You are on page 1of 281

KUZEY YAYINLARI: 18

Kuramsal Dizi: 4

Kuzey Y aynlar' nda


Birinci Bask: Ocak 1985

KUZEY Y A Y I N L A R I
imek Sk. No: 14/11
A. Ayranc / A N K A R A
Tel: 30 40 81

Kapak: Ali Cengizkan


Dizgi : T E M P O - 1 8 34 65
Bask : Sistem Ofset
ALBERT CAMUS

BASK ALDIRAN NSAN


(L'HOMME REVOLTE)

Trkesi
TAHSN YCEL

KUZEY
NDEKLER

GtRt 1
I. BAKALDIRAN NSAN 9
II. DOATES BAKALDIRMA 21
KABL'N OULLARI 26
SALT YADSIMA 35
Bir yazn adam 36
Zppelerin bakaldrmas 46
KURTULUUN YADSINMASI 54
SALT KESNLEME 61
Tek 61
Nietszche ve yoksayclk 64
BAKALDIRAN R 78
Lautreamont ve bayalk 79
Gerekstclk ve devrim 85
YOKSAYICILIK ve TARH 95
III. TARHSEL BAKALDIRMA 99
KRAL LDRCLER 107
Yeni ncil 110
Kraln idam 112
Erdem dini 116
Yldn 119
TANRI LDRCLER 127
BREYSEL YILDIRICILIK 141
Erdemin braklmas 142
cin 145
Kibar katiller 155
igalev'cilik 163
DEVLET YILDIRICILII ve US DII YILDIRICI 166
DEVLET YILDIRICILII ve USSAL YILDIRI 175
Burjuva kehaneti 176
Devrimci kehanet 183
Kehanetin baarszl 194
Sonlar lkesi 208
Tmlk ve dava 214
B A K A L D I R M A ve DEVRM 225

IV. BAKALDIRMA ve SANAT 231


Roman ve bakaldrma "... 238
Bakaldrma ve biem 246
Yaratm ve devrim 250
V. LE DNCES 255
B A K A L D I R M A ve LDRME 257
Yoksayc ldrme 260
Tarihsel ldrme 263
L ve LSZLK 270
le dncesi 273
YOKSAYICILIIN TESNDE 277
Ve aka ar ve acl yeryzne adadm
yreimi, ve kutsal gecede, sk sk, kendi-
sini lnceye dek ballkla, korkusuzca,
ar yazg ykyle seveceime, gizlemleri-
nin hibirini kmsemeyeceime sz ver-
dim. Bylece, lml bir bala balandm
ona.

Empedocles'in lm
HLDERLN
GR

Bir tutku cinayetleri vardr, bir de mantk cinayetleri. Aralarn-


daki snr belirsizdir. Ama ceza yasas, olduka elverili bir biimde,
kast kavramyla ayrr bunlar birbirinden. Kast ve kusursuz cinayet
anda yayoruz. Canilerimiz ak zrne snan o umarsz ocuk-
lar deil artk. Tam tersine, olgunluk alarmdalar, susuzluk kant-
lar da yadsnmaz trden; her eye, hatt katili yarg yapmaya bile
yarayabilen bir felsefe.
Rzgarl Tepe'de Heathcliff, Cathie'yi alabilmek iin btn dn-
yay ldrebilirdi, ama bu cinayetin mantkl olduunu ya da bir -
retiyle dorulandn sylemek usuma bile gelmezdi. Yapard bu ii,
o kadar; burada durur onun btn inanc. Ak gc, bir de kiilik is-
ter bu. Ak gcne ender rastlandndan, cinayet olaanst bir ey
olarak kalr, aykrlk durumunu srdrr. Ama, kiilik yokluunda,
bir retiye balanld, cinayetin manta vurulduu andan sonra,
mantn kendisi gibi oalr cinayet, mantksal karlatrmann b-
tn klklarna girer. lk gibi tekti, ite bilim gibi evrensel olmu.
Dn yarglanyordu, bugn yasa koymakta.
Buna kzacak deiliz burda. Bu denemenin erei, bir kez daha,
gnn gereini, yani mantksal cinayeti kabul etmek, sonra da bunu
dorulayan nedenleri incelemek: amz anlama yolunda bir aba
bu. Elli yl iinde yetmi milyon insan yerinden eden, tutsak dren
ya da ldren bir an yalnzca ve her eyden nce yarglanmas ge-
rektii dnlebilir. Gene de sululuunu anlamak gerekir. Zorba-
nn daha byk bir n uruna kentleri yerle bir ettii, galibin araba-
sna zincirle balanm tutsan enlik yapan kent iinde dolatrl-
d, dmann halk nnde hayvanlara atld yapmacksz alar-
da, bylesine ak yrekli cinayetler karsnda, bilin salam, yarg
ak olabilirdi. Ama zgrlk bayra altnda tutsak kamplar, insan-
lk ak ya da stn insanlk eilimiyle hakl karlan toplu ldrme-
ler, bir anlamda, yargy ilemez duruma sokar. amza zg, tuhaf
bir tersine dnle, cinayet susuzluk postuna brnd m kendini
hakl karacak nedenler salamak iin susuzluu sktrr. Bu de-
nemenin erei bu grlmedik meydan okumay kabul edip incelemek
olacaktr.
Susuzluk, bir kez eyleme getikten sora, ldrmekten geri du-
rabilir mi, duramaz m, sorun ite bunu bilmekte. Bir ey yapabilir-
sek, ancak yaadmz ada, bizi evreleyen insanlar arasnda yapa-
biliriz. nmzde duran u tekini ldrmeye ya da ldrlmesine
boyun emeye hakkmz olup olmadn bilmediimiz srece hibir
ey bilemeyiz. Bugn her eylem dnp dolap dolayl ya da dolaysz
ldrmeye vardna gre, ldrmemiz gerekip gerekmediini, gere-
kiyorsa neden gerektiini, gerekmiyorsa neden gerekmediini bilme-
dike eyleme geemeyiz.
yleyse her eyin kkne inmek deil nemli olan, dnya ne
ise o olduuna gre, bu dnyada nasl davranacamz bilmek. Yad-
sma zamannda, intihar sorunu zerinde dnmek yararl olabilirdi.
lkler anda, cinayetin gereklerine uymak gerek. Cinayetin man-
tkl nedenleri varsa, amz da, biz de tutarllk iindeyiz demek-
tir. Yoksa, lgnlk iindeyiz demektir, bu durumda yeniden bir tu-
tarllk bulmaktan ya da baka yana dnmekten baka kar yol kal-
myor. Ne olursa olsun, an uultular, kanlan iinde, bize sorul-
mu soruyu aka yantlamak zorundayz. nk gelip bu soruya
dayandk. Otuz yl nce, ldrmeye karar vermeden, o k yadsmt
insanlar, intiharla kendi kendilerini de yadsyacak kadar. Tann hile
yapyor, onunla birlikte de herkes, ben de yapyorum, yleyse l-
yorum: ntihard sorun. Bugn, lkclk yalnz bakalarn yads-
yor, hile yapan yalnz bakalar. O zaman balyor ldrme. Her a-
fakta, eritli, srmal katiller bir hcreye dalyorlar: Artk sorun cina-
yet.
ki uslamlama tutuyor birbirini. Bizi tutuyor daha dorusu, hem
de yle sk tutuyorlar ki, sorunlarmz seemez olduk. Bizi seiyor-
lar, art arda. Seilmeyi kabul edelim. Bu deneme, intihar ve sama
kavram evresinde balam bir dnceyi cinayet ve bakaldrma
karsnda srdrmek istiyor.
Ama bu dnce imdilik tek bir kavram salyor bize, uyum-
suzluk kavramn. Bu da cinayet konusunda bir elikiden baka bir
ey getirmiyor bize. Uyumsuzluk duygusu, kendisinden bir eylem
kural karmaya kalktk m, cinayeti en azndan nemsiz klar, bu-
nun sonucu olarak da olanak salar ona. Hibir eye inanlmyorsa,
hibir eyin anlam yoksa, hibir deere "evet" diyemiyorsak, her
ey olanakldr, her ey nemsizdir. Ne evet kalr, ne hayr, katil ne
hakldr, ne de haksz. Kendini czamllarn bakmna adayabilecei
gibi, iinde insanlar yaklacak ateleri de tututurabilir insan. Kt-
lk ve erdem de birer rastlant ya da gelip geici birer istektir.

Hibir ey yapmamaya karar verilebilir o zaman, bu da, insan-


larn kusurluluuna zlmek bir yana, en azndan bakalarnn ld-
rlmesini kabul etmektir. Bir de eylemin yerini ackl bir zencilie
vermeyi dnebiliriz, bu durumda, insan yaam kumara srlen bir
paradan te bir ey deildir. Nedensiz olmayan bir eyleme girimek
de isteyebiliriz. Bu son durumda, eyleme yn verecek bir st deer
bulunmadndan, en abuk, en dolaysz etkenlie yneliriz. Hibir
ey doru ya da yanl, iyi ya da kt olmadndan, kuralmz en
etkin, yani en gl biimde davranmak olur. nsanlar dorular ve
hakszlar diye deil, efendiler ve kleler diye ayrlr o zaman. Byle-
ce, ne yana dnersek dnelim, yadsmann ve yoksaycln (nihil-
ime) gbeinde, ldrme ayrcalkl yerini korur.

yleyse, uyumsuz tutumunu benimsemeye kalktk m, kuku-


lar birer d sayp mant bunlarn stne kararak ldrmeye ha-
zrlanmamz gerekir. Elbette, baz eilimler ister bu i. Ama, deney-
lere baklrsa, sanld kadar da deil, t e yandan, sk sk grd-
mz gibi, ldrme olana da vardr her zaman, yleyse, mantk bun-
da yarar gryorsa, her ey mantk adna kurala balanabilir.
Ama ldrmenin hem olanakl, hem olanaksz olduunu gste-
ren bir tutumda mantk bir yarar bulamaz. nk uyumsuz zm-
leme, ldrme eylemini en azndan nemsiz kldktan sonra, vard
sonularn en nemlisinde onu ktler. Gerekten de, uyu t
lamlamann son sonucu intiharn yadsnmas ve insann sorus.
yann sessizlii arasndaki u karlatrmann srdrlmesidir.1 inti-
har bu karlatrmann sonu demek olur, uyumsuz uslama ise bu-
na ancak kendi n-verilerin yadsyarak uyabileceini bilir. Ona gre,
byle bir sonu ya ka olur, ya kurtulu. Ama, ayn zamanda, bu
karlatrmay salayan yaam olduuna, yaam olmaynca, uyum-
suz "bahis"in dayana kalmayacana gre, bu uslamlamann yaa-
may biricik zorunlu deer olarak benimsedii aktr. Yaamann
sama olduunu sylemek iin, bilin canl kalmak zorundadr. Ra-
hatlk duygusuna kesinlikle dn vermi deilse, byle bir uslamla-
mann kazancn nasl yalnz kendine saklar insan? Bir kez byle ka-
bul edildikten sonra, btn insanlarndr bu deer. ntihara bir tutar-
llk tanmazsak, ldrmeye de tanyamayz. Uyumsuzluk kavram-
na ermi bir dnce yazg ldrmesini kabul eder kukusuz; uslam-
lama sonucu ldrmeyi kabul edemez. Karlatrma asndan, l-
drme ile intihar ayn eydir, biri benimseniyorsa tekinin de benim-
senmesi, biri yadsnyorsa, tekinin de yadsnmas gerekir.
Bunun iin, intihar onaylamaya yanaan salt yoksayclk, man-
tksal ldrmeye daha da kolay atlr. amz ldrmenin hakl ne-
denleri bulunabileceini kabul ediyorsa, yoksaycln belirtisi olan
u yaama ilgisizlik yznden kabul ediyor. Yaam tutkusunun bir
cinayet taknl biiminde patlayacak kadar gl olduu zaman-
lar da oldu kukusuz. Ama bu taknlklar korkun bir ergide duyu-
lan yanma gibiydi. Her eyi eitletiren, yoksul bir mantn kurdu-
u u tekdze dzen deildi. Bu mantk, amzn beslendii inti-
har deerlerini en son snrlarna, yani yasaya uydurulmu ldrme-
ye dek gtrd. Ortaklaa intiharda en yksek noktasna ulat. Bu-
nun en gz kamatrc kantn da 1945 Hitler ykm salad. zbe-
lerde kendilerine bir kutsama lm hazrlayan lgnlar iin, kendi
kendini yok etmek hibir ey deildi. Yalnzca kendini yok etmek
deildi nemli olan, herkesi kendisiyle birlikte srklemekti. Yalnz-
lk iinde kendi canna kyan kii, grnte bakalarnn can ze-
rinde kendine bir hak tanmadna gre, bir bakma bir deeri sr-
drmektedir. l m e kararndan ald korkun gc ve zgrl hi-
bir zaman bakalarna hkmetmek iin kullanmamas da bunu gs-

1 Bkz. Sisyphos Syleni.


terir; her tekil intihar, bir kin rn olmad zaman, bir yerde c-
mert ya da horgrcdr. Ama insan bir ey adna horgrr. Dnya
intihar edene ilgisizse, intihar edenin kendisi iin nemsiz olmayan,
olmayabilecek olan ey konusunda bir gr bulunduundandr.
Her eyi yktn, her eyi kendisiyle birlikte gtrdn sanr in-
san, ama, bu lmden bile, belki de yaamaya deecek bir deer do-
ar. Salt yadsma intiharla tkenmez yleyse. Ancak kendisinin ve
bakalarnn salt yokoluuyla tkenebilir. Bu da hi deilse bu g-
zel snra ynelerek yaanabilir ancak, intihar ve ldrme burada ay-
n dzenin, yeri ve g yok edecek, kara bir taknl snrl bir ko-
ulun acsna ye tutan mutsuz bir us dzeninin iki yzdr.
Ayn biimde, intihar nedenlerini yadsrsak, ldrmeye de ne-
den gsteremeyiz. Yarm yoksayclk olmaz. Uyumsuz uslamlama,
bir yandan konuann cann koruyup te yandan bakalarnn har-
canmasn kabul edemez. Salt yadsmann olanakszl kabul edildik-
ten sonra herhangi bir biimde yaamak da bunu kabul edmek-
tir, yadsyamayacamz ilk ey, bakasnn yaamasdr. Bylece,
ldrmenin tmden nemsiz olduunu sanmamza yol aan kavram,
onu dorulamalarndan yoksun brakr; kendisinden kurtulmaya a-
ltmz u yasaya aykr koula dneriz yeniden. Byle bir uslam-
lama hem ldrebileceimizi kantlar, hem de ldremeyeceimizi.
eliki iinde brakr bizi, ldrmeyi nleyecek ya da yasaya uygun
klacak hibir ey yoktur elimizde, hem tehdit ediyor, hem tehdit
ediliyoruz, tmyle yoksayclk stmasna tutulmu olan a, srk-
leyip gtryor bizi ardndan, gene de yalnzz, silahlarmz elimizde,
grtlaklarmz kupkuru.

Ama, uyumsuzun gerek niteliini, yani yaanm bir geit, bir


k noktas, Descartes'n yntemli kukusunun yaamdaki karl-
olduunu unutup da onu hep srdrmeye kalktk m, o k geme-
den, baka birok elikilerle birlikte, bu temel eliki de kar or-
taya. Uyumsuz, kendi bana ele alnd zaman, bir elikidir.
Yaam srdrmek isterken deer yarglarn bir yana attna
gre, znde de bir elikidir uyumsuzluk, nk yaamak kendi ba-
na bir deer yargsdr. Soluk almak, yarglamaktr. Yaamn srek-
li bir seme olduunu sylemek yanl olur kukusuz. Ama her tr-
l semeden yoksun bir yaam tasarlanamayaca da ortada. Yalnz-
ca bu adan bile, uyumsuz durum, eylem alannda tasarlanmas ola-
naksz bir ey. Anlatmnda da tasarlanamaz. Her anlamszlk felse-
fesi, srf kendini dile getirdii iin, bir eliki zerinde yaar. By-
lece, az da olsa bir tutarllk verir tutarszla, dzensiz, bantsz
olduunu belirttii eye geerlilik kazandrr. Konumak dzeltmek-
tir. Sessizlik de bir anlam belirtmeseydi, anlamszlk zerine kurul-
mu tek tutarl tutum sessizlik olurdu. Tam uyumsuzluk dilsiz olma-
ya alr. Konuursa, bundan holand ya da, greceimiz gibi,
kendini geici sayd iin konuur. Bu geveklik, bu kendi kendine
deer verme, uyumsuz tutumun iki anlamlln iyice belli eder. Bir
anlamda, insan yalnzl iinde anlatmaya kalkan uyumsuz, onu
bir ayna nnde yaatr, tik sznn rahatla dnme tehlikesi be-
lirir o zaman. Bunca zenle kanan yara, sonunda zevk vermeye ba-
lar.

Uyumsuz tutumun byk servencileri olmad deil. Ama, b-


yklkleri uyumsuzun yalnz zorunluklarn alkoyup holuklarn,
rahatlklarn yadsm olmalaryla llr sonunda. En fazlasn el-
de etmek iin ykarlar, en az iin deil. "Ykmak isteyenlerdir be-
nim dmanlarm, kendi kendilerini yaratmak isteyenler deil", der
Nietzsche. Kendisi de devirir, ama yaratmay denemek iin. "Domuz
suratl" haz dknlerini batrrken, drstl gklere karr. O za-
man uyumsuz uslamlama rahatlktan kaarken vazgeii bulur. Da-
nkl yadsr, saymaca bir yoksunlua, nceden benimsenmi bir
sessizlie, bakaldrmann garip keiliine varr. "Sokan amu-
runda cvldayan gzel cinayet"in trksn syleyen Rimbaud,
Harrar'a koar, sonra da burada ailesiz yaamaktan dert yanar yal-
nzca. Yaam "herkese oynanacak bir ortaoyunu" olarak gryor-
du. Ama, lm saatinde, kzkardeine: "Ben topran altna gidece-
im, sense gnete yryeceksin!" diye barr.
yleyse uyumsuz, bir yaam kural olarak ele alnd zaman ge-
likindir. ldrmenin yasallna karar vermemize yarayacak deerleri
salamamasnda alacak ne var? t e yandan, tutumumuzu ayrca-
lkl bir cokunlua dayandrmak da olanaksz. Uyumsuzluk duygu-
su baka duygular arasnda bir duygudur. ki sava arasnda, nice d-
ncelere, nice eylemlere rengini vermi olmas gcn ve uygunluu-
nu gsterir yalnz. Ama bir duygunun gll onun evrensel olma-
sn gerektirmez, z devinimi kendi kendini amak olan, umutsuz bir
cokunluktan yola karak genel eylem kurallar koymak, ya da bu
kurallar konulmu saymak, btn bir an yanll olmutur. B-
yk mutluluklar gibi byk aclar da bir uslamlamay balatabilir. Bi-
rer aracdr bunlar. Ama insan uslamlamalar boyunca hep yeniden
bulamaz bunlar, hep srdremez. Uyumsuz duyarl gz nne al-
mak, bir derdi kendinde ve bakalarnda bulunduu biimiyle orta-
ya koymak uygun bir ey olsa bile, bu duyarlkta da, varsayd yok-
sayclkta da bir k noktasndan, yaanm bir eletiriden, yn-
temli kukunun yaam dzeyindeki karlndan baka bir ey gr-
mek olanakszdr. Bundan sonra, aynann deimez oyunlarn boz-
mak ve uyumsuzluun kendi kendini amasn salayan, kar konul-
maz devinimini balatmak gerekir.
Ayna krlnca, yzyln sorularn yantlama konusunda iimi-
ze yarayabilecek hibir ey kalmaz. Uyumsuzluk, yntemli kuku
gibi, btn eski dnceleri sprp atmtr. kmazda brakr bizi.
Ama, kuku gibi* kendine ynelerek yeni bir aratrmaya yn vere-
bilir. O zaman ayn biimde srer uslamlama. Hibir eye inanmad-
m, her eyin sama, her eyin uyumsuz olduunu haykryorum,
ama haykrmdan kuku duyamam, hi deilse kar kma inan-
mam gerekir. Bylece, uyumsuzluk deneyinde elimdeki ilk ve tek ger-
ek, bakaldrmadr. Her trl bilgiden yoksunum, ldrmeye ya da
bakalarnn ldrmesine boyun emek iin sktrlm durumda-
ym, iinde bulunduum acnn daha da glendirdii bu gerek var
yalnz elimin altnda. Ussuzluk grnmnden doar bakaldrma,
haksz ve anlalmaz bir koul karsnda doar. Ama kr atl kar-
gaa ortasnda dzeni, kap gidenin, silinenin gbeinde birlii is-
ter. Haykrr, dayatr, karklk bitsin, imdiye dek yazlp yazlp
silinen ey en sonunda kesinlikle durup belirginlesin ister. Deitir-
mektir kaygs; ama deitirmek eyleme gemektir, eyleme gemek-
se yarn ldrmek olacaktr, oysa ldrmenin uygun olup olmad-
n bilmemektedir. Tam da kendisinden yasaya uygun klmas istenen
eylemleri dourur, yleyse, baka hibir eyden karamayacana
gre, bakaldrma kendi kendinden karmaldr nedenlerini. Davran-
masn renmek iin, kendi kendini incelemeye boyun emesi gere-
kir.
Doatesi ya da tarihsel, iki yzyllk bakaldrma zerinde d-
nebiliriz. retileri ve bu retiler iinde birbirini izleyen akmlar
ayrntlaryla gzler nne sermeye yalnz bir tarihi kalkabilir. Hi
deilse, armadan sonuca varmamz salayacak bir ana yol aramak
olanak d olmasa gerek, nmzdeki sayfalar yalnzca birka tarih-
sel belirtme noktas sunmak istemekte. Bu varsaym ileri srlebile-
cek tek varsaym deil; te yandan, her eyi aklamaktan da uzak.
Ama bir lde amzn ynn aklamakta biraz, nerdeyse tmy-
le de lszln. amzn burada sz edilen badndrc ta-
rihi, Avrupa'nn gururunun tarihidir.
Ne olursa olsun, bakaldrmann nedenlerini tutumlar, savlar,
fetihleri zerinde bir aratrma sonunda kavrayabiliriz ancak. Uyum-
suzun bize veremedii eylem kural, en azndan ldrme hakk ya da
grevi konusunda bir belirti, bir yaratma umudu belki de onun yap-
tklarnda yer almakta. nsan, ne ise o olmaya yanamayan tek yara-
tktr. Bu yadsma onu bakalarn ve kendi kendini yok etmeye mi
gtrr yalnz, her bakaldrma evrensel ldrmenin dorulanmasy-
la m sona ermelidir, yoksa, tam tersine, olanaksz bir susuzluu be-
nimsemeye kalkmadan, usa uygun bir sululuk ilkesi bulabilir mi, so-
run budur.
I
BAKALDIRAN NSAN
Kimdir bakaldran insan? Hayr diyen biri. Ama yadsrsa da
vazgemez; evet diyen bir insandr da, hem de daha ilk deviniminde.
Btn mrnce emir alm bir kle, birdenbire, yeni bir emri kabul
edilmez bulur. Bu "hayr"n ierii nedir?
rnein, "fazla uzad bu i", "buraya kadar evet, burdan ile-
risine hayr", " o k ileri gidiyorsunuz", ya da "geemeyeceiniz bir
snr vardr" anlamlarna gelir. Ksacas, bir snrn varln kesinler
bu hayr. Ba kaldrm m tekinin "fazlaya kat", hakkn bu ya-
nnda bir baka hakkn kendisine kar kt, kendisini snrlad
bir izginin tesine tard duygusunda da ayn snr dncesini
buluruz. Bylece, bakaldrma edimi hem katlanlmaz bulunan bir
hakszln kesinlikle yadsnmasna, hem de bulank bir hak inancna,
daha dorus 1 ' bakaldrmn "...yapmaya hakk olduu" izlenimine
dayanr. Heruan^,! bir biimde, herhangi bir yerde bizim de hakl ol-
duumuz duygusu uyanmadka bakaldrma olmaz, ite bunun iin,
bakaldran kle ayn zamanda hem evet, hem de hayr der. Snrla
birlikte, bu snrn berisinde var sand ve korumak istedii eyleri
de kesinler. Kendisinde de "...abasna deen", saknlmas gereken
bir ey bulunduunu kantlar inatla. Bir bakma, kendisini ezen d-
zene kar, kabul edebileceinden fazla ezilmeme hakkn karr.
Her bakaldrmada, haksza kar bir tiksintiyle birlikte, insa-
nn kendi benliinin herhangi bir yanna tam ve birdenbire bir kat-
l vardr. Bylece, kendiliinden bir deer yargs sokar araya, ne
kadar nedensiz olursa olsun, tehlikeler iinde srdrr onu. Bu nok-
taya kadar, umutsuzluk iindeydi, koulunu haksz da bulsa kabul-
leniyor, hi deilse susuyordu. Susmak, hibir eyi yarglamyor,
hibir ey istemiyor sanlmasna yol amak, baz durumlarda da,
gerekten hibir ey istememektedir. Umutsuzluksa, tpk samalk
gibi, genel olarak her eyi yarglar ve ister, zel olarak hibir eyi.
Sessizlik iyi belirtir bunu. Ama konutuu dakikadan sonra, hayr
derken bile ister ve yarglar. Bakaldran insan, szcn kkensel
anlamyla yz geri dner. Efendinin kams altnda yryordu. te
kar koymaktadr. Ye tutulmayann karsna ye tutulan kar-
maktadr. Her deer bakaldrmay getirmez, ama her bakaldrma
eylemi, bir deeri arr sessizce. Gerekten bir deer mi sz konu-
sudur?
Ne kadar bulank bir biimde olursa olsun, bir bilinlenme do-
ar bakaldrma eyleminden; insanda insann, ksa bir zaman iin bile
olsa, zdeleebilecei bir ey bulunduu konusunda bir sezgi, bir-
denbire gz kamatrc oluveren bir sezgi. Bu zdeleme imdiye
kadar gerekten duyulmamt. Kle, ayaklantan nceki btn a-
r isteklere katlanyordu. Hatta ou zaman, imdi "hayr" demesine
yol aan emirden o k daha bakaldrtc emirleri alm da tepki gs-
termemiti. Bunlar iine atarak sabrediyordu belki de, ama, sustu-
una gre, hakknn bilincinde olmaktan ok, o anki karn dn-
yordu daha. Sabrn yitirilmesiyle, sabrszlkla birlikte, eskiden be-
nimsenenleri de kapsayan bir devini balar. Hemen her zaman gemi-
e-dnktr bu atl. Kle, stnn alaltc emrini yadsd anda,
kendi klelik durumunu da yadsr. Bakaldrma, basit yadsmada ol-
duundan o k daha telere uzanr. Karsndakine tand snr da
aar, kendisine bir eit gibi davranlmasn ister imdi. lkin insann
indirgenmez direnci olan ey, imdi btn insan olur, onunla zde-
leir btn insan, onunla zetlenir. Karsndakine saydrtmak iste-
dii bu yann, geri kalann stne karr, bunun her eye, hatta ya-
ama bile ye tutulabileceini bildirir. Kendisi iin en byk deer /
olur bu. Kle, daha nce bir uzlama iine yerlemiken, birdenbire
("deil mi ki byle...") ya Hep ya Hi'in iine atlr. Bilin bakal-
drmayla doar.
Ama, ayn zamanda, daha olduka karanlk bir "hep" ile insa-
nn bu "hep"e kurban olabileceini bildiren bir "hi"in bilinci oldu-
u da grlyor. Bakaldran kii her ey olmak, birdenbire bilincine
vard ve kendi varlnda kabul edilmesini, sayg gsterilmesini is-
tedii bu deerle tmden zdelemek ister, ya da hi olmay, yani
benliine egemen olan gcn kendisini kesinlikle yere sermesini. rne-
in zgrl olarak adlandraca bu vazgeilmez kutsamadan yok-
sun kalacaksa, lmden baka bir ey olmayan son de boyun eer.
Diz km durumda yaamaktansa, ayakta lmeyi ye tutar.
Deer, saygn yazarlara gre, "(genellikle herkese istenenin ara-
clyla), ou zaman olgudan hakka, istenenden istenebilire geii
belirtir" 1 . Grdmz gibi, bakaldrmada hakka gei aktr. "By-
le olmas gerekirdi"den "byle olsun istiyor"a gei de yle. Ama,
belki, bireyden ortak bir deere geme kavram daha da ak. Ya Hep
ya Hi'in belirmesi, genel kannn tersine, insann en bireysel yann-
da domakla birlikte, bakaldrmann birey kavramn bile tartma
konusu ettiini gsterir. Gerekten de, birey kendi bakaldrma de-
vinimi iinde lmeyi kabul ediyorsa, ld de oluyorsa, bununla
kendi yazgsn atn dnd bir deer urunda kendini kurban
ettiini gsteriyor demektir. lme olasln savunduu bu hakkn
yoksanmasna ye tutuyorsa, bu hakk stn tutuyor demektir, y -
leyse, imdilik bulank olan, ama hi deilse, btn insanlarla birlikte
kendine de zg olduunu sezdii bir deer adna davranmaktadr.
Grlyor ki, her bakaldrma ediminde varolan kesinleme, onu yal-
nzlndan syrd, ona bir eylem nedeni salad lde, bireyi
aan bir eyi kapsamakta. Ama hemen belirtmek gerekir ki, her trl
eylemden nce varolan bu deer, bir deerin (fethedilirse) ancak ey-
lem sonunda fethedildiini savunan, yzde yz tarihsel felsefelerle
atmaktadr. Bakaldrmann incelenmesi, Elen'lerin dnd gi-
bi, ama ada dncenin nermelerinin tersine, bir insan yaratl
bulunabilecei kukusuna gtrr en azndan. Benliimizde korunma-
s gereken, srekli olan hibir ey yoksa, ne diye bakaldrmal? Kle,
u ya da bu emirle, benliinde yalnz kendisinin olmayan, iinde b-
tn insanlarn, hatta kendisini alaltp ezenin bile ortaklk hakk bulu-
nan bir ortak alan olan eyin yoksand yargsna vard zaman, ay-
n zamanda btn varlklar iin ayaklanr.1

ki gzlem desteklik edecektir bu uslamlamaya. Bakaldrma ey-

(1) Lalande, Vocabulaire philosophique.

(1) Kurbanlar topluluu kurban cellada balayan topluluun ayndr. A m a


cellat bunu bilmez.
leminin, znde, bencil bir eylem olmadn belirtmek gerekir ilkin.
Hi kukusuz bencil kararlar da olabilir. Ama tpk baskya bakald-
nld gibi yalana da bakaldrlr. stelik bakaldran insan, bu ka-
rarlardan sonra ve en derin atl iinde, her eyi tehlikeye attna
gre, hibir eyi esirgemez. Kendisine sayg ister kukusuz, ama doal
bir toplulukla zdeletii lde.
Sonra bakaldrmann ille ve yalnzca ezilmite domadn,
baka birinin eziliini grmekten de doabileceini belirtelim. Bu du-
rumda, baka biriyle bir zdeleme var demektir. Bunun ruhbilimsel
bir zdeleme, yani imgelemimizde alaltmann bize yneldiini du-
yuran kaamak olmadn da sylemeliyiz. Tam tersine, bizim ba-
kaldrmadan katlandmz alaltmalarn bakalarna yapldn gr-
meye dayanamadmz olur. Krek cezalarn ektikleri srada, Rus
yldrclarnn arkadalarnn kamlanmas karsnda giritikleri pro-
testo intiharlar bu byk duyguyu gsterir. kar birlii duygusu da
sz konusu deildir. Dman bildiimiz insanlara yaplan hakszl da
bakaldrtc bulabiliriz. Yazglarn zletirilmesi ve karar verme vardr
yalnz, yleyse birey, tek bana, savunmak istedii deerin kendisi
deildir. Bu deeri oluturmak iin, en azndan btn insanlar gere-
kir. Bakaldrmada, insan bakasnda kendi kendini aar. Bu adan,
insanlarn ball doatesi bir ballktr. Ama imdilik zincirler
altnda doan ballk sz konusu yalnz.
Her bakaldrmann varsayd deerin olumlu yan, Scheler'in
tanmlad hn kavram gibi 1 tmyle olumsuz bir kavramla kar-
latrlra, daha kesin bir biimde belirlenebilir. Gerekten de, ba-
kaldrma edimi, szcn en gl anlamnda bir hak isteme eylemin-
den daha fazla bir eydir. Scheler hnc, o k gzel bir biimde srp
giden bir gszln bir kendi kendini zehirlemesi, kapal kapta k-
t bir salgs olarak tanmlamtr. Bakaldrma, tam tersine, varln
kabuunu krar, tamasna yardm eder. Durgun sulara yol aar, on-
lar da azgmlar. Scheler, arzuya, sahibolua adanm varlklar olan
kadnlarda hncn ne byk bir yer tuttuunu belirterek edilgen ya-
nn gsterir onun. Bakaldrmann kaynanda ise, tam tersine, ta-

(1) L ' H o m m e du Ressentiment, N . R . F .


kn bir etkenlik ve g ilkesi vardr, Scheler hncn ekernemezlikle
renklendiini sylemekte de hakldr. Ama elinde olmayan ekemez
insan, bakaldran insansa olduu eyi savunur. Elinde bulunmayan
ya da yoksun brakld bir eyi istemez. Kendisinde bulunan ve,
hemen her durumda, gzdikebilecei eylerin en nemlisi diye bildi-
i bir eyi tantmak ereini gder. Bakaldrma, iinde gelitii ru-
hun gl ya da zayf oluuna gre, hrsllk ya da hnllk olur. Ama,
her iki durumda da, olduundan baka ey olmak ister insan. Hn
her zaman kendi kendine kar hntr. Bakaldransa, tersine, daha
ilk atlmnda, olduu eye el srlmesini yadsr. Varlnn bir yan-
nn btnl iin arpr. Fethetmeye almaz ilkin, kabul ettir-
meye alr.
Hn kinini ynelttii varln ekmesini istedii acy dn-
mekten haz duyar gibidir. Nietzche ile Scheler, Tertullien'in okurla-
rna gkyznde, cennetlikler arasnda duyulabilecek en byk mut-
luluun cehennemde yanan Roma mparatorlarn seyretmek olaca-
n syleyen satrlarnda bu duyarln gzel bir rneini grmekte
hakldrlar. Bu mutluluk, idamlar seyretmeye giden namuslu kiile-
rin de mutluluudur. Bakaldrma, ilke olarak, alal yadsmakla
yetinir, bakas iin de istemez onu. Hatta, btnlne sayg gste-
rildikten sonra, kendisi ac ekmeyi de kabul eder.
Scheler'in bakaldrma anlayn neden tmden hnla zde-
letirdii anlalyor imdi, tnsanseverlikte hncn eletirisi (insan-
lk aknn Hristiyan olmayan biimi olarak ele alr bu insanseverli-
i) belki de insanseverlik lksnn baz belirsiz biimlerine, ya da
yldn tekniklerine uygulanabilirdi. Ama insann kendi durumuna
kar ayaklan, btn insanlara zg bir onur urunda bireyi ayak-
landran edim konusunda yanlla der. Scheler insanseverlie in-
sanlk dmanlnn elik ettiini kantlamak ister. nsann genel
olarak insanl sevmesi yaratklar zel olarak sevmek zorunda kal-
mamak iindir. Baz durumlarda dorudur bu, hele onun iin insanse-
verlii Bentlam'n, Rousseau'nun belirlediini grnce, Scheler'i da-
ha iyi anlyor insan. Ama insann insana ak karlarn rakama vu-
rulmasndan, ya da insan yaratlna beslenen kuramsal bir gvenden
baka eylerden de doabilir. Yararclara, Emile'in eiticisine kar-
lk, rnein Dostoyevski'nin van Karamazof'ta kiiletirdii man-
tk, bakaldrma ediminden doatesi ayaklanmaya giden mantk
vardr bir de. Scheler de bilir bunu, bu anlay yle zetler: " u
yeryznde insan dnda kalan eylere de harcanacak kadar bol de-
ildir a k " . Bu tmce doru bile olsa, varsayd badndrc umut-
suzluk lorgorden baka bir ey ister. Karamazof'un bakaldrn-
daki acl nitelii kavrayamyor aslnda. van'n acs, tam tersine,
yeryznde gereinden fazla bouna ak bulunmasdr. Tanr yads-
np da bir yeri, bir gerei kalmad zaman, bu akn, cmert bir su
ortaklyla, insana yneltilmesine karar verilir.
Grdmz kadaryla bakaldrma ediminde, yrek yoksullu-
undan, ksr bir hak istemeden ileri gelen, soyut bir lk belirmiyor.
nsanda dnceye indirgenemeyen eyin, varlktan baka hibir e-
ye yaramayacak olan u scak yann gz nne alnmas isteniyor.
Hibir bakaldrma hnla ykl olamaz m demektir bu? Hayr, kin-
ler yzylndayz, yeterince biliyoruz bunu. Ama, bozulmasn iste-
miyorsak, en geni anlamyla ele almalyz bu kavram. O zaman, ba-
kaldrma her bakmdan hnc aar. Rzgrl Tepe'de Heathcliff, ak-
n Tann'ya ye tuttuu, sevgilisine kavumak iin cehennemi istedi-
i zaman, yalnz alaltlm genlii deildir konuan, btn bir m-
rn yakc deneyidir. Ayn atl, Matre Eckhart'a, artc bir sap-
knlk nbeti iinde, sa'l cehennemi onsuz cennete ye tuttuunu
sylettirir. Ak atlmnn ta kendisidir bu. yleyse, Scheler'e kar,
bakaldrma edimi iinde yer alan ve onu hntan ayran tutkulu ke-
sinleme zerinde fazla durmak yersiz. Hibir ey yaratmamas bak-
mndan grnte olumsuz olsa bile, insann her zaman savunulmas
gereken yann ortaya koyduuna gre, alabildiine olumlu bir ey-
dir bakaldrma.

Ama bu bakaldrma da, getirdii deer de grece deil midir?


Gerekten de, alar ve uygarlklarla birlikte, urunda bakaldrlan
nedenler de deiir gibi. Bir Hint paryasnn, nka mparatorluu-
nun bir savasnn, Orta Afrika'nn ilkel bir insannn ya da ilk H-
ristiyan topluluklarn bir yesinin bakaldrma konusunda ayn d-
nceye balanmadklar ak. Hatta, o k byk bir olaslkla, bu be-
lirli durumlarda bakaldrma kavramnn bir anlam tamad da or-
taya konulabilir. Buna karlk, bir Elen klesi, bir serf, Renaissance'm
bir cretli askeri, Regence zamannn Parisli bir burjuvas, 1900 ylla-
rnn bir Rus aydn ve gnmzn bir iisi, bakaldrmann nedenle-
ri konusunda birbirlerinden aynlsalar bile, yasall konusunda birle-
irlerdi kukusuz. Baka bir deyimle, bakaldrma sorunu ancak Bat
dncesinde kesin bir anlam kazanr gibi grnyor. Scheler'le bir-
likte, eitsizliklerin o k byk olduu (Hintlilerin kast ynetimi) top-
lumlarda ya da, tersine, eitliin tam olduu toplumlarda (baz ilkel
topluluklar) bakaldrma anlaynn glkle dile geldiini sylersek,
sorunu daha da aklatrabiliriz. Bakaldrma anlay kuramsal eit-
liin byk gerek eitsizlikleri rtt topluluklarda gereklik ka-
zanabilir ancak, yleyse bakaldrma anlay yalnz bizim Bat top-
lumumuz iinde bir anlam tar. Daha nce sylediklerimiz bizi by-
le bir sonuca kar uyarmam olsayd, bu sorunun bireyciliin geli-
mesiyle ilgili olduunu sylemeye yeltenebilirdik.

Kesin gerek olarak, Scheler'in sznden karabileceimiz b-


tn sonu u: Politik zgrlk kavram, toplumumuz iinde, insanda
insan kavramnn gelimesini salyor, ayn zgrln uygulan ise
honutsuzluk uyandryor, zgrlk olgusu insann zgrlk bilinci-
ne oranl olarak gelimemitir. Bu gzlemden yalnz unu karabi-
liriz: Bakaldrma, haklarnn bilincine varm, bilinli kiinin iidir.
Ama yalnz birey haklarnn sz konusu olduunu sylemek iin hi-
bir dayanamz yok. Tam tersine, daha nce belirttiimiz ballk
sonucu, insan trnn geirdii servenler boyunca kendiliinden
edindii ve gittike gelitirdii bir bilin sz konusuymu gibi g-
rnyor. Gerekten, Inka ya da Parya bakaldrma sorununu ele al-
maz, nk bu sorun, kendileri iin nceden, daha kendileri ele al-
madan, bir gelenek iinde zlmtr, nk yant "kutsal"dr. Kut-
sal evrende bakaldrma sorununa rastlanmyorsa, btn yantlar bir
kez iin, kesinlikle verilmi olduundan, burda hibir gerek sorun
bulunmad iindir. Doatesinin yerini sylen almtr. Soru yok-
tur artk, yalnzca yantlar, bir de sonu gelmez aklamalar vardr.
Ama insann kutsala girmesinden nce ya da girebilmesi iin, kutsal-
dan kmasyla, ya da kabilmesi iin, soru ve bakaldrma vardr.
Bakaldran insan, kutsaldan nce ya da sonra yer alan, btn yant-
larn insansal, yani usa uygun olarak belirlenmi olduu bir dzen
isteyen insandr. Bu andan sonra, her soru, her sz bakaldrmadr,
oysa kutsaln evreninde her ey "yarlgama" (mafiret) eylemidir.
Bylece, insan kafas iin ancak iki evren, yani kutsaln (ya da, Hris-
tiyan diliyle, yarlgamann)1 evreni ile bakaldrmann evreni buluna-
bilecei gsterilebilir. Birinin belirii, tekinin silinii demektir, bu
beliri artc biimler altnda da olsa byledir bu. Burada da ya hep
ya hi kyor karmza. Bakaldrma sorununun gncellii bugn
toplumlarn kutsala gre durumlarn yenibatan incelemek isteme-
lerinden ileri geliyor. Kutsallktan syrlm bir tarih iinde yayo-
ruz. nsan yalnz ayaklanma deildir elbette. Ama bugnn tarihi, uz-
lamazlklar ile, insann temel boyutlarndan birinin de bakaldrma
olduunu sylemeye zorluyor bizi. Bakaldrma bizim tarihsel gere-
imiz. Gerekten kamadmz srece, deerlerimizi onda bulmak
zorundayz. Kutsaln ve salt deerlerin tesinde, bir davran ku-
ral bulunabilir mi? Bakaldrmann getirdii soru budur.

Bakaldrmann yer ald snrda doan bulank deeri gs-


terdik. imdi bu deerin bakaldrma dnce ve eylemlerinin a-
da biimlerinde de bulunup bulunmadn aratrmamz, bulunu-
yorsa zn belirtmemiz gerekiyor. Ama, hemen syleyelim, bu de-
erin temeli bakaldrmann ta kendisidir. nsanlarn birbirlerine ba-
ll bakaldrma edimine dayanr, bu edim de ancak bu uzlamada
hakllk kazanr. yleyse bu ball yadsmaya ya da ykmaya kal-

(1) Hristiyanln banda da doatesi bir bakaldrma vardr elbette, ama


sa'nn dirilii, lmsz bir yaam umudu olarak yorumlanan Tanr lkesi
onu gereksiz klan yantlardr.
kan bir bakaldrmann ayn anda bakaldrma adn yitirdiini, as-
lnda ldrc bir boyun eile birletiini sylemek hakkmz. Bu-
nun gibi, bu ballk da, kutsaln dndaysa, ancak bakaldrma d-
zeyinde yaarlk kazanabilir. Bakaldrm dncenin gerek dram
ite o zaman ortaya kar. nsan varolmak iin bakaldrmak zorun-
dadr, ama bakaldrmann kendi kendinde bulduu, insanlarn ze-
rinde birletike varolmaya baladklar snra sayg gstermesi gere-
kir. yleyse bakaldrm dnce belleksiz edemez: Srekli bir ge-
rilimdir. tik soyluluuna bal kalyor mu, yoksa, tam tersine, bk-
knlk ya da lgnlk yznden bir zorbalk ya da klelik sarholu-
u iinde unutuyor mu onu, yaptlar ve eylemleri iinde onu ince-
lerken, bunu her seferinde sylememiz gerekecektir.
imdilik, bakaldrma anlaynn dnyann uyumsuzluunu,
grnteki ksrln kavram dnceye salad ilk ilerlemeyi
gstermi bulunuyoruz. Uyumsuz deneyimde, ac ekme bireyseldir.
Bakaldrma deviniminden sonra, ortak olduunun bilincine varr,
herkesin servenidir artk. Gariplii kavram bir dncenin ilk iler-
lemesi bu gariplii btn insanlarla paylatn ve insan gereinin,
tm olarak, kendi kendisine ve evrene uzakl dolaysyla ac ek-
tiini anlamaktr. Bir tek insann ektii dert ortak salgn olur. Gn-
delik acmzda bakaldrma, dnce dzeyinde, "cogito"nun gr-
d ii grr: lk kesinliktir. Ama bu kesinlik bireyi yalnzlndan
ekip alr. lk deeri btn insanlar zerine kuran bir ortak noktadr.
Ba kaldryorum, yleyse varz.
II
DOGATESI BAKALDIRMA
Doatesi bakaldrma insann kendi koulu ve btn evren
karsna dikilmesidir. insann ve evrenin ereklerini yadsd iin
doatesidir. Kle, durumu iinde kendisine verilen koula kar
kar; doatesi bakaldransa insan olarak kendisine verilen koula.
Ayaklanm kle benliinde efendisinin kendisine davrann yad-
syan bir ey bulunduunu kesinler; doatesi bakaldran da evrence
yoksun brakldn bildirir. Her ikisi iin de yalnzca basit bir yad-
sma sz konusu deildir. Her ikisinde de bir deer yargs buluruz,
bakaldran kii ite bu deer yargs adna yadsr durumunu benim-
semeyi.
urasn da belirtelim ki, efendisine kar dikilen kle, bu efen-
diyi bir varlk olarak yadsmay dnmez. Efendi olarak yadsr onu.
Onun kendisini, kleyi, gereklik olarak yadsma hakkn elinde bu-
lundurmasn yadsr. Efendi bir gereklie uymad lde der. n-
sanlar herkeste herkese benimsenen, ortak bir deere dayanamyor-
larsa, insan iin insan anlalmaz kalyor demektir. Ayaklanm insan
b deerin aka benimsenmesini ister, nk sezer ya da bilir ki,
bu ilke olmazsa, yeryznde karklk ve cinayet egemen olacaktr.
Bakaldrma edimi bir aklk ve birlik sav olarak belirir onda. Aykr
gibi grnecek ama, en basit ayaklanma bile bir dzen eiliminin be-
lirtisidir.
Bu betimleme, satr satrna, doatesi bakaldrana uyar. Par-
alanm bir dnya zerinde dikilir, onun birliini ister bakaldran
kii. indeki adalet ilkesini yeryznde i banda grd adaletsiz-
lik ilkesine kar karr, yleyse, balangta, bu elikiyi zmek-
ten, linden gelirse, adaletin ya da, sabr tketilirse, adaletsizliin,
birletirici egemenliini kurmaKtan baka bir istedii yoktur. eli-
kiyi gstermekle kalr imdilik. Doatesi bakaldrma, lm yzn-
den bitmemi, ktlk yznden dank yanyla, yaama ve lme
acsna kar, mutlu bir birlik isteidir. nsanlk koulu genelletiril-
mi lm cezasyla tanmlanrsa, bakaldrma, bir bakma, onunla
adatr. Bakaldrm kii bir yandan lml koulunu yadsrken,
bir yandan da kendisini bu koul iinde yaatan gc yadsr, yleyse
doatesi bakaldran ille de tanrsz deildir, ama ister istemez kut-
sala svcdiir. Ne var ki, Tanr'y lmn ve en byk aykrln ba-
basf olarak gsterirken, her eyden nce dzen adna sver.
Bu noktay aydnlatabilmek iin, bakaldrm kleye dnelim
gene. Kle, kar knda, kendisine bakaldrd efendinin varln
kantlyordu. Ama ayn zamanda, onun gcn kendi bamllnda
tuttuunu kantlyor, kendi gcn kesinliyordu: imdiye kadar ken-
disine buyruu altnda tutan kiinin stnln durmamacasna tar-
tma konusu yapma gcn. Bu bakmdan, efendi ile kle gerekten
ayn tarih iindedirler: Birinin geici egemenlii kadar tekinin bo-
yun emilii de grecedir. Ayaklanma srasnda, her iki g birbiri
ardndan kendini kesinler, birbirlerini yoketmek iin kar karya
gelecekleri, ilerinden birinin geici olarak silinecei na kadar.

Doatesi bakaldran da, varln kesinledii bir gcn kar-


sna dikildii zaman, bu varl ancak onu yadsd anda dorular.
Bu stn varl insann alaltlm servenine srkler o zaman, bo-
una gc bizim bouna koulumuzla ayn deeri tar. Yadsma g-
cmzn kapsamna sokar onu, insann eilmeyen yan nnde onu
da eer, bize gre sama bir varolua onu da katar, en sonunda, za-
man-d snandan karak ancak btn insanlarn boyun eiinde
bulabilecei lmsz sonsuzluktan o k uzak bir eye, tarihe katar
onu. Bakaldrma, bylelikle, kendi dzeyinde her stn varoluun
en azndan elikin olduunu dorular.
yleyse doatesi bakaldrmann tarihi tanrszln tarihiyle
birletirilemez. Hatt, bir adan, ada dinsel duygu tarihiyle bir-
leir. Bakaldran kii, yoksamaktan o k , meydan okur. Hi deilse
balangta, Tanr'y silmez, yalnzca eit eite konuur onunla. Ama
kibar bir karlkl konuma deil, yenme isteinden hz alan bir tar-
tma sz konusudur. Kle, adalet istemekle balar, krallk istemekle
bitirir ii. imdi de kendisi egemen olmaldr. Koula kar ayaklan-
ma, nce tahtndan indirildii, sonra da lme mahkm edildii bil-
dirilecek bir tutsak kral alp getirmek zere, gkyzne kar bir byk
akn olarak dzenlenir. nsan ayaklan doatesi bir devrim olarak
sonulanr. Grnten eyleme, gsteriiden devrimciye doru iler-
ler. Tanr'nn taht ykldktan sonra, ayaklanm kii kendi koulu
iinde boubouna arayp durduu adaleti, dzeni, birlii kendi elle-
riyle yaratmann, bylece Tanr'nn dn dorulamann boynuna
bor olduunu kabul edecektir. O zaman, gerekince cinayete de ba-
vurmak pahasna, insan egemenliini kurtarmak iin umutsuz bir aba
balayacaktr. Bu da imdilik yalnzca birkan tandmz korkun
sonular yaratmadan yrmez. Ama bu sonular bakaldrmann rn
deildir, daha dorusu, bakaldrm kiinin kaynaklarn unuttuu,
evet ile hayr arasndaki sert gerilimden bkt, kendini en sonunda
her eyin yoksanna ya da tam boyun eie brakt lde doar.
Doatesi ayaklanma ilk deviniminde kle ayaklannn olumlu z-
n sunar bize. Bizim iimiz bu zn bakaldrmaya balandklarn
eri sren yaptlarda ne duruma geldiini incelemek, sonra da bakal-
drm kiinin kaynaklarna bal kalp kalmamasnn kendisini nere-
lere gtrdn sylemek olacak.
KABLN OULLARI

Tam anlamyla doatesi bir bakaldrma dnce tarihinde an-


cak on sekizinci yzyl sonlarnda tutarl bir biimde belirir. Yklan
surlarn "byk grltsyle balar yeni alar. Ama bu andan sonra,
sonular hi kesintiye uramadan srp gider, amzn tarihini bu
sonularn biimlendirdiini sylemek hi de abartma saylmaz. Do-
atesi bakaldrmann bu tarihten nce bir anlam tamam oldu-
unu sylemeye mi gelir bu? amz Promethee'ci olduunu syle-
mekten holandna gre, rnekleri ok gerilerdedir. Ama gerekten
Promethee'ci midir?
lk tanr bilgileri, Promethee'yi istemeye yanamad bir ba-
lamann dnsz olarak dnda braklarak dnyann bir ucunda bir
diree balanm lmsz bir kurban olarak gsterir bize. Eschyle
kahramann apn daha da bytr, ak grl yapar ("nceden
kestirmemi olduum hibir ykma uramayacam"), btn tanr-
lara besledii kini haykrtr ona, sonra onu "kanlmaz umutsuzlu-
un frtnal denizine" daldrarak imeklerin, yldrmlarn altna atar:
"Al uradm hakszla bakn!"
Demek ki, eskilerin doatesi bakaldrmay tanmadklar sy-
lenemez. eytan'dan o k nce acl ve soylu bir Ayaklanm imgesi
ykseltmi, bakaldrm usun en byk sylenini vermilerdir. Ba-
lanma ve alakgnlllk sylenlerine ylesine bir pay ayran, tken-
mez Elen dehas, ayaklan rneini vermesini de bilmitir. Yaad-
mz bakaldrma tarihinde Promethee'nin zelliklerinden bazlarna
hl rastland sz gtrmez: lme kar sava ("insanlar lm sap-
lantsndan kurtardm"), mutlu gelecek umudu ("ilerine kr umutlar
yerletirdim"), insanseverlik ("Zeus'un dman... insanlar fazla sev-
dii iin").
Ama Eschyle lsnn sonuncusu olan "Ate getiren Prome-
thee"nin balanm bakaldrmn egemenliini haber verdii de
unutulamaz. Elenler hibir eyi arla vardrmazlar. En ar cret-
lerinde bile, tanrlatrm olduklar bu lye bal kalrlar. Onlarn
ayaklanm btn evrene kar deil, ancak tanrlardan biri olan, gn-
leri de sayl bulunan Zeus'a kar dikleir. Promethee'nin kendisi de
bir yar-tanrdr. zel bir hesaplama, iyilik zerinde bir anlamazlk
sz konusudur, ktlkle iyilik arasnda evrensel bir arpma deil.
Eskiler yazgya inanmakla birlikte, her eyden nce doaya,
katldklar doaya inanrlard da ondan. Doaya bakaldrmak, kendi
kendimize bakaldrmakla birdir. Ban duvarlara vurmaktr bu. O
zaman tutarl olan biricik bakaldrma intihardr. Elen yazgsnn ken-
disi de doa glerine katlanld gibi katlanlan, kr bir gtr. Bir
Elen iin lszln doruu, denizi sopalarla dvmektir, yani bir
barbar lgnldr, lszlk varolduuna gre, Elen insan lsz-
l de betimler kukusuz, ama yerini de belirtir, dolaysyla bir snr
koyar ona. Patrocle'un lmnden sonra Achille'in meydan okuyuu,
yazglarna lnet eden tragedya kahramanlarnn ilenleri toptan mah-
km etme deildir. Oedipe susuz olmadn bilir. stemeyerek su-
ludur, o da yazgnn bir parasdr. Yaknr, ama dzeltilmez szler
etmeden yaknr. Antigone'un bakaldrmas da gelenek adnadr, kar-
deleri mezarda dinlenie ersinler, kurallara uyulsun diyedir. Bir an-
lamda, banaz bir ba kaldrtr onunki. Elen dncesi, bu ift yzl
dnce, en umutsuz ezgileri ardnda bile, kar-ezgi olarak, kr ve
sefil durumda da her eyin iyi olduunu kabul edecek olan Oedipe'in
lmsz szn dolatrr hemen her zaman. Evet hayrla dengelenir.
Platon, Callicles'le Nietzsche'ciliin baya rneini haber verir, bu
adam: "Gereince doal bir insan gelsin artk... syrlp ksn, kalp-
larmz, bylerimizi, afsunlarmz, hepsi de doaya kart olan bu
yasalar ayaklar altnda inesin. Klelerimiz bakaldrd, birer efendi
olarak belirdi", diye haykrd zaman bile, evet, o zaman bile, yasay
yadsmasna karlk, doa szcn kullanr.

nk doatesi bakaldrma, Elen'lerde bulamayacamz, ba-


sitletirilmi bir evren grn ierir. Onlar iin, bir yanda tanrlar,
bir yanda insanlar yoktu, sonunculardan birincilere gtren basamak-
lar vard. Sululuun kart olan bir susuzluk dncesi, batan so-
na iyilikle ktln arpmas olarak zetlenmi bir tarih dncesi
onlara yabancyd. Onlarn evreninde, biricik kesin cinayet lsz-
lk olduundan, cinayetten o k su vardr. Bizim olmak tehlikesini
gsteren tmyle tarihsel dnyada ise, tam tersine, yalnz cinayetler
var, bunlarn birincisi de l. Elen syleninde cierlere ekilen u
garip vahilik ve hogrrlk karm byle aklanr. Elen'ler dn-
ceyi hibir zaman kapal bir alan durumuna sokmamlardr, onlar
karsnda bizi kk dren bir ey bu. Bakaldrma ancak birine
kar dnlebilir. nsann kar kma anlam veren tek ey, her
eyin yaratcs, dolaysyla her eyden sorumlu olan, kiisel tanr
kavramdr. Bylece, elikiye dmeden, bakaldrma tarihinin, bat
dnyasnda, Hristiyanlk tarihinden ayrlamayaca sylenebilir. Ger-
ekten de, bakaldrmann gei dnrlerinde, hepsinden daha de-
rin bir biimde de Epicure ile Lucrece'te dile gelmeye baladn
grmek iin, ilk a dncesinin son anlarn beklemek gerekir.
Epicure'n korkun kederi daha o zamandan yeni bir ses verir.
Elen dncesine yabanc olmayan bir lm bunalmndan doar ku-
kusuz. Ama bu bunalmda beliren aclk bile o k eyler anlatr. "Her
eye kar gvenlik salanabilir; ama lm konusunda, yklm bir
kalenin insanlar gibiyiz." Lucrece pekitirir: "Bu geni dnyann z
lme ve ykla adanmtr." yleyse ergiyi ne diye daha sonraya
brakmal? "Yaammz bekleyiten bekleyie tketiyor ve hepimiz
ac iinde lyoruz", der Epicure. yleyse dnyann tadn karma-
ldr. Ama ne garip bir tad karma! Kalenin duvarlarn tkamaktan,
sessiz bolukta ekmek ve su salamaktan te bir ey deil, lmn
tehdidi altnda bulunduumuza gre, onun hibir ey olmadn ka-
ntlamamz gerekir. Epictete ve Marc Aur&le gibi, Epicure de lm
varlktan uzaklatrr. "Bizim amzdan lm hibir ey deildir,
nk bozulmu olan ey duyamaz, hi duyulmayan da bizim iin
hibir ey deildir." Hilik mi? Hayr, nk her ey maddedir bu
dnyada, lmekse yalnzca maddeye dnmek demektir. Varlk, tatr.
Epicure'n szn ettii esiz haz her eyden nce ac yokluunda-
dr; talarn mutluluudur. Epicure, yazgdan kurtulmak iin, byk
klasiklerimizde yeniden bulacamz, hayranlk verici bir atlm iinde,
duyarl ldrr; ilknce de duyarln umut dediimiz ilk ln.
Elen filozofunun tanrlar hakkndaki sz baka trl anlalamaz.
nsanlarn btn mutsuzluu kendilerini kalenin sessizliinden kopa-
ran, kurtulu bekleyii iinde surlara atan umuttan gelmektedir. Bu
us d davranlarn zenle sarlm yaralar yeniden amaktan baka
etkileri yoktur. Bunun iin, Epicure tanrlar yadsmaz, uzaklatrr
onlar, ama yle badndrc bir biimde uzaklatrr ki, ruhun ye-
niden duvarlarla evrilmekten baka aresi kalmaz. "Mutlu ve lm-
sz yaratn hibir ii yoktur, hi kimseye de bir i karmaz."
Lucrece de pekitirir: "Tanrlarn, nitelikleri dolaysyla, en derin hu-
zur iinde, bizim ilerimize yabanc olarak, lmszln tadn -
kardklar yadsnamaz." yleyse tanrlar unutalm, hi dnmeye-
lim onlar, o zaman "ne gnn dnceleri, ne de geceki dleriniz
sknt verir size."
Bakaldrmann bu lmsz izleini ilerde yeni ayrmlaryla ye-
niden bulacaz, dl, cezas olmayan, sar bir tanr, bakaldrma-
larn biricik dinsel imgelemidir. Ama Vigny tanrnn sessizliine lnet
edecekken, Epicure, lmek gerektiine gre, insann sessizliinin bizi
bu yazgya kutsal szlerden daha iyi hazrlayacan dnr. Bu ga-
rip usun uzun abas insann evresinde surlar ykseltmek, bu kaleye
siperler yerletirmek, insan umudunun bastrlmaz ln amansz-
ca bomak yolunda harcanr. te o zaman, yalnz o zaman, yani bu
"stratejik" ekilme tamamlandktan sonra, Epicure, insanlar ortasnda
bir tanr gibi, bakaldrnn savunucu niteliini o k iyi belirten bir
sesle utkunun trksn syleyecektir. "Tuzaklarn bozdum, ey yazg,
bana ulaman salayabilecek btn yollar kapattm. Ne sana yenile-
ceiz, ne baka bir kt gce. Ve kanlmaz yolculuk saati ald
zaman, yaama boubouna sarlanlar karsndaki horgrmz u
gzel trkde nlayacak: " A h ! nasl da onurlu yaadk!"
Lucrece kendi anda bu mant o k daha ileri gtren tek in-
san olacak, bunu yeni hak istemeye kadar getirip dayayacaktr. Temel-
de hibir ey eklemez Epicure'e. Duyu alanna girmeyen her trl
aklama ilkesini o da yadsr. Atom ilk elerine dnen varln bir
tr sar ve kr lmszl, Epicure iin olduu gibi Lucrece iin de
gerekleebilecek tek mutluluk demek olan lmsz lm srdrece-
i son snaktan baka bir ey deildir. Bununla birlikte, atomlarn
yalnz balarna birlemediklerini kabul etmek zorundadr, stn bir
yasaya, yadsmak istedii yazgya boyun emektense, rastlantsal bir
devinimi atomlarn kendilerine gre karlap birbirlerine takldklar
clinameri i kabul eder. Dikkat edilirse, daha imdiden yeni alarn
byk sorunu kmaktadr ortaya, us burada insan yazgdan syrma-
nn onu rastlantya brakmak olduunu grmektedir. Bunun iin ona
yeniden bir yazg, bu kez tarihsel bir yazg vermeye abalar. Lucrece
bu noktaya gelmemitir. Yazgdan ve lmden nefreti atomlarn var-
l rastlant sonucu oluturduklar, varln da rastlant sonucu birer
atom biiminde dald bu sarho toprakla yetinir. Gene de yeni bir
duyarla tanklk eder szckleri. Her yan tkal kale yasak alan olur.
Moenia mundi, dnyann surlar, Lucrece'in yaz sanatnn anahtar de-
yimlerinden biridir. Bu yasak alanda byk i, umudu susturmaktr
elbette. Ama Epicure'n yntemli vazgeii baz baz lanetlemelerle
talanan, titrek bir yalnzla-ekilme biimine girer. Lucrece iin din-
darlk, "her eye hibir eyin bulandrmad bir dnceyle bakabil-
mek"tir kukusuz. Ama bu dnce insana yaplan hakszlk kar-
snda titrer gene de. fkenin basks altnda, nesnelerin z konusun-
daki byk iirde, yeni yeni cinayet, susuzluk, sululuk ve ceza kav-
ramlar belirir. "Dinin ilk cinayetinden", Iphigenie ve onun boaz-
lanm susuzluundan, " o u zaman sululara dokunmayp da su-
suzlar hakedilmemi bir cezayla yaamaktan yoksun brakan" u tan-
rsal oktan szedilir burada. Lucrece, br dnyadaki cezalardan kor-
kanlar alaya alrsa da, Epicure gibi savunucu bir bakaldrmann at-
lm iinde deil, saldrgan bir uslamlamayla yapar bunu: yiliin dl-
lendirilmediini daha imdiden, yeterince grdmze gre, ktl-
n cezalandrlacam nasl syleyebiliriz?
Epicure, Lucrece'in destannda, aslnda olmad, gzler kama-
trc ayaklanm kii olur. "nsanlk, herkesin gzleri nnde gksel
blgelerin yukarsndan, korkun grnyle lmlleri tehdit ede
ede yzn gsteren bir dinin arl altnda, yeryznde iren bir
yaam srerken, ilk olarak bir Elen, bir insan, lml gzlerini onun
zerine dikmeyi, ona kar kmay gze ald... Bylece din de dev-
rildi, bu kez de o inendi ayaklar altnda, bize gelince, utku gkle-
re ykseltiyor bizi." Yeni kfrle eski lnetleme arasndaki ayrm se-
ziliyor burada. Elen kahramanlar birer tanr olmay arzulayabilirlerdi,
ama daha nceden varolan tanrlarla ayn zamanda. Bir ykselme sz
konusuydu o zaman. Lucrece'in insan ise bir devrimi uyguluyor. Yer-
lerine yakmayan, cani tanrlar yoksamakla, onlarn yerini kendisi
alyor. Yasak blgeden kyor, insan acs adna tanrlara kar ilk sal-
drlara balyor. lk a evreninde, ldrme aklanmaz ve cezas
ekilmez bir eydir. Lucrece'te, evet, daha o zamandan, insann l-
drmesi tanrnn ldrmesine bir karlktan baka bir ey deildir.
Lucrece'in iirinin imi vebal cesetleriyle dolu tanrsal sunaklar
gibi olaanst bir imgeyle bitmesi bir rastlant deildir.

Bu yeni dil, Epicure'n, Lucrece'in adalarnn duyarlnda


yava yava biimlenmeye balayan bir kiisel tanr kavram gz n-
ne alnmadan anlalamaz. Bakaldrma kiisel tanrdan kiisel olarak
hesap sorabilir.' O egemenliini srdrmeye balar balamaz, bakal-
drma en azgn kararllyla dikilir, kesin hayr karr azndan. Bu-
gn yaadmz biimiyle bakaldrmann tarihi, Promethee'nin m-
ritlerinden ok, Kabil'in ocuklarnn bakaldrmasdr. Bu bakmdan
her eyden nce Tevrat hz verecektir bakaldrc gce. Buna karlk,
Pascal gibi, ba kaldrm us yolunu tamamlaynca, brahim'in, shak'n
ve Yakub'un Tann'sna boyun emek gerekecektir. En o k kukuyu
duyan ruh, en byk yazgcla sarlacaktr.
Bu adan, Tanr'nn grnn yumuatmasyla, onunla insan
arasna bir arac koymasyla, ncil dnyann btn Kabil'lerine nce-
den karlk verme abas olarak grlebilir. sa balca iki sorunu,
bakaldrmalarn da sorunlar olan ktlk ve lm sorunlarn z-
meye gelmitir. zm bunlar nce kendi zerine almak olmutur.
nsan-tanr da ac eker, sabrla. Ac ektiine, ldne gre, kt-
ln ve lmn suu tmyle onun srtna yklenemez artk, insan-
lk tarihinde Golgotha gecesinin bunca nem tamas, tanr bu karan-
lklarda geleneksel ayrcalklarn aka brakarak, lm bunalmn,
iin iinde umutsuzluk da olmak zere, sonuna kadar yaad iin-
dir. Lama sabactani ve can ekien sa'nn korkun kukusu byle
aklanr. Kuku umutla desteklenseydi, can ekime hafiflerdi. Tan-
r'nn bir insan olmas iin, umudunu kesmesi gerekir.
Elen-Hristiyan ibirliinin rn olan tanrsal-felsefe, Yahudi
dncesine tepki olarak, iki yzyl boyunca bu eilimi iyice belirle-
meye almtr, rnein Valentin'in ne o k efaati dledii bili-
nir. Ama bu doatesi enliin lmsz gleri Elen'lerin ara gerek-
lerinin oynad rol oynar. Dkn insanla amansz tanr arasnda
bir babaaln samaln azaltmak ereini gderler, zellikle Mar-
cion'un zalim ve sava ikinci tanrsnn iidir bu. Bu yar-tanr snrl
dnyay ve lm yaratmtr. Yaratn cinsel geri durula yokedin-
ceye kadar yalnzla kapanp yadsmamz gerekirken, bir yandan da
ona lnet etmemiz gerekir. Demek ki, marur ve bakaldrm bir yal-
nzlk sz konusudur. Ne var ki, Marcon stn tanry daha da ycelt-
mek iin bir aa tanrya yneltir bakaldrmay. Tanrsal felsefe
Elen kaynaklaryla uzlamazla dmemekle Hristiyanlktan Yahudi
kaltmn silmeye alr. Bu anlay her trl bakaldrmaya kant
salad lde, Augustin'cilikten de saknmak istemitir, rnein
Basilide'e gre, din kurbanlar, hatt sa, ac ektikleri iin gnah i-
lemilerdir. Garip, ama acdaki hakszl kaldrmak ereini gden bir
dnce. Din filozoflar en gl ve saymaca yarlgamann yerini,
irfsana btn anslar brakan yetiime, yani bir Elen kavramna
vermek istemilerdir yalnz. kinci kuak filozoflarnda grdmz
tarikat bolluu Elen dncesinin Hristiyan evrenini eriilir klmak
ve elenciliin ktlklerin en kts sayd bir bakaldrmann ne-
denlerini ortadan kaldrma yolundaki eitli ve ateli abalarn o k
iyi belirtir. Ama kilise bu abay sulam, sulamakla da bakaldr-
malar oaltmtr.
Kabil'in rk, yzyllar boyunca, utkularn oaltt lde,
Tevrat tanrsnn umulmadk bir baarya erdii sylenebilir. Kfr-
cler, elikili olarak, Hristiyanln tarih sahnesinden kovmak iste-
dii kskan tanry yeniden canlandrrlar. Byk cretlerinden biri
de, sa'nn tarihini armhn tepesinde ve can ekimesinden nceki
ac lkta durdurarak onu da kendi yanlarna ekmek olmutur.
Bylelikle, bakaldrmalarn tasarlad evrene daha o k uyan, aman-
sz bir kin tanrs grn srdrlm oluyordu. Dostoyevski'ye,
Nietzche'ye kadar, bakaldrma yalnzca zalim ve aklna eseni yapan
bir tanrya, hibir inandrc neden olmadan, Habil'in kurban edilme-
sini Kabil'inkine ye tutan,bylelikle de ilk cinayete yol aan tanrya
ynelir. Dostoyevski dte, Nietzche ise gerekte, bakaldrm d-
ncenin alann lszce geniletecekler, sevgi tanrsndan da hesap
soracaklardr. Nietzsche, Tanr'y adalarnn ruhunda lm saya-
caktr. Bundan sonra, ncs Stirner gibi, yzyln dncesinde ahlk
grnleri altnda oyalanan Tanr grntsne saldracaktr. Ama on-
lara gelininceye kadar, rnein inansz dnce, sa'nn tarihini (Sa-
de'n deyimiyle, "bu dmdz roman") yadsmak ve yadsmalarnda
bile korkun tanr geleneini srdrmekle yetinmitir.

Buna karlk, Bat Hristiyan kald srece, kutsal kitaplar yer-


yzyle gkyz arasnda araclk etmitir. Bakaldrmann her yalnz
lna karlk olarak, en byk acnn grnts sunuluyordu. Bu
acy sa da ektiine, hem de isteyerek ektiine gre, hibir ac hak-
sz deildi artk, her sz gerekliydi. Bir anlamda Hristiyanln ac
sezgisi ve insan yrei konusundaki hakl karamsarl, genellemi
adaletsizliin insan iin adalet kadar doyurucu oluundandr. Susuz-
luun uzun ve evrensel acsn susuz bir tanrnn kurbanl hakl -
karabilirdi ancak. Gkyznden yeryzne kadar her ey acya terk-
edilmise, garip bir mutluluk umudu var demektir.
Ama Hristiyanlk anl evresini bitirip de usun eletirisiyle kar-
karya gelince, ac gene insanlarn pay oldu. Hakszla urayan
sa, brahim'in Tann'sna balananlarn herkesin gz nnde iken-
ce ettikleri, fazladan bir susuzdan baka bir ey deildir artk. Efen-
diyi klelerden ayran uurum yeniden derinleir ve kskan bir Tan-
r'nm kapal yz karsnda bakaldr haykrr durur. nansz d-
nr ve yazarlar, allm nlemlerle ahlka ve sa'nn tanrsallna
saldrarak hazrlamlardr bu yeni kopmay. Bu olaanst apkn-
lar dnyasn Callot'nun evreni olduka gzel canlandrr, alaylar n-
celeri byk altndan bir gltr, ama sonunda, MoliSre'in Don Juan'
yla ge kadar ykselir. On sekizinci yzyl sonunun ayn zamanda
hem devrimci, hem de din dman alkantlarn hazrlayan iki yz-
yl sresince, inansz dncenin btn abas, sa'y bir susuz ya da
bir bn yapmak, bylelikle, soylu ya da gln yanlaryla, onu insan-
lar dnyasna katmak olacaktr. Dman ge kar yaplacak byk
saldr iin alan hazrlanm olacaktr bylece.
SALT YADSIMA

Tarihsel bakmdan ilk tutarl saldr Sade'm saldrdr, Sade


papaz Meslier'ye, Voltaire'e kadar inansz dncenin btn kantla-
rn tek ve kocaman bir sava aracnda bir araya getirir. Yadsmas da,
sylemek bile fazla, en ar yadsmadr. Bakaldrmann salt hayr'n
alr yalnzca. Yirmi yedi yllk bir tutukluluk uzlac bir us olutur-
maz elbette. Bylesine uzun bir kapal kalma, uaklar ya da katiller
dourur, baz baz ayn kiide her ikisini birden dourduu da olur.
Ruh, zindanda, boyun ei ahlak olmayacak bir ahlak kuracak ka-
dar glyse, bir buyuruculuk ahlak kurar ou zaman. Her trl
yalnzlk ahlak, gc varsayar. Bu bakmdan, toplumun amansz bir
davranyla karlap da ona amanszca karlk verdii lde, r-
* nek bir kiidir Sade. Baz gzel lklarna ve adalarmzn lsz
vglerine karn ikinci derecede bir yazardr. Bugn Sade, byk bir
zaflk sonucu, yaznla hibir ilgisi bulunmayan nedenler dolaysyla
hayranlk uyandrmaktadr.
Zincire vurulmu bir filozof, bir de salt bakaldrmann ilk ku-
ramcs diye gklere karyorlar onu. Gerekten yle olabilirdi. Ha-
pishanelerin iinde d snrszdr, gerek hibir eyi dizginlemez.
Zincire vurulmu us, esin alannda kazandn ak grllk ala-
nnda yitirir. Sade, yalnz bir mant tanmtr, duygularn mant-
n. Bir felsefe kurmam, bir ezilmiin olaanst dn izlemitir.
Ne var ki bu dte bir tr "kehanet" vardr. O azgn zgrlk istei
klelik lkesine gtrmtr Sade'. Bundan byle yasaklanm bir
yaama duyduu byk susuzluk, taknlktan taknla, evrensel
bir ykma dnde yatmtr. Hi deilse bu konuda, Sade bizim
adamzdr. imdi onu birbirini izleyen yadsmalar iinde izle-
yelim.
Bir Yazn Adam

Sade tanrsz mdr? Hapse girmesinden nce, Dialogue entre un


pritre et un moribond'da yle syler, sylediine inanlr da; ama,
daha sonra kutsala saldrma taknl karsnda duralar insan. En za-
lim kiilerinden biri, Saint-Fond, hi de Tanry yadsmaz. Ktlk-
sever bir yar-tanr kuramn gelitirip uygun sonular karmakla ye-
tinir. Saint-Fond, Sade deildir, derler. Deildir elbette. Bir roman
kahraman kendisini yaratm olan romanc deildir hibir zaman. Bu-
nunla birlikte, romancnn ayn zamanda btn kahramanlar olmas
olasl da vardr. Sade'n btn tanrszlar, Tanr'nn varlnn onun
aldrmazl, ktl ya da zalimlii demek olaca gibi ak bir ne-
denle, yokluunu bir ilke olarak benimserler. Sade'n en byk yapt
tanr budalalnn, tanr kininin kantlanyla biter. Susuz Justine
frtnada koarken, cani Noirceuil, Justine gksel yldrmdan kurtu-
lacak olursa dine dneceine yemin eder. Yldrm, Justine'i haner-
ler, Noirceuil yengin kar, insan cinayeti tanr cinayetine karlk ver-
meyi srdrr bylece. Bylece, Pascal'in "bahis'ine kar inan-
sz bir "bahis" belirir 1 .

yleyse Sade'n Tanr konusundaki dncesi insan ezen ve


yoksayan bir cani tanr dncesidir. Sade'a gre dinler tarihinde l-
drmenin bir tanr nitelii olduu yeterince grlr, insan ne diye er-
demli olacaktr yleyse? Tutsan ilk davran en u sonuca atlamak-
tr. Tanr insan ldryor ve yoksuyorsa, insann da benzerlerini y o k -
samasm, ldrmesini hibir ey yasaklayamaz. Bu fkeli meydan
okuma, 1782 ylnn Dialogue'unda grdmz sakin yoksamaya
hi mi hi benzemez. "Hibir ey benim deil, hibir ey benden de-
il", diye haykran, sonra da: "Hayr, hayr, ister erdem olsun, ister
gnah, mezarda hepsi birbirine karr", diye kesip atan kii ne sakin,
ne de mutludur. Tanr dncesi onun "balayamayaca tek ku-

V1 > Pascal, inanmakla kiinin hibir ey yitirmeyecei, buna karlk, inanlan


doru kacak olursa, kazancnn sonsuz olaca dncesiyle inanmay
nerir. (eviren.)
\
surudur insann." Balama szc bile bu ikence retmeninin
aznda pek tuhaf kaar. Ama, umutsuz dnya gr ile tutsaklk
koulunun tmden yalanlayamad bir dnceden dolay kendi ken-
dini de balamaz. Bundan byle bir ifte bakaldrma yn verecek-
tir Sade'n uslamlamasna: Dnyann dzenine ve kendi kendine kar-
bakaldrma. Bu iki bakaldrma bir ezilmiin altst olmu yrein-
den baka her yerde elikin olduundan, Sade'n uslamlamas, man-
tk nda ya da acma abas iinde incelenmesine gre, her zaman
ya kukulu, ya yasal bir uslamlama olarak kalr.
Tanr insan ve ahlakn yoksadma gre, o da yoksayacaktr
bunlar. Ama, bu arada, imdiye kadar kendisine gvence ve su orta-
olan Tanr'y da yoksayacaktr. Ne adna m? nsanlara beslenen ki-
nin bir hapishanenin duvarlar arasnda yaatt kiinin en gl i-
gds: Cinsel igd adna. Nedir bu igd? Bir yandan doann -
lnn ta kendisi, 1 bir yandan y o k olmak pahasna da olsa insanlara
tam olarak sahip olmay gerektiren kr atlm. Sade Tanr'y doa ad-
na yadsyacak ann dnsel verileri zdeki kalplar biiminde
salar bunu ona, doay bir ykma gc durumuna getirecektir. Do-
a cinselliktir onun iin; mant onu biricik efendisi arzunun lsz
gc olan, yasasz bir evrene gtrr. Ateli lkesi burasdr, en gzel
haykrlarn burada bulur: "Bir tek arzumuz karsnda yeryznn
btn insanlar nedir k i ! " Sade'n kahramanlarnn doann cinayet ge-
reksinimi iinde bulunduunu, yaratmak iin yoketmek gerektiini,
yleyse insan kendi kendini yokeder etmez yaratmasna yardm etmek
gerektiini kantlamak iin bavurduklar uzun uslamlamalar, her eyi
havaya uuracak bir patlama istemesine yol aacak lde hakszca
sktrlm, tutsak Sade'n salt zgrlne temel olma ereini gder
yalnz. Bu konuda, ann karsndadr: lkelerin zgrl deil,
igdlerin zgrldr onun istedii.

Sade, bilge bir devrimcinin, Zame'nin araclyla bize taslan


sunduu bir evrensel cumhuriyet d de kurmutu kukusuz. Byle-

(1) Sade'n byk canileri, zr olarak, kar durulmas kendi ellerinde olma-
yan, ar cinsel istekleri bulunmasn gsterirler.
ce, devinimi hzlanp da snrlara smaz olduu lde btn dnya-
nn kurtuluu olan bakaldrmann ynlerinden birini gsterir bize.
Ama benliinde her ey yalanlar bu saygl d. nsan trnn dostu
deildir, insanseverlerden nefret eder. Baz baz szn ettii eitlik
de matematik bir kavramdr: nsan dediimiz nesnelerin e-deerlilii,
kurbanlarn aalk eitlii. Arzusunu son noktasna kadar gtren
kii her eye stn gelmelidir, gerek tamamlann kinde bulur. Sa-
de'n cumhuriyetinin ilkesi zgrlk deil, haz dknldr. "Ada-
letin gerek bir varl yoktur, diye yazar bu garip demokrat. Btn
tutkularn tanrsdr o . "

Bu bakmdan Philosophie du Boudoir'da Dolmance'nin okudu-


u v e Franszlar, cumhuriyeti olmak istiyorsanz ufak bir aba daha
gsterin gibi tuhaf bir ad tayan nl talama son derece aydnlatc-
dr. Pierre Klossowski 1 nemle belirtmekte hakldr: Bu talama dev-
rimcilere cumhuriyetlerinin tanrsal hak tayan kraln ldrlmesine
dayandn ve 21 Ocak 1793'te Tanr'y giyotinden geirmekle, cina-
yeti yasaklamay da, kt igdleri bastrmay da her zaman iin ya-
sakladklarn kantlar. Krallk, kendisiyle birlikte, yasalar temellendi-
ren Tanr dncesini de ayakta tutuyordu. Cumhuriyetse kendi ba-
na ayakta durmaktadr, cumhuriyette yaama biimi buyruklarla s-
nrlanmamaldr. Gene de, Klossowski'nin grnn, yani Sade'n de-
rin bir kutsala-saldr duygusu iinde bulunmas ve bu nerdeyse din-
darca tiksintinin onu belirttii sonulara gtrm olmasnn doru-
luu olduka su gtrr. Sonulara nceden varm ve ann hk-
metinden istedii tam bir yaay serbestliini hakl karacak kant
sonradan farketmi olmas o k daha akla yakn. Tutkularn mant,
uslamlamann geleneksel dzenini tersine evirir, sonucu ncllerin
nne getirir. Bunu anlamak iin, Sade'n bu yaptta kara almay,
hrszl ve ldrmeyi hakl karmasna, yeni yurtta hogrlmeleri-
ni istemesine yardm eden hayranlk verici safsatalar silsilesini gzden
geirmek yeter.

(1) Sade, m o n prochain, Editions du Seuil.


Gene de en o k o zaman derindir dncesi. Erdemle zgrl-
n gsterili birliini anda bir ei daha bulunmayan bir ak g-
rllkle yadsr, zgrlk, hele tutuklunun dyse, snrlara katla-
namaz. Ya cinayettir ya da zgrlk olmaktan kar. Sade bu temel
noktada hibir zaman deimemitir. Yalnz elikiler tlemi olan
bu adam ancak idam cezasnda bir tutarllk bulur, hem de en salt tu-
tarll. nce ikencelerin ustasdr, cinsel cinayet kuramcsdr, yasal
cinayete hibir zaman katlanamamtr. "Gzlerimin nnde giyotinin
grntsyle ektiim tutukluluk, akla getirilebilecek btn Bastilles'
lerden daha o k ac ektirdi bana". Bu korku iinde, btn Terreur
(yldr) a sresince herkese lml grnmek ve kendisini hapse at-
trm bir kaynanay kurtarmak iin merte araya girmek cesaretini
bulmutur. Birka yl sonra, Nodier, belki de bilmeden, Sade'n inatla
savunduu tutumu aklkla zetleyecektir: "Bir tutkunun en yksek
noktasnda bir insan ldrmeye akl erer. Ciddi bir gzlemin sakinlii
iinde, hem de onurlu bir grevi yerine getirmek bahanesi altnda bir
insan bir baka insana ldrtmeye gelince, ite buna akl ermez." Sa-
de'n daha da gelitirecei bir dncenin balangcn buluruz burada:
ldren kimse cezasn kendi canyla demelidir. Grld gibi, Sade,
adalarmzdan daha ahlakdr.

Ama lm cezasndan nefreti, kendileri de birer cani iken, ken-


dilerini ya da savlarn bakalarn cezalandrmay, hem de en kesin bi-
imde cezalandrmay gze alabilecek kadar erdemli sanan insanlara
duyduu nefretten baka bir ey deildir. Ya hapisanelerin kapsn
amal, ya da erdemliliinin kantn, o olanaksz kant vermeli. Bir
kez bile olsa, ldrme kabul edildikten sonra, onu evrensel olarak ta-
nmak gerekir. Doaya uygun davranan cani, yasadan yana kyorsa, g-
revini ktye kullanyor demektir. "Cumhuriyeti olmak istiyorsanz
ufak bir aba daha harcayn", demek, "Cinayetin zgrln, akla
uygun olan tek zgrl kabul edin, yarlgamaya erercesine ayakla-
nn", demektir. Ktle tmyle boyun emenin sonu, k ve doal
iyilik cumhuriyetinin tylerini rpertecek olan, korkun bir keilie
varr. lk ayaklanmada, anlaml bir rastlantyla, Cent vingt journees de
Sodome 'u yakm olan bu cumhuriyet, bu sapkn zgrl sulama-
mazlk, byle tehlikeli bir yanda yeniden drt duvar arasna kapat-
mamazlk edemezdi. Bylelikle bakaldrma mantn daha ileri g-
trmek gibi bir korkun frsat salyordu ona.
Evrensel cumhuriyet Sade iin bir dt belki, ama hibir zaman
bir yoldan sapma olmad. Politikada gerek tutumu umursamazlktr.
SociSt des amis du erime adl yaptnda, hkmetten ve yasalarndan
yana olduunu bildirilir gsterile, sonra da onu yaralamaya hazrlanl-
d eklenir. Bylece "pezevenk"ler oylarn tutucu milletvekiline ve-
rirler. Sade'n kafasndaki tasar, ynetimin hogrr yanszln ierir.
Cinayet cumhuriyeti, hi deilse imdilik, evrensel olamaz.
Yasaya uyar gibi davranmaldr. Gene de, cinayet kuralndan baka ku-
ral bulunmayan bir dnyada, cinayet g altnda, cani bir doa ad-
na, Sade arzunun yorulmak bilmez yasasna uyar yalnz. Ama snrsz-
ca arzulamak, snrszca arzulanmay da kabul etmek demektir. Yoket-
me serbestlii yokedenin de yokolabilmesini ierir, yleyse arp-
mak ve buyruk altna almak gerekecektir. Gcn yasasndan baka bir
ey deildir bu dnyann yasas; g istemi yrtr dnyay.
Cinayet dostu yalnzca iki gce sayg gsterir gerekte: Biri do-
um rastlantsna dayanan ve kendi evresinde bulduu g, br
ezilen kiinin ktlk zoruyla kazand ve kendisini Sade'n balca
kahramanlar olan inansz beyzadelerin dzeyine ykselten g. Bu
kk gller topluluu, bu erginler, her hakk ellerinde bulundurduk-
larn bilirler. Bu korkun ayrcalktan bir saniye olsun kukuya d-
enler, srnn dna atlr hemen, yeniden kurban durumuna der-
ler. Bylelikle, kk bir erkekler ve kadnlar topluluunun, garip bir
bilgiyi avularnda bulundurduklar iin, bir kleler snfnn st ya-
nnda yer aldklar bir tr ruhsal soylulua varlr. Onlar iin tek sorun,
arzunun dehet verici enginliiyle engin haklar btnyle uygulamak
zere rgtlenmektir.

Evren cinayet yasasn benimsemedii srece, kendilerini btn


evrene zorla benimseteceklerini umamazlar. Ulusun kendisini "cumhu-
riyeti" yapacak fazladan abay kabul edebileceine hibir zaman
inanmamtr Sade. Ama cinayet ile arzu btn evrenin yasas deilse,
belirli bir alanda bile egemen olamyorlarsa, birer birlik ilkesi deildir
artk, uzlamazlk mayalardr. Yasa deildirler artk, insan bu durum-
da yeniden dala, rastlantya dner, yleyse, her yanyla, yeni ya-
saya uyacak bir dnya yaratmaldr. Evrenin d krklna uratt
birlik gereksinimi bu kk alanda var gcyle doyurur kendini. G
yasasnn dnya imparatorluuna erimeyi bekleyecek kadar sabr
yoktur. Gecikmeden snrlamaldr eylem alann, telrgiilerle, gzet-
leme kuleleriyle evrilmesi gerekse bile.
Bu g yasas Sade'n evreninde kapal yerler, arzu ve cinayet
topluluunun hibir engelle karlamadan, amaz bir dzene gre
i grd, iinden kalamayan, yedi surlu atolar yaratr. En takn
bakaldrma, en tam zgrlk istei, ounluun tutsaklatrlmasyla
sonulanr. Sade'a gre, insann klelikten kurtulmas, bir daha kma-
masya zorunluk cehennemine girmi erkeklerin ve kadnlarn lm
ve yaam bir tr gnahkrlk kurulunca karara balanan u haz
mahzenlerinde sonulanr. Yaptlar, haz dkn derebeylerinin kar-
larnda toplanm kurbanlarna gszlklerini ve kleliklerini kant-
layarak, dk de Blangis'nin Cent vingt journees de Sodome'daki kk
toplulua ektii sylevi yineledikleri, "imdiden lm durumda-
snz bu yeryznde," dedikleri bu ayrcalkl yerlerin betimlemeleriy-
le doludur.

Sade da ayn biimde zgrlk kulesinde oturuyordu, ama Bas-


tille'in iinde. Salt bakaldrma da kendisiyle birlikte, ister ezen, ister
ezilen olsun, hi kimsenin bir daha kamad bir iren kaleye ka-
panr. zgrln kurmak iin, salt gereklii rgtlemek zorundadr.
Arzunun snrsz zgrl, bakasnn yoksanmas, acmann ortadan
kaldrlmas anlamna gelir. Yrei, bu "usun zayfl"n ldrmelidir;
kapal yer ve kurallar stesinden gelecektir bunun. Sade'n masals a-
tolarnda nemli bir yeri olan bu kural, bir kuku evreni yaratr. Bek-
lenmedik bir sevgi ya da beklenmedik bir acma tasarlanan hazz boz-
masn diye, her eyi nceden kestirmeye yarar. Tuhaf bir haz hi ku-
kusuz, buyrua altrlan bir haz... "Her sabah saat on'da kalkla-
cak!.." Ama hazzn balanmaya dnp bozulmasn da nlemeli,
onu ayra iine almal, sertletirmelrdir. Bir de haz aralarn hibir
zaman birer, kii gibi grmemelidir. nsan "tmyle maddeden oluan
bir tr bitki" ise, ancak bir nesne, hem de deney konusu bir nesne ola-
rak ele alnabilir. Sade'n telrglerle evrili cumhuriyetinde, makina-
lar ve makinistler vardr yalnz. Her eyin yerini makinann dzeni,
kullanma biimi gsterir. Bu aalk manastrlarn kurallar, dikkate
deer bir biimde dinsel topluluk manastrlarnn kurallarna uydurul-
mutur. Haz dkn herkesin nnde gnah karr. Ama a deiir:
"Davran arysa, ayplanr."
Kendi anda oklarnn yapt gibi, Sade da lksel toplumlar
kurar bylece. Ama, ann tersine, insann doal ktln kural-
latrr. Bir nc olarak, g ve kin lkesini kurar inceden inceye, ka-
zand zgrl rakama vuracak kadar da ileri gider. Felsefesini ci-
nayetin souk hesabyla zetler o zaman: " 1 Marttan nce ldrlen-
ler: 10. 1 Marttan sonra ldrlenler: 20. Dnenler: 16. Toplam: 4 6 . "
nc olmasna ncdr,ama, grld gibi, alakgnll bir ncdr
daha.

Her ey bu kadarla kalsayd, deeri bilinmemi nclere gste-


rilen ilgiden fazlasna demezdi Sade. Ama bir kez kpr ekildi mi
atoda yaamak gerekir artk. Dzen ne kadar ayrntl olursa olsun,
her eyi nceden kestirmeyi baaramaz. Yalnzca ykmak gelir elin-
den, yaratmak deil. Bu durmadan ikence edilen topluluklarn efen-
dileri umduklar doygunluu bulamayacaklardr... Sade sk sk "tatl
cinayet alkanlndan sz eder. Ama tatlla benzer hibir ey
yoktur burada, bir zincire vurulmuun kudurmuluu vardr daha
ok. Gerekten haz duymak sz konusudur ve en o k haz en o k
yoketmeyle birleir, ldrdne sahibolmak, strapla iftlemek,
atolarn btn dzeni bu eksiksiz zgrlk dakikasna ynelir ite.
Ama cinsel cinayet ehvet aracn ortadan kaldrd anda, ancak tam
ortadan kaldrma dakikasnda varolan ehveti de kaldrr ortadan. O
zaman baka bir araca el atmak, sonra onu da ldrmek gerekir, son-
ra baka birini, sonra kimler ldrlebilirse, hepsini. Bylece yn
yn ehvet ve cinayet sahneleri serilir nmze, Sade'm romanla-
rnda, bunlarn donmu grn, irkin bir arlk ans brakr okurda.
Haz duymann, birbirini gnlden benimsemi bedenlerin iek-
lenmi, byk sevincinin ii ne bu evrende? Umutsuzluktan syrlmak
yolunda, ama gene de umutsuzlukla biten bir aray, klelikten kle-
lie, zindandan zindana bir kou sz konusudur. Gerek olan yalnz
doaysa, doa iinde yalnz arzu ve yoketmek yasalsa, yokedilenler
oaldka, insan egemenliinin kendisi de kendi kana susamlma
yetmeyecek, evrensel yokolua ynelmek gerekecektir. Sade'a gre,
doann cellad olmak gerekir. Ama bu da kolayca ulalabilecek bir
durum deil. Btn kurbanlar yerle bir edilip de defter kapannca,
ssz atoda cellatlar kar karya kalrlar. Bir eksikleri vardr daha.
kenceye uram bedenler temel eleriyle yaamn yeniden doa-
ca doaya dnerler, ldrme de bitmemitir: "ldrme, vurduu-
muz kiiyi ilk candan eder yalnz; ikincisini de koparabilmeliydik on-
dan..." Sade btn evrene kar bir kundaklk dnr: "Tiksiniyo-
rum doadan. ..'''Tasarlarn bozmak, yryn elmelemek, yldz-
larn arkn durdurmak, uzayda uuan kreleri altst etmek, ona
hizmet edeni yoketmek, ona zarar vereni korumak, ksacas yaptla-
rnda alaltmak isterdim onu, ama bunu baaramyorum," Evreni
tuzla buz edecek bir makinist tasarlasa da bouna, krelerin tozunda
yaamn gene sreceini bilir. Evrene kar kundaklk olur ey de-
ildir. Her ey yokedilemez, bir kalnt vardr her zaman. "Bunu ba-
aramyorum...", bu yatmaz ve donmu evren birdenbire zorlu bir
hznde geveyiverir, Sade da hi istemedii bir srada bize etkir by-
lece. "Belki de gnee saldrarak evreni ondan yoksun brakabilir, bel-
ki de ondan yararlanp dnyay atee verebilirdik, ite bunlar gerek
birer cinayet olurdu dorusu..." Evet, iyi birer cinayet olurdu bunlar,
ama kesin cinayet deil. Yrmek gerekir daha, cellatlar gzleriyle
birbirlerini tartarlar.

Yalnzdrlar ve bir tek yasaya uyarlar, gcn yasasna, Onu efen-


diyken benimsemi olduklarna gre, imdi, kendilerine kar dnd
diye yadsyamazlar artk. Her g, tek ve yalnz kalmaya ynelir. Ge-
ne ldrmek gerekmektedir: Efendiler imdi de birbirlerini paralaya-
caklardr. Sade bu sonucu grr, gerilemez gene de. Bakaldrmann
bu ukurlarn bir garip gnah stoacl biraz aydnlatr. Sevgi ve uz-
lama dnyasna dnmeye almayacaktr. Kaldrlan kpr indiril-
meyecek, kiisel yokoluu benimseyecektir. Yadsmann zincirleri ko-
parm gc, son noktasnda, byklkten de yoksun olmayan, koul-
suz bir boyun eie varacaktr. Efendinin kendisi de kle olmaya ya-
namakta, belki de bunu arzulamaktadr. "Daraac da bir hazlar taht
olurdutenim iin."
En byk yoketme en byk kesinlemeyle birleir o zaman.
Efendiler birbirlerinin zerine atlrlar ve haz dknl onuruna di-
kilmi olan bu yapt "dehalarnn doruunda vurulmu haz dknle-
rinin cesetleriyle" dolar 1 . Ayakta kalacak olan en gl kii yalnz
kalacak, Tek olacaktr, Sade bu tek kiiyi yceltir, bu kii de kendisi-
dir. te efendi ve Tanr olarak egemenliini srdrmektedir en sonun-
da. Ama en byk utkuya erdii dakikada, d dalverir. lsz
dlerinden doduu tutukluya dner Tek; onunla birleir. Gerekten
de, hl yatmam, ama artk ynelebilecei bir nesne de kalmam
bir hazzn evresinde kurulmu, kanl bir Bastille iine kapatlm du-
rumdadr, yalnzdr, Ancak dte utkuya ermitir, tyler rpertici ey-
lerle, felsefeyle dolu, onlarca cilt yapt, mutsuz bir yalnzla kapan-
, tm hayrdan salt evet'e doru badndrc bir yry, ksaca-
s her eyin ve herkesin ldrlmesini ortak intihar biimine sokan bir
lme boyun eii zetler.

Sade'n yokluunda resmi idam edilmitir; ayn biimde kendisi


de dlerinde ldrmtr yalnz. Promethee, Onan 2 olur sonunda.
Hep tutuklu olarak, ama bu kez bir dknler evinde, sanrllar arasn-
da, derme atma bir peyke stnde oyunlar oynayarak bitirecektir
mrn. Yaratma ile d, dnya dzeninin kendisine vermedii doy-

(1) Maurice Blanchot, Lautreamont et Sade.

(2) Onan, Kutsal Kitap 'ta ad g e e n bir kii. "Mastrbasyon" anlamna gelen
" o n a n i s m e " szc o n u n adndan gelir. (eviren).
gnln gln bir karln salamtr ona. Yazarn kendi kendin-
den esirgeyecei hibir ey yoktur elbette. Hi deilse onun iin b-
tn snrlar ker, arzu son noktasna kadar gidebilir. Bu bakmdan,
Sade kusursuz bir yazn adamdr. Kendi iinde varolma dn uyan-
drabilmek iin, dsel bir evren kurmutu. "Yaz yoluyla eriilen ruh-
sal cinayeti" her eyden stn tutmutu. Onun sz gtrmez stnl-
, daha balangta, birikmi bir fkenin mutsuz ak grll
iinde, bir bakaldrma mantnn, hi deilse kaynaklarnn gere-
ini unuttuu zaman, varaca en ar sonular gstermi olmasdr.
Bu sonular tamamlanm btnlk, evrensel cinayet, umursamazlk
aristokrasisi, bir de ykm istemidir. Ondan yllarca sonra da karmza
kacaktr bunlar. Ama, bunlarn tadn kardktan sonra, kendi k-
mazlarnda boulduu, yalnzca yaznda kurtulduu seziliyor. Bakal-
drmay sanat yollarna ynelten Sade'dr, romantizm daha da ileri g-
trecektir onu. "rmlkleri o kadar tehlikeli, o kadar etkendir ki,
korkun retilerini yaymlarken, cinayetlerini yaamlarnn tesine
yaymaktan baka bir erekli yoktur; cinayet ileyemezler artk, ama
lanetli yazlar baka cinayetler ilettirecektir; mezarlarna gtrdk-
leri tatl dnce, lp de varolandan elekmelerinin acsn dindiren
bir avuntu olur", dedii yazarlardandr. Bylece bakaldrm yapt
lmden sonra yaama susuzluunu gsterir. Gz diktii lmszlk
Kabil'in lmszl de olsa gz diker ve, istemeden, en gerek doa-
tesi bakaldrmaya tanklk eder.

t e yandan, izleyicileri bile kendisine sayg gstermeye zorlar


bizi. Miraslarnn hepsi yazar deildir. Gzel semtlerin, yazar kahve-
lerinin dlerini kztrmak iin ac ekmi, lmtr kukusuz. Ama
i bu kadarla bitmez. amzda Sade'n tutulmas, ada duyarlkla
ortak yanlan bulunan bir dle aklanr: Tm zgrln bir hak ola-
rak jstefroesi, bir de usun insan insan d klma abas, insann ze-
rinde deney yaplacak bir nesne durumuna drlmesi, g istemi ile
nesne-insan ilikilerini belirleyen dzen, bu korkun deneyin kapal
alan, kleler an rgtlemeleri gerekince, g kuramclarnn yeni-
den bulacaklar derslerdir.
Sade, iki yzyl ncesinden, bakaldrmann aslnda istemedii,
azgn bir zgrlk adna, tmc toplumlar daha kk bir dzeyde
gklere karmtr. ada tarih ve ada tragedya onunla balar
aslnda. Kleliin snrlar varmcasna, cinayet zgrl zerine ku-
rulmu bir toplumun tre zgrlyle bir arada yryebileceine
inanmt yalnzca. amz, tuhaf bir biimde, evrensel cumhuriyet
d ile alaltma tekniini kurmakla yetindi. Sonunda, en o k nefret
ettii ey, yani yasal ldrme, onun igd ldrmesinden yana bulu-
larn kendi hesabna geirdi. Zincirlerini koparm sapknln esiz ve
tatl meyvesi olmasn istedii cinayet, bugn polise mal olmu bir er-
demin donuk alkanlndan baka bir ey deil. Yaznn artmaca-
lardr bunlar.

Zppelerin bakaldrmas

Ama yazn adamlarnn gndr daha. Romantizm, eytans ba-


kaldrmas ile ancak imgelemin servenlerine yarayacaktr. Ktl
ve bireyi ye tutuuyla, o da Sade gibi ilka bakaldrndan ayrla-
caktr. Bakaldrma, daha o k meydan okuma ve yadsma gcne
nem vermekle, olumlu zn unutur bu evrende. Tann insandan iyi
olan istediine gre, bu iyilii gln duruma drmeli, ktl se-
melidir. lme ve hakszla duyulan kin, ktl, ldrmeyi uygula-
maya olmasa bile savunmaya gtrr insan.
Romantiklerin gzde iiri Yitirilmi Cennet1 bu dram simgele-
tirip ama lmn (gnahla birlikte) eytan'n ocuu olduu oranda
derin bir biimde. Bakaldran insan, kendini susuz bulduundan,
ktlkle savamak iin iyilikten vazgeer ve ktl yeniden yara-
tr. Romantik kahraman her eyden nce iyilikle ktl derin, bir
bakma da dinsel bir biimde birbirine kartrr 2 . Yazg iyilikle kt-
l kartrdna, insan da bundan kanamadna gre, romantik

(1) ngiliz ozan Milton'un yapt. (eviren.)

(2) rnein, William Blake'in balca konularndan biri budur.


kahraman "yazgsal"dr. Yazg deer yarglarna yer vermez. Bu aykr
durumun tek sorumlusu olan Yaratc'dan baka her eyi ho gsteren
bir "Ne yaparsn"la yerini tutar onlarn. Ayrca, kendisi g ve de-
ha asndan bydke, iindeki ktlk de byd iin yazg-
saldr romantik kahraman. Her g, her arlk bu "Ne yapalm"a
brnr o zaman. Sanatnn, zellikle de ozann eytansl ko-
nusundaki o k eski dnce, kkrtc bir tanm bulur. Her eyi,
hatt en ll dehalar bile kendine katmaya alan bir evtan

smrgecilii grlr bu ada. Blake: "Milton'n meleklerden, Tanr'


dan szederken huzursuzluk, cinlerden, cehennemden szederken atl-
ganlkla yazmas gerek bir ozan olmasndan, bilmeden de olsa, ey-
tanlardan yana kmasndandr", diye yazar. O zaman ozan, deha, en
yce grnts iinde insann kendisi, eytan'la birlikte haykrr: "Al-
lahasmarladk, umut, umutla birlikte korku, pimanlk, sizlere de
Allahasmarladk... Ktlk, iyiliim ol benim". Alaltlm susuzlu-
un ldr bu.
Demek ki romantik kahraman, olanaksz bir iyiliin zlemi iin-
de, ktlk etmek zorunda olduunu dnr. Yaratc kendisini k-
ltmek iin zora bavurduuna gre, eytan da yaratcsna kar
bakaldrr. "Usta kendisine yetiilince, zor yoluyla ykseldi eitleri-
nin zerinde", der Milton'n eytan. Bylece Tann iddeti aktan
aa sulanr. "En iyi yer ondan en uzak yer" olduuna gre, bakal-
drm kii bu saldrgan ve kt Tanr'dan uzaklaacak 1 , Tanr dzeni-
ne dman gler zerinde egemenliini srdrecektir. Ktlk prensi,
iyilik Tanr'nn haksz erekler iin tanmlayp yararland bir kavram
olduu iin semitir bu yolu. Susuzluk da bir aldanm kiinin kr-
l olduu lde sinirlendirir Ayaklanm'. "Susuzluun azdrd
bu kara ktlk ruhu", Tanr adaletsizliine denk bir insan adaletsizli-
ine yol aacaktr bylece. iddet yaratln temelinde bulunduuna

(l) "Yazgya ve tersliklerine aldrmadan dayatan kiinin kesin bir baarnn


souk gvenlii iinde dmanlarndan en korkun c alan kiiden stn
olmas gibi, Milton'n eytan' da, ruhsal adan, Tanr'sndan o k stn-
dr." Herman Melville.
gre, lsz bir iddet karlk verecektir kendisine. Ar umutsuzluk
daha bir artrr umutsuzluk nedenlerini, uzun adaletsizlik deneyinin ar-
dndan gelen, iyilikle ktlk ayrm iinde btnyle silinen bir kin-
dar geveklie drr bakaldrmay. Vigny'nin eytan',

...Ne ktl duyabiliyor artk, ne iyilikleri


Ettii ktlkten bile tad almaz oldu.

Bu anlay yoksaycl tanmlar ve ldrmeye izin verir.


Gerekten de, ldrme sevimli duruma gelecektir. Romantik
eytan' Ortaa'n ressamlarnn eytan'yla karlatrmak yeter.
Boynuzlu hayvann yerini "gen, hznl, canayakn" (Vigny)bir de-
likanl alr. "Yeryzn bilmeyen bir gzellikle gzel"dir (Lermontov),
yalnz ve gl, acl ve horgrcdr, hi nemsemeden ezer. Ama
zr acsdr. Milton'n eytan': "En yksek makamn sonsuz ve
zorlu bir acyla cezalandrdn kim kskanr", der. Uranlan bunca
hakszlk, bylesine srekli bir ac, btn arlklara izin verir. Bakal-
dran insan kendine birtakm stnlkler tanr o zaman, ldrme srf
ldrme iin tlenmez kukusuz. Ama romantik kii iin en byk
deer olan lgnlk deeri iinde yeri vardr. lgnlk skntnn br
yzdr: Lorenzaccio Han d'Islande' dler. ok tatl duyarlklar ka-
ba kiilerin ilkel azgnlklarn arr. Byron'm sevme yetenei bulun-
mayan ya da yalnz olanaksz bir sevgi yetenei bulunan kahraman,
skntnn acsn eker. Yalnzdr, bitkindir, durumu yiyip bitirir ken-
disini. Yaadn duyacaksa, ksa ve tketici bir eylemin korkun
cokusu iinde duymaldr. Hibir zaman iki kez grmeyeceini sev-
mek, sonra yokolmak zere, alev ve lk iinde sevmektir.

Acyla birlemi acl yrein


bu ksack ama canl birlemesi

(LERMONTOV)

iin, tek bir an iinde ve anla yaanr. Koulumuz zerindeki lm


tehdidi her eyi ksrlatrr. Yalnz lk yaatr insan; coku gerek
yerini tutar. Burada ykm, akn ve lmn, bilincin ve sululuun,
ksacas her eyin birbirine kart bir deer olur. Yrngesinden k-
m bir evrende, uurum yaamndan baka yaam kalmaz, uurum-
lara da, Alfred Le Poittevin'e gre "fkeden titreyen, cinayetlerini
candan seven" insanlar, yuvarlana yuvarlana, Yaratc'y lanetlemeye
gelirler. O zaman lgn sarholuk, son noktasnda da gzel cinayet, bir
yaamn btn anlamn bir saniyede bitiriverir. Romantizm, tam anla-
myla cinayeti tlememekle birlikte, yasad adam, iyi yrekli h-
kml, iyiliksever haydut grntleri iinde, derin bir hak isteme eyle-
mini canlandrmaya alr. Kanl melodram, korku roman baar ka-
zanr. Pixerecourt'la, hem de en ucuz yanndan, bakalarnn ldrme
kamplarnda dindirecekleri u korkun can oburluu krletilir. Bu ya-
ptlar zamann toplumuna yneltilmi birer meydan okumadr da ku-
kusuz. Ama, canl kaynanda, romantizm her eyden nce ahlak ya-
sasna, Tanr yasasna meydan okur. te bunun iin, en zgn grn-
ts devrimci kii deil, manta uygun olarak zppe kiidir.

Manta uygun olarak, nk eytanclkta bu inat, durmadan


yinelenen dorulanmasyla, bir bakma da salamlatrlmasyla ancak
adaletsizlii hakl karlabilir. Bu evrede, ac ancak aresiz olursa be-
nimsenebilir. Bakaldran insan, hl iinden kamadmz lanet-
leme yaznnda dile gelen doatesini, en ktnn doatesini seer.
"Gcm duyuyordum, bir de zincirleri" (Petrus Borel). Ama bu zin-
cirler sevilen zincirlerdir. Elimizde bulunduundan kukumuz olma-
yan gc onlarsz kantlamamz, ya da onlarsz kullanmamz gere-
kirdi. Sonunda Cezayir'de grev alnr ve PromSthee, ayn Borel'le el
ele vererek meyhaneleri kapatmak, smrgede yaayanlarn ahlakn
dzeltmek ister. Ne kar: Her ozan, benimsemek iin, lanetlenmi
olmak zorundadr o gnlerde 1 . Charles Lassailly, bir felsefe roman-
n, Robespierre ile isa'y tasarlayan adam, destekten yoksun kalma-
mak iin, birka ateli kfr savurmadan yatmaz hibir zaman. Ba-

(1) Yaznmz hl tar bunun etkisini. "Lanetlenmi ozanlar kalmad artk",


diyor Malraux. O kadar o k olmasa bile var. Ama tekilerin de ii rahat de-
il-
kaldrma yas giysileriyle sslenir, sahnelerde alk toplar. Birey say-
gsndan o k , kiilik saygsn balatr romantizm. Ancak o zaman
mantkldr. Romantik bakaldrma, tutumda bir zm arar, Tanr
birliini ya da kuraln ummaz artk, dman bir yazg karsnda top-
lanmakta inat eder, lme adanm bir dnyada ayakta kalabilecek ne
varsa, hepsini ayakta tutabilmek iin yanar tutuur. Bu tutum, rastlan-
tnn oyunca olan, Tanr'nn iddeti altnda ezilen insan sanatsal bir
birlikte bir araya getirir, lmek zorunda olan varlk lmeden nce pa-
rldar hi deilse, hakl kmas da bu parltdr. Deimez bir nokta-
dr bu, kin Tanr'snn bundan byle talam yzne kar karla-
bilecek tek noktadr. Bakaldrm, kmltsz kii, Tanr'nn bak
karsnda zayfla kaplmadan durur. "Bu kmltsz ruhu, alaltl-
m bilinten doan bu yce horgry hibir ey deitirmeyecek-
tir", der Milton. Her ey kmldar, hilie koar, ama alalm kii
dayatr ve hi deilse gururu ayakta tutar. Raymond Oueneau'nun
bulduu romantik bir yazar, her ussal yaamn ereinin Tanr olmak
olduunu ileri srer. Dorusu ya, bu romantik, ama gre biraz iler-
dedir. O zaman biricik erek Tanr'ya eit duruma gelmek, onun d-
zeyinde kalmakt. Ykmazlar onu, ama ona herhangi bir biimde bo-
yun emeyi de dinmez bir abayla yadsr dururlar. Zppelik ile ek-
menin yozlam bir biimidir.

Zppe kendi birliini "estetik" yollardan yaratr. Ama bir ba-


kalk bir yksama estetiidir bu. "Bir ayna karsnda yaayp lmek",
Baudelaire'e gre, zppenin ilkesi buydu. Gerekten de tutarldr bu
ilke. Zppe bir kartlktr. Ancak meydan okuyuuyla ayakta kalr.
O zamana kadar, yaratk tutarlln yaratcdan alyordu. Btn g-
cn ondan kopmaya harcamaya balad dakikadan sonra, kendini
anlara, geen gnlere, dank duygulara brakm demektir. Yadsma
gcyle toparlanr zppe, onunla bir birlik salar kendine. Kuraldan
yoksun kimse olarak dalmtr, kii olarak tutarl kalacaktr. Ama
bir kii bir kitleyi varsayar; zppe ancak kar karak bir varlk kaza-
nr. Varlndan kukuya dmemek iin, onu bakalarnn yznde
yeniden bulmas gerekir. Bakalar aynadr. Ama, insann dikkat yete-
nei snrl olduuna gre, abucak karar veren bir ayna olduklar da
ortadadr. Dikkatin durmamacasna yeniden uyandrlmas, meydan
okumayla kkrtlmas gerekir, yleyse zppe hep artmak zorun-
dadr. ars benzersizlikte, kusursuzlamas artrmadadr. Hep
kopmu durumdadr, hep dardadr, deerleri yadsyarak bakalar-
n kendini yaratmaya zorlar. Yaamn yaayamad iin oynar. Yal-
nz ve aynasz kald anlar dnda, lnceye kadar oynar yaamn.
Zppe iin yalnz olmak hi olmak demeye gelir. Romantikler yalnz-
lktan bylesine gzel szetmilerse, yalnzlk gerek aclar olduu,
katlanlamayacak ac olduu iin szetmilerdir. Bakaldrmalar daha
derin bir dzeyde kklenir, ama 1830'un lgnlarndan, Baudelaire'
den, 1880'in simgecilerinden de geerek, Prevost'un Cleveland'ndan
dadaclara gelinceye kadar, yz yldan fazla bir zamann bakaldrma-
s ucuz yanndan, "acayipliin" gzpekliinde yatr. Hepsinin de
acdan szetmesini iyi becermesi, onu bo gsterilere bavurmadan
amaktan umudu kestikleri, bylece acnn tek zrleri ve gerek soy-
luluklar olarak kaldn igdyle sezdikleri iindir.
Bunun iin, romantizmin mirasn ayan yesf Hugo deil, cina-
yet ozanlar, Baudelaire ve Lacenaire yklenmilerdir. "Bu dnyada
her eyden cinayet szyor, der Baudelaire, gazeteden, duvardan, in-
san yznden." Hi deilse bu cinayet, bu dnya yasas sekin bir eh-
reye brnmelidir. Lacenaire, cani beyzadelerin ilki, kendini gerekten
verir bu ie; Baudelaire o kadar ileri gitmez, ama dehas vardr. Cinaye-
tin fazla fazla tekilerden daha ender bir tr olarak grnd ktlk
bahesini yaratacaktr o. Dehet bile ince bir duyu ve ender bulunur
bir nesne olacaktr. "Kurban edilmekten mutluluk duymasna duyar-
dm ya, devrimi her iki biimde de duymak iin cellat olmaktan da
kamazdm hani." Trelere uyuu bile cinayet kokar Baudelaire'in.
Dnme ustas olarak Maistre'i semesi, bu tutucu yazarn sonuna ka-
dar gitmesinden, retisini lm ve cellat zerinde toplam olmasn-
dan ileri gelir. Baudelaire: "Gerek ermi, halk halkn iyilii iin kam-
layan, ldren kiidir", diye dnyormu gibi grnmeye alr.
Yerine getirilecektir sz. Gerek ermiler soyu, bakaldrmann bu
garip sonularn perinlemek zere yeryzne yaylmaya balyor.
Ama Baudelaire, eytans silahlarna, Sade'a dknlne, kutsala sal-
drlarna karn, gerek bir bakaldrm olamayacak kadar tanr bi-
limciydi. Kendisini ann en byk ozan yapan ey baka yerdeydi.
Baudelaire, burada ancak zppeliin en derin kuramcs olduu, roman-
tik bakaldrmann sonularndan birini kesin deyimlerle tanmlad
lde anlabilir.
Gerekten de, bakaldrmann zppelikle uzlatn kantlar ro-
mantizm. Zppelik, beylik biimleri iinde, bir ahlak zlemini belli
eder. Yozlaa yozlaa onur yokluu olmu bir onurdur. Ama, ayn za-
manda, dnyamzda hl egemen olan bir estetii, yalnz yaratclarn
sulad bir Tanr'nn inat rakiplerinin estetiini balatr. Roman-
tizm bir deiiklik getirir: Sanatnn ii yalnzca bir dnya yaratmak,
gzellii gzellik iin yceltmek deildir artk, ayn zamanda bir tutu-
mu da tanmlamaktr. Sanat rnek olur o zaman, bir rnek olarak
gsterir kendini: Ahlak sanattr. Bilin yneticileri a onunla ba-
lar. ntihar etmedikleri, ya da ldrmadklar zaman, zppeler n ya-
par, gelecek kuaklar iin poz verirler. Vigny gibi, susacaklarn hay-
krdktan zaman bile, gmbrtl bir susmalar vardr.
Ama romantizmin gbeinde bile, bu tutumun ksrl baz ba-
kaldrmalarn gznden kamaz. Bu bakaldrmlar, acayiplik (ya da
inanlmaz) ile bizim devrimci servencilerimiz arasnda bir gei rne-
i olutururlar. Rameau'nun yeeni ile yirminci yzyln "fatihleri"
arasnda, Byron ile Shelley, gsterili bir biimde de olsa, daha o za-
mandan zgrlk iin arprlar. Gstermek isterler kendilerini, ama
baka bir biimde. Bakaldrma, iyiden iyiye yerleecei "yapma"
evrenine girmek zere, "grnme" evreninden ayrlr yava yava. O
zaman, 1830 ylnn Fransz niversitelileri ile Rus decem briste leri 1 ,
ilkin yalnzken, sonradan, zveriyle, bir birleme yolu arayan bir ba-
kaldrmann en ar cisimlemesi olarak belirecektir. Buna karlk, y-

(1) On dokuzuncu yzyl sonunda arlk ynetimine kar yldr eylemlerine


girien genlere bu ad verilir. (eviren.)
kim ve lgnca yaam dknl devrimcilerimizde yeniden kar-
mza kacaktr. Yarglama gsterii, sorgu yargc ile sann korkun
oyunu, sorguya ekmelerin sahneye konuluu bir eski kaamaa gs-
terilen eilimi belli eder baz baz. Romantik bakaldrm da bu kaa-
mak yola bavurarak kendi benliini yadsm, daha derin bir benlie
varmann mutsuz umudu iinde "grn"e balanmt.
KURTULUUN YADSINMASI

Romantik bakaldrma bireyi ve ktl gklere kardna


gre, insanlardan yana deil, yalnzca kendi kendinden yana kyor
demektir. Zppelik, hangi trden olursa olsun, Tanr'ya gre bir zppe-
liktir her zaman. Birey, yaratk olarak, yaratcya kart olamaz. Ka-
ranlk bir tr cilvelemeye giriecei bir Tanr'ya gereksinimi vardr.
Armand Hoog 1 , Nietzsche'msi iklimlerine karn, bu yaptlarda daha
Tanr'nm lmediini sylemekte hakldr. Bara ara cehenneme
yollanmak istemek bile, Tanr'ya oynanan iyi bir oyundan baka bir
ey deildir. Dostoyevski ile bakaldrmann betimlemesinde bir adm
daha atlacaktr. van Karamazof insanlardan yana kar ve onlann
susuzluklar zerinde durur, zerlerine ken lm cezasnn haksz
olduunu syler. Hi deilse ilk knda, ktl savunmak yle
dursun, Tanr'dan stn tuttuu adaleti savunur. Demek ki, bsbtn
yadsmaz Tanr'nn varln. Bir ahlak deeri adna rtr onu. Ro-
mantik bakaldrmn istedii Tanryla eit eite konumakt. Kt-
lk ktle karlk verir o zaman, kibir de zulme, rnein Vigny'nin
lks susmaya susmayla karlk vermektir. Burada Tanr dzeyine
ykselmek sz konusu kukusuz, ama bu kadar bile kutsala saldr
demektir. Ne var ki, Tanr'nn egemenliini de, yerini de yadsmak d-
nlmemektedir. Her kutsala-saldrma eni konu bir kutsala katlma
olduuna gre, bu saldrma bir selamlamadr.
Ivan'la, ses deiir. Tanr da yarglanr artk, hem de yukardan.
Ktlk Tanr'nn yaratm iin zorunluysa, bu yaratm onaylanamaz.

(1) Les Petits Romantiques (Cahiers du Sud).


van bu anlalmaz Tanr'ya balanmayacaktr artk, adna adalet de-
nilen, daha yce bir ilkeye dayanacaktr. Bakaldrmann temel girii-
mini balatr: Yarlgama lkesinin yerini adalet lkesine vermek. By-
lelikle, Hristiyanla kar da saldrya giriir. Romantik bakaldr-
malar, bir kin ilkesi saydklar Tanr'yla balarn koparyorlard.
van'sa aka gizlemi dolaysyla ak ilkesi olarak Tanr'y yadsr.
Marta'ya, on saat altrlan iilere yaplan adaletsizlii ancak ak
onaylattrtr bize, ocuklarn dorulanmaz lmn de gene o onay-
lattrtabilir. "ocuklarn acs geree erilmesi iin zorunlu aclar
toplamn tamamlamaya yaryorsa, bundan byle bu gerein bu pa-
haya demediini syleyeceim", der van. Hristiyanln ac ile ger-
ek arasna soktuu derin bamll yadsr. van'n en derin haykr-
, bakaldrmn ayaklar dibinde en altst edici uurumlar aan
haykr yle de olsa'dr. "Haksz da olsam, srerdi kzgnlm". Tanr
varolsa da, gizlem gerei kaplasa da, stare Zosima hakl olsa da, van
bu gerein ktlkle, acyla denmesini, susuzun lm cezasna
arptrlmasn onaylamayacakt demektir bu. van dinsel kurtuluun
yadsnmasn cisimletirir. nan lmsz yaama gtrr. Ama guie-
min ve ktln benimsenmesini, hakszla boyun eilmesini de ge-
rektirir. yleyse ocuklarn ac ekmesi dolaysyla inanca varamayan
kii, lmsz yaama kavuamayacaktr, lmsz yaam varolsa bile,
van bu koullar altnda yadsrd onu. O bu pazarl teper. Ancak ko-
ulsuz olarak benimseyebilirdi yarlgamay. Bunun iin, koullarn
kendisi koyar. Bakaldrma her eyi ister, ya da hibir eyi. "Dnya-
nn btn bilimleri ocuklarn gzyalarna demez." van gerek
yoktur demez. Bir gerek varsa, bunun ancak benimsenmez bir gerek
olabileceini syler. Neden? Adaletsizdir de ondan. Adaletin gerekle
sava ilk burada balantr, bir daha da durmayacaktr. van, yalnz,
dolaysyla ahlak olarak, doatesi bir tr donkiotlukla yetinecek-
tir. Ama be on yl daha geince, usuz bucaksz bir siyasal kundak-
lk, adaleti gerek yapmaya alacaktr.

stelik, van tek bana kurtulmann yadsnmasn da cisimle-


tirir. Cehennemliklere ballk duyar ve, onlar yznden, cenneti te-
per. Gerekten de, inansayd, kurtulabilirdi, ama bakalar cehennem-
lik olurdu. Ac srp giderdi. Gerek acmann acsn eken kii iin
kurtulu yoktur. van, adaletsizlik ve ayrcaln yadsnd gibi, inan-
c iki yandan yadsmakla Tanr'y haksz lRarmasm srdrecektir. Bir
adm daha attk m, ya hep ya hi 'ten ya herkes ya hi kimse'ye gee-
riz.
Bu karar ve bu kararn gerektirdii tutum, romantiklere yeterdi.
Ama van, zppelie kaplmakla birlikte, evetle hayr arasnda allak
bullak olmu durumda, sorunlarn gerekten yaar 1 . Bu andan sonra
tutarlla ular, lmszl tepince ne kalr kendisine? lkel yanyla
yaam. Yaamn anlam silindikten sonra da yaam kalr. "Manta
karn_yayorum," der van. Sonra da: "Yaama inancm kalmasa
da, sevilen kadndan, evrenin dzeninden kuku duysam da, her e-
yin cehennemsi ve lanetli bir kargaalktan baka bir ey olmadna
inansam da, yaardm gene," der. van yaayacaktr, sevecektir de,
"neden olduunu bilmeden". Ama yaamak, davranmaktr da. Ne
adna? lmszlk yoksa, ne dl vardr, ne ceza, ne iyi vardr, ne k-
t. "lmszlk olmayan yerde erdem yoktur." Sonra da unlar sy-
ler: "Yalnz acnn bulunduunu, kimsenin sulu olmadn, her e-
yin birbirine balandn, her eyin getiini, her eyin dengelendi-
ini biliyorum." Ama erdem yoksa, yasa da yok demektir: "Her eye
izin vardr."
ada yoksaycln tarihi bu "her eye izin vardr"la gerek-
ten balar. Romantik bakaldrma bu kadar ileri gitmiyordu. Her eye
izin olmadn, ama kendilerinin pervasz olduklarn, yasaklanm
da yaptklarn sylemekle yetiniyorlard. Oysa, Karamazof'larla fke
mant bakaldrmay kendi kendisiyle kar karya getirecek, onu
umutsuz bir eliki iine atacaktr. Temel ayrm uradadr: Roman-
tikler iyilik yapmaya da izinli grrler kendilerini, oysa van tutarll-
n yitirmemek iin ktlk yapmaya alacaktr. yi olma serbest-
liini tanmayacaktr kendine. Yalnz umutsuzluk ve yadsma deildir
yoksayclk, umudu kesme ve yadsma istemidir her eyden nce.
yle vahicesine arlktan yana kan, bir ocuun acs karsnda
titreyen, geyiin arslanm yannda uyuduunu, kurbann katili kucak-
ladn "gzleriyle" grmek isteyen adam, Tanr'nn tutarlln yad-

(1) van'n bir bakma Dostoyevski olduunu, Dostoyevski'nin onda Alyoa'da


olduundan daha rahat bir Dostoyevski olarak belirdiini anmsatmak gere-
kir mi?
syp da kendi z kuraln bulmaya almaya baladktan sonra, l-
drmenin yasalln benimser, ldrc bir Tanr'ya bakaldmr van;
ama, bakaldrn usa vurur vurmaz, bundan ldrme yasasn karr.
Her eye izin varsa, babasn ldrebilir, hi deilse ldrlmesine gz
yumabilir, lm mahkmu koulumuz zerinde uzun bir dnce,
cinayetin dorulanmasyla sonulanr ancak. van hem idam cezasn-
dan nefret eder (bir idam anlatrken kzgnlkla: "Ba dt, Tanr'
mn iyilii adna", der), hem de cinayeti ilke olarak benimser. Katile
btn hogrler, cellada hibir ey. inde Sade'n rahata yaad
bir eliki, van Karamazof'u boar.
Gerekten de, lmszlk varolsa bile onu yadsdn sylemi
olmakla birlikte, sanki hi yokmu gibi dnr grnr. Ktle ve
lme kar kmak iin, lmszlk gibi erdemin de varolmadn
sylemek ve babasnn ldrlmesine ses karmamak yolunu seer.
Bile bile benimser ikilii, ya erdemli ve mantk d, ya da mantkl ve
cani olmak. teki ben'i, eytan, van'n kulana: "Erdemli bir eyle-
mi gerekletirmek istiyorsun, ama erdeme inanmyorsun, seni sinir-
lendiren, kafan kartran bu ite", diye fsldarken hakldr. van'n
en sonunda kendi kendine sorduu ve Dostoyevski'nin bakaldrma
anlayna salad gerek ilerlemeyi oluturan soru, burada bizi
ilgilendiren tek sorudur: Bakaldrma iinde yaanabilir mi, ayakta
kalnabilir mi?
van yantn belli eder: Ancak onu son noktasna kadar gt-
rerek yaayabiliriz bakaldrmada. Doatesi bakaldrmann son nok-
tas nedir? Bu dnyann efendisi, yasall yadsndktan sonra, devril-
melidir. nsan almaldr onun yerini. "Tanr ve lmszlk olmadna
gre, yeni insann Tanr olmasna izin vardr". Ama Tanr olmak ne-
dir? Her eye izin olduunu benimsemek; kendi yasasndan baka
her trl yasay yadsmak. Ara uslamlamalar gelitirilmese de, Tanr
olmann cinayeti benimsemek olduu anlalr (Dostoyevski'nin ay-
dnlarnn gzde dncesidir bu), yleyse van'n kiisel sorunu, man-
ta bal kalp kalmayacan, bir de, susuz olarak ekilen ac kar-
snda fkeli bir ktan sonra, babasnn ldrlmesini tann-insan-
larn aldrmazlyla benimseyip benimseyemeyeceini bilmektir. -
zm biliriz: Babasnn ldrlmesine engel olmayacaktr. Grnle
yetinemeyecek kadar derin, eyleme geemeyecek kadar duygulu ol-
Juundan, yaptrmakla yetinecektir. Ama ldracaktr. nsann ben-
zerini nasl sevebileceini anlamayan adam, onun nasl ldriebile-
ceini de anlamaz. Dorulanmaz bir erdemle benimsenmez bir cina-
yet arasnda skp kalmtr, iini acma kemirir, ama sevme yetene-
inden yoksundur, kiinin yardmna koan alayclktan uzak bir yal-
nzdr, eliki ldrecektir bu stn usu. "Yersel bir usum var. Ne di-
ye bu dnyadan olmayan anlamaya alaym?" diyordu. Ama bu
dnyadan olmayan iin yayordu yalnz, hibir eyini sevmedii
yeryznden de bu saltlk gururu koparyordu onu.
te yandan, sorun bir kez ortaya konulduktan sonra arkadan
gelecek sonucu engellemez bu kaza: Bakaldrma eyleme doru iler-
lemeye balamtr artk. Dostoyevski, "Byk Engizitr" sylence-
siyle, bu gidii nceden, peygambersi bir younlukla belirtmitir.
van, evreni yaratcsndan ayrmaz olur sonunda. "Tanr deil benim
yadsdm, btn evren", der. Baka bir deyimle, yarattndan ay-
rlmaz olan baba Tanr'y yadsr 1 . Kapkalk tasars tmyle ahlak
alannda kalr bylece. Evrende hibir eyi dzeltmek istemez. Ama
evren ne ise o olduundan, ahlak bakmndan zgrle ulama hak-
kn karr bundan, teki insanlar da yle. Bakaldrmann "her eye
izin vardr" ve "ya herkes, ya hi kimse"yi benimseyip de insanla-
rn egemenliini ve tanrsalln salamak iin evreni yeni batan
kurmaya kalkt, doatesi bakaldrmann ahlaktan politikaya do-
ru uzand andan sonra, gene ayn yoksayclktan doan, ama nere-
lere kadar varabilecei hesaplanamayan, yeni bir eylem balayacak-
tr. Yeni dinin peygamberi Dostoyevski, bunu nceden grp haber
vermiti: "Alyoa Tanr'nn da, lmszln de bulunmad sonu-
cuna varsayd, tanrsz ve sosyalist olurdu hemen. nk sosyalizm
yalnzca ii sorunu deil, her eyden nce tanrszlk sorunudur,
tanrszln cisimlendirilmesi sorunudur, Tanr'sz bir durumda, yer-
yznden gklere ulamak deil, gkleri yeryzne indirmek iin ku-
rulmu Babil kulesi sorunudur." 2 .

(1) van babasnn ldrlmesini onaylar. D o a y a ve dllenmeye kar kundak-


l seer. te yandan, bu baba aalk bir insandr. Baba Karamazof'un
tiksindirici grnts van ile Alyoa'nn tanrs arasna kayar durur.

(2) " B u sorunlar (Tanr ve lmszlk) sosyalist sorunlarn ayndr, ama baka
bir a d a n ele alnmlardr.
Gerekten de, Alyoa bundan sonra tvan'a bir "acemi aylaa"
davranr gibi davranabilir. O yalnzca kendisini dizginlemek istiyor,
bunu baaramyordu. Daha ciddi kimseler gelecek, ayn umutsuz yad-
smadan yola karak dnya imparatorluunu isteyeceklerdir. sa'y
zindana atan ve ona ynteminin iyi olmadn, evrensel mutluluun
iyi ile kt arasnda kendi bana bir seim yapma zgrlnde de-
il, dnyay egemenlii altna alp birletirilmesiyle salanacan sy-
leyen Byk Engizitr'lerdir bunlar. lkin egemen olmak gerekir, bir
de fethetmek. Gkler lkesi gerekten yeryzne inecektir, ama in-
sanlar egemen olacaktr burada, ilkin birka, Sezar'lar, ilk anlayanlar,
sonra btn tekiler, zamanla. Her eye izin olduuna gre, her yol-
dan salanabilir evrenin birlii. Byk Engizitr yal ve yorgundur,
bilgisi acdr iink. nsanlarn korkak olmaktan o k , tembel olduk-
larn. iyi ile kty ayrdetme zgrlne, rahat ve lm ye tut-
tuklarn bilir. Tarihin durmamacasma yadsd bu sessiz tutsaa acr,
souk bir acma c.uyar. Konumaya zorlar onu, hakszlklarn benim-
semeye, bir anlamda, Engizitrlerin ve Sezar'larn giritii ii yasaya
uygun klmaya zorlar. Ama tutsak susar, yleyse i onsuz srdrle-
cektir; ldrlecektir. alarn sonunda, "insan lkesi" gerekletiri-
rine? gelecektir yasailk. " daha balangcnda, sona ermekten o k
uzak, yeryznn o k ac ekmesi gerek daha, ama ulaacaz erei-
mize, Sezar oiacaz, evrensel mutluluu o zaman dneceiz."
O gn bugn, tutsak idam edilmitir; yalnzca "derin anlaya,
ykm ve lm anlayna" kulak veren Byk Engizitrler egemendir.
Byk Engizitrler gn ekmeini ve zgrln gururla teper, yer-
yznn zgrlksz ekmeini sunarlar. Polisleri daha o zamanlarda,
Golgotha'da, "armhtan in, sana inanalm", diye barvorlard. Ama
inmedi, hatta, canekimenin en zor dakikasnda, brakld iin Tan-
r'ya dert yand. Kant mant y o k demektir yleyse, bakaldrmala-
rn yadsd, Byk Engizitrlerinse alaya aldklar inan ve gizlem
vardr. Her eye izin vardr, cinayet yzyllar bu alkantl dakikada
hazrlanmtr. Paul'den Stalin'e varncaya kadar, Sezar' gemi pa-
palar, yalnz kendi kendilerini seen Sezar'larn yolunu amlardr.
Tanr ile gereklemeyen dnya birlii Tanrya kar gereklemeyi
deneyecektir bundan byle. ,
Ama bu noktaya gelmedik daha. imdilik, susuz olduu d-
ncesi ile ldrme istemi arasnda arp kalm, eylem yetenein-
den yoksun bakaldrmn solgun yzn sunar van bize. Bir yan-
dan insan koulunun grntsdr diye lm cezasndan nefret eder,
bir yandan da cinayete doru yrr. nsanlardan yana kt iin, pa-
yna yalnzlk der. Usun bakaldrmas, onunla birlikte, lgnlkta
son bulur.
SALT KESNLEME

nsan, Tanr'y ahlak asndan yarglamaya kalkar kalkmaz, onu


kendi iinde ldrr. Ama bu durumda ahlakn temeli nedir? Adalet
adna yadsnr Tanr, ama Tanr dncesi olmaynca adalet dncesi
anlalr m? Uyumsuzlua dmez miyiz o zaman? Nietzsche doru-
dan doruya uyumsuzlua el atar. Uyumsuzluu daha iyi aabilmek
iin son noktasna kadar gtrr onu: Ahlak, ancak bundan sonra ku-
rulabilir. Tanr'nn yokedilmesi gereken son yzdr. O zaman Tanr
yok demektir artk, varlmza gvence salamaz; insan, varolmak
iin, "yapmaya" karar vermelidir, lir.

Tek

Daha nce Stirner, Tanr'y yktktan sonra, insanda her trl


Tanr dncesini de ykmak istemiti. Ama, Nietzsche'nin tersine,
yoksaycl honuttu. Stirner kmazda gler, Nietzsche duvarlara
saldrr. Daha 1845'te, yani Tek ve zellii'nin yaymland ylda,
ortal tertemiz etmeye balar. Gen ve solcu Hegel'cilerle (Marx
da bunlar arasndayd) "Kurtulmular Birlii"ne girip kan bu ada-
mn yalnz Tanr ile deil, Feuerbach'n nsan', Hegel'in Ruh'u ve
onun tarihsel cisimlemesi olan devletle de grlecek bir hesab var-
d. Ona gre, btn bu putlar ayn dar kafallkta, lmsz dnce-
lere inanmadan domutur. Bu yzden, "savm hibir ey zerine
kurmadm", diye yazabilmitir. Gnah bir "Mool ykm"dr kuku-
suz, ama tutuklular olduumuz hukuk da yle. Tanr dmandr;
Stirner kutsala saldrda elden geldiince ileri gider ("sindir kutsanm
ekmei, olsun bitsin"). Tanr, "ben"in, daha dorusu olduum eyin
bir saptmasndan baka bir ey deildir. Sokrat, sa, Descartes, He-
gel, btn peygamberler, btn filozoflar, ben'i, olduum eyi saptr-
mak iin yeni yollar bulmaktan baka bir ey yapmamlar. Stirner
bu ben'i en zel, en geici yanna indirgeyerek Fichte'in sait ben'in-
den ayrr. "Adlar adlandrmaz o n u " , Tek'tir.
Stirner'e gre, evrensel tarih, sa'ya kadar gerei lkletirmek
yolunda uzun bir abadan baka bir ey deildi. Bu aba eskilere z-
g dncelerle arnma ayinlerinde cisimleir. sa'dan sonra, eree va-
rlmtr- artk, baka bir aba balar, bu da, tam tersine, lky ger-
ekletirmektir. Soyutu cisimlendirme tutkusu arnmann yerini alr,
sa'nn mirass olan sosyalizm etkisini artrdka, dnyay gittike
daha o k yakp ykar. Ama evrensel tarih, ben olan tek ilkeye, canl,
somut ilkeye, birbirini kovalayan soyutlamalarn, yani Tanr'nn, dev-
letin, toplumun, insann boyunduruuna sokulmak istenen utku il-
kesine kar uzun bir aalamadan baka bir ey deildir. nsansever-
lik bir aldatmacadr Stirner'e gre. Devlet ve insana saygda en yksek
noktalarna ulaan tanrsz felsefeler de "dinsel ayaklanmalar"dan
baka bir ey olamaz. "^izim tanrszlarmz gerekten dindar insan-
lardr", der Stirner. Btn tarih boyunca bir tek din olmutur, lm-
szlk dini. Bu din yalandr. Yalnzca Tek, lmszn ve egemenlik
isteini desteklemeyen ve varsa hepsinin dman olan Tek gerektir.
Smer'le, bakaldrmaya hz veren yadsma edimi btn kesin-
lemeleri kar konulmaz bir biimde bastrverir. Ahlak bilincini tka-
yan tanrsaln btn yedeklerini de sprr. "D br dnya sprl-
m, ama i br dnya yeni bir gk olmutur", der. Devrim bile tik-
sindirir bu bakaldrm, evet, her eyden nce devrim. Devrimci ol-
mak iin, inanlacak hibir ey yokken, hl bir eylere inanmak ge-
rekir." Devrim (Fransz Devrimi) bir geriye dnle sonulanmtr,
Devrim'in gerekte ne olduunu bu da gsterir". nsanla kle ol-
mak Tann'ya kulluk etmekten daha iyi bir ey deildir, t e yandan,
kardelik de "komnistlerin hafta sonu gr"nden baka bir ey
deildir. Hafta iinde, kardeler kle olur. Demek ki, bir tek zgr-
lk vardr Stirner iin: "Kendi gcm", bir tek de gerek: "Yldzla-
rn gzler kamatrc bencillii".
Her ey yeniden ieklenir bu lde. "Dncesiz bir sevin
lnn yaman anlam, dncenin ve inancn uzun gecesi sresin-
ce anlalamazd". Bu gecenin sonu yaklamaktadr, devrimlerin de-
il, ayaklanmann gn olan bir gn domak zeredir. Ayaklanma b-
tn rahatlklar yadsyan bir iledir. Ayaklanan insan ancak bencillik-
leri kendi bencilliiyle birletii lde, birletii srece uyuacak-
tr teki insanlarla. Tek varl olan varolm isteini yattracak yal-
nzlktadr gerek yaam.
Bireycilik bir dorua ulaur bylece. Bireyi yoksayan her eyin
yoksanmas ve onu ykselten, ona alan her eyin yceltilmesidir.
yilik nedir Stirner'e gre? "Yararlanabileceim e y " , Yasal olarak
neyi yapabilirim? "Yapabileceim her eyi". Bakaldrma cinayetin
dorulanmasna varr gene. Stirner bu dorulamay denemekle kal-
mam (kargaann yldrc biimlerinde onun izleri yeniden kar-
mza kar), bylece at yollarla gzle grlr biimde sarho ol-
mutur. "Kutsalla ilikiyi kesme, daha da iyisi, kutsal kesme genel-
leebilir. Yeni bir devrim deil yaklaan, gl, gururlu, saygsz,
utansz, gk grltleriyle bilinsiz bir cinayet kabarmyor mu ufuk-
ta, nsezilerle arlam gn karardn ve sustuunu grmyor
musun?" Tavanarasmda byk ykmlar yaratanlarn karanlk sevinci
seziliyor burada. Bu ac, bu dedii dedik mant hibir ey kstek-
leyemez artk, btn soyutlamalara kar dikilmi, kapatld, kkle-
rinden koptuu iin kendisi de soyut olmu adsz bir "ben"den baka
hibir ey. Cinayet de, kusur da yoktur artk, dolaysyla gnahkar
da yoktur. Hepimiz kusursusuz. Aslnda her ben devlete ve halka kar-
sulu olduuna gre, yaamann yasaya uymazlk olduunu bilme-
liyiz. Tek olmak iin, ldrmeyi kabul etmesek bile. "Hi kutsala say-
gszlk ettiiniz yok, bir sulu kadar byk deilsiniz sz". Hl ves-
veselidir, daha kesin konuur: "Kurban etmeli deil, ldrmeli onlar".
Ama ldrmenin yasallna karar vermek, Teklerin savama
karar vermektir, ldrme bir tr ortak intiharla bir olacaktr bylece.
Bu konuda hibir ey sylemeyen ya da hibir ey grmeyen Stirner,
hibir ykma nnde gerilemeyecektir. Bakaldrma anlay en ac
doygunluklarndan birini kargaalkta bulur sonunda. "Seni (Alman
ulusu) topraa gmecekler. ok gemeden, kardelerin, yani br ulus-
lar da ardndan gelecekler; hepsi senin ardndan gidince, insanlk g-
mlm olacak, Ben, en sonunda tek efendim olan Ben, Ben, onun
mirass, mezarnn stnde kahkahay koyvereceim." Bylece, dn-
yann ykntlar zerinde kral-bireyin ac gl bakaldrma anlay-
nn son utkusunu betimler. Ama bu son noktada, lmden ya da diri-
liten baka hibir eye olaslk kalmamtr artk. Stirner, onunla bir-
likte de btn yoksayc bakaldrmlar, ykmanm sarholuu iinde,
son noktalara koarlar. Ama l grnnce, burada ayakta kalabilme-
yi renmek gerekir. Nietzsche'nin ok yorucu aray balamaktadr.

Nietzsche ve Yoksayclk

"Tanr'y yoksuyoruz, Tanr'nn sorumluluunu yoksuyoruz,


ancak byle kurtaracaz dnyay". Nietzsche ile, yoksayclk pey-
gambersi olur sanki. Ne var ki, onun yaptnda, peygamberlerden ok
hekimi gz nne almazsak, btn gcyle nefret ettii aalk ve ba-
ya zalimlikten baka hibir ey karamayz Nietzsche'den. Dn-
cesinin geici, yntemli, tek szckle "stratejik" nitelii kuku gtr-
mez. Cerrahlarn peygamberlerle ortak yan gelecee gre dnp
ameliyat yapmalardr. Nietzsche gelecek bir ykm gz nne alarak
dnmtr yalnz, ama bu ykmn sonunda ne irkin, ne hesap
bir yze brneceini sezdii iin, onu vmek iin deil, ondan sakn-
mak, onu bir yeniden-dou biimine sokmak iin dnmtr. Yok-
saycl grm, onu bir "klinik" olay gibi incelemitir. Avrupa'nn
ilk kusursuz yoksaycs olduunu sylyordu. Eilimi dolaysyla de-
il, durumu dolaysyla bir de ann mirasn yadsyamayacak kadar
byk olduu iin. Kendinde de, bakalarnda da bir inanma yetenek-
sizlii grd, her trl inancn ilk temelinin, yani yaam inancnn si-
lindiini grd. "Bakaldrm olarak yaanabilir mi?" sorusu, "hibir
eye inanmadan yaanabilir mi?" biimine girdi onda. Yant olum-
ludur. Evet, inan yokluu bir yntem durumuna getirilirse, yoksay-
clk son sonularna kadar gtrlrse, sonra, le klp da olacak-
lara gvenilerek ayn ilkel igdyle, hem ac, hem sevin duyulursa.
Yntemli kuku yerine yntemli yadsmay uygulad, yoksay-
cl hl kendi kendinden gizleyen eyleri, Tanr'nn lmn gizle-
yen putlar dzenli bir biimde ykmaya alt. "Yeni bir tapnak
ykseltmek iin, bir tapmak ykmak gerekir, yasa budur." Ona gre,
iyilikte ve ktlkte yaratc olmak isteyen kiinin her eyden nce
ykc olmas, deerleri krmas gerekir. "En stn ktlk en stn
iyiliin iindedir, ama stn iyilik yaratcdr." ylesine hayran kal-
d u Fransz on yedinci yzylnn zgrlk ve kesinliinden yok-
sun olarak, ama deha yzyl sayd yirminci yzyl niteleyen lgn
ak grllkle, kendine gre, zamannn Yntem zerine konu-
ma'sn yazd. Bu bakaldrma yntemini incelemek de bize dyor 1 .
Nietzsche'nin ilk adm, bildiine boyun emektir. Tanrszlk
en doal eydir onun iin, "Kurucu ve kkl"dr. Kendisine baklr-
sa, Nietzsche'nin stn iars, tanrszlk sorunu iinde kesin bir
durua, bir tr bunalma yol amaktr. Dnyann gidii geliigzeldir,
bir erei yoktur, yleyse, hibir ey istemediine gre, tanr gerek-
sizdir. Bir ey isteseydi (ktlk sorununun geleneksel tanmn bulu-
yoruz burda), "oluun btn deerini drecek bir ac ve mantksz-
lk toplamn" srtlamas gerekirdi. Stendhal'in szne o k imrendii
bilinir: "Tanr'nn tek balatc yan varolmamasdr". Dnya tanr-
sal istemden yoksun olduuna gre, birlikten ve erekten de yoksun-
dur. Bunun iin dnya yarglanamaz. Ona yneltilen her yarg yaa-
mn karalanmasyla sonulanr. Olan, olmas gerekene, yani gk lke-
sine, lmsz dncelere, ahlak gereklerine gre yarglanr o zaman.
Ama olmas gereken yoktur; hibir ey adna yarglanamaz bu dnya.
"te bu an stnl: Hibir ey doru deil, her eye izin var".
Grkemlilikle ya da umursamazlkla, baka binlerce deyimde yank-
lanan bu deyimler, Nietzsche'nin yoksayclk ve bakaldrmann b-
tn ykn yklendiini kantlamaya yeter. "Eitme ve eleme" ko-
nusundaki biraz ocuksu dncelerinde, yoksayc uslamlamann en
u mantn dile getirmitir: "Sorun u: Tmyle bilimsel bir bilinle
isteyerek lmeyi retip uygulayacak byk ve bulac bir yoksay-
cla hangi yollardan varlabilir?".

Ama Nietzsche, yoksayclk yararna, o zamana kadar yoksay-


cln frenleri saylagelmi deerleri dncesine balar. En bata da
ahlak. Sokrat'n canlandrd ya da Hristiyanln tledii bii-
miyle ahlakl davran kendi bana bir gerileme belirtisidir. Etten ke-
mikten insann yerini bir glge insana vermek ister. Tmyle uydurma

(1) Burda bizi ilgilendiren, Nietzsche'nin 1880'den ke kadar gelen felsefe-


sidir elbette. Bu lm G istemi'nin bir aklamas saylabilir.
bir dzen dnyas adna, tutkular, lklar evrenini sular. Yoksay-
clk inanma yeteneksizliiyse, en kt belirtisi tanrszlk deil, olana
inanma, yaplan grme, sunulan yaama yeteneksizliidir. Her trl
lkcln temelinde bu sakatlk vardr. Ahlakn dnyaya inanc yok-
tur. Nietzsche'ye gre, gerek ahlak ak grllkten ayrlmaz. "Dn-
yann kara alclarna" kar serttir, nk bu kara almada yz kzar-
tc bir ka hazz grr. Ona gre, geleneksel ahlak ahlakszln zel
bir durumundan baka bir ey deildir. "Dorulanmak gereksinimin-
de olan iyiliktir", der. Sonra da unu syler: "Bir gn gelecek, iyilik
yapmaya ahlaksal nedenlerle son verilecektir' .
Nietzsche'nin felsefesi bakaldrma sorunu evresinde dner
kukusuz. Tamam tamamna, bir bakaldrma olmakla balar. Ama
Nietzsche'nin yapt yer deitirme de sezilir. Bakaldrma kesinle-
mi bir gerek sayd "Tanr ld"den yola kar onda: O zaman,
yalan yere, yokolmu tanrsalln yerini almaya alan ve belli bir
yn olmasa bile, tanrlarn eritildii tek pota olarak kalan bir dn-
y alaltan her eye kar kar. Kimi Hristiyan eletirmenlerinin d-
ndnn tersine, Nietzsche Tann'y ldrmeyi tasarlamamtr.
ann ruhunda l bulmutur onu. lk olarak, olayn enginliini an-
lam, insann bu bakaldrmas bir yne yneltilmezse, bir yeniden
doua gtremez kararma varmtr. Bundan baka her tutum, ister
pimanlk olsun, ister honutluk, ykm getirecekti. Demek ki, bir
bakaldrma felsefesi karmamtr Nietzsche, bakaldrma zerine
bir felsefe kurmutur.
zellikle Hristiyanla saldrr ya yalnz ahlak olarak saldrr
ona. sa'nn kiiliine de, kilisenin arsz yanlarna da dokunmaz. -
ten anlayan bir kimse olarak, Cizvit'lere hayranlk duyduu bilinir.
"Gerekte, Tanr rtlmtr yalnz" 1 , diye yazar, Tolstoy iin
olduu gibi, Nietzsche iin de, sa bakaldrm bir insan deildir.
retisinin z tm boyun eile, ktlk karsnda dirensizlikle
zetlenir. ldrmeyi nlemek iin de olsa ldrmemelidir. Dnyay
olduu gibi benimsemeli, mutsuzluunu artrmaya yanamamal, ama

(1) "Bunun Tanr'nn kendiliinden rmesi olduunu sylyorsunuz, ama


bir deri deitirmeden baka bir ey deil; ahlak derisinden syrlyor. yi-
liin ve Ktln tesinde, yeniden belirdiini greceksiniz o n u n . "
ktlne kii olarak katlanmaldr. Gkler lkesi elimizin altnda
demektir o zaman. Eylemlerimizle bu ilkeler arasnda iliki kurmam-
z salayan, bize dolaysz mutluluu getiren bir tek i eilim vardr.
nan deil, iyilik, yardm, ite Nietzsche'ye gre sa'nn bildirisi.
Bundan byle, Hristiyanlk tarihi bu bildirinin durmamacasna i-
nenmesinden baka bir ey olmayacaktr. ncil bile bozulmutur. Paul1
den Yksek Din Kurullar'na varncaya kadar, inan kulluu eylemleri
unutturur.

Hristiyanln sa'nn bildirisine getirdii derin bozulma nedir?


sa'nn retisine yabanc olan yarg dncesi ile ceza ve dl kav-
ramlar. Doa tarih, hem de anlaml tarih olur bu andan sonra; insa-
nn tml dncesi domutur. Cebrail'in Meryem'e sa'nn doa-
can bildirdii andan son yargya kadar, nceden yazlm bir yk-
nn kesinlikle ahlaksal olan ereklerine uymaktan baka ii yoktur ar-
tk insann. Tek ayrm, sonunda insanlarn kendiliklerinden iyiler ve
ktler diye ayrlmalardr. sa'nn biricik yargs yaratltan gelen
gnahlarn nemsiz olduunu sylemekten te bir ey deilken, H-
ristiyanlk btn yaratl, btn doay bir gnah kayna yapacak-
tr. "Neyi yadsr sa? imdi Hristiyan adn tayan her eyi". Hris-
tiyanlk dnyaya bir yn verdii iin yoksayclkla savatn sanr,
oysa, yaama dsel bir anlam vererek gerek anlamnn bulunmas-
n nledii oranda kendisi de yoksaycdr: "Her kilise bir tann-insa-
nm mezar zerine yuvarlanm bir tatr; zor yoluyla, onun dirilme-
sini nlemeye alr." Nietzsche'nin elikin ama anlaml sonucu,
kilise kutsal kutsallktan uzaklatrd oranda, Tanr'nn Hristiyan-
lk yznden lddr. Tarihsel Hristiyanl anlamak gerekir bun-
dan, bir de "derin ve baya ikiyzlln".
Ayn uslamlama sosyalizme ve insanseverliin btn biimleri-
ne kar karr Nietzsche'yi. Sosyalizm yozlam bir Hristiyanlk-
tan baka bir ey deildir. Yaama ve doaya ters den, gerek erek-
lerin yerini lksel ereklere veren, istemleri, imgelemleri kkrtmaya
yarayan eye, tarihin erekliliine inanc srdrr. Sosyalizm, Nietz-
sche'nin bu szce verdii bundan byle kesin anlamda yoksayc-
dr. Yoksayc hibir eye inanmayan deil, varolana inanmayandr.
Bu anlamda, sosyalizmin btn biimleri Hristiyan dn^iuir -j ;-
ha da dm belirtileridir. Hristiyanlk iin, dl ve ceza bir tart
gerektiriyordu. Ama, kanlmaz bir mantkla, btn tarih dl ve ce-
za anlamn alr sonunda: Ortaklaac mesihcilik (daha iyi bir gelecek
inanc) bundan sonra domutur. Tanr nnde ruhlarn eitlii de,
Tanr ldne gre, ksaca eitlie varr. Burada da, sosyalist reti-
lerle birer ahlak retisi olarak savar Nietzsche. ster din alannda
kalsn, isterse sosyalist sylem olsun, yoksayclk stn denilen de-
erlerimizin mantkl sonucudur. zgr dnce, srtlarn dayadkla-
r bo dleri, varsaydklar pazarlklar, aydnlk usun grevini yerine
getirmesini, yani edilgen yoksaycl etken yoksayclk biimine
sokmasn nlemekle iledikleri cinayeti ortaya koyarak ykacaktr bu
deerleri.
Tanr'dan ve ahlaksal putlardan kurtulmu olan bu dnyada, in-
san yalnz ve efendisizdir imdi. Nietzsche byle bir zgrln kolay
olabileceini sylememitir hibir zaman (bu bakmdan da romantik-
lerden ayrlr). Bu yabanl kurtulu, yeni bir skntnn ve yeni bir mut-
luluun acsn ektiklerini syledii kimseler arasna sokar kendisini.
Ama, daha balangta: "Yazklar olsun! bana delilii verin yleyse...
Yasann stnde olmadktan sonra, cehennemliklerin en cehennemli-
iyim demektir" diye haykran tek skntdr bu. Gerekten de, yasa-
nn stnde kalamayan kii ya baka bir yasa bulmaldr, ya lgnl.
Tanr'ya da, lmsz yaama da inanmamaya balad andan sorra,
"yaayan her eyden, acdan doup yaama acsn ekmeye adanm
herkesten" sorumlu olur insan. Dzeni ve yasay bulmak kendisine,
yalnz kendisine der. Cehennemlikler a balar o zaman, o yoru-
cu, bitirici dorulama aray, ereksiz zlem, "en acl, en i parala-
yc soru, yrein kendi kendine sorduu soru: Kendi yurdumda ol-
duumu nerede duyabilirim?" sorusu balar.
Nietzsche, zgr bir dnr olduu iin, dnce zgrlnn
bir rahatlk deil, istenen, tketici bir arpmayla elde edilen bir b-
yklk olduunu biliyordu. Yasann stnde kalmak istenince, yasann
altna dme tehlikesinin byk olduunu da biliyordu. Bunun iin,
usun gerek kurtuluu ancak yeni grevler benimsemekte bulunduu-
nu anlamt, lmsz yasa zgrlk deilse, yasa yokluu hi deil-
dir. Bunu sylemekten baka bir ey deildi buluunun z. Hibir
ey gerek deilse, dnya kuralszsa, hibir ey yasak deildir; yle
ya, bir eylemi yasaklamak iin bir deer ve bir erek gerekir. Ama hi-
bir eye de izin yoktur ayn zamanda; bir baka eylem semek iin de
deer ve erek gereklidir. Yasann salt egemenlii zgrlk deildir,
ama her eyi yapabilmek de zgrlk deildir. Btn olabilirlerin top-
lam zgrl vermez, ama olanakszlk kleliktir. Kargaa da bir k-
leliktir. zgrlk hem "olas"nn, hem de "olanaksz"n tanmlad
bir dnyada bulunabilir ancak. Yasa yoksa, zgrlk de yoktur. s-
tn bir deerle yazgya yn verilmiyorsa, rastlant kralsa, karanlklar
iinde yrytr sz konusu olan, krn korkun zgrldr.
Nietzsche en byk kurtuluun sonunda, en byk bamll seer.
"Tanr'nn lmn byk bir vazgei, kendi kendimize kar srekli
bir yengi durumuna getirmezsek, bu yitiriin acsn ekeriz". Baka
bir deyimle, bakaldrma Nietzsche ile ilecilie varr. O zaman, daha
derin bir mantk, Karamazof'un "Hibir ey doru deilse, her eye
izin vardr"nn yerini "hibir ey doru deilse, hibir eye izin yok-
tur"a verir. Bu dnyada bir tek eyin yasak olduunu yadsmak bile
yasaya uygun olandan vazgemek anlamna gelir. Hi kimsenin neyin
ak, neyin kara olduunu syleyemedii yerde, k sner, zgrlk g-
nll bir tutsaklk olur.
Nietzsche, yoksaycln yntemle yrtt bu kmaza kor-
kun bir sevinle atlr. Erei, aktan aa, ann insannn duru-
munu savunulmaz duruma getirmektir. Ona gre tek umu t elikinin
son noktasna erimekmi gibi grnr o zaman. nsan kendisini bo-
an dmler arasnda lmek istemiyorsa, onu bir vuruta kesip at-
mas, kendi deerlerini kendi yaratmas gerekecektir. Tanr'nn l-
m hibir eyi bitirmez, ancak bir dirili hazrlamak kouluyla yaa-
nabilir. "Bykl Tanr'da bulamyorsak, hibir yerde bulamayz;
onu yadsmamz gerekir, ya da yaratmamz", der Nietzsche. Yads-
mak u kendisini evreleyen, u intihara kotuunu grd dnya-
nn iiydi. Yaratmaksa, urunda lmek istedii, insanst aba oldu.
Gerekten de, yaratmann ancak yalnzln son noktasnda olaslk
kazandn, insann da bu abaya ancak usun en son dknlk nok-
tasnda, buna raz olmas ya da lmesi gerektii zaman girieceini
biliyordu. Bylece Nietzsche insan usuna tek gereinin yeryz ol-
duunu, ona bal kalmak, zerinde yaamak ve kurtuluu gerekle-
tirmek gerektiini haykrr. Ama, ayn zamanda, yaamak bir yasay
gerektirdiine gre, yasasz bir dnyada yaamann olanaksz olduu-
nu da retir ona. zgr ve yasasz olarak nasl yaamal? tnsan, l-
mek istemiyorsa, bu bilmeceye yant vermek sorundadr.
Nietzsche kamaz hi deilse. Karlk verir, karl da tehli-
keyi gze almadadr: Damocles hibir zaman kl altnda dansettii
kadar gzel dansetmemitir. Kabul edilmezi kabul etmek, tutulmaza
tutunmak gerekmektedir. Yeryznn hibir erek ardndan komad-
kabul edildikten sonra, Nietzsche onun susuzluunu kabul etme-
yi, hibir niyetinden dolay yarglanamayacana gre, yarglamaya
bal olmadn dorulamay, bunun sonucu olarak btn deer yar-
glarnn yerini bir tek evete, bu dnyaya tam ve cokun bir balan-
a vermeyi nerir. Bylece, salt umutsuzluktan sonsuz sevin, kr
klelikten dizginsiz zgrlk fkracaktr, zgr olmaksa erekleri yok
etmektir. Oluumun susuzluu, kendisine raz olunur olunmaz, en
fazla zgrl belirler, zgr dnce, zorunlu olan sever. Nietzsche'
nin derin dncesi, olgularn zorunluu saltsa, atlakszsa, bu zorun-
luun hibir zorlamay gerektirmeyeceidir. Tim zorunlua tm ola-
rak katlma, ite Nietzsche'nin elikin zgrlk tanm. O zaman
"ne-den zgr?" sorusunun yerini "ne-iin zgr?" sorusu alr. z -
grlk kahramanlkla birleir. Byk insann ileciliidir, "yaylarn en
gerilmi i "dir.
Bolluktan, doluluktan domu olan bu stn katl, kusurun ve
acnn, ktln ve ldrmenin, yaamn anlalmas zor, garip olan
her eyinin ksntsz dorulandr. Ne ise o olan bir dnyada ne ise
o olmak konusunda kararl bir istemdir. "Kendi kendini bir alnyazs
olarak grmek, olduundan baka trl olmak istememek..." Sz sy-
lenmitir. Nietzsche'nin yazgnn benimsenmesinden yola kan ileci-
lii yazgnn tanrsallatrlmasyla sonulanr. Yazg dizginsizlii ora-
nnda hayranlk verici olur. Ahlak tanrs, acma yazgsn dllen-
dirmeye altklar oranda dmandrlar onun. Nietzsche balana-
rak kurtulmak istemez. Olu sevinci yokoluunun sevincidir. Ama yal-
nz birey yokolur. nsann z varln istemek iin giritii bakaldr-
ma atlm bireyin olua tmyle boyun emesiyle silinir. Amor fati
eskiden bir odium fati olann yerini alr 1 . "Bilelim, bilmeyelim, iste-

(1) Latince iki deyim. Birincisi "yazg sevgisi", ikincisi "yazg netreti" anlam-
na gelir. (eviren.)
yelim, istemeyelim, btn evrensel varlkla ibirlii eder her birey."
Bylece birey, trn yazgs ve dnyalarn lmsz devinimi iinde si-
linip gider. "Varolmu olan her ey lmszdr, deniz kyya atar on-
lar."
Nietzsche dncenin kaynaklarna, Sokrat'tan ncekilere d-
ner bylece. Bunlar tasarladklar ilkenin lmszlne glge dr-
memek iin varolu nedenlerini ortadan kaldryorlard. Erei olma-
yan g lmszdr yalnz, Heraclite'in " o y u n " u lmszdr. Niet-
zsche'nin btn abas, oluta yasann, zorunlukta da oyunun varl-
n kantlamaktr: "Bir susuzluktur ve unututur ocuk, bir yeniden
balama, bir oyun, kendiliinden dnen bir tekerlek, bir ilk devinim-
dir, u kutsal evet deme vergisidir." Dnya nedensiz olduu iin tan-
rsaldr. Bunun iin, eit nedensizliiyle, yalnz sanat onu kavrayabi-
lecek niteliktedir. Hibir yarglama dnyay hesaba katmaz, ama sanat
bize onu yinelemesini retebilir, dnya da sonsuz geri dnler bo-
yunca kendi kendini yineledii gibi. Ayn kyda en eski deniz durup
dinlenmeden ayn szleri yineler, yaama aknl iinde olan ayn
varlklar dar atar. Ama hi deilse geri dnmeye ve her eyin geri
dnmesine raz olan, yank, hem de cokun yank olan kii, dnyann
tanrsallna katlr.
Bu dolambal yollardan en sonunda insann tanrl girer iin
iine. lkin Tanr'y yadsyan bakaldrm kii, sonunda onun yerini
almaya bakar. Ama Nietzsche'nin bildirisi, bakaldran adamn ancak
her trl bakaldrmadan, hatta bu dnyay dzeltmek iin tanrlar
yaratan bakaldrmadan bile elekerek Tanr olabileceidir. "Bir Tan-
r varsa, insan o Tanr olmamaya nasl katlanabilir?" Bir Tanr vardr
gerekten, bu da dnyadr. Onun tanrlna katlmak iin, evet de-
mek yeter. "Yalvarmamal artk, kutsamal", yeryz tanr-insanlarla
dolacaktr o zaman. Dnyaya evet demek, bunu yinelemek, ayn za-
manda hem kendi kendini, hem de dnyay yeniden yaratmaktr, ya-
ratc olmaktr, byk sanat olmaktr. Nietzsche'nin bildirisi, kazan-
d bulank anlamla, yaratm szcnde zetlenir. Nietzsche btn
yaratclara zg bencillii ve katl gklere karmtr yalnz. De-
erlerin alan deitirmesi yargcn deerinin yerine yaratcnn dee-
rini getirmekten te bir ey deildir: Varolana sayg ve tutku. lm-
szlkten yoksun tanrlk yaratcnn zgrln tam; ,1ar. Dionysos.
yeryznn tanrs, blnmlk iinde haykrr durur. Ama acyla
birleen u altst olmu gzellii de belirler ayn zamanda. Nietzsche
yeryzne ve Dionysos'a evet demenin onun aclarna da evet demek
olduunu dnmtr. Her eyi ayn zamanda kabul etmek, hem b-
yk elikiyi, hem de acy benimsemek, her ey zerinde egemen ol-
maktr. Nietzsche bu yurdun bedelini demeyi kabul ediyordu. "Ar
ve acl" yeryz gerektir yalnz, yalnz odur tanr. Gerei bulun-
duu yerde, yeryznn derinliklerinde aramak iin Etna'ya atlan
Empedocle gibi, Nietzsche de lmsz tanry bulmak ve Dionysos
olmak iin evrene atlmay neriyordu. Sk sk anstt Pascal'n D-
nceleri gibi, G istemi de bir "bahis"le biter bylece. nsan kesin-
lie kavumaz daha, kesinlik istemine kavuur, bu da ayn ey deil-
dir. Bunun iin, bu uta bocalayp duruyordu Nietzsche: "te senin
balanmaz yann. Btn gler kendi elinde, gene de imzan atmaya
yanamyorsun". Gene de atacakt imzasn. Ama Dionysos ad, deli-
lii srasnda yazd Ariane'a mektuplar lmszletirdi yalnz.

Bir anlamda, Nietzsche'nin bakaldrmas da ktln yceltil-


mesiyle sonulanr. Ne var ki, ktlk artk bir alma deildir. yi-
liin olas yzlerinden biri ve, daha da kesin bir biimde, biralnyaz-
s olarak benimsenmitir, yleyse almak iin, bir bakma bir are
olarak benimsenmitir. Nietzsche iin, ruhun kanamayaca eye
marurca raz oluu sz konusuydu yalnz. Bununla birlikte, miras-
larnn kimler olduunu, politikay sevmeyen son Alman olduunu
syleyen kiiden hangi politikann karlacan biliyoruz. Sanat
zorbalar tasarlyordu o. Ama bayalar iin zorbalk sanattan daha
doaldr. "Parsifal olacana, Cezar Borgia olsun, daha iyi", diye hay-
kryordu. Hem Sezar geldi, hem de Borgia, ama Renaissance'm b-
yk kiilerinde bulduu gnl soyluluundan yoksun olarak. Trn
lmszl nnde bireyin eilmesini, zamann byk evriminde
y o k olmasn istiyordu o, rk trn zel bir durumu yaptlar, bu i-
ren tanr nnde bireye boyun edirttiler. Onun korku ve titreyile
szettii yaam, baya bir biyoloji dzeyine indirildi. Anrrcasna
g isteminden szeden bir bilgisiz beyzadeler rk, her zaman horgr-
d bir "Yahudi dman biimsizlii"ni de hesabna geirdi.
Usla birlemi cesarete inanmt o, g dedii ey de buydu.
Onun adna, cesareti usun dman yaptlar; gerekten erdemi olan bu
erdem bylece kendine kart bir biime: Patlam bir iddet biimi-
ne sokuldu. Marur usun yasasna uygun olarak, zgrlkle yalnzl
birletirmiti. Onun o "lenin ve geceyarsnn derin yalnzl" ma-
kinalam kalabalkta yitip gitti, sonra da bir sel gibi Avrupa'nn ze-
rine boand. Klasik beeninin, alaycln, tokgzl pervaszln sa-
vunucusuydu, soyluluun nedenini dnmeden erdemli davranmak
olduunu, drst kalmak iin nedenler bulmak zorunda olan bir in-
sandan kuku duymak gerektiini syleyebilmi soyluydu, doruluk
delisiydi ("hani u bir igd, bir tutku olmu doruluk"), "lmcl
dman banazlk olan en yce usun en yce drstlnn" inat
savunucusuydu, ama, lmnden otuz yl sonra, kendi lkesi yalann,
iddetin kurucusu durumuna getirdi onu, zverisiyle hayranlk verici
bir duruma getirdii kavramlar, erdemleri, tiksinti verici bir duruma
drd. Marx bir yana braklrsa, us tarihinde Nietzsche'nin serveni-
nin bir benzeri daha yoktur; ona yaplan hakszlklar ne kadar dzelt-
sek azdr. Tarihte baka anlama ekilmi, ihanete uram felsefeler
yok deildir kukusuz. Ama Nietzsche'ye ve "nasyonal-sosyalizm"e
gelininceye kadar, batan sona esiz bir ruhun soyluluu ve ekime-
leriyle aydnlanan bir dncenin, dnyann gzleri nnde, bir ya-
lanlar alayyla, toplanm cesetlerin korkun ynyla sslendii hi-
bir zaman grlmemiti. stn insanlk dnn yntemli bir biim-
de alt-insan retimiyle sonulanmas, ite hi kukusuz yerilmesi, ama
ayn zamanda da yorumlanmas gereken bir olay. On dokuzuncu ve
yirminci yzyllarn byk bakaldrma akmnn son noktas bu aman-
sz kulluk olacaksa, bu bakaldrmaya srt evirmek ve ama seslenen
Nietzsche'nin umutsuz ln yinelemek gerekmez miydi: "Benim
bilincimle sizin bilinciniz ayn bilin deil artk."
Nietzsche ile Rosenberg'i birbirine kartrmann olanaksz oldu-
unu kabul edelim ilkin. Biz Nietzsche'nin avukatlar olmalyz. Ken-
disi de sylemiti bunu, arlktan yoksun miraslarn nceden sular-
casna: "Usunu kurtarann bir de arnmas gerekir", demiti. Ama
onun tasarlad biimiyle usun kurtuluu arnmay darda brakmaz
m, bunu bilmektedir sorun. Nietzsche'de sonulanarak Nietzsche'yi
de alp gtren devinimin de kendi yasalar, kendi mant vardr, fel-
sefesine giydirilen kanl giysileri bunlar aklar belki de. Yaptnda ke-
sin ldrme ynnde kullanlabilecek hibir ey yok mudur? ldr-
cler, dz anlam iin z, hatta dz anlamda zden kalan yadsynca,
aradklar bahaneleri bulamazlar myd onda? Evet karln vermek
zorundayz. Nietzsche'nin dncesinin yntemli yn bir yana bra-
kldktan sonra (buna kendisinin de her zaman bal kald kukulu-
dur), bakaldrma mant snr tanmaz olur.
ldrmenin Nietzsche'nin putlar yadsmasnda deil, Nietzsche'
nin yaptn talandran kendinden gemi balanta doruland da
gzden kamaz. Her eye evet demek ldrmeye evet demeyi de var-
sayar. ldrmeyi kabul etmenin iki biimi vardr. Kle her eye evet
diyorsa, efendisinin varlna ve kendi acsana da evet demektedir; sa
direnmezlii retir. Efendi her eye evet diyorsa, klelie ve baka-
larnn acsna da evet demektedir; ite zorbann ve ldrmenin y-
celtilii. "zellii srekli yalan, srekli ldrme olan bir yaamda, bo-
zulmaz bir kutsala, yasaya, yalan sylemeyeceksin'e ldrmeyecek-
sin'e inanlmas gln deil mi?" Evet, yle. Doatesi bakaldrma
da balangta yalnzca yaamn yalanna ve cinayetine kar kt.
Nietzsche'nin ilk hayr' unutmu evet'i, bu dnyay yadsyan ahlakla
birlikte bakaldrmann kendisini de yoksar. Nietzsche, isa'nn yre-
ini tayan bir Romal Sezar istiyordu btn gnlyle. Ona gre, ay-
n zamanda hem kleye, hem de efendiye evet demekti bu. Ama her
ikisine de evet demek, sonunda en gly, yani efendiyi onaylamak
demektir. Sezar, ister istemez, gerek egemenlik urunda dnce
egemenliinden vazgeecekti. Nietzsche, yntemine bal bir reti-
ci olarak: "Cinayetten nasl yararlanlabilir?" diye soruyordu kendi
kendine. Sezar karlk verecekti: Onu oaltarak. Nietzsche: "Erek-
ler byk olunca, insanlk baka bir l kullanr, en korkun yollara
da bavurmu olsa cinayeti cinayet olarak yarglamaz", diye yazmt.
1900 ylnda, bu savn lmcl olaca yzyln eiinde ld. Ak
grllk saatinde, bou bouna: "Her trl ahlak-d eylemden sz-
etmek kolay; ama bunlara katlanma gcn bulabilecek miyiz? rne-
in szmde durmamaya da, ldrmeye de katlanamam ben; eritip
bitirir bu beni, ldrr, sonum olur", diye haykrmt, insan deneyi-
nin tmne "Peki", denildikten sonra, bakarsnz, bakalar gelir, ya-
lan sylemek, ldrmek yznden eriyip bitmek yle dursun, daha
da glenirler. Nietzsche'nin sorumluluu, dncenin lesinde s-
tn yntem nedenleriyle, Dostoyevski'nin insanlara sunulunca, hemen
kapacaklarndan emin olabileceimizi syledii u onursuzluk hak-
kn bir an iinde de olsa yasaya uygun klm olmasdr. Ama isteme-
den yklendii sorumluluk daha da ardr.
Gerekten kendi dnd kiidir Nietzsche: Yoksaycln en
keskin bilincidir. Bakaldrma anlayna attrd nemli adm, lk-
nn yoksanmasndan lknn dinsel nitelikten uzaklatrlmasna g-
trr onu. nsann kurtuluu Tanr'da olmadna gre, bu kurtulu
yeryznde olmaldr. Dnyann bir yn olmadna gre, bunu onay-
lad andan sonra, bir baka yn, stn insanlkta sonulanacak bir
yn benimsemelidir insan. Nietzsche insan geleceinin ynetimini is-
tiyordu. "Yeryzn ynetmek grevi bize decek yaknda". Baka
bir yerde de: "Savan felsefe ilkeleri adna ynetilecei gnler yakla-
yor", diyordu. Yirminci yzyl haber veriyordu bylece. Ama bunu
haber vermesi, yoksaycln z mantn tand ve var noktala-
rndan birinin de imparatorluk olduunu bildii iindi. Ama bu kada-
ryla bile, bu imparatorluu hazrlyordu.
Nietzsche'nin tasarlad tanrsz, yani yalnz insan iin zgrlk
vardr. Dnya ark durup da insan var olana evet dedii zaman, ylesine
ermi zgrlk vardr. Ama varolan oluur. Olua evet demelidir. Ik
geer sonunda, gn batmaya yz tutar. Tarih yeniden balar o zaman,
tarihte de zgrl aramaldr; tarihe evet demelidir. Nietzsche'cilik,
Nietzsche'cilik, bu bireysel g istemi kuram, tmel bir g istemi
iinde yer alacakt ister istemez. Dnya imparatorluu olmaynca hi-
bir ey deildi. Nietzsche zgr dncelilerden, insanseverlerden nef-
ret ediyordu kukusuz. "Dnce zgrl" szcklerini en ar an-
lamlarnda anlyordu: Bireysel dncenin tanrl. Ama zgr dn-
celilerin de ayn tarihsel c-iaydan, tanrnn lmnden yola kmalar-
n, ayn sonulara varmalarn nleyemezdi. Nietzsche insanseverliin
temel nedenleri atp varlacak nedenleri alkoyan, stn dorulama-
dan yoksun bir Hristiyanlktan baka bir ey olmadn iyi grm-
t. Ama sosyalist kurtulu retilerinin yoksaycln kanlmaz bir
mantyla, kendisinin de dledii eyi: stn insanl kendi omuz-
larna ykleneceklerini sezememiti.

Felsefe, lky dinsel niteliklerinden syrr. Ama zorbalar gelir,


ok gemeden, kendilerine bu hakk veren felsefeleri de niteliklerin-
den syrrlar. Nietzsche, zgnln ktln, yanln ve acnn
tanrla kar bir kant olamayaca bir kamu tanrclk bulmasnda
grd Hegel'i incelerken sezmiti bu smry. "Ama devlet, kuru
lu gler, hemen yararlandlar bu byk admdan". Bununla birlikte,
kendisi de cinayetin hibir eye kar kant olamayaca, tek deerin
insann tanrlnda bulunaca bir dizge tasarlamt. Bu byk adm-
dan da yararlanlacakt elbet. Bu bakmdan, nasyonal-sosyalizm, yok-
saycln kudurmu ve gsterili bir sonucundan, geici bir miras-
dan baka bir ey deildir. Nietzsche'yi Marx'la dzelterek, artk b-
tn evrene deil de yalnz tarihe evet demeyi seenler de baka trl
mantkl, baka trl hrsl olacaklardr. Bu andan sonra, Nietzsche'
nin acun nnde dizktrd ayaklanm adam, tarih nnde diz-
kecektir. alacak ne var bunda? Hi deilse stn insanlk kura-
myla Nietzsche, ondan nce de snfsz toplumuyla Marx, br dn-
yann yerini "daha sonra"ya verirler. Bu konuda, Nietzsche hem Elen'
lere, hem de br dnyann yerini "hemen"e verdiini dnd sa
retisine ters dyordu. Nietzsche gibi Marx da "stratejik" biimde
dnyor, gene onun gibi, biimsel erdemden tiksiniyordu. Her iki-
sinin de gerein belli bir yanna balanla sonulanan bakaldrma-
lar "marksizm-leninizm"de eriyecek, Nietzsche'nin o k nceden s-
zn ettii u "papazn, yetitiricinin, hekimin yerini alacak olan"
kast'ta cisimleecektir. Fark, temel fark, Nietzsche'nin stn insan
beklerken varolana, Marx'nsa oluana evet demeyi nermesidir.
Marx'a gre, tarihe uymak iin boyunduruk altna alnmas gereken
eydir doa, Nietzsche'ye greyse, tarihi boyunduruk altna almak
iin uyulan ey. Hristiyan'n Elen'den farkdr bu. Nietzsche olacak-
lar nceden kestirmiti hi deilse: "Yeni sosyalizm din-d bir tr
cizvitlik yaratmak, btn insanlar birer ara yapmak yolunda", son-
ra "istenen ey rahatlk... Bunun sonucu olarak, ei grlmedik bir
ruhsal klelie doru yrnyor... Tccarlarn ve filozoflarn btn
eylemleri zerine dnsel Sezar'cln kanat gerdii grlyor". Ba-
kaldrma, Nietzsche felsefesinin potasndan getikten sonra, bir zgr-
lk lgnl iinde, biyblojik ya da tarihsel Sezar'cla varr. Salt ha-
yr Stirner'i bireyle birlikte cinayeti de tanrlatrmaya gtrmt.
Ama salt evet insann kendisiyle birlikte ldrmeyi de evrenselletir-
meye varr. Marksizm-Leninizm, Nietzsche'nin baz erdemlerini bil-
mezlikten gelerek onun istemini kendine mal etmitir. Byk ayak-
lanm bylece, kendi elleriyle, zorunluun dizginsiz kralln yara-
tr, kendisi de iine kapanmak zere. Tanr'nn zindanndan kurtul-
duktan sonra, ilk kaygs tarihin ve usun zindann kurmak olacak,
bylece Nietzsche'nin yendiini ileri srd yoksaycln perdelen-
mesini ve perinlenmesini tamamlayacaktr.
BAKALDIRAN R

Doatesi bakaldrma "evet"i yadsyp da salt yoksamayla ye-


tinince, kendini "grn"e adar. Gerein bir yann yadsmaktan
vazgeip de varolana tapmaya ynelince, erge "eylem"e varr, ivan
Karamazof, ikisi arasnda, yapmaya-brakmay yanstr, ama acl bir
biimde. Bakaldrm iir, on dokuzuncu yzyl sonu ile yirminci
yzyl banda bu iki u : Yazn ve g istemi, us d ve ussal, umut-
suz d ve dizginsiz eylem arasnda gidip gelmitir hep. Bu ozanlar,
hepsinden nce de gerekstcler, "grn"ten "eylem"e giden yo-
lu, alml bir rnek olarak son bir kez daha aydnlatrlar.
Hawthorne, Melville'den szederken, onun inanszlkta bir tr-
l rahata eremeyen bir inansz olduunu yazabilmiti. G kuat-
maya koan bu ozanlarn da bir yandan her eyi devirmek isteyip, bir
yandan umutsuz bir dzen zlemini dile getirdikleri sylenebilir. Son
bir elikiyle, mantkszlktan mantk karmak, us-dn bir yntem
yapmak istediler. Romantizmin bu byk miraslar, iiri bir rnek
durumuna getireceklerini, onun en i paralayc yannda gerek yaa-
m bulacaklarn ileri srdler. Kutsala saldry tanrsallatrdlar, iiri
de bir deney, bir eylem arac biimine soktular. Onlardan nce, olay-
lara ve insanlara etkimeye kalkanlar bunu, hi deilse Bat'da, us ku-
rallar adna yapmlard. Gerekstclkse, Rimbaud'dan sonra, l-
gnlkta, ykmada bir kurma kural bulmaya alt. Rimbaud, yap-
tyla, ama yalnz yaptyla, belirtmiti yolu, ama frtnada bir imek
bir yolun ucunu nasl gsterirse yle. Gerekstclk bu yolu at,
belirtelerini koydu. Gerilemeleriyle olduu kadar arlklaryla da,
baka bir yol zerinde bakaldrm dncenin salt us dinini kurduu
srada, uygun bir us-d bakaldrma kuramna son ve grkemli anlat-
mn verdi. Ne olursa olsun, esinleyiciler, yani Lautreamont ile Rim-
baud, us-d "grn" arzusunun bakaldrm kiiyi eylemin en z-
grlk-ldrc biimlerine hangi yollardan gtreceini gstsrrler
bize.

Lautreamont ve bayalk

Lautreamont bakaldrm kiide gsteri isteinin bayalk is-


temi ardna da gizlenebileceini ortaya koyar. ster ykselsin, isterse
alalsn, bakaldran adam, gerek varlnn tannmas iin ayaklan-
m olmakla birlikte, her iki durumda da olduundan bakas oimak
ister. Lautreamont'un kutsala saldrlar ile trelere ball da hibir
ey olmama isteminde karar klan u mutsuz elikiyi gsterir. Bunda,
genellikle dnld gibi bir szden dnme bulunmamas bir yana,
Maldoror'un byk ilk geceye sesleniini de, Poesielerin alkan ba-
yalklarn da ayn yokolma kudurmuluu aklar.
Lautreamont'la, bakaldrmann delikanllk olduu anlalr.
Byk bomba ve iir yldrclarmz ocukluk andan yeni km-
lardr. Maldoror'un trkleri, dahi bir liselinin kitabdr nerdeyse; do-
kunakll da evrene ve kendi kendine kar ayaklanm bir ocuk
yreinin elikilerinden doar. Illuminations'un dnyann snrlarna
doru atlan Rimboud'su gibi, bu ozan da, ne ise o olan dnyada ken-
disini ne ise o yapan olanaksz kural benimsemektense, ykmay, y-
klmay seer.
Lautreamont zentiyle: "nsan savunmak iin ortaya kyo-
rum", der. Maldoror bir acma melei midir yleyse? Kendi kendine
acdna gre, bir bakma yle. Neden? Bunu aratrmamz gerekiyor
daha. Ama acma krkla uraynca, alaltlnca, sylenmez ve sy-
lenmemi ey olunca, grlmedik ulara gtrecektir onu. Maldoror,
kendi deyimiyle, yaam bir yara olarak kabul etmi, intiharn bu
yara izini gidermesini de yasaklamtr. Rimbaud gibi, ac eken ve
bakaldrm olandr; ama, neden bilinmez, olduu eye kar ayak-
landn sylemekten kanarak, ayaklanmn u deimez susuz-
luk kantn: nsan sevgisini ne srer.
Ne var ki, insan savunmak iin ortaya kan kii ayn zamanda:
"yi olan bir adam gster bana", diye yazar. Bu srekli devinim, yok-
sayc bakaldrmn devinimidir. Kendisine ve insana yaplm ada-
letsizlie bakaldrr kii. Ama bu bakaldrmann hem uygunluunun,
hem de gszlnn ortaya kt ak-grllk dakikasnda, yok-
sayclk fkesi savunulmaya kalklan eyi de kaplar. Adaletsizlii ada-
leti yerletirerek dzeltemeyince, hi deilse en sonunda yokolula
birleen, daha geni bir adaletsizlik iinde bomay ye tutar insan.
"Bana yaptnz ktlk o k byk, o k byk size ettiim ktlk,
bile bile yaplamayacak kadar." Kendi kendimizden nefret etmeme-
miz iin, susuz olduumuzu bildirmemiz gerekirdi, bu da yalnz ki-
i iin olanaksz bir gzpekliktir; kendi kendini tanmas bunu engel-
ler. Kendilerine birer sulu gibi davranlsa bile, herkesin susuz oldu-
unu bildirebilir hi deilse. O zaman Tanr suludur.
Romantiklerden Lautreamont'a gerek bir ilerleme olmam-
tr yleyse, ses deiir yalnz. Lautreamont, baz dzeltmelerle, bra-
him'in Tanrs'nn ehresi ile eytans ayaklanm imgesini bir kez da-
ha diriltir. "Kendini Yaratc diye adlandrann, bedeni su grmemi
kumalardan yaplm bir kefenle rtl olarak, budalaca bir gurur-
la" oturduu, "insan pislikleri ve altnlardan olumu bir taht" zeri-
ne yerletirir Tanr'y. "inde ocuklarn, ihtiyarlarn canverdikleri
yangnlar tututurduu" grlen, "ylan suratl, iren lmsz",
"kurnaz haydut" sarho olup rmaa yuvarlanr ya da genelevde aa-
lk hazlar arar. Tanr lmemitir, dmtr yalnz. Dm tanr
karsnda, Maldoror kara cppeli, allm bir atl gibi anlatlr. La-
netlenmi !tir. "stn Varlk'n zorlu bir kin glmseyiiyle zerime
yd irkinlii gzlerim grmemeli". Bundan byle yalnz kendi-
ni dnmek iin, "anay, babay, Tanr'y, ak, lky", her eyi
yoksamtr. Gururdan kvranan bu kahramanda doatesi zppenin
byleyici etkilerinin hepsi vardr: "Evren gibi hznl, intihar gibi
gzel, insansdan da te bir yz". Gene onun gibi, Tanr adaletinden
umudunu keserek ktlkten yana kacaktr Maldoror. Ac ektir-
mek, bunu yaparken de ac ekmek, budur izlence. Les Chants ger-
ek ktlk teraneleridir.
Bu dnemete, yaratk bile savunulmaz artk. Tam tersine, "in-
sana, bu yabanl hayvana btn yollardan saldrmal, bir de yaratc-
ya..." Les Chants'da aklanan erek budur. Maldoror, dmannn
Tanr olmas yznden allak bullak olmu, byk canilerin gl yal-
nzlyla sarho durumda ("insanla kar bir ben"), hem evrene,
hem de yaratcsna saldracaktr. Les Chants, gittike artan bir "an-
l cinayetler" dizisini mutulayarak "cinayet ermiliini" gklere -
karr, ikinci trknn yirminci kesiminde gerek bir cinayet ve iddet
retimi balar.
Byle gzel bir atelilik bu ada beylik bir eydir. Hibir e-
ye malolmaz. Lautreamont'un zgnl baka yandadr 1 . Roman-
tikler insan yalnzl ile Tanr aldrmazl arasndaki kanlmaz kar-
tl zenle srdryorlard: Yalnzln yazn alanndaki anlatmlar
ssz ato ile zppeydi. Lautreamont'un yapt daha derin bir dramdan
szeder. Bu yalnzl katlanlmaz bulup evrene kar ayaklanm,
onun snrlarn ykmak istemi gibidir. nsan egemenliini mazgall
kalelerle gvenlie kavuturmak yle dursun, btn egemenlikleri
karmakark etmek istemitir. Yaratl ilkel denizlere, ahlakn, ah-
lakla birlikte de btn sorunlarn, bu arada en tyler rpertici buldu-
u sorunun, ruhun lmszl sorununun anlamn yitirdii ilkel de-
nizlere getirmitir. Evren karsnda gsterili bir ayaklanm ya da
bir zppe grnts ykseltmek deil, insanla dnyay ayn yokolu-
j ta birletirmek istemitir. nsan evrenden ayran snrn ta kendisine
saldrmtr. Tm zgrlk, zellikle de su zgrl, insansal snrla-
rn yklmasn gerektirir. Kendi kendini ve btn insanlar lanetleme-
ye adamak yetmez. nsan egemenliini de igd egemenliinin dze-
1 yine getirmelidir. Ussal bilincin u yadsnmasn, kendi kendilerine
bakaldrm uygarlklarn belirtilerinden biri olan u ilkele dn
buluruz Lautreamont'da. "Gsteri" deildir artk sz konusu, bilin-
cin inat bir abasyla, bilin olarak varolmamak sz konusudur.
Maldoror yeryzn ve snrlamalarn yadsd iin, Les Chants'
n btn yaratklar hem suda yaar, hem karada. Bitkileri yosunlar-
dan olumutur. Maldoror'un atosu sular zerindedir. Yurdu, ihti-
yar okyanus. Okyanus, ifte simge, ayn zamanda hem yokolma, hem
de barma yeridir. Kendi kendileri ve bakalarnn horgrsnden

(1) Ayrca yaynlanan ve baya bir Byron'culukla belirlenen birinci ark ile
sonrakiler arasndaki ayrmlardan ileri gelir, sonrakilerde canavarn parlak
konumas ldar. Maurice Blanchot bu kopukluu iyi grmtr.
kurtulamayan ruhlarn amansz susuzluunu, artk varolmama susuz-
luunu giderir. Bunun iin, Les Charts, bizim Dnmler'imizdir1,
ama burda ilka glmseyiinin yerini usturayla kesilmi azn g-
lnn, fkeli, gcrdayan bir glmecenin grnts alr. Kendisinde
bulunmak istenmi olan btn anlamlar saklayamaz, ama hi deilse,
kaynan bakaldrmann en kara yreinden alan bir yokolma iste-
mini ortaya koyar. Pascal'n "hayvanlan" sz, onda szcn en
ak anlamn kazanr. Lautreamont yaamak iin iinde kalmamz
gereken souk ve dizginsiz aydnla dayanamam gibidir. "Bir yan-
da benim znelliim, bir yanda da bir yaratc, bir beyine gre fazla
b u " . Yaam azaltmay seti o zaman, bir de bir mrekkep bulutu or-
tasnda imekler aktran mrekkep bal yzl yaptn. Maldo-
ror'un ak denizde, kpek balnn diisiyle "uzun, ar ve irkin bir
iftlemeyle" iftletii gzel para, hele ahtapot biimine girmi
Maldoror'un yaratcya saldrn anlatan, anlaml yk, varln s-
nrlar dna kamann, doann yasalarna kar esrimeli bir kundak-
la girimenin ak anlatmlardr.
Tutku ile adaletin en sonunda dengelendikleri, uyumlu yurttan
atlm olanlara gelince, szcklerin anlamszlat, kr yaratklarn
gcnn ve igdsnn egemenlii altnda kalm, dertli lkeleri yal-
nzla ye tutarlar. Bu meydan okuma ayn zamanda bir iledir de.
kinci trknn melekle sava bozgunla, melein rmesiyle sonu-
lanr. O zaman gk ve yer ilk yaamn sv derinliklerine getirilip on-
larla kartrlr. Les Chants'n kpekbal-insan, "kollarnn ve ba-
caklarnn ularnn yeni deiikliini, bilinmedik bir cinayetin gnah
detici cezas olarak elde etmiti ancak". Lautreamont'un pek bilin-
meyen yaamnda bir cinayet, ya da olmayan bir cinayetin grnts
vardr (cinsel sapklk m acaba?). nsan Les Chants' okuduktan son-
ra, bu kitapta bir Stavrogin'in itiraf'nm eksik olduunu dnmek-
ten kendini alamaz.
tiraf olmadna gre, Poesies'de bu gizemli gnah deme iste-
inin bir ikilenmesini grmek gerekir. Greceimiz gibi, kimi bakal-
drmalarn us-d servenin sonunda usu yeniden kurmak, kargaa
zoruyla yenibatan dzene varmak, syrlmak istenilenlerden daha da

(1) Ovidius'un balca mitologya yklerini toplad uzun iiri. (eviren.)


ar zincirleri gnll olarak yenibatan yklenmek olan devinimi bu
yaptta yle bir yalnlk, yle bir umursamazlkla izilmitir ki, bu
dnn bir anlam olmas gerekir. Salt hayr' gklere karan Les
Chants'm ardndan bir salt evet kuram, amansz bakaldrmann ar-
dndan kaba bir trelere-uygunluk gelir. Bu da ak grllk iinde
olur. Bize Les Chants'm en iyi aklamalarn LesPoesies verir gerek-
ten. "Kararl bir biimde bu glge-k oyunlaryla beslenen umutsuz-
luk tanrsal ve toplumsal yasalar toptan ortadan kaldrmaya kuram-
sal ve gndelik ktle gtrr yazn adamn." Les Poesies, "hilik
yokularndan yuvarlanan, kendi kendini sevinli lklarla hor g-
ren bir yazarn sululuunu"da gsterir. Ama doatesi trelere uy-
maktan baka are de gstermez bu derde: "Kuku iiri bylesine
donuk bir umutsuzluk ve kuramsal ktlk noktasna geldiine gre,
temelden yanl demektir; bu nedenle tartlyor burda ilkeler, bu ne-
denle tartlmamalar gerekir" (Darasse'ye mektup). Bu gzel neden-
ler, ayin mezi ahlakn ve er eitimi kitabn zetler ksaca. Ama
evreye uygunluk fkeyle kendinden geebilir, bunun iin de tutar-
sz olabilir. Umut ejderhasna kar ktlk edici kartaln yengisi gk-
lere karlnca, artk yalnz umudun trksnn sylendii yinelene-
bilir inatla, "Byk gnlere zg sesim ve grkemliliimle, ssz ocak-
larmda anl umudu anmsatyorum sana", diye yazlabilir, inandr-
mak gerekir, insanl avutmak, ona kardee davranmak, Konfi-
yus'a, Bu da'ya, Sokrat'a, sa'ya, "a acna kylerde dolaan ahlak-
lara" (bu da tarihsel bakmdan dnlmeden sylenmi bir sz) ben-
zemek, bunlar da umutsuzluun tasarlardr. Sapknln gbeinde,
dzenli yaam, erdem, bir zlem kokusu tar. nk Lautreamont
duay yadsr, Isa da ona gre bir ahlakdan baka bir ey deildir.
Ynelmemizi istedii, daha dorusu ynelmek istedii ey, biline-
mezciliktir, bir de grevin yerine getirilmesi. Ne yazk ki, bylesine
gzel bir izlence brak, akamlarn tatlln, kedersiz bir yrei,
rahatlam bir dnceyi gerektirir. Birdenbire: "Domu olmaktan
baka iyilik tanmyorum", diye yazd zaman, insan duyguland-
rr. Ama arkadan: "Bamsz bir dnce eksiksiz bulur o n u " , diye
ekleyince, dilerini skt sezilir. Yaam ve lm karsnda bam-
sz dnce olmaz. Lautreamont ile, bakaldran insan le kaar.
Ama evreye uygunluk l bir Harrar kadar kasvetlidir. Saltlk ei-
(imi daha da ksrlatrr onu, bir de yokolma azgnl, Maldoror na-
sl tm bakaldrmay isterse, Lautreamont da ayn nedenle salt ba-
yal buyurur. lkel okyanusta bomaya, hayvann ulumalaryla
kartrmaya, baka bir zaman matematik hayranlnda oyalamaya
alt bilin ln, imdi de donuk bir evreye uygunlukla bo-
mak ister. Bakaldrm kii, bakaldrmasnn dibinde yatan varla
ynelmi arya da kulaklarn tkar o zaman. Yalnzca varolmamak
sz konusudur artk, ya herhangi bir ey olmay yadsyarak, ya da
herhangi bir ey olmaya boyun eerek 1 . Her iki durumda da de
dalm bir uzlama sz konusudur. Bayalk da bir tutumdur.
Trelere kr krne ballk, dnce tarihimizin byk bir ke-
simini etkisi altnda tutan bakaldrmann yoksayc eilimlerinden
biridir. Ne olursa olsun, bu tarih, eyleme gemi bakaldrmn, kay-
naklarn unutunca, nasl en byk treye-balla kapldn yete-
rince gsterir. Yani yirminci yzyl aklar. Genellikle bakaldrma-
nn ozan olarak selamlanan Lautreamont, dnyamzda gittike geli-
en dnce kulluu eilimini haber verir. Les Poesies, "yazlacak bir
kitaba" bir nszden baka bir ey deildir; ve herkes yaznsal ba-
kaldrma lksnn son noktas olacak bu kitap zerinde dlere da-
lar. Ama bugn bu kitap, Lautreamont'a kar, "brolar"dan kan
buyruklarla, milyon milyon yazlmaktadr. Deha bayalktan ayrl-
maz kukusuz. Ama bakalarnn bayal deil sz konusu, yarat-
cya ulatrlmak istenen, gerekince de polis yoluyla yaratcya ula-
an bayalk. Her deha ayn zamanda hem benzersiz, hem de baya-
dr. Yalnz biri ya da yalnz br ise hibir ey deildir. Bakaldrma
konusunda bunu anmsamamz gerekecek. Zppeleri ve uaklar var-
dr, ama kendi z oullarn tanmaz.

(1) Fantasio da bylece sokaktan geen bir adam olmak ister.


Gerekstclk ve devrim

Rimbaud'yu pek sz konusu etmeyeceiz burda. Her ey sy-


lenmitir hakknda, yazk ki, fazlas da sylenmitir. Bununla birlik-
te, konumuzla ilgili olduu iin, Rimbaud'nun yalnzca yaptnda ba-
kaldrma ozan olduunu belirteceiz. Yaam, yol at syleni hak-
l karmak yle dursun, yoksayclklarn en ktsne boyun eii
canlandrr (Harrar mektuplarn nesnel bir gzle okumak yeter bunu
anlamak iin). Rimbaud, bu elekme insanst bir erdemin sonucuy-
mucasna, kendi dehasndan el ekti diye tanrlatrlmtr. ada-
larmzn ileri srdkleri susuzluk kantlarn geersiz duruma soksa
bile, dehadan el ekmenin deil, tam tersine, yalnzca dehann erdem-
li olduunu sylemek gerekir. Rimbaud'nun bykl Charleville'de-
ki ilk haykrlarda deildir, Harrar'da giritii kaaklklarda da de-
ildir. Bakaldrmaya o zamana kadar bulamad, benzersiz biimde
doru dili vererek, ayn zamanda hem yengisini, hem bunalmn, hem
dnyadan uzak yaam, hem kanlmaz dnyay, hem olanaksza ses-
lenii, hem de kucaklanmas zor gerei, hem ahlak yadsmay, hem
de kanlmaz grev zlemini belirttii anda parlar dehas. Iklan
ve cehennemi iinde tayarak, gzellii hem ineyip hem selamla-
yarak indirgenmez bir elikiyi bir ifte trk biimine soktuu an-
da, bakaldrmann ozandr, hem de en by. ki byk yaptnn
tasarlanma srasnn nemi yok, ama her iki tasarlama arasnda pek
az bir zaman fark olmutur, stelik de her sanat, bir yaam dene-
yinden doan salt kesinlikle bilir ki, Rimbaud Saison'u ve Illumina-
tions'u birlikte tamtr iinde. Bunlar birbiri ardndan yazmsa
da, sanclarn ayn zamanda ekmitir. Onun gerek dehas, kendisi-
ni ldren bu elikiydi.
Ama elikiye srtn evirip de acsn sonuna kadar ekmeden
dehasna srt eviren kiinin erdemi nerde kalr? Rimbaud iin sus-
mak, bakaldrmann yeni bir biimi deildir. Hi deilse, Harrar mek-
tuplar yaynlandktan sonra syleyemeyiz bunu. Deiimi gizlemli-
dir kukusuz. Ama evliliin para makinas durumuna soktuu u par-
lak kzlara ken bayalk da gizlemlidir. Rimbaud konusunda ya-
ratlan sylen, Une Saison en enfer'den sonra hibir eye olanak kalma-
dn varsayar, kesinlikle de syler. Yeteneklerle talanm ozan, t-
kenmez yaratc iin olanaksz olan ne vardr ki? Moby Dick'ten, Da
ua'dan, Zarathoustra'dan, C/nfer'den sonra ne tasarlanabilir? Ama
bunlardan sonra da byk yaptlar d o u y o r hl, retiyor, dzelti-
yorlar, insann en marur yanna tanklk ediyor, ancak yaratcnn
lmnde sona eriyorlar. Saison'dan daha byk olup da bir el eki
yznden yoksun kaldmz bir yapta kim yanmaz ki?
Etyopya bir manastr mdr, sa m kapamtr Rimbaud'nun
azn? Ama o zaman bu sa, lanetlenmi ozann "salam ie yatrl-
dn" ve "dzenli kazan saladn" grmek istedii parasndan
baka bir eyden szetmedii o mektuplara baklrsa, gnmzde tah-
tn banka gielerine kuran sa'dr 1 . kenceler altnda trk syleyen,
Tanr'ya, gzelliine sven, adalete ve umuda kar silahlanan, cinayet
havasnda anl anl bir biimde kuruyan kii, imdi yalnz "gelecei
parlak" biriyle evlenmek istemektedir. Bilen, gren kii, zerine iki-
de bir zindanlarn kaplar kapanan, sz anlamaz tutuklu, tanrsz yer-
yznn kral-insan, gbeinin zerine kmesinden, dizanteriye yol
amasndan dert yand bir kuan iinde sekiz kilo altn tar hep.
Dnyann stne tkrmeyen, ama bu kua dnmesi bile utan-
tan lmesine y o l aabilecek bunca gen adama rnek gsterilen sy-
len kahraman bu mudur? Syleni srdrmek iin, bu nemli mek-
tuplar bilmemek gerekir. Bunlar zerinde bu kadar az durulmasnn
nedeni anlalyor. Kutsala saldrdr bunlara dokunmak, baz baz
gereklerin yazgs byledir. Hayranlk verici, byk ozan, ann
en by, imekler aktran ermi kii, Rimbaud budur ite. Ne
var ki, nmze srlmek istenen tanr-insan, yaman rnek, iir ke-
ii deildir. nsan olarak, ancak o hastane yatanda, ruhsal baya-
ln bile dokunakl olduu u zor saatte, lm saatinde kavumu-
tur byklne: "Ne kadar mutsuzum, ne kadar mutsuzum... ze-
rimde de para var, gz-kulak olamyorum!" Bereket versin ki, bu za-
vall saatlerin byk haykr, ister istemez byklkle birleen u
ortak l payn geri verir Rimbaud'ya: "Hayr, hayr imdi de l-
me bakaldryorum!" Uurumun banda diriliverir gen Rimbaud,

(1) Bu mektuplarn havasnn alclaryla aklanabileceini belirtmek yerinde


olur. Ama bir yalan abas sezilmez bu mektuplarda. Eski Rimbaud'yu belli
edecek tek szce rastlanmaz.
yaam lanetlemenin lm umutsuzluundan baka bir ey olmad
gnlerin ba kaldr da kendisiyle birlikte dirilir, ylesine sevmi
olduumuz bunalml delikanlya o zaman eriir burjuva kaak.
Mutlulua "Merhaba!" demesini bilememi insanlann eninde sonun-
da karlatklar rpertide, ac szda yetiir ona. Tutkusu ve gere-
i yalnz burda balar.

te yandan, yaptnda Harrar nceden haber verilmiti, ama


son el ekme biimi altnda. "En iyisi, kyda, sarho mu sarho bir
uyku". Her ba kaldrmta grlen yokolu fkesi en genel biime gi-
rer o zaman. Rimbaud'nun durmamacasna uyruklarn ldren prens-
le canlandrd biimiyle cinayet ykm, uzun sren, lsz yaama,
gerekstclerin yeniden bulacaklar bakaldrmlk izlekleridir.
Ama yoksayc bitkinlik baskn kar sonunda; arpma, su, bitkin
ruhu bezdirir. Unutmak iin ien "gren" kii, adalarmzn o k
iyi bildikleri derin uykuyu sarholukta buldu sonunda. Uyur insan,
kyda, ya da cennette. Sonra, bu dzen alaltc bile olsa, dnya d-
zenine boyun eer, hem de artk etkin biimde deil, edilgen biim-
de. Rimbaud'nun sessizlii, arpma dnda her eye boyun emi
ruhlarn zerine km imparatorluk sessizliine de hazrlar insan.
Birdenbire paraya boyun een bu byk ruh, baka gereklikleri de
haber verir, ilkin lsz, sonra polise yardmc olacak gereklikleri.
Hi olmak, ite kendi bakaldrlarndan usanm ruhun haykr.
' O zaman ruhun bir intihar sz konusudur, gerekstclerinki ka-
dar saygyadeer olmayan, ama daha byk sonulara gebe bir inti-
har. Gerekstclk, bu byk bakaldrma deviniminin sonunda,
sevgiye deen biricik Rimbaud'yu srdrd iin anlamldr. Gren
kii zerine mektup ile bu mektubun varsayd yntemden bakal-
drm bir ilecilik kural kararak, imdiye kadar bakaldrmann
btn evrelerinde karmza km bulunan u varolma istemi ile yok-
olma dilei, hayr ile evet arasndaki arpmay canlandrr. Btn
bu nedenlerden dolay, Rimbaud'nun yapt evresindeki sonu gelmez
aklamalar yinelemektense, onu miraslarnda yeniden bulmak ve
incelemek daha uygun grnyor.

Salt bakaldrma, tm dikballk, kurallam kundaklk, gl-


mece, uyumsuzluk dini olan gerekstclk, her eyin her zaman
yeniden balatlmas gereken yarglanmas biiminde tanmlanr. B-
tn kararlar kesin, sert,kkrtcdr. "Bakaldr uzmanlaryz biz".
Aragon'a gre, kafalar alabora etme makinas olan gerekstclk,
romantik kaynaklarnn da, kanszlam zppeliinin de gzden uzak
tutulmamas gereken "dada" akm iinde olumutur ilkin 1 . Anlam-
szlk ve eliki, srf anlamszlk ve elikidir diye benimsenir o zaman.
"Gerek dadalar Dada'ya kardr. Herkes Dada yneticisidir". Ya da:
"yi nedir? irkin nedir? Byk, gl, zayf nedir?.. Bilmem! Bil-
m e m ! " Bu salon yoksayclar en sk kurall akmlara uaklk etmek
tehdidi altndaydlar elbette. Ama gerekstclkte bu gsterili t-
reye-uymazlktan daha fazla bir ey vard, bu da Breton'un "Her umu-
du burda m brakacaz?" szyle zetledii Rimbaud mirasdr.
Olmayan yaama dnk bir zorlu haykr, iinde bulunulan
dnyann toptan yadsnmasyla donanr, Breton'un olduka gzel bir
biimde syledii gibi: "Benim iin hazrlanm olan yazgya boyun
eemiyorum, en yce bilincim bu adaletsizlikle yaral, yaaym bu
yeryzndeki her trl yaayn gln kurallarna uydurmaya ya-
namyorum". Breton'a gre, ruh ne bu dnyada balanacak bir ey
bulabilir, ne br dnyada. Gerekstclk bu dinmez kaygya kar-
lk vermek ister. "Ruhun kendine kar dnen ve bu kstekleri ke-
mirmekte kararl bir l" vardr, lme ve ireti bir koulun "g-
ln sre"sine kar haykrr. Demek ki, kzgnln buyruuna girer
gerekstclk. Krk bir kzgnlk iinde; dolaysyla, sertlik, ma-
rur uzlamazlk iinde yaar; bunlar da bir ahlak varsayar. Gerek-
stclk, daha ilk belirlenilerinde bile, bir dzensizlik ncil'i olarak,
bir dzen yaratma zorunluunu duymutur. Ama ilkin, yalnzca yk-
may dnmtr; ilkin ilen alannda, iirle, sonra da gerek eki-
lerle. Gerek dnyann durumas, manta uygun olarak, yaratln
durumas olmutur.
Gerekstc tanr-dmanl mantkl ve yntemlidir. lkin,
"Tanr szne katabildii btn gcn" kendisine geri verilmesi uy-
gun den insann salt susuzluu dncesi zerinde toplanr. B-
tn bakaldrma tarihinde olduu gibi, umutsuzluktan fkrm bu

(1) Dadacln ustalarndan biri olan Jarry, doatesi zppenin bir cisimleme-
sidir, ama dahi olmaktan o k , tuhaftr.
salt susuzluk dncesi, yava yava ceza lgnl biimine girdi.
Gerekstciiler, bir yandan insan susuzluunu gklere karrken,
bir yandan da ldrmeyi ve intihar gklere karabileceklerini san-
dlar. Bir zmden szeder gibi szettiler intihardan ve bu zm
"en geree-benzer biimde doru ve kesin" bulan Crevel kendini
ldrd, Rigaut ile Vache de yle. Daha sonra Aragon, intihar geve-
zelerini sulayabildi. Ne var ki, yokoluu kutlayp da tekilerle bir-
likte ona atlmamak kimseyi onurlandrmaz. Bu noktada, gerek-
stclk tiksindii "yazn "n en kt kolaylklarna kapld ve Ri-
gaut'nun o altst edici haykrn hakl kard: "Sz hepiniz ozan-
snz, bense lm yakasndaym".
Gerekstclk bu kadarla da kalmad. Kahraman olarak Vio-
lette Noziere'i ya da genel yasann adsz canisini seti, bylece, ci-
nayet karsnda, yaratn susuzluunu kesinlemi oluyordu. Ama
en basit gerekstc eylemin elde tabanca sokaa inip kalabala
rasgele ate etmek olduunu da syleyebildi. 1933 ylndan beri
Andre Breton'un sylediine piman olmas gereken bir szdr bu.
Birey ile arzudan, bir de bilinaltndan baka her eyin stnln
yadsyan kii, ayn zamanda topluma ve usa kar da ayaklanacaktr
elbette. Nedensiz eylem kuram salt zgrlk isteini talandrr. Bu
zgrlk sonunda Jarry'nin tanmlad yalnzlkla zetlense de ne
kar: "Her trl hazz tadnca, herkesi ldrp gideceim". Aslolan
ksteklerin yoksanmas ve yengin kan us-ddr. Gerekten de, l-
drmenin savunulmas, anlamsz bir onursuz bir dnyada, yalnzca b-
tn biimleriyle varolma isteinin uygun olduu anlamna gelmez de
ne anlama gelir? Yaam atlm, bilinaltnn gelimesi, us-dnn
haykr, desteklenmesi gereken, biricik ar gereklerdir. yleyse ar-
zunun karsna dikilen her ey, hepsinden nce de toplum amanszca
yokedilmelidir. Andre Breton'un Sade konusundaki sz imdi anla-
lyor: "Elbette, insan burada doayla yalnz cinayette birlemeyi ka-
bul eder; ama bunun sevmenin en lgn, en tartma gtrmez biim-
lerinden biri olup olmad belli deil". Acl ruhlara zg olan nesne-
siz akn sz konusu edildii seziliyor. Ama bu bo ve obur ak, bu
sahibolma lgnl toplumun nlenmez bir biimde kstekledii ak-
tr. Bunun iin, bu bildirilerin arln hl zerinde tayan Breton,
ihanetin vgsn yapabilmi, en eksiksiz anlatmn iddet olduunu
bildirebilmitir (gerekstcler de bunu kantlamaya almlardr).
Ama toplum yalnzca kiilerden olumaz. Bir kurumdur da. Ger-
ekstcler, herkesi ldrmeyecek kadar soylu olduklarndan, tutum-
larnn mantna uyarak, arzuyu serbestlie kavuturmak iin, ilkin
toplumu devirmek gerektiini dndler. alarnn devrimine yar-
dmc olmak yolunu setiler. Bu denemenin konusu olan tutarllkla,
Walpole ile Sade'dan Helvetius ile Marx'a getiler. Ama devrimi marks-
l inceledikten sonra semedikleri seziliyor 1 . Tam tersine, kendi-
sini devrime ynelten gereklilikleri markslkla uzlatrmak, gerek-
stcln sonu gelmez abas olacaktr. Gerekstclerin bugn
marksln en nefret ettikleri yan yznden marksla geldikleri
sylenebilir. steinin zn ve soyluluunu bilince, kendisi de ayn
bunalm paylanca, Andre Breton'a, yaratt akmn, "insafsz bir
yetkenin" ve diktatrln kurulmasn, politik banazl, zgr tar-
tmann yadsnmasn, lm cezasnn zorunluluunu birer ilke duru-
muna getirdiini anmsatmaya kolayca karar veremiyor insan. Bu a-
n szckleri karsnda armamak da elde deil ("kundaklk",
"ele verici", v.s.), polis devriminin szckleridir bunlar. Ama "herhan-
gi bir devrim" istiyordu bu lgn kiiler, yaamak zorunda bulunduk-
lar bu dkknclar dnyasndan, bu uzlama dnyasndan ksnlard
da ne olursa olsundu. En iyisini bulamaynca, en ktsn de pp
balarna koyuyorlard. Bunda, yoksaycydlar. Aralarnda bundan
byle marksla bal kalacak olanlarn ayn zamanda ilk yoksay-
clklarna bal kaldklarn farketmiyorlard. Gerekstclerin bun-
ca inatla istedikleri ey, yani dilin yerle bir edilmesi, tutarszlk ya da
zdevim (automatisme) deildir. Paroladr. Aragon istedii kadar
"onur krc deneyci tutumu" yermekle balam olsun, ahlakn tm
kurtuluunu onda bulmutur, bu .kurtulu baka bir klelikle birle-
mi bile olsa. O zamanlar, gerekstcler arasnda bu sorunu en de-
rin biimde dnen kii, Pierre Naville, devrimci eylemle gereks-
tc eylemin ortak paydasn ararken, bunu karamsarlkta, yani "yok-
oluunda insana elik etmekte, bu yokoluun yararl olmas urunda

(1) Marks l inceleyerek devrime katlm olan komnistler bir elin parmak-
laryla saylabilecek kadar azdr. nce din deitirilir, kutsal kitaplar daha
sonra okunur.
hibir eyi elden brakmama ereinde" buluyordu. Bu Augustin'cilik
ve Machiavel'cilik karm, yirminci yzyl devrimini aklar gerek-
ten; amzn yoksaycl bundan daha gzpek bir biimde dile
getirilemez. Gerekstclkten dnenler, ou ilkelerinde yoksay-
cla bal kalmlardr. Bir bakma, lmek istiyorlard. Breton ve
baka birka en sonunda markslkla ilgilerini kesmilerse, benlik-
lerinde yoksayclktan daha fazla bir ey bulunduu, bakaldrma
kaynaklarnn, en ar yanna ikinci bir ballkla bal olduklar iin
kesmilerdir: lmek istemiyorlard.
Gerekstcler maddecilik tleri vermek istediler elbette.
Potemkin zrhlsnn bakaldrmasnn kaynanda u korkun et par-
asn bulmak houmuza gidiyor." Ama, markslarda olduu gibi
onlarda da, dnce bakmndan bile olsa bir dostluk yoktur bu et
parasna. Le, bakaldrmay dourtan gerek dnyay belirtir yal-
nz, ama bakaldrma kendisine kardr. Her eyi yasallatrsa bile,
hibir eyi aklamaz. Gerekstcler iin, devrim gn gnne, ey-
lem iinde gerekletirilen bir erek deildi, avutucu bir sylendi yal-
nz. Dostu Kalandra'nn bu yaam yznden leceini aklna getir-
meyen Eluard'n szn ettii, "ak gibi gerek yaamd". Dehann
komnizmini istiyordu onlar, tekini deil. Bu garip markslar ta-
rihe kar ayaklanma durumunda olduklarn bildiriyor, kahraman
bireyi kutluyorlard. "Tarihi bireylerin alaklnn koullandrd
yasalar ynetir". Andre Breton, devrim ile ak, yani iki uzlamaz
eyi bir arada istiyordu. Devrim daha varolmayan bir insan sevmek
demektir. Canl bir varl seven kiiye gelince, gerekten seviyorsa,
ancak bu canl varlk iin lmeyi kabul edebilir. Andre Breton iin,
devrim bakaldrmann zel bir durumundan baka bir ey deildi,
oysa markslar, genellikle de btn politik dnrler iin, ancak
bunun tersi dorudur. Breton, eylem yoluyla, tarihi talandracak
mutlu yurdu gerekletirmeye almyordu, y l e ya, gerekstc-
lerin balca savlarndan biri de kurtulu diye bir ey bulunmad-
dr. Devrimin stnl, insanlara mutluluu, u "tiksindirici yery-
z rahatl"n vermekte deildi. Breton'a gre, tam tersine, onun
acl koullarn artp aydnlatacakt. Dnya devrimi ve bu devrimin
gerektirdii korkun zveriler yalnz bir iyilik salayacakt: "Toplu-
mun koulunun tmyle yapmack iretiliini perdelemesini nle-
mek". Ne var ki, Breton'a gre bu ilerleme lszd. Bu da devrimin
bir i ilecilie balanmas, bylece her insann gerei olaanstye
evirebilmesi demekti, "insan imgeleminin gzler kamatrc al-
"yd bu. Olaanst, Hegel'de ussaln tuttuu yeri tutar Breton'da.
yleyse marksln politik felsefesine bundan daha kart bir ey
dnlemez. Artaud'nun devrimin Amiel'leri 1 diye adlandrd ki-
ilerin uzun duralamalar kolayca anlalyor. Gerekstcler, rne-
in Joseph de Maistre gibi gericilerden o k daha uzaktlar Marx'tan.
Bunlar, devrimi yadsmak, yani tarihsel bir durumu srdrmek iin,
yaam tragedyasndan yararlanrlar. Markslarsa ayn eye devrimi
uygun gstermek, yani bir baka tarihsel durum yaratmak iin ba-
vururlar. Her ikisi de insan tragedyasn kendi amalarn gerekle-
tirmede kullanr. Breton'sa, devrimi tragedyay tketme yolunda kul-
lanyor, dergisinin ad ne olursa olsun, aslnda devrimi gerekstc
servenin buyruuna veriyordu.
Gerekstclerin lnceye kadar us-d'n savunmak iin ayak-
lanmalarna karlk, markslarn us-d'n dize getirmek istedikleri
dnlrse, kesin kopma aklanm olur. Markslk tm' fethetme-
ye yneliyordu, gerekstclkse, her ruhsal deney gibi, birlie. Us-
d, dnya imparatorluunu fethetmeye yeterse, tmlk de us-d'na
boyun edirtmek isteyebilir. Ama birlik istei daha titizdir. Her eyin
ussal olmas yetmez ona. Her eyden nce, ussal ile us-d'nn ayn
dzeyde uzlamasn ister. Birlik bir sakatlama ieremez.

Andre Breton'a gre, tmlk ancak, birlik yolunda, belki zorun-


lu, ama hi kukusuz yetersiz bir evre olabilirdi. Ya hep ya hi konu-
su burada yeniden karmza kyor. Gerekstclk evrensele yne-
lir, Breton'un Marx'a yapt tuhaf ama derin serzeni de onun evren-
sel olmamasdr. Gerekstcler, Marx'm "dnyay deitirme"siyle
Rimbaud'nun "yaam deitirme"sini uzlatrmak istiyorlard. Ama
birincisi dnya tmln fethe gtrr bizi, ikincisi ise yaamn bir-
liinin fethine. Aykr gibi grnecek ama, her tmlk kstlaycdr.
Sonunda, iki zm topluluu blmtr. Breton, Rimbaud'yu se-

(1) Amiel, X I X . yzylda yaam, svireli bir yazardr. Gnlnde yaam


karsndaki kayg ve ekingenliklerini inceden inceye zmlemeye alr.
(eviren.)
mekle, gerekstcln eylem deil, ilecilik ve ruhsal deney oldu-
unu gsterdi. Akmn derin zgnln salayan, bakaldrma ze-
rine bir dnce iin o k deerli olan eyi, kutsaln yeniden kuruluu-
na ve birliin fethine ilk yeri verdi. Bu zgnl ne derece derinle-
tirdiyse, ilk savlarnn bazlaryla birlikte politikac arkadalarndan da
yle dnlmezcesine ayrld.
Gerekten de, Andre Breton, dle gerein kaynamasn, lk
ile gerek arasndaki eski elikinin yceltilmesini istemitir hep. Ger-
ekstc zm bilinir: Somut us-dlk, nesnel rastlant. iir "en
yce nokta"nn fethi, hem de olanakl olan tek fethidir. "Ruhun y-
le bir noktas ki, yaam ile lm, gerek ile dsel, gemi ile gele-
cek... birbiriyle elikin grnmezler artk". "Hegel retisinin byk
baarszl" n belirtecek olan bu en yksek nokta nedir? Gizemci-
lere yabanc olmayan uurum-tepenin aran. Bakaldrmn salta
susamln yattran ve belirleyen, tanrsz gizemcilik sz konusu-
dur gerekte. Gerekstcln temel dman usuluktur. Bre-
ton'un dncesi, zdelik ve kartlk ilkeleri zararna durmamaca-
sna rnekseme ilkesinin desteklendii, garip grnl bir Bat dn-
cesidir. Kartlklar arzu ile akn ateinde eritmek, lmn duvarla-
rn ykmak sz konusudur. By, ilkel ya da ar uygarlklar, ate i-
ekleri ya da ak geceler yazn, birlik yolunda, her madeni altn eden
ta yolunda birer evredir. Gerekstclk, dnyay deitirememise
de, Elen'lerin dnn haber veren Nietzsche'yi bir dereceye kadar
hakl karan baz garip sylenler getirmitir ona. Ancak bir dereceye
kadar, nk karanln Yunanistan', gizlemlerin, kara tanrlarn Yu-
nanistan' sz konusudur. Sonunda, Nietzsche'nin deneyi le -
nn benimsenmesinde taland gibi, gerekstclk deneyi de gece
yarsnn vlmesinde, inatla, bunalmla frtnaya tapmada en yce
noktasna ular. Breton, kendi szlerine baklrsa, ne olursa olsun,
yaamn bize verilmi olduunu anlamtr. Ama katl, bizim gerek-
sinimini duyduumuz tm n katl olamazd. "Tm katln in-
san olamayacak kadar kuzeyliyim", demiti.

Gene de sk sk kendi kendine kar karak yoksama payn


azaltt, bakaldrmann olumlu isteini gn na kard. Sessizlik-
ten ok, kesinlii, Bataille'a gre de, ilk gerekstcl canlandran
"ahlaksal uyarma"y seti: "Btn dertlerimizin nedeni olan yrrlk-
teki ahlak yerine yeni bir ahlak getirmek". Bu yeni ahlak bugn hi
kimse kuramad gibi, o da kuramad kukusuz. Ama bunu baarmak-
tan da hibir zaman umudunu kesmedi. Breton, yceltmek istedii
insann, gerekstclkle benimsenen baz ilkeler adna, inatla kl-
tld bir an deheti karsnda, geici olarak geleneksel ahlaka
dnmeyi nermek zorunda olduunu sezdi. Bir duru var burda, bel-
ki. Ama yoksaycln duruudur bu, bakaldrmann gerek ilerle-
mesidir. Ne olursa olsun, Breton'un, gerekliini kesinlikle sezdii ah-
lak ve deeri kendisi veremeyince, ak setii yeterince bilinir. a-
nn bayal iinde, aktan derinlikle szetmi tek insan olduu unu-
tulamaz. Ak, byk korkular iinde bir ahlaktr, bu srgne yurtluk
etmi bir ahlak. Elbette, bir l eksiktir hl. Ne bir politika, ne bir
dindir gerekstclk, olanaksz bir bilgelikten baka bir ey deil-
dir belki. Ama rahat bir bilgelik olamayacann da kantdr. Breton,
hayranlk verici bir dille: "Gnlerimizin tesini istiyoruz, alacaz",
diye haykrmt. Eyleme gemi us, dnyaya dalga dalga ordularn
yollarken, onun sevdii ltl gece, belki de u daha parlamam a-
faklar, yeniden douumuzun ozan Rene Char'n sabahllarn mu-
tular.
YOKSAYICILIK VE TARH

Yz elli yllk doatesi bakaldrma ve yoksayclk, deiik


maskeler altnda, ama inatla, hep ayn harap yzn, insan kar k-
nn yznn inatla geri dndn grd. Hepsi de, koula ve yara-
tcya kar karak yaratn yalnzln, her trl ahlakn hiliini
bildirdiler. Ama hepsi de gnllerindeki kuraln egemen olaca, t-
myle yersel bir lke kurmaya altlar ayn zamanda. Yaratcnn
rakipleri olarak, yaratl kendilerine gre, yeniden oluturmaya y-
neldiler. Yarattklar dnya iin, arzu ile gcn kural dnda her tr-
l kural yadsm olanlar, intihara ya da lgnla kotular, ykmn
trksn sylediler. tekilere, kendi kurallarn kendi gleriyle ya-
ratmak istemi olanlara gelince, gsterii, grn ya da bayal
setiler; ya da ldrmeyi ve ykmay. Ama Sade ve romantikler, Ka-
ramazof ya da Nietzsche, srf gerek yaam istedikleri iin girdiler
lm dnyasna. O kadar ki, ters bir etki sonucu, bu lgn dnyada
nlayan ey, kurala, dzene ve ahlaka ynelen, acl bir sesleni ol-
du. Sonular ancak bakaldrma ykn zerinden attklar, bakal-
drmann gerektirdii gerilimden kap da zulmn, ya da kulluun ra-
hatln setikleri andan sonra zararl ya da zgrlk-ldrc olarak
belirdi.
nsan ayaklan, yce ve trajik biimiyle lme kar uzun bir
bakaldr, genellemi lm cezasyla ynetilen bu koula kar kz-
gn bir sulamadr yalnz, yalnz byle olabilir. Karlatmz btn
durumlarda, kar k, yaratlta uymazlk, karanlklk, bir de srek-
lilik zm olan ne varsa ona ynelir her seferinde. yleyse aslnda
sonu gelmez bir birlik sav sz konusudur. lmn yadsnmas, sre ve
saydamlk istei, btn bu yce ya da ocuksu lgnlklarn yaylar-
dr. lmn korkaka ve kiisel bir yadsnmas mdr bu? Bu ayaklan-
mlar arasnda biroklar, isteklerinin dzeyinde kalabilmek iin gere-
keni dediklerine gre, hayr. Bakaldran insan yaam deil, yaa-
mn nedenlerini ister, lmn getirdii sonucu yadsr. Hibir ey s-
rekli deilse, hibir ey dorulanmamsa, len anlamdan yoksundur,
lme kar savamak, yaamn anlamn istemek, kural ve birlik iin
arpmak anlamna gelir.
Doatesi bakaldrmann temelinde bulunan ktle kar
kma, bu bakmdan anlamldr. Bakaldrtc olan ocuun ac ek-
mesi deil, bu ac ekiin dorulanmam olmasdr. Ac, srgnlk,
tutukluluk, ne de olsa tp ya da saduyu bizi inandrnca kabul ettii-
miz eylerdir. Bakaldrma gre, mutluluk anlar gibi dnyann ac-
snn da eksik yan, bir aklama ilkesi bulunmamasdr. Ktle kar-
ayaklanma, her eyden nce bir birlik istei olarak kalr, lme
mahkm edilmiler dnyasnn, koulumuzun lmcl kszlnn
karsna, bakaldrm insan bkmadan, yorulmadan kesin yaam ve
kesin saydamlk gerekliini karr. Bilmese de, bir ahlakn ya da bir
kutsaln ardndan komaktadr. Bakaldrma, kr de olsa bir iledir. O
zaman bakaldran insan kutsala saldrda bulunsa bile, bunu bir yeni
tanr umuduyla yapar. Dinsel deneylerin ilk ve en derininin arpma-
syla sarslr, ama d krklna uram bir dinsel deney sz konusu-
dur. Bakaldrmann kendisi deildir soylu olan, istediidir, elde et-
tii daha iren bile olsa.
Hi deilse elde ettii iren eyi bilmek gerekir. Var olan t-
myle yadsmay, salt "hayr" tanrlatrd her seferde, ldrr.
Varolan kr krne ldrr. Yaratcya duyulan kin, yaratla duyu-
lan kin ya da varolana duyulan tam ve kkrtc bir ak biimine gi-
rebilir. Ama her iki durumda da ldrmeye varr ve bakaldrma diye
adlandrlma hakkn yitirir. ki biimde de yoksayc olunabilir, ama
her ikisi de "salt"ta arlk ister. Grne baklrsa, bir lmek iste-
yen bakaldrmlar vardr, bir de ldrmek isteyen bakaldrmlar.
Ama ayn eylerdir bunlar, bir gerek yaam isteiyle yanp tutuur-
lar, varlktan yoksun kalm, o zaman genellemi adaletsizlii yara-
lanm bir adalete ye tutmulardr. Honutsuzluun bu derecesinde,
us kzgnlk olur. nsan yreinin igdsel bakaldrmasnn yzyllar
boyunca yava yava daha byk bir bilince doru yrd gerekse,
grdmz gibi, evrensel ldrmeye doatesi cinayetle karlk ver-
meyi kararlatrd dakikaya kadar, kr bir gzpeklik olarak by-
d de gerektir.
Ne olursa olsun, doatesi bakaldrmann en nemli dakikasn
belirttiini kabul ettiimiz yle de olsa salt yadsmada tamamlanr.
Bugn dnya zerinde parlayan ne bakaldrmadr, ne de bakaldr-
mann soyluluu, yoksayclktr yalnz. Bu yoksaycln kaynakla-
rnn gereini gzden karmadan, sonularn belirtmemiz gerekir,
ivan, Tanr var olsa bile, insana yaplan adaletsizlik karsnda, ona bo-
yun emeyecekti. Ama bu adaletsizliin kafada uzun uzun evrilip ev-
rilmesi, daha keskin bir alev, "varolsan bile"yi "varolmaya demez-
sin"e, sonra da "yoksun"a evirmitir. Kurbanlar son cinayet iin ge-
rekli gc ve nedenleri kendilerinde grdkleri susuzlukta aradlar,
lmszlklerinden umudu kesmi, lme yargl olduklarn kesinlik-
le anlam insanlar olarak, Tanr'y ldrmeyi kararlatrdlar. a-
da insann tragedyasnn bu gnden sonra baladn sylemek yan-
lsa, bu gn bittiini sylemek de doru deildir. Tam tersine, bu l-
drme abas, ta ilka sonlarndan balayp daha son szlerini de
sylememi bulunan bir dramn en yksek noktasn belirler. Bu an-
dan sonra, insan Tanr'dan yz evirmeye, kendi olanaklaryla yaa-
maya karar verir. lerleme Sade'dan gnmze kadar, tanrsz kiinin
kendi kuralna gre, iddetle yaad kapal alan gittike genilet-
mesi olmutur. Btn evren dm ve kovulmu tanrya kar bir ka-
le durumuna getirilinceye kadar geniletilmitir yasak alann snrla-
r: nsan, bakaldrmadan sonra kapanyordu; Sade'n trajik atosun-
dan toplama kamplarna kadar, bakaldrmn byk zgrl, ci-
nayetlerinin hapisanesini kurmaktan baka bir ey deildi. Ama s-
kynetim gittike genelleiyor, zgrlk istei herkesi kapsamak is-
tiyor. yleyse tanr iyiliinin kart olan tek krall, adaletin krall-
n kurmak, tanrsal topluluun ykntlar zerine insan topluluu-
nu kurmak gerekir. Tanr'y ldrmek, sonra da bir kilise kurmak,
bakaldrmann deimez ve elikin eilimidir bu. Salt zgrlk en
sonunda bir salt grevler zindan, bir ortak ile, ksacas bir tarih olur.
Bir bakaldrma yzyl olan on dokuzuncu yzyl, herkesin gsn
yumruklad yzyla, bir ahlak ve adalet yzyl olan yirminci yz-
yla kar bylece. Bakaldrmann ahlaks Chamfort o k nceden
dile getirmiti bunu: "Nasl danteladan nce gmlek gerekirse, cmert-
I likte nce de doruluk gerekir", yleyse kurucularn etin ahlak ku-
I rallar uruna lks ahlaktan vazgeilecektir.
Dnya imparatorluuna ve evrensel kurala ynelen bu esrimeli
abay ele almamz gerekiyor imdi. Bakaldrmann, her trl kle-
lii teperek btn yaratl kendine balamaya alt dakikaya gel-
dik. Bakaldrmann her baarszlmda, ortaya politik ve fetihi bir
zm ktn daha nce de grmtk. Bundan byle, kazanlar
iinde bir ahlaksal yoksaycl, bir de g istemini benimseyecektir.
Bakaldrma gerekte yalnzca kendi varln fethetmek, onu Tanr
karsnda srdrmek istiyordu. Ama kaynaklarn unutur, sonra, ruh-
sal bir smrgecilik yasasna uyarak, sonsuza kadar oalan cinayet-
ler iinden dnya imparatorluuna doru yol alr. Tanr'y kovdu g-
nden, ama doatesi bakaldrma anlay aka devrimcilik ak-
myla birleince, usd zgrlk istei, usu, tmyle insanca buldu-
u biricik fetih gcn bir silah olarak benimseyecektir. Tanr ln-
ce, insanlar, yani anlalmas ve kurulmas gereken tarih kalr. O za-
man, bakaldrmann gbeinde, y tma gcn de bastran yoksa-
yclk, bu tarihin trl yollarla kurulabileceini belirtir. nsan, bun-
dan byle zerinde yalnz olduunu bildii yeryznde, us-dnn
cinayetlerine, insanlar imparatorluuna doru yol alan usun cinayet-
lerini de katar. Korkun erekler tasarlar, bakaldrmann ta kendisi-
nin lmn de tasarlar bu arada, "Bakaldryorum, yleyse varz"a,
"Ve yalnzz" ekler.
III
TARHSEL B A K A L D I R M A
zgrlk, "sanaklarn sava arabas zerine yazlm olan bu
korkun a d " 1 , btn devrimlerin zndedir. O olmad m, adalet d-
nlmesi olanaksz bir ey gibi gelir ayaklanmlara. Gene de, bir za-
man gelir, adalet zgrln bir sre yasaklanmasn ister. O zaman da
byk ya da kk bir yldn gelip devrimi talandrr. Her bakaldr-
ma bir susuzluk zlemidir, varla ynelen bir seslenitir. Ama bir
gn olur, zlem silahlar kendi eline alr, tm sululuu, yani ldr-
meyi ve iddeti omuzlarna yklenir. Bylece, baya bakaldrmalar,
kral ldren devrimler, bir de yirminci yzyl devrimleri, gittike daha
tam bir kurtuluu yerletirmeye kalktklar oranda byyen bir sulu-
luu kabul etmilerdir. Artk gz kamatrc bir duruma gelmi bir
eliki, Anayasa Yapclar'mzn 2 yzlerinde, sylevlerinde parlda-
yan mutluluk ve umut havasn bizim devrimcilerimizin de tamasn
nlemektedir. Kanlmaz bir ey midir bu, bakaldrmann deerini
niteler mi, yoksa onu elmeler mi, doatesi bakaldrma konusunda
olduu gibi, devrim konusunda da sorulacak soru budur. Gerekten
de, devrim bakaldrmann mantksal bir sonucundan baka bir ey
deildir. Devrim eylemini zmlerken, yoksad ey karsnda in-
san dorulamak yolundaki u umutsuz ve kanl abay greceiz ge-
ne. Devrimcilik, insann u eilmek istemeyen yannn savunmasn
alr zerine. Ama ona zaman iinde egemenlik vermek ister. Kanl-
maz gibi grnen bir mantkla, Tanr'y yadsyp tarihi seer.

(1) Philothee O ' N e d d y .

(2) Burada, 1789 Fransz devriminin anayasa hazrlayclar sz konusu edili-


yor. (eviren.)
Kuram olarak, devrim sz astronomideki anlamn srdrr1.
Halkay kapatan, yolun tamamlanmasndan sonra bir hkmetten ba-
ka bir hkmete geen bir devinimdir bu. Hkmet deiikliine ba-
vurulmadan yaplan bir mlk ynetimi deiiklii devrim deil, dzelt-
medir. Bavurduu yollar ister kanl, ister bar olsun, ayn zaman-
da politik olarak da belirmeyen ekonomik devrim yoktur. Bu bile
bakaldrma eyleminden ayrr devrimi. 0 nl "Hayr, ekselans, bir
bakaldrma deil bu, bir devrim" sz de bu temel fark belirler.
Tam olarak, "Yeni bir hkmet kurulaca kesin" anlamna gelir. Ba-
kaldrma devinimi abucak duruverir. Tutarllktan yoksun bir tanklk-
tan baka bir ey deildir. Devrimse, tam tersine, dnceden yola kar.
Bakaldrma yalnzca bireysel deneyden dnceye gtren devinim
iken, devrim tarihsel deneye dncenin giriidir. Bir bakaldrma de-
viniminin tarihi, her zaman iin, bir daha dnmemesiye olaylara ba-
lanmann, bir reti de4 bir neden de gerektirmeyen, karanlk bir kar-
gelmenin tarihidir. Buna karlk, devrim bir eylemi dnceye gre
biimlendirme, dnyay kuramsal bir ereveye uydurma abasdr.
Bunun iin, bakaldrma insanlar ldrr, devrimse hem insanlar,
hem de ilkeleri yokeder. Ama, ayn nedenlerle, tarihte imdiye kadar
bir devrim olmad da sylenebilir. Bir devrim olabilir ancak, bu da
kesin devrim olur. Halkay kapatr gibi grnen devinim, daha hk-
metin kurulduu anda bir yenisine balar. Kargaaclar, bata da
Varlet, dolaysz anlamda hkmet ile devrimin uzlamaz olduunu
grmlerdir. "Hkmet olmas gibi basit bir neden dolaysyla hk-
metin devrimcilii bir elikidir", der Proudhon Deneyi de yapldk-
tan sonra, bir hkmetin ancak bir baka hkmete kar devrimci
olabileceini ekleyelim buna. Devrimci hkmetler ou zaman sa-
va hkmetleri olmaya zorlarlar kendilerini. Devrim ne kadar geni-
se, varsayd sava pay da o kadar byktr. 1789'dan kan top-
lum, Avrupa iin dvmek ister. 1917'den doan devrim de dnya
egemenlii iin dvr. Tmc devrim dnya imparatorluunu ister
sonunda. Nedenini ilerde greceiz.

Bu olur mu, olmaz m, bilinmez ya, oluncaya kadar, insanlarn

(1) Revohtion (devrim), ayn zamanda, bir gezegenin gkyzndeki dairesel


dolam anlamna gelir. (eviren.)
tarihi, bir anlamda, birbiri ardndan gelen bakaldrmalarn toplam-
dr. Baka bir deyimle, uzamda ak bir anlatm bulan gei devinimi,
zaman iinde bir yaklatrmadan baka bir ey deildir. On doku-
zuncu yzylda, inanla, insan trnn ilerleyen kurtuluu diye ad-
landrlan ey, dardan bakld zaman, birbirlerini aarak dnce-
de bir biime ermeye alan, ama yerde ve gkte her eyi kalc du-
ruma getirecek, kesin devrime ulaamam olan, sonu gelmez bir ba-
kaldrmalar dizisi olarak grnr. Yzeysel bir inceleme, gerek bir
kurtulutan o k , insann kendi kendini kesinlemesi, gittike genile-
yen, ama hibir zaman bitmeyen bir kesinleme sonucunu karrd.
Gerekten de, bir tek devrim olsayd, artk tarih olmazd. Mutlu bir-
lik, doygun lm olurdu yalnz. Bunun iin btn devrimciler, sonun-
da dnya birliine varma ereini gder, tarihin bir sona ulaacana
inanyormu gibi davranrlar. Yirminci yzyl devriminin zgnl,
imdiye kadar ilk kez, hem de ak ak, Anacharsis Cloots'un eski
dn, yani insan trnn birliini, ayn zamanda da tarihin kesin
talann gerekletireceini ileri srmesidir. Bakaldrma devinimi
"ya hep ya hi "e ald, doatesi bakaldrma dnya birliini is-
tedii gibi, yirminci yzyln devrim devinimi de, mantnn en ak
sonularna varm olarak, silah elde, tarihsel tml ister. O zaman
bakaldrma, yararsz ya da gnn doldurmu olmak korkusu altn-
da, devrimci olmaya zorlanr. Bakaldran insan iin, Stirner gibi ken-
di kendini tanrlatrmak ya da yalnzca tutumuyla kurtulmak sz ko-
nusu deildir artk. Nietzsche gibi tr tanrlatrmak ve tvan Karama-
zof'un dileine uygun olarak herkesin kurtuluunu salamak iin s-
tn-insanlk lksn benimsemek sz konusudur. Cinler ilk kez sah-
neye kar ve an en byk gizlerinden birine k tutarlar: Usun
g istemiyle zdelii. Tanr ldne gre, dnyay insann kendi
gleriyle deitirip dzenlemek gerekir. len gc bana yetmedii-
ne gre, silah gerekir, tmn fethi gerekir. Devrim, her eyden nce
de zdeki olduunu ileri sren devrim, doatesi bir hal seferin-
den baka bir ey deildir. Ama tmlk birlik midir? Bu denemenin
yantlamas gereken bir sorudur bu. Ne var ki, bu zmlemenin ere-
i devrim olgusunu hep yeni batan betimlemek olmad gibi, byk
devrimlerin ekonomik ve tarihsel nedenlerini aratrmak da deil. Ba-
z devrim olaylarnda doatesi bakaldrmann mantksal geliimini,
aydnlatc rneklerini, srekli izleklerini bulmak.
Balca devrimler biimlerini ve zgnlklerini ldrmeden alr-
lar. Hepsi, ya da hemen hepsi, insan-ldrc olmutur. Ama kimileri,
fazla olarak, kral-ldrclkle tanr-ldrcl de uygulamtr.
Doatesi bakaldrma tarihi Sade'la balad gibi, gerek konumuz
da kral-ldrclerle, Sade'n adalaryla, imdilik lmsz ilkeyi
ldrmeyi gze alamayp da Tanr'y yeryznde cisimlendirene sal-
dranlarla balar. Ama insanlarn tarihi ilk bakaldrma deviniminin
karlm, yani klenin bakaldrmasn da gsterir bize.

Klenin efendiye kar bakaldrd yerde, ilkeler gnden


uzakta, acmasz yeryznde, bir bakasnn karsna dikilmi bir in-
san vardr. Sonu bir insann ldrlmesidir yalnzca. Klelerin kar-
d kargaalklar, kanl ayaklanmalar, baldr-plaklarn savalar,
dallarn bakaldrmalar, btn arlklara, btn aldatmacalara
karn, devrimci ruhun en ar biimlerinde, rnein 1905 ylnn Rus
yldrclnda bulacamz bir e-deerlilik ilkesini, yaama kar ya-
am ilkesini ne srer.
sa'dan yirmi, otuz yl nce, ilkan sonunda, Spartacus'un
bakaldrmas rnek bir bakaldrmadr. lkin bir gladiatrler, insan
insana savaa adanm, efendilerin keyfi iin, ldrmeye ya da lmeye
mahkm edilmi kleler bakaldrmn sz konusu olduunu belirt-
mek gerekir. Yetmi kiiyle balayan bu bakaldrma, sonunda en
iyi Roma birliklerini ezen ve lmsz kentin zerine yrmek iin tal-
ya'nn aasndan yukarsna doru ileri en, yetmi bin kiilik bir
ayaklanmlar ordusu olur. Gene de Andre Prudhommeaux'nun da
belirttii gibi 1 , bu bakaldrma Roma toplumuna yeni hibir ilke ge-
tirmemitir. Spartacus'un bildirisinde, klelere "eit haklar" vaade-
dilmekle yetinilir. lk bakaldrma eyleminden sz ederken zmle-
diimiz bu olgudan hukuka gei, bakaldrmann bu dzeyinde bula-
bileceimiz biricik kazantr gerekten. Ayaklanm kii klelii yad-
sr ve efendinin eiti olduunu bildirir. Kendisi de efendi olmak ister.
Spartacus'un bakaldrmas hep bu hak isteme ilkesini aydnla-
tr. Kleler ordusu kleleri kurtarr, hemen sonra da eski efendilerini

(1) La Tragedie de Spartacus. Cahiers Spartacus.


kendilerine kle olarak verir. Gereklii kukulu bir anlatya gre,
yzlerce Roma yurtta arasnda gladyatr arpmalar dzenlenmi,
sralara da sevinten ve cokunluktan ldran kleler yerletirilmi.
Ama insanlar ldrmek, daha o k insan ldrmekten baka sonu
vermez. Bir ilkeyi baarya ulatrmak iin bir baka ilkeyi ykmak
gerekir. Spartacus'un dledii gne lke ancak lmsz Roma'nn,
tanrlarnn ve kurumlarnn ykntlar zerinde ykselebilirdi. Spar-
tacus'un ordusu da sularnn cezasn demenin dehetine dm
Roma'nn zerine yrr gerekten, onu kuatmak ister. Gene de, bu
byk karar dakikasnda, kutsal duvarlar grnce, ordu durur, geri
ekilir, ilkeler nnde, kurum nnde, tanrlar kenti nnde geriler
sanki. Bu kent yklnca, bu yabanl adalet isteinden, imdiye kadar
bu mutsuzlar ayakta tutmu olan yaral ve lgn aktan baka ne
konulabilirdi yerine? 1 Ne olursa olsun, savamadan geri dner ordu,
garip bir igdyle, kle bakaldrmalarnn kaynak noktasna dn-
meye, utkularnn uzun yolunu ters ynden katederek Sicilya'ya e-
kilmeye karar verir. Kendilerini bekleyen byk iler karsnda bun-
dan byle yalnz ve silahsz kalm, kuatlacak gk karsnda cesa-
reti krlm bu ksmetsiz kiiler, tarihlerinin en ar ve en scak nokta-
sna, lmenin kolay ve iyi olduu ilk lklar toprana dnmekte-
dir sanki.
Bozgun ve lm balar o zaman. Spartacus, son savatan nce,
kendilerini bekleyen yazg konusunda adamlarna bilgi vermek iin
bir Roma yurttan armha gerdirtir. Sava srasnda, bir simge sa-
ylmamas olanaksz olan, kudurgun bir eilimle, Roma birliklerine
komuta eden Crassus'a yaklamaya alr durmadan, lmek ister,
ama o srada btn Romal efendilerin simgesi olan kiiyle adam ada-
ma bir savata; lmek ister, ama en yce eitlik iinde. Crassus'un
yanna varamayacaktr; ilkeler uzaktan arpr, Romal general de
kyda durur. Spartacus lecektir istedii gibi, ama kendisi gibi kle
olan ve onun zgrlyle birlikte kendi zgrlklerini de ldren pa-
ral askerlerin kllar altnda. Crassus armha gerilmi biricik yurt-

(1) Spartacus'un bakaldrmas kendisinden nceki kle ayaklanmalarnn iz-


lencesini uygular gerekte. A m a bu izlence topraklarn paylalmas ve k-
leliin kaldrlmasyla zetlenir. Dorudan d o r u y a kentin tanrlarna do-
kunmaz.
ta iin binlerce kleyi ldrtecektir. Bunca hakl bakaldrmadan
sonra Kapua'dan Roma'ya giden yol zerine sra sra dikilecek olan
alt bin armh, kleler kitlesine, g dnyasnda denge bulunmad-
n, efendilerin kendi kanlarnn pahasn en yksek faiziyle hesapla-
dklarn kantlayacaktr.
akmh sa'nn da ikenceyle ld yerdir. Birka yl sonra
onun bu kle cezasn srf bundan byle alaltlm yarat Efendi'
nin amansz yznden ayran bu korkun uzakl azaltmak iin se-
mi olduu dnlebilir. Bakaldrma dnyay ikiye blmesin, ac
g de sarsn, onu insanlarn lanetlemesinden uzak tutsun diye girer
araya, en byk ikenceyi kendisi de eker. Daha sonra, devrimci an-
layn, gkyzyle yeryznn ayrln kesinlemek isteiyle, ie yer-
yzndeki temsilcilerini ldrmekten balayarak Tanr'y cisminden
syrmakla balamasna kim aar? 1793'te, bakaldrma alar bir
daraacnda sona erer, devrim alar balar 1 .

(1) Bu deneme Hristiyanlk iindeki bakaldrma anlayyla ilgilenmediin-


den kilise yetkesine kar kan, daha nceki b i r o k bakaldrmlar gibi
Reforme da yer almayacaktr burada. Ama Reforme'un dinsel bir devrimci-
lii hazrlad ve, bir anlamda, 1789'un bitirecei ie balad sylenebilir.
KRAL LDRCLER

21 Ocak 1793'ten nce de, ondokuzuncu yzyln kral ldrme-


lerinden nce de krallar ldrlmt. Ama Ravaillac, Damiens ve
benzerleri, kraln kendisini vurmak istiyorlard, ilkeyi deil. Baka bir
kral istiyorlard, o kadar. Tahtn uzun sre bo kalabileceini dne-
miyorlard. 1789 yeni alarn balang noktasnda yer alr, nk
bu an insanlar baka eyler arasnda tanrsal hak ilkesini de yk-
mak, son yzyllarn dnce ekimelerinde oluan yoksama ve ba-
kaldrma gcn tarihe sokmak istemilerdir. Bylece, geleneksel zor-
ba-ldrmeye uslamlama sonucu bir tanr-ldrme eklemilerdir. nan-
sz denilen dnce, filozoflarn ve hukukularn dncesi bu devri-
me yardmc olmutur 1 . Bu iin olabilirlik kazanmas kendini yasaya
uygun bulabilmesi iin, Kilise'nin Engizisyonla gelien, yersel gler-
le suortakl etmesiyle srp giden bir eilimle, ac ektirme grevi-
ni yklenerek efendilerden yana kmas gerekmitir, sonsuz sorumlu-
luu da budur. Michelet, devrim destannda yalnz iki byk kahra-
man grmek istemekte hakldr: Hristiyanlk, bir de Devrim. Gerek-
ten de, 1789, Tanr iyilii ve adaletin savayla aklanr o n gre.
Michelet, l tanmaz yzylyla birlikte, byk .kavramlardan ho-
lansa bile, burada devrim bunalmnn en derin nedenlerinden birini
gstermitir.
Eski ynetimde krallk, ynetiminde her zaman kuralsz olma-
sa bile, ilkesinde tartlmaz biimde byle olmutur. Tanrsal hak-
ka dayanyordu, yani yasall tartma konusu olmazd. Gene de,
zellikle parlamentolarda, bu yasalla sk sk kar klmt. Ama
uygulayclar bunu bir belit sayyor ve yle gsteriyorlard. XIV.

(1) A m a krallar da yava yava politik gce dinsel gc eklemi, b y l e c e yasaya


uygunluk ilkelerini rterek buna yardm etmilerdir.
Louis'nin bu ilke konusunda ne denli kararl olduu bilinir 1 . Bossuet
de kendisini destekliyor, krallara: "Sizler birer tanrsnz", diyordu.
Kral, bir ynyle, dnyasal ilerde, bu arada da adalet konusunda,
tanrsal bir grevin yrtcsdr. Tanr'nn kendisi gibi, yoksulluun
ve adaletsizliin acsn ekenlerin bavurabilecekleri son noktadr,
lke asndan, halk krala bavurarak kendisini ezenlerden yaknabi-
lir. "Kral bir bilseydi, ar bir bilseydi...", ite Fransz ve Rus halkla-
rnn dknlk evrenlerinde sk sk dile getirilen duygular. Kralln,
hi deilse Fransa'da, durumu bildii zaman byklerin ve burjuvala-
rn basksna kar halk topluluklarn savunmaya alm olduu
dorudur. Ama buna adalet denilebilir miydi? an yazarlarnn g-
r as olan salt adan, hayr. Krala bavurulabilirse de, ilke olarak
kral konusunda hibir yere bavurulamaz. Yardmn, desteini, ister-
se, istedii zaman datr. Kuralszlk, yarlgamann balca nitelik-
lerinden biridir. Dinsel biimiyle, krallk son sz her zaman yarlga-
maya brakan, yarlgamay adaletten stn tutan bir ynetimdir. Sa-
vua'l papaz yardmcsnn bildirisininse 2 , tam tersine, adalet nnde
Tanr'nn boyun emesini salamak, bylece, ann biraz bn tan-
tanas ile, ada tarihi balatmaktan baka bir zgnl yoktur.
Gerekten de, inansz dnce, Tanr'y sz konusu ettii an-
dan sonra, adalet sorunu ba keye karr. Ne var ki, o zamann ada-
leti eitlikte birleir. Tanr sendeler, adalete gelince, eitlikte kesin-
lenmek iin, dorudan doruya yeryzndeki temsilcisine saldrarak
ona son yumruu indirmek zorundadr. Tanrsal hukukun karsna
doa hukukunu karmak ve 1789'dan 1792'ye kadar, yl sre-
since, onu kendisine katlmaya zorlamak bile, tanrsal hukuku yk-
maktr. Yarlgama, son bavurma noktas olarak, uzlaamaz. Baz nok-
talarda boyun eebilir, son noktada asla. Ama bu yetmez. Michelet'ye
gre, zindana atlm XVI. Louis hl kral olmak istiyordu, yleyse,
yeni ilkeler Fransa'snda bir yerlerde, yenik dm ilke, srf varolma-

(1) Birinci Charles tanrsal hakta o kadar srar ediyordu ki, onu yadsyanlara
kar adaletli ve drst olmay zorunlu b u l m u y o r d u .

(2) J.-J. Rousseau'nun Emile'inin nemli bir blm sz konusu ediliyor bura-
da. Rousseau burada, bir yandan doaya, bir yandan kiinin i evrenine da-
yanan, kiisel bir dinin gerekliliini kantlamaya alr. (eviren.)
sndan ve inancndan ald gle, bir zindann duvarlar arasnda ya-
yordu. Adaletin yarlgamayla tek ortak yan, tm olmak ve salt bir bi-
imde egemen kalmak istemesidir. Uzlamazla dtkleri andan son-
ra, lmne arprlar. Hukuku inceliklerinden yoksun olan Danton:
"Kral mahkm etmek istemiyoruz, ldrmek istiyoruz", der. Gerek-
ten de, Tanr yadsnyorsa, kral ldrlmelidir. Anlaldna gre,
Saint-Just ldrtr XVI. Louis'yi, ama: "Sann belki de lmesini ge-
rektirecek ilkeyi tanmlamak, onu yarglayan toplumu yaatan ilkeyi
tanmlamaktr", diye haykrd zaman, kral filozoflarn ldrecei-
ni ortaya koyar: Kral toplumsal szleme adna lmelidir 1 . Ama bu
konu da aydnlatlmak ister.

(1) Rousseau bunu istemezdi elbette. Bu zmlemenin bana, onun snrlar-


n belirtmek iin, Rousseau'nun kesinlikle sylediini koymak gerekir: " u
dnyada hibir ey, insan kan pahasna alnmaya d e m e z . "

%
Yeni ncil

Toplumsal szleme her eyden nce iktidarn yasall zerine


bir aratrmadr. Ama bir hukuk kitabdr, olaylar kitab d e i l 1 , top-
lumbilimsel gzlemlere dayanmaz hibir zaman. Aratrmas ilkelerle
ilgilidir. Bu kadaryla bile bir yadsmadr. Tanrsal kaynaklardan gel-
dii kabul edilen geleneksel yasalln kkl olmadn varsayar. De-
mek ki, baka bir yasall, baka ilkeleri haber verir. Toplumsal sz-
leme bir din kitabdr da, bir din kitabnn havasn, bir din kitabnn
kesin dilini tar. 1789 nasl ngiliz ve Amerikan devrimlerinin kazan-
larn tamamlarsa, Rousseau da Hobbes'ta bulduumuz szleme ku-
ramn mantksal snrlarna gtrr. Toplumsal szleme, tanrs do-
ayla karm us, yeryzndeki temsilcisi ise, kral yerine, genel iste-
mi iinde ele alnan halk olan yeni dine byk bir anlam genilii ve-
rir, inaksal bir aklamasn yapar onun.
Geleneksel dzene saldr ylesine aktr ki, Rousseau daha ilk
blmde, halk kavramn yerletiren yurttalar antlamasnn krall-
a temel olan kral-halk antlamasndan nce geldiini kantlamaya
alr. Ona gelininceye kadar, Tanr, krallar oluturuyordu, krallar
da halklar. Toplumsal szleme'den sonra, halklar krallar oluturma-
dan nce kendilerini olutururlar. Tanr'ya gelince, imdilik sz ko-
nusu olmaktan kmtr. Newton devriminin siyasal alandaki kar-
ldr bu. y l e y s e , iktidarn kayna saymacada deil demektir, ge-
nel benimsemededir. Baka bir deyimle, olan deildir artk, olmas
gerekendir. Bereket versin ki, Rousseau iin, olan olmas gerekenden
ayrlamaz. Halk "yalnzca her zaman olmas gereken olduu i i n "
egemendir. Bu kantlamayla, o ada inatla bavurulan usun burda
pek de nemsenmedii sylenebilir. Genel istem de tpk Tanr gibi
ne srldne gre, Toplumsal szleme'de bir gizemciliin dou-
uyla kar karya bulunduumuz aktr. "Her birimiz kiiliimizi
toplulua, btn gcmz yce istemin buyruuna veririz, her yeyi
de btnn blnmez paras olarak benimseriz", der Rousseau.

(1) Bak: Eitsizlik stne konuma. "Btn olaylar bir yana itmekle balay?
hm ie, nk sorunla hibir ilikileri yoktur."
Egemen olmu bu siyasal varlk, tanrsal bir varlk olarak da ta-
nmlanr. t e yandan, tanrsal varln btn niteliklerini tamakta-
dr. Gerekten de, egemen, yce varlk, kty isteyemeyeceine g-
re, yanlmaz bir varlktr. "Usun yasas altnda, nedensiz hibir ey
olmaz". Salt zgrln kendine kar zgrlk olduu doruysa, tm
olarak zgrdr. Rousseau bylece egemen varln kendisinin uymaz-
lk edemeyecei bir yasay benimsemesinin siyasal yapnn zne ay-
kr olduunu bildirir. Ayn zamanda, bakasna da devredilemez, b-
lnemez de. Sonra byk dinsel sorunu, yce-g ile tanrsal arlk ara-
sndaki elikiyi de z m e y e alr. Genel istem zorlaycda: gerek-
ten; gcnn snr yoktur. Ama kendisine uymay yadsyana verece-
i ceza bir tr "zgr olmaya zorlama"dan baka bir ey deildir.
Rousseau egemen varl kaynaklarndan koparp da genel istemi her-
kesin isteminden ayracak noktaya geldii zaman, tanrlatrma ta-
mamlanmtr. Manta uygun olarak, Rousseau'nun hcllerinden
karabiliriz bunu. nsan doutan iyiyse, doa onda usla zdelei-
yorsa, usun stnln de dile getirir, y l e y s e , bundan byle kara-
rndan dnemez artk. Genel istem her eyden nce evrensel usun an-
latmdr, bu anlatm da kesindir. Yeni Tanr domutur.
te bunun iin Toplumsal szleme'de en sk karlatmz
szckler "salt", "kutsal", "dokunulmaz" szckleridir. Bylece ta-
nmlanan, yasas da kutsal buyruk olan siyasal yap, zamansal Hristi-
yanln gizemsel yapsnn ikinci derecede bir rnnden baka bir
ey deildir, t e yandan, Toplumsal szleme yurttalk dininin be-
timlenmesiyle biter, Rousseau'yu yalnz muhalefete deil, bamsz-
la da yer vermeyen ada toplumlarn ncs yapar. Gerekten
de, yeni alarda yurttalk inancn ilk olarak Rousseau kurar. lk
olarak, uygar bir toplumda lm cezasn ve sultann sultanlna uy-
ruun kesin boyun eiini dorular. "nsann katil olunca lmeye ra-
z olmas, bir katilin kurban olmamak iindir". Tuhaf, ama sultan
buyurunca lmek, gerekince ona kendi zararna hak vermek gerekti-
ini salam temellere oturtan bir dorulama. Saint-Just'n tutuklan-
d dakikadan daraacna gittii dakikaya kadar susuunu bu gizem-
ci kavram aklar. Uygun biimde gelitirilirse, Stalin ann dava-

(1) Her lk ruhbilime kar kurulur.


larmn cokulu sanklar da bu kavramla aklanr.
Kurbanlar da, ilecileri de, ermileri de eksik olmayan bir di-
nin afandayz ite. Bu kutsal kitabn kazand etkiyi yarglayabil-
mek iin, 1789 bildirilerinin esinli havas konusunda bir bilgi edin-
mek gerekir. Bastille'de ortaya karlan kemik ynlar nnde,
Fauchet yle haykrr: "Tanrsal esin gn geldi. Fransz zgrl-
nn sesiyle kemikler ayaa kalktlar; bask ve lm yzyllarna kar
tanklk ediyor, insan yaratlnn ve uluslarn yaamnn yeniden
canlann mutuluyorlar". Sonra kehanete balar: "alarn orta-
sna ulatk. Zorbalar olgunlat". Hayran ve cmert inan dakikas-
dr bu, hayranlk verici halkn Versailles'da daraacn devirip tekme-
ledii dakikadr 1 . Daraalar dinin ve adaletsizliin sunaklar gibi
grnr. Yeni inan hogremez onlar. Ama bir an gelir, inan ken-
di sunaklarn ykseltir, kaytsz artsz sayg ister. Daraalar yeni-
den belirir o zaman,, sunaklara, zgrle, yeminlere ve Us enlikle-
rine karr, yeni inancn yinleri kan iinde kutsanr. Ne olursa ol-
sun, 1789'un "kutlu insanlnn" 1 , "efendimiz insan trnn"2 sal-
tanatnn baladn belirtebilmek iin, dm hkmdarn yokol-
mas gerekir ilkin. Papaz kraln ldrlmesi, bugn hl srmekte olan
yeni a berkitecektir.

Kraln idam

Saint-Just, Rousseau'nun dncelerini tarihe sokar. Kraln du-


rumasnda, kantlamasnn z kraln dokunulmaz olmadn ve bir
mahkemede deil, mecliste yarglanmas gerektiini sylemektir. Ka-
ntlarna gelince, bunlar Rousseau'ya borludur. Bir mahkeme, kral
ile hkmdar arasnda yarglk edemez. Genel istem allm yarg-
lar nnde dile getirilemez. Her eyin stndedir o. Demek ki, bu is-

(1) 1905'te, Rusya'da da ayn ak grrz: Saint-Petersbourg sovyeti lm ce-


zasnn kaldrlmas iin pankartlarla geit yapar, 1917'de de yle.

(1) Vergniaud.

(2) Anacharsis Cloots.


temin dokunulmazl ve aknl kesinlenmitir. Buna karlk, du-
rumann ana konusunun kraln kiilii olduu bilinir. O zaman, tan-
rsal iyilikle adalet arasndaki arpma en kkrtc aklamay, kra-
ln lmne kadar, iki aknlk kavramnn kar karya geldii 1793'
te bulur. Bununla birlikte, Saint-Just gze alnan eyin bykln
de o k iyi grr: "Kral yarglayacak anlay, Cumhuriyeti kuracak
anlayn ta kendisidir."
Bylece Saint-Just'n nl sylevi tmyle dinsel bir inceleme
havas tar. "Aramzda yabanc olan Louis", ite sulayc delikanl-
nn sav. Doal ya da uygar herhangi bir szleme kral ile halkn h-
l birbirine balayabilseydi, karlkl zorunluk bulunacakt; halkn
istemi salt yargy vermek zere salt yarg durumuna gelemeyecekti.
yleyse halk ile kral hibir ilikinin birbirine balamadn kantla-
maktr sorun. Halkn kendi bana lmsz gerek olduunu ortaya
koyabilmek iin, kralln da kendi bana lmsz cinayet olduunu
gstermek gerekir. Bylece her kraln bir ayaklanm ya da bir kap-
ka olduunu bir belit olarak ne srer Saint-Just. Halka kar ayak-
lanm, onun salt egemenliini elinden almtr. Monari, kral deil-
, dir, "cinayet"tir. Bir cinayet deil, ksaca cinayettir, yani salt ktye
i kullanmadr, der Saint-Just. Saint-Just'n o k geni bir anlama eki-
len sznn kesin, ayn zamanda da ar anlamdr b u 1 : "Hi kimse
susuz olarak krallk edemez. Her kral suludur ve bir insan kral ol-
, mak istediyse, lme adanm demektir. Saint-Just daha sonra halkn
sultanlnn "kutsal ey" olduunu kantlad zaman da tamam ta-
mamna ayn eyi syler. Yurttalar aralarnda dokunulmaz ve kut-
saldrlar, ancak ortak istemin anlatm olan yasa ile zorlanabilirler.
Louis bu zel dokunulmazlktan ve yasann yardmndan yararlana-
maz, nk szlemenin dnda yer alr. Srf varlyla bile bu en
gl isteme saldrma durumunda olduundan, genel istemin para-
s deildir. "Yurtta" deildir, yurttalksa yeni tanrsalla katlma-
nn tek yoludur. "Bir Franszn yannda bir kral nedir ki?" Yarglan-
maldr yleyse, yalnz bunun iin yarglanmaldr.

(1) Hi deilse zamanndan n c e belirmiti. Saint-Just bu sz syledii zaman


kendisi iin de konutuunu bilmez daha.
Ama bu istemi kim yorumlayacak, yargy kim bildirecektir?
Kaynaklar dolaysyla bu istemin bir yetkisini elinde bulunduran,
esinli "din bilginleri kurulu" olarak bu yeni tanrsalla katlan mec-
lis. Daha sonra yarg halka onaylatlacak mdr? Mecliste kralclarn
abasnn en sonunda bu noktaya yneldii bilinir. Bylece kraln
yaam halkn iten tutkularna, acma duygularna braklmak ze-
re burjuva hukukularn elinden alnabilirdi. Ama Saint-Just bura-
da da mantn son noktasna gtrr ve Rousseau'nun kard kar-
tlktan* genel istem ile herkesin istemi arasndaki kartlktan yarar-
lanr. Herkes balasa bile, genel istem balayamaz. Halk bile sile-
mez zorbaln cinayetini. Hukukta davac, ikayetini geri alamaz m?
Ama hukuk alannda deil, dinbilim alanmdayz. Kraln suu ayn
zamanda en yce dzene kar ilenmi bir gnahtr da. Bir su ile-
nir, sonra balanr, cezalandrlr ya da unutulur. Ama krallk suu
sreklidir, kraln kendisine, varlna baldr. sa da sulular ba-
layabilse bile, yalanc tanrlar balayamaz. Ya y o k olmalar, ya
yenmeleri gerekir. Halk bugn balarsa, yarn el dememi olarak
yeniden bulacaktr suu, sulu zindanlarn sessizlii iinde uyua bi-
le. yleyse bir tek yol vardr: "Kral ldrerek halkn ldrlmesinin
cn almak".

Saint-Just'n sylevinin tek erei, kral iin daraacna giden yol-


dan baka btn yollar bir bir kapatmaktr. Gerekten de, Toplum-
sal szleme'nin nclleri benimsenince, bu rnek mantk bakmn-
dan kanlmaz bir eydir. Ondan sonra, "krallar le kaacaklar ve
doa yeniden haklarna kavuacaktr". Convention lmllktan yana
oy kullansa da, X V I . Louis'yi yargladn ya da bir gvenlik nlemi
kesinlikle karara balamadn sylese de bouna, yleyse kendi il-
keleri nnde geriliyor, sarsc bir ikiyzllkle, yeni saltl kur-
maktan baka bir ey olmayan gerek abasn gizlemeye alyor-
du. Jacques R o u x , kral sonuncu Louis diye adlandrmakla gnn ger-
ei iindeydi, bylece ekonomi dzeyinde tamamlanm olan ger-
e k deyrimin, felsefe dzeyinde de gerekleme durumunda bulun-
duunu ve tanrlarn gecesi olduunu belirtmi oluyordu. Tanrsal
ynetim 1789'da ilkesinde saldrya urad, 1793'te ise kendisini ci-
simlendiren varlkta ldrld. Brissot: "Devrimimizin en salam an-
t felsefedir", demekte hakldr 1 .
21 Ocak, papaz-kraln ldrlmesiyle, anlaml bir dille X V I .
Louis'nin acs diye adlandrlan 1 serveni tamamlar. Zayf ve iyi y-
rekli bir insann herkesin nnde ldrlmesini tarihimizin byk bir
dnm noktas diye adlandrmak tiksindirici bir aykrlktr elbette.
Bir doruu belirtmez bu daraac, bundan o k uzaktr. Ama, hi de-
ilse, nedenleri ve sonularyla, kraln yarglanmas ada tarihimi-
zin dm noktasdr. Bu tarihin kutsallktan syrlmasn ve Hristi-
yan tanrnn yeryzndeki bedeninden ayrlmasn simgeler. Tanr
krallar yoluyla tarihe karyordu imdiye kadar. Ama tarihsel tem-
silcisi ldrlnce, artk kral y o k demektir, yleyse ilkeler gne
srlm bir Tanr grntsnden baka bir ey kalmamtr 2 .
Devrimciler ncil'e bal olduklarn syleyebilirler. Gerekte,
korkun bir yumruk indirirler Hristiyanla, o kadar ki, bu yumruk-
tan sonra hl belini dorultamamtr. Bilindii gibi, arkasndan r-
pnmal intiharlar, delirmeler balayan idam, bilinli olarak yaplm-
a benziyor. XVI. Louis, inancna ters den btn yasa tasarlarn
dzenli olarak yadsm olmakla birlikte, tanrsal hak konusunda baz
baz kukuya kaplm gibidir. Ama kukuya kapld ya da kendi-
sini bekleyen yazgy anlad dakikadan sonra, kendi varlna yap-
lan saldrnn rpermi insan etine deil, kral-lsa'ya, onu cisimlendi-
rene yneldii sylensin diye, tanrsal greviyle zdeleir sanki,
szleri de bunu gsterir. Temple'da baucu kitab Imitation'dur3.
Orta duyarlkta bu adamn son dakikalarnda gsterdii yumuaklk,
kusursuzluk, d dnyayla ilgili eyler konusundaki umursamaz sz-
leri, sonra, sesini duyulmaz eden o korkun davul sesleri karsnda,
sesini duyurabileceini umduu bu halktan ylesine uzakta, ssz
daraac zerindeki ksack baygnl, lenin Capet deil, tanrsal

(1) La Vendee, dinsel sava onu hakl karr.

(1) Bylece Louis'nin "acs" sa'nn acsna benzetilmektedir. (eviren.)

( 2 ) Kant'n, Jacobi'ninve Fichte'nin tanrs olacaktr bu.

(3) Imitation de Jesus-Christ, X V . yzylda yazlm, o k nl bir din kitab.


Bu kitapta, kiinin yaamnda sa'ya (oul Tanr'ya) zenmesi, zellikle
onun gibi yaln ve ar bir yaam srmesi tlenir. (eviren.)
hak tayan Louis, onunla birlikte de, bir bakma, zamansal Hristi-
yanlk olduunu gsterir. Gnah karc, ac tanrs ile "benzerli-
ini" anmsatarak, gsterdii gszlkte destekler onu. O zaman
XVI. Louis bu tanrnn szlerini yineleyerek toplar kendini: "Zehiri
sonuna kadar ieceim", der. Sonra, titreye titreye, kendini celladn
iren ellerine brakr.

Erdem dini

Ama bylece eski hkmdar idam eden din, imdi yenisinin


gcn kurmak zorundadr; kiliseyi kapatr, bylece bir tapnak kur-
ma denemesine ynelir. Bir an XVI. Louis'nin papaznn stne s-
rayan tanr kan, yeni bir vaftizi haber verir. Joseph de Maistre, Dev-
rim'i eytanslkla niteliyordu. Neden ve ne anlamd eytans oldu-
u grlyor. Ama Michelet ona bir araf demekle geree daha o k
yaklayordu. Yeni bir k, yeni bir mutluluk bulmak iin, gerek
tanrnn yzn grmek iin, bir a kr krne dalar bu tnele. Ama
bu yeni Tanr ne olacaktr? Bunu da Saint-Just'ten soralm gene.
1789, insann tanrln kesinlemez daha, istemi doann ve
usun istemiyle birletii oranda, halkn tanrln kesinler. Genel is-
tem zgrce dile gelirse, ancak usun evrensel anlatm olabilir. Halk
zgrse, yanlamaz. Kral lp de eski zorbaln zincirleri atldktan
sonra, halk her yerde, her ada doru olan, doru olaca syle-
yecektir artk. Dnyann lmsz dzeninin neyi gerektirdiini -
renmek iin bavurulmas gereken khindir halk, Vox populi, vox
naturae1. lmsz ilkeler ynetir davranmz: Gerek, Adalet, bir
de Us. Yeni tanr budur. Gen kz topluluklarnn Us'u kutlayarak
secde etmeye geldikleri yce Varlk, birdenbire dnya ile btn bala-
rn kopararak bir balon gibi byk ilkeler gne gnderilmi, cismin-
den edilmi, eski tanrdan baka bir ey deildir. Temsilcilerinden,
her trl aracsndan yoksun kalm filozoflar, avukatlar tanrs an-
cak bir kant deeri tar. ok zayftr gerekten. Hogrr olmay

(1) Latince, "Halkn sesi, doann sesi". (eviren.)


salk veren Rousseau'nun tanrszlar lmle cezalandrmak gerektii-
ne inanmasnn nedeni imdi daha iyi anlalyor. Uzun zaman bir
nermeye tapmak iin inan yetmez, bir polis basks da gerekir. Ama
bu ilerde olacakt. 1793'te yeni inan sapasalamd daha, Saint-Just'e
gre, Usa uygun ynetim iin yeterliydi. Ynetme sanat yalnz cana-
varlar ortaya karmtr ona gre, nk, kendisine kadar, doaya g-
re ynetmek isteyen olmamtr. iddet ayla birlikte canavarlar
a da sona ermitir, "insan yrei doadan iddete, iddetten de
ahlaka doru yrr", yleyse ahlak yzlerce yllk bozulmadan son-
ra yeniden bulunmu doadan baka bir ey deildir, insana "doa-
ya ve gnlne gre" yasalar verilsin, yeter, mutsuz ve ahlaksz olmak-
tan kacaktr. Yeni yasalarn temeli olan evrensel oylama, ister iste-
mez evrensel ahlak getirecektir. "yilie doru evrensel bir gidi sa-
layacak bir dzen yaratmaktr ereimiz".
Us dini doal olarak yasalar cumhuriyetini getirir. Genel istem
kendi temsilcilerince kurallara balanm yasalarda dile gelir. "Halk
devrimi yapar, yasa koyucu da cumhuriyeti". Yasalara uyan herkes,
kendinden bakasna uymadna gre, "insan saldrlarndan uzak,
lmsz, duygusuz" yasalar, evrensel ve elikisiz bir uygunluk iin-
de ynetecektir herkesin yaamn. "Yasalarn dnda, her ey ksr
ve ldr", der Saint-Just. Biimsel ve yasac Roma cumhuriyetidir
bu. Saint-Just'le adalarnn Roma ilkana tutkuyla ballklar
bilinir. Reims'te, pancurlar kapal, ak gzyalaryla ssl, kara du-
var kaplamal bir odada saatler geiren delikanl, sparta cumhuriye-
tinin dne dalyordu. Organt'n, bu uzun ve dzensiz iirin yazar,
buna oranl olarak sadelik ve erdem gereksin imiyle yanp tutuuyor-
du. Saint-Just, kurumlarnda ocua on alt yana kadar et vermek
istemiyor, sebzeyle beslenen bir devrimci ulus d kuruyordu. " R o -
mallardan beri dnya b o m b o ! " diye haykryordu. Ama kahraman-
lk alar yaknd, Caton, Brutus, Scaevola yeniden doabilirdi. La-
tin ahlaklarnn sz sanat yeniden iekleniyordu. "Kusur, erdem
dknlk", an sylevlerinde durmadan yilenenen terimlerdir, he-
le Saint-Just'n sylevlerinde durmamacasna belirir, durmamacasna
arlatrrlar onlar. Nedeni basittir bunun. Montesquieu de sezmiti,
bu gzel yap erdemsiz edemezdi. Fransz devrimi, tarihi salt bir ar-
lk ilkesi stne kuracan ileri srerken, biimsel ahlak ayla bir-
likte aar yeni alar.
Erdem nedir gerekten? O zamann burjuva filozofuna gre,
doaya uyarlk 1 , politikada ise genel istemi dile getiren yasaya uyar-
lktr. "Ahlak zorba hkmdarlardan daha gldr", der Saint-Just.
Gerekten de yle: XVI. Louis'yi ldrmtr, yleyse yasaya uy-
mazln her trls bu yasann kusurluluundan gelmemektir, kusur-
luluk olanakszdr, yasaya kar gelen yurttan erdem yokluunun
rndr uymazlk. Bunun iin, Saint-Just'n syledii gibi, cumhu-
riyet yalnzca senato deildir, erdemdir de. Her ahlak bozukluu ay-
n zamanda siyasal bir bozulma, her siyasal bozulma da ayn zaman-
da bir ahlak bozulmasdr. O zaman, retinin kendisinden gelen, son-
suz bir bask ilkesi yerleir. Saint-Just evrensel sevgi isterken itendi
kukusuz. Bir ileciler cumhuriyetinin, nceden renkli bir atk ve
ak bir tula ssledii bilge ihtiyarlarn bekilii altnda, en sonunda
barm, ilk susuzluun ar oyunlaryla babaa braklm bir in-
sanlk dn gerekten kurmutu. Saint-Just'n daha devrimin ba-
langcnda, Robespierre'le ayn zamanda, lm cezasna kar oldu-
unu bildirdii de bilinir. Katillerin mrleri boyunca karalar giyme-
lerini istiyordu yalnzca. "San sulu bulmaya deil, zayf bulma-
ya" alan bir adalet istiyordu, bu da hayranlk verici bir eydi. Ci-
nayet aac sert bile olsa, kknn yumuak olduunu kabul edecek
bir balama cumhuriyeti d de kuruyordu. Hi deilse bir hayk-
r yrekten gelir ve unutulmaz: "Halka ac ektirmek korkun bir
ey". Evet, korkuntur. Ama bunu duyan bir yrek, bir gn olur,
halkn ac ekmesini gerektiren ilkelere de boyun eebilir.
Ahlak, biimsel olunca, kemirir adam. Saint-Just' aklamak
gerekirse, hi kimse susuzca erdemli deildir. Yasalarn dirlik-dzen-
lii srdrtmedikleri, ilkelerin yaratmas gereken birliin paraland-
andan sonra, kim suludur? Fesatlar. Kimdir fesatlar? Gerekli
birlii eylemleriyle yadsyanlar. Fesatlk, hkmdar, yani halk b-
ler. yleyse kutsala saldrcdr, suludur. Onunla savamak gerekir,
yalnz onunla. Ama fesat birlikleri oksa? Hepsi de amanszca ezile-
cektir. Saint-Just haykrabilir artk: "Ya erdem, ya yldn", zgrl

(1) Ama, Bernardi de Saint-Pierre'de grld gibi, doann kendisi de n c e -


den kurulmu bir erdeme uygundur. D o a da soyut bir ilkedir.
salama balamak gerekmektedir, o zaman Convention'un anayasa
tasars lm cezasna da yer verir. Salt erdem olanakszdr, balama
cumhuriyeti, amaz bir mantkla giyotinler cumhuriyetine gtrr.
Montesquieu, iktidar ktye kullanmann yasalarca ngrlmedii
zaman daha byk olduunu sylemekle, bu mant toplumlarn ge-
rileme nedenlerinden biri olarak gstermiti. Saint-Just'n ar yasas
ise, bu dnya kadar eski gerei, yasann, z dolaysyla inenme-
ye adanm olduu gereini hesaba katmamt.

Yldn

Sade'n ada olan Saint-Just, onunkilerden farkl ilkelerden


yola kmakla birlikte, sonunda cinayeti dorular. Saint-Just, Sade'n
kartdr kukusuz. Markinin tanm: "Ya zindanlar an, ya da er-
deminizi kantlayn", olabilirse, Convention'cununki: "Ya erdeminizi
kantlayn, ya da zindanlara girin", olur. Ama her ikisi de bir yldr-
cl yasaya uydurur, yalnz bu yldrclk haz dknnde bireysel,
erdem rahibinde ise devletseldir. Gerekli mantk uygulannca, salt iyi-
* lik de, salt ktlk de ayn kzgnl ister. Elbette, Saint-Just'n du-
rumu biraz bulanktr. 1792'de Vilain d'Aubigny'ye yazd mektup-
ta, lgnca bir ey vardr. Zulme uram zalimin bu inan bildirisi
esrimeli bir almayla sona erer: "Brutus tekileri ldrmezse, kendi
kendini ldrecektir", yle inat bir biimde arbal, ylesine is-
temle souk, mantkl, amaz kii, btn dengesizlikleri, btn dzen-
sizlikleri usumuza getirir. Son iki yzyln tarihini ylesine can skc
bir korku roman biimine sokan ask suratll Saint-Just karm-
tr. "Hkmetin banda aka eden kii zorbala ynelir", der. O za-
manlar zorbalk sulamasnn neyle dendii dnlrse, artc bir
zdeyitir bu, her eyden nce de zppe Sezar'lar an hazrlayan
bir zdeyitir. Saint-Just rnei verir; sesi bile kesindir. Bu keskin
dorulamalar alayan, bu belitimsi, bu hikmetimsi deyi, aslna en
uygun portrelerden daha iyi gsterir onu. Hikmetler ulusun bilgelii-
nin ta kendisiymiler gibi uuldar, bilimi yapan tanmlar ak ve so-
uk buyruklar gibi kovalar birbirini. "lkeler ll, yasalar sarslmaz,
cezalar dnsz olmaldr". Giyotin deyiidir bu.
Bununla birlikte, bylesine bir mantk katlamas, derin bir tut-
kunun varln ortaya koyar. Baka yerlerde olduu gibi, burada da
birlik tutkusunu buluruz. Her bakaldrma bir birlii varsayar, 1789
bakaldrmas da yurdun birliini ister. En sonunda yasalara uyan
trelerin insann susuzluunu, yaratln usla zdeliini ortaya
karacak lk kentin dn kurar Saint-Just. Fesatlar bu d
kstekleyecek olurlarsa, tutku da mantn arla gtrecektir.
Fesatlar bulunduuna gre, belki de ilkelerin haksz olduu d-
nlmeyecektir o zaman. lkeler dokunulmaz kaldklarna gre, fesat-
lar sulu olacaklardr. "Herkesin ahlaka, aristokratlarn da yldr-
ya dnme gndr". Ama tek fesatlar aristokrat fesatlar deildir,
cumhuriyetileri de, Legislative'in ve Convention'un eylemini eleti-
renleri de hesaba katmak gerekir. Birlii tehlikeye drdklerine g-
re, bunlar da suludur. Saint-Just, yirminci yzyln zorba ynetimle-
rinin byk ilkesini bildirir o zaman: "Yurtsever, cumhuriyeti tmy-
le destekleyendir; onun ayrntlaryla savaan herkes haindir". Kim
eletirirse haindir, kim cumhuriyeti aka desteklemezse kukulu
kiidir. Us da, bireylerin zgr konumalar da birlii retiye uygun
olarak kurmay baaramaynca, yabanc eleri koparp atmakta ka-
rar klmak gerekir. Satr mantk yrtc olur bylece, rtmektir
ii. "Mahkemenin lmle cezalandrd bir dzenbaz, daraac kar-
snda direnmek istedii iin bask karsnda direndiini syler!"
"Kendisine gelinene kadar, daraac basknn en ak simgelerden
biri olduuna gre, Saint-Just'n bu kzgnlna akl erdirmek zor-
dur. Ama bu mantkl sayklama iinde, bu erdem ahlaknn sonun-
da, daraac zgrlktr. Ussal birlii, kentin uyumunu salar. En
uygun deyimiyle, cumhuriyeti "ayklar", genel isteme, evrensel usa
kar kan kusurlar bir bir atar. Marat, bambaka bir deyile: "n-
sanseverliimi yadsmak istiyorlar, diye haykrr. Ne byk haksz-
lk! ok sayda kelle kurtarmak iin az sayda kelle uurtmak iste-
diimi grmeyen var m?" Az bir say, bir fesatlar topluluu mu?
Hi kukusuz. Her tarihsel eylemin bedeli budur. Ama Marat, son
hesaplarn yaparak, iki yz yetmi bin kelle istiyordu, t e yan-
dan: "Kzgn demirle damgalayn bunlar, parmaklarn kesin, dille-
rini yarn!" diye ulumakla ilemin iyi edici yanma glge dryor-
du. Bylece, insansever kii, gece-gndz, dnyann en tekdze sz-
ckleriyle, yaratmak ii ldrmek zorunluu zerine yaz yazyor-
du. Cellatlar, insanseverliin ince bir rnei olarak aristokratlarm-
zn boazlann gstermek zere, hapishanelerimizin avlularna, er-
kekler sada, kadnlar solda olmak zere, seyirciler iin kanapeler
yerletirirken, o eyll gecelerinde, mahzeninin dibinde, bir mum -
nda, hl yazyordu.
Bir Saint-Just'n yce kiiliini, bir saniye bile olsa hznl
Marat'yla, Michelet'nin doru olarak syledii gibi Rousseau'nun
maymunuyla kartrmayalm. Ama Saint-Just'n dram, baz baz,
stn nedenler urunda, daha derin bir zorunlukla, Marat azyla ko-
numu olmasdr. Fesatlar fesatlara, aznlklar aznlklara ekle-
nince, daraacnn herkes yararna iledii bir kesinlik olmaktan -
kar. Saint-Just, erdem iin ilediine gre, genel istem iin iledii-
ni dorulayacaktr, hem de sonuna kadar. "Bizim devrimimiz gibi
bir devrim, bir dava deil, ktler zerinde bir gkgrltsdr". yi-
lik yldrmla arpar, susuzluk bir imek, hem de cezalandrc bir
imek olur. Bundan yararlananlar, evet, herkesten nce onlar, kar-
-devrimcilerdir. Mutluluk dncesinin Avrupa'da yeni olduunu
sylemi olan Saint-Just {dorusunu sylemek gerekirse, tarihi Bru-
tus'ta durduran Saint-Just iin yeniydi bu dnce), bazlarnn "mut-
luluk konusunda iren bir dnceleri bulunduunu, onu hazla ka-
rtrdklarn" grr. Onlarn da hesabn grmek gerekir. En sonun-
da, ne ounluk sz konusudur, ne aznlk. Evrensel susuzluun her
zaman gz dikilen, yitirilmi cenneti uzaklar; Saint-Just, i sava ve
ulusal sava lklaryla dolan, mutsuz yeryznde, kendi kendisine
ve ilkelerine kar kar, yurt tehlikede olunca herkesin sulu oldu-
unu buyurur. Dardaki fesatlar zerine dizi dizi raporlar, 22
prairial1 yasas, polis zorunluu konusunda 15 Nisan 1794 sylevi,
bu dnn evrelerini belirtir. Bunca ycelikle, yeryznn herhan-
gi bir yerinde bir efendi ve bir kle kald srece silahlar brakmay
ve keyfe gre ynetimi kabul edecek olan adamdan bakas deildir.
Robespierre'i savunmak iin yapt konumada, n ve lmden son-
ra yaamay yadsr, soyut bir esirgeyiciye dayanr yalnzca. Bylelik-
le, bir din durumuna kard erdemin tarihten ve imdiki zamandan

(1) Fransz devriminde karlan takvimin dokuzuncu ay. (eviren.)


baka dl bulunmadn, ne pahasna olursa olsun, kendi saltana-
tn kurmas gerektiini kabul ediyordu. "Zalim ve kt" olan ve ken-
di deyimiyle, "kuralsz olunca, baskya ynelen" iktidar sevmiyordu.
Ama kural erdemdi ve halktan geliyordu. Halk geveyince, kural bu-
lanklar, bask byrd. Halk suluydu o zaman, ilkesi ar olmas
gereken iktidar deil. Bylesine ar, bylesine kanl bir eliki, ses-
sizlik ve lm iinde, daha ar bir mantn, daha ar ilkelerin be-
nimsenmesiyle zlebilirdi ancak. Saint-Just, hi deilse bu gereklik
dzeyinde kald. Bykln de, yle byk bir cokunlukla szn
ettii, yzyllar ve gkler iinde bamsz yaam da burada bulacakt
sonunda.
Gerekten de, yeryznde devrimler yapanlarn, "bunu iyi ya-
panlarn", ancak mezarda uyuyabileceklerini sylerken, kendini dev-
rime tmyle vermesi gerektiini oktan sezmiti. lkelerinin, utkuya
ermek iin, erdemde ve halknn mutluluunda en yksek noktalarna
ulamalar gerektiine inanmt, belki olanaksz istediini sezince de,
bu halktan umudunu kestii gn kendini hanerleyeceini sylemi,
dn yolunu nceden kapamt. Yldrdan da kuku duyduuna
gre, ite umutsuzlua dmektedir. "Devrim dondu, btn ilkeler
clzlat; hilebazln kafasna geirdii krmz balklar kald kala
kala. Keskin ikilerin dama krlettikleri gibi, yldrnn uygulan
da suu krletti". Erdem bile "kargaa zamanlarnda cinayetle birle-
ir". Btn sularn en byk sutan, zorba ynetimden geldiini
sylemiti, ama, suun tkenmez inad karsnda, devrim de zorba-
la doru kouyor, canileiyordu. yleyse su nlenemez, fesat-
lar da, o iren haz dknl de nlenemez; bu halktan umudu ke-
serek onu boyunduruk altna almak gerekir. Ama susuzca ynetme-
ye de olanak yoktur, yleyse ya ktln acsn ekmek, ya ona
hizmet etmek; ya ilkelerin haksz olduunu, ya da halkn ve insanlarn
sulu olduklarn kabul etmek gerekmektedir. Saint-Just'n gizlemli
ve gzel yz baka yana dner o zaman: "inde ktln su orta-
ya da dilsiz tan olunmas gereken bir yaam brakmak pek de
zor bir ey olmayacaktr". Bakalarn ldremeyince kendi kendini
ldrecek olan Brutus, bakalarn ldrmekle balar ie. Ama ba-
kalar gereinden fazladr, hepsini ldremez. lmelidir o zaman. By-
lece, bakaldrmann, lsz olunca, bakalarnn yokedilmesinden
kendi kendini yoketmeye doru gittiini bir kez de o kantlar. Hi
deilse bu i kolaydr; bir kez daha, mant sonuna kadar izlemek
yeter, lmnden az nce, Robespierre'i savunmak iin yapt ko-
numada, Saint-Just kendisini giyotine gtrecek olan ilkenin ta ken-
disi olan byk eylem ilkesini yeniden kesinler: "Hibir fesat toplu-
luundan deilim, hepsiyle savaacam". Bylece, hem de nceden,
genel karar, yani meclisin kararn kabul ediyordu. Meclisin kans
ancak bir fesat topluluunun banazl ve sz sanat ile kazanla-
bileceine gre, o her trl geree kar, ilkelere duyduu akla,
lme doru yrmeye boyun eiyordu, y l e ya! ilkeler zayf d-
t m, insanlarn onlar, onlarla birlikte de inanlarn kurtarabilme-
leri iin bir tek yol kalr, bu da onlar iin lmektir. Temmuz Paris'i-
nin boucu scanda, gerei ve yeryzn aka yadsyarak, can-
n ilkelerin kararna braktn syler Saint-Just. Bundan sonra, bir
baka gerei yle bir sezinler gibi olur, Billaud-Varenne'le Collot
d'Herbois konusunda ll bir sulamayla bitirir szlerini. "Kendi-
lerini temize karmalarn ve daha bilge olmamz istiyorum". Bi-
e m ve giyotin bir an askda braklmtr burda. Ama erdem, fazla gu-
rurlu olduundan, bilgelik deildir. Bu gzel, bu ahlak gibi souk ba-
n zerine inecektir giyotin. Mecliste mahkm edildii andan, ense-
sini satra uzatt ana kadar, Saint-Just susar. Bu uzun sessizlik lm-
den daha nemlidir. Tahtlarn evresinde sessizliin egemen olmasn-
dan yaknm, bunun iin de bunca o k , bunca gzel konumak iste-
miti. Ama, en sonunda, hem zorbal, hem de ar Us'a uymayan bir
halkn gizlemini horgrerek kendisi de sessizlie dner. lkeleri varola-
na uyamaz, nesneler de olmas gerekenler deildir; ilkeler yalnzdr
yleyse, dilsiz ve deimez. Kendini onlara brakmak lmektir ger-
ekte, hem de akn tersi olan, olanaksz bir aktan lmektir. Saint-
Just, Saint-Just'le birlikte de yeni bir din umudu lr.

"Btn talar zgrlk ant iin yontulmutur, diyordu Saint-


Just, ayn talarla ona bir tapnak da,bir mezar da yapabilirsiniz".
Napoleon Bonaparte'm kapatt mezarn ykselmesine Toplumsal
szleme'nin ilkeleri y n vermiti. Saduyudan yoksun olmayan
Rousseau, Sz/eme'deki toplumun ancak tanrlara yaratn iyi
grmt. Ardndan gelenler szlerini hemen benimsediler ve insann
tanrln temellendirmeye altlar. Eski ynetimde sava yasas-
nn, yrtc yasann simgesi olan krmz bayrak, 10 Austos 1792'de
devrimin simgesi olur. Jaures yle aklar bu anlaml yer deitirme-
1 yi: "Hukuk halktr, yani biziz... Bakaldrmlar deiliz biz. Bakal-
drmalar Tuileries'dedir". Ama byle kolayca tanr olunmaz. Eski
tanrlar bile ilk vuruta lmezler. Tanrsal ilkelerin defterini on doku-
zuncu yzyl devrimleri kapatacaktr. Paris, kral halkn yasasna uy-
durmak, bir ilke yetkisini yeniden kurmasn nlemek iin ayaklanr
o zaman. 1830 ayaklanmlarnn Tuileries salonlarnda srkledikle-
ri bu cesetin baka anlam yoktur. Kral bu ada hl sayg gren bir
grevli olabilir, ama yetkisi halktan gelmektedir imdi, kural da
Chartre'dr. Majeste deildir artk. Fransa'da eski ynetim kesinlikle
silinir o zaman, 1848'den sonra da yenisinin salamlamas gerekir.
Bylece, 1914 ylna kadar on dokuzuncu yzyl tarihi eski yneti-
min krallklarna kar halk egemenliklerinin yeniden kuruluu ile
ulusuluk ilkelerinin tarihi olur. Bu ilke 1919'da baarya ular.
1919'da Avrupa'da eski ynetimin btn salt ynetimlerinin k-
t grlr1. Her yanda, hukuk ve mantk bakmndan, egemen kra-
ln yerini ulusun egemenlii alr. Ancak o zaman belirlenebilecek du-
ruma gelir 89 ilkeleri. Biz yaayanlar, bunlar aklkla yarglayabile-
cek ilk insanlarz.
Jacobin'ler 2 , lmsz ahlak ilkelerini o zamana kadar bu ilke-
lere destek olan eyi ortadan kaldrdklar oranda katlatrdlar. n-
cil'in yaycdar olarak, kardelii Romallarn soyut hukuku zerine
kurmak istediler. Tanr buyruklar yerine, genel istemin anlatm ol-
duuna gre, herkese tannacan sandklar yasay getirdiler. Yasa
doal erdemle dorulanyor, kendisi de onu doruluyordu. Ama bir
tek fesat ortaya kt m, uslamlama yklverir, erdemin soyut kalma-
mak iin dorulanma gereksiniminde olduu grlr. Bylelikle, on
sekizinci yzyln burjuva hukukular, halklarnn Canl ve hakl fe-
tihlerini ilkeleri altnda ezerek, iki ada yoksaycl hazrlamlar-

(1) spanya monarisi saylmazsa. Ama II.Guillaume'un "biz Hohenzollern'le-


rin tacmz yalnz gkten aldmzn ve yalnz ge hesap verebileceimi-
zin belirtisi" diye niteledii Alman mparatorluu k e r .

(2) Fransz ar devrimcileri. (eviren.)


dr: Birey yoksayclyla devlet yoksaycln.
Gerekten de yasa, ancak evrensel usun yasas kald srece ge-
erli kalabilir 3 . Ama hibir zaman byle deildir, insan iyi olmadk-
a yasann doruluu da silinip gider. Bir gn gelir, lkclk ruhbi-
lime arpar. Yasaya uygun iktidar yoktur o zaman. Yasa koyucuyla
ve yeni bir keyfe dayanan istekle birleinceye kadar geliir yasa. Ne-
reye dnmeli o zaman? te pusulay armtr; kesinlii azald m,
her eyi bir su yapncaya kadar belirsizleir. Hep yrrlktedir yasa,
ama deimez snrlardan yoksundur artk. Saint-Just sessiz halk ad-
na yaplacak bu zorbal nceden grmt. "Ustalkl su bir tr
din biimini alr, dolandrclar kutsal kiiler arasna girerler". Ama
bundan kanlamaz. Byk ilkeler temelsizse, yasa geici bir eilim-
den baka bir eyi dile getirmiyorsa, ya bozulmak, ya zorla benimse-
tilmek iin yaplmtr, ister Sade olsun, ister diktatrlk, ister bi-
reysel yldrclk olsun, ister devlet yldrcl, her ikisi de ayn do-
rulama yoksunluuyla dorulanr, her ikisi de, bakaldrmann kk-
lerinden koptuu, her trl somut ahlaktan yoksun kald andan son-
ra, yirminci yzyln sapaca birer yol olarak belirir.
1789'da doan ayaklanma eylemi gene de bununla kalamaz.
Tanr, romantizmin insanlar iin lmedii gibi, Jacobin'ler iin de
bsbtn lmemitir daha. Hl saklarlar Yce Varlk'. Bir bakma,
Us, hl arcdr. nceden varolan bir dzen gerektirir. Ama hi de-
ilse Tanr cisimden syrlm, bir ahlak ilkesinin kuramsal varlna
indirgenmitir. Burjuva snf, btn on dokuzuncu yzyl boyunca,
yalnz bu soyut ilkelere dayanarak egemen olmutur. Yalnz, Saint-
Just kadar onurlu olmadndan, her frsatta kart deerlerden de
yararlanm, bu dayana bir susuzluk kant olarak kullanmtr.
Kkl bozukluu, cesaret krc ikiyzllyle, savunduu ilkeleri
iyice gzden drmtr. Bu bakmdan, sululuu sonsuzdur. Bi-
imsel erdemle birlikte lmsz ilkelerin de kuku konusu olduu,
her trl deerin gzden dt andan sonra, us eyleme geecek, ar-
tk kendi baarsndan baka hibir eye dayanmayacaktr. Varolmu
olan her eyi yadsyp gelecek olan her eyi dorulayarak buyruunu

(3) Hegel, klar felsefesinin insan us-dndan kurtarmak istediini iyi gr-
mtr. Us, us-dmn bld insanlar bir araya getirir.
srdrmek isteyecektir. Fatih olacaktr. Rus komnizmi, her trl bi-
imsel erdemi iddetle yerip her trl stn ilkeyi yadsyarak on do-
kuzuncu yzyln bakaldrma eylemini tamamlar. On dokuzuncu
yzyln kral ldrmelerinin ardndan, yirminci yzyln bakaldrma
mantnn son noktasna kadar giden ve yeryzn insann tanr ola-
ca bir lke yapmak isteyen tanr-ldrcleri gelir. Tarihin saltanat
balar ve gerek bakaldrmasna bal kalmayan insan, yalnzca tari-
hiyle zdeleir, yirminci yzyln her trl ahlak yadsyan insano-
lunun birliini tketici bir su ve sava okluunda arayan yoksay-
c devrimlerine adar kendini. Birlii gerekletirmek zere erdem di-
nini kurmaya alan Fransz devriminin yerini, insan dinini kurmak
zere dnya birliini fethetmeye alan, sac ya da solcu, ama her iki
durumda da pervasz devrimler alacaktr. Bundan sonra, Tanr'nn hak-
k olan her ey Sezar'a verilecektir.
TANRI-LDRCLER

Adalet, us, gerek, devrimci gkte hl parlyordu; bu deimez


yldzlar birer bellik olabilirdi hi deilse. On dokuzuncu yzyln Al-
man dncesi, zellikle de Hegel, baarszlk nedenlerini ortadan kal-
drarak Fransz devriminin eylemini srdrmek istedi 1 . Hegel, Jacobin
ilkelerinin soyutlamalarnda yldrnn nceden yer aldn sezer gibi
oldu. Salt ve soyut zgrlk yldrya gtrrd ona gre; soyut huku-
kun saltanat basknn saltanatyla birleirdi, rnein Auguste'ten
Alexandre Severe'e (l.S. 235) kadar gelen zamann hem en byk hu-
kuk, hem de en amansz zorbalk a olduunu belirtir Hegel. y -
leyse, bu elikiyi amak iin, zgrl gereklilikle uzlatran,biim-
sel olmayan bir ilkeyle canlanan, somut bir toplum istemek gereki-
yordu. Bylece, Alman dncesi, Saint-Just'n ve Rousseau'nun ev-
rensel, ama soyut usu yerine, o kadar yapay olmayan, ama daha bu-
lank kalan bir kavram, evrensel somutu getirdi. Us, o zamana kadar,
kendisine balanan olaylarn yukarsnda kalyordu. Bundan byle
tarihsel olaylarn rmana karmtr, onlar kendisine beden vermek-
te, kendisi de onlar aydnlatmaktadr.
Hegel'in us-dm bile ussallatrd sylenebilir kukusuz. Ama,
ayn zamanda, usa usa-aykr bir titreyi getiriyor, sonular gzleri-
mizin nnde olan bir lszlk sokuyordu. Alman dncesi, a-
nn deimez dncesine kar durulmaz bir devinim soktu birden-
bire. Gerek, us ve adalet birdenbire dnyann oluumunda cisimlei-
verdiler. Ama Alman lkcl, bunlar srekli bir hzlanma iine
atarken, varlklarn devinimleriyle kartryor, bu varln tamamla-
nn tarihsel oluumun sonuna brakyordu, byle bir oluum varsa.

(1) Bir de Hegel'e gre "Almanlarn devrimi" olan R e f o r m e eylemini.


Bu deerler, birer erek olmak zere, bellik olmaktan ktlar. Bu erek-
lere ulama yollarna, yani yaama ve tarihe gelince, nceden varolan
hibir deer onlara nclk edemezdi. Tam tersine, Hegel kantlama-
snn byk bir blmn allm ahlak bilincinin, adalete ve gere-
e (bu deerler varlklarn dnyann dnda srdryormu gibi)
uyan bilincin, en deerlilerin gereklemesini zorlatrmaktan baka
bir ie yaramadn gstermeye ayrr. Demek ki, eylemin kural ey-
lemin kendisi olmutur, bu eylem de son klanma gerekleinceye
kadar karanlklarda srecektir. Byle bir romantizmin kendine ba-
lad us, sarslmaz bir tutkudan baka bir ey olamaz.
Erekler ayn kalmtr, tutku bymtr yalnz; dnce g
kayna, us ise oluum ve fetih olmutur. Eylem, ilkelere deil, so-
nulara gre bir hesaptan baka bir ey deildir artk. Bylelikle, s-
rekli bir devinimle bir olur. Ayn biimde, on dokuzuncu yzylda
btn bilim kollar, on sekizinci yzyl dncesini niteleyen dei-
mezlik ve snflandrmaya srt evirmitir. Linne'nin yerini Darwin
ald gibi, usun uyumlu ve ksr kurucularnn yerini de srekli eyti-
im filozoflar almtr. nsann deimez bir yaradl bulunmad,
tamamlanm bir yaratk deil, biraz da kendisinin yarataca bir se-
rven olduu dncesi bu andan sonra balar (Fransz devrim anla-
ynda da bir dereceye kadar karmza kan ilka grne tmy-
le aykr bir dncedir bu). Napoleon ile Napoleon'cu filozof He-
gel'le, etkenlik alar balar. Napoleon'a kadar, insanlar evrende
uzam bulmulard, Napoleon'dan sonra, dnyann zamann ve gele-
cei bulacaklardr. Bakaldrma anlay derinden derine deiecek-
tir bu yzden.
Ne olursa olsun, bakaldrma anlaynn bu yeni aamasnda
Hegel'in yaptyla karlamak artcdr. Gerekten de, btn ya-
pt dnce ayrlndan gelen rpertiyi yanstr bir anlamda: Uzla-
ma dncesi olmak istemiti. Ama yntemi dolaysyla felsefe ya-
ptlarnn en bulan olan retisinin yalnzca bir yanyd bu. Ona
gre, gerek, ussal olduu oranda lkcnn geree ilikin btn gi-
riimlerini dorular. Hegel'in ussal-gerekilii diye adlandrlm
olan ey, gerek koulun bir dorulanmasndan baka bir ey deil-
dir. Ama ykmay da srf ykma olduu iin gklere karr felsefesi.
Her ey uzlatrlmtr eytiimde, bir arlk belirdi mi, hemen kar-
t da belirir; her byk dncede olduu gibi, Hegel'de de Hegel'in
yanln dzeltecek eyler vardr. Ama filozoflarn yalnz usla okun-
duklar enderdir, yrekle, tutkularla okunurlar ounlukla, bunlar da
hibir eyi uzlatrmaz.
Ne olursa olsun, yirminci yzyl devrimcileri biimsel erdem il-
kelerini kesinlikle ykan silahlar Hegel'den almlardr. Srekli bir yad-
smayla, g istemlerinin savayla zetlenen, aknlktan yoksun bir
tarih gr almlardr ondan. amzn devrim eylemi burjuva top-
lumunu yneten biimsel ikiyzlln iddetli bir sulandr her
eyden nce. Faizmin bo sav gibi, komnizmin bir dereceye kadar
kkl sav da burjuva ii demokrasiyi rten aldatmacay, ilkelerini
ve erdemlerini sulamaktr. 17 89'a kadar, tanrsal aknlk, kraln say-
maca ynetimini dorulamaya yaryordu. Fransz devriminden sonra
ise, biimsel us ya da adalet ilkelerinin aknl adalete de, usa da
uymayan bir saltanat dorulamaya yarar, yleyse ekilip atlmas
gereken bir maskedir bu aknlk. Tanr lmtr, ama, Stirner'in sy-
ledii gibi, Tanr ansnn hl iinde gizlendii ilkeler ahlakn da
ldrmelidir. Tanrsalln tan, yani adaletsizlii savunan yalanc
tank olan biimsel erdeme duyulan kin, gnmz tarihine hz veren
balca kaynaklardan biri olarak kalmtr. Hibir ey ar deildir, bu
lk yzylmz sarsar durur. Ar olmayan ey, yani tarih olacaktr
kural, ssz yeryz bu kupkuru gcn eline braklacaktr, insan tan-
, rsal mdr, deil midir, bu g verecektir karar. O zaman, bir dine
girilir gibi, hem de ayn yrek paralayc durumda, yalana ve idde-
te girilecektir.
Ama bilin rahatlnn ilk kkl eletirisini de, ar ruhun ve et-
kisiz tutumlarn gzler nne seriliini de Hegel'e borluyuz. Gerek,
gzel, iyi lksn dinsizlerin dini sayar Hegel. Fesatlarn varlnn
Saint-Just' artmasna, dorulad dzene bunlar aykr bulmas-
na karlk, Hegel armamakla kalmaz, blcln ruhun znde
bulunduunu da kesinler. Fransz devrimcisi iin herkes erdemlidir.
Hegel'den yola kp da bugn baarya eren akmsa, tam tersine, hi
kimsenin erdemli olmadn, ama herkesin erdemli olacan varsa-
yar. Balangta, Saint-Just'e gre her ey ak, Hegel'e gre ise her
ey tragedyadr. Ama sonunda ikisi de ayn eye varr. Ak ykanla-
r yoketmek gerektir, ya da ak yaratmak iin yoketmek. Her iki du-
rumda da iddet kaplar her eyi. Hegel'in giritii yldry ama ey
lemi, yalnzca yldrnn geniletilmesiyle sonulanr.
bu kadarla da bitmez. Bugnn dnyas artk ancak bir efen-
diler ve kleler dnyas olabiiir, besbelli; nk ada lkcler, dn-
yann yzn deitirenler, Hegel'den tarihi efendilik ve klelik eyti-
imine gre dnmeyi renmilerdir. Issz gk altnda, dnyann ilk
sabahnda, yalnz bir efendi ile bir kle varsa; akn tanr ile insanlar
birbirlerine yalnz efendi ve kle bayla balysa, yeryznde g ya-
sasndan baka yasa yok demektir, nceleri, bir tanr ya da efendi ile
klenin stnde bir ilke araya girebilir, insanlarn tarihinin yalnzca
yengileriyle bozgunlarnn tarihiyle zetlenmesini salayabilirdi. He-
gel'in, sonra da Hegel'cilerin abasysa, tam tersine, her trl akn-
l, her trl aknlk zlemini gittike daha o k ykmak olmutur.
En sonunda Hegel'in kendisini de yere sermi olan solcu Hegel'ciler-
de bulunanlardan o k daha fazlas vardr Hegel'de, bununla birlikte,
efendi ve kle eytiimi dzeyinde, yirminci yzyl g anlaynn ke-
sin dorulamasn Hegel salar. Yenen her zaman hakldr, on doku-
zuncu yzyln en byk retisinden kan ders budur ite. Hegel'in
badndrc yaptnda, bu verileri bir dereceye kadar yadsyacak
eyler vardr elbette. Ama yirminci yzyl lkcl yanl olarak
Iena'l ustann1 lkcl diye adlandrlan eye balanmaz. David
Strauss, Bruno Bauer, Marx ve btn Hegel'ci sol, Hegel'in Rus kom-
nizminde yeniden beliren yzn birbirleri ardndan dzeltip durmu-
lardr. amzn tarihi zerinde yalnz onun arl duyulduuna g-
re, burda yalnz o ilgilendiriyor bizi. Nietzsche ile Hegel, Dachau'nun,
Karaganda'nn efendileri 2 iin birer susuzluk kant oluyorlarsa, on-
larn btn felsefesini batrmaz b u 3 . Ama dncelerinin, ya da man-
tklarnn bu ynnn bu korkun noktalara kadar gtrebileceini
dndrtr.
Nietzsche yoksaycl yntemlidir. Ruhun olgubilimi de eiti-

(1) Hegel bir sre Iena niversitesinde felsefe dersleri vermitir. (eviren.)

(2) Hitler ile Stalin sylenmek isteniyor. (eviren.)

(3) Prusya'nn, Napoleon'un, arn ya da Gney Afrika'daki ingilizlerin polisle-


ri de bunlarn o kadar felsefe rn olmayan rnekleridir.
ci bir zelliktedir, iki yzyln kavak noktasnda, salt geree dor
ilerleyen bilincin eitimini evreleriyle betimler. Doatesi bir Emile
dir bu 1 . Her aama bir hatadr, ayrca, hemen her zaman, ya bilin
ya da bu bilincin yansd uygarlk iin, kanlmaz, tarihsel ykm-
lerle birlikte gider. Hegel bu acl aamalarn zorunluunu gstermek
ister. Olgubilim, bir yanyla, umutsuzluk ve lm zerine bir gzlem-
dir. Yalnz, bu umutsuzluk tarihin sonunda salt doygunlua, salt bil-
gelie dneceine gre, yntemli olmak ister. Ne var ki, bu eiti-
ciliin yalnz stn rencileri varsaymak gibi bir kusuru vardr, te
yandan, bu sz yalnzca ruhu haber vermek isterken, ilk anlamnda
anlalmtr, nl efendilik ve klelik zmlemesinde de byledir 2 .
Hegel'e gre, hayvanda bir d dnya bilinci, bir de kendilik duy-
gusu vardr, ama insan ayran benlik bilincinden yoksundur. Bu bilin-
cin gerekten domas ise, kiinin tanyan zne olarak kendi bilincine
varmasna baldr, yleyse ncelikle benlik bilincidir. Benlik bilinci,
kendi kendini kesinlemek iin kendisi olmayandan ayrlmak zorunda-
dr. insan, varln ve farklln kesinlemek iin yoksayan yaratkta:.
Benlik bilincini doal dnyadan ayran ey, d dnyayla zdeleme-
sini ve kendini yitirmesini salayan basit seyretme deil, dnya kar-
snda duyabilecei arzudur. Bu arzu zaman iinde kendine getirir
onu, zaman iinde d dnyay farkl gsterir. Arzusu iinde, d dn-
ya kendisinin olmayandr, varolandr, ama onun varolmak iin kendi-
sinin olmasn, artk varolmamasn istedii eydir, yleyse benlik bi-
linci zorunlu olarak arzudur. Ama varolmak iin, doygunlua ermesi

(1) Rousseau ile Hegel'i birbirlerine yaklatrmann bir anlam vardr. Oigu-
bilim'in yazgs da sonularyla, Toplumsal szleme'nin yazgsna benzer.
Zamann siyasal dncesini biimlendirmitir, t e yandan, Rousseau'nun
genel istem kuram Hegel retisinde yeniden karmza kar.

(2) Efendi-kle eytiimi aada ksaca incelenecektir. Burda yalnz bu z-


mn sonular ilgilendiriyor bizi. Bunun iin, zellikle baz eilimleri orta-
ya karacak, yeni bir incelemeyi zorunlu grdk. Bylece, her trl eleti-
risel inceleme de gereksiz kalmaktadr. Bununla birlikte, baz yapmacklarn
yardmyla, uslama mantka ayakta kalrsa da, tmyle saymaca bir ruhbi-
lime dayannca, gerekten bir olgubilim kurduunu ileri sremez. Kierke-
gaard'n yapt Hegel eletirisinin yararll ve etkenlii, o u zaman ruh-
bilime dayanmasndan ileri gelir. Ama bu Hegel'in baz hayranlk verici -
zmlemelerinin deerinden hibir ey drmez.
gerekir; doygunlua da ancak arzusunun yatmasyla erebilir. yley-
se arzusunu yattrmak iin eyleme geer, bunu yaparken de kendi-
sini yattran eyi yoksar, ortadan kaldrr. Yoksamadr. Eylemi ger-
ekletirmek, bilincin ruhsal gereini dourtmak iin yoketmektir.
Ama, rnein yeme eyleminin konusu olan et gibi, bilinsiz bir nes-
neyi yoketmek, hayvann da iidir. Tketmek bilinli olmak deildir.
Bilincin arzusunun doadan baka olan bir eye ynelmesi gerekir.
Dnyada bu doadan ayrlan tek ey de benlik bilincidir, yleyse ar-
zunun baka bir arzuya ynelmesi, benlik bilincinin baka bir benlik
bilinciyle yatmas gerekir. Basit bir dille sylemek gerekirse, insan
hayvan gibi yaamakla yetindii srece insan diye tannmamtr, ta-
nnmaz. Bakalarnca tannmas gerektir. Her bilin, znde, baka
bilinlerce bilin olarak tannp selamlanmak arzusundadr. Bakala-
rdr bizi douran. Hayvansal deerden stn bir insansal deeri yal-
nz toplum iinde kazanrz.
Hayvan iin en yce deer, yaamn korunmas olduuna gre,
bilin, insanlk deerini kazanmak iin, bu igdnn stne yksel-
melidir. Cann tehlikeye atabilecek yetenekte olmaldr. Baka bir
biline tannmak iin, insan canan tehlikeye atmaya, lm olana-
n kabul etmeye hazr olmaldr, yleyse insann temel ilikileri yal-
nzca etki ilikileridir, birinin tekince tannmas iin, pahas lmle
denen, srekli bir arpmadr.
Hegel, eytiiminin ilk aamasnda, lm insanla hayvann ortak
yan olduuna gre, birincisinin ikincisinden ancak lm kabul et-
mekle, hatta istemekle ayrlabileceini kesinler. O zaman, tannma
urundaki bu byk arpmann gbeinde, insan iddetli lmle
zdeleir. " l ve o l " , Hegel bu eski zdeyii yeniden benimsemi-
tir. Ama "ne isen o o l " da bir "daha olmadn ol"a brakr yerini.
Varolma istemiyle birleen bu ilkel, bu kendinden gemi tannma
arzusu, yava yava herkese tannmaya doru gelien bir tannmay-
la doygunlua erecektir ancak. Bylece herkes herkese tannmak
isteyeceinden, yaamak iin sava herkesin herkese tannmasyla
sona erecek, bu da tarihin sonu demek olacaktr. Hegel bilincinin
elde etmeye alt varlk, glkle fethedilmi bir ortak onay-
lanma baarsndan doar, yleyse, devrimlerimizi esinleyecek olan
dncede, en yce iyiliin gerekten varlkla deil, salt bir "grn-
m e " ile birletiini belirtmek yersiz olmaz. Ne olursa olsun, insan-
larn btn tarihi, evrensel etki ile salt gcn fethi iin uzun ve l-
mne bir savatan baka bir ey deildir, znde, smrgecidir.
On sekizinci yzyln iyi yabamndan da,Toplumsal szleme'den de
ok uzaklardayz. Bundan byle, yzyllarn grlt ve kzgnl
iinde, her bilin, varolmak iin, "teki"nin lmn ister. Bu din-
mez tragedya samadr da stelik, yle ya, bilinlerden biri yokolun-
ca, yenmi bilin tannm olmaz, artk varolmaynca tannamaz. " G -
rnme" felsefesi burada son snrna ular.
yleyse, Hegel'in retisi iin sevindirici saylabilecek bir ei-
limle, daha balangta, birinin yaamdan el ekme cesareti bulunma-
yan, yleyse teki bilinci o kendisini tanmadan tanyan iki bilin bu-
lunmasayd, insansal hibir gerek olumayacakt. lk bilin bir nesne
olarak tannmaya raz olur. Hayvansal yaam srdrmek iin bam-
sz yaamdan el eken bu bilin, klenin bilincidir. Tannp da bam-
szl elde edense, efendinin bilinci. kisi kar karya gelip de biri
tekinin nnde eildii anda, birbirlerinden ayrlrlar. Bu evrede iki-
lem ya zgr olmak, ya ldrmek deildir artk, ya ldrmek ya kle-
letirmektir. Bu srada samalk hl giderilmemi olsa bile, bu iki-
lem tarihin geri yannda yanklanacaktr.
Efendinin zgrl, kle kendisini tmyle tandna gre,
ilkin kle karsnda, sonra da doal dnya karsnda tamdr, nk
kle, almas ile, onu efendinin srekli bir kendi kendini kesinleme
iinde tketecei bir haz kaynana dntrecektir. Bununla birlikte,
bu zerklik salt deildir. Efendi, zerklii iinde, kendisinin zerk
olarak tanmad bir biline tannmtr, y l e y s e doygunlua ere-
mez, zerklii de yalnzca olumsuzdur. Efendilik bir kmazdr. Efen-
dilikten vazgeip yeniden kle de olunamayacana gre, efendilerin
deimez yazgs, ya doygunlua ermemi olarak yaamak ya da l-
drlmektir. Efendi tarihte kle bilincini, tarihi yaratan tek bilinci do-
urtmaktan baka hibir eye yaramaz. Gerekten de, kle kendi ko-
uluna bal deildir, deitirmek ister onu. Efendinin tersine, kendi-
sini yetitirebilir; tarih dediimiz ey, onun gerek zgrln elde
etme yolunda harcad uzun abalar dizisinden baka bir ey deil-
dir. lm kabul etmekle d o a y aamadna gre, kleliinin z
olan bu doadan almayla, doal dnyann teknik dnyaya evril-
mesiyle kurtulabilir 1 . Btn varln alal iinde duyulan lm bu-
nalmna varncaya kadar, her ey insansal btnlk dzeyine karr
kleyi. Bu tmn varolduunu bilir bundan byle; kendisine de do-
aya ve efendilere kar uzun arpmalar sonunda bu tm fethet-
mek der. Bylece, tarih alma ve bakaldrma tarihiyle zdele-
ir. Marksizm-leninizm'in bu eytiimden ada lky, ii-asker
lksn karm olmasna amamal.
Olgubilim'de bulduumuz kle bilinci tutumlarn (stoaclk,
kukuculuk, mutsuz bilin) bir yana brakacaz. Ama, sonular ba-
kmndan, bu eytiimin baka bir yn, yani efendi-kle bantsnn
eski tanr ve kle bantsyla bir tutulmas bir yana braklacak gibi
deil. Efendi gerekten varolsayd, Tanr olurdu, diye belirtir bir He-
gel'in yorumcusu 2 . Hegel'in kendisi de gerek tanry dnyann efen-
disi diye adlandrr. Yapt mutsuz bilin-betimlemesinde, Hristiyan
klenin, kendisini ezeni yoksamak isterken, nasl dnyann tesine s-
ndn, bunun sonucu olarak da Tanr'nn kiiliinde nasl yeni bir
efendiyi benimsediini gsterir. Baka bir yerde, Hegel yce efendiyi
salt lmle zdeletirir. Bylece sava, daha yukar bir basamakta,
yeniden balar. Bu kez kleletirilmi insanla brahim'in zalim tanrs
arasndadr. Evrensel tanr ile kii arasndaki bu yeni blnmenin tat-
lya balanmasn, benliinde evrensel ile esizi uzlatran sa salaya-
caktr. Ama sa, bir anlamda, somut dnyann bir parasdr. Gzle
grlebilmitir, yaam ve lmtr. yleyse evrenselin yolunda bir
aamadan baka bir ey deildir; eytiim bakmndan onu da yoksa-
mak gerekir. Yalnz daha stn bir bileim elde etmek iin tanr-insan
olarak kabul etmelidir onu. Ama basamaklar atlayarak, bu bileimin,
kilise ile usta beden bulduktan sonra, ii-askerlerce kurulan, salt dev-
letle, karlkl olarak herkesin herkesi tand, gne altnda yer al-
m her eyin evrensel uzlamasnda en sonunda dnya ruhunun yan-
syaca salt devletle sonulandn sylemek yetecektir. "Ruhun

(1) Dorusunu sylemek gerekirse, iki anlamllk derindir, nk, ayn doa
deildir sz konusu. Teknik dnyann gereklemesi doal dnyada lm,
ya da lm korkusunu ortadan kaldrr m? te Hegel'in askda brakt
gerek sorun.

(2) Jean Hyppolite, Genese etstructure de laphenomenologie de l'esprit, s.168


ve bedenin gzlerinin birletii" bu anda, her bilin baka aynalar
yanstan, kendisi de yansm grntlerde sonsuzca yansyan bir ay-
nadan baka bir ey olmayacaktr. nsan yurdu Tanr'nn yurduyla
birleecektir; dnya mahkemesi evrensel tarih karar verecek, bu ka-
rarda iyi de, kt de dorulanacaktr. Devlet, Yazg olacaktr, "Var-
ln ruhsal gnnde", bildirilen her gerein onaylanmas olacaktr.

Aklama son derece soyut olmakla birlikte, belki de bu yz-


den, devrim anlayna grnte farkl ynlerde, ama tam anlamyla
neden olan temel dnceler bununla zetlenir. imdi amzn l-
kclnde bu farkl ynleri ortaya karmamz gerekiyor. Kesinlik-
le eski bakaldrmalarn tanr dmanlnn yerini alan ahlak d-
manl, bilimsel zdekilik ve tanrszlk, Hegel'in artc etkisi al-
tnda, Hegel'e kadar ahlaksal, dinsel ve lkc kaynaklarndan hibir
zaman bylesine kopmam olan bir bakaldrma akmyla kaynat.
Bu eilimler, baz baz tmyle Hegel'in mal olmaktan o k uzak bu-
lunsalar bile, kaynaklar onun dncesinin ift anlamll ile akn-
lk eletirisindedir. Hegel her trl dikey aknl, zellikle de ilke-
ler akmln kesinlikle ykar, sz gtrmez zgnl de buradadr.
Dnyann oluumunda ruhun kendiliinden varolduunu belirtir ku-
kusuz. Ama bu kendiliinden varolma deimez bir ey deildir, es-
ki kamu-tanrclkla hibir ortak yan yoktur. Dnyada ruh vardr da,
yoktur da; onda oluur ; onda varolacaktr, yleyse deer tarihin so-
nuna braklmtr. O zamana kadar, bir deer yargsna temel olabi-
lecek hibir lt yoktur. Gelecee gre yaamal, gelecee gre dav-
ranmaldr. Her ahlak geicidir. On dokuzuncu ve yirminci yzyllar,
en derin eilimleri iinde, aknlktan yoksun olarak yaamay dene-
mi yzyllardr.
Bir yorumcusu, sol Hegel'ci olmakla birlikte, bu kesin noktada
dorudan amayan bir yorumcusu 1 , Hegel'in ahlaklara dmanl-
na dikkati eker, onun biricik belitinin ulusun trelerine, gelenek-
lerine uygun yaamak olduunu belirtir. Gerekten de, onda toplum
trelerine uygunluk konusunda bir ilkedir bu. Hegel bunun alayc ka-
ntlarn vermitir. Bununla birlikte, Kojeve trelere uymann, ulusun

(i) Alexandre Kojeve.


treleri an anlayna uyduu, yani salam olduu, devrimci ele-
tiri ve saldrlara dayand lde doru olduunu da ekler. Ama kim
karar verecek bu salamlk konusunda, doru olup olmadn kim
yarglayacak? Yz yldan beri, Bat'nn kapitalist ynetimi zorlu sal-
drlar karsnda dayand. Bunun iin onu doru mu sayacaz? Buna
karlk, Weimar cumhuriyeti Hitler'in vurular altnda kt diye,
bu cumhuriyete bal olanlarn 1933'te ondan yz evirerek Hitler'e
mi inanmalar gerekirdi? General Franco ynetimi yengiye ular
ulamaz, ispanya cumhuriyeti ihanete mi uramalyd? Geleneksel
tutucu dncenin kendi asndan dorulayabilecei sonulardr
bunlar. Yenilik, sonularnn kestirilmesi olanaksz olan yenilik, dev-
rimci dncenin bunlar benimsemi olmasdr. Her trl ahlak dee-
ri, her trl ilke ortadan kaldrlarak yerlerinin olguya, geici, ama
gerek kral olan olguya verilmesi, iyice grdmz gibi, siyasal umur-
samazlktan baka bir sonuca gtrmedi. Bu olgunun birey ya da, da-
ha kts, devlet olgusu olmas da hibir eyi deitirmez. Hegel'den
esinlenen politika akmlar da, lk akmlar da erdeme aktan a-
a srt evirmede birleir.
Gerekten de, Hegel, imdiden adaletsizlikle paralanm bir
Avrupa'da yaptlarn yntemli olmayan bir bunalmla okuyanlarn
kendilerini susuzluktan da, ilkeden de yoksun bir dnyaya, ruh'tan
kopmu olduuna gre, kendi bana bir gnah olduunu kendi a-
zyla syledii bir dnyaya frlatlp atlm bulmalarn nleyemedi.
Hegel, tarihin sonunda gnahlar balar kukusuz. Ama, o zamana
kadar, her insan edimi sulu olacaktr. "yleyse yalnzca edim yok-
luudur susuzluk, bir tan varldr, bir ocuun varl bile deil-
dir". yleyse talarn susuzluu bize yabancdr. Susuzluk olma-
ynca, hibir bant, hibir neden yoktur. Neden olmaynca da, bir
usun saltanat balayncaya kadar, salt gten, efendi ile kleden ba-
ka hibir ey olamaz. Efendi ile kle arasnda, ac yalnz, sevin
kkszdr, her ikisi de hakedilmemi durumdadr, yleyse, dostluk
alarn sonuna kaldysa, nasl yaamal, nasl dayanmal? Biricik -
k yolu, elde silah, kural yaratmaktr. "Ya ldrmek, ya kleletir-
mek", Hegel'i tek ve korkun tutkularyla okumu olanlar ikilemin
yalnz birinci terimini gz nne almlardr. Kendilerini lmle salt
Efendi'ye, kamyla yeryz efendilerine bal birer kle, yalnz kle
gibi grdkleri iin, yalnz bir horgr ve umutsuzluk felsefesi karm-
lardr bundan. Bu huzursuz bilin felsefesi her klenin yalnzca boyun
edii iin kle olduunu, ancak lmle birleen bir yadsmayla kurtul-
duunu retti onlara. En marurlar meydan okuyua karlk ve-
rerek bu yadsmayla zdeletiler, kendilerini lme adadlar. Ne
olursa olsun, yoksamann kendi bana olumlu bir eylem olduunu
sylemek, onun her trlsn hakl karyor, Bakunin'le Neayev'in
haykrn haber veriyordu: "Grevimiz ykmaktr, kurmak deil".
Hegel'e gre yoksayc, nnde elikiden ya da dnsel intihardan
baka k yolu bulunmayan kukucuydu yalnz. Ama yoksaycla-
rn baka bir trn, yani sknty bir eylem ilkesine dntrerek
kendi intiharlarn dnsel ldrmeyle zdeletirecek yoksayclar
yaratan da kendisiydi 1 . nsan ve tarih ancak zveriyle, ldrmeyle
yaratlabileceine gre, varolmak iin lmek ya da ldrmek gerek-
tiine karar veren yoksayclar burada doar. Urunda yaamn teh-
likeye atlmad her lkcln bo olduu konusundaki byk d-
nce, bunu rahat yatanda lmeden nce bir niversite krssnn
tepesinde deil, bombalarn gmbrts iinde, daraalar altnda
reten genlerce son noktasna kadar gtrld. Bunu yaparken ha-
taya bile dseler, ustalarn dzeltiyor, ona kar, hi deilse bir soy-
luluun: zveri soyluluunun, Hegel'in gklere kard baar soy-
luluundan daha stn olduunu gsteriyorlard.
Miraslarnn baka bir tr, Hegel'i daha zenli bir biimde
okuyacak olanlar, ikilemin i'cinci terimini seecek, klenin klelikten
ancak bakalarn kleletirerek kurtulacan bildireceklerdir. He-
gel-sonras retiler, ustann baz eilimlerinin gizemci ynn unu-
tarak bu miraslar salt tanrszla ve bilimsel maddecilie gtrd.
Ama, her trl akn aklama ilkesi silinmedike, Jacobin lks y-
klmadka, bu evrim tasarlanamaz. Devinim durumundaki kendili-
inden-varolu, bir bakma geici tanrszlktr2. Hegel'e baklrsa,

(1) D grnler ne olursa olsun, bu yoksayclk, inanlmaya allan bir ta-


rihsel te-dnya adna imdiki yaamn yerilmesi o l d u u lde, Nietzsche'
ci anlamda yoksayclktr.

(2) Ne olursa olsun, Kierkegaard'n eletirisi geerlidir. Tanrsall tarih zeri-


ne kurmak, elikin olarak, yaklatrmr. bir bilgi zerine salt bir deer kur-
maktr. "Sonsuzcasna tarihsel" bir ey terimlerde bir elikidir.
Tanr'nn dnya ruhunda hl yansyan belirsiz yzn silmek g ol-
mayacaktr. Hegel'in u kark anlaml "nsansz Tanr, Tanr'sz in-
sandan daha fazla bir ey deildir" sznden kesin sonular kara-
caktr miraslar. David Strauss, Vie de JSUS 'nde, insan-tanr olarak
sa kavramn bile bir yana brakr. Bruno Bauer (Critigue de l'histoire
evangeliste), sa'nn insanl zerinde srar edecek bir tr zdeki
Hristiyanlk kurar. Sonra Feuerbach (Marx byk bir dnr sayar-
d onu, kendisini onun eletirici ra olarak grecekti) Essence du
Christianisme'de her trl tanr-bilimin yerini bir insan ve tr dinine
verecek, bu din ada kafalarn byk bir yann kendine ekecektir.
nsansal ile tanrsal arasndaki ayrmn bo olduunu, insanln z,
yani insan yaradl ile birey arasndaki ayrmdan baka bir ey ol-
madn gstermek olacaktr ii. "Tanr gizlemi insann kendi ken-
dine akndaki gizlemden baka bir ey deildir". Yeni ve garip bir
kehanet yanklanr o zaman: "Bireylik inancn yerini ald, us ncil'in,
politika din ile kilisenin, yer gn, alma duann, dknlk cehen-
nemin, insan da sa'nn yerini", yleyse yalnz bir cehennem vardr,
o da bu dnyadadr: Onunla arpmak gerekir. Politika dindir, akn
Hristiyanlk, br dnyann Hristiyanl, klenin vazgeii dolay-
syla yeryz efendilerini glendirir, gklerin dibinde bir efendi da-
ha yaratr. Bunun iin, tanrszlk ile devrimcilik anlay ayn kurtu-
lu akmnn iki yznden baka bir ey deildir. Her zaman sorulan
soruya: Devrim akm neden lkclkle deil de zdekilikle birle-
ti? sorusuna verilen karlk budur ite. nk Tanr'y kleletirme-
nin, onu buyruk altna alp kullanmann anlam, eski efendileri ayak-
ta tutan aknl ldrmek ve yenilerini ykselterek kral-insan a-
larn hazrlamaktr. Dknlk gnn doldurma, tarihsel elikiler
zlnce, "gerek tanr, insansal tanr devlet olacaktr". Homo ko-
mini lupus1 o zaman homo homini deus2 olur. ada dnyann
kaynanda bu dnce yatar. Feuerbach'ta, bugn hl i banda
bulunan, korkun bir iyimserliin douunu grrz. Bu iyimserlik,

(1) Latince: nsann kurdu gene insandr. Plautus'un nlii sz. insanoluna k-
tlk edenin gene insan olduunu belirtmek ister. (eviren.)

(2) Latince: nsann tanrs gene insandr. (eviren.)


yoksayc umutsuzluun tam kart gibi grnr. Ama bir grten
baka bir ey deildir bu. Bu ateli dncelerin derinden derine yok-
sayc kaynan grmek iin, Feuerbach'n Theogenie'sindeki son
sonular bilmek gerekir. Gerekten de, Feuerbach, Hegel'e bile kar-
karak, insann yedii eyden te bir ey olmadn kesinleye-
cek, dncesini ve gelecei yle zetleyecektir: "Gerek felsefe
felsefenin yadsnmasdr. Hibir dindir benim dinim. Felsefem de hi-
bir felsefe."
Alayclk, tarihin ve zdein tanrlatrlmas, bireysel yldr
ya da devlet sular, btn bu lsz sonular, tepeden trnaa si-
lahlanm olarak, deerlerin ve gerein oluturulmasn yalnzca ta-
rihe brakan iki anlaml bir kavramdan doacaktr. alarn so-
nunda gerek gn na kncaya kadar hibir ey aka tasarla-
namazsa, eylem saymaca demektir, sonunda g egemen olur. "Ger-
e k tasarlanamazsa, tasarlanmaz kavramlar uydurmalyz", diye hay-
kryordu Hegel. Gerekten de, hata gibi, tasarlanamayan bir gere-
in de uydurulmas gerekir. Ama benimsenmeye gelince, gerek d-
zeyinde bulunan inandrmaya bel balayamaz, sonunda zorla kabul
ettirilmesi gerekir. Hegel'in tutumu: "Bu gerektir, bize yanl gr-
% nyor ya, gene de gerektir, nk gerein yanl olduu da olur.
Kantna gelince, ilerde, sonulannca, tarih salayacaktr bunu, ben
deil", demektir. Byle bir sav ancak iki sonu getirebilir: Ya kant
salanncaya kadar her eyin askda braklmas, ya da, tarih iinde,
baarya ulaacak gibi grnen her eyin, hepsinden nce gcn do-
rulanmas. Her iki durumda da yoksayclkla kar karyayz. Ne
olursa olsun, yirminci yzyln devrimci dncesinin, mutsuz bir yaz-
g sonucu, esininin byk bir yann bir treye, bir zamana uyuculuk
felsefesinden aldn gz nne almadka onu anlayamayz. Bu d-
ncenin yoldan sapmalar gerek bakaldrmaya glge drmez.
t e yandan, bir zamanlar Hegel'in savn geerli klan ey, ken-
disini dnce asndan, hem de bir daha dzelmemesiye kukulu k-
lan eydir. Tarihin 1807 ylnda, Napoleon ve kendisiyle tamamlan-
dn, kesinlemenin olanak iinde bulunduunu, yoksaycln ye-
nilmi olduunu sanmt. Olgubilim, yalnzca gemi iin kehanette
bulunan ncil, alara bir snr koyuyordu. 1807'de, btn gnahlar
balanm, alar tamamlanmt. Ama tarih gene srd. O gn bu-
gn, baka gnahlar haykryor dnyann yzne kar, Alman felse-
fesinin temelli balad eski sularn aykrln ortaya karyor.
Hegel'in, tarihi durultmay baard iin bundan byle susuz olan
Napoleon'dan sonra da kendi kendini tanrlatrmas topu topu yedi
yl srd. 1\im kesinleme yerine, yoksayclk kaplad dnyay. Felse-
fenin de Waterloo'lar vardr, kle felsefelerin bile.
Ama insan yreindeki tanrsallk isteini hibir ey yldram-
yor. Daha bakalar geldi, Waterloo'yu unutarak, tarihi tamamlaya-
caklarn ileri srdler, hl da ileri srenler oluyor. nsann tanrsal-
l hep yol alp durmaktadr, ancak alarn sonunda taplas olacak-
tr. Buna yardm etmeli, Tanr olmadna gre, hi deilse tapna
kurmaldr. Ne olursa olsun, hl durmam olan tarih, Hegel'in re-
tisinin umudu olabilecek bir umudu sezdiriyor; ama imdilik Hegel'in
ruhsal ocuklarmca srdrld iin. Kolera Iena sava filozofunu
en anl zamannda alp gtrd zaman, arkadan gelecek olaylar
iin her ey dzene sokulmutur. Gk bo, yeryz ilkesiz gcn eli-
ne braklm durumdadr, ldrmeyi seenlerle kleletirmeyi seen-
ler, gereine srt evirmi bir bakaldrma adna, birbiri ardndan b o y
gstereceklerdir.
BREYSEL YILDIRICILIK

Rus yoksayclnn kuramcs Pisarev, en byk banazlarn


ocuklar ve genler olduunu belirtir. Uluslar iin de dorudur bu.
O ada Rusya, bakaldrmalarn ban kendi eliyle kesecek kadar
bn bir ar'n forseplerle dourduu, topu topu yzyllk bir deli-
kanl ulustur. Alman profesrlerinin ancak dncede yapabildikle-
rini gerekletirmeleri, Alman lkcln zverinin ve ykmann
en u noktalarna gtrmeleri alacak bir ey deildir. Stendhal,
Almanlar teki uluslardan ayran balca farklardan birinin de dn-
dke sakinleeceklerine, dndke comalar olduunu syler.
Dorudur bu, Ruslar iin daha da dorudur. Felsefe gelenei bulun-
mayan bu gen lkede, Lautreamont'un arplm liselilerinin kar-
deleri olan gencecik insanlar, Alman dncesine sarlmlar ve kan-
lar iinde, sonularn cisimlendirmilerdir1. O zaman bir "lise bitir-
miler proletaryas" 2 insann kurtarlmas yolundaki byk eylemi
brakld yerden ele alm, ona daha esrimeli bir yz vermitir. On
dokuzuncu yzyln sonuna kadar, bu lise bitirmiler hibir zaman
birka bini gememiti. Gene de, tek balarna, zamann salt yne-
timlerinin en sks karsnda, krk milyon mujii klelikten kurta-
racaklarn ileri srmler, kurtulmalarna, geici olarak da olsa, ger-
ekten yardm etmilerdir. Bu zgrl hemen hepsi intiharla, lm-
le, krek cezasyla, ya da ldrmayla demilerdir. Rus yldrcl-

(1) A y n Pisarev, Rusya'da uygarln bir lksel gere olarak h e p dardan ge-
tirildiini belirtir. Bak: Armand Coquart: Pisarev et l'ideologie du nihilisme
russe.

(2) Dostoyevski.
am btn tarihi, bir avu aydnn sessiz halk nnde zorba bir yne-
timle arpmas olarak zetlenebilir. Gc tkenmi utkular en so-
nunda ihanete uramtr. Ama en ar yoksamalarnda bile, bir de-
ere, zorbala kar koyup gerek kurtulua destek olmay bugn de
srdren, yeni bir erdeme beden vermilerdir.
On dokuzuncu yzylda Rusya'nn almanlatrlmas bamsz
bir olgu deildir. Alman lkclnn etkisi ar basar o srada, rne-
in Fransa'da, Michelet ve Ouinet ile, on dokuzuncu yzyln Germen
incelemeleri yzyl olduu yeterince bilinir. Ama bu lkclk, Fran-
sa'da zgrlk sosyalizmle arpp dengelenmek zorunda kalma-
sna karlk, Rusya'da nceden olumu hibir dnceyle karla-
mamtr. Rusya'da, kazanlm bir alandadr, tik Rus niversitesi,
yani 1750 ylnda kurulan Moskova niversitesi bir Alman niversi-
tesidir. Rusya'nn Byk Petro anda balayan eitici, memur ve
askerlerce ar ar ilenmesi Birinci Nikola'nn desteiyle, dzenli
bir almanlatrma biimini alr. Aydn kitlesi 30 yllarnda Franszlar-
la birlikte Schelling'e, 40 yllarnda Hegel'e, yzyln ikinci yarsnda
da Hegel'den kma Alman sosyalizmine tutulur 1 . O zaman Rus gen-
lii kendisine vergi lsz tutku gcn bu soyut dncelere boal-
tr, bu l dnceleri gerekten yaar, insan dini daha nceden Al-
man uzmanlarnca kalplandrlmt, ama havarileri ve kurbanlar
yoktu. lk iarlarna srt eviren Rus Hristiyanlar bu rol oyna-
dlar. Bunun iin, aknlktan ve erdemden uzak yaamay kabul et-
mek zorunda kaldlar.

Erdemin braklmas

1820 yllarnda, ilk Rus devrimcileri olan aralklar2, bsbtn


erdemsiz deildir. Bu beyzadelerin Jacobin lkclkleri dzeltmeye
uramamtr daha. Hatta bilinli bir erdem sz konusudur. lerin-

(1) Das Kapital 1872'de evrilmitir.

(2) " D e c e m b r i s t e " deyimini " a r a h k " olarak evirdik. (eviren.)


den biri, Piyotr Viasemski: "Babalarmz birer elence dknyd,
bizler birer Caton'uz", der. Yalnz buna Bakunin'de ve 1905 ylnn
devrimci sosyalistlerinde yeniden bulacamz bir duygu, a ekme-
nin canlandrc olduu duygusu da eklenir. Aralklar, halk snfna
katlarak ayrcalklarndan vazgemi olan u soylu Franszlar dn-
drtrler. lkc Roma soylular olarak onlar da 4 Austos geceleri-
ni yaamlar, halkn kurtulmas iin kendi canlarn verme yolunu
semilerdir, nderleri Pestel'in siyasal ve toplumsal bir dncesi bu-
lunsa bile, baarszla uram kundaklklarnn salam bir izlen-
cesi yoktur; baarya inanm olmalar bile kukuludur. lerinden bi-
ri, ayaklanmadan bir gn nce: "Evet, leceiz, diyordu, ama gzel
bir lm olacak b u " . Gerekten de gzel bir lm oldu. 1825 Aral-
nda, ayaklanmlar birlii Petersburg'da, Senato alannda top ate-
iyle y o k edildi. Kalanlar srgne gnderildi, bei de asld, ama yle
beceriksizce asldlar ki, batan asmak gerekti. Etkisizlikleri sz gtr-
meyen bu kurbanlarn btn devrimci Rusya'da bir cokunluk ve deh-
et duygusu iinde sayg grmelerinin nedeni kolayca anlalr. Etkili
olmasalar da rnektiler. Bu devrim tarihinin balangcnda, Hegel'in
alayl bir dille gzel ruh dedii, ama Rus devrim dncesini tanmla-
yacak olan eyin haklarn ve bykln belirtiyorlard.
Alman dncesi bu cokunluk iklimi iinde Fransz etkisiyle
arpt, ve adalet istekleriyle gsz yalnzlk duygular arasnda
blnm kafalara etkisini kabul ettirdi. Tanrsal esinin ta kendisi gibi
karland ilkin, yle kutland, yle yorumland. Bir felsefe lgnl-
tututurdu en iyi kafalar. Hegel'in Mantk'm dizelere dkmeye
kadar gtrdler ii. ou Rus aydnlar Hegel retisinden toplum-
sal bir sekinciliin dorulanmasn kardlar ilkin. Dnyann ussall-
nn bilincine varmak yetiyordu. Us alarn sonunda gerekleecek-
ti nasl olsa. rnein Stankevi 1 , Bakunin ve Bielinski'nin ilk tepkile-
ri budur. Sonra Rus tutkusu dnce bakmndan olmasa da gerek
bakmndan arlkla su orta durumuna dmek dncesi karsn-
da geriledi ve hemen br uca atld.
Bu konuda, 30 ve 40 yllarnn sekin ve en etkili kafalarndan

(1) "Dnya usa gre dzenlenmitir, buna bakarak geri kalan her ey iin hu-
zur duyuyorum."
biri olan Bielinski'nin evriminden daha aydnlatc bir rnek gste-
rilemez. Bielinski, olduka bulank bir zgrlk lksnden yola k-
tktan sonra, birdenbire Hegel'le karlar. Gece yars, odasnda,
tanrsal esinin sarsnts altnda, Pascal gibi gzlerinden yalar boa-
nr, ihtiyar adam birdenbire benliinden syrverir: "Ne saymaca
vardr, ne rastlant, Franszlarla vedalatm artk". Ayn zamanda da
toplumsal sekincilikten yanadr, koruyucusudur onun. Hi durala-
madan yazar bunu, durumunu savunur, duyduu gibi, yiite. Ama
o zaman, yce gnll adam dnyada en o k nefret ettii eyin, ada-
letsizliin yannda bulunduunu grr. Her ey mantksalsa, her ey
dorulanm demektir. Kamya, klelie ve Sibirya'ya da evet de-
melidir. Dnyay ve aclarn kabul etmek ona byklk gibi grn-
mt bir an, nk yalnz kendi aclarna, kendi elikilerine katla-
nacan sanyordu. Bakalarnn aclarna da evet demek sz konusu
olunca, birdenbire eli aya tutulur. Ters yne doru gider. Bakala-
rnn acs kabul edilemiyorsa, dnyada hibir ey dorulanmam-
tr ve tarih hi deilse bir noktasnda, usla birlememektedir. Oysa
tmyle usa uygun olmas gerekir, deilse, hi de usa uygun deildir.
Bir an iin her ey dorulanabilir dncesiyle yatm insann yal-
nz bana kar k, yeniden, yaman szlerle nlayacaktr. Do-
rudan Hegel'e seslenir Bielinski: "Sizin dar felsefenize uygun den
btn saygyla, urasn bildirmekle onur duyarm: Evrim basamakla-
rnn en ykseine ulamak talihine de ersem, yaamn ve tarihin b-
tn kurbanlarnn hesabn sorardm sizden. Btn kan kardelerim
konusunda iim rahat deilse, karlksz bile olsa, mutluluu iste-
mem."

Bielinski diledii eyin usun saltl deil, varln btnl


olduunu anlamtr. Bunlar zdeletirmeye yanamaz. 1\im insa-
nn, canl varln lmszln ister, trn Us olmu, soyut lm-
szln deil. Ayn tutkuyla, yeni rakiplerine kar da yapar sa-
vunmay, sonra, bu byk i arpmadan, Hegel'e borlu olduu
sonular karr, ama ona kar kullanr bunlar.
Bu sonular bakaldrm bireyciliin sonulardr. Birey bu
durumuyla kabul etmez tarihi, yleyse olduu eyi kesinlemek iin
gerei ykmas gerekir, onunla ibirlii etmesi deil. "Eskiden ger-
ekti benim tanrm, imdi de yoksama. Kahramanlarm da ihtiyarn
ykclar: Luther, Voltaire, ansiklopediciler, CaViyle Byron". By-
lece, doatesi bakaldrmann btn konularn bir rpda yeniden
buluruz. Franszlarn bireyci sosyalizm gelenei Rusya'da hep canl
kalyordu elbette. 30 yllarnda okunan Saint-Simon ile Fourier, son-
ra 40 yllarnda okunmaya balayan Proudhon, Herzen'in byk d-
ncesini, o k daha sonra Piyotr Lavrov'un dncesini etkileyecek-
tir. Ama ahlak deerlerine bal kalan bu dnce umursamaz dn-
celerle kar karya gelince yere serilecektir, hi deilse geici ola-
rak. Bielinski ise, tam tersine, Hegel'le ve Hegel'e kar, toplumsal
bireyciliin eilimlerini yeniden bulur, ama yoksama asndan, a-
kn deerlerin yadsnmasnda, t e yandan, 1848'de, ld zaman,
dncesi Herzen'in dncesine o k yaklam olacaktr. Ama, He-
gel'e kar knda, yoksayclarn, bir dereceye kadar da yldrc-
larn tutumu olacak bir tutumu tanmlar. Bylece, 1825'in lkc
beyzadeleriyle 1860'n " h i i " niversite rencileri arasnda bir
gei rnei salar.

Cin 1

Gerekten de, Herzen, basmakalp dncelerden kurtulmak


iin de olsa, yokayc akmn savunmasn yaparken: "htiyarn or-
tadan kaldrl gelecein yaratldr", diye haykrd zaman, P.e-
lnski'nin dilini kullanacaktr. Kotliarevski, kktenciler diye de ad-
landrlan kiilerden szederken, "gemiten tmyle vazgeerek in-
san kiiliini baka bir rnek zerine kurmay dnen" havariler
diye tanmlyordu onlar. Her trl tarihi teperek gelecei artk ta-
rihsel anlaya deil de kral-insana gre kurma kararnda, Stirner'in
sav yeniden belirir. Ama kral-birey kendi bana iktidara yksele-
mez. Bakalarna da gereksinimi vardr. O zaman da yoksayc bir e-
likiye decektir. Pisarev, Bakunin ve Neayev, ykma ve yoksama
alann her biri biraz daha genileterek bu elikiyi zmeye ala-

(1) Camus b u szc Dostoyevski'nin Cinler adl romanndan esinlenerek kul-


lanyor. (eviren.)
caklar, ama bu geniletme, yldrcln ayn zamanda beliren zveri
ve ldrme iinde elikinin de ldrlmesine kadar varacaktr.
6 0 yllarnn yoksaycl, hepten bencil olmayan her trl ey-
lemi tepti, bylece yoksamalarn en kkteniyle balad grnte.
Yoksayclk deyimini Turgenief'in, kahraman bu tr bir insan olan
Babalar ve ocuklar adl romamnda uydurduu bilinir, Pisarev, bu
kitap iin yazd bir yazda, Bazarof'u kendilerine bir rnek olarak
tandklarn bildirdi. "Biz varolann ksrln bir dereceye kadar an-
lam olmann ksr bilinciyle vnebiliriz yalnz, diyordu Bazarof.
Yoksayclk dedikleri bu mudur? diye soruyorlard kendisine.
Yoksayclk dedikleri budur". Pisarev bu rnei ver, daha da aydn-
latmak iin yle tanmlar onu: "Kurulu dzen karsnda bir yaban-
cym, ona katlmam gerekmez", yleyse biricik deer ussal bencil-
liktedir.
Pisarev ben'i doyurmayan her eyi yadsr, felsefeye, samalk-
la nite' sanata, yalanc ahlaka, dine, hatta greneklere, nezakete
bile sava aar. Bizim gerekstclerimizin yldrcln dndr-
ten, ussal bir yldrclk kurar. Kkrtma reti durumuna getirilir,
ama Raskolnikov rneinin o k iyi belirttii bir derinlik tar. Pisa-
rev, bu gzel atlmn doruunda, hi glmeden, insann kendi anne-
sini ldrp ldremeyeceini sorar, sonra da yant verir: "Neden ol-
masn, bunu arzuluyorsam, yararl buluyorsam neden olmasn?"
Bundan sonra, yoksayclarmzn servet ya da nemli yerler
kapmaya, nlerine kan her eyin alayc bir biimde tadn karma-
ya almamalarna ayor insan. Dorusunu sylemek gerekirse,
toplumun iyi yerlerine yerlemi yoksayclar da az deildir. Ama
bunlar, alayclklarn kurama dkmezler, her frsatta erdeme tutarsz
bir sayg, grnte kalan bir sayg sunmay y e tutarlar. Sz konusu
yoksayclara gelince, topluma meydan okuyularyla, tek bana bir
deerin kesinlenmesi olan bu meydan okuyula kendi kendileriyle
elikiye dyorlard, z d e k i olduklarn sylyorlard, baucu ki-
taplar Buchner'in G ve zdek'iydi. Ama ilerinden biri: "Hepimiz
de Moleschott ve Darwin iin daraacna gitmeye, kellemizi vermeye
hazrdk", diyordu, bylece retiye zdein o k daha stnde bir
yer veriyordu, reti bir din, bir banazlk durumuna gelmiti. Pisa-
rev'e gre, Darwin hakl olduuna gre, Lamarck bir haindi. Bu ev-
rede, herhangi bir kimse ruhun lmszlnden sozetmeye tuu&u
m hemen afaroz edilirdi, yleyse Wladimir Weidle 1 yoksaycl us-
u bir bilgisizcilik diye tanmlamakta hakldr. Bunlarda us, inancn
nyarglarn garip bir biimde kendine katyordu; us rnei olarak
en baya bilimcilii semek bu bireycilerin elikilerinin en k
deildir. Her eyi yoksuyorlard, en yadsnacak deerler, M.Homais'
nin 2 deerleri kalyordu yalnz.
Gene de yoksayclar, yerlerini alacak olanlara, uslarn en dar-
n bir inan durumuna getirmeleriyle rnek olacaklardr. Ustan ve -
kardan baka bir eye inanmyorlard. Ama kukuculuk yerine hava-
rilii setiler, sosyalist oldular. elikileri buradadr. Btn delikanl
kafalar gibi, ayn zamanda hem inanma gereksinimi, hem de kuku
duyuyorlard. Kiisel zmleri, yoksamalarna inancn uzlamazl-
n, tutkusunu vermektir. Ama bunda alacak ne var? Weidle, fi-
lozof Soloviev'in bu elikiyi ortaya koyan, kmseyici tmcesini
anar: "nsan maymundan gelir; yleyse birbirimizi sevelim". Bunun-
la birlikte, Pisarev'in gerei buradadr. nsan Tanr'nn yansmasy-
sa, insann insan akndan yoksun kalmasnn nemi y o k demektir,
bir gn gelecek, doyacaktr. Zalim ve snrl bir koulun karanlklarn-
da nereye gittiini bilmeden dolaan, kr yaratksa, benzerlerine, on-
larn lml aklarna gereksinim duyacaktr. Acma, tanrsz dnya-
ya deil de nereye snabilir? tekinde, Tanr iyilii herkesin gerek-
sinimini karlar, hibir gereksinimi bulunmayanlarn bile. Her eyi
yoksayanlar, yoksamann bir dknlk olduunu anlarlar hi deilse.
O zaman bakasnn dknlne alabilir ve sonunda kendi ken-
dilerini yoksayabilirler. Pisarev, dncede, bir annenin ldrlmesi
nnde gerilemiyordu, gene de adaletten szetmek iin en uygun
szckleri buldu. Bencil yaamn tadn karmak istiyordu, ama zin-
dann acsn ekti, sonra da ldrd. Gzler nne serilen bunca per-
vaszlk, onu ak tanmaya, aktan srgn edilmeye, ii intihara var-
drtacak kadar ac ekmeye gtrd sonunda, bylece, yaratmak iste-

(1) La Russie absente et pres-'te.

(2) Flaubert'in Madame Bovary'sinin kar dkn, baya, yzeysel bir dev-
rim yanls. (eviren.)
dii kral-birey yerine, bykl tarihi tek bana aydnlatan, sefil ve
acl ihtiyar adam buldu.
Bakunin de ayn elikileri cisimletirir, ama baka trl bir gs-
terililikle. Yldr destannn eiinde lr 1 . Bireysel saldrlan nce-
den yadsm, zamann Brutus'larn yermitir. Ama 1866'da ar II.
Alexandre'a ate eden Karakosov'un baarszla uram saldrsn
aka eletiren Herzen'i aypladna gre, gene de onlara sayg gs-
terdii anlalyor. Bu saygnn nedenleri vardr. Tpk Bielinski ve
yoksayclar gibi Bakunin de olaylar bireysel bakaldrma ynnden
deerlendirdi. Ama daha fazla bir ey de getirdi: Neayev'de reti
olarak donacak ve devrim akmn son noktasna kadar gtrecek
olan bir siyasal pervaszlk tohumunu.
Bakunin, daha delikanllktan kar kmaz, Hegel felsefesiyle
altst olur, korkun bir sarsntya uramasna kknden sklr.
Gece gndz dalar bu felsefeye, kendi deyimiyle, "ldrasya" dalar.
"Hegel'in ulamlarndan baka hibir eyi grdm y o k t u " . Yeni
dnmelerin cokunluuyla kar bu raklktan. "Kiisel benliim
bir daha dirilmemesiyle ld, yaamm gerek yaamdr artk. Bir
bakma salt yaamla zdeleti". Bu rahat durumun tehlikelerini sez-
mesi iin biraz zaman gerekecektir. Gerei anlam olan kimse ona
kar ayaklanmaz, ondan sevin duyar; ite herkesin uyduuna uyu-
vermiti. Bakunin beki kpei felsefesine balanacak adam deildi.
Almanya yolculuunun ve Almanlar konusunda vard olumsuz ka-
nnn onu, ihtiyar Hegel'le birlikte, Prusya devletinin usun ereklerinin
ayrcalkl gvencesi olduunu kabul etmeye iyi hazrlamam olmas
da olanakldr. Evrensel dlere dalard ya, ardan daha Rus'tu, ne
olursa olsun, "Baka halklarn hibir hakk yoktur, nk evrensel
istemi Prusya halk temsil eder" diyecek kadar ters bir manta daya-
nan Prusya savunmasna katlamazd, t e yandan, Bakunin, 40 ylla-
rnda, baz eilimlerine araclk edecei Fransz sosyalizmi ile karga-
acln tanmaya balyordu. Ne olursa olsun, Bakunin Alman l-
kcln gmbrtyle yadsr. Salta gitmiti o , tpk tm yokedie
gidecei gibi, ayn tutkulu atlmla, benliinde en ar durumda bulu-
nan "ya hep ya h i " kzgnl iinde.

(1) 1876.
Bakunin, Salt Birlii vdkten sonra en ilkel iyilik-ktlk kar-
tl dncesine sarlr. Kukusuz, "zgrln evrensel ve gerek-
ten demokratik kilisesi"ni ister. Dini budur; yzylnn insandr. Ge-
ne de bu konuda inancnn tam olduu kesin deildir. Birinci Niko-
la'ya ttiraf'mda son devrime ancak "olaanst ve acl bir abayla,
umutlarn samaln fsldayan i sesi zorla boarak" inanabildii-
ni syledii zaman iten grnr. Buna karlk, kuramsal ahlak d-
manl o k daha kkldr, bu alanda, atlgan bir hayvann rahatl
ve sevinciyle zplad grlr. Yalnz iki ilke yn verir tarihe, devlet
ve toplumsal devrim, devrim ve kar devrim, bunlar uzlatrmak sz
konusu deildir, lmne bir savaa girimilerdir. Devlet, sutur.
"En kk, en zararsz devlet bile dlerinde suludur", yleyse dev-
rim iyiliktir. Politikay aan bu arpma, eytans ilkelerin tanrsal
ilkeye kar savadr da. Bakunin, aka, romantik bakaldrmann
konularndan birini bakaldrma eylemine yeniden sokar. Daha nce de
Proudhon, Tanr'nn Ktlk olduunda karar klyor. "Gel, eytan,
kklerin ve krallarn kara aldklar eytan!" diye haykryordu.
Bakunin, siyasal bir bakaldrmann btn derinliini belli eder. " K -
tlk, eytann tanrsal yetkeye kar bakaldrmasdr, biz bu ba-
kaldrmada btn insan kurtulularnn verimli tohumunu gryoruz.
Devrimci sosyalistler, on drdnc yzyl Bohemya'snn Fraticelli'si
gibi, u szcklerle tannyor bugn: "Kendisine byk bir ktlk
edilmi olann adna".
yleyse yaratla kar sava amansz ve ahlaksz olacaktr, bi-
ricik kurtulu da yoketmektir. "Ykma tutkusu yaratc bir tutkudur".
Bakunin'in 4 8 devrimi konusundaki ateli sayfalar1 bu ykma sevin-
cini tutkuyla haykrr. "Ba sonu olmayan bayram", der. Gerekten
de, btn ezilmiler iin olduu gibi, onun iin de devrim szc-
mn kutsal anlamyla bayramdr. Hurrah, ou la revolution pour les
cosaques adl kitabnda Kuzey gebelerini her eyi yakp ykmaya
aran Fransz kargaacs Coeurderoy 2 geliyor insann aklna. O da,
"baba evine ate gtrmek" istiyor, insan tufan ile kargaalktan ba-

(1) Confession, s.102 ve gerisi, Rieder.

(2) Claude Harmel ve Alain Sergent. Anarinin tarihi, cilt I.


ka hibir eye umut balamadn haykryordu. Bakaldrma bu be-
lirtiler iinde ar durumunda, biyolojik gereiyle belirir. Bunun iin
Bakunin, anda bilginler hkmetini olaanst bir derinlikle ele-
tiren tek insan olmutur. Her trl soyutlamaya kar km, bakal-
drmasyla btnyle birlemi, tm insan savunmutur. Haydutlar,
kanl ayaklanmalara nder olanlar gklere karmas, gzde rnekle-
rinin Stenka Razin ile Pugaev olmas, bu insanlarn, hibir retiye,
hibir ilkeye balanmadan, bir ar zgrlk lks urunda dm
olmalarndan ileri gelir. Bakunin devrimin canevine bakaldrmann
plak ilkesini sokar. "Frtna ve yaam, ite bize gereken budur. Ya-
sasz, dolaysyla zgr bir yeni dnya".
Ama yasasz bir dnya zgr bir dnya mdr, ite her bakaldr-
mann sorduu soru. Bunun yant Bakunin'den istenseydi, bu yant
hi de kukulu olmazd. Her durumda, hem de en byk akgrl-
lkle, baskc sosyalizme kar km olmakla birlikte, elikiye al-
drmadan, gelecein toplumunu bir diktatrlk olarak tanmlar. Ken-
di eliyle yazd Uluslararas Kardelik Yasalar (1864 - 1 8 6 7 ) , daha
o zamandan, bireyin koulsuz olarak merkez kuruluna balanmasn
ister. Devrimi izleyecek zaman iin de ayn ey. Kurtulmu Rusya
iin "gl bir diktatr iktidar... yandalaryla evrili, kurullaryla
aydnlatlm, zgr i birlikleriyle kklenmi, ama hibir eyle, hi-
bir kimseyle snrlanmam bir iktidar" umar. Bakunin de dman
Marx kadar hizmet etmitir Lenin'ci retiye, t e yandan Bakunin'in
ar katnda belirttii biimiyle devrimci islav imparatorluu d s-
nr ayrntlarna varncaya kadar, Stalin'in gerekletirdii dn ta
kendisidir. arlk Rusya'snn temel yrtme gcnn korku olduu-
nu syleyebilmi ve Marx' bir parti diktatrln yadsm bir in-
sandan gelince, bu gibi anlaylar elikili grnebilir. Ama bu eli-
ki, retilerinin kaynaklarnn biraz da yoksayc olduklarn gsterir.
Pisarev, Bakunin'i dorular. Hi kukusuz tm zgrl istiyordu o.
Ama bu zgrl tm bir ykmada aryordu. Her eyi ykmak, te-
melsiz bir kurmaya balanmaktr; sonra duvarlar ayakta tutmak ge-
rekir, kollar zerinde. Devrimi canlandrmaya yarayabilecek yanlar-
n bile brakmadan, btn gemii yadsyan kii, yalnz gelecekte bir
dorulama bulmaya boyun eer, bu arada da, geiciyi dorulamak
iin, polisi grevlendirir. Bakunin diktatrl haber veriyordu, ama
ykma isteine kar karak deil, onunla elele vererek. Ahlak de-
erleri de tm yoksamanm korlar iinde erimi olduuna gre, bu
yolda hibir ey durduramazd onu. Zindandan kurtulmak iin, poh-
pohlayc bir dille yazd ara tirafnda, iin iine devrimci politi-
kann ifte oyununu sokar. svire'de Neayev'le birlikte yazd sa-
nlan Devrimcinin din kitab'nda ise, sonradan yadsyacak olmakla
birlikte, u siyasal pervaszla biim verir. Bu pervaszlk eilimi bun-
dan byle devrim akmlarnn zerinde srekli olarak arln duyu-
racak, Neayev de bunun kkrtc rneklerini verecektir.
Bakunin kadar bilinmeyen, ondan daha gizlemli,ama konumuz
asndan daha anlaml olan Neayev, ne kadar ileri gtrlebilirse o
kadar ileri gtrr yoksaycln tutarln. 1866'ya doru devrimci
aydn evrelerinde grnmeye balar, 1882 ylnda da karanlk bir
biimde lr. Bu ksa zaman iinde, hep ekici bir insan olarak kal-
mtr: niversiteliler, Bakunin, g etmi devrimciler, hatta yatt
zindanda lgnca bir kundakla sokmay baard gardiyanlar,
herkes, herkes evresindedir. Ortaya kt zaman, kararn oktan
vermitir. Bakunin'in kendisine dsel grevler vermeye raz olacak
kadar onun bysne kaplmas, bu dizginlenmez insanda gerekle-
tirilmesini tledii, kendisi de olmak isteyip de yreinden kurtu-
lamad iin olamad kiiyi bulmasmdandr. Neayev, "haydutla-
rn yabanl evrenine, Rusya'nn bu gerek ve biricik devrimci evresi-
ne" katlmak gerektiini sylemekle de tpk Bakunin gibi ve bir kez
daha, bundan byle politikann din, dinin de politika olacan yaz-
makla da yetinmemitir. Umutsuz bir devrimin zalim keii olmu-
tur; desteklemeye karar verdii kara tanrsall yaymay, onu en so-
nunda baarya ulatrmay salayacak ldrc dzeni kurmak, Ne-
ayev'in en belirgin dyd.
Evrensel ykma konusunda dnce yrtmekle kalmad, b-
yk bir souklukla, kendilerini devrime adayanlar iin "Her eye
izin vardr" istemek, kendi davranlarnda da hibir eyden sakn-
mamak balca zgnlyd. "Devrimci nceden mahkm bir in-
sandr. Ne gnl ilikileri olmaldr, ne sevdii nesneler, sevdii var-
lklar. Adndan bile syrlmaldr. Her eyi bir tek tutkuda: Devrim-
de toplanmaldr". Tarih, her trl ilkenin dnda, devrimle kar-
devrim arasnda bir savatan baka bir ey deilse, bu iki deerden
birini benimsemekten baka kar yol yoktur, lm de burdadr, di-
rili de, Neayev bu mant son noktasna gtrr. Devrim, ilk onun-
la, aktan ve dostluktan aka ayrlr.
Hegel dncesinden gelme saymaca ruhbilimin sonularn se-
zeriz onda. O bilinlerin birbirlerini tanmalarnn akla kar karya
gelite gerekleebileceini kabul etmiti hi deilse 1 . Ne olursa ol-
sun, zmlemesinde, "olumsuzun gcn, sabrn, almasn" ta-
mayan bu " o l g u " y a ba yeri vermek istememiti. Bilinleri en so-
nunda lmne bir arpmaya girimek zere denizlerin kumunda
bocalayan kr aanozlarn sava iinde gstermeyi semi, ayn
lde geerli bir baka benzetmeyi, karanlkta glkle, birbirini
arayan daha byk bir k vermek zere birbirine gre dzenlenen
fenerler benzetmesini bile bile bir yana brakmt. Birbirlerini seven-
ler, aklar, dostlar bilirler ki, ak yalnz bir imek akmas deil,
y n zamanda kesin tanmay, kesin barmay salamak zere karan-
lklarda elele ve acl bir arpmadr. Ne olursa olsun, tarihsel erdem
sabryla tannrsa, gerek ak da kin kadar sabrldr, t e yandan, Ada-
let istei yzyllar boyunca devrim tutkusunu hakl karan tek istek
deildir, devrim ayn zamanda herkese kar bir acl dostluk gerei-
ne dayanr, hele ve her eyden nce dman bir gk altnda. Adalet
iin lenler, btn alarda, birbirlerine "karde" demilerdir. id-
det, hepsi iin, ezilmiler topluluu yararna, dmana yneltilir.
Ama devrim tek deerse, her eyi ister, hatta hafiyelii, dolaysyla
dostluun feda edilmesini bile. Bundan byle iddet, soyut bir d-
nce yararna, dost, dman demeden herkese ynelecektir. Devri-
min kurtarmak istedii eyden bile nce gelmesi, imdiye kadar boz-
gunlarn yzn deitiren dostluun feda edilmesi ve imdilik grn-
meyen bir utku gnne braklmas gerektiinin sylene bilmesi iin,
cinlerin saltanat gnn beklemek gerekmitir.

Neayev'in zgnl kardelere yaplan iddeti dorulamas-


dr. Bakunin'le birlikte Din kitab'n ortaya koyar. Ama Bakunin,
bir tr aknlk iinde, kendisine yalnz dlerinde varolan bir Avru-
pa Devrimciler Birlii'ni Rusya'da temsil etmek grevini verdikten

(1) Hayranlkta da olabilir bu, o zaman "usta" sz byk bir anlam kazanr:
ykmadan yapan.
sonra, Neayev Rusya'y gerekten avcunun iine allr, kendi Balta
Birlii'ni kurar, yasalarn da kendisi tanmlar. Burada, bir askerlik
y a da bir politika eylemi iin zorunlu olan gizli merkez kurulunu g-
rrz hi kukusuz, herkes bu kurula koulsuz' olarak bal kalaca-
na and imek zorundadr. Ama Neayev, kendilerine bal kimseleri
ynetmek iin iddetten ve yalandan yararlanmann nderlerin hakk
olduunu kabul ettikten sonra, devrimi bir asker devrimi biimine
sokmaktan da fazlasn yapar. Gerekten de daha varolmayan merkez
kurulunun yetkilisi olduunu syledii, girimeyi dnd eyleme
ekingenleri de ekmek iin bu kurulu snrsz kaynaklar bulunan
bir kurul diye tantt zaman, daha balangta yalan sylemi ola-
caktr. Devrimcileri ulamlara ayrmakla daha da fazlasn yapar. Ona
gre, birinci ulamdan olanlar (yani nderler) tekileri istendii gibi
"harcanabilecek bir sermaye" olarak grmek hakkn tarlar. Tarihin
btn nderleri byle dnmlerdi belki de, ama bunu syleyeme-
milerdi. Ne olursa olsun, Neayev'den nce hibir devrimci nder
bunu bir davran ilkesi olarak benimsemeyi gze alamamt. O za-
mana kadar hibir devrim, insann bir ara olabileceini yazmam-
t yasalarna. Eskiden beri, cesarete, zveri anlayna seslenilerek yan-
da toplanrd. Neayev ekingenlere antaj yaplabilecei, yldrla-
bilecekleri, gvenlerinde aldatlabilecekleri kararma varr. Dzenli bir
biimde en tehlikeli ilere itilirlerse, yalanc devrimciler bile ie yara-
yabilir. Ezilmilere gelince, kendilerini temelli kurtarmak sz konusu
olduuna gre, daha da ezilebilirler. Onlarn yitirdiklerini, gelecein
ezilmileri kazanacaktr. Neayev, hkmetleri bask nlemlerine d o -
ru itmek, onun halka en o k nefret edilen temsilcilerine hibir za-
man dokunmamak gerektiini, gizli birliinde kitlelerin aclarn ve
yoksulluunu arttrmak iin elinden geleni yapmak zorunda bulun-
duunu bir ilke olarak ne srer.

Bu gzel dnceler bugn btn anlamlarn kazandlar ya Ne-


ayev ilkelerinin baarsn gremedi. Ama hi deilse niversite -
rencisi vanov'un ldrl srasnda uygulamak istedi bu ilkeleri,
vanov'un ldrlmesi gnn insanlarn ylesine sarst ki, Dostoyevs-
ki Cinler'in ana konularndan biri yapt bunu. Biricik kusuru Nea-
yev'in yetkilisi bulunduunu syledii merkez kurulundan kuku
duymak olduu anlalan vanov, bu kuralla zdelemi kiiye kar-
ktna gre, devrime kar kyor demekti, yleyse lmeliydi.
Neayev'in arkadalarndan biri, Uspenski: "Bir adamn yaamna
son vermeye ne hakkmz var?" diye soruyordu. Ald yant uydu:
"Hak deil sz konusu, savmza zarar veren her eyi yoketme gre-
vimiz". Gerekten de, tek deer devrim oldu mu hak yoktur, grev-
ler vardr yalnz. Ama insan, birdenbire bir tersine dnle, bu g-
revler adna btn haklar kendi avcuna alr. Bylece, hibir zorba
hkmdarn canna kastetmemi olan Neayev, sav adna, tvanov'u
bir pusuda ldrr. Sonra Rusya'dan ayrlr, gidip Bakunin'i bulur.
Bakunin srt evirir ona, bu "tiksindirici taktii" yadsr. "Yklmaz
bir birlik kurabilmek iin, temel olarak Machiavel'in politikasn
alp Cizvitlerin retisini benimsemek gerektiine inand yava ya-
va: Beden iin yalnz iddet, ruh iin de yalan", diye yazar Baku-
nin. yi grmtr durumu. Ama Bakunin'in ileri srd gibi, dev-
rim biricik iyilikse, bu taktiin tiksindirici olduuna ne adna karar
vermeli? Neayev gerekten devrimin hizmetindedir, hizmet ettii
kendi kendisi deil, savdr. Rusya'ya gnderildikten sonra, yargla-
rna hibir ey brakmaz. Yirmi be yl ceza giydikten sonra da zin-
danlar zerinde hkm srer, gardiyanlar rgtleyerek gizli bir birlik
kurar, arn ldrlmesini tasarlar, yeniden yarglanr. On iki yllk
tutsaklktan sonra, kapal bir kalenin dibinde bir lm, ite devrimin
byk derebeylerinin horgrc rkn balatan bu ba kaldrmn ya-
am.
Bu srada, devrimin iinde her eye izin vardr gerekten, l-
drme bir ilke olabilir. Oysa 1870 ylnda, halkln yeniden canla-
nyla, aralklarda ve Lavrov ile Herzen'in sosyalizminde grlen
dinsel ve ahlaksal eilimlerden domu olan devrim akmnn Nea-
yev'in nclk ettii siyasal pervaszln gelimesini nleyecei sa-
nlmt. Akm "canl ruhlar"a sesleniyor, halka gitmelerini, kurtu-
lua kendi ayayla gitmesi iin onun eitilmesini istiyordu. "Pi-
man beyzadeler ailelerini brakyor, eski giysiler giyiyor, kylye t
vermek zere kylere gidiyordu. Ama kyl saknyor, susuyordu.
Susmad zaman da havariyi candarmaya ihbar ediyordu. Ar ruhla-
rn bu baarszl, akm bir Neayev'in pervaszlna, hi deilse
iddete yneltecekti. Aydn tabakas, halk kendine -ekemeyince,
salt hkmdarlk karsnda yeniden yalnz buldu kendini; yeniden,
dnya efendi ve kle trlerine ayrlm grnd gzlerine. Bylece
Halkn Buyruu topluluu, bireysel yldrcl ilke yapacak, devrim-
ci sosyalist partiyle birlikte, 1905 ylna kadar srm olan ldrme-
ler dizisini balatacakt. Bu noktada doar yldrclar, aka srt e-
virmi, efendilerin sululuu karsnda ayaklanmlardr, ama umut-
suzluklaryla babaadrlar, ancak susuzluklarnn ve yaamlarnn
ifte kurbanlnda zebilecekleri elikileriyle kar karya kalm
bir durumdadrlar.

Kibar katiller

1878 yl, Rus yldrclnn doum yldr. Yz doksan halk-


nn durumasnn ertesinde, 24 Ocak gn, gencecik bir kz, Vera
Zasuli Petersburg valisi general Trepov'u ldrr. Jri yelerince
susuz bulunduktan sonra, arn polislerinin elinden de kaar. Bu
tabanca at, birbirine karlk veren ve ancak bkknln yardmyla
sona erecei daha batan sezilen bir bask ve suikast alayannn
balangc olur.
Ayn yl, Halkn Buyruu'nun bir yesi, Kravinski, lme kar-
lm adl yergisinde, yldry ilkeleriyle tanmlar. lkeleri sonular
izler. Avrupa'da, Almanya imparatoru, talya ve spanya krallar sui-
kastlere kurban giderler. Gene 1878 ylnda, ikinci Alexandre, Okra-
na ile, devlet yldrclnn en etkili silahn yaratr. Bundan sonra,
Rusya'da ve Bat'da on dokuzuncu yzyl ldrmelerle talanr. 1879'
da, spanya kralna gene suikast yaplr, ara kar da baarsz kalm
bir baka suikast. 1881'de Halkn Buyruu yldrclarnca arn l-
drl. Sofa Perovskaya, Jeliabov ve dostlarnn aslmas. 1883, Al-
manya imparatoruna suikast, katilinin balta ile idam. 1887, Chicago
kurbanlarnn idam, spanyol kargaaclarnn Valencia kongresi, yl-
drc uyarlar: "Toplum boyun emezse, hepimiz birlikte leek bile
olsak, ktlk ve sapknlk yok edilecektir". 90 yllar, Fransa'da olay-
lar yoluyla propaganda denilen eyin en yksek noktasn belirtir.
Ravachol'un, Vaillant'n, Henry'nin yaptklar, Carnot'un ldrlme-
sinin ilk belirtileridir. Yalnz 1892 ylnda, Avrupa'da binden fazla,
Amerika'da be yze yakn dinamitle-suikaste rastlanr. Sonra, 1898,
Avusturya imparatoriesi Elisabeth'in ldrlmesi. 1901, Amerika
Birleik Devletleri Bakan Mac Kinley'in ldrlmesi. Ynetimin
ikinci derecede temsilcilerine kar suikastlerin hi ard gelmeyen
Rusya'da, 1903 ylnda, devrimci sosyalist partinin Sava rgt do-
ar ve Rus yldrclnn en olaanst kiilerini bir araya getirir.
1905 ylnda, Sazanov'un Plehv'i, Kalyalev'in byk-dk Sergei'yi l-
drmesi, otuz yllk kanl havariliin en yksek noktalarm belirtir ve,
devrimci din urunda, kurbanlar an tamamlar.
Bylece, aradn bulamam bir din akmna katlm olan yok-
sayclk, yldrclkla sonulanr. Bu gen adamlar, bombalar ve ta-
bancalanyla, daraacna yrylerindeki gzpeklikleriyle, bu tm
yoksama evreninde, elikiden syrlmak, eksikliini duyduklar de-
erleri yaratmak istiyorlard. Onlardan nce insanlar bildikleri ya da
bildiklerini sandklar ey iin lyorlard. Onlarla, varolmas iin u-
runda lmek gerektiinden baka hibir yam bilinmeyen bir ey iin
lmek gibi daha g bir alkanlk balad. Onlardan nce, lecek in-
sanlar, insanlarn adaletine kar Tanr'ya snyorlard. Bu evrenin
lm mahkumlarnn bildirilerini okuduumuz zaman, ayrmsz ola-
rak hepsinin, daha domam olan baka insanlarn adaletine snd-
n grerek sarslrz. Yce deerler yokluunda, gelecein insanlar
bunlarn bavurabilecekleri son nokta olarak kalyordu. Gelecek, tan-
rsz insanlarn biricik akmldr. Yldrclar salt ynetimi ykmak,
onu bombalar altnda sarsmak isterler kukusuz. Ama, hi deilse
lmleriyle, bir adalet ve ak topluluunu yeniden yaratmak, byle-
ce kilisenin ihanetine uram bir grevi ele almak isterler. Gnn bi-
rinde iinden yeni bir tanr fkracak bir kilise yaratmak isterler as-
lnda. Ama hepsi bu mudur? Gnll olarak sululua ve lme ko-
malar ilerde gelecek olan bir deer umudundan baka bir ey kar-
mam olsayd, hi deilse imdilik, bou bouna ldkleri, yoksay-
clktan da kurtulamadklar kesinlenebilirdi. t e yandan, biimlen-
medii srece bir eylemi aydmlatamayacana, bir seme ilkesi sa-
layamayacana gre, ilerde gelecek bir deer, terimlerde bir eliki-
dir. Ania 1905 ylnn elikilerle paralanm kiileri, yoksamala-
ryla, lmeleriyle, yalnz geliini mutaladklarn sanarak ortaya koy-
duklar, bundan byle kar durulmaz bir deere can veriyorlard. Da-
ha nce bakaldrmann kaynaklarnda bulduumuz bu yce ve ac
zenginlii, cellatlarndan ve kendi kendilerinden stn tuttuklar ak-
t. Bakaldrma anlaynn tarihimizde sonuncu kez, acma anlayy-
la karlat bu dakikada, bu deer zerinde durup onu inceleyelim.
niversite rencisi Kalyalev: "Yldrc eylemden ona katl-
madan sz edilebilir m i ? " diye haykrr. 1903 ylndan balayarak
Azef'in, daha sonra da Boris Savenkov'un ynetimi altnda, devrim-
ci sosyalist partinin Sava rgt'nde toplanm btn arkadalar,
bu byk sze yakr bir davran gsterirler. Titiz insanlardr bun-
lar. Bakaldrma tarihinde, koullarnn, dramlarnn hibir eyini yad-
smayan son insanlar olacaklardr. Yldn iinde yaamlar, "ona
inanmlardr" (Pokotilov) ama onun acsn da hep duymulardr.
Kalabaln iinde bile kukulara kaplm banazlar tarihte ender-
dir. 1905 ylnn insanlan kukularndan hibir zaman syrlamam-
lardr hi deilse. Onlara sunabileceimiz en byk sayg, u 1950
ylnda, bizden nce kendi kendilerine sormadktan ve yaamlar ya
da lmleriyle, bir dereceye kadar yantlamadklar hibir soru sora-
mayacamz sylemektir.
Oysa hzla gelip gemilerdir tarihten, rnein Kalyalev, 1 9 0 3
ylnda Savenkov'la birlikte yldn eylemine katlmaya karar verdii
zaman, yirmi alt yandadr. ki yl sonra, "Ozan" (byle derlerdi
ona) aslmtr. Ksack bir eylem sresi. Ama bu evrenin tarihini bi-
razck tutkuyla inceleyenler iin, Kalyalev, badndrc geii iin-
de, yldrcln en anlaml yzlerinden biridir. Sasonov, Schweitzer,
Pokotilov, Vuanarovski ve geri kalanlarn o u , Rusya'nn ve dn-
yann tarihinde hep byle belirmilerdir: Gittike daha acl bir ba-
kaldrmann hzla gelip geen, unutulmaz tanklar olarak bir an par-
layp snvermilerdir.
Hemen hepsi tanrszdr. Bombasn Amiral Dubassov'un zeri-
ne frlatrken len Boris Vuanarovski: "Daha liseye bile girmeden
nce, ocukluk arkadalarmdan birine tanrszlk dersi verdiimi
anmsyorum, diye yazar. Bir tek sorun kartryordu kafam. Ama
nerden taklmt aklma? y l e ya, lmszlk konusunda en ufak
bir bilgim y o k t u " . Kalyalev'e gelince, Tann'ya inanr o. Baarsz
kalacak bir suikastten birka dakika nce, Savenkov sokakta bir
dinsel resmin nne dikilip bir eliyle bombay tutarken, bir eliyle de
istavroz kardn grr. Ama dini kap dar eder. idamndan n-
ce, hcresinde, dinin yardmlarn geri evirir.
Gizlilik yalnz yaamak zorunda brakr onlar. Geni bir insan
topluluuyla bantda olan eylem insanlarnn gl sevincini bil-
mezler, bilseler de soyut bir biimde bilirler. Ama kendilerini bir-
letiren ba, onlar iin btn balanmalarn yerini tutar. "valye-
lik!" diye yazar Sasonov, sonra da yle aklar: "Bizim valyeli-
imiz yle bir ruh kazanmt ki, karlkl bantlarmzn gerek
zn "karde" szc bile yeterince aklayamaz". Ayn Sasonov
dostlarna krekten yle yazar: "Bana gelince, mutluluumun ka-
nlmaz koulu, sizlere tam ballmn bilincini hep srdrmektir.
Vuanarovski de, sevdii kadn kendisini alkoyarken, ona: "Arkada-
larmn yanma ge varrsam, senden nefret ederim", dediini sakla-
maz, "biraz gln" bulur bu sz, ama o zamanki ruhsal durumunu
ortaya koyduunu da belirtir.
Bu birbirlerine sokulmu, bu Rus halk iinde yitip gitmi k-
k erkekler ve kadnlar topluluu, kendilerini hibir eyin ynelt-
medii cellatlk mesleini seerler. Genel olarak insan yaamna say-
gy ve kendi yaamlarna kar en byk kurbanlk zlemine kadar
varan bir horgry benliklerinde birletirir, ayn eliki zerinde ya-
arlar. Dora Brilliant iin izlence sorunlarnn nemi yoktu. Yldr-
c eylem, her eyden nce yldrcnn gsterdii zverilerle gzelle-
iyordu. " A m a yldr armh gibi kyordu zerine", der Savenkov.
Kalyalev'e gelince, her dakika cann vermeye hazrd. "Daha da iyisi,
bu zveriyi tutkuyla arzuluyordu". Plev'e kar suikast hazrl s-
rasnda, atlarn altna atlarak bakanla birlikte lmeyi nerir. Vuana-
rovski'de zveri eilimi lmn ekimiyle birleir. Tutuklanmasn-
, dan sonra, ana babasna yle yazar: "Delikanllmda ka kez ken-
dimi ldrmeyi dnmtm..."
Ayn zamanda, canlarn tehlikeye atan, hem de yle btnyle
tehlikeye atan bu cellatlar, bakalarnn canna bilinlerinin en titi-
ziyle dokunuyorlard ancak. Byk-dk Sergei'ye yaplacak suikast
ilk seferinde baarszlkla sonulanr, nk Kalyalev dkle birlikte
arabada bulunan ocuklar da ldrmeye yanamaz, btn arkada-
lar da kendisine hak verir. Savenkov, baka bir yldrc, Rachel
Louriee konusunda yle yazar: "Yldrc eyleme iman etmiti, ona
katlmay bir onur ve bir grev sayyordu, ama o da kan grmeye da-
yanamyordu". Ayn Savenkov, amiral Dubassov'a Petersburg-Mos-
kova ekspresinde suikast yaplmasna kar kar: "En ufak bir pat-
lama vagonda da olabilir ve yabanclar ldrebilir". Savenkov, daha
sonra, on alt yanda bir ocuu bir suikaste kattn "yldrc bi-
lin adna" fkeyle yadsr. arlk zindanndan kaaca srada, ka-
masn nleyecek subaylara ate etmeyi dnr, ama silahn asker-
lere evirmektense lmenin daha iyi olduuna karar verir. Vuana-
rovski, "bu ii vahi bulduu iin" hibir zaman avlanmadn sy-
leyen bu insan ldrc de yle der: "Dubassov karsyla birlikteyse,
bombay atmayacam".
Bakalarnn yaam konusunda bylesine derin bir kaygda
birleen bylesine byk bir kendini unutmuluk, bu kibar katille-
rin bakaldrma yazgsn en ar elikisi iinde yaadklarn d-
nmemize neden olur. Bir yandan iddetin kanlmaz niteliini ka-
bul ederken, bir yandan da onun dorulanmam olduunu gizleme-
dikleri dnlebilir. Hem zorunlu, hem balanmaz, ite byle g-
ryorlard ldrmeyi. Baya yrekler bu korkun sorunla kar kar-
ya gelince, terimlerden birini unutarak rahata erebilirler. Biimsel
ilkeler adna, her trl kendiliinden iddeti balanmaz bulmakla
yetinerek dnya ve tarih dzeyindeki u yaygn iddete girimeyi da-
ha uygun bulacaklardr. Ya da, tarih adna, bu iddetin zorunlu ol-
masyla avunacak, tarihi insanda adaletsizlie kar kan her eye
uzun ve tek bir saldr durumuna sokuncaya kadar cinayete cinayet
ekleyeceklerdir. ada yoksaycln iki ayn yz ite: Biri burju-
va, biri devrimci.
Ama sz konusu olan ar kiiler hibir eyi unutmuyorlard.
Bu durumda, zorunlu bulduklarn dorulayamaynca, dorulama
olarak kendi kendilerini sunmay, sorduklar soruya kiisel zveriyle
yant vermeyi tasarladlar. Onlardan nceki btn bakaldrmlar iin
olduu gibi, onlar iin de, ldrme intiharla zdeleti. Byle oldu mu
bir yaam baka bir yaamla denir ve bu iki kurbanlktan bir deer
umudu doar. Kalyalev, Vuanarovski ve tekiler, yaamlarn e-de-
erliine inanrlar, yleyse dnce iin ldrmekle birlikte, hibir
dnceyi insan yaamndan stn tutmazlar. Dnceyle tamam ta-
mamna ayn dzeyde yaarlar, lnceye kadar, dnceyi kendi var-
lklarnda cisimlendirerek dorularlar. Dinsel olmasa da doatesi bir
bakaldrma anlay karsndayz hl. Bundan sonra, ayn kemirici
inanla comu baka insanlar gelecek, bu yntemleri duygusal bu-
lacak, herhangi bir yaamn gene herhangi bir yaamla e-deerde ol-
duunu yadsyacaklardr. O zaman da, ad tarih bile olsa, soyut bir
dnceyi insan yaamnn stne karacaklar, kendileri bu dnce-
ye nceden boyun emi olduklarndan, durumun saymacalma bak-
madan, bakalarna da boyun edirtmeye karar vereceklerdir. Bakal-
drma sorunu aritmetikle deil, olaslk hesabyla zlecektir artk.
Dncenin gelecekteki gereklemesi karsnda, insan yaam her
ey de- olabilir, hi de olabilir. Hesapnn bunu gerekletirme inan-
c ne kadar bykse, insan yaam o kadar az deer tar. Son nokta-
da da hibir deer tamaz olur.
Bu snr, yani filozof cellatlar ve devlet yldrcl an in-
celeyeceiz. imdilik, 1905 ylnn bakaldrmalar, bulunduklar s-
nrda, bomba gmbrtleri iinde, bakaldrmann bakaldrma ol-
maktan kmadka, avuntuya, dogmac rahatla gtremeyeceini
retirler bize. Grnteki biricik baarlar, hi deilse, yalnzl
ve yoksaycl yenmeleridir. Yoksadklar ve kendilerini dar atan
bir dnyann ortasnda, btn yce gnller gibi, kardelii yeniden
kurmaya alrlar. Krein lnde bile mutluluklarn salayan,
karlkl olarak birbirlerine besledikleri tutsaklatrlm ve sessiz
kardelerinin usuz bucaksz kitlelerine kadar uzanan sevgi, bunalm-
larnn ve umutlarnn boyutlarn verir. Bu aka hizmet etmek iin,
ilkin ldrmeleri gerekir; susuzluun egemenliini kesinlemek iin
de belli bir sululuu kabul etmeleri. Onlar iin ancak son anda -
zlecektir bu eliki. Yalnzlk ve valyelik, el ekme ve umut, l-
mn zgrce benimsenmesiyle alacaktr ancak. 1881'de ikinci Alex-
andre'a suikast rgtleyen, ldrmeye krk sekiz saat kala tutukla-
nan Jeliabov da suikastn gerek hazrlycsyla lmek istemiti. Yet-
kililere yazd mektupta: "ki daraac yerine bir daraac hazrlan-
mas yalnz hkmetin alaklyla aklanabilir", diyordu. Be dar-
aac birden dikildi, biri de sevdii kadn iindi. Ama, sorgular sra-
snda zayflk gstermi olan Risakov dehetten yar lgn bir durum-
da, srklenerek daraacna getirilirken, Jeliabov glmseyerek ld.
nk Jeliabov, ldrdkten ya da ldrttkten sonra, yalnz
kalrsa, istemedii, ama Risakov gibi yklenmek zorunda kalaca
bir sululuk bulunduunu biliyordu. Daraacnn eiinde, Sofa
sevdii adam ve br iki dostunu pt, ama Risakov'a arkasn dn-
d, bylece Risakov, yeni dinin cehennemlii olarak yalnz ld. Je-
liabov iin, kardelerinin ortasnda lmek hakl kmak demekti, l -
dren kii, daha da yaamaya raz olursa, ya da, daha da yaamak
iin, kardelerine ihanet ederse suludur ancak, lmek tam tersine,
suu sfra indirir. Charlotte Corday, Fouquier- Unville'e bunun iin
haykrr: "Vay canavar, beni katil sanyor!". Susuzlukla sululuun,
usla us-dnn, tarihle lmszln yan yolunda yer alan bir insan-
sal deerin i paralayc ve gelip geici sezgisidir bu. Bu bulu daki-
kasnda, ama yalnz bu dakikada, bu umutsuzlara garip bir huzur ge-
lir, kesin utkularn huzuru. Polianov, hcresinde, lmenin kendisi
iin "kolay ve tatl" olabileceini syler. Vuanarovski lm korku-
sunu yendiini yazar. "Yzmde tek kas titremeden, tek szck sy-
lemeden kacam daraacna... Bu da bana yaplan iddetin deil,
yalnz yaadklarmn sonucu olacak". ok daha sonra, sttemen
Schmidt de yle yazacaktr: "lmm her eyi tamamlayacak, da-
vam da ikenceyle talanarak tartlmaz, kusursuz olacak". Son-
ra Kalyalev, yarglarn karsna sulayc olarak dikilip de daraa-
cyla cezalandrlan Kalyalev, kesinlikle: "lm bu gzyalan, bu
kan dnyasna kar son bir protesto sayyorum", der, gene Kalya-
lev: "Kendimi parmaklklarn ardnda bulduktan sonra, herhangi bir
biimde canl kalmak isteini hibir zaman duymadm", diye yazar.
Dilei yerine getirilecektir. 10 Maysta, sabahn ikisinde, benimsedi-
i biricik dorulamaya doru yryecektir. Banda bir ftr apka,
tepeden trnaa karalar iinde, pardessz olarak daraacna kar,
lm mahkmu, ha uzatan rahip Florinski'ye yalnz yle der: "Ya-
amla ilgimi kestiimi ve lme hazrlandm daha nce de syle-
mitim size".

Evet, burada, daraacnn dibinde, yoksaycln son dakika-


snda, eski deer yeniden doar. Bu deer bakaldrmlk anlay-
nn bir zmlenmesi sonunda bulduumuz " V a n z " sznn bu kez
tarihsel bir yansmasdr. Hem kendi kendisini, hem de tkenmez dost-
luk iin lenin dncesiyle Dora Brilliant'n altst olmu yznde
lmcl bir parltyla parlayan budur; krekte, protesto etmek ve kar-
delerim saydrtmak" iin Sazanov'u intihara iten de budur; bir gene-
ral kendisinden arkadalarn ihbar etmesini isteyince, onu bir tokat-
ta yere yuvarlad gn, Necayev'i bile artan da budur. Bylece bu
yldrclar, bir yandan insanlarn dnyasn dorularken, bir yandan
da, tarihimizde sonuncu kez, gerek bakaldrmann deerler yara-
tc olduunu kantlayarak bu dnyann yukarsnda yer alrlar.
1905 yl, onlar dolaysyla, devrimci atlmn en yksek nokta-
sn belirtir. Bu tarihten sonra bir d balar. Kiliseleri din kurban-
lar yapmaz artk: onlarn harc ya da susuzluk kantlardrlar. Sonra
papazlar ve yobazlar gelir. Gelecek devrimciler yaamlarn deitiril-
mesini istemeyeceklerdir, lm tehlikesine raz olacaklardr ya dev-
rim iin, devrime hizmet etmek iin kendilerini elden geldii kadar
korumay da kabul edeceklerdir, yleyse kendileri iin tm sululu-
u da kabul edeceklerdir. Alala boyun eme, ite devrimi ve in-
san kilisesini kendilerinden stn tutan yirminci yzyl devrimcileri-
nin gerek zellii budur. Kalyalev, tam tersine, zorunlu yol olan dev-
rimin yeterli bir erek olmadn ortaya koyar. Evren saygsn nce
zorunlu, sonra yetersiz grdklerine, Kalyalev'le Rus ya da Alman ar-
kadalar dnya tarihinde Hegel'e gerekten kar km kiilerdir 1 .
"Grnme" yetmiyordu Kalyalev'e. Btn dnya kendisini onaylasa
bile, hl bir kuku kalacakt Kalyalev'in iinde: Kendisi onaylaya-
bilmeliydi, cokun alklarn her gerek insanda uyandrd kuku-
yu susturmak iin, herkese hakl grlmek bile yetmeyecekti ona.
Kalyalev sonuna kadar kuku duydu, ama bu kuku onu eylemden
alkoymad; bunun iin bakaldrmann en an grntsdr, lmeyi,
bir yaamn 1 karln gene bir yaamla demeyi kabul eden kii,
yoksamalar ne olursa olsun, tarihsel birey olarak kendisini aan bir
deerin varln kesinler. Kalyalev lnceye kadar tarihe verir kendi-
ni, lecei anda ise, tarihin yukarsnda yer alr. Bir bakma, kendi-
sini ona ye tuttuu dorudur. Ama neyi ye tutar, duralamadan l-
me att kendi varl;n m, yoksa cisimlendirdii, yaatt deeri
mi? Yant kukulu deildir. Kalyalev ve kardeleri yoksaycl alt-
ediyorlard.

(1) ki insan rk. Biri yalnz ldrr ve bunu canyla der. t e k i binlerce cina-
yeti dorular, buna karlk onurlandrlraay kabul eder.
igalev'cik

Ama bu yengi yarnsz olacaktr: lmle birleir. Yoksayclk,


geici olarak, kendini yenenlerden sonra ayakta kalr. Devrimci sosya-
list partinin gbeinde bile, siyasal umursamazlk yengiye doru y-
rmesini srdrr. Kalyalev'i lme yollayan nder, Azev, ifte oyun
oynar, bir yandan bakanlar, dkleri ldrtrken, bir yandan da dev-
rimcileri Okrana'ya ihbar eder. Kkrtclk "Her eye izin vardr"a
eski yerini verir, tarihi gene salt deerle zdeletirir. Bu yoksayc-
lk, bireyci sosyalizmi etkiledikten sonra, Rusya'da 80 yllarnda or-
taya kan bu bilimsel denilen sosyalizme de bulaacaktr 1 . Neayev
ile Mars'n ortak miraslar yirminci yzyln tmcl devrimini dou-
racaktr. Bireysel yldrclk tanrsal hakkn son temsilcilerini kou-
tururken, devlet yldrcl da bu hakk toplumlarn kknden kaz-
maya hazrlanyordu. Son erekleri gerekletirmek iin iktidar alma
teknikleri bu ereklerin rnek dorulanndan daha stn saylmaya
balar.
Gerekten de, Lenin "muazzam" bulduu bir iktidar-elegeir-
me anlayn Neayev'in bir arkada ve ruhsal kardei olan Tkaev'
den alr, bunu kendisi yle zetler: "Her eyin gizli tutulmas, ye-
lerin zenle seilmesi, meslekten devrimciler yetitirilmesi". ld-
rarak len Tkaev, yoksayclktan asker sosyalizmine geii salar.
Bir Rus Jacobin'cilii yaratacan ileri sryordu, ama her trl er-
demi yadsdna gre, Jacobin'lerden yalnzca eylem tekniini al-
mt. Sanatn ve ahlakn dmandr, usla us-dn yalnz teknikte
uzlatrr. Erei devlet ynetimini ele geirerek insan eitliini ger-
ekletirmektir. Gizli rgt, devrimci kollar nderlerin diktatrlk
gc gibi konular, ylesine byk, ylesine etkili bir baar kazana-
cak olan "aygt" olgusunu deilse de kavramn tanmlar. Ynteme
gelince, Tkaev'in yeni dnceleri benimseme yeteneinden yok-
sundurlar diye yirmi be yan am btn Ruslar yoketmeyi ne
srd dnlrse, bu konuda doru bir gre varlabilir. Gerek-
ten dahice bir yntem dorusu, ocuklarn azgn eitiminin ezil-
mi bykler ortasnda yapld stn-devlet tekniinin gzde yn-

(1) lk sosyal demokrat topluluk, Plekhanov'unki, 83 ylnda grlr.


cemi. Sezar sosyalizmi, tarihsel mantn egemenliiyle uzlamayan
deerleri yaatt oranda bireysel yldrcl sulayacaktr kuku-
suz, ama tek dorulama olarak tanrlam insanl kurmak ereiy-
le, yldry devlet dzeyine karacaktr.
Burada bir halka tamamlanr. imdi devrim, gerek kklerin-
den kopmu, tarihe boyun edii iin insana olan balln yitir-
mi olarak, btn evreni kleletirmeyi dnmektedir. Cinler'de
onursuzluk hakkn isteyen yoksayc Verkhovenski'nin gklere -
kard igalev'cilik a balar artk. Mutsuz ve dizginlenmez bir
dncedir 1 , kendi kendinden baka bir anlam tamayan bir tarih
zerinde egemen olabilecek tek eyi, g istemini seer. nsan dostu
igalev de inancas olur: Bundan byle insanlk ak insanlarn kle-
etirilmesini dorulayan bir kant durumuna gelir. Eitlik delisi i-
galev 2 , uzun dncelerden sonra, gerekten umut krc olsa bile bir
tek retiye olanak bulunduu sonucuna varmt umutsuzlukla.
"Snrsz zgrlkten yola karak snrsz zorbala geldim". Her e-
yin yoksanmas olan tmc zgrlk tm insanlkla zdelemi yeni
deerlerin yaratlmasyla yaayabilir ancak, ancak bunlarla dorula-
nabilir. Bu yaratma gecikirse, insanlk lnceye kadar kendi kendini
yiyecektir. Bu yeni yasalara giden en ksa yol tmc diktatrlkten
geer. "Kiilik haklarn insanln onda biri tayacak, bu onda bir,
geri kalan onda dokuz zerinde snrsz bir yetke uygulayacak. Bun-
lar kiiliklerini yitirecekler, bir sr gibi olacaklardr; edilgen boyun-
eile yetinecek, bylece ilk arla, bir bakma, ilk cennete geri d-
necekler, burada alacaklardr", topyaclarn dledii filozoflar
hkmetidir bu; ne var ki, bu filozoflar hibir eye inanmamaktadr-
lar. Cennet lke gelmitir, ama gerek bakaldrmay yadsmaktadr,
Ravachoi'un yaamn ve lmn kutlayan cokun bir yazn adam-
nn deyimini kullanmak gerekirse, "iddeti lsa'lar"n egemenliin-
den baka bir ey sz konusu deildir. Verkhovenski, ac ac: " Y u -
karda papa, evresinde biz, aamzda da igalev'cilik", der.

(1) "nsan kendine gre tasarlyor, sonra da bir daha dncesinden caydrm-
yordu."

(2) " U durumlarda kara alma ve ldrme, ama her eyden n c e eitlik."
Yirminci yzyln tmc dinleri, devlet yldrlar byle belirir.
Bugn, tarihimizin bir yan zerinde, yeni derebeyleri, byk engizi-
trler, ezilmilerin bakaldrmasn kullanarak srdryorlar egemen-
liklerini. Saltanatlar zalim, ama, romantiklerin eytan' gibi, zalim-
liklerini tanmas ar bir yk olmas dolaysyla balatyorlar. "Ar-
zuyu ve acy kendimize ayryoruz, klelerin payna da igalev'cilik
decek". Yeni, olduka da irkin bir kurbanlar rk douyor byle-
ce. Aclar bakalarna ac ektirmekten baka bir ey deil; kendi
efendiliklerinin klesi oluyorlar. nsann tanr olmas iin, kurbann
da alalarak cellat olmas gerekir. Kurban da, cellat da umutsuzdur
bunun iin. Artk ne klelik, ne de g eriebilecektir mutlulua,
efendiler hrn, kleler ask suratl olacaktr. Hakk vard Saint-Just'
n, halka ac ektirmek korkun bir eydir. Ama her birini bir tanr
yapmaya karar verdikten sonra, insanlar tedirgin etmekten nasl ka-
nlabilir? Tanr olmak iin kendini ldren Kirilov'un, intiharnn
Verkhovenski'nin suikast iin kullanlmasn kabul ettii gibi, insa-
nn kendi kendini tanrlatrmas da bakaldrmann yaratt amur-
lu yollarna, tarihimizin hl iinden kamad bu yollara sapar.
DEVLET YILDIRICILII ve US-DII YILDIRI

Btn yeni devrimler devletin glenmesiyle sonulanmtr.


1789 Napoldon'u getirir, 1848 nc Napoleon'u, 1917 Stalin'i,
20 yllarnda talya'da kan kargaalklar Mussolini'yi, Weimar cum-
huriyeti de Hitler'i. Bu devrimler, hele birinci dnya sava tanrsal
hukukun son kalntlarn da sildikten sonra, gittike artan bir gz
karalkla, insansal lkeyi, gerek zgrl kuracaklarn ileri srmek-
ten geri durmazlar. Devletin o gittike artan tm gll bu hrs
her seferinde onaylar. Bunun eninde sonunda gerekleemeyeceini
sylemek yanl olurdu. Ama nasl gerekletii incelenebilir; ders
de arkadan gelir belki.
Bu denemenin konusu olmayan birka aklama yannda, ye-
ni devletin grlmedik ve dehet verici geliimi de, gerek bakaldr-
ma anlayna yabanc olsa bile, zamanmzn devrimcilik anlayn
dourmu olan, lsz teknik ve felsefe hrslarnn manta uygun
sonucu olarak grlebilir. Marx'n kehanetimsi d, Hegel ya da
Nietzsche'nin nceden bildirdikleri, Tanr lkesinin kk kazndktan
sonra, ussal ya da us-d, ama her iki durumda da yldrc bir devlet
karr ortaya.
Dorusunu sylemek gerekirse, yirminci yzyln faist devrim-
leri devrim diye adlandrlmaya demez. Evrensel hrslar eksiktir.
Mussolini de, Hitler de bir imparatorluk yaratmaya altlar elbette,
nasyonal-sosya.list lkcler de, ak ak, dnya imparatorluunu d-
ndler. Allm devrim akmlarndan farklar, yoksayc mirasta,
usu tanrlatracak yerde us-dn, hem de yalnz us-dm tanrlatr-
may semi olmalar. Bylelikle, evrenselden el ekiyorlard. Gene
de Mussolini Hegel'den, Hitler Nietzsche'den geldiini syler; tarihte,
Alman lkclnn baz kehanetlerini canlandrrlar. Bu bakmdan,
bakaldrma ve yoksayclk tarihinin maldr. lk olarak, hibir eyin
bir anlam bulunmad, tarihin de gcn rastlantsndan baka bir ey
olmad dncesi zerine bir devlet kurdular. Sonu da gecikmedi.

Mussolini daha 1914'te, "kargaann kutsal dinini" mutuluyor,


her trl Hristiyanln dman,olduunu bildiriyordu. Hitler'e ge-
lince, onun dini hi duralamadan Yazg-Tanr ve Walhalla'yl al birle-
iyordu. Tanrs, bir toplant kantyd, sylevlerinin sonunda bir tar-
tma kztrma biimiydi gerekten. Baarsn srdrd srece,
esinli olduuna inanmay ye tuttu. Bozgun zamannda, halknn iha-
netine urad kansna vard. Bu arada, kendini herhangi bir ilke
nnde sulu bulmu olabileceini gsteren bir ey kmad ortaya.
Nazilie bir felsefe grn verebilmi olan biricik stn bilgili in-
san, Ernest Junger de yoksaycln kalplarn semitir: "Usun ya-
ama ihanetine verilebilecek en iyi karlk, usun usa ihanetidir, ve
bu an en byk, en zalim hazlanndan biri de bu ykma abasna
katlmaktr".
Eylem adamlar, inansz olunca, eylem devinisinden baka hi-
bir eye inanmamlard. Hitler'in savunulmaz elikisi de srekli bir
! devinim ve bir yadsma zerine deimez bir dzen kurmak istemi
olmasdr. Rauschning, Yoksayclk Devrimi adl kitabnda, Hitler
devriminin salt bir dinamizm olduunu sylemekte hakldr. Bir ei
daha grlmemi bir savala, bozgunla, ekonomik bunalmla kkn-
den sarslan Almanya'da, hibir deer ayakta kalmamt. Goethe'nin
"Almanlarn her eyi zorlatrma huyu" dedii eyi de hesaba kat-
mak gerekse bile, iki sava arasnda btn lkeyi sarm olan intihar
salgn, kafalarn aknl konusunda o k ey anlatr. Her eyden
umudu kesmi olanlara inan verebilecek olan ey uslamlamalar de-
il, yalnz tutkudur, burda ise tutku bile umutsuzluun, yani ala-
ln ve kinin dibinde yatyordu. Deer yoktu artk, hem btn insan-
larnlarn mal, hem de btn insanlarn stnde olan, birbirlerini yar-
glamalarna olanak veren deer yoktu. Bylece 1933 Almanya's yal-
nzca birka kiinin dk deerlerini benimsedi, bunlar btn uy-

(1) skandinav mitologyasnda, savata lm kahramanlarn kaldklar yer.


(eviren.)
garla zorla benimsetmeye alt. Goethe ahlaknn yokluunda,
haydutlar topluluunun ahlakn seti, ona katland.
Haydudun ahlak hep yengi ve , bozgun ve kindir. Mussolini
"kiinin ilkel glerini" gklere kard zaman, kann ve igd-
nn ykseltiliini, buyurma igdsnn en kt rnnn biyolojik
dorulanmasn haber veriyordu. Nuremberg durumasnda, Frank,
Hitler'e hz veren "biim dmanl"nn altn izmiti. Dorudur,
bu adam devinim durumunda bir gt yalnz, kurnazln, yaman
bir taktik ak-grlln hesaplaryla daha da etkili olan bir g-
t. Baya olan bedensel biimi bile kendisine bir snr deildi, kitle-
nin iinde eritiyordu o n u 1 . Yalnz eylem ayakta tutuyordu bu ada-
m. Varolmak yapmakt onun iin. te bu yzden, Hitler ve yneti-
mi dmansz edemezdi, fkeyle kendilerinden gemi zppeler 2
olarak, ancak bu dmanlara gre tanmlanabilirler, ancak kendileri-
ni devirecek olan bu azgn sava iinde biimlenebilirlerdi. Propagan-
dada ve tarihte, Yahudiler, farmasonlar, etkili zenginler, Anglosak-
sonlar, hayvans Islavlar, lmne doru yol alan kr gc her sefe-
rinde daha bir fazla ahlandrmak zere birbirini izlemitir. Srekli
sava srekli kkrtclar istiyordu.
Hitler, ar durumda tarihti. "Oluu srdrmek, yaamaktan da-
ha iyidir", diyordu Junger. Bylece, en aa dzeyde, hem de her
trl stn geree kar, tm olarak yaamn akyla zdelemeyi
tlyordu. Biyolojik d politikay icadetmi olan ynetim, en ak
karlarnn tersine bir yol tutuyordu. Ama hi deilse kendi zel
mantna uymaktayd. Rosenberg dft'bylece yaamdan cafcafl bir
dille szediyordu ya: "Yryen bir birlik gibi, bu birliin nereye ve
hangi erekle gittiinin hi nemi y o k " . Sonra bu birlik tarihi yknt-
larla dolduracak, kendi yurdunu da yerle bir edecektir, ama hi de-
ilse yaam olacaktr. Bu dinamizmin gerek mant, ya tm boz-
gun, ya da, fetihten fetihe, dmandan dmana, kan ve eylem impa-
ratorluunu kurmakt. Hitler'in, hi deilse ilke olarak, bu impara-
torluu tasarlam olmas pek dnlemez. Bilgisiyle olsun, taktik

(1) Bak: Max Picard'n gzel kitab: Hiliin insan.

(2) Goering'in konuklarn baz baz Neron klnda ve yz b o y a n m olarak


kabul ettii bilinir.
zeks ya da igdsyle olsun, yazgsnn dzeyinde bir adam deildi.
Almanya, tara ii bir politika dncesiyle bir imparatorluk savana
giritii iin kt. Ama Junger bu mant grm, tanmn da ver-
miti. Bir "evrensel ve teknik imparatorluk", "Hristiyanla kar
bir teknik din" canlandrd kafasnda, bu dinin ballar, bu impara-
torluun askerleri iiler olabilirdi, nk (ve Junger burada Marx'la
birleiyordu), inansal yaps dolaysyla ii evrenseldi. "Toplumsal
szlemenin deimesiyle oluan boluu yeni bir komuta yneti-
minin yasas doldurur. i pazarlk, acma, yazn alanndan alnarak
eylem alanna kadar ykseltiliyor. Hukuk buyruklar askerlik buyruk-
lar durumuna gelmektedir", imparatorluk, grld gibi, ayn za-
manda hem evrensel fabrika, hem de evrensel kladr, Hegel'in ii-
askeri burada bir kle olarak egemenliini srdrr. Hitler bu impara-
torluk yolunda biraz erken durdurulmutur. Ama daha ilerilere bile
gitmi olsayd, yalnzca kar konulmaz bir dinamizmin gittike daha
o k yayld, bu dinamizmi destekleyecek tek ilkeler olan umursa-
mazlk ilkelerinin gittike daha o k iddetlenip glendii grlecekti.
Rauschning, byle bir devrimden szederken, onun kurtulu,
adalet ve us atlm olmadn syler: "zgrln lm, iddetin
* egemenlii ve usun klelii"dir. Gerekten de, faizm horgrdr.
Buna karlk, horgrnn her tr, politikaya girdi mi faizmi hazr-
lar, ya da kurar. Faizmin, kendi kendini yadsmadka, baka ey
olamayacan da eklemek gerekir. Burjuva olmaktansa cani olmann
daha iyi olacan Junger kendi ilkelerinden karyordu. O kadar ya-
zn yetenei bulunmayan, ama, bu konuda daha tutarl olan Hitler,
yainzca baarya inandktan sonra, biri ya da teki olmann nem
tamadn biliyordu. Bylece ayn zamanda her iki nitelii birden
benimsemekten ekinmedi. "Olaydr nemli olan, ite o kadar", der-
di Mussolini. Hitler de: "Irk ezilme tehlikesi altnda bulunduu za-
man... yasaya uygunluk ancak ikinci derecede bir nem tar", der.
te yandan, rk da varolabilmek iin her zaman tehlikede bulunmak
gereksiniminde olduuna gre, hibir zaman yasaya uygunluk yok-
tur. "Her eyi imzalamaya, her eyi onaylamaya hazrm... iin iin-
deki Alman halknn geleceiyse, bugn tam bir inanla antlamalar
imzalayabilir, yarn da bunlar bozabilirim", t e yandan, Fhrer sa-
va balatmadan nce yenene gerei syleyip sylemediinin so-
rulmayacam bildirmiti generallerine. Nuremberg durumasnda,
Goering de savunmasnda bu gr benimser: "Yenen her zaman
yarg, yenilen de sank olacaktr". Bu konu elbette tartlabilir.
Ama o zaman, Nuremberg durumasnda, bu masaln katillie vara-
can kestiremediini syledii zaman, Rosenberg'i anlamak gtr.
ngiliz savc ise, tam tersine, "Mein Kampf'dan Maidanek'in gaz oda-
larna giden yolun dosdoru bir yol olduunu" belirttii zaman, du-
rumann gerek konusuna, yani ak nedenler dolaysyla Nurem-
berg'te tartlmayan tek konuya, Bat yoksayclnn tarihsel so-
rumluluklar konusuna dokunur. Bir duruma btn bir uygarln
genel sululuu bildirilerek yrtlemez. Yarglama btn dnyann
suratna kar haykran eylemler zerine yaplmtr.
Hitler, her durumda, srekli fetih devinimini kard, o olmad
m hibir ey olamazd. Ama srekli dman, srekli yldrdr, ste-
lik bu kez devlet dzeyindedir. Devlet "aygt "la, yani fetih ve bask
mekanizmalarnn btnyle zdeleir. Yurt iine ynelen fetihin
ad propaganda (Frank'a gre, "cehennem yolunda ilk adm"), ya da
baskdr. Darya doru yneltilince, orduyu yaratr. Bylece btn
sorunlar birer askerlik sorunu durumuna getirilmi, g ve etki terim-
leriyle kurulmutur. Politikay da, ynetimin temel sorunlarn da ba-
komutan kararlatrr. Strateji konusunda yadsnmaz olan bu ilke, si-
vil yaamda da genelletirilmitir. Tek nder, tek halk, tek efendi ve
milyonlarca kle demektir. Btn toplumlarda zgrln gvencesi
olan ara kurumlarn yerlerini, ya sessiz ya da (bu ayn eydir) "Slo-
g a n l a r haykran kalabalklar zerinde egemen olan, izmeli bir Ye-
huda'y brakr. nder ile halk arasna bir uzlama ya da araclk r-
gt deil, "aygt", yani bask arac olan parti yerletirilir. Bylece bu
dk gizemciliin ilk ve tek ilkesi, yoksayclk dnyasna bir puta-
tapclk ve baya bir kutsallk getiren Fhrerprenzip doar.
Mussolini, bu latin hukukusu, devlet nedeniyle yetiniyor, an-
cak bunu, bin bir trl parlak szle, bir saltlk durumuna getiriyordu.
"Devlet dnda, devlet stnde, devlete kar hibir ey olamaz. Her
ey devletindir, devlet iindir, devlet iindedir". Hitler Almanya's
bu sahte nedene gerek dilini verdi, bu dil de bir dinin diliydi. Bir
parti kongresi srasnda, bir Nazi gazetesi: "Tanrsal grevimiz herke-
si kaynaklarna, Analara gtrmekti. Aslnda, bu bir Tanr hizmetiy-
di", diye yazyordu. Kaynaklar ilkel ulumadr o zaman. Peki, sz ko-
nusu olan bu Tanr kimdir? Bunu da partinin bildirisi syler bize:
"Biz, hepimiz, bu yeryznden, Fhrer'imiz Adolf Hitler'e inanyo-
ruz... ve nasyonal-sosyalizmin halkmz kurtulua gtren biricik
inan olduunu sylyoruz". O zaman yasay da, erdemi de krs
ve bayraklardan olumu bir Sina da zerinde, projektrlerin alev-
li fundalnda dimdik duran nderin buyruklar yapar. Ufak stn-
insanlar bir kez cinayeti buyurmaya grsnler, bakandan yarbaka-
na, yarbakandan daha ufana derken, cinayet kleye kadar iner,
kle ise yalnz emir alr, kimseye emir vermez. Sonra da Dachau'nun
bir cellad hcresinde alar: "Ben yalnz emirleri yerine getirdim. Bun-
lar Fhrer'le Reichsfhrer dzenledi yalnz, sonra da ekip gittiler.
Gluecks, Kalternbrunner'den emir ald, ben de kuruna dizme emrini
aldm sonunda. Btn yk benim stme yktlar, nk ben bir k-
k Hauptscharfihrer'den baka bir ey deildim, bu emri daha aa-
srada bulunan birine iletemezdim. imdi asl benim katil olduu-
mu sylyorlar". Goering, durumada, Fhrer'e balln yadsyor
ve "bu lanetli dnyada hl onur diye bir ey bulunduunu" syl-
yordu. Onur, baz baz cinayetle birleen itaatteydi. Askerlik yasas
itaatsizlii lmle cezalandrr, onuru da kleliktir. Herkes asker olun-
ca, asl cinayet, emir ldrmeyi gerektirdii zaman ldrmemektir.
Yazk ki, emir iyiyi yapmamz pek ender olarak ister. Salt di-
namizm iyilie ynelmez, etkenlie ynelir yalnz. Dmanlar bulun-
duu srece, yldr da olacaktr; dinamizm varolduka da dmanlar
bulunacaktr, bylece: "Partinin yardmyla Fhrer'ce yrtlen halk
egemenliine zarar verebilecek btn etkiler ortadan kaldrlabilecek-
tir". Dmanlar sapkndr, t ya da propaganda yardmyla yola
getirilmeli; engizisyon ya da Gestapo yardmyla yok edilmelidir. So-
nu da udur: nsan, partidense, Fhrer'in hizmetinde bir aratan,
aygtn bir arkndan, Fhrer'in dmanysa, aygtn bir tketim r-
nnden baka bir ey deildir. Bakaldrmadan domu olan us-d
atlm, insann bir ark olmamasn salayan eyi, yani bakaldrma-
nn kendisini indirgemekten baka bir ey dnmez artk. Alman
devriminin romantik bireycilii susuzluunu en sonunda nesneler
dnyasnda giderir. Us-d yldr insanlar birer nesne, Hitler'in de-
yimiyle birer "gezegen basili" durumuna getirir. Yalnz kiiyi deil,
kiinin evrensel olanaklarn, dnceyi, yardmlamay, salt aka a-
ry da yoketmeye kalkar. Propaganda ile ikence, dolaysz bozup -
rtme yollardr; dzenli dknletirme, umursamaz cani ve zorlama
su ortakl karmdr, ldren ya da ikence eden kii yalnz bir
glge grr baarsnda: Kendini susuz bulamaz, yleyse, ynsz bir
dnyada genel sululuun artk yalnz gcn kullanlmasn yasaya uy-
gun klmas, yalnz baary kutsamas iin, kurbann kendisinde de
sululuu yaratmaldr. Susuzluk dncesi susuzun iinden de si-
linince, umutsuz dnya zerinde g deeri egemen olur. Bunun iin,
yalnz talarn susuz olduklar bu dnya zerinde, iren ve zalim
bir iledir srp gider. damlklar birbirlerini asmak zorundadrlar.
Analn ar l bile ldrlr, kuruna dizilmek zere bir subay-
ca olundan birini semeye zorlanan u Yunan anasnda ldrld-
gibi. te byle zgr olunur en sonunda, ldrme ve alaltma,
baya ruhu hilikten kurtarr. O zaman, lm kamplarnda, tutuklu-
lar orkestrasyla, Alman zgrlnn trks sylenir.
Hitler cinayetlerinin, bu arada Yahudilerin toptan ldrlmele-
rinin, tarihte bir benzeri daha yoktur, nk tarih bylesine tm bir
ykma retisinin uygar bir ulusun dmenlerini ele geirii konusunda
hibir rnek vermez. Tarihte ilk kez, hkmet adamlar usuz bucak-
sz glerini her trl ahlakn dnda bir gizemcilik kurmakta topla-
mlardr. Bir hilik stne kurulmu bir tapmak konusunda bu ilk
deneme hi olmann ta kendisiyle denmitir. Lidice'in yerle bir edil-
mesi, Hitler'ci eylemin retisel ve bilimsel grnnn gerekte yal-
nz umutsuzlua ve gurura balanabilecek us-d bir atlm gizledii-
ni gsterir. O zamana kadar asi saylan bir ky karsnda, yenenler-
den yalnz iki tutum beklenebilirdi. Ya hesapl bir bask ve tutsakla-
rn souka ldrlmesi, ya da kudurmu askerlerin vahice, ama is-
ter istemez ksa sren saldrlar. Lidice her iki dzenin birletirilme-
siyle yklmtr. Yalnz evler atee verilmekle, kyn yz yetmi drt
erkei kuruna dizilmekle, iki yz kadn srgne gnderilmekle,
yz iki ocuu Fhrer dinine gre yetitirilmek zere baka yere g-
trlmekle kalnmam, alan dinamitle dzlemek, talar yoketmek,
kyn kk gln doldurmak, sonra da yolun ve rman ynn
deitirmek iin aylarca zel takmlar altrlmtr. Lidice bundan
sonra hibir ey deildi gerekten, eylemin mantna uygun olarak
yalnzca salt bir gelecekti. i daha da salama balamak iin, hl
buralarda bir eyler bulunduunu anmsatan mezarlk da llerinden
boaltlmt 1 .
Hitler dininde tarihsel olarak dile gelen yoksayc devrim, so-
nunda kendi kendine ynelen, lsz bir hilik azgnlndan baka
bir ey uyandrmad. Yoksama, hi deilse bu kez, hem de Hegel'e
karn, yaratc olmad. Hitler tarihte olumlu hibir ey brakmam
tek zorba hkmdar rneidir. Kendi kendisi iin de, ulusu iin de,
dnya iin de, intihardan ve ldrmeden baka hibir ey olamad.
ldrlm yedi milyon Yahudi, ldrlm ya da srgn edilmi ye-
di milyon Avrupal, on milyon sava kurban tarihin yargs iin az-
dr belki de: Tarih katillere alkndr. Ama Hitler'in son dorulama-
lar, yani Alman ulusunun ykl bile, tarihsel varl yllar boyunca
milyonlarca insan bylemi olan bu adam bundan byle kararsz
ve sefil bir glge durumuna drr. Nuremberg durumasnda Speer'
in tankl, Hitler'in, sava tm ykmdan nce durdurabilmek elin-
deyken, genel intihan, Alman ulusunun zdeksel ve politik ykln
ye tuttuunu gstermitir. Almanya, sava kaybettiine gre, kor-
kak ve haindi, lmesi gerekirdi. "Alman halk yenecek gte deilse,
yaamay haketmemitir". Bylece Hitler bu halk lme srkleme-
ye, Rus toplar Berlin saraylarnn duvarlarn atlatrken, intiharn
bir ululama yapmaya karar verdi. Hitler, kemiklerinin mermer bir ta-
buta konulmasn isteyen Goering, Goebbels, Himmler, Ley, yeralt-
larnda ya da hcrelerde kendilerini ldrrler. Ama hi yoluna bir
lmdr bu, kt bir d, dalan bir duman gibidir. Ne etkilidir, ne
de bir rnek nitelii tar, yoksaycln kanl kuruntusunu kesinler.
"zgr olduklarn sanyorlard, diye haykrr Frank. Hitler'cilikten
kurtulunmayacan bilmiyorlar myd!" Bilmiyorlard, her eyi yok-
samann bir klelik, gerek zgrlnse tarihe ve baarlarna gs
geren bir deere iten bir boyun ei olduunu da bilmiyorlard.
Ama faist gizemler yava yava dnyay ynetmeyi kurmu ol-
salar bile, hibir zaman gerekten evrensel bir imparatorluk kurmaya
kalkmadlar. Fazla fazla, kendi yengileri karsnda aran Hitler,

(1) Bu canavarlklarn gerekte ayn us-d rk stnl nyargsna uyan Av-


rupa uluslarnn smrgelerde yaptklar zulmleri ( 1 8 5 7 ' d e Hindistan'da,
1945'te de Cezayir'de) anmsatabileceklerini belirtmek sarscdr.
eyleminin taral kaynaklarndan saparak evrensel yurtla hibir ilgisi
bulunmayan belirsiz bir Alman imparatorluu dne yneldi. Rus
komnizmi ise, tam tersine, aktan aa dnya imparatorluunu
ister, kaynaklarnda da bu istek vardr. Gc, derinlii, tarihimizdeki
nemi bundan ileri gelir. Grnler ne olursa olsun, Alman devrimi
geleceksizdi. Ykmlar tutkunun kendisinden daha byk olan, ilkel
bir atlmdan baka bir ey deildi. Rus komnizmi, tam tersine, bu
denemenin betimledii doatesi tutkuyu, Tanr'nn lmnden son-
ra, en sonunda tanrlatrlm bir insan yurdu kurma grevini yk-
lendi. Hitler serveninin kendine mal edemeyecei devrim adn Rus
komnizmi haketmitir, imdi, grnte bu ad haketmese bile, bir
gn, hem de br daha brakmamasya hakedeceini ileri srmektedir.
Tarihte ilk kez, silahlanm bir imparatorlua dayanan bir reti ve
bir eylem, kesin devrimi ve dnyann en sonunda birletirilmesini bir
erek olarak benimsemektedir. imdi bize bu sav ayrntlaryla ince-
lemek kalyor. Hitler, lgnlnn doruunda, tarihi bin yllna dur-
duracan ileri srmt. Tam bunu yapmak zere olduuna inand,
yenilmi uluslarn gereki filozoflarnn da bunun bilincine varmaya,
bunu onaylamaya hazrlandklar srada, ngiltere ve Stalingrad sava
onu lme doru att ve tarihi bir kez daha ileriye itti. Ama insann
tarihi kadar eski tanrlk sav, Rusya'da kurulmu biimiyle, ussal
devlet grn altnda, daha byk bir arlk, daha byk bir etken-
likle yeniden ortaya kt.
DEVLET YILDIRICILII VE USSAL YILDIRI

On dokuzuncu yzyl ngiltere'sinde, toprak sermayesinden sa-


nayi sermayesine gemenin yol at aclar ve korkun yoklurlar iin-
de, ilkel kapitalizmin gz kamatrc bir zmlemesini yapmak iin,
Marx'n elinde o k eler vard. Sosyalizme gelince, ancak Fransz
devrimlerinden karabilecei, ama retileriyle elien dersler bir
yana, bundan ancak gelecek kipiyle, soyut iinde konumak zorun-
dayd. Bu bakmdan, en geerli eletiri yntemiyle en tartma gt-
rr, en topik mutlu gelecek inancn retisinde birbirine kartrm
olmasna amamal. in zc yan, tanm dolaysyla, geree uy-
gun olmas gereken eletirici yntem, kehanete bal kalmak istedii
lde, olaylardan uzaklamtr. Geree verilen payn mutlu gele-
cek inancnn payn azaltaca sanlmtr. Bu bile bir belirtidir. Da-
ha Marx'n yaad sralarda bile sezilebilir bu eliki. Yirmi yl son-
ra, Das Kapital yaymland zaman, Komnizm Bildirisi yle sarsl-
mazcasna doru olmaktan kmtr. te yandan Das Kapital da ta-
mamlanm deildir, nk Marx, mrnn sonlarnda, yeni ve ba-
/

dndrc bir toplumsal ve ekonomik olaylar yn zerine eiliyor,


retiyi yeni batan bunlara uydurmas gerekiyordu. Bu olaylar da
zellikle o zamana kadar kmsedii Rusya'yla ilgiliydi. Sonra,
1935 ylnda, Moskova'daki Marx-Engels Enstits'nn, daha yayn-
lanmas gereken otuzu akn cilt varken, Marx'n tm yaptlarn ya-
ynlama iini brakt bilinir; anlalan, bu ciltlerin ierii yeterince
"marksist" deildi.
Ne olursa olsun, Marx'n lmnden beri, mritleri arasnda bir
aznlk onun yntemine bal kald. Tarihi yapan Marx'lara gelince,
tam tersine, Marx'm bir devrim douramayacaklarm syledii koul-
larda Marx' bir devrim yapmak iin kehanete, retisinin karanlk
yanlarna sarlmlardr. Marx'n kehaneti gittike artan bir inan ko-
nusu olurken, nceden haber verdiklerinin ounun olaylarca sarsl-
d sylenebilir. Nedeni basittir bunun: nceden haber verdikleri
ksa sreliydi ve denetlenebilirdi. Kehanet uzun srelidir, dinlerin
salamln salayan ey de kendisinden yanadr: Kantlama olanak-
szl. nceden haber verilenler boa karken, kehanet tek umut
olarak kalyordu. Bunun sonucu olarak, tarihimiz zerinde yalnz
bana hkm srmektedir. Marx'lk ve miraslarn burda yalnz
kehanet asndan inceleyeceiz.

Bujuva kehaneti

Marx ayn zamanda hem bir burjuva peygamber, hem de dev-


rimci bir peygamberdi. kincisi birincisinden daha nldr. Ama ikin-
cisinin yazgsnn o k yanlarn birincisi aklar. Onda Hristiyan ve
burjuva kkenli, tarihsel ve bilimsel bir mutlu gelecek inanc, Alman
lkcl ile Fransz ayaklanmalarndan doma devrimci gelecek
inancn etkilemitir.

lka dnyasyla karlatrlnca Hristiyan dnya ile Marx'


dnyann birlii sarsar insan. Her iki dnyann ortak yan, kendileri-
ni Elen tutumundan ayran bir dnya grleri bulunmasdr. Jaspers
o k iyi tanmlar bunu: "nsanlarn tarihini kesinlikle tek bir saymak
bir Hristiyan dncesidir." lk olarak Hristiyanlar, insan yaamn
ve olaylar dizisini bir kaynaktan bir sona doru giden bir tarih olarak
grmler, insann kurtuluu ya da cezay bu tarih sresi iinde hak-
ettiini dnmlerdir. Tarih felsefesi, bir Elen kafas iin artc
olan bir Hristiyan belirlemesinden domutur. Elen'lerin oluum kav-
ramyla bizim tarihsel evrim dncemizin ortak hibir yan yoktur.
kisi arasndaki fark, bir daireyle dz bir izgiyi birbirinden ayran
farktr. Elen'ler evrimsel olarak tanmlarlard dnyay. Kesin bir r-
nek vermek gerekirse, Aristo Truva savandan sonra geldiini dn-
myordu. Hristiyanlk, Akdeniz dnyasna yaylabilmek iin, Elen'
lemek zorunda kald, bu yzden retisi yumuad. Ama zgnl
o zamana kadar hibir zaman birbirine balanmam iki kavram,
tarih ve ceza kavramlarn ilka dnyasna sokmak oldu. Araclk
dncesi bakmndan, Hristiyanlk Elen'dir. Tarihsellik kavram
dolaysyla Yahudi'dir ve Alman lkclnde yeniden karmza
kacaktr.

Tarihsel dncelerin, bir gzlem deil de bir deiim konusu


olarak grdkleri doaya dmanlklar gz nne alnrsa, bu kopma
daha iyi farkedilir. Marx'lar iin olduu gibi Hristiyanlar iin de
doay yenmek gerekir. Elen'ler ona uymann daha iyi olduu gr-
ndedirler. tik Hristiyanlar, ilkan acun akn bilmezler, stelik,
sabrszlkla, dnyann iyice yaklam sonunu beklemektedirler.
Elen'cilik, Hristiyanlkla birleince, bir yandan Albi sapknlnn
geliimini, bir yandan da ermi Franois'y douracaktr. Ama Engi-
zisyon, bir de Albi sapknlnn yok edilii, Kiliseyi dnyadan ve
dnyann gzelliinden yeniden ayrr, tarihin doadan stnl be-
nimsenir. Jaspers gene hakldr: "Dnyay yava yava znden bo-
altr Hristiyanlk... yle ya, bir simgeler btnne dayanr". Bu sim-
geler alar iinde sren tanrsal dramn simgeleridir. Doa bu dra-
mn dekorundan baka bir ey deildir artk. Hristiyanlk, insanla
doann gzel dengesini, btn ilka dncesini klandran u in-
sann doay benimseyiini bozar, bunu da tarih yararna yapar. Dn-
yayla dostluk gelenekleri bulunmayan kuzey halklarnn da bu tarihe
girii, devinimi hzlandrr. sa'nn tanrlnn yadsnd, Alman l-
kclnn desteiyle, sa'nn yalnzca tanr-insanm simgesi olduu
andan sonra, araclk kavram silinir, Yahudi bir dnya canlanr yeni-
den. Ordularn dizginlenmez tanrsnn saltanat balar gene, her g-
zellik bo hazlar kayna diye alaltlm, doa kleletirilmitir.
Marx, bu adan, tarihsel tanrnn Eremya's, devrimin ermi Augus-
tin'idir. adalar arasnda gericiliin en akll kuramcs ile basit
bir karlatrma, retisinin zellikle gerici yanlarnn bununla ak-
landn gstermeye yeter.

Joseph de Maistre, Hritiyanca bir tarih felsefesi adna, "


yzyl boyunca dnlm btn ktlkler"in zeti olarak grd-
Jacobin'cilikle Calvin'cilii rtr. Dinsel blnmeler, sapknlk-
lar karsnda, en sonunda katolik bir kilisenin "dikisiz giysi"sini
yeniden yapmak ister. Erei masonluk servenleri srasnda gr-
rz bunu 1 evrensel Kilise sitesini kurmaktr. Maistre ilk biimdeki
Adem'i ya da Fabre d'Olivet'nin farkllam insanlarn kkeninde-
ki evrensel insanyla Kabal'clarn Adem Kadmon'unu dler. D-
ten nceki bu insan yeniden yaratmak gerekmektedir. Kilise btn
dnyay kaplad zaman, bir ilk ve son Adem'e beden verecektir.
Petersburg Geceleri'nde bu konuda birok szlere rastlanr, bunlarn
Hegel ve Marx'n mutlu gelecekle ilgili szleriyle benzerlii artr
insan. Maistre'in tasarlad hem yersel, hem de gksel Kuds'te, "ay-
n ruhu .kavram olan insanlar birbirlerini anlayacak, birbirlerinin
mutluluunu yanstacaklardr". Maistre lmden sonra kiilii yad-
smaya kadar gtrmez ii; yalnz, "ktlk y o k edilince, tutkunun
da, kiisel karn da kalmayaca" ve "ifte yasa silinip de iki mer-
kez birleince insann benliine yeniden kavuaca" bir yeniden ka-
zanlm birlik d kurar.
Hegel de elikileri usun gzlerinin bedenin gzleriyle birlee-
cei salt bilgi yurdunda uzlatryordu. Ama Maistre'in gr "zle
varlk, zgrlkle zorunluk arasndaki kavgann sonunu" haber veren
Marx'n grne de yaklar. Maistre'e gre, ktlk birliin bozul-
masndan baka bir ey deildir. Ama insan hem yeryznde, hem
gkyznde birliini bulmak zorundadr. Hangi yollarla? Eski yne-
timin gericisi Maistre, bu noktada Marx'tan daha karanlktr. Bunun-
la birlikte, byk bir dinsel devrim bekliyordu, 1789 bunun "tyler
rpertici bir giri"inden baka bir ey deildi. Gerei yapmamz,
yani tmyle yeni devrim anlaynn izlencesini uygulamamz iste-
yen ermi Jean', " y o k edilmesi gereken son dmann lm oldu-
unu" haber veren ermi Paul' anyordu. nsanlk, cinayetler, zu-
lmler ve lmler iinden, her eyi dorulayacak olan bu tkenie
doru yryordu. Maistre'e gre yeryz "durmadan, dinlenmeden,
nesnelerin tkeniine, ktln kaznmasna, lmn lmne ka-
dar, yaayan ne varsa hepsinin kurban edilmesi gereken, usuz bucak-
sz bir sunak"tan baka bir ey deildir. Gene d e yazgcl etkendir.
"nsan her eyi yapabilirmi gibi eyleme girimeli, hibir ey yapa-
mazm.gibi boyun emelidir". Ayn yaratc yazgcl Marx'ta da
buluruz. Maistre kurulu dzeni dorular kukusuz. Ama Marx da

(1) E.Dermenghem. Joseph de Maistre mystique.


kendi anda kurulan dzeni dorular. Kapitalizmin en gzel vg-
s en byk dmannca yaplmtr. Marx ancak kapitalizm gnn
doldurduu oranda kapitalizm dmandr. Baka bir dzen kurula-
cak ve tarih adna, yeni bir trelere-ballk isteyecektir. Bunun yol-
larna gelince, Marx iin de, Maistre iin de ayndr: Siyasal gereki-
lik, sk dzen, g. Maistre, Bossuet'nin ar dncesini yineleye-
rek: "Sapkn kii, kiisel dnceleri olan kiidir", baka bir deyim-
le, sapkn kii toplumsal ya da dinsel bir gelenee dayanmayan d-
nceleri olan kiidir, dedii zaman, treye uyarlklarn en eskisinin
ve en yenisinin tanmn verir. Bu yksek mahkeme savcs, celladn
karamsar ozan, bizim diplomat savclarmz haber verir o zaman.
Sylemeye ne hacet, ne Maistre'i bir Marx', ne de Marx' bir
Hristiyan yapar bu benzerlikler. Marx'hkta tanrszlk kesindir.
Gene de insan dzleminde yce varla yer verir. Dinin eletirisi, in-
sann insan iin yce Varlk olduu retisine varr". Bu adan,
sosyalizm bir insan tanrlatrma abasdr, geleneksel dinlerin ba-
z zelliklerini almtr.1 Ne olursa olsun, bu yaklatrma, devrimci
bile olsa her trl tarihsel gelecek inancnn Hristiyan kaynaklar
konusunda aydnlatcdr. Tek fark bir gsterge deiikliindedir.
Marx'ta olduu gibi Maistre'de de, alarn sonu Vigny'nin byk
dnn, kurtla kuzunun barmasnn, cani ile kurbann ayn su-
naa yrmesinin, bir yeryz cennetinin balamasnn, ya da yeni-
den balamasnn gereklemesi demektir. Marx'a gre, tarihin ya-
salar zdeksel gerei yanstrlar; Maistre'e gre de tanrsal gere-
i. Birincisi iin, zdek zdr; ikincisi iin, tanrnn z bu yery-
znde cisimlemitir. tike bakmndan, lmszlk iki dnr bir-
birinden ayrr, ama tarihsellik gereki bir sonuta birletirir on-
lar.
Maistre, Yunanistan'dan nefret eder (ayn lke gnele ilgili
her gzelliin yabancs olan Marx' da rahatsz ederdi), Yunanistan'n
blclk ruhunu miras brakarak Avrupa'y rttn sylerdi.
Araclardan vazgemedii, stelik de Hristiyanln kard ve din-
sel kaynaklarndan koptuktan sonra, bugn Avrupa'y ldrmek teh-

(1) Marx' etkileyecek olan Saint-Simon da Maistre ile Bonald'dan etkilen-


miti.
likesi gsteren tarihsel tmlk ruhunu bilmedii iin, Yunan dn-
cesinin her eyden nce birlik dncesi olduunu sylemek daha
doru olurdu. "Bir Yunan ad, bir Yunan simgesi, bir Yunan maske-
si bulunmayan bir masal, bir lgnlk, bir sapknlk m vardr?" Ko-
yu ilkecinin fkesine aldrmayalm. Bu iddetli tiksinti, btn ilka
dnyasyla balarn koparm olmasna karlk, Hristiyanl kut-
sallktan syracak ve onu fetihi bir kiliseye balayacak olan yetke-
ci sosyalizmle el ele vermi yenilik anlayn dile getirir gerekte.

Marx'n bilimsel gelecek-inanc ise burjuva kaynakldr. lerleme,


bilimin gelecei, teknik ve retim ak, on dokuzuncu yzylda birer
inan olarak olumu burjuva sylenleridir. Komnizm bildirisi ile
Renan'm Bilimin gelecei'nin ayn ylda yaymlandklarn unutma-
mal. amzn okulu iin artc olan bu son inan aklamas,
on dokuzuncu yzylda, sanayi ile bilim alanndaki artc ilerleme-
lerin uyandrd bu nerdeyse gizemci umutlar hakknda en doru
dnceyi verir. Bu umut, teknik ilerlemeden yararlanan burjuva top-
lumunun ta kendisinin umududur.
lerleme kavram, aydnlanma a ve burjuva devrimiyle ada-
tr. Hi kukusuz on yedinci yzylda da esinleyicileri bulunabilir bu-
nun; Fransa'daki eskiler ve yeniler kavgas, daha o zamandan, tmden
sama bir sanatsal ilerleme kavram sokar Avrupa lkclne. Daha
ciddi bir biimde Descartes'lktan her zaman gelien bir bilim g-
r karlabilir. Ama ilk kez Turgot, 1750 ylnda, yeni inancn ak
bir tanmn yapar. nsan usunun ilerlemesi konusundaki sylevinde,
Bossuet'nin evrensel tarihini yineler. Yalnz, tanrsal istemin yerine
ilerleme dncesi geer burda. "Tm insan tr, birbirini kovalayan
durgunluklar ve alkantlar, iyilikler ve dertler iinde, ar admlarla
olsa bile, durmamasya, daha byk bir kusursuzlua doru yryor".
Condorcet'nin, devlet ilerlemesine balad ilerlemenin resmi kuram-
cs, aydnlanma devletince zehir imek zorunda brakldna gre, ay-
n zamanda ilerlemenin resmi kurban olan Condorcet'nin parlak gr-
lerinin zn de bu iyimserlik salar. Sorel 1 ilerleme felsefesinin tek-
nik ilerlemelerin rn olan zdeksel rahatln tadn karmaya can
atan bir topluma yaraan bir felsefe olduunu sylerken, yerden g-

(1) Les Iflusions du Progres.


e kadar haklyd, nsan, dnya dzeninde, yarnn bugnden daha
iyi olacana gvendi mi rahata gnl elendirebilir. Aykr gibi g-
rnyor ya, ilerleme tutuculuu dorulamaya yarayabilir. Gelecee
gvenden alnm bir senettir, efendinin iinin rahat etmesini salar.
Kleye, bugn savall durumda bulunan, gkte de hibir avuntusu
bulunmayan kimselere hi deilse gelecein kendileri iin olduu
sylenir. Gelecek, efendilerin klelere seve seve braktklar biricik
gnentir.
Bu dnceler, grld gibi, bugn de geerliliini yitirmi
dnceler deildir. Ama devrim anlay u ift anlaml ve kolay
ilerleme konusunu yeniden ele alm olduu iin yitirmemilerdir ge-
erliliklerini. Ayn ilerleme sz konusu deil elbette; Marx burjuva-
larn ussal iyimserliiyle alay eder durur. Greceimiz gibi, onun ne-
deni farkldr. Gene de uzlam bir gelecee doru g bir yryle
tanmlanr ^^arx,n dncesi. Hegel ile Marx'lk Jacobin'lere bu
mutlu gelecein yolunu dmdz gsteren biimsel deerleri ykm-
tr. Bununla birlikte, bu ileri doru gidi dncesini alkoymular,
yalnz bunu toplumsal ilerlemeyle kartrm ve zorunlu olduunu
kesinlemilerdir. On dokuzuncu yzyln burjuva dncesini srd-
ryorlard bylece. Gerekten de, Tocqueville, cokunluk nbetini
Marx' etkilemi olan Pecqueur'e brakmadan nce, gsterili bir dille
yle demiti: "Eitliin derece derece ve ileriye doru gelimesi,
insan tarihinin hem gemii, hem de geleceidir". Marx'la var-
mak iin bu eitliin yerini retim dzeyine vermek ve retimin son
basamanda bir deiim olarak uzlam toplumun gerekletiini
tasarlamak gerekir.

Evrimin zorunluuna gelince, 1822 ylnda tanmlad


evre yasas ile Auguste Comte, bunun en dzenli tanm verir. Comte'
un sonular, nedense, bilimsel sosyalizmin benimseyecei sonu-
lara o k benzer. 1 Olguculuk, on dokuzuncu yzyln lkc devri-
minin yanklarn byk bir aklkla gsterir, Marx da gelenee gre
dnyann balangcnda olan cenneti ve Tanr esinini tarihin sonuna
brakan bu devrimin temsilcilerinden biridir. Doatesi a ile din-

(1) Olgucu felsefe dersleri'nin son cildiyle Feuerbach'n Hristiyanln z ay-


n ylda yaynlanr.
sel an yerini almas kanlmaz olan olgucu a, bir insanlk dini-
nin belirii olacakt. Henri Gouhier, Comte'un iinde Tanr izleri
bulunmayan bir insan kefetmek istediini sylerken, onun giriti-
i abay tanmlam olur. Comte'un her yerde saltm yerini grece-
ye vermek olan ilk erei, greceliin tanrlatnlmas sonucunu ver-
di, hem evrensel, hem de aknlktan yoksun bir dinin tlenmesi
oldu. Comte, Jacobin'lerin Us saygsn olguculuun ilk belirii ola-
rak gryor, kendini de, hakl olarak, 1789 devrimcilerinin ardl
sayyordu, tikelerin aknln kaldrp dzenli bir biimde trn
dinini kurarak, bu devrimi hem srdryor, hem de geniletiyordu.
"Din adna Tanr'y bir yana brakmak", baka hibir anlam tam-
yordu. O gn bugn baars gittike artan bir manyakl balata-
rak bu yeni dinin ermi Paul'u olmak, Roma katoliklii yerine Pa-
ris katolikliini getirmek istedi. Katedrallerde, "Tanr'nn eski mih-
raplarnn yerinde tanrlam insanln heykelini" greceini um-
duu bilinir. 1860 ylna kadar Notre-Dame kilisesinde olguculuk
vazlar verebileceini hesaplyordu. Grnd kadar gln deil-
dir bu hesap. Kuatlm Notre-Dame hl direniyor. nsanlk dini
on dokuzuncu yzyln sonunda gerekten dinsel tlerle yayld
ve Marx, hi kukusuz Comte'u okumam olmakla birlikte, bu di-
nin peygamberlerinden biri oldu. Ne var ki, Marx, aknlktan yok-
sun bir dinin aka politika olduunu anlamt. Comte da biliyor-
du bunu, hi deilse, dininin her eyden nce bir topluma tapma
olduunu, politika gerekliini, bireysel hakkn yadsnmasn, zor-
baln kurulmasn gerektirdiini anlyordu. 1 Papazlar bilginler
olacak bir toplum, zel yaamn tmyle kitle yaamyla zdelee-
cei, her eye hkmeden byk rahibe tam bir "eylem, dnce ve
gnl" uyarlyla balanacak yz yirmi milyonluk Avrupa zerin-
de egemen olacak olan iki bin banker ve teknisyen, ite Comte'un
amzn yatay dini diye adlandrabileceimiz eyi haber veren
topyas. Gerekten de, bilimin aydnlatc gcne inanrken bir po-
lis rgt ngrmedii iin topyadr bu gr. Bakalar daha ger-
eki olacaklardr; insanlk dini de gerekten kurulacaktr, ama in-

(1) "Kendiliinden gelien her ey, belli bir zaman iin, ister istemez yasaya
uygundur."
sanlarn kanlar ve aclar zerine.
Marx'n insanln gelimesinde sanayi retiminin yeri konu-
sundaki tekelci dncesini burjuva iktisatlara borlu olduunu,
deer-emek kuramnn zn burjuva ve sanayi devriminin iktisat-
s Ricardo'dan ald da bu gzlemlere eklenirse, onun burjuva k-
hinliinden szetmekte hakl olduumuz kabul edilecektir. Bu yak-
latrmalarn erei, amzn takn Marx'larnn ileri srdkleri
gibi Marx'n bir balang ve son deil 1 , insan doasna katlan bir
dnr olduunu gsterir yalnz: nc olmaktan nce mirasdr.
Gereki olmasn istedii retisi, bilim dini, Darwin evrimcilii,
buhar makinesi ve dokuma endstrisi anda gerekten yleydi. Yz
yl sonra, bilim grecelikle, belirsizlikle, rastlantyla kar karya
geldi; ekonomi elektrii, demir ve atom retimini de gz nne al-
mak zorunda. Birbirini kovalayan bu bulular toplamak, birletir-
mek konusunda ar Marx'ln urad baarszlk, Marx'n a-
nn burjuva iyimserliinin de baarszldr. Bu baarszlk, Marx'
larn yz yllk gerekleri bilimsel olmaktan karmadan, donmu
durumda srdrme savlarn glnletirir. On dokuzuncu yzyln
mutlu gelecek dncesi, ister devrimci, ister burjuva olsun, farkl
* derecelerde, ama kendi eliyle tanrlatrd bu bilimin, bu tarihin
birbirini kovalayan gelimeleri karsnda ayakta kalamad.

Devrimci kehanet

Marx'n kehaneti ilkesinde de devrimcidir. Her trl insan ger-


einin kayna retim ilikilerinde olduuna gre, tarihsel oluum
.devrimseldir, nk ekonomi devrimseldir. Ekonomi, retimin her
dzeyinde, daha stn bir retim dzeyi yararna, kar toplumu y-
kan kartlklar ortaya karr. Kapitalizm bu retim aamalarnn

(1) Jdanov'a gre, Marx'lk "daha nceki btn retilerden nitelike farkl
bir felsefe"dir. Bu ise, ya Marx'lm rnein Descartes'lk olmad
(hi kimse dnmeyecektir bunu yadsmay), ya da Marx'ln Des-
cartes'la hibir ey b o r l u olmad anlamna gelir (bu da samadr).
sonuncusudur, nk artk her trl kartln zlecei, ekono-
minin silinecei koullar oluturmaktadr. O gn, tarilimiz tarih-n-
cesi olacaktr. Baka bir adan, Hegel'in tasladr bu taslak. Eyti-
im, us asndan ele alnacak yerde, retim ve emek asndan ele
alnmtr. Marx hibir zaman eytiimsel zdekilikten szetmemi-
tir kukusuz. Bu mantk canavarn ululatrmay miraslarna brak-
mtr. Ama gerein hem eytiimsel, hem de ekonomik olduunu
syler. Gerek, kendi kartn her seferinde kendisi ortaya karan
ve tarihi yeniden ileri gtren bir st bileim iinde zlen kart-
lklarn verimli sarsntsyla kesimlere ayrlan, srekli bir oluumdur.
Hegel'in usa doru yryen gerek konusunda kesinledii eyi, Marx
snfsz topluma doru yryen ekonomi konusunda kesinler; her ey
ayn zamanda hem kendi kendisi, hem de kartdr, bu eliki ba-
ka ey olmaya zorlar her nesneyi. Kapitalizm, burjuva olduu iin,
devrimci olarak belirir ve komnizme yer hazrlar.
Marx'n zgnl, tarihin eytiim olmakla birlikte, ekonomi de
olduunu kesinlemektir. Hegel, daha yksekten konuarak, ayn zaman-
da hem zdek, hem de dnsellik olduunu sylyordu, t e yandan,
ancak dnsellik olduu oranda zdek, zdek olduu oranda dnsel-
lik olabilirdi. Marx, dnsellii son tz olarak yadsr, tarihsel zdeki-
lii uzlatrmann olanakszl hemen belirtilebilir. Ancak dnce-
nin eytiimi olabilir. Ama zdekilik bulank bir kavramdr. Srf bu
szc oluturmak iin bile, dnyada zdekten fazla bir ey bulun-
duunu sylemek gerekir. Daha byk bir nedenle, bu eletiri tarih-
sel zdekilie uygulanacaktr. Tarih, doay istem, bilim ve tutku
yoluyla deitirmesiyle doadan ayrlr, yleyse Marx, ar bir zdek-
i deildir, bunun ak nedeni de ar ya da salt zdekilik bulunma-
masdr. Ar zdekilikten o kadar uzaktr ki, silahlar kuram yengi-
ye erdirirse, kuramn da silahlara yol aabileceini kabul eder. Marx'
n tutumunu bir tarihsel gerekircilik diye adlandrmak daha doru
olur. Dnceyi yadsmaz, ancak tmyle d gereklerle koullan-
dklarn dnr. "Bence, dncenin devinimi, insann beynine
geirilmi gerek devinimin yansmasndan baka bir ey deildir".
Bu pek kaba tanmn hibir anlam yoktur. Bir d devinim beyine
nasl ve ne ile geirilebilir? Bu glk, bu devinimin "tanmas"nn
tanmlanmas yannda hi kalr. Ama Marx'n felsefesi, ann ksa
felsefesiydi. Sylemek istedii ey, baka dzlemlerde tanmlanabilir.
nsan yalnzca tarihtir ona gre, zellikle de retim aralarnn
tarihidir. Gerekten de, Marx insann geim aralarn iaretmesiyle
hayvandan ayrldn belirtir. Her eyden nce yemezse, giyinmez-
se, barnmazsa, y o k demektir. Bu primum vivere1 onun ilk belirlen-
mesidir. Bu srada dnd, pek az ey de olsa, bu kanlmaz zo-
runluklarla dorudan doruya bantldr. Sonra Marx bu baml-
ln deimez ve zorunlu olduunu kantlar. "Sanayi tarihi insann
temel yeteneklerinin ak kitabdr". Marx'n kiisel genellemesi, be-
nimsenmeyecek bir ey olmayan bu kesinlemeden, ekonomik bam-
lln tek ve yeterli olduu sonucunu karmasdr, bu da kantlan-
mak isteyen bir eydir. Ekonomik koullamanm insann eylem ve d-
ncelerinin oluumunda nemli bir etkisi bulunduu kabul edilebi-
lir, ama bu byledir diye, Almanlarn Napoleon'a kar ayaklanma-
larnn yalnzca eker ve kahve ktlyla aklanaca sonucuna var-
mak gerekmez. Katksz gerekircilik de samadr, y l e olmasayd,
sonutan sonuca geerek tm geree eriebilmek iin, tek bir do-
ru kesinleme yeterdi. Byle olmadna gre, ya ortaya hibir zaman
doru bir kesinleme koyamadk, hatta gerekircilii ortaya koyan ke-
sinlemeyi bile getiremedik, ya da doru sylediimiz oluyor da so-
nucu olmuyor, dolaysyla gerekircilik yanl. Bununla birlikte, by-
lesine saymaca bir basitlemeye gitmek iin, Marx'n nedenleri vardr,
ar manta yabanc nedenleri.

nsann kknde ekonomik koullamay grmek, onu toplum-


sal ilikileriyle zetlemektir. Yalnz insan yoktur, on dokuzuncu yz-
yln tartma gtrmez buluu budur ite. O zaman saymaca bir
tmden-gelim, insann toplum iinde kendini ancak toplumsal neden-
ler yznden yalnz bulduunu sylemeye gtrr bizi. Gerekten
de, yalnz dnsellik insann dnda olan bir eyle aklanacaksa,
bir aknlk yolundadr demektir. Buna karlk, toplumsal olutu-
ran yalnzca insandr; toplumsaln ayn zamanda insann yaratcs ol-
duu da kesinlenebilirse, aknl kapdar etmeyi salayan tm
aklamaya vardna inanabilir insan. O zaman insan, Marx'm iste-
dii gibi, "kendi tarihinin yazar ve oyuncusu"dur. Marx'n kehane-

(1) Latince: n c e yaamak. (eviren.)


ti, klar felsefesinin yoksama devinimini tamamlad iin devrim-
cidir. Jacobin'ler kiisel bir tanrnn akmlm ykar, ama onun ye-
rini us almtr. Ama bu us, kendi bana, deimezliiyle akndr.
Marx, Hegel'inkinden daha kkl bir davranla, usun aknln y-
kar ve onu tarihin kucana atar. Onlardan nce, us dzenleyiciydi,
ite fatih oluvermitir. Marx, Hegel'den daha ileriye gider ve usun
saltanat bir bakma tarih-st bir deeri geri verdii lde, onu bir
lkc sayar grnr (oysa lkc deildir, hi deilse Mara'n zdek-
i olmad gibi). Das Kapital, efendilik ve klelik eytiimini yeni-
den ele alr, ama benlik bilincinin yerini ekonomik zerklie, salt
Us'un son saltanatnn yerini de komnizmin beliriine verir. "Tan-
rszlk, dinin kaldrlmasyla bamszlam insancllk, komnizm
ise tzel mlkiyetin kaldrlmasyla bamszlam insancllktr". Din-
sel bozulmann kayna ekonomi bakmndan bozulmann da kayna-
dr. Ancak zdein koullamalar karsnda insann salt zgrl-
nn gerekletirilmesiyle bitirilebilir dinin ii. Devrim tanrszlkla,
insann saltanatyla zdeleir.
Marx ite bunun iin durur ekonomik ve toplumsal koullama-
nn zerinde. En verimli abas, ann burjuva snfnn elinden, di-
linden drmedii biimsel deerler ardnda gizli gerei ortaya -
karmak olmutur. Aldatmaca kuram hl geerlidir, nk her yer-
de geerlidir ve devrimsel aldatmacalara da uygulanr. M.Thiers'in
sayg duyduu zgrlk, polis zoruyla pekitirilen bir ayrcalk zgr-
lyd; tutucu gazetelerin gklere kard aile, kadnlarla erkekle-
rin, ayn iple birbirine bal durumda, yar plak, maden ocaklarna
indikleri bir toplumsal koula dayanyordu; ahlak da iilerin alalt-
l zerinde gneniyordu. Drstln ve usun gereklerinin, baya
ve agzl bit toplumun iinden pazarlklyla, bencil ereklerle s-
mrlmesi, Marx'n, bu esiz uyarcnn bir eine daha rastlanmam
bir gle ortaya koyduu bir mutsuzluktur. Bu kzgn sulama ba-
ka arlklara yol at, onlar da sulanmak ister. Ama her eyden n-
ce, bu sulamann, 1834 ylnda Lyon'da bastrlan ayaklanmann kan-
larndan ye, 1871'de, Versailles ahlaklarnn iren zulmnden do-
duunu sylemek gerekir, "bugn hibir eyi olmayan bir insan an-
cak bir hitir". Bu kesinleme aslnda yanl olsa bile, on dokuzuncu
yzyln iyimser toplumunda nerdeyse gerekti. Gnen ekonomisi-
nin getirdii ar dknlk, Marx'n bakeyi toplumsal ve ekono-
mik ilikilere vermesine ve insann saltanat kehanetinde daha da co-
masna yolaacakt.
Marx'n giritii tmden ekonomik bir tarih aklamas daha
iyi anlalyor imdi, tikeler yalan sylyorsa, yalnz yoksulluun ve
emein gereklii dorudur. Bir de bunun insann gemiini ve ge-
leceini aklamaya yettii kantlanabilirse, ilkeler de, ilkelerle v-
nen toplumlar da yklacaktr. Marx bu ie giriecektir ite.

tnsan retim ve toplumla birlikte domutur. Topraklarn eit-


sizlii, retim aralarnn az ya da o k hzl geliimi, yaama kavgas
ksa zamanda toplumsal eitsizlikler yaratm, bunlar da retim ve
dalm arasnda kartlklar, dolaysyla snf kavgalar olarak biim-
lenmitir. Bu kavgalar, bu kartlklar toplumun yrtc gleri-
dir. tik adaki klelik, daha sonraki derebeylerine ballk, retici-
lerin retim aralarn ellerinde tuttuklar klasik yzyllarn esnafl
ile sonulanan uzun bir yolun aamalar olmutur. Bundan sonra,
dnya yollarnn al, yeni pazarlarn bulunuu, eskisi kadar bl-
gesel olmayan bir retimi zorunlu klar, retim biimi ile yeni da-
lm gereklilikleri arasndaki eliki bile kk tarm ve kk sanayi
ynteminin sonunu gstermektedir. Sanayi devrimi, buharn bulun-
mas, pazarlarn paylalamamas ister istemez kk mal sahiplerinin
yutulmas ve byk yapmevlerinin kurulmasyla sonulanacaktr. re-
tim aralar bunlar satmalabilmi olanlarn elinde toplanacakta- o za-
man; gerek reticilerin, emekilerin "paral adama" satabilecekleri
kol glerinden baka bir eyleri yoktur artk. Bylece burjuva kapi-
talizmi retim aralar ile reticinin birbirlerinden ayrlmasyla tanm-
lanr. Bu kartlklar bir dizi kanlmaz sonu douracak, Marx'n
kartlklarn sonunu mutulamasna yol aacaklardr.

Hemen syleyelim ki, ilk bakta, snflarn eytiimsel kavgas


konusunda salam bir ilkenin birdenbire gerekliini yitirmesi iin
hibir neden yoktur. Bu ilke ya her zaman dorudur, ya da hibir za-
man doru olmamtr. Marx, nasl 1789'dan sonra dzen kalmam-
sa, devrimden sonra da snf kalmayacan syler. Ama snflar yok-
olmadan dzenler yokolmutur, snflarn yerlerini baka bir toplum-
sal kartla brakmayacan belirten bir ey de yoktur. Gene de
Mare' kehanetin z bu kesinlemededir.
Marx' kalp bilinir. Marx, Adam Smith ve Ricardo'dan sonra,
her maln deerini bu mal oluturan emein niceliiyle tanmlar. Pro-
leterin kapitaliste satt emek miktarnn deeri de kendisini retmi
olan emek miktaryla, baka bir deyimle, geinebilmesi iin zorunlu
tketim mallarnn deeriyle tanmlanan bir maldr. Kapitalist, bu
mal satmalrken, bunu kendisine satan kiinin, yani emekinin do-
yabilmesi, geinebilmesi iin, bu maln karln yeterince demeye
sz verir. Ama, ayn zamanda, onu elinden geldiince altrmak
hakkn da elde eder. Elden geldii kadar uzun zaman ve geimi iin
zorunlu olandan fazla da yapabilir bunu. On iki saatlik bir alma-
nn yars geim retimlerinin deerine denk bir deer retmeye yeti-
yorsa, geri kalan alt saat, denmemi saatlerdir, bir artk-deerdir,
kapitalistin kazancn oluturur, yleyse kapitalistin kar alma
saatlerini elden geldii kadar uzatmakta, ya da, artk bunu yapam-
yorsa, iinin verimini en yksek derecesine karmaktadr. Birinci
gereklik polis ve zulm sorunudur, ikincisi ise almay rgtleme
sorunu. Bu ilkin i blmne, sonra da iiyi insand klan makina-
lamaya gtrr, t e yandan, d pazar ekimesi, yeni gerece git-
tike daha byk yatrmlar yapma zorunluluu, toplama ve biriktirme
olgularn oluturur, rnein dk fiyatlar uzun zaman srdrebile-
cek olan byk kapitalistler, kk kapitalistleri yutar. Kazancn git-
tike artan bir yan yeni makinalara yatrlr ve sermayenin deimez
yannda toplanr. Bu ifte devinim orta snflarn iflasn hzlandra-
rak onlar proletaryayla birletirir, sonra da yalnzca proleterlerin
rettii zenginlikleri saylar gittike azalan ellerde toplar. Bylece,
dknlk oaldka proletarya geniler. Sermaye, gittike artan
gleri hrszla dayanan birka efendinin elinde toplanr, t e yan-
dan, bu efendiler birbirini kovalayan bunalmlarla sarslr, dizgenin
elikileri altnda ezilir, klelerinin geimini bile salayamaz olurlar,
zel kiilerin ya da devletin acma duygularna balanr klelerin yaz-
gs. Bir gn olur, usuz bucaksz bir ezilmi kleler ordusu bir avu
deersiz efendiyle kar karya gelir ister istemez. Bu gn, devrim
gndr. "Burjuva snfnn iflas da, proletaryann yengisi de ayn
derecede kanlmaz eylerdir".

Bundan byle nl olan betimleme, henz kartlklarn sonu-


u gz nne almaz. Proletaryann yengisinden sonra, yaama kav-
gas arln duyurabilir, yeni kartlklar dourabilir. 0 zaman, biri
ekonomik (retim geliimi ile toplumun geliiminin zdelii), b-
r tmyle retisel (proletaryann grevi) olmak zere, iki kavram
girer iin iine. Bu iki kavram, Marx'm etkin gerekircilii diye adlan-
drabileceimiz eyde birbiriyle birleir.
Sermayeyi gerekten az sayda ellerde toplayan ayn ekonomik
evrim, kartl ayn zamanda hem daha zalim, hem de, bir bakma,
gerek d klar. retici glerin en yksek noktasnda, proletarya-
nn retim aralarn zel iyelikten kurtarp kendi avcuna alabilmesi
iin bir fiske yeter gibi grnr, z e l servet, tek bir sahibin elinde
toplannca, ancak bir tek insann varlyla ayrlmtr ortak servet-
ten. zel kapitalizmin kanlmaz sonucu, bir tr devlet kapitalizmi-
dir, sermaye ile emein, bundan byle birlemi olarak, bolluu ve
adaleti salamalar iin bu kapitalizmi toplumun hizmetine vermek
yetecektir. Marx, ite bu mutlu sonucu gznne alarak, burjuva s-
nfnn, bilinsizce de olsa, yklendii devrimci ilevi her zaman v-
mtr. Kapitalizmin hem yoksulluk, hem de ilerleme kayna olan
bir "tarihsel hukuk"undan szetmitir. Ona gre, sermayenin tarih-
sel grevi daha stn bir retim biiminin koullarn hazrlamaktr,
onu aklayan da budur. Kendisi devrimci deildir bu retim biimi-
nin, ama devrimin talanmas olacaktr. Burjuva retiminin yalnz
temelleri devrimseldir. Marx insann yalnz zebilecei bilmeceleri
sorduunu sylerken, devrim sorununun zmnn kapitalist diz-
gede bir tohum olarak bulunduunu belirtir. Bylece, daha az sana-
yilemi bir retime geri dnmektense, burjuva duruma katlanmay,
hatta onun kurulmasna yardmc olmay salk verir. Proleterler "bur-
juva devrimini ii devriminin bir koulu olarak grebilirler, grme-
leri gerekir".
Bylece Marx retimin peygamberi olur ve baka yerde olma-
sa da bu noktada gerekten ok, retiye deer verdii sylenebilir,
retimi retim iin istemi, ("Hakl olarak!" diye haykrr Marx),
stelik de insanlara kulak asmad diye Manchester kapitalizminin ik-
tisats Ricardo'yu sulayanlara her zaman kar km, onu savun-
mutur. Marx, Hegel'e yarar bir pervaszlkla: "stnl de bura-
dadr ite", diye karlk verir. Gerekten de, btn insanln kurtu-
luuna yarayacaksa, insanlarn feda ediliinin ne nemi vardr! ler-
leme, "iksiri yalnzca ldrlm dmanlarn kafatasndan imek
isteyen u korkun tanrya" benzer. Ne olursa olsun, ilerlemedir,
sanayi ykmndan sonra, uzlama gn, ikence edici olmaktan -
kacaktr.
Ama proletarya ister istemez bu devrimi yapacak, ister istemez
retim aralarn kendi eline alacak olsa bile, bunlar herkesin yarar-
na kullanmasn bilecek midir? Onun barndan da takmlarn, snf-
larn, kartlklarn kmayacann gvencesi nerededir? Gvence
Hegel'dedir. Proletarya, zenginliini herkesin iyilii iin kullanmak
zorundadr. Proletarya deildir, zele, yani kapitalizme kar kan
evrensel'dir o. Sermaye ile proletaryann kartl, tek ile evrensel
arasndaki kavgann son evresidir, tarihsel efendi ve kle tragedyas-'
n canlandrd biimiyle. Marx'n izdii lkc taslan sonunda,
proletarya btn snflar kendi yapsna katm, ancak, "nl cina-
yetin" temsilcileri olan bir avu efendiyi kendi dnda brakmtr,
devrim hakl olarak onlar yokedecektir. t e yandan, kapitalizm pro-
letaryay son dknle kadar gtrerek kendisini baka insanlar-
dan ayrabilecek btn belirleyici niteliklerden yava yava syrr.
Hibir eyi yoktur artk, ne mal, ne ahlak, ne yurdu kalmtr, y -
leyse bundan byle plak ve dizginlenmez temsilcisi olduu insan
trnden baka hibir eye bal deildir. Kendi kendini dorularsa,
her eyi ve herkesi dorular. Proleterler, birer tanr olduklar iin de-
il, tam tersine, en insan-d koula indirgenmi olduklar iin. "Ek-
siksiz bir benlik kesinlemesini ancak benlik kesinlemesinin tmyle
dnda braklm olan proleterler gerekletirebilir".
Budur proletaryann grevi: En son alaltan en yce onuru
yaratmak. Aclar ve savalaryla, yozlamann ortak gnahn ba-
latan insan sa'dr o. lkin tm yoksamann saylmaz ilecisi, sonra
da tam kesinlemenin habercisidir. "Proletarya ortadan kalkmadka
felsefe gerekleemez, felsefe gereklemedike proletarya kurtulu-
a eremez", sonra: "Proletarya ancak dnya tarihi dzleminde varola-
bilir... Komnist eylem ancak gezegenin bir tarihsel gerei olarak
varolabilir". Ama bu sa ayn zamanda alcdr da. Marx'a gre,
zel servetin kendi kendisi hakkndaki yargsn yerine getirir. "Gn-
mzn btn evleri gizlemli bir kzl han damgasn tar. Yarg ta-
rihtir. Yargnn uygulaycs da proletarya". Ksacas, sonu kanl-
maz bir eydir. Bunalmlar bunalmlar izleyecek 1 , proletaryann d-
derinleecek, says arttka artacaktr, al veri dnyasnn sili-
necei, tarihin, son bir iddetle, iddetli olmaktan kaca dakikaya
kadar. Sonlar lkesi kurulmu olacaktr.
Bu gerekirciliin bir tr politik sekincilie kadar gtrlmesinin
nedeni anlalyor. Hegel dncesinin bana gelmiti, devrimi nle-
mek nasl burjuvalarn elinde deilse, onu yaratmann da proleterlerin
elinde bulunmad dncesinde olan Kautsky gibi Marx'larn
da bana gelmitir, retinin eylemci ynn seecek olan Lenin bi-
le, 1905 ylnda, bir afarozlama havasyla: "i snfnn kurtuluunu
kapitalizmin kitlece gelimesinden baka bir eyde aramak gerici bir
grtr", diye yazyordu. Ekonomik zde atlama olmaz Marx'a g-
re, aamalar ykmamak gerekir. Evrimci sosyalistlerin bu noktada
Marx'a bal kaldklarn sylemek yanl olur. Evrimin ykc yn-
n azalttklar, dolaysyla kanlmaz sonucu geciktirdikleri oranda,
gerekircilik dzeltmeleri yadsr. Byle bir tutumun mant, iinin
yoksulluunu artrabilecek eylerin iyi karlanmasn gerektirir. Bir
gn her eye sahibolabilmesi iin, iiye hibir ey vermemelidir.
Gene de Marx bu sekinciliin tehlikesini sezmitir. ktidar bek-
lenmez, beklenirse sonsuza kadar beklenir. Bir gn gelir, almak gere-
kir, ama Marx'n btn okurlar iin bulanklk iinde yzen bir gn-
dr bu gn. Bu konuda, kendi kendisiyle eliir durur. Toplumun
"ii diktatrlnden gemeye tarihsel bakmdan zorunlu" olduu-
nu belirtmiti. Bu diktatrln niteliine gelince, tanmlar eliki-
lidir. 2 Varlnn kleliin varlndan ayrlmaz olduunu sylemek-
le, devleti aka sulad sz gtrmez. Ama geici bir diktatrlk
kavramn insan yaratl konusunda bildiklerimize aykr bulan Ba-
kunin'in bu ne de olsa hakl gzlemine kar kmtr. Ne var ki,

(1) Her o n , o n bir ylda, diye ngryordu Marx. A m a evrimlerin arasndaki


sre "derece derece ksalacaktr".

(2) Michel Collinet, Marksln tragedyas'nda, Marx'ta proletarya iin iktida-


r almann biimini ortaya karr: Komnizm Bildirisi'nde Jacobin cum-
huriyeti, 18 Brumaire'de yetkeci diktatrlk, Fransa'da i sava'da da birle-
ik ve zgrlk hkmet.
Marx, eytiimsel gereklerin ruhbilim gereklerinden stn olduu
dncesindeydi. Ne diyordu eytiim? "Komnistler iin devletin
ortadan kaldrlmas ancak snflarn baka bir snf ezmesi iin r-
gtlenmi bir iktidar gereksinimini ortadan kaldrr". O zaman, kii-
ler hkmeti yerini nesneler ynetimine brakyordu, yleyse eyti-
im kesindi ve proletarya devletini yalnzca burjuva snfnn yok
edecei ya da proletaryann yapsna katlaca zaman iin doru-
luyordu. Ne yazk ki, kehanet ve yazgclk baka yorumlara da ak-
t. Cennetin gereklii kesinse, tutulacak yollarn ne nemi var? Ac,
gelecee inanmayan iin hi de geici deildir. Ama yz birinci yl-
da cennetin gerekleeceine inanan kii iin, yz yllk ac gelip ge-
icidir. Kehanet asndan, hibir eyin nemi yoktur. Ne olursa ol-
sun, burjuva snf silinince, proletarya, retim gelimesinin mant-
na uygun olarak retimin doruunda evrensel insann saltanatn ku-
rar. Bu i diktatrlk yoluyla olmu, iddet yoluyla olmu, ne kar?
Esiz makinalarn grltsyle uuldayan bu Kuds'te, boazlanmn
ln kim anmsayacaktr?
Tarihin sonuna atlm olan ve bir ykmla birleen altn a
her eyi dorular bylece. Byle bir umudun kimi sorunlar neden
nemsemediini, neden ikinci derecede braktn anlamak iin
Marx'ln badndrc tutkusu zerinde dnmek, ar d-
n deerlendirmek gerekir. "nsan znn insanca ve insan iin insa-
na mal edilmesi olan komnizm, insann toplumsal insan, yani insan-
ca insan niteliiyle kendine dn olarak, i atlmn btn zengin-
liiyle, bilinli ve tam bir dn olan komnizm, evet, ite bu ko-
mnizm, tam bir doaclk olduundan, insanclkla birleir: nsan
ile doa, insan ile insan arasndaki... tz ile varlk, nesnellik ile benlik,
zgrlk ile zorunluk, birey ile tr arasndaki kavgann gerek sonu-
dur. Tarihin gizlemini zer, zdn de bilir". Burda yalnz dil bi-
limsel olmaya alr, z e gelince, "verimlendirilmi lleri, menek-
e tadnda, iilebilir deniz sularn, lmsz bahar" mutulayan Fou-
rier'nin szlerinden ne fark vardr bu szlerin? nsanlarn lmsz
bahar bir papalk genelgesi diliyle mutulanr. Tanrsz insan, insan
cennetinden baka ne isteyebilir, ne umabilir? Mritlerin cokusu bu-
nunla aklanr. "Bunalmsz bir toplumda, lm bilmemek kolay-
dr", der ilerinden biri. Ama lm bunalm, kendi iinden bunalm
emekiden o k , bo gezeni etkileyen bir lkstr, toplumumuzun ger-
ek suu da budur ite. Her sosyalizm topyadr, hepsinden nce de
bilimsel olan. topya, Tanr'nn yerini gelecee verir. Gelecekle ah-
lak zdeletirir o zaman; biricik deer bu gelecee hizmet eden ey-
dir. Hemen her zaman zorlayc, hemen her zaman dedii dedik ol-
mas bundandr 1 . Marx, bir utopyac olarak, korkun nclerinden
ayrlmaz, retisinin bir yan da kendisini izleyecekleri dorular.
Marks dn altnda yatan ahlaksal gereklilik zerinde srar et-
mi olanlar elbette hakldr 2 . Marx'ln baarszln inceleme-
den nce, Marx'n gerek byklnn de bu olduunu sylemek
gerekir. Dncesinin odana emei, onun haksz alaltln, derin
onurunu yerletirdi. Emein bir mala, emekinin bir nesneye indir-
genmesine kar kt. Ayrcalkllara ayrcalklarnn tanrsal, ml-
kn de srekli olmadn anmsatt, ileri rahat olmaya hakk bulun-
mayanlarn iine bir kurt drd ve, esiz bir derinlikle, suu ikti-
dar elinde tutmaktan o k , bu iktidar gerek soyluluktan yoksun,
baya bir toplum yaratmak iin kullanmak olan bir snfn foyasn
ortaya kard. amzn umutsuzluunu douran dnceyi (ama
' burda umutsuzluk her trl umuda yedir), bir dknlk, bir ala-
* l olmu almann, btn yaam kaplamakla birlikte, yaam ol-
mad dncesini ona borluyuz, istedii kadar bbrlensin top-
lum, baya hazlarn milyonlarca l cann emeinden kard bi-
lindiine gre, kim rahat uyuyabilir bu toplumda? Marx, grnler
i ne olursa olsun, emeki iin zenginlii, para zenginliini deil, ser-
best zaman ya da yaratma zenginliini isterken insan soyluluunu
istiyordu. Bunu yaparken, sonradan kendi adna, insanlarn bana
getirilen fazladan dknl istemedi, var gcmzle syleyebiliriz
bunu. Bir kez iin ak ve kesin bir tmcesi, kendisinde bulunan b-
yklk ve insanln sonradan baarya ulam mritlerinde bulun-
madn gsterir: "Haksz yollara bavurmak gereksinimini duyan
bir erek hakl bir erek deildir".

Ama burda gene Nietzsche'nin tragedyas kyor karmza.

(1) Morelly, Babeuf, G o d w i n , gerekte engizisyon toplumlarn betimlerler.

(2) Maxmilien Rubel,Sosyalist bir ahlak iin s e m e sayfalar.


Tutku, peygamberlik, cmert ve evrenseldir, reti ise kstlaycyd,
her deerin yalnzca tarihe indirgenmesi en ar sonulara izin veri-
yordu. Marx, tarihin sonlarnn ahlaksal ve ussal olacana inand hi
deilse. Btn topyas budur. Ama, kendisinin de bildii gibi, top-
yann yazgs, kendisinin istemedii umursamazla hizmet etmektir.
Marx her trl aknl ykar, sonra da olgudan greve geer. Ama
bu grevin tek ilkesi olgudur. Adalet sav, adaletin ahlak bir doru-
lan zerine kurulmad m adaletsizlikle sonulanr. Bu dorulan
olmad m, bir gn gelir, su da bir grev olur. yilik ve ktlk yeni-
den zamana sokuldu mu, olaylarla kart m hibir ey iyi ya da k-
t deildir artk, ya zamanszdr, ya zamann doldurmutur. Zama-
na uyan kii deil de kim kararlatracaktr zamana uygunluu? Yar-
gnz ilerde verirsiniz, der mritler. Ama kurbanlar ilerde varolmaya-
caklardr ki yarglasnlar. Kurban iin, tek deer imdiki zaman, tek
eylem de bakaldrmadr. Mutlu gelecek inancnn varolabilmek iin,
kurbanlara kar kurulmas gerekir. Marx bunu istememi olabilir,
ama incelenmesi gereken sorumluluu da budur, bakaldrmann b-
tn biimlerine kar, devlet adna, kanl bir sava dorulamasdr.

Kehanetin baarszl

Hegel, gsterile, 1807'de bitirir tarihi, Saint-Simon'cular, 1830


ve 1848 yllarndaki devrim sarsntlarn son sarsntlar olarak grr-
ler, Comte, en sonunda hatalarndan dnm bir insanla olguculuk
d vermek zere krsye kmaya hazrlanrken, 1857'de lr.
Marx da, ayn kr romantizme kaplr, snfsz toplumun gereklee-
cei, tarihsel gizlemin zlecei kehanetinde bulunur. Ama, daha
uyank olduundan, belli bir tarih sylemez. Yazk ki, onun kehane-
ti tarihin doygunluk saatine kadar yry de betimliyor, olaylarn
eimini haber veriyordu. Olaylar da gelip bileimin altna sralanma-
y unuttular; onlar buraya zorla getirmek gerektii imdiden anla-
lyor. Ama kehanetler, milyonlarca insann canl umudunu dile ge-
tirdi mi sonulanmamalar yklmalar anlamna gelir. Bir gn gelir,
umut krkl sabrl umudu bir azgnlk durumuna getirir, ayn erek
inadn fkesiyle kesinlenir, daha da zalimce istenir, insan baka yol-
lar aramak zorunda brakr.
On dokuzuncu yzyln sonunda ve yirminci yzyln banda,
devrim akm, ilk Hristiyanlk gibi, dnyann sonunu, proleter sa'nn
yeryzne iniini bekleyerek yaad. lk Hristiyan topluluklar iin
bu duygunun ne kadar srekli olduu bilinir. Drdnc yzyln so-
nunda, Afrika eyaletinde bir piskopos, dnyann yz yllk bir mr
kaldn hesaplyordu. Bu zamann sonunda, gecikilmeden kazanl-
mas gereken gk lkesi gelecekti. Bu duygu sa'dan sonra birinci yz-
ylda o k yaygndr 1 , ilk Hristiyanlarn yalnzca dinbilimsel olan
sorunlar karsndaki ilgisizliklerini de ortaya koyar. sa'nn yeryz-
ne inmesi yaknsa,her eyi kilise ilerine, dogmalara adamaktansa,
yakc inanca adamaldr. Clement ile Tertullien'e kadar, bir yzyl-
dan fazla bir zaman sresince, Hristiyan yazarlar dinbilim sorunla-
rna srt evirir, eylemler zerinde pek durmaz. Ama, sa'nn yery-
zne inmesinin uzaklat andan sonra, insann inancyla yaamas,
uzlamas gerekir. Sofuluk ve din dersleri doar o zaman. ncil'deki
sa'nn yeryzne inii uzaklamtr; ermi Paul dogmay kuracak-
^ tr. Kilise, gelecek lkeye doru ar bir gerilimden baka bir ey ol-
mayan bu inanca bir beden vermitir. Her eyi anda rgtlemek
gerekti, kurbanl bile, engizitrlerin kaftan altnda yeniden kar-
mza kacak olan dinsel tl bile.

Buna e bir devinim de devrimci yeryzne iniin baarszl-


ndan dodu. Marx'n daha nce andmz szleri, o zamanki dev-
rim ruhunun ateli umudu konusunda doru bir fikir verir. Para
para baarszlklarna karn, 1917'de nerdeyse gereklemi d-
leriyle kar karya gelinceye kadar, durmadan geliti bu inan.
Liebknecht: "Cennetin kaplar iin savayoruz", diye haykrmt.
Devrim dnyas, 1917'de gerekten bu kaplarn nne geldiini san-
d. Rosa Luxemburg'un kehaneti gerekleiyordu. "Devrim yarn
btn yksekliiyle, gmbrtyle dikilecek ve, sizi dehet iinde b-
rakarak, btn borazanlaryla bildirecektir: vardm, varm, varolaca-

(1) Bu olayn yaknl konusunda, bak: Marc, VIII-39, XIII-30; Matthieu,


X - 2 3 , XII-27, 28, X X I V - 3 4 ; Luc, IX-26, 27, X X I - 2 2 , v.b.
m". Spartacus eylemi kesin devrime eritiini sand, yle ya,
Marx'a gre kesin devrim, bir Bat devrimiyle tamamlanm Rus dev-
riminden geecekti nasl olsa. 1 Gerekten de, 1917 devriminden
sonra, bir Alman-Sovyet devrimi cennetin kaplarn aacakt. Ama
Spartacus ezilir, 1920 ylndaki Fransz genel grevi baarszlkla so-
nulanr, talya'daki devrimci ayaklanma da nlenir. Liebknecht dev-
rimin olgunlamadm kabul eder o zaman. "Gnler dolmamt".
Ama "uultular imdiden yaklaan ekonomik kn gmbrts
zerine, uyumu proleter kitleleri son yargnn mzka sesleriyle uya-
nr gibi uyanacaklar, ldrlm savalarn cesetleri ayaa kalka-
cak ve lanetlilerden hesap soracaklar", der bir de. Biz de, bylece
bozgunun yenik inanc nasl dinsel esriklemeye kadar gtrlebile-
ceini grrz. Bu arada, kendisi de, Rosa Luxembourg da ldrl-
mtr. Almanya kleliin kucana atacaktr kendini. Rus devrimi
yalnz bana kalr, kendi dizgesine kar dzenlemesi gerekmekte-
dir. Tanr'nn yeryzne inmesi gene gecikir. nan naslsa yle ka-
lr, ama Marx'ln nceden kestirememi olduu kocaman sorun-
lar ve bulular kitlesi altnda bklr, yeni tapnak bir kez daha di-
kilmitir Galilee'nin nne: nanc srdrmek iin gnei yoksayacak
ve zgr kiiyi alaltacaktr.
Galilee ne syler bu anda? Kehanetin tarihe kantlanm hata-
lar nelerdir? ada dnyada ekonomik gelimenin Marx'n kimi
konutlarn yalanlad bilinir. Devrim, birbirine kout iki devinimin,
sonsuz sermaye birikimi ile proletaryann sonsuz genilemesi sonun-
da olacaksa, olmayacak demektir, ya da olmamas gerekir. Ne serma-
ye Marx'a bal kald, ne proletarya. On dokuzuncu yzyln sanayi-
ci ngiltere'sinde grlen eilim, kimi durumlarda tersine dnm,
kimi durumlarda da karmtr. Gittike sklaaca ileri srlen eko-
nomik bunalmlar gittike seyreklemitir: Kapitalizm planlamann
gizlerini rendi. Molo* devletin geliimine kendi eliyle yardm etti.
te yandan, hisse senetleriyle irketler kurulmas zerine, sermaye,
bir elde birikecek yerde, en son kaygar grevleri desteklemek olaca-

(1) Komnizm bildirisi'rin rusa evirisinin nsz.

(l) M o l o c h : Kurban olarak insan isteyen eski bir Asya tanns. (eviren.)
sz gtrmeyen bir kk patronlar ulam dourdu. Kk iler,
birok durumlarda, Marx'n ngrd gibi, rekabet yznden batt
kukusuz. Ama retimin karkl, byk i yerleri evresinde bir
yn da ufak tefek i yeri tretti. Ford, 1938 ylnda, be bin iki yz
bamsz atlyenin kendisi iin altn bildirebiliyordu. O gn
bugn, bu eilim daha da artt. Durumun sonucu olarak, Ford'un k-
k i sahiplerini etkisi altnda tuttuu kuku gtrmez. Ama nem-
li olan, bu kk sanayicilerin Marx'n kurduu tasla kartran bir
ara tabaka oluturmalar. te yandan, birikim yasasnn Marx'n pek
zerinde durmad tarm endstrisinde tmden yanl olduu ortaya
kt. Buradaki boluk nemlidir. amzda sosyalizm tarihi, bir
ynyle, proletarya eyleminin kyl snfyla bir sava olarak gr-
lebilir. Bu sava, tarih dzeyinde, on dokuzuncu yzylda yetkeci
sosyalizmle kyl ve esnaflara dayand pek ak olan zgrlk
sosyalizm arasndaki lksel sava srdrmektedir. Demek ki Marx,
ann lksel eleri arasnda, kyl sorunu zerine bir dncenin
elerini de elinde bulunduruyordu. Ama reti istemi her eyi ba-
sitletirmiti. Bu basitletirme Kulak'lara o k pahalya mal olacak-
t; be milyondan fazla bir tarihsel istisna oluturuyordu bunlar,
lm ve srgn yoluyla onlar da kurala uyduruldu.
Ayn basitletirme, Marx'n ulus olgusuna da srt evirmesine
yol at, stelik ulusuluklar yzylnda. Engellerin ticaretle, al-ve-
rile, proletaryalatrmayla devrilebileceini sanmt. Ulusal engel-
ler proletarya lksn devirdi. Tarihi aklama konusunda uluslar
ekimesi en azndan snflar ekimesi kadar nemli olarak belirdi.
Ama ulusu tmyle ekonomi aklamaz; reti bunu grmezlikten
gelmitir.
Proletarya da hizaya gelmedi. Bir kez, Marx'n korkusu doru
kt: Sendikaclk eylemi ve yeni admlar yaama dzeyinde bir yk-
selme, i koullarnda bir dzelme salad. Bunlar toplum sorunla-
rnda drst bir dzenleni oluturmaktan uzaktr. Ama Marx zama-
nndaki ngiliz dokuma iilerinin dkn durumu, onun syledii
gibi genellemek, daha da ktlemek yle dursun, dzeldi. te
yandan, kehanetlerinde baka bir yanlla denge yeniden saland-
na gre, Mar- bugn zlmezdi buna. Gerekten de, devrimci ya da
sendikac eylemlerin en etkilisini alktan ksrlamayan sekin emek-
ilerin yapt anlald. Yoksulluk ve yozlama Marx'tan nce ne
ise,Marx ne olmamasn istiyorsa o oldu gene: Klelik etkenleri, dev-
rim etkenleri deil. alkan Almanya'nn te biri 1933'te isizdi.
Burjuva toplum isizlerini yaatmak zorundayd, Marx'n devrim iin
istedii koulu gerekletiriyordu bylece. Ama gelecein devrimci-
lerinin ekmeklerini devletten bekleyecek duruma dmeleri iyi bir
ey deildir. Bu zorunlu alkanlk o kadar zorunlu olmayan, baka
alkanlklar getirir, Hitler'in bir reti biimine soktuu da bu al-
kanlklardr.
Sonra, proletarya snf snrszca genilemedi. Her Marx'mn
desteklemesi gereken sanayi retimi koullar bile, orta snf nemli
lde arttrd1 ve yeni bir toplum tabakas yaratt: Teknisyenler
tabakasn. Lenin'in ylesine deer verdii lk, yani mhendisin ay-
n zamanda el iisi olmas, gerekler karsnda tutunamad. En
nemlisi de u: Bilim gibi teknik de ylesine karp zorlat ki, bir
tek insann hem bunlarn ilkelerini, hem de uygulamalarn kavrama-
s olanaksz bir ey oldu. rnein, gnmzn bir fizikisinin ann
biyoloji bilimi konusunda tam bir gr edinmesi nerdeyse olanaksz.
Yalnzca fizik dalnn her kolunda ayn lde bilgili olduunu bile
ileri sremez. Teknik iin de durum ayn. Burjuvalar ve Marx'larca
bal bana bir deer olarak ele alnan retim gc lsz oranlar-
da gelitikten sonra, Marx'n kanlabileceini dnd i blm-
nn nne geilmez oldu. Her emeki, iini kapsayan genel dzeni
bilmeden, zel bir i yapmak zorunda kald. Herkesin iini dzenle-
yenler, grevleri dolaysyla, toplumsal bakmdan byk bir neni ta-
yan bir tabaka oluturdular.
Burnham'n haber verdii bu teknik adamlar an Simone
Weil'in daha on yedi yl nce eksiksiz saylabilecek bir biimde be-
timlediini 2 sylemek en basit bir doruluktur. Simone Weil, Burn-
ham'n kabul edilmez sonularn karmaz. nsanln tand gele-

li) 1920'de 1 9 3 0 ' a kadar, y o u n bir retim evresi iinde, Birleik Devletler'
de, maden sanayiine bal satclar hemen hemen iki katna km, buna
karlk maden iileri azalmt.

(2) "Bir proletarya devrimine doru mu gidiyoruz?" Proletarya Devrimi, 25


Nisan 1933.
neksel iki baskya, silah ve para yoluyla basky ekler. "Emek alcsy-
la emek satcs arasndaki kartlk kaldrlabilir, ama makinay kul-
lanan insanlarla makinann kulland insanlar arasndaki kartlk
kaldrlamaz", diye yazyordu. Marx'larn kafa emeiyle el emei
arasndaki alaltc kartl kaldrma istemi, Marx'n bir baka yer-
de gklere kard retim zorunluklarna taklp kald. Marx, Das
Kapital'da, en yksek sermaye birikimi dzeyinde "ynetmen"in
nemini nceden grmt kukusuz. Ama bu birikimin zel mlkn
kaldrlmasndan sonra da yaayacan ummamt. blm ile
zel mlk, zde deyimlerdir, diyordu. Tarih bunun tersini kantla-
d. Ortak mlke dayanan lkc ynetim, adalet art elektrikle tanm-
lanmak istiyordu. Sonunda elektrik eksi adalet olarak kald.
Sonra imdiye kadar bir proletarya grevi de cisimlenmedi ta-
rihte; Marx'n ngrsndeki yanlg bununla zetlenir. kinci interna-
tionale'in baarszl, proletaryay ekonomik koulundan daha ba-
ka bir eyin koullandrdn ve nl tanmn tersine, onun da bir yur-
du bulunduunu ortaya koydu. Proletarya, byk ounluuyla, sa-
va kabul etti, ya da savaa katland, bylece, ister istemez, zamann
ulusu taknlklarna katld. Marx ii snflarnn,utkuyaulamadan
nce adalet ve politika yeteneini kazanacaklarn dnyordu. B-
tn hatas, son snrna varm dknln, zellikle de sanayinin ya-
ratt dknln politik olgunluu getirebileceine inanmakt, t e
. yandan, Commune srasnda, daha sonra da zgrlk devrimin ezil-
; 'mesiyle, ii kitlelerinin devrim yeteneinin frenlendii de sz gtr-

mez. Ne olursa olsun, nce kendine zg bykl, sonra kendisine


kafa tutabilecek biricik sosyalist gelenek kanlar iinde boulduu
iin, 1872'den sonra, Marx'lk ii eylemini kolayca egemenlii
altnda tuttu; 1871 ylnn ayaklanmlar arasnda Marx'ar yok
gibi bir eydi. Polis devletlerinin zeniyle, devrimin bu kendiliin-
den temizlenmesi, gnmze kadar srd. Bir yandan memurlarna
ve reticilerine, bir yandan da zayflam, ynn arm kitlelere
brakld devrim, stn devrimciler giyotinden geirilip de Talleyrand
braklnca, Bonaparte'a kim kar kabilir? Ama bu tarihsel neden-
lere ekonomik zorunluklar eklenir. Emein ussal yntemlerle rgt-
lenmesinin nasl bir ahlak kntsne, bir sessiz umutsuzlua gt-
rebileceini anlamak iin, Simone Weil'in fabrika iisinin durumu
konusundaki yazlarn okumak gerekir. 1 Simone Weil, nce paradan,
sonra da insanlk onurundan yoksun olduu iin, ii koulunun iki
kez insanlk d olduunu sylemekte hakldr. nsann ilgi duyabi*
lecei bir i, yaratc bir i, karl iyi denmese bile, yaam alalt-
maz. Sanayi sosyalizmi, ii koulu iin kkl hibir ey yapmam-
tr, nk retim ve iin rgtlenmesi ilkesine dokunmam, tam ter-
sine, onu gklere karmtr. Sknt iinde len kiiye gksel sevin-
ler vaadetmek gibi bir dorulamayla ayn deerde olan bir tarihsel
dorulama sunmutur emekiye; ona hibir zaman yaratcnn sevin-
cini vermemitir. Bu dzeyde, toplumun politika biimi deil, kapi-
talizmin de, sosyalizmin de, eit derecede bal bulunduklar teknik
bir devrimin amentii'leri sz konusudur artk. Bu sorunu derinletir-
meyen her dnce, ii dknlne yle bir dokunmakla kalr.
Proletarya, srf Marx'n hayran kald ekonomik glerin ile-
mesi sonucu, onun gsterdii tarihsel grevi srtndan att. Marx'n
hatas hogrlebilir, nk ynetici snflarn alal karsnda, uy-
garln zerine titreyen bir insan, boluu dolduracak sekinler arar
kendiliinden. Ama bu gereklilik tek bana yaratc deildir. Devrim-
ci burjuvazi, 1789'da iktidar aldysa, ona nceden sahibolduu iin
ald. Jules Monnerot'nun dedii gibi, bu ada hukuk olaylarn geri-
sinde kalmt. Gerek, burjuvazinin ynetim noktalarn ve yeni g-
c, yani paray, nceden elinde bulundurduuydu. Dknl ile
umutlarndan baka hibir eyi bulunmayan, burjuvazinin de bu d-
knlk iinde tuttuu proletarya iin durum byle deildir. Burjuva
snf, bir retim, bir maddesel g lgnlyla alald; bu lgnln
rgtlenmesi bile sekin kiiler yaratamazd. 2 Buna karlk, bu rg-
tn eletirisi ve bakaldrm bilincin gelimesi, boluu dolduracak
bir sekin tabaka oluturabilirdi. Yalnz devrimci sendikaclk, Pellou-
tier ve Sorel ile, bu yola yneldi, meslek eitimi bilgi yoluyla, onur-

(1) i koulu.

(2) Bu gerei ilk gren Lenin'dir, buna zlr gibi de deildir. Sz devrimci
umutlar iin korkuntur ya, kendisi iin daha da korkuntur. Gerekten
de Lenin: "Proletarya ite bu fabrika okulunun yardmyla disiplini ve rg-
t daha iyi sindirecei" iin, kendi diktatr merkezciliini daha kolay ka-
bul edeceini sylemek gzpekliini gstermitir.
suz dnyann gerektirdii,gerektirmekte olduu yeni kadrolar yarat-
mak istedi. Ama bir gnde olacak i deildi bu, yeni efendiler de im-
diden almlard yerlerini, beklemeden, bir an nce, milyonlarca in-
sann korkun acsn hafifletmekten o k , uzak bir mutluluk iin
mutsuzluu kullanmak istiyorlard. Yetkeci sosyalistler, tarihin faz-
la ar gittiini, onu hzlandrmak iin proletaryann grevini bir avu
kuramcya brakmak gerektiini dndler. Bylece, bu grevi ilk
yadsyanlar kendileri oldu. Gene de vardr bu grev, Marx'n verdii
zel anlamda deil, almalarndan ve aclarndan bir gurur ve ve-
rim yaratmasn bilen her insan topluluunun bir grevi bulunduu
gibi vardr. Bunun ortaya kmas iin, bir tehlikeyi gze almak, ii-
lerin zgrlklerine, kendiliindenliklerine gvenmek gerekirdi. Yet-
keci sosyalizm, tam tersine, ilerde gerekleecek olan, lksel bir z-
grlk adna, bu canl zgrle el koydu. Bunun yaparken de, ister
istemez, fabrika kapitalizminin balatt kleletirme iini glen-
dirdi. Bakaldrm devrimin son sna Commune Paris'i bir yana
braklrsa, bu iki etkenin ortak etkisiyle, tam yz elli yl sresince,
proletaryann ihanete uramaktan baka bir grevi olmad. Proleter-
ler iktidar askerlere ya da aydnlara, yani kendilerini kleletirmek-
ten geri durmayacak olan, gelecein askerlerine vermek iin dt-
ler ve ldler. Gene de bu sava onurlar oldu onlarn, umutlarn ve
umutsuzluklarn paylamay semi herkese tannan onurlar oldu.
Ama bu onur eski ve yeni efendiler soyuna kar kazanld. Kendini
kullanmaya kalktklar anda yadsr onlar. Bir anlamda, onlarn -
klerini haber verir.

yleyse gerek, Marx'n ekonomik ngrlerini hi deilse tar-


tma konusu etti. Ekonomik dnya grnn doru kalan yan,
gittike artan retim hzyla gittike daha o k koullanan bir toplu-
mun kurulmasdr. Ama, ann cokunluu iinde, burjuva lkc-
lyle paylat bu anlay. Burjuvalarn yetkeci sosyalistlerce de pay-
lalan bu bilim ve teknik ilerlemelerle ilgili dleri makineyi buyruk
altnda tutanlarn uygarln dourdu, rekabet ve stnlk yznden
dman kollara blnebilir bu uygarlk, ama, ekonomik dzeyde, ay-
n yasalara: Sermaye birikimine, ussal yntemlere balanan, durma-
dan artan retime uyar. Devletin her eyi yapabilirliinin derecele-
riyle belirlenen fark kksenemez, ama ekonomik geliimle indirge-
nebilir. Yalnzca ahlak farklar, tarihsel pervaszla kar kan bi-
imsel erdem salam grnyor. Ama retim zorunluu her iki ev-
reni de buyruk altnda tutuyor. Bylece, ekonomik dzeyde, iki
evren bir tek evren durumuna dyor. 1
Ne olursa olsun, ekonomik zorunluk artk yadsnmasa bile 2 ,
sonular Marx'n tasarlad sonular deil. Ekonomik ynden, ka-
pitalizm birikim olgusu dolaysyla ezicidir. Varlyla ezer, varln
artrmak iin biriktirir, bir o kadar da ktye kullanr ve o lde da-
ha o k biriktirir. Marx bu cehennemsi dng iin devrimden baka
bir son dnemiyordu. O zaman birikim ancak ufak bir lde ola-
cakt, toplum ilerini salama balamak iin bavurulacakt ona. Ama
devrim de sanayileir ve biriktirmenin kapitalizmden deil, tekniin
kendisinden geldiini, makinenin makineyi ardn anlar o zaman.
arpma durumunda olan her topluluk, gelirlerini datacak yerde
biriktirmek gereksinimindedir. Gelimek iin, gcn artrmak iin
biriktirir. ster burjuva olsun, ister sosyalist, adaleti sonraya brakr,
hem de yalnz g yararna. Ama g baka glere kar kar. Do-
nanr, silahlanr, nk tekiler donanmakta, silahlanmaktadr. Hi
vazgemez biriktirmeden, dnyaya tek bana egemen olaca gne
kadar da vazgeemeyecektir belki, t e yandan, bunun iin de sava
yolundan gemesi gerekir. Proleter, o gne kadar, ancak yaamasna
yetecek kadarn alr. Devrim, bol keseden insan harcayarak kendi
dzeninin istedii sanayi ve sermaye aralarn kurtarmak zorunda-
dr. Gelirin yerini insann aln teri alr. Klelik genelleir o zaman,
cennetin kaplar kapal kalr, retime taparak yaayan bir dnyann
ekonomik yasas budur, gerekse yasadan da kanldr. Devrim, bir
yandan burjuva dmanlarnn, bir yandan yoksayc dmanlarnn
kendisini soktuklar bu kmazda, klelikten baka bir ey deildir.
lkelerini ve yolunu deitirmedike, kanlar iinde ezilen kle ba-

t) retim gcnn ancak erek olunca zararl olduunu, bir ara olarak ele al-
nnca kurtarc olabileceini belirtelim.

(2) Marx'n bunu bulduunu sand srece de b y l e y d i . Uygarlk biimlerinin


uzlamazlnn retim alannda ilerlemeyle sonulanmad konusunda ta-
rihten rnekler: Barbarlarn R o m a ' y a girmesi, Magriplilerin spanya'dan at-
l, Albi'lerin y o k edilii, vb.
kaldrmalarndan ya da atom intihar gibi iren bir umuttan baka
k yolu yoktur. G istemi, egemen olmak iin, iktidar almak iin
yaplan yoksayc arpma, Marx' topyay sprmekten daha da
fazlasn yapt. O da tekiler gibi smrlmekten baka bir eye ya-
ramayan bir tarihsel olgu oldu. Tarihe yn vermek istiyordu, tarihin
iinde silinip gitti; buyruk altna alnm aralar, ereklerin en baya-
s, en kanls iin umursamazcasna kullanld, retimin durmama-
casna gelimesi devrim yararna -kapitalizmi batrmad. G grn-
ne brnm bir put yararna iledi, hem burjuva toplumu batrd,
hem de devrimci toplumu.

Bilimsel olduunu syleyen bir sosyalizm nasl oldu da olgula-


ra taklp kalverdi byle? Yant basit: Bilimsel deildi. Bilimsel ol-
mak yle dursun, ayn zamanda hem gerekirci, hem kehaneti, hem
eytiimsel, hem de inak olmas yznden, olduka bulank bir yn-
temden ileri gelir baarszl. Us nesnelerin yansmasndan baka
bir ey deilse, varsaym bir yana, onlarn ilerisine geemez. Kuram
koullandran ekonomiyse, retimin gemiini betimleyebilir ancak,
geleceini deil, gelecei "olabilir" grnr, o kadar. Tarihsel zdek-
iliin ii, olsa olsa imdiki toplumun eletirisini yapmak olabilir;
bilimsel anlayndan ayrlmadka, btn yapabilecei varsaymlar
ileri srmektedir. Temel kitabnn adnan Devrim deil de Sermaye
olmas da bundan deil midir? Marx ve Marx'lar, konutlar, bilim-
sel yntemi bir yana brakarak, gelecek adna, komnizm adna, ke-
hanetlere daldlar.
Oysa bu nceden haber verme, ancak salt kehanete son vererek
bilimsel olabilirdi. Marx'lk bilimsel deildir, bilimcidir fazla fazla.
Her trl ilkeyi yoksayan Alman lkclnn uydurduu tarihsel
mantkla verimli bir aratrma, dnce, hatta bakaldrma arac olan
bilimsel mantk arasnda belirmi olan derin anlamazl ortaya ko-
yar. Tarihsel mantk, kendi grevi dolaysyla, dnyay yarglayan bir
mantk deildir. Bir yandan yarglamaya kalkarken, bir yandan da
ynetir onu. Olaylar iine gizlenerek yn verir ona. Ayn zamanda
hem eitici, hem de fetihidir. t e yandan, bu gizlemli betimleme-
ler en basit gerei bile kapsamna alr. nsan tarihe indirgenince, l-
drm bir tarihin grlt ve kzgnlna gmlmekten ya da bu tari-
he insan mantnn biimini vermekten baka bir yol seemez, y -
leyse ada yoksaycln tarihi, yalnzca insann gleriyle, bir de
ksaca g yoluyla, dzenini yitirmi bir tarihe bir dzen vermek iin
uzun bir abadan baka bir ey deildir. Bu yalanc-mantk, lksel
imparatorlukta en yksek noktasna eriinceye kadar, kurnazlk ve
stratejiyle zdeleir. Bilimin ii ne burada? Mantk fetihi olamaz.
Bilimsel kukularla tarih yaplmaz; hatta insan tarihe bilim adamla-
rnn nesnelliiyle yaklamaya kalkt m tarihi yapmaktan vazgemi
demektir.-Mantk t vermez, vermeye kalknca mantk olmaktan
kar. Bunun iin, tarihsel mantk, baz baz saplantl bir kiinin diz-
geletirilmesi , baz baz da gizemci bir kesinlenme, mantk d ve
romantik bir mantktr.
Marx'ln gerekten bilimsel olan tek yan, sylenleri daha
batan yadsmas, en i karlar gn na karmasdr. Ama, bu
bakmdan, Marx, La Rochefoucauld'dan daha bilimsel deildir; bu
tutum da kehanete dalar dalmaz uzaklat tutumdur stelik, y l e y -
se, Marx'l bilimsel yapmak ve bilim yzylnda yarardan uzak ol-
mayan bu d srdrmek iin, ii yldrya dkerek bilimi Marx'
yapmaya alm olanlara amamal. Marx'tan bu yana, bilimin iler- -
lemesi, ann gerekirciliinin ve olduka kaba mekanizmasnn ye-
rini geici bir olabilirlie vermek olmutur. Marx, Engels'e, Darwin'in
kuramnn kendi retilerine temel olduunu yazyordu, yleyse,
Marx'ln yanlmazln srdrmesi iin, Darwin'den bu yana bi-
yoloji bulularn yadsmak gerekirdi. Vries'nin grd beklenme-
dik deiimlerden beri, bu bulular, yazgcl yaralayarak biyolo-
jiye rastlant kavramn soktuklar iin, Lyssenko kromozomlar di-
sipline sokmak ve en ilkel gerekircilii yeniden yantlamakla grev-
lendirildi. Glnt bu. Ama buyruuna bir polis rgt verildi mi,
M.Homais gln olmaktan kar, ite yirminci yzyla geldik demek-
tir. Bunun iin, yirminci yzyln fizikte belirsizlik ilkesini, kstl g-
recelii, quanta'lar kuramn, ksacas ada bilimin genel eilimini
de yadsmas gerekecektir. 1 Bugn Marx'lk bilimselse, Heisen-

(1) Roger Caillois, Stalin'ciliin quanta'lar kuramna kar ktn, ama ayn
kuramdan domu atom biliminden yararlandn belirtir. Marx-ln
eletirisi.)
berg'e, Bohr'a, Einstein'a ve bu an en byk bilim adamlarna kar-
bilimseldir. Ne olursa olsun, bilim mantn bir kehanetin buyruu
altna sokmak isteyen ilkenin anlalmaz bir yan yoktur. Yetke ilke-
sini daha nceden benimsemitir; gerek mant lm inancn, us
zgrln de zamansal gcn klesi yapmak isteyen kiliselere yn
veren de bu ilkedir. 1
Bundan byle iki ilkesinin, ekonomi ile bilimin karsna diki-
len Marx kehanetinden kala kala o k ilerdeki bir olay konusunda tut-
kulu bir mutu kalr. Marx'larn biricik dayana, srenin o k uzun
olduunu, ne zaman gelecei bilinmeyen bir gnde, sonucun her eyi
doru karacan ummak gerektiini sylemektir. Baka bir deyim-
le, imdilik arafta bulunmaktayz, cehenneme girmeyeceimiz konu-
sunda sz verilmektedir bize. O zaman karmza kan sorun, baka
bir dzeyin sorunudur. Elverili bir ekonomik evrim sresince bir iki
kuan sava snfsz toplumu gerekletirmeye yetecekse, sava
iin zveri tasarlanabilir bir ey olur: Gelecein somut bir yz var-
dr onun iin, rnein torununun yz. Ama, birka kuan kurban
edilmesi yetmemise, imdi bin kez daha ykc olan bir sonsuz, bir
evrensel savalar evresine gireceksek, lmeyi ve ldrmeyi kabul ede-
bilmemiz iin inancn kesinlikleri gerekir. Ancak bu yeni inan da
eskileri gibidir, ar bir mantk olarak kurulmamtr.

yle ya, tarihin sonunu nasl tasarlamal? Marx, Hegel'in terim-


lerini yinelemedi. Olduka karanlk bir dille, komnizmin insan gele-
ceinin zorunlu bir biiminden baka bir ey olmadn, ama btn
gelecek de olmadn syledi. Ama komnizm ya elikiler ve aclar
tarihinin sonu deildir (o zaman bunca abann, bunca zverilerin
nasl dorulanaca anlalmyor), ya da bu tarihin sonudur (o zaman
da tarihin bundan sonraki yan ancak kusursuz topluma yry ola-
rak tasarlanabilir). Bylece, hibir neden yokken, bilimci olmak iste-
yen bir betimlemeye, gizemci bir kavram szar. Ekonominin en sonun-
da ortadan kalkmas, Marx ile Engels'in bu gzde konusu, her trl
acnn sonu anlamn tar. Ekonomi tarihin ac ve mutsuzluuyla bir-

(1) Btn bu konularda Jean Grenier'nin o n be yl sonra bile gncel kalan


Essai sur l'esprit d'orthodoxie adl kitabna baklabilir.
likte gider, onunla birlikte ortadan kalkar. Cennete geldik demektir.
. Tarihin sonunun deil, baka bir tarihe atlamann sz konusu
olduunu sylemekle sorunda bir zme yaklam olmayz. Ancak
kendi tarihimize gre tasarlayabiliriz bu baka tarihi; insan iin her
ikisi de ayn eydir, t e yandan, bu baka tarih de ayn ikilemle kar-
karya getirir bizi. Ya elikilerin zm deildir (o zaman he-
men hemen bir hi yoluna ac ekiyor, lyor ve ldryoruz demek-
tir), ya da elikilerin zmdr (o zaman da tarihimizi tamamlyor
demektir). Bu evrede Marx'lk son lkeyle dorulanr ancak.
Sonlar lkesinin bir anlam olabilir mi o zaman? Bir kez dinsel
konut benimsendikten sonra, kutsal evrende bir anlam tar. Dnya
yaratlmtr, elbet bir sonu da olacaktr; Adem cennetten ayrlm-
tr; insanlk oraya geri dnecektir. Eytiimsel konut kabul edilirse,
tarihsel evrende bir anlam olamaz. Doru olarak uygulanan eytiim
duramaz, durmamaldr. 1 Tarihsel bir durumun kart terimleri bir-
birlerini yoksayabilirler, sonra da yeni bir bileimde daha ileri gide-
bilirler. Ama bu yeni bileimin ncekilerden stn olmas iin hibir
neden yoktur. Daha dorusu, eytiime nedensiz olarak bir son geti-
rilirse, yani eytiim iine dardan gelme bir deer yargs sokulursa,
ancak o zaman bir nedenden szedilebilir. Tarihi snfsz toplum ta-
mamlayacaksa, kapitalist toplum bu snfsz toplumun gerekleme-
sini yaklatrd lde derebeylik toplumundan stndr. Ama ey-
tiimsel konut kabul ediliyorsa, btnyle kabul edilmesi gerekir.
Soylular toplumunun yerini derece derece soylular olmayan, ama s-
nfl bir toplum ald gibi, snflar toplumunun yerini de snfsz ama
tanmlanmas gereken bir yeni kartlkla canlanan bir toplumun ala-
can sylemek gerekir, zgrlk bir dnemeci, "Sosyalizm son-
suz bir oluumsa, erei yollardr", der 1 . Gerekten de, sonu yok-
tur, fazla fazla oluuma yabanc bir deerden baka hibir eyin g-
venceye balamad yollar vardr. Bu bakmdan, eytiimin devrim-
ci olmadn, olamayacan belirtmek gerekir. Yalnz yoksaycdr

(1) Bak: Jules Monnerot'nu gzel tartmas, Komnizmin toplumbilimi, b -


lm III.

(1) Ernestan, Sosyalizm ve zgrlk.


bize gre, kendisi olmayan her eyi yoksamak isteyen ar devinimdir.
yleyse tarihin sonunu tasarlamak iin hibir neden yoktur
bu evrende. Gene de tarihin sonu, Marx'lk adna istenen zverile-
rin biricik dorulamasdr. Ama tarihe, tek ve yeterli olmas istenen
lkeye, kendisine yabanc bir deer sokan bir ilke dnda, tutarl
hibir temeli yoktur. Bu deer ayn zamanda ahlaka da yabanc ol-
duu iin, davranmz kendisine gre ayarlayabileceimiz bir de-
er deildir, yalnzlktan ya da yoksayclktan bunalan bir dnce-
nin eimine uyarak benimseyebileceimiz, ya da bunda kar olan-
larn bize zorla benimsetecekleri, temelsiz bir inaktr. Tarihin sonu
bir rneklik ya da kusursuzluk deeri deildir. Bir her istediini ya-
pabilme, bir yldr ilkesidir.
Marx, kendi zamanna kadar btn devrimlerin baarszla u-
radn kabul etmiti. Ama kendi mutulad devrimin kesin ola-
rak baarya ulaacan ileri srd, ii eylemi, olaylarla durma-
macasna yalanlanan ve yalann ortaya koyma zaman gelmi bulu-
nan bu kesinleme zerinde yaad bugne kadar. Tanrnn yeryz-
ne inmesi uzaklatka, son lkenin kesinlenmesi us dzeyinde zayf-
lad, inan konusu oldu. Bundan byle, Marx' dnyann biricik de-
eri Marx'a karn btn bir lk imparatorluuna kabul ettirilen
inaktadr, lmsz ahlak ve gkler lkesi gibi sonlar lkesi de toplu-
mu aldatma yolunda kullanlmtr. Elie Halevy, sosyalizmin bizi ev-
rensellemi svire cumhuriyetine mi, yoksa Avrupa Sezar'clna
m gtreceini syleyecek durumda bulunmadn bildiriyordu.
imdi daha o k ey biliyoruz artk. Hi deilse bu noktada, Nietzs-
che'nin kehanetleri doru kt. Bundan byle Marx'lk kendi ken-
disiyle elikiye dse bile, kanlmaz bir mantkla, bir aydn Se-
zar'cl olarak beliriyor. Tanrsal iyilie kar adaletin son temsilci-
si olarak, bunu istememi olsa bile, adaletin geree kar savan
srdrmek grevini ykleniyor. Tanrsal iyilikten yoksun olarak na-
sl yaamal, on dokuzuncu yzyln en nemli sorunu budur. Salt
yoksaycl kabul etmek istemeyen herkes: "Adaletle", diye kar-
lk verdi. Gkler lkesinden umudunu kesen halklara, insann lkesi-
ni vaadettiler. nsan yurdu nbildirisi on dokuzuncu yzyln sonu-
na kadar hzland, burada, tam anlamyla, grnmezi gren oldu, bi-
limin kesinliklerini topyann buyruuna verdi. Ama mutlu lke uzak-
lat, korkun savalar topraklarn en ihtiyarn altst etti, kentlerin
duvarlarn bakaldrmalarn kanlar kaplad, ama tm adalet yakla-
mad. 1905 yldrclarnn urunda can verdikleri ve ada dnya-
y altst eden yirminci yzyl sorunu belirlendi yava yava: Tanr-
sal iyilekten ve adaletten yoksun olarak nasl yaamal?
Bu soruya yalnz yoksayclk yant verdi, bakaldrma deil. Bir
o konutu imdiye kadar, romantik bakaldrmalarn diliyle konu-
tu: "lgnlkla". Tarihsel lgnln ad gtr. G istemi, adalet
istemiyle zdeleir gibi yaparak ilkin adalet istemini sprd, yery-
znde buyruk altna alnacak hibir ey brakmamay beklerken, ta-
rihin sonunda bir yerlere att onu. lk tutarll ekonomi tutarll-
ndan stn kt o zaman: Rus komnizminin tarihi kendi ilkeleri-
nin yalanlanmasdr. Bu uzun yolun sonunda, doatesi bakaldrma-
y yeniden buluyoruz, silahlarn, parolalarn gmbrts iinde iler-
liyor bu kez, ama gerek ilkelerini unutmu durumda, yalnzln si-
lahl kalabalklara gmyor, yoksamalarn bundan byle biricik tan-
rs olan gelecee ynelmi, ama ezilecek bir yn ulus, buyruk alt-
na alnacak kta ile ondan ayrlm, inat bir skolastikle rtyor. Tek
ilkesi eylem, susuzluk kant da insann saltanat; daha imdiden,
Avrupa'nn dousunda, baka yasak alanlara kar, kendi yasak ala-
nn hazrlamaya balad.

Sonlar lkesi

Marx bylesine dehet verici bir ululama tasarlamyordu. Asker


diktatrlne doru kararl bir adm atm olmakla birlikte, Lenin
de tasarlamyordu. Kt filozof olduu kadar da iyi stratejiciydi, il-
kin iktidara geme sorununu ald ele. Hemen belirtelim ki, kimileri-
nin yapt gibi, Lenin'in Jacobin'ciliinden szetmek tmden yanl-
tr. Kkrtclarla devrimcileri ayrma dncesi Jacobin'leri andrr
yalnz. Jacobin'ler ilkelere ve erdeme inanrlard; onlar yoksamalar
gerektii iin ldler. Lenin yalnzca devrime, yalnzca etkenlik er-
demine inanr. "Srf sendikalara szabilmek... ve burada ne olursa ol-
sun komnizm grevini yapmak iin, btn zverilere hazr olmak,
gerekirse her trl dolaba, dzene, yasad ynteme bavurmak,
gerei gizlemeye kararl olmak gerekir". Hegel ile Marx'n balatt-
u biimsel ahlakla sava onun etkisiz devrim tutumlarn eletir-
mesinde yeniden buluruz. mparatorluk bu eylemin sonundayd.
Biri kkrtclk yaamnn balangcnda 1 , ikincisi sonunda ya-
ymlanan 2 iki yapt ele alnrsa, devrim eyleminin duygusal biim-
lerine kar amanszca savamay hi brakmam olmas dikkati e-
ker. Ahlak devrimden kovmak istedi, nk, hakl olarak, devrimci
iktidarn on buyrua sayg gstermekle kurulamayacana inanyor-
du. lk denemelerden sonra, iinde ylesine nemli bir yer tutaca
bir tarihin sahnesine kt zaman, nceki yzyl lkclnn, n-
cfeki yzyl ekonomisinin ortaya kard dnyay ylesine doal bir
rahatlk, bir serbestlikle ele alna baklnca, yeni bir an ilk insa-
nym gibi grnr. Kayglara, zlemlere, ahlaka kulak bile asmaz,
dmene geer, mak'nay en iyi iletmenin yollarn arar, tarihin y-
neticisi iin hangi erdemin uygun olup hangisinin uygun olmadn
kendisi kararlatrr. Balangta biraz bocalar, Rusya'nn ilkin kapi-
talizm ve sanayi evresinden gemesi gerekip gerekmedii noktasn-
da bir karara varamaz. Ama bu, Rusya'da devrim olabileceinden
kuku duymakla birdir. O Rusya'dr, grevi Rus devrimini yapmak-
tr. Ekonomik kanlmazl bir yana atar, eyleme giriir. Daha
1902'de, iilerin kendi balarna bamsz bir dng yaratamaya-
* caklarn kesinlikle bildirir. Kitlelerin kendiliindenliini yoksar.
Sosyalist reti bilimsel bir temeli varsayar, bunu da ancak aydnlar
verebilir ona. ilerle aydnlar arasndaki her trl ayrm silmek ge-
rektir dedii zaman, bunu "proleter olmayanlar, proletaryann kar-
larn proleterlerden daha iyi bilebilir" anlamnda anlamak gerekir.
Bunun iin Lenin, kitlelerin kendiliindenliklerine kar amansz bir
savaa girdi diye Lassalle' kutlar. "Kuram, kendiliindenlie boyun
emelidir", der 3 . Bu, ak anlamyla, devrime nderler ve kuramc n-

(1) Ne yapmal? 1902.

(2) Devlet ve devrim, 1917.

(3) Marx da: " u ya da bu proleterin, hatt btn proletaryann erek olarak ta-
sarlad eyin nemi y o k ! " demiti.
derler gerekir demektir.
Hem suu devrimci gc gevetmek olan dzelticilikle, hem de
rnek, ama etkisiz bir tutum olan yldrclkla 1 savar. Devrim eko-
nomi ya da duygu ii olmaktan nce askerlik iidir. Patlayaca gne
kadar, devrim stratejiyle birdir. Saltanat dmandr; balca gc de
polis, siyasal askerlerin meslek rgtdr. Sonu basittir: "Siyasal po-
lisle sava zel nitelikler ister, meslekten devrimciler, ister". Bir gn
silah altna arlacak kitlenin yannda, bir de ekirdekten yetime
ordusu olacaktr devrimin. Kkrtclar, kitleden nce rgtlenmeli-
dir. Bir ajanlar rgt, Lenin'in gizli kurumunu, devrimin gereki
keilerini haber veren deyimi budur: "Devrimin Jn-Trkleriyiz biz,
fazla olarak biraz da cizvitliimiz var". Bu andan sonra, proletarya-
nn grevi kalmamtr artk. Devrim keilerinin elinde, baka ara-
o
lar arasnda, gl bir aratan baka bir ey deildir .
ktidar alma sorunu devlet sorununu getirir. Bu konuyu ele alan
Devlet ve Devrim (1917) yergi yaptlarnn en tuhaf, en elikinidir.
Lenin burda gzde yntemi olan yetke yntemini kullanr. Marx ile
Engels'ten yararlanarak, bir snfn bir bakasna egemen olma rg-
t olan burjuva devletini kullanmaya kalkan her trl dzelticilie
kar kmakla balar ie. Burjuva devleti, her eyden nce bir bask
arac olduu iin, polise ve orduya dayanr. Ayn zamanda hem snf-
larn uzlamaz kartln, hem de bu kartln zorunlu indirgen-
mesini yanstr. Bu yetkeyi ancak horgrmelidir. "Uygar bir devletin
asker gcne dayanan iktidarnn ba bile, ataerkil bir toplumun so-
pa zoruyla deil, gnlden bir saygyla evreledii ndereni kskana-
bilir". t e yandan, Engels devlet kavram ile zgr toplum kavram-
nn uzlamaz olduunu kesinlikle ortaya koymutur. "Snflar nasl n-
lenmez bir biimde belirmilerse, yle de silineceklerdir. Snflarn
silinmesiyle devlet de ister istemez silinecektir. retimi reticilerin
zgr ve eit ortakl temeline dayandrarak yeniden rgtleyen top-
lum, devlet makinesini yakt yere: Eski nesneler mzesine, k-

(1) Yldrcl semi olan byk kardeinin aslm olduu bilinir.

(2) Heine ta ne zamandan " k o y u ilkeciler" demiti sosyalistler iin. Koyu ilke-
cilik ve devrim, tarihsel bakmdan, bir arada gider.
rk ile bronz baltann yanna atacaktr".
Dalgn okurlarn Devlet ve Devrim'i Lenin'in kargaac eilim-
lerinin hesabna geirmeleri, ordu, polis, sopa, memurluk karsnda
ylesine sert bir retinin garip sonuna acmalar bununla aklana-
bilir. Ama Lenin'in grlerini anlamak iin, bunlar hep strateji a-
sndan ele almak gerekir. Engels'in burjuva devletinin ortadan kalk-
mas konusundaki savn bunca gle savunmas, bir yandan Piekha-
nov ya da Kautsky'nin ar "ekonomiciliini" engellemek, bir yan-
dan da Kerenski hkmetinin devrilmesi gereken bir burjuva hkme-
ti olduunu kantlamak iindir. Bir ay sonra devirecektir bu hk-
meti.
Devrim iin bir ynetim, bir bask arac gerekeceini ne s-
renlere de yant vermek gerekiyordu. Burada da, proletarya devleti-
nin tekiler gibi bir hkmet deil, durmamacasna zayflayacak bir
hkmet olduunu kantlamak iin, Marx ile Engels'ten bol bol ya-
rarlanmtr. "Bask altnda tutulacak toplum snf kalmaynca...
devlet zorunlu olmaktan kar. Btn toplumun temsilcisi olarak,
devletin (proleter devletin) ilk eylemi toplumun retim aralar-
nn ele geirilii, kendisini kesinleyen bu eylem, ayn zamanda onun
son eylemidir de. Kiilerin hkmetinin yerini nesnelerin ynetimi
alr... Devlet ortadan kalkmamtr, zayflar". nce proletarya eliyle
burjuva devlet ortadan kaldrlr. Bundan sonra, ama ancak bundan
sonra, proleter devlet bir su gibi ekilir. Proletarya diktatrl,
1) Burjuva snfnn kalntlarn bastrmak, ya da ortadan kaldrmak
iin; 2) retim aralarnn kamulatrlmasn gerekletirmek iin
zorunludur. Bu iki i tamamlandktan sonra, diktatrlk geveme-
ye balar.
Bylece Lenin, smrcler snf da ortadan kalkm olacan-
dan, retim aralarnn kamulatrlmas tamamlanr tamamlanmaz
devletin lecei gibi ak ve kesin bir ilkeden yola kar. Gene de,
ayn kitapta, stelik nceden kestirilebilir bir son da belirtmeden,
devrimci bir kesimin halk zerinde diktatrln de yasaya uygun
gsterir. Commune denemesini deimez bir dayanak olarak ele alan
yergi, Commune' yaratm olan yetkeye kar federalist dnce-
ler akmn tam anlamyla yalanlar; Marx ile Engels'in betimlemesine
de kar kar. Nedeni aktr bunun: Lenin, Commune'n baarsz-
la uram olduunu unutmamtr. Bylesine artc bir kantla-
mann yollarna gelincc, bunlar daha da basittir: Devrimin bir glk-
le karlat her seferde, Marx'n betimledii devlet kavramna yar-
dmc bir nitelik eklenir. Gerekten de, Lenin on sayfa sonra, dn-
celerini birbirine balamadan, smrclerin direncini krmak, "bir
de sosyalist ekonominin dzenleniinde byk kitleyi, kylleri, k-
k burjuvalar, yar-proleterleri ynetmek" iin, iktidarn zorunlu
olduunu syler. Burada dn sz gtrmez; Marx ile Engels'in ge-
ici devletine kendisine uzun bir yaam salamak tehlikesi gsteren
bir grev verilir. Kendi felsefesiyle atan Stalin ynetiminin eli-
kisi imdiden belirmektedir. Ya bu ynetim snfsz sosyalist toplu-
mu gerekletirmitir ve korkun bir bask aygtnn srdrlmesinin
Marx'lk asndan dorulanmas olanakszdr; ya da gerekleme-
mitir ve o zaman Marx' retinin yanl olduu, zellikle de re-
tim aralarnn kamulatrlmasnn snflarn kalkmas demek olma-
d aka ortaya km demektir. Ynetim, resmi retisi kar-
snda, seimini yapmak zorundadr: Ya yanltr ya da ynetimin iha-
netine uramtr. Gerekte, Rusya'da Lenin'in baarya ulatrd,
hem de Marx'a kar ulatrd kimse, Neayev ve Tkaev'le birlik-
te devlet sosyalizmini bulan Lassalle'dir. Bundan sonra, Lenin'den
Stalin'e kadar, partinin i arpmalarnn tarihi, ii demokrasisi
ile asker ve memur diktatrl, adalet ile etkenlik arasndaki sava-
la zetlenecektir.

Lenin'in Commune'de alnan nlemleri: Memurlarn seilip d-


rebilmelerini, iiler gibi cret almalarn, sanayide memurlarn ye-
rinin dolaysz ii ynetimine braklmasn vdn grnce, insan
bir an bir tr uzlamaya varp varmayacan dnr. Hatta Commu-
ne kurumunu, bunlarn temsil ediliini ven federalist bir Lenin be-
lirir. Ama onun bu federalizmi ancak parlamentoculuun kaldrlma-
s anlamna geldii lde vd abuk anlalr. Lenin, her trl
tarihsel gerei bir yana brakarak, parlamentoculuu merkezcilikle
niteler, hemen arkasndan da, kargaaclar devlet konusunda uzla-
maz olmakla sulayarak, proletarya diktatrlne verir arl. Bu-
rada, Engels'e dayanlarak, burjuva snfnn kalkmasndan, kamula-
trmadan, hatta en sonunda kitle ynetiminin salanmasndan sonra
bile diktatrln srmesini hakl karan bir yeni kesinleme girer
araya. Yetkenin srdrlmesinin snrlar, retim koullarnn izdii
snrlar olacaktr, rnein devletin tmyle erimesi, herkese cretsiz
olarak konut saland zamana rastlayacaktr. Komnizmin stn
evresidir bu: "Herkese gereksinimlerine gre". O zamana kadar, dev-
let olacaktr.
Komnizmin bu herkesin gereksinimine gre alaca stn evre-
ye doru geliiminin hz ne olacaktr? "Bunu bilmiyoruz, bilemeyiz
de... Bunlar kestirmemizi salayacak verilerimiz y o k ! " Lenin, ii da-
ha da aydnla kavuturmak iin, ama hep dayanaksz olarak, "ko-
mnizmin stn evresini vaadetmeyi hibir sosyalistin dnmemi
olduunu" syler. Bu noktada, zgrln kesinlikle ld sylene-
bilir. lkin kitle saltanatndan, proletarya devriminden ekirdekten
yetime ajanlarca yaplp ynetilen devrim dncesine geilir. Son-
ra, amansz devlet eletirisi, nderlerinin kiiliinde geici, ama zo-
runlu proletarya diktatrlyle uzlatrlr. Daha sonra, bu geici
durumun sonunun nceden kestirilemeyecei, stelik byle bir sonu
vaadetmeyi de hi kimsenin dnmedii bildirilir. Bundan sonra Sov-
yetlerin bamszlyla savalmas, Makno'nun ihanete uramas,
Cronstadt denizcilerinin partice ezilmesi manta uygun olur.
Adalet tutkunu Lenin'in birok szlerine, zellikle de devletin
zayflamas kavramna dayanlarak Stalin ynetimi hl yerilebilir el-
bette. Ama proletarya devletinin daha uzun zaman ortadan kalkma-
yaca kabul edilse bile, retiye gre, proleter olduunu syleyebil-
mek iin, kalkmaya yz tutmas, basksnn gittike azalmas gere-
kir. Lenin'in bu eilimin kanlmazlna inand da, bu konuda
ald da sz gtrmez. Otuz yl akn bir zamandan beri, prole-
tarya devleti, hibir kanszlk belirtisi gstermemitir. Tam tersine,
gnencinin artmasyla dikkati eker. Bununla birlikte, iki yl sonra,
Sverdlov niversitesinde, Lenin, d olaylarn ve i gereklerin bas-
ksyla, stn proleter devletin sonsuz olarak ayakta kalaca konu-
sunda bir kesinlik verecektir: "Bu makine ya da lobutla (devlet), her
trl smry ezeceiz, yeryznde smrme olanaklar, topraklar,
fabrikalar bulunan kiiler, alarn burnu dibinde tka basa gbek
iiren insanlar kalmad, byle eyler olanaksz duruma geldii za-
man, evet, ancak o zaman rafa kaldracaz bu makineyi. 0 zaman
ne devlet olacak, ne de smr". yleyse artk belirli bir toplumda
deil, btn yeryznde, bir ezilmi ya da bir mal sahibi kald s-
rece, devlet de kalacaktr. Hakszlklar, adaletsiz hkmetleri, bur-
juvalkta direnen uluslar, kendi karlarn grmeyen halklar birer
birer yenmek iin bu devletin gelimesi gerekecektir. Ve, en sonun-
da boyun emi, rakiplerden arnm yeryznde, dorularn ve hak-
szlarn kanlarnda son dmanlk da boulduu zaman, devlet b-
tn glerinin snrna ulam olacak, btn dnyay kapsayan ca-
navar bir put olarak, adaletin sessiz lkesinden bir su gibi ekilecek-
tir yava yava.
Aslnda, Lenin'le birlikte, kart smrclklerin ne de olsa n-
ceden kestirilebilecek basks altnda, adalet smrcl doar.
Ama, adalet smrcl bile olsa, bozgundan ya da dnya impara-
torluundan baka bir sonu olamaz smrcln. O zamana kadar,
adaletsizlikten baka arac yoktu. O zamandan sonra, reti kehanet-
le zdeleir. ok uzaklardaki bir adalet uruna, btn tarih sresin-
ce adaletsizlii yasaya uygun klar, Lenin'in en o k nefret ettii al-
datmaca olur. Mucize vaadiyle, adaletsizlii, cinayeti ve yalan ka-
bul ettirir. Daha o k retim, daha o k iktidar, aralksz alma, din-
mez ac, srekli sava derken, bir an gelecek, bir mucize olmucas-
na, tm imparatorlukta genellemi klelik tam kendi kendisinin
kart oluverecektir: Evrensel cumhuriyette gnlnce yaama. Ya-
lanc-devrim aldatmacasnn imdi bir tanm vardr: mparatorluu
fethetmek iin her trl zgrlk ldrlmelidir, bir gn imparator-
luk zgrlk olacaktr. Birliin yolu tmlkten geer o zaman.

Tmlk ve dava

Gerekten de, tmlk inanmlarla bakaldrmalarn u eski or-


tak dnden baka bir ey deildir, ama bu d, Tanr'sz bir yer-
yznde, yatay olarak kurulur. O zaman, her trl deerden vazge-
mek, imparatorluu ve klelii benimsemek zere bakaldrmadan
vazgemek anlamna gelir. Biimsel deerlerin eletirisi zgr dn-
ceye de dokunmamazlk edemezdi. Romantiklerin dn kurdukla-
n zgr bireyi yalnzca bakaldrma gcyle yaratmann olanaksz-
l kabul edildikten sonra, zgrln kendisi de tarihin devinimine
katlr. Savaan bir zgrlk olmutur, varolmak iin olumak zorun-
dadr. Tarihin dinamizmiyle zdeletiine gre, ancak evrensel yurt-
ta, tarih durduktan sonra karacaktr kendi tadn. O zamana kadar,
her bir yengisi bir kar ka yol aacak, bu da kendisini gereksiz
klacaktr. Alman ulusu birlemi ezicilerinden kurtulur, ama her Al-
man'n zgrl pahasna. Tmc ynetimde, toplumsal insan kur-
tulmu olsa bile, bireyler zgr deildir. Sonunda, imparatorluk b-
tn insan trn azatlaymca, zgrlk kle srleri zerinde egemen
olacaktr, bu srler hi deilse Tanr'ya, genellikle de her trl a-
knla kar zgr olacaklardr. Eytiim mucizesi, niceliin nitelik
durumuna gelmesi burada aydnlanyor: Tm klelie zgrlk de-
mek yolu seilmekte. Hegel'in ve Marx'n and rneklerde de ol-
duu gibi, nesnel deiim deil, znel adlandrma deiimi sz ko-
nusudur. Mucize yoktur. Yoksaycln biricik umudu, bir gn mil-
yonlarca insann bir daha dnlmemesiye azatlanm bir insanlk
oluturabilecekleriyse, tarih umutsuz bir dten baka bir ey deil-
dir. Tarihsel dncenin insan Tanr'nn uyduluundan kurtarmas
* gerekirdi; ama bu kurtulu da olu karsnda en salt boyun eii is-
ter. O zaman, tapnan sunana atlrcasna, partinin srekliliine
koulur. Bunun iin, alarn en bakaldrm olduunu sylemek
gzpekliini gsteren a, trelere uygunluklardan baka bir ey
sunmuyor bize, baka seim brakmyor. Yirminci yzyln gerek
tutkusu kleliktir.

Ama tm zgrl fethetmek, bireysel zgrl fethetmekten


daha kolay deildir. Yeryznde insan imparatorluunu gerekle-
tirmek iin, imparatorlua smayan, nicelik saltanatna girmeyen
her eyi dnyadan ve insandan uzaklatrmak gerekir: Bu iin de so-
nu yoktur. Tarihin boyutunu oluturan eyleri, uzam, zaman,
kiileri kapsamaldr. mparatorluk ayn zamanda hem sava, hem
bilgisizlik, hem de zorbalktr, ama umutsuzca, kardelik, zgrlk
ve gerek olacan syler: Konutlarnn mant zorlar onu buna.
Bugnn Rusya'snda, hatta komnizminde, Stalin lkcln yad-
syan bir gerek vardr hi kukusuz. Ama onun da kendi mant
vardr, devrim anlaynn kesin dten kurtulmas isteniyorsa, bu-
nu ayrmak, ne karmak gerekir.
Bat ordularnn umursamazlkla Sovyet devrimini nlemeye a-
lmas, baka eyler arasnda, sava ile ulusuluun da tpk snf e-
likileri gibi birer gerek olduunu gsterdi Rus devrimcilerine. Pro-
leterler arasnda, kendiliinden ileyen bir uluslararas yardmlama
olmadka, hibir i devrim uluslararas bir dzen kurulmadan ile-
yebileceini dnemezdi. Bu gnden sonra, evrensel yurt iki koulla
kurulabilirdi ancak. Ya btn byk lkelerde hemen hemen ayn s-
rada yaplacak devrimler, ya da savaa bavurularak, burjuva ulusla-
rn elenmesi; ya srekli devrim, ya srekli sava. Biliyoruz, birinci
noktann baarya ermesine ramak kalmt. Almanya'nn, talya'nn,
Fransa'nn devrim eylemleri, devrim umudunun en yksek noktala-
r olmutu. Ama bu devrimlerin ezilmesi, buna karlk kapitalist
ynetimlerin glenmesi, sava devrimin gerei durumuna getirdi.
Aydnlanma felsefesi karartma Avrupa'syla sonuland o zaman. Alal-
mlarn kendiliklerinden ayaklanmalaryla gerekleecek olan ev-
rensel yurt, tarihin ve retinin mantyla, zor yollaryla kabul et-
tirilen imparatorlukla kapland yava yava. Engels, Marx'n deste-
iyle, Bakunin'in islav'lara ar'sna karlk olarak: "Gelecek dn-
ya sava dnya yzeyinden yalnz gerici snflar ve hkmdar soy-
larn deil, btn gerici halklar da silecektir. Bu da ilerlemenin bir
baka yandr", diye yazd zaman, byle bir tasary soukkanllk-
la benimsemiti. Bu ilerleme, Engels'in dndne gre, arlk
Rusya'sn ortadan silecekti. Bugn, Rus ulusu ilerlemenin ynn
tersine evirdi. Sava, ister souk, ister lk olsun, dnya imparator-
luu kleliidir. Ama, imparatorlua balandktan sonra, devrim
bir kmazdadr. Bakaldrmann kaynaklarna dnmek zere, yan-
l ilkelerinden vazgemezse, kapitalizm kendiliinden eriyinceye
kadar, birok kuaklar iin, yzlerce milyon insan zerinde tm bir
diktatrln srdrlmesinden baka anlam tamaz; insan yurdu-
nun kuruluunu abuklatrmak istemesi ise, patlamasn istemedi-
i ve patlamasndan sonra her trl yurdun ancak ykntlar zerin-
de parlayabilecei atom sava demektir. Dnya devrimi, nlemsizce
tanrlatrd tarihin yasasna uygun olarak, polise ya da bombaya
adanmtr. Bylece, ikinci bir elikiyle kar karya gelir. Ahlakn
ve erdemin kurban edilmesi, durmamacasna izlenen erekle dorula-
nan her trl yolun benimsenmesi, olabilirlii akla yatkn bir erek
iin benimsenebilir ancak. Silahl bar, diktatrln sonsuzca ayak-
ta tutulmas dolaysyla, bu erein sonsuzca yadsnmas demektir,
sava tehlikesi, gerekleme olana pek zayf olan bu eree de zarar
verir, imparatorluun dnyay kaplamas, yirminci yzyl devrimi
iin kanlmaz bir zorunluktur. Ama bu zorunluk son bir ikilemle
kar karya getirir onu: Ya yeni ilkeler uydurmak ya da tmyle
egemen olmalarn istedii adalet ve bartan vazgemek.
imparatorluk, uzam buyruk altna almay beklerken, zaman
zerinde de egemen olmak zohnda olduunu grr. Her trl kal-
c gerei yadsd iin, gerein en baya biimini, tarihin gere-
ini bile yadsmaya kadar gitmesi gerekir. imdilik dnya dzeyinde
olanaksz bulunan devrimi, yoksamak istedii gemie gtrr. Bu
da manta uygundur. Gemile insan gelecei arasnda tmyle eko-
nomik olmayan her trl tutarllk, bir insan yaratln dndrte-
bilecek bir deimezlik gerektirir. Bir kltr adam olan Marx'n uy-
garlklar arasnda srdrd derin tutarllk, savn aabilir, ekono-
mik sreklilikten daha geni olan bir doal sreklilii gn na -
karabilirdi. Rus komnizmi, yava yava, kprleri ykmaya, gelecee
bir sreklilik zm sokmaya yneldi. Sapkn dehalarn (hemen hep-
si sapkndr) yoksamas, tarihe smayan sanatn, uygarln getirdik-
lerinin yadsnmas, yaayan geleneklerden vazgeilmesi, ada Marx'
l en dar snrlar iine kapatt yava yava. Dnya tarihinde re-
tinin sindiremedii eyleri yoksamak ya da bunlarn hi szn etme-
mek de, ada bilimin kazanlarn tepmek de yetmedi ona. Tarihi
de yeni batan yapmas gerekti, hatta en yakn, en iyi bilinen tarihi,
rnein partinin ve devrimin tarihini bile. Yldan yla, baz baz da
aydan aya, Pravda kendi hatalarn dzeltiyor, resmi tarihin yeniden
dzeltilmi basklar birbirini kovalyor, Lenin sansr ediliyor, Marx
yaymlanmyor. Bu noktada, dinsel bilisizcilikle bir karlatrma yap-
mak bile hakszlk olur. Kilise hibir zaman tanrsal belirtinin iki, son-
ra, drt ya da , sonra gene iki kiide gerekletiini birbiri ardn-
dan kararlatrmaya kadar vardrmad ii. amza zg hzlanma,
gerekler retmeye kadar gidiyor, gerek de, bu hzla, kuru hayalet
olup kyor. Btn bir kentin tezghlarnn kral giydirmek iin bo-
luk dokuduklarn anlatan halk masalnda olduu gibi, bunu meslek
edinmi binlerce insan, daha o akam yokoluveren bir bo tarihi her
gn yeniden dokuyor, birdenbire bir ocuun sakin sesi kraln p-
lak olduunu syleyinceye kadar da dokuyacaklar. Bakaldrmann
bu ince sesi herkesin imdiden grebileceini syleyecek o zaman:
Srebilmek iin evrensel iarsn yoksamak, ya da, evrensel olmak
iin, kendi kendinden vazgemek zorunda olan bir devrim, yanl il-
keler zerinde yayor demektir.
Bu ilkeler milyonlarca insan zerinde gene ilemekte. Zamann
ve uzamn gereklerinin bastrd imparatorluk d, zlemini kiiler
zerinde gideriyor. Kiiler yalnzca birey olarak dman deildirler
imparatorlua: Geleneksel yldr yetebilirdi o zaman. Bugne kadar
hibir zaman yalnzca tarihle yaamadklar, herhangi bir yanlaryla
ona smadklar lde de dmandrlar. mparatorluk bir yoksama-
y ve bir kesinlii gerektirir: nsann sonsuzca ilene bilirliinin kesin-
lii ile insan yaradlnn yoksanmasn. Propaganda teknikleri bu i-
lenebilirlii lmeye yaryor, koullandrlm igdyle dnceyi
birletirmeye alyor. Yllar boyunca lmcl dman diye gste-
rilenle bir andlama imzalamaya izin veriyorlar. Daha da iyisi, byle-
ce elde edilen ruhbilimsel etkiyi ykmay ve btn bir halk, yeniden,
ayn dmana kar ayaklandrmay salyorlar. Deney sonulanmad
daha, ama manta uygun. nsan yaradl diye bir ey yoksa, insa-
nn ilenebilirlii gerekten sonsuzdur. Bu noktada, politik gerek-
ilik dizginlenmez bir romantizmden, bir etkenlik romantizminden
baka bir ey deildir.
Rus Marx'lnn us-d dnyasndan yararlanmasn bilmesi-
ne karn onu tmyle yadsmas anlalyor bylece. Us-d, impara-
torlua yardmc olabilecei gibi, onu rtebilir de. Us-d hesaba
smaz, imparatorlukta ise yalnz hesap egemen olmaldr. nsan usa
uygun biimde etkilenebilecek bir gler dzeninden baka bir ey
deildir. Dncesiz Marx'lar retilerini rnein Freud'n reti-
siyle uzlatrabileceklerini sandlar. Kendilerine iin iyz o k iyi,
hem de ok abuk gsterildi. Freud sapkn ve "kk burjuva" bir
dnrdr, nk bilinaltn ortaya karm, ona en az st-ben,
toplumsal ben kadar gereklik vermitir. Bu bilinalt, tarihsel ben'e
kart bir insan yaradlnn zgnln tanmayabilir. nsan,tam
tersine, toplumsal ve ussal ben'le zetlenebilir, yani bir hesap konu-
su olabilir. Bylece, yalnzca her insann yaamn deil, beklenii
btn mr boyunca insana elik eden en us-d, en yalnz olay da
boyunduruk altna almak gerekmitir. mparatorluk kesin lkeye y-
nelmi esrimeli abasnda, lm de kendi benliine katmaya ynelir.
Canl bir insan boyunduruk altna alnabilir, nesnenin tarihsel
durumuna indirgenebilir. Ama, yadsyarak lrse, nesneler dzenini
tepen bir insan yaradln yeniden kesinler. Bunun iin, sank an-
cak lmn hakl ve nesneler imparatorluuna uygun olduunu sy-
lemeye raz olunca ortaya kar ve ldrlr. Ya onurunu yitirmi
olarak lmek ya da artk varolmamak gerekir, ne lmde, ne yaamda.
Bu son durumda, lnmez, yok olunur. Gene bylece, mahkm bir
ceza ekerse, cezas sessizce kar kar ve tmlkte bir atlak yaratr.
Ama mahkm cezalandifilmamsa, yeniden tmlk iine yerletiril-
mitir, imparatorluk aygtn kurar, retim ark durumuna girer,
ylesine vazgeilmez bir ark olur ki, sonunda, retimde sulu ol-
duu iin kullanlmayacak, retimin kendisine gereksinimi bulundu-
u iin sulu grlecektir. Ruslarn toplama kamp dizgesi, kiiler h-
kmetinden nesneler ynetimine eytiimsel geii sahiden gerekle-
tirmitir, ama kii ile nesneyi birbirine kartrarak.
Dman bile yardmc olmaldr ortak yapta. mparatorluk d-
nda kurtulu yoktur. Bu imparatorluk dostluun imparatorluudur,
ya da olacaktr. Ama nesnelerin dostluudur bu dostluk, nk dost-
luk lkesinden olmayan her ey karsnda, lnceye kadar, zel ba-
llktr, baka tanm yok bunun. Nesnelerin dostluu genel olarak
dostluktur, herkesle dostluktur, kendisini korumas gerektii zaman
bakasnn ele verilmesini varsayan bir dostluktur. Erkek ya da kadn
dostunu seven kii imdiki zaman iinde sever onu, devrimse yalnz-
ca daha ortada bulunmayan bir insan sever. Sevmek, bir bakma, dev-
rimle doacak tam insan ldrmektir. Gerekten de, gnn birinde
yaamas iin, daha bugnden, her eye ye tutulmaldr. Kiiler sal-
tanatnda, insanlar sevgiyle balanrlar birbirlerine; nesneler impara-
torluunda, insanlar hafiyelikle birleirler. Bylece, kardecil olmak
isteyen yurt, yalnz insanlarla dolu bir karnca yuvas olur.
Baka bir dzlemde, insanlara boyun edirtmek iin onlara in-
safszca ikence etmek gerektiini bir kaba kiinin us-d azgnl
tasarlayabilir ancak. Kiilerin iren iftlemesinde bir bakasn bo-
yunduruk altna alan bir insandan baka bir ey deildir o zaman.
Ussal tmln temsilcisi ise, tam tersine, insanda kiiyi nesneye bo-
durtmakla yetinir. O zaman en stn kafa, polisin kartrma tekni-
iyle en baya kafa dzeyine indirilir. Sonra be, on, yirmi uykusuz
gece uydurma bir kannn stesinden gelecek, dnyaya yeni bir l
can getirecektir. Bu adan, amzn biricik ruhbilim devrimini,
Freud'dan sonra N.K.V.D 1 ve genellikle siyasal polisler yapmtr.
Bu yeni teknikler, gerekirci bir varsaym izlediler, ruhlarn zayf nok-
talarn ve esnekliklerini hesaplayarak, insann snrlarndan birini
daha da gerilere ittiler, bireysel hibir ruhbilimin zgn olmadn,
kiiliklerin ortak lsnn nesne olduunu kantlamaya alyor-
lar. Tam bir ruh fizii yarattlar.
Bundan sonra, geleneksel insan ilikileri deiti. Avrupa'nn
farkl derecelerde yaad ussal yldr dnyasn bu gittike artan
deimeler niteliyor. kili konumann,* kiilerin ilikisinin yerini
propaganda ya da polemik, yani tekli konumann iki tr ald. G
ve hesap dnyasna zg soyutlama, et ve us-d alanna giren gerek
tutkularn yerine geti. Ekmein yerini alan karne, retiye boyun
een ak ve dostluk, plana boyun een yazg, kural olan ceza, canl
yaratn yerini alan retim, bu yengin ya da kleletirilmi g ha-
yaletleriyle dolu, kavruk Avrupa'y olduka gzel betimliyorlar. "Cel-
lad en iyi savunma arac olarak tanyan bu toplum ne kadar zavall!"
diye haykryordu Marx. Ama o zamanlar cellat, filozof cellat deil-
di daha, stelik evrensel insanseverlikten de dem vurmuyordu.
Ne olursa olsun, tarihin tand en byk devrimin en son e-
likisi, sonu gelmez bir adaletsizlik ve iddet alay iinde adalet tasla-
ma deil gene de. Klelik de, aldatmaca da her ada rastlanan bir
mutsuzluk. Tragedyas, yoksaycln tragedyasdr. Evrensel olaym
derken insann sakatlklarn, eksikliklerini oaltan ada dn-
ceyle birleir. Tmlk birlik deildir. Skynetim, btn dnyay da
kapsasa, uzlama olamaz. Evrensel yurt sav ancak dnyann te iki-
sini bir yana atarak, tarih yararna doay ve gzellii yadsyarak, in-

(1) Rusya'da 1934 ylnda kurulan "ileri halk komiserlii" adl rgt. (evi-
ren.)
sann tutku, kuku, mutluluk, tekil bulu gcn, ksacas buyuuugu-
n defterden silerek ayakta kalabiliyor bu devrimde. nsanlarn be-
nimsedikleri ilkeler, onlarn en soylu niyetlerini ayor. Kar k-
lar, sonu gelmtz arpmalar, polemikler, ekilen zulmler, afarozla-
malar zoruyla, zgr ve karde insanlarn evrensel yurdu yava yava
uzaklap gidiyor, tarih ile etkenliin en yce yarg durumuna gele-
bilecekleri biricik evrene: Dava evrenine brakyor yenini.
Her din, susuzluk ve sululuk kavramlarnn evresinde dner.
Gene de Promethee, ilk bakaldran, cezalandrma hakkn yadsyor-
du. Zeus'un kendisi, evet herkesten nce Zeus da bu hakk alabilecek
kadar ar deildir. Demek ki, bakaldrma, daha ilk atlmnda, ceza-
nn yasaya uygunluunu yadsr. Ama bitirici yolculuun sonunda,
son cisimleniinde, bakaldrma dinin ceza kavramn benimser, evre-
nin merkezi yapar onu. Yce yarg gklerde deildir artk, tarihin
kendisidir, amansz bir tanr olarak cezalandrr. Gerek dl ancak
tarihin sonunda kazanlacana gre, tarih, kendine zg biimiyle,
uzun bir cezadan baka bir ey deildir. Besbelli, Marx'ln ve He-
gel'in o k uzaklarndayz; ilk bakaldrmlardansa ok daha uzak-
larda. Gene de tmyle tarihsel olan her dnce bu uurumlara a-
lr. Marx'n snfsz yurdun kanlmaz gereklemesini mutulad,
bylelikle de tarihin iyi niyetini onaylad kurtarc yryte her
gecikme, insann kt niyetine yklenecekti. Marx, Hristiyanlktan
kopmu dnyaya suu ve cezay yeniden soktu, ama tarih karsnda
suu ve cezay. Marx'lk, bir ynyle, insan iin bir sululuk, tarih
iin bir susuzluk retiidir. Tarihsel belirtisi, iktidardan uzakta,
devrimci iddetti; iktidarn doruunda, yasal iddet, yani yldr ve
dava olmak tehlikesini gsteriyordu.
t e yandan, din evreninde gerek yarg daha sonraya brakl-
mtr; suun sre brakmadan cezalandrlmas, susuzluun onay-
lanmas zorunlu deildir. Yeni evrende, tam tersine, tarihin yargs
hemen aklanmaldr, nk sululuk, baarszlk ve ceza ile zde-
leir. Tarih Bakunin'i yarglad, nk ldrd onu. Stalin'in arl
ilan ediliyor: Stalin gcn doruundadr. Sululuu tarihsel su fi-
lozoflar iin ancak katilin ekici bana indikten sonra iyice aydn-
lanan Troki gibi, Tito da daval durumda. Sulu olup olmadn
bilmediimiz Tito iin de durum bu. Suland, yklamad daha. Ye-
re vurulduu zaman, sululuu kesinlemi olacak, t e yandan Tro-
ki ve Hto'nun geici arlklar byk lde corafyaya balyd,
corafyaya baldr; yeryz adaletinin elinden uzaktalar. Bunun
iin, bu elin eriebilecei kiileri beklemeden yarglamaldr. Tarihin
kesin yargs bugnden o gne kadar verilecek saysz yarglara bal-
dr, o gn dorulanacak ya da yadsnacaktr bunlar. Bylece, dnya-
nn kendisiyle birlikte dnya mahkemesinin de kurulaca gn, hak-
szlklarn dzeltilecei vaadedilir. Aalk ve hain olduu bildiril-
mi biri, insanlar Pantheon'una girecek. Bir bakas tarih cehennemi-
ne atlacak. Ama kim yarglayacak o zaman? insann kendisi, tanrl-
m gerekletirmi insan. imdilik, kehaneti tasarlam olanlar, ya-
ni tarihte tarihe kattklar anlam okuyabilecek biricik varlklar vere-
cek karar, kararlar sulu iin lmcl, yarglar iinse geici olacak.
Ama, Rajk gibi, yarglayanlarn da yarglandklar olur. Bunlarn ta-
rihi doru okuma yeteneini yitirdiklerini mi dnelim? Yenilgisi
ve lm bunu kantlar gerekten. Bugnk yarglarn yarn birer
hain olmayacaklarn, bulunduklar krsnn tepesinden beton mah-
zenlere atlp burada can vermeyeceklerini kim syleyebilir? Biricik
gvence yanlmaz ak grllkleridir. Kim kantlar bunu? Srekli
baarlar. Baar ile susuzluun birbirlerini doruladklar, btn
aynalarn ayn aldatmacay yansttklar, evrimsel bir dnyadr da-
va dnyas.
Anlalan, tarihin de bir yarlgamas var 1 , ereklerini yalnzca ik-
tidar seziyor, imparatorluk uydularna stnlk salyor ya da onlar
afaroz ediyor. Gelge isteklerini yerine getirtmek iin yalnz inan
var elinde, hi deilse, ermi Ignace'n Ruhsal al trmalar'mda by-
le tanmlanmtr: "Hibir zaman yolumuzu armamak iin, kilise
bykleri aka kara dedii zaman, gzmzn ak grdnn kara ol-
duuna inanmaya hazr olmalyz". Uyruk, tarihin gizlemli ykmla-
rndan kurtulabilmek iin, gerein temsilcilerine bylesine etken
bir inanla balanmaldr. Tarihsel korku ile bal olduu dava dn-
yasndan yakay kurtaramamtr daha. Ama, bu inan olmad m,
her zaman iin, istemeden, hem de dnyann en iyi niyetlerini besle-
mekle birlikte, nesnel bir sulu olmak tehlikesiyle kar karyadr.

(1) "Usun kurnazl" tarihsel evrende, ktlk sorununu yeniden ortaya atar.
Dava evreni bu kavramda en yksek noktasna ular. nsan su-
suzluu adna balam bu uzun ayaklanmann sonunda, kkl bir
yoldan sapmayla, genel sululuun kesinlenii belirir. Her insan, su-
luluundan habersiz bir suludur. Nesnel sulu da susuzluuna inan-
m olandr. Kendi znel asndan, eylemini zararsz, hatta adaletin
gelecei bakmndan yararl buluyordu. Ama bunun bu gelecee nes-
nel olarak zarar vermi olduu kantlanr kendisine. Bilimsel bir nes-
nellik midir sz konusu? Hayr, tarihsel bir nesnellik. rnein gn-
mzn bir adaletsizliini lszce yermenin adaletin geleceini teh-
likeye drd nerden belli? Gerek nesnellik, olaylar ve ynelim-
leri konusunda bilimsel olarak varlan sonulara gre yarglamak ola-
bilir. Ama nesnel sululuk anlay, bu acayip nesnelliin en azndan
2000 ylnn biliminin eriebilecei sonulara ve olaylara dayand-
n kantlamaktadr. imdilik, kendini bakalarna nesnellik diye ka-
bul ettirtmek isteyen ey, tkenmez bir znellikten baka bir ey de-
il: Yldrnn felsefedeki tanmdr bu. Betimlenebilir bir anlam yok-
tur bu nesnelliin, ama iktidar beenmediklerinin sululuuna karar
vererek ona bir ierik kazandracaktr. Bylece, tarih nnde bir teh-
likeyi gze aldn, nesnel sulunun bilmeden yaptn kendisinin bi-
lerek yaptn sylemeye raz olarak, hi deilse imparatorluk d-
ndaki filozoflarn bunu sylemelerine ses karmayacaktr. Daha
sonra, kurban da,cellat da ldkten sonra verilecektir yarg. Ama bu
avuntu yalnz cellat iin geerlidir, o da avuntuya gereksinim duy-
maz. imdilik, inanmlar dzenli olarak acayip enliklere arlmak-
ta, bu enliklerde, pimanla batm kurbanlar, zenli yntemlere
gre tarihsel tanrya armaan edilmektedir.
Bu kavramn dolaysz yarar inan konusunda ilgisizlii yasak-
lamaktr. Zorla dine dndrmedir bu. Grevi kukulu kiileri kovu-
turmak olan yasa, kukulu kiiler yaratp durur. Yaratrken de dine
dndrr, rnein burjuva toplumunda, her yurttan yasay been-
dii varsaylr. Nesnel toplumda ise, her yurtta yasay beenmeyen
bir insan saylr. Ya da, hi deilse, yasay beenmezlik etmediini
kantlamaya her zaman hazr olmaldr. Sululuk davranta deildir
artk, inan yokluundadr, nesnel dzenin apak elikisi bununla
aklanr. Kapitalist ynetimde, bamsz olduunu syleyen insan,
nesnel olarak, ynetime uygun bir insan saylr. mparatorluk yne-
timinde, bamsz insan, nesnel olarak, ynetime dman grlr. a-
lacak bir ey y o k bunda. mparatorluun uyruu imparatorlua inan-
mazsa, tarihsel adan hitir, hi olmay semi demektir; yleyse
tarihe kar seer, kutsala saldrda bulunmu olur. Dudak ucuyla
sylenen inan da yetmez; ona hizmet iin yaamak, inaklarnn de-
itirdii eylere zamannda boyun emek iin hep tetikte bulun-
mak gerekir. En ufak bir hatada, ortaya kmam su nesnelle'ive-
rir. Devrim, tarihini kendine gre tamamlarken, her trl bakaldr-
may ldrmekle yetinmez. Yeryznde bakaldrma diye bir eyin
bulunmu ve bulunmakta olmasndan her insan, hatta en uysal in-
san bile sorumlu tutmak ister. En sonunda ele geirilmi, tamam-
lanm dava evreninde,bir sulular halk, byk Engizitrlerin buruk
baklar altnda, olanaksz bir arla doru yol alr, durmadan. Yir-
minci yzylda, g kasvetlidir.

Promethee'nin artc yolculuu burada bitiyor. Tanrlara ki-


nini, insanlara akn haykrarak Zeus'a horgryle srt evirir, ge
saldrmaya kkrtmak zere lmllere doru gelir. Ama insanlar ya
zayftr, ya korkak; onlar rgtlemek gerekir. Hazz yaanlan daki-
kann mutluluunu sever; bymek iin, onlara gnn baln tepmeyi
retmek gerekir. Promethee de nce retip sonra buyuran bir efen-
di olur bylece. Sava gene srp gider, bitirici olur. nsanlar gne
yurduna eriecekleri konusunda, bu yurdun varolup olmad konu-
sunda kukuya derler. Kendi kendilerinden kurtarmaldr onlar.
O zaman kahraman onlara bu yurdu tandn, hem de yalnz kendi-
sinin tandn syler. Bundan kuku duyanlar le atlacak, bir ka-
yaya ivilenecek, acmasz kulara yem edilecektir, tekiler karan-
lklarda, dnceli ve yalnz bir efendinin ardndan gideceklerdir bun-
dan byle. Promethee, tek bana, tanr olmutur. nsanlarn yalnz-
l zerinde egemendir. Ama ancak yalnzl, bir de zulm kopar-
mtr Zeus'tan; Promethee deildir artk, Sezar'dr. Gerek, lm-
sz Promethee kurbanlarndan birinin ehresine brnmtr imdi.
alarn derinliklerinden gelen lk skit lnn derinliklerinde
hep yanklanmaktadr.
BAKALDIRMA ve DEVRM

lkeler devrimi, temsilcisinin kiiliinde Tanr'y ldrr. Yir-


minci yzyl devrimi ise ilkelerde Tanr'dan kalan ldrerek tarih-
sel yoksaycl onaylar. Bu yoksayclk, sonradan tuttuu yollar
ne olursa olsun, her trl ahlak kural dnda, yzyl iinde bir ey
yaratmak isteyince, Sezar'n tapnan kurar. Tarihi, ama yalnz ta-
rihi semek, bakaldrmann sylediklerine kar, yoksaycl se-
mektir. Us-d adna, tarihin hibir anlam olmadn haykrarak
tarihe saldranlar, klelikle, yldryla karlar, toplama kamplar-
nn evrenine karlar. Tarihin salt ussallndan dem vurarak tarihe
atlanlar da klelikle, yldryla karlar, toplama kamplarnn evre-
c i n e karlar. Faizm, Nietzsche'nin stn insannn tahtn kurmak
ister. Hemen ardndan da Tanr'nn Tanr diye biri varsa belki u,
belki bu ama her eyden nce lmn efendisi olduunu grr. n-
, san, tanr olmak istedi mi, bakalarnn yaama ve lme hakkn da
: kendi avcuna almaya kalkar. Cesetler ve alt-insanlar hazrlar durma-
dan, kendisi de Tanr deil, alt-insandr, lmn iren uadr. Us-
sal devrim de Marx'n tm insann gerekletirmek ister. Tarihin man-
t, tmyle benimsendii andan sonra, yava yava en yce tutkusu-
nun tersine, insann eksiltilmesine, kltlmesine gtrr onu, ken-
disi de nesnel su olmaya ynelir. Faizm ile Rus komnizminin erek-
lerini zdeletirmek doru olmaz. Birincisi cellad celladn kendisi-
nin gklere karn simgeler. kincisi,daha ackl bir biimde, cel-
lad kurbanlarn gklere karn. Birincisi btn insanlar kurtar-
may hibir zaman dlememi, ancak geri kalanlar boyunduruk al-
tna alarak birkan kurtarmay dnmtr. kincisi, en derin il-
kesiyle, btn insanlar geici olarak kleletirerek hepsini kurtarma
ereini gder. Ynelimindeki bykl kabul etmek gerekir. Buna
karlk, ikisinin de setii yollar siyasal pervaszlkla zdeletirmek
yerinde olur, her ikisi de ayn kaynaktan, ahlak yoksayclndan kar-
mlardr bu pervaszl. Stirner'in, Neayev'in torunlar Kalyalev'in,
Proudhon'un torunlarn kullanyorlarm gibi geti her ey. Bugn
yoksayclar tahtlarda. Devrim adna dnyamz ynetmeye kal-
kan dnceler boyun ei lkleri oldu, bakaldrma lkleri deil.
te bunun iin, amz, kiileri ve kitleleri yoketme tekniklerinin
adr.
Devrim, yoksaycla boyun eerken, bakaldrma kaynaklar-
nn karsna geti, lmden ve lm tanrsndan nefret eden kii ola-
rak lmden-sonra-yadmadan umudunu kesen insan, insan trnn
lmszlnde kurtulua ermek istedi. Ama topluluk dnyaya ege-
men olmadka, tr egemen olmadka, gene lmek gerekir. acele-
dir o zaman, inandrma bo zaman ister, dostluk sonu gelmez bir kur-
madr; bylece yldr, lmszln en ksa yolu olarak kalr. Ama bu
ar yoldan-sapmalar, ayn zamanda ilk bakaldrma zlemini de hay-
krr. Her trl deeri yoksamaya kalkan ada devrim de bal ba-
na bir deer yargsdr. nsan egemen olmak ister onunla. Ama hi-
bir eyin anlam yoksa ne diye srdrmeli egemenlii? Yaamn yz
irense, lmszln gerei ne? Salt zdekilik olmad gibi, salt
olarak yoksayc dnce de yoktur, varsa da yalnzca intiharda var-
dr. nsann yokedilmesi gene insan kesinler. Yldr, toplama kamp-
lar, insann yalnzlktan syrlmak iin bavurduu en ar yollardr.
Adsz kiilerin mezarlnda da olsa, birlik susuzluu dindirilmelidir.
nsanlar ldryorlarsa, lml koulu yadsdklar iin, herkese lm-
szlk istedikleri iin ldryorlar. Bir bakma kendi kendilerini l-
dryorlar o zaman. Ama insann vazgeemeyecei eyleri de kant-
lyorlar ayn zamanda; korkun bir kardelik susuzluunu gideriyor-
lar. "Yaratn bir sevinci olmaldr, sevinci yoksa, ona bir yaratk
gerekir". O zaman, varolmak ve lmek acsn yadsyanlar egemen-
lik kurmak isterler. "Yalnzlk, gllktr", der Sade. Bugn g,
binlerce yalnz insan iin, bakasnn acs anlamna geldii iin, ba-
kasna duyulan gereksinimi gizlemiyor. Yldr, kin dolu yalnzlarn
insan kardeliine sunduklar saygdr.

Ama yoksayclk, yoksa, varolmaya alr, bu da dnyadan


kamaya yeter. amza tiksindirici yzn bu fke verdi. nsanl-
m topra olan Avrupa, bylesine insan-d bir toprak oldu. Ama
bu a bizim amz, nasl yadsrz onu? Tarihimiz cehennemimiz
de olsa ona srtmz dnemeyiz. Bu deheti atlatamaz insan, ancak
omuzlanna yklenebilir onu, bu da onu kkrttktan sonra yarg ver-
mek hakkn elde ettiklerini sananlarn deil, onu ak-grllkle
yaam olanlarn iidir. Gerekten de, ancak bylesine derin bir hak-
szlklar toprandan fkrabilir byle bir bitki. an lgnlnn
insanlar geliigzel birbirine kartrd, lmne bir savan sonun-
da, dman, dman karde olarak kalr. Hatalar dolaysyla sula-
nabilse bile, onu ne horgrebiliriz, ne de ondan nefret edebiliriz:
Mutsuzluk ortak yurttur bugn, szn tutmu olan biricik yeryz
lkesidir.
Rahatlk ve bar zlemi bile tepilmelidir; bu da dmanln be-
nimsenmesiyle birdir. Tarihte karlatklar mutlu toplumlarn ardn-
dan gzya dkenler arzularn aa vuruyorlar: Dknln hafif-
letilmesi deil, susmas. Dknln bas bas bard, doymilarn
uykusunu kard bu zamana krler olsun! Maistre, "devrimin
krallara verdii korkun dinsel t"ten szediyordu. Bugn, daha
da srarl bir dille, bu an onurlarn yitirmi sekinlerine veriyor
ayn d. Bu de kulak vermek gerek. Her szde, her eylemde,
sulu bile olsa, aranmas, gn na karlmas gereken bir deer
umudu yatar. Gelecek nceden bilinemez, yeniden dou da olanak-
sz olabilir. Tarihsel eytiim yanl ve sulu da olsa fazla bir ey de-
imez, dnya, yanl bir dnceye gre, suta da gerekleebilir.
Ancak, byle bir boyunei yadsnmtr burada: Yeniden-dou
iin atmal zar.
t e yandan, yalnz yeniden-domak ya da lmek kalyor bize
artk. Bakaldrmann kendi kendini yadsmakla elikilerinin en b-
yne ulat bir aa geldiysek, bakaldrma yaratt dnyayla
birlikte yokolmak, ya da yeni bir ballk, yeni bir atlm bulmak zo-
rundadr. Daha ileriye gitmeden, hi deilse bu elikiyi aydnlatmak
gerekir, rnein bizim varoluularmzn yaptklar gibi (imdilik
onlar da tarihsellie ve onun elikilerine uymu durumdalar) 1 ba-
l) Tanrsz varoluuluk bir ahlak yaratmak istiyor hi deilse. Bu ahlak bek-
lemek gerek. A m a asl zorluk, bu ahlak tarihsel varolua gene tarihe yaban-
c bir deer sokmadan yaratmak olacaktr.
kaldrmadan devrime doru bir ilerleme bulunduu, bakaldrmn
devrimci olmadka hibir ey olmad sylendii zaman, bu eli-
ki doru drst tanmlanm olmaz. eliki daha kstldr gerekte.
Devrimci ya ayn zamanda bakaldrm bir insandr, ya da devrimci
deil, bakaldrmaya kar kan polis ve memurdur. Ama bakaldr-
m insansa, sonunda devrimin karsna da dikilir, y l e ki, bir tu-
tumdan tekine ilerleme deil, gittike artan bir eliki ve zamanda-
lk vardr. Her devrimci ya ezen bir kii, ya da sapkn olur sonunda.
Setikleri tmyle tarihsel evrende, bakaldrma da, devrim de ayn
ikileme kar: Ya polislik, ya lgnlk.
Bu dzeyde, tarih tek bana verimli olmuyor demek. Deer
kayna deil, gene yoksayclk kaynadr, lmsz dnce dz-
leminde tarihe kar bir deer yaratlabilir mi bari? Tarihsel adalet-
sizlii, insanlarn dknln onaylamak olur bu. Bu dnyay k-
tlemek, Nietzsche'nin tanmlad yoksaycla getirir bizi. Her tr-
l tarihe kar kan dnce gibi, yalnzca tarihle biimlenen dn-
ce de yaama yolundan ya da yaama nedeninden yoksun brakr in-
san. Birincisi "ne diye yaamal?"nn son dknlne, ikincisi ise
"nasl yaamal?"ya iter. Zorunlu olup da yeterli olmayan tarih,
rastlant rn bir savdan baka bir ey deil demek. Deer yokluu
deil, deerin kendisi de deil, deer malzemesi bile deil. Frsatlar
arasnda bir frsattr, insan bu frsatta belki tarihi yarglamasna ya-
rayacak bir deerin bulank varln sezinler. Bakaldrma da bunu
vaadeder bize.
Gerekten de, salt devrim insan yaratlnn salt ilenebilirli-
ini, tarihsel g durumuna indirgenebilirliini varsayyordu. Ama
bakaldrma, insan iin nesne olarak ele alnmann, yalnzca tarihe
indirgenmenin yadsnmasdr. Btn insanlara zg olan, g dnya-
sna smayan bir yaratln kesinlenmesidir. Tarih de insann snr-
larndan biridir elbette, devrimci bu anlamda hakldr. Ama insan da
bakaldrmasyla tarihe bir snr koyar. Bir deer umudu doar bu
snrda. Gerek bozgununu belirttii, ilkelerinden vazgemek zorun-
luluunu gsterdii iin, bugn Sezar'c devrimin amanszca savat
deerin douudur bu. imdilik, 1950 ylnda, dnyann yazgs bur-
juva retimi ile devrimci retim arasndaki savata deil; grnler
ne olursa olsun, sonlar ayn olacak. Bakaldrmann gleriyle Se-
zar'c devrimin gleri arasndaki savaa bal dnyann yazgs. Yen-
giye ermi devrim, polisleri, davalar, afarozlaryla, insan yaratl
diye bir ey bulunmadn kantlamak zorundadr. Alaltlm ba-
kaldrma da elikileri, aclar, yenilenen bozgunlar, tkenmez gu-
ruruyla bu yaratla ac ve umut zn vermek zorunda.
"Bakaldryorum, yleyse varz", diyordu kle. Doatesi
bakaldrma da "yalnzz", diye ekliyordu, bugn hl bununla ya-
yoruz. Ama bo gkyz altnda yalnzsak, dnmemesiye lmek
gerekiyorsa, nasl olur da gerekten varolabiliriz? Doatesi bakal-
drma grn varlk yapmaya alyordu. Sonra tmyle tarihsel
dnceler geldi, varolmann yapmak olduunu syledi. Varlk de-
ildik, her yola bavurarak varolmalydk. Devrimimiz, eylem yo-
luyla, her trl ahlak kuralnn dnda bir yeni varlk kazanma a-
basdr. Bunun iin, dehet iinde, yalnz tarih iin yaamaya mah-
km eder kendini. Ona gre, insan tarih iinde, gnll olarak ya da
zorla, herkesin boyun emesini salayamazsa bir hitir. Bu noktada,
snr alm, bakaldrma nce ihanete uram, sonra da mantka
ldrlmtr, nk o en ar atlmnda yalnzca bir snrn varln,
bir de bizi, bu blnm varl kesinlemitir: Balangcnda, btn
\ varln tmyle yoksanmas deildir. Tam tersine, hem evet, hem
de hayr der ayn zamanda. Varoluun yceltilen bir yan yararna,
ayn varoluun bir baka yannn yadsnmasdr. Bu yceltme ne ka-
dar derinse, yadsma da o kadar kesindir. Sonra, bir badnmesi, bir
; fke iinde, bakaldrma ya hep ya hi'e, her varln, her insan ya-
ratlnn yoksanmasna geti mi, kendi kendini yadsm olur. Fet-
hedilecek bir tmlk tasarsn yalnzca tm yoksama dorular. Ama
. btn insanlara zg bir snrn, bir onurun, bir gzelliin kesinlen-
mesi, herkesi, her eyi bu deerin kapsamna almak, kaynaklar yok-
samadan birlie doru yrmek zorunluluunu getirir. Bu bakmdan,
bakaldrma, ilk gerekliinde, tmyle tarihsel hibir dnceyi
dorulamaz. Bakaldrma birlik ister, tarihsel devrim de tmlk. Bi-
rincisi bir evet'e dayanan hayr'dan yola kar, ikincisi salt yoksama-
dan yola karak alarn sonuna atlm bir evet'i yaratabilmek iin
btn klelikleri barna basar. Biri yaratcdr, teki yoksayc. Bi-
rincisi gittike daha o k varolmak iin yaratmaya adanmtr, ikin-
cisi gittike daha iyi yoksamak iin retmek zorundadr. Tarihsel
devrim, hep krkla urayan u bir gn varolma umudu iinde eyle-
me ynelir. Herkesin boyuneii bile yetmeyecektir yaratmaya. "Bo-
yun ein", diyordu Byk Frederik uyruklarna. Ama, lrken de:
"Kleler zerinde egemenliimi srdrmekten bktm", diyordu. Dev-
rim, bu sama yazgdan kurtulmak iin, kendi ilkelerinden vazge-
mek zorundadr, vazgemek zorunda kalacaktr, bakaldrmann ya-
ratc kaynan yeniden bulmak iin de yoksayclkla tarihsel deer-
den vazgeecektir. Devrim; yaratc olmak istiyorsa, tarihsel sayk-
lamay dengeleyen, ahlaksal ya da doatesi bir deerden vazgee-
mez. Burjuva toplumunda grd biimsel ve aldatc ahlak hor-
grmekte hakl kukusuz. Ama her trl ahlaksal sav bu horgr-
nn kapsamna sokmas da bir lgnlk olmutur. Ne olursa olsun,
kendi kaynaklarnda da, atlmnda da, kendisine yol gsterebile-
cek, biimsel olmayan bir kural vardr. Gerekten de, bakaldr-
ma, gittike daha yksek bir sesle, bir gn boyuneie indirgenmi
bir dnya nnde varolmak iin deil, ayaklanma atlmnda sezilen
u bulank varlk iin eyleme gemesini sylemektedir, daha da sy-
leyecektir. Bu kural ne biimseldir, ne de tarihe baldr, sanat ya-
ratmnda, ar durumda bulunca belirleyebiliriz bunu. Ama bundan n-
ce, tarihle sa saa,ba baa bakaldrmann, "Bakaldryorum, y-
leyse varz" ile doatesi bakaldrmann "Yalnzz"na, olmad-
mz varl ortaya karabilmek iin ldrecek ve lecek yerde, ol-
duumuz eyi yaratmak iin yaamamz ve yaatmamz gerektiini
ekler.
IV
B A K A L D I R M A ve S A N A T
Sanat da u ayn zamanda hem ycelten, hem yoksayan eylem-
dir. "Hibir sanat gerei hogrmez", der Nietzsche. Dorudur;
ama hibir sanat gereksiz de edemez. Yaratma hem birlik gereklii,
hem de dnyann yadsnmasdr. Ama dnyay kendisinde eksik olan
ey adna yadsr, baz baz da olduu ey adna. Burada bakaldrma
tarih dnda, ar durumunda, ilk karkl iinde incelenebilir, y -
leyse sanat bize bakaldrmann z konusunda son bir gr salaya-
caktr.
Ama btn devrimcilerin sanata gsterdikleri dmanl da be-
lirtmeliyiz. Platon lmllardan saylr. Dilin yalanc edimi zerinde du-
rur yalnz, cumhuriyetinden de yalnz ozanlar kovar. Bunun dnda,
gzellii dnyadan stn tutar. Ama yeni alarn devrimci eylemi
sanat yarglar durur, yarglamas hl bitmemitir. " R e f o r m " ahla-
k seip gzellii srgn eder. Rousseau toplumun doaya getirdii
bozulmuluu grr sanatta. Saint-Just gsteri sanatlarn yerer, "Us
Bayram" iin yapt gzel izlencede, usu "gzel olmaktan o k er-
demli" bir kiinin cisimlendirmesini ister. Fransz Devrimi hibir sa-
nat karmaz, byk bir gazeteci olan Desmoulins'le yasalara ayk-
r ve gizli bir sanaty, Sade' karr kara kara. Zamannn biri-
cik ozann da giyotinden geirir. Biricik byk dzyaz sanats
Londra'ya g edip Hristiyanlkla eski yasalar savunur. Bir zaman
sonra da Saint-Simon'cular "topluma yararl" bir sanat isteyecekler-
dir. "lerleme iin sanat", btn yzyl boyunca azdan aza dola-
m bir beylik szdr, Hugo da bunu benimsemi, inandrc kalmay
baaramamtr. Yalnz Valles sanatn lanetlenmesine bir ilen havas
getirir, bu ilen de sanatn geerliliini kantlar.
Bu ses Rus yoksayclarnn da sesidir. Pisarev olaylara dayanan
deerler ykselirken, sanatsal deerlerin dtn bildirir. "Bir Rus
kunduracs olmay bir Rus Rafael'i olmaya ye tutarm." Ona gre,
bir ift izme Shakespeare'den daha yararldr. Yoksayc Nekrassov,
o byk ve acl ozan, bir para peyniri Pukin'e ye tuttuunu sy-
ler. Tolstoy'un da sanat nasl afaroz ettii bilinir. Byk Petro'nun
Petersburg'daki yazlk bahesine getirttii ve hl talya gneinin
yankln tayan Apollon ve Vens mermerlerine devrimci Rusya
srtn evirir. Yoksulluk mutluluk grntlerine arkasn dner baz
baz.
Alman lkclnn sulamalar da bunlardan geri kalmaz. 01-
gubilim'in devrimci yorumcularna gre, barm toplumda sanat ol-
mayacaktr. Gzellik yaanacaktr, tasarlanmayacaktr artk. Tmy-
le ussal gerek btn susuzluklar tek bana giderecektir. Biimsel
bilincin ve ka deerlerinin eletirisi sanat da kapsar elbet. Sanat
btn alarn sanat olamaz, tam tersine, ayla belirlenir, Marx'a
gre de egemen snfn ayrcalkl deerlerini belirtir, yleyse bir tek
devrimci sanat vardr, bu da devrimin buyruuna verilmi sanattr,
t e yandan, sanat, tarih dnda bir gzellik yaratarak ussal olan biri-
cik abay: Tarihin salt gzellie dnmesini elmeler. Rus kundu-
racs, devrimcilik grevinin bilincine vardktan sonra, kesin gzelliin
gerek yaratcsdr. Rafael ise ancak geici bir gzellik, yeni insan
iin anlalmaz olacak bir gzellik yaratmtr.
Marx, Elen gzelliinin bizim iin hl nasl gzel olabileceini
sorar, oras da yle. Verdii yant udur: Bu gzellik bir dnyann bn
ocukluunu dile getirir, biz de olgun insan arpmalarmz arasnda
bu ocukluun zlemini duyarz. Ama talyan Renaissance'nn ya-
ptlar, Rembrandt, in sanat bizim iin hl nasl gzel olabiliyor?
Ne kar! Sanatn yarglanmas kesin olarak balamtr, bugn de ken-
di sanatlarna, kendi kafalarna kara alan sanat ve aydnlarn su
ortaklyla srp gitmektedir. Gerekten de, Shakespeare ile kundu-
rac arasndaki bu ekimede, Shakespeare ya da gzellii lanetleye-
nin kundurac deil, tam tersine, gene Shakespeare'i okuyan, izme
yapmay semeyen, bunu hibir zaman da yapmayacak olan kiiler
olduu gzden kamayacaktr. amzn sanatlar on dokuzuncu
yzyln pimanlk getirmi beyzadelerine benzerler; ilerinin rahat
olmay balatma nedenlerini oluturur. Ama pimanlk, bir sanat-
nn kendi sanat karsnda duyabileceklerinin sonuncusudur. Gzel-
lii de alarn sonuna atmak, bu arada herkesi, hatta kunduracy da
kendisinin yararland bu tamamlayc ekmekten yoksun brakmak,
basit ve gerekli alakgnll amaktr.
Gene de bu ileci lgnln nedenleri vardr, hi deilse bu ne-
denler bizi ilgilendirir. Devrimle bakaldrma arasndaki u daha nce
anlattmz sava sanatsal dzlemde dile getirirler. Her bakaldrma-
da doatesi bir birlik zorunluu, bunu kavramann olanakszl, hat-
ta hazr evrenin yerini tutacak bir evren kurma grlr. Bakaldrma,
bu adan, evren yapcdr. Sanat da bu tanmlar. Dorusunu syle-
mek gerekirse, bakaldrma gereklii biraz da sanatsal bir gerekliktir.
Grdmz gibi, btn bakaldrm dnceler bir sz sanat ya da
kapal bir evren iinde belirlenir. Lucrece'te surlar benzetmesi, Sade'
da manastrlar ve srgl atolar, romantiklerin adalar ya da kayalar,
Nietzsche'nin herkesten uzak sular, Lautreamont'un ilkel okyanu-
su, Rimbaud'nun barbatalar, gerekstclerin bir rmaklar frtnasy-
la dvlerek batp batp yeniden beliren, dehet verici atolar, zindan,
surlar arasna kapatlm ulus, toplama kamp, zgr kleler'impara-
torluu, her biri kendi yordamnca bir tutarllk ve birlik gereksinimi-
ni belirtir. nsan bu kapal dnyalar zerinde en sonunda egemen ola-
bilir, bilgiye erebilir.
V Bu eilim btn sanatlarn da eilimidir. Sanat kendi hesab-
' na yeniden kurar dnyay. Doann senfonileri durmak bilmez.
Dnya hibir zaman sessiz deildir; susuu bile, bizim kavrayamad-
mz titreimlere gre, hep ayn notalar yineler. Bizim algladklar-
> miza gelince, sesler verir bunlar bize, ender olarak da bir uyum verir-
ler, hibir zaman bir ezgi vermezler. Gene de mzik vardr, senfoniler
onda tamamlanr, ezgi kendi balarna bir biimi olmayan seslere bi-
imini verir, sonra notalarn ayrcalkl bir dzeni, doa kargaaln-
dan kafa ve yrek iin yeterli bir birlik karr.
"Tanr'y bu dnyaya bakarak yarglamamak gerektiine gittik-
e daha o k inanyorum, diye yazar Van Gogh. Baarsz bir tasla
bu onun". Her sanat bu tasla yeniden yapmaya, eksiini tamam-
layarak ona bir " b i e m " katmaya alr. Btn sanatlarn en by,
en tutkulusu heykelcilik insann kap giden grntsn boyut
iinde dondurmak, devinimlerin dzensizliini byk "biem"e getir-
mek iin abalar. Heykelcilik benzerlii atmaz, tam tersine, benzer-
lik gereklidir kendisi iin. Ama ilk arad benzerlik deildir. Onun
arad, byk evrelerinde, dnyann btn devinimlerini, btn ba-
klarn zetleyecek devinimdir, yzn havas ya da baktr. stedii
yknmek deil, "biemletirmek". Bedenlerin geici taknln
ya da durularn sonsuz dnn belirtici bir anlatm iine kapat-
maktr. Ancak o zaman, gmbrtl kentlerin alnlnda, rnein,
"tip"i, insanlarn dinmez ateini bir an iin yattracak olan kml-
tsz kusursuzluu ykseltir. Aktan yoksun kalm ak, kadnn y-
znde ve bedeninde, her trl dten sonra da yaayan eyi kavra-
mak iin Elen karyatid'lerinin evresinde dnebilecektir en sonunda.
Resmin de ilkesi bir seimdedir. "Deha, kendi sanat zerinde
dnrken, genelletirme ve seme vergisinden baka bir ey deil-
dir", diye yazar Delacroix. Ressam ileyecei konuyu baka eyler-
den ayrr, ilk birletirme yordam budur onun. Grnmler kaar,
bellekten silinir ya da birbirlerini ykar. Bunun iin, grnm ya
da "nature morte" ressam, doal olarak kla dneni, sonsuz bir "g-
rnge"de yiteni ya da baka deerlerin arpmasyla grnmez olan
uzam ve sre iinde ayrr. Grnm ressamn ilk ii tuvalini ereve-
lemektir. Setii kadar da eler. Konu resmi de, hem uzam, hem sre
iinde, doal olarak baka bir eylem iinde silinip giden eyi ayrr.
Resim bir dondurma ilemi yapar o zaman. Byk yaratclar, Piero
della Francesca gibi, dondurma ilemi daha yeni tamamlanm, yan-
stma arac daha yeni ayarlanm izlenimini veren yaratclardr. O za-
man, sanatn bir mucizesiyle, btn kiiler hl canlym izlenimini
verir, ayn zamanda da geici olmaktan karlar. Rembrandt'n filo-
zofu, lmnden bunca zaman sonra, kla glge arasnda, hep ayn
sorun zerinde dnr.
"Houmuza gitmeyecek nesnelere benzerliiyle houmuza gi-
den resim ne bo eydir!" Pascal'n szn anan Delacroix, hakl ola-
rak " b o " yerine "tuhaf" szn kullanr. Kendilerini grmediimize
gre, houmuza gidemezdi bu nesneler; srekli bir olu iinde kefe-
lenmi ve yoksanmlardr. Krbalama srasnda celladn ellerine,
armh yolunda zeytin aalarna kim bakyordu? Ama ite " A c " -
nn ardsz arasz deviniminden koparlm, belirlenmilerdir, sa'nn
acs, bu iddet ve gzellik resimleri iine kapatlmtr, mzelerin so-
uk salonlarnda her gn yeniden haykrmaktadr. Bir ressamn "bi-
em"i doa ile tarihin bu birlemesinde, hep olmakta olana benimse-
tilen bu varlktadr. Sanat, grnte hibir aba harcamadan, Hegel'
in dn kurduu u tek ile evrenselin uzlamasn gerekletirir
Bizim amz gibi birlik delisi alarn "biemletirme"nin daha
zorlu, birliin daha kkrtc olduu ilkel sanatlara ynelmelerinin
nedeni budur belki de. En gl biemletirmelere sanat alarnn
banda ve sonunda rastlanr her zaman; btn yeni resim, varla ve
birlie doru dzensiz bir atlmla ayaklanm yoksama ve yer dei-
tirme gcyle aklanabilir. Van Gogh'un hayranlk verici yaknmas,
btn sanatlarn gururlu ve umutsuz haykrlardr. "Yaamda da,
resimde deTanr'dan pek l vazgeebilirim. Ama ben, ac eken ki-
i, benden daha byk olan, yaammn kendisi olan eyden, yarat-
ma gcnden nasl vazgeebilirim?"
Ama sanatnn geree kar bakaldrmas, tmc devrime
kukulu grnen bir ey olur o zaman, ezilmiin bakaldrmasnn ta-
d kesinlemeyi tar. Tm yoksamadan domu devrimci anlay,
sanatta yadsmadan baka bir de boyunei bulunduunu; gzlemin
eylemi, gzellii, adaletsizlii dengelendirmek tehlikesini gsterdiini,
gzelliin de baz durumlarda kendi bana, temelli bir adaletsizlik ol-
duunu igdyle sezmitir. Bunun iin, hibir sanat tm yadsmayla
yaayamaz. Her dnce, hepsinden nce de anlamszlk dncesi bir
<
' anlam tadndan, anlamszln sanat olamaz. nsan dnyann tm-
sel adaletsizliini sulayabilir, yalnz kendi yaratabilecei bir tm ada-
let isteyebilir. Ama dnyann tmyle irkin olduunu syleyemez.
Gzellii yaratmak iin, hem gerei yadsmas, hem de onun baz
i yanlarn yceltmesi gerekir. Sanat geree kar kabilir, ama ger-
ekten kaamaz. Nietzsche, bu aknln bu dnyay, bu yaam k-
tlemeye gtrdn syleyerek her trl ahlaksal ya da tanrsal a-
knl yadsyabiliyordu. Ama bir canl aknlk vardr belki de, gzel-
lii umudu olan, bu lml ve snrl dnyay sevdirten, onu her ey-
den stn gsteren bir aknlk. Bylece sanat, srekli olu iinde ka-
p giden, ama sanatnn nceden sezip tarihten koparmak istedii
bir deere biimini vermeye alt bakaldrmann kaynaklarna g-
trecektir bizi. Oluuma kendisinde eksik olan "biem"i vermek iin
oluumun iine girmek isteyen sanat, yani roman zerinde dnr-
ken daha iyi anlayacaz bunu.
Roman ve bakaldrma

Biri aa yukar eskil yzyllarla klasik yzyllara rastlayan ona-


ma yazn, br yeni alarla balayan ayrlk yazn olmak zere,
ikiye ayrabiliriz yazn. Birincisinde romann enderlii dikkati eker.
Bulunduu zaman da, ender istisnalar bir yana, tarihten o k , dle
ilgilidir (Theagene et Chariclee ya da Astree). Roman deil, masaldr
bunlar. kincisi ile, tam tersine, roman tr gerekten geliir, gnm-
ze kadar, eletiri ve devrim devinimiyle birlikte zenginleip yaylma-
ya hi ara vermemitir. Roman bakaldrma anlayyla ayn zaman-
da doar, ayn tutkuyu sanatsal dzlemde dile getirir.
Littre, roman iin, "dzyazyla yazlm, uydurma tarih", der.
Gerekten de roman bu deil midir? Katolik bir eletirmen 1 : "Sanat,
erei ne olursa olsun, Tanryla bir yarmadr, suludur", diye yazar.
Gerekten de, roman sz konusu olunca, nfus ktyle bir yar-
madan o k , Tanr'yla yarmadan szetmek daha doru olur. Thibau-
det, Balzac'tan szederken: "insanlk Gldrs baba Tanr'ya ykn-
me'dir", demekle, buna benzer bir dnceyi dile getiriyordu. Byk
yaznn abas kapal evrenler ya da eksiksiz tip'ler yaratmak olsa ge-
rek. Bat, byk yaratmlarnda, gnlk yaamn yenibatan izmek-
le yetinmez. Kendisini atelendiren byk imgeler yaratmak ister dur-
madan, bunlarn ardndan koar.
Roman yazmak da, roman okumak da tutarsz eylemlerdir. Ger-
ek olaylar yeniden dzenleyerek bir yk kurmak kanlmaz bir
ey olmad gibi, zorunlu bir ey de deildir. Yaratc ile okurun haz-
zn ne sren sradan aklama doru olsa bile, o u insanlarn uydur-
ma yklere hangi zorunluk dolaysyla ilgi duyduklarn, hangi zorun-
lukla bunlardan tad aldklarn sormak gerekir. Devrimci eletiri, ar
roman babo bir emgclemin ka diye sular. Genel dil de becerik-
siz gazetecinin yalanc anlatsn " r o m a n " diye adlandrr. Be on yl
nce, gen kzlar geree benzerlikten uzaklatlar m "romans" olu-
yorlard. Bu lkye uygun yaratklarn yaamn gereklerine aldrma-
dklar belirtiliyordu bununla. Genellikle, romansnn yaamdan ayrl-

(1) Stanislas Fumet.


d, bir yandan ona ihanet ederken, bir yandan da onu gzelletirdii
dnlmtr. Romans anlatm ele almann en basit, en genel bii-
mi onu bir ka eylemi olarak grmektir. Genel gr devrimci ele-
tiriyle birleir.
Ama romanla neden kaar insan? Fazlasyla ezici bulunan bir
gerekten mi? Mutlu insanlar da roman okurlar, t e yandan, ar ac-
nn okuma hazzn alp gtrd de ortadadr. Ayrca, roman evreni,
etten kemikten varlklarn durup dinlenmeden bizi kuatt u teki
evrenden o k hafif kalr, varl onunki kadar duyurmaz arln.
Ama hangi gizlem Adolphe'u Benjamin Cons f ant'dan, kont Mosca'y
gerek ahlaklarmzdan daha yakn birer kii gibi gsterir bize? Bal-
zac bir gn politika zerinde, dnyann yazgs zerinde uzun bir ko
numay, " i m d i ciddi eylere dnelim", diye keserek, romanlarn-
dan szetmek istemiti. Ka zevki, roman dnyasnn tartma g-
trmez ciddiliini, roman dehasnn iki yzyldan beri bize sunduu
saysz sylenleri ciddiye almakta dayatmamz aklamaya yetmez.
Romanclk eylemi, gerein bir tr yadsnmasn varsayar elbette.
Ama bu yadsma basit bir kama deildir. Hegel gibi, umut krkl
iinde, kendi bana, yalnz ahlakn egemen olduu bir uydurma dn-
ya yaratan ar ruhun bir geri ekiliini mi grmeli bunda? Ama eitici
roman byk yaznn uzanda kalr; stelik pembe romanlarn en iyi-
si, zellikle hzn verici bir yapt olan Paul et Virginie'nin avutucu
bir yan yoktur.
udur eliki: nsan olduu biimiyle yadsr dnyay, ama on-
dan syrlmaya da yanamaz. Aslnda insanlar dnyaya baldrlar, en
byk ounluu onu brakmak istemeyenler oluturur. Hep onu
unutmak istemek yle dursun, birer garip dnya yurtta, kendi yurt-
larnda birer srgn olarak, ona tmyle sahibolamamann acsn e-
kerler. Gelip geici doluluk dakikalar bir yana, her trl gerek ta-
mamlanmam birer gerektir onlar iin. Eylemleri baka eylemler
iinde ellerinden kaverir, sonra geri dner, beklenmedik ehreler
altnda yarglarlar kendilerini, Tantale'n suyu gibi, bilinmedik bir r-
mak azna doru akp giderler. Irmak azn tanmak, rman ak-
na istedii gibi y n vermek, yaam cn sonunda yazg olarak tanmak,
ite gerek zlemleri. Ama, hi deilse bilgi alannda, en sonunda ken-
di kendileriyle barmalarn salayacak grnt, grnse grnse lm
denen u geici anda grnr gzlerine: Her ey onda tamamlanr.
Dnyada bir kez varolmak iin, bir daha hi varolmamak gerekir.
Birok insann bakalarnn yaam karsnda duyduu u mut-
suz kskanlk burada doar. Bu yaaylar dtan grdke, aslnda
bulunmayan, ama kendilerine gereklii kuku gtrmez gibi gelen bir
tutarllk, bir birlik yklerler onlara. Yalnz en yksek noktalar gr-
nr bu yaamlarn, ilerini kemiren ayrntnn bilincine varlmaz. Bu
yaamlar zerinde sanat yaparz o zaman. lkel biimde, romanlatr-
rz onlar. Bu anlamda, herkes yaamn bir sanat yapt yapmak ister.
Akn srmesini arzularz, ama srmdiini biliriz; bir mucize olsa da
btn bir mr boyunca srse bile tamamlanm olmazd. Bu doymak
bilmez srme gereksinimi iinde, yeryz acsnn lmsz olduunu
bilseydik, belki daha iyi anlardk bu acy. Baz byk ruhlar acdan
ok, bu acnn srmemesi dehete dryormu gibi grnr. Sonu
gelmez bir mutluluk yokluunda, uzun bir ac bir yazg olurdu hi
deilse. Ama hayr, en kt ikenceler bile dinecektir bir gn. Bir sa-
bah, bunca umutsuzluktan sonra, bastrlmaz bir yaama arzusu bize
her eyin bittiini, mutluluk gibi acnn da bir anlam kalmadn bil-
direcektir.
Sahibolma hazz da srme isteinin bir baka biimidir; akn
gsz sayklamasn oluturan da budur. Hibir varlk, hatt en sevi-
leni ve sevgimize en iyi karlk vereni bile, hibir zaman bizim deil-
dir, sevgililerin baz baz ayr olarak ldkleri, ama her zaman bln-
m olarak doduklar bu zalim yeryznde, bir varla tmyle sa-
hibolma, mrn btn sresince onunla salt bir kaynama olanaksz
bir gerekliliktijr. Sahibolma eilimi o derece doymak bilmez bir ei-
limdir ki, akn lmnden sonra da yaayabilir. O zaman sevmek,
sevileni ksrlatrmaktr. Bundan byle, yalnzca sevenin yz kzar-
tc acs, artk sevilmemekten ok, tekinin hl sevebileceini, se-
veceini bilmekten ileri gelir. Son noktada, lgnca bir srme ve sa-
hibolma isteiyle yanan her insan, sevmi olduu kimselerin ksrla-
masn ya da lmesini diler. Gerek bakaldrmadr bu. Varlklarn
ve dnyann hi mi hi el dememiliini bir kez olsun istememi,
bunun olanakszl karsnda zlemle, gszlkle titrememi olan-
lar, sonra, hep o eski saltlk zlemlerine de de, yar ykseklikte
sevmekten yklmam olanlar, bakaldrmann gerekliini, ykma
azgnln anlayamazlar. Ama varlklar her zaman kaarlar elimiz-
den, biz de onlardan kaarz; salam keleri yoktur ki tu tasn. Bu
adan yaam "biem"sizdir. Durmamacasna biiminin ardndan
koup da onu hibir zaman bulamayan bir devinimden baka bir ey
deildir, tnsan, b blnme iinde, iinde kral olaca snrlar vere-
cek olan bu biimi arar bou bouna. Bu dnyada tek bir canl nes-
ne biimini tasayd, uzlard!
Ksacas, ilkel bir bilin dzeyine gelip de yaamnn eksik olan
birliini salayacak kalplar, tutumlar bulmak iin kendini yiyip bi-
tirmeyen insan yoktur. Varolmak iin, bu dnyada varolmak iin,
gsterii ya da eylemci, zppe ya da devrimci, her tutum, her insan,
birlii ister. Yrtclerinden biri, servenini uygun bir biimde bit-
mi, tanmlanm bir yk yapacak olan sz, devinimi ya da duru-
mu bulaca zaman bekledii iin baz baz lmnden sonra da srp
giden u acl ve dkn balantlarda olduu gibi, herkes son szc-
yaratr kendisi iin, yaratmak ister. Yaamak yetmez, bir yazg
gerekir, hem de daha lm gelmeden, yleyse insann daha iyi bir
dnya dncesi beslediini sylemek dorudur. Ama daha iyi, fark-
l anlamna gelmez o zaman, daha iyi birlemi anlamna gelir. Bu
\ darmadan, ama kopamayaca, ayrlamayaca dnyada insan tu-
tuturan ate, birlik ateidir. Baya bir kaa deil, en inat hak
istemeye varr, tster din olsun, ister su, insann her abas, bu us-d
istee uyar sonunda, yaama yaamda bulunmayan biimi vermek
; ister. Ge tapmaya da, insan yoketmeye de gtrebilen bu tutku,
roman yaratmna da gtrr elbet, roman da ciddiliini bu tutkudan
alr.
Gerekten de, roman, eylemin biime kavutuu, son szlerin
sylendii, varlklarn varlklara brakld, her yaamn bir yazg g-
rnne brnd evren deil de nedir? 1 "Roman dnyas" dnya-
mzn insann derin arzusuna gre dzeltilmesinden baka bir ey de-
ildir. nk hep ayn dnya sz konusudur. Ac da, yalan da, ak
da ayndr. Kahramanlar bizim dilimizi konuurlar, zayflklar bizim

(1) Yalnz zlemi, umutsuzluu, bitmemii bile sylese, roman gene de biimi
ve kurtuluu yaratr. Umutsuzluu adlandrmak, onu amaktr. Umutsuz
yazn, terimlerde bir elikidir.
zayflklarmz, gleri bizim glerimizdir. Evrenleri bizimkinden ne
daha gzel, ne daha salamdr. Ama onlar yazglarnn sonuna kadar
koarlar hi deilse, tutkularnn son noktasna kadar giden kahra-
manlar kadar altst edici kahraman da olamaz: Kirilov ve Stavrogin,
Mme Graslin, Julien Sorel ya da prens de Cleves. Burada aarlar bizi,
nk bizim hibir zaman tamamlayamadmz bitirirler.
Mme de La Fayette, Prircesse de Cleves'i deneylerin en titrein-
den karmtr. Hi kukusuz Mme de Cleves'dir, gene de deildir.
Nerededir fark? Fark, Mme de La Fayette'in hibir zaman manast-
ra girmemi olmasnda, evresinde hi kimsenin umutsuzluktan l-
memi olmasndadr. Bu esiz akn en zorlu anlarn tand hi
kukusuz doru. Ama son noktas olmad bu akn, kendisi bu ak-
tan sonra da yaad, onu yaamay brakarak uzamasn salad, ona
kusursuz bir dilin plak erisini vermemi olsayd, hi kimse bileme-
yecekti bu akn biimini, hatt kendisi bile. Gobineau'nun Pleiades'
nda Sophie Tonska ile Casimir'in yksnden daha romans, daha g-
zel yk yoktur. Stendhal'in "ancak yce kiilikli kadnlar mutluluk
verebilir bana" szn anlamamz salayan, duygulu ve gzel bir ka-
dn olan Sophie, Casimir'i akn sylemeye zorlar. Sevilmeye al-
mtr, kendisini her gn grmekle birlikte sinirlendirici sakinliini
hibir zaman brakmam olan bu adam karsnda sinirlenir. Casimir
de aar akn, ama bir hukuk aklamas biiminde. Sophie'yi ince-
lemitir, kendi kendini tand kadar tanr onu, bu aksz yaayamaz,
ama bu akn gelecei olmadndan da kukusu yoktur. Bunun iin
ona hem bu ak, hem de bu akn boluunu sylemeye, geliigzel
seilmi bir kentin (Vilna olacaktr bu kent) bir d mahallesinde yer-
leip burada, yoksulluk iinde, lmn beklemesine yetecek kadar,
yani pek nemsiz bir geliri alkoymak koulu altnda, btn servetini
ona brakmaya karar verir (Sophie zengindir ve bu davran tutarsz-
dr). t e yandan, Casimir, yaamas iin gerekli paray Sophie'den
almak dncesinin insan zayflna bir boyun ei, zaman zaman,
zerine Sophie yazaca bir zarf gndermek zayflna boyun eile
birlikte tek boyun ei olduunu da kabul eder. Sophie nce fkele-
nir, sonra arr, ama en sonunda kabul edecektir; Casimir'in ngr-
d gibi geecektir her ey, Vilna'da, hznl tutkusundan lecek-
tir. Romansnn kendi mant vardr ite byle. Gzel bir yk, ya-
anm durumlarda bulunmayan, ama gerekten yola km dn
gidiinde bulunan bu amaz sreklilik olmadan edemez. Gobineau
Vilna'ya gitmi olsayd, burada sklr, geri dnerdi, ya da burda ra-
hata ermi olurdu. Ama Casimir deitirme isteklerini de, iyiletir-
me sabahlarn da bilmez. Sonuna kadar gider, cehenneme ulamak
iin lm de amak isteyen Heathcliff gibi.
te dsel, ama dnyay dzelterek yaratlm bir dnya, ac-
nn, isterse, lme kadar srebilecei, tutkularn hibir zaman uyu-
mad, yaratklarn saplantdan kurtulmadklar, birbirlerinin gzle-
rinden hibir zaman silinmedikleri bir dnya. nsan burda kendi ko-
ulunda boubouna arad yattrc snr ve biimi verir kendine.
Roman, l zerine yazg yapar. Yaratla yarr bylece, geici
olarak lm yener. En nl romanlarn ayrntl bir zmlemesi ya-
plnca, her seferinde farkl grnlerde de olsa, romann znn sa-
natnn kendi deneyinde yapt bu hep ayn yne evrilmi, srek-
li dzeltme olduu grlr. Ahlaksal ya da biimsel olmak bir yana,
bu dzeltme her eyden nce birlik ardnda koar, bylece doate-
si bir gereksinimi dile getirir. Roman, bu dzeyde, zlemli ya da ba-
> kaldrm bir duyarln buyruuna girmi usun bir abasdr. Bu bir-
^ lik arama Fransz zmleme romannda da, Melville'de de, Balzac'ta
da, Dostoyevski'de , Tolstoy'da da incelenebilir. Ama roman dn-
yasnn kart ularnda yer alan iki aba, Proust'un yaratm ile u
son yllarn Amerikan roman arasnda ksa bir karlatrma konu-
* muz iin yeterlidir.
Amerikan roman 1 insan ya ilkele, ya da d tepkilerine ve dav-
ranna indirgeyerek birliini bulmak savndadr. Bizim romanlarmz
gibi bir duygu ya da bir tutku seip de bunlarn ayrcalkl grntle-
rini vermeye almaz. zmlemeyi, bir kiinin davrann akla-
yp zetleyecek olan temel bir ruhsal etkenlik aramay yadsr. Bunun
iin, bu romann birlii bir aydnlatma birliinden baka bir ey de-
ildir. Teknii insanlar dardan, devinimlerinin en nemsizleriyle be-
timlemek, sylediklerini yinelemelerine varncaya kadar, hibir ak-
lama da yapmadan kada geirmek, ksacas sanki insanlar btnyle

(1) Elbette 30, 4 0 yllarnn roman sz konusu deil, on dokuzuncu yzyln


hayranlk verici Amerikan romanlar da sz konusu deil.
gndelik alklaryla tanmlanrlarm gibi davranmaktr.1 Gerekten
de, bu makinemsi dzeyde insanlar birbirlerine benzerler, bedensel
zellikleriyle bile kolayca birbirlerinin yerini alabilirler bu garip evren-
de. Bu tekniin gereki diye adlandrlmas ancak bir yanl anlama
sonucudur. lerde greceimiz gibi, sanatta gerekiliin anlalmaz
bir kavram olmas bir yana, bu roman dnyasnn gerei olduu gibi
kada geirmek deil, onun en saymaca biemletirmesine varmak
ereini gtt aktr. Gerein budanmasndan, hem de bile bile bu-
danmasndan doar. Bylelikle elde edilmi bir birlik dk bir birlik-
tir, yaratklarn ve dnyann bir dzelenmesidir. yle grnyor ki,
bu romanclar iin, insan eylemlerini birlikten yoksun brakan, yara-
tklar birbirinden koparan ey, i yaamdr. Bu kuku bir dereceye
kadar yerindedir. Ama bu sanatn kaynanda bulunan bakaldrma,
ancak bu i gerekten yola karak bulabilir aradn, onu yok sa-
yarak deil. Tm olarak yoksamak, dsel bir insana dayanmaktr. Ka-
ra roman da bir pembe romandr, onun biimsel kuruntusunu tar.
O da eitir kendine gre. 2 Bedenlerin yaam kendi kendine indirge-
nince, gerein srekli olarak yoksad, soyut ve gereksiz bir evren
oluturur. nsanlar bir cam ardndan gsterir gibi gsteren, bu i ya-
amdan arnm roman, tek konu olarak aralatrlm insan benim-
seyince, manta uygun olarak, hastalkly karr sahneye. Bu evren-
de pek ok "susuz" kullanlmas byle aklanr. Yalnz, hem de t-
myle, davranyla tanmlandna gre, "susuz" byle bir i iin
biilmi kaftandr. Mutsuz otomatlarn tutarllklarn en makinemsi-
sinde yaadklar bu umut krc dnyann simgesidir. Amerikan ro-
manclar, yeni dnyaya kar ackl, ama ksr bir protesto gibi yk-
seltirler bu simgeyi.
Proust'a gelince, inatla inceledii gerekten yola karak, yal-
nz kendisinin olacak, nesnelerin kap gidiine, lme kar yengisi-
ni perinleyecek, kapal, yeri doldurulmaz bir dnya yaratmakt onun
abas. Ama yntemleri karttr. Her eyden nce yerinde bir seme,

(1) Bu kuan byk yazar Faulkner'da bile, i-konuma dncenin ancak


kabuunu verir.

(2) Bernardin de Saint-Pierre ve marki de Sade, farkl eksenlerde, propaganda


romannn yaratclardr.
romancnn gemiinin en gizli yanlarndan seecei, titizlikle hazr-
lanm bir ayrcalkl anlar derlemesine dayanr onun yntemleri. By-
lece, usuz bucaksz l anlar, bellekte hibir ey brakmadklar iin
atlacaktr. Amerikan romannn evreni belleksiz insanlarn evreniyse,
Proust'un evreni kendi bana bir bellekten baka bir ey deildir. Ne
var ki, belleklerin en g beeniri, dnyann dalp salmasn yads-
yan, yeniden bulunmu bir kokudan, hem yeni, hem eski bir evrenin
gizini karan bellek sz konusudur. Proust gerein unutulan yan-
na, yani makinemsiye, kr dnyaya kar i yaam, i yaamn da
kendinden daha derin olan yann seer. Ama gerein yadsnmasn-
dan, gerein yoksanmasn karmaz. Amerikan romannn hatas-
nn bak olan hataya, makinemsiyi silme hatasna dmez. Tam
tersine, stn bir birlik iinde, yitik an ile imdiki duyguyu, burku-
lan ayakla gemi zamann mutlu gnlerini stn bir birlik iinde bir
araya getirir.
Mutluluk ve genlik kelerine geri dnmek zordur. iek a-
m gen kzlar denize kar glerler, gevezelik ederler hep, ama bu
kzlar seyredenler onlar sevmek hakkn yitirir yava yava, sevmi
olduklar da sevilme gcn yitirdii gibi. Bu hzn Proust'un hzn-
\ dr. Bu hzn btn varlktan bir yadsma fkrtacak kadar glyd
onda. Ama yzlere ve a dknl ayn zamanda bu dnyaya
balyordu onu. Mutlu tatillerin bir daha bulunmamasya yitip gitme-
sine boyun emedi. Onlar yeniden yaratmak, ve, lme inat, gemi-
in olduundan daha gerek, daha zengin olarak, lmez bir imdi-
ki-zaman iinde yeniden bulunduunu gstermek istedi. Bu durum-
da, Le Temps perdu'nn ruhbilimsel zmlemesi gl bir aratan
baka bir ey deildir. Proust'un gerek bykl, dank bir dn-
yay toplayan, tam paralanan dzeyinde ona bir anlam veren Le
Temps retrouve 'yi yazm olmaktr. lmn eiinde etin yengiyi,
yalnzca annn, bir de usun yardmyla, biimlerinin sonu gelmez ka-
ndan insan birliinin titrek simgelerini karabilmi olmaktr. By-
le bir yaptn, yarat karsnda en kkl meydan okuyuu, ortaya
bir btn olarak, kapal ve birlemi bir dnya olarak kmaktr. Pi-
manlktan uzak yaptlar tanmlayan da budur.
Proust'un dnyasnn tanrsz bir dnya olduunu syleyenler
olmutur. Bu sz doruysa, burda hibir zaman Tanr'dan sz edilme-
meinden ileri gelmez doruluu, bu dnya tam bir kusursuzluk ol-
mak, lmszle insann ehresini vermek tutkusunu tad iin-
dir. Le Temps retrouve, hi deilse amac bakmndan, tannsz lm-
szlktr. Bu bakmdan, Proust'un yapt, lml koulu karsnda
insann en lsz, en anlaml abalarndan biridir. Roman sanatnn
bize kabul ettirildii ve yadsnd biimiyle evreni yeniden kurduu-
nu kantlad. Bu sanat, hi deilse bir ynyle, yaratcsna kar ya-
rat semektir. Ama, daha derin bir biimde, lmn ve unutuun
glerine kar, dnyann ya da varlklarn gzelliiyle birleir. Bakal-
drma bylece yaratc olur.

Bakaldrma ve biem

Sanat gerei zorlamasyla yadsma gcn kesinler. Ama ya-


ratt evrende gerekten alkoyduu yanlar, bu gerein hi deilse
bir parasn benimsediini gsterir. Yaratn na gtrmek ze-
re oluun karanlklarndan karr bu paray. Yadsma tmse, gerek
btnyle atlm demektir, o zaman tmyle biimsel yaptlar elde
ederiz. Tersine, sanat, ou zaman sanatd nedenlerle, kaba gere-
i yceltmek yolunu seti mi gereklii elde ederiz, tik durumda, ya-
ratn ilk devinimi, bakaldrma ile boyun emenin, kesinleme ile
yoksamann sk skya birbirlerine bal olduklar devinim, yalnzca
yoksama yararna budanr. amzda rnekleri o k olan,yokayc
kayna da bilinen, biimsel katr o zaman karmzdaki. kinci
durumda, onu her trl ayrcalkl grnnden syrarak dnyaya
birliini vermek savndadr. Bu anlamda, dk de olsa bir birlik ge-
reksinimini aa vurur. Ama sanat yaratmnn ilk gerekliinden de
vazgeer. Yaratc bilincin grece zgrln daha iyi yoksamak iin,
dnyann dolaysz tmln kesinler. Her iki yaptta da, yaratc ey-
lem kendi kendini yoksar. Balangta, gerein bir yann kesinler-
ken, yalnz bir yann yadsyordu. Btn gerei tepti mi ya da yalnz
onu kesinledi mi, ya salt yoksamada, ya salt kesinlemede, ama her se-
ferinde, kendi kendini yoksar. Grdmz gibi bu zmleme, sanat-
sal dzlemde, tarihsel dzlemde yaptmz zmlemeyle birleiyor.
Ama eninde sonunda bir deeri varsaymayan yoksayclk, ken-
di kendini dnrken elikiyle sonulanmayan zdekilik olmad-
gibi, biimsel sanatla gereki sanat da sama kavramlardr. Hi-
bir sanat tmden yadsyamaz gerei. Gorgone tmyle dsel bir ya-
ratktr kukusuz; ama surat ve onu talandran ylanlar doada var-
dr. Biimcilik gittike daha o k boalabilir gerek znden, ama
her zaman bir snr bekler kendisini. Soyut resmin baz baz eritii
salt geometri bile rengini, "grnge" oranlarn doadan alr. Gerek-
ilik de en az bir yorumlama, en az bir saymacalktan vazgeemez.
Fotoraflarn en iyisi bile geree ihanet eder, bir seimden doar,
snr olmayana bir snr verir. Gereki sanat ile biimci sanat
birlii bulunmad yerde, yani ya kaba durumuyla gerekte, ya da
her trl gerei kap dar ettiini sanan dsel yaratmda ararlar.
Oysa sanattan birlik, sanatnn geree getirdii deiimin sonun-
da fkrr. Ne tekinden vazgeilebilir, ne berikinden. Sanatnn
dili ve gerekten alnm elerin yeniden blmleniiyle yapt bu
dzeltmenin 1 ad "biem"dir ve yeniden yaratlm evrene birliini,
snrlarn verir. Her bakaldrmta dnyaya kendi yasasn koyma
* ereini gder, baz dehalarda da baarya ular. "Ozamlar dnyann
benimsenmemi yasa koyuculardr", der Shelley.
Roman sanat da, kaynaklaryla, bu iary aydnlatmazlk
edemez. Ne gerei tmyle benimseyebilir, ne de bsbtn uzakla-
i abilir ondan. Salt dsel yoktur, tmyle cisimsizlemi, lksel bir
roman bulunsa bile, birlii arayan usun ilk gereklii bu birliin anla-
tlabilir olmas olduuna gre, sanatsal bir anlam olmaz bu romann.
te yandan, salt uzlamlamann birlii de, geree dayanmadna gre
yalanc bir birliktir. Pembe (ya da kara) roman, eitici roman, bu ya-
saya uymad lde, sanattan uzaklar. Gerek roman yaratmysa,
tam tersine, gerei, hem de scakl ve kanyla, tutkular ya da -
lklaryla, yalnz gerei kullanr. Ama ehresini deitiren bir ey
ekler ona.

(1) Delacroix, gerekte " d o r u l u u y l a nesnelerin grnn bozan u eilip


bklmez grnge"yi dzeltmek gerektiini belirtir. o k derinlere inen bir
gzlemdir bu.
Genellikle gereki roman dediimiz ey de dolaysz yanyla
gerein kopyas olmak ister. Byle bir aba tasarlanabilirse, hibir
eyi semeden gerein elerini kopya etmek, evreni ksrca yine-
lemek olur. Gerekilik, spanyol sanatnn o k gzel sezdirdii gibi,
ancak dinsel dehann anlatm yolu olabilir, ya da, br uta, varolan-
la yetinen ve ona yknen maymunlarn sanat. Sanat hibir zaman
gereki deildir aslnda; baz baz yle olmak ister, o kadar. Bir be-
timleme, gerekten gereki olmak istedi mi sonsuz olmaya mahkm
eder kendini. Lucien Leuwen'in bir salona giriini Stendhal'in bir tm-
cede betimleyiverdii yerde, gereki sanatnn, manta uygun ola-
rak, kiileri, dekorlar betimlemek iin birok ciltler doldurmas gere-
kirdi, gene de ayrntlar tketemezdi. Gerekilik sonsuz bir sralama-
dr. Bununla, gerek tutkusunun birlii deil, gerek dnyann tm-
n fethetmek olduunu ortaya koyar. Bir tmlk devriminin resmi sa-
nat anlay olmasnn nedeni anlalyor imdi. Ama bu sanat anlay-
imdiden kantlamtr olanakszln. Gereki romanclar, iste-
meseler de, gerei bir semeden geiriyorlar, nk gerein seil-
mesi ve almas dnce ve anlatm koulunun ta kendisidir.1 Yaz-
mak da semektir, yleyse lknn saymacas olduu gibi, gerein
de saymacas vardr, gereki roman bir dava roman yapar. Roman
dnyasnn birliini gerein tmlne indirgemek, retiye uyma-
yan gerekten karp atan, nceden benimsenmi bir yarg yararna
yaplabilir ancak. O zaman, sosyalist denilen gerekilik, kendi yok-
sayclnm mantna uygun olarak, eitici romann, propaganda ya-
znnn olanaklarndan yararlanmaya bakar.

Olay yaratcy tutsaklatirdi m, ya da yaratc olay btnyle


yoksamaya kalkt m, yarat yokayc sanatn dk biimlerine ini-
verir. Yaratm da uygarlk gibidir: Biim ile zdek, olu ile us, tarih
ile deerler arasnda srekli bir gerilimi gerektirir. Denge bozuldu mu
diktatrlk ya da kargaa, propaganda ya da biimsel sayklama kar
ortaya. Her iki durumda da, yaratm, mantkl bir zgrlkle birleen
yaratm, olanakszdr. Yeni sanat, ister soyutlama stmasna ve biim-

(1) Delacroix bunu da derinlikle gsterir: " G e r e k i l i i n anlamdan y o k s u n bir


szck olmamas iin, btn insanlarn ayn usu tamalar, nesneleri ayn
b i i m d e tasarlamalar gerekirdi".
sel karanlkla, isterse en i, en b<jn gerekiliin kamsna ba-
vursun, hemen hemen tmyle, bir yaratclar sanat deil, bir zorba-
lar ve kleler sanatdr.
zn biimden tat yapt da, biimin z bastrd yapt da
ancak umut krklna uram ve umut krc bir birlikten szeder.
br alanlarda olduu gibi bu alanda da, " b i e m " birlii olmayan her
birlik bir budamadr. Bir sanatnn setii grnge ne olursa olsun,
btn yaratclarn ortak ilkesi olarak kalan bir ilke vardr: Ayn za-
manda hem gerei, hem de geree biimini veren usu varsayan bi-
emletirme. Yaratc aba dnyay yeniden kurar bununla, her za-
man da sanatn ve kar kn belirtisi olan bir eriltmeyle kurar. s-
ter Proust'un insan deneyine getirdii mikroskop bytmesi, isterse,
tam tersine, Amerikan rmannn yaratt kiilere verdii sama in-
celik olsun, gerek bir bakma zorlanr. Bakaldrmann yaratm, ve-
rimlilii, yaptn deyiini ve sesini belirten bu eriltmededir. Sanat
biimlendirilmi bir olanakszlk gereidir. En i paralayc lk en
salam dilini bulduu zaman, bakaldrma gerek gerekliini yerine
getirir, kendi kendine ballktan bir yaratma gc karr. an n-
yarglarna aykr gelse bile, sanatta en byk biem en yksek bakal-
drmann anlatmdr. Gerek klasikilik dizginlenmi bir romantizm-
den baka bir ey olmad gibi, deha da kendi lsn yaratm bir
bakaldrmadr. Bunun iin, bugn retilenlerin tersine, yoksamada,
salt umutsuzlukta deha sz konusu olamaz. -
t ' Bu, ayn zamanda, byk bir biemin basit bir biimsel erdem
olmadn da sylemektir. Gerek zararna, srf biem olarak arann-
ca byledir elbet, ama o zaman da byk biem deildir. Kendisi bul-
maz artk, her trl gelenekilik gibi yknr, oysa gerek yara-
tm, kendi yordamnca, devrimcidir. nsann buluunu, sanatnn ger-
ei yinelerken yapt dzeltme istemini zetlediine gre, biem-
letirmeyi o k ykseklere koymak gerekse bile, sanat douran hak
isteinin en son gerilimi iinde dile gelmesi iin, grnmez kalmas
daha uygun olur. Byk biem grnmez, yani cisimlemi biemle-
tirmedir. ."Sanatta arla kamaktan korkmamal", der Flaubert.
Ama bytmenin "srekli ve kendi kendisiyle oranl" olmas gerekti-
ini de ekler. Biemletirme bytmeli olduu, kendi kendini belli et-
tii zaman, yapt salt bir zlemdir: Fethetmeye alt bir somuta
yabancdr. Buna karlk, gerek kabaca verildii, biemletirme
nemsenmedii zaman, birlikten yoksun olarak sunulmutur. Byk
sanat, biem, bakaldrmann gerek yz, bu iki sapknln arasn-
dadr. 1

Yaratm ve devrim

Sanatta, bakaldrma gerek yaratmda tamamlanr, gerek ya-


ratmda srp gider, eletiride ya da aklamada deil. Devrim de yl-
dn ya da zorbalkta deil, bir uygarlkta kesinlenir ancak. Bundan
byle amzn kmazdaki bir topluma sorduu iki soru: Yaratma-
ya olanak var mdr, devrime olanak varmdr? sorular bir tek soru-
dur, bir uygarln yeniden douuyla ilgilidir.
Yirminci yzyln devrimi de, sanat da ayn yoksaycla ba-
ldr, ayn eliki iinde yaarlar. Kendi devinimleriyle kesinledikle-
ftni yoksarlar, her ikisi de yldrda olanaksz bir k noktas arar.
ada devrim yeni bir dnyay balattn sanr, ama eski dnya-
nn elikin sonulanndan baka bir ey deildir. Kapitalist top-
lumla devrimci toplum, ayn yola, yani sanayi retimine bir de ayn
umuda kle olduklar oranda ayn eydirler. Ama cisimlendirme ye-
teneinden yoksun bulunduu, bavurduu yolla yoksanan biim-
sel ilkeler adna umut verir, tekiyse kehaneti yalnzca gerek ad-
na dorular, sonanda da gerei budar. retim toplumu yalnzca re-
ticidir, yaratc deil.
ada sanat da, yoksayc olduu iin, biimcilikle gereki-
lik arasnda rpnr. t e yandan, gerekilik, sosyalist olduu kadar
da burjuvadr, birincisinde kara, ikincisinde eitici olur yalnz. Biim-
cilik, gelecein toplumu olduunu ileri sren toplumun mal olduu
kadar, gemiin toplumunun da maldr, birincisinde propaganday

(1) Dzeltme konulara gre deiir. Yukarda zelliklerini belirttiimiz sanat


anlayna bal bir yaptta, b i e m konularla deiir, yazara zg dil, b i e m
farklarn ortaya karan ortak alan olarak kalr.
tanmlar, ikincisinde ise nedensiz soyutlamadr. Us-d yoksamann
ykt dil bir sz sayklamas iinde silinir; yazgc lkcle boyun
eince, "slogan" olup kar. Sanat ikisi arasnda yer alr. Bakaldran
insann hem hilik azgnln, hem de tmle boyun eii yadsma-
s gerekirse, sanat da hem biimsel lgnlktan, hem tmc gerek
anlayndan kurtulmaldr. Bugnn dnyas tektir gerekten, ama
birlii yoksaycln birliidir. Uygarlk gerekleirse, bu dnya bi-
imsel ilkelerin yoksayclndan, ya da ilkesiz yoksayclktan vaz-
geip de yaratc bir bileimin yolunu yeniden bulunca gerekleir.
Sanatta da srekli aklama ve "rportaj" a canekiir; yaratc-
lar an mutular o zaman.
Ama, bunun iin, sanat ve toplum, yaratma ve devrim, yads-
ma ile boyun eiin,teklik ile evrenselin, birey ile tarihin en sert ge-
rilimde dengelendikleri bakaldrmann kaynan yeniden bulmal-
dr. Bakaldrma kendi bana bir uygarlk esi deildir. Ama her
uygarlktan nce gelir. inde yaadmz kmazda, Nietzsche'nin
dn kurduu gelecee umut balamamz yalnz o salar: "Yar-
g ve zorba yerine, yaratc". Sanatlarca ynetilen bir yurt gibi g-
ln bir de yol amayacak bir sz. Tmyle retime balanm a-
lmann yaratc olmaktan kt a, bizim amzn dramn ay-
dnlatyor yalnz. Sanayi toplumu ancak emekiye yaratcnn onu-
runu geri vererek, yani ilgisini ve dncesini retim kadar alma-
nn kendisine de evirerek aacaktr uygarln yollarn. Bundan by-
le zorunlu duruma gelen uygarlk, bireyde de, snflarda da, emeki
ile yaratcy birbirinden ayramayacaktr; sanat yaratmnn da z
ile biimi, us ile tarihi birbirinden ayrmay dnmedii gibi. Herke-
sin bakaldrmayla kesinlenen onurunu byle tanyacaktr. Kundu-
raclar toplumunu Shakespeare "m ynetmesi bir hakszlk, stelik de
bir topya olurdu. Ama kunduraclar toplumunun Shakespeare'den
vazgetiini ileri srmesi de o derece ykm olur. Kunduracsz Sha-
kespeare zorbala susuzluk kant salar. Shakespeare'siz kundura-
c da zorbal yaymaya yardm etmedi mi zorbalka yutulur. Her
yaratm, efendi ve kle dnyasn yoksar. inde yaammz srdr-
dmz toplum, zorbalarla klelerin bu iren toplumu, lm de,
deiimi de ancak yaratma dzeyinde bulacaktr.
Ama yaratmann zorunlu olmas olas olmas demek deildir.
Sanatta yaratc bir a, bir zamann dzensizliine uygulanm bir
biem dzeniyle tanmlanr. adalarn tutkularn bir biim, bir
kalp iine sokar, yleyse, bir yaratc iin, bizim hrn prenslerimi-
zin aka zaman bulamadklar bir ada Mme de La Fayette'i yine-
lemek yetmez. Ortak tutkularn bireysel tutkular geride braktkla-
r gnmzde, akn azgnln sanatla dizginlemek her zaman ola-
nak iindedir. Ama nlenmez sorun, ortak tutkular ve tarihsel sa-
va da dizginleyebilmektir, ykncler ne kadar yaknrlarsa ya-
knsnlar, sanat ruhbilimden insan kouluna yneldi. an tutkusu
btn dnyay tehlikeye drnce, yaratm btn yazgya egemen
olmak ister. Ama, ayn anda, tmlk karsnda birliin kesinleme-
sini de srdrr. Yalnz, o zaman ilkin kendi kendisi, sonra da tm-
lk anlay yaratm tehlikeye atar. Yaratmak, tehlikeli bir biimde
yaratmaktr bugn.
Gerekten de, ortak tutkularn stnde kalmak iin, bunlar ya-
amak, duymak gerekir, hi deilse grece. Sanat bunlar duydu
mu iini kemirdiklerini de duyar. amzn bir sanat yapt olmak-
tan o k , bir rportaj a olduu sonucu kyor bundan. Zamann
gereince kullanamaz. Sonra, ortak bir tutkuyu gerekten yaama-
nn tek yolu onun iin, onun elinden lmek olduundan, bu tutku-
lar yaamann lm olanaklar ak ya da hrs zamanlarndakinden
daha fazladr. Bugn en byk geerlik olasl, sanat iin en b-
yk baarszlk olasldr. Savalar, devrimler ortasnda yaratma
olanakszsa, paymza sava ve devrim dt iin, yaratclarmz
olmayacak. Bulutun frtnay tad gibi, snrsz retim syleni de
sava iinde tar. O zaman savalar Bat'y kasp kavurur ve Peguy'yi
ldrr. Burjuva dzeni, ykntlar arasndan dorulur dorulmaz,
devrim dzeninin kendisine doru ilerlediini grr. Peguy'yin yeni-
den domasna zaman yoktur; ufukta beliren sava, Peguy olabilecek
kim varsa hepsini ldrecektir. Yaratc bir klasikilie olanak bulun-
sayd, bir tek adda da belirse, btn bir kuan yapt olurdu. Ykm
yzylnda baarszlk anslar ancak say ansyla, yani hi deilse on
gerek sanatdan birinin yaamas, kardelerinin ilk szlerini kendi
zerine alarak yaamnda hem tutku, hem de yaratma an bulabil-
me ansyla karlanabilir. Sanat, istesin, istemesin, bir yalnz kii
olamaz artk, olursa da btn yatlarna borlu olduu hznl yen-
gide olur. Bakaldrm sanat da en sonunda "Varz", onunla birlik-
te de yaman bir alakgnllln yolunu ortaya koyar.
Bu arada, fetihi devrim, yoksayclnn sapml iinde, ken-
disine kar tmlkte birlii srdrmeye kalkanlar tehdideder. Bug-
nn, daha o k da yarnn tarihinin eilimlerinden biri de sanatlarla
fetihiler, yaratc devrimin tanklaryla yoksayc devrimin kurucu-
lar arasndaki savatr. Savan k noktas konusunda, ancak usa
uygun dlere kaplabiliriz. Hi deilse, bundan byle onun srdrl-
mesi gerektiini biliyoruz. Yeni fetihiler ldrebiliyorlar, ama yara-
tr grnmyorlar. Sanatlar yaratmasn bilirler, gerekten ldiire-
mezler. Sanatlar arasnda katiller bulunmas ancak kurald bir ey-
dir. Demek devrimci toplumlarmzda sanat lecek sonunda. Ama o
zaman devrim yaam olacak. Bir insanda onda sakl sanaty ldr-
d her seferde, devrim biraz daha tketir kendini. Fetihiler en so-
nunda yasalar nnde dnyaya boyun edirtirlerse, niceliin kral ol-
duunu deil, bu dnyann bir cehennem olduunu kantlam ola-
caklardr. Bu cehennemde bile, sanatn yeri yenik dm bakaldr-
mann, umutsuz gnlerin ukurunda kr ve bo umudun yeriyle bir
olacaktr. Ernst Dvvinger, Sibirya gnl'nde, souk ve aln kol
gezdii bir kampta yllardr tutsak yaarken, kendine tahta tularla,
sessiz bir piyano yapm bir Alman temeninden szeder. Burada y-
n yn dknlkler iinde, bir paavralar kalabal ortasnda, yal-
nz kendisinin duyduu bir garip mzik besteliyordu. Bylece, cehen-
nem iinde, kap gitmi gzelliin gizlemli ezgileri ve zalim imgeleri
her zaman, su ve lgnlk ortasnda bile, yzyllar boyunca insann
byklnden yana tanklk etmi olan u uyumlu ayaklanmann
yanksn getirir bize.

Ama Cehennem de gelip geer, yaam yeniden balar bir gn.


Tarihin de bir sonu vardr belki; ama bize den onu bitirmek deil,
bundan byle gerek olduunu bildiimize benzer olarak yaratmak-
tr. Hi deilse sanat, insann yalnzca tarihle zetlenmediini, doa-
nn dzeninde de bir varolma nedeni bulduunu retir bize. Onun
iin, byk Pan lmemitir. En igdsel bakaldrmas, bir yandan
deeri, herkese zg onuru kesinlerken, bir yandan da, inatla, ger-
ein adna gzellik denen el dememi bir parasn ister, birlik su-
suzluunu gidermeye alr. nsan btn tarihi yadsyabilir, ama ge-
ne de yldzlarn ve denizin evrenine uyabilir. Doay ve gzellii bil-
mezlikten gelmek isteyen bakaldrmlar, yapmak istedikleri tarih-
ten emein ve varln onurunu srgn ediyorlar ister istemez. Btn
byk yeniletiriciler, Shakespeare'in, Cervantes'in, Moliere'in, Tols-
toy'un yaratmasn bildikleri eyi: Her insann gnlnde yatan zgr-
lk ve onur susuzluunu gidermeye hazr bir dnyay, tarihte yeni-
den kurmaya alrlar. Gzellik devrimler yapmaz kukusuz. Ama
bir gn gelir, devrimler ona gereksinim duyarlar. Onun geree bir
yandan birliini verirken, bir yandan da ona kar kan kural, ba-
kaldrmann da kuraldr. nsann yaratln, dnyann gzelliini
selamlamaya ara vermeden, durmamacasna yadsnabilir mi adalet-
sizlik? Yantmz evet'tir. Ne olursa olsun ayn zamanda hem ayak-
lanan, hem de bal kalan bir ahlak, gerekten gereki bir devrimin
yolunu aydnlatabilecek tek eydir. Gzellii alkoymakla, uygarl-
n, biimsel tarihin ilkelerinden, dk deerlerinden uzakta, dn-
cesinin merkezinde ; dnyann ve insann ortak onurunu kuracak olan
u canl erdeme yer verecei yeniden-dou gnn hazrlyoruz. im-
di, kendisini alaltan bir dnya karsnda, bu erdemi tanmlamaya
alacaz.
V
LE DNCES
BAKALDIRMA ve LDRME

Ne olursa olsu, Avrupa ve devrim, bu yaam kaynandan uzak-


ta, byk rpnmalar iinde tkeniyor. Geen yzylda, insan dinsel
basklar ykar. Ama kurtulur kurtulmaz yenilerini karr, hem de en
katlanlmazlarn. Erdem lr, ama daha da azgn olarak yeniden do-
ar. Her nne gelene gsterili bir acmay, ada insancl bir
alay durumuna dren uzak akn haykrr. Bu deimez nokta-
da, yapp yapaca ykmdr. Bir gn gelir, hrnlar, ite polisci ol-
mutur, insann kurtuluu iin, insanl yakan iren ateler ykse-
lir. O zaman ada tragedyann doruunda, cinayetle ili-dl olu-
^ ruz. Yaamn ve yaratmann kaynaklar kurumu grnr. Hayalet-
; lerle, makinalarla dolmu bir Avrupa'y korku dondurur, ikence
dkn insanseverler burda sessizlik iinde yeni dinlerini kutlarlar.
Hangi lk karabilir rahatlarn? Ozanlar bile, kardelerinin ld-
; rlmesi karsnda, ellerinin temiz olduunu bildirirler gururla. Bun-
t dan sonra, herkes dalgn dalgn srtn evirir bu sua; kurbanlar gz-
den dmln son noktasna gelmilerdir: Can skarlar. Eski za-
manlarda, cinayetin kan kutsal bir dehet uyandrrd hi deilse;
bylece yaamn pahasn kutlulatrrd. Bu an gerek acs ise,
tam tersine, yeterince kanl olmadn dndrtmesidir. Kan gze
grnmyor artk, bizim erdem taslayclarmzn suratlarna yeterin-
ce srayp bulamyor. te yoksaycln son noktas: Kr ve azgn
ldrme bir vaha oluyor, bizim o k akll cellatlarmz yannda, bu-
dala katil insana ferahlk veren bir ey gibi grnyor.
Btn insanlkla birlikte Tanr'ya kar savaabileceine uzun
zaman inandktan sonra, imdi, lmemek iin, insanlara kar da sa-
vamak gerektiini seziyor Avrupa ruhu. lmn karsna dikilerek
insan tr zerine yaman bir lmszlk kurmak isteyen bakaldrm-
lar, imdi kendi elleriyle ldrmek zorunda kaldklarn grerek rpe-
riyorlar. Ama gerilerlerse, lmeyi, ilerlerse ldrmeyi kabul etmeleri
gerek. Kaynaklarna yz evirip arszca klk deitirmi bakaldr-
ma, zveriyle ldrme arasnda gidip geliyor her dzeyde. Bltr-
c olacan umduu adaleti gdk bir adalet olup kt. Yarlgama
lkesi yenildi, ama adalet lkesi de kyor. Bu umut krkl ld-
ryor Avrupa'y. Bakaldrmas insan susuzluunu savunuyordu, ama
ite kendi sululuu karsnda katlam. Daha tmle doru at-
lr atlmaz, en umutsuz yalnzlk dyor payna. Toplulua katlmak
istiyordu, ama yllar boyunca, birer birer, birlie doru yryen yal-
nzlar toplamaktan baka umudu kalmad artk.
yleyse, kendi yklndan artakalan bir toplumu adaletsizlik-
leriyle birlikte kabul ederek, ya da, arszca, insana kar, tarihin ken-
dinden gemi yryne hizmet etmekte karar klp da her trl
bakaldrmadan vaz m gemeli? Ne olursa olsun, dncemizin man-
t aalk bir trelere uyuta karar klacak bile olsa, kimi ailelerin
baz baz kanlmaz onursuzluklar kabullendikleri gibi kabullenme-
li bunu. nsana kar her trl kundakl, hatt onun yntemle yok-
ediliini dorulayacak bile olsa, bu intihara boyun emek gerekecek-
ti. Adalet duygusu da kendine gre bir ey bulabilir burada: Bir tc-
carlar ve polisler dnyasnn ortadan silinmesi.
Ama hl bakaldrm bir dnyada m yayoruz ki? Bakal-
drma, tam tersine, zorbalarn susuzluk kant olmad m? Bakal-
drma eyleminin kapsad "Varz", artmasz, kaamaksz olarak,
ldrmeyle uzlaabilir mi? Bask iin, berisinde btn insanlara zg
bir onurun balad bir snr gsterirken, bakaldrma bir ilkdeeri
tanmlyordu. nsanlarn kendi aralarndaki saydam bir yaknl, or-
tak bir dokuyu, zincirler altnda bir yardmlamay, insanlar benzer
ve birlemi klan bir anlamay dayanak noktalarnn ilk srasna ko-
yuyordu. Uyumsuz bir dnyayla didien usa ilk adm attryordu by-
lece. Bu ilerlemeyle, imdi ldrme karsnda zmesi gereken soru-
nu daha da bunaltc klyordu. Gerekten de, uyumsuzluk dzeyin-
de, ldrme yalnzca mantk elikileri karyordu ortaya; bakal-
drma dzeyinde, bir kopmadr. nk benzerliini kabul ettiimiz,
zdeliini onayladmz bir kimseyi ldrmeye olanak bulunup bu-
lunmadna karar vermek sz konusudur. Daha yalnzl aar amaz,
her eyden koparp ayran eylemi yasaya uygun klarak yeniden, hem
de bir daha ayrlmamasya karmzda mi bulacaktk onu? Yalnz ol-
madn daha yeni renmi olan yalnzla zorlamak, insana kar
ilenen en kesin cinayet deil midir?
Mantka, ldrme ile bakaldrmann elikin olduklar yan-
tn vermek gerekir. Gerekten de, bir tek efendi ldrld m ba-
kaldrmn bir zamanlar hakllk nedeni olan insanlar topluluu s-
zn kullanmaya hakk yoktur. Bu dnyann stn bir anlam yoksa,
insan yalnzca insan yantlayacaksa, bir kiinin bir tek insan yaa-
yanlar topluluundan karmas, kendi kendisini de bu topluluun
dnda brakmasna yeter. Habil, Kabil'i ldrd zaman llere ka-
ar. ldrcler sryse, sr gene l d e ve yalnzln u br trn-
de, ad bir-aradalk olan yalnzlk iinde yaar.
Vurur vurmaz, dnyay ikiye bler ba kaldrm adam. nsann
insanla zdelii adna ayaklanyordu, imdi ise, kan iinde, farkll-
dorulayp zdelii harcamaktadr. Dknln ve basknn ba-
rnda, tek varl bu zdelikti. Demek bunu kesinleme ereini gden
devinim onun varlna da son verebiliyor. Bazlarnn, hatt nerdey-
^ se herkesin, kendisiyle birlikte olduunu syleyebilir. Ama kardeli-
^ in yeri doldurulmaz dnyasnda bir tek varlk eksilmeyegrsn, dn-
ya sszlam demektir. Biz yoksak, ben de y o k u m , Kalyalev'in son-
suz kederi de, Saint-Just'n susuu da byle aklanr. iddet ve l-
, drme yolundan vazgemekte kararl olan bakaldrmlar, varolmak
1 umudunu srdrmek iin, Varz'm yerini Varolacaz'a verseler de
bouna. Katil ile kurban yokolduktan sonra, topluluk yeniden, onlar-
sz oluacaktr. Kural-d mrn dolduracak, kural yeniden olaslk
kazanacaktr. Birey yaamnda olduu gibi, tarih dzeyinde de, l-
drme ya byle umutsuz bir kural-ddr, ya hi. Nesneler dzenin-
de at gedik yarnszdr. Tutarszdr, yleyse ie yaramaz, salt ta-
rihi tutumunun istedii gibi dizgesel de deildir. Yalnz bir kez ula-
labilen, ilerisine geilince de lnmesi gereken snrdr. Bakaldr-
m kii ldrme eylemine kadar gitmise, eylemiyle uzlamas iin
bir tek yol vardr: Kendi lmn ve zveriyi kabul etmek, ldrme-
nin olanakszl iyice anlalsn diye ldrr ve lr. Aslnda Varz'
Varolacaz'& y e tuttuunu gsterir o zaman. Kalyalev'in zindanda-
ki sakin mutluluu, daraacna doru yryen Saint-Just'n huzuru
da aklanm olmaktadr bylece. Bu son snrn tesinde, eliki ve
yoksayclk balar.

Yoksayc ldrme

Gerekten de, us-d cinayet ile ussal cinay bakaldrma de-


viniminin gn na kard deere eit derecede ihanet etmekte-
dir. n c e birincisi. Her eyi yoksayan ve kendinde ldrme yetkisi-
ni gren kii, Sade, ldrc zppe, acmasz Tek, Karamazof, zincir-
lerini koparm haydudun ardndan gidenler, kalabala ate eden
gerekstc, tm zgrl, insann gururunun snrszca yaylmas-
n isterler gerekte. Yoksayclk, yaratc ile yaratklar ayn fkede
birbirine kartrr. Her trl umut ilkesini silerek her trl snr yad-
sr, sonra, kendi nedenlerini bile grmez olmu bir kzgnln krl-
iinde, nceden lme adanm olan ldrmenin bir nemi bulun-
mad yargsna varr.
Ama nedenleri, yani ortak bir yazgnn karlkl olarak tann-
mas ve insanlarn birbirleriyle anlamalar, her zaman canl kalan ne-
denlerdir. Bakaldrma bunu bildiriyor, bunlara hizmet etmeyi grev
biliyordu. Bylelikle, yoksaycla kar, eylemi aydnlatmak iin ta-
rihin sonunu beklemek gereksiniminde olmayan, ama biimsel de ol-
mayan bir davran kuraln tanmlyordu. Jacobin ahlaknn tersine,
kurala ve yasaya uymayann hakkn veriyordu. Soyut ilkelere uymak
yle dursun, ilkelerini ancak ayaklanmann scaklnda, kar k-
n sonu gelmez deviniminde bulan bir ahlakn yollarn ayordu. Bu
ilkelerin hep varolmu olduklarn sylememize yetki veren hibir
ey yok, hep varolacaklarn sylemek de hibir eyi deitirmez.
Ama vardr bunlar, bizimle birlikte vardr. Bizimle birlikte, btn tarih
boyunca, klelii, yalan ve yldry yoksayarlar.
Gerekten de, bir efendiyle bir klenin hibir ortak yan yok-
tur, kleletirilmi bir varlkla konuamaz, anlaamayz. Benzerlii-
mizi tanmamz, yazgmz onaylamamz salayan bu kendiliinden
varolan, bu zgr ikili-konuma yerine, klelik sessizliklerin en kor-
kuncunun egemenliini srdrtr. Bakaldrm iin adaletsizlik k-
tyse, nereye yerletireceimizi bilemediimiz, lmsz bir adalet d-
ncesiyle elitii iin deil, ezenle ezileni birbirinden ayran, dil-
siz dmanl srdrd iin ktdr. Bunun gibi, yalan syleyen
insan baka insanlara kapandna gre, yalan kovulmu olur, daha
alt basamakta da, kesin sessizlii kabul ettirten iddet ve ldrme.
Bakaldrmann bulduu su ortakl ve anlama ancak zgr ko-
numada yaanabilir. Her bulanklk, her yanl anlama lme yol
aar; ancak ak dil, duru sz kurtarabilir bu lmden. 1 Btn tra-
gedyalarn doruu kahramanlarn sarlndadr. Platon, Musa'ya ve
Nietzsche'ye kar hakldr. nsan dzeyindeki ikili konuma, ssz bir
dan tepesinden sylenip yazdrlan ya da tekli bir konuma olarak
ykselen tmc dillerin kutsal kitab kadar pahalya mal olmaz. Kent-
te olduu gibi sahnede de, lmden nce tekli konuma gelir. Her
bakaldrm insan, srf kendisini ezene kar ayaklandran devinimle,
yaam savunur bylece, klelikle, yalanla, yldryla savaa giriir,
ayrca, bir an iinde, bu ykmn insanlar arasnda sessizlii srdr-
dn, onlar birbirleri iin karanlklatrdn, kendilerini yoksa-
yclktan kurtarabilecek biricik deerde, yazglaryla sa saa ba ba-
^ a insanlarn uzun su ortaklnda bulumalarn nlediini kesinler.
Bir an iinde. Ama en ar zgrln, ldrme zgrlnn
bakaldrma nedenleriyle uzlamaz olduunu sylemek iin, bu ka-
dar da yeter imdilik. Bakaldrma, hibir zaman bir tm zgrlk
t isteme deildir. Tam tersine, bakaldrma tm zgrlkten davacdr.
Bir stn yasaklanm snr amasna izin veren snrsz gce kar -
kar. Bakaldrm insan, genel bir bamszlk istemek yle dursun,
bir insan bulunan her yerde zgrln snrlar olsun ister, bu snr
da her insann bakaldrma gcdr. Bakaldrm uzlamazln de-
rin nedeni buradadr. Bakaldrma doru bir snr istediinin bilinci-
ne ne kadar varrsa, o kadar sarslmaz olur. Bakaldrm kii, kendi-
si iin belirli bir zgrlk ister kukusuz; ama, tutarl bir kiiyse, ba-
kasnn varln ve zgrln yoketme hakkn hibir durumda is-
temez. Hi kimseyi alaltmaz. Herkes iin ister istedii zgrl;
yadsdn da herkes iin yasaklar. Efendiye kar kan kle deil-

(1) Tmc retilere zg dil her zaman skolastik dil ya da ynetim dilidir.
dir yalnz, efendi ve kle dnyasna kar kan insandr da. Demek
ki, bakaldrmann yardmyla, efendilik-klelik ilikisinden daha faz-
la bir ey vardr tarihte. Tek yasa snrsz g deildir burda. Bakal-
drm, kendisi iin grece bir zgrlk isterken, baka bir deer ad-
na da tm zgrln olanakszln kesinler, kendi grece zgrl-
, bu olanakszl kabul etmek zorundadr. Her trl insan zgrl-
, en derin kk dolaysyla, grecedir. Salt zgrlk, yani ldrme
zgrl, kendisiyle birlikte kendisini snrlandran, durduran eyi
de istemeyen tek zgrlktr. Kklerinden kopar o zaman, soyut ve
ktlk edici bir glge olarak, geliigzel dolar, lkclkte bir be-
den bulma dne kaplmaya kadar gtrr ii.
yleyse, dnp dolap yoketmeye varan bakaldrmann man-
ta aykr olduu sylenebilir. nsan koulunun birliini isterken,
yaama gcdr, lm gc deil. Derin mant ykma mant de-
ildir; yaratma mantdr. Geerliliini yitirmemek iin, kendisine
destek olan terimlerin hibirini arkada brakmamaldr. Yoksayc
yorumlarn bakaldrmada tek bana braktklar hayr'la birlikte
kapsad evet'e de bal kalmaldr. Bakaldrmn mant, kou-
lun adaletsizliini artrmamak iin adalete yardmc olmak istemek,
evrensel yalan younlatrmamak iin ak konumaya almak, in-
sanlarn acs karsnda zarn mutluluk iin atmaktr. Yoksayc tut-
ku, adaletsizlie ve yalana katkda bulunarak, fkesi iinde eski ne-
denlerini bir yana atar. Bu dnyann lme terkedilmiliini duyma-
nn lgnl iinde, ldrr. Bakaldrmann sonucu ise, tam tersi-
ne, ilke bakmndan lme kar k olduuna gre, ldrmenin ya-
saya uydurulmasn yadsmaktr.
Ama insan dnyaya kendi bana birlik getirebilecek gte ol-
sayd, yalnzca kendi kararyla, itenliin, arln, adaletin egemenli-
ini srdrebilseydi, Tanr'nn ta kendisi olurdu. Bunu baarabilsey-
di, bakaldrma bundan byle nedensiz olurdu. Bakaldrma varsa, ya-
lan, adaletsizlik ve iddet bakaldrma bir dereceye kadar koulunu
hazrlad iin vardr, yleyse, bakaldrmasndan vazgemedike,
hibir zaman ldrmeyeceini, yalan sylemeyeceini kesinlikle ne
sremez, ldrmeyi, ktl kesinlikle kabul edemez. Ama ldrme-
yi, iddeti yasaya uygun klacak eylem ayaklanmann nedenlerini de
yok edeceine, gre, ldrmeyi, yalan sylemeyi de benimseyemez.
yleyse bakaldrm kii dinlenie eremez. yiyi bilir, gene de iste-
meden kty yapar. Kendisini ayakta tutan deer hibir zaman ke-
sin bir biimde verilmemitir kendisine, onu durmamacasna ayakta
tutmas gerekir. Bakaldrma yeniden desteklik etmedike, bakal-
drmaya ulam kii ker. Ne olursa olsun, dolayl ya da dolaysz
olarak, hibir zaman ldrmemezlik edemezse de ateini, tutkusunu
evresinde ldrme olanan azaltmaya yneltebilir. Biricik erdemi,
karanlklara dalnca, karanlk badnmesine kaplmamak, ktye zin-
cirle balannca, inatla iyiye doru srklenmek olacaktr. Ksacas,
ldrecek olursa, lmeyi de kabul edecektir. Bakaldrm kii, kay-
naklarna bal olarak, zverisini, gerek zgrln ldrme kar-
snda deil, kendi lm karsnda bulduunu kantlar. Ayn zaman-
da da doatesi onuru bulur. O zaman Kalyalev daraacnn altna ge-
lir ve gzle grlr bir biimde, btn kardelerine insanlarn onuru-
nun balad ve bittii kesin snr gsterir.

Tarihsel ldrme

Bakaldrma, yalnz rnek semeler deil, etkili yneliler de


isteyen tarihte de kar karmza. Ussal ldrmenin bununla doru-
* lanma tehlikesi vardr. O zaman bakaldrma elikisi grnte -
zlmez kartlklarda yanklanr. Bunlarn politikada iki rnei, id-
det ile iddetsizlik kartl ve adalet ile zgrlk kartldr. e-
likilerinde tanmlamaya alalm bunlar.
lk bakaldrma devinimindeki olumlu deer, ilke olarak iddet-
ten vazgeii varsayar. Bunun sonucu olarak, bir devrimi durultma
olanakszln getirir. Bakaldrma kendisiyle birlikte bu elikiyi de
srkler durmadan. Tarih dzeyinde, daha da katlar. nsan zdeli-
ini saydrmaktan vazgeersem, ezenin nnden ekilmi olurum,
bakaldrmadan vazgeer, yoksayc bir boyuneie dnerim. Yoksa-
yclk tutucu olur o zaman. Bu zdeliin varolmas iin tannmas-
n istersem, baarya ulamak iin iddetin umursamazln gerekti-
ren, bu zdelii de, bakaldrmann kendisini de yoksayan bir eyle-
me girimi olurum. elikiyi daha da geniletirsek, dnyann birlii
yukardan gelemezse, insan bunu kendi yksekliinde, tarih iinde
kurmaldr. ehresini deitiren deer yoksa, tarih etkenlik yasasy-
la ynetilir. Tarihsel zdekilik, yazgclk, iddet, etkenlie ynel-
memi her trl zgrln yoksanmas, cesaret ve sessizlik evreni,
salt bir tarih felsefesinin en uygun sonulardr. Bugnn dnyasnda,
iddetsizlii ancak bir lmszlk felsefesi dorulayabilir. Salt tarih-
selliin karsna tarihin yaratln karacak, tarihsel durumdan kay-
nan soracaktr. Sonunda, adaletsizlii onaylayarak adalet iini Tan-
r'ya brakacaktr. Onun yantlar da inan isteyecektir bu yzden.
Ona kar da ktlk, bir de pek gl ve ktlk edici ya da iyilik
edici ve ksr bir Tanr elikisi ne srlecektir. Yarlgama ile tarih,
Tanr ya da kl arasnda seim yolu ak kalacaktr.
Bakaldrmn tutumu ne olabilir o zaman? Bakaldrmasnn
ilkesini yoksamadka, dnyaya ve tarihe srt eviremez, bir anlamda
ktle boyun emedike lmsz yaam seemez, rnein Hris-
tiyanlk dnda, sonuna kadar gitmelidir. Ama sonuna kadar sz
salt olarak tarihi, tarihle birlikte de, tarih ldrmeyi gerektirince,
insann ldrlmesini semek demektir: ldrmenin yasallatrlmas-
n kabul etmekse, kaynaklarn yokamaktr. Bakaldrm kii, se-
medi mi, susuu ve bakalarnn kleliini seer. Seimini bir umut-
suzluk iinde, ayn zamanda hem tanrya, hem de tarihe kar yapt-
n bildirirse, salt zgrln tandr, yani hibir eyin. Bizim ev-
remiz olan u tarihsel evrede, ktle varp dayanmayan bir stn
nedeni kesinleyebilmenin olanakszl iinde, gzle grlr ikilemi
susma ya da ldrmedir. Her iki durumda da, bir ekilme.
Adalet ve zgrlk iin de byledir. imdiden bakaldrma de-
viniminin temelindedir bu iki gereklik, devrimci atlmda da onlar bu-
luruz. Bununla birlikte, devrimler tarihi, karlkl gereklikleri uzla-
mazmcasna, hemen her zaman attklarn gsterir. Salt zgrlk,
en gl iin buyurma hakkdr. Adaletsizlii destekleyen atmalar
srdrr bylece. Salt adaletin yolu her trl kartln kaldrlmasn-
dan geer: zgrl yokeder. 1 zgrlk yoluyla, adalet iin yaplan

(1) Jean Grenier, Entretiens sur le b o n usage de la liberte adl kitabnda yle
zetlenebilecek bir kantlama yapar: Salt zgrlk her trl deerin ykl-
masdr; salt deer de her trl zgrl siler. Palante da yle der: " T e k
ve evrensel bir gerek varsa, zgrln varolma nedeni y o k t u r " .
devrim, ikisini kar karya getirir sonunda. Bylece, her devrimde,
o zamana kadar egemen olan snfn kaldrlmasndan sonra, kendisi-
nin de snrlarn belirten ve baarszlk olanaklarn haber veren bir
bakaldrma deviniminin balad bir evre vardr. Devrim, kendisini
dourmu olan bakaldrma anlaynn isteklerini yerine getirmek
ister ilkin; sonra, kendini daha iyi kesinleyebilmek iin, onu yoksa-
ma zorunluunu duyar. Bakaldrma devinimiyle devrimin vard
noktalar arasnda indirgenmez bir kartlk bulunduu anlalyor.

Ama bu kartlklar yalnz salt'tadr. Uzlatrc eden yoksun


bir dnya ve bir dnce varsayarlar. Gerekten de, tarihten tmyle
arnm bir tanr ile her trl akmlktan arnm bir tarih arasnda
hibir uzlama olamaz. Gerekten de, yeryzndeki temsilcileri yo-
gi ile polis komiseridir. Ama bu iki insan tipi arasndaki fark, sylen-
dii gibi, bouna arlkla etkenlik arasndaki fark deildir. Birincisi
yalnz geri duruun etkisizliini, ikincisi ise ykmann etkisizliini se-
er. Bakaldrmann gsterdii arac deeri her ikisi de yadsd iin,
gerekten eit derecede uzaklam olarak, iki trl gszlk sunar-
lar bize, iyiliin ve ktln gszln.

y l e ya, tarihi bilmezlikten gelmek gerei yoklamak anlam-


na gelirse, tarihi kendi kendine yeten bir btn saymak da gerekten
uzaklamaktr. Yirminci yzyl, Tanr'nn yerini tarihe vermekle yok-
sayclktan kurtulduunu, gerek bakaldrmaya bal kaldn sa-
nr. Gerekte, birincisini destekleyip ikincisini elmeler. Tarih, ar
devinimi iinde, kendi bana hibir deer salamaz. yleyse iinde
bulunulan dakikann etkenliine gre yaayarak susmal ya da yalan
sylemelidir. Yntemli iddet, ya da zorla kabul ettirtilen susu, he-
sap ya da yalan kanlmaz kurallar olur. Demek ki, tmyle tarihsel
bir dnce yoksaycdr: Tarihin ktln tmyle kabul eder ve
bu noktada bakaldrmann kart durumuna gelir. Buna karlk,
tarihin salt ussalln ne kadar kesinlerse kesinlesin, bu tarihsel man-
tk, ancak tarihin sonunda tamamlanacak, tam anlamn ancak tarihin
sonunda kazanacaktr. imdilik, gnn birinde kesin kuraln gelmesi
iin eyleme gemeli, hem de hibir ahlak kuralna balanmadan ge-
melidir. Siyasal tutum olarak umursamazlk, ancak salt bir dn-
ceye gre, yani hem salt yoksayclk, hem de salt usuluk olarak man-
tksaldr. Sonularna gelince, ikisi arasnda fark yoktur. Kabul edil-
dikleri andan sonra, dnya sszdr.
Tmyle tarihsel saltlk tasarlanabilir birey deil aslnda, rne-
in Jaspers, insan tmn iinde bulunduuna gre, insan iin tm
kavramann olanakszl zerinde durur. Tarihi bir btn olarak ancak
kendisinin ve dnyann dnda bulunan bir gzlemci inceleyebilir. Ta-
rih ancak Tanr iin vardr, yleyse evrensel tarihin tmn kapsayan
tasarlara gre davranmak olanakszdr. O zaman tarihle ilgili her i,
az o k usa uygun, az o k tutarl bir serven olabilir olsa olsa. Her ey-
den nce bir tehlikeye girmedir. Tehlikeye girme olarak da hibir l-
szl, dizginsiz ve salt olan hibir tutumu dorulayamaz.
Tam tersine, bakaldrma bir felsefe kurabilseydi, bu bir snrlar
felsefesi, hesaplanm bilgisizlik ve tehlikeyi gze alma felsefesi olur-
du. Her eyi bilemeyen her eyi ldremez. Bakaldran insan, tarihi
salt bir nesne yapmak yle dursun, kendi yaratl konusunda bir
dnce adna sular onu, ona kar kar. Koulunu yadsr, koulu
ise, byk bir yanyla, tarihseldir. Adaletsizlik, geicilik, lm tarih-
te belirir. Bunlar iterken, tarihin kendisini iter insan. Elbette, bakal-
drm kii kendisini evreleyen tarihi yoksamaz, onda kendini kesin-
lemeye alr. Ama gerek karsnda sanatnn durumu ne ise, onun
tarih karsndaki durumu da odur, kendisinden kamadan iter onu.
yleyse, koullarn zoruyla, tarihin suuna katlabilse bile, onu yasa-
ya uygunlatramaz. Ussal su, bakaldrma dzeyinde benimseneme-
yecei gibi, bakaldrmann lm demektir de. Bu ak gerei daha
da aklatrmak iin, ussal su, ayaklanlaryla tanrlatrlm bir
tarihe kar kan ba kaldrmlara ynelir her eyden nce.
Devrimci olduunu syleyen anlaya zg aldatmaca, bugn
burjuva aldatmacasna yeniden sarlmakta, onu daha da arlatrmak-
tadr. Salt bir adalet vaadiyle srekli adaletsizlii, snrsz uzlamay,
onursuzluu srdryor. Bakaldrma ise yalnz grecenin ardndan
koar, grece bir adalete uyan kesin bir onuru vaadedebilir ancak. n-

(1) Gene grlyor ki, salt usuluk usuluk deildir. kisi arasndaki fark, per-
vaszlkla gerekilik arasndaki farkla birdir. Birincisi ikincisini kendisine
bir anlam, bir yasaya uygunluk veren snrlarn dna iter. Daha sert oldu-
undan, daha az etkendir. G karsndaki iddettir bu.
sanlar topluluunun yer ald bir snrdan yana kar. Evreni grece-
nin evrenidir. Hegel'e, Marx'a uyarak her eyin zorunlu olduunu
syleyecek yerde, yalnzca her eyin olas olduunu, belli bir nokta-
da, olasnn da zveriye dediini syler. Tanr ile tarih, yogi ile po-
lis komiseri arasnda, elikilerin yaanabilecekleri, alabilecekleri
bir etin yol aar. rnek olarak verilen iki kartl ele alalm imdi.
Kaynaklaryla tutarl olmak isteyen bir devrimci eylemin gre-
ceyi etkenlikle benimseme olarak zetlenmesi gerekirdi. nsan kou-
luna ballk olurdu bylece. Yollar konusunda uzlamaz kalr, erek-
leri sz konusu olunca yaklakl benimser ve yaklakln gittike
daha iyi tanmlanmas iin, sze zgrlk tanrd. Ayaklann do-
rulayan u ortak varl srdrrd bylece, zellikle de hukukun s-
rekli olarak dile gelme olanan srdrrd. Adalet ve zgrlk kar-
snda bir davran tanmlar bu. Doal hukuk ya da yurttalk hukuku
bulunmayan toplumda adalet de bulunmaz. Bu hukuk dile getirilme-
yince de hukuk yoktur. Hukukun gecikmeden dile getirilmesi, kurdu-
u adaletin er ge dnyaya geleceinin belirtisidir. Varl fethetmek
iin, kendimizde bulduumuz azck varlktan yola kmamz gere-
kir, onu yoksamak deil. Adalet yerleinceye kadar hukuku sustur-
mak, artk adaletin her zaman iin egemen olup olmadndan sze-
dilemeyeceine gre, onu bir daha konuturmamasya susturmak
olur. Bylece, yeniden, yalnzca sz hakk olanlara, yani gllere b-
raklr adalet. Gllerin datt adalet ve varlk ise, yzyllardan-
beri, "gnlden kopan" diye adlandrlmtr. Adaletin egemen ol-
masn salamak iin zgrl ldrmek, tanrnn aracl olmadan
yarlgama kavramn yeniden diriltmek olur, badndrc bir tep-
kiyle en aa trden bir gizemci rgt yeniden kurmak olur. Ama
adalet gereklemedii zaman bile, zgrlk kar kma gcn sr-
drr ve anlamay kurtarr. Sessiz bir dnyada adalet, yani klele-
tirilmi, dilsiz adalet, yardmlamay yokeder, sonunda adalet olmak-
tan kar. Yirminci yzyl devrimi, lsz fetih erekleriyle, birbirin-
den ayrlmaz olan iki kavram bir nedene dayanmadan ayrd. Salt
zgrlk adaletle alay ediyor. Salt adalet zgrl yoksuyor. Verim-
li olmalar iin, iki kavramn birbirlerinde snrlarn bulmalar gere-
kir. Hibir insan, ayn zamanda adalete uygun da deilse, koulunu
zgr saymaz, ayn zamanda zgr de deilse adalete uygun saymaz.
Hakly, haksz syleme, lmeyi yadsyan bir varlk paras adna
btn varl isteme yeteneinden yoksun bir zgrlk tasarlanamaz.
Bir de, o k farkl olsa bile, zgrl, tarihin biricik lmsz deeri-
ni canlandrma adaleti vardr. nsanlar ancak zgrlk iin gzel l-
mlerdir: Btn btn ldklerine inanmyorlard o zaman.
Ayn uslamlama iddete de uygulanr. Salt iddetsizlik, klelii,
kleliin iddetlerini geri getirir; yntemli iddet de yaayan toplu-
luu, ondan aldmz varl yokeder; birincisi olumsuz, ikincisi ise
olumlu olarak, etken olarak yapar bunu. Verimli olmak iin, iki kav-
ramn da snrlarn bulmalar gerekir, Salt bir deer gibi benimsenen
tarihte, iddet yasallatrlmtr; grece bir tehlikeyi gze alma ola-
rak, bir bildiriim kesilmesidir. Bakaldrm insan iin, geici yol-
dan-sapma niteliini srdrmeli, kanlmaz bir duruma gelmise, her
zaman kiisel bir sorumlulua, dolaysz bir tehlikeye bal olmaldr.
retinin iddeti dzen iinde yer alr; bir anlamda, rahattr. Fhrer-
prinzip ya da tarihsel neden, kendisini kuran dzen ne olursa olsun,
bir nesneler evreni zerinde egemen kalr, bir insanlar evreni zerin-
de deil. Bakaldrm kii ldrme yoluna gittii zaman, bunu an-
cak kendisi de lerek onaylamas gereken bir snr sayd gibi, id-
det de, rnein ayaklanma durumunda, baka bir iddetin karsna
dikilen en son snrdr. Ar adaletsizlik bu sonuncuyu kanlmaz
duruma getirirse de, bakaldrm kii bir reti ya da bir devlet ne-
deni urunda giriilecek bir iddeti nceden yadsr, rnein, her ta-
rihsel bunalm kurumlarla sonulanr. Salt tehlikeye girme olan bu-
nalm zerinde bir etkimiz yoksa da, kurumlar tanmlayabildiimize,
urunda arpacaklarmz seebildiimize, arpmamz onlar y-
nnde gtrebileceimize gre, kurumlar zerinde bir etkimiz vardr.
Gerek bakaldrma eylemi, ancak iddeti snrlayan kurumlar u-
runda raz olur silahlanmaya, iddeti kurala balayanlar iin deil.
Bir devrim, ancak lm cezasnn hemen kaldrlmasn gvenceye
balyorsa urunda lnmeye deer, ne zaman sona erecei bilinme-
yen cezalar uygulamay nceden yadsyorsa, urunda zindanlarda -
rmeye deer. Ayaklanma iddeti bu kurumlar ynnde geliiyorsa,
onun iin gerekten geici olmann tek yoludur bu. Erek salt oldu
mu, yani, tarihsel deyimle, kesin olduuna inanld m, bakalarn
kurban etmeye kadar gtrebilirler ii. Byle olmad m, insan ancak
kendini lme atabilir, ortak onur urunda bir sava iin kendi var-
ln ne srer. Sonu yollar hakl karr m? Olabilir. Ama sonucu
kim hakl karacaktr? Tarihsel dncenin askda brakt bu so-
ruya bakaldrma yant verir: Yollar.
Politikada byle bir tutum ne anlama gelir? Hem etkili midir
bir kez? Hi duralamadan bugn etkili olan biricik tutum olduunu
sylemek gerekir. ki trl etkinlik vardr, tayfunun etkinliiyle z-
suyun etkinlii. Tarihsel saltlk etkin-deildir, etkilidir; iktidar al-
m, elinden brakmamtr. Bir kez iktidar ele geirdi mi biricik ya-
ratc gerei yokeder. Bakaldrmadan gelen uzlamaz ve snrl ey-
lem, bu gerei olduu gibi tutar, onu gittike daha o k yaymaya
alr yalnz. Bu eylemin bir gn yengin kmayaca belli deil.
Yenememek ve lmek tehlikesinde olduu sylenmitir. Ama dev-
rim ya bu tehlikeyi gze alacak ya da ayn horgryle yarglanabile-
cek yeni efendilerin iinden baka bir ey olmadn sylemek zo-
runda kalacaktr. Onurdan ayrlan bir devrim onur alanna giren kay-
naklarna ihanet eder. Ne olursa olsun, ya zdeksel etkinlik ve hilik-
le, ya da tehlike ve yaratmayla snrlanr seimi. Eski devrimciler he-
men bitirmek istiyorlard ilerini, iyimserlikleri de tamd. Ama bu-
gn devrimci anlay bilin ve akgrllk bakmndan byd;
yz elli yllk bir deneyim var ardnda, bunlar zerinde dnebilir,
stelik devrim o bayram havasn da yitirdi. Tek bana btn evre-
ni kapsayan badndrc bir hesap oldu. Her zaman sylemese bile,
evrensel olmadka hibir ey olamayacan biliyor. anslar, bir
yengi durumunda bile, kendisine ancak ykntlar imparatorluunu
sunacak bir savan tehlikeleriyle dengelenmede. O zaman yoksay-
clma bal kalabilir, l ynlar arasnda tarihin son nedenini ci-
simlendirebilir. O zaman, yeryz cehennemlerinin ehresini yeniden
deiterecek olan sessiz mzikten baka, her eyden vazgemek ge-
rekir. Ama devrimci anlay, Avrupa'da, birinci ve sonuncu kez, ken-
di ilkeleri zerinde dnmeye de balayabilir, kendisini yldrya ve
savaa ynelten eyin ne olduunu sorabilir, bylece, bakaldrma-
nn nedenleriyle birlikte, balln da yeniden bulabilir.
L ve LSZLK

Devrimin yolunu armas, insan yaratlndan ayrlmaz gr-


nen, bakaldrmann da ortaya kard u snrn bilinmemesiyle,
dzenli olarak bilinmezlikten gelinmesiyle aklanr her eyden nce.
Yoksayc dnceler bu snra aldrmadklar iin, durmamacasna
hzlanan bir devinime atlr sonunda. Hibir ey durduramaz artk
kendilerini, o zaman tm ykm, snrsz fetihi dorularlar. imdi,
bakaldrma ile yoksayclk zerine bu uzun soruturmann sonun-
da, tarihsel etkenlikten baka snr tanmayan devrimin snrsz kle-
lik anlamna geldiini biliyoruz. Devrimci anlay bu yazgdan kurtul-
mak, canl kalmak istiyorsa, yeniden bakaldrmann kaynaklarna
dalmal, bu kaynaklara bal kalan biricik dnceden, snr dn-
cesinden esinlenmelidir. Bakaldrmann ortaya kard snr, her
eyin ehresini deitiriyorsa, belli bir noktay aan her dnce, her
eylem kendi kendini yadsyorsa, nesnelerin ve insann bir ls var
demektir. Ruhbilimde olduu gibi tarihte de, bakaldrma, derin uyu-
munu arad iin, en lgn genliklere koan, ayar bozuk bir sarka-
tr. Ama bu dzensizlik tam deildir. Bir eksen evresinde olur. Ba-
kaldrma, bir yandan btn insanlara zg bir yaratl sezdirirken,
bir yandan da bu yaratln znde bulunan ly ve snr gn -
na karr.

Bugn her dnce, ister yoksayc, isterse olumlu olsun, baz


baz farknda bile olmadan, nesnelerin bilimce de dorulanan bu l-
sn ortaya karyor. Quanta'lar, bugne kadar grecelik, belirsizlik
bantlar gereini ancak kendi llerimize gre tanmlayabilece-
imiz bir dnyay tanmlyor. 1 Dnyamza yn veren dngiiler
salt bilimsel boyutlar anda dodu. Gerek bilgilerimizse, tam ter-
sine, grece boyutlara izin verir ancak. "Us, geree inanabilmemiz
iin, dndmz son noktasna kadar gtrmeme yeteneimiz-
dir", diyor Lazare Bickel. Yaklak dnce gerei,douran biricik
kaynaktr. 2
zdeksel gler bile, kr yryleri iinde, kendi llerini
ortaya karrlar. Bunun iin, teknii ykmaya kalkmakta bir yarar
yok. krk a geti, bir zanaatlar uygarl d de bo bir d.
Makina bugnk kullanlyla ktdr ancak. Ykmlarn yersek bi-
le, yararlarn kabul etmek zorundayz. Srcsnn gnler, geceler
boyunca kulland kamyon, kendisini btnyle tanyan, sevgiliyle,
etkenlikle kullanan bu srcy alaltmaz. nsana aykr ve gerek l-
szlk i blmndedir. Ama lszlk arttka, bir gn gelir, bir
tek insanca yneltilen ve yz ilem yapan bir makina tek bir nesne
yaratr. Bu insan, farkl bir dzeyde, zanaatlkta tad yaratma g-
cn bir dereceye kadar yeniden bulmu olacaktr. Adsz retici yara-
tcya yaklar o zaman. Sanayi lszlnn hemen bu yola gire-
cei elbette kesin deil. Ama, daha imdiden, ileyiiyle bir l zo-
runluunu kantlyor, bu ly rgtleyecek dnceyi ortaya ka-
ryor. Ne olursa olsun, ya bu snr deerine uyulacak, ya da ada
lszlk, kural ve bar ancak evrensel ykmda bulacak.
Bu l yasas bakaldrma dncesinin btn kartlklarn
da kapsar. Ne gerek tmyle ussaldr, ne de ussal tmyle gerek.
Gerekstcl incelerken grdk, birlik istei her eyin ussal ol-
masn istemez yalnz. Us-dnn atlmamasn da ister. Hibir eyin
anlam bulunmad sylenemez, nk bir yargyla onaylanm bir
deer kesinlenmektedir burada; her eyin bir anlam bulunduu da

(1) Bu konuda Lazare Bickel'in o k gzel ve tuhaf yazsna baklabilir: La


physique c o n f i r m e la philosophie.

(2) Bugnn bilimi devlet yldrclnn ve g eiliminin buyruuna girmekle


kaynaklarna yan iziyor, kendi kazanlarn y o k s u y o r . Cezas da, dkn-
l de, soyut bir dnyada, yalnzca y o k e t m e ya da kleletirme aralar
retmek. A m a , snra ulald zaman, bilim kiisel bakaldrmaya yardm
edecek belki. Bu korkun zorunluk son d n e m e c i belirtecek.
sylenemez, nk her ey szcnn bizim iin anlam yoktur. Us-
d ussal snrlandrr, ussal da lsn verir ona. Ksacas, her ey-
de anlamszlktan koparp almamz gereken bir anlam vardr. Ayn
biimde, varln yalnzca tz dzeyinde varolduu sylenebilir. Var-
olu ya da olu dzeyinde deil de nerde kavrayabiliriz tz? Ama
varln yalnzca varolu olduu da sylenemez. Varlk ancak oluta
denenebilir, varlksz olu hibir ey deildir. Dnya yalnzca bir dur-
muluk deildir; ama yalnzca devinim de deildir. Devinim ve dur-
muluktur. rnein tarihsel eytiim, durmamacasna bilinmeyen bir
deere doru kamaz, ilk deer olan snrn evresinde dner. Olu-
un bulucusu Heraclite bile bu srekli aka bir snr koyuyordu. Bu
snr, lszler iin ldrc olan l tanras Nemesis'le simge-
lendirilmiti. Bakaldrmann ada elikilerini gzden uzak tut-
mak istemeyen dnce, esinini bu tanrada aramal.
Ahlaksal kartlklar da bu arac deer nda aydnlanmaya
balar. Erdem, ktlk ilkesi olmadka gerekten ayrlamaz. Kendi
kendini yadsmadka da gerekle tmyle birleemez. Bakaldrma-
nn aydnla kard deer de yaamn ve tarihin stnde deildir,
tarih ile yaam da onun stnde olmad gibi. Gerekte bu deer,
ancak urunda bir insan cann verdii ya da yaamn kendisine ada-
d zaman bir gereklik kazanr tarihte. Jacobin ve burjuva uygarl-
, deerlerin yaamdan stn olduunu varsayar, biimsel erdemi
bylece tiksindirici bir aldatmaca getirir. Yirminci yzyl devrimi de-
erlerin tarih devinimine kartn buyurur, onun tarihsel nedeni
de yeni bir aldatmacay dorular. Bu dzensizlik karsnda, l bi-
ze her trl ahlak iin bir gerekilik pay gerektiini retir: Ar
erdem ldrcdr. Her gerekilik iin de bir ahlak pay gerektii-
ni retir: Umursamazlk ldrcdr. Bunun iin, insansever sz
kalabal da umursamaz kkrtmacadan daha kkl deildir. Sonra
insan btn btn sulu deildir, tarihi balatmamtr; btn btn
susuz da deildir, tarihi srdrmektedir. Bu snr ap da onun su-
suzluunu kesinleyenler kesin sululuun kudurmuluunda karar
klarlar. Bakaldrma, tam tersine, ll sululuun yoluna getirir
bizi. Biricik, ama yenilmez umudu, son noktada, susuz ldrmeler-
de cisimlenir.
Bu snr zerinde, "Varz" sz elikin olarak bir yenibireyci-
lii tanmlar. Tarih nnde "Varz", tarih de, kendi iinde srmesi
gereken bu "Varz "a sayg gstermelidir. Bakalarna gereksinimim
var, onlarn da bana ve herkese. Her ortak eylem, her toplum bir di-
siplini varsayar, bu yasa olmad m birey dman bir topluluk nn-
de eilen bir yabancdan baka bir ey deildir. Ama toplum ve di-
siplin "Varz" yoksad m ynn arm demektir. Bir anlamda,
ortak onuru tek bama zerimde tayorum, ister kendimde olsun,
ister bakasnda, onun alaltlmasna izin veremem. Ergi deildir bu
bireycilik, her zaman arpma, baz baz da, marur acmann do-
ruunda, esiz bir sevintir.

le dncesi

Byle bir tutumun ada dnyada siyasal bir karlk bulup


bulmadna gelince, geleneksel olarak sendikaclk dediimiz eyle-
mi anabiliriz, stelik bu yalnzca bir rnek. Sendikaclk da etkisiz de-
il mi? Yant basit, bir yzyl iinde, on alt saatlik gnden krk sa-
atlik haftaya gelinceye kadar, ii koulunu olaanst lde de-
itirmi olan eylem sendikaclktr, lkc imparatorluk, sosyalizmi
geriye gtrm, sendikacln balca kazanlarn da ykmtr. Sen-
dikaclk somut temelden, siyasal dzen iin "commune"ne ise eko-
nomik dzen iin o olan meslekten, zerine yapnn kurulaca canl
hcreden yola kyordu, Sezar'c devrimse retiden yola kar, ger-
ei zorla sokar retiye. Sendikaclk da, tpk "commune" gibi,
soyut merkezciliin yoksanmasdr. 1 Yirminci yzyl devrirniyse,
tam tersine, ekonomiye dayandn ileri srer, ama ilkin bir politika,
bir dngdr. Grevi dolaysyla, geree yaplan yldn ve iddet-
ten kanamaz. Savlar ne olursa olsun, gerei ilemek iin, salttan
yola kar. Bakaldrma ise, geree doru srekli bir arpma iin-
de yol almak zere geree dayanr. Birincisi yukardan aa doru

(1) Tolain, gelecein commune'cs: "nsanlar ancak doal topluluklar iinde


kurtulua ererler", der.
tamamlanmaya alr, ikincisi aadan yukarya doru. Bakaldr-
ma, bir romantizm olmak yle dursun, sahici gerekilikten yola
kar. Bir devrim isterse, yaam yararna ister, yaama kar deil.
Bunun iin, her eyden nce en somut gereklere, varl, nesneleri,
insanlarn canl yreini belli eden meslee, kye dayanr. Politika
bu gereklere uymaldr ona gre. Sonra tarihi ileri gtrd, insan-
larn szsn yattrd zaman da, bunu iddetsiz olarak deilse de
yldrsz olarak, en farkl siyasal koullarda yapar. 1
Ama bu rnek grndnden daha da ilerilere gider. Sezar'c
devrim sendikac ve zgrlk anlay yendii gn, devrimci dn-
ce bir kar-arl yitirdi, bundan sonra, dmezlik edemezdi. Bu
kar-arlk, yaam tartan bu anlay, ta Elen'lerden beri, doay
her zaman olula deerlendirmenin o k uzun geleneidir. Alman sos-
yalizminin Franszlarn, spanyollarn, talyanlarn zgrlk dn-
cesiyle savana sahne olan birinci Internationale'in tarihi, Alman l-
kcl ile Akdeniz ruhunun arpmalarnn tarihidir.2 Devlete
kar Commune, salt topluma kar somut toplum^ ussal zorbala
kar dnceli zgrlk, kitlelerin smrgeletirilmesine kar else-
ver bireycilik, ilka dnyasndan beri, Bat tarihini canlandran, l-
ile lszlk arasndaki u uzun karlamay bir kez daha dile
getiren kartlklardr. Bu yzyln derin uzlamazl, Almanlarn ta-
rih dngleri ile bir bakma onun su orta olan Hristiyon poli-
tikas arasnda belirmekten o k , Alman dleri ile Akdeniz gelenei,
lmsz delikanllk iddetleri ile erkek gc, bilgi ve kitaplarla co-
mu zlemle yaam kousunda katlap aydnlanm cesaret, ksaca-
s tarih ile doa arasnda belirir. Ama Alman lkcl bu konuda

(1) Bir tek rnek verelim: Bugn skandinav toplumlar yalnzca siyasal kart-
lklarn yapmack ve lmcl yann gsteriyorlar. En verimli sendikaclk
anayasaca benimsenmi krallkla badayor burada, aa yukar adil bir
toplumu gerekletiriyor. Buna karlk, tarihsel ve ussal devletin ilk ii,
meslek rgtn, commune bamszln bir daha dirilmemesiye ezmek ol-
mutur.

(2) Marx, Engels'e yazd bir mektupta (20 Temmuz 1870) Prusya'nn Fran-
sa'y yenmesini dilerken: "Alman proletaryasnn Fransz proletaryasndan
stnl ayn zamanda bizim kurammzn Proudhon'un kuramndan s-
tnl olur", demektedir.
bir mirasdan baka bir ey deil, tikin tarihsel bir tanr, sonra da
tanrsallatrlm bir tarih adna, doaya kar verilmi, yirmi yz-
yllk bir bou bouna sava onda tamamlanr. Hristiyanlk ancak
Elen dncesinden aldklarn sindirebildiince kazanabilmitir ka-
tolikliini. Ama kilise, Akdeniz mirasn dattktan sonra, doadan
uzaklaarak tarihe ynelmi, benliinde bir snr ykarak zamansal
gc, tarihsel dinamizmi gittike daha o k istemeye balamtr. Gz-
lem ve hayranlk konusu olmaktan kan doa, kendisini deitirme
ereini gden bir eylemin gereci olur sonunda. Yeni alarda, Hris-
tiyanln gerek gcn oluturacak olan araclk kavramlar deil
de bu eilimler ular baarya, Hristiyanl yenmi olurlar by-
lece. Gerekten de, Tanr bu tarihsel dnyadan kovulduktan sonra
Alman lkcl doar, bu lkde eylem kusursuzlama deil, fetih-
tir artk, yani zorbalktr.
Ama tarihsel saltlk, yengileri ne olursa olsun, insan yaratl-
nn yenilmez bir gerekliine arpp durmutur, bu gerekliin gizi
de Akdeniz'dedir, usun kat kla karde olduu Akdeniz'de. Ba-
kaldrm dnceler, yani commune'n ya da devrimci sendikacl-
' n dnceleri, hem Sezar'c sosyalizmin, hem de burjuva yoksayc-
\ lnn suratna haykrp durmulardr bu gereklii. Yetkeci dnce,
savatan yararlanarak, sekin bir bakaldrmlar kitlesinin yok-
ediliiyle, bu zgrlk gelenei bomutur. Ama bu zavall yengi
geicidir, sava srp gidiyor hep. Avrupa bu savata kla karanlk
t arasndayd. Ancak bu savatan kamakla, karanln bastrma-
sna yol amakla alald. Bu dengenin ykl en gzel meyvelerini
veriyor bugn. Araclarmzdan yoksun, doa gzelliinden srgn
olarak, yeniden Tevrat dnyasna geldik, zalim Firavun'larla aman-
sz gkyz arasnda skp kalm durumdayz.
Ortak dknlkte eski gereklilik yeniden doar; tarihe kar
doa yeniden ayaklanr. Hibir eyi horgrmek dncesinde dei-
liz elbette, bir uygarl baka bir uygarln karsnda yceltmek d-
ncesinde de deiliz, yalnzca bugnn dnyasnn daha fazla yoksun
kalamayaca bir dnce bulunduunu sylemek istiyoruz. Rus hal-
knda Avrupa'ya bir zveri gc verecek z var elbette, Amerika'da
da zorunlu bir kurma gc. Ama dnyann genlii hep ayn kylar-
da bulunuyor. Biz, Akdenizliler, rklarn en gururlusunun gzellikten
ve dostluktan yoksun durumda canekitii iren Avrupa'ya atl-
m olarak, hep ayn k iinde yayoruz, ^vrupa gecesinin gbein-
de, gne dncesi, ift yzl uygarlk afan bekliyor. Ama ger-
ek yetkinliin yollarn imdiden aydnlatmakta.
Gerek yetkinlik an nyarglarn, hepsinden nce de en de-
rin ve en mutsuzunu, lszlkten syrlm insann yoksul bir bil-
gelie indirgenmesini isteyenini yarglamaktr, lszln de bir
ermilik olduu dorudur, ama karl Nietzsche'nin lgnl olur-
sa. Ekinimizin sahnesinde, boy, beden gsteren ruh sarholuu, hep
lszlk badnmesi, kendisine bir kez olsun kaplm olann bir
daha acsndan kurtulamayaca olanakszlk lgnl m? Prome-
thee bu demirba kle ya da dava vekili suratn hi tam mdr?
Hayr, korkak ya da kindar ruhlarn rahatl, ihtiyar delikanllarn
bbrlenme dilei iinde kendi lmnden sonra yayor uygarl-
mz. Tanr'yla birlikte eytan da ld, artk hangi yola saptn bile
grmeyen bir soysuz cin kt onun kllerinden. 1950 ylnda, l-
szlk hl bir rahatlk, baz baz da bir baar yolu. l , tam tersi-
ne, salt bir gerilimdir. Glmser hi kukusuz, banazlarmz onu bu
yzden kmserler. Ama tkenmez bir abann doruunda parldar
bu glmseme: Btnleyici bir gtr. Bu cimri suratl, kk Avrupa-
llarn glmseme gleri kalmamsa, umutsuz rpnmalarn ne diye
stnlk rnekleri olarak gstermeye kalkyorlar?
Gerek lszlk lgnl ya lr, ya kendi lsn yaratr.
Kendisi iin bir susuzluk kant yaratmak iin bakalarn ldrtmez.
En son rpnnda, Kalyalev gibi snr bulur, o snrda kurban eder
kendini. l bakaldrmann kart deildir. Bakaldrmadr, l
olan, tarih ve kargaalklar iinde onu dzenleyen, savunan ve yeni-
den yaratan bakaldrmadr. Bu deerin kayna bile, onun ancak
acl olabileceini kantlar bize. Bakaldrmadan domu l, ancak
bakaldrmayla yaanabilir. Srekli olarak beliren, usa dizginlenen
bir deimez uzlamazlktr. Ne olanaksz yenebilir, ne dipsiz uu-
rumu. Onlarla dengelenir. Ne yaparsak yapalm, lszlk insann
yreinde, yalnz kesinde yerini hep koruyacaktr. Hepimiz zin-
danlarmz, cinayetlerimizi, ykmlarmz kendi iimizde tarz.
Ama bunlar yeryzne salvermek deildir grevimiz; ister kendi
iimizde olsunlar, ister bakalarnda, onlarla savamaktr. Bakaldr-
ma, Barres'in szn ettii u o k eski istem, bugn de bu savan
zdr. Biimler anas, gerek yaam kaynadr, tarihin biimsiz ve
takn devinimi iinde hep ayakta tutar bizi.

YOKSAYICILIIN TESNDE

yleyse, insan iin, kendi dzeyi olan orta dzeyde bir eylem
ve bir dnce olasl vardr. Daha ykseklere gz diken her trl
giriim elikin olur. Tarih iinden eriilmez salta, hele onu tarih
iinde yaratmak, olur ey deildir. Politika din deildir, din olmaya
kalkt m engizisyondur. Toplum nasl salt bir deer tanmlayabilir?
Belki herkes herkes iin arar bu salt. Ama toplumla politikann gre-
vi, her kiinin bu ortak aratrma zaman ve zgrl olmas iin
herkesin iini dzenlemektir. Tarih bir din gibi ykseltilemez o zaman.
Uyank bir bakaldrmayla verimli klnmas gereken bir frsattan ba-
^ ka bir ey deildir.
Rene Char, hayranlk verici bir dille: "Yaymn bir ucu harman
saplants, bir ucu tarihe ilgisizlik", diye yazar. Tarihin zaman har-
mann zamanndan dokunmamsa, tarih insann katlmad, geici
, ve acmasz bir glgeden baka bir ey deildir. Kendini bu tarihe veren
' kii hibir eye vermez gerekte, hibir ey de deildir. Ama kendi-
ni yaad zamana, savunduu eve, canllarn ortak onuruna veren
kii, kendini topraa verir, ondan da yeniden tohum veren, yeniden
besleyen harman alr. Ksacas, gereinde tarihe kar da ayaklanma-
sn bilenler ilerletir tarihi. Bu da ayn ozann sz ettii atlmaya ha-
zr durgunluu ve tkenmez gerilimi gerektirir. Ama gerek yaam
bu kopmann, bu sznn gbeindedir. Bu sznn kendisidir, k vol-
kanlar zerinde dnen ruhtur, doruluk lgnldr, lnn yoru-
cu uzlamazldr. Bizim iin bu uzun bakaldrma serveninin en
u noktalarnda nlayan eyler, mutsuzluumuzun son noktasnda
hibir iimize yaramayan iyimserlik szleri deil, denizin yannda
birbirinin ayn olan iki eyin, cesaret ile usun szleridir.
Bugn hibir bilgelik bundan daha fazlasn vereceini ileri sre-
mez. Bakaldrma yorulup bkmadan ktle arpar, bundan sonra
yeni bir hz almak kalr kendisine. nsan kendi benliinde dizginlen-
mesi gereken her eyi dizginleyebilir. Yaratta dzeltilebilecek her
eyi dzeltmesi gerekir. Bundan sonra, ocuklar her zaman haksz
yere leceklerdir, kusursuz toplumda bile. nsan, abalarnn en b-
yyle, dnyann acsn sayca azaltmay dnebilir. Ama adalet-
sizlik de, ac da kalacak, ve ne kadar snrl olurlarsa olsunlar, sarsc
olmaktan kmayacaklardr. Dimitri Karamazof'un "Niin?"i yank-
lanp duracaktr hep; sanat ve bakaldrma ancak son insanla birlikte
lecektir.
nsanlarn kendinden gemi birlik dileklerinde biriktirdikleri
bir ktlk vardr kukusuz. Ama baka bir ktlk de bu dzensiz
devinimin kaynandadr. Bu ktlk karsnda, lm karsnda, ben-
liinin en derinlerinden adalet diye haykrr insan. Tarihsel Hristiyan-
lk ktle bu kar ka yalnzca cennetin, sonra da lmsz ya-
amn inan isteyen mutusuyla karlk vermitir. Ama ac umudu
da, inanc da ypratr; o zaman yalnz, hem de aklamasz kalr. Ac
ekmekten, lmekten bkm ii ynlar tanrsz ynlardr. Bu an-
dan sonra, yerimiz, eski ve yeni bilgilerden uzakta, onlarn yannda-
dr. Tarihsel Hristiyanlk, tarih iinde acs ekilen ktln ve l-
drmenin iyiletirilmesini tarihin tesine atar. ada zdekilik
btn sorulara yant verdiini sanyor. Ama, tarihin ua olarak, ta-
rihsel ldrmenin alann geniletiyor, stelik de, gene inan isteyen
gelecek bir yana braklrsa, dorulamasz brakyor onu. Her iki du-
rumda da beklemek gerekiyor, ama bu srede, susuzun lmesi bir
trl sona ermiyor. ki bin yldanberi, ktlklerin hibiri eksilmedi
dnyadan. Tanrsal olsun, devrimci olsun, hibir peygamber inmedi
gkten. Her trl acya, hatta insanlarn en o k hakedildiini dn-
dkleri aclara bile, bir adaletsizliktir yapp duruyor. Promethee'nin
kendisini ezen gler karsndaki uzun sessizlii hep haykrmakta.
Ama, bu arada, Promethee insanlarn kendi karsna getiklerini,
kendisini alaya aldklarn grd. nsann ktl ile yazg, yldr ile
saymaca arasna skm durumda imdi, kutsala saldr gururuna ka-
plmadan, hl kurtarlabilir olan ldrmeden kurtarmak iin ba-
kaldrma gc kalyor kala kala.

Bakaldrmann hibir zaman bir garip aktan vazgeemeyece-


i anlalyor imdi. Tanr'da da, tarihte de rahata eremeyenler, tpk
kendileri gibi olanlar iin, yaayamayanlar: Alaltlmlar iin yaa-
maya adyorlar kendilerini. Bakaldrmann en ar devinimi Karama-
zof'un yrek paralayc lyla talanr o zaman: Herkes kurtul-
mamsa, bir tek kiinin kurtulmas neye yarar! Bylece, spanya'nn
zindanlarnda katolik tutuklular, ynetimin papazlar bunu baz ha-
pisanelerde zorunlu kldlar diye bugn arapla ekmek yemei yads-
yorlar. Bunlar da, armha gerilmi susuzluun biricik tanklar ola-
rak, adaletsizlikle, baskyla denecek bir kurtuluu istemiyorlar. Bu
lgn yiitlik, bakaldrmann yiitliidir, hi gecikmeden ak gc-
n sunan, hi beklemeden adaletsizlii yadsyan yiitlik. Onuru hi-
bir eyi hesaplamamak, her eyi imdiki yaama, yaayan kardele-
rine datmaktr. Gelecek insanlara byle cmert davranlr. Gelece-
e kar gerek cmertlik, her eyi imdiki zamana vermektir.
Bakaldrma bununla yaamn ta kendisinin devinimi olduu-
nu, yaamaktan vazgemedike onu yoksayamayacan ortaya ko-
yar. En ar l, her seferinde, bir varl ayaa kaldrr, yleyse
ya ak ve verimliliktir, ya hi. Onursuz devrim, soyut bir insan etten
kemikten insana ye tutarak varl yoksayan hesap devrimi ise, a-
^ kn yerini kine veriyor demektir. Bakaldrma cmert kaynaklarn
unutup da kinle kirlendi mi, yaam yoksar, yokedie koar, en so-
nunda, bugn Avrupa'nn btn pazarlarnda, satlmaya hazr bekle-
yen u kk ayaklanmlarn, u kle adaylarnn alayc srsn
/ * ayaa kaldrr. Artk ne bakaldrmadr, ne de devrim, hn ve zorba-
lktr yalnz. O zaman, g ve tarih adna, devrim u ldrc, u l-
sz ark olunca, yeni bir bakaldrma kutsal bir grev olur, l
ve yaam adna. Bu u noktada bulunuyoruz. Bu karanlklarn sonun-
da bir k belirmesi kanlmaz bir ey, imdiden seziyoruz onu, yal-
nz onun varolmas iin savamamz gerekir. Yoksaycln tesinde,
ykntlar arasnda, bir yeniden-douu hazrlyoruz hepimiz. Ama
pek az kimse biliyor bunu.

Bakaldrma, her eyi zeceini ileri sremese bile, imdiden


gs gerebilir. Bu andan sonra, tarihin deviniminin ta kendisi zerin-
de ldar le. Bu yakc korlar evresinde, glgeler bir an rpnr
yalnz, sonra silinip giderler, ve krler, ellerini gz kapaklarna gtre-
rek, bunun tarih olduunu haykrrlar. Avrupa'nn glgelere terkedil-
mi insanlar, k saan, deimez noktaya srt evirdiler. Gelecek
iin bugn, gcn duman iin varlklarn canlln, k saan bir
kent iin d mahallelerin yoksunluunu, bouna bir adanm top-
rak iin gndelik adaleti unutuyorlar. Kiilerin zgrlnden umut-
larn kesiyor, garip bir insan tr zgrlnn dn kuruyorlar;
yalnz balarna lmeyi yadsyor, topluca bir canekimeye lmsz-
lk adn veriyorlar. Varolana, dnyaya ve diri insana inanmyorlar
artk; Avrupa'nn gizi artk yaam sevmemesidir. Avrupa'nn krleri,
ocuka, yaamn bir tek gnn sevmenin yzlerce yllk basky
dorulamak anlamna geleceini sandlar. Bunun iin, sevinci dnya-
dan silmek, onu daha sonraya atmak istediler. Snrlar tanmamak,
ifte varlklarn yadsmak, en sonunda insan-d bir lszle fr-
latt onlar. Yaamn bykln, yadsyarak, kendi kusursuzlukla-
rndan yana attlar zarlarn. Daha iyisini bulamaynca, kendi kendi-
lerini tanrlatrdlar, bylece mutsuzluklar balad: Gzleri oyulmu
bu tanrlarn. Kalyalev, onunla birlikte de yeryzndeki btn karde-
leri, snrsz ldrme gcn benimsemediklerine gre, tanrsall yad-
srlar. Bugn zgn olan biricik kural seer, bize de rnek diye sunar-
lar: Yaamay ve lmeyi renmek, bir de, insan olmak iin, tanr ol-
may yadsmak.
Bylece, dncenin lesinde, bakaldrma ortak savalar, or-
tak yazgy paylamak iin, tanrl yadsr. Ithaka'y, dost topra,
gzpek ve yaln dnceyi, bilen insann cmertliini seeceiz biz.
Ikta, dnya ilk ve son akmz olarak kalr. Kardelerimiz de ayn
gk altnda soluk alyorlar, adalet canl. Bylece yaamamza, lme-
mize yardm eden, bundan byle daha sonray brakmay yadsd-
mz grlmedik sevin doar. Acl yeryz zerinde, yorulmak bil-
mez karamuk otudur bu, ac besindir, denizlerden gelmi bir sert yel-
dir, eski ve yeni afaktr. Onunla, savalar boyunca, bu an ruhu-
nu ve Avrupa'y yeniden kuracaz, Avrupa hibir eyi darda brak-
mayacak. Ne batnn kten sonra on iki yl boyunca en yce bi-
lincinin ve yoksayclmn altst olmu grnts olarak grmeye gi-
decei u hayalet, yani Nietzsche; ne bir yanllk sonucu Highgate
mezarlnn dinsizler blmnde yatan u sevgisiz adalet peygamberi;
ne eylem adamnn u cam tabut iinde yatan, tanrlatrlm mum-
yas; ne de Avrupa'nn usuyla gcnn yoksun bir an gururu nne
att yemler. Hepsi de 1905 kurbanlarnn yannda yaayabilirler,
ama birbirlerinin kusurlarn dzelttiklerini, bir de gne altnda hep-
sini durduran bir snr bulunduunu anlamak kouluyla. Her biri
tekine Tanr olmadn syler; burada romantizm biter. Her birimi-
zin yeniden kendini gstermek, tarih iinde ve tarihe kar, imdiden
elinde bulunan, tarlalarn yalnkat harmann, bu yeryznn ksack
akn fethetmek iin yayn germek zorunda olduu, en sonunda bir
insann doduu bu saatte, a ve onun delikanl kzgnlklarn b-
rakmak gerek. Yay bklyor, aa haykryor. En yksek gerilimin
en son noktasnda dosdoru bir o k frlayacak, oklarn en bklmezi,
en zgr.

You might also like