You are on page 1of 308

T.C.

ERCYES NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS

DLBLMSEL TEFSR
ve KURANI ANLAMAYA KATKISI
(HCR LK ASIR)

Tezi Hazrlayan
Mustafa KARAGZ

Tezi Yneten
Prof. Dr. Celal KIRCA

Temel slam Bilimleri Anabilim Dal


Tefsir Bilim Dal
Doktora Tezi

Haziran 2009
KAYSER
II
III

T.C.
ERCYES NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS

DLBLMSEL TEFSR
ve KURANI ANLAMAYA KATKISI
(HCR LK ASIR)

Tezi Hazrlayan
Mustafa KARAGZ

Tezi Yneten
Prof. Dr. Celal KIRCA

Temel slam Bilimleri Anabilim Dal


Tefsir Bilim Dal
Doktora Tezi

Haziran 2009
KAYSER
IV
NSZ

Yaanan dnemin zellikleri, karlalan problemler ve Kuran anlamaya alanlarn


bilgi birikimleri ve bak alarna gre farkl tefsir ekollerinin ortaya kt bilinmektedir.
Bu yaklamlardan birisi, zellikle dilbilim alannda karlalan problemlerin zmn
hedefleyen ve bu hedef dorultusunda ayetleri ncelikle dilbilimsel adan izah etmeye
alan mfessirlerin temsil ettii yaklamdr.

Kullanlan dil asndan slam toplumunun homojen diyebileceimiz yaps, hicri ikinci
asrn ortalarndan itibaren eitli faktrler nedeniyle deimi, bu deiim dile, dolaysyla
Kurann anlalmasna da yansmtr. Bu durumu hisseden mfessir ve dilci limler,
lafzlarn anlamn ve dilin kurallarn belirlemek amacyla almalar yapm, bu
almalarn sonular tefsire yansmtr. Dolaysyla sahabe ve tbin dnemi tefsir
faaliyetlerinde dilsel izahlar grlse de, dilbilimsel tefsir faaliyetlerinin hicri ikinci asrn
ortalarndan itibaren baladn sylemek daha doru olur. Hz. Peygamber, sahabe ve
tbin tarafndan yaplan dilsel izahlar ise dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul
edilebilir.

Muktil b. Sleymann, (.150/767) Kurann farkl yerlerinde geen bir lafzn kullanld
farkl anlamlar ele alan el-Vch ven-Nezir adl eseri gnmze ulam ilk dilbilimsel
tefsir rnei olarak karmza kmaktadr. Muktilden sonra ayn meseleyi ele alan
eserlerin yan sra, Garbl-Kurn, Menil-Kurn ve rbl-Kurn adyla birok eser
telif edilmitir. Bu eserlerin ortak yn, Kuran tefsirinde kelimelerin okunuu, anlam,
yaps ve cmle ierisindeki dizilii gibi dilbilimin eitli alanlarn ilgilendiren
problemlerin zm olduu iin, bu faaliyeletlerin lgav, filolojik ya da dilbilimsel tefsir
olarak nitelendirildii, dilbilimsel ynelii ifade etmek iin her kavramn da kullanld
grlmektedir. simlendirmede bu tr farkllklar olmakla birlikte, olgusal olarak dilbilim
alannda karlalan sorunlar gidermeyi hedefleyen yaklamn varl herkes tarafndan
kabul edilmektedir. Szkonusu yaklama gre telif edilen eserler de bu olguya ahitlik
etmektedir. Nitekim bu dnemde telif edilen tefsirlere bakldnda Muktil b. Sleymann
et-Tefsrul-Kebrinde yapt gibi, baz limler dilbilimsel izahlara ihtiya duyduklar
oranda yer verip, Kuran genel manada tefsir etmeyi amalad halde, baz limlerin
tefsirlerinde dilbilimsel ynn daha youn bir ekilde yer ald grlmektedir. Bu limler
II

Kuran batan sona ve genel olarak tefsir etmek yerine, tefsirlerinin telif amacna uygun
olarak gerekli grdkleri ayetleri dilbilim asndan aklamak gibi daha zel bir amac
hedeflemilerdir. bn Kuteybe (.276/889) ve Zeccc (.311/923) gibi, bu amac eserlerinde
aka belirtenler olduu gibi, amalarn aka zikretmeyen baz melliflerin eserlerindeki
yaklamdan, Kuran dilbilim arlkl tefsir etmeyi gaye edindikleri anlalmaktadr.

Hicri 2. ve 3. asr tefsir faaliyetleri arasnda dilbilimsel tefsirin nemli bir yere sahip
olmasndan hareketle, bu yaklam sonucu ortaya kan ve dilbilimsel tefsirle dorudan
alakal olan eserlerin incelenmesi gerektii dncesi byle bir konuyu sememizde etkili
olmutur. Dolaysyla bu almada, dilbilimsel tefsir ekoln ortaya kartan etkenlerin
tespiti, bu yaklama gre telif edilen eserlerin mukayeseli olarak incelenmesi ve dilbilimsel
tefsirin Kurann anlalmasna katklarnn ortaya konulmas amalanmaktadr.

Dilbilimsel tefsirin ortaya kmasna neden olan olgularn yaand, ortaya kt ve


gelitii dnem olmas hasebiyle, hicri ilk asrla snrlandrmay uygun grdmz
almamz giri ve blmden olumaktadr. Girite almann konusu, amac, nemi,
kapsam, snrlar ve yntemi zerinde durulacaktr.

almamzn kavramsal ve tarihsel zeminini oluturan birinci blmde, dilbilimin tanm


yaplacak ve alt dallar hakknda ksa malumat verilecektir. Bu arada dilbilim-filoloji
ilikisine, dilbilim faaliyetlerinin tarihsel sre ierisindeki ksa bir yksne yer
verildikten sonra, dilbilimin tefsirle ilikisi zerinde durularak dilbilimsel tefsir kavramnn
analizi yaplacaktr.

Dilbilimsel tefsirin douu ve geliiminin ele alnd ikinci blmde, ilk olarak dilbilimsel
tefsiri ortaya kartan, din, kltrel, politik ve ekonomik etkenler zerinde durulacaktr.
Daha sonra dilbilimsel tefsirin ilk nve ve rneklerinin ortaya kt Hz. Peygamber,
sahabe ve tabin dnemi hakknda ksa deerlendirmeler yaplacak ve rnekler
zikredilecektir. Tedvin dnemi dilbilimsel tefsir faaliyetleri ksmnda, hicri ilk asrda
telif edilmi ve dilbilimsel tefsirle dorudan alakal eserler karlatrmal olarak
incelenerek deerlendirilecektir. Bu balamda garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-
Kurn, vch-nezir tr eserler mukayeseli olarak tantlarak bu eserlerdeki dilbilimsel
yn ortaya konulacaktr. Dolaysyla almamzn bu blmnde byk lde dilbilimsel
tefsirin, tefsir tarihi ierisindeki yeri belirlenmeye allacaktr.
III

ou kez aka zikretmeseler de dilbilimsel tefsir melliflerinin Kurann anlalmas


konusunda bir yntem izledikleri ve dilbilim arlkl bir yntem oluturma abas
ierisinde olduklar grlmektedir. Buradan hareketle, almamzn nc blmnde,
dilbilimsel tefsir yntem ilikisi ve dilbilimsel tefsirin bir yntem sunmas asndan
Kuran anlamaya katks zerinde durulacaktr. Bu balamda bu blmde Kurann
anlalmasnda dilbilimin ilevi ve snrlar tartldktan sonra, ikinci blmde
incelediimiz eserlerden setiimiz rnekler vastasyla, alt dallar asndan dilbilimin
Kurann anlalmasna salad katknn ortaya konulmasna allacaktr.

almamzn Giri ksmnda ayrntl olarak belirtilecei zere, aratrmamzn temel


kaynaklarn oluturan eserler, tmevarm yntemiyle ve byk lde tarihsel bak
asyla ele alnacaktr. Szkonusu eserlerle ilgili deerlendirmelerimizi ise tasvir ve
karlatrmal olarak yapmaya alacaz.

Dilbilimsel tefsirin bir ekol olarak ele alnd almamzda, hicri ilk asrda dilbilimsel
yaklama gre telif edilen eserlerin genel karakteristikleri zerinde durulmu ve bir tefsir
yntemi olmas asndan dilbilimin imkn ve snrlar tartlmtr. almamz bir ekol
ele almas asndan, genel tefsir tarihine nispetle derinlemesine yaplm bir inceleme
zellii tasa da, dilbilimsel yaklamn belli bir zelliinin ya da bu yaklama gre telif
edilmi belli bir eserin incelenmesine oranla, daha genel bir alma niteliindedir. Biz
almamzda dilbilimsel tefsir ekoln bir btn olarak incelemeyi amaladmz iin
konumuzu belli bir eserle snrlandrmadk. Bununla birlikte, aratrmamz srecinde,
dilbilimsel tefsirin rnekleri olarak ortaya kan eserlerle ilgili mstakil almalarn
yaplmasnn nemli olduu kanaatine vardk. Bu balamda szgelimi dilbilimsel tefsir
asndan belli bir mellifin eserinin mstakil ya da karlatrmal olarak incelenmesine
ihtiya olduunu dnyoruz. Ayn ekilde belli bir trde yazlm eserler de mstakil ya
da dier trlerle mukayeseli olarak allabilir. rnein, menil-Kurn tr eserler kendi
ilerinde ya da garbl-Kurn tr eserler kendi ilerinde allabilecei gibi, menil-
Kurnlarla garbl-Kurnlarn karlatrmal olarak incelendii aratrmalara da ihtiya
vardr. Yaplacak bu almalarn dilbilimsel tefsirin tefsir tarihi ierisindeki yeri, konumu
ve ilevinin ortaya kmasna katk salayaca kanaatindeyiz.

almamz, yaplmas gerektiini dndmz bu tr aratrmalarn bir halkas olarak


kabul edilebilir. asrlk bir birikimin incelendii aratrmamzda istemeden de olsa
dtmz hatalarn ve eksik kalan ynlerin hogryle karlanmasn bekliyoruz. Bu
IV

hususlarda yaplacak tenkit ve deerlendirmelerin ilerki almalarmzda bizler iin ufuk


ac olacan dnyoruz.

Konu belirleme ve proje hazrlama safhasndan almamzn bu hale gelinceye kadarki


srete tenkit ve nerileriyle yol gsteren danman hocam Prof. Dr. Celal KIRCAyla,
Prof. Dr. Erdoan PAZARBAI ve Do. Dr. Celal TRERe teekkr ederim. Yine
almamz okuyarak yaptklar nerileriyle bu hale gelmesine katk salayan ve
kendilerinden istifade etme imkn bulduum hocalarm Prof. Dr. Ahmet COKUN, Prof.
Dr. M. Zeki DUMAN ve Do. Dr. brahim GRENERe teekkr ederim. Ayrca
almamz okuyup yaptklar tenkitlerle katkda bulunan Do. Dr. Halim ZNURHAN,
Do. Dr. Ali BULUT ve Dr. ahin GVENe kranlarm sunarm.

Aratrmam srasnda kaynak konusundaki eksikliklerimin byk bir ksmn giderme


imkn bulduum SAM Ktphanesine ve Uzman Melek DENZin ahsnda Erciyes
niversitesi lahiyat Fakltesi Ktphanesine de teekkr etmeyi bir bor bilirim. Son
olarak almalarm srasnda gsterdikleri fedarkarlk ve anlayn yan sra, srekli
desteklerini grdm eim Yasemin Hanma ve kzm Ranaya teekkr ederim.

Mustafa KARAGZ
Kayseri 2009
V

DLBLMSEL TEFSR VE KURANI ANLAMAYA KATKISI


(HCR LK ASIR)

MUSTAFA KARAGZ

ZET

Dilbilimsel Tefsir ve Kuran Anlamaya Katks (Hicri lk Asr) balkl


almamzn konusu, hicri ilk asr balamnda dilbilimsel tefsir ekolnn ortaya
k ve geliiminin ele alnmas ve dilbilimsel tefsirin Kurann anlalmasndaki
ilevinin tespit edilmesidir. almamz giri, blm, sonu ve kaynakadan
olumaktadr.

almamz ierisinde yer alan konular belirtmek gerekirse, birinci blmde ilk olarak
dilbilimin tanm yaplm, dilbilim-filoloji zerinde durulmu ve dilbilimin alt dallar
hakknda ksaca bilgi verilmitir. Daha sonra Batda ve Douda dilbilim almalarnn
tarihesine yer verilmitir. Son olarak da dilbilim-tefsir ilikisi ve Dilbilimsel Tefsir
kavram zerinde durulmutur. kinci blmde, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan, din,
kltrel, politik ve ekonomik etkenler zerinde durulduktan sonra Hz. Peygamber, sahabe
ve tabine ait lgav izahlar hakknda deerlendirmeler yaplmtr. Tedvin dnemi
dilbilimsel tefsir faaliyetleri ksmnda, hicri ilk asrda telif edilmi ve dilbilimsel tefsirle
dorudan alakal eserler karlatrmal olarak incelenmi ve deerlendirilmitir. nc
blmde, dilbilimin alt dallar balamnda dilbilimsel tefsirin Kurann anlalmas
asndan ilevi tespit edilmeye allmtr. almamz sonu ve kaynaka ile son
bulmaktadr.

Anahtar Kelimeler: Dilbilimsel Tefsir, Filolojik Tefsir, Dilbilim, Anlam, Anlama.


VI

LINGUISTIC TAFSEER AND ITS CONTRIBUTION TOWARDS


UNDERSTANDING THE QURAN (FIRST THREE CENTURIES AFTER
HIJRAH)

MUSTAFA KARAGZ

ABSTRACT

This Ph.D thesis which is entitled Linguistic Tafseer and its contribution towards
understanding the Quran, (First three centuries after Hijrah) consists of an
introduction, three main chapters, a conclusion and a bibliography.

The first chapter is entitled Conceptual and Historical Framework. In this chapter we
dwelled upon linguistics-Philology relationship and gave information about sub-
divisions of linguistics. An information relating to the history of linguistical studies in
the East and in the West. At the end of first chapter the subjects of linguistics- Tafseer
relationship and concept of Linguistic Tafseer are also studied.

The second chapter is entitled Emergence and development of Linguistic Tafseer. In


this chapter we tried to determine religious, cultural, political and economical factors
which played a role in the emergence of Linguistic Tafseer. Then some evaluations are
made concerning explanations by the Prophet, His Companions and the followers of the
Companions pertaining to language. We also studied and compared the Works of
Tafseer related to Linguistics during the period of first three centuries after Hijrah.

The third chapter is entitled Understanding of the Quran and Linguistic Tafseer. In
this chapter we tried to find out the function of the Linguistic Tafseer in the context of
its sub-divisions in comprehending the Quran.

The thesis ends with a conclusion and a bibliography.

Key Words: Linguistic Tafseer, Philological Tafseer, Linguistics, Meaning,


Understanding.
VII

NDEKLER

NSZ............................................................................................................................. I
ZET............................................................................................................................... V
ABSTRACT...................................................................................................................VI
NDEKLER ........................................................................................................... VII
KISALTMALAR ........................................................................................................... X
GR
1. almann Konusu ...................................................................................................1
2. almann Amac ve nemi ....................................................................................9
3. almann Kapsam ve Snrlar ............................................................................14
4. almann Yntemi ...............................................................................................24
BRNC BLM
KAVRAMSAL VE TARHSEL EREVE
1. Dilbilim ...................................................................................................................26
1.1. Dilbilimin Tanm ............................................................................................26
1.2. Dilbilim-Filoloji likisi ve Mukayesesi ..........................................................29
1.3. Dilbilimin Alt Dallar.......................................................................................37
1.3.1. Sesbilim/Fonoloji/ Dirsetn-Nizmis-Savt .........................................38
1.3.2. Biimbilim/Morfoloji/Sarf ........................................................................41
1.3.3. Szdizimi/Sentaks/Nahiv ..........................................................................44
1.3.4. Szckbilim/Lexicology/Dirsetl-Mfredt..........................................46
1.3.5. Anlambilim/Semantik/lmd-Delle .......................................................47
1.4. Tarihsel Sre erisinde Dilbilim almalar................................................48
1.4.1. Batdaki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak ...................................48
1.4.2. Doudaki ve slam Kltrndeki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak .53
2. Dilbilimsel Tefsir ....................................................................................................58
2.1. Tefsirle likisi Bakmndan Dilbilim ..............................................................58
2.2. Dilbilimsel Tefsir Kavram...........................................................................60
VIII

KNC BLM
DLBLMSEL TEFSRN DOUU VE GELM
1. Bir Yaklam Tarz veya Ekol Olarak Dilbilimsel Tefsir .......................................69
2. Dilbilimsel Tefsirin Ortaya kmasna ve Gelimesine Yol Aan Etkenler...........75
2.1. Din Etkenler ....................................................................................................77
2.1.1. Kuran Doru Anlama Gayretleri...........................................................77
2.1.2. Dilbilim almalarnda Kurann Delil Olarak Kabul Edilmesi ............79
2.2. lm ve Sosyo-Kltrel Etkenler ......................................................................80
2.3. Sosyo-Politik Etkenler .....................................................................................84
2.4. Sosyo-Ekonomik Etkenler ...............................................................................91
3. Dilbilimsel Tefsirin Douu ve Geliimi ................................................................95
3.1. Tedvin ncesi Dnem (Dilbilimsel Tefsirin lk Nveleri)..............................99
3.1.1. Hz. Peygamber Dnemi ..........................................................................101
3.1.2. Sahabe Dnemi .......................................................................................107
3.1.3. Tabin Dnemi ........................................................................................115
3.2. Tedvin Dnemi Dilbilimsel Tefsir (Dilbilimsel Tefsirin Teekkl) ............118
3.2.1. Dilbilimsel Tefsirle Dorudan Alakal Eserler .......................................119
3.2.1.1. Garbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ........................125
3.2.1.1.1. Eb Ubeydenin Meczl-Kurn........................................127
3.2.1.1.2. bn'l-Yezdnin Garb'l-Kurn .........................................131
3.2.1.1.3. bn Kuteybenin Garbl-Kurn ..........................................134
3.2.1.2. Menil-Kurn-rbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ...140
3.2.1.2.1. Said b. Mesade el-Ahfein Menil-Kurn.........................142
3.2.1.2.2. Ferrnn Menil-Kurn.......................................................146
3.2.1.2.3. Zecccn Menil-Kurn ve rbh Adl Eseri .....................153
3.2.1.3. Vch ve Nezir Trnde Yazlan Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ....161
3.2.1.3.1. Muktil b. Sleymann el-Vch ven-Nezir Adl Eseri ........165
3.2.1.3.2. Yahya b. Sellmn et-Tesrf Adl Eseri..................................167
3.2.1.3.3. Mberredin M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh Adl Eseri .171
IX

NC BLM
KURANIN ANLAILMASI VE DLBLMSEL TEFSR
1. Dilbilimsel Tefsir-Anlama Yntemi likisi .........................................................177
1.1 Kurann Anlalmasnda Dilbilimin levi....................................................184
1.2. Kurann Anlalmasnda Dilbilimin Snrlar ..............................................196
2. Dilbilimin Alt Dallar Balamnda Dilbilimsel Tefsirin Kuran Anlamaya Katks 201
2.1. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Sarf ve tikak lminin nemi ................201
2.2. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Nahvin nemi ........................................207
2.3. Anlambilim Asndan Dilbilimsel Tefsirin Katks ......................................214
2.3.1. Eanlamllk ve Furk .............................................................................217
2.3.1.1. Eanlamllk Olgusu ve Furk..........................................................217
2.3.1.2. Kurann Anlalmas Balamnda Eanlamllk ve Furk .............219
2.3.2. okanlamllk ve Eadllk......................................................................224
2.3.2.1. okanlamlla Yol Aan Etkenler ..................................................229
2.3.2.2. Kurann Anlalmas Balamnda okanlamllk Olgusu .............234
2.3.3. Ezdd.......................................................................................................241
2.3.3.1. Ezddn Tanm ve Ezdda Yol Aan Etkenler ...............................241
2.3.3.2. Kurann Anlalmas Balamnda Ezdd Olgusu ..........................246
2.3.4. Anlam Deimesi ....................................................................................252
2.3.4.1. Anlam Deimesinin Nedenleri .......................................................253
2.3.4.2. Anlam Deimesinin eitleri .........................................................258
2.3.4.3. Kurann Anlalmas Balamnda Anlam Deimesi....................261
SONU......................................................................................................................... 267
KAYNAKA ............................................................................................................... 271
X

KISALTMALAR

AFEDF Atatrk niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi

ASBE Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

b. ibn, olu

bkz. Baknz

ev. eviren

DA Diyanet slam Ansiklopedisi

DB Diyanet leri Bakanl

ed. Editr

EKEV Erzurum Kltr ve Eitim Vakf

E Erciyes niversitesi

EF Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesi

ESBE Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

GSBE Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

h. Hicri

Hz. Hazreti

E slm limleri Enstits

SAM Trkiye Diyanet Vakf slm Aratrmalar Merkezi

kr. Karlatrnz

KS Kahramanmara St mam niversitesi

m. Miladi

M Milattan nce

MF Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi

MSBE Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

nr. Nereden

OMF Ondokuz Mays niversitesi lahiyat Fakltesi


XI

OMSBE Ondokuz Mays niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

. lm tarihi

SDSBE Sleyman Demirel niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

s. sahife

ss. sahifeler aras

SF Seluk niversitesi lahiyat Fakltesi

SSBE Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

t.y. Bask tarihi belirtilmemi

TDK Trk Dil Kurumu

TDV Trkiye Diyanet Vakf

thk. Tahkik eden

TTK Trk Tarih Kurumu

USBE Uluda niversitesi Sosyal Bilimler Enstits

vb. ve benzeri

vd. ve devam

vs. ve saire

y.y. Bask yeri belirtilmemi

YKY Yap Kredi Yaynlar


GR

1. almann Konusu

Tarihsel sre ierisinde Kurann anlalmas ve yorumlanmasyla ilgili farkl birok


yneli ortaya kmtr. Muhataplarn ihtiyalarna ve mfessirlerin ilgi alanlarna,
yaadklar sosyo-kltrel ve sosyo-politik evrelere gre ortaya kan ynelilerin en
nemlileri, dilbilimsel, fkh, kelam, tasavvuf, felsef, bilimsel ve sosyolojik
ynelilerdir.1 Bu aratrmann konusunu, tarihsel sre ierisinde ortaya kan
ekollerden biri olan dilbilimsel tefsirin douu ve bir anlama yntemi olarak
Kurann anlalmasna katksnn ele alnmas oluturmaktadr.

Kuran- Kerim, Allahn insanlara mesajn gnderdii vahiylerden mteekkil bir


kitaptr. Allah, insanlara mesajn gnderirken kendi aralarndaki iletiim arac olan dili
kullanm ve snnetullah gerei her topluma o toplumun kullanmakta olduu dil ile
hitap etmitir.2 Kurann ilk muhataplar Arap olduu iin Kurann dili, indii
dnemin ve corafyann dilsel ve kltrel zelliklerini yanstan Arapa olmutur.3
Dolaysyla Kurann anlalmasnn ncelikli artlarndan birisi, Arapann btn
zellikleriyle bilinmesidir.4 Zira Kurann dili, lafzlar, lafzlarn manaya delalet
yollar, cmle yaps ve slbu gibi zellikleriyle Hz. Peygamberin yaad toplumun
dilidir.5 Kuran, Arapa olarak indirildii iin Arapann dil zelliklerinin bilinmesi

1
Kurana yneliler ve tefsir ekolleri hakknda geni bilgi iin bkz. smail Cerraholu, Tefsir Usul,
TDV Yaynlar, Ankara 1989, s. 289-319; Celal Krca, limler ve Yorumlar Asndan Kurana
Yneliler, Tura Neriyat, stanbul 1993, s. 59-293; Halis Albayrak, Tefsir Usul, ule Yaynlar,
stanbul 1998, s. 91-119; Muhsin Demirci, Tefsir Tarihi, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003, s. 209-
279; Suat Yldrm, Kuran Anlama Yntemi (Konunun Genel erevesi), Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, s. 34-36; Davut
Aydz, Tefsir Tarihi Tefsir eitleri ve Konulu Tefsir, Ik Yaynlar, stanbul 2004, s. 69-148.
2
brahim, 14/4.
3
Muhammed b. dris e-fi, er-Risle, (thk. Ahmed Muhammed akir), Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut, t.y., s. 51-53; Muhammed b. Cerr et-Taber, Cmiul-Beyn an Tevli yil-Kurn, (thk.
Abdullah b. Abdlmhsin et-Trk), 26 cilt, Dru Hicr, y.y., t.y., I, 12-13; Abdurrahman bn Haldn,
Mukaddime, Drul-Ktbil-Lbnn, Beyrut 1960, s. 780; Ahmed Emin, Fecrul-slm, (ev. Ahmed
Serdarolu), Kl Kitabevi, Ankara 1976, s. 291-292; Celal Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi,
Kuran Mesaj Dergisi, say 9, stanbul 1998, s. 36.
4
fi, er-Risle, s. 49-50; bn Haldn, Mukaddime, s. 781.
5
Eb Ubeyde Mamer b. el-Msenn, Meczl-Kurn, (thk. Fuad Sezgin), 2 cilt, Messesetr-Risle,
Beyrut 1981, I, 8; Taber, Cmiul-Beyn, I, 12-13; Ahmed Emin, Fecrul-slam, s. 291-292; Krca,
limler ve Yorumlar Asndan Kurana Yneliler, s. 167; ahin Gven, Kurann Anlalmasnda
okanlamllk Sorunu, Denge Yaynlar, stanbul 2005, s. 40.
2

onun anlalmasnn olmazsa olmazdr. lk dnemlerden balayarak gnmze kadar


yaplan tefsir almalarnda Kurann ncelikli olarak dil erevesinde anlalmaya ve
yorumlanmaya allmas6 bunun doal bir sonucudur. Bununla birlikte Arapann dil
zelliklerinin bilinmesi Kurann anlalmasnda tek bana yeterli deildir. Kuran,
indii dnemin dil zelliklerini ve kavramlarn kullanm, fakat birok szce yeni bir
ierik kazandrm, deyim yerindeyse onlar terimletirmitir. Bu szckler, Kuranda
lgat anlamlarnn yan sra, Kurann kazandrd ierikle de kullanlmtr. Bu adan
Kurann kendine has dil ve slp zelliklerinin de bilinmesi gerekmektedir. Bu iki
hususun yan sra, ayrca ayetlerin tarihsel balam hakknda da bilgi sahibi olunmas
gerekir. Zira kelimelerin ve cmlelerin delaletlerinin, hatta ayetin dilsel balamn
(siyak-sibak) bilindii her durumda ayetlerin tam olarak anlalmasn beklemek, doru
olmayabilir. Ayetin bahsettii konunun arka plan ve tarihsel balam da bilinmelidir.

Tarihsel sre ierisinde Kurann yorumlanmas balamnda dilbilimsel tefsirin


dnda, farkl birok yneliin ortaya ktn belirtmitik. Dilbilimsel tefsir
faaliyetlerinin tefsir tarihindeki yeri ve nemi hakknda bize k tutacan
dndmz iin, dilbilimsel yaklamla birlikte, hicri ilk asrda ortaya kan tefsir
ekol ve yaklamlarnn ortaya k ve geliim seyri hakknda ksa bir bilgi vermenin
uygun olaca kanaatindeyiz.

Kurann indirildii dnem ve evrede yaayan insanlar, Kuran kullandklar dille


indirildii ve tenzil dnemiyle kendi aralarnda zamansal bir uzaklk olmad iin,
kelimelerin anlam bakmndan ok fazla sorun yaamyorlard. Bununla birlikte,
kelimelerin anlamn bilmenin yeterli olmad yerlerde; yani, itikad, ahlak, ibadet ve
uygulamaya ilikin durumlarda Hz. Peygamberin aklamalarna ihtiya duyuluyordu.7
Bu tr durumlarda Hz. Peygamber bazen kendisi bir ayeti okuyarak izah ediyor, bazen
sahabeye soru sorarak bu soru balamnda ya da sahabenin sormu olduu bir soru
zerine ayetleri aklyordu. Onun tefsir etme tarz, mcmelin tebyini, mutlak olanlarn
takyidi, mkil olanlarn izah, anlam kapal olan baz kelimelerin aklanmas

6
Gven, okanlamllk, s. 40-41.
7
Eb shak e-tb, el-Muvfakt, (ev. Mehmet Erdoan), 4 cilt, z Yaynclk, stanbul 1993, III, 289-
290; Krca, Kuran ve Bilim, Marifet Yaynlar, stanbul 1996, s. 151, 172; Yldrm, Peygamberimizin
Kuran Tefsiri, 2 cilt, Yeni Akademi Yaynlar, stanbul 2006, I, 14-16, 231-232. Tefsir konusunda
Hz. Peygamberin nemi ile ilgili olarak ayrca bkz. Hris el-Muhsib, el-Akl ve Fehml-Kurn,
(thk. Hseyin Kuvvetli), Drul-Kendme-Drul-Fikr, Beyrut 1978, s. 305.
3

eklindeydi.8 Bunun yan sra, Hz. Peygamber kelimelerin mteradiflerini zikrederek,


tariflerini yaparak, er/terim manasn bildirerek, geni anlamnn kastedildiine dikkat
ekerek aklamalarda bulunmutur. rnein, Bakara Sresi 2/57. ayette geen menn
(:kudret helvas) kelimesiyle ilgili olarak Hz. Peygamber mantar menn
9
kapsamndadr diyerek menn lafzyla sadece kudret helvas kastedilmeyip, insanlarn
aba sarf etmeksizin elde ettikleri btn rzklarn kelimenin kapsamnda olduuna
iaret etmesi bir tr dilsel izahtr. Ancak onun yapm olduu dilsel aklamalar
teferruata girmeksizin en ksa yoldan kelimenin anlalmasna ynelik olmutur.10

Tenzil dneminde sahabe, ayetlerin kraati, anlam ve uygulamas konusunda bir


sorunla karlatnda Hz. Peygambere bavurarak bunu zyordu. Onun vefatyla
birlikte sz konusu problemlerin zm bizzat sahabeye kalmt. Sahabe tefsir
konusunda bir takm avantajlara sahipti. Bu avantajlarn en nemlisi nzul sebeplerine
ahit olmalardr. Zira baz ayetlerin tam olarak anlalabilmesi iin, ayetin hangi olayla
ilgili olarak indirildiini, nzul ortamn iyi bilmek gerekmektedir. Ayrca, sahabe gerek
zaman gerekse mekn asndan tenzil dneminde yaad iin o gn kullanlan dili ve
Araplarn rf, adetlerini -hepsi ayn oranda olmasa bile- iyi bilmekteydi. te bu gibi
avantajlar sayesinde, onlar Kuran tefsir ediyor, dilsel izahlarda bulunarak
anlalmayan kelimelerin anlamlarn aklyorlard. Hz. Peygamber vefat etmeden nce
mslmanlar byk lde ayn kltrel artlarda yaayan ve ayn dili konuan
insanlardan olutuu iin, onlarn oluturduu bu toplum kltrel ve dilsel adan
homojen bir yap arz etmekteydi. Sahabe dneminde, bu homojen yap ksmen de olsa
devam ettii iin tefsirdeki ihtilaflar ok fazla deildi. Nitekim bn Teymiye
(.728/1328), sahabenin ihtilafnn nicelik asndan az olduunu; nitelik olarak ise tezat
ieren bir ihtilaf deil, eitlilik/tenevvu arz eden bir ihtilaf olduunu belirtmektedir.11

Tefsir konusunda sahabenin iki farkl eilim sergilediini sylemek mmkndr.


Onlarn bir ksm, ayetleri tefsir etme konusunda ekingen davranyordu. Nitekim Hz.
8
Hz. Peygamberin Kuran tefsir etmesine vesile olan durumlar ve tefsir etme tarzlaryla ilgili geni
bilgi iin bkz. Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 99-229; Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2 cilt,
DB Yaynlar, Ankara 1998, I, 47-69; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 65-68.
9
Buhr, Tefsr, 4, (Bakara Sresi), V, 148.
10
Hz. Peygamberin yapm olduu dilsel tefsir rnekleriyle ilgili geni bilgi iin bkz. Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 193-206; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 48-65; Msid b. Sleyman
b. Nsr et-Tayyar, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerim, Dru bnil-Cevzyye, Demmm 1422, s.
65-66.
11
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, (thk. Mahmud Muhammed Mahmud Nassr), Mektebett-
Trsil-slm, Kahire t.y., s. 47-48; kr. Demirci, Tefsir Tarihi, s. 85.
4

Ebubekire ebben12 kelimesinin anlam sorulduunda Allahn kitabyla ilgili olarak


kendi dnceme gre bir sz sylersem hangi yer beni zerinde tar ve hangi gk beni
glgelendirir?13 diyerek tavrn ortaya koymutur. Sahabeden bazlar ise, hakknda
nakil bulunmayan ayetlerde kendi ictihadlaryla Kuran tefsir etmekteydi. Sahabiler
ictihadlarn byk lde dilsel aklamalarla temellendirmekteydi. Szgelimi,
Abdullah b. Abbasn kelimelerin anlamn aklarken dilsel izahlarda bulunduu, bu
balamda kendisini imtihan etme amacyla bir takm sorular soran Nafi b. Ezraka Arap
iiriyle cevaplar verdii, kaynaklarmzda gemektedir.14

Tabin dnemine gelindiinde tefsir faaliyetlerinin artarak devam ettiini gryoruz.


Sahabe arasndaki ilim sahibi kiilerden dersler almalar, tabinin tefsir konusunda
nemli bir rol stlenmelerini salamtr.15 Tabinin tefsir faaliyetleri, genel olarak,
sebebi nzul ve dil gibi konularda sahabeden yaptklar rivayetler, kraatlerle ilgili
aklamalar, Ehl-i Kitaba mracaat ve kendi ictihadlar nda ekillenmekteydi.
Tabin dneminde de dilsel aklamalarn devam ettiini gryoruz. Tabinin nde
gelen mfessirlerinden olan, Said b. Cbeyr, Mcahid, krime gibi ahsiyetler dilsel
aklamalar yapmlardr. rnein, tabin mfessirlerinden Said b. Cbeyr, Nisa Sresi
4/51. ayette geen cibt kelimesinin Habe dilinde sihirbaz anlamna geldiini
sylemitir.16

Tabin sonras dnemde, gemiten gelen ilm birikimin etkisiyle ve bu dnemdeki


problemlerin gemie gre artmas ve kategoriklemesi sonucunda, tefsirde yava yava
farkl yaklamlarn ortaya ktn gryoruz. Tabin dnemine kadarki problemlerin
daha ok mnferit olduunu syleyebiliriz. Bu dneme kadar insanlar problemlerini
zme gayesi ve ilme verdikleri nem nedeniyle Kuran ve tefsirle ilgili faaliyetlerde
bulunuyorlard. Ancak, tabin sonras dnemde problemler ve ihtiyalar nicelik olarak
artt gibi nitelik olarak da belli konular etrafnda, tabir yerindeyse, kategorik olarak
toplanmaya balamtr. Bunun en nemli sebebi, slam corafyasnn genilemesine
12
Abese, 80/31.
13
Taber, Cmiul-Beyn, I, 72.
14
Celleddin Abdurrahman es-Suyt, el-tkn f Ulmil-Kurn, (thk. Mustafa Db el-Bug), 2 cilt, Dru
bn Kesr, Dmak 2002, I, 382; Aie Abdurrahman bint-t bu konuyla ilgili olarak, el-czul-
Beyniyy lil-Kurn ve Mesil bnl-Ezrak (Kahire 1984) adyla bir doktora almas yapmtr.
15
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 47.
16
Taber, Cmiul-Beyn, VII, 137; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 150. Tbin dnemi tefsir faaliyetleri
hakknda geni bilgi iin bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 113-173; M. Zeki Duman, Tabin
Dneminde Tefsir Faaliyeti (Mehur Mfessirler, Kaynaklar ve Bu Tefsirin Deeri), EF Dergisi,
say: 4, Kayseri 1987, s. 209-238.
5

bal olarak farkl kltrel ve corafi zelliklere sahip insanlarn slam semesi,
dolaysyla, dilsel ve kltrel adan homojen olan yapnn deimeye balamasdr. Bu
dneme kadar, gndelik olarak yaptklar Kuran okuma, anlama faaliyetleriyle ve
ibadet-muamelat gibi pratik ilerle ilgili olarak var olan eyi renmek insanlara yetiyor
olabilirdi. Ancak, farkl kltrlere mensup pek ok insann Mslman olmas, dilsel ve
kltrel alandaki homojen yapnn deimesine neden oldu. Bunun sonucunda sadece
dier kltrlerden Mslman olanlar sorun yaamakla kalmad; ayn zamanda,
mevalinin yanl kullanmyla kar karya kalan Araplar arasnda da dilin yanl
kullanlmas yaygnlat.17 Bu durum, gndelik olarak yaplan faaliyetlerde bile farkl
sorunlarn domasna yol at. Kuran okuma ve anlama konusunda yaanan dilsel
sorunlarla ibadet- muamelat gibi hususlarda ortaya kan yerel ve kltrel sorunlar, var
olan renmenin tesine gemeyi gerektirdi. Dolaysyla dile ve ahkm ayetlerine
nem veren eserler yaygnlat. Bu balamda Muktil b. Sleymann Kitabl-Vch
ven-Nezir ve Kitb Tefsiri Hamsi Mie Aye adl eserlerini rnek olarak zikredebiliriz.
Homojen yapnn deimesi, sadece, ksa vadede ortaya kan problemler sonucunda
ortaya ktn syleyebileceimiz bu ekolleri dourmakla kalmad; ayn zamanda,
farkl din ve kltrlere mensup olan insanlarn mslman olmas, birdenbire ve
tamamyla eski inanlarnn etkisinden kurtularak her ynyle slam inancn zihinsel
anlamda kabullenmelerine yetmedi. Ayrca mslmanlarn kendi ilerinde zellikle de
siyasi kkenli ekimeler tezahr etti. Bu ekimeler, daha sonra kelam ilminin temel
problemleri olarak literatrdeki yerini alacak olan byk gnah meselesi, kader ve efl-i
ibd gibi eitli tartmalara yol at. Fetihler sonucu ortaya kan farkllklarn getirdii
etkileimin ve ilk fikir ayrlklaryla birlikte gelien dier nedenlerin sonucunda inanla
ilgili konularda problemler ortaya kt. zellikle dardan ithal edilen baz gr ve
akmlarla Mutezil limler mcadele etmi, bylece kelam ilmi teekkl etmeye ve
sistemlemeye balamtr.18 Kelam ilminin teekkl ve birok kelm probleme
ayetlerden zm aranmas, ya da farkl frka ve mezheplerin grlerini ayetlerle
delillendirme ihtiyac tefsirde kelam ve mezheb ynelileri dourdu. tikd ve kelam
konulardaki ihtilafn ve problemlerin ortaya k nisbeten daha sonra olduu iin, bu

17
bn Haldn, Mukaddime, s. 1056-1057, 1059.
18
lk ihtilaflar hakknda geni bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 363-367, 381-384, 393-401,
407-414; Duhal-slm, 3 cilt, Drul-Ktbil-Arabiyye, Beyrut, t.y, I, 137-157, 367-369; III, 1-20; W.
Montgomery Watt, slam Dncesinin Teekkl Devri, (ev. Ethem Ruhi Flal), Umran Yaynlar,
Ankara 1981, s. 11-69; smail Yiit, Emevler, DA, stanbul 1995; XI, 89-90.
6

hususlarn tefsire yansmas, fkh ve dilbilimsel meselelerin yansmasna gre daha ge


olmutur.19

Dille ilgili sorunlar konu edinen dilbilimsel yneliin birinci planda Kurann
okunmas ve anlalmasyla ilgili sorunlarn zm noktasnda hz kazandn
syleyebiliriz. Bu balamda Kurann harekelenmesi, noktalanmas gibi hususlarda
Ebl-Esved ed-Del (.69/688), Nasr b. Asm (.89/708), Yahya b. Yamer
(.129/746) ve Halil b. Ahmed (.175/791)in nemli katklar olmutur.20 Bu
harekeleme ve noktalama giriimleri srdrlrken, Arap dilbilimi ile ilgili olarak, Kfe
ve Basrada yaplan almalar sonucunda Kfe Ekol ve Basra Ekol olarak anlan iki
ekol teekkl etmitir. Daha sonra her iki ekole ait grler arasndan tercihlerde
bulunarak eklektik bir tarz benimseyen, bu ynyle iki ekol arasnda uzlatrc bir rol
oynayan Badat Ekol olumutur.21 Bylece, Kuran metnini doru okumay salamak
amacna ynelik bu almalar, ayn zamanda Arap dilinin kurallarnn olumasna
byk katk salamtr.22

Kuranla ilgili yaplan dilsel almalar bu kadarla kalmam, hicri II. asrn ikinci yars
ve III. asrn balarnda kelimelerin, gerek mstakil olarak gerekse cmle ierisindeki
anlamn ortaya karmaya ynelik almalar da hz kazanmtr. Bu balamda garbl-
Kurn, menil-Kurn, vch-nezir ve irbl-Kurn tr eserler yazlmtr.
Abdullah b. Abbasa (. 68/687) nispet edilen Garbl-Kurnn ona ait olduu kabul
edilirse23 bu eserlerden ilk olarak garbl-Kurnlarn yazldn syleyebiliriz. Bu
dnemde yazlan garbl-Kurnlar genel olarak, Mushaf tertibine gre yazlm

19
Kr. Krca, Kurana Yneliler, s. XI-XII.
20
Eb Amr Osman b. Said Dn, el-Muhkem fi Naktil-Meshif, Vezertus-Sekfe vel-rd, Dmak
1960, s.4-7; Muhammed b. shak bn Nedm, el-Fihrist, Drul-Marife, Beyrut 1978, s. 59-62;
Konuyla ilgili geni bilgi in bkz. Mehmet Emin Maal, Kurann Metin Yaps, lhiyat Yaynlar,
Ankara, 2004, s. 301-336.
21
Ignace Goldziher, Klasik Arap Literatr, (ev. Azmi Yksel-Rahmi Er), maj Yaynlar, Ankara 1993,
s. 73-80; Hulsi Kl, Basriyyn, DA, stanbul 1992, V, 117-118; Kl, Kfiyyn, DA, Ankara
2002, XXVI, 345-346. Bu ekol hakknda almamzn Doudaki ve slam Kltrndeki Dilbilim
almalar ksmnda daha detayl bilgi verilecektir.
22
Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72.
23
Abdullah b. Abbasa nispet edilen Garbl-Kurnn ona aidiyetiyle ilgili tartmalar iin bkz. Carl
Brockelmann, Trihul-Edebl-Arab, (ev. Seyyid Yakub Bekr), 6 cilt, Drul-Marif, Kahire t.y., IV,
8-9; Fuad Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, (ev. Mahmud Fehmi Hicz), 5 cilt, Cmiatl-mm
Muhammed b. Sud, Riyad 1983, I, 59-60, I, 64-67; Ali Bulut, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine
Dair Eser Veren lim Adamlar ve Eserleri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, OMSBE, Samsun
1999, s. 11; Bulut, Kuran Filolojisiyle lgili lim Dal (Garbl-Kurn, Menil-Kurn, rbl-
Kurn) ve Bu Dallarda Eser Veren Mellifler (Hicri lk Asr), OMF Dergisi, say: 12-13,
Samsun 2001, s. 397.
7

eserlerdir. kinci olarak, Menil-Kurn ad altnda eserler yazlmtr. Nitekim


kaynaklara gre, Menil-Kurn ad altnda ilk eseri Vsl b. At (.131/748)
yazmtr.24 Bir kelimenin Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda kullanlmasyla
ilgilenen vch ve nezir tr eserlerin ilki ise Muktil b. Sleymann (.150/767)
Kitbl-Vch ven-Neziridir.25 Kaynaklara gre, ilk olarak rbl-Kurn adyla
bir eser telif eden kii Kutrub (.210/825)tur.26 Hicri nc asrn sonlarna kadar
yaplan bu almalar, dilbilimsel tefsirin doup gelitii birinci dnem olarak kabul
edebiliriz.27

Dilbilimsel tefsir almalar, 3. asrdan sonra da devam etmitir. Nitekim Jansen,


Zemaherinin, (.538/1144) bu almalarn ikinci tabakasn oluturan en nemli
ahsiyet olduunu ne srerek buna dikkat ekmitir.28 Kelimelerin anlamyla ilgili bu
dnemde yazlan eserler, birinci dnemdeki eserlerden farkldr. Szgelimi, sfahn
(.502/1108) ve Frzbdnin (.817/1415) eserleri ilk dnem garbl-Kurn
eserlerinden farkl olarak, alfabetik sraya gre yazlmtr. Kelimelerin alfabetik srayla
ele alnmas, kelimelerin farkl yerlerde hangi anlamlara geldii konusunda ipular
sunmutur. Ayrca, hicri 3. asrdan sonra ilimlerin sistemlemesi ve bu dnemde eser
verenlerin kendilerinden nce yazlan eserlerin birikiminden istifade etmesi de ikinci
dnemde telif edilen eserlerin farkllk arz etmesinde etkili olmutur. rnein, birinci
dnemde belagat ilmi sistemlemedii iin, bu eserlerde belagatle ilgili sistematik
bilgiler yoktur.29 Oysa, ikinci dnem melliflerinden sfahn eserinde kelimelerin ilk
olarak hakiki anlamn vererek, hakiki ve mecazi anlamn arasn ayrr.30 el-Kef
isimli eserinde belagati tefsire en iyi ekilde uygulad kabul edilen Zemaheri de,

24
Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, (Tekmile ksm), s. 1; Yakut el-Hamev, Muceml-deb rdl-Erb
il Marifetil-Edb, (thk. hsan Abbas), 7 cilt, Drul-Garbil-slm, Beyrut 1993, VI, 2795.
25
Muktil b. Sleyman, Kitbl-Vch ven-Nezir, (nr. Ali zek), lm Neriyat, stanbul 1993.
26
Bu eserlerin kronolojik sralamasyla ilgili olarak bkz. Bulut, Kuran Filolojisiyle lgili lim Dal,
s. 397-399.
27
Kr. J.J.G. Jansen, Kurana Yaklamlar, (ev. Halilrahmn Aar), Fecr Yaynevi, Ankara 1999, s.
114; Celaleddin Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzbdnin Besairi,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, SDSBE, Isparta 2000, s. 59.
28
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 124.
29
Tefsirde belagatn nemi ve belagat almalarnn tarihsel seyri iin bkz. Ahmet Cokun, Kuran-
Kerimin Tefsirinde Belagatn nemi, EF Dergisi, say: 5, Kayseri 1988, s. 190-205.
30
Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzbdnin Besairi, s. 72.
8

Essl-Belga adl eserinde, kelimelerin hakk ve mecz anlamlarn ayr ayr


vermitir.31

Dilbilimsel tefsirin birinci ve ikinci dnemine ait bu almalar, gnmzdeki


almalarn temelini oluturmutur.32 Dolaysyla, tefsir tarihine baktmzda,
dilbilimin konusuna giren aklamalarn balangtan gnmze kadar yaplageldiini
grrz. Dilbilimsel aklamalarn n planda olduu tefsirler iin literatrde genelde
Lgav Tefsir ifadesi kullanlmaktadr.33 Tefsir literatrnde Lgav Tefsir olarak
bilinen bu faaliyetleri, Dilbilimsel Tefsir olarak isimlendirmeyi ve bu faaliyetlerin bu
balk altnda ele almay uygun grdk. Lgav, Dilsel, Filolojik ya da Edeb Tefsir gibi
dier muhtemel isimler yerine, Dilbilimsel Tefsir ifadesini tercih ediimizin
gerekelerini ileriki sayfalarda Dilbilimsel Tefsirin Tanm ve Kapsam ksmnda
yapacamz analiz nda ortaya koymaya alacaz.

almamzn konusunu, literatrde Lgav Tefsir olarak adlandrlan bu olgunun, hicri


ilk asr ekseninde tasvir ve analiz edilmesi, bunun yan sra, Kuran anlamaya
katksnn ele alnmas oluturmaktadr. Dolaysyla konunun problematik yn, ilk
asrdaki dilbilimsel tefsirle dorudan alakal eserlerin ve dilbilimsel tefsir ekolnn,
Kurann anlalmas asndan ne tr bir fonksiyon icra ettiidir. Bu balamda u
sorularn sorulmas mmkndr:

Dilbilimsel tefsir almalarn ortaya karan temel faktrler nelerdir?

Bu faktrler sonucunda ortaya kan faaliyetlerin temel nitelikleri nelerdir ve Kurann


anlalmasna ne tr bir katks olmutur?

Bu dnemde yazlan dilbilimsel tefsirler arasnda farkllklar var mdr? Varsa bu


farkllklar nelerdir?

31
Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye fi Davi Dirsati lmil-Lgatil-Hads, Dru
Nahdatil-Arabiyye, y.y. 1966, s. 45-46; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav indel-Arab mea
Dirse li Kaziyyetil-Mteessir vet-Teessr, leml-Ktb, Kahire 1988, s. 218-219.
32
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 114.
33
rnein bkz. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 19 vd.; Abdlhamid alkn, Mesdirl-
Lga, el-Mnetl-mme lin-Ner, Trablus 1982, s. 63; Abdlhamit Birk, rbl-Kurn, DA,
stanbul 2000, XXII, 377; Muhammed ehrur, Lgav Kuran Okumalar, (ev. Mustafa nver), Sidre
Yaynlar, Samsun 2001; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 112-114; Mehmet Paac, Kurana Giri, SAM
Yaynlar, stanbul 2006, s.123; Hasan Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas,
Kurav Yaynlar, Bursa 2007, s. 139.
9

Kurann anlalmasnda dilbilimin yeri neresidir, bu balamda dilbilimsel tefsirlerin


ilevi nedir?

Kurann anlalmasnda dilbilim tek bana yeterli midir?

Dilbilimsel tefsirin gnmz asndan nemi nedir?

Bu sorular nda, Kuran anlama faaliyetinde dilbilimsel tefsirin ne tr bir ilev


yerine getirdiini arayacaz.

2. almann Amac ve nemi

Bu almada, dilbilimsel tefsirin doru anlamaya zemin tekil etmesi asndan nemli
bir ilevi yerine getirdii iddiasndan hareketle, hicri ilk asrdaki dilbilimsel tefsir
faaliyetlerinin analiz edilmesi amalanmaktadr. Bu adan bakldnda almamzn
iki ynl bir amacndan sz etmek mmkndr. Dier bir ifadeyle, almamz iki temel
iddiadan olumaktadr.

Birinci iddiamz Dilbilimsel Tefsirin bir ekol olduu, eklinde zetleyebiliriz. nk


bir ekol ya da yaklama referansta bulunan Dilbilimsel Tefsir kavramn kullanmay
hakl klacak lde, arlkl olarak dilbilimden yararlanan eserler vardr. Bu
eserlerdeki dilbilimsel ynn ortaya konmas almamzn amalarndan biridir. kinci
iddiamz ise dilbilimin ve dilbilimsel tefsirin Kurann anlalmas asndan
vazgeilmemesi gereken bir yntem olduudur. Zira dilsel bir metin olan Kurann
herhangi bir ayetine verilen manann yanlln ortaya koymada bavurulmas gereken
ilk ve en nemli lt dilbilimdir. Bu manada Kurann anlalmasnda dilbilimsel
tefsirin yeri ve ilevinin ortaya konmas almamzn dier bir amacdr.

Bu iki temel iddia gz nnde bulundurulduunda, almamzn tefsir tarihi ve tefsir


usulyle balantl olduunu syleyebiliriz. Dilbilimsel yaklamla telif edilen eserlerin
incelenmesi asndan, almamz tefsir tarihiyle alakaldr. kinci blm bu eserlerin
mukayeseli olarak incelenmesine ayrlmtr. Bir anlama yntemi olarak dilbilimin ve
dilbilimsel tefsirin yerini ve nemini tespit etmeye altmz nc blm ise
anlama yntemiyle ilgilidir.
10

Tefsir tarihini ilgilendiren konular arasndan dilbilimsel tefsiri sememizin gerekesi,


tefsir faaliyetlerinin ana damarlarn oluturan fkh, iar ve bilimsel tefsirle ilgili
mstakil almalar yaplm olmasna ramen, lkemizde Dilbilimsel Tefsir bir ekol
olarak allmamtr. Dolaysyla, aratrma konumuzu nemli klan hususlarn
banda, dilbilimsel tefsirin bir ekol olarak ve Kurann anlalmasndaki yeri asndan
lkemizde mstakil olarak allmam olmas gelmektedir. Geri, Trke ve Arapa
telif edilen Kuran limleri ve Tefsir Usul gibi kitaplarda dilbilimsel tefsiri ilgilendiren
Garbl-Kurn, rbl-Kurn, Vch-Nezir vb. konular ele alnmtr.
Bunun yan sra, tefsir tarihine ilikin yazlan eserlerde ve Kurana eitli yaklamlarn
ele alnd almalarn ilgili blmlerinde, dilbilimsel tefsir eitli balklar altnda
incelenmitir. rnein, ada melliflerden Ignace Goldziher, Trkeye slam Tefsir
Ekolleri olarak tercme edilen eserinde Mutezilenin tefsirdeki yerini deerlendirirken
yer yer dilbilimsel tefsirle ilgili bilgiler de vermitir.34 J.J.G. Jansen, Kurana
Yaklamlar olarak dilimize tercme edilen eserinin bir blmn mstakil olarak
Filolojik Tefsir bal altnda dilbilimsel tefsire ayrmtr.35 Jansenn bu eseri
konuyu inceleyen deerli eserlerden birisi olarak kabul edilebilir. Trkiyede dilbilimsel
tefsir faaliyetlerini ilk olarak smail Cerraholu Tefsir Tarihinde Lgatilere Gre
Tefsir bal altnda ilemitir.36 Cerraholu burada sadece, balang dnemi
eserlerinden olan, Ferrnn (.207/822) Menil-Kurnn, Eb Ubeydenin
(.209/824) Meczl-Kurnn ve bn Kuteybenin (.276/889) Tevil Mkilil-
Kurnn incelemitir. Bu eser Trkiyede yaplan ilk alma olmas asndan
nemlidir. Dier bir alma Celal Krcaya ait Kurana Yneliler adl eserdir. Bu
eserde dilbilimsel tefsir faaliyetleri Filolojik Yneli37 ad altnda incelenmitir.
Filolojik Tefsiri bir ekol olarak tantmas ve ekoln tarihsel seyrini ana hatlaryla ortaya
koymas asndan nemli bir almadr.

Tespitlerimize gre konumuzla ilgili en kapsaml alma Msid b. Sleyman b. Nasr


et-Tayyarn et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerm adl eseridir.38 Bu almada
herhangi bir zaman snrlamas yaplmakszn lgav tefsir ele alnmtr. Ayrca lgav

34
Goldziher, slam Tefsir Ekolleri, (ev. Mustafa slamolu), Denge Yaynlar, stanbul 1997, s. 143-161.
35
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 113-143.
36
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 269 ve devam. Ayrca u eserlerde de lgav tefsire ksaca temas
edilmitir: Albayrak, Tefsir Usul, s. 102-104; Paac, Kurana Giri, s. 123-124; Aydz, Tefsir
Tarihi, s. 112-114.
37
Krca, Kurana Yneliler, s. 167-177.
38
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerm, Dru bnil-Cevzyye, Demmm 1422.
11

tefsirin tanm ve geliimiyle ilgili bilgi ve rnekler verilmitir. Daha sonra Taber,
Rummn ve bn Atyyenin tefsirleri; Ferr, Ahfe ve Zecccn Menil-Kurnlar;
Eb Ubeydenin Meczl-Kurn ile bn Kuteybe ve zeyir es-Sicistnnin
Garbl-Kurnlar; Halil, bn Dreyd ve Ezhernin mucemleri incelenmitir.
Msid b. Sleymann bu almasnn bizim iin ufuk ac olduunu ve almamzda
bu eserden yararlandmz belirtmekte yarar gryoruz. Ortak noktalar olmakla
birlikte, almamz birok adan szkonusu eserden ayrlmaktadr. Nitekim biz
dilbilimin tanm ve alt dallarnn yan sra, slam kltrnde ve Batdaki dilbilim
almalarn mukayeseli olarak incelemeye altk. Msidin eserinde dilbilimin
tanm ve geliimi, kanaatimizce, bizim ele aldmz lde kapsaml deildir. Ayrca
almamzda tarihsel bak asnn bir gerei olarak, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan
kltrel, ekonomik ve politik etkenlere, nemli saylabilecek lde yer ayrdk.
Szkonusu eserde bu konulara girilmemitir. Ayrca Msid eserinde, menil-Kurn,
garbl-Kurn, mucem ve tefsirlerden herhangi bir zaman snrlamas yapmakszn
er tane semek suretiyle deerlendirmelerde bulunmutur. Oysa, biz ise hicri ilk
asrda telif edilen garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-Kurn, vch-nezir gibi
dilbilimsel tefsirle dorudan ilgili olan eserlerden elde edebildiklerimizi batan sona
okumak, incelemek ve birbirleriyle mukayese etmek suretiyle dilbilimsel tefsir ve
Kuran anlamaya katklar asndan yerine getirdikleri ilevi analiz etmeye,
dilbilimsel tefsiri bir ekol ve bir yntem olmak zere iki temel zemine oturtarak,
meseleye bu adan bakmaya altk. Son olarak dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya
katksn ve tefsir usul asndan yerine getirdii ilevi ilk iki blmdeki bilgiler
nda, nc blmde rneklerle ortaya koymaya altk. ki konu arasnda
benzerlik olsa da, konunun kapsam, ierii, ele aln tarz ve rneklendirmeler
bakmndan bizim almamz Msidin eserinden farkl ve daha sistematiktir. Btn
bu farkllklar almamzn orijinal ynn tekil etmektedir.

lkemizde bizim tespit edebildiimiz kadaryla dilbilimsel tefsirle ilgili bu genilikte


yaplm bir alma yoktur. Bununla birlikte, yksek lisans veya doktora seviyesinde
belli eserlerin dilbilimsel adan incelendii almalar mevcuttur. Bu almalardan
nemli grdklerimiz hakknda ksaca bilgi vermek istiyoruz:

Mustafa Kurt, Hicri III. Asrdaki Tefsir almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay,
stanbul 1990. Do. Dr. Ali zek danmanlnda doktora tezi olarak hazrlanan bu
12

almada, hicri 3. asr tefsir almalar hakknda ksaca bilgi verilmi ve bn


Kuteybenin tefsir anlay incelenmitir.

Ali Bulut, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar ve
Eserleri, Samsun 1999. Danmanln Yrd. Do. Dr. Osman Keskinerin yapt bu
almada, garbl-Kurn, menil-Kurn, irbl-Kurn gibi alanlarda eser veren
ilim adamlar ve eserleri hakknda genel olarak tantc bilgiler verilmitir. nemli
grdmz bu almadan istifade ettik. lk asrdaki dilbilimsel tefsirlerin ele
alnmas asndan, szkonusu eserin bizim almamzla ortak ynleri mevcuttur.
Ancak, biz dilbilimsel tefsiri bir ekol olarak incelemeyi amaladmz almamzda
hicri ilk asrdaki dilbilimsel tefsirleri mukayeseli olarak deerlendirerek Kurann
anlalmasna saladklar katk balamnda ele aldk.

Celaleddin Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan el-Fruzbdnin Besairi,


Isparta 2000. Prof. Dr. Mustafa etinin danmanlnda yksek lisans tezi olarak
hazrlanan bu eserde Frzbdnin hayat, ilmi kiilii ele alndktan sonra, dilbilim ve
Kuran ilimleri hakknda bilgi verilmi, dilbilimle tefsir ilikisi zerinde durulmutur.
Daha sonra da Frzbdnin Besir adl eseri, eanlamllk, okanlamllk, anlam
deimesi, ezdd ve muarrab kelimeler asndan incelenmitir. almamzda bu
eserden de yararlandk.

Sabri Trkmen, Eb Ubeyde, Hayat ve Eseri Meczul-Kurnn Dil zellikleri,


Konya 2000. Do. Dr. Tacettin Uzunun danmanlnda yksek lisans tezi olarak
hazrlanan bu almada Eb Ubeydenin hayat ve Meczul-Kurn adl eseri
incelenmitir.

Dilbilimsel tefsirin belli bir dnemini ve belli ahslar ele almas hasebiyle
almamzda bu eserlerden yararlandk. Bununla birlikte, aratrmamzda, sadece belli
ahslarn eserlerinin ya da hicri ilk asrda yazlan eserlerin tantlmas
amalanmamtr. almamz dilbilimsel tefsirin douu olarak kabul edebileceimiz
hicri nc asr zemin olarak kabul edip, bu zeminden hareketle anlama faaliyetinde
dilbilimsel tefsirin ne tr bir fonksiyon icra ettiini ortaya koymay amalamas
bakmndan, yaplan bu almalardan ayrlmaktadr. Bu zellik onu nemli klan
hususlarn banda gelmektedir.
13

Dilbilimsel tefsiri, dilbilimin snrlar ierisinde gelien ve dilbilimsel yorumlara arlk


veren tefsir faaliyeti olarak kabul ediyoruz. Dolaysyla, bu tefsir faaliyetlerinin
anlamadaki ilevini ortaya koymay hedefliyoruz. Tefsir bir anlama faaliyeti olduuna
gre, bu anlama faaliyetinde dilbilimin ilevi ve fonksiyonunun tespit edilmesinin
nemli olduunu dnyoruz.

Dilbilimsel tefsirin, Kuran anlamaya olan katklar asndan nemli bir alma alan
olduu muhakkaktr. Zira, hemen hemen btn tefsir ekolleri, farkl ama ve
younlukta da olsa, dilbilimden istifade etmektedir. Szgelimi, kendi grlerini
temellendirmek asndan, Mutezile bu dilbilimsel izahlara nemli lde yer verirken,
Snni ekole mensup mfessirler de bu tr dilsel izahlar kullanmlardr. te yandan,
yaplan yorumlarn deerinin belirlenmesinde en nemli kstaslardan birisi, onlarn
dilbilim kurallarna uygunluudur. Zira anlamn doruluu, lafza ve dil kurallarna
uygunluuyla yakndan ilgilidir.

Dil kurallarna uygunluk, anlamn doruluunun en nemli kriterleri arasnda yer


almasna ramen, realitede buna her zaman riayet edilmedii grlmektedir. Zira fkh,
itikad ve siyasi mezheplerin ortaya kmas ve slami ilimlerin sistemleerek kendi
terminolojilerini oluturmalar sonucunda Kuranda geen baz kavramlar anlam
genilemesi, daralmas ya da farkllamasna urayarak yeni anlamlarda kullanlmtr.
Gnmzde de zaman zaman Kurandaki ifadelerin balamlarndan koparlarak
bunlara farkl anlamlar giydirildiine, ya da baz kelimelerin ne anlama geldiinin
tartldna ahit olmaktayz. Szgelimi, zektn kimlere verileceinden bahseden
Tevbe Sresi, 9/60. ayette geen ibns-sebil ifadesini sokak ocuu,39 ya da Ysuf
Sresi, 12/111. ayette geen hadisen yftera ifadesini mevzu hadis olarak anlayp
bunu Kurann muciz oluunun bir delili olarak gsterenler olmutur.40 Bilimsel tefsir
ekol mensuplarnn baz kelimelere klasik literatrde verilen anlamlardan farkl

39
rnein, bir internet sitesinde ibns-sebl kavram Yolun olu yani yolda kalm kimse. Malndan,
ailesinden, parasndan uzak dm kii, yolcu. Sokaa atlm ocuk anlamna da gelebileceini
syleyenler vardr eklinde tanmlanmtr. Bkz. http://www.kurandan.com/sozluk/sozluki.htm,
02.02.2009.
40
rnein Yaar Nuri ztrk hazrlad Kuran- Kerim Melinin nsznde szlkte sz anlamna
gelen hads kelimesinin din terminolojide ise Hz. Peygambere izafe edilen sz anlamn ifade ettiini
ne srmtr. (Bkz. Yaar Nuri ztrk (haz.), Kuran- Kerim Meli, Yeni Boyut, stanbul 2003, s.
11). ztrk buradan hareketle  


  ayetine Bu Kuran uydurulacak bir hadis/sz
deildir eklinde anlam vermitir. (Bkz. ztrk, Kuran- Kerim Meli, s. 249). ztrk ayrca Arf,
7/185; Lokman, 31/6; Csiye, 45/6 ve Mrselt, 77/50. ayetlerde geen hadis kelimelerine de ayn
ekilde sz/hadis eklinde anlam vermitir.
14

anlamlar yklemesi de tartlan dier bir husustur. Burada rneklerini sunduumuz ve


sunmadmz dier yorum trlerine Kuran dilinin ve dil kurallarnn ne lde izin
verdiinin nemli olduunu dnyoruz. Bu yzden, Kurann doru anlalmas
balamnda kelimelerin tarihsel sre ierisindeki anlamsal durumlarn inceleyen
tarihsel semantik almalaryla, kelimelerin anlamsal adan ilgili olduu dier
kelimelerle ne tr bir iliki ierisine girdiini inceleyen ezamanl semantik
almalarnn nemi daha da artmtr.

Doru anlamn elde edilmesi, sadece lafzlarn mfred haldeki anlamna deil, ayn
zamanda kelimelerin yap ve formlaryla, cmle ierisindeki diziliiyle de alakaldr.
Dolaysyla sarf ve nahiv ilimlerinin bilinmesi ve Kuran anlamaya alrken bunlarn
verilerinin gz nnde bulundurulmas nem arz etmektedir. Bu balamda dilbilimsel
tefsirle dorudan alakal olan garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve
irbl-Kuran literatryle dilbilimsel tefsirle dolayl olarak balantl olan
mucemlerden ezdd kitaplar gibi eserlerden istifade edilmesi gerekmektedir.41

Biimbilgisi, szdizimi ve anlambilimin, Kurann anlalmas asndan nemli


olduunu ve hicri ilk asrdaki dilbilim ve dilbilimsel tefsir faaliyetlerinin bu
alanda younlatn dnyoruz. Bu balamda, dilbilimsel tefsir faaliyetlerini
anlamn olumasna ve belirlenmesine yapt katk asndan ele alacaz.

Dilbilimsel tefsir ekoln sememizin dier bir nemli gerekesi, gnmzde dilin ve
dilbilimsel almalarn neminin giderek artmasdr. Dolaysyla, dilbilimsel tefsirin
balang dnemi ile gnmz arasnda benzerlikler olmas, bizi bu tr bir almaya
iten sebeplerden bir dieridir.

3. almann Kapsam ve Snrlar

alma konusu belirlenirken yaplan mzakereler esnasnda ortaya konan ihtimaller,


genel olarak Dilbilimsel Tefsir ekoln almak gibi olduka kapsaml bir konudan,
garbl-Kurn ya da menil-Kurn gibi belli bir alana, hatta sadece bir mellifi ve
eserini almaya varan geni bir yelpazeden olumaktayd. Bu adan bakldnda daha
kapsaml ya da derinlemesine ve daha dar bir konu seilebilirdi. Ancak, genel manada
Dilbilimsel Tefsir ekolnn aratrlmas tercih edildiinde onbe asrlk bir birikimin

41
Kr. Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s.18.
15

incelenmesi gerekecekti. Oysa bylesine byk ve geni bir birikimin bir kii tarafndan
hem de snrl bir zamanda incelenmesinin mmkn olmadn dnyoruz. Bu
yzden, yaplan mzakere ve deerlendirmeler nda almamz hicri ilk asrla
snrlandrmay uygun grdk.

Yukarda zikrettiimiz gerekeler nda almamzda ilk asr sememizin,


istenmi bir snrllk olduunu sylemek mmkndr. Zira, ilk asr tedvin asrn
iine alan bir dnemdir. Hicri ikinci asrn yarsndan nc asrn ortalarna kadarki
dnem, dilbilim, hadis, fkh, kelam, tefsir gibi birok slami disiplinin sistematik olarak
tedvin edildii bir dnem olarak kabul edilmektedir.42 slam dnce ve kltrnn
referans erevesini oluturan genel yapnn tedvin asrn da iine alan hicri ilk asrda
teekkl ettii ve bu dnemde slam ilimlerin temelinin atld43 gz nnde
bulundurulduu takdirde, hicri ilk asrn nemi kendiliinden ve net olarak ortaya
kmaktadr. Ayrca, hicri ilk asr hem genel anlamda dilbilimin hem de Dilbilimsel
Tefsir ekolnn en zengin ve canl olduu bir dnem olarak nitelemek mmkndr.
Elbette daha sonra Zemaher (.538/1144) gibi, dilbilimi tefsire uygulayan byk
mfessirler gelmitir. Fakat bir ekol olarak dilbilimin en hareketli olduu dnem hicri
ikinci asrn sonlaryla nc asra tekabl etmektedir. te bu yzden, ekoln en canl
olduu dnemin ele alnmasnn daha uygun olacan dnerek tercihimizi buna gre
yaptk.

Aratrmamzda daha geni kapsaml bir konu semediimiz gibi, konuyu garbl-
Kurn gibi belli bir alanla ya da sadece belli bir eserle snrlandrma yoluna da
gitmedik. Oysa doktora tezlerinde belli bir konunun derinlemesine incelenmesi
beklentisi gz nnde bulundurulduunda, byle bir snrlandrma yapmak daha uygun
olabilirdi. almamz her ne kadar dilbilimsel tefsirin belli bir alanyla ya da bu
alanlardan birinde telif edilmi belli bir eserle snrlandrlmam olsa da, tefsir
ynelileri arasndan belli bir yaklama odaklanmas nedeniyle, belli bir konuyu
derinlemesine ele almaktadr. Bu konu dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya katks ve
ekoln hicri ilk asrdaki durumudur. Dolaysyla belli bir ekoln incelenmesi

42
emsddn Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zeheb, Trhul-slm ve Vefeytul-Mehri vel-
Alm, (thk. mer Abdsselm Tedmr), 53 cilt, Drul-Kitbil-Arab, Beyrut 1990-2000, IX, 13; kr.
Muhammed bid el-Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, (ev. brahim Akbaba), Kitabevi Yaynlar,
stanbul 2000, s. 64-65; mer zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara
2005, s. 36-37.
43
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 43, 64-65, 72-73.
16

asndan, almamz derinlemesine yaplan bir aratrma niteliindedir. Ayrca fkh,


ir, bilimsel tefsirlerle ilgili mstakil almalar yaplm olmasna ramen, lkemizde
dilbilimsel tefsiri bir ekol olarak ele alan herhangi bir akademik almaya
rastlamaymz, Dilbilimsel Tefsirin bir ekol dzeyinde ele alnmas gerektiini
dnmemize yol at. Bununla birlikte, bu alanda derinlemesine ve karlatrmal
almalara da ihtiya olduunu dnyoruz. Szgelimi, dilbilimsel tefsir alannda telif
edilen belli bir eser mstakil ya da karlatrmal olarak incelenebilecei gibi, belli bir
alann incelendii almalarn yaplabilecei ve yaplmas gerektii kanaatini tayoruz.

Bu arada Muktil b. Sleyman (.150/767) ya da Taber (.310/923) gibi limlerin


tefsirleri ilk asrda telif edilmi olsa da, bu eserlerin aratrmamzn kapsamna
girmediini belirtmekte yarar gryoruz. Zira, her ne kadar hicri ilk asrda telif
edilmi ve ieriklerinde dilbilimsel izahlar yaplm olsa da, bu eserler dilbilimsel
arlkl deildir. Kald ki batn ve baz ir tefsirleri istisna edecek olursak, haddi
zatnda, dilbilimsel izahtan mstani kalan tefsir olduunu sylemek zordur.
Dolaysyla ilk asrda telif edilmi olmalar nedeniyle, konumuzla ilgili grnseler
de, dilbilimsel arlkl olmayan tefsirler konumuzun kapsamna dhil deildir. Bununla
birlikte, Bir Yaklam Tarz veya Ekol Olarak Dilbilimsel Tefsir bal altnda,
dilbilimsel olduunu iddia ettiimiz eserlerle Muktil ve Tabernin tefsirlerini ana
hatlaryla ve ksaca mukayese etme imkn bulacaz.

almamzn konusu, dilbilimsel tefsirle dorudan ilgili olan eserlerin incelenmesinden


olumaktadr. Dolaysyla, ilk asrda Sbeveyh (.180/796) ve Mberred (.286/900)
gibi limlerin dilbilimle ilgili telif ettii genel ierikli eserler, garbl-hadsler, ezdd
kitaplar ve mucemler dolayl olarak dilbilimsel tefsirle alakal olmakla birlikte,44
almamzn kapsam dndadr. Bu tr eserleri almamzn kapsam dnda kabul
etmemizin nedeni, dilbilimsel tefsirle ilgili olmadklarndan, ya da dilbilimsel tefsire
katk salamadklarndan deil, almamz snrlandrmak mecburiyetinde

44
Szgelimi Sbeveyhin el-Kitbnda yaklak drtyz ayetten ahid getirilmi olmas onun dilbilimsel
tefsirle alakal olduunu gstermektedir. Bkz. Corc Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, 4 cilt,
Dru Mektebetil-Hayt, Beyrut 1967, II, 323; Birk, rbl-Kurn, XXII, 377; Bulut, Sbeveyhin
el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, leme Yntemi ve Koyduu Kuallar, Yaynlanmam
Doktora Tezi, OMSBE, Samsun 2003, s. 72. Bu bakmdan Sbeveyhin bu eserini ilk rbl-Kurn
literatrnn ilk kayna olarak kabul edenler olmutur. Bkz. Birk, rbl-Kurn, XXII, 377.
Ayn ekilde Mberred de el-Muktadab adl eserinde yaklak be yz ayetle istihad etmitir. Bu
eserlerin drt yze yakn Sbeveyhin eserinde ahid olarak kullanlan ayetlerin aynsdr. Bkz. smail
Durmu, Mberred, DA, stanbul 2006, XXXI, 433.
17

oluumuzdandr. Bununla birlikte Kurann Anlalmas ve Dilbilimsel Tefsir


ilikisini ele aldmz nc blmdeki rneklerde yer yer bu eserlerden de istifade
etmeye altk.

Aratrmamzn kapsam ierisinde olmas beklenen bir dier husus da fkh usulnn
delalet bahsidir. Zira fkh usul kitaplarnn ieriklerinin neredeyse te birini lafzlar
ve lafzlarn delaleti konusu oluturmaktadr.45 Nitekim, Gazlye (.505/1111) kadar
telif edilen fkh usul kitaplarnda, delalet konusu, fkh usulnde birinci delil olarak
kabul edilen Kitab blm ierisinde ele alnmtr. Gazl kendinden nceki usul
kitaplarnda girift bir ekilde ele alnan delalet konularn birbirinden ayrarak yeni bir
sistem gelitirmitir. Gazlnin gelitirdii sistem kendisinden sonra byk lde
benimsenmitir.46 Sonuta, fkh usul kitaplarnn azmsanmayacak bir blm her
halkarda delalet konusuna ayrlmtr. Bu ynyle naslarn anlalmas ve
yorumlanmas konusunda fkh usulnn erken dnemde sistematik bir yntem ortaya
koyduu bilinmektedir.47 Zira usulclerin lafzn manaya delaletiyle ilgili faaliyetleri
dorudan doruya er hitabn yorumu ve er hitaptan hkm karmakla ilgilidir.48
Usulclerin bu faaliyetleri, metinlerin anlalmas ve yorumlanmasyla ilgili ilke ve
yntemlerin olumasna byk katk salamtr.49 Bu balamda Halil b. Ahmed
(.175/791) ve Sbeveyh (.180/796) gibi dilbilimciler dilin kurallarn tespit etmeye,
afi de (.204/820) dilden yararlanarak fkhn ilke ve kurallarn tespit etmeye
almtr, denebilir.50 Fkh usulnn kurallar oluturulduktan sonra, bu kurallar
nahivciler, kelamclar ve zellikle ahkm ayetlerinde mfessirler tarafndan da
kullanlmtr.51 Naslarn anlalmas ve yorumlanmas konusunda bir yntem tesis
etmesi asndan almamzda fkh usulnn delalet bahsiyle ilgili deerlendirmelerin
bulunmas beklenebilir. Bununla birlikte, fkh usulnn delalet bahsiyle ilgili
deerlendirmelere girmeyeceiz. Bunun tek nedeni, tezimizin hacmini uzatma ve
konunun dalmas endiesi deildir. Bu endienin yan sra, bizim incelediimiz ilk
45
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, (ev. Burhan Krolu, Hasan Hacak, Ekrem Demirli),
Kitabevi Yaynlar, stanbul 2000, s. 70.
46
Davut lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun Delalet Anlay, Yaynlanmam Doktora Tezi,
ESBE, Kayseri 2006, s. 1-2, (1 ve 2 nolu dipnot), 4.
47
lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun Delalet Anlay, s. 4.
48
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 76.
49
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 70.
50
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 103-106. Bu balamda zellikle afinin er-Rislesi
kendinden sonraki limleri etkilemitir. Bkz. Habil Nazlgl, mam e-finin Hadis Kltrmzdeki
Yeri, Yaynlanmam Doktora Tezi, ASBE, Ankara 1993, s. 54.
51
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 108.
18

asrdaki dilbilimsel tefsirlere delalet bahsi terminolojisinin ok net ve etkin olarak


yansmam olmasdr. Bunun nedeni dilbilimcilerin daha ok manann elde edilmesiyle
ilgilenmeleri olabilir. Oysa, fkh usulcleri daha ok dini metinlerden hkm elde
etmeyi amalamlar, lafzn delaletiyle bu amaca ynelik olarak ilgilenmilerdir. Bu
ynyle usulclerin yaptnn dilbilimci ve mfessirlerin yaptnn bir adm ilerisi
olduunu sylemek mmkndr.52 Ayrca fkh usulnn, genel itibariyle daha ok
ahkm ayetleriyle ilgili naslarn anlalmasna ilikin yntem ve ilkeler tesis etmeyi
amaladn dnyoruz.53 Nitekim fkh usul naslarn genel olarak anlalmasndan
ziyade, bireyin davranlarn ilgilendirmesi asndan anlalmasyla ilgilenir.54 Bu
balamda tefsir usulne ilikin ksa, fakat z bir kitap telif eden Kfiyecinin
(.879/1474), tefsir ilminin konusunu aklarken sylediklerini nemsiyoruz. Kfiyeci
tefsir ilminin konusunu, maksada delalet etmesi asndan Kelamullah olarak
akladktan sonra, maksada delalet etme asndan kaydn zikretmesini u ifadeleriyle
gerekelendirir: Maksada delalet etme asndan kayd zikredilmedii takdirde, Kuran
fkh usulnn de konular arasna girmektedir. Zira, Kitaptan icmal hkmler fkh
usulyle elde edilir.55 Bizce fkh usulyle tefsir usulnn ayrld nokta burasdr.
Tefsir usul, kastedilen manaya delalet asndan Kurann anlalmasn konu
edinirken, fkh usul hkmler elde etmeye ynelik olarak Kurann anlalmasyla
ilgilenir ve buna gre ilkeler gelitirir. Tefsir usul ile fkh usul arasndaki bu ayrm,
tefsirin betimleyici (descriptive), fkhn ise (normatif) bir bilim olmasnn56 sonucu
olarak da grlebilir. Sonu olarak, naslarn anlalmas ve yorumlanmasna katklar
asndan fkh usul, tefsir usul ve dilbilimin, mstakil bir almada mukayeseli

52
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 28, 69; Muhammed Ali Abdlkerim Rdeyn, Fusul fi
lmi'l-Lgati'l-mm, lem'l-Ktb, Beyrut 2002, s. 270-271.
53
Fkh Usulnn anlama ynteminin daha ok hkm bildiren naslarn anlalmasna ynelik olmasyla
ilgili olarak bkz. Mehmet Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji
Sorunu, TDV Yaynlar, Ankara 1997, s. 156-162; Hadislerde Delalet Sorunu, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 228. Tefsir usul-fkh usul mukayesesi iin
ayrca bkz. Adnan Koum, Nasslar Anlama ve Yorumlamada Yntem Sorunu Fazlurrahman rnei, z
Yaynclk, stanbul 2004, s. 18.
54
H. Yunus Apaydn, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi, Gncel Din Meseleler Birinci htisas
Toplants, s. 285-286. Ayrca fkh usul salt naslar bir ilkten anlamann deil, teri srecine ilikin
olarak olup-biteni anlamann yntemidir (Bkz. Apaydn, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi s.
293).
55
Eb Abdullah Muhammed b. Sleyman Kfiyeci, Kitbt-Teysr fi Kavidi lmit-Tefsr, (haz. smail
Cerraholu), AF Yaynlar, Ankara 1974, s. 14.
56
Paac, Kurana Giri, s. 112. Fkh tefsir ilikisi iin ayrca bkz. brahim Grener, Tefsir ve Tefsir
Usl zerine Dnceler, Lain Yaynlar, Kayseri 2004, s. 122-123.
19

olarak ele alnmasnn daha uygun olduunu dndmz iin,57 delalet bahsini
almamzn kapsamna almamay uygun grdk.

Dil ve dilbilim denince akla gelen hususlardan birisinin Mutezile olduu bilinmektedir.
Mutezilenin nde gelen limlerinin dil, edebiyat ve belagat ustas olduu gz nnde
bulundurulduunda bu durum daha iyi anlalmaktadr. rnein, Menil-Kurn adyla
telif edilen ilk eserin kendisine nispet edildii Vsl b. Atnn (.131/748) dil
konusundaki vukfiyetinin kendisine fasih konuma imkn verdii sylenmektedir.58
slam dinine, zellikle de Kurana yaplan Maniheizm ve Hermesizm kkenli saldrlar
bertaraf etme amacyla Mutezil limler byk aba sarfetmilerdir. Bu balamda
Kurana dil uzatma giriimlerini boa karmak amacyla telif edilen Menil-Kurn
ve Nazmul-Kurn diye isimlendirilen dilbilim arlkl eserler Vsl b. Ata
(.131/748), Ferr (.207/822), Chz (.255/869) gibi Mutezil olan ya da Mutezileye
sempati duyduu sylenen limlere aittir.59 Mutezile Kurann icazn ispat sadedinde
dile ve belagata nem vermitir. Ayrca Mutezil limler zahir anlam itibariyle Allaha
isnad edilmesi mmkn olmayan sfatlardan bahseden ayetlerin tevilinde akidin genel
prensiplerinin yan sra, Arap dilinin kurallarna ve akln verilerine dayanmtr.60
Dolaysyla metnin dilbilgisi ve belagat asndan analizi bu ekoln Kuran anlamada
tercih ettii yntemde nemli bir enstrman olarak karmza kmaktadr.61

Mutezilenin Kuran tefsir metodu ile dilbilim arasnda sk bir iliki olmakla birlikte,
Mutezileyi dilbilimsel tefsir ekol kapsamnda kabul etmek doru olur mu? Dier bir
ifadeyle Mutezilenin yapt dilbilimsel tefsir midir? sorular akla gelmektedir.
Tefsirlerinde grlerini delillendirirken dilbilimi kullanmalar, eserlerinin dilbilimsel
tefsir ekol ierisinde deerlendirilmesi iin yeterli midir? Bizim bu konudaki
kanaatimiz, Mutezil limlerin dilbilimsel tefsir yazmadklar, ya da en azndan bunu
ama edinmedikleri ynndedir. Bununla birlikte, mezheb grlerini ispat etmek iin

57
Bu konuyla ilgili yaplan baz almalar iin bkz. lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun
Delalet Anlay, s. 4, 11 nolu dipnot.
58
Bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, (ev. Muhammed elik), Yeni Akademi
Yaynlar, zmir 2006, s. 267.
59
Mustafa ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2004, s. 18; Kuran Dili
ve Retorii, Kitabiyat, Ankara 2002, s. 157-158; kr. lyas elebi, Mutezile, DA, stanbul 2006,
XXXI, 392. Ferrnn Mutezileye sempati duyduu eklindeki rivayetlere ramen, ileride Ferrnn
eserini incelerken belirteceimiz zere, Ferrnn Menil-Kurn adl eserinde Mutezil olduunu teyid
eden yorumlara rastlamadk.
60
ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 59.
61
Goldziher, slam Tefsir Ekolleri, s. 143, 152-153.
20

dilbilimden en iyi ekilde yararlanmlardr.62 Dier bir ifadeyle, Mutezil limler


dilbilimin verilerini cedel ve mnazarada delil olarak kullanmlardr. Bu ynyle cedel
ve mnazara ilimlerinin Arapann kurallar zerine temellendirilmesiyle, kelam ve
belagat ilimlerinin ilkelerinin tesis edilmesinde Mutezilenin byk pay vardr.63

Mutezileyi, almamzn kapsam dnda tutmamzn dier bir nedeni de Mutezil


limlerin ilk asrda Kuran tefsiriyle ilgili telif ettikleri eserlerin gnmze
ulamam olmasdr. Mutezil limler birok eser vermitir, ama bu eserlerden byk
ounluu eitli nedenlere bal olarak gnmze gelmemitir.64 Kad Abdlcebbara
(.415/1025) kadarki Mutezil limlerin eserlerine bugn sahip deiliz. Sonraki eserlerle
ilk dnemde telif edilen eserler arasnda kkl bir dnce farkll beklemek doru
olmamakla birlikte, ilk asrda telif edilen Mutezil tefsirler elimizde olmad iin
Mutezil limlerin ilk asrdaki dilbilimsel tefsir etkinliklerini deerlendirebileceimiz
bir temelden yoksunuz.65

Dilbilimle ve dilbilimsel tefsirle alakal olan dier bir husus da kraat farkllklar ve bu
alanda telif edilen eserlerdir. Zira kraat farkllklarnn birounu sonuta dilbilimsel
nedenlere indirgemek mmkndr. Bununla birlikte kraat kitaplarnn incelenmesini de
almamzn dnda tuttuk. Kraat farkllklar en temelde okuyula ilgilidir. Bu
farkllklar anlam deiikliine neden oluyorsa gnmz dilbilimi asndan sesbilime,
anlam deiikliine neden olmuyorsa sesbilgisine karlk gelmektedir. Ancak kraat
farkllklarnn tek nedeni, ses ve sesbirim/fonem deiimleri deildir. Bu olgularn yan
sra, lehe farkllklar, morfolojik farkllklar ve szdiziminden kaynaklanan durumlar
da kraat farkllklarna sebep olmaktadr. Yani, dilbilimin alt dallarn oluturan
sesbilgisi, sesbilim, lehebilim, biimbilgisi, szdizimi ve szckbilim, kraat/okunu
farkllklar dediimiz olgunun nedenleri arasnda yer almaktadr.

Dilbilimin birok alt dalyla irtibatlandrlmalar mmkn olmakla birlikte, kraat


kitaplarnn dilbilimsel adan belli bir kategoriye yerletirilmelerinin gl,
kraatlerin tefsirle ilikisi ve tefsire etkileri zerinde birok alma yaplmas gibi
gerekelerle, almamzda kraat kitaplarn incelemeyeceiz. Bununla birlikte,

62
Bu tr rnekler iin bkz. Goldziher, slm Tefsir Ekolleri, s. 192-194.
63
Ahmed Emn, Duhal-slm, III, 95; kr. elebi, Mutezile, XXX, 397.
64
Hicri ilk asrda Mutezil limler tarafndan telif edilen eserlerin gnmze ulamasn engelleyen
faktrler iin bkz. ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 15-16, 25, 265-266.
65
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 120-121; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgavi, s. 60.
21

dilbilimsel adan kraat kitaplar ve kraat farkllklar konusunun mstakil bir


almada ele alnmaya elverili olduu kanaatindeyiz.66

Kurann icz ve belagat alannda telif edilen eserlerin incelenmesi de almamzn


kapsamna girmemektedir. Zira ilk asrda henz belagat ilmi teekkl etmemi ve
iczl-Kurn literatr de olumamt. Chzn (.255/869) Nazmul-Kurn adnda
bir eser telif ettii ve bu eserin Kurann slp zellikleri ve iczyla ilgili olduu
sylense de bu eser bugn elimizde mevcut deildir.67 Dolaysyla iczl-Kurn
literatrnn oluumu, dilbilimin ve dilbilimsel tefsirin teekklnden daha sonra, hicri
4. asrda gereklemitir. Hicri 4. asr Kurann iczyla ilgili eserlerin oka telif
edildii bir dnemdir. Bu balamda hicri 3. asr dilbilim iin ne anlam ifade ediyorsa
drdnc asrn da iczl-Kurn literatr iin ayn eyi ifade ettii sylenebilir.
Ayrca Kurann icz, onun sadece dilsel ve edeb ynyle ilgili bir husus deildir.
Dolaysyla, iczl-Kurn literatr ele alnmaya deer bir konu olmakla birlikte,
bizim kanaatimize gre, Dilbilimsel Tefsir bal altnda deil, daha deiik
perspektiflerden incelenmeye uygundur.

czl-Kurn literatr iin sylediklerimiz belagat alannda telif edilen eserler iin
de geerlidir. Geri, belagat ilminde ele alnan konulara, eitli ekillerde dilbilimle
ilgili kitaplarda, dilbilimsel ve dier tefsirlerde deinilmitir. Zira belagat ilmi teekkl
etmeden nce de, Kurann slubunda ve insanlarn kullanmnda belagatn izleri ve
yansmalar vard. Fakat henz belagat ilminin hicri ilk asrda tam manasyla
teekkl ettiini ve nahiv ilminden ayrldn sylemek zordur. Ayrca Sekkk
(.626/1229) tarafndan sistematize edilmi haliyle belagat ilminin alt dal olan
men, beyn ve bed ilimlerinin konularnn, terminolojik ve sistematik olmasa da,
dilbilim kitaplarnda ve tefsirlerde yer ald grlmektedir. Bununla birlikte, ilk
asrda telif edilen eserlerde belagat ilgilendiren konularla ilgili aklamalar sonraki
dnemlerdeki gibi sistematik olmayp belli bir standarda kavumamt. Muktazay hale
uygun ifadede bulunmay amalayan meni ilminin, szdizimiyle; maksad ifade edi
yollaryla ilgili olmas bakmndan, beyn ilminin de anlambilimle balants olmakla
birlikte, bunlar Sekkaknin de yapmaya alt gibi, dilbilimin alt dallarna tekabl
eden nahiv ve lgat ilimlerinin bir devam ve tamamlaycs niteliindedir. Sekkki daha

66
Kraat alannda telif edilen eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 53.
67
Bkz. Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 33.
22

nce dilbilim kitaplarnda dank halde bulunan birbiriyle alakal olan konularn
snrlarn metodolojik zorunluluk gerei netletirmeye almtr.68 Ayrca, gerek
terimleri gerekse ierii asndan daha sonra sistemleen belagat ilminin ilk asrdaki
dilbilimsel ve dier tefsirlerdeki nvelerinin tespiti ve incelenmesi de balbana
allmaya deer bir konudur. Zira bu gzle incelendiinde, ilk dnemdeki eserlerde
yaplan aklamalar arasnda, her ne kadar henz sistemlememi olsa da belagatn ilk
nveleri kabul edilebilecek birok rnek vardr. lk asrdaki dilbilim ve nahiv
kitaplarnn ieriinde, daha sonra men ve beyan ilminin konular arasnda yer alan
hususlarn bulunmas asndan belagatin konularna girmemiz beklenebilir.
Haddizatnda alt dallaryla birlikte belagat ilminin Kurann anlalmas asndan son
derece nemli olmas69 byle bir beklentiyi hakl klmaktadr. Ancak, almamzn bu
haliyle bile, olduka geni bir kaynak incelemesini gerektirmesi, ister istemez
konumuzu snrlandrmamz zorunlu kld.

Btn bu snrlandrmalarn nedeni, konumuzun farkl alanlarla irtibatl olmas ve


aratrdmz dnemde dilbilimsel tefsirle dorudan ya da dolayl olarak telif edilmi
ilgili birok kaynan olmasdr. Srf Ferr (.207/822), Ahfe (.215/830) ve Zeccca
(.311/923) ait Menil-Kurn adl eserlerin bile on ciltlik bir hacme ulat gz
nnde bulundurulacak olursa, konumuzla ilgisi kurulabilecek hususlar tezimizin
kapsamna dhil etmeyiimize hak verileceini umuyoruz. almamzn snrlarn
belirtirken, darda braktmz ya da brakmak zorunda kaldmz hususlarn nemsiz
olduklar dnlmemelidir. Aksine, burada zikrettiimiz hususlarn hepsi bal bana
ele alnmas gereken konulardr. Dolaysyla, tezimizin kapsam dnda braktklarmz
da en az almamzn kapsamna giren konular kadar nemlidir.70

Sonu olarak, almamzn snrlarn biraz daha netletirerek yle ifade edebiliriz.
Hicri ilk asrda garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve irbl-Kurn
alannda telif edilen eserlerin dilbilimin alt dallarna tekabl eden; sarf, nahiv ve lgat (:

68
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 124-129; kr. Sircddn Eb Yakb Ysuf es-Sekkk,
Mifthul-Ulm, el-Matbaatul-Edebiyye, Msr, h. 1317, s. 3-4.
69
Tefsirde Belagatn nemi hakknda geni bilgi iin bkz. Ahmet Cokun, Kuran Kerimin Tefsirinde
Belagatn nemi, s. 190-205; Belagat lminin Tefsire Tatbiki, Yaynlanmam Ders Notu, Kayseri
1995; Nasrullah Hacmftolu, Kurann Belagati ve caz zerine, Ekev Yaynevi, Erzurum 2001,
s. I, 32-36; Yldrm, Kuran Anlama Yntemi, Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants
(02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 27-28.
70
Kr. mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans -Rb el-Isfahn rnei-,
Ahenk Yaynlar, Van 2007, s. 11.
23

szckbilim ve anlambilim) asndan karlatrmal olarak incelenmesi ve bu inceleme


sonucunda dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya katksnn neler olabilecei,
aratrmamzn snrlarn oluturmaktadr. Bu balamda, hicri ilk asrda telif edilmi
dilbilimsel tefsirle dorudan alakal olan eserler almamzn birinci dereceden
kaynaklarn oluturmaktadr. Bu eserlerden gnmze ulaanlar ve temin
edebildiklerimizin tamamn batan sona okumak suretiyle incelemeye altk.
Szkonusu eserleri okurken, garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-Kurn,
vch-nezir eklinde bir sralama takip ettik. Her tr kendi ierisinde, nce telif
edilen eserlere gre sraladk. nce telif edildiini bilmediimiz kitaplarn
sralamasnda, melliflerin vefat tarihini dikkate aldk.

Garbl-Kurn tr eserlerden bn Abbasa (.68/687) nispet edilen Garbl-


Kurn,71 Eb Ubeyde Mamer b. Msennnn (.209/824) Meczl-Kurn,72
bnl-Yezdnin (.237/851) Garbl-Kurn ve Tefsruh adl eserini,73 bn
Kuteybenin (.276/889) Tefsru Garbil-Kurnn74 inceledik. Menil-Kurn tr
eserlerden, Ahfe el-Avsatn (.215/830) Menil-Kurn,75 Ferrnn (.207/822)
Menil-Kurn76 ve Zecccn (.311/923) Menil-Kurn ve rbh77 adl
eserlerini inceledik.78 Vch ve Nezir tr eserler arasnda Muktil b. Sleymann
(.150/767) Kitbl-Vch ven-Nezirini,79 Yahya b. Sellmn (.200/815) et-

71
Abdullah b. Abbas, Kitb Garbl-Kur'n, (thk. Ahmet Bulut), Mektebz-Zehr, Kahire 1993.
72
Eb Ubeyde Mamer b. el-Msenn, Meczl-Kurn, (thk. Fuad Sezgin), 2 cilt, Messesetr-Risle,
Beyrut 1981.
73
Eb Abdirrahman Abdullah b. Yahya b. Muhammed bnl-Yezd, Garbl-Kurn ve Tefsruh, (thk.
Abdrrezzak Hseyin), Messesett-Risle, Beyrut 1987
74
Eb Abdullah b. Mslim b. Kuteybe, Tefsru Garbil-Kurn, (thk. Seyyid Ahmed Sakr), Dru hyi
Ktbil-Arabiyye, Msr 1958.
75
Ebl-Hasen Said b. Mesade Ahfe el-Evsat, Menil-Kurn, (thk. Abdlemr Muhammed Emn el-
Verd), 2 cilt, leml-Ktb, Beyrut 1985.
Ahfein vefat tarihi Ferrdan sonra olmakla birlikte eserinin Ferrnn eserinden nce yazldna dair
bilgi mevcut olduu iin, ncelii Ahfein eserine verdik.
76
Eb Zekeriya Yahya b. Ziyd el-Ferr, Menil-Kurn, (thk. Ahmed Ysuf Nect-Muhammed Ali en-
Neccr), 3 cilt, Darus-Srr, Beyrut t.y.
77
Eb shak brahim b. es-Seriyy ez-Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, (thk. Abdlcelil elebi), 5 cilt,
Drul-Hads, Kahire 2005.
78
Bu arada Kisnin (.189/860) kaynaklarda zikredilen Menil-Kurn adl eseri ayn isimle
yaymlanm olmakla birlikte, szkonusu eser bizatihi Kis tarafndan telif edilmedii iin
incelemedik. Zira bu eseri sa ehhte sa Ali, Kisainin konuyla ilgili tefsirlerde yer alan grlerini
tahric etmek suretiyle ayn isim altnda neretmitir. Bkz. Ali b. Hamza Kisi, Menil-Kurn, (haz.
sa ehhte sa Ali), Dru Kub, Kahire 1998.
79
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, (nr. Ali zek), lm Neriyat, stanbul 1993.
24

Tasrfini80 ve Mberredin (.286/900) M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh


minel-Kurnil-Mecd81 adl eserini inceledik.

4. almann Yntemi

almamzn ama ve nemini belirtirken, hicri ilk asr balamnda dilbilimsel


tefsirle ilgili btncl bir anlaya sahip olmay ve buradan hareketle dilbilimsel tefsirin
Kuran anlama konusunda yerine getirdii ilevi belirlemeyi amaladmza
deinmitik. lk asrdaki dilbilimsel tefsir olgusu hakknda genel ve btncl bir
anlay yakalayabilmek iin, bu dnemde telif edilmi dilbilimsel tefsirler hakknda
bilgi sahibi olmamz gerekiyordu. Zira bir olguyu bir btn olarak alglayabilmek iin,
o olguyla ilgili malzemeyi toplayarak, szkonusu olguyu oluturan unsurlarn hepsini
bir arada grmek ve deerlendirmek gerekir.82 Bu durum gz nnde
bulundurulduunda almamzn tmevarm yntemine dayandn sylememiz
mmkndr.

almamzda izlediimiz yaklama gemeden nce, bir hususu belirtmekte yarar


gryoruz. Konumuzun alan hicri ilk asr olduu iin, kaynaklarmz oluturan
unsurlar yazl metinlerdir. Metinlerle ilgili almalarda trl yaklamdan sz
etmek mmkndr. 1. Metne Dayal Yaklam: Bir metnin hangi koullar altnda ve
kime ynelik telif edildii, hangi gelenek ve ekole ait olduu gibi sorular sormakszn
onun zelliklerini anlamaya almak. Metne dayal yaklamda, metnin biyografik
olarak bal bulunduu gelenein gz ard edilerek, bizzat eserin ierisinde yer alan
olgularn zmlenmesi amalanr.83 2. Tarih Yaklam: Metnin ortaya kt tarih
artlarn ve metnin telifine yol aan etkenlerin, metnin ait olduu gelenek ve ekoln gz
nnde bulundurularak metnin anlalmasdr.84 3. Hermentik Yaklam: Bir metni

80
Yahya b. Sellm, et-Tasrf, (thk. Hind eleb), e-irkett-Tunsiyye, Tunus 1979.
81
Ebl-Abbas Muhammed b. Yezid Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah minel-
Kurnil-Mecd, (nr. Muhammed Rdvan Dye), Drl-Beir, Dmak 1992.
82
Bkz. Sleyman Doanay, Hadis Rivayetinde Rvi Tasarruflar ve Dourduu Problemler, SAM
Yaynlar, stanbul 2009, s. 18.
83
Jurgen H. Petersen, Metne Bal Yorumlama, Teori ve Eletiri, (Haz. Hseyin Su), Hece Yaynlar,
Ankara 2004, s. 155-156; Ramazan Adbelli, Mircea Eliade ve Din: Mircea Eliaden Din Bilimi
almalarnn Metodolojik Adan Deerlendirilmesi, ESBE, Kayseri 2009, s. 35.
84
Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 35.
25

yazarnn dncesi olarak grmek suretiyle, yazar tarafndan ortaya konmak istenen
maksad anlamaya almak.85

Biz, almamzda arlkl olarak tarih yaklam tercih edeceiz. nceleme alanmz
oluturan dnem hicri ilk asr olduu iin, gerek dilbilimsel tefsire rnek tekil eden
eserlerin incelenmesinde, gerekse dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenleri analiz
ederken konuya tarihsel bak asyla yaklamamz gerekmektedir. Zira, incelemeye
altmz malzeme belli bir tarih balamn rn olduu iin tarihsel niteliklidir.86
Dolaysyla dilbilimsel tefsirleri incelerken, bu eserlerin telif edildii tarih, sosyo-
kltrel, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik ortam ve bu ortamn dilbilimsel tefsirin
geliimine olan etkilerini gz nnde bulundurmaya altk. Tarih artlarn gz
nnde bulundurmakszn, hibir eserin tam manasyla anlalmas mmkn olmad
kabul edildii takdirde byle bir yaklam tercih etmemiz zorunluydu.87 Bununla
birlikte, bu eserlerde melliflerin ne yapmaya altn ve dilbilimsel tefsirin ilevini
anlamaya alma balamnda, zaman zaman hermentik yaklama gre hareket
ettiimiz de olmutur.

Tmevarm yntemiyle ve byk lde tarihsel bak asyla incelediimiz bu


eserlerle ilgili deerlendirmelerimizi tasvir ve karlatrmal olarak yapmaya altk.
Farkl adlar altnda telif edilmi dilbilimsel tefsir rnekleri arasndaki farkllklar ve
benzerlikler tespit edilmeye allm, bu eserler birbiriyle karlatrlmak suretiyle
incelenerek, almamzda karlatrma metoduna da bavurulmutur. Bu balamda ilk
aamada dilbilim ve dilbilimsel tefsirle ilgili temel ve yan kaynaklar tespit edilmitir.
Kaynak tespitinden sonra, almamza zemin tekil edecek olan dilbilimle ilgili bilgiler
derlenmitir. Derlenen bilgiler analiz edilerek dilbilim ile dilbilimsel tefsir ilikisi
belirlenmeye allmtr. Daha sonra hicri ilk asrda dilbilimsel tefsirle ilgili olarak
yazlm eserler birbirleriyle karlatrlmak suretiyle okunmu ve deerlendirilmitir.
Bylece, bu eserlerin analiz edilmesi sonucunda dilbilimsel tefsirin Kuran anlamada
icra ettii fonksiyonun ortaya konulmasna allmtr.

85
Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 35; Petersen, Metne Bal Yorumlama, s. 157.
86
Tarihsel Yntem gemii konu alan bilimlerde kullanlan ve gemile ilgili belge, kayt ve arivlerle
arkeolojik olgu ve bulgularn seilerek snflanmasndan, deerlendirilerek yorumlanmasndan oluan
yntem olarak tanmlanabilir. Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar,
stanbul 2000, s. 647.
87
Kr. Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 36.
BRNC BLM
KAVRAMSAL VE TARHSEL EREVE

1. Dilbilim

1.1. Dilbilimin Tanm

Dilbilim, tarihsel sre ierisinde eitli evrelerden gemi bir bilim daldr. Bu nedenle
gerek tanmnda gerekse yaplan tanmlardan birini tercih etme konusunda baz
zorluklarn bulunduu grlr. Bu zorluklar yle sralamak mmkndr:

1. Yaplacak tanm, dilbilimin tarihsel srete geirdii bu evrelerden hangisine gre


yaplacaktr?

2. Dilbilimle ilgili birok farkl akm ve bu akmlar ierisinde eitli yaklamlara sahip
bilim adamlar vardr. Yaplacak olan tanm, bu akm ve yaklamlardan hangisine gre
olacaktr?

3. Dilbilim farkl kltrleri ilgilendiren bir bilimdir. Her kltrde dilbilimin ortaya k
ve geliim seyri farkl ekillerde olmutur. Szgelimi, dilbilimin slam kltrnde
ortaya k ve geliimiyle Batda ortaya k ve geliim seyri tam olarak ayn
deildir.

4. Dilbilim interdisipliner olmas hasebiyle farkl birok disiplinle iliki ierisindedir,


etkileim ierisinde olduu eitli alanlar vardr. Her olgunun bal bana kaim
olmad, aksine, iliki ierisinde olduu dier olgularla birlikte deerlendirilmesi
gerektii gz nnde tutulduunda, dilbilim, etkileim ierisinde olduu teori, yntem
ya da disiplinlerden hangisine gre tanmlanmaldr, sorular gndeme gelmektedir.

Dilbilimin tanmyla ilgili sorunlar birok ilim adam da dile getirmitir. ada
dilbilimin kurucusu olarak kabul edilen Ferdinand de Saussureun (.1913), dilbilimin
eitli bilim dallaryla etkileimde bulunduuna, etkileimde bulunduu bilimlerle
27

arasndaki snrn ou kez net olmadna88 ve dilbilimin konusunun belirsizliine


dikkat ektii grlmektedir.89

Ayn belirsizlik gnmzde de srmektedir. Dilbilimle uraan evrelerde dilbilimin


tanm ve alt dallarnn ne olduu konusunda tam bir birliktelik yoktur. Dilbilimin
tanm lkeden lkeye, hatta niversiteden niversiteye farkl ekillerde yaplabildii
gibi,90 terimleri de hl tam olarak belirginlememitir.91 Terminoloji konusundaki
zorluklar sadece Trkede deil, Bat dillerinde92 ve Arapada da grlmektedir.93

Yukarda ksaca deindiimiz zorluklara ramen, yine de almamzda hareket


edebileceimiz bir zemin oluturmak amacyla bir dilbilim tanm oluturmaya, daha
dorusu, yaplan tanmlardan birini tercih etmeye alacaz. Elbette bu tercih bizim
ynelimlerimizi yanstan, taleplerimizi karlayacan dndmz ynde olacaktr.
Dolaysyla, tercihimizi konumuzun hareket alanna uygun bir tanmdan yana
kullanacaz. Bu balamda, almamz dilbilimin alt dallar zerine temellendirmeyi
dndmz iin, dilbilimle ilgili yaplan tanmlar arasndan,94 dilbilimin alt dallarna
vurgu yapan bir tanm tercih etmeyi uygun gryoruz.

88
Ferdinand Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul 1998, s. 34.
89
Saussure dilbilimin snrnn belirsizliiyle ilgili unlar sylemitir: Hem eksiksiz hem de somut
olarak dilbilimin konusu nedir? Yantlanmas ok g bu sorunun Bylece sorunu hangi ynden ele
alrsak alalm, dilbilimin konusunu tmyle hibir yerde bulamayz ve hep u ikilemle karlarz: Her
sorunun yalnz bir yan stnde durduumuzda yukarda belirtilen ikilikleri gzden karma tehlikesi
belirir; dili ayn anda birok ynden incelediimizde ise, dilbilimin konusu, aralarnda ba
bulunmayan, karmakark bir olgular yn gibi grnr. te, bu trl bir yol izleyince de birok
bilime -ruhbilime, kuralc dilbilgisine, betikbilime, vb.- ak kap brakm oluruz. Oysa, biz bu
bilimleri dilbilimden kesinlikle ayryoruz. Bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 36-38.
90
Doan Aksan, Her Ynyle Dil Ana izgileriyle Dilbilim, 3 cilt, TDK Yaynlar, Ankara 2000, I, 24.
91
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 7; Gaz Muhtar Talimt, F lmil-Lga, Dru Talas, Dmak 2000, s.18.
92
Sheyl Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz), Multilingual, stanbul 1998, s. 7. Bayrav, terminoloji
konusunda karlalan skntnn gerekesini Her bilgin, yazlarnda, tanmlad terimlerden kurulu
bir szlk ortaya koymak yoluna gitmitir. Terim bolluu ise anlamazlklara sebep olacak hale
gelmitir. Bugn bir kelime iki dilcinin yazlarnda farkl anlamlar tad gibi, tek bir kavram da ayr
ayr szcklerle ifade edilmektedir. diyerek aklamaktadr. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz),
s. 8; ayrca kr. s. 22 (1 numaral dipnot), ve s. 23-24.
93
Szgelimi dilbilimle filolojinin snrlarnn belirsizlii hakknda Subh Salih hem Douda hem de
Batdaki bir gurup ilim adam nazarnda konularn byk bir ksm birbirine girift olduu iin dilbilimle
filolojinin arasn net olarak ayrmann g bir i olduunu belirtmekte ve bu giriftliin, iki terimin
birbirleri yerine kullanlmas sonucunu dourduuna dikkat ekmektedir. Bkz. Subh Salih, Dirst f
Fkh'l-Lga, Matbaatu Cmiat Dmak, Dmak, 1960, s. 3. Arapadaki terminoloji skntsyla ilgili
ayrca bkz. Muhammed Ali Abdlkerim Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, Aleml-Ktb, Beyrut
2002, s. 50; 52; Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye,
Mecellet Mecmail-Lgatil-Arabiyyetil-rdn, say: 59, rdn 2000, s. 99.
94
rnek olmas asndan dilbilimle ilgili dier baz tanmlara yer vermekte yarar gryoruz:
28

Dilbilim, Dil ya da leheyi objektif bir ekilde inceleyerek, dilin zelliklerini; fonetik,
morfolojik, sentaktik, semantik ve etimolojik olgularn tbi olduu dil kanunlarn; bu
olgularn birbirleriyle ve psikolojik, toplumsal corafi dier olgularla ilikisini
aklamay amalayan bir bilimdir.95 Biz dilbilimsel tefsire ilikin yapacamz
tanmda, dilbilimin alt dallarna vurgu yapan bu tanmdan yararlanmay uygun
gryoruz.

Dilbilimin tanm ve snryla ilgili zorluklardan bahsederken dilbilimin eitli bilim


dallaryla etkileim ierisinde olduunu ve bu etkileimin dilbilimin snrlarnn net
olmamasna yol atn sylemitik. Dilbilimin geikenlik yaad alanlarn banda
filoloji gelmektedir. Dilbilimle (linguistik) filolojinin (philology) snrlar tam olarak
belirginlememi, aralarndaki fark ve birbirleriyle ilikileri tam olarak netlememitir.96
Dilbilimle filoloji arasndaki bu geikenlik nedeniyle, dilbilimin alt dallarna, dilbilim-

Andre Martinet, dilbilimi, Dilbilim, insann dilyetisini ele alan bilimsel inceleme, eklinde
tanmlamtr. Bkz. Andre Martinet, levsel Genel Dilbilim, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul
1998, s. 13.
Jean Perrot, dilbilimi, konusundan hareketle Dilbilimin konusu, dillerin bilimsel incelenmesi, olarak
tanmlamtr. Bkz. Jean Perrot, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1998, s. 7.
lkemizde dilbilimle ilgili ilk eserlerden birisi kabul edebilecek Genel Dilbilim adl eserinde, Necip
ok dilbilimi yle tanmlar: Ksaca tarif etmek lazm gelirse Dilbilim, dilden veya dillerden
bahseden bir ilimdir diyebiliriz. Dier bir ifadeyle dilbilim, Bir dilin veya dil gurubunun btn
belirtilerini kendi aralarnda veya baka dillerdeki ekillerle karlatran, ondan sonular karan bal
bana bir ilimdir. Bkz. Necip ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), Multilingual, stanbul 2004, s. 13,
65.
Berke Vardar ise dilbilimi, Dilbilim, genel olarak dil olayn ele alan, zel olarak da dilin eitli
gereklemeleri saylan doal dillerin hem belli bir evredeki ileyi dzenlerini, hem de eitli evreler
arasndaki deiimlerini inceleyen bir insan bilimidir eklinde tanmlamtr. Bkz. Berke Vardar,
Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Multilingual, stanbul 1998, s. 21.
Doan Aksan dilbilimle ilgili u tanmlara yer vermektedir: Dil denen ok ynl, byl varl
inceleyen ve dilin balca sorunlarna eilen bilime dilbilim denir. Genel Dilbilim ise, Dilin btn
genel ve zel niteliklerini, yani herhangi bir dile, bir dil beine zg ya da btn dillerde grlen
zellikleri, dil olaylarn aratrma konusu edinen, dilin ortak ya da tek zelliklerini inceleyen, konular
birok bilim dalyla ilikili ve geime halinde bulunan, geni ereveli yani Bir dilin, bir dil ailesinin
ya da dil grubunun deil, dil denen kurumun dnyadaki ortak niteliklerine eilen, btn belirtileriyle dil
adn verdiimiz kurumu inceleyen bilim daldr. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 13, 24.
Sheyla Bayrav dilbilimi yle tanmlar: Dilbilim, dil olayn ve doal dilleri yapsal dzenleri ve
ileyileri asndan irdeleyen insan bilimidir. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz),
s. 9.
95
Bkz. Abdlaziz Matar, lml-Lga Fkhul-Lga Tahdid ve Tavdih, Katar 1985, s. 18-19dan naklen,
Talimt, fi lmil-Lga, s. 18; Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzabadinin Besairi, s.
44. Ramazan Abdt-Tevvb da alt dallarna vurgu yapacak ekilde dilbilimi yle tanmlamtr:
Dilden bahseden; dili btn ses, sarf, nahiv, anlam asndan ele ald gibi, tasvir, tarih,
karlatrmal ynleriyle de ele alan, farkl diller ya da leheler arasndaki alakalar inceleyen, dilin
grevlerini ve sluplarn farkl toplumlarla ilikilerini ele alan bilimdir. Bkz. Ramazan Abdt-
Tevvb, el-Medhal il lmil-Lga, Mektebetl-Hanc, Kahire 1980, s. 7den naklen, Rudeyn, Fusl fi
lmil-Lgatil-mm, s. 41.
96
Jean Perrot, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1998, s. 11; kr. Bayrav,
Filolojinin Oluumu, Multilingual, stanbul 1998, s. 61.
29

tefsir ilikisine ve dilbilimsel tefsirin tanmna gemeden nce, dilbilim-filoloji ilikisi


zerinde ksaca durmak istiyoruz.

1.2. Dilbilim-Filoloji likisi ve Mukayesesi

Etimolojik adan philo (:seven), log (:dil) kelimelerinden oluan philology/filoloji,


szlkte dil sevgisi, philologist/filolog ise dili seven anlamna gelir.97 Dilbilimde
olduu gibi filolojinin tanm ve ilevi konusunda da birlik yoktur. Nitekim filolojinin
yarar, uygulama alan ve anlam brantan brana nemli lde deimektedir.98
Filoloji ile dilbilim arasndaki geikenlii birok bilim adam dile getirmitir. Daha
nce de belirttiimiz zere Saussure dilbilimin, filoloji gibi, etkileim ierisinde olduu
baz alanlarla kartrlma riskine dikkat ekmitir.99 Bir baka dilbilimci, Perrot ise
filoloji, dilbilim, dilbilgisi terimlerinin gnmzde zellikle de retimde birbirlerinin
yerine kullanldn ne srmtr.100 Ziolkowski filoloji kelimesinin ngilizcede
karmak bir varl olduunu belirtmi ve bu grn eitli szlklerden yapt
alntlarla desteklemeye almtr.101

Dilbilimle filolojinin snrlar konusundaki skntnn Arapa asndan daha ileri


boyutta olduu grlmektedir. Konularn byk bir ksm birbirine girift olduu iin

97
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 9. Filolojinin etimolojik anlamyla ilgili bilgileri kr. Robert Allen
(editr), The Penguin English Dictionary, Penguin Books, Londra 2003, s. 1044; Websters New
Encyclopedic Dictionary, Black Dog & Leventhal Publishers Inc., New York 1995, s. 755. Bayrav
filoloji terimiyle ilgili u bilgileri vermektedir: Eflatuna gre filolog, insana bilgi kazandracak ve
dncelerini olgunlatracak nitelikte her eit konuma ve tartmay merakla izleyen, renmee
hevesli kiidir. Aristo ve Sokrateste ise kelimenin kapsam daralr: Btn aydnlara verilen bir unvan
olmaktan karak, yalnz edebiyat ve dil alannda uzman ve sz sylemee yetkili kimselere filolog
denir. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 9.
98
Jan Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, (ed. Jan Ziolkowski), The
Pennsylvania State University Press, Pennsylvania 1990, s. 7-8; Filolojinin snrlarnn net olmayyla
ilgili olarak ayrca bkz. Perrot, Dilbilim, s. 11; Wendell Clausen, Philology, On Philology, s. 13;
Leonard Bloomfield, Language, Holt, Rinehart and Wiston, New York 1933, s. 512'den naklen, Calvert
Wattkins, What is Philology?, On Philology, s. 22-23.
99
Bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 36-38
100
Perrot, Dilbilim, s. 11; 25.
101
Ziolkowskinin analizleri u ekildedir: Szgelimi Oxford English Dictionary'nin ilk basksndaki iki
farkl tanma bir gz atalm. 1. Dil ve edebiyat sevgisi; geni anlamda, gramer, edeb tenkit ve yorum,
edebiyat ve yazl belgelerin tarihle ilikisini de ieren edebiyat almas; edebiyat ya da klasik diller
bilginlii. 2. zellikle ada kullanmda, bir dilin yaps ve geliimiyle ilgili alma; dilin bilimi;
dilbilim (Bu tanm esasen birinci tanmdaki branlardan sadece birisini tekil etmektedir.)
Websters New Universal Unabridged Dictionary adl szln ikinci basks daha ak bir grnm
sunmaktadr. Fakat bu grnmn daha yakndan incelenmesi onu ters yz ederek bir serap gibi
belirsiz klmaktadr: 1. Kken itibariyle, renme ve edebiyat sevgisi; almak; bilginlik. 2.
Otantikliklerini, anlamlarn vs. ortaya karmak amacyla, edeb metinler bata olmak zere, yazl
belgelerle ilgili alma yapmak. 3. Bugnk kullanmda dilbilim. Bkz. Ziolkowski, What is
Philology: Introduction, On Philology, s. 5-6.
30

dilbilimle filolojinin arasn net olarak ayrt etmek zordur. Bu giriftlik her iki terimin
birbirleri yerine kullanlmas sonucunu dourmutur.102 Arap diliyle ilgilenen bilim
adamlar arasnda dilbilimle filolojinin tanm, snrlar ve ierikleri konusunda gr
birlii yoktur. Hatta, ayn kitap ierisinde bile belli bir standardn olmadnn
mahede edilmesi mmkndr; bazen filoloji yerine dilbilim terimi kullanlrken bazen
de ikisinin birbirinden farkl anlamlarda kullanld grlebilmektedir.103 Ayrca
Arapa asndan sorun sadece snrlarn net olmamasnda deil, ayn zamanda, dilbilim
ve filoloji terimlerinin karlnda kullanlacak ifadelerde tezahr etmektedir.

Arapada kullanm birlii olmamasnn birok nedeni vardr. Her eyden nce, Bat ve
slam kltrnde bu iki alann gerek ortaya k gerekse geliimi farkl ekillerde
seyretmitir. Kltrler aras farklln neden olduu bu durum, terimlerin tekabuliyeti
sorununu ortaya karmaktadr. Kltrleraras farkllk ve tekabuliyet sorununun yan
sra, Arapada dilbilim ve filoloji iin kullanlan terimlerde ittifak olmamas durumu
iyice karmak hale getirmektedir. Zira gnmz Arapasnda filolojiye karlk olarak
kullanlan   ifadesi hicri 4. asrdan beri literatrde vardr. Dilbilime karlk
olarak kullanlan   ifadesi de,104 Suytnin (.911/1505) el-Mzhir f Ulmil-
Lga ve Envih isimli eserinin adnda oul olarak gemekte, ayrca Eb Hayyn
(.745/1344), Zerke (.794/1392), bn Haldn (.808/1406) ve Kfiyeci (.879/1474)
gibi limlerin eserlerinde105 kullanlmaktadr. Kald ki Arapada  !,106 #$!
ve #%!107 gibi kullanmlar da vardr. Her iki terimin gemiteki kullanmyla
gnmzdeki kullanmnn birebir rtmemesi Arapa asndan zorluu bir kat daha
102
Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, Matbaatu Cmiat Dmak, Dmak 1960, s. 3. Arapadaki
terminoloji skntsyla ilgili ayrca bkz. Muhammed Ali Abdlkerim Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, Aleml-Ktb, Beyrut 2002, s. 50; 52; Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah
vel-ssl-Marifiyye, s. 99.
103
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 34. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 34.
Rudeynnin serzenite bulunduu bu durumu Trke eserlerde de grebiliriz. Szgelimi, Sheyla
Bayrav Filolojinin Oluumu adl kitabnn 13-14. sayfalarnda filoloji ile dilbilimin ayn ey olmadna
iaret etmesine ve bu eser filolojiyle ilgili bir eser olmasna ramen, tespit edebildiimiz kadaryla bu
eserinin 71, 111 ve 113. sayfalarnda filoloji yerine dilbilim terimini kullanmaktadr.
104
Gnmz Arapasnda filolojiye karlk olarak  , dilbilime karlk olarak da  
ifadesinin kullanlmasyla ilgili olarak bkz. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 3-4.
105
  ifadesinin bu limler tarafndan kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanldyla
ilgili olarak bkz. Eb Hayyn el-Endls, el-Bahrul-Muht, (thk. Adil Ahmed Abdl-Mevcud-Ali
dil Muavviz), 8 cilt, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1993, I, 105; Bedreddin Zerke, el-Burhn f
Ulmil-Kurn, 4 cilt, Drul-Fikr, Beyrut 1980, I, 13; bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064;
Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
106
Eb Nasr el-Frb, hsul-Ulm, (ne. Ali b Mlhim), Mektebetl-Hill, Beyrut 1996, s. 17-25.
107
#$! ve #%! eklindeki kullanm iin bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisaniyt,
Darul-Ktbil-Ceddetil-Mttehide, Trablus 2004, s. 9; #$! eklindeki kullanm iin bkz.
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 100.
31

artrmaktadr. Bu yzden bu iki terimin gemiten gnmze kadarki kullanmlarndan


ksaca bahsetmekte yarar gryoruz.

bn Frise (.395/1004) gelinceye kadar, klasik Arap dilcilerinin eserlerinde 


ifadesinin kitaplara ad olarak kullanlmad grlmektedir.108 Dolaysyla, bn Frisin
  ifadesini kulland es-Shib fi Fkhllga ve Snenil-Arab adl eserinin,
Arapada fkhullga ifadesini tayan ilk kitap olduu sylenebilir. bn Frisin
kitabnn balca konular109 gz nnde bulundurulduunda, onun kullanmnda
fkhullga ifadesinin, filolojiyle ilgili konularn yan sra, gnmz dilbiliminin alt
dallarndan bazsna tekabl eden ses, sarf, nahiv ve anlamla ilgili konular da ierdii
grlmektedir.110 Belki de, bn Frisin eseri, dilbilimin baz konularn da ierdii iin
olsa gerek, baz aratrmaclar bn Cinnnin (.392/1002), el-Hasaisinin, adnda 
 gemese de, klasik eserler arasnda (  filoloji) adnn kullanlmasna en
elverili kitap olduunu ne srmlerdir.111

Adnda   ifadesinin getii bir dier eser Selibye (.429/1038) ait Fkhullga
Sirrl-Arabiyyedir. Selibnin eserinin muhteva asndan bugnk anlamda filolojiyle
ilgili olduunu sylemek zordur.112 bn Fris ile Selibnin eserlerindeki kullanma
gre fkhullgann, Arapa lafzlar ve anlamlar, lafzlarn konulara gre tasnifi gibi
hususlarla ilgili konularn bilinmesi anlamna geldii ve ses, sarf, nahiv, anlam, slup,
iir gibi btn dilsel dzeyleri kapsad ne srlmektedir.113 Dolaysyla bn Frisin
eserinde ele ald meseleler arasnda, nahiv ve belagat gibi filolojinin alanna girmeyen
konular da vardr. bn Frisin eserinden ancak bin yl sonra, belli konulara mnhasr
olan ve filoloji adn tayan mstakil eserlerin yazlmasyla filolojinin snrlar

108
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 102; Muhammed
Hseyin l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye indel-Arab il Nihyetil-Karnis-Slis, Menrtu Dri
Mektebetil-Hayt, Beyrut 1980, s. 427-428; kr. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 12; Rudeyn,
Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 36.
109
bn Farisin kitabnn balca konular unlardr: Arabn hayat ve geliimi, dilin kayna, Arap
dillerinin ihtilaf, fasih ve avam leheler; Sesle; Sarfla; Nahivle; slupla; Belagatle ilgili meseleler; iir.
Bkz. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38.
110
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38.
111
rnein bkz. Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, s. 9.
112
Subh Slih, eserde fazla ayrntya girilmeden filolojinin sadece birka konusuna yer verildiini ne
srmtr. Salihe gre, nicelik olarak fazla yer tutmayan bu konular; Rumcaya nispet edilen baz
Arapa lafzlar, Arapa ve Farsada lafz ortak olan, Arapada olmayp Farsada olduu iin
Arapalatrlarak kullanlan kelimeler gibi konulardr. Bkz. Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, s. 9-
10; kr. l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 429-430.
113
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38-39.
32

belirginlemeye balamtr.114 Bylece, sarf, nahiv gibi konular filolojiyle ilgili


eserlerden ok, dilbilimle ilgili eserlerdeki yerini almtr.

Suyuti ise  ( ifadesini, dillerin ortaya k; lafz-mana ilikisi; fasih ve yapay
dil; kullanlan ve kullanlmayan lafzlar; garip, yadrganan ya da Arapalatrlm
kelimeler; itikak; okanlamllk; ezdd; eanlamllk; tashif; tahrif gibi konular ele
ald kitabnn adnda kullanmtr.115 Adnda gnmzde dilbilim iin kullanlan 
nn oulu  ( ifadesi gemekle birlikte Suyutinin el-Mzhir fi Ulumil-
Lga ve Envih adl bu eseri, ihtiva ettii konular hasebiyle sadece gnmz
dilbiliminin ele ald konular ieren bir kitap olarak deerlendirilmemelidir.

Gnmz Arapasnda dilbilime karlk olarak kullanlan   ifadesinin, Eb


Hayyn, Zerke, bn Haldn ve Kfiyeci gibi ilim adamlar tarafndan kullanldn
grrz. Ancak bu limlerin kullanmnda   terimi mfred kelimelerin
anlamyla, yani szckbilgisiyle ilikilendirilmitir. Bu durum bize, Eb Hayyn,
Zerke, bn Haldn ve Kfiyeci gibi limlerin ilml-lga ifadesinden, mfred haldeki
kelimelerle ilgili almalar ve bu kelimelerin anlamyla ilgili kitap ve szlklerdeki
bilgileri kastettiklerini gstermektedir.116 Yani bu tr kullanmlarda   dilbilimi
terimsel olarak karlayan bir anlamda deil, kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda
kullanlmtr.

Bu kullanmlarn dnda, gnmzde dilbilimle ilgili Arapa kitaplarda ele alnan


konulara, ilimler tasnifiyle ilgili eserlerde, deiik isimler altnda yer verildii
grlmektedir. Mesela Frbnin (.339/950) ilimler tasnifinde ilmllisan olarak
yerini alan konular; sesler, mfred lafzlar, cmle iinde lafzlar, kelimenin yaps ve
cmlenin yaps olarak gsterilmitir.117 Takprzade (.968/1561) ise dille ilgili
ilimleri mfredler ve mrekkebler olmak zere ikiye ayrdktan sonra mfred

114
Bkz. Talimt, F lmil-Lga, s. 14.
115
Bkz. Suyt, el-Mzhir fi Ulmil-Lga ve Envih, (thk. Muhammed Ahmed Cadelmevla-Muhammed
Ebl-Fadl brahim-Ali Muhammed el-Becv), 2 cilt, el-Mektebetl-Arabiyye, Beyrut 1987, dillerin
ortaya k: I, 8-39; lafz-mana ilikisi: I, 41-55; fasih ve yapay dil: I, 171-213; kullanlan ve
kullanlmayan lafzlar: I, 240-247; garip, yadrganan ya da Arapalatrlm kelimeler: I, 233-240, 268-
294; itikak: I, 345-354; okanlamllk: I, 369-386; ezdd: I, 387-402; eanlamllk: I, 402-413; tashif-
tahrif: II, 353-394. Suytnin eserinin ieriiyle ilgili deerlendirme iin bkz. l-i Ysn, ed-
Dirstl-Lgaviyye, s. 430.
116
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 44.   ifadesinin limler tarafndan kelime
hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanlmasna rnek olarak bkz. Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I,
105; Zerke, Burhn, I, 13; bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064; Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
117
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 44; kr. Frb, Ihsul-Ulm, s. 17-25.
33

kelimelerle ilgili ilimleri; harflerin mahreleri, lafzlarn mfred haldeki manas


(ilmllga), lafzlarn manaya vaz edilmesi ilmi, itikak ve sarf ilmi olmak zere be
kategoride incelemitir.118

Gnmz Arapasnda filoloji ve dilbilim ayrmndaki belirsizliin nedeni, sadece eski


kullanmlarla yenisi arasndaki tekabliyet sorunu deildir. Belki de bu tekabliyet
sorununun etkisiyle, dilbilim ve filoloji karlnda gnmzde farkl terimlerin tercih
edilmesi belirsizlii iyice artrmtr. Nitekim ortada birok terim vardr ve genelde
terimlerden ne kastedildii ou kez ak deildir.119 Ayrca, Bat dillerindeki ada
almalar Arap diliyle ifade etmenin zorluu120 ve farkl dillerdeki terimlerin Arapa
karl konusunda aratrmaclar arasnda birlik olmamas kavram kargaasnn iyice
artmasna yol amtr.

ada Arap dilcilerinin filoloji ve dilbilim karlnda gerekten de farkl farkl


terimler kullandklar grlmektedir. Szgelimi, dilbilim iin  nin kullanlmas
gerektiini ne srenler vardr.121 Bunu kabul edenlerin byk bir ksm Genel
Dilbilimden122 ayrmak amacyla, Arap dilinin sorunlaryla ilgilenen alana 
#)* ifadesini kullanmlardr. Genel Dilbilim, btn diller arasndaki olgular ve
kurallarla ilgilendii iin, Arap diliyle ilgili almalar genel dilbilimden ayrmak
amacyla, byle bir kayda ihtiya duyulmutur.123 Bu durumda   ifadesi, Genel
Dilbilim olarak bilinen alan iin kullanlmakta, Arap diliyle ilgili almalar ise 
#)* terimiyle ifade edilmektedir.124

118
Ebl-Hayr smdd-Dn Ahmed Efendi Takprzade, Mifthus-Sade ve Misbhus-Siyde fi
Mevztil-Ulm, (thk. Kamil Bekri; Abdulvehhab Ebn-Nr), 4 cilt, Kahire 1968, I, 99-143; kr.
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 45.
119
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 50; 52.
120
Bkz. Mahmud Saran, lml-Lga: Mukaddime lil-Kriil-Arab, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut
t.y, s. 28-29.
121
Bunu savunanlar   ifadesinin Araplar arasnda daha yaygn ve bir eyi bilmenin ayn zamanda
onu fkhetmek olduunu gereke gstermiler ve dille ilgili almalar iin en elverili ifadenin 
 olduunu belirtmilerdir. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 5; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-
Lgatil-mm, s. 39.
122
Saussureun ders notlarnn Genel Dilbilim Dersleri adyla yaymlanmasndan sonra btn dillerin
ortak ynlerini ele alma anlamnda, Genel Dilbilim diye bir alan olumu ve dilbilim almalar bu
ynde ilerlemitir. Bununla birlikte, dilbilimin ilkelerini belli bir dile uygulamak suretiyle, zel
Dilbilim almalar da yaplmtr ve yaplmaktadr. lkemizde dzenlenen Uluslararas Trk
Dilbilimi Konferanslar bu balamda rnek olarak zikredebilir.
123
l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 430-431; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 52.
124
Bu kullanm btn dillerle ilgili almalar   ad altnda da olsa, dilbilim olarak nitelemesi
asndan kabul edilebilir. Ama, herhangi bir ayrm yapmakszn Arap diliyle ilgili almalarn hepsini
filolojiye mtekabil olarak #)*  ad altnda toplamas asndan isabetli bir gr deildir.
34

Klasik dnemde   ad altnda yaplan almalar gnmzdeki dilbilim


almalarnn bir halkas kabul edip, dilbilim karlnda   teriminin
kullanlmasna gerek kalmadn,   ile yetinmenin mmkn olacan, yani,
yukardaki grn tam tersini savunanlar da vardr. Bununla birlikte, bu gr
sahiplerine gre, uzun bir gemie sahip olan   terimi gemi almalarla snrl
olmak ve daha genel olan   ile kartrlmamak artyla muhafaza edilebilir.125

Terminolojideki bu sknty amak amacyla orta yolu bulmaya alanlar da vardr.


yle ki, eer ilmllga ifadesi umumi/genel vasfyla kaytlanr ya da hibir kayt
getirilmeden mutlak olarak zikredilirse genel dilbilime delalet eder. Ama belli bir
dille ilgili alma kastedilirse, bu durumda snrlandrmaya atfta bulunmas amacyla,
ilmllgatil-arab gibi bir kullanm tercih edilir.126

Dilbilimle filoloji aralarndaki snr net olarak izilemese, ya da bu iki terim, zaman
zaman birbirlerinin yerine kullanlsa da, zellikle ada anlamda dilbilimle filoloji
birbirinden ayr iki alandr. Birok bilim adam bu ikisinin ayn eyler olmadn,
dolaysyla bunlarn birbirine kartrlmamas gerektiini vurgulamtr.127 Biz de
filolojinin konusu, amac ve dilbilim-filoloji ayrmyla ilgili ortaya konan grler
yardmyla bu iki alann snrlarn biraz olsun netletirmeye alacaz. Bu balamda,
dilbilim ve filolojinin neyle urat, benzer ve farkl ynleri ve amalarna ulamak
iin neleri kulland hakknda ksaca durmak faydal olacaktr.

Metinleri tespit ederek yorumlamaya alan filoloji bu sayede metnin ait olduu
toplumu tanmay; toplumun treleri, edebiyat tarihi ve kurumlar hakknda bilgilere
ulamay amalar. Filolojinin dille ilgili sorunlarla ilgilenmesi ise, zellikle farkl

Zira, dilbilim ile filolojinin ayrmnda belirleyici olan birincisinin btn dillerle ilgili, ikincisinin ise
sadece bir dille ilgili olmas deildir. Neyin filoloji neyin dilbilim olduu konusundaki ayrt edici en
nemli zellik, yaplan almann btn dillerle ilgili mi yoksa sadece bir dille mi ilgili olup olmamas
deil, yaplan iin z niteliidir. Sadece bir dille ilgili filolojik alma yaplaca gibi, zel Dilbilim
anlamnda bir dille ilgili dilbilimsel bir alma da yaplabilir. Btn dilleri kapsayan bir filolojik
alma dnlemese de, birden fazla dille ilgili filolojik alma gayet rahat yaplabilir. Filolojinin bir
dille ya da birka dille snrl olmas, bir dille ilgili yaplan btn almalarn filolojik olmasn gerekli
klmaz. nemli olan almann nitelii ve amacdr.
125
Abdlgafr Hamid Hilal, lml-Lga beynel-Kadm vel-Hads, Matbaatl-Cebelv, y.y. 1986, s.
25.
126
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 51.
127
ki alann ayrlmas gerektii konusunda bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 35; Perrot,
Dilbilim, s. 9; Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 12; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 184-
185; Watkins, What is Philology?, On Philology, s. 22-23, Leonard Bloomfield, Language, s.
512'den naklen; Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44.
35

dnemlere ait metinlerin karlatrlmasna, anlalmas zor metin ya da kitabelerin


aklanmasna ihtiya duyulduunda ortaya kar.128 Ulat metinler yardmyla
gemi toplum ve medeniyetler hakknda bilgi elde etmeyi amalayan filoloji, ihtiya
duyduu oranda dil sorunlaryla ilgilenmesi hasebiyle, karlatrmal dilbilim
almalarna katk salamtr. Yine de bu durum filolojinin, dilbilimden ayr bir alan
olmasna engel deildir.129

Yazl metinleri belirleyerek yorumlamaya ve izah etmeye alan filoloji, aslnda, yazl
belgeleri kltrel balamnda incelemektir.130 Bu durumda filolojiyi dil yoluyla bir
toplumun kltrn incelemek131 olarak tanmlayabiliriz. Bu tanma gre filolojinin
asl amac, yazl metinleri yorumlamak ve izah etmek deil, bu yorumlama vastasyla
belgelerin ait olduu toplumun kltr hakknda bilgi sahibi olmaktr.132

Dilbilim, genel anlamda dil olgusunu, dil yetisini, szl ya da yazl olsun btn dilleri,
sadece dil asndan ele alr. Bu balamda dilin sorunlarn, bir dilin ya da btn dillerin
zelliklerini, dillerin belli bir evredeki ileyiini ya da eitli evrelerdeki deiimlerini
aratrr. Dilbilimin, inceledii metinler vastasyla metnin ait olduu toplumun kltr
hakknda bilgi sahibi olmak gibi bir amac yoktur.

Filoloji ise, gemi uygarlklar tanmay amalayarak, sadece yazl dili, yani, yazl
kitabe, metin ve belgeleri kltr asndan inceler. Bu amacn gerekletirirken,

128
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27-28. Filoloji gemi medeniyetler hakknda bilgi sahibi olmak
iin gemi toplumlara ait metinlere ulamaya alr. Bunun iin, ulat metinleri ina ve tesis eder.
Filoloji metinleri tesis etmek amacyla ivi yazs tabletlerini, papirsleri, parmenleri inceleyerek
orijinal nshayla, kopya nshalar ayrt etmeyi amalar. Filologlar bunu yaparken, paleografi ve metin
tenkidi gibi metotlar kullanrlar. Geni anlamda dnldnde bu metotlar filolojiyi tamamlayan
unsurlarm gibi grlebilir. Bkz. Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
129
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44. Vardar dilbilim-filoloji ayrmyla ilgili unlar
sylemitir: Yazl belgeler zerinde alan betikbilim (filoloji), yaznsal yaptlar araclyla gemi
uygarlklar tanmay amalar, birtakm i ve d ltlere dayanarak betiklerin belirlenmesi,
aktarlmas, tarihlendirilmesi, zlmesi, deiik betik biimlerinin ve elyazmalarnn karlatrlmas,
zgn biime uygun olan doru betikler oluturulmas, bunlarn eletirel adan deerlendirilmesi vb.
sorunlarla ilgilenir. Yaznsal dille sanatsal deerlere nem veren betikbilimin kendine zg yntemleri
vardr. Bu dal, dil sorunlarn, zellikle deiik alarn betiklerini karlatrmak, her yazarn kiisel
dilini belirlemek, g anlalr ya da eski bir dildeki yaztlar zmek ve aklamak iin ele alr. Bkz.
Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 28.
130
Eckehard Simon, The Case for Medieval Philology, On Philology, s. 18-19.
131
Orhan Hanerliolu, Filoloji, Felsefe Ansiklopedisi (Kavramlar ve Akmlar), 7 cilt, Remzi Kitabevi,
stanbul 1993, II, 167.
132
rnein, Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Inda Frigler adl bir tezin, Friglerin Kkenine Ik Tutan
Filolojik Belgeler balkl drdnc blmnde Friglere ait yazl belgelerden hareketle Frig
Devletinin kltrel ve sosyo-politik yaps hakknda bilgiler verilmektedir. Bkz. Tlin Kaya,
Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Inda Frigler, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, GSBE, Ankara
2007, s. 43-62.
36

gnmze ulaan metinleri tesis etmeye ve yorumlamaya alr. Metinle aramzda


zaman fark olduu iin, orijinal metnin tesis edilmesi gerekmektedir.133 Filoloji
ulat ve tesis ettii metinleri kltrel balamnda ele alarak, yazl belgelerin ait
olduu toplumun tarihi, kltr, kurumlar ve treleriyle ilgilenir. Bunu yaparken de
doal olarak dilbilim, sosyoloji, dinler tarihi, hukuk gibi alanlardan yararlanr.134

Filoloji ile dilbilim arasnda farkllklar olduu gibi, ortak noktalar da vardr. Zaten belki
de sorun szkonusu ortak noktalardan kaynaklanmaktadr. Her ikisi de farkl alardan da
olsa, dille ilgilenir. Yine her ikisi birbirlerinden belli alanlarda yararlanrlar. Szgelimi,
dilbilim, zellikle eski el yazmas metinler vastasyla ulalabilen diller sz konusu
olduunda filolojinin verilerini kullanr.135 Gemiin dilbilimsel durumlar hakknda
bilgi sahibi olmak iin, dilbilimci filolojiyi kullanmak zorundadr. nk gemi
hakkndaki belgeler filoloji yardmyla ina edilir. Filolojinin salad veriler, gemi
hakknda alma yapmak isteyen dilbilimci iin eitli imknlar salar.136 Bu metinler
ancak filoloji vastasyla gn yzne karlabilecei iin, bu adan dilbilim filolojinin
verilerine muhtatr. Filolojik aratrmann ele ald metnin anlalmasndaki zorluk
kelimenin anlamndan ya da cmlenin yapsndan kaynaklandnda, filoloji dilbilimden
yararlanmaya muhtatr, yani, bu noktada da filoloji dilbilime bamldr.

Sonu olarak unu syleyebiliriz: Filoloji ile dilbilim farkl eyler olmakla birlikte
kesitikleri hususlar vardr. Filoloji, amacnn gereklemesi iin kelimelerin anlamlar,
cmle yaplar gibi hususlarda dilbilimden yardm alr. Baka alardan da filoloji
dilbilime yardm salayabilir. Mesela yazma eserler, eski kitabelerin gn yzne
karlmas filolojinin amalar arasndadr. Bu tr eserlerle ilgili yaplacak dilbilimsel
aratrmalarda dilbilim filolojinin bulgularndan yararlanmak zorundadr.

133
Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
134
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 14. Sheyl Bayrav, filolojik aratrmann basamaklarn yle
sralamtr: 1.Metinlerin ve yazma eserlerin bulunup, okunmas ve tasvir edilmesi; 2.Bulunan metnin
birka rivayeti varsa, onlarn karlatrlmas, eletirilmesi, snflandrlmas ve yaymlanmas;
3.Metinde kullanlan kelime ve deyimlerden anlam deimi ya da unutulmu olanlar varsa bunlarn
aklanmas; 4.Metinde tarih olaylara, inan ve trelere yaplan telmihlerin aklanmas; 5.Metnin
nerede, ne zaman yazldnn aratrlmas, kaynaklarnn tespit edilmesi ve metnin sanat deerinin
incelenerek yap, slup, sz sanatlar bakmndan zelliklerinin ortaya konulmas; 6.Metnin dier
bilimlerle ilkisinin belirtilmesi. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 14.
135
Perrot, Dilbilim, s. 25; Dilbilim ve filolojinin birbirine desteklemesi konusunda ayrca bkz. Talimt, fi
lmil-Lga, s. 16.
136
Antoine Meillet, La Mthode Comparative en Linguistique Historique, H. Aschehoug&Co. Oslo 1925,
s. 11'den naklen, Watkins, What is Philology, On Philology, s. 22.
37

1.3. Dilbilimin Alt Dallar

Dilbilimin tanmn yaparken vurguladmz zere, dilbilimin tanm konusunda gr


birlii olmad gibi, alt dallarnn neler olduu ve bu alt dallarn snrlarnn nerede
balayp nerede bittii konusunda da bir birlik yoktur.137 Hatta ilerde sesbilim
konusunda ele alacamz zere, fonetik/sesbilgisi ile fonoloji/sesbilim ayrmnda
Saussureun gr, gnmz dilbilim evrelerinin genel grnden farkldr. Nitekim
gnmzde fonoloji/sesbilim sesleri grevleri asndan, fonetik/sesbilgisi ise sesleri
fizyolojik adan ele alan disiplin olarak kabul edilmektedir. Oysa Saussure tam tersine,
fonolojinin, sesleri fizyolojik adan ele alan disiplin iin kullanlmas gerektiini
savunmutur.138

Dilbilimin alt dallarnn neler olduu konusundaki szkonusu gr ayrlnn doal bir
sonucu olarak, alt dallar iki ya da le snrlayanlar olduu gibi, yelpazeyi olduka
geni tutarak onun zerinde alt daldan bahsedenler de vardr.139 Dolaysyla, bu
taksimdeki alt dallar birbirlerinden ok kesin snrlarla ayrlm deildir. Bu ayrm daha
ok aratrmada kolaylk amacyla yaplan bir tasniftir. Dilbilimin alt dallarndan birini
ilgilendiren bir konu ou kez, dier alt dallarndan birini de ilgilendirir, ya da etkiler.
Mesela sesbilimi ilgilendiren kelimelerin sesleri, biimbilimin konusu olan sga/form
deiikliklerinden etkilendii gibi, tersi de mmkndr. Yine szckbilime ait eserler
olan szlklerde kelimelerin tekil, oul, masdar, ismi fail, sfat- mebbehe
olularnn belirtilmesi, bu konular biimbilimin (sarf) konusu olduklar iin
szckbilimle biimbilgisi arasndaki etkileimi gsterir. Benzer etkileimler

137
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 24; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz), s. 7; s. 21, 1. dipnot; Filolojinin
Oluumu, s. 61; Perrot, Dilbilim, s. 108-109; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 15;
Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 75-77.
138
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68. Saussure'un grn dilbilimcilerin benimsememesiyle ilgili
olarak bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 67, 1. dipnot.
139
Mesela Doan Aksan dilbilimin alt dallarnn sesbilim, sesbilgisi, szdizimi, anlambilim, szckbilim,
szlkbilim, lehebilim, gstergebilim, adbilim, toplumdilbilim, ruhdilbilim, uygulamal dilbilim,
filoloji, anlatmbilim, istatistik dilbilimi dilbilimin alt dallar olarak kabul ederken yelpazeyi olduka
geni tutmutur. Bkz. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 25-36. Perrot ise sesbilim, biimbilim, szdimizimi ve
szlkbilim olmak zere drtl tasnife yer vermitir. Bkz. Perrot, Dilbilim, s. 108-109. Berke Vardar,
sesbilim, szlkbilim ve tmcebilim olmak zere le snrl tutmutur. Bkz. Vardar, Dilbilimin Temel
Kavram ve lkeleri, s. 158-163; Sheyla Bayrav sesbilgisi, sesbilim, morfo-sentaks ve anlambilim
olmak zere drt alt daldan bahsetmitir. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 91-131. Dilbilimin alt
dallaryla ilgili olarak ayrca bkz. Zeynel Kran-Aye Kran, Dilbilime Giri, Sekin Yaynclk, Ankara
2001, s. 231-280.
38

szckbilim ile szdizimi ve biimbilim ile szdizimi arasnda da szkonusudur.


Anlambilim ise nihayetinde dilbilimin btn bu alt dallaryla etkileim ierisindedir.140

Sonu olarak hemen btn dillerde dilbilimin alt dallar arasnda bu ekilde bir irtibattan
sz etmek mmkndr. Arap dilbilimcileri de dilbilimin bu alt dallaryla ilgili
almalar yapmlardr. Dilbilimin alt dallaryla ilgili almalarn hepsi bir ekilde
anlamla ilgilidir. Zira, bu almalarn amac nih olarak manann aa karlmasdr.
Gerek ses, gerek yap dzeyinde olsun, kelimeyle ilgili her alma cmlenin ve metnin
anlalmasna hizmet eder. Bu noktada baz aratrmaclar sesbilim, morfoloji ve
sentaks almalarnn gayesi anlamdr, bu almalarn hepsi mana iin birer
vastadr141 demektedir.

Biz bu konuda almamzda bir snrlandrmaya giderek, dilbilimin alt dallarndan;


sesbilim, biimbilim, szdizimi, szckbilim ve anlambilim hakknda tantc bilgi
vermeye alacaz. Zira, kraat ve lehe farkllklarn bir kenara brakrsak hicri ilk
asrda yazlan dilbilimsel tefsirlerde, dilbilimin daha ok bu alt dallaryla ilgili konulara
arlk verilmitir. Dilbilimin alt dallaryla tefsir ilikisi zerinde nc blmde
dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya katksn ele alrken duracaz. Burada ise
dilbilimin alt dallaryla ilgili ksa tantc bilgiler vermekle yetineceiz.

1.3.1. Sesbilim/Fonoloji/ Dirsetn-Nizmis-Savt

Dildeki seslerle ilgilenen iki ayr alan vardr: Sesbilim/fonoloji ve sesbilgisi/fonetik.142


Bununla birlikte, bunlardan sadece birincisi dilbilimin bir alt daldr. Sesbilgisi ise
dilbilimden ok fizyolojiyi ilgilendiren bir alandr. Dilbilim sadece ihtiya duyduunda
sesbilgisinin verilerinden yararlanr.143 Bu ikisinin birbirine kartrlmamas ve

140
Dilbilimin bu alt dallar arasndaki etkileim ve rnekleri iin bkz. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, s. 32; Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye, s. 13-14; 75-82; Ahmed Muhtar
mer, el-Bahsl-Lgav, s. 165-166; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 111-116; kr. Perrot, Dilbilim, s.
108-109
141
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 227-228; kr. Saran, lml-Lga, 261.
142
Fonoloji Arapada #+($(
 lafz olduu gibi korunarak, veya Dirsetn-Nizmis-Savt
terkipleriyle, fonetik ise lml-Esvt terkibiyle ifade edilmektedir. Bkz. Komisyon, A Dictionary of
Modern Linguistic Terms, Beyrut 1983, s. 68 (ngilizce ksm); 63 (Arapa ksm).
143
Sauussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 94; Vardar, Dilbilimin Temel
lke ve Kavramlar, s. 160.
39

sesbilimin alannn daha net olarak ortaya konulmas amacyla her ikisinin tanmlarna
yer verecek ve aralarndaki fark ksaca belirtmeye alacaz.144

Sesbilim/Fonoloji, seslerden hangisinin anlamn olumasnda ve deimesinde rol


oynadn tespit etmeye alan ve bu seslerin zellikleriyle ilgilenen dilbilim alandr.
Bu durumda sesbilim, dildeki seslerin grevleriyle, yani, anlam farkll yaratan sessel
farkllklarla ilgilenir. Sesbilgisi/fonetik ise anlam asndan ortaya koyduklar ilev
zerinde durmakszn, seslerin sadece fiziksel zellikleriyle; yani, konuma ve iitmenin
nasl gerekletiiyle, ses cihaznn ileyiiyle ve insann ne tr sesler kardyla
ilgilenen disiplindir.145

Tanmlarda da grld zere sesbilim ve sesbilgisi farkl eylerdir. Yani sesbilgisiyle


uraan birisinin konusunu oluturan seslerle, sesbilimle uraann konusunu oluturan
sesler ayn eyler deildir. Sesbilim (:fonoloji), bir dilde hangi sessel ayrlklarn anlam
ayrlklarna neden olduunu, anlam farkllamasna yol aan unsurlar ve bu unsurlarn
birbirleriyle ne gibi ilikiler kurduunu ve hangi kurallara gre szckler ya da tmceler
oluturmak zere birletiklerini aratrr. Bu etkinlik seslerin ilev ve grevine arlk
vermektedir. Oysa seslerin ileviyle ilgilenmeyen sesbilgisi (:fonetik) gsterenleri
anlam oluturmalar balamnda ele almaz. Dolaysyla sesbilimle sesbilgisi ilk bakta

144
Bu arada, sesbilim ve sesbilgisi terimleriyle ilgili farkl yaklamlara rastladmz ifade etmekte yarar
gryoruz. Bu farkl yaklam hem konunun anlalmasn gletirmekte hem de iki alann birbirine
kartrlmas gibi bir sonu dourmaktadr. Daha nce belirttiimiz zere, Saussure, ses fizyolojisiyle
ilgilenen alana fonoloji teriminin kullanlmasn uygun grmekteydi. Saussureun bu gr nedeniyle
olsa gerek, lkemizde de ses fizyolojisiyle ilgilenen alana fonoloji, seslerin ilevleriyle ilgilenen alana
ise fonetik terimini kullananlar olmutur. rnein, Necip ok, bu hususta Saussuredan etkilenmitir.
Doan Aksan, fonolojiyi sesleri ilevleri asndan, fonetii ise fizyolojik adan ele alan disiplin olarak
tanmlamakla birlikte, fonolojiyi sesbilgisi, fonetii ise sesbilim olarak Trkeye evirmitir. Son
yllardaki almalara baktmzda seslerin ilevleriyle ilgilenen disiplin iin fonoloji/sesbilim, ses
fizyolojisiyle ilgilenen disiplin iin ise fonetik/sesbilgisi teriminin kullanmnn yaygnlk kazandn
gryoruz. Kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 104-
105; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 25-28.
145
Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 37-38; Perrot, Dilbilim, s. 108; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s.
91-92; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 15-16; Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-
Meciml-Lgaviyye, s. 60-61. Dilin ses sisteminde grevli yanlarn aratrlmas olarak
zetleyebileceimiz fonolojiyi, 1928'te La Haye'de I. Uluslaras Dilciler Kongresinde konuyla ilgili
bildiriler sunan R. Jakobson, S. Karcevsky ve N. S. Trubetskoy kurmutur. Prag Dilbilim evresi
olarak bilinen ekol oluturan bu bilginler ve sesbilimle ilgili almalar iin bkz. Bayrav, Yapsal
Dilbilimi, s. 94-95; Vardar (Editr), Yirminci Yzyl Dilbilimi, Multilingual, stanbul 1999, s. 87-88;
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 74-78.
40

ayn eyle, yani sesle ilgileniyor gzkmesine ramen, farkl eylerdir. Bu ayrm
teoride gerekli olduu gibi pratikte de mmkn ve yararldr.146

Sesleri ilev ve grevleri asndan ele alan sesbilimin konusunu, sesbirim/fonem, yani
kelimelerin birbirinden farkl anlam tamasna yol aan sesler oluturmaktadr.147
Dolaysyla sesbirim/fonem Kendi balarna anlamlar olmayan, ama girdikleri
birleimlerde anlam fark yaratmak suretiyle bir dil ya da lehedeki herhangi bir lafz
anlamsal adan dier lafzlardan ayran birim olarak tanmlanabilir.148
Sesbirim/fonemin ne olduunu, dolaysyla sesbilimin konusunu daha somut hale
getirmek iin, eitli dillerden rnek vermemiz gerekirse; Trkemizdeki yap, kap,
ap, sap kelimelerindeki ilk harfler birer fonemdir. nk kelimeler arasnda
anlamsal farklla neden olan bu seslerdir. Oysa Raftan bir kap aldm. Aldm kabn
iini suyla doldurdum cmlesindeki kap ve kab- kelimelerindeki p ve b sesleri
fizyolojik adan farkl sesler olmasna ramen, farkl sesbirim/fonem deildir.
Trkede kelime sonunda b/p, d/t, c/ ayrl ortadan kalkt iin, bu rnekteki p ve
b sesleri anlam farkllna yol amamaktadr. Geldiim/geldiyim rneinde de iki
ses var, anlam deimedii iin tek fonem vardr.149

Arapadaki ,- ve ,. kelimelerindeki anlamsal farkll oluturan ve , 1#2


ve 1#3 arasndaki anlamsal farklla neden olan ve harfleri birer fonemdir. 150
Oysa harfinin 6 de kaln, 6)de ince okunmas sessel bir farkllk olmasna
ramen, anlamsal adan farkllk yaratmaz, yani Arapada n ince ya da kaln
okunmas fonem deildir. Bu balamda anlam deiikliine yol amayan ses
deiikliinden kaynaklanan kraat farkllklar sesbilgisinin (:fonetik) konusu olmaya
elverilidir. Anlam deiikliine yol aan ses deiikliinden kaynaklanan kraat
farkllklar ise sesbilimin (:fonoloji) konusudur. Kraat kitaplarnda ve tefsirlerde
belirtilmekle birlikte, anlam deiikliine yol amayan kraat farkllklar her halkarda
konumuz dndadr. Anlam deiikliine yol aan ses deiiminden kaynaklanan kraat
146
Vardar, Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 90; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, Alem'l-Ktb,
Beyrut, 2002, s. 31. Fonoloji-Fonetik tanmlar ve aralarndaki fark iin ayrca bkz. Bayrav, Yapsal
Dilbilimi, s. 94-103; Feth Abdlmut Neklv, Kazy f lmil-Lgatil-mm, y.y., 1986, s. 67-70;
Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye, s. 60-61
147
Vardar, Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 88.
148
Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 70. Sesbirim hakknda geni bilgi iin bkz. Neklvi,
Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 69-70; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 95-96; Vardar, Yirminci Yzyl
Dilbilimi, s. 93-98.
149
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 95-97.
150
rnekler iin bkz. Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 69-70.
41

farkllklar ise sesbilim asndan ele alnabilir olmasna ve tefsirlerde bunlara da


deinilmesine ramen, almamzn kapsamnda belirttiimiz zere, biz bu tr kraat
farklklarn da incelemeyeceiz.151

1.3.2. Biimbilim/Morfoloji/Sarf

Biimbilim kkeni ok eski dnemlere dayanan bir dilbilim alandr. Nitekim,


gnmzde bu ad altnda yaplan almalarn, szcklerin kkenlerinin saptanmas,
kk ve eklerinin belirlenmesi gibi alardan eski dilbilgisi ve dilbilim almalarna
kadar uzandn grrz. Hatta geleneksel dilbilgisinin en ok nem verdii
hususlardan birisinin biimbilim olduunu syleyebiliriz.152

Szcklerin yapsn inceleme olarak ksaca ifade edebileceimiz biimbilimi, bir dil
iinde kelime kategorilerinin neler olduunu, nasl ekildiklerini, ne gibi ekiller
gsterdiklerini reten gramer kolu153 olarak tanmlayabiliriz. Kelime varyantlarn
inceleyen biimbilim kelimelerin ekil bilgisidir.154 Dolaysyla biimbilim, dilbilimin,
kelimelerin siygalar, bu siygalar arasndaki deiiklikleri inceleyen alt daldr.
Kelimelerin yaps ve siygalarn oluumuyla ilgili kurallarn yan sra, yeni anlamlar
elde etmek iin kelimenin yap, itikak ve ekiminde yaplan deiikliklerle ilgilenir.155
Mesela bir kelimenin; oul ve tekil haldeki ekilleri, fiil ise ifade ettii zamana ya da
etken-edilgen olmasna gre ald ekillerin incelenmesiyle, yani kelimelerin
yaplaryla biimbilim ilgilenir.156

Biimbilim, yap ve siyga bakmndan lafzlarn urad deiikliklerin bilinmesi157


olarak tanmlanan sarf ilminin mtekabilidir. Bu durumda Arap dilbiliminin bir alt dal
olan sarf ilmi, lafz ya da manevi bir etkenle kelimenin yapsnda meydana gelen

151
Kraatlerin tefsire etkisiyle ilgili birok alma yaplmtr. Bunlara rnek olarak unlar
zikredebiliriz: Abdurrahman etin, Kraatlerin Tefsire Etkisi, Marifet Yaynlar, stanbul 2001;
Mehmet nal, Kurann Anlalmasnda Kraat Farkllklarnn Rol, Fecr Yaynlar, Ankara 2005;
Salih Emin Aa, et-Tevchl-Lgav lil-Kratil-Kurniyye, Drul-Marife, Beyrut 2007.
152
Aksan, Her Ynyle Dil, II, 81.
153
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 118; Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 39;
154
Martinet, levsel Genel Dilbilim, s. 124; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; Hseyin
Gnday-ener ahin, Arapa Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), Alfa Yaynlar, stanbul 2005, s. VII.
155
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 31, 67.
156
Perrot, Dilbilim, s. 42; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 16.
157
Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, 10. Tarihsel srete dilbilim almalar hakknda bilgi verirken
deineceimiz zere sarf ilmi balangta nahivle ilgili eserlerin ieriinde ele alnmakta olup, daha
sonra nahivden ayr bir alan haline gelmitir.
42

deiiklikleri incelemesi asndan gnmzdeki dilbilimin morfoloji olarak bilinen alt


dalyla kesimektedir.158

Sarf ilmiyle ilgili olan bir husus da itikaktr. Szlk anlam bir eyin yarsn almak
olan itikak bir dilbilim terimi olarak aralarnda anlam ilikisi bulunan iki kelimeden
birinin dierinden tretilmesi159 eklinde tanmlanmtr. Klasik dilbilimciler itikak
e ayrmtr. 1. tikak- Sar: Kipleri farkl olmakla birlikte asl harfleri ve bu asl
harflerin sralan ayn olan ve aralarnda anlam ilikisi bulunan kelimeler arasndaki
tremedir. rnein, 9
/dvd fiilinin, 9
/dvmek mastarndan tretilmesi gibi.
Bu itikak sarf ilminin konusu olan kelimelerin kip ve siygalarnda meydana gelen
deiiklikle dorudan ilgili olduu iin el-itikkus-sarf eklinde de
160
adlandrlmtr. 2. tikak- Kebr: Ayn harflerden olutuu halde, sralanlar farkl,
aralarnda anlamsal iliki olan kelimeler arasndaki tremedir. rnein, :/hamd
etmek kelimesinin harflerinin sras deitirilerek /medhetmek kelimesinin
tretilmesi. 3. tikak- Ekber: ki asl harfiyle anlam ayn olan ya da harfleri arasnda
mahre birlii veya yaknl olan iki kelime arasndaki tremeye denir. Szgelimi,
den nin tretilmesi gibi. Bu itikak trnden birincisi, kyasa bal olup
kelimelerin siygalaryla ilgili olduu iin sarf ilmiyle balantldr.161 Sarf kitaplarnda
kullanlan itikak szc birinci tr itikaka atf yapmaktadr.162

tikak kelimelerin tretilmesiyle ilgilendii iin, itikak bilgisi bir kelimenin kknn
bulunmas ve kk anlamyla ilikisinin tespiti asndan nemlidir. Bu balamda
itikakn etimoloji olarak bilinen kkenbilimle kartrlmas muhtemeldir. Etimoloji ile
itikakn ilim evrelerinde birbirlerine edeer olarak kullanlmas da bunu

158
Bkz. Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye, s. 75. Kelimenin yapsndaki
deiiklie neden olan lafz etkene, kelimenin tekil formunun tesniye ya da oul formuna deimesini;
manevi etkene de =<in =<haline dnmesi gibi illetli kelimelerde meydana gelen deiim rnek
olarak gstermek mmkndr. Bkz. el-Meciml-Lgaviyye, s. 75.
159
Kl, tikak, DA, stanbul 2001, XXIII, 439; kr. Seyyid erif Crcn, Tarift, Mektebet
Lbnan, Beyrut 1985, s. 27; Tehanevi, Mevst Kef Istlhtil-Fnn Vel-Ulm, (thk. Refik El-
Acem ve dierleri), 2 cilt, Mektebetu Lbnan, Beyrut 1996, I, 207. tikak ayrca bu alanda yazlan
eserlere verilen bir ad olduu gibi, bed ilminde ayn kkten birka kelimeyi bir szde toplamak
anlamnda bir tr cinas sanat olarak da terimlemitir. Bkz. Kl, tikak, XXIII, 439-440.
160
Nitekim kk ve drt harfli olan sls ve rub mcerred fiillerin masdarlarndan fiil ve isim
kategorisinde birok kelimenin ve mcerret fiillerden mezd fiil kalplarnn tremesi bu nevi
itikaktr. Bkz. Kl, tikak, XXIII, 440.
161
Kl, tikak, XXIII, 439-440; tikakn trleri ve bu trlerin tanm ve rnekleri hakknda bilgi iin
bkz. Ebl-Feth Osman bn Cinn, el-Hasis, (thk. Muhammed Ali en-Neccr), 3 cilt, el-Mektebetl-
lmiyye, y.y., t.y., I, 133-139; Crcn, Tarift, 27-28; Tehnev, Keaf, I, 206-208.
162
Kemal Tuzcu, Araplarda Etimoloji almalar, Nsha, say: 1, Bahar 2001, s. 66, (dijital ortamda
makaleye ulamak iin bkz. http://www.doguedebiyati.com/nusha.htm).
43

gstermektedir.163 Zira her ikisi de kelimenin kkenini tespit etmekle urar. Net bir
yntemi olmad ne srlerek ada dilbilimde olumsuz bir gzle baklan ve
dilbilimin bir alt dal olup olmad sorgulanan etimoloji almalar, gemite nemli
bir yaygnlk alanna sahip olmutur.164

Etimoloji "bir kelimenin btn remelerini gz nnde bulundurarak onun ses ve mana
bakmndan kabul edilebilecek en eski ekline varmay amalayan, yani bir kelime
ierisinde sakl olan kavram ekirdeini ve bu kavram ekirdeinin deerini ortaya
koymaya165 alan disiplin olarak tanmlanabilir. Etimolojinin amac szcklerin
gemiinin, onlar aklayabilecek bir ey buluncaya kadar aratrlmas, kelimelerin
baka kelimelerle kurduklar ilikinin incelenmesi suretiyle aklanmasdr.166 Bu
yzden bilimsel bir yntem olmad dncesi yaygndr. Mesela, Trke dar kelimesi
ile akraba olan btn remeleri bir araya toplayarak kk olarak tar veya dar kknden,
bunlarn ise srmek, ekmek gibi anlamlara geldiinin tespit edilmesi gibi. lemini
yntemli bir ekilde yapmad iin, etimolojiye her zaman gvenilmemesi gerektii
ne srlmektedir.167 zellikle gnmz dilbiliminde bu anlamda etimolojiye olumsuz
bak asnn hkim olduunu sylemek mmkndr.168

Herhangi bir kelime tarihsel srete ses, yap ve anlam bakmndan deiim geirmi
olabilir. Kelimenin bugnk manasnn aklanmasnda bu deiimlerin bilinmesi
faydal olabilir. te, etimoloji bu deiimleri aratrarak kelimenin kkenine ulamaya
alr. Oysa, itikak kelimenin tarihsel srete geirdii evrelerle deil, kelime tretme
ve bunun kurallar zerinde younlar. Bu bakmdan itikakla etimoloji tam olarak
ayn ey deildir. Nitekim etimolojiyi ada Arap dilbilimciler itikak terimiyle deil,

163
Gnmzde etimoloji ve itikak terimlerinin ayn eyi ifade edecek ekilde kullanm yaygndr. Bu tr
kullanmlar iin bkz. Tuzcu, Araplarda Etimoloji almalar; s. 66; Yunus Ekin, Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26
Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 2007, s. 114, Osman Bilen, Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar Balkl Tebliin Mzakeresi, Kuran
Mealleri Sempozyumu, , (24-26 Nisan 2003, zmir), I, 149; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin
Kurana Uygulanmas, s. 78.
164
Kkenbilime nem verilmesi, dilin kaynann uzlamsal deil, doal olduunu kabul etmenin bir
sonucu olarak grlmektedir. Dier bir ifadeyle kkenbilime nem verenler, dilin kaynann doal
olduunu ne srenlerdir. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 37; 98; kr. Muhammed Yunus Ali,
Medhal il Lisniyt, s. 62-64.
165
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik) s. 61.
166
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 274-275.
167
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik) s. 61; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 275.
168
rnein etimolojiyi anlam deimelerinin bilimsel incelenmesinden ayran Palmer, Platonun Cratylos
diyalogundaki etimolojik analizlerin ounun bilimsel olmas bir yana, sama ve glnlnden sz
etmektedir. Palmer, F. R., Semantik, (ev. Ramazan Ertrk), Kitbiyt, Ankara 2001, s. 24-25.
44

daha ok >#?@3 (:bir eyin kkenine gitmek) terimiyle ifade etmektedir.169 Her ikisi de
kelimenin kkn ya da kkenini tespit etmekle urasa da, aralarnda nemli bir fark
vardr. tikak ekim eklerinden soyutlayarak kelimenin kkn tespit etmeye alr;
dolaysyla kuralldr. Etimolojide zamann ve kullanmn yol at ekle(mele)rden ve
deiimlerden tecrit edilerek, kelime kkeninin tespiti szkonusudur. Szgelimi,
talyanca pizza ve Trke pide, Rumca petto, Sanskrite pinda kelimelerinin benzer
kkenlerden geldiinin iddia edilmesi bir tr etimolojik analizdir.170 Bu tr analizler
kelimenin manasnn nereden geldii konusunda bizlere fikir verebilir. Ancak her
zaman bu analizlerin doruluunu kantlayacak bilgi ve belgelere sahip olmak mmkn
deildir. tikak sz konusu olduunda ise, zellikle konumuzu ilgilendiren sarf ilmiyle
balantl olan itikak, kelimenin ekim ya da yapm eklerinden tecrit edilerek kkne
ulamay amalar. Bu ynyle itikak kyas/kurall bir faaliyet olduu iin, bir
kelimenin kknn ne olduunu kurall olarak ispat etmek mmkndr. Kelimeye arz
olan yapm ve ekim ekleri kelimenin anlamn deitirdii iin itikakla ilgili analizler,
manann tespiti ve aklanmas asndan nemlidir. Ayrca bu analizler, etimolojik
analizlere gre daha salam temeller zerine oturur. Bu bilgiler nda itikakla
etimolojinin tam olarak birbirine tekabl eden iki terim olmadn, dolaysyla Arap
dilbilim geleneindeki itikak terimini etimoloji ile ifade ederken, bu farklln
belirtilmesi gerektiini dnyoruz. Aksi halde, belli bir kural olan itikakn, belli bir
yntemi olmad savunulan etimolojiyle edeer olarak alglanma riski szkonusudur.

1.3.3. Szdizimi/Sentaks/Nahiv

Szdizimini ksaca, szcklerin bir araya gelerek kurduklar yapy, yani cmle yapsn
inceleyen disiplin olarak tanmlayabiliriz.171 Szdizimi, szcklerin cmle iindeki
dizilileri, cmle ierisinde birbirleriyle ilikileri, dillerin tmce yaplarnn
belirlenmeleri gibi konular inceleyen alandr.172 Konuma, yazma ve dnmede en

169
Bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, 62; Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub,
Darul-Ktbil-Cedidetil-Mttehide, Trablus 2004, s. 62-63, 72. Ayrca ngilizce-Arapa dilbilim
terimlerinin mukayeseli olarak ele alnd bir szlkte, etimology >#?@3 ve kelimelerin tarihiyle
ilgilenen bilim olarak, itikak ise, derivation szcyle tanmlanmaktadr. Bkz. Muhammed H.
Bkall-Muhyiddn H. er-Rayyih-G. Nimet Sad ve dierleri, Mucem Mustalahti lmil-Lgatil-
Hads, Mektebet Lbnan, Beyrut 1983, (Arapa ksm, s. 5, 13, 64); (ngilizce ksm, s. 18, 24).
170
Pizza kelimesinin anlam iin bkz. TDK Trke Szlk, TDK Yaynlar, Ankara 1998, s. 1613; pide
kelimesinin anlam iin bkz. TDK Trke Szlk, s. 1606. Pide kelimesinin etimolojik analizi iin bkz.
smet Zeki Eybolu, Trk Dilinin Etimoloji Szl, Sosyal Yaynlar, stanbul 1995, s. 556.
171
Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 39
172
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 29-30; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 16-17.
45

kk birlik olan cmlelerin nasl tekil edilecei, nasl sralanacayla szdizimi


ilgilenir.173 Dolaysyla szdizimi literatrmzdeki nahve tekabl etmektedir. Zira
Arap dilbiliminde nahiv ilmi, kelimelerden cmle oluturma, cmledeki konumlar ve
dizilileri asndan inceleyen ilim dal olarak tanmlanmaktadr.174 Cmleyi oluturan
unsurlarn cmledeki fonksiyon ve anlamlarnn belirlenmesine yardmc olan nahiv
ilmi cmlenin doru anlalmasna katk salar.175 Birok lim gibi, Kfiyeci de tefsir
iin gerekli olan ilimler arasnda nahvi de saym ve nahvi herhangi bir manay ifade
etmek amacyla cmle oluturulurken lafzlarn urad irabla ilgili hkmlerin
bilinmesi176 olarak tanmlamtr. Bu balamda nahiv ilmi, dilbilimin, cmleyi
oluturan unsurlar, bu unsurlarn birbirine ve cmlenin anlamna etkisini, cmlenin
elerinin birbirleriyle olan ilikisini inceleyen alt daldr.177 Nahiv ilminin nemi,
szcklerin cmle ierisindeki konum ve grevlerinin cmlenin anlalmas asndan
son derece nemli olmasndan ileri gelmektedir. Hatta nahiv ilmi ile lgat ilmi (:bir
dilin kelime hazinesinin bilinmesi) arasnda bir karlatrma yapan bn Haldn nahiv
ilminin daha nemli ve ncelikli olduunu ne srmtr. Gereke olarak, lafzlarn
ou kez vaz edildikleri manada kullanldklarn, oysa cmle ierisindeki konumlarnn
srekli deitiini, dolaysyla cmlenin doru anlalabilmesinin kelimelerin cmle
ierisindeki grevlerinin bilinmesine bal olmasn zikretmitir.178 Aslnda doru
anlamn elde edilmesi asndan dilbilimin alt dallar arasnda, en azndan szdizimi ve
anlambilim arasnda, deyim yerindeyse bir hiyerari belirlemenin ne derece doru
olduu tartmaya ak olmakla birlikte, bn Haldnun bu ifadesi, gnmz
anlambiliminde neredeyse bir ilke haline gelen szcklerin anlam yoktur, yalnzca
kullanmlar vardr179 anlay asndan dnldnde son derece doru bir tespit
olarak karmza kmaktadr.

173
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 130; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31;
174
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; kr. Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII. Nahvin
ortaya k ve geliim seyri hakknda ayrntl bilgi iin bkz. Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav,
s. 81-92; 123-160.
175
Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
176
Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 11.
177
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 67.
178
bn Haldn, Mukaddime, s. 1055.
179
Guiraud kelimenin kullanmyla anlam arasndaki ilikiyi bu szlerle ifade etmitir (Bkz. Pierre
Guiraud, Anlambilim, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul 1999, s. 106-107). Gottlob Frege de
szcklerin tek balarna anlama sahip olmad, ancak tamamlanm cmlelerin anlaml
olabileceini ne srmektedir (Bkz. Atakan Altnrs, Dil Felsefesine Giri, nklp Yaynlar, stanbul
2003, s. 58). Wittgenstein ise, Bir szcn anlam onun dil iindeki kullanmdr diyerek
kelimelerin anlamnn kullanmna bal olduunu ne srmtr Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz.
46

Arapada kelimelerin cmle ierisindeki konum, ilev ve anlamlar iraba gre


belirlendii iin, irab nahiv ilminin en temel unsurudur. Zira kelimenin cmle
ierisindeki ilevini ve manasn aa karan ey irabtr.180 Bu durumda szgelimi,
cmlenin failini (:znesini) kelimenin sonundaki merfulua delalet eden iaret
vastasyla, mefln de (:tmlecini) mensupluk iaretiyle anlarz. Bu adan nahiv
ilmi irab ve irabla ilgili ayrntl bilgilerden olumaktadr.

Sonu olarak sarf ilmi mfred kelimeleri form ve siyga deiiklikleri asndan ele
alrken, nahiv ilmi ise lafzlar tek bana deil de, cmleyi oluturmalar bakmndan
inceler. Cmlenin maksada gre nasl kurulmasyla ilgilenir.181

1.3.4. Szckbilim/Lexicology/Dirsetl-Mfredt

Szckbilim/lexicology, dilin sz varlna, sz hazinesine eilen ve dildeki elerin


zellikle biimbilgisi asndan niteliklerini, kkenlerini, tarihsel gelimelerini, ksacas
balarndan geenleri inceleyen bilim olarak182 tanmlanmaktadr. Szckbilimle
yakndan ilikili olan szlkbilim/lexicography ise, szlk hazrlama yollar, yntemleri
ve tekniiyle ilgilenir.183 Dolaysyla, dilbilimin bu iki alt dalndan szckbilim
almamzla alakaldr. Szlkbilimin amac ise szcklerin anlam deil, szlklerin
nasl hazrlanmas gerektiidir.

Klasik kaynaklarda, bir dilin kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanlan lgatin
bilinmesi (:ilml-lga) ifadesi ve konulu ya da alfabetik szlk almalar szckbilim
asndan deerlendirilebilir. slam kltrnde szlk almalar Kuran ve hadisin
doru anlalmas gayretlerine bal olarak ortaya kmtr. Bu balamda Kuran ve
hadiste getii halde pek yaygn olarak kullanlmayan garib kelimelerle ilgili
almalarn yan sra, Kuranda geen eanlaml ve okanlaml kelimelere ynelik
eserler yazlmtr. Bu tr din sebeplerle birlikte sosyal sebepler de szlk yazmnda

Aksan, Her Ynyle Dil, III, 160-161; Ahmed Muhtr mer, lmd-Delle, lemul-Ktb, Kahire
1993, s. 68-72; Gven, okanlamllk, s. 244-247,
180
bn Cinni, Hasis, I, 35.
181
Cbir, Arap-slam Aklnn Akl Yaps, 123.
182
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 31.
183
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 31-32. Literatrdeki lml-Lga (mfredatn bilinmesi) terkibinin
karl olduunu syleyebileceimiz szckbilim, gnmzde daha ok Dirsetl-Mfredt
terkibiyle karlanmaktadr. Szlkbilim ise, gnmzde Sinatl-Mucem terkibiyle ifade
edilmektedir. Bkz. A Dictionary of Modern Linguistic Terms, s. 50 (ngilizce ksm); 51, 38 (Arapa
ksm).
47

etkili olmutur. Sosyal sebeplerin en nemlisi Araplarn ehir hayatna gemeleri ve


fetihler sonucunda oluan kltrel etkileim nedeniyle dillerindeki orijinalliin
kaybolmaya balamasdr.184

Sistematik anlamda mstakil ilk szl yazan kii Halil b. Ahmeddir (.175/791).
Halil b. Ahmede gelene kadar szlklk faaliyetleri limlerin ehirlerden uzak
yerlerde dili bozulmam bedevi Araplardan duyduklarn ilk olarak herhangi bir tasnife
tutmakszn toplamalar bir sonraki aamada da muayyen konularla ilgili olanlar tasnif
etmeleri suretiyle gereklemitir.185 Halil b. Ahmedin harflerin mahrelerine gre
tertip ederek yazd el-Ayn adl eserden sonra, onun yntemini benimseyerek szlk
yazanlar olduu gibi, daha farkl sistemlerle szlk yazanlar da olmutur.186 Farkl
sistemlere gre telif edilen Arapa szlklerle ilgili eitli tasnifler yaplmtr.

1.3.5. Anlambilim/Semantik/lmd-Delle

Dilbilimin, kelimeleri manas asndan inceleyen alt dalna anlambilim veya semantik
denir.187 Semantik, dilin anlam boyutuyla, yani dilsel gstergenin gsterilen ksmyla
ilgilenir, dile getirilen anlamlar ve anlamlarn evrimini inceler.188 Sesbilim dilin d
ynyle ilgilenirken, anlambilim dilin dnce boyutuyla ilgilenir. Kelimelerin
anlamyla ve zaman ierisindeki anlam deimeleriyle birok bilim adam teden beri
ilgilenmitir.189 Anlamla ve anlam deimeleriyle her devirde, ilgilenen bilim adamlar
olmusa da, semantik kelimesini anlambilim iin ilk olarak Michel Bral kullanm,
anlambilimle ilgili almasn Semantik olarak isimlendirmitir.190 Balangta, anlam
deiimi ve geliimiyle ilgili almalar iin kullanlan semantik szc, anlambilimin
184
Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5; 8-9. Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 251-252.
185
Kelime hazinesinin toplanmasnda Bedevi Araplarn yeri hakknda geni bilgi iin bkz. Selami
Bakrc-Kenan Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), AFEF Yayn,
Erzurum 2001, s. 4-13.
186
slam Kltrnde szlk faaliyetleri ve Arapa szlk trleriyle ilgili geni bilgi iin bkz. alkn,
Mesdirl-Lga, s. 25, 557-700; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, afak Basm ve Yaynevi,
Erzurum 1998, s. 227-254; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s.
12; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5-6; 10-14;
187
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119. Semantiin karl
olarak Trkede anlambilim kullanlsa da, bu isimlendirme, kelimeleri inceleyen bir ilim dalndan
ziyade, genel olarak anlamla ilgili almalarn hepsini artran bir ifade olmas asndan, baz
sorunlar tamaktadr. Bununla birlikte, artk yerlemi bir terim olduu iin biz de semantik
karlnda anlambilim ifadesini tercih ettik.
188
Perrot, Dilbilim, s.40.
189
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 30-31; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119-120.
190
Palmer, Semantik, s. 11-12; kr. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119; Muhammed Ynus Ali, Medhal il
Lisniyt s.17. Braln almasnn 1900 ylndaki ngilizce basksnn ad Semantics: Studies in the
Science of Meaning eklindeydi. Bkz. Palmer, Semantik, s. 11.
48

20. yzyln balarndan itibaren bal bana bir bilim dal haline gelmesiyle birlikte
terimlemi ve semantik ilmi ikiye ayrlmtr. Ezamanl anlambilim, zaman
ierisindeki deiimleri gz nnde tutmakszn (ezamanl olarak) szck, kavram,
anlam, kapsam, eanlamllk, eadllk, okanlamllk gibi konular ele alr. Tarihsel
semantik olarak bilinen artzamanl anlambilim ise adndan anlalaca gibi, kelimelerin
zaman ierisinde uradklar anlam deiimlerini ele alr.191

Grld zere, semantik kelimelerin sadece szlk anlamyla ilgilenmekle kalmaz,


eanlamllk, zt anlamllk, okanlamllk gibi eitli anlamsal ilikiler zerinde de
durur. Ayrca tarihsel semantik anlam daralmas, anlam genilemesi, anlam
bakalamas gibi alardan szcklerin tarihiyle ilgilenir. Semantik bu ynyle,
kelimelerin anlamyla daha genel balamda ilgilenen szckbilimden ayrlr.192

Gnmzdeki anlambilimle birebir rtmemekle birlikte, slam kltrnde kelimelerin


anlamyla ilgili olduka ileri dzeyde almalarn yapldn sylemek mmkndr.
Bu balamda, konularna gre szcklerin derlendii ilk eserler, mucemler, garip
kelimelerle ilgili yaplan almalar, vch ve nezir, ezdd tr eserler, furkla ilgili
almalar ve belagat ilminin beyn dal kelimelerin anlamyla ilgili olarak akla ilk
gelen faaliyetlerdir.193

1.4. Tarihsel Sre erisinde Dilbilim almalar

1.4.1. Batdaki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak

Bilimler tarihine bakldnda, zellikle sosyal bilimler alannda neredeyse hibir eyin
birdenbire ortaya kmad grlr. Dilbilimde de ayn durumun geerli olduunu
syleyebiliriz. Genel dilbilimin 20. yzyln balarnda ortaya kt kabul edilmekle
birlikte, dilbilimin bugnk konumuna gelinceye kadar nemli merhalelerden getiini

191
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 30-31. Dilbilimin ve anlambilimin ezamanl ve artzamanl olmak zere
ayrlmas ve bu iki yaklam hakknda geni bilgi iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, 126 vd.;
Mehmet Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, 2 cilt, YKY, stanbul 1998, I, 25;
Gven, okanlamllk, 241.
192
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s.17-20; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 67.
193
Anlambilim ya da semantik karlnda belagatn alt dallarndan olan lml-Men terimini
kullananlar olmakla birlikte, kanaatimizce Men ilmi semantikten farkl bir ierie sahiptir. Zira,
kelimelerin anlamndan ziyade, cmlenin anlamyla uraan Men ilmi, nahvin bir tamamlaycs
konumunda olup daha ok, szdizimi ile ilgilidir. Hatta belagatn, kelimelerin manaya delalet yollarn
inceleyen Beyn dal, kelimelerin anlamyla ilgilenen anlambilime, Men ilminden daha yakndr.
49

gzden karmamak gerekir.194 Bu balamda Batdaki dilbilim almalarn drt


evrede incelemek mmkndr.195 Gnmzdeki dilbilim almalarn daha iyi
anlayabilmek iin Batdaki dilbilim almalarnn gnmze gelinceye kadar geirdii
bu aamalar hakknda ksa bilgi vermekte yarar gryoruz.

Birinci evre: Batda dille ilgili bilinen ilk almalar Eski Yunana kadar uzanr.
Milattan nce 6. yzyldan itibaren, Eski Yunanda dilbilgisi, dilbilim ve dil felsefesi
alanlarnda eitli aratrma ve tartmalar yaplmtr. Szgelimi, Eflatun (.347 M..),
ad ve fiil ayrmn, Aristo (.322 M..) ise bala ve fiilin zaman kavramlarn
getirmi, Trakyal Dionysios (.90 M..) Tekhne Grammatike adnda bir gramer kitab
yazmtr.196 Dionysios, bu kitabnda dili; tanm edat, isim, zamir, fiil, fiilimsi, zarf,
edat, bala olmak zere sekiz bee ayrmtr.197 Bu dnemdeki dilbilgisi
almalarnn en belirgin zellii, doru kullanmlar yanl kullanmlardan ayracak
kurallar koyma amacn gdlmesidir.

Yunanllar bu tr dilbilgisel kategori sorunlarndan baka, gnmzde dil felsefesinin


ilgi alanna giren Dil doutan mdr yoksa insan rn mdr, yani dilin kayna
nedir?, Dil doal mdr yoksa uzlamsal mdr?, Nesne ile kavram arasndaki
ilikinin kayna nedir?, Dilde istisnalar (kurald durumlar) m yoksa kyas m
nemlidir? gibi sorunlarla da ilgilenmilerdir. rnein Platon (M..427-347) dilin
kayna sorunuyla ilgilenmitir. Dilin kkeni tartmalar Aristodan sonra da

194
almamzda dilbilimin gnmze kadarki geliim seyriyle ilgili ksa bir zet veriyoruz. Balangtan
gnmze dilbilim almalaryla ilgili ayrntl bilgi iin u eserlere baklabilir: Saussure, Genel
Dilbilim Dersleri, s. 27-32; Emile Benveniste, Genel Dilbilim Problemleri, (ev. Erdim ztokat),
YKY, stanbul 1994, s. 24-30; Perrot, Dilbilim, s. 89-95; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16-23; Vardar,
Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 13 vd.; Mehmet Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar,
I, 19 vd.; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 29-40; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 11-26;
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 10-12; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. I,
218.
195
Saussure kendi dnemine kadarki dilbilimi, evrede ele almtr. Kendisi ve kendisinden sonraki
almalar ayr bir evre olarak ele almas, doal olarak Saussure'dan beklenemezdi. nk henz bu
evre olumamt. Saussure sonras dilbilimcilerden Emile Benveniste (1902-1976) ise dilbilimi
evrede ele almtr. Fakat Benveniste, 18. yzyla kadar geen sreyi birinci evre, 18. yzyl-Saussure
arasn ikinci evre, Saussure sonras dilbilimi ise nc evre olarak kabul etmektedir. Biz Saussure'un
yapt ayrm gz nnde bulunduracak ve Saussure sonrasn da ilave ederek dilbilimi drt evre
halinde ele alacaz. Her iki tasnifi kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27-29; Benveniste, Genel
Dilbilim Problemleri, s. 24-30.
196
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 16-18; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 14. Bu eser, Gramer
Sanat ad altnda Trkeye tercme edilmitir. Bkz. Dionysios Thraks, Gramer Sanat, (ev. Eyp
orakl), Kabalc Yaynevi, stanbul, 2006.
197
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 30-31; kr. Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 14-17.
50

srdrlmtr.198 20. yzyl dilbilimi ise bu tr soru ve sorunlarla uramaz. Bu


sorularn daha ok felsefeyi ilgilendirdiini kabul eder. Bu tartmalar dilbilim iin ok
gerekli tartmalar deildir. Bu dnemde Romada da dilbilgisiyle ilgili almalar
yaplmtr.199

kinci Evre: Filolojinin ortaya kt orta an tamamn ve 18. yzyln sonlarna


kadar yenia da iine alan dnemdir. Ortaadaki dilbilim almalarnn en belirgin
zellii, yeni lkelerin, dolaysyla da yeni dillerin tannmas, bu dillere ait szlklerin,
oklu szlklerin, dilbilgisi kitaplarnn geni lde yaylma imkn bulmasdr.
Gezginlerin ve misyonerlerin dnyann eitli yerlerinden malzemeler toplamalar,
ortaadaki dilbilim faaliyetlerine katks olmutur.200

Bu dnemde ortaya kan Port Royal Dilbilgisi btn dillerdeki ortak mantk temellerini
saptamaya almtr. Leibnizn (.1716) dillerin genel bir karlatrmasn nerdii
Dissertation sur lOrigine des Nations (1710) adl eseri bir anlamda dilbilimin yol
haritasn belirlemitir.201 Bu balamda, August Wolfun (.1824), 1777de balatt
karlatrmal filoloji202 19. yzyl balarnda kurulacak olan karlatrmal dilbilime
(dilbilimin nc evresi) bir tr gei olarak grlebilir. Yani karlatrmal dilbilgisi
almalarna geiteki krlmann bu tarihte baladn sylememiz mmkndr.203

nc evre: Dillerin birbirleriyle karlatrlmasnn mmkn olduu anlalnca


karlatrmal dilbilim denen nc evre balad. Dilbilimin bugnk haline
gelmesinde 18. yzyl sonlarna doru Latince ve Yunanca ile Sanskrite arasndaki
benzerliin kefedilmesinin byk pay vardr. Karlatrmal dilbilimin amac, dillerin
zaman ierisinde nasl geliip deitikleri ve ortak ynlerinin neler olduudur.
Dilbilimin bir bilim nitelii kazanmasnda bu almalarn rol byktr.204 Diller
arasndaki benzerliklerin tespit edilmeye baland daha nceki almalardan farkl

198
Platon Gei Diyaloglarndan Kratylosta dilin kayna ve isim msemma arasndaki ilikiyle ilgili
tartmalara yer vermektedir. Geni bilgi iin bkz. Platon, Kratylos, MEB Yaynlar, stanbul 1997, s. 9
ve devam; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 189-190; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 31.
199
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 32; Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 18-19; Neklvi, Kazy f lmil-
Lgatil-mm, s. 17.
200
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20.
201
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20; Perrot, Dilbilim, s. 89-91.
202
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 28; kr. Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 26.
203
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 18; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 191; Neklvi, Kazy f lmil-
Lgatil-mm, s. 21-23.
204
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz), s. 10; 32-33; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s.
191, 197-203.
51

olarak, bu yzylda benzerlikler net bir ekilde ortaya konarak dil aileleri tespit
edilmeye balanmtr. rnein Hint-Avrupa dil ailesi ile Altay dil ailesi bu dnemdeki
almalarla belirlenmitir.205

Saussure karlatrmal okulun dilbilime yeni bir alm getirmekle birlikte, gerek
anlamda dilbilimini kuramadn, zira inceledii konunun mahiyetiyle ilgilenmediini
belirtmektedir. Yine bu bilginleri, yaklamlarnn ve diller arasnda ortaya koyduklar
akrabalk ilikilerinin ne anlama geldii zerinde durmadklar, dolaysyla
karlatrmal yaklam da zorunlu olmakla birlikte yeterli olmad iin eletirir.
Bununla birlikte karlatrmal dilbilim almalar esremli almalara n ayak
olmutur.206

Drdnc evre: Karlatrmal ve evrimsel dilbilim dil olgularn tek tek ele alp
inceliyordu, yani atomik bir tarzdayd. Ayrca evrimsel karakterli olduu iin, yazl
belgeleri olmayan dilleri incelemeye yaramyordu. Bu tr yazl belgeleri olmayan
Afrika ve Amerika yerlilerin dilleri dilbilimcilerin ilgisini ekmeye balaynca evrimsel
yntemin yetersiz olduu anlald. Zira bu dillerin yaplar, kategorileri Hint-Avrupa
dillerinin kategorilerine benzemiyordu. Bu tr nedenler evrimsel dilbilimi eletiren
dilbilimcileri, bata Saussure olmak zere, yeni araylara sevk etmitir.207 20. yzyla
kadar dilbilim alanndaki almalarn zn gramer/dilbilgisi, filoloji almalar ve
karlatrmal dilbilgisi oluturmaktayd. 20. yzyln balarnda dilbilimin yeni bir
izgide ilerlediini, tarihsel ya da karlatrmal dilbilimin yerini genel dilbilimin
aldn gryoruz. Bu adan, 20. yzyln dilbilimde bir krlma noktas olduu
sylenebilir. Saussureun Cenevre niversitesinde verdii derslerin iki rencisi
tarafndan Cours de Linguistique Gnrale ad altnda 1916 ylnda Pariste
yaymlanmasndan sonra dilbilim almalarnn Saussureun grlerinden byk
lde etkilendiini sylememiz mmkndr. Bu balamda Saussureu izleyen ve onun

205
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20-21; Karlatrmal dilbilim hakknda daha geni bilgi iin ayrca
bk. Perrot, s. 57-58; 65- 84; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 24.
206
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 30-32. Bunun en byk kant, esremli almalar yapan ya da
yaplmas gerektiini syleyen dilbilimcilerin bu tr karlatrmal almalar yapan kiiler olmasdr
ki Saussure da bunlardan biridir.
207
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 33.
52

kuramn gelitiren eitli okullarn varlna dikkat ekmek gerekir: Prag Dilbilim
evresi, Kopenhag Okulu, Paris Dilbilim Okulu ve Amerikan Yapsalclar.208

19. yzyla gelinceye kadar dilbilimsel almalarn belirgin zellii, tarihsel ya da


evrimsel olmasyd. Yani almalar daha ok dillerin tarih ierisindeki deiimlerini ele
almaktayd. Daha sonra baz dilciler dilleri statik adan incelemeyi uygun grmlerdir.
Saussure dilsel olgularn zaman ierisinde urad deiimi inceleyen artsremli
yaklamla, dilsel olgular kendi ilerinde bir btn olarak incelemeyi ngren
esremli yaklamn ayrlmas gerektiini savunmutur. Bu ayrmn sonucunda
dilbilim; artsremli ya da evrimsel dilbilim ve esremli ya da dural dilbilim olmak
zere ikiye ayrlmtr. Bununla birlikte artsremli yaklamla esremli yaklamn
birbirini destekledii ya da ikisinin bir arada yrtld durumlar da szkonusudur.209
Zira her artsremli bir dil durumu kendi dnemi ierisinde esremli olarak ele
alnabildii gibi tersi de mmkndr.

Saussure ile birlikte dilbilim, dili sadece kendisi iin inceleyen bir bilim olma eilimine
girmitir.210 Saussuredan sonra dilin bir sistem olduu dilciler arasnda genel kabul
grmtr. Dilin ve dilin elerinin tannmasnn iinde bulunduklar yapnn
incelenmesine bal olduu kanaati yaygnlamtr. Saussureun eserinde yap szc
yerine sistem szc kullanlmakla birlikte, daha sonralar yap szc yaygnlam
ve bu dilbilim yapsal dilbilimi olarak isimlendirilmitir.211 Bylece, ada dilbilimin
kurucusu kabul edilen Saussure, yapsalca giden yolu amtr. 19. yzyldaki bilimsel
incelemelerde benimsenen evrim kavram ve dilin unsurlarnn teker teker incelenmesi
ilkesi, yerini byk lde yap kavramna brakmtr.212 Saussure, ayrca dil-sz
ayrmn getirerek; dilin toplumsal nitelikli, szn ise bireysel nitelikli olduunu
belirtmitir.213 Saussureun dilbilime getirdii bir dier yenilik de gstergebilimi

208
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 21-23; Perrot, Dilbilim, 89-92. 20. yzyln balarndaki dier gelimeler,
kinci Dnya Sava sonras dilbilim almalar ve Saussureun kuramnn balca dilbilim okullarna
ve kuramlarna etkisi iin hakknda geni bilgi iin bkz. Perrot, s. 92-95. Vardar, Yirminci Yzyl
Dilbilimi, s. 9, 14-15.
209
Perrot, Dilbilim, s. 95-96; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 37-39; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s.
126-147; Saussureun esremli ve artsremli dilbilimi birbirinden ayrmasyla ilgili olarak ayrca bkz.
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s.14; Neklv, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 131-134.
210
Dilin sadece kendisi iin incelenmesi iin bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 22.
211
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz), s. 10; kr. Muhammed Yunus Ali, Medhal il
Lisniyt, s. 28-29; 65-69.
212
Vardar, Dilbilimden Yaama Yapsalclk, Multilingual, stanbul 2001, s. 9-10, 13.
213
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 43-45; Vardar, Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 15.
53

tasarlamas, byle bir bilimin kurulmasn teklif etmesi ve konuyla ilgili baz ilkeler
tespit etmeye almasdr.214

1.4.2. Doudaki ve slam Kltrndeki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak

Genel anlamda Douda, zel anlamda slam dnyasnda sistemli dil almalarnn
Batdan daha nce baladn sylememiz mmkndr.215 Ayrca Dou ve Batdaki
almalarn dayand etkenler de farkldr. Batdaki almalar Yunan Felsefesine
dayandrlr. Doudaki dil almalarnn ortaya kmasn ise kutsal kitaplarn
anlalma abalar hzlandrmtr. Yani Doudaki dil almalarnn temelinde din
kayglar vardr. Gerek din metinlerin anlalmasna ynelik almalar gerekse dualara
duyulan ilgi dille ilgili almalarn yaplmasna olumlu anlamda katk salamtr.
Kutsal kitaplarn korunmas ve nesilden nesile doru bir ekilde aktarlmasn salamak
amacyla da eitli almalar yaplmtr. Bu almalar dile olan ilgiyi arttrmtr.216
Douda dille ilgili yaplan almalarn Batdakinden nce olduu eklindeki bu
yargy hem Eski Hindistan, skenderiye iin hem de Sami dil ailesi hakknda
syleyebiliriz. Nitekim, Hint Gramercisi Pnini mlattan nce 5. yzylda Sankstriteyle
ilgili bir dilbilgisi kitab telif etmitir. Ayn ekilde, Sami dil ailesindeki karlatrmal
almalar, Roman dilleriyle ilgili karlatrmal almalardan olduka nce ortaya
kmtr. Bunun en nemli nedeni, Sami bilginlerinin hem dilbilgini hem de yorumcu
(tefsirci) olmalardr.217 Ayrca Yahudi ve Arap dilbilgisi limlerinin Sami dillerinin

214
Roland Barthes, Gstergebilimsel Serven, (ev. Mehmet Rifat, Sema Rifat), Kaf Yaynclk, stanbul
1999, s. 31. Saussureun gstergebilimle ilgili dnceleri iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri,
s. 46-48, 108-125.
Saussureun nerdii gsterge kuramnn yan sra, Amerikan gstergebiliminin kurucusu olarak kabul
edilen Piercen gstergebilim kuram vardr. Genel gstergebilimin birbirinden habersiz iki ncs
olarak (Bkz. Rifat, XX. Yzylde Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I, 114) kabul edilen Saussure
ve Peircen gstergebilim kuramlarnda baz farkllklar vardr. Her iki bilim adamnn kuramlarnn
mukayesesi iin bkz. L. Linda Gorle, Gstergebilim ve eviri Sorunu, Al Matbaaclk, y.y., 2000, s.
29-30; Rifat, XX. Yzylde Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I, 114, 119; Celal Trer, Charles S.
Peircen Pragmatik Felsefesi, niversite Kitabevi, stanbul 2003, s. 129-131.
215
Batdaki Dilbilim almalar incelerken grld zere, Batda M.. 4. asrda dille ilgili
almalar yaplmtr. Ancak, Batdaki almalarn sistematik hale gelii daha sonradr. Oysa slam
Dnyasnda hicri ikinci (miladi sekizinci) asrda dilbilim alannda ses, morfoloji, sentaks ve anlamla
ilgili sistematik almalar balamtr. Bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 9.
Doudaki dilbilim almalar hakknda geni bilgi iin ayrca bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 245;
Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 57-61, 63-75; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I,
219-224.
216
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16. Doudaki dilbilim almalarnda din faktrlerin etkili oluuyla ilgili
ayrca bkz. Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 80.
217
Bkz. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16-17; Perrot, Dilbilim, s. 10; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm,
s. 12-13; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 29; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 57-58;
54

akrabalklarn ortaya koymalar, Avrupal bilim adamlarnn bu dilleri karlatrmal


olarak incelemelerinden ok nceye rastlar.218

Doudaki dilbilim almalarna Trklerin de nemli katklar olmutur. Bu balamda


Kagarl Mahmutu (.1090? h.) ve nemli eseri Dvn Lgatit-Trk zikretmemiz
gerekir. Bu eser sadece dneminin Trkesini sunmakla kalmaz, ayn zamanda
Karahanl lehesi ve eski Trk leheleri hakknda bilgiler de sunar.219

Arap dilbiliminin balangcn, slamiyetin ilk dnemlerine kadar gtrmek


mmkndr. slam ncesi dnemde de, dille ilgili almalar yaplmtr. Ancak
bunlarn sistematik olmad grlmektedir.220 slamiyetle birlikte, zellikle Hz.
Peygamberin vefatndan sonra Kurann doru okunmas, anlalmas ve bu konularda
karlalan problemler dilbilim alanndaki almalarn yaplmasn gerekli klmtr.
Dilbilim, Kuran metninin doru okunmas, anlalmas ve yorumlanmas iin zorunlu
bir ara olarak kabul edilmitir. Kurann doru okunmas ve anlalmas balamnda
yaplan bu almalar; nahiv, sarf ve szckbilim ve sesle ilgili almalardan
olumaktayd. Ksaca, Arap dilbiliminin teekklnde ve gelimesinde Kuran
balamnda yaplan almalarn belirgin bir etkisi olmutur.221 Hatta ilk dnemlerdeki
dilcilerin birou Kuran tefsiriyle ilgilenmi bylelikle bu alandaki bilgilerini tefsire
yanstmlardr.222

slam kltrndeki dilbilim almalarnn temelini, Kurann harekelenmesi


noktalanmas ve anlam bilinmeyen kelimelerle ilgili yaplan almalar
oluturmaktadr. Bu faaliyetleri hzlandran en nemli etken, Kurann doru okunmas
218
Perrot, Dilbilim, s. 59;
219
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 19; kr. Neklavi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 17-20. Kagarl
Mahmutun bu eseri hem Arapa olarak hem de Trkeye tercme edilerek yaynlanmtr. Orijinali
iin bkz. Kagarl Mahmut, Dvn Lgatit-Trk, (nr. Besim Atalay), Aleddin Kral Basmevi,
Ankara 1941; Trke tercme iin bkz. Dvn Lgatit-Trk, (ev. Besim Atalay), 4 cilt, TTK
Basmevi, Ankara 1991-1992.
220
Cahiliye dneminde dille ilgili yaplan faaliyetler ve bunlarn sistematik olmay hakknda bilgi iin
bkz. Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 26-169; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s.
79; Nihad M. etin, Arap, DA, stanbul 1991, III, 279; Bakrc,-Demirayak, Arap Dili Grameri
Tarihi (Balangtan Gnmze), s.1-4.
221
Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72; Kurann dilbilgisi ve dilbilimin teekkl ve gelimesi
balamndaki rol hakknda geni bilgi iin ayrca bkz. etin, Arap, III, 296-298, 303; Zeydn,
Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219; Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah
vel-ssl-Marifiyye, s. 100; Kadir Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 2003, s. 5; Mrun Abbud, Edeb-Arab,
Drs-Sekfe, Beyrut 1960, s. 169.
222
Bkz. Sadreddin Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, MFD, say: 5-6 (1987-1988),
stanbul 1993, s. 21.
55

ve anlalmas kaygsdr. bn Abbasn Kuranda geen garip kelimelerle ilgili olarak


Arap iirine dayanarak yapt aklamalarla, Ebl-Esved ed-Delnin Kuran
harekelemesini bu faaliyetlerin nvesi olarak deerlendirmek mmkndr.

bn Abbasa nispet edilen tefsirle ilgili dier almalarnn yan sra, Kuran-
Kerimdeki nadir kelimelerle ilgili yapt alma bu kelimelerin o zaman kullanld
anlam ve ait olduklar leheler hakknda bizlere bilgi sunmaktadr. bn Abbasn tefsir
literatrnde Mesil bnl-Ezrak adyla bilinen eseri, ayn zamanda, bu lehelerin
Kurann diline ve klasik Arapaya yaknlklarn tespit etmede bavurulabilecek en
nemli kaynaklardan birisidir. Ebl-Esvedin harekeleme faaliyeti ise Arap nahvinin
olumasnda balang noktas olarak kabul edilmektedir. Ebl-Esvedin almalarn,
harflerin noktalanmas ve harekeleme sistemini gelitirmek suretiyle Nasr b. Asm el-
Leys ile Yahya b. Mamer ve Halil b. Ahmed srdrmtr. Harekeleme ve noktalama
ilemleri nceden de bilinmekle birlikte, sadece lzum grld takdirde baz harfler
iin mnferit ve sistemsiz olarak kullanlmaktayd. Yukarda ad geen ahslarla
birlikte harekeleme ve noktalama sistemli hale getirilmitir.223 Bu isimlerin dnda, bn
Eb shk (.117/735), sa b. mer es-Sekaf (.149/766), Eb Amr b. el-Al
(.154/771), Yunus b. Habb (.182/798), Sbeveyh (.180/796) ve Eb Cafer er-Rus
(.187/803) slam kltrndeki dilbilim almalarnn nclerindendir.224 Sbeveyhin,
sarfn nahivden henz ayrlmad dnemde telif edilen, dolaysyla nahiv ve sarf
konularn ieren el-Kitb gnmze kadar gelen nemli bir kaynak olmutur.225

Cahiliye dneminde ve slamn zuhuru srasnda yaz tam olarak sistemlemedii ve


bilgi naklinde szl rivayet esas olduu iin Cahiliye dnemi iirleri, emsal, ahbar ve

223
Geni bilgi iin bkz. Ebt-Tayyib el-Lgav, Mertibn-Nahviyyn, (thk. Muhammed Ebl-Fadl
brahim), Drul-Fikril-Arab, Kahire 1974, s. 24-31, 50-51, 54-70; bn Nedm, el-Fihrist, s. 59-64;
bn Haldn, Mukaddime, s. 1057; etin, Arap, III, 279-282; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s.
73; Tevfik Rt Topuzolu, Hall b. Ahmed, DA, stanbul 1997, XV, 309-310; Ahmed Emn,
Duhal-slm, II, 285-289; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s.
3-4, 21-32; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 226; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I,
219-222, 244-245; II, 319, 400; Hakk Dursun Yldz, Abbasler, DA, stanbul 1988, I, 41; Yiit,
Emevler, DA, XI, 89-90; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5; Ziya en,
Kurann Metinleme Sreci, Ensar Neriyat, stanbul 2007, s. 25-26.
224
Bu isimler ve dilbilimdeki yerleri ve Arap dilbiliminin kuruluu hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Lgav, Mertibn-Nahviyyin, s. 31-48, 106; bn Nedm, el-Fihrist, s. 59-64; Ahmed Muhtar mer, el-
Bahsl-Lgav, s. 89-92; l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 385-387; Regis Blachere, Trihl-
Edebil-Arab, (ev. brahim el-Keylani), Drul-Fikr, Beyrut 1984, s. 600; bn Haldn, Mukaddime, s.
1049, 1057; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 192, 245.
225
Ahmed Emin, Zuhrul-slam, 4 cilt, Mektebetn-Nahdetil-Msriyye, Kahire 1966, II, 115; Bulut,
Sbeveyh'in el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 2-3; Salih Zafer Kzkl, Arap Grameri
Ekolleri, Yaynlanmam Doktora Tezi, USBE, Bursa 2005, s. 51-52.
56

eyyaml-Araba dair mensur paralar hep rivayet yoluyla aktarlmaktayd. Bu szl


malzemenin yazya aktarmna ancak drt halife dneminde balanm, Emeviler
dneminde bu faaliyet hz kazanarak hicri 1. ve 2. yzyllarda kayda geirilmitir.
Cahiliye iiri, emsal ve eyyaml-Arapla ilgili kayda geirilen bu malzeme, hicri 2. ve
4. yzyllar arasnda Arapann dilbilgisi tesis edilirken, Kuran- Kerim ve hadislerden
sonra bavurulan kaynaklarn banda gelmektedir.226

Lehelerle ilgili ilk almalarn da yine Kurann etkisiyle yapldn syleyebiliriz.


Nitekim, Arapann leheleriyle ilgili eitli konulardaki ilk bilgilere nahiv ve kraat
kitaplaryla garip ve nadir kelimeler hakknda yazlan eserlerde rastlamamz
mmkndr.227

Hicri 2. yzyl ile 4. yzyllar arasnda bu alanlarda yaplan almalar sayesinde


Arapann dilbilgisi ve Arap dilbilimi kurulmutur. Yaplan almalar arlkl olarak,
Basra ve Kfe ehirlerindeki bilginler tarafndan yrtlmtr. Balangta Basral
limlerden aldklar eitimle yetien Kfeli limler, grlerindeki farkllklar nedeniyle
ayr bir grup oluturmulardr. Bylece, farkl prensiplere sahip, meselelere farkl
ekillerde yaklaan ve aralarnda hararetli tartmalar gerekleen, Basra ve Kfe Okulu
olarak tarihte yerini alan iki farkl dilbilim okulu ortaya kmtr. ki okul arasndaki en
nemli fark, istisnai kullanmlarn kyas kabul edilip edilmeyecei konusunda tezahr
etmektedir. Basrallar daha ok fasih olan bedevilerin kullanmna dayanarak kurallar
tespit ediyor, bunlarn dndaki kullanmlar ise, az ya da istisna kategorisinde
deerlendiriyorlard. Kfeliler ise nadir olarak rastladklar kullanmlar bile kurallara
dayanak yapyorlar, yani istisnai kullanmlarn da kural olarak deerlendirilebileceini
iddia ediyorlard.228

226
etin, Arap, III, 283; 286-287; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 17, 41-44; alkn, Mesdirl-
Lga, s. 12-17.
227
etin, Arap, III, 282-284; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze),
s. 2.
228
Basra ve Kfe ehirlerinin kurularak ilim ve kltr merkezi haline gelmesi, bu ehirlerde iki dilbilim
ekolnn teekkl ve bu iki ekol hakknda bilgi iin bkz. zzddn bnl-Esr, el-Kmil ft-Trih, 12
cilt, Dru Sdr-Dru Beyrut, Beyrut 1965; II, 527-530; bn Haldn, Mukaddime, s. 1058; Zeydn,
Trihu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 208-210, 232; II, 326, II, 419; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s.
270-279; Duhal-slm, II, 78; 283-285, 289, 294-297; Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 93-94;
Abdlhlik Bkr, Basra, DA, stanbul 1992, V, 109; Kl, Basriyyn, V, 117-118; Kl,
Kfiyyn, XXVI, 345-346; Casim Avc, Kfe, DA, Ankara, 2002, XXVI, 339-342.
57

Basra Ekolnn en nemli temsilcileri; Eb Amr b. el-Ala (.154/777), sa b. mer es-


Sakaf (.149/766), Halil b. Ahmed (.175/795), Ebl-Hattab el-Ahfe, (.177/793),
Sbeveyh (.180/796), Yunus b. Habib (.182/798), Eb Ubeyde (.209/824), Ahfe el-
Avsat, (.215/830), Eb Zeyd el-Ensr (.215/830), Asma (.216/831), Eb Ubeyd
(.224/838), Eb Osman el-Mzin (.249/863), Mberred (.286/900), bn Dreyd
(.321/933), Hasan es-Sirf (.368/979) gibi limlerdir. Kfe Ekolnn nde gelen
temsilcileri; Rus (.187/803), Kisai (.189/804), Ferr (.207/822), Eb Amr e-
eybn (.213/828), bn Sikkt (.244/858), Saleb (.291/904), bnl-Enbr
(.328/940) gibi limlerdi.

Hicri 4. asrda Badatta bn Hleveyh (.370/980), Eb Ali el-Fris (.377/987),


smail b. Abbd (.385/995), bn Cinn (.392/1002) ve bn Fris (.395/1004) gibi
limlerin nderliinde iki ekol arasn uzlatran yeni bir ekol ortaya kt.229 Badat
Ekol mensuplar, semeci ve eklektik bir yaklamla dier iki ekoln grlerini
uzlatrmaya almlardr. Sonraki dnemde gerek Badatta gerekse Endls ve
Msrda yetien limler herhangi bir ekole mensup olmaktan ziyade, eldeki malzemeyi
kendilerine kaynak olarak seerek bunlar yeni bak as ve tasnifler nda ele alm
bazen de bunlar hlasa ve erh etmilerdir. Bu balamda Ebl-Ali el-Kli,
(.356/997), bn Sde (.458/1066), el-Alem e-entemeri (.476/1084), bn Mad
(.592/1196) ve Eb Hayyn (.745/1345) gibi limler Endlste dilbilim konusunda
ne kan isimlerdir. bn Hcib (.646/1249) ve bn Him (.761/1360) ise Msrl
dilbilimcilerdendir.230

Hicri 7. (miladi 13.) asrda Moollarn saldrlar ve Badat ele geirmeleriyle birlikte
dilbilim almalarnda k dnemi balamtr. Dier alanlarda olduu gibi dilbilim

229
Badat ehrinin kuruluu, dilbilimin Basra ve Kfeden Badata geii, Badat ekolnn kuruluu ve
temsilcileri hakknda bilgi iin bkz. Lgav, Meratibn-Nahviyyin, s. 144; bnl-Esr, Trih, V, 557;
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 529; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 174; II, 297;
Abdlaziz ed-Dr, Badat, DA, stanbul 1991, IV, 426-427; Abdlkerim zaydn, Badat, DA,
stanbul 1991, IV, 440.
230
etin, Arap, III, 296-299; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 73-80, 148-149. Basra, Kfe ve
Badat dilbilim ekolleriyle ilgili geni bilgi iin ayrca bkz. l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s.
392-421; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s. 33-147;
Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 194-203; alkn, Mesdirl-Lga, s. 17-19; Kk, Arap
Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 3-5; Marshall G.S. Hodgson, slamn Serveni, (Trke nr.
Metin Karabaolu), 3 cilt, z Yaynclk, stanbul 1995, I, 439; Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 13
vd..
58

alannda da orijinal eserler yerine, daha ziyade erh, haiye, muhtasar trnde ya da
ansiklopedik tarzda eserler yazlmtr.231

20. yzyl sonrasnda Batda dilbilim alanndaki gelimeler slam dnyasn da


etkilemitir. Gerek lkemizde gerekse Arap dnyasnda Batdaki almalarn tercme
edilmesi ve yeni yntemlere gre eserlerin telifi artmtr.

Hicri 2-4. asrlarda yaplan dilbilimsel faaliyetlerinin nahiv, sarf, szlkbilim ve sesle
ilgili almalardan olutuunu sylemitik. Ancak unu hemen belirtelim ki balangta
sarf ilminin alanna giren konular da nahiv altnda deerlendiriliyordu. Nitekim bugn
elimizde mevcut ilk nahiv kitab el-Kitbn yazar Sbeveyh (.180/796) dneminde
nahiv; irap, szdizimi, kelime ekim kurallar, hatta sesle ilgili kurallarn tmn birden
iermekteydi. Sesle ilgili almalar nahiv ve kraat limleri yapmaktayd. Bundan
dolay nahv ilk bata irap, kelime ekimi ve sesleri kapsayacak bir ilim olarak ortaya
kt.232 Sarf ilminin nahivden ayrlmas ancak sarf ilminin kurallarn ve problemlerini
sistematik hale sokan Eb Osman el-Mzin (.249/863) tarafndan gerekletirildi.233

Gnmzdeki szckbilime tekabl eden, kelimelerin anlamlaryla ilgili almalar


/lga terimi altnda yaplmtr. Bu almalar balamnda balangta garip
kelimelerle pek kullanlmayan kelimelere nem verilmitir. Kelimelerin anlamyla ilgili
olarak birok alma yaplm olmasna ramen, bu almalar sarf ve nahiv gibi
snrlar belli bal bana bir ilim dal olacak kadar temellere sahip olmamtr.234

2. Dilbilimsel Tefsir

2.1. Tefsirle likisi Bakmndan Dilbilim

Saussurela (.1913) birlikte, dilbilimin konusunun sadece ve kendisi iin dil olduunu
daha nce sylemitik. Arlkl olarak, dilbilimin morfoloji, sentaks ve semantik alt
dallarndan yararlanan dilbilimsel tefsir ise dilbilimi kendi amac iin, yani Kuran
tefsiri iin kullanmaktadr. Bu durumda baz sorun ya da itirazlarn gndeme gelmesi

231
Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 155-156.
232
Nahvin balangta sarf da ierdiiyle ilgili olarak bkz. Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga:
el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 100-101; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 74-75; etin,
Arap, III, 297; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), nsz, s.
16; Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 51-52, 69.
233
Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 69.
234
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 101-102.
59

szkonusudur. Zira, dilbilimsel tefsirde, dilbilim kendisi iin incelenmemi olmakta,


Kurann anlalmas iin bir vasta olarak ilev grmektedir. Dilbilimin dili sadece
kendisi iin inceledii gz nnde bulundurulduunda, onu Kurann anlalmasnda
bir vasta olarak kullanan yneliin dilbilimsel olarak nitelendirilmesi sorunlu gibi
gzkebilir. Zira dilbilimsel tefsirin, dili sadece kendisi, yani, dil iin incelemek gibi bir
amac yoktur. Bu yzden, ncelikle dilbilimsel tefsirden maksadmzn, dili sadece
kendisi iin inceleyen tefsir gibi zihinde ve realiletede karl olmayan bir olgu
olmadn belirtmemiz gerekir. Biz, dilbilimsel tefsir ifadesiyle, Kuran tefsirinde
dilbilimin alt dallaryla ilgili yaplan almalar kastediyoruz. Kanaatimizce, dilbilimin,
dili sadece dil iin inceliyor olmas, tefsirin dilbilimden mstani kalmasn
gerektirmemelidir. Zira tefsir, dilbilimin verilerinden yararlanabilir ve yararlanmaldr.
Dilbilimin dili sadece kendisi iin incelemesi ile tefsirin dilbilimden yararlanmas farkl
eylerdir. Dilbilimin dier bilimler iin veri sunmak amacn gtmemesi bu ilimlerin
dilbilimin verilerinden yararlanmasn engellememelidir. Dolaysyla dilbilimsel tefsir
ifadesi arlkl olarak dilbilimin alt dallarndan yararlanlarak yaplan tefsir eklinde
anlalmaldr.

Bu aamada akla yle bir soru gelmektedir: Gerekten de dilbilimle tefsir arasnda bir
iliki var mdr? Ya da, bir ekol olarak niteleyebileceimiz lde, dilbilimin verilerini
arlkl olarak kullanan tefsirler var mdr? Tefsir literatrnde mfessirin bilmesi
gereken ilimler bal altnda saylan ilimlerle ya da tefsir ilminin tanmyla ilgili
yapacamz bir ka alnt bile tefsirin dilbilimden mstani kalamayacan gsterir.
Szgelimi, Eb Hayyn (.745/1344) tefsir ilmini yle tanmlamtr:

Tefsir ilmi, Kuran lafzlarnn okunu keyfiyetinden, kelimelerinin manalarndan, mfred


ve terkib hallerinde o kelimelerin tadklar hkmlerden, terkib halinde kendisine
yklenilen anlamlardan ve bunlar tamamlayc dier ilim dallarndan bahseden bir
ilimdir.235

Eb Hayyn tanmn elerini aklarken; 


B C(/lafzlarn manalarndan
bahseden ifadesiyle, tefsir ilminde ihtiya duyulan szckbilimi (:)  236, DE

235
Bkz. Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I, 121. Tercmeyi kr. Duman, Uygulamal Tefsir Usul ve
Tarihi, E Yaynlar, Kayseri 1992, s. 46. Eb Hayynn yapt tanm yledir: 1 # FGH  #!

IJ :3 K#  D# >:G3 L D#$*  #H#  N DE D3C( O )@
 PQ% #
#
236
Metinde geen   ifadesi, bugnk terim anlamnda dilbilim olmayp, szckbilim kastedildii
iin Trkeye szckbilimi olarak tercme etmeyi uygun grdk. Zaten Eb Hayynn daha sonra
yapt aklamalardan ve konuyla ilgili yer verdii eserlerden bu ifadeyle szckbilimi kastettii
60

#H#  N/mfred ve terkib halindeki hkmlerden bahseden kaydyla da sarf,


nahiv, beyn ve bed ilimlerini kastettiini ifade etmektedir.237

Zerkei ise tefsir ilmini yle tanmlamaktadr:

Hz. Muhammede indirilen Allahn Kitabnn, kendisi sayesinde anlald, kendisiyle bu


Kitabn manalarnn akland, hkm ve hikmetlerinin tespit edildii, bunu yaparken
szckbilimi,238 nahiv, sarf, beyan, fkh usul, kraat ilimlerinden yardm alan ve nzul
sebepleriyle nasih-mensuhun bilinmesine ihtiya duyan ilimdir.239

Grld zere, Zerkei tefsir ilminin tanmn yaparken ak bir ekilde tefsirin
szckbilimden, nahiv/sentaks ve sarftan/morfoloji yardm aldn ifade etmektedir.
Gerek Eb Hayynn gerekse Zerkeinin tanmlarnda yer vermi olduu bu husus
gnmzde de dilbilimin en nemli alt dallarndan kabul edilmektedir. Ayn ekilde
Kafiyecinin bahsettii mfessirin bilmesi gereken on be ilimden ilk drd, srasyla
szckbilim, itikak, sarf ve nahivdir.240

2.2. Dilbilimsel Tefsir Kavram

Dilbilimle ilgili yaptmz tanm ve dilbilimin alt dallarn da gz nnde bulundurarak


Dilbilimsel Tefsiri yle tanmlayabiliriz: Kuran yorumunda arlkl olarak
dizimbilim, biimbilim, anlambilim gibi, dilbilimin eitli alt dallarndan ada
dilbilimin verilerini de gz nnde bulundurarak yararlanan yneli.241

anlalmaktadr. Ayrca o dnemde bu ifade dilin kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda


kullanlmaktayd. Kr. Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan el-Firuzabadinin Besiri, s. 49-
50.
237
Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I, 121; Kr. Duman, Uygulamal Tefsir Usul ve Tarihi, s. 46-47.
238
Zerkei de burada Eb Hayyn gibi   ifadesini kullanmtr. Zerkenin bu ifadenin peinden
nahiv, sarf ve beyan ilimlerini zikretmesi dilbilimi kastetmeyip szckbilimi kastettiini
gstermektedir.
239
Zerke, Burhn, I, 13. Zerkenin tanm yledir:
1 I :- :E E U- #$* #) -  # 6 S. :G #H$ S <%: 6  D )   *#!

.!(%: Z-%< % H-* : G ( 
  . #H  W X( G% 
240
Bkz. Kfiyec, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
241
Bkz. ve kr. Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan el-Firuzbdnin Besiri, s. 59.
Msid b. Sleyman ise lgav tefsiri, Arap dilinin lafz ve slp kurallarna gre Kurann
manalarnn aklanmas olarak tanmladktan sonra, Arap dilindeki bilgilere gre kaydyla Arap dili
vastasyla yaplan aklamalar kastettiini belirtmektedir. Bylece, sebeb-i nzul gibi dille balantl
olmayan hususlarn yan sra, Arap dili dndaki, Araplarn bilmedii yeni stlahlarla yaplan
aklamalar, yani ada yaklamlar bu kayt vastasyla tanmn dnda brakmaktadr. (Bkz. Msid
b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 38-39). Biz, tercih ettiimiz tanmda da grld zere, tefsirde
ada dilbilimin verilerinden yararlanlabileceini dnyoruz.
61

Dilbilimsel tefsir kavramndan kastmz bu ekilde belirttikten sonra, dilbilimden


yararlanarak telif edilen tefsirlerin nasl nitelendirilmesinin, dier bir ifadeyle hangi
kavramla ifade edilmesinin, daha uygun olacayla ilgili dncelerimize yer vermek
istiyoruz.

Bu arada bir olguyla ilgili yaplan tasnifin her zaman kesin izgilere sahip snrlar
olduunun farzedilmemesi gerektiini dnyoruz. Yaplan tasnif, eer ideolojik vb.
nedenden kaynaklanmyor ya da bu tr armlar yapma amac gtmyorsa, realiteyi
daha iyi anlayabilmek asndan nemlidir.242 Bu anlamda bir olgunun eitli ynleri
arasndaki benzerlik ve farkllklarn ortaya konulmas asndan tasnif edilmesi ya da
kategorilere ayrlmas faydadan hali deildir. Yaplan tasnifte dikkat edilmesi gereken
bir dier husus da, tasnif edilerek ayr birer kategori haline getirilen olgulara verilen
adlar, yani kavramlatrmadr. Bir snflandrmaya gidilecekse, bu snflandrmay
oluturan olgulara en uygun den ve her olgunun dierlerinden ayrlan ynn ne
kartan kavramlatrmann tercih edilmesi tasnifin amacnn gereklemesini salad
gibi, anlalmasn da kolaylatrr. Bu sayede, her birimin temel karekteristik
zelliinin daha net olarak ortaya kartlmas ve ideal kavrama ulalmas mmkn
olur. Dolaysyla arlkl olarak dilbilimin alt dallarndan yararlanlarak yaplan tefsir
faaliyetlerinin ve bu tr tefsirlerin hangi kavramla ifade edilmesinin daha doru
olacayla ilgili yapacamz deerlendirmelerin nemli olduunu dnyoruz.

Tarihsel sre ierisinde dilbilimin verilerini arlkl olarak kullanan tefsirlerin


varln biliyoruz. Adna ne dersek diyelim, ya da nasl nitelendirirsek nitelendirelim,
dilbilimsel izahlar youn bir ekilde bnyesinde barndran tefsirlerin varln
grmezden gelemeyiz. Daha nce de ifade ettiimiz zere, tarihsel sre ierisinde
yazlm olan bu tefsirlere tefsir literatrnde genel olarak Lgav Tefsir denilmektedir.
Lgav Tefsirin Arapa asndan uygun bir isimlendirme olduunu dnsek bile,243 bu
ifadeyi Trkede en iyi ekilde karlayan ifadenin ne olaca ok net deildir.
Dilimizde yaymlanm tefsir tarihi, tefsir usul vb. kitaplarda daha ok Lgav Tefsir244

242
Zeki Arslantrk-Tayfun Amman, Sosyoloji: Kavramlar Kurumlar Sreler Teoriler, Kakns
Yaynlar, stanbul 2000, s. 457.
243
Kald ki ileride deineceimiz zere Lgav Tefsir ifadesi de baz sorunlar tamaktadr.
244
rnein bkz. ehrr, Lgav Kuran Okumalar; Mustafa nver, Kuran Anlamada Tek Bir
Paradigmann Kifayeti Problemi, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu (17-18 Mays
2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum, t.y., s. 317 ve devam; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 112; Paac,
Kurana Giri, s. 123; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 139.
62

ve Filolojik Tefsir245 gibi isimler yaygn olmakla birlikte, son yllarda Dilbilimsel Tefsir
kavramnn da, kullanldna ahit olmaktayz.246 te bu noktada Lgav Tefsir
ifadesine karlk olarak hangi ifadenin kullanlmasnn tartlmas gerektiini
dnyoruz. Bunu yaparken ilk olarak Lgav Tefsire karlk olmas muhtemel
ifadelerin analizini yapacaz. Bu arada, daha nce dilbilim ve filoloji ile ilgili
yaptmz tanmlardan ve n bilgi olarak sunduumuz verilerden yararlanacaz. Bu
nbilgilerle, Lgav Tefsir diye adlandrlan eserlerin ierik ve ilevlerini mukayese
ederek bir sonuca ulamaya alacaz.

Lgav Tefsir isimlendirmesi yerine, Dilsel Tefsir, Edeb Tefsir, Filolojik Tefsir ve
Dilbilimsel Tefsir ifadelerinin kullanlmas muhtemel olaca gibi, farkl dillerdeki
kavramlarn birbirine tekabuliyeti sorununu amak amacyla Arapadaki ifadeyi
deitirmeden Lgav Tefsir olarak kullanmak da mmkndr.

Lgat kelimesinin Trke karlnn dil olduunu gz nne aldmzda, kelime


anlam asndan aslnda en uygun ifadenin Dilsel Tefsir olduu grnmektedir. Ancak
her tefsirin bir ekilde dille ilgili olduu gz nnde bulundurulduunda, Dilsel Tefsir
ifadesi maksad ne derece ifade eder? Zira tasavvuf ve batn tefsirler bile dille ilgili
olmalar bakmndan sonuta birer dilsel tefsir kabul edilebilir. Bu durumda Dilsel
Tefsir ifadesi kastettiimiz tefsirleri kapsamakla birlikte, dier tefsirleri de iine almaya
elverilidir; yani, efradn camidir ama ayarn mani deildir.

Dier bir muhtemel isimlendirme olan Edeb Tefsir ifadesinin ise arlkl olarak
belagatin verilerinden yararlanarak yazlm tefsirler iin kullanlmasnn uygun
olacan dnyoruz.247 almamzn konusunu oluturan tefsirler edebiyat arlkl

245
Bkz. Fuat Sezgin, Buhrnin Kaynaklar, Kitabiyat, Ankara 2000, s. 132, 148, 182; Jansen, Kurana
Yaklamlar, s. 143; Krca, Kurana Yneliler, s. 167-177; Kuran ve Bilim, s. 175, 178; Yldrm,
Kuran Anlama Yntemi, s. 35; Albayrak, Tefsir Usul, s. 102; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 113;
Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 139.
246
rnein, Halis Albayrak Tefsir Usul adl eserinde balangtan gnmze tefsir hareketlerini
sayarken, dilbilimsel (filolojik) tefsirden bahsetmitir. (Bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 102-104).
Muhsin Demirci, tbin tefsirinin de ashab tefsiri dneminde olduu gibi daha ziyade filolojik
(dilbilimsel) nitelikli bir tefsir olduunu belirtirken dilbilimsel tefsir ifadesini kullanmtr. (bkz.
Demirci, Tefsir Tarihi, s. 94). Mehmet Paac da tefsir eitlerini sayarken balkta Dilbilimsel/Lgav
Tefsir, ierikte dilbilimsel tefsir ifadesini kullanmtr. (Bkz. Paac, Kurana Giri, s. 123).
brahim H. Karsl bir makalesinde Halil b. Ahmedin Kitbl-Ayn adl szlnn Dilbilimsel
Tefsirin ilk rneklerinden olduunu sylemektedir. (Bkz. Karsl, Kurn Tefsiri Asndan lk Arap
Lgati Kitbl-Aynn Deerlendirilmesi, Nsha, say: 14, Yaz 2004, s. 49, 51, 55. (nternet adresi:
http://www.doguedebiyati.com/nusha/14/3-Ibrahim_Karsli_Kitbl-ayn.doc).
247
Edeb tefsir hakknda bilgi iin bkz. Krca, Kurana Yneliler, s. 181-188.
63

tefsirler olmad iin bu isimlendirmenin szkonusu tefsirlerin byk bir ksmn


kapsamayaca grndeyiz. Ancak, belagat arlkl tefsirlerin yazld sonraki
dnemde yazlan dilbilimsel tefsirlerin edeb yn de olabilir. Zira nahiv, lgat gibi dil
ilimlerinden daha sonra teekkln tamamlayan belagat ilminden248 tefsirlerde
sistematik olarak istifade edilmesi, ancak, hicri 4. asrdan itibaren, belagatin
sistemlemesinden ve iczl-Kuran alanndaki eserlerin telif edilmesinden sonra,
gereklemi ve nihayet dilbilim ve belagatn tefsirde kullanlmas Zemaher ile
zirveye ulamtr. Bu ynyle Zemaherinin Kef hem dilbilimsel hem de edeb
yn olan bir tefsir olarak kabul edilebilir. Kef gibi, zellikle sonraki dnemlerde
telif edilen baz tefsirlerde edeb ynle dilbilimsel ynn kesimesi, belagatn
sistemleerek tefsirde kullanlmad hicri ilk asr tefsir faaliyetlerini Edeb Tefsir
olarak adlandrmay gerekli klmaz. Belagat, dilbilimden farkl bir alan olmasayd,249 ilk
dnemdeki eserlerde dilbilim gibi belagat da youn ve yaygn bir ekilde kullanlsayd
ve sonraki dnemde belagatn ilkelerine de yer vermesiyle ilk asrdaki dilbilimsel
tefsirlerden farkllaan eserler telif edilmeseydi, bu eserlerin hepsini iine alan emsiye
bir kavram olarak Edeb Tefsir tercih edilebilirdi. Keaf gibi tefsirlerin sadece
dilbilimsel tefsir olarak nitelendirilmesinin eksik bir nitelendirme olmas gibi, edeb
tefsir nitelemesi de hicri ilk asrdaki tefsir faaliyetleri iin tam olarak uygun olmayan
bir isimlendirmedir. Bununla birlikte, edeb tefsir ve onun dilbilimsel tefsirle birletii
ve ayrld noktalar bal bana ele alnp incelenmesi gereken bir husustur. Zira
tefsirde dilbilim gibi belagat da zel bir konuma sahiptir. Belki de bunun iin bn
Haldn belagat ilmine en ok ihtiyac olanlar mfessirlerdir250 demitir.

248
Bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1064. Bugn yaygn kullanma gre Belagat ilmi Men, Beyan ve
Bed olmak zere alt alana ayrld bilinmektedir. bn Haldn gibi baz limler Belagat lmi
yerine, Beyan lmi kavramn kullanm ve Beyan ilminin alt dallarn yukarda snflandrmaya
karlk gelecek ekilde srasyla Belagat, Beyan ve Bed olarak isimlendirmitir. Bu yzden, bn
Haldnun Beyan ilmi dedii ve ieriinde anlatt konu bugnk genel kullanmda Belagat ile
rtt iin belagat olarak anlamay ve tercme etmeyi uygun grdk. Ancak gnmzde de
belagatle uraan kimi ilim adamlar Beyan kavramn belagatn alt dallarn da kapsayacak ekilde
bir st kavram olarak kullanmaktadr. rnein, Bedev Tabne belagatle ilgili yazd esere el-
Beynl-Arab adn vermi ve Beyann belegat limlerinin tasavvurundan daha geni bir alan
ierdiini savunmutur. Bkz. Bedev Tabne, el-Beynl-Arab, Matbaatr-Risle, y.y. 1985, s. 359.
249
Belagat ilmi; sarf, nahiv ve anlambilim gibi alt dallar olan dilbilimden farkl, fakat baz konularda
bunlarla birleen ve bunlar zerine temellenen bir alandr diyebiliriz. Bu balamda szgelimi men
(bn Haldnun ifadesiyle belagat) ile nahiv ayrm iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1064-1065;
Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 124-129.
250
bn Haldn, Mukaddime, s. 1068.
64

Filolojik Tefsir ifadesi de Lgav Tefsire karlk olabilecek bir isimlendirme gibi
grnmektedir. Nitekim daha nce belirttiimiz zere, bu isimlendirme dilimizdeki
eserlerde kullanlmaktadr. Ancak, filolojinin amac ve ileyi tarzyla almamzn
konusunu oluturan tefsirler mukayese edildiinde bu tefsirlere Filolojik Tefsir
denmesinin ok uygun olmad anlalmaktadr. Daha nce belirttiimiz zere, filoloji,
metinleri belirleyip saptama, yeniden ina etme, yorumlama ve aklamay amalar.
Bunu yaparken de edebiyat tarihi, treler ve kurumlarla uramaya da ynelir.251 Bu
tefsirlerde ise rivayetlerin karlatrlarak orijinal metnin saptanmas, inas gibi bir
ama gdlmedii gibi, metinlerin ait olduu kltrn treleri ya da kurumlaryla
ilgilenmek gibi bir ama da szkonusu deildir. Yani bu tefsirlerin mellifleri, Arap dili
filolojisi yapmamaktadr. Bu mfessirlerin yapt ey, eserlerini telif ettikleri dnemin
dilbilimsel verilerini kullanmaktan ibarettir.

Filolojinin bir amacnn da metinleri yorumlamak olduu kabul edildiinde, metinlerin


yorumlanmas noktasnda filolojiyle lgav tefsirler rtmekte, dolaysyla szkonusu
yaklamn Filolojik Tefsir olarak nitelendirilmesi uygun gibi grnmektedir. Ancak,
tefsirle filolojinin metinlerin yorumlanmas noktasnda birlemesi, szkonusu yneliin
filolojik diye nitelendirilmesinin doru olduunu gstermez. nk bu durumda btn
tefsirler Kuran tefsir etmeyi amaladna gre, Filolojik Tefsir ifadesi btn tefsirleri
kapsayan bir isimlendirme olur. Dolaysyla filolojinin yorumlama amac gz nnde
bulundurulduunda Dilsel Tefsir ifadesinde olduu gibi, kullandmz ifade ayarn
mani olmamakta, dilbilimsel olsun olmasn btn tefsirleri kapsamaktadr. Kald ki,
filoloji metinleri aklama ve yorumlamaya bizatihi yorum yapmak iin deil, kendi
esas amac olan metinlerin saptanmas ve orijinal metnin inasnda baarl olmak iin
bavurur. nk iin iine yorum girmeden metnin inasndan sz edilemez.252 Hatta
aklama ve yorumlamaya ihtiya duyan bu yerler dilbilimi ilgilendiren bir husus ise bu
takdirde filoloji dilbilimden yararlanr.253

251
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27.
252
Bir metni tesis etmek, mekanik bir i deildir. Aksine, metni dzenlemek (edisyon) tefsir etme ve
yorumlama olmakszn ilerlemez. Bir metni dzenlemek filolojik bir aktivite ise ve yorumlamay
gerektiriyorsa, bu durumda btn tefsir ve yorumlama faaliyetleri znde filolojik midir? te burada
problem var. Bkz. Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
253
Bu konuyla ilgili olarak Sheyla Bayravn ifadelerine bavurmakta yarar gryoruz: Filolojinin
birinci amac, grlyor ki, okunup anlalmasnda glk duyulan metinleri aklamak, onlar canl
tutabilmek iin gereken abalar gstermektir. Metni aklamak, anlalmasn engelleyen her trl
zorluu ortadan kaldrmak olduuna gre, yaplacak iler eitlidir. Daha dorusu glkleri yenmek
iin birok bilim dalna bavurma zorunluluu ortaya kabilir: Zorluk bir kelimenin anlamndan ya da
65

Filolojinin, metni aklama faaliyeti srasnda karlat zorluklar bir kelimenin


anlamndan veya cmlenin yapsndan kaynaklandnda, dilbilim devreye girerek
filologa yol gsteriyorsa da, kelimelerin anlam, cmlelerin yaps vb. konularla ilgili
sorunlar dilbilimin alanna girmektedir. Filolojinin bu tr hususlarla ilgilenmesi bunlarn
bizatihi filolojik faaliyet olduunu gstermez. almamzn konusunu oluturan tefsirler
temelde, kelimelerin anlam, cmlelerin yaps gibi sorunlarla ilgilendiine gre, bu
tefsirlerin filolojik deil, dilbilimsel olarak nitelendirilmesi daha doru olur.

Ayrca sarf, nahiv ve lgat alannda yaplan almalar filolojiyle deil, dilbilimle alakal
eserlerdir. Bu almalar haddizatnda dilbilimle ilgilidirler; filolojiyle ilgileri ise, Arap
filologuna tarihsel malzeme sunmalar asndandr. Bu eserler Arap diliyle ilgili
yaplacak filolojik almalarda malzeme olarak kullanlabilirler. Ayn eyi sarf, nahiv,
kraatler gibi konulardan arlkl olarak yararlanan tefsirler iin de syleyebiliriz. Bu
tefsirler, her ne kadar Arap filolojisiyle ilgili almalar iin birer malzeme ve kaynak
olmaya elverili olsalar da, haddizatnda dilbilimle ilikilidirler; filolojiden deil,
dilbilimden yararlanmlardr.

Gnmzde filoloji karlnda kullanlan   ad altnda gemite yazlan


eserlerde sarf, nahiv gibi dilbilimin alt dallarnn ele alnmas da, almamzn
konusunu oluturan tefsirlerin filolojik olarak nitelenmesini gerektirmez. Zira daha
nce, dilbilimle filolojinin mukayesesini yaparken deindiimiz zere, filoloji o zaman
iin henz tam anlamyla olgunlamad iin bu eserler dille ilgili deiik konular
bnyesinde barndrmtr. Ancak filoloji ile dilbilimin snrlarnn eskiye gre daha net
olarak belirlendii gnmzde ses, sarf ve nahiv almalar dilbilimin konular arasna
girmekte, hatta dilbilimin en nemli alt dallarn bunlar oluturmaktadr.

Kavramlarn yapt armlar ve gemiten bugne kadar tadklar anlamlar


terimletirme noktasnda nemlidir. Yukarda dikkat ektiimiz muhtemel armlar
nedeniyle almamzda Filolojik Tefsir yerine Dilbilimsel Tefsir kavram tercih
edilmitir. Zira ikinci ifadenin birincisinin yapt armlardan uzak olduunu
dnyoruz.

cmlenin yapsndan gelebilir. O zaman dilbilimi, filologa yol gsterir. Ama metinde unutulmu
trelere, iyi bilinmeyen felsefe akmlarna, inanlara, tarih olaylarna, kanunlara telmihler bulunuyorsa,
yardm sosyoloji, felsefe, din tarihi, tarih, hukuk vb. bilim kollarndan gelecektir. Bazen insan bilimleri
erevesini aarak doa bilimlerine, matematie, tbba, teknik tarihine bavurmak gerekecektir.
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 13-14. (Vurgular bize ait).
66

Btn bu sorunlardan kanmak amacyla, bu noktada, herhangi bir deiiklik


yapmakszn Arapa yazlan eserlerde kullanlan Lgav Tefsir kavramnn, niye olduu
gibi kullanlmad sorusu akla gelmektedir. Bu soru bir bakma yerinde bir sorudur.
Ancak, bizce bu kavram da baz sorunlar gndeme tamaktadr. lk olarak Lgav
Tefsir tamlamasndaki lgat kelimesi, lafzlarn anlamlaryla ilgili olan ilim dal254 iin
de kullanlmaktadr. Gemiten gnmze kadar telif edilen birok eserde, genelde,
lgat ifadesiyle lafzlarn anlamlar, ilml-lga ifadesiyle de lafzlarn anlamlarnn
bilinmesi kastedilmitir. rnein Zerke, tefsirin tanmnda mfessirin hangi bilgilere
bavuracan belirtirken lgatin/szcklerin bilinmesi anlamnda  1 I :-
 demitir.255 Kfiyeci mfessirin bilmesi gereken hususlardan ilkini vaz edildikleri
manalara delaletleri asndan mfred lafzlarn bilinmesi olarak aklam ve bunun
lgatin bilinmesi/*  olduunu belirtmitir.256 Ayn ekilde Eb Hayyn
mfessirin bilmesi gereken ilimleri sayarken Kfiyeci gibi ilk olarak lgat ilmini
zikretmitir.257 bn Haldn da Arap dil ilimlerini lgat, nahiv, beyan ve edebiyat ilimleri
olarak tasnif etmi,258 lgat ilimleri bal altnda lgat ilmini, dilsel lafzlarn
anlamlarnn beyan edilmesi olarak tanmlam ve burada lafzlarn anlamlaryla ilgili
meseleleri ele almtr.259 Bu durumda Lgav Tefsir ifadesinin sadece lafzlarn
anlamlaryla ya da garib kelimelerle ilgili tefsirleri kapsamas riskiyle kar karya
kalnabilir. Zira lgat kelimesi zellikle klasik literatrde lafzlarn anlamyla ilgili
olarak kullanlmakta; nahiv, sarf alannda yaplan almalar kapsamamaktadr. Bu
kullanmlardaki  terkibinden de genel manada dilbilim deil, dilbilim alt
dallarndan sadece birine tekabl eden, kelimelerin anlamlarnn bilinmesi
(:szckbilim) kastedilmektedir. Bu isimlendirme tercih edildii takdirde, almamzn
sadece kelimelerin anlamlaryla ilgili almalar kapsad ve dilbilimsel tefsir
almalarnda nemli bir yer tutan sarf ve nahiv almalarnn kapsam d brakld
gibi bir alg oluabilir.

254
Bilindii zere lgat kelimesinin bir dile ait kelime hazinesinin ve kelimelerin anlamlaryla ilgili
meselelerin bilinmesi anlamnda kullanm yaygndr. Meselenin anlalmas asndan, bu ilim dalna
gnmz terminolojisiyle szckbilim diyebiliriz.
255
Zerke, Burhn, I, 13.
256
Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
257
Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I, 105. Eb Hayynn burada kulland ifadeden mellifin geni
anlamda dilbilimi deil, bugn dilbilimin alt dallarndan olan szckbilime tekabl eden kelimelerin
anlamlarnn bilinmesini kastettii net olarak anlalmaktadr. Nitekim Eb Hayyn mfessirin ihtiya
duyduu ilk bilgi dzeyinin isim, fiil ve harf dzeyinde lgat olduu anlamnda  *\ :- 
 demitir
258
bn Haldn, Mukaddime, s. 781, 1055.
259
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064.
67

Her eyden nce, dier birok bilim dalnda olduu gibi, tefsirde de kendi dilimize ait
terminolojinin oluturulmasnn nemli olduu kanaatindeyiz. Dilimizi kullanan ve
Arapa terminolojiye hkim olmayan insanlarn daha rahat anlayabilmesi iin buna
ihtiya olduunu dnyoruz. Dolaysyla, tercih ettiimiz isimlendirme, ayn zamanda
bir terimletirme abas olarak kabul edilebilir. Ayrca, almamz dilbilimsel tefsirin
sadece ilk ayan, zellikle ortaya k ve geliimini kapsamaktadr. Dilbilimin
tarihsel srecini ele alrken deineceimiz zere 20. yzyl sonrasnda dilbilimde
nemli bir krlma gereklemi ve almalarn yn eskiye gre olduka
farkllamtr. Bizce dilbilimin bugnk geldii noktadan, genel anlamda tefsir
faaliyetleri zel anlamda da Dilbilimsel Tefsir yararlanmaldr.260 Oysa, Lgav Tefsir
ifadesinin gnmze kadar yaplan almalar ierdii dnlse bile, gnmzdeki
yeni yaklamlar iermez, ya da en azndan gnmz dilbilimine referansta
bulunmaz.261 Zira gnmz Arapasnda dilbilim karlnda lga deil, ilmllga
ifadesi kullanlmaktadr. Trkede bu ifadenin karl olarak dilbilim terimi
kullanld iin, gnmzdeki almalara referans yapp yapmayacann tartmal
olduunu dndmz Lgav Tefsir ifadesini tercih etmedik. Ksacas, gnmzdeki
dilbilimsel yaklamlar da iine almas, dilbilimsel tefsirin bitmediine, gnmz
dilbiliminin imknlarndan yararlanlabileceine dikkat ekmek iin byle bir tercihte
bulunduk.

Dilbilim arlkl tefsirlerin dilsel, edeb, filolojik ve lgav isimlendirmelerini niin


tercih etmediimizin gerekeleri olarak ne srdmz hususlar, ayn zamanda,
almamzn konusunu tekil eden tefsirleri dilbilimsel olarak nitelememizin gerekesi
olarak kabul edilebilir. Dilbilimsel olarak nitelemeyi uygun grdmz tefsirlerde,
ayetlerin tefsiri sadedinde yaplan aklamalar ve konularn ele aln tarz dilbilimsel
arlkldr. Szgelimi, bir kelimenin cmledeki ilevinin ne olduuyla dilbilim ilgilenir.
Bir kelimenin oul mu tekil mi olduuyla ve ne anlama geldiiyle, ayn ekilde, yine
dilbilim ilgilenir. Yani, bunlar hep dilbilimin konusudur. Dolaysyla bu tarzda yaplan

260
Nitekim, alma konusu tespit edilirken ada dilbilim almalarnn verileriyle tefsir arasndaki
ilikinin ele alnmas da, almay dndmz muhtemel konulardan birisiydi. Ancak, yaptmz
istiareler sonucunda dilbilimsel tefsirin ortaya kt ve gelitii dnem olmas asndan hicri ilk
asrn incelenmesinin daha doru olaca kanaati hsl oldu. ada dilbilim almalaryla tefsir
arasnda kurulabilecek ilikinin incelenmesini ise daha sonraki almalara brakmay uygun grdk.
261
Msid b. Sleymann, Lgav Tefsir kavramn ada almalar kapsam d brakacak ekilde
tanmladna iaret etmitik. Biz de Dilbilimsel Tefsir kavramnn, ada almalara Lgav Tefsir
kavramndan daha belirgin bir ekilde referansta bulunacan dndmz iin Dilbilimsel Tefsir
adn kullanmay tercih ettik.
68

aklamalar da dilbilimle ilgili, yani dilbilimseldir. Baka alardan deiik


nitelendirmeler mmknse de, dilbilimsel denmesi birok ynden bu nitelendirmelere
gre daha elverilidir.

Son olarak, unu ifade etmekte yarar gryoruz: Dilbilimsel Tefsir ifadesindeki sel eki,
yaplan tefsir faaliyetlerinin dilbilimle ilikisini vurgulamak iindir. Yoksa, tercih edilen
bu kavram, szkonusu tefsirlerde birebir dilbilimin metodunun kullanldn iddia
etmemektedir. Zaten bugnk dilbilimle hicri ilk asrdaki dilbilimi e tutmak
anakronizme dmeye yol aaca gibi, bu tefsirlerde dilbilim akmlarndan hangisinin
metodu kullanlyor? tarzndaki sorulara kap aralar. Bununla birlikte Kurann
anlalmasnda sarf, nahiv ve lgatle ilgili sorunlarn giderilmeye alld, bu tr
analizlerin hkim renkte olduu bu eserler iin en uygun ifadenin Dilbilimsel Tefsir
olduunu dndmz iin bu kullanm tercih ettik. Nasl ki, Bilimsel Tefsir
ifadesinin, birebir bilimin metodunu kullanan, szgelimi tpla ilgili bir ayetin tefsirinde
tp ilminin metodunu kullanan tefsir olarak deil, Kuran yorumlarken ayetlerle eitli
bilim dallar arasnda iliki kurmaya nem veren ya da modern ilimlerin verilerinden
yararlanan tefsir olarak anlalmas gerekiyorsa,262 Dilbilimsel Tefsir de ayn ekilde
anlalmaldr.

262
Bkz. Krca, Kurana Yneliler, s. 213. Ayn eyi Sosyolojik Tefsir kavram iin de syleyebiliriz.
Sosyolojik Tefsir kavram sosyolojinin paradigma, teori ve metotlarn birebir kullanan tefsirden ziyade,
sosyal olaylarla ayetler arasnda balant kurmay amalayan tefsir anlamnda kullanlmaktadr. Bkz.
Krca, Kurana Yneliler, s. 251.
KNC BLM
DLBLMSEL TEFSRN DOUU VE GELM

1. Bir Yaklam Tarz veya Ekol Olarak Dilbilimsel Tefsir

Bir bilim ve sanat kolunda ayr nitelik ve zellikleri bulunan yntem veya akm, okul
anlamna gelen263 ekol kavram, eitli dillerde genelde okul anlamn ifade eden
szcklerin yan anlam olarak karmza kmaktadr. Nitekim ekol kavramnn,
Franszca, ngilizce, Arapa ve Trkede okuyup yazmadan balayarak, en yksek
dzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, eitli derecede toplu olarak eitimin
yapld yer, mektep264 anlamn karlamak iin vaz edilen lafzlarn yan anlam
olduu grlmektedir. Bu balamda Trkemizde okul,265 Arapada medrese,266
ngilizcede school267 ve Franszcada cole268 kelimeleri toplu eitim retim mekn
anlamnn yan sra, bir bilim ve sanat kolunda ayr nitelik ve zellikleri bulunan
yntem veya akm269 ya da bir olgu hakknda dnme ya da bir olguya yaklama
biimi270 anlamna da delalet etmektedir.

263
TDK Trke Szlk, s. 612.
264
Bkz. TDK Trke Szlk, s. 1494.
265
TDK Trke Szlk, s. 1494.
266
rnein, Muceml-Vastde medrese kelimesi yle aklanmtr: 1. #*  E 2. 1  :^
( ) `3  %#* HJ P%*3 1#H 1 E
:
 -\
. (Bkz. brahim Ens, Abdlhalim Muntasr,
Atyye es-Savlih ve dierleri, el-Muceml-Vast, 2 cilt, el-Mektebetl-slamiyye, stanbul, t.y., I,
280). Arapada mezhep kelimesi de geni anlamda ekoln karl olarak kullanlmakla birlikte, daha
ok din (fkh ve itikd) ekolleri artrmaka ve bu ekoller iin kullanlmaktadr.
267
ngilizce szlklerde school kelimesi birinci anlam olarak, toplu eitim ve retimin yapld
kurum, yananlam olarak ise bir konuyla ilgili ayn yaklam sergileyen ya da ayn doktrine sahip
olan gurup eklinde aklanmaktadr. rnein Websters New Encyclopedic Dictionary adl szlkte
kelime yle aklanmaktadr: 1. A place or establishment for teaching and learning; 4. Persons
holding the same opinions and beliefs or accepting the same intellectual methods or leadership. (bkz.
Websters New Encyclopedic Dictionary, s. 911). The Penguin English Dictionary adl szlkte de
school kelimesiyle ilgili u aklamalar yaplmtr: 1a. A building or organisation for educating
children 4a. A group of people who share the same approach to a subject or who adhere to the same
doctrine, especially in the arts, philosophy or theology, 4b. A way of thinking about or aprroaching
something. (bkz. Allen, The Penguin Dictionary, s. 1247)
268
rnein, Dictionnarie de la langue franaisede cole szc yle aklanmaktadr: 1.
tablissement o lon dispense un enseignement collectif de connaissances gnrales, ou de
connaissances particulires ncessaires lexercice dun metieri dune profession ou la pratique dun
art 3. Ensemble des adeptes dun mme matre, dune mme doctrine (Bkz. Dictionnarie de la
langue franaise, Hachette, Paris 1993, s. 367-368)
269
Kr. TDK Trke Szlk, s. 612.
270
A way of thinking about or aprroaching something Bkz. Allen, The Penguin Dictionary, s. 1247.
70

Ekol kavramn ifade etmek amacyla, toplu eitim retim mekn iin vaz edilen
lafzlarn kullanlmas gz nnde bulundurulduunda, ekolden sz edebilmek ve bir
dnce ya da yaklamn ekol olabilmesi iin belli bir gr ya da yaklam etrafnda
birleen bir guruba ait olmas lazmdr. Dolaysyla tek kiinin dncesi ekol olamaz,
gr olur. Ekol szcyle ilgili kullanmlar, Basra Dilbilim Ekol, Kfe Dilbilim
Ekol gibi belli bir corafyay artrd gibi, herhangi bir corafyaya referans
yapmakszn Me Felsefe Ekol gibi belli bir gr ya da yaklam etrafnda birleen
ilim, sanat evreleri anlamn da artrr.271

Tefsirler mfessirlerin kendi birikim ve amalarna gre ekillenmi,272 ayrca ilim ve


fikir muhitlerinin niteliklerine gre Kurann anlalmasnda ve yorumlanmasnda
farkl eilimler ortaya kmtr.273 Bu balamda ayn yaklam tarzn tercih eden
mfessirlerin oluturduu ekollerden sz etmek mmkndr.274 Dilbilimsel Tefsir
Ekol ifadesi de Kuran tefsir ederken genel olarak dilbilimin alt dallarna ya da bu
alt dallardan herhangi birine arlk veren, bu alandaki sorunlar amay hedefleyen
yaklama ve bu yaklam tercih eden mfessirlere atfta bulunmaktadr.275 Dier bir
ifadeyle, dilbilimsel tefsir ekolyle Kuran diliyle ilgili meseleler etrafnda birleen ve
Kuran arlkl olarak dilbilimsel adan aklamaya alan mfessir ve tefsirleri
kastediyoruz.276

Bir ekol olarak dilbilimsel tefsirden kastmz ksaca akladktan sonra, herhangi bir
ekoln birdenbire olumad, aksine, bir grn ya da yaklamn bir gurup tarafndan
benimsenerek ekollemesinin belli bir sre ierisinde gereklemesi gerektiini
hatrlatmakta yarar gryoruz. Herhangi bir ilim dal birdenbire olumad gibi, bir
ekoln olumas da belli sreler neticesinde gerekleir. Bu balamda, dilbilimsel
tefsir ekolnn olumas ve bu yaklama gre hazrlanan mstakil eserlerin telifi
birdenbire olmamtr. Aksine, mstakil eserlerin hazrlayclar olarak kabul
edilebilecek ilk nvelerden sz etmek mmkndr. Bu balamda Hz. Peygamber,

271
Kr. Ahmet Kayack, Badat Okulu ve slam Dncesindeki Yeri, niversite Kitabevi, stanbul 2004,
s. 21-22.
272
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, (ev. Mevlt Gngr), Kuran Kitapl, Ankara
2001, s. 61, 73.
273
Albayrak, Tefsir Usul, s. 99.
274
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 88.
275
Bu balamda dilbilimsel tefsirlerde sarf, itikak, nahiv ve kelimelerin anlamlar gibi konularla ilgili
izahlar n plana kmaktadr. Kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 128-134.
276
Kr. Aydz, Tefsir Tarihi, s. 113.
71

sahabe ve tbin dnemindeki lgav izahlar, dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak
kabul etmek mmkndr. Dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul ettiimiz bu
dnemle ilgili genel bilgileri ve rnekleri bir sonraki bala brakarak, burada
Dilbilimsel Tefsir diye nitelendirdiimiz yaklam temellendirmeye alacaz.

Zerke ve Suyt, Kuran tefsirini, hakknda nakil bulunan ve bulunmayan olmak zere
iki ayr kategoriye ayrr. Hakknda nakil olanlar da, Hz. Peygamber, sahabe ve
tbinden gelenler olarak akladktan sonra, hakknda nakil olmayan konularda, Ragb
el-sfahnyi rnek gstererek lafzlarn mfred haldeki manalarna ve balama gre
kullanmlarna bavurulmas gerektiini ifade etmilerdir.277 Her iki limin bu konuda
syledikleri tefsirdeki dilbilimsel damar gstermesi asndan nemlidir.

Ayrca Suyt tknn Tabaktul-Mfessirn balkl blmnde sahabe ve tbinden


nde gelen mfessirleri zikrederek bunlarla ilgili deerlendirmeler yapar. Suyt daha
sonra, sahabe ve tbinin grlerini derleyen limlerden bazsnn adlarna yer verir.
Bir sonraki aama olarak ise Taber ve bn Eb Htim gibi mfessirlerin tefsirlerini
rnek gstererek rivayetlerin senedleriyle birlikte zikredildii ve isnadlarn
hazfedilerek, grlerin sahiplerine nispet edilmeden nakledildii ve sahih olanla
olmayann birbirine kart bir iki aamadan bahseder. Suyutnin buraya kadar
syledikleri genel hatlaryla tefsirin balangtaki geliim seyriyle ilgili bilgilerden
ibarettir.278 Suytnin bu bilgilerden sonra tefsirin ekollemesiyle ilgili olarak dile
getirdii Daha sonra eitli ilimlerde hnerli limler tefsirler telif etmitir. Bu
limlerden her biri, tefsirlerinde, hkim olduklar ilimle yetinmitir279 ifadesi tefsirdeki
ekollemeyi gstermesi asndan nemlidir. Nitekim Suyt her limin kendi alann bir
yaklam tarz olarak tercih etmesine, iraba ve eitli irab vecihlerine; nahivle ilgili
kural, problem, nahvin ayrntlar ve tartmal konularn nakletmeye younlaan
Zeccc ve Eb Hayyn gibi nahiv limlerini rnek gsterir. Yine Saleb (.427/1035)
gibi, sadece kssalarla megul olan tarihileri; Kurtub (.671/1273) gibi fkhn eitli
meseleleriyle ilgilenerek fkh yaklam benimseyen mfessirleri vs. zikrederek konuyu

277
Zerke, Burhn, II, 172; Suyt, tkn, II, 1216-1217. Zerke ve Suytnin yapt bu ayrmn
gnmzdeki ierikleriyle rivayet ve dirayet tefsiri ayrmyla birebir rtmediini dnyoruz.
Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. Mustafa Karagz, Tefsirde Rivayet-Dirayet Ayrmnn Ortaya
k ve Mahiyeti, Bilimname, say 5, 2004, Kayseri, ss. 45-60.
278
Suyt, tkn, II, 1227-1235.
279
Suyt, tkn, II, 1235.
72

bitirir.280 limlerin uzman olduklar alana ya da yaklamlarna gre Kuran tefsir


etmelerine, yaklamlarndaki arlkl noktaya gre Fkh Tefsir Ekol gibi
nitelendirmeler yapldn biliyoruz. Bu noktada Dilbilimsel Tefsir Ekol, dilbilimin alt
dallarna tekabl eden sarf, nahiv ve lgat merkezli aklamalardan Kuran tefsirinde
arlkl olarak yararlanan bir yaklam tarz iin uygun olduunu dndmz bir
kavramdr. Dolaysyla, tefsir tarihinde dilbilimin eitli alanlaryla ilgili anlama
sorununu zmeyi gaye edinmi lim ve onlarn eserlerinden hareketle Dilbilimsel
Tefsir diye bir ekol ya da yaklamdan sz etmemiz mmkndr.

Suytnin tefsirde ekolleme sreci ile sylediklerinin benzerini bn Haldn da dile


getirmitir. bn Haldn Hz. Peygamberin sahabe ve tbin dnemi tefsir faaliyetleriyle
ilgili ksaca bilgi verdikten sonra yle demektedir:

Daha sonra, kelimelerin anlamlar, irabn hkmleri ve belagatla ilgili hususlar birer
mstakil ilim haline geldi ve bu alanlarda eserler telif edildi. Dil ve belagat balangta
Araplarn herhangi bir nakle ya da kitaba ihtiya duymadan sahip olduklar bir meleke iken,
zamanla bu meleke yok oldu; dil ve belagatle ilgili bilgiler dil limlerinin eserlerinden elde
edilmeye baland. Araplarn dili ve onlarn belagati zere indirildii iin, Kuran tefsirinde
de bu eserlere ihtiya duyuldu. Bylece tefsir ikiye ayrld: Biri, nasih-mensuhun, sebeb-i
nzuln ve ayetlerin maksadnn bilinmesi gibi seleften nakledilen haberlere dayanan tefsir
ki, bunlar ancak sahabe ve tabinden yaplan nakiller vastasyla bilinir Dieri ise, ayetin,
slbuna ve maksadna uygun olarak anlalabilmesi iin lgatin, irab ve belagatin
bilinmesi gibi dile baml olan tefsirdir. Dil ve dille ilgili bilgilerin mstakil birer ilim
haline gelmesinden sonra ortaya kan ikinci ksm, birinci ksmdan tam manasyla
ayrlmamtr; zira esas ama birincisidir. Evet, yine de dille ilgili hususlar baz tefsirlerde
daha youndur. Bu tefsirlerin banda Zemahernin Kef gelir281

Ahmed Emn (.1954) de tefsirin ekollemesiyle ilgili olarak unlar sylemektedir:

Bundan (Taberden) sonra her asrda Kuran- Kerimin tefsiri, o asrdaki ilm hareketten
mtessir olmutur. O zamann din mezhepleri ve ilm grlerinin akislerini tefsirlerinde
grrz. Bu bn Abbastan al da Muhammed Abduha kadar byledir. Hatta herhangi bir
asrda yazlan bir tefsiri incelediimiz vakit o asrn ilm hareketinin miktarn ve o asrda
neyin yaygn olup olmadn o tefsirde buluruz.282

280
Suyt, tkn, II, 1235-1237.
281
bn Haldn, Mukaddime, s. 786-788.
282
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 305. Ahmed Emnin buna benzer grlerine dier eserlerinde de
rastlanmaktadr. Bkz. Duhal-slm, I, 368-369, II, 145-150.
73

Lgat, nahiv ve fkh ilimlerinin tedvin edilmesi, kelm meselelerin ortaya kp


aratrlmas, tefsiri de etkilemitir. Nahivciler, Kuran- Kerimi nahiv kurallarnn tespit
edilmesi ve uygulanmasnda bir kaynak olarak kabul etmiler ve tefsire yardmc olacak
ekilde Kurann irabn yapmlardr. Eb Ubeydenin Meczl-Kurn adl eserinde
yapt gibi, lgat limleri, Kurandaki garip kelimelerle ilgili eserler telif etmilerdir ki bu
durum baz ayetlerin aklanmasna katk salamtr. Yine nahivciler ve lgat limleri
Menil-Kurn adyla eserler telif etmilerdir Fukah ahkm ayetlerine ihtimam
gstererek onlardan hkm karmaya alm ve bu konuda eserler telif etmitir. Btn
bunlar tefsiri eitli alardan besledii gibi, tarihiler Yahudi, Hristiyan, ran ve dier
toplumlarn tarihiyle ilgili almalar yapmlar ve tarihi olaylarla ilgili ayetleri ulatklar
tarih bilgileri yardmyla tefsir etmiilerdir. Daha sonra ilm konularda akl unsur olan
kelam limleri gelmitir 283

Emn el-Hl de tefsirde ekollemelerden sz ederken,

Belli birer ilim haline geldikten sonra, nce dil ile ilgili ilimler, tefsiri ynlendirmeye
balam; arkasndan, ortaya kan dier akl ve nakl ilimler tefsiri muhtelif ynlere
ekmeye balamlardr284

Mesela bir nahiv limi, irap ilminin esaslar ynnden Kurana bakar, o esaslar, onun
manalarn anlamakta esas ittihaz eder ve ayetlerin delaletlerinin tespitinde onlarn
hakemliine bavurur. Bylelikle tefsir, bu ilmin aratrma metodu ve slubunun rengine
brnm olur285

diyerek tefsirdeki ilk ekollemenin dilbilimin alannda gerekletiini belirtmektedir.


Hl, ayrca Goldziherin Tefsir Ekolleri ile ilgili eserinde rivayet tefsiri, kelmi tefsir,
tasavvuf tefsir, modernist tefsir gibi ekollere yer vermesine ramen, lgav, nahv,
edeb, fkh tefsir ekollerine ayr bir balk altnda yer vermemesini eletirmektedir.286

smail Cerraholunun, ilk tefsir tedvin eden kiinin kim olduunu tartrken, Ferr ile
ilgili syledikleri, Ferrnn tefsirinin dilbilimsel yaklama gre telif edildiini
gstermektedir. Cerraholu, burada Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin batan sona
Kurann her ayetinin tefsir edildii bir zellikte olmadn, bir ayetin bir veya birka

283
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 145-147.
284
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 40.
285
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 64.
286
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 40-41.
74

kelimesini sarf ve nahiv asndan izah ettiini sylemekte287 ve szlerini yle


srdrmektedir:

Daha dorusu bu eser, lgat ve navih ynnden kelimeler iin bir tefsirdir. Btn ayetler
sra ile tefsir edilmedii gibi, tefsir ettii ayetlerin de tm zerinde deil, baz cmleleri
zerinde durur. Bu tefsirin nemi daha ziyade lgat ve nahiv ynne yneliktir.288

Tabernin (.310/923) tefsiriyle ilk asrda telif edilen dilbilimsel tefsirler mukayese
edildiinde, ikincilerin dilbilimsel yaklama gre telif edildikleri ve dilbilim arlkl
olduklar daha net anlalr. Tabernin tefsirinde de dilbilimsel izahlar olduka fazladr.
Ama bunun yan sra, bata sahabe ve tabinden yaplan nakiller olmak zere, bu tefsirin
baka birok zellie sahip olduu bilinmektedir.

Sahabe, tabin ve sonraki limlerden nakledilenlerle Abbasler zamannda tedvin edilen,


sarf, nahiv, fkh, hadis, kelam ve tarih gibi ilimlerin hepsi Kuran tefsirine yardmc
olmu ve Taber btn bunlarn hepsini tefsirinde ortaya koymutur. Zira, Taber,
kendisinden nceki tefsirlerde yer alan bilgilerin ounu derleyip nakletmekle
kalmam, bu rivayetler arasnda tercihte bulunmu ve dneminin ilimlerinden ve
sriliyat da dhil olmak zere eitli bilgilerinden yararlanmtr. Bu balamda
Cmiul-Beynda dilbilimsel izahlar, hatta Basra ve Kfe dil ekollerinin izleri gibi,
fkh hkmlerin ve kelm tartmalarn izleri de grlr.289 Oysa dilbilimsel diye
nitelendirdiimiz tefsirlerde Tabernin tefsirinde grlen bu eitlilii gremeyiz.
Cmiul-Beynn bu zelliini, Tabernin vefat tarihinin hicri 310 olmas, dolaysyla
onun dnemindeki ilm durumun ve mirasn 2. ve 3. asrdaki durumdan daha farkl ve
zengin olmasyla aklamak mmkn gzkse de, dilbilimsel tefsirleri hicri 150de
vefat eden Muktil b. Sleymann tefsiriyle mukayese ettiimizde de benzer bir sonuca
ularz. Nitekim ama, ierik ve tarz asndan Muktil b. Sleymann tefsiri de
dilbilimsel tefsirlerden farkldr.290 Hatta Muktilin tefsirinin dnda ahkm ayetleriyle
ve vch-nezir ile ilgili eserleri olmas, ayn mellifin farkl yaklamlar nedeniyle
tefsir alannda farkl eserler telif ettiini gstermektedir. Bu durum tefsirdeki
ekollemenin belirtilerinden biri olarak kabul edilebilir.

287
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 175-176.
288
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 176.
289
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 148-150.
290
Muktil b. Sleymann tefsirindeki yaklam hakknda geni bilgi iin bkz. brahim elik, Muktil b.
Sleyman ve Tefsirdeki Metodu, Bursa 2000, s. 51-142.
75

Sonu olarak, Dilbilimsel Tefsir eklinde bir ekol ya da ynelie referans yapan
isimlendirmeyi hakl klacak lde, realitede arlkl olarak dilbilimden yararlanan
tefsirler vardr. Nitekim, menil-Kurn, irbl-Kurn, garbl-Kurn, vch ve
nezir tr eserleri incelediimizde, bu eserlerin Dilbilimsel Tefsir diye bir ekole nispet
edilmelerini uygun klacak lde dilbilimsel analizlerin varln mahede ederiz.
Nitekim Ferr ve Ahfein Menil-Kurn adl eserlerinde morfolojik ve sentaktik
tahliller arlktadr. Ayrca, bu eserlerde kelimeler yeri geldiinde anlamlar itibariyle
de ele alnmaktadr. Yine, garbl-Kurn, vch ve nezir ad altnda yazlan eserler
kelimelerin anlamlar zerinde durduklar iin semantikle ilgili eserler olarak
grlebilir. Btn bu eserlerde, aralarnda farkllklar olmakla birlikte, yaygn bir
ekilde morfolojik, sentaktik ve semantik analizler yer ald iin bu eserleri Dilbilimsel
Tefsir ekolnn ya da yneliinin birer rnekleri olarak deerlendirebiliriz. Bu tr eser
telif eden limler, Kuran kssalar konusunda ayrntlara dalmadan, ayetlerin
anlalmasna katk salamas beklenmeyen sebeb-i nzl rivayetleriyle uramak
yerine, dorudan ayetin anlalmasna katk salayan dilbilimsel izahlara ncelik
vererek dilbilimsel arlkl tefsir telif etmilerdir.291 Dilbilim arlkl tefsirlerin telifi
arttka Dilbilimsel Tefsir dediimiz yaklam olgunlamtr.

2. Dilbilimsel Tefsirin Ortaya kmasna ve Gelimesine Yol Aan Etkenler

lm faaliyetlerin, ait olduklar dnem ve ortamn yan sra, ortaya kmalarna zemin
hazrlayan etkenlerle birlikte ele alnmasnn doru bir yaklam olaca kanaatindeyiz.
Zira ilm faaliyetlerin gelitii ortamdan bamsz olarak ele alnmas, tam olarak
anlalmalarn engeller. Bir ekol ya da ilm hareketin salkl analizini yapabilmek iin,
ortaya kt artlar, dolaysyla ortaya kmasnda etkili olan, sosyal, dini, ekonomik
ve siyasi etkenleri gz nnde bulundurmak gerekir.292 Nitekim, btn felsef ve
teolojik mevzularn, siyas yahut itim dayana olduu293 gibi, dilbilimsel tefsirin
ortaya kmasnda ve gelimesinde din etkenlerle birlikte kltrel, politik ve ekonomik
dinamikler rol oynamtr.

291
Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 277.
292
Bkz. zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 33; 290;.
293
Watt, slam Tetkikler, slam Felsefesi ve Kelam, (ev. Sleyman Ate), AF Yaynlar, Ankara
1968, s. 15; zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, 56; kr. Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, 71-
72.
76

Ayr balklar altnda ele alacamz din, kltrel, ekonomik ve politik etkenleri
birbirinden kesin hatlarla ayrmak tam olarak mmkn deildir. Szgelimi kltrel bir
olgunun, politik olaylarla ilgisi olduu gibi,294 din ve ekonomik durumlarla da ilgisi
olabilir. Yine ekonomik zellikler, kltrel, din ve siyas olgularla balantldr.
Dolaysyla, ayn olgunun farkl cihetlerinin birbirleriyle hi alakas olmad eklinde
iddia edilmemesi ve bu ekilde alglanmamas kouluyla, toplumsal olaylarn kltrel,
din, siyasi, ekonomik, politik vb. alardan ele alnarak analiz edilmesinin, olgu ve
olayn farkl boyutlarna dikkat ekilmesi bakmndan faydal olacan mlahaza
ediyoruz. Bu mlahazadan hareketle, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenleri ayn
olgu ya da eitli olgularn din, kltrel, politik ve ekonomik ynleri olarak ayr
balklar halinde ele alp incelemeyi uygun grdk. Bu incelememiz srasnda da
grlecei zere, ou kez ayn olgunun din, ekonomik, politik ve kltrel vecheleri
olabilmektedir.

slam kltrnde dilbilimle ilgili almalarn balayp gelimesine yol aan etkenlerle
dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenler ayndr. stelik, ayn sebeplerin sonucunda ve
ezamanl olarak ortaya kan bu iki etkinlikten her birinin geliimi dierini etkilemitir.
Dolaysyla din ve sosyal olmak zere iki ana balk halinde ele alacamz bu
etkenlerin hem dilbilimsel tefsirin hem de dilbilimin ortaya kmasna zemin
hazrladn vurgulamak gerekir.295 Belki de, bu yzden olsa gerek, Ferr ve Eb
Ubeydenin kitaplarnn tefsir deil de dilbilime ait eserler olduunu iddia edenler
olmutur.296 Ayrca Basra ve dier ilim merkezlerindeki dil limlerinin her eyden nce
Kuran bilgisine sahip olduklar297 gz nnde tutulduunda dilbilimle dilbilimsel tefsir
arasndaki iliki daha net olarak grlmektedir.

294
Nitekim Cbir bu konuda u iddiada bulunur: Kltr -hangi kltr olursa olsun- znde siyasi bir
olgudur. Bkz. Cbir, Arap Aklnn Oluumu, s. 9.
295
Bu yarg dilbilimin, dilbilimin alt dallarnn ve dilbilimsel tefsirin ortaya kn incelediimiz
kaynaklardan ulatmz bir sonutur. Geni bilgi iin bkz. Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72;
etin, Arap, III, 296-298, 303; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan
Gnmze), s. 3-4, 12; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5;
296
rnein bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 328. Msid Mslim Abdullah
bu eserinde Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin dilcilerin kendileri iin lazm olan bilgileri tahsil
etmek iin okuduu bir lgat kitab olmasna ramen, bir tefsir kitab olarak kabul edildiini
sylemektedir. Eer Ferrnn bu eserinin tefsir olarak kabul edilmesinin eletirilmesi anlamna
geliyorsa biz bu eletiriyi kabul etmiyoruz. Zira, Ferrnn eserinin dilciler tarafndan dil ile bilgileri
renmek amacyla okunuyor olmas, onun tefsir olmasnn nnde engel tekil etmeyeceini
dnyoruz.
297
alkn, Mesdirl-Lga, s. 74. alkn bu konuyla ilgili u deerlendirmede bulunuyor:
77

2.1. Din Etkenler

Dilbilim almalarnn ve dilbilimsel tefsirin ortaya knda din etkenler bata


gelmektedir.298 Dilbilimsel almalarn ortaya kmasnda ve gelimesinde etkili olan
din faktrler iki adan ele alnabilir. Kuran doru anlama gayretleri, dilbilim
almalarnn balamasn ve gelimesini hzlandran etkenlerdendir. Ayrca bu
almalar srasnda ve dilbilimin kurallarnn oluturulmasnda bavurulacak en gl
delil bizatihi Kurann dili ve slub olmutur. Dier bir ifadeyle, Kuran dilbilimsel
almalarnn temellendirildii nemli bir dayanak olmutur.

2.1.1. Kuran Doru Anlama Gayretleri

Arap dilbiliminin ortaya kna Kurann korunmas ve anlalmas ynndeki


faaliyetler n ayak olmutur. Daha nce de belirttiimiz zere, sistematik olmamakla
birlikte, Cahiliye dneminde de dille ilgili eitli almalar yaplmtr. Kald ki, slam
gelmeden ve nahiv tedvin edilmeden nce de Araplar, iirde, hitabette, fesahat ve
belagatta gz ard edilmeyecek bir seviyede idiler. Bununla birlikte slam ncesi dil ve
edebiyat malzemesi pek az dnda tedvin edilmemitir. Dil malzemesinin ve
kurallarnn tespit ve tedvin edilmesi, sistematik dil almalarnn yaplmas Kurann
korunmas, doru okunmas ve anlalmas ynndeki ihtiyaca bal olarak
gereklemitir.299 Dolaysyla dilbilimin ilk gelien ilimler arasnda olmas, esas
itibariyle Kurann anlalmas ve yorumlanmasyla ilgili300 bir durumdur. Hatta slam
kltrndeki birok ilim dal, dorudan ya da dolayl olarak Kuran anlama

(-: :# B> .B  ( Lf >> Hg O) : #:*@ #H 1 #= S : XH S  :  
 ( 1 Basra ve dier ilim merkezlerindeki dil limleri her eyden nce Kuran bilgisine
sahiplerdi. Zira dil ilimleriyle ilgili uygulamalarnda Kuran kendileri iin ilk kaynakt.
298
Tarihsel srete ierisinde dilbilim almalar ksmnda deinildii zere, doudaki zellikle slam
dnyasndaki dilbilim almalarda din etkenlerin rol byktr. Bu etkenlerin banda Kurann
anlalmas abalar gelmektedir. Dilbilimsel Tefsirin douu ve gelimesinde Kurandan kaynaklan
etkenler iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 786, 1059; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72;
etin, Arap, III, 296-298; Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 85-86; Bakrc-Demirayak, Arap
Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), nsz ve s. 3-4; Demirayak Kenan, Ahmet Savran,
Arap Edebiyat Tarihi Sadrul-slam Dnemi, AFEF, Erzurum 1996, s. 72-73; Demirayak, Abbas
Edebiyat Tarihi, s. 223-224; Ahmed Muhammed Matk, el-Hasletl-Lgaviyye, lem'l-Marife,
Kuveyt 1996, s. 220.
299
Yiit, Emevler, XI, 97; Kl, Basriyyn, V, 117; Kfiyyn, XXVI, 345; Cbir, Arap slam
Aklnn Oluumu, s. 81, 85-86; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 75-76; Kzkl, Arap Grameri
Ekolleri, s. 13.
300
Tahsin Grgn, Anlam ve Yorum: Dini Metinlerin Anlalmas ve Yorumlanmas, Gelenek Yaynclk,
stanbul 2003, s. 140.
78

abalarnn bir rn olarak ortaya km ve gelimitir.301 zellikle, Kuran ve hadisin


anlalmasna ynelik dil ve edebiyat alannda yaplan almalar, zamanla birer
mstakil ilim dal haline gelerek dilbilimin ve belagatn alt dallarn oluturmutur.302
Bu balamda Arapann geliimindeki en byk payn, Dinin anlalmas ve
uygulanmas uruna harcanan abalara ait olduunu303 sylemek byk bir iddia
olmasa gerektir. limlerin mstakil hale gelmedii Emevlerin iktidarn da kapsayan
dnemde yaplan ilm faaliyetlerin nvesini Kuran ve hadis oluturmakta olup birok
ilm mesele bu ikisi etrafnda dnen almalardan ibarettir.304

Arap dilbiliminin ve belagatn dou ve geliiminde Kurann korunmas, anlalmas


ve yorumlanmas faaliyetlerinin byk etkisi olmutur.305 limler teekkl ederken de bu
almalara gre ekillenmitir. Konumuzla ilgili olduu iin Kuran asndan
konuacak olursak, szgelimi, baz kelimelerin farkl okumalarn inceleyen kraat ilmi;
ayetlerin doru anlalmasna katkda bulunan sarf ve nahiv ilmi; kelimelerin
anlamlaryla ilgili olan ezdd, vch ve nezir, garbl-Kurn literatr Kurann
doru okunmas ve anlalmasna ynelik olarak ortaya kmtr. Bu ilimlerle ilgili
almalarn yaplmasna sevk eden en nemli etkenlerin banda dilin bozulmas
sonucu Kuran ve hadislerin anlalmama kaygs gelmektedir. Zira hem nahiv
almalar hem de kelimelerin anlamlaryla ilgili almalar Kuran ve snnetin
anlalmasnn anahtardr.306 Yine Arapa mucemlerin telif edilme faaliyetlerinin
balayp gelimesi, Kuran dilinin anlalmas ve Arapann korunmasna bal olarak
ortaya kmtr.307 Hatta cahiliye iirinin tespit ve tedvini bile Kuran anlama
almalarnn bir sonucu olarak gereklemitir. Zira Kuranda geen bir kelimeye
verilen anlamn doruluunun ya da kullanlan bir slbun Arap diline uygunluunun
ispat iin Arap iirine bavurulmutur.308 Bylece Arap iirinin ve Cahiliye dnemi

301
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219; II, 318-323, 410; Grgn, lh Szn Gc: Varlk
ve Bilgi Kayna Olarak Kuran, Gelenek Yaynclk, stanbul 2003, s. 119-120.
302
Yldz, Abbasler, I, 41.
303
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 104.
304
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 11-12.
305
Nasr Hamid Eb Zeyd, el-ttichl-Akl fit-Tefsr, Drut-Tenvr lit-Tabati ven-Ner, Beyrut 1982,
s. 5.
306
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 310-311; II, 11-12; Zuhrul-slm, I,
169; Grgn, lh Szn Gc, s. 193.
307
l-i Yasin, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 223; el-Ezdd fil-Lga, Matbaatul-Marif, Badat 1974, s. 7,
87.
308
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 318, 400. Kurana bal olarak ortaya kan ilimler
bunlarla snrl deildir. Burada rnek olarak sunulanlar daha ok dilbilim ve dilbilimin alt dallar
olarak niteleyebileceimiz ilimlerdir. Teekkln Kurann anlalmas almalarna borlu olan, ya
79

dil/edebiyat malzemesinin tespit ve tedvini ancak, hicri ikinci asrn ortalarnda mmkn
olmutur.309 Szkonusu bu ilimlerin Kurann anlalma faaliyetleri neticesinde ortaya
kmasna paralel olarak, bir sonraki balkta ele alacamz zere, bu ilimlerden byk
ounluunun delillendirilmesi Kurana dayanarak yaplmtr.

2.1.2. Dilbilim almalarnda Kurann Delil Olarak Kabul Edilmesi

Arap dilbiliminin kurulmas aamasnda Kurandan, hadisi eriflerden, Cahiliye


iirinden ve Cahiliye dnemine ait dier edeb malzemeden yararlanldn daha nce
belirtmitik. Arap dilbilimiyle ilgili almalara kaynaklk eden bu malzemenin, en
eskisi Arap iiri olmakla birlikte, balayclk asndan en nemlisi Kuran-
Kerimdir.310 Bu kaynaklardan hi birinin, dille ilgili almalarn yapld dneme
intikali Kurannki kadar gl bir yolla olmamtr. Zira Kuran nazil olduu
dnemden sonraki dnemlere tevatr yoluyla nakledilmitir. Dier kaynaklarn intikali
ise byle deildir. Kurann otantikliine, ona inanmayanlarn bile kabul ettii, dilinin
mkemmel olmas eklenince onun en nemli kaynak olarak kabul edilmesinin hakll
daha net olarak ortaya kar.311 Nitekim Kurann insanlar hayran brakan etkileyici
slubu ve inanan inanmayan btn Araplar tarafndan teslim edilen fesahat, dil
almalarnda onun en nemli delil ve model olarak kabul edilmesini gerekli klmtr.
Kurann dilbilim almalarna kaynaklk etmesi sadece dil ve slubunun model kabul
edilmesi dzeyinde kalmam, ayn zamanda Cahiliye dneminde kullanlan baz
lafzlarn Kuranda yeni anlamlarda kullanlmas, bu lafzlarn delaletinin tespiti
bakmndan dilbilim almalarna etki etmi ve dilbilimde yeni alma alanlarnn
ortaya kmasna yol amtr.312 te bylece bizzat Kurann kendisi dilbilim
almalarna, dolaysyla dilbilimsel tefsire kaynaklk etmitir.

da teekkllerine Kurann anlalma abalarnn katkda bulunduu disiplinler hakknda bilgi iin bkz.
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 318-324.
309
Cahiliye iiri, ilim adamlarnn llerde dolaarak Bedev Araplardan ve Basra ve Kfe gibi ilim
merkezlerine urayarak buralardaki limlerden yaptklar rivayetler sonucu toplanmtr. Bkz. Zeydn,
Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 405.
310
Kuran slam ncesi dnemde dil ve edebiyat malzemesinin neredeyse hi biri yazlmamtr. Kr.
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 410. Bu malzemenin, dille ilgili almalarn yapld
dneme intikali Kurann intikali ile kyas kabul etmez. Esiz slubu ve fasahatiyle Kuran- Kerimin
bu almalarda referans gsterilmeye elverililii, dilbilim almalarnn yapld zamana salam bir
ekilde ulamasyla doru orantldr.
311
Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. alkn, Mesdirl-Lga, s. 12-13, 29-34; Bulut, Sbeveyhin el-
Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 72.
312
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 192-194, II, 318.
80

Dilbilim almalarnda Kurann model olarak alnmas ve kurallarn konulmasnda


Kurann bir kaynak ve delil kabul edilmesi hemen her dilcide rastlanabilecek bir
olgudur. Szgelimi, Halil b. Ahmed Kitbl-Ayn adl eserinde kelimelerin anlamn
aklarken Kurandan istihadda bulunmu,313 Sbeveyhin nahivle ilgili nl el-Kitb
adl eserinde yaklak drt yz ayet delil olarak zikredilmitir.314 Bu yaklam dier
melliflerce de srdrlm Kuran birok sahada olduu gibi Arap dili konusunda da
mslmanlarn dayand bir esas olmutur.315

Kurann delil olarak kabul edilmesinin bir yn de, dilbilimciler Kurann kulland
kelimeleri ve bu kelimelerin Kurandaki kullanm ekillerini Arapann en sahih ve
gzel kullanm olarak kabul etmeleridir. Bu yzden Kuranda geen kelimeler ve
bunlarn kullanl ekli dil almalarnda delil ve rnek olmutur.316 Hicri 5. asr
limlerinden Rgb el-sfahn bu konuda yle demektedir: Kuranda kullanlan
lafzlar Araplarn dilinin z, esas ve vastasdr. Fakh ve hkimler hkmlerinde ona
dayanm, usta air ve edipler nazm ve nesirlerinde ona snmlardr...317 Kurann
muhtevasnn dil asndan bu zellikleri tamasnn yan sra, mevsukiyeti de kaynak
olarak ilk srada gelmesinin bir dier sebebidir.318

2.2. lm ve Sosyo-Kltrel Etkenler

slam dininin, Arap olmayan unsurlar arasnda yaylmas ve fetih hareketleri ile birlikte
ortaya kan farkl kltrlerle yaknlama, kltrel bir eitlilik ve zenginlik meydana
getirdii gibi, te yandan Arap dilinin bozulmasna yol amtr. Fetihler sadece
snrlarn gelimesi gibi siyas sonular dourmam, bata dil olmak zere, sosyal,
kltrel, etnik, ticari birok alanda deiim ve geliimlere kap aralamtr. Dolaysyla
fetihlerin neden olduu sosyo-kltrel sonular kmsenmemelidir. Fethedilen
yerlerde yaayanlarla fetih sonras buraya gelip yerleenler arasndaki kaynama, Hz.

313
Karsl, Kurn Tefsiri Asndan lk Arap Lgati Kitbl-Aynn Deerlendirilmesi, s. 55.
314
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 323. Sibevyhin el-Kitbyla ilgili doktora almas
yapan Ali Bulut, onun itihad ettii ayetlerin saysn 373 olarak tespit eden Necdnin, baz ayetleri
atladn belirtmitir. Dolaysyla Sbeveyhin yaklak 400 ayeti ahid olarak kullandn sylemek
mmkndr. Bkz. Bulut, Sbeveyhin el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 72.
315
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 272.
316
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 255
317
Ebl-Ksm el-Hseyin b.Muhammed Rgb el-sfahn, el-Mfredt fi Garbil-Kurn, (thk.
Muhammed Seyyid Keyln), Drul-Marifet, Beyrut t.y. s. 6; kr. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 255
318
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 263; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 17-18; l-i Ysn,
ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 348.
81

mer zamannda balam, Emev ve Abbasler dneminde de devam etmitir.


Fethedilen yerlerin halk zamanla slm kabul etmi, Arapay renmeye balam,
farkl kltrler arasnda evlilikler olmu ve birok farkl kltr birbiriyle
kaynamtr.319 Araplarla Arap olmayanlarn kaynamas ve Arap olmayanlarn yanl
kullanmlarnn toplumda yaygnlk kazanmas sonucu Araplarn da dili kullanma
melekeleri bozulmutur. nk iitme dil melekesinin olumasndaki en nemli
etkendir. Bu bozulma toplumsal boyuta ulamaya yz tutunca, Arap olmayanlarn dili
doru kullanabilmeleri ve Araplarn dil melekelerinin yok olmamas amacyla ilim
erbab dilin kural ve kanunlarn tespit etmeye ynelmitir.320

Dilin kullanm esnasnda grlen hatalar (insanlarn lahne dmesi), eitli alanlarda
tezahr etmekteydi. rnein kelimelerin cmle ierisindeki konumu asndan son
derece nemli olan irabta, yani son harfin harekesinde hata yaplyordu. Bu durumda
cmlenin faili, meful konumuna geliyor, ya da meful fail oluyordu. Bu tr hatalar nahvi,
yani szdizimini ilgilendirmektedir. Hatta bazlar bu hatadan kurtulmak iin
kelimelerin son harfinin harekesini okumama yolunu seiyordu. Dier bir hata tr
kelimelerin yap ve formunda ya da kelime tretmede ortaya kyordu. Bu durumda bir
anlam ifade eden kelime, formu deitirildii iin baka bir anlama gelebiliyordu.
Kelimenin yap ve formunu ilgilendiren hatalar sarf ilminin (:morfoloji/biimbilgisi),
kelime tretmeyle ilgili hatalar itikak ilminin ilgi alanna girmektedir. Kelimelerin
anlamlarnn bilinmemesinden kaynaklanan hatalar ise, lgat bilgisi (:anlambilim)
eksikliinden kaynaklanmaktayd.321

Dilin bozulmas (lahn), ounluunu Arap olmayan unsurlarn oluturduu blgelerde


nitelik ve nicelik asndan daha youn bir ekilde yaanmtr. zellikle Kuran
okunurken yaplan lahnler honutsuzlua neden olmu dil kurallarnn belirlenmesi
zorunlu bir ihtiya haline gelmitir. Bu almalarn nispeten daha homojen bir yapya
sahip olan Hicaz yerine, farkl kltrlere mensup insanlarn youn olduu Irakta
319
Temelde siyas olan fetihlerin, ilm ve kltrel etkileri de olmutur. Bu yzden farkl sonular olan
fetihler kltrel ve politik etkenler arasnda zikredilmeye elverilidir. Fetihlerin sosyo-kltrel ve ilm
sonular hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 2, 8-15, 162; II, 251-252, Ahmed
Emn bu eserinde 162-408 sayfalar arasn tamamyla Arap kltryle dier kltrelerin etkileimine
ayrmtr. Szkonusu kltrel etkileim hakknda ayrntl bilgi iin buradan istifade edilebilir.
320
bn Haldn, Mukaddime, s. 1056-1057, 1059; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 145-147, 156-160;
Duhal-slam, I, 294-295; II, 251-252; Nazlgl, mam e-finin Hadis Kltrmzdeki Yeri, s. xii-
xiii.
321
Lahn olgusunun tezahr ettii bu alanlar hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slam, I, 295,
299-300; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), nsz ve s. 18-21.
82

yaygnlk kazanmasn Iraktaki toplumun sosyo-kltrel ve demografik yapsyla


aklamak mmkndr.322

Konumuzla ilgili olan Arap dilbiliminin kurallarnn belirlenmesi almalarna yol aan
en nemli etken, yukarda szn ettiimiz hata ve bozulmalardr. Bu balamda
szdizimindeki yanllklarn nne gemek amacyla nahiv alannda; kelimelerin
yaplaryla ve kelime tretme kurallaryla ilgili olarak balangta nahiv, daha sonra sarf
ve itikak alannda; kelimelerin anlamlaryla ilgili kullanm sorunlarn zmek iin
Arap iirinin tespiti, lafzlarn toplanmas ve szlklerin tedvin edilmesi gibi lafzlarn
manalarnn tespitine ynelik almalar yaplmtr.323 Bu gelimeler sonucunda bata
Arap dilbilimi olmak zere birok ilim dalnn kurallar tespit edilmi ve ilimler
sistemlemeye balamtr.324

Basra ve Kfe ehirlerinin kurulmas ve nemli ilim merkezi haline gelmesi de


dilbilimsel tefsirin gelimesine etki eden sosyo-kltrel etkenler arasnda kabul
edilebilir. rnein, Basra ehrinde kurulan Mirbed Panayr,325 bir ticari merkez
olmann tesinde ayn zamanda ilim ve edebiyatn da merkezi olmu, bu ynyle
Cahiliye dnemindeki Ukaz Panayrnn yerini almtr. Mirbedde iir okuma,
mnazara, ilim ve edebiyat meclisleri toplanrd. Ayn ekilde Kfede de ilim ve
edebiyat meclisleri olumutu. Basradaki Mirbed Panayrna benzer ekilde Kfede
Hz. merin emriyle kurulan Knse, ticar faaliyetlerin yapld, mnazara ve iir
meclislerinin oluturulduu bir kltr merkezi konumundayd.326

Basra ve Kfenin ilim ve kltr merkezi olmasnda, bakentin Medineden ama


tanmas da rol oynamtr. Daha ok siyasi boyutlu bir olgu olmakla birlikte, bakentin
ama tanmasnn ilm ve kltrel sonular olmutur. am siyasetin merkezi olurken,

322
Dilbilimsel Tefsiri ortaya kartan sosyo-kltrel ve ilm etkenler iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s.
1056-1057, 1059; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219-220, II, 319; Goldziher, Klasik
Arap Literatr, s. 72-73; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 224, 274-275; Ahmed Emn, Duhal-slm, I,
385, II, 251-252; 278; Yiit, Emevler, DA, XI, 97; Kl, Basriyyn, V, 117; Kk, Arap
Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5, 8; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi
(Balangtan Gnmze), nsz ve s. 17-21; Demirayak-Savran, Arap Edebiyat Tarihi Sadrul-slam
Dnemi, s. 4; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 10; Dcane Cndiolu, Szl Kltrden Yazl
Kltre Anlamn Tarihi, Tibyan Yaynlar, stanbul 1997, s. 87, 92, 101-102; 129-132.
323
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059; Duhal-slam, I, 310-311; Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s.
80; Erdoan Pazarba, Vn Mehmed Efendi ve Arisl-Kurn, Acar Matbaas, Ankara 1997, s. 113.
324
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 115, 117, 273
325
Mirbed hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 80-82; Bkr, Basra, V, 109.
326
Bkz. Avc, Kfe, XXVI, 339.
83

Basra ve Kfe, nde gelen ilim ve edebiyat bilginlerinin bakente daha yakn olan bu
ehirlere gelmesiyle birlikte ilim merkezi hline gelmitir. Ayrca yakn ehirlerden
eitli kayglar saikiyle yaplan g sonucu, blge kozmopolit bir nitelik kazanmtr.327
Farkl kltr ve dillere sahip bu insanlarn, hem siyasi hem de ilm dil olan Arapay
renmeleri zorunlu olmutur. Bu zorunluluk Arap dilinin korunmas, kelimelerinin
tespit edilmesi gibi almalarn yaplmasn gerekli klmtr. Gerek eitli yerlerdeki
ilim adamlarnn blgeye gelmesi, gerekse Arapann korunmas amacyla yaplan
almalar sonucu bu iki ehir bu dnemde ilm, edeb etkinliklerin ve lim, air ve
edebiyatlarn toplanma merkezi olmutur.328 Ayrca baz sahablerin Basra ve Kfe
ehirlerine gelerek buralarda ilm faaliyetlerde bulunmas, renciler yetitirmesi, bu iki
ehrin ilim merkezi olmalarnda rol oynamtr.329

Basra ve Kfe dil okullar ve temsilcileri arasndaki rekabet de bu ehirlerdeki dilbilim


almalarnn gelimesine katk salamtr. Daha sonra Badat da bu rekabete
katlmtr.330 Dolaysyla Basra ve Kfe ehirlerinin kurulup ilim merkezi haline
gelmesi dilbilimsel almalar hzlandran kltrel etkenler arasnda gsterilebilir.
Ayrca, dil renimi iin Araplarn Iraka, Iraktaki yabanc unsurlarn ldeki
bedevlerin yanna, bedevlerin de eitli nedenlerle ehir merkezlerine seyahat etmesi331
bir ynyle siyasi bir ynyle de ilm ve kltrel boyutu olan bir olgudur.

lm faaliyetlerin gelimesine yol aan bir dier kltrel etkinlik, tertip edilen mnazara
meclisleridir. Fkh, kelam ve hadis gibi deiik alanlarda tertip edilen mnazara
meclisleri, dnemin nde gelen limlerinin halka ak bir ekilde tartmalarna imkn
tanmas asndan nemlidir. Bu tartma meclisleri yneticilerin belli bir gr ve
akm desteklemek gayesiyle ya da salt ilm ve kltrel amalarla tertip ediliyordu.
zellikle ilimlerin nispeten bamsz hale gelmesiyle birlikte bu meclislerin arttn
syleyebiliriz. Bu meclisler sayesinde limler, yneticilerin ve halkn vgsne mazhar
oluyor, farkl iki akm ya da gr arasnda rekabetin sergilenmesine yol ayor ya da
bylece doruya ulama yolunda ilerleme salanyordu. Sonuta her halkarda bu

327
Basra ve Kfeye yaplan gler ve bu ehirlerin kozmopolit yaps hakknda bilgi iin bkz. Bkr,
Basra, V, 109-110; Avc, Kfe, XXVI, 339-340
328
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, 208-210, II, 326; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 3;
329
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 275-277.
330
Basra-Kfe rekabeti hakknda bkz. Ahmed Emn, Duhal-slam, I, 296, 298-299, 314; II, 78-82; Kl,
Basriyyn, V, 118; Kfiyyn, XXVI, 345.
331
Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 297-298; Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 70-72.
84

mnazaralarn dilbilimin gelimesinde nemli katklar olmutur.332 Dilbilim alannda


bu tr pek ok tartma meclisinin tertip edildiini biliyoruz. Bu balamda Sbeveyh ile
Kis, Kis ile Yezd, Kis ile Asma, Ebl-Abbas Saleb ile Mberred arasnda
dilbilimin deiik konular zerine yaplan tartmalar zikre deerdir.333 Bu tartmalar,
mnazarada rakiplerine stnlk salamak amacyla, limlerin meseleleri derinlemesine
ele almalarn, sorunlar zmek yolunda ciddi abalar sarfetmelerini, geni bilgi
birikimine sahip olmalarn ve uzun bir n hazrlk yapmalarn gerektirdii iin334
dilbilimin, dolaysyla da dilbilimsel tefsirin gelimesine katk salamtr.

2.3. Sosyo-Politik Etkenler

Dilbilimsel tefsirin ortaya knda ve gelimesinde kltrel sebepler kadar olmasa da


politik faktrler de etkili olmutur. Politik etkenler, szgelimi, kelam mezheplerdekinin
aksine,335 ou kez siyasetle dorudan ilikili olarak tezahr etmemitir. Dilbilim
limlerinin siyasetilerle ilikisi tarih, fkh ve kelam ilimlerindeki gibi derin ve
dorudan olmamtr.336 Politik ortamn limler ve eserleri zerindeki izleri tarih,337
fkh338 ve kelam339 gibi ilimlerde daha belirgin ve dorudan iken, dil limlerinin
eserlerinde ok belirgin olmayp dolayldr. Dier bir ifadeyle, dilbilimsel tefsiri ortaya
kartan politik etkenleri ilim adamlarnn dorudan yneticilerin grlerini onaylamak
amacyla ilm faaliyetlerde bulunmasna, ya da yneticilerin belli grleri dayatmak

332
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 54, 59.
333
Bu mnazaralar hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 55-57, 294; Zeydn, Trhu
dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 495; Kl, Basriyyn, V, 118; Kfiyyn, XXVI, 345. Politik
etkenler blmnde deineceimiz zere, bu mnazaralarn politik vechesi de olmaktayd.
334
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 59.
335
rnein, Mihne olaynn balangcyla ilgili olarak kaynaklarda geen, Halife Memnun (.218/833)
shak b. brahime kad ve fakihleri imtihan etmesine ilikin bir mektup yazmas ve shak b. brahimin
sergiledii davran, dilbilim faaliyetlerinin siyasetle dorudan ilikili olmadn gstermektedir.
Nitekim shak szkonusu mektup kendisine ulatnda toplad limler arasnda Nadr b. meyl
dnda dilbilimci yoktur. Eer dilbilimle siyaset arasnda dorudan bir iliki olsayd, bu limler
arasnda dilbilimcilerin de belli bir oranda bulunmas gerekirdi. Szkonusu mektup ve imtihan iin
arlan limler hakknda ayrntl bilgi iin bkz. zzddin bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VI, 423-424;
Muharrem Akolu, Mihne Srecinde Mutezile, z Yaynclk, stanbul 2006, s. 131, 143; zpnar,
Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 52;
336
Bu ilim dallarnn yneticilerin etki alan daha derin ve bariz derken, btn limlerin eserlerini telif
ederken, siyasi grlere hizmet etme amacn gttn sylemek istemiyoruz. Hatta bu konuda
yneticileri eletiren, onlarn dayatmalarna direnen ve bu yzden eitli eziyetlere maruz kalan birok
lim olduu bilinmektedir. Buradaki kastmz bu alanlara siyasetin mdahelesinin dilbilimden ve
dilbilimsel tefsirden daha fazla olduudur. Zira bu ilim dallarnn siyasetle ve sosyal hayatla ilikisi,
dilbilimden farkl olarak, dorudandr.
337
Tarih-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 26-32.
338
Fkh-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 32- 34.
339
Kelam-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 4-7.
85

amacyla ilm almalar ve belli ilim adamlarn desteklemesine balamak doru


deildir.340 Zira, her ne kadar mezhepler grlerini desteklerken dilbilimin
imknlarndan yararlansa da, dilbilim almalarnn ortaya k, Mutezileyi istisna
tutacak olursak, birinci planda ideolojik ya da siyasi etkenlere bal deildir.341

Dilbilim almalarnda politikann dorudan izleri daha ok Basra-Kfe rekabetinde


Abbs yneticilerin taraf olmasnda tezahr etmitir. Dilbilim-siyaset arasnda
dorudan bir ilikinin grld bu hususun yan sra, bir takm dolayl ilikilerden sz
etmek de mmkndr. zellikle halifelerin veya devlet adamlarnn limleri yanlarna
almalar, onlara makam mevki sunmalar, eitli ilm meclis ve tartmalara bizzat
katlmalar, ya da bu tr ortamlar organize etmeleri, ilim adamlarnn yazdklar eserleri
yneticilere ithaf etmeleri sosyo-politik nedenler arasnda gsterilebilir.342 Ayrca, genel
anlamda ilimlerinin tedvinin ksa bir sre ierisinde gereklemi olmas, bunlarn
arkasnda siyasi bir gcn olduunu gstermektedir.343 Dolaysyla idarecilerin
himayesinde gelien ilm faaliyetler dorudan olmasa da dolayl olarak dilbilimsel
almalarn, konumuz asndan ifade edecek olursak, dilbilimsel tefsir faaliyetlerinin
geliimine katkda bulunmutur.

Sosyo-politik etkenlerin zellikle Abbasi dneminde daha bariz bir ekilde grldn
sylemek mmkndr. Zira Emevler dneminde kopuk olan ulema ve idareciler aras
ilikiler, Abbs halifesi Mansur (.158/775) ile balayan tedvin hareketiyle yeniden
tesis edilmitir.344 Genel tedvin hareketi iin dile getirilen grn dilbilim alanndaki
almalar ve dolaysyla dilbilimsel tefsir iin de geerli olduu sylenebilir.

Abbas yneticilerinin limler ile iyi ilikiler kurmasnn arkasnda yatan nedenlerin
politik boyutu, ilm faaliyetlerin arkasndaki sosyo-politik etkenler olarak grlebilir.
Zira toplumun tepkileri karsnda yeni politikalar retmek zorunda kalan Abbasi

340
Szgelimi, Mtevekkilin hadisilere Cehmiyye ve Mutezilenin grlerinin aleyhinde hadis rivayet
etmelerini ve snneti glendirmeleri iin bunlar camilerde halka retmelerini emretmesi (bkz.
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, 55) gibi bir durumun dilbilimciler iin var olduunu
bildiren rivayetlere rastlamak daha zordur.
341
Basra-Kfe rekabetinin dilbilim almalarna elbette etkisi olmutur. Ancak siyasi ynleri ya da
sonular olmas, bu rekabetin kltrel boyutunu yadsmay gerektirmemelidir.
342
Bu tr hususlar sadece dil limleri iin geerli deildir. Dier ilim dallar iin de benzer durumlar
szkonusudur. Ancak, konumuz dilbilim ve dilbilimsel tefsiri ortaya kartan politik etkenler olduu
iin biz burada dil limleriyle yneticilerin ilikilerini ortaya koyan rnekleri zikretmekle yetinmeyi
uygun grdk. Ayn ey sosyo-ekonomik etkenler iin de sylenebilir.
343
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 71-72.
344
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 41; kr. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 280.
86

halifeleri toplumun kltrel kimliiyle ilgilenerek, btn din ve fikr eilimlere yn


vermek istemilerdir.345 Bunun sebebi ise ynetim karsnda oluan i ve d tehditlere
kar kltrel ve ilm alanda mcadele etmenin uygun grlmesi ve dolaysyla slam
ilimlerin tedvinine hz verilmesidir. erde ia ve Haricilerin, darda Maniheistlerin
tehditlerine ilm ve kltrel alanda karlk verme ihtiyac hissedilmitir. Bylece
Abaslerin ikinci halifesi Mansur dneminde ilimlerin tedvini iin almalar
balamtr. Emevler dneminde ksm tedvin faaliyetlerine rastlansa da,346 slam
ilimlerde genel bir tedvin faaliyetinin balangc olarak kabul edilen hicri 143 tarihi
Mansur dnemine tekabul etmektedir. Yaklak bir asr sren bu dnem slam ilimler
tarihinde Tedvin Asr olarak isimlendirilmektedir.347 Gerek Mansur gerekse daha
sonra Harun Reid dneminde yaplan bu ilmi faaliyetler inan ve amelde birlii
salamaya yneliktir. Harun Reid (.193/809) dneminde fakihlerin, hadisilerin ve
dil limlerinin revata olmas bunu gstermektedir.348 Tedvin Asr olarak adlandrlan
dnemde, 2. asrn sonlarna doru ve zellikle 3. asrda dilbilimsel tefsirlerin de
yaygnlat grlmektedir. Dolaysyla dilbilimsel tefsirlerin artnn Tedvin Asryla
paralellik arz etmesinden, tedvin faaliyetlerini hzlandran sosyo-politik etkenlerle
dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan politik etkenlerin paralellik arz ettii eklinde
bir sonu karlabilir.

Abbasi halifesi Memnun (.218/833) ilk icraatlar arasnda yer alan fakihler,
kelamclar ve dier ilim adamlarndan teekkl eden ilim meclisi tesis etmesi de yine
genel anlamda ilimlerin, zelde dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan politik etkenler
arasnda gsterilebilir. Zira Memnun bu tr ilim meclisi oluturmaktaki tek gayesi
ilm ve kltrel olmad gibi, yneticilerin meclislerinde dzenlenen mnazaralar da
yalnzca vakit geirmek ve sohbet etmek iin yaplmyordu. Toplumda sz sahibi
limlerin nabznn tutulduu, dolaysyla, deyim yerindeyse toplumun ynlendirildii bu
ilim meclislerinin bir amac da politikti.349 Dolaysyla daha nce kltrel etkenler
arasnda zikredilen, mnazaralarn tertip edilmesi ve yneticilerin bu mnazaralar

345
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 35.
346
Bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 257.
347
Zeheb, Trhul-slm, IX, 13; zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 36-37, 41; Cbir,
Arap Aklnn Oluumu, s. 64-66, 233-234. Abbasler dneminde ilm faaliyetlerin artmas ve tedvinin
balamasna yol aan bu tr i ve d siyasi etkenler hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Ahmed Emn,
Duhal-slm, I, 265-267, 370-371.
348
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 45.
349
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 51; Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 62; Watt,
slam Dncesinin Teekkl Devri, s. 222.
87

izlemelerini, dilbilimin gelimesine yol aan politik etkenler arasnda mtalaa etmek de
mmkndr.

Tarih ve tabakat kitaplarnda yneticilerin dil limlerini ve dil almalarn himaye


etmesiyle ilgili birok olay anlatlmaktadr. Bu olaylardan birkan rnek olarak
zikretmenin uygun olacan dnyoruz.

Nahiv limi Kisi ve fkh limi mam- Muhammed (.189/805) Harun Reidle
birlikte Reye gitmi ve her ikisi de Reyin kasabalarndan Renbeveyhte vefat etmiti.
Dnte Halifenin bu iki limin orada vefat etmesiyle ilgili olarak Fkh ve Nahvi
Renbeveyhe defnettik demitir.350 Halife Vskn (.232/847), dil limi Eb Osman
el-Mzinyi Basradan getirtmesi,351 yine baz Abbasi halifelerinin Basra ve Kfedeki
bilginleri grlerini dinlemek, ocuklarna nahiv, iir ve edebiyat retmeleri ya da
mnazaralara katlmalar iin getirtmeleri352 idarecilerle dilbilimciler arasndaki balant
hakknda fikir veren tarih bilgilerdir. Ayrca, Ferrnn Menil-Kurn adl eserini telif
edilme nedeni olarak zikredilen olay353 yneticilerle ilim adamlar arasndaki iliki
hakknda bizlere fikir vermektedir. Halife Mansurun, olu Mehdiye (.169/785)
konuabilecein ilim adam bulunmayan hibir meclise oturma354 eklindeki nasihati
de yneticilerin ilme ve ilim adamlarna verdii nemin bir rnei olarak kabul
edilebilir.

zellikle, Abbasler dneminde yneticiler tarafndan kurulan ktphanelerde farkl


dillerden eserlerin tercme edildiini, eserlerin istinsah edilerek oaltldn biliyoruz.
Bunun yan sra, ktphanelerde eitli ilm faaliyetler de yaplmaktayd. rnein,
350
Hamev, Muceml-deb, IV, 1751; Lgav, Mertibun-Nahviyyin, s. 121; bnl-Enbr,
Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 71-72.
351
bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VII, 33.
352
rnein, Halife Mehdi edebiyat ve nahivciler arasnda mnazarlar tertip ederek, Kisa ve Yezdyi
davet ederdi. Mehdnin, olu Harun Reidin eitimi iin daha sonra Kisyi grevlendirmesi dil
limlerine ve dilbilime verdii nemi gstermektedir. Ayn ekilde dil limlerine ve edebiyatlara
rabet eden Harun Reid de Asma ve Eb Ubeyde arasnda mnazara meclisleri tertip ederdi. Bkz.
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 401, 406.
353
bn Nedm, Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin telif edili gerekesiyle ilgili u rivayeti aktarmtr.
Ferrnn arkada mer b. Bkeyr, Hasan b. Sehlin yanna gidip gelirdi. Amrn Ferrya, Hasan b.
Sehl Kuranla ilgili bir ey sorduunda ona her zaman cevap veremiyorum. Bana bununla ilgili
usul/temeller belirlesen ya da bir kitap yazsan da ben de ona bavursam demesi zerine Ferr
rencilerine, Toplann size Kuranla ilgili bir kitap yazdraym demi ve Menil-Kurnn telif
etmitir. Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 99.
354
bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VI, 27. Dilbilim ve dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan sosyo-
politik etkenlere rnek olarak deerlendirilebilecek, yneticilerin ilm faaliyetleri ve ilim adamlarn
desteklediine ilikin dier rivayetler iin bkz. Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 326-327,
II, 357-358, 401, 407; Ahmed Emn, Zuhrul-slm, I, 120-121,185-186.
88

Halife Memn Ferrdan nahvin kurallarn ieren bir kitap telif etmesini istemi ve bu
i iin ona bir oda tahsis etmitir. Ferr btn ihtiyalarnn karland bu meknda
kitaplarn yazm ve bu kitaplar ktphaneye konulmutur.355 Dolaysyla
ktphaneler, hem ierdikleri kitaplarn insanlarn hizmetine sunulduu, hem de ilm
faaliyetlerin yapld bir mekn olmalar bakmndan dier ilim dallarnda olduu gibi
dilbilimsel almalarn gelimesinde nemli rol oynamtr.

Emevlerin milliyeti politikalar da dilbilimsel faaliyetlerin ortaya kmasnda ve


gelimesinde rol oynamtr. Bilindii zere, Emevilerin politikalar, slamn tesis ettii
kardeliin yerine, Cahiliye dnemindeki kabile milliyetiliinin geri gelmesine yol
amt. Cahiliye dneminde belli bir konuma sahip olup slamn gelmesiyle birlikte bu
konumlarn kaybeden baz kabileler eski kabilecilik anlayna geri dnme arzusuna
girdiler. Arap kabileleri arasndaki bu durum, daha genel manada Araplarla Arap
olmayanlar arasnda da tezahr ediyor, Araplar Arap olmayanlara kar kendilerini
stn gryordu. Hatta bu dnemde Araplarn Arap olmayan dier unsurlara kar
milliyetilii, kabileler aras milliyetilikten daha fazla n planda idi.356 Bunun bir
sonucu olarak kendilerini yneticilie ve siyasete, dierlerini hizmete layk
gryorlard. Bu yzden Araplar kendilerini daha ok siyasetle snrl klm, siyaset
iin gerekli olan iir ve tarih dndaki ilimlerle ok fazla uramamlardr. limle
uramak mevlye kalm, zellikle dilin kurallarnn tespitinde ve dilbilimin
teekklnde mevlnin byk hizmetleri olmutur.357

Ayrca Emevi Devletinin kurulmas ve hilafet merkezinin ama tanmasyla birlikte


toplumun devlet hviyeti kazanmasnn, eitli ilimlerin domasna yol at
sylenebilir.358 Emeviler dneminde toplumun dili, sonraki dnemlere oranla ok fazla
bozulmamt. Bununla birlikte halifeler ilim adamlarn le gndererek Bedevlerin
kullanmn renmeyi tevik ediyorlard. Sonraki dnemde dilin bozulmasn
engellemek amacyla yaplan almalardan farkl olarak, buradaki temel ama,
Araplarn stnlklerini kantlama ve halka ak eitli ortamlarda iir okuyarak bunu

355
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 62, 65; 308; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 423.
356
Emevler dneminde kabile milliyetiliinin geri dnmesi ve Arap milliyetiliinin ortaya kmasyla
ilgili geni bilgi ve rnekler iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 19-27; Cabir, Arap-slam Aklnn
Oluumu, s. 60-61; Yldz, Abbasler, I, 31.
357
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. 202; Mevlnin ilmi faaliyetlerde n planda olmas
hakknda ayrca bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 238-241; Duhal-slm, I, 48.
358
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 203.
89

bir vn vesilesi klmakt.359 Dolaysyla dil malzemesinin toplanmas ynndeki bu


faaliyetlerin sadece ilm, din ya da kltrel gerekelere dayanmadn sylemek
mmkndr. Bu nedenlerin yan sra, politik nedenler de vard.

Emevler dneminde Medine yerine amn bakent yaplmas dilbilimsel almalarn


artmasna yol aan sosyo-politik etkenler arasnda gsterilebilir. Zira amn bakent
olmasyla batda Msr, douda ran ile ilikiler ivme kazanm, bu durum kltrel
etkileimi hzlandrmtr. Bu etkileim detlerin, dnce alkanlklarnn, ilm ve
edeb almalarn deimesi ve gelimesine yol amtr.360 Araplarn dier milletlerle
kaynamas da genel anlamda ilm ve edeb almalarn, zelde dilbilimsel almalarn
hzlanmasna etki etmitir. Irak ve am gibi yeni fethedilen yerlerdeki ok sayda esirin
Medineye nakledilmesi toplumun tabakalarnda deiime yol amtr. Bu esirler yol
gzerghnda, Bedevilerle ve kervanlarla ili dl olmular, onlardan zellikle dil
konusunda istifade etmilerdir. Dnce hayatn etkileyen mevali snf byk lde
bu esirlerden olumutur. Mevlnin Arap dilinde ulatklar seviye onlar ayr bir yere
tam, hatta bizzat Araplar onlarn ulat bu seviyeyi hayretle karlamladr.361
Dolaysyla sosyo-kltrel sonular douran mevali snfnn olumasn hazrlayan
etkenler balang itibariyle siyasi renktedir.

Basra ve Kfe ehirlerinin kurulmas ve ilim-kltr merkezi haline gelmesiyle birlikte


bu iki ehir halk arasnda birok alanda rekabet ve ekime ba gsterdi. Ahmed Emn
Basra ve Kfe arasndaki rekabetin arka plannda yatan nedenlerden birisini, Araplarn
kabilecilik taassubunun ehircilik taassubuna dnmesi olarak aklamtr. Kfedeki
Araplar ve mevlleri Kfe ehri iin, Basradakiler de Basra iin bir tr ehir
milliyetilii yapyordu. Halk arasndaki bu ekime doal olarak ilim adamlarna da
sirayet ederek, her ehir kendi ilim adamlarn n plana karmaya yneldi. Bylelikle
sadece dilbilim alannda deil, fkh, kelam, mantk gibi ilim dallarnda iki ehrin halk
kendi limlerini desteklemeye ve vmeye balad.362

359
Elbette yaplan almalarn hepsindeki temel amacn bu olduunu sylemek doru olmaz. Dilbilim
alannda yaplan seyahatlerin bu tr politik nedenleri olduu gibi ilm ve kltrel nedenleri de vard.
Konu hakknda bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 297-298
360
Blachere, Tarihil- Edebil-Arab, s. 537-538. kr. Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. 209-
210.
361
Blachere, Tarihil- Edebil-Arab, s. 539-540.
362
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 272; Duhal-slam, I, 296, 298-299, 314; II, 54, 78-83. Hatta, bu
rekabetin iki ehrin kurulu tarihleriyle ilgili farkl rivayetlerin ortaya kna neden olacak kadar etkili
olduu sylenmektedir. Bkz. Avc, Kfe, XXVI, 339.
90

Ekollemenin sosyo-kltrel nedenleri, boyutlar ve sonularnn yan sra, halifelerin


bu iki ehirden birini desteklemesi gibi siyas boyutlar ve sonular da olmutur.
Yneticilerin bu iki ekol arasndaki tartmalarda ve dzenlenen mnazara meclislerinde
taraf olmalar dilbilimsel almalar etkileyen ya da bu almalara nispeten de olsa
katk salayan siyasi faktrler arasnda deerlendirilebilir. Nitekim Kfelilerin siyasi
gr olarak Abbaslere yakn olmas363 ve Kfenin bakent Badata Basradan daha
yakn olmas nedeniyle Abbsi yneticileri, Basrallara kar Kfeli dil limlerine yakn
olmular, dzenlenen tartma meclislerinde taraf olmular,364 ocuklar iin daha ok
Kfeli limleri eitici olarak tutmulardr.365 Bunun sonucunda Abbasler dneminde
Kfe ekol etkinliini arttrmtr. Hz. Osmann ehid edilmesiyle birlikte ortaya kan
Cemel Savann Kfeliler ile Basrallar arasnda cereyan etmesi, Hz. Hseyin Kfeye
gitmesi ve Kfenin snrlar ierisindeki Kerbelda ehid edilmesi ve izleyen olaylarda
bu iki ehir halknn yaklamlar da366 iki ehrin ayrmasnda rol oynayan siyasi
etkenler arasnda mtalaa edilebilir.

Sonuta bir tr ayrma (ihtilaf) olmas ynyle ekollemeye olumsuz gzle bakanlar
olabilecei gibi, ekollemenin; bir konuya farkl paradigmalardan bakma, gr
zenginlii ve eitlilii sunma, aradaki rekabet nedeniyle ilm faaliyetlerin gelimesine
katk salama gibi olumlu sonular da vardr. Kltrel ynleri bakmndan kltrel
etkenler arasnda zikredilebilmeye uygun olan iki farkl dilbilim okulunun teekkl
etmesi, yneticilerin bunlardan birini desteklemesi ve iki ekoln arasndaki rekabeti

363
Nitekim, Emev iktidarna kar Abbaslerin propaganda ve yer alt faaliyetlerinin merkezinin Kfe
olduu bilinmektedir. Bkz. Yldz, Abbasler, I, 32; Avc, Kfe, XXVI, 341.
364
Arap dilbilim tarihinde Meseletz-Zunbriye olarak bilinen ve Halife Harun er-Reidin emriyle
Vezir Yahya b. Halid el-Bermeknin huzurunda dzenlenen tartmada Basra mektebine mensup
Sbeveyhe adil davranlmayp Kfeli olan Kisnin desteklenmesi Abbasilerin Kfe Ekolne
yaknlnn en belirgin gstergesidir. Szkonusu mnazara hakknda geni bilgi iin bkz. bn Nedm,
el-Fihrist, s. 76-77; Hamev, Muceml-deb, IV, 1745-1746; V, 2125-2126; Ahmed Emn, Duhal-
slam, II, 34-35; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 419; Kl, Basriyyn, V, 117; Kl,
Kfiyyn, XXVI, 345; Ali, Sbeveyhin el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 23-24.
365
Nitekim, Abbasi limlerinin ocuklarn eiten Kis, Ferr, Mufaddal ed-Dabb gibi limlerin Kfe dil
ekolne mensup olduu grlr. Abbaslerin Kfe ekoln desteklemesi ve ocuklarnn eitimi iin
Kfeli hocalar semesi hakknda geni bilgi ve rnek iin bkz. Hamev, Muceml-deb, IV, 1738;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 70-71; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 297-
298, II, 350-308; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 419; Kl, Basriyyn, V, 118.
366
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 273; Szkonusu olaylar ve bu olaylarda Basra ve Kfe ehirlerinin
rol hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 273-274; Yiit, Emevler, XI,
90; Bkr, Basra, V, 109; Avc, Kfe, XXVI, 340-341. Hulsi Kl, Basra-Kfe ekimesinin ilm
ve siyas boyutlar hakknda ki mektep arasndali ihtilaflar ilm olduu kadar siyas idi. Basra ve Kfe
siyas ve ilm birer merkez olmaktan kp her iki ehrin nde limleri Badata g edinceye ve
mnakaay devam ettiren statlarn lmleri sebebiyle i ehemmiyetini kaybedinceye kadar bu ihtilaf
srp gitmitir diyerek bu realiteye dikkat ekmitir. Bkz. Kl, Basriyyn, V, 118.
91

artran dier siyas olaylar asndan siyas bir faktr olarak dilbilimin ve dilbilimsel
tefsirin gelimesine yol aan siyasi etkenlerden kabul edilebilir.

Dilbilimin ve dolaysyla dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan bir dier siyasi etken,
devlet ilerinin Arapa olarak kayda geirilmeye balanmasdr. Zira daha nce bu tr
grevleri Rum ve Fars asll uzmanlar Yunanca ya da Farsa olarak yrtmekteydi.
Abdlmelik b. Mervn dneminde (h.65-86) idarenin dili Arapalatrlmtr. z
itibariyle siyas bir karar olan, idari kaytlarn tutulduu defter ve sicillerin
Arapalatrlmasnn Arap dilbiliminin teekklne katklar, ounluunu Rum, Fars
olmak zere dier milletlerden olan divan ktiplerinin makam ve sosyal statlerini
koruyabilmek amacyla Arapa renmek zorunda kalmalar ve ocuklarna da devletin
resmi dilini retmek istemeleriyle aklanabilir. Bu durum Arap dilinin kelime
hazinesinin derlenmesini, dilin kurallarnn oluturulmasn ve dilbilimin teekkln
salayan gizli faktrlerden, dolaysyla birikimin dilbilimsel tefsirlere yansmasyla
dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan etkenlerden kabul edilebilir.367

Abdullah b. Mukaffnn (.142/759) Farsa kkenli siyasi metinleri Arapaya tercme


ettii bilinmektedir. bnl-Mukaffnn bu etkinliinin kltrel sonularnn yan sra,
siyasi sonular da olmutur. Bu literatrn, idarenin karsnda olan kimselere eitli
konularda fikir vererek onlar ynlendirmi olma ihtimali, bu etkinliin tamamyla ilm
kayglar tamadn, en azndan sadece ilm sonular olmadn gstermektedir.
Eserlerinde Kuran, hadis gibi slam kaynaklardan hi yararlanmamas bu iddiay
desteklemektedir. te bu noktada ilimlerin tedvin edilmesi faaliyetinin, dolaysyla da
dilbilimin tedvinin, bnl-Mukaffa ya da benzeri kiilerin faaliyetlerine bir tepki olup
olmad sorusu gndeme gelmektedir. Daha nce de belirttiimiz zere, slam
ilimlerin tedvinin ksa bir sre ierisinde hzl ve kapsaml bir ekilde gereklemi
olmas, siyasi iktidarn bu faaliyeti desteklediinin bir gstergesi olarak kabul
edilebilir.368

2.4. Sosyo-Ekonomik Etkenler

Dilbilimsel tefsirin ortaya kmasnda ve bir ekol hviyetini kazanmasnda sosyo-politik


olgularn yan sra, eitli sosyo-ekonomik nedenler de etkili olmutur. Dilbilim

367
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 70-71-80-81.
368
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 71-72.
92

almalarnn ve dilbilimsel tefsirin ortaya kp gelimesinde etkili olan ekonomik


etkenleri, byk lde yneticilerin ilim adamlarn maddi ynden desteklemesiyle
aklamak mmkndr. Birok ynetici ilim adamlarna ihsan ve tevecchte bulunmu
onlara maddi katk salamtr. Nitekim bn Haldn ilim adamlarnn genelde ok fazla
servete sahip olmamalarn, dier birok meslek ve zanaat erbabna hemen herkesin
ihtiya duymasna ramen, ilm ve din faaliyetlere daha ok konuyla ilgilenen snrl
saydaki insann rabet etmesiyle aklamaktadr. Devletin ilerini yrtmeleri
hasebiyle, ilim adamlarnn maddi geimlerinin genelde devlet adamlarnn uhdesinde
olduunu belirten bn Haldn, Memn dnemine ait gelir-giderleri gsteren bir belgeyi
bu grne kar kan birine gstermesi sonucu kendisine hak verdiini
belirtmektedir.369 Bu ynyle ilm faaliyetlerin gelimesindeki ekonomik etkenler daha
ziyade yneticilerin salad maddi destekle alakaldr. Bununla birlikte, ekonomik
etkenleri sadece yneticilerin ilm faaliyetlere ve ilim adamlarna yapt maddi katkyla
snrlandrmak doru olmaz. Baz limlerin cret karl ders vererek ya da
varraklk370 yaparak geimini temin etmesini de dilbilimsel tefsirin gelimesine katk
yapan ekonomik etkenler arasnda grmek gerekir.

Zecccn zenginliinin gerekesi olarak anlattklarn371 hem idarecilerin dil limlerine


salad maddi imknlar hem de limlerin ders karlnda yneticilerden cret
aldklarn birinci azdan anlatan bir delil olarak kabul etmek mmkndr. Ayn

369
bn Haldn, Mukaddime, s. 701-702.
370
Virkat (varraklk), kitaplarn nshasnn alnarak oaltld, hatalar varsa tashih edildii, ciltlenerek
korunduu ve kitapla ilgili benzeri ilerin yapld bir meslektir. Yaygn bir meslek haline gelen
varraklk bir zanaat olmas asndan ekonomik bir faaliyet, ilmin yaylmas asndan son derece
nemli bir ilev yerine getirmitir. Zira varraklar kitaplarn nshalar alp tashih ediyor ve ciltleyip
insanlara satyorlard. Bylece kitaplar eitli blgelere yaylm oluyordu. Varraklk yapanlar
arasnda son derece nemli ilim adamlar olmas ve bu dkknlarn rencilerin urak yeri haline
gelmesi, haddi zatnda ilm faaliyetlerin gelimesine ve yaylmasna katk salamtr. Bkz. Ahmed
Emn, Duhal-slm, II, 24.
371
Zecccn szleri zetle yledir: Camclk yapyordum. Nahiv renmeyi arzuladm ve Mberredin
yanna gittim. Mberred karlksz retmez, emeinin karl olan creti rencilerinden almak
artyla ders verirdi. Bana mesleimi sorunca, camclk yaparak, gnde bir ila bir buuk dirhem
kazanyorum, sana her gn bir dirhem verebilirim dedim. Bu ekilde Mberredden ders almaya
baladn syleyen Zeccc yle devam ediyor: Bir sre sonra Ben Mrimann ktipleri gelerek
Mberredden ocuklarna nahiv retecek birini talep ettiler. Kendisine beni tavsiye edebileceini
syledim. Ben Mrimann ocuklarna nahiv retiyor ve her ay 30 dirhem alyordum. Bir mddet
sonra Ubeydullah b. Sleyman da olu Kasm iin retici istedi ve olunu bana emanet etti. te
zenginlik nedenim budur. Mberred lnceye kadar o bir dirhemi vermeye devam ettim. Zeccc daha
sonra Kasm vezir olduunda onun nedimi olduunu ve malvarlnn daha da arttn ifade
etmektedir. Bkz. Ebubekir Ahmed b. Ali el-Hatb el-Badd, Trihu Badd, Drul-Ktbil-lmiyye,
14 cilt, Beyrut t.y, IV, 90-91; bn Nedm, el-Fihrist, 90; Hamev, Muceml-deb, I, 52-54; Zeydn,
Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 490.
93

ekilde Zecccn anlatt bu rivayetten, baz limlerin verdikleri derslerin karlnda


rencilerinden cret ald da anlalmaktadr.

Kaynaklarda halife ve yneticilerin dil limlerine maddi anlamda destek ktklarna


ilikin daha baka birok rivayet vardr. Kaynaklarda Kis ile Halife Mehdi arasnda
getii sylenen bir olay da idarecilerin ilim adamlarn maddi adan desteklediklerini
gstermektedir.372 Yine Horasan emirlii yapan Abdullah b. Tahirin (.230/844) ilim
ve tecrbe sahibi insanlara olduka iyi maddi imknlar sunduu,373 Feth b. Hakann
(.247/861) evine fasih Araplar, Kfe ve Basral dil limlerini davet ettii,374
kaynaklarda gemektedir.

limlerin eserler yazp yneticilere ithaf etmeleri de dilbilimsel tefsirin gelimesini


hzlandran ekonomik etkenler arasnda deerlendirilebilir. Eb Ubeyd (.224/838)
hakknda sylenen Eserlerini yneticilere takdim eder, onlar da onu dllendirirdi. te
bu yzden Eb Ubeyd birok eser telif etmitir375 sz ekonomik etkenlerin en bariz
rnei olarak kabul edilebilir. Kisnin bir nahiv kitab yazmas zerine Harun
Reidin kendisine on bin dirhem verilmesini emretmesi de ayn ekildedir.376

limlerin yneticilerin ocuklarn eitmeleri ve bunun karlnda cret almalar da


dolayl olarak dilbilimsel tefsirin ortaya kmasnda ve gelimesine rol oynamtr. Zira,
yneticiler sradan herkese bu grevi vermemiler, yaptklaryla ya da telif ettikleri
eserleriyle kabul gren limleri tercih etmilerdir. Byle bir greve nail olmann ilim
adamlarnn almalarn tevik etmesi normaldir.377 Nitekim, yneticilerin

372
Kaynaklarda getiine gre, Halife Mehd birgn dilerini misvaklarken, olu Reidin eitimiyle
ilgilenen kiiyi ararak !(kelimesinden emir formu nasl gelir? diye sormu. Reidin retmeni,
I - diye cevap verince Mehd, bundan daha bilgili birisini getirin demi, bunun zerine Kisyi
getirmi ve halifeyle tantrmlar. Halife !(kelimesinden emir formu nasl yaplacan sorunca
Kis I- cevabn vermi, bunun zerine Halife, ok gzel cevap verdin diyerek kendisine on bin
dirhem verilmesini emretmitir. Bkz. Badd, Tarih, XI, 406; Hamev, Muceml-deb, IV, 1740;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 69. Halifelerle limler arasnda geen bu tr
ilm ve edeb olaylara rnek olarak bkz. Badd, Trih, XIV, 9-10; bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, V,
290; VII, 101.
373
bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VII, 15.
374
bn Nedm, el-Fihrist, s. 169.
375
Lgav, Mertibun-Nahviyyin, s. 149. Bu rivayeti dorular ekilde, Badd, Eb Ubeydin bir kitap
telif ettiinde onu Horasan Valisi Abdullah b. Tahire hediye ettiini, bn Tahirin kendisine hatr
saylr lde maddi taltiflerde bulunduunu belirtmektedir. Badd, Tarih, XII, 404-406; kr. Lgav,
Mertibun-Nahviyyin, s. 149.
376
Badd, Trih, XI, 412.
377
limlerin, yneticilerin ocuklarn eitmeleri kendilerine ekonomik imkn sunmas asndan sosyo-
ekonomik etkenler arasnda kabul edilebilir. Bununla birlikte, eitim verecek limlerin seimi politik
tercihlere gre ekillenebildii iin bir ynyle de politiktir. Nitekim, Mihne olaylarn sona erdiren
94

ocuklarnn eitimini stlenen Kfeli limler, zellikle ocuklarn daha kolay


renmesi amacyla, retim merkezli ve geni izahl dil almalar yapmlardr.378 Bu
almalar sonu olarak dilbilimin gelimesine yol amtr.379

Dil limlerinin byk ounluu dnemlerindeki idarecilerden bu tr maddi katk


grd halde, baz limler ilm faaliyetlerinin yan sra kendi mesleklerini srdrm,
yneticilerden gelen maddi katklara rabet etmemitir. Ebt-Tayyib el-Lgavnin
Halil b. Ahmed hakknda Halil paraya rabet etmeme bakmndan insanlarn nde
gelenlerindendi, yneticiler kendisine eitli maddi imknlar sunsa da, o bu tr eylere
pek tevessl etmezdi eklindeki deerlendirmesi,380 bu duruma rnektir. Yine
Lgavnin, Asma hakkndaki Bir beyit iir hakknda konumas karlnda
kendisine baz idareciler hatr saylr lde ihsanda bulunmasna ramen, o, daha
fazlasn istemeyecek lde gelirim var diyerek, bundan yzevirmitir381 sz
limlerin her zaman bu tr maddi destek beklemediini gstermektedir.

Geimini el emeiyle srdren limlerin varl her ilm faaliyetin arkasnda dorudan
ekonomik etken aramann doru olmadn gstermektedir. Dolaysyla, geimini el
emeiyle salayan baz limlerin mesleklerinin, dilbilimsel tefsirin gelimesinde dolayl
olarak rol oynadn sylemek mmkndr. Szgelimi baz limlerin geimlerini
salad varraklk, ilm sonular olan bir meslek olarak karmza kmaktadr.

lm faaliyetlerini karlksz olarak yapan limerin byk bir ksmn, varraklk yaparak
geimini temin edenler oluturmaktayd. Gnmzdeki matbaacla benzemekle
birlikte, varrakn, kitabn nshasn karmas, farkl nshalar karlatrarak tashihlerde
bulunmas, daha sonra ciltleyerek satmas ynnden matbaacnn yaptndan fazlasn

Halife Mtevekkil kelamclara ve felsefecilere kar olduu iin halife ocuklarna hocalk yapan Kind
gibi filozoflarla Mutezile kelamclarnn bu grevlerine son vermitir. Mtevekkilin Ahmed b.
Hanbelden olu Mutezin hocaln yapmasn istemesi bu paralelde bir tercih olarak grlebilir. Bkz.
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, 53, 55.
378
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 312.
379
Tabakat ve tarih kitaplarnda limlerin halife ve yneticilerin ocuklarn eittiiyle ilgili birok rnek
zikredilmektedir. Szgelimi, Kis Harun Reidin ocuklar Emin ve Memnun, yukarda iaret
edildii zere Hazzazn Ali b. sann ocuklarnn, Ahmed b. Said b. Abdullah ed-Dimaknin
Mutezzin olu Abdullahn, bn Sikkitin Halife Mtevekkilin ocuunun hocaln yapt bilgisi,
kaynaklarda yer almaktadr. Yine Kutrub ile Eb Ubeydin de yneticilerin ocuklarnn eitimiyle
megul olduklar bilinmektedir. Bu rnekler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 78, 97, 108, 122;
Badd, Trih, XII, 413; Hamev, Muceml-deb, I, 266; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-
Arabiyye, II, 422, 424.
380
Lgav, Mertibn-Nahviyyin, s. 56.
381
Lgavi, Mertibn-Nahviyyin, s. 81.
95

yapt sylenebilir.382 O dnemde ilmin ezberden rivayet yoluyla ya da hocalarn ilim


meclislerinden yazlarak nakledildii gz nnde bulundurulduunda varraklk
mesleinin erbabna salad ekonomik katknn yan sra, ilim dnyasna salad
ilm ve kltrel katknn olduka byk olduu grlr. Zira erken dnemde yaplan
almalar bizlere mstensihler tarafndan oaltlan ve varraklarn faaliyetleri
neticesinde korunarak nesilden nesile ulama imkn bulan yazma eserler sayesinde
ulamtr. Nitekim bn Nedm yaznn gzel olmasn gvenilirlik lt olarak kabul
etmi, buna ezberin gl olmasn da eklemi, ayrca baz limlerin yazsna
gvenilmesini ezberinin iyi olmasyla gerekelendirmitir.383 Bu durum ilmin
korunmas ve nakledilmesi asndan yaznn nemli olduunu gsteren dier bir
olgudur. Sonu olarak varraklk gibi meslekler bir ynyle salt ekonomik gibi
grnmekle birlikte, ilmi faaliyetlerin gelimesi ve yzyllar ncesinin mirasn
gnmze tamas ynyle ilmi sonular olan bir olgu olarak da deerlendirilebilir.

Arapann kelime hazinesinin ve dilin kurallarnn derlenip tespit edilmesinde


bedevlerden yaplan rivayetlerin oynad rol bilinmektedir. Hatta hicri 2. yzyln
balarnda dil rivayeti bir meslek haline gelmitir. Kendilerine ynelik talebin artmas
sonucu bedevler yaptklar rivayetlerin karln istemeye balam ve dille ilgili
rivayette bulunmak bir meslek haline gelmitir. Baz bedeviler Basra ve Kfe gibi ilim
merkezlerine yerleerek bu ii srdrrken, ehirlerde yaayan baz insanlar da llere
giderek oradan derlediklerini tekrar ehirlere dnerek para karlnda insanlara
retiyorlard.384 Bu olguda ise ekonomik ve kltrel olmak zere ift ynl bir sebep-
sonu ilikisinin devrede olduunu gryoruz.

3. Dilbilimsel Tefsirin Douu ve Geliimi

Dilbilimsel tefsirin douunu ve geliimini ele alacamz bu ksm, tedvin ncesi ve


tedvin sonras olmak zere iki ayr balk halinde ele alma ihtiyac hissettik. Bunun

382
Kr. bn Nedm, el-Fihrist, nairin girii, s. - ;Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 24.
383
bn Nedm, eserindeki limler hakknda bilgi verirken, belki de bugn iin nemsizmi ya da
ayrntym gibi gzken, ancak, varrakln ilm sonularn gstermesi asndan nemli olduunu
dndmz u ifadeleri kullanmaktadr: Kirmnnin yazs gzel, nakli doruydu. nsanlar
yazsna rabet ederdi, para karl varraklk yapard bn Vedann yazs doruydu, insanlar
yazsna rabet eder o da karlnda para alrd Hulvnnin yazs son derece irkindi, ama bununla
birlikte ilim sahibiydi Hmiz yazs gzel, ezberi iyi olarak bilinirdi. (Bkz. bn Nedm, el-Fihrist,
117-119.) bn Nedmin bu deerlendirmeleri ilmin doru bir ekilde aktarlmas asndan varraklk
mesleinin ne derece nemli olduunu gstermektedir.
384
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 84-85.
96

nedeni, dier birok ilim dal ve ekolde olduu gibi, tefsir ve dilbilimsel tefsirin belli
srelerden geerek teekkl etmi olmasdr. Bu yzden, genel anlamda tefsirin tedvin
srecinden, ksaca bahsetmenin uygun olacan dnyoruz.

eitli bilgilerin derlendii defter anlamndaki dvn szcnden tretilen tedvn


kelimesi szlkte farkl yerlerde bulunan bilgilerin biriktirilmesi ve bir araya getirilmesi
anlamna385 gelir. Buradan hareketle, tefsir ilmi balamnda tedvin, ilk devirden
itibaren hafzalarda veya eitli yazl metinlerde dank olarak kaydedilmi tefsir
rivayetlerinin muntazam bir ekilde bir defter veya kitap iinde toplanmas386 eklinde
tanmlanabilir. Buna gre, smail Cerraholunun da belirttii zere, tefsirin tedvini,
Tefsir rivayetlerinin muntazam bir ekilde bir kitapta toplanmasdr. Kcasas
tedvinden kastmz, bugn elimizde yazl olarak bulunan en eski tefsir kitabnn hangisi
olduunu veya ilk tefsir yazp telif edenin kim olduunu tayin etmektir.387

Tefsirin tedvininin ne zaman gerekletii ve ilk tefsir kitabnn kime ait olduu
konusunda farkl grler vardr. Hz. Peygamberin, sahabenin aklanmasna ihtiya
duyduu ayetlerin tefsir etmesiyle balayan, Kuran tefsir etme faaliyeti, sahabenin
byk lde Hz. Peygamberden ve birbirlerinden rendiklerini ya da ictihadlarn
tabine aktarmas ile devam etmitir. Hz. Peygamber ve sahabe dnemini tefsirin birinci
merhalesi kabul ettiimizde, tabin dnemi, tefsirin ikinci merhalesi olarak kabul
edilebilir. Bu iki dnemde tefsir faaliyeti, byk lde hafzalardaki veya eitli yazl
metinlerdeki tefsir malzemesinin rivayet edilmesi eklinde gerekleiyordu. Tabin
dneminin sonlarna doru bu dank malzemenin bir araya getirilerek tefsirin
385
Kamus Tercmesinde tedvin maddesinin defterleri bir araya biriktirmek manasna geldii ifade
edilmektedir. Bkz. Mtercim Asm Efendi, el-Okyansul-Bast f Terceme-i Kmsil-Muhit, 4 cilt,
Matbaatul-Bahriyye, stanbul 1305, IV, 619. Tedvin kelimesinin eitli bilgilerin bulunduu, defter
anlamndaki dvndan tretilmesi, kelimenin, herhangi bir eyin, bir araya getirilip toplanmasndan
ziyade, slam kltrndeki tedvin hareketi, yani farkl yerlerdeki bilgilerin bir araya getirilmesi
etkinliini ifade etmek iin terimletirilen bir kelime olduunu gstermektedir.
386
Bu tanm, Fuat Sezgin ve mer zpnarn hadis ilmi balamnda yaptklar tedvin tanmn smail
Cerraholunun Tefsir Tarihi adl eserinde tefsirin tedviniyle ilgili yapt tanmla birletirerek yaptk.
Kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 132; kr. Sezgin, Buharinin Kaynaklar, s. 25, 59, zpnar, Hadis
Edebiyatnn Oluumu, s. 15.
387
Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 132-133. Tedvin teriminin daha ok hadis terminolojisinde yerleik bir
terim olduu grlmektedir. Bu balamda hadis edebiyatnn; kitabetl-hads, tedvnl-hads ve
tasnfl-hads olmak zere aamasndan sz edilmektedir. (Bkz. Sezgin, Buharinin Kaynaklar,
25). Tefsir de bu aamadan ikisine benzer bir sreten gemitir. Sahabe ve tabin dneminde tefsir
malzemesinin, sahife veya defterlere yazlmas tefsirin kitabetine, dank olarak kaydedilmi
malzemenin muntazam bir ekilde kitaplarda toplanmas tefsirin tedvinine tekabl eder. (Kr. Sezgin,
Buharinin Kaynaklar, s. 25). Hadis literatrndeki nc aama olan tasnif hareketinin ise tefsir iin
szkonusu olmadn, tefsirin mahiyeti gerei buna gerek olmadn gryoruz. Bununla birlikte,
tefsirde tasnif yerine ekollemelerden sz edilebilir.
97

tedvinine balandn gryoruz. Tefsirin nc merhalesi ise, tebe-i tabin dnemidir


ki, bu dnemde tefsirin tedvinine ynelik almalar ve mstakil tefsirler artmaya
balamtr.388

Buhri (.256/870), Mslim (.261/875) ve Tirmiznin (.279/892) hadis kitaplarnda


tefsir rivayetlerinin bir bab olarak yer almasndan hareketle, ilim evrelerinde, mstakil
tefsirlerin ancak hadisten ayrldktan sonra tedvin edildii eklinde yaygn bir
kanaatin389 hsl olduu bilinmektedir. Bu kanaatin aksine, tabin dneminin sonlarna
doru, hicri ilk asrn sonlaryla ikinci asrn balarnda tefsirin tedvine baland
eklinde gr bildiren ilim adamlar da vardr.390 Eserleri gnmze ulamad halde
tefsir sahibi olduu rivayet eden tabin limleriyle bugn elimizde mevcut ilk tefsirin
melifinin vefat tarihinden harket ederek tefsirin tedvinin ne zaman gerekletiiyle
ilgili yaklak bir tarih belirlemek mmkndr. bn Abbasa nispet edilen Garbl-
Kurn ya da tefsir kitaplarn bir kenara braksak bile, birok tabinin tefsir kitabna
sahip olduunu kaynaklardan reniyoruz. bn Eb Htim (.327/938) babasndan, Said
b. Cbeyrin (.95/714) Halife Abdlmelik (.86/705) iin bir tefsir yazdn
nakletmitir. Nitekim At b. Eb Dnr (.126/744) bu kitab temin ederek Said b.
Cbeyrden rivayet etmitir.391 Halife Abdlmelikin vefat tarihi hicri 86 olduuna gre,
Said b. Cbeyr bu tefsiri hicri 86 ylndan nce yazm olmaldr.392 Mcahidin
(.103/721) tefsiriyle ilgili rivayetlerden ve hakkndaki tenkitlerden yola karak, onun
bize kadar ulamasa da bir tefsir kitabna sahip olduunu syleyebiliriz. Szgelimi
Katde (.117/735) ondan rivayet edilen tefsir kitabnn en sahih kitaplardan olduunu
sylemitir.393 Yine Mcahidin, tefsirini imla ettirdii ve kitaplarn istinsah ettirmek
iin talebelerini evine gtrd rivayet edilir.394 Mcahidin bu tefsiri de Said b.

388
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 146, 174-175; II, 132-134.
389
rnein bkz. Brockelmann, Trihul-Edebl-Arab, IV, 7; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 137-138;
Zeheb, et-Tefsir vel-Mfessirn, 3 cilt, Drul-Erkam, Beyrut t.y, I, 66, 97; Fatih Kesler, Mekke Tefsir
Ekol, Aka Yaynlar, Ankara 2005, s. 24; zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 100.
390
rnein bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 63-82; Buharnin Kaynaklar, s. 57, 146-149;
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 144-147, 176-178, 180; II, 133; Krca, Kuran ve Bilim, s. 173; Msid
Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 40-41, 55-60; Ko, snad Verileri erevesinde Erken
Dnem Tefsir Faaliyetleri, Kitbiyt, Ankara 2003, s. 11; Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, Kitbiyt,
Ankara 2005, s. 12-13.
391
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 146.
392
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 99. Sad b. Cbeyr ve tefsiri hakknda bilgi iin bkz. Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 144, 146-147, 177; II, 133; Ali Akpnar, Sad b. Cbeyr ve Tefsir lmindeki Yeri,
Yaynlanmam Doktora Tezi, SSBE, Konya 1993, s. 59 vd.
393
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 152. Mcahidin bir tefsiri olduuyla ilgili olarak ayrca bkz. Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 176-178; II,133; Krca, Kuran ve Bilim, s. 173.
394
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 152.
98

Cbeyrin tefsiri gibi gnmze gelmemitir. Cerraholu, yapt aratrmalar


sonucunda Mcahidin Tefsiri adyla neredilen bir tefsirin ise ona ait olmad
sonucuna ulamtr.395 Tabinin nde gelen mfessirlerinden krime (.105/723),
Hasan- Basr (.110/728) ve At b. Eb Rabhn (.114/732) da tefsiri olduu
kaynaklarda gemektedir.396 Fuad Sezgin de sahabe ve tabinin ilk ve ikinci tabakasna
ait birok tefsir kitab olduunu belirterek bu geree dikkat ekmitir.397

Buhr ve Mslimin Sahihleri gibi hadis klliyatnda tefsir bablarnn bulunmasnn,


tefsirin hadisten sonra tedvin edilmi olmasn gerektirmeyecei eklindeki kanaate398
biz de katlyoruz. Zira, bu eserlerin mellifleri zellikle yaptklar dilbilimsel izahlarda
kendilerinden nce telif edilen tefsir kitaplarndan istifade etmilerdir. Szgelimi
Buhri, Kuran tefsiriyle ilgili dilbilimsel izahlarn bir ksmn Kuran eitli alardan
tefsir eden kitaplardan alm, bunlarn byk bir ksmn ise Eb Ubeyde ve Ferrnn
dilbilimsel tefsirlerinden yararlanarak yapmtr. Bunun en byk kant, Buhrnin
arihleriyle, bn Hacerin Talikut-Talik adl eseridir.399 Buhrinin bu dilbilimsel
izahlar isnadsz olarak zikretmesi (talik), bu bilgileri eitli tefsir kitaplarndan rivayet
ettiini gstermektedir. Nitekim Fuad Sezgin, Buhrinin, isnadsz olarak sahabe ve
tabinden nakledilen yaklak 450 talike gereke olarak tefsir kitaplarndan yararlanm
olmasn ne srmektedir. Sezgin bu taliklerin hazfedilen isnadlarnn yerine kaim olan
ahslarn ounun mstakil birer tefsir sahibi olduunu belirttikten sonra, Buhrinin
bu tip merviyat iinde Abdullah b. Abbas ve Mcahidden gelenler mhim bir yer igal
eder. Her ikisinin de yazl birer tefsir sahibi olduklar o kadar kuvvetli bir ekilde ve
bizzat kaynak olarak kullananlar tarafndan zikrediliyor ki, varlklarndan phe etmeye
mahal kalmyor. Yalnz muhtevalar ve ravilerine intikal ekli mnakaadan mstani
olmayabilir400 demektedir.

Sonuta tabinden Sad b. Cbeyr, Mcahid, krime, Hasan- Basr ve At Eb Rabah


gibi zevatn tefsir kitaplar olduu ynndeki bilgilerden hareketle hicri ilk asrn
sonlaryla ikinci asrn balarnda tefsirin tedvinine balandn syleyebiliriz. Bununla

395
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 158.
396
bn Nedm, el-Fihrist, s. 51; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 165, 177-178; II, 133.
397
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 57.
398
Bkz. Ko, Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, s. 13. Konuyla ilgili olarak ayrca bkz. Krca, Rivayet
Tefsiri ve mam Buhr, Kuran ve Bilim, s. 172-178.
399
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 146, 151.
400
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 148-149.
99

birlikte, bu tefsirlerden hibiri bugn kitap olarak elimizde mevcut deildir. Bu yzden,
bu limlerin tefsirinin Kurann ne kadarn kapsad konusunda elimizde net bir belge
yoktur. Bugn elimizdeki bilgilere gre Kuran batan sona tefsir eden ilk kii Muktil
b. Sleymandr.401

Gnmze ulamam olsa da, yukarda ad geen limlerin tefsir sahibi olduklar
kaynaklarda getiine gre, tefsirin tedvinine tabin dneminin sonuna doru, hicri 1.
asrn sonlarnda balanmtr. Tefsirde tedvin faaliyeti daha nce balamasna ramen,
bize ulaan ilk mstakil tefsir Muktil b. Sleymann tefsiridir. Bu tefsir bugn
elimizde olduuna gre, tefsirin tedvini iin bir balang tarih vermek gerekirse, bunun
en ge hicri 150 yl olduunu syleyebiliriz. Meseleye dilbilimsel tefsir asndan
bakacak olursak, Muktilin Kitbl-Vch ve Nezir adl eseri bugn elimizde
olduuna gre, elimizdeki belgeler asndan ilk dilbilimsel tefsir rneinin Muktil b.
Sleyman tarafndan telif edildii sonucuna ulaabiliriz.

almamzn bu ksmnda Tedvin ncesi Dnem bal altnda, tefsirin Hz.


Peygamber, sahabe ve tabin dneminden tedvin edilinceye kadar geirdii srelerden
ksaca sz ederek dilbilimsel tefsirin bu dnemdeki ilk nveleri zerinde duracaz.
Dilbilimsel tefsirin teekkl ederek ekolletii dneme referansta bulunan Tedvin
Dnemi Dilbilimsel Tefsir Faaliyetleri bal altnda dilbilimsel tefsirin ilk rnei
kabul edilebilecek olan, Muktil b. Sleymann (.150/767) Vch ve Nezirinden
drdnc asrn balarna kadar dilbilimsel tefsir alannda telif edilmi eserleri
inceleyeceiz. Bu ynyle bu blmn ikinci ksmnda, dilbilimsel tefsirin teekkl ve
geliim dneminde telif edilmi ve bize ulam eserler incelenecektir.

3.1. Tedvin ncesi Dnem (Dilbilimsel Tefsirin lk Nveleri)

Hicri ikinci asrn son yarsnda telif edilen az saydaki eser dnda, dilbilimsel
tefsirlerin telifi byk lde 3. asrda gereklemitir. Dolaysyla dilbilimsel
tefsirlerin, ancak iki asrn sonlarna doru yaygnlamaya balad sylenebilir.
nsanlarn kullanmnda ve szl gelenekte dilin kurallar olduundan sz etmek
mmknse de, tefsirde dilbilimden sistematik bir ekilde yararlanlmas, dilbilimin

401
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 175-179; Ko, Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, 32. Muktil b.
Sleyman ve tefsiri hakknda geni bilgi iin Mehmet Akif Koun bu eserine ve brahim elikin
Muktil b. Sleyman ve Tefsirdeki Metodu adl eserine baklabilir.
100

kurallarnn belirlenmesinden sonra olmutur. Hz. Peygamber, sahabe ve tabin


dneminde dilbilim teekkl etmedii iin, bu dnemde dilbilimsel tefsirden sz etmek
doru olmaz. Zira tabakay kapsayan dnemde dilin kurallarnn tespitini gerekli
klan etkenler yeni yeni oluuyordu.

Sahabe, Kuran kendi dilleri ve sluplaryla indirildii ve kullanlan dil bakmndan


toplum byk lde homojen olduu iin Kuran anlamakta glk ekmiyor; onun
lafz ve terkiplerini anlyorlard.402 Bu balamda sahabeden bazlarnn Kuran
anlamad ya da yanl anladyla ilgili rivayetlerin daha ok mnferit durumlar
olduu sylenebilir.403 Dolaysyla, bn Haldn gibi limler sahabenin hepsi Kuran
anlyorlard demesine ramen, herkesin ayn seviyede anladn sylememiz mmkn
deildir. Zira sahabe arasnda bireysel olarak baz lafzlar anlamayanlarn olduuna
ilikin rivayetler gnmze kadar gelmitir.404 Bu tr olaylar mnferit olduu iin,
sorun, bilgisi olanlar tarafndan gideriliyordu. Dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak
kabul edilebilecek bu bireysel rnekler tezahr ederken, bir yandan da eitli
gelimelere bal olarak Arap dilinin kurallarnn tespit edilmesini ve Kurann
dilbilimsel adan tefsir edilmesini gerekli klan olaylar artarak devam etmekteydi.
Dilbilimin tedvin edilmesinin ve dilbilimsel tefsirlerin yazlmasnn artlar olumad
iin, bu dnemde dilbilimsel tefsirlerin telif edilmemesi normal karlanmaldr.
Toplumun homojenliini kaybetmesi ve Kurann indirildii ortamdan kltrel,
zamansal, meknsal adan uzaklamann sonucu, Kurann anlalmas bu artlarn
olumad sahabe ve tabin dnemine gre zorlaarak bu dnemin bilgileri Kuran
tefsiri iin yetersiz kald. Ortaya kan ihtiyaca bal olarak lafzlarn anlamlarn,
cmledeki yerini inceleyen dil ilimlerinin teekklyle tefsirde dilbilimden ve
dilbilimcilerin eserlerinden yararlanlmas zorunlu hale geldi ve tefsir ikiye ayrld.
Seleften nakledilen bilgilerle, lafzlarn anlam ve cmledeki konumlar gibi dil
ilimlerine bal olan bilgiler. Dilbilimsel tefsirlerin telifine dilbilim bir ilim dal olarak

402
bn Haldn, Mukaddime, s. 785.
403
mer zsoy, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 41.
404
bn Haldnun gr, genel anlamda doru olmakla birlikte, sahablerin baz kelimelerin anlamlarn
bilmedikleriyle ilgili bu rivayetler, baz kelimelerin anlamnn bilinmediine ilikin mnferit rneklerin
varln gstermektedir. bn Haldnun grnn Ahmed Emn ve Emin El-Hl gibi ilim
adamlarnca eletirilmesi bu adan deerlendirilebilir. Szkonusu eletiriler ve delil olarak zikredilen
rnekler iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 292-294; Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir
Metod, s. 16.
101

teekkl ettikten sonra baland ve dilbilim baz tefsirlerde arlkl olarak kullanld.405
Bununla birlikte, Hz. Peygamber, sahabe ve tabin dneminde karlalan bireysel
problemler karsnda yaplan lgav izahlar, sonraki dnemde telif edilen dilbilimsel
tefsirlerin ilk nvesini oluturmaktadr. Dolaysyla bu dnemle ilgili olarak
anlatlanlarn ve verilen rneklerin dilbilimsel tefsir rnei olarak deil, dilbilimsel
tefsirin ilk nveleri olarak alglanmas daha doru olur. Bu blmde Hz. Peygamber,
sahabe ve tabin dnemi tefsir faaliyetleriyle ilgili ayrntl olmamak kaydyla ksaca
bilgi verdikten sonra, dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul edilebilecek lgav
izahlara rnek vereceiz.

3.1.1. Hz. Peygamber Dnemi

Kuran Kerim Araplarn dili ve slb zerine indirildii iin,406 sahabe kendi dilleri
ve sluplar zerine indirilen Kuran anlamakta glk ekmiyor, herkes kendi ilm ve
akl seviyesi orannda onu anlyordu. Salt Arapa bilmenin yeterli olmad hususlar
ise, tebyin grevi gerei Hz. Peygamber aklamaktayd.407 Bununla birlikte, Hz.
Peygemberin tefsiri doal olarak tenzil sonras mfessirlerin tefsiri gibi deildir. Bu
balamda onun aklamalarnda, sonraki tefsirlerde grlen kraat farkllklarnn
aklanmas, ayetlerin ini sebeplerinin ya da ayetlerin muhtemel manalarnn
belirtilmesi gibi hususlar grlmez. Onun tefsiri, genel olarak mcmelin beyan,
mutlakn takyidi, mkilin tavzihi eklinde gereklemitir. Szgelimi, Kuranda
namazn klnmas, zektn verilmesi emredilmitir. Ancak namazlarn vakitleri, rekt
says ve nasl eda edilecei; zektn hangi mallardan ne kadar verilecei gibi hususlar
Hz. Peygamber aklamtr.408

Hz. Peygamberin tefsirinin niteliini ve niceliini o dnemin ihtiyalarnn


belirlediini syleyebiliriz. Bu balamda onun Kurann ne kadarn tefsir ettii
konusunda farkl grler ne srlmtr. Tf (.716/1316), Hz. Peygamber vefat

405
bn Haldn, Mukaddime, s. 786-788. Tenzil ortamndan zamansal olarak uzaklamann sonucunda
ortaya kan anlama problemlerinin giderilmesine ynelik almalarn ortaya kmas ve bu almalar
hakknda geni bilgi iin ayrca bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 87,
92, 101-102, 130-132.
406
Ysuf, 12/2; brahim, 14/4; uar, 26/193-195.
407
Zehebi, et-Tefsir vel-Mfessirun, I, 25.
408
Bkz. Zerke, Burhn, II, 184; Suyt, tkn, II, 696.
102

etmeden nce Kurann tefsirinin kendisinden harf harf alndn ne srmekte,409 bn


Teymiye de (.728/1328), onun Kurann tamamn akladn sylemektedir.410
Zerke ve Suyt gibi limlere gre ise Hz. Peygamber Kurann az bir ksmn tefsir
etmitir.411 Suyt, tefsirle ilgili olarak Hz. Peygambere merfu yolla ulaan rivayetlerin
olduka az olduunu ifade etmi ve el-tkn f Ulmil-Kurn adl eserinin sonunda
bunlar zikretmitir.412 Hz. Peygamberin tefsiriyle ilgili doktora tezi hazrlayan Suat
Yldrm, bu almasnda Hz. Peygamberin tefsirini nitelik ve nicelik asndan ele alp
deerlendirmitir. Yldrm, konuyla ilgili olarak, Hz. Peygamberin ok az tefsir
yaptn iddia edenlerle Kurann byk bir ksmn tefsir etiini iddia edenlerin
grlerini ve delillerini zikrettikten sonra, Hz. Peygamberin yapm olduu tefsirin
miktarn tartm ve son olarak da kendi grn ortaya koymutur. Ona gre, bu iki
grten biri ifrat dieri ise tefritin ifadesidir. Hz. Peygamber Kurann ne ok az bir
ksm ne de tamamna yaknn tefsir etmitir. O, tebli ve tebyin grevini hakkyla
yerine getirecek ekilde, tefsir edilmeye ihtiya duyulan ayetleri tefsir etmitir. 413

Tebli greviyle mkellef olan Hz. Peygamber, Kuranda ayrntl olarak aklanmayan
namaz vakit ve rektlar, zektn miktar, haccn menasiki gibi hususlar sahabeye szl,
fiili ya da takrr olarak gstermitir. nsanlarn Kurann emirlerini nasl uygulamas
gerektiini onlara aklamtr. Bu anlamda o Kurann tamamn beyan etmi, tebyin
grevini yerine getirmitir. Ancak Hz. Peygamberin beyanlarnn bir ksm bizatihi
tefsir amal olduu halde, bir ksm tefsir amal olmayan beyanlardr.414 Dolaysyla o,
bugnk anlamda Kurann her bir ayetini batan sona tefsir etmemitir, zaten o dnem

409
Sleyman b. Abdlkav et-Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, (thk. Abdlkdir Hseyin), el-Matbaatun-
Nemzeciyye, Kahire 1977, s. 6.
410
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, (thk. Mahmud Muhammed Mahmud Nassr), Mektebett-
Trsil-slm, Kahire t.y., s. 45.
411
Zerke, Burhn, I, 16; Suyt, tkn, II, 1205. Ayrca bkz. Adnan Zarzr, Ulmul-Kurn Medhal il
Tefsiril-Kurn ve Beyni czih, Mektebetl-slm, Beyrut 1991, s. 404.
412
Bkz. Suyt, tkn, II, 1237-1292.
413
Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 52-53.
414
Hz. Peygamberin tefsirinin nitelii ve nicelii hakknda ayrntl bilgi iin bkz. bn Teymiye,
Mukaddime fi Uslit-Tefsr, s. 45-46, 93-95; Zeheb, et-Tefsir vel-Mfessirun, I, 35-39; Cerraholu,
Tefsir Tarihi, II, 66-68; Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 35-53; Demirci, Tefsir Tarihi, s.
69-72; Mehmet Akif Ko, snad Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir Faaliyetleri, s. 107-116;
Fehd b. Abdirrahman b. Sleyman er-Rmi, Buhs fi Uslit-Tefsr ve Menhicih, Mektebett-Tevbe,
Riyad 1419 (h.), s. 15-18; Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 76-94;
Karagz, Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyan Adl Tefsiri, Yaynlanmam
Yksek Lisans Tezi, ESBE, Kayseri 2001, s. 48-49; Tefsirde Rivayet-Dirayet Ayrmnn Ortaya
k ve Mahiyeti, s. 56-57.
103

iin byle bir ihtiya da hsl olmamtr.415 Hadis kitaplarnn tefsir blmlerine
bakldnda Hz. Peygamberin bizatihi tefsir amal yapt aklamalarn ok olmad
grlr.

Konumuzla ilgili olarak ifade edecek olursak, yine onun tefsirinde ayrntl dilbilimsel
izahlara da rastlanmaz. Hz. Peygamberin yapt lgav izahlar dilbilimin teekkl
ettii dneme oranla, nicelik asndan az olup nitelik olarak da ayrntl deildir. Hz.
Peygamberin dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul edilebilecek aklamalar,
daha ok, umum ifade eden bir lafzn tahsis edilmesi, husus bir lafzn genelletirilmesi,
soyut olan bir manann somut hale getirilmesi, kelimelerin eanlamlsnn belirtilmesi,
kelimenin anlamyla ilgili baz aklayc bilgiler verilmesi, terimsel anlamnn izah
edilmesi ya da lafzdan kastedilen manann aklanmas eklinde tezahr ettiini
syleyebiliriz. Hz. Peygamber bu izahlar bazen sorulan bir soru zerine, bazen de
kendisi soru-cevap tekniiyle ya da hi soru sormadan dorudan yapyordu.416 Onun
yapt lgav izahlardan bazsna burada yer vermek istiyoruz:417

Hz. Peygamberin, Q-


  i   % * ^
I
J 418 ayetindeki Q-
kelimesini /mutedil
kelimesiyle,419
(G, !
i 
 G
* )
(H, i420 ayetindeki
(G, !
i  kelimesini
(:,X/oru tutanlar olarak,421  
1 1
l L E #  >
* ^
 H ^
( 422 ayetindeki

 
kelimesini P#m/darlk eklinde tefsir etmesi,423 Kuranda geen btn (%g

415
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 66-68.
416
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 57, 64-67; Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 11, 15-16, 193;
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul- Lgav, I, 57, 64-65; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 63-69; kr. Zerke,
Burhn, I, 14-15; Suyt, tkn, II, 1192-1193. Hz. Peygamberin tefsirine vesile olan durumlar
hakknda bilgi ve rnek iin bkz. Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 99-140.
417
Hz. Peygamberin lgav izahlar hakknda rnekler iin bkz. Suyt, tkn, II, 1237-1288; Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 118-119; 194-206; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 48-63; Zeheb, et-
Tefsir vel-Mfessirn, I, 33, 39-40; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul- Lgav, 65-66.
418
Bakara, 2/143.
419
Buhr, Tefsr, 13, (Bakara Sresi), V, 151; Taber, Cmiul-Beyn, II, 627-628; Suyt, tkn, II,
1239.
420
Tevbe, 9/112.
421
Ali b. Ebubekir el-Heysem, Mecmauz-Zevid, 10 cilt, Drur-Reyyn lit-Trs-Drul-Ktbill-
Arab, Kahire-Beyrut, h. 1407, VII, 34; Taber, Cmiul-Beyn, XII, 11; Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, V, 151.
422
Hacc, 22/78.
423
Hkim en-Nsbr, el-Mstedrek alas-Sahhayn, (thk. Mustafa Abdlkadir Ata), 4 cilt, Drul-
Ktbil-lmiyye, Beyrut 1990, II, 424; Taber, Cmiul-Beyn, XVI, 641-642.
104

kelimelerinin  Q/taat anlamn ierdiini belirtmesi424 kelimeleri eanlaml


lafzlaryla aklamasnn rnekleridir.425

Hz. Peygamber bazen de bir kavram, tanmlayarak ya da niteliklerini belirterek


aklamtr. rnein, Hz. Peygamber ?   *N
S ($* 3 C
( i l H  S ($* 3 426
ayetinde geen l H  ve  ? N
kavramlarnn anlam kendisine sorulduunda l H  kavramn
gzel ahlak,  ? N
i ise insann kalbini huzursuz yapan ve insanlarn renmesini
istemediin ey olarak tanmlamtr.427 Yine 1#m
O  ^ *(
1
Ji428 ayetindeki 1
#m
kelimesini Kurann bir ksmna inanp bir ksmna inanmayanlar429 olarak izah
etmesi,  Q
%  :   #2%  1
#%H  !
%l 1

(D `
i  K
n 

i% 1
l 430 ayetindeki  #2% 
kelimesinin anlam sorulduunda bir kntar, iki bin kiyyedir431 eklinde aklamas,
kelimeleri tanmlamas olarak deerlendirilebilir. Hz. Peygamberin tanmlamak
suretiyle kelimelerin anlamlarn aklamasnn bir dier rnei, (%E   )l 
!$N
i 432
ayetindeki (% lafzn nankr olarak tanmlamasdr.433

Araplarn dili ve slbuyla gnderilen Kuranda, cahiliye dnemindeki kelimeler her


zaman kullanld anlamyla olduu gibi alnmam, bu kelimelerin anlamnda baz
deiiklikler yaplm, bazs terimletirilerek kullanlmtr. Bu balamda Kurann
terimletirdii birok kavram akla gelmektedir. Hz. Peygamber bazen Kuranda
kullanlan kelimeyi tanmlayarak, kelimenin Kuranda szlk anlamnda deil,
terimletirilerek kullanldna dikkat ekmitir. C

(! C
F
 \
 r
iG  1
i D #
  1: 

424
Eb Htim Muhammed b. Hibbn et-Temm el-Bst, Sahh, (thk. uayp el-Arnavut), 18 cilt,
Messesetr-Risle, Beyrut 1993, II, 7; Heysem, Mecmauz-Zevid, VI, 320; Taber, Cmiul-Beyn,
IV, 378-379.
425
Hz. Peygamberin kelimeyi mteradifi ile izah etmesine ilikin rnekler iin ayrca bkz. Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 194-195.
426
Mide, 5/2.
427
Mslim, el-Birr ves-Sla vel-db, 14-15, III, 1980; Suyt, ed-Drrl-Mensr fit-Tefsr bil-
Mesr, (thk. Abdullah b. Abdlmhsin et-Trk), 17 cilt, Merkezu Hecr, Kahire 2003, V, 169-170; kr.
Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 195.
428
Hicr, 15/91.
429
Buhr, Tefsr, 4, (Hicr Sresi), V, 222; Suyt, tkn, II, 1260.
430
l-i mrn, 3/14.
431
Hkim, Mstedrek, II, 194. Kelimenin anlamyla ilgili Hz. Peygambere nisbet edilen dier rivayetler
iin bkz. Taber, Cmiul-Beyn, V, 254-260; Suyt, tkn, II, 1260.
kiyye blgeye gre deiik gramlara tekabl eden bir arlk birimidir. Bilgi iin bkz. Cemaleddin
Ebl-Fadl Muhammed b. Mkerrem bn Manzr, Lisnl-Arab, 6 cilt, Drul-Marif, Kahire t.y, I,
171; Muhibbddn Ebl-Feyz M. b. Murtaz ez-Zebd, Tcul-Ars fi erhil-Kms, (thk.
Komisyon), 40 cilt, Matbaatu Hkmetil-Kuveyt, Kuveyt 1965-2001, XXV, 28.
432
diyt, 100/6.
433
Hkim, Mstedrek, II, 581; Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 584-586; kr. Suyt, tkn, II, 1286.
105

r
lG
 L
^
434 ayetinde geen F ,
(! ve
^ 
kelimeleriyle ilgili olarak refes,
kadnlarla cins mnasebete dair kt sz veya ma; fusk, her trl masiyet; cidl,
kiinin yanndaki kimse ile olan mnakaasdr dedii kaynaklarda gemektedir.435
Yine Hz. Peygamber   t
) D $ : !(
H  ( % O 1
Ji 436 ayetindeki  u
kelimesinin
i
#t  t

`
l 437 ayetine baklarak anlalmas gerektiine,438 u
kelimesinin Enm
Sresindeki ayette szlk anlamnda kullanlmayp bir tr terimletirmeye gidildiine
dikkat ekmitir.

Hz. Peygamberin zaman zaman bir kelimenin maksdunu aklamas da yapt lgav
tefsirlere rnek olarak kabul edilebilir. 1#:it D
% C

g439 ayetindeki D
kelimesini nbvvet olarak tefsiri440 kelimeyi medll ile deil, maksdu ile tefsir
etmesine rnektir. Zira szlklerde D kelimesinin manalar arasnda nbvvet
yoktur.441 Ayn eyi, i i @)  l 442 ayetindeki i i ifadesini 6* $/Allahn
nimetleri olarak aklamas443 iin de syleyebiliriz. Yine Hz. Peygamberin mehur
tefsir rnekleri arasnda yer alan, 1
 ( -
B
v
# U
 1
 w
# ) B
v
# U
  E  1
#iH  Si
)(f
(
 +

 444 ayetindeki w
# ) B
v
# U
 ifadesini gndzn beyazl, ( -
B
v
# U
 ifadesini de
gecenin siyahl olarak aklamas,445 \#H-
 # 
Q -
1
 y
# H  r
n
i% S  i 446
ayetindeki \
#H-
kelimesinin anlam sorulduunda, azk ve yol diyerek buradaki yol
kelimesinden dar anlamda yolculuk kast edilmediini belirtmesi447 bu kelimelerden
maksdun ne olduunu ortaya koymaktadr.

Hz. Peygamberin, medllu geni olan bir kavramn delalet ettii anlamlardan bir ya da
bir kan belirtmesi onun tarafndan yaplan lgav izahlar olarak kabul edilebilir.

434
Bakara, 2/197.
435
Heysem, Mecmauz-Zevid, VI, 317-318; Suyt, tkn, II, 1240; kr. Suat Yldrm, Peygamberimizin
Kuran Tefsiri, I, 197.
436
Enm, 6/82.
437
Lokmn, 31/13.
438
Buhr, Tefsr, 1, (Lokmn Sresi), VI, 20; Taber, Cmiul-Beyn, IX, 370-371; kr. Zerke,
Burhn, II, 156-157; Suyt, tkn, II, 1193; 1204.
439
Bakara, 2/124.
440
Taber, Cmiul-Beyn, II, 511; Ebl-Fid smail b. Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, (thk.
Komisyon), 15 cilt, Messest Kurtuba, Kahire 2000, II, 57.
441
Bkz. Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 197-198.
442
brahim, 14/5.
443
Taber, Cmiul-Beyn, XIII, 597-598.
444
Bakara, 2/187.
445
Buhr, Tefsr, 28, (Bakara Sresi), V, 156; bn Kesr, Tefsrul-KurniAzm, II, 197-198.
446
l-i mrn, 3/97.
447
Hkim, Mstedrek, I, 609; Taber, Cmiul-Beyn, V, 611-614.
106

rnein, (i g 1  * Q
 -
  D  n 448 ayetindeki ( i g kelimesini S/atmak eklinde
aklamas,449 kuvveti sadece atmakla snrlandrmay amalamad, kelimenin ierdii
anlamlara rnek gstermek ya da somutlatrmak suretiyle tefsir etmesi olarak kabul
edilebilir.450

Hz. Peygamberin dilbilimsel tefsire rnek tekil edecek izahlarnn nicelik olarak az,
nitelik asndan ayrntsz oluu dnemin ihtiyalarnn nicelii ve niteliiyle
aklanabilir. Zira, Kurann sahabenin konutuu dil olan Arapa ile indirildii ve
mteakip asrlara oranla dilin bozulmad gz nnde bulundurulduunda, sadece
ihtiya duyulan oranda aklamalar yaplmtr. Kelimelerin manasnn aklanmas
eklinde tezahr eden bu ihtiya, sonraki dnemlerdekinin aksine daha yzeysel olup,
genelde kelimelerin anlamlaryla ilgilidir. Bu dnemde dilbilimin kurallarnn tespit
edilmesini gerektirecek bir ortamn henz olumad, yaplan izahlarda kendini
gstermektedir. Fakat fetihler neticesinde Arap olmayan unsurlarn Mslman
olmasyla Arap dilinde lahn olgusu yaygnlamtr. Dilbilimsel tefsirin gelimesine yol
aan sosyo-kltrel etkenler ele alnrken temas edildii zere, lahn olaylarnn artmas
dilbilim almalarn hzlandran nemli faktrlerdendir. Bununla birlikte, kaynaklarda
Hz. Peygamber, sahabe ve tabin dneminde de baz lahn olaylarnn varln gsteren
rivayetler vardr.451 Ancak Hz. Peygamber ve sahabe dneminde grlen lahn olaylar
yaygnlk kazanmam olup, daha ok bireyseldir. rnein, Hz. Peygamberin yannda
bir adam lahn yapnca, Peygamberimiz Kardeinize dorusunu gsterin demitir.
Keza Hz. Ebubekirin Kuran okurken baz yerleri atlamam, lahn yaparak okumamdan
daha dorudur demesi452 lahnin varln gstermektedir. Bu dnemindeki lahn olaylar
mnferit olunca, bunlarn giderilmesi ynndeki abalarn bireysel nitelikte olduunu,
dolaysyla bir ilim hviyetini kazanmadn syleyebiliriz. Fakat bu abalar ileride
oluacak sistemli dilbilim almalarnn nvesini oluturmutur. Nihayet fetihler artp
da Araplarn merkezden uzak yerlere yerlemesi, fethedilen yerlerdeki halkn Araplarn
yaad blgelere gelmesi sonucu oluan kltrel etkileimle birlikte lahn olgusu

448
Enfl, 8/60.
449
Hkim, Mstedrek, II, 358; bn Hibbn, Sahh, XI, 7; Taber, Cmiul-Beyn, XI, 244-246; Zerke,
Burhn, II/157; Suyt, tkn, II/1205.
450
Bkz. Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi, Kuran Mesaj lm Aratrmalar Dergisi, say: 9,
Temmuz 1998, s. 38; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I/63-64; Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran
Tefsiri, I, 95-96.
451
Ahmed Emin, Duhal-slam, I, 294; II, 252.
452
Rivayetler iin bkz. Suyt, Mzhir, II, 396-397; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219.
107

yaygnlaarak, sadece Arap olmayanlarn deil, ayn zamanda Araplarn da dt bir


hata haline gelmitir.453 Bu yzden, sonraki dnemlerdeki dilbilimsel izah ve yorumlar
Hz. Peygamberin yapt snrl saydaki lgav izaha oranla hem eitlenerek artm
hem de gitgide sistemlemeye balamtr.

3.1.2. Sahabe Dnemi

Dilbilimsel tefsirin douu balnda ksaca belirtildii zere, aralarnda anlay fark
olmakla birlikte, sahabe byk lde Kuran anlyordu. Kurann indirildii ortamda
yaamalar, nzl sebeplerine vkf olmalar, Kurann indirildii dilin kendi dilleri ve
kullandklar slp zere olmas onlara avantaj salamaktayd. Anlamadklar hususlar,
vahye muhatap olan Hz. Peygambere sorma, yani sorunlarn birinci elden giderme
imknlar vard. Hz. Peygamberin vefatndan sonra tefsir konusunda nde gelen
sahabler Kuran Kuran ile tefsir ediyor ya da Peygamberden rendiklerini insanlara
aktaryordu. Hz. Peygamberden aklama gelmeyen konularda rey ile ya da Arap dili
konusundaki bilgilerine gre ayetleri tefsir ediyorlard.454

Tenzil ortamna ahit olmalar gibi tefsir konusunda kendilerine avantaj salayan eitli
faktrler olmakla birlikte, her bir sahabnin Kuran tamamyla anladn ve hepsinin
ayn anlama imknlarna sahip olduunu syleyemeyiz. Zira, sahabenin hepsi her bir
nzl ortamna ahit olmam, yapt her aklamada Hz. Peygamberin yannda
bulunmamtr. Ayrca dilleri Arapa olsa ve toplumun homojen yaps bozulmam olsa
da, sahabenin Arapay anlama, dildeki lafzlarn anlamlarn bilme seviyeleri ayn
deildi. Birinin sahip olduu bilgiye, doal olarak bir dieri sahip olmayabiliyordu.
Baz sahablerin Arap iiri, dil ve edebiyat konusundaki bilgileri, doal olarak bu
bilgilere sahip olmayanlara gre kendilerine ncelik tannmasna neden oluyordu.455

453
bn Haldn, Mukaddime, s. 1056-1057; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219.
454
Sahabe tefsirinin zellikleri, sahabenin tefsirdeki avantajlar ve nde gelen mfessir sahabler
hakknda bilgi iin bkz. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 47, 96-100; Zerke, Burhn, II,
157; Suyt, tkn, II, 1197; 1205, 1227-1233; Ahmed b. Muhammed el-Edirnev, Tabaktul-
Mfessirn, (thk. Mustafa zel, Muammer Erba), Birleik Matbaaclk, zmir 2005, s. 3-4; Bilmen,
Tabakatul-Mfessirn, I, 183, 203-261; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 301, 303; Duhal-slm, II,
138; Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 41-66; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 69-112; Suat Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 14-15, I, 19-20; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s.
211; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 57; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 80-94; Mustafa Mslim,
Kuran almalarnda Yntem, (ev. Salih zer), Fecr Yaynevi, Ankara 1998, s. 17-20; Grener,
Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 92-93.
455
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 295-296; Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 26-27; 42, 44-45;
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 73-74, 87-89. Kurann dorudan (ilk) muhataplar olan sahabenin
108

Genel anlamda tefsir iin szkonusu olan bu durum, dilbilimle ilgili yaplan aklamalar
hakknda da sylenebilir. Sahabeden bazsnn bilip bazsnn bilmedii kelimelerle
ilgili olarak kaynaklarda pek ok rnek zikredilmektedir. Bu rneklerde gze arpan
nemli bir husus, sahablerin anlamlarn bilmedikleri kelimeler konusunda kendileri bir
ey sylemek yerine, bilenlere mracaat etmeleridir. Tefsir konusunda nemli bir
konuma sahip olan bn Abbasn bile baz lafzlarn anlamn sonradan rendii
bilinmektedir. Bu konuda en arpc rnek, B

:!
i   2
  i  : G
 456 ayetindeki
2
 kelimesiyle ilgili olarak bn Abbasa nispet edilen gklerin ve yerin ftrnn ne
anlama geldiini, bir su kuyusu konusunda tartan iki bedevinin yanma gelip, o
kuyuyu kullanmaya ilk ben baladm anlamnda D3Q $ deyinceye kadar
bilmiyordum 457
szdr. bn Abbasn, $%, 458
z, 459
#g460 ve 1#!=461 kelimelerinin,
Hz. Ebubekir ve Hz. merin {)  D  462 ayetindeki {) lafznn anlamn bilmedikleri
kaynaklarda gemektedir.463 Yine Hz. mer minberde (n U
3 S  J |
@ 464 ayetini
okuduktan sonra cemaate tahavvuf kelimesinin anlam nedir? diye sormu, cemaat
arasnda bulunan Huzeyl kabilesinden birisi, bize gre n(U
3 noksanlktr diyerek bu
manay desteklemek iin, 1
!* H%( (U3 : g E3 D% >( U3 iirini
465
okumutur. Bu rivayetlerden hareketle, sahabe dneminde dilbilim henz teekkl
etmemekle birlikte, tefsirde dilsel izahlara ihtiya duyulan sorunlarla karlaldn
sylebiliriz. Bu sorunlar karsnda yaplan dilsel izahlar dilbilimsel tefsirin ilk
rnekleri olarak kabul edebiliriz. Kaynaklardaki rivayetlere bakldnda sahabe
dnemindeki dilsel sorunlarn byk lde kelimelerin anlamyla ilgili olduu grlr.
Kelimelerin cmle ierisindeki yerleri (nahiv/szdizimi) ve kelimelerin yaplaryla
(sarf/morfoloji) ilgili rivayetler yoktur. Bu konuyla ilgili olarak Msid b. Sleyman

Kuran anlama konusundaki konumlar hakknda bilgi iin ayrca bkz. Cndiolu, Szl Kltrden
Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 28-38, 45-94.
456
Ftr, 35/1.
457
Bkz. Suyt, tkn, I, 354.
458
Meryem, 19/13.
459
Hd, 11/75.
460
Kehf, 18/9.
461
Hkka, 69/36.
462
Abese, 80/31.
463
Bkz. Suyt, tkn, I, 354-355.
464
Nahl, 16/47.
465
Ahmed Emn, Fecrul-slm, 292-293. Eserin mtercimi, iiri Keserin yay aacn yontarak azaltmas
gibi, yolculuklar da develeri azaltt olarak tercme etmitir. leride greceimiz zere, n(U 3
kelimesinin anlamyla ilgili bn Abbasa da benzer rivayetler isnat edilmektedir. n(U 3 kelimesine
noksanlk anlam dnda iine korku salp felakete adm adm srklemek gibi anlamlar da
verilmitir. Bkz. Duman, Beynul-Hak, Fecr Yaynlar, Ankara 2008, II, 375.
109

Sahabeden hi kimsenin dilbilimci (:lgav) sfatyla nitelendiine rastlanamayacan


ne srmektedir.466 Bu durum, toplumdaki homojen yap tam olarak bozulmad iin,
kelimelerin anlamlar dndaki dilsel problemlerin artmam olmasyla izah edilebilir.
Geri sahabenin bazsndan, Kuran ile irab lafznn bir arada kullanld rivayetler
nakledilmitir.467 Ancak bir nahiv stlah olan irab, sahabe dneminde henz
terimlemedii iin, bu rivayetlerdeki geen irab Suytnin de belirttii zere468
Kuran lafzlarn anlamnn bilinmesine hamletmek daha doru olur.

Sahabenin tefsir faaliyetleri arasnda, nahiv ve sarfa ilikin rivayetlere rastlanmamakla


birlikte, kelimelerin anlamlaryla ilgili dilsel izahlar nemli bir yere sahiptir. Hatta
sahabeden bize kadar ulaan tefsir rivayetleri arasnda bu tr dilsel aklamalar
ounluktadr.469 Bu konuyla ilgili olarak Abdlhamid alkn u grlere yer
vermektedir: Sahabenin yapt tefsir eitlerinden ou bize ulamamtr ya da
eksik/hatal ulamtr. Elde sadece bn Abbasn balatm olduu lgav tefsirler
kalmtr.470

Sahabeden bize ulaan tefsir rivayetleri arasnda dilbilimsel tefsire rnek kabul
edebileceimiz aklamalar ounlukla bn Abbasa nispet edilmektedir.471 Onun
dilbilimsel tefsir rnekleri boyutta incelenebilir: Cahiliye iirinden yararlanarak
yapt aklamalar, Arap kabilelerinin leheleri konusundaki bilgisi sayesinde yapt
tefsirler ve eskiden kullanlan lafzlarn anlam konusundaki bilgisi. bn Abbasa nispet
edilen Garbl-Kurn adl eser, onun Kuran lafzlarnn anlam konusundaki
mevksini gzler nne sermektedir. lk mfessirlerden ve dilbilimsel tefsirin
nclerinden kabul edilen bn Abbasa,472 bu eseri dnda Kurandaki garb
kelimelerle ilgili iki eser daha nisbet edilmektedir: Sahfetu Ali b. Eb Talha ve Mesilu
Nafi b. el-Ezrak. Bu eserlerin bizzat bn Abbas tarafndan m telif edildii yoksa

466
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 109.
467
Szkonusu rivayetler iin bkz. Hkim, Mstedrek, II, 477; Heysem, Mecmauz-Zevid, VII, 163.
468
Suytnin deerlendirmeleri iin bkz. Suyt, tkn, I, 353-354; II, 1194-1195.
469
alkn, Mesdirl-Lga, s. 63; kr. Demirci, Tefsir Tarihi, s. 82, 94.
470
alkn, Mesdirl-Lga, s. 63. alkaninin orijinal ifadesi yledir:
H 1) ) ) J ( #!
 1 #E % L)  `} % `() % #!
 z(^( % 1E
471
Abdullah b. Abbas ve tefsirdeki yeri hakknda bilgi iin bkz. Suyt, tkn, I, 355-356, II, 1228-1233;
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 45-56; Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren
miller, Ankara niversitesi Basmevi, Ankara 1968, s. 99-104; Tefsir Tarihi, I, 103-112; Kesler,
Mekke Tefsir Okulu, s. 23-52.
472
Bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 63-65.
110

talebelerinin kendisinden yapt rivayetlerinden mi olutuu konusunda eitli


tartmalar ve grler vardr.473

bn Abbasa nispet edilip, kendisinden Ali b. Ebi Talha (.143/760) tarikiyle rivayet
edilen bu yzden de Sahfetu Ali b. Eb Talha adyla hret bulan ve tefsir tarihinde
nemli bir yer igal eden sahife, bize kadar tam olarak gelmemitir. Bununla birlikte, bu
sahifeyi Taber (.310/923), bnl-Mnzir (.318/930) ve bn Ebi Hatim (.327/938)
tefsirlerinde, Buhari (.256/870) Sahihinde nakletmitir.474 Buharinin Sahihine ald
bu eser M. Fuad Abdlbaki tarafndan tahric edilerek Mucem Garbil-Kurn
Mustahrecen min Sahihil-Buhari adyla Msrda 1950de neredilmitir.475 Nairinin
mukaddimede belirttiine gre, Buhri, Ali b. Ebi Talhann rivayet ettii bu sahifenin
tamamn eserine almam, sadece garip lafzlarn aklamalaryla ilgili olanlar almtr.
Ayrca, yine naire gre eserde geen garip lafzlarn hepsi bu sahifeden alnmamtr,
eserde dier sahabilerden gelen rivayetler de mevcuttur.476 smail Cerraholu Ali b. Ebi
Talhann Tefsir Sahifesi balkl makalesinde bu sahifenin intikal ettii eserlerden
rnekler getirmek suretiyle eserin zellikleri hakknda ipucu sunmaya almtr. Buna
gre, Sahifede garip kelimelerin anlamnn aklanmasnn yan sra, ahkm ayetleri,
nesih ve sebeb-i nzul rivayetleriyle ilgili grler de yer almaktadr.477

bn Abbasa nispet edilen bir dier eser, garip lafzlarla ilgili olan ve tefsir literatrnde
Mesilu Nafi b. el-Ezrak adyla hret bulmu eserdir. Bu eseri Suyuti tkanna alm,
M. Fuad Abdlbaki yukarda zikrettiimiz eserin sonuna ilave etmitir. Ayrca Aie
Abdurrahman el-czl-Beyniyy lil-Kurn ve Mesilu bnil-Ezrak ad altnda
yapt doktora almasna koymutur. Eser Haricilerin lideri Nafi b. Ezrakn bn
Abbasa Kuranda geen kelimelerle ilgili sorduu yaklak 200 garip kelimeyi ve bu
sorulara bn Abbasn Arap iirinden de delil getirerek verdii cevaplar ihtiva etmesi

473
Bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 59-60, 66-67; kr. Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin
Douu, s.18.
474
Bkz. Cerraholu, Ali b. Ebi Talhann Tefsir Sahifesi, AF Dergisi, cilt: XVII, Ankara 1971, s. 56,
65-82; kr. Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 18-19. Suyt, Ali b. Ebi Talha tarikinin
bn Abbasa nispet edilen tefsir rivayetlerinin en mehuru olduunu ve Buharnin bu rivayete
gvendiini belirtmektedir. Bkz. Suyt, tkn, I, 355-356.
475
Biz almamzda, M. Fuad Abdlbknin szkonusu almasnn Tebli Yaynlar tarafndan
1985te stanbulda gerekletirilen basksndan yararlandk.
476
M. Fuad Abdlbaki, Mucem Garbil-Kurn Mustahrecen min Sahihil-Buhari, Tebli Yaynlar,
stanbul 1985, s.  . Kr. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 66-67; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin
Douu, s. 19.
477
Bkz. Cerraholu, Ali b. Ebi Talhann Tefsir Sahifesi, s. 68-82
111

asndan son derece nemlidir. Zira eser bn Abbasn garb kelimelerin tefsirindeki
yerini, Arap iirine vukfiyetini ve bunu tefsirde baarl bir ekilde kullandn gzler
nne sererken tefsirde iirin kullanlmas tartmalarna da k tutmaktadr.478 Hem
Mesilu Nafi b. el-Ezrak adl eser hem de kendisine nispet edilen dier rivayetler bn
Abbasn Arap iirine vukfiyetinin ve kelimelerin anlamn aklarken iirden istifade
ettiinin en nemli gstergesidir. Onun iir konusundaki grn kendisine nispet
edilen u sz ortaya koymaktadr: Bana Kuranda geen garip kelimelerle ilgili bir
soru sorduunuzda onun cevabn iirde araynz. nk iir Araplarn divandr.479
Nitekim kendisine garip kelimelerle ilgili bir soru sorulduunda, kelimenin anlamn
syledikten sonra, airin yle yle dediini duymadnz m diyerek yapt izah
iirle delillendirmekteydi. Mesela Dl Q
 I
) #? 480 ayetinin anlam sorulduunda,
aybn gizlemek amacyla elbiseni giyme demi ve 1 C y!H ?( =C 6 :G) S$~
%3( -481 beytiyle bu manay delillendirmitir.

bn Abbas, Kurey lehesine ait olmayan kelimelerin anlamn bildiinde yine iirden
istihad getirerek bu bilgisini desteklemitir. rnein,
(n U
3 S  J |
@ 482 ayetinde
geen ve Huzeyl lehesinden olan (U3 kelimesiyle ilgili u olay anlatlr: bn Abbasa
Huzeyl kabilesinden bir adamn gelip de kardeini ikyet etmek amacyla S S%(U3
L) 1 #|  (# S%JU3 \ u S 483 diyene kadar bu kelimenin anlamyla ilgili aklama
yapmamtr. Bu sz duyunca bn Abbas,(U3 kelimesi noksanlatrmak anlamna m
geliyor? diye sormu, evet cevabn alnca, (n U
3 S  J |
@ ayetindeki (U3
szcnn de bu anlama geldiini ifade etmitir.484

478
Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 67-68; kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 109-110; Gm,
Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 19-20. Abdullah b. Abbas ile Nfi b. Erzak arasnda karlkl
soru cevap eklinde geen bu meseleler iin bkz. Suyt, tkn, I, 383-416; kr. ie Abdurrahman
bint-t, el-czl-Beyniyy lil-Kurn ve Mesil bnil-Ezrak, Drul-Maarif, Kahire 1984, s.
309-600; Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 47-49.
479
Suyt, tkn, I, 382. Tefsirde iirle istihad tartmalar iin ayrca bkz. Suyt, tkn, I, 381-383;
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 51-53; Harun m, Kuran Yorumunda iirin Yeri (2. Asr
erevesinde), Yaynlanmam Doktora Tezi, MSBE, stanbul 2006, s. 121-123.
480
Mddessir, 74/3.
481
alkn, Mesdirl-Lga, s. 71; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, 71; Ayetin bu ekilde tefsiri
iin bkz. Taber, Cmiul-Beyn, XXIII, 405-406. iiri yle tercme etmek mmkndr: Allaha
hamd olsun ki ne aybm gizleyen bir elbise giydim ne de ilediim bir kusuru gizledim
482
Nahl, 16/47.
483
iiri yle tercme etmek mmkndr: Zalim kardeim malm noksanlatrd. Ey u anki insanlarn
en hayrls bana yardm et
484
alkn, Mesdirl-Lga, s. 72; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 292-293; Suyuti, Mzhir, II, 311.
112

bn Abbasn Garbl-Kurn adl eseri ise Ahmet Bulut tarafndan yazma nshaya
dayanarak tahkik edilip yaymlanm, Ayrca smail Cerraholu Tefsirde Ata b. Ebi
Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii Garbl-Kurn adl makalesinde eserin
metnini yazma nshalardan karlatrmal olarak vermitir.485 Eser Bakara Sresinden
balayarak Mushaf tertibine gre yazlmtr. Ancak baz srelerin atland
grlmektedir. Eserin zellii salt bir garbl-Kurn eseri olmasdr. leride
inceleyeceimiz sonraki dnem garbl-Kurn eserlerinde sadece kelime anlamlar
verilmemi, eserine gre farkl oranlarda da olsa dilbilimle ilgili ya da dilbilim d
dier tefsir konularna girilmitir. Oysa bu eserde belli kelimelerin hangi leheye ait
olduu ve o leheye gre hangi anlama geldiiyle ilgili verilen bilgilerle yetinilmitir.
Anlam verilen bu kelimeler arasnda Kurey lehesine ait olan kelimelerin de olmas,
bir kelimenin garb lafzlardan olmas iin Kurey lehesi dndan olmasnn art
olmadn, bu leheden olduu halde yaygn kullanlmad iin anlam bilinmeyen
kelimelerin var olduunu bize gstermektedir. Yine eserde az sayda da olsa kken
itibariyle Arapa olmayan kelimelerin anlam da verilmitir. Ancak Arapa kelimelerin
anlam verilirken kullanlan slup ile Arapa olmayan kelimelerin anlam verilirken
kullanlan slupta farkllk grlmektedir.486 Sonu olarak bn Abbasn Garbl-
Kurn bu alanda yazlm ilk eser olmas, dolaysyla ilk devirlerle son devir
arasndaki zincirin487 ilk halkas olmas ynyle dilbilimsel tefsir asndan son derece
nemlidir.

Bu genel aklamalar nda sahabe dnemindeki lgav izahlara k tutmas amacyla


bu dnemde yaplan lgav izahlara geebiliriz. Burada yer vereceimiz rneklerin
byk bir ksm Abdullah b. Abbasa nispet edilen lgav izahlardan olumaktadr. bn
Abbasa nisbet edilen aklamalar dnda, az sayda da olsa bn Mesudun yapt
lgav izahlardan bir kan zikretmekle yetineceiz.

485
Cerraholu, Tefsirde Ata b. Ebi Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii Garbl-Kurn, AF
Dergisi, cilt: XXII, Ankara 1978, s. 17 ve devam.
486
Arapa olan kelimeler, szgelimi, Bakara 2/61deki gazab kelimesi Huzeyl lehesine gre azap
anlamndadr eklinde tefsir edilirken; Arapa olmayan kelimelerin anlam daha farkl bir slupla
aklanmaktadr. Bakara 2/63teki tr kelimesi da olarak tefsir edildikten sonra Arapa bu
kelimenin anlamnda Sryaniceye uymutur denilmektedir. Bizim tespit edebildiimiz bir yer dnda,
kken olarak Arapa olmad ifade edilen btn kelimeler bu ifadeyle tefsir edilmektedir. Bkz. bn
Abbas, Garbl-Kurn, , (Nairin Mukaddimesi), s. 38.
487
Cerraholu, bn Him ve Sresindeki Garbl-Kurn, E Dergisi, AF slam limleri
Enstits Yaynlar, say: 3, Ankara 1977, s. 4.
113

Kategorize etmek gerekirse; bn Abbasn yapt izahlarn genel olarak; kelimenin


mteradif ya da yakn anlaml bir kelimeyle aklanmas, okanlaml kelimenin hangi
manada kullanldna iaret edilmesi, lafzn ait olduu leheye gre hangi manaya
geldii, kelimelerin deyimsel anlamlarnn aklanmas eklinde aklamalar olduu
sylenebilir.

Kelimeleri mteradifleriyle aklamasna; (D: * D $ # 2


L  n : 488 ayetindeki
(D: *
kelimesini : /srarlca srdrmek,489  .
X

490 ayetindeki X


kelimesini yg9/kalpleri darald,491 H3 L C
i
(   #  492 ayetindeki H3 lafzn
|!/hsran,493 G9

 |
 D# 
Q
=
494 ayetindeki
Q
=
lafzn u/karartt495
olarak tefsir etmesini rnek gsterebiliriz.

bn Abbasn anlamlarn aklad kelimelerin bir ksm okanlaml lafzlardr. Yaplan


bu tr aklamalarla lafzn hangi manada kullanld konusunda bilgi sahip olmaktayz.
#t E )l 1 \
) E  L 496 ayetindeki \
) kelimesini nimet,497
(E3 C
Si
( 3 g
 %   498 ayetindeki  %   lafzn irk,499 # f
 i 1
   I
: 3 1   %    i  1 500 ayetindeki
%  kelimesini dallet,501 P
lG
 ) % (g 1
# )  % % # )    %)i 502 ayetindeki   lafzn
wg/hkm ver olarak,503 i  ) *  i 504 ayetindeki  i kelimesini 1#/zaman
olarak505 aklamas birden fazla manaya muhtemel lafzlarla ilgili yapt aklamalara
rnek gsterilebilir.

488
Bakara, 2/15.
489
Suyt, tkn, I, 356.
490
Nis, 4/90.
491
Suyt, tkn, I, 357.
492
Mmin, 40/37.
493
Suyt, tkn, I, 370.
494
Nzit, 79/29.
495
bn Abbas, Garbl-Kurn, s. 75; Suyt, tkn, I, 374.
496
Bakara, 2/49.
497
Suyt, tkn, I, 356.
498
Bakara, 2/193.
499
Suyt, tkn, I, 356.
500
Mide, 5/41.
501
Suyt, tkn, I, 358.
502
Arf, 7/89.
503
Suyt, tkn, I, 360.
504
Ysuf, 12/45.
505
Suyt, tkn, I, 362.
114

Deyim olarak kullanlan lafzlarla ilgili aklamalarna, i>


#H-
1 >
im # 
Q
L
$ ?506
ayetindeki 
Q
L
$ ? ifadesini kibirli,507 i%
i |
*l X
3 C
508 ayetindeki
i |
*l X
3 C

ifadesini kibirlenip Allahn kullarn kk grme509 eklinde tefsir etmesi rnek
gsterilebilir.

Abdullah b. Abbasn, Hz. Peygamberin yannda yetimesi, Hz. Peygamberin


vefatndan sonra nde gelen sahablerle bir araya gelip onlardan ders almas, Arap
diline, iire ve lafzlarn manasna vukfiyeti gz nnde bulundurulduunda510
kelimelerin anlamyla ilgili kendisine nispet edilen bu grlerin tefsir ve dilbilimsel
tefsir asndan nemi daha bariz olarak ortaya kar. Ayrca, bn Abbasn Hz.
Peygamberden gelen rivayetlerle yetinmeyip, lgav izahlara da oka yer vermesi
dilbilimsel tefsirin douunu hzlandran bir olgu olarak grlebilir. bn Abbasa nispet
edilen tefsir rivayetlerinde lgav izahlarn arlkta olmas onun yaad dnemde
dilbilimsel tefsire olan ihtiyacn artmaya balamasyla aklanabilir. Nitekim sahabe
dneminin sonuna doru Arap olmayan milletlerden Mslman olanlarn says
artmakta, ayrca toplum tenzil dneminden zamansal ve meknsal olarak
uzaklamaktayd.511 Bu nedenler ve dilbilimsel tefsirin douuna yol aan etkenler
ksmnda deindiimiz dier faktrler sonucunda, tabin sonras dnemde dilbilimle
ilgili almalar sistematik bir hal alarak artacak ve dilbilimin verilerinden yararlanarak
dilbilimsel tefsirlerin telifi yaygnlaacaktr.

bn Abbas kadar olmasa da, kaynaklarda Abdullah b. Mesuda nispet edilen lgav
izahlar da gemektedir. Bu balamda i   !
  *  Dg   i S C
i
B
L  )i 1 
D ! (
 512 ayetindeki    !
 kelimesini rahimler, ! (
 kelimesini de insann
lecei yer olarak tefsir etmesi,513   D ) (g L514 ayetindeki  kelimesini
phe olarak aklamas515 rnek gsterilebilir. zellikle onun mushafnda baz
kelimelerin izah sadedinde yaplan ilaveler ve farkl kraatler kelimelerin anlam

506
Hacc, 22/9.
507
Suyt, tkn, I, 365.
508
Lokman, 31/18.
509
Suyt, tkn, I, 68.
510
Bkz. Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 47.
511
Kesler, Mekke Tefsir Okulu, s. 24.
512
Hd, 11/6.
513
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 101.
514
Bakara, 2/10.
515
Taber, Cmiul-Beyn, I, 291; kr. Kesler, Irak Tefsir Ekol, Aka Yaynlar, Ankara 2005, s. 31.
115

konusunda bizlere ipucu sunmaktadr.516 Bu balamda, Abdullah b. Mesudun


Mushafnda i \ ? 
?  #X
 +
 1:  517 ayetinin son tarafna ilave edilen )*lafz,
bu gnlerin pepee olmas gerektii grnn temeli kabul edilmitir. Yine I

(E
1 y# ) 518 ayetindeki |
 | kelimesini K olarak okumas, bu kelimenin altn
anlamna geldiini gstermesi asndan nemlidir.519

3.1.3. Tabin Dnemi

Tabin dneminde tefsirin sahabe dnemine gre geniledii grlmektedir. Hz.


Peygamber ve sahabe tarafndan Kurann tamamnn tefsir edilmediine, tefsir edilen
ksmn ihtiyalara gre ekillendiine temas etmitik. Tabin dneminde yaayan
insanlarn Kuran tefsiri konusundaki ihtiyalar sahabe dneminde yaayan insanlara
nispetle daha fazlayd. Zira, nzul ortamndan zamansal, meknsal ve kltrel
uzaklama nedeniyle ncekilere kapal olmayan birok ayet, tabin dneminde
yaayanlara kapal geliyordu. te bu yzden, kapallk orannda Kurandan tefsir edilen
ksmlar artmaya balad.520 Dolaysyla, tabin dnemi ilm mktesebat tefsirin
tedvinine gei srecinde nemli bir malzeme olarak nitelendirilebilir. Bununla birlikte,
daha nce deindiimiz zere, Muktil b. Sleyman ile Sfyan- Sevrnin (.161/778)
tefsirlerini hari tutarsak, tabin dneminde telif edilen tefsirlerden hicri 2. asrdan
gnmze mstakil bir tefsirin ulamadn grrz.521

Tabin dnemi tefsir faaliyetlerinin en belirgin zelliinin, Mekke, Medine ve Kfedeki


mfessir sahabler etrafnda oluan tefsir medreseleri olduunu sylemek mmkndr.
eitli ehirlere vali, kad ya da retici olarak dalan sahabenin etrafnda ilim
halkalar olumutur. Bu sahabler gittikleri yerde Hz. Peygamberden rendiklerini ve
dier bilgilerini rencilerine aktaryor, bulunduklar ehirde yaayan tabiler onlarn
meclisine katlarak ilim reniyordu. te bu ehirlerden nde, Mekke, Medine ve

516
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 94.
517
Mide, 5/89.
518
sr, 17/93.
519
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 94.
520
Bkz. Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 69, I, 86, I, 89; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 139-140, II,
144; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 115; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 213-214;
Demirci, Tefsir Tarihi, 104.
521
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 178-179.
116

Kfede tefsir alannda ne km sahab etrafnda tefsir medresesi teekkl


etmitir.522

Tabin dnemi tefsir faaliyetlerinin dier ayrc zellikleri, sril rivayetlerin tefsirde
yaygn olarak kullanlmaya balanmas, Hz. Peygamber ve sahabe dnemindeki gibi
olmasa da tefsirde rivayet geleneinin srdrlmesi, mezhep farkllklarnn tefsirlerde
tezahr etmeye balamas, ihtilaflarn sahabe dnemine oranla art gstermesi, tefsirde
ictihad ve dilden daha fazla yararlanmaya balanlmas olarak zetlenebilir.523

Tabin dneminde dier birok ilim dal gibi, dilbilim de tam olarak teekkl etmedii
ve tefsirin tedvini henz balamad iin dilbilimsel tefsirler yazlmamtr. Bununla
birlikte, bir yandan tefsirin tedvinine doru yol alnrken bir yandan da dilbilimin
teekkln ve tefsirde dilbilimden istifade edilmesini gerekli klan nedenlerin nceki
asra gre artt sylenebilir. Szgelimi Mcahidin, bn Abbasn tefsir etmedii
kelimeleri tefsir etmesi, kendisinden nakledilen tefsir rivayetlerinin byk
ounluunun garip kelimeler olmas, hatta onun Arap dili konusunda bilgisi olmayann
tefsir yapmasnn caiz olmayacan belirtmesi konumuz asndan nemlidir. Yine
kelimelerin anlam ve itikak konusunda Sad b. Cbeyrden gelen rivayetler arasnda
kelimelerin anlamlaryla ilgili olanlarn, Mcahidde olduu gibi ounluu oluturduu
bilinmektedir. krime ve Ata b. Eb Rabahn da garip kelimelerle yapt aklamalara

522
Bu ehirde teekkl eden tefsir medreseleri, kurucu ve temsilcileri hakknda geni bilgi iin bkz. bn
Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 71-72 Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 70-86; Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 94, 109, 140-143; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 214-228; Demirci,
Tefsir Tarihi, s. 95-101; Kesler, Mekke Tefsir Okulu; s. 21-98; Irak Tefsir Okulu, s. 15-86.
Bu tefsir medreselerinden zellikle Kfe ekol tefsirde reye arlk vermesi asndan dier iki
medreseden ayrlyordu. Bu adan Irak sonraki rey taraftarlar iin bir nve olarak deerlendirilebilir.
Bununla birlikte bu dnemde bu ehirdeki medreseyi, birbirinden tam anlamyla ayr yaklamlar
olan ayr ekol olarak deerlendirmek tam olarak doru olmaz. Zira, szgelimi, rivayetleri n plana
kard kabul edilen Mekke medresesinin kurucusu Abdullah b. Abbasn lgavi tefsirleri gnmze
kadar ulam, yine onun rencilerinden Mcahid de eitli konulardaki yapt rey arlkl tefsirlerle
mehur olmutur. Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 115-116, 143; Duman, Tabin Dneminde Tefsir
Faaliyeti, s. 218-219; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 97; Ko, snad Verileri erevesinde Erken Dnem
Tefsir Faaliyetleri, s. 71. Ayrca Irak ekolnn bn Mesuddan sonra rey konusunda ekingen
davrand belirtilmektedir. Bkz. Kesler, Irak Tefsir Ekol, s. 9.
523
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 88; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 168-173. Tabin dnemi tefsir
faaliyetlerinin zellikleri, tabinin tefsirinin deeri ve nde gelen mfessir tabiler hakknda geni bilgi
iin ayrca bkz. bn Teymiye, Mukaddime fi Uslit-Tefsr, s. 47, 100-102; Zerke, Burhn, II, 158-
159; Suyt, tkn, II, 1205, 1233-1235; Ahmed b. Muhammed el-Edirnev, Tabaktul-Mfessirn,
(thk. Mustafa zel, Muammer Erba), Birleik Matbaaclk, zmir 2005, s. 5-9; Zeheb, et-Tefsr vel-
Mfesirn, I, 69-89; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 113-120, 140-167; Bilmen, Tabakatul-Mfessirn, I,
183, 261-300; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 230-232; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 94-
105.
117

tefsirlerde sk sk rastlamak mmkndr. Hatta Atann Garbl-Kurn veya Lgatl-


Kurn adyla bir risalesi olduu rivayet edilmektedir.524

Tabin dnemindeki lgav izahlarn sahabe dnemindekine benzer ekilde, daha ok,
kelimelerin anlamlaryla ilgili olduklarn syleyebiliriz. Tabinin, bu izahlarn bir
ksmn sahabeden renmi, bir ksm da kendi dnemlerindeki ilm mktesebatn bir
sonucudur. Nitekim tabin dneminde dilbilim teekkl etmemi olsa da, dilbilimle ilgili
eitli alanlarda yaplan almalar sahabe dnemine gre daha fazladr. Tabin
dnemine ait mstakil bir tefsir elimizde mevcut olmad iin bu dnemdeki
dilbilimsel tefsir rneklerini yukarda isimlerini zikrettiimiz nde gelen tabilere nispet
edilen lgav izahlar arasndan seeceiz.

Said b. Cbeyr, yH +
 )
(%
E  1
 H#X$ (3 1
Ji S  3 525 ayetindeki y
H +

kelimesini Habeede sihirbaz,526  (:
(*% : 527 ayetindeki  (: kelimesini
dn verilen basit eyler olarak528 aklamtr. Yine Sad b. Cbeyr ve Mcahid >g
P


l  ) ( 529 ayetindeki P

 kelimesini sabah olarak tefsir etmitir.530 Mcahid,
Ata b. Eb Rabah, Katade ve Hasan- Basr   ):u
 #  : !
i  1
 K
#lX
531
ayetindeki K
#l.
lafzn yamur kelimesiyle aklamlardr.532 Katade ve Mcahid,
i  * :   $  ( :* 2
533 ayetindeki  $  kelimesini dilencilik yapmayan muhta kimse,
  * :  kelimesini ise dilencilik yapan muhta kimse olarak534 aklamtr. Katde $
# )  535 ifadesindeki # lafzn kefil olarak,536 krime,   i!)  ~ 537
ayetindeki  i! kelimesini B S /yeryznde olarak538 aklamtr. Mchid,

524
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 150, 153, 161, 166-167. Ata bin Eb Rabahn Garbl-Kurn hakknda
geni bilgi iin ayrca bkz. Cerraholu, Tefsirde Ata b. Ebi Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii
Garbl-Kurn, s.17-104.
525
Nis, 4/51.
526
Taber, Cmiul-Beyn, VII, 137; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 60.
527
Mn, 107/7.
528
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 675; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 61.
529
Felak, 113/1.
530
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 743-744; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 69.
531
Bakara, 2/19.
532
Taber, Cmiul-Beyn, I, 352-353.
533
Hacc, 22/36.
534
Taber, Cmiul-Beyn, XVI, 564-565; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 73.
535
Ysuf, 12/72.
536
Taber, Cmiul-Beyn, XIII, 254; kr. Kesler, Irak Tefsir Ekol, s. 79.
537
Nzit, 79/14.
538
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 75; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 71-72.
118

krime ve Katde (E i I


, B
S 539 ayetindeki I, B
kelimesini kamelya
ierisindeki sedir540 olarak tefsir etmitir.

Tabinden sonra tefsirle ilgili ilm miras tebe-i tabin devralm, bu ilm mirasa kendi
dnemlerindeki sorunlar nisbetinde yeni eyler katmlardr. 541 Tebe-i tabin dneminde
hem genel anlamda tefsir hem de zel olarak dilbilimsel tefsir alannda mstakil
eserlerin telifinde ncesine gre bir art olduunu gryoruz. Hicri ikinci asrn ikinci
yarsndan itibaren dil, fkh ve kelam ilimleri gibi din ilimlerin teekklyle bu
ilimlerin verileri tefsirde kullanlmaya balam, dolaysyla szkonusu mktesebat
tefsir faaliyetlerine de yansmaya balamtr.542 Bu balamda bn Abbasa nispet edilen
Garbl-Kurn istisna edecek olursak, gnmze ulaan ilk tefsirin mellifi olan
Muktil b. Sleymann Vch ve Nezir adl eseri, ayn zamanda dilbilimsel tefsirin
gnmze ulaan ilk rnei olarak kabul edilebilir. Muktil b. Sleymandan sonra,
Ferr ve Eb Ubeyde gibi limler, dilbilimsel tefsir alanndaki eserleri gnmze
ulam dier nclerdir. Dolaysyla bir sonraki ksmda, hicri ikinci asrn ikinci
yarsndan nc asrn sonuna kadar telif edilmi dilbilimsel tefsirleri incelemeye
alacaz.

3.2. Tedvin Dnemi Dilbilimsel Tefsir (Dilbilimsel Tefsirin Teekkl)

Hicri 2. asrdan itibaren mstakil tefsirler yazlmaya balanm, bu dnemde Kuran-


Kerimle ilgili dilbilimsel almalar da hz kazanmtr. Ancak bu dnemde telif edilen
tefsirlerden bir ka dnda hi biri kitap olarak bize ulamamtr. Hicri ikinci asrn
sonlaryla, nc asrn balarndan itibaren tefsir ve dilbilimsel tefsir almalar
artarak devam ettii gibi, telif edilen dilbilimsel tefsirlerden bugn mevcut olanlar bir
nceki asra gre fazladr.

Dilbilimsel tefsir yaklamnn ilk rnekleri olarak kabul edebileceimiz bu eserlerden


bir ksm bizatihi tefsir amal telif edilmitir. Dier bir ifadeyle bu eselerin
yazlndaki birinci ve belki de tek gaye, Kurann tefsir edilmesidir. Garbl-Kurn,
menil-Kurn, irbl-Kurn, vch ve nezir alannda yazlan eserleri dorudan

539
Ysn, 36/52.
540
Taber, Cmiul-Beyn, XIX, 465-466; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 84.
541
Muhammed Hseyin Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 86; kr. Suyt, tkn, II, 1235.
542
Suyt, tkn, II, 1235-1236; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 145-146 Zeheb, et-Tefsr vel-
Mfessirn, I, 101.
119

dilbilimsel tefsir alannda telif edilmi eserler olarak kabul etmek mmkndr. Dier
baz eserlerde ise tefsir birincil deil, ikinci ve dolayl amatr. rnein, mucemlerle
ezdd tr eserleri yazl amalar ve zellikle de ierikleri bakmndan birer tefsir
kabul etmek doru olmaz. almamzn kapsamnda belirttiimiz zere biz burada
dilbilimsel tefsirle dorudan alakal olan eserleri inceleyeceiz. Bununla birlikte
dilbilimsel tefsirle dolayl olarak ilgili eserler de Kuranda geen kelimeleri, ou kez
istihad getirmek suretiyle akladklar iin dilbilimsel tefsir iin nemli bir kaynak
mahiyetindedir.

3.2.1. Dilbilimsel Tefsirle Dorudan Alakal Eserler

Bu dnemde yazlan dilbilimsel tefsirler genel olarak Garbl-Kurn, Menil-Kurn,


Mkill-Kurn, Meczl-Kurn (Sadece Eb Ubeydenin kitab), rbl-
Kurn,543 Vch ve Nezir gibi isimlerle isimlendirilmi veya mehur olmutur. Bu
eserlerden vch ve nezir kitaplarnn snr ve ieriklerinin dierlerine gre daha net
olduunu sylemek mmkndr. Ancak Garbl-Kurn, Menil-Kurn, Meczl-
Kurn ve rbl-Kurn adyla yazlan eserlerin isimlendirilmesinde ve tasnifinde bir
tr kavram kargaas yaand grlmektedir. Kimileri bu eserlerin hepsini Garbl-
Kurn trne ait eserler olarak grmektedir. Mesela bn Kuteybenin Garbl-Kurn
adl eserini tahkik eden Seyyid Ahmed Sakr, bn Kuteybeye kadar yazlan nemli
garbl-Kurn tr eserleri ierisinde Ferr ve Ahfein kitaplar gibi Menil-Kurn
olarak bilinen, ancak yaklam tarz ve ierik olarak garbl-Kurnlardan farkllk arz
eden eserleri de zikretmitir. Daha sonra bu eserlerle ilgili u deerlendirmeyi yapmtr:
Bu isim, yani Garbl-Kurn, Menil-Kurn ve Meczl-Kurn e
anlamldr, daha dorusu mtekaddimin ulemasnn rfnde e anlaml gibidir. Sonraki
aratrmaclarn ou Meczl-Kurnn tefsir kitab deil de belagat kitab olduunu
zannetmitir. Bu yaygn bir hatadr.544

Ahmed Sakrn sznn ikinci ksmna katlmamak mmkn deil. Ancak,


kanaatimizce bu kategorinin e anlaml kabul edilmesi, Eb Ubeydenin ad geen
kitabnn belagatin konusu olan mecazla ilgili olduunun zannedilmesi kadar deilse de,
bir hatadr ya da en azndan bu eserler arasndaki farkll grmezden gelmenin bir

543
Kr. Sezgin, Trhut-Trsil-Arab, I, 83.
544
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. -.
120

sonucudur. Yine Durmu Ali Kayapnar ilk dnemlerde Meni, rab, Mecaz, Mkil ve
Garbn birbiriyle tedahl halinde olduunu Fuad Sezginden yapt u alntyla
delillendirmektedir:545

kinci asrn ilk yarsnda Kuran srf lgav adan ele alan kitaplar telif edilmitir. Bu kitaplar
dier tefsir ilimlerine zemin hazrlama grevini stlenmilerdir. Tefsirlerin ortaya kndan
yarm asr nce zuhur eden bu lgav kitaplar aadaki isimlerle zuhur ettiler: Garbl-Kurn,
Menil-Kurn, Mkill-Kurn bir defasnda da Meczl-Kurn. Bu kitaplarn ou
kaybolmu, bize bunlardan ancak nemli iki kitab ulaabilmitir. Onlar da Eb Ubeydenin
Meczl-Kurn ve Ferrnn Menil-Kurndr.546

Fuad Sezginin eserinde verdii bu bilgilerden, hicri 2. ve 3. asrda Meni, rab, Mecaz,
Mkil ve Garbn birbirine tedahl ettii sonucunun kartlamayaca kanaatini547
tamakla birlikte, yazlan eserlerin ieriklerinde yer yer tedahllerin olduunu kabul
ediyoruz. Szgelimi, bn Kuteybenin Garbl-Kurnnda sadece garip kelimelerin
anlam verilmekle yetinilmez, yeri geldiinde, sarf, nahiv vs. konulara da deinilir.
Bunun tam tersi, garbl-Kurn dndaki eserler iin, szgelii Zecccn Menil-
Kurn ve rbh adl eseri iin de geerlidir. Ancak bu eserlerin ieriinde bu tr
tedahllerin olmas, eserin temel amacnda yer almad halde ierikte yer verilen
konunun eserin ait olduu kategoriyi deitirmesini gerektirmedii gibi, amacndan
sapt anlamna da gelmez. Dolaysyla eserlerin ieriklerinde grlen bu tedahllere
ramen, garbl-Kurnlarn, nispeten de olsa, isim ve ierik olarak dier eserlerden
ayr bir zellie sahip olduunu rahatlkla syleyebiliriz.

Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin muhakkikleri ise Eb Ubeydenin Meczl-


Kurn adl eseri de menil-Kurn kabilinden bir eserdir. diyerek Eb Ubeydenin
Meczl-Kurn adl eserinin menil-Kurn tr bir eser olduunu ileri
srmektedirler.548

Garbl-Kurn ad altnda mstakil eserler yazlmasndan hareketle garbl-


Kurnlar, menil-Kurnlardan ayr bir kategoride incelemeye tabi tutan Msid b.
545
Bkz. Durmu Ali Kayapnar, Menil-Kurn le rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, SF
Dergisi, say: 4, Konya, 1991, s. 102.
546
Kayapnar, Menil-Kurn ile rbl-Kurnlarn Karlatrmas, s. 102; Kayapnarn yapt
alntnn asl iin bkz. Sezgin, Trihit-Trsil-Arab, I, 83.
547
Zira Sezginin buna iaret eden bir ifadesi yoktur. Hatta bu isimleri alt alta ve numaralandrarak
vermesi ve parantez ierisinde Meczl-Kurnn sadece bir kitabn ad olduunu belirtmesi bunlarn
farkl kategoriler olduuna iaret olarak da alglanabilir.
548
Bkz. Eb Zekeriyy Yahya b. Ziyd el-Ferr, Menil-Kurn, (nairlerin nsz), I, 12.
121

Sleyman ise549 bu iki tr eserin birbirleriyle deerlendirmesini yaparken, Garbl-


Kurn ilminin ve bu tr eserlerin menil-Kurn ilminin ayrlmaz bir paras
olduunu550 savunmaktadr.

Eb Ubeydenin Meczl-Kurn adl eserinin eitli kategoriler altnda


deerlendirilmesi bir noktada hakl grlebilir. Zira, Meczl-Kurn tahkik eden
Fuat Sezgin, bn Nedmin el-Fihristinde Eb Ubeydenin Kurnla ilgili olarak
Meczl-Kurn, Garbl-Kurn, Menil-Kurn ve rbl-Kurn isimli
kitaplarnn olduunu zikretmesi551 ve bn Nedmden sonra gelen biroklarnn bu
gelenei devam ettirmesinin buna yol am olabileceini belirtmektedir.552

Hakknda farkl isimlendirmelerin olmas ve ieriinin de nispeten bu isimlendirmelere


elverili olmas nedeniyle, Eb Ubeydenin eseriyle ilgili olarak gerek isimlendirme
gerekse tasnif asndan farkl deerlendirmelerin olmas anlalabilir. Ama Garbl-
Kurn, Menil-Kurn ve Meczl-Kurn ifadelerinin e anlaml kabul
edilmesini, Eb Ubeydenin Meczl-Kurnnn menil-Kurn tr bir eser
olduunun ne srlmesini ya da garbl-Kurn literatrnn menil-Kurnlarn
ayrlmaz bir paras olarak grlmesini doru bulmuyoruz. Bu ifadenin e anlaml
kabul edilmesi bu isimler altnda yazlan eserlerin yazl amalar, teknikleri ve

549
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerim, adl eserinde lgavi tefsirin
kaynaklarn sayarken menil-Kurn ve garbl-Kurnlar ayr kategoride deerlendirmitir. Bkz. s.
255-385.
550
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 329.
551
Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 79.
552
Sezginin ifadeleri yledir:
...Sanki Eb Ubeydenin ayr ayr bu drt eseri telif ettii gibi bir anlay olumutur. Burada u soruyu
sormak gerekir: Eb Ubeyde gerekten de bu isimler altnda farkl kitaplar yazm mdr? Yoksa
bunlar bugn elimizdeki Meczl-Kurn adl kitabn farkl isimlendirmeleri midir? Kanaatime gre,
Eb Ubeydenin Mecazdan baka Kuranla ilgili kitab yoktur. Yukarda sz konusu edilen isimler
ise Mecazn ierdii konulardan alnmtr. Zira Eb Ubeyde bu eserde Menil-Kurn hakknda sz
ediyor, Kuranda geen garib kelimeleri tefsir ediyor, bu arada Kurann irabn da yapyor ve
Kurann ifade ekillerini aklyor... Herkes kitabn kendisi asndan en ak olan ynn nazar
dikkate alm, dier birok ynn ise gzard etmitir. Belki de bn Nedm kitab bizzat grmemi,
fakat bu isimleri farkl kiilerden iitmi ve Kuran konusunda isimleri farkl olan bu kitaplarn hepsinin
Eb Ubeydenin kitab olarak zikretmi olabilir.
Kald ki, biz bu kanaate bizi aka destekleyen iki metne dayanarak varyoruz... Zebd Tabakatun-
Nahviyyin adl eserinde Eb Hatime, Eb Ubeydenin Mecz olarak bilinen Garbl-Kurn
hakknda sordum. demekte, bn Hayr bil ise Fihristinde Kurann garb kelimelerini ve manalarn
ilk olarak cem eden kitap Eb Ubeydenin Mecaz adl kitabdr. demektedir.
Ayrca kitabn ismi konusundaki karklk Mecazn nshalarnda da grlmektedir. smail Sib
nshasnda birinci cildin banda Kitb Mecazil-Kurn, sonunda Garbl-Kurnn Dier Yars
ifadeleri yer alrken, Murad Molla nshasnda ise kitabn ismi Kurann Garib Kelimelerinin Tefsiriyle
lgili Mecaz Kitab olarak gemektedir. Tunus nshasnn biti cmlesi de bu ifadeye benzemektedir.
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, (nairin mukaddimesi), I, 18. kr. Kayapnar, Menil-Kurn
le rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, s. 102-103.
122

ierikleri asndan doru deildir. Her eyden nce Meczl-Kurn adl eser ismi
bakmndan yazld dnem asndan nev-i ahsna mnhasr bir eserdir. Bu dnemde
bu isim altnda bu ierikle eser yazlma alkanl olmad grlmektedir. Eb
Ubeydenin eserine bu adn verilmesinin en byk nedeni byk olaslkla ve
meczhu ifadesinin eserde ok sk kullanlmasdr. Esere bu ad bizzat Eb
Ubeydenin mi yoksa, sonradan gelenlerin mi verdiini de tam olarak bilemiyoruz.
Kesin olarak bildiimiz ey, bu isim altnda ve bu ierikte baka bir kitabn bize
ulamam olmasdr. Dolaysyla buradan hareketle, ilk dnemde bu ifadeler e
anlaml olarak kullanlyorlard yargsna varmamz gerektirecek lde elimizde delil
yoktur. Oysa Eb Ubeydenin bu eserinin garbl-Kurn trnden bir eser olduuna
dair rivayetler bugn mevcuttur. Ayrca, bu kitab mukayese edebileceimiz ada
kitaplar da vardr. Bu verilerden hareket ederek bir sonuca ulamann daha doru
olaca kanaatini tayoruz. Eb Ubeydenin eserini ayrca incelerken de greceimiz
zere Meczl-Kurn, garbl-Kurn tr eserlerin zelliklerine yakn bir ierie
sahip olmakla birlikte, menil-Kurn tr eserlerin ieriiyle benzer zellikler de
tamaktadr. Ama biz Fuat Sezginin, Eb Ubeydenin Kuran alannda sadece bir
eseri olduu grn dayandrd tarihsel verilere dayanarak ve eserin ierik olarak
Menil-Kurn ad altnda yazlan eserlerden ok, Garbl-Kurn ad altnda yazlan
eserlere daha yakn olmasndan hareketle, Meczl-Kurn garbl-Kurn tr
eserler kategorisi altnda deerlendirmeyi uygun grdk. Kald ki, bn Dreyd gibi
erken dnem mucem mellifinin kelimelerin anlamlarn aklarken sk sk Eb
Ubeydeden, dolaysyla da Meczl-Kurndan nakillerde bulunmas,553 eserin
garbl-Kurn tr bir eser olduunu gstermektedir. Ayn ekilde Zerkenin
Burhnda Kurann garip kelimelerinin bilinmesi blmnde, Eb Ubeydenin
Meczl-Kurn adl eserinin garip kelimelerle ilgili olarak telif edilen eserlerden
olduunu belirtmesi bu grmz desteklemektedir.554

Meczl-Kurnn garbl-Kurn kategorisinde olmasnn daha uygun olaca


eklindeki kanaatimizi belirttikten sonra, garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-
Kurn tr eserlerin birbirleriyle mukayesesine geebiliriz. nceleme imkn
bulduumuz eserlerin ieriklerine baktmzda, garbl-Kurnlarla menil-Kurn
553
bn Dreydin, Eb Ubeydeden yapt nakillere rnek olarak bkz. Muhammed b. el-Hasen b.
Dreyd, Cemheretl-Lga, (thk. Remzi Mnir Balebekk), 3 cilt, Drul-lm lil-Melyin, Beyrut
1987, I, 54, 135, 161, 282, 293, 299, 302, 384, 489; II, 689, 750.
554
Bkz. Zerke, Burhn, I, 291.
123

ve irbl-Kurn tr eserler arasndaki snr, son ikisinin kendi arasndaki snrlardan


daha nettir. Garbl-Kurn tr eserlerin menil-Kurn ve irbl-Kurn tr
eserlerle benzer ynleri olmakla birlikte, daha nce de dikkat ektiimiz gibi, garbl-
Kurnlar dier ikisinden ayr bir kategoride ele almamz gerektirecek geerli
nedenlerimiz vardr:

Her tr eserin ierikleri incelendiinde, garbl-Kurn tr eserlerin, tefsir


literatrnde mfessirin n artlar arasnda mfredatn bilinmesi, garib lafzlarn
bilinmesi ya da lgatin bilinmesi olarak ifadesini bulan kelime anlamlarn aklamay
ama edindikleri grlr. Yani garbl-Kurnlarn kimisinde dierine gre az veya
ok oranda deinilen dier hususlar bir an iin gz ard edecek olursak, Garbl-
Kurn=lgatl-Kurn/Kuran szlkleri diyebiliriz.555 Ama ayn eyi,
muhtevalarnda yer alan salt kelime anlamlarnn (yani kelimelerin kraat, sarf ve nahiv
ynnden kazandklar anlamlar deil de556 mfredat olarak anlamlarnn aklanmas)
hepsini gz nne alsak bile, Zecccn Menil-Kurn ve rbh eserini istisna
edecek olursak, menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserler iin syleyemeyiz. Bu
eserler hakknda Kuran szlkleridir eklinde bir yargya varmak, ieriklerini
daraltmak olur.

Garbl-Kurnlarda daha ok kelimelerin anlamlaryla ilgili terimler olan vch,


ezdd ve mesel/deyimsel anlam terimleri dier iki tr eserlere nazaran daha yaygn
bir ekilde kullanlmaktadr. Yani bu eserlerde kelime anlamyla ilgili terminoloji daha
sk kullanlmtr.

Garbl-Kurnlarda sarf ve szdizimine ilikin hususlar dierlerine oranla ok fazla


yer almaz. Yine de yeri geldike eserden esere deien oranda bu tr aklamalar da
vardr. Ama eserlerin bu konular ele al tarzna ve oranna bakldnda sarf ve
nahivsel izahlarn bu eserlerin birincil amac olmad grlr. Menil-Kurn ve
irbl-Kurnlarda ise tam tersi bir durum hkimdir.

555
Benzer bir yarg iin bkz. mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 34.
556
Bu deerlendirmeyi yaparken, kelimelerin anlamnn ekillenmesinde kraatlerin, sarfn, nahvin ya da
balamn roln inkr etmiyoruz. Amacmz, sadece, sz konusu eserlerin kelimelerin bu tr faktrlerin
ikinci planda kald mfret haldeki anlamlaryla, bunlara arlk verilerek yaplan izahlardan hangisine
daha ok yer verdii ya da hangisini amaladn belirlemeye almaktr.
124

Bir eyin farkl ynleri/anlamlar manasna kullanlan vch kelimesi garbl-Kurn


tr eserlerde daha ok kelime anlamlar iin kullanlrken, menil-Kurn ve irbl-
Kurn tr eserlerde nahivle ya da irabla ilgili hususlar iin kullanlr.

Tefsir literatr ierisindeki garbl-Kurnlar mukayeseli olarak incelendiinde, her


eserin tali konular diyebileceimiz hususlarda ne kan farkl ynleri olmakla birlikte,
ilk telif edilen eserle ok sonradan yazlan eserler arasnda mfret kelimelerin
anlamnn aklanmas olarak ifade edebileceimiz birincil ve ortak amatan herhangi
bir sapma olmamtr. Ama menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserlerde mfret
kelimelerin anlamnn aklanmas diye bir ortak amatan sz edemeyiz. Bu eserlerin
ortak amalar daha ziyade, Kuran kelimelerinin kraat, sarf, nahiv ve irab asndan
ifade ettikleri ve kazandklar anlamlardr.

Garbl-Kurnlarla menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserler arasnda nispeten


de olsa izebildiimiz bu snr, menil-Kurnlarla irbl-Kurnlar iin izemeyiz.
Bu eserlerin isimlerine ve ieriklerine bakarak birbirlerinden ayrldklar noktalar tam
olarak tespit etmek ok kolay gzkmemektedir. Bununla birlikte rbl-Kurn ad
altnda yazlan eserlerin menil-Kurn tr eserlerin bir devam ve tekml etmi hali
olduu sylenebilir. Zira ilk yazlan menil-Kurn eseriyle yine ilk yazlan irbl-
Kurn eseri arasndaki srecin yaklak yetmi yl olmas,557 Menil-Kurn adnn
eskisi kadar kullanlmamas, rbl-Kurnn mstakil bir disiplin haline gelmesi
gibi gerekeler bizi Menil-Kurn adnn bir gei dnemi rn olduu sonucuna
gtrr. Artk rbl-Kurn adnn kullanlmasnn yaygnlk kazanmas ve bu
alanlarda yazlan eserlerin artmas menil-Kurnlarn temel ilevi olan szdizimiyle
ilgili konularn bu eserlerde ele alnmas sonucunu dourmutur.

almamzda garbl-Kurn tr eserleri ayr bir kategoride, Menil-Kurn ve


rbl-Kurn ad altnda yazlan eserleri ise dier bir kategoride deerlendireceiz.
leriki sayfalarda bu eserleri incelerken gerekeleriyle belirteceimiz zere, benzeen
ynleri olmakla birlikte, genel itibariyle garbl-Kurn tr eserler isim ve ierik
olarak menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserlerden farkllk arz etmektedir.

557
Durmu Ali Kayapnar, menil-Kurnlarn Vasl b. Ata ile, irbl-Kurnlarn ise Kutrub ile telif
edilmeye balad tespitinden hareketle bu sonuca ulamtr. Bkz. Kayapnar, Menil-Kurn ile
rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, s. 107-108.
125

3.2.1.1. Garbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir

Garbl-Kurn terimindeki garip kelimesi, szlk anlam olarak yabanc,


ailesinden ve vatanndan uzak kimsesiz insan gibi anlamlara gelir. Dolaysyla bu
szck kelimeler iin kullanldnda yurdundan uzak kalan, tek ve nadir olan,
bilinmeyen kelime gibi anlamlara gelir. Kelimenin bu anlamndan hareketle Az
kullanld, Arapa dndaki bir dilden ya da Kurey lehesi dndaki bir leheden
olduu iin anlalmas g Kuran lafzlaryla ilgili yazlan eserlere ve bu kelimelerin
tefsirini ele alan Ulmul-Kurn disiplinine Garbl-Kurn ad verilmitir.558

Garbl-Kurn alannda bize ulaan ilk eser bn Abbasa ait olmakla birlikte,
Kurandaki garip kelimelerle ilgili tefsir faaliyetleri Hz. Peygamber dnemine kadar
gtrlebilir. Kuran her ne kadar apak Arapa ile indirilmi olsa da, sahabenin
tamam Kuran lafzlarnn tamamn ayn oranda bilmiyordu.559 Ayrca Kuranda
Kurey lehesinden olmayan, hatta Arapa olmayan kelimeler de vard. Bu yzden, Hz.
Peygamberin tefsir faaliyetleri arasnda, ok fazla olmasa da, sahabenin anlayamad
baz garip kelimelerin aklanmas da bulunmaktadr.560 Garip kelimelerin tefsir
edilmesi sahabe dneminde de devam etmitir. Hz. mer ve bn Abbas gibi sahabenin
nde gelenlerinden bazlarnn Kuranda geen baz kelimelerin anlamn
bilmediklerini ya da sonradan rendiklerini bizzat kendilerinin syledii ile ilgili
rivayetler vardr.561 Sahabe arasnda garip kelimeler hakknda en ok bilgi sahibi olan
kii Abdullah b. Abbastr.562 Nitekim onun bu konudaki bilgisine kendisine nispet
edilen ve bize kadar ulaan eserleri de ahitlik etmektedir. Sahabe garip kelimelerle
ilgili aklamalarn Arap iirinden yararlanarak ve istihad getirerek yapmaktayd. Bu
balamda Nafi b. Ezrakn sorduu sorular karsnda Abdullah b. Abbasn iirlerle
rnek getirerek yapt ve literatre Mesailu Nafi b. El-Ezrak olarak geen aklamalar
nemlidir. Sahabe dneminden sonra da artarak devam eden garip kelimelerin tefsir

558
Garip ve Garbl-Kurn kelimelerinin anlam ve tanm iin bkz. bn Dreyd, Cemhere, I, 321; bn
Manzr, Lisnl-Arab, V, 3226; Cerraholu, bn Him ve Sresindeki Garbl-Kurn, s. 3;
Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 10-11; Cerraholu, Garbl-Kurn, DA, stanbul
1996, XIII, 379; Hseyin Elmal-kr Aslan, Garb, DA, stanbul 1996, XIII, 374.
559
Abdullah b. Abbas, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. 5; Gm, Garbl-Kurn
Tefsirinin Douu, s. 12.
560
Hz. Peygamberin garip kelimelerle ilgili yapt aklamalar iin bkz. Suat Yldrm, Hz.
Peygamberin Kuran Tefsiri, I, 193 vd.; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 12-13.
561
Suyt, tkn, I, 354-355; Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; Gm, Garbl-Kurn
Tefsirinin Douu, s. 14.
562
Konuyla ilgili bilgi iin bkz. Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu, s. 100-103.
126

edilmesi, slam corafyasnn gelimesi ve Arap olmayan topluluklarn da Mslman


olmas sonucunda oluan etkileimle birlikte daha da nem kazanm ve hicri 2. asrdan
itibaren artarak devam etmi ve ou gnmze ulamamakla birlikte bu alanda birok
eser yazlmtr.563 yle ki garb ve Garbl-Kurn ifadeleri terimleerek, Kuran
ilimleri ierisinde mstakil bir disiplin haline gelmitir.

Kuran- Kerimdeki hangi lafzlarn garb olduu konusunda bir ittifak yoktur. Farkl
zamanlarda telif edilen, ya da ayn zaman diliminde yaam farkl kiiler tarafndan ele
alnan eserlerde de grlecei zere garip lafzlar kiilere ve zamana gre
deimektedir. Burada dikkat ekilmesi gereken en nemli husus, slamn ilk
dnemlerinde garb kabul edilen kelime says az iken zaman ilerledike bu kelimelerin
saysnda artn gzlenmesidir. lk dnemlerde anlam herkes tarafndan bilinmeyen
veya Kurey lehesi dndaki kelimelerle Arapa olmayan az saydaki kelimeler
garbl-Kurnlarda aklanrken, sonralar eanlaml veya ok anlaml kelimeler de bu
eserlerde ele alnmaya balanmtr.564 Nitekim bn Abbasa nispet edilen Garbl-
Kurn ya da bnl-Yezdnin Garbl-Kurn ile sfahnnin Mfredat
karlatrldnda bu durum aka grlr.

Kelimeler, canl varlklar gibi doup, geliip ve yok olduklar iin Kuran kelimelerinin
tenzil dnemindeki anlamlar ile sonradan kazandklar anlamlar her zaman ayn
olmayabilir.565 Temelde, herhangi bir nedenle anlam herkes tarafndan bilinmeyen
kelimelerin anlamn aklayan garbl-Kurn tr eserler, bu ynyle, yazldklar
dnem asndan nem arz ettikleri gibi, Kuran lafzlarnn tenzil dneminde ya da
tenzil dnemine en yakn dnemde ne anlam ifade ettiklerini tespit etme noktasnda
gnmzde de nemli bir boluu doldurabilecek mahiyettedirler. Dolaysyla Kuran
anlalmasnda mutlaka ilk olarak bu tr eserlere baklmaldr.

Daha nce de ifade ettiimiz gibi, garbl-Kurn alannda birok eser yazlmtr. Bu
eserlerden zellikle ilk dnemlerde yazlanlarn olduka az bir ksm gnmze

563
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; bn Him ve Siresindeki Garbl-Kurn, s. 4;
Elmal-Aslan, Garb, XIII, 374; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 21. Garbl-Kurn
alannda yazlan eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 52-53.
564
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; Elmal-Aslan, Garb, XIII, 374
565
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; bn Him Sresindeki Garbl-Kurn, s. 3.
127

ulamtr.566 Biz almamzda Abdullah. b. Abbasa nispet edilen Garbl-Kurn


dnda,567 ilk asrda telif edilen u eserleri inceleyerek bu eserlerin birbirleriyle
mukayesesini yapmaya, tefsir ve dilbilimsel tefsir asndan hangi boluklar
doldurduklarn tespit etmeye alacaz: Eb Ubeyde Mamer b. el-Msenn
(.209/824), Meczl-Kurn; Eb Abdurrahman Abdullah bnl-Yezd (.237/851),
Garb'l-Kurn ve Tefsiruhu; Eb Abdullah b. Mslim bn Kuteybe (.276/889),
Tefsiru Garbil-Kurn.

3.2.1.1.1. Eb Ubeydenin Meczl-Kurn

ncelikle, Eb Ubeydenin (.209/824) kitabnn adnda geen ve ierikte de sk sk


kullanlan mecaz kelimesinin daha sonra belagat ilminde hakikatin karl olarak
kelimenin vaz edildii anlamn dnda kullanlmas olarak terimleen mecazdan daha
geni bir anlama geldiini belirtmekte yarar gryoruz. Eb Ubeydenin bu kelimeyi
kulland yerlere bakldnda bu durum kolaylkla grlebilir. Onun bu terimi
kullanarak yapt aklamalarn ok az bir ksm568 daha sonra terimleen mecazn
kapsamna girmekle birlikte, byk bir ksm569 belagat terimi olarak kullanlan mecazla
ilgili deildir. Dolaysyla Eb Ubeydenin ifade etmek istedii mecz daha sonraki
belagat limlerinin ortaya koyduu meczn anlamndan daha genitir570 denebilir.
Bununla birlikte, Eb Ubeydenin mecaz manalar aklamay ama edindiini ne
srerek, kitabnn adndaki mecaz ifadesinin terimsel anlamda mecazla edeer
grenler de olmutur.571

Eb Ubeyde eserinde ayetleri dilbilimsel bir yaklamla aklamtr. Genel olarak


eserinin byk bir ksmnda bu yaklamn izlerini grmek mmkndr. Bilindii zere
Kurann Kuranla, snnetle ve sahabe szyle tefsir edilmesi tefsir ilminde son derece
nemlidir. Mfessirlerin hemen hepsi bu kaynaklardan yararlanmlardr. Ancak, bu
kaynaklardan ne amala, ne ekilde ve ne kadar yararlanld mfessire ve tefsirini
yazd yaklam tarzna, yneliine ya da ait olduu ekole gre farkllk arz etmektedir.
566
Gnmze ulaan ya da ulamayan garbl-Kurn eserleri iin bkz. Cerraholu, Garbl-Kurn,
XIII, 380; Abdullah b. Abbas, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. 20-32;
567
bn Abbsn eseriyle ilgili olarak Sahabe Dneminde bilgi verildii iin burada onu tekrar
incelemeyeceiz.
568
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 22-23, 43.
569
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 63-64.
570
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 289.
571
rnein Zecccn Menil-Kurn ve rbh adl eserini tahkik eden Abdlhalil elebi bu grtedir.
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, (Nairin Girii), I, 8, 37.
128

Dilbilimsel tefsirler de, istisnai durumlar olmakla birlikte, genelde bu kayna kendi
amalarna uygun bir ekilde kullanmlardr. Ayete dilbilimsel adan getirdikleri
yorumlar genelde bu kaynakla veya dier argmanlarla desteklemilerdir. Eb
Ubeyde garb kelimelerle ilgili yapt aklamalar ayetlerden delil getirmek suretiyle
desteklemitir. i%
G.
  3  X) y  .
572 ayetinde geen   3 kelimesinin,
karsnda ve nnde gibi anlamlara geldiini 1    3  ^
i ( 3 i: 573 ayetini istihad
getirerek aklamaktadr.574 Ayn duruma Kuran snnetle tefsir ederken de ahit
oluruz. Aslnda dilbilimsel tefsirlerin genel zellikleri gibi Meczl-Kurnda da Hz.
Peygamber ve sahabeden gelen rivayetlere pek arlk verilmez. Eb Ubeydenin
eserinde ok az miktarda bulunan bu rivayetlerin yarsndan fazlas dilbilimsel amal
olduunu sylemek mmkndr.575

Genel olarak tefsirlerde sebeb-i nzul rivayetlerine, tarih olaylara vs. olgulara ayetin
arka plann ortaya koymak ya da tefsirini yapmak amacyla yer verilirken Meczl-
Kurnda bu tr olgular dilbilimsel istihad amacyla kullanlr. rnein, L3\
i   E H , )
 E , !
$ 1 ( +
L576 ayetinde geen  E H , ) kelimesinin anlamn aklarken Hz.
Aienin Hz. Hafsaya yazd bir yazda bu kelimeyi kullanm istihad olarak
getirilmektedir.577

Eb Ubeydenin eseriyle ilgili zerinde durulmas gereken bir husus da, dier
dilbilimsel tefsir rneklerinin birou gibi, Meczl-Kurnda ahkm ayetlerinin ya da
kelam tartmalara konu olan ayetlerin tefsirinde ayrntl bir ekilde fkh ya da kelam
tartmalara girilmemesidir. Eserin geneline yansyan dilbilimsel yaklamn bu
ayetlerin tefsirinde de hkim olduunu syleyebiliriz. Ancak bu kanaatimiz, eserde bu
tr aklamalarn hi yer almad ya da bu tr tartmalara hi iaret edilmedii
eklinde anlalmamaldr. Eserde yaplan dilbilimsel izahlarla zaman zaman fkh bir

572
Arf, 7/46.
573
Kasas, 28/22.
574
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 215. Daha fazla rnek iin bkz. I, 45-46, 48, 56, 64, 178, 109, 131,
141, 241, 248, 268; II, 58, 116.
575
Meczl-Kurnda bizim tespit edebildiimiz dilbilimsel aklamalara istihad olarak zikredilen
hadis rivayetleri iin bkz. I, 77, 130, 131, 149-150. Dilbilim amac tamayp tefsir amal zikredilen
rivayetler iin bkz. I, 109; II, 122, 305.
576
Nisa, 4/23.
577
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 121-122.
129

hkme578 ya da kelamn tartmal konularndan birisine iaret edildii579 de


grlmektedir.

Garbl-Kurn trne daha yakn olmakla Meczl-Kurnda garb kelimelerle ilgili


izahlarn dnda bilgiler olduunu sylemitik. Eserde yeri geldike, kraat, sarf,
nahivle ilgili aklamalar yaplmakta, zellikle de Arapann slup zelliklerinin
Kurana yansmalar hakknda bilgi verilmektedir. Eserin ieriinde bu ekilde bir
tedahl olmakla birlikte daha nce de belirttiimiz gerekelerle Meczl-Kurn,
garbl-Kurn tr eserlere daha yakndr. Zira muhtevasnda her ne kadar dier
aklamalar yer alsa da, eserin ar basan yn garbl-Kurnlarn amac olarak ifade
edebileceimiz garip kelimelerin ya da mfret lafzlarn anlamlarnn aklanmasdr.

Meczl-Kurnda baz kelimelerin lgat-terim anlam ayrmna, okanlaml lafzlara


dikkat ekilmesi, deyim olarak kullanlan lafzlarn anlamnn buna gre verilmesi,
nadiren de olsa, kelimelerin maruz kald anlam deiikliklerinin belirtilmesi gibi
durumlar onun anlambilim asndan nemli bir eser olduunu gsterir.

Eb Ubeyde 3  O E  580 ayeti kerimesinde geen ayet kelimesinin H,+ /mucizeler


anlamna geldiini belirttikten sonra, bu kelimenin mucize, alamet, delil ve Kuran ayeti
anlamlarnda kullanldn rnek cmlelerle aklamaktadr. Ayrca Kuran ayetinin
ksa bir tanmn da yaparak ayet kelimesinin terimsel anlamna vurgu yapmaktadr.581
Eb Ubeydenin ayet kelimesinin terimsel anlamna dikkat ekmesi, ayn zamanda
kelimenin Kurann her yerinde ayn anlamda kullanlmadn, yani okanlaml bir
kelime olduunu belirtmi olmaktadr. Yeri geldike ayet kelimesinden bu anlamlardan
hangisinin kastedildiini aklamas bunun bir gstergesidir.582

Meczl-Kurnda sk sk zerinde durulan hususlardan birisi de birden fazla


vcha/anlama ihtimali olan kelimelerin anlamlarnn belirtilmesidir. Eb Ubeyde bu
aklamalarla Kuranda geen okanlaml kelimelere iaret etmektedir. rnein, 1E  
 # U
 S
(   i  E %  583 ayetindeki  i kelimesinin anlamn Siz insanlar iin eitilip

578
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 69.
579
Eb Ubeyde, I, 45-46, 170, 244.
580
Bakara, 2/73.
581
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 45.
582
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 77, 86, 87, 96, 101; II, 18, 236. Lgat anlam-
terim anlam ayrmyla ilgili dier bir rnek iin bkz. I, 91; II, 144, 180.
583
li mran, 3/104.
130

yetitirilmi en iyi topluluksunuz584 ayetindeki mmet kelimesiyle akladktan sonra,


farkl anlamlarda kullanld ayetlerden rnekler vermek suretiyle mmet kelimesinin
Kuranda farkl anlamlarda da kullanldna dikkat ekmektedir: Kelimenin,  # )
i

#% 585 ayetinde nder, i  ) *  i 586 ayetinde zaman,  i  # |
 i $ g  i  %

i% y^
 |
587 ayetinde topluluk anlamlarna geldiini aka belirtmektedir.588 Yine,
L
 (%  * ^
>
E  589 ayetinde geen mevla kelimesini vris anlamna gelen ? #
ifadesiyle akladktan sonra, kelimenin mttefik, bir anlamann taraflarndan her
biri, kle, efendi ve dost gibi anlamlara geldiini belirtmektedir.590 Bir kelimenin
birbirine zt iki anlamda kullanlmas (ezdd) olgusu da okanlamllktan kabul
edilmektedir. Eb Ubeyde bu tr ezdd kelimeler hakknda da yeri geldike bilgi
vermekte, kelimenin getii ayette hangi anlamda kullanldn belirtmektedir.591

Meczl-Kurnda ok sk olmasa da, anlam deiimine urayan kelimelerden sz


edilmektedir. rnein, 
#%
 #  )i >) >g 592 ayetindeki 
#%
kelimesiyle ilgili olarak
Cahiliye dneminde hanif szc brahim Peygamberin dininden olan kimse
anlamnda kullanlrd. Daha sonra kelime, senelerin gemesiyle birlikte snnet olan ve
hacc yapan herkes iin kullanlmaya baland ve puta tapan Araplardan, Hz. brahimin
dininden sadece snnet olma ve hacc yapmay yerine getirdii halde biz brahimin dini
zere Hanif olan kiileriz diyenler olmutur. Gnmzde bu kelime mslim
anlamndadr.593 demektedir. Eb Ubeyde burada kelimenin nasl bir anlam
deiimine uradn zamann ilerlemesiyle (:(%! yU-%3 :) diyerek gerekesiyle
birlikte aklamaktadr. Cahiliye dneminde Hz. brahimin dinini benimseyenler iin
kullanlan bir kelimenin ihtiva ettii anlamlardan sadece ikisinin seilerek, tenzil
dneminde puta tapt halde snnet olan ve hacc yapan kimseler iin kullanlmaya
balandna dikkat eken Eb Ubeyde, kendi yaad dnemde ise kelimenin
mslman anlamnda kullanldn ifade etmektedir. Gnmz terminolojisiyle ifade
edecek olursak bu aklamaya, tam anlamyla bir artzamanl semantik diyebiliriz. Yine
584
li mran, 3/110.
585
Nahl, 16/120.
586
Yusuf, 12/45.
587
li mran, 3/110.
588
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 99-100.
589
Nisa, 4/33.
590
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 124-125. Eb Ubeydenin dikkat ektii dier ok anlaml
kelimelerle ilgili daha fazla rnek iin bkz. Meczl-Kurn, I, 162, 146, 167, 222.
591
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 39, 74.
592
Bakara, 2/135.
593
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 58.
131

 
S
(3 C

*X
3 594 ayetinin tefsirinde isd lafznn aslnda daa trmanmak
anlamna geldiini belirttikten sonra, bu kelimenin merdiven anlamnda, daha sonra da
B S 
3 anlamnda kullanldn belirterek kelimenin geirdii anlamsal evreleri
belirtmitir.595

Meczl-Kurnn bir zellii de deyim olarak kullanlan ifadelerin bu anlamlarna


dikkat ekmesidir. rnein, D  L v
 -
i: 596 ayetinin tefsirinde Bir eyden piman
olan, aciz olan ya da bu gibi durumlardaki kimse hakknda D  L v
 -
denir., diyerek
deyimsel anlama dikkat ekilmektedir.597

Sonu olarak, Eb Ubeydenin bu eserinin dilbilimsel yaklama gre telif edilmi bir
tefsir olduu eklindeki iddiamzla, eserde dilbilim d aklamalarn yer almadn
sylemek istemiyoruz. Elbette Meczl-Kurnda yer yer dilbilim d aklamalara da
rastlamak mmkndr. rnein, ok fazla olmamakla birlikte, Mekk-Meden ayrmna
dikkat ekilmekte, ayetlerin ini sebebi hakknda bilgi verilmekte ya da ayetin tarihsel
ve corafi arka plan hakknda bilgi sunulmaktadr.598

3.2.1.1.2. bn'l-Yezdnin Garb'l-Kurn

Garbl-Kurn alannda bize ulaan dier bir eser Eb Abdurrahman Abdullah b.


Yahya b. Mbarek bnl-Yezdnin (.237/851) Garbl-Kurn ve Tefsiruhu adl
kitabdr. Eser baz istisnalar dnda599 her srede gerekli grlen aklamalarn,
Mushaf tertibine gre yapld, hacim olarak garbl-Kurnlarn en kklerinden
birisi diyebileceimiz bir niteliktedir. bnl-Yezdnin eseri, muhakkikinin Mellifin
Metodu bal altnda belirttii gibi, her ne kadar kelimelerin anlamlarn aklarken,
kelime anlamlaryla dorudan ilgili olmayan baz rivayetlere yer verse de byk lde
dilbilimsel bir tefsirdir.600 Nitekim mellif kelimelerin anlamlarn vermekte; isim, fiil;
oul, tekil, ya da tesniye olup olmadklarn belirtmekte, lehe farkllklar varsa buna

594
li mran, 3/153.
595
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 105.
596
Arf, 7/149.
597
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 228. Daha fazla rnek iin ayrca bkz. I, 101, 161, 171, 196, 404,
394; II, 18, 19, 60, 104, 190.
598
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, Mekk-Meden ayrm: I, 50; II, 133; ayetlerin ini sebebi: I,
258; II, 375, 314; ayetlerin tarihi arka plan: I, 42.
599
Nitekim eserde baz surelerle ilgili hibir tefsir yaplmamtr. rnein bkz. bnl-Yezd, Garbl-
Kurn ve Tefsiruhu, s. 181 (Tegbn); s. 203 (Burc); s. 209 (Kadr ve Zilzl); s. 214 (Kfirn).
600
bnl-Yezdnin eserinde az da olsa dilbilim amal olmayan aklamalar vardr. rnek olarak bkz.
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 45, 55-56, 199.
132

da dikkat ekmektedir.601 Bununla birlikte eserin temel amac garb kelimelerin izah
edilmesidir. Zaten dier aklamalar da aslnda garb kelimelerin aklanmas asndan
yardmc bilgi mahiyetindedir. Eserin dilbilimsel arlkl bir tefsir olduunu en nemli
gstergelerinden birisi, yaplan dilbilimsel izahlarn ayet, hadis ve iirlerle istihad
getirilerek desteklenmesidir.  f
  m
 1  i  E #%
(!
  # 
|
602 ayetindeki  #
kelimesini muhta olmak olarak akladktan sonra, S%=
@ \
, 
 ^
603 ayetindeki
ayn kkten gelen \
,  kelimesini rnek gstermektedir.604 H-
B
 D ) y* Q
i  3 605 ayetini
Dnyada birbirlerine balandklar btn balar koptuunda... eklinde tefsir ettikten
sonra, ip ve iki kii arasndaki akrabalk vb. eylerin hepsi sebeptir. Hz.
Peygamberin, benim sebebim ve nesebim dmdaki her ey kyamet gn
geersizdir606 hadisinde de sebep kelimesi benzer anlamda kullanlmtr607 diyerek
verdii anlam delillendirmitir.

bnl-Yezd fkh konular ieren, fkh ya da kelam tartmalara mevzu bahis olan
ayetlerin tefsirinde bu tr tartmalara girmemi, ayetlerde gerekli grd dilbilimsel
aklamalar yapmakla yetinmitir. Bizim tespitimize gre sadece bir yerde, Allah sizi
kastsz/amasz yeminlerinizden tr hesaba ekecek deildir.608 ayetinde fakihlerin
kastsz yeminlerin neler olduuyla ilgili iki farkl grn isim vermeden ksaca
nakletmektedir.609 Allahn sfatlar ve ruyetullah gibi, kelam mezhepleri tarafndan
farkl ekillerde yorumlanan ayetlerde kelam tartmalara girilmeksizin kelime
anlamlarnn verilmesiyle yetinilmitir.610

Eb Ubeydenin Meczyla kyaslandnda bnl-Yezdnin Garbl-Kurnnn


tam anlamyla garib kelimelerle ilgili olduu sylenebilir. Eserde ou kez kelimelerin
anlamlar bir veya birka kelimeyle verilir; bunun dnda pek fazla aklama yaplmaz.
Eserde kelimelerin lgat -terim anlam ayrmna dikkat ekilir, deyim olarak kullanlan
ifadelere anlam verilir, okanlaml ve ezdd kelimelerin getii yere gre kazandklar

601
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, (Nirin Mukaddimesi), s. 11.
602
Tevbe, 9/28.
603
Duh, 93/8. Ayetin meali Seni muhta (:\,  ) halde bulup ihtiyalarn gidermedi mi? eklindedir.
604
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 73. Kelime anlamlarnn ayetle istihad getirmek suretiyle
aklanmas hakknda daha fazla rnek iin bkz. s. 64, 107, 118, 126, 186.
605
Bakara, 2/166.
606
Hadis iin bkz. Heysem, Mecmauz-Zevid, IV, 272; IX, 173-174.
607
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 32.
608
Bakara 2/225.
609
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 36.
610
rnek olarak bkz. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 21, 153, 168, 77, 113.
133

anlamlar dikkate alnr. Yer yer, kraat, ses ve sarfla ilgili aklamalar yaplsa da bunlar
ok fazla yer tutmaz. Nahivle ilgili aklamalar ise yok denecek kadar azdr.

bnl-Yezd 3  O E  611 ayetindeki ayet kelimesiyle ilgili olarak Eb Ubeyde ile


hemen hemen ayn aklamalar yapmaktadr.612 Teyemmmle ilgili H#l2
#*.
(::i #   613
ayetinde (::i # 3 kelimesini kastetmek, ynelmek olarak aklayarak lgat anlamna gre
tefsir etmitir. Buradan hareketle, teyemmm kelimesinin lgat anlam ynelmek
iken yzn ve ellerin mesh edilmesi anlamnda terimletiini sylemek mmkndr.614

bnl-Yezd okanlaml kelimelere de genelde dikkat ekmitir. rnein, $|


i 1 
   * i S
J*   D % 615 ayetindeki  i kelimesini belli bir zamana kadar eklinde
tefsir ederek616 Kuranda pek ok anlamda kullanlan kelimenin bu ayette hangi
anlamda kullanldn ortaya koymutur. Yine I)l  % L$ :D % 
$  $i 1
i u Ji
g 617
ayetinde geen I) % ifadesini #- % olarak aklayarak, kelimenin ilah, mrebbi
gibi anlamlara deil, efendi anlamna geldiini belirtmitir.618 Eserde ezdd
kelimelerle ilgili aklamalar da yaplmaktadr. Bakara Sresindeki D $i
(n%t
1
Ji
g
 i( g\
 619 ayetindeki (n%t
/zannederler kelimesini zt anlama gelen (%#! /kesin
olarak bilirler ifadesiyle aklayarak kelimenin ezdd olduuna iaret etmitir.620

bnl-Yezdnin eserinin nemli bir zellii de deyimsel anlamlara vurgu yapmas,621


hatta nadiren de olsa yer yer kelimenin deyim olduunu aka belirtmesidir. D  n  
D ( L 622 ayetini Bu ifade, emredildikleri eylerden kandlar ve Mslman
olmadlar anlamnda kullanlan bir meseldir (deyimdir), demek suretiyle tefsir
etmitir.623 Ayn ekilde I % S  ( 
 >* +
3 C
624 ayetini gerektii yerde
harcamaktan kanma (:cimrilik yapma) anlamnda deyimdir diyerek tefsir etmi,

611
Bakara, 2/73.
612
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s.25-26.
613
Nisa, 4/43.
614
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 49.
615
Hud, 11/8.
616
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 79.
617
Yusuf, 12/42.
618
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 85. Dier rnekler iin bkz. s. 47, 48, 72, 173, 197.
619
Bakara, 2/249.
620
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 22. Dier rnekler iin bkz. s.37, 108, 109, 113, 130, 154, 186, 200.
621
rnek olarak bzk. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 27, 38, 44, 58, 66, 71, 77, 81, 90, 92, 99, 104,
106, 121, 166, 184-185, 191, 193.
622
brahim, 14/9.
623
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 90.
624
sra, 17/29.
134

bylece bu ifadenin elini boynuna balama gibi lafz manada anlalamayacana


dikkat ekmitir.625

bnl-Yezdnin az saydaki sarf, kraat farkllklar gibi konularla ilgili aklamalar,


byk lde kelimelerin anlamn izah etmede yardmc ve tali bir unsur olarak
deerlendirilebilir. rnein,   9 >
l S C
^
(3@ r
lG  )
i% L l 626 ayetinde
geen C
^ kelimesini yryerek eklinde tefsir ettikten sonra, bu kelime kaim-kyam
ikilisinde olduu gibi, rcil kelimesinin ouludur. demektedir.627 Bylece kelimenin
erkek anlamndaki racl lafznn deil, yryen kii anlamndaki rcilin oulu
olduuna, anlamn da buna gre ekillendiine dikkat ekmektedir.

3.2.1.1.3. bn Kuteybenin Garbl-Kurn

Garbl-Kurn alannda yazlm bir dier dilbilimsel tefsir Eb Muhammed Abdullah


b. Mslim b. Kuteybenin (.276/889) Tefsiru Garbil-Kurn adl eseridir. bn
Kuteybe mukaddimede, eserini garip kelimeler hakknda telif ettiini zel olarak
belirtmektedir. O ayn ekilde anlam bilinen kelimelere ok fazla yer vermeyeceini;
kitabn, hadislerle, gereksiz nahiv aklamalar ve isnadlarla uzatmayacan yle ifade
etmektedir: Yaygn kullanlan kelimelerin anlamlarna ok fazla yer vermeyeceiz.
Kitabmz nahiv, hadis ve isnadlarla uzatmayacaz. Eer ok fazla hadis nakletseydik
selefin tefsirini olduu gibi eserimize almamz gerekirdi ve bu kitap hadis naklederek
kitap telif eden melliflerin kitaplar gibi olurdu... bn Kuteybe daha sonra eserinin
mfessirlerin ve dil limlerinin kitaplarndan faydalanlarak oluturulduunu ve onlarn
grlerinden ayrlmadn, bununla birlikte ho olmayan tevilleri ve zayf tefsirleri
eserine almadn belirterek628 yaklamn ortaya koymaktadr.

bn Kuteybenin mukaddimesinde bizzat belirttii zere, bu eseri dnda tefsirle ilgili


Tevil Mkilil-Kurn adnda bir eseri daha vardr. Aslnda Tefsiru Garbil-Kurn
adl eser, Mkill-Kurnn bir tr tamamlaycsdr. nk mellif Mkilde garb
ve kapal kelimelerin izahn yapmay amalamam, bu lafzlar iin zel olarak Tefsiru
Garbil-Kurnn yazmtr. Nitekim kelime anlamlar dndaki konularda ok fazla

625
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 99.
626
Hacc, 22/27.
627
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 122. Sarfla ilgili daha fazla rnek iin bkz. s. 48, 194. Lehe
farkllklaryla ilgili rnekler iin bkz. s. 120, 130, 159; Kraat farkllklaryla ilgili rnekler iin bkz. s.
38, 44, 45, 67, 85, 98, 116, 150, 170, 200.
628
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 3-4.
135

aklama yapmadan sk sk Mkill-Kurna atflarda bulunmas iki kitap arasndaki


ilikiyi gzler nne serer.629 Bu gndermeler arasnda, zellikle vch (:okanlaml)
kelimelerin anlamlaryla ilgili olanlar belli bir yekn tutmaktadr.630

Tefsiru Garbil-Kurn kendisinden nce telif edilen Eb Ubeyde (.209/824) ve


bnl-Yezdnin (.237/851) eserleri gibi Mushaf tertibine gre yazlmtr. Ancak bu
eseri dier ikisinden ayran en nemli zellik, ba tarafta Allahn sfatlarndan yirmi
alts hakknda bilgi verilmesi,631 daha sonra ayr bir blmde Kuranda ok kullanlan
baz kelimelerin anlamlaryla ilgili aklamalar yaplmasdr.632 Bu aklamalardan
sonra Fatiha Sresinden balanarak Mushaf tertibine gre garb kelimeler aklanmtr.

bn Kuteybenin garbl-Kurnla ilgili bu eseri ierik olarak da Eb Ubeyde ve


bnl-Yezdnin eserlerinden farkllk arz etmektedir. Nitekim bu ikisinin yaklam
bn Kuteybeninkine gre daha younluklu bir ekilde dilbilimsel arlkl olup, bu
eserlerde dilbilim d aklamalara ok fazla yer verilmemitir. Ayetlerin dilbilim d
ynlerden tefsir edilmesi, eitli konularla ilgili aklamalar yaplmas, sebeb-i nzullere
ve ayetlerin arka planna daha fazla yer verilmesi gibi alardan633 bn Kuteybenin eseri
garbl-Kurn alannda kendisinden nceki bu iki eserden daha zengin bir ierie
sahiptir. bn Kuteybe gerekli grd yerlerde dilbilimsel aklamalarla yetinmeyerek
ilave bilgiler de vermitir. Hatta mukaddimesinde kitabn garip kelimelerin tefsirine
ayrdna deinmesine ramen, yine de dilbilim d konulara girdii olmutur. Sahabe
ve tabinden yapt nakillerin nicelik olarak fazla olmas, nitelik olarak dilbilim amac
gtmemesi, onu nceki garbl-Kurn eserlerinden ayran bir dier zelliktir.634

bn Kuteybe eserinde fkh ve kelam konulara da dier garbl-Kurn eserlerinden


daha ok yer ayrmtr. rnein, )(f
 ( E   i K
 ) (  635 ayetinin tefsirinde
) (ve )f
( emirlerinin farz deil, birincisinin mendup, ikincisinin ise ibaha

629
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin mukaddimesi), s. , .
630
Nitekim bn Kuteybe Tevil Mkilil-Kurnda vch kelimeler iin ayr bir blm amtr. (Bkz.
Tevil Mkilil-Kurn, (nr. Seyyid Ahmed Sakr), el-Mektebetl-lmiyye, Beyrut 1981, s. 441-515)
Dolaysyla Garbil-Kurn adl eserinde okanlaml kelimelerle ilgili ok fazla aklama yapmayp
Tevil Mkilil-Kurna atfda bulunmas normaldir.
631
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 6-20.
632
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 20-37.
633
Temelde, dilbilim amac gtmeyen bu tr aklamalara rnek olarak bkz.bn Kuteybe, Garbl-
Kurn, s. 44, 60, 61, 62, 66, 77, 79, 88, 112, 116, 121, 122, 145-146, 155, 160-161, 167, 174, 178,
179, 184, 185-186, 283, 293, 344, 378, 456, 466, 522, 541.
634
rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 47, 51, 67, 75, 10, 221, 242, 317-318, 339, 369.
635
Bakara, 2/187.
136

anlamnda olduunu belirterek ayetin fkh adan ne anlam ifade ettiini belirmitir.636
>
2 H ) E % # ) E @ ( (3 C
637 ayetini ise Hz. Peygamberin sznden delil getirmek
suretiyle fkh adan tefsir etmitir.638 E $ : L (  i)  i  J |
C639 ayetini yemin-i
lagvn fkh terminolojisindeki tanmn,640 !
%l  H Q
|
1  )  9
i : # E # 
%^
C
641
ayetinin tefsirinde htbenin tanmn yaparak642 ne tr ifadelerin htbe olduunu
aklamtr. Nesih konusuna ve mensuh ayetlere de, ayn ekilde bn Kuteybenin daha
fazla yer verdiini sylemek mmkndr.643

Dier dilbilimsel tefsirlerde olduu gibi bn Kuteybenin Tefsiru Garbil-Kurn adl


eserinde de kelam tartmalara ok fazla girilmedii grlmektedir. Ancak, bu eserde
haberi sfatlar, ruyetullah, efl-i ibd ve efaat gibi konularda kelam konularna nceki
garbl-Kurn tr eserlerden daha net bir ekilde iaret eden ifadelere rastlamak
mmkndr. Bakara Sresi 2/29. ayetteki : !
i  S  ( -
 i ? ayetinin tefsirinde Belli
bir amala ona yneldi. Bir ii yapp da onu bitirerek ya da bitirmeden baka bir ie
ynelen kii iin isteva lehu ve isteva ileyh ifadesi kullanlr.644 eklinde, yine
istivann getii bir baka ayeti645 ge yneldi eklinde tefsir etmitir.646 bn
Kuteybenin aklamalarndan, bu iki ayetteki istivay, haber sfat olarak deil, yerin
ve gn yaradl anlatlrken kullanlan bir ifade tarz olarak alglad sonucunu
karmak mmkndr. Rahmn ara istiva etti647 ayetini ise yle tefsir etmitir: Bu
ayeti Eb Ubeyde, Devenin zerine ktm ya da evin zerine ktm ifadelerindeki
istiva gibi, bir eyin zerine kmak, ykselmek olarak tefsir etmitir. Bakalar ise,
istiva kelimesinin Sen ve yanndakiler gemiye yerleince648 ayetindeki kullanmn
delil gstererek yerlemek olarak tefsir etmilerdir.649 Taha Sresindeki bu ayeti

636
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s.74.
637
Bakara, 2/188.
638
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 75.
639
Bakara, 2/225.
640
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 85.
641
Bakara, 2/235.
642
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 89-90.
643
rnek olarak Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 72, 73, 122, 228-229, 249. bn Kuteybenin
eserindeki fkh tefsir rnekleriyle ilgili geni bilgi iin bkz. Mustafa Kurt, Hicri III. Asrdaki Tefsir
almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul
1990, s. 190-203.
644
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 45.
645
Fussilet, 41/11.
646
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 388.
647
Th, 20/5
648
Mminun, 23/28.
649
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s.277.
137

tefsir ederken birbirine benzer, ya da ayn kapya kan iki gr zikretmesi ve


herhangi bir eletiride bulunmamas, bu ayetteki istivay dier iki ayetten farkl
anladn gsterir. Zira o, Th Sresinde geen istivay gerek anlamnda alm ve
tevil etme cihetine gitmemitir.

efaatle ilgili olarak ise,  


f
D*
%3 C
650 ayetini Allah mslmanlara efaat ederken
inkrclarn, imdi bizim iin ne bir efaati var ne de candan bir arkada.651 szlerini
de delil gstererek Bu ayet inkrclar hakkndadr. nkrc insan iin hibir efaati
olamaz ki ona efaati fayda versin652 eklinde tefsir etmitir. Bu tefsir iki adan
nemlidir: lk olarak bu aklama, bn Kuteybenin efaati kabul ettiini, efaatin
olmayacan savunanlarn delil olarak ileri srdkleri ayetlerin653 ise inkrclar
hakknda geerli olduu grn savunduunu gsterir. kinci olarak, bn Kuteybe
dilbilimsel arlkl tefsirlerde pek sk rastlanmayan, dilbilim d bir konuda ayeti
ayetle tefsir etme cihetine gitmitir. Oysa zellikle erken dnem dilbilimsel tefsirlerde,
dilbilimsel istihad dnda ayetin ayet ve snnetle tefsir edilmesine pek sk
rastlanmamaktadr.

Ruyetullah konusunda farkl grlere delil olarak ne srlen >


H+
   )n Si+
3 i: 654
ayetini diledii i ortaya kt655 eklinde, yine  S%!
G
 ( %!

1
Ji656 ayetindeki
ziyade kelimesini on ya da yedi yz kat olacak ekilde kat kat657 olarak tefsir etmesi
bu ayetleri Allahn ahirette grlmesine delil olarak alglamadn gsterir.658
Ruyetullahla ilgili dier iki ayette659 ise herhangi bir yorum yapmamtr.

Dilbilim amal yaplmayan bu tarz aklamalar, her ne kadar dier iki esere gre daha
fazla olsa da, bu durum bn Kuteybenin eserinin dilbilimsel bir tefsir olmasna engel
tekil etmez. Zira dilbilimsel olmayan konularla ilgili ayrntl izahlara ve tartmalara

650
Bakara, 2/123.
651
uar, 26/100-101.
652
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 62.
653
Bakara, 2/48, 123, 254.
654
Arf, 7/143.
655
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 172.
656
Yunus, 10/26.
657
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 196.
658
Bilindii zere bu iki ayeti, Allahn ahirete mminler tarafndan grleceinin delili olarak kabul
edenler vardr. leride Muktil b. Sleymann el-Vch ven-Nezir adl eserini incelerken
belirteceimiz zere, Muktil bu ayetteki kelimesinin Allaha bakmak olduunu ifade etmektedir.
Bkz. el-Vch ven-Nezir, s. 28.
659
Enm, 6/103 iin bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 157; Kyame, 75/24 iin bkz. s. 500.
138

girmemesi, sebeb-i nzulle ilgili farkl ve birden fazla rivayetlere yer vermemesi
bakmndan dilbilimsel yn net olarak ortaya kar. Ayrca ayet ve hadisleri dilbilim
arlkl yorumlarnda istihad olarak getirmesi de660 onun dilbilimsel bir tefsir
olduunu gsteren emarelerdendir.

bn Kuteybe, Eb Ubeyde ve Ferrnn eserlerinden yararlanmtr, fakat bu eserlerden


sadece yararlanmakla kalmam, ayn zamanda onlar eletirdii de olmutur.661 bn
Kuteybe gerek genel anlamda tefsir asndan gerekse zel olarak garbl-Kurn
asndan olsun, Taber, Kurtub, Rz ve Eb Hayyn gibi kendisinden sonraki birok
mfessire kaynaklk yaparak onlar etkilemitir. Hatta Taber bu eserden nemli lde
yararlanm, yer yer bn Kuteybenin szlerini Eb Ubeyde ve Ferrda yapt gibi
aynen aktarmtr. ou kez onun lafzlarn deil de, kendi slubunu kullanarak bn
Kuteybeden istifade etmitir.662

bn Kuteybenin eserinin ieriinde garb kelimelerin aklanmas birinci planda yer


alr. Bu durum ieriin balkla uyum arz ettiini gsterir. Eserde kelimelerin anlam
dndaki dilbilim aklamalar Eb Ubeydenin Meczl-Kurnna gre daha azdr.
Bu ynyle eser, kelime anlamlarnn izah dndaki dilbilimsel aklamalar
bakmndan bnl-Yezdnin Garbl-Kurnna daha yakn bir zellie sahiptir.663

bn Kuteybenin eserinde kelimelerin anlamlar verilirken, lgat anlam-terim anlam


ayrm kendisinden nceki eserlere gre nitelik olarak gelimi, nicelik olarak da
artmtr. Eserin ba tarafnda irk, kfr, cahd, zulm, fsk, nifak kelimelerinin lgat ve
terim anlamlar verilmektedir. rnein, nifak kelimesinin, )(# $ (:kstebein
yuvasndaki oyuk) ifadesinden tretildiini belirten bn Kuteybe Kstebek nasl bir
delikten girip ba sktnda dierinden kyorsa, mnafk da grnte slama girse
de kalben slam semez. Nifak lafz slamn terimletirdii bir kelime olup, slamdan
nce bilinmemekteydi diyerek kelimenin lgat anlam ile terim anlam arasndaki

660
Ayetle istihada rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 57, 63, 64, 264, 384; hadisle
istihada rnek olarak bkz. s. 46-47, 59, 151, 205, 241, 428, 447.
661
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. . bn Kuteybenin Ferrya ynelttii
eletiriye rnek olarak bkz. Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 441-442; Eb Ubeydeye ynelik
eletiriler iin bkz. s. 25-26, 44, 230, 236, 245, 255, 328-329, 330-331, 350.
662
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. .
663
Temelde kelimelerin anlamn aklamaya ynelik olmayan dilbilimsel amal tefsir rnekleri iin bkz.
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 40, 73, 82, 118, 159, 163, 215, 227, 263, 306, 417, 425, 492.
139

ilikiye dikkat ekmitir.664 Eserin ba tarafnda yer alan bu kelimeler dnda, ilerleyen
sayfalarda da yeri geldike lgat anlam-terim anlam ayrmna iaret eden izahlar
grlmektedir. rnein, sbin, yet, vahiy, kfir kelimelerinin tefsirine baklabilir.665

bn Kuteybe okanlaml kelimelerle ilgili yeri geldike aklamalar yapmtr.


Szgelimi, g, iktidar anlamlarnda kullanlan sultan kelimesinin huccet ve
burhan anlamlarna da geldiini 1#H
Q -
 %3  ) S-( % -
 666 ayetindeki
kullanm rnek gstermek suretiyle belirtmitir.667 bn Kuteybe birden fazla anlamda
kullanldn belirttii baz kelimeler hakknda geni bilgi iin Tevil Mkilil-Kurn
adl kitabna atflar yapar.668

Tefsiru Garbil-Kurnda ezdd kelimelere de yeri geldiinde dikkat ekilir. rnein,


 X
i  yG
H .
@ 669 ayetindeki  X
i  kelimesini yanp simsiyah kesilmi olarak
akladktan sonra, bu kelimenin gece ve gndzden her birinin dierini takip
etmesinden hareketle, her ikisi, yani gece (karanlk) ve gndz (beyazlk) iin
kullanldn belirtir. Daha sonra kelimenin gndz anlamnda olduu kabul edilirse
ayetin Bahedeki meyveler kesilmi ve yok olmu eklinde anlalabileceini
syler.670

Deyim olarak kullanlan ifadelerin anlam da Tefsiru Garbil-Kurnda nemli bir yer
tutmaktadr. Hatta garbl-Kurn tr eserler incelendiinde, kelime ya da ifadelerin
deyimsel anlamlarna en ok bn Kuteybenin bu eserinde yer verildii sylenebilir.
rnein (   i(  D#  y
g 671 ayetindeki (   i  ifadesini iyilik yapmayan ve
eli sk, olarak akladktan sonra, buka anlamna gelen > kelimesinin eli sk
anlamnda bir deyim olduunu belirtmi, #*)
E 1
 % I
672 ayetindeki 1
 %

664
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 29. irk, kfr, cahd, zulm, fsk kelimeleri iin bkz. s. 27-29. bn
Kuteybenin mnafk kelimesiyle ilgili yapt aklamay Chzn da yaptn gryoruz. Bkz. Eb
Osman Amr b. Bahr el-Chz, el-Hayevn, (thk. Abdsselm Muhammed Harun), 7 cilt, Matbaat
Mustafa el-Bbi el-Haleb, Msr 1965, V, 279-280.
665
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, sbin: s. 52; yet: s. 92, 321; vahiy: s. 148-149, 159, 273;
kfir: 316.
666
Hd, 11/96; Mmin, 40/193.
667
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 33. Vchla ilgili daha fazla rnek iin ayrca bkz. s. 6-7, 9-10,
55, 92, 95, 105, 202, 235, 239, 272, 280, 295, 304, 410, 413-414.
668
rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 48, 49, 50,
669
Nn, 68/20.
670
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 479. Daha fazla rnek iin bkz. s. 47, 60, 86-87, 88, 93, 193, 231,
269, 270, 405, 406, 517.
671
Maide, 5/64.
672
Fussilet, 41/44.
140

#*)
E ifadesini anlaylarnn ktlyla akladktan sonra, anlay kt kimselere
#*) E 1 %3 y$ denir diyerek673 deyimsel anlama dikkat ekmitir.

bn Kuteybenin eserinin bir dier zellii ise kelimeler arasndaki nanslara (:furk)
dikkat ekmesidir. Andolsun ki Biz insan ekillenmi, kara ve kurumu bir amurdan
yarattk674 ayetindeki salsl kelimesinin kuru ve pimemi amur anlamna geldiini,
fahhr kelimesinin ise atete kurutulmu amur anlamnda kullanldn belirterek iki
kelime arasndaki nansa iaret etmitir.675

3.2.1.2. Menil-Kurn-rbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir

Tefsir literetrne bakldnda Menil-Kurn ve rbl-Kurn ad altnda ayr ayr


kitaplar telif edilmekle birlikte, her ikisinin bir arada kullanlarak Menil-Kurn ve
rbh gibi isimlerle yazlan eserler de vardr. Daha nce belirttiimiz zere, Menil-
Kurn ve rbl-Kurn adl eserler arasnda, bu eserlerle garbl-Kurn tr
eserler arasndaki gibi net bir ayrm yapmak zordur. ncelediimiz eserlerden hareketle,
en azndan ilk asrda yazlan eserler iin bunu syleyebiliriz. Bununla birlikte, bu
eserler arasnda gerekten de nemli bir farkllk olduu dnlse bile, menil-
Kurnlarla irbl-Kurnlar arasnda ama, yntem ve ierik bakmndan ne tr bir
farkllk olduunu tespit etmek bu almann amacn ve hacmini aar. Zira bu konuda
kesin bir yargya varabilmek iin, gerek ayr ayr Menil-Kurn ve rbl-Kurn
ad altnda yazlan eserlerin, gerekse Menil-Kurn ve rbh ad altnda yazlan
eserlerin hepsini karlatrmal olarak incelemek gerekir. Bu tr bir karlatrmal
inceleme mstakil bir aratrma konusu olmaya daha elverilidir.

Hicri ilk asrda yazlm menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserlerden


gnmze sadece Ahfe ve Ferrnn Menil-Kurn adl eserleri, Zecccn Menil-
Kurn ve rbh adl eseri ulamtr.676 Kisnin (.189/860) kaynaklarda zikredilen
Menil-Kurn677 adl eseri ise gnmze ulamamakla birlikte sa ehhate sa Ali,

673
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 144, 390. Deyimsel anlamlar verilen kelimeler hakknda daha fazla
rnek iin bkz. s. 58, 94, 113, 114, 116, 167-168, 172, 173, 179, 203, 209, 226, 230, 235, 242, 257,
264, 266, 268, 287, 290, 291, 293, 298, 370, 394, 475, 481, 495.
674
Hicr, 15/26.
675
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 237-238.
676
Menil-Kurn alannda yazlan eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 51-52.
677
bn Nedm, el-Fihrist, s. 98; Ebl-Berekt bnl-Enbr, Nzhetl-Elibba fi Tabakatil-deba, (thk.
Muhammed Ebl-Fadl brahim), Drul-Fikril-Arab, Kahire 1998, s. 69; Mustafa b. Abdullah Hac
141

Kisnin konuyla ilgili tefsirlerde yer alan grlerini tahric etmek suretiyle ayn isim
altnda neretmitir.678 Kisainin bu eseri bizzat kendisi tarafndan yazlmayp ona nispet
edilen grlerin derlenmesinden ibaret olduu iin, bu eseri almamzn kaynaklarn
belirttiimiz zere incelemeyeceiz.

Zecccn bugn elimizde mevcut olan Menil-Kurn ve rbh eserinin yan sra,
rbl-Kurn el-Mensub ila Zeccc ad altnda yaymlanm bir eser daha baslmtr.
Fakat eseri nereden brahim Ebyr, eserin son ksmna ekledii Dirse ksmnda
eitli deliller eliinde bu kitabn Zeccca ait olmadn, Mekk b. Eb Talibe
(.437/1045) ait olduunu ne srmektedir.679 Oysa bu bilgilere eserin banda yer
vermesi, ya da eserin gerekten Mekk b. Eb Talibe ait olduu eklinde kesin kanaati
olutuysa eseri bu isim altnda neretmesi beklenirdi. Kald ki, brahim Ebyrnin bu
eserin Mekk b. Eb Talibe ait olduu ynndeki gr Durmu Ali Kayapnar
tarafndan deerlendirilerek geersiz olduu ispat edilmeye allmtr.680 Kayapnar
eserin Ali b. Huseyn b. Ali ed-Darr el-sfahn el-Bklnin Keful-Mudilt fi
Nketil-Men vel-rab vel-lelil-Krat el-Merviyye anil-Eimmes-Seba adl eseri
olduu sonucuna ulamtr.681 Zecccn bugn elimizde be cilt olarak matbu Menil-
Kurn ve rbh adl eseri olduuna gre, bunun dnda Zeccca ait mstakil bir
rbl-Kurn adl eser olmadn dnyoruz. Kaynaklarda zikredilen rbl-
Kurn ise ona ait olan Menil-Kurn ve rbh adl eser olsa gerektir. Nitekim,
Kayapnar bu eserin adnn, yazma nshalarnda rbl-Kurn, Menil-Kurn ve
Menil-Kurn ve rbh olarak her ekilde de getiini belirtmektedir.682 Bu
bilgiler nda, almamzda Zecccn be cilt olarak neredilen Menil-Kurn ve
rbh adl eserini inceleyeceiz. Kendisine nispet edildii halde, ona ait olmad,
gerek eserin nairi tarafndan ve gerekse mstakil bir makalede Kayapnar tarafndan

Halife Ktip eleb, Kefuz-Zunn an Esmil-Ktb vel-Funn, 2 cilt, Dru hyit-Trsil-Arab,


Beyrut t.y., II, 1730.
678
Bkz. Ali b. Hamza Kis, Menil-Kurn, (haz. sa ehhte sa Ali), Dru Kuba lit-Tabati ven-Ner
vet-Tevzi, Kahire 1998.
679
Bkz, rbl-Kurn el-Mensb ilz-Zeccc (Zeccca Nispet Edilen rbl-Kurn), (thk. brahim
Ebyar), 3 cilt, el-Messesetl-Msriyyel-mme, Kahire 1963, III, 1096-1099.
680
Kayapnar, ez-Zeccca Nispet Edilen rbl-Kurn Kimindir?, SF Dergisi, say: 7, Konya
1997, s. 89-96. Kr. Bulut, Ali, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar
ve Eserleri, s. 131.
681
Kayapnar, ez-Zeccca Nispet Edilen rbl-Kurn Kimindir?, s. 104; kr. Bulut, Hicri lk
Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar ve Eserleri, s. 131.
682
Kayapnar, Menil-Kurn ile rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, s. 100-101.
142

delilleriyle ortaya konan rbl-Kurn el-Mensub ila Zeccc adyla neredilmi eseri
incelemeyeceiz.

Eserleri incelerken eserlerin yazl ncelikleriyle ilgili elimizde bilgi varsa bunu
dikkate alacaz. Aksi halde melliflerin vefat tarihlerine gre sralama yapacaz. Bu
balamda Ahfein vefat tarihi hicri 215/830, yani Ferrdan sonra olmasna ramen,
Menil-Kurnn Ferrdan (.207/822) nce yazd konusunda bilgilere sahip
olduumuz iin Ahfein eserine ncelik vermeyi uygun grdk.683

Garbl-Kurnlar ile menil-Kurn ve irbl-Kurnlarn mukayesesini yaparken


deindiimiz zere, garbl-Kurnlar birinci planda mfred (garb) kelimelerin
anlamlarn aklamay amalamlardr. Dier ikisi ise kelimeleri okunular (kraat),
yap ve ekilleri (sarf) ve cmle iindeki grevleri (nahiv ve irab) ynnden ele almay
amalamlardr. Bununla birlikte garbl-Kurnlar tr eserler deien oranlarda da
olsa kraat, sarf ve nahivle ilgili meselelere yeri geldike deinmiler, yine menil-
Kurn ve irbl-Kurnlar da oranlar deimekle birlikte yeri geldike kelimelerin
anlamlaryla ilgili aklamalara yer vermilerdir. Dolaysyla, bu eserleri sadece
isimlerinin farkl oluu nedeniyle deil, meseleleri ele al tarzlar ve ieriklerinde baz
farkllklar olduu iin ayr kategorilerde deerlendirdik.

3.2.1.2.1. Said b. Mesade el-Ahfein Menil-Kurn

Ahfein Menil-Kurnnda ayetler; kraat, sarf, nahiv ve yaygn olarak olmasa da


kelimelerin anlam asndan ele alnmaktadr. Eserde dier dilbilimsel tefsirlerde
olduu gibi, fkh konulara istisnalar dnda girilmemekte, gerekli grlen yerde fkh
konularla ilgili dilbilim temelli aklamalar yaplmaktadr.684 Ayetlerin sebebi nzulu
vs. hakknda bilgi verme amac gdlmemektedir. Kelam konularda uzun uzadya
tartmalara girilmemekte, ancak ayetlere getirilen izahlar aslnda mellifin grn
yanstmaktadr. Ahfein kelam tartmalara konu olan ve delil olarak ne srlen
ayetlere getirdii izahlar onun Mutezileye meyilli olduunu gstermektedir. Nitekim, o
istiva, Allahn gelmesi ve Allahn kelam gibi sfatlarn getii ayetleri tevil
ederek yorumlamtr. rnein dildeki kullanmdan rnek getirmek suretiyle Allahn

683
Hamev, Muceml-deb, III, 1375; Bkz. Kayapnar, Menil-Kurn ile rbl-Kurnlarn
Karlatrlmas, s. 98.
684
Mesela Mide Sresi 5/6. ayetindeki (G! ifadesiyle ilgili gr ve aklamalara yer verilmektedir.
143

semaya istivasn/ynelmesini685 Allahn bizzat semaya ynelmesi olarak deil,


Allahn fiilinin ynelmesi;686 Allahn Ara istiva etmesini687 Allahn kadir olmas
olarak tefsir etmi;688 Allahn gelmesini,689 Allahn emrinin gelmesi690 olarak
aklamtr. :#E 3 S-(  i  i 691 ayetinin tefsirinde Kelam Allah yaratmtr. Fakat
insandan sadr olan kelamdan farkldr. Allah onu yaratt ve daha sonra Musaya
ulatrd diyerek Kelam sfatnn mahluk olduuna iaret etmitir.692 Ahfe J  ( z(^
u
$ D)l S 9
$ 693 ayetini bazlar rzkn ve Allah tarafndan kendisine verilecek
olan eyi beklemektedir eklinde tefsir ettikten sonra, ayet ayette baz insanlarn
dedii gibi gzle bakma kast edilseydi, ayetin devamnda bunu aklayan bir ifade
olurdu. Oysa ayetin devamnda 3 C t%3 C z(^ denmemi, 1
nt 3 -
) J  ( z(^
g  D) >
*
694 denmitir... Gzler onu idrak edemez, o ise gzleri idrak eder695 ayeti
varken bu ayet onlarn dedii eyi nasl ifade etsin? diyerek ruyetullaha kar
kmaktadr.696 Dilbilimle dorudan alakal olmayan bu tefsir rneklerinin eserin
dilbilimsel yaklamla yazlm bir eser olmasna engel tekil etmediini dnyoruz.

Eser, ismi, meseleleri ele al tarz ve de ierii asndan deerlendirildiinde mfred


kelimelerin anlamlarn amalamamakta, kelimelerin okunuu, irab ve cmle dizilii
asndan ayetleri izah etmektedir. sim asndan baklacak olursa mellif, dier
Menil-Kurn adl eser mellifleri gibi, amacna binaen eserini bu ekilde
isimlendirmi olmaldr. ncelikli olarak kelimelerin anlamlarn izah etme amacyla
yazlan eserler genelde Menil-Kurn adyla deil, Garbl-Kurn vb. adlarla
isimlendirilmilerdir. Oysa ayetlerin daha ok irab ve nahiv analizleri asndan izah
edilmesi amalanan eserler genelde Menil-Kurn veya rbl-Kurn ya da her

685
Bakara, 2/29.
686
Ahfe, Menil-Kurn, I, 218. Ahfe burada istivann `S( G3 ? D#( > *S 
#U
rneindeki gibi cisim olarak deil, fiilinin ynelmesi anlamna geldiini belirtmitir.
687
Th, 20/5.
688
Ahfe, Menil-Kurn, II, 631.
689
Bakara, 2/210.
690
Ahfe, Menil-Kurn, I, 365. Ayette ifade edilen Allahn gelmesinin, D:E L%3 :$ %#3@3  %#`| g
#( %) rneinde olduu gibi Allahn emri ve hkmnn gelmesi olarak aklanyor.
691
Nisa, 4/164.
692
Ahfe, Menil-Kurn, I, 458.
693
Kyame, 75/23-24.
694
Kyame, 75/24-25.
695
Enam, 6/103.
696
Ahfe, Menil-Kurn, I, 524. Ahfein ruyetullahla ilgili grn ifade ettii dier yerler iin ayrca
bkz. II, 524-525, 531, 721.
144

ikisini birden kullanarak Menil-Kurn ve rbh eklinde adlandrlmtr. Ahfein


eserinin adnn Menil-Kurn olmas da bu duruma uygunluk gstermektedir.

Meseleleri ele al tarz bakmndan da Ahfein eseri nahiv, yani szdizimi arlkl bir
eserdir. Nitekim Ahfe, ayet ve iirle istihad yntemine garib kelimelerin anlamn
izah ederken deil, daha ok, eserinin birincil amacn tekil eden kraat, sarf, irab ve
nahivle ilgili hususlarda bavurmaktadr. rnein,  J %3   D 3 J $ D #  (-

1
Ji
i

(% C
697 ayetindeki istifham/soru edatnn soru anlamnda olmadn akladktan
sonra, Kuranda geen benzer cmlelerden rnekler vermektedir.698 i% O
( 1
i% 1

699
1
#% : ) |  
( #  )  i) ayetinde
( kelimesinin ism-i mevsul olan 1
kelimesinin lafzna itibar edilerek tekil, 1
#% : )   ifadesinin ise manasna itibar
edilerek oul geldiini belirttikten sonra, Kuranda bunun rneklerinin ok olduunu
belirterek bu rnekleri zikretmektedir.700 rnekleri oaltmak mmkndr: Kelimelerin
imale ile okunmas, iki hemzenin pe pee gelmesi, ceza fsnn durumu, mtekellim
ysnn muzafun ileyh olmas, emir siygasndan sonra gelen fiili muzarinin durumu,
mefulun fiili zere takdim edilmesi, ismi failin siygasnn zamanlara delaleti ve muzf
olmas, failin mzekker veya mennes olmas, istisna ve mstesnann durumu, anlam
belli olduu iin artn cevabnn hazfedilmesi, cmlenin eleri arasndaki takdim-tehir
gibi,701 garb kelimelerin anlamyla ya da kelimelerin mfred haldeki anlamyla ilgili
olmayp kraat, sarf ve nahvi ilgilendiren konularda ayetlerden rnekler getirmek
suretiyle izahlar yapmaktadr.

Menil-Kurn incelendiinde, Ahfein bu eserinde esasen sarf ve nahve dayanan


aklamalar amaladnn net bir gstergesi daha olduu grlr. Eserde, sureler
arasnda yaplan blmlemeler dnda, baz ayetlerin tefsirinde kraat, sarf ve nahvi
ilgilendiren blmlemeler yaplm ve buna gre Bab ad altnda balklar
konulmutur. Balklarn bizatihi Ahfe tarafndan m yoksa eserin mstensihleri
tarafndan m konulduunu kesin olarak bilmemekle birlikte, eserin belli blmlerinin

697
Bakara, 2/6.
698
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 181-188
699
Bakara, 2/8.
700
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 188-192.
701
rnekler iin bkz. Ahfe, Menil-Kurn, Kelimelerin imale ile okunmas: I, 193-195; iki hemzenin
pe pee gelmesi: 198-204; ceza fs: 221-232; mtekellim ysnn muzaf ileyh olmas: 235-243;
emir siygasndan sonraki fiili muzarinin durumu: 243-246; mefulun takdimi: 246-252; ismi faille ilgili
bilgiler; 254-258; failin mzekker veya mennes olmas: 260-264; istisna: 294-297; artn cevabnn
hazfedilmesi: 319-321; cmlenin eleri arasndaki takdim-tehir: II, 520-522;
145

ierdikleri meseleler bakmndan sarf ve nahiv konularna gre blmlere ayrld


kesindir. 702 Nitekim balk olmayan baz yerlerde de ayn durum grlmektedir.703

Eserin belli kesimlerinin; kraat, sarf ve nahiv meselelerine gre blmlere ayrlmas,
ele aln tarz asndan olduu kadar, ayn zamanda ierik olarak da Menil-Kurnn
garbl-Kurn tr eserlerden farkl olduu anlamna gelir. nk bu blmler altnda
ele alnan meseleler sonuta eserin ieriini oluturmaktadr. Ama Ahfein Menil-
Kurnnn ierik asndan garbl-Kurnlardan farkl olduu baka ynler de vardr.
Daha eserin banda Besmelenin tefsirinde anlamla ilgili herhangi bir bilgi
verilmemekte, Besmelede geen - kelimesinden hareketle yaklak sekiz sayfa
hemze-i vasl ve hemze-i kat ayrmndan bahsedilmektedir.704 Fatiha Sresinin
tefsirinde de ayn ekilde, kelime anlamyla ilgili herhangi bir aklama yaplmamakta,
sredeki ayetlerin irab ve nahiv/szdizimi asndan tefsiri yaplmaktadr. Hatta eserin
balangc olan 147. sayfasndan 204. sayfaya kadar olan ve Besmele ve Fatihann
tefsiriyle Bakara Sresinin ilk on drt ayetini kapsayan elli yedi sayfalk blmde
anlam aklanan kelime says iki elin parmaklarn gemez.705 Eserin geri kalan
ksmlarnda da durum aa yukar ayndr. Garbl-Kurn tr eserlerden farkl
olarak, Ahfein Menil-Kurnnda, istisnalar dnda,706 garbl-Kurnlarn genel
zellikleri diyebileceimiz; kelimelerin lgat anlam-terim anlam ayrmna, deyim
olarak kullanlan kelimelerin deyimsel anlamna dikkat ekilmemekte, ok anlaml ve
ezdd olan kelimelerin bu zelliine aka deinilmedii gibi iaret de edilmemektedir.
Bununla birlikte Menil-Kurnda mfredatn anlamna hi deinilmediini de

702
Bu ekilde blmler ayrlp balk konulan yerler: I, 217-218 aras Mecaz Bab, I, 220-221 aras
stisna Bab, I, 221-232 aras Ceza Fas Bab, I, 235-243 aras zafet Bab, I, 243-246 Mczt
Bab (Yani emir siygasnda sonra gelen fiili muzarinin emrin cevab olmas), I, 246-252 aras ene,
ente ve huvenin tefsiri bab, I, 252-254 aras Vav Bab, I, 254-258 aras smi Fail Bab, I, 258-260
aras Zaman fade Eden Kelimelerin Fiillere Muzf Olmas Bab, I, 260-263 aras Mzekker ve
Mennes Bab, I, 264-265 aras Ehl ve l Kelimelerinin Kullanm Bab, I, 267 Fiil Bab, I,
272-273 aras min Harfi cerinin Zaid Olduu Yerler Bab, I, 273-276 aras Hemze le lgili Baz
Konular, I, 284-295 aras inne ve enne Bab, I, 294-297 aras stisna Bab, I, 297-298 aras
Cemi Bab, I, 300-307 aras Fiili Muzarinin Bana Dahil Olan lam Bab.
703
Mesela balk konulmayp ayr bir blm yaplmad halde, I, 181-188 aras soru cmlesi eklinde
olduu halde, soru cmlesi olmayan yerler, I, 188-192 aras tekil oul farkll, I, 193-195 aras
baz kelimelerin imale ile okunmas, I, 198-204 aras iki hemzenin pe pee gelmesi durumu gibi
balklarla ayr konular haline getirilebilir.
704
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 147-154.
705
Bu sayfalar arasndaki kelime anlam ile ilgili aklamalar iin bkz. Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I,
164, 170-171, 192-193, 196, 206-207, 208.
706
Bizim tespit edebildiimiz istisnalar unlardr: ok anlaml kelimeler iin bkz. Ahfe, Menil-Kurn,
I, 361-362, 419; II/473, II/488; ezddla ilgili olarak bkz. II, 598, 685; lgat anlam terim anlam ayrm
iin bkz. II, 661.
146

syleyemeyiz. Zira az olmakla birlikte yer yer kelimelerin anlam da aklanmtr.707


Ancak bu aklamalar eserin mahiyetini deitirecek nitelik ve nicelie sahip deildir.
Bu yzden Ahfein bu eseri; ad, amac, yazl tarz ve ierii bakmndan garbl-
Kuranlardan farkldr, dolaysyla da farkl bir kategoride, yani kelimelerin mfred
haldeki anlamlarndan ziyade, okunularn (kraat), morfolojik yaplarn (sarf) ve
kelimelerin cmledeki konumundan kaynaklanan anlamlarn (nahiv/szdizimi) ele alan
menil-Kurn tr eserler arasnda deerlendirilmeye uygundur. Dolaysyla,
dilbilimsel tefsir asndan, Ahfein Menil-Kurnnn doldurduu boluk zellikle
sarf/biimbilim ve nahiv/szdizimiyle ilgili yaplan aklamalarda tezahr etmektedir.

3.2.1.2.2. Ferrnn Menil-Kurn

Menil-Kurn adyla yazlan bir dier tefsir Ferrnn (.207/822) Menil-Kurn


adyla mehur Tefsiru Mkili rabil-Kurn ve Menihi708 adl eserdir. Ferrnn bu
eseri adndan da anlalaca zere dilbilim arlkldr. Zira eserde ayetler genel olarak,
kraat, sarf, nahiv ve kelimelerin anlam asndan aklanmaktadr. Bununla birlikte
Menil-Kurnda dilbilimle ilgili olmayan aklamalara da yer verilmektedir.

Eserde birinci planda kraat farkllklar, sarf ve nahivle ilgili konular yer almaktadr.
Yeri geldike de kelime anlamlaryla ilgili aklamalar da yaplmaktadr. Dier menil-
Kurn eserleri gibi, Ferrnn Menil-Kurnndaki kelimelerin anlamna ynelik
yaplan aklamalar eserin garbl-Kurn tr eserlerle ayn kategoride
deerlendirilmesini gerektirmez. Zira, eserin ieriine bakldnda ne kan birinci
husus sarf, nahiv ve irabla, yani biimbilim ve szdizimiyle ilgili yaplan izahlardr.
Hatta yer yer nahivle ilgili, sayfalarca bilgiler verilmektedir. Garbl-Kurnlarda
anlam zerinde durulan birok kelime, Ahfein Menil-Kurnnda olduu gibi
burada da, kelime anlam asndan deil, daha ok sarf ve szdizimi asndan ele
alnmaktadr. rnein, n !
3 D$ ( g 
 .
 )  D$i
(  $i
g D$ (  % 1#lH I
)i %
( g
1
u
i%709 ayetinin tefsirinde
 .
kelimesinin anlamyla ilgili herhangi bir aklama
yaplmamakta, sayfa nahvi ynden aklamalar yaplmaktadr.710 Yine W#%

707
rnek olarak bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 212, 215, 267, 671, 273, 329-330, 334, 339, 340, 355,
359-360, 369-370, 371, 373, 378, 379, 386, 405-406, 409, 423, 424, II/464, 467, 468, 471, 473, 488,
552, 553, 580.
708
Eserin banda bu ifade yer almaktadr. Bkz. Ferr, Menil-Kurn, s. 1.
709
Bakara, 2/ 69.
710
Ferr, Menil-Kurn, I, 46-48.
147

kelimesinin711 anlam btn garbl-Kurnlarda aklanmken, burada ayetle ilgili


sadece nahvi aklamalar yaplmtr.712 Yine garbl-Kurnlarda zerinde durulan
g713 kelimesinin anlamyla ilgili hibir aklama yaplmamtr.714 Oysa bu kelime
ezdd kelimelerden saylmas dolaysyla, hemen btn garbl-Kurnlarda az veya
ok anlamyla ilgili bir eyler sylenmitir.715

Ferr her ne kadar eserini birinci planda kelimelerin anlamlarnn aklanmasna


ayrmadysa da, eserde kelimelerin anlamyla ilgili izahlar da vardr. Dier bir deyile
Ferrnn eserinde anlamla ilgili hususlar, temelde anlamsal sorunlar zmeyi
hedefleyen garbl-Kurnlara gre doal olarak daha az olmakla birlikte, Ahfein
Menil-Kurnna gre daha fazladr. Eserde yeri geldike ya da ihtiya duyulduka
bu tr aklamalar yaplmaktadr.716 Dolaysyla, Ferrnn Menil-Kurn Ahfein
Menil-Kurnna gre kelimelerin anlamlaryla ilgili daha fazla bilgi
barndrmaktadr. Ayrca Ferrnn eserinde kelime anlamyla ilgili verilen bu bilgiler
daha sistematiktir. Zira baz yerlerde kelimenin anlamyla ilgili detayl bilgi vererek
tercih ettii anlam desteklemektedir. rnein, :  9
(*)  \
 
 m
L# G
 !
C
 i
i
Dg ( 717 ayetinde geen ve ezdd olduu sylenen Dg ( kelimesiyle daha kk
anlamnn kastedilebileceini ama kendisinin daha byk anlamn tercih ettiini
deliller eliinde aklamtr.718 i1`( $
(U3 L3\
i 719 ayetindeki
(U3 kelimesinin
bilme anlamna gelmesiyle ilgili olarak Bu kelime bilme anlamna gelmesi
noktasnda 1u fiili gibidir. Zira zanneden, phe eden ve korkan ayn zamanda bir
umut da tamaktadr. Bu yzden |(, 1u ve  fiilleri benzemektedir.720
demektedir. Bu bilgiyi veren Ferr baka yerde ise ummak anlamna gelen S^ fiilinin
ne zaman korkmak anlamna geldiine dikkat ekmektedir: C
  i 1

(^3

711
Bakara, 2/135.
712
Ferr, Menil-Kurn, I, 82. Kelimenin getii l-i mran, 3/67. ayetin tefsirinde de herhangi bir
aklama yaplmamtr. Bkz. I, 221.
713
Bakara, 2/228.
714
Ferr, Menil-Kurn, I, 145.
715
Kelimelerin anlamndan ziyade nahiv aklamalarna yer verilmesiyle ilgili daha fazla rnek iin bkz.
Ferr, Menil-Kurn, I, 30, 44-45, 58, 63, 143, 145, 156, 170-174, 178, 188, 208, 210-212, 229, 230,
230, 231, 236, 251, 310-312, 345, 328; II, 46-47, 69-70, 382.
716
Kelime anlamlaryla ilgili yaplan aklamalara rnek olarak bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 20, 28, 36-
37, 41, 42, 43, 48, 49-50, 74, 75, 78, 82, 83, 84, 85, 110, 114, 141, 146, 182, 195, 213, 231, 239, 260,
265, 431, 443-444; II, 13, 22, 96, 400; III, 60, 80, 180, 200, 212, 242.
717
Bakara, 2/26.
718
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 19-20. Ezdd kelimelerle ilgili daha fazla rnek iin bkz. Ferr,
Menil-Kurn, II, 147, 404
719
Nisa, 4/34.
720
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 265-266.
148

(^ 721 ayetinin tefsirinde, baz mfessirlerin ayette geen


(^3 kelimesinin
korkmak anlamna geldiini sylediklerini, oysa bu kelimenin ancak olumsuzluk
edatyla birlikte kullanldnda bu anlama gelebileceini belirtmektedir. Daha sonra da
|(ve S^ fiillerinin ancak olumsuzluk edatyla birlikte kullanldklarnda birincisinin
ummak, beklemek gibi anlamlara, ikincisinin de korkmak anlamna geldiini ifade
etmektedir.722 Benzer bir aklamay da HX
=
 % #
-
>
i J |
@ I   723 ayetinin
tefsirinde rastlarz. Ferr burada kelimesini /nnde olarak tefsir ettikten sonra
bu kelimenin /nnde anlamnda kullanlabilmesi iin zarf zaman olarak
kullanlmasn art koar. Buna gre kelimesinin bir eyin nnde olmay ifade
etmesi ancak zamansal adan mmkndr. Bu kelime zarf mekn olarak
kullanldnda ise nde anlamna gelemeyeceini, sadece arkada anlamna
geleceini, yani bu durumda ezdd olmadn belirtir.724

Ferr okanlaml kelimelere de yer yer iaret etmektedir.725 rnein, :D %  +$ Ji
g
 i  ) *  i 726 ayetindeki  i kelimesinin zaman anlamna geldiini,727 ~ H  :D $i
1
#H  728 ayetindeki kelimesinin yol anlamna geldiini729 belirtmitir. Lgat anlam-
terim anlam ayrmna da Ferrnn eserinde Ahfein eserinden daha ok
rastlanmaktadr. rnein, >G
%i S I
)n S 730 ayetini Arya bizzat eli gelmemitir.
Allah ona ilham etmitir731 eklinde aklayarak buradaki vahyin szlk anlamnda
kullanldn ok ak bir ekilde belirtmitir.

Ferr yer yer deyimsel anlamlara iaret etmektedir. Ferrnn eserinde, bu konuda da
Ahfein eserine gre kelime anlamlar bakmndan daha fazla bilgi vardr. rnein,
J
(-
I
)n D #  K
i X
 732 ayetini tefsir ederken,
J
(-
ifadesinin Araplarn
krbala yaplan her trl azap iin kulland bir ifade olduunu belirttikten sonra,

721
Nisa, 4/104.
722
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 285-286. aslnda Ferrnn burada verdii bilgilerler bir nceki rnekte
zikrettiimiz ayete verdii mana elimektedir. Zira orada olumsuzluk edatyla birlikte kullanlmad
halde (U3 fiiline bilmek anlamn vermiti. Burada ise |(fiilinin ummak, beklemek anlamlarna
gelmesi iin ancak olumsuzluk edatyla birlikte kullanlmas gerektiini ne srmtr.
723
Kehf, 18/79.
724
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, II, 157.
725
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, II, 91. Daha fazla rnek iin bkz. I, 85; III, 6.
726
Yusuf, 12/45.
727
Ferr, Menil-Kurn, II, 47
728
Hicr, 15/79.
729
Ferr, Menil-Kurn, II, 91.
730
Nahl, 16/68.
731
Ferr, Menil-Kurn, II, 109. Dier rnekler iin bkz. I, 270, 325, 147; II, 163, 279; III, 35.
732
Fecr, 89/13.
149

bunun mesel haline gelerek ve deyimleerek iddetli azap anlamna geldiini


sylemekte733 bylece deyimin oluum srecine iaret etmektedir.

Yukardaki rneklerde de grld gibi Ferr anlamla ilgili sorunlara zaman zaman
dikkat ekmekle birlikte, bu tr aklamalar nitelik ve nicelik asndan
deerlendirildiinde garbl-Kurn tr eserlerle ayn deildir. Ayrca eserin btn
asndan bakldnda bu tr aklamalar kraat, sarf ve nahivle ilgili aklamalara
oranla ikinci planda kalmaktadr. Nitekim, eserin farkl yerlerinde harfinin
kullanmyla ilgili drt sayfa, 1 edatnn soru anlamnda kullanld ve
kullanlmadyla ilgili iki sayfa, Sdan sonra gelen fiili muzarinin irabyla ilgili alt
sayfa, emir formundan sonra gelen fiili muzarinin durumuyla ilgili alt sayfa, Cdan
sonra gelen kelimenin cmledeki konumu ve irabyla ilgili iki sayfa, talil bildiren
harfinden sonra gelen fiili muzarinin nasl okunmas gerektii hakknda iki sayfa, 1E
harfinin okunu ekliyle ilgili iki sayfa, izafetle ilgili iki sayfa, mimli masdarn
okunuuyla ilgili be sayfa, aklama yapmaktadr.734 zellikle eserinin ilk yarsnda yer
alan bu rneklerin, Ferrnn birinci planda sarf ve nahivle ilgili aklamalar
amaladn gstermesi asndan nemli olduunu dnyoruz. Bu rnekler dnda
Ferrnn sarf ve nahivle ilgili aklamalar; cmle ierisinde hazif varsa bunun
belirtilmesi, zaman uyumazl gibi gzken hususlara dikkat ekilmesi, zne-yklem
uyumazl, takdim-tehir, cmlenin nerede bitip yeni bir cmlenin nerede balad,
tekil-oul uyumazl, kelimenin formunda meydana gelen deiiklikler gibi
noktalarda younlamaktadr.735 Sarf ve nahiv meseleleriyle ilgili bu aklamalarn bir
ksmnn, en azndan gnmzden baklnca, herhangi bir gramer konusuyla ilgili
gereinden fazla yaplm aklamalar olarak kabul edilebilir. Ayetlerin anlam ve
tefsiriyle dorudan ilgili grnmeyen bu tr aklamalarn yan sra, baz ayetlerin doru
anlalabilmesi iin olmazsa olmaz kabilinden aklamalar da vardr. Hatta bu
aklamalarn bir ksmnn gnmz asndan bile gncelliini yitirmedii sylenebilir.

733
Ferr, Menil-Kurn, III, 261. Dier rnekler iin bkz. II, 26, 207, 237, 339; III, 20, 159.
734
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, harfi: I, 65-69; 1 edat: 85-87; Sdan sonraki fiili muzari: 132-
138; emir formundan sonraki fiili muzari: 157-163; Cdan sonra gelen kelime: 166-168; talil bildiren
den sonraki fiili muzari: 261-263; 1E harfinin okunu ekli: 464-466; izafet: II, 79-81; mimli
masdarn okunuu: 148-153.
735
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, hazfin belirtilmesi: I, 40-41, 48-49, 61-62, 228-229, 343, 387, 420, 442,
446; II, 6-8, 19, 45, 112, 116, 243; zaman uyumazlna dikkat ekilmesi: 60-61; zne yklem
uyumazl: I, 125-131, 380; takdim-tehir: I, 370; II, 60, 65-66, 133, 249, 410; cmlenin balangc ve
bitii: I, 269-270, 301, 471; III, 223; tekil-oul uyumazl: I, 32; II, 34-35, 220; kelimenin formunda
meydana gelen deiiklikler: III, 106-107.
150

Dilbilimsel arlkl bir tefsir olmakla birlikte, Ferrnn Menil-Kurnnda gerek


garbl-Kurn tr eserlerden gerekse menil-Kurn alannda kendisinden nce eser
telif eden Ahfein eserinden farkl olarak, dilbilim amal yaplmayan aklamalara
daha sk rastlanmaktadr. Bu aklamalar, dilbilimle hi ilgili olmayan ya da dolayl
yoldan ilgili olan; zellikle ayetlerin ini sebeplerinin veya arka planlarnn
belirtilmesinde younlamaktadr. Ayrca ayetlerin ini sebebi ve arka plann
belirtilmesi kadar fazla olmamakla birlikte, fkh ve tarih bilgilerin verilmesi, ayetin
mensuh olup olmadnn belirtilmesi bakmndan da Ferrnn eseri, Ahfein Menil-
Kurnna gre daha fazla bilgi iermektedir. Kendisinden nce ve sonra telif edilmi
ilk asrdaki garbl-Kurn eserleri bakmndan da durum ayndr. Eserin belli
blmlerinde dilbilimle ilgili olmayan bu tr aklamalarn younlat grlmektedir.
almamzn hacmi imkn vermedii ve amalar arasnda yer almad iin bu tr
aklamalarn hepsini burada zikretmeyerek, sadece arpc olduunu dndmz
birer rnek vermekle yetinmeyi uygun gryoruz. rnein,   C
 D (G  i
% 1736
ayetinin tefsirinde mslmanlar hacc ibadetini yerine getirirken cahiliye dnemindeki
gibi kestikleri kurbanlarn kann Kabenin etrafna serpince bu ayetin indirildiini
belirtmektedir.737 Yine i ( :  ) D # 
( 3  #   i  l JU
i3 C
(% O 1
Ji D n D n 738
ayetiyle ilgili baz dilbilimsel aklamalar yaptktan sonra Bu sre Hatib b. Beltea
hakknda inmitir diyerek bir sayfa ayetin ini sebebini anlatmaktadr.739 Ferr
zaman zaman ayetlerin anlalmasna katkda bulunacan dnerek ayetle ilgili
tarihsel bilgiler de sunmaktadr. Ferr, misafirlerinin yemek yememesi zerine Hz.
brahimin korktuunu bildiren 
#| D % 
^
  E $  # >
X 3 C
D   i: 740 ayetinin
tefsirinde, o dnemde sunulan bir yemei yemeyen kimselerin hrsz ya da dman
olduu eklinde bir anlay olduunu ne srmtr.741 Hz. drisin yksek bir mekna
yceltildiini ifade eden {# $E z %*  742 ayetinin tefsirinde Hz. drisin Allahtan
lm meleiyle dost olmay istedii, bu istei kabul edildikten sonra lm meleinden

736
Hacc, 22/37.
737
Ferr, Menil-Kurn, II, 227.
738
Mmtehine, 60/1.
739
Ferr, Menil-Kurn, III, 148. Sebeb-i Nzul veya ayetlerin arka planyla ilgili olarak Ferrann
Menil-Kurnnda yer alan aklamalar iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 69-70, 82-83, 95, 108-
109, 110, 114, 115-116, 122, 148, 219, 222, 224, 226, 236-237, 247, 248, 249, 270, 270, 272, 275,
278, 279, 318, 321, 329, 336, 341, 344, 349-350, 359, 385, 402, 403, 408, 417-418, 420, 421, 436-437,
440-441, 445, 446, 447, 449, 453, 454; II, 88, 91, 100, 113-114, 115, 193, 216-217, 246, 261, 270, 285,
294-295, II/326, 334, 343, 348-349; III, 25, 62, 64-75, 138, 142, 143, 148.
740
Hud, 11/70.
741
Ferr, Menil-Kurn, II, 21-22.
742
Meryem, 19/57.
151

cehennemi gstermesini istedii, cehennemi grdkten sonra cenneti grmeyi


arzulad, cenneti grnce melein haydi k demesi zerine Hz. drisin sonsuza
kadar buradan kmam dediini aktararak yce mekna nasl ykseltildiini
anlatmaktadr.743 Hz. Musann Allahla konumasnn anlatld I
# * $ |
 I
)n $ L$l
(2

i  :  ) ( I
$i744 ayetinin tefsirinde Hz. Musaya ayandakileri karmasnn
emredilmesinin gerekesi olarak, Ayakkablar lm bir merkebin derisinden
yapld bu yzden karmas emredildii anlatlr.745 demektedir. Grld zere
dilbilimsel tefsirlerde pek rastlanmayan bu tarz aklamalar Ferrnn eserinde az da
olsa gze arpmaktadr.

Ayetlerin tefsirinde fkh konulara deinme bakmndan da Ferrnn eseri, Ahfein


Menil-Kurnna ve Eb Ubeyde, bnl-Yezd, bn Kuteybenin garbl-Kurn
alanlarnda yazlan eserlerine gre daha fazla bilgi iermektedir. rnein, lm
hayvann, domuz etinin, kann ve Allahtan bakasnn adna kesilenlerin yenmesinin
haram klndn belirten  # =
i Q
9
1
:   i  #    ) >
i <   %U  G
 i    # :   E #   i 
:$i
 #   ?  \ C

)746 ayetinin tefsirinde zor durumda kalan kimsenin de karnn tka
basa doyurmas, yanna azk olarak almas doru deildir, ancak aln giderecek
kadar yiyebilir, demektedir.747 Borlanma ile ilgili hkmlerin belirtildii Bakara, 2/282
ayetin tefsirinde borcun yazlmasyla ilgili emrin farz deil mendup olduunu
belirtmektedir.748 Yine teyemmmle ilgili olan Nisa, 4/43. ayetin tefsirinde
teyemmmn terimsel tanm yaplarak nasl olmas gerektii anlatlmaktadr.749 Nesih
konusunda da Ferrnn yukarda zikrettiimiz tefsirlere gre daha fazla bilgi verdiini
syleyebiliriz. Ferr, neshe delil olarak gsterilen Bakara, 2/106. ayetin tefsirinde Bir
ayet amel edilirken daha sonra bir bakasnn indirilerek bununla amel edilmeye
balanmas ve dier ayetle amel etmenin terk edilmesi750 eklinde neshin terimsel
tanmn yapmakta, l-i mran 3/7. ayetin tefsirinde muhkem ayetlerle, helal ve

743
Ferr, Menil-Kurn, II, 170..
744
Th, 20/12.
745
Ferr, Menil-Kurn, II, 175. Ferrnn eserinde tarih bilgilerden yola klarak yaplan aklamalara
rnek olarak bkz. Menil-Kurn, I, 74, 76, 111, 392, 446; II, 116
746
Bakara, 2/173.
747
Ferr, Menil-Kurn, I, 103.
748
Ferr, Menil-Kurn, I, 183.
749
Ferr, Menil-Kurn, I, 270. Fkh aklamalara daha fazla rnek iin bkz. I, 77, 144, 182, 264-265,
266, 270, 290; III, 157.
750
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 64.
152

haramlar beyan eden ayetlerin mensuh olmadn dile getirmektedir.751 Bunun dnda
yeri geldike mensuh ayetlerin neler olduunu da belirtmektedir.752 Yukarda
zikrettiimiz mellifler fkh ve nesih konularnda Ferr kadar aklama yapmamtr.

Kelam konularla ilgili olarak da Ferrnn Menil-Kurnnda dier dilbilimsel


tefsirlerden biraz farkllklar olduunu syleyebiliriz. Kelam konularda dier mellifler
gibi, ok fazla aklama yaplmamakla birlikte,  S%!
G
 ( %!
 1
Ji753 ayetindeki
ifadesinin Allaha bakmak olduu Hz. Ebubekire ulaan bir isnadla birlikte
aktarlmtr. Daha sonra ayetteki S%!
G
 nn, yaptklar gzel ilerin birebir karl,
lafznn da kat kat karl anlamna geldii belirtilmitir.754 Haber sfatlardan
istivann getii : !
i  S  ( -
 i ? 755 ayetinde tartmalara girmeksizin kelimenin
anlama geldiini ve bu ayette bir eye ynelmek anlamnda kullanldn ifade
etmekte, ayrca bn Abbasn kelimenin ykselmek anlamna geldii grn
nakletmektedir.756 < <*   ( $i  i 
1 C
i
X
%  C
 # f
S( 1 S( L% C
(
 #i 757 ayetinin tefsirinde mminlerin bir ksm dier bir ksmna efaat edecektir
diyerek efaat konusundaki grn ortaya koymutur. Ferrnn eserini kelam
konularda dier dilbilimsel tefsirlerden ayran belki de nemli zellik ise, iki farkl
ayeti758 tefsir ettikten sonra bu ayette Kaderiyenin lehine delil yoktur ifadesini
kullanmasdr. Oysa dier eserlerde kelam mezheplerle ilgili bu kadar ak bir ifadeye
rastlayamadk.759 Btn bunlar fkh, kelam ve tarih aklama asndan Ferrnn
eserini farkl klan zelliklerdir.

751
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 190.
752
Ferrnn nesih konusunda aklamalar yapt dier ayetler iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 110,
112, 259, 419; III, 142, 196.
753
Yunus, 10/26.
754
Ferr, Menil-Kurn, I, 461. Ruyetullah konusunda farkl grlerin delil olarak ne srlen dier
ayetlerde herhangi bir aklama yaplmamtr. Menil-Kurn, I, 348-349, 392-393; III, 212.
755
Bakara, 2/29.
756
Ferr, Menil-Kurn, I, 25. Taha, 20/5 ve Fussilet, 41/11 ayetlerinin tefsiri hi yaplmamtr.
757
Duhn, 44/41-42.
758
Bkz. Zariyat, 51/56 H * #  C
i
$N 1
i+  y
 |
 ve Nuh, 71/4 S:! >^ S | ayetlerinin
tefsiri. Ferr, Menil-Kurn, III, 89, 187.
759
Ferrnn kelm konularla ilgili yapt bu aklamalar, onun Mutezil olduu eklindeki rivayetlerin
doruluunu tartmal hale getirmektedir. Ayrca smail Cerraholunun, Ferrnn eserinde Mutezil
olduunu teyid eden bir gre rastlayamadn belirtmesi bizim kanaatimizi destekler mahiyettedir.
Kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 286.
153

Ferrnn eserini dier eserlerden farkl klan zellikler sadece bunlar deildir. Ferr,
Hz. Peygamber, sahabe ve tabinden dilbilimsel amal yapt nakiller dnda760
dilbilimsel amal olmayan nakillerde bulunmu, hatta, dilbilimsel tefsirlerdeki genel
yaklamn aksine, yapt nakilleri isnatlaryla birlikte zikrettii de olmutur.761
Ferrnn yapt nakillerin senedini zikretme zelliini kraatler konusunda da
gryoruz. Nitekim o farkl okunular belirtirken ou kez senedi zikrederek kraat
vecihlerinin kime dayand konusunda bilgi vermektedir.762

3.2.1.2.3. Zecccn Menil-Kurn ve rbh Adl Eseri

Hicri ilk asrda yazlan bir dier dilbilimsel tefsir Zecccn (.311/923) Menil-
Kurn ve rbh adl eseridir. Ad her ne kadar Menil-Kurn ve rbh olsa da
Zecccn bu eserini hem dier menil-Kurnlardan hem de genel anlamda dier
dilbilimsel tefsirlerden ayran belirgin zellikler vardr. Daha nce incelediimiz Ahfe
ve Ferrnn Menil-Kurnlarnda arlkl olarak sarf, nahiv ve kraat konular ele
alnmakta, kelime anlamlaryla ilgili aklamalar ise Ahfein eserinde az, Ferrnn
eserinde nispeten daha fazla yer almaktayd. Bu ynyle bu eserlerin garbl-
Kurnlardan ayrldklar nokta olarak garbl-Kurnlarn birinci planda kelime
anlamlaryla ilgili sorunlar gidermek, menil-Kurnlarn ise birinci planda sarf, nahiv
ve kraatle ilgili sorunlara ynelik yazld sonucuna ulamtk. Zecccn eserinde ise
sarf, nahiv ve kraat aklamalarnn yan sra hemen her kelimenin anlamyla ilgili bir
aklama yaptn grmekteyiz. Hatta, Zecccn eserinde baz garbl-Kurnlardan
daha zengin aklamalarn olduunu sylemek mmkndr.

Zecccn Menil-Kurn ve rbh adl eserinin genel anlamda dilbilimsel


tefsirlerden ayrld noktalar ise kelam ve fkh konularda yapt aklamalarn
okluu ve hemen her ayeti muhatabn anlayaca ekilde tefsir etmesidir. Oysa gerek
garbl-Kurn tr eserlerde ve gerekse menil-Kurn ve irbl-Kurn eserlerinde
genel yaklam tarz, mellifin amalad alana arlk vermesi, ayetlerin dier ksmn
760
Ferrnn dilbilimsel amal yapt nakiller iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 37-38, 83-84, 114-115,
153, 265-266, 280, 351, 416; II, 58, 271-272, 281, 400; III, 60, 66.
761
Ferrnn senet zikretmeksizin yapt rivayetler iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 95-96, 144, 182,
205, 290; II, 138, 324; senet zikrederek yapt rivayetler iin bkz. I, 144, 153, 183, 99, 430; II, 41, 45,
55, 72, 88, 118, 155, 169, 174, 271-272, 281, 332, 334; III, 41, 60, 66.
762
Sened zikretmeden yapt kraat aklamalar iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 64, 173, 234, 246,
425; II, 11, 42, 147, 281, 342; III, 30, 244, 254; Sened zikrederek yapt kraat aklamalar iin bkz. I,
330, 337-338, 381-382, 394, 463; II, 3, 4, 17-18, 40, 49, 65, 67, 79, 94, 119, 212, 269; III, 170, 242-
243.
154

genelde tefsir etmemesi, hatta baz ayetlerin tefsirine hi rastlanmamasyd. Oysa bu


eserde hem btn ayetlerin tefsiri yaplmakta ve ayetlerin neredeyse her bir ksm
aklanmaktadr. zetle ifade edecek olursak, buraya kadar incelediimiz dier
dilbilimsel tefsirlerden hi birinin btncl anlamda bir tefsir kitab olarak alglanmas
mmkn deildir. Zira bu eserlerin her biri dilbilimin belli bir asndan Kuran tefsir
etmeyi amalam, dier hususlar istisnalar dnda gemilerdir. Zecccn eseri ise,
hem dilbilimin btn ynlerinden tefsirinde belli bir oranda yararlanm hem de
dilbilimsel izah tarzyla yetinmeyip ayetleri deiik birok adan tefsir etmeye
almtr. Hatta eserinin bir yerinde dile getirdii u szleri onun dilbilimsel izahlara
ek olarak, genel anlamda Kuran tefsir etmek amacnda olduunu ortaya koymaktadr:

rabla birlikte mana ve tefsiri de zikretmemizin nedeni Allahn kitabnn aklanmas


ihtiyacdr. Nitekim Allah Kuran hi dnmezler mi?763 buyurarak bizleri dnmeye
tevik etmitir. Fakat hi kimsenin dilbilimsel yaklam veya ilim erbabndan nakledilenlere
muvafk olann dnda bir ey sylemesi uygun deildir...764

Grld zere Zeccc burada birinci planda irab amaladna iaret etmekle birlikte
mana ve tefsiri de ihmal etmeyeceini aka belirtmekte, yani eserinde dilbilimsel
yaklamla birlikte genelde anlamda aklama ve tefsir etme ihtiyac duyduu hususlara
deinmekten geri kalmayacan sylemektedir. Zeccc eserinin ieriinde bu
aklamasyla tutarl bir yol izlemitir. Nitekim Menil-Kurn ve rbh ayetlerin
gerek sebebi nzullerinin, arka planlarnn zikredilmesi, gerek fkh, kelam ve tarih
bilgiler eliinde tefsir edilmesi ve gerekse ayetin ilgilendirdii dier konulara girilmesi
gibi dilbilimle ilgili olmayan aklamalar bakmndan, kendisine kadar telif edilmi
dier btn dilbilimsel tefsirlerden daha kapsaml ve zengin aklamalar iermektedir.
rnein, Bakara Sresi, 2/30 
#|

B
L > ^ Ll$  E , \:   I
)n
g ayetinin
tefsirinde, Hz. Adem kssasn Ehl-i Kitabn bilip Araplarn bilmedii, dolaysyla Hz.
Peygamberin de bilmediini belirterek Hz. Peygamberin bu kssay haber vermesi
peygamberliinin ispatdr, demektedir.765 Yine :)  l 1 O Si  766 ayetinin

763
Nisa, 4/82; Muhammed, 47/24.
764
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 163. Zecccn orijinal ibaresi yledir: N  J$ :$
C 1E  t% ) S %mmG ( )\ ) : (6 3 C 1#H SH% 6  B #!
 S%*:
...* > $ P   (KJ S= C E  B SH%
765
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 101. Zeccc yeri geldike Hz. Peygamberin nbvvetini
ispat eden ayetlerin tefsirinde benzer aklamalar yapmaktadr. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, I, 106, 346, 355, 373-374; II, 132, 189; III, 106, 260; IV, 221, 256.
766
Bakara, 2/37.
155

yorumunda bu ayette Adem ve Havvann ocuklarna, gnahlarndan nasl


kurtulacaklar gsterilerek, tvbenin ancak itirafla birlikte yapld takdirde fayda
salayaca belirtilerek t verilmektedir demitir.767 Zecccn eserinde bu tarz
aklamalara olduka sk rastlanmaktadr.768

Ayetlerin ini sebepleri, arka planlar hakknda yaplan aklamalar veya ayetle ilgili
tarih bilgiler olduka fazladr. rnein,  (i i<  # |

i ~ i < 3 769 ayetinin ini sebebi
olarak, baz insanlar azksz olarak yola ktklar iin hac ibadetleri srasnda insanlarn
yemeklerinden istemelerini zikretmektedir.770 i^ 
!  %  1:i   u
1 771 ayetinde
mescitlerde Allahn isminin zikredilmesinden alkoyanlarn Rumlar, Mekkeli mrikler
veya mescitlerden meneden herkes olabileceini belirterek ayetin arka plann
aklamaya almtr.772

Zeccc baz ayetlerin tefsirinde tarih bilgilerden yararlanmaktadr.   (  S-( S!


 -

%# ` 
% ?  %  +

$   +
G
X* ) 9
 %   773 ayetiyle ilgili dilbilimsel aklamalar
yaptktan sonra, tefsirde, Allahn kayadan onlar iin on iki kaynak fkrtt, her
gurubun kendisine ait kaynaktan itii, eklinde gemektedir diyerek ayetle ilgili tarih
bilgi vermektedir.774 Zecccn zikrettii tarih bilgilerin ya da sebebi nzule ait
rivayetlerin bir ksmnn, israilyattan olduu grlmektedir. rnein,  O
i  D #nH $ D 
g

767
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 108.
768
Bu tr aklamalar iin bkz. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 105, 114-115, 141-142, 162-
163, 173, 179, 194-195, 220, 285-286, 288, 359; II, 52, 97, 258, 277, 345-346; III, 63-64, 117, 141,
152, 172, 216 (inzal), III, 278-279, 339-340; IV, 133, 192, 198, 200, 292, 341; V, 15, 27, 65-68, 96,
151.
769
Bakara, 2/197.
770
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 233. Sebebi nzul ve arka planla ilgili daha fazla rnek iin bkz.
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 97, 159-160, 162, 166, 178, 193, 194, 203, 214-215, 223, 226-
227, 228, 234, 235, 238, 239-240, 240-241, 254, 257-258, 266, 305; 330, 355-356, 370, 379, 393, 411,
412-413, 414, 417, II, 13, 25, 44, 48-49, 56, 64, 67, 71, 75, 82, 95, 116, 126-127, 137, 142, 162, 171,
218, 232, 322, 323, 327, 330-331, 354, 355, 361, 369, 372-373, 374-375, 375, 383, 384, 385; III, 5, 32,
34, 121, 132, 153, 162-163, 168, 179, 180, 193, 195, 203, 207-208, 211, 217, 220, 229, 232, 251, 275,
281, 284, 348; IV, 24, 27-28, 29, 37, 43, 51, 62, 79-80, 81, 112, 113, 121, 130, 150, 152, 158-159, 161,
162, 163, 165, 166, 169, 172, 173, 191, 222, 241, 267, 305, 311, 317, 334, 335; V, 9, 11, 16, 20, 22, 23,
26, 28, 33, 105-106, 108-109, 110, 111, 112-113, 114, 123, 125-126, 135-136, 138, 142, 148-149, 160,
161, 181, 184, 192-193, 198, 220, 233, 241, 258, 261, 263, 273, 280, 284-285, 288, 291.
771
Bakara, 2/114.
772
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 172-173.
773
Bakara, 2/60.
774
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 128. ayetlerin tefsirinde tarih bilgileri zikretmesiyle ilgili daha
fazla rnek iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 133, 180, 276, 282, 391-392; II, 91-92, 103-
104, 130, 134, 160, 179, 214-215, 283-285, 294, 300, 340, 356, 362; III, 49, 50, 51, 54, 70, 77, 79, 95,
99-100, 145-146, 182, 184-185, 244-245, 251, 286, 289-290, 298, 302-303 (samiri), 323, 323-324, 342-
343, 344, 358; IV, 85, 86, 99, 103, 115-116, 149, 188, 212, 213, 323; V, 52, 73, 129, 133, 182, 237,
250,
156

 #i )  E )l 1  % #E-
 #
()i  E # 3 @  E   775 ayetinin tefsirinde tefsirde rivayet edilmitir
ki diyerek, tabutun imir aacndan olduu, tabut nedeniyle srailoullarnn hastala
yakaland, daha sonra onu bir kzn boynuzlar arasnda tadklar vs. aklamalar
israiliyat zelliklidir. Dilbilimsel tefsirlerde bu tr aklamalara pek rastlanmamas,
Zecccn eserinin dier dilbilimsel tefsirlerden farkllat dier bir zellik olarak
kabul edilebilir.776

Zeccc fkh ve kelam konularda yapt aklamalar bakmndan da dier dilbilimsel


tefsirlerden ayrlmaktadr. rnein, D   D %   # U
)
@$ D!
% $  O 1 Z!
% $ 777 ayetinin
tefsirinde nesihle ilgili ayrntl bilgiler verilmekte, nesihle unutmann (D!
% $ ) arasndaki
fark ve unutulan ayetin daha iyisini (D %   # U
)
@$ ) veya bir benzerini ( D  ) getirmenin
faydasnn neler olduu belirtilmektedir.778 Bunun dnda mensuh ayetler hakknda
verilen bilgiler bakmndan da Zecccn eseri dierlerinden farkldr. Zira bu konuda
bilgi verdii ayet says ncekilere gre daha fazladr.779 Ayetlerle ilgili fkh
aklamalar da nitelik ve nicelik olarak Zecccn eserinde ayr bir yer tutmaktadr. Yani
Menil-Kurn ve rbhda yaplan fkh yorumlar hem dier eserlere gre daha
fazladr, hem de meseleleri ele al tarz ve kullanlan terminoloji bakmndan daha
sistematiktir. rnein,  G
 ` * 
:   %  i  
 1  m
 ~ 780 ayetinin tefsirinde
mfessir u aklamay yapmaktadr: Bu lafzla Arafatta vakfe yapmann farz
olduuna delalet edilmektedir. Zira ifada/terketmek ancak vakfe yaptktan sonra (bir
yerde durduktan sonra) gerekleen bir fiildir.781 Bu yorum tarzyla ayetteki lafzdan
Arafatta vakfe yapmann farz olduunu, yani, dilbilim temelli bir izahla fkh bir sonu
karmaktadr. Dier dilbilimsel tefsirlerde nadiren fkh aklamalar olsa da bu tr
yorumlara rastlamak olduka gtr. Zecccn, D  1
  !
#  -
 : 3 X

~ 782
ayetinde hedyin neler olabileceini, ayetin devamndaki iG

D   H Si
ksmnda

775
Bakara, 2/248.
776
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 281. kr. Abdullah Aydemir, Tefsirde srailiyat, Ankara, 1979,
s. 204-206. Benzer rivayetler iin bkz. Menil-Kurn ve rbh, II, 264, 320; III, 44, 273, 286; IV,
13, 86, 91, 98, 115-116, 124, 246, 249-250, 252; V, 34.
777
Bakara, 2/106.
778
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 167-168.
779
Zecccn mensuh olduunu belirttii ayetler iin bkz. Menil-Kurn ve rbh, I, 216-217, 218,
219, 227, 275, 279; II, 14, 23-24, 115, 116, 344; III, 122, 178, 281; IV, 24, 128, 142; V, 111.
780
Bakara, 2/198.
781
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 234.
782
Bakara, 2/196.
157

hedyin vaktini hacc ve umreye gre belirtmesi,783  !


# :   : U
 1
I
$ (@!
784 ayetinde
arabn ittifakla haram olduunu, arabn dourduu sonucu douran her eye kyas
yoluyla arap dendiini ve haramlk bakmndan bunlarn da arap menzilesinde
olduunu akladktan sonra konuyu bir sayfa tartmas,785 >
   Ji   C
L  i  E #.(
1
# #  $B
l
786 ayetinin tefsirinde, feriz meselesinin bu srede ele alnmasndan hareketle
ferizle ilgili her trl ayrnty zikredeceini belirttikten sonra konuyu incelemesi787
 g  ? \
? 1
i D !

$@) 1
X )i 
iQ
:  788 ayetinde konuyu dilcilerin ve fukahann grleri ve
 g lafznn anlam eliinde ele alp deerlendirmesi,789 (iX  D  y
: g @ D # y
% 790
ayetinin tefsirinde korku namaznn eklini mam Malikin gr balamnda
anlatmas,791 eserinin fkh yorumlara arlk verdiinin birer gstergesidir.

Ayetlerin tefsirinde kelam konulara girmek ya da iaret etmek bakmndan da


Zecccn eseri dier dilbilimsel tefsirlerden ayrlmaktadr. Bu konuda birok rnek
gstermek mmkndr. Ancak biz dier dilbilimsel tefsirlerde gremediimiz
yorumlardan bir kan burada zikrederek bu eserin farkllna dikkat ekmeye
alacaz. I 1
# : !
 % * ^
 %)i 792 ayetinin tefsirinde iman-slam ayrmn Hucurt
Sresinin 49/14. ayeti balamnda deerlendirerek ortaya koymutur.793 Oysa, dier
dilbilimsel tefsirlerde konu bu adan ele alnmamtr. $ )~C
i z % 
`
Ji 1
ayetinin tefsirinde, efaatin Hz. Peygamber tarafndan ya da mminlerin birbirlerine dua
yoluyla yaplacan belirterek, ayetin efaat kapsn kapatmadn, ancak mriklerin
bu konudaki yanl dncelerine bir cevap olarak anlalmas gerektiini sylemitir.794

783
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 230-231.
784
Bakara, 2/219.
785
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 250-251.
786
Nis, 4/11.
787
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 17-21, . Daha fazla fkh yorum rnekleri iin bkz. Zeccc,
Menil-Kurn, I, 181, 229, 255, 256-257, 257-258, 263-264, 272, 297; II, 27, 31, 36, 38, 39-40, 45,
115, 120, 121, 123-124, 138, 140, 269, 335-337, 347; III, 156, 109, 299, 307; IV, 23, 24, 25, 26-27, 33,
95, 128-129, 137, 176; V, 26, 41, 135, 143-145.
788
Bakara, 2/228.
789
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 259-262.
790
Nis, 4/102.
791
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 79-80.
792
Bakara, 2/128.
793
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 182-183. Hucurt Sresi, 49/14 ayetinde konuyu daha
sistematik olarak ele alyor. Bkz. V, 32-33.
794
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 287-288, ayrca bkz. II, 202; III, 6, 283; V, 60, V, 197. Daha
fazla kelam yorum rnekleri iin bkz. I, 100, 107-108, 179, 194-195, 241, 284-285, 302, 305, 372,
395; II, 24, 144-145, 232, 249, 289; III, 20, 29, 160-161, 201-202, 239, 285; IV, 155, V, 97, 227.
158

Yine efaatle ilgili ayetlerin tefsirinde dier mfessirlerin konuyu bu ekilde ele aldn
gremiyoruz. ) %  g 2 C
 % :l G
3 C
795 ayetinin tefsirinde,

Birisi, Allahn insana gcnn yetmeyecei bir eyi yklemesi caiz midir? diye sorarsa, ona
denir ki: Eer gerekten insann gcnn yetmeyecei bir eyi kastediyorsan bu muhaldir.
Eer ilk bata ar gelenle mkellef klp daha sonra Allahn hafifletmesini kastediyorsan
Allah bu konuda dilediini yapar...796

diyerek kelam literatrnde teklif-i mala yutak olarak bilinen konuyla ilgili grn
ortaya koymutur. : \
|
 E  |
$  E 3 #l-
E % 
l E $  %
(D % 3   , H ( H%  +
3 797 ayetinin
tefsirinde kebair/byk gnahn tanmn yapmakta,798  
 ) 
 `

 C
 i
i
`
1:  I

799 ayetinde ise byk gnahn affedilip edilmeyeceini ksaca
tartmaktadr.800 Ruyetullah konusunda da en net aklamay Zecccn yaptn
grrz: Hz. Peygamberden Allahn grleceine dair sahih olarak gelen rivayetler
reddolunamaz. Bu ayette de Allahn grleceini reddeden herhangi bir delil yoktur.
Zira bu ayetin manas bir eyin idrak edilmesi ve hakikatinin kuatlmasdr. Bu snnet
ehliyle, ilim ve hadis ehlinin grdr.801

Zecccn eserinde dilbilimsel olmayan aklamalarn dier dilbilimsel tefsirlere gre


ok fazla olmas onun dilbilimsel tefsir olma zelliine halel getirmez diye
dnyoruz. Zira dilbilimle ilgili olmayan aklamalar her ne kadar dier eserlere gre
daha fazla ise de, eserde hkim renk dilbilimseldir.802 Kald ki, yukarda rneklerde
grdmz zere, kendisi bu tarz yorumlarn bir ksmnda da dilbilimin verilerinden
hareket ederek ya da dilbilimsel temellendirmeler yaparak deerlendirmelerde
bulunmutur. Bilindii gibi Zeccc dilbilim meneli bir mfessirdir. Bununla birlikte
dilbilimci olmas, elbette srf bu yzden eserini dilbilimsel arlkl kabul etme
sonucunu dourmaz. Dilbilimci olmasndan ziyade, bu ynn tefsirine yanstm

795
Bakara, 2/286.
796
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 315.
797
Nisa, 4/31.
798
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 37. Zeccc, r, 42/37 ayetinin tefsirinde kebrin tanmn
yaparak nelerin byk gnah olduu hakkndaki grleri zikrediyor. Bkz. IV, 304.
799
Nisa, 4/48.
800
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 48. irk dndaki gnahlarn tevbe ile affedilecei gr iin
ayrca bkz. II, 83, 87, 314.
801
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 225. Zecccn, bu grn destekleyen dier yorumlar iin
bzk. II, 302-303; III, 13-14; IV, 273-274; V, 198, 232.
802
Eseri tahkik eden Abdlcell Abdh elebnin, dilbilimsel izahlarn birinci planda, sebeb-i nzul gibi
hususlarn ise ikinci planda olduunu belirtmesi bizim bu kanaatimizi dorulamaktadr. Kr. Zeccc,
Menil-Kurn ve rbh, (nairin girii), s. 33, 36.
159

olmas eserini dilbilimsel bir tefsir olarak deerlendirmemizi hakl karmaktadr.


Eserinde dilbilimin alt dallar olan sarf, nahiv ve anlambilimi ilgilendiren aklamalarn
yaygn bir ekilde yer almas, dilbilimle ilgili yapt aklamalar ayet, hadis veya iirle
istihad getirerek temellendirmesi, bununla da kalmayp, dilbilimle ilgili konularda
tartmalara girmesi, dilcilerin grlerini aktarmas, tercihlerde bulunmas803
bakmndan Zecccn Menil-Kurn ve rbh adl eserini dilbilimsel bir tefsir
olarak kabul ediyoruz. Ancak, mellif gerek sadece dilbilimle yetinmeyeceini
aklamas, gerekse bu aklamasna riayet etmesi bakmndan onu sadece dilbilimsel
aklamalar ieren bir tefsir olarak grmemiz yanl olur. Belki de bu eser, dilbilimsel
tefsirlerin belirgin bir krlma yaad gei dneminin rn olarak kabul edilebilir.
Zira Zecccn bu eseri, rencisi Nehhasn (.338/950) rbl-Kurn adl eseriyle
birlikte, dilbilimsel tefsirlerin birinci evresinin, yani ortaya k ve geliim dneminin
zirvesini oluturmaktadr. Hicri nc asrn sonlaryla drdnc asrn balarndan
itibaren yazlan dilbilimsel arlkl tefsirlerin bundan ncesinde yazlanlara gre nitelik
olarak farkllatn syleyebiliriz.

Zecccn Menil-Kurn ve rbh adl eserinin, kelimelerin anlamlaryla ilgili


yaplan aklamalar bakmndan Ahfe ve Ferrnn bu alandaki eserlerinden farkl
olduunu sylemitik. Zeccc kelimelerin anlamlaryla ilgili yapt aklamalar
bakmndan baz garbl-Kurn tr eserlerden bile fazla veri iermektedir. Hatta,
ou kez bu eserlerde anlam verilmeyen kelimelerin anlamlarnn Zecccn eserinde
verildiini grrz. Bunun iin herhangi bir Kuran ayetiyle ilgili yaplan aklamalar
ya da eserin herhangi bir sayfasn ap bakmak yeterli olacaktr. Bu durum Zecccn
kelime anlamlaryla ilgili yapt aklamalarn nicelik ynnden dier menil-
Kurnlara gre fazla olduunu gsterir. Nitelik olarak da eserde bu aklamalarn
farkllatn sylememiz mmkndr. Szgelimi, kelimelerin lgat anlamlar verilerek
terim anlamlarna gei yaplmaktadr. rnein, : l X
  i  % 1  ^  i:
D *  804 ayetindeki kelimesinin burada Kuran olduu belirtildikten sonra
kelimenin itikakndan yola klarak, neden Allahn peygamberine indirdii eye kitap
dendiini aklanmtr. Daha sonra da yeri gelmiken Kuran kelimesinin szlk

803
rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 101, 110, 113-114, 117-118, 119-120, 153,
177, 232-233, 331-333, 360, 363-364, 372; II, 8-9, 34-35, 51-52, 155-156, 172, 351; III, 55-56, 65, 66-
67, 71-72, 150, 277-278, 294-296, 336-338; IV, 118, 123-124, 306.
804
Bakara, 2/89.
160

anlamyla terim anlam arasndaki iliki belirtilmitir.805 B



:!
i  )  806
ayetinin tefsirini yaparken  ) kelimesinin anlamn iyice ortaya koymak iin olsa gerek,
bidatin tanm yaplmtr.807 Bir baka ayetin tefsirinde P! kelimesinin lgat anlam
maksattan ve haktan ayrlmak olarak verildikten sonra, ancak bu kelime, Allahn
emrinden kma anlamna tahsis edilmitir diyerek kelimenin terimleme srecine
dikkat ekilmitir.808 Vch/okanlaml kelimelere dikkat ekilmi;  i ,809 ve %810
kelimelerinin geldii manalar rnekleriyle birlikte aklanmtr.811 Ezdd kelimelerin
anlam verilerek muhtemel olduklar iki zt anlamdan hangisinin ayetin balamna
uygun olduuna dikkat ekilmi, hatta bu konuda yer yer eletirilerde bulunulmutur.812

Garbl-Kurn tr bir eser olmamasna ramen, kelime anlamlaryla ilgili bu ekilde


zengin aklamalar ieren Zecccn eserinde, menil-Kurn ve irbl-Kurn tr
eserlerin en belirgin zellii olan kraat, sarf ve nahivle ilgili meselelere de
deinilmitir. Kelime anlamlaryla ilgili yapt aklamalar bakmndan Ahfe ve
Ferrnn Menil-Kurnlarndan ayrlan eser, kraat, sarf ve nahve arlk vermesiyle
bu eserlerle birlemektedir. rnein, D #  y
: * $ 1
Ji
.813 ayetinin tefsirinde D # 
kelimesinin okunuuyla ilgili iki sayfa aklama yaplm,814 yine pe pee gelen iki
hemzenin okunuuyla ilgili sayfa bilgi verilmitir.815 Bakara Sresinin bandaki
mukattaa harflerinin irab ve okunuuyla (nahiv ve kraat) ilgili olarak alt sayfaya
yakn bilgi verilmitir.816 (% O 1
Ji  i
(  U 817 ayetinin tefsirinde  (U fiilinin her
zaman iki kii tarafndan gerekletirilen bir anlam ifade etmediini dolaysyla burada
805
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 151. Ayrca bkz. I, 316-317.
806
Bakara, 2/117.
807
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 175.
808
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 127. Lgat anlam-terim anlam ilikisiyle ilgili daha fazla
rnek iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 160, 167, 182-183, 187, 201, 230, 254, 339, 344,
354-355; II, 44, 88, 119, 159, 177-178, 191, 201, 203, 232, 257-258, 300; III, 77, 107, 171, 240, 262,
263; IV, 5, 32, 65, 67, 74, 100, 109, 138; V, 60-61.
809
Bakara, 2/213. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 243.
810
Al-i mran, 3/7. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 319.
811
Vchla ilgili daha fazla rnek iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 174, 274, 259-262,
401; II, 100, 185-186, 203-204, 309-310; III, 90, 142, 261, 269, 292; V, 8, 42-43.
812
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 39, 81-82; III, 128.
813
Fatiha, 1/7.
814
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 55-57.
815
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 76-79. Kraat farkllklaryla ilgili daha fazla rnek iin
bkz. I, 137-138, 139-140, 341-342, 406; II, 96, 206-207, 229, 296; III, 15-16, 23-24, 38-39, 43, 81, 85,
93, 189-190, 192, 242, 243; IV, 28, 56, 76-77.
816
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 60-63, 64-67. Nahiv ve irabla ilgili daha fazla rnek iin
bkz. I, 73-74, 109-110, 123-125, 152-153, 177, 178; II, 51-52, 58-59, 72, 105-107, 108-109, 138-140,
198-199, 253-254, 348-349; III, 29-30, 51, 52, 150; IV, 22, 87, 123-124, 151, 160-161, 184, 240, 306,
321; V, 158, 172-173, 204-205, 229, 280.
817
Bakara, 2/9.
161

da tek kiinin gerekletirdii bir fiil olduu eklinde temelde sarf ilgilendiren bir
aklama yaplmtr.818

Zeccc tefsirinde dilbilimsel amala ayetleri ayetlerle819 veya snnetle tefsir etmitir.
rnein 1
i :  , : ve G 820
szcklerinin kelime anlamlarn aklarken, > H^821
kelimesinin okunuu hakknda bilgi verirken Hz. Peygamberin szlerini delil olarak
zikretmitir. Ayrca, dilbilimsel ama gtmeksizin ayet822 veya hadislerle823 istihad
etme bakmndan kendinden nceki dilbilimsel tefsirlerden farkl olduu sylenebilir.

3.2.1.3. Vch ve Nezir Trnde Yazlan Eserler ve Dilbilimsel Tefsir

Tefsir faaliyetlerinde erken dnemden beri sregelen almalardan birisi de, ayn lafzn
Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda kullanlmas olgusuyla ilgilenen Vch ve
Nezir eserleridir. lk asrda Vch ve Nezir alannda yazlan eserlerin
karlatrlmasna, deerlendirilmesine ve genel anlamda tefsir, zelde dilbilimsel tefsir
iin oynadklar role gemeden nce, vch ve nezir kelimelerinin szlk ve terim
anlamlarn belirtmekte fayda gryoruz.

Vch, vech/^ kelimesinin ouludur. Szlklerde vech/^ kelimesiyle ilgili


zikredilenlerin, bir nesnenin karsnda bulunan ey ve yn olmak zere iki temel
mana zerinde younlat grlmektedir. Vech kelimesiyle ilgili szlklerde geen
insann yz, evin n cephesi, bir kavmin nde geleni, gndzn balangc, szden
kastedilen mana gibi karlklarn birinci temel anlamla ilgili olduunu sylemek
mmkndr. Vech kelimesiyle ayn kkten gelen D^ kelimesinin ise somut veya soyut
olarak yn anlamnda kullanldn grmekteyiz. Buna gre D^ kelimesi kble,
kastedilen yn, maksat (szden kastedilen yn) anlamlarna gelir ki bu kullanmlar

818
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 82. Sarfla ilgili daha fazla rnek iin bkz. I, 84, 119-120, 181,
195, 232-233, 245-246, 349; II, 77, 80, 87, 147-148, 152-153, 192, 230, 259-260, 272, 328, 351, 358,
361, 367, 375; III, 92, 343; IV, 19, 20; V, 24, 77, 94, 132.
819
Dilbilimsel amala ayetlerin istihad olarak getirildii yerlere rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, I, 327, 328; II, 324.
820
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, 1 i :  kelimesi: I, 126;  kelimesi: 278; G kelimesi: 304.
821
Bakara, 2/97. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 159. Dilbilimsel amala snnetin istihad
olarak getirildii yerlerle ilgili daha fazla rnek iin bkz. II, 53, 109, 184, 383-384; III, 116-117, 120-
121, 190, 292; IV, 140.
822
Dilbilimd amala ayetin ayetle tefsirine ok sk bavurulmutur. rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, I, 340, 351-352; II, 118, 194, 208-209; IV, 60, 258; V, 274, 278.
823
Dilbilimsel ama olmakszn ayeti snnetle tefsir ettii yerler iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, I, 188-189, 285, 297, 314, 394, 401; II, 33, 70, 234, 279; III, 93, 97, 156, 187-188, 261, 268,
285, 346, 351; IV, 6, 7-8, 9, 53, 122, 147, 273, 303; V, 115, 121-122, 128, 130, 156, 232, 235,
162

kelimenin yn anlamyla ilikilidir.824 Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda


kullanlan kelimeler iin terimletirilen vchun, szlklerde zikredilen iki temel
anlamyla irtibatn kurmak mmkndr. Terimlemi haliyle vech/vch kelimesinin,
szlklerdeki bir nesnenin karsnda bulunan ey anlamn yanstmas, vchun, yani
anlamlarn, lafzlarn karl olmas asndandr Yine vchun, vech kelimesinin
szlklerde zikredilen yn anlamn yanstt da sylenebilir. Bu durumda kelimenin
yn anlamndan hareketle, farkl yerlerde farkl anlamlarda kullanlan kelimelerin,
getii bir balamda bir yne/anlama, dier bir balamda bir baka yne/anlama
ynel(til)mesini ifade etmesi gz nnde bulundurularak, vch denilmi olabilir.825

Nezir kelimesi ise bir eyin ei, dengi, ayns, benzeri anlamndaki #t$/#t$
kelimesinin ouludur. ki ey arasndaki denklii, ya da denklik derecesine ulaan
benzerlii ifade etmek iin #t$ kelimesi kullanlr.826 Nezirin vch ve nezir
kitaplarnda terim olarak kullanm, szlklerde geen aynlk, denklik ve benzerlik
anlamlarn yanstmaktadr. Zira bu eserlerde nazr ya da nezir terimleri vch olan bir
lafzn, anlamlarndan herhangi birisiyle birlikte baka yerlerde tekrar eden rnekleri iin
kullanld grlmektedir. Bu durumda vch lafzlar ayn manalar farkl, nezir ise
hem lafzlar hem de anlamlar ayn olan kelimeler iin kullanlmaktadr.827

Vch ve Nezir terimlerinin konuyla ilgili eserlerde kullanld manadan daha farkl
ekillerde tanmland, zellikle nezirin eanlaml kelimeler demek olduu eklinde828

824
Vech kelimesinin szlklerdeki anlamyla ilgili bkz. Halil b. Ahmed, Kitbl-Ayn, (thk. Mehd
Mahzm-brahim Samarr), 8 cilt, Messesetl-Alem lil-Matbat, Beyrut 1988, IV, 66; bn
Dreyd, Cemhere, I, 498-499; Ebl-Ksm smail b. Abbd b. Abbas Talekn, el-Muht fil-Lga,
(thk. Muhammed Hseyn l-i Yasin), leml-Ktb, Beyrut 1994, IV, 24-25; Ebl-Hseyin Ahmed
b. Fris b. Zekeriy, Mucem Mekysil-Lga, (thk. AbdsSellm Muhammed Harun), Drul-
Ktbil-lmiyye, Kum, t.y., VI, 88-89; bn Manzr, Lisnl-Arab, VI, 4775-4776.; Zebd, Tcul-
Ars, XXXVI, 535-545.
825
Vchun szlk anlam hakknda geni bilgi ve analiz iin bkz. Karagz, Vch ve Nezirin
Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, Bilimname, say: 14, yl:
2008/1, Kayseri 2008; s. 11-13.
826
Nezir kelimesinin anlamyla ilgili olarak bkz. Halil, VIII, 154-156; bn Dreyd, II, 763; bn Abbd,
X, 22; bn Fris, V, 444; bn Manzr, Lisnl-Arab, VI, 4465-4468; Zebd, Tcul-Ars, XIV, 244-
250.
827
Nezirin szlk anlam hakknda geni bilgi ve analiz iin bkz. Karagz, Vch ve Nezirin
Terimleme Sreci, Bilimname, s. 13-14.
828
Nezirin eanlamllk olarak tanmlanmasna rnek olarak bkz. Cerraholu, Tefsir Usul, s. 184-185;
Ali Turgut, Tefsir Usul, MFV Yaynlar, stanbul 1991, s. 201; Albayrak, Tefsir Usul, s. 171; Ali
Galip Gezgin, Tefsirde Semantik Metod ve Kuranda Kavm Kelimesinin Semantik Analizi, tken
Yaynlar, stanbul 2002, s. 166; Muktil b. Sleyman, Kuran Terimleri Szl, (ev. M. Beir
Eryarsoy), aret Yaynlar, stanbul 2004, (evirenin girii), s. 102; Paac, Kurana Giri, s. 90-91;
Mehmet Okuyan, Kuranda Vch ve Nezir, Ett Yaynlar, Samsun 2001, s. 29; Esma etin,
Dmegnnin el-Vch ven-Nezir simli Eserindeki Metodu, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
163

tarif edildii grlmektedir.829 Oysa szkonusu eserlerde nezir eanlaml kelimeler


anlamnda kullanlmamakta ve bu eserlerin ieriinde eanlamllk olgusundan
bahsedilmemektedir.830 Bu eserlerde vch ayn kelimenin Kurann farkl yerlerinde
farkl anlamlarda kullanlmas veya Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda
kullanlan kelimeler iin, nezir ise Kuranda farkl anlamlarda kullanlan kelimenin
anlamlarndan herhangi birisinin, varsa, tekrar ettii yerler iin kullanlmtr.831
Dolaysyla almamzda, bugn yaygn olan ve fakat yanl olduunu dndmz
tanm deil, bu eserlerin ieriindeki kullanma gre yaplan tanm tercih ediyoruz.

Konuyla ilgili olarak telif edilmi ve gnmze ulam en eski eser Muktil b.
Sleymana ait Kitbl-Vch ven-Nezirdir.832 Muktilden sonra, genelde el-Vch
ven-Nezir, el-Ebh ven-Nezir833 ve M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh ad
altnda834 konuyla ilgili eserlerin telif edilmesine devam edilmitir.

USBE, Bursa 2006, s. 10-14; Muhsin Demirci, Tefsir Usul, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003, s.
158-160.
829
Vch ve Nezir terimleriyle ilgili yaplan tanmlarn deerlendirmesi iin bkz. Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 14-23.
830
Kr. Ahmet Muhtar mer, lmd-Delle, s. 149; Gven, okanlamllk, s. 174; Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 23-31.
831
Bu tanmlar iin bkz. bn Sellm, (nairin girii), s. 19, 22; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s.
94; Gven, okanlamllk, s. 175; Karagz, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 32-
33.
832
Muktilin bu eseri el-Ebh ven-Nezir olarak da bilinmektedir. Bununla birlikte, Muktilin eserinin
yazma nshasn inceleyen Msid b. Sleyman kitabn adnn orijinalde el-Ebh ven-Nezir
olmayp, el-Vch ven-Nezir olduunu ne srmektedir. (Bkz. Msid b. Sleyman b. Nasr Tayyar,
et-Tefsrul-Lgav, s. 89-90.)
833
el-Ebh ven-Nezirin daha ok, fkh terminolojisinde slam hukukundaki klli kaideleri, benzer
meselelerin tabi olduu ortak veya benzer hkmleri aklamay konu alan ilim dal veya bu alanda
yazlan eserlerin ortak ad ve nahiv terminolojisinde nahvin eitli konularn benzerlik ve farkllk
bakmndan inceleyen eserlere verilen ad olduunu sylemek gerekir. Konuyla ilgili geni bilgi iin
bkz. Mustafa Baktr, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, 456-457; kr. Zeynel-Abidin b.
brahim b. Nceym, el-Ebh ven-Nezir, (thk. Abdlkerim Fudeyl), el-Mektebetul-Asriyye, Beyrut
1998, (nairin nsz), s. 6; Mehmet Reit zbalk, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, 457-
458; Suyt, el-Mzhir fi lmil-Lga ve Envih, (thk. Muhammed Ahmed Cadelmevla-Muhammed
Ebl-Fadl brahim-Ali Muhammed el-Becv), el-Mektebetl-Arabiyye, Beyrut 1987, II, 3. Bununla
birlikte, Vch ve nezirle alannda telif edilmi Muktil b. Sleymann el-Ebh ven-Nezir,
Selibnin (. 429/1038) el-Ebh ven-Nezir ve bnl-mdn (. 887) Kefus-Serir fi Manal-
Vch vel-Ebh ven-Nezir adl eserlerin ieriine bakldnda ebah kelimesinin yerine vch
kelimesinin kullanld grlr. Dolaysyla el-Ebh ven-Nezir adnn vch ve nezir konusu iin
kullanmnn ok yaygn bir durum olmad sylenebilir. Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. Msid b.
Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 89-90; Karagz, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin
Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, lim Yayma Vakf Kurn ve Tefsir Aratrmalar Yaz
Akademisi I (Tarihte ve Gnmzde Kuran limleri ve Tefsir Usul), (Yaynlanmam Tebli),
stanbul, 18-23 Austos 2008, 3 nolu dipnot.
834
Tefsir literatrndeki Klliytn da Vch ve Nezirle ilgisi vardr. Bkz. Msid b. Sleyman, s.
103-104; M. Halil iek, Ebl-Bek el-Kefevnin Klliytnda Tefsir ve Kuran limleri,
Yaynlanmam Doktora Tezi, SSBE, Konya 1992, s. 117 vd.
164

Dilde aslolan, her bir kelimenin karlnda bir anlamn bulunmas olduu halde, her
zaman iin bu mmkn deildir. Zira kelimeler snrl, manalar ise sonsuzdur. te bu
yzden okanlaml kelimelere ihtiya duyulmu, hatta okanlamllk bir kural haline
gelmitir.835 Ayrca, kelimelerin anlam statik deil dinamiktir. Yani, kelimeler canl
varlklar gibi doup, geliir, deiir ve yok olur. Bu durumun bir sonucu olarak tek bir
anlam iin vaz edilen bir kelime eitli etkenler sonucu zamanla baka anlamlar da
bnyesinde tamaya balayarak, temel anlamna ilaveten yeni anlamlara delalet etmeye
balar.836 Bu tr kelimeler bir anlama delalet etme zelliini yitirerek, birden fazla
anlama muhtemel hale gelir. Bir kelime farkl anlamlara delalet edebilecei gibi, bazen
de farkl kelimelerin ayn ya da yakn anlamlara delalet etmesi durumu szkonusudur.
Bir kelimenin tek bir anlama karlk olmasna, tebayn,837 bir kelimenin farkl
anlamlara gelmesine itirak, farkl kelimelerin ayn ya da benzer anlama gelmesine ise
teradf denmektedir. Kelimelerin anlamlara delaletiyle ilgili bu tasnifi ilk olarak
Sbeveyh yapmtr. Sbeveyh el-Kitb adl eserinde Araplarn konutuklar kelamda,
iki farkl anlam iin iki farkl lafz, iki farkl lafz iin tek bir anlam ve iki farkl anlam
iin tek bir lafzn olmas durumu vardr,838 diyerek lafzlarn mtebayin, mteradif ve
mterek olmak zere ksma ayrldna dikkat ekmitir. Sbeveyhin bu taksimat
byk lde kabul grerek kendisinden sonra da srdrlmtr. Gnmz
anlambilimindeki okanlamllk ve eadllk terimlerine mtekabil kabul edilebilecek
lafz- mterek terimi, Kuran ilimleri ve tefsir usul literatrnde Vch ve Nezir
bal altnda incelenmi,839 konuyla ilgili mstakil eserler yazlmtr. Bununla
birlikte, vch olan kelimelerin hepsinin okanlaml olduu sonucuna varlamayacan
dnyoruz. Dier bir ifadeyle okanlamllkla vchun, her zaman birebir
rttn sylememiz mmkn deildir.

835
Suyt, Mzhir, I, 37; Guiraud, Gstergebilim, (ev. Mehmet Yaln), mge Kitabevi, Ankara 1994,
44; Anlambilim, s. 41. Suytnin konuyla ilgili szleri yledir:
 ( #% (E C W# #% :E zJ N .I 1E: C $ #= # 3 H S%* >( )~ E > .B
.`: :-B 9 S^ G   #% X
836
Gven, okanlamllk, s. 79-80.
837
Tebayn kelimesi szlkte ztlk, kartlk gibi anlamlara gelmekle birlikte, aa, masa gibi her bir
kelimenin birbirinden farkl anlamlarda kullanlmas olarak terimlemitir.
838
Amr b. Osman b. Kabr Sbeveyh, el-Kitb, (nr. Eml Bed Yakub), 5 cilt, Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut 1999, I, 49; kr. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 62, 99-100; Gven, okanlamllk, s. 82; Sbeveyhin
bu taksimat hocas Halilden ald kanaatinde olan aratrmaclar vardr. rnein bkz. l-i Ysn, el-
Ezdd, s. 62.
839
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 81, 97, 103. Kurandaki ok anlaml kelimelerle ilgili zellikle son
dnemde yaplan almalarda vch ve nezir ifadesinin yan sra, lafz- mterek ya da el-
itriakul-lafz ifadelerinin de yaygnlat grlmektedir. Bkz. Gven, okanlamllk, s. 81.
165

3.2.1.3.1. Muktil b. Sleymann el-Vch ven-Nezir Adl Eseri

Muktil b. Sleyman gnmze ulam matbu ilk tefsirin mellifi olduu gibi, Vch
ve Nezir konusunda gnmze eseri ulam ilk kiidir. Vch ve Nezir alannda
yazlm ilk eseri olmas asndan bu alanda nc kabul edilebilir. Bu alanda yazlm
sonraki eserler metot ve ierik olarak Muktilin eserinden etkilenmitir.840 Bununla
birlikte ilk eser olmas hasebiyle, sistematik deildir. Zira eser alfabetik sraya gre
yazlmad gibi, Mushaf tertibi dikkate alnarak da yazlmamtr.841 Eser hda/D
kelimesiyle balayp fsk/P! kelimesiyle son bulur. Ayrca kelimelerin vecihleri
zikredilirken kkenleri deil, Kuranda getii formlar dikkate alnmtr.842 Muktil
mkerrer olanlarla birlikte 186 kelimenin kullanld farkl vecihleri zikretmitir.

Muktilin eseri tam anlamyla kategorik bir eser deildir. Nitekim baz kelimelerin
tekrar ettii grlmektedir. rnein, !(kelimesinin vecihlerinden sonra, #! %!G
kelime iftinin vecihleri zikredilmektedir.843 Oysa ikisi de ayn kkten geldii iin, #!
kelimesinin anlamlar !(nun vecihleri zikredilirken verilebilirdi. Ayn durumu 
kelimesinde de gryoruz. Bu kelimenin vecihleri hem sayfa 29da LD%* :) B
E%: 1 eklinde kavram ifti olarak verilmi, hem de sayfa 85te tekrar  kelimesinin
vecihleri zikredilmitir. Yine H#Q ifadesinin anlamlar zikredidikten sonra, K#Q
F#HU kavram iftinin anlam verilmi,844 ayrca (% :t iftinin anlamlarnn
peinden :t ve u kavramlar mstakil olarak tekrar incelenmi ve (:t 1#:t
kavram ifti mstakil olarak ele alnmtr.845

Ayn kkten gelen baz kelimeler iki farkl yerde zikredilmi olsa da, Muktilin,
kavramlar birbirini tamamlayan iftler halinde ele almas olduka yerinde bir
yaklamdr. Zira gerek dilde gerekse Kuranda baz kavramlar birlikte kullanldklar
kavramlara gre anlam kazanmakta ya da anlamlar netlemektedir. Nitekim gnmz
yapsal dilbilimi de bunu savunmaktadr. Ancak Muktilin kavram iftlerine verdii
anlamlar dier yerde de zikretmesi eserde tekrarlara yol amaktadr. rnein, !(
840
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah minel-Kurnil-Mecd, (Nairin nsz), s. 25.
841
Eseri tahkik eden Ali zekin de belirttii gibi, her ne kadar, vech balklar altnda rnek olarak
verilen ayetlerin genelde Bakara Sresinden balanmak suretiyle Mushaf tertibine gre zikredildii
gze arpmakta ise, bu durum eserin tm iin geerli deildir. Bu yzden eserin bu anlamda da
Mushaf tertibine gre yazldn sylemek zordur.
842
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 191.
843
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 24-26.
844
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 37-39.
845
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 31-36.
166

kelimesinin yedinci vechi olan irk anlam #! %!G kavram iftinin ikinci vechi
olarak da karmza kmaktadr. Ayn ekilde (:t 1#:tnin ikinci vechi olarak
zikredilen mslmann gnah ilemek suretiyle kendisine zulmetmesi anlam u
kelimesinin ikinci vechinde tekrar etmektedir. Kelimelerin bu anlamda kullanld
ayetleri gsteren rneklerin ikisi de tamamen rtmektedir.846 Yine (:t 1#:tnin
nc vechinde zikredilen anlam ile un nc vechinde zikredilen anlam ayndr.

Baz kelimelerin tekrar edilmesine benzer bir durum kelimelerin vecihleri arasnda da
gze arpmaktadr. Nitekim bazen bir kelimenin farkl anlamlar olarak zikredilen
vecihlerin ayn olduu veya ayn kapya kt grlmektedir. Mesela, >#H- kelimesinin
birinci ve on ikinci vechi Allaha itaat olarak zikredilmitir. Aradaki tek fark birinci
vecihteki rneklerin 6  2, on ikinci vecihtekilerin ise  2 eklinde olmasdr.

Bu tr tekrarlarn olmas, elbette Muktilin eserinin deerini drmez. Tenzil


dnemine en yakn Vch ve Nezir eseri olmas, Kurandaki kelimelerin o gn ne
anlama geldii konusunda bizlere k tuttuu gibi, Kuranda birden fazla yerde geen
kelimelerin her zaman ayn anlamda kullanlmadn, balama gre farkl anlamlar
ierdiini gstermesi bakmndan, yanl anlama ihtimallerinin nne set ekmektedir.

Muktilin eserinde sadece kelimelerin hangi ayetlerde hangi anlama geldii


belirtilmekle yetinilmemi, nadiren de olsa, yaplan aklamalarla kelimenin neden o
anlamda kullanldna iaret edilmitir. Szgelimi, (:t 1#:t kelimelerinin
ikinci vechi olarak gnah nedeniyle kendisine zulmeden Mslmanlar olarak
aklandktan sonra kelimenin bu anlamda kullanld ayetlerden rnekler verilirken
Zulm kelimesi tevhid ehli hakknda kullanld zaman irk olmakszn bu ekilde
insanlarn zulmetmesi anlamna gelir847 diyerek aslnda bir tr ilke ortaya koymaktadr.
Yine ># kelimesinin nc vechi olarak zorla bir eyi yaptran anlam
zikredilmekte, ayetlerden bu anlamn nazirleri rnek olarak gsterilmekte ve son olarak
bu kelime Kuranda ># ) (D #  y
$  848 eklinde kullanld her yerde bu
anlamdadr, yani Sen onlar zorla irkten dndrecek deilsin anlamndadr, diyerek
bu konuda bir kural ya da ipucu sunmaktadr. Muktilin bu tr ifadeleri, anlamla-dilsel
balam arasndaki ilikiye iaret etmesi asndan nemlidir.

846
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 32-33, 35.
847
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 33.
848
rnein bkz. Enam, 6/107.
167

Muktilin eseri dier vch ve nezir tr eserler gibi Kurann Kuranla tefsir
edilmesi konusunda bizler iin deerli bir rnek konumundadr. Zira kelimelerin
vecihleri verilirken, her bir vechin nazirleri yani dier ayetlerden rnekleri zikredilerek
aslnda ayetler birbiriyle tefsir edilmi olmaktadr.849 Eser bu adan da kymetlidir.

Muktil b. Sleymann eserinde nadiren de olsa eserini yaz amac dnda bilgiler de
vardr. Bu bilgiler vastasyla onun baz konulardaki grn de renme imkn
olmaktadr. rnein, S%!G kelimesinin birinci vechi olarak cenneti zikrettikten sonra
rnek olarak S%!
G  ( %!

1
Ji850 ayetini zikretmektedir. Daha sonra S%!G
kelimesinin akabinde kelimesinin Allaha bakmak olduunu ifade etmektedir.851
Oysa bu aklama ne eserin genel amalar ne de burada geen S%!G kelimesinin
anlamyla dorudan ilgilidir. Bununla birlikte bu aklama sayesinde onun Allahn
ahirette grlebilecei grnde olduu anlalmaktadr. Nitekim kelimesinin
nc vechini Arf Sresi 7/143 ayeti balamnda Allahn dnyada
grlemeyeceine ilk inananlardanm olarak aklamas852 onun, Allahn dnyada
grlemeyecei, ahirette ise grlecei dncesinde olduunu gstermektedir.

Dier Vch ve Nezir eserleri gibi bu eser de, kelimelerin anlamlarn ele almas
bakmndan dilbilimsel bir tefsirdir. Gnmz dilbilimi terimleriyle ifade edecek
olursak, Muktilin eserinde anlambilim ve anlambilimin bir alt konusu olan
okanlamllkla ilgili bilgiler sunulmaktadr. Bu bilgiler kelimelerin erken dnemdeki
kullanmlar bakmndan nemlidir. Eserde nadiren de olsa ayetlerin ini sebepleri ve
tarih bilgilere de rastlanmaktadr. Eserin ncelikli amalar arasnda olmayan bu tr
bilgilerin, onun dilbilimsel olarak nitelendirilmesine mani olmayacan dnyoruz.

3.2.1.3.2. Yahya b. Sellmn et-Tesrf Adl Eseri

Vch ve nezir konusunda gnmze ulam dier bir eser Yahya b. Sellmn
(.200/815) Tasrf adyla bilinen Tefsrul-Kurn mimm tebehet Esmuh ve
Tasarrafet Manh adl eseridir. Eser, bn Sellmdan bahseden biyografi kitaplarnda,
ulumul-Kuranlarda ve mstakil olarak vch-nezir alannda telif edilmi eserlerde

849
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, (Nairin Girii), s. 27; Yahya b. Sellm, et-Tasrf,
(Nairin Mukaddimesi), s. 25-26; Okuyan, Kuranda Vch ve Nezir, s. 41-49.
850
Yunus, 10/26.
851
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 28.
852
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 154.
168

gememektedir. Bu durum, eseri telif edenin Yahya b. Sellm olduunun bilinmiyor


olma ihtimali, eserin nemli kabul edilmemesi veya kaybolmas gibi nedenlere
balanmaktadr. Bu nedene eserinin adnn pek de yaygn olmayan et-Tasrf eklinde
olmas veya Yahya b. Sellmn torununa ait olduunun zannedilmesini de ekleyebiliriz.
Nitekim zayf bir ihtimal olmakla birlikte, eserin Yahya b. Sellmn torunu Yahya b.
Muhammed. b. Yahya b. Sellma (.280/893) ait olduunu syleyenler de vardr.
Ancak Hind elebi ne srd bir takm deliller eliinde bu grn doru
olmadn ortaya koymaya almtr.853 Bununla birlikte, mehur olmamasnn ya da
Yahya b. Sellmn torununa ait olmasnn eserin deerini drmeyeceini
dnyoruz.

Yahya b. Sellmn eseri, bu isim altnda vch ve nezir alannda yazlm tek eserdir.
sim konusundaki bu farklla ramen, eser dier vch ve nezir kitaplaryla benzer
bir ierie sahiptir. Nitekim bn Sellm bir kelimenin Kurann deiik yerlerindeki
farkl anlamlarn vech lafz altnda zikretmekte, eer ayn kelime o anlamda baka
yerlerde de kullanlyorsa, naziruhu, ve misluhu veya ve nahvuhu kesirun demek
suretiyle bunlara da yer vermektedir.

Tasrf, Muktilin Vch ve Nezir adl eseriyle bir takm farkllklara ramen, byk
lde benzerliklere sahiptir.854 Hatta kelimelerin tertibi bile yer yer ayndr. Bu
benzerlikten hareketle eserin muhakkiki, Yahya b. Sellmn eserinin Muktilin
eserinden istinsah edilmi olma izlenimi verdiini belirtmekle birlikte, bu iki eser
arasndaki benzerliin srrn tam anlamyla tespit edemediini itiraf etmektedir. Zaten
ikinci eserin birincisinden istinsah edildii hkmne varlmasn engelleyen baz
farkllklar da vardr. Her iki eser ierdikleri 78 kelimede birlemektedir. Ancak
Muktilin eserinde olmayan 38 kelimenin vecihlerine Tasarfte yer verilmi iken,
Muktilin eserinde var olan yaklak 108 kelime Tasrfte yoktur, ya da en azndan
matbu olan eser hazrlanrken dikkate alnan mevcut nshalarda bu kelimeler yoktur.855
Kitaplarda baz kelimelerin vecih/anlam saysnda da ok az olmakla birlikte farkllklar

853
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 43-49; kr. Gven, okanlamllk, s. 194.
854
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 8, 61.
855
Yahya b. Sellmn eserini tahkik eden Hind elebinin de belirttii gibi, mevcut nshalarda eserin bir
ksmnn eksik olma ihtimali yksektir. Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 8, 49.
169

gze arpmaktadr.856 Szkonusu farkllklara ramen, birok yerde karmza kan


benzerlik her iki ilim adamnn Basradaki ayn hocalardan ders almalarndan, eserlerini
ayn ilim meclislerinde istinsah etmi olmalarndan ya da bn Sellmn Muktilin
eserini grm olma ihtimalinden kaynaklanabilir.857

Eserin tabakat, ulumul-Kuran, vch ve nezir kitaplarnda zikredilmemesiyle Yahya


b. Sellma m yoksa torununa m ait olmas nasl ki deerinden bir ey eksiltmiyorsa,
Muktilin eseriyle benzer ynlere sahip olmas da deerine halel getirmez. Zira,
Muktilin eseriyle benzer olan hususlar, birbirinin ada olan iki lim tarafndan ilk
dnemde telif edilmi olan bu iki eserde yer alan bilgilerin gvenirlii asndan
nemlidir. Bu konuda iki eser birbirinin salamas ve mtemmimi olarak kabul
edilebilir. Bunun dnda Tasrfin u alardan tefsir faaliyetlerine katksndan
szedilebilir:

- Muktilin eserindeki858 baz ifadelerin daha iyi anlalmasna katk salar. rnein,
Muktilin eserinde 
n ikinci vechi olarak zikredilen +G
 E ifadesi859 bu haliyle
kapal bir ifadedir. Hatta vecih altnda zikredilen rnekler dikkate alndnda da maksat
anlalamamaktadr. Oysa Tasrfte bu vecihle ilgili aklama (G+ S%* 
E olarak
gemektedir.860 Bu aklama anlalr olmann yan sra, rnek olarak zikredilen
ayetlerle de tutarldr. Bu durumda kfrn ikinci anlamnn bir eyin bile bile ve
inadna inkr edilmesi olduu grlmektedir. Tasrfte (- kelimesinin altnc vechi
olarak zikredilen (-N S (- S%* ifadesi,861 Muktilin eserinde (- kelimesinin
altnc vechinin karl olarak verilen ,g z#!
3 ifadesinin862 daha net anlalmasna
katk salamaktadr. Bylece kelimenin okunduu gibi, yani hakiki anlamnda
kullanld anlalmaktadr. Yine, Yahya b. Sellmn
$ kelimesinin yedinci vechi
olarak ,g z#!
3 aklamasna yer vermesi,863 ayn kelimenin yedinci vechinin
karlnda Muktilin eserinde yer alan )g z#!
3 ifadesinin864 mstensih ya da

856
Hind elebi, Tasrfteki vecihlerin on bir yerde, Muktilin eserindeki vecihlerin yerde daha fazla
olduunu belirtmektedir. Kr. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 29-30.
857
Bkz.Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 30, 48.
858
Muktilin eserinin dier basklarn grme imknmz olmad iin bu katky en azndan Ali zekin
tahkiki asndan dnebiliriz.
859
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 18.
860
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 104.
861
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 112.
862
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 21.
863
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 289.
864
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 138.
170

bask hatas nedeniyle bu ekilde yazldn gstermektedir.865 Aksi halde burada z#!
3
)g makul bir anlam ifade etmemektedir.

- Yahya b. Sellm, Muktilden farkl olarak, zellikle yazma nshann birinci


blmne tekabl eden ve matbu eserin ilk 182 sayfasn oluturan ksmnda ou kez
kelimelerin anlamlaryla ilgili yapt aklamalarn kimden rivayet edildiini
belirtmitir. Bu balamda bn Abbas, Katade b. Dime, Hasan Basri, Mcahid b. Cebr,
Sddi, Kelbi gibi sahabe ve tabin mfessirlerden nakillerde bulunulmaktadr. Bu durum
hem kendi eserindeki grlerin hem de bu grlerden Muktilin eserinde geenlerin
kimlere ait olduu konusunda bizlere ipucu sunmaktadr.

- Daha nce de dikkat ektiimiz gibi, Muktilin eserinde olmayan 38 kelimenin


anlamlarna Tasrfte yer verilmitir. Muktilin eserinde gemeyen bu kelimeler
arasnda , , , \., %, gibi Kurann kelime hazinesi asndan nemli rol
oynayan kavramlarn yer almas Tasrfin nemini gsteren dier bir niteliktir.

- Tasrfte Muktilin eserindeki baz kelimelerin vecihlerinden birer fazla vecih


zikredilmesi bu eseri farkl klan dier bir zelliktir.866

- Yine Muktilin eserinde >#H- kelimesinin birinci vechi ile on ikinci vechi hemen
hemen ayn anlamlardan olumaktayd.867 Yahya b. Sellmn eserinde ise >#H-
kelimesinin birinci vechi Muktilin zikrettii ile ayn iken, Muktilin on ikinci vecih
olarak zikrettii benzer anlam zikredilmeyerek ?/gnah anlam eklenmitir.868

Yahya b. Sellmn da yer yer kelimelerin hangi durumlarda ne anlamda kullanldn


belirttii grlmektedir. rnein, Cnn #=/baka anlamna geldiini belirtip bununla
ilgili rnekleri zikrettikten sonra 6 C  C ifadesinde Clarn her zaman bu anlamda
geldiini sylemektedir.869 Ayn ekilde : ifadesinin J anlamna geldiini belirtip

865
Ayn ifade bir nceki rnekte Muktil b. Sleymann eserinde 3g z#!
3 olarak gemekteydi. Her
iki mellifin farkl yerlerde ,g z#!
3 aklamasn kullanmalarndan hareketle, hem ,g z#!
3
ifadesinin kelimenin kk anlamnda kullanldn belirtmek iin kullanldn, dolaysyla )g z#!
3
ifadesinin mstensih ya da bask hatasndan kaynaklandn syleyebiliriz.
866
Tasrfte Muktilin eserine gre daha fazla vechin zikredildii kelimeler iin bkz. Yahya b. Sellm,
Tasrf, s. 120, 128, 204, 216, 236, 240, 254, 262, 270, 287. 120. sayfadaki H kelimesinde
Muktilin eserinden iki vecih fazla zikredilmi, dierlerinde birer vecih fazla zikredilmitir.
867
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 80-82.
868
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 221-224.
869
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 308.
171

rnekler verdikten sonra lam harfi meksur olduunda btn :lar J anlamndadr
demek suretiyle genel bir ilke koymaktadr.870

Tasrfte kelimelerin kullanld farkl anlamlar/vecihler belirtilirken nadiren de olsa


sebeb-i nzul, ayetin arka plan, kraat veya ayetin Mekki-Medeni olduu konusunda
aklamalara yer verilmektedir.871 Muktil de birka yerde sebeb-i nzul konusunda
aklama yapt halde onun eserinde kraat ve Mekki-Medeni konusunda herhangi bir
aklama bulunmamaktadr. Tasrfte yer yer vch ve nezirle dorudan alakal
olmayan aklamalar da yaplmaktadr. rnein, f kelimesinin Allaha ortak komak
anlamna geldiini ve %i+
  #   i i 
   i) ` 
1  $i872 ayetinde bu anlamda
kullanldn belirttikten sonra irkte srar ederek lrse kaydn getirmektedir.873
Daha nce de belirttiimiz gibi, Muktil S%! kelimesinin vecihlerini sayarken 1
Ji
S%!
G  ( %!
 874 ayetini rnek verirken nin Allaha bakmak olduunu
sylediini belirtmitik. Yahya b. Sellm ise bu ayeti rnek verdikten sonra Muktilin
eserinde grdmz bu aklamay yapmamtr.875

3.2.1.3.3. Mberredin M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh Adl Eseri

Kendinden nceki vch ve nezir kitaplarna gre daha ksa olan eser876 gerek ad
gerekse meseleyi ele tarz asndan baz farkllklar tamaktadr.

Mberredin eserinin en nemli yn, balangta lafzlar e ayrarak ie balamas,


dolaysyla da vchun tanmn yapmasdr. Mberredin eseri yle balamaktadr:

Aada sralanan kelimeler Allahn Kitabndan derlediimiz; lafzlar ayn ya da telaffuz


bakmndan birbirine yakn olup anlamlar ise farkl olan ve Araplarn dilindeki muhtemel
anlamlara gre konuma srasnda877 bu farkl manalardan birine delalet eden kelimelerdir.
Zira onlarn dilinde lafz farkl olduu iin anlam farkl olan, lafz deiik olduu halde
anlam ayn olan ve lafz ayn olup anlam farkl olan kelimeler vardr.878

870
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 144. Daha fazla rnek iin bkz. Tasrf, s. 175, 180, 211.
871
Yahya b. Sellm, Tasrf, ayetlerin arka plan ve ini sebebi: s. 175, 177, 178, 180, 199, 212; kraat:
294, 309; Mekk-Meden: 189.
872
Maide, 5/72.
873
Yahya b. Sellm, Tasrf, s.106. rnek olarak ayrca bkz. Tasrf, s.115, 120, 187.
874
Yunus, 10/26.
875
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 128.
876
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, (Nairin Girii), s. 27.
877
Mberredin burada kulland HU S 
U ifadesini bu ekilde tercme etmeyi uygun grdk.
878
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 47.
172

Grld zere Mberredin eserinde, Muktil ve Yahya b. Sellmn eserleri gibi


direkt vch zellikli kelimelerin anlamlarna geilmemi, birka cmleyle de olsa,
Sbeveyhin lafz taksimatina paralel bir ekilde konunun teorik erevesi izilerek,
vchun tanm yaplmtr. Tanmn peinden ilk iki tre ait birka rnek verilmi,
Kurandaki vch kelimelere gemeden nce nc trle, yani eserin esas konusunu
oluturan, lafzlar ayn olup farkl anlamlara gelen kelimelerle ilgili daha detayl
rneklerle konuya hazrlk yaplmtr.879 Bu giri bilgilerinden sonra ayetlerden, iirden
ve birka yerde hadisten istihad getirmek suretiyle Kurandaki okanlaml kelimelerin
aklamasna geilmitir.880

Yukarda da belirttiimiz gibi Mberredin eseri olduka muhtasar bir eserdir. Ba


tarafta konuya hazrlk yaplrken vecihleri aklanan 5 kelimeyle birlikte, toplamda 26
kelimenin vecihleri aklanmtr.881 Bu kelimelerden (\, SHX3, (+ )Kuranda
gememektedir. Eserde kelimelerin vecihlerinin aklan ekli Muktil ve Yahya b.
Sellmn eserlerindekinden farkldr. Zira bu eserlerde bir kelime iin zikredilen
vecihler daha fazla olduu gibi, ayrca kelimenin kullanld vecihlerle birlikte her bir
vechin Kurandan baz rnekleri yani nazirleri verilmitir. Oysa Mberredin eserinde
bu ekilde sistematik olarak vecihler zikredilmedii gibi nazirlere de yer verilmemitir.

Mberredin eserinin ierii ve kelimeleri ele al tarzn daha iyi ortaya koyabilmek
iin kelimelerle ilgili yapt aklamalar ksaca detaylandrmak istiyoruz. Eserin ba
tarafndaki be lafz, kelimenin farkl anlamlarda kullanlmasn rneklendirme
amacyla hazrlk bilgisi olarak verilmektedir. Bu kelimelerden ^nin anlam,
9nin iki anlam, 1#* kelimesinin alt anlam verilir. >^ ile (+ kelimelerinin
kullanld iki zt anlam iirlerden rneklerle zikredilir. Daha sonra (:, ^,
1t kelimelerinin iki zt anlamda kullanlmalar ayetlerden rnekler getirilmek
suretiyle ortaya konulur. Dolaysyla bu sekiz kelimeden ilk vchtur. Dier bei
birbirine zt iki manada kullanldklar iin hem vch hem de ayn zamanda ezdddr.

879
Mberredin eserinin bu ksmnda, Kuranda kullanldklar anlamlara deinmeden konuyu izah
etmek amacyla ^, 9, 1# , >^ kelimelerinin kullanld farkl anlamlar zerinde
durulmaktadr. Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 47-
49; kr. (Nairin Girii), s. 28, 31.
880
Kr. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, (Nairin Girii), s.
27.
881
Bu kelimeler unlardr:
E U- <D- #! <+ - \ ^K!E 1t ^(: (+ >^ 1#* 9 ^
.Hg* C @- >- <$ Q SHX3 >D^
173

Eserde bundan sonra bir krlma gze arpmaktadr. Burada K!E, ^, \ ve -
kelimelerinin bu ekilde slasi halde kullanmlaryla iftial babndan kullanmlarnn ayn
anlama geldii belirtilmektedir.882 Bu aklamalar vch konusuyla ilgili deildir.

Sonrasnda eserde yeniden bir farkllama gze arpmaktadr. Kuran Kerimde


pepee kullanlp farkl anlama gelen ayn kelimelerden rnekler verilmektedir. Bu
balamda E #  >  
 : )  #    E #  1
:  883 ayetindeki ilk nn haddi
amak anlamna geldii halde, ikincisinin ksas yapmak anlamna geldii, yani
birincisinden farkl bir anlam olduu belirtilmektedir. Ayn ekilde,  #l-
 #l-
^<

D  ,884 ayetindeki l#-
kelimelerinin, D )
< D  !
 i
(,< D  !
 1
G $ :$i 885 ayetindeki
<D- fiilinin, D %   i  U
- D % 
U
! #  886 ayetindeki U
- fiillerinin  E :
E :
 i887 ayetindeki E fiillerinin ayn anlama gelmediini belirtmektedir. Bu ayetlerde
pepee gelen kelimelerin farkl anlamlara gelmesi de vchla ilgili olmayp, sonu ve
mahiyet olarak kelimelerin farkl manalar ifade etmesinden ibarettir. Mberred daha
sonra, bu kelimelerle ilgili verdii bilgileri, >D^nin iki farkl anlamda kullanld bir
iir zikrederek destekler. Daha sonra yine bu tr bir kullanm SH. kelimesinin iki
farkl anlamda kullanld bir hadis vastasyla destekler.888

Kelimenin pepee iki kez zikredilip farkl anlamda kullanlmasyla ilgili bu


rneklerden sonra, farkl yerlerde geen Q, <$, >-, lafzlarnn yukardaki
rneklerdeki kelimelerde olduu gibi, ayn anlam ifade etmedikleri zerinde durur.889
Bu kelimelerin yamur yadrma, rzgr gnderme gibi olumlu anlamlarda
kullanlmalarnn yan sra, azap yadrma ve gnderme gibi anlamlarda kullanldn
ayetlerden rneklerle aklar. Daha sonra ^C
$  H $ 1
@!
C
J  (#  890 ve C
( J

(Q
% 891ayetlerinin
((!
 D $i
(  g 892 ayetiyle elimedii zerinde durur. Gereke
olarak, birinci ayetlerde, gnahlar bilindii iin sorguya ekilmeye gerek

882
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.56-57.
883
Bakara, 2/194.
884
r, 42/40.
885
Bakara, 2/14-15.
886
Tevbe, 9/79.
887
Enfal, 8/30.
888
Pepee gelip farkl anlamlar ifade eden bu kelimeler iin bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve
htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 57-59. Mberredin eseri hakknda benzer deerlendirmeler
iin bkz. Ahmed Muhtar mer, lmd-Delle, s. 150.
889
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 61-71.
890
Rahmn, 55/39.
891
Mrselat, 77/35.
892
Sfft, 37/24.
174

grlmeyeceine dikkat ekildiini, ikinci ayetteki


((!
 ifadesinin ayplama amal
bir sorgulama olduunu ne srmektedir.893 Daha sonra benzer ayetlerden rnekler
getirmektedir. Mberredin eserinin kelime anlamlaryla olan ksm, Hg* Cin
kullanmlaryla ilgili ayetlerden verilen rneklerle son bulur.894

Mberred eserini sadece vch sahibi kelimelerle snrl tutmam, eserinin sonunda
istifham formundaki deiiklik, haberin hazfedilmesi ve kelamda tahvil olgusu
hakknda ksa bilgiler vermitir.895 Mberredin eserini farkl klan bir dier zellik,
kelimelerin anlamlar aklanrken nadiren de olsa nahivle ilgili bilgilerden
yararlanlmas,896 hadisle897 ve iirle istihadda898 bulunulmasdr. Muktil ile Yahya b.
Sellm ise nahivle ilgili aklamalar yapmamlar, hadis ve iirle istihadda
bulunmamlardr.

Vch ve Nezir tr eserler dilbilimsel tefsir asndan anlambilim ve zellikle de


okanlamllk konusunda bizlere katk salamaktadr. Fakat bu durum bizi, vch ve
nezir eserlerinde zikredilen kelimelerin hepsinin okanlaml olduu ya da bu eserlerde
bir kelimenin vecihlerin her birinin farkl farkl anlamlar olduu sonucuna
gtrmemelidir.899 Zira baz kelimelerin farkl vecihlerini incelediimizde bu vecihlerin
kelimenin okanlaml olmasndan ileri gelmediini, bulunduu ayetin sentaks veya
balam nedeniyle ayr bir vecih olarak kabul edildiini grrz. rnein, Muktil b.
Sleyman ve Yahya b. Sellm i kelimesinin drt anlam olduunu belirttikten sonra
bunlar yle sralamlardr:900

1. Hz. Peygamberi inkr eden ilk Yahudiler: )   


i ( $ (E3 C
,901

893
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 67-69.
894
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.71-72.
895
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, istifham formundaki
deiiklik: s. 73-75; haberin hazfedilmesi: 77-84; tahvil: 84-86. Tahvil, daha sonra belagat ilminde
mecaz akli olarak terimleen kastedilen manay muhafaza etmek kaydyla, abartma vs. amacyla bir
eyi failinden baka bir eye isnat etmek anlamndadr. Kr. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe
Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 84 (1 nolu dipnot).
896
rnein. bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 54-56;
kr. (Nairin nsz), s. 32, 34.
897
Mberred kelimelerin anlamlarn aklarken drt yerde hadisten istihadda bulunmutur. Bkz.
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 60, 65, 74, 81.
898
rnek olarak bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.52,
53, 59, 63, 66.
899
Kr. Gven, okanlamllk, s. 207.
900
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 153-154; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 336-337.
901
Bakara, 2/41.
175

2. Allaha Mekkelilerden ilk inananlar: 1 ) *


i  $@  1
:
i 
> g ,902

3. Allahn dnyada grlmeyeceini ilk inanan:


i  $ I
#  y
H 3 I
$ GH -

g
 :i 
1
#% :  ,903

4. Hz. Musaya srailoullarndan ilk inanan:


i  %i $  Q|
%)n % 
  : Q
$ i$
1
#% :  904

Grld zere bu vecihlerde zikredilen i kelimelerinin hi biri dierinden farkl bir


anlama gelmemektedir. Aksine, hepsinde ilk anlamna gelmekte, ancak muzaf
olduklar kelimelere ve ayetin bahsettii konuya gre neyin ilki olduu deimektedir.

Bazen de kelimenin formunda meydana gelen deiiklik nedeniyle ortaya kan yeni
anlam, ayr bir vecih olarak zikredilmitir. Oysa, kelimelerin formunda meydana gelen
deiikliklerin anlamda deiiklik meydana getirmesi gayet normal bir durum olduu
gibi, bu durum okanlamllk kategorisinde deerlendirilmez. Dolaysyla bu tr
durumlarda ayr bir vecih olarak zikredilen anlamlar okanlamllk kabilinden
deildir.905 rnein, Muktil ile bn Sellm `($/`$ kelimesinin yaylma/dalma
anlamna gelmesini ayr bir vecih olarak zikretmilerdir.906 Oysa her iki eserde verilen
rneklerde grlecei zere, kelimenin yaylma anlamna gelmesi formundaki
deiiklikten, yani `$nin `$ya dnmesinden kaynaklanmaktadr. Bu durumda
yaymak anlamna gelen ve dolaysyla mteaddi/geili bir fiil olan `$ fiili, `$
formundaki mutavaat anlam nedeniyle lazm/geisiz olmu ve yaylmak anlamn
kazanmtr.907

Hangi kelimelerin nerelerde farkl anlamlara geldii ve bu kelimelerin ka vechi olduu


konusunda bir birlik olmadn daha nce sylemitik. Dolaysyla vch ve nezir tr
eserler, btn vch zellikli kelimeleri eserlerine almadklar gibi, zikrettikleri her

902
Zuhruf, 43/81.
903
Arf, 7/143.
904
ur, 26/51.
905
Vch ve nezir tr eserlerde zikredilen kelimelerin hepsinin okanlaml olmamas bu kelimelerle
ilgili bilgilerin faydadan hali olduu eklinde anlalmamaldr. Biz burada, vch=okanlamlk
olmadn, aralarnda tam bir tetabukiyet olmadn hatrlatmak amacyla bu deerlendirmelere yer
veriyoruz.
906
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 97; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 256.
907
Her iki lim kelimenin bu anlamda kullanlmasna kelimenin `$ olarak getii ayetlerden rnek
vermi, dier bir rnekte ise `($  D%i>
* ^
 3H-
( %i -H >
# i  E  >
*^
Ji( ( Furkn, 25/47) ayetini
zikretmitir. Bu ayette kelimenin yaylmak anlamndan ziyade, ikinci vecihte zikrettikleri yeniden
hayata dn/bas anlamnda mecazi olarak kullanlmalar daha uygundur.
176

kelimenin btn vecihlerini her zaman zikretmi de deillerdir. Szgelimi, Muktil ile
bn Sellmn eserlerinde 
kelimesinin vecihleri arasnda iftilikin908
zikredilmeyii909 vch ve nezir kitaplarnda kelimelerin btn vecihlerinin
zikredilmediini gsterir.

okanlamlln Kurandaki tezahryle ilgilenen Vch ve Nezir tr eserlerin telif


edilmesindeki temel ama Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda kullanlan
kelimelerin derlenmesi ve tespit edilmesidir. Bu eserlerde okanlamlln teorik boyutu
tartlmad gibi, sonular, okanlamlln hkm istinbat edilmesiyle ilikisi gibi
meselelere de girilmez.910

908
Bilindii zere Fetih Sresinin son ayetinde kelime iftiler anlamnda kullanlmaktadr.
909
Kr. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 18; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 104.
910
Nureddin Mneccid, el-tirkl-Lafz fl-Kurnil-Kerm beynen-Nazariyye vet-Tatbk, Drul-
Fikr, Beyrut 1998, 86-87, 90; Gven, okanlamllk, s. 213.
NC BLM
KURANIN ANLAILMASI VE DLBLMSEL TEFSR

Kurann anlalmas, teden beri mslmanlarn zihnini megul eden en nemli


meselelerden birisi olmutur. Zira slam dncesini var eden, ona kimliini veren en
nemli kaynak Kuran- Kerimdir. Dolaysyla Kurann anlalmas, yorumlanmas ve
tatbik edilmesi konusunda nasl bir ufua sahip olunaca, slam dncesinin en
nemli sorunu olduunu sylemek mmkndr. Bu balamda, hicri ilk asrdaki
dilbilimsel tefsir faaliyetlerinin, Kuran anlamaya ne tr bir katk salad ve
Kurann anlalmas asndan nasl bir ilev yerine getirdii nemlidir.

almamz snrlandrdmz hicri ilk asr balamnda ifade edecek olursak, bu


dnemde telif edilmi olan dilbilimsel tefsirler, her eyden nce, telif edildikleri
dnemin lgav tefsir faaliyetlerini yanstmalar ve erken dnemde telif edilmi olmalar
bakmndan Kurann anlalmasna nemli lde katk salamlardr. Zira, tenzil
dnemiyle Kurann muhataplar arasndaki zamansal, meknsal ve kltrel uzakln
yol aaca muhtemel anlama sorunlar, dier tefsir literatryle birlikte hicri ilk
asrdaki dilbilimsel tefsir kitbiyt sayesinde, asgar dzeyde kalmtr. Dilbilimsel
tefsirlerin bu manada byk bir boluu doldurduunu syleyebiliriz. Gnmzdeki
tefsir klliyatndan hareketle hicri ilk asrdaki bu kitbiyt n planda deilmi gibi
gzkse de, bir an iin, erken dnemde szkonusu kitbiytn telif edilmemi olduunu
varsaymak dilbilimsel tefsirin Kurann anlalmasna ve tefsirine katksnn daha iyi
anlalmasn salar. Ancak bizim buradaki maksadmz dilbilimsel tefsirlerin erken
dnem lgav tefsir birikimini yanstmalar asndan saladklar katk deildir. Bu
alandaki katklarn bir kenara brakacak olursak, dilbilimsel tefsir ekolnn ve
dilbilimsel tefsirlerin Kuran anlamaya katks, zellikle bir anlama ilke ve yntemi
sunma konusunda tezahr etmektedir.

1. Dilbilimsel Tefsir-Anlama Yntemi likisi

Beer bilimler kategorisinde deerlendirilebilecek tefsir, en genel ifadesiyle, Kurann


anlalmasn amalar. Bu noktada anlama faaliyetinin ltleri ve yntemi var mdr, ya
da olmal mdr, sorularyla karlarz. Tam manasyla nesnel anlam iddiasnda
178

bulunmak ok uygun deilse de, anlamann hibir snr olmadn savunmak da doru
deildir. Dolaysyla, snrsz yorumlar ve bunlarn yol aaca fikr kaosu ortadan
kaldrmak iin doru anlama ve yorumlamaya sevk edecek911 yntemler olmaldr. Bu
balamda Kurann anlalmas iin, onun zelliklerine uygun anlama ilke ve
yntemlerini dikkate almak gerekir. Aksi halde ulalan manann doru mu yanl m
olduunu belirleyecek dayanaktan sz etmek imknszlar.912 zellikle, yorumlanan
ey din bir metinse yntemin nemi daha da artar. Aksi halde snrsz yorumlama nce
fikr kaosa, daha sonra blnme ve tefrikaya yol aar.913

Burada yntemle, analitik yntem, doa bilimlerinin yntemi vb. zel bir yntemi
kastetmediimiz gibi, aratrma, dorulama, retme vb. yntemleri ele alp inceleyen
ve onlara teknik anlamda deer bien914 metodolojiyi de kastetmiyoruz. Yntemle
kastmz, bir hedefe ya da amaca ulamak iin, bir eyi belli bir dzene, bir takm
ilkelere gre yapma, syleme ekli veya tarz,915 geree gtren yol916 ya da
kantlanm bilgi elde etmek iin izlenen yol917 gibi geni kapsamldr. Dolaysyla
herkesin aklna esen bir yol tutmas918 karmaaya yol aaca iin Kurann
anlalmasnda izlenilecek uygun bir yntemin olmas gerektiini dnyoruz. Bu
yntem tek bir anlam dayatmaktan ziyade, anlalann doru mu yanl m olduunu
belirlemeye katk salayan, en azndan yanl anlamalar eleyen bir nitelikte olmaldr.

Kurann anlalmas ya da Kuran anlamayla, Kuran metninin tad varsaylan


anlamlarn, baz tekniklere ve yntemlere bavurmak suretiyle metinden
karlmas919n kastettiimizi sylemekte yarar gryoruz. Dolaysyla anlama
yntemi ifadesini, Kuran ayetlerinin doru anlalmasn salayan ya da yanl
anlamalarn nne set eken ilke ve yntemler anlamnda kullanyoruz. Bu balamda u
sorularn sorulmasnda yarar grmekteyiz: Kuran doru anlamann herkes tarafndan

911
Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, s. 5; kr. Gven,
ada Tefsir Aratrmalarnda Konulu Tefsir Metodu, ra Yaynlar, stanbul 2001, s. 56.
912
Gven, ada Tefsir Aratrmalarnda Konulu Tefsir Metodu, s. 60.
913
Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, s. 5.
914
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, s. 647.
915
Cevizci, Paradigma Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000, s. 374.
916
Orhan Trkdoan, Bilimsel Deerlendirme ve Aratrma Metodolojisi, MEB Yaynlar, stanbul 1995,
s. 169; kr. Arslantrk, Sosyal Bilimleri in Aratrma Metotlar ve Teknikleri, MF Vakf Yaynlar,
stanbul 1999, s. 63
917
Niyazi Karasar, Bilimsel Aratrma Yntemi -Kavramlar, lkeler, Teknikler-, Aratrma Eitim
Danmanlk Ltd., Ankara 1994, s. 12.
918
Arslantrk, Sosyal Bilimleri in Aratrma Metotlar ve Teknikleri, s. 64.
919
zsoy, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, s. 46.
179

kabul grebilecek kurallar var mdr? Kuran doru bir ekilde anlamann bir yntemi
var mdr, ya da olmal mdr? Varsa bu yntem ve kurallar nelerdir?920

Eer bir anlamadan sz ediliyorsa, anlamann kurallar da olmaldr. Zira herhangi bir
ayetin hangi manaya geldiini anlayabilmek iin nce o ayetin niin ve nasl o anlama
geldiini (anlamann ilkelerini) bilmek gerekir.921 Ayetin niin ve nasl o manaya
geldii, yani anlamann ilkeleri bilinmedii takdirde, ulalan anlamn, o ayetin doru
ve/veya yanl anlam olduu kesinlik kazan(a)maz. Kesinliin olmad yerde, doru
ya da yanl anlamdan sz edilemez. Doru ya da yanl anlamdan sz edemiyorsak o
zaman bir anlamdan da sz edemeyiz.922 Tefsir her eyden nce bir anlama ve anlatma
faaliyeti ise,923 bir ayetin niin ve nasl bir manaya geldiiyle ilgili sorular nemlidir.
Bu sorulara verilecek cevaplar arasnda ayetin dilbilimsel adan analizi sonucunda
ulalan gerekeler ilk sray alr. Zira Kuran anlamaya alanlarn bilmesi ve riayet
etmesi gereken unsurlarn banda dil kurallar gelmektedir.924

Kurann anlalmasnn, kelimelerin ve terkiplerin incelenmesi olarak zetlenebilecek


dilbilimsel analize bal olduunu sylemek925 Kuran anlamaya alan kiinin
yapt ile dorudan alakaldr. Zira Kuran anlamaya alan kii, aslnda iki eyi,
Kurann indirildii dili (:lisan/Arapay) ve Kurann indirildii dil vastasyla
sylenen sz (:kelam), anlamaya almakta ya da bu iki eyi anlamak zorundadr.926
Dolaysyla, dilbilimin bir anlama yntemi oluunu, Kuran anlamak isteyenlerin onun
indirildii dili anlamak zorunda olmalaryla aklamak mmkndr. Kurann dili
Arapa olduuna gre, Kuran hakkyla anlayabilmek iin, ncelikle, lgat, nahiv ve
sarf gibi dilbilimin alt branlaryla men, beyan ve bedi gibi belagat ilminin alt dallarn
bilmek gerekir.927 Bu durumda Kurann ilk muhataplarnn kulland Arap dilinin

920
Kr. Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, Tibyan Yaynlar, stanbul 1997, s. 22, 24.
921
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 22-24; Kuran Anlamann Anlam, Kitabevi,
stanbul 1998, s. 8.
922
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 22-23, 43.
923
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 86.
924
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 87.
925
Bkz. Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 93-99.
926
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, 8, 47. Kurann anlalmasnn, dilinin ve o dille ifade
edilen szn anlalmasna edeer olduunun analiziyle ilgili geni bilgi iin bkz. Anlamn
Buharlamas ve Kuran, s. 55-96.
927
Yldrm, Kuran Anlama Yntemi, s. 27-28, 37.
180

bilinmesi tefsirin ve Kuran anlamann n art ve ilkesi olarak karmza


kmaktadr.928

Bir ilmin ya da bir ekoln teekkl birdenbire olmad gibi, ynteminin olumas da
birdenbire gereklemez. lk nce ilim dalnn ya da ekoln ortaya kn hazrlayan
eitli saikler neticesinde problemler ortaya kar, almalar yaplr, grler ortaya
konur, eserler telif edilir ve belli bir birikim oluur. Ancak belli bir birikim olutuktan
sonra, tabiri caizse, eitli deneme yanlmalar neticesinde belli teknik ve ilkelerin
yerleik bir yntem haline geldii grlr.929 Ksaca ifade etmek gerekirse, bir ilmin
yntemi birdenbire ortaya kmaz. Bununla birlikte o ilimle ilgili olarak ortaya konan
ilk fikirlerde ya da telif edilen ilk eserlerde belli bir yntemin izlerine rastlanabilir.
Zaten yntemin teekkl bu gr ve eserlerdeki bilgilerin damtlmas, ilkelerin tespit
edilmesi ve bunlara yeni ilavelerin yaplmas suretiyle zamanla gerekleir. Tefsir ilmi
ve dilbilimsel tefsir iin de ayn eyi sylemek mmkndr. Hz. Peygamber, sahabe ve
tbin dneminde tefsir ilminin ynteminden sz etmek mmkn deildir.930 Bu
dnemde tefsirin ynteminin olumamasn dnemin ilm ortam ve ihtiyalaryla izah
etmek mmkndr. zellikle Hz. Peygamber ve sahabe dneminde daha ok
bireysel/mnferit ihtiya ve problemlerin giderilmesine ynelik olarak eitli ekillerde
aklamalarn yapldn, ayetlerin tefsir edildiini gryoruz. Fakat bu dnemde,
tefsirin yntemi olduunu syleyebileceimiz anlamda bir yntemden bahsetmek
zordur. Kald ki, Hz. Peygamber, sahabe ve tbindan rivayet edilenlerin Kurann
tamamn kapsamad, zellikle Hz. Peygamber ve sahabeden nakledilen tefsirlerin
mnferit olaylara binaen yaplm mnferit yorumlar olduu gz nnde
bulundurulduunda tefsir ilminin ve ona ait bir yntemin teekkl etmesini gerektirecek
literatrn, ilm birikimin ve ortamn henz olumadn sylemek mmkndr.
Dolaysyla bu dnemde tam manasyla bir yntemden sz etmek doru olmaz.
Ancak, yaplan bu etkinlikler analiz edildii takdirde, szgelimi dilsel izahlara, sebeb-i
nzle nem verilmesi gibi eitli ilke ya da yntem izlerinden bahsedilebilir.

928
Albayrak, Kurann Btnl zerine, ule Yaynlar, stanbul 1996, s. 136; Tefsir Usul, s. 125.
929
Nitekim bu duruma Tf zetle u ifadelerle dikkat ekmitir: Mfessirler mktesebatlar lsnde
Kuran tefsir etmilerdir. Onlarn benim zikrettiim kanunu (:yntemi) aka zikretmemi olmalar,
bu ynteme itibar etmediklerini gstermez. Benzer durum hadis ilmi iin de geerlidir. lk nce rvler
kendilerine ulaan rivayetleri zikretmiler, daha sonra hadis ilminin yntemleri teekkl etmitir. Bkz.
Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 15.
930
Elbette Hz. Peygamber, sahabe ve tbin Kuran tefsir ederken belli ilkelere gre hareket ediyordu,
bu anlamda onlarn da belli bir yntemleri vard. Ancak bu ilkeler henz btncl bir yntem
oluturacak nitelikte deildi.
181

Hz. Peygamber, sahabe ve tbinden nakledilen bu tr bilgilerin sonraki yllarda yeterli


olmadn ve tefsire ilikin faaliyetlerin arttn biliyoruz. Bu balamda bavurulan
sebeb-i nzul ve kelimelerin anlamyla ilgili rivayetlerin yetersiz kald dnemde tefsir
neye gre yaplacakt? Ya da herkes istedii gibi tefsir yapabilecek miydi? Tefsir iin
belli bir yntem ve ilkeden sz edilebilir miydi? gibi sorular gndeme gelmektedir.
Tbin sonras yaplan almalar incelendiinde yntem araylarnn balad
grlmektedir. Aslnda bu yntem araylar yukardaki sorularn cevab
mahiyetindedir. Hz. Peygamber ve sahabeden bir aklamann nakledilmedii ayetleri
tbin sonras limler Arap dili ve slubuna, ayetlerin sebeb-i nzul ve tarihsel
balamna dayanarak tefsir etmeye baladlar.931 Hatta rey ile tefsirin caiz olup olmad
konusundaki tartmalar ve rey ile tefsire Arap dili ve slubuna dayanmak kouluyla
cevaz verilmesi,932 bn Mesud, bn Abbs ve krime gibi nde gelen mfessir sahab ve
tabilerin rey ile tefsiri uygun bulmaylarnn dil konusunda yeterli bilgi sahibi
olmayanlara ynelik933 olduunun sylenmesi bu balamda nemlidir. Zira dil
konusunda yeterli lde bilgi sahibi olan kimseler belli bir ynteme gre tefsir
yaptklar iin bunlarn rey ile tefsir etmesinde bir beis yoktur. Bu zelliklere sahip
olmayanlar ise tefsir yapamaz, ancak rivayette bulunabilir. Sonu olarak anlama
ynteminin temelde, Kurann sonraki muhataplarna ynelik olduunu syleyebiliriz.
Zira ilk muhataplarn mnferit olaylar dnda anlama sorunu yoktu. Sonraki muhataplar
iin dil ve balam sorunu tezahr ettii iin, bu sorunlardan kaynaklanan anlama
problemlerinin zm iin yntem araylarna gidilmitir.934

Dilbilimin teekkl etmeye balad dnemde, bir ilke olarak Araplarn dili ve
slbuna uygunluk art aranrken; sarf, nahiv, lgat gibi alanlar kapsayacak ekilde
dilbilim tesis edilince dilbilimin tefsirde bir ilke ve yntem olarak karmza ktn
gryoruz. Bu balamda Muktil b. Sleymann Vch ve Nezir adl eseri tefsir
sahasnda ilk kural koyma ve dilbilimi bir yntem olarak uygulama abasnn rn
olarak kabul edilebilir. Muktilden sonraki dnemde Menil-Kurn mellifi Ferr ve

931
Ahmed Emin, Duhal-slam, II, 144-146.
932
Nitekim rey ile tefsirin deerini tartan Kfiyeci, bata dilbilim olmak zere eitli artlar yerine
getiren kimselerin rey ile tefsir etmelerinde bir beis grlmediini belirtmekte, daha sonra mfessirin
bilmesi gereken ilimleri zikretmektedir. Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 9-13. Benzer grleri
Zerke ve Suyt de dile getirmektedir. Bkz. Burhn, II, 168; tkn, II, 1209-1215.
933
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 298-299.
934
Anlama ynteminin Kurann sonraki muhataplarna ynelik olduu ve bu konuda yaplan almalar
hakknda bilgi ve deerlendirmeler iin bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn
Tarihi, s. 10-11, 19, 28 vd.
182

Ahfe ile Meczl-Kurn mellifi Eb Ubeydenin faaliyetleri Kuran yorumunun


kurallarnn tespit edilmesinde nemli bir yere sahip olup, bu eserler anlamann
kurallarnn oluturulmasnda zengin bir malzeme sunmaktadr. Bu noktada Ferr ile
Eb Ubeydenin eserlerinin telif edilmesine vesile olan olaylar nemlidir.935 Eb
Ubeydenin eserinin telif edilmesine
 $i@  D*  2
 #G+
 >
. L U
3 +
f D$i
1 i 936 ayetindeki 1#2#`
#2#` i 
ifadesini garip karlayan baz kimselerin sorusu
zerine, Kurandaki bu tr garip ifadelerin aklanmas amacyla telif ettii
anlatlmaktadr.937 Ferrnn eserinin telif edilmesiyle ilgili olarak da benzer rivayetlerin
olduu bilinmektedir. Ferrnn rencilerinden mer b. Bkeyr, Hasan b. Sehlin
yanna gidip gelirdi. merin Ferrya, Hasan b. Sehl Kuranla ilgili bir ey
sorduunda ona her zaman cevap veremiyorum. Bununla ilgili bana esaslar tespit etsen
ya da bir kitap yazsan da ben de ona bavursam demesi zerine Ferr rencilerine,
Toplann size Kuranla ilgili bir kitap yazdraym demi ve Menil-Kurnn telif
etmitir.938 Eb Ubeyde ve Ferrnn yaptklar, tefsirde yntem oluturma abalarnn
bir rnei olarak kabul edilebilir. Bu tr dilci limler dilbilimin ilkelerini ve bu
balamda Kuran anlamann kurallarn ortaya koyma konusunda byk mesafe
katetmilerdir. Bu balamda Garbl-Kurn, Menil-Kurn, Meczl-Kurn,
rbl-Kurn, Vch ve Nezir adyla dorudan Kuran tefsiri alannda telif edilen
eserler Kurann anlalmasnda zellikle dilsel alanda kar karya kalnan sorunlarn
zmne ynelik olarak ortaya kmtr. Bu eserlerin sebeb-i nzul gibi tarihsel
balamn konusu olan hususlarla ok fazla ilgilenmeyip, ayetleri arlkl olarak
dilbilimsel adan ele almalar bunun en byk gstergesidir.

Dorudan Kuran tefsiri alannda telif edilen bu eserler dnda, dilbilimle ilgili birok
kitapta bir ekilde Kurann anlalmasyla ilgili yntem ve ilke sorunlarnn
giderilmeye alldn grmekteyiz. Bazen, herhangi bir mucemin, ezdd kitabnn
ya da dilbilimle ilgili bir eserin mellifi Kurann anlalmasnn da amalar arasnda
olduunu aka zikretmitir. Aka zikredilmeyen durumlarda ise eserlerinin ierii ve
tarzlar Kurann anlalmas ynnde belli ilkeler gelitirmenin gayeleri arasnda yer
aldn gstermektedir. Bu balamda Chzn (.255/869) el-Hayevn adl eseri gzel
bir rnektir. Chz Kurann anlalmas konusunda belli ilkeler gelitirmeye
935
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 27-28.
936
Sffat, 37/64-65.
937
Hamev, Muceml-deb, VI, 2706-2707.
938
bn Nedm, el-Fihrist, s. 99; kr. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 123.
183

almtr. Onun dorudan Kurann anlalmasyla ilgili Nazmul-Kurn ve yil-


Kurn adl iki eseri bugn elimizde mevcut deilse de, el-Hayevn adl eserinde
konuyla ilgili bilgiler vardr.939 rnein Chz yle demektedir:

Arap dilinde zdeyiler, bir kkten treyen kelimeler (itikak), fiillerin atlar (bina) ve
benzeri zellikler vardr Ayrca bir sz syleyenin maksadn ve lafzn anlamn ortaya
koyan szn syleni yeri ve artlar szkonusudur. Belirli artlara gre sylenen bir sz
deiik bir yerde ve artta kullanldnda farkl anlamlara gelebilmektedir. te btn
bunlar bilmeyen Kitab, Snneti, zdeyileri, delil ve rnek olarak kullanlan szleri
shhatli bir ekilde anlayp yorumlayamaz.940

Eb Htim es-Sicistn, (.248/866?) ezddla ilgili eserinin giriinde,

Beni bu eseri yazmaya sevkeden ey, Araplarn sznde baz ezdd kelimelerin ve birok
maklub lafzlarn bulunmasdr. Bu tr kelimelerden tespit edebildiklerimizin anlamn
akladk. Nitekim zan kelimesi Kuranda kesinlik ve phe anlamnda, raca lafz da
korku ve mit anlamnda kullanlr. Bu durum Arapann bilinen bir zelliidir 941

diyerek, kitabn telif etmekteki amalar arasnda Kuranda geen ezdd kelimelerin
anlamyla ilgili sorunlarn giderilmesi olduuna iaret etmitir.

Tefsirlerde yer yer ayetin manasnn anlalmas iin gerekli olandan daha fazla
dilbilimsel izah yapld bilinmektedir. Tefsirlerde gereinden fazla dilbilimsel
aklamalarn yaplmas, bazen, ayetin anlalmas asndan ok da zarur olmayan
eitli tartmalara ve grlere yer verilmesi, Abduh ve Reid Rza gibi ilim
adamlarnn, dilbilimsel izahlarn insanlarn Kurann gerek amacna ulamalarn
engellediini belirtmelerine yol amtr. Bununla birlikte, ayn ilim adamlar Kurann
anlalmasna vesile olan nahiv ve meni gibi ilimlerin kurallarnn vazgeilmez
olduunu da sylemilerdir.942 Abduh ve Reid Rzann bu eletirileri, Kurann
anlalmas iin bir ara olan dilbilimin ama haline getirilmesinin doru olmadn
dile getirmesi bakmndan yerinde bir yaklam olarak grlebilir. Kald ki bu limlerin
nahiv ve meni gibi ilimlerin Kurann anlalmas iin vazgeilmez olduunu dile
getirmeleri, gereinden fazla dilbilimsel izahlarn yaplmasn eletirdiklerini

939
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 33.
940
Bkz. Chz, el-Hayevn, I, 153-154. Tercme iin bkz. Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s.
32-33.
941
Eb Htim es-Sicistn, el-Maklb Lafzuhu min Kelmil-Arab vel-Mzal an Cihetihi vel-Ezdd,
(thk. August Haffner), Beyrut, 1913, s. 72.
942
Bkz. Muhammed Reid Rza, Tefsrul-Menr, 12 cilt, Drul-Menr, Kahire 1947, I, 7.
184

gstermektedir.943 Dolaysyla, Kurann anlalmas iin bir ara konumunda olan


dilbilimin bir ama haline getirilmesinin yanll kadar, dilbilimin gerekliliinin gz
ard edilmesinin yanl olaca kanaatindeyiz.944

1.1 Kurann Anlalmasnda Dilbilimin levi

Dilbilimcilerin Kurann anlalmasyla ilgili telif ettii eserler, mfessirlerin telif


ettikleri dilbilim arlkl tefsirler ya da en azndan hibir mfessirin dilbilimsel
izahlardan mstan kalamamas gz nnde bulundurulduunda her bir mfessirin
birletii ortak bir zemin ve yntem olmas asndan, dilbilimin bir anlama yntemi
olarak imknndan sz edebileceini dnyoruz.

Kuran anlamann kurallar olarak Arap dilinin kelime hazinesinin ve slup


zelliklerinin bilinmesinin art koulmas, dilbilim teekkl edince de dilbilimin alt
dallaryla ilgili yeterli lde bilgi sahibi olunmas gerektiinin ifade edilmesinin bir
zorunluluk sonucu ortaya ktn dnyoruz. Bu durum Kurann zelliiyle
dorudan alakal bir sonutur. Dilsel bir hitap/metin olan945 Kuran- Kerim, birok
ayette ifade edildii zere946 snnetullah gerei Arapa olarak indirilmitir. Kaynak
olarak ilh olan Kurann dilsel bir metin oluunun anlam, iman ve ittiba edilmesi
istenen din-ahlak ilke, hkm ve retilerin beerin kulland dilin imkn ve
snrlaryla aktarlmasdr.947 Kuran dilsel bir metin olduuna gre, onu anlamann ilke
ve yntemleri tespit edilirken bu dilin kurallarndan ve Arap dilbiliminin verilerinden
mstani olunamaz. Zira Araplara kendi dillerinin kurallarna uygun olarak ve onlarn
anlayabilecekleri kelimeler kullanlarak hitap edilmitir.948 Nitekim Arapann,

943
Bu eletirilerin ada tefsir anlaynda ya da en azndan bu anlaylarn bir ksmnda dilbilimin
tamamen gz ard edilmesi sonucunu dourup dourmadnn tartlmas gerektiini dnyoruz.
rnein, Yunus Ekin Abduh ve Reid Rzann dilbilim hakkndaki olumsuz grlerinin dilbilimin
tamamen ihmal edilmesine yol am olabilecei eklinde bir tespitte bulunmaktadr ki biz de bu
tespitin doru olabileceini, en azndan tartlmas gerektiini dnyoruz. Konuyla ilgili olarak bkz.
Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran Mealleri
Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 123.
944
Nitekim Abduhun grlerini deerlendiren Emn el-Hl teklif ettii tefsir ynteminde bir orta yol
bulmaya alm, lgat ve nahiv gibi ilimlerin Kurann anlalmasnda nemli birer ara olduunu
belirtmitir. Bununla birlikte ara konumunda olan bu ilimlerin ama haline getirilmemesi gerektiini
vurgulamtr. (Bkz. Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 73-75, 98-99)
945
Kurann dilsel bir hitap/metin oluuyla ilgili deerlendirmeler iin bkz. Cndiolu, Kuran
Anlamann Anlam, s. 13-14,17, 126; Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8, 14; ztrk, Kurann
Mutezil Yorumu, s. 167; Kuran Dili ve Retorii, s. 11.
946
rnein bkz. Ysuf, 12/2; brhim, 14/4; Fussilet, 41/3, 44.
947
ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 167.
948
fii, er-Risle, s. 51-52.
185

Kurann ve Kurann indirildii toplumun dili olduuna dikkat eken bn Haldn


Kuran ve hadis zerinde dnmek ve fikir yrtebilmek iin ncelikle dil ilimlerinin
bilinmesi gerekmektedir. Zira bu konuda bir ey syleyebilmek dil ilimlerinin
bilinmesine baldr. Dil ilimleri, lgat, nahiv, beyan ve edebiyattr949 diyerek tefsirde
dilbilimin nemini vurgulamaktadr. Dolaysyla, Kurann dilsel bir metin olarak
nitelendirilmesi onun dil kurallarna uygun olarak aklanmasn gerektirir.950

Kuran dilsel bir metin olduuna gre Kuran anlamak iin, Kurann dilini (lisan)
ve o dilde ifade edilmi sz (kelam) anlamak gerekir.951 Zira bir metni anlamak iin
her eyden nce o metnin ait olduu dili anlamann gereklilii, aka bilinen bir
husustur.952 Dilsel bir metni anlamann aralar kendi mahiyetine uygun olmak
zorundadr. Dolaysyla anlamann her eyden nce bir dilsel etkinlik, anlamn ise bu
etkinliin bir sonucu olduu dikkate alndnda, Kuran anlamak iin ilk olarak onun
dilini/lisann anlamak gerektiini syleyebiliriz. Allah Teala muradn snnetullaha
uygun olarak Arapa ile ifade ettiine gre Kurann yorumunun Arap diline uygun
olmas gerekmektedir.953 Kurann indirildii dili bilmekten maksat, Arapay sadece
bilmek, konuabilmek veya yazabilmek deil, bunlara ilaveten onu ilm olarak inceleme
kapasitesine sahip olmaktr.954 Aksi halde, dilbilimsel tefsirlerin telif edildii dnemde
veya gnmzde Arapa bilen herkesin Kuran anlamas gerekirdi ki, realitenin byle
olmad herkesin malumudur.

Verilen anlamn dilbilim ilke ve kurallarna uygunluu onun meruiyetinin en nemli


dayanaklarndan birisidir. Anlamn meruiyeti her eyden nce dil kurallarna
uygunluuyla alakaldr. Bir metnin dilsel olduunu sylemek, dilin o metnin asl
unsurlar arasnda olduu, metnin anlalmas iin dilinin anlalmas ve dil kurallarna
riayet edilmesi anlamna gelir. Metnin dilinin ilke ve kurallarna (dilbilime) uygun

949
bn Haldn, Mukaddime, s. 781.
950
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 17; Grgn, lh Szn Gc, s. 21-22, 52-53; 148, 208.
951
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8, 47.
952
Burhanettin Tatar, Ayrmlarn Eiinde Anlama, Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants
(02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 426.
953
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 10-12, , 55-56, 67-68; Grgn, lh Szn Gc, s.
21-22. Bu arada unu belirtelim ki, Kuran anlamak onun dili olan Arapay anlamakla doru
orantldr, anlam Arap dilinin kurallarna uygun olmaldr eklindeki yarg sadece yntemsel bir ilke
olarak anlalmaldr. Buradan hareketle tarihsel srete ortaya kan baz anlaylardaki gibi Arapaya
bir tr kutsallk atfetmenin doru olmadn dnyoruz. kr. Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve
Kuran, s. 12-14.
954
Grgn, lh Szn Gc, s. 208-209.
186

olmayan anlamlar, metnin onayladn syleyemek mmkn deildir. Metnin


onaylamad anlamlar ise yanl anlamlardr. Doru ve nesnel bir anlam(a)dan sz
etmek isteniyorsa anlam belirleyen unsur metin (metnin dili) olmal, dier bir ifadeyle
anlamann objesi metin olmaldr. Bu durumda, anlam objeye (metne) dayand lde
onun objektifliinden (nesnelliinden) sz edilebilir. Metnin dili sylenmek istenen eyi
belirleyip, kuatt ve snrlad iin, doru anlama ulamada metnin dilinin dikkate
alnmas nemlidir. Metnin dilinin anlalmas ilk etapta dilin ilke ve kurallaryla
ilgilinen dilbilimle mmkn olur. Dolaysyla yaplan yorumlarn Arap diline
uygunluu, yorumda znellik sorununun nne geilmesi ve nesnel yorum araylar
iin de nem arzetmektedir. Anlama ve yorumlamann nesnel ilke ve yntemlerinin
olmadn ne srmek, metni sbjektif bir bilgi nesnesi haline getirerek herkesin
istedii her eyi metne syletmesine olanak tanr. Bu durumda anlam tespit etmek
gleir, anlam tespit edilse bile onun metne aidiyetini kantlamak imknszlar. Nesnel
anlam peinde komak tek ve nih bir anlam dayatmas olarak anlalmamaldr.
Aksine, metnin ve dilinin n plana karlmas, yorum konusundaki babozukluun ve
sonsuz serbestliin nne geilmesi iin bir yntem ve nesnellik aray olarak kabul
edilmelidir.955 Anlamann tamamyla znel olduunu savunmak, herkesin Kuran
istedii gibi anlayabilecei sonucunu dourur ve karmaaya yol aar. Tefsirin insanlarn
problemlerine zm retebilmek iin yapld gz nnde bulundurulduunda tefsirle
uraanlarn asgar dzeyde de olsa hareket edecekleri ortak bir zemin ve ilke
olmaldr.956 Bu sebeple, anlama ve yorumun dilbilim kurallarna uygunluu tefsirle
uraanlarn dikkate almalar gereken ilkelerin banda gelir.

Metnin ve dilinin onaylamad anlamlarn metne yklenmesi halinde verilen mana, z


itibariyle doru olsa da, yntemde hata yapld iin, ortada bir anlama sorunu var
demektir. Suyt ve bn Teymiye gibi limler bu konu zerinde nemle durmulardr.
Bu iki lim tefsirde hata yapanlar ikiye ayrmaktadr. Birinci kesimi, bir takm
manalara inanp daha sonra, bunlara delalet edip etmediine bakmakszn Kuran
lafzlarn bu manalara hamledenler, ikinci kesimi ise verilen manann mtekellimin
kasdna ve siyaka uygunluuna dikkat etmeksizin sadece lafza ve Arap dilinin

955
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8-9, 15, 81-82, 91; Szl Kltrden Yazl Kltre
Anlamn Tarihi, s. 15-16; Szn z -Kelm- lhnin Tabiatna Dir-, Tibyan Yaynlar, stanbul,
s. 19-22.
956
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 86-87.
187

zelliklerine nem verenler oluturmaktadr.957 kinci gurup Kuran anlama yntemi


olarak dilbilimin snrlarnn farknda olmayan kimselerdir. Anlama ve yorumlama
asndan dilbilimin snrlarn tartrken bu husus zerinde duracamz iin bu gurup
u an iin konumuzu ilgilendirmemektedir. Burada konumuz, birinci kesimle, kendi
inan, dnce ve grlerini Kurana syletmeye alanlarla ilgilidir. Her iki limin
bu konudaki aklamalarn nemsediimiz iin, grlerini zetle burada zikretmek ve
deerlendirmek istiyoruz.

Bir takm manalara inanp daha sonra bunlar Kurana onaylatmak isteyenlerin hatas,
sahih rivayet malzemesine itibar etmemelerinin yan sra, delalet ve beyan asndan
lafzlarn elverili olup olmadna bakmadan, dilbilimi kendi grlerini destekleme
arac olarak grmeleri, dier bir deyile dilbilimi bir anlama yntemi olarak
kullanmamalardr. Bu insanlarn faaliyeti iki ekilde tezahr eder. Ya Kuran
lafzlarnn delalet ettii manay grmezden gelerek yok ederler, ya da lafzn delalet
etmedii ve lafzla kastedilmeyen manay lafza yklerler. Her iki durumda da (yani,
lafzn delalet ettii manay grmezden gelerek onu yok saymalar ve lafza delalet
etmedii manay ykleyerek ona yeni bir anlam isnat etmeleri halinde) iki hatadan
birine dmekten kaamazlar. Ya verdikleri mana batldr, dolaysyla hem delilde
(dilbilimi kullanmadklar iin yntemde), hem de medllde (anlamda) yanlrlar. Bazen
verdikleri mana batl olmayabilir, ancak bu durumda medllde (anlamda) hataya
dmemilerse de delilde (yntemde) yanlm olurlar.958

Hem kullandklar yntem hem de ulatklar anlam asndan hataya denler, belli bir
mezheb gre sarlp, grlerine delalet etmedii halde ayetleri kendilerine dayanak
olarak kullanrlar, ya da grlerine uygun olmayan ayetleri tevile kalkrlar. bn
Teymiye ve Suyt, ayetleri mezheb grleri dorultusunda tevil etmeye alanlara
rnek olarak, Cehmiyye ve Mutezileden olup mezheplerinin grlerini Kurana
syletmeye alanlarla Batn, Hric ve Rfzleri rnek gstermitir.959

957
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-92; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1204. Suyt bu
konuda bn Teymiyenin ismini zikrederek kendisinden alnt yapmtr. Bkz. tkn, II, 1199.
958
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-85; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1203; ztrk,
Kurann Mutezil Yorumu, s. 22-23.
959
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 85; kr. Suyt, tkn, II, 1203. bn Teymiye ile
Suytnin bu dncelerinin genelleme olduunu sylemek mmkndr. Aksi halde bu mezheplerin
her temsilcisinin, bu ekilde davrandn syleyemeyiz.
188

Yntemsizlik nyargyla ve kastla birletiinde ne tr yanl anlam(a)lara gidildiini


gstermesi asndan, bn Teymiye ile Suytnin rnek olarak zikrettii bu tr
yorumlardan bazsna burada yer vermek istiyoruz.960 iK3 K
D  L)  yHi3 961 ayetindeki
kelimesinin Hz. Ebubekir ve mer olarak tefsir edilmesi, ^:   n962n Hz.
Hasan ve Hseyin eklinde, 1#H  L z %# X

Lf
>
i 963 ayetindeki  , 1

(!
 i
 #t*  ~ H %i964 ayetindeki ~H %i ve (-  i  E #n :$i965 ayetindeki L
n  lafzlarnn Hz. Ali
olarak tefsir edilmesi, bu lafzlar bu ahslara hibir ekilde delalet etmedii iin yntem
bakmndan, ulatklar sonu itibariyle de anlam bakmndan yanltr.966 bn
Teymiyenin +
i- *i   3 D % # )  : 
 i
E  S  i f
 *  1 Ji  i
(- :i G
 967 ayetiyle
ilgili yaplan yanl yorumlar deerlendirirken getirdii izah, dilbilimin yntem olarak
ilevini ve nemini ortaya koymas asndan son derece nemlidir:

Baz mfessirlerin szkonusu ayetteki  *  1


Jiy Hz. Ebubekir, i
E  S  i f
Hz.
mer, D % # )  : 
Hz. Osman ve +
i- *i   3 lafzn da Hz. Ali olarak tefsir etmeleri
bu lafzlarn hibir surette delalet etmedikleri anlamlar iermesine neden olmaktadr. Zira
bu lafzlarn hepsi, dilbilim asndan nahiv limlerinin pepee haber olarak
isimlendirdikleri ey olup hepsi ayn mevsufun (*  1
Ji kelimesinin) sfat konumundadr.
Dolaysyla bunlarn her birinden farkl farkl ahslarn kastedilmesi mmkn deildir.968

Anlamda hata yapmayp, yntemde hata yapmaya, birok sf, vaiz ve fakhin Kuran
haddi zatnda sahih olup, fakat Kurann delalet etmedii manalarla tefsir etmeleri
rnek olarak gsterilebilir. Slemnin (.421/1021) Hakikut-Tefsr adl eserinde
zikrettiklerinin birou byledir. Ancak, Slemnin zikrettii tefsirler mana asndan
batl ise, birinci ksma, yani hem yntem hem de anlamda hata yaplan ksma girer.969
Zerke ve Suyt, haddi zatnda doru olsalar bile, yntemde hata yapld iin bu tr
yorumlarn tefsir deil, Kuran okurken ie doan duygular olduunu ifade

960
bn Teymiye ve Suyt isim zikretmedii iin, gr sahiplerinin kendi eserlerinden kaynak gsterme
imknmz olmad. Bu yzden bn Teymiye ve Suytnin eserlerini kaynak gstermekle yetinmek
zorunda kaldk.
961
Tebbet, 111/1.
962
Rahmn, 55/22.
963
Ysn, 35/12.
964
Nebe, 78/1.
965
Mide, 5/55.
966
rnekler iin bkz. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 87-88; Suyt, tkn, II, 1209.
967
Fetih, 48/29.
968
bn Teymiyenin ifadelerini zetleyerek tercme ettik. Kr. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr,
s. 89.
969
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 90; kr. Suyt, tkn, II, 1204.
189

etmektedir.970 Zerke bu tr tefsire i


E  1
 E $ ( 1
Ji( 3 g (% O 1
Ji D n 971 ayetindeki
i
E  lafznn nefis olarak anlalmasn, dolaysyla ayette nefisle (nefs-i levvame)
savamak emredildiinin sylenmesini rnek gstermektedir.972 Suyt ise, Ji 1
$ )~C
i z % 
`
973 ayetini lafzlarn yapsn bozmak suretiyle Her kim nefsini
aalarsa ifa bulur, bunu byle bil eklinde tefsir edilmesini rnek gsterir.974
Suytnin, tefsirin kaynaklarn, mfessirin bilmesi gereken (yarsndan fazlas
dilbilimle ilgili olan) ilimleri ele ald Mfessirin artlar ve Adb blmnden
hemen sonra Tuhaf Tefsirler975 balkl bir blm am, bu blmde yaplan baz
tuhaf tefsirlere rnek vermitir. Belki de Suyt bu iki blm pepee yerletirmekle,
nceki blmde zikredilen ilke ve kurallara riayet edilmedii takdirde ortaya ne tr
garip ve tuhaf tefsirler kacana dikkat ekmek istemitir. Maksadmz daha net
olarak ifade edebilmek iin Suytnin verdii bu rneklerden bir kan zikretmekte
yarar gryoruz. Suyt, Mahmud b. Hamza el-Kirmnnin (. 505/1110), ancak
insanlar sakndrmak iin dile getirilmesi caiz olan, tuhaf yorumlar derledii el-Acib
vel-Garib adnda bir eser telif ettiini belirtmitir. Daha sonra bu tuhaf tefsirlere, E 
#

X  L976 ayetindeki X  kelimesini }X  eklindeki az kraate
dayanarak bazlarnn Kuran kssalar eklinde ve  $  ~ $  m
|
B  +
`i  1
 E  >
* ^
Ji

g (3  %  977 ayetindeki $ kelimesini Hz. Muhammed g (3 kelimesini de


kendisinden dini rendiiniz olarak tefsir etmesini rnek olarak zikretmitir.978

Dilbilimin slam kltr tarihinde ilk gelien ilimlerden olmas, Kurann anlalmas ve
yorumlanmasyla dorudan ilikilidir.979 Dilbilimin ortaya kmasna ve gelimesine yol
aan etkenlerden birisini belki de en nemlisini Kurann anlalmas ynndeki
gayretler oluturuyorsa, dier bir ifadeyle Kurann anlalmas gayesi dilbilimin
teekklnde rol oynamsa, sadece bu bile, dilbilimin tefsir iin bir yntem iddias
tad anlamna gelir. Zira bu almalar durduk yere ortaya kmam, Kurann
anlalmasnn ilkelerini tespit amacyla yaplmtr.

970
Zerke, Burhn, II, 170; kr. Suyt, tkn, II, 1218.
971
Tevbe, 9/123.
972
Zerke, Burhn, II, 170.
973
Bakara, 2/255.
974
Suyt, tkn, II, 1219; kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 13.
975
#!
 K, =L  *`-( % Bkz. Suyt, tkn, II, 1225-1226.
976
Bakara, 2/179.
977
Ysn, 36/80.
978
Suyt, tkn, II, 1225-1226.
979
Grgn, Anlam ve Yorum, s. 140; lh Szn Gc, s. 193.
190

Dilbilimin Kurann anlalmasndaki ilevi ve buna bal olarak hicri ilk asr gibi
erken dnemde dilbilimin alt dallaryla ilgili problemleri gidermeyi amalayan
tefsirlerin telif edilmesi, daha sonra, mfessirin bilmesi gereken ilimlerin belirlenmesini
ve tefsirle ilgili yaplan tanmlar etkilemitir. Ayn ekilde, bu durum ulmul-
Kuranlarn ieriini etkiledii gibi, genel anlamda tefsirleri de etkilemitir.

Kurann dilini bilmek, Arap dilinin mfredatn (kelime hazinesini), szdimini (nahiv)
kelimelerin yap ve formunu (sarf) ve son olarak slubunu bilmek demektir. Bu hususlar
dilbilimin alt dallarna tekabl ettiine gre, bir ayetin niin ve nasl bir anlama
geldiinin belirlenmesi iin elimizdeki en nemli ilke ve aralardan biri dilbilimdir.
slam kltrnde ortaya kan sarf, nahiv, men, beyan ve bed ilimlerinin ortaya
kmasnda Kuran anlama gayretleri byk rol oynamtr. Ayn ekilde bu ilimler
Kurann anlalma faaliyetlerine byk katklar salamtr. Nihayetinde Kuran
tefsir etmek isteyen kiinin bu ve benzeri ilimlerden mstani kalamayaca anlald
iin, bu ilimler mfessirin bilmesi gereken nemli ilimler arasnda yer almtr.
Dolaysyla szkonusu ilimlerin tefsir tanmlarnda ve mfessirin bilmesi gereken
ilimler altnda zikredilmesi tesadf deildir. Mfessirin bilmesi gereken ilimlerin
byk ounluunun dilbilimin alt dallaryla belagatn alt dallarna tekabl etmesi
Kurann dilsel ve edeb bir metin olduu gz nnde bulundurulduunda gayet normal
bir durumdur.980 Ayrca dilbilimin alt dallaryla ilgili olan vch ve nezir, garbl-
Kurn ve irbl-Kurn literatrnn mstakil birer Kuran ilmi olarak teekkl
etmesi de Kuran tefsiri asndan dilbilimin bir yntem olarak ne derece nemli
olduunu ortaya koymaktadr.

Bu aamada u muhtemel sorular akla gelebilir: Dilbilimle anlama yntemi arasnda bir
tr gereklilik ilikisi olduuna gre, dilbilimsel tefsirlerin telif edilmesiyle dilbilimin
Kuran anlama yntemi olmaya elverili olmas arasnda bir balant var mdr?
Dilbilimsel tefsirlerin bu tr bir yntem iddias tadklarn syleyebilir miyiz? Ayrca
genel anlamda dilbilim, gerekten de tefsir iin bir yntem olarak kabul edilmi ve
uygulanm mdr? te bu ve benzeri sorularn cevabnn, dilbilimsel tefsirlerin yazl
amalar ve ieriklerinin, tefsir usul, Kuran ilimleri, tefsirlerin mukaddimeleri ve
ilimlerin tasnifi gibi eserlerde yer alan tefsir tanmlarnn ve mfessirin bilmesi gerektii
sylenen ilimlerin analizinden getiini dnyoruz.
980
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 12-16, 70-71.
191

limler, telif ettikleri eserlerle neyi amaladklarn ve eserlerinin mahiyetini her zaman
aka zikretmemilerdir. Bu balamda yaptklar iin, bir yntem iddias tayp
tamadn da dile getirmemilerdir. Szgelimi, menil-Kurnlar ya da garbl-
Kurnlar incelendiinde, bu eserlerin melliflerinin Kurann anlalmasyla ilgili bir
ilke ya da yntem oluturmaya altklar gibi bir iddiaya ou kez rastlanmaz.
Bununla birlikte, onlarn gndeme getirdikleri meselelerden ve bunlar ele al
tarzlarndan, belli bir yntem oluturma abas ierinde olduklar sonucunu karmak
mmkndr. Bu zaviyeden bakldnda, onlar yaptklarnn bir yntem olduunu ya da
olmas gerektiini aka zikretmemi olsalar da, her halkarda zihinlerinde var olan
ilkelerin kendilerine dikte ettii ekilde bir yntem oluturma kaygsna binaen bu
eserleri telif ettikleri sylenebilir. Dolaysyla her ne kadar ilk dnem limleri tarafndan
ou kez bu ilke ve yntemlerin birer yntem olduu aklanmamsa da, bu eserlerde
aka ya da satr aralarnda verilen bilgiler, sonradan olu(turul)an ilke ve kurallarn
olumasna katk salayan unsurlar olarak deerlendirilmelidir.981 Nitekim sonradan
tefsir usul, ulumul-Kuran, bilimler tarihi ve tasnifi alannda telif edilen eserlerde
zikredilen ilkelerin olumasnda bu limlerin yaptklarnn etki ve rol olduu aka
bellidir. Bu anlamda, her ilim dalnn ynteminin, o alanda yazlan eserlerden sonra ve
onlardan hareketle olutuunu sylemek mmkndr.

Mfessirin bilmesi gereken ilimler arasnda, ilk olarak dil ilimlerinin zikredilmesi, dilsel
bir metin olan Kurann anlalmasnda ilk nce dilbilimden yararlanlmas gerektii
anlamna gelmektedir. Szgelimi, Zerke, Mfessir e Ne le Balamal?982 bal
altnda dilbilimin alt dallarnn nemini ok gzel bir ekilde ifade etmektedir:

Mfessir ilk olarak lafz ilimlerle (dilbilim) balamaldr. Lafz ilimler arasndan mfred
lafzlarn manalarnn aratrlmasna ncelik verilmelidir. Zira ev yapmak isteyen kii iin
tulalarn en temel malzeme olmas gibi, Kurandaki lafzlarn mfred haldeyken
manasnn elde edilmesi, Kuran anlamak isteyen kii iin ilk ve temel malzemedir Zira
btnn bilinmesi parann bilinmesine baldr

Lafzlarn mfred halde iken (szdizimine dhil olmadan) bilinmesiyle u ilimler ilgilenir:
lk olarak lafzlarn vaz edildikleri manalarn bilinmesi ki bu lgat ilmidir. Lafzlarn farkl
manalara delalet etmesini salayan, yap ve siygalarn bilinmesi ki bu sarf ilmidir.

981
Kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 67.
982
Zerkenin kulland balk u ekildedir: ) H
! : S K+ :# >X
192

Lafzlarn tretildikleri kklerin tespit edilmesi ve manann bu kklerle irtibatnn


salanmas ki bu da itikaktr.

Szdizimine dahil olmalar asndan lafzlarn bilinmesiyle u ilimler ilgilenir: Cmlenin,


basit (temel) anlamnn bilinmesi kendisiyle mmkn olan irab asndan ele alnmas ki
bununla nahiv ilmi ilgilenir. Manann manasnn bilinmesi ve muktezay- hale uygunluu
asndan cmlenin ele alnmas ki, bu meni ilminin konusudur. Maksadn, ak veya
kapal olarak; hakikat, mecaz, tebih, istiare veya kinaye yoluyla ifade edilmesi ki bununla
beyan ilmi ilgilenir. Cmlenin lafz ve manevi sanatlar (mhassinat) asndan ele alnmas
ki bu bed ilminin konusudur.983

Zerke burada tefsirde ilk bata dilbilim ve belagatla ie balanmas eklinde genel ve
btncl bir ilke koymaktadr. Ayn ekilde, Kurann tefsirinde, lafzlarn mfred ve
mrekkeb haldeki anlamlarn, dilsel balamn, zahir ve batn manasn bilmeyi vb.
kapsayan, kendisine bavuracamz genel bir kuraldan (yntemden) mstani
kalnamaz984 diyerek, tefsir konusunda dil ilimlerinden oluan genel bir kuraln olmas
gerektiine dikkat ekmitir. Bu genel ilkelerin dnda, Zerke eserinin birok yerinde
dilbilim ya da sarf, nahiv, lgat gibi dilbilimin alt dallarnn dikkate alnmas gerektiini
belirtmitir. rnein, Kurandaki Garip Kelimelerin Bilinmesi blmnde garbl-
Kurn konusunda eser veren limleri zikrettikten ve konuyla ilgili teorik bilgiler
verdikten sonra bu konuda bilgi sahibi olunmas zaruridir, aksi halde Kurann
tefsirine kalkmak helal olmaz diyerek, Kurandaki garip kelimelerin anlamlarnn
bilinmesinin nemli bir ilke olduuna dikkat ekmitir.985 Ayrca o, kelimelerin yap ve
siygalarnn bilinmesiyle ilgili Marifetut-Tasrf blmnde sarf ilminin bilinmesinin
bir kelimenin deiik formlarda kazand anlamlarn bilinmesi asndan nemli
olduunu ifade etmitir.986 Yine Kurann manalarn bilmek isteyen kiinin, cmlenin

983
Zerke, Burhn, II, 173-174. Zerkenin ifadelerini zetleyerek ve aklamalar eklemek suretiyle
tercme ettik. Suyt mfessirin ilk olarak lafz ilimlerle balamas gerektiini ifade ettikten sonra,
Zerkenin bu sylediklerinin ksaca zetlemektedir. Bkz. Suyt, tkn, II, 1222. Ayrca Zerkenin
lgat ifadesini parantez ierisinde (anlambilim) olarak aklamamz, ikisinin eit olduunu kabul
ettiimiz eklinde anlalmamaldr. Maksad ifade etmek iin bu yola bavurduk. Yoksa bu ikisinin
tam manasyla birbirine tekabl etmedii bilinmektedir.
984
Zerke, Burhn, I, 15.
985
Zerke, Burhn, I, 291-296; kr. Suyt, I, 355. Suyt, ileride mfessirin artlar blmne de
referansta bulunarak, Zerkenin bu konuda bilgi sahibi olunmas zaruridir szn kendi eserindeki
Kurandaki Garip Kelimelerin Bilinmesi blmnde ayr bir fasl balangc yapmtr. Suyt
burada Zerkenin eserinden yapt alntlarla yetinmeyerek, Abdullah b. Abbasn Kuranda geen
garb kelimelerle ilgili yapt izahlara ve Nfi b. Erzak ile arasndaki getii rivayet edilen meselelere
geni bir ekilde yer vermitir.
986
Zerke, Burhn, I, 297-300.
193

anlamnn tespit edilmesine yarayan nahiv ilmini bilmesi gerektiini sylemi,987 ayrca
tefsirin kaynaklar arasnda dili de zikretmitir.988

Kfiyeci ve Suytnin de bir insann tefsir yapabilmesi iin gerekli olduunu belirttii
on be ilimden ilk yedisinin, Zerkenin Mfessir e Ne le Balamal? bal
altnda yer verdii dil ve edebiyat ilimleri olduu grlmektedir.989 Suyti ayrca
eserinin baka pek ok yerinde dilbilimin eitli konularnn tefsir ilmi iin vazgeilmez
olduunu ifade etmitir. Szgelimi, dili tefsir ilminin kaynaklar arasnda zikretmi,990
garip kelimelerin,991 kelimelerin ait olduu lehelerin992 vch ve nezirin bilinmesi,993
irabn bilinmesi994 gibi hususlara tknda mstakil birer blm tahsis ederek dilbilimin
alt dallaryla ilgili bu hususlarn tefsir asndan nemine dikkat ekmitir. Ayrca
Suytnin Mfessirin htiya Duyduu nemli Kurallar995 adl yaklak krk sayfalk
bir blmde ele ald hususlar hep dilbilimle ilgili kurallardr.

Dilbilimsel tefsirlerin ortaya koyduu almalar Eb Hayynn tanmna da


yansmtr. Daha nce de getii zere, Eb Hayynn tefsir ilmiyle ilgili yapt
tanmda, szckbilim, sarf, nahiv gibi dilbilimin alt dallar n planda olan unsurlarn
banda gelir.996

Eb Hayynn ve dilbilimin alt dallarn n plana karan dier limlerin tanmlarna bu


ilim dallarnn birer unsur olarak girmesinin, kendilerinden nce gerek dilbilim alannda
gerekse dilbilimsel tefsir alannda yaplan almalarn bir sonucu olarak grlmesi
gerektiini dnyoruz. Zira, lgat, itikak, sarf, nahiv gibi dilbilimin alt dallaryla
ilgili almalar yaplmasa ve bu almalarn garbl-Kurn, menil-Kurn, irbl-
987
Zerke, Burhn, I, 301-310; ayrca bkz. II, 165.
988
Zerke, Burhn, II, 160.
989
Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-12; kr. Suyt, tkn, II, 1209-1212. Mfessirin bilmesi gereken
ilimler arasnda dil ile ilgili ilimlere ilaveten, kelam, fkh, usl- fkh gibi disiplinler de zikredilmitir.
Ancak biz bu ilimlerin Kurann anlalmas iin dilbilim gibi vazgeilmez olmadklarn ve btncl
bir yntem sunmadklarn dnyoruz. Zira, bu ilimlerin Kurann btn ayetleriyle ilgili
olmamalarnn da tesinde, szgelimi, eitli kelam ekollerinin, fkh mezheplerin bulunmas Kuran
anlamaya alrken bunlardan hangisinin ilke ve yntemlerinden istifade edilmelidir, sorusunu
gndeme tamaktadr.
990
Suyt, tkn, II, 1206.
991
Suyt, tkn, I, 353 ve devam.
992
Suyt, tkn, I, 417-426.
993
Suyt, tkn, I, 445 ve devam.
994
Suyt, tkn, I, 577 ve devam
995
Bkz. Suyt, tkn, I, 597-638. Burada zamirler, mzekkerlik-menneslik, marifelik-nekrelik, tekillik-
oulluk, eanlamllk, soru-cevap, isim cmlesi-fiil cmlesi gibi dilbilimi ilgilendiren konularla ilgili
kurallar zerinde durulmaktadr.
996
Eb Hayyn, el-Bahrul-Muhit, I, 121.
194

Kurn tr eserlerde tefsire uygulanmas szkonusu olmasayd, yaplan tanmlarda


byk ihtimalle bu konulara dikkat ekilmez ve tefsir tanmlarna bu hususlar birer
unsur olarak girmezdi.

Tefsirde dilbilimin bir yntem ve ilke olarak nemi sadece tefsir ya da ulumul-Kuran
mellifleri tarafndan deil, ilimler tarihi ve tasnifiyle ilgili eser veren melliflerce de
dile getirilmitir. Szgelimi, Sekkk, Mifthul-Ulm adl eserini temel blme
ayrmtr. Eserin birinci blmn sarf ilmi ve onun tamamlaycs itikak, ikinci
blmn nahiv ilmi, nc blmn ise men ve beyan ilimleriyle bunlarn
tamamlaycs konumundaki tanm ve akl yrtme konular oluturmaktadr.997 Bu
ilimlerin hepsine birden edebiyat ilmi tabirini kullanan Sekkk eserindeki
blmlemenin mantn Arap dilinde hatalarn tezahr ettii alanlara gre
oluturduunu u szleriyle belirtmitir:

Edebiyat ilminin ncelikli amacnn Arap dilinde dlebilecek hatalardan saknmak olmas,
eserimi bu ekilde blme ayrmay gerektirmitir Zira aratrldnda Arap dilinde
hatann, mfred (lafzlar), telif (lafzlarn birletirilmesiyle cmle oluturulmas) ve cmlenin
kastedilen manaya uygunluu olmak zere alanda tezahr ettii grlr. Bu tr, lgat
ilminden (kelime hazinesinden) sonra gelir... Mfred ve cmledeki hatalar konusunda sarf ve
nahiv ilmine, szn maksada uygun olarak ifade edilmesinde ise men ve beyan ilimlerine
mracaat edilir.998

Bu alan oluturan ilimlerin hepsine birden edebiyat ilmi adn veren Sekkk,
eserini Mifthul-Ulm olarak isimlendirmi, bylece bunlarn, bata Kuran tefsiri
olmak zere, Arap diliyle ile ilgili her trl ilmin anahtar olduuna iaret etmitir.999
Zira, Sekkknin dikkat ektii bu hatalar, konuurken ve yazarken maksadn uygun bir
ekilde ifade edilmesini engelledii gibi, bir metni anlama faaliyeti srasnda meydana
gelebilecek hatalar olarak da anlalabilir. Dier bir ifadeyle, bu hatalar maksadna
uygun sz sylemekle olduu kadar, sz maksadna uygun olarak anlamakla da
ilgilidir. Dolaysyla, hatadan saknmak, yani, maksada uygun ifadede bulunmak ve
herhangi bir kelam anlamak, kelime hazinesiyle ilgili yeterlikten sonra, bu temel
alann ilke ve kurallarna riayet edildii takdirde mmkn olur.

997
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 2-3.
998
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 3-4; tercmeyi kr. Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 120-121.
999
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 3; Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 124-125; Durmu, Sekkk,
DA, stanbul 2009, XXXVI, 333.
195

Takprzade ise, mfessirin ihtiya duyduu kurallar bal altnda zamirler, marife-
nekre, tekillik-oulluk, eanlaml olduu zannedilip de eanlaml olmayan lafzlar,
isim ve fiil cmleleriyle hitap ve zellikleri, hakikat-mecaz, tebih-istiare ve kinaye,
hasr yollar, cz-tnb ve hazifle ilgili kurallar zikretmektedir.1000 Takprzade tefsir
ilmini Beerin gc nispetinde ve Arapann kurallarnn gerektirdii lde Kuran
nazmnn manasnn aratrlmas1001 eklinde tanmlayarak dilbilimin tefsir asndan
nemine iaret etmitir.

bn Haldn Kurann anlalmas asndan dil ilimleriyle ilgili ksmda unlar


sylemektedir:

Dil ilimleri; lgat (Kelime bilgisi), nahiv, beyan ve edebiyat olmak zere drt olup,
bunlarn bilinmesi zaruridir. Zira Kitap ve Snnetten eri hkmler bunlar yoluyla elde
edilir... Dolaysyla eri ilimler hakknda bilgi sahibi olmak isteyenler dille ilgili bu
bilgileri bilmek zorundadr.1002

Buraya kadar grlerine bavurduumuz limlerin sylediklerinden hareketle lgat,


sarf ve nahiv gibi alt dallaryla birlikte dilbilimin, Kurann anlalmas iin hemen
herkesin zerinde ittifak edebilecei bir zemin olduunu1003 sylemek mmkndr. Zira
dilbilimsel anlama metnin lafzn dikkate alan bir yorumlamadr. Bir metni anlama ve
yorumlamada lafzn asl unsur olduu, anlama yntemlerinin lafzdan mstan
kalamayaca, hatta lafz dikkate almamann sonuta Batnlie gtrecei1004 gz
nnde bulundurulduunda metnin lafzlarn dikkate almann ilk eii kabul
edilebilecek dilbilimsel anlamann nemi daha net bir ekilde tebarz eder. Bununla
birlikte, bir anlama yntemi olarak dilbilim gerekli olmasna ramen, onun tek bana
yeterli olduunu syleyemeyiz. Tam da bu noktada, dilbilimin gerekli fakat yeterli
olmamasndan hareketle, bir anlama yntemi olarak dilbilimin snrlar zerinde durmak
istiyoruz.

1000
Takprzade, Mevztl-Ulm, II, 423 ve devam.
1001
Takprzade, Mevztl-Ulm, II, 62.
1002
bn Haldn, Mukaddime, s. 1055. bn Haldn sarf nahvin kapsamnda deerlendirmi olabilecei iin
Arap dil ilimlerini sayarken sarf zikretmemi olabilir. Ayrca onun edebiyat da dil ilimleri arasnda
dndn gryoruz.
1003
Kr. Ltfullah Cebeci, Kurann Anlalmas Meselesiyle lgili Teblilerin Mzakeresi, Gncel
Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 55.
1004
Salahattin Polat, Hadislerde Delalet Sorunu Balkl Tebliin Mzakeresi, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 264.
196

1.2. Kurann Anlalmasnda Dilbilimin Snrlar

Dilbilimin doru ya da doruya en yakn anlamn elde edilmesindeki rol, nemi ve bir
yntem olarak dilbilimin tefsir iin vazgeilmezlii inkr edilemez olmakla birlikte,
dilbilim bu konuda tek bana yeterli deildir. Bu ynyle, dilbilimsel anlama Kurann
anlalmas iin olmazsa olmaz bir yntem olmasna ramen, bu yndeki sorunlar tek
bana zecek malzemeyi bizlere her zaman sunmaz. Arap dilinin bilinmesi ayetlerin
anlalmas iin tek bana yeterli deildir.1005 Yeterli lde sarf, nahiv ve szlk
bilgisine sahip olan herkesin Kurann her ayetini anlamasn beklemek doru
deildir.1006 Zira Kuran anlamann, onun dilini ve o dilde ifade edilmi sz (kelam)
anlamayla mmkn olduu kabul edildii takdirde, anlamann gereklemesi iin hem
dilin hem de szn anlalmas gerekmektedir. Dolaysyla Kuran anlamak iin onun
dilini anlamann yan sra, o dilde ifade edilmi olan kelam, yani murad- ilhyi de
anlamak gerekir. Zira dil sadece anlamn belirlenmesine yardmc olan bir unsurdur;
yoksa tek bana tayin edici bir unsur deildir. Dolaysyla Kurann anlalmas iin
dilbilim gereklidir, ama her zaman tek bana yeterli deildir. Anlam lisanla kelamn
birlemesinden yani balamdan doar.1007 Zira, Kurann anlalmas, onun indirildii
topluma (ilk muhataplarna) ne sylediinin anlalmasna, Kurann ilk muhataplarna
ne sylediinin bilinmesi ise dil ve tarih bilgisine baldr.1008 Zira, dilin kurallar ile
birlikte szn sahibinin murad arasndaki iliki (balam) bilindii takdirde ancak doru
anlama ulamak mmkn olur. Bu iki ilke ihmal edildiinde doru anlama ulama
imkn ortadan kalkar. Balam tespit edilmedii takdirde birok szn anlamn ortaya
koymak, tayin etmek mmkn deildir.1009 Anlamn tayininde balamn roln,
dolaysyla murad- ilhnin anlalmasnda balamn nemini yle zetlemek
mmkndr:

Maksatlar dilsel bir forma brndklerinde, tarihin konusu olmaktan kaamazlar. Tarihin
konusu olan her ey gibi, sz de szckler de artk sadece dilsel deil, ayn zamanda
tarihsel bir nitelik kazanrlar. Szn ilk muhataplar tarihte kaldnda, tarihe kartnda,
anlam bu sefer metin (text) ile balam (context) arasndaki ilikide tezahr eder.

1005
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Baz Dnceler, s. 92.
1006
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Baz Dnceler, s. 138.
1007
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 67-68.
1008
Zlfikar Durmu, Kurann Trke Tercmeleri, Rabet Yaynlar, stanbul 2007, s. 35.
1009
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 82, 86-87. Kurann anlalmas iin balamn ve
szn maksadnn bilinmesinin gerektiiyle ilgili ayrca bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 125-126, 128.
197

Anlam, metnin mevskiyeti ve balamn shhati ile temin edildiinden, dolayl (ikincil)
muhataplar, anlam bu ilikinin paranteze ald zeminde zabt-u rabt etmek zorundadr.1010

Buradan hareketle, zellikle Kurann sonraki muhataplar asndan, anlam-balam


ilikisinin son derece nemli olduunu syleyebiliriz. Kurann dolayl (sonraki)
muhataplar, dorudan (ilk) muhataplar gibi tabii balam ierisinde bulunmadklar
iin, metinle kendileri aralarndaki perdeyi ortadan kaldracak balam, sebeb-i nzl
gibi enstrmanlara muhtatrlar. Tarihsel balam, metnin iinde var olduu ortam
bizlere sunduu ve her metin bir balam ierisinde var olduuna gre, dolayl
muhataplarn metin ile balam arasndaki ilikiyi gz ard etmemesi gerekir. Metnin ilk
(dolaysz) muhataplar zaten dorudan metnin balamna dhil olduklar iin, Kuran
anlama konusunda onlar dolayl muhataplara gre avantajl konumundadrlar.1011 Bu
yzden Hz. Peygamber ve sahabe dneminde mnferit rnekler dnda Kurann
anlalmas konusunda herhangi bir sorun yaanmyordu. Zira Kuran kendi dilleriyle ve
iine dhil olduklar balamda nazil oluyordu. Sonraki yllarda metnin tabi balamndan
kld ve balam herkes tarafndan bilinmedii, ayrca, dilbilimsel tefsiri ortaya
kartan etkenler ksmnda belirtilen nedenlerle dil konusunda da problemler ba
gstermeye balad iin anlama sorunlar ortaya kmaya balad. Dolaysyla bu
anlama sorunlarn gidermek iin en temel iki ilkeye bavurulmaldr: Dil ve balam
bilgisi. Anlama sorunu, zellikle bu iki noktadaki yetersizlik nedeniyle ortaya kt
iin, bu sorunun giderilmesi de bu iki noktadaki eksikliin giderilmesine baldr.1012
Szgelimi, Bedir Sava hakknda ayrntl bilgi sahibi olmadan, Enfl Sresini; fk
Hadisesini bilmeden Nr Sresinin ilgili ayetlerini; zhar adetini bilmeden, Ahzb ve
Mcdele Srelerini; Mekke toplumunun ticari yaantsn bilmeden Kurey Sresini
salt dilbilimsel izahla anlayabilir miyiz?1013

Kurann anlalmasyla ilgili tarih bilgisini, metindeki tarih ve metnin tarihi olmak
zere iki adan ele almak mmkndr. Metindeki tarihin bilinmesi Kuranda anlatlan
tarih olay ve ahsiyetler hakknda bilgi sahibi olmay ifade eder. Metnin tarihi Kuran
tarihini ierdii gibi, Kurann nazil olduu dnemdeki tarih olaylar (sebeb-i nzul)

1010
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 94.
1011
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 10-11, 17-19; Durmu, Kurann
Trke Tercmeleri, s. 11.
1012
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 101-103, 121-122, 137.
1013
Bu rnekler oaltlabilir. rnekler ve daha fazla bilgi iin bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl
Kltre Anlamn Tarihi, s. 87-88, 115.
198

da ierir.1014 Halis Albayrakn Kurann anlalmas ve yorumlanmas iin temel


alana ilikin bilginin gerektiiyle ilgili grn, dil ve balam bilgisinin tek bana
yeterli olmadn dile getirmesi asndan nemsiyoruz.1015 Buna gre, Kuran
metnindeki kelime ve terkipleri inceleyen dilbilimsel alann yan sra; Kuran ncesi,
Kurann nzul dnemi ve Kuran sonras tarih aratrmalarndan ibaret olan Kuran
metninin iinde bulunduu tarih alan ve gnmzle Kuran arasndaki ilikiyi ele alan
aktel alanla ilgili aratrmalarn yaplmas gerekmektedir.1016

Dil alanndaki bilgi eksikliinin giderilmesine ynelik almalar, dolayl


muhataplarnn Kurann anlalmas konusundaki sorunlar gidermede yeterli
olmayaca iin, dil alanndaki almalarla yetinilmemitir. Bu balamda harflerin
nokta ve harekelerinin konulmas gibi ilemler ve bu alanlarda yaplan almalar da
anlamla ilgili olmakla birlikte, bu faaliyetlerin birinci amac mushafn korunmas
amacyla yaplmtr. Bu faaliyetler mushafn korunmasn salamsa da, metnin
anlamnn muhafazas iin yeterli deildir. Zira Kurann metni korunmu olsa da, dil
ve balam deimekteydi. Bu nedenle Kurann korunmasna ynelik almalarn
benzeri anlamn tayini ve korunmas iin de yaplmtr. Bu balamda lgat, itikak,
sarf, nahiv, men, beyan ve bedi alanlarnda yaplan etkinlikler Kurann anlalmas
nndeki dil ve edebiyat dzeyindeki engellerin kaldrlmasna ynelik olarak ortaya
kmtr. Bunlara ilaveten metinle muhatap arasndaki zamansal ve kltrel uzakln
giderilmesine ynelik balama ilikin hususlarn tespitine ynelik sebeb-i nzl ve
mbhemt gibi almalar yaplmtr. Zira Kurann dolayl muhataplarnn Kuran
anlayabilmeleri iin bu bilgilere ihtiyac vard.1017

Tbin dneminden sonra artmaya balayan anlama sorunlarn gidermek iin dil ve
balam bilgisine ilikin almalar, birinci planda, o dnemin anlama sorununu
gidermeye ynelik almalardr. Bu yzden olsa gerek, bu alanda telif edilen eserler
sonraki dnemlerde telif edilen tefsirlere nispetle hacim olarak daha kktr. Daha

1014
Metindeki tarih ve metnin tarihi ayrm iin bkz. ve kr John H. Hayes-Carl R. Holladay, Biblical
Exegesis: A Beginners Handbook, John Knox Pres, Atlanta 1987, s. 45; Doanay, Hadislerde Metin
ve Muhteva Tahllinin Tarih Boyutu, Hadis Tetkikleri Dergisi, cilt: V, say: 1, stanbul 2007, s. 63-
64
1015
Albayrak, Tefsir Usul, s. 132.
1016
Bu alanla ilgili ayrntl bilgi ve rnekler iin bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 132-147.
1017
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 102-105.
199

sonra anlamann nndeki engeller artnca, yaplan almalarn da nitelii deimi,


dolaysyla hacim olarak da genilemilerdir.1018

Kurann anlalmasnda dilbilimin tek bana yeterli olmamasnn tek nedeni balam
bilgisi gibi dil d enstrmanlara ihtiya duyulmas deildir. Bizatihi dilin kendisinden
kaynaklanan ihtilaflarn olmas, dilin ve dilbilimin tek bana yeterli olmamasnn en
byk gstergesidir. Hatta gerek kelam gerekse fkh birok ihtilafn kkeninde dil
yatmakta, mezhepler grlerini dil kurallarna, dilbilime dayanarak savunmaya
almlardr. Kraat farkllklarnn birounun da yine dilbilimsel argmanlarla izah
edilmesi mmkndr.1019 Bizatihi dilin kendisinden kaynaklanan ihtilaflarn
nedenlerinden birisi, tedvin dneminde dilin kurallarnn ve kelimelerin bedevilerden
derlenmesi olabilir. Zira, Kuranda geen birok kelimenin bedevilerin kullanmnda
olmamas bedevilerden derlenen dilin Kuran asndan yetersiz kalmas sonucunu
dourmutur. Bedevlerin baz kavramlar birden fazla kelimeyle ifade etmesi eanlaml
kelimelerin ok olmasna yol amtr. Eananlaml kelimelerin okluu dilin zenginlii
olarak bir avantaj kabul edilse de, eanlaml kelimeler arasndaki nans bilinmedii
takdirde bu durum anlama sorununa yol aabilir. Dilin bedevilerden derlenmesinin
olumsuz bir sonucu da, dilin farkl kabilelerden derlenmesinin yol at okanlaml ve
ezdd kelimelerdir. Farkl kabilelerden nakledilen rivayetlerin okluu, baz kelimelerin
okanlaml, hatta birbirine zt iki manaya delalet etmesine neden olmutur.1020 te bu ve
benzeri etkenler nedeniyle bizatihi dilin kendisi ihtilafn zemini olarak karmza
kmaktadr.

Dilbilimin tek bana yeterli grlmemesinin bir nedeni de, lafz ve metin her ne kadar
bizler iin bir snr izse de, anlama ve yorumlamann bir toplum, bir gelenek veya bir
mezhep ierisinde gereklemesinde ve baz nyarg ve taleplerin zorunlu olarak anlama
ve yorumlamada etkin olmasnda,1021 ksaca kiisel, toplumsal, mezhebi ve benzeri
farkllklarda aranmaldr. Dilbilimin bizlere drt ba mamur bir yntem sunduunu
varsaysak bile, yukardaki etkenler nedeniyle yorum farkllklarnn olmas doal

1018
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 128-129.
1019
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 75.
1020
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 85-89.
1021
Grgn, Anlam ve Yorum, s. 92.
200

karlanmaldr. Bu durum belki de, nesnel ilke ve yntemlere sahip olsak da, yorumun
haddizatnda subjektif karekterinden kaynaklanan bir durumdur.1022

Baz durumlarda ise anlalmak istenen eye gre dilbilimin kurallarnn iptal ya da
maniple edilmesiyle karlamak mmkndr. Bu durumda anlamn nasl verildii
deil, niin verildii n plana km olur. Dolaysyla anlamn nasl verildii sorusu
yok saylarak dilin kurallar gz ard edilir ya da anlalmak istenene gre, metin bir
ekilde dilbilimin kurallarna uydurulmaya allr.1023 te bu durumda bu anlam
nasl veriyorsunuz? sorusunu karlamak maksadna matuf filolojik deliller bir kymeti
haiz olmaktan karlar. nk burada anlam, ne srlen filolojik delillerden elde
edilen deil, bu filolojik delillerin iine sokulan bir eydir.1024 bn Teymiye ve
Suytnin, bir takm insanlarn nce baz manalar murad edip daha sonra delalet edip
etmediklerine bakmakszn bu manalara uygun olarak metni anlamlandrmalarn
(manay metne giydirmelerini) tefsirde hataya dme nedeni olarak gstermeleri1025 bu
noktada nemlidir.

Ayrca dil, Kurann amac olmayp, amacnn gereklemesinde kullanlan bir vasta
olduu gibi,1026 dilbilim de tefsirin amac deildir, olmamaldr. Dilbilimin teekkl
ettii ve dilbilimsel tefsirin bir ekol olacak derecede yaygnlat ilk asrda baz
dilbilimsel tefsirlerde dilbilimin szkonusu ara olma niteliinin dna klarak
gereinden fazla aklamalar yapld grlebilir.1027 lk asr, dilbilimin teekkl
ettii ve dilbilimsel almalarn zirvede olduu, Basra-Kfe ekimesinin en youn bir
ekilde yaand bir dneme takabl ettii iin bu aklamalar o zaman iin normal
karlanmaldr. Ancak gnmzde ihtiya orannda dilbilimsel izah ve analizlere yer

1022
Cndiolu, Szn z, s. 32.
1023
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 30-34. Konuyla ilgili rnekler iin bu sayfalara baklabilir.
1024
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 34.
1025
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-92; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1204. Daha nce de
belirttiimiz zere bn Teymiye ve Suyt tefsirde gr ayrlklarnn nedenlerini ve hata yapanlar
iki zmreye ayrmaktadr. Birinci kesimi, bir takm manalara itikad edip daha sonra, kendilerine
delalet edip etmediine bakmakszn Kuran lafzlarn bu manalara hamledenler, ikinci kesimi ise
verilen manann mtekellimin kasdna ve siyaka uygunluuna dikkat etmeksizin sadece lafza ve Arap
dilinin zelliklerine nem verenler oluturmaktadr.
1026
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 17.
1027
Bu balamda szgelimi Ahfein Menil-Kuran adl eserinin baz blmlerinin dilbilim konularna
gre bablara ayrldn hatrlatmakta fayda gryoruz. Hatta baz ilim adamlar buradan hareketle bu
eserlerin tefsir olmaktan ziyade dilbilim kitab kabul edilmesi gerektiini iddia etmektedir. rnein,
Msid Mslim Abdullah Ferrnn Menil-Kuran adl eserinin dilcilerin, kendileri iin lazm olan
ilimleri tahsil etmek iin okuduu bir lgat kitab olmasna ramen, bir tefsir kitab olarak kabul
edildiini iddia etmektedir. Bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 328.
Ancak biz bu iddiaya katlmadmz daha nce belirtmitik.
201

verilmesi gerektiini dnyoruz. Bu ilimler Kurann anlalmasnda vasta (let)


olduklar iin, gerektii kadar bunlardan yararlanlmal, teferruata dalnmamaldr. Aksi
halde ara ama haline getirilmi olur.1028

2. Dilbilimin Alt Dallar Balamnda Dilbilimsel Tefsirin Kuran Anlamaya


Katks

almamzn bu ksmnda dilbilimin alt dallarndan morfoloji (sarf), sentaks (nahiv) ve


anlambilim asndan dilbilimin Kuran anlamaya katksn inceleyeceiz. Belagatn
alt dallarn oluturan Men, Beyn ve Bed ilimleri de dilbilimle ve onun konularyla
balantldr. Dilbilimin alt dallaryla kesitii hususlar olmakla birlikte, Hatb el-
Kazvnnin (.739/1338) Telhsul-Mifth adl eseriyle birlikte tam olarak olgunlat
kabul edilen belagatn, daha ok edebiyata tekabl ettiini syleyebiliriz. Bu adan
bakldnda belagat dilbilimden bir sonraki adm oluturur. Belagatn alt dallarnn
dilbilimin alt dallaryla ilikili olduunu, szkonusu ilikinin ayrntlarnn incelenmesi
gerektiini dnmekle birlikte, bu tr bir inceleme mstakil ve ayr bir almann
konusu olmaya daha elverilidir. Ayn ekilde belagat tefsir ilikisinin de mstakil bir
almann konusu olmaya elverili olduunu dnyoruz. Bu dnceden hareketle,
almamzn bundan sonraki blmnde dilbilimin alt dallarnn (morfoloji, sentaks ve
semantik) doru anlamn elde edilmesindeki roln inceleyeceiz.

2.1. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Sarf ve tikak lminin nemi

Dilbilimin alt dallar blmnde deindiimiz gibi, sarf ilmi harf ve kelimelerin
kalplar olmak zere temelde iki konuyla urar. Harflere bal mlahazalar kelimenin
kkne doru ilerlemek, kelimelere harf ekleyerek harflerin yerini deitirerek yeni
kelime ve anlamlar elde etmek suretiyle gerekleir ki buna itikak denir. Sarf ilmi
kelime dzleminde harflerinin tamam kk harfi olan (mcerred) kelimelerle, asl kk
harflerine bir, iki ya da harfin ilave edildii mezd (ilaveli) kelimelerin kalp, siyga
ve vezinleriyle urar. Ayrca eitli varyasyonlarla mcerred ve mezd kalplardan fiili
mazi, fiili muzari, emir, ism-i fail ve ism-i meful gibi kalplar elde edilir. te btn bu

1028
bn Haldn, Mukaddime, s. 1036-1037.
202

hususlar, sarf ilminin mfred lafzlarda hata yaplmasn engellemek amacyla inceledii
hususlardr.1029

Sarf ilminin nemi, kelimelerin ekilsel zelliklerinin kendisi sayesinde bilinmesinde


yatmaktadr.1030 Zira, kelimenin ekli ve yaps, yani morfolojik formu, szgelimi fiil ya
da isim olduunun belirlenmesine yardmc olur. rnein Arap dilbiliminde, mazi,
muzari ve emir formlar zamana ve eyleme delalet eder. sim formlar ise kendilerinde
yaplan deiiklie gre ism-i fail, ism-i meful gibi anlamlara delalet eder. Hem
isimlerde hem de fiillerde mfred, tesniye ve cemi siygalar da znenin tekil mi oul
mu olduuna delalet etmesi asndan nemlidir. Ayrca slasi (:kk itibariyle harfli)
olan bir fiile belli kurallar dhilinde harfler eklenmek suretiyle yeni formlar, dolaysyla
yeni anlamlar elde edilir. harfli bir fiil bana hemze getirilerek ifl formuna
sokulduunda izale anlam, ortasndaki harf ift yapldnda okluk, teful formuna
sokulduunda ortaklk, harf eklenerek istifal formuna dntrldnde ise talep
anlamn ifade eder. Ksacas lafzn tad morfolojik kalp onun delaletini belirler.
Szgelimi, fiili yardm etmek anlamnda iken, ba tarafna y- harfleri
eklenmek suretiyle *- formuna dntrldnde yardm dilemek anlamna
gelir. Yine 9
formu dvme iini yapana (faile) ve eylemin gemi zamanda
gerekletiine delalet ederken, 9
formu dvleni (meful) gsterir.1031 Kelimenin
formunda deiiklik yapmak suretiyle bu anlamsal deiikliklere ulalabilir. Ayrca
kelimelerin yap ve formlaryla ilgili kurallar ok iyi bilinmedii takdirde, baz
siygalarn birbirine kartrlmas ve szn yanl anlalmas szkonusu olabilir. Zira,
kelimenin siygas, yani morfolojik kalb lafz ile mana arasnda kpr gibidir.1032
Dolaysyla maksad ifade etmek iin, kelimelerin tekil (mfred) haldeyken, yani,
szdizimini gz nnde bulundurmadan durumlarn inceleyen sarf ilminin bu tr
zelliklerinin iyi bilinmesi gerektii gibi, dile getirilen bir sz ya da bir metni anlamak
iin de sarf ilminin bilinmesi, bir yntem olarak uygulanmas gerekmektedir. Aksi halde
yanl anlamalara dme riski szkonusu olabilir. Bu balamda Zerkenin, sarf ilminin
faydasn bir manadan treyen yeni manalar elde etmek olarak aklamas ve sarfn
mfessirin ihtiya duyduu ilimlerden olduunu belirtmesi nemlidir. Zerke bu

1029
Bkz. Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 122-123.
1030
Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
1031
Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 64-65; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 253-254.
Kr. bn Cinn, Hasis, III, 98-100.
1032
Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 64.
203

grn desteklemek amacyla bn Frisin konuyla ilgili u szlerini aktarr: Sarf


ilminden yoksun olan kii, ok byk bir eyi karmtr. Szgelimi ^/vecede
fiilinin anlam mastarna gre vuzuha kavuur Allah Tela  %iD +
 ($E
(Q-
  i
HQ 1033 ve 1#Q!
  :  K
n G
 i
i ( Q
!
g 1034 buyurmutur. Tasrif yoluyla manann nasl
zulmden adalete dntne bakar msn?1035

Zerkenin bn Fristen alnt yaparak verdii bu rnekten de anlalaca zere sarf


ilminin bir dier konusu da kelimelerin tretilmesiyle ve tredikleri kklerle ilgilenen
itikaktr. Dilbilimin alt dallar blmnde deindiimiz zere, itikak- sar, farkl
manalar ifade etmek amacyla kelimenin mastarndan farkl siygalarn tretilmesi
konusunda sarf ilmiyle birlemekte, bu noktada itikak ilmi ile sarf ilmi kesimektedir.
Nitekim Sekkk de Mifthul-Ulmde itikak sarfn tamamlaycs olarak
grmektedir.1036 Bu yzden biz de, gerek dilbilimin alt dallar blmnde gerekse
burada, itikak ilmi ile sarf ilmini ayn balk altnda deerlendirmeyi uygun grdk.

Sarf ilmi gibi itikak ilmi de, kelimelerin anlamyla dorudan ilgilidir. Kelime tretme
ve bunun kurallar zerinde younlaan itikak, (buradaki kastmz, sarf ilmiyle
balantl olan itikak- sardir) kelimenin ekim ya da yapm eklerinden tecrit edilerek
kkne ulamay amalar. Bu ynyle itikak kyas (:kurall) bir faaliyet olduu iin,
bir kelimenin kknn ne olduunu ispat etmek itikak ilmiyle mmkndr. Dolaysyla
kelimeye arz olan yapm ve ekim ekleri kelimenin anlamn deitirdii iin itikakla
ilgili analizler manann tespiti ve aklanmas asndan nemlidir.

tikakn tefsir asndan nemini ortaya koymak iin Zerkenin zikrettii baz
rneklere burada yer vermeyi uygun gryoruz. Ezher (.370/980),  maddesinin
mhmel olduunu, yani kullanlmadn ifade etmitir. Tcddn el-Kind (.613/1217)
ise Ezhernin zikrettii bu kelimenin kullanldn ne srm ve delil olarak  * )  i
 i 1037 ve  i  1 >D   Jl 
O   $!
i   1038 ayetlerini zikretmitir. Zerke Kindnin

1033
Cinn, 72/15.
1034
Hucurt, 49/9.
1035
Zerke, Burhn, I, 297-298; kr. bn Fris, es-Sahib, s. 162. Birinci ayetteki (Q- kelimesi v!g
kknden tremi olup zulmedenler ya da doru yoldan ayrlanlar gibi anlamlara gelir. kinci
ayetteki (Q!g ve 1#Q!: kelimeleri de v!gden tredii halde, ifl babna nakledildii iin anlam
tamamen deimi, bn Frisin deyimiyle kelimenin anlam, zulmden adalete dnmtr.
Ayn hususa Suyti de dikkat ekmitir. Kr. Suyt, tkn, II, 1210.
1036
Bkz. Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 2; kr. Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 120.
1037
Ysuf, 12/45.
1038
Kamer, 54/15, 17, 22, 32, 40.
204

bu iddiasnn yanl olduunu ve sarf ilminin bu konudaki kuraln bilmemekten


kaynaklandn belirtir. Buna gre, her iki ayetteki harfi aslnda harfidir. lk
ayetteki i fiilinin orijinali E3, ikinci ayetteki  i  in orijinali ise E3J
eklindedir. Sarf ilminin ilgili kuralna gre harfi ya, harfi de a
dntrlmtr. 1039
Zerke, itikak ve sarfn nemini Zemaherden yapt u
nakillerle desteklemitir:

Zemaheri D  S D 
(i -

Q# `
i 1040 ayetindeki (i -
kelimesinin,
istirha/gevemek anlamndaki (-
kknden geldiini ve anlamnn onlara gnah
ilemeyi kolaylatrd eklinde olduunu belirtmitir. Zemaher, bn Sikkte tarizde
bulunarak, hem sarf hem de itikak bilmeyenlerin bu kelimeyi -
kknden
tretmeye kalktn sylemitir.1041

Zemaher D  ~)
$>
i  ( $ ( 1042 ayetindeki kelimesinin /anne kelimesinin
oulu olduundan hareketle, babas olmayan ocuklarn ortaya kmasna engel olaca
iin, insanlarn kyamet gn babalaryla deil de anneleriyle arlaca eklinde tefsir
edilmesinin bidat/yanl olduunu sylemitir. Zemaher daha sonra yle demitir:
Hayret dorusu, acaba hangisi daha bidattr: lafznn oulunun eklinde
olamayaca m, yoksa bu tefsire gsterilen gereke mi?1043

Gnmzde kelimenin tredii kkn yanl tespiti nedeniyle kimi meallerde baz
ayetlere uygun anlam verilmemi olmas itikakn Kurann anlalmas asndan gz
ard edilmemesi gerektiini gayet ak bir ekilde gstermektedir.1044 Aslnda itikak
kurala dayanan bir ilem olduu halde, n yargl yaklamlar ya da daha baka etkenler
sonucu bir kelimenin aslndan farkl kke balama riski szkonusudur.

1039
Zerke, Burhn, I, 298.
1040
Muhammed, 47/25.
1041
Zerke, Burhn, I, 298.
1042
sr, 17/71.
1043
Zerke, Burhn, I, 298-299.
1044
Kelimelerin kkeninin dou tespit edilmesinin Kuran tercme edilmesi asndan neminin ele
alnd bir makaleye burada dikkat ekmekte yarar gryoruz. Yunus Ekin Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar balkl makalesinde Bakara, 2/36 E 
1
# S!    

B
L ayetindeki    !
 , Mddessir, 74/29 ` H    
i( ayetindeki  
i( , ve
Enbiya, 21/87 #    $ 1 1 it
 ayetindeki   $ kelimelerinin kklerinin yanl tespit edildiini ve
ayetlere yanl mana verildiini ne srmektedir. Daha sonra bu lafzlarn hangi kklerden tremeye
daha elverili olduklarn tespit ederek buna uygun anlam nerileri sunmaktadr. Geni bilgi iin bkz.
Ekin Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran
Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 118-122.
205

Sarf ve itikakn Kurann anlalmas asndan nemini ortaya koymak amacyla


zikrettiimiz bu rneklerden sonra, ilk asrdaki szlk ve dilbilimsel tefsirlerden
belirlediimiz baz rneklere geebiliriz.

Kurann farkl yerlerinde geen, (+- lafz yapsal olarak hem masdar hem de oul
ism-i fil olmaya elverilidir. Dier bir ifadeyle, (+!/scd lafz, siygas farkl
olduu halde ayn formda birleen kelimelerden birisidir. Dolaysyla kelime bu
formuyla iki siyga ve iki farkl manaya muhtemel bir kelimedir. (+! formunun ilk
bakta, eilmek ve secde etmek gibi anlamlara gelen  +
- fiilinin mastar olduu
anlalmaktadr, Kuranda daha ok bu ekilde mastar olarak kullanlmaktadr.1045
Ancak baz ayetlerde bu kelime mastar olarak deil, secde eden kii anlamndaki ^-
kelimesinin oulu olarak kullanlmtr. Bu ayetlerde kelimenin mastar olarak
alglanmamas amacyla, mfessirler ve dilbilimciler bu duruma dikkat ekmilerdir.
rnein, Eb Ubeyde, Ahfe ve Zeccc 1
#
, Q
i  L# ) Dl 2
>
# :-
 # )S $ D
( +!
n   i n  1
#
* 1046 ayetindeki ( +!
n  kelimesinin mastar deil, ^- kelimesinin
oulu olduunu belirtmilerdir. Eb Ubeyde bu kelimeyi secde yapanlar eklinde
aklamtr.1047 Ahfe ise buradaki (+! lafznn ^- kelimesinin oulu olduunu
belirttikten sonra, oturan insanlar anlamnda,  g kelimesinden *(g eklinde oul
yaplarak *(g (g denildii, secde edenler anlamnda oul olarak (+! kelimesinin
kullanlabileceini sylemitir.1048 Zeccc da bu kullanma f ve (Df kelimelerini
rnek gstermitir.1049

Kurandaki baz kelimelerin kraat farkllklarndan dolay farkl okunular olduu ve


kraat farkllklarnn eitli nedenlere bal olarak ortaya kt bilinmektedir. Kraat
farkllklarnn nedenlerinden birisi de, henz Kurann noktalanma ve harekelenmesi
yaplmad dnemde baz harflerin farkl hareke ve noktalanmaya ihtimali olmasdr.
Bu farkl noktalanma ve harekelenme, lehe farkllklar ve irabla ilgili olabilecei gibi
baz durumlarda kelimelerin yap ve formuyla da ilikilidir.  $i I
 1
#   $i( $ 
g

.  # =
>: 1050 ayetindeki . #= >: $ ifadesi, # =
>:  $i ve . #=
>
: i$
olmak zere farkl iki ekilde okunmutur. Bu farkl okunular bir ynyle szdizimi ve

1045
Bkz. Fetih, 48/28; Kf, 50/40; Kalem, 68/42-43.
1046
Bakara, 2/125.
1047
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 54
1048
Ahfe, Menil-Kurn, I, 335
1049
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 181
1050
Hd, 11/46.
206

irabla bir ynyle de morfolojiyle alakaldr. Ayetin farkl kraatlerinin konumuzla, yani
morfolojiyle ilgisi, >: kelimesinin birinci okunuta isim (masdar), ikinci okunuta ise
gemi zaman fiil formuna uygun okunmas asndandr. kinci okunua gre ayetin
manas Ey Nh! O senin ailenden deildir. nk onun yapt kt bir itir eklinde
olur.1051 Kraat imamlarnn ounluunun benimsedii birinci okunua gre ise ayet
farkl ekillerde tefsir edilmitir.1052 Ayetin .  # =
>:  $i eklindeki okunuuna
Ferrnn getirdii izah farkl bulduumuz iin burada zikretmek istiyoruz. Ancak
Ferrnn izahnn daha iyi anlalmas iin Hz. Nhun bir nceki ayette geen szn
hatrlatmak istiyoruz. Bir nceki ayette Hz. Nuh olunun da Tufanda boulmas
zerine Rabbine seslenerek Rabbim! Kukusuz, olum da benim ailemdendir.
Biliyorum ki Senin vaadin haktr ve Sen hkm verenlerin en stnsn? diyerek,
olunun niye boulduunun hikmetini anlamak istemitir. Bunun zerine de Allah
g

.  # =
>:  $i I
 1
#  $i
($ buyurmutur. Ferr, kraat imamlarnn
ounluunun bu okuyuu benimsediini belirttikten sonra, ayeti yle izah etmektedir:
Bilgi sahibi olmadn konuda bana soru sorman doru bir ey deildir.1053 Nitekim
ayetin devamnda gelen   ) I

#   L% @!
3 \
 (O hlde bilgin olmayan konuda bana
soru sorma) ifadesi de bu manay desteklemektedir. Ferrnn yapt bu aklama farkl
alardan eletiriye ak olmakla beraber, ayetteki >: kelimesinin masdar ve fiil
olmasna gre kazand mana farklln gstermesi asndan nemlidir.

Kurann anlalmasnda sarf ilminin nemini gsteren en nemli rneklerden birisi de,
Di Q
:  C
i ! 
n : C
1054 ayetine
n : C
ve Di Q
:  kelimelerinin morfolojik yaplar
dikkate alnmadan anlam verilmesidir.1055 Nitekim bu ayetteki
n : C
kelimesine
nehiy/yasaklama anlam (:el srmesin) verilerek abdestsiz Kurana dokunulmayaca
hkm bu ayetle ilikilendirilmitir. Oysa, sarf ilminin kurallarna gre,
: -i fiilinin
nehiy formu
n : C
eklinde deil,
i : C,
l : C veya !
: C eklinde gelir. Bu durumda
bu kelime nehiy deil, nefy (:olumsuzluk) bildiren bir siygadr. Buna gre
n : C

1051
Nitekim, bizim kraatmz bu ekilde olmad halde, baz Trke meallerde ayete bu ekilde mana
verilmitir. rnein bkz. Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden deildi, nk doru olmayan yapt.
yleyse, bilmediin eyi benden isteme. aban Piri (haz.), Kuran Kerim Trke Anlam,
Okyanus Yaynclk, Kayseri 2004, s. 106.
1052
rnein, M. Zeki Dumann verdii meal birinci okunua gredir: Ey Nh! O senin ailenden
deildir; kukusuz o bir amelin salih olmayan rndr. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 27-28.
1053
Ferr, Menil-Kurn, II, 17-18.
1054
Vka, 56/79. Temizlerden bakalar ona dokunamaz Duman, Beynul-Hakk, I, 482.
1055
rnek olarak bkz. Ona tertemiz (abdestli) olanlardan bakas el srmesin! Ali Fikri Yavuz (haz.),
Kuran- Kerim ve Mel-i lisi, Snmez Neriyat, stanbul 1982, s. 538.
207

kelimesinin manas bir yasa deil, bir tespiti bildiren el sremez eklinde olmaldr.
Benzer durum Di Q
:  kelimesi iin de geerlidir. Zira Di Q
:  kelimesine ismi fil
manas (:temizlenenler) verenler olmutur. Oysa tefl babnn ismi fili lDQ
:  eklinde
olup Di Q
:  kelimesi sarf ilminin kurallarna gre ismi mefldr. smi mefl formunun
manas tercmeye yanstld takdirde kelime temizlenenler deil, temiz kabul
edilenler, temiz klnanlar ya da temizler eklinde olmaldr. Dolaysyla, yerine
gre ihbr cmlelerin emir ya da yasak anlamnda kullanlmasnn gz nnde
bulundurulmasndan hareketle
n : C
kelimesine nehiy anlam verilmesinin uygun
olaca ne srlse bile, Di Q
:  kelimesine abdestli olanlar anlamn vermek
mmkn gzkmemektedir. Kald ki bu iki kelimenin morfolojik yapsnn yan sra,
Vka Sresinin Mekkede nazil olduu gz nnde bulundurulduunda, bu ayetin
indirildii dnemde henz abdestsiz dokunulmas yasaklanacak Mushaf olmad gibi,
Meden bir srede (Mide, 5/6) yer alan abdest ayeti de indirilmemiti.1056

Vka Sresinin bu ayetine Ferr ve Zecccn getirdii izahlar yaptmz bu


aklamalar dorular mahiyettedir. Ferr ayeti Levhi Mahfza ancak temizlenenler,
yani, irkten arndrlm olan melekler dokunabilir eklinde aklamtr.1057 Zeccc da
ayeti, Levhi Mahfzda bulunan Kurana ancak melekler dokunabilir eklinde
aklamtr.1058

2.2. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Nahvin nemi

Nahiv ilmi Arap dilbilimcilerinin zen gsterdii ilk alandr. Hatta Ebl-Esved ed-
Delnin almalarn gz nnde bulundurduumuzda, Arap dilbilimiyle ilgili ilk
semerelerin nahiv alannda alnmaya baladn syleyebiliriz. Nahivle ilgili hatalarn
daha ak olarak tezahr etmesi bunda etkili olmutur. Ayrca cmlenin gelerinin
birbiriyle ilikisi nahiv ilminin konusu olduu iin de nahiv ilmiyle ilgili almalar
daha erken balamtr. Geri kelimelerin ses ve siygalarnda yaplan hatalar da anlamn
bozulmasna yol aar. Ama bunlardaki hatalar szdizimindeki hatalardan farkl olarak
her zaman ak ve net olmayabilir. Ayrca szdizimiyle ilgili hatalarn aksine, ses ve

1056
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, Kitabevi, stanbul 1999, s. 74-75. Ayetle ilgili geni
deerlendirme iin ayrca bkz. Duman, Beynul-Hakk, I, 483-484.
1057
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, III, 129-130. Ferr Kurann fayda ve manevi zevkine ancak ona iman
ettii iin temiz kabul edilenler erebilir eklinde ikinci bir izah tarzna da yer vermitir.
1058
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 92. Zeccc, Di Q :  kelimesinin lDQ
:  eklinde ismi
fil olarak okunmas durumunda kelimenin gnahlardan arnanlar ya da bakalarnn arnmasna
alanlar anlamna gelebileceini belirtmitir.
208

kelimelerin yapsnda yaplan hatalarn giderilmesi ve szn anlalmas ok fazla


zorluk ekilmeden mmkn olabilir.1059

Nahiv ilmi kelimelerden oluturulan cmlenin kurulmasnda hataya dmemek


gayesiyle Arap dilinin istikras (tmevarm tarznda taranmas) ile elde edilen ltler
ve bunlar zerinde kurulmu kaideleri kullanarak kastedilen manay ifade edebilmeyi
amalar.1060 Nahiv ilmi, kastedilen manaya uygun olarak lafzlarn dzenlenip
cmlenin buna gre oluturulmasyla ilgilendii iin, cmlenin maksada uygun bir
ekilde tertip edilmesi ve anlalmas nahiv ilmiyle dorudan alakaldr. Kelimelerin
cmle ierisindeki dizilii dilden dile deiebilmektedir. Dolaysyla lafzlarn cmle
ierisindeki yeri ve konumu deiince, eer deiiklie delalet eden her hangi bir karine
yoksa cmlenin anlam da deiir.1061 Arapada kelimelerin cmle ierisindeki grev ve
konumunu belirleyen ey irab olduu iin, irab nahiv ilmi asndan son derece
nemlidir.1062 Hatta nahiv almalarnn balamasna vesile olan olay irabta yaplan
hatalardr. Nitekim Ebl-Esved ed-Delnin nahiv almalarna balamasna neden
olan ey, rivayetlerde zikredilen rnek farkllk arzetmesine ramen, her halkarda bir
nahiv hatasdr.1063 Rivayette getii zere Ebl-Esvedin kz babasna ne kadar scak
var! demek amacyla G  f(  :en iddetli scak nedir?) der. Babas da, lde le
scanda gneten kavrulan topraktr, kzm diye cevap verir. Bunun zerine kz,
bunu sormamtm, sadece ar scak karsndaki hayretimi ifade ettim der. Bunun
zerine, Ebl-Esved yleyse G  f  diye telaffuz et diyerek, Ne gnlere kaldk,
ocuklarmzn dili bozuldu eklinde endiesini dile getirir. Bu olaydan sonra
Arapann kurallarn derlemek iin bir kitap yazmaya giriir.1064 Grld zere bu
iki ifade arasndaki tek bir hareke fark anlam bsbtn deitirmektedir. Bu iki
syleyi arasndaki fark ibaredeki harflerin says, kelimelerin seimi ve diziliine bal
olmayp, sadece iraba baldr. te bu yzden irab, anlam asndan son derece
nemlidir.1065

1059
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 77.
1060
Sekkk, Mifthul-Ulum, s. 41; kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s. 123.
1061
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 254; ayrca bkz. Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
1062
brahim Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 138.
1063
Szkonusu rivayetler iin bkz. Lgav, Mertibn-Nahviyyn, s. 26-29; bn Nedm, el-Fihrist, s. 60;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 15-19;
1064
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 19; kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s.
57.
1065
Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s. 57.
209

Anlam asndan, irab son derece nemli olduu iin, Zerke, irab manay ortaya
karan, muhtemel manalar temyiz eden ve konuan kiinin kastn anlamay salayan
eydir,1066 ayet irab bilinmezse, cmlenin faili ve mefulu de bilinemez1067 demitir.
Zerke nahiv ve irab konusunu eserinin farkl yerlerindeki grlerinin yan sra,
Mfred ve Terkib Halinde Kelimelerin Hkmnn Bilinmesi bal altnda ayr bir
blmde incelemitir.1068

Zerkeye gre, ayetteki kelimelerin irabtan farkl ekilde okunmas manay


deitiriyor ve bozuyorsa, mfessirin ve Kuran okuyanlarn szkonusu ayetin irabn
bilmesi vaciptir. rab bilirlerse mfessir ayetteki hkme ulaabilir, Kuran okuyan kii
de hata yapmaktan (:lahn) kurtulmu olur. Eer irab manay bozmuyorsa, Kuran
okuyan kimsenin hata yapmaktan kurtulabilmesi iin de irab bilmesi vaciptir, bu
durumda mana deimedii iin mfessirin irab bilmesi vacip deildir. Bununla birlikte
irabn bilinmemesi her halkarda bir eksikliktir.1069 Dolaysyla, Allahn kitabnn
anlamlar zerinde dnen ve esrarn zmek isteyen kii, sarf ilminin konular
arasnda olan, kelimenin yap ve siygasn bilmek zorunda olduu gibi, kelimenin
mbteda m haber mi, fail mi meful m, balang cmlesi mi yoksa cevap cmlesi mi,
ya da marife mi nekre mi olduunu da bilmelidir.1070

Zerkei nahiv ilminin nemini gstermek amacyla birok rnek zikretmitir. Bu


rneklerden ilgin ve farkl bulduumuz birine burada yer vermekte fayda gryoruz.
Zerkei ayetler tefsir edilirken ilk baka aldanlmamas, ayetteki muhtemel szdizimi
takdirlerinin gz nnde bulundurulmas gerektiini ifade ederken u rnei zikreder:
n% *    B
1
  # L E * #Q (  i
(- E #
i ( :  1071 ayetinde akla ilk gelen E#
zarfnn
nin takdim etmi haberi olduudur.1072 Oysa ayetteki cmleyi bu ekilde izah
etmek yanltr (:fasittir). Zira burada maksat Raslullahn onlarn arasnda olduunu
bildirmek deildir. Ayette kastedilen, Raslullahn birok ite onlara uymas halinde
skntya decekleridir. Buna gre, art ve cevap cmlesi,
nin haberi, E# ise hl
1066
Zerke, Burhn, I, 301. Ayn hususu Suyt de dile getirmektedir. Bkz. Suyt, tkn, I, 575.
1067
Zerke, Burhn, II, 176.
1068
Bkz. Zerke, Burhn, I, 301-310.
1069
Zerke, Burhn, II, 165; kr. Suyt, tkn, II, 1213. Suyt Zerkeden alnt yaparak ayn ayrm
yapmtr.
1070
Zerke, Burhn, I, 302; kr. Suyt, tkn, I, 575-576.
1071
Hucurt, 49/7.
1072
Bu takdire gre, ayetin manas Bilin ki, aranzda Allahn elisi bulunmaktadr. Eer o, birok
ilerde size uysayd, skntya derdiniz eklindedir. Mel iin bkz. Halil Altunta-Muzaffer ahin
(haz.), Kuran- Kerm Meli, DB Yaynlar, Ankara 2001, s. 515.
210

olup bu durumda ayetin manas inizden biri olarak Raslullah size itaat etseydi
skntya derdiniz eklindedir.1073 Aslnda ilk bakta szdizimine bal iki tefsir
arasnda nemli bir fark yok gibi gzkse de, Zerkenin fasit olduunu ne srd
manada, maksat buharlamakta ve muhataplardan, sanki, Raslullahn aralarnda
yaadn bilmeleri isteniyormu gibi bir anlam kmaktadr. Oysa, Zerkenin yapt
izaha gre, bilmeleri istenen ey, aralarnda yaayan birisi olarak Raslullahn
kendilerine itaat ederek onlar gibi davranmas halinde skntya decekleridir. Ayette
kastedilen manann, Zerkenin de belirttii zere bu ekilde olmas daha uygundur.

Suyt de nahiv ilmini mfessirin bilmesi gereken ilimler arasnda zikrettikten sonra,
manann irabn deimesiyle deitiini, yleyse Kuran tefsir ederken mutlaka
dikkate alnmas gerektiini eklemektedir.1074 Suytnin Eb Talib et-Taberden
mfessirin adabyla ilgili yapt bir alnt, konumuzla ilgili olarak dikkatleri celbedici
bir mahiyet arzetmektedir. Buna gre, Eb Talib sahih bir itikad ve din anlaya sahip
olmak, Hz. Peygamber, sahabeden nakledilenlere gvenmek gibi hususlar zikrettikten
sonra, unlar sylemektedir: Bu artlarn tamamlaycs irab ile ilgili donanmlara
sahip olmak, szn deien ynlerini kartrmamaktr. Zira hakikat ya da mecaz olsun,
dilin kullanm terk edildii takdirde yaplan tevil szn anlalmasna engel olur. Baz
insanlarn #
(
U
3  D$ H 3
#2g  $ (* +
3
i% ( $ S-(  ) ^
Ji
E 
< $ 1 >g

(H*  D 9
(|
L  i ?  i>
g  ) O C  $ ( : * 3    : l 1075 ayetindeki D 9
(|
L  i ?

(H*  ifadesini kavlin mekulune dhil ederek Allah ve sonra brak onlar iine
daldklar batakta oyalanadursunlar, de eklinde tefsir ettiklerini grdm. Oysa bu kii
i lafznn, haberi hazfedilmi bir cmle olduunu bilmez. Ayetin takdiri, <$ 6> g
eklindedir. Bu durumda bu ifade ayetin bandaki De ki: Kitab kim indirdi?
sorusunun cevab olup, mana, De ki: Onu Allah indirdi. Sonra da brak onlar iine
daldklar batakta oynayadursunlar eklinde olur.1076

Suyt, yukarda Zerkenin irabla ilgili zikrettiimiz grlerinin aynsn veya


benzerini eserine alm, eserinin farkl yerlerinde irabn tefsir asndan nemini
vurgulam, ayrca meseleyi Kurann rabnn Bilinmesi ad altnda ayr bir blmde

1073
Zerke, Burhn, I, 307-308. Zerkenin tefsir asndan nahiv ve irabn nemini belirtirken verdii
rnekler iin bkz. I, 302-310.
1074
Suyt, tkn, II, 1209-1210.
1075
Enm, 6/91.
1076
Suyt, tkn, II, 1199.
211

ele almtr. Suyt bu blmde ayrca, mfessirin nahiv konusunda riayet etmesi
gereken baz ilkelerden sz etmi ve bu ilkeleri rneklerle izah etmitir.1077

Kurann anlalmasnda nahvin/szdiziminin nemini daha somutlatrmak amacyla,


ilk asrda telif edilmi eserlerden baz rneklere burada yer vermek istiyorum.
Szgelimi, bn Kuteybenin : X
#    D `
i   E %   D f
1:  1078 ayetindeki  D `
i  kelimesinin
cmle ierisindeki konumu ve greviyle ilgili yapt aklamalar, ayetin manasnn
belirlenmesi asndan nemlidir. bn Kuteybe,  D `
i  kelimesinin kendisinden nce
gelen  D f
fiilinin dolayl tmleci (:meflu bihi) deil, zarf tmleci (:meflu fihi)
olduunu sylemekte ve bu durumda ayetin manasnn, Sizden her kim o ayda seferi
olmazsa oru tutsun eklinde olduunu belirtmektedir.  D f
fiilinin hem bir eyi grme,
idrak etme hem de hzr bulunma anlamlarna delalet ettii gz nnde
bulundurulduunda, bu aklama nemlidir. Zira buna gre, sadece Ramazan ayna
yetimenin orucun farziyeti iin yeterli olmad, ayn zamanda sefer olmamann da
gerekli olduu bu izaha gre anlalmaktadr. Ayetteki  D `
i  kelimesi  D f
fiilinin dolayl
tmleci (:meflu bihi) olduu takdirde ise, ayet sizden her kim o aya ularsa oru
tutsun eklinde anlalr ki, bu durumda sefer olanlar da Ramazan ayna ulat iin,
onlarn da oru tutmas farz gibi bir sonu karlabilir. Nitekim bn Kuteybe Ramazan
grmenin/ulamann hem mukim hem de yolcular iin geerli olduunu belirterek, bu
hususa dikkat ekmitir.1079 bn Kuteybenin szdizimine dayanarak verdii bu manaya,
Zeccc  D f
kelimesine yapt aklama ile ulamtr. Zeccc, ayetin manas her kim
sefer olmayp, Ramazan ayna ahit olursa oru tutsun eklindedir, diyerek sefer
olanlara orucun farz olmadn, yolculuu bittikten sonra, tutamad gnleri tutacan
belirtmitir.1080

Szdiziminde nemli olan bir husus da cmlenin unsurlarnn dizilii ve buna bal
olarak bu unsurlar arasndaki takdim-tehirdir. Ayetlerin sonundaki uyumu salamak
amacyla, cmlenin nce gelmesi gereken blmlerinin bazen sona alnd, ya da
tersine sonra zikredilmesi gereken unsurlarn ne alnd bilinmektedir. Bu tr takdim-
tehire itibar edilmedii takdirde ayetin farkl anlalmas szkonusu olabilmektedir.

1077
Suyt, tkn, I, 575-596.
1078
Bakara, 2/185. Sizlerden bu aya erien kimse, mutlaka orucunu tutsun. Bkz. Duman, Beynul-Hak,
III, 83.
1079
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, 73-74.
1080
Bzk. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 219.
212

rnein,
(*^
  t
$  D %
i ( 3 i ? D #  @    J L)E ) K1081 ayeti herhangi bir takdim-
tehir yaplmadnda u mektubumu gtr ona ilet, sonra da onlardan biraz uzakla ve
bak bakalm ne cevap verecekler?1082 eklinde olur. Ayet bu ekilde anlalmaya da
elverilidir. Bununla birlikte, Ahfe ve Zeccc ayetin son ksmnda bir takdim tehir
olduunu ne srmtr. Buna gre, D %
i ( 3 i ? ayetin en sonunda olmas gerektii
halde, ^*(
  t
$  ksmndan nce zikredilmitir. Yaplan bu takdim dikkate
alnarak ayet D %
i ( 3 i ? ^*(
  t
$  D #  @    J L)E ) K eklinde takdir
edildiinde,1083 mana u mektubumu gtr onlara ilet, ne cevap vereceklerine bak,
sonra da onlardan uzakla eklinde olur. Bu mana, ayetin ncesinde anlatlan olay
asndan daha uygun gibi gzkmektedir. Zira nceki ayetlerden, bu mektubu Hz.
Sleymann, Hdhdn doru syleyip sylemediini renmek amacyla gnderdii
anlalmaktadr. Yani Hdhdn ve mektubun gnderili amac muhataplarn ne cevap
vereceinden ziyade, Hdhdn o cevab getirmesidir. Ayette takdim-tehir olduu
kabul edilip ayet bu ekilde anlaldnda, mana onlarn cevabn al ve oradan
ayrlarak cevab bize getir eklinde olaca iin, nceki ayetlerde anlatlmak istenen
husus daha net bir ekilde ortaya kar. Nitekim her iki manay da zikreden Zeccc,
normal olann, Hdhdn cevab rendikten sonra onlarn yanndan ayrlmas
olduunu belirttikten sonra, takdimli manann gzel olduunu belirtmitir.1084 Ferr da,
her iki manay zikretmi, fakat ayetin takdim ve tehirsiz ekline atfta bulunarak, nasl
oluyor da Hz. Sleyman, nce onlardan ayrl, sonra bir bakalm ne cevap verecekler
diyor? diye sorulacak olursa, bu ayette takdim-tehir vardr ve bu Araplarn
slbundandr, diyerek bu duruma dikkat ekmitir.1085

Cmlenin unsurlarnn cmle ierisindeki grev ve konumlarnn doru tespit


edilmemesinin anlamann nnde bir engel olduuna, ya da yanl anlamaya yol
atna daha nce iaret etmitik. Kanaatimizce, # !
 L
i 
.
J
g1086 ayetindeki
cmleyi oluturan elerin konumunun doru belirlenmemesi bu ayetin farkl ekillerde
anlalmasna kap aralam ve bu yanl anlama baz meallere de yansmtr. Ayete ilk

1081
Neml, 27/28. u mektubumu gtr ona ilet, ne cevap vereceklerine bak, sonra da onlardan uzakla
kr. Duman, Beynul-Hak, II, 514.
1082
rnein bkz. Benim u mektubumu gtr onlara at, sonra da yanlarndan ayrl ve ne sonuca
varacaklarna bak. (Altunta-ahin, Kuran- Kerim Meli, s. 378).
1083
Ahfe, Menil-Kurn, II, 651; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 89.
1084
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 89.
1085
Ferr, Menil-Kurn, II, 291.
1086
Hicr, 15/41. Dosdoru yola iletmek bana aittir.
213

bakta L
i  lafznn, # !
 kelimesinin yn bildiren tmleci (:meflu fih) olmasdr.
Nitekim baz meallerde ayete buna gre anlam verilerek, ayet Trkeye Allah yle
buyurdu: te bana varan dosdoru yol budur eklinde tercme edilmitir.1087 Ayet tek
bana dnldnde, verilen mana doru gzkmekle birlikte, ayetin ncesine
bakldnda bu tercmenin yanl anlamalara kap aralad grlmektedir. Szkonusu
ayet kendisinden nceki ayetlerle birlikte okunduunda, yaplan bu tercmenin yol
at muhtemel yanl anlama, daha ak bir ekilde ortaya kmaktadr. Allah Tela
eytana, deme secde etmeyerek niye emrine kar geldiini sormas zerine, 32-40
ayetlerde eytann u szleri hikaye edilmektedir:

32. Yce Rabbi ona: blis! Neden meleklerle birlikte sen de secde etmedin? dedi. 33.
O: Ben, Senin ekillenmi, kara, kurumu amurdan yarattn bir insana secde edecek
deilim! dedi. 34. Rabbi: yleyse k oradan! phesiz sen kovuldun! 35. Hesap gnne
kadar sana lnet olsun! dedi. 36. blis: Rabbim! nsanlarn tekrar diriltilecekleri gne
kadar bana mhlet ver! dedi. 37. Rabbi: Haydi sana mhlet verilmitir; 38. ama sadece
bilinen vakte kadar dedi. 39. blis: Rabbim! Beni azgnla drdn iin ben de
yeryznde her eyi onlara ssleyeceim ve onlarn hepsini doru yoldan saptracam; 40.
sadece Senin samimi kullarn hari. dedi.

te bu noktada 41. ayette Allah yle buyuruyor: # !


 L
i 
.
J
g. Eer eytann
yukardaki szleri zerinin peinden gelen, # !
 L
i 
.
J
g ayeti Allah yle
buyurdu: te bana varan dosdoru yol budur eklinde tercme edildii zaman, sanki
32-42. ayetler arasnda anlatlanlar Allaha ulaan doru yolmu gibi alglanmaya
msaittir. Oysa bunu kimsenin kabul etmeyecei ortadadr.

Belki de ayetin szdizimi bu tr bir alglamaya msait olduu iin olsa gerek, Ferr,
Ahfe ve Zeccc ayetteki lafzlarn cmle ierisindeki konumuyla ilgili aklamalar
yapmtr.

Ahfe, # !
 L
i 
.
J
g ayetini C L
i  (: doru yola ulatrmak bana aittir)
eklinde tefsir ettikten sonra, bu manay desteklemek amacyla Araplarn P Q L
i 
#( : geceleyin yolu gstermek bana aittir) szn delil olarak getirmitir.1088 Ferr
D @^L D*^ (: dnleri banadr, sana uyarlarsa onlar cezalandrrm) diyerek,
1087
Bu tr tercmeler iin bkz. Ali zek-Hayreddin Karaman-Ali Turgut ve dierleri (haz.), Kuran
Kerim ve Trke Aklamal Meli, Mushaf- erif Basm Kurumu, Medine 1992, s. 263 Altunta-
ahin, Kuran Kerim Meli, s. 263; Piri, Kuran Kerim Trke Anlam, s. 123; Mustafa
slamolu (haz.), Hayat Kitab Kuran, Dn Yaynclk, stanbul 2008, s. 488-499.
1088
Ahfe, Menil-Kurn, II, 204.
214

bunun tehdit amacyla, iL I 2 (: yolun benden geiyor) denilmesine benzediini


sylemitir.1089 Zeccc ise, # !
 L
i 
.
J
g doru yola iletmek benim iradem
ve iimdir ifadeleriyle aklamtr.1090

Yukarda grlerini sunduumuz limlerin yapt aklamalara gre, ayetteki L


i 
lafznn, # !
 kelimesinin yn bildiren tmleci deil, ayetteki
.
kelimesinin haberi
olmas daha dorudur. Bu durumda ayete, Allah yle buyurdu: te bana varan
dosdoru yol budur yerine, Dosdoru yola iletmek bana aittir eklinde anlam
vermek daha doru olur, kanaatindeyiz.

2.3. Anlambilim Asndan Dilbilimsel Tefsirin Katks

Anlambilimi dilbilimin alt dallar ksmnda, kelimeleri manalar asndan inceleyen


alan olarak tanmlamtk. Ayrca ayn blmde semantiin artzamanl ve ezamanl
olmak zere ikiye ayrldna deinmitik. Ezamanl semantik ayn zaman dilimi
ierisinde yer alan kelimeleri belli bir sistem oluturmalar asndan ele alr. Buna gre
ezamanl anlambilim, zaman ierisindeki deiimleri gz nnde tutmakszn
(ezamanl olarak), lafzlarn anlamn, esas anlam, ilikisel anlam, kapsam,
eanlamllk, eadllk, okanlamllk gibi alardan inceler. Tarihsel semantik olarak
bilinen artzamanl anlambilim, kelimelerin zaman ierisinde uradklar anlam
deiimlerini ele alr. Dier bir ifadeyle tarihsel semantik anlam daralmas, anlam
genilemesi, anlam bakalamas gibi alardan szcklerin tarihiyle ilgilenir.1091

slam kltrnde, kelimelerin anlamyla ilgili olduka ileri dzeyde almalar


yapldn sylemek mmkndr. Anlamla ilgili almalar denince akla ilk olarak
konulu veya genel mucemler gelmektedir. Ayrca belagat ilminin beyn ksm
kelimeleri mecz, istiare, kinaye, tebih gibi yollarla maksad ifade etmeleri asndan
ele ald iin anlamla ilgili yaplan dier almalardr.1092 Ayrca dilbilim ve
dilbilimsel tefsirle ilgili olarak, garip kelimeler, vch ve nezir, lafz- mterek,

1089
Ferr, Menil-Kurn, II, 89.
1090
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 146.
1091
Anlambilimin ezamanl ve artzamanl olmak zere ayrlmas ve bu iki yaklam hakknda geni bilgi
iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, 126 vd. Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim
Kuramlar, I, 25; Necmettin Gkkr, Izutsu Sonras Kuran Aratrmalarnda Kullanlan Yapsal
Semantii Kavramlatrma (Conceptualisation) Problemi, slm Aratrmalar, cilt: 18, say: 1,
Ankara 2005, ss. 76-81.
1092
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 67.
215

terdf, furk ve ezdd gibi alanlarda telif edilen eserler ve bu alanda yaplan almalar
slam kltrnde anlamla ilgili nemli almalardr.

almamzn ikinci blmnde incelemeye altmz, dilbilimsel tefsirle dorudan


veya dolayl olarak ilgili olan eserlerin hemen hepsinin bir ekilde anlambilimle
ilikisini kurmak mmkndr. Szgelimi, mucemler anlambilim asndan nemli birer
kaynaktr. Szlklerde kelimenin, szlk anlamnn yan sra, rf, mecaz vs.
anlamlarna da yer verilir.1093 Ayrca, eanlamllk, okanlamllk, ezdd olgular, anlam
deiimleri asndan da mucemler kaynak vazifesi grr. Geri, u an elimizde
kelimelerin zaman ierisindeki uradklar anlam deiimlerini kronolojik olarak
sralayan bir mucem yoktur. Buna ramen, bir kelime, ilk szlk olan Kitbl-
Ayndan gnmze kadar telif edilen mucemler incelenmek suretiyle tarihsel sre
ierisinde herhangi bir anlam deiimine urayp uramad, uradysa bunun ne tr
bir deiim olduu hakknda bir fikir edinmek mmkndr. Ayrca garbl-Kurn tr
eserler Kurann mfredatn anlamlar asndan aklamay ama edinmi eserlerdir.
Yine vch ve nezir tr eserlerle, ezdd alannda telif edilen eserler de, dilbilimsel
tefsirin anlambilim asndan tefsire katk salad alanlar olarak tezahr etmektedir.

Anlamla ilgili yaplan almalar ve Kuran lafzlarnn anlamlarnn bilinmesi tefsir


asndan son derece nemlidir. Nitekim, Zerke garip lafzlarla ilgili blmde, garip
kelimelerin bilinmesini medlln (:anlamn bilinmesi) olarak akladktan sonra,
harflerin manalarnn nahiv kitaplarndan elde edilebileceini, ama isim ve fiillerin
anlam iin mutlaka lgat kitaplarna (mucemlere) baklmas gerektiini ifade
etmektedir. Daha sonra da mfessirin bu konuda bilgi sahibi olmasnn zaruri olduunu,
aksi halde Allahn kitabn tefsir etmeye ynelmesinin helal olmadn dile
getirmektedir.1094

Dilbilimsel tefsirin anlambilim asndan Kuran anlamaya katksnn tezahrlerini,


anlambilimle ilgili yaplan ikili ayrma gre ele almay uygun grdk. Gnmzde
dilbilimciler, her ne kadar, ezamanl dilbilimi merkeze koyarak artzamanl almalar
ikinci planda grseler de, tefsir asndan anlambilimsel almalar hem tarihsel hem de
ezamanl olmak durumundadr. Zira Kuran- Kerim ile gnmz insan arasndaki

1093
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 255.
1094
Zerke, Burhn, I, 291-292. Ayrca bkz. Burhn, II, 164-165.
216

zamansal uzaklk ve bu arada kelimelerin urad anlamsal deiimler, bu alanda


yaplan almalar, yani, tarihsel semantii Kuran tefsiri asndan nemli klmaktadr.
Ezamanl semantiin Kuran anlamaya katks ise, bir kavramn Kuran btnl
ierisindeki anlamsal yapsnn tespit edilmesinde ortaya kmaktadr. Ayrca bir
Kuran kavram artzamanl olarak incelerken szkonusu kavramn belli krlmalar
yaanan dnemdeki anlam an ve dier kavramlarla ilikisini bilmek nemli olduu
iin artzamanl almalar da sonu itibariyle ezamanl almalara ihtiya
duymaktadr. Btn bu durumlar gz nnde bulundurarak, dilbilimsel tefsirin
ezamanl anlambilim asndan Kuran anlamaya katklarn deerlendirmek amacyla
eanlamllk, okanlamllk, ezdd gibi alt balklar kullanma ihtiyac hissettik.
Artzamanl anlambilim asndan katklarn ise anlam deimesi alt bal altnda ele
almay uygun grdk.

Arap dilbilimcileri hicri ikinci asrn ortalarndan itibaren, bugn ezamanl


anlambilimin konular arasnda gsterilen, eanlamllk, okanlamllk ve ezdd gibi
olgularla ilgilenmilerdir.1095 Bu konularda kimi limler mstakil eserler telif etmi,
kimileri de daha genel konulu eserlerinde bu tr dilsel olgularla ilgili aklamalar
yapmlardr.

Anlambilimin Kurann anlalmas asndan vazgeilmezlii, tefsir usulclerinin,


mfessirin bilmesi gereken ilimleri sayarken en bata zikrettikleri lgatin (:kelime
hazinesinin) bilinmesi ilkesine dayanmaktadr. Zira, limler burada lgat bilgisi derken,
sadece kelimelerin basit manada anlamnn bilinmesini kastetmemilerdir. Lgat bilgisi
ierisine, okanlamllk, eanlamllk ve ezdd gibi kelimelerin eitli zelliklerinin
bilinmesini de kastetmilerdir. Nitekim Zerkei ve Suyt bu hususu aka dile
getirmilerdir.1096 Bizim burada anlambilim bal altnda ele alacamz hususlarn,
tefsir usul kitaplarnda lgatin bilinmesi olarak ifade edilmi ilkeye tekabl ettiini
syleyebiliriz. Kuran balamnda lgatin bilinmesi iin bavurabileceimiz temel
kaynaklarn banda, mucemler, garbl-Kurn, teradf, ezdd, vch ve nezir
alannda telif edilmi eserler gelmektedir.

1095
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, 276.
1096
Bkz. Zerke, Burhn, I, 295, II, 165; Suyut, tkn, II, 1209. leride okanlamllk blmnde
deineceimiz zere, her iki lim bazen lafz okanlaml olur, mfessir de bu anlamlardan sadece
birisini bilir, oysa maksat dier anlamdr diyerek okanlaml lafzlarn anlamlarnn ve getii
balamdaki kastedilenin bilinmesinin tefsir asndan nemini vurgulamtr.
217

2.3.1. Eanlamllk ve Furk

2.3.1.1. Eanlamllk Olgusu ve Furk

Arapada terdf terimiyle bilinen eanlamll, farkl lafzlarn ayn manaya delalet
etmesi1097 olarak tanmlamak mmkndr. Eanlaml lafzlar ifade etmek iin
mterdif kelimesi kullanlr. rnein, :U/hamr ve */ukr lafzlar arap
anlamnda, F#/leys ve -B/esed lafzlar da aslan anlamnda kullanlmalar
bakmndan eanlamldr.1098 Dilimizdeki gndermek ve yollamak lafzlar,
evirmek ve dndrmek lafzlar kendi aralarnda eanlamldr.1099

Arap dilbiliminde terdf olgusuna ilk olarak el-Kitb adl eserinin lafz mana ilikisi
(S$*:
 )) blmnde, K ve PQ$nin oturmaya delalet etmesi gibi, Araplarn
sznde farkl lafzlarn bir manaya delalet etmesi szkonusudur diyerek Sbeveyh
dikkat ekmitir.1100 Eanlaml kelimelerle ilgili yaplan ilk almalarda terdf
kelimesinin tam olarak terimlemediini sylemek mmkndr. Balangta,
eanlamllk olgusunu ifade etmek iin ihtilfl-lafzeyn vettifkul-maneyeyn,
manen vhid gibi ifadeler kullanlm, yazlan eserlere de Mahtelefet Elfazuhu
Vettefakat Menhi gibi isimler verilmitir. Bu kelimenin eanlanlamllk olgusu iin
terimlemesi ise sonraki dnemlerde olmutur.1101 Nitekim eanlamllk olgusuyla ilgili
telif edilen ilk eser Asmanin Mahtelefet Elfazuhu Vettefakat Menhi adl eseri
olup,1102 Rummnnin el-Elfzul-Mterdifetl-Mutekribetl-Mana1103 dnda
ilk dnemde telif edilen eserlerin adnda terdf veya mterdif kelimesi, bizim
bildiimiz kadaryla gememektedir.

1097
Crcn, Tarift, s. 58; kr. Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 50; Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve
Enviha, I, 37, 402.
1098
Eanlamlln tanm, eit ve rnekleri hakknda fazla rnek iin bkz. Eb Hamid el-Gazl, el-
Mustasfa min lmil-Usl, (ev. H. Yunus Apaydn), Rey Yaynclk, Kayseri 1994, I, 41; Rudeyn,
Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 276-277; Mekram, Mekram, et-Teradf fil-Hakall-Kurni,
Messesetr-Risle, Beyrut 2001, s. 5; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-
Tahatub, s. 75, 77-80; Palmer, Semantik, s. 75-82; Aksan, Anlambilim: Anlambilim Konular ve
Trkenin Anlambilimi, Engin Yaynevi, Ankara 1998, s. 78-81; Her Ynyle Dil, III, 190-192; Kara,
Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans s. 32;
1099
Aksan, Anlambilim, s. 78-79; Her Ynyle Dil, III, 191; Kran, Dilbilime Giri, s. 246.
1100
Sbeveyh, el-Kitb, I, 49; kr. Mekram, et-Terdf, s. 6.
1101
mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 32.
1102
Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 36-37; Mekram, et-Terdf, s.
7. Bu eserin basks mevcuttur. Bkz. Asmi, Ma htelefet Elfazuh Ve ttefakat Manh, (thk. Macid
Hasan Zeheb), Drul-Fikr, Dmek 1987.
1103
Rummnnin eseri de matbudur. Bkz. Eb'l-Hasan Ali b. sa b. Ali el-Baddi Rummn, el-Elfzul-
Mterdifetl-Mutekribetl-Mana, (thk. Fethullah Salih Ali Msr), Dr'l-Vefa, Mansure 1987.
218

Eanlamllk olgusuyla ilgili tanmlar yaplmasna ve bu konuda eitli rnekler


verilmesine ramen, dilde eanlamlln varl tartlagelmitir. Sbeveyhle birlikte
Asma, bn Cinn, bn Hleveyh, Fruzbd, Zerke ve Suyt eanlamll kabul eden
limler arasndadr. bn Cinn el-Hasis adl eserinde konuyu Kkleri ve yaplar
farkllamasna ramen manalarn birlemesi adl bir blmde incelemi ve eanlaml
kelimelerle ilgili rnekler vererek bunlar zerinde eitli analizler yapmtr.1104 Saleb,
bn Kuteybe, Hkim et-Tirmiz, bn Drsteveyh, bn Fris ve Eb Hill el-Asker gibi
limler ise, eanlaml olduu sylenen kelimeler arasnda az da olsa bir anlam farkll
olduunu savunmaktadr.1105 Bu gr savunanlar, eanlaml olduu sylenen
kelimeler arasnda farkllk olduunu belirtmelerinin yan sra, eanlaml gibi gzken
kelimelerin farkl iki dile/leheye ait olmalar ya da aralarndaki ilikinin
eanlamllktan ziyade, benzerlik olduunu savunmaktadrlar.1106 Suytnin aktard
tanma gre, Rz baz artlar dhilinde terdf kabul etmektedir.1107 Terdf olgusunu
kabul eden ve etmeyen limler kendi grlerini desteklemek amacyla bir takm deliller
ne srmlerdir.1108 Bazlar da teradf; ir, idrak ve tam teradf olmak zere
ksma ayrarak eanlamlln imknn bu adan ele almlardr. Buna gre, ir ve
idrk terdf mmkn iken, tam terdf ise mmkn deildir.1109

Eanlamll kabul edenlere gre, eanlaml kelimelerin varlnn bir takm yararlar
szkonusudur. Bunlarn banda bir anlamn farkl lafzlarla ifade edilmesi, yani kelime
zenginlii gelmektedir.1110 Nitekim bn Cinn, farkl lafzlarn ayn manaya delalet
etmesinin Arapann gzel bir zellii olduunu, eanlamllk sayesinde bir mana iin
birok ismin bulunacan belirtmektedir.1111 Dolaysyla duruma gre bu lafzlardan
uygun olan tercih etme imkn doar. Yine terdf olgusunu kabul edenlere gre,
eanlamlln ortaya kmasnda baz etkenler rol oynamtr. Bunlardan en nemlisi
kelimenin iki farkl vaznn olmasdr. Buna gre bir nesneye bir kabile bir isim vermi,
1104
Bkz. bn Cinn, Hasis, II, 113-133; kr. Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277.
1105
Eanlamll kabul eden ve etmeyen limler iin bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde
Yaknanlamllk ve s. VII; kr. Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve Enviha, I, 403-404; Rudeyn,
Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277-278.
1106
Suyt, Mzhir, I, 384-385; kr. Aksan, Anlambilim, s. 79-80; Her Ynyle Dil, III, 191; Palmer,
Semantik, s. 76-80. Bu gerekeler ayn zamanda eanlamlln ortaya kmasne yol aan etkenler
olarak da kabul edilebilir. Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. VI.
1107
Suyt, Mzhir, I, 402-403; Mekram, et-Terdf, s. 9-10; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f
lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 75-76.
1108
Her iki tarafn delilleri iin bkz. Suyt, Mzhir, I, 402-405; Mekram, et-Terdf, s. 12-14.
1109
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 77-79.
1110
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277; kr. Aksan, Her Ynyle Dil, III, 191;
1111
bn Cinn, Hasis, II, 113.
219

bunlardan habersiz olarak bir baka kabile bir baka isim vermi olabilir. Daha sonra her
iki kullanm da yaygnlaarak, bu iki lafzn farkl kabileler tarafndan ayn isme verildii
unutulabilir.1112 Bazen kelimelerin iki farkl vaz olmad halde, eanlaml olmalar da
mmkndr. rnein, insan yaad ayn olgu ya da duyguyu da yanstrken her
zaman ayn kelimeleri kullanmayabilir. Bu durumu ifade edebilmek iin bir baka
kelime semek zorunda kalr. Ayrca hem nazm hem de nesir trnde fesahat ve
belagat slplarnda zaman zaman eanlaml kelimeler bulmak ve kullanmak
gerekebilir. Szgelimi iirde kfiye uyumunu salamak amacyla bir manay ifade
edebilecek bir lafz yerine, kfiyeye daha uygun olan eanlamlsnn kullanlmas
gibi.1113

Bata eanlamll kabul etmeyenler olmak zere, limlerin eanlaml kelimelerin


aralarndaki anlam farkllklarn ortaya karmak amacyla yaptklar almalar
sonucunda fark, furk literatr olumutur. Dolaysyla furk literatr, mterdif
lafzlarla ilgili eserlerin telif edilmesinden sonra, mterdif lafzlarn anlamlarnn
aynlii ya da yaknl tartmalarnn sonucunda ortaya kmtr.1114 Kutrub
(.210/825) ve Asmanin (.216/831) Kitbl-Fark adndaki eserleri furk alannda
gnmze ulam ilk mstakil eserler olarak kabul edilebilir. Furkla ilgili ilk derli
toplu eseri Eb Hill el-Askernin (.400/1009) telif ettii kabul edilmektedir.1115
Bunun dnda farkl birok kitapta furk konusuna temas edilmitir. rnein, bn
Kuteybe Edebl-Ktib adl kitabnda furk konusuna Furk Kelimeler Bab adnda
bir blm ayrmtr.1116

2.3.1.2. Kurann Anlalmas Balamnda Eanlamllk ve Furk

Eanlamllk olgusunun dildeki varl gibi, Kuranda eanlaml kelimelerin varl da


tartlmtr. Eanlamll kabul edenlerin, Kuranda mterdif kelimelerin bulunduu
konusunda ok fazla glk ekmeyecekleri ortadadr. Zira Kuran Araplarn dili ve
slbuna gre indirildiine gre, bu dilin zelliklerinden olan terdf olgusunu

1112
Nitekim lafzlar derleyen raviler derledikleri lafzlarn hangi kabilede hangi anlamda kullanldn
her zaman belirtmemilerdir. Bkz. Mekram, et-Terdf, s. 16; Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde
Yaknanlamllk ve Nans, s. VI-VII.
1113
Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve Enviha, I, 405-406.
1114
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 8. Furk hakknda bilgi iin ayrca
bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1062-1063.
1115
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 6, 28, 36, 40.
1116
Mekram, et-Terdf, s. 20; kr. bn Kuteybe, Edebl-Ktib, Dru Sdr, Beyrut 1967, s. 155 vd.
220

bnyesinde tamas da gayet normaldir. Kuranda teradfn varln hibir ekilde


kabul etmeyenler ise, Kurann belagat asndan muciz bir kitap olduunu dolaysyla
ondaki her bir kelimenin kendine zel bir delaleti olmas gerektiini savunmaktadrlar.
Baz limler ise uzlatrmac bir tavr sergileyerek, Kurandaki eanlaml olduu
sylenen lafzlarn tekid olduu grndedir.1117

Adna teradf densin ya da bu kelimeler arasnda nans olduu sylensin, her halkarda
baz kelimelerin eanlaml ya da yakn anlaml olduklar dilsel bir olgudur. En azndan
insanlarn kullanmnda eanlamllk dilsel bir gerekliktir.1118 Teorik adan her dilde
bir mana iin bir lafz prensibi benimsenmi olsa da,1119 realitede durum farkldr. Btn
dillerde u veya bu ekilde bir mana etrafnda birok kelimenin odaklandna rastlamak
mmkndr.1120 Dolaysyla bu hususta orta bir yol izlenilmeli ve ihtiyatl
davranlmaldr. Kuranda eanlaml kelimelerin olmadn iddia edenlerin, eanlaml
olduu sylenen kelimeler arasnda anlamsal farklar ortaya koymalar gerekmektedir.
Fakat eanlaml olduu sylenen kelimeler arasndaki farkllklar ararken, dilde
eanlaml kelime olmadn ispat etmek iin eanlaml kelimeler arasnda illa bir fark
bulmann ve zorlama anlam nanslar ortaya atmann doru olmad kanaatindeyiz.
Zira, derinlemesine yaplan analizlerde eanlaml kelimeler arasnda bir ekilde ince
farkllklar bulmak mmkndr. Ancak, dili kullanan insanlar her zaman bu
farkllklarn ayrdnda olmayp, szkonusu kelimeleri eanlaml olarak birbirinin yerine
kullanmaktadr. Belki de insanlarn kullanmnda eanlamllk olgusunun tezahrleri
olduu iin bu olguyu tmyle reddetmek imknszlamaktadr.1121

Eanlaml kelimeler arasnda kat bir anlam farkll aramak her zaman iin doru
olmad gibi, eanlaml olduu sylenen her kelimenin aceleci davranmak suretiyle

1117
Mekram, et-Terdf, s. 31-34. rnein Zerke, tekidin ksmlarndan olan lafz tekidi kelimenin ayn
lafzla ya da mrdifiyle tekrarlanmas eklinde tanmlamakta ve Kurandan rnekler getirmektedir.
Bkz. Zerke, Burhn, II, 385.
1118
Gnlk hayatmzda bu tr eanlaml kelimelerden sk sk yararlandmz gibi, szlkler kelimelerin
anlamn aklarken, ou durumda anlam farkllklarna iaret edilse de, baz durumlarda kelimelerin
tek bir kelimeyle aklanmas aklanan ve aklayan kelimelerin eanlaml olduu izleniminin
olumasna yol amaktadr. Kr. Palmer, Semantik, s. 75, 79.
1119
Guiraud, Anlambilim, s. 41; Gven, okanlamllk, s. 79.
1120
Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. V.
1121
Bu noktada, eanlamll reddeden baz insanlarn kelimelerde bir takm sihirli zellikler arayarak,
onlarda eanlamllarnda olmayan hususlar hayal ettikleri, ileri srdkleri nanslar ise ou kiinin
bilmeyip sadece kendilerinin bildikleri, dolaysyla, eanlaml her kelime arasnda kat bir ekilde
anlam farkll aray iinde olan bu insanlarn hayal denizinde yzdkleri eklinde bir eletiri ne
srlmtr. Geni bilgi iin bkz. Mekram, et-Terdf, s. 46; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f
lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 76.
221

eanlamllna da hkmedilmemelidir. Aralarnda nans olma ihtimali varsa, bu durum


aratrlmaldr. Zaten byle bir aray ierisine girmenin Kurann anlalmasna katk
salayacak bir aba olduunu dnyoruz. Aksi halde, Tfnin de dikkat ektii
zere, aslnda birbirinden farkl anlamlara delalet eden baz lafzlarn, eanlaml
olduunun zannedilmesi riski ortaya kar.1122 Nitekim Suytnin Mfessirin Bilmesi
Gereken Kurallar blmnde1123 zikrettii kurallardan birisi de eanlaml olduu
zannedilip de eanlaml olmayan lafzlarla ilgilidir. Suyt birok dilcinin (szlknn)
aralarnda fark bilememesine ramen, |(ve #`| kelimelerinin eanlaml olmadn,
ikincisinin birincisinden daha gl bir anlam tadn sylemektedir. Daha sonra
yaklak be sayfa Kuranda geip eanlaml olduu zannedilen kelimeler arasndaki
nanslar ortaya koymaktadr.1124

Biz de burada Kuran anlamaya katks asndan ilk asrda telif edilen ve
dilbilimsel tefsirle dorudan ya da dolayl olarak ilgili eserlerde tespit edebildiimiz bu
tr nans (furk) rneklerini zikredeceiz. Furk olgusu gz nnde
bulundurulmadnda eanlamlln Kurann anlalmas asndan neminin ok net
olmayacan dnyoruz. Zira bu durumda, sadece, eanlaml kelimelerin anlamda
olduu bilinmi olur. Kelimelerin anlamnn bilinmesi asndan bu da bal bana bir
katkdr. Ama bunun dnda herhangi zel bir katkdan sz etmek zordur. Oysa
eanlaml zannedilen kelimeler arasndaki farkllklar tespit edildiinde, niin bu
lafzlardan birisinin bir yerde, dierinin de bir baka yerde tercih edildiinin
aratrlmas ve yaplan tefsir veya meallere bunun yanstlmas szkonusu olur. Byle
bir aba ierisine girmenin Kuran anlamak asndan nemli olduunu dnyoruz.
Aksi halde, eanlaml olduklar zannedilen kelimelerden birisi, ortak olduklar emsiye
anlamdan daha fazlasn ifade ediyorsa ve bu durum ayeti anlamada gz ard edilirse
ayetin yanl anlalmas ihtimali ortaya kar.1125 Dolaysyla, hicri ilk asrda ok
fazla yaygnlamam olsa da, furk literatr eanlaml olarak bilinen kelimelerin tek
bir anlama indirgenmesi yerine, kelimeler arasndaki nanslarn belirlenerek daha
berrak bir anlama ulalmasna katk salar.1126 Eanlaml ya da yaknanlaml kelimeler

1122
Bkz. Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 51.
1123
Bkz. Suyt, tkn, I, 597 vd.
1124
Suyt, tkn, I, 621-626.
1125
Bkz. Beir Gzbenli, Temel Dini Kavramlarn Baka Dillere Aktarlmas Problemi ve Mealler,
Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 2007, I, 82.
1126
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. VII.
222

arasndaki nanslarn tespitinin Kurann anlalmas asndan daha otantik ve derin


bir anlama abasna1127 yol aacan dnyoruz. Kald ki, eanlamlla kar
kanlarn iddia ettii ve terdf/furk literatrnn gsterdii zere,1128 iki ya da daha
fazla kelimenin her ynyle eanlaml olduu iddiasnda bulunmak genellemeci ve
kolayc bir yaklamdr.1129 Dolaysyla burada yer vereceimiz rnekler tam anlamyla
eanlaml olan kelimelerden deil, aralarnda nans olduu sylenen kelimelerden
oluacaktr.

Bu balamda, Hz. brahimin misafirleriyle diyalogunun anlatld ayetlerde gitme


anlamn ifade etmekte kullanlan K fiili yerine, niin, bu fiilin yakn anlamls olan
fiili tercih edilmi olabilir? Bu durumun, ayetin manasna yansmalar olabilir mi?
Hz. brahimle misafirleri arasndaki geen olayn anlatld Zriyt Sresinin 26.
ayetinde Hz. brahimin konuklarna ikramda bulunmak amacyla hanmnn yanna
gitmesi 1#:-
>
+ * )  +
   S
1130 eklinde ifade edilmektedir. Aslnda, Hz.
brahimin hanmnn yanna gitmesi Arapadaki K veya S  fiilleriyle de ifade
edilebilirdi. Ancak, bu fiiller
kelimesinin bnyesindeki manay tamamaktadr.
Zira,
kelimesinin ortamda bulunanlara hissettirmeden gizlice gitmek gibi
anlamlara sahiptir. te bu yzden, baz mfessirler bu hususa dikkat ekmitir. rnein,
bn Kuteybe
kelimesi ancak gidi gizli olduu zaman kullanldn belirterek, ayeti
Gizlice ailesine yneldi eklinde tefsir etmitir.1131 Ferr da ayeti ra kelimesi, her
ne kadar yneldi/gitti anlamne gelse de, sadece fiilin znesi bu ii gizlice yapt
zaman kullanlr szleriyle aklamtr. Dolaysyla bu ayetteki
kelimesini tercme
ederken, kelimenin bnyesinde tad gizlilik anlamn yanstmak gerekir.1132

Ayette Hz. brahimin hanmnn yanna gidiinin,


kelimesiyle ifade edilmesinin
nktesiyle ilgili olarak yle bir deerlendirme yaplmtr: brahimin (a.s.) bu

1127
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 22
1128
Nitekim furk alanndaki almalara arlk veren mer Kara, aslnda geleneksel terdf
literatrnn hemen hepsinin potansiyel birer furk kayna olduunu belirtmektedir. Bkz. Kara,
Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 5.
1129
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 22.
1130
Zriyt, 51/26. Sessizce hanmna gitti ve kzartlm bir dana etiyle geldi Duman, Beynul-Hakk,
II, 329.
1131
#
| S D#  Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 421.
1132
Fakat baz Kuran meallerinde bunun yanstlmadn grmekteyiz. rnek olarak bkz. Ailesinin
yanna gidip besili bir dana getirmiti., (Piri, Kuran- Kerim Trke Anlam, s. 247); Hemen
ailesinin yanna giderek semiz bir dana (kebabn) getirmiti, (zek, Karaman, Turgut ve dierleri,
Kuran- Kerim ve Trke Aklamal Meali, s. 520).
223

davran, misafir kabulnde grg/nezaket kurallar ierisinde yeri olan bir


misafirperverlik rneidir. Misafire ikram, duyura duyura, grlt ve patrt ile
yaplmayaca gibi geciktirilmemelidir de1133

Yaknanlaml olduu halde aralarnda ince anlam fark olan bir dier kelime ifti bess
(FH )ve hzn (<G )kavramlardr. Bu iki kelime bir ey karsndaki znty ifade
etmek bakmndan yakn anlamldr. Ancak zntnn derecesi bakmndan aralarnda
farkllk vardr. Bu iki kelime  i S L$<
Ll) (Ef
 : $i
g1134 ayetinde pepee
gemektedir. ki kelime arasnda nans gz nnde bulunduran Eb Ubeyde ve bn
Kuteybe gibi mfessir ve dilbilimciler iki lafzn manas arasndaki farka dikkat
ekmitir. Eb Ubeyde herhangi bir gerekelendirmeye gitmeksizin, bess kelimesinin
iddetli znt olduunu belirtmekle yetinmitir.1135 bn Kuteybe ise bess iddetli
hzndr. Kii sabredemeyip ikayetlendii iin bu znt ikyet etmek anlamna da
delalet eden el-bess lafzyla ifade edilmitir1136 diyerek, iki kelimenin anlam arasnda
derece fark olduunu belirtmitir. Bu yzden bess kelimesinin tad sabredilmezlik,
dayanlmazlk ve tahamml edilmezlik manalarn Kuran tercmelerine yanstmak
gerekir. Buna gre ayeti, bu iki kelimeden hangisinin hangi anlamda kullanld belli
olmayacak ekilde tercme etmek yerine,1137 Yakub, ben bastramadm kederimi ve
zntm, ancak Allaha arz ediyorum dedi1138 gibi kelimenin ierdii manay
yanstacak ekilde tercme etmek daha uygundur.

Bilindii gibi, Kurann birok ayetinde insann yaradl anlatlrken amurun deiik
evrelerini ifade eden lafzlar kullanlmtr.1139 nsann yaradlndan bahseden ayetlerin
bir ksmnda onun salslden, yani, atete piirilmemi kuru bir amurdan yaratld
bildirilmektedir.1140 Bunlardan  iU
 
X .
1
!$ N
P
|
1141 ayetinde salsl
kelimsiyle birlikte fahhr kelimesi kullanlmtr. nsann yaradlndan bahseden bu

1133
Duman, Beynul-Hakk, II, 330.
1134
Ysuf, 12/86.
1135
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 317.
1136
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 222.
1137
rnein Ben znt ve tasam yalnz Allaha aarm eklinde yaplan bir tercmede el-bess
kelimesine znt anlam verilmi, el-hzn kelimesine ise tasa anlam verilmitir. Bkz. Piri, Kuran-
Kerim Trke Anlam, s. 115.
1138
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 64.
1139
nsann yaradl evreleriyle ilgili Kuranda geen lafzlar ve aralarndaki farklar hakknda geni bilgi
iin bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 79; Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve
Nans, s. 195-198.
1140
Hicr, 15/26, 28, 33; Rahmn, 55/14.
1141
Rahmn, 55/14.
224

ayette, insann, piirilmi amura (fahhr) benzeyen kuru, fakat pimemi amurdan
(salsl) yaratld ifade edilmektedir. Her iki lafz kurumu amur manasna delalet
etmek bakmndan birbirine yakn ilgili olmakla birlikte, aralarnda nans vardr.
Salsln, kuru, fahhrn ise piirilmi amur olduunu syleyen Selib bu farka dikkat
ekmitir.1142 Rahmn Sresindeki bu ayette insann fahhra benzeyen salsldan
yaratldnn ifade edilmesi, Hicr Sresindeki salsl kelimesinden kastedilen manann
daha iyi anlalmasna katk salamaktadr. te bu yzden, Eb Ubeyde ve bn
Kuteybe
(%!
 ~: 
1
X .
1
!$ N
 % |
  1143 ayetinin tefsirinde salsl kelimesinin
anlamn aklarken, fahhr ile aralarndaki farka dikkat ekmilerdir. Buna gre, salsl
kendisine ate dememi, fakat vurulduunda ya da oyulmaya alldnda ses
karacak kadar kurumu amur; fahhr ise amurun atete piirilmi haldeki addr.1144
Bu durumda iU
 
X .
1
!$ N
P
|
ayetinde insann yaratld salsln fahhr
gibi olduunun ifade edilmesinden,
(%!
 ~: 
1
X .
1
!$ N
 % |
  ve
devamndaki ayetlerde geen salsl kelimesinin, ate demedii halde atete piirilmi
kadar kuru bir amur anlamna delalet ettii anlalmaktadr.

2.3.2. okanlamllk ve Eadllk

Dilde esas olan farkl kelimelerin farkl anlamlara delalet etmesi, dier bir ifadeyle, her
bir mana iin bir kelimenin vaz edilmesi olduuna eanlamllk konusunda dikkat
ekmitik. Bununla birlikte, eitli nedenlere bal olarak ayn kelimenin farkl
anlamlara delalet etmesi de szkonusudur. Hatta anlam eitlilii veya okluunun,
dilin genel bir karekteristii olduunu savunan anlambilimciler vardr. zellikle
organlarmzn ve vcudumuzun blmlerini ifade etmek iin kullanlan birok szck,
hemen her dilde okanlamldr.1145 Ayn kelimenin farkl anlamlara delalet etmesi
olgusuna, okanlamllk; bu tr kelimelere de okanlaml kelimeler denir.1146 Arapada
okanlamllk iin el-itirkl-lafz, okanlaml kelimeler iin de lafz- mterek

1142
Bkz. Eb Mansur Selib, Fkhul-Lga, Darul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, t.y s. 309.
1143
Hicr, 15/26.
1144
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 350; bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 237-238.
1145
Palmer, Semantik, s. 89; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 189. Terdf blmnde deindiimiz gibi,
itirak olgusuna ilk olarak Sbeveyh lafzlarn manaya delaletiyle ilgili taksimatnda iaret etmitir.
Vch ve Nezir eserlerini incelediimiz blmde, bu alanda telif edilen eserleri zikrettiimiz iin
burada zikretmiyoruz.
1146
Palmer, Semantik, s. 82; Aksan, Anlambilim, s. 70; Her Ynyle Dil, III, 188; Kran, Dilbilime Giri,
s. 244-245; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 37; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-
Delle vet-Tahatub, s. 70.
225

terimleri kullanlmaktadr.1147 Suyt okanlamll ki ya da daha fazla manaya eit


bir ekilde delalet eden lafz1148 olarak tanmlamtr. rnein, U kelimesi, annenin
erkek kardei (:day), yzdeki ben ve asker sancak anlamnda kullanlan
okanlaml bir kelimedir.1149 Lafz- mterek terimi, zellikle fkh usulcleri tarafndan
teden beri kullanlmakla birlikte, tefsir literatrnde okanlamllk olgusu genelde
vch terimiyle ifade edilmi, telif edilen eserlerin byk ounluu Vch ve Nezir
ad altnda yazlmtr. Bununla birlikte, zellikle son dnemlerde el-itirkl-lafz
teriminin Kurandaki okanlamllk iin de yaygnlamaya balad grlmektedir.1150

Dilde okanlamlln olup olmad konusunda limler arasnda gr ayrl vardr.


okanlamll mmkn hatta bir zorunluluk olarak grenler olduu gibi, reddedenler
de vardr.1151 okanlamll kabul etmeyenlerin banda bn Drsteveyh (. 347/958)
gelmektedir. bn Drsteveyh, varl dile bir katk salamayaca, dildeki esas ama
kapall kaldrmak olduu halde, mulkla yol aaca gibi gerekelerle
okanlamll reddetmektedir. Nadir olarak grlen okanlaml kelimelerin varln
ise, lafzn farkl lehelere gre farkl anlamlara gelmesi, ya da kelimede hazif yaplmas
nedeniyle aslnda farkl olan iki lafzn ayn lafz gibi alglanmas gibi belli sebeplerle
aklamaktadr.1152 Eb Hill el-Asker de Drsteveyh gibi okanlamll kabul
etmemekte, Eb Ali el-Fris ise okanlamlln dilin aslndan olmad, leheler aras

1147
Gven, okanlamllk, s. 81. Nitekim gerek mantk gerekse hukuk usul eserlerinde lafzlarla ilgili
taksimatta okanlaml kelimeler iin lafz- mterek terimi kullanlmaktadr. Bkz. bn Rd, Telhsu
Kitabil-Maklt, (nr. Mourice Bouyges), Beyrut 1990, s. 6-7; Eb Hamid el-Gazl, Mihakkun-
Nazar, (tah. Refk el-Acem), Drul-Fikril-Lbnn, Beyrut 1994, s. 73-74; el-Mustasfa min lmil-
Usl, I, 42.
Suyt tknda okanlamllk olgusunu Vch ve Nezir bal altnda ele alm, ancak vchu
birok manada kullanlan lafz- mterek olarak tanmlamtr. Ayrca, et-Tahbr f lmit-Tefsr ve
Muterakul-Akrn f czil-Kurn adl eserinde ise okanlamllk olgusunu lafz- mterek
terimiyle ifade etmitir. Bkz. Suyut, Mterakul-Akrn fi czil-Kurn, (thk. Ahmed emseddin),
Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1988, I, 387-390; Kr. Gven, okanlamllk, s. 81, 10 nolu dipnot.
1148
Suyt, Mzhir, I, 369. Tfnin tanmnda da iki manaya eit ekilde delalet art dile getirilmitir.
Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 51.
1149
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70; Gven, okanlamllk, s.
91.
1150
rnein, Nureddin Mneccid ve Abdll Slim Mekram Kurandaki okanlaml kelimelerle ilgili
almalarnn adnda vch terimi yerine, itirak terimini kullanmtr. Bkz. Mneccid, el-tirkl-
Lafz; Mekram, el-Mterekl-Lafz fil-Hakalil-Kurn, Messesetr-Risle, Beyrut 1996. kr.
Gven, okanlamllk, s. 81, (11 nolu dipnot). Kurandaki okanlaml kelimelerle ilgili ilk
almalarda lafz- mterek teriminin kullanlmamas, limlerin Kuran hakknda lafz ifadesinin
kullanmama hassasiyetiyle aklanmaktadr. Bu aklama bize de makul gelmektedir. Bkz. Mekram,
el-Mterekl-Lafz, s. 31; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 94.
1151
Suyt, Mzhir, I, 369-370;
1152
Suyt, Mzhir, I, 384-385; Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 12-13; mer, lmd-Delle, s. 156-
157; Gven, okanlamllk, s. 106-108.
226

etkileimin ve istiare gibi nedenlerin okanlamlla yol at grn


savunmaktadr.1153 okanlamll kabul etmeyenler, bir kelimenin okanlaml
olabilmesi iin, manalar arasnda hibir iliki olmamasn art komulardr. Eer
kelimenin anlamlar arasnda, mecaz, tebih gibi alakalar olursa burada okanlamllktan
sz edilemez, demilerdir.1154

okanlamll mmkn grenler ise, kelimenin farkl anlamlar iin farkl vazlar
olabileceini, dolaysyla lafzn her iki manaya da delalet edebileceini belirtmilerdir.
Kelimenin btn anlamlar iin tek bir vaz olduu durumda ise zamanla yeni anlamlar
kazanabileceini ne srmlerdir. Ayrca dille uraan kimseler birok lafz iin birok
manalar nakletmitir. Harflerin manalaryla ilgili eserler yazlmas ya da nahivcilerin
eselerinde harfi cerlerin birok manasnn zikredilmesi, okanlamlln dilin
zelliklerinden birisi olduunu gstermektedir. okanlamlln zorunlu olduunu
savunanlar ise, manalarn sonsuz, lafzlarn ise snrl sayda olmasn gereke
gstermilerdir.1155 okanlamlln varln kabul edenlerin banda, Hall b. Ahmed,
Sbeveyh, Eb Ubeyde, Selib, Mberred, bn Kuteybe ve bn Cinn gibi limler
gelmektedir.1156

Aslnda herhangi bir dilin szlklerine baklarak, kelimelerin karlnda verilen


anlamlar incelendiinde hemen hemen btn kelimelerin karlnda birden fazla
anlam verildii grlr. Bunun nedeni, kelimelerin vaz edildikleri anlamn yan sra,
(bazen bu anlamn tamamen deimesi mmkn olabilir) yeni anlamlar kazanmasdr.
Ortaya k nedenleri ne olursa olsun, ya da ilk anlam dndaki delalet ettii anlamlar
sonradan kazanm olsun, hemen btn dillerde okanlaml kelimelerin varl,
okanlamlln dilsel bir olgu olduunun kantdr.1157 Evet, okanlamllk konusunda
alan olduka geniletenler olduu gibi, okanlamlln kapsamn daraltan, hatta onu
tamamen reddeden limler de vardr. Bununla birlikte, bizce, okanlamllk olgusu gz
ard edilmemesi gereken bir dilsel gerekliktir.

Dilsel bir olgu olmas asndan reddedilmemesi gereken, okanlamllk konusunda baz
sorunlarla karlamak mmkndr. Szgelimi, ayn kelimenin delalet ettii iki anlamn

1153
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 33-34; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 279.
1154
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 15.
1155
Suyt, Mzhir, s. 369-370; mer, lmd-Delle, s. 157.
1156
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 31; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 279-280;
1157
Gven, okanlamllk, s. 80.
227

ayn m yoksa farkl m olduunu ak ve net bir ekilde ayrt etmek ou kez kolay
olmaz. Bir kelimenin hangi farkl anlamlara geldiini ya da bu anlamlarn kelimenin
gerekten de okanlaml olmasn gerektirecek lde farkl olup olmadn belirlemek
zordur. Bu yzden, iyice dnmeden karar verildii takdirde, bir kelimenin birlikte
kullanld kelimelere gre urad anlamsal deimeleri de okanlamllk zannetme
riski szkonusudur.1158

okanlamllkla ilgili karlacamz bir dier problem ise okanlamllk-eadllk


ikilemidir. Farkl anlamlar gsterme noktasnda okanlamllkla eadllk birlemekle
birlikte, bu iki olgu arasnda bir takm farkllklar vardr. Aralarndaki ortak nokta
nedeniyle, baz dilbilimcilerin yapt gibi,1159 biz de her iki olguyu ayn balk altnda
ele almay uygun grdk. Ancak bu iki olgu z itibariyle farkl olduu iin, eadllk
hakknda zet bilgiler vermekte ve okanlamllkla eadll mukayese etmekte fayda
mlahaza ediyoruz.

Eadllk, bir dil ierisinde, birbirinden btnyle ayr iki ya da daha ok manann,
aslnda farkl olduklar halde ses ya da yazm asndan ayn lafzlarla ifade edilmesidir.
Buna gre, eadllkta ayn kelimenin farkl manalara gelmesi deil, farkl anlamlar
olan farkl szcklerin ekil bakmndan aynl szkonusudur.1160

Bu ksa tanmdan sonra, okanlamllkla eadll mukayese edecek olursak, daha nce
de belirttiimiz gibi, farkl manalar gstermekte her iki olgu ortaktr. Ancak,
okanlamllkta farkl anlamlar arasnda bir iliki vardr. Kelimenin temel anlamnn
yan sra, onunla mutlaka ilikisi bulunan yeni yeni anlamlar kazanmas szkonusudur.
Szgelimi Trkedeki grme organ anlamndaki gz ile suyun kayna anlamndaki
gz arasnda bir anlamsal iliki vardr. Oysa eadl kelimelerde bu tr bir anlamsal
ilikiden sz etmek zordur. Eadllkta birbiriyle anlam ilikisi olmayan kavramlar
eitli nedenlerle ayn gstergeyle ifade edilmitir. Bu nedenler tesadf olabilecei gibi,
bir dilden bir baka dile geie bal da olabilir. rnein Trkede ince kamlar ya da
hasr otu iin kullanlan saz ile Trkeye Farsadan gemi alg anlamndaki saz
yazllar ayn olsa da farkl lafzlardr. Yine, Trkede birinci tekil ahs zamiri olan

1158
Palmer, Semantik, s. 83.
1159
rnein Palmer her iki olguyu ayn balk altnda incelemitir. Kr. Palmer, Semantik, s. 82-89.
1160
Palmer, Semantik, s. 85-86; Aksan, Anlambilim, s. 72; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 38;
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70; Kran, Dilbilime Giri, s.
243-244; Altnrs, Dil Felsefesi Szl, s. 30; Gven, okanlamllk, s. 89, 92-93.
228

ben ile deri zerindeki ufak leke ya da kabart anlamndaki ben kelimeleri ve belli bir
sayy gsteren yz ile insann ehresi anlamndaki yz szckleri yazllar ve
telaffuzlar ayn da olsa farkl kelimeler olup kendi aralarnda eadldrlar.1161
Eadlln bir nedeni de iki farkl kelimenin morfolojik formunun birlemesi olabilir.
Arapadaki baz kelimeler siygalarnn farkllna ramen form olarak birletikleri iin
eadldr. Bununla ilgili rnekleri, okanlamlln nedenlerini incelerken, ilgili madde
altnda zikredeceiz.

Eadl szckler yazl ya da telaffuzlar ayn olsa da, farkl lafz olarak kabul
edildikleri iin, geldii anlamlar saysnca szlkte madde girii yaplr. Oysa
okanlamllkta farkl manalara gelen ey ayn kelime olduu iin, btn anlamlarn bir
tek madde altnda verilmesi yeterlidir.1162

okanlamllkla eadllk arasnda bu tr farkllklar olmasna ramen, biz almamzda


gerek tek bir kke sahip olan okanlaml kelimeleri, gerekse birden fazla kk olan
eadl kelimeleri kapsayacak ekilde ele almay1163 ve eadllk olgusunu
okanlamlln kapsamnda deerlendirmeyi uygun gryoruz.

okanlamllkla ilgili bir husus da lafz mterekin, bazen iki zt anlama birden delalet
edebilmesidir. Bu tr iki zt manaya muhtemel lafzlara ezdd denmi, ezddn
okanlaml lafzlar kapsamnda deerlendirilmesi yaygnlk kazanmtr. Gerek vch
ve nezir eserlerinde gerekse lafz- mtereke dair yazlan dier eserlerin ieriinde yer
alan maddeler arasnda ezdd lafzlarn da bulunmas bunu gstermektedir. Dolaysyla
ezdd kelimeler de aslnda okanlaml kelimeler kategorisine dhildir.1164 Ancak, daha
nce vch ve nezir tr eserlerle ezdd tr eserleri incelerken ifade ettiimiz zere
bu olgu el-Ezdd eserlerinde mstakil olarak ele alnm, bamsz olarak ezdd
literatr olumutur. Dolaysyla daha nce ezdd tr eserleri ayr bir balk altnda
incelememize paralel olarak Kurann anlalmas asndan ezdd olgusunun

1161
Eadlln nedenleri ve okanlamllkla mukayesesi iin bkz. Aksan, Anlambilim, 72-74; Her Ynyle
Dil, III, 189, 192-193; mer, lmd-Delle, s. 169-174; Gven, okanlamllk, s. 92-97;
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70.
1162
Palmer, Semantik, s. 85-86; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s.
70; Gven, okanlamllk, s. 93.
1163
Kr. Gven, okanlamllk, s. 89.
1164
Ezddn lafz- mterek kapsamnda deerlendirilmesiyle ilgili olarak bkz. Eb Ali Muhammed b.
Mstenir Kutrub, Kitbl-Ezdd, thk. Hana Haddad, Drul-Ulm, Riyad, 1984, s. 70; l-i Ysn,
el-Ezdd, s. 93, 100; Mneccid, et-Tezd fil-Kurnil-Kerim beynen-Nazariyye vet-Tatbik, Drul-
Fikr, Dmak 1999, s. 11-12, 26-28; Gven, okanlamllk, s. 89, 98-99.
229

deerlendirilmesini de okanlamllk bal altnda deil, mstakil olarak ezdd bal


altnda yapmay uygun gryoruz.

2.3.2.1. okanlamlla Yol Aan Etkenler

Kelimelerin okanlaml oluunda lehelerin ittifak, hazif, anlam deimesi, kelimenin


meczi kullanm, szcn terimleerek yeni bir anlam daha kazanmas, kelimenin
sessel geliime uramas ve iki farkl kelimenin formunun birlemesi gibi nedenler etkili
olmutur.1165 okanlamlla yol aan etkenlerin neler olduu, konuyla ilgilenenlerin
okanlamlla bak asyla ve neyin okanlaml olduu ya da olmad konusundaki
grleriyle birlikte, etkenlerin dilden dile farkllk arzetmesiyle de akalaldr.1166
okanlamlla yol aan bu etkenler hakknda ksaca bilgi vermek istiyoruz.

1. Anlam Deimesi

okanlamlla yol aan etkenlerden birisi kelimelerin anlamnda grlen deiimdir.


Szgelimi, genel bir manaya delalet eden bir lafz zamanla daha zel bir manaya da
delalet eder hale gelir. Bu durumda eski anlam zamanla unutularak, yeni anlam
eskisinin yerini almamsa, yani kelime her iki anlama da delalet ediyorsa okanlamllk
zellii tar. Kurann terimletirdii ve yerine gre, hem genel anlamda hem de
terimsel anlamda Kuranda geen salt, zekt, yet, ruk ve secde kelimeleri bu tr
okanlaml kelimelerdir. Genel anlaml bir kelime zel bir anlam kazand gibi, baz
durumlarda daha zel bir manaya delalet eden lafz zamanla daha genel bir manaya da
delalet edebilir.1167

2. Sessel Deiim

Kelimeler anlam bakmndan deiime urad gibi zamanla sessel deiime de maruz
kalrlar. ekil ve anlam bakmndan farkl iki kelimeden birinin, eklinde oluan
deiim sonucu ekilsel olarak dier kelimeyle ayn hale gelmesi halinde ekil
bakmndan ayn fakat anlamlar farkl bir kelime olumas mmkndr. Kelimenin
maruz kald bu deiimin unutulmasyla, aslnda farkl olan iki kelime, farkl
anlamlar olan fakat ekil bakmndan tek kelime haline dnr. Kafatas derisi ve

1165
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 34-35, 44-50; mer, lmd-Delle, s. 159-167, 189-190.
1166
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 44; Gven, okanlamllk, s. 110.
1167
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 10-11;
230

zenginlik anlamlarna gelen 


kelimesi buna rnek gsterilebilir. Nitekim
zenginlik anlamndaki kelimesi urad sessel deiim sonucu zamanla 

halini almtr. Sonuta, 
hem kafatas derisi hem de zenginlik anlamn ifade
eder olmutur.1168

3. Mecaz ve Kinayeli Kullanm

Vaz edildii manada kullanlmas bakmndan kelimeler, hakikat, mecaz ve kinye


olmak zere e ayrlr.1169 Kelimenin, vaz edildii anlamda kullanlmasna hakikat,1170
bu anlama da kelimenin hakk manas denir. Mecaz, vazedildii hakik manasnda
kullanlmasna engel tekil eden bir karine nedeniyle ve iki anlam arasndaki bir
mnasebete dayanarak lafzn vazedildii manann dnda kullanlmasdr.1171 Kinye
ise, vazedildii manada kullanlmasna engel bir karine olmakszn lafzn vazedildii
anlamn dnda kullanlmasdr.1172 Buna gre kinye, vazedildii manada kullanmna
engel bir karine olmamas asndan mecazdan ayrlr. Kelimelerin temel anlamlarndan
farkl anlamlara delalet etmesi szkonusu olduu iin, mecaz ve kinayeli kullanm
okanlamlla yol aan etkenler arasnda kabul edenler olmutur.1173 Ancak bazlar,
mecaz anlam ile hakik anlam arasndaki ilikiyi belirlemenin kolay olduunu ve
mecaz kullanmlarn okanlaml olmadn ne srmtr.1174 Dolaysyla, mecaz
kullanmn okanlamlla yol aan etkenlerden olmas mecaz okanlamllk
kapsamnda deerlendirenlere gredir. Mecaz kullanmlarn okanlamllktan olduunu
kabul etmeyen baz aratrmaclar ise, genel olarak mecazn okanlamllk nedeni olarak

1168
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 46-47; kr. Gven, okanlamllk, s. 119-123; Muhammed Ynus
Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 71-72; Kelime iin bkz. Ebl-Ameysel,
Abdullah b. Halil, Kitbl-Mesr minel-Lga: M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah, (thk.
Muhammed Abdlkadir Ahmed), Mektebetun-Nahdatul-Msriyye, Kahire 1988, s. 62.
1169
Vaz edildii manada kullanm bakmndan kelimelerin tasnifinde ve alt kategorilerin neler olduu
konusunda farkl yaklamlar vardr. Szgelimi, tebih, istiare ve kinayeyi de meczn kapsamnda
deerlendirerek kelimeleri hakikat ve mecaz olmak zere ikiye ayranlar vardr. (Bkz. Gven,
okanlamllk, s. 111-112). Bununla birlikte, biz Hatb el-Kazvnnin yapt tasnifi temel aldk. Ona
gre, kelime vaz edildii manada kullanm bakmndan, hakikat, mecaz ve kinaye olmak zere e
ayrlr. Bu ayrma gre, tebih ve istire ise mecz kategorisinde deerlendirilmitir. Kinye ise
nc bir kategoridir. Bkz. Kazvn, Telhs, s. 103; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 279.
1170
Kazvn, Telhs, s. 119; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 318.
1171
Kazvn, Telhs, s. 120; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 322-323.
1172
Kazvn, Telhs, s. 133; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 376-377.
1173
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 278.
1174
Mecazn okanlamlla sebep olmadn ne srenler ve gerekeleri hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Gven, okanlamllk, s. 114-115.
231

kabul edilmesi yerine, mecaz olduu unutulacak dereceye vard durumlarda mecaz
kullanmlarn da okanlamlla yol atn ne srmektedir.1175

4. Istlh (Terimsel) Kullanm

Baz kelimelerin terimleerek szck anlamnn yan sra stlh anlam kazanmas da
okanlamlla yol aan etkenler arasnda kabul edilmektedir. Istlah kelimesi Trkede
terim szcyle ifade edilmekte olup, bir bilim, sanat, meslek dalyla veya bir konu
ile ilgili zel ve belirli bir kavram karlayan kelime olarak tanmlanmaktadr.1176
Buna gre, baz kelimeler szck anlamnn yan sra belli bir disiplinin
terminolojisindeki anlama delalet etmi olaca iin, her iki anlam iin de mterek
kullanm szkonusu olur, bylece kelime okanlaml hale gelebilir.1177 Kelimelerin
terimsel anlam, belli bir disiplin veya gurupla snrl olduu iin, baz ilim adamlar
stlh anlam okanlamlla yol aan etkenler arasnda grmemilerdir. Fakat, birok
terimin sadece ait olduu alann insanlar tarafndan deil, genel olarak halk arasnda ve
gndelik dilde kullanld gz nnde bulundurulduunda, bu grn ok da doru
olmad grlecektir. Konumuz asndan syleyecek olursak, Kuran, zekat, salat gibi
slam ncesi dnemde kullanlan baz kelimeleri terimletirmi ve terimletirdii
kelimeleri hem szlk anlamnda hem de terimsel anlamnda kullanmtr. stelik bu
kelimelerden bazsnn stlh anlam toplum arasnda daha yaygn olabilmektedir.1178
Yukarda zikrettiimiz kavramlardan zekat szc, cahiliye dneminde temizlik ve
artmak gibi anlamlarda kullanlmaktayken,1179 Kuranda bu anlamnn yan sra,
zengin kabul edilen bir kimsenin malnn belli bir ksmn vermesi anlamnda
kullanlmtr.1180 Bu durumda zekt kelimesinin, szlk anlam itibariyle manev
alandaki temizlik iin kullanlrken, anlam genilemesi nedeniyle maddi temizlik iin de
kullanlmaya balam, maln artmas ve temizlenmesini de ifade eder hale gelmitir.1181
Ayn ekilde man, kfr, nifak, takva gibi Kuranda geen kelimelerin Kuran

1175
rnein Nureddin Mneccid, bu artla mecazn okanlamlla yol aabileceini ifade etmektedir.
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 43; 49.
1176
TDK Trke Szlk, s. 1959.
1177
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 50; kr. Gven, okanlamllk, s. 117.
1178
Gven, okanlamllk, s. 119.
1179
bn Manzr, Lisnl-Arab, III, 1849-1850.
1180
Gven, okanlamllk, s. 118.
1181
Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi, s. 37.
232

tarafndan terimletirildii1182 bilinmektedir. Bu tr kelimeler anlalrken, terimsel


anlamda kullanldklar yerde sahip olduklar terimsel anlam gz nnde
bulundurulmal,1183 lgav anlamlar kast edilmise terimsel anlam verilmemelidir.
Ayrca ileride anlam deimesi blmnde grlecei zere, Kuranda lgat anlamnda
kullanlan baz kelimeler, daha sonra kullanm ya da eitli disiplinler vastasyla terim
anlam kazanm, bu kelimelerin getii ayetlere kelimenin sonradan kazand terim
anlamna gre mana verilmitir. Bu balamda akla gelen rneklerden birisi Kuranda
geen teyemmm kelimesidir. Nitekim daha nce de belirttiimiz zere, bnl-Yezd
bu kelimeye ynelmek anlamn vermitir.1184 bn Sikkt de teyemmm kelimesinin
bir eye ynelmek anlamna geldiini belirttikten ve Mide 5/6. ayete Eer su
bulamazsanz temiz bir topraa ynelin eklinde mana verdikten sonra, u aklamalar
yapmtr: Daha sonra kullanm okluu nedeniyle, teyemmm ellerin ve yzn
toprakla mesh edilmesi anlamnda terimlemitir.1185 Dolaysyla bu ayete mana
verilirken kelimenin bu zelliinin dikkate alnmad grlmektedir.1186

5. Baka Dillerden Szck Geii

Toplumlarn birbirleriyle kltrel, siyasi, ticari ilikileri gibi nedenlerle diller aras
etkileimlerin ve szck alveriinin olduu bilinmektedir.1187 Bir dildeki bir szcn,
ekil asndan benzeri bir kelimenin bulunduu bir baka dile gemesi okanlamlla
yol aabilir. Zira bu durumda ekil olarak ayn, mana olarak farkl iki szck vardr.1188
Bu durumda zellikle kelimenin bir baka dilden geldii unutulursa, okanlamll
pekimi olur. rnein, dilimizde ince kam, hasr otu ve bir tr alg anlamnda
kullanlan saz kelimesinin ikinci anlamdaki kullanm Trkeye Farsadan gemi ve

1182
M. Said imek, Yeni Anlama Yntemlerinin mkn ve Snrlaryla lgili Teblilerin Mzakeresi,
Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 521.
1183
Yusuf Ick, Kuran Tercemesinde Dikkat Edilmesi Gereken Baz Hususlar ve Muhammed Esed
Meline Genel Bir Bak, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 95.
1184
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 49.
1185
Bkz. Eb Yusuf Yakub shak b. Sikkt, Islhul-Mantk, thk. Ahmed Muhammed akir-Abdsselam
Muhammed Harun, Drul-Marif, Msr 1956, s. 315.
1186
Bu kelimeye meallerde kelimenin lgat anlam olan ynelmek anlamlar yerine, teyemmm etmek
anlam verilmitir. Oysa teyemmm kelimesinin kullanm okluu nedeniyle teyemmm etmek
anlamnda daha sonradan terimletii bilinmektedir. Bkz. Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas,
s. 73-74; Durmu, Kurann Trke Tercmeleri, s. 216. Konuyla ilgili daha baka rnekler iin bkz.
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 71-81.
1187
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 29-30; Mumammer Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, Yaynlanmam Doktora Tezi,
SBE, stanbul 2004, s. 120-121.
1188
Mneccid, el-tirkl-Lafz, 45-46.
233

kelime eadl, dolaysyla da okanlaml olmutur.1189 Arapaya Latince antiqus


szcnden getii iddia edilen P#* kelimesi,1190 hr ve eski, tarih anlamlarna
delalet etmekte ve Kuranda Kbeyi nitelemek iin kullanlmaktadr.1191 Bu durumda
P#* kelimesinin okanlamllna yol aan neden, farkl bir dilden Arapaya nakledilen
antiqus szcnn P#* eklini almas ve Arapann kelime hazinesindeki P#*
kelimesiyle birlemesidir. Nitekim, kelimenin Kbeyi hangi adan niteledii
konusunda kelimenin her iki anlamndan hareketle oluan farkl grler, kelimenin
okanlaml oluunun bir sonucu olarak deerlendirilebilir.1192

6. Farkl Lehelerin Birlemesi

Eanlamllk konusunu ilerken deindiimiz zere, Arapann szck daarcn


derlemek amacyla, llerde dolaarak bedevlerin kullandklar szckleri toplayan
lim ve rvler bu kelimelerin hangi lehede hangi anlamda kullanldn ou kez
belirtmemitir. Bunun sonucunda, ayn msemm iin birden ok isim olutuu
(eanlamllk) gibi, baz durumlarda bir ismin, farkl lehelerde farkl msemmlara
delalet etmesi (okanlamllk) de szkonusu olabilir. Yani her lafz her lehede ayn
anlama gelmeyebilir. Bu hemen btn diller iin geerli olan bir durumdur. Bir lehede
belli bir anlamda kullanlan bir lafz, bir baka lehede daha farkl bir anlamda
kullanlabilir.1193 Daha sonra zamann gemesi ve kabileler aras etkileimle kelimenin
her iki manada kullanm yaygnlaarakr. Bu kullanm sonucunda kelimenin bir
lehedeki asl anlam unutulduunda okanlamllk ortaya km olur.1194 rnein,
Kuranda slam, tevhd, hesap, hkm ve millet gibi anlamlarda kullanlan 1 
kelimesinin1195 okanlaml oluunu kelimenin bir baka dilden Arapaya gemi
olmasna balayanlar olduu gibi, farkl lehelerin birlemesiyle aklayanlar da
olmutur.1196 Szgelimi, Suyt, bu kelimenin hesap anlamnn Himyer lehesindeki

1189
Aksan, Anlambilim, 73-74. Baka dillerden szck geii okanlamlla yol aabildii gibi, anlam
deimesine de neden olabilir. Geni bilgi iin bkz. Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc
Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 178-183.
1190
Bilal Gkkr, Kuranda Yabanc Kelimeler Meselesine Oryantalist Bir Yaklam, Marife, yl: 2,
say: 3, Konya 2002, s. 140; Gven, okanlamllk, s. 125.
1191
Hacc, 22/29, 33.
1192
Gven, okanlamllk, s. 125-126.
1193
bnl-Enbr, Ezdd, s. 11; M. Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 71.
1194
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 278; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 45; Gven,
okanlamllk, s. 126-128.
1195
Kelimenin Kuranda kullanld anlamlar ve rnekleri iin bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch
ven-Nezir, s. 44-45.
1196
Kelimeyle ilgili deerlendirmeler iin bkz. Gven, okanlamllk, s. 285-287.
234

kullanmdan; benzer ekilde mal, iman, salk, mkafat ve zafer gibi anlamlarda
kullanlan #U kelimesinin mal anlamnn Crhm lehesindeki kullanmdan
kaynaklandn belirtmitir.1197

7. ki Kelimenin Morfolojik Formunun Birlemesi

Arapada siygalar farkl olmasna ramen, baz kelimelerin ayn ekil ve telaffuza sahip
olduu durumlar vardr. Bu durum kelimenin okanlaml olmasna yol aan
etkenlerdendir. Szgelimi, uzaklamak anlamnda mastar olan (% kelimesiyle,
ekirdek anlamndaki (% kelimesinin oulu (% kelimeleri mana bakmndan
farkl olmalarna ramen form asndan birlemektedir. Bu durum, (% kelimesinin
hem uzaklk hem de ekirdekler anlamna muhtemel olmasna yol aar. Ayn ekilde
baz fiili mazi formlarnn mastar formlaryla birlemesi szkonusu olabilir.1198 Ecvef
(ortas vav ya da ya olan) fiilerin iftial kalbndan ism-i fail ve ism-i meful formlar
birleir. Szgelimi |kelimesinin iftial kalbndaki ismi faili ve ismi mefulu U
eklinde gelir ki, bu kelime hem seen hem de sekin/seilmi anlamlarna gelir.1199

2.3.2.2. Kurann Anlalmas Balamnda okanlamllk Olgusu

okanlamllk Kuran tefsiri asndan dikkate alnmas gereken bir olgudur. Kuran
ilimleri ve tefsir usl alannda eser telif edenlerin konuya itina gstermesi, konuyla
ilgili olarak vch ve nezir adyla mstakil eserler yazlmas, hatta Vch ve
Nezirin Kuran ilimlerinden biri haline gelmesi konunun Kurann anlalmas
asndan nemini ortaya koymaktadr.1200 Mfessirin bilmek zorunda olduu ilimlerden
ilkinin lgat (mfredat) olduunu belirten Zerke ve Suyt, mfessirin bu konuda
kolay olan bilmekle yetinmemesi gerektiini syledikten sonra, bazen lafz okanlaml
olur, mfessir de bu anlamlardan sadece birisini bilir, oysa maksat dier anlamdr
diyerek okanlamlln tefsir asndan nemini ortaya koymulardr.1201 Dolaysyla
Kurann anlalmas asndan okanlamllk gz ard edilmemesi gereken bir
husustur.

1197
Suyt, tkn, I, 421. Kelimenin Kuranda kullanld anlamlar ve rnekleri iin bkz. Yahya b.
Sellm, Tasrf, s. 174-176.
1198
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 49. daha fazla rnek iin bkz. mer, lmd-Delale, s. 166-167;
Gven, okanlamllk, s. 122-123.
1199
bn Cinn, Hasis, II, 103; Gven, okanlamllk, s. 122.
1200
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 82-83.
1201
Zerke, Burhn, I, 295; II, 165; Suyut, tkn, II, 1209.
235

Vch ve Nezir tr eserleri incelerken ksaca deindiimiz zere Vchu tam


manasyla okanlamllk olarak tanmlamak mmkn deildir. Bununla birlikte, bu
alanda telif edilen kitaplar, Kuran kelimeleriyle snrl olmak zere okanlamllkla
ilgili mstakil eserler olarak grlebilir. Baz kelimelerin okanlaml oluu Kurann
anlalmas asndan dikkate alnmas gereken bir olgu olduu iin, Suyt Vch ve
Neziri ayr bir blm olarak ele almtr. Suyt, Muktilin eserinin banda zikrettii
Kii Kurandaki farkl vecihleri bilmedike tam manasyla Kuran anlayamaz1202
hadisinden kastedilenin, bazlarna gre, bir lafzn muhtemel birok manaya delalet
etmesi olduunu bildirmektedir.1203 Suyt vch ve nezirin tanmn, bu alanda telif
edilen eserleri ve konunun Kuran anlamaya katksn ksaca belirttikten sonra,
Kurandaki okanlaml kelime rneklerini yaklak on be sayfada ele almtr.1204

okanlamllk olgusunun ve bu olgunun Kurandaki tezahryle ilgili telif edilen


eserlerin Kurann anlalmasna eitli alardan katk saladn syleyebiliriz. lk
olarak, bu sayede Kuranda farkl anlamlarda kullanlan bir lafzn nerelerde hangi
manalarda kullanld ve szkonusu lafzn delalet ettii manalardan herhangi birisi iin
Kurann deiik yerlerinde kullanm varsa bunlarn tespiti mmkn olur.1205 Bu
durumda okanlaml lafzlarn Kurann hangi balamnda hangi anlamda kullanld
konusunda bilgi sahibi olunur. Ayrca, bata vch ve nezir alannda yazlm eserler
olmak zere, okanlamllkla ilgili eserler Kuran kelimelerinin anlamnda, zaman
ierisinde bir deiim olup olmad ve ilk dnemde bu kelimelerin hangi anlamlarda
kullanld konusunda bizlere fikir verir. Bu alanda erken dnemden beri birok eser
telif edilmi olmas bunu mmkn klmaktadr. Vch ve Nezir tr eserlerde bir
kelimenin kullanld farkl anlamlarla birlikte, kelimenin bu anlamlardan herhangi
birisinde kullanld farkl yerler varsa bunlar da zikredildii iin, bu eserler Kurann
Kuranla tefsiri konusunda da nemli bir kaynak olarak kabul edilebilir.1206
Kurandaki okanlaml kelimelerle ilgili aratrmalar ve bu balamda Vch ve Nezir

1202
Hadis iin bkz. Eb Bekir Abdullah b. Muhammed bn eybe, Musannef, (nr. Kemal Yusuf el-Ht),
7 cilt, Mektebetr-Rd, Riyad 1409, VI, 142.
1203
Suyut, tkn, I, 445-446; Muterakul-Akrn f czil-Kurn, I, 387-388.
1204
Suyut, tkn, I, 446-460.
1205
rnein, Zlfikar Durmu, hakk kelimesinin Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda
kullanldnn dikkate alnmadna ve bu durumun baz Trke meallerde hatal tercme edildiine
dikkat ekmitir. Bkz. Durmu, Kuranda Hakk Kelimesinin Trke Meallere Aktarmyla lgili
Tespit ve neriler, EKEV Akademi Dergisi, yl: 8, say: 20, (Yaz 2004), Ankara 2004, ss. 111-130.
1206
Bkz. Muktil, el-Vch ven-Nezir, (nairin girii), s. 27; Okuyan, s. 41-49; Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, s. 9.
236

literatr, bu okanlaml kelimelerin manalarn aklamak, nerelerde farkl manalarda


kullanldn, okanlaml bir kelimenin anlamlarndan birisinin tekrar ettii yerleri
belirlemek amacyla ortaya kmtr.1207

Baz dilbilimciler okanlamlln anlam bulanklna yol aacan ne srmlerdir.


Bununla birlikte, ou kez balam sayesinde bir kelimenin anlamnn belirlenmesi
mmkndr. okanlaml kelimelerin anlamn belirlemede balam nemli rol oynar. Bu
tr szckler bulunduklar farkl balamda, hitabn ve konunun gerektirdiine gre,
muhtemel manalarndan sadece birisini yanstr. Bu manay belirlemek iin de balama
bavurmak gerekmektedir.1208 slam ilimlerde siyak olarak ifade edilen, getii cmle
ierisindeki konumu (dilsel balam) dikkate alnd takdirde, okanlaml da olsa
kelimenin anlamn netletirmek mmkn hale gelir.1209 Gerek dilbilimcilerin, gerekse
mfessirlerin kelimelerin anlamn belirlemede dilsel balamn nemini vurgulamalar
bunu gstermektedir. Szgelimi, bnl-Enbr ezddla ilgili eserinin mukaddimesinde
szn bir ksm dieriyle balantldr, hitabn manas ancak bu durum gz nnde
bulundurulduu ve sz btnyle tamamlandnda bilinebilir1210 diyerek siyakn
nemini vurgulamtr. Ezddn okanlamlln bir tr olduunu ifade eden bnl-
Enbr, okanlaml kelimelerin anlamnn ise, ancak ncesi ve sonras bilinmesiyle
mmkn olacan ifade etmitir.1211

Kuran anlamaya katks asndan okanlamllk olgusunun bilinmesinin nemi


zerinde ksaca ve genel olarak durduktan sonra, ilk asrda telif edilen dilbilimsel
tefsirle dorudan ya da dolayl olarak ilgili olan eserlerden tespit ettiimiz baz
rneklere burada yer vermek istiyoruz. Bu eserlerde yer alan okanlaml kelimeler
bununla snrl olmamakla birlikte, biz nemli olduunu dndmz rneklerle
yetinmek istiyoruz. Bu arada, daha nce belirtildii zere stlhi kullanm okanlaml
kelimelerin ortaya kmasna yol aan etkenlerden birisidir. Dolaysyla, bu rneklerin
kfr kelimesi gibi bazlar, Kurann terimletirmesi sonucu yeni anlam kazanmak
suretiyle okanlaml hale gelen, ya da muhtemel anlamlarna yeni bir anlamn daha
eklendii kelimelerdir.

1207
Kr. Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 44-45.
1208
Aksan, Anlambilim, s. 74.
1209
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 23-24;
1210
bnl-Enbr, Ezdd, s. 2.
1211
bnl-Enbr, Ezdd, s. 4; kr. Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 36; Ezddn nemi iin ayrca bkz.
Mneccid, s. 39-40.
237

Kfr Kurann terimletirdii ve Kurandaki odak kelimelerden birisidir. Ancak


Kuranda farkl trevleriyle geen bu szck Kurann her yerinde terim anlamnda
kullanlmam, baz yerlerde szlk anlamnda kullanlmtr. Dier bir ifadeyle,
Kurann terimletirdii kfr kelimesi, balamna gre, hem terimsel anlamna hem de
terimlemeden nceki anlamna delalet eder konuma gelmitir. Dolaysyla kfr lafz
okanlaml bir lafz olmasnn yan sra, anlam deiimine de uramtr. Bu adan,
almamzn anlam deimesi ksmnda rnek olarak zikredilmeye de uygundur. Fakat,
Kurann terimletirdii inkr anlamnn dnda, bu kelime Kuranda nankrlk
etmek ve iftilik gibi anlamlarda da kullanlmtr. Dolaysyla bu kelime kazand
terim anlam nedeniyle anlam deimesi ksmnda deerlendirilebilecei gibi, terim
anlamnn yan sra, nankrlk etmek ve iftilik anlamlarnda da kullanld iin,
okanlaml bir kelime olarak kabul edilebilir. Bu yzden bu kelimeyi anlam deimesi
ksmnda deil, okanlamllk ksmnda incelemenin daha doru olacan dnyoruz.

Ayn ekilde anlam deimesi ksmnda inceleyeceimiz baz kelimelerin anlam


deiimine maruz kalmasnn nedeni terimsel anlamda kullanlmalardr. Dolaysyla
salt, zekt lafzlarnda olduu gibi, bu kelimelerin terimsel anlamlarnn yan sra, eski
anlamlarna da delalet etmeleri onlarn okanlaml olduklar manasna gelmektedir.
Ancak anlam deiimine maruz kalan her kelime okanlaml olmayabilir. rnein
anlam bakalamasna maruz kalm ve eski manas tamamen unutulmu olan bir lafz
anlam deiimine urad halde, okanlaml olmayabilir. Bu yzden, okanlaml hale
gelsin ya da gelmesin, Kurann terimletirmesi nedeniyle anlam deimesine uram
lafzlar almamzn anlam deimesi ksmnda inceleyeceiz. Zira, anlam genilemesi
okanlamlln nedenlerinden birisi olsa da, anlam deimesine maruz kalan her lafz
okanlaml olmayabilir.

Kfr Kurann odak kavramlarndan birisi olduu iin, hicri ilk asrdaki dilbilimsel
tefsirlerde bu kelimenin getii balama gre, lgat anlamnda kullanld yerlerde
yaplan aklamalar zikretmeyi uygun gryoruz.1212 Kfr kelimesi Kuranda
ounlukla terimsel anlamnda kullanlmtr. Bu yzden, rneklerimizi terimsel
anlamda kullanlan yerlerden deil, szlk anlamnda kullanlan yerlerden seeceiz.
Bu yerlerden birisi Firavunun Hz. Musa hakkndaki bir deerlendirmesini hikye eden

1212
Kfr kelimesinin Kuranda szlk ve lgat anlamnda kullanlmasyla ilgili olarak ayrca bkz.
Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 136-137.
238

1  E 1
 y
$ y
 *  Li I
 *  y
 *  1213 ayetidir. Ayetin sonunda geen 1
 E kelimesi
bu formla Kurann birok yerinde Allah inkr eden kimseler iin (terimsel anlamda)
kullanlmtr. Ancak, nceki ayetlerde Firavunun azndan Hz. Musaya yaplan
iyilikler sralandktan sonra, bu ayette Firavun tarafndan sylenen bu ifade yer
almaktadr. Dolaysyla hem ayetin balam hem de szn kendisinden hikye edildii
kii dikkate alndnda bu ayette kfr kelimesiyle, Allah inkr etme deil,
nankrlk, yani verilen nimetin zerini rtme anlam kastedilmitir. Nitekim bn
Kuteybe ve Ferr bu duruma iaret etmitir. bn Kuteybe, ilgili ayette geen 1
 E
kelimesini nankrlk/kfrn- nimet eklinde tefsir etmitir.1214 Ferr Seni
yetitirmek bata olmak zere, sana sunmu olduum nimetler karsnda nankrlk
yaptn eklinde aklamtr.1215 Halil b. Ahmed de kfr kelimesinin, imann zdd
olarak terimsel anlamn verdikten sonra, krn zdd eklinde szlk anlamn da
vermekte, daha sonra terimsel anlamdaki kfrn drt trl olduunu belirtmektedir.1216
Zeccc ise ayete bu anlamn yan sra, farkl bir bak as daha getirmektedir. Zeccc
ayetin iki ekilde anlalabileceini ne srerek birinci anlamda bn Kuteybe ve
Ferrnn verdii nankrlk manasn zikretmektedir. Ancak, Zeccc bu manann yan
sra, ikinci bir ihtimal olarak, ayetteki kelimenin inkr etme anlamna da
gelebileceini sylemitir. Buna gre, Firavun, Hz. Musann daha nce bana gelen
ldrme eylemini inkr ettiini dile getirmi olmaktadr.1217 Kfr kelimesinin terimsel
anlam da inkr etmek olduu iin, Zecccn verdii ikinci mana, kelimenin terimsel
anlamna yakn olmakla birlikte, Firavunun Hz. Musaya nispet ettii kfr Allah inkr
etmek olmayp, yapt bir eylemi inkr etmektir. Dolaysyla bu durumda da kelime
terimsel anlamnda kullanlmamtr.

Kfr kelimesinin terimsel anlamda kullanlmad dier bir form, yine oul olarak
gelen i
E  kelimesidir. Bu kelime
(E i ?
{X
 z  r
#D i ?  3 H$  i
E  K
+
F
# =
>
 :
Q
1218 ayetinde kfirler deil, iftiler anlamnda kullanlmtr. Nitekim bn
Kuteybe bu kelimeyi </iftiler olarak akladktan sonra iftilere i
E 

1213
uara, 26/19. Ayete u ekilde mel verilebilir: Sen bize yapacan yaptn! Sen nankrlerden
birisin Bkz. Duman, Beynul-Hakk, I, 490.
1214
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 316.
1215
Ferr, Menil-Kurn, II, 279.
1216
Bkz. Halil, el-Ayn, V, 356.
1217
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 67. Ayette geen kfr kelimesinin anlamyla ilgili olarak
ayrca bkz. Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 48; Tefsir Usul, s. 146
1218
Hadd, 57/20.
239

denmesinin nedeninin iftinin tohumu topraa saarak, toprakla tohumu rtmesi


olduunu syleyerek,1219 kefera/
maddesinin temel anlam olan rtmekle bu
ayette kullanld mana arasndaki irtibat belirtmitir.1220 Fetih Sresinin
i<n  K
+
*
 i
E   D )
## 1221 ayetindeki i
E  kelimesi ise, terimsel anlamnda (kfirler)
kullanlmtr.

Kuranda geen okanlaml kelimelerden birisi de #% B/mniyye ve oulu olan


L$B/emn kelimeleridir. Bu kelime Kuranda bulunduu balama gre, istenen,
zihinde tahayyl edilen ey ve okunan metin anlamlarnda kullanlmtr. mniyye
kelimesi takdir etmek manasndaki S%:  kelimesinden tremi olup, insann nefsinde
bir eyin gereklemesi ynndeki hayal anlamndadr. sfahn nefiste takdir edilen
eyin iki trl olduunu ifade etmitir. Birincisi herhangi bir temele dayanmakszn zan
ve tahmine dayal olarak oluan dncelerdir ki, herhangi bir temeli olmad iin
bunlar yalan (:kuruntu) olmaya daha yakndr. Dier tr ise belli bir temele dayanarak,
tefekkr sonucu oluan dncelerdir.1222 Bu kelimeye getii balama gre, kuruntu
ve tilvet manalarndan birisi verilmitir. rnein bn Kuteybe ile Ferr, C

(n#l  D % 

(n%t
C
i  L
i $  iC
E 
(:* 1223 ayetindeki iL$  kelimesini uydurulan yalan
yanl eyler olarak tefsir etmi, kelimenin S S%i: 3 iC L
H $ C

(- 1 I
H g 1 % -

 3  O  i  E G
i ?
Q# `
i  L   i Z
! % #    #i%  L
Q# `
i 1224 ayetinde ise tilavet anlamnda
kullanldn ifade etmitir.1225 Kelimenin bu iki ayette iki farkl anlamda kullanlmas
ayetlerin balamna uygunluk arzetmektedir. Oysa, iL$  kelimesinin okanlamllk
durumu ve balam gz nnde bulundurulmayp Kuranda getii her yere kuruntu
ya da tilavet manalarndan birisi verildii takdirde ayetler kastedilenden tamamen
farkl ekilde anlalm olur. Szgelimi, I
 3 X$ (
 1 C
i  %i+
 >
|  1 (g

1219
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 454.
1220
Zeccc ise bir nceki ayette olduu gibi, burada da ikinci bir manann ihtimal dhilinde olduunu ne
srmtr. Kelimeyle ilgili ilk olarak ifti anlamn zikreden Zeccc daha sonra, kelimenin
terimsel anlamndan hareketle Allah inkr edenler olarak da anlalabileceini eklemitir. Zeccc
bu manaya gereke olarak, Allah inkr edenlerin bu tr durumlar karsnda hayrete dmeye daha
elverili olmasn gstermektedir. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 101.
1221
Fetih, 48/29.
1222
Bkz. sfahn, Mfredt, s. 475-476; Duman, Beynul-Hakk, II, 661-662.
1223
Bakara, 2/78. Onlardan bir ksm mmdir; Kitab bilmez, ancak bir takm kuruntulara sahiptirler
ve sadece zanda bulunurlar. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 46-47.
1224
Hacc, 22/52. Senden nce hibir resl ve neb gndermedik ki, Allahn ayetlerini okusun da eytan
onun okuduklarna bir ey atm olmasn! Allah ise eytann attn yok etmi, sonra ayetlerini
salamlatrmtr. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 661-662.
1225
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 55; 294; Ferr, Menil-Kurn, I, 49-50. Kelimenin anlamyla
ilgili olarak ayrca bkz. s. 47-48; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 143; 171.
240

1
#g .  %  E $ ( )3> g D #n$ 1226 ve    i)  i =
  i^  
Si
L
n $ B
 E 3 i =
1227
ayetlerinde kuruntu deil de, tilavet manas verilirse kastedilenin tamamen dnda
bir sonu ortaya kar.

Kuranda farkl anlamlarda kullanlan kelimelerden birisi de


 szcdr. Szlkte,
bir eyin sahibi, efendisi gibi anlamlara gelen kelime, Kuranda ounlukla lemlerin
sahibi ve mliki anlamnda Allah iin kullanlm, baz yerlerde klenin efendisi
anlamnda insanlar iin kullanlmtr. Bu yzden, biz burada insanlar hakkndaki
kullanmlarndan rnekler vermekle yetineceiz. bn Kuteybenin eserinin
mukaddimesinde Allahn sfatlarndan bazsnn anlamlarn aklarken rab kelimesiyle
ilgili zetle u aklamalar yapmaktadr: Rab bir eyin sahibi ve mliki demektir. J
, *#m J ya da \J ifadelerindeki rab kelimesi bu anlamda
kullanlmtr. I)l S^

g
(-i  z ^
i:  ) L$(, I
: 
g 1228 ayetindeki rab da
efendi/kral anlamnda kullanlmtr. nsanlar hakknda izafet olmakszn mutlak olarak
rab kelimesi kullanlmaz. Her eyin sahibi Allah olduu iin, rab kelimesi sadece Allah
hakknda mutlak olarak kullanlabilir. nsanlar iin ancak, neyin sahibi olduunu
belirtmek suretiyle bu sfat kullanlabilir.1229 Bu kelimenin okanlaml oluu, Ysuf
Sresindeki  m
) 1
+
!l  L F
H   )l 
Q# `
i  z !$ @ I
)l  % L$ :D % 
$  $i 1
iu Ji
g
1
#%-
1230 ayetinde iki kere geen rab kelimesinin ikincisinin anlamnda iki farkl
yaklamn olumasna yol amas asndan nem arzetmektedir. Kelimenin, ilk getii
1231
yerde efendi anlamnda olduu aktr. Ancak ayetin ikinci ksmndaki rab
kelimesi hem efendi hem de Allah anlamnda olmaya muhtemeldir. Kelime efendi
anlamnda olduunda, ayetin manas eytan Yusufun arkadana onu efendisinin
yannda anmay unutturdu eklinde, Allah anlamnda olduunda ise, eytan Yusufa
Allah hatrlamay unutturdu eklinde olur. Nitekim Ferr ikinci rab kelimesiyle ilgili

1226
Bakara, 2/111. Dediler ki Yahudi veya Hristiyan olanlardan baka hi kimse cennete
giremeyecektir. Bu onlarn kuruntusudur; de ki: eer doru sylyorsanz belgenizi getirin! Bkz.
Duman, Beynul-Hakk, III, 58.
1227
Hadd, 57/14. Bo kuruntularnz sizi aldatt. Sonuta Allahn emri gelip att. ok aldatc
eytan da sizi bo yere Allaha gvendirmiti. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 522.
1228
Ysuf, 12/50. Kral onu bana getirin dedi. Eli gelince Yusuf ona: Efendine dn ve sor dedi.
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 57.
1229
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 9.
1230
Ysuf, 12/42. Onlardan kurtulacan bildii ahsa Yusuf: Efendinin yannda beni an demiti.
Tabi ki, eytan ona efendisinin yannda Yusufu anmasn unutturmutu. Bu yzden Yusuf, zindanda
bir ka yl daha kald... Duman, Beynul-Hakk, II, 55.
1231
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 311; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 85; Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, III, 90.
241

her iki ihtimali de zikretmi,1232 Zeccc ise eytan Yusufa Allah hatrlamay
unutturdu eklinde tefsir ederek sadece ikinci manay zikretmitir.1233 Bununla birlikte
aslnda bu kelimenin ayetin ikinci ksmnda hangi anlamda kullanldn balam
sayesinde tespit etmek mmkndr. Zira 45. ayette Yusufun zindandan kurtulan
arkada, aradan bir sre getikten sonra Yusufu hatrlayverdi ve dedi ki:
buyrulduuna gre, 42. ayetinin ikinci ksmnda szkonusu olan, Hz. Yusufun Allah
unutmas deil, arkadann zindandan kurutulunca kraln yannda Hz. Yusufdan
bahsetmeyi unutmasdr.1234

2.3.3. Ezdd

Bir kelimenin farkl anlamlara gelmesi olarak tanmlanan lafz mterek, bazen iki zt
anlama da delalet edebilmektedir. Bu tr iki zt manaya muhtemel lafzlara ise ezdd
denmitir. Dolaysyla ezddn mterek lafz kapsamnda deerlendirilmesi yaygnlk
kazanmtr. Hem vch ve nezir hem de lafz- mtereke dair yazlan eserlerin
ieriinde yer alan maddeler arasnda ezdd lafzlarn da bulunmas bunu
gstermektedir.1235 Bununla birlikte bu olgu el-Ezdd adnda telif edilen eserlerde
mstakil olarak ele alnm, lafz- mterek ve vch-nezirle ilgili eserlerden bamsz
olarak ezdd literatr olumutur.

2.3.3.1. Ezddn Tanm ve Ezdda Yol Aan Etkenler

Lafzlarn, Sbeveyhin yapt l tasnife gre; mtebayin, mteradif ve mterek


olmak zere e ayrld daha nce belirtilmiti. Ayn yerde, bir kelimenin birbirine zt
iki manada kullanlmas olarak tanmlanan ezdd lafzlarn, lafz- mterek kapsamnda
deerlendirildiini, ancak bu konuyla ilgili mstakil birok eser yazld iin dilbilim
almalarnda bal bana dilsel bir olgu olarak incelendiine dikkat ekilmiti. Biz de
bu uygulamay takip ederek ezdd olgusunun dilbilimsel tefsirle ilgisini ayr bir ksmda
ele almay uygun grdk.

1232
Ferr, Menil-Kurn, II, 46.
1233
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 91.
1234
Zecccn eserini tahkik eden Abdlcelil elebi dipnotta bu izaha yer vermitir. Bkz. Zeccc,
Menil-Kurn ve rbh, III, 91 (1 nolu dipnot).
1235
Ezddn lafz- mterek kapsamnda deerlendirilmesiyle ilgili olarak bkz. Eb Ali Muhammed b.
Mstenir Kutrub, Kitbl-Ezdd, (thk. Hana Haddad), Drul-Ulm, Riyad 1984, s. 70; Suyt,
Mzhir, I, 387-389, 399; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 93, 100; Nureddin Mneccid, et-Tezad fil-
Kurnil-Kerim beynen-Nazariyye vet-Tatbik, Drul-Fikr, Dmak 1999, s. 11-12, 26-28; Gven,
okanlamllk, s. 89, 98-99.
242

Bir kelimenin iki zt manaya muhtemel olmas olgusunu ifade etmek iin kullanlan
ezdd terimi, zdd kelimesinin ouludur. Zdd kelimesinin szlk anlam, beyazn
siyaha, gndzn geceye, aydnln karanla zt olmas gibi, bir eyin baka bir eye
zt/kart olmas demektir.1236 Dolaysyla, zdd lafzyla bunun oulu olan ezddn ayn
anlam ifade etmediini syleyebiliriz. Zira zdd kelimesi genel manada bir eyin baka
bir eye zt olmas ve gece-gndz gibi iki farkl kelimenin iki zt manaya delalet etmesi
anlamnda kullanlrken, oulu olan ezdd zelletirilerek sadece ayn lafzn birbirine
zt iki manaya muhtemel olduu olgunun ad olarak terimletirilmitir.1237 Bu durumda,
beyaz-siyah, gece-gndz, aydnlk-karanlk gibi kart anlama gelen kelimeler
birbirinin zdd olmakla birlikte, ezdd deildir.1238 Bir eyin baka eye kart olmas
eklindeki szlk anlamndan hareketle, bu tr kart anlaml kelimelere zdd denilse de,
ezdd denilmez.

Dilde aslolan bir kelimenin bir manaya delalet etmesi olsa da1239 ezddn ortaya k
nedenlerinde grlecei zere, kullanm srasnda baz kelimeler konulduklar manann
zamanla zt anlamna da delalet eder hale gelmi ve ezdd olgusu ortaya kmtr.
Dilcilerin byk bir ksm dilde ezdd kelimelerin varln kabul ederken, bir ksm
dilciler ise dilde ezddn olmadn savunmaktadr. Bunlarn banda bn Drsteveyh
gelmektedir. Ezdd kabul edenler de ezdd kelimelerin ilk vaznda birbirine zt iki
manaya vaz edilmediini kabul etmektedirler.1240 Bununla birlikte, her halkrda, Arap
dilinde ezdd diye bir olgu ve ezdd olarak bilinen kelimeler vardr. Dolaysyla
kelimenin ilk vaznda iki zt manaya delaletin olmad kabul edilse, ya da ezdd

1236
Halil b. Ahmed, el-Ayn, VII, 6; sfahn, Mfredt, s. 293; l-i Ysn, Ezdd, s. 99; Nureddin
Mneccid, et-Tezad fil-Kurn, s. 24.
1237
Ezddn terimsel anlam iin bkz. Suyti, Mzhir, I, 387-388; Ktip eleb, Kefuz-Zunn I, 115, l-
i Ysn, el-Ezdd, s. 99; Selset Nuss fil-Ezdd, leml-Ktb, y.y., 1996, s. 12.
1238
Bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 99; Erkan Avar, Arap Edebiyatnda Azdd Hakknda Yazlan Eserlerin
Karlatrmal ncelemesi, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 2003, s. 10-11;
mer, lmd-Delle, 191. Ezdd kelimesinin Trkede tam olarak karl yoktur. Bu durumda bir
kelimenin iki zt manaya muhtemel olmas olgusu Trkede, ezdd terimiyle ya da Trkede kart
anlaml kelimeler iin kullanlan ztanlaml/kartanlaml terimiyle ifade edilebilir. Ancak
ztanlaml/kartanlaml terimi, gece-gndz, siyah-beyaz lafzlarnda olduu gibi, iki kelimenin zt
iki manaya delalet etmesi anlamnda kullanld iin karkla neden olabilir.
1239
Bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12.
1240
Ezdd konusundaki tartmalar iin bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12; Muharrem
elebi, Ezdd, DA, stanbul 1995, XII, 47; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 13-16.
243

olduu sylenen lafzlarn eitli aklamalar yapmak suretiyle ezdd olmad ispat
edilmeye allsa da, ezddn olgusal olarak varln inkr etmek mmkn deildir.1241

Arap dilcilerinin ezdd olgusuyla ilgili rivayetleri olduka erken dnemlere, hicri ikinci
asrn ortalarna kadar gtrlebilir. Ezddla ilgili almalarn bu derece erken
balamasna, Kurann anlalmas gayretlerinin yan sra,1242 Arapada ve dolaysyla
Kuranda ezdd kelimelerin olmas nedeniyle zellikle ublerin ynelttii baz
saldrlara limlerin cevap verme istei yol amtr.1243 Ezdd olgusuna eserinde ilk
olarak iaret eden Halil b. Ahmeddir (.175/791). Ezdd terimini kullanmamakla
birlikte Halil K*f kelimesinin bir araya gelmek ve ayrlmak anlamlarn
zikrettikten sonra Bu kelimenin hem birleme hem de ayrlma anlamna gelmesi dilin
herkes tarafndan pek bilinmeyen bir zellii ve Arapann esnekliindendir. Bu durum
iirde de gemektedir1244 diyerek bu olguya aka iaret etmitir. Ezddla ilgili telif
edilen mstakil ilk eser ise Kutruba (. 206/821) aittir. Kutrubtan sonra baz mellifler
eserlerinin bir blmn ezdd konusuna ayrmken1245 bazlar ezddla ilgili mstakil
eserler telif etmilerdir. Bylece ezddla ilgili olduka geni bir literatr olumutur.1246

1241
Ezdd bir tr okanlamllk olduu iin, okanlamllkla ilgili tartmalarn ezdd konusunda da
geerli olduunu sylemek mmkndr. okanlamll kabul etmeyen limler doal olarak ezdd
olgusunu da, ayn gerekeleri ne srerek kabul etmemektedirler. Bkz. Gven, okanlamllk, s. 99.
Ancak, baz limler, okanlamll kabul ettii halde, ezddn varln kabul etmemektedirler. Bkz.
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 62.
1242
Daha nce belirttiimiz zere, Sicistn eserinin giriinde amacnn Kuranda ezdd kelimelerin
aklanmas olduuna iaret etmitir. Bkz. Sicistn, Ezdd, s. 72.
1243
Kutrub ve Enbri eserlerinin yaz amalarnn bu tr iddialara cevap vermek olduuna eserlerinin
giriinde iaret etmilerdir. Bkz. Kutrub, s. 69-70; Muhammed b. Kasm el-Enbr, Kitbl-Ezdd,
(thk. Muhammed Ebl-Fadl brahim), Kuveyt 1960, s. 1-2; kr. Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 8, 62, 90, 98, 163.
1244
Bkz. Halil b. Ahmed, el-Ayn, I, 263.
1245
rnein, Eb Ubeyd Kasm b. Sellm ve bn Kuteybe eserlerinin bir blmn ezdd konusuna
ayrmtr. Bkz. Eb Ubeyd Kasm b. Sellm, el-Garbl-Musannef, (thk. Muhammed Muhtar el-
Ubeyd), Dru Msr lit-Tabat, Kahire 1996, II, 622-635; bn Kuteybe, Edebl-Ktib, (haz. Max
Grnert), Dru Sdr, Beyrut, 1967, 230-234; Tevl Mkilil-Kurn, s. 185-193.
1246
Ezddla ilgili mstakil eserlere rnek olarak unlar zikredebiliriz: Kutrub, Kitbl-Ezdd, (thk.
Hann Cemil Haddd), Drl-Ulm, Riyad 1983; Asma, Kitabl-Ezdd, (thk. August Haffner),
Beyrut 1913; Tevvez, Kitabl-Ezdd, (thk. Muhammed Hseyin l-i Ysn), leml-Ktb, y.y.
1996; bn Sikkit, el-Ezdd, (thk. A. Haffner), Beyrut 1913; Sicistn, el-Maklb Lafzuhu min
Kelmil-Arab vel-Mzl an Cihetih vel-Ezdd, (thk. A. Haffner), Beyrut 1913; bnl-Enbr, el-
Ezdd, (thk. Ebl-Fadl brahim), Kuveyt 1960; Ebt-Tayyib el-Lgav, Kitb'l-Ezdd f Kelamil-
Arab, (thk. zzet Hasan), Dru Tallas, Dmak 1996; Bedreddin el-Mn, Risletl-Ezdd, (thk. l-i
Ysn), leml-Ktb, y.y. 1996. Ezddla ilgili telif edilen eserler hakknda daha fazla bilgi iin
bkz. Suyt, Mzhir, s. 397; Ktip eleb, Kefuz-Zunn, I, 115-116; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 326-
327; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 7-11; Kutrub, Kitbl-Ezdd, (nairin girii), s. 60; Mneccid, et-
Tezd, s. 15-21; elebi, Ezdd, XII, 47-48; Gven, okanlamllk, s. 98; Avar, Azdd Hakknda
Yazlan Eserler, s. 41-59.
244

Dilbilimin, anlambilim alanyla ilgili olan1247 ezdd olgusunun birok nedene bal
olarak ortaya kt grlmektedir. Ezddla ilgili yksek lisans tezi hazrlayan
Muhammed Hseyin l-i Ysin ezdd olgusunun dildeki varln on nedene
balamaktadr.1248 Ezdd kelimelerde sonu itibariyle okanlaml kelimeler kategorisine
dhil olduklarndan, okanlamll ortaya kartan; lehe farkllklar, anlam deimesi,
mecz kullanm gibi faktrler ezdd olgusunun nedenleri arasnda kabul edilebilir.
Ancak, bu etkenlerin yan sra, kendine has zellikleri nedeniyle, ezdd olgusunun
ortaya knda okanlamlln dier trlerinde grlmeyen baz nedenler daha
vardr.1249 Ezdda yol aan etkenlerden nemli grdklerimizi ksaca zikredecek
olursak:

Lehe Farkllklar: Bir kelime balangta ayn dilin farkl iki lehesinde birbirine zt
iki manada kullanlmakta iken, daha sonra her iki kullanmn o dili genel olarak
konuanlar arasnda yaygnlamas sonucu, kelime zt iki manaya delalet edebilir. Hatta
baz limler ayn lehe ierisinde ezdd kelime olamayaca grndedir.1250 rnein,
Kuranda geen kur kelimesi ezdd kabul edilmektedir. Bunun nedeni kur
kelimesinin Hicaz lehesine gre temizlik, Irakllarn lehesine gre hayz anlamna
gelmesinden kaynaklanmaktadr.1251

Kelimenin ilk anlamnn kapsaml olmasndan dolay ortaya kan anlam genilemesi:
rnein, sarm kelimesi iki eyin ayrld nokta gibi kapsaml bir manaya delalet
etmektedir. Anlamndaki bu kapsamllktan dolay, sarm lafz, hem gece hem de
gndz anlamnda kullanlmtr. Zira, gece gndzn bittii noktada balamakta,
gndz de gecenin bittii noktada balamaktadr.1252 ki eyin ayrld nokta anlamna

1247
Bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 8.
1248
l-i Ysn ezddn ortaya kmasna yol aan nedenleri tezinde ayrntl olarak incelemitir. Geni
bilgi iin bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 116-242. l-i Ysn ayrca, Eb Ubeyd, Tevvezi ve
Bedreddin el-Mninin ezddla ilgili risalelerini nerettii eserin nsznde ezddn nedenlerini
zet halinde sunmutur. Bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12-19. Ezdd ortaya kartan
sebepler hakknda ayrntl bilgi ve karlatrma iin ayrca bkz. elebi, Ezdd, XII, 47-48; Gven,
okanlamllk, s. 100-101; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s.16-25.
1249
Gven, okanlamllk, s. 100-101.
1250
Bkz. Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 74.
1251
bnl-Enbr, Ezdd, 27; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 116-138; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12-13.
1252
l-i Ysn, el-Ezdd, s. 138-157; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 13; Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 18.
245

delalet eden kelime, birbirini takip eden gece ve gndz iin kullanlmaya
balamtr.1253

Kelimenin sessel deiime maruz kalmas: rnein, kuvvetli ve zayf anlamnda


kullanlan 1#% kelimesi aslnda zayf anlamnda iken, kuvvetli anlamndaki 1#
kelimesiyle birlemek suretiyle her iki manaya da muhtemel bir hale gelmitir.1254

Psikolojik ve toplumsal faktrler: Bir kelimenin alay etmek, kk drmek, ya da


nazar dememesi gibi nedenlerle zt anlamnda kullanlmasdr. rnein kltrmzde
zellikle kk ocuklara gzel anlamn kastetmekle birlikte, nazar dememesinden
saknmak iin irkin denmesi byledir. Bu durumda irkin kelimesi her iki manay
ihtiva etmektedir. Dalga gemek iin birisine ne de akllsn >g  denmesi de
1255
byledir.

Morfolojik zellikler: Bazen kelimenin formu iki zt manaya muhtemel olabilir. Bunun
en gzel rnei, Arapa |ve benzeri kelimelerin ismi fail formuyla ismi meful
formunun birlemesidir. Bu durumda U kelimesi hem ismi fail hem de ismi meful
olmaya elverili hale gelmektedir.1256

Mecaz: Kelimenin anlamlarndan biri hakik dieri mecaz olduu halde, kullanla
kullanla hangi anlamn hakik, hangisinin mecaz olduunun belirsizlemesi de ezdda
yol aan nemli bir nedendir.1257

Kullanm ve balam nedeniyle meydana gelen ztlk: Bazen kelime zt anlamn


artracak ekilde kullanlabilir. Bu durumda kelime her iki manaya da muhtemel
gibi alglanabilir. Bunun en gzel rnei :  9
(*)  \
 
 m
L# G
 !
C
 i
i
Dg ( 1258 ayetindeki Dg( lafzdr. Bu kelime aslnda byk/daha byk anlamnda

1253
Nitekim bn Kuteybe de bu kelimenin tefsirinde bu hususa dikkat ekmitir.
1254
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 157-165; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 13-14.
1255
l-i Ysn, el-Ezdd, s. 165-175; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 14; kr. Muhammed Ynus Al,
Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 74-75; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 23.
1256
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 175-199; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 14-15; Muhammed Ynus Al,
Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 73; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 20-21.
1257
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 214-227; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 16-18.
1258
Bakara, 2/26.
246

olmasna ramen, kullanld balam gerei bu ayette kk/daha kk anlamn


ifade etmeye daha elverilidir.1259

Bir eyin, niteliini daha iyi vurgulamak amacyla zt anlamlsyla ifade etmek:
rnein, bir eyin gzelliini vurgulamak iin korkun diye nitelendirildii takdirde
gzelliin olduka ileri seviyede olduunu belirtmek iin kullanlm olur. Dolaysyla,
zamanla bu tr kullanmlarn artmasyla bu tr kelimeler de her iki manaya muhtemel
hale gelerek ezdddan saylr.1260

Zorlama Yorumlar: Ezdd kitaplarnda zikredilen kelimelerin byk bir ksm, aslnda
ezdd olmad halde mellifler, birok kelimeyi geliigzel bir ekilde biraz da
zorlamayla ezdd kabul etmilerdir. Oysa bu kelimelerin ezdddan olmas ancak suni ve
zorlama yorumlarla mmkndr.1261 rnein, Eyyb ve shak zel isimlerinin hem
Arapa kabul edilip hem de Arapa kabul edilmemesi nedeniyle,1262 ya da birinci oul
ahs (biz) anlamnda gelen 1G$ zamirinin, yerine gre ben anlamnda kullanlmas
nedeniyle ezdddan kabul edilmesi1263 bu tr zorlama yorumlarla kelimenin ezdd
kitaplarna gemesine rnek olarak gsterilebilir.

Zt eylerin birbirini artrmas: Zt nesne ve olgular srekli olarak birbirini artrr


ve birbiriyle mcadele ierisindedir. Dolaysyla bir lafz, kullanld anlamn zddn
da artrd iin, zamanla esas anlamnn tam zdd olan mana iin de kullanlmaya
balayarak, bir sre sonra tamamyla her iki manaya da muhtemel hale gelebilir.
rnein, hem beyaz ve hem de siyah anlamnda kullanlan ^(kelimesi,
balangta sadece beyaz iin kullanlmaktayken, daha sonra alaca anlamnda
kullanlmaya balanm ve son olarak hem beyaz hem de siyah manalarn ifade
etmeye balamtr.1264

2.3.3.2. Kurann Anlalmas Balamnda Ezdd Olgusu

Ezdd kelimelerin birbirine zt iki manaya delaletleri mmkn olduu iin, Kuranda
geen ezdd kelimelerin kullanldklar yerde hangi manay ifade ettiklerinin bilinmesi
1259
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 207-214; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 16; Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 19-20. Bu ayetle ilgili geni deerlendirmelere ilerki sayfalarda yer verilecektir.
1260
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 101; kr. mer, lmd-Delale, s. 209.
1261
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 227-235; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 18.
1262
Bkz. bnl-Enbri, el-Ezdd, s. 415-416.
1263
Bkz. bnl-Enbri, el-Ezdd, s. 182.
1264
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 236- 242; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 19.
247

nemlidir. Bir kelimenin ezdd olduu bilinmedii takdirde, belki de kastedilen


manann tam zdd bir anlam verilme riski doabilir. Ezdd kelimelerle ilgili bir eser
telif eden Sicistnnin, eserini telif etme amacyla ilgili syledikleri bu noktada olduka
dikkat ekicidir. Sicistn eserinin genel amacn, Araplarn sznde yer alan birok
ezdd kelimenin aklanmas olarak belirttikten sonra, Kuranda 1t kelimesinin hem
kesinlik hem de phe, ^ kelimesinin de hem korku hem de mit anlamnda
kullanldn ifade etmektedir. Daha sonra, bir eyin zddnn ondan baka bir ey
olduunu hatrlatarak, zt iki manaya muhtemel bir kelimeye verilmesi gereken
manadan bakas verildiinde, kastedilenin tam zdd bir anlam yklenmi olacana
iaret etmektedir. Sicistn, Araplarn lehelerini, dolaysyla leheden leheye deien
birbirine zt iki manaya muhtemel kelimeleri bilmeyen kimselerin Allahn kelamn
yanl anlamasnn nne gemeyi amaladk diyerek bir nevi zel amacn
belirtmektedir.1265 Sicistn kadar aka zikretmeseler de ezddla ilgili eser telif eden
dier melliflerin zikrettii maddeleri inceleyerek, bu limlerin Kuranda geen ezdd
kelimelerin anlamna ne derece nem verdiklerini kolaylkla syleyebiliriz. Zerke ile
Suyt de Ulumul-Kurn alannda telif ettikleri eserlerinde ezdd kelimelerle ilgili
aklama ve rneklere yer vermitir.

Szlkte st, bir eyin st ve byk gibi anlamlara gelen1266 (/fevk


kelimesinin ezdd kelimelerden olduu, hem byk hem de kk anlamlarna
delalet edebilecei sylenmitir.1267 Bu balamda baz limler
 m
L# G
 !
C
 i
i
Dg ( :  9
(*)  \
  1268 ayetindeki Dg ( kelimesinin, sivrisinekten daha byk deil,
daha kk bir varlk olarak anlalmas gerektiini savunmutur. Eb Ubeyde ile
bnl-Yezd ayetteki Dg ( kelimesini sivrisinekten daha kk/X L D$ :
eklinde tefsir etmiler, bunun dnda herhangi aklamada bulunmamlardr.1269 bn
Kuteybe Garbl-Kurn adl eserinde Eb Ubeydenin bu grn aktarm ve

1265
Sicistn, Ezdd, s. 72; kr. Gven, okanlamllk, s. 101-102
1266
Eb Bir el-Yemn b. Ebil-Yemn el-Bendenc, et-Takfiye fl-Lga, (thk. Halil brahim el-Atyye),
Matbaatul-n, Badat 1976, s. 602.
1267
Bendenc, Takfiye, s. 602.
1268
Bakara, 2/26. Fevk kelimesine st anlam verildii takdirde meali phesiz, Allah bir sivrisinei ya
da onun stndeki bir yarat misal vermekten ekinmez eklinde olur. Bkz. Duman, Beynul-
Hakk, III, 26. Kelimeye kk anlam verildiinde ise manas, phesiz, Allah bir sivrisinei hatta
sivrisinekten daha kk bir yarat bile misal vermekten ekinmez eklinde olur.
1269
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 35; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 21.
248

konuyla ilgili ayrntl aklamay Tevlu Mkilil-Kurn adl eserinde yaptn


belirtmitir.1270

Ferr ise ayetteki fevk kelimesinin kk deil, byk anlamnda olduunu tercih
etmitir. Ferr, ayetteki Dg ( kelimesiyle, sivrisinekten daha byk olan sinek ve
rmcek gibi varlklar kastedildiini belirtmitir. Bu kelimeden sivrisinekten daha
kk varlklarn kastedilmesinin de caiz olduunu ifade etmekle birlikte, sivrisinek
sanki kklkte son nokta olduu iin kendisine gre, Dg ( kelimesinden sivrisinekten
daha byk anlamnn kastedilmesinin daha ho olduunu sylemitir.1271

Zeccc, bu ayetteki Dg ( kelimesinin manas hakknda, sivrisinekten daha byk ve


daha kk eklinde iki farkl gr olduunu belirttikten sonra, baz nahivcilerin,
sivrisinein kklkte son nokta olduunu gereke gstererek birinci manay tercih
ettiini ifade etmitir. Zeccca gre, ayetin siyakna gre, verilen rnein sivrisinekten
daha kk olmas amaland iin ikinci mana da tercihe ayandr.1272 Ahfe de,
Zeccc gibi her iki manay da zikretmitir. Ancak, Ahfein sivrisinekten daha kk
manasnn gerekesini aklama sadedinde syledikleri nemlidir. Ahfe, bunun
gerekesini yle aklyor: Sen birisi hakknda #. \/falanca kktr dediinde,
muhatabn, o kiinin daha kk olduunu kastetmek amacyla I( /bunun da
tesinde diyebilir.1273 Bendenc de bu mana, senin  ( # \/falanca
hakrdir, hatta hakrden de tedir szn gibidir1274 diyerek benzer bir rnekle konuyu
aklamtr.

Farkl iki manann, ayetin anlalmas asndan dourduu farkll daha net olarak
grebilmek amacyla, her iki ihtimale gre ayetin meline yer vermekte yarar
gryoruz. Dg ( kelimesi, szlk anlam olan daha byk eklinde anlaldnda
ayetin meali phesiz, Allah bir sivrisinei ya da onun stndeki bir yarat misal
vermekten ekinmez eklinde olur.1275 Kelimeye kk anlam verildiinde ise
manas, phesiz, Allah bir sivrisinei hatta sivrisinekten daha kk bir yarat bile

1270
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 44; kr. Tevlu Mkilil-Kurn, s. 190.
1271
Ferr, Menil-Kurn, I, 20-21.
1272
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 98.
1273
Ahfe, Menil-Kurn, I, 215.
1274
Bendenc, Takfiye, s. 602.
1275
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 26.
249

misal vermekten ekinmez1276 eklinde olur. Ayetin, Allahn bir sivrisinek ya da


rmcei misal vermesini kmseyenlere bir cevap nitelii tad dikkate
alndnda1277 ayette anlatlmak istenen eyin Allahn ok kk bir misali bile
vermekten ekinmeyecei olduu anlalmaktadr. Bu durumda ayetin, Allah bir
sivrisinei hatta sivrisinekten daha kk bir yarat bile misal vermekten ekinmez
eklinde anlalmas, balamna ve maksadna daha uygun gibi gzkmektedir. Kk
olan bir eyin tesinin, ondan byk deil daha kk olmasnn gerekmesi de bu
manay desteklemektedir.

Ezdd olduu kabul edilen lafzlardan birisi de, szlkte bir eyin arkas gibi
anlamlara gelen /vere kelimesidir. Bu durumda bu kelime, yerine gre, hem n
hem de arka anlamna muhtemeldir. Bendenc de vere kelimesiyle ilgili ayn
grleri dile getirmektedir.1278 Eb Ubeyde, bnl-Yezd ve bn Kuteybe de bu
kelimeyi ezdd kabul etmiler ve HX
=
 % #
-
>
i J |
@ I 
 1279 ayetindeki vere
kelimesini D D  1#)/nlerinde eklinde1280 aklamlardr. Bu limler bu ayetteki
vere kelimesine n anlamn vermekle ve buna rnekler getirmekle yetinmi, bunun
tesinde herhangi bir aklama yapmamlardr. Ferr ile Zeccc ise, bu kelimeye n
anlamn verirken, teorik baz aklamalar da yapmlardr. Szgelimi Ferr vere
kelimesinin, zaman ile ilikili durumlarda, yani bir eyin zaman asndan baka bir
eyin nnde olduunun bildirilmesi amaland takdirde n anlamna gelebileceini
syleyerek kelimenin n anlamnda kullanlmasnn kuraln belirtmitir. Dolaysyla
bu durumda, bir insann nnde bulunan birisi, yani meknsal ncelik iin (
ifadesi kullanlmaz. Ancak szgelimi souklar geliyor demek iin  f )
ifadesi kullanlabilir.1281 Zeccc bu ayetteki vere kelimesinin arka anlam
verilmesinin daha gzel olduunu belirttikten sonra, n anlamna gelebileceini >#g
lafz ile ifade etmi ve Arapada bu durumun caiz olduunu sylemitir. Daha sonra
insann nndeki ey gzkmedii takdirde arkasndaym gibi saylr diyerek vere
kelimesinin n anlamnda kullanlmasnn normal bir kullanm oluunun gerekesini

1276
Kr. Muhammed Esed, Kuran Mesaj Mel Tefsir, (ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk), 3 cilt, aret
Yaynlar, stanbul 1999, I, 9; ztrk (haz.), Kuran- Kerim Meali (Anlam ve Yorum Merkezli), Otto,
Ankara 2008, s. 4.
1277
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 27.
1278
Bendenc, Takfiye, s. 75.
1279
Kehf, 18/79.
1280
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 412; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 108; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 270.
1281
Ferr, Menil-Kurn, II, 157.
250

izah etmitir.1282 Bu tr zamanla ilgili olgular da, aslnda nmzdeki gnlerde


yaanaca halde, an itibariyle, gzkmedikleri iin arkamzda saylrlar. Buna gre,
Kehf Sresinin ilgili ayetinde anlatlan olayda, aslnda kral, gemi sahiplerinin
nlerinde, karlarnda olmasna ramen, ayette niye arka/vere kelimesinin
kullanldn Zecccn yapt bu aklamayla izah etmek mmkndr. Zira kral her ne
kadar onlarn nnde olsa da, henz onu grmediklerine iaret etmek iin vere
kelimesi kullanlm olabilir. Bu arada akla yle bir soru gelebilir: Niye bu zorlamalara
giriliyor ve ayetteki vere kelimesine n anlam veriliyor? Bu kelimeye arka anlam
verilerek ayetin Onlarn ardnda, grd her salam gemiyi gasp eden bir kral vard
eklinde anlalmasnn nnde bir engel mi vardr? Aslnda ayetin byle
anlalmasnda herhangi bir engel olmad, hatta vere kelimesinin temel anlamnn
arka olduu gz nnde bulundurulduunda bu soru makuldr. Fakat, arkalarndan
takip edilmeleri halinde geminin sahibinin ve Hz. Musann bu takibin farknda olmalar
ve dolaysyla Hz. Musann yol arkadann gemiye niye zarar verdiini anlamalar
beklenirdi. Oysa, bilindii zere Hz. Musa bunun gerekesini anlayamad iin,
gemiye niye zarar verdiinin hikmetini sormu ve buna cevaben arkada, Onlarn
nnde, grd her salam gemiyi gasp eden bir kral vard diyerek gemi sahiplerinin
nlerine, karlarna kacak tehlike nedeniyle gemiyi kusurlu hale getirdiini
sylemitir. Bu durum gz nnde bulundurulduunda, gemileri gasp eden kraln
nlerinde olmas, ve buna gre vere kelimesine nlerinde anlam verilmesi daha
uygun gibi gzkmektedir.

Arapada, birbirine zt iki manada kullanlan kelimelerden biri de 1t/zandr.


Szlkte bir emare ve belirti sonucu oluan ey anlamndaki 1t/zan kelimesinin
ezdd kelime olmas, szkonusu emarenin gl ya da zayf olmasndan
kaynaklanmaktadr. Zira, gl olduu takdirde, emare sonucunda zihinde oluan
dnce bilgi derecesine ular, zayf olduunda ise vehim seviyesinde kalr.1283 Zan
kelimesi Kuranda hem kesin bilgi hem de zan/vehim anlamnda kullanlmtr.
rnein,  #  D $i D )l( g\
 D $i
(n%t
1
Ji 1
#*f
U S C
i  #HE  D$i( iX  H X
i ) (%#* -

(*^
1284 ayetindeki zan kelimesi kesin bilgi anlamnda kullanlmtr. lk szlk
mellifi Halil b. Ahmed zan kelimesinin phe ve kesinlik anlamna geldiini

1282
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 249.
1283
sfahn, Mfredt, s. 317.
1284
Bakara, 2/45-46.
251

belirttikten sonra, bu ayeti rnek gstermitir.1285 Ayn ekilde, Eb Ubeyde, bnl-


Yezd, bn Kuteybe ve Zeccc zan kelimesinin kesinlik ve pheye delalet eden ezdd
bir kelime olduunu belirterek, bu ayette kesin bilgi, ya da ilim anlamnda kullanldn
sylemilerdir.1286 Bu ayetteki zan kelimesine phe anlam verildii takdirde ne tr bir
sonuca yol aacan gstermesi asndan Zecccn konuyla ilgili grlerine ksaca
deinmekte yarar gryoruz. Zeccc bu balamda zan kelimesinin kesin olarak
inanmak anlamna delalet ettiini syledikten sonra, ayetin sabr ve namazla Allahtan
yardm istemenin, sadece Allaha kavuacaklarna kesin olarak inanan insanlar iin
kolay olduu eklinde anlalmas gerektiini belirtir. Daha sonra da Allaha
kavuacaklar konusunda phesi olanlarn, sabr ve dua ile Allahtan yardm istemek
yle dursun, dalalet ve kfre deceklerine dikkat eker. Zeccc bu aklamalardan
sonra, zan kelimesinin kesinlik anlamnda kullanlnn dilde mevcut olduunu da
ekleyerek, bu manann doruluunu delillendirir.1287 Bu ve benzeri ayetlerde kesin
olarak inanmak ve bilmek anlamlarna delalet eden, dolaysyla da bu ekilde
anlalmas gereken zan kelimesinin, baz ayetlerde ise phe ve vehim olarak
anlalmas gerekmektedir. Aksi halde ayette kastedilen manann tam tersi bir sonu
ortaya kar. rnein, ? 1
lti  w
* )
i 1
lti  1
 #( H%  ^
( % O 1
Ji D n 1288 ayetiyle,
Kuranda iki farkl yerde tekrarlanan # f
P
lG
 1
 L% C
1
iti 
i 1289 ayetinde geen zan
kelimelerinin kesin bilgi olarak anlalmas mmkn deildir. Zira ilk ayette zannn
bir ksmnn gnah olduu ve zandan kanlmas emredilmektedir. kinci ayette ise
zannn gerek konusunda hibir ey ifade etmedii buyrulmaktadr. Bu ayetlerde zan
kelimesi kesin emarelere dayanmayan vehimden ibaret olduu iin eletirilmi ve bu tr
zandan kanlmas emredilmitir. Nitekim Necm Sresindeki P
lG
 1
 L% C
1
it
i 
i
# f
ifadesinin hemen banda geen i1t
i  C
i
(*H i   1  ) D   ifadesi bu ayetteki
zan kelimesiyle kesin bilgi deil, phe ve vehim kastedildiini gstermektedir. Bu
ayette zan kelimesi farkl yerlerde tamamen birbirine zt iki manada kullanlmtr.
Dolaysyla kelimelerin delaletiyle ilgili bu tr zelliklerin bilinmesi Kurann
anlalmas asndan son derece nem arzetmektedir.

1285
Bkz. Halil, el-Ayn, VIII, 152.
1286
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 39-40; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 22; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 46; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 115.
1287
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 115-116.
1288
Hucurt, 49/12. Ey iman edenler! Zannn biroundan saknn! nk zannn bir ksm gnahtr.
Kr. Duman, Beynul-Hakk, III, 436-437.
1289
Yunus, 10/36; Necm, 53/28.
252

Kurandaki ezdd kelimelerden bir dieri, temel anlam, arzu edilen bir eyin
gereklemesini mit etmek olan1290 rec kelimesidir. Bu anlamnn yan sra, rec
kelimesinin Kuranda korkmak anlamnda kullanld da grlmektedir. Bu durumu
Rgb el-sfahn, mit ile korkunun birbirlerini gerektirmesiyle aklamakta1291 ve rec
kelimesinin korkuya delalet etmesine g  
(^3  E  1292 ayetini rnek
gstermektedir. Baz ayetlerdeki rec kelimesine, ezdd olmasn gereke gstererek ve
balama uygun olmasndan hareketle mfessirler de korku anlam vermilerdir.
rnein, Zeccc bu ayeti, nasl oluyor da Allahn azametinden korkmuyorsunuz?
gibi anlamlar vermitir.1293 Ayn ekilde bnl-Yezd de bu ayetteki rec lafznn
korku anlamna delalet ettiini, Tihme lehesinde olumsuzluk edatyla birlikte
kullanld takdirde kelimenin bu tr kullanmnn mevcut olduunu sylemitir.1294
Rec kelimesinin korku anlamna delaleti konusunda en kapsaml aklamay ise Ferr
yapm ve konuyla ilgili bir ilkeye dikkat ekmitir. Ferr, baz mfessirlerin 1

(^3

(^ C
  i1295 ayetindeki
(^3 kelimesinin (U3/korkuyorsunuz anlamnda
olduunu sylediklerini, oysa, rec kelimesinin olumsuzluk edatyla birlikte olmas
dnda korku anlamnda kullanldna rastlamadn ne srmtr. Recnn
korkuya delalet edebilmesi iin, g  
(^3  E  1296 ayetindeki gibi olumsuzluk
edatyla birlikte olmas gerektiini sylemi ve szgelimi, senden korktum anlamnda
I3(^ ifadesinin kullanlamayacan zikretmitir.1297

2.3.4. Anlam Deimesi

Bilindii zere, dil duraan bir olgu olmayp, srekli deiir ve geliir. Dildeki bu
deiim veya geliim yava olabildii gibi, ok hzl da olabilir. Dildeki sesler, lafzlar,
lafzlarn siygalar ve manalar deiim ve geliime tabidir. Bu manada dil nesilden
nesile eitli deiikliklere maruz kalarak tanr. Dildeki deiimlerin nemli bir
ksmn manadaki deiim ve geliim oluturmaktadr. Lafzlar, effaf dolaplar
ierisinde sergilenip, ihtiya olduunda oradan alnp kullanlan birer vasta olmayp,
insanlar aras dolaan birer olgudur. Lafzlarn insanlar arasndaki dolam ise, onlarn

1290
Rgb, Mfredt, s. 190-191.
1291
Bkz. Rgb, Mfredt, s. 190.
1292
Nh, 71/13.
1293
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 179; III, 258.
1294
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 130.
1295
Nis, 4/104.
1296
Nh, 71/13.
1297
Ferr, Menil-Kurn, I, 286.
253

zihinleri, ruhlar, duygular ve yaadklar dnemle dorudan alakaldr. nsanlarn


zihinsel, ruhsal ve duygusal nitelikleri zamandan zamana deitii gibi, meknsal ve
kltrel adan da farkllk gsterebilir. Anlamn ekillenmesi ve keyfiyeti de buna gre
gerekleir ve deiir. Bu yzden, bir nceki neslin diliyle bir sonraki neslin dili tam
manasyla ayn olmaz.1298 Hatta bazen bu deiim ok ksa zaman diliminde bile
gerekleebilir. Anlam deimesini, ksaca gsterenle gsterilen arasnda kurulmu
olan bir ilikinin az ok deimesi1299 veya bir gstergenin balangta dile getirdii
kavramda bir daralma, bir genileme belirmesi ya da ayn szcn bir zaman sonra
baka bir kavram anlatr duruma gelmesi1300 olarak tanmlamak mmkndr.

Bugn byk lde tarihsel semantiin inceleme konusu olan anlam deimeleri, dille
ilgilenen ilim adamlarnn teden beri ilgilendii bir husus olmutur. Bu balamda
birok dil bilgini anlam deiikliiyle ilgilenmi, dildeki anlam deien unsurlar tespit
etmeye, bunlarn nedenleri ve eitlerini belirlemeye almtr.1301 Semantik ilk bata
kelimelerin anlamnda grlen deiikliklerle ilgili olarak ortaya km,1302 daha sonra
ikiye ayrlarak, anlam deimeleri artsremli/tarihsel semantiin, bir dildeki ya da
metindeki anlam ilikileriyle de ezamanl semantiin ilgili alan olarak kabul
edilmitir.

2.3.4.1. Anlam Deimesinin Nedenleri

Anlam deiimi eitli nedenlere bal olarak gerekleir. Anlam deiimiyle ilgili
birok farkl neden ne srlmtr. Biz bu nedenleri alt ayr kategoride ele almay
uygun grdk. Ayrca unu da belirtelim ki, bu nedenler arasnda kesin snrlar koymak
her zaman iin mmkn ve doru deildir. Dolaysyla, herhangi bir kelimenin maruz
kald anlamsal deiimi bu nedenlerden bir kayla aklamak mmkndr. Bunlardan
nemli olanlar hakknda ksaca bilgi vermek istiyoruz.1303

1298
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256. Anlam deimesi hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 211-217; Gven, okanlamllk, 140-157.
1299
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 212.
1300
Aksan, Anlambilim, s. 88.
1301
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 211; Guiraud, Anlambilim, s. 53 ve devam; Gven, okanlamllk, s.
140-141;
1302
Palmer, Semantik; s. 22; Gven, okanlamllk, s. 141-142;
1303
Anlam deiimlerinin nedenleri hakknda bilgi iin bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 67-84; Rudeyn,
Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256-259; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 216-217; Kadir Knar,
Anlambilimi ve Arap Anlambililimi, Ravza Yaynlar, stanbul 2008, s. 140-156; Vardar, Dilbilimin
Temel Kavram ve lkeleri, s. 124-126; Palmer, Semantik, s. 22-23.
254

2.3.4.1.1. Dilsel Nedenler

Anlam deimelerinin bir ksm dilin z niteliklerinden kaynaklanmaktadr. Dilin


zelliklerinden birisi kuaktan kuaa aktarlmasdr. Aktarm esnasnda baz
kelimelerin anlamnn bulank olmas deiimin kolaylamasna yol aar. Szckler
iaret ettikleri nesne ya da eylemlerin imgesini zihinde net bir ekilde canlandrmaz.
Dier bir ifadeyle kelimeler, anlamlaryla birlikte ihtiya duyulduunda alnp
kullanlacak ekilde effaf bir dolapta deildir. Bu durum anlam deiiminin
nedenlerinden birisidir.1304

Baz kelimelerin armlarndan birisinin eitli nedenlerden tr tali olmas anlam


deiikliine yol aabilir. Tali olan arm zamanla temel anlama doru kayarak onun
yerini alr.1305 Dilbilimde en az aba ilkesi olarak kurallaan, konuurken bildiriim
iin gerekli olmayan eylerin atlmas szcklerin yeni anlamlar kazanmasna yol aan
etkenlerdendir. Ayrca iki szcn srekli birlikte kullanlmas sonucu birinin
anlamnn dierinin anlamn da kazanmas (anlam bulamas), kelimenin kkeninin
yanl tespit edilmesi gibi hususlar da kelimelerin anlamnn deimesine yol aan dilsel
etkenler arasnda kabul edilebilir.1306 Baz kelimelerin ok fazla kullanlmas da anlam
deiikliinin nedenleri arasnda gsterilebilir. Zira kelimelerin kullanm oaldka
manasnn deime ihtimali de artmaktadr.1307

2.3.4.1.2. Tarih Etkenler

Aslnda anlam deiimi tarih ierisinde gerekleen, dolaysyla zamana baml bir
olgudur. Bu yzden, anlam deiikliklerinin hepsinde bir ekilde tarih faktrnden sz
etmek mmkndr.1308 Bununla birlikte, baz faktrlerin daha fazla ne kt olgularn
varl, nedenlerin farkl kategoriler halinde ele alnmasna yol amtr. Tarih
etkenlerde, herhangi bir faktr n planda olmayp, tarihsel srete insann bilgisinin
deimesi nedeniyle kelimenin anlamnn yeni bir boyut kazanmas szkonusudur.

1304
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256.
1305
Guiraud, Anlambilim, s. 67; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256-257.
1306
Bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 73-81.
1307
Bkz. Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambililimi, s. 150-151.
1308
Nitkeim Guiraud Tarihsel nedenler hemen hemen btn anlambilimciler tarafndan benimsenmitir
diyerek buna iaret etmitir. Bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 82.
255

eitli bilimsel ve teknolojik alanlarda yaplan yeni bulular, kelimenin ieriinin


deimesini gerekli klar. Yaplan bulularla, kelimelerin delalet ettii nesnelerin
niteliklerinin daha nce bilinenden farkl olduunun kef edilmesi, anlamlarnn yeni
kefedilen ekle brnmesine yol aar. Bu durumda, lafz kalrken, mana deimi olur.
Szgelimi, atom szc blnemez anlamnda kullanlmaktayken, atomun
blnebilirlii kefedildikten sonra, atom szcnn anlamndaki blnemezlik yok
olmutur.1309 Yine otomobil icat edilmeden nce at arabas iin kullanlan araba
szcnn, bugn otomobil iin,1310 deve kervanlar anlamn ifade eden Qg
kelimesinin gnmzde tren anlamnda kullanlmas1311 ayn ekilde ihtiyalarla
aklanabilir.

2.3.4.1.3. eitli Alanlardaki htiyaca Bal Etkenler

Bir dili konuan insanlarn ihtiyalar dorultusunda baz kelimelere yeni anlam
yklenmesi veya baka dildeki kelimelerin dn olarak alnp kullanldklar birok
dilbilimci tarafndan kabul edilmektedir. Yeni icad edilen veya balangta pek
bilinmeyen ya da sk rastlanmayan bir nesne ya da olguya kendisine benzeyen ve daha
iyi bilinen bir varln adnn verilmesi sz konusu olabilir. Bu durumda kelimenin
anlamnda bir genileme ya da anlam okluu olabilecei gibi, zamanla yeni anlam eski
anlamn yerini alarak anlamn tamamen deimesine dahi yol aabilir. Bilimsel terimler
ya da insan vcudundaki organlarn eitli nesnelere ad olarak verilmesi bu tr deiime
rnek gsterilebilir.1312 nsann bir organ iin kullanlan az kelimesinin ienin
az, dere az gibi nesneler iin kullanlmas insan vcudundaki organlarn baka
eyler iin kullanld durumlara rnektir. Bir olayn veya durumun anlalmasna
yardm eden ey, alamet anlamndaki belirti kelimesinin, bir tp terimi olarak,
vcuttaki ilevsel bir bozukluun, hastaln gstergesi olan durum veya grnt,
semptom anlamnda,1313 yine bir eyi aklamak, izhar etmek anlamndaki beyan
kelimesinin beyan ilminin alt dallarndan birisinin ad olarak kullanlmas terimleme
yoluyla gerekleen anlam deiimine rnek gsterilebilir.

1309
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 125; Guiraud, Anlambilim, s. 82.
1310
Bkz. Palmer, Semantik, s. 23.
1311
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 259. Araba ve Qg kelimelerinin maruz kald anlam
deiimini ihtiyalarla aklamak mmkndr. Hatta gnmzde bu kkten tretilen Q: kelimesi
havaliman anlamnda kullanlmaktadr.
1312
Guiraud, Anlambilim, s. 68-69; Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 148-149.
1313
TDK Trke Szlk, s. 239.
256

2.3.4.1.4. Sosyo-Kltrel Etkenler

Anlam deiimlerine yol aan en nemli etkenlerin toplumsal etkenler olduunu


sylemek mmkndr. Zira dil, toplumsal bir varlk olan insann iletiim ve dnme
aracdr. Bu ynyle dil de toplumsal bir olgudur.1314 Toplumda yaanan eitli
krlmalar, savalar ve inklplar da kelimelerin anlamnn deimesine yol aar. Hatta
bu tr durumlardaki anlam deiimleri daha hzl olur. Szgelimi, Msrn Osmanl
hkimiyetinden ktktan sonra baz yksek rtbe ifade eden kelimeler ya tamamen
terkedilmi ya da anlamlar deimitir. rnein, efendi kelimesi daha nce yksek
makamdakiler iin kullanlrken, daha sonra, szgelimi kapc gibi, dk bir rtbeyi
ifade eder hale gelmitir. Osmanl dnemindeki baz kelimeler Cumhuriyet dneminde
de anlam deiikliine uramtr. Bu balamda ehzadeler, din adamlar gibi nde
gelen kiiler iin kullanlan efendi szc, daha dk mevkideki grevi yerine
getiren insanlar iin kullanlmaya balanmtr.1315 slamn gelmesi ve Kurann,
Araplarn kullandklar birok kelimenin anlam ieriini deitirmesi de buna rnek
gsterilebilir. Ayrca tenzil sonras dnemde de eitli nedenlere bal olarak baz
kelimeler anlamsal deiime maruz kalmtr.1316

Anlam deiiminin nedenleri bizatihi bir toplumun kendi ierisindeki gelimeler


olabilecei gibi, toplumlar aras etkileim ya da kelimelerin bir toplumsal ve kltrel
evreden baka bir evreye nakledilmesiyle anlamlarnda daralma, genileme ya da
bakalama olabilir.1317

2.3.4.1.5. Sosyo-Politik Etkenler

Baz durumlarda ideolojik ya da siyasi amalarla bir kelimeye yeni bir ierik
kazandrlmas szkonusudur. Zamanla bu yeni ierik kelimelerin anlam alanna dhil
olur ve kelimenin anlamlarndan birisi haline gelebilir, hatta eski anlamn buharlaarak,
yeni anlamn yaygn hale gelmesine neden olabilir. Kuranda daha ok inkrclar
nitelemek iin kullanlan fsk kelimesinin tenzil sonras siyasi ve mezhebi tartmalar
sonucunda Mslmanlar iin kullanmnn yaygnlamas bu duruma rnek olarak

1314
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 125-126.
1315
Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 145-146; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 216-217.
1316
Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 145-146.
1317
Guiraud, Anlambilim, s. 78-79; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 119-120, 178.
257

gsterilebilir. Ayn ekilde siyasal bir ierik kazandrlmas sonucu Kuranda


kullanld anlam deien halife kelimesi, hilafet tartmalarnn merkezine
oturmutur. Kuranda farkl formlaryla birlikte yerde geen ra kelimesi
mertiyetin ilanyla merutiyete, son dnemlerde ise demokrasiye referansta bulunan
ve bu olgularn mtekabiliymi gibi kullanlan bir ierie brnmtr.1318

2.3.4.1.6. Sosyo-Psikolojik Etkenler

Utanma duygusu nedeniyle birok szcn kullanm braklarak, daha baka


szcklerin kullanlmas, ya da toplumsal incelik gerei olumsuz armlar yapacak
kelimelerin kullanmnn terk edilip, onlarn yerine baka szcklerin kullanlmas
szkonusudur. Bu durumda kullanlan szck eski anlam yerine yeni bir anlam
kazanm olur.1319 Bu olumsuz armlar psikolojik ve ayn zamanda toplumsal
olduklar iin, bunlar anlam deiimine yol aan sosyo-psikolojik etkenler olarak ifade
etmek mmkndr. Kuran Kerimde, edeb amala bu tr ifadelerin kullanldn
grmekteyiz.1320

Ayrca bazen eitli armlar olan kelimelerin duygusal amala farkl nesneler iin
kullanlmas szkonusudur. Bir eye, kendisinden daha kk bir eye benzetilerek
onun adyla hitap edilmesi, o insann sevimliliini gstermek amacyla yaplabildii
gibi, bazen de onun gszln ifade etmek iin de yaplabilir. Ayn ekilde, bazen
de birisinin glln ya da ktln gstermek amacyla, kendisinden byk bir
nesnenin adyla hitap edilmesi de geerlidir. Bu durumda szkonusu szck kltme
ya da byltme yoluyla anlam deiimine uram olur.1321

1318
Halife ve r kelimelerinin urad bu deiim iin bkz. Cndiolu, Szn z, s. 39-44; Halife
kelimesinin trdeleriyle ilgili analiz ve Kuranda kullanld anlam hakknda bilgi iin bkz.
Pazarba, Kurana Gre Halifelik ve Toplumsal Sreklilik, Bilimname, Kayseri 2003, say: 1, s.
16-30.
1319
Guiraud, Anlambilim, s. 71-73.
1320
rnein, ! %l!  
 C
v
,   1
 E %  
^

 -
S S9
  % ( Mide, 5/6) ayetindeki v
,   ve
!
%l!  
 C
ifadeleri hakk manalarnda kullanlmamtr. Bu lafzlarn eski manalarna ilaveten yeni
anlamlar da ifade ettii dnlrse, anlam genilemesi; eski manalarnn tamamen unutulduu
dnldnde ise anlam bakalamas szkonusu olur. Lafzlarn anlam hakknda geni bilgi iin
bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 128, 155; bn Sikkt, Islhul-Mantk, s. 315.
1321
Guiraud, Anlambilim, s. 69-70.
258

2.3.4.2. Anlam Deimesinin eitleri

Anlam deimelerinin nedenlerini belirlemede olduu gibi, trleriyle ilgili de birok


aratrma yaplm ve anlam deimeleriyle ilgili eitli tasnifler yaplmtr. Bu
tasniflerin en yaygn olan anlam deimelerinin mantksal ve deersel olmak zere iki
kategori altnda incelenmesidir. Mantksal snflandrmada anlam deiimleri, anlam
daralmas, anlam deimesi ve anlam bakalamas eklinde tezahr eder. Deer ifade
eden snflandrmaya gre anlam deiimleri anlamn bayalamas veya iyilemesi
eklinde ortaya kmaktadr.1322 Bir kavramn anlam tenzil dneminde veya tenzil
sonras dnemde deierek, daralma, genileme veya bakalamaya uramas Kuran
tefsiri asndan nemli olduu gibi, herhangi bir kavramn anlam iyileme ya da
bayalamaya maruz kalmsa bu da tefsir asndan nemlidir. Bu yzden,
aratrmamzda btn bu anlam deimeleri hakknda ksaca bilgi vermekte yarar
gryoruz.

2.3.4.2.1. Anlam Daralmas

Anlam daralmas, bir gstergenin manasnn daralarak nceden delalet ettii nesne ya da
kavramn ancak bir ksmn anlatr duruma gelmesi,1323 genel anlamdan zel anlama
gemesidir.1324 rnein, bugn Trkemizdeki sadece erkek ocuklar iin kullanlan
olan szc, Gktrk Kitabelerinde herhangi bir ayrm yaplmadan hem erkek hem
de kz ocuklar iin kullanlmtr. Ayn ekilde, yerlemek, yer tutmak gibi
anlamlarda kullanlan konmak kelimesi gnmz Trkesinde, daha ok, uan bir eyin
konmas anlamnda kullanlmaktadr. okanlaml bir kelimenin, anlamlarndan bazsn
ya da birini yitirmesi de anlam daralmasdr. rnein, dirilmek szc eski
dnemlerde hem yaamak hem de ldkten sonra canlanan anlamna gelirken, bugn
sadece ldkten sonra canlanmak anlamnda kullanlmaktadr.1325

1322
Anlam deiiminin eitleri hakknda bilgi iin bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 54 vd.; Aksan, Her
Ynyle Dil, III, 212-213; Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 126-129; H. Mehmet
Soysald, Kuran Anlama Metodolojisi, Ankara 2001, s. 28-32; Gven, okanlamllk, s. 145-152;
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 259-262; Saran, lml-Lga, s. 280-286; Knar,
Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 156-175.
1323
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 213; Saran, lml-Lga, s. 283; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm,
s. 259; Gven, okanlamllk, s. 148; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s.
124-125.
1324
Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda
zledii Yntem, s. 179.
1325
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 213-214.
259

Kurann pekok yerinde geen D 


kelimesi, nceleri btn sebze ve meyveler
iin kullanlrken, daha sonra anlam daralmasna urayarak, sadece baz meyveleri
ifade etmeye balamtr.1326 Yine, Kuranda pek ok yerde ve farkl anlamda
kullanlan secde kelimesi Trkeye geerken sadece din terminolojideki dar anlamyla
gemitir. Zaten, kelimeler bir dilden dier bir dile geilerinde ounlukla anlam
daralmasna maruz kalrlar.1327

Kuranda geen kelimelerden anlam daralmasna urayan dier bir kelime fkh
kelimesidir. Nitekim Gazl 1 l L (Di
 #  
, 2
D %   g  >
l 1 
$ C
( 1328 ve C
(g D 
D)
(D
1329 ayetlerini de rnek gstererek daha genel olarak anlamak anlamnda
kullanlan fkh kelimesinin, zamanla anlam daralmasna urayarak sadece fkh ilmini
ifade eder hale geldiini belirtmitir.1330

nceleri bildirmek anlamnda kullanlan kelimesi, slam sonras daha zel olan
namaz vaktinin bildirilmesi anlamna delalet edecek ekilde anlam daralmasna
uramtr. Ayn ekilde, iki kapak arasnda derlenmi yaz anlamndaki WG
X 
kelimesinin anlam daralarak1331 Kuran- Kerim iin kullanlr haline gelmitir.

2.3.4.2.2. Anlam Genilemesi

Anlam genilemesini, bir nesnenin, bir iin bir blmn, ya da bir trn gsteren bir
lafzn kullanm alannn genileyerek, gsterilen ksmnn dar anlamdan geni anlama
intikal etmesi olarak tanmlamak mmkndr. Bylece kelime aslnda olduundan daha
geni bir anlama sahip olur.1332 Anlam deiimine yol aan tarihsel etkenler ksmnda
rnek verdiimiz araba kelimesi nceleri elle ya da atlarla yrtlen vasta iin
kullanlyorken, gnmzde bunlarn yan sra, otomobil iin de kullanlyor hale

1326
Gven, okanlamllk, s. 149; Saran, lml-Lga, s. 284.
1327
Gven; okanlamllk, s. 149-150; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 179-181.
1328
Tevbe, 9/22.
1329
Arf, 7/179.
1330
Gazl, hyu Ulmid-Dn, (ev. Ahmed Serdarolu), 4 cilt, Bedir Yaynevi, stanbul 1974, I, 83-84;
Gven, okanlamllk, s. 150.
1331
Bkz. Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar
Konusunda zledii Yntem, s. 180.
1332
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 214; Gven; okanlamllk, s. 146; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, s. 260; Saran, lml-Lga, s. 284; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 178; Ylmaz, Semantik Analiz
Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 125-127; Knar; Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 161.
260

gelmesi, bir tr anlam genilemesidir.1333 Yine, ykselmek anlamndaki *3 kelimesi,


zamanla aa inmek (:(H )anlamnda kullanlr hale gelmitir. Nitekim bn Kuteybe
Ferrnn bu kelimeyle ilgili u aklamalara yer verir: Bu kelime aslnda ycelmek
anlamndaki (* kknden gelmektedir. Daha sonra kullanm skl nedeniyle gel
(i  ) kelimesiyle eanlaml olmu, hatta yukarda duran bir adama yanma in/gel
anlamnda *3 denmeye balanmtr. Oysa *3nin anlam aslnda ykselmektir
(:*(.).1334

2.3.4.2.3. Anlam Bakalamas

Kelimenin anlamnda herhangi bir daralma ya da genilemeden ziyade, bakalama,


yani lafzn eskisinden bambaka yeni bir kavram yanstmas szkonusudur. Trkedeki
zmek fiili Gktrk Kitabelerinde krmak, kesmek anlamlarnda kullanlmken,
bugn bir insan zmek anlamnda kullanlmtr.1335 ki nesne arasndaki, sebebiyet,
benzerlik gibi eitli alakalar nedeniyle hakiki anlamdan mecazi anlama yaplan geiler
de anlam bakalamasna rnek gsterilebilir.1336

Chiliye dneminde melek kelimesi, tapnmaya layk olacak ekilde saygya layk bir
varlk iin kullanlyorken, Kuranda bu kelime anlam bakalamasna urayarak
ieriindeki tanrlk anlamn yitirmi, yaratlm ve srekli Allaha itaat eden bir varlk
anlamn kazanmtr.1337

2.3.4.2.4. Anlam Bayalamas

Anlam bayalamas, daha nce toplum nazarnda olumlu ve yce anlamlar ifade eden
kelimelerin eitli nedenlere bal olarak, zamanla ieriklerindeki olumlu ve yce
anlamlar yitirerek sradan ya da olumsuz ve baya anlamlar ifade eder hale
gelmesidir.1338 rnein, Endls Emevilerinde bavezir iin kullanlan K^

1333
Saran, lml-Lga, s. 285.
1334
bn Kuteybe, Tevlu Mkilil-Kurn, s. 556; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 260.
1335
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 215; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 27-
128.
1336
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
1337
Gven, okanlamllk, s. 152; kr. Toshihiko Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, (ev. Sleyman Ate),
Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul t.y., s. 23-25; Soysald, Kuran Anlama Metodolojisi, s. 32;
Kuran Anlamada Semantik Metodun nemi, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik-
Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum t.y., s. 40.
1338
Saran, lml-Lga, s. 280-281; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
261

kelimesinin bugn kap grevlisi anlamnda kullanlmas,1339 byle bir anlam


deiimidir. Yine daha nce anlam deiimine yol aan sosyo-kltrel etkenler
ksmnda rnek olarak zikrettiimiz efendi gibi nvanlarn zamanla sradan anlam
ifade etmesi bir tr anlam bayalamasdr.1340

2.3.4.2.5. Anlam yilemesi

Anlam iyilemesi, daha nce sradan ya da olumsuz bir anlam ifade eden bir kelimenin,
toplum nazarnda daha yce ve olumlu bir anlam iin kullanlmaya balamasdr.1341
rnein, mareal lafz ngilizcede at seyislii yapanlara verilen bir ad iken, daha
sonra ordudaki en yksek mevklerden birine ykselmi komutan iin kullanlr hale
gelmitir.1342 Yine nceleri kelimesi herhangi bir olumlu deer iermeksizin iki
eyin birbirinden ayrlmas anlamnda kullanlmaktayd. Nitekim Kuranda 

( +
:   D n( #  1343 ayetinde gnahkrlarn dier insanlardan ayrlmasn, deyim
yerindeyse meknsal bir ayrlmay, ifade etmek iin kullanlmtr. Ancak daha sonra
kelimenin anlamnda olumlu bir ynde deime meydana gelmi ve bir eyin stnlk
nedeniyle benzerlerinden ayrlmas anlamnda kullanlmaya balanmtr.1344

2.3.4.3. Kurann Anlalmas Balamnda Anlam Deimesi

Dilbilimsel tefsir asndan anlam deimeleri, dier bir ifadeyle tarihsel semantik son
derece nemlidir. Zira, Kuran- Kerimde, indirildii dnemin ve byk lde Hicaz
blgesinde yaayanlarn Arapas kullanlmtr. Bu durumda, mfessirin bilmesi ve
Kurann anlalmas iin gereken ilimler arasnda ilk sray alan, mfredatn
bilinmesiyle maksat, lafzlarn ilk olarak cahiliye ve tenzil dnemindeki anlamlarnn,
bunun yan sra, eer daha sonra anlam deiimine uramlarsa bu anlamlarn bilinmesi
olmaldr.1345 Emn el-Hl kelimelerin tarihsel sre ierisinde anlam deiimine
uradklar gereine dikkat ekmi ve anlam deiiklii olgusunun Kuran tefsiri iin
teklif ettii yntemin nemli admlarndan birisi olarak zikretmitir. Hatta kelimelerin
urad anlam deiikliinin dikkate alnmamasnn hataya dmeye yol aacan

1339
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
1340
Saran, lml-Lga, s. 282.
1341
Saran, lml-Lga, s. 282-283; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 262.
1342
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 215; Saran, lml-Lga, s. 283.
1343
Ysn, 36/59.
1344
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 262.
1345
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 58-59; Gven, okanlamllk, s. 142.
262

belirtmitir.1346 Anlam deiikliinin gz nnde bulundurulmasnn nemi Arap


dilinin szck hazinesi ve bu szcklerin anlam, Kurann nzlunden nce ve
Kurann nazil olduu dnemde nasl deiime uradysa, Kurann nzlundan sonra
geen bunca asr ierisinde de benzer deiikliklere maruz1347 kalmasndan ileri
gelmektedir.

Bu bilgiler nda Kurann anlalmas asndan anlam deimesi olgusunun


neminin nokta etrafnda dndn syleyebiliriz. lk olarak, cahiliye dneminde
kullanlan baz kavramlarn Kuran tarafndan yeni bir anlamda kullanldn,
terimletirildiini biliyoruz. Kuran bu kelimelerden hangilerini deitirmi, hangilerini
yeni bir anlamda kullanmtr? Ayrca anlam deiimine urayan kelimeler Kurann
her yerinde bu yeni anlamda m kullanlm, yoksa baz yerlerde tenzil ncesindeki
anlamnn kullanld vuku bulmu mudur? Bu sorularn cevabn byk lde anlam
deimelerini takip ve tespit ederek bulabiliriz. kinci olarak, tenzil sonras dnemdeki
sosyal, kltrel, siyas ve mezheb nedenlere bal olarak baz Kuran kelimelerin
ieriklerinin deitirildii bilinmektedir. Hangi kelimelerin bu tr deiime maruz
kald da Kurann anlalmas asndan nemlidir.1348 Son olarak, Kuranda geen
baz szck ya da terimlerin Trkeye geii birebir eski ierikleriyle olmam, anlam
daralmas, genilemesi ya da bakalamasna uram kelime ve terimler de
olmutur.1349 Kuran anlamak isteyenler asndan bu husus da gz ard edilmemesi
gerken bir durumdur.

1346
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 93.
1347
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 59. Kuran tefsirinde tarihsel semantiin nemi hakknda
bkz. Mustafa nver, Sinokronik Semantik ve Tarih Bilinci Balamnda Bir Kuran Terminolojisi
Oluturmaya Doru, III. Kuran Haftas Kuran Sempozyumu, 13-19 Ocak 1997, (Ayn Ad Altnda
Yaymlanm Sepozyum Kitab), Ankara, 1998; ss. 157-181; Albayrak, Tefsir Usul, s. 127.
1348
Bu balamda ehl-i beyt kavram rnek gsterilebilir. Szkonusu kavram hakknda analiz ve
deerlendirmeler iin bkz. Duman, Tefsirin Temel lkeleri erevesinde Kuran- Kerimde Ehl-i
Beyt, Marife, yl: 4, say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 7-36; ztrk, i ve Snn Mfessirlere
Gre Ehl-i Beyt Kavram, Marife, yl: 4, say: 3 ss. 37-53; Adnan Demircan, Arap Siyas
Geleneinin Ehl-i Beyt Tamlamasnn Kavramlama Srecine Etkisi, Marife, yl: 4, say: 3, ss. 93-
110; Mesut Okumu, i ve Snn Mfessirlerin Ehl-i Beytle lgili Baz Ayetlere Yaklamlar
zerine, Marife, yl: 4, say: 3, ss. 211-233. Murat Sln, makm- mahmd ve nefs-i mutmaine
ifadelerinin benzer bir anlam deimesine uradn ne srmektedir. Bkz. Murat Sln, Makm-
Mahmd Ayetine Farkl Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale; Nefs-i Mutmainne Ayetine Yeni Bir
Yaklam, Yayna Hazr Makale.
1349
Konuyla ilgili bilgi ve rnekler iin bkz. Emrullah ler, okanlamllk, Anlam Daralmas ve
Kurann Trke evirilerinde Yaplan Yanllar, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik-
Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum t.y., ss. 385-397; Zekeriya Pak,
Kurandaki Kelimelerin Trkeye Gei Srecinde Uradklar Anlam Deimeleri, KS lahiyat
Fakltesi Dergisi, say: 3, Kahramanmara 2004, ss. 91-111.
263

Bizim burada vereceimiz rnekler arasnda, cahiliye dneminde kullanld halde


Kuran tarafndan terimletirilenler olduu gibi, tenzil sonras dnemde anlam
deiimine urayan baz kelimeler de yer alacaktr. Ayrca anlam bakalamas yoluyla
farkl bir anlamla Trkeye nakledilen bir rnee de yer vereceiz.

Kuranda kullanlan nemli kavramlardan birisi olan hanf (W#%) kelimesinin anlam
deimesine uradn ilk dnem mfessir ve dilbilimcilerinin yaptklar
aklamalardan anlyoruz. Szlk anlam meyletmek (ayak baparmaklarnn komu
parmaklar ynne doru meyletmesi) olan1350 hanf kelimesinin urad anlam
deimesinin birka aama geirdiini sylemek mmkndr. Kelime ilk olarak szlk
anlamndaki ayak baparmann meyletmesi anlamnn yan sra, yeni bir anlam
kazanarak bir dini brakp dier bir dine (slama) meyletme anlamna delalet eder
konuma gelmitir. Nitekim Halil b. Ahmed hanefe kelimesinin szlk anlamn
akladktan sonra, hanf szcn Hz. brahimin dini zerine olan ve kble olarak
Kabeye ynelen ya da Allaha teslim olan kii olarak aklamtr.1351 Zeccc da
tefsirinin farkl yerlerinde kelimenin szck anlamn akladktan sonra, terimsel
anlamna dikkat ekmitir. Zeccc kelimenin terimsel manasn izah ederken, szlk
anlamnn artrd kalclk zelliine de gndermede bulunmu ve Hz.
brahimin, atalarnn dinini terk ederek kalc olarak slama meylettiini
belirtmitir.1352

Hanf kelimesi, Hz. brahimin, atalarnn dinini terk ederek, sadece Allaha kulluk
etmeye ynelmesi anlamn kazanmasna ramen, cahiliye dneminde kelimenin bu
anlamnda baz daralmalar meydana geldiini ne sren mfessir ve dilbilimciler vardr.
Kelimenin maruz kald bu deiimi Eb Ubeyde aka belirtmi ve kelimeyle ilgili
u aklamalar yapmtr:

Hanf kelimesi cahiliye dneminde Hz. brahimin dini zere olan kimseler hakknda
kullanlrd. Daha sonra senelerin gemesiyle1353 bu kelime Hz. brahimin dini ve
snnetinden sadece, snnet olmak ve Kbeyi ziyaret etmek iin kullanlr hale geldi. Hatta
o kadar ki, Araplar arasnda, puta tapt halde biz hanifiz diyen insanlar vard. Oysa bu

1350
Halil, el-Ayn, III, 248; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 187.
1351
Halil, el-Ayn, III, 248.
1352
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 187, 359; II, 216, 251; III, 181.
1353
Eb Ubeyde bu deiimi (%! yU-%3 : (: yllarn birbirini kovalamas zerine) ifadesiyle dile
getirmitir. Eb Ubeydenin byle bir ifadeye yer vermesini, zamann gemesiyle anlamlarn
deitiine iaret etmesi asndan nemsiyoruz.
264

insanlar Hz. brahimin dininden sadece snnet olma ve Kbeyi ziyaret etmeyi yerine
getiriyorlard. Bugn ise hanf kelimesi mslim anlamndadr.1354

Eb Ubeydenin bu aklamalarndan, cahiliye dneminde baz insanlarn, kavramn


iini boaltarak, Hz. brahimin dininin getirdiklerinden sadece iki tanesini yaptklar
halde, kendilerine hanif dediklerini, ancak Kurann bu kelimeyi, tekrar Hz. brahimin
dini anlamnda kullanarak, bu daraltmann nne getiini reniyoruz.

Fsk kavram ise tenzil dneminde hem de tenzil sonras dnemde nemli anlam
deimelerine maruz kalm bir kavramdr.1355 Hatta bu kelimenin Kurann nzul
sreci ierisinde Mekke ve Medne dnemlerinde farkl anlamlarda kullanld
bilinmektedir. Nitekim fsk kelimesi Mekk srelerde mrik ve kfirleri nitelemek iin
kullanlyorken, Meden srelerde kelimenin kapsamna mnafklar da dahil edilmitir.
Hatta Hucurt Sresi altnc ayette fsk kelimesi bir mminin vasf olarak zikredilmi,
ayrca eitli ayetlerde fusk formu mminlerle ilgili olarak kullanlmtr.1356 Bu
ynyle fsk kavramnn geirdii anlam deiimleri gerek cahiliye, gerekse tenzil
dnemi ve tenzil sonras dnemi kapsayacak ekilde incelenmeye elverilidir.1357 Ancak
tezimizin gerek konusu gerekse snrlar asndan biz bu kavram kapsaml bir ekilde
incelemek yerine, Kurann terimletirmesi sonucu meydana gelen anlam deiimiyle,
tenzil sonras dnemdeki anlam deiimine ksaca deinmekle yetineceiz.

zeyir es-Sicistn, tenzil dnemiyle birlikte fsk kelimesinde meydana gelen anlam
deiikliini ve kelimenin szlk anlamyla terimsel anlam arasndaki balanty da
belirtmek suretiyle aka zikretmektedir. Sicistn, fsk kelimesinin tenzil ncesi
dnemdeki anlamyla ilgili iki ihtimalden bahseder. Bunlardan birisi kelimenin taze
meyvenin kabuundan kmas1358 ya da farenin yuvasndan kmas1359 gibi
anlamlara delalet etmesidir. Kuran kelimenin bu anlamn deitirerek, Allahn
emrinden ve doru yoldan kmak anlamnda kullanmtr. Sicistn fsk kelimesinin

1354
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 58, 369.
1355
Sadk Kl, Kuranda Gnah Kavram, Hiba Yaynlar, Konya 1984, s. 148; nver, Sinokronik
Semantik, s. 171.
1356
Bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 174, 178. rnein, Bakara, 2/197, 2/282; Hucurt, 49/7.
1357
Fsk kelimesinin cahiliye, tenzil ve tenzil sonras dnemde geirdii anlam serveniyle ilgili ayrntl
bilgi iin bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 171-181; Yusuf evki Yavuz, Fsk, DA, stanbul
1995, XII, 202-205; Mehmet Murat Karakaya, Kurann Anlalmasnda Dil Problemi, Marifet
Yaynlar, stanbul 2003, s. 167-169.
1358
`g 1 y^|  H2 y!
1359
G^ 1 y^| 
@ y!
265

genilemek/bollamak1360 gibi anlamlara geldiini de rivayet etmektedir. Buna gre


fsk, Allahn yasaklarn oka inemesi asndan bu isimle isimlendirilmitir.1361
Ksaca ifade edecek olursak, tenzil ncesi dnemde herhangi bir iman veya amel ierik
ve gnderme tamayan fsk kelimesi Kuranda din bir ierik kazanarak, kfir, mrik
ve mnafklar iin kullanlmtr. Kuranda genel olarak kfir, mrik ve mnafklar
iin kullanlan fsk ve fsk kavramlarnn, tenzil dnemi sonrasnda ortaya kan ilk
kelm tartmalar sonucunda kelm mezheplere gre yeni anlamlar kazandn
grmekteyiz.1362 Aralarnda farkllk olmakla birlikte kelm mezhepler, byk gnah
ileyen mmini fsk terimiyle nitelendirmilerdir. Mutezileye gre, kii ya mmin, ya
kfir ya da ikisi arasnda bir yerdedir (el-menzile beynel-menzileteyn). Mutezile byk
gnah ileyenin mmin veya kafir olamayacan ne srerek bu kiiyi nc konuma
yerletirir ve fsk olarak isimlendirir. Eari ve Maturdi mezhebinin genel grne
gre, byk gnah ileyen kii fsk olmakla birlikte, mmindir. Bu durumda fsk
byk gnah ileyen mminler iin de kullanlmaktadr. Hricler byk gnah
ileyenin fsk, fskn da kfr olduu grndedir. iaya gre ise byk gnah
ileyen kimse fasktr ve nimet kfrne dmtr.1363 Oysa fsk kavramnnn
Kuranda bu anlamlarda kullanlmad grlmektedir. Fsk Kuranda arlkl olarak
man dairesi dnda olanlar iin kullanlrken,1364 tenzil sonras dnemdeki
tartmalarda arlkl olarak mminler hakknda kullanlan bir odak kavram haline
gelmitir.

Kuranda geen baz szck ya da terimlerin Trkeye geerken anlam deiimine


maruz kaldnn en gzel rneklerinden birisi >#)) # 2
D #  >
- 1365 ayetindeki
ebbl lafzdr. Bu kelime sr sr, blk blk gibi anlamlara delalet eden ve anlam
itibariyle oul olan bir sfattr. Baz Trke meallerde ise bu kelimenin bir ku trn
ifade edecek ekilde Ebbl kular olarak tercme edildii grlmektedir.1366 Oysa ilk
asrdaki dilbilimsel tefsirlerin hi birinde kelimeye, bir ku trn karlayacak

1360
D# !3 S%*:) 
% L \P!
1361
Ebi Bekr M. b. zeyr es-Sicistn, Kitb Garbil-Kurn, (thk. Muhammed Edib Abdlvahid
Cemrn), Dru Kuteybe, Beyrut 1995, s. 357-358. kr. Halil, el-Ayn, V, 82.
1362
Bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 179-180; Yavuz, Fsk, XII, 202-205
1363
Bkz. Yavuz, Fsk, XII, 202-204.
1364
Hucurt Sresi, 49/7. ayette olduu gibi mminler hakknda kullanld da vakidir.
1365
Fl, 105/3. zerlerine sr sr kular saldn grmedin mi?
1366
rnein, bkz. Onlarn zerine damgalanm talar atan Ebbil kularn gnderdi. (Piri, Kuran-
Kerim Trke Anlam, s. 294); Onlarn zerine Ebbil kularn gnderdi, (zek, Karaman, Turgut
ve dierleri, Kuran- Kerim ve Trke Aklamal Meali, s. 600).
266

anlamlar verilmemekte, aksine ebbl lafz ku srleri1367 ya da farkl yerlerden


gelen ku srleri olarak aklanmaktadr. rnein, Eb Ubeyde, bnl-Yezd ve bn
Kuteybe ebbl kelimesinin anlamn farkl yerlerden sr sr gelen kular1368
eklinde izah etmitir.1369 Bu limlerin ebbl kelimesinin anlamn aklarken
kullandklar ifadenin nemli olduunu dnyoruz. Zira, bu srlerin farkl yerlerden
geldiine delalet eden, g
3 L  :^ veya g
  :^ gibi ifadeler kullanmlardr.
Eb Ubeyde ve bnl-Yezd bu kelimeyi g
3 L  :^ olarak aklamakla
yetinmemitir. Eb Ubeyde bu ifadeden sonra, kular uradan buradan srler halinde
gelmitir1370 demi, bnl-Yezd ise Develer farkl blgelerden srler halinde
geldi1371 szn rnek gstererek, kelimenin srlerin farkl yerlerden gelerek bir
topluluk oluturduuna dikkat ekmitir. Dolaysyla ebbl kelimesi tercme edilirken,
ebbl kular olarak tercme edilmemeli, ayrca kelimenin bnyesinde tad farkl
yerlerden gelen ku srleri anlam yanstlmaldr. Nitekim bu anlamn yanstld
mealler de vardr.

1367
Kitbl-Aynda ebbil kelimesi pepee giden ku srleri olarak aklanmtr. Bkz. Halil, el-
Ayn, VIII, 343. Kitbl-Ayndaki ifade yledir:
IJ> #))> # |
#Qg W| *#Qg : \#l)\
#l) m*) Dm* )  H :> " #)) #2
D# >- " :< >
^ (g
1368
g
3 L  :^
1369
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 312; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 212; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 539.
1370
% % 1 >#))#Q y,^ Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 312.
1371
#$ > 1 > #))> #U y,^ Bkz. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 212.
SONU

Kurann anlalmas mslmanlarn en nemli meselelerinden biri olagelmitir. Zira


slam dncesini var eden en nemli kaynak Kuran- Kerimdir. Kurann anlalmas
faaliyetlerine bal olarak tarihsel sre ierisinde birok farkl yneli ortaya kmtr.
Bu ynelilerden birisi de Dilbilimsel Tefsirdir.

Hz. Peygamber, sahabe ve tabinin tefsirinde ilk nvelerini grdmz dilsel izahlarn,
dilbilim almalarnn balamas ve gelimesi sonucu, tefsirlerde daha youn bir
ekilde yer ald ve bir yaklam haline geldii grlmektedir. Bu balamda hicri ikinci
asrn ikinci yarsndan itibaren dilbilimsel yaklama gre birok tefsir telif edilmitir.
Bu eserlerin ncelikli amac ve hepsinin birletii ortak nokta, Kurann anlalmasnda
kelimelerin okunuu, anlam, yaps ve cmle ierisindeki dizilii gibi dilbilimin eitli
alanlarn ilgilendiren problemlerin zm olmutur.

Dilbilimsel yaklam ve bu yaklama gre telif edilen eserler, tefsir literatrnde lgav,
filolojik veya dilbilimsel olarak nitelendirilmitir. almamz esnasnda incelediimiz
eserleri, ama, ierik ve slup olarak dier tefsirlerden ayran dilbilimsel arlkl
ynlerin olduu ve belli bir yaklam tarzlarnn bulunduu sonucuna ulatk. Zira
hemen her mfessir dilbilimden yararlandysa ve yararlanmak zorundaysa da, dilbilim
arlkl eserlerde ncelikle Kurann anlalmas nndeki dilbilimsel engellerin
giderilmesi amalanmtr. Dilbilimsel yaklama sahip eserlerle, szgelimi Muktil b.
Sleymann et-Tefsrul-Kebri, bn Eb Htimin Tefsiri veya Tabernin Cmiul-
Beyn arasndaki ierik ve ama farkll gz nnde bulundurulduunda, dilbilimsel
diye nitelendirdiimiz tefsirlerde dilbilimin hkim renk olduunun grlmesi
mmkndr. Nitekim dilbilimsel tefsirlerde ayetlerin dilbilimsel adan tefsir edilmesi
amalanm, bunun dnda genel amal telif edilmi tefsirlerde grlen, ayetlerin
sebeb-i nzlu, tarih arka plan, fkh ya da kelam adan yaplan izahlar gibi hususlara
ok fazla yer verilmemitir. Bununla birlikte, szgelimi Ferrnn, Menil-Kurnnn
belli blmlerinde sebeb-i nzule ilikin olduka fazla rivayete yer vermesinde olduu
gibi, dilbilimsel tefsirlerde dilbilimi ilgilendirmeyen konularla ilgili aklamalar da
268

yaplmtr. Ancak bu aklamalar bu eserlerdeki yaklamn dilbilimsel olmasna engel


tekil edecek nitelik ve nicelikte deildir.

Dilbilimsel Tefsirin ortaya kmasna ve gelimesine yol aan eitli etkenlerden sz


etmek mmkndr. Kurann korunmas, anlalmas ve yorumlanmasndan
kaynaklanan faktrler bunlarn banda gelmektedir. Hatta dilbilimle ilgili yaplan
eitli faaliyetleri motive eden en nemli etkenin Kurann korunmas, anlalmas ve
yorumlanmas olduunu sylemek mmkndr. Bunun dnda kltrel, politik ve
ekonomik etkenler de dilbilimin ve dilbilimsel tefsirin gelimesinde rol oynamtr.

Din, kltrel, politik ve ekonomik etkenler sonucu ortaya kan dilbilimsel yaklam
eitli ekillerde tezahr etmi, bu balamda dilbilimin farkl alt dallarn ilgilendiren ve
dilbilimsel tefsirle dorudan ya da dolayl olarak ilgili farkl birok eser tr ortaya
kmtr. Garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve irbl-Kurn tr
eserler, tefsir amal telif edildikleri iin bu eserler dilbilimsel tefsirle dorudan ilgilidir.
Bu tr eserlerin yan sra, ncelikli olarak Kuran tefsiri amalanmasa da, mucemler,
dilbilimin eitli alanlarn ilgilendiren eserler, ezdd kitaplar vb. eserlerin de
dilbilimsel tefsire dolayl katklarndan sz edilebilir.

Garbl-Kurn tr eserler, ncelikli olarak Kuranda geen kelimelerin anlamlaryla


ilgili karlalan genel sorunlar gidermek amacyla telif edilmitir. Bu adan
bakldnda garbl-Kurnlarn sadece okanlamllk ya da ezdd gibi, anlamla ilgili
tek tr sorunlarla deil, mfred lafzlarn anlamn ilgilendiren genel sorunlarla ilgili
olduunu sylemek mmkndr. Bu eserlerin mellifleri, anlambilimin herhangi zel
bir konusundan ziyade, genel olarak aklama ihtiyac duyduklar kelimelerin anlamn
izah etmitir. Dolaysyla garbl-Kurnlarda anlamn herkesin bilmedii dnlen
kelimelerle ilgili izahlar yer ald gibi, eanlaml, okanlaml ya da ezdd kelimelerle
ilgili izahlar da yaplmtr. Ancak, okanlaml olan ya da okanlaml gibi gzken
kelimelerin incelendii Vch ve Nezir tr kitaplarda durum farkldr. Zira bu
eserlerde ele alnan kelimeler, birebir rtmemekle birlikte, anlambilimin zel bir
konusuyla, yani okanlamllkla ilgilidir.

Menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserler ise, arlkl olarak kelimelerin okunuu,


morfolojik ve sentaktik adan analizini amalayan, ayetleri bu alardan tefsir eden
eserlerdir. Menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserlerde mfred kelimelerin
269

anlamyla ilgili aklamalara da yer verilmitir. Ancak bu eserlerde kelimelerin


anlamnn aklanmas garbl-Kurn tr eserlerdeki gibi birinci ve tek ama deildir.
Aralarnda kesin bir snr olduunu iddia etmek doru olmasa da, menil-Kurn ve
irbl-Kurn tr eserlerle garbl-Kurn tr eserlerin ayrld noktann bu zellik
olduunu syleyebiliriz. Dier bir ifadeyle, garbl-Kurn tr eserlerde kelimelerin
mfred halde iken, menil-Kurn ve irbl-Kurn tr eserlerde ise kelimelerin
cmle ierisindeki anlamlaryla ilgili meseleler ncelikli olarak ele alnmtr.

Hicri ikinci asrn sonlarndan nc asrn sonlarna kadarki dnem dilbilimsel tefsir
ekolnn en canl olduu zaman dilimi olarak nitelenebilir. Zira szkonusu zaman
dilimi ierisinde dilbilimsel yaklama gre telif edilen tefsirlerin nicelik olarak daha
fazla olduunu grmekteyiz. Ayrca bu dnemdeki dilbilimsel tefsirlerdeki dilbilimsel
yn, sonraki eserlere oranla daha baskndr. Dilbilimsel arlkl tefsirlerin telifi
gnmze kadar devam etse de, hicri 4. asrdan itibaren bir krlmadan sz etmek
mmkndr. Zira, 4. asrdan itibaren belagatn sistemlemesi ve iczl-Kurn
literatrnn olumasyla birlikte belagatin terminolojisi de tefsire yansmtr. Ayrca
dilbilimsel amala telif edilmi eserleri dilbilimsel yapan zelliin 4. asrdan sonraki
eserlerde azaldn grmekteyiz. Bu farkllk, szgelimi Zeccc ve Nehhasn Menil-
Kurnlaryla Ahfe ve Ferrnn Menil-Kurnlar karlatrldnda daha iyi
grlebilir.

Hicri 4. asrdan itibaren dilbilimsel tefsirde grlen krlmann, bu alandaki ihtiyacn


eskisine gre azalmasnn bir sonucu olabileceini dnyoruz. Deyim yerindeyse
dilbilimsel tefsir o dnem asndan ilevini yerine getirmi, Kurann korunmas,
kelimelerin anlamlarnn tespiti ve muhafazas, Kurann indirildii Arap dilinin
morfolojik ve sentaktik kurallarnn tespiti gereklemi ve sonraki muhataplar asndan
Kurann anlalmas nndeki dilbilimsel engeller giderilmitir. Bundan sonraki
dnemde telif edilen tefsirlerde karlalan sorunlar ilk asrda telif edilen eserlere
mracaat edilmek suretiyle zlmeye allmtr. Dilbilimsel rengin hkim olduu
eserlerin telifi eskiye nispeten azalm, bunun yerine, aralarnda nicelik ve nitelik
farkllklar olmakla birlikte her mfessir dilbilimden yararlanmtr.

Bu noktada, hicri ikinci asrn sonuyla drdnc asrn bana kadar telif edilen
dilbilimsel tefsirlerin gnmz asndan nemli olduunu dnyoruz. Zira, hicri ilk
270

asrn tenzil dnemine yaknl sayesinde, tenzil sonras dnemin ilm, siyasi ve dier
gelimelerinin yol at olumsuz ynlerin erken dnemde telif edilmi eserlerde daha
az olmas gibi bir avantajdan sz etmek mmkndr. Bu durum gz nnde
bulundurulduunda, bugn tefsir ya da meal almas yaparak gnmz insannn
Kuran daha kolay anlamas ynnde gayret sarfedenlerin hicri ilk asrn
birikiminden mstan kalamayaca aikardr.

Kurann anlalmas asndan dilbilimsel tefsirin nemi, sadece, bu yaklama gre


telif edilen eserlerin tenzil dnemine yakn olmasndan kaynaklanmamaktadr. Ayn
zamanda, ayetlere verilen manann ayetin lafzna uygun olup olmad konusunda
elimizdeki en temel ltn dilbilim olmas, haddizatnda dilbilimin Kurann
anlalmasnda gz nnde bulundurulmasn gerekli klmaktadr. Zira dilsel bir hitap
olan Kuran ilk olarak dilbilimin ilke ve kurallarna gre anlalmaldr. Bu ynyle
dilbilim Kurann anlalmasnda vazgeilmemesi gereken ilkelerin banda
gelmektedir. Bununla birlikte, tarih balam gibi, dilbilime ilave bilgiler de
gerekmektedir.

Son olarak, 20. yzylda dilbilim alannda birok gelime kaydedilmi ve semantik
bata olmak zere, bu gelimelerin Kuran tefsirine yansmalar olmutur. almamz
sayesinde bu tr ada gelimelerle birebir rttn iddia etmek doru olmasa da,
geleneimizde bunlarn tekabllerinin olduunu daha net olarak grme imkn bulduk.
Bu balamda ada yaklamlar daha iyi deerlendirebilmek, Kuran tefsiri asndan
ne anlam ifade ettiklerini grebilmek ve bunlardan tefsirde salkl bir ekilde
yararlanabilmek iin, bunlara geleneimizde nelerin tekabl edebileceini, aralarndaki
benzer ve farkl noktalarn tespit edilmesi gerektiini dnyoruz.
KAYNAKA

Abdlgafr Hamid Hilal, lml-Lga beynel-Kadm vel-Hads, Matbaatl-Cebelv,


y.y. 1986.

Abdlhamid alkn, Mesdirl-Lga, el-Mnetl-mme lin-Ner, Trablus 1982.

Ahfe, Ebl-Hasen Said b. Mesade, Menil-Kurn, (thk. Abdlemr Muhammed


Emn el-Verd), 2 cilt, leml-Ktb, Beyrut 1985.

Ahmed Emin, Duhal-slm, 3 cilt, Drul-Ktbil-Arabiyye, Beyrut t.y.

__________, Fecrul-slm, (ev. Ahmed Serdarolu), Kl Kitabevi, Ankara 1976.

__________, Zuhrul-slam, 4 cilt, Mektebetn-Nahdetil-Msriyye, Kahire 1966.

Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye fi Davi Dirsati lmil-


Lgatil-Hads, Daru Nahdatil-Arabiyye, y.y. 1966.

Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye,


Mecellet Mecmail-Lgatil-Arabiyyetil-rdn, rdn 2000, say: 59, ss.99-138.

Ahmed Muhammed Matk, el-Hasletul-Lgaviyye, leml-Marife, Kuveyt 1996.

Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav indel-Arab mea Dirse li Kaziyyetil-


Mteessir vet-Teessr, lem'l-Ktb, Kahire 1988.

__________, lmd-Delle, lemul-Ktb, Kahire 1993.

Akolu, Muharrem, Mihne Srecinde Mutezile, z Yaynclk, stanbul 2006.

Akpnar, Ali, Sad b. Cbeyr ve Tefsir lmindeki Yeri, Yaynlanmam Doktora Tezi,
SSBE, Konya 1993.

Aksan, Doan, Anlambilim: Anlambilim Konular ve Trkenin Anlambilimi, Engin


Yaynevi, Ankara 1998.
272

__________, Her Ynyle Dil, TDK Yaynlar, Ankara 1990.

Albayrak, Halis, Kurann Btnl zerine, ule Yaynlar, stanbul 1996.

__________, Tefsir Usul, ule Yaynlar, stanbul 1998.

l-i Ysin, Muhammed Hseyin, ed-Dirstl-Lgaviyye indel-Arab il Nihyeti'l-


Karnis-Slis, Dar'l-Mektebeti'l-Hayat, Beyrut 1980.

__________, el-Ezdd fil-Lga, Matbaatl-Marif, Badat 1974.

__________, Selset Nuss fil-Ezdd, leml-Ktb, y.y., 1996.

Allen, Robert (editr), The Penguin Dictionary, Penguin Books, Londra 2003.

Altnrs, Atakan, Dil Felsefesi Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000.

Altunta, Halil-ahin, Muzaffer (haz.), Kuran- Kerm Meli, DB Yaynlar, Ankara


2001.

Apaydn, H. Yunus, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss.
285-304.

Arslantrk, Zeki-Amman, Tayfun, Sosyoloji: Kavramlar Kurumlar Sreler Teoriler,


Kakns Yaynlar, stanbul 2000.

Arslantrk, Zeki, Sosyal Bilimleri in Aratrma Metotlar ve Teknikleri, MF Vakf


Yaynlar, stanbul 1999.

Avc, Casim, Kfe, DA, Ankara, 2002, XXVI, ss. 339-342.

Avar, Erkan, Arap Edebiyatnda Azdd Hakknda Yazlan Eserlerin Karlatrmal


ncelemesi, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 2003

Aydz, Davut, Tefsir Tarihi Tefsir eitleri ve Konulu Tefsir, Ik Yaynlar, stanbul
2004.
273

Badd, Ebubekir Ahmed b. Ali el-Hatb, Trihu Badd, 14 cilt, Drul-Ktbil-


lmiyye, Beyrut t.y.

Bkr, Abdlhlik, Basra, DA, stanbul 1992, V, ss. 108-111.

Bakrc, Selami-Demirayak, Kenan, Arap Dili Grameri Tarihi: Balangtan


Gnmze, Atatrk niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Yayn, Erzurum 2001.

Baktr, Mustafa, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, ss. 456-457.

Bayrav, Sheyla, Filolojinin Oluumu, Multilingual, stanbul 1998.

__________, Yapsal Dilbilimi, Multilingual, stanbul 1998.

Bedev Tabne, el-Beynl-Arab, Matbaatr-Risle, y.y. 1985.

Bendenc, Eb Bir el-Yemn b. Ebil-Yemn, et-Takfiye fl-Lga, (thk. Halil brahim


el-Atyye), Matbaatul-n, Badat 1976.

Benveniste, Emile, Genel Dilbilim Sorunlar, (ev. Erdim ztokat), YKY, stanbul
1994.

Bilen, Osman, Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve


Snrlar Balkl Tebliin Mzakeresi, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan
2003, zmir), 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 2007, I, ss. 148-155.

Birk, Abdlhamit, rbl-Kurn, DA, stanbul 2000, XXII, ss. 376-379.

Blachere, Regis, Trihil- Edebil-Arab, (ev. brahim el-Keylani), Drul-Fikr, Beyrut


1984.

Brockelmann, Carl, Trihul-Edebl-Arab, (ev. Seyyid Yakub Bekr), 6 cilt, Drul-


Marif, Kahire t.y.

Buhr, Muhammed b. smail, el-Cmius-Sahh, 8 cilt, ar Yaynlar, stanbul 1992.

Bulut, Ali, Kuran Filolojisiyle lgili lim Dal (Garbl-Kurn, Menil-Kurn,


rbl-Kurn) ve Bu Dallarda Eser Veren Mellifler (Hicri lk Asr), OMF
Dergisi, Say 12-13, Samsun 2001, ss. 391-404.
274

__________, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar ve
Eserleri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, OMSBE, Samsun 1999.

__________, Sbeveyhin el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, leme


Yntemi ve Koyduu Kurallar, Yaynlanmam Doktora Tezi, OMSBE, Samsun
2003.

Cbir, Muhammed bid, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, (ev. Burhan Krolu,
Hasan Hacak, Ekrem Demirli), Kitabevi Yaynlar, stanbul 2000.

__________, Arap-slam Aklnn Oluumu, (ev. brahim Akbaba), Kitabevi Yaynlar,


stanbul 2000.

Chz, Eb Osman Amr b. Bahr, el-Hayevn, (thk. Abdsselm Muhammed Harun), 7


cilt, Matbaat Mustafa el-Bbi el-Haleb, Msr 1965.

Cebeci, Ltfullah, Kurann Anlalmas Meselesiyle lgili Teblilerin Mzakeresi,


Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB
Yaynlar, Ankara 2004, ss. 54-58.

Cerraholu, smail, Ali b. Ebi Talha'nn Tefsir Sahifesi, AF Dergisi, cilt: XVIII,
Ankara 1971, ss. 55-82.

__________, Garbl-Kurn, DA, stanbul 1993, XIII, ss. 379-380.

__________, bn Him ve Sresindeki Garbl-Kurn, E Dergisi, AF slam


limleri Enstits Yaynlar, say: 3, Ankara 1977.

__________, Tefsirde Ata b. Ebi Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii Garbl-


Kurn, AF Dergisi, cilt: XXII, Ankara 1978, ss. 17-104.

__________, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren miller, Ankara


niversitesi Basmevi, Ankara 1968.

__________, Tefsir Tarihi, 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 1998.

__________, Tefsir Usul, TDV Yaynlar, Ankara 1989.


275

Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000.

__________, Paradigma Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul


2000.

Cokun, Ahmet, Kuran- Kerimin Tefsirinde Belagatn nemi, EF Dergisi, say:


5, Kayseri 1988, ss. 183-205.

__________, Belagat lminin Tefsire Tatbiki, Yaynlanmam Ders Notu, Kayseri 1995.

Cndiolu, Dcane, Anlamn Buharlamas ve Kuran, Tibyan Yaynlar, stanbul 1997.

__________, Kuran evirilerinin Dnyas, Kitabevi, stanbul 1999.

__________, Kuran Anlamann Anlam, Kitabevi, stanbul 1998.

__________, Szn z -Kelm- lhnin Tabiatna Dir-, Tibyan Yaynlar,


stanbul, 1996.

__________, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, Tibyan Yaynlar, stanbul
1997.

Crcani, S. erif, Tarift, Mektebet Lbnan, Beyrut 1985.

elebi, lyas, Mutezile, DA, stanbul 2006, XXXI, ss. 391-400.

elebi, Muharrem, Ezdd, DA, stanbul 1995, XII, ss. 47-48.

elik, brahim, Muktil b. Sleyman ve Tefsirdeki Metodu, Bursa 2000.

etin, Abdurrahman, Kraatlerin Tefsire Etkisi:Kurann Farkl Yorumlanmasna Tesir


Eden Kraatlar, Marifet Yaynlar, stanbul 2001.

etin, Esma, Dmegnnin el-Vch ven-Nezir simli Eserindeki Metodu,


Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, USBE, Bursa 2006.

etin, Nihad M., Arap, DA, stanbul 1991, III, ss. 276-309.

iek, M. Halil, Ebl-Bek el-Kefevnin Klliytnda Tefsir ve Kuran limleri,


Yaynlanmam Doktora Tezi, SSBE, Konya 1992.
276

Dn, Eb Amr Osman, el-Muhkem fi Naktil-Meshif, Vezertus-Sekfe vel-rd,


Dmak 1960.

Demirayak, Kenan, Abbasi Edebiyat Tarihi, afak Basm ve Yaynevi, Erzurum 1998.

Demircan, Adnan, Arap Siyas Geleneinin Ehl-i Beyt Tamlamasnn Kavramlama


Srecine Etkisi, Marife, yl: 4, say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 93-110.

Demirci, Muhsin, Tefsir Tarihi, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003.

__________, Tefsir Usul, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003.

Dictionnarie de la langue franaise, Hachette, Paris 1993.

Divlekci, Celaleddin, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzabadinin Besairi,


Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Isparta 2000.

Doanay, Sleyman, Hadislerde Metin ve Muhteva Tahllinin Tarih Boyutu, Hadis


Tetkikleri Dergisi, cilt: V, say: 1, stanbul 2007, s. 63-84.

__________, Hadis Rivayetinde Rvi Tasarruflar ve Dourduu Problemler, SAM


Yaynlar, stanbul 2009.

Duman, M. Zeki, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti (Mehur Mfessirler, Kaynaklar


ve Bu Tefsirin Deeri), EF Dergisi, say: 4, Kayseri 1987.

__________, Tefsirin Temel lkeleri erevesinde Kuran- Kerimde Ehl-i Beyt,


Marife, yl: 4, say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 7-36.

__________, Beynul-Hak, 3 cilt, Fecr Yaynlar, Ankara 2008.

__________, Uygulamal Tefsir Usul ve Tarihi, Erciyes niversitesi Yaynlar,


Kayseri 1992.

Dr, Abdlaziz Badat, DA, stanbul 1991, IV, ss. 425-433.

Durmu, smail, Mberred, DA, stanbul 2006, XXXI, ss. 432-434.

__________, Sekkk, DA, stanbul 2009, XXXVI, 332-334.


277

Durmu, Zlfikar, Kuranda Hakk Kelimesinin Trke Meallere Aktarmyla lgili


Tespit ve neriler, EKEV Akademi Dergisi, yl: 8, say: 20, (Yaz 2004), Ankara 2004,
ss. 111-130.

__________, Kurann Trke Tercmeleri, Rabet Yaynlar, stanbul 2007.

Eb Ubeyde, Mamer b. Msenn, Meczl-Kurn, (tah. Fuad Sezgin), 2 cilt,


Messesetr-Risle, Beyrut 1981.

Eb Zeyd, Nasr Hamid, el-ttichl-Akl fil-Kurn, Drut-Tenvir lit-Tabati ven-


Ner, Beyrut 1982.

Ebl-Ameysel, Abdullah b. Halil, Kitbl-Mesr minel-Lga: M ttefeka Lafzuh


ve htelefe Manh, (thk. Muhammed Abdlkadir Ahmed), Mektebetn-Nahdatul-
Msriyye, Kahire 1988.

Ebt-Tayyib el-Lgav, Mertibn-Nahviyyn, (thk. Muhammed Ebl-Fadl brahim),


Darul-Fikril-Arab, Kahire 1974.

Edirnev, Ahmed b. Muhammed, Tabaktul-Mfessirn, (thk. Mustafa zel, Muammer


Erba), Birleik Matbaaclk, zmir 2005.

Ekin, Yunus, Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve


Snrlar, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB
Yaynlar, Ankara 2007, I, ss. 112-130.

Elmal, Hseyin-Aslan, kr, Garb, DA, stanbul 1996, XIII, ss. 374-375.

Endls, Eb Hayyn, el-Bahrl-Muht, (thk. Adil Ahmed Abdl-Mevcud-Ali dil


Muavviz), 8 cilt, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1993.

Eybolu, smet Zeki, Trk Dilinin Etimoloji Szl, Sosyal Yaynlar, stanbul 1995.

Frb, Eb Nasr, hsul-Ulm, (ne. Ali b Mlhim), Meketebetl-Hill, Beyrut


1996.

Fehd b. Abdirrahman b. Sleyman er-Rmi, Buhs fi Uslit-Tefsr ve Menhicih,


Mektebett-Tevbe, Riyad 1419,
278

Ferr, Eb Zekeriya Yahya b. Ziyd, Menil-Kurn, (thk. Ahmed Ysuf Nect-


Muhammed Ali en-Neccr), 3 cilt, Darus-Srr, Beyrut t.y.

Gazl, Eb Hamid, hyu Ulmid-Dn, (ev. Ahmed Serdarolu), 4 cilt, Bedir


Yaynevi, stanbul 1974.

__________, el-Mustasfa min lmil-Usl, (ev. H. Yunus Apaydn), Rey Yaynclk,


Kayseri 1994.

__________, Mihakkun-Nazar, (tah. Refk el-Acem), Drul-Fikril-Lbnn, Beyrut


1994.

Gazi Muhtar Talimat, Fi lmil-Lga, Daru Talas, Dmak 2000.

Goldziher, Ignace, slam Tefsir Ekolleri, (ev. Mustafa slamolu), Denge Yaynlar,
stanbul 1997.

__________, Klasik Arap Literatr, (ev. Azmi Yksel-Rahmi Er), Yaynlar Ankara
1993.

Gkkr, Bilal, Kuranda Yabanc Kelimeler Meselesine Oryantalist Bir Yaklam,


Marife, yl: 2, say: 3, Konya 2002, ss. 135-142.

Gkkr, Necmettin, Izutsu Sonras Kuran Aratrmalarnda Kullanlan Yapsal


Semantii Kavramlatrma (Conceptualisation) Problemi, slm Aratrmalar, cilt: 18,
say: 1, Ankara 2005, ss. 76-81.

Grener, brahim, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, Lain Yaynlar, Kayseri
2004.

Grgn, lh Szn Gc: Varlk ve Bilgi Kayna Olarak Kuran, Gelenek Yaynclk,
stanbul 2003.

__________, Anlam ve Yorum: Dini Metinlerin Anlalmas ve Yorumlanmas, Gelenek


Yaynclk, stanbul 2003.

Grmez, Mehmet, Hadislerde Delalet Sorunu, Gncel Din Meseleler Birinci htisas
Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss. 225-240.
279

__________, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji


Sorunu, TDV Yaynlar, Ankara 1997.

Gzbenli, Beir, Temel Dini Kavramlarn Baka Dillere Aktarlmas Problemi ve


Mealler, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB
Yaynlar, Ankara 2007, I, ss. 79-92.

Guiraud, Gstergebilim, (ev. Mehmet Yaln), mge Kitabevi, Ankara 1994.

__________, Anlambilim, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul 1999.

Gm, Sadreddin, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, MFD, say: 5-6 (1987-


1988), stanbul 1993.

Gnday, Hseyin - ahin, ener, Arapa Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), Arapa Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), Alfa Yaynlar, stanbul 2005.

Gndzz, Soner, Arapada Kelime Tretimi, Din ve Bilim Kitaplar, Samsun 2005.

Gven, Kurann Anlalmasnda okanlamllk Sorunu, Denge Yaynlar, stanbul


2005.

__________, ada Tefsir Aratrmalarnda Konulu Tefsir Metodu, ra Yaynlar,


stanbul 2001.

Hacmftolu, Nasrullah, Kurann Belagat ve caz zerine, EKEV Yaynevi,


Erzurum 2001.

Hkim en-Nsbr, el-Mstedrek alas-Sahhayn, (thk. Mustafa Abdlkadir Ata), 4 cilt,


Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1990.

Halil b. Ahmed el-Ferhid, Kitbl-Ayn, (thk. Mehd Mahzm-brahim Samarr), 8


cilt, Messesetl-Alemi lil-Matbat, Beyrut 1988.

Hamev, Yakut, Eb Abdillah Yakut b. Abdillah er-Rm, Muceml-deb, (thk.


hsan Abbas), 7 cilt, Drul-Garbil-slm, Beyrut 1993.
280

Hanerliolu, Orhan, Filoloji, Felsefe Ansiklopedisi (Kavramlar ve Akmlar), 7 cilt,


Remzi Kitabevi, stanbul 1993.

Hayes, John H.- Holladay, Carl R., Biblical Exegesis: A Beginners Handbook, John
Knox Pres, Atlanta 1987.

Heysem, Ali b. Ebubekir, Mecmauz-Zevid, 10 cilt, Drur-Reyyn lit-Trs-Drul-


Ktbill-Arab, Kahire-Beyrut h. 1407.

Hodgson, Marshall G.S., slamn Serveni, (ev. Komisyon), 3 cilt, z Yaynclk,


stanbul 1995.

Ick, Yusuf, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB
Yaynlar, Ankara 2007, I, ss. 93-111.

Izutsu, Toshihiko, Kuranda Allah ve nsan, (ev. Sleyman Ate), Yeni Ufuklar
Neriyat, stanbul t.y.

bn Abbas, Abdullah, Kitb Garbl-Kurn, (thk. Ahmet Bulut), Mektebz-Zehr,


Kahire 1993.

bn Cinn, Ebl-Feth Osman, el-Hasis, (thk. Muhammed Ali en-Neccr), 3 cilt, el-
Mektebetl-lmiyye, y.y. t.y.

bn Dreyd, Muhammed b. el-Hasen, Cemheretl-Lga, (thk. Remzi Mnir


Balebekk), 3 cilt, Drul-lm lil-Melyin, Beyrut 1987.

bn Eb eybe, Eb Bekir Abdullah b. Muhammed, Musannef, (nr. Kemal Yusuf el-


Ht), 7 cilt, Mektebetr-Rd, Riyad 1409.

bn Haldn, Abdurrahman, Mukaddime, Drul-Ktbil-Lbnn, Beyrut 1960.

bn Hibbn, Eb Htim Muhammed et-Temm el-Bst, Sahhu bn Hibbn, (thk.


uayp el-Arnavut), 18 cilt, Messesetr-Risle, Beyrut 1993

bn Kesr, Ebl-Fid smail, Tefsrul-KurnilAzm, (thk. Komisyon,) 15 cilt,


Messest Kurtuba, Kahire 2000.
281

bn Kuteybe, Eb Abdullah b. Mslim, Edebl-Ktib, Drus-Sdr, Beyrut 1967.

__________, Tefsiru Garbil-Kurn, (thk. Seyyid Ahmed Sakr), Daru hyai Ktbi'l-
Arabiyye, Msr 1958.

__________, Tevil Mkilil-Kurn, (nr. Seyyid Ahmed Sakr), el-Mektebetl-


lmiyye, Beyrut 1981.

bn Manzr, Cemaleddin Ebl-Fadl Muhammed b. Mkerrem, Lisnl-Arab, 6 cilt,


Drul-Marif, Kahire t.y.

bn Nedm, Ebl-Ferec M. b. shak, el-Fihrist, Drul-Marife, Beyrut 1978.

bn Rd, Telhsu Kitabil-Maklt, (nr. Mourice Bouyges), Beyrut 1990.

bn Sikkt, Eb Yusuf Yakub shak, Islhul-Mantk, (thk. Ahmed Muhammed akir-


Abdsselam Muhammed Harun), Drul-Marif, Msr 1956.

bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsir, Mektebett-Trsil-slm, Kahire t.y.

bnl-Enbri, Ebl-Berekt, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, (thk. Muhammed


Ebl-Fadl brahim), Drul-Fikril-Arab, Kahire 1998.

bnl-Esr, zzddn, el-Kmil ft-Trih, 12 cilt, Dru Sdr-Dru Beyrut, Beyrut 1965.

bnl-Kasm el-Enbri, Kitabl-Ezdd, Beyrut 1960.

bnl-Yezd, Eb Abdirrahman Abdullah b. Yahya b. Muhammed, Garbl-Kurn ve


Tefsruh, (thk. Abdrrezzak Hseyin), Messesett-Risle, Beyrut 1987.

brahim Ebyr (nr.), rbl-Kurn el-Mensb ilz-Zeccc (Zeccca Nispet Edilen


rbl-Kurn), 3 cilt, el-Messesetl-Msriyyel-mme, Kahire 1963.

brahim Ens, Abdlhalim Muntasr, Atyye es-Savlih ve dierleri, el-Muceml-


Vast, 2 cilt, el-Mektebetl-slamiyye, stanbul t.y.

lta, Davut, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun Delalet Anlay, Yaynlanmam


Doktora Tezi, ESBE, Kayseri 2006.
282

sfahn, Rgb, el-Mfredt fi Garbil-Kurn, (thk. Muhammed Seyyid Keyln),


Drul-Marifet, Beyrut t.y.

slamolu, Mustafa (haz.), Hayat Kitab Kuran, Dn Yaynclk, stanbul 2008.

ler, Emrullah, okanlamllk, Anlam Daralmas ve Kurann Trke evirilerinde


Yaplan Yanllar, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu (17-18 Mays
2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum t.y., ss. 385-397.

Jansen, J.J.G., Kurana Yaklamlar, (ev. Halilrahmn Aar), Fecr Yaynevi, Ankara
1999.

Kfiyeci, Eb Abdullah Muhammed b. Sleyman, Kitbt-Teysr fi Kavidi lmit-


Tefsr, (haz. smail Cerraholu), AF Yaynlar, Ankara 1974.

Kara, mer, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans -Rb el-


Isfahn rnei-, Ahenk Yaynlar, Van 2007.

Karagz, Mustafa, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk


Olarak Tanmlanmas Sorunu-, Bilimname, say: XIV, yl: 2008/1, Kayseri 2008, ss. 7-
33.

__________, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak


Tanmlanmas Sorunu-, lim Yayma Vakf Kuran ve Tefsir Aratrmalar Yaz
Akademisi I (Tarihte ve Gnmzde Kuran limleri ve Tefsir Usul), (Yaynlanmam
Tebli), stanbul, 18-23 Austos 2008.

Karakaya, Mehmet Murat, Kurann Anlalmasnda Dil Problemi, Marifet Yaynlar,


stanbul 2003.

Karakurt, Osman, Eb Ubeyde Mamer ibn-Msenna Hayat Eserleri ve Tefsir


lmindeki Yeri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Seluk niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, Konya 1988.

Karasar, Niyazi, Bilimsel Aratrma Yntemi -Kavramlar, lkeler, Teknikler-, Aratrma


Eitim Danmanlk Ltd., Ankara 1994.
283

Karsl, brahim H., Kurn Tefsiri Asndan lk Arap Lgati Kitbl-Aynn


Deerlendirilmesi, Nsha, say: 14, Yaz 2004, ss. 49-70. (Makalenin internet adresi:
http://www.doguedebiyati.com/nusha/14/3-Ibrahim_Karsli_Kitbl-ayn.doc).

Kasm b. Sellm, Eb Ubeyd el- Herev el-Ezd, el-Garbl-Musannef, (thk.


Muhammed Muhtar el-Ubeyd), 2 cilt, Dru Msr lit-Tabat, Msr 1996.

Ktip eleb, Mustafa b. Abdullah Hac Halife, Kefuz-Zunn an Esmil-Ktb vel-


Funn, 2 cilt, Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut t.y.

Kaya, Tlin, Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Inda Frigler, Yaynlanmam Yksek


Lisans Tezi, GSBE, Ankara 2007.

Kayack, Ahmet, Badat Okulu ve slam Dncesindeki Yeri, niversite Kitabevi,


stanbul 2004.

Kayapnar, Durmu Ali, Menil-Kuran ile rbl-Kurnlarn Karlatrlmas,


SF Dergisi, say:4, Konya 1991, ss. 107 vd.

__________, ez-Zeccca Nispet Edilen rbl-Kurn Kimindir?, SF Dergisi,


say:7, Konya 1997, ss. 81-109.

Kesler, Fatih, Irak Tefsir Okulu, Aka Yaynlar, Ankara 2005.

__________, Mekke Tefsir Okulu, Aka Yaynlar, Ankara 2005.

Kl, Hulusi, Basriyyn, DA, stanbul 1992, V, ss. 117-118.

__________, tikak, DA, stanbul 2001, XXIII, ss. 439-440.

__________, Kfiyyn, DA, Ankara 2002, XXVI, ss.345-346.

Kl, Sadk, Kuranda Gnah Kavram, Hiba Yaynlar, Konya 1984.

Kran, Zeynel-Kran, Aye, Dilbilime Giri, Sekin Yaynclk, Ankara 2001.

Krca, Celal, limler ve Yorumlar Asndan Kurana Yneliler, Tura Neriyat,


stanbul 1993.
284

__________, Kuran ve Bilim, Marifet Yaynlar, stanbul 1996.

__________, Kuran Anlamada Dil Problemi, Kuran Mesaj Dergisi, Say 9, ss. 34-
60, stanbul 1998.

Kzkl, Salih Zafer, Arap Grameri Ekolleri, Yaynlanmam Doktora Tezi, USBE,
Bursa 2005.

Kisi, Ali b. Hamza, Menil-Kurn, (haz. sa ehhte sa Ali), Dru Kuba, Kahire
1998.

Ko, Mehmet Akif, snad Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir Faaliyetleri,
Kitbiyt, Ankara 2003.

__________, Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, Kitbiyt, Ankara 2005.

Komisyon, A Dictionary of Modern Linguistic Terms, Beyrut 1983.

Koum, Adnan, Nasslar Anlama ve Yorumlamada Yntem Sorunu Fazlurrahman


rnei, z Yaynclk, stanbul 2004.

Kurt, Mustafa, Hicri III. Asrdaki Tefsir almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 1990.

Kutrub, Eb Ali Muhammed b. Mstemir b. Ahmed en-Nahvi, Kitbl-Ezdd, (thk.


Hann Ceml Haddd), Drl-Ulm, Riyad 1983.

Kk, Kadir, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, Yaynlanmam Yksek Lisans


Tezi, Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi, stanbul 2003.

Mahmud Saran, lml-Lga: Mukaddime lil'l-Krii'l-Arab, Drun-Nahdatil-


Arabiyye, Beyrut t.y.

Mrn Abbd, Edebl-Arab, Dars-Sekfe, Beyrut 1960.

Maal, Mehmet Emin, Kurann Metin Yaps, lhiyat, Ankara 2004.

Mekram, Abdll Slim, el-Mterekl-Lafz fil-Hakalil-Kurn, Messesetr-


Risle, Beyrut 1996.
285

__________, et-Terdf fil-Hakall-Kurni, Messesetr-Risle, Beyrut 2001.

Muhammed Esed, Kuran Mesaj Mel Tefsir, (ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk), 3 cilt,
aret Yaynlar, stanbul 1999.

Muhammed Fuad Abdlbaki, Mucem Garbil-Kurn Mustahrecen min Sahihil-


Buhari, Tebli Yaynlar, stanbul 1985.

Muhammed H. Bkall-Muhyiddn H. er-Rayyih-G. Nimet Sad ve dierleri, Mucem


Mustalahti lmil-Lgatil-Hads, Mektebet Lbnan, Beyrut 1983.

Muhammed Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, Darul-Ktbil-Ceddetil-


Mttehide, Trablus 2004.

__________, Mukaddime fi lmid-Delale vet-Tahtub, Darul-Ktbil-Cedidetil-


Mttehide, Trablus 2004.

Muhammed Reid Rza, Tefsrul-Menr, 12 cilt, Drul-Menr, Kahire 1947.

Muhsib, Hris, el-Akl ve Fehml-Kurn, (thk. Hseyin Kuvvetli), Drul-Kendme-


Drul-Fikr, Beyrut 1978.

Muktil b. Sleyman, Kuran Terimleri Szl, (ev. M. Beir Eryarsoy), aret


Yaynlar, stanbul 2004.

Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, (nr. Ali zek), lm Neriyat, stanbul


1993.

Mberred, Ebl-Abbs Muhammed b. Yezd, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh


minel-Kurnil-Mecd, (nr. Muhammed Rdvan Dye), Drl-Beir, Dmak 1992.

Mneccid, Muhammed Nureddin, el-tirkl-Lafz fl-Kurnil-Kerm beynen-


Nazariyye vet-Tatbk, Drul-Fikr, Beyrut 1998.

__________, et-Tezad fi'l-Kurni'l-Kerim beyne'n-Nazariyye ve't-Tatbik, Daru'l-Fikr,


Dimak 1999.
286

Msid b. Sleyman b. Nasr et-Tayyr, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerim, Dru


bnil-Cevzi, Demmam 1422.

Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, (ev. Muhammed elik), Yeni
Akademi Yaynlar, stanbul 2006.

Mslim b. Haccc el-Kueyr, Ebl-Hseyin, Sahh, 3 cilt, ar Yaynlar, stanbul


1992.

Mtercim Asm Efendi, el-Okyansul-Bast f Terceme-i Kmsil-Muhit, 4 cilt,


Matbaatul-Bahriyye, stanbul 1305.

Nazlgl, Habil, mam e-finin Hadis Kltrmzdeki Yeri, Yaynlanmam Doktora


Tezi, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Ankara 1993.

Neklv, Feth Abdlmut, Kazy f lmil-Lgatil-mm, y.y. 1986.

Okumu, Mesut, i ve Snn Mfessirlerin Ehl-i Beytle lgili Baz Ayetlere


Yaklamlar zerine, Marife, yl: 4, say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 211-233.

Okuyan, Mehmet, Kuranda Vch ve Nezir, Ett Yaynlar, Samsun 2001.

m, Harun, "Kur'an Yorumunda iirin Yeri (2. Asr erevesinde), Yaynlanmam


Doktora Tezi, MSBE, stanbul 2006.

zaydn, Abdlkerim, Badat, DA, stanbul 1991, IV, ss. 437-441.

zbalk, Mehmet Reit, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, ss. 457-458.

zek, Ali-Karaman, Hayreddin-Turgut, Ali ve dierleri (haz.), Kuran Kerim ve


Trke Aklamal Meli, Mushaf- erif Basm Kurumu, Medine 1992.

zpnar, mer, Hadis Edebiyatnn Oluumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2005.

zsoy, mer, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, Gncel Din
Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara
2004, ss. 41-48.
287

ztrk, Mustafa, i ve Snn Mfessirlere Gre Ehl-i Beyt Kavram, Marife, yl: 4,
say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 37-53.

__________, (haz.), Kuran- Kerim Meali (Anlam ve Yorum Merkezli), Otto, Ankara
2008.

__________, Kuran Dili ve Retorii, Kitbiyt, Ankara 2002.

__________, Kurann Mutezil Yorumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2004.

ztrk, Yaar Nuri (haz.) Kuran- Kerim Meli, Yeni Boyut, stanbul 2003.

Paac, Mehmet, Kurana Giri, SAM Yaynlar, stanbul 2006.

Pak, Zekeriya, Kurandaki Kelimelerin Trkeye Gei Srecinde Uradklar Anlam


Deimeleri, KS lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 3, Kahramanmara 2004, ss. 91-111.

Palmer, F. R., Semantik, (ev. Ramazan Ertrk), Kitabiyat, Ankara 2001.

Pazarba, Erdoan, Kurana Gre Halifelik ve Toplumsal Sreklilik, Bilimname,


Kayseri 2003, ss. 15-40.

__________, Vn Mehmed Efendi ve Arisl-Kurn, Acar Matbaas, Ankara 1997.

Perrot, Jean, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1988.

Platon, Kratylos, MEB Yaynlar, stanbul 1997.

Polat, Salahattin, Hadislerde Delalet Sorunu Balkl Tebliin Mzakeresi, Gncel


Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar,
Ankara 2004, ss. 261-266.

aban Piri (haz.), Kuran Kerim Trke Anlam, Okyanus Yaynclk, Kayseri 2004.

Rifat, Mehmet, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, 2 cilt, YKY,


stanbul 1998.

Rudeyn, Muhammed Ali Abdlkerim, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, leml-Ktb,


Beyrut 2002.
288

Salih Emin Aa, et-Tevchl-Lgav lil-Kratil-Kurniyye, Drul-Marife, Beyrut


2007.

Sarkaya, Mumammer, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin Arapalatrlmas ve


Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, Yaynlanmam Doktora Tezi, SBE,
stanbul 2004.

Saussure, Ferdinand de, Genel Dilbilim Dersleri, (ev. Berke Vardar), Multilingual,
stanbul 1998.

Selib, Eb Mansur, Fkhul-Lga, Darul-Ktbil-lmiyye, Beyrut t.y.

Sezgin, Fuat, Buharinin Kaynaklar, Kitabiyat, Ankara 2000.

__________, Trihut-Trsil-Arab, (ev. Mahmud Fehmi Hicz), 5 cilt, Cmiatul-


mm Muhammed b. Sud, Riyad 1983.

Sbeveyh, Amr b. Osman b. Kabr, el-Kitb, (nr. Eml Bed Yakub), 5 cilt, Drul-
Ktbil-lmiyye, Beyrut 1999.

Sicistn, Ebi Bekr M. b. zeyr, Kitb Garbil-Kurn, (thk. Muhammed Edib


Abdlvahid Cemrn), Dru Kuteybe, Beyrut 1995.

Sicistn, Eb Hatim Sehl b. Muhammed b. Osman, el-Maklb Lafzuhu min Kelmil-


Arab vel-Mzal an Cihetihi vel-Ezdd, (Selas Ktb fill-Azdd ierisinde), (thk.
August Haffner), Beyrut 1913.

Simon, Eckehard, The Case for Medieval Philology, On Philology, editr: Jan
Ziolkowski, The Pennsylvania State University Press, Pennsylvania, 1990, ss. 17-20.

Soysald, H. Mehmet, Kuran Doru Anlamada Semantik Metodun nemi, Kuran


ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van), Bakanlar
Matbaas, Erzurum t.y., ss. 31-50.

__________, Kuran Anlama Metodolojisi, Fecr Yaynevi, Ankara 2001.

Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, Matbaatu Cmiat Dmak, Dmak 1960.


289

Suyt, Celleddin Abdurrahman, el-tkn f Ulmil-Kurn, (thk. Mustafa Db el-


Bug), 2 cilt, Dru bni Kesr, Dmak 2002.

__________, ed-Drrl-Mensr fit-Tefsr bil-Mesr, (thk. Abdullah b. Abdlmhsin


et-Trk), 17 cilt, Merkezu Hecr, Kahire 2003.

__________, el-Mzhir fi lmil-Lga ve Envih, (thk. Muhammed Ahmed


Cdelmevl-Muhammed Ebl-Fadl brahim-Ali Muhammed el-Becv), el-
Mektebetl-Arabiyye, Beyrut 1987.

__________, Mterakul-Akrn fi czil-Kurn, (thk. Ahmed emseddin), Drul-


Ktbil-lmiyye, Beyrut 1988.

Sln, Murat, Makm- Mahmd Ayetine Farkl Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale.

__________, Nefs-i Mutmainne Ayetine Yeni Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale.

fi, Muhammed b. dris, er-Risle, (thk. Ahmed Muhammed akir), Drul-Ktbil-


lmiyye, Beyrut, t.y.

atb, Eb shak, el-Muvfakt, (ev. Mehmet Erdoan), 4 cilt, z Yaynclk, stanbul


1993.

ehrr, Muhammed, Lgav Kuran Okumalar, (ev. Mustafa nver), Sidre Yaynlar,
Samsun 2001.

en, Ziya, Kurann Metinleme Sreci, Ensar Neriyat, stanbul 2007.

imek, M. Said, Yeni Anlama Yntemlerinin mkn ve Snrlaryla lgili Teblilerin


Mzakeresi, Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002
Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss. 521-523.

Taber, Muhammed b. Cerr, Cmiul-Beyn an Tevli yil-Kurn, (thk. Abdullah b.


Abdlmhsin et-Trk), 26 cilt, Dru Hicr, y.y. t.y.

Takprzade, Ebl-Hayr smdd-Dn Ahmed Efendi, Mifthus-Sade ve


Misbhus-Siyde fi Mevztil-Ulm, (thk. Kamil Bekri, Abdulvehhab Ebn-Nr), 4
cilt, Kahire 1968.
290

Tatar, Burhanettin, Ayrmlarn Eiinde Anlama, Gncel Din Meseleler Birinci


htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss. 413-438.

TDK Trke Szlk, TDK Yaynlar, Ankara 1998.

Tehnev, Muhammed Ali b. Ali, Mevst Kef Istlhtil-Fnn Vel-Ulm, (thk.


Refik El-Acem ve dierleri), 2 cilt, Mektebetu Lbnan, Beyrut 1996.

Topuzolu, Tevfik Rt, Halil b. Ahmed, DA, stanbul 1997, XV, ss. 309-312.

Turgut, Ali, Tefsir Usul ve Kaynaklar, MF Vakf Yaynlar, stanbul 1991.

Tuzcu, Kemal, Araplarda Etimoloji almalar, Nsha, say: 1, Bahar 2001, s. 66-71.
bkz. http://www.doguedebiyati.com/nusha.htm)

Trer, Celal, Charles Peircen Pragmatik Felsefesi, niversite Kitabevi, stanbul


2003.

Trkdoan, Orhan, Bilimsel Deerlendirme ve Aratrma Metodolojisi, MEB Yaynlar,


stanbul 1995.

nal, Mehmet, Kurann Anlalmasnda Kraat Farkllklarnn Rol, Fecr Yaynlar,


Ankara 2005.

nver, Mustafa, Kuran Anlamada Tek Bir Paradigmann Kifayeti Problemi,


Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van),
Erzurum t.y.

__________, Sinokronik Semantik ve Tarih Bilinci Balamnda Bir Kuran


Terminolojisi Oluturmaya Doru, III. Kuran Haftas Kuran Sempozyumu, 13-19
Ocak 1997, (Ayn Ad Altnda Yaymlanm Sepozyum Kitab), Ankara 1998, ss. 157-181.

Vardar, Berke, Aklamal Dilbilim Terimleri Szl, Multilingual, stanbul 2002.

__________, Dilbilimden Yaama Yapsalclk, Multilingual, stanbul 2001.

__________, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Multilingual, stanbul 1998.

__________, Yirminci Yzyl Dilbilimi, Multilingual, stanbul 1999.


291

Watt, W. Montgomery, slam Dncesinin Teekkl Devri, (ev. Ethem Ruhi Flal),
Umran Yaynlar, Ankara 1981.

__________, slam Tetkikler, slam Felsefesi ve Kelam, (ev. Sleyman Ate),


A...F. Yaynlar, Ankara 1968.

Wattkins, Calvert, What is Philology, On Philology, editr: Jan Ziolkowski, The


Pennsylvania State University Press, Pennsylvania 1990, ss. 21-25.

Websters New Encyclopedic Dictionary, Black Dog&Leventhal Publishers Inc., New


York 1995.

Wendell, Clausen, Philology, On Philology, editr: Jan Ziolkowski, The Pennsylvania


State University Press, Pennsylvania 1990, ss. 13-15.

Yahya b. Sellm, et-Tesrf, (thk. Hind eleb), e-irkett-Tunsiyye, Tunus 1979.

Yavuz, Ali Fikri (haz.), Kuran- Kerim ve Mel-i lisi, Snmez Neriyat, stanbul
1982.

Yavuz, Yusuf evki, Fsk, DA, stanbul 1995, XII, ss. 202-205.

Yldrm, Suat, Kuran Anlama Yntemi (Konunun Genel erevesi), Gncel Din
Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara
2004, ss. 19-39.

__________, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, 2 cilt, Yeni Akademi Yaynlar, zmir


2006.

Yldz, Hakk Dursun, Abbasler, DA, stanbul 1988, I, ss. 31-48.

Ylmaz, Hasan, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, Kurav Yaynlar,


Bursa 2007.

Yiit, smail, Emeviler, DA, stanbul, 1995, XI, ss. 87-104.

Zebd, Muhibbddn Ebl-Feyz M. b. Murtaz, Tcul-Ars fi erhil-Kms, (thk.


Komisyon), 40 cilt, Matbaatu Hkmetil-Kuveyt, Kuveyt 1965-2001.
292

Zeccc, Eb shak brahim b. Muhammed es-Seriyy, Menil-Kurn ve rbh, (thk.


Abdlcelil elebi), 5 cilt, Drul-Hads, Kahire 2005.

Zeheb, Muhammed Hseyin, et-Tefsr vel-Mfessirn, 3 cilt, Drul-Erkam, Beyrut


t.y.

Zeheb, emsddn Muhammed b. Ahmed b. Osman, Trhul-slm ve Vefeytul-


Mehri vel-Alm, (thk. mer Abdsselm Tedmr), 53 cilt, Drul-Kitbil-Arab,
Beyrut 1990-2000.

Zerke, Bedreddin, el-Burhn f Ulmil-Kurn, 4 cilt, Drul-Fikr, Beyrut 1980.

Zeydn, Corc, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, 4 cilt, Dru Mektebetil-Hayt,


Beyrut 1967.

Ziolkowski, Jan, What is Philology: Introduction, On Philology, editr: Jan


Ziolkowski, The Pennsylvania State University Press, Pennsylvania, 1990, ss. 1-12.
293

ZGEM

1974 ylnda stanbul, ilide dodu. alayan lkokulundan mezun olduktan sonra
hfzn tamamlad. Ortaokulu stanbul mam Hatip Lisesinde, liseyi Bakrky mam Hatip
Lisesinde tamamlad. 1994de Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesini kazand ve 1998 ylnda
buradan mezun oldu. Ayn yl, Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstitsnde Tefsir Bilim
Dalnda yksek lisansa balad. 1999 ylnda E.. lahiyat Fakltesine aratrma grevlisi olarak
atand. 2001de Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyn Adl Tefsiri adl almasyla
Bilim Uzman oldu. Arapa ve ngilizce bilen Mustafa Karagz, halen ve ayn fakltedeki
grevine devam etmektedir.

lm almalar:
1. Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyn Adl Tefsiri, Yaynlanmam
Yksek Lisans Tezi, ESBE, Kayseri 2001.

2. Tefsirde Rivayet-Dirayet Ayrmnn Ortaya k ve Mahiyeti, Bilimname, say 5,


Kayseri 2004, ss. 45-60.

3. Dilin levleri Asndan Kurann slbu, Kahramanmara St mam niversitesi


lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 9, Kahramanmara 2007, ss. 171-206.

4. Vch ve Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak Tanmlanmas


Sorunu, Bilimname, say 14, Kayseri 2008, ss.7-33.

letiim Bilgileri:
Adres : Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesi
38039 Melikgazi/KAYSER
Tel :
Faklte : 0352 4374937 (31093)
Cep : 05055186094
e-mail : mkaragoz@erciyes.edu.tr

You might also like