Professional Documents
Culture Documents
ERCYES NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
DLBLMSEL TEFSR
ve KURANI ANLAMAYA KATKISI
(HCR LK ASIR)
Tezi Hazrlayan
Mustafa KARAGZ
Tezi Yneten
Prof. Dr. Celal KIRCA
Haziran 2009
KAYSER
II
III
T.C.
ERCYES NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
DLBLMSEL TEFSR
ve KURANI ANLAMAYA KATKISI
(HCR LK ASIR)
Tezi Hazrlayan
Mustafa KARAGZ
Tezi Yneten
Prof. Dr. Celal KIRCA
Haziran 2009
KAYSER
IV
NSZ
Kullanlan dil asndan slam toplumunun homojen diyebileceimiz yaps, hicri ikinci
asrn ortalarndan itibaren eitli faktrler nedeniyle deimi, bu deiim dile, dolaysyla
Kurann anlalmasna da yansmtr. Bu durumu hisseden mfessir ve dilci limler,
lafzlarn anlamn ve dilin kurallarn belirlemek amacyla almalar yapm, bu
almalarn sonular tefsire yansmtr. Dolaysyla sahabe ve tbin dnemi tefsir
faaliyetlerinde dilsel izahlar grlse de, dilbilimsel tefsir faaliyetlerinin hicri ikinci asrn
ortalarndan itibaren baladn sylemek daha doru olur. Hz. Peygamber, sahabe ve
tbin tarafndan yaplan dilsel izahlar ise dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul
edilebilir.
Muktil b. Sleymann, (.150/767) Kurann farkl yerlerinde geen bir lafzn kullanld
farkl anlamlar ele alan el-Vch ven-Nezir adl eseri gnmze ulam ilk dilbilimsel
tefsir rnei olarak karmza kmaktadr. Muktilden sonra ayn meseleyi ele alan
eserlerin yan sra, Garbl-Kurn, Menil-Kurn ve rbl-Kurn adyla birok eser
telif edilmitir. Bu eserlerin ortak yn, Kuran tefsirinde kelimelerin okunuu, anlam,
yaps ve cmle ierisindeki dizilii gibi dilbilimin eitli alanlarn ilgilendiren
problemlerin zm olduu iin, bu faaliyeletlerin lgav, filolojik ya da dilbilimsel tefsir
olarak nitelendirildii, dilbilimsel ynelii ifade etmek iin her kavramn da kullanld
grlmektedir. simlendirmede bu tr farkllklar olmakla birlikte, olgusal olarak dilbilim
alannda karlalan sorunlar gidermeyi hedefleyen yaklamn varl herkes tarafndan
kabul edilmektedir. Szkonusu yaklama gre telif edilen eserler de bu olguya ahitlik
etmektedir. Nitekim bu dnemde telif edilen tefsirlere bakldnda Muktil b. Sleymann
et-Tefsrul-Kebrinde yapt gibi, baz limler dilbilimsel izahlara ihtiya duyduklar
oranda yer verip, Kuran genel manada tefsir etmeyi amalad halde, baz limlerin
tefsirlerinde dilbilimsel ynn daha youn bir ekilde yer ald grlmektedir. Bu limler
II
Kuran batan sona ve genel olarak tefsir etmek yerine, tefsirlerinin telif amacna uygun
olarak gerekli grdkleri ayetleri dilbilim asndan aklamak gibi daha zel bir amac
hedeflemilerdir. bn Kuteybe (.276/889) ve Zeccc (.311/923) gibi, bu amac eserlerinde
aka belirtenler olduu gibi, amalarn aka zikretmeyen baz melliflerin eserlerindeki
yaklamdan, Kuran dilbilim arlkl tefsir etmeyi gaye edindikleri anlalmaktadr.
Hicri 2. ve 3. asr tefsir faaliyetleri arasnda dilbilimsel tefsirin nemli bir yere sahip
olmasndan hareketle, bu yaklam sonucu ortaya kan ve dilbilimsel tefsirle dorudan
alakal olan eserlerin incelenmesi gerektii dncesi byle bir konuyu sememizde etkili
olmutur. Dolaysyla bu almada, dilbilimsel tefsir ekoln ortaya kartan etkenlerin
tespiti, bu yaklama gre telif edilen eserlerin mukayeseli olarak incelenmesi ve dilbilimsel
tefsirin Kurann anlalmasna katklarnn ortaya konulmas amalanmaktadr.
Dilbilimsel tefsirin douu ve geliiminin ele alnd ikinci blmde, ilk olarak dilbilimsel
tefsiri ortaya kartan, din, kltrel, politik ve ekonomik etkenler zerinde durulacaktr.
Daha sonra dilbilimsel tefsirin ilk nve ve rneklerinin ortaya kt Hz. Peygamber,
sahabe ve tabin dnemi hakknda ksa deerlendirmeler yaplacak ve rnekler
zikredilecektir. Tedvin dnemi dilbilimsel tefsir faaliyetleri ksmnda, hicri ilk asrda
telif edilmi ve dilbilimsel tefsirle dorudan alakal eserler karlatrmal olarak
incelenerek deerlendirilecektir. Bu balamda garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-
Kurn, vch-nezir tr eserler mukayeseli olarak tantlarak bu eserlerdeki dilbilimsel
yn ortaya konulacaktr. Dolaysyla almamzn bu blmnde byk lde dilbilimsel
tefsirin, tefsir tarihi ierisindeki yeri belirlenmeye allacaktr.
III
Dilbilimsel tefsirin bir ekol olarak ele alnd almamzda, hicri ilk asrda dilbilimsel
yaklama gre telif edilen eserlerin genel karakteristikleri zerinde durulmu ve bir tefsir
yntemi olmas asndan dilbilimin imkn ve snrlar tartlmtr. almamz bir ekol
ele almas asndan, genel tefsir tarihine nispetle derinlemesine yaplm bir inceleme
zellii tasa da, dilbilimsel yaklamn belli bir zelliinin ya da bu yaklama gre telif
edilmi belli bir eserin incelenmesine oranla, daha genel bir alma niteliindedir. Biz
almamzda dilbilimsel tefsir ekoln bir btn olarak incelemeyi amaladmz iin
konumuzu belli bir eserle snrlandrmadk. Bununla birlikte, aratrmamz srecinde,
dilbilimsel tefsirin rnekleri olarak ortaya kan eserlerle ilgili mstakil almalarn
yaplmasnn nemli olduu kanaatine vardk. Bu balamda szgelimi dilbilimsel tefsir
asndan belli bir mellifin eserinin mstakil ya da karlatrmal olarak incelenmesine
ihtiya olduunu dnyoruz. Ayn ekilde belli bir trde yazlm eserler de mstakil ya
da dier trlerle mukayeseli olarak allabilir. rnein, menil-Kurn tr eserler kendi
ilerinde ya da garbl-Kurn tr eserler kendi ilerinde allabilecei gibi, menil-
Kurnlarla garbl-Kurnlarn karlatrmal olarak incelendii aratrmalara da ihtiya
vardr. Yaplacak bu almalarn dilbilimsel tefsirin tefsir tarihi ierisindeki yeri, konumu
ve ilevinin ortaya kmasna katk salayaca kanaatindeyiz.
Mustafa KARAGZ
Kayseri 2009
V
MUSTAFA KARAGZ
ZET
almamz ierisinde yer alan konular belirtmek gerekirse, birinci blmde ilk olarak
dilbilimin tanm yaplm, dilbilim-filoloji zerinde durulmu ve dilbilimin alt dallar
hakknda ksaca bilgi verilmitir. Daha sonra Batda ve Douda dilbilim almalarnn
tarihesine yer verilmitir. Son olarak da dilbilim-tefsir ilikisi ve Dilbilimsel Tefsir
kavram zerinde durulmutur. kinci blmde, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan, din,
kltrel, politik ve ekonomik etkenler zerinde durulduktan sonra Hz. Peygamber, sahabe
ve tabine ait lgav izahlar hakknda deerlendirmeler yaplmtr. Tedvin dnemi
dilbilimsel tefsir faaliyetleri ksmnda, hicri ilk asrda telif edilmi ve dilbilimsel tefsirle
dorudan alakal eserler karlatrmal olarak incelenmi ve deerlendirilmitir. nc
blmde, dilbilimin alt dallar balamnda dilbilimsel tefsirin Kurann anlalmas
asndan ilevi tespit edilmeye allmtr. almamz sonu ve kaynaka ile son
bulmaktadr.
MUSTAFA KARAGZ
ABSTRACT
This Ph.D thesis which is entitled Linguistic Tafseer and its contribution towards
understanding the Quran, (First three centuries after Hijrah) consists of an
introduction, three main chapters, a conclusion and a bibliography.
The first chapter is entitled Conceptual and Historical Framework. In this chapter we
dwelled upon linguistics-Philology relationship and gave information about sub-
divisions of linguistics. An information relating to the history of linguistical studies in
the East and in the West. At the end of first chapter the subjects of linguistics- Tafseer
relationship and concept of Linguistic Tafseer are also studied.
The third chapter is entitled Understanding of the Quran and Linguistic Tafseer. In
this chapter we tried to find out the function of the Linguistic Tafseer in the context of
its sub-divisions in comprehending the Quran.
NDEKLER
NSZ............................................................................................................................. I
ZET............................................................................................................................... V
ABSTRACT...................................................................................................................VI
NDEKLER ........................................................................................................... VII
KISALTMALAR ........................................................................................................... X
GR
1. almann Konusu ...................................................................................................1
2. almann Amac ve nemi ....................................................................................9
3. almann Kapsam ve Snrlar ............................................................................14
4. almann Yntemi ...............................................................................................24
BRNC BLM
KAVRAMSAL VE TARHSEL EREVE
1. Dilbilim ...................................................................................................................26
1.1. Dilbilimin Tanm ............................................................................................26
1.2. Dilbilim-Filoloji likisi ve Mukayesesi ..........................................................29
1.3. Dilbilimin Alt Dallar.......................................................................................37
1.3.1. Sesbilim/Fonoloji/ Dirsetn-Nizmis-Savt .........................................38
1.3.2. Biimbilim/Morfoloji/Sarf ........................................................................41
1.3.3. Szdizimi/Sentaks/Nahiv ..........................................................................44
1.3.4. Szckbilim/Lexicology/Dirsetl-Mfredt..........................................46
1.3.5. Anlambilim/Semantik/lmd-Delle .......................................................47
1.4. Tarihsel Sre erisinde Dilbilim almalar................................................48
1.4.1. Batdaki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak ...................................48
1.4.2. Doudaki ve slam Kltrndeki Dilbilim almalarna Genel Bir Bak .53
2. Dilbilimsel Tefsir ....................................................................................................58
2.1. Tefsirle likisi Bakmndan Dilbilim ..............................................................58
2.2. Dilbilimsel Tefsir Kavram...........................................................................60
VIII
KNC BLM
DLBLMSEL TEFSRN DOUU VE GELM
1. Bir Yaklam Tarz veya Ekol Olarak Dilbilimsel Tefsir .......................................69
2. Dilbilimsel Tefsirin Ortaya kmasna ve Gelimesine Yol Aan Etkenler...........75
2.1. Din Etkenler ....................................................................................................77
2.1.1. Kuran Doru Anlama Gayretleri...........................................................77
2.1.2. Dilbilim almalarnda Kurann Delil Olarak Kabul Edilmesi ............79
2.2. lm ve Sosyo-Kltrel Etkenler ......................................................................80
2.3. Sosyo-Politik Etkenler .....................................................................................84
2.4. Sosyo-Ekonomik Etkenler ...............................................................................91
3. Dilbilimsel Tefsirin Douu ve Geliimi ................................................................95
3.1. Tedvin ncesi Dnem (Dilbilimsel Tefsirin lk Nveleri)..............................99
3.1.1. Hz. Peygamber Dnemi ..........................................................................101
3.1.2. Sahabe Dnemi .......................................................................................107
3.1.3. Tabin Dnemi ........................................................................................115
3.2. Tedvin Dnemi Dilbilimsel Tefsir (Dilbilimsel Tefsirin Teekkl) ............118
3.2.1. Dilbilimsel Tefsirle Dorudan Alakal Eserler .......................................119
3.2.1.1. Garbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ........................125
3.2.1.1.1. Eb Ubeydenin Meczl-Kurn........................................127
3.2.1.1.2. bn'l-Yezdnin Garb'l-Kurn .........................................131
3.2.1.1.3. bn Kuteybenin Garbl-Kurn ..........................................134
3.2.1.2. Menil-Kurn-rbl-Kurn Tr Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ...140
3.2.1.2.1. Said b. Mesade el-Ahfein Menil-Kurn.........................142
3.2.1.2.2. Ferrnn Menil-Kurn.......................................................146
3.2.1.2.3. Zecccn Menil-Kurn ve rbh Adl Eseri .....................153
3.2.1.3. Vch ve Nezir Trnde Yazlan Eserler ve Dilbilimsel Tefsir ....161
3.2.1.3.1. Muktil b. Sleymann el-Vch ven-Nezir Adl Eseri ........165
3.2.1.3.2. Yahya b. Sellmn et-Tesrf Adl Eseri..................................167
3.2.1.3.3. Mberredin M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh Adl Eseri .171
IX
NC BLM
KURANIN ANLAILMASI VE DLBLMSEL TEFSR
1. Dilbilimsel Tefsir-Anlama Yntemi likisi .........................................................177
1.1 Kurann Anlalmasnda Dilbilimin levi....................................................184
1.2. Kurann Anlalmasnda Dilbilimin Snrlar ..............................................196
2. Dilbilimin Alt Dallar Balamnda Dilbilimsel Tefsirin Kuran Anlamaya Katks 201
2.1. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Sarf ve tikak lminin nemi ................201
2.2. Doru Anlamn Elde Edilmesinde Nahvin nemi ........................................207
2.3. Anlambilim Asndan Dilbilimsel Tefsirin Katks ......................................214
2.3.1. Eanlamllk ve Furk .............................................................................217
2.3.1.1. Eanlamllk Olgusu ve Furk..........................................................217
2.3.1.2. Kurann Anlalmas Balamnda Eanlamllk ve Furk .............219
2.3.2. okanlamllk ve Eadllk......................................................................224
2.3.2.1. okanlamlla Yol Aan Etkenler ..................................................229
2.3.2.2. Kurann Anlalmas Balamnda okanlamllk Olgusu .............234
2.3.3. Ezdd.......................................................................................................241
2.3.3.1. Ezddn Tanm ve Ezdda Yol Aan Etkenler ...............................241
2.3.3.2. Kurann Anlalmas Balamnda Ezdd Olgusu ..........................246
2.3.4. Anlam Deimesi ....................................................................................252
2.3.4.1. Anlam Deimesinin Nedenleri .......................................................253
2.3.4.2. Anlam Deimesinin eitleri .........................................................258
2.3.4.3. Kurann Anlalmas Balamnda Anlam Deimesi....................261
SONU......................................................................................................................... 267
KAYNAKA ............................................................................................................... 271
X
KISALTMALAR
b. ibn, olu
bkz. Baknz
ev. eviren
ed. Editr
E Erciyes niversitesi
h. Hicri
Hz. Hazreti
kr. Karlatrnz
m. Miladi
M Milattan nce
nr. Nereden
. lm tarihi
s. sahife
vb. ve benzeri
vd. ve devam
vs. ve saire
1. almann Konusu
1
Kurana yneliler ve tefsir ekolleri hakknda geni bilgi iin bkz. smail Cerraholu, Tefsir Usul,
TDV Yaynlar, Ankara 1989, s. 289-319; Celal Krca, limler ve Yorumlar Asndan Kurana
Yneliler, Tura Neriyat, stanbul 1993, s. 59-293; Halis Albayrak, Tefsir Usul, ule Yaynlar,
stanbul 1998, s. 91-119; Muhsin Demirci, Tefsir Tarihi, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003, s. 209-
279; Suat Yldrm, Kuran Anlama Yntemi (Konunun Genel erevesi), Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, s. 34-36; Davut
Aydz, Tefsir Tarihi Tefsir eitleri ve Konulu Tefsir, Ik Yaynlar, stanbul 2004, s. 69-148.
2
brahim, 14/4.
3
Muhammed b. dris e-fi, er-Risle, (thk. Ahmed Muhammed akir), Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut, t.y., s. 51-53; Muhammed b. Cerr et-Taber, Cmiul-Beyn an Tevli yil-Kurn, (thk.
Abdullah b. Abdlmhsin et-Trk), 26 cilt, Dru Hicr, y.y., t.y., I, 12-13; Abdurrahman bn Haldn,
Mukaddime, Drul-Ktbil-Lbnn, Beyrut 1960, s. 780; Ahmed Emin, Fecrul-slm, (ev. Ahmed
Serdarolu), Kl Kitabevi, Ankara 1976, s. 291-292; Celal Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi,
Kuran Mesaj Dergisi, say 9, stanbul 1998, s. 36.
4
fi, er-Risle, s. 49-50; bn Haldn, Mukaddime, s. 781.
5
Eb Ubeyde Mamer b. el-Msenn, Meczl-Kurn, (thk. Fuad Sezgin), 2 cilt, Messesetr-Risle,
Beyrut 1981, I, 8; Taber, Cmiul-Beyn, I, 12-13; Ahmed Emin, Fecrul-slam, s. 291-292; Krca,
limler ve Yorumlar Asndan Kurana Yneliler, s. 167; ahin Gven, Kurann Anlalmasnda
okanlamllk Sorunu, Denge Yaynlar, stanbul 2005, s. 40.
2
6
Gven, okanlamllk, s. 40-41.
7
Eb shak e-tb, el-Muvfakt, (ev. Mehmet Erdoan), 4 cilt, z Yaynclk, stanbul 1993, III, 289-
290; Krca, Kuran ve Bilim, Marifet Yaynlar, stanbul 1996, s. 151, 172; Yldrm, Peygamberimizin
Kuran Tefsiri, 2 cilt, Yeni Akademi Yaynlar, stanbul 2006, I, 14-16, 231-232. Tefsir konusunda
Hz. Peygamberin nemi ile ilgili olarak ayrca bkz. Hris el-Muhsib, el-Akl ve Fehml-Kurn,
(thk. Hseyin Kuvvetli), Drul-Kendme-Drul-Fikr, Beyrut 1978, s. 305.
3
bal olarak farkl kltrel ve corafi zelliklere sahip insanlarn slam semesi,
dolaysyla, dilsel ve kltrel adan homojen olan yapnn deimeye balamasdr. Bu
dneme kadar, gndelik olarak yaptklar Kuran okuma, anlama faaliyetleriyle ve
ibadet-muamelat gibi pratik ilerle ilgili olarak var olan eyi renmek insanlara yetiyor
olabilirdi. Ancak, farkl kltrlere mensup pek ok insann Mslman olmas, dilsel ve
kltrel alandaki homojen yapnn deimesine neden oldu. Bunun sonucunda sadece
dier kltrlerden Mslman olanlar sorun yaamakla kalmad; ayn zamanda,
mevalinin yanl kullanmyla kar karya kalan Araplar arasnda da dilin yanl
kullanlmas yaygnlat.17 Bu durum, gndelik olarak yaplan faaliyetlerde bile farkl
sorunlarn domasna yol at. Kuran okuma ve anlama konusunda yaanan dilsel
sorunlarla ibadet- muamelat gibi hususlarda ortaya kan yerel ve kltrel sorunlar, var
olan renmenin tesine gemeyi gerektirdi. Dolaysyla dile ve ahkm ayetlerine
nem veren eserler yaygnlat. Bu balamda Muktil b. Sleymann Kitabl-Vch
ven-Nezir ve Kitb Tefsiri Hamsi Mie Aye adl eserlerini rnek olarak zikredebiliriz.
Homojen yapnn deimesi, sadece, ksa vadede ortaya kan problemler sonucunda
ortaya ktn syleyebileceimiz bu ekolleri dourmakla kalmad; ayn zamanda,
farkl din ve kltrlere mensup olan insanlarn mslman olmas, birdenbire ve
tamamyla eski inanlarnn etkisinden kurtularak her ynyle slam inancn zihinsel
anlamda kabullenmelerine yetmedi. Ayrca mslmanlarn kendi ilerinde zellikle de
siyasi kkenli ekimeler tezahr etti. Bu ekimeler, daha sonra kelam ilminin temel
problemleri olarak literatrdeki yerini alacak olan byk gnah meselesi, kader ve efl-i
ibd gibi eitli tartmalara yol at. Fetihler sonucu ortaya kan farkllklarn getirdii
etkileimin ve ilk fikir ayrlklaryla birlikte gelien dier nedenlerin sonucunda inanla
ilgili konularda problemler ortaya kt. zellikle dardan ithal edilen baz gr ve
akmlarla Mutezil limler mcadele etmi, bylece kelam ilmi teekkl etmeye ve
sistemlemeye balamtr.18 Kelam ilminin teekkl ve birok kelm probleme
ayetlerden zm aranmas, ya da farkl frka ve mezheplerin grlerini ayetlerle
delillendirme ihtiyac tefsirde kelam ve mezheb ynelileri dourdu. tikd ve kelam
konulardaki ihtilafn ve problemlerin ortaya k nisbeten daha sonra olduu iin, bu
17
bn Haldn, Mukaddime, s. 1056-1057, 1059.
18
lk ihtilaflar hakknda geni bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 363-367, 381-384, 393-401,
407-414; Duhal-slm, 3 cilt, Drul-Ktbil-Arabiyye, Beyrut, t.y, I, 137-157, 367-369; III, 1-20; W.
Montgomery Watt, slam Dncesinin Teekkl Devri, (ev. Ethem Ruhi Flal), Umran Yaynlar,
Ankara 1981, s. 11-69; smail Yiit, Emevler, DA, stanbul 1995; XI, 89-90.
6
Dille ilgili sorunlar konu edinen dilbilimsel yneliin birinci planda Kurann
okunmas ve anlalmasyla ilgili sorunlarn zm noktasnda hz kazandn
syleyebiliriz. Bu balamda Kurann harekelenmesi, noktalanmas gibi hususlarda
Ebl-Esved ed-Del (.69/688), Nasr b. Asm (.89/708), Yahya b. Yamer
(.129/746) ve Halil b. Ahmed (.175/791)in nemli katklar olmutur.20 Bu
harekeleme ve noktalama giriimleri srdrlrken, Arap dilbilimi ile ilgili olarak, Kfe
ve Basrada yaplan almalar sonucunda Kfe Ekol ve Basra Ekol olarak anlan iki
ekol teekkl etmitir. Daha sonra her iki ekole ait grler arasndan tercihlerde
bulunarak eklektik bir tarz benimseyen, bu ynyle iki ekol arasnda uzlatrc bir rol
oynayan Badat Ekol olumutur.21 Bylece, Kuran metnini doru okumay salamak
amacna ynelik bu almalar, ayn zamanda Arap dilinin kurallarnn olumasna
byk katk salamtr.22
Kuranla ilgili yaplan dilsel almalar bu kadarla kalmam, hicri II. asrn ikinci yars
ve III. asrn balarnda kelimelerin, gerek mstakil olarak gerekse cmle ierisindeki
anlamn ortaya karmaya ynelik almalar da hz kazanmtr. Bu balamda garbl-
Kurn, menil-Kurn, vch-nezir ve irbl-Kurn tr eserler yazlmtr.
Abdullah b. Abbasa (. 68/687) nispet edilen Garbl-Kurnn ona ait olduu kabul
edilirse23 bu eserlerden ilk olarak garbl-Kurnlarn yazldn syleyebiliriz. Bu
dnemde yazlan garbl-Kurnlar genel olarak, Mushaf tertibine gre yazlm
19
Kr. Krca, Kurana Yneliler, s. XI-XII.
20
Eb Amr Osman b. Said Dn, el-Muhkem fi Naktil-Meshif, Vezertus-Sekfe vel-rd, Dmak
1960, s.4-7; Muhammed b. shak bn Nedm, el-Fihrist, Drul-Marife, Beyrut 1978, s. 59-62;
Konuyla ilgili geni bilgi in bkz. Mehmet Emin Maal, Kurann Metin Yaps, lhiyat Yaynlar,
Ankara, 2004, s. 301-336.
21
Ignace Goldziher, Klasik Arap Literatr, (ev. Azmi Yksel-Rahmi Er), maj Yaynlar, Ankara 1993,
s. 73-80; Hulsi Kl, Basriyyn, DA, stanbul 1992, V, 117-118; Kl, Kfiyyn, DA, Ankara
2002, XXVI, 345-346. Bu ekol hakknda almamzn Doudaki ve slam Kltrndeki Dilbilim
almalar ksmnda daha detayl bilgi verilecektir.
22
Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72.
23
Abdullah b. Abbasa nispet edilen Garbl-Kurnn ona aidiyetiyle ilgili tartmalar iin bkz. Carl
Brockelmann, Trihul-Edebl-Arab, (ev. Seyyid Yakub Bekr), 6 cilt, Drul-Marif, Kahire t.y., IV,
8-9; Fuad Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, (ev. Mahmud Fehmi Hicz), 5 cilt, Cmiatl-mm
Muhammed b. Sud, Riyad 1983, I, 59-60, I, 64-67; Ali Bulut, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine
Dair Eser Veren lim Adamlar ve Eserleri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, OMSBE, Samsun
1999, s. 11; Bulut, Kuran Filolojisiyle lgili lim Dal (Garbl-Kurn, Menil-Kurn, rbl-
Kurn) ve Bu Dallarda Eser Veren Mellifler (Hicri lk Asr), OMF Dergisi, say: 12-13,
Samsun 2001, s. 397.
7
24
Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, (Tekmile ksm), s. 1; Yakut el-Hamev, Muceml-deb rdl-Erb
il Marifetil-Edb, (thk. hsan Abbas), 7 cilt, Drul-Garbil-slm, Beyrut 1993, VI, 2795.
25
Muktil b. Sleyman, Kitbl-Vch ven-Nezir, (nr. Ali zek), lm Neriyat, stanbul 1993.
26
Bu eserlerin kronolojik sralamasyla ilgili olarak bkz. Bulut, Kuran Filolojisiyle lgili lim Dal,
s. 397-399.
27
Kr. J.J.G. Jansen, Kurana Yaklamlar, (ev. Halilrahmn Aar), Fecr Yaynevi, Ankara 1999, s.
114; Celaleddin Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzbdnin Besairi,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, SDSBE, Isparta 2000, s. 59.
28
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 124.
29
Tefsirde belagatn nemi ve belagat almalarnn tarihsel seyri iin bkz. Ahmet Cokun, Kuran-
Kerimin Tefsirinde Belagatn nemi, EF Dergisi, say: 5, Kayseri 1988, s. 190-205.
30
Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzbdnin Besairi, s. 72.
8
31
Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye fi Davi Dirsati lmil-Lgatil-Hads, Dru
Nahdatil-Arabiyye, y.y. 1966, s. 45-46; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav indel-Arab mea
Dirse li Kaziyyetil-Mteessir vet-Teessr, leml-Ktb, Kahire 1988, s. 218-219.
32
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 114.
33
rnein bkz. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 19 vd.; Abdlhamid alkn, Mesdirl-
Lga, el-Mnetl-mme lin-Ner, Trablus 1982, s. 63; Abdlhamit Birk, rbl-Kurn, DA,
stanbul 2000, XXII, 377; Muhammed ehrur, Lgav Kuran Okumalar, (ev. Mustafa nver), Sidre
Yaynlar, Samsun 2001; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 112-114; Mehmet Paac, Kurana Giri, SAM
Yaynlar, stanbul 2006, s.123; Hasan Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas,
Kurav Yaynlar, Bursa 2007, s. 139.
9
Bu almada, dilbilimsel tefsirin doru anlamaya zemin tekil etmesi asndan nemli
bir ilevi yerine getirdii iddiasndan hareketle, hicri ilk asrdaki dilbilimsel tefsir
faaliyetlerinin analiz edilmesi amalanmaktadr. Bu adan bakldnda almamzn
iki ynl bir amacndan sz etmek mmkndr. Dier bir ifadeyle, almamz iki temel
iddiadan olumaktadr.
34
Goldziher, slam Tefsir Ekolleri, (ev. Mustafa slamolu), Denge Yaynlar, stanbul 1997, s. 143-161.
35
Jansen, Kurana Yaklamlar, s. 113-143.
36
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 269 ve devam. Ayrca u eserlerde de lgav tefsire ksaca temas
edilmitir: Albayrak, Tefsir Usul, s. 102-104; Paac, Kurana Giri, s. 123-124; Aydz, Tefsir
Tarihi, s. 112-114.
37
Krca, Kurana Yneliler, s. 167-177.
38
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerm, Dru bnil-Cevzyye, Demmm 1422.
11
tefsirin tanm ve geliimiyle ilgili bilgi ve rnekler verilmitir. Daha sonra Taber,
Rummn ve bn Atyyenin tefsirleri; Ferr, Ahfe ve Zecccn Menil-Kurnlar;
Eb Ubeydenin Meczl-Kurn ile bn Kuteybe ve zeyir es-Sicistnnin
Garbl-Kurnlar; Halil, bn Dreyd ve Ezhernin mucemleri incelenmitir.
Msid b. Sleymann bu almasnn bizim iin ufuk ac olduunu ve almamzda
bu eserden yararlandmz belirtmekte yarar gryoruz. Ortak noktalar olmakla
birlikte, almamz birok adan szkonusu eserden ayrlmaktadr. Nitekim biz
dilbilimin tanm ve alt dallarnn yan sra, slam kltrnde ve Batdaki dilbilim
almalarn mukayeseli olarak incelemeye altk. Msidin eserinde dilbilimin
tanm ve geliimi, kanaatimizce, bizim ele aldmz lde kapsaml deildir. Ayrca
almamzda tarihsel bak asnn bir gerei olarak, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan
kltrel, ekonomik ve politik etkenlere, nemli saylabilecek lde yer ayrdk.
Szkonusu eserde bu konulara girilmemitir. Ayrca Msid eserinde, menil-Kurn,
garbl-Kurn, mucem ve tefsirlerden herhangi bir zaman snrlamas yapmakszn
er tane semek suretiyle deerlendirmelerde bulunmutur. Oysa, biz ise hicri ilk
asrda telif edilen garbl-Kurn, menil-Kurn ve irbl-Kurn, vch-nezir gibi
dilbilimsel tefsirle dorudan ilgili olan eserlerden elde edebildiklerimizi batan sona
okumak, incelemek ve birbirleriyle mukayese etmek suretiyle dilbilimsel tefsir ve
Kuran anlamaya katklar asndan yerine getirdikleri ilevi analiz etmeye,
dilbilimsel tefsiri bir ekol ve bir yntem olmak zere iki temel zemine oturtarak,
meseleye bu adan bakmaya altk. Son olarak dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya
katksn ve tefsir usul asndan yerine getirdii ilevi ilk iki blmdeki bilgiler
nda, nc blmde rneklerle ortaya koymaya altk. ki konu arasnda
benzerlik olsa da, konunun kapsam, ierii, ele aln tarz ve rneklendirmeler
bakmndan bizim almamz Msidin eserinden farkl ve daha sistematiktir. Btn
bu farkllklar almamzn orijinal ynn tekil etmektedir.
Mustafa Kurt, Hicri III. Asrdaki Tefsir almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay,
stanbul 1990. Do. Dr. Ali zek danmanlnda doktora tezi olarak hazrlanan bu
12
Ali Bulut, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar ve
Eserleri, Samsun 1999. Danmanln Yrd. Do. Dr. Osman Keskinerin yapt bu
almada, garbl-Kurn, menil-Kurn, irbl-Kurn gibi alanlarda eser veren
ilim adamlar ve eserleri hakknda genel olarak tantc bilgiler verilmitir. nemli
grdmz bu almadan istifade ettik. lk asrdaki dilbilimsel tefsirlerin ele
alnmas asndan, szkonusu eserin bizim almamzla ortak ynleri mevcuttur.
Ancak, biz dilbilimsel tefsiri bir ekol olarak incelemeyi amaladmz almamzda
hicri ilk asrdaki dilbilimsel tefsirleri mukayeseli olarak deerlendirerek Kurann
anlalmasna saladklar katk balamnda ele aldk.
Dilbilimsel tefsirin belli bir dnemini ve belli ahslar ele almas hasebiyle
almamzda bu eserlerden yararlandk. Bununla birlikte, aratrmamzda, sadece belli
ahslarn eserlerinin ya da hicri ilk asrda yazlan eserlerin tantlmas
amalanmamtr. almamz dilbilimsel tefsirin douu olarak kabul edebileceimiz
hicri nc asr zemin olarak kabul edip, bu zeminden hareketle anlama faaliyetinde
dilbilimsel tefsirin ne tr bir fonksiyon icra ettiini ortaya koymay amalamas
bakmndan, yaplan bu almalardan ayrlmaktadr. Bu zellik onu nemli klan
hususlarn banda gelmektedir.
13
Dilbilimsel tefsirin, Kuran anlamaya olan katklar asndan nemli bir alma alan
olduu muhakkaktr. Zira, hemen hemen btn tefsir ekolleri, farkl ama ve
younlukta da olsa, dilbilimden istifade etmektedir. Szgelimi, kendi grlerini
temellendirmek asndan, Mutezile bu dilbilimsel izahlara nemli lde yer verirken,
Snni ekole mensup mfessirler de bu tr dilsel izahlar kullanmlardr. te yandan,
yaplan yorumlarn deerinin belirlenmesinde en nemli kstaslardan birisi, onlarn
dilbilim kurallarna uygunluudur. Zira anlamn doruluu, lafza ve dil kurallarna
uygunluuyla yakndan ilgilidir.
39
rnein, bir internet sitesinde ibns-sebl kavram Yolun olu yani yolda kalm kimse. Malndan,
ailesinden, parasndan uzak dm kii, yolcu. Sokaa atlm ocuk anlamna da gelebileceini
syleyenler vardr eklinde tanmlanmtr. Bkz. http://www.kurandan.com/sozluk/sozluki.htm,
02.02.2009.
40
rnein Yaar Nuri ztrk hazrlad Kuran- Kerim Melinin nsznde szlkte sz anlamna
gelen hads kelimesinin din terminolojide ise Hz. Peygambere izafe edilen sz anlamn ifade ettiini
ne srmtr. (Bkz. Yaar Nuri ztrk (haz.), Kuran- Kerim Meli, Yeni Boyut, stanbul 2003, s.
11). ztrk buradan hareketle
ayetine Bu Kuran uydurulacak bir hadis/sz
deildir eklinde anlam vermitir. (Bkz. ztrk, Kuran- Kerim Meli, s. 249). ztrk ayrca Arf,
7/185; Lokman, 31/6; Csiye, 45/6 ve Mrselt, 77/50. ayetlerde geen hadis kelimelerine de ayn
ekilde sz/hadis eklinde anlam vermitir.
14
Doru anlamn elde edilmesi, sadece lafzlarn mfred haldeki anlamna deil, ayn
zamanda kelimelerin yap ve formlaryla, cmle ierisindeki diziliiyle de alakaldr.
Dolaysyla sarf ve nahiv ilimlerinin bilinmesi ve Kuran anlamaya alrken bunlarn
verilerinin gz nnde bulundurulmas nem arz etmektedir. Bu balamda dilbilimsel
tefsirle dorudan alakal olan garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve
irbl-Kuran literatryle dilbilimsel tefsirle dolayl olarak balantl olan
mucemlerden ezdd kitaplar gibi eserlerden istifade edilmesi gerekmektedir.41
Dilbilimsel tefsir ekoln sememizin dier bir nemli gerekesi, gnmzde dilin ve
dilbilimsel almalarn neminin giderek artmasdr. Dolaysyla, dilbilimsel tefsirin
balang dnemi ile gnmz arasnda benzerlikler olmas, bizi bu tr bir almaya
iten sebeplerden bir dieridir.
41
Kr. Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s.18.
15
incelenmesi gerekecekti. Oysa bylesine byk ve geni bir birikimin bir kii tarafndan
hem de snrl bir zamanda incelenmesinin mmkn olmadn dnyoruz. Bu
yzden, yaplan mzakere ve deerlendirmeler nda almamz hicri ilk asrla
snrlandrmay uygun grdk.
Aratrmamzda daha geni kapsaml bir konu semediimiz gibi, konuyu garbl-
Kurn gibi belli bir alanla ya da sadece belli bir eserle snrlandrma yoluna da
gitmedik. Oysa doktora tezlerinde belli bir konunun derinlemesine incelenmesi
beklentisi gz nnde bulundurulduunda, byle bir snrlandrma yapmak daha uygun
olabilirdi. almamz her ne kadar dilbilimsel tefsirin belli bir alanyla ya da bu
alanlardan birinde telif edilmi belli bir eserle snrlandrlmam olsa da, tefsir
ynelileri arasndan belli bir yaklama odaklanmas nedeniyle, belli bir konuyu
derinlemesine ele almaktadr. Bu konu dilbilimsel tefsirin Kuran anlamaya katks ve
ekoln hicri ilk asrdaki durumudur. Dolaysyla belli bir ekoln incelenmesi
42
emsddn Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zeheb, Trhul-slm ve Vefeytul-Mehri vel-
Alm, (thk. mer Abdsselm Tedmr), 53 cilt, Drul-Kitbil-Arab, Beyrut 1990-2000, IX, 13; kr.
Muhammed bid el-Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, (ev. brahim Akbaba), Kitabevi Yaynlar,
stanbul 2000, s. 64-65; mer zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara
2005, s. 36-37.
43
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 43, 64-65, 72-73.
16
44
Szgelimi Sbeveyhin el-Kitbnda yaklak drtyz ayetten ahid getirilmi olmas onun dilbilimsel
tefsirle alakal olduunu gstermektedir. Bkz. Corc Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, 4 cilt,
Dru Mektebetil-Hayt, Beyrut 1967, II, 323; Birk, rbl-Kurn, XXII, 377; Bulut, Sbeveyhin
el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, leme Yntemi ve Koyduu Kuallar, Yaynlanmam
Doktora Tezi, OMSBE, Samsun 2003, s. 72. Bu bakmdan Sbeveyhin bu eserini ilk rbl-Kurn
literatrnn ilk kayna olarak kabul edenler olmutur. Bkz. Birk, rbl-Kurn, XXII, 377.
Ayn ekilde Mberred de el-Muktadab adl eserinde yaklak be yz ayetle istihad etmitir. Bu
eserlerin drt yze yakn Sbeveyhin eserinde ahid olarak kullanlan ayetlerin aynsdr. Bkz. smail
Durmu, Mberred, DA, stanbul 2006, XXXI, 433.
17
Aratrmamzn kapsam ierisinde olmas beklenen bir dier husus da fkh usulnn
delalet bahsidir. Zira fkh usul kitaplarnn ieriklerinin neredeyse te birini lafzlar
ve lafzlarn delaleti konusu oluturmaktadr.45 Nitekim, Gazlye (.505/1111) kadar
telif edilen fkh usul kitaplarnda, delalet konusu, fkh usulnde birinci delil olarak
kabul edilen Kitab blm ierisinde ele alnmtr. Gazl kendinden nceki usul
kitaplarnda girift bir ekilde ele alnan delalet konularn birbirinden ayrarak yeni bir
sistem gelitirmitir. Gazlnin gelitirdii sistem kendisinden sonra byk lde
benimsenmitir.46 Sonuta, fkh usul kitaplarnn azmsanmayacak bir blm her
halkarda delalet konusuna ayrlmtr. Bu ynyle naslarn anlalmas ve
yorumlanmas konusunda fkh usulnn erken dnemde sistematik bir yntem ortaya
koyduu bilinmektedir.47 Zira usulclerin lafzn manaya delaletiyle ilgili faaliyetleri
dorudan doruya er hitabn yorumu ve er hitaptan hkm karmakla ilgilidir.48
Usulclerin bu faaliyetleri, metinlerin anlalmas ve yorumlanmasyla ilgili ilke ve
yntemlerin olumasna byk katk salamtr.49 Bu balamda Halil b. Ahmed
(.175/791) ve Sbeveyh (.180/796) gibi dilbilimciler dilin kurallarn tespit etmeye,
afi de (.204/820) dilden yararlanarak fkhn ilke ve kurallarn tespit etmeye
almtr, denebilir.50 Fkh usulnn kurallar oluturulduktan sonra, bu kurallar
nahivciler, kelamclar ve zellikle ahkm ayetlerinde mfessirler tarafndan da
kullanlmtr.51 Naslarn anlalmas ve yorumlanmas konusunda bir yntem tesis
etmesi asndan almamzda fkh usulnn delalet bahsiyle ilgili deerlendirmelerin
bulunmas beklenebilir. Bununla birlikte, fkh usulnn delalet bahsiyle ilgili
deerlendirmelere girmeyeceiz. Bunun tek nedeni, tezimizin hacmini uzatma ve
konunun dalmas endiesi deildir. Bu endienin yan sra, bizim incelediimiz ilk
45
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, (ev. Burhan Krolu, Hasan Hacak, Ekrem Demirli),
Kitabevi Yaynlar, stanbul 2000, s. 70.
46
Davut lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun Delalet Anlay, Yaynlanmam Doktora Tezi,
ESBE, Kayseri 2006, s. 1-2, (1 ve 2 nolu dipnot), 4.
47
lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun Delalet Anlay, s. 4.
48
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 76.
49
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 70.
50
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 103-106. Bu balamda zellikle afinin er-Rislesi
kendinden sonraki limleri etkilemitir. Bkz. Habil Nazlgl, mam e-finin Hadis Kltrmzdeki
Yeri, Yaynlanmam Doktora Tezi, ASBE, Ankara 1993, s. 54.
51
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 108.
18
52
Cbir, Arap slam Kltrnn Akl Yaps, s. 28, 69; Muhammed Ali Abdlkerim Rdeyn, Fusul fi
lmi'l-Lgati'l-mm, lem'l-Ktb, Beyrut 2002, s. 270-271.
53
Fkh Usulnn anlama ynteminin daha ok hkm bildiren naslarn anlalmasna ynelik olmasyla
ilgili olarak bkz. Mehmet Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji
Sorunu, TDV Yaynlar, Ankara 1997, s. 156-162; Hadislerde Delalet Sorunu, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 228. Tefsir usul-fkh usul mukayesesi iin
ayrca bkz. Adnan Koum, Nasslar Anlama ve Yorumlamada Yntem Sorunu Fazlurrahman rnei, z
Yaynclk, stanbul 2004, s. 18.
54
H. Yunus Apaydn, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi, Gncel Din Meseleler Birinci htisas
Toplants, s. 285-286. Ayrca fkh usul salt naslar bir ilkten anlamann deil, teri srecine ilikin
olarak olup-biteni anlamann yntemidir (Bkz. Apaydn, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi s.
293).
55
Eb Abdullah Muhammed b. Sleyman Kfiyeci, Kitbt-Teysr fi Kavidi lmit-Tefsr, (haz. smail
Cerraholu), AF Yaynlar, Ankara 1974, s. 14.
56
Paac, Kurana Giri, s. 112. Fkh tefsir ilikisi iin ayrca bkz. brahim Grener, Tefsir ve Tefsir
Usl zerine Dnceler, Lain Yaynlar, Kayseri 2004, s. 122-123.
19
olarak ele alnmasnn daha uygun olduunu dndmz iin,57 delalet bahsini
almamzn kapsamna almamay uygun grdk.
Dil ve dilbilim denince akla gelen hususlardan birisinin Mutezile olduu bilinmektedir.
Mutezilenin nde gelen limlerinin dil, edebiyat ve belagat ustas olduu gz nnde
bulundurulduunda bu durum daha iyi anlalmaktadr. rnein, Menil-Kurn adyla
telif edilen ilk eserin kendisine nispet edildii Vsl b. Atnn (.131/748) dil
konusundaki vukfiyetinin kendisine fasih konuma imkn verdii sylenmektedir.58
slam dinine, zellikle de Kurana yaplan Maniheizm ve Hermesizm kkenli saldrlar
bertaraf etme amacyla Mutezil limler byk aba sarfetmilerdir. Bu balamda
Kurana dil uzatma giriimlerini boa karmak amacyla telif edilen Menil-Kurn
ve Nazmul-Kurn diye isimlendirilen dilbilim arlkl eserler Vsl b. Ata
(.131/748), Ferr (.207/822), Chz (.255/869) gibi Mutezil olan ya da Mutezileye
sempati duyduu sylenen limlere aittir.59 Mutezile Kurann icazn ispat sadedinde
dile ve belagata nem vermitir. Ayrca Mutezil limler zahir anlam itibariyle Allaha
isnad edilmesi mmkn olmayan sfatlardan bahseden ayetlerin tevilinde akidin genel
prensiplerinin yan sra, Arap dilinin kurallarna ve akln verilerine dayanmtr.60
Dolaysyla metnin dilbilgisi ve belagat asndan analizi bu ekoln Kuran anlamada
tercih ettii yntemde nemli bir enstrman olarak karmza kmaktadr.61
Mutezilenin Kuran tefsir metodu ile dilbilim arasnda sk bir iliki olmakla birlikte,
Mutezileyi dilbilimsel tefsir ekol kapsamnda kabul etmek doru olur mu? Dier bir
ifadeyle Mutezilenin yapt dilbilimsel tefsir midir? sorular akla gelmektedir.
Tefsirlerinde grlerini delillendirirken dilbilimi kullanmalar, eserlerinin dilbilimsel
tefsir ekol ierisinde deerlendirilmesi iin yeterli midir? Bizim bu konudaki
kanaatimiz, Mutezil limlerin dilbilimsel tefsir yazmadklar, ya da en azndan bunu
ama edinmedikleri ynndedir. Bununla birlikte, mezheb grlerini ispat etmek iin
57
Bu konuyla ilgili yaplan baz almalar iin bkz. lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Metodunun
Delalet Anlay, s. 4, 11 nolu dipnot.
58
Bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, (ev. Muhammed elik), Yeni Akademi
Yaynlar, zmir 2006, s. 267.
59
Mustafa ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2004, s. 18; Kuran Dili
ve Retorii, Kitabiyat, Ankara 2002, s. 157-158; kr. lyas elebi, Mutezile, DA, stanbul 2006,
XXXI, 392. Ferrnn Mutezileye sempati duyduu eklindeki rivayetlere ramen, ileride Ferrnn
eserini incelerken belirteceimiz zere, Ferrnn Menil-Kurn adl eserinde Mutezil olduunu teyid
eden yorumlara rastlamadk.
60
ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 59.
61
Goldziher, slam Tefsir Ekolleri, s. 143, 152-153.
20
Dilbilimle ve dilbilimsel tefsirle alakal olan dier bir husus da kraat farkllklar ve bu
alanda telif edilen eserlerdir. Zira kraat farkllklarnn birounu sonuta dilbilimsel
nedenlere indirgemek mmkndr. Bununla birlikte kraat kitaplarnn incelenmesini de
almamzn dnda tuttuk. Kraat farkllklar en temelde okuyula ilgilidir. Bu
farkllklar anlam deiikliine neden oluyorsa gnmz dilbilimi asndan sesbilime,
anlam deiikliine neden olmuyorsa sesbilgisine karlk gelmektedir. Ancak kraat
farkllklarnn tek nedeni, ses ve sesbirim/fonem deiimleri deildir. Bu olgularn yan
sra, lehe farkllklar, morfolojik farkllklar ve szdiziminden kaynaklanan durumlar
da kraat farkllklarna sebep olmaktadr. Yani, dilbilimin alt dallarn oluturan
sesbilgisi, sesbilim, lehebilim, biimbilgisi, szdizimi ve szckbilim, kraat/okunu
farkllklar dediimiz olgunun nedenleri arasnda yer almaktadr.
62
Bu tr rnekler iin bkz. Goldziher, slm Tefsir Ekolleri, s. 192-194.
63
Ahmed Emn, Duhal-slm, III, 95; kr. elebi, Mutezile, XXX, 397.
64
Hicri ilk asrda Mutezil limler tarafndan telif edilen eserlerin gnmze ulamasn engelleyen
faktrler iin bkz. ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 15-16, 25, 265-266.
65
Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 120-121; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgavi, s. 60.
21
czl-Kurn literatr iin sylediklerimiz belagat alannda telif edilen eserler iin
de geerlidir. Geri, belagat ilminde ele alnan konulara, eitli ekillerde dilbilimle
ilgili kitaplarda, dilbilimsel ve dier tefsirlerde deinilmitir. Zira belagat ilmi teekkl
etmeden nce de, Kurann slubunda ve insanlarn kullanmnda belagatn izleri ve
yansmalar vard. Fakat henz belagat ilminin hicri ilk asrda tam manasyla
teekkl ettiini ve nahiv ilminden ayrldn sylemek zordur. Ayrca Sekkk
(.626/1229) tarafndan sistematize edilmi haliyle belagat ilminin alt dal olan
men, beyn ve bed ilimlerinin konularnn, terminolojik ve sistematik olmasa da,
dilbilim kitaplarnda ve tefsirlerde yer ald grlmektedir. Bununla birlikte, ilk
asrda telif edilen eserlerde belagat ilgilendiren konularla ilgili aklamalar sonraki
dnemlerdeki gibi sistematik olmayp belli bir standarda kavumamt. Muktazay hale
uygun ifadede bulunmay amalayan meni ilminin, szdizimiyle; maksad ifade edi
yollaryla ilgili olmas bakmndan, beyn ilminin de anlambilimle balants olmakla
birlikte, bunlar Sekkaknin de yapmaya alt gibi, dilbilimin alt dallarna tekabl
eden nahiv ve lgat ilimlerinin bir devam ve tamamlaycs niteliindedir. Sekkki daha
66
Kraat alannda telif edilen eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 53.
67
Bkz. Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 33.
22
nce dilbilim kitaplarnda dank halde bulunan birbiriyle alakal olan konularn
snrlarn metodolojik zorunluluk gerei netletirmeye almtr.68 Ayrca, gerek
terimleri gerekse ierii asndan daha sonra sistemleen belagat ilminin ilk asrdaki
dilbilimsel ve dier tefsirlerdeki nvelerinin tespiti ve incelenmesi de balbana
allmaya deer bir konudur. Zira bu gzle incelendiinde, ilk dnemdeki eserlerde
yaplan aklamalar arasnda, her ne kadar henz sistemlememi olsa da belagatn ilk
nveleri kabul edilebilecek birok rnek vardr. lk asrdaki dilbilim ve nahiv
kitaplarnn ieriinde, daha sonra men ve beyan ilminin konular arasnda yer alan
hususlarn bulunmas asndan belagatin konularna girmemiz beklenebilir.
Haddizatnda alt dallaryla birlikte belagat ilminin Kurann anlalmas asndan son
derece nemli olmas69 byle bir beklentiyi hakl klmaktadr. Ancak, almamzn bu
haliyle bile, olduka geni bir kaynak incelemesini gerektirmesi, ister istemez
konumuzu snrlandrmamz zorunlu kld.
Sonu olarak, almamzn snrlarn biraz daha netletirerek yle ifade edebiliriz.
Hicri ilk asrda garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve irbl-Kurn
alannda telif edilen eserlerin dilbilimin alt dallarna tekabl eden; sarf, nahiv ve lgat (:
68
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 124-129; kr. Sircddn Eb Yakb Ysuf es-Sekkk,
Mifthul-Ulm, el-Matbaatul-Edebiyye, Msr, h. 1317, s. 3-4.
69
Tefsirde Belagatn nemi hakknda geni bilgi iin bkz. Ahmet Cokun, Kuran Kerimin Tefsirinde
Belagatn nemi, s. 190-205; Belagat lminin Tefsire Tatbiki, Yaynlanmam Ders Notu, Kayseri
1995; Nasrullah Hacmftolu, Kurann Belagati ve caz zerine, Ekev Yaynevi, Erzurum 2001,
s. I, 32-36; Yldrm, Kuran Anlama Yntemi, Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants
(02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 27-28.
70
Kr. mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans -Rb el-Isfahn rnei-,
Ahenk Yaynlar, Van 2007, s. 11.
23
71
Abdullah b. Abbas, Kitb Garbl-Kur'n, (thk. Ahmet Bulut), Mektebz-Zehr, Kahire 1993.
72
Eb Ubeyde Mamer b. el-Msenn, Meczl-Kurn, (thk. Fuad Sezgin), 2 cilt, Messesetr-Risle,
Beyrut 1981.
73
Eb Abdirrahman Abdullah b. Yahya b. Muhammed bnl-Yezd, Garbl-Kurn ve Tefsruh, (thk.
Abdrrezzak Hseyin), Messesett-Risle, Beyrut 1987
74
Eb Abdullah b. Mslim b. Kuteybe, Tefsru Garbil-Kurn, (thk. Seyyid Ahmed Sakr), Dru hyi
Ktbil-Arabiyye, Msr 1958.
75
Ebl-Hasen Said b. Mesade Ahfe el-Evsat, Menil-Kurn, (thk. Abdlemr Muhammed Emn el-
Verd), 2 cilt, leml-Ktb, Beyrut 1985.
Ahfein vefat tarihi Ferrdan sonra olmakla birlikte eserinin Ferrnn eserinden nce yazldna dair
bilgi mevcut olduu iin, ncelii Ahfein eserine verdik.
76
Eb Zekeriya Yahya b. Ziyd el-Ferr, Menil-Kurn, (thk. Ahmed Ysuf Nect-Muhammed Ali en-
Neccr), 3 cilt, Darus-Srr, Beyrut t.y.
77
Eb shak brahim b. es-Seriyy ez-Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, (thk. Abdlcelil elebi), 5 cilt,
Drul-Hads, Kahire 2005.
78
Bu arada Kisnin (.189/860) kaynaklarda zikredilen Menil-Kurn adl eseri ayn isimle
yaymlanm olmakla birlikte, szkonusu eser bizatihi Kis tarafndan telif edilmedii iin
incelemedik. Zira bu eseri sa ehhte sa Ali, Kisainin konuyla ilgili tefsirlerde yer alan grlerini
tahric etmek suretiyle ayn isim altnda neretmitir. Bkz. Ali b. Hamza Kisi, Menil-Kurn, (haz.
sa ehhte sa Ali), Dru Kub, Kahire 1998.
79
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, (nr. Ali zek), lm Neriyat, stanbul 1993.
24
4. almann Yntemi
80
Yahya b. Sellm, et-Tasrf, (thk. Hind eleb), e-irkett-Tunsiyye, Tunus 1979.
81
Ebl-Abbas Muhammed b. Yezid Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah minel-
Kurnil-Mecd, (nr. Muhammed Rdvan Dye), Drl-Beir, Dmak 1992.
82
Bkz. Sleyman Doanay, Hadis Rivayetinde Rvi Tasarruflar ve Dourduu Problemler, SAM
Yaynlar, stanbul 2009, s. 18.
83
Jurgen H. Petersen, Metne Bal Yorumlama, Teori ve Eletiri, (Haz. Hseyin Su), Hece Yaynlar,
Ankara 2004, s. 155-156; Ramazan Adbelli, Mircea Eliade ve Din: Mircea Eliaden Din Bilimi
almalarnn Metodolojik Adan Deerlendirilmesi, ESBE, Kayseri 2009, s. 35.
84
Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 35.
25
yazarnn dncesi olarak grmek suretiyle, yazar tarafndan ortaya konmak istenen
maksad anlamaya almak.85
Biz, almamzda arlkl olarak tarih yaklam tercih edeceiz. nceleme alanmz
oluturan dnem hicri ilk asr olduu iin, gerek dilbilimsel tefsire rnek tekil eden
eserlerin incelenmesinde, gerekse dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenleri analiz
ederken konuya tarihsel bak asyla yaklamamz gerekmektedir. Zira, incelemeye
altmz malzeme belli bir tarih balamn rn olduu iin tarihsel niteliklidir.86
Dolaysyla dilbilimsel tefsirleri incelerken, bu eserlerin telif edildii tarih, sosyo-
kltrel, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik ortam ve bu ortamn dilbilimsel tefsirin
geliimine olan etkilerini gz nnde bulundurmaya altk. Tarih artlarn gz
nnde bulundurmakszn, hibir eserin tam manasyla anlalmas mmkn olmad
kabul edildii takdirde byle bir yaklam tercih etmemiz zorunluydu.87 Bununla
birlikte, bu eserlerde melliflerin ne yapmaya altn ve dilbilimsel tefsirin ilevini
anlamaya alma balamnda, zaman zaman hermentik yaklama gre hareket
ettiimiz de olmutur.
85
Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 35; Petersen, Metne Bal Yorumlama, s. 157.
86
Tarihsel Yntem gemii konu alan bilimlerde kullanlan ve gemile ilgili belge, kayt ve arivlerle
arkeolojik olgu ve bulgularn seilerek snflanmasndan, deerlendirilerek yorumlanmasndan oluan
yntem olarak tanmlanabilir. Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar,
stanbul 2000, s. 647.
87
Kr. Adbelli, Mircea Eliade ve Din, s. 36.
BRNC BLM
KAVRAMSAL VE TARHSEL EREVE
1. Dilbilim
Dilbilim, tarihsel sre ierisinde eitli evrelerden gemi bir bilim daldr. Bu nedenle
gerek tanmnda gerekse yaplan tanmlardan birini tercih etme konusunda baz
zorluklarn bulunduu grlr. Bu zorluklar yle sralamak mmkndr:
2. Dilbilimle ilgili birok farkl akm ve bu akmlar ierisinde eitli yaklamlara sahip
bilim adamlar vardr. Yaplacak olan tanm, bu akm ve yaklamlardan hangisine gre
olacaktr?
3. Dilbilim farkl kltrleri ilgilendiren bir bilimdir. Her kltrde dilbilimin ortaya k
ve geliim seyri farkl ekillerde olmutur. Szgelimi, dilbilimin slam kltrnde
ortaya k ve geliimiyle Batda ortaya k ve geliim seyri tam olarak ayn
deildir.
Dilbilimin tanmyla ilgili sorunlar birok ilim adam da dile getirmitir. ada
dilbilimin kurucusu olarak kabul edilen Ferdinand de Saussureun (.1913), dilbilimin
eitli bilim dallaryla etkileimde bulunduuna, etkileimde bulunduu bilimlerle
27
88
Ferdinand Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul 1998, s. 34.
89
Saussure dilbilimin snrnn belirsizliiyle ilgili unlar sylemitir: Hem eksiksiz hem de somut
olarak dilbilimin konusu nedir? Yantlanmas ok g bu sorunun Bylece sorunu hangi ynden ele
alrsak alalm, dilbilimin konusunu tmyle hibir yerde bulamayz ve hep u ikilemle karlarz: Her
sorunun yalnz bir yan stnde durduumuzda yukarda belirtilen ikilikleri gzden karma tehlikesi
belirir; dili ayn anda birok ynden incelediimizde ise, dilbilimin konusu, aralarnda ba
bulunmayan, karmakark bir olgular yn gibi grnr. te, bu trl bir yol izleyince de birok
bilime -ruhbilime, kuralc dilbilgisine, betikbilime, vb.- ak kap brakm oluruz. Oysa, biz bu
bilimleri dilbilimden kesinlikle ayryoruz. Bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 36-38.
90
Doan Aksan, Her Ynyle Dil Ana izgileriyle Dilbilim, 3 cilt, TDK Yaynlar, Ankara 2000, I, 24.
91
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 7; Gaz Muhtar Talimt, F lmil-Lga, Dru Talas, Dmak 2000, s.18.
92
Sheyl Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz), Multilingual, stanbul 1998, s. 7. Bayrav, terminoloji
konusunda karlalan skntnn gerekesini Her bilgin, yazlarnda, tanmlad terimlerden kurulu
bir szlk ortaya koymak yoluna gitmitir. Terim bolluu ise anlamazlklara sebep olacak hale
gelmitir. Bugn bir kelime iki dilcinin yazlarnda farkl anlamlar tad gibi, tek bir kavram da ayr
ayr szcklerle ifade edilmektedir. diyerek aklamaktadr. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz),
s. 8; ayrca kr. s. 22 (1 numaral dipnot), ve s. 23-24.
93
Szgelimi dilbilimle filolojinin snrlarnn belirsizlii hakknda Subh Salih hem Douda hem de
Batdaki bir gurup ilim adam nazarnda konularn byk bir ksm birbirine girift olduu iin dilbilimle
filolojinin arasn net olarak ayrmann g bir i olduunu belirtmekte ve bu giriftliin, iki terimin
birbirleri yerine kullanlmas sonucunu dourduuna dikkat ekmektedir. Bkz. Subh Salih, Dirst f
Fkh'l-Lga, Matbaatu Cmiat Dmak, Dmak, 1960, s. 3. Arapadaki terminoloji skntsyla ilgili
ayrca bkz. Muhammed Ali Abdlkerim Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, Aleml-Ktb, Beyrut
2002, s. 50; 52; Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye,
Mecellet Mecmail-Lgatil-Arabiyyetil-rdn, say: 59, rdn 2000, s. 99.
94
rnek olmas asndan dilbilimle ilgili dier baz tanmlara yer vermekte yarar gryoruz:
28
Dilbilim, Dil ya da leheyi objektif bir ekilde inceleyerek, dilin zelliklerini; fonetik,
morfolojik, sentaktik, semantik ve etimolojik olgularn tbi olduu dil kanunlarn; bu
olgularn birbirleriyle ve psikolojik, toplumsal corafi dier olgularla ilikisini
aklamay amalayan bir bilimdir.95 Biz dilbilimsel tefsire ilikin yapacamz
tanmda, dilbilimin alt dallarna vurgu yapan bu tanmdan yararlanmay uygun
gryoruz.
Andre Martinet, dilbilimi, Dilbilim, insann dilyetisini ele alan bilimsel inceleme, eklinde
tanmlamtr. Bkz. Andre Martinet, levsel Genel Dilbilim, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul
1998, s. 13.
Jean Perrot, dilbilimi, konusundan hareketle Dilbilimin konusu, dillerin bilimsel incelenmesi, olarak
tanmlamtr. Bkz. Jean Perrot, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1998, s. 7.
lkemizde dilbilimle ilgili ilk eserlerden birisi kabul edebilecek Genel Dilbilim adl eserinde, Necip
ok dilbilimi yle tanmlar: Ksaca tarif etmek lazm gelirse Dilbilim, dilden veya dillerden
bahseden bir ilimdir diyebiliriz. Dier bir ifadeyle dilbilim, Bir dilin veya dil gurubunun btn
belirtilerini kendi aralarnda veya baka dillerdeki ekillerle karlatran, ondan sonular karan bal
bana bir ilimdir. Bkz. Necip ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), Multilingual, stanbul 2004, s. 13,
65.
Berke Vardar ise dilbilimi, Dilbilim, genel olarak dil olayn ele alan, zel olarak da dilin eitli
gereklemeleri saylan doal dillerin hem belli bir evredeki ileyi dzenlerini, hem de eitli evreler
arasndaki deiimlerini inceleyen bir insan bilimidir eklinde tanmlamtr. Bkz. Berke Vardar,
Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Multilingual, stanbul 1998, s. 21.
Doan Aksan dilbilimle ilgili u tanmlara yer vermektedir: Dil denen ok ynl, byl varl
inceleyen ve dilin balca sorunlarna eilen bilime dilbilim denir. Genel Dilbilim ise, Dilin btn
genel ve zel niteliklerini, yani herhangi bir dile, bir dil beine zg ya da btn dillerde grlen
zellikleri, dil olaylarn aratrma konusu edinen, dilin ortak ya da tek zelliklerini inceleyen, konular
birok bilim dalyla ilikili ve geime halinde bulunan, geni ereveli yani Bir dilin, bir dil ailesinin
ya da dil grubunun deil, dil denen kurumun dnyadaki ortak niteliklerine eilen, btn belirtileriyle dil
adn verdiimiz kurumu inceleyen bilim daldr. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 13, 24.
Sheyla Bayrav dilbilimi yle tanmlar: Dilbilim, dil olayn ve doal dilleri yapsal dzenleri ve
ileyileri asndan irdeleyen insan bilimidir. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz),
s. 9.
95
Bkz. Abdlaziz Matar, lml-Lga Fkhul-Lga Tahdid ve Tavdih, Katar 1985, s. 18-19dan naklen,
Talimt, fi lmil-Lga, s. 18; Divlekci, Dilbilim ve Kuran limleri Asndan Firuzabadinin Besairi, s.
44. Ramazan Abdt-Tevvb da alt dallarna vurgu yapacak ekilde dilbilimi yle tanmlamtr:
Dilden bahseden; dili btn ses, sarf, nahiv, anlam asndan ele ald gibi, tasvir, tarih,
karlatrmal ynleriyle de ele alan, farkl diller ya da leheler arasndaki alakalar inceleyen, dilin
grevlerini ve sluplarn farkl toplumlarla ilikilerini ele alan bilimdir. Bkz. Ramazan Abdt-
Tevvb, el-Medhal il lmil-Lga, Mektebetl-Hanc, Kahire 1980, s. 7den naklen, Rudeyn, Fusl fi
lmil-Lgatil-mm, s. 41.
96
Jean Perrot, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1998, s. 11; kr. Bayrav,
Filolojinin Oluumu, Multilingual, stanbul 1998, s. 61.
29
97
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 9. Filolojinin etimolojik anlamyla ilgili bilgileri kr. Robert Allen
(editr), The Penguin English Dictionary, Penguin Books, Londra 2003, s. 1044; Websters New
Encyclopedic Dictionary, Black Dog & Leventhal Publishers Inc., New York 1995, s. 755. Bayrav
filoloji terimiyle ilgili u bilgileri vermektedir: Eflatuna gre filolog, insana bilgi kazandracak ve
dncelerini olgunlatracak nitelikte her eit konuma ve tartmay merakla izleyen, renmee
hevesli kiidir. Aristo ve Sokrateste ise kelimenin kapsam daralr: Btn aydnlara verilen bir unvan
olmaktan karak, yalnz edebiyat ve dil alannda uzman ve sz sylemee yetkili kimselere filolog
denir. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 9.
98
Jan Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, (ed. Jan Ziolkowski), The
Pennsylvania State University Press, Pennsylvania 1990, s. 7-8; Filolojinin snrlarnn net olmayyla
ilgili olarak ayrca bkz. Perrot, Dilbilim, s. 11; Wendell Clausen, Philology, On Philology, s. 13;
Leonard Bloomfield, Language, Holt, Rinehart and Wiston, New York 1933, s. 512'den naklen, Calvert
Wattkins, What is Philology?, On Philology, s. 22-23.
99
Bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 36-38
100
Perrot, Dilbilim, s. 11; 25.
101
Ziolkowskinin analizleri u ekildedir: Szgelimi Oxford English Dictionary'nin ilk basksndaki iki
farkl tanma bir gz atalm. 1. Dil ve edebiyat sevgisi; geni anlamda, gramer, edeb tenkit ve yorum,
edebiyat ve yazl belgelerin tarihle ilikisini de ieren edebiyat almas; edebiyat ya da klasik diller
bilginlii. 2. zellikle ada kullanmda, bir dilin yaps ve geliimiyle ilgili alma; dilin bilimi;
dilbilim (Bu tanm esasen birinci tanmdaki branlardan sadece birisini tekil etmektedir.)
Websters New Universal Unabridged Dictionary adl szln ikinci basks daha ak bir grnm
sunmaktadr. Fakat bu grnmn daha yakndan incelenmesi onu ters yz ederek bir serap gibi
belirsiz klmaktadr: 1. Kken itibariyle, renme ve edebiyat sevgisi; almak; bilginlik. 2.
Otantikliklerini, anlamlarn vs. ortaya karmak amacyla, edeb metinler bata olmak zere, yazl
belgelerle ilgili alma yapmak. 3. Bugnk kullanmda dilbilim. Bkz. Ziolkowski, What is
Philology: Introduction, On Philology, s. 5-6.
30
dilbilimle filolojinin arasn net olarak ayrt etmek zordur. Bu giriftlik her iki terimin
birbirleri yerine kullanlmas sonucunu dourmutur.102 Arap diliyle ilgilenen bilim
adamlar arasnda dilbilimle filolojinin tanm, snrlar ve ierikleri konusunda gr
birlii yoktur. Hatta, ayn kitap ierisinde bile belli bir standardn olmadnn
mahede edilmesi mmkndr; bazen filoloji yerine dilbilim terimi kullanlrken bazen
de ikisinin birbirinden farkl anlamlarda kullanld grlebilmektedir.103 Ayrca
Arapa asndan sorun sadece snrlarn net olmamasnda deil, ayn zamanda, dilbilim
ve filoloji terimlerinin karlnda kullanlacak ifadelerde tezahr etmektedir.
Arapada kullanm birlii olmamasnn birok nedeni vardr. Her eyden nce, Bat ve
slam kltrnde bu iki alann gerek ortaya k gerekse geliimi farkl ekillerde
seyretmitir. Kltrler aras farklln neden olduu bu durum, terimlerin tekabuliyeti
sorununu ortaya karmaktadr. Kltrleraras farkllk ve tekabuliyet sorununun yan
sra, Arapada dilbilim ve filoloji iin kullanlan terimlerde ittifak olmamas durumu
iyice karmak hale getirmektedir. Zira gnmz Arapasnda filolojiye karlk olarak
kullanlan ifadesi hicri 4. asrdan beri literatrde vardr. Dilbilime karlk
olarak kullanlan ifadesi de,104 Suytnin (.911/1505) el-Mzhir f Ulmil-
Lga ve Envih isimli eserinin adnda oul olarak gemekte, ayrca Eb Hayyn
(.745/1344), Zerke (.794/1392), bn Haldn (.808/1406) ve Kfiyeci (.879/1474)
gibi limlerin eserlerinde105 kullanlmaktadr. Kald ki Arapada !,106 #$!
ve #%!107 gibi kullanmlar da vardr. Her iki terimin gemiteki kullanmyla
gnmzdeki kullanmnn birebir rtmemesi Arapa asndan zorluu bir kat daha
102
Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, Matbaatu Cmiat Dmak, Dmak 1960, s. 3. Arapadaki
terminoloji skntsyla ilgili ayrca bkz. Muhammed Ali Abdlkerim Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, Aleml-Ktb, Beyrut 2002, s. 50; 52; Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah
vel-ssl-Marifiyye, s. 99.
103
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 34. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 34.
Rudeynnin serzenite bulunduu bu durumu Trke eserlerde de grebiliriz. Szgelimi, Sheyla
Bayrav Filolojinin Oluumu adl kitabnn 13-14. sayfalarnda filoloji ile dilbilimin ayn ey olmadna
iaret etmesine ve bu eser filolojiyle ilgili bir eser olmasna ramen, tespit edebildiimiz kadaryla bu
eserinin 71, 111 ve 113. sayfalarnda filoloji yerine dilbilim terimini kullanmaktadr.
104
Gnmz Arapasnda filolojiye karlk olarak , dilbilime karlk olarak da
ifadesinin kullanlmasyla ilgili olarak bkz. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 3-4.
105
ifadesinin bu limler tarafndan kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanldyla
ilgili olarak bkz. Eb Hayyn el-Endls, el-Bahrul-Muht, (thk. Adil Ahmed Abdl-Mevcud-Ali
dil Muavviz), 8 cilt, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1993, I, 105; Bedreddin Zerke, el-Burhn f
Ulmil-Kurn, 4 cilt, Drul-Fikr, Beyrut 1980, I, 13; bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064;
Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
106
Eb Nasr el-Frb, hsul-Ulm, (ne. Ali b Mlhim), Mektebetl-Hill, Beyrut 1996, s. 17-25.
107
#$! ve #%! eklindeki kullanm iin bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisaniyt,
Darul-Ktbil-Ceddetil-Mttehide, Trablus 2004, s. 9; #$! eklindeki kullanm iin bkz.
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 100.
31
Adnda ifadesinin getii bir dier eser Selibye (.429/1038) ait Fkhullga
Sirrl-Arabiyyedir. Selibnin eserinin muhteva asndan bugnk anlamda filolojiyle
ilgili olduunu sylemek zordur.112 bn Fris ile Selibnin eserlerindeki kullanma
gre fkhullgann, Arapa lafzlar ve anlamlar, lafzlarn konulara gre tasnifi gibi
hususlarla ilgili konularn bilinmesi anlamna geldii ve ses, sarf, nahiv, anlam, slup,
iir gibi btn dilsel dzeyleri kapsad ne srlmektedir.113 Dolaysyla bn Frisin
eserinde ele ald meseleler arasnda, nahiv ve belagat gibi filolojinin alanna girmeyen
konular da vardr. bn Frisin eserinden ancak bin yl sonra, belli konulara mnhasr
olan ve filoloji adn tayan mstakil eserlerin yazlmasyla filolojinin snrlar
108
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 102; Muhammed
Hseyin l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye indel-Arab il Nihyetil-Karnis-Slis, Menrtu Dri
Mektebetil-Hayt, Beyrut 1980, s. 427-428; kr. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 12; Rudeyn,
Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 36.
109
bn Farisin kitabnn balca konular unlardr: Arabn hayat ve geliimi, dilin kayna, Arap
dillerinin ihtilaf, fasih ve avam leheler; Sesle; Sarfla; Nahivle; slupla; Belagatle ilgili meseleler; iir.
Bkz. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38.
110
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38.
111
rnein bkz. Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, s. 9.
112
Subh Slih, eserde fazla ayrntya girilmeden filolojinin sadece birka konusuna yer verildiini ne
srmtr. Salihe gre, nicelik olarak fazla yer tutmayan bu konular; Rumcaya nispet edilen baz
Arapa lafzlar, Arapa ve Farsada lafz ortak olan, Arapada olmayp Farsada olduu iin
Arapalatrlarak kullanlan kelimeler gibi konulardr. Bkz. Subh Salih, Dirst f Fkhl-Lga, s. 9-
10; kr. l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 429-430.
113
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 38-39.
32
Suyuti ise ( ifadesini, dillerin ortaya k; lafz-mana ilikisi; fasih ve yapay
dil; kullanlan ve kullanlmayan lafzlar; garip, yadrganan ya da Arapalatrlm
kelimeler; itikak; okanlamllk; ezdd; eanlamllk; tashif; tahrif gibi konular ele
ald kitabnn adnda kullanmtr.115 Adnda gnmzde dilbilim iin kullanlan
nn oulu ( ifadesi gemekle birlikte Suyutinin el-Mzhir fi Ulumil-
Lga ve Envih adl bu eseri, ihtiva ettii konular hasebiyle sadece gnmz
dilbiliminin ele ald konular ieren bir kitap olarak deerlendirilmemelidir.
114
Bkz. Talimt, F lmil-Lga, s. 14.
115
Bkz. Suyt, el-Mzhir fi Ulmil-Lga ve Envih, (thk. Muhammed Ahmed Cadelmevla-Muhammed
Ebl-Fadl brahim-Ali Muhammed el-Becv), 2 cilt, el-Mektebetl-Arabiyye, Beyrut 1987, dillerin
ortaya k: I, 8-39; lafz-mana ilikisi: I, 41-55; fasih ve yapay dil: I, 171-213; kullanlan ve
kullanlmayan lafzlar: I, 240-247; garip, yadrganan ya da Arapalatrlm kelimeler: I, 233-240, 268-
294; itikak: I, 345-354; okanlamllk: I, 369-386; ezdd: I, 387-402; eanlamllk: I, 402-413; tashif-
tahrif: II, 353-394. Suytnin eserinin ieriiyle ilgili deerlendirme iin bkz. l-i Ysn, ed-
Dirstl-Lgaviyye, s. 430.
116
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 44. ifadesinin limler tarafndan kelime
hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanlmasna rnek olarak bkz. Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I,
105; Zerke, Burhn, I, 13; bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064; Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
117
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 44; kr. Frb, Ihsul-Ulm, s. 17-25.
33
118
Ebl-Hayr smdd-Dn Ahmed Efendi Takprzade, Mifthus-Sade ve Misbhus-Siyde fi
Mevztil-Ulm, (thk. Kamil Bekri; Abdulvehhab Ebn-Nr), 4 cilt, Kahire 1968, I, 99-143; kr.
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 45.
119
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 50; 52.
120
Bkz. Mahmud Saran, lml-Lga: Mukaddime lil-Kriil-Arab, Drun-Nahdatil-Arabiyye, Beyrut
t.y, s. 28-29.
121
Bunu savunanlar ifadesinin Araplar arasnda daha yaygn ve bir eyi bilmenin ayn zamanda
onu fkhetmek olduunu gereke gstermiler ve dille ilgili almalar iin en elverili ifadenin
olduunu belirtmilerdir. Subh Salih, Dirst f Fkh'l-Lga, s. 5; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-
Lgatil-mm, s. 39.
122
Saussureun ders notlarnn Genel Dilbilim Dersleri adyla yaymlanmasndan sonra btn dillerin
ortak ynlerini ele alma anlamnda, Genel Dilbilim diye bir alan olumu ve dilbilim almalar bu
ynde ilerlemitir. Bununla birlikte, dilbilimin ilkelerini belli bir dile uygulamak suretiyle, zel
Dilbilim almalar da yaplmtr ve yaplmaktadr. lkemizde dzenlenen Uluslararas Trk
Dilbilimi Konferanslar bu balamda rnek olarak zikredebilir.
123
l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 430-431; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 52.
124
Bu kullanm btn dillerle ilgili almalar ad altnda da olsa, dilbilim olarak nitelemesi
asndan kabul edilebilir. Ama, herhangi bir ayrm yapmakszn Arap diliyle ilgili almalarn hepsini
filolojiye mtekabil olarak #)* ad altnda toplamas asndan isabetli bir gr deildir.
34
Dilbilimle filoloji aralarndaki snr net olarak izilemese, ya da bu iki terim, zaman
zaman birbirlerinin yerine kullanlsa da, zellikle ada anlamda dilbilimle filoloji
birbirinden ayr iki alandr. Birok bilim adam bu ikisinin ayn eyler olmadn,
dolaysyla bunlarn birbirine kartrlmamas gerektiini vurgulamtr.127 Biz de
filolojinin konusu, amac ve dilbilim-filoloji ayrmyla ilgili ortaya konan grler
yardmyla bu iki alann snrlarn biraz olsun netletirmeye alacaz. Bu balamda,
dilbilim ve filolojinin neyle urat, benzer ve farkl ynleri ve amalarna ulamak
iin neleri kulland hakknda ksaca durmak faydal olacaktr.
Metinleri tespit ederek yorumlamaya alan filoloji bu sayede metnin ait olduu
toplumu tanmay; toplumun treleri, edebiyat tarihi ve kurumlar hakknda bilgilere
ulamay amalar. Filolojinin dille ilgili sorunlarla ilgilenmesi ise, zellikle farkl
Zira, dilbilim ile filolojinin ayrmnda belirleyici olan birincisinin btn dillerle ilgili, ikincisinin ise
sadece bir dille ilgili olmas deildir. Neyin filoloji neyin dilbilim olduu konusundaki ayrt edici en
nemli zellik, yaplan almann btn dillerle ilgili mi yoksa sadece bir dille mi ilgili olup olmamas
deil, yaplan iin z niteliidir. Sadece bir dille ilgili filolojik alma yaplaca gibi, zel Dilbilim
anlamnda bir dille ilgili dilbilimsel bir alma da yaplabilir. Btn dilleri kapsayan bir filolojik
alma dnlemese de, birden fazla dille ilgili filolojik alma gayet rahat yaplabilir. Filolojinin bir
dille ya da birka dille snrl olmas, bir dille ilgili yaplan btn almalarn filolojik olmasn gerekli
klmaz. nemli olan almann nitelii ve amacdr.
125
Abdlgafr Hamid Hilal, lml-Lga beynel-Kadm vel-Hads, Matbaatl-Cebelv, y.y. 1986, s.
25.
126
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 51.
127
ki alann ayrlmas gerektii konusunda bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 35; Perrot,
Dilbilim, s. 9; Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 12; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 184-
185; Watkins, What is Philology?, On Philology, s. 22-23, Leonard Bloomfield, Language, s.
512'den naklen; Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44.
35
Yazl metinleri belirleyerek yorumlamaya ve izah etmeye alan filoloji, aslnda, yazl
belgeleri kltrel balamnda incelemektir.130 Bu durumda filolojiyi dil yoluyla bir
toplumun kltrn incelemek131 olarak tanmlayabiliriz. Bu tanma gre filolojinin
asl amac, yazl metinleri yorumlamak ve izah etmek deil, bu yorumlama vastasyla
belgelerin ait olduu toplumun kltr hakknda bilgi sahibi olmaktr.132
Dilbilim, genel anlamda dil olgusunu, dil yetisini, szl ya da yazl olsun btn dilleri,
sadece dil asndan ele alr. Bu balamda dilin sorunlarn, bir dilin ya da btn dillerin
zelliklerini, dillerin belli bir evredeki ileyiini ya da eitli evrelerdeki deiimlerini
aratrr. Dilbilimin, inceledii metinler vastasyla metnin ait olduu toplumun kltr
hakknda bilgi sahibi olmak gibi bir amac yoktur.
Filoloji ise, gemi uygarlklar tanmay amalayarak, sadece yazl dili, yani, yazl
kitabe, metin ve belgeleri kltr asndan inceler. Bu amacn gerekletirirken,
128
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27-28. Filoloji gemi medeniyetler hakknda bilgi sahibi olmak
iin gemi toplumlara ait metinlere ulamaya alr. Bunun iin, ulat metinleri ina ve tesis eder.
Filoloji metinleri tesis etmek amacyla ivi yazs tabletlerini, papirsleri, parmenleri inceleyerek
orijinal nshayla, kopya nshalar ayrt etmeyi amalar. Filologlar bunu yaparken, paleografi ve metin
tenkidi gibi metotlar kullanrlar. Geni anlamda dnldnde bu metotlar filolojiyi tamamlayan
unsurlarm gibi grlebilir. Bkz. Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
129
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44. Vardar dilbilim-filoloji ayrmyla ilgili unlar
sylemitir: Yazl belgeler zerinde alan betikbilim (filoloji), yaznsal yaptlar araclyla gemi
uygarlklar tanmay amalar, birtakm i ve d ltlere dayanarak betiklerin belirlenmesi,
aktarlmas, tarihlendirilmesi, zlmesi, deiik betik biimlerinin ve elyazmalarnn karlatrlmas,
zgn biime uygun olan doru betikler oluturulmas, bunlarn eletirel adan deerlendirilmesi vb.
sorunlarla ilgilenir. Yaznsal dille sanatsal deerlere nem veren betikbilimin kendine zg yntemleri
vardr. Bu dal, dil sorunlarn, zellikle deiik alarn betiklerini karlatrmak, her yazarn kiisel
dilini belirlemek, g anlalr ya da eski bir dildeki yaztlar zmek ve aklamak iin ele alr. Bkz.
Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 44; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 28.
130
Eckehard Simon, The Case for Medieval Philology, On Philology, s. 18-19.
131
Orhan Hanerliolu, Filoloji, Felsefe Ansiklopedisi (Kavramlar ve Akmlar), 7 cilt, Remzi Kitabevi,
stanbul 1993, II, 167.
132
rnein, Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Inda Frigler adl bir tezin, Friglerin Kkenine Ik Tutan
Filolojik Belgeler balkl drdnc blmnde Friglere ait yazl belgelerden hareketle Frig
Devletinin kltrel ve sosyo-politik yaps hakknda bilgiler verilmektedir. Bkz. Tlin Kaya,
Arkeolojik ve Filolojik Belgeler Inda Frigler, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, GSBE, Ankara
2007, s. 43-62.
36
Filoloji ile dilbilim arasnda farkllklar olduu gibi, ortak noktalar da vardr. Zaten belki
de sorun szkonusu ortak noktalardan kaynaklanmaktadr. Her ikisi de farkl alardan da
olsa, dille ilgilenir. Yine her ikisi birbirlerinden belli alanlarda yararlanrlar. Szgelimi,
dilbilim, zellikle eski el yazmas metinler vastasyla ulalabilen diller sz konusu
olduunda filolojinin verilerini kullanr.135 Gemiin dilbilimsel durumlar hakknda
bilgi sahibi olmak iin, dilbilimci filolojiyi kullanmak zorundadr. nk gemi
hakkndaki belgeler filoloji yardmyla ina edilir. Filolojinin salad veriler, gemi
hakknda alma yapmak isteyen dilbilimci iin eitli imknlar salar.136 Bu metinler
ancak filoloji vastasyla gn yzne karlabilecei iin, bu adan dilbilim filolojinin
verilerine muhtatr. Filolojik aratrmann ele ald metnin anlalmasndaki zorluk
kelimenin anlamndan ya da cmlenin yapsndan kaynaklandnda, filoloji dilbilimden
yararlanmaya muhtatr, yani, bu noktada da filoloji dilbilime bamldr.
Sonu olarak unu syleyebiliriz: Filoloji ile dilbilim farkl eyler olmakla birlikte
kesitikleri hususlar vardr. Filoloji, amacnn gereklemesi iin kelimelerin anlamlar,
cmle yaplar gibi hususlarda dilbilimden yardm alr. Baka alardan da filoloji
dilbilime yardm salayabilir. Mesela yazma eserler, eski kitabelerin gn yzne
karlmas filolojinin amalar arasndadr. Bu tr eserlerle ilgili yaplacak dilbilimsel
aratrmalarda dilbilim filolojinin bulgularndan yararlanmak zorundadr.
133
Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
134
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 14. Sheyl Bayrav, filolojik aratrmann basamaklarn yle
sralamtr: 1.Metinlerin ve yazma eserlerin bulunup, okunmas ve tasvir edilmesi; 2.Bulunan metnin
birka rivayeti varsa, onlarn karlatrlmas, eletirilmesi, snflandrlmas ve yaymlanmas;
3.Metinde kullanlan kelime ve deyimlerden anlam deimi ya da unutulmu olanlar varsa bunlarn
aklanmas; 4.Metinde tarih olaylara, inan ve trelere yaplan telmihlerin aklanmas; 5.Metnin
nerede, ne zaman yazldnn aratrlmas, kaynaklarnn tespit edilmesi ve metnin sanat deerinin
incelenerek yap, slup, sz sanatlar bakmndan zelliklerinin ortaya konulmas; 6.Metnin dier
bilimlerle ilkisinin belirtilmesi. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 14.
135
Perrot, Dilbilim, s. 25; Dilbilim ve filolojinin birbirine desteklemesi konusunda ayrca bkz. Talimt, fi
lmil-Lga, s. 16.
136
Antoine Meillet, La Mthode Comparative en Linguistique Historique, H. Aschehoug&Co. Oslo 1925,
s. 11'den naklen, Watkins, What is Philology, On Philology, s. 22.
37
Dilbilimin alt dallarnn neler olduu konusundaki szkonusu gr ayrlnn doal bir
sonucu olarak, alt dallar iki ya da le snrlayanlar olduu gibi, yelpazeyi olduka
geni tutarak onun zerinde alt daldan bahsedenler de vardr.139 Dolaysyla, bu
taksimdeki alt dallar birbirlerinden ok kesin snrlarla ayrlm deildir. Bu ayrm daha
ok aratrmada kolaylk amacyla yaplan bir tasniftir. Dilbilimin alt dallarndan birini
ilgilendiren bir konu ou kez, dier alt dallarndan birini de ilgilendirir, ya da etkiler.
Mesela sesbilimi ilgilendiren kelimelerin sesleri, biimbilimin konusu olan sga/form
deiikliklerinden etkilendii gibi, tersi de mmkndr. Yine szckbilime ait eserler
olan szlklerde kelimelerin tekil, oul, masdar, ismi fail, sfat- mebbehe
olularnn belirtilmesi, bu konular biimbilimin (sarf) konusu olduklar iin
szckbilimle biimbilgisi arasndaki etkileimi gsterir. Benzer etkileimler
137
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 24; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (nsz), s. 7; s. 21, 1. dipnot; Filolojinin
Oluumu, s. 61; Perrot, Dilbilim, s. 108-109; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 15;
Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 75-77.
138
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68. Saussure'un grn dilbilimcilerin benimsememesiyle ilgili
olarak bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 67, 1. dipnot.
139
Mesela Doan Aksan dilbilimin alt dallarnn sesbilim, sesbilgisi, szdizimi, anlambilim, szckbilim,
szlkbilim, lehebilim, gstergebilim, adbilim, toplumdilbilim, ruhdilbilim, uygulamal dilbilim,
filoloji, anlatmbilim, istatistik dilbilimi dilbilimin alt dallar olarak kabul ederken yelpazeyi olduka
geni tutmutur. Bkz. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 25-36. Perrot ise sesbilim, biimbilim, szdimizimi ve
szlkbilim olmak zere drtl tasnife yer vermitir. Bkz. Perrot, Dilbilim, s. 108-109. Berke Vardar,
sesbilim, szlkbilim ve tmcebilim olmak zere le snrl tutmutur. Bkz. Vardar, Dilbilimin Temel
Kavram ve lkeleri, s. 158-163; Sheyla Bayrav sesbilgisi, sesbilim, morfo-sentaks ve anlambilim
olmak zere drt alt daldan bahsetmitir. Bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 91-131. Dilbilimin alt
dallaryla ilgili olarak ayrca bkz. Zeynel Kran-Aye Kran, Dilbilime Giri, Sekin Yaynclk, Ankara
2001, s. 231-280.
38
Sonu olarak hemen btn dillerde dilbilimin alt dallar arasnda bu ekilde bir irtibattan
sz etmek mmkndr. Arap dilbilimcileri de dilbilimin bu alt dallaryla ilgili
almalar yapmlardr. Dilbilimin alt dallaryla ilgili almalarn hepsi bir ekilde
anlamla ilgilidir. Zira, bu almalarn amac nih olarak manann aa karlmasdr.
Gerek ses, gerek yap dzeyinde olsun, kelimeyle ilgili her alma cmlenin ve metnin
anlalmasna hizmet eder. Bu noktada baz aratrmaclar sesbilim, morfoloji ve
sentaks almalarnn gayesi anlamdr, bu almalarn hepsi mana iin birer
vastadr141 demektedir.
140
Dilbilimin bu alt dallar arasndaki etkileim ve rnekleri iin bkz. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, s. 32; Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye, s. 13-14; 75-82; Ahmed Muhtar
mer, el-Bahsl-Lgav, s. 165-166; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 111-116; kr. Perrot, Dilbilim, s.
108-109
141
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 227-228; kr. Saran, lml-Lga, 261.
142
Fonoloji Arapada #+($(
lafz olduu gibi korunarak, veya Dirsetn-Nizmis-Savt
terkipleriyle, fonetik ise lml-Esvt terkibiyle ifade edilmektedir. Bkz. Komisyon, A Dictionary of
Modern Linguistic Terms, Beyrut 1983, s. 68 (ngilizce ksm); 63 (Arapa ksm).
143
Sauussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 94; Vardar, Dilbilimin Temel
lke ve Kavramlar, s. 160.
39
sesbilimin alannn daha net olarak ortaya konulmas amacyla her ikisinin tanmlarna
yer verecek ve aralarndaki fark ksaca belirtmeye alacaz.144
144
Bu arada, sesbilim ve sesbilgisi terimleriyle ilgili farkl yaklamlara rastladmz ifade etmekte yarar
gryoruz. Bu farkl yaklam hem konunun anlalmasn gletirmekte hem de iki alann birbirine
kartrlmas gibi bir sonu dourmaktadr. Daha nce belirttiimiz zere, Saussure, ses fizyolojisiyle
ilgilenen alana fonoloji teriminin kullanlmasn uygun grmekteydi. Saussureun bu gr nedeniyle
olsa gerek, lkemizde de ses fizyolojisiyle ilgilenen alana fonoloji, seslerin ilevleriyle ilgilenen alana
ise fonetik terimini kullananlar olmutur. rnein, Necip ok, bu hususta Saussuredan etkilenmitir.
Doan Aksan, fonolojiyi sesleri ilevleri asndan, fonetii ise fizyolojik adan ele alan disiplin olarak
tanmlamakla birlikte, fonolojiyi sesbilgisi, fonetii ise sesbilim olarak Trkeye evirmitir. Son
yllardaki almalara baktmzda seslerin ilevleriyle ilgilenen disiplin iin fonoloji/sesbilim, ses
fizyolojisiyle ilgilenen disiplin iin ise fonetik/sesbilgisi teriminin kullanmnn yaygnlk kazandn
gryoruz. Kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 68; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 104-
105; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 25-28.
145
Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 37-38; Perrot, Dilbilim, s. 108; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s.
91-92; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 15-16; Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-
Meciml-Lgaviyye, s. 60-61. Dilin ses sisteminde grevli yanlarn aratrlmas olarak
zetleyebileceimiz fonolojiyi, 1928'te La Haye'de I. Uluslaras Dilciler Kongresinde konuyla ilgili
bildiriler sunan R. Jakobson, S. Karcevsky ve N. S. Trubetskoy kurmutur. Prag Dilbilim evresi
olarak bilinen ekol oluturan bu bilginler ve sesbilimle ilgili almalar iin bkz. Bayrav, Yapsal
Dilbilimi, s. 94-95; Vardar (Editr), Yirminci Yzyl Dilbilimi, Multilingual, stanbul 1999, s. 87-88;
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 74-78.
40
ayn eyle, yani sesle ilgileniyor gzkmesine ramen, farkl eylerdir. Bu ayrm
teoride gerekli olduu gibi pratikte de mmkn ve yararldr.146
Sesleri ilev ve grevleri asndan ele alan sesbilimin konusunu, sesbirim/fonem, yani
kelimelerin birbirinden farkl anlam tamasna yol aan sesler oluturmaktadr.147
Dolaysyla sesbirim/fonem Kendi balarna anlamlar olmayan, ama girdikleri
birleimlerde anlam fark yaratmak suretiyle bir dil ya da lehedeki herhangi bir lafz
anlamsal adan dier lafzlardan ayran birim olarak tanmlanabilir.148
Sesbirim/fonemin ne olduunu, dolaysyla sesbilimin konusunu daha somut hale
getirmek iin, eitli dillerden rnek vermemiz gerekirse; Trkemizdeki yap, kap,
ap, sap kelimelerindeki ilk harfler birer fonemdir. nk kelimeler arasnda
anlamsal farklla neden olan bu seslerdir. Oysa Raftan bir kap aldm. Aldm kabn
iini suyla doldurdum cmlesindeki kap ve kab- kelimelerindeki p ve b sesleri
fizyolojik adan farkl sesler olmasna ramen, farkl sesbirim/fonem deildir.
Trkede kelime sonunda b/p, d/t, c/ ayrl ortadan kalkt iin, bu rnekteki p ve
b sesleri anlam farkllna yol amamaktadr. Geldiim/geldiyim rneinde de iki
ses var, anlam deimedii iin tek fonem vardr.149
1.3.2. Biimbilim/Morfoloji/Sarf
Szcklerin yapsn inceleme olarak ksaca ifade edebileceimiz biimbilimi, bir dil
iinde kelime kategorilerinin neler olduunu, nasl ekildiklerini, ne gibi ekiller
gsterdiklerini reten gramer kolu153 olarak tanmlayabiliriz. Kelime varyantlarn
inceleyen biimbilim kelimelerin ekil bilgisidir.154 Dolaysyla biimbilim, dilbilimin,
kelimelerin siygalar, bu siygalar arasndaki deiiklikleri inceleyen alt daldr.
Kelimelerin yaps ve siygalarn oluumuyla ilgili kurallarn yan sra, yeni anlamlar
elde etmek iin kelimenin yap, itikak ve ekiminde yaplan deiikliklerle ilgilenir.155
Mesela bir kelimenin; oul ve tekil haldeki ekilleri, fiil ise ifade ettii zamana ya da
etken-edilgen olmasna gre ald ekillerin incelenmesiyle, yani kelimelerin
yaplaryla biimbilim ilgilenir.156
151
Kraatlerin tefsire etkisiyle ilgili birok alma yaplmtr. Bunlara rnek olarak unlar
zikredebiliriz: Abdurrahman etin, Kraatlerin Tefsire Etkisi, Marifet Yaynlar, stanbul 2001;
Mehmet nal, Kurann Anlalmasnda Kraat Farkllklarnn Rol, Fecr Yaynlar, Ankara 2005;
Salih Emin Aa, et-Tevchl-Lgav lil-Kratil-Kurniyye, Drul-Marife, Beyrut 2007.
152
Aksan, Her Ynyle Dil, II, 81.
153
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 118; Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 39;
154
Martinet, levsel Genel Dilbilim, s. 124; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; Hseyin
Gnday-ener ahin, Arapa Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), Alfa Yaynlar, stanbul 2005, s. VII.
155
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 31, 67.
156
Perrot, Dilbilim, s. 42; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 16.
157
Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, 10. Tarihsel srete dilbilim almalar hakknda bilgi verirken
deineceimiz zere sarf ilmi balangta nahivle ilgili eserlerin ieriinde ele alnmakta olup, daha
sonra nahivden ayr bir alan haline gelmitir.
42
Sarf ilmiyle ilgili olan bir husus da itikaktr. Szlk anlam bir eyin yarsn almak
olan itikak bir dilbilim terimi olarak aralarnda anlam ilikisi bulunan iki kelimeden
birinin dierinden tretilmesi159 eklinde tanmlanmtr. Klasik dilbilimciler itikak
e ayrmtr. 1. tikak- Sar: Kipleri farkl olmakla birlikte asl harfleri ve bu asl
harflerin sralan ayn olan ve aralarnda anlam ilikisi bulunan kelimeler arasndaki
tremedir. rnein, 9
/dvd fiilinin, 9
/dvmek mastarndan tretilmesi gibi.
Bu itikak sarf ilminin konusu olan kelimelerin kip ve siygalarnda meydana gelen
deiiklikle dorudan ilgili olduu iin el-itikkus-sarf eklinde de
160
adlandrlmtr. 2. tikak- Kebr: Ayn harflerden olutuu halde, sralanlar farkl,
aralarnda anlamsal iliki olan kelimeler arasndaki tremedir. rnein, :/hamd
etmek kelimesinin harflerinin sras deitirilerek /medhetmek kelimesinin
tretilmesi. 3. tikak- Ekber: ki asl harfiyle anlam ayn olan ya da harfleri arasnda
mahre birlii veya yaknl olan iki kelime arasndaki tremeye denir. Szgelimi,
den nin tretilmesi gibi. Bu itikak trnden birincisi, kyasa bal olup
kelimelerin siygalaryla ilgili olduu iin sarf ilmiyle balantldr.161 Sarf kitaplarnda
kullanlan itikak szc birinci tr itikaka atf yapmaktadr.162
tikak kelimelerin tretilmesiyle ilgilendii iin, itikak bilgisi bir kelimenin kknn
bulunmas ve kk anlamyla ilikisinin tespiti asndan nemlidir. Bu balamda
itikakn etimoloji olarak bilinen kkenbilimle kartrlmas muhtemeldir. Etimoloji ile
itikakn ilim evrelerinde birbirlerine edeer olarak kullanlmas da bunu
158
Bkz. Ahmed Muhammed Ebl-Ferec, el-Meciml-Lgaviyye, s. 75. Kelimenin yapsndaki
deiiklie neden olan lafz etkene, kelimenin tekil formunun tesniye ya da oul formuna deimesini;
manevi etkene de =<in =<haline dnmesi gibi illetli kelimelerde meydana gelen deiim rnek
olarak gstermek mmkndr. Bkz. el-Meciml-Lgaviyye, s. 75.
159
Kl, tikak, DA, stanbul 2001, XXIII, 439; kr. Seyyid erif Crcn, Tarift, Mektebet
Lbnan, Beyrut 1985, s. 27; Tehanevi, Mevst Kef Istlhtil-Fnn Vel-Ulm, (thk. Refik El-
Acem ve dierleri), 2 cilt, Mektebetu Lbnan, Beyrut 1996, I, 207. tikak ayrca bu alanda yazlan
eserlere verilen bir ad olduu gibi, bed ilminde ayn kkten birka kelimeyi bir szde toplamak
anlamnda bir tr cinas sanat olarak da terimlemitir. Bkz. Kl, tikak, XXIII, 439-440.
160
Nitekim kk ve drt harfli olan sls ve rub mcerred fiillerin masdarlarndan fiil ve isim
kategorisinde birok kelimenin ve mcerret fiillerden mezd fiil kalplarnn tremesi bu nevi
itikaktr. Bkz. Kl, tikak, XXIII, 440.
161
Kl, tikak, XXIII, 439-440; tikakn trleri ve bu trlerin tanm ve rnekleri hakknda bilgi iin
bkz. Ebl-Feth Osman bn Cinn, el-Hasis, (thk. Muhammed Ali en-Neccr), 3 cilt, el-Mektebetl-
lmiyye, y.y., t.y., I, 133-139; Crcn, Tarift, 27-28; Tehnev, Keaf, I, 206-208.
162
Kemal Tuzcu, Araplarda Etimoloji almalar, Nsha, say: 1, Bahar 2001, s. 66, (dijital ortamda
makaleye ulamak iin bkz. http://www.doguedebiyati.com/nusha.htm).
43
gstermektedir.163 Zira her ikisi de kelimenin kkenini tespit etmekle urar. Net bir
yntemi olmad ne srlerek ada dilbilimde olumsuz bir gzle baklan ve
dilbilimin bir alt dal olup olmad sorgulanan etimoloji almalar, gemite nemli
bir yaygnlk alanna sahip olmutur.164
Etimoloji "bir kelimenin btn remelerini gz nnde bulundurarak onun ses ve mana
bakmndan kabul edilebilecek en eski ekline varmay amalayan, yani bir kelime
ierisinde sakl olan kavram ekirdeini ve bu kavram ekirdeinin deerini ortaya
koymaya165 alan disiplin olarak tanmlanabilir. Etimolojinin amac szcklerin
gemiinin, onlar aklayabilecek bir ey buluncaya kadar aratrlmas, kelimelerin
baka kelimelerle kurduklar ilikinin incelenmesi suretiyle aklanmasdr.166 Bu
yzden bilimsel bir yntem olmad dncesi yaygndr. Mesela, Trke dar kelimesi
ile akraba olan btn remeleri bir araya toplayarak kk olarak tar veya dar kknden,
bunlarn ise srmek, ekmek gibi anlamlara geldiinin tespit edilmesi gibi. lemini
yntemli bir ekilde yapmad iin, etimolojiye her zaman gvenilmemesi gerektii
ne srlmektedir.167 zellikle gnmz dilbiliminde bu anlamda etimolojiye olumsuz
bak asnn hkim olduunu sylemek mmkndr.168
Herhangi bir kelime tarihsel srete ses, yap ve anlam bakmndan deiim geirmi
olabilir. Kelimenin bugnk manasnn aklanmasnda bu deiimlerin bilinmesi
faydal olabilir. te, etimoloji bu deiimleri aratrarak kelimenin kkenine ulamaya
alr. Oysa, itikak kelimenin tarihsel srete geirdii evrelerle deil, kelime tretme
ve bunun kurallar zerinde younlar. Bu bakmdan itikakla etimoloji tam olarak
ayn ey deildir. Nitekim etimolojiyi ada Arap dilbilimciler itikak terimiyle deil,
163
Gnmzde etimoloji ve itikak terimlerinin ayn eyi ifade edecek ekilde kullanm yaygndr. Bu tr
kullanmlar iin bkz. Tuzcu, Araplarda Etimoloji almalar; s. 66; Yunus Ekin, Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26
Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 2007, s. 114, Osman Bilen, Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar Balkl Tebliin Mzakeresi, Kuran
Mealleri Sempozyumu, , (24-26 Nisan 2003, zmir), I, 149; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin
Kurana Uygulanmas, s. 78.
164
Kkenbilime nem verilmesi, dilin kaynann uzlamsal deil, doal olduunu kabul etmenin bir
sonucu olarak grlmektedir. Dier bir ifadeyle kkenbilime nem verenler, dilin kaynann doal
olduunu ne srenlerdir. Bkz. Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 37; 98; kr. Muhammed Yunus Ali,
Medhal il Lisniyt, s. 62-64.
165
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik) s. 61.
166
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 274-275.
167
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik) s. 61; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 275.
168
rnein etimolojiyi anlam deimelerinin bilimsel incelenmesinden ayran Palmer, Platonun Cratylos
diyalogundaki etimolojik analizlerin ounun bilimsel olmas bir yana, sama ve glnlnden sz
etmektedir. Palmer, F. R., Semantik, (ev. Ramazan Ertrk), Kitbiyt, Ankara 2001, s. 24-25.
44
daha ok >#?@3 (:bir eyin kkenine gitmek) terimiyle ifade etmektedir.169 Her ikisi de
kelimenin kkn ya da kkenini tespit etmekle urasa da, aralarnda nemli bir fark
vardr. tikak ekim eklerinden soyutlayarak kelimenin kkn tespit etmeye alr;
dolaysyla kuralldr. Etimolojide zamann ve kullanmn yol at ekle(mele)rden ve
deiimlerden tecrit edilerek, kelime kkeninin tespiti szkonusudur. Szgelimi,
talyanca pizza ve Trke pide, Rumca petto, Sanskrite pinda kelimelerinin benzer
kkenlerden geldiinin iddia edilmesi bir tr etimolojik analizdir.170 Bu tr analizler
kelimenin manasnn nereden geldii konusunda bizlere fikir verebilir. Ancak her
zaman bu analizlerin doruluunu kantlayacak bilgi ve belgelere sahip olmak mmkn
deildir. tikak sz konusu olduunda ise, zellikle konumuzu ilgilendiren sarf ilmiyle
balantl olan itikak, kelimenin ekim ya da yapm eklerinden tecrit edilerek kkne
ulamay amalar. Bu ynyle itikak kyas/kurall bir faaliyet olduu iin, bir
kelimenin kknn ne olduunu kurall olarak ispat etmek mmkndr. Kelimeye arz
olan yapm ve ekim ekleri kelimenin anlamn deitirdii iin itikakla ilgili analizler,
manann tespiti ve aklanmas asndan nemlidir. Ayrca bu analizler, etimolojik
analizlere gre daha salam temeller zerine oturur. Bu bilgiler nda itikakla
etimolojinin tam olarak birbirine tekabl eden iki terim olmadn, dolaysyla Arap
dilbilim geleneindeki itikak terimini etimoloji ile ifade ederken, bu farklln
belirtilmesi gerektiini dnyoruz. Aksi halde, belli bir kural olan itikakn, belli bir
yntemi olmad savunulan etimolojiyle edeer olarak alglanma riski szkonusudur.
1.3.3. Szdizimi/Sentaks/Nahiv
Szdizimini ksaca, szcklerin bir araya gelerek kurduklar yapy, yani cmle yapsn
inceleyen disiplin olarak tanmlayabiliriz.171 Szdizimi, szcklerin cmle iindeki
dizilileri, cmle ierisinde birbirleriyle ilikileri, dillerin tmce yaplarnn
belirlenmeleri gibi konular inceleyen alandr.172 Konuma, yazma ve dnmede en
169
Bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, 62; Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub,
Darul-Ktbil-Cedidetil-Mttehide, Trablus 2004, s. 62-63, 72. Ayrca ngilizce-Arapa dilbilim
terimlerinin mukayeseli olarak ele alnd bir szlkte, etimology >#?@3 ve kelimelerin tarihiyle
ilgilenen bilim olarak, itikak ise, derivation szcyle tanmlanmaktadr. Bkz. Muhammed H.
Bkall-Muhyiddn H. er-Rayyih-G. Nimet Sad ve dierleri, Mucem Mustalahti lmil-Lgatil-
Hads, Mektebet Lbnan, Beyrut 1983, (Arapa ksm, s. 5, 13, 64); (ngilizce ksm, s. 18, 24).
170
Pizza kelimesinin anlam iin bkz. TDK Trke Szlk, TDK Yaynlar, Ankara 1998, s. 1613; pide
kelimesinin anlam iin bkz. TDK Trke Szlk, s. 1606. Pide kelimesinin etimolojik analizi iin bkz.
smet Zeki Eybolu, Trk Dilinin Etimoloji Szl, Sosyal Yaynlar, stanbul 1995, s. 556.
171
Nida, Dilbilim zerine Tartmalar, s. 39
172
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 29-30; Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 16-17.
45
173
ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 130; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31;
174
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; kr. Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII. Nahvin
ortaya k ve geliim seyri hakknda ayrntl bilgi iin bkz. Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav,
s. 81-92; 123-160.
175
Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
176
Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 11.
177
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 67.
178
bn Haldn, Mukaddime, s. 1055.
179
Guiraud kelimenin kullanmyla anlam arasndaki ilikiyi bu szlerle ifade etmitir (Bkz. Pierre
Guiraud, Anlambilim, (ev. Berke Vardar), Multilingual, stanbul 1999, s. 106-107). Gottlob Frege de
szcklerin tek balarna anlama sahip olmad, ancak tamamlanm cmlelerin anlaml
olabileceini ne srmektedir (Bkz. Atakan Altnrs, Dil Felsefesine Giri, nklp Yaynlar, stanbul
2003, s. 58). Wittgenstein ise, Bir szcn anlam onun dil iindeki kullanmdr diyerek
kelimelerin anlamnn kullanmna bal olduunu ne srmtr Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz.
46
Sonu olarak sarf ilmi mfred kelimeleri form ve siyga deiiklikleri asndan ele
alrken, nahiv ilmi ise lafzlar tek bana deil de, cmleyi oluturmalar bakmndan
inceler. Cmlenin maksada gre nasl kurulmasyla ilgilenir.181
1.3.4. Szckbilim/Lexicology/Dirsetl-Mfredt
Klasik kaynaklarda, bir dilin kelime hazinesinin bilinmesi anlamnda kullanlan lgatin
bilinmesi (:ilml-lga) ifadesi ve konulu ya da alfabetik szlk almalar szckbilim
asndan deerlendirilebilir. slam kltrnde szlk almalar Kuran ve hadisin
doru anlalmas gayretlerine bal olarak ortaya kmtr. Bu balamda Kuran ve
hadiste getii halde pek yaygn olarak kullanlmayan garib kelimelerle ilgili
almalarn yan sra, Kuranda geen eanlaml ve okanlaml kelimelere ynelik
eserler yazlmtr. Bu tr din sebeplerle birlikte sosyal sebepler de szlk yazmnda
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 160-161; Ahmed Muhtr mer, lmd-Delle, lemul-Ktb, Kahire
1993, s. 68-72; Gven, okanlamllk, s. 244-247,
180
bn Cinni, Hasis, I, 35.
181
Cbir, Arap-slam Aklnn Akl Yaps, 123.
182
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 31.
183
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 31-32. Literatrdeki lml-Lga (mfredatn bilinmesi) terkibinin
karl olduunu syleyebileceimiz szckbilim, gnmzde daha ok Dirsetl-Mfredt
terkibiyle karlanmaktadr. Szlkbilim ise, gnmzde Sinatl-Mucem terkibiyle ifade
edilmektedir. Bkz. A Dictionary of Modern Linguistic Terms, s. 50 (ngilizce ksm); 51, 38 (Arapa
ksm).
47
Sistematik anlamda mstakil ilk szl yazan kii Halil b. Ahmeddir (.175/791).
Halil b. Ahmede gelene kadar szlklk faaliyetleri limlerin ehirlerden uzak
yerlerde dili bozulmam bedevi Araplardan duyduklarn ilk olarak herhangi bir tasnife
tutmakszn toplamalar bir sonraki aamada da muayyen konularla ilgili olanlar tasnif
etmeleri suretiyle gereklemitir.185 Halil b. Ahmedin harflerin mahrelerine gre
tertip ederek yazd el-Ayn adl eserden sonra, onun yntemini benimseyerek szlk
yazanlar olduu gibi, daha farkl sistemlerle szlk yazanlar da olmutur.186 Farkl
sistemlere gre telif edilen Arapa szlklerle ilgili eitli tasnifler yaplmtr.
1.3.5. Anlambilim/Semantik/lmd-Delle
Dilbilimin, kelimeleri manas asndan inceleyen alt dalna anlambilim veya semantik
denir.187 Semantik, dilin anlam boyutuyla, yani dilsel gstergenin gsterilen ksmyla
ilgilenir, dile getirilen anlamlar ve anlamlarn evrimini inceler.188 Sesbilim dilin d
ynyle ilgilenirken, anlambilim dilin dnce boyutuyla ilgilenir. Kelimelerin
anlamyla ve zaman ierisindeki anlam deimeleriyle birok bilim adam teden beri
ilgilenmitir.189 Anlamla ve anlam deimeleriyle her devirde, ilgilenen bilim adamlar
olmusa da, semantik kelimesini anlambilim iin ilk olarak Michel Bral kullanm,
anlambilimle ilgili almasn Semantik olarak isimlendirmitir.190 Balangta, anlam
deiimi ve geliimiyle ilgili almalar iin kullanlan semantik szc, anlambilimin
184
Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5; 8-9. Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 251-252.
185
Kelime hazinesinin toplanmasnda Bedevi Araplarn yeri hakknda geni bilgi iin bkz. Selami
Bakrc-Kenan Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), AFEF Yayn,
Erzurum 2001, s. 4-13.
186
slam Kltrnde szlk faaliyetleri ve Arapa szlk trleriyle ilgili geni bilgi iin bkz. alkn,
Mesdirl-Lga, s. 25, 557-700; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, afak Basm ve Yaynevi,
Erzurum 1998, s. 227-254; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s.
12; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5-6; 10-14;
187
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 31; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119. Semantiin karl
olarak Trkede anlambilim kullanlsa da, bu isimlendirme, kelimeleri inceleyen bir ilim dalndan
ziyade, genel olarak anlamla ilgili almalarn hepsini artran bir ifade olmas asndan, baz
sorunlar tamaktadr. Bununla birlikte, artk yerlemi bir terim olduu iin biz de semantik
karlnda anlambilim ifadesini tercih ettik.
188
Perrot, Dilbilim, s.40.
189
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 30-31; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119-120.
190
Palmer, Semantik, s. 11-12; kr. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 119; Muhammed Ynus Ali, Medhal il
Lisniyt s.17. Braln almasnn 1900 ylndaki ngilizce basksnn ad Semantics: Studies in the
Science of Meaning eklindeydi. Bkz. Palmer, Semantik, s. 11.
48
20. yzyln balarndan itibaren bal bana bir bilim dal haline gelmesiyle birlikte
terimlemi ve semantik ilmi ikiye ayrlmtr. Ezamanl anlambilim, zaman
ierisindeki deiimleri gz nnde tutmakszn (ezamanl olarak) szck, kavram,
anlam, kapsam, eanlamllk, eadllk, okanlamllk gibi konular ele alr. Tarihsel
semantik olarak bilinen artzamanl anlambilim ise adndan anlalaca gibi, kelimelerin
zaman ierisinde uradklar anlam deiimlerini ele alr.191
Bilimler tarihine bakldnda, zellikle sosyal bilimler alannda neredeyse hibir eyin
birdenbire ortaya kmad grlr. Dilbilimde de ayn durumun geerli olduunu
syleyebiliriz. Genel dilbilimin 20. yzyln balarnda ortaya kt kabul edilmekle
birlikte, dilbilimin bugnk konumuna gelinceye kadar nemli merhalelerden getiini
191
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 30-31. Dilbilimin ve anlambilimin ezamanl ve artzamanl olmak zere
ayrlmas ve bu iki yaklam hakknda geni bilgi iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, 126 vd.;
Mehmet Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, 2 cilt, YKY, stanbul 1998, I, 25;
Gven, okanlamllk, 241.
192
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s.17-20; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, 67.
193
Anlambilim ya da semantik karlnda belagatn alt dallarndan olan lml-Men terimini
kullananlar olmakla birlikte, kanaatimizce Men ilmi semantikten farkl bir ierie sahiptir. Zira,
kelimelerin anlamndan ziyade, cmlenin anlamyla uraan Men ilmi, nahvin bir tamamlaycs
konumunda olup daha ok, szdizimi ile ilgilidir. Hatta belagatn, kelimelerin manaya delalet yollarn
inceleyen Beyn dal, kelimelerin anlamyla ilgilenen anlambilime, Men ilminden daha yakndr.
49
Birinci evre: Batda dille ilgili bilinen ilk almalar Eski Yunana kadar uzanr.
Milattan nce 6. yzyldan itibaren, Eski Yunanda dilbilgisi, dilbilim ve dil felsefesi
alanlarnda eitli aratrma ve tartmalar yaplmtr. Szgelimi, Eflatun (.347 M..),
ad ve fiil ayrmn, Aristo (.322 M..) ise bala ve fiilin zaman kavramlarn
getirmi, Trakyal Dionysios (.90 M..) Tekhne Grammatike adnda bir gramer kitab
yazmtr.196 Dionysios, bu kitabnda dili; tanm edat, isim, zamir, fiil, fiilimsi, zarf,
edat, bala olmak zere sekiz bee ayrmtr.197 Bu dnemdeki dilbilgisi
almalarnn en belirgin zellii, doru kullanmlar yanl kullanmlardan ayracak
kurallar koyma amacn gdlmesidir.
194
almamzda dilbilimin gnmze kadarki geliim seyriyle ilgili ksa bir zet veriyoruz. Balangtan
gnmze dilbilim almalaryla ilgili ayrntl bilgi iin u eserlere baklabilir: Saussure, Genel
Dilbilim Dersleri, s. 27-32; Emile Benveniste, Genel Dilbilim Problemleri, (ev. Erdim ztokat),
YKY, stanbul 1994, s. 24-30; Perrot, Dilbilim, s. 89-95; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16-23; Vardar,
Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 13 vd.; Mehmet Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar,
I, 19 vd.; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 29-40; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 11-26;
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 10-12; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. I,
218.
195
Saussure kendi dnemine kadarki dilbilimi, evrede ele almtr. Kendisi ve kendisinden sonraki
almalar ayr bir evre olarak ele almas, doal olarak Saussure'dan beklenemezdi. nk henz bu
evre olumamt. Saussure sonras dilbilimcilerden Emile Benveniste (1902-1976) ise dilbilimi
evrede ele almtr. Fakat Benveniste, 18. yzyla kadar geen sreyi birinci evre, 18. yzyl-Saussure
arasn ikinci evre, Saussure sonras dilbilimi ise nc evre olarak kabul etmektedir. Biz Saussure'un
yapt ayrm gz nnde bulunduracak ve Saussure sonrasn da ilave ederek dilbilimi drt evre
halinde ele alacaz. Her iki tasnifi kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27-29; Benveniste, Genel
Dilbilim Problemleri, s. 24-30.
196
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 16-18; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 14. Bu eser, Gramer
Sanat ad altnda Trkeye tercme edilmitir. Bkz. Dionysios Thraks, Gramer Sanat, (ev. Eyp
orakl), Kabalc Yaynevi, stanbul, 2006.
197
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 30-31; kr. Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 14-17.
50
Bu dnemde ortaya kan Port Royal Dilbilgisi btn dillerdeki ortak mantk temellerini
saptamaya almtr. Leibnizn (.1716) dillerin genel bir karlatrmasn nerdii
Dissertation sur lOrigine des Nations (1710) adl eseri bir anlamda dilbilimin yol
haritasn belirlemitir.201 Bu balamda, August Wolfun (.1824), 1777de balatt
karlatrmal filoloji202 19. yzyl balarnda kurulacak olan karlatrmal dilbilime
(dilbilimin nc evresi) bir tr gei olarak grlebilir. Yani karlatrmal dilbilgisi
almalarna geiteki krlmann bu tarihte baladn sylememiz mmkndr.203
198
Platon Gei Diyaloglarndan Kratylosta dilin kayna ve isim msemma arasndaki ilikiyle ilgili
tartmalara yer vermektedir. Geni bilgi iin bkz. Platon, Kratylos, MEB Yaynlar, stanbul 1997, s. 9
ve devam; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 189-190; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 31.
199
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 32; Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 18-19; Neklvi, Kazy f lmil-
Lgatil-mm, s. 17.
200
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20.
201
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20; Perrot, Dilbilim, s. 89-91.
202
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 28; kr. Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 26.
203
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 18; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s. 191; Neklvi, Kazy f lmil-
Lgatil-mm, s. 21-23.
204
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz), s. 10; 32-33; ok, Genel Dilbilim (Lenguistik), s.
191, 197-203.
51
olarak, bu yzylda benzerlikler net bir ekilde ortaya konarak dil aileleri tespit
edilmeye balanmtr. rnein Hint-Avrupa dil ailesi ile Altay dil ailesi bu dnemdeki
almalarla belirlenmitir.205
Saussure karlatrmal okulun dilbilime yeni bir alm getirmekle birlikte, gerek
anlamda dilbilimini kuramadn, zira inceledii konunun mahiyetiyle ilgilenmediini
belirtmektedir. Yine bu bilginleri, yaklamlarnn ve diller arasnda ortaya koyduklar
akrabalk ilikilerinin ne anlama geldii zerinde durmadklar, dolaysyla
karlatrmal yaklam da zorunlu olmakla birlikte yeterli olmad iin eletirir.
Bununla birlikte karlatrmal dilbilim almalar esremli almalara n ayak
olmutur.206
Drdnc evre: Karlatrmal ve evrimsel dilbilim dil olgularn tek tek ele alp
inceliyordu, yani atomik bir tarzdayd. Ayrca evrimsel karakterli olduu iin, yazl
belgeleri olmayan dilleri incelemeye yaramyordu. Bu tr yazl belgeleri olmayan
Afrika ve Amerika yerlilerin dilleri dilbilimcilerin ilgisini ekmeye balaynca evrimsel
yntemin yetersiz olduu anlald. Zira bu dillerin yaplar, kategorileri Hint-Avrupa
dillerinin kategorilerine benzemiyordu. Bu tr nedenler evrimsel dilbilimi eletiren
dilbilimcileri, bata Saussure olmak zere, yeni araylara sevk etmitir.207 20. yzyla
kadar dilbilim alanndaki almalarn zn gramer/dilbilgisi, filoloji almalar ve
karlatrmal dilbilgisi oluturmaktayd. 20. yzyln balarnda dilbilimin yeni bir
izgide ilerlediini, tarihsel ya da karlatrmal dilbilimin yerini genel dilbilimin
aldn gryoruz. Bu adan, 20. yzyln dilbilimde bir krlma noktas olduu
sylenebilir. Saussureun Cenevre niversitesinde verdii derslerin iki rencisi
tarafndan Cours de Linguistique Gnrale ad altnda 1916 ylnda Pariste
yaymlanmasndan sonra dilbilim almalarnn Saussureun grlerinden byk
lde etkilendiini sylememiz mmkndr. Bu balamda Saussureu izleyen ve onun
205
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 20-21; Karlatrmal dilbilim hakknda daha geni bilgi iin ayrca
bk. Perrot, s. 57-58; 65- 84; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 24.
206
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 30-32. Bunun en byk kant, esremli almalar yapan ya da
yaplmas gerektiini syleyen dilbilimcilerin bu tr karlatrmal almalar yapan kiiler olmasdr
ki Saussure da bunlardan biridir.
207
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 33.
52
kuramn gelitiren eitli okullarn varlna dikkat ekmek gerekir: Prag Dilbilim
evresi, Kopenhag Okulu, Paris Dilbilim Okulu ve Amerikan Yapsalclar.208
Saussure ile birlikte dilbilim, dili sadece kendisi iin inceleyen bir bilim olma eilimine
girmitir.210 Saussuredan sonra dilin bir sistem olduu dilciler arasnda genel kabul
grmtr. Dilin ve dilin elerinin tannmasnn iinde bulunduklar yapnn
incelenmesine bal olduu kanaati yaygnlamtr. Saussureun eserinde yap szc
yerine sistem szc kullanlmakla birlikte, daha sonralar yap szc yaygnlam
ve bu dilbilim yapsal dilbilimi olarak isimlendirilmitir.211 Bylece, ada dilbilimin
kurucusu kabul edilen Saussure, yapsalca giden yolu amtr. 19. yzyldaki bilimsel
incelemelerde benimsenen evrim kavram ve dilin unsurlarnn teker teker incelenmesi
ilkesi, yerini byk lde yap kavramna brakmtr.212 Saussure, ayrca dil-sz
ayrmn getirerek; dilin toplumsal nitelikli, szn ise bireysel nitelikli olduunu
belirtmitir.213 Saussureun dilbilime getirdii bir dier yenilik de gstergebilimi
208
Aksan, Her Ynyle Dil, I, s. 21-23; Perrot, Dilbilim, 89-92. 20. yzyln balarndaki dier gelimeler,
kinci Dnya Sava sonras dilbilim almalar ve Saussureun kuramnn balca dilbilim okullarna
ve kuramlarna etkisi iin hakknda geni bilgi iin bkz. Perrot, s. 92-95. Vardar, Yirminci Yzyl
Dilbilimi, s. 9, 14-15.
209
Perrot, Dilbilim, s. 95-96; Aksan, Her Ynyle Dil, I, 37-39; kr. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s.
126-147; Saussureun esremli ve artsremli dilbilimi birbirinden ayrmasyla ilgili olarak ayrca bkz.
Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s.14; Neklv, Kazy f lmil-Lgatil-mm, s. 131-134.
210
Dilin sadece kendisi iin incelenmesi iin bkz. Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 22.
211
Bayrav, Yapsal Dilbilimi, (kinci Baskya nsz), s. 10; kr. Muhammed Yunus Ali, Medhal il
Lisniyt, s. 28-29; 65-69.
212
Vardar, Dilbilimden Yaama Yapsalclk, Multilingual, stanbul 2001, s. 9-10, 13.
213
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 43-45; Vardar, Yirminci Yzyl Dilbilimi, s. 15.
53
tasarlamas, byle bir bilimin kurulmasn teklif etmesi ve konuyla ilgili baz ilkeler
tespit etmeye almasdr.214
Genel anlamda Douda, zel anlamda slam dnyasnda sistemli dil almalarnn
Batdan daha nce baladn sylememiz mmkndr.215 Ayrca Dou ve Batdaki
almalarn dayand etkenler de farkldr. Batdaki almalar Yunan Felsefesine
dayandrlr. Doudaki dil almalarnn ortaya kmasn ise kutsal kitaplarn
anlalma abalar hzlandrmtr. Yani Doudaki dil almalarnn temelinde din
kayglar vardr. Gerek din metinlerin anlalmasna ynelik almalar gerekse dualara
duyulan ilgi dille ilgili almalarn yaplmasna olumlu anlamda katk salamtr.
Kutsal kitaplarn korunmas ve nesilden nesile doru bir ekilde aktarlmasn salamak
amacyla da eitli almalar yaplmtr. Bu almalar dile olan ilgiyi arttrmtr.216
Douda dille ilgili yaplan almalarn Batdakinden nce olduu eklindeki bu
yargy hem Eski Hindistan, skenderiye iin hem de Sami dil ailesi hakknda
syleyebiliriz. Nitekim, Hint Gramercisi Pnini mlattan nce 5. yzylda Sankstriteyle
ilgili bir dilbilgisi kitab telif etmitir. Ayn ekilde, Sami dil ailesindeki karlatrmal
almalar, Roman dilleriyle ilgili karlatrmal almalardan olduka nce ortaya
kmtr. Bunun en nemli nedeni, Sami bilginlerinin hem dilbilgini hem de yorumcu
(tefsirci) olmalardr.217 Ayrca Yahudi ve Arap dilbilgisi limlerinin Sami dillerinin
214
Roland Barthes, Gstergebilimsel Serven, (ev. Mehmet Rifat, Sema Rifat), Kaf Yaynclk, stanbul
1999, s. 31. Saussureun gstergebilimle ilgili dnceleri iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri,
s. 46-48, 108-125.
Saussureun nerdii gsterge kuramnn yan sra, Amerikan gstergebiliminin kurucusu olarak kabul
edilen Piercen gstergebilim kuram vardr. Genel gstergebilimin birbirinden habersiz iki ncs
olarak (Bkz. Rifat, XX. Yzylde Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I, 114) kabul edilen Saussure
ve Peircen gstergebilim kuramlarnda baz farkllklar vardr. Her iki bilim adamnn kuramlarnn
mukayesesi iin bkz. L. Linda Gorle, Gstergebilim ve eviri Sorunu, Al Matbaaclk, y.y., 2000, s.
29-30; Rifat, XX. Yzylde Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I, 114, 119; Celal Trer, Charles S.
Peircen Pragmatik Felsefesi, niversite Kitabevi, stanbul 2003, s. 129-131.
215
Batdaki Dilbilim almalar incelerken grld zere, Batda M.. 4. asrda dille ilgili
almalar yaplmtr. Ancak, Batdaki almalarn sistematik hale gelii daha sonradr. Oysa slam
Dnyasnda hicri ikinci (miladi sekizinci) asrda dilbilim alannda ses, morfoloji, sentaks ve anlamla
ilgili sistematik almalar balamtr. Bkz. Muhammed Yunus Ali, Medhal il Lisniyt, s. 9.
Doudaki dilbilim almalar hakknda geni bilgi iin ayrca bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 245;
Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 57-61, 63-75; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I,
219-224.
216
Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16. Doudaki dilbilim almalarnda din faktrlerin etkili oluuyla ilgili
ayrca bkz. Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 80.
217
Bkz. Aksan, Her Ynyle Dil, I, 16-17; Perrot, Dilbilim, s. 10; Neklvi, Kazy f lmil-Lgatil-mm,
s. 12-13; Bayrav, Yapsal Dilbilimi, s. 29; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 57-58;
54
bn Abbasa nispet edilen tefsirle ilgili dier almalarnn yan sra, Kuran-
Kerimdeki nadir kelimelerle ilgili yapt alma bu kelimelerin o zaman kullanld
anlam ve ait olduklar leheler hakknda bizlere bilgi sunmaktadr. bn Abbasn tefsir
literatrnde Mesil bnl-Ezrak adyla bilinen eseri, ayn zamanda, bu lehelerin
Kurann diline ve klasik Arapaya yaknlklarn tespit etmede bavurulabilecek en
nemli kaynaklardan birisidir. Ebl-Esvedin harekeleme faaliyeti ise Arap nahvinin
olumasnda balang noktas olarak kabul edilmektedir. Ebl-Esvedin almalarn,
harflerin noktalanmas ve harekeleme sistemini gelitirmek suretiyle Nasr b. Asm el-
Leys ile Yahya b. Mamer ve Halil b. Ahmed srdrmtr. Harekeleme ve noktalama
ilemleri nceden de bilinmekle birlikte, sadece lzum grld takdirde baz harfler
iin mnferit ve sistemsiz olarak kullanlmaktayd. Yukarda ad geen ahslarla
birlikte harekeleme ve noktalama sistemli hale getirilmitir.223 Bu isimlerin dnda, bn
Eb shk (.117/735), sa b. mer es-Sekaf (.149/766), Eb Amr b. el-Al
(.154/771), Yunus b. Habb (.182/798), Sbeveyh (.180/796) ve Eb Cafer er-Rus
(.187/803) slam kltrndeki dilbilim almalarnn nclerindendir.224 Sbeveyhin,
sarfn nahivden henz ayrlmad dnemde telif edilen, dolaysyla nahiv ve sarf
konularn ieren el-Kitb gnmze kadar gelen nemli bir kaynak olmutur.225
223
Geni bilgi iin bkz. Ebt-Tayyib el-Lgav, Mertibn-Nahviyyn, (thk. Muhammed Ebl-Fadl
brahim), Drul-Fikril-Arab, Kahire 1974, s. 24-31, 50-51, 54-70; bn Nedm, el-Fihrist, s. 59-64;
bn Haldn, Mukaddime, s. 1057; etin, Arap, III, 279-282; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s.
73; Tevfik Rt Topuzolu, Hall b. Ahmed, DA, stanbul 1997, XV, 309-310; Ahmed Emn,
Duhal-slm, II, 285-289; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s.
3-4, 21-32; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 226; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I,
219-222, 244-245; II, 319, 400; Hakk Dursun Yldz, Abbasler, DA, stanbul 1988, I, 41; Yiit,
Emevler, DA, XI, 89-90; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5; Ziya en,
Kurann Metinleme Sreci, Ensar Neriyat, stanbul 2007, s. 25-26.
224
Bu isimler ve dilbilimdeki yerleri ve Arap dilbiliminin kuruluu hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Lgav, Mertibn-Nahviyyin, s. 31-48, 106; bn Nedm, el-Fihrist, s. 59-64; Ahmed Muhtar mer, el-
Bahsl-Lgav, s. 89-92; l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 385-387; Regis Blachere, Trihl-
Edebil-Arab, (ev. brahim el-Keylani), Drul-Fikr, Beyrut 1984, s. 600; bn Haldn, Mukaddime, s.
1049, 1057; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 192, 245.
225
Ahmed Emin, Zuhrul-slam, 4 cilt, Mektebetn-Nahdetil-Msriyye, Kahire 1966, II, 115; Bulut,
Sbeveyh'in el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 2-3; Salih Zafer Kzkl, Arap Grameri
Ekolleri, Yaynlanmam Doktora Tezi, USBE, Bursa 2005, s. 51-52.
56
226
etin, Arap, III, 283; 286-287; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 17, 41-44; alkn, Mesdirl-
Lga, s. 12-17.
227
etin, Arap, III, 282-284; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze),
s. 2.
228
Basra ve Kfe ehirlerinin kurularak ilim ve kltr merkezi haline gelmesi, bu ehirlerde iki dilbilim
ekolnn teekkl ve bu iki ekol hakknda bilgi iin bkz. zzddn bnl-Esr, el-Kmil ft-Trih, 12
cilt, Dru Sdr-Dru Beyrut, Beyrut 1965; II, 527-530; bn Haldn, Mukaddime, s. 1058; Zeydn,
Trihu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 208-210, 232; II, 326, II, 419; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s.
270-279; Duhal-slm, II, 78; 283-285, 289, 294-297; Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 93-94;
Abdlhlik Bkr, Basra, DA, stanbul 1992, V, 109; Kl, Basriyyn, V, 117-118; Kl,
Kfiyyn, XXVI, 345-346; Casim Avc, Kfe, DA, Ankara, 2002, XXVI, 339-342.
57
Hicri 7. (miladi 13.) asrda Moollarn saldrlar ve Badat ele geirmeleriyle birlikte
dilbilim almalarnda k dnemi balamtr. Dier alanlarda olduu gibi dilbilim
229
Badat ehrinin kuruluu, dilbilimin Basra ve Kfeden Badata geii, Badat ekolnn kuruluu ve
temsilcileri hakknda bilgi iin bkz. Lgav, Meratibn-Nahviyyin, s. 144; bnl-Esr, Trih, V, 557;
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 529; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 174; II, 297;
Abdlaziz ed-Dr, Badat, DA, stanbul 1991, IV, 426-427; Abdlkerim zaydn, Badat, DA,
stanbul 1991, IV, 440.
230
etin, Arap, III, 296-299; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 73-80, 148-149. Basra, Kfe ve
Badat dilbilim ekolleriyle ilgili geni bilgi iin ayrca bkz. l-i Ysn, ed-Dirstl-Lgaviyye, s.
392-421; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), s. 33-147;
Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 194-203; alkn, Mesdirl-Lga, s. 17-19; Kk, Arap
Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 3-5; Marshall G.S. Hodgson, slamn Serveni, (Trke nr.
Metin Karabaolu), 3 cilt, z Yaynclk, stanbul 1995, I, 439; Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 13
vd..
58
alannda da orijinal eserler yerine, daha ziyade erh, haiye, muhtasar trnde ya da
ansiklopedik tarzda eserler yazlmtr.231
Hicri 2-4. asrlarda yaplan dilbilimsel faaliyetlerinin nahiv, sarf, szlkbilim ve sesle
ilgili almalardan olutuunu sylemitik. Ancak unu hemen belirtelim ki balangta
sarf ilminin alanna giren konular da nahiv altnda deerlendiriliyordu. Nitekim bugn
elimizde mevcut ilk nahiv kitab el-Kitbn yazar Sbeveyh (.180/796) dneminde
nahiv; irap, szdizimi, kelime ekim kurallar, hatta sesle ilgili kurallarn tmn birden
iermekteydi. Sesle ilgili almalar nahiv ve kraat limleri yapmaktayd. Bundan
dolay nahv ilk bata irap, kelime ekimi ve sesleri kapsayacak bir ilim olarak ortaya
kt.232 Sarf ilminin nahivden ayrlmas ancak sarf ilminin kurallarn ve problemlerini
sistematik hale sokan Eb Osman el-Mzin (.249/863) tarafndan gerekletirildi.233
2. Dilbilimsel Tefsir
Saussurela (.1913) birlikte, dilbilimin konusunun sadece ve kendisi iin dil olduunu
daha nce sylemitik. Arlkl olarak, dilbilimin morfoloji, sentaks ve semantik alt
dallarndan yararlanan dilbilimsel tefsir ise dilbilimi kendi amac iin, yani Kuran
tefsiri iin kullanmaktadr. Bu durumda baz sorun ya da itirazlarn gndeme gelmesi
231
Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 155-156.
232
Nahvin balangta sarf da ierdiiyle ilgili olarak bkz. Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga:
el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 100-101; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 74-75; etin,
Arap, III, 297; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), nsz, s.
16; Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 51-52, 69.
233
Kzkl, Arap Grameri Ekolleri, s. 69.
234
Ahmed Muhammed Kaddr, Fkhul-Lga: el-Mustalah vel-ssl-Marifiyye, s. 101-102.
59
Bu aamada akla yle bir soru gelmektedir: Gerekten de dilbilimle tefsir arasnda bir
iliki var mdr? Ya da, bir ekol olarak niteleyebileceimiz lde, dilbilimin verilerini
arlkl olarak kullanan tefsirler var mdr? Tefsir literatrnde mfessirin bilmesi
gereken ilimler bal altnda saylan ilimlerle ya da tefsir ilminin tanmyla ilgili
yapacamz bir ka alnt bile tefsirin dilbilimden mstani kalamayacan gsterir.
Szgelimi, Eb Hayyn (.745/1344) tefsir ilmini yle tanmlamtr:
235
Bkz. Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I, 121. Tercmeyi kr. Duman, Uygulamal Tefsir Usul ve
Tarihi, E Yaynlar, Kayseri 1992, s. 46. Eb Hayynn yapt tanm yledir: 1 # FGH #!
IJ :3 K# D# >:G3 L D#$* #H# N DE D3C( O )@
PQ% #
#
236
Metinde geen ifadesi, bugnk terim anlamnda dilbilim olmayp, szckbilim kastedildii
iin Trkeye szckbilimi olarak tercme etmeyi uygun grdk. Zaten Eb Hayynn daha sonra
yapt aklamalardan ve konuyla ilgili yer verdii eserlerden bu ifadeyle szckbilimi kastettii
60
Grld zere, Zerkei tefsir ilminin tanmn yaparken ak bir ekilde tefsirin
szckbilimden, nahiv/sentaks ve sarftan/morfoloji yardm aldn ifade etmektedir.
Gerek Eb Hayynn gerekse Zerkeinin tanmlarnda yer vermi olduu bu husus
gnmzde de dilbilimin en nemli alt dallarndan kabul edilmektedir. Ayn ekilde
Kafiyecinin bahsettii mfessirin bilmesi gereken on be ilimden ilk drd, srasyla
szckbilim, itikak, sarf ve nahivdir.240
Bu arada bir olguyla ilgili yaplan tasnifin her zaman kesin izgilere sahip snrlar
olduunun farzedilmemesi gerektiini dnyoruz. Yaplan tasnif, eer ideolojik vb.
nedenden kaynaklanmyor ya da bu tr armlar yapma amac gtmyorsa, realiteyi
daha iyi anlayabilmek asndan nemlidir.242 Bu anlamda bir olgunun eitli ynleri
arasndaki benzerlik ve farkllklarn ortaya konulmas asndan tasnif edilmesi ya da
kategorilere ayrlmas faydadan hali deildir. Yaplan tasnifte dikkat edilmesi gereken
bir dier husus da, tasnif edilerek ayr birer kategori haline getirilen olgulara verilen
adlar, yani kavramlatrmadr. Bir snflandrmaya gidilecekse, bu snflandrmay
oluturan olgulara en uygun den ve her olgunun dierlerinden ayrlan ynn ne
kartan kavramlatrmann tercih edilmesi tasnifin amacnn gereklemesini salad
gibi, anlalmasn da kolaylatrr. Bu sayede, her birimin temel karekteristik
zelliinin daha net olarak ortaya kartlmas ve ideal kavrama ulalmas mmkn
olur. Dolaysyla arlkl olarak dilbilimin alt dallarndan yararlanlarak yaplan tefsir
faaliyetlerinin ve bu tr tefsirlerin hangi kavramla ifade edilmesinin daha doru
olacayla ilgili yapacamz deerlendirmelerin nemli olduunu dnyoruz.
242
Zeki Arslantrk-Tayfun Amman, Sosyoloji: Kavramlar Kurumlar Sreler Teoriler, Kakns
Yaynlar, stanbul 2000, s. 457.
243
Kald ki ileride deineceimiz zere Lgav Tefsir ifadesi de baz sorunlar tamaktadr.
244
rnein bkz. ehrr, Lgav Kuran Okumalar; Mustafa nver, Kuran Anlamada Tek Bir
Paradigmann Kifayeti Problemi, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu (17-18 Mays
2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum, t.y., s. 317 ve devam; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 112; Paac,
Kurana Giri, s. 123; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 139.
62
ve Filolojik Tefsir245 gibi isimler yaygn olmakla birlikte, son yllarda Dilbilimsel Tefsir
kavramnn da, kullanldna ahit olmaktayz.246 te bu noktada Lgav Tefsir
ifadesine karlk olarak hangi ifadenin kullanlmasnn tartlmas gerektiini
dnyoruz. Bunu yaparken ilk olarak Lgav Tefsire karlk olmas muhtemel
ifadelerin analizini yapacaz. Bu arada, daha nce dilbilim ve filoloji ile ilgili
yaptmz tanmlardan ve n bilgi olarak sunduumuz verilerden yararlanacaz. Bu
nbilgilerle, Lgav Tefsir diye adlandrlan eserlerin ierik ve ilevlerini mukayese
ederek bir sonuca ulamaya alacaz.
Lgav Tefsir isimlendirmesi yerine, Dilsel Tefsir, Edeb Tefsir, Filolojik Tefsir ve
Dilbilimsel Tefsir ifadelerinin kullanlmas muhtemel olaca gibi, farkl dillerdeki
kavramlarn birbirine tekabuliyeti sorununu amak amacyla Arapadaki ifadeyi
deitirmeden Lgav Tefsir olarak kullanmak da mmkndr.
Dier bir muhtemel isimlendirme olan Edeb Tefsir ifadesinin ise arlkl olarak
belagatin verilerinden yararlanarak yazlm tefsirler iin kullanlmasnn uygun
olacan dnyoruz.247 almamzn konusunu oluturan tefsirler edebiyat arlkl
245
Bkz. Fuat Sezgin, Buhrnin Kaynaklar, Kitabiyat, Ankara 2000, s. 132, 148, 182; Jansen, Kurana
Yaklamlar, s. 143; Krca, Kurana Yneliler, s. 167-177; Kuran ve Bilim, s. 175, 178; Yldrm,
Kuran Anlama Yntemi, s. 35; Albayrak, Tefsir Usul, s. 102; Aydz, Tefsir Tarihi, s. 113;
Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 139.
246
rnein, Halis Albayrak Tefsir Usul adl eserinde balangtan gnmze tefsir hareketlerini
sayarken, dilbilimsel (filolojik) tefsirden bahsetmitir. (Bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 102-104).
Muhsin Demirci, tbin tefsirinin de ashab tefsiri dneminde olduu gibi daha ziyade filolojik
(dilbilimsel) nitelikli bir tefsir olduunu belirtirken dilbilimsel tefsir ifadesini kullanmtr. (bkz.
Demirci, Tefsir Tarihi, s. 94). Mehmet Paac da tefsir eitlerini sayarken balkta Dilbilimsel/Lgav
Tefsir, ierikte dilbilimsel tefsir ifadesini kullanmtr. (Bkz. Paac, Kurana Giri, s. 123).
brahim H. Karsl bir makalesinde Halil b. Ahmedin Kitbl-Ayn adl szlnn Dilbilimsel
Tefsirin ilk rneklerinden olduunu sylemektedir. (Bkz. Karsl, Kurn Tefsiri Asndan lk Arap
Lgati Kitbl-Aynn Deerlendirilmesi, Nsha, say: 14, Yaz 2004, s. 49, 51, 55. (nternet adresi:
http://www.doguedebiyati.com/nusha/14/3-Ibrahim_Karsli_Kitbl-ayn.doc).
247
Edeb tefsir hakknda bilgi iin bkz. Krca, Kurana Yneliler, s. 181-188.
63
248
Bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1064. Bugn yaygn kullanma gre Belagat ilmi Men, Beyan ve
Bed olmak zere alt alana ayrld bilinmektedir. bn Haldn gibi baz limler Belagat lmi
yerine, Beyan lmi kavramn kullanm ve Beyan ilminin alt dallarn yukarda snflandrmaya
karlk gelecek ekilde srasyla Belagat, Beyan ve Bed olarak isimlendirmitir. Bu yzden, bn
Haldnun Beyan ilmi dedii ve ieriinde anlatt konu bugnk genel kullanmda Belagat ile
rtt iin belagat olarak anlamay ve tercme etmeyi uygun grdk. Ancak gnmzde de
belagatle uraan kimi ilim adamlar Beyan kavramn belagatn alt dallarn da kapsayacak ekilde
bir st kavram olarak kullanmaktadr. rnein, Bedev Tabne belagatle ilgili yazd esere el-
Beynl-Arab adn vermi ve Beyann belegat limlerinin tasavvurundan daha geni bir alan
ierdiini savunmutur. Bkz. Bedev Tabne, el-Beynl-Arab, Matbaatr-Risle, y.y. 1985, s. 359.
249
Belagat ilmi; sarf, nahiv ve anlambilim gibi alt dallar olan dilbilimden farkl, fakat baz konularda
bunlarla birleen ve bunlar zerine temellenen bir alandr diyebiliriz. Bu balamda szgelimi men
(bn Haldnun ifadesiyle belagat) ile nahiv ayrm iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1064-1065;
Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 124-129.
250
bn Haldn, Mukaddime, s. 1068.
64
Filolojik Tefsir ifadesi de Lgav Tefsire karlk olabilecek bir isimlendirme gibi
grnmektedir. Nitekim daha nce belirttiimiz zere, bu isimlendirme dilimizdeki
eserlerde kullanlmaktadr. Ancak, filolojinin amac ve ileyi tarzyla almamzn
konusunu oluturan tefsirler mukayese edildiinde bu tefsirlere Filolojik Tefsir
denmesinin ok uygun olmad anlalmaktadr. Daha nce belirttiimiz zere, filoloji,
metinleri belirleyip saptama, yeniden ina etme, yorumlama ve aklamay amalar.
Bunu yaparken de edebiyat tarihi, treler ve kurumlarla uramaya da ynelir.251 Bu
tefsirlerde ise rivayetlerin karlatrlarak orijinal metnin saptanmas, inas gibi bir
ama gdlmedii gibi, metinlerin ait olduu kltrn treleri ya da kurumlaryla
ilgilenmek gibi bir ama da szkonusu deildir. Yani bu tefsirlerin mellifleri, Arap dili
filolojisi yapmamaktadr. Bu mfessirlerin yapt ey, eserlerini telif ettikleri dnemin
dilbilimsel verilerini kullanmaktan ibarettir.
251
Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, s. 27.
252
Bir metni tesis etmek, mekanik bir i deildir. Aksine, metni dzenlemek (edisyon) tefsir etme ve
yorumlama olmakszn ilerlemez. Bir metni dzenlemek filolojik bir aktivite ise ve yorumlamay
gerektiriyorsa, bu durumda btn tefsir ve yorumlama faaliyetleri znde filolojik midir? te burada
problem var. Bkz. Ziolkowski, What is Philology: Introduction, On Philology, s. 6.
253
Bu konuyla ilgili olarak Sheyla Bayravn ifadelerine bavurmakta yarar gryoruz: Filolojinin
birinci amac, grlyor ki, okunup anlalmasnda glk duyulan metinleri aklamak, onlar canl
tutabilmek iin gereken abalar gstermektir. Metni aklamak, anlalmasn engelleyen her trl
zorluu ortadan kaldrmak olduuna gre, yaplacak iler eitlidir. Daha dorusu glkleri yenmek
iin birok bilim dalna bavurma zorunluluu ortaya kabilir: Zorluk bir kelimenin anlamndan ya da
65
Ayrca sarf, nahiv ve lgat alannda yaplan almalar filolojiyle deil, dilbilimle alakal
eserlerdir. Bu almalar haddizatnda dilbilimle ilgilidirler; filolojiyle ilgileri ise, Arap
filologuna tarihsel malzeme sunmalar asndandr. Bu eserler Arap diliyle ilgili
yaplacak filolojik almalarda malzeme olarak kullanlabilirler. Ayn eyi sarf, nahiv,
kraatler gibi konulardan arlkl olarak yararlanan tefsirler iin de syleyebiliriz. Bu
tefsirler, her ne kadar Arap filolojisiyle ilgili almalar iin birer malzeme ve kaynak
olmaya elverili olsalar da, haddizatnda dilbilimle ilikilidirler; filolojiden deil,
dilbilimden yararlanmlardr.
cmlenin yapsndan gelebilir. O zaman dilbilimi, filologa yol gsterir. Ama metinde unutulmu
trelere, iyi bilinmeyen felsefe akmlarna, inanlara, tarih olaylarna, kanunlara telmihler bulunuyorsa,
yardm sosyoloji, felsefe, din tarihi, tarih, hukuk vb. bilim kollarndan gelecektir. Bazen insan bilimleri
erevesini aarak doa bilimlerine, matematie, tbba, teknik tarihine bavurmak gerekecektir.
Bayrav, Filolojinin Oluumu, s. 13-14. (Vurgular bize ait).
66
254
Bilindii zere lgat kelimesinin bir dile ait kelime hazinesinin ve kelimelerin anlamlaryla ilgili
meselelerin bilinmesi anlamnda kullanm yaygndr. Meselenin anlalmas asndan, bu ilim dalna
gnmz terminolojisiyle szckbilim diyebiliriz.
255
Zerke, Burhn, I, 13.
256
Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 10-11.
257
Eb Hayyn, el-Bahrul-Muht, I, 105. Eb Hayynn burada kulland ifadeden mellifin geni
anlamda dilbilimi deil, bugn dilbilimin alt dallarndan olan szckbilime tekabl eden kelimelerin
anlamlarnn bilinmesini kastettii net olarak anlalmaktadr. Nitekim Eb Hayyn mfessirin ihtiya
duyduu ilk bilgi dzeyinin isim, fiil ve harf dzeyinde lgat olduu anlamnda *\ :-
demitir
258
bn Haldn, Mukaddime, s. 781, 1055.
259
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059-1064.
67
Her eyden nce, dier birok bilim dalnda olduu gibi, tefsirde de kendi dilimize ait
terminolojinin oluturulmasnn nemli olduu kanaatindeyiz. Dilimizi kullanan ve
Arapa terminolojiye hkim olmayan insanlarn daha rahat anlayabilmesi iin buna
ihtiya olduunu dnyoruz. Dolaysyla, tercih ettiimiz isimlendirme, ayn zamanda
bir terimletirme abas olarak kabul edilebilir. Ayrca, almamz dilbilimsel tefsirin
sadece ilk ayan, zellikle ortaya k ve geliimini kapsamaktadr. Dilbilimin
tarihsel srecini ele alrken deineceimiz zere 20. yzyl sonrasnda dilbilimde
nemli bir krlma gereklemi ve almalarn yn eskiye gre olduka
farkllamtr. Bizce dilbilimin bugnk geldii noktadan, genel anlamda tefsir
faaliyetleri zel anlamda da Dilbilimsel Tefsir yararlanmaldr.260 Oysa, Lgav Tefsir
ifadesinin gnmze kadar yaplan almalar ierdii dnlse bile, gnmzdeki
yeni yaklamlar iermez, ya da en azndan gnmz dilbilimine referansta
bulunmaz.261 Zira gnmz Arapasnda dilbilim karlnda lga deil, ilmllga
ifadesi kullanlmaktadr. Trkede bu ifadenin karl olarak dilbilim terimi
kullanld iin, gnmzdeki almalara referans yapp yapmayacann tartmal
olduunu dndmz Lgav Tefsir ifadesini tercih etmedik. Ksacas, gnmzdeki
dilbilimsel yaklamlar da iine almas, dilbilimsel tefsirin bitmediine, gnmz
dilbiliminin imknlarndan yararlanlabileceine dikkat ekmek iin byle bir tercihte
bulunduk.
260
Nitekim, alma konusu tespit edilirken ada dilbilim almalarnn verileriyle tefsir arasndaki
ilikinin ele alnmas da, almay dndmz muhtemel konulardan birisiydi. Ancak, yaptmz
istiareler sonucunda dilbilimsel tefsirin ortaya kt ve gelitii dnem olmas asndan hicri ilk
asrn incelenmesinin daha doru olaca kanaati hsl oldu. ada dilbilim almalaryla tefsir
arasnda kurulabilecek ilikinin incelenmesini ise daha sonraki almalara brakmay uygun grdk.
261
Msid b. Sleymann, Lgav Tefsir kavramn ada almalar kapsam d brakacak ekilde
tanmladna iaret etmitik. Biz de Dilbilimsel Tefsir kavramnn, ada almalara Lgav Tefsir
kavramndan daha belirgin bir ekilde referansta bulunacan dndmz iin Dilbilimsel Tefsir
adn kullanmay tercih ettik.
68
Son olarak, unu ifade etmekte yarar gryoruz: Dilbilimsel Tefsir ifadesindeki sel eki,
yaplan tefsir faaliyetlerinin dilbilimle ilikisini vurgulamak iindir. Yoksa, tercih edilen
bu kavram, szkonusu tefsirlerde birebir dilbilimin metodunun kullanldn iddia
etmemektedir. Zaten bugnk dilbilimle hicri ilk asrdaki dilbilimi e tutmak
anakronizme dmeye yol aaca gibi, bu tefsirlerde dilbilim akmlarndan hangisinin
metodu kullanlyor? tarzndaki sorulara kap aralar. Bununla birlikte Kurann
anlalmasnda sarf, nahiv ve lgatle ilgili sorunlarn giderilmeye alld, bu tr
analizlerin hkim renkte olduu bu eserler iin en uygun ifadenin Dilbilimsel Tefsir
olduunu dndmz iin bu kullanm tercih ettik. Nasl ki, Bilimsel Tefsir
ifadesinin, birebir bilimin metodunu kullanan, szgelimi tpla ilgili bir ayetin tefsirinde
tp ilminin metodunu kullanan tefsir olarak deil, Kuran yorumlarken ayetlerle eitli
bilim dallar arasnda iliki kurmaya nem veren ya da modern ilimlerin verilerinden
yararlanan tefsir olarak anlalmas gerekiyorsa,262 Dilbilimsel Tefsir de ayn ekilde
anlalmaldr.
262
Bkz. Krca, Kurana Yneliler, s. 213. Ayn eyi Sosyolojik Tefsir kavram iin de syleyebiliriz.
Sosyolojik Tefsir kavram sosyolojinin paradigma, teori ve metotlarn birebir kullanan tefsirden ziyade,
sosyal olaylarla ayetler arasnda balant kurmay amalayan tefsir anlamnda kullanlmaktadr. Bkz.
Krca, Kurana Yneliler, s. 251.
KNC BLM
DLBLMSEL TEFSRN DOUU VE GELM
Bir bilim ve sanat kolunda ayr nitelik ve zellikleri bulunan yntem veya akm, okul
anlamna gelen263 ekol kavram, eitli dillerde genelde okul anlamn ifade eden
szcklerin yan anlam olarak karmza kmaktadr. Nitekim ekol kavramnn,
Franszca, ngilizce, Arapa ve Trkede okuyup yazmadan balayarak, en yksek
dzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye kadar, eitli derecede toplu olarak eitimin
yapld yer, mektep264 anlamn karlamak iin vaz edilen lafzlarn yan anlam
olduu grlmektedir. Bu balamda Trkemizde okul,265 Arapada medrese,266
ngilizcede school267 ve Franszcada cole268 kelimeleri toplu eitim retim mekn
anlamnn yan sra, bir bilim ve sanat kolunda ayr nitelik ve zellikleri bulunan
yntem veya akm269 ya da bir olgu hakknda dnme ya da bir olguya yaklama
biimi270 anlamna da delalet etmektedir.
263
TDK Trke Szlk, s. 612.
264
Bkz. TDK Trke Szlk, s. 1494.
265
TDK Trke Szlk, s. 1494.
266
rnein, Muceml-Vastde medrese kelimesi yle aklanmtr: 1. #* E 2. 1 :^
( ) `3 %#* HJ P%*3 1#H 1E
:
-\
. (Bkz. brahim Ens, Abdlhalim Muntasr,
Atyye es-Savlih ve dierleri, el-Muceml-Vast, 2 cilt, el-Mektebetl-slamiyye, stanbul, t.y., I,
280). Arapada mezhep kelimesi de geni anlamda ekoln karl olarak kullanlmakla birlikte, daha
ok din (fkh ve itikd) ekolleri artrmaka ve bu ekoller iin kullanlmaktadr.
267
ngilizce szlklerde school kelimesi birinci anlam olarak, toplu eitim ve retimin yapld
kurum, yananlam olarak ise bir konuyla ilgili ayn yaklam sergileyen ya da ayn doktrine sahip
olan gurup eklinde aklanmaktadr. rnein Websters New Encyclopedic Dictionary adl szlkte
kelime yle aklanmaktadr: 1. A place or establishment for teaching and learning; 4. Persons
holding the same opinions and beliefs or accepting the same intellectual methods or leadership. (bkz.
Websters New Encyclopedic Dictionary, s. 911). The Penguin English Dictionary adl szlkte de
school kelimesiyle ilgili u aklamalar yaplmtr: 1a. A building or organisation for educating
children 4a. A group of people who share the same approach to a subject or who adhere to the same
doctrine, especially in the arts, philosophy or theology, 4b. A way of thinking about or aprroaching
something. (bkz. Allen, The Penguin Dictionary, s. 1247)
268
rnein, Dictionnarie de la langue franaisede cole szc yle aklanmaktadr: 1.
tablissement o lon dispense un enseignement collectif de connaissances gnrales, ou de
connaissances particulires ncessaires lexercice dun metieri dune profession ou la pratique dun
art 3. Ensemble des adeptes dun mme matre, dune mme doctrine (Bkz. Dictionnarie de la
langue franaise, Hachette, Paris 1993, s. 367-368)
269
Kr. TDK Trke Szlk, s. 612.
270
A way of thinking about or aprroaching something Bkz. Allen, The Penguin Dictionary, s. 1247.
70
Ekol kavramn ifade etmek amacyla, toplu eitim retim mekn iin vaz edilen
lafzlarn kullanlmas gz nnde bulundurulduunda, ekolden sz edebilmek ve bir
dnce ya da yaklamn ekol olabilmesi iin belli bir gr ya da yaklam etrafnda
birleen bir guruba ait olmas lazmdr. Dolaysyla tek kiinin dncesi ekol olamaz,
gr olur. Ekol szcyle ilgili kullanmlar, Basra Dilbilim Ekol, Kfe Dilbilim
Ekol gibi belli bir corafyay artrd gibi, herhangi bir corafyaya referans
yapmakszn Me Felsefe Ekol gibi belli bir gr ya da yaklam etrafnda birleen
ilim, sanat evreleri anlamn da artrr.271
Bir ekol olarak dilbilimsel tefsirden kastmz ksaca akladktan sonra, herhangi bir
ekoln birdenbire olumad, aksine, bir grn ya da yaklamn bir gurup tarafndan
benimsenerek ekollemesinin belli bir sre ierisinde gereklemesi gerektiini
hatrlatmakta yarar gryoruz. Herhangi bir ilim dal birdenbire olumad gibi, bir
ekoln olumas da belli sreler neticesinde gerekleir. Bu balamda, dilbilimsel
tefsir ekolnn olumas ve bu yaklama gre hazrlanan mstakil eserlerin telifi
birdenbire olmamtr. Aksine, mstakil eserlerin hazrlayclar olarak kabul
edilebilecek ilk nvelerden sz etmek mmkndr. Bu balamda Hz. Peygamber,
271
Kr. Ahmet Kayack, Badat Okulu ve slam Dncesindeki Yeri, niversite Kitabevi, stanbul 2004,
s. 21-22.
272
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, (ev. Mevlt Gngr), Kuran Kitapl, Ankara
2001, s. 61, 73.
273
Albayrak, Tefsir Usul, s. 99.
274
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 88.
275
Bu balamda dilbilimsel tefsirlerde sarf, itikak, nahiv ve kelimelerin anlamlar gibi konularla ilgili
izahlar n plana kmaktadr. Kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 128-134.
276
Kr. Aydz, Tefsir Tarihi, s. 113.
71
sahabe ve tbin dnemindeki lgav izahlar, dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak
kabul etmek mmkndr. Dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul ettiimiz bu
dnemle ilgili genel bilgileri ve rnekleri bir sonraki bala brakarak, burada
Dilbilimsel Tefsir diye nitelendirdiimiz yaklam temellendirmeye alacaz.
Zerke ve Suyt, Kuran tefsirini, hakknda nakil bulunan ve bulunmayan olmak zere
iki ayr kategoriye ayrr. Hakknda nakil olanlar da, Hz. Peygamber, sahabe ve
tbinden gelenler olarak akladktan sonra, hakknda nakil olmayan konularda, Ragb
el-sfahnyi rnek gstererek lafzlarn mfred haldeki manalarna ve balama gre
kullanmlarna bavurulmas gerektiini ifade etmilerdir.277 Her iki limin bu konuda
syledikleri tefsirdeki dilbilimsel damar gstermesi asndan nemlidir.
277
Zerke, Burhn, II, 172; Suyt, tkn, II, 1216-1217. Zerke ve Suytnin yapt bu ayrmn
gnmzdeki ierikleriyle rivayet ve dirayet tefsiri ayrmyla birebir rtmediini dnyoruz.
Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. Mustafa Karagz, Tefsirde Rivayet-Dirayet Ayrmnn Ortaya
k ve Mahiyeti, Bilimname, say 5, 2004, Kayseri, ss. 45-60.
278
Suyt, tkn, II, 1227-1235.
279
Suyt, tkn, II, 1235.
72
Daha sonra, kelimelerin anlamlar, irabn hkmleri ve belagatla ilgili hususlar birer
mstakil ilim haline geldi ve bu alanlarda eserler telif edildi. Dil ve belagat balangta
Araplarn herhangi bir nakle ya da kitaba ihtiya duymadan sahip olduklar bir meleke iken,
zamanla bu meleke yok oldu; dil ve belagatle ilgili bilgiler dil limlerinin eserlerinden elde
edilmeye baland. Araplarn dili ve onlarn belagati zere indirildii iin, Kuran tefsirinde
de bu eserlere ihtiya duyuldu. Bylece tefsir ikiye ayrld: Biri, nasih-mensuhun, sebeb-i
nzuln ve ayetlerin maksadnn bilinmesi gibi seleften nakledilen haberlere dayanan tefsir
ki, bunlar ancak sahabe ve tabinden yaplan nakiller vastasyla bilinir Dieri ise, ayetin,
slbuna ve maksadna uygun olarak anlalabilmesi iin lgatin, irab ve belagatin
bilinmesi gibi dile baml olan tefsirdir. Dil ve dille ilgili bilgilerin mstakil birer ilim
haline gelmesinden sonra ortaya kan ikinci ksm, birinci ksmdan tam manasyla
ayrlmamtr; zira esas ama birincisidir. Evet, yine de dille ilgili hususlar baz tefsirlerde
daha youndur. Bu tefsirlerin banda Zemahernin Kef gelir281
Bundan (Taberden) sonra her asrda Kuran- Kerimin tefsiri, o asrdaki ilm hareketten
mtessir olmutur. O zamann din mezhepleri ve ilm grlerinin akislerini tefsirlerinde
grrz. Bu bn Abbastan al da Muhammed Abduha kadar byledir. Hatta herhangi bir
asrda yazlan bir tefsiri incelediimiz vakit o asrn ilm hareketinin miktarn ve o asrda
neyin yaygn olup olmadn o tefsirde buluruz.282
280
Suyt, tkn, II, 1235-1237.
281
bn Haldn, Mukaddime, s. 786-788.
282
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 305. Ahmed Emnin buna benzer grlerine dier eserlerinde de
rastlanmaktadr. Bkz. Duhal-slm, I, 368-369, II, 145-150.
73
Belli birer ilim haline geldikten sonra, nce dil ile ilgili ilimler, tefsiri ynlendirmeye
balam; arkasndan, ortaya kan dier akl ve nakl ilimler tefsiri muhtelif ynlere
ekmeye balamlardr284
Mesela bir nahiv limi, irap ilminin esaslar ynnden Kurana bakar, o esaslar, onun
manalarn anlamakta esas ittihaz eder ve ayetlerin delaletlerinin tespitinde onlarn
hakemliine bavurur. Bylelikle tefsir, bu ilmin aratrma metodu ve slubunun rengine
brnm olur285
smail Cerraholunun, ilk tefsir tedvin eden kiinin kim olduunu tartrken, Ferr ile
ilgili syledikleri, Ferrnn tefsirinin dilbilimsel yaklama gre telif edildiini
gstermektedir. Cerraholu, burada Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin batan sona
Kurann her ayetinin tefsir edildii bir zellikte olmadn, bir ayetin bir veya birka
283
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 145-147.
284
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 40.
285
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 64.
286
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 40-41.
74
Daha dorusu bu eser, lgat ve navih ynnden kelimeler iin bir tefsirdir. Btn ayetler
sra ile tefsir edilmedii gibi, tefsir ettii ayetlerin de tm zerinde deil, baz cmleleri
zerinde durur. Bu tefsirin nemi daha ziyade lgat ve nahiv ynne yneliktir.288
Tabernin (.310/923) tefsiriyle ilk asrda telif edilen dilbilimsel tefsirler mukayese
edildiinde, ikincilerin dilbilimsel yaklama gre telif edildikleri ve dilbilim arlkl
olduklar daha net anlalr. Tabernin tefsirinde de dilbilimsel izahlar olduka fazladr.
Ama bunun yan sra, bata sahabe ve tabinden yaplan nakiller olmak zere, bu tefsirin
baka birok zellie sahip olduu bilinmektedir.
287
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 175-176.
288
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 176.
289
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 148-150.
290
Muktil b. Sleymann tefsirindeki yaklam hakknda geni bilgi iin bkz. brahim elik, Muktil b.
Sleyman ve Tefsirdeki Metodu, Bursa 2000, s. 51-142.
75
Sonu olarak, Dilbilimsel Tefsir eklinde bir ekol ya da ynelie referans yapan
isimlendirmeyi hakl klacak lde, realitede arlkl olarak dilbilimden yararlanan
tefsirler vardr. Nitekim, menil-Kurn, irbl-Kurn, garbl-Kurn, vch ve
nezir tr eserleri incelediimizde, bu eserlerin Dilbilimsel Tefsir diye bir ekole nispet
edilmelerini uygun klacak lde dilbilimsel analizlerin varln mahede ederiz.
Nitekim Ferr ve Ahfein Menil-Kurn adl eserlerinde morfolojik ve sentaktik
tahliller arlktadr. Ayrca, bu eserlerde kelimeler yeri geldiinde anlamlar itibariyle
de ele alnmaktadr. Yine, garbl-Kurn, vch ve nezir ad altnda yazlan eserler
kelimelerin anlamlar zerinde durduklar iin semantikle ilgili eserler olarak
grlebilir. Btn bu eserlerde, aralarnda farkllklar olmakla birlikte, yaygn bir
ekilde morfolojik, sentaktik ve semantik analizler yer ald iin bu eserleri Dilbilimsel
Tefsir ekolnn ya da yneliinin birer rnekleri olarak deerlendirebiliriz. Bu tr eser
telif eden limler, Kuran kssalar konusunda ayrntlara dalmadan, ayetlerin
anlalmasna katk salamas beklenmeyen sebeb-i nzl rivayetleriyle uramak
yerine, dorudan ayetin anlalmasna katk salayan dilbilimsel izahlara ncelik
vererek dilbilimsel arlkl tefsir telif etmilerdir.291 Dilbilim arlkl tefsirlerin telifi
arttka Dilbilimsel Tefsir dediimiz yaklam olgunlamtr.
lm faaliyetlerin, ait olduklar dnem ve ortamn yan sra, ortaya kmalarna zemin
hazrlayan etkenlerle birlikte ele alnmasnn doru bir yaklam olaca kanaatindeyiz.
Zira ilm faaliyetlerin gelitii ortamdan bamsz olarak ele alnmas, tam olarak
anlalmalarn engeller. Bir ekol ya da ilm hareketin salkl analizini yapabilmek iin,
ortaya kt artlar, dolaysyla ortaya kmasnda etkili olan, sosyal, dini, ekonomik
ve siyasi etkenleri gz nnde bulundurmak gerekir.292 Nitekim, btn felsef ve
teolojik mevzularn, siyas yahut itim dayana olduu293 gibi, dilbilimsel tefsirin
ortaya kmasnda ve gelimesinde din etkenlerle birlikte kltrel, politik ve ekonomik
dinamikler rol oynamtr.
291
Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 277.
292
Bkz. zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 33; 290;.
293
Watt, slam Tetkikler, slam Felsefesi ve Kelam, (ev. Sleyman Ate), AF Yaynlar, Ankara
1968, s. 15; zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, 56; kr. Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, 71-
72.
76
Ayr balklar altnda ele alacamz din, kltrel, ekonomik ve politik etkenleri
birbirinden kesin hatlarla ayrmak tam olarak mmkn deildir. Szgelimi kltrel bir
olgunun, politik olaylarla ilgisi olduu gibi,294 din ve ekonomik durumlarla da ilgisi
olabilir. Yine ekonomik zellikler, kltrel, din ve siyas olgularla balantldr.
Dolaysyla, ayn olgunun farkl cihetlerinin birbirleriyle hi alakas olmad eklinde
iddia edilmemesi ve bu ekilde alglanmamas kouluyla, toplumsal olaylarn kltrel,
din, siyasi, ekonomik, politik vb. alardan ele alnarak analiz edilmesinin, olgu ve
olayn farkl boyutlarna dikkat ekilmesi bakmndan faydal olacan mlahaza
ediyoruz. Bu mlahazadan hareketle, dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenleri ayn
olgu ya da eitli olgularn din, kltrel, politik ve ekonomik ynleri olarak ayr
balklar halinde ele alp incelemeyi uygun grdk. Bu incelememiz srasnda da
grlecei zere, ou kez ayn olgunun din, ekonomik, politik ve kltrel vecheleri
olabilmektedir.
slam kltrnde dilbilimle ilgili almalarn balayp gelimesine yol aan etkenlerle
dilbilimsel tefsiri ortaya kartan etkenler ayndr. stelik, ayn sebeplerin sonucunda ve
ezamanl olarak ortaya kan bu iki etkinlikten her birinin geliimi dierini etkilemitir.
Dolaysyla din ve sosyal olmak zere iki ana balk halinde ele alacamz bu
etkenlerin hem dilbilimsel tefsirin hem de dilbilimin ortaya kmasna zemin
hazrladn vurgulamak gerekir.295 Belki de, bu yzden olsa gerek, Ferr ve Eb
Ubeydenin kitaplarnn tefsir deil de dilbilime ait eserler olduunu iddia edenler
olmutur.296 Ayrca Basra ve dier ilim merkezlerindeki dil limlerinin her eyden nce
Kuran bilgisine sahip olduklar297 gz nnde tutulduunda dilbilimle dilbilimsel tefsir
arasndaki iliki daha net olarak grlmektedir.
294
Nitekim Cbir bu konuda u iddiada bulunur: Kltr -hangi kltr olursa olsun- znde siyasi bir
olgudur. Bkz. Cbir, Arap Aklnn Oluumu, s. 9.
295
Bu yarg dilbilimin, dilbilimin alt dallarnn ve dilbilimsel tefsirin ortaya kn incelediimiz
kaynaklardan ulatmz bir sonutur. Geni bilgi iin bkz. Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72;
etin, Arap, III, 296-298, 303; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi (Balangtan
Gnmze), s. 3-4, 12; Kk, Arap Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5;
296
rnein bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 328. Msid Mslim Abdullah
bu eserinde Ferrnn Menil-Kurn adl eserinin dilcilerin kendileri iin lazm olan bilgileri tahsil
etmek iin okuduu bir lgat kitab olmasna ramen, bir tefsir kitab olarak kabul edildiini
sylemektedir. Eer Ferrnn bu eserinin tefsir olarak kabul edilmesinin eletirilmesi anlamna
geliyorsa biz bu eletiriyi kabul etmiyoruz. Zira, Ferrnn eserinin dilciler tarafndan dil ile bilgileri
renmek amacyla okunuyor olmas, onun tefsir olmasnn nnde engel tekil etmeyeceini
dnyoruz.
297
alkn, Mesdirl-Lga, s. 74. alkn bu konuyla ilgili u deerlendirmede bulunuyor:
77
(-: :# B> .B ( Lf >> Hg O) : #:*@ #H 1 #= S : XH S :
( 1 Basra ve dier ilim merkezlerindeki dil limleri her eyden nce Kuran bilgisine
sahiplerdi. Zira dil ilimleriyle ilgili uygulamalarnda Kuran kendileri iin ilk kaynakt.
298
Tarihsel srete ierisinde dilbilim almalar ksmnda deinildii zere, doudaki zellikle slam
dnyasndaki dilbilim almalarda din etkenlerin rol byktr. Bu etkenlerin banda Kurann
anlalmas abalar gelmektedir. Dilbilimsel Tefsirin douu ve gelimesinde Kurandan kaynaklan
etkenler iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 786, 1059; Goldziher, Klasik Arap Literatr, s. 72;
etin, Arap, III, 296-298; Cbir, Arap slam Aklnn Oluumu, s. 85-86; Bakrc-Demirayak, Arap
Dili Grameri Tarihi (Balangtan Gnmze), nsz ve s. 3-4; Demirayak Kenan, Ahmet Savran,
Arap Edebiyat Tarihi Sadrul-slam Dnemi, AFEF, Erzurum 1996, s. 72-73; Demirayak, Abbas
Edebiyat Tarihi, s. 223-224; Ahmed Muhammed Matk, el-Hasletl-Lgaviyye, lem'l-Marife,
Kuveyt 1996, s. 220.
299
Yiit, Emevler, XI, 97; Kl, Basriyyn, V, 117; Kfiyyn, XXVI, 345; Cbir, Arap slam
Aklnn Oluumu, s. 81, 85-86; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 75-76; Kzkl, Arap Grameri
Ekolleri, s. 13.
300
Tahsin Grgn, Anlam ve Yorum: Dini Metinlerin Anlalmas ve Yorumlanmas, Gelenek Yaynclk,
stanbul 2003, s. 140.
78
301
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219; II, 318-323, 410; Grgn, lh Szn Gc: Varlk
ve Bilgi Kayna Olarak Kuran, Gelenek Yaynclk, stanbul 2003, s. 119-120.
302
Yldz, Abbasler, I, 41.
303
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 104.
304
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 11-12.
305
Nasr Hamid Eb Zeyd, el-ttichl-Akl fit-Tefsr, Drut-Tenvr lit-Tabati ven-Ner, Beyrut 1982,
s. 5.
306
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 310-311; II, 11-12; Zuhrul-slm, I,
169; Grgn, lh Szn Gc, s. 193.
307
l-i Yasin, ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 223; el-Ezdd fil-Lga, Matbaatul-Marif, Badat 1974, s. 7,
87.
308
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 318, 400. Kurana bal olarak ortaya kan ilimler
bunlarla snrl deildir. Burada rnek olarak sunulanlar daha ok dilbilim ve dilbilimin alt dallar
olarak niteleyebileceimiz ilimlerdir. Teekkln Kurann anlalmas almalarna borlu olan, ya
79
dil/edebiyat malzemesinin tespit ve tedvini ancak, hicri ikinci asrn ortalarnda mmkn
olmutur.309 Szkonusu bu ilimlerin Kurann anlalma faaliyetleri neticesinde ortaya
kmasna paralel olarak, bir sonraki balkta ele alacamz zere, bu ilimlerden byk
ounluunun delillendirilmesi Kurana dayanarak yaplmtr.
da teekkllerine Kurann anlalma abalarnn katkda bulunduu disiplinler hakknda bilgi iin bkz.
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 318-324.
309
Cahiliye iiri, ilim adamlarnn llerde dolaarak Bedev Araplardan ve Basra ve Kfe gibi ilim
merkezlerine urayarak buralardaki limlerden yaptklar rivayetler sonucu toplanmtr. Bkz. Zeydn,
Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 405.
310
Kuran slam ncesi dnemde dil ve edebiyat malzemesinin neredeyse hi biri yazlmamtr. Kr.
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 410. Bu malzemenin, dille ilgili almalarn yapld
dneme intikali Kurann intikali ile kyas kabul etmez. Esiz slubu ve fasahatiyle Kuran- Kerimin
bu almalarda referans gsterilmeye elverililii, dilbilim almalarnn yapld zamana salam bir
ekilde ulamasyla doru orantldr.
311
Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. alkn, Mesdirl-Lga, s. 12-13, 29-34; Bulut, Sbeveyhin el-
Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 72.
312
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 192-194, II, 318.
80
Kurann delil olarak kabul edilmesinin bir yn de, dilbilimciler Kurann kulland
kelimeleri ve bu kelimelerin Kurandaki kullanm ekillerini Arapann en sahih ve
gzel kullanm olarak kabul etmeleridir. Bu yzden Kuranda geen kelimeler ve
bunlarn kullanl ekli dil almalarnda delil ve rnek olmutur.316 Hicri 5. asr
limlerinden Rgb el-sfahn bu konuda yle demektedir: Kuranda kullanlan
lafzlar Araplarn dilinin z, esas ve vastasdr. Fakh ve hkimler hkmlerinde ona
dayanm, usta air ve edipler nazm ve nesirlerinde ona snmlardr...317 Kurann
muhtevasnn dil asndan bu zellikleri tamasnn yan sra, mevsukiyeti de kaynak
olarak ilk srada gelmesinin bir dier sebebidir.318
slam dininin, Arap olmayan unsurlar arasnda yaylmas ve fetih hareketleri ile birlikte
ortaya kan farkl kltrlerle yaknlama, kltrel bir eitlilik ve zenginlik meydana
getirdii gibi, te yandan Arap dilinin bozulmasna yol amtr. Fetihler sadece
snrlarn gelimesi gibi siyas sonular dourmam, bata dil olmak zere, sosyal,
kltrel, etnik, ticari birok alanda deiim ve geliimlere kap aralamtr. Dolaysyla
fetihlerin neden olduu sosyo-kltrel sonular kmsenmemelidir. Fethedilen
yerlerde yaayanlarla fetih sonras buraya gelip yerleenler arasndaki kaynama, Hz.
313
Karsl, Kurn Tefsiri Asndan lk Arap Lgati Kitbl-Aynn Deerlendirilmesi, s. 55.
314
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 323. Sibevyhin el-Kitbyla ilgili doktora almas
yapan Ali Bulut, onun itihad ettii ayetlerin saysn 373 olarak tespit eden Necdnin, baz ayetleri
atladn belirtmitir. Dolaysyla Sbeveyhin yaklak 400 ayeti ahid olarak kullandn sylemek
mmkndr. Bkz. Bulut, Sbeveyhin el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 72.
315
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 272.
316
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 255
317
Ebl-Ksm el-Hseyin b.Muhammed Rgb el-sfahn, el-Mfredt fi Garbil-Kurn, (thk.
Muhammed Seyyid Keyln), Drul-Marifet, Beyrut t.y. s. 6; kr. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 255
318
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 263; Ahmed Muhtar mer, el-Bahsl-Lgav, s. 17-18; l-i Ysn,
ed-Dirstl-Lgaviyye, s. 348.
81
Dilin kullanm esnasnda grlen hatalar (insanlarn lahne dmesi), eitli alanlarda
tezahr etmekteydi. rnein kelimelerin cmle ierisindeki konumu asndan son
derece nemli olan irabta, yani son harfin harekesinde hata yaplyordu. Bu durumda
cmlenin faili, meful konumuna geliyor, ya da meful fail oluyordu. Bu tr hatalar nahvi,
yani szdizimini ilgilendirmektedir. Hatta bazlar bu hatadan kurtulmak iin
kelimelerin son harfinin harekesini okumama yolunu seiyordu. Dier bir hata tr
kelimelerin yap ve formunda ya da kelime tretmede ortaya kyordu. Bu durumda bir
anlam ifade eden kelime, formu deitirildii iin baka bir anlama gelebiliyordu.
Kelimenin yap ve formunu ilgilendiren hatalar sarf ilminin (:morfoloji/biimbilgisi),
kelime tretmeyle ilgili hatalar itikak ilminin ilgi alanna girmektedir. Kelimelerin
anlamlarnn bilinmemesinden kaynaklanan hatalar ise, lgat bilgisi (:anlambilim)
eksikliinden kaynaklanmaktayd.321
Konumuzla ilgili olan Arap dilbiliminin kurallarnn belirlenmesi almalarna yol aan
en nemli etken, yukarda szn ettiimiz hata ve bozulmalardr. Bu balamda
szdizimindeki yanllklarn nne gemek amacyla nahiv alannda; kelimelerin
yaplaryla ve kelime tretme kurallaryla ilgili olarak balangta nahiv, daha sonra sarf
ve itikak alannda; kelimelerin anlamlaryla ilgili kullanm sorunlarn zmek iin
Arap iirinin tespiti, lafzlarn toplanmas ve szlklerin tedvin edilmesi gibi lafzlarn
manalarnn tespitine ynelik almalar yaplmtr.323 Bu gelimeler sonucunda bata
Arap dilbilimi olmak zere birok ilim dalnn kurallar tespit edilmi ve ilimler
sistemlemeye balamtr.324
322
Dilbilimsel Tefsiri ortaya kartan sosyo-kltrel ve ilm etkenler iin bkz. bn Haldn, Mukaddime, s.
1056-1057, 1059; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219-220, II, 319; Goldziher, Klasik
Arap Literatr, s. 72-73; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 224, 274-275; Ahmed Emn, Duhal-slm, I,
385, II, 251-252; 278; Yiit, Emevler, DA, XI, 97; Kl, Basriyyn, V, 117; Kk, Arap
Leksikografisinde Ses Dnmleri, s. 5, 8; Bakrc-Demirayak, Arap Dili Grameri Tarihi
(Balangtan Gnmze), nsz ve s. 17-21; Demirayak-Savran, Arap Edebiyat Tarihi Sadrul-slam
Dnemi, s. 4; Demirayak, Abbasi Edebiyat Tarihi, s. 10; Dcane Cndiolu, Szl Kltrden Yazl
Kltre Anlamn Tarihi, Tibyan Yaynlar, stanbul 1997, s. 87, 92, 101-102; 129-132.
323
bn Haldn, Mukaddime, s. 1059; Duhal-slam, I, 310-311; Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s.
80; Erdoan Pazarba, Vn Mehmed Efendi ve Arisl-Kurn, Acar Matbaas, Ankara 1997, s. 113.
324
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 115, 117, 273
325
Mirbed hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 80-82; Bkr, Basra, V, 109.
326
Bkz. Avc, Kfe, XXVI, 339.
83
Basra ve Kfe, nde gelen ilim ve edebiyat bilginlerinin bakente daha yakn olan bu
ehirlere gelmesiyle birlikte ilim merkezi hline gelmitir. Ayrca yakn ehirlerden
eitli kayglar saikiyle yaplan g sonucu, blge kozmopolit bir nitelik kazanmtr.327
Farkl kltr ve dillere sahip bu insanlarn, hem siyasi hem de ilm dil olan Arapay
renmeleri zorunlu olmutur. Bu zorunluluk Arap dilinin korunmas, kelimelerinin
tespit edilmesi gibi almalarn yaplmasn gerekli klmtr. Gerek eitli yerlerdeki
ilim adamlarnn blgeye gelmesi, gerekse Arapann korunmas amacyla yaplan
almalar sonucu bu iki ehir bu dnemde ilm, edeb etkinliklerin ve lim, air ve
edebiyatlarn toplanma merkezi olmutur.328 Ayrca baz sahablerin Basra ve Kfe
ehirlerine gelerek buralarda ilm faaliyetlerde bulunmas, renciler yetitirmesi, bu iki
ehrin ilim merkezi olmalarnda rol oynamtr.329
lm faaliyetlerin gelimesine yol aan bir dier kltrel etkinlik, tertip edilen mnazara
meclisleridir. Fkh, kelam ve hadis gibi deiik alanlarda tertip edilen mnazara
meclisleri, dnemin nde gelen limlerinin halka ak bir ekilde tartmalarna imkn
tanmas asndan nemlidir. Bu tartma meclisleri yneticilerin belli bir gr ve
akm desteklemek gayesiyle ya da salt ilm ve kltrel amalarla tertip ediliyordu.
zellikle ilimlerin nispeten bamsz hale gelmesiyle birlikte bu meclislerin arttn
syleyebiliriz. Bu meclisler sayesinde limler, yneticilerin ve halkn vgsne mazhar
oluyor, farkl iki akm ya da gr arasnda rekabetin sergilenmesine yol ayor ya da
bylece doruya ulama yolunda ilerleme salanyordu. Sonuta her halkarda bu
327
Basra ve Kfeye yaplan gler ve bu ehirlerin kozmopolit yaps hakknda bilgi iin bkz. Bkr,
Basra, V, 109-110; Avc, Kfe, XXVI, 339-340
328
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, 208-210, II, 326; Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 3;
329
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 275-277.
330
Basra-Kfe rekabeti hakknda bkz. Ahmed Emn, Duhal-slam, I, 296, 298-299, 314; II, 78-82; Kl,
Basriyyn, V, 118; Kfiyyn, XXVI, 345.
331
Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 297-298; Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 70-72.
84
332
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 54, 59.
333
Bu mnazaralar hakknda bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 55-57, 294; Zeydn, Trhu
dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 495; Kl, Basriyyn, V, 118; Kfiyyn, XXVI, 345. Politik
etkenler blmnde deineceimiz zere, bu mnazaralarn politik vechesi de olmaktayd.
334
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 59.
335
rnein, Mihne olaynn balangcyla ilgili olarak kaynaklarda geen, Halife Memnun (.218/833)
shak b. brahime kad ve fakihleri imtihan etmesine ilikin bir mektup yazmas ve shak b. brahimin
sergiledii davran, dilbilim faaliyetlerinin siyasetle dorudan ilikili olmadn gstermektedir.
Nitekim shak szkonusu mektup kendisine ulatnda toplad limler arasnda Nadr b. meyl
dnda dilbilimci yoktur. Eer dilbilimle siyaset arasnda dorudan bir iliki olsayd, bu limler
arasnda dilbilimcilerin de belli bir oranda bulunmas gerekirdi. Szkonusu mektup ve imtihan iin
arlan limler hakknda ayrntl bilgi iin bkz. zzddin bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VI, 423-424;
Muharrem Akolu, Mihne Srecinde Mutezile, z Yaynclk, stanbul 2006, s. 131, 143; zpnar,
Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 52;
336
Bu ilim dallarnn yneticilerin etki alan daha derin ve bariz derken, btn limlerin eserlerini telif
ederken, siyasi grlere hizmet etme amacn gttn sylemek istemiyoruz. Hatta bu konuda
yneticileri eletiren, onlarn dayatmalarna direnen ve bu yzden eitli eziyetlere maruz kalan birok
lim olduu bilinmektedir. Buradaki kastmz bu alanlara siyasetin mdahelesinin dilbilimden ve
dilbilimsel tefsirden daha fazla olduudur. Zira bu ilim dallarnn siyasetle ve sosyal hayatla ilikisi,
dilbilimden farkl olarak, dorudandr.
337
Tarih-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 26-32.
338
Fkh-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 32- 34.
339
Kelam-siyaset ilikisine rnek olarak bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 4-7.
85
Sosyo-politik etkenlerin zellikle Abbasi dneminde daha bariz bir ekilde grldn
sylemek mmkndr. Zira Emevler dneminde kopuk olan ulema ve idareciler aras
ilikiler, Abbs halifesi Mansur (.158/775) ile balayan tedvin hareketiyle yeniden
tesis edilmitir.344 Genel tedvin hareketi iin dile getirilen grn dilbilim alanndaki
almalar ve dolaysyla dilbilimsel tefsir iin de geerli olduu sylenebilir.
Abbas yneticilerinin limler ile iyi ilikiler kurmasnn arkasnda yatan nedenlerin
politik boyutu, ilm faaliyetlerin arkasndaki sosyo-politik etkenler olarak grlebilir.
Zira toplumun tepkileri karsnda yeni politikalar retmek zorunda kalan Abbasi
340
Szgelimi, Mtevekkilin hadisilere Cehmiyye ve Mutezilenin grlerinin aleyhinde hadis rivayet
etmelerini ve snneti glendirmeleri iin bunlar camilerde halka retmelerini emretmesi (bkz.
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, 55) gibi bir durumun dilbilimciler iin var olduunu
bildiren rivayetlere rastlamak daha zordur.
341
Basra-Kfe rekabetinin dilbilim almalarna elbette etkisi olmutur. Ancak siyasi ynleri ya da
sonular olmas, bu rekabetin kltrel boyutunu yadsmay gerektirmemelidir.
342
Bu tr hususlar sadece dil limleri iin geerli deildir. Dier ilim dallar iin de benzer durumlar
szkonusudur. Ancak, konumuz dilbilim ve dilbilimsel tefsiri ortaya kartan politik etkenler olduu
iin biz burada dil limleriyle yneticilerin ilikilerini ortaya koyan rnekleri zikretmekle yetinmeyi
uygun grdk. Ayn ey sosyo-ekonomik etkenler iin de sylenebilir.
343
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 71-72.
344
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 41; kr. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 280.
86
Abbasi halifesi Memnun (.218/833) ilk icraatlar arasnda yer alan fakihler,
kelamclar ve dier ilim adamlarndan teekkl eden ilim meclisi tesis etmesi de yine
genel anlamda ilimlerin, zelde dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan politik etkenler
arasnda gsterilebilir. Zira Memnun bu tr ilim meclisi oluturmaktaki tek gayesi
ilm ve kltrel olmad gibi, yneticilerin meclislerinde dzenlenen mnazaralar da
yalnzca vakit geirmek ve sohbet etmek iin yaplmyordu. Toplumda sz sahibi
limlerin nabznn tutulduu, dolaysyla, deyim yerindeyse toplumun ynlendirildii bu
ilim meclislerinin bir amac da politikti.349 Dolaysyla daha nce kltrel etkenler
arasnda zikredilen, mnazaralarn tertip edilmesi ve yneticilerin bu mnazaralar
345
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 35.
346
Bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 257.
347
Zeheb, Trhul-slm, IX, 13; zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 36-37, 41; Cbir,
Arap Aklnn Oluumu, s. 64-66, 233-234. Abbasler dneminde ilm faaliyetlerin artmas ve tedvinin
balamasna yol aan bu tr i ve d siyasi etkenler hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Ahmed Emn,
Duhal-slm, I, 265-267, 370-371.
348
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 45.
349
zpnar, Hadis Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 51; Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 62; Watt,
slam Dncesinin Teekkl Devri, s. 222.
87
izlemelerini, dilbilimin gelimesine yol aan politik etkenler arasnda mtalaa etmek de
mmkndr.
Nahiv limi Kisi ve fkh limi mam- Muhammed (.189/805) Harun Reidle
birlikte Reye gitmi ve her ikisi de Reyin kasabalarndan Renbeveyhte vefat etmiti.
Dnte Halifenin bu iki limin orada vefat etmesiyle ilgili olarak Fkh ve Nahvi
Renbeveyhe defnettik demitir.350 Halife Vskn (.232/847), dil limi Eb Osman
el-Mzinyi Basradan getirtmesi,351 yine baz Abbasi halifelerinin Basra ve Kfedeki
bilginleri grlerini dinlemek, ocuklarna nahiv, iir ve edebiyat retmeleri ya da
mnazaralara katlmalar iin getirtmeleri352 idarecilerle dilbilimciler arasndaki balant
hakknda fikir veren tarih bilgilerdir. Ayrca, Ferrnn Menil-Kurn adl eserini telif
edilme nedeni olarak zikredilen olay353 yneticilerle ilim adamlar arasndaki iliki
hakknda bizlere fikir vermektedir. Halife Mansurun, olu Mehdiye (.169/785)
konuabilecein ilim adam bulunmayan hibir meclise oturma354 eklindeki nasihati
de yneticilerin ilme ve ilim adamlarna verdii nemin bir rnei olarak kabul
edilebilir.
Halife Memn Ferrdan nahvin kurallarn ieren bir kitap telif etmesini istemi ve bu
i iin ona bir oda tahsis etmitir. Ferr btn ihtiyalarnn karland bu meknda
kitaplarn yazm ve bu kitaplar ktphaneye konulmutur.355 Dolaysyla
ktphaneler, hem ierdikleri kitaplarn insanlarn hizmetine sunulduu, hem de ilm
faaliyetlerin yapld bir mekn olmalar bakmndan dier ilim dallarnda olduu gibi
dilbilimsel almalarn gelimesinde nemli rol oynamtr.
355
Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 62, 65; 308; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 423.
356
Emevler dneminde kabile milliyetiliinin geri dnmesi ve Arap milliyetiliinin ortaya kmasyla
ilgili geni bilgi ve rnekler iin bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 19-27; Cabir, Arap-slam Aklnn
Oluumu, s. 60-61; Yldz, Abbasler, I, 31.
357
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. 202; Mevlnin ilmi faaliyetlerde n planda olmas
hakknda ayrca bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 238-241; Duhal-slm, I, 48.
358
Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 203.
89
359
Elbette yaplan almalarn hepsindeki temel amacn bu olduunu sylemek doru olmaz. Dilbilim
alannda yaplan seyahatlerin bu tr politik nedenleri olduu gibi ilm ve kltrel nedenleri de vard.
Konu hakknda bkz. Ahmed Emn, Duhal-slm, I, 297-298
360
Blachere, Tarihil- Edebil-Arab, s. 537-538. kr. Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, s. 209-
210.
361
Blachere, Tarihil- Edebil-Arab, s. 539-540.
362
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 272; Duhal-slam, I, 296, 298-299, 314; II, 54, 78-83. Hatta, bu
rekabetin iki ehrin kurulu tarihleriyle ilgili farkl rivayetlerin ortaya kna neden olacak kadar etkili
olduu sylenmektedir. Bkz. Avc, Kfe, XXVI, 339.
90
Sonuta bir tr ayrma (ihtilaf) olmas ynyle ekollemeye olumsuz gzle bakanlar
olabilecei gibi, ekollemenin; bir konuya farkl paradigmalardan bakma, gr
zenginlii ve eitlilii sunma, aradaki rekabet nedeniyle ilm faaliyetlerin gelimesine
katk salama gibi olumlu sonular da vardr. Kltrel ynleri bakmndan kltrel
etkenler arasnda zikredilebilmeye uygun olan iki farkl dilbilim okulunun teekkl
etmesi, yneticilerin bunlardan birini desteklemesi ve iki ekoln arasndaki rekabeti
363
Nitekim, Emev iktidarna kar Abbaslerin propaganda ve yer alt faaliyetlerinin merkezinin Kfe
olduu bilinmektedir. Bkz. Yldz, Abbasler, I, 32; Avc, Kfe, XXVI, 341.
364
Arap dilbilim tarihinde Meseletz-Zunbriye olarak bilinen ve Halife Harun er-Reidin emriyle
Vezir Yahya b. Halid el-Bermeknin huzurunda dzenlenen tartmada Basra mektebine mensup
Sbeveyhe adil davranlmayp Kfeli olan Kisnin desteklenmesi Abbasilerin Kfe Ekolne
yaknlnn en belirgin gstergesidir. Szkonusu mnazara hakknda geni bilgi iin bkz. bn Nedm,
el-Fihrist, s. 76-77; Hamev, Muceml-deb, IV, 1745-1746; V, 2125-2126; Ahmed Emn, Duhal-
slam, II, 34-35; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 419; Kl, Basriyyn, V, 117; Kl,
Kfiyyn, XXVI, 345; Ali, Sbeveyhin el-Kitbnda Ele Ald Baz Nahiv Konular, s. 23-24.
365
Nitekim, Abbasi limlerinin ocuklarn eiten Kis, Ferr, Mufaddal ed-Dabb gibi limlerin Kfe dil
ekolne mensup olduu grlr. Abbaslerin Kfe ekoln desteklemesi ve ocuklarnn eitimi iin
Kfeli hocalar semesi hakknda geni bilgi ve rnek iin bkz. Hamev, Muceml-deb, IV, 1738;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 70-71; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 297-
298, II, 350-308; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 419; Kl, Basriyyn, V, 118.
366
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 273; Szkonusu olaylar ve bu olaylarda Basra ve Kfe ehirlerinin
rol hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 273-274; Yiit, Emevler, XI,
90; Bkr, Basra, V, 109; Avc, Kfe, XXVI, 340-341. Hulsi Kl, Basra-Kfe ekimesinin ilm
ve siyas boyutlar hakknda ki mektep arasndali ihtilaflar ilm olduu kadar siyas idi. Basra ve Kfe
siyas ve ilm birer merkez olmaktan kp her iki ehrin nde limleri Badata g edinceye ve
mnakaay devam ettiren statlarn lmleri sebebiyle i ehemmiyetini kaybedinceye kadar bu ihtilaf
srp gitmitir diyerek bu realiteye dikkat ekmitir. Bkz. Kl, Basriyyn, V, 118.
91
artran dier siyas olaylar asndan siyas bir faktr olarak dilbilimin ve dilbilimsel
tefsirin gelimesine yol aan siyasi etkenlerden kabul edilebilir.
Dilbilimin ve dolaysyla dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan bir dier siyasi etken,
devlet ilerinin Arapa olarak kayda geirilmeye balanmasdr. Zira daha nce bu tr
grevleri Rum ve Fars asll uzmanlar Yunanca ya da Farsa olarak yrtmekteydi.
Abdlmelik b. Mervn dneminde (h.65-86) idarenin dili Arapalatrlmtr. z
itibariyle siyas bir karar olan, idari kaytlarn tutulduu defter ve sicillerin
Arapalatrlmasnn Arap dilbiliminin teekklne katklar, ounluunu Rum, Fars
olmak zere dier milletlerden olan divan ktiplerinin makam ve sosyal statlerini
koruyabilmek amacyla Arapa renmek zorunda kalmalar ve ocuklarna da devletin
resmi dilini retmek istemeleriyle aklanabilir. Bu durum Arap dilinin kelime
hazinesinin derlenmesini, dilin kurallarnn oluturulmasn ve dilbilimin teekkln
salayan gizli faktrlerden, dolaysyla birikimin dilbilimsel tefsirlere yansmasyla
dilbilimsel tefsirin gelimesine yol aan etkenlerden kabul edilebilir.367
367
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 70-71-80-81.
368
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 71-72.
92
369
bn Haldn, Mukaddime, s. 701-702.
370
Virkat (varraklk), kitaplarn nshasnn alnarak oaltld, hatalar varsa tashih edildii, ciltlenerek
korunduu ve kitapla ilgili benzeri ilerin yapld bir meslektir. Yaygn bir meslek haline gelen
varraklk bir zanaat olmas asndan ekonomik bir faaliyet, ilmin yaylmas asndan son derece
nemli bir ilev yerine getirmitir. Zira varraklar kitaplarn nshalar alp tashih ediyor ve ciltleyip
insanlara satyorlard. Bylece kitaplar eitli blgelere yaylm oluyordu. Varraklk yapanlar
arasnda son derece nemli ilim adamlar olmas ve bu dkknlarn rencilerin urak yeri haline
gelmesi, haddi zatnda ilm faaliyetlerin gelimesine ve yaylmasna katk salamtr. Bkz. Ahmed
Emn, Duhal-slm, II, 24.
371
Zecccn szleri zetle yledir: Camclk yapyordum. Nahiv renmeyi arzuladm ve Mberredin
yanna gittim. Mberred karlksz retmez, emeinin karl olan creti rencilerinden almak
artyla ders verirdi. Bana mesleimi sorunca, camclk yaparak, gnde bir ila bir buuk dirhem
kazanyorum, sana her gn bir dirhem verebilirim dedim. Bu ekilde Mberredden ders almaya
baladn syleyen Zeccc yle devam ediyor: Bir sre sonra Ben Mrimann ktipleri gelerek
Mberredden ocuklarna nahiv retecek birini talep ettiler. Kendisine beni tavsiye edebileceini
syledim. Ben Mrimann ocuklarna nahiv retiyor ve her ay 30 dirhem alyordum. Bir mddet
sonra Ubeydullah b. Sleyman da olu Kasm iin retici istedi ve olunu bana emanet etti. te
zenginlik nedenim budur. Mberred lnceye kadar o bir dirhemi vermeye devam ettim. Zeccc daha
sonra Kasm vezir olduunda onun nedimi olduunu ve malvarlnn daha da arttn ifade
etmektedir. Bkz. Ebubekir Ahmed b. Ali el-Hatb el-Badd, Trihu Badd, Drul-Ktbil-lmiyye,
14 cilt, Beyrut t.y, IV, 90-91; bn Nedm, el-Fihrist, 90; Hamev, Muceml-deb, I, 52-54; Zeydn,
Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, II, 490.
93
372
Kaynaklarda getiine gre, Halife Mehd birgn dilerini misvaklarken, olu Reidin eitimiyle
ilgilenen kiiyi ararak !(kelimesinden emir formu nasl gelir? diye sormu. Reidin retmeni,
I - diye cevap verince Mehd, bundan daha bilgili birisini getirin demi, bunun zerine Kisyi
getirmi ve halifeyle tantrmlar. Halife !(kelimesinden emir formu nasl yaplacan sorunca
Kis I- cevabn vermi, bunun zerine Halife, ok gzel cevap verdin diyerek kendisine on bin
dirhem verilmesini emretmitir. Bkz. Badd, Tarih, XI, 406; Hamev, Muceml-deb, IV, 1740;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 69. Halifelerle limler arasnda geen bu tr
ilm ve edeb olaylara rnek olarak bkz. Badd, Trih, XIV, 9-10; bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, V,
290; VII, 101.
373
bnl-Esr, el-Kmil fit-Trih, VII, 15.
374
bn Nedm, el-Fihrist, s. 169.
375
Lgav, Mertibun-Nahviyyin, s. 149. Bu rivayeti dorular ekilde, Badd, Eb Ubeydin bir kitap
telif ettiinde onu Horasan Valisi Abdullah b. Tahire hediye ettiini, bn Tahirin kendisine hatr
saylr lde maddi taltiflerde bulunduunu belirtmektedir. Badd, Tarih, XII, 404-406; kr. Lgav,
Mertibun-Nahviyyin, s. 149.
376
Badd, Trih, XI, 412.
377
limlerin, yneticilerin ocuklarn eitmeleri kendilerine ekonomik imkn sunmas asndan sosyo-
ekonomik etkenler arasnda kabul edilebilir. Bununla birlikte, eitim verecek limlerin seimi politik
tercihlere gre ekillenebildii iin bir ynyle de politiktir. Nitekim, Mihne olaylarn sona erdiren
94
Geimini el emeiyle srdren limlerin varl her ilm faaliyetin arkasnda dorudan
ekonomik etken aramann doru olmadn gstermektedir. Dolaysyla, geimini el
emeiyle salayan baz limlerin mesleklerinin, dilbilimsel tefsirin gelimesinde dolayl
olarak rol oynadn sylemek mmkndr. Szgelimi baz limlerin geimlerini
salad varraklk, ilm sonular olan bir meslek olarak karmza kmaktadr.
lm faaliyetlerini karlksz olarak yapan limerin byk bir ksmn, varraklk yaparak
geimini temin edenler oluturmaktayd. Gnmzdeki matbaacla benzemekle
birlikte, varrakn, kitabn nshasn karmas, farkl nshalar karlatrarak tashihlerde
bulunmas, daha sonra ciltleyerek satmas ynnden matbaacnn yaptndan fazlasn
Halife Mtevekkil kelamclara ve felsefecilere kar olduu iin halife ocuklarna hocalk yapan Kind
gibi filozoflarla Mutezile kelamclarnn bu grevlerine son vermitir. Mtevekkilin Ahmed b.
Hanbelden olu Mutezin hocaln yapmasn istemesi bu paralelde bir tercih olarak grlebilir. Bkz.
zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, 53, 55.
378
Ahmed Emn, Duhal-slam, II, 312.
379
Tabakat ve tarih kitaplarnda limlerin halife ve yneticilerin ocuklarn eittiiyle ilgili birok rnek
zikredilmektedir. Szgelimi, Kis Harun Reidin ocuklar Emin ve Memnun, yukarda iaret
edildii zere Hazzazn Ali b. sann ocuklarnn, Ahmed b. Said b. Abdullah ed-Dimaknin
Mutezzin olu Abdullahn, bn Sikkitin Halife Mtevekkilin ocuunun hocaln yapt bilgisi,
kaynaklarda yer almaktadr. Yine Kutrub ile Eb Ubeydin de yneticilerin ocuklarnn eitimiyle
megul olduklar bilinmektedir. Bu rnekler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 78, 97, 108, 122;
Badd, Trih, XII, 413; Hamev, Muceml-deb, I, 266; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-
Arabiyye, II, 422, 424.
380
Lgav, Mertibn-Nahviyyin, s. 56.
381
Lgavi, Mertibn-Nahviyyin, s. 81.
95
382
Kr. bn Nedm, el-Fihrist, nairin girii, s. - ;Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 24.
383
bn Nedm, eserindeki limler hakknda bilgi verirken, belki de bugn iin nemsizmi ya da
ayrntym gibi gzken, ancak, varrakln ilm sonularn gstermesi asndan nemli olduunu
dndmz u ifadeleri kullanmaktadr: Kirmnnin yazs gzel, nakli doruydu. nsanlar
yazsna rabet ederdi, para karl varraklk yapard bn Vedann yazs doruydu, insanlar
yazsna rabet eder o da karlnda para alrd Hulvnnin yazs son derece irkindi, ama bununla
birlikte ilim sahibiydi Hmiz yazs gzel, ezberi iyi olarak bilinirdi. (Bkz. bn Nedm, el-Fihrist,
117-119.) bn Nedmin bu deerlendirmeleri ilmin doru bir ekilde aktarlmas asndan varraklk
mesleinin ne derece nemli olduunu gstermektedir.
384
Cabir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 84-85.
96
nedeni, dier birok ilim dal ve ekolde olduu gibi, tefsir ve dilbilimsel tefsirin belli
srelerden geerek teekkl etmi olmasdr. Bu yzden, genel anlamda tefsirin tedvin
srecinden, ksaca bahsetmenin uygun olacan dnyoruz.
Tefsirin tedvininin ne zaman gerekletii ve ilk tefsir kitabnn kime ait olduu
konusunda farkl grler vardr. Hz. Peygamberin, sahabenin aklanmasna ihtiya
duyduu ayetlerin tefsir etmesiyle balayan, Kuran tefsir etme faaliyeti, sahabenin
byk lde Hz. Peygamberden ve birbirlerinden rendiklerini ya da ictihadlarn
tabine aktarmas ile devam etmitir. Hz. Peygamber ve sahabe dnemini tefsirin birinci
merhalesi kabul ettiimizde, tabin dnemi, tefsirin ikinci merhalesi olarak kabul
edilebilir. Bu iki dnemde tefsir faaliyeti, byk lde hafzalardaki veya eitli yazl
metinlerdeki tefsir malzemesinin rivayet edilmesi eklinde gerekleiyordu. Tabin
dneminin sonlarna doru bu dank malzemenin bir araya getirilerek tefsirin
385
Kamus Tercmesinde tedvin maddesinin defterleri bir araya biriktirmek manasna geldii ifade
edilmektedir. Bkz. Mtercim Asm Efendi, el-Okyansul-Bast f Terceme-i Kmsil-Muhit, 4 cilt,
Matbaatul-Bahriyye, stanbul 1305, IV, 619. Tedvin kelimesinin eitli bilgilerin bulunduu, defter
anlamndaki dvndan tretilmesi, kelimenin, herhangi bir eyin, bir araya getirilip toplanmasndan
ziyade, slam kltrndeki tedvin hareketi, yani farkl yerlerdeki bilgilerin bir araya getirilmesi
etkinliini ifade etmek iin terimletirilen bir kelime olduunu gstermektedir.
386
Bu tanm, Fuat Sezgin ve mer zpnarn hadis ilmi balamnda yaptklar tedvin tanmn smail
Cerraholunun Tefsir Tarihi adl eserinde tefsirin tedviniyle ilgili yapt tanmla birletirerek yaptk.
Kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 132; kr. Sezgin, Buharinin Kaynaklar, s. 25, 59, zpnar, Hadis
Edebiyatnn Oluumu, s. 15.
387
Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 132-133. Tedvin teriminin daha ok hadis terminolojisinde yerleik bir
terim olduu grlmektedir. Bu balamda hadis edebiyatnn; kitabetl-hads, tedvnl-hads ve
tasnfl-hads olmak zere aamasndan sz edilmektedir. (Bkz. Sezgin, Buharinin Kaynaklar,
25). Tefsir de bu aamadan ikisine benzer bir sreten gemitir. Sahabe ve tabin dneminde tefsir
malzemesinin, sahife veya defterlere yazlmas tefsirin kitabetine, dank olarak kaydedilmi
malzemenin muntazam bir ekilde kitaplarda toplanmas tefsirin tedvinine tekabl eder. (Kr. Sezgin,
Buharinin Kaynaklar, s. 25). Hadis literatrndeki nc aama olan tasnif hareketinin ise tefsir iin
szkonusu olmadn, tefsirin mahiyeti gerei buna gerek olmadn gryoruz. Bununla birlikte,
tefsirde tasnif yerine ekollemelerden sz edilebilir.
97
388
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 146, 174-175; II, 132-134.
389
rnein bkz. Brockelmann, Trihul-Edebl-Arab, IV, 7; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 137-138;
Zeheb, et-Tefsir vel-Mfessirn, 3 cilt, Drul-Erkam, Beyrut t.y, I, 66, 97; Fatih Kesler, Mekke Tefsir
Ekol, Aka Yaynlar, Ankara 2005, s. 24; zpnar, Hadis Edebiyatnn Oluumu, s. 100.
390
rnein bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 63-82; Buharnin Kaynaklar, s. 57, 146-149;
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 144-147, 176-178, 180; II, 133; Krca, Kuran ve Bilim, s. 173; Msid
Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 40-41, 55-60; Ko, snad Verileri erevesinde Erken
Dnem Tefsir Faaliyetleri, Kitbiyt, Ankara 2003, s. 11; Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, Kitbiyt,
Ankara 2005, s. 12-13.
391
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 146.
392
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 99. Sad b. Cbeyr ve tefsiri hakknda bilgi iin bkz. Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 144, 146-147, 177; II, 133; Ali Akpnar, Sad b. Cbeyr ve Tefsir lmindeki Yeri,
Yaynlanmam Doktora Tezi, SSBE, Konya 1993, s. 59 vd.
393
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 152. Mcahidin bir tefsiri olduuyla ilgili olarak ayrca bkz. Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 176-178; II,133; Krca, Kuran ve Bilim, s. 173.
394
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 152.
98
395
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 158.
396
bn Nedm, el-Fihrist, s. 51; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 165, 177-178; II, 133.
397
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 57.
398
Bkz. Ko, Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, s. 13. Konuyla ilgili olarak ayrca bkz. Krca, Rivayet
Tefsiri ve mam Buhr, Kuran ve Bilim, s. 172-178.
399
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 146, 151.
400
Sezgin, Buharnin Kaynaklar, s. 148-149.
99
birlikte, bu tefsirlerden hibiri bugn kitap olarak elimizde mevcut deildir. Bu yzden,
bu limlerin tefsirinin Kurann ne kadarn kapsad konusunda elimizde net bir belge
yoktur. Bugn elimizdeki bilgilere gre Kuran batan sona tefsir eden ilk kii Muktil
b. Sleymandr.401
Gnmze ulamam olsa da, yukarda ad geen limlerin tefsir sahibi olduklar
kaynaklarda getiine gre, tefsirin tedvinine tabin dneminin sonuna doru, hicri 1.
asrn sonlarnda balanmtr. Tefsirde tedvin faaliyeti daha nce balamasna ramen,
bize ulaan ilk mstakil tefsir Muktil b. Sleymann tefsiridir. Bu tefsir bugn
elimizde olduuna gre, tefsirin tedvini iin bir balang tarih vermek gerekirse, bunun
en ge hicri 150 yl olduunu syleyebiliriz. Meseleye dilbilimsel tefsir asndan
bakacak olursak, Muktilin Kitbl-Vch ve Nezir adl eseri bugn elimizde
olduuna gre, elimizdeki belgeler asndan ilk dilbilimsel tefsir rneinin Muktil b.
Sleyman tarafndan telif edildii sonucuna ulaabiliriz.
Hicri ikinci asrn son yarsnda telif edilen az saydaki eser dnda, dilbilimsel
tefsirlerin telifi byk lde 3. asrda gereklemitir. Dolaysyla dilbilimsel
tefsirlerin, ancak iki asrn sonlarna doru yaygnlamaya balad sylenebilir.
nsanlarn kullanmnda ve szl gelenekte dilin kurallar olduundan sz etmek
mmknse de, tefsirde dilbilimden sistematik bir ekilde yararlanlmas, dilbilimin
401
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 175-179; Ko, Tefsirde Bir Kaynak ncelemesi, 32. Muktil b.
Sleyman ve tefsiri hakknda geni bilgi iin Mehmet Akif Koun bu eserine ve brahim elikin
Muktil b. Sleyman ve Tefsirdeki Metodu adl eserine baklabilir.
100
402
bn Haldn, Mukaddime, s. 785.
403
mer zsoy, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 41.
404
bn Haldnun gr, genel anlamda doru olmakla birlikte, sahablerin baz kelimelerin anlamlarn
bilmedikleriyle ilgili bu rivayetler, baz kelimelerin anlamnn bilinmediine ilikin mnferit rneklerin
varln gstermektedir. bn Haldnun grnn Ahmed Emn ve Emin El-Hl gibi ilim
adamlarnca eletirilmesi bu adan deerlendirilebilir. Szkonusu eletiriler ve delil olarak zikredilen
rnekler iin bkz. Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 292-294; Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir
Metod, s. 16.
101
teekkl ettikten sonra baland ve dilbilim baz tefsirlerde arlkl olarak kullanld.405
Bununla birlikte, Hz. Peygamber, sahabe ve tabin dneminde karlalan bireysel
problemler karsnda yaplan lgav izahlar, sonraki dnemde telif edilen dilbilimsel
tefsirlerin ilk nvesini oluturmaktadr. Dolaysyla bu dnemle ilgili olarak
anlatlanlarn ve verilen rneklerin dilbilimsel tefsir rnei olarak deil, dilbilimsel
tefsirin ilk nveleri olarak alglanmas daha doru olur. Bu blmde Hz. Peygamber,
sahabe ve tabin dnemi tefsir faaliyetleriyle ilgili ayrntl olmamak kaydyla ksaca
bilgi verdikten sonra, dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul edilebilecek lgav
izahlara rnek vereceiz.
Kuran Kerim Araplarn dili ve slb zerine indirildii iin,406 sahabe kendi dilleri
ve sluplar zerine indirilen Kuran anlamakta glk ekmiyor, herkes kendi ilm ve
akl seviyesi orannda onu anlyordu. Salt Arapa bilmenin yeterli olmad hususlar
ise, tebyin grevi gerei Hz. Peygamber aklamaktayd.407 Bununla birlikte, Hz.
Peygemberin tefsiri doal olarak tenzil sonras mfessirlerin tefsiri gibi deildir. Bu
balamda onun aklamalarnda, sonraki tefsirlerde grlen kraat farkllklarnn
aklanmas, ayetlerin ini sebeplerinin ya da ayetlerin muhtemel manalarnn
belirtilmesi gibi hususlar grlmez. Onun tefsiri, genel olarak mcmelin beyan,
mutlakn takyidi, mkilin tavzihi eklinde gereklemitir. Szgelimi, Kuranda
namazn klnmas, zektn verilmesi emredilmitir. Ancak namazlarn vakitleri, rekt
says ve nasl eda edilecei; zektn hangi mallardan ne kadar verilecei gibi hususlar
Hz. Peygamber aklamtr.408
405
bn Haldn, Mukaddime, s. 786-788. Tenzil ortamndan zamansal olarak uzaklamann sonucunda
ortaya kan anlama problemlerinin giderilmesine ynelik almalarn ortaya kmas ve bu almalar
hakknda geni bilgi iin ayrca bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 87,
92, 101-102, 130-132.
406
Ysuf, 12/2; brahim, 14/4; uar, 26/193-195.
407
Zehebi, et-Tefsir vel-Mfessirun, I, 25.
408
Bkz. Zerke, Burhn, II, 184; Suyt, tkn, II, 696.
102
Tebli greviyle mkellef olan Hz. Peygamber, Kuranda ayrntl olarak aklanmayan
namaz vakit ve rektlar, zektn miktar, haccn menasiki gibi hususlar sahabeye szl,
fiili ya da takrr olarak gstermitir. nsanlarn Kurann emirlerini nasl uygulamas
gerektiini onlara aklamtr. Bu anlamda o Kurann tamamn beyan etmi, tebyin
grevini yerine getirmitir. Ancak Hz. Peygamberin beyanlarnn bir ksm bizatihi
tefsir amal olduu halde, bir ksm tefsir amal olmayan beyanlardr.414 Dolaysyla o,
bugnk anlamda Kurann her bir ayetini batan sona tefsir etmemitir, zaten o dnem
409
Sleyman b. Abdlkav et-Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, (thk. Abdlkdir Hseyin), el-Matbaatun-
Nemzeciyye, Kahire 1977, s. 6.
410
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, (thk. Mahmud Muhammed Mahmud Nassr), Mektebett-
Trsil-slm, Kahire t.y., s. 45.
411
Zerke, Burhn, I, 16; Suyt, tkn, II, 1205. Ayrca bkz. Adnan Zarzr, Ulmul-Kurn Medhal il
Tefsiril-Kurn ve Beyni czih, Mektebetl-slm, Beyrut 1991, s. 404.
412
Bkz. Suyt, tkn, II, 1237-1292.
413
Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 52-53.
414
Hz. Peygamberin tefsirinin nitelii ve nicelii hakknda ayrntl bilgi iin bkz. bn Teymiye,
Mukaddime fi Uslit-Tefsr, s. 45-46, 93-95; Zeheb, et-Tefsir vel-Mfessirun, I, 35-39; Cerraholu,
Tefsir Tarihi, II, 66-68; Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 35-53; Demirci, Tefsir Tarihi, s.
69-72; Mehmet Akif Ko, snad Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir Faaliyetleri, s. 107-116;
Fehd b. Abdirrahman b. Sleyman er-Rmi, Buhs fi Uslit-Tefsr ve Menhicih, Mektebett-Tevbe,
Riyad 1419 (h.), s. 15-18; Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 76-94;
Karagz, Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyan Adl Tefsiri, Yaynlanmam
Yksek Lisans Tezi, ESBE, Kayseri 2001, s. 48-49; Tefsirde Rivayet-Dirayet Ayrmnn Ortaya
k ve Mahiyeti, s. 56-57.
103
iin byle bir ihtiya da hsl olmamtr.415 Hadis kitaplarnn tefsir blmlerine
bakldnda Hz. Peygamberin bizatihi tefsir amal yapt aklamalarn ok olmad
grlr.
Konumuzla ilgili olarak ifade edecek olursak, yine onun tefsirinde ayrntl dilbilimsel
izahlara da rastlanmaz. Hz. Peygamberin yapt lgav izahlar dilbilimin teekkl
ettii dneme oranla, nicelik asndan az olup nitelik olarak da ayrntl deildir. Hz.
Peygamberin dilbilimsel tefsirin ilk nveleri olarak kabul edilebilecek aklamalar,
daha ok, umum ifade eden bir lafzn tahsis edilmesi, husus bir lafzn genelletirilmesi,
soyut olan bir manann somut hale getirilmesi, kelimelerin eanlamlsnn belirtilmesi,
kelimenin anlamyla ilgili baz aklayc bilgiler verilmesi, terimsel anlamnn izah
edilmesi ya da lafzdan kastedilen manann aklanmas eklinde tezahr ettiini
syleyebiliriz. Hz. Peygamber bu izahlar bazen sorulan bir soru zerine, bazen de
kendisi soru-cevap tekniiyle ya da hi soru sormadan dorudan yapyordu.416 Onun
yapt lgav izahlardan bazsna burada yer vermek istiyoruz:417
kelimesini P#m/darlk eklinde tefsir etmesi,423 Kuranda geen btn (%g
415
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 66-68.
416
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 57, 64-67; Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 11, 15-16, 193;
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul- Lgav, I, 57, 64-65; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 63-69; kr. Zerke,
Burhn, I, 14-15; Suyt, tkn, II, 1192-1193. Hz. Peygamberin tefsirine vesile olan durumlar
hakknda bilgi ve rnek iin bkz. Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 99-140.
417
Hz. Peygamberin lgav izahlar hakknda rnekler iin bkz. Suyt, tkn, II, 1237-1288; Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 118-119; 194-206; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 48-63; Zeheb, et-
Tefsir vel-Mfessirn, I, 33, 39-40; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul- Lgav, 65-66.
418
Bakara, 2/143.
419
Buhr, Tefsr, 13, (Bakara Sresi), V, 151; Taber, Cmiul-Beyn, II, 627-628; Suyt, tkn, II,
1239.
420
Tevbe, 9/112.
421
Ali b. Ebubekir el-Heysem, Mecmauz-Zevid, 10 cilt, Drur-Reyyn lit-Trs-Drul-Ktbill-
Arab, Kahire-Beyrut, h. 1407, VII, 34; Taber, Cmiul-Beyn, XII, 11; Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, V, 151.
422
Hacc, 22/78.
423
Hkim en-Nsbr, el-Mstedrek alas-Sahhayn, (thk. Mustafa Abdlkadir Ata), 4 cilt, Drul-
Ktbil-lmiyye, Beyrut 1990, II, 424; Taber, Cmiul-Beyn, XVI, 641-642.
104
424
Eb Htim Muhammed b. Hibbn et-Temm el-Bst, Sahh, (thk. uayp el-Arnavut), 18 cilt,
Messesetr-Risle, Beyrut 1993, II, 7; Heysem, Mecmauz-Zevid, VI, 320; Taber, Cmiul-Beyn,
IV, 378-379.
425
Hz. Peygamberin kelimeyi mteradifi ile izah etmesine ilikin rnekler iin ayrca bkz. Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 194-195.
426
Mide, 5/2.
427
Mslim, el-Birr ves-Sla vel-db, 14-15, III, 1980; Suyt, ed-Drrl-Mensr fit-Tefsr bil-
Mesr, (thk. Abdullah b. Abdlmhsin et-Trk), 17 cilt, Merkezu Hecr, Kahire 2003, V, 169-170; kr.
Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 195.
428
Hicr, 15/91.
429
Buhr, Tefsr, 4, (Hicr Sresi), V, 222; Suyt, tkn, II, 1260.
430
l-i mrn, 3/14.
431
Hkim, Mstedrek, II, 194. Kelimenin anlamyla ilgili Hz. Peygambere nisbet edilen dier rivayetler
iin bkz. Taber, Cmiul-Beyn, V, 254-260; Suyt, tkn, II, 1260.
kiyye blgeye gre deiik gramlara tekabl eden bir arlk birimidir. Bilgi iin bkz. Cemaleddin
Ebl-Fadl Muhammed b. Mkerrem bn Manzr, Lisnl-Arab, 6 cilt, Drul-Marif, Kahire t.y, I,
171; Muhibbddn Ebl-Feyz M. b. Murtaz ez-Zebd, Tcul-Ars fi erhil-Kms, (thk.
Komisyon), 40 cilt, Matbaatu Hkmetil-Kuveyt, Kuveyt 1965-2001, XXV, 28.
432
diyt, 100/6.
433
Hkim, Mstedrek, II, 581; Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 584-586; kr. Suyt, tkn, II, 1286.
105
r
lG
L
^
434 ayetinde geen F ,
(! ve
^
kelimeleriyle ilgili olarak refes,
kadnlarla cins mnasebete dair kt sz veya ma; fusk, her trl masiyet; cidl,
kiinin yanndaki kimse ile olan mnakaasdr dedii kaynaklarda gemektedir.435
Yine Hz. Peygamber t
) D $ :!(
H ( % O 1
Ji 436 ayetindeki u
kelimesinin
i
#t t
`
l 437 ayetine baklarak anlalmas gerektiine,438 u
kelimesinin Enm
Sresindeki ayette szlk anlamnda kullanlmayp bir tr terimletirmeye gidildiine
dikkat ekmitir.
Hz. Peygamberin zaman zaman bir kelimenin maksdunu aklamas da yapt lgav
tefsirlere rnek olarak kabul edilebilir. 1#:it D
% C
g439 ayetindeki D
kelimesini nbvvet olarak tefsiri440 kelimeyi medll ile deil, maksdu ile tefsir
etmesine rnektir. Zira szlklerde D kelimesinin manalar arasnda nbvvet
yoktur.441 Ayn eyi, i i@) l 442 ayetindeki i i ifadesini 6* $/Allahn
nimetleri olarak aklamas443 iin de syleyebiliriz. Yine Hz. Peygamberin mehur
tefsir rnekleri arasnda yer alan, 1
( -
B
v
# U
1
w
# ) B
v
# U
E 1
#iH Si
)(f
(
+
444 ayetindeki w
# ) B
v
# U
ifadesini gndzn beyazl, ( -
B
v
# U
ifadesini de
gecenin siyahl olarak aklamas,445 \#H-
#
Q -
1
y
# H r
n
i% S i 446
ayetindeki \
#H-
kelimesinin anlam sorulduunda, azk ve yol diyerek buradaki yol
kelimesinden dar anlamda yolculuk kast edilmediini belirtmesi447 bu kelimelerden
maksdun ne olduunu ortaya koymaktadr.
Hz. Peygamberin, medllu geni olan bir kavramn delalet ettii anlamlardan bir ya da
bir kan belirtmesi onun tarafndan yaplan lgav izahlar olarak kabul edilebilir.
434
Bakara, 2/197.
435
Heysem, Mecmauz-Zevid, VI, 317-318; Suyt, tkn, II, 1240; kr. Suat Yldrm, Peygamberimizin
Kuran Tefsiri, I, 197.
436
Enm, 6/82.
437
Lokmn, 31/13.
438
Buhr, Tefsr, 1, (Lokmn Sresi), VI, 20; Taber, Cmiul-Beyn, IX, 370-371; kr. Zerke,
Burhn, II, 156-157; Suyt, tkn, II, 1193; 1204.
439
Bakara, 2/124.
440
Taber, Cmiul-Beyn, II, 511; Ebl-Fid smail b. Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, (thk.
Komisyon), 15 cilt, Messest Kurtuba, Kahire 2000, II, 57.
441
Bkz. Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 197-198.
442
brahim, 14/5.
443
Taber, Cmiul-Beyn, XIII, 597-598.
444
Bakara, 2/187.
445
Buhr, Tefsr, 28, (Bakara Sresi), V, 156; bn Kesr, Tefsrul-KurniAzm, II, 197-198.
446
l-i mrn, 3/97.
447
Hkim, Mstedrek, I, 609; Taber, Cmiul-Beyn, V, 611-614.
106
rnein, (i g 1 * Q
-
D n 448 ayetindeki ( i g kelimesini S/atmak eklinde
aklamas,449 kuvveti sadece atmakla snrlandrmay amalamad, kelimenin ierdii
anlamlara rnek gstermek ya da somutlatrmak suretiyle tefsir etmesi olarak kabul
edilebilir.450
Hz. Peygamberin dilbilimsel tefsire rnek tekil edecek izahlarnn nicelik olarak az,
nitelik asndan ayrntsz oluu dnemin ihtiyalarnn nicelii ve niteliiyle
aklanabilir. Zira, Kurann sahabenin konutuu dil olan Arapa ile indirildii ve
mteakip asrlara oranla dilin bozulmad gz nnde bulundurulduunda, sadece
ihtiya duyulan oranda aklamalar yaplmtr. Kelimelerin manasnn aklanmas
eklinde tezahr eden bu ihtiya, sonraki dnemlerdekinin aksine daha yzeysel olup,
genelde kelimelerin anlamlaryla ilgilidir. Bu dnemde dilbilimin kurallarnn tespit
edilmesini gerektirecek bir ortamn henz olumad, yaplan izahlarda kendini
gstermektedir. Fakat fetihler neticesinde Arap olmayan unsurlarn Mslman
olmasyla Arap dilinde lahn olgusu yaygnlamtr. Dilbilimsel tefsirin gelimesine yol
aan sosyo-kltrel etkenler ele alnrken temas edildii zere, lahn olaylarnn artmas
dilbilim almalarn hzlandran nemli faktrlerdendir. Bununla birlikte, kaynaklarda
Hz. Peygamber, sahabe ve tabin dneminde de baz lahn olaylarnn varln gsteren
rivayetler vardr.451 Ancak Hz. Peygamber ve sahabe dneminde grlen lahn olaylar
yaygnlk kazanmam olup, daha ok bireyseldir. rnein, Hz. Peygamberin yannda
bir adam lahn yapnca, Peygamberimiz Kardeinize dorusunu gsterin demitir.
Keza Hz. Ebubekirin Kuran okurken baz yerleri atlamam, lahn yaparak okumamdan
daha dorudur demesi452 lahnin varln gstermektedir. Bu dnemindeki lahn olaylar
mnferit olunca, bunlarn giderilmesi ynndeki abalarn bireysel nitelikte olduunu,
dolaysyla bir ilim hviyetini kazanmadn syleyebiliriz. Fakat bu abalar ileride
oluacak sistemli dilbilim almalarnn nvesini oluturmutur. Nihayet fetihler artp
da Araplarn merkezden uzak yerlere yerlemesi, fethedilen yerlerdeki halkn Araplarn
yaad blgelere gelmesi sonucu oluan kltrel etkileimle birlikte lahn olgusu
448
Enfl, 8/60.
449
Hkim, Mstedrek, II, 358; bn Hibbn, Sahh, XI, 7; Taber, Cmiul-Beyn, XI, 244-246; Zerke,
Burhn, II/157; Suyt, tkn, II/1205.
450
Bkz. Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi, Kuran Mesaj lm Aratrmalar Dergisi, say: 9,
Temmuz 1998, s. 38; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I/63-64; Suat Yldrm, Peygamberimizin Kuran
Tefsiri, I, 95-96.
451
Ahmed Emin, Duhal-slam, I, 294; II, 252.
452
Rivayetler iin bkz. Suyt, Mzhir, II, 396-397; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219.
107
Dilbilimsel tefsirin douu balnda ksaca belirtildii zere, aralarnda anlay fark
olmakla birlikte, sahabe byk lde Kuran anlyordu. Kurann indirildii ortamda
yaamalar, nzl sebeplerine vkf olmalar, Kurann indirildii dilin kendi dilleri ve
kullandklar slp zere olmas onlara avantaj salamaktayd. Anlamadklar hususlar,
vahye muhatap olan Hz. Peygambere sorma, yani sorunlarn birinci elden giderme
imknlar vard. Hz. Peygamberin vefatndan sonra tefsir konusunda nde gelen
sahabler Kuran Kuran ile tefsir ediyor ya da Peygamberden rendiklerini insanlara
aktaryordu. Hz. Peygamberden aklama gelmeyen konularda rey ile ya da Arap dili
konusundaki bilgilerine gre ayetleri tefsir ediyorlard.454
Tenzil ortamna ahit olmalar gibi tefsir konusunda kendilerine avantaj salayan eitli
faktrler olmakla birlikte, her bir sahabnin Kuran tamamyla anladn ve hepsinin
ayn anlama imknlarna sahip olduunu syleyemeyiz. Zira, sahabenin hepsi her bir
nzl ortamna ahit olmam, yapt her aklamada Hz. Peygamberin yannda
bulunmamtr. Ayrca dilleri Arapa olsa ve toplumun homojen yaps bozulmam olsa
da, sahabenin Arapay anlama, dildeki lafzlarn anlamlarn bilme seviyeleri ayn
deildi. Birinin sahip olduu bilgiye, doal olarak bir dieri sahip olmayabiliyordu.
Baz sahablerin Arap iiri, dil ve edebiyat konusundaki bilgileri, doal olarak bu
bilgilere sahip olmayanlara gre kendilerine ncelik tannmasna neden oluyordu.455
453
bn Haldn, Mukaddime, s. 1056-1057; Zeydn, Trhu dbil-Lgatil-Arabiyye, I, 219.
454
Sahabe tefsirinin zellikleri, sahabenin tefsirdeki avantajlar ve nde gelen mfessir sahabler
hakknda bilgi iin bkz. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 47, 96-100; Zerke, Burhn, II,
157; Suyt, tkn, II, 1197; 1205, 1227-1233; Ahmed b. Muhammed el-Edirnev, Tabaktul-
Mfessirn, (thk. Mustafa zel, Muammer Erba), Birleik Matbaaclk, zmir 2005, s. 3-4; Bilmen,
Tabakatul-Mfessirn, I, 183, 203-261; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 301, 303; Duhal-slm, II,
138; Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 41-66; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 69-112; Suat Yldrm,
Peygamberimizin Kuran Tefsiri, I, 14-15, I, 19-20; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s.
211; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 57; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 80-94; Mustafa Mslim,
Kuran almalarnda Yntem, (ev. Salih zer), Fecr Yaynevi, Ankara 1998, s. 17-20; Grener,
Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 92-93.
455
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 295-296; Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 26-27; 42, 44-45;
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 73-74, 87-89. Kurann dorudan (ilk) muhataplar olan sahabenin
108
Genel anlamda tefsir iin szkonusu olan bu durum, dilbilimle ilgili yaplan aklamalar
hakknda da sylenebilir. Sahabeden bazsnn bilip bazsnn bilmedii kelimelerle
ilgili olarak kaynaklarda pek ok rnek zikredilmektedir. Bu rneklerde gze arpan
nemli bir husus, sahablerin anlamlarn bilmedikleri kelimeler konusunda kendileri bir
ey sylemek yerine, bilenlere mracaat etmeleridir. Tefsir konusunda nemli bir
konuma sahip olan bn Abbasn bile baz lafzlarn anlamn sonradan rendii
bilinmektedir. Bu konuda en arpc rnek, B
:!
i 2
i : G
456 ayetindeki
2
kelimesiyle ilgili olarak bn Abbasa nispet edilen gklerin ve yerin ftrnn ne
anlama geldiini, bir su kuyusu konusunda tartan iki bedevinin yanma gelip, o
kuyuyu kullanmaya ilk ben baladm anlamnda D3Q $ deyinceye kadar
bilmiyordum 457
szdr. bn Abbasn, $%, 458
z, 459
#g460 ve 1#!=461 kelimelerinin,
Hz. Ebubekir ve Hz. merin {) D 462 ayetindeki {) lafznn anlamn bilmedikleri
kaynaklarda gemektedir.463 Yine Hz. mer minberde (n U
3 S J |
@ 464 ayetini
okuduktan sonra cemaate tahavvuf kelimesinin anlam nedir? diye sormu, cemaat
arasnda bulunan Huzeyl kabilesinden birisi, bize gre n(U
3 noksanlktr diyerek bu
manay desteklemek iin, 1
!* H%( (U3 : g E3 D% >( U3 iirini
465
okumutur. Bu rivayetlerden hareketle, sahabe dneminde dilbilim henz teekkl
etmemekle birlikte, tefsirde dilsel izahlara ihtiya duyulan sorunlarla karlaldn
sylebiliriz. Bu sorunlar karsnda yaplan dilsel izahlar dilbilimsel tefsirin ilk
rnekleri olarak kabul edebiliriz. Kaynaklardaki rivayetlere bakldnda sahabe
dnemindeki dilsel sorunlarn byk lde kelimelerin anlamyla ilgili olduu grlr.
Kelimelerin cmle ierisindeki yerleri (nahiv/szdizimi) ve kelimelerin yaplaryla
(sarf/morfoloji) ilgili rivayetler yoktur. Bu konuyla ilgili olarak Msid b. Sleyman
Kuran anlama konusundaki konumlar hakknda bilgi iin ayrca bkz. Cndiolu, Szl Kltrden
Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 28-38, 45-94.
456
Ftr, 35/1.
457
Bkz. Suyt, tkn, I, 354.
458
Meryem, 19/13.
459
Hd, 11/75.
460
Kehf, 18/9.
461
Hkka, 69/36.
462
Abese, 80/31.
463
Bkz. Suyt, tkn, I, 354-355.
464
Nahl, 16/47.
465
Ahmed Emn, Fecrul-slm, 292-293. Eserin mtercimi, iiri Keserin yay aacn yontarak azaltmas
gibi, yolculuklar da develeri azaltt olarak tercme etmitir. leride greceimiz zere, n(U 3
kelimesinin anlamyla ilgili bn Abbasa da benzer rivayetler isnat edilmektedir. n(U 3 kelimesine
noksanlk anlam dnda iine korku salp felakete adm adm srklemek gibi anlamlar da
verilmitir. Bkz. Duman, Beynul-Hak, Fecr Yaynlar, Ankara 2008, II, 375.
109
Sahabeden bize ulaan tefsir rivayetleri arasnda dilbilimsel tefsire rnek kabul
edebileceimiz aklamalar ounlukla bn Abbasa nispet edilmektedir.471 Onun
dilbilimsel tefsir rnekleri boyutta incelenebilir: Cahiliye iirinden yararlanarak
yapt aklamalar, Arap kabilelerinin leheleri konusundaki bilgisi sayesinde yapt
tefsirler ve eskiden kullanlan lafzlarn anlam konusundaki bilgisi. bn Abbasa nispet
edilen Garbl-Kurn adl eser, onun Kuran lafzlarnn anlam konusundaki
mevksini gzler nne sermektedir. lk mfessirlerden ve dilbilimsel tefsirin
nclerinden kabul edilen bn Abbasa,472 bu eseri dnda Kurandaki garb
kelimelerle ilgili iki eser daha nisbet edilmektedir: Sahfetu Ali b. Eb Talha ve Mesilu
Nafi b. el-Ezrak. Bu eserlerin bizzat bn Abbas tarafndan m telif edildii yoksa
466
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 109.
467
Szkonusu rivayetler iin bkz. Hkim, Mstedrek, II, 477; Heysem, Mecmauz-Zevid, VII, 163.
468
Suytnin deerlendirmeleri iin bkz. Suyt, tkn, I, 353-354; II, 1194-1195.
469
alkn, Mesdirl-Lga, s. 63; kr. Demirci, Tefsir Tarihi, s. 82, 94.
470
alkn, Mesdirl-Lga, s. 63. alkaninin orijinal ifadesi yledir:
H 1) ) ) J ( #!
1 #E % L) `} % `() % #!
z(^( % 1E
471
Abdullah b. Abbas ve tefsirdeki yeri hakknda bilgi iin bkz. Suyt, tkn, I, 355-356, II, 1228-1233;
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 45-56; Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren
miller, Ankara niversitesi Basmevi, Ankara 1968, s. 99-104; Tefsir Tarihi, I, 103-112; Kesler,
Mekke Tefsir Okulu, s. 23-52.
472
Bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 63-65.
110
bn Abbasa nispet edilip, kendisinden Ali b. Ebi Talha (.143/760) tarikiyle rivayet
edilen bu yzden de Sahfetu Ali b. Eb Talha adyla hret bulan ve tefsir tarihinde
nemli bir yer igal eden sahife, bize kadar tam olarak gelmemitir. Bununla birlikte, bu
sahifeyi Taber (.310/923), bnl-Mnzir (.318/930) ve bn Ebi Hatim (.327/938)
tefsirlerinde, Buhari (.256/870) Sahihinde nakletmitir.474 Buharinin Sahihine ald
bu eser M. Fuad Abdlbaki tarafndan tahric edilerek Mucem Garbil-Kurn
Mustahrecen min Sahihil-Buhari adyla Msrda 1950de neredilmitir.475 Nairinin
mukaddimede belirttiine gre, Buhri, Ali b. Ebi Talhann rivayet ettii bu sahifenin
tamamn eserine almam, sadece garip lafzlarn aklamalaryla ilgili olanlar almtr.
Ayrca, yine naire gre eserde geen garip lafzlarn hepsi bu sahifeden alnmamtr,
eserde dier sahabilerden gelen rivayetler de mevcuttur.476 smail Cerraholu Ali b. Ebi
Talhann Tefsir Sahifesi balkl makalesinde bu sahifenin intikal ettii eserlerden
rnekler getirmek suretiyle eserin zellikleri hakknda ipucu sunmaya almtr. Buna
gre, Sahifede garip kelimelerin anlamnn aklanmasnn yan sra, ahkm ayetleri,
nesih ve sebeb-i nzul rivayetleriyle ilgili grler de yer almaktadr.477
bn Abbasa nispet edilen bir dier eser, garip lafzlarla ilgili olan ve tefsir literatrnde
Mesilu Nafi b. el-Ezrak adyla hret bulmu eserdir. Bu eseri Suyuti tkanna alm,
M. Fuad Abdlbaki yukarda zikrettiimiz eserin sonuna ilave etmitir. Ayrca Aie
Abdurrahman el-czl-Beyniyy lil-Kurn ve Mesilu bnil-Ezrak ad altnda
yapt doktora almasna koymutur. Eser Haricilerin lideri Nafi b. Ezrakn bn
Abbasa Kuranda geen kelimelerle ilgili sorduu yaklak 200 garip kelimeyi ve bu
sorulara bn Abbasn Arap iirinden de delil getirerek verdii cevaplar ihtiva etmesi
473
Bkz. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 59-60, 66-67; kr. Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin
Douu, s.18.
474
Bkz. Cerraholu, Ali b. Ebi Talhann Tefsir Sahifesi, AF Dergisi, cilt: XVII, Ankara 1971, s. 56,
65-82; kr. Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 18-19. Suyt, Ali b. Ebi Talha tarikinin
bn Abbasa nispet edilen tefsir rivayetlerinin en mehuru olduunu ve Buharnin bu rivayete
gvendiini belirtmektedir. Bkz. Suyt, tkn, I, 355-356.
475
Biz almamzda, M. Fuad Abdlbknin szkonusu almasnn Tebli Yaynlar tarafndan
1985te stanbulda gerekletirilen basksndan yararlandk.
476
M. Fuad Abdlbaki, Mucem Garbil-Kurn Mustahrecen min Sahihil-Buhari, Tebli Yaynlar,
stanbul 1985, s. . Kr. Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 66-67; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin
Douu, s. 19.
477
Bkz. Cerraholu, Ali b. Ebi Talhann Tefsir Sahifesi, s. 68-82
111
asndan son derece nemlidir. Zira eser bn Abbasn garb kelimelerin tefsirindeki
yerini, Arap iirine vukfiyetini ve bunu tefsirde baarl bir ekilde kullandn gzler
nne sererken tefsirde iirin kullanlmas tartmalarna da k tutmaktadr.478 Hem
Mesilu Nafi b. el-Ezrak adl eser hem de kendisine nispet edilen dier rivayetler bn
Abbasn Arap iirine vukfiyetinin ve kelimelerin anlamn aklarken iirden istifade
ettiinin en nemli gstergesidir. Onun iir konusundaki grn kendisine nispet
edilen u sz ortaya koymaktadr: Bana Kuranda geen garip kelimelerle ilgili bir
soru sorduunuzda onun cevabn iirde araynz. nk iir Araplarn divandr.479
Nitekim kendisine garip kelimelerle ilgili bir soru sorulduunda, kelimenin anlamn
syledikten sonra, airin yle yle dediini duymadnz m diyerek yapt izah
iirle delillendirmekteydi. Mesela Dl Q
I
) #? 480 ayetinin anlam sorulduunda,
aybn gizlemek amacyla elbiseni giyme demi ve 1 C y!H ?( =C 6 :G) S$~
%3( -481 beytiyle bu manay delillendirmitir.
bn Abbas, Kurey lehesine ait olmayan kelimelerin anlamn bildiinde yine iirden
istihad getirerek bu bilgisini desteklemitir. rnein,
(n U
3 S J |
@ 482 ayetinde
geen ve Huzeyl lehesinden olan (U3 kelimesiyle ilgili u olay anlatlr: bn Abbasa
Huzeyl kabilesinden bir adamn gelip de kardeini ikyet etmek amacyla S S%(U3
L) 1 #| (# S%JU3 \ u S 483 diyene kadar bu kelimenin anlamyla ilgili aklama
yapmamtr. Bu sz duyunca bn Abbas,(U3 kelimesi noksanlatrmak anlamna m
geliyor? diye sormu, evet cevabn alnca, (n U
3 S J |
@ ayetindeki (U3
szcnn de bu anlama geldiini ifade etmitir.484
478
Sezgin, Trihut-Trsil-Arab, I, 67-68; kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 109-110; Gm,
Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 19-20. Abdullah b. Abbas ile Nfi b. Erzak arasnda karlkl
soru cevap eklinde geen bu meseleler iin bkz. Suyt, tkn, I, 383-416; kr. ie Abdurrahman
bint-t, el-czl-Beyniyy lil-Kurn ve Mesil bnil-Ezrak, Drul-Maarif, Kahire 1984, s.
309-600; Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 47-49.
479
Suyt, tkn, I, 382. Tefsirde iirle istihad tartmalar iin ayrca bkz. Suyt, tkn, I, 381-383;
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 51-53; Harun m, Kuran Yorumunda iirin Yeri (2. Asr
erevesinde), Yaynlanmam Doktora Tezi, MSBE, stanbul 2006, s. 121-123.
480
Mddessir, 74/3.
481
alkn, Mesdirl-Lga, s. 71; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, 71; Ayetin bu ekilde tefsiri
iin bkz. Taber, Cmiul-Beyn, XXIII, 405-406. iiri yle tercme etmek mmkndr: Allaha
hamd olsun ki ne aybm gizleyen bir elbise giydim ne de ilediim bir kusuru gizledim
482
Nahl, 16/47.
483
iiri yle tercme etmek mmkndr: Zalim kardeim malm noksanlatrd. Ey u anki insanlarn
en hayrls bana yardm et
484
alkn, Mesdirl-Lga, s. 72; Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 292-293; Suyuti, Mzhir, II, 311.
112
bn Abbasn Garbl-Kurn adl eseri ise Ahmet Bulut tarafndan yazma nshaya
dayanarak tahkik edilip yaymlanm, Ayrca smail Cerraholu Tefsirde Ata b. Ebi
Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii Garbl-Kurn adl makalesinde eserin
metnini yazma nshalardan karlatrmal olarak vermitir.485 Eser Bakara Sresinden
balayarak Mushaf tertibine gre yazlmtr. Ancak baz srelerin atland
grlmektedir. Eserin zellii salt bir garbl-Kurn eseri olmasdr. leride
inceleyeceimiz sonraki dnem garbl-Kurn eserlerinde sadece kelime anlamlar
verilmemi, eserine gre farkl oranlarda da olsa dilbilimle ilgili ya da dilbilim d
dier tefsir konularna girilmitir. Oysa bu eserde belli kelimelerin hangi leheye ait
olduu ve o leheye gre hangi anlama geldiiyle ilgili verilen bilgilerle yetinilmitir.
Anlam verilen bu kelimeler arasnda Kurey lehesine ait olan kelimelerin de olmas,
bir kelimenin garb lafzlardan olmas iin Kurey lehesi dndan olmasnn art
olmadn, bu leheden olduu halde yaygn kullanlmad iin anlam bilinmeyen
kelimelerin var olduunu bize gstermektedir. Yine eserde az sayda da olsa kken
itibariyle Arapa olmayan kelimelerin anlam da verilmitir. Ancak Arapa kelimelerin
anlam verilirken kullanlan slup ile Arapa olmayan kelimelerin anlam verilirken
kullanlan slupta farkllk grlmektedir.486 Sonu olarak bn Abbasn Garbl-
Kurn bu alanda yazlm ilk eser olmas, dolaysyla ilk devirlerle son devir
arasndaki zincirin487 ilk halkas olmas ynyle dilbilimsel tefsir asndan son derece
nemlidir.
485
Cerraholu, Tefsirde Ata b. Ebi Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii Garbl-Kurn, AF
Dergisi, cilt: XXII, Ankara 1978, s. 17 ve devam.
486
Arapa olan kelimeler, szgelimi, Bakara 2/61deki gazab kelimesi Huzeyl lehesine gre azap
anlamndadr eklinde tefsir edilirken; Arapa olmayan kelimelerin anlam daha farkl bir slupla
aklanmaktadr. Bakara 2/63teki tr kelimesi da olarak tefsir edildikten sonra Arapa bu
kelimenin anlamnda Sryaniceye uymutur denilmektedir. Bizim tespit edebildiimiz bir yer dnda,
kken olarak Arapa olmad ifade edilen btn kelimeler bu ifadeyle tefsir edilmektedir. Bkz. bn
Abbas, Garbl-Kurn, , (Nairin Mukaddimesi), s. 38.
487
Cerraholu, bn Him ve Sresindeki Garbl-Kurn, E Dergisi, AF slam limleri
Enstits Yaynlar, say: 3, Ankara 1977, s. 4.
113
488
Bakara, 2/15.
489
Suyt, tkn, I, 356.
490
Nis, 4/90.
491
Suyt, tkn, I, 357.
492
Mmin, 40/37.
493
Suyt, tkn, I, 370.
494
Nzit, 79/29.
495
bn Abbas, Garbl-Kurn, s. 75; Suyt, tkn, I, 374.
496
Bakara, 2/49.
497
Suyt, tkn, I, 356.
498
Bakara, 2/193.
499
Suyt, tkn, I, 356.
500
Mide, 5/41.
501
Suyt, tkn, I, 358.
502
Arf, 7/89.
503
Suyt, tkn, I, 360.
504
Ysuf, 12/45.
505
Suyt, tkn, I, 362.
114
bn Abbas kadar olmasa da, kaynaklarda Abdullah b. Mesuda nispet edilen lgav
izahlar da gemektedir. Bu balamda i !
* Dg i S C
i
B
L )i 1
D ! (
512 ayetindeki !
kelimesini rahimler, ! (
kelimesini de insann
lecei yer olarak tefsir etmesi,513 D ) (g L514 ayetindeki kelimesini
phe olarak aklamas515 rnek gsterilebilir. zellikle onun mushafnda baz
kelimelerin izah sadedinde yaplan ilaveler ve farkl kraatler kelimelerin anlam
506
Hacc, 22/9.
507
Suyt, tkn, I, 365.
508
Lokman, 31/18.
509
Suyt, tkn, I, 68.
510
Bkz. Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 47.
511
Kesler, Mekke Tefsir Okulu, s. 24.
512
Hd, 11/6.
513
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 101.
514
Bakara, 2/10.
515
Taber, Cmiul-Beyn, I, 291; kr. Kesler, Irak Tefsir Ekol, Aka Yaynlar, Ankara 2005, s. 31.
115
516
Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 94.
517
Mide, 5/89.
518
sr, 17/93.
519
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 94.
520
Bkz. Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 69, I, 86, I, 89; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 139-140, II,
144; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 115; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 213-214;
Demirci, Tefsir Tarihi, 104.
521
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 178-179.
116
Tabin dnemi tefsir faaliyetlerinin dier ayrc zellikleri, sril rivayetlerin tefsirde
yaygn olarak kullanlmaya balanmas, Hz. Peygamber ve sahabe dnemindeki gibi
olmasa da tefsirde rivayet geleneinin srdrlmesi, mezhep farkllklarnn tefsirlerde
tezahr etmeye balamas, ihtilaflarn sahabe dnemine oranla art gstermesi, tefsirde
ictihad ve dilden daha fazla yararlanmaya balanlmas olarak zetlenebilir.523
Tabin dneminde dier birok ilim dal gibi, dilbilim de tam olarak teekkl etmedii
ve tefsirin tedvini henz balamad iin dilbilimsel tefsirler yazlmamtr. Bununla
birlikte, bir yandan tefsirin tedvinine doru yol alnrken bir yandan da dilbilimin
teekkln ve tefsirde dilbilimden istifade edilmesini gerekli klan nedenlerin nceki
asra gre artt sylenebilir. Szgelimi Mcahidin, bn Abbasn tefsir etmedii
kelimeleri tefsir etmesi, kendisinden nakledilen tefsir rivayetlerinin byk
ounluunun garip kelimeler olmas, hatta onun Arap dili konusunda bilgisi olmayann
tefsir yapmasnn caiz olmayacan belirtmesi konumuz asndan nemlidir. Yine
kelimelerin anlam ve itikak konusunda Sad b. Cbeyrden gelen rivayetler arasnda
kelimelerin anlamlaryla ilgili olanlarn, Mcahidde olduu gibi ounluu oluturduu
bilinmektedir. krime ve Ata b. Eb Rabahn da garip kelimelerle yapt aklamalara
522
Bu ehirde teekkl eden tefsir medreseleri, kurucu ve temsilcileri hakknda geni bilgi iin bkz. bn
Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 71-72 Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 70-86; Cerraholu,
Tefsir Tarihi, I, 94, 109, 140-143; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 214-228; Demirci,
Tefsir Tarihi, s. 95-101; Kesler, Mekke Tefsir Okulu; s. 21-98; Irak Tefsir Okulu, s. 15-86.
Bu tefsir medreselerinden zellikle Kfe ekol tefsirde reye arlk vermesi asndan dier iki
medreseden ayrlyordu. Bu adan Irak sonraki rey taraftarlar iin bir nve olarak deerlendirilebilir.
Bununla birlikte bu dnemde bu ehirdeki medreseyi, birbirinden tam anlamyla ayr yaklamlar
olan ayr ekol olarak deerlendirmek tam olarak doru olmaz. Zira, szgelimi, rivayetleri n plana
kard kabul edilen Mekke medresesinin kurucusu Abdullah b. Abbasn lgavi tefsirleri gnmze
kadar ulam, yine onun rencilerinden Mcahid de eitli konulardaki yapt rey arlkl tefsirlerle
mehur olmutur. Bkz. Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 115-116, 143; Duman, Tabin Dneminde Tefsir
Faaliyeti, s. 218-219; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 97; Ko, snad Verileri erevesinde Erken Dnem
Tefsir Faaliyetleri, s. 71. Ayrca Irak ekolnn bn Mesuddan sonra rey konusunda ekingen
davrand belirtilmektedir. Bkz. Kesler, Irak Tefsir Ekol, s. 9.
523
Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 88; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 168-173. Tabin dnemi tefsir
faaliyetlerinin zellikleri, tabinin tefsirinin deeri ve nde gelen mfessir tabiler hakknda geni bilgi
iin ayrca bkz. bn Teymiye, Mukaddime fi Uslit-Tefsr, s. 47, 100-102; Zerke, Burhn, II, 158-
159; Suyt, tkn, II, 1205, 1233-1235; Ahmed b. Muhammed el-Edirnev, Tabaktul-Mfessirn,
(thk. Mustafa zel, Muammer Erba), Birleik Matbaaclk, zmir 2005, s. 5-9; Zeheb, et-Tefsr vel-
Mfesirn, I, 69-89; Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 113-120, 140-167; Bilmen, Tabakatul-Mfessirn, I,
183, 261-300; Duman, Tabin Dneminde Tefsir Faaliyeti, s. 230-232; Demirci, Tefsir Tarihi, s. 94-
105.
117
Tabin dnemindeki lgav izahlarn sahabe dnemindekine benzer ekilde, daha ok,
kelimelerin anlamlaryla ilgili olduklarn syleyebiliriz. Tabinin, bu izahlarn bir
ksmn sahabeden renmi, bir ksm da kendi dnemlerindeki ilm mktesebatn bir
sonucudur. Nitekim tabin dneminde dilbilim teekkl etmemi olsa da, dilbilimle ilgili
eitli alanlarda yaplan almalar sahabe dnemine gre daha fazladr. Tabin
dnemine ait mstakil bir tefsir elimizde mevcut olmad iin bu dnemdeki
dilbilimsel tefsir rneklerini yukarda isimlerini zikrettiimiz nde gelen tabilere nispet
edilen lgav izahlar arasndan seeceiz.
Said b. Cbeyr, yH +
)
(%
E 1
H#X$ (3 1
Ji S 3 525 ayetindeki y
H +
kelimesini Habeede sihirbaz,526 (:
(*% : 527 ayetindeki (: kelimesini
dn verilen basit eyler olarak528 aklamtr. Yine Sad b. Cbeyr ve Mcahid >g
P
l ) ( 529 ayetindeki P
kelimesini sabah olarak tefsir etmitir.530 Mcahid,
Ata b. Eb Rabah, Katade ve Hasan- Basr ):u
# : !
i 1
K
#lX
531
ayetindeki K
#l.
lafzn yamur kelimesiyle aklamlardr.532 Katade ve Mcahid,
i * : $ ( :* 2
533 ayetindeki $ kelimesini dilencilik yapmayan muhta kimse,
* : kelimesini ise dilencilik yapan muhta kimse olarak534 aklamtr. Katde $
# ) 535 ifadesindeki # lafzn kefil olarak,536 krime, i!) ~ 537
ayetindeki i! kelimesini B S /yeryznde olarak538 aklamtr. Mchid,
524
Cerraholu, Tefsir Tarihi, I, 150, 153, 161, 166-167. Ata bin Eb Rabahn Garbl-Kurn hakknda
geni bilgi iin ayrca bkz. Cerraholu, Tefsirde Ata b. Ebi Rabah ve bn Abbastan Rivayet Ettii
Garbl-Kurn, s.17-104.
525
Nis, 4/51.
526
Taber, Cmiul-Beyn, VII, 137; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 60.
527
Mn, 107/7.
528
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 675; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 61.
529
Felak, 113/1.
530
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 743-744; kr. Kesler, Mekke Tefsir Ekol, s. 69.
531
Bakara, 2/19.
532
Taber, Cmiul-Beyn, I, 352-353.
533
Hacc, 22/36.
534
Taber, Cmiul-Beyn, XVI, 564-565; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 73.
535
Ysuf, 12/72.
536
Taber, Cmiul-Beyn, XIII, 254; kr. Kesler, Irak Tefsir Ekol, s. 79.
537
Nzit, 79/14.
538
Taber, Cmiul-Beyn, XXIV, 75; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 71-72.
118
Tabinden sonra tefsirle ilgili ilm miras tebe-i tabin devralm, bu ilm mirasa kendi
dnemlerindeki sorunlar nisbetinde yeni eyler katmlardr. 541 Tebe-i tabin dneminde
hem genel anlamda tefsir hem de zel olarak dilbilimsel tefsir alannda mstakil
eserlerin telifinde ncesine gre bir art olduunu gryoruz. Hicri ikinci asrn ikinci
yarsndan itibaren dil, fkh ve kelam ilimleri gibi din ilimlerin teekklyle bu
ilimlerin verileri tefsirde kullanlmaya balam, dolaysyla szkonusu mktesebat
tefsir faaliyetlerine de yansmaya balamtr.542 Bu balamda bn Abbasa nispet edilen
Garbl-Kurn istisna edecek olursak, gnmze ulaan ilk tefsirin mellifi olan
Muktil b. Sleymann Vch ve Nezir adl eseri, ayn zamanda dilbilimsel tefsirin
gnmze ulaan ilk rnei olarak kabul edilebilir. Muktil b. Sleymandan sonra,
Ferr ve Eb Ubeyde gibi limler, dilbilimsel tefsir alanndaki eserleri gnmze
ulam dier nclerdir. Dolaysyla bir sonraki ksmda, hicri ikinci asrn ikinci
yarsndan nc asrn sonuna kadar telif edilmi dilbilimsel tefsirleri incelemeye
alacaz.
539
Ysn, 36/52.
540
Taber, Cmiul-Beyn, XIX, 465-466; kr. Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 84.
541
Muhammed Hseyin Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, I, 86; kr. Suyt, tkn, II, 1235.
542
Suyt, tkn, II, 1235-1236; Ahmed Emn, Duhal-slm, II, 145-146 Zeheb, et-Tefsr vel-
Mfessirn, I, 101.
119
dilbilimsel tefsir alannda telif edilmi eserler olarak kabul etmek mmkndr. Dier
baz eserlerde ise tefsir birincil deil, ikinci ve dolayl amatr. rnein, mucemlerle
ezdd tr eserleri yazl amalar ve zellikle de ierikleri bakmndan birer tefsir
kabul etmek doru olmaz. almamzn kapsamnda belirttiimiz zere biz burada
dilbilimsel tefsirle dorudan alakal olan eserleri inceleyeceiz. Bununla birlikte
dilbilimsel tefsirle dolayl olarak ilgili eserler de Kuranda geen kelimeleri, ou kez
istihad getirmek suretiyle akladklar iin dilbilimsel tefsir iin nemli bir kaynak
mahiyetindedir.
543
Kr. Sezgin, Trhut-Trsil-Arab, I, 83.
544
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. -.
120
sonucudur. Yine Durmu Ali Kayapnar ilk dnemlerde Meni, rab, Mecaz, Mkil ve
Garbn birbiriyle tedahl halinde olduunu Fuad Sezginden yapt u alntyla
delillendirmektedir:545
kinci asrn ilk yarsnda Kuran srf lgav adan ele alan kitaplar telif edilmitir. Bu kitaplar
dier tefsir ilimlerine zemin hazrlama grevini stlenmilerdir. Tefsirlerin ortaya kndan
yarm asr nce zuhur eden bu lgav kitaplar aadaki isimlerle zuhur ettiler: Garbl-Kurn,
Menil-Kurn, Mkill-Kurn bir defasnda da Meczl-Kurn. Bu kitaplarn ou
kaybolmu, bize bunlardan ancak nemli iki kitab ulaabilmitir. Onlar da Eb Ubeydenin
Meczl-Kurn ve Ferrnn Menil-Kurndr.546
Fuad Sezginin eserinde verdii bu bilgilerden, hicri 2. ve 3. asrda Meni, rab, Mecaz,
Mkil ve Garbn birbirine tedahl ettii sonucunun kartlamayaca kanaatini547
tamakla birlikte, yazlan eserlerin ieriklerinde yer yer tedahllerin olduunu kabul
ediyoruz. Szgelimi, bn Kuteybenin Garbl-Kurnnda sadece garip kelimelerin
anlam verilmekle yetinilmez, yeri geldiinde, sarf, nahiv vs. konulara da deinilir.
Bunun tam tersi, garbl-Kurn dndaki eserler iin, szgelii Zecccn Menil-
Kurn ve rbh adl eseri iin de geerlidir. Ancak bu eserlerin ieriinde bu tr
tedahllerin olmas, eserin temel amacnda yer almad halde ierikte yer verilen
konunun eserin ait olduu kategoriyi deitirmesini gerektirmedii gibi, amacndan
sapt anlamna da gelmez. Dolaysyla eserlerin ieriklerinde grlen bu tedahllere
ramen, garbl-Kurnlarn, nispeten de olsa, isim ve ierik olarak dier eserlerden
ayr bir zellie sahip olduunu rahatlkla syleyebiliriz.
549
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav lil-Kurnil-Kerim, adl eserinde lgavi tefsirin
kaynaklarn sayarken menil-Kurn ve garbl-Kurnlar ayr kategoride deerlendirmitir. Bkz. s.
255-385.
550
Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 329.
551
Bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 79.
552
Sezginin ifadeleri yledir:
...Sanki Eb Ubeydenin ayr ayr bu drt eseri telif ettii gibi bir anlay olumutur. Burada u soruyu
sormak gerekir: Eb Ubeyde gerekten de bu isimler altnda farkl kitaplar yazm mdr? Yoksa
bunlar bugn elimizdeki Meczl-Kurn adl kitabn farkl isimlendirmeleri midir? Kanaatime gre,
Eb Ubeydenin Mecazdan baka Kuranla ilgili kitab yoktur. Yukarda sz konusu edilen isimler
ise Mecazn ierdii konulardan alnmtr. Zira Eb Ubeyde bu eserde Menil-Kurn hakknda sz
ediyor, Kuranda geen garib kelimeleri tefsir ediyor, bu arada Kurann irabn da yapyor ve
Kurann ifade ekillerini aklyor... Herkes kitabn kendisi asndan en ak olan ynn nazar
dikkate alm, dier birok ynn ise gzard etmitir. Belki de bn Nedm kitab bizzat grmemi,
fakat bu isimleri farkl kiilerden iitmi ve Kuran konusunda isimleri farkl olan bu kitaplarn hepsinin
Eb Ubeydenin kitab olarak zikretmi olabilir.
Kald ki, biz bu kanaate bizi aka destekleyen iki metne dayanarak varyoruz... Zebd Tabakatun-
Nahviyyin adl eserinde Eb Hatime, Eb Ubeydenin Mecz olarak bilinen Garbl-Kurn
hakknda sordum. demekte, bn Hayr bil ise Fihristinde Kurann garb kelimelerini ve manalarn
ilk olarak cem eden kitap Eb Ubeydenin Mecaz adl kitabdr. demektedir.
Ayrca kitabn ismi konusundaki karklk Mecazn nshalarnda da grlmektedir. smail Sib
nshasnda birinci cildin banda Kitb Mecazil-Kurn, sonunda Garbl-Kurnn Dier Yars
ifadeleri yer alrken, Murad Molla nshasnda ise kitabn ismi Kurann Garib Kelimelerinin Tefsiriyle
lgili Mecaz Kitab olarak gemektedir. Tunus nshasnn biti cmlesi de bu ifadeye benzemektedir.
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, (nairin mukaddimesi), I, 18. kr. Kayapnar, Menil-Kurn
le rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, s. 102-103.
122
ierikleri asndan doru deildir. Her eyden nce Meczl-Kurn adl eser ismi
bakmndan yazld dnem asndan nev-i ahsna mnhasr bir eserdir. Bu dnemde
bu isim altnda bu ierikle eser yazlma alkanl olmad grlmektedir. Eb
Ubeydenin eserine bu adn verilmesinin en byk nedeni byk olaslkla ve
meczhu ifadesinin eserde ok sk kullanlmasdr. Esere bu ad bizzat Eb
Ubeydenin mi yoksa, sonradan gelenlerin mi verdiini de tam olarak bilemiyoruz.
Kesin olarak bildiimiz ey, bu isim altnda ve bu ierikte baka bir kitabn bize
ulamam olmasdr. Dolaysyla buradan hareketle, ilk dnemde bu ifadeler e
anlaml olarak kullanlyorlard yargsna varmamz gerektirecek lde elimizde delil
yoktur. Oysa Eb Ubeydenin bu eserinin garbl-Kurn trnden bir eser olduuna
dair rivayetler bugn mevcuttur. Ayrca, bu kitab mukayese edebileceimiz ada
kitaplar da vardr. Bu verilerden hareket ederek bir sonuca ulamann daha doru
olaca kanaatini tayoruz. Eb Ubeydenin eserini ayrca incelerken de greceimiz
zere Meczl-Kurn, garbl-Kurn tr eserlerin zelliklerine yakn bir ierie
sahip olmakla birlikte, menil-Kurn tr eserlerin ieriiyle benzer zellikler de
tamaktadr. Ama biz Fuat Sezginin, Eb Ubeydenin Kuran alannda sadece bir
eseri olduu grn dayandrd tarihsel verilere dayanarak ve eserin ierik olarak
Menil-Kurn ad altnda yazlan eserlerden ok, Garbl-Kurn ad altnda yazlan
eserlere daha yakn olmasndan hareketle, Meczl-Kurn garbl-Kurn tr
eserler kategorisi altnda deerlendirmeyi uygun grdk. Kald ki, bn Dreyd gibi
erken dnem mucem mellifinin kelimelerin anlamlarn aklarken sk sk Eb
Ubeydeden, dolaysyla da Meczl-Kurndan nakillerde bulunmas,553 eserin
garbl-Kurn tr bir eser olduunu gstermektedir. Ayn ekilde Zerkenin
Burhnda Kurann garip kelimelerinin bilinmesi blmnde, Eb Ubeydenin
Meczl-Kurn adl eserinin garip kelimelerle ilgili olarak telif edilen eserlerden
olduunu belirtmesi bu grmz desteklemektedir.554
555
Benzer bir yarg iin bkz. mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 34.
556
Bu deerlendirmeyi yaparken, kelimelerin anlamnn ekillenmesinde kraatlerin, sarfn, nahvin ya da
balamn roln inkr etmiyoruz. Amacmz, sadece, sz konusu eserlerin kelimelerin bu tr faktrlerin
ikinci planda kald mfret haldeki anlamlaryla, bunlara arlk verilerek yaplan izahlardan hangisine
daha ok yer verdii ya da hangisini amaladn belirlemeye almaktr.
124
557
Durmu Ali Kayapnar, menil-Kurnlarn Vasl b. Ata ile, irbl-Kurnlarn ise Kutrub ile telif
edilmeye balad tespitinden hareketle bu sonuca ulamtr. Bkz. Kayapnar, Menil-Kurn ile
rbl-Kurnlarn Karlatrlmas, s. 107-108.
125
Garbl-Kurn alannda bize ulaan ilk eser bn Abbasa ait olmakla birlikte,
Kurandaki garip kelimelerle ilgili tefsir faaliyetleri Hz. Peygamber dnemine kadar
gtrlebilir. Kuran her ne kadar apak Arapa ile indirilmi olsa da, sahabenin
tamam Kuran lafzlarnn tamamn ayn oranda bilmiyordu.559 Ayrca Kuranda
Kurey lehesinden olmayan, hatta Arapa olmayan kelimeler de vard. Bu yzden, Hz.
Peygamberin tefsir faaliyetleri arasnda, ok fazla olmasa da, sahabenin anlayamad
baz garip kelimelerin aklanmas da bulunmaktadr.560 Garip kelimelerin tefsir
edilmesi sahabe dneminde de devam etmitir. Hz. mer ve bn Abbas gibi sahabenin
nde gelenlerinden bazlarnn Kuranda geen baz kelimelerin anlamn
bilmediklerini ya da sonradan rendiklerini bizzat kendilerinin syledii ile ilgili
rivayetler vardr.561 Sahabe arasnda garip kelimeler hakknda en ok bilgi sahibi olan
kii Abdullah b. Abbastr.562 Nitekim onun bu konudaki bilgisine kendisine nispet
edilen ve bize kadar ulaan eserleri de ahitlik etmektedir. Sahabe garip kelimelerle
ilgili aklamalarn Arap iirinden yararlanarak ve istihad getirerek yapmaktayd. Bu
balamda Nafi b. Ezrakn sorduu sorular karsnda Abdullah b. Abbasn iirlerle
rnek getirerek yapt ve literatre Mesailu Nafi b. El-Ezrak olarak geen aklamalar
nemlidir. Sahabe dneminden sonra da artarak devam eden garip kelimelerin tefsir
558
Garip ve Garbl-Kurn kelimelerinin anlam ve tanm iin bkz. bn Dreyd, Cemhere, I, 321; bn
Manzr, Lisnl-Arab, V, 3226; Cerraholu, bn Him ve Sresindeki Garbl-Kurn, s. 3;
Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 10-11; Cerraholu, Garbl-Kurn, DA, stanbul
1996, XIII, 379; Hseyin Elmal-kr Aslan, Garb, DA, stanbul 1996, XIII, 374.
559
Abdullah b. Abbas, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. 5; Gm, Garbl-Kurn
Tefsirinin Douu, s. 12.
560
Hz. Peygamberin garip kelimelerle ilgili yapt aklamalar iin bkz. Suat Yldrm, Hz.
Peygamberin Kuran Tefsiri, I, 193 vd.; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 12-13.
561
Suyt, tkn, I, 354-355; Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; Gm, Garbl-Kurn
Tefsirinin Douu, s. 14.
562
Konuyla ilgili bilgi iin bkz. Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu, s. 100-103.
126
Kuran- Kerimdeki hangi lafzlarn garb olduu konusunda bir ittifak yoktur. Farkl
zamanlarda telif edilen, ya da ayn zaman diliminde yaam farkl kiiler tarafndan ele
alnan eserlerde de grlecei zere garip lafzlar kiilere ve zamana gre
deimektedir. Burada dikkat ekilmesi gereken en nemli husus, slamn ilk
dnemlerinde garb kabul edilen kelime says az iken zaman ilerledike bu kelimelerin
saysnda artn gzlenmesidir. lk dnemlerde anlam herkes tarafndan bilinmeyen
veya Kurey lehesi dndaki kelimelerle Arapa olmayan az saydaki kelimeler
garbl-Kurnlarda aklanrken, sonralar eanlaml veya ok anlaml kelimeler de bu
eserlerde ele alnmaya balanmtr.564 Nitekim bn Abbasa nispet edilen Garbl-
Kurn ya da bnl-Yezdnin Garbl-Kurn ile sfahnnin Mfredat
karlatrldnda bu durum aka grlr.
Kelimeler, canl varlklar gibi doup, geliip ve yok olduklar iin Kuran kelimelerinin
tenzil dnemindeki anlamlar ile sonradan kazandklar anlamlar her zaman ayn
olmayabilir.565 Temelde, herhangi bir nedenle anlam herkes tarafndan bilinmeyen
kelimelerin anlamn aklayan garbl-Kurn tr eserler, bu ynyle, yazldklar
dnem asndan nem arz ettikleri gibi, Kuran lafzlarnn tenzil dneminde ya da
tenzil dnemine en yakn dnemde ne anlam ifade ettiklerini tespit etme noktasnda
gnmzde de nemli bir boluu doldurabilecek mahiyettedirler. Dolaysyla Kuran
anlalmasnda mutlaka ilk olarak bu tr eserlere baklmaldr.
Daha nce de ifade ettiimiz gibi, garbl-Kurn alannda birok eser yazlmtr. Bu
eserlerden zellikle ilk dnemlerde yazlanlarn olduka az bir ksm gnmze
563
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; bn Him ve Siresindeki Garbl-Kurn, s. 4;
Elmal-Aslan, Garb, XIII, 374; Gm, Garbl-Kurn Tefsirinin Douu, s. 21. Garbl-Kurn
alannda yazlan eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 52-53.
564
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; Elmal-Aslan, Garb, XIII, 374
565
Cerraholu, Garbl-Kurn, XIII, 380; bn Him Sresindeki Garbl-Kurn, s. 3.
127
Dilbilimsel tefsirler de, istisnai durumlar olmakla birlikte, genelde bu kayna kendi
amalarna uygun bir ekilde kullanmlardr. Ayete dilbilimsel adan getirdikleri
yorumlar genelde bu kaynakla veya dier argmanlarla desteklemilerdir. Eb
Ubeyde garb kelimelerle ilgili yapt aklamalar ayetlerden delil getirmek suretiyle
desteklemitir. i%
G.
3 X) y .
572 ayetinde geen 3 kelimesinin,
karsnda ve nnde gibi anlamlara geldiini 1 3 ^
i ( 3 i: 573 ayetini istihad
getirerek aklamaktadr.574 Ayn duruma Kuran snnetle tefsir ederken de ahit
oluruz. Aslnda dilbilimsel tefsirlerin genel zellikleri gibi Meczl-Kurnda da Hz.
Peygamber ve sahabeden gelen rivayetlere pek arlk verilmez. Eb Ubeydenin
eserinde ok az miktarda bulunan bu rivayetlerin yarsndan fazlas dilbilimsel amal
olduunu sylemek mmkndr.575
Genel olarak tefsirlerde sebeb-i nzul rivayetlerine, tarih olaylara vs. olgulara ayetin
arka plann ortaya koymak ya da tefsirini yapmak amacyla yer verilirken Meczl-
Kurnda bu tr olgular dilbilimsel istihad amacyla kullanlr. rnein, L3\
i E H , )
E , !
$ 1 ( +
L576 ayetinde geen E H , ) kelimesinin anlamn aklarken Hz.
Aienin Hz. Hafsaya yazd bir yazda bu kelimeyi kullanm istihad olarak
getirilmektedir.577
Eb Ubeydenin eseriyle ilgili zerinde durulmas gereken bir husus da, dier
dilbilimsel tefsir rneklerinin birou gibi, Meczl-Kurnda ahkm ayetlerinin ya da
kelam tartmalara konu olan ayetlerin tefsirinde ayrntl bir ekilde fkh ya da kelam
tartmalara girilmemesidir. Eserin geneline yansyan dilbilimsel yaklamn bu
ayetlerin tefsirinde de hkim olduunu syleyebiliriz. Ancak bu kanaatimiz, eserde bu
tr aklamalarn hi yer almad ya da bu tr tartmalara hi iaret edilmedii
eklinde anlalmamaldr. Eserde yaplan dilbilimsel izahlarla zaman zaman fkh bir
572
Arf, 7/46.
573
Kasas, 28/22.
574
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 215. Daha fazla rnek iin bkz. I, 45-46, 48, 56, 64, 178, 109, 131,
141, 241, 248, 268; II, 58, 116.
575
Meczl-Kurnda bizim tespit edebildiimiz dilbilimsel aklamalara istihad olarak zikredilen
hadis rivayetleri iin bkz. I, 77, 130, 131, 149-150. Dilbilim amac tamayp tefsir amal zikredilen
rivayetler iin bkz. I, 109; II, 122, 305.
576
Nisa, 4/23.
577
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 121-122.
129
578
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 69.
579
Eb Ubeyde, I, 45-46, 170, 244.
580
Bakara, 2/73.
581
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 45.
582
rnek olarak bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 77, 86, 87, 96, 101; II, 18, 236. Lgat anlam-
terim anlam ayrmyla ilgili dier bir rnek iin bkz. I, 91; II, 144, 180.
583
li mran, 3/104.
130
i% y^
|
587 ayetinde topluluk anlamlarna geldiini aka belirtmektedir.588 Yine,
L
(% * ^
>
E 589 ayetinde geen mevla kelimesini vris anlamna gelen ? #
ifadesiyle akladktan sonra, kelimenin mttefik, bir anlamann taraflarndan her
biri, kle, efendi ve dost gibi anlamlara geldiini belirtmektedir.590 Bir kelimenin
birbirine zt iki anlamda kullanlmas (ezdd) olgusu da okanlamllktan kabul
edilmektedir. Eb Ubeyde bu tr ezdd kelimeler hakknda da yeri geldike bilgi
vermekte, kelimenin getii ayette hangi anlamda kullanldn belirtmektedir.591
S
(3 C
*X
3 594 ayetinin tefsirinde isd lafznn aslnda daa trmanmak
anlamna geldiini belirttikten sonra, bu kelimenin merdiven anlamnda, daha sonra da
B S
3 anlamnda kullanldn belirterek kelimenin geirdii anlamsal evreleri
belirtmitir.595
Sonu olarak, Eb Ubeydenin bu eserinin dilbilimsel yaklama gre telif edilmi bir
tefsir olduu eklindeki iddiamzla, eserde dilbilim d aklamalarn yer almadn
sylemek istemiyoruz. Elbette Meczl-Kurnda yer yer dilbilim d aklamalara da
rastlamak mmkndr. rnein, ok fazla olmamakla birlikte, Mekk-Meden ayrmna
dikkat ekilmekte, ayetlerin ini sebebi hakknda bilgi verilmekte ya da ayetin tarihsel
ve corafi arka plan hakknda bilgi sunulmaktadr.598
594
li mran, 3/153.
595
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 105.
596
Arf, 7/149.
597
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 228. Daha fazla rnek iin ayrca bkz. I, 101, 161, 171, 196, 404,
394; II, 18, 19, 60, 104, 190.
598
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, Mekk-Meden ayrm: I, 50; II, 133; ayetlerin ini sebebi: I,
258; II, 375, 314; ayetlerin tarihi arka plan: I, 42.
599
Nitekim eserde baz surelerle ilgili hibir tefsir yaplmamtr. rnein bkz. bnl-Yezd, Garbl-
Kurn ve Tefsiruhu, s. 181 (Tegbn); s. 203 (Burc); s. 209 (Kadr ve Zilzl); s. 214 (Kfirn).
600
bnl-Yezdnin eserinde az da olsa dilbilim amal olmayan aklamalar vardr. rnek olarak bkz.
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 45, 55-56, 199.
132
da dikkat ekmektedir.601 Bununla birlikte eserin temel amac garb kelimelerin izah
edilmesidir. Zaten dier aklamalar da aslnda garb kelimelerin aklanmas asndan
yardmc bilgi mahiyetindedir. Eserin dilbilimsel arlkl bir tefsir olduunu en nemli
gstergelerinden birisi, yaplan dilbilimsel izahlarn ayet, hadis ve iirlerle istihad
getirilerek desteklenmesidir. f
m
1 i E #%
(!
#
|
602 ayetindeki #
kelimesini muhta olmak olarak akladktan sonra, S%=
@ \
,
^
603 ayetindeki
ayn kkten gelen \
, kelimesini rnek gstermektedir.604 H-
B
D ) y* Q
i 3 605 ayetini
Dnyada birbirlerine balandklar btn balar koptuunda... eklinde tefsir ettikten
sonra, ip ve iki kii arasndaki akrabalk vb. eylerin hepsi sebeptir. Hz.
Peygamberin, benim sebebim ve nesebim dmdaki her ey kyamet gn
geersizdir606 hadisinde de sebep kelimesi benzer anlamda kullanlmtr607 diyerek
verdii anlam delillendirmitir.
bnl-Yezd fkh konular ieren, fkh ya da kelam tartmalara mevzu bahis olan
ayetlerin tefsirinde bu tr tartmalara girmemi, ayetlerde gerekli grd dilbilimsel
aklamalar yapmakla yetinmitir. Bizim tespitimize gre sadece bir yerde, Allah sizi
kastsz/amasz yeminlerinizden tr hesaba ekecek deildir.608 ayetinde fakihlerin
kastsz yeminlerin neler olduuyla ilgili iki farkl grn isim vermeden ksaca
nakletmektedir.609 Allahn sfatlar ve ruyetullah gibi, kelam mezhepleri tarafndan
farkl ekillerde yorumlanan ayetlerde kelam tartmalara girilmeksizin kelime
anlamlarnn verilmesiyle yetinilmitir.610
601
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, (Nirin Mukaddimesi), s. 11.
602
Tevbe, 9/28.
603
Duh, 93/8. Ayetin meali Seni muhta (:\, ) halde bulup ihtiyalarn gidermedi mi? eklindedir.
604
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 73. Kelime anlamlarnn ayetle istihad getirmek suretiyle
aklanmas hakknda daha fazla rnek iin bkz. s. 64, 107, 118, 126, 186.
605
Bakara, 2/166.
606
Hadis iin bkz. Heysem, Mecmauz-Zevid, IV, 272; IX, 173-174.
607
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 32.
608
Bakara 2/225.
609
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 36.
610
rnek olarak bkz. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 21, 153, 168, 77, 113.
133
anlamlar dikkate alnr. Yer yer, kraat, ses ve sarfla ilgili aklamalar yaplsa da bunlar
ok fazla yer tutmaz. Nahivle ilgili aklamalar ise yok denecek kadar azdr.
611
Bakara, 2/73.
612
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s.25-26.
613
Nisa, 4/43.
614
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 49.
615
Hud, 11/8.
616
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 79.
617
Yusuf, 12/42.
618
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 85. Dier rnekler iin bkz. s. 47, 48, 72, 173, 197.
619
Bakara, 2/249.
620
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 22. Dier rnekler iin bkz. s.37, 108, 109, 113, 130, 154, 186, 200.
621
rnek olarak bzk. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 27, 38, 44, 58, 66, 71, 77, 81, 90, 92, 99, 104,
106, 121, 166, 184-185, 191, 193.
622
brahim, 14/9.
623
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 90.
624
sra, 17/29.
134
625
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 99.
626
Hacc, 22/27.
627
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 122. Sarfla ilgili daha fazla rnek iin bkz. s. 48, 194. Lehe
farkllklaryla ilgili rnekler iin bkz. s. 120, 130, 159; Kraat farkllklaryla ilgili rnekler iin bkz. s.
38, 44, 45, 67, 85, 98, 116, 150, 170, 200.
628
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 3-4.
135
629
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin mukaddimesi), s. , .
630
Nitekim bn Kuteybe Tevil Mkilil-Kurnda vch kelimeler iin ayr bir blm amtr. (Bkz.
Tevil Mkilil-Kurn, (nr. Seyyid Ahmed Sakr), el-Mektebetl-lmiyye, Beyrut 1981, s. 441-515)
Dolaysyla Garbil-Kurn adl eserinde okanlaml kelimelerle ilgili ok fazla aklama yapmayp
Tevil Mkilil-Kurna atfda bulunmas normaldir.
631
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 6-20.
632
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 20-37.
633
Temelde, dilbilim amac gtmeyen bu tr aklamalara rnek olarak bkz.bn Kuteybe, Garbl-
Kurn, s. 44, 60, 61, 62, 66, 77, 79, 88, 112, 116, 121, 122, 145-146, 155, 160-161, 167, 174, 178,
179, 184, 185-186, 283, 293, 344, 378, 456, 466, 522, 541.
634
rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 47, 51, 67, 75, 10, 221, 242, 317-318, 339, 369.
635
Bakara, 2/187.
136
anlamnda olduunu belirterek ayetin fkh adan ne anlam ifade ettiini belirmitir.636
>
2 H ) E % # ) E @ ( (3 C
637 ayetini ise Hz. Peygamberin sznden delil getirmek
suretiyle fkh adan tefsir etmitir.638 E $ : L ( i) i J |
C639 ayetini yemin-i
lagvn fkh terminolojisindeki tanmn,640 !
%l H Q
|
1 ) 9
i : # E #
%^
C
641
ayetinin tefsirinde htbenin tanmn yaparak642 ne tr ifadelerin htbe olduunu
aklamtr. Nesih konusuna ve mensuh ayetlere de, ayn ekilde bn Kuteybenin daha
fazla yer verdiini sylemek mmkndr.643
636
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s.74.
637
Bakara, 2/188.
638
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 75.
639
Bakara, 2/225.
640
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 85.
641
Bakara, 2/235.
642
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 89-90.
643
rnek olarak Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 72, 73, 122, 228-229, 249. bn Kuteybenin
eserindeki fkh tefsir rnekleriyle ilgili geni bilgi iin bkz. Mustafa Kurt, Hicri III. Asrdaki Tefsir
almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul
1990, s. 190-203.
644
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 45.
645
Fussilet, 41/11.
646
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 388.
647
Th, 20/5
648
Mminun, 23/28.
649
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s.277.
137
Dilbilim amal yaplmayan bu tarz aklamalar, her ne kadar dier iki esere gre daha
fazla olsa da, bu durum bn Kuteybenin eserinin dilbilimsel bir tefsir olmasna engel
tekil etmez. Zira dilbilimsel olmayan konularla ilgili ayrntl izahlara ve tartmalara
650
Bakara, 2/123.
651
uar, 26/100-101.
652
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 62.
653
Bakara, 2/48, 123, 254.
654
Arf, 7/143.
655
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 172.
656
Yunus, 10/26.
657
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 196.
658
Bilindii zere bu iki ayeti, Allahn ahirete mminler tarafndan grleceinin delili olarak kabul
edenler vardr. leride Muktil b. Sleymann el-Vch ven-Nezir adl eserini incelerken
belirteceimiz zere, Muktil bu ayetteki kelimesinin Allaha bakmak olduunu ifade etmektedir.
Bkz. el-Vch ven-Nezir, s. 28.
659
Enm, 6/103 iin bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 157; Kyame, 75/24 iin bkz. s. 500.
138
girmemesi, sebeb-i nzulle ilgili farkl ve birden fazla rivayetlere yer vermemesi
bakmndan dilbilimsel yn net olarak ortaya kar. Ayrca ayet ve hadisleri dilbilim
arlkl yorumlarnda istihad olarak getirmesi de660 onun dilbilimsel bir tefsir
olduunu gsteren emarelerdendir.
660
Ayetle istihada rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 57, 63, 64, 264, 384; hadisle
istihada rnek olarak bkz. s. 46-47, 59, 151, 205, 241, 428, 447.
661
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. . bn Kuteybenin Ferrya ynelttii
eletiriye rnek olarak bkz. Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 441-442; Eb Ubeydeye ynelik
eletiriler iin bkz. s. 25-26, 44, 230, 236, 245, 255, 328-329, 330-331, 350.
662
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, (Nairin Mukaddimesi), s. .
663
Temelde kelimelerin anlamn aklamaya ynelik olmayan dilbilimsel amal tefsir rnekleri iin bkz.
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 40, 73, 82, 118, 159, 163, 215, 227, 263, 306, 417, 425, 492.
139
ilikiye dikkat ekmitir.664 Eserin ba tarafnda yer alan bu kelimeler dnda, ilerleyen
sayfalarda da yeri geldike lgat anlam-terim anlam ayrmna iaret eden izahlar
grlmektedir. rnein, sbin, yet, vahiy, kfir kelimelerinin tefsirine baklabilir.665
Deyim olarak kullanlan ifadelerin anlam da Tefsiru Garbil-Kurnda nemli bir yer
tutmaktadr. Hatta garbl-Kurn tr eserler incelendiinde, kelime ya da ifadelerin
deyimsel anlamlarna en ok bn Kuteybenin bu eserinde yer verildii sylenebilir.
rnein ( i( D# y
g 671 ayetindeki ( i ifadesini iyilik yapmayan ve
eli sk, olarak akladktan sonra, buka anlamna gelen > kelimesinin eli sk
anlamnda bir deyim olduunu belirtmi, #*)
E 1
% I
672 ayetindeki 1
%
664
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 29. irk, kfr, cahd, zulm, fsk kelimeleri iin bkz. s. 27-29. bn
Kuteybenin mnafk kelimesiyle ilgili yapt aklamay Chzn da yaptn gryoruz. Bkz. Eb
Osman Amr b. Bahr el-Chz, el-Hayevn, (thk. Abdsselm Muhammed Harun), 7 cilt, Matbaat
Mustafa el-Bbi el-Haleb, Msr 1965, V, 279-280.
665
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, sbin: s. 52; yet: s. 92, 321; vahiy: s. 148-149, 159, 273;
kfir: 316.
666
Hd, 11/96; Mmin, 40/193.
667
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 33. Vchla ilgili daha fazla rnek iin ayrca bkz. s. 6-7, 9-10,
55, 92, 95, 105, 202, 235, 239, 272, 280, 295, 304, 410, 413-414.
668
rnek olarak bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 48, 49, 50,
669
Nn, 68/20.
670
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 479. Daha fazla rnek iin bkz. s. 47, 60, 86-87, 88, 93, 193, 231,
269, 270, 405, 406, 517.
671
Maide, 5/64.
672
Fussilet, 41/44.
140
#*)
E ifadesini anlaylarnn ktlyla akladktan sonra, anlay kt kimselere
#*) E 1 %3 y$ denir diyerek673 deyimsel anlama dikkat ekmitir.
bn Kuteybenin eserinin bir dier zellii ise kelimeler arasndaki nanslara (:furk)
dikkat ekmesidir. Andolsun ki Biz insan ekillenmi, kara ve kurumu bir amurdan
yarattk674 ayetindeki salsl kelimesinin kuru ve pimemi amur anlamna geldiini,
fahhr kelimesinin ise atete kurutulmu amur anlamnda kullanldn belirterek iki
kelime arasndaki nansa iaret etmitir.675
673
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 144, 390. Deyimsel anlamlar verilen kelimeler hakknda daha fazla
rnek iin bkz. s. 58, 94, 113, 114, 116, 167-168, 172, 173, 179, 203, 209, 226, 230, 235, 242, 257,
264, 266, 268, 287, 290, 291, 293, 298, 370, 394, 475, 481, 495.
674
Hicr, 15/26.
675
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 237-238.
676
Menil-Kurn alannda yazlan eserler iin bkz. bn Nedm, el-Fihrist, s. 51-52.
677
bn Nedm, el-Fihrist, s. 98; Ebl-Berekt bnl-Enbr, Nzhetl-Elibba fi Tabakatil-deba, (thk.
Muhammed Ebl-Fadl brahim), Drul-Fikril-Arab, Kahire 1998, s. 69; Mustafa b. Abdullah Hac
141
Kisnin konuyla ilgili tefsirlerde yer alan grlerini tahric etmek suretiyle ayn isim
altnda neretmitir.678 Kisainin bu eseri bizzat kendisi tarafndan yazlmayp ona nispet
edilen grlerin derlenmesinden ibaret olduu iin, bu eseri almamzn kaynaklarn
belirttiimiz zere incelemeyeceiz.
Zecccn bugn elimizde mevcut olan Menil-Kurn ve rbh eserinin yan sra,
rbl-Kurn el-Mensub ila Zeccc ad altnda yaymlanm bir eser daha baslmtr.
Fakat eseri nereden brahim Ebyr, eserin son ksmna ekledii Dirse ksmnda
eitli deliller eliinde bu kitabn Zeccca ait olmadn, Mekk b. Eb Talibe
(.437/1045) ait olduunu ne srmektedir.679 Oysa bu bilgilere eserin banda yer
vermesi, ya da eserin gerekten Mekk b. Eb Talibe ait olduu eklinde kesin kanaati
olutuysa eseri bu isim altnda neretmesi beklenirdi. Kald ki, brahim Ebyrnin bu
eserin Mekk b. Eb Talibe ait olduu ynndeki gr Durmu Ali Kayapnar
tarafndan deerlendirilerek geersiz olduu ispat edilmeye allmtr.680 Kayapnar
eserin Ali b. Huseyn b. Ali ed-Darr el-sfahn el-Bklnin Keful-Mudilt fi
Nketil-Men vel-rab vel-lelil-Krat el-Merviyye anil-Eimmes-Seba adl eseri
olduu sonucuna ulamtr.681 Zecccn bugn elimizde be cilt olarak matbu Menil-
Kurn ve rbh adl eseri olduuna gre, bunun dnda Zeccca ait mstakil bir
rbl-Kurn adl eser olmadn dnyoruz. Kaynaklarda zikredilen rbl-
Kurn ise ona ait olan Menil-Kurn ve rbh adl eser olsa gerektir. Nitekim,
Kayapnar bu eserin adnn, yazma nshalarnda rbl-Kurn, Menil-Kurn ve
Menil-Kurn ve rbh olarak her ekilde de getiini belirtmektedir.682 Bu
bilgiler nda, almamzda Zecccn be cilt olarak neredilen Menil-Kurn ve
rbh adl eserini inceleyeceiz. Kendisine nispet edildii halde, ona ait olmad,
gerek eserin nairi tarafndan ve gerekse mstakil bir makalede Kayapnar tarafndan
delilleriyle ortaya konan rbl-Kurn el-Mensub ila Zeccc adyla neredilmi eseri
incelemeyeceiz.
Eserleri incelerken eserlerin yazl ncelikleriyle ilgili elimizde bilgi varsa bunu
dikkate alacaz. Aksi halde melliflerin vefat tarihlerine gre sralama yapacaz. Bu
balamda Ahfein vefat tarihi hicri 215/830, yani Ferrdan sonra olmasna ramen,
Menil-Kurnn Ferrdan (.207/822) nce yazd konusunda bilgilere sahip
olduumuz iin Ahfein eserine ncelik vermeyi uygun grdk.683
683
Hamev, Muceml-deb, III, 1375; Bkz. Kayapnar, Menil-Kurn ile rbl-Kurnlarn
Karlatrlmas, s. 98.
684
Mesela Mide Sresi 5/6. ayetindeki (G! ifadesiyle ilgili gr ve aklamalara yer verilmektedir.
143
685
Bakara, 2/29.
686
Ahfe, Menil-Kurn, I, 218. Ahfe burada istivann `S( G3 ? D#( > *S
#U
rneindeki gibi cisim olarak deil, fiilinin ynelmesi anlamna geldiini belirtmitir.
687
Th, 20/5.
688
Ahfe, Menil-Kurn, II, 631.
689
Bakara, 2/210.
690
Ahfe, Menil-Kurn, I, 365. Ayette ifade edilen Allahn gelmesinin, D:E L%3 :$ %#3@3 %#`| g
#( %) rneinde olduu gibi Allahn emri ve hkmnn gelmesi olarak aklanyor.
691
Nisa, 4/164.
692
Ahfe, Menil-Kurn, I, 458.
693
Kyame, 75/23-24.
694
Kyame, 75/24-25.
695
Enam, 6/103.
696
Ahfe, Menil-Kurn, I, 524. Ahfein ruyetullahla ilgili grn ifade ettii dier yerler iin ayrca
bkz. II, 524-525, 531, 721.
144
Meseleleri ele al tarz bakmndan da Ahfein eseri nahiv, yani szdizimi arlkl bir
eserdir. Nitekim Ahfe, ayet ve iirle istihad yntemine garib kelimelerin anlamn
izah ederken deil, daha ok, eserinin birincil amacn tekil eden kraat, sarf, irab ve
nahivle ilgili hususlarda bavurmaktadr. rnein, J %3 D 3 J $ D # (-
1
Ji
i
(% C
697 ayetindeki istifham/soru edatnn soru anlamnda olmadn akladktan
sonra, Kuranda geen benzer cmlelerden rnekler vermektedir.698 i% O
( 1
i% 1
699
1
#% : ) |
( # ) i) ayetinde
( kelimesinin ism-i mevsul olan 1
kelimesinin lafzna itibar edilerek tekil, 1
#% : ) ifadesinin ise manasna itibar
edilerek oul geldiini belirttikten sonra, Kuranda bunun rneklerinin ok olduunu
belirterek bu rnekleri zikretmektedir.700 rnekleri oaltmak mmkndr: Kelimelerin
imale ile okunmas, iki hemzenin pe pee gelmesi, ceza fsnn durumu, mtekellim
ysnn muzafun ileyh olmas, emir siygasndan sonra gelen fiili muzarinin durumu,
mefulun fiili zere takdim edilmesi, ismi failin siygasnn zamanlara delaleti ve muzf
olmas, failin mzekker veya mennes olmas, istisna ve mstesnann durumu, anlam
belli olduu iin artn cevabnn hazfedilmesi, cmlenin eleri arasndaki takdim-tehir
gibi,701 garb kelimelerin anlamyla ya da kelimelerin mfred haldeki anlamyla ilgili
olmayp kraat, sarf ve nahvi ilgilendiren konularda ayetlerden rnekler getirmek
suretiyle izahlar yapmaktadr.
697
Bakara, 2/6.
698
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 181-188
699
Bakara, 2/8.
700
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 188-192.
701
rnekler iin bkz. Ahfe, Menil-Kurn, Kelimelerin imale ile okunmas: I, 193-195; iki hemzenin
pe pee gelmesi: 198-204; ceza fs: 221-232; mtekellim ysnn muzaf ileyh olmas: 235-243;
emir siygasndan sonraki fiili muzarinin durumu: 243-246; mefulun takdimi: 246-252; ismi faille ilgili
bilgiler; 254-258; failin mzekker veya mennes olmas: 260-264; istisna: 294-297; artn cevabnn
hazfedilmesi: 319-321; cmlenin eleri arasndaki takdim-tehir: II, 520-522;
145
Eserin belli kesimlerinin; kraat, sarf ve nahiv meselelerine gre blmlere ayrlmas,
ele aln tarz asndan olduu kadar, ayn zamanda ierik olarak da Menil-Kurnn
garbl-Kurn tr eserlerden farkl olduu anlamna gelir. nk bu blmler altnda
ele alnan meseleler sonuta eserin ieriini oluturmaktadr. Ama Ahfein Menil-
Kurnnn ierik asndan garbl-Kurnlardan farkl olduu baka ynler de vardr.
Daha eserin banda Besmelenin tefsirinde anlamla ilgili herhangi bir bilgi
verilmemekte, Besmelede geen - kelimesinden hareketle yaklak sekiz sayfa
hemze-i vasl ve hemze-i kat ayrmndan bahsedilmektedir.704 Fatiha Sresinin
tefsirinde de ayn ekilde, kelime anlamyla ilgili herhangi bir aklama yaplmamakta,
sredeki ayetlerin irab ve nahiv/szdizimi asndan tefsiri yaplmaktadr. Hatta eserin
balangc olan 147. sayfasndan 204. sayfaya kadar olan ve Besmele ve Fatihann
tefsiriyle Bakara Sresinin ilk on drt ayetini kapsayan elli yedi sayfalk blmde
anlam aklanan kelime says iki elin parmaklarn gemez.705 Eserin geri kalan
ksmlarnda da durum aa yukar ayndr. Garbl-Kurn tr eserlerden farkl
olarak, Ahfein Menil-Kurnnda, istisnalar dnda,706 garbl-Kurnlarn genel
zellikleri diyebileceimiz; kelimelerin lgat anlam-terim anlam ayrmna, deyim
olarak kullanlan kelimelerin deyimsel anlamna dikkat ekilmemekte, ok anlaml ve
ezdd olan kelimelerin bu zelliine aka deinilmedii gibi iaret de edilmemektedir.
Bununla birlikte Menil-Kurnda mfredatn anlamna hi deinilmediini de
702
Bu ekilde blmler ayrlp balk konulan yerler: I, 217-218 aras Mecaz Bab, I, 220-221 aras
stisna Bab, I, 221-232 aras Ceza Fas Bab, I, 235-243 aras zafet Bab, I, 243-246 Mczt
Bab (Yani emir siygasnda sonra gelen fiili muzarinin emrin cevab olmas), I, 246-252 aras ene,
ente ve huvenin tefsiri bab, I, 252-254 aras Vav Bab, I, 254-258 aras smi Fail Bab, I, 258-260
aras Zaman fade Eden Kelimelerin Fiillere Muzf Olmas Bab, I, 260-263 aras Mzekker ve
Mennes Bab, I, 264-265 aras Ehl ve l Kelimelerinin Kullanm Bab, I, 267 Fiil Bab, I,
272-273 aras min Harfi cerinin Zaid Olduu Yerler Bab, I, 273-276 aras Hemze le lgili Baz
Konular, I, 284-295 aras inne ve enne Bab, I, 294-297 aras stisna Bab, I, 297-298 aras
Cemi Bab, I, 300-307 aras Fiili Muzarinin Bana Dahil Olan lam Bab.
703
Mesela balk konulmayp ayr bir blm yaplmad halde, I, 181-188 aras soru cmlesi eklinde
olduu halde, soru cmlesi olmayan yerler, I, 188-192 aras tekil oul farkll, I, 193-195 aras
baz kelimelerin imale ile okunmas, I, 198-204 aras iki hemzenin pe pee gelmesi durumu gibi
balklarla ayr konular haline getirilebilir.
704
Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 147-154.
705
Bu sayfalar arasndaki kelime anlam ile ilgili aklamalar iin bkz. Bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I,
164, 170-171, 192-193, 196, 206-207, 208.
706
Bizim tespit edebildiimiz istisnalar unlardr: ok anlaml kelimeler iin bkz. Ahfe, Menil-Kurn,
I, 361-362, 419; II/473, II/488; ezddla ilgili olarak bkz. II, 598, 685; lgat anlam terim anlam ayrm
iin bkz. II, 661.
146
Eserde birinci planda kraat farkllklar, sarf ve nahivle ilgili konular yer almaktadr.
Yeri geldike de kelime anlamlaryla ilgili aklamalar da yaplmaktadr. Dier menil-
Kurn eserleri gibi, Ferrnn Menil-Kurnndaki kelimelerin anlamna ynelik
yaplan aklamalar eserin garbl-Kurn tr eserlerle ayn kategoride
deerlendirilmesini gerektirmez. Zira, eserin ieriine bakldnda ne kan birinci
husus sarf, nahiv ve irabla, yani biimbilim ve szdizimiyle ilgili yaplan izahlardr.
Hatta yer yer nahivle ilgili, sayfalarca bilgiler verilmektedir. Garbl-Kurnlarda
anlam zerinde durulan birok kelime, Ahfein Menil-Kurnnda olduu gibi
burada da, kelime anlam asndan deil, daha ok sarf ve szdizimi asndan ele
alnmaktadr. rnein, n !
3 D$ ( g
.
) D$i
( $i
g D$ ( % 1#lH I
)i %
( g
1
u
i%709 ayetinin tefsirinde
.
kelimesinin anlamyla ilgili herhangi bir aklama
yaplmamakta, sayfa nahvi ynden aklamalar yaplmaktadr.710 Yine W#%
707
rnek olarak bkz. Ahfe, Menil-Kurn, I, 212, 215, 267, 671, 273, 329-330, 334, 339, 340, 355,
359-360, 369-370, 371, 373, 378, 379, 386, 405-406, 409, 423, 424, II/464, 467, 468, 471, 473, 488,
552, 553, 580.
708
Eserin banda bu ifade yer almaktadr. Bkz. Ferr, Menil-Kurn, s. 1.
709
Bakara, 2/ 69.
710
Ferr, Menil-Kurn, I, 46-48.
147
711
Bakara, 2/135.
712
Ferr, Menil-Kurn, I, 82. Kelimenin getii l-i mran, 3/67. ayetin tefsirinde de herhangi bir
aklama yaplmamtr. Bkz. I, 221.
713
Bakara, 2/228.
714
Ferr, Menil-Kurn, I, 145.
715
Kelimelerin anlamndan ziyade nahiv aklamalarna yer verilmesiyle ilgili daha fazla rnek iin bkz.
Ferr, Menil-Kurn, I, 30, 44-45, 58, 63, 143, 145, 156, 170-174, 178, 188, 208, 210-212, 229, 230,
230, 231, 236, 251, 310-312, 345, 328; II, 46-47, 69-70, 382.
716
Kelime anlamlaryla ilgili yaplan aklamalara rnek olarak bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 20, 28, 36-
37, 41, 42, 43, 48, 49-50, 74, 75, 78, 82, 83, 84, 85, 110, 114, 141, 146, 182, 195, 213, 231, 239, 260,
265, 431, 443-444; II, 13, 22, 96, 400; III, 60, 80, 180, 200, 212, 242.
717
Bakara, 2/26.
718
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 19-20. Ezdd kelimelerle ilgili daha fazla rnek iin bkz. Ferr,
Menil-Kurn, II, 147, 404
719
Nisa, 4/34.
720
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 265-266.
148
Ferr okanlaml kelimelere de yer yer iaret etmektedir.725 rnein, :D % +$ Ji
g
i ) * i 726 ayetindeki i kelimesinin zaman anlamna geldiini,727 ~ H :D $i
1
#H 728 ayetindeki kelimesinin yol anlamna geldiini729 belirtmitir. Lgat anlam-
terim anlam ayrmna da Ferrnn eserinde Ahfein eserinden daha ok
rastlanmaktadr. rnein, >G
%i S I
)n S 730 ayetini Arya bizzat eli gelmemitir.
Allah ona ilham etmitir731 eklinde aklayarak buradaki vahyin szlk anlamnda
kullanldn ok ak bir ekilde belirtmitir.
Ferr yer yer deyimsel anlamlara iaret etmektedir. Ferrnn eserinde, bu konuda da
Ahfein eserine gre kelime anlamlar bakmndan daha fazla bilgi vardr. rnein,
J
(-
I
)n D # K
i X
732 ayetini tefsir ederken,
J
(-
ifadesinin Araplarn
krbala yaplan her trl azap iin kulland bir ifade olduunu belirttikten sonra,
721
Nisa, 4/104.
722
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 285-286. aslnda Ferrnn burada verdii bilgilerler bir nceki rnekte
zikrettiimiz ayete verdii mana elimektedir. Zira orada olumsuzluk edatyla birlikte kullanlmad
halde (U3 fiiline bilmek anlamn vermiti. Burada ise |(fiilinin ummak, beklemek anlamlarna
gelmesi iin ancak olumsuzluk edatyla birlikte kullanlmas gerektiini ne srmtr.
723
Kehf, 18/79.
724
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, II, 157.
725
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, II, 91. Daha fazla rnek iin bkz. I, 85; III, 6.
726
Yusuf, 12/45.
727
Ferr, Menil-Kurn, II, 47
728
Hicr, 15/79.
729
Ferr, Menil-Kurn, II, 91.
730
Nahl, 16/68.
731
Ferr, Menil-Kurn, II, 109. Dier rnekler iin bkz. I, 270, 325, 147; II, 163, 279; III, 35.
732
Fecr, 89/13.
149
Yukardaki rneklerde de grld gibi Ferr anlamla ilgili sorunlara zaman zaman
dikkat ekmekle birlikte, bu tr aklamalar nitelik ve nicelik asndan
deerlendirildiinde garbl-Kurn tr eserlerle ayn deildir. Ayrca eserin btn
asndan bakldnda bu tr aklamalar kraat, sarf ve nahivle ilgili aklamalara
oranla ikinci planda kalmaktadr. Nitekim, eserin farkl yerlerinde harfinin
kullanmyla ilgili drt sayfa, 1 edatnn soru anlamnda kullanld ve
kullanlmadyla ilgili iki sayfa, Sdan sonra gelen fiili muzarinin irabyla ilgili alt
sayfa, emir formundan sonra gelen fiili muzarinin durumuyla ilgili alt sayfa, Cdan
sonra gelen kelimenin cmledeki konumu ve irabyla ilgili iki sayfa, talil bildiren
harfinden sonra gelen fiili muzarinin nasl okunmas gerektii hakknda iki sayfa, 1E
harfinin okunu ekliyle ilgili iki sayfa, izafetle ilgili iki sayfa, mimli masdarn
okunuuyla ilgili be sayfa, aklama yapmaktadr.734 zellikle eserinin ilk yarsnda yer
alan bu rneklerin, Ferrnn birinci planda sarf ve nahivle ilgili aklamalar
amaladn gstermesi asndan nemli olduunu dnyoruz. Bu rnekler dnda
Ferrnn sarf ve nahivle ilgili aklamalar; cmle ierisinde hazif varsa bunun
belirtilmesi, zaman uyumazl gibi gzken hususlara dikkat ekilmesi, zne-yklem
uyumazl, takdim-tehir, cmlenin nerede bitip yeni bir cmlenin nerede balad,
tekil-oul uyumazl, kelimenin formunda meydana gelen deiiklikler gibi
noktalarda younlamaktadr.735 Sarf ve nahiv meseleleriyle ilgili bu aklamalarn bir
ksmnn, en azndan gnmzden baklnca, herhangi bir gramer konusuyla ilgili
gereinden fazla yaplm aklamalar olarak kabul edilebilir. Ayetlerin anlam ve
tefsiriyle dorudan ilgili grnmeyen bu tr aklamalarn yan sra, baz ayetlerin doru
anlalabilmesi iin olmazsa olmaz kabilinden aklamalar da vardr. Hatta bu
aklamalarn bir ksmnn gnmz asndan bile gncelliini yitirmedii sylenebilir.
733
Ferr, Menil-Kurn, III, 261. Dier rnekler iin bkz. II, 26, 207, 237, 339; III, 20, 159.
734
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, harfi: I, 65-69; 1 edat: 85-87; Sdan sonraki fiili muzari: 132-
138; emir formundan sonraki fiili muzari: 157-163; Cdan sonra gelen kelime: 166-168; talil bildiren
den sonraki fiili muzari: 261-263; 1E harfinin okunu ekli: 464-466; izafet: II, 79-81; mimli
masdarn okunuu: 148-153.
735
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, hazfin belirtilmesi: I, 40-41, 48-49, 61-62, 228-229, 343, 387, 420, 442,
446; II, 6-8, 19, 45, 112, 116, 243; zaman uyumazlna dikkat ekilmesi: 60-61; zne yklem
uyumazl: I, 125-131, 380; takdim-tehir: I, 370; II, 60, 65-66, 133, 249, 410; cmlenin balangc ve
bitii: I, 269-270, 301, 471; III, 223; tekil-oul uyumazl: I, 32; II, 34-35, 220; kelimenin formunda
meydana gelen deiiklikler: III, 106-107.
150
736
Hacc, 22/37.
737
Ferr, Menil-Kurn, II, 227.
738
Mmtehine, 60/1.
739
Ferr, Menil-Kurn, III, 148. Sebeb-i Nzul veya ayetlerin arka planyla ilgili olarak Ferrann
Menil-Kurnnda yer alan aklamalar iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 69-70, 82-83, 95, 108-
109, 110, 114, 115-116, 122, 148, 219, 222, 224, 226, 236-237, 247, 248, 249, 270, 270, 272, 275,
278, 279, 318, 321, 329, 336, 341, 344, 349-350, 359, 385, 402, 403, 408, 417-418, 420, 421, 436-437,
440-441, 445, 446, 447, 449, 453, 454; II, 88, 91, 100, 113-114, 115, 193, 216-217, 246, 261, 270, 285,
294-295, II/326, 334, 343, 348-349; III, 25, 62, 64-75, 138, 142, 143, 148.
740
Hud, 11/70.
741
Ferr, Menil-Kurn, II, 21-22.
742
Meryem, 19/57.
151
743
Ferr, Menil-Kurn, II, 170..
744
Th, 20/12.
745
Ferr, Menil-Kurn, II, 175. Ferrnn eserinde tarih bilgilerden yola klarak yaplan aklamalara
rnek olarak bkz. Menil-Kurn, I, 74, 76, 111, 392, 446; II, 116
746
Bakara, 2/173.
747
Ferr, Menil-Kurn, I, 103.
748
Ferr, Menil-Kurn, I, 183.
749
Ferr, Menil-Kurn, I, 270. Fkh aklamalara daha fazla rnek iin bkz. I, 77, 144, 182, 264-265,
266, 270, 290; III, 157.
750
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 64.
152
haramlar beyan eden ayetlerin mensuh olmadn dile getirmektedir.751 Bunun dnda
yeri geldike mensuh ayetlerin neler olduunu da belirtmektedir.752 Yukarda
zikrettiimiz mellifler fkh ve nesih konularnda Ferr kadar aklama yapmamtr.
751
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 190.
752
Ferrnn nesih konusunda aklamalar yapt dier ayetler iin bkz. Ferr, Menil-Kurn, I, 110,
112, 259, 419; III, 142, 196.
753
Yunus, 10/26.
754
Ferr, Menil-Kurn, I, 461. Ruyetullah konusunda farkl grlerin delil olarak ne srlen dier
ayetlerde herhangi bir aklama yaplmamtr. Menil-Kurn, I, 348-349, 392-393; III, 212.
755
Bakara, 2/29.
756
Ferr, Menil-Kurn, I, 25. Taha, 20/5 ve Fussilet, 41/11 ayetlerinin tefsiri hi yaplmamtr.
757
Duhn, 44/41-42.
758
Bkz. Zariyat, 51/56 H * # C
i
$N 1
i+ y
|
ve Nuh, 71/4 S:! >^ S | ayetlerinin
tefsiri. Ferr, Menil-Kurn, III, 89, 187.
759
Ferrnn kelm konularla ilgili yapt bu aklamalar, onun Mutezil olduu eklindeki rivayetlerin
doruluunu tartmal hale getirmektedir. Ayrca smail Cerraholunun, Ferrnn eserinde Mutezil
olduunu teyid eden bir gre rastlayamadn belirtmesi bizim kanaatimizi destekler mahiyettedir.
Kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 286.
153
Ferrnn eserini dier eserlerden farkl klan zellikler sadece bunlar deildir. Ferr,
Hz. Peygamber, sahabe ve tabinden dilbilimsel amal yapt nakiller dnda760
dilbilimsel amal olmayan nakillerde bulunmu, hatta, dilbilimsel tefsirlerdeki genel
yaklamn aksine, yapt nakilleri isnatlaryla birlikte zikrettii de olmutur.761
Ferrnn yapt nakillerin senedini zikretme zelliini kraatler konusunda da
gryoruz. Nitekim o farkl okunular belirtirken ou kez senedi zikrederek kraat
vecihlerinin kime dayand konusunda bilgi vermektedir.762
Hicri ilk asrda yazlan bir dier dilbilimsel tefsir Zecccn (.311/923) Menil-
Kurn ve rbh adl eseridir. Ad her ne kadar Menil-Kurn ve rbh olsa da
Zecccn bu eserini hem dier menil-Kurnlardan hem de genel anlamda dier
dilbilimsel tefsirlerden ayran belirgin zellikler vardr. Daha nce incelediimiz Ahfe
ve Ferrnn Menil-Kurnlarnda arlkl olarak sarf, nahiv ve kraat konular ele
alnmakta, kelime anlamlaryla ilgili aklamalar ise Ahfein eserinde az, Ferrnn
eserinde nispeten daha fazla yer almaktayd. Bu ynyle bu eserlerin garbl-
Kurnlardan ayrldklar nokta olarak garbl-Kurnlarn birinci planda kelime
anlamlaryla ilgili sorunlar gidermek, menil-Kurnlarn ise birinci planda sarf, nahiv
ve kraatle ilgili sorunlara ynelik yazld sonucuna ulamtk. Zecccn eserinde ise
sarf, nahiv ve kraat aklamalarnn yan sra hemen her kelimenin anlamyla ilgili bir
aklama yaptn grmekteyiz. Hatta, Zecccn eserinde baz garbl-Kurnlardan
daha zengin aklamalarn olduunu sylemek mmkndr.
Grld zere Zeccc burada birinci planda irab amaladna iaret etmekle birlikte
mana ve tefsiri de ihmal etmeyeceini aka belirtmekte, yani eserinde dilbilimsel
yaklamla birlikte genelde anlamda aklama ve tefsir etme ihtiyac duyduu hususlara
deinmekten geri kalmayacan sylemektedir. Zeccc eserinin ieriinde bu
aklamasyla tutarl bir yol izlemitir. Nitekim Menil-Kurn ve rbh ayetlerin
gerek sebebi nzullerinin, arka planlarnn zikredilmesi, gerek fkh, kelam ve tarih
bilgiler eliinde tefsir edilmesi ve gerekse ayetin ilgilendirdii dier konulara girilmesi
gibi dilbilimle ilgili olmayan aklamalar bakmndan, kendisine kadar telif edilmi
dier btn dilbilimsel tefsirlerden daha kapsaml ve zengin aklamalar iermektedir.
rnein, Bakara Sresi, 2/30
#|
B
L > ^ Ll$ E , \: I
)n
g ayetinin
tefsirinde, Hz. Adem kssasn Ehl-i Kitabn bilip Araplarn bilmedii, dolaysyla Hz.
Peygamberin de bilmediini belirterek Hz. Peygamberin bu kssay haber vermesi
peygamberliinin ispatdr, demektedir.765 Yine :) l 1 O Si 766 ayetinin
763
Nisa, 4/82; Muhammed, 47/24.
764
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 163. Zecccn orijinal ibaresi yledir: N J$ :$
C 1E t% ) S %mmG ( )\ ) : (6 3 C 1#H SH% 6 B #!
S%*:
...* > $ P (KJ S= C E B SH%
765
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 101. Zeccc yeri geldike Hz. Peygamberin nbvvetini
ispat eden ayetlerin tefsirinde benzer aklamalar yapmaktadr. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, I, 106, 346, 355, 373-374; II, 132, 189; III, 106, 260; IV, 221, 256.
766
Bakara, 2/37.
155
Ayetlerin ini sebepleri, arka planlar hakknda yaplan aklamalar veya ayetle ilgili
tarih bilgiler olduka fazladr. rnein, (i i< # |
i ~ i < 3 769 ayetinin ini sebebi
olarak, baz insanlar azksz olarak yola ktklar iin hac ibadetleri srasnda insanlarn
yemeklerinden istemelerini zikretmektedir.770 i^
! % 1:i u
1 771 ayetinde
mescitlerde Allahn isminin zikredilmesinden alkoyanlarn Rumlar, Mekkeli mrikler
veya mescitlerden meneden herkes olabileceini belirterek ayetin arka plann
aklamaya almtr.772
767
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 108.
768
Bu tr aklamalar iin bkz. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 105, 114-115, 141-142, 162-
163, 173, 179, 194-195, 220, 285-286, 288, 359; II, 52, 97, 258, 277, 345-346; III, 63-64, 117, 141,
152, 172, 216 (inzal), III, 278-279, 339-340; IV, 133, 192, 198, 200, 292, 341; V, 15, 27, 65-68, 96,
151.
769
Bakara, 2/197.
770
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 233. Sebebi nzul ve arka planla ilgili daha fazla rnek iin bkz.
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 97, 159-160, 162, 166, 178, 193, 194, 203, 214-215, 223, 226-
227, 228, 234, 235, 238, 239-240, 240-241, 254, 257-258, 266, 305; 330, 355-356, 370, 379, 393, 411,
412-413, 414, 417, II, 13, 25, 44, 48-49, 56, 64, 67, 71, 75, 82, 95, 116, 126-127, 137, 142, 162, 171,
218, 232, 322, 323, 327, 330-331, 354, 355, 361, 369, 372-373, 374-375, 375, 383, 384, 385; III, 5, 32,
34, 121, 132, 153, 162-163, 168, 179, 180, 193, 195, 203, 207-208, 211, 217, 220, 229, 232, 251, 275,
281, 284, 348; IV, 24, 27-28, 29, 37, 43, 51, 62, 79-80, 81, 112, 113, 121, 130, 150, 152, 158-159, 161,
162, 163, 165, 166, 169, 172, 173, 191, 222, 241, 267, 305, 311, 317, 334, 335; V, 9, 11, 16, 20, 22, 23,
26, 28, 33, 105-106, 108-109, 110, 111, 112-113, 114, 123, 125-126, 135-136, 138, 142, 148-149, 160,
161, 181, 184, 192-193, 198, 220, 233, 241, 258, 261, 263, 273, 280, 284-285, 288, 291.
771
Bakara, 2/114.
772
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 172-173.
773
Bakara, 2/60.
774
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 128. ayetlerin tefsirinde tarih bilgileri zikretmesiyle ilgili daha
fazla rnek iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 133, 180, 276, 282, 391-392; II, 91-92, 103-
104, 130, 134, 160, 179, 214-215, 283-285, 294, 300, 340, 356, 362; III, 49, 50, 51, 54, 70, 77, 79, 95,
99-100, 145-146, 182, 184-185, 244-245, 251, 286, 289-290, 298, 302-303 (samiri), 323, 323-324, 342-
343, 344, 358; IV, 85, 86, 99, 103, 115-116, 149, 188, 212, 213, 323; V, 52, 73, 129, 133, 182, 237,
250,
156
#i ) E )l 1 % #E-
#
()i E # 3 @ E 775 ayetinin tefsirinde tefsirde rivayet edilmitir
ki diyerek, tabutun imir aacndan olduu, tabut nedeniyle srailoullarnn hastala
yakaland, daha sonra onu bir kzn boynuzlar arasnda tadklar vs. aklamalar
israiliyat zelliklidir. Dilbilimsel tefsirlerde bu tr aklamalara pek rastlanmamas,
Zecccn eserinin dier dilbilimsel tefsirlerden farkllat dier bir zellik olarak
kabul edilebilir.776
775
Bakara, 2/248.
776
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 281. kr. Abdullah Aydemir, Tefsirde srailiyat, Ankara, 1979,
s. 204-206. Benzer rivayetler iin bkz. Menil-Kurn ve rbh, II, 264, 320; III, 44, 273, 286; IV,
13, 86, 91, 98, 115-116, 124, 246, 249-250, 252; V, 34.
777
Bakara, 2/106.
778
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 167-168.
779
Zecccn mensuh olduunu belirttii ayetler iin bkz. Menil-Kurn ve rbh, I, 216-217, 218,
219, 227, 275, 279; II, 14, 23-24, 115, 116, 344; III, 122, 178, 281; IV, 24, 128, 142; V, 111.
780
Bakara, 2/198.
781
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 234.
782
Bakara, 2/196.
157
783
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 230-231.
784
Bakara, 2/219.
785
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 250-251.
786
Nis, 4/11.
787
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 17-21, . Daha fazla fkh yorum rnekleri iin bkz. Zeccc,
Menil-Kurn, I, 181, 229, 255, 256-257, 257-258, 263-264, 272, 297; II, 27, 31, 36, 38, 39-40, 45,
115, 120, 121, 123-124, 138, 140, 269, 335-337, 347; III, 156, 109, 299, 307; IV, 23, 24, 25, 26-27, 33,
95, 128-129, 137, 176; V, 26, 41, 135, 143-145.
788
Bakara, 2/228.
789
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 259-262.
790
Nis, 4/102.
791
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 79-80.
792
Bakara, 2/128.
793
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 182-183. Hucurt Sresi, 49/14 ayetinde konuyu daha
sistematik olarak ele alyor. Bkz. V, 32-33.
794
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 287-288, ayrca bkz. II, 202; III, 6, 283; V, 60, V, 197. Daha
fazla kelam yorum rnekleri iin bkz. I, 100, 107-108, 179, 194-195, 241, 284-285, 302, 305, 372,
395; II, 24, 144-145, 232, 249, 289; III, 20, 29, 160-161, 201-202, 239, 285; IV, 155, V, 97, 227.
158
Yine efaatle ilgili ayetlerin tefsirinde dier mfessirlerin konuyu bu ekilde ele aldn
gremiyoruz. ) % g 2 C
% :l G
3 C
795 ayetinin tefsirinde,
Birisi, Allahn insana gcnn yetmeyecei bir eyi yklemesi caiz midir? diye sorarsa, ona
denir ki: Eer gerekten insann gcnn yetmeyecei bir eyi kastediyorsan bu muhaldir.
Eer ilk bata ar gelenle mkellef klp daha sonra Allahn hafifletmesini kastediyorsan
Allah bu konuda dilediini yapar...796
diyerek kelam literatrnde teklif-i mala yutak olarak bilinen konuyla ilgili grn
ortaya koymutur. :\
|
E |
$ E 3 #l-
E %
l E $ %
(D % 3 , H ( H% +
3 797 ayetinin
tefsirinde kebair/byk gnahn tanmn yapmakta,798
)
`
C
i
i
`
1: I
799 ayetinde ise byk gnahn affedilip edilmeyeceini ksaca
tartmaktadr.800 Ruyetullah konusunda da en net aklamay Zecccn yaptn
grrz: Hz. Peygamberden Allahn grleceine dair sahih olarak gelen rivayetler
reddolunamaz. Bu ayette de Allahn grleceini reddeden herhangi bir delil yoktur.
Zira bu ayetin manas bir eyin idrak edilmesi ve hakikatinin kuatlmasdr. Bu snnet
ehliyle, ilim ve hadis ehlinin grdr.801
795
Bakara, 2/286.
796
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 315.
797
Nisa, 4/31.
798
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 37. Zeccc, r, 42/37 ayetinin tefsirinde kebrin tanmn
yaparak nelerin byk gnah olduu hakkndaki grleri zikrediyor. Bkz. IV, 304.
799
Nisa, 4/48.
800
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 48. irk dndaki gnahlarn tevbe ile affedilecei gr iin
ayrca bkz. II, 83, 87, 314.
801
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, II, 225. Zecccn, bu grn destekleyen dier yorumlar iin
bzk. II, 302-303; III, 13-14; IV, 273-274; V, 198, 232.
802
Eseri tahkik eden Abdlcell Abdh elebnin, dilbilimsel izahlarn birinci planda, sebeb-i nzul gibi
hususlarn ise ikinci planda olduunu belirtmesi bizim bu kanaatimizi dorulamaktadr. Kr. Zeccc,
Menil-Kurn ve rbh, (nairin girii), s. 33, 36.
159
803
rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 101, 110, 113-114, 117-118, 119-120, 153,
177, 232-233, 331-333, 360, 363-364, 372; II, 8-9, 34-35, 51-52, 155-156, 172, 351; III, 55-56, 65, 66-
67, 71-72, 150, 277-278, 294-296, 336-338; IV, 118, 123-124, 306.
804
Bakara, 2/89.
160
da tek kiinin gerekletirdii bir fiil olduu eklinde temelde sarf ilgilendiren bir
aklama yaplmtr.818
Zeccc tefsirinde dilbilimsel amala ayetleri ayetlerle819 veya snnetle tefsir etmitir.
rnein 1
i : , : ve G 820
szcklerinin kelime anlamlarn aklarken, >H^821
kelimesinin okunuu hakknda bilgi verirken Hz. Peygamberin szlerini delil olarak
zikretmitir. Ayrca, dilbilimsel ama gtmeksizin ayet822 veya hadislerle823 istihad
etme bakmndan kendinden nceki dilbilimsel tefsirlerden farkl olduu sylenebilir.
Tefsir faaliyetlerinde erken dnemden beri sregelen almalardan birisi de, ayn lafzn
Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda kullanlmas olgusuyla ilgilenen Vch ve
Nezir eserleridir. lk asrda Vch ve Nezir alannda yazlan eserlerin
karlatrlmasna, deerlendirilmesine ve genel anlamda tefsir, zelde dilbilimsel tefsir
iin oynadklar role gemeden nce, vch ve nezir kelimelerinin szlk ve terim
anlamlarn belirtmekte fayda gryoruz.
818
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 82. Sarfla ilgili daha fazla rnek iin bkz. I, 84, 119-120, 181,
195, 232-233, 245-246, 349; II, 77, 80, 87, 147-148, 152-153, 192, 230, 259-260, 272, 328, 351, 358,
361, 367, 375; III, 92, 343; IV, 19, 20; V, 24, 77, 94, 132.
819
Dilbilimsel amala ayetlerin istihad olarak getirildii yerlere rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, I, 327, 328; II, 324.
820
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, 1 i : kelimesi: I, 126; kelimesi: 278; G kelimesi: 304.
821
Bakara, 2/97. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 159. Dilbilimsel amala snnetin istihad
olarak getirildii yerlerle ilgili daha fazla rnek iin bkz. II, 53, 109, 184, 383-384; III, 116-117, 120-
121, 190, 292; IV, 140.
822
Dilbilimd amala ayetin ayetle tefsirine ok sk bavurulmutur. rnek olarak bkz. Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, I, 340, 351-352; II, 118, 194, 208-209; IV, 60, 258; V, 274, 278.
823
Dilbilimsel ama olmakszn ayeti snnetle tefsir ettii yerler iin bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve
rbh, I, 188-189, 285, 297, 314, 394, 401; II, 33, 70, 234, 279; III, 93, 97, 156, 187-188, 261, 268,
285, 346, 351; IV, 6, 7-8, 9, 53, 122, 147, 273, 303; V, 115, 121-122, 128, 130, 156, 232, 235,
162
Nezir kelimesi ise bir eyin ei, dengi, ayns, benzeri anlamndaki #t$/#t$
kelimesinin ouludur. ki ey arasndaki denklii, ya da denklik derecesine ulaan
benzerlii ifade etmek iin #t$ kelimesi kullanlr.826 Nezirin vch ve nezir
kitaplarnda terim olarak kullanm, szlklerde geen aynlk, denklik ve benzerlik
anlamlarn yanstmaktadr. Zira bu eserlerde nazr ya da nezir terimleri vch olan bir
lafzn, anlamlarndan herhangi birisiyle birlikte baka yerlerde tekrar eden rnekleri iin
kullanld grlmektedir. Bu durumda vch lafzlar ayn manalar farkl, nezir ise
hem lafzlar hem de anlamlar ayn olan kelimeler iin kullanlmaktadr.827
Vch ve Nezir terimlerinin konuyla ilgili eserlerde kullanld manadan daha farkl
ekillerde tanmland, zellikle nezirin eanlaml kelimeler demek olduu eklinde828
824
Vech kelimesinin szlklerdeki anlamyla ilgili bkz. Halil b. Ahmed, Kitbl-Ayn, (thk. Mehd
Mahzm-brahim Samarr), 8 cilt, Messesetl-Alem lil-Matbat, Beyrut 1988, IV, 66; bn
Dreyd, Cemhere, I, 498-499; Ebl-Ksm smail b. Abbd b. Abbas Talekn, el-Muht fil-Lga,
(thk. Muhammed Hseyn l-i Yasin), leml-Ktb, Beyrut 1994, IV, 24-25; Ebl-Hseyin Ahmed
b. Fris b. Zekeriy, Mucem Mekysil-Lga, (thk. AbdsSellm Muhammed Harun), Drul-
Ktbil-lmiyye, Kum, t.y., VI, 88-89; bn Manzr, Lisnl-Arab, VI, 4775-4776.; Zebd, Tcul-
Ars, XXXVI, 535-545.
825
Vchun szlk anlam hakknda geni bilgi ve analiz iin bkz. Karagz, Vch ve Nezirin
Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, Bilimname, say: 14, yl:
2008/1, Kayseri 2008; s. 11-13.
826
Nezir kelimesinin anlamyla ilgili olarak bkz. Halil, VIII, 154-156; bn Dreyd, II, 763; bn Abbd,
X, 22; bn Fris, V, 444; bn Manzr, Lisnl-Arab, VI, 4465-4468; Zebd, Tcul-Ars, XIV, 244-
250.
827
Nezirin szlk anlam hakknda geni bilgi ve analiz iin bkz. Karagz, Vch ve Nezirin
Terimleme Sreci, Bilimname, s. 13-14.
828
Nezirin eanlamllk olarak tanmlanmasna rnek olarak bkz. Cerraholu, Tefsir Usul, s. 184-185;
Ali Turgut, Tefsir Usul, MFV Yaynlar, stanbul 1991, s. 201; Albayrak, Tefsir Usul, s. 171; Ali
Galip Gezgin, Tefsirde Semantik Metod ve Kuranda Kavm Kelimesinin Semantik Analizi, tken
Yaynlar, stanbul 2002, s. 166; Muktil b. Sleyman, Kuran Terimleri Szl, (ev. M. Beir
Eryarsoy), aret Yaynlar, stanbul 2004, (evirenin girii), s. 102; Paac, Kurana Giri, s. 90-91;
Mehmet Okuyan, Kuranda Vch ve Nezir, Ett Yaynlar, Samsun 2001, s. 29; Esma etin,
Dmegnnin el-Vch ven-Nezir simli Eserindeki Metodu, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi,
163
Konuyla ilgili olarak telif edilmi ve gnmze ulam en eski eser Muktil b.
Sleymana ait Kitbl-Vch ven-Nezirdir.832 Muktilden sonra, genelde el-Vch
ven-Nezir, el-Ebh ven-Nezir833 ve M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manh ad
altnda834 konuyla ilgili eserlerin telif edilmesine devam edilmitir.
USBE, Bursa 2006, s. 10-14; Muhsin Demirci, Tefsir Usul, MF Vakf Yaynlar, stanbul 2003, s.
158-160.
829
Vch ve Nezir terimleriyle ilgili yaplan tanmlarn deerlendirmesi iin bkz. Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 14-23.
830
Kr. Ahmet Muhtar mer, lmd-Delle, s. 149; Gven, okanlamllk, s. 174; Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 23-31.
831
Bu tanmlar iin bkz. bn Sellm, (nairin girii), s. 19, 22; Msid b. Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s.
94; Gven, okanlamllk, s. 175; Karagz, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci, Bilimname, s. 32-
33.
832
Muktilin bu eseri el-Ebh ven-Nezir olarak da bilinmektedir. Bununla birlikte, Muktilin eserinin
yazma nshasn inceleyen Msid b. Sleyman kitabn adnn orijinalde el-Ebh ven-Nezir
olmayp, el-Vch ven-Nezir olduunu ne srmektedir. (Bkz. Msid b. Sleyman b. Nasr Tayyar,
et-Tefsrul-Lgav, s. 89-90.)
833
el-Ebh ven-Nezirin daha ok, fkh terminolojisinde slam hukukundaki klli kaideleri, benzer
meselelerin tabi olduu ortak veya benzer hkmleri aklamay konu alan ilim dal veya bu alanda
yazlan eserlerin ortak ad ve nahiv terminolojisinde nahvin eitli konularn benzerlik ve farkllk
bakmndan inceleyen eserlere verilen ad olduunu sylemek gerekir. Konuyla ilgili geni bilgi iin
bkz. Mustafa Baktr, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, 456-457; kr. Zeynel-Abidin b.
brahim b. Nceym, el-Ebh ven-Nezir, (thk. Abdlkerim Fudeyl), el-Mektebetul-Asriyye, Beyrut
1998, (nairin nsz), s. 6; Mehmet Reit zbalk, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, 457-
458; Suyt, el-Mzhir fi lmil-Lga ve Envih, (thk. Muhammed Ahmed Cadelmevla-Muhammed
Ebl-Fadl brahim-Ali Muhammed el-Becv), el-Mektebetl-Arabiyye, Beyrut 1987, II, 3. Bununla
birlikte, Vch ve nezirle alannda telif edilmi Muktil b. Sleymann el-Ebh ven-Nezir,
Selibnin (. 429/1038) el-Ebh ven-Nezir ve bnl-mdn (. 887) Kefus-Serir fi Manal-
Vch vel-Ebh ven-Nezir adl eserlerin ieriine bakldnda ebah kelimesinin yerine vch
kelimesinin kullanld grlr. Dolaysyla el-Ebh ven-Nezir adnn vch ve nezir konusu iin
kullanmnn ok yaygn bir durum olmad sylenebilir. Konuyla ilgili geni bilgi iin bkz. Msid b.
Sleyman, et-Tefsrul-Lgav, s. 89-90; Karagz, Vch ve Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin
Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, lim Yayma Vakf Kurn ve Tefsir Aratrmalar Yaz
Akademisi I (Tarihte ve Gnmzde Kuran limleri ve Tefsir Usul), (Yaynlanmam Tebli),
stanbul, 18-23 Austos 2008, 3 nolu dipnot.
834
Tefsir literatrndeki Klliytn da Vch ve Nezirle ilgisi vardr. Bkz. Msid b. Sleyman, s.
103-104; M. Halil iek, Ebl-Bek el-Kefevnin Klliytnda Tefsir ve Kuran limleri,
Yaynlanmam Doktora Tezi, SSBE, Konya 1992, s. 117 vd.
164
Dilde aslolan, her bir kelimenin karlnda bir anlamn bulunmas olduu halde, her
zaman iin bu mmkn deildir. Zira kelimeler snrl, manalar ise sonsuzdur. te bu
yzden okanlaml kelimelere ihtiya duyulmu, hatta okanlamllk bir kural haline
gelmitir.835 Ayrca, kelimelerin anlam statik deil dinamiktir. Yani, kelimeler canl
varlklar gibi doup, geliir, deiir ve yok olur. Bu durumun bir sonucu olarak tek bir
anlam iin vaz edilen bir kelime eitli etkenler sonucu zamanla baka anlamlar da
bnyesinde tamaya balayarak, temel anlamna ilaveten yeni anlamlara delalet etmeye
balar.836 Bu tr kelimeler bir anlama delalet etme zelliini yitirerek, birden fazla
anlama muhtemel hale gelir. Bir kelime farkl anlamlara delalet edebilecei gibi, bazen
de farkl kelimelerin ayn ya da yakn anlamlara delalet etmesi durumu szkonusudur.
Bir kelimenin tek bir anlama karlk olmasna, tebayn,837 bir kelimenin farkl
anlamlara gelmesine itirak, farkl kelimelerin ayn ya da benzer anlama gelmesine ise
teradf denmektedir. Kelimelerin anlamlara delaletiyle ilgili bu tasnifi ilk olarak
Sbeveyh yapmtr. Sbeveyh el-Kitb adl eserinde Araplarn konutuklar kelamda,
iki farkl anlam iin iki farkl lafz, iki farkl lafz iin tek bir anlam ve iki farkl anlam
iin tek bir lafzn olmas durumu vardr,838 diyerek lafzlarn mtebayin, mteradif ve
mterek olmak zere ksma ayrldna dikkat ekmitir. Sbeveyhin bu taksimat
byk lde kabul grerek kendisinden sonra da srdrlmtr. Gnmz
anlambilimindeki okanlamllk ve eadllk terimlerine mtekabil kabul edilebilecek
lafz- mterek terimi, Kuran ilimleri ve tefsir usul literatrnde Vch ve Nezir
bal altnda incelenmi,839 konuyla ilgili mstakil eserler yazlmtr. Bununla
birlikte, vch olan kelimelerin hepsinin okanlaml olduu sonucuna varlamayacan
dnyoruz. Dier bir ifadeyle okanlamllkla vchun, her zaman birebir
rttn sylememiz mmkn deildir.
835
Suyt, Mzhir, I, 37; Guiraud, Gstergebilim, (ev. Mehmet Yaln), mge Kitabevi, Ankara 1994,
44; Anlambilim, s. 41. Suytnin konuyla ilgili szleri yledir:
( #% (EC W# #% :E zJ N .I 1E:C $ #= # 3 H S%* >( )~ E > .B
.`: :-B 9 S^ G #% X
836
Gven, okanlamllk, s. 79-80.
837
Tebayn kelimesi szlkte ztlk, kartlk gibi anlamlara gelmekle birlikte, aa, masa gibi her bir
kelimenin birbirinden farkl anlamlarda kullanlmas olarak terimlemitir.
838
Amr b. Osman b. Kabr Sbeveyh, el-Kitb, (nr. Eml Bed Yakub), 5 cilt, Drul-Ktbil-lmiyye,
Beyrut 1999, I, 49; kr. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 62, 99-100; Gven, okanlamllk, s. 82; Sbeveyhin
bu taksimat hocas Halilden ald kanaatinde olan aratrmaclar vardr. rnein bkz. l-i Ysn, el-
Ezdd, s. 62.
839
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 81, 97, 103. Kurandaki ok anlaml kelimelerle ilgili zellikle son
dnemde yaplan almalarda vch ve nezir ifadesinin yan sra, lafz- mterek ya da el-
itriakul-lafz ifadelerinin de yaygnlat grlmektedir. Bkz. Gven, okanlamllk, s. 81.
165
Muktil b. Sleyman gnmze ulam matbu ilk tefsirin mellifi olduu gibi, Vch
ve Nezir konusunda gnmze eseri ulam ilk kiidir. Vch ve Nezir alannda
yazlm ilk eseri olmas asndan bu alanda nc kabul edilebilir. Bu alanda yazlm
sonraki eserler metot ve ierik olarak Muktilin eserinden etkilenmitir.840 Bununla
birlikte ilk eser olmas hasebiyle, sistematik deildir. Zira eser alfabetik sraya gre
yazlmad gibi, Mushaf tertibi dikkate alnarak da yazlmamtr.841 Eser hda/D
kelimesiyle balayp fsk/P! kelimesiyle son bulur. Ayrca kelimelerin vecihleri
zikredilirken kkenleri deil, Kuranda getii formlar dikkate alnmtr.842 Muktil
mkerrer olanlarla birlikte 186 kelimenin kullanld farkl vecihleri zikretmitir.
Muktilin eseri tam anlamyla kategorik bir eser deildir. Nitekim baz kelimelerin
tekrar ettii grlmektedir. rnein, !(kelimesinin vecihlerinden sonra, #! %!G
kelime iftinin vecihleri zikredilmektedir.843 Oysa ikisi de ayn kkten geldii iin, #!
kelimesinin anlamlar !(nun vecihleri zikredilirken verilebilirdi. Ayn durumu
kelimesinde de gryoruz. Bu kelimenin vecihleri hem sayfa 29da LD%* :) B
E%: 1 eklinde kavram ifti olarak verilmi, hem de sayfa 85te tekrar kelimesinin
vecihleri zikredilmitir. Yine H#Q ifadesinin anlamlar zikredidikten sonra, K#Q
F#HU kavram iftinin anlam verilmi,844 ayrca (% :t iftinin anlamlarnn
peinden :t ve u kavramlar mstakil olarak tekrar incelenmi ve (:t 1#:t
kavram ifti mstakil olarak ele alnmtr.845
Ayn kkten gelen baz kelimeler iki farkl yerde zikredilmi olsa da, Muktilin,
kavramlar birbirini tamamlayan iftler halinde ele almas olduka yerinde bir
yaklamdr. Zira gerek dilde gerekse Kuranda baz kavramlar birlikte kullanldklar
kavramlara gre anlam kazanmakta ya da anlamlar netlemektedir. Nitekim gnmz
yapsal dilbilimi de bunu savunmaktadr. Ancak Muktilin kavram iftlerine verdii
anlamlar dier yerde de zikretmesi eserde tekrarlara yol amaktadr. rnein, !(
840
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah minel-Kurnil-Mecd, (Nairin nsz), s. 25.
841
Eseri tahkik eden Ali zekin de belirttii gibi, her ne kadar, vech balklar altnda rnek olarak
verilen ayetlerin genelde Bakara Sresinden balanmak suretiyle Mushaf tertibine gre zikredildii
gze arpmakta ise, bu durum eserin tm iin geerli deildir. Bu yzden eserin bu anlamda da
Mushaf tertibine gre yazldn sylemek zordur.
842
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 191.
843
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 24-26.
844
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 37-39.
845
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 31-36.
166
kelimesinin yedinci vechi olan irk anlam #! %!G kavram iftinin ikinci vechi
olarak da karmza kmaktadr. Ayn ekilde (:t 1#:tnin ikinci vechi olarak
zikredilen mslmann gnah ilemek suretiyle kendisine zulmetmesi anlam u
kelimesinin ikinci vechinde tekrar etmektedir. Kelimelerin bu anlamda kullanld
ayetleri gsteren rneklerin ikisi de tamamen rtmektedir.846 Yine (:t 1#:tnin
nc vechinde zikredilen anlam ile un nc vechinde zikredilen anlam ayndr.
Baz kelimelerin tekrar edilmesine benzer bir durum kelimelerin vecihleri arasnda da
gze arpmaktadr. Nitekim bazen bir kelimenin farkl anlamlar olarak zikredilen
vecihlerin ayn olduu veya ayn kapya kt grlmektedir. Mesela, >#H- kelimesinin
birinci ve on ikinci vechi Allaha itaat olarak zikredilmitir. Aradaki tek fark birinci
vecihteki rneklerin 6 2, on ikinci vecihtekilerin ise 2 eklinde olmasdr.
846
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 32-33, 35.
847
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 33.
848
rnein bkz. Enam, 6/107.
167
Muktilin eseri dier vch ve nezir tr eserler gibi Kurann Kuranla tefsir
edilmesi konusunda bizler iin deerli bir rnek konumundadr. Zira kelimelerin
vecihleri verilirken, her bir vechin nazirleri yani dier ayetlerden rnekleri zikredilerek
aslnda ayetler birbiriyle tefsir edilmi olmaktadr.849 Eser bu adan da kymetlidir.
Muktil b. Sleymann eserinde nadiren de olsa eserini yaz amac dnda bilgiler de
vardr. Bu bilgiler vastasyla onun baz konulardaki grn de renme imkn
olmaktadr. rnein, S%!G kelimesinin birinci vechi olarak cenneti zikrettikten sonra
rnek olarak S%!
G ( %!
1
Ji850 ayetini zikretmektedir. Daha sonra S%!G
kelimesinin akabinde kelimesinin Allaha bakmak olduunu ifade etmektedir.851
Oysa bu aklama ne eserin genel amalar ne de burada geen S%!G kelimesinin
anlamyla dorudan ilgilidir. Bununla birlikte bu aklama sayesinde onun Allahn
ahirette grlebilecei grnde olduu anlalmaktadr. Nitekim kelimesinin
nc vechini Arf Sresi 7/143 ayeti balamnda Allahn dnyada
grlemeyeceine ilk inananlardanm olarak aklamas852 onun, Allahn dnyada
grlemeyecei, ahirette ise grlecei dncesinde olduunu gstermektedir.
Dier Vch ve Nezir eserleri gibi bu eser de, kelimelerin anlamlarn ele almas
bakmndan dilbilimsel bir tefsirdir. Gnmz dilbilimi terimleriyle ifade edecek
olursak, Muktilin eserinde anlambilim ve anlambilimin bir alt konusu olan
okanlamllkla ilgili bilgiler sunulmaktadr. Bu bilgiler kelimelerin erken dnemdeki
kullanmlar bakmndan nemlidir. Eserde nadiren de olsa ayetlerin ini sebepleri ve
tarih bilgilere de rastlanmaktadr. Eserin ncelikli amalar arasnda olmayan bu tr
bilgilerin, onun dilbilimsel olarak nitelendirilmesine mani olmayacan dnyoruz.
Vch ve nezir konusunda gnmze ulam dier bir eser Yahya b. Sellmn
(.200/815) Tasrf adyla bilinen Tefsrul-Kurn mimm tebehet Esmuh ve
Tasarrafet Manh adl eseridir. Eser, bn Sellmdan bahseden biyografi kitaplarnda,
ulumul-Kuranlarda ve mstakil olarak vch-nezir alannda telif edilmi eserlerde
849
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, (Nairin Girii), s. 27; Yahya b. Sellm, et-Tasrf,
(Nairin Mukaddimesi), s. 25-26; Okuyan, Kuranda Vch ve Nezir, s. 41-49.
850
Yunus, 10/26.
851
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 28.
852
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 154.
168
Yahya b. Sellmn eseri, bu isim altnda vch ve nezir alannda yazlm tek eserdir.
sim konusundaki bu farklla ramen, eser dier vch ve nezir kitaplaryla benzer
bir ierie sahiptir. Nitekim bn Sellm bir kelimenin Kurann deiik yerlerindeki
farkl anlamlarn vech lafz altnda zikretmekte, eer ayn kelime o anlamda baka
yerlerde de kullanlyorsa, naziruhu, ve misluhu veya ve nahvuhu kesirun demek
suretiyle bunlara da yer vermektedir.
Tasrf, Muktilin Vch ve Nezir adl eseriyle bir takm farkllklara ramen, byk
lde benzerliklere sahiptir.854 Hatta kelimelerin tertibi bile yer yer ayndr. Bu
benzerlikten hareketle eserin muhakkiki, Yahya b. Sellmn eserinin Muktilin
eserinden istinsah edilmi olma izlenimi verdiini belirtmekle birlikte, bu iki eser
arasndaki benzerliin srrn tam anlamyla tespit edemediini itiraf etmektedir. Zaten
ikinci eserin birincisinden istinsah edildii hkmne varlmasn engelleyen baz
farkllklar da vardr. Her iki eser ierdikleri 78 kelimede birlemektedir. Ancak
Muktilin eserinde olmayan 38 kelimenin vecihlerine Tasarfte yer verilmi iken,
Muktilin eserinde var olan yaklak 108 kelime Tasrfte yoktur, ya da en azndan
matbu olan eser hazrlanrken dikkate alnan mevcut nshalarda bu kelimeler yoktur.855
Kitaplarda baz kelimelerin vecih/anlam saysnda da ok az olmakla birlikte farkllklar
853
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 43-49; kr. Gven, okanlamllk, s. 194.
854
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 8, 61.
855
Yahya b. Sellmn eserini tahkik eden Hind elebinin de belirttii gibi, mevcut nshalarda eserin bir
ksmnn eksik olma ihtimali yksektir. Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 8, 49.
169
- Muktilin eserindeki858 baz ifadelerin daha iyi anlalmasna katk salar. rnein,
Muktilin eserinde
n ikinci vechi olarak zikredilen +G
E ifadesi859 bu haliyle
kapal bir ifadedir. Hatta vecih altnda zikredilen rnekler dikkate alndnda da maksat
anlalamamaktadr. Oysa Tasrfte bu vecihle ilgili aklama (G+ S%*
E olarak
gemektedir.860 Bu aklama anlalr olmann yan sra, rnek olarak zikredilen
ayetlerle de tutarldr. Bu durumda kfrn ikinci anlamnn bir eyin bile bile ve
inadna inkr edilmesi olduu grlmektedir. Tasrfte (- kelimesinin altnc vechi
olarak zikredilen (-N S (- S%* ifadesi,861 Muktilin eserinde (- kelimesinin
altnc vechinin karl olarak verilen ,g z#!
3 ifadesinin862 daha net anlalmasna
katk salamaktadr. Bylece kelimenin okunduu gibi, yani hakiki anlamnda
kullanld anlalmaktadr. Yine, Yahya b. Sellmn
$ kelimesinin yedinci vechi
olarak ,g z#!
3 aklamasna yer vermesi,863 ayn kelimenin yedinci vechinin
karlnda Muktilin eserinde yer alan )g z#!
3 ifadesinin864 mstensih ya da
856
Hind elebi, Tasrfteki vecihlerin on bir yerde, Muktilin eserindeki vecihlerin yerde daha fazla
olduunu belirtmektedir. Kr. Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 29-30.
857
Bkz.Yahya b. Sellm, Tasrf, (Nairin Mukaddimesi), s. 30, 48.
858
Muktilin eserinin dier basklarn grme imknmz olmad iin bu katky en azndan Ali zekin
tahkiki asndan dnebiliriz.
859
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 18.
860
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 104.
861
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 112.
862
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 21.
863
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 289.
864
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 138.
170
bask hatas nedeniyle bu ekilde yazldn gstermektedir.865 Aksi halde burada z#!
3
)g makul bir anlam ifade etmemektedir.
- Yine Muktilin eserinde >#H- kelimesinin birinci vechi ile on ikinci vechi hemen
hemen ayn anlamlardan olumaktayd.867 Yahya b. Sellmn eserinde ise >#H-
kelimesinin birinci vechi Muktilin zikrettii ile ayn iken, Muktilin on ikinci vecih
olarak zikrettii benzer anlam zikredilmeyerek ?/gnah anlam eklenmitir.868
865
Ayn ifade bir nceki rnekte Muktil b. Sleymann eserinde 3g z#!
3 olarak gemekteydi. Her
iki mellifin farkl yerlerde ,g z#!
3 aklamasn kullanmalarndan hareketle, hem ,g z#!
3
ifadesinin kelimenin kk anlamnda kullanldn belirtmek iin kullanldn, dolaysyla )g z#!
3
ifadesinin mstensih ya da bask hatasndan kaynaklandn syleyebiliriz.
866
Tasrfte Muktilin eserine gre daha fazla vechin zikredildii kelimeler iin bkz. Yahya b. Sellm,
Tasrf, s. 120, 128, 204, 216, 236, 240, 254, 262, 270, 287. 120. sayfadaki H kelimesinde
Muktilin eserinden iki vecih fazla zikredilmi, dierlerinde birer vecih fazla zikredilmitir.
867
Bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 80-82.
868
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 221-224.
869
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 308.
171
rnekler verdikten sonra lam harfi meksur olduunda btn :lar J anlamndadr
demek suretiyle genel bir ilke koymaktadr.870
Kendinden nceki vch ve nezir kitaplarna gre daha ksa olan eser876 gerek ad
gerekse meseleyi ele tarz asndan baz farkllklar tamaktadr.
870
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 144. Daha fazla rnek iin bkz. Tasrf, s. 175, 180, 211.
871
Yahya b. Sellm, Tasrf, ayetlerin arka plan ve ini sebebi: s. 175, 177, 178, 180, 199, 212; kraat:
294, 309; Mekk-Meden: 189.
872
Maide, 5/72.
873
Yahya b. Sellm, Tasrf, s.106. rnek olarak ayrca bkz. Tasrf, s.115, 120, 187.
874
Yunus, 10/26.
875
Bkz. Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 128.
876
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, (Nairin Girii), s. 27.
877
Mberredin burada kulland HU S
U ifadesini bu ekilde tercme etmeyi uygun grdk.
878
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 47.
172
Mberredin eserinin ierii ve kelimeleri ele al tarzn daha iyi ortaya koyabilmek
iin kelimelerle ilgili yapt aklamalar ksaca detaylandrmak istiyoruz. Eserin ba
tarafndaki be lafz, kelimenin farkl anlamlarda kullanlmasn rneklendirme
amacyla hazrlk bilgisi olarak verilmektedir. Bu kelimelerden ^nin anlam,
9nin iki anlam, 1#* kelimesinin alt anlam verilir. >^ ile (+ kelimelerinin
kullanld iki zt anlam iirlerden rneklerle zikredilir. Daha sonra (:, ^,
1t kelimelerinin iki zt anlamda kullanlmalar ayetlerden rnekler getirilmek
suretiyle ortaya konulur. Dolaysyla bu sekiz kelimeden ilk vchtur. Dier bei
birbirine zt iki manada kullanldklar iin hem vch hem de ayn zamanda ezdddr.
879
Mberredin eserinin bu ksmnda, Kuranda kullanldklar anlamlara deinmeden konuyu izah
etmek amacyla ^, 9, 1# , >^ kelimelerinin kullanld farkl anlamlar zerinde
durulmaktadr. Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 47-
49; kr. (Nairin Girii), s. 28, 31.
880
Kr. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, (Nairin Girii), s.
27.
881
Bu kelimeler unlardr:
E U- <D- #! <+ - \ ^K!E 1t ^(: (+ >^ 1#* 9 ^
.Hg* C @- >- <$ Q SHX3 >D^
173
Eserde bundan sonra bir krlma gze arpmaktadr. Burada K!E, ^, \ ve -
kelimelerinin bu ekilde slasi halde kullanmlaryla iftial babndan kullanmlarnn ayn
anlama geldii belirtilmektedir.882 Bu aklamalar vch konusuyla ilgili deildir.
(Q
% 891ayetlerinin
((!
D $i
( g 892 ayetiyle elimedii zerinde durur. Gereke
olarak, birinci ayetlerde, gnahlar bilindii iin sorguya ekilmeye gerek
882
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.56-57.
883
Bakara, 2/194.
884
r, 42/40.
885
Bakara, 2/14-15.
886
Tevbe, 9/79.
887
Enfal, 8/30.
888
Pepee gelip farkl anlamlar ifade eden bu kelimeler iin bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve
htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 57-59. Mberredin eseri hakknda benzer deerlendirmeler
iin bkz. Ahmed Muhtar mer, lmd-Delle, s. 150.
889
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 61-71.
890
Rahmn, 55/39.
891
Mrselat, 77/35.
892
Sfft, 37/24.
174
Mberred eserini sadece vch sahibi kelimelerle snrl tutmam, eserinin sonunda
istifham formundaki deiiklik, haberin hazfedilmesi ve kelamda tahvil olgusu
hakknda ksa bilgiler vermitir.895 Mberredin eserini farkl klan bir dier zellik,
kelimelerin anlamlar aklanrken nadiren de olsa nahivle ilgili bilgilerden
yararlanlmas,896 hadisle897 ve iirle istihadda898 bulunulmasdr. Muktil ile Yahya b.
Sellm ise nahivle ilgili aklamalar yapmamlar, hadis ve iirle istihadda
bulunmamlardr.
893
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 67-69.
894
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.71-72.
895
Bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, istifham formundaki
deiiklik: s. 73-75; haberin hazfedilmesi: 77-84; tahvil: 84-86. Tahvil, daha sonra belagat ilminde
mecaz akli olarak terimleen kastedilen manay muhafaza etmek kaydyla, abartma vs. amacyla bir
eyi failinden baka bir eye isnat etmek anlamndadr. Kr. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe
Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 84 (1 nolu dipnot).
896
rnein. bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 54-56;
kr. (Nairin nsz), s. 32, 34.
897
Mberred kelimelerin anlamlarn aklarken drt yerde hadisten istihadda bulunmutur. Bkz.
Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s. 60, 65, 74, 81.
898
rnek olarak bkz. Mberred, M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah Minel-Kurnil-Mecd, s.52,
53, 59, 63, 66.
899
Kr. Gven, okanlamllk, s. 207.
900
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 153-154; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 336-337.
901
Bakara, 2/41.
175
Bazen de kelimenin formunda meydana gelen deiiklik nedeniyle ortaya kan yeni
anlam, ayr bir vecih olarak zikredilmitir. Oysa, kelimelerin formunda meydana gelen
deiikliklerin anlamda deiiklik meydana getirmesi gayet normal bir durum olduu
gibi, bu durum okanlamllk kategorisinde deerlendirilmez. Dolaysyla bu tr
durumlarda ayr bir vecih olarak zikredilen anlamlar okanlamllk kabilinden
deildir.905 rnein, Muktil ile bn Sellm `($/`$ kelimesinin yaylma/dalma
anlamna gelmesini ayr bir vecih olarak zikretmilerdir.906 Oysa her iki eserde verilen
rneklerde grlecei zere, kelimenin yaylma anlamna gelmesi formundaki
deiiklikten, yani `$nin `$ya dnmesinden kaynaklanmaktadr. Bu durumda
yaymak anlamna gelen ve dolaysyla mteaddi/geili bir fiil olan `$ fiili, `$
formundaki mutavaat anlam nedeniyle lazm/geisiz olmu ve yaylmak anlamn
kazanmtr.907
902
Zuhruf, 43/81.
903
Arf, 7/143.
904
ur, 26/51.
905
Vch ve nezir tr eserlerde zikredilen kelimelerin hepsinin okanlaml olmamas bu kelimelerle
ilgili bilgilerin faydadan hali olduu eklinde anlalmamaldr. Biz burada, vch=okanlamlk
olmadn, aralarnda tam bir tetabukiyet olmadn hatrlatmak amacyla bu deerlendirmelere yer
veriyoruz.
906
Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 97; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 256.
907
Her iki lim kelimenin bu anlamda kullanlmasna kelimenin `$ olarak getii ayetlerden rnek
vermi, dier bir rnekte ise `($ D%i>
* ^
3H-
( %i -H >
# i E >
*^
Ji( ( Furkn, 25/47) ayetini
zikretmitir. Bu ayette kelimenin yaylmak anlamndan ziyade, ikinci vecihte zikrettikleri yeniden
hayata dn/bas anlamnda mecazi olarak kullanlmalar daha uygundur.
176
kelimenin btn vecihlerini her zaman zikretmi de deillerdir. Szgelimi, Muktil ile
bn Sellmn eserlerinde
kelimesinin vecihleri arasnda iftilikin908
zikredilmeyii909 vch ve nezir kitaplarnda kelimelerin btn vecihlerinin
zikredilmediini gsterir.
908
Bilindii zere Fetih Sresinin son ayetinde kelime iftiler anlamnda kullanlmaktadr.
909
Kr. Muktil b. Sleyman, el-Vch ven-Nezir, s. 18; Yahya b. Sellm, Tasrf, s. 104.
910
Nureddin Mneccid, el-tirkl-Lafz fl-Kurnil-Kerm beynen-Nazariyye vet-Tatbk, Drul-
Fikr, Beyrut 1998, 86-87, 90; Gven, okanlamllk, s. 213.
NC BLM
KURANIN ANLAILMASI VE DLBLMSEL TEFSR
bulunmak ok uygun deilse de, anlamann hibir snr olmadn savunmak da doru
deildir. Dolaysyla, snrsz yorumlar ve bunlarn yol aaca fikr kaosu ortadan
kaldrmak iin doru anlama ve yorumlamaya sevk edecek911 yntemler olmaldr. Bu
balamda Kurann anlalmas iin, onun zelliklerine uygun anlama ilke ve
yntemlerini dikkate almak gerekir. Aksi halde ulalan manann doru mu yanl m
olduunu belirleyecek dayanaktan sz etmek imknszlar.912 zellikle, yorumlanan
ey din bir metinse yntemin nemi daha da artar. Aksi halde snrsz yorumlama nce
fikr kaosa, daha sonra blnme ve tefrikaya yol aar.913
Burada yntemle, analitik yntem, doa bilimlerinin yntemi vb. zel bir yntemi
kastetmediimiz gibi, aratrma, dorulama, retme vb. yntemleri ele alp inceleyen
ve onlara teknik anlamda deer bien914 metodolojiyi de kastetmiyoruz. Yntemle
kastmz, bir hedefe ya da amaca ulamak iin, bir eyi belli bir dzene, bir takm
ilkelere gre yapma, syleme ekli veya tarz,915 geree gtren yol916 ya da
kantlanm bilgi elde etmek iin izlenen yol917 gibi geni kapsamldr. Dolaysyla
herkesin aklna esen bir yol tutmas918 karmaaya yol aaca iin Kurann
anlalmasnda izlenilecek uygun bir yntemin olmas gerektiini dnyoruz. Bu
yntem tek bir anlam dayatmaktan ziyade, anlalann doru mu yanl m olduunu
belirlemeye katk salayan, en azndan yanl anlamalar eleyen bir nitelikte olmaldr.
911
Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, s. 5; kr. Gven,
ada Tefsir Aratrmalarnda Konulu Tefsir Metodu, ra Yaynlar, stanbul 2001, s. 56.
912
Gven, ada Tefsir Aratrmalarnda Konulu Tefsir Metodu, s. 60.
913
Grmez, Snnet ve Hadisin Anlalmasnda ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, s. 5.
914
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl, s. 647.
915
Cevizci, Paradigma Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000, s. 374.
916
Orhan Trkdoan, Bilimsel Deerlendirme ve Aratrma Metodolojisi, MEB Yaynlar, stanbul 1995,
s. 169; kr. Arslantrk, Sosyal Bilimleri in Aratrma Metotlar ve Teknikleri, MF Vakf Yaynlar,
stanbul 1999, s. 63
917
Niyazi Karasar, Bilimsel Aratrma Yntemi -Kavramlar, lkeler, Teknikler-, Aratrma Eitim
Danmanlk Ltd., Ankara 1994, s. 12.
918
Arslantrk, Sosyal Bilimleri in Aratrma Metotlar ve Teknikleri, s. 64.
919
zsoy, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, s. 46.
179
kabul grebilecek kurallar var mdr? Kuran doru bir ekilde anlamann bir yntemi
var mdr, ya da olmal mdr? Varsa bu yntem ve kurallar nelerdir?920
Eer bir anlamadan sz ediliyorsa, anlamann kurallar da olmaldr. Zira herhangi bir
ayetin hangi manaya geldiini anlayabilmek iin nce o ayetin niin ve nasl o anlama
geldiini (anlamann ilkelerini) bilmek gerekir.921 Ayetin niin ve nasl o manaya
geldii, yani anlamann ilkeleri bilinmedii takdirde, ulalan anlamn, o ayetin doru
ve/veya yanl anlam olduu kesinlik kazan(a)maz. Kesinliin olmad yerde, doru
ya da yanl anlamdan sz edilemez. Doru ya da yanl anlamdan sz edemiyorsak o
zaman bir anlamdan da sz edemeyiz.922 Tefsir her eyden nce bir anlama ve anlatma
faaliyeti ise,923 bir ayetin niin ve nasl bir manaya geldiiyle ilgili sorular nemlidir.
Bu sorulara verilecek cevaplar arasnda ayetin dilbilimsel adan analizi sonucunda
ulalan gerekeler ilk sray alr. Zira Kuran anlamaya alanlarn bilmesi ve riayet
etmesi gereken unsurlarn banda dil kurallar gelmektedir.924
920
Kr. Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, Tibyan Yaynlar, stanbul 1997, s. 22, 24.
921
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 22-24; Kuran Anlamann Anlam, Kitabevi,
stanbul 1998, s. 8.
922
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 22-23, 43.
923
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 86.
924
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 87.
925
Bkz. Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 93-99.
926
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, 8, 47. Kurann anlalmasnn, dilinin ve o dille ifade
edilen szn anlalmasna edeer olduunun analiziyle ilgili geni bilgi iin bkz. Anlamn
Buharlamas ve Kuran, s. 55-96.
927
Yldrm, Kuran Anlama Yntemi, s. 27-28, 37.
180
Bir ilmin ya da bir ekoln teekkl birdenbire olmad gibi, ynteminin olumas da
birdenbire gereklemez. lk nce ilim dalnn ya da ekoln ortaya kn hazrlayan
eitli saikler neticesinde problemler ortaya kar, almalar yaplr, grler ortaya
konur, eserler telif edilir ve belli bir birikim oluur. Ancak belli bir birikim olutuktan
sonra, tabiri caizse, eitli deneme yanlmalar neticesinde belli teknik ve ilkelerin
yerleik bir yntem haline geldii grlr.929 Ksaca ifade etmek gerekirse, bir ilmin
yntemi birdenbire ortaya kmaz. Bununla birlikte o ilimle ilgili olarak ortaya konan
ilk fikirlerde ya da telif edilen ilk eserlerde belli bir yntemin izlerine rastlanabilir.
Zaten yntemin teekkl bu gr ve eserlerdeki bilgilerin damtlmas, ilkelerin tespit
edilmesi ve bunlara yeni ilavelerin yaplmas suretiyle zamanla gerekleir. Tefsir ilmi
ve dilbilimsel tefsir iin de ayn eyi sylemek mmkndr. Hz. Peygamber, sahabe ve
tbin dneminde tefsir ilminin ynteminden sz etmek mmkn deildir.930 Bu
dnemde tefsirin ynteminin olumamasn dnemin ilm ortam ve ihtiyalaryla izah
etmek mmkndr. zellikle Hz. Peygamber ve sahabe dneminde daha ok
bireysel/mnferit ihtiya ve problemlerin giderilmesine ynelik olarak eitli ekillerde
aklamalarn yapldn, ayetlerin tefsir edildiini gryoruz. Fakat bu dnemde,
tefsirin yntemi olduunu syleyebileceimiz anlamda bir yntemden bahsetmek
zordur. Kald ki, Hz. Peygamber, sahabe ve tbindan rivayet edilenlerin Kurann
tamamn kapsamad, zellikle Hz. Peygamber ve sahabeden nakledilen tefsirlerin
mnferit olaylara binaen yaplm mnferit yorumlar olduu gz nnde
bulundurulduunda tefsir ilminin ve ona ait bir yntemin teekkl etmesini gerektirecek
literatrn, ilm birikimin ve ortamn henz olumadn sylemek mmkndr.
Dolaysyla bu dnemde tam manasyla bir yntemden sz etmek doru olmaz.
Ancak, yaplan bu etkinlikler analiz edildii takdirde, szgelimi dilsel izahlara, sebeb-i
nzle nem verilmesi gibi eitli ilke ya da yntem izlerinden bahsedilebilir.
928
Albayrak, Kurann Btnl zerine, ule Yaynlar, stanbul 1996, s. 136; Tefsir Usul, s. 125.
929
Nitekim bu duruma Tf zetle u ifadelerle dikkat ekmitir: Mfessirler mktesebatlar lsnde
Kuran tefsir etmilerdir. Onlarn benim zikrettiim kanunu (:yntemi) aka zikretmemi olmalar,
bu ynteme itibar etmediklerini gstermez. Benzer durum hadis ilmi iin de geerlidir. lk nce rvler
kendilerine ulaan rivayetleri zikretmiler, daha sonra hadis ilminin yntemleri teekkl etmitir. Bkz.
Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 15.
930
Elbette Hz. Peygamber, sahabe ve tbin Kuran tefsir ederken belli ilkelere gre hareket ediyordu,
bu anlamda onlarn da belli bir yntemleri vard. Ancak bu ilkeler henz btncl bir yntem
oluturacak nitelikte deildi.
181
Dilbilimin teekkl etmeye balad dnemde, bir ilke olarak Araplarn dili ve
slbuna uygunluk art aranrken; sarf, nahiv, lgat gibi alanlar kapsayacak ekilde
dilbilim tesis edilince dilbilimin tefsirde bir ilke ve yntem olarak karmza ktn
gryoruz. Bu balamda Muktil b. Sleymann Vch ve Nezir adl eseri tefsir
sahasnda ilk kural koyma ve dilbilimi bir yntem olarak uygulama abasnn rn
olarak kabul edilebilir. Muktilden sonraki dnemde Menil-Kurn mellifi Ferr ve
931
Ahmed Emin, Duhal-slam, II, 144-146.
932
Nitekim rey ile tefsirin deerini tartan Kfiyeci, bata dilbilim olmak zere eitli artlar yerine
getiren kimselerin rey ile tefsir etmelerinde bir beis grlmediini belirtmekte, daha sonra mfessirin
bilmesi gereken ilimleri zikretmektedir. Bkz. Kfiyeci, Kitbt-Teysr, s. 9-13. Benzer grleri
Zerke ve Suyt de dile getirmektedir. Bkz. Burhn, II, 168; tkn, II, 1209-1215.
933
Ahmed Emn, Fecrul-slm, s. 298-299.
934
Anlama ynteminin Kurann sonraki muhataplarna ynelik olduu ve bu konuda yaplan almalar
hakknda bilgi ve deerlendirmeler iin bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn
Tarihi, s. 10-11, 19, 28 vd.
182
Dorudan Kuran tefsiri alannda telif edilen bu eserler dnda, dilbilimle ilgili birok
kitapta bir ekilde Kurann anlalmasyla ilgili yntem ve ilke sorunlarnn
giderilmeye alldn grmekteyiz. Bazen, herhangi bir mucemin, ezdd kitabnn
ya da dilbilimle ilgili bir eserin mellifi Kurann anlalmasnn da amalar arasnda
olduunu aka zikretmitir. Aka zikredilmeyen durumlarda ise eserlerinin ierii ve
tarzlar Kurann anlalmas ynnde belli ilkeler gelitirmenin gayeleri arasnda yer
aldn gstermektedir. Bu balamda Chzn (.255/869) el-Hayevn adl eseri gzel
bir rnektir. Chz Kurann anlalmas konusunda belli ilkeler gelitirmeye
935
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 27-28.
936
Sffat, 37/64-65.
937
Hamev, Muceml-deb, VI, 2706-2707.
938
bn Nedm, el-Fihrist, s. 99; kr. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 123.
183
Arap dilinde zdeyiler, bir kkten treyen kelimeler (itikak), fiillerin atlar (bina) ve
benzeri zellikler vardr Ayrca bir sz syleyenin maksadn ve lafzn anlamn ortaya
koyan szn syleni yeri ve artlar szkonusudur. Belirli artlara gre sylenen bir sz
deiik bir yerde ve artta kullanldnda farkl anlamlara gelebilmektedir. te btn
bunlar bilmeyen Kitab, Snneti, zdeyileri, delil ve rnek olarak kullanlan szleri
shhatli bir ekilde anlayp yorumlayamaz.940
Beni bu eseri yazmaya sevkeden ey, Araplarn sznde baz ezdd kelimelerin ve birok
maklub lafzlarn bulunmasdr. Bu tr kelimelerden tespit edebildiklerimizin anlamn
akladk. Nitekim zan kelimesi Kuranda kesinlik ve phe anlamnda, raca lafz da
korku ve mit anlamnda kullanlr. Bu durum Arapann bilinen bir zelliidir 941
diyerek, kitabn telif etmekteki amalar arasnda Kuranda geen ezdd kelimelerin
anlamyla ilgili sorunlarn giderilmesi olduuna iaret etmitir.
Tefsirlerde yer yer ayetin manasnn anlalmas iin gerekli olandan daha fazla
dilbilimsel izah yapld bilinmektedir. Tefsirlerde gereinden fazla dilbilimsel
aklamalarn yaplmas, bazen, ayetin anlalmas asndan ok da zarur olmayan
eitli tartmalara ve grlere yer verilmesi, Abduh ve Reid Rza gibi ilim
adamlarnn, dilbilimsel izahlarn insanlarn Kurann gerek amacna ulamalarn
engellediini belirtmelerine yol amtr. Bununla birlikte, ayn ilim adamlar Kurann
anlalmasna vesile olan nahiv ve meni gibi ilimlerin kurallarnn vazgeilmez
olduunu da sylemilerdir.942 Abduh ve Reid Rzann bu eletirileri, Kurann
anlalmas iin bir ara olan dilbilimin ama haline getirilmesinin doru olmadn
dile getirmesi bakmndan yerinde bir yaklam olarak grlebilir. Kald ki bu limlerin
nahiv ve meni gibi ilimlerin Kurann anlalmas iin vazgeilmez olduunu dile
getirmeleri, gereinden fazla dilbilimsel izahlarn yaplmasn eletirdiklerini
939
Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s. 33.
940
Bkz. Chz, el-Hayevn, I, 153-154. Tercme iin bkz. Cbir, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, s.
32-33.
941
Eb Htim es-Sicistn, el-Maklb Lafzuhu min Kelmil-Arab vel-Mzal an Cihetihi vel-Ezdd,
(thk. August Haffner), Beyrut, 1913, s. 72.
942
Bkz. Muhammed Reid Rza, Tefsrul-Menr, 12 cilt, Drul-Menr, Kahire 1947, I, 7.
184
943
Bu eletirilerin ada tefsir anlaynda ya da en azndan bu anlaylarn bir ksmnda dilbilimin
tamamen gz ard edilmesi sonucunu dourup dourmadnn tartlmas gerektiini dnyoruz.
rnein, Yunus Ekin Abduh ve Reid Rzann dilbilim hakkndaki olumsuz grlerinin dilbilimin
tamamen ihmal edilmesine yol am olabilecei eklinde bir tespitte bulunmaktadr ki biz de bu
tespitin doru olabileceini, en azndan tartlmas gerektiini dnyoruz. Konuyla ilgili olarak bkz.
Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran Mealleri
Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 123.
944
Nitekim Abduhun grlerini deerlendiren Emn el-Hl teklif ettii tefsir ynteminde bir orta yol
bulmaya alm, lgat ve nahiv gibi ilimlerin Kurann anlalmasnda nemli birer ara olduunu
belirtmitir. Bununla birlikte ara konumunda olan bu ilimlerin ama haline getirilmemesi gerektiini
vurgulamtr. (Bkz. Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 73-75, 98-99)
945
Kurann dilsel bir hitap/metin oluuyla ilgili deerlendirmeler iin bkz. Cndiolu, Kuran
Anlamann Anlam, s. 13-14,17, 126; Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8, 14; ztrk, Kurann
Mutezil Yorumu, s. 167; Kuran Dili ve Retorii, s. 11.
946
rnein bkz. Ysuf, 12/2; brhim, 14/4; Fussilet, 41/3, 44.
947
ztrk, Kurann Mutezil Yorumu, s. 167.
948
fii, er-Risle, s. 51-52.
185
Kuran dilsel bir metin olduuna gre Kuran anlamak iin, Kurann dilini (lisan)
ve o dilde ifade edilmi sz (kelam) anlamak gerekir.951 Zira bir metni anlamak iin
her eyden nce o metnin ait olduu dili anlamann gereklilii, aka bilinen bir
husustur.952 Dilsel bir metni anlamann aralar kendi mahiyetine uygun olmak
zorundadr. Dolaysyla anlamann her eyden nce bir dilsel etkinlik, anlamn ise bu
etkinliin bir sonucu olduu dikkate alndnda, Kuran anlamak iin ilk olarak onun
dilini/lisann anlamak gerektiini syleyebiliriz. Allah Teala muradn snnetullaha
uygun olarak Arapa ile ifade ettiine gre Kurann yorumunun Arap diline uygun
olmas gerekmektedir.953 Kurann indirildii dili bilmekten maksat, Arapay sadece
bilmek, konuabilmek veya yazabilmek deil, bunlara ilaveten onu ilm olarak inceleme
kapasitesine sahip olmaktr.954 Aksi halde, dilbilimsel tefsirlerin telif edildii dnemde
veya gnmzde Arapa bilen herkesin Kuran anlamas gerekirdi ki, realitenin byle
olmad herkesin malumudur.
949
bn Haldn, Mukaddime, s. 781.
950
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 17; Grgn, lh Szn Gc, s. 21-22, 52-53; 148, 208.
951
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8, 47.
952
Burhanettin Tatar, Ayrmlarn Eiinde Anlama, Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants
(02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 426.
953
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 10-12, , 55-56, 67-68; Grgn, lh Szn Gc, s.
21-22. Bu arada unu belirtelim ki, Kuran anlamak onun dili olan Arapay anlamakla doru
orantldr, anlam Arap dilinin kurallarna uygun olmaldr eklindeki yarg sadece yntemsel bir ilke
olarak anlalmaldr. Buradan hareketle tarihsel srete ortaya kan baz anlaylardaki gibi Arapaya
bir tr kutsallk atfetmenin doru olmadn dnyoruz. kr. Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve
Kuran, s. 12-14.
954
Grgn, lh Szn Gc, s. 208-209.
186
955
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 8-9, 15, 81-82, 91; Szl Kltrden Yazl Kltre
Anlamn Tarihi, s. 15-16; Szn z -Kelm- lhnin Tabiatna Dir-, Tibyan Yaynlar, stanbul,
s. 19-22.
956
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 86-87.
187
Bir takm manalara inanp daha sonra bunlar Kurana onaylatmak isteyenlerin hatas,
sahih rivayet malzemesine itibar etmemelerinin yan sra, delalet ve beyan asndan
lafzlarn elverili olup olmadna bakmadan, dilbilimi kendi grlerini destekleme
arac olarak grmeleri, dier bir deyile dilbilimi bir anlama yntemi olarak
kullanmamalardr. Bu insanlarn faaliyeti iki ekilde tezahr eder. Ya Kuran
lafzlarnn delalet ettii manay grmezden gelerek yok ederler, ya da lafzn delalet
etmedii ve lafzla kastedilmeyen manay lafza yklerler. Her iki durumda da (yani,
lafzn delalet ettii manay grmezden gelerek onu yok saymalar ve lafza delalet
etmedii manay ykleyerek ona yeni bir anlam isnat etmeleri halinde) iki hatadan
birine dmekten kaamazlar. Ya verdikleri mana batldr, dolaysyla hem delilde
(dilbilimi kullanmadklar iin yntemde), hem de medllde (anlamda) yanlrlar. Bazen
verdikleri mana batl olmayabilir, ancak bu durumda medllde (anlamda) hataya
dmemilerse de delilde (yntemde) yanlm olurlar.958
Hem kullandklar yntem hem de ulatklar anlam asndan hataya denler, belli bir
mezheb gre sarlp, grlerine delalet etmedii halde ayetleri kendilerine dayanak
olarak kullanrlar, ya da grlerine uygun olmayan ayetleri tevile kalkrlar. bn
Teymiye ve Suyt, ayetleri mezheb grleri dorultusunda tevil etmeye alanlara
rnek olarak, Cehmiyye ve Mutezileden olup mezheplerinin grlerini Kurana
syletmeye alanlarla Batn, Hric ve Rfzleri rnek gstermitir.959
957
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-92; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1204. Suyt bu
konuda bn Teymiyenin ismini zikrederek kendisinden alnt yapmtr. Bkz. tkn, II, 1199.
958
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-85; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1203; ztrk,
Kurann Mutezil Yorumu, s. 22-23.
959
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 85; kr. Suyt, tkn, II, 1203. bn Teymiye ile
Suytnin bu dncelerinin genelleme olduunu sylemek mmkndr. Aksi halde bu mezheplerin
her temsilcisinin, bu ekilde davrandn syleyemeyiz.
188
Anlamda hata yapmayp, yntemde hata yapmaya, birok sf, vaiz ve fakhin Kuran
haddi zatnda sahih olup, fakat Kurann delalet etmedii manalarla tefsir etmeleri
rnek olarak gsterilebilir. Slemnin (.421/1021) Hakikut-Tefsr adl eserinde
zikrettiklerinin birou byledir. Ancak, Slemnin zikrettii tefsirler mana asndan
batl ise, birinci ksma, yani hem yntem hem de anlamda hata yaplan ksma girer.969
Zerke ve Suyt, haddi zatnda doru olsalar bile, yntemde hata yapld iin bu tr
yorumlarn tefsir deil, Kuran okurken ie doan duygular olduunu ifade
960
bn Teymiye ve Suyt isim zikretmedii iin, gr sahiplerinin kendi eserlerinden kaynak gsterme
imknmz olmad. Bu yzden bn Teymiye ve Suytnin eserlerini kaynak gstermekle yetinmek
zorunda kaldk.
961
Tebbet, 111/1.
962
Rahmn, 55/22.
963
Ysn, 35/12.
964
Nebe, 78/1.
965
Mide, 5/55.
966
rnekler iin bkz. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 87-88; Suyt, tkn, II, 1209.
967
Fetih, 48/29.
968
bn Teymiyenin ifadelerini zetleyerek tercme ettik. Kr. bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr,
s. 89.
969
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 90; kr. Suyt, tkn, II, 1204.
189
Dilbilimin slam kltr tarihinde ilk gelien ilimlerden olmas, Kurann anlalmas ve
yorumlanmasyla dorudan ilikilidir.979 Dilbilimin ortaya kmasna ve gelimesine yol
aan etkenlerden birisini belki de en nemlisini Kurann anlalmas ynndeki
gayretler oluturuyorsa, dier bir ifadeyle Kurann anlalmas gayesi dilbilimin
teekklnde rol oynamsa, sadece bu bile, dilbilimin tefsir iin bir yntem iddias
tad anlamna gelir. Zira bu almalar durduk yere ortaya kmam, Kurann
anlalmasnn ilkelerini tespit amacyla yaplmtr.
970
Zerke, Burhn, II, 170; kr. Suyt, tkn, II, 1218.
971
Tevbe, 9/123.
972
Zerke, Burhn, II, 170.
973
Bakara, 2/255.
974
Suyt, tkn, II, 1219; kr. Cerraholu, Tefsir Tarihi, II, 13.
975
#!
K, =L *`-( % Bkz. Suyt, tkn, II, 1225-1226.
976
Bakara, 2/179.
977
Ysn, 36/80.
978
Suyt, tkn, II, 1225-1226.
979
Grgn, Anlam ve Yorum, s. 140; lh Szn Gc, s. 193.
190
Dilbilimin Kurann anlalmasndaki ilevi ve buna bal olarak hicri ilk asr gibi
erken dnemde dilbilimin alt dallaryla ilgili problemleri gidermeyi amalayan
tefsirlerin telif edilmesi, daha sonra, mfessirin bilmesi gereken ilimlerin belirlenmesini
ve tefsirle ilgili yaplan tanmlar etkilemitir. Ayn ekilde, bu durum ulmul-
Kuranlarn ieriini etkiledii gibi, genel anlamda tefsirleri de etkilemitir.
Kurann dilini bilmek, Arap dilinin mfredatn (kelime hazinesini), szdimini (nahiv)
kelimelerin yap ve formunu (sarf) ve son olarak slubunu bilmek demektir. Bu hususlar
dilbilimin alt dallarna tekabl ettiine gre, bir ayetin niin ve nasl bir anlama
geldiinin belirlenmesi iin elimizdeki en nemli ilke ve aralardan biri dilbilimdir.
slam kltrnde ortaya kan sarf, nahiv, men, beyan ve bed ilimlerinin ortaya
kmasnda Kuran anlama gayretleri byk rol oynamtr. Ayn ekilde bu ilimler
Kurann anlalma faaliyetlerine byk katklar salamtr. Nihayetinde Kuran
tefsir etmek isteyen kiinin bu ve benzeri ilimlerden mstani kalamayaca anlald
iin, bu ilimler mfessirin bilmesi gereken nemli ilimler arasnda yer almtr.
Dolaysyla szkonusu ilimlerin tefsir tanmlarnda ve mfessirin bilmesi gereken
ilimler altnda zikredilmesi tesadf deildir. Mfessirin bilmesi gereken ilimlerin
byk ounluunun dilbilimin alt dallaryla belagatn alt dallarna tekabl etmesi
Kurann dilsel ve edeb bir metin olduu gz nnde bulundurulduunda gayet normal
bir durumdur.980 Ayrca dilbilimin alt dallaryla ilgili olan vch ve nezir, garbl-
Kurn ve irbl-Kurn literatrnn mstakil birer Kuran ilmi olarak teekkl
etmesi de Kuran tefsiri asndan dilbilimin bir yntem olarak ne derece nemli
olduunu ortaya koymaktadr.
Bu aamada u muhtemel sorular akla gelebilir: Dilbilimle anlama yntemi arasnda bir
tr gereklilik ilikisi olduuna gre, dilbilimsel tefsirlerin telif edilmesiyle dilbilimin
Kuran anlama yntemi olmaya elverili olmas arasnda bir balant var mdr?
Dilbilimsel tefsirlerin bu tr bir yntem iddias tadklarn syleyebilir miyiz? Ayrca
genel anlamda dilbilim, gerekten de tefsir iin bir yntem olarak kabul edilmi ve
uygulanm mdr? te bu ve benzeri sorularn cevabnn, dilbilimsel tefsirlerin yazl
amalar ve ieriklerinin, tefsir usul, Kuran ilimleri, tefsirlerin mukaddimeleri ve
ilimlerin tasnifi gibi eserlerde yer alan tefsir tanmlarnn ve mfessirin bilmesi gerektii
sylenen ilimlerin analizinden getiini dnyoruz.
980
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 12-16, 70-71.
191
limler, telif ettikleri eserlerle neyi amaladklarn ve eserlerinin mahiyetini her zaman
aka zikretmemilerdir. Bu balamda yaptklar iin, bir yntem iddias tayp
tamadn da dile getirmemilerdir. Szgelimi, menil-Kurnlar ya da garbl-
Kurnlar incelendiinde, bu eserlerin melliflerinin Kurann anlalmasyla ilgili bir
ilke ya da yntem oluturmaya altklar gibi bir iddiaya ou kez rastlanmaz.
Bununla birlikte, onlarn gndeme getirdikleri meselelerden ve bunlar ele al
tarzlarndan, belli bir yntem oluturma abas ierinde olduklar sonucunu karmak
mmkndr. Bu zaviyeden bakldnda, onlar yaptklarnn bir yntem olduunu ya da
olmas gerektiini aka zikretmemi olsalar da, her halkarda zihinlerinde var olan
ilkelerin kendilerine dikte ettii ekilde bir yntem oluturma kaygsna binaen bu
eserleri telif ettikleri sylenebilir. Dolaysyla her ne kadar ilk dnem limleri tarafndan
ou kez bu ilke ve yntemlerin birer yntem olduu aklanmamsa da, bu eserlerde
aka ya da satr aralarnda verilen bilgiler, sonradan olu(turul)an ilke ve kurallarn
olumasna katk salayan unsurlar olarak deerlendirilmelidir.981 Nitekim sonradan
tefsir usul, ulumul-Kuran, bilimler tarihi ve tasnifi alannda telif edilen eserlerde
zikredilen ilkelerin olumasnda bu limlerin yaptklarnn etki ve rol olduu aka
bellidir. Bu anlamda, her ilim dalnn ynteminin, o alanda yazlan eserlerden sonra ve
onlardan hareketle olutuunu sylemek mmkndr.
Mfessirin bilmesi gereken ilimler arasnda, ilk olarak dil ilimlerinin zikredilmesi, dilsel
bir metin olan Kurann anlalmasnda ilk nce dilbilimden yararlanlmas gerektii
anlamna gelmektedir. Szgelimi, Zerke, Mfessir e Ne le Balamal?982 bal
altnda dilbilimin alt dallarnn nemini ok gzel bir ekilde ifade etmektedir:
Mfessir ilk olarak lafz ilimlerle (dilbilim) balamaldr. Lafz ilimler arasndan mfred
lafzlarn manalarnn aratrlmasna ncelik verilmelidir. Zira ev yapmak isteyen kii iin
tulalarn en temel malzeme olmas gibi, Kurandaki lafzlarn mfred haldeyken
manasnn elde edilmesi, Kuran anlamak isteyen kii iin ilk ve temel malzemedir Zira
btnn bilinmesi parann bilinmesine baldr
Lafzlarn mfred halde iken (szdizimine dhil olmadan) bilinmesiyle u ilimler ilgilenir:
lk olarak lafzlarn vaz edildikleri manalarn bilinmesi ki bu lgat ilmidir. Lafzlarn farkl
manalara delalet etmesini salayan, yap ve siygalarn bilinmesi ki bu sarf ilmidir.
981
Kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 67.
982
Zerkenin kulland balk u ekildedir: ) H
! : S K+ :# >X
192
Zerke burada tefsirde ilk bata dilbilim ve belagatla ie balanmas eklinde genel ve
btncl bir ilke koymaktadr. Ayn ekilde, Kurann tefsirinde, lafzlarn mfred ve
mrekkeb haldeki anlamlarn, dilsel balamn, zahir ve batn manasn bilmeyi vb.
kapsayan, kendisine bavuracamz genel bir kuraldan (yntemden) mstani
kalnamaz984 diyerek, tefsir konusunda dil ilimlerinden oluan genel bir kuraln olmas
gerektiine dikkat ekmitir. Bu genel ilkelerin dnda, Zerke eserinin birok yerinde
dilbilim ya da sarf, nahiv, lgat gibi dilbilimin alt dallarnn dikkate alnmas gerektiini
belirtmitir. rnein, Kurandaki Garip Kelimelerin Bilinmesi blmnde garbl-
Kurn konusunda eser veren limleri zikrettikten ve konuyla ilgili teorik bilgiler
verdikten sonra bu konuda bilgi sahibi olunmas zaruridir, aksi halde Kurann
tefsirine kalkmak helal olmaz diyerek, Kurandaki garip kelimelerin anlamlarnn
bilinmesinin nemli bir ilke olduuna dikkat ekmitir.985 Ayrca o, kelimelerin yap ve
siygalarnn bilinmesiyle ilgili Marifetut-Tasrf blmnde sarf ilminin bilinmesinin
bir kelimenin deiik formlarda kazand anlamlarn bilinmesi asndan nemli
olduunu ifade etmitir.986 Yine Kurann manalarn bilmek isteyen kiinin, cmlenin
983
Zerke, Burhn, II, 173-174. Zerkenin ifadelerini zetleyerek ve aklamalar eklemek suretiyle
tercme ettik. Suyt mfessirin ilk olarak lafz ilimlerle balamas gerektiini ifade ettikten sonra,
Zerkenin bu sylediklerinin ksaca zetlemektedir. Bkz. Suyt, tkn, II, 1222. Ayrca Zerkenin
lgat ifadesini parantez ierisinde (anlambilim) olarak aklamamz, ikisinin eit olduunu kabul
ettiimiz eklinde anlalmamaldr. Maksad ifade etmek iin bu yola bavurduk. Yoksa bu ikisinin
tam manasyla birbirine tekabl etmedii bilinmektedir.
984
Zerke, Burhn, I, 15.
985
Zerke, Burhn, I, 291-296; kr. Suyt, I, 355. Suyt, ileride mfessirin artlar blmne de
referansta bulunarak, Zerkenin bu konuda bilgi sahibi olunmas zaruridir szn kendi eserindeki
Kurandaki Garip Kelimelerin Bilinmesi blmnde ayr bir fasl balangc yapmtr. Suyt
burada Zerkenin eserinden yapt alntlarla yetinmeyerek, Abdullah b. Abbasn Kuranda geen
garb kelimelerle ilgili yapt izahlara ve Nfi b. Erzak ile arasndaki getii rivayet edilen meselelere
geni bir ekilde yer vermitir.
986
Zerke, Burhn, I, 297-300.
193
anlamnn tespit edilmesine yarayan nahiv ilmini bilmesi gerektiini sylemi,987 ayrca
tefsirin kaynaklar arasnda dili de zikretmitir.988
Kfiyeci ve Suytnin de bir insann tefsir yapabilmesi iin gerekli olduunu belirttii
on be ilimden ilk yedisinin, Zerkenin Mfessir e Ne le Balamal? bal
altnda yer verdii dil ve edebiyat ilimleri olduu grlmektedir.989 Suyti ayrca
eserinin baka pek ok yerinde dilbilimin eitli konularnn tefsir ilmi iin vazgeilmez
olduunu ifade etmitir. Szgelimi, dili tefsir ilminin kaynaklar arasnda zikretmi,990
garip kelimelerin,991 kelimelerin ait olduu lehelerin992 vch ve nezirin bilinmesi,993
irabn bilinmesi994 gibi hususlara tknda mstakil birer blm tahsis ederek dilbilimin
alt dallaryla ilgili bu hususlarn tefsir asndan nemine dikkat ekmitir. Ayrca
Suytnin Mfessirin htiya Duyduu nemli Kurallar995 adl yaklak krk sayfalk
bir blmde ele ald hususlar hep dilbilimle ilgili kurallardr.
Tefsirde dilbilimin bir yntem ve ilke olarak nemi sadece tefsir ya da ulumul-Kuran
mellifleri tarafndan deil, ilimler tarihi ve tasnifiyle ilgili eser veren melliflerce de
dile getirilmitir. Szgelimi, Sekkk, Mifthul-Ulm adl eserini temel blme
ayrmtr. Eserin birinci blmn sarf ilmi ve onun tamamlaycs itikak, ikinci
blmn nahiv ilmi, nc blmn ise men ve beyan ilimleriyle bunlarn
tamamlaycs konumundaki tanm ve akl yrtme konular oluturmaktadr.997 Bu
ilimlerin hepsine birden edebiyat ilmi tabirini kullanan Sekkk eserindeki
blmlemenin mantn Arap dilinde hatalarn tezahr ettii alanlara gre
oluturduunu u szleriyle belirtmitir:
Edebiyat ilminin ncelikli amacnn Arap dilinde dlebilecek hatalardan saknmak olmas,
eserimi bu ekilde blme ayrmay gerektirmitir Zira aratrldnda Arap dilinde
hatann, mfred (lafzlar), telif (lafzlarn birletirilmesiyle cmle oluturulmas) ve cmlenin
kastedilen manaya uygunluu olmak zere alanda tezahr ettii grlr. Bu tr, lgat
ilminden (kelime hazinesinden) sonra gelir... Mfred ve cmledeki hatalar konusunda sarf ve
nahiv ilmine, szn maksada uygun olarak ifade edilmesinde ise men ve beyan ilimlerine
mracaat edilir.998
Bu alan oluturan ilimlerin hepsine birden edebiyat ilmi adn veren Sekkk,
eserini Mifthul-Ulm olarak isimlendirmi, bylece bunlarn, bata Kuran tefsiri
olmak zere, Arap diliyle ile ilgili her trl ilmin anahtar olduuna iaret etmitir.999
Zira, Sekkknin dikkat ektii bu hatalar, konuurken ve yazarken maksadn uygun bir
ekilde ifade edilmesini engelledii gibi, bir metni anlama faaliyeti srasnda meydana
gelebilecek hatalar olarak da anlalabilir. Dier bir ifadeyle, bu hatalar maksadna
uygun sz sylemekle olduu kadar, sz maksadna uygun olarak anlamakla da
ilgilidir. Dolaysyla, hatadan saknmak, yani, maksada uygun ifadede bulunmak ve
herhangi bir kelam anlamak, kelime hazinesiyle ilgili yeterlikten sonra, bu temel
alann ilke ve kurallarna riayet edildii takdirde mmkn olur.
997
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 2-3.
998
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 3-4; tercmeyi kr. Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 120-121.
999
Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 3; Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 124-125; Durmu, Sekkk,
DA, stanbul 2009, XXXVI, 333.
195
Takprzade ise, mfessirin ihtiya duyduu kurallar bal altnda zamirler, marife-
nekre, tekillik-oulluk, eanlaml olduu zannedilip de eanlaml olmayan lafzlar,
isim ve fiil cmleleriyle hitap ve zellikleri, hakikat-mecaz, tebih-istiare ve kinaye,
hasr yollar, cz-tnb ve hazifle ilgili kurallar zikretmektedir.1000 Takprzade tefsir
ilmini Beerin gc nispetinde ve Arapann kurallarnn gerektirdii lde Kuran
nazmnn manasnn aratrlmas1001 eklinde tanmlayarak dilbilimin tefsir asndan
nemine iaret etmitir.
Dil ilimleri; lgat (Kelime bilgisi), nahiv, beyan ve edebiyat olmak zere drt olup,
bunlarn bilinmesi zaruridir. Zira Kitap ve Snnetten eri hkmler bunlar yoluyla elde
edilir... Dolaysyla eri ilimler hakknda bilgi sahibi olmak isteyenler dille ilgili bu
bilgileri bilmek zorundadr.1002
1000
Takprzade, Mevztl-Ulm, II, 423 ve devam.
1001
Takprzade, Mevztl-Ulm, II, 62.
1002
bn Haldn, Mukaddime, s. 1055. bn Haldn sarf nahvin kapsamnda deerlendirmi olabilecei iin
Arap dil ilimlerini sayarken sarf zikretmemi olabilir. Ayrca onun edebiyat da dil ilimleri arasnda
dndn gryoruz.
1003
Kr. Ltfullah Cebeci, Kurann Anlalmas Meselesiyle lgili Teblilerin Mzakeresi, Gncel
Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 55.
1004
Salahattin Polat, Hadislerde Delalet Sorunu Balkl Tebliin Mzakeresi, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 264.
196
Dilbilimin doru ya da doruya en yakn anlamn elde edilmesindeki rol, nemi ve bir
yntem olarak dilbilimin tefsir iin vazgeilmezlii inkr edilemez olmakla birlikte,
dilbilim bu konuda tek bana yeterli deildir. Bu ynyle, dilbilimsel anlama Kurann
anlalmas iin olmazsa olmaz bir yntem olmasna ramen, bu yndeki sorunlar tek
bana zecek malzemeyi bizlere her zaman sunmaz. Arap dilinin bilinmesi ayetlerin
anlalmas iin tek bana yeterli deildir.1005 Yeterli lde sarf, nahiv ve szlk
bilgisine sahip olan herkesin Kurann her ayetini anlamasn beklemek doru
deildir.1006 Zira Kuran anlamann, onun dilini ve o dilde ifade edilmi sz (kelam)
anlamayla mmkn olduu kabul edildii takdirde, anlamann gereklemesi iin hem
dilin hem de szn anlalmas gerekmektedir. Dolaysyla Kuran anlamak iin onun
dilini anlamann yan sra, o dilde ifade edilmi olan kelam, yani murad- ilhyi de
anlamak gerekir. Zira dil sadece anlamn belirlenmesine yardmc olan bir unsurdur;
yoksa tek bana tayin edici bir unsur deildir. Dolaysyla Kurann anlalmas iin
dilbilim gereklidir, ama her zaman tek bana yeterli deildir. Anlam lisanla kelamn
birlemesinden yani balamdan doar.1007 Zira, Kurann anlalmas, onun indirildii
topluma (ilk muhataplarna) ne sylediinin anlalmasna, Kurann ilk muhataplarna
ne sylediinin bilinmesi ise dil ve tarih bilgisine baldr.1008 Zira, dilin kurallar ile
birlikte szn sahibinin murad arasndaki iliki (balam) bilindii takdirde ancak doru
anlama ulamak mmkn olur. Bu iki ilke ihmal edildiinde doru anlama ulama
imkn ortadan kalkar. Balam tespit edilmedii takdirde birok szn anlamn ortaya
koymak, tayin etmek mmkn deildir.1009 Anlamn tayininde balamn roln,
dolaysyla murad- ilhnin anlalmasnda balamn nemini yle zetlemek
mmkndr:
Maksatlar dilsel bir forma brndklerinde, tarihin konusu olmaktan kaamazlar. Tarihin
konusu olan her ey gibi, sz de szckler de artk sadece dilsel deil, ayn zamanda
tarihsel bir nitelik kazanrlar. Szn ilk muhataplar tarihte kaldnda, tarihe kartnda,
anlam bu sefer metin (text) ile balam (context) arasndaki ilikide tezahr eder.
1005
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Baz Dnceler, s. 92.
1006
Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Baz Dnceler, s. 138.
1007
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 67-68.
1008
Zlfikar Durmu, Kurann Trke Tercmeleri, Rabet Yaynlar, stanbul 2007, s. 35.
1009
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 82, 86-87. Kurann anlalmas iin balamn ve
szn maksadnn bilinmesinin gerektiiyle ilgili ayrca bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 125-126, 128.
197
Anlam, metnin mevskiyeti ve balamn shhati ile temin edildiinden, dolayl (ikincil)
muhataplar, anlam bu ilikinin paranteze ald zeminde zabt-u rabt etmek zorundadr.1010
Kurann anlalmasyla ilgili tarih bilgisini, metindeki tarih ve metnin tarihi olmak
zere iki adan ele almak mmkndr. Metindeki tarihin bilinmesi Kuranda anlatlan
tarih olay ve ahsiyetler hakknda bilgi sahibi olmay ifade eder. Metnin tarihi Kuran
tarihini ierdii gibi, Kurann nazil olduu dnemdeki tarih olaylar (sebeb-i nzul)
1010
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kuran, s. 94.
1011
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 10-11, 17-19; Durmu, Kurann
Trke Tercmeleri, s. 11.
1012
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 101-103, 121-122, 137.
1013
Bu rnekler oaltlabilir. rnekler ve daha fazla bilgi iin bkz. Cndiolu, Szl Kltrden Yazl
Kltre Anlamn Tarihi, s. 87-88, 115.
198
Tbin dneminden sonra artmaya balayan anlama sorunlarn gidermek iin dil ve
balam bilgisine ilikin almalar, birinci planda, o dnemin anlama sorununu
gidermeye ynelik almalardr. Bu yzden olsa gerek, bu alanda telif edilen eserler
sonraki dnemlerde telif edilen tefsirlere nispetle hacim olarak daha kktr. Daha
1014
Metindeki tarih ve metnin tarihi ayrm iin bkz. ve kr John H. Hayes-Carl R. Holladay, Biblical
Exegesis: A Beginners Handbook, John Knox Pres, Atlanta 1987, s. 45; Doanay, Hadislerde Metin
ve Muhteva Tahllinin Tarih Boyutu, Hadis Tetkikleri Dergisi, cilt: V, say: 1, stanbul 2007, s. 63-
64
1015
Albayrak, Tefsir Usul, s. 132.
1016
Bu alanla ilgili ayrntl bilgi ve rnekler iin bkz. Albayrak, Tefsir Usul, s. 132-147.
1017
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 102-105.
199
Kurann anlalmasnda dilbilimin tek bana yeterli olmamasnn tek nedeni balam
bilgisi gibi dil d enstrmanlara ihtiya duyulmas deildir. Bizatihi dilin kendisinden
kaynaklanan ihtilaflarn olmas, dilin ve dilbilimin tek bana yeterli olmamasnn en
byk gstergesidir. Hatta gerek kelam gerekse fkh birok ihtilafn kkeninde dil
yatmakta, mezhepler grlerini dil kurallarna, dilbilime dayanarak savunmaya
almlardr. Kraat farkllklarnn birounun da yine dilbilimsel argmanlarla izah
edilmesi mmkndr.1019 Bizatihi dilin kendisinden kaynaklanan ihtilaflarn
nedenlerinden birisi, tedvin dneminde dilin kurallarnn ve kelimelerin bedevilerden
derlenmesi olabilir. Zira, Kuranda geen birok kelimenin bedevilerin kullanmnda
olmamas bedevilerden derlenen dilin Kuran asndan yetersiz kalmas sonucunu
dourmutur. Bedevlerin baz kavramlar birden fazla kelimeyle ifade etmesi eanlaml
kelimelerin ok olmasna yol amtr. Eananlaml kelimelerin okluu dilin zenginlii
olarak bir avantaj kabul edilse de, eanlaml kelimeler arasndaki nans bilinmedii
takdirde bu durum anlama sorununa yol aabilir. Dilin bedevilerden derlenmesinin
olumsuz bir sonucu da, dilin farkl kabilelerden derlenmesinin yol at okanlaml ve
ezdd kelimelerdir. Farkl kabilelerden nakledilen rivayetlerin okluu, baz kelimelerin
okanlaml, hatta birbirine zt iki manaya delalet etmesine neden olmutur.1020 te bu ve
benzeri etkenler nedeniyle bizatihi dilin kendisi ihtilafn zemini olarak karmza
kmaktadr.
Dilbilimin tek bana yeterli grlmemesinin bir nedeni de, lafz ve metin her ne kadar
bizler iin bir snr izse de, anlama ve yorumlamann bir toplum, bir gelenek veya bir
mezhep ierisinde gereklemesinde ve baz nyarg ve taleplerin zorunlu olarak anlama
ve yorumlamada etkin olmasnda,1021 ksaca kiisel, toplumsal, mezhebi ve benzeri
farkllklarda aranmaldr. Dilbilimin bizlere drt ba mamur bir yntem sunduunu
varsaysak bile, yukardaki etkenler nedeniyle yorum farkllklarnn olmas doal
1018
Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, s. 128-129.
1019
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 75.
1020
Cbir, Arap-slam Aklnn Oluumu, s. 85-89.
1021
Grgn, Anlam ve Yorum, s. 92.
200
karlanmaldr. Bu durum belki de, nesnel ilke ve yntemlere sahip olsak da, yorumun
haddizatnda subjektif karekterinden kaynaklanan bir durumdur.1022
Baz durumlarda ise anlalmak istenen eye gre dilbilimin kurallarnn iptal ya da
maniple edilmesiyle karlamak mmkndr. Bu durumda anlamn nasl verildii
deil, niin verildii n plana km olur. Dolaysyla anlamn nasl verildii sorusu
yok saylarak dilin kurallar gz ard edilir ya da anlalmak istenene gre, metin bir
ekilde dilbilimin kurallarna uydurulmaya allr.1023 te bu durumda bu anlam
nasl veriyorsunuz? sorusunu karlamak maksadna matuf filolojik deliller bir kymeti
haiz olmaktan karlar. nk burada anlam, ne srlen filolojik delillerden elde
edilen deil, bu filolojik delillerin iine sokulan bir eydir.1024 bn Teymiye ve
Suytnin, bir takm insanlarn nce baz manalar murad edip daha sonra delalet edip
etmediklerine bakmakszn bu manalara uygun olarak metni anlamlandrmalarn
(manay metne giydirmelerini) tefsirde hataya dme nedeni olarak gstermeleri1025 bu
noktada nemlidir.
Ayrca dil, Kurann amac olmayp, amacnn gereklemesinde kullanlan bir vasta
olduu gibi,1026 dilbilim de tefsirin amac deildir, olmamaldr. Dilbilimin teekkl
ettii ve dilbilimsel tefsirin bir ekol olacak derecede yaygnlat ilk asrda baz
dilbilimsel tefsirlerde dilbilimin szkonusu ara olma niteliinin dna klarak
gereinden fazla aklamalar yapld grlebilir.1027 lk asr, dilbilimin teekkl
ettii ve dilbilimsel almalarn zirvede olduu, Basra-Kfe ekimesinin en youn bir
ekilde yaand bir dneme takabl ettii iin bu aklamalar o zaman iin normal
karlanmaldr. Ancak gnmzde ihtiya orannda dilbilimsel izah ve analizlere yer
1022
Cndiolu, Szn z, s. 32.
1023
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 30-34. Konuyla ilgili rnekler iin bu sayfalara baklabilir.
1024
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 34.
1025
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr, s. 84-92; kr. Suyt, tkn, II, 1202-1204. Daha nce de
belirttiimiz zere bn Teymiye ve Suyt tefsirde gr ayrlklarnn nedenlerini ve hata yapanlar
iki zmreye ayrmaktadr. Birinci kesimi, bir takm manalara itikad edip daha sonra, kendilerine
delalet edip etmediine bakmakszn Kuran lafzlarn bu manalara hamledenler, ikinci kesimi ise
verilen manann mtekellimin kasdna ve siyaka uygunluuna dikkat etmeksizin sadece lafza ve Arap
dilinin zelliklerine nem verenler oluturmaktadr.
1026
Cndiolu, Kuran Anlamann Anlam, s. 17.
1027
Bu balamda szgelimi Ahfein Menil-Kuran adl eserinin baz blmlerinin dilbilim konularna
gre bablara ayrldn hatrlatmakta fayda gryoruz. Hatta baz ilim adamlar buradan hareketle bu
eserlerin tefsir olmaktan ziyade dilbilim kitab kabul edilmesi gerektiini iddia etmektedir. rnein,
Msid Mslim Abdullah Ferrnn Menil-Kuran adl eserinin dilcilerin, kendileri iin lazm olan
ilimleri tahsil etmek iin okuduu bir lgat kitab olmasna ramen, bir tefsir kitab olarak kabul
edildiini iddia etmektedir. Bkz. Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, s. 328.
Ancak biz bu iddiaya katlmadmz daha nce belirtmitik.
201
Dilbilimin alt dallar blmnde deindiimiz gibi, sarf ilmi harf ve kelimelerin
kalplar olmak zere temelde iki konuyla urar. Harflere bal mlahazalar kelimenin
kkne doru ilerlemek, kelimelere harf ekleyerek harflerin yerini deitirerek yeni
kelime ve anlamlar elde etmek suretiyle gerekleir ki buna itikak denir. Sarf ilmi
kelime dzleminde harflerinin tamam kk harfi olan (mcerred) kelimelerle, asl kk
harflerine bir, iki ya da harfin ilave edildii mezd (ilaveli) kelimelerin kalp, siyga
ve vezinleriyle urar. Ayrca eitli varyasyonlarla mcerred ve mezd kalplardan fiili
mazi, fiili muzari, emir, ism-i fail ve ism-i meful gibi kalplar elde edilir. te btn bu
1028
bn Haldn, Mukaddime, s. 1036-1037.
202
hususlar, sarf ilminin mfred lafzlarda hata yaplmasn engellemek amacyla inceledii
hususlardr.1029
1029
Bkz. Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 122-123.
1030
Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
1031
Cbir, Arap-slm Aklnn Akl Yaps, s. 64-65; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 253-254.
Kr. bn Cinn, Hasis, III, 98-100.
1032
Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 64.
203
Sarf ilmi gibi itikak ilmi de, kelimelerin anlamyla dorudan ilgilidir. Kelime tretme
ve bunun kurallar zerinde younlaan itikak, (buradaki kastmz, sarf ilmiyle
balantl olan itikak- sardir) kelimenin ekim ya da yapm eklerinden tecrit edilerek
kkne ulamay amalar. Bu ynyle itikak kyas (:kurall) bir faaliyet olduu iin,
bir kelimenin kknn ne olduunu ispat etmek itikak ilmiyle mmkndr. Dolaysyla
kelimeye arz olan yapm ve ekim ekleri kelimenin anlamn deitirdii iin itikakla
ilgili analizler manann tespiti ve aklanmas asndan nemlidir.
tikakn tefsir asndan nemini ortaya koymak iin Zerkenin zikrettii baz
rneklere burada yer vermeyi uygun gryoruz. Ezher (.370/980), maddesinin
mhmel olduunu, yani kullanlmadn ifade etmitir. Tcddn el-Kind (.613/1217)
ise Ezhernin zikrettii bu kelimenin kullanldn ne srm ve delil olarak * ) i
i 1037 ve i 1 >D Jl
O $!
i 1038 ayetlerini zikretmitir. Zerke Kindnin
1033
Cinn, 72/15.
1034
Hucurt, 49/9.
1035
Zerke, Burhn, I, 297-298; kr. bn Fris, es-Sahib, s. 162. Birinci ayetteki (Q- kelimesi v!g
kknden tremi olup zulmedenler ya da doru yoldan ayrlanlar gibi anlamlara gelir. kinci
ayetteki (Q!g ve 1#Q!: kelimeleri de v!gden tredii halde, ifl babna nakledildii iin anlam
tamamen deimi, bn Frisin deyimiyle kelimenin anlam, zulmden adalete dnmtr.
Ayn hususa Suyti de dikkat ekmitir. Kr. Suyt, tkn, II, 1210.
1036
Bkz. Sekkk, Mifthul-Ulm, s. 2; kr. Cbir, Arap-slm Kltrnn Akl Yaps, s. 120.
1037
Ysuf, 12/45.
1038
Kamer, 54/15, 17, 22, 32, 40.
204
Zemaheri D S D
(i -
Q# `
i 1040 ayetindeki (i -
kelimesinin,
istirha/gevemek anlamndaki (-
kknden geldiini ve anlamnn onlara gnah
ilemeyi kolaylatrd eklinde olduunu belirtmitir. Zemaher, bn Sikkte tarizde
bulunarak, hem sarf hem de itikak bilmeyenlerin bu kelimeyi -
kknden
tretmeye kalktn sylemitir.1041
Zemaher D ~)
$>
i ( $ ( 1042 ayetindeki kelimesinin /anne kelimesinin
oulu olduundan hareketle, babas olmayan ocuklarn ortaya kmasna engel olaca
iin, insanlarn kyamet gn babalaryla deil de anneleriyle arlaca eklinde tefsir
edilmesinin bidat/yanl olduunu sylemitir. Zemaher daha sonra yle demitir:
Hayret dorusu, acaba hangisi daha bidattr: lafznn oulunun eklinde
olamayaca m, yoksa bu tefsire gsterilen gereke mi?1043
Gnmzde kelimenin tredii kkn yanl tespiti nedeniyle kimi meallerde baz
ayetlere uygun anlam verilmemi olmas itikakn Kurann anlalmas asndan gz
ard edilmemesi gerektiini gayet ak bir ekilde gstermektedir.1044 Aslnda itikak
kurala dayanan bir ilem olduu halde, n yargl yaklamlar ya da daha baka etkenler
sonucu bir kelimenin aslndan farkl kke balama riski szkonusudur.
1039
Zerke, Burhn, I, 298.
1040
Muhammed, 47/25.
1041
Zerke, Burhn, I, 298.
1042
sr, 17/71.
1043
Zerke, Burhn, I, 298-299.
1044
Kelimelerin kkeninin dou tespit edilmesinin Kuran tercme edilmesi asndan neminin ele
alnd bir makaleye burada dikkat ekmekte yarar gryoruz. Yunus Ekin Dilsel/Etimolojik
Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar balkl makalesinde Bakara, 2/36 E
1
# S!
B
L ayetindeki !
, Mddessir, 74/29 ` H
i( ayetindeki
i( , ve
Enbiya, 21/87 # $ 1 1 it
ayetindeki $ kelimelerinin kklerinin yanl tespit edildiini ve
ayetlere yanl mana verildiini ne srmektedir. Daha sonra bu lafzlarn hangi kklerden tremeye
daha elverili olduklarn tespit ederek buna uygun anlam nerileri sunmaktadr. Geni bilgi iin bkz.
Ekin Dilsel/Etimolojik Anlamn Kuran evirileri Asndan Konumu ve Snrlar, Kuran
Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 118-122.
205
Kurann farkl yerlerinde geen, (+- lafz yapsal olarak hem masdar hem de oul
ism-i fil olmaya elverilidir. Dier bir ifadeyle, (+!/scd lafz, siygas farkl
olduu halde ayn formda birleen kelimelerden birisidir. Dolaysyla kelime bu
formuyla iki siyga ve iki farkl manaya muhtemel bir kelimedir. (+! formunun ilk
bakta, eilmek ve secde etmek gibi anlamlara gelen +
- fiilinin mastar olduu
anlalmaktadr, Kuranda daha ok bu ekilde mastar olarak kullanlmaktadr.1045
Ancak baz ayetlerde bu kelime mastar olarak deil, secde eden kii anlamndaki ^-
kelimesinin oulu olarak kullanlmtr. Bu ayetlerde kelimenin mastar olarak
alglanmamas amacyla, mfessirler ve dilbilimciler bu duruma dikkat ekmilerdir.
rnein, Eb Ubeyde, Ahfe ve Zeccc 1
#
, Q
i L# ) Dl 2
>
# :-
# )S $ D
( +!
n i n 1
#
* 1046 ayetindeki ( +!
n kelimesinin mastar deil, ^- kelimesinin
oulu olduunu belirtmilerdir. Eb Ubeyde bu kelimeyi secde yapanlar eklinde
aklamtr.1047 Ahfe ise buradaki (+! lafznn ^- kelimesinin oulu olduunu
belirttikten sonra, oturan insanlar anlamnda, g kelimesinden *(g eklinde oul
yaplarak *(g (g denildii, secde edenler anlamnda oul olarak (+! kelimesinin
kullanlabileceini sylemitir.1048 Zeccc da bu kullanma f ve (Df kelimelerini
rnek gstermitir.1049
. # =
>: 1050 ayetindeki . #= >: $ ifadesi, # =
>: $i ve . #=
>
: i$
olmak zere farkl iki ekilde okunmutur. Bu farkl okunular bir ynyle szdizimi ve
1045
Bkz. Fetih, 48/28; Kf, 50/40; Kalem, 68/42-43.
1046
Bakara, 2/125.
1047
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 54
1048
Ahfe, Menil-Kurn, I, 335
1049
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 181
1050
Hd, 11/46.
206
irabla bir ynyle de morfolojiyle alakaldr. Ayetin farkl kraatlerinin konumuzla, yani
morfolojiyle ilgisi, >: kelimesinin birinci okunuta isim (masdar), ikinci okunuta ise
gemi zaman fiil formuna uygun okunmas asndandr. kinci okunua gre ayetin
manas Ey Nh! O senin ailenden deildir. nk onun yapt kt bir itir eklinde
olur.1051 Kraat imamlarnn ounluunun benimsedii birinci okunua gre ise ayet
farkl ekillerde tefsir edilmitir.1052 Ayetin . # =
>: $i eklindeki okunuuna
Ferrnn getirdii izah farkl bulduumuz iin burada zikretmek istiyoruz. Ancak
Ferrnn izahnn daha iyi anlalmas iin Hz. Nhun bir nceki ayette geen szn
hatrlatmak istiyoruz. Bir nceki ayette Hz. Nuh olunun da Tufanda boulmas
zerine Rabbine seslenerek Rabbim! Kukusuz, olum da benim ailemdendir.
Biliyorum ki Senin vaadin haktr ve Sen hkm verenlerin en stnsn? diyerek,
olunun niye boulduunun hikmetini anlamak istemitir. Bunun zerine de Allah
g
. # =
>: $i I
1
# $i
($ buyurmutur. Ferr, kraat imamlarnn
ounluunun bu okuyuu benimsediini belirttikten sonra, ayeti yle izah etmektedir:
Bilgi sahibi olmadn konuda bana soru sorman doru bir ey deildir.1053 Nitekim
ayetin devamnda gelen ) I
# L% @!
3 \
(O hlde bilgin olmayan konuda bana
soru sorma) ifadesi de bu manay desteklemektedir. Ferrnn yapt bu aklama farkl
alardan eletiriye ak olmakla beraber, ayetteki >: kelimesinin masdar ve fiil
olmasna gre kazand mana farklln gstermesi asndan nemlidir.
Kurann anlalmasnda sarf ilminin nemini gsteren en nemli rneklerden birisi de,
Di Q
: C
i !
n : C
1054 ayetine
n : C
ve Di Q
: kelimelerinin morfolojik yaplar
dikkate alnmadan anlam verilmesidir.1055 Nitekim bu ayetteki
n : C
kelimesine
nehiy/yasaklama anlam (:el srmesin) verilerek abdestsiz Kurana dokunulmayaca
hkm bu ayetle ilikilendirilmitir. Oysa, sarf ilminin kurallarna gre,
: -i fiilinin
nehiy formu
n : C
eklinde deil,
i : C,
l : C veya !
: C eklinde gelir. Bu durumda
bu kelime nehiy deil, nefy (:olumsuzluk) bildiren bir siygadr. Buna gre
n : C
1051
Nitekim, bizim kraatmz bu ekilde olmad halde, baz Trke meallerde ayete bu ekilde mana
verilmitir. rnein bkz. Ey Nuh, kesinlikle o senin ailenden deildi, nk doru olmayan yapt.
yleyse, bilmediin eyi benden isteme. aban Piri (haz.), Kuran Kerim Trke Anlam,
Okyanus Yaynclk, Kayseri 2004, s. 106.
1052
rnein, M. Zeki Dumann verdii meal birinci okunua gredir: Ey Nh! O senin ailenden
deildir; kukusuz o bir amelin salih olmayan rndr. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 27-28.
1053
Ferr, Menil-Kurn, II, 17-18.
1054
Vka, 56/79. Temizlerden bakalar ona dokunamaz Duman, Beynul-Hakk, I, 482.
1055
rnek olarak bkz. Ona tertemiz (abdestli) olanlardan bakas el srmesin! Ali Fikri Yavuz (haz.),
Kuran- Kerim ve Mel-i lisi, Snmez Neriyat, stanbul 1982, s. 538.
207
kelimesinin manas bir yasa deil, bir tespiti bildiren el sremez eklinde olmaldr.
Benzer durum Di Q
: kelimesi iin de geerlidir. Zira Di Q
: kelimesine ismi fil
manas (:temizlenenler) verenler olmutur. Oysa tefl babnn ismi fili lDQ
: eklinde
olup Di Q
: kelimesi sarf ilminin kurallarna gre ismi mefldr. smi mefl formunun
manas tercmeye yanstld takdirde kelime temizlenenler deil, temiz kabul
edilenler, temiz klnanlar ya da temizler eklinde olmaldr. Dolaysyla, yerine
gre ihbr cmlelerin emir ya da yasak anlamnda kullanlmasnn gz nnde
bulundurulmasndan hareketle
n : C
kelimesine nehiy anlam verilmesinin uygun
olaca ne srlse bile, Di Q
: kelimesine abdestli olanlar anlamn vermek
mmkn gzkmemektedir. Kald ki bu iki kelimenin morfolojik yapsnn yan sra,
Vka Sresinin Mekkede nazil olduu gz nnde bulundurulduunda, bu ayetin
indirildii dnemde henz abdestsiz dokunulmas yasaklanacak Mushaf olmad gibi,
Meden bir srede (Mide, 5/6) yer alan abdest ayeti de indirilmemiti.1056
Nahiv ilmi Arap dilbilimcilerinin zen gsterdii ilk alandr. Hatta Ebl-Esved ed-
Delnin almalarn gz nnde bulundurduumuzda, Arap dilbilimiyle ilgili ilk
semerelerin nahiv alannda alnmaya baladn syleyebiliriz. Nahivle ilgili hatalarn
daha ak olarak tezahr etmesi bunda etkili olmutur. Ayrca cmlenin gelerinin
birbiriyle ilikisi nahiv ilminin konusu olduu iin de nahiv ilmiyle ilgili almalar
daha erken balamtr. Geri kelimelerin ses ve siygalarnda yaplan hatalar da anlamn
bozulmasna yol aar. Ama bunlardaki hatalar szdizimindeki hatalardan farkl olarak
her zaman ak ve net olmayabilir. Ayrca szdizimiyle ilgili hatalarn aksine, ses ve
1056
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, Kitabevi, stanbul 1999, s. 74-75. Ayetle ilgili geni
deerlendirme iin ayrca bkz. Duman, Beynul-Hakk, I, 483-484.
1057
Bkz. Ferr, Menil-Kurn, III, 129-130. Ferr Kurann fayda ve manevi zevkine ancak ona iman
ettii iin temiz kabul edilenler erebilir eklinde ikinci bir izah tarzna da yer vermitir.
1058
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 92. Zeccc, Di Q : kelimesinin lDQ
: eklinde ismi
fil olarak okunmas durumunda kelimenin gnahlardan arnanlar ya da bakalarnn arnmasna
alanlar anlamna gelebileceini belirtmitir.
208
1059
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 77.
1060
Sekkk, Mifthul-Ulum, s. 41; kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s. 123.
1061
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 254; ayrca bkz. Gnday-ahin, Arapa Dilbilgisi, s. VII.
1062
brahim Grener, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, s. 138.
1063
Szkonusu rivayetler iin bkz. Lgav, Mertibn-Nahviyyn, s. 26-29; bn Nedm, el-Fihrist, s. 60;
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 15-19;
1064
bnl-Enbr, Nzhetl-Elibb fi Tabaktil-deb, s. 19; kr. Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s.
57.
1065
Cbir, Arap-slam Aklnn Yaps, s. 57.
209
Anlam asndan, irab son derece nemli olduu iin, Zerke, irab manay ortaya
karan, muhtemel manalar temyiz eden ve konuan kiinin kastn anlamay salayan
eydir,1066 ayet irab bilinmezse, cmlenin faili ve mefulu de bilinemez1067 demitir.
Zerke nahiv ve irab konusunu eserinin farkl yerlerindeki grlerinin yan sra,
Mfred ve Terkib Halinde Kelimelerin Hkmnn Bilinmesi bal altnda ayr bir
blmde incelemitir.1068
olup bu durumda ayetin manas inizden biri olarak Raslullah size itaat etseydi
skntya derdiniz eklindedir.1073 Aslnda ilk bakta szdizimine bal iki tefsir
arasnda nemli bir fark yok gibi gzkse de, Zerkenin fasit olduunu ne srd
manada, maksat buharlamakta ve muhataplardan, sanki, Raslullahn aralarnda
yaadn bilmeleri isteniyormu gibi bir anlam kmaktadr. Oysa, Zerkenin yapt
izaha gre, bilmeleri istenen ey, aralarnda yaayan birisi olarak Raslullahn
kendilerine itaat ederek onlar gibi davranmas halinde skntya decekleridir. Ayette
kastedilen manann, Zerkenin de belirttii zere bu ekilde olmas daha uygundur.
Suyt de nahiv ilmini mfessirin bilmesi gereken ilimler arasnda zikrettikten sonra,
manann irabn deimesiyle deitiini, yleyse Kuran tefsir ederken mutlaka
dikkate alnmas gerektiini eklemektedir.1074 Suytnin Eb Talib et-Taberden
mfessirin adabyla ilgili yapt bir alnt, konumuzla ilgili olarak dikkatleri celbedici
bir mahiyet arzetmektedir. Buna gre, Eb Talib sahih bir itikad ve din anlaya sahip
olmak, Hz. Peygamber, sahabeden nakledilenlere gvenmek gibi hususlar zikrettikten
sonra, unlar sylemektedir: Bu artlarn tamamlaycs irab ile ilgili donanmlara
sahip olmak, szn deien ynlerini kartrmamaktr. Zira hakikat ya da mecaz olsun,
dilin kullanm terk edildii takdirde yaplan tevil szn anlalmasna engel olur. Baz
insanlarn #
(
U
3 D$ H 3
#2g $ (* +
3
i% ( $ S-( ) ^
Ji
E
< $ 1 >g
(H* D 9
(|
L i ? i>
g ) O C $ ( : * 3 : l 1075 ayetindeki D 9
(|
L i ?
(H* ifadesini kavlin mekulune dhil ederek Allah ve sonra brak onlar iine
daldklar batakta oyalanadursunlar, de eklinde tefsir ettiklerini grdm. Oysa bu kii
i lafznn, haberi hazfedilmi bir cmle olduunu bilmez. Ayetin takdiri, <$ 6> g
eklindedir. Bu durumda bu ifade ayetin bandaki De ki: Kitab kim indirdi?
sorusunun cevab olup, mana, De ki: Onu Allah indirdi. Sonra da brak onlar iine
daldklar batakta oynayadursunlar eklinde olur.1076
1073
Zerke, Burhn, I, 307-308. Zerkenin tefsir asndan nahiv ve irabn nemini belirtirken verdii
rnekler iin bkz. I, 302-310.
1074
Suyt, tkn, II, 1209-1210.
1075
Enm, 6/91.
1076
Suyt, tkn, II, 1199.
211
ele almtr. Suyt bu blmde ayrca, mfessirin nahiv konusunda riayet etmesi
gereken baz ilkelerden sz etmi ve bu ilkeleri rneklerle izah etmitir.1077
Szdiziminde nemli olan bir husus da cmlenin unsurlarnn dizilii ve buna bal
olarak bu unsurlar arasndaki takdim-tehirdir. Ayetlerin sonundaki uyumu salamak
amacyla, cmlenin nce gelmesi gereken blmlerinin bazen sona alnd, ya da
tersine sonra zikredilmesi gereken unsurlarn ne alnd bilinmektedir. Bu tr takdim-
tehire itibar edilmedii takdirde ayetin farkl anlalmas szkonusu olabilmektedir.
1077
Suyt, tkn, I, 575-596.
1078
Bakara, 2/185. Sizlerden bu aya erien kimse, mutlaka orucunu tutsun. Bkz. Duman, Beynul-Hak,
III, 83.
1079
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, 73-74.
1080
Bzk. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 219.
212
rnein,
(*^
t
$ D %
i ( 3 i ? D # @ J L)E ) K1081 ayeti herhangi bir takdim-
tehir yaplmadnda u mektubumu gtr ona ilet, sonra da onlardan biraz uzakla ve
bak bakalm ne cevap verecekler?1082 eklinde olur. Ayet bu ekilde anlalmaya da
elverilidir. Bununla birlikte, Ahfe ve Zeccc ayetin son ksmnda bir takdim tehir
olduunu ne srmtr. Buna gre, D %
i ( 3 i ? ayetin en sonunda olmas gerektii
halde, ^*(
t
$ ksmndan nce zikredilmitir. Yaplan bu takdim dikkate
alnarak ayet D %
i ( 3 i ? ^*(
t
$ D # @ J L)E ) K eklinde takdir
edildiinde,1083 mana u mektubumu gtr onlara ilet, ne cevap vereceklerine bak,
sonra da onlardan uzakla eklinde olur. Bu mana, ayetin ncesinde anlatlan olay
asndan daha uygun gibi gzkmektedir. Zira nceki ayetlerden, bu mektubu Hz.
Sleymann, Hdhdn doru syleyip sylemediini renmek amacyla gnderdii
anlalmaktadr. Yani Hdhdn ve mektubun gnderili amac muhataplarn ne cevap
vereceinden ziyade, Hdhdn o cevab getirmesidir. Ayette takdim-tehir olduu
kabul edilip ayet bu ekilde anlaldnda, mana onlarn cevabn al ve oradan
ayrlarak cevab bize getir eklinde olaca iin, nceki ayetlerde anlatlmak istenen
husus daha net bir ekilde ortaya kar. Nitekim her iki manay da zikreden Zeccc,
normal olann, Hdhdn cevab rendikten sonra onlarn yanndan ayrlmas
olduunu belirttikten sonra, takdimli manann gzel olduunu belirtmitir.1084 Ferr da,
her iki manay zikretmi, fakat ayetin takdim ve tehirsiz ekline atfta bulunarak, nasl
oluyor da Hz. Sleyman, nce onlardan ayrl, sonra bir bakalm ne cevap verecekler
diyor? diye sorulacak olursa, bu ayette takdim-tehir vardr ve bu Araplarn
slbundandr, diyerek bu duruma dikkat ekmitir.1085
1081
Neml, 27/28. u mektubumu gtr ona ilet, ne cevap vereceklerine bak, sonra da onlardan uzakla
kr. Duman, Beynul-Hak, II, 514.
1082
rnein bkz. Benim u mektubumu gtr onlara at, sonra da yanlarndan ayrl ve ne sonuca
varacaklarna bak. (Altunta-ahin, Kuran- Kerim Meli, s. 378).
1083
Ahfe, Menil-Kurn, II, 651; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 89.
1084
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 89.
1085
Ferr, Menil-Kurn, II, 291.
1086
Hicr, 15/41. Dosdoru yola iletmek bana aittir.
213
bakta L
i lafznn, # !
kelimesinin yn bildiren tmleci (:meflu fih) olmasdr.
Nitekim baz meallerde ayete buna gre anlam verilerek, ayet Trkeye Allah yle
buyurdu: te bana varan dosdoru yol budur eklinde tercme edilmitir.1087 Ayet tek
bana dnldnde, verilen mana doru gzkmekle birlikte, ayetin ncesine
bakldnda bu tercmenin yanl anlamalara kap aralad grlmektedir. Szkonusu
ayet kendisinden nceki ayetlerle birlikte okunduunda, yaplan bu tercmenin yol
at muhtemel yanl anlama, daha ak bir ekilde ortaya kmaktadr. Allah Tela
eytana, deme secde etmeyerek niye emrine kar geldiini sormas zerine, 32-40
ayetlerde eytann u szleri hikaye edilmektedir:
32. Yce Rabbi ona: blis! Neden meleklerle birlikte sen de secde etmedin? dedi. 33.
O: Ben, Senin ekillenmi, kara, kurumu amurdan yarattn bir insana secde edecek
deilim! dedi. 34. Rabbi: yleyse k oradan! phesiz sen kovuldun! 35. Hesap gnne
kadar sana lnet olsun! dedi. 36. blis: Rabbim! nsanlarn tekrar diriltilecekleri gne
kadar bana mhlet ver! dedi. 37. Rabbi: Haydi sana mhlet verilmitir; 38. ama sadece
bilinen vakte kadar dedi. 39. blis: Rabbim! Beni azgnla drdn iin ben de
yeryznde her eyi onlara ssleyeceim ve onlarn hepsini doru yoldan saptracam; 40.
sadece Senin samimi kullarn hari. dedi.
Belki de ayetin szdizimi bu tr bir alglamaya msait olduu iin olsa gerek, Ferr,
Ahfe ve Zeccc ayetteki lafzlarn cmle ierisindeki konumuyla ilgili aklamalar
yapmtr.
Ahfe, # !
L
i
.
J
g ayetini C L
i (: doru yola ulatrmak bana aittir)
eklinde tefsir ettikten sonra, bu manay desteklemek amacyla Araplarn PQ L
i
#( : geceleyin yolu gstermek bana aittir) szn delil olarak getirmitir.1088 Ferr
D @^L D*^ (: dnleri banadr, sana uyarlarsa onlar cezalandrrm) diyerek,
1087
Bu tr tercmeler iin bkz. Ali zek-Hayreddin Karaman-Ali Turgut ve dierleri (haz.), Kuran
Kerim ve Trke Aklamal Meli, Mushaf- erif Basm Kurumu, Medine 1992, s. 263 Altunta-
ahin, Kuran Kerim Meli, s. 263; Piri, Kuran Kerim Trke Anlam, s. 123; Mustafa
slamolu (haz.), Hayat Kitab Kuran, Dn Yaynclk, stanbul 2008, s. 488-499.
1088
Ahfe, Menil-Kurn, II, 204.
214
1089
Ferr, Menil-Kurn, II, 89.
1090
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 146.
1091
Anlambilimin ezamanl ve artzamanl olmak zere ayrlmas ve bu iki yaklam hakknda geni bilgi
iin bkz. Saussure, Genel Dilbilim Dersleri, 126 vd. Rifat, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim
Kuramlar, I, 25; Necmettin Gkkr, Izutsu Sonras Kuran Aratrmalarnda Kullanlan Yapsal
Semantii Kavramlatrma (Conceptualisation) Problemi, slm Aratrmalar, cilt: 18, say: 1,
Ankara 2005, ss. 76-81.
1092
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 67.
215
terdf, furk ve ezdd gibi alanlarda telif edilen eserler ve bu alanda yaplan almalar
slam kltrnde anlamla ilgili nemli almalardr.
1093
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 255.
1094
Zerke, Burhn, I, 291-292. Ayrca bkz. Burhn, II, 164-165.
216
1095
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, 276.
1096
Bkz. Zerke, Burhn, I, 295, II, 165; Suyut, tkn, II, 1209. leride okanlamllk blmnde
deineceimiz zere, her iki lim bazen lafz okanlaml olur, mfessir de bu anlamlardan sadece
birisini bilir, oysa maksat dier anlamdr diyerek okanlaml lafzlarn anlamlarnn ve getii
balamdaki kastedilenin bilinmesinin tefsir asndan nemini vurgulamtr.
217
Arapada terdf terimiyle bilinen eanlamll, farkl lafzlarn ayn manaya delalet
etmesi1097 olarak tanmlamak mmkndr. Eanlaml lafzlar ifade etmek iin
mterdif kelimesi kullanlr. rnein, :U/hamr ve */ukr lafzlar arap
anlamnda, F#/leys ve -B/esed lafzlar da aslan anlamnda kullanlmalar
bakmndan eanlamldr.1098 Dilimizdeki gndermek ve yollamak lafzlar,
evirmek ve dndrmek lafzlar kendi aralarnda eanlamldr.1099
Arap dilbiliminde terdf olgusuna ilk olarak el-Kitb adl eserinin lafz mana ilikisi
(S$*:
)) blmnde, K ve PQ$nin oturmaya delalet etmesi gibi, Araplarn
sznde farkl lafzlarn bir manaya delalet etmesi szkonusudur diyerek Sbeveyh
dikkat ekmitir.1100 Eanlaml kelimelerle ilgili yaplan ilk almalarda terdf
kelimesinin tam olarak terimlemediini sylemek mmkndr. Balangta,
eanlamllk olgusunu ifade etmek iin ihtilfl-lafzeyn vettifkul-maneyeyn,
manen vhid gibi ifadeler kullanlm, yazlan eserlere de Mahtelefet Elfazuhu
Vettefakat Menhi gibi isimler verilmitir. Bu kelimenin eanlanlamllk olgusu iin
terimlemesi ise sonraki dnemlerde olmutur.1101 Nitekim eanlamllk olgusuyla ilgili
telif edilen ilk eser Asmanin Mahtelefet Elfazuhu Vettefakat Menhi adl eseri
olup,1102 Rummnnin el-Elfzul-Mterdifetl-Mutekribetl-Mana1103 dnda
ilk dnemde telif edilen eserlerin adnda terdf veya mterdif kelimesi, bizim
bildiimiz kadaryla gememektedir.
1097
Crcn, Tarift, s. 58; kr. Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 50; Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve
Enviha, I, 37, 402.
1098
Eanlamlln tanm, eit ve rnekleri hakknda fazla rnek iin bkz. Eb Hamid el-Gazl, el-
Mustasfa min lmil-Usl, (ev. H. Yunus Apaydn), Rey Yaynclk, Kayseri 1994, I, 41; Rudeyn,
Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 276-277; Mekram, Mekram, et-Teradf fil-Hakall-Kurni,
Messesetr-Risle, Beyrut 2001, s. 5; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-
Tahatub, s. 75, 77-80; Palmer, Semantik, s. 75-82; Aksan, Anlambilim: Anlambilim Konular ve
Trkenin Anlambilimi, Engin Yaynevi, Ankara 1998, s. 78-81; Her Ynyle Dil, III, 190-192; Kara,
Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans s. 32;
1099
Aksan, Anlambilim, s. 78-79; Her Ynyle Dil, III, 191; Kran, Dilbilime Giri, s. 246.
1100
Sbeveyh, el-Kitb, I, 49; kr. Mekram, et-Terdf, s. 6.
1101
mer Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 32.
1102
Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 36-37; Mekram, et-Terdf, s.
7. Bu eserin basks mevcuttur. Bkz. Asmi, Ma htelefet Elfazuh Ve ttefakat Manh, (thk. Macid
Hasan Zeheb), Drul-Fikr, Dmek 1987.
1103
Rummnnin eseri de matbudur. Bkz. Eb'l-Hasan Ali b. sa b. Ali el-Baddi Rummn, el-Elfzul-
Mterdifetl-Mutekribetl-Mana, (thk. Fethullah Salih Ali Msr), Dr'l-Vefa, Mansure 1987.
218
Eanlamll kabul edenlere gre, eanlaml kelimelerin varlnn bir takm yararlar
szkonusudur. Bunlarn banda bir anlamn farkl lafzlarla ifade edilmesi, yani kelime
zenginlii gelmektedir.1110 Nitekim bn Cinn, farkl lafzlarn ayn manaya delalet
etmesinin Arapann gzel bir zellii olduunu, eanlamllk sayesinde bir mana iin
birok ismin bulunacan belirtmektedir.1111 Dolaysyla duruma gre bu lafzlardan
uygun olan tercih etme imkn doar. Yine terdf olgusunu kabul edenlere gre,
eanlamlln ortaya kmasnda baz etkenler rol oynamtr. Bunlardan en nemlisi
kelimenin iki farkl vaznn olmasdr. Buna gre bir nesneye bir kabile bir isim vermi,
1104
Bkz. bn Cinn, Hasis, II, 113-133; kr. Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277.
1105
Eanlamll kabul eden ve etmeyen limler iin bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde
Yaknanlamllk ve s. VII; kr. Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve Enviha, I, 403-404; Rudeyn,
Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277-278.
1106
Suyt, Mzhir, I, 384-385; kr. Aksan, Anlambilim, s. 79-80; Her Ynyle Dil, III, 191; Palmer,
Semantik, s. 76-80. Bu gerekeler ayn zamanda eanlamlln ortaya kmasne yol aan etkenler
olarak da kabul edilebilir. Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. VI.
1107
Suyt, Mzhir, I, 402-403; Mekram, et-Terdf, s. 9-10; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f
lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 75-76.
1108
Her iki tarafn delilleri iin bkz. Suyt, Mzhir, I, 402-405; Mekram, et-Terdf, s. 12-14.
1109
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 77-79.
1110
Rudeyn, Fusl f lmil-Lgatil-mm, s. 277; kr. Aksan, Her Ynyle Dil, III, 191;
1111
bn Cinn, Hasis, II, 113.
219
bunlardan habersiz olarak bir baka kabile bir baka isim vermi olabilir. Daha sonra her
iki kullanm da yaygnlaarak, bu iki lafzn farkl kabileler tarafndan ayn isme verildii
unutulabilir.1112 Bazen kelimelerin iki farkl vaz olmad halde, eanlaml olmalar da
mmkndr. rnein, insan yaad ayn olgu ya da duyguyu da yanstrken her
zaman ayn kelimeleri kullanmayabilir. Bu durumu ifade edebilmek iin bir baka
kelime semek zorunda kalr. Ayrca hem nazm hem de nesir trnde fesahat ve
belagat slplarnda zaman zaman eanlaml kelimeler bulmak ve kullanmak
gerekebilir. Szgelimi iirde kfiye uyumunu salamak amacyla bir manay ifade
edebilecek bir lafz yerine, kfiyeye daha uygun olan eanlamlsnn kullanlmas
gibi.1113
1112
Nitekim lafzlar derleyen raviler derledikleri lafzlarn hangi kabilede hangi anlamda kullanldn
her zaman belirtmemilerdir. Bkz. Mekram, et-Terdf, s. 16; Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde
Yaknanlamllk ve Nans, s. VI-VII.
1113
Suyt, el-Mzhir f Ulmil-Lga ve Enviha, I, 405-406.
1114
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 8. Furk hakknda bilgi iin ayrca
bkz. bn Haldn, Mukaddime, s. 1062-1063.
1115
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 6, 28, 36, 40.
1116
Mekram, et-Terdf, s. 20; kr. bn Kuteybe, Edebl-Ktib, Dru Sdr, Beyrut 1967, s. 155 vd.
220
Adna teradf densin ya da bu kelimeler arasnda nans olduu sylensin, her halkarda
baz kelimelerin eanlaml ya da yakn anlaml olduklar dilsel bir olgudur. En azndan
insanlarn kullanmnda eanlamllk dilsel bir gerekliktir.1118 Teorik adan her dilde
bir mana iin bir lafz prensibi benimsenmi olsa da,1119 realitede durum farkldr. Btn
dillerde u veya bu ekilde bir mana etrafnda birok kelimenin odaklandna rastlamak
mmkndr.1120 Dolaysyla bu hususta orta bir yol izlenilmeli ve ihtiyatl
davranlmaldr. Kuranda eanlaml kelimelerin olmadn iddia edenlerin, eanlaml
olduu sylenen kelimeler arasnda anlamsal farklar ortaya koymalar gerekmektedir.
Fakat eanlaml olduu sylenen kelimeler arasndaki farkllklar ararken, dilde
eanlaml kelime olmadn ispat etmek iin eanlaml kelimeler arasnda illa bir fark
bulmann ve zorlama anlam nanslar ortaya atmann doru olmad kanaatindeyiz.
Zira, derinlemesine yaplan analizlerde eanlaml kelimeler arasnda bir ekilde ince
farkllklar bulmak mmkndr. Ancak, dili kullanan insanlar her zaman bu
farkllklarn ayrdnda olmayp, szkonusu kelimeleri eanlaml olarak birbirinin yerine
kullanmaktadr. Belki de insanlarn kullanmnda eanlamllk olgusunun tezahrleri
olduu iin bu olguyu tmyle reddetmek imknszlamaktadr.1121
Eanlaml kelimeler arasnda kat bir anlam farkll aramak her zaman iin doru
olmad gibi, eanlaml olduu sylenen her kelimenin aceleci davranmak suretiyle
1117
Mekram, et-Terdf, s. 31-34. rnein Zerke, tekidin ksmlarndan olan lafz tekidi kelimenin ayn
lafzla ya da mrdifiyle tekrarlanmas eklinde tanmlamakta ve Kurandan rnekler getirmektedir.
Bkz. Zerke, Burhn, II, 385.
1118
Gnlk hayatmzda bu tr eanlaml kelimelerden sk sk yararlandmz gibi, szlkler kelimelerin
anlamn aklarken, ou durumda anlam farkllklarna iaret edilse de, baz durumlarda kelimelerin
tek bir kelimeyle aklanmas aklanan ve aklayan kelimelerin eanlaml olduu izleniminin
olumasna yol amaktadr. Kr. Palmer, Semantik, s. 75, 79.
1119
Guiraud, Anlambilim, s. 41; Gven, okanlamllk, s. 79.
1120
Bkz. Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. V.
1121
Bu noktada, eanlamll reddeden baz insanlarn kelimelerde bir takm sihirli zellikler arayarak,
onlarda eanlamllarnda olmayan hususlar hayal ettikleri, ileri srdkleri nanslar ise ou kiinin
bilmeyip sadece kendilerinin bildikleri, dolaysyla, eanlaml her kelime arasnda kat bir ekilde
anlam farkll aray iinde olan bu insanlarn hayal denizinde yzdkleri eklinde bir eletiri ne
srlmtr. Geni bilgi iin bkz. Mekram, et-Terdf, s. 46; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f
lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 76.
221
Biz de burada Kuran anlamaya katks asndan ilk asrda telif edilen ve
dilbilimsel tefsirle dorudan ya da dolayl olarak ilgili eserlerde tespit edebildiimiz bu
tr nans (furk) rneklerini zikredeceiz. Furk olgusu gz nnde
bulundurulmadnda eanlamlln Kurann anlalmas asndan neminin ok net
olmayacan dnyoruz. Zira bu durumda, sadece, eanlaml kelimelerin anlamda
olduu bilinmi olur. Kelimelerin anlamnn bilinmesi asndan bu da bal bana bir
katkdr. Ama bunun dnda herhangi zel bir katkdan sz etmek zordur. Oysa
eanlaml zannedilen kelimeler arasndaki farkllklar tespit edildiinde, niin bu
lafzlardan birisinin bir yerde, dierinin de bir baka yerde tercih edildiinin
aratrlmas ve yaplan tefsir veya meallere bunun yanstlmas szkonusu olur. Byle
bir aba ierisine girmenin Kuran anlamak asndan nemli olduunu dnyoruz.
Aksi halde, eanlaml olduklar zannedilen kelimelerden birisi, ortak olduklar emsiye
anlamdan daha fazlasn ifade ediyorsa ve bu durum ayeti anlamada gz ard edilirse
ayetin yanl anlalmas ihtimali ortaya kar.1125 Dolaysyla, hicri ilk asrda ok
fazla yaygnlamam olsa da, furk literatr eanlaml olarak bilinen kelimelerin tek
bir anlama indirgenmesi yerine, kelimeler arasndaki nanslarn belirlenerek daha
berrak bir anlama ulalmasna katk salar.1126 Eanlaml ya da yaknanlaml kelimeler
1122
Bkz. Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 51.
1123
Bkz. Suyt, tkn, I, 597 vd.
1124
Suyt, tkn, I, 621-626.
1125
Bkz. Beir Gzbenli, Temel Dini Kavramlarn Baka Dillere Aktarlmas Problemi ve Mealler,
Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB Yaynlar, Ankara 2007, I, 82.
1126
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. VII.
222
1127
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 22
1128
Nitekim furk alanndaki almalara arlk veren mer Kara, aslnda geleneksel terdf
literatrnn hemen hepsinin potansiyel birer furk kayna olduunu belirtmektedir. Bkz. Kara,
Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 5.
1129
Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve Nans, s. 22.
1130
Zriyt, 51/26. Sessizce hanmna gitti ve kzartlm bir dana etiyle geldi Duman, Beynul-Hakk,
II, 329.
1131
#
| S D# Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 421.
1132
Fakat baz Kuran meallerinde bunun yanstlmadn grmekteyiz. rnek olarak bkz. Ailesinin
yanna gidip besili bir dana getirmiti., (Piri, Kuran- Kerim Trke Anlam, s. 247); Hemen
ailesinin yanna giderek semiz bir dana (kebabn) getirmiti, (zek, Karaman, Turgut ve dierleri,
Kuran- Kerim ve Trke Aklamal Meali, s. 520).
223
Yaknanlaml olduu halde aralarnda ince anlam fark olan bir dier kelime ifti bess
(FH )ve hzn (<G )kavramlardr. Bu iki kelime bir ey karsndaki znty ifade
etmek bakmndan yakn anlamldr. Ancak zntnn derecesi bakmndan aralarnda
farkllk vardr. Bu iki kelime i S L$<
Ll) (Ef
: $i
g1134 ayetinde pepee
gemektedir. ki kelime arasnda nans gz nnde bulunduran Eb Ubeyde ve bn
Kuteybe gibi mfessir ve dilbilimciler iki lafzn manas arasndaki farka dikkat
ekmitir. Eb Ubeyde herhangi bir gerekelendirmeye gitmeksizin, bess kelimesinin
iddetli znt olduunu belirtmekle yetinmitir.1135 bn Kuteybe ise bess iddetli
hzndr. Kii sabredemeyip ikayetlendii iin bu znt ikyet etmek anlamna da
delalet eden el-bess lafzyla ifade edilmitir1136 diyerek, iki kelimenin anlam arasnda
derece fark olduunu belirtmitir. Bu yzden bess kelimesinin tad sabredilmezlik,
dayanlmazlk ve tahamml edilmezlik manalarn Kuran tercmelerine yanstmak
gerekir. Buna gre ayeti, bu iki kelimeden hangisinin hangi anlamda kullanld belli
olmayacak ekilde tercme etmek yerine,1137 Yakub, ben bastramadm kederimi ve
zntm, ancak Allaha arz ediyorum dedi1138 gibi kelimenin ierdii manay
yanstacak ekilde tercme etmek daha uygundur.
Bilindii gibi, Kurann birok ayetinde insann yaradl anlatlrken amurun deiik
evrelerini ifade eden lafzlar kullanlmtr.1139 nsann yaradlndan bahseden ayetlerin
bir ksmnda onun salslden, yani, atete piirilmemi kuru bir amurdan yaratld
bildirilmektedir.1140 Bunlardan iU
X .
1
!$ N
P
|
1141 ayetinde salsl
kelimsiyle birlikte fahhr kelimesi kullanlmtr. nsann yaradlndan bahseden bu
1133
Duman, Beynul-Hakk, II, 330.
1134
Ysuf, 12/86.
1135
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 317.
1136
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 222.
1137
rnein Ben znt ve tasam yalnz Allaha aarm eklinde yaplan bir tercmede el-bess
kelimesine znt anlam verilmi, el-hzn kelimesine ise tasa anlam verilmitir. Bkz. Piri, Kuran-
Kerim Trke Anlam, s. 115.
1138
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 64.
1139
nsann yaradl evreleriyle ilgili Kuranda geen lafzlar ve aralarndaki farklar hakknda geni bilgi
iin bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 79; Kara, Kuran Lgatilii ve Tefsirde Yaknanlamllk ve
Nans, s. 195-198.
1140
Hicr, 15/26, 28, 33; Rahmn, 55/14.
1141
Rahmn, 55/14.
224
ayette, insann, piirilmi amura (fahhr) benzeyen kuru, fakat pimemi amurdan
(salsl) yaratld ifade edilmektedir. Her iki lafz kurumu amur manasna delalet
etmek bakmndan birbirine yakn ilgili olmakla birlikte, aralarnda nans vardr.
Salsln, kuru, fahhrn ise piirilmi amur olduunu syleyen Selib bu farka dikkat
ekmitir.1142 Rahmn Sresindeki bu ayette insann fahhra benzeyen salsldan
yaratldnn ifade edilmesi, Hicr Sresindeki salsl kelimesinden kastedilen manann
daha iyi anlalmasna katk salamaktadr. te bu yzden, Eb Ubeyde ve bn
Kuteybe
(%!
~:
1
X .
1
!$ N
% |
1143 ayetinin tefsirinde salsl kelimesinin
anlamn aklarken, fahhr ile aralarndaki farka dikkat ekmilerdir. Buna gre, salsl
kendisine ate dememi, fakat vurulduunda ya da oyulmaya alldnda ses
karacak kadar kurumu amur; fahhr ise amurun atete piirilmi haldeki addr.1144
Bu durumda iU
X .
1
!$ N
P
|
ayetinde insann yaratld salsln fahhr
gibi olduunun ifade edilmesinden,
(%!
~:
1
X .
1
!$ N
% |
ve
devamndaki ayetlerde geen salsl kelimesinin, ate demedii halde atete piirilmi
kadar kuru bir amur anlamna delalet ettii anlalmaktadr.
Dilde esas olan farkl kelimelerin farkl anlamlara delalet etmesi, dier bir ifadeyle, her
bir mana iin bir kelimenin vaz edilmesi olduuna eanlamllk konusunda dikkat
ekmitik. Bununla birlikte, eitli nedenlere bal olarak ayn kelimenin farkl
anlamlara delalet etmesi de szkonusudur. Hatta anlam eitlilii veya okluunun,
dilin genel bir karekteristii olduunu savunan anlambilimciler vardr. zellikle
organlarmzn ve vcudumuzun blmlerini ifade etmek iin kullanlan birok szck,
hemen her dilde okanlamldr.1145 Ayn kelimenin farkl anlamlara delalet etmesi
olgusuna, okanlamllk; bu tr kelimelere de okanlaml kelimeler denir.1146 Arapada
okanlamllk iin el-itirkl-lafz, okanlaml kelimeler iin de lafz- mterek
1142
Bkz. Eb Mansur Selib, Fkhul-Lga, Darul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, t.y s. 309.
1143
Hicr, 15/26.
1144
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 350; bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 237-238.
1145
Palmer, Semantik, s. 89; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 189. Terdf blmnde deindiimiz gibi,
itirak olgusuna ilk olarak Sbeveyh lafzlarn manaya delaletiyle ilgili taksimatnda iaret etmitir.
Vch ve Nezir eserlerini incelediimiz blmde, bu alanda telif edilen eserleri zikrettiimiz iin
burada zikretmiyoruz.
1146
Palmer, Semantik, s. 82; Aksan, Anlambilim, s. 70; Her Ynyle Dil, III, 188; Kran, Dilbilime Giri,
s. 244-245; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 37; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-
Delle vet-Tahatub, s. 70.
225
1147
Gven, okanlamllk, s. 81. Nitekim gerek mantk gerekse hukuk usul eserlerinde lafzlarla ilgili
taksimatta okanlaml kelimeler iin lafz- mterek terimi kullanlmaktadr. Bkz. bn Rd, Telhsu
Kitabil-Maklt, (nr. Mourice Bouyges), Beyrut 1990, s. 6-7; Eb Hamid el-Gazl, Mihakkun-
Nazar, (tah. Refk el-Acem), Drul-Fikril-Lbnn, Beyrut 1994, s. 73-74; el-Mustasfa min lmil-
Usl, I, 42.
Suyt tknda okanlamllk olgusunu Vch ve Nezir bal altnda ele alm, ancak vchu
birok manada kullanlan lafz- mterek olarak tanmlamtr. Ayrca, et-Tahbr f lmit-Tefsr ve
Muterakul-Akrn f czil-Kurn adl eserinde ise okanlamllk olgusunu lafz- mterek
terimiyle ifade etmitir. Bkz. Suyut, Mterakul-Akrn fi czil-Kurn, (thk. Ahmed emseddin),
Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1988, I, 387-390; Kr. Gven, okanlamllk, s. 81, 10 nolu dipnot.
1148
Suyt, Mzhir, I, 369. Tfnin tanmnda da iki manaya eit ekilde delalet art dile getirilmitir.
Tf, el-ksr f lmit-Tefsr, s. 51.
1149
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70; Gven, okanlamllk, s.
91.
1150
rnein, Nureddin Mneccid ve Abdll Slim Mekram Kurandaki okanlaml kelimelerle ilgili
almalarnn adnda vch terimi yerine, itirak terimini kullanmtr. Bkz. Mneccid, el-tirkl-
Lafz; Mekram, el-Mterekl-Lafz fil-Hakalil-Kurn, Messesetr-Risle, Beyrut 1996. kr.
Gven, okanlamllk, s. 81, (11 nolu dipnot). Kurandaki okanlaml kelimelerle ilgili ilk
almalarda lafz- mterek teriminin kullanlmamas, limlerin Kuran hakknda lafz ifadesinin
kullanmama hassasiyetiyle aklanmaktadr. Bu aklama bize de makul gelmektedir. Bkz. Mekram,
el-Mterekl-Lafz, s. 31; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 94.
1151
Suyt, Mzhir, I, 369-370;
1152
Suyt, Mzhir, I, 384-385; Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 12-13; mer, lmd-Delle, s. 156-
157; Gven, okanlamllk, s. 106-108.
226
okanlamll mmkn grenler ise, kelimenin farkl anlamlar iin farkl vazlar
olabileceini, dolaysyla lafzn her iki manaya da delalet edebileceini belirtmilerdir.
Kelimenin btn anlamlar iin tek bir vaz olduu durumda ise zamanla yeni anlamlar
kazanabileceini ne srmlerdir. Ayrca dille uraan kimseler birok lafz iin birok
manalar nakletmitir. Harflerin manalaryla ilgili eserler yazlmas ya da nahivcilerin
eselerinde harfi cerlerin birok manasnn zikredilmesi, okanlamlln dilin
zelliklerinden birisi olduunu gstermektedir. okanlamlln zorunlu olduunu
savunanlar ise, manalarn sonsuz, lafzlarn ise snrl sayda olmasn gereke
gstermilerdir.1155 okanlamlln varln kabul edenlerin banda, Hall b. Ahmed,
Sbeveyh, Eb Ubeyde, Selib, Mberred, bn Kuteybe ve bn Cinn gibi limler
gelmektedir.1156
Dilsel bir olgu olmas asndan reddedilmemesi gereken, okanlamllk konusunda baz
sorunlarla karlamak mmkndr. Szgelimi, ayn kelimenin delalet ettii iki anlamn
1153
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 33-34; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 279.
1154
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 15.
1155
Suyt, Mzhir, s. 369-370; mer, lmd-Delle, s. 157.
1156
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 31; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 279-280;
1157
Gven, okanlamllk, s. 80.
227
ayn m yoksa farkl m olduunu ak ve net bir ekilde ayrt etmek ou kez kolay
olmaz. Bir kelimenin hangi farkl anlamlara geldiini ya da bu anlamlarn kelimenin
gerekten de okanlaml olmasn gerektirecek lde farkl olup olmadn belirlemek
zordur. Bu yzden, iyice dnmeden karar verildii takdirde, bir kelimenin birlikte
kullanld kelimelere gre urad anlamsal deimeleri de okanlamllk zannetme
riski szkonusudur.1158
Eadllk, bir dil ierisinde, birbirinden btnyle ayr iki ya da daha ok manann,
aslnda farkl olduklar halde ses ya da yazm asndan ayn lafzlarla ifade edilmesidir.
Buna gre, eadllkta ayn kelimenin farkl manalara gelmesi deil, farkl anlamlar
olan farkl szcklerin ekil bakmndan aynl szkonusudur.1160
Bu ksa tanmdan sonra, okanlamllkla eadll mukayese edecek olursak, daha nce
de belirttiimiz gibi, farkl manalar gstermekte her iki olgu ortaktr. Ancak,
okanlamllkta farkl anlamlar arasnda bir iliki vardr. Kelimenin temel anlamnn
yan sra, onunla mutlaka ilikisi bulunan yeni yeni anlamlar kazanmas szkonusudur.
Szgelimi Trkedeki grme organ anlamndaki gz ile suyun kayna anlamndaki
gz arasnda bir anlamsal iliki vardr. Oysa eadl kelimelerde bu tr bir anlamsal
ilikiden sz etmek zordur. Eadllkta birbiriyle anlam ilikisi olmayan kavramlar
eitli nedenlerle ayn gstergeyle ifade edilmitir. Bu nedenler tesadf olabilecei gibi,
bir dilden bir baka dile geie bal da olabilir. rnein Trkede ince kamlar ya da
hasr otu iin kullanlan saz ile Trkeye Farsadan gemi alg anlamndaki saz
yazllar ayn olsa da farkl lafzlardr. Yine, Trkede birinci tekil ahs zamiri olan
1158
Palmer, Semantik, s. 83.
1159
rnein Palmer her iki olguyu ayn balk altnda incelemitir. Kr. Palmer, Semantik, s. 82-89.
1160
Palmer, Semantik, s. 85-86; Aksan, Anlambilim, s. 72; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 38;
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70; Kran, Dilbilime Giri, s.
243-244; Altnrs, Dil Felsefesi Szl, s. 30; Gven, okanlamllk, s. 89, 92-93.
228
ben ile deri zerindeki ufak leke ya da kabart anlamndaki ben kelimeleri ve belli bir
sayy gsteren yz ile insann ehresi anlamndaki yz szckleri yazllar ve
telaffuzlar ayn da olsa farkl kelimeler olup kendi aralarnda eadldrlar.1161
Eadlln bir nedeni de iki farkl kelimenin morfolojik formunun birlemesi olabilir.
Arapadaki baz kelimeler siygalarnn farkllna ramen form olarak birletikleri iin
eadldr. Bununla ilgili rnekleri, okanlamlln nedenlerini incelerken, ilgili madde
altnda zikredeceiz.
Eadl szckler yazl ya da telaffuzlar ayn olsa da, farkl lafz olarak kabul
edildikleri iin, geldii anlamlar saysnca szlkte madde girii yaplr. Oysa
okanlamllkta farkl manalara gelen ey ayn kelime olduu iin, btn anlamlarn bir
tek madde altnda verilmesi yeterlidir.1162
okanlamllkla ilgili bir husus da lafz mterekin, bazen iki zt anlama birden delalet
edebilmesidir. Bu tr iki zt manaya muhtemel lafzlara ezdd denmi, ezddn
okanlaml lafzlar kapsamnda deerlendirilmesi yaygnlk kazanmtr. Gerek vch
ve nezir eserlerinde gerekse lafz- mtereke dair yazlan dier eserlerin ieriinde yer
alan maddeler arasnda ezdd lafzlarn da bulunmas bunu gstermektedir. Dolaysyla
ezdd kelimeler de aslnda okanlaml kelimeler kategorisine dhildir.1164 Ancak, daha
nce vch ve nezir tr eserlerle ezdd tr eserleri incelerken ifade ettiimiz zere
bu olgu el-Ezdd eserlerinde mstakil olarak ele alnm, bamsz olarak ezdd
literatr olumutur. Dolaysyla daha nce ezdd tr eserleri ayr bir balk altnda
incelememize paralel olarak Kurann anlalmas asndan ezdd olgusunun
1161
Eadlln nedenleri ve okanlamllkla mukayesesi iin bkz. Aksan, Anlambilim, 72-74; Her Ynyle
Dil, III, 189, 192-193; mer, lmd-Delle, s. 169-174; Gven, okanlamllk, s. 92-97;
Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 70.
1162
Palmer, Semantik, s. 85-86; Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s.
70; Gven, okanlamllk, s. 93.
1163
Kr. Gven, okanlamllk, s. 89.
1164
Ezddn lafz- mterek kapsamnda deerlendirilmesiyle ilgili olarak bkz. Eb Ali Muhammed b.
Mstenir Kutrub, Kitbl-Ezdd, thk. Hana Haddad, Drul-Ulm, Riyad, 1984, s. 70; l-i Ysn,
el-Ezdd, s. 93, 100; Mneccid, et-Tezd fil-Kurnil-Kerim beynen-Nazariyye vet-Tatbik, Drul-
Fikr, Dmak 1999, s. 11-12, 26-28; Gven, okanlamllk, s. 89, 98-99.
229
1. Anlam Deimesi
2. Sessel Deiim
Kelimeler anlam bakmndan deiime urad gibi zamanla sessel deiime de maruz
kalrlar. ekil ve anlam bakmndan farkl iki kelimeden birinin, eklinde oluan
deiim sonucu ekilsel olarak dier kelimeyle ayn hale gelmesi halinde ekil
bakmndan ayn fakat anlamlar farkl bir kelime olumas mmkndr. Kelimenin
maruz kald bu deiimin unutulmasyla, aslnda farkl olan iki kelime, farkl
anlamlar olan fakat ekil bakmndan tek kelime haline dnr. Kafatas derisi ve
1165
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 34-35, 44-50; mer, lmd-Delle, s. 159-167, 189-190.
1166
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 44; Gven, okanlamllk, s. 110.
1167
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 10-11;
230
1168
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 46-47; kr. Gven, okanlamllk, s. 119-123; Muhammed Ynus
Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 71-72; Kelime iin bkz. Ebl-Ameysel,
Abdullah b. Halil, Kitbl-Mesr minel-Lga: M ttefeka Lafzuh ve htelefe Manah, (thk.
Muhammed Abdlkadir Ahmed), Mektebetun-Nahdatul-Msriyye, Kahire 1988, s. 62.
1169
Vaz edildii manada kullanm bakmndan kelimelerin tasnifinde ve alt kategorilerin neler olduu
konusunda farkl yaklamlar vardr. Szgelimi, tebih, istiare ve kinayeyi de meczn kapsamnda
deerlendirerek kelimeleri hakikat ve mecaz olmak zere ikiye ayranlar vardr. (Bkz. Gven,
okanlamllk, s. 111-112). Bununla birlikte, biz Hatb el-Kazvnnin yapt tasnifi temel aldk. Ona
gre, kelime vaz edildii manada kullanm bakmndan, hakikat, mecaz ve kinaye olmak zere e
ayrlr. Bu ayrma gre, tebih ve istire ise mecz kategorisinde deerlendirilmitir. Kinye ise
nc bir kategoridir. Bkz. Kazvn, Telhs, s. 103; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 279.
1170
Kazvn, Telhs, s. 119; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 318.
1171
Kazvn, Telhs, s. 120; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 322-323.
1172
Kazvn, Telhs, s. 133; Taftazn, Muhtasarul-Man, s. 376-377.
1173
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 278.
1174
Mecazn okanlamlla sebep olmadn ne srenler ve gerekeleri hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Gven, okanlamllk, s. 114-115.
231
kabul edilmesi yerine, mecaz olduu unutulacak dereceye vard durumlarda mecaz
kullanmlarn da okanlamlla yol atn ne srmektedir.1175
Baz kelimelerin terimleerek szck anlamnn yan sra stlh anlam kazanmas da
okanlamlla yol aan etkenler arasnda kabul edilmektedir. Istlah kelimesi Trkede
terim szcyle ifade edilmekte olup, bir bilim, sanat, meslek dalyla veya bir konu
ile ilgili zel ve belirli bir kavram karlayan kelime olarak tanmlanmaktadr.1176
Buna gre, baz kelimeler szck anlamnn yan sra belli bir disiplinin
terminolojisindeki anlama delalet etmi olaca iin, her iki anlam iin de mterek
kullanm szkonusu olur, bylece kelime okanlaml hale gelebilir.1177 Kelimelerin
terimsel anlam, belli bir disiplin veya gurupla snrl olduu iin, baz ilim adamlar
stlh anlam okanlamlla yol aan etkenler arasnda grmemilerdir. Fakat, birok
terimin sadece ait olduu alann insanlar tarafndan deil, genel olarak halk arasnda ve
gndelik dilde kullanld gz nnde bulundurulduunda, bu grn ok da doru
olmad grlecektir. Konumuz asndan syleyecek olursak, Kuran, zekat, salat gibi
slam ncesi dnemde kullanlan baz kelimeleri terimletirmi ve terimletirdii
kelimeleri hem szlk anlamnda hem de terimsel anlamnda kullanmtr. stelik bu
kelimelerden bazsnn stlh anlam toplum arasnda daha yaygn olabilmektedir.1178
Yukarda zikrettiimiz kavramlardan zekat szc, cahiliye dneminde temizlik ve
artmak gibi anlamlarda kullanlmaktayken,1179 Kuranda bu anlamnn yan sra,
zengin kabul edilen bir kimsenin malnn belli bir ksmn vermesi anlamnda
kullanlmtr.1180 Bu durumda zekt kelimesinin, szlk anlam itibariyle manev
alandaki temizlik iin kullanlrken, anlam genilemesi nedeniyle maddi temizlik iin de
kullanlmaya balam, maln artmas ve temizlenmesini de ifade eder hale gelmitir.1181
Ayn ekilde man, kfr, nifak, takva gibi Kuranda geen kelimelerin Kuran
1175
rnein Nureddin Mneccid, bu artla mecazn okanlamlla yol aabileceini ifade etmektedir.
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 43; 49.
1176
TDK Trke Szlk, s. 1959.
1177
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 50; kr. Gven, okanlamllk, s. 117.
1178
Gven, okanlamllk, s. 119.
1179
bn Manzr, Lisnl-Arab, III, 1849-1850.
1180
Gven, okanlamllk, s. 118.
1181
Krca, Kuran Anlamada Dil Problemi, s. 37.
232
Toplumlarn birbirleriyle kltrel, siyasi, ticari ilikileri gibi nedenlerle diller aras
etkileimlerin ve szck alveriinin olduu bilinmektedir.1187 Bir dildeki bir szcn,
ekil asndan benzeri bir kelimenin bulunduu bir baka dile gemesi okanlamlla
yol aabilir. Zira bu durumda ekil olarak ayn, mana olarak farkl iki szck vardr.1188
Bu durumda zellikle kelimenin bir baka dilden geldii unutulursa, okanlamll
pekimi olur. rnein, dilimizde ince kam, hasr otu ve bir tr alg anlamnda
kullanlan saz kelimesinin ikinci anlamdaki kullanm Trkeye Farsadan gemi ve
1182
M. Said imek, Yeni Anlama Yntemlerinin mkn ve Snrlaryla lgili Teblilerin Mzakeresi,
Gncel Din Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), s. 521.
1183
Yusuf Ick, Kuran Tercemesinde Dikkat Edilmesi Gereken Baz Hususlar ve Muhammed Esed
Meline Genel Bir Bak, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), s. 95.
1184
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 49.
1185
Bkz. Eb Yusuf Yakub shak b. Sikkt, Islhul-Mantk, thk. Ahmed Muhammed akir-Abdsselam
Muhammed Harun, Drul-Marif, Msr 1956, s. 315.
1186
Bu kelimeye meallerde kelimenin lgat anlam olan ynelmek anlamlar yerine, teyemmm etmek
anlam verilmitir. Oysa teyemmm kelimesinin kullanm okluu nedeniyle teyemmm etmek
anlamnda daha sonradan terimletii bilinmektedir. Bkz. Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas,
s. 73-74; Durmu, Kurann Trke Tercmeleri, s. 216. Konuyla ilgili daha baka rnekler iin bkz.
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 71-81.
1187
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 29-30; Mumammer Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, Yaynlanmam Doktora Tezi,
SBE, stanbul 2004, s. 120-121.
1188
Mneccid, el-tirkl-Lafz, 45-46.
233
1189
Aksan, Anlambilim, 73-74. Baka dillerden szck geii okanlamlla yol aabildii gibi, anlam
deimesine de neden olabilir. Geni bilgi iin bkz. Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc
Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 178-183.
1190
Bilal Gkkr, Kuranda Yabanc Kelimeler Meselesine Oryantalist Bir Yaklam, Marife, yl: 2,
say: 3, Konya 2002, s. 140; Gven, okanlamllk, s. 125.
1191
Hacc, 22/29, 33.
1192
Gven, okanlamllk, s. 125-126.
1193
bnl-Enbr, Ezdd, s. 11; M. Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 71.
1194
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 278; Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 45; Gven,
okanlamllk, s. 126-128.
1195
Kelimenin Kuranda kullanld anlamlar ve rnekleri iin bkz. Muktil b. Sleyman, el-Vch
ven-Nezir, s. 44-45.
1196
Kelimeyle ilgili deerlendirmeler iin bkz. Gven, okanlamllk, s. 285-287.
234
kullanmdan; benzer ekilde mal, iman, salk, mkafat ve zafer gibi anlamlarda
kullanlan #U kelimesinin mal anlamnn Crhm lehesindeki kullanmdan
kaynaklandn belirtmitir.1197
Arapada siygalar farkl olmasna ramen, baz kelimelerin ayn ekil ve telaffuza sahip
olduu durumlar vardr. Bu durum kelimenin okanlaml olmasna yol aan
etkenlerdendir. Szgelimi, uzaklamak anlamnda mastar olan (% kelimesiyle,
ekirdek anlamndaki (% kelimesinin oulu (% kelimeleri mana bakmndan
farkl olmalarna ramen form asndan birlemektedir. Bu durum, (% kelimesinin
hem uzaklk hem de ekirdekler anlamna muhtemel olmasna yol aar. Ayn ekilde
baz fiili mazi formlarnn mastar formlaryla birlemesi szkonusu olabilir.1198 Ecvef
(ortas vav ya da ya olan) fiilerin iftial kalbndan ism-i fail ve ism-i meful formlar
birleir. Szgelimi |kelimesinin iftial kalbndaki ismi faili ve ismi mefulu U
eklinde gelir ki, bu kelime hem seen hem de sekin/seilmi anlamlarna gelir.1199
okanlamllk Kuran tefsiri asndan dikkate alnmas gereken bir olgudur. Kuran
ilimleri ve tefsir usl alannda eser telif edenlerin konuya itina gstermesi, konuyla
ilgili olarak vch ve nezir adyla mstakil eserler yazlmas, hatta Vch ve
Nezirin Kuran ilimlerinden biri haline gelmesi konunun Kurann anlalmas
asndan nemini ortaya koymaktadr.1200 Mfessirin bilmek zorunda olduu ilimlerden
ilkinin lgat (mfredat) olduunu belirten Zerke ve Suyt, mfessirin bu konuda
kolay olan bilmekle yetinmemesi gerektiini syledikten sonra, bazen lafz okanlaml
olur, mfessir de bu anlamlardan sadece birisini bilir, oysa maksat dier anlamdr
diyerek okanlamlln tefsir asndan nemini ortaya koymulardr.1201 Dolaysyla
Kurann anlalmas asndan okanlamllk gz ard edilmemesi gereken bir
husustur.
1197
Suyt, tkn, I, 421. Kelimenin Kuranda kullanld anlamlar ve rnekleri iin bkz. Yahya b.
Sellm, Tasrf, s. 174-176.
1198
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 49. daha fazla rnek iin bkz. mer, lmd-Delale, s. 166-167;
Gven, okanlamllk, s. 122-123.
1199
bn Cinn, Hasis, II, 103; Gven, okanlamllk, s. 122.
1200
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 82-83.
1201
Zerke, Burhn, I, 295; II, 165; Suyut, tkn, II, 1209.
235
1202
Hadis iin bkz. Eb Bekir Abdullah b. Muhammed bn eybe, Musannef, (nr. Kemal Yusuf el-Ht),
7 cilt, Mektebetr-Rd, Riyad 1409, VI, 142.
1203
Suyut, tkn, I, 445-446; Muterakul-Akrn f czil-Kurn, I, 387-388.
1204
Suyut, tkn, I, 446-460.
1205
rnein, Zlfikar Durmu, hakk kelimesinin Kurann farkl yerlerinde farkl anlamlarda
kullanldnn dikkate alnmadna ve bu durumun baz Trke meallerde hatal tercme edildiine
dikkat ekmitir. Bkz. Durmu, Kuranda Hakk Kelimesinin Trke Meallere Aktarmyla lgili
Tespit ve neriler, EKEV Akademi Dergisi, yl: 8, say: 20, (Yaz 2004), Ankara 2004, ss. 111-130.
1206
Bkz. Muktil, el-Vch ven-Nezir, (nairin girii), s. 27; Okuyan, s. 41-49; Karagz, Vch ve
Nezirin Terimleme Sreci -Nezirin Eanlamllk Olarak Tanmlanmas Sorunu-, s. 9.
236
1207
Kr. Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 44-45.
1208
Aksan, Anlambilim, s. 74.
1209
Mekram, el-Mterekl-Lafz, s. 23-24;
1210
bnl-Enbr, Ezdd, s. 2.
1211
bnl-Enbr, Ezdd, s. 4; kr. Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 36; Ezddn nemi iin ayrca bkz.
Mneccid, s. 39-40.
237
Kfr Kurann odak kavramlarndan birisi olduu iin, hicri ilk asrdaki dilbilimsel
tefsirlerde bu kelimenin getii balama gre, lgat anlamnda kullanld yerlerde
yaplan aklamalar zikretmeyi uygun gryoruz.1212 Kfr kelimesi Kuranda
ounlukla terimsel anlamnda kullanlmtr. Bu yzden, rneklerimizi terimsel
anlamda kullanlan yerlerden deil, szlk anlamnda kullanlan yerlerden seeceiz.
Bu yerlerden birisi Firavunun Hz. Musa hakkndaki bir deerlendirmesini hikye eden
1212
Kfr kelimesinin Kuranda szlk ve lgat anlamnda kullanlmasyla ilgili olarak ayrca bkz.
Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 136-137.
238
1 E 1
y
$ y
* Li I
* y
* 1213 ayetidir. Ayetin sonunda geen 1
E kelimesi
bu formla Kurann birok yerinde Allah inkr eden kimseler iin (terimsel anlamda)
kullanlmtr. Ancak, nceki ayetlerde Firavunun azndan Hz. Musaya yaplan
iyilikler sralandktan sonra, bu ayette Firavun tarafndan sylenen bu ifade yer
almaktadr. Dolaysyla hem ayetin balam hem de szn kendisinden hikye edildii
kii dikkate alndnda bu ayette kfr kelimesiyle, Allah inkr etme deil,
nankrlk, yani verilen nimetin zerini rtme anlam kastedilmitir. Nitekim bn
Kuteybe ve Ferr bu duruma iaret etmitir. bn Kuteybe, ilgili ayette geen 1
E
kelimesini nankrlk/kfrn- nimet eklinde tefsir etmitir.1214 Ferr Seni
yetitirmek bata olmak zere, sana sunmu olduum nimetler karsnda nankrlk
yaptn eklinde aklamtr.1215 Halil b. Ahmed de kfr kelimesinin, imann zdd
olarak terimsel anlamn verdikten sonra, krn zdd eklinde szlk anlamn da
vermekte, daha sonra terimsel anlamdaki kfrn drt trl olduunu belirtmektedir.1216
Zeccc ise ayete bu anlamn yan sra, farkl bir bak as daha getirmektedir. Zeccc
ayetin iki ekilde anlalabileceini ne srerek birinci anlamda bn Kuteybe ve
Ferrnn verdii nankrlk manasn zikretmektedir. Ancak, Zeccc bu manann yan
sra, ikinci bir ihtimal olarak, ayetteki kelimenin inkr etme anlamna da
gelebileceini sylemitir. Buna gre, Firavun, Hz. Musann daha nce bana gelen
ldrme eylemini inkr ettiini dile getirmi olmaktadr.1217 Kfr kelimesinin terimsel
anlam da inkr etmek olduu iin, Zecccn verdii ikinci mana, kelimenin terimsel
anlamna yakn olmakla birlikte, Firavunun Hz. Musaya nispet ettii kfr Allah inkr
etmek olmayp, yapt bir eylemi inkr etmektir. Dolaysyla bu durumda da kelime
terimsel anlamnda kullanlmamtr.
Kfr kelimesinin terimsel anlamda kullanlmad dier bir form, yine oul olarak
gelen i
E kelimesidir. Bu kelime
(E i ?
{X
z r
#D i ? 3 H$ i
E K
+
F
# =
>
:
Q
1218 ayetinde kfirler deil, iftiler anlamnda kullanlmtr. Nitekim bn
Kuteybe bu kelimeyi </iftiler olarak akladktan sonra iftilere i
E
1213
uara, 26/19. Ayete u ekilde mel verilebilir: Sen bize yapacan yaptn! Sen nankrlerden
birisin Bkz. Duman, Beynul-Hakk, I, 490.
1214
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 316.
1215
Ferr, Menil-Kurn, II, 279.
1216
Bkz. Halil, el-Ayn, V, 356.
1217
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, IV, 67. Ayette geen kfr kelimesinin anlamyla ilgili olarak
ayrca bkz. Albayrak, Kurann Btnl zerine, s. 48; Tefsir Usul, s. 146
1218
Hadd, 57/20.
239
(n%t
C
i L
i $ iC
E
(:* 1223 ayetindeki iL$ kelimesini uydurulan yalan
yanl eyler olarak tefsir etmi, kelimenin S S%i: 3 iC L
H $ C
(- 1 I
H g 1 % -
3 O i E G
i ?
Q# `
i L i Z
! % # #i% L
Q# `
i 1224 ayetinde ise tilavet anlamnda
kullanldn ifade etmitir.1225 Kelimenin bu iki ayette iki farkl anlamda kullanlmas
ayetlerin balamna uygunluk arzetmektedir. Oysa, iL$ kelimesinin okanlamllk
durumu ve balam gz nnde bulundurulmayp Kuranda getii her yere kuruntu
ya da tilavet manalarndan birisi verildii takdirde ayetler kastedilenden tamamen
farkl ekilde anlalm olur. Szgelimi, I
3 X$ (
1 C
i %i+
>
| 1 (g
1219
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 454.
1220
Zeccc ise bir nceki ayette olduu gibi, burada da ikinci bir manann ihtimal dhilinde olduunu ne
srmtr. Kelimeyle ilgili ilk olarak ifti anlamn zikreden Zeccc daha sonra, kelimenin
terimsel anlamndan hareketle Allah inkr edenler olarak da anlalabileceini eklemitir. Zeccc
bu manaya gereke olarak, Allah inkr edenlerin bu tr durumlar karsnda hayrete dmeye daha
elverili olmasn gstermektedir. Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 101.
1221
Fetih, 48/29.
1222
Bkz. sfahn, Mfredt, s. 475-476; Duman, Beynul-Hakk, II, 661-662.
1223
Bakara, 2/78. Onlardan bir ksm mmdir; Kitab bilmez, ancak bir takm kuruntulara sahiptirler
ve sadece zanda bulunurlar. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 46-47.
1224
Hacc, 22/52. Senden nce hibir resl ve neb gndermedik ki, Allahn ayetlerini okusun da eytan
onun okuduklarna bir ey atm olmasn! Allah ise eytann attn yok etmi, sonra ayetlerini
salamlatrmtr. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 661-662.
1225
Bkz. bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 55; 294; Ferr, Menil-Kurn, I, 49-50. Kelimenin anlamyla
ilgili olarak ayrca bkz. s. 47-48; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 143; 171.
240
1
#g . % E $ ( )3> g D #n$ 1226 ve i) i =
i^
Si
L
n $ B
E 3 i =
1227
ayetlerinde kuruntu deil de, tilavet manas verilirse kastedilenin tamamen dnda
bir sonu ortaya kar.
1226
Bakara, 2/111. Dediler ki Yahudi veya Hristiyan olanlardan baka hi kimse cennete
giremeyecektir. Bu onlarn kuruntusudur; de ki: eer doru sylyorsanz belgenizi getirin! Bkz.
Duman, Beynul-Hakk, III, 58.
1227
Hadd, 57/14. Bo kuruntularnz sizi aldatt. Sonuta Allahn emri gelip att. ok aldatc
eytan da sizi bo yere Allaha gvendirmiti. Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 522.
1228
Ysuf, 12/50. Kral onu bana getirin dedi. Eli gelince Yusuf ona: Efendine dn ve sor dedi.
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, II, 57.
1229
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 9.
1230
Ysuf, 12/42. Onlardan kurtulacan bildii ahsa Yusuf: Efendinin yannda beni an demiti.
Tabi ki, eytan ona efendisinin yannda Yusufu anmasn unutturmutu. Bu yzden Yusuf, zindanda
bir ka yl daha kald... Duman, Beynul-Hakk, II, 55.
1231
Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 311; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 85; Zeccc, Menil-
Kurn ve rbh, III, 90.
241
her iki ihtimali de zikretmi,1232 Zeccc ise eytan Yusufa Allah hatrlamay
unutturdu eklinde tefsir ederek sadece ikinci manay zikretmitir.1233 Bununla birlikte
aslnda bu kelimenin ayetin ikinci ksmnda hangi anlamda kullanldn balam
sayesinde tespit etmek mmkndr. Zira 45. ayette Yusufun zindandan kurtulan
arkada, aradan bir sre getikten sonra Yusufu hatrlayverdi ve dedi ki:
buyrulduuna gre, 42. ayetinin ikinci ksmnda szkonusu olan, Hz. Yusufun Allah
unutmas deil, arkadann zindandan kurutulunca kraln yannda Hz. Yusufdan
bahsetmeyi unutmasdr.1234
2.3.3. Ezdd
Bir kelimenin farkl anlamlara gelmesi olarak tanmlanan lafz mterek, bazen iki zt
anlama da delalet edebilmektedir. Bu tr iki zt manaya muhtemel lafzlara ise ezdd
denmitir. Dolaysyla ezddn mterek lafz kapsamnda deerlendirilmesi yaygnlk
kazanmtr. Hem vch ve nezir hem de lafz- mtereke dair yazlan eserlerin
ieriinde yer alan maddeler arasnda ezdd lafzlarn da bulunmas bunu
gstermektedir.1235 Bununla birlikte bu olgu el-Ezdd adnda telif edilen eserlerde
mstakil olarak ele alnm, lafz- mterek ve vch-nezirle ilgili eserlerden bamsz
olarak ezdd literatr olumutur.
1232
Ferr, Menil-Kurn, II, 46.
1233
Bkz. Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 91.
1234
Zecccn eserini tahkik eden Abdlcelil elebi dipnotta bu izaha yer vermitir. Bkz. Zeccc,
Menil-Kurn ve rbh, III, 91 (1 nolu dipnot).
1235
Ezddn lafz- mterek kapsamnda deerlendirilmesiyle ilgili olarak bkz. Eb Ali Muhammed b.
Mstenir Kutrub, Kitbl-Ezdd, (thk. Hana Haddad), Drul-Ulm, Riyad 1984, s. 70; Suyt,
Mzhir, I, 387-389, 399; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 93, 100; Nureddin Mneccid, et-Tezad fil-
Kurnil-Kerim beynen-Nazariyye vet-Tatbik, Drul-Fikr, Dmak 1999, s. 11-12, 26-28; Gven,
okanlamllk, s. 89, 98-99.
242
Bir kelimenin iki zt manaya muhtemel olmas olgusunu ifade etmek iin kullanlan
ezdd terimi, zdd kelimesinin ouludur. Zdd kelimesinin szlk anlam, beyazn
siyaha, gndzn geceye, aydnln karanla zt olmas gibi, bir eyin baka bir eye
zt/kart olmas demektir.1236 Dolaysyla, zdd lafzyla bunun oulu olan ezddn ayn
anlam ifade etmediini syleyebiliriz. Zira zdd kelimesi genel manada bir eyin baka
bir eye zt olmas ve gece-gndz gibi iki farkl kelimenin iki zt manaya delalet etmesi
anlamnda kullanlrken, oulu olan ezdd zelletirilerek sadece ayn lafzn birbirine
zt iki manaya muhtemel olduu olgunun ad olarak terimletirilmitir.1237 Bu durumda,
beyaz-siyah, gece-gndz, aydnlk-karanlk gibi kart anlama gelen kelimeler
birbirinin zdd olmakla birlikte, ezdd deildir.1238 Bir eyin baka eye kart olmas
eklindeki szlk anlamndan hareketle, bu tr kart anlaml kelimelere zdd denilse de,
ezdd denilmez.
Dilde aslolan bir kelimenin bir manaya delalet etmesi olsa da1239 ezddn ortaya k
nedenlerinde grlecei zere, kullanm srasnda baz kelimeler konulduklar manann
zamanla zt anlamna da delalet eder hale gelmi ve ezdd olgusu ortaya kmtr.
Dilcilerin byk bir ksm dilde ezdd kelimelerin varln kabul ederken, bir ksm
dilciler ise dilde ezddn olmadn savunmaktadr. Bunlarn banda bn Drsteveyh
gelmektedir. Ezdd kabul edenler de ezdd kelimelerin ilk vaznda birbirine zt iki
manaya vaz edilmediini kabul etmektedirler.1240 Bununla birlikte, her halkrda, Arap
dilinde ezdd diye bir olgu ve ezdd olarak bilinen kelimeler vardr. Dolaysyla
kelimenin ilk vaznda iki zt manaya delaletin olmad kabul edilse, ya da ezdd
1236
Halil b. Ahmed, el-Ayn, VII, 6; sfahn, Mfredt, s. 293; l-i Ysn, Ezdd, s. 99; Nureddin
Mneccid, et-Tezad fil-Kurn, s. 24.
1237
Ezddn terimsel anlam iin bkz. Suyti, Mzhir, I, 387-388; Ktip eleb, Kefuz-Zunn I, 115, l-
i Ysn, el-Ezdd, s. 99; Selset Nuss fil-Ezdd, leml-Ktb, y.y., 1996, s. 12.
1238
Bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 99; Erkan Avar, Arap Edebiyatnda Azdd Hakknda Yazlan Eserlerin
Karlatrmal ncelemesi, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 2003, s. 10-11;
mer, lmd-Delle, 191. Ezdd kelimesinin Trkede tam olarak karl yoktur. Bu durumda bir
kelimenin iki zt manaya muhtemel olmas olgusu Trkede, ezdd terimiyle ya da Trkede kart
anlaml kelimeler iin kullanlan ztanlaml/kartanlaml terimiyle ifade edilebilir. Ancak
ztanlaml/kartanlaml terimi, gece-gndz, siyah-beyaz lafzlarnda olduu gibi, iki kelimenin zt
iki manaya delalet etmesi anlamnda kullanld iin karkla neden olabilir.
1239
Bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12.
1240
Ezdd konusundaki tartmalar iin bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12; Muharrem
elebi, Ezdd, DA, stanbul 1995, XII, 47; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 13-16.
243
olduu sylenen lafzlarn eitli aklamalar yapmak suretiyle ezdd olmad ispat
edilmeye allsa da, ezddn olgusal olarak varln inkr etmek mmkn deildir.1241
Arap dilcilerinin ezdd olgusuyla ilgili rivayetleri olduka erken dnemlere, hicri ikinci
asrn ortalarna kadar gtrlebilir. Ezddla ilgili almalarn bu derece erken
balamasna, Kurann anlalmas gayretlerinin yan sra,1242 Arapada ve dolaysyla
Kuranda ezdd kelimelerin olmas nedeniyle zellikle ublerin ynelttii baz
saldrlara limlerin cevap verme istei yol amtr.1243 Ezdd olgusuna eserinde ilk
olarak iaret eden Halil b. Ahmeddir (.175/791). Ezdd terimini kullanmamakla
birlikte Halil K*f kelimesinin bir araya gelmek ve ayrlmak anlamlarn
zikrettikten sonra Bu kelimenin hem birleme hem de ayrlma anlamna gelmesi dilin
herkes tarafndan pek bilinmeyen bir zellii ve Arapann esnekliindendir. Bu durum
iirde de gemektedir1244 diyerek bu olguya aka iaret etmitir. Ezddla ilgili telif
edilen mstakil ilk eser ise Kutruba (. 206/821) aittir. Kutrubtan sonra baz mellifler
eserlerinin bir blmn ezdd konusuna ayrmken1245 bazlar ezddla ilgili mstakil
eserler telif etmilerdir. Bylece ezddla ilgili olduka geni bir literatr olumutur.1246
1241
Ezdd bir tr okanlamllk olduu iin, okanlamllkla ilgili tartmalarn ezdd konusunda da
geerli olduunu sylemek mmkndr. okanlamll kabul etmeyen limler doal olarak ezdd
olgusunu da, ayn gerekeleri ne srerek kabul etmemektedirler. Bkz. Gven, okanlamllk, s. 99.
Ancak, baz limler, okanlamll kabul ettii halde, ezddn varln kabul etmemektedirler. Bkz.
Mneccid, el-tirkl-Lafz, s. 62.
1242
Daha nce belirttiimiz zere, Sicistn eserinin giriinde amacnn Kuranda ezdd kelimelerin
aklanmas olduuna iaret etmitir. Bkz. Sicistn, Ezdd, s. 72.
1243
Kutrub ve Enbri eserlerinin yaz amalarnn bu tr iddialara cevap vermek olduuna eserlerinin
giriinde iaret etmilerdir. Bkz. Kutrub, s. 69-70; Muhammed b. Kasm el-Enbr, Kitbl-Ezdd,
(thk. Muhammed Ebl-Fadl brahim), Kuveyt 1960, s. 1-2; kr. Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 8, 62, 90, 98, 163.
1244
Bkz. Halil b. Ahmed, el-Ayn, I, 263.
1245
rnein, Eb Ubeyd Kasm b. Sellm ve bn Kuteybe eserlerinin bir blmn ezdd konusuna
ayrmtr. Bkz. Eb Ubeyd Kasm b. Sellm, el-Garbl-Musannef, (thk. Muhammed Muhtar el-
Ubeyd), Dru Msr lit-Tabat, Kahire 1996, II, 622-635; bn Kuteybe, Edebl-Ktib, (haz. Max
Grnert), Dru Sdr, Beyrut, 1967, 230-234; Tevl Mkilil-Kurn, s. 185-193.
1246
Ezddla ilgili mstakil eserlere rnek olarak unlar zikredebiliriz: Kutrub, Kitbl-Ezdd, (thk.
Hann Cemil Haddd), Drl-Ulm, Riyad 1983; Asma, Kitabl-Ezdd, (thk. August Haffner),
Beyrut 1913; Tevvez, Kitabl-Ezdd, (thk. Muhammed Hseyin l-i Ysn), leml-Ktb, y.y.
1996; bn Sikkit, el-Ezdd, (thk. A. Haffner), Beyrut 1913; Sicistn, el-Maklb Lafzuhu min
Kelmil-Arab vel-Mzl an Cihetih vel-Ezdd, (thk. A. Haffner), Beyrut 1913; bnl-Enbr, el-
Ezdd, (thk. Ebl-Fadl brahim), Kuveyt 1960; Ebt-Tayyib el-Lgav, Kitb'l-Ezdd f Kelamil-
Arab, (thk. zzet Hasan), Dru Tallas, Dmak 1996; Bedreddin el-Mn, Risletl-Ezdd, (thk. l-i
Ysn), leml-Ktb, y.y. 1996. Ezddla ilgili telif edilen eserler hakknda daha fazla bilgi iin
bkz. Suyt, Mzhir, s. 397; Ktip eleb, Kefuz-Zunn, I, 115-116; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 326-
327; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 7-11; Kutrub, Kitbl-Ezdd, (nairin girii), s. 60; Mneccid, et-
Tezd, s. 15-21; elebi, Ezdd, XII, 47-48; Gven, okanlamllk, s. 98; Avar, Azdd Hakknda
Yazlan Eserler, s. 41-59.
244
Dilbilimin, anlambilim alanyla ilgili olan1247 ezdd olgusunun birok nedene bal
olarak ortaya kt grlmektedir. Ezddla ilgili yksek lisans tezi hazrlayan
Muhammed Hseyin l-i Ysin ezdd olgusunun dildeki varln on nedene
balamaktadr.1248 Ezdd kelimelerde sonu itibariyle okanlaml kelimeler kategorisine
dhil olduklarndan, okanlamll ortaya kartan; lehe farkllklar, anlam deimesi,
mecz kullanm gibi faktrler ezdd olgusunun nedenleri arasnda kabul edilebilir.
Ancak, bu etkenlerin yan sra, kendine has zellikleri nedeniyle, ezdd olgusunun
ortaya knda okanlamlln dier trlerinde grlmeyen baz nedenler daha
vardr.1249 Ezdda yol aan etkenlerden nemli grdklerimizi ksaca zikredecek
olursak:
Lehe Farkllklar: Bir kelime balangta ayn dilin farkl iki lehesinde birbirine zt
iki manada kullanlmakta iken, daha sonra her iki kullanmn o dili genel olarak
konuanlar arasnda yaygnlamas sonucu, kelime zt iki manaya delalet edebilir. Hatta
baz limler ayn lehe ierisinde ezdd kelime olamayaca grndedir.1250 rnein,
Kuranda geen kur kelimesi ezdd kabul edilmektedir. Bunun nedeni kur
kelimesinin Hicaz lehesine gre temizlik, Irakllarn lehesine gre hayz anlamna
gelmesinden kaynaklanmaktadr.1251
Kelimenin ilk anlamnn kapsaml olmasndan dolay ortaya kan anlam genilemesi:
rnein, sarm kelimesi iki eyin ayrld nokta gibi kapsaml bir manaya delalet
etmektedir. Anlamndaki bu kapsamllktan dolay, sarm lafz, hem gece hem de
gndz anlamnda kullanlmtr. Zira, gece gndzn bittii noktada balamakta,
gndz de gecenin bittii noktada balamaktadr.1252 ki eyin ayrld nokta anlamna
1247
Bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 8.
1248
l-i Ysn ezddn ortaya kmasna yol aan nedenleri tezinde ayrntl olarak incelemitir. Geni
bilgi iin bkz. l-i Ysn, el-Ezdd, s. 116-242. l-i Ysn ayrca, Eb Ubeyd, Tevvezi ve
Bedreddin el-Mninin ezddla ilgili risalelerini nerettii eserin nsznde ezddn nedenlerini
zet halinde sunmutur. Bkz. l-i Ysn, Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12-19. Ezdd ortaya kartan
sebepler hakknda ayrntl bilgi ve karlatrma iin ayrca bkz. elebi, Ezdd, XII, 47-48; Gven,
okanlamllk, s. 100-101; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s.16-25.
1249
Gven, okanlamllk, s. 100-101.
1250
Bkz. Muhammed Ynus Al, Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 74.
1251
bnl-Enbr, Ezdd, 27; l-i Ysn, el-Ezdd, s. 116-138; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 12-13.
1252
l-i Ysn, el-Ezdd, s. 138-157; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 13; Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 18.
245
delalet eden kelime, birbirini takip eden gece ve gndz iin kullanlmaya
balamtr.1253
Morfolojik zellikler: Bazen kelimenin formu iki zt manaya muhtemel olabilir. Bunun
en gzel rnei, Arapa |ve benzeri kelimelerin ismi fail formuyla ismi meful
formunun birlemesidir. Bu durumda U kelimesi hem ismi fail hem de ismi meful
olmaya elverili hale gelmektedir.1256
Mecaz: Kelimenin anlamlarndan biri hakik dieri mecaz olduu halde, kullanla
kullanla hangi anlamn hakik, hangisinin mecaz olduunun belirsizlemesi de ezdda
yol aan nemli bir nedendir.1257
1253
Nitekim bn Kuteybe de bu kelimenin tefsirinde bu hususa dikkat ekmitir.
1254
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 157-165; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 13-14.
1255
l-i Ysn, el-Ezdd, s. 165-175; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 14; kr. Muhammed Ynus Al,
Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 74-75; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 23.
1256
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 175-199; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 14-15; Muhammed Ynus Al,
Mukaddime f lmeyid-Delle vet-Tahatub, s. 73; Avar, Azdd Hakknda Yazlan Eserler, s. 20-21.
1257
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 214-227; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 16-18.
1258
Bakara, 2/26.
246
Bir eyin, niteliini daha iyi vurgulamak amacyla zt anlamlsyla ifade etmek:
rnein, bir eyin gzelliini vurgulamak iin korkun diye nitelendirildii takdirde
gzelliin olduka ileri seviyede olduunu belirtmek iin kullanlm olur. Dolaysyla,
zamanla bu tr kullanmlarn artmasyla bu tr kelimeler de her iki manaya muhtemel
hale gelerek ezdddan saylr.1260
Zorlama Yorumlar: Ezdd kitaplarnda zikredilen kelimelerin byk bir ksm, aslnda
ezdd olmad halde mellifler, birok kelimeyi geliigzel bir ekilde biraz da
zorlamayla ezdd kabul etmilerdir. Oysa bu kelimelerin ezdddan olmas ancak suni ve
zorlama yorumlarla mmkndr.1261 rnein, Eyyb ve shak zel isimlerinin hem
Arapa kabul edilip hem de Arapa kabul edilmemesi nedeniyle,1262 ya da birinci oul
ahs (biz) anlamnda gelen 1G$ zamirinin, yerine gre ben anlamnda kullanlmas
nedeniyle ezdddan kabul edilmesi1263 bu tr zorlama yorumlarla kelimenin ezdd
kitaplarna gemesine rnek olarak gsterilebilir.
Ezdd kelimelerin birbirine zt iki manaya delaletleri mmkn olduu iin, Kuranda
geen ezdd kelimelerin kullanldklar yerde hangi manay ifade ettiklerinin bilinmesi
1259
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 207-214; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 16; Avar, Azdd Hakknda Yazlan
Eserler, s. 19-20. Bu ayetle ilgili geni deerlendirmelere ilerki sayfalarda yer verilecektir.
1260
Bkz. Gven, okanlamllk, s. 101; kr. mer, lmd-Delale, s. 209.
1261
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 227-235; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 18.
1262
Bkz. bnl-Enbri, el-Ezdd, s. 415-416.
1263
Bkz. bnl-Enbri, el-Ezdd, s. 182.
1264
l-i Yasin, el-Ezdd, s. 236- 242; Selset Nuss fil-Ezdd, s. 19.
247
1265
Sicistn, Ezdd, s. 72; kr. Gven, okanlamllk, s. 101-102
1266
Eb Bir el-Yemn b. Ebil-Yemn el-Bendenc, et-Takfiye fl-Lga, (thk. Halil brahim el-Atyye),
Matbaatul-n, Badat 1976, s. 602.
1267
Bendenc, Takfiye, s. 602.
1268
Bakara, 2/26. Fevk kelimesine st anlam verildii takdirde meali phesiz, Allah bir sivrisinei ya
da onun stndeki bir yarat misal vermekten ekinmez eklinde olur. Bkz. Duman, Beynul-
Hakk, III, 26. Kelimeye kk anlam verildiinde ise manas, phesiz, Allah bir sivrisinei hatta
sivrisinekten daha kk bir yarat bile misal vermekten ekinmez eklinde olur.
1269
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 35; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 21.
248
Ferr ise ayetteki fevk kelimesinin kk deil, byk anlamnda olduunu tercih
etmitir. Ferr, ayetteki Dg ( kelimesiyle, sivrisinekten daha byk olan sinek ve
rmcek gibi varlklar kastedildiini belirtmitir. Bu kelimeden sivrisinekten daha
kk varlklarn kastedilmesinin de caiz olduunu ifade etmekle birlikte, sivrisinek
sanki kklkte son nokta olduu iin kendisine gre, Dg ( kelimesinden sivrisinekten
daha byk anlamnn kastedilmesinin daha ho olduunu sylemitir.1271
Farkl iki manann, ayetin anlalmas asndan dourduu farkll daha net olarak
grebilmek amacyla, her iki ihtimale gre ayetin meline yer vermekte yarar
gryoruz. Dg ( kelimesi, szlk anlam olan daha byk eklinde anlaldnda
ayetin meali phesiz, Allah bir sivrisinei ya da onun stndeki bir yarat misal
vermekten ekinmez eklinde olur.1275 Kelimeye kk anlam verildiinde ise
manas, phesiz, Allah bir sivrisinei hatta sivrisinekten daha kk bir yarat bile
1270
bn Kuteybe, Garbl-Kurn, s. 44; kr. Tevlu Mkilil-Kurn, s. 190.
1271
Ferr, Menil-Kurn, I, 20-21.
1272
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 98.
1273
Ahfe, Menil-Kurn, I, 215.
1274
Bendenc, Takfiye, s. 602.
1275
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 26.
249
Ezdd olduu kabul edilen lafzlardan birisi de, szlkte bir eyin arkas gibi
anlamlara gelen /vere kelimesidir. Bu durumda bu kelime, yerine gre, hem n
hem de arka anlamna muhtemeldir. Bendenc de vere kelimesiyle ilgili ayn
grleri dile getirmektedir.1278 Eb Ubeyde, bnl-Yezd ve bn Kuteybe de bu
kelimeyi ezdd kabul etmiler ve HX
=
% #
-
>
i J |
@ I
1279 ayetindeki vere
kelimesini D D 1#)/nlerinde eklinde1280 aklamlardr. Bu limler bu ayetteki
vere kelimesine n anlamn vermekle ve buna rnekler getirmekle yetinmi, bunun
tesinde herhangi bir aklama yapmamlardr. Ferr ile Zeccc ise, bu kelimeye n
anlamn verirken, teorik baz aklamalar da yapmlardr. Szgelimi Ferr vere
kelimesinin, zaman ile ilikili durumlarda, yani bir eyin zaman asndan baka bir
eyin nnde olduunun bildirilmesi amaland takdirde n anlamna gelebileceini
syleyerek kelimenin n anlamnda kullanlmasnn kuraln belirtmitir. Dolaysyla
bu durumda, bir insann nnde bulunan birisi, yani meknsal ncelik iin (
ifadesi kullanlmaz. Ancak szgelimi souklar geliyor demek iin f )
ifadesi kullanlabilir.1281 Zeccc bu ayetteki vere kelimesinin arka anlam
verilmesinin daha gzel olduunu belirttikten sonra, n anlamna gelebileceini >#g
lafz ile ifade etmi ve Arapada bu durumun caiz olduunu sylemitir. Daha sonra
insann nndeki ey gzkmedii takdirde arkasndaym gibi saylr diyerek vere
kelimesinin n anlamnda kullanlmasnn normal bir kullanm oluunun gerekesini
1276
Kr. Muhammed Esed, Kuran Mesaj Mel Tefsir, (ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk), 3 cilt, aret
Yaynlar, stanbul 1999, I, 9; ztrk (haz.), Kuran- Kerim Meali (Anlam ve Yorum Merkezli), Otto,
Ankara 2008, s. 4.
1277
Bkz. Duman, Beynul-Hakk, III, 27.
1278
Bendenc, Takfiye, s. 75.
1279
Kehf, 18/79.
1280
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 412; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 108; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 270.
1281
Ferr, Menil-Kurn, II, 157.
250
(*^
1284 ayetindeki zan kelimesi kesin bilgi anlamnda kullanlmtr. lk szlk
mellifi Halil b. Ahmed zan kelimesinin phe ve kesinlik anlamna geldiini
1282
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, III, 249.
1283
sfahn, Mfredt, s. 317.
1284
Bakara, 2/45-46.
251
1285
Bkz. Halil, el-Ayn, VIII, 152.
1286
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 39-40; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 22; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 46; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 115.
1287
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 115-116.
1288
Hucurt, 49/12. Ey iman edenler! Zannn biroundan saknn! nk zannn bir ksm gnahtr.
Kr. Duman, Beynul-Hakk, III, 436-437.
1289
Yunus, 10/36; Necm, 53/28.
252
Kurandaki ezdd kelimelerden bir dieri, temel anlam, arzu edilen bir eyin
gereklemesini mit etmek olan1290 rec kelimesidir. Bu anlamnn yan sra, rec
kelimesinin Kuranda korkmak anlamnda kullanld da grlmektedir. Bu durumu
Rgb el-sfahn, mit ile korkunun birbirlerini gerektirmesiyle aklamakta1291 ve rec
kelimesinin korkuya delalet etmesine g
(^3 E 1292 ayetini rnek
gstermektedir. Baz ayetlerdeki rec kelimesine, ezdd olmasn gereke gstererek ve
balama uygun olmasndan hareketle mfessirler de korku anlam vermilerdir.
rnein, Zeccc bu ayeti, nasl oluyor da Allahn azametinden korkmuyorsunuz?
gibi anlamlar vermitir.1293 Ayn ekilde bnl-Yezd de bu ayetteki rec lafznn
korku anlamna delalet ettiini, Tihme lehesinde olumsuzluk edatyla birlikte
kullanld takdirde kelimenin bu tr kullanmnn mevcut olduunu sylemitir.1294
Rec kelimesinin korku anlamna delaleti konusunda en kapsaml aklamay ise Ferr
yapm ve konuyla ilgili bir ilkeye dikkat ekmitir. Ferr, baz mfessirlerin 1
(^3
(^ C
i1295 ayetindeki
(^3 kelimesinin (U3/korkuyorsunuz anlamnda
olduunu sylediklerini, oysa, rec kelimesinin olumsuzluk edatyla birlikte olmas
dnda korku anlamnda kullanldna rastlamadn ne srmtr. Recnn
korkuya delalet edebilmesi iin, g
(^3 E 1296 ayetindeki gibi olumsuzluk
edatyla birlikte olmas gerektiini sylemi ve szgelimi, senden korktum anlamnda
I3(^ ifadesinin kullanlamayacan zikretmitir.1297
Bilindii zere, dil duraan bir olgu olmayp, srekli deiir ve geliir. Dildeki bu
deiim veya geliim yava olabildii gibi, ok hzl da olabilir. Dildeki sesler, lafzlar,
lafzlarn siygalar ve manalar deiim ve geliime tabidir. Bu manada dil nesilden
nesile eitli deiikliklere maruz kalarak tanr. Dildeki deiimlerin nemli bir
ksmn manadaki deiim ve geliim oluturmaktadr. Lafzlar, effaf dolaplar
ierisinde sergilenip, ihtiya olduunda oradan alnp kullanlan birer vasta olmayp,
insanlar aras dolaan birer olgudur. Lafzlarn insanlar arasndaki dolam ise, onlarn
1290
Rgb, Mfredt, s. 190-191.
1291
Bkz. Rgb, Mfredt, s. 190.
1292
Nh, 71/13.
1293
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, V, 179; III, 258.
1294
bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 130.
1295
Nis, 4/104.
1296
Nh, 71/13.
1297
Ferr, Menil-Kurn, I, 286.
253
Bugn byk lde tarihsel semantiin inceleme konusu olan anlam deimeleri, dille
ilgilenen ilim adamlarnn teden beri ilgilendii bir husus olmutur. Bu balamda
birok dil bilgini anlam deiikliiyle ilgilenmi, dildeki anlam deien unsurlar tespit
etmeye, bunlarn nedenleri ve eitlerini belirlemeye almtr.1301 Semantik ilk bata
kelimelerin anlamnda grlen deiikliklerle ilgili olarak ortaya km,1302 daha sonra
ikiye ayrlarak, anlam deimeleri artsremli/tarihsel semantiin, bir dildeki ya da
metindeki anlam ilikileriyle de ezamanl semantiin ilgili alan olarak kabul
edilmitir.
Anlam deiimi eitli nedenlere bal olarak gerekleir. Anlam deiimiyle ilgili
birok farkl neden ne srlmtr. Biz bu nedenleri alt ayr kategoride ele almay
uygun grdk. Ayrca unu da belirtelim ki, bu nedenler arasnda kesin snrlar koymak
her zaman iin mmkn ve doru deildir. Dolaysyla, herhangi bir kelimenin maruz
kald anlamsal deiimi bu nedenlerden bir kayla aklamak mmkndr. Bunlardan
nemli olanlar hakknda ksaca bilgi vermek istiyoruz.1303
1298
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256. Anlam deimesi hakknda ayrntl bilgi iin bkz.
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 211-217; Gven, okanlamllk, 140-157.
1299
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 212.
1300
Aksan, Anlambilim, s. 88.
1301
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 211; Guiraud, Anlambilim, s. 53 ve devam; Gven, okanlamllk, s.
140-141;
1302
Palmer, Semantik; s. 22; Gven, okanlamllk, s. 141-142;
1303
Anlam deiimlerinin nedenleri hakknda bilgi iin bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 67-84; Rudeyn,
Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256-259; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 216-217; Kadir Knar,
Anlambilimi ve Arap Anlambililimi, Ravza Yaynlar, stanbul 2008, s. 140-156; Vardar, Dilbilimin
Temel Kavram ve lkeleri, s. 124-126; Palmer, Semantik, s. 22-23.
254
Aslnda anlam deiimi tarih ierisinde gerekleen, dolaysyla zamana baml bir
olgudur. Bu yzden, anlam deiikliklerinin hepsinde bir ekilde tarih faktrnden sz
etmek mmkndr.1308 Bununla birlikte, baz faktrlerin daha fazla ne kt olgularn
varl, nedenlerin farkl kategoriler halinde ele alnmasna yol amtr. Tarih
etkenlerde, herhangi bir faktr n planda olmayp, tarihsel srete insann bilgisinin
deimesi nedeniyle kelimenin anlamnn yeni bir boyut kazanmas szkonusudur.
1304
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256.
1305
Guiraud, Anlambilim, s. 67; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 256-257.
1306
Bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 73-81.
1307
Bkz. Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambililimi, s. 150-151.
1308
Nitkeim Guiraud Tarihsel nedenler hemen hemen btn anlambilimciler tarafndan benimsenmitir
diyerek buna iaret etmitir. Bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 82.
255
Bir dili konuan insanlarn ihtiyalar dorultusunda baz kelimelere yeni anlam
yklenmesi veya baka dildeki kelimelerin dn olarak alnp kullanldklar birok
dilbilimci tarafndan kabul edilmektedir. Yeni icad edilen veya balangta pek
bilinmeyen ya da sk rastlanmayan bir nesne ya da olguya kendisine benzeyen ve daha
iyi bilinen bir varln adnn verilmesi sz konusu olabilir. Bu durumda kelimenin
anlamnda bir genileme ya da anlam okluu olabilecei gibi, zamanla yeni anlam eski
anlamn yerini alarak anlamn tamamen deimesine dahi yol aabilir. Bilimsel terimler
ya da insan vcudundaki organlarn eitli nesnelere ad olarak verilmesi bu tr deiime
rnek gsterilebilir.1312 nsann bir organ iin kullanlan az kelimesinin ienin
az, dere az gibi nesneler iin kullanlmas insan vcudundaki organlarn baka
eyler iin kullanld durumlara rnektir. Bir olayn veya durumun anlalmasna
yardm eden ey, alamet anlamndaki belirti kelimesinin, bir tp terimi olarak,
vcuttaki ilevsel bir bozukluun, hastaln gstergesi olan durum veya grnt,
semptom anlamnda,1313 yine bir eyi aklamak, izhar etmek anlamndaki beyan
kelimesinin beyan ilminin alt dallarndan birisinin ad olarak kullanlmas terimleme
yoluyla gerekleen anlam deiimine rnek gsterilebilir.
1309
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 125; Guiraud, Anlambilim, s. 82.
1310
Bkz. Palmer, Semantik, s. 23.
1311
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 259. Araba ve Qg kelimelerinin maruz kald anlam
deiimini ihtiyalarla aklamak mmkndr. Hatta gnmzde bu kkten tretilen Q: kelimesi
havaliman anlamnda kullanlmaktadr.
1312
Guiraud, Anlambilim, s. 68-69; Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 148-149.
1313
TDK Trke Szlk, s. 239.
256
Baz durumlarda ideolojik ya da siyasi amalarla bir kelimeye yeni bir ierik
kazandrlmas szkonusudur. Zamanla bu yeni ierik kelimelerin anlam alanna dhil
olur ve kelimenin anlamlarndan birisi haline gelebilir, hatta eski anlamn buharlaarak,
yeni anlamn yaygn hale gelmesine neden olabilir. Kuranda daha ok inkrclar
nitelemek iin kullanlan fsk kelimesinin tenzil sonras siyasi ve mezhebi tartmalar
sonucunda Mslmanlar iin kullanmnn yaygnlamas bu duruma rnek olarak
1314
Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 125-126.
1315
Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 145-146; Aksan, Her Ynyle Dil, III, 216-217.
1316
Knar, Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 145-146.
1317
Guiraud, Anlambilim, s. 78-79; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 119-120, 178.
257
Ayrca bazen eitli armlar olan kelimelerin duygusal amala farkl nesneler iin
kullanlmas szkonusudur. Bir eye, kendisinden daha kk bir eye benzetilerek
onun adyla hitap edilmesi, o insann sevimliliini gstermek amacyla yaplabildii
gibi, bazen de onun gszln ifade etmek iin de yaplabilir. Ayn ekilde, bazen
de birisinin glln ya da ktln gstermek amacyla, kendisinden byk bir
nesnenin adyla hitap edilmesi de geerlidir. Bu durumda szkonusu szck kltme
ya da byltme yoluyla anlam deiimine uram olur.1321
1318
Halife ve r kelimelerinin urad bu deiim iin bkz. Cndiolu, Szn z, s. 39-44; Halife
kelimesinin trdeleriyle ilgili analiz ve Kuranda kullanld anlam hakknda bilgi iin bkz.
Pazarba, Kurana Gre Halifelik ve Toplumsal Sreklilik, Bilimname, Kayseri 2003, say: 1, s.
16-30.
1319
Guiraud, Anlambilim, s. 71-73.
1320
rnein, ! %l!
C
v
, 1
E %
^
-
S S9
% ( Mide, 5/6) ayetindeki v
, ve
!
%l!
C
ifadeleri hakk manalarnda kullanlmamtr. Bu lafzlarn eski manalarna ilaveten yeni
anlamlar da ifade ettii dnlrse, anlam genilemesi; eski manalarnn tamamen unutulduu
dnldnde ise anlam bakalamas szkonusu olur. Lafzlarn anlam hakknda geni bilgi iin
bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 128, 155; bn Sikkt, Islhul-Mantk, s. 315.
1321
Guiraud, Anlambilim, s. 69-70.
258
Anlam daralmas, bir gstergenin manasnn daralarak nceden delalet ettii nesne ya da
kavramn ancak bir ksmn anlatr duruma gelmesi,1323 genel anlamdan zel anlama
gemesidir.1324 rnein, bugn Trkemizdeki sadece erkek ocuklar iin kullanlan
olan szc, Gktrk Kitabelerinde herhangi bir ayrm yaplmadan hem erkek hem
de kz ocuklar iin kullanlmtr. Ayn ekilde, yerlemek, yer tutmak gibi
anlamlarda kullanlan konmak kelimesi gnmz Trkesinde, daha ok, uan bir eyin
konmas anlamnda kullanlmaktadr. okanlaml bir kelimenin, anlamlarndan bazsn
ya da birini yitirmesi de anlam daralmasdr. rnein, dirilmek szc eski
dnemlerde hem yaamak hem de ldkten sonra canlanan anlamna gelirken, bugn
sadece ldkten sonra canlanmak anlamnda kullanlmaktadr.1325
1322
Anlam deiiminin eitleri hakknda bilgi iin bkz. Guiraud, Anlambilim, s. 54 vd.; Aksan, Her
Ynyle Dil, III, 212-213; Vardar, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, s. 126-129; H. Mehmet
Soysald, Kuran Anlama Metodolojisi, Ankara 2001, s. 28-32; Gven, okanlamllk, s. 145-152;
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 259-262; Saran, lml-Lga, s. 280-286; Knar,
Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 156-175.
1323
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 213; Saran, lml-Lga, s. 283; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm,
s. 259; Gven, okanlamllk, s. 148; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s.
124-125.
1324
Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda
zledii Yntem, s. 179.
1325
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 213-214.
259
Kuranda geen kelimelerden anlam daralmasna urayan dier bir kelime fkh
kelimesidir. Nitekim Gazl 1l L (Di
#
, 2
D % g >
l 1
$ C
( 1328 ve C
(g D
D)
(D
1329 ayetlerini de rnek gstererek daha genel olarak anlamak anlamnda
kullanlan fkh kelimesinin, zamanla anlam daralmasna urayarak sadece fkh ilmini
ifade eder hale geldiini belirtmitir.1330
nceleri bildirmek anlamnda kullanlan kelimesi, slam sonras daha zel olan
namaz vaktinin bildirilmesi anlamna delalet edecek ekilde anlam daralmasna
uramtr. Ayn ekilde, iki kapak arasnda derlenmi yaz anlamndaki WG
X
kelimesinin anlam daralarak1331 Kuran- Kerim iin kullanlr haline gelmitir.
Anlam genilemesini, bir nesnenin, bir iin bir blmn, ya da bir trn gsteren bir
lafzn kullanm alannn genileyerek, gsterilen ksmnn dar anlamdan geni anlama
intikal etmesi olarak tanmlamak mmkndr. Bylece kelime aslnda olduundan daha
geni bir anlama sahip olur.1332 Anlam deiimine yol aan tarihsel etkenler ksmnda
rnek verdiimiz araba kelimesi nceleri elle ya da atlarla yrtlen vasta iin
kullanlyorken, gnmzde bunlarn yan sra, otomobil iin de kullanlyor hale
1326
Gven, okanlamllk, s. 149; Saran, lml-Lga, s. 284.
1327
Gven; okanlamllk, s. 149-150; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 179-181.
1328
Tevbe, 9/22.
1329
Arf, 7/179.
1330
Gazl, hyu Ulmid-Dn, (ev. Ahmed Serdarolu), 4 cilt, Bedir Yaynevi, stanbul 1974, I, 83-84;
Gven, okanlamllk, s. 150.
1331
Bkz. Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin Arapalatrlmas ve Dil Hatalar
Konusunda zledii Yntem, s. 180.
1332
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 214; Gven; okanlamllk, s. 146; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-
mm, s. 260; Saran, lml-Lga, s. 284; Sarkaya, Kemal Paa-Zdenin Yabanc Kelimelerin
Arapalatrlmas ve Dil Hatalar Konusunda zledii Yntem, s. 178; Ylmaz, Semantik Analiz
Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 125-127; Knar; Anlambilimi ve Arap Anlambilimi, s. 161.
260
Chiliye dneminde melek kelimesi, tapnmaya layk olacak ekilde saygya layk bir
varlk iin kullanlyorken, Kuranda bu kelime anlam bakalamasna urayarak
ieriindeki tanrlk anlamn yitirmi, yaratlm ve srekli Allaha itaat eden bir varlk
anlamn kazanmtr.1337
Anlam bayalamas, daha nce toplum nazarnda olumlu ve yce anlamlar ifade eden
kelimelerin eitli nedenlere bal olarak, zamanla ieriklerindeki olumlu ve yce
anlamlar yitirerek sradan ya da olumsuz ve baya anlamlar ifade eder hale
gelmesidir.1338 rnein, Endls Emevilerinde bavezir iin kullanlan K^
1333
Saran, lml-Lga, s. 285.
1334
bn Kuteybe, Tevlu Mkilil-Kurn, s. 556; kr. Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 260.
1335
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 215; Ylmaz, Semantik Analiz Ynteminin Kurana Uygulanmas, s. 27-
128.
1336
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
1337
Gven, okanlamllk, s. 152; kr. Toshihiko Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, (ev. Sleyman Ate),
Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul t.y., s. 23-25; Soysald, Kuran Anlama Metodolojisi, s. 32;
Kuran Anlamada Semantik Metodun nemi, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik-
Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum t.y., s. 40.
1338
Saran, lml-Lga, s. 280-281; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
261
Anlam iyilemesi, daha nce sradan ya da olumsuz bir anlam ifade eden bir kelimenin,
toplum nazarnda daha yce ve olumlu bir anlam iin kullanlmaya balamasdr.1341
rnein, mareal lafz ngilizcede at seyislii yapanlara verilen bir ad iken, daha
sonra ordudaki en yksek mevklerden birine ykselmi komutan iin kullanlr hale
gelmitir.1342 Yine nceleri kelimesi herhangi bir olumlu deer iermeksizin iki
eyin birbirinden ayrlmas anlamnda kullanlmaktayd. Nitekim Kuranda
( +
: Dn( # 1343 ayetinde gnahkrlarn dier insanlardan ayrlmasn, deyim
yerindeyse meknsal bir ayrlmay, ifade etmek iin kullanlmtr. Ancak daha sonra
kelimenin anlamnda olumlu bir ynde deime meydana gelmi ve bir eyin stnlk
nedeniyle benzerlerinden ayrlmas anlamnda kullanlmaya balanmtr.1344
Dilbilimsel tefsir asndan anlam deimeleri, dier bir ifadeyle tarihsel semantik son
derece nemlidir. Zira, Kuran- Kerimde, indirildii dnemin ve byk lde Hicaz
blgesinde yaayanlarn Arapas kullanlmtr. Bu durumda, mfessirin bilmesi ve
Kurann anlalmas iin gereken ilimler arasnda ilk sray alan, mfredatn
bilinmesiyle maksat, lafzlarn ilk olarak cahiliye ve tenzil dnemindeki anlamlarnn,
bunun yan sra, eer daha sonra anlam deiimine uramlarsa bu anlamlarn bilinmesi
olmaldr.1345 Emn el-Hl kelimelerin tarihsel sre ierisinde anlam deiimine
uradklar gereine dikkat ekmi ve anlam deiiklii olgusunun Kuran tefsiri iin
teklif ettii yntemin nemli admlarndan birisi olarak zikretmitir. Hatta kelimelerin
urad anlam deiikliinin dikkate alnmamasnn hataya dmeye yol aacan
1339
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 261;
1340
Saran, lml-Lga, s. 282.
1341
Saran, lml-Lga, s. 282-283; Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 262.
1342
Aksan, Her Ynyle Dil, III, 215; Saran, lml-Lga, s. 283.
1343
Ysn, 36/59.
1344
Rudeyn, Fusl fi lmil-Lgatil-mm, s. 262.
1345
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 58-59; Gven, okanlamllk, s. 142.
262
1346
Emn el-Hl, Kuran Tefsirinde Yeni Bir Metod, s. 93.
1347
Cndiolu, Kuran evirilerinin Dnyas, s. 59. Kuran tefsirinde tarihsel semantiin nemi hakknda
bkz. Mustafa nver, Sinokronik Semantik ve Tarih Bilinci Balamnda Bir Kuran Terminolojisi
Oluturmaya Doru, III. Kuran Haftas Kuran Sempozyumu, 13-19 Ocak 1997, (Ayn Ad Altnda
Yaymlanm Sepozyum Kitab), Ankara, 1998; ss. 157-181; Albayrak, Tefsir Usul, s. 127.
1348
Bu balamda ehl-i beyt kavram rnek gsterilebilir. Szkonusu kavram hakknda analiz ve
deerlendirmeler iin bkz. Duman, Tefsirin Temel lkeleri erevesinde Kuran- Kerimde Ehl-i
Beyt, Marife, yl: 4, say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 7-36; ztrk, i ve Snn Mfessirlere
Gre Ehl-i Beyt Kavram, Marife, yl: 4, say: 3 ss. 37-53; Adnan Demircan, Arap Siyas
Geleneinin Ehl-i Beyt Tamlamasnn Kavramlama Srecine Etkisi, Marife, yl: 4, say: 3, ss. 93-
110; Mesut Okumu, i ve Snn Mfessirlerin Ehl-i Beytle lgili Baz Ayetlere Yaklamlar
zerine, Marife, yl: 4, say: 3, ss. 211-233. Murat Sln, makm- mahmd ve nefs-i mutmaine
ifadelerinin benzer bir anlam deimesine uradn ne srmektedir. Bkz. Murat Sln, Makm-
Mahmd Ayetine Farkl Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale; Nefs-i Mutmainne Ayetine Yeni Bir
Yaklam, Yayna Hazr Makale.
1349
Konuyla ilgili bilgi ve rnekler iin bkz. Emrullah ler, okanlamllk, Anlam Daralmas ve
Kurann Trke evirilerinde Yaplan Yanllar, Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik-
Sempozyumu (17-18 Mays 2001 Van), Bakanlar Matbaas, Erzurum t.y., ss. 385-397; Zekeriya Pak,
Kurandaki Kelimelerin Trkeye Gei Srecinde Uradklar Anlam Deimeleri, KS lahiyat
Fakltesi Dergisi, say: 3, Kahramanmara 2004, ss. 91-111.
263
Kuranda kullanlan nemli kavramlardan birisi olan hanf (W#%) kelimesinin anlam
deimesine uradn ilk dnem mfessir ve dilbilimcilerinin yaptklar
aklamalardan anlyoruz. Szlk anlam meyletmek (ayak baparmaklarnn komu
parmaklar ynne doru meyletmesi) olan1350 hanf kelimesinin urad anlam
deimesinin birka aama geirdiini sylemek mmkndr. Kelime ilk olarak szlk
anlamndaki ayak baparmann meyletmesi anlamnn yan sra, yeni bir anlam
kazanarak bir dini brakp dier bir dine (slama) meyletme anlamna delalet eder
konuma gelmitir. Nitekim Halil b. Ahmed hanefe kelimesinin szlk anlamn
akladktan sonra, hanf szcn Hz. brahimin dini zerine olan ve kble olarak
Kabeye ynelen ya da Allaha teslim olan kii olarak aklamtr.1351 Zeccc da
tefsirinin farkl yerlerinde kelimenin szck anlamn akladktan sonra, terimsel
anlamna dikkat ekmitir. Zeccc kelimenin terimsel manasn izah ederken, szlk
anlamnn artrd kalclk zelliine de gndermede bulunmu ve Hz.
brahimin, atalarnn dinini terk ederek kalc olarak slama meylettiini
belirtmitir.1352
Hanf kelimesi, Hz. brahimin, atalarnn dinini terk ederek, sadece Allaha kulluk
etmeye ynelmesi anlamn kazanmasna ramen, cahiliye dneminde kelimenin bu
anlamnda baz daralmalar meydana geldiini ne sren mfessir ve dilbilimciler vardr.
Kelimenin maruz kald bu deiimi Eb Ubeyde aka belirtmi ve kelimeyle ilgili
u aklamalar yapmtr:
Hanf kelimesi cahiliye dneminde Hz. brahimin dini zere olan kimseler hakknda
kullanlrd. Daha sonra senelerin gemesiyle1353 bu kelime Hz. brahimin dini ve
snnetinden sadece, snnet olmak ve Kbeyi ziyaret etmek iin kullanlr hale geldi. Hatta
o kadar ki, Araplar arasnda, puta tapt halde biz hanifiz diyen insanlar vard. Oysa bu
1350
Halil, el-Ayn, III, 248; Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 187.
1351
Halil, el-Ayn, III, 248.
1352
Zeccc, Menil-Kurn ve rbh, I, 187, 359; II, 216, 251; III, 181.
1353
Eb Ubeyde bu deiimi (%! yU-%3 : (: yllarn birbirini kovalamas zerine) ifadesiyle dile
getirmitir. Eb Ubeydenin byle bir ifadeye yer vermesini, zamann gemesiyle anlamlarn
deitiine iaret etmesi asndan nemsiyoruz.
264
insanlar Hz. brahimin dininden sadece snnet olma ve Kbeyi ziyaret etmeyi yerine
getiriyorlard. Bugn ise hanf kelimesi mslim anlamndadr.1354
Fsk kavram ise tenzil dneminde hem de tenzil sonras dnemde nemli anlam
deimelerine maruz kalm bir kavramdr.1355 Hatta bu kelimenin Kurann nzul
sreci ierisinde Mekke ve Medne dnemlerinde farkl anlamlarda kullanld
bilinmektedir. Nitekim fsk kelimesi Mekk srelerde mrik ve kfirleri nitelemek iin
kullanlyorken, Meden srelerde kelimenin kapsamna mnafklar da dahil edilmitir.
Hatta Hucurt Sresi altnc ayette fsk kelimesi bir mminin vasf olarak zikredilmi,
ayrca eitli ayetlerde fusk formu mminlerle ilgili olarak kullanlmtr.1356 Bu
ynyle fsk kavramnn geirdii anlam deiimleri gerek cahiliye, gerekse tenzil
dnemi ve tenzil sonras dnemi kapsayacak ekilde incelenmeye elverilidir.1357 Ancak
tezimizin gerek konusu gerekse snrlar asndan biz bu kavram kapsaml bir ekilde
incelemek yerine, Kurann terimletirmesi sonucu meydana gelen anlam deiimiyle,
tenzil sonras dnemdeki anlam deiimine ksaca deinmekle yetineceiz.
zeyir es-Sicistn, tenzil dnemiyle birlikte fsk kelimesinde meydana gelen anlam
deiikliini ve kelimenin szlk anlamyla terimsel anlam arasndaki balanty da
belirtmek suretiyle aka zikretmektedir. Sicistn, fsk kelimesinin tenzil ncesi
dnemdeki anlamyla ilgili iki ihtimalden bahseder. Bunlardan birisi kelimenin taze
meyvenin kabuundan kmas1358 ya da farenin yuvasndan kmas1359 gibi
anlamlara delalet etmesidir. Kuran kelimenin bu anlamn deitirerek, Allahn
emrinden ve doru yoldan kmak anlamnda kullanmtr. Sicistn fsk kelimesinin
1354
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, I, 58, 369.
1355
Sadk Kl, Kuranda Gnah Kavram, Hiba Yaynlar, Konya 1984, s. 148; nver, Sinokronik
Semantik, s. 171.
1356
Bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 174, 178. rnein, Bakara, 2/197, 2/282; Hucurt, 49/7.
1357
Fsk kelimesinin cahiliye, tenzil ve tenzil sonras dnemde geirdii anlam serveniyle ilgili ayrntl
bilgi iin bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 171-181; Yusuf evki Yavuz, Fsk, DA, stanbul
1995, XII, 202-205; Mehmet Murat Karakaya, Kurann Anlalmasnda Dil Problemi, Marifet
Yaynlar, stanbul 2003, s. 167-169.
1358
`g 1 y^| H2 y!
1359
G^ 1 y^|
@ y!
265
1360
D# !3 S%*:)
% L \P!
1361
Ebi Bekr M. b. zeyr es-Sicistn, Kitb Garbil-Kurn, (thk. Muhammed Edib Abdlvahid
Cemrn), Dru Kuteybe, Beyrut 1995, s. 357-358. kr. Halil, el-Ayn, V, 82.
1362
Bkz. nver, Sinokronik Semantik, s. 179-180; Yavuz, Fsk, XII, 202-205
1363
Bkz. Yavuz, Fsk, XII, 202-204.
1364
Hucurt Sresi, 49/7. ayette olduu gibi mminler hakknda kullanld da vakidir.
1365
Fl, 105/3. zerlerine sr sr kular saldn grmedin mi?
1366
rnein, bkz. Onlarn zerine damgalanm talar atan Ebbil kularn gnderdi. (Piri, Kuran-
Kerim Trke Anlam, s. 294); Onlarn zerine Ebbil kularn gnderdi, (zek, Karaman, Turgut
ve dierleri, Kuran- Kerim ve Trke Aklamal Meali, s. 600).
266
1367
Kitbl-Aynda ebbil kelimesi pepee giden ku srleri olarak aklanmtr. Bkz. Halil, el-
Ayn, VIII, 343. Kitbl-Ayndaki ifade yledir:
IJ> #))> # |
#Qg W| *#Qg : \#l)\
#l) m*) Dm* ) H :> " #)) #2
D# >- " :< >
^ (g
1368
g
3 L :^
1369
Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 312; bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 212; bn Kuteybe,
Garbl-Kurn, s. 539.
1370
% % 1 >#))#Q y,^ Bkz. Eb Ubeyde, Meczl-Kurn, II, 312.
1371
#$ > 1 > #))> #U y,^ Bkz. bnl-Yezd, Garbl-Kurn, s. 212.
SONU
Hz. Peygamber, sahabe ve tabinin tefsirinde ilk nvelerini grdmz dilsel izahlarn,
dilbilim almalarnn balamas ve gelimesi sonucu, tefsirlerde daha youn bir
ekilde yer ald ve bir yaklam haline geldii grlmektedir. Bu balamda hicri ikinci
asrn ikinci yarsndan itibaren dilbilimsel yaklama gre birok tefsir telif edilmitir.
Bu eserlerin ncelikli amac ve hepsinin birletii ortak nokta, Kurann anlalmasnda
kelimelerin okunuu, anlam, yaps ve cmle ierisindeki dizilii gibi dilbilimin eitli
alanlarn ilgilendiren problemlerin zm olmutur.
Dilbilimsel yaklam ve bu yaklama gre telif edilen eserler, tefsir literatrnde lgav,
filolojik veya dilbilimsel olarak nitelendirilmitir. almamz esnasnda incelediimiz
eserleri, ama, ierik ve slup olarak dier tefsirlerden ayran dilbilimsel arlkl
ynlerin olduu ve belli bir yaklam tarzlarnn bulunduu sonucuna ulatk. Zira
hemen her mfessir dilbilimden yararlandysa ve yararlanmak zorundaysa da, dilbilim
arlkl eserlerde ncelikle Kurann anlalmas nndeki dilbilimsel engellerin
giderilmesi amalanmtr. Dilbilimsel yaklama sahip eserlerle, szgelimi Muktil b.
Sleymann et-Tefsrul-Kebri, bn Eb Htimin Tefsiri veya Tabernin Cmiul-
Beyn arasndaki ierik ve ama farkll gz nnde bulundurulduunda, dilbilimsel
diye nitelendirdiimiz tefsirlerde dilbilimin hkim renk olduunun grlmesi
mmkndr. Nitekim dilbilimsel tefsirlerde ayetlerin dilbilimsel adan tefsir edilmesi
amalanm, bunun dnda genel amal telif edilmi tefsirlerde grlen, ayetlerin
sebeb-i nzlu, tarih arka plan, fkh ya da kelam adan yaplan izahlar gibi hususlara
ok fazla yer verilmemitir. Bununla birlikte, szgelimi Ferrnn, Menil-Kurnnn
belli blmlerinde sebeb-i nzule ilikin olduka fazla rivayete yer vermesinde olduu
gibi, dilbilimsel tefsirlerde dilbilimi ilgilendirmeyen konularla ilgili aklamalar da
268
Din, kltrel, politik ve ekonomik etkenler sonucu ortaya kan dilbilimsel yaklam
eitli ekillerde tezahr etmi, bu balamda dilbilimin farkl alt dallarn ilgilendiren ve
dilbilimsel tefsirle dorudan ya da dolayl olarak ilgili farkl birok eser tr ortaya
kmtr. Garbl-Kurn, vch-nezir, menil-Kurn ve irbl-Kurn tr
eserler, tefsir amal telif edildikleri iin bu eserler dilbilimsel tefsirle dorudan ilgilidir.
Bu tr eserlerin yan sra, ncelikli olarak Kuran tefsiri amalanmasa da, mucemler,
dilbilimin eitli alanlarn ilgilendiren eserler, ezdd kitaplar vb. eserlerin de
dilbilimsel tefsire dolayl katklarndan sz edilebilir.
Hicri ikinci asrn sonlarndan nc asrn sonlarna kadarki dnem dilbilimsel tefsir
ekolnn en canl olduu zaman dilimi olarak nitelenebilir. Zira szkonusu zaman
dilimi ierisinde dilbilimsel yaklama gre telif edilen tefsirlerin nicelik olarak daha
fazla olduunu grmekteyiz. Ayrca bu dnemdeki dilbilimsel tefsirlerdeki dilbilimsel
yn, sonraki eserlere oranla daha baskndr. Dilbilimsel arlkl tefsirlerin telifi
gnmze kadar devam etse de, hicri 4. asrdan itibaren bir krlmadan sz etmek
mmkndr. Zira, 4. asrdan itibaren belagatn sistemlemesi ve iczl-Kurn
literatrnn olumasyla birlikte belagatin terminolojisi de tefsire yansmtr. Ayrca
dilbilimsel amala telif edilmi eserleri dilbilimsel yapan zelliin 4. asrdan sonraki
eserlerde azaldn grmekteyiz. Bu farkllk, szgelimi Zeccc ve Nehhasn Menil-
Kurnlaryla Ahfe ve Ferrnn Menil-Kurnlar karlatrldnda daha iyi
grlebilir.
Bu noktada, hicri ikinci asrn sonuyla drdnc asrn bana kadar telif edilen
dilbilimsel tefsirlerin gnmz asndan nemli olduunu dnyoruz. Zira, hicri ilk
270
asrn tenzil dnemine yaknl sayesinde, tenzil sonras dnemin ilm, siyasi ve dier
gelimelerinin yol at olumsuz ynlerin erken dnemde telif edilmi eserlerde daha
az olmas gibi bir avantajdan sz etmek mmkndr. Bu durum gz nnde
bulundurulduunda, bugn tefsir ya da meal almas yaparak gnmz insannn
Kuran daha kolay anlamas ynnde gayret sarfedenlerin hicri ilk asrn
birikiminden mstan kalamayaca aikardr.
Son olarak, 20. yzylda dilbilim alannda birok gelime kaydedilmi ve semantik
bata olmak zere, bu gelimelerin Kuran tefsirine yansmalar olmutur. almamz
sayesinde bu tr ada gelimelerle birebir rttn iddia etmek doru olmasa da,
geleneimizde bunlarn tekabllerinin olduunu daha net olarak grme imkn bulduk.
Bu balamda ada yaklamlar daha iyi deerlendirebilmek, Kuran tefsiri asndan
ne anlam ifade ettiklerini grebilmek ve bunlardan tefsirde salkl bir ekilde
yararlanabilmek iin, bunlara geleneimizde nelerin tekabl edebileceini, aralarndaki
benzer ve farkl noktalarn tespit edilmesi gerektiini dnyoruz.
KAYNAKA
Akpnar, Ali, Sad b. Cbeyr ve Tefsir lmindeki Yeri, Yaynlanmam Doktora Tezi,
SSBE, Konya 1993.
Allen, Robert (editr), The Penguin Dictionary, Penguin Books, Londra 2003.
Apaydn, H. Yunus, Klasik Fkh Usulnn Yaps ve levi, Gncel Din Meseleler
Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss.
285-304.
Aydz, Davut, Tefsir Tarihi Tefsir eitleri ve Konulu Tefsir, Ik Yaynlar, stanbul
2004.
273
Baktr, Mustafa, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, ss. 456-457.
Benveniste, Emile, Genel Dilbilim Sorunlar, (ev. Erdim ztokat), YKY, stanbul
1994.
__________, Hicri lk Asrda Kuran Filolojisine Dair Eser Veren lim Adamlar ve
Eserleri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, OMSBE, Samsun 1999.
Cbir, Muhammed bid, Arap-slam Kltrnn Akl Yaps, (ev. Burhan Krolu,
Hasan Hacak, Ekrem Demirli), Kitabevi Yaynlar, stanbul 2000.
Cerraholu, smail, Ali b. Ebi Talha'nn Tefsir Sahifesi, AF Dergisi, cilt: XVIII,
Ankara 1971, ss. 55-82.
__________, Belagat lminin Tefsire Tatbiki, Yaynlanmam Ders Notu, Kayseri 1995.
__________, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, Tibyan Yaynlar, stanbul
1997.
etin, Nihad M., Arap, DA, stanbul 1991, III, ss. 276-309.
Demirayak, Kenan, Abbasi Edebiyat Tarihi, afak Basm ve Yaynevi, Erzurum 1998.
Elmal, Hseyin-Aslan, kr, Garb, DA, stanbul 1996, XIII, ss. 374-375.
Eybolu, smet Zeki, Trk Dilinin Etimoloji Szl, Sosyal Yaynlar, stanbul 1995.
Goldziher, Ignace, slam Tefsir Ekolleri, (ev. Mustafa slamolu), Denge Yaynlar,
stanbul 1997.
__________, Klasik Arap Literatr, (ev. Azmi Yksel-Rahmi Er), Yaynlar Ankara
1993.
Grener, brahim, Tefsir ve Tefsir Usl zerine Dnceler, Lain Yaynlar, Kayseri
2004.
Grgn, lh Szn Gc: Varlk ve Bilgi Kayna Olarak Kuran, Gelenek Yaynclk,
stanbul 2003.
Grmez, Mehmet, Hadislerde Delalet Sorunu, Gncel Din Meseleler Birinci htisas
Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara 2004, ss. 225-240.
279
Gnday, Hseyin - ahin, ener, Arapa Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), Arapa Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), Alfa Yaynlar, stanbul 2005.
Gndzz, Soner, Arapada Kelime Tretimi, Din ve Bilim Kitaplar, Samsun 2005.
Hayes, John H.- Holladay, Carl R., Biblical Exegesis: A Beginners Handbook, John
Knox Pres, Atlanta 1987.
Ick, Yusuf, Kuran Mealleri Sempozyumu, (24-26 Nisan 2003, zmir), 2 cilt, DB
Yaynlar, Ankara 2007, I, ss. 93-111.
Izutsu, Toshihiko, Kuranda Allah ve nsan, (ev. Sleyman Ate), Yeni Ufuklar
Neriyat, stanbul t.y.
bn Cinn, Ebl-Feth Osman, el-Hasis, (thk. Muhammed Ali en-Neccr), 3 cilt, el-
Mektebetl-lmiyye, y.y. t.y.
__________, Tefsiru Garbil-Kurn, (thk. Seyyid Ahmed Sakr), Daru hyai Ktbi'l-
Arabiyye, Msr 1958.
bnl-Esr, zzddn, el-Kmil ft-Trih, 12 cilt, Dru Sdr-Dru Beyrut, Beyrut 1965.
Jansen, J.J.G., Kurana Yaklamlar, (ev. Halilrahmn Aar), Fecr Yaynevi, Ankara
1999.
__________, Kuran Anlamada Dil Problemi, Kuran Mesaj Dergisi, Say 9, ss. 34-
60, stanbul 1998.
Kzkl, Salih Zafer, Arap Grameri Ekolleri, Yaynlanmam Doktora Tezi, USBE,
Bursa 2005.
Kisi, Ali b. Hamza, Menil-Kurn, (haz. sa ehhte sa Ali), Dru Kuba, Kahire
1998.
Ko, Mehmet Akif, snad Verileri erevesinde Erken Dnem Tefsir Faaliyetleri,
Kitbiyt, Ankara 2003.
Kurt, Mustafa, Hicri III. Asrdaki Tefsir almalar ve bn Kuteybenin Tefsir Anlay,
Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, MSBE, stanbul 1990.
Muhammed Esed, Kuran Mesaj Mel Tefsir, (ev. Cahit Koytak-Ahmet Ertrk), 3 cilt,
aret Yaynlar, stanbul 1999.
Msid Mslim Abdullah, Gelime Dneminde Tefsir, (ev. Muhammed elik), Yeni
Akademi Yaynlar, stanbul 2006.
zbalk, Mehmet Reit, Ebh ve Nezir, DA, stanbul 1995, XI, ss. 457-458.
zpnar, mer, Hadis Edebiyatnn Oluumu, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2005.
zsoy, mer, ada Bir Sorun Olarak Kurann Anlalmas Sorunu, Gncel Din
Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara
2004, ss. 41-48.
287
ztrk, Mustafa, i ve Snn Mfessirlere Gre Ehl-i Beyt Kavram, Marife, yl: 4,
say: 3 (K 2004), Konya 2005, ss. 37-53.
__________, (haz.), Kuran- Kerim Meali (Anlam ve Yorum Merkezli), Otto, Ankara
2008.
ztrk, Yaar Nuri (haz.) Kuran- Kerim Meli, Yeni Boyut, stanbul 2003.
Perrot, Jean, Dilbilim, (ev. Emel Ergun), letiim Yaynlar, stanbul 1988.
aban Piri (haz.), Kuran Kerim Trke Anlam, Okyanus Yaynclk, Kayseri 2004.
Saussure, Ferdinand de, Genel Dilbilim Dersleri, (ev. Berke Vardar), Multilingual,
stanbul 1998.
Sbeveyh, Amr b. Osman b. Kabr, el-Kitb, (nr. Eml Bed Yakub), 5 cilt, Drul-
Ktbil-lmiyye, Beyrut 1999.
Simon, Eckehard, The Case for Medieval Philology, On Philology, editr: Jan
Ziolkowski, The Pennsylvania State University Press, Pennsylvania, 1990, ss. 17-20.
Sln, Murat, Makm- Mahmd Ayetine Farkl Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale.
__________, Nefs-i Mutmainne Ayetine Yeni Bir Yaklam, Yayna Hazr Makale.
ehrr, Muhammed, Lgav Kuran Okumalar, (ev. Mustafa nver), Sidre Yaynlar,
Samsun 2001.
Topuzolu, Tevfik Rt, Halil b. Ahmed, DA, stanbul 1997, XV, ss. 309-312.
Tuzcu, Kemal, Araplarda Etimoloji almalar, Nsha, say: 1, Bahar 2001, s. 66-71.
bkz. http://www.doguedebiyati.com/nusha.htm)
Watt, W. Montgomery, slam Dncesinin Teekkl Devri, (ev. Ethem Ruhi Flal),
Umran Yaynlar, Ankara 1981.
Yavuz, Ali Fikri (haz.), Kuran- Kerim ve Mel-i lisi, Snmez Neriyat, stanbul
1982.
Yavuz, Yusuf evki, Fsk, DA, stanbul 1995, XII, ss. 202-205.
Yldrm, Suat, Kuran Anlama Yntemi (Konunun Genel erevesi), Gncel Din
Meseleler Birinci htisas Toplants (02-06 Ekim 2002 Ankara), DB Yaynlar, Ankara
2004, ss. 19-39.
ZGEM
1974 ylnda stanbul, ilide dodu. alayan lkokulundan mezun olduktan sonra
hfzn tamamlad. Ortaokulu stanbul mam Hatip Lisesinde, liseyi Bakrky mam Hatip
Lisesinde tamamlad. 1994de Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesini kazand ve 1998 ylnda
buradan mezun oldu. Ayn yl, Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstitsnde Tefsir Bilim
Dalnda yksek lisansa balad. 1999 ylnda E.. lahiyat Fakltesine aratrma grevlisi olarak
atand. 2001de Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyn Adl Tefsiri adl almasyla
Bilim Uzman oldu. Arapa ve ngilizce bilen Mustafa Karagz, halen ve ayn fakltedeki
grevine devam etmektedir.
lm almalar:
1. Selef Yorumlar Balamnda enkt ve Advul-Beyn Adl Tefsiri, Yaynlanmam
Yksek Lisans Tezi, ESBE, Kayseri 2001.
letiim Bilgileri:
Adres : Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesi
38039 Melikgazi/KAYSER
Tel :
Faklte : 0352 4374937 (31093)
Cep : 05055186094
e-mail : mkaragoz@erciyes.edu.tr