You are on page 1of 663

Yaar Kemal

YUSUFUK YUSUF
Akasazn Aalar 2
YUSUFUK YUSUF
Akasazn Aalar 2

Yaar Kemal Asl ad Kemal Sadk Gkeli. Van Gl'ne yakn Ernis
(bugn nseli) kynden olan ailesinin Birinci Dnya Sava'ndaki
Rus igali yznden uzun bir g sreci sonunda yerletii Osmani
ye'nin Kadirli ilesine bal Hemite kynde 1926'da dodu. Doum
yl baz biyografilerde 1923 olarak geer.
Ortaokulu son snf rencisiyken terk ettikten sonra rgat katiplii,
rgatbalk, retmen vekillii, ktphane memurluu, traktr sr
cl, eltik tarlalarnda kontrolrlk yapt. 1940'l yllarn balarn
da Pertev Naili Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sol eilimli
sanat ve yazarlada iliki kurdu; 17 yandayken siyasi nedenlerle ilk
tutukluluk deneyimini yaad. 1943'te bir folklor derlernesi olan ilk
kitab Atlar' yaymlad. Askerliini yaptktan sonra 1946'da gittii
stanbul'da Franszlara ait Havagaz irketi'nde gaz kontrol memuru
olarak alt. 1948'de Kadirli'ye dnd, bir sre yine eltik tarlalarn
da kontrolrlk, daha sonra arzuhaleilik yapt. 1950'de Komnizm
propagandas yapt iddiasyla tutukland, Kozan cezaevinde yatt.
1951'de salverildikten sonra stanbul'a gitti, 1951-63 arasnda Cumhu
riyet gazetesinde Yaar Kemal imzas ile fkra ve rportaj yazar olarak
alt. Bu arada 1952'de ilk yk kitabSar Scak'!, 1955'te ise bugne
dek krktan fazla dile evrilen roman nce Memed'i yaymlad. 1962'de
girdii Trkiye i Partisi'nde genel ynetim kurulu yelii, merkez
yrtme kurulu yelii grevlerinde bulundu. Yazlar ve siyasi et
kinlikleri dolaysyla birok kez kovuturmaya urad. 1967'de haf
talk siyasi dergi Ant'n kurucular arasnda yer ald. 1973'te Trkiye
Yazarlar Sendikas'nn kuruluuna katld ve 1974-75 arasnda ilk ge
nel bakanln stlendi. 1988'de kurulan PEN Yazarlar Derne i'nin
de ilk bakan oldu. 1995'te Der Spiegel'deki bir yazs nedeniyle Istan
bul Devlet Gvenlik Mahkemesi'nde yargland, akland. Ayn yl bu
kez Index on Ce nsorship 'teki yazs nedeniyle 1 yl 8 ay hapis cezasna
mahkum ediidiyse de cezas ertelendi.
artc imgelemi, insan ruhunun derinliklerini kavray, anlatm
nn iirselliiyle yalnzca Trk romannn deil dnya edebiyatnn
da nde gelen isimlerinden biri olan Yaar Kemal'in yaptlar kr
k akn dile evrilmitir. Yaar Kemal, Trkiye'de ald ok sayda
dln yan sra yurtdnda aralarnda Uluslararas Cino del Duca
dl, Legion d'Honneur nian Commandeur payesi, Fransz Kltr
Bakanl Commandeur des Arts et des Lettres nian, Premi Interna
cional Catalunya, Fransa Cumhuriyeti tarafndan Legion d'Honneur
Grand Officier rtbesi, Alman Kitaplar Birlii Frankfurt Kitap Fuar
Bar dl'nn de bulunduu yirmiyi akn dl, ikisi yurtdnda
bei Trkiye'de olmak zere, yedi fahri doktorluk payesi ald. En son,
9 Kasm 2013'te Norve Edebiyat ve ifade zgrl Akademisi'nin
(Bjernson Akademi) Norve'in nl milli airi Bjernstjerne Bjernson
adna verdii "Bjernson dl"n ald.
YAARKEMAL

YUSUFUK YUSUF
Akasazn Aalar 2

Roman

om o
Yap Kredi Yaynlar
Yap Kredi Yaynlan- 1979
Edebiyat - 575

Yusufuk Yusuf - Akasazn Aalan 2/ Yaar Kemal

IGtap editrleri: Aya Sezen - Tamer Erdoan


Dzelti: Hatice Tadelen

Kapak tasanm: Yeim Balaban

Bask: Pasifik Ofset


Cihangir Mah. Gvercin Cad. No: 3/1
Baha Merkezi A Blok Haramidere - Avetlar 1 stanbul
Sertifika No: 12027

1. bask: 1975, Cem Yaynevi


1975-2003, Cem Yaynevi, Tekin Yaynevi, Toros Yaynlar, Adam Yaynlan
YKY'de 1. bask: Istanbul, Ocak 2004
7. bask: stanbul, Ocak 2014
. ISBN 978-975-08-0733-2
Takm ISBN 978-975-08-0732-4

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynalk Ticaret ve Sanayi A.., 2013


Sertifika No: 12334
Btn yayn haklar sakldr.
Kaynak gsterilerek tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda
yayncnn yazl izni olmakszn hibir yolla oaltlamaz.

. Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A. ..


Istiklal Caddesi No: 142 Odakule I Merkezi Kat: 3 Beyolu 34430 Istanbul
Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23
http:/ /www.ykykultur.com.tr
. e-posta: ykykultur@ykykultur.com.tr
Internet sat adresi: http://alisveris.yapikredi.com.tr
1

"O iyi insanlar, o gzel atlara bindiler gittiler."


Bir youn ltnn stne belli belirsiz sar yamur ya
yordu. vgnlar oradan oraya vuruyor, ortalarda bir yerde d
nyordu. krdm gibi pembe iek am brtlen kmesinin
yresinde dolanarak. Al at brtlen kmesinin yresinde
ayaklar topraa dizlerine kadar gmlerek, sars gerilip yol
yol olarak ter iinde kalm. Arada bir sert, sarsnda krbalar
aklayarak kouyordu. Koarak, snerek, kpk iinde kalmi
halkalarn byltyordu. Atn boynuyla ba dz olmutu. Ko
an at ilerilere snyordu, kere brtlen kmesinin stn
den karya atlad. kere n ayaklaryla topraa kilendi. Ve
durup, uzun uzun, burun delikleri geni alarak, ban ge
dikip kere kinedi. Kinemesi Anavarza kayalklarnda yan
kland.
Sar yamur incecik, n stne yaan, baka bir k gibi
iniyordu. Yeller, ince yamuru buradan alp hzla az teye d
kveriyordu. Kular boyunlarn ilerine ekmiler, tyleri do
mur domur, dallarda kprtsz duruyordu.
Yamurun iinden mor bir kelebek seli geti. ilerde akar
ayn kysnda bir vgna tutulup, bir hayt alsnn stnde
kasrgaland, hayt als mosmor oldu, tepeden trnaa; bir s
re karmakark i ie uunarak, salkm saak toparlanp da
larak, orada savruldu. Sonra mor toparlak sarnn ltsnda
eridi, dald, usul usul yitti gitti. Al at dizlerine kadar bala
gmlerek kouyor.

7
nce, ak bir toz direi yol boyunca ar ar ilediyordu bat
dan douya. Ak bir bulut ovann stnde duruyor, koyu glge
si dzlkte bir o yana, bir bu yana vuruyordu. Uzun boyunlu,
kanatlarn hi kprdatmadan leylek srleri geiyordu scak
gkten. Glgeleri kavrulmu topraa pul pul derek.
Sonra uzaktan bir yel patlad. Krmz bir bulut ad gk
yzne, gkyzn kaplad krmz bulut. Sabahtan akama
kadar ovann stnde alkand durdu. Glgesi oalarak tek
mil ovay aa, su, kaya, ot, ekin krmzlad.
Uzakta bir konak tutumu yanyordu. Aada l uzan
yordu. nce bir duman rtt l, ince bir rtyle. Kurun sesleri
geldi. Konaktan ocuklar, kadnlar, gen kzlar, delikanllar, yal
aksakal insanlar frlyorlard dar. Dar frlayan yiyordu kuru
nu ve tepenin yamacna seriliyordu. Tepenin yresinde, uzun
etekli, etekleri ak, balan agelli, ellerinde filintalan parlayan
adamlar yanan kona kurunluyorlard durmadan. Konan bir
minare boyu ykselmi yalmlan sabaha kar indi. Tepenin ba
nda, konan yerinde bir kapkara yn kald.Ortalk yank yn,
yank et kokuyordu. Yan yanm atlar kiniyorlard, l gibi, inler
gibi. Tepenin her yamacndan iniltiler geliyordu.
"Hanerleyin inleyenleri, sesleri kesin. Yanm atlar da
vurun."
Ve "Kat," dedi, Ramo. Ve hain, korkak, delirmi. At srd
arkasndan. ndeki kr at snm kouyordu. Evleri amur
dan, amur kubbeler, kyler getiler. Ramo gittike ndekine
yaklayordu. Kasahaya bir at ba arayla girdiler. Ramo iini
ekti. "Bu bir kadn," dedi. "Bilerek, grerek bir kadn ldr
mek yoktur," dedi. inat bir hayvan gibi bu dnce igd
sndeydi. Ateten kaan kadnlar vurmutu. Gene hayvan i
gdsnde dnmedi. Onlarn kadn m erkek mi olduunu
bilemezdim gecede, diyemezdi. Bilerek grerek hanerledikle
rim ya, diyemezdi. Bir de bu kasabann ortasnda olmazd. Yan
yana alana geldiler. Ramo nn ald kadnn. Kadnn kuca
ndaki ocuun gzleri korkudan yuvalarndan frlamt.
yanda gsteriyordu. Omzundaki nazarlk boncuklar kmesi
bir aa, bir yana sallanyordu, mavi, sar, ak... Ramo hanerini
ekti ve ocua saplad.Be kere. Atn doldurdu.

8
"Kimse, kimse, kimse kalmayacak o evden, onlarn zrri
yetinden."
Kadn, ocuunu sk skya tutuyordu. Attan salverdi.
Her yan kana batrnt. lk layd. ocuu getirdi alann
ortasna, tozlu topran stne yatrd. Kann avu avu yz
ne sryor, trnaklanyla yzn crtyordu. l durdu. de
rinden, uzaktan bir ada balad. Kasaballar az bir srede ala
n doldurdular. Kimseden t kmyordu. Ortalarda bir yerler
den kslrn bir at geliyordu, derinden, topran altndan.
Toz direkleri pariayp sndler, pariayp sndler. ok
uzun boylu, ak etekli, ak sakall, beli bklrn ince yal
adam tozlarn iinden kt. Sol yannda uzun, ucu yerde sr
nen bir kl aslyd. Klcn kabzas gnee geldike akyordu.
Bir altn selinde gzleri karnat. Yal, beli bkk adarnn etek
leri tozlan spryordu ve yalnayakt. Sa elinde ii dolu b
yk bir krmz ipek torba tutuyordu. Sakallar, giyitleri, klc,
torbas, elleri, yz toz altnda kalm, yalnz ak dileri ve gz
leri lyordu.
Konan avlusunun kap aralndan ieriye szlverdi,
geldi ortada, tam orta yerde durdu. Ban ar ar kaldrd,
gzlerini konaa dikti, btn gcyle barmaya balad: " Sul
tan, Sultan, Sultan!.. k dar, k dar!.. Bir ben kaldm, bir
ben kaldm. Doksan yandayrn, k dar. k dar da kozu
rnuzu paylaalrn. te sen, ite ben!.. Sultan, Sultan, Emir Sul
tan korkma! Bir can iin saklanma ev kuytularna."
nce erkese syledi, sonra Krte, sonra Sryanice,
Arapa, Errnenice, Lazca. Sonra hi anialmayan diller konu
maya balad.Belki Ararniceydi, belki Asurice, belki branice
Gn tam tepeye dikilrniken, bada kurdu kzgn topra
n stne oturdu. Ar, eski bir destana balad. Glgarn a
ndan kalma. Tanrlardan sz ediyordu. Eski, yal, gr sesiy
le. Kandan, kana bulanm topraktan, gkyznden, akldan,
sulardan, ieklerden, doanlardan, lenlerden, altnlardan, at
lardan, savatan, bartan sz ediyordu. Sesi ykselmeden toz
lu topran stn yalayarak, ar, sinmi ovay dolayordu.
kindiye doru birden ayaa frlad, barmaya balad:
" Dervi Bey, Dervi Bey ver onu bana. Gnder onu bana... Se-

9
nin de konan benim konam gibi olacak. Dervi Bey, Dervi
Bey, Dervi, bu yamda ta ulu lden yryerek geldim. Ver
onu, ver onu bana. Vermezsen onu bana senin de konan be
nim konam gibi olsun. Bir kmr yn olsun. stnde bay
kular tsn. Konam bin yllkt. Senin konan da benim ko
nam gibi olsun."
Topraa diz kt. Uzun kollarn kanat gibi aarak, kanat
gibi yanlarna vurarak alamaya balad. Sakal pslak oldu. Ve
kalkt, kapya geldi, kap kendiliinden ald. Yal adam bir
sevin kasrgas gibi merdivene saldrd. Yalnklc belindeydi,
beli dorulmutu, sakallar glyordu. nne gelen birinci
odaya dald, ondan kt tekine, ondan kt tekine... Her
odada umudu biraz snyor, beli biraz bklyordu. Kapy
aar amaz kalakald. Elindeki klc kalkt, btn hmyla ine
cekken ortalarda bir yerde durakald, dondu kald. yle yatk,
mat, n yitirmi.
Y z solmutu. Kara sakal, kara salar, kalar, byklar,
gzlerinin karas solmutu. Gzbebeklerine kadar buru buru
olmu gzleri, her eyden habersiz, bir lden daha l bak
yorlard. Kr kr, hi can kalmam. Hibir yeri kprdam
yordu. Sonra bir toz, kum dalgas geldi rtt stn. Kl bir
sre daha yle kald. Yal adamn beli bkld. Arkasn dn
d. Sacaklar biribirine dolanyordu. Dizleri titreyerek, bkle
rek merdivenleri indi, avlunun ortasna geldi durdu, kprtsz
yle kalakald. Gne ard, onu kurutuyordu.
Neden sonra kolu kprdad, elindeki kl frlad, avlu du
varnn tesine dt. Kl gittikten sonra gene topraa kt.
ok ar trksn syledi. ok uzak, doan gne kar. Aya
a kalkt trksn mrldanarak, yrd, avlu kapsnn a
znda durdu, ynn konaa dnd, elindeki torbasn yere
koyup ellerini havaya at, dualar okumaya balad, ba gkte.
Sonra sakalm svazlad. Sakal dikilmi, kuru ekin saplar gibi
tr tr krlyor, krlp dalyordu.
Yola dt, torbasn at. Gnn alnnda altnlar krda
yarak parladlar. Yal, kr kr, rm eliyle altnlar tarla
lara serpti. Serpilen altnlar ar k iinde balkyp sndler.
Balkyp sndler. En sonunda krmz torbay frlatt yal kii,

lO
torba gitti bir karaalnn dalna dt, orada asl kald. Yal
adam trksn srdryordu.
Sar yamur yayordu. Kaln, tok. Sars turuncuya dn
erek. Turoneulatka duvar gibi younlaarak.
Turuncu yamurun iinden kt. Avluda durdu. Drt bir
yan yamurun akrtsyla birlikte bir inilti ald. Avlunun orta
snda duruyordu. Atn boynuna doru yumulmu, ba nne
sarkmt. zengisinden topraa oluk gibi kan damlyordu.
ceren vurdu Anavarza kayalklarna. birden kaya
dan aa atlad. Bir ngraklylan yumaklam uyuyordu.
Oluk gibi damlayan kan tozu oyuyordu, derin, karanlk.
Turuncu yamur gittike kararyor turunculayordu. Zille
rini ttrerek arabalar kouyordu ovada. Konan yresinde
kr atllar dnyordu atr atr scakta. Atllar bir an durdular,
kprtsz kaldlar. Sonra birden tfekler patlad. Her yer, konak,
avlu, aalar, kayalklar duman iinde kald. Turuncu yamur
dz, sessiz, younlaarak duvarcana iniyordu.
Atn boynundan aa salnverdi. Gzleri iri, kara, yalm
karasndayd. Sakal gnete yeilleniyordu, abanoz. Kaklleri
alnna dm, tere yapmt, slak. Hemen kotular, yerde,
toza bulanm, kan tozu oyup gllenmi adam aldlar, yukar
tadlar. At orada kald. Sars kanyordu. Yerinden gn,
gece kprdamad.
Konak salland, zangr zangr titredi uzun bir sre, btn
camlar aa indi.
Dalardan, yakn kylerden ak bartl kadnlar atl, ya-
ya, traktrlerle, otomobil, ciplerle yollar tozutarak geliyorlar,
avlu kapsndan girer girmez, birden uzun lklarn, tiz, sal
veriyorlard. Sonra, eski, byk bir kilimin stne serilmi d
ekteki lnn stne atlyorlar, balyorlard ada. Ada
girmek, biraz da kendileri alamak, sylemek, rmak iin ka
dnlar sraya giriyorlard. Ak bartler dalgalanyordu lk
lara uyarak. Sesleri ta uzaklara kadar gidiyor, Anavarza kaya
lklarnda uzun lklar bakalaarak, daha ineelip bouklaa
rak snyordu.
brahim bir ak rtnn altnda upuzun yatyordu. Uyuyor
gibi, telasz. ki elini gsne yatrmlard, parmaklar u uca.

ll
Yz azck sararm, uzamt. Bu uykudaki delikanlnn y
znde lmden baka, lmden te, insan rperten bir eyler
vard. At syleyen kadnlarn bir kereden fazla bakamadklan
yzde ... Glmserneye benzer kprdad kprdayacak bir ey,
korkuya benzer, korkudan te, diken diken, akan, kusan, bula
an, reklenmi, aydnln tm yitirmi, hma uram, gz
leri fal ta gibi alm. Anas babas, hi kimse brahimin kor
kuda donup saydamlam gzlerini kapayamamt. Kapatyor
lar kapatyorlar, l canlymana gzlerini ayordu. En so
nunda korkmu vazgemilerdi gzleri kapamaktan.
Avluya teker teker, uzun aralklarla, tespih tanesi gibi san
damlalar dyor, avlunun kumlarnda derin oyuklar ayor
du. Scak, kocaman, sapsan damlalar. Yukardan inerken iri
damlalar, gkten yere binlerce san yollar iziyorlard.
teki avluda sar, krmz, yeil, mavi traktrlerlu az tesin
de, rtmenin alhnda da Karakz Hatun yatyordu. Elleri ocuk
elleri gibi, kck kalm. l bir bebek eli gibi buru buru.
Yz de l bir bebek yz, kararm, somurtmu. Kn kr,
yz, dudak, gz ka belli deil. Bu yze benzemez, l ocuk
yz, bir mutluluun dehetinde. Onun da banda bir sr ka
dn. Atlan duyulur duyulmaz. Belli bellisiz ranyorlar.
Konan stnde kanatlarn germi aylak kprdama,.
dan yle duruyorlar ge yaptrlm gibi.
Mustafa Bey yatanda kulak kesilmi, usuldan, duyulur
duyulmaz. Belli bellisiz ranyorlar.
Sar yamur pat pat dyor tozlara. Dervi Bey dimdik
geldi, kadn kalabaln yard, lnn baucunda durdu. Eil
di olunun salarn okad. ki damla ya gzlerinden yanakla
nna szld.
"Kaldrn ly," dedi, arkasn dnd uzaklat, avlu ka
psndan darya kt, at bekliyordu, atna bindii gibi ovaya
doludizgin srd.
"Sultan Aa, Emir Sultan,Emir Sultan, ver onu bize Dervi
Bey..."
Boyunlannda kefenleri, ellerinde yalnkllaryla geldiler.
Avlunun ortasna halka oldular. afak att atacak. Gn dodu.
Kefenleri boyunlannda, yalnkllar omuzlarnda alacakaran-

12
ln iinden ktlar. Gn doarken gne kar diz kp niya
za durdular, kllarn nlerine topraa saplayaraktan.
" Emir Sultan, Emir Sultan."
Sylemekten utarur gibi. Szckten dleri koparaktan, du
daklan kprdamaz gibi.
Ortalarna ateler yaktlar. Ate konak boyunca byd.
Karanla oyuldu. Turuncu yamur damlalar geceye, atein
stne iri iri dyor, atete czrdyordu. Kurumu ceren eti
serdiler kaln kzlere. Kzler etiere yapt. ok ackmtlar.
Kurumu etleri gz ap kapayncaya kadar kzlerden kapp
yediler.
Boyuna boyuna yinelenen bir dua tutturdular, sabaha ka
dar sesleri ykselip alalarak srd dua. Gn doarken kirp di
ye seslerini kestiler, topraa diz kp kllarn nlerine akt
lar. kere uzun aralklarla topra ptler. Sar yamur bir
perde gibi konakla aralanna gerildi.
nc gnn sabah konan kapsna saldrdlar, bir an
da kapy atlar. Koca konakta drt dndler, boyunlarnda ak
kefenleri, ellerinde yalnianan parlak kllan. Aramadk oda,
girmedik delik komadlar. Konak bombotu. Hibir canl, bir si
nek, bir ar bile yoktu.
Merdiveni koarak indiler, batan gne diz kp soluksuz,
kesilmeden uzun bir destan sylediler. Kllarn topraktan
ektiklerinde karanlk kavuuyordu, dz ovaya daldlar. Avlu
kurutulmu ceren eti koktu, tuzlu, ktr ktr, gevrek.
Dervi Bey atma atlad. Doan gnn nnde pembe, ke
narlar yldrdayan bir bulut vard. Bir ileri, bir geri gnein
nnde gidip geliyordu. Dldl da apaydnlk bir pembe
deydi. Doruunda salkm saak kck bir bulut dolanyor
du. Dan dibine, ovaya km kalm gece aydnlkta yanan
doruklarda younlayordu; az sonra dalardan aa szle
cekti.
Dnya boalmt. Hava, ot, aa, kular, anlar, ne varsa
dnyada, hibir ey kprdamyordu. Her ey boalmt. Der
vi Bey hibir ey duymuyordu. Ne iyi, ne kt, ne ac, ne tatl
hibir ey duymuyordu. Bedenindeki tekmil kan boalmt.
Y rei bou bouna atyordu. Hep bir eyler unutmu gibiydi.

13
Nereye gitse, ne yapsa unuttuu aklndan kmyordu. Aala
rn dibini, konan odalarn, Anavarzann kadim mezarlklar
n, sular, talar, aa kklerini, al ilerini, ku yuvalarn ar
yor taryor, bir trl aradn bulamyor, atna biniyor, kendini
esen yele doludizgin brakyordu.
Atn ban evirdi birden Akyollu konana srd. Ak
amdan kalm bir gaz lambas alaafakta lgn ipiliyordu. G
zn n ipiledii pencereden uzun bir sre alamad. narn
dibinde duruyordu. Seher yelleri esineeye kadar orada bekledi.
afak skerken atnn ban konana evirdi, yukarya kt
kendini yatana att, gnlerdir, aylardr uyumuyordu. indeki
boluk, unuttuu ey gittike byyordu.
kindi vakti uyand. Alelacele yourt, kzarm tura, pirin
pilav, yeil soan, yemeini yedi, elini azn sabunla ykad.
Kars uzakta durmu hi anlam veremedii kocasnn davra
nlarn kukuyla seyreyliyordu.
Dervi Bey sofada bir utan bir uca gidip geliyor, gidip ge
liyordu.
Akam zor etti. Gn kavuurken koarak merdivenleri in
di, ah hazrd, atlad, doldurdu, geldi narn dibinde, dnk
durduu yerde yrei arparak durdu.Konak karanlkt, bekle
di..Az sonra da o lgn k yand. Dervi Bey tepeden trnaa
bir sevinte rperdi.
Sabaha kadar gzlerini azck olsun ktan ayrmad. ok
dnd. Mustafa Beyi, hallerini, bana gelenleri... Duydukla
r doru muydu acaba?
nc gece narn altnda durmad, onu bir eyler kona
n, lgn titreyen penceresine biraz daha ekti. Bu sefer
suyun kysndaki bir kavan altndayd. Kavan yannda bu
gece atndan indi, soyundu, suya girdi, bir bvette, arada bir
titrek a bakarak yzd. Giyindi, giyinir giyinmez de atna
atlad, konan stne doldurdu. Konan yresinde doludiz
gin dnmeye balad. Dnyor dnyor, gelip kl pencerenin
altnda bir an duruyor, sonra atn gene dolduruyordu.
Dldl dann tepesine k dm, aalarn karanl
younlarken Dervi Bey istemeyerek ar ar atnn ban
kendi konana evirdi.

14
Bir poyraz esiyor, her eyi zyor, bozuyor, solduruyor,
insann iliklerini skyor, bir karanla gmyor, kimse ne ya
pacan bilemiyordu.
nce traktrler gitmiti. Memet Ali artk ilden hi gelmi
yordu. Birok traktr srcs gndermiti, balannda geni,
hasr apkal, eli bastonlu birisiyle birlikte. Srcler traktrle
re bindiler, altrdlar. Bu kadar traktrn hep birden alma
s Mustafa Beyi dnden uyard. Ban pencereye doru kal
drnca nde mavi traktr, krmz, yeil, turuncu traktrlerin
arka arkaya tirkenmi avludan ktklarn grd. Traktrler
uzun bir sra olaraktan yollara dtler, uzun bir toz bulutu
iinde Ceyhan rnana doru inmeye baladlar. Mustafa Bey
doruldu, srtn karyolann demirine dayad, traktrler gzden
raynca, tozlar topraa inineeye kadar arkalanndan bakt.
Sonra batoslar, bierdverler, pulluklar, ktenler, atlar,
inekler, kzler gitti. Avlu bombo kalmt.
Sonra kars, teki ocuklar, yanamalar, adamlar teker
teker braktlar evi. Yannda bir tek Senem Kar kald. "Ben Be
yimi brakmam da brakmam," dedi dayatt.
Memet Ali bir ayda alt gece babasna geldi: "Baba kalk gi
delim. Adanada byk bir apartrnan kat tuttum, scak sulu,
banyolu. Burada kalp da bu canavarn kurunianna kurban ol
maktansa... Baba, baba, baba nolursun... "
Ellerini, yanaklarn pt Mustafa Bey konumad. Memet
Ali ne yaparsa yapsn o dilsiz kesilmi, en kk kprdamyor
du bile.
Memet Ali her seferinde: "Gnah benden gitti," diyor f
keyle, tiksintiyle ondan uzaklayordu.
"Yabanllar, barbarlar."
Kars geldi; kardeleri, btn akrabalar geldiler, Mustafa
Beyin azndan bir tek sz bile alamadlar. Karyolasnn iine
sapsar kprtsz, mat yzyle uzanm yle ta gibi duruyordu.
Memet Ali: "Gelecek," diyordu. "Bizim buradan gittiimizi
duyunca gelecek, bir kurunda onu ldrverecek, o kan iici,
o canavar."
Memet Ali, ona sevdii adamlar yollad. Onlar da kandra
madlar Mustafa Beyi.

15
Memet Ali umudu kesince birtakm katlar getiriyor, ba
basnn elini yorgann altndan alyor, katlara imzasn attr
yordu. Mustafa Bey her imzay attka byk altndan, tepeden
oluna bakyor, gzlerinde bir can akarak glmsyordu.
Btn tepkisi bu kadard.
Bir gn Memet Ali bir yn kat daha getirdi, babas teker
teker imzalamaya balad. Sonra birden, yayma baslmasna
sert doruldu, sesi bir lk, bir bart, bir gmbrt gibi kt
ve Memet Ali rperdi.
"te bu olmaz! Ne bu kona, ne bu evi, ne bu hy, ne
de mezarl satarm. Kasabadaki kona da, portakal bahesini
de satmam."
Elindeki katlar hmla kar duvara savurdu.
"Sana bankadaki paramdan da bir kuru veremem. Ania
dn m?"
Memet Ali yalvarmaya balad: "Baba, fabrika kuracam,
baba acente aacam, baba banka kuracaz... ok ok paraya
ihtiyacm var baba. Burda kalrsam beni ldrr o canavar,
len olunun yerine...Baba, baba, baba ldrme beni."
Memet Ali birka ay daha geceleri iftlie geldi gitti. Mus
tafa Bey ona bir tek szck bile sylemedi, yzne bile bakma
d onun.
Dervi Beyin al ah ld. Bu iyi geldi ona. Unuttuu belki
buydu. Belki bir lmd. Sevdii atn lmyd. Atma ok ac
d. Sonra bir at daha ld. Taviasndaki atlar teker teker on be
gn iinde lverdiler. Yakn kylerin atlar da lyorlard. u
kurova atianna bu yl kran girdi. ok kyde at soyu tkenmiti.
"Baytar geldi, DerviBey," dediler.
"Gelsin," dedi Dervi Bey. Her zaman atlarn lmne in
san lmleri kadar acrd.
"Gemi olsun Bey," dedi gen, ince bykl, uzun sal
baytar.
"Sa olasn, ho geldin Baytar Efendi. Nedir bu i?"
"At vebas," dedi baytar. "Btn leleri ilalamalyz ki
mikrop dalmasn, kalanlar kurtaralm."
Anavarzann, Hemite dann, Gavur dalannn, Binboa
lann, Aladalarn, Dldl dann le kokusu alan tekmil kar-

16
tallar, akbabalar, aylaklar, doanlar, karakular ukurova
ya inmiler, ukurova gn doldurmulard. Geni ukuro
va gne serpilmi geni kanatl kular, yer yer, bek bek yu
karlarda dnyorlar, sonra da hep birden delicesine topraa sa
lyorlard. Ve inen kartaHar bir daha kanatlarn ap kalkam
yorlard. ilal, al eti koparp bir iki yutkunduktan sonra ka
natlar yanlarna dveriyor, sonra deli bir dngde kanatlar,
ayaklar, balar biribirine kararak dnyorlar, lk la
rpnyor, sonra olduklar yere dp kalyorlard.
Kartal lleri ovaya tarlalarca serildi, at llerinin yanna.
Sonra kurt, akal, tilki lleri grld onlarn yanlarnda. Ve
ukurova gnde bir tek kartal gzkmez oldu, bir tek kara
ku, bir tek doan... Bir kurt, bir tek tilki... Atlarla birlikte, kar
taHar, aylaklar, karakular da gittiler. Kurtlar, tilkiler, srtlanlar,
akaHar da...
"KartaHar da," dedi DerviBey. "O iyi insanlar, o gzel atla
ra... KartaHar da, kartaHar da... Bir ulu karanln, bir ykmn
iindeyiz Mustafa," dedi DerviBey. " Ne yapmal, ne yapmal?"
Bir eylerin rdnn, koktuunun, bittiinin, eksiidi
inin farkndayd. Dervi Beyin iindeki boluk gnler getike
oalyor, aztyordu.
Ve eskiden Hemite kayalklarnda, Anavarza kalesinde, To
rosta sryle kartaHar olurdu. Gkyz bir kartaHar oyunuy
du. Geni, kara, bakr kzltsnda kanatlar gkyzn rterdi.
Ve akaHar, krmz kuyruklarn savurarak dolaan tilkiler, bir
grnp yiten hzl kurtlar, ovay batan baa srayarak dola
an srleri, ovann her bir kesinden uzun, kesik kesik sesleri
gelen turalar... ukurovay ovalktan kardlar. Yaknda bir
kuru toprak kalacak, bir de bombo gkyz. Ne ot, ne iek,
ne al, ne aa, ne kurt ku, ne brt bcek...
Bir grlt, uultuyla uyand, pencereye kotu. oluk o
cuk bir kyl kalabal yola dmler, bir toz bulutu iinde
Anavarzadan bu yana geliyorlard. Kalabalk geldi geldi, ekir
geler gibi avlu duvarna svanp bu yana geti. Avlunun iine
dolutular ve sustular. Avlu kalabal alnyordu, st steydi
ler. Sonra hep birden rmaya baladlar. " Emir Sultan, Emir
Sultan, Emir Sultan."

17
Ellerinde kanl giyitler, malahlar, etekler, gmlekler,
ageller vard, hep ak, kana batm km.
Sonra kalabalk kapy zorlad. ndeki adam bir klla h
nerler gsteriyor, yalnklc boazndan aa sokuyor klc e
ker ekmez de azndan yalmlar fkryordu. Hnerini gste
ren kii rlplakt.
Dervi Bey korku iindeydi. Birden silahlar patlad, st s
te makinal tfekler ortal tanyordu. Konan stnden kire
mitleri yalayarak alt tane jet geti. Jetler geerken tekmil kala
balk yere yapt. Jetler gidiyorlar, geliyorlar, yeri kona sars
yorlard. Jetler oyunu, gn kulua kadar, jetin birisi gidip
Anavarza kayalklanna arpncaya kadar srd. Jet dnce
kalabalk birden yok oldu. Ne oldular, nereye gittiler kimsecik
ler bilemedi. Jet Anavarza kayalklannda yalmlar saarak yan
yor, aralklarla patlyordu.
Urfadan tane at geldi. nn de donu ald. nn de
aln aktma sakar, nn de n sa aya sekildi. Kuyruklar,
yeleleri kuzgun karasyd. Dervi Bey uzun bir sre atlar biri
birinden ayrt edemedi.
Bugn ok korkuyor, ii eziliyordu. akn, yerinde duramaz
bir haldeydi. Ne yapacan da bilmiyordu. Gnn kavumasn
bekliyordu. Gn kavuunca ne olacakt, onu da bilmiyordu.
Gn batarken ahna bindi. Atn stnde ylece durdu kald.
Varamad, ulaamad, ne olduunu bilemedii bir d iin
deydi.
Su sallanyordu. Suyun altnda kalabaln alm gzleri
donmu sallanyordu. Toprak kabarp kabarp iniyordu. Derin
bir solukta. ekirgeler geliyordu aadan, lden bulut bulut,
kapkara, gnei rterek, tarlalara bir konuyor, kalktklarnda en
byk yeillik, ot, iek, ekin yaprak kalmyordu. Kapkara, ku
rumu bir toprak.
Poyraz ekirge bulutlarn oradan oraya savuruyordu. Poy
raz delicesine esiyor aalar deviriyor, damlar uuruyor, uzun
otlar kklerinden skyordu.
Gece yarya doru her ey duruldu. Dervi Beyin karn
ackmt, mutfaa kotu, peynir ekmekle karnn doyurdu. Ko
arak aa indi, atma bindi, aykr bir yoldan srd. Her eyin

18
bittiini biliyor, u dnyann ortasnda yapayalnzln ta y
reinin banda duyuyor, Mustafa Beyin dt durumlan az
ok aniayabiliyordu ama, korku onda bir alkanlkt. Bir an
korkmamak, korkuyu unutmak, onun iin ekilmez bir boluk
ve ekilmez, dayanlmaz bir acyd.
narn dibine geldi. Orada, gecenin ortasnda akar ayn
kysnda, suyun altsn dinleyerek, atnn stnde durdu.
Kuruyor kuruyor, bir yerlerden bir kurunun geleceini d
nyor, buna kendisini inandryor, yrei kt kt atarak bekli
yor. Sonra umudu zlnce birden bir boluun deliliine d
yor, atn Mustafa Beyin konana dolduruyor, konan yre
sinde delicesine, pencereden kurunlar bekleyerek, korkarak
dnyordu. Bu da para etmeyince yorgun bitkin evine dn
yor kendini yatana atyor, yatanda saatlarca dnp duru-
'
yordu.
" Sultan Aa, Sultan Aa, Emir Sultan."
Sakal kvrckt, kapkara. Gzlerinde yenilginin, doyma
mln onulmaz hzn olan... Uzun boylu, Arap atarna ben
zeyen ve Arap atlar gibi yryen.
Sevin iinde, mutluluk iinde tepeden trnaa gnendi
Dervi Bey. Kars onu uzun sredir hi byle grmemiti. lk
olarak, ok uzaklarda kalm sevinli bir ehvetle sevdi karsn.
Ayn dolgunluk, sevin, sevgiyle, solmadan, tkenneden kar
syla sabaha kadar yatt. ocuklarn okad, scak, dost davran
d herkese. Neredeyse, kendisini tutmasa ellerini rpa rpa
zplayacakt. Kars onun bu hallerini bilirdi, yeni evlendikleri
zaman ona byle sevin, coku, bitmez tkenmez, solmaz, hep
ayn tazelikte srp giden bir sevdayla, ehvetle gelir, yattka
tkeneceine, dolar, cokusu, sevinci artar oalr, birlikte etin,
cokunun, sevincin, ehvetin iinde erir, yiter giderlerdi.
O sevinle atna atlad, MustafaBeyin konana srd. Yol
da, "bu i bitsin, bitsin bu i," diyordu durmadan. Mustafa Be
yin konann avlusuna gelince atndan indi, dizgini bir kaza
takp tabancasn ekti, ar ar merdivenleri yukar kmaya
balad. Merdivenin bana durmu Senem onu grnce dili
boazna akt, konumak iin rpnd, konuamad. Dervi Bey
merdivenleri kp sofaya ayak basncadr ki Senemin dili al-

19
d: "ldrme onu," dedi. "Yazk, hep yatakta. Ne yiyor, ne ii
yor. Hi kalkmyor. Onu braktlar. Herkes onu brakt kurban
olduum Beyim, bir de onu sen ldrme."
Dervi Bey uzun sofay, fesleenlerin, kadife ieklerinin
yanndan geerek, fesleenlerin scak, ar kokusunu koklaya
rak, Mustafa Beyin odasna yrd. Eli tabancann tetiinde,
korkulu, kendini koliayarak kapy at. Mustafa Bey yatanda
uyuyor gibiydi. Belki o girdiinde gzleri akt da, grnce ka
patverdi. Dervi Beye yle geldi.
stnde iekli mavi bir yorgan vard. Elleri sararm, uza
m, cann yitirmi, yan yana, oraya yorgann stne ylecene
dm duruyorlard. Elierin tam ucunda da menevilenen na
gant tabanca, bir yn prl prl merminin stndeydi.
Dervi Beyin elleri titredi. Elindeki tabanca tam Mustafa
Beyin alnnn ortasna dnkt. ki kan arasna.
Mustafa Beyin yz uzamt. Yz yeile alan soluk bir
renk almt, donuk. Kaln krklar btn aln rtyordu. Ka
lar, kirpikleri dmt. Kede sedefli bir ekmece duruyor
du, bir tahta masann stnde, yer yer kurt yemi, dklm
sedeflerinde birka kuun uutuu belli olan. Duvarda, sarar
m bir sr ereveleri krk, kararm fotoraf aslyd. Hep
korkuyla bakan. Yiitliklerini byklarnn sert sivri ularna
toplam, kalar atk.
Yerde kirli, yrtlm bir T rkmen kilimi seriliydi. Kilimin
stn sigara klleri rtmt. Masann stndeki traktr las
tii biimindeki kauuk kllk izmaritten dolmu tam, iz
maritler tm masann stn kaplamt. Uzadka uzam, bi
raz da ttn zifirinden sapsar kesilmi parmaklarnn trnakla
r apak kire gibiydi. Dervi Bey, ite ancak llerin tmaklar
byle uzar, diye dnd. nce insann tmaklar, sonra elleri
lr, dedi kendi kendine. Bu adam lm. Tabaneal eli kendili
inden yanna dt. Salland, ayakta duramad, vard kede
ki eski, ortasndaki gl kabartmasnn yars krlm ceviz san
dalyaya oturdu. Gzlerini Mustafa Beyin yznden bir trl
alamyordu.
leye kadar gzlerini krpmadan Mustafa Beyin yz
ne bakt. Mustafa Bey derin derin soluk alyor, arada bir de

20
eli tabancasna gidiyor, kendiliinden mermiler tabancann
topuna giriyor, kyorlard. Ve Dervi Bey, kurunlar her ta
bancaya girdike ayaa frlyor, tabancasn bir kere olsun
gzlerini amam olan Mustafa Beye eviriyor, namluyu tam
alnnn ortasna tutuyordu. Sonra bir de bakyordu ki taban
cann topu hzla dnm ve mermiler yorgann stne dk
lvermi.
l eller tabaneay alp merrnileri doldurup boalthka di
riliyor, sonra yorulup yorgann stne dnce lyordu.
Senem kapdan arada bir ban uzatp uzatp geri ekiyor
du. Dervi Bey oturmu, dizlerini bititirmi, sa elinde taban
eas ve parma tetikte, gzleri kocaman kocaman alm,
MustafaBeye aknlkla, acmayla bakyor.
Odada pencere vard, nden de ieriye bol gne giri
yordu. Gneydeki pencerelerden gelen g,ne oktandr Musta
fa Beyin yatann stndeydi. Mustafa Bey epeydir terliyordu.
Alnnda, ellerinde, boynunda, uzam, l sakallarnda ter do
mur domurdu.
Dervi Bey birden ayaa frlad, son bir kere ter iinde
kalm adama bakt, sonra hemen ban evirdi, sarho gibi
yalpalayarak merdivene vard, dizleri bklerek nneye ba
lad.
l terliyordu.
Atn binektana ekti. Binektanda bile uzun uzun ura
arak ancak ata binebildi. Ba uyumutu. Hibir ey dn
myor, duymuyordu.
ok scak vard.
narn dibine kadar at ald onu gtrd. narn dibine
gelince at kendiliinden durdu. Dervi Bey kendiliinden attan
indi akarsuya gitti, izmeleriyle suya girdi, yzn ykad, ku
rulamadan gene zorlukla atma bindi. Bu sefer kendi, bilerek, is
teyerek, gene atn ban Mustafa Beyin konana evirdi. Ta
bancas sa elindeydi ve parma tetikteydi.
Sar yamur usuldan yamaya balad. Sessiz, soluksuz,
hrtsz. Yamyor gibi. Iktan perdeler gibi sapsar, gittike
younlap turoneulaarak Karanlklap, btn arlyla
ovann stne km.

21
"O iyi insanlar, o gzel atlara bindiler ekip gittiler. Kartal
lar da, kartaUar da...
"

iliklerine kadar slanm, gece karanlnda Mustafa Beyin


avlusunun ortasnda dimdik durarak... Eskimi trkler, atlar
bir uuldama iinde kulaklarnda yanklanarak Elinde taban
eas ve parma tetikte.
"O iyi insanlar... KartaUar da ...
"

22
2

"Alna skn kurunu, atma," diye bard. Y z uzam,


gzleri ukura kam, avurdu avurduna gemiti.
Be tfek be yerden patlad, bei de al ata dedi.
"Durun," dedi, aynaya bakarken uzam yz. Aynada y
zne bakyor, acyordu kendisine, ylmlna, braklmlna,
tkenmiliine. Aynay yere frlatt. Uzun bacaklarn geni ge
ni aarak yerde debelenen ata doru kotu. Yamur balad,
debelenen atla arasna bir karanlk gerildi. akrtlarla uulda
d. Uzak gkte st ste imek akyor gk grlyordu. Ortalk
iyice zifiri karanla kesti. Karanlkta drt dnerken grtlana
kadar batakla dt. Bataklk onu derine derine ekiyordu,
soluklanarak, salam, brakmaz. Su, amur tam onu yutacak
ken yamur durdu, karanlk kesildi, birden apaydnlk bir gn
at. Bataklktan dar frlayverdi, giyitleri kurumu. Al at da
ha lmemi az tede debelenerek can ekiiyordu. Hemen atn
yanna kotu. teki, atn az uzanda, bana gelen ynde top
raa diz km, namaz klar gibi a.lnn topraa dedirip de
dirip kaldryordu. Vard banda durdu, teki boyuna durma
dan alnn topraa koyuyor doruluyordu. Birden ban kald
rnca onu grd, grr grmez de ynn Akasaza dnd al
d yatrd. Beriki olduu yerde can ekien ahn yannda kala
kald. Neden sonra kendisine gelip arkasndan kotu ama, teki
uzaklam gitmiti.
O anda atllar yetiti. Geni bir halka oldular kaann yre
sinde. Kementler attlar. Her attklar kement adamn boynuna

23
geiyordu. Boynuna her kement getike, kement sktka ada
mn aln damarlar parmak parmak iiyor, gzleri yumruk gibi
kanlanm dar prtlyordu.
Atllar, boynu kementliyi bir o yana, bir bu yana ekiyor,
yere dnce kendilerine doru srklyorlard. izmeleri
ayandan kt, ceketi yrtlp syrld, dili dar kt. Artk ip
leri gevetince ayaa kalkamyor, orada, dili darda soluyup
duruyordu.
Kayalar aknaya balad yukarlardan, dan yamalarn
dan. Kocamr-n kayalar stlerine stlerine gmbrtyle geliyor
du. Atllar adam orada brakp katlar, uzaa ekilip durdular.
Yatm adamn yanndan yresinden kayalklar akyordu. Ko
arak gitti, akan kayalklarn arasndan adama vard, onu kal
drd srtna ald, koarak akan ta selinin iinden geerek kt
tepeden ald getirdi.
" Seni ldrtmem," dedi utkuyla. " Seni ldrecek olsaydm
imdiye kadar yz kez ldrrdm. Sana lmek yok, sana ek
mek var. Acktn m, susadn m, yaran m var?"
Oraya bir sofra kuruldu. Kzarm tura etleri, pilavlar, yo
urt, bal, asma yapra sarmas. ..
" Ye," dedi. " Ye doyasya da glen. Seninle daha iimiz
var."
Adam oturdu sofrann bana, parmaklarn yalayarak sof
ray sildi sprd.
" imdi gel."
Boazna kl bir rme takt. Ellerini eke eke ardna bala
d, o nde teki arkada yrdler, konaa geldiler. Konan al
tndaki penceresiz odaya tekmeyle koydu adam. Kapy st
ne kilitledi. Bu oda adam iin hazrlanmt. Hava szacak en
kk bir delik bile yoktu. Odadan keskin, burun direklerini
kran bir koku geliyordu.
" Sen lene kadar bu odada kalacaksn. Bu oda senin meza
rn olacak. Bakalm ka gn dayanacaksn."
Karanlk odada adam bir lee girmi gibi bir kede kald.
kinci gn sabah geldi: " Nasl?" Sevinli bir sesle sordu,. " Da
yanabiliyor musun? Yemein iyi' mi?"
Yemei gnlerce bekletilmi, kurtlanm, kokmu stle

24
kurtlu etti. Orada koskocaman bir kp stle, irni kocaman
koyun lei yatyordu.
ierden hibir ses gelmedi.
" ldn m kafir? lrnezsin, lrnezsin."
Bir hafta sonra duyulur duyulmaz bir inilti geldi kulana.
Kapy at, kapy arnasyla sendelernesi bir oldu. Duvar ol
masayd, ierden dar vuran kokunun arl onu yere arpa
cakt. Karanla kotu, yerdekini ald, koarak darya frlad.
Adam sryerek nar aacnn glgesine gtrd. Adam bir
insann iki misli irniti. Giyitleri ikinlikten paralanrnt.
Hemen soydu. rlplak, irni adarnn stne durmadan ko
va kova su dkt.
Adam gittike canlanyordu. ki kere gzlerini at.
"Bu en iyisi, kafir, bu en iyisi. Havaszlk cezas... Bu en
iyisi."
Ellerini uzun uzun sabunla ykad. Adam dinledi, duru
yor, uzun aralarla derinden soluk alyordu.
Karanlk bast. Karanl iniltiler, lklar ald. Karanlk
uzun srd. Karanln iinden zincir akrtlar geliyordu. Tok,
karanla arpa arpa...
Ortalk alnca kafiri ayakta grd. Boynunda, kollarnda,
belinde, ayak bileklerinde ar dikenli zincirler. Sevinle stne
atld, boynundaki laleden tuttu srkledi, krk cam dolu bir
byk ukura.
"Yr," diye bard. Kafir yrrnedi. " Al," dedi, uurum
dan aa krk cam dolu ukurun iine itti. Kafir kprdadka
cam krkiarna grnlyordu. Btn bedeni liyrne liyrne, kan
fkryor, kafir debelendike cam krkiarna grnlyor. G
mld gmld, ba kald. Ba kan iinde kald. Kan camla
rn stnde kpklendi. Cam krkiarna keskin klar dt,
klarn ortasnda her ey, ba, cam krklar bir karnada, k
arlnda yitti gitti.
Elini uzatyordu.Konurnuyor salt elini uzatrn yle duru
yor, grtlana kadar gmld arnur onu ekiyordu. enesi,
dudaklar, burnu, derken ba gmld, eli darda, ele sarld,
ekti kard.
Sevincinden ne yapacan bilemedi.

25
" Vay kafir."
Tabancasn alnna dayad. Parma tetikte. Souk demir.
Terledi. Sel gibi ter akyor plak bedeninden. Bedeni kuruyor,
atr atr. Sararyor beden, sonra yeil oluyor. Yeilden sarya,
sardan mora gidip geliyor.Bir gn akama kadar alnnda nam
lu. Sonra rrak diye devriliyor. Cansz.
Kocaman, be yz mumluk ampuller yand. On tane, on
be, yirmi, yz tane be yz mumluk ampul... Gir ieriye, gir.
Scak m, gir. Kebap olacaksn, gir ieriye. Birden gzleri kr ol
du ktan. Elleri gzlerinde, kendi yresinde dnyor, dn
yor, durmadan dnyor. Dndke hzlanyor. Ba ellerinde
sallanyor, bir saa, bir sola yatyor. Bir saa bir sola. ak diye
yere dyor. Bir yank et kokusu geliyor ierden, klar, du
varlar, ampuller, koku biribirine karm ttyor.
Ik zlyor, karanlk gibi, duvar gibi alan n orta-
snda.
akr akr kaynayan pnar.
" kafir i, sen bana gereksin."
Dalda bir sere, vr vr, o daldan teki dala atlyor. Pen-

cerenin solunda bir dii sere olacak, ona dolanyor.


Kurunlar tabaneaya doluyor, trrrrr... diye hemen yeniden
boalyor.
" Soyun unu, soyun... Soyun arkadalar. Ka volt? ldr
mez ya... Balayn hayalarna, balayn arasna. Verin ceryan,
titresin. Gene yank et kokusu ... Zplyor. Bedeni kipkrmz ke
silmi. Titresin. Kulaklarna verin ceryan, diline, gzlerine. Tit
resin titresin."
Masmavi, uzakta aydnlk, ykanm ald gkyz. uku
rova azna kadar iekle dolmu. Bucaklardan, kuytulardan
tura sesleri geliyor. Ekinler sararm, biiliyor. Traktrler, kam
yonlar, bierdverler, batoslar, orak makinalar, benzin kokusu
doldurmu ovay.
Boynu uzam rgatlar talk bir yamata, parmaklarnda
tahta ellikleri ekin biiyorlar, scaktan terleyerek. Bir fabrika a
lyor Adanada yalmlar iinde. inde yzlerce kii, yaa bat
m. Scak ta gibi ar, soluk aldrmaz, km. Benzin kokula
r ukurlara, derelere sinmi birikmi.

26
" Gel bakalm geeel, geeel karde kafir geeel... Seni bekli
yordum."
Kafir bu sefer gafil avlanmh. Hi mi h beklemiyordu
byle bir karlamay.
Sert, gmbr gmbr sesle: " Soyun."
Hemen soyundu.
Eline bir teneke benzin ald: " Gel buraya! mel uraya,
nme.Hemen."
Kafir melince bir teneke benzini bandan aa boca
etti, hemen de o anda kibriti akt, kafiri tututurdu. Tutu
mu kafir balad komaya. yle bir kouyordu ki arkasndan
kurun ulaamaz. Yalm yalm yanarak, bararak, yalmlar
kopup savrularak kafir kendisini batakla att. Batt kt,
batt kt. Batakln yz yalm olup yanmaya balad. Ba
taklk buradan Anavarzann dibine kadar yalma kesti. Batak
ln amuru, suyu benzin oldu, yanyor. "Kurtar," diye bir
ses geldi batakln dibinden. Aydnlk suyun dibi yanyor,
kafir kmre kesmi ufaldka ufalyordu. Hayas da dimdik
dikilmi, ucunda bir yalm, yle dimdik, kabarm damarl,
yle duruyordu.
Sabahat Hatun, Sabahat Hatun. rlplak... Haytlarn
arasnda... Bacaklarn germi, am, arkas st uzanm, ka
barm, imi dudaklar. Bekliyor. Srt geni, esmer, kll. ..
Usul usul SabahatHatuna yaklayor. ri gzleri, uzun parmak
lar, kara kvrck sakallar, gvdede, gbekte, kalalarda, me
melerde.
Suyun altnda duruyor. Az alp alp kapanyor, karaya
vurmu balk gibi.
Birden suyun yzne frlad, karaya dt, gene yanmaya
balad. Kalkt, akarsuya doru var gcyle yalmlar saarak,
kurumu otlar, ekinleri tututurarak komaya balad. Akarsu
yalm akyordu. Oradan geriye dnd, kendisini tozlarn iine
att, tozlarn iinde belendi bir utan bir uca giderek.
Yank bedeni iti.
" Dur!"
Memet Ali! Memet Ali kumlarn iinde debeleniyordu. Bu
yze dnnce kafir, teki yze dnnce Memet Ali oluyordu.

27
Aya zengiye taklm, ba toprakta, delirmi at allar
dan, kayalklardan, hendeklerden, dikenlerden sabahtan aka
ma kadar srkleyerek. rlplak, yalnz zengiye takl sol
ayanda rugan kunduras, yeil erkek orab duruyor. Yz
belirsiz.Kana, toza, amura bulanm.
Traktr yryor. Memet Alinin yz. stnden kocaman
kocaman tekerlekler geiyor. Dililer, dililerin yalar arasn
da Memet Alinin ba ezilip un ufak oluyor, para para dk
lyor.
" Git Memet Ali, giiit!"
Fesleenin yanna oturmu, ceviz iskemlenin stne, kurt
yemi. Arkalndaki kabartma oyma gln yars krlp d
m. Diree yapp umut olmu, bekliyor.
Hele Yemene Yemene, hele Yemene... Ak sakal esen yelden
uarak, plak baldrlar seirerek, gerilip kaslarak, dne dne,
dne dne... Batakln kaln, yar amur suyunda yiterek, ar
kasnda, suyun yznde hi yitmeyecekmi gibi ar dalgala
nan halkalar brakarak...
" Gel kafir!"
Elini tuttu, elini tutar tutmaz kolunu kkten kopard. Elin
de saliaya saliaya dolat akama kadar. Sonra fkesinden ata
yp yere uzand boylu boyunca... Kanl kol yanna, az teye
dt. Daha kanyordu.
3

Tellah getirdiler hapishane avlusuna, kayann dibine attlar


gittiler. Kck, st ba kan amur iindeki adam, orada na
sl braktilarsa yle, kvnlm kalakald.
Avlu frdolay koularla evrilmiti. Koularn kaplar
akt ve ierden buulu ekimsi bir ter kokusu, slak, yapk
geliyordu. Ar koku, kaplardan pencerelerden avluya tayor,
bir tortu gibi hapishanenin avlusuna kyordu.
Az sonra, hi yoktan, nerden geldii belirsiz bir yamur
dklmeye balad. Mahpuslar kaplarn azlarna ylmlar,
avlunun ortasnda mor kaya parasnn altna kvnlm k
ck insan seyreyliyorlar, hi konumuyorlard. Telialn karart
s kayann dibinde bir ku ls mahzunluundayd. Yamur
gittike hzlanyordu. Tellal hi mi hi kprdamyordu. Kapla
rn azndaki mahpuslar da kprdamyorlard.
Bir ku srs sadan bir vgnla geldi, hzla, avluya, Tel
Ialn yanna iner gibi yapt, sonra birden bir sr ok gibi hava
landlar. Yamur balarken ortalk gittike karanyordu, bir sre
sonra ortalk aydnland. Yamurun arkas kland. Yamur
yavalad. Kayann dibi, Telialn kvrld yer su altnda kald,
yer yer glekler aynaland.
Uso yanura yrd. Eildi. Telialn elini elleri arasna al
d. El scakt. Uso hapislere, " Gelin lo," diye bard. " Gelin he
Ic lo." Hapisler hep birden kaplardan avluya bir grltyle
tntlar, geldiler kayann yresine yltlar.
Uso: "Bu lememi lo," dedi.

29
Cin Hasan eildi, ak ban kvnlm, bir avu kalm ada
mn gsne dayad, bir sre ban bunun gsnn scanda
tuttu. Dizleri amur iinde kalm, doruldu, halkalanm, dur
madan binbirleriyle konuan mahpuslann yzlerine teker te
ker bakt. Mahpuslar sustular, beklediler.
Cin Hasan: " lmemi," dedi. " Yrei motor gibi iliyor
Tellal kardein."
Zincirleri ard. Boynunda, kollannda...
"Bu fkaray niye byle zincirlemiler, yedi kat zincire sar
mlar, Zalolu Rstem gibi?"
" Tellal o zincirleri krar," diye sylendi arkadan birisi. "K-
rar da un ufak eder."
" Zincir malkurnun ssdr, andr," dedi baka birisi.
Hep birden gldler.
Uso Tellah kaldrd, kucaklad, en utaki koua gtrd.
"Bu lr," dedi Cin Hasan. " Yaamaz Kurtboa bunu bu
hale soksunlar diye ok para yedirmi candarmalara."
Tellal kere gzlerini at kapad.
Mahpuslar sevindiler.
" lmeyecek..." On, on be kii birden konutu.
Tellal sayklamaya balad: "Ben ldrdm," diyordu, uzun,
yeil, kana bulanm ban, pslak oradan oraya atarak. " Musta
fay, kardam ben ldrdm. Sebebi? Sebe... bii... Sylemeee
em... Ben ldrdm. ls rsnn stnde... ls, ls
kresinin iinde... Kzlerin ortasnda... ls deirmenin aba
rasnda..."
Uso: " Ferhat, ay yap," dedi.
Ferhat: "Hazr aam Uso," dedi.
" Vay sen sa olasn," diye glmsedi Uso. "Bu yklas
ukurovada senin stne kimse youmu oul Ferho, Ferho
lo."
Teliala ay iirdiler, kocaman, ar elleriyle sallanan ban
tutarak. Tellal gzlerini kere daha at kapad.
nc bardakta Tellal ban eremeke tutabildL Drdnc
bardakta glmsedi, sonra gzlerini at kocaman kocaman,
aknlk iinde, yresine, nerdeyim, ne oluyor, bana ne yapt
lar dereesine bakt. Baktka gzleri byyor, aknl artyor-

30
du. Sonra gzleri vard tedeki ak sakall adamn stnde dur
du. ivilenmi gibi, adamn yzne saplandlar.
"Ben ldrdm, ben ldrdm," diye bard Tellal, var
gcn toplayp yerinden frlayp, kouun toprak tabanna
boylu boyunca serilerek. inleyerek. "Ben ldrdm." Dudakla
r kprtsn yitirinceye kadar.
Zincir sesleri geliyordu geceden. Yamur tprtianna kar
arak. Gkler ok uzaklarda grlyordu. Uzak dalarn tesin
de, dalar saliayarak Telialn ayaklarn tuzlu suya soktular,
salarn, bedenini sildiler. Kamburu yarlmt, ilaladlar. Ye
mek verdiler. Krk gnlk am gibi saldrd, elleri ayaklar,
kamburu, btn gvdesiyle yemekleri smrd.
Bir ay kadar ateler iinde yand Tellal. Gittike de kl
d. Kimse zincirlerini karmay, doktora gtrmeyi akl etmi
yordu. Tellal kan iiyordu.Btn mahpuslar hapishane mdr
lne bavurdular, aldran yoktu. Tellal zayfladka zayflad,
bir deri bir kemik kald. Yz gittike uzuyor, klyor, ince
liyor, gzleri ukura kayor, prtlyordu. Ak dileri de gittike
uzuyordu. Dudaklar ineelip morlamt. Bir tuhaf ak, sol
gun, aka alan bir morluk
kere Telialn kars geldi, hapishaneye, Tellah ona gs
termediler. Yiyecek, meyve, sigara, biraz da para gnderdi ieri.
"Her pazartesi geleceim," dedi gitti.
Tellal topallyor, sa eli tutmuyordu.
Deirmenin abarasnn alt kaynyordu. Ate dyordu
top top aldayan suyun yzne.
"Ben ldrdm onu. Gene de ldreceim. Bir daha, bir
daha, bin kere de ldreceim onu. yi olacam. yi."
Hapishanenin avlusuna her yamur yanda frlyordu
Tellal. Ar zincirler kollarnda, ayak bileklerinde... Boynunda
Jale, koarak, deli bir oyun tutturarak, bir kz yn yresinde
dner gibi dnerek, srlsklam oluncaya kadar, kayann dibine,
yar baygn dneeye kadar: "Ben ldrdm, ben!"
Gece gz gz grmyordu. Akarsuyu geti. Su durma
dan, sert, bandan yukar akyordu. Kovalayan adam biliyor
du. Ya da adamlar. ndekini ok iyi, ok iyi biliyordu. Eli er
ke hanerlisini...

31
" Suyu getim," dedi Tellal. " Az daha bouluyordum Uso
karda. Hanerinin ucundan kan damlyordu. Belki de damla
myordu. Belki de ben korkmuum. Ben nereye kaarm,
adam arkamdayken, deirmenin abarasnn altna, akldan
ucuna. akldak dnyordu. Burada da buldular beni. Sular de
li gibi kpryor, akldak dnyordu. Ben oradan katm. Ta
bancam ektim, onu bana Dervi Bey vermiti, stlerine yedi el
kurun sktm, de yere dt, ben de katm."
" Sonra?" dedi Uso. " Sonra Tellal karda? Syle lo!"
" Demirci benim kardeimdi."
"Bilirem lo."
"Onlar beni ldrecekti. Yedi kurun sktm, yere dtler."
"Bilirem lo."
" Sonra hep yamur yad. Her yer su altnda kald. Suyun
kysndaki ok evleri sel ald gtrd."
"Bilirem lo."
"Ben ldrdm, ben ldrdm Demirciyi.Ben, ben, ben..."
Usonun ak dileri lad. Konumad. Sadece ok gld.
Uzun.
Tellal yere tkrd, onun yanndan hzla uzaklat.
Pembe, scak, kz gibi bir toz sard ortal. Boucu. Her
yere iledi. Ulu, akan suyun yz kaymak balad. Saman toz
lar, kaymak balam suyun yznden ar ar, gn nda
balkyarak aktlar.
Hapishaneyi zincir akrtlar ald. " Gene Tellal kudurdu,"
dediler.
Cin Hasan tuttu yakasndan. " Duuur orada. Olduun yer-
de. Dur! Dur. CinHasan dur! Bak, ben ldrdm Demirciyi."
Cin Hasan glmedi.
"Ben ldrdm."
CinHasan hi konumad.
"Ben ldrdm, diyorum sana, ben..."
O gn akama kadar hapishaneyi adam adam dolat. Bir
kiiyi yakalyor, omzundan tutup adam kendine doru eiyor:
"Bak arkada," diyordu, " ben ldrdm Demirciyi. Demirci
benim kardeimdi. Bunu dnya alem biliyor. Neden mi ldr
dm? te orasn sylemem."

32
Ve o adamdan ayrlyor, tekini tutuyordu.
" Sen, sen, sen kardeini ldrdn m? Ben ldrdm ite."
" Seni asacaklar," dedi Cin Hasan. "Ben kanunu ok iyi bili-
rim. Kanun seni asacak."
" Asacak," dedi Tellal. "Biliyorum asacak.Ben ldrdm."
Demirci dkkan yanyordu. nar da yaktlar. nar saba
ha kadar kasabann ortasnda yand. Sabahleyin rlplakt.
Kapkara, yanm, kavlam, yle dimdik, rlplak...
"Keki ldrmeseydin."
" ldrdm," dedi Tellal. Zincirlerini akrdatt, ar. Zin
cirleri paslanmt. Tellal duvarn dibine incir aacnn glgesi
ne oturdu, zincirlerini pariatmaya balad. Her sabah, kaplar
alr almaz koutan darya frlyor, incirin altna belini du
vara dayayp oturuyor, ar ar zincirlerini ova ova pariatyor
du, dardan getirttii trl parlatclarla... Ve demirler yar ya
rya lamaya balamt. Ve nedense mahkumlar zincirini par
latan adama ok kzyorlard.
Bir gn Uso fkeyle onun karsna geti: " Yalanc," diye
bard. " Yalanc! Sen de mi adamsn."
Uso acd, gerisini getiremedi.
Sonra baka mahkumlar skn etti. Geliyorlar baucuna
dikiliyorlar:
" Yalanc!" diye barp gidiyorlard. Tellal aldrmyor, zin
cirlerini pariatmay hibir ey olmam gibi srdryordu.
Bir sabah yamur balad. Tellal, koutan yamurla birlik
te kt, saan altna snd, zincirlerini pariatmaya balad.
Tekmil mahpuslar koularn kapsna kp ona bakmaya ba
ladlar. Gerekten, Telialn zincirleri bir pariarnt ki, gz ka
matryordu. Birden Cin Hasan frlad, durgun, hibir ey ol
mam gibi glmseyerek:
"Bana bak Tellal," dedi, " sen bir yalancsn. Demirciyi sen
ldrmedin, onu Kurtboa ldrd. Bunu btn dnya alem
biliyor."
Hi beklenmedik bir ey oldu, Tellal birden, yerinden
kurun gibi kt, ar zincirleriyle, Cin Hasann boazna sa
rld, sarlmasyla Cin Hasann yere dmesi bir oldu. Yeti
meseler, yetiip de Cin Hasan onun elinden almasalar, adam

33
bomu gitmiti. Parmaklar mengene gibi Hasann boazn
skyor, Hasan grtlandan kesik kesik lm sesleri kar
yordu.
Bu olaydan sonra Teliala kimse bir daha, Demirciyi sen
drmedin, diyemedi. Artk o da kimseye ben Demirciyi ldr
dm demiyor, incir aacnn altnda zincirlerini parlatyor, zin
cirin parlak halkalarnda, gittike uzam yzn, bym
gzlerini kck, bir ar ba kadar gryor, ar kadar k
ck yzn halkalarda seryretmeye doyamyordu. Bir gn zin
cirlerini karacaklar diye de d kopuyordu.
Arlarn da boynu uzar. Srtlar tyl olur, diken diken, bal
rengi ltda, kara, krmz, mor, bal rengi halkal karnlarnn
berisinde. Saydam kanatlar damar damar, rlm, ince, titre
yen, usuldan vzlayan. Boylar gittike uzayan, uzadka gz
leri frlak, prtlemi, byyen.
Tellal bir boncuklu ar tuttu, on be gn karpuz kabuklar
n duvarn dibine koyarak, pusuda bekleyerek, gerilmi bir
yay gibi arnn konduu kabuun stne atlayarak, atlarken .
zincirlerinin akrtsn ta ardan duyduklarn bilerek, bun
dan dolay da yrei kabarp konurlanaraktan, arnn utuu,
kabuun ellerinde kald acsna dayanaraktan... Ary tuttu
sonunda, karnnda mavi, ok parlak halka vard. Karanl
n, ince tylerin iinde yanardner. Alta doru kpkrmz k
ck bir halka daha sarmt karn. Kanatlar da maviydi, ge
ni. Ular yuvarlanm, mor yaldzl. Srt tyleri mor yaldz
dand. Gzleri tutulduundan bu yana byyor, yldz yldz
kvlcmlanyordu.
Tellal, elini sokup iirmi ary, parlak halkaya yaklatrd,
kendi sureti gibi arnn suretini orada gremedi. Sabahtan aka
ma kadar alt, parlak, ayna gibi halkalardan ary gremedi.
Hep kendi suretini gryordu. Prtlek gzlerini, aknlk,
utan, korku iindeki gzlerini.
Boncuklu ary brakt, ar vard mor kayadan km bir
yaban ieini dalna kondu. Baarsz Tellal halkalarda sureti
ni gremedii ary brakamad. Kayann stne oturup yakn
dan ary izlemeye balad. Ar ilk anlar kprtsz duruyordu.
Kanatlar dmdz, yatay almt. Arada bir, aa sarkyor,

34
sonra doruluyordu. Birden dikilip vzldamaya balad kanat
lar.Birden de durdular. Sonra sk sk vzldayp, sk sk durma
ya baladlar. Sonra da uzun bir sre kanatlar vzltda uundu
lar. Bir sre sonra, uuntu ar ar dindi. An ban, n ayakla
ryla svazlyordu, bedeninin her bir yan durmu. ri, binbir
rengin kvlcmlanmasnda balkyarak, gzlerini, srtn svazl
yordu. Arada duruyor, dnyor kuruyor, dinleniyor gibi.
Ayaklar bal rengi altn tylerin arasnda yumuaka doland.
Gzlerini okad, usulca, bir ileri bir geri giderek. Ban saa
sola, ne arkaya evirir gihi.
Hi durmadan, usanmadan, gzlerini, ban, srtn, ge
rilmi, inceden, belli belirsiz, bir k titremesinde gibi kanat
la rn svazlyordu. Tellal ban arkaya dndrd. Mahkum
la r ona korkuyla, azck da hasetle, bir tuhaf bir yarata ba
kar gibi bakyorlard. Geri dnnce ary gremedi, uup git
mi, dedi iinden, yrei yeyniyip bir sevince keserek. Bu se
vinle halkalara saldrd, bir trk mnidanarak pariatmaya
balad.
Sadullah, eilip bzlerek: " Mdr Bey," dedi, " hapisha
nede kan kacak bu mendebur kamburun yznden. unun
/'.incirlerini aln elinden."
"Kime ne zarar var onun zincirinin? Tellal zincirini vermi
yor. Bana ok yalvard, zincirlerimi alma diye."
"Kan kacak," dedi Sadullah, havaya, toprak damn he
l'.l'nlerine bakarken, iki elini gbeinin stne kavuturmu.
"isyan kacak ierde."
"Kime ne zarar var onun zincirlerinin?"
" Acyorlar ona mahkumlar."
Mdr ayaa frlad: " Sus Sadullah, sus yalan syleme."
" ekemiyorlar zincirlerini."
" Sus Sadullah."
" ldrecekler Tellah zincirleri yznden."
" ldrsnler," dedi Mdr. "Bir zincir iin ben Dervi Be
y i kramam. Tellal zincirini ona sylemi. Haydi git Sadullah,
sen akl banda adamsn, haydi git de ieriyi yattr. Ne ister
ler, zavall, stelik de katil olmadan, hibir suu olmadan yatan
zavall bir adamdan."

35
Saduliah: "Peki, sen bilirsin Bey," dedi, koua dnd.
nnden geerken, Teliala okkal, cierine ileyen bir laf at
maktan da kendini alamad.
Ve mahkumlar sabahlardan akamiara kadar Telialn zin
cirlerini, arlanm konuuyor, tartyor, bakaca ileriye gitrnek
istemiyor, olay karmaktan utamyor, ekimi havay burun de
liklerine fkeyle ekerek, Teliala aldrrnaz gzkyor, kurnara
oturuyor, ya da biribirleriyle dvyorlard.
Telial pnl prl zincirlerin stnde arplm, bir an ba gi
bi gzleri prtlerni bakyordu. Yannda, yeni dklm byk
bir aynamn stnde kanatlan zedelenmi yzlerce an yryp
duruyorlard. Renk renk klar oalaraktan.

36
4

ndeki kaplumbaa ok yal, dii bir kaplumbaayd. Sr


h sykallam, arnm, bitiikleri yosunlamh. Kemiin yum
rulmu yerleri san, parlakt. Ba sertleip ptrlemi kaplum
baa ar ar batakla doru mor ieklerin arasndan ilerli
yordu. Az sonra san, top top am uzun nergis tarlasna gire
cekti. Kaplumbaann burnu imdiden buulam youn koku
yu alyor, kokuyu aldka da bedeni tattan, ehvetten geriliyor,
scan ortasnda, ban dikmi, yreye bakmyor, dii kokusu
nu evreye sam gelecek erkei bekliyordu. alnn dibinden
gen bir erkek kt. Hzl, koar gibi yryordu. ki kaplumba
a tam nergisliin snrnda karlatlar.Koklarnadlar, bir s
re orda, snrda, nergislerin kokusu iinde kar . karya kald
lar. Yal dii yrd, gen erkek arkada kald, bylece nergisli
e art arda daldlar. Kaplumbaalardan sert bir tkrt geldi. Bu
hkrty uzak btn kaplumbaalar duydular. Arkadaki gen
kaplumbaa durmadan nndekine vuruyordu. Az sonra tm
nergislik tkrdamaya balad, tede heride sada solda kap
lumbaalar iftleiyorlard. Gen kaplumbaa zorlukla diinin
stne kt ve birletiler ve scak bir tatta eridiler. Yorgun, yey
nilmi, anadan yeni domu gibi arnm, daha az cokuyla
nergislikte tkrtlarn srdrdler. Kocaman kara uzun bir y
lan serilmit yollarnn stne, tkrnlarn kesip onun bo ya
nndan usullack karya getiler. Epeyce uzaklatktan sonradr
ki ancak yeniden tkrtilarna balayabildiler.
tede pembe balkUar ince hacaklar stnde yaylanyor-

37
lar, kalkacaklarm gibi ediyor, sonra vazgeiyorlard. Bir oklu
kirpi srs uzun, krl oklarn dikmiler savrulurcasna ora
dan kayyorlard. Uzun kuyruklu tilkiler bkln kuytulukla
rna snmlar krmz gzleri fldr fldr gecenin olmasn
bekliyorlard. Renk renk, binbir cvltda kular batakln s
tnde oradan oraya avarak gidip geliyorlard. teden, ky
dan, Anavarzann oralardan kadnlarn lklar, atlar geli
yordu. nlerinde daha yeni stmadan lm on ocuk ls
yatyordu, verimli, yeilden patlam topraa uzatlm. Batak
lk bir hayhuy iindeydi. Kyamet gnn yayordu. Kurdu
kuu, brt bcei biribirine karmt.Bir boz ylann aznda
kocaman bir yeil kurbaa, yar yarya yutulmu, arka hacakla
r durmadan havay dven, lme kar direnen.
Gn kavuurken uultular balad. Batakln stn, ky
larn sivrisinek bulutlar rtt. nsanlar, hayvanlar, yabanllar
ve eveiller korkuyla kuytuluklara sndlar. Batakln ortasn
da yalmlar patlad. Kurbaalarn sesleri, akallarn paylamala
r, sinekierin uultusu biribirine karm gecenin sszlnda
bir tuhaf dev sesine dnmt. Bataklk uzun aralarla solukla
nyor, kylar; Anavarza kayalklar derinden sarslyordu. Yer
yer de kaynyordu. Kyda, kaymak balayp kurumu bir top
ra da ince trtlarla filizler yaryordu. Durmadan byyen,
oalan ince trtlar...
Kabakolu Mahir Bey duruyordu orada, doann ortasn
da, yalnzln ve en zenginliin iinde, dnya kaynarken,
d koparak... tede, ayn altnda, kanallar amaya gelmi dev
makinalar saydam kta daha byrken, glgeleri Anavarza
nn kayalklar stne daha da byyerek uzanmken...
Kyller saldryorlard drt bir yandan, herkes tarlasnn
bitiiindeki bataklktan kk kanallar aarak, s yerleri top
rakla doldurarak toprak kazanma savandayd. Bir hummayd
toprak kazanma hrs. Herkes bir yanndan batakla saldryor,
Savrunun kurumu yatana sazlktan yzlerce kk kanal,
hendek, ark iniyor, batakln suyu durmadan boalyor, ky
larda milli topraklar brakyordu. Kylarda tarlalar olan kyl
lerin topraklar gn getike geniliyordu. imdiden kyller
den bir ksm bycek iftlik sahipleri olmulard bile.

38
Ve otomobilinin iinde, ay nn altnda, kanal amaya
gelmi makinalarn az tesinde, aznan makinalar gznde bi
imsiz eski zaman devleri gibi heybetleerek Kabakolu Ma
hir orada durmu dnyordu. Ba, beyni, dileri, trnaklar,
ayaklar, gzleriyle, altndaki otomobilin demirleri, tekerlekleri,
motoroyla birlikte dnyordu. Delicesine areler arayarak,
bularak, sonradan vazgeerek, btn gemileri yaklarak, ya
kanlar ona ktlk yaptn bilmeden, dncesinde yanm
gemilerin yannda aresizliinde dvnerek.
Kurtboa, gerdan sarkm, dimdik durmu, omuzlar geril
mi, gs hep ilerde, Osmanl zabiti hayranlnda, konuma
sn tane tane srdrm.
" Gelmeli," dedi, " gelmeli. Hkmet bu batakl kurutma
l. Stmadan bu ovada hi insan kalmayacak. Kkmz kuruya
cak bu Akasaz be yl daha byle srerse."
Muallim Rstem Bey: "Kkmz," dedi sustu. Sonra ban
ar ar kaldrd, Kurtbaaya bakt. " Sizin ocukluunuzu anlat
tlar bana," dedi. " Tyler rpertici. Dokuz kardeiniz stmadan
lm, bir tek siz kalmsnzHac KurtboaBey, bir tek siz."
RstemBeyin gzleri ya iindeydi.
Hac Kurtboa gerildi, tespihli sa elini dizine koydu. Sol
elinde ucunda sigaras yanan iri, dolgun kehribar azln
tutuyordu, bir grlt gibi, derinden i ekerek, sonra patla
d: " Aaah ah," dedi, " aaah! Hi sorma beni Muallim Bey, hi
sorma."
Sonra indi, snd, prsd, iyice kld Kurtboa. Bu
nun farknda olsayd kendini toparlard.
Sleyman Aslansoypene kesin konutu: "Bu bataklk ya
knda kurutulacaktr. Hele mademki kardeimiz, z bir yareni
miz Kurtboaolu ulu soylu HacBeyefendi biraderimize bunca
ktlk ettiyse." Ayaa kalkt bard: "Bu bataklk ldrle
cektir. Bu bataklkta Hac Beyefendi Kurtboaolu kardeimizin
arasna kan girmitir, kan! Biz z bir, can bir yoldaysak Hac
Beyefendi Kurtboaolu kardeimizin, ona elini srmeden biz
bu batakl kurutup ona varacaz, serilmi ala topra, gl gibi
am ona gsterip, dmanyn mr bu kadar olsun Kurtbo
aoluHac demeliyiz. Dostlukta, kardalkta bu yazar."

39
"Bu yazar," dedi Ala Temir put gibi dimdik, kprdamadan,
ylece durmu. "Bize de bu yakr. Arkadamz Kurtboaylan
arasnda dmanl olan bu canavan ldrmek bizim boynu
muzun borcudur."
"Borcudur," diye ayaa frlad Zalmolu. Uzun boyu yay
gibi eilmiti. Yaz k kara bir kaput giyiyordu, yakas krkl.
Cafer zpolat susuyordu.Kabakolu da susuyordu.
Cafer zpolat, bataklk kuruyunca byk gelirinden ola
cakt, artk kyllere sazlar, ev yapmalar iin satamayacakt.
Mahir Kabakolu da susuyordu. Akasaz kylanndan bir
tarla ele geirememiti. Ya da die dokunur, bataklktan istedii
kadar toprak katacak bir tarlay ele geirememiti.
Kasahada youn bir hava estiriliyordu batakln kurumas
stne. Sleyman Sami gene ortala dm veryansn edi
yordu:
" ldrdler," diyordu. "Herkesi, yediden yetmie, tekmil
ukurovay yediden yetmie ldrdler.Hac Kurtboann do
kuz kardeini yemi bu sinekler. Ylda da ovadan iki bin, bin
ocuk, be bin de byk gtryor bu bataklk.Bu bataklk ku
ruyacak. Hem de derakap. Her sinei bir alc ku gibi. Kemik
lenmi sinekler ki, sinek derim sana. Hkmet derhal makina
lar gnderecek, bir kanal, tamam...Bir kanal, o kadar..."
Cafer zpolatla Mahir Kabakolu el altndan batakln
kurumasn engellemeye alyorlar, ama ne fayda, bir kere al
m yrm batakl kurutma dncesi. Her kyl, kasaba
l, nne gelen Ankaraya tel stne tel ekiyor. Aalar da, bata
Ala Temir, kylleri, kasaballar, retmenleri kkrtyorlar.
Bulut bulut gelen, gndz bile insana dur durak vermeyen siv
risinekler de bu havaya en byk yardmc oluyor. Aalar bir
kurul kurarak Sleyman Sami bakanlnda Adanaya, Valiye
gnderdiler. Sleyman Sami, Valiye ktnda tam tehizatt.
Bir sivrisinek uzmanyd sanki. Sinekierin bataklkta nasl re
diklerini, yaadklarn, oaldklarn biliyordu. Bir de koca
man, her biri bir ar gibi, sivrisinek aznan sinekler yakalatm
kyllere, bir tpe doldurmulard.
Sleyman Sami arbalyd, lacivert giysisi son modayd,
bedenine uymutu. izgili kravat Paristendi, buday baa-

40
ndan bir altn ineyle tutturulmutu. ukurovay timsalli
yordu.
Ar ar ilerledi Valiye doru, oturmadan sinek dolu tp
Valinin masasna koydu. Vali ona ve arkasndan ieriye girenle
re yer gsterdi.
" ldk," dedi Sleyman Sami. " Vali Bey biz yllardr l
yz. Hac Kurtboay bilirsiniz, byk iadamlarmzdan ve
byk reticilerimizdendir. te onun dokuz kardeini sinekler
yemi ldrmler. Btn ova da krlyor stmadan, ocuklar,
hele o sabiler, o ocuklar sapr sapr dklyorlar. O kadar ok
lyoruz ki her yaz ovada, kalanmz lenimize mezar kazma
ya yetiemiyor. O kadar ok lyoruz, o kadar."
O konutuka, tekiler ba sanyorlard, onu onaylyor
lard.
"Batakl kurutmak ok kolay... ki kilometrelik bir ka
nal, o kadar. Birka ayda boalverir. Birka byk kazc maki
na. Allah millete devlete zeval vermesin, ben o makinalardan
ok grdm."
" Ne diyorsunuz," dedi Vali.
" ok grdm," diye cotu Sleyman Sami. " ok var,"
" Yaa," dedi Vali.
"Biz lyoruz toptan," diye yeniden balad Sleyman Sa
mi, abucak. "Bizi kurtarn Valimiz. Hem ulusumuz bu kadar
da toprak kazanr. imdi ne ie yaryor ki bataklk, deil mi?"
" Yaramyor," dedi Vali elindeki sar uzun kalemin ucunu
byna dedirerek Yz saryd, uzundu, gz altlar sarkm,
kocaman masasnn banda kck duruyor, kurnaz gzleri
yuvalarnda kanl dnyordu.
" Canavar gibi her birisi, milyonlarca geliyorlar. Ne cibinlik
dayanyor, ne elbise. Bakn unlara Vali Bey..." Ayaa kalkt, ii
sinek dolu tp Valinin elinin yanna, sar kalemin ucuna ka
dar srd. "Her bir hortumlan haner gibi ... Hem de Msri kl
gibi. Saplyorlar. Sapiayp insann cierini deliyorlar. ldr
yorlar, ldryorlar vatanmzn insanlarn." nsanlarn der
ken sesi gcklad, bouldu, birden de hkrmaya balad.
Hem alyor, hem de: " Aaah sahipsiz vatanmz," diyordu.
" Aaah, kimsesiz... Kafkas dalannn souunda dondurduu-

41
muz, Arabistan lnn kumianna gmdmz, Rus bozkr
larnda harcadmz, imdi de sivrisineklere yem eylediimiz,
aaah, kimsesiz, sahipsiz insanlarmz."
Vali zntl: "Sayn Sleyman Sami Bey," dedi. "Sayn
kardeimiz."
Sleyman Saminin hkrklar birden kesildi, boynu Valiye
doru uzam, yle kalakald, pr dikkat.
"Hkmetimiz kck bir batakl kurotacak gtedir."
"Kck deil, kk deil," diye hasta, ylgn bir sesle
iniedi Sleyman Sami.
"Byk olsa da T rkiye Cumhuriyeti Hkmetimiz bir ba
takl kurotacak gtedir. Sizin gibi vatansever bir ahsiyeti
yakndan tanm bulunduumdan ok memnunum. Siz vatan
sever kiiler..."
"Bu vatann halini dndke benim yreimden kan gi
der. Ben Trkym Vali Bey," dedi Sleyman Sami. "Biz T rk
ler hep kan alanz."
"Teekkr ederim," dedi Vali ayaa kalkarak. "Yaknda bu
ulu batakl teftie geliyorum."
Valiyle birlikte Sleyman Sami, tekiler de hemen ayaa
frlamlard. Hep bir azdan: "Bamz gzmz stne Vali
Bey," dediler.
Sleyman Sami hemen kotu Valinin eline sarld. Vali onun
elini pmesine izin vermedi ve onlar kapya kadar uurlad.
Uzun bir sre geti, btn bir kasaba drt gz olmu onu
gzledi, Vali gelmedi. Sabr taan kasaba bir kurul da Ankaraya
Salk Bakanlna yollad. Bu sefer kurul bakan Muallim
Rstem Beydi. Sleyman Sami orada da, birden Salk Bakan
nn odasnda da hkrmaya balad.
Salk Bakan da tpk Vali gibi Sleyman Saminin gzyala
rndan duyguland: "Trkiye Cumhuriyeti bir kck batakl
kurutnaya muktedirdir," dedi. Sleyman Sami hikrarak ko
nutu: "Kk deil Bakan paam, kk deil," diye inledi.
"Byn bile... Sizin gibi bir vatanseverin elini skmak
bir vatan borcudur," diye hemen masasndan ayaa kalkt, ar
ar Sleyman Samiye yrd. tekiler de o kalkar kalkmaz
hemen ayaa frlamlard. Sleyman Sami upuzun dikilmi,

42
yere bakyordu. Yz yalm yalm yanarak. Bakan ona elini
uzatt, gl eli skt.
Usulca: " Adnz ne sizin?" dedi kulana.
" Sleyman Sami Dayaran."
" Gzeeel... ok gzel." Gene kulana eildi, usulca: " Ge
lecek devreye... Siz bize gereksiniz."
Sleyman Sami Dayarann yz sevin iinde kald, he
men eildi elini ald. Bakan alkanlkla, ok doal elini verdi.
Sleyman Sami onun bir elini brakp birini alp pyordu.
Salk Bakan da onlar kapya kadar uurlad.
OnlarBabakan da kabul etti.
Muallim Rstem Bey konutu bu sefer, Sleyman Sami
sustu. Ne alad, ne de el pt. Babakan onlar kapya kadar
uurlamad. Onlar odadan ayrlrlarken ban emi, bir eyle-
ri yazmaya balamt bile.
Byk makinalar geldi batakln kysna. Yaa batm,
mavi tulum giymi, bir ho, baka trl kastaklanarak yryen
adamlar makinalar yan yana dizdiler. Makinalarda byk kep
eler vard. Kyller, yakn uzak kylerden geldiler, bu, batak
l kurotacak makinalara baktlar, rkek. Adamlar, her gn
makinalarn bandaydlar ve makinalarla urayorlard. Yal
yorlar, temizliyorlar, ama makinalar yerlerinden kprdamyor,
topraa derin kanallar amyor,,batakln suyunu boaltmyor
du. Kyller, makinalarda alan iiler, her gn her gn bu
makinalarn almalarn beklediler. Makinalar bir trl al
mad, orada, Akasazn bat ucunda, Anavarza kayalklarnn

burnunda, turuncu dev bcekler gibi, Anavarzann bir para


symlar gibi orada kalakaldlar.
Kimse bu makinalarn burada almadan niin durup dur
duklarn anlamad.
Mahir Bey Kabakolu eli yreinde bekliyordu. Batakl
n kurotulmasna geilmeden nce onun, kylarn byk bir
parasn tutmas gerekti, bir snr arken, ya da garben, ya da
imalen, ya da cenuben bataklk diyen ve bataklk kuruduka
ilerleyen, oalan... Byle bir tapu alnmadan bu bataklk kuru
tulmayacaktr. Ve bu makinalar o tapu bulununcaya kadar, yani
Dervi Bey Mahir Kabakoluna evet deyinceye kadar burada

43
bekleyeceklerdir. Efsanevi byk bcekler gibi ay nn orta
snda, ovada, glgeleri kayalklara ar derken, aydnlk bir
suyun altnda knlp byr, arplr gibi.
Bir sabah, byk makinalar uzun, kepeli elik turuncu bu
runlann havaya dikip hibir ey yapmadan kalkp gittiler, yer
leri sarsarak, bir grlt iinde. Yakn uzak kyller dev maki
nalann gidilerini grmek iin yol kylanna sralandlar. Onla
rn derdi gn bu makinalarn nasl ileyeceini grmekti. Yok
sa, daha da byk olsalar, bu makinalann batald kurutaea
na hibir zaman inanmamlard. Zaten, nasl olursa olsun bu
koskocaman suyun kurutulabileceine kyller hibir zaman
inanmyorlard. te makinalar gelmiler, batakln kuruyaca
na inanmamlar, gerisin geri ekip gitmilerdi.
Ama Uzun Ali Rza vard ve Akasazn ortasnda arkadala
nyla birlikte stne konduldan uzun adac ocuklannn, ken
dilerinin canlan pahasna geniletiyorlard. Daha imdiden, ne
yapm etmiler stne bir ky kurulabilecek bir topra batak
lktan kurtarmlard. Adacklannn yresi gnler getike her
gn biraz daha, biraz daha kuruyor, onlara verimli, paha biil
mez rnler bitiren tarlalar kazandnyordu. Uzun Ali Rza ve ar
kadalan bu tarlalan kanlan pahasna kazanmlard, kanlan pa
hasna da kazanacaklard. Kylardaki kyller de kk kk
yzlerce, binlerce arkklar aarak, setler yarak suyu ierilere
sryorlar, onlar da az az toprak kazanyorlard. Yama bala
mt. Canlann dilerine takm topraksz kyller bir yandan,
kyda topraklan olanlar bir yandan, Aalar, Beyler, gzlerini
toprak hrs brmler Akasaza saldnyorlar, bu altn rnei
topraktan, herkes, her gn bir para kopanyordu. Ulu bir sava
vard uzanm kaynayan su altndaki bu verimli topran yre
sinde. Herkes herkesin gzlerini oymaya hazrlaruyordu.
Kaplumbaalarm tak tak, uzun ehvet cikiltileri daha tan
yerleri atmadan balamt. akalla: pavkrmalann gn atarken
kestiler. Dnya bataklk bir uyann kaynaan ince seslerinde iy
yam slakl, tazeliindeydi. nce, kaln kabuklu, kk, gne
gelince milyonlarca ipiltide layan bceklerin topran yzn,
knm bataklk suyunun yzn trdatan sesleri bir telata,
akan ince bir su gibi, dalan, topran yzne sinmi geliyordu.

44
Bir balkl srs doan gne kar bir leylak pembeliinde, bir
byk yn glgesi, koyulam, alp kapanarak, uzayarak gitti.
Az sonra gnle birlikte bataklk uuldamaya, sesler biribirierine
karmaya balad, ta ki gnein ar klar seslerin stne
kp basb.nncaya kadar.
Otomobilinin kapsn kt diye kapatp hzla batakln kaln,
koyu yeil suyuna yrd, yrmeye balam, giden makinala
rn grltleri ovadaki, bataklktaki btn sesleri bastrd. Maki
nalar ar ar anayola ktlar. Onlar uzaklancaya kadar Mahir
Kabakolu arkalarndan bakt, gle gle, gle gle gidin, diye
mrldand. Gene geleceksiniz, iinde bir krklk, bir doymam
lk, acma, bir hzn vard. Kesekieri tekneleye tekneleye oto
mobilinin yresinde dnd. Bir berdi tozan uraarak kopard.
Uzak, belli belirsiz, bir d gibi, bedeni baka yerde, dnceleri
baka yerde gibi. Batakln kysnda ilerledi, bacaklarn ptrak
lar dalayarak. .. Batakln kylarnda uyuklayan su kaplumbaa
lan patr patr suya dklerek, ar bir bataklk, ot, amur kokusu
iinde, bumuna arada scak bir dalgada nergis kokulan arparak,
ne yaptm ben? Hep ne yaptm beni yineleyerek. .. Viyanadan
dndkten sonra memur olsaydm. Kokulan scak, iine ekerek,
Anavarza kayalklarndan inen, ona kaya kokusu gibi gelen bile
medii, kard bir kokuyu arayarak. Osman Remzi imdi
umum mdr, ite u makinalan bir szyle buradan alp... Ben,
ben, ben... Ben pratik bir insanm. Okumu. Viyanada... Ka kii
var bu memlekette? Bakan? Hangisi zor? iftlik sahibi olmak m?
iren, dalkavukluk. imdi umum mdr olsaydk, u Dervi
Bey, hemerim, diye ayaklarma kapanrd. Dervi geldi, nnde
durdu. Batakln stne, kk elmack kemikleriyle, elmack ke
mikleri gittike genileyerek. .. Yazk m oluyor bana yoksa? Bir
iftlik, iki, sonra? Deer mi? Daha gemedi. Aramz da iyi Anka
rada herkesle... Osman Remzi mason da oldu. Bilmem derecesi
ne kadar... Kskanmyorum Osman Remziyi. Kskanamam. Her
zaman hayat bakalannn iki duda arasnda. Ama Osman
Remzi de zengin olabilir. Olmu bile. imdiden birka bankada
hissesi var, birok kuruluta... Kokular geliyor, bataklk, bir ot ko
kuyor, bir ho, genzi yakan. Ne otu? ofr beklesin orada, otomo
bilin iinde, kim bilir ne dnr o da, ne ister? Snrl bir yaam

45
onunkisi, n sonu bu. Hibir umudu yok. Ne umut edebilir ki?
Kiri bilir... Dervi Bey, Dervi Bey... Kardelik... Aaah genlik, ne
bilirsin ki! Uzun bir katedralir. glgesi... Kayalklarm glgeleri,
Anavarzann, kar dalarm glgeleri, tuhaf, bahya serilmi. Ci
kiltiler balad... Kaynama. Bir tok ses, suya der gibi, uzun bir
arayla susuyor, sonra balyor. Birden Kabakolu, kendine gel
di, makinalarn seslerinin uzaklahnn, bataklk seslerinin gene
ortaya khnn farkna vard.
" Aaah Dervi Bey," dedi seslice. Sonra yresine baknd.
Demin gnein doduu yne uan bir leylek gibi koyu ge
aan balkllar, renkleri alp pembeleerek, teker teker, geni
alm kanatlaryla szlerek, ayaklar arpk, yere doru uza
hlm batakln stne iniyorlard. "Bir Dervi Beyi halletsek...
Her ey tamam... Bir iftlik ki... ki ... Osman Remzi ne dedi? De
di ki ... Osman Remzi, bugn iyi bir iftlik yapmak... Avrupada
ki gibi ... Tam Avrupadaki gibi ... Devlet istediin gibi kredi vere
cek, hemen. istediin kadar. Dnyann en verimli topra, ba
taklktan kurtarlm ... O zaman her eysin, her... Ve turungil
ler. Bin dnm. Portakal, limon, mandalina, hem de turun...
Buru buru yzl. Baharda kokudan giremezsin bir portakal,
limon bahesine, kokular baylhr adam. Her aata binlerce
ar, sarho, sevinli, cvl cvl..."
Mahir Bey, yrei kabararak, sevin iinde, burnunda li
mon iei kokular, milyonlarca ar kanad titreimi, mavi da
marlarn saydam, billur inesi, ipiltileri.
Otomobile atlad, yumuack, dost, sevin, umut dolu bir
sesle: " Sr," dedi, " Dervi Beyin evine, Sarolu konana...
Ona bir basal dilemeli, deil mi?"
Sonra dnd, kimi lmt Dervi Beyin, bulamad.
Vazgeti.
" Yok," dedi, " gitmeyelim Dervi Beye. Ha, onun kimi l
mt?"
"Kimsesi," dedi ofr.
" Allah Allah, ne oluyor bana," dedi Mahir Kabakolu.
Ban sallad. " yleyse sr," dedi, " Dervi Beyin evine. Sr,
sr Sarolu konana."

46
5

Yel Veli, "dur," dedi, "dur Mestan, ben u batakl bir do


lanaym da geleyim. Dolanaym da kendimize batakl kuruta
cak bir yer bulaym. Dolanp geleyim de... "
Yel Veli kouyordu. Bir grltye geldi dayand. ki eli,
parmaklar alm glgesi bir insan boyu uzunluunda, elleri
nin glgesi uzak duvara km, yapm, hi kprdamyor.
Korku iinde. Duvarn ardndan akr akr mekiklerin, yzler
ce, binlerce mekiin akrts geliyor, bir uultu, sar, akrtnn
yresinde younlaan, ar. Bedeni de fildii duvarn stnde.
Sallanyor, saliandka uzuyor. Kouyor, duruyor, geriye dn
yor, uzun bacaklar makas gibi, uzayp ksalarak, genileyerek,
sipsivri. ri elleri telal, glge bydke tela artyor. Yerler
de nar yapraklar. Asfalt yolu doldurdu. Kardaki parkta, di
reklerde, iy, sra sra elektrik direkleri, direkierin dibinde har
manlam ak klar, klar sallanyor. Dili darda bir kpek,
teker teker, keyifle direkierin dibine sa arka bacan kaldrm
siiyor. Biribirine sarlm, bitimi boz paltolu iki insan, erke
in salar uzun, apak, kvrck, dumanl, uzun yzl, gz ke
narlar krk iinde, kzn salar uzun kapkara, erkein yz
nn bir yann rtm, scak, mln sca sarm ikisini
de, kz ban kaldrp kaldrp rkntyle bir yerlere bakyor.
Kpein, park kanepesindekilerin glgeleri fabrikann fildiisi
ne vurmu. Uzayp ksalan, koan, sonra koarken geriye ayn
hzla dnen, glgesi glgelere karan, bir an rten, oalan, ge
ne koan, koarken hoplayan, yitip yok oluveren... Glge ora-

47
da, duvarn fildiiliinde kartma resim gibi. Hi kprdama
dan kalakald, donmu, ta kesilmi. Duvar oymu, yz binler
ce saatn hkrtsnda titreyerek. .. Glge birden yitti. Bir korku
kouyordu. Kzn kara salar adamn ak bann yarsn rt
mt, korkuya, utanca, efkate, dostlua, scakla, umuda,
kendine gelmeye benzer bir lkhk iinde yitmi gitmilerdi.
Kpein glgesi durmadan, akrtlarn, ok parlak ileyen de
mirlerin stne iiyordu. Arka sa hacan kaldrp kaldrp.
Glge durgun, stn tozdan kaymak balam, saman
paralarnda donuk donuk ipileyen bir suyun stne uzand.
Usanm, yorulmu, fabrika ter iinde, iemik iinde duvarn
srganlar bitmi dibi, slak, iemik kokuyor, arabaya koulu,
boynunu sndrm, incelmi at, duvarn dibine gelince dur
du, uzun uzun iedi sarsn gererek, sars drt kez geril
mi, krarak, arka hacaklar geride kalm yle yrd, iedii
yere dnp baka baka ... Ardndan gne dodu doacak, glge
ince grlr grlmez, suyun kk, krk gibi tozlu, saman
pl dalgalarnn stnde, dalgalarla birlikte sallanyor. Gn
kzdrnca glge koygunlaacak, suyun dibine ileyecek, kara
np, suyun dibinde akntyla aalara inecek, belki...
Ay vurdu, Anavarza kayalklar, ay aydnlandka ay
dnlanyor, parlyor. Glge uzam, bir ho, ierek, altndaki
atn yelesi iiyor, yelken bulutlar gibi, kuyruu geceye de
mi, gecede, ay nda szlyor, tel tel, bir ho, ter kokusuy
la birlikte. Yelesi iiyor, at sndke. "Dur," dedi, "dur Yel Ve
li." Atn glgesi kayaln duvar gibi, ay nda krmzs zor
seilen iyice mavilemi duvarna vurdu. Duvarda bym at,
yelesi imi, bulut gibi, kouyor. Yel Veli de dnyor. Bir ta
yresinde... Ak, yazl, nakl iri bir mermer tan siperlemi,
dnyor. Duvarda, on misli bym, irni yelesi, dolanyor.
Gzleri balanm bir bostan kuyusunda su eken at gibi. Gz
leri balanm. "Yel Veli, Yel Veli, dur!"
Kayalkta glge bitti, talar dklyor yukardan aa, ar
ka arkaya binlerce akarak, bir buday einden akar gibi. Yelesi
imi at trmanyor yamac, ayann altndan talar akarak.
"Dur," dedi, "dur Yel Veli."
Gn dodu.

48
"Buyur Beyim."
"Sen bir alaksn. imdi anladm seni."
"Dur Beyim, dur Dervi Bey. Dur olur mu? Dinle beni de
ne yaparsan yap!"
Sar yapraklar gne batm sar lhda, krmz damarl.
Ulu nar aalar. Sar, krmz damarl yapraklar yamur gibi
yayor, savruluyor.
Yapraklar kesilince yamur yamaya balad. Sar, kesik
kesik, azck amura bulam, ince ince, ipiltiler, boanm, bir
perde gibi kesmi, ortaya sar, altn bir bulut inmi. Bulutun ar
kasnda sert, at nallarnn akrhs. Yamurun sesine karm.
"Dur, dur! Dur Yel Veli."
"Gel ldr, gel ldr, gel ldr!"
Topran stne uzanm, prtkl mor kayann dibine.
Kpek sa arka hacan kaldrm, mor, bir at kadar iri, mor,
sar izgili srh, bir oban kpei, kayann dibine, srgann s
tne iiyor, srgan otu iek am, yakyor, yz, elleri imi.
Hayalar imi, kaln. Sahahat Hanm rlplak, edep yeri kl
l, gr, azck ikin, slanm.
"Dur, dur! Dur, Yel Veli."
Kurun seslerinden kayalar yankland.
"Bak Mestan karde."
Kapkara, ltl, ince bulgur gibi bir topra olacak.
"Bak Mestan karde buradan ne kadar kazanabiliriz, ka
dnm? Syle, ne kadar? Su derin mi? Ben burasn setim. Hi
kimsenin deil, sahibi yok. uraya sen kurarsn huunu, itini
ben rerim elimlen, kamn ben bierim, sazn ben kapiarm
damna ... iini ben elimlen svarm. uraya da benim, evimi ya
parz, bir gzel bir hu. Kam itli, kam tavanl, ben kam
severim. Azck ge kaldk ama, buradan Akasazdan ok tarla
karrz. n suyun iine, korkma, ben elinden tutarm. Bataklk
seni yutarken eker alrm. n, belki de yutmaz, in!"
Bataklkta su dize kadard. Taban sakz gibi, mil toprak.
"yi," dedi. "yi."
"Burada mekan tutup oturulur."
"yi," dedi, "iyi."
"imdiye kadar aklmz nerede imi, herkes mekan tutmu

49
oturmu, yurt yuva kurmuken biz Beylerin beki kpekliini
yapmadk m?
"yi," dedi, "iyi. Sakz gibi toprak. Bir toprak kacak bura
dan kan eden. Bire yz veren... Bereketli."
"yi," dedi, "iyi. Genlik akl ite. Eline bir tfek verilince,
kendini Kafdann padiah sayyorsun."
"yi," dedi, "iyi," batakln ortalarna yryerek, ilerdeki
top brtlen alsnn tmseine varp durmu, elini alnna si
per etmi, Anavarzaya doru, layan mor, krmz kayalara
bakarken.
"yi," dedi, "iyi. Yamur yaacak. Lanet, pis i. Bu kadar
da cana kydk, yle, bir hi iin. Alimallah bir hi iin Allahn
en gzel yapsn bozduk. Genlik. .. Yallk insan, kurt ku,
brt bcek, ot ocak, erp kadri biliyor. Bir karncay incit de
seler, ldr deseler, incitemem, ldremem."
"yi," dedi, "iyi. ok iyi." Su imi ku gibi azn ge di
kerek "Vallahi iyi. Allah canm alsn ki iyi. lk yl domates di
keceim, uraya. Az bir ey canm. uraya da patlcan. Hah, az
daha bamyay unuttuydum, uraya da bamya... Bak, uras da
biberlik Kuruyacak canm, glme yle. Elimi keserim, sana ba
n stne, evliyalar stne ant veririm ki biz burasn kuruta
caz, bir tarla aacaz."

"yi," dedi, "iyi. Yal, l l olacak, topra srnce."


"yi," dedi, "iyi." Havay ilk olaraktan farkna varyormu
asna tatla, aknlkla, zgrlk, zlme gibi, iine ekti, bo
yun damariari iti, boynu da snd. "Bir ekin olacak, kaplan
girse skemez."
"yi," dedi, "iyi, skemez. Size tura vururum, her gn do
kuz tane. Bir ala yapacam, nar kabuundan boyayacam, tu
racn gz taklnca yerinden kprdayamaz, uamaz, kanad
krk gibi. Trl yapacam dokuz turatan, yal." Ban ge
dikti, yutkundu. Bir daha yutkundu. Bir daha. "Taze domate
sin, yeni kopmu tencereye dm. Taze patlcann, bir de ka
ban, bir de bamyann, bir de fasulyenin, bir de biberin, yeni
kopmu, tencereye dm. Yaldzl, yldrtl, yeni kopmu kr
mz domates. Yal turaiarn pierken kokusu tekmil Anavar
za ovasna yaylr."

50
"yi," dedi, "iyi. ok gzel, mnasip. Bir buday, bir arpa,
bir knc olur harmanlar dolup taar."
"Bir pamuk olur iine atl girse gzkmez, yitip gider. yi,"
dedi, "iyi." Dudaklarn uzun uzun yalad.
tede, ovann ucunda, ovaya serpilmi topak dutlarn ar
dndan, st mavisi toz gibi, bulut gibi bir sisin iinden gelen at
l nokta gibiydi, bir mavi sisin iinde soluyor, klyor, bir
uzuyor, kararyor, bir iyicene yitiyor, uzaktan gn vurmu gl
ge gibi boylu boyunca uzuyordu.
"k oradan, ben gidiyorum," diye bard Yel Veli. Atiy
da grd m diye batan iinde dolap duran adama bakt.
"Ben gidiyorum, batakl bir daha dolaaym, belki daha iyisi
ni bulurum. Siz bekleyin."
"Yok," diye bard Mestan. "Buras en iyi. Kimsenin de
deil... Dur, dur."
Yel Veli bir anda gzden yitti gitti.
Mestan koarak, su iinde kalm, sular aprdatarak dar
kt, bakt ki Yel Veli ortalarda yok.
Batakln kycna oturdu, kara, amur gibi sulara gzle
rini dikti. Az tede, karacan aalarnn altnda kars ate yak
m, yemek piiriyordu. Bumuna yeni pimi bulgurun kokusu
geldi. Az sonra da tavada czrdayan tereyann keskin i ac
kokusu uzaklara kadar yayld.
Yal, kendinden de yal gzken olu: "Baba," dedi, "ye-
mek piti."
Mestan ar, yorulmu ayaa kalkt.
"Buras iyi," dedi olu. "Yel Veli Emmim nereye gitti gene."
"Yer aramaya. Daha iyi bir yer."
"Bulamaz," dedi oul kesinlikle. Karacan aalarnn altn
daki oluk ocuk, gen yal kalabalna yrdler.
"Yel Veli Emninin hacs ok fkelendi gidiine onun."
Tam bu sralar atl, doludizgin atnn ban yanlarnda ekti.
At avd, aalara kadar gitti, atl oradan atnn ban evirdi.
"Bu kamlar nereden kestiniz?" diye bard gelirken. At
nn sars, patan aralar, boynu kpe batmh.
Mestan: "Buyur Cafer Aa, ho geldin Cafer Aa, benim,
ben Mestanm Cafer Aa. Kamlarlan hu yapacam Cafer

51
Bey... Akasazdan kestim. Sazlktan Yel Veliyle toprak karaca
z. Yeter el kaplarnda ... Benim ben, Mestan."
fkeli Cafer zpolat bard, sesi uzaklarda nlad: "Kim
olursan ol, kim olursan ol! Benim sazlm bana sordun mu,
izin aldn m, kestin?"
Mestan: "Cafer Bey," dedi, "ulu soylum, in de bir kahvemi
i, bir yemeimizi ye."
"Ben sizin gibilerin yemeini yemem."
Atn yan rlm kam ite srd, at iti ykt, ezdi geti.
Koan Yel Veli, atl gelip Mestann yannda duronca by-
lenmi gibi olduu yerde kalakald, sonra da yandaki hayt a
lsnn, iine girdi, alnn ortasna kverdi. Uzaktan atly,
onun devinilerini gryordu.
Mestan: "Ykma Bey," dedi yalvaran bir sesle.
Cafer zpolat atn bu sefer de oulun stne srd.
"Sen mi kestin bu kamlan babann bahesinden keser
gibi?"
Oulu krbalamaya balad.
Mestan umulmadk sert bir\ sesle: "Dur Cafer Bey!" diye
bard. teki aldrmyor, oulun srtna srtna krhac indiri
yordu. Oul, yle dimdik, karlk vermeden, yzn buru
turmadan, devineksiz, alm, kabullenmi krbalan yiyordu.
"Dur Cafer!"
"Buraya yerleemez, buradan tarla karamazsnz. Burala
r benim mlkm. Neyine gveniyorsun sen Mestan?"
Krbalar iniyordu.
Mestan koarak karacan aalannn altna vard, tfeini
uvaldan kard, akrtyla azna kurunu verdi, yere diz k
t: "Dur Cafer," diye bard. "Git yoluna."
Cafer, Mestana doru atn evirdi, ona doru yavaa sr
d, yanna vard durdu. O yaklatka Mestann tfeinin ucu
da ona doru yukar kalkyordu.
"k topramdan," dedi Cafer yavaa. "Sazlktan toprak
karanlarn hepsini karyorum. kmayanlar, diretenler ken
dileri bilirler. Canlan bilir."
"Git Cafer," dedi hmla. "Biz Yel Velfyle burasn mekan
tuttuk, git Cafer. Canmz almadan burasn elimizden ala-

52
mazsn. Buralar senin de deil. Ya Allahn, ya devletin. Git
Cafer."
"Gidiyorum," dedi Cafer, Yel Velinin iine sii.dii hayt a
lsma dorulttu ahn ban. Yel Veli kendine doru doludizgin
gelen atly grd ald yahrd Anavarza kayalklanna.
Ay dodu, glgesi uzun bacakl, kayalklarn stne dt.
Moru st mavisine, krmzs geceye alan... Kayalklarn stn
de bir yabanl oyun oynad glge, uzun sre krlarak, saydam
taarak, st mavisinin alhnda, gece krmzs, donuk, puhu sesi
ne, bataklk solumasna, akal pavkrmasna karm.

53
6

Mahir Bey fkara bir adamn oluydu. Bundan utanmak


deil, bununla vnrd bile. Her yerde: "Ben ekmek bulama
m da, kabak yiye yiye lm bir soyun ocuuyum," derdi.
En nemli insan yoklukla, imkanszlkla savaarak kendini
yaratan insandr. Mezar tayla, soyla vnerek kendilerini
adam sayanlarn Allah bin belasn versin. Derebey dkntleri
kendilerini insandan sayyorlar. Cahil kpekler, dnyay baba
larnn yarattn sanyorlar. Bo tenekeler. Bir azamet, bir gu
rur yanlarna yaklalmyor.
Kendi kendini yaratan insanlara bir gn olsun rahat yz
yoktur. Onlar lnceye kadar zorluklar yenmek, engelleri a
mak zorundadrlar. Baka bir areleri yoktur. Ya olduun yerde
kalacaksn, ilerlemek istedin mi de lnceye kadar uraacak
sn. Bulunduun yerden daha yksek bir yere atlamak istedin
mi, canndan, gururundan vereceksin. Hibir ey karlksz el
de edilmiyor. Bu dnyada yer deitirmek kadar pahal ey
yok. Fkara doar, fkara lrsn. Bunun iin hibir fedakarl
n gereklii yok sana. Zengin de yle ... Ama eii atlamak iste
din mi, sana pahalya detiyorlar. Hem de kann pahasna, ca
nn, insanln, onurun pahasna detiyorlar.
Memlekete dndnde genel mdrlkler, byk me
muriyetler onun iin hazrd. nk o zamanlar memlekette
Avrupada okumu adam deil, okumu adam parmakla gste
riliyordu. Fakat o, ne, ana, paraya, btn bunlarn hepsine
bo vermi, be parasz kasabasna dnmt. Bu, onun iin

54
byk fedakarlkt. Kendi byle dnyor, byle sylyordu.
Kasabal da onun gibi. Kasahaya dndnde srtnda Viyana
da dikilmi ok gzel bir elbise, ayaklarnda Budapeteden
alnm ayakkablar vard. Kasabann ilk lise, ilk niversite bi
tirrnii, ilk Avrupa grrn, stelik de Avrupada ilk okurnuu
olduu iin babasnn soan, anasnn sarmsak olduunu bil
dikleri halde hi kimse ona saygda kusur etmiyordu. Herkes,
kasabann zengini fakiri ona yardrnda bulunmak iin yar edi
yorlard.
Geldiinin ikinci aynda onu iko telgraf mdr Zekeri
ya Beyin kzyla evlendirdiler. Anl anl dn oldu ve Mahir
Beyin cebinden bir kuru kmad. Yoktu ki ksn... O, kasaba
nn vncyd ve yksek rnernuriyetler, milletvekillii, hatta
bakanlk seeceine kasabasn serniti.
Her eyi ona, onun ince zekas ve ileri grll kazan
drd. Bu sralar, Beylerin ellerindeki iftlikler hari tarlann pek
o kadar deeri yoktu.
Usuldan usuldan tapu memuru Abdulhalik Efendiye ya
narnani yollarn arad. nce onun evine yakn yerde bir ev
tuttu. Komuluk, iyi komuluk her eyi hallederdi. Adanaya,
Ankaraya gittiinde ona, onun sevdii hediyeleri getirdi. Ab
dulhalik Efendi enfiye tiryakisiydi. Trl trl enfiye kutular
vard. imdiye kadar yzlerce enfiye kutusu biriktirrniti. Ma
hir Bey ona bir fildii, oyrnal enfiye kutusu hediye etti. Bir yl
iinde onunla o kadar arkada, dost oldular ki Abdulhalik
Efendi Mahir Beye "oul," Mahir Beyse Abdulhalik Efendiye
'
"beybaba" diyordu.
i salam, yollu yordarnl yaptlar.
Bir gn Abdulhalik Efendinin tahrikiyle Hazine, Gknal
daki iftliini satla kard. Ama bu satla karmadan kirn
senin haberi olmad. iftliin topraklar o yrelerin en verimli
topraklaryd. Bu iftlik dncelerinin temeli olabilirdi. uku
rovaya bast ilk ayakt. Yresini ar ar, kozasn rer gibi
recekti. Dlerinin boy ataca yerdi.
Mahir Beyin da kylklerinde bir sr akrabas ve bir
yal, imamlk yapan amcas vard. Satla kan iftlii yz
liraya bu imam amca ald. Bir yl sonra da iftlii amcadan Ma-

55
hir Bey yz on liraya satn ald. Bu da yetmezdi. ilerde ne
olur, ne olmazd. Baka bir akrabasna, kendisini, . devletin kos
kocaman iftliini yok pahasna satn ald diye ihbar ettirdi.
Hazineyle mahkemeye dtler, mahkemede Mahir Bey ola
andr ki kazand. Artk iftlik mahkeme kararyla da onundu.
Demirden salam.
Kurtulu Savandan sonra yurttan karlan Ermeniterin
iftlikleri, evleri yle yzst kalmt. Bu topraklar, evleri
paylaan paylaana ... Her biri bir kan eden, paha biilmez ift
likler kapann elinde kalmt. Gknal iftlii de Mahir Beyin
eline ite bylecene dt. Yol hep ayn yoldu.
O gn bugndr iftlik bin dnmden iki bin dnme k
mt ama Mahire yetmiyorrlu bu. Btn ukurovann tapusu
nu Mahir Beyin stne karsan gene yetmeyecekti ya. . . Mahir
topraa doymuyordu. Herkesin bir eye tutkusu vard. Kadna,
paraya, fabrikaya, gzel yaamaya. Mahir Bey de topraa tut
kundu. Delicesine; aka, divanecesine seviyorrlu topra.
Bataklk yava yava kuruyordu. lp bimiti ki Mahir,
batakln kaplad alan tam yz yirmi bin dnmd. Artk
toprak deerlenmi, herkes gzn topraa dikrniti ama, o
glyd. Nfuzu, bol paras, dostlar, arkasnda da gibi par
tisi, bankalarda da istedii kadar kredisi vard. Fakat imdi ona
Sarolu Dervi Bey gerekti. Hayatnn en byk eekliini
yapm, Dervi Beyi kendisine dman etmiti. Dnmemiti
ki bu adam ona bir gn gerekecek.
Dervi ona niin bylesine dman olmutu? Bir ey yap
m deildi ki ona. Kayn altnda gzn var dememiti. Suu
da yok deildi. imdiye kadar, dnde bayramda bir gn
olup da ona gidip bir ho amedide bulunmamt. Oysa Beyin
konann eiini andran andrana. Onunla nerede karla
msa tepeden bakm, onu kk grr tavrlar alm, bu duy
gularn gizlerneye hibir sebep grmemiti. Cin gibi, ince duy
gulu Dervi Beyin gzlerinden hi kaa; myd? Bu tavrlar yl
lar yl Dervie koyduka koymutu. Bir de ta yrekten, iten,
kimseye belli etmeden Derviin topraklarna gz koymutu.
Bunu kimse bilmiyor, sezmiyordu, ama Dervi sezmiti belki.
Dervi onu her ne zaman grmse yz cehennem gibi ol-

56
rnutu. Derviin ona irenerek baktn seziyor, o da ondan i
reniyordu.
te imdi gelip bu belaya, bu yklmaz kayaya arprnt.
Bataklktan kurtulan topraklar iftliine katabilmesi iin Der
vi Beyin yardmna rnuhtat. Kendisinde para, dost, parti, n
fuz, Dervi Beyde de insan vard. Dervi Bey olmadan bataklk
tan bir kar topra bile iftliine katarnayacakt. Dervi Bey
karrnasa, nne gernese gene zor alrd bataklk topraklarn
ya ... lle de Dervi Bey ona yardm etrneliydi.
Eskiden, genliinde, hatta iki yl nce Dervi Beye byle
sine muhta olacan bir bilse onu rnurna evirirdi. Azndan
girer burnundan kar, onunla dost, karde olur, ona her istedi
ini yaptrrd. Eeklik etmi, hem de eolu eeklik etmiti.
Gznn nndeki en ok faydalanabilecei, birlik olunca da
lar devirebilecei bir insana bo vermi, ona yllar yl tepeden
bakrn, bunu da belli etmiti. Bir keresinde de sarho olmu:
"O Derviin iftlii yok mu? O iftliin topra gibi toprak,
deil ukurovada, Msrda da yok," demiti. "te o toprak . o
adamn, derebey kalntsnn elinde heder olup gidiyor. Bir ada
mnn eline gerneli, kadrini bilen adam bulmal ki o toprak,
bir rnernleketi beslemeli." Sonra cornu: "Bu gzel topraklar,
er veya ge bir gn kadrini bilecek adarnlarn eline geecektir,"
diye barrnt.
Akyolluyla aralarndaki kan davasnda da biraz Akyolluya
rneyletrniti. Nasl rneyletrnesindi! Da gibi delikanl, kltrl,
dost, iyi insan Murtaza Beyi bu canavar, bir yanarnasna, bir
Krde ldrtverrniti. Hkmet adamlar hala ondan, eskisi
gibi, Padiahlk devrinde olduu gibi korkuyorlard. u gele
nekleri halkn kafasndan, yreinden skp almak ne kadar
da zor bir iti!
Son bir yl iindeki Dervi Beye yalvarmalar yakarmalar
boa gitrniti. Son bir yldaki gibi hibir insan karsnda bu ka
dar klrnerni, bu kadar ezilrnerniti. Dervi ona hibir insana
davranlrnayacak kadar kt, aalk davranrnt. Btn insan
ln ayaklar altna alm, onurunu be para etmiti. Mahir Bey
bunlar yutrnazd, yutrnazd ama, ne yazk, ne yazk ki erimek
istedii kutsal bir arnac vard. Her neye katiamyorsa byk tut-

57
kusu, byk sevdas uruna katlaruyordu. Daha da byk ha
karetlere urar, felaketiere urard ama, amacna da eriirdi. B
tn bu kklkleri baka bir ey uruna yapsa kklkt,
ama toprak uruna ve memleketin ali menfaatleri uruna yap
yordu ne yapyorsa. Memlekete bir iftlik kazandracakt ki, g
renlerin parmaklar azlarnda kalacakt. Avrupada, Amerika
da bile byle bir iftliin misli menendi olmayacakt. te bunun
iin btn belalara gs geriyordu ve gerecekti.
Bu bir yl iinde Dervi Beyle aralarnda neler olmamt!
Neler, neler! Bu bir yl iinde Dervi ona a yedirmi, a kus
turmutu. Ona yanamaya, onunla konumaya, usul usul onun
yreine girmeye, onu da Abdulhalik Efendi gibi bir dost et
meye almt, her seferinde de hakaretlerle, tkrklerle ko
vulmutu. Her eyi, tekmil hakaretleri unutmu gitmiti, fakat
bir trl konukluk iini unutamyordu.
Bir gn Dervi Bey ehir kulbnde Kaymakam, Belediye
Reisi ve kasabann teki ileri gelenleriyle oturuyordu. Gene her
zamanki klktayd ve eli kuann altna sakulu plak taban
casnn fildii kabzasndayd. Mahir, Dervi Beyi byle grnce
sevindi. Tam frsat bu frsatt. Btn dost kazanma hnerini
kullanmalyd. Glerek, sevinerek, tekmil sevgisini gzlerine
toplayarak ilerledi: "Vay Beyimiz, efendimiz, bizim iin ne e
ref! Kulbmze gelip bizim gibi edna kullarnz da byle ara
da bir bahtiyar klar mymsnz!"
Dervi Beyi etekledi, elini skmak istedi, Dervi ona elini
uzatmad, eli yle kalakald. Ne yapmalyd? Rezil olmutu!
Bir ocuk safl, marklyla Dervi Beyin elini kapt,
skt: "Ne yaptk ki Beyimize?" dedi. "Bir kusur mu iledik? Biz
Beyimizi gitmesek de grmesek de severiz, sayarz Beyimiz be
yimizdir. Bizim canmz cierimizdir. Beyimiz bize gcenmi,
biz onun gnln almasn biliriz."
Dervi Bey sararm, burun kanatlar usuldan titriyor, yz
gerilmi, eli tabancasnda, eli kabzay var gcyle skyor, dim
dik, yznde bakaca en kk bir kprt olmadan duruyordu.
Yandakiler yndekiler de Mahir Bey bu hakaretn altndan nasl
kalkacak diye susmular, aknlk iinde bekliyorlard. ..
"Onun yoluna aluumuz da kurban, ocuumuz da. O,

58
bugne bugn koskocaman Trkmen geleneklerinin tek savu
nucusu. Biz adam olsak onun izinden yrrz. Onu bu davada
tek bana braktmzdan dolay bize ne kadar gcense hakk
vardr. Yzmze tkrse bile hakk vardr. Ben ngilterede
iken, byk ngiliz imparatorluunun nasl bydn gr
dm. Anglikan aireti de bizim Trkmenler gibi ve hatta onlar
dan daha kk bir airet, ite bu kck airet geleneklerine
dayanarak bir imparatorluk. .. Bizim Beyimiz.11
Mahir boncuk boncuk terliyor, Dervi Beyin yznde en
kk bir kprt yok.
llSarolu soyu da ukurova Trkneni de gelenekleriyle
.
br... mpara . . .
ll

Dervi Bey, tabancasnn stnden kaldrd sa elini Ma


hir Beye doru yle bir savurdu, yzn bir irenme kaplad.
Pis bir koku alm gibi dudaklar, burun yreleri, aln krt,
ayaa kalkt, kapya doru yrd kt gitti.
Bir sre hi kimse konumad. Kulpte ylesine bir sessiz
lik vard ki sinek kanatlarnn sesi bile duyulur.
Gene sessizlii Mahir Bey bozdu: llAlay ediyorum sand.
te siz, hepiniz buradaydnz.11 Bir gz krpt glmseyerek.
"Hi alay ettim mi ben onunla? Beyle, Osmanlnn babas say
lan anl anl byk airetin Beyi Dervi Beyle hi alay edebilir
miyim, haddime mi dm? Prens Dervile! Bizim gelenekle
rimiz, Ouz gelenei ve at gelenei... Bizi batran u gavur ica
d makinadr!11
Yresinde oturanlar, Kaymakam, Belediye Bakan, teki
ler, biraz da Mahir Beye yaranmak iin onun bu szlerine gl
yorlard.
"At dururken, bu vatanszlar, alaklar, gavur icad jet ua
na iltifat ederler. Kesmeli bu hainleri, topunu... 11
Bu hikayenin sonu bylece Dervi Beyin gln hale geti
rilmesiyle, kahkahalar arasnda bitti, bylelikle de Mahir Bey
yklan onurunu kurtarm oldu. Dervile bir alay etmiti ki ...
Ama Dervi Bey, kendi kalkp gittikten sonra arkasndan syle
nenleri, glmeleri, gzyle grmesine duydu, rendi.
Onun iin bu kasahada gizli hibir ey yoktu. Alacan olsun
kpek Mahir, dedi. Sana yaparsam yaparm!

59
Bundan sonra da Mahir onun gnln yapabilrnek iin
bavurmad are brakmad. Fakat Dervi Bey kaya kesilmi
tL La diyordu da iliallah derniyordu.
Bir sabah Mahir Bey delice bir sevinle uyand. Dte mi
grmt, iine illiarn Rabhani mi dornutu, ama bulmutu.
imdiye kadar da nasl aklna gelmemiti? oktan Dervile ba
rm gitrniti ve batakl da paylarnlard.
Trkrnenin en gl gelenei nedir? Konukseverlik. Bu
ukurovann en konuksever insan kimdir? Sanolu Dervi
Bey. Bir gn atma binip varacak Dervi Beyin evine, "Tanr ko
nuuyurn," diyecek, ''bu gece sizde konuklayacarn." Ne diye
cekler, ba stne dernekten baka hibir areleri var m? By
lelikle Dervi Beyin sofrasna oturacak, onunla konumak frsa
tn, dost olmak yolunu bulacakt.
Bir ikindist atma atlad. Dervi Beyin konana doru
yola kt. Otomobiline binrnemiti. Neyine gerek, Dervi Bey,
ben otomobilli konuk istemem deyiverirdi. Bir de at dururken
otomobile bineniere deli olurdu.
Yolda giderken byk zaferinin sarholuuyla dolup do
lup tamt. Trkmen geleneinde konuk olarak evine gelen
bir adam Dervi Bey lse de, kanl dman da olsa kovamaz
d. Ne gzel kapana kstrrnt onu! u gelenek belas yalnz
onun iine yaramaz, biraz da bakalarnn iine, gelenekten za
rar grenlerin iine yarard.
Gn batarken Dervi Beyin konann nndeydi, atnn
ban tutan yanamaya: "Syle Beye," dedi, "Mahir Kabak
olu Tanr konuu olarak evine geldi. Bu geceyi Sarolu kona
nn yksek, soylu ats altnda geirmek dileidir."
Sesinde anan belledim Dervi, ne halt edebileceksen et
imdi, edas vard.
Bey bunu duydu, glmsedi. Mahirin hilesini sezmiti, he
men aresini buluverdi.
"Mahir Beyi aadaki byk konuk odasna aln," dedi.
Atn tavlaya ekip Mahir Beyi konuk odasna aldlar. Bu
koskocaman bir odayd. Yerde eski kilimler seriliydi ve her ey
eski, kirliydi.
Bu odaya, gelip geen, Dervi Beyin hi tanmad gurbet-

60
i rgatlar, yoksullar konuk edilirlerdi. Oday gorur grmez
Mahir Bey iin fecaatini anlad. Ama gene de bekledi. Belki ge
lir de bir ho geldin derdi. Karanlk kavutu, odann klan
yand, ne Dervi Bey geldi odaya, ne de bir kimse. Herhalde
Muzaffer de yoktu evde, yoksa o imdi irndadna yetiirdi. Yal
nzd, bir darbe daha yemi, rgatlann konuk odasna alnmt.
Kimse de bir ho geldin bile dememiti. Bu konuklua aykry
d ve bu adam bir sahtekar, gelenek srnrcsyd. Bunu her
yere, btn dnyaya ilan edecekti. Bir Tanr konuu byle ar
tanr myd?
Az sonra st ba pararnpara bir yanama geldi, elini ona
uzatt ve elini skt: "Sana Bey adna konarnza ho geldin di
yorum," dedi. "Bey biraz rahatsz da ondan gelernedi."
Ve kt.
O ktktan sonra byk bir sini iinde yemek geldi, ortaya
kondu. Arkasndan yrtk prtk elbiseli birka yanama geldi,
ona: "Ho geldin, buyur yemee," deyip sofraya oturdular.
te bu da tuzu biberiydi. Sofraya geldi ama fkesinden eli
aya titriyordu, iki lokrna alp yemekten ekildi. Yanamalar
yemee yurnuldular, az sonra sofrada ne var ne yoksa silip s
prdler. Ylda bir, iki ylda bir byle bir lene ancak konabili
yorlard.
Mahir Bey, Muzaiferin burada olmadn bildii halde on
lara: "Muzaffer Bey yukarda m?" diye sordu.
tekiler balanyla yok iareti yaptlar ve sofra sinisini ald
lar gittiler.
fkeden titreyerek, ortaya serilmi ilemeli araf gzken
yatan yannda, iinde bir umut, belki Dervi Bey imdi, belki
birazdan gelir diye bekledi. Umudunu iyice kesince dar
kp, avlu kapsna yakn bir yerde elinde silah aaca dayal du
ran nbetiye seslendi: "Nbeti, olum, u atm ektir, gidece
im. ok rica ederim, byle gece yars kp gittiin Bey duy
mu olmasn."
Ve karp nbetinin eline bir ellilik tututurdu. Nbeti
elindeki cep feneriyle paraya baknca ard, bu onun iin bir
servetti. Hemen taviaya koup Mahir Beyin atn ekti getirdi,
zengisini tutup onun ata binrnesine yardm etti.

61
Bundan sonra Mahir Bey, Dervi Beyle byle kendi zoruyla
barmaktan vazgeti, Muzafferi artp meseleyi ak ak or
taya koydu.
"u bataklk kuruyup gidiyor kardeim. Kyller, karnca
lar gibi mler bu topran stne, her biri bir yerini kemi
riyor. Elimizi abuk tutmazsak kyller ve bizim rakiplerimiz
olan Aalar Beyler, bu yz bin dnmlk topra elimizden
alacaklar. Meseleyi ak konualm. Muzaffer Bey, ben baban
zn kara gzleri iin barmak istemedim. Onun, o bir insan if
lah etmez ldrr hakaretlerine bouna katlanmadm. Bunlara
her kar bir kan eden topraklar iin katlandm. imdi beni iyi
dinleyin, bende para var, dost var, parti, her ey var, fakat insan
gc yok. O yan benden... Fakat bilirkiilik yapacak adam yok
elimde. O da var ya, sana on liraya bin tane yalanc ahit, bin
tane yalanc bilirkii bulaym. stersen kasabadaki btn me
murlar Kaymakamndan Mal Mdrne, Mal Mdrnden
Candarma Kumandanna kadar satn alaym. Yalnz baban be
nim tekerime ta koymasn, nme gemesin. Btn yalanc a
hitlik yapacak kyller, o istemezse bilirkiilik yapamazlar. On
dan ekinirler. Bin lira, on bin lira da, yz bin lira da versem
benim lehime, bu bataklk tarlalarnn benim olduuna dair ta
nklk etmezler. Halbuki baban onlarn herhangi birisini tutsa
da, ulan gel buraya, ge u Kaymakamn karsna, elini bas
Kurana, et yemini ve syle ki, amenna, btn ukurova topra
Kabakolu Mahir Beyindir, hem de dedesinden kalmadr,
sylemezler mi? Sylerler. Ak sakall, bir aya ukurdaki yal
s, on sekizindeki yetiip gelen delikanis da syler. Beyleri iin
yalan sylemek onlar iin gnah deil sevaptr. Para benden,
parti benden, hkmet adamlarn elde etmek benden, yalnz
bilirkii ondan. Hatta bilirkiiyi de istemem. Yalnz o karma
sn. Karmamak ondan ... Bakn, bataklktan kyller tarafn
dan kurotularak ortaya karlm on alt bin dnmlk toprak
serilmi yatp duruyor. Bakir, verimli, ya gibi toprak. Bire yz
verir. Altn, elmas, platin deerinde toprak. Kazanrsam, bir an
lama yapalm, yars benim, yars onun. Bataklktan bu suretle
ne kadar toprak kazanrsak, yars benim, yars onun. Byle bir
zaman, byle bir ans bir daha hibirimiz iin ele gemez. Ben

62
olsam bu gnleri boa gndermezdim. Bir gn gelecek u ky
ller, Aalar Beyler bu ukurova toprana a kurt gibi saldra
caklar. Byk iftliklerin, byk zenginiikierin temeli hep by
le yar uyur, yar uyank alarda atlmtr. Bu a bo atlama
mak gerek. Gidin babanz ikna edin ki, ben onun etrafnda y
ce soyu iin dnmyorum. Kendim iin, faydam iin, istikba
lim iin o kadar hakaretlerine dayandm, her eyini sineye ek
tim. Gene de ekeceim. Ne yapalm, byle ilerden anlamaz,
baka dnyalarn, uzak alarn adam. Bu ite her ey benden,
btn alma benden, bes o karmasn. Sizin de istikbaliniz
var. Bakn ka kardesiniz, yetiip geliyorsunuz. Drt m, be
mi? Alt m? Diyelim ki ikiniz kan davasnda gitti, Allah gster
mesin ya, gene kalrsnz drt kii. imdiki iftliinizi drt kii
ye ayrrsanz, her paras ne kadar kalr? Hibir paras bir ie
yaramaz. te karda, Bey beni desteklerse, destekler deil, te
kerime ta koymazsa, bir sr iftliktk tarla yatp durur. Bu su
retle ikna edebilirsiniz babanz sanrm."
Mahir Bey daha ok, daha uzun konutu. Topra balland
ra hallandra anlatt. Sonra da Muzafferi otomobiline alp ba
taklktan kurtulmu ve kurtulmakta olan topra gsterdi.
"una bakn Beyim!" diyordu. "Bu toprak deil, berekettir,
servettir. unun kokusuna bakn, mis gibi kokuyor. Kokusu in
sann ban dndrr. Bu topran bir yllk rn bir aileyi
bir mr boyu besler."
Gzleri kapal avucundaki topra mest olmu kokluyor,
bu topran kokusuyla sarho oluyordu.
"Yazk deil mi ki bu glm topra bakalarna terk ede
lim? Bir gnl krgnl iin, deil mi? Bu topraklar alalm da
babanz isterse beni ldrsn."
Olan akll oland. Akl yatm, serilmi uyuyan bakir
topran karsnda plak bir bakir kzn karsnda kendinden
geer gibi gemi, alkla, arzuyla gzleri parlamt. Sahi, u
uzanm yatan toprakla, uzanp rlplak yatm bir gen kz
arasnda ne fark vard? Vard vard, toprak Mahir Kabakolu
nu daha ok heyecanlandryordu.
u genler iyi, akll oluyorlar. Mahir Bey toprak karsnda
duyduunu, aynen Muzafferin de duyduunu sezmiti. Dervi

63
olunun bu korkun arzusuna kar gelemeyecekti. Gelirse de
bundan sonraki hayat cehennem olacakt. O, cehennem hayat
yaamaya alkt ya... Bir insan byle her an lm korkusuyla
yaarsa, eli her an tabancasmn stnde olursa, buna yaamak
m denirdi? Baka bir insan bu rezalete bir gn bile dayanamaz,
lr giderdi. Allah kimsenin bana vermesin byle bir dirlii.
Muzafferin yreinde imdi bir ate harmam vard, ve Aka
sazdan kurtarlm topraklar iin yamp duruyordu. Dervi ya
bu ie raz olacak, ya da Muzafferin atei onu yakacakt.
Muzaffer, bir ocuk sevinciyle babasna gitti, meseleyi ol
duu gibi anlatt, grd topraklan vd. Topra anlatrken
az sulamyor, yutkunuyordu. Ne vard yani, adama gz yum
sa yani, kendi istikballeri iin yani... Adam ondan hibir ey is
temiyordu ki ... Bes susacakt. te o kadar, yani ...
Dervi Bey olunu hi byle grmemiti. Byle tutkulu, ve
byle arzuyla yanan. Malirden her geliinde tutkusu, atei bi
raz daha artyordu. Onun iin onu dinlemi, sonuna kadar ne
sylediyse dinlemiti. Vay anasm, demek olu Muzaffer de
bir eye byle delicesine ilgi duyabiliyordu! Bu onu, bu l
sayd, ruhsuz, bozulmu, rm sayd olu adna sevin
dirmiti.
Birden ayaa kalkm, ok soukkanl ve yumuak: "O
lum," demiti, "onun Akasaz almasna gz yumamam. Zaten
yz liraya ald milyonlar eden iftlik de milletindir. Bun
dan sonra da onun bu fakir milleti soymasna gz yumamam.
Yarsn bana m verecek? sternem ve onun gasbna ortak ola
mam. Sarolu soyuna bu yakmaz. imdiye kadar benim kur
sarndan haram gemedi. Milletin, u fakir milletin topram
almak iin Mahirle bir hrszlk etesi kuramam. Zaten hibir
ite, en knden en byne kadar, hibir eyde onunla
birleemem. Son szm budur. Kusura kalma olum, ben bu
haltlar yiyemem."
Bunlar syledikten sonra hzla merdivenleri inmi, atma
atlam, kara bir top gllesi gibi ukurovann derinliklerine
dalmt.

64
7

Bundan sonra her Allahn gn korkun arzular iinde ya


nan Muzafferin toprak tutkusu Dervi Beyin kaya gibi inadyla
atmh. Muzafferden Mahir Kabakoluna her gn rapor gi
diyordu: "Dayanyor, umut yok. Yola gelmiyor. Hibir umut
yok. Her gn biraz daha sertleiyor. Ben bittim, yoruldum, bu
korkun canavar ikna etmenin imkan yok. Ne yapalm? Bir
ey, bir akl?"
Mahir Kabakolu birka ay Muzafferin savann sonucu
nu beklemi, onun da Dervi Beyi yenemeyeceini anlaynca
baka yollara bavurmutu. Muzaffer gene alsn, ona ne di
yen var? Muzaffer bu ie anasn, br kardelerini de srkle
sin ki Dervi yapayalnz kalsn. Bir kere, bir kere olsun Dervi
Bey onu kabul etsin, bir kere... Bir kere yz yze konusunlar...
Konuabilseler, azndan girer burnundan kar, Mahir onu ik
na ederdi. Bir kere, bir kerecik yz yze...
Muzaffer bunu beceremedi, onu babasyla yz yze getire
medi.
Mahir Kabakoluydu bu! Bir korkun yoksulluktan, ite
u serveti ortaya karand o. Tuttuunu koparand. Ban uza
tp Akasaz da u Dervi aslannn azndan alacakt. Ylmaya
cakt. Byle ufak tefek baarszlk onu yldramazd. nce ken
di atlma gemi, olmamt. Sonra olunu yollant stne.
imdi btn aile, kars, ocuklar, kardei, btn aile atlm
dayd. Biliyordu ki aile Dervi kalesini zapt edemezdi ama, bu
kalenin duvarndan her gn bir kerpi drrd.

65
Bu kadar atlm yetmezdi. Baka bir koldan da saldrya
gemeliydi. Dervi Beye adamlar gndermeye balad. Adam
larndan birisinin eline bir mektup veriyor, onu kabul etmesini
istiyordu. Bir kere, bir kerecik olsun kabul etmeliydi. Saygda
kusur etmiti. Kkten kusur, bykten balamak. Bu Trk
menin en byk geleneiydi.
Dervi Bey, onun gnderdii adamlar kabul ediyor, onlar
la konuuyordu. Mektuplarnn da hepsini okumutu. lk za
manlar susuyor, elilere hibir ey sylemeden onlar yanndan
uzaklatryordu. Sonra onlar kovmaya balad. Daha sonralar
da her mektubu bitirince ona svyordu. Btn bunlar gsteri
yordu ki Dervi onunla ilgileniyor. Bir gn mutlaka baracakt.
ne kadar umutsuz olursa olsun, Mahir Bey onu mutlaka yola
getirecekti, getirmeliydi.
Ne zaman bataklktan kurtulmu topraa gitse, oray gr
se, hep ba dnyordu. Toprak mis gibi de kokuyordu. Ner
deyse bu toprak srmeden, ekmeden, tohumsuz douracakt.
Ve bu serilmi, yumuack esmer toprak gebeydi. Yeni bir yaa
ma, yeni rnlere gebeydi. Bu bin yldr, yz bin yldr sularn
altnda yatan topran bitkileri baka olmalyd, mutlaka baka
trl olacakt. Budaylarnn baa bir kar, karaklk, bu
daynn tarlasna at srsen skemez, kamlar rnei. Pamuu
nun her fidan aa gibi, her kozas yumruk byklnde,
iinden ak bulutasna pamuklar fkrm. Meyvelerini dallar
gtremez. Kovanlar bal dolu, sar kehribar. Arlar ki, teki
arlarn iki byklnde. Anavarza kayalnda bir balars
yuvas grmt ilk yllarda, kovan azna kadar svama balla
doluydu ve kayaln kehribar arlar ltl kanatlar, yldrda
yan tyleri, bal rengi kuyruklar, srtlaryla bir tuhaf yarata,
bir tuhaf kelebee benziyorlard. ncirlerinden bal damlar,
zmleri birer bal... Domatesleri ktr ktr...
Buradaki tekmil bitkiler dev bitkiler... Meyveleri tadndan
at diye ortasndan yarlacak, rnleri topraktan fkracakt.
Bu topran stnde bir kz sabaha kadar yatsn gebe kalrd.
Ve bir erkek toprakta yatsn gebe brakrd. Toprak mis gibi, de
lirmiesine bir dl kokuyordu. Dourganlk fkryordu. Top
raklarn bereketleri bceklerinden belli olur. Srtlar binbir renk-

66
le, nakla halkyan dev bcekleri otlar gtrerniyorlard. Kaln,
renk renk kabuklarnn altndaki kanatlar uyuyorken, uyanp
da alnca, gn na para para krlan, bir sr, gne kr
rnzs, gne sars, gne rnavisi, gne yeili, turuncusu, rno
ru, al bir sr renk dzeyleri salyordu.
Bu gebe, bu dourmaya hazr toprak tekmil varln orta
ya dkrnek iin ldryordu. Elinle bile dokunsan topran srt
ar ar kabarr, okanrnaktan kvanl, kendini vermeye hazr
bir rperrne iinde kvranrd. Mahir Bey bu topran srtn sa
atlarca okuyordu. Topran karsnda duyduu ehveti hibir
eyin karsnda duyrnarnt. Bu topra alacak, iftliine kata
cak. Onuru pahasna, btn serveti pahasna. Ne pahasna
olursa olsun. Can pahasna!
"Dervi Bey yola gelrnezse, gelrnezse onu ldrrrn. Ken
di elimle ldrrrn. Herkes de onu Akyollu Mustafa ldrd
sanr."
ldrrro derken tarifsiz bir kvan iinde eriyordu. Bu
toprak iin neler yaplmaz, ne fedakarlklara katlanlrnaz. Co
up da hi baka aresi kalmad zamanlar, adam Yeliyi kar
sna alyor: "u syleyeceklerimi bir iyice ezber et bakalm," di
yor balyordu.
Veli: "Yeter artk," diyordu. "Beni o pis adama, insan bir
p kadar bile, bir sinek kadar bile grmeyen o adama gnder
me. Elini ayan peyirn beni gnderme."
Mahir Bey Yeliye yalvaryor: "Hele bu sefer de," diyordu.
"Hele bir sefer daha. Belki imana gelir dinsiz. Senin sesin . ok
yank, belki houna gider, yreini yumuatr bu ta yreklinin
de beni karsna alr. Bu iirni becerirsen, bu her avucu bir in
san eder topraktan sana elli dnm vereceim."
Veli onun yalvarmalarna dayanamyor, her seferinde de
btn klrneleri, hakaretleri gze alp, amaar Beye gidi
yordu.

67
8

Byk batakln yanndaki yoldan gelen atl bir toz bulu


tunun iine bir giriyor bir synlyordu.
Dervi Bey yanndaki olu Ceyhuna dnd: "Seninki gene
adam gnderiyor," dedi.
Bey bu olunu azck severdi. Buna azck ii snyordu ya,
bundan da umudu yoktu. Bu da Ouzun yce bayran yce
lere ekeceklerden deildi. Deildi ama, onun huzurunda ko
numasna izin veriyordu. Ve herkesler de Ceyhunun babasnn
yannda byle dobra dobra konuabilmesine ayorlard. Bu
Ceyhunda bir eytan ty vard ki Beyi yumuatyordu.
"Byle telal, byle ikircikli gelir onun adamlar. Bunlarn
gelileri altlarndaki atlarn yrylerinden belli olur. stn
deki adam korkuyor mu, atn ayaklar biribirine dolar, yiit
mi, at da uarcasna, ty gibi hafif, yiitesine yrr. kircikli
mi, kederli mi, sevinli, dneeli mi, dalgn m, atn yry
nden, halinden tavrndan belli olur. Utanyor mu, at utanga
utanga yrr. Bu gelen atn stndeki adam utancndan yerin
dibine geiyor. Hi de gelmek istemiyor ama ne yapsn fkara.
Bak, atl ok uzakta, kim olduu, nereye gittii belli deil, koca
yoldan bin kii geer. Yaklasn, greceksin ki bu gelen Kabak
nn elisidir. amaz at yry. amaz. stndekinin iini
apak ortaya koyar. Az bekle. Bu gelen adamlara da yle bir
acyorum ki... Her gelen de stelik arnsakz gibi yapmaya
geliyor. Bu adamda hi mi onur yok? ayorum, insan nasl
nasl bu kadar onurdan yoksun olabilir? Saliden ayorum, ve

68
anlamyorum. Ama ben ona yapacam biliyorum. Onu daha,
daha aa, irkefin iine iteceim ve reneceim ki insan
onursuzluu nereye kadardr, insanolu nereye kadar alalabi
liyor? Her eyin snr olmad gibi, alalmann da bir snr
yoktur herhalde. Ama bu sonsuzluu gzlerimle grmek isti
yorum. Elime bir tecrbe hayvan dm ki, yakasn brak
mayacam. Ve onu mmkn mertebe uzun mddet bu kapya
kpek edeceim ve bu kapda onu kpekler gibi havlatacam.
Bin kere, milyon kere bu kapnn eiine yz srdreceim
ona. Bankalar dolusu paras olsun isterse, u ukurova onun
olsun isterse, ne fayda ... Ona Akasazdan bir dnm bile ver
dirmeyeceim."
Dervi Bey ylesine yumuak, soukkanl, kararl konuu
yordu ki Ceyhun rperdi.
"0, ya Akasazn her avucu bir kan eden toprandan vaz
geecek, ya da bu kapda srne srne, haysiyetsizliin bir
tecrbe hayvan gibi srne srne geberecek."
Ceyhun ekinerek, biraz da dikleir bir havayla: "Baba, bu
ite birazck haksz deil misin? Biraz da bizim istikbalimizi
dnp yle hareket etmen doru olmaz m?"
Bunu sylerken Ceyhun her eyi gze almt. Babas ha
patlad, ha patlayacak, hakaretlerin en beterini stne yadra
cakt. Dervi Bey dncesine kart hemen hi kimseye sz
syletmezdi.
Ceyhun on yedi yandayd ve Muzafferin kyd. Sa
r, dimdik sal, ekik yemyeil gzl, elmack kemikleri inii
lerin elmack kemikleri gibi kkt. Belki de babas byle bir ya
ratlta olduundan tr ona yumuaka davranyordu.
Tam zddna Dervi Bey ne patlad, ne de kk bir kzgn
lk gsterdi. Yumuak, efkatli: "Haksz deilim yavrum," dedi.
"Sizin istikbalinizi ben kaprislerime feda etmem. Sarolu iftli
i iyi baklrsa seni, kardelerini deil, bir koskocaman ky
besler."
Ceyhun bu yumuaklktan yz buldu: "Yetse de yetmese
de," dedi, "artk mal gz karmaz. Biz konmasak, Mahir Bey
konmasa u Akasaz toprana, teki Aalar konacaklar. O ok
sevdiiniz kyllere, Hkmete bir avu toprak bile koklatma-

69
yacaklar. Baba, sen bu ite hakszsn ve de Mahir Beyle bar
rnarnz, bu ite onunla birlik olmamz bizim faydarnzadr."
Dervi Bey gene yumuak, ondan urnulrnayacak kadar alt
tan alarak: "Yavrum," dedi, "sana bir ey syleyirn mi, ben onu
insan saymyorum. Onunla herhangi bir ite birlik olmak beni
gerekten alaltyor. Ne iin olursa olsun, onunla bir yere koya
rnyorum kendimi. Onunla bir yerde, onlarla bir toprak stn
de durduumu, bir dnyada yaadm dnrnek bile beni
alaltyor. Hele onlarla konumak, yz yze gelmek! Onlardan
birisine selam verrnek zorunda kalrsam uzun bir sre kendirn
den utanyorurn, kendimden ireniyorum. Aniadn m imdi
derdimi? Ben lnce, yavrurn, size karmarn, siz istediinizi
yapar, onunla barr, onunla ibirlii yaparsnz. Sana gelince
yavrum Ceyhun, sen aabeyin Muzaffer ve Kabak Mahir gibi
olacaksan l. l de seni yle onursuz insanlar arasnda, gzle
rim kapansn da seni onlar, o onursuzlar, o rm insan d
kntleri arasnda gzm grmesin. Aaah, brahim!"
Ceyhun da Tarsus Arnerikan kolejine gidiyordu. Dervi
Bey btn ocuklarn Koleje vermiti, geriye kalanlar da Kole
je verecekti. O inanyordu ki ngilizi, gelenekleri ngiliz yap
mt. ngilizceyi renen Trk, o dilden ald gerek bilgiyle
daha ok Trk olacak, daha ok Trk geleneklerine sarlacakt.
Zavall Dervi Bey hi kartn dnmemiti. Fakat olu Mu
zafferin halini, nasl irkin bir Amerikal kopyas olup ktn
grmt. Grmt ama bunu bir trl grmek istemiyordu.
O kafasna takrnt, dil renmek, en nde ngilizceyi ren
mek insanlar kendine getirecek, geleneklerine deer vermeyi
retecek, insan insan edecekti.
Ceyhun belki ilk olarak babasyla rahat konuuyordu. Bu
frsat karrnamalyd. nk Muzaffer odasndan onlarn ko
numalarn dinliyordu. Babas Muzaiferi deil byle karsn
da konuturmak... Gnlerdir ki Muzaffer ona babamla konu
diye yalvaryordu. Hem Muzaifere kendini gsterecek, hem
anasna, hem de babasna. Babas yiit, aslan bir adamd. Baba
s gibi bu ukurovada onurlu, soylu bir kii daha yoktu. Byle
bir adamn karsnda konumak! Ona bilgisini gstermeli,
onun saygsn kazanmalyd.

70
"Baba, bu dnyada da yaamak gerek. Yaamak iin de bir
takm zorluklara katlanmak gerek. Hem de ok iyi yaamak ge
rek. Kimseye muhta olmadan, bakalarn sana muhta klarak
yaamak gerek. Onur falan ... Soy falan... yi. yi ama bugn
bunlara pek nem veren yok. Her iin ba ekonomidir. ispat
edildi ki amzda savalarn, tarihin, her bir varln ba so
nu ekonomiye baldr. Bugnk dnyay soylar, milletler, li
derler deil, ekonomi yapyor. Dnya artk kzn boynuzun
da deil, peygamberin kelamnda deil, Allahn ayetinde deil.
Ouzun geleneinde deil, ekonominin srtnda duruyor. B
tn milletler ekonomiye esir oldular. Tarihin mteharrik kuv
veti yalnz ve yalnz ekonomidir. Bizim ngiliz retmen hep
byle sylyor. Biz bu ukurovann en kkl, en zengin, en
byk toprakl ailesi deil miyiz? yleyiz, deil mi? Onuru
muz, anmz var, deil mi? Var. Ama Mahir Bey u anda bizim
varmz youmuzu satn alabilir. On yl nce onun nesi vard,
syler misin?"
"Bey deme u halta," diye Dervi Bey ac ac glmseyerek
Ceyhuna kt.
Dudaklarn sanki bir a anana sakmu karmt ve
dudaklarna alar yapp kalmt. yle a gibi glmsyor
du. ok ekmi, ok grm, her gn, her an lp dirilmi kii
lerin ac, ok ac glmsemesiydi bu.
Ceyhun: "Ben istersem demeyim," dedi usulca, zlerek.
"Ne yazk ki baba herkes ona byle diyor. Deli Halide, soylu
soplu olduu halde, bir zamanlar gk gibi grledii halde Bey
demiyorlar da, Aa bile demiyorlar da, buna ne yapalm ki Bey
diyorlar, ne yazk ki Beyefendi de diyorlar. nk efendim, De
li Halid ekonomikman km, nk efendim, Mahir Kabak
olu ekonomikman dev admlaryla, btn hzyla ilerlemek
te. Ve una hibir zaman gz yummamal, durumumuzu oldu
u gibi grmeliyiz ki, biz daha km deiliz ama kyoruz.
Bu gidile on yl, be yl daha dayanrz belki, sonra tamam.
k devri ve sonra birdenbire k..."
Btn bu dnceler Muzafferin dnceleriydi ve Cey
hun bunlar szck szck tekrarlyordu. Dervi Bey de bunu
biliyor, iten ie glmsyor, susuyordu. Tabancasnn stn-

71
deki sa eli grlr grlmez titriyordu. ann onurun yalnz
parada olduunu, bugnk yklas dnyada yalnz ve yalnz
paraya nem verdiklerini o da biliyordu. te kar koyduu,
bir trl yutamad da buydu ya ... Deli Halidin paras gidince
her eyinin de birlikte gittiini gzleriyle grmt. Deli Hali
din kapsnda yetiip, onun ekmeiyle byyenler bile onunla
alay ediyorlard. Halbuki yz yl nce olsa, elli yl, otuz yl n
ce bile olsa, bir kuruu da olmasa Deli Halide gene Bey gzyle
bakarlar, saygda kusur etmezlerdi.
/ u sar ocuun dedii doruydu. Herkes doruydu u

bok dnyada ama, ya insann soyluluu nerde kalyordu? Arap


atlarn, tazlarn, kpeklerin soyu, domatesin, patlcann cinsi
soroluyordu da u dnyada, insann soyu neden sorulmuyor
du? nsan btn bunlardan daha aa bir yaratk myd? Evet,
insan btn bunlardan daha aa bir yaratkt. Mahir gibi, Mu
zaffer gibi, mantarcana km yeni kma adamlar gibi insanla
rn bulunduu bir soydan daha aa yaratk m olurdu u Al
lahn yarattklar arasnda! Eyeri kt diye niin bir Arap atn
boz bir beygirden aa grmeli? En byk bir hakszlk deil
mi? Paras olan soyludan da stn. Yani boz bir beygire savatl,
pusatl eyeri vurunca, bir eee mcevherli palan vuronca
Arap attan stn oluyor. Haksz, bozulmu, yklnaya mah
kum bir dnyadr bu. . . Byle szleri, parann andan, soydan,
onurdan stn olduunu duymak bile istemiyordu. Duyunca
da deliye dnyor, kan bana sryordu.
"Ben byle adaml hibir zaman kapma koymam, ve
hem de byle adamlara selam vermem, verirsem de kendimi
kmserim. nsanlmdan, onurumdan ok kaybederim.
Kendi kendimden utanrm. Ben ekonomi falan anlamam. Ba
na yklsn onlarn ekonomik dnyas!"
"Ama baba ... "
"Ama babas yok!" Dervi Bey comutu. ok az heyecan
lanrd ama, heyecanlannca da byle durmazd. "A kalrm,
sefil kalrm, Deli Halidden de aa durumlara derim, de
rim de lrm, lrm de onlarn haline gene dmem. nsan
larn, bu sefil, bu yoksul, bu cahil halkn byle kpeklere, ya
lanclara, onursuzlara nem vermeleri devrin bozukluundan-

72
dr. nsann pilemesidir ve bu bir kriz adr. Bu a da gee
cektir. Bu yal, kocam insanlk kim bilir byle ne ktlkler
geirmitir! Bir gn gelecek, insanlar onurun, ann, insan ol
mann paradan da ekonomiden de stn olduunu anlayacak
lar. Bundan yirmi yl nce, on be yl nce u ukurovada in
sanlar bu kadar fakir, bu kadar bitkin miydi? nsanlar bylesine
bir ekmein klesi miydi? nsan dediin insan her zaman, her
zaman insanlar iine knca aln ak, aln yukarda gezebilmeli,
ona insanlar sayg duyabilmeli. Ya senin bu Aalarn, Beylerin?
Her yzlerine bakan insan yzlerine deilse de, ou zaman da
yzlerine ya, ilerinden analarna avratlarna svyorlar. nsan
onlara baknca kusaca geliyor. yle irenler. Sen haklsn
belki yavrum. Belki deil, dpedz haklsn. Ama byle adam
l, paray pulu, ekonomiyi netmeli. Ben istemem yavrum.
Benden rak olsun."
Ceyhun imdi daha aadan, daha sayglca konutu:
"Ama baba," diye balad, "bu dnya yle bir dnya oldu ki
paran yoksa kardein bile yzne bakmyor. Sen de gryor
sun, hem de gzlerinle. Senin adamlarn bile sana eskisi kadar
bal deiller. Baba, bu yzyl ekonomi yzyldr. Bu yz}rlda
tek hakim g ekonomidir. Gerisi laf gzaftr."
Dervi Bey ince uzun, kupkuru boyuyla ayaa frlad. Ge
rilmi bir yay gibiydi.
"Kes!" diye bard. "Kes! Her eyi hepinizden daha iyi g
ryor, ta iliklerimde duyuyorum. Ama kabul etmiyorum, ln
ceye kadar da kabul etmeyeceim. Sonuna kadar dayanacam,
btn varlmla bu insan amuruna kar koyacam, aniadn
m? Ben iimi bilirim. Bu dnyada ne iin olursa olsun, onur
suz yaamayacam. Onlarn haline dtm anladm
gn... " Tabancasn usulca kuann altndan kard, getirdi
azna dayad. "te byle," dedi. "Tetie basvereceim. Sen
sa, ben selamet. Aniadn m, Ceyhun Bey? Ol hikayet byledir
yavrum."
Atl toz bulutuna girip Karak iftlik konana doru ilerli
yordu. iftlie bir kurun atm yaklanca, Bey belki alnr diye
ahn yavalath.
Yaklanca, Dervi Bey sevinle: "Demedim mi, gelen aslan

73
Velidir," diye mrldand. Yznde ac, km, alayl bir g
lmseme gzn gelen atldan ayrmadan: "Demedim mi, de
medim mi," diye ha bire sylyordu. "Demedim mi? Hay Ve
lim hay! Gene mi sen, garibim? Vazgel bu iten. Bu adam seni
gndere gndere yollarda ldrecek. iftliinden buraya kadar
dizleriyin stnde srnerek ve de kpekler gibi havlayarak,
uluyarak gelsen, gene i yok. Dervi onun hunharca fiilierine
alet olmayaca gibi, ona kar da savaacaktr. Hem de btn
varlyla... imdi aslanm, senin Akyollu Mustafa Beyle birle
ip Derviin vcudunu ortadan kaldrmaktan baka aren yok.
Ama Derviin dman bile adamdr. Dervii ldrtmek paha
sna da olsa sizinle ibirlii yapmaz, bir araya gelmez sizinle. O
soylu, ar, onurlu bir adamdr."
Veli, toz ter iinde kalm attan indi, at avludaki bir dut
aacnn dalna balad. Aacn yapraklar gnden kavrulmu,
tozdan gzkmez olmutu. Aaca bal at soluyor, krk gibi
alp alp veriyordu. Dervi Bey soluyan ata acd ve iinden ge
irdi: "Bu yezitlerin atlar da byle perian, byle solaan olur.
Onlarn yannda hibir canlnn deeri yoktur ki ... Bakalm bu
bok dnyann sonu neye varacak. .. "
rentiyle balkondan aa tkrd, halbuki tkrmek hi
adeti deildi.
Veli temkinli, utanga, elimden ne gelir ki, ite gene mec
buren karndayz, der gibi, azck rkek ve arm, stnde
byk bir iin sorumluluunu tayan insanlarn arbally
la merdivenleri ar ar kt, geldi Dervi Beyin nnde gz
lerini yere dikip durdu.
Dervi Bey hibir ey sormadan bir zaman ona ylece bak
t, sonra sert bir sesle: "Syle bakalm, ne istiyorsun gene?" di
ye kmser sordu.
Veli azck kmldad, dudaklar titriyordu. Sesi atallaa-
rak: "Aa selam syledi," dedi.
Dervi Bey hmla szn kesti: "Hangi Aa?"
"Mahir Aa ..."
"Eee .. ?" diye alayl bir ses kararak, "kelam neymi?" di
ye sordu.
"Selam ederim, hrmet ederim, dedi."

74
" istemem, kendisinin olsun. Selamma hrrnetine hi rnuh
talrn yok. Ona syle ki aynen, olduu gibi ikisini de iade
ediyorum. Hayrn grsn."
"Dedi ki, bu sefer bana gzel bir cevap versin, dedi."
Dervi Bey alayl: "Yaa, yle mi? Ba stne."
"Diyor ki Mahir... "
"Hayle konu!"
"Diyor ki Kabak Halilin olu ... "
Dervi Bey ocuk gibi sevinerek: "Bu daha rnnasip."
"Diyor ki, efendime bir bir syleyirn ki ... "
Bey iinden geirdi: "ok glk ekiyor u fkara, braka
ytn da konusun bari."
"Diyor ki o, biz ta ezelden beri kardeiz."
"Ben yle itlere karde olarnarn," diyecekti. Velinin szn
kesrnek istemedi.
"Ben onun yoluna kellerni bile koyarrn."
"Yiide bak!"
Her geldiinde bunu aynen tekrar ediyordu Veli. Bir iyice
ezber etmiti. u gz kasca herif baka sz ezberleterniyor
muydu acaba adarncaza?
"O her zaman, her zaman gene bizim Beyirniz, barnzdr.
Bamz stnde yeri var. Onun Beylii atadan dededen, o soy
ludur. Bizim Aalrnz bile uydurma. Ona her zaman, her za
man hrrnette kusur etrneyiz. O insansa, biz onun yannda sf
rz, onun yannda yerdeki p kadar bile bir deerirniz yoktur.
Onun asaleti var. Arap atlarn asaleti olur da, insanlarn nasl
asaleti olmaz. nsan ki dnyadaki en iyi yaratktr ve Allah in
san kendi suretinde yaratmtr. nsann nasl olur da asaleti ol
maz. Mahir diyor ki ben bunu biliyorum, hem de bara ara
bunu btn dnyaya ilan ediyorum. Halkmz, rnilletirnizi asil
ruhlu Dervi Beyle birlikte asalete aryorum. Diyor ki acele,
ok acele etmek gerekirmi, izin .versin de Sarolu konann
eiine yz sreyim. Biz her zaman, her zaman byrnz,
Allahrnz, Beyirnizi bildik. Ve de ok byk bildik. Boz adam,
fkara adam, babas kabak yiye yiye lm bir zatn oluysak
da atalarmz Saroluna Beyirniz demiler, onun kanadnn al
tnda yaayp bahtiyar, mutlu olmular. Gzlerini arnlar, pa-

75
diah deil, Sanolunu tanmlar. Boz adam, fakir adam, Ka
bak bir zatn oluysak da bunu biliriz ve hem de gidip Beyi
mizin eiine yz sreriz. Bu bizim greneimizdir. Bu grene
imizin nne soylu Dervi Bey gememeli. Bunu da bana by
lece ezberletti. Mektup yazacakh ama, mektubunu eline bile al
myor, yanamalara veriyormusun: Yarn gidip de u mektup
la knz silin diyormusun. Var, Beyimize yksek derdimizi
byle byle syle, dedi. Vakit geiyor, biraz vakit daha geerse
yandk, mahvolduk, dedi. Eiine yzm srmeyi kabul ede
rekten bana yardm etsin, dedi. Beni geri evirmesin. Beylik
mesleinde kullarn geri evirmek yok, dedi. Beyler kullarn .
kaplarndan hibir zaman, hibir zaman eli bo evirmezler,
dedi. Ben, dedi, ondan ne toprak, ne yardm, hibir ey istemi
yorum. Sanolu konann eiine yz srmekten baka bir ey
istemiyorum," dedi.
Veli heyecanlanmt. Yz sapsaryd ama ezberini iyi
okumu, devinin stesinden gelmiti. Konuurken o kadar he
yecanlanmt ki, ezberini sonuna kadar gtrememiti. Krk
dkk epeyce eyler daha mrldand.
Onun boaznn kuruduu, ezberini bitiremedinden do
lay skntda olduu Beyin gznden kamad.
"zlme Veli," dedi. "Gerisini ezbere ben de biliyorum.
Hi sylemediysen yirmi kere syledin. Hem de gzel syledin
imdi. Bir geliinde, bir daha gelirsen eer, karmda bylece
dur, ben senin ne syleyeceini anlarm. Aniadn m?"
Veli ban sallad. ok memnun olmutu. Bu sefer Bey
sert deildi, ar konumuyor, kfretmiyordu. Yola m gelecek
ti, ne? Ah, bir evet deseydi imdi, imdi? Yakay yoksulluktan
kurtarm gitmiti. Ban yerden kaldrmadan bekliyordu. Do
kunakl sylemiti, trk gibi yank sylemiti. Her bir sz
taa iierdi ama, bu herif, bu kanl canavar bana msn demi
yordu.
Mahir Bey ona demiti ki, Beylerin gzlerinin iine boz
adamlar bakamazlar. Yakk almaz. Bakarsan da ok huylanr
lar. Zinhar Beylerle konuurken gzlerinin iine bakmayacak
sn. Bir bakabilse yzne, evet mi hayr m diyeceini anlard.
u birka dakikalk bekleme ona yzyl kadar uzun geldi.

76
Az sonra da Beyin sesi grledi, Veli irkildi.
"Bir daha buraya, bu konaa, bu iftlie yaklarsan, senin
ayaklarn krarm Veli. Bana olmadk iler aarm. Anandan
doduuna piman ederim. Haydi yallah, defol burdan, defol!
Daha m, daha m duruyorsun?"
stne yrd. Kendine gelen, bir anlk aknlktan syr
lan Veli, koarak, paldr kldr merdivenlerden indi, atn elleri
titreyerek zd, atlad ve at ovaya doru doldurdu.
Bey, arkasndan baryordu: "Ayaklarm krarm. Gzn
karrm. unun gnderdii eliye bak, ekya Kel Veli... Kel
Veli! te onun insanl bu kadardr."

77
9

Btn mmkn areleri kesilmiti. Veli gitmiyordu artk.


Gelip ona demiti ki: "Bu son! stersen kes rzkm, Aa. Bir da
ha gidemem, o herifin hakaretlerini dinleyemem. Her sz al
haner gibi, yal kurun gibi."
Mahir Bey, bunca okumu adam, Viyana kaldrmlar te
pelemi adam yanl hesap etmiti. Kirndi bu Dervi Bey, de
rinliklerine inerek onu iyice ett etmeliydi. Olu yoluyla ona
ulanaya almt. Yanl, hem de bin kere yanl. Adam za
ten olundan nefret ediyordu, bir de onun szlerini mi tuta
cakt? Evine gitmi, onu gelenek bayla kskvrak balamak,
konukseverliinden faydalanmak istemiti ve Dervi Bey he
men onun da yolunu bulup, ona hakaretlerin en byn
yapmt. Sonra yank sesli Veli . . . Eski ekya, gzel konuur
ama neylersin ki, Kel Veli. Dervi Bey bylesi adamlardan alr
m? Bin kere de gndersen alacan karlk odur. Vay eek ka
fa vay! Bunca okuduun, Viyanalara kadar gittiin alimallah
bouna ...
Ne yapmal? Mutlak be mutlak bu adam yola getirilecek!
Ya Akasazn topra, ya lm. Birka gn, belki de yirmi, yir
mi be gn, gemi zaman, Dervi Bey stne dnd. Neden
yaknyordu? Boz adam gnderdiinden yaknyordu. imdi de
ona Beyleri gnderse nasl olurdu? En ok szn ettii Bey
kimdi? Kim olacak, Deli Halid! Deli Halid stelik de dm,
harnallk eden bir Beydi. Dm bir Beyin isteini kolay kolay
reddedemezdi Dervi.

78
Yeliyi gnderip Halidi artt: "Dervi Beye gideceksin,"
dedi. "Bartrmak iin ikimizi... "
Halid ince uzun, sapsar kesilmi, iki bklm, ftr apkas
kulaklarna gemi, gzleri hep kederden bir adamd.
"Bizi bartrrsan sana bir ift kz, elli dnm de tarla.
Be yz lira da para ... Gster kendini."
Deli Halid btn bunlar duyunca delicesine sevindi ama
inanmad.
"Hele sen imdi bir iki yz elli ver bakalm. Ben Derviin
azndan girer, burnundan kar sizi bartrrm. Niye bar
myarmu seninle? Sen ondan aa bir adam olu deilsin ki!
Sen de Kabakzadenin olusun. undan bilirim ki Kabakza
de Halil Aa babamn konana gelirdi. Oradan bilirim onu.
Yiit adamd, zengin adamd, onurlu, yce bir kiiydi. Dervi
e diyeceim ki, sen kim oluyorsun da Kabakzadenin oluy
la konumak tenezzlnde bulunmuyorsun? Eer soysa senin
soyun kadar soylu, eer paraysa senden iki misli varlkl,
eer aklsa, diyeceim, herif gavuristana gidip tm gavur ki
taplaryla birlikte Kurankerimi de hatmetmi, pekiii, daha ne
istiyorsun? Eer aranzda baka bir husumetliiniz varsa, ben
Alaybeyoluyum, onu da benim iin bala. Eer soy yk
sekliine kabaryorsan, benim senin ayana gelmem ok yan
l bir harekettir. Yakk almaz. Yce tarihler boyunca hibir
Alaybeyolu Sarolu evine ricac gitmemitir. stelik de bu
devir soy devri deil, akl devri, daha da ok, bir sz syle
yince hakasna sylemeli, para devridir. Sen ver iki yz elli
yi. Ben bu iin altndan kalkarm. stersen Dervii ayana ka
dar getiririm."
Mahir arka cebinden czdann kard:
"Al," dedi. "Daha iki yz elli alacan var. Elli dnm tar
lay, bir ift kz de unutma. Barma haberini getirdiin an
sana daha ok yapacak iyiliklerim var. Seni eski Alaybeyinin
olu yaparm. stersen seni iftlik sahibi de yaparm. Ama az
nceki gibi konuursan Dervii mmkn yok yola getire
mezsin."
Halid heyecandan tkanarak: "Sen karma, sen karma ...
Ben ... Ben ... Benim hatrm iin... Yapar! Yapmazsa o bir yalanc.

79
Ne Ouzu sever, ne de beni. Ne de soylu kimselere saygs var
dr. Karma ... "
Deli Halid belki on yldr iki yz elli liray bir arada grme
miti. Yrei ylesine arpyordu ki... Elli dnm de tarla, bir
ift de kz!
"Mahir Bey," dedi Deli Halid boynunu bkerek, "nolursun,
verdiin u elli dnm traktrnle srver. ki yl sr, yeter.
Ondan sonra ben yakay kurtarrm."
Mahir Bey, iyice umutlu: "Sen bu ii yap, elli dnm de s
rerim senin iin yz dnm de. Seni eski Alaybeyi olu yapaca
m dedim ya!"
"abuk abuk, hemen imdi gitmeliyim."
"Aada otomobil hazr, zatn bekliyor."
Deli Halid koarak merdivenleri indi, ama aya eik kap
sna taklp boylu boyunca yere yapt.
"Zarar yok, zarar yok ayam takld. Olur byle iler. Ha
yrl, ok hayrl bir ie gidiyorum, ofr aam. altr makina
n de beni abuk ulatr."
Sarolu iftliine varncaya kadar yle sylerim de byle
ederim diye belki bin kere dnce deitirdi, sonunda ilk d
ncesinde karar kld. Yepyeni, prl prl otomobilin iinde
ayak ayak stne atm oturuyor: "Pezevenkler bir gn bana
da muhta olur, arkarn persiniz diyordum da inanmyordu
nuz. Sizi benden baka hibir mahlukat, Hazreti Allah bile ba
rtramaz diyordum da inanmyordunuz. Heheeey! Arap atl
Beyler gn gene geliyor."
Otomobil Sarolu konann nnde durduunda ikindiyi
geiyordu. Mthi bir scak kmt ortala.
Otomobili karlamaya kan adama:
"Bey evde mi?" diye sordu.
"Evde," karln ald.
Koarak merdivenleri kt. Bey salonda volta vuruyordu.
Deli Halidi grnce durdu, sevgiyle glmsedi, ona doru y
rd, iki kolunu geni geni aarak onu candan kucaklad:
"Ho gelip safalar getirmisin, benim canm," dedi. "Buyur
otur."
Deli Halid daha "buyur otur," sz Beyin azndan kma-

80
dan kendisini yere att, ayaklarn pmeye balad: "Olunu l
drdm ocana dtm, olunu, be ocuunu da ldrp
ocana dtm. Ya beni ldr, ya da u dileimi yerine getir.
Ya beni ldr... "
Dervi Bey onun ne istediini hemen anlad, kzd. Bunu
ne pahasna yaptn, ne iin yaptn da biliyordu.
"Kalk ayaa," diye bard. "Kalk! Alaybeyolu byle k-
pekleemez. Kalk ve evimden k. Kaaalk! Kalk ve defol."
Deli Halid:
"Beyim, Beyim," diye inliyordu.
Dervi Bey emir verdi: "Atn unu dar! Gtrn de unu
o kpein otomobilinin iine koyun."
Cebinden bir be yz liralk kard stne att: "Btn ba-
rtn, grltn, kpeklemen bunun iin deil miydi? Al!"
Deli Halid:
"Deil deil, o kadar deil," diye inliyordu. "ok fazla."
Kollarna, hacaklarna yapan yanamalar onu karga tu-
lumba gtrp otomobilin iine attlar, ofre de: "Durma ek!
Bey ok azgn," dediler. "Bana ok iler aar. Sr!"
Otomobil kasaba yoluna gelince, Deli Halid ofre: "Dur,"
dedi, "ineceim." Sevin iindeydi. Otomobilden indi, kasaba
ya yneldi: "ok kr," dedi. "Ksa gnn kar bu kadar olur.
ok kr!"
Mahir Bey olup biteni ofrden rendi. Halidin hata etti
ini kabul etti. Ayaklarna kapanmasa da adam gibi gitseydi bu
i olmu gitmiti. imdi baka bir Bey bulmas gerekiyordu.
gn sonra Cck Beyini gnderdi, Cck Beyi de eli
bo dnd. Kasabann Mal Mdr nl Danimendolu ol
duunu sylyor soyluk kad gsteriyordu. Dervi Bey de
onun Danimendolu olduunu kabul ediyordu. Mal Mdr
de eli bo dnd. Burada bir de Zlkadir oullar vard. Zlka
dir oullar Osmanlya kz vermi, Osmanldan kz almt. Fa
tih Sultan Mehmedin anas bile Zlkadirli kzyd. Zlkadir
oullarndan Hac Beyi gnderdi, o da eli bo dnd.
Kala kala Kozanolu, Ramazanolu kalmt nl byk
Bey olaraktan. Kozanolu Dava Vekili Fethi Beyi de gnderdi.
Fethi Bey Osmanlya bakaldrm Kozanolu Ahmet Paann

81
tarunu olurdu, o da para etmedi, eli bo dnd.Bir de Ramaza
nolu buldu. Bu Ramazanoullarnn hala itibar vard. kme
milerdi daha. Szleri Mustafa Kemale bile geiyordu. Sz
gegel Ramazanolu da Sanolu Derviten eli bo dnd.
Bir gn Mahir ne eyleyeceini arm, bu kudurmu ada
m nasl yola getireceini dnerek ardan geerken gz
Reid Aaya iliti. Reid Aa Birinci Dnya Savanda gmen
olarak Vandan gelmiti buraya. Derlerdi ki Reid Aa Vann en
byk Beylerindenmi. Burada bycek bir kuma dkkan
vard. Dervi Beyin kasabada en sayd, en deer verdii
adamd. Reid Aann geldiini ta uzaktan grnce Dervi aya
a kalkyor, ona doru gidip elinden tutup getiriyor, yerine
oturtuyordu. imdiye kadar Reid Aa nasl olmu da aklna
gelmemiti? Reid Aa bir Beydi, hem de soylu soplu bir Beydi.
stelik de arbal, onurlu bir Beydi. Azn ap da bir iki sz
ettii grlmemiti ama, otuz yldr da btn dmanlar o ba
rtrmt. Kanl bakllar, yz yldr kan gdenleri, parti iin
deki anlamazlklar hep o hale yola koymutu. Reid Aa u
kurovada bir bar melei olarak n salmt. Nasl, nasl ol
mutu da Reid Aa aklna dmemiti bunca zaman?
"Reid Aa!"
"Buyur Meher Bek."
"Sizden bir ricam olacak."
"Nedir o? Ha ben oni bilirem. imdiye kadar nedirkim be
ne sen gelmemisen? Yarndr, sabahdr erkendir, gndermikin
otomalofil, ben gitmidir Dervi Sarioli Beke. yle mi?" Gl
yordu.
Mahir Bey de glerek "yle," dedi.
Reid Aa: "Allahmi sayemizde ben bunun altnda kalk
mi. Bir barimi iki arasine sokmi. Yarindir, sabahmi, tomo
filmi."
Mahir Bey: "Yarn sabah erkenden," dedi, "otomobil sizin
kapda hazr." Sonra dnd: "Sen ne iyi adamsn, Reid Aa,"
dedi gzleri yaararak Gerekten bu dnyada iyi insanlar da
var. Hi yalvartmadan, iki sz bile syletneden istediini ka
bul edivermiti.
Reid Aa: "Yok iyi adam," diye ellerini gbeinde kavu-

82
turdu. "Yoimi iyi adam. Varimi Allahmi. Allahmi sevmi
bari. Allah ok dmanmi dmanlk. Ben yaparem senin ii.
Allah istemi, bendeci yapmi. Allah istememi, Reid Aadir
ne halt gelmi elinden? Eveldir Allahmi."

Sabah erkenden otomobil sesini duyan Dervi Bey pencere


den bakt. u mendebur bugn de kimi gnderiyordu acaba?
Merak eder olmutu. O yzden otomobil sesi duyar duymaz
pencereye kouyordu. Nah burasna gelmiti. Bugn gelen kim
se, gelenee falan bakmadan kna bir tekme, merdivenden
aa. .. Bu kpekle kendisini bartrmak onlara m kalmt!
"O itin otomobilinin iinden kim karsa, karn merdiven
bana, aa yuvarlayn," diye bard. Bu bir delilikti ama, in
sanla smazd ama, artk canna tak demiti.
Birden gzlerine inanamad, otomobilden kan Krt Reid
Aay merdiven bana karp fkaray yz krk kiloluk bede
niyle aa yuvarlayacaklard. Reid Aay candan kucaklad,
onu pt. Hibir zaman evine gelmedii iin de ona sitemde
bulundu. Sahi dnyay bartran Reid Aay gndermekte
Mahir niin bu kadar ge kalmt.
Gerekten Bey, Reid Aann geliine ok sevinmiti. Ra
hat, mert, erkek bir yz vard. Hemen hemen kasabaya her
iniinde Reid Aaya urar, onun bir ac kahvesini ierdi. Bu
adama sayg duyuyordu. Ve onun yannda bu dnyann pisli
ini unutuyordu. ylesine ocuk gibi saf, temiz yrekli, yiit
bir adamd.
Sedire otururlarken: "Geliiyirt sebebini biliyorum," dedi.
Reid Aa zr dilercesine: "Barimakdir, Allah istemitir."
Dervi Bey el rpt, hizmeti kz geldi.
"abucak iki kahve," dedi.
Konumaya baladlar ama Dervi Bey Reid Aann ko
nutuunu anlamyor, karlk verirken de ne sylediinin far
knda olmuyordu. Reid Aann yz ona bir eyleri, tatl, ra
hat, gvenli, insann iini sevinle dolduran aydnlk bir eyleri
anstyordu ama neydi o? Neydi, neydi? Dndke bulam
yor, bulamadka sktaeana sevinci artyordu. Bu yzde bir
eyler, ho bir an vard.

8
Gzleri Reid Aann yzne dikilmi, dalgn, bir sre ka
lakald, sonra: "Buldum," dedi. "Bey senin arncan olu olurdu,
yle mi?"
Reid Aa: "Bele," dedi. "Bey benim amucam oludir."
Bey, Dervi Beyin mrnn en gzel ansyd. Ne zaman o
aklna dse sevinten, mutluluktan dolup dolup taard. Co
mutu.
"Ho geldin kardeim," diye Reid Aay bir daha kucakla
d. Reid Aann gzleri doldu. Yllardr bylesine cokun bir
sevgiyle onu kimse karlamamt. Nerdeyse kocaman, sa sa
kah apak olmu adam boanacakt.
"Can biraderim benim! Aaah eski gnler, Beyin buraya
gmen geldii gnler... Sen de birliktin Beyle, deil mi?"
Reid Aa bouka: "Bele," diyebildi. ki szck daha sy
lemek zorunda olsayd kendini tutamayacakt.
"Bana demiti ki Bey, alayarak, Dervi Bey, demiti, boy
numuz bkk, kolumuz krk, demiti. u ukurda ben senden
baka Bey gremedim. nsanlar Beysiz paasz, babo hayvan
lar gibi dolayorlar, demiti. Eee, ho geldin kardeim. Biz kar
de saylrz. Bey demiti ki bana, senin arncan olu Bey."
Reid Aa gene zorla: "Bele," dedi.
u alama zorlamas, u boazna dmlenen hkrk, u
gzlerine dolan ya bir geseydi...
"Bey demiti ki bana, btn Beylerin Krt olsa da, Acem,
Arap, ngiliz, Fransz, Rus, Alaman, Grc, inli, Hindli de ol
sa, btn dnya Beylerinin soyu Ouza kar. Btn dnya
nn, yetmi iki milletin soylarnn gbef Orta Asyada kesilmi
tir. Ol sebepten btn Beyler z bir kardetir. Onun iin biz se
ninle karde oluruz. Bunu sana bin kere syledim. Neden kar
deiyin evine gelip gitmezsin? Bu ev senindir. Bu iftlik de se
nindir." Gene el rpt. Birden gzleri parlad: "Sen sa ol, sen
var ol, Reid Aa," diye bard. Gelen yanamalara da: "Bir
toklu," dedi, "ya da iyi bir koyun. Evimize kardeimiz gelri,
hemen kesin."
Bir konua koyun kesrnek Trkmenin en byk ikramyd.
Reid Aa kar koyacak oldu.
"Bek! Bek!" dedi.

84
Dervi Bey sevin iinde onun omuzlarn okayarak:
"Bu eve imdiye kadar senin gibi onurlu, soylu bir adam
daha ayak basmad. Sana koyun da az, deve de..." Durdu, elle
rinden tutup onu ayaa kaldrd: "istediini yapacam. Senin
yksek, gzel, soylu hatrn iin o kpekle baracam. Btn
dnyay, memurundan Beyine, Aasndan klesine, olumdan
kardeime kadar, btn dnyay ayama dkt, gene barma
dm. Ama senin gzel gnln ho etmek iin onunla baryo
rum. Sen desen ki, Dervi git de kardeiyin katili Akyollu Mus
tafayla bar, szn kramam, gene barnn."
Reid Aa iin arhk bu kadar fazlayd, dayanamazd. "Sa
ol, var ol, bam senin yoluna kurban, Bey," diyecekti, diyemedi.
Gzlerindeki yalan tutamad. Yalar yanaklarndan aa sz
maya balad. Mendilini karp, arkasn dnd, gzlerini sildi.
Bey hala konuuyor, Reid Aa dinlemiyordu. Alamas
geip, boazndaki dm zlnce: "Bek," dedi, "insan se
nin yoluna lr. Asil azmazdir, yol amazdir demi sizin Tr
komani. Dorgidir gurban."
Dervi bu arada, merdiven banda bekleyen adarnma ia
retle bir eyler anlatt. Az sonra iftlikteki Krt yanclar, yana
malar, oluk ocuk, kadn erkek geldiler.
"Ben Bey deilim. te soylu bir Bey. Ve de sizin Beyiniz."
Krtler sra olup Beylerinin nnde el pene divan durdu
lar ve teker teker elini pp ekildiler.
Reid Aa kvantan atlayacakt.
"Tosun Bey de size akraba olur mu? Hani gmenlikte gel
miti de ben onu eve, iftlie almtm."
Duvardaki altn ileme klc gsterdi. Belindeki sedef sapl
tabaneay da kard. Reid Aaya uzatt. Reid Aa tabaneay
eline almad.
"Estafurullam Bek! Senin silahna bizim gibirolerin eli
dememi."
Dervi Bey tabancasn beline sokarken: "te bunlar o
gnderdi," dedi.
"Tosun Bek de bize akrabm. ok gzelmi bunlar. Baba
min babas Tosun Bekin dedesinin gizini almie. ok antikami
bu silahlarmi."
Dervi Bey glerek "Demek Kabak bu sefer de seni bul
du? Durdu durdu da turnay gznden vurdu. Nasl bildi ki
senin szn bir iki etmem ben? l desen lrm? Git u k
peklen bir arada yemek ye desen yerim? ocuumu istesen,
gtr de ocuumu kes Reid Aa derim?"
Reid Aa utanga bir delikanl sklganlyla kocaman el
lerini gbeinin stnde kenetleyip: "Gusurami galmamien
Bek, geldim kim barii Allah istemi. Dmanlkmi Allah ya
nnda ktm."
Dervi Bey artk duymuyordu. Bir dnce, bir kvan, bir
sevin frtnasnn iine dm, akla evkle Krtleri, ukuro
vaya g gnlerini dnyordu.
Birinci Dnya Savandan sonra ukurovay Krtler dol
durmu, u ovaya irili ufakl yzlerce kl adr kurulmutu. Sa
van yurtlarndan yuvalarndan ettii Krtler stmadan, alk
tan krlyorlard. ukurova havas onlar iin hava deil ayd.
A alp a veriyorlard. Her eyleriyle, atlar, eekleri, koyun
lar, tavuklar, adrlar, her bir eyleriyle gelmilerdi. Her oba
nn, airetin banda Beyleri de vard. Stmada, alkta, bu fela
kette bile sk skya greneklerine balydlar.
Beylerinin sznden kmyorlar, bir dediini iki etmiyor
lard.
Bir gn Krt Beyini ziyarete gitmiti. Bey gene saltanatl,
byk, heybetli, ii bulunmaz kilimlerle 'dolu yedi gbekli bir
adrda oturuyordu. Yz sapsaryd, gznn feri kalmamt
ama, gene de grkemliydi. Bir arl vard. adrn kapsnda
da milli klklaryla iki silahl kii nbet tutuyordu. Biliyordu ki
Beyin bugnlerde yiyecek ekmei bile yoktu. Belki de u anda
at. Ama stne oturduu hal, imdi, u anda, su iinde yz
altn ederdi. A kalmak baka, yz altnlk halya oturmak ba
ka ... Atr diye kimse Krt Beyini knamazd. Onu bir boz
adam adrnda gren gurbette de olsa knard.
Stmal Krt uaklar onu Beylerinin yanna trenle gtr
mlerdi. Hi kimse trene aykr en kk bir harekette bulun
mamt. Beyleri nlerinden geerken stmadan zangr zangr tit
reyenler, bir kilometre uzakta olanlar hemen ayaa frlyor sayg
duruuna geiyorlard; yedisinden yetmiine btn Krtler.

86
Dervi Bey bu balla, bu saygya, gurbet elde aln, se
faletin alp gtremedii bu grenee hayran kalmt. nsan
dediin insan ite byle olur. Hayran kald, sevdii, sayg
duyduu bu insanlara elinden gelen her yardm yapmt. Bir
ounu iftlie alm, birounun karnlarn doyurmu, hele
Beylerine, hi belli etmeden bir kardein bir kardee yapt
yardm havasnda yardmlar etmiti. Krt Beyi de memleketine
dndkten sonra onun yapt kardelii unutmam, onu hi
bir vakit gnlnden karmamt. Ona boyuna armaanlar
gnderiyordu. Ta Vandan ukurovaya her yl birka kere ar
maanlar yolluyordu. Bir kheylan at gndermiti ki, bir ei
Arabistan lnde de bulunmaz. nsan gibi anlayl, akll bir
att bu. Bir konumas eksikti. Az zamanda atn n btn u
kurovay tutmu, gzellii dillere destan olmutu. Bir de ok
deerli, antika, kabzas altn ileme, zmrt kakma bir kl
gndermiti. Klcn st batan aa ayetlerle bezeliydi. Kl
cn Krt Beyinin dedesi Selahattin Eyyubiden kald syleni
yordu. stnde, klcn Selahattin Eyyubiye ait olduuna dair
yazlar da vard.
Bu Bey Tosun Beydi. Ak sakall, uzun boyluydu. Yznde
sert, kaya gibi, bir yrtc kuu andran bir hava vard. Yank, in
ce yznn hatlar derin, byk kara gzleri de gece gibi usuz
bucaksz ve derindi. Burnu kemerliydi. ok az konuuyordu.
Konuurken ar, ie ileyen bir sesle konuuyor, sesinin nasl
bir etki yaptna ok dikkat ediyordu. Beylik greneince bir
Bey iin ok konumak, gevezelik etmek olacak ilerden deil
di. Tosun Bey de bo yere bir tek szck konumuyordu. Yllar
yl da bir tek fazla sz kmamt azndan. Sesinin tonu da
ok ayarlyd. En korkun olaylar karsnda, en byk sevin
lerde bile sesi bir ton alalmaz ykselmezdi. Temkinli, hakim,
biraz yiit, vakur ve biteviye...
Tosun Beyin bir de bir dman gelmiti ukurovaya. O da
yaknlarda bir kye yerlemiti. Yz yllk bir dmand. Boyu
na biribirlerinden adam ldrmler, boyuna biribirlerinin
obasn talan etmilerdi. Bu Beyin de ad Amer Beydi. Amer
Bey u gurbet elde Tosun Beyle barmak istiyordu. Balarna
bunca felaket gelmi, yurtlar yuvalar dalmt. u gurbette

87
bunca felaket karsnda da dman kalmak yakkszd. D
v, dmanlk sonuna kadar src bir i deildi. Makbul
olan kardelikti. Kimsiz kimsesiz, yapayalnz bir diyarda, bun
ca ektikten sonra dmanlklar faydaszd. Dostlukta bulun
maz faydalar vard, insan glendiren. Gurbet elde kimin kim
olduunu kimsecikler bilmiyorlard. Tosun Beyin kim olduu
nu, soyunun sopunun nereden inip geldiini yalnz Amer Bey
bilirdi. Amer Beyi de Tosun Bey...
Btn bu kandrc szlere karn Tosun Bey barmaya bir
trl raz olmuyordu. Bartrmak iin soylu bir Beyin araya
girmesi gerekti. Ne yapsn Tosun Bey, gelenek byle istiyordu.
Bu Dervi Beyin kulana gitti ve araya girdi. Rica etti, utler
verdi, bar stne, dostluk stne tatl, inandrc szler syle
di. Tosun Bey uzun bir ikircikten sonra yola geldi.
te bu barma trenini Dervi Bey hi unutmad. inden
diyordu ki, bizde de, Trkmende de byle treler vard eski
den. Mutlaka vard. ok eskiden, Trkmen Trkmenken. Ou
zun bayra tm ukurovada, Arabistanda, Acemistanda, Ho
rasanda, Tuna boylarnda dalgalanrken. Kahpe Osmanl bozul
mam, Ouzun belini krmamken. Kozanolu ayaklanmasn
dan az nce bile bu treler olmalyd Ouzlarda... Ouzlar da
byle barrlard. .. Barmaya gelen adam, Amer Beyi de bir
trl unutamamt. O gn bugndr ak kefene sarlm, elinde
yalnkl Amer Beyin hayali bir trl gznn nnden gitmi
yordu.
Trkmen de, Ouz da, bozulmadan nce Osmanl da by
leydi. Byle barrlar, byle treleri olurdu. Temiz, pak. Bu ba
rtan, bar treninden sonra Dervi Bey Tosun Beyin ellerine
yapm: "nsan dedikleri, kavim dedikleri sizin gibi olur. Biz
bozulduk, biz atalarmz inkar ettik. Dnyay aldk, dnya im
paratorluu kurduk ama ne fayda. Ouz gitti elimizden, treler
gitti. Bozulduk, millet olmaktan, kavim olmaktan ktk. Sizler
yaatyorsunuz Ouzu. Var olun, sa olun," demiti.
Ve Tosun Bey sevinten alamt. Dervi Beye sarlm, ba
n omzuna koymu, alamt. Dervi Beyse bu vakur, bu gk
gibi grleyen koskoca Krt Beyinin, bu yrtc kartaHar rnei
Krt Beyinin haline am kalmt. Demek ki bu kaya sertli-

88
indeki adamda bir ocuk yrei incelii vard! Kurun yese
hk demeyecek bir insann bylesine ocuklamas Dervi Beyi
de alatmt.
Tosun Bey: "Ah Beg, ah Beg, biz de bozuluyoruz, biz de!"
demiti.
Giden, yok olan Ouza, unutulan trelere, birlikte kadnlar
gibi alamlard. Dervi Bey bu attan sonra kendisine ve To
sun Beye sz vermiti. Her zaman, her zaman elinden geldike
Ouzun bayran yere drmeyecek, Ouzun trelerini ba
tac edecek, unutulan treleri canlandracakt. Gerekirse bunun
iin maln mlkn, gerekirse cann da verecekti.
"Bizim atalarmz da byle, ite tam byle barrlard. By
lece ite... tam bunun gibi." Bilmiyordu ya, ama tahmin ediyor
du. Yalan sylediinden azck utanmt ama baka trls de
olamazd. Her yerde btn kavimler, btn Beyler byle onur
lu, byle gzel trelerle barrlard. Dervi Bey damanda en
gzel tat, bu gnleri, Ouzu, Tosun Beyi, ak kefenli vakur
Amer Beyi dnyordu.
Reid Aay unutmu gitmiti. Birden kendisine geldi:
"Evet Reid Aa," dedi. "Sen sa olasn. Seni bu evden eli bo
gndermek benim iin lmden de beter olurdu. Evet, onunla
baryorum. Hem de Beyler, Ouz Beyleri, dnyann btn
Beyleri nasl banr, ben de Kabakyla yle baracam. yi
dinle beni, can biraderim Reid Aa, ]?yk Ouz soylu Reid
Aa, kulak ver de iyi dinle beni."
Gzleri kurnaz, kvanl bir lt iinde, bir stma nbetin
de yanyordu. Barma gnnn Krt Beyi Amer gelmi ak li
bas iinde karsna dikilmiti. Onun yerine Mahiri gznn
nne getirip sevinten ldnyordu. Mahir kabul edecek miydi
acaba? Edecek mi de sz m, tabii edecekti! Hem de gt ata ata
edecekti.
"Atalarmz, senin benim atalarmz nasl barrlard? an
ile, hret ile barrlard. Ben de bir kimseyle barrsam, aynen
onlar gibi, tpatp onlarn usulnce bannm. Ouz Beyleri
nin ann, ycelere ekilmi bayran engine indiremem, Re
id Aa. Hem de u cann sa iken yanmda da sizin gibi asil
soylular var iken hibir zaman, hibir zaman Ouz bayra

89
yerlerde srnmeyecek. Sen sa, ben sa olduka yere dme
yecek Ouz bayra. yi dinle beni. yice, can yrekten ku
lak ver bana. Ouz tresini getirip kasabann ortasna dik
mek, Ouzu dnyaya gstermek zaman geldi." Srtna bir
ka kere hzla vurdu. "Gn bizim gnmzdr artk. yi ki gel
din. Seni grnce tp diye aklma dt Ouz tresi. Ouz tre
sinin hatr iin baracam o kpeklen. Trece barnay ka
bul ederse bana verecei topra da ona armaan edeceim. is
terse tm ukurovay alp iftliine katsn, gz yumacam. is
terse iftliimin yarsn da ona veririm. Yeter ki Ouz tre
sinin bayra onun yznden ukurovada dalgalansn. Yeter
ki ... Reid Aa, yeter ki can biraderim, z kardeim Reid Aa!
Sen benim z bir kardeimsin, Reid Aa. Hem de kardeten de
ileri, Bey soyusun, temiz kanl, z kanlsn. z kanl ne demek,
kan cevahir demek. Kimde bulunur byle cevahirli kan? Sen
de, bende, yani bayra yce Ouzda ... Temiz kanl adamla
rn ayaklarnn bastklar yerde hayr vardr. Bet bereket, hayat
fkrr oradan. te sen benim evime geldin, on asrlk Ouz
bayra gklere ykseldi."
Reid Aa bir iyicene aknla uramt. Dnyor, d
nyor, hibir ey anlamyordu. Bu Ouz iinde bir eyler var
d, vard ama neydi? Bir eyi anlamt yalnz, Bey, o kan cieri
be para etmez adamla kendi hatr iin baracakt. Birden gel
diine de geleceine de piman oldu. Koskocaman bir Bey, Ka
bakolu gibi bir kpei karsna alacakt, hem de kendisi
iin. Acaba, vazge Bey, barma benim iin dese ne olurdu?
Sonra vazgeti. nk bar iyiydi. Kiminle olursa olsun bar
mak sevapt ve baranlar Allah indinde makbul kiilerdi.
Bir eyler, bir olumsuzluk sezinliyordu bu Ouz iinde. Bu
Ouz gibi barmak ii Beyi lgna evirmiti. Ouz szn da
ha nce bir kere daha duymutu ama, nereden, ne zaman bir
trl aklna getiremiyordu. Kafasn kurcalyor, kurcalyor, u
Ouz sznn ne olduunu, anlamn bir trl karamyordu.
Dervi Beyin dediine baklrsa Ouz eski, eli bayrakl, korku
lacak bir eydi. Yce bir yerlerde, yaylalardayd.
Ne olursa olsun Beyin dilinin altnda bir eyler saklyd.
Ouzda da bir bit yenii vard. Bir aniayabilse u Ouz sz-

90
nn ne olduunu ... Soramazd ki Beye. Bey ona ne gzle bakar
d sonra? ylesine sylyordu ki Bey, Ouzu mutlaka tanmas
gerekti. Beklemekten, Ouzu bulamamann skntsndan terle
miti.
"Terledin Reid Aa. Ouz atamzn szn etmek seni
d uygulandrd. Soylu kann depreip, grl grl aknaya ba
lad. O stszler Ouzu ne bilirler, insan ne bilirler."
, Seziyor, azck sezdi. Ouz atamz dedi, diye dnyor.
Demek ki Ouz dedesidir bunun. Heyecandan tkanarak: "On
lar Ouzun bilmemiler Bek. He bilmemiler," dedi sesi atal
laarak.
"imdi kulan iyi a Reid Aa. yi ki, u kpek akl etti
de bu sefer seni gnderdi. Yoksa kyamete kadar onunla bar
mayacaktm. Bunu da ona bylece syle. Seni grr grmez,
soylu yzne bakar bakmaz hemen yreime tp diye damlad.
Bu adamla barmak gerek. Ama Ouz tresinin asaleti muci
bince! Tarihi Herodot der ki, ve de tarihi Naima, ve de Evliya
elebi Efendimiz yazarlar ki Ouz Beyleri yeryzne gel
mi en byk, en yce, en asil soydur. Tarihi Felatun da onu
aynen tasdik eder. Tarihi Herodot der ki, hem de Naima Efen
dimiz, Evliya elebi ve Hammer tasdik ederler ki Ouzlardan
bir yce Babu km ki adna Cengiz Han derler. At srtnda
lm ... " Dervi Bey comutu. "Kulan a da bu szlerimi iyi
dinle Reid Aa ... "
Reid Aa kulaklarn dikti, Beye doru uzand, dikkat ke
sildi.
"Atamz, senin benim atam Cengiz Han at srtnda dnya
y fetheylemi, ve hastaianm bir gn. n de atndan, rahat d
eklere yat da iyile demiler. Ulu atamz Cengiz Han demi ki,
Ouzlar yatakta deil, at srrtnda lrler, demi. Gnlerce, ay
larca at srtnda yol alm, dalar, ovalar, ller gemi, bir sa
bah bakmlar ki ulu atamz Cengiz Han lm. lm ama di
ri gibi at srtnda dimdik, bir servi aac gibi upuzun durur
mu. Ka gn nce ld belli deil..."
Reid Aa gzleri ya iinde kalm: "Vah vah!" dedi. "Bin
kerem vah! yle bir babamyiide vah! Ne adam imi! Odir bi
zimdir ulumi atamiz."

91
Dervi duymad, ya da duydu aldrmad.
"Reid Aa, bana bak. Asil soylu, at srtnda can veren
Cengiz Han soylu, Ouzun dnyadaki yiit direi Reid
Aa, a kulan da Dervi kardeini iyi dinle. Ouz tresini,
barma tresini var git, olduu gibi Kabakolu Mahir Paaya
anlat. Benim hatnn iin, Ouz soyunun yz suyu hrmetine,
Ouz tresinin kutsall adna Dervi Bey seninle Ouz tre
since baryar de. Ouz tresince barnay kabul ederse bar
acak de. Ama Beyler barnca yalnz be yalnz Ouz tresince
barrlarm, de. Olur mu?"
"Sylerem, sylerem... Bam stnde, gzm stnde
Uuzum tremeninin sylerem. Derem ona, Bek demi bene,
Bekler Uuzun tremeni iin barimie. Yosam Bekler, baka
trlm yoimi barime."
Bey konan byk salonunu arnlayp duruyordu. Sevi
niyor, glyor, konuuyordu. Sevincinden ne yapacan bile
miyar, geliyor, boyuna Reid Aann srtn svazlyordu. Reid
Aa da sevincini belirtmek istiyor, fakat dili diline dolayor, iki
sz bir araya getiremiyordu. Yz kpkrmz kesilmi, du
daklar titriyordu.
Zaman geip Beyin cokunluu azck durulunca, geldi Re
id Aann elini tuttu: "Bu gece benim misafirimsin," dedi.
"Mmkn yok gndermem." Aaya bard: "Reid Aa bu
gece bizim misafirimizdir, ona gre," dedi. Reid Aann yan
na oturup onun elini tuttu. " te byle Reid Aa, biz bu dn
yaya Ouz geldik Ouz gideceiz. Ouzun tresi, at srtnda
len Cengiz Hann bayra her daim, her daim bamzn tac
olacak. Baka trl baramam. Baka trl Ouz evine onun
murdar ayan sokamam. Bunu ona bylece syle."
Reid Aa: "Sylerem," dedi. "Sen ok byk bir Beksin,
Bek. Sen de Cimigiz babamiz gibi atn srtnda lecekmisin.
Bari budir. Yokdir bagasi." ahadetparman dikti: "Beyle
beyle, aha beyle derem Kabakiya! Yokdir bagasi."
Dervi Bey glyor, admanlk ediyor, bir ocuk okar gibi
Reid Aay efkatle, ii sevgiyle dolarak okuyordu. Sevincin
den yerinde duramyordu. Bir eyler yapmalyd. Yoksa sevin
ten atlayacak, ya da bana bir kt hal gelecekti. Bir sre evin

92
iinde drt dnd. Sonra aaya bard: "Atm ekin!" Reid
Aaya doru yrd: "Sen rahat et. ok yoruldun. Ben birka
saat sonra gelirim."
Merdivenleri hzla, ikier er atlayarak indi ve atma bir
anda yayianm gibi atlad, atn ban ovaya doru evirip dol
durdu. Bir sre sonra da ovann maviliine kart gitti, gzk
mez oldu.

93
10

Mahir Kabakolunun karsnn iki gz iki emeydi. Re


id Aaya kara alklar ediyordu: "Reid Aa, Reid Aa, o k
pee keki arkan st gitseydin. Sevinerek getirdiin haberi di
lin rseydi de sylemeseydin. O kocaman, o koskocaman di
lin azyn iinde ulayd da bu kara haberi kulamz duyma
yayd. Ayaklarn krla da o gavurun evine gidemeyeydin. G
zn kayd da o yollar gremeyeydin. Yktn evimizi, sndr
dn ocamz Reid Aa! . . "
Mahir Kabakolu ylgn, l bir sesle: "Sus, hanm sus,"
dedi. "Belki bir yolunu buluruz. te barmaya raz ettik herifi.
Belki artn da hafifletiriz ... "
Kadn hkrarak: "Bunun hafifletilecek neresi var ki, zalim
dman bunu bekliyordu, yle bir gn, seni ele gne rsvay
eylerneyi bekliyordu. te oldu. te dileine eriti, eriti dinsiz,
eriti katil!"
Reid Aann barma teklifi korkuntu ama, ne de olsa bir
kere yola gelmiti. Bir yolu bulunur, Dervi bu iten vazgeiri
lirdi. Bu adam deliydi. Hi onun teklifi kabul edilir miydi? Ka
rs, onun bu teklifi.kabul edeceini iddia ediyor, kahroluyordu.
Evden l kmasna, evin iini bir yas havas brmt.
Kederden kimse soluk bile alamyordu.
Mahir Kabakolu evdekileri, karsn yattrmak iin:
"Etmem," diyordu, "lsem de, kendi iftliim de elimden gitse
onun bu teklifini kabul etmem!" diyor baryordu. "Ciddi de
ildir. Byle bir teklif kabul edilemez. Benim tarafndan deil,

94
kpekler tarafndan kabul edilemez. Ouz tresi, Cengiz Han
tresiymi! Azna o Cengiz Hann, slalesinin de azna o in
san kasabnn! Ouz mu? Ouzda byle vahi bir grenek yok.
Dpedz bu oyun onun hasta muhayyelesinden kyor."
Kendini barmaya gider gryor bir an, tyleri diken di
ken oluyor, "uuuuv!" diyordu arada bir, "uuuv, uuuuv!" Ya bu
ite Dervi sonuna kadar srar ederse? Zulm, zulm de deil
lm! Alaklk! Israr ederse bunda Dervi, mmkn yokya
pamayacakt. Yaparsa eer bu olay kasabann diline yllar yl
destan olacak, gazetecilerin diline decek, belki de yabanc ga
zetelerin "Dnyada neler oluyor, garip olaylar" stunlarna ge
ecekti. Btn dnyaya, btn dnyaya yaylacakt. Bir mr
nereye giderse, ne yaparsa, bu olay da arkasndan gidecekti. Ve
bir mr boyu nne gelen onun bana gelen bu hikayeyi an
latp anlatp gleceklerdi. Krtler, Krt Beylerine glmyorlar
d. nk oralarda her gn olagelen bir grenekti bu. Burada
da byle bir gelenek olsa, o bilmez miydi, bu mendebur dpe
dz uyduruyordu. Burada ne Trkmende, ne de Avarda tarih
ler byle bir gelenei yazmamlard.
Reid Aay bu olmaz, yaplamaz teklifinden vazgeirmesi
iin Dervie tekrar yollad. Dervi sznden dnmyordu. "Ba
rrsam byle, barmazsam hi," diyordu.
Yapamayacakt. Ama ta eksen kn veren tarlalar... Bin de
il, iki bin deil, binlerce dnm tarla, yeryz yeryz oldu
olal byle bereketli bir tarlay grm deildi. Bir iftlik kazan
dracakt ki memlekete, bu yoksul millete... Son gezisinde Ame
rikadaki byk modern iftlikleri gezmiti. te o iftlikler gibi,
onlardan da daha gzel bir iftlik yapacakt. Yapabilirdi de.
nk ukurova topra gibi ta eksen biter bir toprak paras
deil Amerikada, Nil boylarnda bile yoktu. GidipNil boylarn
da grm, o yzyllarn byk bereketini ve uygarln doya
doya koklamt. Traktrleri, bierdverleri, toprak, tohum ve
bitki uzmanlar, atlyeleri, souk scak hava tertibatyla, gzel
gzel yaplar, baheleri, orman, iek bahesi, ocuk bahesi,
tenis sahas, byk parkyla byk bir iftlik kuracakt. Eer bu
iftlii kurarnazsa gz ak gidecekti. ilerinin bile otomobil
leri olacakt. iftlie gelenler patronla iileri ayrt etmekte g-

95
lk ekeceklerdi. Bu dnyann en bakrnl, en modern, en bere
ketli iftliine yabanclar, turistler geleceklerdi. Hele yaknlar
daki byk Hitit saray Karatepe ve byk Roma ehri Anavar
za varken. . . iftlikten Anavarzaya bir asfalt yol da yaptrrnal,
konuklarn Anavarzann ta tepesine, eski ehrin iine kadar
gtrrneliydi.
Yapsa m u ii? Memleket, vatan iin insanlar canlarn
vermiyorlar myd? Yzlerce, binlerce, milyonlarca vatan evlat
lar bu topraklarn mutluluu iin kanlarn aktrnarnlar my
d? Evet evet, aktrnlard. Hem de rmaklar bolluunda Trk
kan aknt bu topraklar iin. Kendisi de bir kere, bir kere ken
disini feda etse de, ele aleme rsva olsa ne kard? Herkes, her
ey bu aziz vatan, bu kutsal topraklar iin deil miydi? Zaten
ne kadarck zamand ki ekecei sknt, ok ok saat. Ondan
sonra mutluluk. Halk dediin bin bal korkun, pis, aalk
canavar, abuk unutur. nsafszdr, insan bir geirirse eline, bir
diline takarsa iflah etmez, etmez ama abuk da unutur. Hafzai
beer nisyan ile maluldr diye bouna dememi atalar. Zaman
la her ey unutulur. Bu dnyada gemeyen, yok olmayan, unu
tulmayan hibir ey yok. iftliin, ukurovann byk bir ks
mn kaplam yeryz cennetinin karsnda her ey unutula
cak, yalnz hayranlk duygular kalacakt.
Birka gn sonra baka bir dnce geldi aklna, bu ii
Ouz tresi, Allah bin belasn versin u iren Ouzun, rnuci
bince gece yapsa ne olurdu? Mademki gelenein uygulanrna
syd rnurad o insanlktan km canavarn, gece yapsa bu ii
nasl olurdu? Hemen Reid Aay buldu, otomobiline bindirip
gnderdi. Aklna gelen bu areye epeyce bir umut da balam
t. Gelenekse, o yerin dibine batas gelenek yerine getiriliyordu
ite!
Dervi gece iini glerek geri evirdi. kindiyi, sabah da is
temiyordu. lle de tam lest yapacakt bu ii. Gnlerden de
cuma olacakt. Ne zaman barmak isterse, o hazrd, bekliyor
du. "Onu bir cehenneme, ikircik cehennemine salverdim ki
derne keyfine gitsin! Ya dediimi yapacak, ya da mr boyun
ca bu cehennernin pimanlk ateinde yanacak Ouz gelene
ince barnay o kansz olu kansz hibir zaman kabul etme-

6
yecek. Gznn nnde onun gz koyduu topraklarn bir ks
mn kyller paylaacaklar, bir ksmn da onun can dman
Ferhat Beyin iftliine kattracarn. Artk o buna dayanarnaz,
damlack getirip lr."
Barsa da yaknt soysuz Mahiri, barmasa da ...
Bir ara olu Ceyhuna sordu: "Ne diyorsun Ceyhun, yapar
m bu ii? Dal gndz, arnn ortasndan geerek?"
Ceyhun dnd, ban kad, durdu, lt biti: "Aa
beyim onu yakndan tanr. Aabeyim diyor ki imdilik direti
yor ama sonunda aresi kalmaynca kabul edecek. Ne olur, bir
ka kii gulecekrni, vz gelir ona. Aabeyirn diyor ki Mahir
akll, dnya grm bir adam diyor. Kuru an, onur ona vz
gelir, diyor."
Dervi Bey aknlktan aknla geiyordu: "Bir insan .
nasl, nasl yapar bunu? Dnya mal iin bylesine bir rezale
te, klmeye nasl raz olur? Yapamaz. Getir gznn nne
onu, arda, binlerce insann ortasnda ... Kadn, erkek, oluk
ocuun ortasnda. Btn kasaba seyre km, kylerden, ta
ilden onu seyretmek iin insanlar doldurmu kasabay ... Ya
par m?"
Ceyhun kesinlikle: "Aabeyirn diyor ki yapar."
"Yapar yapar. Bunlardan her ey, her bir ktlk, her bir al
aklk urnulur. Ama yaparsa, bu yiitlii gsterirse Mahir, ben
de btn Akasazn tapusunu bu adamn stne karacam.
Bu alaklktan, gze ald bu rezaletten sonra varsn gnensin
fkara."
Bundan sonra Mahir Kabakohindan bir iki ay ses seda
kmad. Dervi Bey onun bu iten vazgetiini sand. inde
ona kar bir sevgi, bir sayg uyanyordu ki, gene evine adam
stne adam gelmeye balad. Yalvaran, t veren, coup ko
nuurken alayan bir sr tuhaf adam. Dervi Bey de onlar
dinliyor dinliyor, her seferinde de:
"Olursa Trkmence, olmazsa hi," diyordu.
Adarnlarn her eli bo dnlerinde Mahir fkeden lgna
dnyor, Dervie azna geleni sylyordu ama umudunu da
hibir vakit yitirmiyordu. mrnde belki ilk olarak byle bir
kin duyuyordu bir insana. Bu kin iini ayla dolduruyordu.

97
Dervii boabilirdi. Kann avu avu iebilirdi. Derisini, gz
n krpmadan yzebilirdi. Para para edip etini kpeklere ata
bilirdi. reniyordu. Ondan sz alnca kusaca geliyordu. Ba
z baz da dpedz kusuyordu.
"Ulan Dervi," diyordu, "ben de sana brakrsarn, bana da
Kabakolu Mahir Bey dernesinler. Raz gelmezsen belki de
istediini, her bir rezaleti, hakareti gze alarak yapacam. Bu
can eksen biten tarlalar o pis, hibir eyin, kendi canlarnn
bile kymetini bilmez kyllere pay ettirrneyeceirn. Aalara,
senin gibi soysuz Beylere de nasip olmayacak. Dnyann en
byk hakaretine urayarak elde ettiim topraklar stne bir
iftlik kuracam ki sen de hasedinden at diye atlayacaksn.
Srf sen grp de kalrolasn diye sabahtan akama kadar ift
lik kapsna srmal uaklar dikeceirn. Sen geberesin diye de
onlar eski Trkmen Beyi klna sokacarn, biraz da senin
klna, sonra da seni yle belalardan belalara atacam ki
anandan erndiin st burnundan gelecek. Sen bu aklla, yani
bu bo kafanla ylesine belalara deceksin ki.. Acrnayaca
.

rn, acrnayacarn sana. istediini yapacam, ben kl


rnern byle ilerle. Bir yolunu bulacarn senin Trkmen, yere
batas Ouz geleneiyn de ... Bil ki ben kldke byrrn.
Vaktini syle, hazrm. Hazrm Beyirn, hazrm karde! Hazr
ol vaktine Sarzade Dervi Paa, hazr ol! Geliyor Kabak Ha
lilin olu!"
Geceleri ar karabasanlar kyordu stne, kendisine bir
acyor, bir acyordu ki balyordu alamaya. Bu kadar okusun,
gitsin Viyanalarda okusun da byk bir idealin yalnnda kav
rularak yurduna gelsin de bylesi adarnlarn oyunca olsun!
Bu olacak i miydi? Tek avuntusu bu ii vatann mutluluu iin
yapacayd. Vatann bombo, hibir verimi olmayan, ie yara
rnayan topraklarn deerlendirecekti. O pis, toprak deerini,
insan deerini anlamaz o vahilerin, sahiden Trk kylsnn
baldr plak Afrika zencisinden ne fark vard, eline dmesini
nleyecekti.
Az sonra bu dncesinden cayd. Zor iti, zor. Yaplamaz,
yaplnca da altndan kalklarnaz bir iti. Bu ii Deli Halid, Du
ran Bey, Ktr Ktr brahim Aa, Takn Bey yaparlard, hem

98
de glerek elenerek. Osman Rasim de yapar myd acaba?
Hem de elli lira iin yapar, deil her kar bir avu altn eder
topraklar iin! Ama Sleyman Aslansoypene, Kurtboa, Cafer
zpolat, Rstem Bey yapmazd...
Osman Rasime gidip ii anlatt: "Sen olsan bu ii yapar m
sn?" diye sordu.
Osman Rasim bir kahkaha att. Sonra da glmesi kesilme
di: "Nasl nasl yapmam? imdi, hemen imdi, hibir ey iin,
millet azck elensin diye, srf elensin diye yaparm. Hemen!
Ver elli lira, imdi yapaym. Ama sen nasl yaparsn?" Gldk
e glyordu. "Getir kendini gznn nne? Bir getir! Amma
da gln olursun be! O ciddi halinle ve heybetli senatr gbe
inle... Vay anam vay! Sen bu ii yapabilirsen ben de sana be
bin lira veririm. Anan st gibi helal olsun. Gerekten nasl ya
parsn? Ama bir yaparsan da ne gzel olur!"
Osman Rasim de niversite bitirmiti. Onun da byk bir
iftlii vard. eltik ark, deirmeni, byk bir bahesi vard.
ok da zengindi.
Doruydu, Osman Rasim bu ii gzn krpmadan, gle
oynaya, hem de elli lira iin yapabilirdi. Bunu byle yaptn
dan dolay kimse de onu horlamazd. stelik de takdir grr,
biraz daha sevimlileir, halk arasnda iyi insan diye km n
biraz daha yaylr, biraz daha glenirdi. Onun byle bir havas
vard. Mesele de hava meselesiydi. Ama onun yapt herhangi
bir hafiflii kendi yapsa kyamete kadar horlanr, dillerden
dmezdi. Tasavvuru bile Osman Rasimi gldrm, lgna
dndrmt.
"Ben byle bir ii yapsam ne olur yani?"
Osman Rasim gene makaralar koyverdi. Glyor, ellerini
dizlerine vurup glrnekten uunuyor, tkanyor, ksryor,
gldke glyor, kpkrmz kesilmi: "Aman ne gzel, ne g
zel olur! Aman ne gzel! Yap u ii Mahir, yap vallahi. Nolur
sun yap!" diye kaskiarn tutuyordu.
Keki bu ite gelmeseydi. Adam deildi ki herif, haza it, ge
veze! O gldke Mahir yerin dibine geiyordu. t olu bir tr
l de kesmiyordu glmesini. Gzleri glrnekten ya iinde kal
mt.

99
Osman Rasimi ylece gler brakp yanndan kat. teki
arkasndan bir eyler syledi ama glmesinden anlalmyor
du ki...
Ylgn, bitkindi. Ona hi kimse bu ii yaktramyordu. Ki
me sylese onu bir kahkaha tufanyla karlyorlard. Terbiyesiz
insanlar! Kendi de hi mi hi yaktramyordu kendine. Keki
onun yaratl da Osman Rasim gibi olsayd. Ne kolay kalkard
bu pis iin altndan. Kars, stanbulda kolejde okuyan kz, iki
olu, kardeleri, uzak yakn akrabalar, taraftarlar gerekten i
tenlikli bir yasa brnmlerdi. Bu ii yapmamas iin eline
ayana sarlyorlard.
Uzun bir cebellemeden sonra bu ii yapamayacan gene
Reid Aayla Dervie bildirdi. Ouz, Ouz oldu olal bylesine
kalay hibir kimseden yememiti. Kuduruyordu. Vazgemiti
o gzelim, o altn topraklardan. stikbali mahvolmutu. Her sa
bah otomobiline atlyor, bataklktan kurtulmu, kapkara uzan
m, bakir bir kz gibi tohumu almaya, her an gebe kalmaya ha
zr, kabarm, salkl bir topran baucuna oturuyor, oradan
bir trl ayrlmak istemiyordu.
Nereden dmt byle bir barma ekli bu kpein ak
lna? eytann aklna gelmez. Ama adam can dman. Bir in
san bylesine dman olursa birisine neler icat etmezdi ki...
Baka trl olsa, byle onur knc, kltc, en beteri de elale
min gznn nnde olmasa, onun her istediini yapabilirdi.
Onu adamdan saymyordu ki... O bir deliydi. Ama onun bu
teklifini hibir zaman, hibir ekilde yerine getiremeyecekti.
Aaah, o canm topraklar da iftliine katamayacakt. Yerin di
bine batsn Ouzun, gelenein. Kpek olu kpek! Dese ki Der
vi, dese ki geleceksin, kapmda rlplak soyunacaksn, aya
ma kapanp peceksin, kabul edilirdi. Yeter ki orada kimse
olmasn. ki kii arasnda oyunlar hakaret faslma girmez. De
seydi ki geleceksin iftliime, bir ahrda gn kpeimle bir
likte yal ieceksin, ne icap ederdi ki, yaplrd. Yeter ki kimse
cikler grmesin, bilmesin. Deseydi ki u bataklktan srnerek, ,
ellerin, gsn stnde srngenler gibi srnerek, azn g
zn, her bir yann amur iinde bana geleceksin... Kilometreler
ce srnerek bana geleceksin, gelinirdi. Ne kard btn bun-

1 00
!ardan? Yaplrd. Ama bu teklifi kabul edilemez. stelik de
dostlar, oluk ocuk, akrabalar, bu kadar onur krc bir eye ra
z gelrniyorlar.
Aclar iinde, ikircikler iinde aylar geirdi Mahir Bey. Top
ran banda sabahtan akamiara dek kalyor, dnyor, f
keleniyor, kuduruyor, sevinten kararnsarla, umuttan urnut
suzlua derek gnler geiriyordu. Ama bu topraktan vazge
erniyordu, vazgeerneyecekti. areler aryordu. inanyordu ki
bir gn bir aresini bulacak, onun ta yreini yurnuatacak bir
ilac ele geirecekti. Bazan, varayrn, diyordu, kapanayrn Der
viin ayana, acaba yola gelmez mi? Yola geleceini bilse, az
ck umudu olsa, hemen, imdiden tezi yok yapard bu ii.
Bu aylar boyunca Dervii de ok dnrnt. Onun kiili
inin ncn cncn karmt. Korkusunu, kinini, yklrnala
rn, umutlarn her bir ynn gc yettiince incelerniti.
Dervii yakndan ve iyi tanyanlada bir sr uzun uzun, onun
kiilii stne konumu, onun kiiliinin gl, zayf ynleri
ni renrniti. Ama onun kiiliinde iine yarar, onu bu teklif
ten vazgeirebilecek bir yn elde edernerniti.
imdi onun yerinde Dervi Bey olsayd ne yapar eder, var
n younu gzden karr, erneline ererdi. Erneline ererdi ama,
Deli Halidden de beter duruma derdi. Dervi onun yerinde
bu dururnda kalsayd, bir gece onu ya vurur, ya da vurdurur,
kendi de lecekmi lsn, ama byle her gn lerek bu yaa
rnay srdrrnezdi.
Ne olursa olsun, ne olursa olsun... Dervi Beyin kiilii s
tne rendikleri bir gn iine yarayacakt. Yalnz imdi deil...
Sakla saman, gelir zaman.

101
11

Bir sabaht, tanyerleri aard aaracak. Doudaki bir bulu


tun ucu balkyordu. Ve Mahir Kabakolunun avularndan
yere usul usul ince bir toprak salyordu. Gnlerdir sahibi ola
mad bu topraa tutulmutu. Bir kadnn scak, ehvetli etini
okarcasma topra okuyordu. Avu avu yerden ald top
raklar gerisin geri yere salyordu. Ve burada toprak ilk ya
murlarn hafif saanak sonu kokusunda kokuyor, gene Mahiri
sarho ediyor, gene ban dndryordu. Bu topraa sahip ol
mak iin her an, her saniye bir are aryordu. Artk btn d
ncesini Dervi Beyin lmne dayamt. Daha gen saylr
d. Ecelini beklese, daha lecei falan yoktu. Demir gibi gste
riyordu. Vurdurmak. . . Kimse vurmaya cesaret edemiyordu ki
bu lanetlenmi adam. Bavurmad eski ekya, sabkal, yi
itliine gvendii akraba delikanis kalmamt. Her birisine
bir iftlik verecek olmutu. Modern yaplar, bierdveri, trak
tr, sermayesi, banka kredisiyle bir iftlik verecek olmutu da
kimseyi bu ie kandramamt. Halbuki bu adamlarn ou iki
yz, yz liraya, bir kz balna, bir ift kze adam vur
mulard.
Ve Mustafa Akyolluyu dnyordu. Mustafa Beye ne ol
mutu? Anasnn lmnden sonra bu ii tavsam myd? Ses
seda yoktu ama, yeniden bu lm oca yandrlamaz myd?
Bu lm kazan kaynatlamaz myd? Mustafa Bey Derviini l
drmek, ldrtmek iin ne akla gelmedik arelere bavurma
mt, fakat kurnaz Dervi btn tuzaklar, areleri boa kar-

1 02
m, yllardan beri belki yz kere lmn kapsna gelmi gel
mi geri dnmt. Merann elinden kurtulu yok. Ne yapp,
ne eyleyecek, yz yanda da lm deinde de olsa Mustafa,
kardeinin cn Derviten alacakt. Almamasnn mmkn
yok. cn aldktan sonradr ki insanlar arasna kabilecek,
yle insanlar gibi bir gn grecek, insanlar gibi rahat bir
soluk alacakt. Bu ii Mustafa Bey bugnlerde yapamaz myd?
Akyollu, bu haldeki Akyolluyla niin birleemesin? Ve birlik
dmaniarna kar niin ibirlii yapmasnlard? Onda para
vard, arkasnda parti vard, btn memurlar da elindeydi. Ak
yollu Mustafa Aaysa adam ldrme tekniini biliyordu.
Kara toprak ellerinden yere salrken Akyolluya gitmeye
karar verdi. imdilik tek umut kaps Akyollu kapsyd. Gittik
e fkesi, umudu artyordu. Grsn o! Grsn mendebur, za
lim, katil adam Ouz geleneini. Ouz gelenei onun bana
bir patlay patlayacak ki, onun o sersem ban da altnda par
a para edecek. Grsn o! Sapsar ls ... Gs elek gibi ol
mu kurunlardan. Otopsi yapan doktorlar Derviin gsne
ne kadar kurun girmi sayamyorlar. Derviin lsn otomo
bilin arkasna balayp, kpek ls gibi ukurovann tozlu
yollarnda srklyorlar. Yok yok, lsn deil, diri diri ya
kalyorlar Dervii. Boynundan bir iple otomobilin arkasna ba
lyorlar, basyorlar gaza, saatta yz yirmi, yz otuz, yz krk...
Toza topraa belenmi Dervi tannmaz halde ...
Akyollu Mustafa Aann kona ukurovann dzlnde
kiremidi solup toprak rengi olmu, talar kararm bycek bir
hye benziyordu. Bir hyn stnde... Byk, tatan, iki
metre boyunda bir duvarla evriliydi konak. Konan avlusun
da ulu dutlar ve yzyllk heybetli nadar vard. Avluya girin
ce ard. Duymutu ama bu kadarn da hi beklemiyordu.
Koskocaman avluda hibir ey yoktu. Issz bir rene benziyor
du konak, avlu. Hibir canl yaamyor gibi bir hal. Gene de at
bir dala balad, ar, rkek, temkinli konan merdivenlerine
yrd, ortalkta bir can eseri gzkmyordu. Odalarn kapla
r akt ve bombotu odalar. Kapal oday usulca, saygyla at,
ierde kimsenin olabileceini sanmyordu, ylecene, merakla
amt. Gzlerine inanamad. Bir sre eiklikte durdu, bakt.

1 03
Buru buru olmu yatan iindeki adam Mustafa Beye benzi
yordu.
"Selamnaleykm," dedi sesi karncalanarak
teki, ban yastktan kaldrd, elindeki tabanca yorgana,
parlak merrnilerin stne dt. Bo gzlerle eikte durmu
kalm adama bakt, Dervi Beye benzetti nce, yz gerildi,
sonra hemen o olmadn anlad. "Aleykmselam," dedi. "Ho
geldiniz, kimsiniz, nesiniz?"
Mahir Bey o anda sevin iinde kald.
"Sa olun," diye ona doru birka adm att. "Sa olun. Be
nim, Mahir Kabakolu." Geldi, kapnn sandaki krk san
dalyann stne kt. "Gemi olsun."
Mustafa Bey karlk vermedi. Bir sre konumadlar. yle,
biribirlerini tartar gibi kar karya kaldlar.
Mahirin elleri titriyordu. Rahatszd. Bu adamn soru do
lu l gzleri onu azck rktmt. Bir an iinden, ii ona
hi amamak geti. Ters havay datmak iin kasabadan sz
at. Parti ilerini anlatt ona. Acaba parti ileriyle ilgileniyor
muydu? Tabii ilgileniyordu. D.P.'ye yapt yardm unutma
mlard. Babakan bile geenlerde Ankarada kendisine onu
sormt,tu. Aa nasl, demiti. Selam syle, gzlerinden pe
rim, gneye yolum dtnde onu mutlaka ziyaret edece
im demiti.
Konuuyor, sylyor, onu vyor, gklere karyor, imdi
ye kadar ziyaretine gelemediinden dolay zr diliyordu.
Mustafa Aadaysa btn bu konumalar hibir tepki yapm
yor, soru dolu gzleri yzne dikilmi ha bire ne iin geldiini,
ne istediini soruyordu. Sonunda Mahir dayanamad, isteme
yerek konutu:
"unun iin geldim ki..." deyiverdi. Ve Dervi iini, kendi
sine yapt hakareti uzun uzun anlatt. Dervi onun kardeini,
anasn ldrmt ama, kendinin de canna, malna, ailesine
ve en kts memleketin varlna kastediyordu. "Ben de ye
min ediyorum ki, Mustafa Aa, soylu yksek huzurunuzda ant
iiyorum ki bu adam u bereketli topraklar stnde yrdk
e, u yunmu arnm temiz yldzlar, u ebedi gkyz altn
da soluk aldka, bu dnyada insanlar arasnda insanca yaa-

1 04
mak, bu cennet dnya, bu aydnlk bir iek gibi alm gn
bana da haram olsun. Mterek dmanmza kar birleelim."
Ona epeyce yardm dokunabilirdi. Elinde sonsuz imkanlar
vard. Bakalarnda olmayan. Mustafa Aann da imkanlan
baka ve sonu alc imkanlard. Bu iki byk imkan birleirse
dalan devirirlerdi.
ok konutu. Sonunda onu kandrdna yzde yz g
venli bir bitirile ban kaldrd ve sustu. Evet, ylan ne demi,
bende bu kuyruk, sende bu evlat acs varken... Bekliyordu.
imdi de o, soru dolu gzlerini srarla Mustafa Aann yzne
dikmiti.
Mustafa gzlerini yere dikip bir sre sustu. Mahir onun
yzne bakmaktan yoruldu. Yorgann stndeki menevilenen
ve yer yer menevii kavlam tabaneay incelemeye koyuldu.
Neden sonradr ki Mustafa Aa ban kaldrd, Mahirin
yrei azna geldi. imdi azndan kacak sz bir hayatn ge
leceini tayin edecekti.
"Kusura kalmayn Mahir Bey," dedi iini ekerek. Neden
iini ekti? Bu anlamsz bir i ekiti. "Maalesef yardmnz ka
bul edemeyeceim. ok teekkr ederim. Dman benim d
manmdr."
Ve sustu. Mahir bekledi bekledi, Mustafa Aa bir daha ne
ban kaldrd, ne de konutu. Ve Mahiri mthi bir ter bash.
Mustafa Aadan bunu hi beklemiyordu.

105
12

Dervi sevincinden uuyordu. Mahir daha bu iin ardm b


rakmamt. Ban tatan taa vuruyordu ve sonuna kadar da
vuracakt. Malirden gn gnne haber alyordu. Ne etse, ne
sylese, ksrse bile hemen duyuyordu. Akyollu Mustafa Aaya
gittiini aym gn duydu. Mahir oradan ok karanlk dnmt.
Demek ki Mustafa Aa onunla ibirliine yanamamh. Yana
mad gelen ikinci haberden iyice belli oluyordu. Bu haberler
ok tuhafb, Malirden umulmazd ama gerekti. Mahir kendisini
vurdurmak iin bavurmadk adam brakmamt. Bavurduu
eski ekyalardan Ardl Halile byk paralar verecek olmu.
Ardl Halil de ona demi ki, "daha ben tabanearn ekmeden
Dervi Bey beni vuruverir. Bu ukurovada Beye el kaldracak
babayiit bulamazsn. Vazge bu iten." Glm gemi.
"Vay smkl Mahir vay! Demek byle ha? Demek adam
vurduracak, bizi vurdurmaya varacak kadar gzn dnd ha?
Ben de seni Trkmen geleneklerine gre barmaya mecbur et
mezsem, sen de u byklarma tkr. Seni tekmil ukurovaya
rezil etmezsem, seni be paralk etmezsem ... Zaten be paralk
sm ya!"
Birka gn sonra baka, inarolmaz bir haber geldi. Mahir
onu vuracak adam bulmutu. Dervi Bey ii iyice aratrd.
Doruydu. Doruydu ama bu adamn kim olduunu rene
medi. Yukardan, Torostan bir Gksun Krdym. Yiit bir
adamm. ok da niancym. Mahir ona ok para vermi.
Dervi Bey bu ie hem glyor, bu i onun elencesi olmutu,

1 06
hem de azck ciddiye alyordu. Para parayd ve bu fakir halka
her eyi yaptrrd. Gksundan gelen u kara talihli Krt de
Dervi Beyin kim olduunu bilmeden onu ldrme iine girie
bilirdi.
Gnlerden beri btn bu ileri inceden inceye, hibir yn
n karmadan kovalayan Muzaffer her eyi, kovulmay, d
vlmeyi, yzne tkrlmeyi gze ald, patlad: "Baba," dedi,
"insanlar bu hale getirmeyecek, onlarla byle, kedinin fareyle
oynad gibi oynamayacaksn. Adam bize koskocaman bir ift
lik balyor, sen tutmu boyuna onunla alay ediyorsun. Bu
adam bize en yakn bir dosttu, ite dman oldu. Tehlikeli bir
hale geldi ite."
Dervi Bey kzaca yerde, uzun uzun gld: "Kabak be
nim iin tehlikeli hale mi geldi? Ne gnlere kaldk. Dost iken
dman m oldu? Neler de kaybetmiiz, ne deerli bir kpek
kaybetmiim de haberim yok! A yavrum, o her zaman dman,
benim akl kt olum. imdi tehlikeli hale geldi yle mi? O
adam bizim iin, bu vatan iin her zaman, her zaman byk
tehlikedir. Frsat bulduka bu alaklarn bumunu kracaksn."
Muzaffer sustu, zaten babasnn sevinli gnne rastlamt
da ondan byle yumuak bir karlk almt. Kovulmadna,
kfr yemediine kredip yerinde oturmalyd. Ama endie
liydi. Bir kediyi bir odaya kstr, sknca nasl gzlerini oyma
ya kalkarsa, Mahir de imdi odaya kstrlm yabanl bir kedi
durumundayd.
Dervi Bey stelemedi, ayaa kalkp aaya seslendi ve
byk salonda yrmeye balad. Muzaffere bir daha gz
ucuyla bile bakmad. Muzaffer de onun kendisine p kadar
nem vermediini biliyor, babasna kar iindeki kini by
dke byyordu.
"Buyur Beyim."
"Resul, Cemidi, evketi, Aptoyu, Koca Duran, Hidayeti,
Aliyi ar da gel. Yusufu da ar."
Arkasna dnnce karsn grd. Karsnn beyaz bart
altndaki yz inceydi, sararmt. Kocaman gzleri kederliydi,
derin. nce enesi, kk elmack kemikleri bu ince yzn kede
rinin younluunu tamamlyordu.

1 07
Kadna doru iki adm att ve elini onzuna koydu. Yzn
de yaramaz bir ocuun oyun kazanm alayl gl vard.
"Hatun, Hatun!" dedi. "Sen bana oul deil tavan boku do
urrnusun. Kabakolu Mahir Beyefendi Hazretlerinden d
kopuyor! Sen bana ikinci bir Mahir Kabak dourrnusun."
Kadn karlk verernezdi. Bu deliye ne karlk versindi?
Bugnlerde iyice de aztrnt. ylesine sevinli, sevinten yle
sine kabna srnyordu ki bu adarnn bana bir gelecek vard.
Aman Allah esirgesin!..
Dervi Bey daha byk salonun dibindeki sedire varma
dan adarnlar kageldiler, karsna sralandlar. Hepsinin de
ba yerdeydi. Beylerine bakamyorlard bile.
Glen, sevin iinde bir sesle: "Duydunuz mu olanlar?"
dedi. Sesine bozuk, kederli bir ton vermeye alt. "Duydunuz
mu bamza gelenleri? Mahir Paa, nl anl Krolunun ko
yiidi Deli Hoyluya benzer aslan sfatl Kabakzadern Mahir
Paa beni ldrrnek iin u dalardan adam getirmi. O adam
da gelip tak diye bu iftlikte beni vuracakrn!"
Balar yerde insanlar, balarn kaldrmadan birer ocuk
utangalyla gldler.
"Glrneyin, glrneyin, doru sylyorum. Haber aldm ki
adam buralarda bir yere, beni tak diye vurmak iin pusu kur
mu. Tfeini doldurmu, buralarda bir yerde bekliyorrnu. Si
lahlarnz aln da gidin, bu beni vuracak babayiidi sann de
liine girrnise de bulun, karn getirin bana!"
Adarnlar bu ie durmadan glyorlard. Glterini Beyle
rinden saklamaya alarak glyorlard. Halbuki Beylerinin
huzurunda glrneleri, glmserneleri gelenee aykryd ve
saygszlkt.
"Adam grnce ldrrneyeceksiniz. Kaarsa, arpmay
gze alrsa, o zaman da ne yapacanz siz bilirsiniz."
Adarnlar koareasma rnerdivenden aa indiler. Birisi de
Beyin izmelerini odasndan getirdi. Bey izmelerini ekti. Bi
raz sonra da Yusuf, Beyin prl prl yanan rnavzerini, klaptan
ileme fiekHklerini getirdi. Bey drbn de istedi.
Az bir zamanda giyindi kuand. Yusuf gzlerinde byk
bir istekle onun banda bekliyor, kocaman kocaman alm iri,

1 08
rkek, kapkara, l l yanan gzleriyle Beyinden bir eyler is
tiyordu. Yusuf daha on sekizindeydi.
Dervi Bey onun ne istediini anlad. Bir sre dald, dn
d, ikirciklendi. Ban kaldrp hayranlkla, sevgi dolu gzlerle
Yusufa bakyordu, sonra gzlerini ondan alp dncelere dal
yordu. Uzun bir sre byle kaldktan sonra kararn verdi.
"Haydi, sen de bir mavzer se kendine," dedi. "Benimki
lerden birisini se. Mustandan aldmz al at da sana veriyo
rum. Bul da gel u iti bana. Ama ldrme."
Yusuf bunu hi beklemiyordu. Bir anda gzleri karard, ba
dnd. Odaya girmek iin aba harcad, ayaklar ayaklarna
doland. Odaya girince duvara kapand, sevincinden alyordu.
Bu gn de grecek miydi? Bey hem kendi mavzerini, hem de
en iyi, kendi bindii atn vermiti ona.

1 09
13

Meyro yollara dt. Dudaklar bitimiti. Yar beline ka


dar toz iindeydi. Dudaklar yznde incecik bir izgi. Gzleri
kslm, yanaklarnn etleri seiriyor, yolda dimdik. Ak bar
ts efileyen yelde kk kk havalanp iniyor. Kaln kalar
yznde ilk gze arpan, karanlk, kaslm. Az, gzleri, bur
nunun ii kurumu. Scak yakyor. Ayakkablarnn iine tozlar
doluyor. Yolun kylarnda tozlanm sar srkuyruklar, kara
can, dut, nar aalar, ptraklar... Meyro bunlarn hibirisini
grmyordu. Biteviye, uzayp ksalmayan bir at gibi yr
yordu. Uzun ift belii, ta kalasnn stndeydi, kaln, iki ka
raylan gibi. Yollar, tozu grmedi, sca duymad. Ha bire ter
liyor, yzne gzne mucuk svanyordu, aral bile deildi.
Bylece kasahaya girdi, uyurgezer gibi. Alana vard, mermer
lahit kapana doru yrd, birka adm tesinde durdu.
Mahmut az yukar, kollarn iki yana am, bacaklarn kvr
m yatyordu. Yznde, byklarnda, kvrck salarnda kan
kurumu, sa biribirine yaptrmt, yapk salar gnete
koyulam parlyordu. Boynu uzamt, mosmordu. Mahmu
dun stne yeil sinekler inip kalkyorlard. Banda arlar d
nyordu, halanlar, eekarlar. Bir de karasinek, kara bir bulut
gibiydi Meyro, Mahmudu grd, gzlerine, biimli bumuna
bakt. Dudaklar kvrlm, biimini yitirmi, ak kalm bir ye
rinden apak, tertemiz, lekesiz di gzkyordu. Ayakkabla
r yoktu ayaklarnda, ayann birisi de orapszd. Sa ayan
daki orab syrlm, orabn koncu baparmaa gelip taklm

1 10
sarkyordu. Sapsar ayaklar, ayak parmaklar uzamlard. Mer
mer tatan scak kaldrm talarna kan szar gibiydi. Ya da kr
mz, krmzs kararm buz paralar gibi donmutu. ar
uultuluydu. Ortada kim yok kimsecik yok, ar kulaklar sa
r edecek kadar uulduyordu. Uultunun ardndan telerden
bir demircinin eki sesleri geliyordu. Tepenin dibindeki ma
halleden, scaa karm bir horoz sesi tek bana ortal,
uultuyu nlatyordu. Bu belki de eriilmez, varlmaz bir ses
sizliin, t knamann sessizlik uultusuydu. Meyro Malmu
da doru yrrken kendi ayak seslerini duydu, ayaklarnn di
bine kapkara ylm kendi glgesini, sonra da gkyznn
ortasnda aklm kalm yalm fkrtan, tozlar yakan gnei
grd. Gzleri gneten kr olmu vard Mahmudun elini tut
tu. Orada Mahmudun yannda, Mahmudu, hibir eyi, gnei,
glgeleri, Mahmudun tm bedenine okumu sinekler, don
mu, kprm sas kan, kan, ryen beden kokusunu gr
meden, duymadan kalakald. Kasaballar geldiler, toplatlar,
konutular, bartlar, artlar, uuldadlar, o, gene hibir e
yi grmedi, duymad. Uzaktan, uultularn tesinden zaman
zaman bir horoz sesi, bir de arnn teki ucundan demircinin
eki sesi geliyordu.
kindi olunca garbi yeli kt. Meyronun glgesi ilerdeki ka
vaa doru uzad. Mermer lahit kapann stndeki lnn
rme kokan, ulmu bedeninin glgesi de uzad. Yatm, uza
yan... Belli olan bir yzn yars, byyen bir burun, avurtlara
kanla yapm, donmu byklar...
Bombo arnn teki ucundan, atlarnn baazndaki zil
ler hep birden terek, amparalar uzak bir dan ardndan ge
lir gibi tek tek, koygun gelerek, krmzsna iri yeil iekler i
lenmi bir araba geliyordu. ri, besili atlarnn koumlar yepye
niydi, ya kokuyordu. Tun sesleri gnete, doru atlarn terte
miz, yatkn tylerinin yldrtsna karm par par ediyordu.
Araba geldi, Meyronun az tesinde durdu. Atlarn, arabann,
arabann stndeki adamn glgeleri de kavaa doru uzan
d, yldrtl, par par eden. Adamlar arabadan atladlar, Mah
mudu tuttular, Mahmudun eli Meyronun eli iinden cansz, hi
duymayan, dokunmayan, kayverdi, duyulur duyulmaz, derin-

lll
den bir i geirdi, arabaya koydular, lyle birlikte Meyro da
arabaya bindi, Mahmudun ban dizleri stne koydu. Araba
c atlara bast krhac bir anda kasabadan ktlar, tozlu yola
dtler, atlarn ayaklarndan, arabann tekerleklerinden frn
kl gibi tozlar fkrd. Mahmudun ba Meyronun dizlerinde
kalkp kalkp iniyor, birlikte gelen kasaba sinekleri de, yeil, ka
rasinekler de Mahmudun azna, gzlerine, bumuna bir konu
yor, bir havalanyorlard. Meyro ranyor, bir ara dimdik kal
yor, ranyordu. Malmuda eski, bilinmeyen bir eyler syl
yor, sesi duyulmuyor, kan akmyordu. Mahmudun kan gibi.
Atlarn zilleri, arabann aroparalar scakta lgn, l tayan,
yasl tyordu, tek tek, ar, koygun. '
Atlar ter iinde, boyundan usuldan, kayiarn geldii yer
ler kprm, boyunlarn sndrmler, damarlar kaln, i
mi. Yeleleri, sarlar dklm. Meyro terlemiyor, kurumu.
Durmadan ranyor. Mahmudun elini gene eline ald.
Gn kavutu kavuacak, araba konan nnden geerek
Mahmudun evine gitti, iri, dallar btn aviuyu rten dut aa
cnn altnda durdu. Dut aacnda dallarn gtremeyecei ka
dar st ste konmu sereler vcrdayorlard.
Araba yle, avluda durdu kald. Meyro daha sallanyordu.
Arabann durduunun, Mahnudun bann hoplamadnn
bile farknda deildi. Atlar kuyruklarn saa sola sanyorlard.
lden btn iftlie bir koku yayld, kokuyu Dervi Bey de
duydu. Ve burnunda Mahmudun rm bedeninin kokusu
sabaha kadar konan iinde drt dnd ve tanyerleri yordu
ki yorgun, bitini Dervi Bey yeri sarsan ustura az gibi bir
lkla rperdi, tyleri diken diken oldu.
Mahmudun lsn Meyro imdi mi grmt, imdi mi
uyannt derin uykulardan da korkun ln Anavarzann
dzne salvermiti?
Meyroya Mahmudun lmn, ldrld gn syle
miler, varp lsn almasn salk vermilerdi. ki gn Meyro
oral bile olmam, yle dimdik, vakur orada, evinin kapsnda
dikilip kalmt. Sonra da hemen yola dm, kasabay tut
mu, lsn kasabann alannn ortasnda sapsar ayaklaryla
mermer tann stnde yatm uyumu bulmutu.

1 12
Dervi Beyin fkeden, kederden btn bedeni aryar eki
liyordu. Meyronun ln duyunca kederi, ars daha artt.
Evinin iinde duramaz oldu. Baulacak gibiydi. Soluk alyor,
azn kocaman kocaman ap soluk alyor, gzleri dar prt
lemi, sudan km balklar gibi, azn ap kapayarak, cier
lerine havay bir trl dolduramyor, cierlerinin dibi, bir yer
leri bo kalyordu.
Bir ara gzleri karard, iine lm korkusu dt. Nerdey
se decekti. Kendini tuttu. "lyorum," dedi usulca.
tekinden daha da keskin bir lk tanyerlerini kesti, sa
vurdu.
Ardndan daha keskin bir lk. Ne yapacan bilemez,
kendi yresinde evrinirken: "Atm ekin!" diye bard. "Ya
z deil, doru at ekin!" Koarak merdivenleri indi, ata atla
d, doldurdu. Doru at aha kalkt. "Vay," dedi kendi kendine
drt yanndan doludizgin atn sert yelleri eserken. "Vay," dedi,
"yiidim. Cann verdi de sznden dnmedi!"
Para paraym Mahmudun ls, imi kapkaraym.
Hibir ey de yapamazsn. Doktor raporu vermi. Akl almaz
iler. Akyollu ne der acep bu ilere, Mahmudun byle ldr
lne? Mahmudu deil, beni dve dve ldrdler bu do
muzlar.
Atn yeli yzne vurduka alyor, dnceleri aydnlan
yordu. nsanlar iinde hibir insan soyu Mahmudu onlarn l
drdkleri gibi hibir insan ldremezdi. Bunlarn, bu gk
gzl Yzbann, bu Aalarn, belki de Mustafa Akyollunun
yapmayaca yoktu. Mustafa Akyollu uyar m bunlara? Bizi s
remediler, yok edemediler, Mahmudu dve dve ldrdler,
bizi ldrmek iin mi? Akyollu bir kiiyi, dmann yok etmek
iin onlarla birlik olur mu? Mustafa Beyin sar yz, bitimi
dudaklar, plak titreyen bedeni, plak atn stne bir heybe
gibi rlplak atlm bedeni geldi gzlerinin nne. Mahmu
dun karakolda dve dve ldrln duymusa ne dn
m, ne demitir acaba?
Birden kendisini bir karabasann, korkun bir dn iinde
buldu. Torosun tepesinde, her yan donmu, boran savuruyor.
Yzbay bir am aacna kulaklarndan, ellerinden, ayaklarn-

113
dan armha gerrni, rlplak ve elinde ustura, onu dilim di
lim kesiyor. Kan kar kmaz donuyor.
Kendine geldi usuldan glrnsedi. aresizlik, diye glrn
sedi. alma hurnrnas, yaamak gibi bir ey.
u anda, bu en kt gnnde bile biliyordu ki Akyollu onu
izliyor, ya da izletiyordu. Ne kadar kt, l dururnda olduu
nu bilse Mustafa Bey u anda onu gene vurmak iin izler miy
di? nsandr ldrr, ldrlr. Doaldr bu. Ama bylesine l
drme, ldrlme alaka, insanlk d, pis bir i. lm, nasl
olsa lm deil mi, son deil mi? Ha yle, ha byle... ldr
menin bylesi insanl insan yreklerini alar. Birka byle l
drme, insanl yaralar, iflah etmez. Mahrnudun lm... Elin
de ustura, arn aacnn altnda, dilim dilim, kan donuyor, bur
nu yok, kesilmi, gznn birisi oyulmu, gz bir damara bal
kalm, sarkyor, yok yok yok. .. insanl yaralar...
Mustafa Akyollu her eyi biliyordu. Son iki gnde atn pu
sularn, pusularn kurulduu allarn stne srdn de bi
liyordu. Bilmez olur mu?
imdi geenlerde pusuya dt yerin stne sryordu
atn. u anda elbette bunu da gryordu Mustafa Aa. Meyro
nun l daha kulaklarnda n n tyordu. Ondan kurtul
mak iin at rnahrnuzlad. Pusu yerini geerken altndaki at ir
kildi. Kendi de soukkanl, hayaller kurarak pusu yerinden ge
lecek kurunlar bekledi. Tfekler patlad patlayacak. Dervi
Bey bu hzda bile yreinin ktrtsn duyuyordu. At bir an
da yel gibi pusu yerini geti. Dervi Bey ata yaprnt, elleri,
hacaklar titriyordu.
Arkasna dnd bakt, pusu yerinin kararan yeil sazl
epeyce gerilerde, kurun tutmayacak kadar uzakta kalmt.
te bir daha kurtulrnutu kara lmden. Sevinle bir, "oooh"
ekti. Altndaki, byle esikli kesikli yerlerde komaya alkn at,
hendeklerden, allardan ataya atlaya gittike hzlanyordu.
Kanlmaz bir lrnden kurtulmu Dervi Beyse geverni,
atn dizginlerini brakrnt. At kendi gnlnce istedii yne ko
uyordu. iftlikten o kadar ok, o kadar ok uzaklant ki...
iftliin yaplar oktandr gzkrnez olmutu. Ama Meyro
nun l kulaklarnda daha n n tyordu. imdi Dervi

1 14
Beye yle geliyordu bu korkun, ustura gibi lk kulaklarna
yapm, Mahmudun pelte gibi, liyme liyme olmu ls ve
btn bunlarn stnde, bir varm bir yokmu gibi, Mahmu
dun ocuksu, aydnlk, alakgnll, yrekli gl, utangal
yla mrnn sonuna kadar...

Meyro evinin nndeki yolun tozlar iine oturmu dv


nyor, trnaklaryla yzn yrtyor, yanaklar, aln, enesi,
boynu kan iinde. Bir de drt bir yanndaki topra alp alp te
pesinden aa dkyor. Sa ba toza bulam kan, toz toprak
iinde. Uzun bir at tutturmu. Krte sylyor, ninni syler
gibi. Adm sylerken yurdunu, Van gln, Sphan dan
dnyor. Karn stnde, arka arkaya dizilmi, ulu dan di
bindeki mezarla tabutu gtren uzun boylu, ok uzun, dan
tepesine duyuracaklarm, orada bir dinleyen varm da ona
duyuracaklarm gibi uzun atlar syleyerek yava yava gi
den erkekleri dnyor. Burada Mahmuda at syleyen er
kek yok. Belki Trkmen kadnlar gelir birazdan. Atsz gitme
sin Mahmut. Meyro dnyor, sylyor, sonra birden kirp di
ye duruyor, "Mahmudo!" diye dnyann tesindeki Mahmuda
duyuracakmasna bir lk atyordu. "Mahmudo! Mahmu
doooo!"
Mahmudun olu Yusuf da baucunda durmu, donmu,
arm kalm. Sapsar da kesilmi. Koskocaman kara gzleri
iki misli alm, gzleri dar frlayacakm gibi. Bir dut
aac fidan gibi sessiz kprtsz. Bir balk gibi devineksiz, g
zn krpmadan anasna bakyor. Yzne aresiz kalm adam
larn kvranan kederi km.
Az sonra kyn kadnlar geldiler, yolun topra stne
oturup at sylemeye, Meyroyla birlikte alamaya baladlar.
Meyrodan baka iftlikte birka Krt evi daha vard, Birinci
Dnya Savandan kalma. Onlar da Meyro gibi balarndan
aa toprak dkp, yzlerini yrtp, arada bir de var sesleriyle:
"Mahmudo! Yusufun babas!" diye lklar atmaya baladlar.
Sonra kadnlar Meyroyu kaldrp evine gtrdler, bir ka
dn Mahmudun kanl giyiderini getirip ortaya att. At ka
dnlardan her biri bir para giyiti eline alyor, at sylyor, a-

115
d bitirince de hep birlikte alyorlard. Bir kadn at sylerken
teki btn kadnlar susuyorlar, sonra birden hngrtyle al
yorlard. Baka bir kadn bir elbiseyi ele alnca onun at syle
yecei anlalyor, syleyen kadn adm bitiriyor, bu kere te
ki kadn balyordu.
Beyin Hatunu da gelip halka olmu, alayan, at yakan
kadnlara sokuldu. Baka, dzgn zamanlarda olsa Beyin
Hatunu kapdan grnnce ayaa frlarlard. imdiyse ald
ran olmad. l banda deil Hatun, Osmanl Padiah gelse
kimse kalkrnazd. Hatun elini uzatt, Mahrnudun ipekli bo
yun atksn ald, bir iki kere elinde sallad, eildi, nce ala
maya balad. Bir be dakika aladlar hep birlikte. Sonra Ha
tun adna balad. Mahrnudun yiitliini, dostluunu anla
tyordu. Mahmut yerdeki btn ieklere, gkteki yldzlara
benzerdi. Arap atnn stnde bir vgack dal gibi dimdik
dururdu. Bir gn yoldan geerken onu grm, durmutu.
Babasn, slalesini sorrnutu. Mahmut yavuz atlarn binicisi,
Yusufun babas, Bey kz Meyronun kocasyd. Soyu ulu bir
soydu. Drdnc Orduda ahin gibiydi her bir akrabas
Mahrnudun. Mahrnudu alan kara toprak sevinsindi. Mahrnu
du ldrenler de sevinsinler. Eer Bey, Beylerin Beyi soylu
Dervi Bey cn alnazsa Mahrnudun, Mursallnn kz, ka
dn bal kadn, kendisi alacakt dmanlardan Mahrnudun
lmnn cn.
te byle sylyordu Hatun. Sesi yank ve gzeldi. Dirn
dik oturmu, bandaki altn srrna fesini ne doru erniti.
Hatun byk bir Trkmen Beyinin kzyd. Trkmen gele
neinden hi arnarn ve hibir zaman da o gzelim Trkmen
kln, srmal cepkeni, atlas, kadife fistan, aln altnl, stne
renk renk ipekliler balanm srmal fesi brakmarnt. Bir tek
giyiminden vazgerniti, o da Maran gleftali ayakkabs.
Kim bilir ondan da niin vazgerniti. Bey merak eder dururdu
da bir kere olsun sorarnazd.
At yakmakta, eski Trkmen kadnlar gibi grenee gre
alarnakta da stne yoktu. Kadnlarn ad akama kadar
srd ve akam yemei iin her evden Meyronun evine yemek
ler tand. Bu btn kyn katld byk bir lendi. Kadn-

1 16
lnr yr, erkekler ayr yerierdi yemei ama, sofralar bitiikesi-
1\t' yan yana kurulurdu.
Akam leninde Bey de bulundu. Doludizgin gelmi
Mnhmudun evinin kapsnda attan inmi, doru sofraya gidip
otu rmutu. Sofrada oktan yemekler ortaya koyulmu, Bey
ht'kleniyordu. Bey bir lokma almadan kimse bir lokma ala
nw.d .
Yemek boyunca ne Bey, ne de tekiler bir tek sz bile kar
mnd lar azlarndan. Yemek bitince Bey ayaa kalkt, tekiler
dl' kalktlar. Bey gitti, onlar geri oturdular. Ve yats narnazna
kadar hep Mahmudu konutular. Bu Bey Mahmudun lmn
den sonra iflah olmazd. Bu kadar kederi Beyin omuzlar kald
ramazd. Oullar lse, Bey de Hatun da bu kadar yanmazlard.
Herkesin aa yukar dncesi buydu.
Mahmudun lmnden bir ay sonra Meyronun evine ge
len Bey: "Kzm Meyro," dedi, "sen benim z bir kzmdan da
ilerisin. Daha gensin, istersen evlenebilirsin."
Meyro: "Mahmudun stne erkek bana haram olsun!" kar
ln verdi ona.
"Kzm Meyro, sana yz dnm tarla ayrdm. Senin iin
ekecekler, biecekler, kaldracaklar. Bu topra istediin gibi
ekecek bieceksin. Sana tane de inek verdim. Git srden
beendiin inei se al getir kapna."
"Sa ol, can Beyim."
"Yusufu da ben yetitireceim. Benim imdi bir tek olum
var, o da Yusuf. Babasz olduu aklna bile gelmeyecek. Ona
Mahmudu aratmayacam."
"Baka kimimiz var ki... "
"Mahmudun kann da yerde koymayacam!"
"Sana can kurban Beyim."
Ve Bey, Meyronun eline yklce bir para tututurup evden
kt.

Dervi Bey dediini tuttu. Yusufu ocuklarndan ayrmad.


Onu nce iftliin yanndaki ilkokula gnderdi. ocuun ya
gelmi gemiti de daha nce onu okula gndermek kimsenin
aklna gelmemiti. Onu da oullarnn gittii okula Tarsus

1 17
Amerikan Kolejine gnderecekti. Yusuf ilkokulun ikisine kadar
okudu, sonra da Beyin btn abasna karn okula gitmedi.
Koskocaman olmutu. Kck ocuklarla bir srada oturmak
tan utanyordu. Mektup yazacak kadar da u ii renmiti ya,
gazete de okuyabiliyordu ya ... Bundan daha fazlas neyine ge
rekti ki!
Dervi Bey uzun bir sre kendi kendisiyle savat. Yusufun
eline silah vermemeli, onu Mahmudun akbetine uratmama
lyd. Ama eli silah tutmayan erkek de erkek saylmazd ki . . .

Yusuf babasna ok benziyordu ve Bey gittike de Yusufu sevi


yordu. i bylesine scak bir sevgiyle hibir oluna kaynama
mt. Kendi kendisiyle uzun bir cebellemeden sonra karar
verdi. Yusuf da babas gibi olacakt. Olacakt ama hibir zaman,
Beyin can sa olduka babasnn akbetine uramayacakt. Be
yi onu hibir zaman, hibir zaman adam ldrmeye gnderme
yecekti. Yusufa adam ldrmenin iyi olmadn retecekti.
Onun eline silah vermese, onu adam gibi yetitirmese, o da
oullar gibi olacakt. te yalnz be yalnz bu sebepten onun
eline silah veriyordu.
Yusufu ta babas zamanndan kalma evin sadk adam, att
n vurur, yetmilik Sll Aaya teslim etti. Sll Aa gzleri
nin o kadar iyi grmemesine, ellerinin de titremesine karn
uara kaara atnca p diye yaptryordu kurunu. Yusufla ie
baladlar. Yusufun da tam istedii buydu. Her kurun attka
vursun vurmasn, sevincinden deliye dnyordu.
Sll Aa ona kurun atmay byk bir ciddiyetle rettii
gibi, yiitlik greneklerini de retiyordu. nsan dediin insan
ekmek yedii sofraya bak sokmaz. nsan dediin insann nce
Allah, sonra anas babas, sonra da Beyi vardr. Basz kurt s
rs iki kpee kul olmakta ge kalmaz. Bu kurtlar srsnn
ba Bey olduuna gre onun hibir isteinden klamaz. l
dedii yerde lnr, kal dedii yerde kalnr. ldr dedii yer
de de ldrlr.
Sll Aa ona her eyi, her eyi retiyordu. Dostluu,
mertlii, ball, az skl, yani ser verip sr vermemeyi, in
san, adam olmann btn yollarn retiyordu ona. Ve onun
babas Mahmut yiit adamd, dost, bal adamd. te Beyi u-

1 18
nma tatl canndan gemiti. Bile bile, isteye isteye. nk Beyi
onu oul saym, ona Drdnc Ordunun kartallarnn kz kar
delerini almt. Bu yol, ite u silah kullanma yolu yiitlik,
lm yoluydu. Yiit olan yiit kan kusard da kzlck erheti i
tim derdi. Bir de dayak yese, ldrlse, elektrik cereyanna tu
tulan azndan bir tek sz kmazd. Babasnn azndan bir tek
sz kmamt da, babas iki ift iki sz etseydi Dervi Bey ok
tan ipi boylamt. Dervi Bey onu niin ocuklarndan ileri tu
tard? Babasnn hatr iin. Ve babasnn erdemlerini sayp d
kyordu. Niancln, az skln, mertliini, sevgisini. Ger
ekten Mahmut sevgi taan bir kiiydi. Azna kadar sevgiyle
dolu. Scack bir adam. Mahmudu grsen, dnyada herkes
adam ldrebilir de Mahmut ldremez derdin. yle yumuak,
saf, yznden iyilik akan bir adam. Ama gsnde sert, ta gibi,
yiit bir yrek vard. te Beyi uruna da can verdi.
Ya kendisi? u kurumu Sll? Beyin babasnn dmann
ldrm, on be yl da bu uurda hapis yatmt.
Birka yl iinde Yusuf yle bir nianc oldu ki uan turnay
gznden, kaan tavam art ayandan vuran. Ustas bir akl
tan havaya atyor, daha ta yere dmeden Yusuf onu havada
paralyordu. Hem tfekle, hem de tabancayla. Ustas Yusufla
vnyordu. ylesine abuk gelimiti ki... imdiye kadar
bylesine her eyi abuk kapan bir rencisi olmamt.
Yusuf on yedisine bast yl, Sll Aa, Dervi Beye gitti,
tekmilini verdi: "te gvenilecek bir adam. Yusufa cann, ma
ln, rzn gvenebilirsin. Yiit, mert, Beyine canndan da daha
ok bal bir insan," dedi. Bey de ona, yetitirdii her adamdan
sonra verdii dln birka mislini birden verdi.
Adn kurunla yazan Dervi Bey bir gn Yusufu denemek
istedi. Sll Aayla birlikte Akasazn kysna gidip at yapt
lar. Dervi Bey gerekten Yusufun ianclna ok ard. Bu
yn tamamd. Yusufu ballk ynnden de denemeliydi.
Bir keresinde: "Yusuf olum," dedi, "bizim en byk d
manmz kim?"
Yusuf hi dnmeden karlk verdi: "Akyollular!"
"te imdi, hemen imdi tabancan alp gidecek, Akyollu
nun konan basacak, onu ldrp geleceksin!"

1 19
Yusuf hi il<ircik geirrneden: "Barn stne," dedi, hemen
o gece yola kt. Bey arkasndan dnmesi iin adam yollamasa
Akyollunun konan basacak, ya lecek ya ldrecekti. Alt ay
iinde Bey onu bir sr daha denedi. Yusuf btn snavlar
geti.
te Dervi Beyin elinde bir silah ki hazineler deer. Yusuf
ki bir orduya, bin kardee bedel. Ama Bey kendi kendine sz
verdi, Yusufu, olundan, karsndan ok sevidii Yusufu lm
yolunda kullanrnayacakt. Onu oul diye, karde diye yannda
saklayacakt. Duymutu ki Glizarla seviiyorlar, onunla Gli
zar evlendirecekti. Ancak birka tane kalm yiit insan so
yundan birisini her bir beladan lnceye kadar koruyacakt. u
Yusuf ne de yakkl bir ocuktu. Keki keki oullar da u
Yusufun yars kadar olsalard. Sonra, aklndan geen bu d
nceden utand. Yusuf onun olu deil miydi? Mahmut onun
olu deil miydi? Yusufun varl onu mutlu klmt. Gven
dii, srtn dayad, gen, ulu bir dad Yusuf. En skld za
manlarda Yusuf gzne ilisin, ii sevgiyle, sevinle, akla,
evkle doluyordu. Yusufun varl onu cmle kirlerinden art
rn, tertaze eylerni, onun ac dolu, karanlk yreini pirpak
klmt.

Meyro Karnn yerinde bakas olsayd sevincinden bir hal


olurdu. Olunu byle grmek, hem de tek, hem de ksz olu
nu! Her anaya byle bir mutluluk nasip olur muydu? Altnda
Dervi Bey taviasnn en gzel at, belinde Beyin klaptan ile
me fieklii, elinde prl prl rnavzeri... Ve atn stnde dimdik
bir servi gibi yakkl oul. Ama Meyro Kar bir trl sevine
rniyordu. Sevinrnek de ne, kederinden lyordu. Gene de olu
nun bu gnne, iin iin, elinde olmadan konurlanyordu. Bu
duygusunu da var gcyle gzlerneye, onu bastrmaya al
yordu.
Bir zamanlar Yusufun babas da aynen byle bir Arap atma
binmi, grenin parrna aznda kalm, bu babayiit, bu ba
hadrlara e yakkl adam kim diye millet biribirine sorrnutu.
Meyro iyi biliyordu ki, ite bann byk felaketi de o gn ba
lamt, inallah, inallah Yusufun sonu byle olmayacak.

1 20
Bam kaldrd, uzun uzun hayranlkla at stndeki oluna
bakt. Gzn olundan alnca uzakta durmu kendilerini sey
reden Glizar grd. Yrei czz etti. Bir zamanlar o da Mal
muda byle yangnd. Glizar iftliin ortasndaki kuyudan bu
yana ellerinde kovalar geliyordu. Kovalarm yola brakt ona
doru kotu: "Meyro Ana, Meyro Ana!" dedi.
Sesinden, sesinin scaklndan, titrekliinden ne demek is
tedii anlalyordu. Glizar bir Trkmenin kzyd, Yusufa da
iyicene yanmt. Meyro bunu sezmi, duymutu. Yusuf da k
zn kendisine delicesine tutkunluunu biliyordu. Ama Yusuf
oralarda deil gzkyordu. Her nedense kza kar olan ilgisi
ni saklyordu. Bunu saklamaktan da sonsuz bir tadn iine gir
diini samyordu. Yusufa bir tfek versinler, bin Glizardan da
ha makbuld. Kendini byle gstermeye alyordu. Glizarn
ona yangnl, onun da Glizara dknl, ama duygular
n gizlemek iin her eyi yapt btn iftlik halknca bilini
yordu.
Glizar, Beyin yarcs Aka Dursunun kzyd. Gl kuv
vetli, tuttuunu koparr inat bir kzd. Tarlada erkeklerden
daha iyi i yapar, ift srer, ekin bier, harman savururdu. ok
da gzeldi. Trkmen kadnlarnn ana, yzde yz dii, efkatli,
insan koruyan havasndayd. Ela byk gzleri glgeliydi.
Uzun kirpikleri dalgn, kederli gzlerini srmeliyordu. Hep se
vinli yz, kederli gzlerine aykryd. Yz her an kederle se
vincin arpt bir oyun alamyd.
"Meyro Ana!" dedi, gld. Yznden gznden, ellerin
den salarndan mutluluk fkryordu. "Meyro Ana!" Meyro
nun ellerinden yakalam, gzlerini gzlerinin iine dikmi,
onu mutluluklarnn kaynana aryordu. Meyronun gzle
rinde onulmaz bir keder grnce kurunla vurulmua dnd.
Yanl olmasn? yice bakt, yanl deildi, Meyro kederden l
yordu. Niindi, nedendi bu? Halbuki o, onun olunu byle g
rnce byk bir sevince hatacan samyordu. Dayanamad,
Meyronun ellerini brakt, kovalarm yerden ald, iinden:
"Meyro Ana! Meyro Ana, ne oldu sana?" diye tekrarlayarak
hzla yrd gitti. "Meyro Ana! Meyro Ana, bandaki hal ne
haldir byle?"

121
Ne gzeldi genlik! Genlik yangn ne kadar hotu! l
m, yzde yz lm gze alarak, kardelerinin, o Drdnc
Ordu ahinlerinin onurlarn ineyerek nasl da varmt Mah
muda? Kardeleri Mahmudu isteme, diye, gzlerinin iine ba
karak lisan hal ile nasl da yalvarmlard. Sonra da ona kya
mamlar, ldrmemiler, balarn alp gitmilerdi.
"Glizar, Glizar!" dedi Meyro onun arkasndan usulca,
"Meyro sana kurban. Senin yangn olduun kara gzlye kur
ban, inallah bu olan akln bana toplar da sen de Meyro gibi
yaban ellerde kimsiz kimsesiz kalmazsn. Glizar, Glizar, can
Glizar!"
Glizar onurlu kzd. Dnya alem onun Yusufa yangnl
n biliyordu ama o ne Yusufa bir ift sz etmi, ne de Meyroya
bundan nce en kk bir duygusunu gstermiti. Yangnl
haberi de srda Zare kzdan kmt. Zare de bunu, Glizara
sormadan, ona iyilik olsun, Yusufun kulana, Meyronun kula
na gitsin diye ortaya karmt.
Glizar bugn iyice umutlanmt. Yusuf ata binip, mavze
ri kucana ektikten sonra sana soluna bakmadan, dimdik,
yz kpkrmz, evlerinin nnden iki kere gemiti. Bu bir
rastlant olamazd. Yolu onlarn evlerinin nnden gemezdi
ki ... O geerken, Glizar kaplarnn nndeydi. Ban evirip
de Glizardan yana neden bakmamt? Gz ucuyla olsun, ne
den bakmamt? Sonra da kendisini Yusufun utangalna
inandrmaya almt. Herkes bilirdi ki Yusuf ne kadar yiit,
ne kadar ataksa o kadar da utangat. Hem de kzlardan daha
ok utangat.
Sevincinden nerelere kanacan bilemiyordu Glizar.
Meyronun bak gibi gzleri aklna dnce de sevinci bir
anda iniyor, yerini ac bir umutsuzluk alyordu. Ona kar m
byleydi Meyro, yoksa baka bir derdi mi vard? Ona kar
neden yle olsundu, bir "can Glizar' deyii vard ki, yle s
cack! Yusufa da ancak byle scack "Yusufuk can" diyebi
lirdi. Ona kar olamazd. Baka baka, kimseciklerin bilme
dii bir derdi olmalyd. yi, ok iyi biliyordu ki Meyro onu
gelinlie kabul etmiti. Her hali bunu sylyordu. Glizar al
danmazd.

122
Yusuf adam avna kyordu bugn. Ya bana bir i gelirse!
Umudu, bunca hayalleri, dleri hep kursanda kalacakh.
"Derse," diyordu kendi kendine, "derse mahpushane
ye Yusuf, on yl da beklerim, on be yl da. Ekya Dursunun
avrad gibi. O yllar yl bekledi, bekledi de muradna erdi ya ...
Ben de beklerim, lene dek yar yolunu beklerim."
Gece sabahlara kadar gzlerini krpmadan bir haber bekli
yordu. Ya da Yusufu bekliyordu. Bu olmayacak bir iti ama ge
ne de bekliyordu. Yusuf kaplannn nnden al at stnde bir
daha geecek miydi? Atn stnde ylesine alml, bir yeil, in
ce, bir vgack dal gibi duruyordu. Onu bir daha byle grecek
miydi?
"Allah," dedi itenlikle, "gzel Allah, Yusufu bana bir daha
byle gster de, istersen ondan sonra canm al!"

123
14

Yusuf gndr iftlie gelmemiti. Bir gitmi, bir daha


gzkmemiti. teki adamlar, yani Yusufla birlikte adam avna
kanlar trl haberlerle dnyorlard. Kimisi adam grm
karmt. Birisi de adam kurunlam, adam inleyerek batak
la kamt. Akan kan izieye izieye batakla kadar getirmi,
bataklkta yitirmiti. Batakln iindeki bir alnn yapraklar
kan iinde kalmt. Demek ki adam batakla gmlp gitmi
ti. Birisi, baka bir yerden bir baka haber getiriyordu. Adam
gitmi Kabakya demi ki, "Al verdiin paray, bana alnsn
paran. Ben byle bir Beye dnya mal iin kyamam. Dervi Be
yin kim olduunu rendikten sonra ona nasl el kaldrrm,
syle bana be namussuz adam!"
Byle bir sr haber. Bey yllar yl bylesi haberlere alk
t. Bekliyordu, gerek bir yandan nasl olsa kacakt.
Yalnz Yusuf gzkmyordu. Bey ok merak ediyordu.
Ondan ses seda gelmiyordu; Neredeydi bu ocuk, neyi bekli
yordu?
Yusuf dnmt. Bey kere atalburnun bklnde
pusuya dmt. Bey de inadna ne zaman atn ovaya srse
atalburnun bkl iinden rzgar gibi bir kere geiyordu.
Bunu btn iftliktekiler bildii gibi, btn kasabadakiler de,
dmanlar da biliyorlard. Kabak haydi haydi bilirdi. yley
se girip bkn iine orada beklemek gerek. Beklemek gerek
ama, Yusuf yanna yiyecek almay unutmutu. Zarar yor, daya
nacak, ahdetmiti, adam yakalamadan dnmeyecekti.

1 24
Adam onun yakalamas ne iyi olacakt? Beyin ona yapt
iyiliklere kar o da bir ie yaram olacakt. Beyin gzne biraz
daha girecek, Beyin hayranl bir kat artacakt. Bey diyecekti ki
gl yerinden su eksik olmaz. Mahmudun olu da Mahmut gibi
olacakt tabii... yle yiit, yle ahin gibi. Glizar da sevincin
den deliye dnecekti. Glizarn kendisine ne kadar yangn ol
duunu biliyordu. Karlatklarnda onun sapsar kesilip bir
adm bile atamadn grmt. Kz yangnln saklamak is
tiyordu ama, duygularn gizlerneye gcnn yetmedii de
belliydi. Glizar gibi Allahn belas bir kz duygularna gem
vurarnazsa tepeden trnaa tutkun demektir.
"Kz yanm ki yanm bana," dedi. "Allah baa vermesin
byle yangnl, iflah etmez insan. Karnn yangn da beter
yangn olur. Erkeinkine benzemez onlarn yangnl... "
Acaba o da Glizara yangn myd? Yangnlk nasl olurdu?
O da Glizar grnce bir ho olmuyor muydu? Onu grnce
utangal bir kat daha artyor, ellerini koyacak yer bulamyor
du. Onlarn evi nnden geerken de eli aya zlm attan
deyazmt. inden bir eyler onu hep Glizara Glizara e
kiyordu. Belki de btn bunlar yangnlkt.
Adam yakalaynca ellerini balayacak, boazna ipi taka
cak, atma binecek, doru Glizarlarn evi nne srecekti. Son
ra adam gtrp Beyin konann avlusundaki at balad
aaca balayacak, Beyine varp, ustas Sllnn rettii, ay
nen babasnn yapt gibi temennah akp, "dmanlaryn
mr bu kadar olsun," deyip, tfeini ayaklarnn dibine kaya
cakt.
Gece karanlk, ortalkta en kk bir fslt bile yok. Yaprak
kprdamyor. Gece, gz gecesi ama hava yap yap ve scak.
rm ot, rm kk, rm batak topra koygun
koygun kokuyor. Bir de buna, ptrak kokusu ac, al, ar kar
yor. Uyuturucu, sersemletici bir hava.
Yusuf bir kam kknn dibine oturup da srtn kamla
ra dayaynca bataklktan uultular gelmeye balad. Korkun
bataklk kaynar gibi, fokur fokur bir sesler karyordu. Batakl
n kaln, ar, ac kokular ykl, su gibi, bir yamur perdesi
gibi slak karanlnn gsnde yldzlar kocaman kocaman ve

125
parlaktlar. Uzaklarda, Anavarzann dibindeki kyn kpekleri
ryorlard. Bunun neden sonra farkna vard. Kpek sesleri
iine gven verdi.
Ar ar bir yalnzla, korkunun karanlna gmlyor
du. Batakln telerinden, bkn kylarndan ayak sesleri
duydu, bunlarn yabandomuzlarnn ayak sesleri olduunu an
lad.
At arkadaki ince bir dut aacna balyd ve ktrtyle
yem yiyordu. Baz baz da yem yemeyi brakyor, ban kald
rp, kulaklarn dikip, ta uzaklarda bir yere uzun uzun bakyor
du. Yusuf da ayaa kalkt, atn kulaklarn dikip bakt yere
bakt, oralarda hibir kprt yoktu. Atlar geceleri, ortalk ne ka
dar karanlk olursa olsun grrler, dedi kendi kendine.
Birden iine bir kurt dt ve korkusu su yzne kt. Ba
taklk geceleri kadar korkulu gece hibir yerde yoktur. imdi
uradan yedi bal bir ejderha kabilir. Anavarza kayalnn
ne kadar ejderhas varsa, kurdu kuu, ylan, boz, ngrakl, so
uk, kara, altn sars okylan varsa hepsi geceleri batakla
inerler. Sr sr, yn yn inerler. Kanatl atllar, atlara bin
mi cinler batakln stnden ku srleri gibi uarlar. Ana
varza kayalndaki maaralarn iindeki yarasalarn bykl
birer kartal kadar olur. Ve yedikleri insan eti, itikleri insan
kandr. indeki korku yarasalar dnmenin verdii irentiy
le birlikte byyordu. Yarasalar ok yakndan, burnunun ucun
dan, atn stnden, atn karnnn altndan gidip gidip geliyor
lard. Ama bu gecenin, batakln yarasalar kk, zararsz ya
rasalard.
Bir destan geliyordu aklna boyuna. Destandaki olay ite
buralarda, u Anavarzann dibinde, u tede kuzgun karas gi
bi kararan bkln yan banda gemiti. Destan kulaklarn
da uulduyordu. Atna binip buradan kamak istiyordu. Kor
kusu o kadar azgnlad ki ayaa frlayp atn srtna atlad. Atn
srtnda iine bir gven geldi, korkaklndan utanarak attan
geri indi ve kamn kkne oturdu. stelik de elinde alkan,
Dervi Beyin en gzel silah bir mavzeri, belinde de yepyeni bir
nagant tabaneas vard.
Destana kendisini brakt. Bu Krte bir destand. Srmeli

126
Memed Paa dou illerinin bir byk Beyidir. Kozanolu Padi
aha bakaldrmt. Padiah da bu nl, byk silahor Dou
Anadolu Beyini Kazanolu stne yollamtr. Krt Beyinin as
kerleri daha Kazanoluyla savaa girineden stmadan, sinek
ten, scaktan yar yarya krlmaya balam ...
Hele Kozana, Kozanal Kozana, hele Kozanal Gecesi t
yor ukurovann. Gndz tozundan, sineinden, gece scan
dan durulmuyor. Bir ate harman ortasndasn. Islak, boucu,
ldrc ... Gecesi scaktan, gndz erimekten... Talar, top
ra, gndz, gecesi erimi ukurovann. Hele Kozana, Koza
na ... Kular bir baka, zulm gibi tyor ukurun. Aalar,
iekleri, topra inim inim inliyor scaktan. Scak, scak, scak!
diye baryor tekmil yaratk. Ot, su, brt bcek, kurt ku ... S
cak, scak, scak! Ulu scak, derya scak. .. Buras scak topra. ..
Bu scaa insan olan dayanamaz. Karl yaylalarn da gibi yi
itleri hi dayanamaz. Dounun kartallar bir tek kurun ata
madan, ulu narlar gibi her gn yzlerce devrildiler. Yiitler
titriyor stmadan, altlarndaki toprak titriyor. Karlar gibi eriyor
lar Anavarza yazsnda.
Bir geceydi. Scaktan kimse soluk alamyordu. Kular, hay
vanlar, bcekler, otlar, aalar, talar, sular, insanlar topraa se
rilmiler, bu korkun scan elinden inliyorlard. Srmeli Me
med Paa bu tekmil yaratn bir azdan kard iniltiyi iite
rek adrndan darya kt. Korkun bir hrt duydu. niltile
rin, gecenin sesinin, btn teki seslerin stndeydi bu hrt.
Gece, youn, elle tutulurcasna youn bir karanlktayd, duvar
casna. Hrt gittike byyor, yaklayordu. Birden, gecenin
arkasndan, batakln stnden ona doru iki top ate kmesi
geldiini grd. Srmeli Memed Paay bir korku alyor ki, ne
korku! Ama Srmeli Memed Paadr bu. Yediremez kendisine
korkuyu. eker klcn durur, soluk aldrmaz youn karanln
iinde durur, yap yap, keskin, rm toprak kokulu ba
takln kysnda kendine doru bir ift yldz gibi kayarak ge
len iki ate kmesini bekler. Hrt bydke byr, ate k
mesi yaklatka parlaklar. Srmeli Paa bakar ki, bu ate k
meleri stne doru gelen ejderhann gzleridir. Srmeli Paa
klcn eker, eker ama ejderha da adryla birlikte onu kua-

127
tverir. Ejderhayla Srrneli Merned Paa arasnda bir dv
balar, dv kran krana sabaha kadar srer. afakla birlikte
ejderha batakl kanyla bulayarak, geldii yere gider. Koca
rnan ejderhann kemikleri imdiye dek Akasazn bataklnn
ortasnda durup durur. Srrneli Merned Paann da ls s
caktan inleyen, atrdayan ukurova toprana serili, ylece
kalakalyor.
Yank, belal bir destan. Yusufun bu destan ocukluun
dan bu yana belki bin kere duyrnuluu vardr. Ve oldum olas
bataklktan kp gelecek yldz gzl ejderhay uultulu, yeri
sarsan rzgarl k gecelerinde beklernitir.
te imdi, imdi u anda bu ejderha kabilir. Yusufun ka
fasnda hep bu, her an, her saniye bu. Bir gerginlik iindeki eti
aryor. Korkmak istemiyor, kendi kendisiyle sonsuz bir cebel
lernede. d kopuyor. imdi iki top k grse batakln s
tnde, klar grr grmez yere serilip lverecek Korkusu
nu bastrmak iin elindeki tfein mekanizmasyla oynuyor,
durmadan, tfei doldurup doldurup boaltyor. Ama netse
neylese faydasz. Gene de elindeki u tfein verdii gven ol
masa burada bir dakika durarnaz. Gece de o geeeki gibi karan
lk. Bir an geliyor korkusu byyor byyor, onu bir titrernedir
alyor. Koskocaman ejderhaya kurun neyler ki... Koskocarnan,
dev gibi adam kocaman grzyle baa karnarn ki onunla f
kara Yusufuk ksn. Her an, her an ejderhay, batakln s
tnden kayp gelecek bir ift yldz bekliyor.
Anavarzann stne doru, batakln arkasndaki gkte
birka kere yldz kayd ve Yusuf olanca gcyle her keresinde
yukar doru srad. Bir keresinde o kadar kendini yitirdi ki,
can havliyle atma bile atlad.
Ejderha ha kt, ha kacak. Elinin altnda bir at var. Kanat
takm gibi koan bir at. Bir sre, ejderha bu ata yetiebilir mi,
yetiernez mi, diye kurdu. Bir trl bir karara vararnad. Ejder
ha yldz gibi kayard ama, iftlie varncaya kadar da, eer iki
top grr grmez atma atlarsa, ejderha arkasndan yetie
rnezdi. Ejderhann ata yetiip yetiernernesini tartmak onu
azck yattrd. Gene de her an tetikte, yrei kt kt, bir ate
stndeydi.

128
gndr bekliyordu. Korkarak, ylarak, iinde korkunun
zerresini bile brakmayarak, korkudan yunmu arnm, ejder
hann aznn iine girecek kadar yreklenerek, hapiste ld
rlm babasn, Drdnc Ordu aslanlan daylann, Glizar,
canndan ok sevdii Beyini, onun kendisine olan sevgisini r
pererek ta yreinde duyarak, baz baz da hi dnmeden
duymadan bir ot gibi kmltsz yaayarak, orada alnn dibin
de gndr bekliyordu. Bu gn gecede u ksack m
rnde ne dnp ne duymusa onun birka mislini birden ya
am, duymu dnmt.
nc gecenin sonunda o hale geldi ki eli aya tutmaz
oldu. Tir tir titriyor, baucunda durmu ktr ktr yemini yi
yen atn ayana parmann ucuyla dokunarak, ondan bir g
alyordu. Topraa serilmi, iyicene yapm. Yldzlar kayyor,
kular tyor, youn bataklk gecesi rm toprak keskin
ptrak kokuyor. Srmeli Memed Paa trks de bir an kafa
sndan eksilmiyor. Trk rm bataklk kokularna, scak
ptrak kan kokusuna, birtakm belirsiz belirli duygulara kar
p bir d gibi kafasnda dnp duruyor.
Bu gece de adam knazsa dayanamayacak, ekip gide
cek. Ama adam ksayd ne gzel olurdu. Beyi ona ... Glizar
onu daha ok severdi. Ama adam gelecek, mutlaka, ta atasa
gelecek. uradan, u batakln iinden gelecek. Ne biliyor ge
leceini? Biliyor ite. Yreinde amaz bir duygu var ki gele
cek diyor.
Birden azck geveyince, korkun aln duydu. gn
dr azna bir ey koymamt.
Uzak bir tarla biliyor. Kavunu karpuzu var. Alktan iman
na tak demi. Topraktan zorla kalkp, uzun bir sre ata tutu
nup, attan geri yere dtkten sonra binebiliyor. Tarlaya varp
bostan bekisini uyandrp biraz ekmek istiyor, bir karpuzu ke
sip katk ediyor, heybesini kavun karpuzla doldurup, yeniden
batakla geliyor. Adam gelecek, hem de adam o yakalayacak.
Nam btn iftlii saracak. stelik teki iftliklere de ulaa
c.ak. Krt Mahmudun olu byle byle bir yiit kii olmu di
yecekler. Batakla geliyor ama bkle girip eski yerine bir
trl oturamyor. Korkuyor. Hep batakln stnde iki ate

129
kmesi aryor. Batakln stnden, yeri g sarsarak, byk
bir uultuyla gelecek k kmelerini bekliyor.
Karanlk, gkte yldzlar iri iri, bataklk uultulu. Batakl
n kokusu insann burun direini kracak kadar ardr ama,
gndr Yusufun burnu bu kokuya alk. Kokuyu duymu
yor bile. Sivrisinekler bulut gibi geliyorlar, paralayacaklar gibi
saldryorlar. Yusufun eli yz i iinde kalyor. Yusuf cann
dan iyice bezdi. inden, Beyi de, Glizar da, nam am da,
Mahmudun olu olmak da batsn, diye geirdi. Buna can m
dayanr? Adam, Beyi ldrmeye gelecekse, buradan baka yere
gelemez. Beye pusu kuracaksa, buradan baka yerde kuramaz.
Beklemeli. Beyi burada kere pusuya drdler. Altndaki
yce soylu Arap ah pusunun kokusunu alp, onu ekip uzaa
karmasayd Akyollunun naml .nianclar onu vuruverirler,
atnn trna dibine drrlerdi. Peki, Kabaknn pusucusu
pususunu neden baka yere kursun? Bey, pusuya dt za
manlardan beri hep atn buradan srer. stelik de bkln
stne srer. Kabak da bunu bilir. yleyse neden baka yerde
beklesin Kabaknn adam?
Ya yalansa? Kabakolunun Beyi vurdurmaya adam gn
derdii yalansa? Btn ektikleri boa giderdi. Bu ihtimal onu
o kadar korkuttu ki... O zaman, ite o zaman, o korkak, o pis, o
adam olmaz Kabaky ldrmek gerekirdi.
Birden kafasnda imek gibi akt, adam nasl ldrlr?
Bunu imdiye kadar hi dnmemiti.
Attan inip, bkle girmeden, yolun kysna slak topra
a uzand. Birden bir sevin, sonra korku. Yrei kt kt at
yor. Bu hrt gerek mi? Gelen de o mu? Gittike yaklaan,
kk bir hrt. Ejderha gelirken byle gelmez. Byle gele
mez ama, ne olur ne olmaz, hemen srayp ata bindi. ki ate
kmesinin kendine doru yrmesini bekledi. Ate kmesini
grr grmez at dolduracak, uup gidecek. Mmkn yok,
ejderha arkasndan yetiecek Hrt gittike yaklayor. Yu
sufun yrei aznda. Uzun, ok uzun bir bekleme ... Yusuf
kendinden gemi. Btn benlii, eti kemiiyle kulak kesilip
kendisini bataklktan, sular prdatarak gelen sese vermi
bekliyor.

1 30
Tanyerleri d yacak Kasabann dousundaki tepelerde
aydnlk, ok aydnlk bir k izgisi. Birden yrei hop etti,
uzun bir sredir gelen, baz baz da kaybolan prt bir karar
tym. Kyya doru gelen insan grd. Btn bedenini bir
mgma dolat, btn glerini bir araya toplayp mekaniz
nay evirdi.
"Kprdama!" diye bard. Ses bak gibiydi. Keskin, gr,
korkulu. Ses sabahn alacakaranln kl gibi biti. "Kprda
ma, yakarm! Teslim!" Eli tetikteydi. Farknda olmadan eli teti
e dokundu.
Adam kendini yere atp uzaktan:
"Teslimim karda," diye bitkin bir ses kard. "Teslimim,
teslimim karda."
Yusufta hibir korku eseri kalmamt. Ne yorgunluk, ne de
bitkinlik Soukkanl:
"Silahn yere at, sonra da bana doru gel!" Yere ar bir
nesnenin dtn duydu. "Gel bana doru!"
Adam ar ar ona doru gelmeye balad.
Az nceki soukkanl Yusufu gene bir titreme ald. ylesi
ne titriyordu ki, neredeyse tfek elinden decekti. Bakt ki bu
titremeyle atn stnde duramayacak, kendini atn stnden
yere brakverdi. Ayakta durarnayp yere kt. Bu ne korkuy
du byle! Btn insanlar byle korkarlar myd? Mmkn
yok, babas Mahmut byle korkmazd. Daylan da, Bey de hi
kimse de kpekler de bylesine titremezdi korkudan. Bu d
nceler onu azck yattrdJ silkindi birazck titrernesi durdu,
durdu ama, bir trl ayaa kalkamyordu. Adam da ona gittik
e yaklayordu. Gzn yaklaan adamdan hi ayrmyordu.
Birden ayaa frlad, gene hibir eysi kalmamt.
"Kimsin sen?"
"Bir garibim. u yukarki dalardan olurum."
"Bu batakln iinde ne gezersin bu gece vaktinde?"
"Yolumu ardm."
Yusufun gene btn umutlar snd. Demek her ey, b
tn cokunluu, abas, korkular boa kmt.
Adam birka kere, l, titrek bir sesle, korkulu tekrar etti:
"Yolumu ardm." Sesi kukulu, yorgun, azck da alaycyd.

131
Bir daha ne Yusuf bir ey sordu, ne de adam bir ey syle
di. Gn yncaya, bir :kavak boyu ykselineeye kadar yle kar
karya kprdamadan kaldlar.
lk olarak adam konutu. Sesinde korkuyla alay karmaka-
rt.
"Gidip de u silahm alalm oradan."
Yusuf fkelendi:
"O seni ilgilendirmez. D nme!"
Adam nne dt, bkln iine yrdler. Tabanca bir
kamn kkne dmt. Yusuf ondan nce varp tabaneay
almak iin kotu ama yetiemedi, adam varm, tabaneay ok
tan yerden alm, Yusufa uzatyordu. riyar, Yusufu bir ele ge
irirse bir anda kemiklerini kracak gte bir adamd. Tabanca
y elinden almasa olmazd. Korktuunu belli eder, rezil olurdu.
Almak iin uzansa adam onu bir yerinden yakalarsa un ufak
ederdi. Gene var gcyle bard:
"Elindeki tabaneay yere at!"
Tabanca o anda adamn elinden yere dt.
"teye ekil!"
Adam arkasn dnd, ar ar bkle doru gidip orada
durdu. Tabaneay yerden alp alvarnn cebine koydu. Adam
arkas ona ylecene dnk duruyor, Yusuf adamdam korkuyor,
varp da bir trl elini arkasna balayamyordu. Bir ey de
sylemek gerekti. Ama ne syleyebilirdi bu adama?
Birden: "Kimsin sen?" diye sordu. Bu soru imdadna yeti
miti. "Kimsin sen?"
Adam yorgun, ylgn, amur iindeki ayaklarna bakt. G
beine kadar batakln arnuriarna belenmi, belden aas
amurdan gzkmez olmutu. Ar ar dnd. Yusufu bir s
re tepeden trnaa szd, kmser kmser. Tepeden, Yusu
fun onu yzde yz bileceine inanl bir sesle: "Bana," dedi,
"Sar Mstk derler. Ya sen kimsin?"
Yusuf onun sorusunu duymamlktan geldi: "Dervi Be-
yi mi ldrmeye geldin?"
Adam karlk vermedi.
"Kabak m gnderdi seni?"
Adam sustu.

1 32
Yusuf artk iyice kendine gelmiti. "Sen Beyin kim oldu
unu bilir misin? Duydun mu onu? Adam Beye kyar m? Be
yi vursaydn elin ont olmaz myd sanyorsun? Kabaknn
paras iin adam Dervi Beyi ldrmeye gelir mi? Onu vur
duktan sonra ge ekilseydin bile seni gene bulur parampar
a ederdik."
Arka arkaya atma doru yrmeye balad. Aya bir tm
see taklp da yere derse... Kazasz belasz atnn yanna va
rnca hemen ata atlad. Namluyu Sar Msta evirip: "D
nme!'' diye sert bir sesle, komut verir gibi bard.
Adam sessiz, ba yerde yrmeye balad.
imdi Yusufun btn bedenini bir sevin kasrgas sarm
t. Ah, bir de ellerini arkasna balayabilseydi ... Boazna da ipi
geirip onu eke eke Glizarlarn evleri nnden Beyin kona
na gtrebilseydi. Gene de Glizarlarn evi nnden gee
cekti ama, ylesi baka olurdu. Atn biraz daha hzlandrp n
deki adama yaklat. Kafasn bir eyler kurcalyordu. ine bir
kurt girmiti. Sar Mstk adn bir yerlerden duymutu. Bu ad
ona bir scak, yakn, dost geliyordu. Acaba neredendi?
"Sar Mstk," dedi, "ben senin adn duydum. Onun iin
de ellerini balamadm." Ellerini balayamamas onu kudurtu
yordu.
Sar Mstk durdu, glmsedi, ellerini yan yana getirip
uzatt: "Mademki eline dtk bugne bugn, al istersen bala
ellerimi."
Yusuf fkelendi. "Ben," diye grledi, "ben Mahmudun o
luyum. Krt Mahmudun. Hani hapishanede ldrdler, ite
onun. Hani Akyollu Murtaza Aay vuran. Yiit yiide kya
maz. Sen bizim Beye nasl kyacaktn? ek ellerini, d yola!"
Adam aldrmad, yrmedi de. Uzun boyuyla yakkl, sa
lam bir kaya parasna benziyordu. Yusufun eli tetikteydi, ada
mn gz de Yusufta. Yusufun yz sarard. Titrek, fkeli bir ses
le: "Yr diyorum sana, duymuyor musun?" diye bard.
Sar Mstk, Yusufun yzne yle uzunca bir sre durdu
bakt, gzleri yaard, sonra yznden bir glmseme geti.
Hayretle: "Benziyorsun," diye konutu. "Amma da ok benzi
yorsun! Demek sen Krt Mahmudun olusun? Baban benim

1 33
arkadamd, candan sevgili kardamd. itiimiz su, yedii
miz kuru ekmek bile ayr gitmezdi. Sen hi bunlar duymadn
m? Baban benim yanmda idi. Ne mert adam, ne gzel arka
dah, senin baban! Senin yiit baban, Yusufum." Ban sallad:
"Demek sen benim Malmudurnun olusun ha? Seni grd
me ok sevindim yavrum. Sen byle delikanl oldun ha? ok
kr Allahma, ok kr ki seni grdm."
Yusuf, Sar Mstn gzlerinin ya iinde kaldn grd.
imdi onu artk iyice hatrlyordu: Babasnn en iyi arkadayd.
Acaba o muydu? inde bir de km vard.
Sar Mstk sustu, dnd, yrmeye balad. Yryor, im
di daha hzla yryor, arada da ban geriye evirip efkatle
Yusufa bakyor, mutlu mutlu glmsyordu. "Demek sen Yu
sufsun ha, Krt Mahmudun olusun?"
"Yusufum."
Adam gzleri hala dolu dolu: "Kaaklkta bileydik baban
la. yl... u koca dada delamadk yer komadk. Baban dur
mayacakt burada, ukurovada, Van glne, ala karl Sphan
dana gidecekti. Ben imdi oraya gideceim, Van glne."
Gld: "Gel istersen seni de gtreyim." Hep glyor, sar al
tn dileri lyordu. "Baban sa olsayd, yakalanmasayd. .. Ba
bam ldrmler, sen lsn grdn m? Bey mi istiyor be
ni? Ne yapacakm Dervi Bey beni? O adam deil... O adam
olsayd, baban kimse yle ldremezdi. Adam deil o!.. yle
adam batsn. Gtr beni ona, Mahmudun olu. Haydi be, sen
de ... Adam dediin ... Mahmut Van dalarn, oradaki, babas
nn grmedii kyn sylerdi hep ... Bir seni, bir de Van gl
n, Van dalarn sylerdi. Trk arrd Krte, Sphan da
ndan dolay, ben Krte bilmezdim de, trky anlardm.
Sen Vana gidecek misin?"
"Gitmeyeceim!" diye bard Yusuf.
"Babann lsn grdn m?"
"Grdm!" diye bard Yusuf.
"Kamilin?"
"Grdm!"
Karki kamlktan hrtlar geliyor, kamlar ar ar
ranarak kuzeye doru yatyor kalkyor, srtlar dalga dalga

1 34
parlyordu. Bir k dalgas usuz bucaksz kamlkta geliyor
gidiyor.
"Grdm, grdm, grdm!"
"Kartallar dnyordu orada kprnn banda, Stemi
in dibinde ... Keskin, kan kokusu alm kartallar. Babann ba
imiti, iki insan ba kadar, dilim dilim yarlm, sar bir su
szyor. Kan kokusu. Btn kasaba rm, kokan, param
para ... "
"Grdm, grdm, grdm!.."
Ses kamln stnden telere ulat.
Yusuf atn onun yanna srd. Yan yana yrmeye bala
dlar, Yusufa, kendisinin at stnde, babasnn kardeliininse
yaya gitmesi ok dokunuyordu. Ama Beyini ldrmeye gelen
adama da, kim olursa olsun, altndaki at veremezdi ki... Bu hal
onun yreini burkuyordu.
Sar Mstk bir ara karsnda durdu, uzakta, teriemi atma,
parlayan mavzerine bakt, sonra gzlerini gzlerinin iine dikti:
"Zulm," dedi, "Zulm." Soluyarak arkasn ona dnd, nn
ce daha hzl yrd. Ba omuzlar arasna skm, omuzlar
kabarm, kamburu km hzandka hzland. Ardndan at
sren Yusuf onun ikide bir, "Yazk, yazk!" dediini duyuyor
du. "Yazk, zulm!"
Sar Mstk uzun bir sre byle gittikten sonra gene durdu,
yolun ortasna dikildi: "Babam nasl ldrdler duydun mu?"
diye bard. fkeliydi.
Yusuf duyduunu bir ho, belki gzleri, belki elleri, belki
bedeniyle, belki atnn ban ekiiyle, belki atma zengiyle
dokunuuyla anlatt.
"Kamili nasl ldrd Dervi Bey, onu da biliyor musun?"
"Biliyorum," dedi Yusuf bouk, duyulur duyulmaz, utan
ga, ylgn sesiyle.
Kamilin macerasn gzleriyle grmt. ocuktu ama iyi
ce, bugnk gibi anmsyordu. iftliin n karaallkt. Kara
alnn dikenleri sertti, sivri baklar gibiydi. Her karaal daln
da bu sivri baklardan yzlerce aslyd. Karaallar ar, kes
kin, ustura... ok sk, st ste binmilerdi. Aralarndan ylan bi
le geemez. Eli krhal adam Kamili ite bu usuz bucaksz

135
ustura denizine, Anavarzann dibine kadar dikilmi usturala
sryordu. rlplak Kamil, stne krbalar yaarken, bu
halde bile, karaal dikenleri. Hayalarn elleriyle kapatm, ne
eilmi, hacaklar eri, o aldan o alya yumularak, rperip
koarak, bedeni kanam. Kanam, her bir yan kzl kana bat
m, kzl kandan yalnz dileri ldayan gencecik bir insan
anmsyor imdi Yusuf. Srtna yaan krbalar altnda kendini
karaalln iine att, kpkrmz. Bir an gzkmez oldu, batt
kt batt kt karaalln iine, sonra karaalln ortasna
ald yatrd, bir yeil bolua. Kpkrmz, yeil alana dt.
Gzleri dehet iinde, dehet bymt. Beyin de gzleri b
ymt. Herkesin de gzleri kocaman kocamand.
Babam, babam, baban byle ldrdler. Tm kemiklerini
krmlar, bir pelte gibi, bir et yn... lsn Savrunun kys
na itlere atmlar. Usturayla dilim dilim ... Btn kasaba oluk
ocuk, gen yal, kadn erkek gn, gece nnden akm
dilim dilim olmu lnn... Dilim dilim...
Yusuf ancak bu kadarn anmsayabiliyor, ne zaman babas
nn lsn kapnn nnde dnse ii bulanyor, ne zaman
Kamil aklna dse boazna bir eyler tkanyor, kusaca geli
yor, sas sas...
Sar Mstk durmadan konuuyor. Yusuf kamak istiyor.
Batakln oralarda birka karaal topluluu. Esmer, dklm
lekeler... Ovann yznde ... Durmadan durmadan Kamili, ba
basn biribirine kartrarak konuuyor.
u lanet, kim olursa olsun, lanet mi lanet herif bir kasa, di
ye kendi kendine konuuyor. Kasa da elinden dilinden kurtul
sam u lanetin. Ne baracak, ne de arkasndan bir kurun ska
cakt. Aaah bir kasal Neden anlatyordu babasn, neden anla
tyordu Kamili, korkusundan, d kopuyordu Sar Mstn,
Beyden. imdi alp gtrse Bey onu da Kamil gibi eder, boasi
ki krbala Karaalla srerdi, kzl kana bular, bir gzleri, di
leri kalrd layan. p p kan damlard her yerinden. Bey
sert. Sertlik iyidir. Kim bilir Kamil ne yapmt Beye? Bey hi
suu olmayan bir kiiyi bylesine ldrtr m? u Sar Mstk
da amma ok konuuyor. Bu kadar ok konuacana kasana
be adam! nsan insan yznden anlar. Yoksa bir suu yok mu?

1 36
Belki de Sar Mstk deil.. . Bir ylan akt, yol boyunca akyor,
yolun kysndan, nden, Sar Mstn az nnden kvrlarak,
uar gibi kuyruunu sallayarak, arada da ban kaldrp arka
ya bakarak kayyor. Sar Mstn hi aldrd yok. Neredeyse
kuyruuna basacak ylann. Bir tuhaf adam u babamn yolda
. Ha bire konuuyor, dnmeden., Ylann kuyruu kvrlarak,
yolun tozlarna bulanm, kapkara . . . Krmz dilini karm, ge
riye bakyor ban dikmi. Ayaklar lap lap iniyor yola, ylann
kuyruunun izdii yere, tozlar fkrtyor...
Bu adam hi korkmuyor. Kellesini bir iyice koltuuna al
m. Kamyor da ... iftlie de gittike yaklayorlar. Atn ya
nnda ba dimdik, yiit yzl, amurlu ayak alvar gzel.. .
Ceketinin kaak mal olduu dzgnlnden belli. izgili, g
mi bir kuma. Biraz da topallyor mu ne? Azck azck aksak
l var. Yok yok, bu tamam Sar Mstk. Anas, "senin Mstk
arncan azck topaldr," demiti. Ama hi kamyor o. Kamaya
cak m? iftlie yaklatka da hzlanyor.
Yusuf dayanamad: "Mstk amca," dedi yumuack. in
den lk lk bir sevgi tat. Babasna dert yanar gibi sokulgan,
ocuksu. "imdi ben seni gtrr de Beye teslim edersem, Bey
seni ldrtr." Ylan on be adm tesinde.
Sar Mstk bir an durdu, Yusufun yzne bakt, glmse
di, yrd.
Yusuf iyice bozuldu, fkelendi. imdi ne yapacakt? Adam
hibir eyi anlamyordu. Kamyor, kamyordu ite. On be,
yirmi dakika sonra iftlie girecekler, ondan sonra da i iten
geecek, Bey onu Kamil gibi edecekti. Ne yapmal? Dilerini s
kp: "Bey seni ldrecek, ldrecek. Kamil gibi... Karaalla...
rlplak," diye fkesini tkrd.
Sar Mstk ban evirip gene gld. Gzlerinde alayc bir
prlt vard.
Yrrken epeyce toz karyordu. Yusuf gerilerde kalaym
da, o da geride kaldn grp ban alsn da nereye giderse
gitsin, diye dnd. Atn ban ekti. Bundan haberi olma
yan, dalm gitmi Mstk yrd gitti. Yusuf onun uzaklama
sn, uzaklatktan sonra da ilerdeki byk kamln iine sa
pvermesini bekliyordu. Atn ban ekmi, ylecene duruyor,

137
onun bir varm bir yokmu olmasndan sonra duyaca bolu
u, yokluu dnyordu. Bunca emekleri, bunca sevinci boa
gitmiti. Ylan onun nnden tozlara bata ka akyordu.
Mstk kamln kysna kadar ayn dalgn admlarla y
rd. Nedense kamln yanna varnca azck duraksad, n
ce pskl vermi, usulca dalgalanan kamln usuz bucak
szlna bakt. Kamlk byk ovann sonsuzluunda ta uzak
lara Anavarza kayalnn telerine kadar uzanyordu. Kim bi
lir bu kamln iinde neler vard? Byl bir dnyann bura
daki ucuydu kamlk Ylan da onunla birlikte duraksad. Ba
n kaldrp Sar Msta bakt. Gld gibi. Kuyruunu oynatt.
Dili atald, krmz.
Kamlkta gz gezdirdikten sonra Yusufun yokluunun
farkna varan Mstk arkasna dnp bakt ki Yusuf orada du
rup durur. Buna azck ard nce, sonra da bunun ne demek
olduunu anlad. Orada durup Yusufu beklerneye balad. Yu
suf da onun kamla girmesini bekliyordu. Bir sre byle
uzak uzak bakarak beklediler. Hibirisi yerinden kprdam
yordu. Yusuf, niin o kamla girmiyor, diye fkelendi. Mstk
da u deli olan at niin srp de gelmiyor, diye glmsedi.
Artk kamayacan anlamalyd. Ylan uzaklap gitmiti. zi
kvrm kvrm uzanyordu.
Birden Yusufun aklna geldi. Mstk amcasnn tabaneas
ondayd. Byle vurucu krci adamlar silahsz bir adm atamaz
lar. At hzla srp yanna geldi. Mstk, dudanda yar efkat
li, yar alayl bir glmseme yerinden hi kprdamamt. Dur
mu, Yusufa bir oul hayranl, sevgisiyle bakyordu. Ylan ka
mla girdi geri kt.
Yusuf elindeki tabaneay ona uzatp: "Al tabancan!" dedi.
Sesinde, "al da u kamla giriver!" komutu grledi.
Sar Mstk hi onu duymam gibi tabaneay ald, beline
takt. Boyuna da mutlu mutlu glmsyordu. Kamla gire
cei yerde atn nne dt, iftlie doru yrmeye balad.
Yusufsa buna ok kzd. Zaten fkesi bumundayd. Ah, babas
nn kardei olmamalyd ki u Sar Mstk, ona yapacan bilir,
elini ayan balar, onu srye srye iftlie gtrrd ama,
ne fayda!

1 38
Hmla, slk gibi: "Bey seni ldrtecek, Bey seni ldrte
cek!" dedi. Derin bir soluk ald. "Bey seni ldrtecek de leini
kpeklere atacak. Anlamyor musun, duymuyor musun dedi
imi?"
Sar Mstk gene o sevgi dolu, azck alayl glmsemesiyle
glmsedi. Yusuf onun hele bu sorusuna karlk verneyiine
ileden kt. "Sen ok korkak bir adamsn! ok korkak, Mstk
amca!"
Mstk arkaya dnd, onun yzne bir sre bakt: "Bana
m diyorsun? Ben mi korkam?" Gld. "Yusufum," dedi,
"yavrum, bu dnyada herkes korkaktr. Senin bir kprdama,
teslim ol, deyiin vard ki, sesinden ylesine korktuun belliydi
ki ... Korkan adam kadar tehlikeli bir yaratk gelmemitir bu
dnyaya. Senin bu korkulu sesini duyunca, eyvah, dedim, o
lan beni ldrecek. Ben dnyada ok az eyden, bu korkudan
korktuum kadar korkarm. Az daha beni vuruyordun."
Yusuf gene fkelendi, kan beynine kt: "Sen," dedi, "ba
bamn arkada Sar Mstk olamazsn. Sen bir yalancsn."
Sar Mstk glmesini tutup ban nne edi.
te tabancasn da vermiti, geride ne kalmt, niin ka
myordu? Gene geride kald. Sar Mstk hemen onun geride
kaldnn farkna varp durdu. Ylan yoldan kt kamln
iine akt.
Kaml kncaya kadar Yusuf birka kere geride kalp
kamasn bekledi. Hi anlamamla vurup Mstk da onu
bekledi. Sonunda kaml ktlar. Yusuf deli divaneye dn
mt. Neredeyse hngr hngr alayarak ona yalvaracak,
"ka amca, ka," diyecekti. Kye yaklatka fkesi artan Yu
sufun eli aya titremeye balamt. Gnl diyor ki, diye gei
riyordu iinden, salla bir kurun unun beynine, beyni param
para olsun... Ya kaacak hali yoktuysa? Ya en yakn arkada
nn olunun nnden kamaya utanyorsa? te tabaneas da
elindeydi. Ona her bir eyi yapabilirdi istese. Seni braktm,
var git iine amca, dese ayp olacakt. Seni azat ettim, var git
salcalan da, diyemezdi babasnn arkadana. Atnn ban
evirip, ovaya doru doludizgin szlp gitse nasl olurdu?
Sen sa ben selamet amca, dese ne olurdu? Babasnn arkada-

1 39
, amma da korkakm, bir adam bile Beyine gtremedi de
mez miydi? Btn bu ilerde kendini snanyar muydu Ms
tk amcas?
iftliin u evlerine gelmiler, neredeyse kyn iine gire
ceklerdi. Yusuf atn hzla Mstn yanna srp onu arnzun
dan tuttu, sarst: "Bu Bey ok insafsz Mstk amca, seni ldr
tr bu Bey. Ben Beyi iyi bilirim, valiahi de billahi de seni ldr
tr. Nolursun Mstk amca!" Sesi tehdit deil yalvart. Dokun
san hkracakt. Gzleri yala dolmutu.
San Mstk hi aral deildi. Yusuf dilerinin arasndan bir
"Cehenneme" frlatt. Usulca, "Cehenneme, cehennemin dibine
kadar yolun var! ldrrse ldrsn bana ne!" dedi duyulur
duyulmaz.
iftliin iine girdiler. Yusufun btn fkesi iniverdi. Artk
ne yapsnd, yalvarm yalvarm adam kamamt. Baka ne
gelirdi elinden? Anas ne derse desindi. Elalem ne derse desin
di. Glizarlarn evinin nnden gemeyi dnnce sevindi.
yi ki kamant u aklsz.
Bu sefer sevinle: "Sar amca," dedi, "u yandan. Bey seni
kyma gibi kyacak," diye de alay etti. imdi alay etme sras
onundu. Artk i iten iyice gemiti. Ama gene de atn stnde
sapsar kesilmi dii diini yiyordu.
Glizar onu sln gibi bir at stnde grnce yz kpkr
mz olup, Yusufa candan bir gl atp evin iine kat. Yusu
fun gzlerinin nnde onun ak, ocuk dilerinin prlts, kaln
dudaklarnn ehveti kald.
Beyin kapsna geldiklerinde Yusuf atn stnde durama
yacak hale gelmiti. Attan dereesine inip Sar Mstn yanna
geldi, ona dmanca bakt: "Ver tabancan da urada dur!" diye
fkeyle grledi. "Dur orda da hi kmldama!" Szler azndan
kfr gibi kyordu.
Bey de konan balkonunda durmu kaytszca onun b
tn devinimlerini inceden ineeye gzden geiriyordu. Bu arada
Yusufun Beyi ldrecek adam yakaladn duyanlar konan
nne birikmiler bycek bir kalabalk olmulard.
San Mstk belinden kard tabancasn glmseyerek
Yusufa uzatt. u adamn u pis glmsernesi yok mu, ldr-

140
yordu onu. Dizleri krlarak, sapsar bir yzle yukar kan Yu
suf elindeki mavzeri ve Mstn tabancasn Beyin ayaklarnn
dibine koydu, lgn bitkin, utanr bir sesle: "Dmanyn mr
bu kadar olsun Beyimiz," dedi. Bey: "Bu muymu, sordun
mu?" dedi.
Yusuf: "Sordum," diye karlk verdi. "Ad da Sar Mstk."
Bey emir verdi: "stn ban ara da yukar getir!"
Yusuf aaya indi, Sar Mstn stn ararken: "Bey seni
ldrecek. Kamil gibi edecek," dedi. "Bunda benim hi suum
yok. Varsn iyice ldrsn."
Sar Mstk inceden ineeye glmser gibiydi. Onda bir de

kvanl hal seziliyordu. O nde Yusuf arkada yukar ktlar.


Bey Sar Mst tepeden tmaa uzunca bir szdkten son
ra: "Kabak beni ldrmeye seni mi gnderdi?" diye yumu
ak, fkesiz, babacan sordu.
Sar Mstk gene yle glmseyerek: "Beni gnderdi, Bey,"
dedi. "te ben de geldim."
Yusuf, Beyin bu yumuaklna ard kald. Demek Mstk
amcasnn bir bildii vard. Siktiret, dedi iinden, ite yakalayp
getirdik.
Bey Yusufa, ekil diye bir ka oynatt. Yusuf merdivenleri
indi. Demek Bey ona ... Heyecanndan tkanyordu. Su hep on
da, hep ondayd. Doru eve gitti, anas evde yoktu. Gerisin geri
konaa dnd. Ne yapacan bilemiyor drt dnyordu. Ana
sn bir bulsa da ii anlatsayd. Anasn kadn kalabalnn ara
snda sa ba darmadank barr arr buldu. Anas onu
grnce fkeyle onun stne yrd. Yusuf biliyordu ki Mey
ro fketenince onu, u kalabaln ortasnda bile dverdi. Boyu
na bosuna, yana bakmadan hasard daya. Gz dnm
Meyroya yakalanmadan evi bulmalyd. Meyro arkasnda, o
nde evlerine doru kotu.
Meyro arkasndan kouyor: "Stsz, zamane pii, soysuz!"
diye baryordu. "Gzn ksn senin, o boylarn devrilsin se
nin. Bir olum vard benim, hay oulsuz kalaym. Tuttun da
Sar Mst babayn z bir kardeini getirdin Beye, onu ldr
sn diye, yle mi?"
Yusuf eve girmi kapy kapamt. Darda kalan Meyro

141
barp beddualar ediyordu. Yusufsa ierden boyuna: "Ana
dur, ana dur hele! Sana ii anlataym da yle bar."
Dinlemiyordu: "Bey onu ldrrse, ben de seni ldr
rm!"
Uzun bir cebellemeden sonra yatan Meyroya Yusuf ka
py at. Meyro ter iinde kalmt, daha da soluk soluayd f
keden.
Yusuf olan biteni batan sona kadar anasna anlattktan
sonra: "Var git Beye de kurtar onu," dedi. "Git syle de Bey
onu ldrtmesin. Babama, sana bana balasn."
Meyro: "Sen l," diye gene evden koarak kt. "Sen ge
ber. Babana da, Sar Mstk Aaya da sen kurban ol, mende
bur. imdi baban sa olmalyd ki seni ayaklarnn altna al
malyd."
Meyro, Beyin yanna girer girmez kendini yere atp onun
ayana kapand hemen: "Bala," dedi. "Mahmuda, bana ba
la."
Bey konumuyor, glyordu.
"Mahmudun kardan Mahmuda bala, bir kusur ile
mi."
Bey onu bandan tuttu ayaa kaldrd. Meyro gzlerini
onun gzlerinin iine dikti, keskin: "Eer sen bunu, Mahmu
dun kardan ldrrsen, ben de nce Yusufu, sonra da kendi
mi ldrrm."
"O nasl bir sz Meyro!"
"Kusura kalma Bey, benim de, Yusufun da ... "
Bey hep glmsyordu, kl, yumuak.
"Bala... " Telal, karmakark, allak bullak olmu.
"Dur Meyro... " Bey ciddileti. "Mahmudun karda bizi
ldrmeye gelse de, o bizim kardamzdr. Bamz stnde
de yeri vardr. Al evine gtr konuunu. Yusufa da darlma,
kzna."
"Olur," dedi Meyro, "olur," dedi cokuyla. Sonra da Sar
Msta dnd: "Gel karda," dedi. "Yusuf senin olundur, ku
suruna kalma. Gel bu gece konuumuz ol."
Sar Mstk nde, Meyro arkada eve geldiler. Yusuf bir tr
l onun yzne utancndan bakamyordu.

142
Sar Mstk gn aarana kadar ana oula mahpushanedeki
Mahmudu anlatt. Beyden, Beyin ldrlmesinden, Kabak
dan hi kimse bir tek szckle bile sz etmedi.
Dili kpkrmz, uzun, toza bulanm, yanardner yeil bir
ylan akyordu hapishane duvar boyunca, kartaHar dnyordu
orada, Slemi tepesinin gney yamacnda... Su aydnlk ak
yordu, dibine k km. akltalarnn arasna kan otur
mutu, kurumu, morarm, atlam. Mahmudun ba iki
misli imi. Dilim dilim yarlm.
"Ah," dedi, "aah, kimseyi yaklatrmyorlard ki lye."
Yzba, Mahmudun lsne kapanm alyordu. l i
mi, adam kadar olmu, dilim dilim yarlm, kokmu.

143
15

San Mstk, Dervi Beyin iki adam ve Yusufla birlikte Ka


bakolunun kasabadaki evine gitti. Kapy aan yanamaya:
"Aa evde mi?" diye sordu. "Evdeyse azck aa kadar zah
met ediversin. Dervi Beyden eli geldi diye syle."
Az sonra merdivenden ar ar inen Kabakolu, buyu
run, ne var, ne oluyor, diyemeden Sar Mstk: "Ben," dedi,
"Dervi Beyin kim olduunu bilmiyordum, senin tevikinle
onu ldrmeye giderken. Sonra onun kim olduunu, onun asil
soyunu renince, hem de onun nur yzn grnce yle bir
babayiidi vurmaya elim varmad, ona kyamadm. Sana bir
ey syleyim mi Kabakzade, Dervi Bey gibi bir adamn kesip
att trnak senin gibi yz adamn kann eder."
Mahir Bey app kalm, bir eyler sylemek istiyor, bece
remiyorken, San Mstk belinden kard tabancay, br elin
deki bir deste paray ona uzatt, komut verir gibi, sert: "Al un
lar!" diye grledi. Sesi ylesine keskindi ki Mahir Bey kendin
de olmadan elini uzatp tabancayla para destesini ald. "Bunlar
avradna ver de avradn varsn da ldrsn Dervi Beyi."
Neye uradn bilemeyen Mahir Bey bir eyler sylemek
iin kvranp duruyor: "Bir yan... yanllk. .. Haa ... Beyirnize... "
Mstk: "Tatl canndan vazgemedinse, sus! Sus kpek!"
dedi.
Yandaki evlere, sokaktan gelip geenlere, olay duyup evin
az tesine birikmi kalabala duyurmak iin de olanca sesiyle
bard: "Her kuun eti yenmez, Kabak paa... Hele Dervi Be-

144
yin eti hi yenmezmi. Bunu bir iyice anladm, Kabak paa! in
allah bir gn sen de anlarsn." abucak yrd, arkasnda
Dervi Beyin adamlar ve Yusufla soka dnd. Hala bar
yordu: "Her kuun eti yenmez Kabak Efendi. Dervi Beyinki
de a gibidir, boaznda kalr."
Mahir Bey elinde tabanca ve bir deste para kalakalmt.
Beyni durmu, olup biteni bir trl kavrayamyor, gzlerini
kirpitirerek evinin nne toplanm kalabala soru dolu gz
lerle bakyordu. Birden elindekileri fark edip, elinde bir tutarn
ate varm gibi para destesiyle tabaneay yere atp kapy ka- 1
pad, arkasndan kovalyorlarm gibi koarak merdivenleri
kt. Evin iinde bana vurulmu gibi oradan oraya gidip geli
yordu.
Kars, ocuklar, misafir gelmi bir uzak akrabas, olunun
niversitede okuyan bir arkada durmular onun bu delice ha
reketlerine bakyorlard. Mahir Bey elleri kirlenmi gibi ellerini
hala rpyer ovuturuyordu.
Tabancayla para btn gece sabaha kadar Mahir Beyin ka
psnn nndeki bir tan yannda yan yana ylece kald. Bu
beklenmeyen olayn etkisiyle sabaha kadar uyuyamayan Ma
hir, sabahleyin azck durgunlam evden karken kapda ne
tabancay, ne para destesini grd. Acaba kim alp gtrm
t? Mahir btn bu olup bitenin sebebini dnecek, aniaya
cak kadar zekiydi, zekiydi ama ne gelirdi elden? Hepsini sine
ye ekmesi gerekti. Ne de olsa bu son darbe, aalama Mahir
Beyi bitirmiti. Sar Mstn btn ehri dolanarak syledii
szler hala kulanda n n tyordu: "Her ku sere deildir.
Hele bldrcn hi deildir, Kabak! Adam olmu da adam l
drtmeye beni gnderiyor! Bir milyon verseydin bile onu ld
remezdim, yle bir yiidi. Ama senin gibi iti bir cgaraya ld
rrm... Be parasz da ldrr, doru cennete giderim. Senin
katlin vaciptir."
Bu szler krk dkk, btn gn kulana gelmi, onun
kafasnda birlemiti.
Btn kasaba, kasabann kyleri, olan biteni gn gn
ne, dahas dakikas dakikasna reniyordu. Herkes her eyi,
bataklktan kurtulmu tarlay Mahir Beyin iftliine katmak

145
iin her areye bavurduunu, Dervi Bey heye demezse bu ii
beceremeyeceini, bu yzden Dervi Beyle barmak iin nasl
srm srm srndn, Dervi Beyin de barrsam atala
rmz gibi, Ouz tresince barnn dediini herkes, en incesi
ne kadar her eyi biliyordu.
Dervi Beyin Ouz tresince barma isteini Mahir kabul
edecek mi etmeyecek mi diye kasabadaki ve kylerdeki insan
lar ikiye ayrlmlard. Kimi diyordu ki, mmkn yok Mahir
byle bir barnay kabul edemez. Ne iin olursa olsun, isterse
milyon iin, hayat iin olsun kimse byle bir barnay kabul
edemez. Kabul edip de ele aleme soytan olamaz. Hem de d
dk olamaz. Kimi de diyordu ki ona Kabakzade Mahir de
miler, bir avu toprak ver, karlnda bir geceliine karsn
al. Bu kadar, bir dnya kadar toprak iin Ouz tresince bir ke
re deil, bir yl her gn ayn ekilde barnay kabul eder. Son
ra kasabada yukardaki umulmadk haber patlad. Mahirin elin
den her bir i gelirdi de ite bu i gelmezdi. Ama Sar Mstk ka
sahann arsna dm: "Bir grdm Dervi Beyi, yznden
k, iyilik salyor. Bir gzmn nne u smkl Maliri ge
tirdim, dedim ki kendi kendime, u asil Beye kyamam dnya
mal iin," diyordu. Olay, Mahirin onu nasl bulduunu, nasl
yalvardn, ne kadar para verdiini, ne kadar tarla vereceini
bir bir de anlatyordu. Buna karlk da ne Mahirden, ne de ak
rabalarndan t kmyordu.
Kasaballar: "Pravo adama," diyorlard. "cretli katillerin
de insan insan oluyor. Demi ki Kabakya, tam yzne kar
demi ki... Dervi Beyin trnan. .. Senin gibi bin adama ... de
mi, deimem!"
Sar Mstk tam bir hafta kasahada boy gsterip olay n
ne gelene coarak anlatt, sonra da bir daha ortalkta gzk
medi.
imdi kasaba gene bir bekleme nbetindeydi. Sonu nereye
varacakt? Mahir lse de tarlalardan vazgeemezdi. Dervi Be
yin de Ouz tresinden hi vazgeecei yoktu.
Aradan gnler, haftalar geti. Mahir Bey o gn bugndr
odasna kapanm darya bir adm bile atmamt. Halk diyor
du ki onurlu adamn hali byle olur. Sar Mstn bana getir-

146
dii ii onuruna yedirernedi. Darya kp da kimsenin yz
ne bakarnyor. lnceye kadar darya kamayacak diyenler
de vard. Ve buna epey kimse de inanyordu. Kasaba yava ya
va Mahire acrnaya, ona yapt bu ikenceden dolay da Der
vi Beye kinlenneye balyordu.
Mahirse her eyi unutmu evine kapanm bir are aryor
du. Ama elini nereye, hangi dala uzatsa dal eline geliyordu. Sa
rarm solrnu, gzlerinin altnda mor mor halkalar olurnutu.
u birka ayda bir hayli de yalanrnt. Kars, ocuklar, kar
deleri, akrabalar, dostlar onun bu hallerine acyorlard. Ama
elden hibir gelir yoktu. u Dervi Bey de lanet mi lanet, dinsiz
imansz, vicdansz bir canavar.
"Senin u Allann belas Ouzun yerin dibine batsn Yere
alnsn Ouz tren. Bir Ouz tresi iin u adam bu hale getiri
lir mi? Hay Allah gzn kr etsin senin Dervi gibi, Ouz ne
rede, Ouz? Sen nerede grdn Ouz tresini? Kim duydu
Ouz szn imdiye dek buralarda? Bizim atalarmz ne
Ouzdu, ne de onun tresi vard byle. Uyduruku domuz, pis
adam. Srf, srf u adarncaz rezil etmek iin kndan uyduru
yor Ouz tresini. Biz Trk, biz mmeti Muhammed, biz u
kuroval deil miyiz? Bizim de atalarmz burada doup by
nedi mi? Ne Ouz grdk bu yaa geldik, ne de tresini. Allah
billah akna Ouz tresini, Ouzu gren varsa, bilen varsa
sylesin."
"Ouzu bilmeyen, Ouz tresi stne yrmeyen millet,
millet olmazn Hay ylancklar karas Dervi, yalanc k
pek, uyduruku san!"
"Adam lecek, lmezse de u Ouz tresi laneti bu adam
iflah etmez."
Hemen hemen kasabann ou yalnz tarih kitaplarnda
grdkleri, son yllarda da baz st kurtlu dergilerden duy
duklar u Ouz szne dman olmulard. Dpedz Mahire
acyorlard. u Ouz tresi mi ne karn ars olmasayd oktan
Mahirle Dervi barm olacaklard. Birka aydr kasabada
Ouz aleyhtar karnpanyay Mahiri tutanlar ve onun akrabalar
idare ediyorlard. Bir an oldu, kasaba o hale geldi ki Ouz de
rnek, vatan hainliiyle bir oldu.

147
Bu Ouz aleyhtar kampanyay gn gnne izleyen Der
vi Bey: "Ben onlara gsteririm," diyordu. "Gsteririm o kk
sz, o rezil, o rk dman, millet, vatan, rz dman namus
suzlara... Onlar nasl olur da ulu soyumuzu bylesine iren
szlerle anarlar? Bu vatan ite bylelikle yktlar, daha da yka
caklar. Son Trk devletini..."
Dervi Bey de bir kar kampanya hazrlna geecekti
ama, kasahada bu kpekler, Mahir gibisiler, ge kald. Onlarn
sz geiyordu. Ve Ouzla, Ouz tresiyle ylesine bir alay
ediyorlard ki can dayanmaz. Koskocaman Ouz sz, Ouz
soyu, Cengizlerin, Timurlarn, Attila ve Alparslanlar karan
soy u kk kasahada birka baldr plak, kan bozuun alay
konusu, oyunca olmutu.
Dervi Bey baz baz kendini tutamyor: "u kasabay yak
mal. Yakmal!" diye baryordu. "iindekileri de belekteki be
beine kadar kltan geirmeli. Aaah, atam Timurlenk. Aaaah,
atamz Cengiz, aaaah Attila ... Ne oldunuz, nerede o eski gn
ler? u kasabadaki kafideri de kltan geirmek yok muydu?"

1 48
6

Tellal byk bir ayna daha dktrd. Zincirler boynunu,


ayak bileklerini, el bileklerini morartmt. ncelmi, kavlam
gibi derisi. Boncuklu anlar, eekarlar, sarca, kara anlar, ok
vzltl yeil arlar mahpushane duvar boynuna sralanm
karpuz, kavun kabuklarnn iine oul verir gibi konuyorlar,
dardan getirttii elekle de Tellal onlar kolaylkla yakalyor,
kanatlardan birisini kryor, byk boy aynasnn stne dizi
yordu. Aynann stnde biim biim, renk renk, kvlcmlana
rak, oul verircesine, halkalanarak, bir cmbte kvl kvl ar
lar durgun bir su gibi sallanyorlard.
"Yzba geldi," diye bir ses dolat hapishaneyi. "Gk
gzl."
Yzbann elinde krhac izmelerini dvyordu. Yannda
ok uzun bir adam vard. Yzba ondan ekinir gibiydi. Doru
Tellala yrdler, incir aacnn altnda aynasnn stne yu
mulmu, ylece, kprdamadan duran Tellaln yan banda
durdular. Tellal aynaya dalm gitmi, stnde arlarn kvla
t yzn seyreyliyordu.
Yzba sa ayan kaldrd, glmser aynann stne in
dirdi. Ayna sessizlikte atrdad, Tellal ayaa ok gibi frlad, bir
den Yzbay grnce akn, gerisin geri krlm aynann ba
na oturdu, az nceki gibi tpk, yumuldu. Arlar yreye, tozla
rn iine salmlar, orada burada ar debeleniyorlard.
Uzun adam ardna dnd, Mdr az ilerdeydi: "Mdr
Bey!"

149
"Buyurun efendim."
"Nedir bu zincirler?"
"Byle gnderdiler bana."
"Yzba!"
Yzba toparland.
"Bu zincirler?"
"Unutulmu."
"Derhal karlsn! Deli mi bu kambur? Hep byle bcek
lerle mi oynar?"
"Oynuyor efendim," dedi Mdr. "Oynuyor ama deli de-
il."
"Bir doktora gnderin!"
"Ba stne efendim."
Yzba aynann iinden ayan ekti. Tellal da onun aya
yla birlikte kalkt, karlarna dikildi, ac, utkulu, kurnaz g
lmsedi. Glmsemesinde azck hayaszlk, umursamazlk,
meydan okuma da vard. Uzun adama doru iki adm att,
tam karsnda durdu: "Ben ldrdm," dedi. "Demirciyi ben
ldrdm. Sebebini de lseniz, atasanz sylemem. Asn is
terseniz. Demirciyi ben ldrdm. Yzba selam syle Kurt
boaya ... "
"Sus," dedi uzun adam, ar, oturakl. "Sus."
"Sus," dedi Yzba kinle, "sus, kambur kpek."
Gardiyanlar, dikilmi, kamburu dzelmi Tellah aldlar
mdriyete gtrdler ve orada onu zincirlerinden soydular.
Tellal rlplak kalm gibiydi. Bir yerlerinde bir eksiklik,
iinde bir boluk duyuyordu.
Zincirsiz geri dndnde gn kayaln ardna doru y
klmt. Tellal doru incirin oraya gitti. Tozlarn iinde debele
nen, birer yuvarlak toz topa olmu arlar tozlarn iinden
toplamaya, toplayp avlu duvarnn ardna teye atmaya ba
lad. Kou kaplar bir utan kilitleniyordu. Tellaln can bir
trl koua girmek istemiyor, orada kapda dolanp duruyor
du. Koua girince bir hal olacak, bana bir eyler gelecek sa
nyordu.
Yal gardiyan: "Tellal Efendi ieri," dedi. Anahtarlar elinde
onu bekliyordu. "Tellal Efendi ltfen ieri." Sanki Tellal grm-

1 50
yor duymuyordu. Yz uzam gitmi, gzleri prtlemiti. Bir
arnn gzleri gibi. Yznde arlar dolayordu, yolunmu ka
natlar, yolunmu bacaklaryla, topal topal... Tozlarn iinde ...
Kml kml, ar, toza svanm. "Tellal Efendi ieri." Kolundan
tuttu sarst.
Tellal hemen kendine geldi, glmsedi. ieriye girerken,
bir aya eikte: "Demirciyi ben ldrdm, iyi de ettim. ata
salar da patasalar da Demirciyi ben ldrdm." Sesi l gibiy
di. Duyulur duyulmaz; mrldanr gibi. Ama gardiyan onu
duydu.
"yi, iyi ettin. Herhal bir bildiin vardr. len mi ldren
mi? yi ettin, iyi."
Hibir ey onun umduu gibi olmad. Mahpuslar onu say
gyla karladlar, allmn dnda. Zincirlerinden sz etmedi
ler, alayla, kmseyerek ona bakmadlar, ince belli bir bardakla
ona tavankan ay uzattlar. Arlar da sormuyordu kimse.
tedeki keden birisi: "Gemi olsun Tellal karde," dedi.
Sonra teker teker, zntl: "Gemi olsun," dediler.
Sonra herkes yatandan kalkp ortaya geldi. Yzlerinde
kesinlik vard.
Kou kdemlisi: "Sen ldrdn Demirciyi, bunu herkes
biliyor ama, yarn br gn mahkeme karsna ktnda ben
ldrmedim diyeceksin. Burada hi kimse ben ldrdm de
mez. Dnya kuruldu kurulal ok kii adam ldrmtr, ama
hakim karsnda hibir zaman ben ldrdm dememitir."
Tellal: "Ben ldrdm," diye dikeldi.
Kdemli: "Sen ldrdn biliyoruz. Eer mahkeme karsn
da da ben ldrdm dersen, demeyeceksin, kimse seni adam
dan saymaz. Kimse senin adam ldrdne inanmaz."
Cin Hasan: "Senin zincirlerini alnca Hkmet sana yre
imiz yand. .." dedi.
Uso: "Olmaz," dedi, "olmaz Tellal karde lo. Eerkime De
mircimi sen ldrmsen var inkar... Yok sen ldrmemi lo,
demisen ben ldrmiem. Sen anlad lo?"
Ferho: "Tellal gardam, ok dori syler Uso Aa ... "
Kdemli: "Seni sevdik bugn, sana yandk istedik ki bunca
emeklerin boa gitmesin. Mahkemede Demirciyi ben ldrdm

151
dersen kimse sana inanrnaz. Dndk tandk btn kou
bu gerei sana bylece sylerneye karar verdik. Hepimiz De
rnirciyi senin ldrdne inandk iman ettik."
"Ben ldrdrn," diye akd Tellal.
"Mahkemede ben ldrrnedirn diyeceksin, oldu mu? Eer
byle demezsen hakim de seni brakr, ldrmediine inanr.
Btn ektiklerin, erneciklerin de ite o zaman boa gider. Ben
ldrdm dersen, Koca Reis seni salverir, aniadn m?"
"Ben ldrdrn, ben ldrdrn," dedi Tellal gene. Boynu
nu iine ekmi, karnburu bandan am, dnceli, sesi bo
uk.
"Allah senin sz anlamaz belan versin," dedi kdemli.
"Bugn seni sevdik de... "
"Ben ldrdrn," diye yineledi Tellal, bu sefer sesi gven
cesini yitirmi.
Birden kdemli kzd, ayaa frlad: "Brakn sarhou de
ne kadar gitsin. Bu adam yalancnn birisi, pis kambur. Kambur
Pelek. Ha, una bir iyilik edelim dedik. Anlamaz ki... Sen k
mahkemenin karsna da, Dernirciyi ben ldrdm de de, o da
seni braksn da, sen de ele aleme rezili rsvay ol da ... Yalanc,
pis adam, senin de istediin bu. Haydi, kalkn ocuklar, yz
vermeyin u rnikroba ... "
Mahpuslar bir anda onun yresinden ekildiler, o orada
elinde yarlanm ay barda kalakald. Az sonra da kou uy
kuya vard.
Anlar, prtlerni gzler, Kurtboann krk iindeki boy
nu, kayklarak yrmesi, sarkk, kirli uzun byklar, kirpikleri
at kirpikleri gibi uzun, diktir, ine gibi. Kurtboa arda, na
rn dibinde Mersedesinden indi, Mersedes toz iinde kalmt,
ofr kapy at hazr olarak. Kurtboa kaykld. Btn kahve,
narn altndaki iskemielerden ayaa kalkmt. tede, uzakta
Dernircinin dkkannn kapsnda, eie ban koymu sar,
kocaman, kim bilir nereden tezikip kalm bir oban kpei
uyukluyordu. "Ben ldrrnedirn Reisirn, koca Bakan, koca Ha
kim! nsan z bir kardan, canndan ileri arkadan ldrr
m? Dvdler beni, kemiklerimi krdlar. Zorlan bana Demirci
yi ben ldrdm dedirttiler. Sen her eyi bilirsin koca Bakan.

152
Senin gzn yedi dan arkasn grr, senin akln yz yl son
rasna varr. Demirciyi ben nasl, niin ldrrm? Ben ldr
nedim onu. Ben kimseyi ldremem."
oban kpei orada bir sese ban kaldryor, sonra oldu
u yere ban usulca geri koyuyordu.
"Kalkn ayaa kpekler. Kim bu? Bu Kurtboa bir kanl!
Yz kadn Akasaza gmd. ldrd adamn hesab yok.
imdi de... Demirciyi ldrd. Yerine de... Kalk ayaa da kpek
Kurtboa ... Kurtboa ... Kurtboa ... Kalk da boyunu grsnler.
Kalk da nasl devrilirmisin... Kaaaalk!"
Kurtboa yaprak gibi titriyor. Dudaklar morarm, sark
m. Azn am bir eyler sylemek istiyor, sesi kmyor. Bo
yun damarlar ini... Gzleri kslm, ukura kam, kuru
mu, dudaklar atlam, beygir dudaklar gibi. Kalkt.
"Gel, gel, gel buraya doru... "
"Yapma," dedi Kurtboa. "Ben ok cefa ektim. Ne kt
lk, ne zulm yaptysam aresizlikten yaptm. aresiz adam
zalimdir. nsan deildir, ktdr. Yapma, yapma, yapma ... Her
eyi, her eyi bunun iin yaptm, birazck gn grecekken sen
de beni ldryorsun."
"ldrmem," dedi, elindeki tabaneay yere ald. "Senin gi
bi bir kpek ldrlmez. Bakn una, nasl da yalvarp kpek gi
bi titriyor. Haydi cehennem ol, bin otomobiline de cehennem ol!"
Uso sallanarak geldi, yanna oturdu. "Ule Tellalo," dedi,
"bu ne haldir sendeki?"
"Hibir ey yok," dedi Tellal, sesi dzelmi, tok. "Bir ho
um, bir yeyni, ku gibiyim bugn."
"Ule Tellalo, nedir yalan sylirsen sen? Kim ldrd De
mirci?"
"Ben," dedi Tellal. "Kim ldrecek, ben... "

Kurtboa Mersedes otomobilinden kayklarak indi, b


tn kahve ayaa kalkt. Ayaklarn uzatarak sandalyaya k
t. Boynundan kard mendiliyle yzn silip mendili geri
gmleinin yakasna soktu. Bacaklarn ayrp gerdi, yakas
gbeine kadar alm, gsnn ak uzun kllar gzk
yordu.

153
"Bir kahve," dedi boynuna pekiri atlm kahveciye. "Sa
de." Arkasndan da: "te byle," diye i geirdi, bacaklarn bir
iyice germi, gerinerek "Gene eltik ekiyorlar. Ne gelir ki el
den. Yalvardk yakardk eltikilere, eltik ekneyin diye. Mille
tin ocuklar krfacan oluyor diye. Vatan millet sevgisi sayan
yok ki... Kendi ocuklar lmyor ki eltikilerin. Eee, ne var ne
yok? Bu eltikilerle uralmaz. Beter adamlar canm. Ben bile
uraamam. Eee?"
"Saln, canyn sal," dedi birka adam birden. Trak
trler, kamyonlar, bierdverler geiyordu arnn ortasndan,
yeri sarsarak. Mavi, turuncu, ak yeil... stlerinde yal kas
ketleri, ince byklaryla kubaran srcler. Srcnn birisi,
iri, turuncu katerpilde olan traktrn hzla narn altna,
Kurtboann stne dosdoru, dpedz srd. Hac Kurtboa,
tekiler hemen o anda kalkp kamasalard koca traktrn pa
letleri altnda kalacaklard. Traktrc be alt sandalyay ezdik
ten sonra traktrn durdurdu.
"Kusura kalmayn Aalar," dedi. "te byle oldu. Kahveci,
bir kahve syle bana ..."
Kurtboa durmadan ban sallyor, homurdanyor: "Allah
belanz, Allah belanz versin. Bu insanlar azd, azd," diyordu.
"Az daha hepimizi ezecekti. Az daha ... " Traktrn yanna gel
di: "Yavrum az yava srsen olmaz m," dedi. "Az daha tm
kahve halkn eziyordun. Bak u sandalyalara... "
Traktrc: "Parasn deriz be amca," dedi. "Kahveciii... Al
u sandalyalarn parasn. .. "
Gelen kahveeiye bir ellilik uzatt, gaza bast, traktr yr
d. Delikanl ban arkaya evirdi, bard: "Amca, amca, am
ca," dedi. "Biz senin gibi avrat kasab deiliz ki tm kahveyi l
drelim. Demirciyi ldrp de fkara Tellaln, kamburun st
ne atalm." Traktrn hzla srd, narn alt bir toz bulutu
iinde kald.
"Allah belanz versin, Allah belanz... Gsteririm size,
gsteririm o Tellala."
u Tellah dndke, deli oluyordu. Tellal yznden ele
gne madara olmutu. O gn bugndr, Tellal ona svd sve
li nne gelen onu aalyordu. te byle, stne traktr bile

1 54
sryorlard. Sana gsteririm ulan kpek. stelik de kahra
man, yiit oldu kpek. Hapishanede ben Dernircinin katiliyirn
diye zort atyormu. Zincirlerini bile eref rnadalyas gibi ta
yorrnu. Gsterdim ona zincirlerini. karttrdrn. Madalyasn
aldm elinden korkak deyyusun. Daha, daha neler yapacam
ona! Neler, neler, neler! Bunca zorluklarla, rneakkatle, acyla
buralara kadar getirdiim Hac Kurtboal ona yedirrnern,
kambur Tellala.
Otomobiline yrd. fkesi gittike kabaryordu: Deyyu
sun da istedii buyrnu. Canna rninnetrni. Bir milyon verse,
benim ona verdiimi, katillii satn alarnazrn. Durup durur
ken srns, ulsuzu, kan be para etrnezi kahraman ettik.
Durup dururken... Vay anasn, bir milyon lira m istersin, yoksa
Dernircinin katillik erefini mi? Vay anasn, bir milyon lira m
istersin, yoksa zincirleri mi? Boynuna zincirleri mi? Vay anan
avradn herif, gece gndz zincirlerini parlatyorrnu. Aldm
zincirlerini elinden kpek, katilliini de, Dernirciyi ldrme yi
itliini de elinden alacak, seni srm srm srndreceirn
u kasabann kaldrrnlarnda ... Vay kpek vay! Nasl yiit, kah
raman kesildi dnyaya... Elin ldrd Dernircinin katilliine
nasl drt elle sarld! Ulan ben ldrtnedim mi Kr Murtazaya
Dernirciyi? Ulan, sen nereden ldrdn onu da kubaryorsun?
Mersedese bindi: "ek," dedi ofrne. "ek iftlie."
iftlie kadar ii alp alp verdi. Tellah o ieri girdiinden
bu yana bir iyice takrnt. Olaylar da Tellala kar fkesini o- -
altyordu. te bugnk traktrc olay gibi olaylar. Bu bcr
le, bu karncayla, bu sinekle ... Nasl etrneliydi? nsan deildi ki,
insan gibi karma alacaksn. Bir sinek bir kartal kaldrp yere
ald, yalan deil gerektir, ben de grdm tozunu. Kartal sine
in penesine derse ona neyieyebilir ki ... Ben gstereceim
ona ... ilkin... Vay deyyus vay, ,hapishanede kendini Krolu sa
nyorsun ha! Vay, uyuz vay! Sen kendini... Vay hrpo vay! Vay
seni vay! Senin o ok vndn yiitliini elinden alsn da
Kurtboa, gr gnn ... Vay yiidirn vay!
O gece sabaha kadar gzlerine bir damlack uyku girmedi.
Tellah aalarnak, kltrnek, eski haline drmek iin d
zenler kurdu, olanaklar arad.

155
17

Mahir Bey btn akrabalarn yaknlarn, gvendii


adamlarn kasabadaki eve toplamt. Yznde karar vermile
rin sarslmaz gveni vard. Evdeki herkes onun yznden orta
da yeni, hayrl bir eylerin dndn seziyor sabrszlkla
bekliyorlard.
Yemekler yenip kahveler iildikten sonra undan bundan
konuuldu, ama herkes bir an nce u mutlu haberi ren
mek iin sabrszlanyor, konuulanlara kimse bir ilgi duymu
yordu.
Mahir yz kpkrmz kesilmi, fkeden boulurcasna ba
rd: "Dervi hakl, biz hata iledik Ben aylardan beri evime
kapanp gece gndz okudum. ngilizce, Franszca, bilhassa
Almanca koca koca kitaplar devirdim, sonunda Dervi Beyin
hakl olduunda karar kldm. Soysuz geleneksiz bir millet ya
amaz. te yaarsa da bizim gibi byle yoksulluk iinde, geri
lik, cehalet iinde, zillet iinde yaar. Bylesi yaamaya da yaa
mak m denir? Siz Anadaluyu hi grdnz m? Evleri var yer
altnda ... Kylerini be adm ilerisine varr da gremezsin, evle
rinin stnden yollar geer, topra oyup altna gizlenmiler.
te bu oyuklarcia tam on milyon kyl yaar. Hayvanlaryla
birlikte bu yeralt oyuklarnda karmakark yaarlar. Kadnla
rn hepsi yalnayak, ocuklarn hepsi rlplaktr. Erkeklerin
stnden bir iplik eksen krk yama dklr. Yiyecekleri sulu
eki ayranla yaban otlardr. Stmadan, veremden, cmle hasta
lklardan krfacan olurlar. te u gznzn nndeki uku-

1 56
rova, bu topraklar, ben dnyay gezmi grm adamm, ite
bu topraklar dnyann en bereketli topraktandr. nsan bu top
raklar stnde ot yiyerek, stmadan gebererek yaamamal. Bu
bir cinayettir. Gznzn nnde ite ot yiyorlar, hastalklar
dan, pisliklerden lyorlar. Bir memleketin halk byle yar p
lak, yar a, yz yl nceki insanlarn, maara devri insanlannn
hayatn yaarsa, bu ada o memleket batm, o millet lm
demektir."
Comutu, gzleri de ya iinde kalmt. "Peki, btn
dnya insanca yaarken, aya giderken, gklerde yldz avlar
ken bizim byle kalmzn sebebi nedir? Nedir, nedir biliyor
musunuz? te ben evime kapanp bu sorunun karln bul
mak iin gnlerce okudum. u kesin sonuca vardm ki bu b
yk yoksulluun, iren yoksulluun suu bizde. Bizim hepi
miz kr, sar, dilsiz olmuuz, dnyay yalnz be yalnz Dervi
Bey ve onun gibisiler grmler. Hem de yaraya parmaklarn
basmlar."
Sesini ykseltti: "Bizim yz bin yl geride kalmamzn tek
sebebi, gelenekletimizi inkar, atalarmz, yce Ouzu inkardr.
Evet, at srtnda Avrupay, Asyay, Afrikay talan eden atalar
mz inkardr. Asil Trk kann, btn kanlardan stn, asil
olan kanmz inkardr. imdi size felaketimizin byk inandr
c delillerini vereceim, alt yzyllk Osmanl tarihindeki sad
razamlarn yzde doksan bei Trk kanndan deildir. Osmanl
padiahlar hibir zaman Trk kzlaryla evlenmemilerdir. On
larn kannda da yzde bir Trk kan kalmamt. te bu mem
leketin cmle felaketleri dmanlar tarafndan asrlarca idare
edilmesindendir. Onlar bu milleti yok etmek iin nce gelenek
lerini yok ektiler. Geleneklerinden sonra dilini yok ettiler. Sa
rayda Trke deil, Osmanlca konuulurdu. Geleneklerini yok
etmekle milleti yok edemediler.. . Anadoluyu, asil Trklerin
yurdunu haritadan silebilmek iin baka, korkun bir are d
ndler. Anadoludan topladklar genleri asker edip Kafkas
tan Viyana kaplarna, Cezayirden Yemen llerine kadar gn
derdiler. Koskoca bir imparatorluk kurdular ama Anadolu eri
di, bitti, yok oldu diyemem ama, yok olmaktan daha beter ol
du, ite bu hale geldi!

157
"te imdi bu memleketin kurtuluu balamtr. Anadolu
bir kprdr. Muhtelif rklar buradan gelip gemitir. Biz bu
yzden temiz rkmz, asil kanmz koruyamamzdr. Ana
doluda temiz kanl, asil Ouz pek azdr. Anadoluyu bu hale
kark kanl Osmanl padiahlar ve vezirleri getirmitir. Evet,
imdi, ite imdi kurtuluumuz balyor. nce geleneklerimizi
diriltip ona sk skya sarlacaz, sonra da asil kanl, yedi g
bekten bu yana Trk kalm, karmamlar bulup ibama ge
tireceiz ki, bu vatan kurtulsun. Ben bunca ay tetebbudan son
radr ki Dervi Beyle ayn dneeye vardm. O bir byk,
akll, asil adamdr. Bunca ay onun Ouz tresince barma
teklifini kabul etmediimden dolay eeklik ettim. Hem de
eekliin byn ettim... Diyeceksiniz ki u Anadoluda asil
kanl, Ouz soylu, karmam bin insan kmaz. Bir byk,
nl yazarmzn dedii gibi, biz de bu memleketi idare ettir
mek iin Orta Asya bozkrlarnda yaayan, kan hibir ekilde
bozulmam atalarmz Krgzlar getiririz. Onlar ki hala atala
rmz gibi at srtnda yaarlar ve adrlar saray gibidir. Onlar
Anadoluya ardktan sonradr ki o esaret altnda, at srtnda
inleyen kardelerimizi, asil soyumuzu Anadoluya ardktan,
asil kanmza, soylu gelenekierimize sarldktan sonradr ki in
sanlarmz bu mezelletten, yoksulluktan kurtulacaktr. Bunu
bana rettiinden dolay yce soylu Sarolu Dervi Beye
minnettarm."
Yoruldu, karsndan bir su istedi, hizmeti kz kotu getirdi.
Salona birikmi herkes onun ne demek istediini anlamt.
Laf daha fazla uzatmann hibir faydas yoktu.
Mahir Bey suyu iip biraz dinlenciikten sonra gene balad:
"Biz," dedi, "biz atalarmzn tresini yitirdik. Milletek, onun
iin iflah olmuyoruz."
imdi durgunlamt. Sesi de ar, okkal, inandrc k
yordu. Mahir Bey bilirdi ki nce sen inanmazsan, sonra ne sy
lesen, nasl sylesen kimseyi inandramazsn. Onun iin elin
den geldiince soy, rk stne imdiye kadar sylenegelenlere,
glp getii samalklara kendini mmkn mertebe inandra
rak konumaya alyordu.
"Biz neden Avrupadan bu kadar geride kaldk? u sebep-

158
tendir ki geleneklerimizi, Ouz atamzn asil soyunu yitirdik.
u ingiltereye bakn efendim, ne sebepten dnyay zapt etti,
batmayan gne imparatorluunu kurabildi? u Hitlere bakn,
Allah rahmet eylesin, ld gitti ama, bir avu askeriyle koskoca
dnyay nasl igal eyledi. Tam Timurlenk, Cengiz atamz gibi.
Ne sebepten alt milyon Yahudiyi ldrd? Hem de ikencey
le? Keyfinden mi? Yoook. .. Asil Alaman kann kurtarmak iin.
ingiltereye gelince geleneinin ine ucu kadar yerinden vaz
genedi de ol sebepten koca batmayan gne imparatorluu
ayakta.
Bu halk da, u bizim baldr plak halk da, u dejenere
halk da geleneklerimizi anlamazlar, onlarla alay ederler. imdi
ben Dervile Ouz tresi mucibince baracam. Baracam
ama u pis, grgsz, a plak, u hibir eyden anlamaz halk
da benimle alay edecek. Etsinler bu a, soysuzlar, plaklar. On
lar zaten adam olsalard karnlarn doyurur byle gezmezler ot
evlerde oturmazlard. Varsn alay etsinler, ben onlar insan say
myorum ki... Dervi Beyler, onlar gibi soylar, bu pis halk gibi
geleneklerle alay etmezler, gelenekleri ba tac ederler. Yarn
ben Ouz tresince Dervi Beyle barmaya giderken eminim ki
u halk benimle alay edecek ama Dervi Bey ve onun gibisiler
beni kutsayp barlarna basacaklar."
Sesini gene ykseltti: "Bu vatann ykselmesi, ingiltereyi
gemesi, gene imparatorluklar kurmas iin," diye bard,
"kurmas iin gelenekierimize sk skya sarlmamz gerek. Bu
sebepten Dervi Beyin yerden ge kadar hakk var. Bir adam,
Ouz olan, Trk olan bir adam eer barrsa elbette ki Ouz
tresince barmal. Ben Dervi Beyin Ouz tresince olmayn
ca barmak istemeyen kutsal inadna btn kalbimle hrmet
ettim. Bu son szlerim hari, btn dediklerim btn kasabal
lara, kyllere anlatlacak, geleneksiz bir millet yaamaz dene
cek. Gelenekleri ilk olarak tatbik edenlere byk fedailer, b
yk vatanseverlerdir denecek."
Evdekiler zaten her eyi, iin nereye varacan ok iyi an
lamlard.
"Bizim yaknlarmz var bu kasabada. Turanc, geleneki
asil soylu genler var, onlara da duyurulsun. O genlerin ou

159
paraszdr, onlara para verilsin. O istidatl genler de bizim yar
dmmzia bir dergi karsnlar. Dervi Beye de haber gndere
ceim, bu ite o da bize yardm edecektir."
Gece yarsna kadar sren toplant rk, Turanc, geleneki
olarak, milletin yalnz asil kanla ykseleceine inanlarak da
ld.
Kahvelerde, kylerde, btn arda artl,< Mahir Beyin yu
k,ardaki konutuklar konuuluyor tartlyordu. Ateli genler
Turan stne, rk, kan stne kanl, ateli, barut kokulu iirler
dzyorlard. Sanki bir seferberlikti. ylesine bir harp sefer
berlii idi ki... Kllardan orul orul kan akmalyd. Yz bin
lerce ba bir klta atalarmz gibi uurmalydk. Orta Asyaya
at srtnda seferimiz olmalyd. Bartan sz etmek, savaa kar
konumak artk bir cinayetti.
Bu ite ilkin arzuhaki Ali Efendi yand. Bir yerde sava
lara kar demiti ki: "Yahu," demiti, "u Anadoluda sava
yznden milletin anas alad. te u alk yoksulluk sizi k
krtan Aalarn halk smrmesi yzndendir. Etmeyin eyle
meyin."
Vay vatan haini vay! Vay alak vay! Sava istemeyerek bu
milletin erkekliini ldrrsn, yle mi? kp Slemiin tepe
sine, telsizinle her gn Rusyayla konuan sen deil misin?
Savcla bir ihbar, Savc zaten bu fkaralara toprak datl
masn isteyen sabkal komnistin bir frsatn aryordu, ald
hemen delie tkt. Arzuhaki Ali Efendinin evinde arama ya
pld. Rusyayla konutuu telsizi bulamaclna mthi zlen
Savc, onun komnistliine dair baka deliller buldu. Bunlar
Tolstoyun Harp ve Sulhu ile Dostoyevskinin Karamazof Kar
deleri ile Su ve Cezasyd. Rus eserleri... Bundan iyi kom
nist delilleri mi olur? En byk delillerden birisi de Eflatunun
Devletiydi. Savc bir baka delil daha bulmutu ki, sevincin
den uuyordu. Bu harp dman, bu toprak reformu taraftar
vatan hainini bir ele geirmiti ki sormayn. Vatanna bundan
byk iyilik mi yapabilirdi? Bu frsat kendisine verdiinden
dolay gen savc Allahna krediyordu. Bir meydan muhare
besi kazanm kumandan gururuyla arda dolayor, nne
gelene bu vatanszn evinde kan esrarengiz vesikalardan Rus

1 60
eserlerinden sz ediyordu. Bir de baka bir delil bulmutu ki,
bu bir devlet giziydi. Ancak yaknlarna syleyebiliyordu.
Evet, arzuhaki Ali Efendinin evinde Dadalolunun ve Pir Sul
tan Abdaln hibir yerde yaymlanmam iirlerini yakalamt.
Biliyordu ki, arzuhaki Ali Efendinin hayatn ncna cnc
na kadar soruturup renmiti, renmesi vazifesi icabyd,
Ali Efendi yllar yl ky ky dolaarak bu airlerin iirlerini
toplamt. Niin? Haaa, Savc brakr m ki? Bu adam niin
Dadalolu ve Pir Sultann iirlerini topluyor? Niin, niin? Yl
larca, yllarca, ky ky, yaya yryerek niin, ne iin, neyin
karl olarak bu adam bu fedakarl yapyor? Niin? Bunun
bir sebebi olmalyd. stanbula dostlarna, edebiyat hocasna
yazd, bu her iki air iin bilgi istedi. Dadalolu, Kazanolu
sergerdesiyle birleip Padiaha bakaldrm bir kiiydi. Pir
Sultan da bir iiriyle krk bin kiiyi isyan ettirdii iin Padiah
astrmt. te imdi vatan hainini Sayn Savc, elindeki bu
korkun delillerle mahkum ettirebilecek. Trk milletini bu sa
pk ideolojiye sahip vatanszn elinden, onun a saan dilin
den kurtaracakt.
Bir hafta sonra bu sava dman, servet dman, toprak
reformu taraftar vatan hainini telin etmek iin bir miting ko
mitesi kuruldu. Komitenin bakanln Mahir Kabakolu
yapyordu. Kylere, bucaklara haberler salnd, cuma gn
vatan haini, Rus casusu arzuhaki Ali iin miting yaplacak,
Ali lanetlenecekti. Mahir Bey bu arada arzuhaleinin lin edil
mesi iin de urayordu. Sebebi de, Ali lin edilirse hi ol
mazsa halkn bu yl bu dedikoduyla uraacayd. Savc bu
ie evet demiti. Bir vatanszn vcudu ortadan kalkmalyd.
Kaymakamla Candarma Kumandan bu ie raz gelmiyorlar
d. Fakat Savcyla Mahir Bey, Kaymakamla Komutan dinle
meyecekler, halk hapishaneye srp, Ali Efenciiyi ierde lin
ettireceklerdi. Hazrlklar, propagandalar bu yndeydi. Cu
ma gn de kylerden dindarlar cuma namaz, klmaya kasa
baya inerler, o gn kasaba ok kalabalk olurdu. Bir de haber
gnderip ciplerle kamyonlada tattklar adamlar... Kasaba
insandan taacakt.
Cuma gn gelmeden bir olay ortal kartrd, btn

161
planlar altst etti. Ali Efendi aramba gn Ankaradan gelen
bir emirle l Ar Ceza Mahkemesine Savcnn btn direnme
lerine karn gnderildi.
Miting gn geldi, Mahir Bey krsye kp alayarak ok
vatanseverce bir nutuk verdi. Geleneklerden, asil kandan, niin
bu kadar geri kaldmzdan, almz yoksulluumuzdan sz
etti. ngiltere imparatorluuridan, onun baarsndan, Ouz
atamzdan sz etti. Trkler harpiydi. Trkler yataklarnda l
mezlerdi. Onlarn lm yalnz kzl kanlar akarak sava mey
danlarnda olurdu. Harbin aleyhinde bu memleketin erkeklii
ni ldrmek isteyen vatan hainleri konuur ve ite cezalarn da
bylece bulurlard. Trkler at srtnda doar, sava alanlarnda
lrlerdi.
"Ben bir gelenek fedaisiyim. Yaknda greceksiniz. Ben
geleneimiz iin neler yapacam. Bir tek gelenek yeniden
dosun diye hayatm vermezsem ocuklarmn lsn pe
yim!" diye bard. "Be ocuumun beinin de lsn pe
yim!"
Halk bu gelenek fedaisini lgnca alklyordu.
"Evet, evet, u ierdeki kpek gibisiler, harp dman, bu
milletin erkekliinin dman vatanszlar bana, benim gelenek
iin girieceim fedakarla glecekler... Evet glecekler! Fakat
bilsinler ki bana glrnek vatanszln en bydr."
Daha ok konutu. Sesi kslncaya kadar konutu. ylesi
ne mosmor kesilmit ki, herkes onun heyecandan boulup le
ceinden korktu.
Szn: "leri, ileri Krgz soydalarmz kurtarmaya, al
kanlar orul orul aktmaya, sava meydanlarna!" diye bitirdi.
Tembihli olan halk, Ali Efendinin aramba gn Ar Ce
za Mahkemesine gtrldn duyamamt, sava meydan
yerine hapishaneye kotular ve hapishanenin kapsn krp ie
riye girdiler, fakat Ali Efendi ierde yoktu.
Birisi halkn kulana Ali Efendiyi Kaymakamn kard
n fsldad, baka birisi de, ki bu bir delikanlyd, yldr girip
girip ortaokul eleme snavlarn bir trl geemiyordu, orta
okul mdrnn can dmanyd, olanca sesiyle bard: "Or
taokul mdr, Ali Efendinin su ortadr. O da Rusyayla ko-

1 62
nurnutur. Bunu herkes bilir. imdi ortaokulda Kaymakarola
birlikte oturuyorlardr."
Kalabalk, bu yoksul, bu st ba parampara, bu paavra
yn kalabalk, ortaokula yrd.
Ortaokul mdryle Kaymakarn rnerdivenlerden srkle
yerek, salarn yolarak aa indirdiler, yerlerde srkleyip
tekrnelerneye baladlar. Candarrna Komutan o anda yirmi
candarrnayla kurun ska ska yetirneseydi Kaymakarn da,
mdr de lin edileceklerdi.
Gen Kaymakarn lrnden salarnn yolunmas ve bir de
kk syrklarla kurtuldu. Fakat mdr birka ay hastanede
yatrnak zorunda kald. Hastaneden ktktan sonra da onu Ali
Efendinin yatt hapishaneye attlar. Ali Efendi bir ay yattktan
sonra beraat edip kmt. Ortaokul mdr bir yl yattktan
sonra ancak beraat edebildi.
Uzun szn ksas, birka ay iinde btn kasaba ylesine
geleneki kesilrniti ki herkes Ouz atamz, kan, sava, gelenek
diyordu da baka bir ey derniyordu. Turanc delikanllarn
kard "Kanda" adl dergi btn kasabada bele datlyor
du. Kapanda bir kurt resmi vard ve kurt aha kalkyordu.
Dergi kan, barut kokuyor ve bilinmez bir dmana az dolusu
kfrediyordu.
Bugnlerde Mahir Bey olaanst kt. Avrupada giyip de
burada giyrneye kyarnad giyitlerini giyiyor, arya iki dir
hem bir ekirdek kyor, her bir yanna dikkatlice bakyor, her
dkkandaki dkkanclara, mterilere eilerek selarnlar veri
yor, her nne kann hatrn soruyordu. Bu haller, ondan
beklenilrnez deiikliklerdi. Eskiden ardan geerken sana
soluna bakmadan dimdik, dosdoru geer gider, insanlara ka
rnca kadar bile nem vermediini sezdirirdi. Kendisine yanlp
da bir selarn veren bulunsa bile selarn almaz grmezlikten ge
lirdi. imdiyse btn kasabaya, dnyadaki tekmil yarata ken
dini beendirrnek isteyen bir hali vard. Alakgnll, af dile
yen bir hal. Nerdeyse sokak ortasndaki uyuz kpek yavrusu
nun da halini hatrn soracakt.
Her yerde de, kahvede, kulpte, dkkanlarda, her yerde
durmadan konuuyordu. Bir yandan kendisi, bir yandan Tu-

163
ranc genler, bir yandan akrabalar, adamlar, bir yandan on
larn propagandasna kaplm saf kiiler konu ha konu edi
yorlard.
"Geleneine sarlmayan millet, millet deildir ve de hibir
zaman olamaz. O millet pilerden meydana gelmi, soysuz bir
topluluktur. Dervi Bey bizim en akllmz, en asilimiz, en mil
let, en soy, en vatanseverimizdir. Baranlar, ben Ouz tresince
bartktan sonra, cmle baranlar byle, Ouz tresi gereince
baracaklardr. Ve bundan sonra bu gelenek kyamete kadar
srp gidecektir. Biz asil soylu Dervi Beyle azck dargndk
Dedim ki asil soylu Dervi Beye, gel Dervi Bey karde, ma
demki baracaz, u Ouz tresince baralm da, bu yce ge
leneimiz de canlansn kalknsn, dedim. O da buna derecesiz
memnun oldu. Glenler varm, olsun. Onlar vatanszlar, onlar
soysuzlar, kan pis, kan bozuk kimselerdir. Ne kadar uygun
suz, tuhaf, ne kadar irkin grnrse grnsn gelenek atamz
geleneidir ve de kutsaldr. Pi deilsen ata geleneini yerine
getireceksin. Ben de severek, iftihar ederek ata baba yadigar
gelenei yerine getiriyorum. Byle bir barnay kabul ettiin
den dolay asil soylu Sanolu Dervi Beye minnet duyuyorum.
Ben ngilterede iki yl kaldm. yle akl almaz gelenekleri var
ki, burada olsa bizim baldr plaklar gle gle lrler. ngiliz
lere sordum, bu geleneklerin anlam ne ki, hibirisi bir cevap
veremedi. Unutmular. Gelenek icab onlarn krallar bile, av
ratlar gibi dize kadar ksa fistanlar giyip dar yle karlar.
Bunun manas ne ki, diye sordum. ngiliz hi dnmemi, pel
pel yzme bakt da glverdi. Gel, sen burda dize kadar fis
tan giy de dar k bakalm, bizim plaklar seni tefe deil, da
vula koyar da al ha al ederler. Rezil rsvay eylerler, deil mi?
te kz ... Baldr plaklar ak bir yerini grmler gibi gle
gle lrler."
Mahir Beyin akrabalarnn, arkada ve taraflarnn, paray
la tutulmu atlgan rk, Turanclarn, bir de gnll gelenek
ilerin propagandalar durmadan dinlenmeden konumalar
hi boa gitrniyordu. Kasabadaki herkes Ouz soyundan gel
diini kabul ediyor, Ouza minnettarlk duyuyor, bu soydan
geldiiyle vnyordu. Sava, Ouzun en byk iiydi. Baz

1 64
evlere Cengizin, Timurlenkin ve Alparslann resimleri alelace
le bulunmu, aslmt. Bunlar Ouzun sava tanrlaryd.
Memleketi kinci Dnya Savana sokmadklar ile vnen, bu
milletin erkekliinin lmesine sebep olan eski idareciler vard
bu memlekette. Onlara harp isteyen, sava alanlarnda lmek
ten baka arzusu olmayan Ouz soyunun asil kannn atei
gsterilecekti.
Bu birka aylk youn propaganda Dervi Beyin krk ylda
yapamadn yapmt. Bu bir mucizeydi. Neredeyse baz ka
saba genleri evlerinin avlusuna kee adrlar kuracaklar, ok
yay alp Torosa kaplan avna kacaklard. Sava iirleri yazl
yor, okunuyodu. Bar sz edenin vay haline! Arzuhaki Ali
Efendi bu gnlerde, kasabann epey uzandaki bir kye, bir
akrabasnn evine snmt. Kyller kasabadaki bu Ouz,
sava, asil kan amatasndan bir ey anlamyorlard. Yalnz, or
talkta bir kan, barut, sava sz dolayordu. Ve yal kadn
lar, sava, kan szn duyar duymaz balyorlard dvnme
ye, alamaya. Onlar bundan nceki savalara oul, sevgili, ko
ca, baba, karde gndermiler, btn bu sevgililer bir daha
dnmemilerdi. Gen kadnlar, kzlar, gene mi, diyorlar, yal
erkekler fkelenip, delikanllar korkuyorlard. Onlarn anlad
na gre kasaba genleri harl harl savaa, Rusyaya sefere ha
zrlanyorlard. Olmaz olaslar, buradan ta Kafdann ardna
gidip de oradaki din kardelerimizi, kan kardelerimizi kurta
racaklarm!
Sarkam kalnts yetmilik Yorgansz brahim avu:
"Cehennemin dibine gitsinler," diyordu. "Onlar savan ne ol
duunu, bir ayda krk bin kiinin souktan, bitten, krgndan
gittiini grmediler ki... Varsn gitsinler. Grrler onlar. G:
rrler... Varsn gitsinler," diyordu. "Onlar Sarkamn sou
una a susuz bir atmal ki... Onlar da savan ne olduunu
bilmeliler."
brahim avu kasabadan her sava avazeleri duyduka
kuduruyor: "Bereket ki smet var," diyordu. "O sava grm
tr. O souu, al tatmtr. Hkmet banda olmasa da, on
lara bir iyice anlatr ki sava kt, pis bir eydir. Anlatr da u
karn tok kasaba z{nrlarnn nne geer."

165
Kasahada ne kadar bir sava, gelenek ak evki alm y
rmse, kylerde de o kadar, ondan da daha fazla bir korku,
ylgnlk frtnas esiyordu. Haberler kt, korkun, inandrc
geliyordu. Btn kyleri yeniden adra sokacakm Hkmet.
Neden, kimse sebebini bir trl anlamyordu. Bu kyllerin
bir ksm daha yeni, kimi yirmi be yl nce, kimi on yl, kimi
de iki yl nce ancak adr dedikleri beladan kurtulmulard.
adr souk, kar, frtna, amur demekti. adrn ne bela bir
ey olduunu bilen eski adrllar: "Daa kar, bakaldrr da
bu evleri, ot evler de olsa, brakp adra girmeyiz," diye kesin
likle diretiyorlard.
Bu sava adr, yay ok delilii kimin bann altndan k
yordu bir trl bulamyorlard. Ali Efendi iin iyzn dilinin
dnd kadar onlara sylemeye alyor, fakat onlara derdini
bir trl anlatamyordu.
Bu Dervi, bu Mahir Bey, hem de Avrupada okumu Mahir
Bey deli miydi? Byle ilerle, savala, kanla adrla ne diye u
rasnlard. Sava akl olanlar ister miydi? Sava kimin iine
yarard? Herkesin zararna bir eyi kim isterdi?
Kasahada Ouz, Turan, Kzlelma, kk ocuklarn oyun
larna kadar girdi. ocuklar, keeleri kesip, analarna sivri k
lahlar diktiriyorlar, giyiyor, yay ok alp, babo eekleri khey
lan yerine koyup savaa koyuluyorlard. Yars ekik gzl in
li, yars da Ouz oluyordu.
Hele barma tresi ii alm yrmt. Neredeyse btn
kasaba genleri ikiye blnp kavga edecekler, sonra da Ouz
tresi gereince baracaklard.
Mahir Beyin kvancndan ii iine smyordu. Birka aylk
almayla btn kasabay geleneki yapp kmt. u cahil
halka insan meram edince neler yaptramazd ki... Artk iler
tam kvamndayd. Ouz tresince o Dervi Beyle barrken
kimse onunla alay edemeyecek, stelik de ona bir gelenek feda
isi, saygdeer bir kii gzyle bakacaklard.
Dervi Beyden gelen haberlere baklrsa, Dervi Bey bu
olan bitenlere ok sevinmiti. Ondan Mahir Beye haberler gel
miti ki, ben Kabakolu soylu Mahir Beyi oullarmdan da
stn tutuyorum, diye.

1 66
Demir tavnda dvlr. Bu gelenek, kan barut, altta khey
lanlar Asya bozkulanna gitmek samalklan abuk tavsar.
Onun iin Ouz geleneince barma iini abuk yapmal.
Hemen Reid Aaya gitti, olan biteni, Dervi Beyle Ouz
gelenei gereince baracan, bundan dolay ne kadar sevin
diini, bir gelenei dirilttiinden dolay ne kadar mutlu oldu
unu Beye sylemesi iin iftlie gitmesini istedi.
Reid Aa sevinle: "Hay haydir, hay haydir. Barimakdir
Allah indir. Uuz babamizin hatiri indr. Hemen imdi gi
deceim. Beye syleyeceim."

1 67
B

"Koar," dedi bacs arkasndan, "ben kendimi bildim bileli


durmadan koar Yel Veli. Onu krk yldr drt gz olmu bekle
rim, u adamn bir gn gtn yere koyup da oturduunu gr
medim. Yeler de yeler, koar da koar."
"Kosun," dedi Mestan. "Onun da ii hep kamak zaar.

Ben de Yel Veliyi bunca yl..."


Yel Velinin bacs: "Neden sonra rendim," diye glmse
di, yumuak, tatl, hogrl. "Korkuyor, korktuka kayor,
katka korkuyor. lmn aresi yok Yel Veli, dedim. Bana ya
zk deil mi, dedi. Ku olsan da, her gn dnyay yedi kere fr
lansan da lmn nnden kaamazsn, dedim. Belli olmaz
Emine, belli olmaz, dedi. Sonra, derinden yrei sklrcesine,
iini ekti."
lmn aresi yok, ne yapmal? lmn aresi yok, lmeli
mi? lmn aresi yok, nereye gitmeli? lmn aresi yok, na
sl durmal? lme are yok, Yel Veli, ku olup umal m?
"Azrail arkasndan yetiemez sanyor. Yllardr durmadan
kouyor ha kouyor."
lmn aresi yok, bir yerde mekan tutup topraa otur
mal. lmn aresi yoksa, kimseyi ldrmemeli. lmn a
resi yoksa, delirmemeli, dnmemeli, ktlk etmemeli, g
nl ykmamal, karncay incitmemeli. lmn aresi yok, in
san aresini aramal. lmn aresi yoksa, stne yrmeli.
lmn aresi yoksa, lmn aresi bulunmal, aranmal. l
mn aresi yoksa, elini kolunu balayp yle mi durmal? l-

1 68
mn aresi yoksa, olmal. lmn aresi korkuysa, korkunun
stne stne, gzbebeine yrmeli. lmn aresi yoksa,
lm de yoktur, bunu bylece bilmeli. Yel Veli bunu bylece
bilmeli.
"Dur," dedi Mestan, "dur Yel Veli, sana bir ift szm var.
Dur da yle var git yoluna, aya tez yiit."
"Duramam," dedi, soluk solua, "duramam Mestan kar
da, duramam imdi. Aryorum yerimizi. Bir de grmyor mu
sun, ardmdan gelen var, ardmdan gelen."
"Dur," dedi hacs bararak, ardndan epeyce koarak.
"Dur," dedi. "Dur karda. Dur; sana syleyeceklerim var."
"Duramam," diye bard Yel Veli, "duramam. Grmyor
musun, grmyor musun gelenleri? Hele bir akam edeyim,
hele bir izimi yitireyim, dner gelirim yaknda."
"Deli, deli, deli," diye bir kam kknn stne kt
Emine. "Deli, deli, deli... lmden kim kap kurtulmu ki, sen
kurtulasn? Deli, deli, deli... Zrdeli!.."
Bu dnyada herkes lm, diye dnd, Mestan. Herkes
lm. Son soluuna kadar lmemek iin de herkes direnmi.
Cmle yaratn dilini bilen Sultan Sleyman da lm. Hak
yoluna, ak yoluna, kardelik yoluna gidenlerin Klc Ali de l
m, yeil donlu ad gzel Muhammed de lm. Evliyalar en
biyalar da lm. Karatopakl Hoca Efendimiz de lm. ok
insan lm, oook. .. Ad bilinmedik, saysna varlmadk, bin
yl, on bin yl oturup saysak da, yz bin yl oturup saysak da,
uuuy ne kadar da ok, akl almadk, o kadar ok insan lm.
Bu kadar l iinde, bu bir yan sonsuz lm, bu bir yan son
suz dirim iinde bir tek bana sen yaasan ki ne olur. Bir ba
na. Ne kaarsn babayiidim?
"ok syledim," dedi Emine. "Yllar yl syledim. Gece de
syledim, gndz de... Dinlemiyor. Yediremiyor kendine l
m. Aynaya bakyor bakyor, sonra balyor tepinmeye: Demek,
demek, demek ben leceim! Sonra balyor komaya ... Gece
de bana geliyor, kalk hacm, !<alk, diyor acele. Kalk ki yola d
elim. Buralar bize hayretmez. Kalk, kalk ki kalk hacm... te
byle byle, gezmedik diyar, grmedik lke koymadk On yl
dr da burada mekan tuttuk. Gene kouyor ama, hep burada,

1 69
ukurovada... Lokman Hekim burada bulmu lmn otunu,
aresini... "
Vardr, diye bard Yel Veli, Dldl dann bana kp...
Her eyin bir aresi var, lmn de olacak, diye bard. Sonra
yedi kere Dldl dann evresini bararak doland... l
mn aresi, lmn aresi vardr. Vardr, vardr, vardr... Dolan
dolan gelme, lm yavaa yavaa. Gelme, gelme, dolan do
lan gelme...
Dldl dann dibinde, daa km bakr parltsnn or
tasnda, orada, kayann stnde durdu. lm, lm, yediremi
yorurn kendime, diye durmadan bard.
"Delirdin mi, delirdin mi Yel Veli, seni Hocaya, mama,
eyhe gtreyim Yel Veli. Soluu keskin birisine okutaym."
"Siz delirmisiniz," diye bard Yel Veli. "Siz delirmisiniz.
Delirmisiniz ki byle elinizi kolunuzu balam duruyorsu
nuz. Dolan dolan da geliyor lm, kimi abuk abuk, kimi ya
vaa yavaa ... Bir tek Lokman Hekim akll. .. Bir o aram l
mn aresini, bir o kar durmu lme ... Deliler, deliler, akl
szlar. Deliler!"
Uzun nariarn yanna geldi. nariarn st yuvadan g
zkmyordu. Her dalda bir tr kuun yuvas vard. En tepede
de kocaman leylek yuvalar. Bir hendei atlad, sazln kysm
daki su kaplumbaalar bir utan sazla dkldler. Bir balk
! srs havaland, binlerce ... Gkyzn koygun bir pembe
lik ald. Uzun gagalar, uzun bacaklar, sarkm. Pembelik az
sonra ileriye batan sna, daha koyu bir pembede kt.
Uzun hacaklar stnde balkHar dalgalanyorlard. Bir tilki
topra koyuyordu, Yel Yeliyi grnce alln iine akverdi.
Kurbaalar iri, yeil, sazlarn stnde gneleniyorlard. Yel
Veli durdu havay koklad. Bataklk kokan havay, uzak, lk,
dalga dalga gelen bir nergis kokusu almt. Yel Veli durdu, bu
run delikleri sonuna kadar alm, nergisli lk havay koklad.
Ar ar nergislie doru yrd. Nergisler diz boyuydu. Ta
telere kadar sar, ak bir aydnlk, koku uzanyordu. Nergislii
knca Yel Veli gene ald yatrd. Bir adam bir tek kzn ko
mu batakln kysn sryordu. Yal kars da yannda.
"Selamnaleykm, kolay gelsin."

1 70
"Sa olasn, sa olasn Yel Veli. Bu toprak benim olacak, bu
toprak... Canmdan bezdim, el iinde yele yele... Sen de, sen de,
sen de toprak karyor musun bataklktan Yel Veli?"
Adam dklm dileri, krm dudaklar, boynu, yanak
lar, km yanaklar, avurdu avurduna gemi yz, ukura
kam gzleri, incelmi enesiyle glyordu. Gn grm
mr geirmi, sonunda mutlulua erimi bir glmeyle gl
yordu. Kars da orada, tede durmu, o da tpk kocas gibi g
lyordu. Tek bana ar saban eken kz, topra crtan pa
rldayan demiriyle saban da glyordu..
"in rast gitsin, rast gitsin."
"Bu sazlk ne zaman kuruyacak, desene Yel Veli? Sen bilir
sin Yel Veli."
"ine toprak at, ta at, ne bulursan doldur iine batakln.
Ne bulursan doldur. Yaknda kuruyacak Sk dur."
Her admda bir insan vard arhk sazln kysnda... Hen
dek aan, bataa ta toprak tayan... Yallar, genler, ocuklar,
kadnlar kzlar.
Molla Haydar, sazln kysna bir tmsee oturmu d
nyordu. Sigaras elindeydi. Sakal, sa, byklar krllamt.
Uzun, aznn iine doru kvrlm pos byklarnn ular siga
ra saryd. Sa elinin parmaklan da sapsanyd. Yz, gzleri
nin yanlan kr kn. Molla Haydar krk iindeydi. Elleri,
yz, aln, boynu...
"Dur, Yel Veli," dedi. "Benim yanma kimse gelemez, yak
laamaz, dur! Dur da sana bir iki kelamm var."
Yel Veli yavalad, kollan yana sarkt, admlar kJd, ya-
vaa Molla Haydara doru, yumuack, ba nnde yrd.
"Gel otur yanmdan," diye yeri tapklad. "Otur uradan."
Yel Veli kuzu kuzu onun yanna oturdu.
"Yemenden te bir yerde Dldl hala savatadr, bilir mi
sin?"
"Bilmem."
"ki at var, lmez. Yaama suyu imitir ikisi de ... Birisi Haz
reti Alinin Dldl at, tekisi de Krolunun Krat. Hibir insan
bu iki atn eritii payeye eriememitir, bu nedendir acep?"
"Bilemem," dedi Yel Veli. "Ben bunlar hi bilemem."

171
"ok koarlar, koarlar da lm onlara hibir zaman erie
mez," dedi Molla Haydar glerek "Allah o iki at gibi kimseyi
etmesin. . . Dnyann sonuna kadar ok ac, ok yoksulluk, ok
lm, ok ac grecekler. Yanlarnda yrelerinde dnyalar yk
lacak, onlar yle seyirci kalacaklar. Her gn her gn, her lenle
lecekler, her ac ekenle ac ekecekler. Allah bu atlar neden
sevmez ola ki, bu iki ah lmsz klm."
"Bilemem," diye bard Yel Veli.
"Dur barma," dedi Molla Haydar. "O atlar dvyorlar.
Dldl kardelik, hem de bar, hem de hrriyet iin savatadr.
Krat eitlik iin daha kan revan iindedir. Allah onlara lmsz
lk belasn vermi ama, vazife de vermi. Yaa, Yel Veli!"
"Bilemem," diye bard Yel Veli.
Alevi dedesi Molla Haydar ayaa kalkt: "lm iyidir," de
di. "lm, bilene, en gzel yaamaktr. Yaa, Yel Veli."
"Bilemem;'' dedi Yel Veli.
"Bekliyorum," diye omzuna vurdu Yel Velinin Molla Hay
dar. "Bekliyorum karde. Hani koskocaman makinalar gelmiti
ya kyya, beklediler beklediler sonra gerisin geri gittiler? Onla
r bekliyorum. Gene gelecek diyorlar. Gelecekler, hem de birka
ayda bu sazln suyunu boaltacaklar diyorlar. Bu i nasl ola
cak, onu bekliyorum. u sularn altndan neler kacak onu me
rak ediyorum. Meraktan gzlerime uyku girmiyor, onu bekli
yorum. Biliyor musun, ne zaman o kocaman alametler geri ge
lecekler?"
"Bilemem," dedi Yel Veli ayaa frlad, komaya balad.
"Ko," diye bard arkasndan Molla Haydar. "nsanolu
bir milyon yldr kouyor, daha insanlkta bir iki adm ileriye
varamad. Koooo..."
"Bilemem," diye bard Yel Veli.
Elleri belli, kazma krekli, belden yukarlar plak bir sr
insan grd aalar geince. Hepsinin yz gneten yanm
h. Yzlerinde bir kesinlik gerilmi kalmt. Gz kenarlar kr
k iindeydi. Kaburgalar saylyordu. emrek, kll hacaklar
arpkt.
"Nereye, Yel Veli? Bir kazma krek al da sen de gel," dediler.
"Bilemem," diye kotu Yel Veli.

172
Uzakta, tede, Ceyhan rnana yakn bir yerde, uzun bir
dzle ate dm, btn dzlk yalrna, dumana batmt.
Oraya yneldi. Karsndan gene eli kazmal, krekli, belli kii
ler geliyorlard.
"Gel Yel Veli, gel!" dediler, "koacana." Sonra da hep bir
den gldler. Hepsi de terlemiti. Su iindeydiler.
"Bilemem," diye grledi Yel Veli, gzlerini yumdu. Yalrn
alm dzle doru can havliyle kotu. Arkasndan bir grl
t koptu. O kotuka grlt de ardna taklm geliyordu. Ya
lm iine dald. allan dolanarak, hendekiere derek, ayrla
ra snarak yalml dzl geti. Ceyhan suyuna vard. Cey
han suyu hi akrnyor gibiydi. Yzne gn vurmu parlatmt.
Suyun yznde koan glgesini gryordu. Suda koan hacak
lar uunuyor gibiydi, yle abuk, gzle izleyemiyordu. Suyun
yznde bir de eli kazmal, krekli plak adamlan grd, g
rltlerini, uultularn duydu. Anavarzann kayalklan suya
vurmutu, bir ho, suyun dibinde, akltalarnn stnde salla
nyor, alkamp duruyordu. Kendini suya vurdu, ban derinle
re soktu. Grlt bir anda kirp diye kesildi. Sudan kt geriye
dnd, bir sr adam daha grd elleri kazma krekli, ocuk
lar, kadnlar, yallar, hastalar, kzlar geliyordu karsndan akn
akn, ellerinde nacaklar, tahralar, keserler... Sralanm arka ar
kaya Anavarzaya doru gidiyorlard. Ter iindeydiler, yanlarn
dan geerken Yel Veli bir eki ter buusu iinde kald. Yzleri
pslakt, gne yan parlyordu, kirpikleri tozlanm.
"Gel gel, Yel Veli," dediler, sonra durdular, nce ocuklar
gldler amatayla, sonra kadnlar, yallar, gen kzlar. Hepsi
nin de yz sanyd. Strnadan titriyordular. "Gel gel, Yel Veli...
Batakl kurutnaya gidiyoruz. Sen de gel. Bir kazma; bir de
krek bul kendine... "
"Bilemem," dedi Yel Veli. "Bilemem." Arkasna bakacak
oldu.
"Yok," dediler, "arkanda hi kimse yok. Korkma. Burada
biz varz."
"Bilemem," dedi Yel Veli. "Bilemem."
Az tede yan beline kadar sazln batana girmi bir kan
koca kam kesiyorlard. Kestikleri kamlan nlplak olmu

173
ocuklan dar tayorlard. Yel Veli yanlarndan geerken, adam
durdu, sa elini gzlerine siper etti: "Yel Veli, Yel Veli iyi ettiniz,"
diye sesledi. "Mestanla sen iyi ettiniz. ok tarlamz olacak, ok. .
Az sonra ben de kyllere kanacam, bir evlik kam kesiyo
rnn burada, az kald. Biter bitmez, ben de avrat da kaznay k
rei alp Akasazn suyunu boaltmaya gidiyoruz, siz de gelin,
siz de... Bu byle olmaz. Teker teker olmaz."
"Bilemem," dedi Yel Veli, "bilemem. Biz Akasaz toprakla
dolduruyoruz."
"Olmaz," dedi adam, "olmaz." Keskin tahrasn kamn
kkne indirdi. Morarm, bilek kalnlnda, uzun kam
tozaklar savrularak suyun iine ykldlar. Aralklarla, birden
bir atrt kopuyor, arkasndan da bir kam kmesi sulara yk
lyordu.
"Dur," dedi, "arkada dur, kesme ben gidene dek."
Tahrasnn az, gnee gelince ustura az gibi bir kvlcm
inceliinde akyordu.
"Dur arkada, dur!"
Sazln kysna bir sr sar benizli insanlar dolumular
d. Kimi saz, kimi kam, kimi zncar, kimi aa, ot, kesiyor, ki
mi batakln iine ta, kum, toprak tayor, kimi koskoca ba
taklktan kck bir arkla su boaltmaya alyordu.
Hi umulmazd ama bataklk kuruyor, sular ienlere ar
dan usuldan ekiliyor, yarlm, dilim dilim olmu, kurumu
topraklar geniliyordu. Bu nasl oluyordu, kimse de, batakl
kurutnaya alanlar da bilmiyordu. Yzlerce kii durmadan
yzlerce yerden kck arklar ayorlard. Ksa, ince ...
Bir yal kadn, daarck gibi memeleri sarkm, kr kr,
elleri benekli, tir tir, elinde bir krek, kck bir ukurdan d
arya toprak atyordu.
"Gel, Yel Veli, gel de bana yardm et! Gel..."
Yel Veli durdu bakt. ukur ancak dize kadard.
"Bize toprak gerek," dedi kadn. "ocuklarm, torunlarm
hep stmaland, ben kurotuyorum sazl. te buraya ev yapa
caz." Sazln iindeki bir kam kmesini gsterdi. "te ben
uraya fesleen dikeceim, uraya da kadife iekleri, uraya
da ebboy... Sabahtan akamiara kadar koksun dursunlar."

1 74
"Bilemem," dedi Yel Veli. "Vallahi de billahi de bilemem...
Abooov, ananz avradnz kyller! Karncalar gibi okumu
lar sazla ... yle hrsla, sanki sazl smrp bitirecekler. Vay
ananz avradnz kyller, zora da m dayanr!"
Yzlerce kyl, oluk ocuk grd. amur iinde, toz top
rak iinde.
Bir ince yoldan, gk grnmeyen sazlarn kamlarn ara
sndan batakln ortasna yrd. Kamlardan evi olan bir
kye geldi. Btn ky, kyn ortasndaki narn alhna uzan
mlar, yal gen, kadn erkek, oluk ocuk. "Yanyorum,
yorum," diye baryorlar, toprakta, gnein alnnda debeleni
yorlar.
"Bu ne hal, bu ne hal?"
"Topramz var," dedi uzun Ali Rza inleyerek. "Can ek
sen biter topramz var. Kymzn adn da Cankurtaran
koyduk. Buras Cankurtaran."
"Bu ne hal, bu ne hal?"
"Stmadr geer, stmadr geer. yle lmektense el kapla
rnda byle lmek yedir."
"Bilemem," dedi Yel Veli, ''bilemem."
Garbi yeli kh, toz direkleri Akdenizden beri yekindi. Yel
ken bulutlar iti.
"Bilemem."
"Burasna da plaklar derler," dedi yemyeil gzl, apak
sakall, krmz yzl, ince eneli, izgi dudaklar bir yal kii.
"oumuz ldk stmadan, yoksulluktan ama, ite bu ky de,
her avucu bir kan eder bu topraklar da bizim gayr... "
Bir sivrisinek bulutunun iine dt Yel Veli, kncaya ka
dar yz, elleri, ayaklar srh iti. Sinekler inelerini gmlein
den bile geirmilerdi.
"Kemikli sinek," dedi Yel Veli, "kemikli. Allah sinek deil,
sinek suretinde ku yaratm. Ku suretinde sinek. Neden ya
ratm dersen... Bilemem," dedi, ''bilemem."
Eve gelirken bumuna bulgur pilav, bulgur pilavna konan
yanm tereyann kokusu geldi. Hemen kotu.
"Dur," dedi bacs, "dur Yel Veli. Bamzda byk haller
var, dur!"

175
"Dur," dedi Mestan, tfeinin mekanizmas akrdad,
"durmazsan seni vururum. Dur, Yel Veli."
Yel Veli durdu.
"Acktm Mestan, acmdan ldm," dedi durur durmaz da.
Mestann oullar, gelinleri, kzlar, hacsnn oullar, ge-
linleri, kzlar, torunlar kekerelere doldurduklar topraklar
durmadan sazla dkyorlard. Genilii be, uzunluu yz
admlk bir yol kazanmlard sazlktan. Ama alanlar yor
gunluktan dklyorlard. Yrderken ayaklar ayaklarna do
lanyor, saa sola yalpalyor, baz baz da yere kapaklanyorlar
d, kekerenin topraklarnn altnda kalanlar da Oluyordu.
"Al zkkmlan," diye bir sahan bulgur pilavn, sonra ayra
m, sonra yufka ekmeiyle iri bir ba soan bacs, kapnn
nndeki imenlerin stne koydu. Yel Veli yemee saldrd.
Yemek yemesine bakarsan uzun bir alktan kmtr derdin.
Mestan karsna oturmu, onun mekik gibi ileyen elleri
ne, azna bakyordu aknlkla. Yel Veli, ortada ne var ne yok
sa bir anda sildi sprd: "Bir su hacm," dedi elinin tersiyle
byklarn silerken. Her ey bir anda olmutu. Mestan daha
aknlk iindeydi. Mestan ok grmt ama, bylesini de,
byle gz ap kapayncaya kadar sofray kuruluverenini de
hi grmemiti. "Vay anasn, vesphanallah!"
Yel Veli suyu itikten sonra: "Kurutuyorlar," dedi. "Yollar
da bellerde, Anavarza kayalklarnda belden yukarlar plak
adamlar grdm, elleri kazmal krekli, belli. . . Avratlar, ocuk
lar, kzlar grdm karncalar gibi batakla ekiliyorlard. Her
kes bin yerden bin ark am gc yettiince Akasaz kurutu
yorlar. Herkes topraksz bu yrede, yer gk topraksz. Herkes
bizden bin beter. Akasazn kylar karncalar gibi kaynayor,
insan kvl kvl... ki elimi kknden keserim ki bir aya kalmaz
bu bataklk kurur. plaklar kyn, bir de Cankurtaran ky
n grdm. Yediden yetmie stmadan titriyorlard ama top
raklar vard. Hem de yle bir toprak ki, insan eksen yeerir, bir
insan bir saat dikilip kalsa stnde bu topran ayaklarndan
kk salar, tepesinden kn verir."
"D,ur," dedi Mestan.
"Dur," dedi bacs, "gz kr olas adam, dur azck. Bir iki
szmz var."

176
"Dur," dedi oullar, gelinler. "Dur bir iki kelanumz var."
Yel Veli yemei yer yemez yola dt, bir anda da gzden
rad gitti. "imdi geliyorum, imdi geliyorum," diyen sesi ta
uzaklardan, telerden, bkln arkasndan geliyordu.
Boyunlan snm, amur iinde kalm, hacaklar emrek,
yzleri sapsar insanlar bir alma hummas iindeydi.
Bir g geliyordu Vayvayl stnden ankazadan doru.
Uzun bir g, yol boyunca sralanm.
"Yolcu, yolcu dur!" diye bardlar. Yel Veli znk diye dur
du olduu yerde. "Akasaz kurutup pay ediyorlarm topra
n," dedi en yals, paytak bacaklarn gerip durmu, geni
omuzlu, kaln enelisi, yzne sakallar ivi gibi sert, seyrek a
klm. "Akasaza buradan m gidilir?"
"Bilemem," dedi Yel Veli. "Bilemem." Ald yatrd. "Bile
mem, bilemem. Hi bilemem."
Ceyhan rnayla Akasaz arasna geldi. Bellerinden yuka
rs plak kiiler Ceyhandan sazla kadar sralanm, o aray
doldurmular, durmadan topra kazyorlard. Ha bire de
adamlar geliyordu, Kozan altndan, Misisten, Feke dalarn
dan, Maara belinden, Gksundan, Andrndan, Elolundan,
Antep yresinden, Zincirliden, Sakagznden... Durmadan,
durmadan akp geliyorlar, kazmalar krekleriyle sraya giri
yorlar, topra demeye balyorlard. Belden yukarlan plak
insanlar dirsek dirseeydiler.
"Bu su boalmaz," diyorlard bir ksm kyller. "k k,
bunlarn emekleri boa. Ama ileri gleri yok, varsnlar kaz
snlar."
"Hkmet kocaman, her biri birer alarnet dev makinalar
gnderdi de, makinalar geldi de, durup kysna Akasazn
baktlar baktlar, bir gn deil, bir ay deil, baktlar baktlar da
akllar kesmedi ektiler gittiler... Sonra bunlar, kazma krekle
boaHacaklar Akasaz. Akasaz boaltacaklarna varsnlar Ak
denizi boaltsnlar, daha ok toprak var altnda Akdenizin, yle
deil mi?"
"Hi kimse kurutamaz Akasaz."
"Akasaz bin gzle altndan kaynar."
"Bin gzle deil, yz bin gzle altndan kaynasa Akasaz,

. 177
zora da m dayanr, bu kadar insana Akasaz m dayanr? Yer
gtrmez insan gelmi Akasazn suyunu aktmaya."
Yel Veli sevin iindeydi. Arkasndaki glgeyi unutmutu.
Komak alkanlyd. "Yz bin gzle kaynasa, yz bin, bir
milyon gzle alhndan kaynasa Akasaz gene kurutulacak."
Hem kouyor, hem de "yz bin gz, yz bin," diye diline pele
senk etmi, syleyip duruyordu.
Mestan: "Dur artk Yel Veli," dedi. "Senin bu yaphn al
aklk. Bak, belim bknm krld toprak tamaktan. Bak unla
ra, bak bacna, geliniere kzlara, oullara, bak hepimize gavur
klesine dndk."
"Kuruyor," dedi Yel Veli. "Ceyhandan Anavarzaya kadar i
ne atsan yere dmez insandan. Hepsinin de elinde kazma krek,
hepsi de hendekler kazyorlar Akasaz boaltmak iin..."
"Gel sen de al," diye bardlar hepsi bir azdan.
"Bamzda bir hal var," dedi Mestan. "Cafer Bey geldi, bi
zi buradan kovdu. Gene gelecek. Ne yapalm?"
Yel Veli sustu. Yal narn ardna gitti oray kazmaya ba
lad. Kazyor, topraklar bir uvala dolduruyor srtayp geliyor
sularn iine dkyordu. Hi konumadan, uvaln azn tutan
erkek yeeninin yzne mutlulukla glmsyordu. Ne d
nyor da hep byle ter iinde, durmadan glmsyor, yzn
den anlalmyordu.

178
19

"Hele narlara, narlara... Hele hele narlara."


Sular ieriere ekilmiti, toprak usul usul kuruyor, yarl
yordu.
Mestan: "yle evirelim," diyordu, ta telerden, bir al
gibi ydklar toprakla tarlalarn eviriyorlard. Ortada bir tar
la kalyor, kuruyor, atlyordu.
"te byle evirerek, sular ieriere srerek. .. Uuuy belim
krlyor. Vay yallk vay, kapya konulacak mal deilsin. Oca
n snsn yallk."
Yel Veli daha gn domadan kalkyor, orada kim varsa,
herkesi de kaldryor alaafakta batakln iine doru toprak
seddini uzatyordu. Uzatyor, sonra suyu eviriyor, kurumasn
bekliyordu. Ana suyla bestenemeyen evrilmi su az bir srede
kuruyordu. evrilmi eviekler gnler getike byyordu. Her
evrilip kurumu, yarlm toprak onlar iin bir bayramd, se
vinti. ki evdeki herkes bir yaratmann, var etmenin, kazanma
nn sevincinde, tadnda, cokusundayd.
"Bugn grdm," diyordu Yel Veli. "u insanolunun elin
den hibir ey kurtulmaz. Anavarzann dibinden Ceyhan rna
na kadar bir hendek amlar, alimallah insan boyunda. Ya
knda hendee Akasaz sularn brakacaklar, bir iki haftada su
boalp gidecek."
Sonra bu aalara nolacak, bu ieklere, bu kulara, bu an
lara, bu ylanlara, bceklere, tilkilere, tavanlara, akallara, ba-

1 79
lklara ne olacak? lecekler mi? Bu sazlk da yllardr onlann
evleri yurtlar deil mi?
Mestan, Yel Veli, tekmil haneler halk bir deri bir kemik
kalmlard ama kvanlydlar. lsz, dizginsiz bir hrs iin
de alyorlard.
Mestan: "Toprak baka," diyordu. "Toprak bakadr Yel Ve
li karda. Bak senin gibi yerinde duramaz bir adam bile krk
urganla balar gibi balad."
"Balad," dedi Yel Veli. "Hele bir u aadaki hendei bi
tirsin kyller, sular huuup diye boalacak, bir gnde."
narn ardndan tadklar topran yeri derin bir ukur
olmutu.
Mestan: "Bir yanurda asl buras gl olacak Yel Veli kar
da."
"Olsun," dedi Yel Veli, "orasn da kuruturuz."
lm, korkuyu, glgeyi, her eyi unutmu gitmiti Yel
Veli. Varsa da yoksa da toprak. .. Azck bo kald sreler, ya
da terini silerken, elindeki kaznay krei braktnda, gzleri
sazlktan karlm topraa dalar okard. ki yal kocaman
adam ocuk gibi olmulard, ylesine ocuk sevincinde.
"Bak Yel Veli karda... uraya nar dikeceim, kendi payma
den yere... stersen senin payna da dikerim nar. Pembe, cins
nar. Her birisi bir adam ba byklnde. Nar cennet meyve
sidir. Bu toprakta da iyi geliir. Her nar ki nar azman. ncirler
dikeceim uraya da... Kendi payma den yere. Ball incirler,
kehribar gibi. Ardndan bal damlayan. ncirleri ka kadar ka
lr, stnde kurur, eer veyikiere yedirmezsem. veyik mi
yaklaabilirmi ki... Portakal ekeceim ta uralara kadar. Buras
kuytu, poyraz tutmaz. Yaaa."
"Poyraz tutmaz," dedi Yel Veli. "veyik yiyemez. Bir de
asma ardaklar olmal. Sarknal parmak kadar zmler. Altn
gibi... Bir de baaklar dalgalanacak Sar, k yam gibi... At
boyu ekinler."
Yaldzl mor patlcanlar.
Bir kuyu amal, drt kulatan su kar burada. Suyu da
buz gibi olur, insann dilerini ktrdetir, tpk aykara suyu
gibi.

1 80
Mestan, "uy belirn," diyordu durmadan, bir gn topraa
seriliverdi, nce yanyor, sonra buyuyor, gnein alnna serilip
zangr zangr titriyordu. Geriniyordu boyuna, elleri, ayaklar,
hacaklar kopacakrn gibi geriniyordu. Akam olup da gn ba
tnca bitiyordu titrernesi ancak. Her gn kuluk olunca bal
yor, Mestan yere seriyor, Mestan cayr cayr yanarken, kemik
leri, etleri biribirinden ayrlp koparken sayklyordu: Mustafa ...
Akyollu... plak atn stne. Yel Veli kama, kama! Bunca yl
katn ne geti eline? Dervi, hey Dervi, ocarn sndrdn
ocan snsn. Herhal meyveleri gze kadar. Narlar...
Yel Velinin gz dnyay grrnyordu. Eskiden olsa bir
kou kasahaya uar, can bir kardei Mestana bir avu kinin alr
gelir de bu beladan kurtarrd onu. imdiyse uzarn boynu, e
liklemi bacaklaryla gnein alnnda merak kesilmi srtnda
toprak uvallar ukurdan sazla sazlktan ukura dur durak
bilmeden koturup duruyordu.
"Cafer Bey ok geldin strne," diye bard Mestan, gne
altnda dileri biribirine vurarak. "Bu toprak hi kimsenin de
il. Hkmetin de deil, var git bamzdan Cafer Bey. . . Bela al
ma strnze. Akasaz Allahn, isteyen istedii kadar karr.
Var git, zpolatolu Cafer Aa, set ekme geirnirnize... Bin
adarnn da olsa banda koca Mestan kimse karamaz bura
dan. Bak, bak, bak Cafer Bey, en gzel toprak. Buradan da
knca ben nereye giderim?"
"Nereye gidersen git," diye bard Cafer Bey...
"Karrna bana Cafer," diye bararak doruldu Mestan.
"Byle on be eli sllahl adamla deil, bin kiiyle gelsen strne
u canm, yarm canm almadan beni buradan kararnazsn.
Hi kimseyi de kararnazsnz... "

Yel Veli, srtndaki uval indirrneden: "Grdn m aa


lar, bin kii, iki bin kii planrnlar hendek kazyorlar, boal
taeaklar Akasaz. Btn dnya sizin olmu, imdi de sizin,
Akasaz batakl da bizim olacak zpolatolurn. Var git yo-
luna ...
"

Ve arkasndaki atllaryla, zpolatolu Cafer Bey gnein


alnnda bir sre sessiz durdu. Dirndikti, yz gerilmi fkeliy
di. Sonra birden ban kaldrd dikti: "Unutma bunu Mestan,

181
unutma bunu Yel Veli. Neyinize gveniyorsunuz ulan?" Atn
zengiledi, Anavarzaya srd.
Kasahaya dndnde yorulmu bitmiti. Doru Mahir
Kabakoluna gitti: "Demedim mi?" diye yaknd. "Demedim
mi Sayn Mahir Beyim? te olan oldu. Akasaz talam kyl
ler. Yzlerce kyl bir araya gelmi, bir hendek kazmlar. a
lacak. .. Akasaz kalmam... Talan eden edene... Yukar dalar
dan, aa ovadan duyan geliyor, duyan geliyor Akasaz pay
lamaya. Bitti Akasaz, elimizden utu da gitti. Bu kyller bir
pay ederlerse Akasaz gcn varsa al ellerinden artk. Al k
nda donun varsa. Karncalar gibi, karncalar gibi, tpk...
mler Akasaza ... Hemen bir are bulmazsak, hendei bi
tirirlerse kyller, Akasaz kurumu, boalr gider on be gn
de, ite sen o zaman talan gr... Az daha beni ldryorlard.
Arkamda on yedi tane eli silahl atl olduu halde, beni vuru
yorlard. Gzleri dnm, her birisi bir canavar kesilmi. Bir
hafta daha byle giderse bize Akasazdan bir avu toprak bile
kalmaz."
"Ne yapalm?" dedi Mahir Kabakolu, yz sapsar ke
silmi, elleri titreyerek. "ler kt. i ben tam yoluna... " Az
daha azndan kanyordu. Hemen kendini tuttu. "Akasaz
dan faydalanacak yalnz sen ve ben deiliz ki. . Konualm ar
.

kadalarla, bir yolunu bulalm u canavarlan oradan atma-


nn... "
"Olur," dedi, "olur," Cafer zpolat.

nce Sleyman Aslansoypene geldi. Arkasndan Muallim


Rstem Bey. Sonra Zalmolu, Hac Kurtboa geldi. Sleyman
Sami, tekiler de geldiler Mahir Kabakolunun evine.
Mahir Kabakolu telal, tedirgindi. Durmadan ellerini
ovuturup duruyordu. Konumuyor, birini, bir eyleri bekledi
i belli oluyordu. Derken Ala Temir de geldi. Son gnlerde ya
llk bir iyice stne kmt;
Kahveler iilirken, Mahir Kabakolu sze: "Hepinizin
malumudur," diye balad. "Orada, Akasazn evresinde ne
olup bitiyor malumunuz olmasn bu mmkn deil. Size im
diden tebir edeyim ki efendim, Akasaz daha kurumadan

1 82
kyller pay ettiler. Cafer Bey zpolatolu bugn oradan gel
di, tyleri diken diken olmu, gzleri bir kar danya ura
m, yle geldi ite. imdi size bilmi olacanz ahvali, Akasa
zn hali ahvalini bir daha anlatacak. Sizi unun iin ardm ki,
Akasazda hepimizin menfaati var, olacak da ... Bir aresine ba
kal,m. Eer bir are bulamayacaksak bamzn aresine baka
lm. nk efendim, bu srngen kyller son Trk devletinin
temeline dinarnit koyuyorlar. Milli menfaatlerimize aykn, bi
linmeyen byk bir gle ibirlii ederek, bu vatann altn
oyuyorlar. Bir gznzn nne getirin, getirin ki, ne byk
bir felakettir ki, dikkat buyurula, Akasazda oynanan dram,
trajedi, toptan Trkiyede oynanabilir. Bir tasavvur edin, dikkat
buyurula efendim, Trkiyeyi tasavvur edin ki, bu smsk, s
rngn kyller pay ediyorlar. Ben Almanyadayken bu kyl
lerin koca Almanyay nasl ykp, evleri, hanumanlar nasl sn
drdklerini, ocaklara incir dikip btn topraklan pay ettikle
rini gzlerimle grdm, dikkat buyurula efendim, eer u
son ... u son... Aka sylemek gerek u son... Dikkat buyuru
la, olmasayd Almanya gitti giderdi. Onun iin vaziyeti umu
miye korkun denecek kadar vahimdir efendim. Buyurun z
polatzade Sayn Cafer zpolat kardeimiz bu yandan kulak ke
silmi zatalinizi dinliyoruz. Bu vatann ... Ve hem de son Trk
devletinin... Bilhassa buraya dikkat buyurula efendim. Evet..."
Cafer zpolat Akasazda olan biteni ar ar, bir bir an
latt. Sesi tatsz, yorgun, ylgn, tekdzeydi.
Sleyman Aslansoypene ayaa frlad: "Sen de sen de z
polatolu Cafer Bey sen de, nnden on alt atlnla katn
onun, yle mi? O yar l Mestann? Bin yanda Mestann."
Cafer zpolat: "Katm Sleyman Aa, ne yalan syleye
yim, hem de ardma bakmadan katm. Gz dnmt onun.
Deil bir tarla, bir avu toprak iin btn Trkiyeyi kuruna
dizerdi Mestan. Anladm ki bu byle..."
"yi, iyi," dedi, yerine oturdu Sleyman Aslansoypene.
"Biz bu vatan gavurdan bo yerine kurtarmz desene ki z
polatzadem. Demek ki titrek Mestan bu vatann, son Trk dev
letinin kkne barut dksn diye kurtarmz, yle mi? Bama
toplayp da on bin a iti, a kyly Akasazmzn, vatanm-

183
zn suyunu boaltsn diye kurtarmz. yi, valiahi de ok g
zel... Sen de soylu soplu zpolatolu olasn da, arkada da on
yedi silahl adam olsa da, sen arkana bakmadan... Pravo, pravo,
pravo Cafer, hem de yz kere pravo... "
"Aa," dedi Cafer, "sen meseleyi anlamadn, Mestan cann
dan gemi, gz de dnm ... Hendek aan kyllere gelince
bir ordu... Gz dnm bir ordu. Gn atmadan gece yarsna,
gece yarsndan gn atncaya kadar alyorlar. Deil ben, bun
larla bundan sonra bir ordu baa kamaz."
"Ben karm," dedi Sleyman Aslansoypene.
Ala Temir elleri dizlerinde gzlerini krpmadan, kprdama
dan yle kmltsz karya, ban dikmi bakyordu. "Ben biliyo-
rum," dedi. "Bu kylleri ben bilirim, beeen... Kimse onlarla ba
edemez. Akasazdan elinizi bir iyice yuyun..." Sleyman Aslan-
soypeneye dnd, akr gzlerini ksarak, alayl, el altndan
gld. "Sen mi Sleyman Aa, sen mi? Sen bir tek kyly bile
Akasazn kysndan koparamazsn. Topun, atomun bile olsa
sen bir tek kyly Akasazn yanndan alamazsn."
"Korkaklar, korkaklar, korkaklar," diye ayaa frlad Sley
man Aslansoypene. "Ben sana tantrm kim Aslansoypene,
sana da, o kyllere de... Bana brakn," diye grledi Aslansoy
pene. "Bana brakn o korkak kylleri. Bir tek kyl, bir tek
uan ku, bir vzldayan sinek koymayacam Akasazn ky
snda. Yarn sabahtan tezi yok, vzldayan sinek!"
"Dikkat buyurula efendim, Sayn Soyaslanpene ... "
"Aslansoypene Mahir Bey."
"Evet, evet, zr dilerim, Aslansoypene, dikkat buyuru
la ... Tehlikelidir. Topraa yapm, topran tadna varm ky
l kadar tehlikelisi yoktur yeryznde... Hibir ey bu kadar
tehlikeli ve tahripkar olamaz, topran tadn alm kyl ka
dar."
"Ben kylleri bilirim. Siz bana brakn. Yarndan sonra de
il bir tek kyl, bir tek canl bile yaklaamayacak Akasaza. O,
pembe uzun kular bile korkularndan Akasaza inemeyecek
ler. Bakn arkadalar... "
"Dikkat buyurula ... "
"Size eski bir szm var: Kurdun azna kan demeyecek.

1 84
Zinhaaar, zinhar ki zinhar kan demeyecek. Kurdun azna
kan deerse ite o zaman korkacaksn. Kyl bizi bir rktr
se... Onlar biz Hkmet zoruyla da karamayz. O zaman ite
gene kurdun azna kan deer. Onlar biz kendi yiitliimizle
korkutarak, rkterek, daha da olmazsa ... "
"Dikkat buyurula ..."
"Daha da olmazsa .. "
"Dikkat buyurula ve de kurdun azna hibir zaman kan
demeye... "
"Kan demeye," dedi Muallim Rstem Bey, ahlak yz
pembeleip kzararak "Sleyman Bey, onlarn o kyl denilen
mallukatn dilinden herkesten daha iyi anlar. imizde kyl
mahlukatn en iyi Sleyman Aa bilir."
"Benden iyi kyl korkutmasn bu dnyada, u ukurova
lkesinde kimse bilemez," diye yeniden ayaa kalkp geri yeri
ne oturdu Sleyman Aslansoypene.
"Dikkat buyurula, hi kimse bilemez, anlamaz," dedi Ma
hir Kabakolu, "Sleyman Aa kadar. Kurtuldu Akasaz."
"Kurtuldu," dedi, uzun sredir hibir sze varmam Hac
Kurtboa.
"Kimsenin gc yetmez," dedi, "kylye," Ala Temir. "Bir
kere ayan bir topraa basmsa."
"Dikkat buyurula," diye bard Mahir Kabakolu.
Sleyman Aslansoypene ayaa frlayp Ala Temirin st
ne yrd: "Adam oldun da uyuz it, benim tekerime ta m ko
yuyorsun? u iki parmam gzlerine sokarsam prt diye

prtletirim."
Hemen kalkp ikisinin arasna girdiler. Olup bitenden ha
bersiz Ala Temir, elleri dizlerinin stnde gergin, azck sarar
m, gzlerini abuk abuk kirpitirerek, akn: "Ne oldu, ne
oldu, bir yaramazlk m ettik? Haa haa, efendim, meclisten
dar." Dudaklar da, kendine geldike, durmadan sarkyor,
yz sararyordu.
"Dikkat buyurula," diye bard Mahir Kabakolu. "Dik
kat buyurula Temir Aa."
"Ba stne, ba stne... Dikkat buyurula Mahir Bey, dik
kat buyurula."

185
Rstem Bey: "Kusura kalma Aa efendi, Sleyman Soyas
lanpene Aamz... "
"Aslansoypene," diye hemen dzeltti Sleyman Aa. So
yaslanpene diyenlere ifrit oluyordu. Kzm, fkesini alama
m, bacaklarn germi derinden bir i geirdi. "Of, of, oof of!"
dedi. "Hep bamza gelenler byle arkadalar yznden, o
korkak kylleri bir ey sanyorlar... " Ar, temkinli, gvenli
ayaa kalkt: "Yarn Anavarzann dibinden, Akasazn kyla
rndan gelecek feryad figan dinleyin Aalar. Salcakla kaln.
Ben gideyim de hazrlk yapaym. Kurdun azna kan deme
den." Sallanarak kt gitti. Arkada kalanlar onu evin kapsna
kadar uurladlar.
Cafer zpolat: "Hakk var," dedi, "hakk var Sleyman
Aann. Kurdun azna kan dememeli."
Hac Kurtboa: "Fenadr," dedi, "fenadr, kurdun azna
kan demesi fenadr. Kyl zorlan bir toprak almayagrsn,
gerisi orap sk gibi gelir."
"Dikkat buyurula, gelir," dedi Mahir Kabakolu.
"Hakk aliniz var," dedi Muallim Rstem Bey, ahlak yz
daha da kzarm.
"Ben bunu bilir, bunu sylerim," dedi Ala Temir. "Aslan
soylupeneli Sleyman Aa bana i at. Kyl milleti bir top
raa bir kere basmayagrsn, onu bir tek oradan skse skse
Hkmet zoru sker." Korku iindeki gzleri fldr, fldr dn
yor, dudaklar sndke snyordu.
Hemen ayaa kalktlar, Ala Temir de ayaa kalkt. Daha
aknl gememiti. Aalarn kendisine bu kadar kzmalar
nn sebebini bir trl bulamyordu.

"Hele narlara, narlara... Hele ekine ekine... Kaplan ske


mez ekine... Hele topraa topraa, can eksen biter topraa. He
le baaa, baaa ... Hele srmeli baaa."
Kuluklayn scakta, gnein alnnda Mestan titriyor, yan
yor, yor, bir at gibi, "hele narlara, narlara, hele topraa
topraa, hele baaa baaa," diyor, debeleniyor, uzak, ar,
yangl trksn srdryordu. Yel Veliyse, durmadan sazl
a srtyla toprak tayordu. Ar toprak uvallarnn altnda

1 86
koarak. .. Be kii teki uval daha doldurmadan srhndakini
hemen boalhyor, koarak geri dnyor, "abuk, abuk," diye
baryordu, ''bekletmeyin beni."
Uzaktan bir top atl grnd. Yel Veli, Mestann bana di
kildi, korkuyla: "Geliyorlar," dedi. "Bana yle geliyor ki hi de
iyice gelmiyorlar. Gelileri bir kt."
"Hele narlara, narlara ... "
"Bu gelenler ok da kalabalk."
"Uuuuy, hele topraa topraa ... "
"Bamza bir i amasnlar."
"Hele baaa, baaa ... Sap gtremez baaa ... "
"Vallahi iyilie gelmiyorlar bunlar. Silahlar da var Mestan
karda."
"Hele gllere gllere, yeni alm gllere."
Gne buulanyor, her ey bir buu arkasnda sallanyor
du. Nar iekleri amh ta buradan Akdenize kadar. Bir allk
kmt ovann stne ta buradan Akdenize kadar. Buulu
gnein iinde al bir ova kmldyordu ar ar, balkyordu ta
buradan Akdenize kadar. Ovann al bulutlara vurmutu. Al
toz direkleri dne dne, savrularak, milyonlarca alda patlaya
rak, kaynaarak geliyorlard. Bulut gibi al arlar okumu al i
ekler ta buradan Akdenize kadar uulduyorlard. Bir dnya
kaynayordu narlkta. Ylanlar, tilkileri, anlar, kelebekleri,
srtlar sert, yanardner, yeil, pembe, kapkara bcekleri binbir
eit sesleriyle, uultularyla, tekmil bir ova Akdenizin kysna
genileyen bir alda dalga dalga, buulu, yamurlu vuruyordu.
Narlar dallarda krdm gibi, herhal ka kadar kalrlar.
"Mestan Mestan," diye bir ses grledi tepesinde.
"Hele narlara, narlara.''
"Buras babayn yeri mi Mestan? Haydi Mestan, yk evini...
Topla gn."
"Var git yoluna Sleyman, dokunma bana."
"Akasaz size talan ettirmem, ettirmem Yel Veli, ettirmem
Mestan. Haydi toparlann ... Burada, bu Akasaz kysnda sini..
ler sinek kalmayacak. Haydi toparlann, bekliyorum."
"n de bir ac kahvemizi i Sleyman. Byle barma Sley
man. Ben buradan bir yere gidernem Sleyman. Stmadan l-

1 87
yorum, uuuy, uuuy. Yanyorum, huyuyorum Sleyman. Hele
narlara narlara Sleyman."
"Senin kahveni iemem Mestan. Hemen kalkmazsan, kal
kp evini toplamazsan, bu evi bana ykanm, Mestan."
Sustu, atnn stnde bir heybet gibiydi. Mestan da sustu.
Yel Veli srtndaki uvaln altnda klm kalmt. Mestann
iinde, azna kadar nar iekli bir al bir ova aldyor, akrd
yordu. "Hele narlara, narlara ... "
Sleyman Aslansoypene ardnda krktan fazla silahl atl,
Mestan yerde, zangr zangr titreyerek, uvaln altndaki Yel Ve
li bzldke bzlerek, kar karya ylece duruyor bekliyor
lard. Ortalkta t yoktu. Ta telerden, Akasazn arkasndan
uzun bir ses, havay, sessizlii ge kadar gerilmi bir cama de
iyor, sallyordu. Ne kadar beklediler, ne dndler hibirisi
farknda deildi.
Sleyman Aann sesi: "u evleri atee verin," diye sessiz
likte tncedir ki kendilerine geldiler. Mestan kurulmu bir yay
gibi ayaa frlad. Sleymann zengisine yapt: "Etme Sley'"
man, sen beni tanrsn, ben seni. Bunca yenmi ekmeimiz, iii
mi kahvemiz var. Etme bunu bana."
Sleyman hibir karlk vermedi, atn zengiledi, narn
ardna geti. Eli attan kurtulan Mestan da yere boylu boyunca
serildi. Tam bu srada da iki hudan birden yalmlar patlad,
esen garbi yeliyle savruldu, atrdad.
"Yel Veli," diye iniedi Mestan. "Yel Veli karda, tfeini
ulatr."
Yel Veli srtndaki topra yere att, kotu, bir anda tfei
yanan hudan ald getirdi Mestana verdi. Btn bunlar bir gz
ap kapama sresi iinde oldu. Mestan tfei eline alr almaz
Sleymana dndrd tetie bast. Sleyman attan dneeye
kadar tam kafasndan kurunu arka arkaya yedi, ba pa
rampara oldu, kanlar yreye sald. teki athlar, Mestann
tfei patlar patlamaz atlarnn balarn topladlar, toz oldular.
Yel Veli de tabanlan yalad bir anda gzden rad, yitti gitti.
Mestan ar, durgun, hibir ey olmam gibi ayaa kalkt,
nann altna yrd, Sleymann ls az ileride boylu bo
yunca yatyor, bir eme gibi kanyordu.

188
"Gelin gelin," diye ocuklarna, torunlarna eliyle yer gs
terdi. "Toplann uraya." Yel Velinin bacsgili de ard. "Gelin
gelin, toplann uraya... "
Hemen toplandlar. Korku iindeydiler. Durmadan dnp
dnp Sleyman Aslansoypenenin kanayan lsne bakyor
lard.
"Ben yokum, buradan kmayn, yanan evlerin yerine evler
yapn."
Tfei elinden yere usulca kayd, kollar sarkm yrd.
Az gidince kendi yresinde dne dne ilerlemeye balad. Hem
dnyor, dne dne ilerliyor, hem de bir at, ok eski, dnya
nn ilk kurulduu gnden bir trk gibi, "hele narlara, narla
ra ... Hele narlara, narlara, hele narlara narlara ... " diyor, dn
yordu. Dne dne, nergislii at, iek am yarpuzlua d
t, yoncalktan geti, tepeye vard, tepenin stne kt, tepenin
altndaki yar yksekti, altndaki bataklk suyu burgalanyor
du. Mestan, "hele narlara, narlara, iee durmu narlara ... i
ee durmu narlara ... " diyor, semah dner gibi, bir yabanl se
maha durmu gibi dnyordu. Dne dne vard, bir uyurgezer
gibi yarn ucunda da bir sre dnd. Sonra da usulca yardan
aaya suyun iine kayd. Bataklk hemencecik onu yuttu. Az
sonra onun dt yerde su kabarckland.

1 89
20

Reid Aa bir hafta sonra Dervi Beyden olumlu haberi ge


irdi.
"Mahir Bey kardeimize ok selam eder, iki mbarek
gzlerinden ayr ayr perim. Yapt, baard byk ileri
adm adm, gn gnne izledim. Onun bu tarihi almas
n, Ouz soyuna bu sonsuz iyiliini Trk milleti hibir zaman
unutmayacaktir. O Ouzun en kutsal bahadrlarndan birisi,
ve belki de birincisidir. Biliyorum o bir gelenek fedaisi olarak
ortaya knca, baz az karalar onunla alay edecekler, baz
vatanszlar ve soysuzlar onu kk drmek iin de ellerin
den geleni yapacaklardr. Fakat Mahir Bey kardeimiz unut
masn ki Ouzun bir geleneini gl omuzlarnda yceltr
ken Ouz soyunun en anl bir baladn olarak tarihe gee
cektir. O meydan muharebelerinde Alparslanlar, Cengizler
gibi orul orul al kan aktarak yay yenmediyse de, onlar
dan daha gl bir i yapacak, onlardan daha kutsal bir kah
ramanlk bir fedakarlk yapacak. nk lm bir gelenei
mizi z onurunu feday gze alarak diriltecektir. Ona en y
rekten sayg ve sevgilerimi sunarm. Bu gzel, bu olumlu i
leri yaparaktan, Ouz soyu iin bu kadar cansiperane arp
araktan, byk baanya ulaan Kabakolu anl Mahir
Beyden baka benim kardam olamaz u dardnyada. O be
nim tek kardam, ekmek kadar aziz gnldeimdir," diyor
du haberle birlikte.
Bir de treni nasl yapaca stne, yazl uzun bir tali-

1 90
matname gndermiti. Bu talimatnarneyi de tp tpna tatbik
etmesini rica ediyordu. Bir gzel i yapmt mademki, onu
da dosdoru, gelenekte olduu gibi yapmalyd ki bir ie ya
rasn.
Dervi Bey trenin on dokuz kasm sal gn yaplmasn
istiyordu. Sal gnleri kasahada pazar kurulurdu. Bundan dola
y kasaba hncahn insanla dolard. Kasahaya sal gnleri ky
lerden, yakn kasabalardan, ilden bile insanlar gelirdi.
Bir de Dervi Bey kylere adamlaryla haberler ulatryor,
kylerde, yakn illerde tellallar artyordu. "Eeeey ahali, duy
duk duymadk, demeyin. Sarolu Dervi Beyle Kabakolu
Mahir Aa bu sal gn Ouz tresi gereince baracaklardr.
mmeti Muhammed olanlarn, Ouz atamz, milletimizi se
venlerin bu mutlu gne gelmeleri, bin yllk Ouz gelenei
nin yeniden diriliini gzleriyle grmeleri byk sevaptr. Eeey
ahali, duyduk duymadk derneyin ve de mutlu gn grmeyi
ihmal etmeyin. Bu mutlu gnde bulunmayanlar, Allah indinde,
ulu Ouz atamzn huzurunda cunhal decekler, cehennemde
cayr cayr yanacaklardr. Eeey ahali...
"

Her kyde, kasabalarda byle tellallar arlmasayd bile,


barma gn herkes kasahaya yediden yetrnie kadar, kadn
erkek akn akn geleceklerdi. nk herkes Mahir Kabako
lunun aylardan beri bu Ouz, kan, gelenek propagandasn ni
in yaptn anlarnt. Ama ounluk iin iyzn, mesele
nin dibini ban bildii halde, Mahir Beyden, Dervi Beyden
de daha inanarak, ya da inanm grnerek kampanyaya katl
yorlard. Biliyorlard ki Ouz delilii furyas da birka hafta
iinde tavsayacak, bitecekti. Biliyorlard ki, gene bu ite btn
rpnmasna karn, olan Mahir Beye olacak, cmle alem onun
la alay edecekti.
Beklenen gn geldi att. Gerekten kasahaya doru bir
akn balamt. Byle bir ey belki bin ylda bir olurdu. Kim bi
lir bir daha Beyler byle ne zaman kapdar da byle bir seyir
kim bilir, bir daha ne zaman ellerine geerdi. Atllar, yayalar,
eekliler, araballar, kuca ocuklular, beli bklm yallar
drt koldan, dalardan aa, ovalardan yukar kasahaya ak
yorlard. Herkes en gzel, bayramlk elbiselerini giyinmiti. Ka-

191
Iabalk i bir renk cmbndeydi. Talihe bakn ki gn ylesi
ne gneli, ylesine aydnlk lk bir gz gn ...
Kulua doru ar, pazarn kurulduu alan, Dervi Beyle
Mahir Beyin evinin arasndaki uzun cadde o kadar kalabalk
lamt ki, kimse yerinden kprdayamyor, kolaylkla sana
soluna dnemiyordu. nsanlar st steydiler. Ortalkta da yle
bir grlt amata vard ki, kimse kimseyi duymuyordu.
Uzakta, a batm Dldl da, kzl bir bakr buusuna
batmt, sivri doruunda ok ak bulutlar, yle grkemli, gzel,
namn namn karl. Karlarda gn , bakr kzl da vurmu.
Soyunmu, rlplak, yaklam, kasabann stne yryor
mu gibi.
Kasabay imdiden doldurmu kalabalk, yollarn dolup
tamakta olduu haberi Dervi Beyi sevince bomu, boyuna
sylenip duruyordu. "Bu halk, bu asil Ouz soyu kendi gele
neklerine yzyllardr susamlardr. te ilk frsatta kyl tarla
sn, ii iini brakp geliyor. Ouz lmeyecektir. te bu byk
evk de onu gsteriyor," diyordu, durmadan durmadan konu
uyordu.
leye doru artk kasaba ykn alm, damlarn, avlu
duvarlarnn, aalarn st insandan salkm salkmd. Pence
reler, kaplar, sokaklar srf insand. Kasahaya gelmekte olanlar
daha kasahaya birka kilometre kala orada olaanst bir hal
olduunu, gelen karmakar seslerden anlyorlard. Kasaba
kaynayor, ar oul verir gibi biribiri stne binmi insanlar
aylardan beri bekledikleri bu gnn lesini iple ekiyorlard.
Havada bir olaanstlk sezen kpeklerin, eeklerin, atlarn,
horozlarn sesi insanlarn uultusuna karmt. Kasaba gz s
canda ac ter, taze gn, kf kokuyordu.
Mahir kalabal grm, gittike soukhnlln yitiri
yordu. Buna kars, stanbul Arnavutky Kz Kolejinde okuyan
kzlar, niversitede okuyan oullar, evi doldurmu yaknlar,
akrabalar dayardm ediyordu.
Mahir Beyin kars ikide bir alayarak onun ellerine sarl
yor: "Etme," diyordu, "yapma bunu. Bu karay, bu kyamete
kadar kmaz karay srme ocuklarmn alnna. Bu senin etti
ini gazeteler yazacak. ocuklarm ta oralarda elin dilinden

1 92
kurtulamayacaklar. Torunlarm da yanacaklar. Yllar yl elale
min maskaras olacaz. Tarlas batsn, bizim iftliimiz bize ye
ter de artar bile. Akasaz batsn."
Mahir Bey hi mi hi azn amyor, azndan bir szck
bile karamyordu. Donmu, uyumu bir halde, balmumu gibi
sapsar kesilmi, sedirde ellerini dizlerine koymu oturmutu.
Kzlar, kars, akraba kadnlarn yandaki odadan, bu ii
Mahir Beyin bana aan Dervi Beye beddua edileri duyulu
yordu. Erkekler de Dervi Beyi, onun Ouz tresini yerin dibi
ne batryorlar, Dervi Beye, Ouz tresine aza alnmaz kfr
lerle svyorlard.
Mahir Bey bir gelenek fedaisiydi ama, bu gelenek fedaisiy
le alay etmek vatan hainliiyle bir demekti ama, bunu hi kim
se dinlemeyecek, sonuna kadar herkes onunla alay edecekti. u
toplanan kalabala bak. Yz bin soytan u meydanda grl
memi cambazlklar yapacak deseler, sa gkten kasahaya ine
cek deseler, Muhammed dirilmi de buraya gelmi deseler, bu
kadar kalabalk gene bir araya gelmezdi.
Dervi Bey alyordu. Yeni zenginlerden, onun iftliin
den iki misli byk iftlikler yapm, ondan yz misli daha
zengin olmulardan cn alyordu. Yoksa niin ky ky
adamlar dolatrp tellallar bartsnd? On be, yirmi yldr
Dervi Beyin, onun gibisilerin usul usul pabular dama atl
yordu. Dervi Beyin de sonu yaknd. Ama ite o, elindeki son
glere dayanarak cn ylesine bir alyordu ki... almann
bundan iyisi de can salyd.
Btn bunlar Mahir Beyin kulann dibinde konuuluyor
du. Sanki btn konuulanlar, edilen beddualar Mahir Bey
duymuyor, ikide bir saatna bakyordu.
On ikiye eyrek kala, hzla yerinden kalkt; yanna ynne
baknmadan yandaki odaya girdi, kapy ierden kilitledi.
Kalabaln saatlar getike sabr tkeniyor, uultusu, ku
laklar sar edecek kadar artyordu. imdi atlar da kinemeye
balamt. Herkes gzn bir noktaya dikmi, caminin st ba
ndaki Mahir Beyin pembe badanal, iki katl konann kap
sndan ayrmyordu. Mahir Bey ha kt ha kacak. Bir dakika
onlara bir yl kadar uzun geliyordu.

193
Az sonra kapnn kilidi gcrdad ve Mahir Bey hzla dar
frlayp kendini merdivenlere doru att. Kars arkasndan alt
katn sahanlnda ulat, yere nne yatp ayaklarna sarld:
"Etme," diyordu, "etme eyleme, Mahir! Dnya mal iin ele g
ne maskara olma. ocuklarnn alnna bu kara lekeyi srme. Bu
kyamete kadar kmaz kara lekeyi... "
Mahir onu hzla bir yana itti, ayaklarn elinden kurtarp
avlu kapsna doru kotu, kapy abucak ap darya, soka
a kt.
Birden, o grnr grnmez, bu kasahada hibir canl ya
amamasna kalabaln uultusu bak gibi kesildi. Sinek
kanatlarnn sesi duyulurdu. nsan kulak verse de dinlese kala
baln yrek atlar duyulurdu.
Mahir Bey sokan ortasnda dimdik duruyordu. Yz tp
k l yz gibi kprtszd. Kaln kalarnn altndaki gzleri
aknlkla alp kalabala dikilmiti. kide bir, nedense, gz
lerini byk bir k vurmuasna, gzleri kamamasna ks
m, kirpitiriyordu.
Ba kabakt. Krlam salar arkaya dzgnce taranm,
balmumu gibi olmu yzne uyuyor, bu kprtsz yz biraz
daha lgnletirip zavalllatryordu. Yznde az nce ala
m da sonra aresizlikle alamay istemeyerek kesmi bir k
k ocuun aresizlii vard. Ayaklar da yalnd. Kocaman
ayaklar yolun kefenine aynen ller gibi sarlmt. Apak pa
tiska gnete parl parl ediyor, onun yznn sarln daha
ok ortaya karyordu. Sa elinde de, ucu yukar dikilmi, altn
ileme, st ayetli plak bir kl tutuyordu. Boynu da kltan
yana azck eilmiti. Sacana yapm sol elinin parmaklar
uarcasna oynuyordu. Hani bir gece kuuna bol kl bir k
tutulur da ku ne yapacan arr kalr, ite Mahir Beyin hali
de bu kadar kalabalk karsnda yleydi. Hi kprdamyor,
dimdik de duruyordu ama, nedense ondan drt bir yana bir te
la, bir rknt yaylyordu.
Bir an, her eyden, bunca aylk emeinden, o kapkara, ya
l topraktan, her eyden, her eyden vazgeip eve koarak gir
meyi aklndan geirdi. Ama artk ka para ederdi, i iten ok
tan gemi, halk onu Dervi Beyin istedii klkta grmt.

1 94
Halk da aknlk iindeydi. Her eyi akllarna getiririerdi
de byk iftlik sahibi, Avrupada okumu nl Mahir Beyi bu
klkta, lmeden ak kefene brnm, ba kabak, aya yaln,
elinde de bir yalnkl grmeyi akliarna getirmezlerdi. Telial
lar arlm, Ouz grenei hakknda trl rivayetler km,
ama bu kadarna da!.. Herkes pes demiti.
Derken konan arka kapsndan takmlar klaptan ileme
yaz atlara binmi iki kii kt. Her birisinin elinde birer b
yk bayrak vard. Atllardan birisi gelip Mahir Beyin sanda,
birisi de solunda durdu.
Kalabalktan daha t kmyordu. Karlkl donmu kal
m iki hayret, kalabalkla Mahir Bey gzlerini biribirierine dik
miler yle kalakalmlard.
Az sonra da kapdan srmal cepkenler ve srmal mavi al
varlar giyip, balarna renkli poular sarp ve ayaklarna Mara
n gleftali krmz ayakkabsn giymi adamlar ktlar. Bu
adamlarn en nlerinde yryen de Veliydi. Yz bir ho geril
mi karmakarkt. Adamlar Mahir Beyin on be yirmi adm
nnde durdular ve hemencecik de ar ar yrmeye bala
dlar. Onlarn arkasndan Mahir Bey zorlan bir adm atabildi.
Adm atarken ylesine saliand ki kalabalk onu yere kapakla
nacak sand, soluunu kesti. Ama o byk bir abayla dengesi
ni salad, kapaklanmaktan kurtuldu. Yanndaki atllar da atla
rnn balarn ekmiler, atlarnn admlarn ona uydurmaya
alyorlard.
Onlarn kprdadn gren kalabalk da bir dalgaland,
sonra duruldu. Mahir Bey bir aa nasl yerinden sklr, eil
meden, bklmeden, dimdik, yle yerinden sklm yr
yordu. Onu byle grenler biribirlerinin stne abandlar. Bir
den de gk grler gibi bir uultu patlad.
Tam bu srada baka bir olay da kalabal coturdu. Mahir
Bey yrr yrmez, grlt patlar patlamaz, srmalar, renk
renk giyitler giyinmi, balar brkl bir mehter takm da aa
dan grnd. ki adm ileri, bir adm geri, "Osmanlyz, pek
anlyz" marn alarak Mahir Beyin nne getiler. Konur,
ar, vakur, gvenceli... Onlar nde, adamlar arkada, en arkada
da iki atlnn arasnda ak kefene sarnm Mahir Bey.

195
Kalabalk mehteri grnce cotu, alad, grledi. Ortalk
alka bouldu. Mehterciler, nerden uydurmularsa bir de
Ouz atamz, soylu soyumuz marn uydurmulard. "Soylu
soyumuz dnyann efendisi," diyorlard. "Ouzun bayran
dikeriz Moskovaya, dikeriz Orta Asyaya, dikeriz Vaingtona,
dikeriz yeryzne ve hem de aya ve hem de gkyzne... Ou
zun bayran, Ouzun bayran."
Mahir Bey ite bu mehteri bilmiyordu, tren uygulamasn
da bu yoktu. Vay alak vay, diye dnd. Vay vay vay... Vay
alak vay. Gene de, bir an iin olsa da mehter onu sevindirdi,
azck kendine getirdi. Ak patiskadan kefeni parlak gne altn
da biraz daha aklayor, parlyor, yz de gittike sararyordu.
Tm kan ekilmi, gzlerini bir noktaya dikmi, ba yukarda,
hibir eyi, kalabal, mehteri gremez, krler gibi yordamla
yarak, kulaklarnda mehterin, kalabaln grltsnn, alk
larnn uultusu, ba yokmu gibi, uyumu gitmi, ilerde ba
kr krmzs, Dldl da, pembe, tl bir dumana batk, namn
karl, yamac arada bir balkyarak, gittike yaklaarak, nne
dikilmi admn atsa ulaacakm gibi, yryordu, yryor de
il, yle, srklenir gibi, ayann altndan toprak kayar gibi...
Dldl da kayyor, dnyor, yresinde firlanyor, imek a
kar gibi arada bir patlyor, balkyor, kayyor. Dldl da gitti
tek bana narn stne, parlak bulutun yanna oturdu. nar
dan, grltl yzlerce ku lkla havalandlar.
"Osmanlyz, pek anlyz."
Alklar.
arya gelinceye kadar bylece yrdler. Bu hal saygde
er bir haldi. Gerekten de onlar bylece ilerler gren her in
san, dost olsun, dman olsun, Ouz tresine ok sayg duyar
d. i dkkaniarn kaplarna diziimi saygsz ar kopekieri
bozdu. in gzelliini, kutsalln...
Kr Hac Musa: "Aboooov," diye baryordu. "Aboooov
karda, tiyatro getirsen bu kadar kalabaln binde birini topla
yamazsn. Fenerbahe gelse de toplayamazsn. Vay anasn, bu
Ouz tresi de neymi! Neymi ki neymi!"
Sesler, neymi, neymi, diye gllerle, kahkahalarla biribi
rine kart. Tam bu srada arkadan kaln, tok, gr bir ses btn

1 96
seslerin stne kt. "Eeeey, ahali duyduk duymadk demeyin
ve hem de imdi beni bir iyi dinleyin... nemli, ok nemli, ve
de hayati nemi olan bir iki sz edeceim size ... Susun ve din
leyin... "
Ses nereden geliyor belli deildi, kim konuuyor, o da belli
deildi. Grlt kesiliverdi. Mehter bile o anda durdu.
"Beni dinleyin, beni dinleyin, arkadalar byle bir Ouz t
resi yok. Ouz mouz da yok. Beni dinleyin, siz imdiye kadar
bir Ouz diye bir ey duydunuz grdnz m? Byle bir
adam, bir airet, bir boy, bir millet var m? Beni dinleyin ve
hem de can kulayla ... Dervi bu Ouz iini Maliri byle mas
kara etmek iin uydurdu. Onu byle dnya aleme rezil rsvay
etmek iin. Beni dinleyin."
Mehter birden abul< abuk telala almaya, iki adm ileri,
bir adm geri yrmeye balad. Ardndan da oymak yrd.
Sonra kalabaln hayuhuyu her eyi rtt.
Gene aradan bir ses ykseldi: "Beter olsunlar, beter olsun
lar."
Baka bir ses: "Bunlar her eye layktrlar. Beter olsunlar."
Sonra sesler, bartlar o kadar oald ki anlalmaz olup
biribirine kart. Fakat hibir ses Mahirin lehinde deildi.
arnn ortasna doru kalabalk iyice kapand ve Mahir
Bey bir an ortada dutmak zorunda kald. Yanna ynne, zikre
den derviler gibi sallanyordu. Yz ter iinde kalmt. Gzle
rinin feri snm, kapkara iki delik gibi olmutu. Yz imdi
artk sar deildi. Solmu, kl rengine dnmt.
Veli ve teki cepkenli yardmclar Mahir Beye yol amak
iin rpnyorlar: "ekilin Allah akna, Ouz atamzn akna,
yol verin. Yol verin Beye de tre bozulmasn. Dokunmayn Be
ye! Bir adamn, barmaya giden adama aptessiz dokunmas,
demesi gnahtr. Gnahlarn en bydr. ekilin ekilin...
Vatann seven yol asn Beye. z kann seven yol asn Beye
de geelim. Ouz tresi bu. Ouz atamzn ba iin... Tre fe
daisine yol an... "
Yalvarnalar yakarnalar para etmiyor, iyice gevemi,
zlm Mahir Bey ayakta durabilmek iin byk bir aba har
cyordu.

1 97
Derken kalabalktan delikanllar ortaya ktlar, timeler
kakmalardan sonra iki adamn yan yana geebilecei kadar
bir yol ald kalabalktan.
Mahir Bey admn atarken sendeledi, decekken Veli onu
kolundan yakalayp dorulttu: "Aman Bey, aman bilin mi Bey!
Kendine gel Bey, az kald," diye kulana fsldad.
Mahir Beyin ba, btn bedeni gittike uyuuyor, tala
yordu. Elinden gelen abay gsteriyordu, cann diine takn
t ama, ne yapsnd, belki Dervi Beyin evine kadar ulaamaya
cak, u yolun tozlan arasna serilip kalacakt. Ba dnmeye,
gzleri kararmaya balad, kulaklar bu korkun uultuyu, ba
rmalar armalar bile duymaz olmutu.
"Veli," diye seslendi. "Veli!" Sesi o kadar usuldu ki, Veli
ok yaknnda olmasa duyamazd. Dudaklar kupkuruydu. Bo
az da kurumutu. "Veli yanmdan ayrlma."
i yanyordu. Dldl dan gremedi. Karanlk, uzaklara
ekilip gitmi, sallanan, bulank, renksiz bir eydi.
Birden bann dnmesi, gznn kararmas geti, kendine
geldi. Korkun fkelenmiti. Bu Derviin, bu alan, bu iin al
tndan sa salim kalkar da, u yry sa salim bir bitirebi
lirse bana olmadk belalar getirecek, anasndan doduuna
doacana onu bin piman edecekti. "urada, u Allahn hu
zurunda sz veriyorum ki, ne pahasna olursa olsun bu byk
hakaretinin cn ondan alacam."
Sesler uultular gittike artyor kfrler, yuhalar daha ok
kulana geliyordu. fkesi de her admda biraz daha kabar
yordu. Bu fke olmasayd, belki de oktan zlecek, bir adm
bile atamayacakt. Belki de yere bir l gibi serilip kalacakt.
Bir ara gzlerini kalabaln stnde gezdirdi. Kalabalk,
ama ne kalabalk! Ne kalabalk! fkeli, alayc bir baldr plak
lar kalabal. Dervile bir olmular, onunla alay ederek yrek
soutuyorlard. Sverek, glerek hasetlerini kusuyorlard. Bu
kalabalk ona ylesine iren geldi ki, azn am, karanlk bir
maaraya benzeyen azn am onu yutacak renk renk bir ej
derha gibiydi.
Bu ii yapmamal, bu rezaleti kabul etmemeliydi. Bu reza
let iin mi bu kadar alm, bunun iin mi ta Viyanalara gidip

1 98
okumutu? Bu be paralk baldr plaklara soytan olmak iin
mi? Geri dnemezdi, geri dnmesi rezalete rezalet eklemesi de
mekti. Hi aresi yoktu, bu ii bir an nce bitirmesi gerekti.
Ayaklarn abuklahrd ama, ayaklarnda gereken g kalma
mt. Ne.kadar abalarsa abalasn ayaklarn daha abuk hare
ket ettiremiyordu. Daha da Derviin evine, o imanszri, o na
mussuzun evine bir hayli yol vard. Gittike de dizleri kesili
yordu. Bu canavar kalabaln iinde kendisini ylesine aresiz
yalnz buldu ki... Kendisine ylesine acd ki, kendini bildi bile
li hibir kimseye, hibir eye bylesine acmamt.
Skan kalabalk onu arkadan itiyordu. Yanlarndaki atllar
kalabaln iinde kalmlar, onun yanna bir trl gelemiyor
lard. Srmal cepken:li nndeki yol aclarn da gremiyordu.
Uirden ii buland, kusaca geldi, byk bir abayla bu dalgay
da atlatt. imdi korkmaya balamt. Ya uraya ylr kalrsa ...
O zaman, ite o zaman rezaletlerden rezalet been. te o za
man yzlerce yl dillerde sylen dur.
"Ya Allah," diye yalvarmaya balad. "Gaffursun, kerimsin,
ya Allah beni bugn kazasz belasz u kpein kapsna ula
tr. Beni bu itin kapsna sa salim ulatrrsan, ben de sana bir
boa kurban keserim. ki boa, boa ... Ya Allah!" Halbuki
Allahn varlna inanmazd. "Ya Allah bu beladan beni kurta
rrsan, demek ki varsn... Sana o zaman iman edeceim, ifte
boalar kurban edeceim, caminden de kmayacam."
Terlemiti. Alnndan, yznden terler fkryordu. nce pa
tiska kefen srtna, omuzlarna, kna, hacaklarna pslak ya
pmt.
O ilerledike kalabalk da yatana yerleen bir sel suyu gi
bi duruluyordu. imdi artk uultu azalm, heyecanlar yat
mt. Kalabalk glyor, svyor, konuuyordu. Mehter se
vinli bir havaya gemiti.
"Atalarmz byle mi barrlarm?"
"Ne grdk, ne de duyduk."
"Siz Dervi Beyi bilmez misiniz? Bir ayak stnde bin tane
yalan tarih uydurur."
"Mahiri kepaze etmek iin... "
"Amma da kepazelik ha!"

1 99
"nsan olan insan byle bir kepazelie raz olmazd."
"Gelenek, grenek iinmi."
"O bir gelenek fedaisidir."
"Yok yok, o Akasazdan gelen topran fedaisidir."
"Ne iin olursa olsun..."
"Adam olan adam yapamaz bunu ... Bir dnyann karsna
byle soytan soytan kamaz ... "

Mahir Beyin kulana btn bu konumalar, daha beteri


btn edilen kfrler krk dkk geliyordu. Bu arada birden
fotoraf ekenleri grd. rkildi. Her eyi anlad, Dervi onu
kasahaya rezil ettii yetmiyormu gibi btn Trkiyeye, btn
dnyaya da kepaze etmek iin gazetecileri armt. yleyse
alsnd Dervi... Demek onu mahvetmek iin hibir tertipten ge
ri kalmamt. yleyse grsndl
Bu srada Mahirin yzne bakanlar, onun yznn kpkr
mz olduunu grrlerdi. Bir dnce kafasnda imek gibi
dodu geti. Bu dnce onu baz mutlu klyor, baz inanlmaz
bir korkuya dryordu. Dervii ldrecekti. Varp kapsnda
durunca, elindeki klc ona verirken karnma sokacakt. Gr
snd kpek.
"Onu ldreceim, onu ldreceim. ldreceim onu... "
diye hornur hornur durmadan syleniyordu. "Onu ldrece
im," sznden g alarak ilerliyor, kendini bu dneeye
inandrmaya alyordu. Evet, onu ldrecekti. Az sonra hem
de. Az sonra Dervi yok olacakt. Bu dnce onu kendisine
getirdi, daha abuk yrmeye balad.
Veli baryordu: "Aln aln, Ouz atamzn hatr
iin..."
Kalabalk onun azna yknerek tekrar ediyordu: "Aln
aln, Ouz atamzn ba iin!"
Genler, ocuklar uzun ay sl, kadnlar gkleri gmbr
deten zlgtlar ekiyorlard.
"ldreceim onu. Herkes de sanacak ki bu rezaleti onu
ldrmek iin kabul ettim."
Sa kolu klc yksekte tutuyordu ama kolu iyice yorul
mu, klc tayamaz olmutu. Gelenek gereince klc ne yere
indirebilir, ne de sol eline alabilirdi. Bir an geldi ki artk kolu

200
kopacak gibiydi, dayanamayarak, klc elinden drecekti.
Btn kol uyumutu. Ne olursa olsun diye, klc sol eline ge
irdi. Sol elinde klc dimdik tutarak biraz ilerlemiti ki, Dervi
Ucyin adamlarndan birisi ona yaklap: "Kl sa ele. Dervi
Bt.y sizi takip ediyor. imdi klc sol elinize aldnz haberi
ona ulamtr. Dervi Bey sizi kabul etmez ve btn emekleri
miz boa gider," diye ona emredercesine kt.
Mahir Bey hemen o anda klc sol elden sana aktard
"ldreceim... "

imdi hayal kurmaya balamt. Gidecek, kapda bekle


yecek, Dervi de onu karlamaya gelecek, tam onu kucaklar
kcn, tam yreinin stne klc sokacak... Kl onun gsn
d cn girip srtndan kacak. Yere, tozun iine den Dervii
t.zecek ezecek. .. Kafasn gzn ayaklannn altna alp ezecek
czecek. ..
Ban kaldrp drt yana bakan Mahir Bey hala arnn or
tasnda olduunu grd. Kalabalk artk ary iyice kapatm
t. Veli ve teki cepkenli adamlar btn gleriyle ona geebi
lecek bir yol amaya urayorlard. Bu zorunlu duruta bir
baka ey daha grd. Bayramlarda olduu gibi btn dkkan
lar bayrak asmlard. Demek ki bu alak Dervi hibir eyi
unutmamt.
"ldreceim...
"

Kalabalktan alan yoldan yryerek ary ktnn ne


den sonra farkna vard. Pazaryerinin geni alanna dmt.
Ve kalabalk bym, yaylmt. Kalabaln uultusu da im
di kulaklar sar edecek bir hal almt. Mehterin sesi kalabal
n grltsnn altnda kalyordu.
Mahir Beyin birden fkesi silindi, bu byk, amatac, sr
tan kalabalk karsnda yreinde bak gibi bir yalnzlk duy
du, gzleri karard, kendini topadamaya alt, beceremedi.
nce elindeki kl aa kayd, caddenin ta demesine dein
ce nlad. Ardndan da iyice zlen Mahir Bey oraca yl
verdi. nce Veli, sonra teki cepkenliler kouup onu yerden
kaldrdlar. O yere dnce kefeni hacaklarndan syrlm Ma
hir Beyin her bir yan akta kalmt. Bir uykudan uyanrcasna
gzlerini krptrarak at, ne oluyor dereesine aknlkla yan-

20 1
na ynne baknd, ii anlaynca Velinin ona vermek iin uzath
klc ald, admn att sonra durdu. Kalabalk byk bir ses
sizlie gmlm, hibir yerden en kk bir t kmyordu.
Yalnz mehterin sesi. Bir adm daha atan Mahir Bey gene dur
du. Derin dncelere dalmt. Bir kararn eiinde olduu y
znden okunuyordu.
"ldreceim," dedi. Sa ayan kt diye yere vurup hz
la ilerledi.
Dimdikti. ukurovann gz aydnl talardan, topraklar
dan evlerden, evlerin camlarndan, kalabalktan fkrrcasna
ortal doldurmutu. Gk alabildiine maviydi. Dokunsan k
rlacak gibi ince, tr trd. Bir para bir leke bile yoktu stn
de. Dldl da gene gelmi, prl prl karsna oturmutu. K
zl bakr dumanma bakt. Soluk solua kalm Mahir imdi ko
arcasna ilerliyor, nne kanlar klcnn ucuyla drterek,
nnden ekilmelerini aryordu.
Tellal Kel bo comu: "Allah Allah, ulu Ouz soyunun a
kna, Allah Allah, u fedaiye g ver. u byk adama can ver,"
diye baryor, Kr Hac da ondan geride kalmyor: "Trkiyeyi
ereflendiren, Ouz bayran dnyann direine diken anl
Mahir Bey geliyor, geliyor ha savulun... Savulun ha savulun,"
diyor, gr sesiyle tellal Kel boyu bastryordu.
"Allah Allah, gayret Allah, himmet Allah ... "
Ouz bayrann dnyann direine ekileceini duyan bir
mam Hatip Okulu rencisi nl bayrak iirini okuyordu:
"Tarihim, erefim, iirim, her eyim,
Yeryznde yer been
Nereye dikilrnek istersen
Syle seni oraya dikeyim."
iirlerle, Kr Hacyla, tellal Kel boyla uultu gene bala
m, trkler, sesler, svmeler biribirine karmt.
Veli ary ktktan sonra Mahir Beyin yanndan ayrlmaz
olmutu. Hele yere ylndan sonra her haline iyice dikkat
ediyordu. Bakt ki Mahirin yz gene deiiyor, kle kesiyor,
bakt ki dt decek, hemen yaklat, koluna girdi: "Gayret
Aam, gayret," dedi. "Az kald. u keyi de dnnce ev kar
mza kverecek. .. "

202
Koareasma gene ileri atld. "ldreceim, ldreceim,"
diye iinden ha bire syleniyordu ama imdi bu bile para etmi
yordu. Yklm bitmiti. ldrrnek fkesi bile arhk onu hzlan
drarnyordu. Arhk hibir ey duymuyor, iitmiyordu.
Birden mthi bir grnbrtyle kendine geldi. Mehter sus
mutu. ifte davullar, zumalar alnyordu. Bulunduu byk
alan Dervi Beyin evinin nndeki bo aland. Dervi Beyin
evinin avlu kaps mersin aalar, kasrnpatlar, bykl k
kl bayraklar ve bir Atatrk resmiyle sslenmiti. Btn bu
sslerin stne de dzgn, kara, byk harflerle ak bir bez s
tne u szler yazlmt: "Ouzun bayran dnyann direi
ne ekeceiz. Her kandan stn Ouz kan. Kahrolsun d
mantar."
Bunu okuyan Mahir Bey: "Kahrol, kahrol Dervi," diye rn
rldand.
ki katl, geni, pembe boyal evinin penceresinden Dervi
Bey olan biteni seyreyliyordu. Yznde tarifsiz bir sevin var
d. Mahir onu pencerede grnce bir an durdu bakt. Bu sra
yanna gelen Veli: "Kapda durulacak, Bey," dedi. "Ha gayret,
kapya kadar gayret. Bir iki adm... "
Mahir Bey ssl kapya ilerledi. Arhk elindeki klc dik tu
tamyordu.
Veli: "Aman Bey," dedi, "aman gzn seveyirn Bey, u k
lc dik tut. Zaten bahane aryor bu narnussuz, u treni bir da
ha yaptorsa bize yandk imdiye kadar talimatnamesini oldu
u gibi yerine getirdik. Arnann dik tut klc. .. " diye Mahir Be
ye yalvard. Mahir de klc dimdik tutmaya alarak avlu ka
psna geldi.
Byk alann bir ksmnda ulu narlar, yal dutlar vard.
Konan avlusundaki portakal, limon aalarnn dallar stn
deki sar, turuncu meyveleri gtremiyor bklyordu.
Dervi Beyin evinden kapkara bir etek giymi, stne de
hibir ss olmayan gene bir kapkara cepken geirmi, bana
bir kara pou balam, eli yalnkll, izrneli, uzun boylu, es
rner bir adam kt, Mahir Beyi kolundan tutup az ileriye gtr
d. Ynn gneye evirip durdurdu. Atlar da dizginlerinden
tuttu, birisini bir yanna, tekini de br yanna dikti. lt

203
biti, iki atn ban ayn hizaya getirmek iin epeyce urat.
Atn stndeki adamlardan birisi azck eilmiti, onun dimdik
durmasn istedi. Adam dimdik durup gsn teki atl gibi
dar kard. Yeliyi de getirdi Mahir Beyin tam arkasna dikti.
tekileri de onun arkasna sralayp koarak konaa girip gz
den kayboldu.
Davullar, zurnalar durmadan alyordu. Mehter de gelmi,
alana sralanm, yksek perdeden mariara balamt. Davul
larla yar eder gibi. Halk alan iyice doldurmutu. ocuklarn,
genlerin epeysi aalara trmanmlar, damlarn stne k
mlard. Aalarn, damlarn st salkm salkmd. imdi gene
kalabalktan t kmyor, herkes soluunu tutmu, sonucu bek
liyordu. Ama imdilik hibir ey olduu yoktu.
Gne gene alabildiine sevinli, tertemiz ortal almt.
Aalarn dallar, imenlerin stleri prlt iindeydi. Bir on be,
yirmi dakika geti. Karal adamn kapnn nne diktikleri
adamlar daha kprdamadan ylece duruyorlard. Eeee, ne ola
cakt imdi? Ne olacaksa olsa da herkes iine gitseydi.
Mahir Bey orada ylece ne kadar kalacan biliyordu ama,
gene de birka kere arkasna dnp konaa bakmaktan kendi
sini alamad. imdi gene ii bulanyor, kusaca geliyordu. Sa
kolunda da artk klc yle dik tutacak g kalmamt. Bir de
hacaklar titremeye balamt. Gene zlp de ele aleme bir
iyice rezil olmaktan korkuyordu. Burada byle bir buuk saat
daha bekleyecekti. Evinden buraya kadarki bir buuk kilomet
relik yolu tam bir saatta gelmiti. Bir de burada saatlarca bu s
can altnda beklemek. .. Dayanamayacakt. Bir mucize olmaz
sa dayanamayacakt. i bulanyor, ba dnyor, gzlerinin
nnde kara kara ipiltiler uuuyordu. Dayanmas gerekti.
Kendisini gene Dervii elindeki u klla ldrme hayaline
verdi, ilkin azck fkelendirdi bu onu, ama sonra geti.
Zaman geiyor, hibir ey olmuyor, bekleyen halk gittike
sabrszlanyordu. Birden sabrsz halktan top patlar gibi bir
grlt patlad. Mahir Bey lrcesine ban kaldrd, bo,
prsm gzlerle kalabala bakt, sonra ban yere edi.
Ba sanki aa doru sarkyordu, iinden bir eyler boyuna
onu zorluyor, kusmuu boazna geliyor geliyor, Mahir son

204
gcyle buna kar koyuyordu. Bacaklarnn titrernesi gittike
artyor.
Kalabalktan bir blk gen ayrld davulcular ortalarna
alp halaya durdular. Manzaray pencereden seyreden Dervi
Bey, "bravo adama," diyordu. "Bunu insan olan, dnya mal
iin yapamazd. Yiit kt Kabakzade... Hakiki bir Ouz evia
d kt. Btn Akasazn topra, isterse iftliimin tm onun
olsun. Bundan sonra bu yapt byklkten, erkeklikten sonra
isterse canm da veririm ona."
Yanndaki olu Muzafferin dudaklar titriyor, ama babas
na: "Yaplr m, bir insana bu hakaret yaplr m?" diyemiyordu.
Hemen anasna kotu: "Ana," dedi, "rica ederim ana, babama
syle, adam hemen ieriye alsn. Rezil olaca kadar oldu
adam zaten... Son versin u ikenceye. Git de yalvar babama ... "
Hatun da Kabakzade gibilerine ok kzyordu ama, bu
kadar da fazlayd. Zavall adam bu kapya kadar zaten srne
rek gelmiti, iki saat da kapda beklemesi yakk almazd.
Kocasna geldi, serte: "Bey," dedi, "yeter gayr, u adam
bekletme, ieriye al."
Dervi oral bile olmadan: "Bu treyi ben icat etmedim ki...
Atadan dededen byle gelmi, byle de gidecek."
Hatun: "Ata, dede devrinde sanki saat vard," diye kt.
Bey: "Yoktu ama, o zaman da barmaya gelenler afakta
gelirler, ite byle leye kadar kapdan dikilip beklerlerdi. Ben
uydurmadm bu gelenei."
Uydurmasna kendi uydurmutu ama, o olmaz olas Krt
lerden belleyip uydurmutu ama, Hatun bunu syleyemezdi ki
ona. "Bey," dedi, "beni azck sayarsan, adam daha fazla bek
letme kapda. Bana bir hal gelir. Duydun ya, yolda gelirken
iki kere baylm fkara... "
Dervi delirmiesine bard: "Karmayn!" dedi. "Kan
mayn iime. O bir kahraman, o bir Ouz soyu bahadrdr. B
rakn da iini tam grsn. Ondan sonra gelenler de onun gibi
barsnlar. Ya da insanlar darltacak iler yapmasnlar. nsanla
r danltnca da ite byle desinler. Atalar bu gelenei niin
koymular, kimse kimseyi incitmesin, incitince de onun gnl
n almann byle zor olduunu bildirmek iin koymular. Ka-

205
rrnayn iirne." Pencereden Mahirin bann gittike gsne
dtn, elindeki klcn yana yattn, neredeyse elinden
deceini gryordu.
Mahirin drt yannda dnya dnmeye balamt. nnde
ki alandaki kalabalk dalgal bir deniz gibi bir iniyor, bir k
yordu. Ulu nar aalar, karki tepe banda frl frl dn
yordu. Gene de, gene de Mahir kendisini tutuyordu.
Dervi Bey bakt ki az daha beklese halkn dikkati dalp
gidecek, usanp dalacaklar. Daha fazla beklenemezdi. Biraz
da korkmutu. ki kere baylan adam lverirdi de... Elindeki
klc bile dik tutacak hali kalmamt. Adam olana bu kadar
ders yeterdi. insanm diye birka kurularna gvenip on bin
yllk eceresi olanlarn karsna karlar m? Bundan sonra da
ksnlar bakalm!
Karalar giyinmi adamn nce gnderdi. Adam imdi elin
de yeil bir bayrak tutuyordu. Arkasndan da Dervi Bey ssl
kapdan ar ar kt. O da kapkara bir elbise giyrniti. Prl
prl siyah apkas yepyeniydi. Krmz benekli, siyah bir kravat
takrnt. Dervi Bey bu klyla Parisin aristokratlar arasnda
bile k saylrd.
nce vard dualar okuyarak Mahirin cepkenli adarnlarnn
etrafn dolat. Sonra kere atllada birlikte Mahirin etrafn
dolap geldi nnde durdu. Ellerini havaya ap dualar oku
duktan sonra: "Ho gelip safalar getirmisin Mahir kardeim,"
dedi. "Ouz soyu u yeryznde tredike senin bu kahra
rnanlnla vnecektir."
Uzand, onun elindeki klc almak iin bekledi. Azck ken
dine gelen Mahir karsnda Dervii grnce bir karanlk fke
iine yuvarland, klc elinde yle bir tartt, sonra halsiz onu
Dervi Beye uzatt. Dervi klc eline alnca, klla onun boyun
kkne kere dokunduktan sonra, onu kucaklad, iki yana
ndan pt, koluna girdi eve doru yrdler. Fakat yrr
ken Mahirin ayaklar biribirine dolanyor, gittike Dervi Beyin
stne yatyordu.
Bu barnada kalabalk ta kesilmi onlarn bu hallerini
seyrediyordu. Kadnlarn yallar alyorlard.
Delikanllar: "Yaasn Ouz," diye baryorlard.

206
Onlar ssl avlu kapsna gelince, bir elinde kocaman bir
bak, bir elinde de boynuzlarna krmz beyaz uzun kordela
lar balanm bir koyun tutan adam koyunu hemen yatrd,
ayaklannn dibinde kesti. Koyunun kan fknp Mahir Beyin
ak patiska kefenini krmzya boyad. Bu srada da kalabalktan
gk grler gibi bir alk koptu. Dervi Bey eilip elini kurbann
kanna batrd ve kan Mahir Beyin alnna srd, ieriye girip
gzden kayboldular. Onlar gzden kaybolunca davul sustu, al
k durdu.
Merdivenlere kadar Dervi Beyin koluna yapm srne
rek gelen Mahir Bey beinci basamakta zld, merdivenin
dibine yld. Kendinden gemiti. Kona bir tela ald, onu
karga tulumba yukar kartp, onun iin hazrlanm yataa
yatrdlar. Su, ko!onya, Mahir Bey bir trl kendisine gelemi
yordu. Yz kl kesilmiti. Yakndaki doktora hemen adam
yolladlar, doktor geldi, epeyce uratktan sonra Mahir Beyi
nyltt, ila verip gitti.
Mahir Bey gzlerini yerden alp kimsenin yzne bakam
yordu. El iaretiyle bir su istedi, hemen getirdiler verdiler. Suyu
bir dikmede iti. Yrei yanyordu.
"Bir kahve?" dedi Dervi Bey.
Mahir bayla evet iareti yapt.
Kahve gelmeden Dervi Bey onu byk salona ard.
Mahirin yerinden kalkacak hali kalmamt, her yan anyordu
ama amaar kalkp byk, krmz bir Trkmen halsyla kapl
salona geti.
Salon yava yava kasabann ileri gelenleriyle doluyor, Ma
hir de ar ar kendine geliyordu. Mahirle Dervi Bey yan ya
na oturmulard. Dardaki kalabaln uultusu gittike d
yor, azalyor, uzaklayordu. ki yaz atldan her biri avlu ka
psnn bir yannda, atlarnn stnde dimdik duruyorlatd.
Gn kavuuncaya kadar da byle durmalar gerekiyordu. Veli
ve teki cepkenliler de atlarn nne sralanmlar bekliyorlar
d. Onlar da ortalk karanneaya kadar bekleyeceklerdi.
Kaymakam, tahrirat katibi, belediye bakan, mal mdr,
tapu memuru, mft, iftlik sahipleri, fabrikatrler, eltikiler
beer onar dakika arayla geliyor, Mahirin klna dudaklarn

207
srarak, glmernek iin kendilerini zor tutarak bakyorlar, son
ra varp, sahte bir saygyla onun elini skp, onu millete yapt
bu byk iyilik iin millet adna kutluyorlard. Mahir kimsenin
yzne, ban kaldrp da bakamyordu.
Gelenlerin arkas kesilince Dervi Bey bugnk olay st
ne konumak zorunluluunu duydu: "Biz Ouz atamzn gele
neini, bykln asil Ouz soylu halkmza kabul ettirebil
mek iin ite byle fedakarlklara katlanyoruz. Mahir Bey, ite
imdi karmzdaki Mahir Bey, Alparslan, Cengiz, Timurlenk
apnda bir Trk baladn ve bir gelenek fedaisidir. Bizden son
ra gelecekler de byle banacaklan iin, Ouzdan hibir kimse
tekinin yreini azck olsun incitemeyecektir. yle deil mi,
Mahir Bey?"
Mahir Bey kefeninin iine bzlm, allak bullak olmu
yzyle bir ocuk gibi zavall, kck kalmt. Etraftakiler
imdi onunla alay edecekleri yerde ona acyorlard. Onun u
acayip kefenli haline glrnekten de kendilerini alamyorlard.
Mahir u haliyle az nce dirilip mezarndan kam bir hortlaa
benziyordu. Dervi Beyin sesini, ona bir ey sorduunu duyan
Mahir Bey stndeki bu hali atmaya alarak, bayla bir evet
iareti yapt. Bu adam ne konuuyordu, bundan sonra dinle
mek iin kendini zorlamalyd.
Dervi Bey hep konuuyordu. Mahir Bey, diyordu, bahadr,
dost, karde, diyordu. Byle bir yiidi yzyllar boyunca Ouz
soyu yetitirememitir. Belki de yetitirmitir ama, hibir yiit
Ouz soyuna bylesine byk bir hizmet yapamamtr, diyor
du. imdi, bugnk gzlerimizin nnde lmekten kurtarlan
gelenei yarn ilde, br gn btn memlekette, yllar sonra da
btn dnyada insanlar benimseyip yerine getirecekler, diyor
du. te bu bahadr Ouz soyu Mahir Bey yznden olacaktr,
diyordu.
Dervi Bey kendisini gklere karyor, tekiler de onu
onaylyorlard. Bunu hayretle grd. Usul usul kendine gelme
ye balad. lk olarak ban kaldrd yanndaki ynndekilere
bir gz att. Hepsinin yznde, gzlerinde bir alay bir km
seme grp ban gene, hemencecik geri edi. Edi ama, ne de
olsa yalan da dolan da olsa Dervi Beyin szleri onu kendisine

208
getiriyor, yzne yava yava kan geliyordu. Evet inanyordu.
O bir gelenek fedaisiydi. Onun bu iyiliini Trk kuaklar yz
yllar boyunca unutrnayacaklard. Evet, en gzel eyi, bar ge
leneinin temelini atmt. Evet, evet, yleydi ite.
Dervi Bey szlerini srdryordu: "Tarihleri kahramanlar
yaparlar, onlar kahrarnandrlar. Gelenekleri byk soylar ya
parlar, onlar byk soydurlar. Ama tarihleri ve gelenekleri da
ha byk insanlar ve soylar devarn ettirirler, yle deil mi, Ma
h ir Bey kardeimiz? Siz daha iyi bilirsiniz. Siz Avrupalarda
okumu, modern bir insansnz. Tekmil Avrupa kltrn yut
muluunuz vardr. yle deil mi?"
Nedense, Mahir Bey gittike dzeliyor, rahatlyordu. u s
llindeki l kefeni de olmasa bir iyice rahat edecek, bugnk
olan biteni bu szler karsnda unutacakt. u Ouz delisi pe
zevenk bu kadar konuacana, onu bu kadar gklere karaca
na bir elbise verse de onu u hortlak halinden kurtarsa ya ...
u toplantda u klnn biirnsizliini hi mi akl etmiyordu?
Yoksa yoksa, bunu da onu rezil etmek iin mi yapyordu? Der
viin btn bu halleri iten mi, yoksa yapmack m, bir trl
karar vererniyordu. Karn da yle ackmt ki... Kendine gel
dike de aln daha ok duyuyordu. leyin yemek yemedi
i aklna geldi. Sabahleyin de kalvalt yaprnarnt. u Ouz
delisi kpek de onu ha bire soru yamuruna tutuyordu. Kefe
nin iinde ona rlplakrn gibi geliyor, utantan yerin dibine
geiyordu.
fkeyle konutu. Sesi atlak atlakt, bouktu: "yledir,"
dedi, sustu. Arkasn getiremedi. Aradan epey getikten sonra
gene: "yledir," dedi, sonra abuk abuk: "Milletimizin gelene
ini kalkndrmak iin, bu vatan kalkndrmak iin, bu vatan
kalkndrmak iin olmasa, bir rnek, asil ve milli bir rnek ve
receirni bilrnesern bu cahil halkn karsnda ..." Bir sre sustu,
dnd. "Byle l kefenli... " Durdu, sylese miydi? Syledi:
"Byle soytan klna... Ben ngilterede iki yl kaldm. Orada
kraln bile ak kefene sarndn, byle yalnayak ba kabak
Londra caddelerinden geip, boazndan bir yal kendirle
bal olaraktan atalarnn mezariarna bu klkta saat yr
yerek gittiini grdm." Sustu. Konuacak halde olmadn

209
kendi de biliyordu. Ama ok fkeliydi. Oradaki Kaymakamn,
parti bakanlarnn, il parti mfettiinin, orada bulunduunu
daha imdi grd milletvekilinin kendisine acyarak baktk
larn gryordu.
Sonra hep birden yemee oturdular. Yemek bernutat kilim
sofralarn stnde yere bada kurularak yenilecekti.
Yemee oturnadan, eilip Dervi Beyin kulana fslda
m, yalvarmt: "u kefeni de artk karsak ya Bey," demiti.
"Rica ederim olmaz m?"
Dervi Bey herkesin duyaca bir sesle: "Sras var, her e
yin bir sras ve ls var. Bu kadar fedakarla katlanp bir
grenei canlandrdk, bari her eyi yerli yerince olsun, yle
deil mi?" demiti.
ster istemez yemee de kefenli oturdu.
imdi herkes hem yiyor, hem de az dolusu glyordu.
Szm ona aralannda yaptklan birtakm akalara glyorlar
d. Mahir Bey yutmuyor, kendisine, u kefenli haline gldkle
rini biliyordu ama, kendisi de onlara katlarak, szm ona a
kalarna glrnekten baka bir ey yapamyordu. Sofrada o ka
dar, gzlerinden ya akncaya kadar gldler ki, kimse yemek
yiyip yemediinin farkna bile varnad.
Yemek yendi bitti, milletvekiliyle Kaymakam gz ucuyla
bakp bakp hala glyorlard. Odaya elinde sazla Ak Hse
yin girneseydi glmeleri srp gidecekti. Ak Hseyin odaya
girince glrnekten yaarm gzlerini sildiler ve onu dinlemeye
hazrlandlar.
Ak Hseyin bu blgenin ok nl bir ayd. Adn, tr
klerini buradaki herkes duymutu. ou onu daha ilk olarak
gryordu. Mahir Beyse onu bir gn evinden kfrederek kov
mutu. airlerden, byle sz kumkumalarndan nefret ederdi.
Ak Hseyin sazn kucana ekip Sarolu soyunu,
Ouz atasn vmeye balad. Bu da gelenekli. imdi bu airin
baranlardan birisi olan Kabaky da vmesi gerekti. Dervi
Bey Krt Beylerinin barmasnda bunu grm, Ak Hseyi
ne Kabak soyu stne de vc bir trk dzmesini syle
miti. Ha bire aa iaret ediyor, Kabaky da v diyordu ona,
ak aldrmyor, trkden trkye geiyordu.

210
Kzan Dervi Bey ak ak, serte aa emretti: "Bre ak,"
dedi, "sen yanl iler yapyorsun. Baranlardan birisinin soyu
nu vp, tekini vmyorsun. Bu ne demektir?"
Ak: "Biz ancak soylularn soyunu veriz. Soysuzlar da
itler ver," dedi aylaa kalkt, kapya doru yrd, kt gitti.
Dervi Bey fena bozuldu: "tler," dedi, "bu aklar da hep
deli olurlar."
Mahir Beyin yklan gnln onarmak iin de epeyce dil
dkt. Mahir sanacakt ki aire bunu mahsustan yaptrmt.
Hayr, hayr, artk Mahir onun can, en kymetlisiydi. Drt o
cuunun drd bir yana, Mahir bir yanayd. te bu kadar de
erli konuk da bu szlerin tanyd.
Gece yarya doru, biribirlerine, Mahirin haline bakp ba
kp glrnekten bkmayan konuklar kalkp gittiler. Dervi Bey
de Mahire yataca oday gsterdi. Mahir hemencecik kefeni
srtndan atp yataa girdi. Ama sabaha kadar da yatakta dn
d durdu, gzlerine bir trl uyku girmiyordu. Dervi Beye
saz airinin ettiinden dolay gcenmemiti. Bugn ak da ko
vulduunun cn ondan bir iyice almt.
Sabahleyin gen, gzel bir kz elinde bir kat amar, bir
\ift ayakkab;, bir kat elbiseyle ieriye girdi. amarlada elbise
yi, ayakkaby, orab yandaki divann stne brakp kt.
Mahir Bey elbiseyi grnce sevinle yataktan frlad. De
mek ki evine gene yle binbir kepazelikle kefen sarl olarak
gitmeyecekti. Elbiseyi eline alm bakyordu. ok gzel bir n
giliz kumandan yaplmt. Mahir Bey kuman kalitesini he
men anlad. Gmlek de Amerikan gmleiydi. Ayakkaby da
istanbuldaki smail Kemal yapmt. Hemen giyindi. Gmlek,
elbise, orap, ayakkab, bedenine tp tpna geliyordu. Isnarla
ma gibi. Mahir Bey ok sonralar bu elbiseyi Adanadaki kendi
terzisinin diktiini renecekti.
Kendi kendine bu komiklie kvanla glerek "Bu Ouz
gelenei de amma da acayip gelenek hee!" dedi.
Banyoya girip gzelce bir tra oldu. Kravatn takt. Son
ra onu mkellef kalvalt sofrasna ardlar. O sofraya gelir
ken Dervi ayaa kalkp koluna girdi, sofraya yan yana otur
dular.

211
Mahir Bey kahvaltdan sonra ona bol bol gnlden teek
kr etti, imdi artk kp gitrneliydi. Evdekiler onu merak eder-
lerdi. ,
Dervi Bey: "Hay hay," dedi. "Buyurun efendim. Aada
bir Arap at emrinize hazr. Ouz tresince dosta, evden ayrlr
ken, en gzel bir Arap at armaan edilir. Bu at benim tavlarnn
en gzel atdr. Hayrl olsun. Binicisini her daim mutlu gnler
de tasn."
Mahir Bey gzleri parlayarak: "Ne zahmet ettiniz Beyim!"
dedi. "ok zahmet ettiniz. Bendenizi mahcup eylediniz. Ma
demki tremiz, Ouz atamzn tresi bunu gerektiriyor mecbu
ren kabul edeceiz."
Dnk skntlannn karln bugn bol bol alyordu. yi
ki dn eytana uyup da klc Derviin yreinin bana sokma
mt.
abuk abuk merdivenleri bir delikanl gibi indi, at ekti
ler, bindi. u at ne gzel att sahiden! Attan geri inip Dervi
Beyle avlu kapsna kadar geldiler, kapda kucaklatktan sonra
Mahir yeniden ata bindi. Avlu kapsnda, srmal cepkenler, ya
ni milli kla girmi on, on be atl bekliyordu.
"Bunlar ne karde?" diye Dervi Beye sordu.
O da: "Ouzlar aziz konuklann yalnz gndermezler, eve
kadar size refakat edecekler," karln verdi.
Mahir Bey nde, srma cepkenli atllar arkada, bu sefer Ma
hir Beyin isteiyle tam arnn ortasndan srdler. Dnknn
binde biri kadar kalabalk yoktu arda ama olsun, gene dk
kanclar onun seyrine ktlar. Bu sefer de gene ona glyorlar
d ya, hayranlkla da bakyorlard.
Ve Kabakolu Mahir Beyle Sarolu Dervi Bey bylece
Ouz tresince barp karde oldular.

212
21

Kasaba korku iindeydi. Akasazdan kt haberler geliyor,


bir karabasan gibi kasabann stnde dolanyordu. Btn aa
ova, Anavarza yazs, Dumlu yreleri, Kozan alt, daha daha
ilalar ayaklanmlar, Akasaz paylamlar, nlerine geleni
ldryorlard. Sleyman Aslansoypeneye o kadar ok kur
un skmlard ki adamn tekmil bedeni elek gibi olmu, liyme
liyme dklyor. Ne ba kalm, ne kulak, ne gz, ne el kol, ne
ilyak bacak, ne kemik. Kocaman Sleyman Aslansoypene, o
gk gibi grleyen adam, bir kyma topa.
"Tuh tuh tuh! Allah baa vermesin. Ocaklardan, tfekler
den rak."
Sleyman Aslansoypenenin cenaze treni ok anl h
retli oldu. lsn getirmeye yirmi be otomobille birlikte
kamyonlar, traktrler, arabalar gitti, saysz. Yollarda kylerde
binlerce insan gz yal uurladlar kahraman, vatan ehidi
Sleyman Aslansoypeneyi. Herkes byk bir cmertlikle va
tan kahraman Sleyman Aslansoypeneye kar son devini
yerine getirdi. Haftalk "Kanda" gazetesi Sleyman Aslansoy
pene iin zel bir say kard. zel sayda tam on alt tane iir
yer alyordu. Onun Kurtulu Savandaki yce kahramanlkla
r anlatlyordu. Onu ldren komnistlere de veryansn edili
yordu.
Bakr kanatl bir kzl kartald o, diyorlard. Toros danda,
Han kprsnde bin be yz gavuru oluk ocuk dorayan,
cokun suyu gn gece kzl kana bulayan, kan aktan

213
kimdir, yce Binboa kartal Aslansoypenedir. Orta Asyada
Altay dalannda at oynatarak ulu Binboalara gelen, hem de
ulu ukurovay bir klla zapt eden kimdir, Sleyman Aslan
soypenedir. Kan ak, kan temiz, kan soylu olan, ulu Cengizin
bayran Asyann ortasna gtrp diken kimdir, ulu atamz,
kartat Aslansoypenedir. Kan orlah orlah aktan, dman
zorlah zorlah karan, Kzl inli Maoyu korkutan kimdir, ulu
anl, Ouz kanl Aslansoypenedir. Ulu Trk yurdunu yalnz,
ksz, kimsiz kimsesiz brakan kimdir, ulumuz, canmz Aslan
soypenedir.
Aslansoypenenin yaamn tam bir sayfa vermilerdi. Bu
vatan iin neler neler yapmamt Aslansoypene! Ktler elin
de can veren, bir kurunla, be kurunla lmeyip de o atal y
reine krk kurunu yiyincedir ki ancak yere debilen Aslan
soypene ...
Aslansoypenenin Trk bayrana sarl tabutunu kasaba
nn alanna alaafakta getirip koydular. Tabutun yannda izci
klnda iki ocuk, birisi kz, birisi erkek nbet tutuyorlard.
Sonra elli altm kiilik izci klnda bir renci topluluu geti
rildi ve tabutun nne dizdirildi. Bunlar, her ne hikmetse du
rup durup avazlar kt kadar yank seslerle stiklal Mar
sylyorlard.
Mahir Bey, ne yapt eyledi, bir de yedi metre boyunda, s
tnde azn havaya dikmi uluyan bir kurt resmi bulunan bir
bayra lnn yan bandaki uzun diree ektirdi. Bayrak di
ree ekilirken izci giyitH ocuklar, bozkurtlar, bozkurtlar diye
bartlar. Bayran altna da hemen o anda bir krs kuruldu.
Kasahada az sz yapan kim varsa krsye inip inip ktlar.
Kanmz, diyorlard. Her rkn stnde Trk rk, diyorlard.
Zalim kyllerin yz yerinden vurup ldrebildikleri soylu
kandamz Aslansoypene, bu komnist kyllerden cm
z, Trk kannn, Trk rknn cn alacaz, diyorlard. Ye
min ediyoruz, diyorlard. Yemin ediyoruz, ant veriyoruz, u
mbarek kurtlu bayrak stne... diyorlard. u st mbarek
kurtlu ulu bayrak tank olsun ki ... u yer, u gk, u akan su,
toprak tank olsun, cmz o komnist, kan bozuk, devlete
millete bir lokma ekmek iin bakaldran kyllerden alacaz.

2 14
Konumalar bittikten sonra Aslansoypenenin ls cami
ye gtrld, leyin namaz klnd ve yukarya tepeye gt
rlp, gene ahlar vahlar, konumalar arasnda bu ulu kanl
Trkn aziz naa topraa verildi.
Bu lm treni gibi bir tren grlmemiti. Dervi Bey t
renin bu biimde yaplmasndan derecesiz sevin duymu, se
vincini, minnettarln Ouzun en yce evlad, onurlu Mahir
Kabakoluna ulatrmt. Szlerine, "buyursun kardeim
Mahir Bey, btn topraklarm, tekmil Anavarza yazs, Akasaz
emrinde. Ona canmz da, malmz da, oluk ocuumuz da
kurban/' diye de eklemiti.
Frsat bu frsatt ya, iler gittike karyor, Akasazdan k
t, inanlmaz haberler geliyordu. Mahir Bey bu haberler kar
snda ne yapacan arm, nne gelene, "ne yapmal, ne
yapmal/' diye soruyordu.
"Azttlar bu kyller, hepimizi hepimizi ldrecekler, he
pimizi. Ne yapmal? Yama edecekler ehirleri, kyleri, kasaba
lar... Kadnlarmz alacaklar... "
Kasahada bir tela, bir kaynama, bir hayuhuy ban alm
gidiyordu. Kimin ne dedii, ne syledii anlalmyor, her kafa
dan bir ses kyordu.
Mahir Bey, korksa da, rkse de iten, derinden seviniyor
du. Kyllerin Akasaz paylamalar, ayaklanmalar, Sley
man Beyin ldrlmesi onun bana gelen kefenli rezillii bir
anda unutturmu gitmiti. Derhal Yzbaya, Savcya gitti:
"Katil mutlaka, mutlaka bulunmal/' dedi.

Yzba: "Katil kendisini batakla atm."


Savc: "lm."
"Karlar, kzlar, oullar, derhal Yzba Bey, derhal Savc
Bey... Ve bunlar getirilip kasahada dolatrlmal, tehir edilme
li. Bu ayaklanmann nne baka trl geilemez. Bunda ko
mnist parma var. Yoksa Akasaz ... Derhal..."
"Derhal/' dedi Yzba.
"Derhal/' dedi Savc.
Mestann yal, beli bklm kars, oullar, gelinleri,
kz, Yel Velinin yal bacs, be olu, alt gelini, felli kz, k
ck torunlar kasahaya bir lest getirildiler, hepsi biribir-

215
lerine bileklerinden srayla kelepelenmilerdi. aknlk iinde
kasaba arsnda kendilerine edilen kfrlere, atlan talara,
pisliklere, vurolan teknelere bakyorlar, bzldke bzl
yor, bir topack oluyorlard.
"Vatan hainleri, din dmanlar, Moskoflar," diye bard
btn ar bir azdan. ''Moskof kyller."
"yi," dedi Mahir Bey, "iyi. yi iyi, her ey yolunda. Her ey
yorlu yordaml. Ama ... Arnas var. Veli!"
"Buyur Beyim."
"Anlat Aalara ki duysunlar."
"Efendime syleyim," diye balad Veli. "Efendime syle
yim ki, bu kyllerin her birisi bir alamet, bir Allahn afah, ben
deyim bin, siz deyin be bin, on bin tane de avrad fazladan,
Ceyhan rnayla Akasaz arasm balamlar kazmaya. Ben
deyim on be gn, bir ay, siz deyin iki ay... Bir hendek kazyer
lar ki, imdiden eni derinlii bir buuk kula olmu. Sordum
onlara Hkmetin topram niye kazarsnz byle, babamzn
mal m? Kazarz, dediler. Kazarz ki Akasazn suyu akp Cey
han rnana gitsin, Akasaz boalsn da, biz de orada mekan
tutup ky kuralm, toprak tarla sahibi olalm. Akasaz boalr
m, dedim. Bir deniz kadar, Akadeniz boalr m ki Akasaz
boalsn, dedim. Sen karma om azl Aa kpei, dediler.
Boalr, dediler. Boalmazsa da biz boalhrz, baka bir mm
knmz aremiz kalmad, dediler. Sonra ben oradan ayrldm,
Mahir Beyin yksek bir talimat uyannca Akasaz kylarm do
latm. Neler grd u gzlerim, neler neler, efendim, hey ne
ler... Tm bu yrenin kylleri, oluk ocuk, avrat uak, yap
mlar Akasaza, bal anana yapm sinekler gibi, bir utan
kurutuyorlar Akasaz. Kurutup aa dikiyor, tarla yapyorlar.
Ne yapp neyliyorlar, nasl kurutuyorlar, onun orasm kimse
cikler bilemez, bu ie akl ve sr eremez efendim. Yalmz gerek
olan u ki Akasazn yresine yzlerce, binlerce hu kurulmu.
Toprak ileniyor, aalar dikiliyor. Efendime syleyeyim ki
hepsi de silahl, yediden yetmie kadar. Her hu bir cephane
deposu, barut fs. Can desen cann ksn diyorlar. Merhaba
desen ana avrat svyorlar. Gz kanl adamlar. Efendime sy
leyim ki, bu kylleri Akasazdan hibir g, ne Hkmet g-

216
c, ne ekya, ne asker, ne candarma, hibir g skp atamaz.
Sleyman Aann ldrld yeri grdm, aman aman,
aman Allah! Kyller diyorlar ki eer Hkmet stroze ge
lirse, eer Aalar stroze yrrlerse, yemin ettik, ant verdik
kanmzn son damlasna kadar ve de son kurunumuza kadar
vuruacaz, ldrebildiklerimizi ldreceiz, sonra da Mestan
gibi batakla gmleceiz. Tpk Mestan gibi... Yiitler yiidi
Mestan gibi, Mestan gibi..."
Mahir Bey: "Duydunuz mu Aalar? Vatanmz nasl bir
tehlikeyle kar karya. Duydunuz mu Aalar, son Trk devle
ti nasl ldrc tehlikeyle bir kar karya ... Son Trk devleti
bizim elimizle inkraza gidiyor. Buna raz olacak myz, bu al-
1;ak, bu pis, bu vatan haini, agzl kyllerin bir lokma ekmek
iin gzel vatanmz yok etmelerine gz yumacak myz? Duy
dunuz mu olanlar, duydunuz mu Aalar? Sleyman Aslan
soypene gibi bir milli kahraman gzlerini krpmadan ldre
bilenler, hepimizi bir an iinde gzlerini krpmadan ldre
mezler mi? Duydunuz mu bu asil Ouz kanl vatann bana
gelenleri?" dedi, comutu. Daha ok syledi. Sesi yank, ala
yiln ve alatcyd.
Hac Kurtboa: "Olmaz," dedi, "hibir ey byle olamaz.
Bizi kt kyl ettiler. Gelen vuruyor bize, geen vuruyor.
Celen vuruyor boynuna vetanmzn, geen vuruyor. Byle
giderse bu vetann hali hal deil. Derakap Yzba Beyimize
gitmeli, durumu olduu gibi ona amalyz. Vetanmzn bu
perian, giriyan, zelillikli halini vetanmzn bekisi asil soylu
Yzba Beyimize bir bir sylemeliyiz ki incecikten yrecii
d ilhun olaraktan vetan bu hale getirenlere yce darbesini in
dirsin ki o satlm ve hem de bir kak suya, bir lokma ekme
l satlm memleketimizin topran kazaraktan, suyu ak
tanlar ... Suyunu aktp da bizi Orta Asya gibi lletirmek is
teyenleri ... Suralarn da lletirip tpk Orta Asya gibi bizi
kartmak isteyen alak kylleri... Sazlk kurutmak ne de
mek, ne demek? Kurutup l etmek deil mi bu vetan? Saz
lk kurotulacak m, Hkmet yok mu, Aalar yok mu? H
kmet eer batakl kurutmak isteseydi, getirip Akasazn
nzna dayad, ay drt ay da orada beklettii o alemet

217
makinalarn alp gtrr myd, behey dil bilmez di bil
mez, laf anlamaz hayn kyller?"
Ala Temir: "Hayn kyller, hayn kyller," dedi dimdik,
gzleri elik yeili, karda bir noktaya dikilmi. "Akasazn
topranda da ne ekin, ne ekin olurdu, hay kurban olduum
yaradan! Bu pis kyller de nereden ktlar da Akasaz ka
rnca gibi, sarcakarnca gibi taladlar, hay kurban olduum ya
radan?"
Rstem Bey ayaa kalkt: "Yzbaya gidelim," diye.
Cafer zpolat: "Hala rperiyorum, tylerim diken diken,
Mestan beni ldrecekti. Bereket ki, bereket ki... Katm ... O
mavzeri kapt, yere diz kt, namluyu bana evirdi, ben de
atn ban Anavarzaya evirdim, bastm krbac. .. Bakalat,
bakalat bu kyller. Eskiden ta uzaktan atm grenler hazr
ola geerlerdi. imdi yzme bile bakmyorlar... "
"Bakalat," dedi Ala Temir. Bu kyller bir kere bir topra
a yapmayagrsnler diyecekti, vazgeti hemen. Nesine ge
rekti kyller. Geen seferki gibi gene bana i aacak bir araba
kfr yiyecekti u burnu imi, kt kabuu beenmeyen
Aalardan, birisinden.
Muallim Rstem Bey nde, tekiler arkada yzleri ask,
dudaklar sarkm bir karabasan gibi Yzbann odasna girdi
ler. Yzba onlar ayakta karlad. Duvarn dibine diziimi
sandalyalara buyur etti, hemen kahve syledi, ieriye ard
candarmaya.
"Sormayn," dedi Muallim. "Sormayn muhterem Yzba
Bey... iler ok kt. Anavarza yazs ayaklanm."
"Ne zaman?" diye aknlkla sordu Yzba.
"Sleyman Aslansoypene kardeimizin ldrld gn
den bu yana."
"Olamaz," dedi Yzba. "Ben dn oralardaydm. Topra
kazyorlar, batakl kurutuyorlar, tarla kazanyorlar. ok g
zel, ok gzel. Kylleri yle alr grnce sevincimden yre
im azma geldi, gzlerim yaard. Demek, isterse, Trk ky
ls de alrm. Ben oralarda almaktan baka bir ey gr
medim. Sleyman Aann katil ii de baka ... Sanrm ki Mes
tanla aralarnda eski bir hesap meselesi olacak. Eski bir d-

218
manlk, ekememezlik. ok sevinliyim, ok sevinliyim. H
kmetin yapaca ii kyllerimiz kendileri yapyorlar."
Yzbann yz, gzleri kl bir sevince batmt, gl
yor, sylyor, dudaklarn aplatyor, ellerini biribirine vuruyor,
odada dolanyor, geliyor yerine oturuyor, Aalara sigara tutu
yor, konuuyordu.
"Dikkat buyurula, efendim. Milyonlara kurotulmayacak
batakl kyller kendi elleriyle, gleriyle kurutuyorlar. Ta
savvur buyurun, koskoca bataklk daha imdiden kurumu. Ya
knda bu stma, pislik zehirli hava kayna bataklk olmayacak.
Yerinde salkl, alkan insanlarn her gn dn bayram et
tikleri kyler kurulacak. Sevin iindeyim."
"Evet efendim," dedi Mahir Bey. "Evet Yzba Bey... Ama
fakat. .. Ama fakat i yle deil Yzbam."
"Nasl," diye sordu Yzba kalarn atm. Sarn bir
kurda benziyordu.
"Arz edeyim," dedi Mahir alakgnll. "Bir ynden ba
kacak olursak, srf bir ynnden, hakk aliniz olabilir muhte
rem Yzba Bey... Ama i yle deil. Bunlar anari yaratyorlar.
Biz deil, bu kadar anariyi Amerika Birleik Devletleri bile
kaldramaz."
"Ben anari filan grmedim."
"Batakl kurutuyorlar," diye ne atld Hac Kurtboa.
"Azdlar bu kyller. Bir yerlesinler sazln yerine, ite o za
man grn kylleri. Bizi havada kebap ederler. Onlarn kan
demesin dilerine ... Bir kere kan demeyegrsn... Bir kere... "
Muallim Rstem Bey onu hemen bir iaretle susturdu.
O susar susmaz Ala Temir atld abucak: "Orta Asyada,"
dedi. "Orta Asya gibi kurutaeaklar burasn da ... Bizi de baka
diyarlara srgn edecekler."
Cafer zpolat kimse grmeden sa eliyle onun azn ka
patverdi.
"Evet, Yzbam, hakk aliniz var," diye kzgn, krlm bir
sesle konutu Mahir Bey. "Bakn Yzbam, bu sazl Hk
met kurutnaya karar vermiti. Hatta batakl kurutmak iin
makinalar bile gndermilerdi. Bir ey dnd ki Hkmet,
bir bildii var ki, makinalar ektiler. Sonra gelmi bir baldr

219
plak kyl gruhu batakl kurutuyor. Olur mu? Anari bu
dur ite."
Yzba: "Sanmyorum," dedi. "Gzel gzel kanal kazyor
lar. Be gn sonra da bitirecekler, sular kanala verecekler. Bir
ay iinde btn batakln sularnn boalacan sanyorlar. Ba
na yal bir kyl dedi ki... " Gld, yz sevin iinde kald:
"Gerekirse biz Akasazn suyunu deil kanalla, kova kova d
kerek kuruturuz. Ne azim, ne g, insan hayran kalyor."
Hac Kurtboa: "Hayran kalr, hayran kalr," dedi. "Onlar
bir kendi balarna i yapmay bellesinler hele... Bir Hkmetin
baa kamacln yaptklarn sansnlar, bilsinler hele, ortalkta
ne Hkmet kalr, ne bir ey. Ne sen kalrsn Yzba Efendi
Bey olum, ne de ben... "
"Efendim, tehlike byk, gerekten byk muhterem Yz
bam. Kyller kendi balarna bir vatan dzeltmeye kalk
yorlar. Haydi, dzeltmeye diyelim, en hafif tabiriyle... Bir kere
buna altlar m, yandk Canlar isteyince ayn gc bir araya
getirip tm memleketi ykarlar," dedi Mahir Bey. "Buna hibir
zaman msaade edilmemeli Sayn Yzbam. nk bu mem
lekette kyller ounlukta, biz de Hkmetimiz ve siz azn
lktayz. Muhterem Yzbam, beni iyi dinlemenizi rica ediyo
rum. Trkiyede ok bataklk var, yarn yol olursa Akasaz ku
rutmak, ben inanyorum ki yol olacaktr, bunlar be on bataklk
daha kurutacaklar, sonra, sonra, sonra ... Sonra efendim, kendi
lerine gven gelecek, Boleviklii ilan edecekler... Sonra sonra
sonra, efendim, dikkat buyurula, sizi, bizi, hepimizi kesecekler,
gzlerimizi oyup derimizi yzecekler. Tpk Rusyadaki gibi."
"Ben bilirim," dedi Hac Kurtboa cokuyla. "Yaparlar ya
parlar. Ben bilirim, kyl milleti en insafsz, merhametsiz, al
lahsz mahlukattr. oluk ocuk, gen yal demez hepimizi ka
za geirirler."
"Geirirler," dedi Ala Temir. "Bir frsat bulmasnlar. Ama
Akasazdan da imdi onlar skp atmak ok zor, ok ok
zor... " Korkuyla da yanna yresine bakt. Bereket, syledii
son szlerin kimse farknda olmamt. Hemen sustu.
Muallim Rstem Bey: "Sayn Yzbam," dedi, "bu batakl
Hkmet kurutacaktr. Kesinlikle kurutma karar alnmtr.

22
Yalnz, imdi kurutulursa yama edilecektir. Halbuki... Ve de
toprak selsebil edilecektir. .. Halbuki... Biz de, Hkmetle bir
likte ... Bataklktan kurtarlacak topran byk bir ksmnda bir
kooperatif kuracaz. Topra ileyecek, gelitireceiz. Mesela
byk bir okalipts orman yapacaz. Bu kooperatife herkes
ortak olabilecek, mesela siz, Savc Bey, hakimler, teki aylklar
yetmeyen memur kardelerimiz... Bu orman on ylda, bileme
din on be ylda yetiir ve ortaklara bir istikbal olur. Sayn Yz
ba Bey, ya bu anari, ya bu insan ldrmeler? Bunu yukars,
Ankara duyarsa Akasazdaki u bugnk hali, hibirimiz iin
iyi olmaz. Babanz var m?" diye sordu birdenbire. Tam bu sra
da da Yzbann karlk vermesini beklemeden, tekiler aya
a kalktlar.
"Bize msaade Yzba Bey," dediler. "Teekkr ederiz.
Var olunuz, sa olunuz."
Yzba onlar kapya kadar gtrd hemen dnd: "Var,"
dedi. "Var, hocam."
"Kardeleriniz?"
"Var."
"Akrabalarnz?"
"Var."
"Bakn Sayn Yzbam, yaknda bu topraklar kurutulacak.
Size ve akrabalarmza kooperatften hisseler... Siz de istikbalini
zi dnmek zorundasnz. Ben binlerce ocuk yetitirmi bir
muallimim. Bilesiniz ki... Bir de bu kyllerin kendi balarna
bataklk kurutmaianna Ankara hibir zaman msaade edemez.
Hazr kyller Sleyman Aa gibi Kurtulu Sava kahraman
n ldrmlerken... Bunu da btn gazeteler yazmken... Siz
Akasazn etrafndaki btn kylleri bir anda oradan uzakla
trabilirsiniz. Kyllerin bu yaptklar i, kendi balarna tabiata
mdahale etmeleri, muvaffak olmalar bunda da, hibir hk
metin, hibir milletin msaade ederneyecei cesim bir vakadr.
Ankara bunu duyarsa yer yerinden oynar. Krt isyan gibi bir
ey bu."
Yzba: "Bunu bir dneyim Muallim Bey..."
"Dnecek zaman yok Yzba. nce istikbalinizi, sonra
milletimizi vatanmz dnmek mecburiyetindeyiz Yzba."

221
"Peki," dedi Yzba ayaa kalkarak, yeil gzleri dalgn,
san arkaya atarak, elleriyle tarayarak "Mademki siz yle isti
yorsunuz. Hocarn. Yarn ben onlar geldikleri yere gnderirim.
Ya bir olay karsa... "
"Hi orasn dnmeyin siz. imdi Ankaraya yzlerce tel
ekilir, Anavarza ovas bakaldrd, kyller iftlikleri yama
ediyor, insanlar ldryor, tarlalar igal ediyorlar, diye. Yarn
sabah Ankaradan size talimat gelecektir. Emir gelir gelmez de
siz harekete geersiniz." Durdu, gzlerini Yzbann gzleri
nin iine dikti: "Kardeim, Yzbarn, istikbalinizi dnrnek
rnecburiyetindesiniz. brs gn de sizinle yeniden bulumak
rnecburiyetindeyirn. Kyller Akasazdan def edildikten sonra.
Teekkr ederim."
Yzba onu kapya kadar gtrd ve ayaklarn biribirine
serte vurarak uurlad.
Ankaradan, ileri Bakanlndan birka saat sonra yld
rm bir telgraf ald Yzba. Telgrafta Anavarza ayaklanmasna
derhal mdahale edilmesi ernrediliyor, yardrnc birliklerin
Adanadan yola karld da ekleniyordu.
Yzba bln toplayp hemen o gece Akasaza hare
ket etti, ciplerle, karnyonlar, otobsler, otomobillerle. Kasahada
binilecek ne kadar motorlu ara varsa hepsi Yzbann emrine
verilmiti.
Candarrna bl gn domadan ok nce geldi, kylle
rin kazdklar hendein iine siperlendi. Ortalk aarrken ky
ller de geldiler, kazmalar krekleri srtlarnda. Birden bir yay
lm atei yiyip olduklar yerde dondular kaldlar. Neye ura
dklarn bilernediler. Bu srada Yzba hendekten kt, bir
trnsein stne frlad. "Ben Yzba," diye bard. "Siz Ak
asaz kendi banza kurutarak Hkmete bakaldryorsunuz.
Bu gece Hkmetten, Akasaz kurutnayla balayan isyannz
bastrmak iin emir aldm. Zinhar kar gelmeyesiniz ve teslim
olasnz. Kazmalar krekleri yere atnz."
Hi kimsede en kk bir kprt olmad.
"Ate!.." diye grledi Yzba. Kalabalk kamaya balad
ve biribirlerinin stne yltlar. Bu srada iki kadn, alt o
cuk, on bir erkek yaraland ve yere dt.

222
Durmadan ate ediyorlard.
Yzba kendinden gemi, ordusunun nnde, karmaka
r kaan, kazmalar krekleri yere salm kylleri kovalyor
du. O nde, candarmalar arkada, elinde tabancas, can havliyle
kaan kyllerin ardnda ... Kyller, ilerine alc ku girmi
ku srleri gibi oradan oraya vuruyorlar, oradan oraya avp
kayorlard. Binbir bart, feryad figan, grlt, uultu
iinde... Yzba, candarmalar durmadan ate ediyorlard.
kindiye doru Adanadan gelen kuvvetler ayaklanma bl
gesine ulatlar. Ortada hibir kyl kalmam, Yzba iin, bu
harekat, adn Anavarza harekat koymutu, o kadar kolay ol-

mamsa da, bir avu kahraman candarmasyla binlerce ayak


lanm kyly sindirmiti. Adanadan ayaklanma blgesine
gelen kuvvet ancak "Anavarza Harekat"nn kylleri kyle
rinden toplama, katklan yerlerden bulma, sndklar kuytu
lardan, deliklerden karma ksmna katlabilme olanan bul
du. Bu kadar onur pay da onlara yeterdi de artard bile.
gn iinde Akasaza mdahale etmeye kalkm ne ka
dar kyl varsa toplanm, kasabann yanndaki derenin iine
doldurulmulard. Kasahada onlar koyabilecek baka hibir
yer yoktu ki... Adanadan Vali, Ankaradan komutanlar, mfet
tiler geldiler. Gelenler nce Sleyman Aslansoypenenin me
zarna urayp iekler koyuyorlard mezara.
Scakt, derenin ii yanyordu. Bir damla su, yiyecek yoktu.
Kadnlar ocuklar alayorlard. Derenin alt yann tutmu
candarmalar mahpuslarn kovayla, aada akan aydan su ta
malarna izin verdiler. Derenin yukarsn da candarmalar tut
mulard. Yarlarn stne uzun aralklarla nbetiler dikilmiti.
Derenin scanda, neye uradklarn bilemeyen kyller st
ste, inildeiyorlard.
Bir ay sonra Yzbaya byk baarsndan tr bir "tal
tifname" geldi.

223
22

Btn bu olanlar bitenler Dervi Beyle Mahir Beyi gittike


biribirine yaklatryordu. Dervi Bey her gn getike Mahir
Beyi seviyor, ona gveniyor, onun abalarn ok insanca bulu
yordu. Mahir Bey savayordu, u yeryznde kendine bir kii
lik yapmak, bizim de burada yerimiz var demek iin elinden
geleni ardna koymuyordu. Onun u dalardan, yalnayak ba
kabak bir ocuk olaraktan kopup ta Viyanalara kadar gitmesi
bc;.l bana bir destand. Mahir Bey ona hayatn, abalarn,
ektiklerini anlatm, Dervi Bey onu dinlemi dinlemi, sonra
boynuna sarlp alamt.
imdi artk ikisi birden, ukurovada yaplacak dnyann
en modern iftliini her gn her gn dnyorlard. Doruy
du, bataklktan kurtulmu Akasaz topra dnyann en verim
li toprayd. Dervi Beyin bu iftlik stne parlak dnceleri
vard, her gn de yeni yeni dnceler atyordu ortaya. Dervi
de gelecein iftliini, ekin gtremez baakl, dallar kaldra
maz portakal, incir, eftali aal iftliini Mahir Beyle birlikte
derin bir kvan iinde yayordu. iftlie snr iziyorlard her
gn, ve her gn yeni iftliin snrlar biraz uzaklara atlyor, bi
raz daha geniliyordu. Mahir Bey olmasa, bir cokunluk hum
masna tutulmu Dervi Bey, Mahir Kabakolunun yeni iftli
ine bataklktan kurtulmu kurtulacak btn Akasaz batakl
n katacakt.
Ne vard sanki bu kadar cebellemeye! Ne kolayd dnya
nn en bereketli topra stnde dnyann en gzel iftliini

224
kurmak ve hem de dosta dmana, Arnerikana ine rneklik
etmek. "Biz adam deiliz ki ... Bizim iimiz gcmz biribirimi
zin gzn oymak, dnyaya rneklik etmek dururken. Hee,
oymak. Atalarmz, ulu Trkmen soyu Osmanllarmz dnya
ya rneklik ettiler de kt m eylediler? Onlar birlik oldular da
rneklik edebildiler." Yeter ki birlik olsun. Her iin ba birlik
tir. Zinhar milli birlii bozmayasn ve son Trk devletine do
kunmayasn.
"arken yol ve sazlk," diyordu Dervi Beyin ona hemen
tapulad tarlann bir snr. Yolu al istediin yere, Akasazn
ta teki kysna at... Birka bilirkii tamam. Bilirkii bulmak,
hatta yz, yz elli bilirkii bulmak, o da Dervi Beyin ii. "Gar
hcn hudakltan ukuru." Nerede, neresi budaldtan ukuru?
f 1aaa, ite o da Akasazn bat kysnda. Birka haftada boalt
Akasazn suyunu, oldu mu sana dnya. kadar tarla... Sonra
dcndim, bu bataklktan kurtulmu toprak enerjisi bitip tken
meden krk yl bire elli altm verir. Gbre mbre istemez. Bu
kadar toprak, deil Mahir Beyi tekmil u Anavarza ovasn zen
gini yoksuluyla Karun eder, Karun.
Her ey birka gnde olup bitmiti. Yetmiyordu onlara bir,
iki, tapu. Boyuna Dervi ona Akasaz kylarndan kk
kk tapular buluyor, tapular da hemen Mahir stne evir
tiyordu.
Mahir Bey doyuyor da, onun iin alan Dervi Bey bir
trl topraa, tapuya doymuyordu. Mahirin iftlii gzlerinin
nnden gitmiyor, Dervi Beyin kafasnda gnden gne dona
nyordu. Dervi bir dost bulmutu, ite candan yrekten, gve
nilecek, arka verip oturulacak bir dost bulmutu. Yiit, mert,
hem de akll, iyi yrekli, cmert, doru. Bir dost bulmutu
kendine u kokumu, insan bin yzl olmu dnyada, maln
cann, rzn gvenecek, gvenip de gz arkada kalmayacak
Yllar yl lm, yalnzl ta iliklerinde duymu bir insann en
byk zlemi buydu. Drt elle sarlnt ona. Ne kadar da c
mertti Mahir, birka dnmlk bir tarlaya oluk gibi para akt
yordu. Ald paralardan dolay Dervi Bey dorusu ok mal
cup oluyor ya, netsin, hem ihtiyac vard, hem de verdii para
y alnazsa Mahir Beyin gceneceinden korkuyordu. D::ya

225
mal iin byle bir dost hi gcendirilir mi? Para ne para? El ki
ri, ykarsn gider. Ha almsn, ha almamsn, deeri ne...
nsanlar Dervi Beyin her dediini sevinerek, can atarcas
na yapyorlar. Mahir Beyin Dervile dost olduundan bu yana
at en byk zellik buydu. Bu bir Tanr vergisi ve bir srr
ilahi.
Mahir Bey dnyor, dostlua, dostluk szne tapyordu.
Bunca birlik karlar varken, dman olmaya ne gerek! Sevgi,
arkadalk, kardelik, iyilik varken, yaratlmken btn bunlar,
dmanla ne gerek? Dnya bu kadar aydnlk, sevinli, top
rak bu kadar verimli, bolken dman olmaya ne gerek! Neye
gerek, neye gerek, cmle pislikler, ktlkler, zulmler, iken
celer, yaaa, kadirizlcelal! Neye gerek, neye gerek!
Mahir Bey bir gn sevin iinde, onun gnln ho edebil
mek iin Dervi Beye gelmi: "Buldum," demiti, "sevgili kar
deim Dervi Bey buldum, buldum!" Boynuna sarlmt. Se
vincinden tayordu. "Buldum, hdrellezi ihya edeceiz. En g
zel, en eski geleneimiz budur. Millet son gnlere kadar hdrel
leze kard. Bir iki yldr unuttular. Hemen ihya edebiliriz...
Bakt ki Dervi Bey onun sevincine katlmyor, zoraki g
lmsyor azck. .. Ne yapacan ard. "Ouz soyumuz," di
yecek oldu. Bakt ki Dervi Bey byk altndan glmsyor.
Sz nasl deitirdiler, nasl gene Akasazn kurutulmas
na getirdiler, kurutulmu Akasazdan iftlie nasl birden geti
ler, ikisi de farknda olmad.

Mahirin iinde bir kurt vard. O kurt onu yiyip bitiriyor, ii


gemi bir aaca dndryordu onu. Dervi Beyle ilidl ol
duka ona kini fkesi artyordu. Dervi ona ne kadar dost olur
sa o ona o kadar dman. Dervi Bey onu ne kadar severse o
ondan o kadar, belki yz misli ireniyordu. Dervi ona ne ka
dar gvenirse, o ondan o kadar korkuyordu. Bu duygularn da
hi mi hi belli etmiyordu. Dervi bir dostluk mu gsteriyor
ona, yz dostluk gsterisinde bulunuyordu Mahir. Dervi bir
sevgi mi, efkat mi, cmertlik mi, Mahir sevgi, efkat, cmert
lik, temizlik pnar oluyordu. Ama tede, uzaklarda, ta derinde
iindeki kurt iledike iliyor, yarasn azdryordu.

226
Bir gn apansz kendini ele vermekten d patlyordu. Bu
yzden de her an Dervi Beyin yannda tetikteydi. Sevgi, dost
luk, cmertlik, doruluk, mertlik tetiinde. Gl olan gl
adam bylesi budalalar karsnda hibir zaman kendisini ele
vermez. nsanolu incedir, leb demeden leblebiyi anlar, sezer.
inden ne geiyor, ne kadar derinlerde de olsa anlar. nsano
lunun budalal susaml, zlemleridir. Yoksa Dervi Bey
dostlua, sevgiye, cmertlie, dorulua, mertlie bu kadar su
samam olsa derinde, ta derinde de olsa Mahir Beyi akmaz
myd? Bunu bilen Mahir kendini onun dostluuna, onu sevdi
ine, ona hayran olduuna inandryordu. u Dervi Bey de
dost olunacak tek adamd bu dnyada, dost yiit, can arkada
h. Sevilecek, sevgi dolu bir kiiydi. Hi yalan sylemez, hile bil
mezdi. Yalan sylemez hile bilmez miydi!
Her yerde, yolda belde, toplantda kulpte kimi grse Der
vi Beyden sz ayor onun dostluunu1 sevgisini, doruluu
nu hallandra hallandra anlatyordu.
Ve Dervi Bey hep kendisiyle uratndan, Mahiri yokla
yacak vakti olmuyordu belki de. Ve Mahirleri pire gibi grd
nden, kpee davranr gibi davrandndan onu hi dn
myor. Mahir Dervi Bey iin yeni bir eya gibi bir eydi. lgin
bir guguklu saatt belki de... Mahir btn bunlar da seziyor,
oyununu rahatlkla, kemali huzurla oynuyordu. Ama gene de
ak vermeden, son derece tetikte.
Yatanda yatarken, kvranp dururken ve Dervie fkesin
den kudurur, fkeden kemikleri atrdar, btn bedeni havan
da dvlm gibi un ufak arrken kafasnda bir dnce im
ek gibi akt. Dervi Beyin kz bu yl stanbula, niversiteye
okumaya gidiyordu. Tamam. Bu kza stanbulcia bir sevgili bu
labilirdi. Onun kadn meselesi, hele kz en zayf yeri. Kzn de
li gibi kskanyordu. Belki de akt kzna. Kzna ak olduu
da yaylabilir, sonra sonra ... Kzyla ... Bu dinsiz imansz iin ne
karrsan kar, halk inanmaya hazr. Halk zaten her dedikodu
ya inanmaya, onu gelitirmeye, beslerneye hazrdr. Kzla ola
n bir randevuevinde yakalattrabilir, bunu da dnyaya, ele ale
me yayard. Bu ii onun yaptrdn kim bilebilirdi? eytan bile
bilemezdi. Bu da onurlu, o Ouz boku soyu yalanc Dervi

227
Beyi ldrmeye, onun insan iine karnamasna yeterdi de ar
tard bile. Kz dansz bile yapabilir, ona stanbul barlarnda
gbek bile arttrabilirdi.
Ama Dervi Bey buna aldnr myd? Dervi Beyi iyi tam
yordu. Belki de iten bo verirdi ama, dtan kudururdu. Ol
sun, onun iin hepsi birdi. Kudursun da nasl kudurursa ku
dursun...

An kurmutu artk. Bekliyordu. Kz stanbula bir ayak


bassn, yeter. Gzn gelmesini, kzn stanbula basmasm sabr
szlkla bekliyordu. imdiden kza musaHat olabilecek yakkl
bir delikanl aramaya balamt. Kim vard? Hamza Beyin olu
ok yakklyd. Zengindi, apknd da. stanbula gittii zaman
btn yerlere amcasm Ergin gtrrd. Bilmedii yer yoktu,
kpolusunun. Kz, stanbula gider gitmez, atlayacakt bir ua
a, gidip kz bulacak, Erginle tamtracak, gzn a Ergin, di
yecekti. Krpe, gen, el dememi, iyi paradr. Arncam mah
cup eyleme.
Dediini yapt. Kz stanbula gider gitmez, o da uaa atla
d gibi soluu stanbulda ald. Ergini yaruna alp niversitede
kz grmeye gitti. Onlar birlikte stanbulun lks lokantalarn
dan birine, Boaza yemeye ard.
Ergin kza kur yapmaya daha imdiden balamt. Kzsa
her eyden habersizdi. Hibir ey anlamyordu.
Ayrlrken Ergine: "Ergin olum," dedi, "bu kzla hep dola
acaksn. Bir ey yapamazsan da her gn beraber ol. Bir de kz
la birlikte Adana Yurdunun nnden iki gne bir gemeyi ih
mal etme."
Ergin: "Sen korkma amca," dedi. "Ho kz. aya varmaz
onu anasna benzetirim."
Mahir Bey elini cebine sokup yklce bir para kard. "Bu
da aylk masrafnz. Sonra gene gnderirim."
Bylece ii rahat stanbuldan dnd. Bylece de Dervi Be
yin katline fermam imzalam oldu. z kardei, Ouz soyu
Dervi Bey dayansnd.
Bir ay bekledi, iki ay bekledi Erginden hibir haber kma
d. Kasahada da hibir dedikodu duyulmuyordu. Ne yapyor-

228
du bu kpolusu? Elleri armut mu topluyordu? O kadar da pa
ra vermiti. Bir ay daha bekledi, sonra uaa atlayp ver elini
stanbul deyip, Ergini buldu.
Ergin: "Amca be," dedi, "sen bana kz deil, bir canavar ta
ntrmsn. yle bir dokunalm dedik, uyyy anam! Kz deil,
canavar. Konumuyoruz imdi. ok toy. Gelecek yl ii tamam.
Daha Anadolu kokuyor o. lk yl bunlarn hepsi yle pr na
mus olurlar."
"Hibir are yok mu Ergin?"
"Yok amca."
Mahir Bey sevinci kursanda kalm, btn planlar suya
dm, stanbuldan zgn, geri dnd. Dervi Beye gene he
diyeler getirdi. Arkadalklar gittike gleniyordu. Mahirin
de hnc gittike byyordu. Dervi Bey de artk kabuundan
km, her eyi, btn Maliri ayan beyan grm, onun her
suratma baktka kusaca geliyordu. Bu duygusunu bir trl
de yenemiyordu. Btn kasaba da bunlarn dardan dost,
ierden biribirierine ldresiye di bilediklerini renmiti.
Ouz falan dedikleri, laf ola beri gele.
Bir yolunu bulup, ah bir yolunu bulup... Derken buldu.
Da kollarnda bir akrabas vard. Bir zamanlar iftliine al
maya inmiti de adam, yz vermemiti. Bu akrabann cin gibi,
gz ak bir olunun olduunu duydu. e yarard. Akrabay
d, sr kmazd ama, yz vermedii bir akrabadan yardm iste
rnek? Amaan sen de... iine yarar kullanr, yaramaz atarsn. o
cuu armak gerek. Akrabasna bir haber gnderip, olunu
adam etmek zere istedi. ocuk iftlikte kalacak, Mahir Beyin
zel ilerine bakacakt. Akrabadan bakas bakamaz. ocuun
okuryazarl olmas da ok ie yarayacakt. ocuk dalardan
ukurovaya inmek iin can atyordu. Hemen yola dt. Ma
hir Bey onu grr grmez beendi ama, bir iki ay onu anlamak
iin yanndan ayrmad. Gl grnen, salkl, iri bir delikan
lyd. Yakklyd. Sarnd. Gz de pekti.
Delikanlnn ad Ahmetti. nce eleyip, sk dokuduktan son
ra Mahir Bey Alrnede byk devini at. Ama yle st ka
pal at. ocuk hemen anlad, bir an findkten sonra da ka
bul etti. Bundan da kolay i mi olurdu!

229
Masann stnde bir Kuranla bir tabanca duruyordu. Bir
deste de para. Mahir Bey kalkt, Ahmedi masaya ard. Ku
ranla tabaneay yan yana getirip Ahmedin sa elini tuttu, bun
larn stne bastrd. "Syle," dedi. "Yazlar duvarlara, kapla
ra, aptesane duvarlarna, her bir yere yazacam, yakalandm
zaman Kabakzade Mahir Beyin, ldrseler de adn vermeye
ceime, akraba olduumuzu sylemeyeceime, bunun kyame
te kadar sr olaraktan kalacana dinim imanm stne, akraba
lk erefi stne, u Kurana el basarak, u tabaneay da tank
tutarak ant iiyorum."
Ahmet tekrar edip: "Ant iiyorum," dedi.
Mahir Bey bu sefer kendi elini Ahmedin eline verip, Kura
nn stne koydurdu. Gzlerini kapad. "Bu Ahmet, akrabam
Ahmet, z olum Ahmet, yakaland zaman, ya da yllar son
ra bu srrmz bir kimseye, anas, babas, kardeleri de dahil,
kul olan bir kimseye sylerse, onu ldrteceime, ldrtemez
sem kendi elimle ldreceime Kuran zerine el basarak ant
iiyorum. Hem de tabaneay ahit tutuyorum." Elini Kurandan
ekti, Ahmedin omzuna koydu. "Duydun mu dediimi?" diye
sordu.
Ahmet gzlerinin iine dik dik bakarak: "Duydum ama
bunun gereklii yoktu. Ben ant itim ya. Kellem gider de srr
mz kmaz."
Mahir Bey onu kucaklad: "Var ol oul," dedi. "Kabak so
yu var olsun." Masann stndeki bir deste paray ald, ocu
un cebine koydu. "Dnn de ben yapacam," dedi.
"Boynumun borcu. Senin gibi yiit adamlara, mutemet adam
lara benim ihtiyacm ok. Sa ol, var ol. Bu gece ie hemen ba
la. Ne olursa akrabadan olur. yilik de ktlk de... "

Ahmet nce caminin yznumarasna girdi. Kk el feneri


nda ak badanal duvarlar iyice donatt. Sonra arnn or
tasndaki koca narn gvdesini de donatt. Avlu duvarlarn,
avlu kaplarn, aa gvdelerini, imento kaldrrnn stn,
nerede ak yer, bir dzey bulduysa yazd. Dervi Beyin evinin
kapsn da bir iyice, okunakl yazyla donatt, afak atmadan
da ovadaki iftlie ulat.

230
Yazlar kasahada bomba gibi patlad, bir anda da btn ka
sahaya yayld. Her yaznn etrafnda bir insan kmesi vard.
Ba sallyorlar, glyorlar, acyorlar, ireniyorlard.
"Dervi Bey dedikleri... Burada Beylik, Aalk satar, kz s
tanbulda fink atar."
Baka bir yerde, irkin aceleci kitap harfleriyle yazlm u
yazlar vard: "Kzlar stanbulda randevuevlerinde alr, bu
rada onlarn ve btn kasabann boynuzu gklere kadar uzar."
Bir kme insan da arnn ortasndaki narn drt bir ya
nn almt. "Dervi Bey, kzn git de stanbul delikanllarnn
altndan kurtar. Kurtar da bize getir. Biz de varz. Biz de Allah
kuluyuz."
Daha byle bir sr kepazelik.
Kulua doru Mahir Bey arya kt. Hibir eyden ha
beri yokmuasna ... Aacn bandaki kmeyi grnce onlara
doru yanat. "Ne var orada?" diye sordu.
Yazy gsterdiler. Gzln takt, dikkatlice okudu. Son
ra birden kalabal yararak, nara, yaznn stne atld. "Ci
nayet cinayet! Rezalet, kepazelik," diye baryordu. "Artk bu
kasahada kimse namusu erefiyle yaayamayacak. Silin, silin!
Rezalet, aman Allahm, ne iren, ne iren! Yazk deil mi
Dervi Beye? Kz stanbulda ne yaparsa yapsn. Bunu herkes
biliyor, hepimiz biliyoruz. Ama duvarlara yazmak cinayet. Bu
nu Dervi Bey duyarsa, yreine iner. Tam yreinin bana
iner de, memleket asil, deerli, fazl, alim bir eviadn kaybeder.
Amann abuk silin de yu bulmasn. abuk abuk kardeler.
Gzm grmesin."
Bir anda iki gen sandalyalara kp, tebeirle yazlm ya
zy sildiler.
Bir delikanl: "Aam," dedi, "kaldrmlarn st, dkkan
kaplar, cami kaps, her yer bu yazlarlan dolmu. Hangi biri
sini silersin!"
Mahir Bey: "Silin, silin silin, hepsini silin," dedi yrd.
"Amann hepsini silin. Kasabamzn ad be paralk olacak, bir
orospu yznden. Yazktr Dervi Beye, yazktr bize. stanbul
da ad anlnca kasabamzn, boynuzlu diyecekler. Silin, silin o
yazlar da, rezil olmayalm ele aleme."

231
Birisi kt, arkasndan bakt bakt. Bu kker Hasand: "Si
linmi! Pezevenkler, kedi gibi biribirinin ayplarn rterler. .
Boynuzlular. O orada orospuluk yapm, bu da burada tutmu
yazm. Silinmi! Hibirisi silinmeyecek."
Mahir Bey arkasndan sylenen bu szleri duydu ama al
drmad. Heyecandan tkanyordu. Otomobili hazrlatp hemen
atlad. "ek," dedi, "zavall talihsiz Dervi Beyin iftliine
ek!"
Yolda kendi kendine alama talinieri yapyordu. Dervi
Beyi, onun onurunu, bunu duyunca ne hale deceini gzleri
nin nne getiriyor, ona acyor, bu acya dayanarnayp alama
ya alyor, fakat bir trl gzlerinden ya gelmiyordu. Dervi
Beyi grr grmez de alamas gerekti. Ama kas gzleri... n
san sevinten de alar. Tuh, aksi eytan! iftlie kadar bir sr
alama talimi yapt, kefenli halini bile gznn nne getirdi,
gene alayamad. kas gzler! Bir damla ya vermez ki...
iftliin avlu kapsnda otomobil durdu. Ortalkta kimse
cikler yoktu. Konak bir l sessizliine brnmt. Otomobil
den inmeden ac bir yz taknd. Omuzlarn ksp, belini kam
burlatrd. Bitkin, yorgun kapya yrd, usul usul at. De
cekmi gibi tkezliyordu arada bir.
' Nereden duymutu? Kim sylemiti? Kim cesaret edip de
syleyebilmiti Dervie? Kimse syleyemezdi, biliyordu. y
leyse bu konaktaki l sessizlii ne?
Daha kapy almadan ald. Mahir merdivenleri dura du
ra, ksrerek kt. Merdiven banda, gzleri kan anana
dnm Dervi Bey onu bekliyordu. Dervi Beyi grr grmez,
kendisini kucana kaldrd att. Bir de lk bast: '!Bu da m
gelecekti bamza! Bu namussuz kasaba bunu da m getirecekti
bamza! Karde karde, Sarolu Dervi Bey karde, Ouz
soylum, bu da m gelecekti bamza!"
Alyordu. Gzlerinden siyim siyim yalar iniyordu. Bas
haya alyor, alamaktan tkanyordu. Bu nasl olmutu? O
da ayor, hem ayor, hem de alyordu.
"Ne oldu, ne var Mahir?" dedi Dervi rkerek "Ne oldu?
Bamza bir hal mi geldi?"
Mahir alamaktan uunuyordu. Hkryordu. Yz ya

2 32
iinde kalmh, pslak. "Duymadn m bamza gelenleri?
Duymadn m felaketi?"
Dervi Bey telala, korkuyla: "Duymadm," dedi.
"yleyse bu, bu halin ne?"
"Bizim oban Ali ar hasta da. Doktor armaya adam
gnderdim de daha gelemedi. Onu bekliyorum."
Mahir daha yksek sesle alayp inlemeye balad. "De
mek duymadn, duymadn karde," diye ban gsne daya
d . "Duyma daha iyi. Hi duyma karde. Bu i bizi iflah etmez.
Bundan sonra ne sen, ne ben iflah oluruz. Gzelim, yiidim,
Ouz soylum. te u bamza gelene bak. Kul olann, dma- '
nn bana gelmesin. Zor, zor zor karde."
Dervi Beyin aknl geince, serte ban gsnden it
ti. Elinden tutup, kedeki sedire ekti. "Ne oldu? atatma
adam. Kanlar gibi de alamay brak. Yiit olann bana her
bir i gelir."
"Bu gelmez, bylesi gelemez, karde," diye inledi. Ban
elleri arasna alm, saliamyordu sedirin stnde. Bir saa, bir
sola ... "Bizim dmanlarmz ok. Bir dnya, u baldr plak
larn hepsi bize dman. Bize dmanlar, yoksa bu ii bamza
etiremezlerdi. Bu karay, karamz, yzmze vurmazlard.
Olyorum karde. Kederimden lyorum. Duyma sen bu ii.
Sylemesinler sana. Hi duyma. Bu leke seni ldrr."
Dervi Beyin tepesinin tas ath, yakasndan tuttu. "Syle!"
diye bard. "atlatma insan. lmse de syle."
"lmden beter karde. Ouz soylum. Dillerim kurusun.
Syleyecek dillerim kurusun da laflar azmdan kmasn.
Ouz soylum. Sanaa evine yakmaz bu. Bu byk leke."
"Syle!" diye var gcyle sarsh onu. "Syle, abuk syle
de deli etme beni. ldrtma beni."
Mahir onun ellerine sarlarak: "Yazmlar," dedi. "Krlas
elleriyle yazmlar."
"Ne yazmlar? Ne yazmlar?" Avaznn kh kadar ba
ryordu. Boynunun damarlan imiti. Omuzlanndan tuttu
ayaa kaldrd, gzlerini gzlerinin iine dikti, kanl gzlerini.

"Ne yazmlar, Mahir?"


"Kt eyler. Aybmz."

233
"Nasl ayp? Syle, deli etme beni. atlayacam."
"Btn arya, aalara, kaplara, kaldnnlarn stne... "
"abuk syle!"
"Kzmz Nurhann stanbulda yaptklarn. Dmanmz
ok. Hepsini, hepsini yazmlar. Kz iyice bozulmu. Senin hak
kn var."
"Nurhan ne yapm?"
"Senin hakkn var, karde, kz ocuklarn okutmamal."
"Nurhan ne yapm, diyorum sana ... "
''Yazyor ki aata, dansz olmu, randevuevine de. . ."
"Sus!" dedi. "Sus! Btn bunlar yazmlar m? Kim yaz-
m? Kim?"
"Dmanlar. Can dmanlanmz."
Dervi Bey kkredi. "Yakarm o kasabay. Ta stnde ta
koymam. Yakarm billahi. Yakar, yakar, yakarm," diye dilerini
gcrdatyordu.
"Sabahleyin ktm arya ki, insanlar orada burada kme
lenmiler. Vardm baktm ki byle byle yazyor. Kendimi kay
betmiim, aklm yitirmi, oradaki adamlarn stne, silin bu
yazlan, silin, diye yrmm... "
Dervi Beyin kollan lgncesine yanlarna sarkmt. "Gr
meliyim. Namus meselesi. Grmeliyim," diye merdivenleri ko
arak indi. "Atm ekin," diye bard.
Arkasndan Mahir sevinle bakt. "Etme komuna, gelir ba
na ddm," dedi kendi kendine. Sonra kalkt, arkasndan
indi. "Aa, otomobille gidelim, daha abuk, hepsi silinmeden
yetiiriz."
Onun otomobile binmesini de yle istiyordu ki... Dervi at
stnde bir baka oluyor, bir heybet kazanyordu. Sklm pk
lm, stelik de kendi otomobilinden arya inmesi, hem de
byle bir gnde...
Dervi Bey artk ne yaptn bilmiyordu. Otomobile bindi.
Kars, akraba kadnlar, iftliktekiler bir ey anlamadan bu iki
adamn korkun, sararm suratarna bakyorlard.
Otomobil yrd Dervi Bey ofre: "abuk, daha abuk,
tozu dumma kat. Yetitir beni," diye emir stne emir yadr
yordu.

234
Biraz sonra kasahaya girdiler. arda mahallelerde daha
insan bekleri vard.
Otomobilden inen Dervi Bey: "Nerede? Nerede, gster
Mahir," diye bir insan topluluuna doru yrd. Mahir de ar
kasndan gitti.
"Dansz, gbeki Nurhan, yaknda buraya da gelecek. lan
olunur."
Bu mu, der gibi Dervi Bey Mahirin yzne bakt. Bir yan
llk olmalyd. sim kankl. Belki kasahaya bir kumpanya
geliyordu. Srtndan ar bir yk kalkt. Sararm yz yava
yava almaya balad. Glmseyerek oradan aynld.
Oradaki kalabalk ona acyarak bakyordu.
"Haydi Mahir, eve gidelim. Bir yanllk olacak."
Mahir glmsedi. "Keki," dedi. "Keki yle olsa. Kekili..."
Dervi otomobilde boyuna: "ok korktum Mahir. ok
korktum karde. Namus meselesi baka eye benzemez, deil
mi karde?"
Mahir susuyordu.
Eve bylece geldiler. Otomobilden inen Mahir doru avlu
kapsna yrd. Kapmn karsnda irkilircesine durdu. Birta
km tuhaf sesler kard. Boulan adamn kard sesierdi
bunlar. Dervi hemen kotu, kapnn nne gelince o da irkildi
kald. Gzlerine inanamyordu. Kapdaki yaz aynen yleydi:
"Dervi, kzn stanbulda gbek atyor. Haberin olsun ki boy
nuzlann o kadar uzad ki, yldzlara eriti."
Vay kpolu! Yaman olanm Ahmet. Eline verdiklerini
harfi harfine yazm. Be tane de, on tane de fazlasyla yazm.
Mahir akl edip de hemen koluna girmeseydi Dervi Bey
ayakta kalamayacakt. Ba dnyordu. Merdivenleri zorla
kanp bir sedire yatrd. Kendinden gemi Dervi Bey inliyor,
baucunda onu seyreden Mahir iin iin glyor, sevinten
drt ke oluyordu. Etme komuna, gelir bana. Oynama in
sanlarn onuruyla, oynarlar onurunla. Omuzlann glyse
kalk bakalm bu ykn altndan Dervi!
"Vay kardeim, demedim mi bu insanlar gavur, dinsiz, ye
zit. Demedim mi ki bu insanlar bize dman? Demedim mi ki
frsat verirsek derimizi yzerler. Bu devir byle bir devir, o e-

235
hir stanbul ehri. Her kz, her erkek stanbulda pr, kokla
r, seviir. Bunu sokak sokak, aa aa, kap kap yazacak ne
var? Behey dinsizler, murtatlar, kz dediin bu devirde seviir
de koklar da gbek de atar. Ne olurmu? Kimin kz yapmyor
ki, imanszlar?"
Dervi Bey: "Kes, kes Mahir," diye derinden acyla inledi.
"Benim kzm gbek atamaz. Ben onu keserim. Saraa soyuna
leke sremez. Benim kzm teki kzlara benzemez. Benzerse,
ben onu ldrrm. Benim kzm byle iler yapamaz."
Mahir: "zlme Bey," dedi. "Belki yalandr. Bir stsz, bi
zim bir dmanmz, bizi ldrmek iin bu iftiray yazmtr."
"Sz aramzda Mahir, ate olmayan yerden duman k
maz. Bu kz paralamak, yok etmek gerektir. Ben imdi bunu
dnyorum. Baka hibir ey beni ilgilendirmiyor. Bana yar
dm et karde. Senin yiitliini, kardeliini imdiye kadar an
layamadm. Asaletini anlayamadm. Bunu huzurunda itiraf
ediyorum. Seni hor grdm. Seni smkl Kabaknn olu
diye hor grdm. Sen asil bir adamsn. Bana yardm et de na
musumu temizleyeyim. Beni affet ve bana bu ite elinden ge
len yardm yap."
"Canla bala emrindeyim, karde. Her emrin ba stne.
Bu bozulmu, bu kokmu cemiyette, bu pis, menfaatperest halk
arasnda bizim yaamamz zor. Birlik olmalyz."
leye doruydu ki, konaa Hatun, Muzaffer, Ceyhun,
Dervi Beyin kardei Arif, teki akrabalar geldiler.
Dervi Bey boyuna: "Bu kz itlaf etmeli," diyordu. "Mm
kn yok itlaf etmeli."
Muzaffer: "Dur baba," diyordu. "Kzn bir suu var m?
Nurhan tutar da gbek atar m orda burda. Bu ne demek! Bir
dman iidir bu. Yalan, iftira..."
Dervi Bey: "Ben bilirim," diyordu. "Dorudur. Ben mal
m bilirim. Hem de iyi bilirim. Kz ksmn okutursan, tek ba
na stanbullara yollarsan..."
Mahir, Dervi Beyi ailesiyle ba baa brakp doru karako
la gitti. "Bu bir faciadr," dedi. "Dervi Bey, Sarolu Dervi Bey
kederinden lyor. ukurova asil bir Beyini kaybediyor. Bu da
giderse artk asil bir Bey, Ouz soyu kalmayacak ukurovada.

236
Geleneklerine byle bal, namuslu. Bir kz stanbulda bir halt
eder, orospuluk eder ama sokaklara yazlamaz. Yazanlar dera
kap ele geirmek gerektir."
Bu ii yapabilecek be tane isim verdi. Bei de Dervi Beyi
tutan, hem de an olsun diye tutan adamlard. Akama kadar
bu be kiiyle birlikte birka adam daha sorguya ekilip nezare
te atld. Bu nezarete atlanlar gece karakolda kyasya dayak
yiyeceklerdi. ''Yzbaya on kii, pheli on kii yakalatp neza
rete attrdm. Sabaha kadar dayak atp syletecekler. Daha im
diden birisi suunu itiraf etmek zere. Bunu yapan bulacaz.
Bulup cezasn vereceiz. Ayaktakm bize kar birlemitir."
Dervi Bey: "Haklsn," dedi. "Senin szn tutmadm. Bu
ayaktakm bizim dmanmz. O kz getirin. Telgraf ekip
syleyin, hemen uaa atlayp gelsin."
Mahir Bey hemen orackta, Nurhana gelmesi iin iddetli
bir telgraf yazd.
Dervi Bey, Mahir, btn aile o gece sabaha kadar uyuma
d. Sabahleyin yakalananlarn hepsi de sularn itiraf etmiler
di. Amenna, yazlar yazniard ama balanmalar gerekti.
Bir ocukluk yapmlard. Dervi Bey bykt, asildi, onlar
balamas gerekti.
"nsanlar affetmek gerektir," diyordu Dervi Bey. "Ama
ben bunlar affedemem. Namusurula oynadlar. Hkmet ceza
larn versin. isterse hi vermesin. Ben onlara cezalarn kendi
elimle vereceim."
Mahir: "Vermeliyiz. Bu ayaktakmna acmamak gerek," di
ye pekitiriyordu.
O gece Mahir rahat bir uyku ekti. mrnn en mutlu g
nn yayordu. imdiye kadar intikam almann tadna varma
mt. yle hafifti ki neredeyse kanat takp uacakt. imdi da
ha iyi tanyordu Dervi Beyi.
ki gn sonra Nurhandan telgrafn karl geldi. "Beni ni
in oraya istiyorsunuz? Derslerime alyorum. Gelemeyece
im. Babama bir ey mi oldu? Acele bildirin. Bir ktlk varsa
hemen gelirim."
Telgraf alan Dervi Bey kplere bindi. Muzaffere: "Atla
uaa hemen bugn, u orospuyu al getir," dedi.

237
Bu korkun fke karsnda Muzaffer hibir ey yapamaz
d. Otomobile, Mahir Beyin otomobiline atlayp hemen Adana
ya gitti. lk uakta stanbula bilet ald. "Zavall, zavall Nur
han," diyordu. "Gbek atmak m? Kzarnadan erkek yzne
bakamaz."
Nurham gzleri kzarm, sa ba darmadan kitaplar s
tnde buldu. ok meraklanmt. Boyuna soruyordu.
Muzaffer kz kardeine iin iyzn syleyemezdi. Syle-
yemedi de. "Babam hasta, seni istiyor," diyebildi.
"ok mu hasta?"
"Bilirsin deil. Kapris yapyor."
"Ama derslerim var..."
"aresi yok, istiyor."
Kardeler hemen o gn dndler, Muzaffer Nurham iftli
e gtrd. Babasna gtremezdi. "Getirip iftlie koydum
Nurhan. Kzn hibir eyden haberi yok. Derslerinden baka
dnyay gz grmyor."
Bir hafta alp Dervi Beyi kznn masumluuna ikna et
tiler ama Nurhan da bir daha stanbula gidemeyecekti. Ve git
medi. Olan biteni renmi, kahroluyordu.
Aradan birka ay geti. Geti ve unututmaya yz tuttu.
Yalnz Dervi Bey, bir ift sz sylemek deil, kznn yzne
bile bakmyordu. Bakamyordu. Namusunun tekelenmesine se
bep olmutu ya, istedii kadar masum olsun. Kz ocuklarna
lanet edip duruyordu.
Gene de yava yava her ey unutuluyor, olayn st kl
balyordu. Hapse girmi itiraflar da kmlard.
Bu arada yeni bir olay her eyi allak bullak etti.

238
23

Sleyman Samiyi cokuyla, sevin iinde karlad: "Gel


gel kardeim, gel. Bamz sknca imdadmza ardmz,
sonra da yllar yl unuttuumuz. Ne yer, ne iersin Sleyman
Sami kardeimiz diye sormadmz ..." Boynuna sarld, iki ya
nandan pt. "Ve nankrlk stne nankrlk ettiimiz, b
yk kabiliyetini takdir edemediimiz, takdir edip de onu bir
milletvekili, bir bakan yapamadmz. Sonra da bamz sk
nca ... "
"Estafurullah, estafurullah..."
"Sonra da bamz sknca en bavuracamz ilk insan
olan... Buyur otur yle, buyur otur aziz kardeim. Sana kar
mahcubum, mahcubum ama, nasl tamir etsem bu gnahlar
m, ne yapsam, senin bu kasabaya, bu millete kar yaptn iyi
lii nasl desek, nasl etsek de desek. .. "
"Estafurullah, estafurullah... "
"Bu millet, bu uluuuuus, seni altn kapl saraylarda yaat
sa bile, senin iyiliiyin altndan kalkamaz." Sesini ykseltti.
"Senin bu iyilikleriyin allndan kalkmann hibir mmkn a
resi yok."
"Estafurullah, estafurullah... "
Sleyman Sami alakgnl koltua kt, Mahir Bey ona
sigara tuttu, elindeki altn akmakla sigarasn yakt ve hemen
bir kahve syledi.
Sleyman Sami grm geirmi bir kiiydi. Bu kadar ya
lamann sonucunda nasl bir iin kabileceini ve ne kadar bir

2 39
parann cebine girebileceini biliyordu. inden, bu sefer millet
vekilliini bir iyice Kurana el basp sz vermezlerse ben de on
larn hibir ilerine komam, geiriyordu.
Mahir Bey, onun iinden geenleri bilmi gibi, sesi gven
celi, tok, inandrc: "Sana ktlk yaptk Sleyman Sami, ok
ktlk. Seni milletvekili olaraktan, ukurovay temsile Mec
lise gnderseydik, byk kabiliyetinden hem btn millet,
hem hepimiz faydalanrdk. Sana zulm ettik kardeim. Bir de
bamz sknca... Sana sz veriyorum, hem kendim, hem bu
kasaba, hem de z kardeim, z kardeimden de ileri Dervi
Bey adna, seni bu seimde ne yapp edeceiz, Meclise gnde
receiz."
"Teekkr ederim, teekkr ederim. Sa olun."
"Ne istersen, sana onun stne teminat veririm, kasaba,
Dervi Bey ve kendi adma."
Sleyman Sami, yrtk yz, gzleri prl prl: "Hibir te
minat istemem Mahir Bey. Yalnz beni Dervi Beye gtrecek
sin. O da bana diyecek ki, seni bu seimde Meclise gndere
ceiz, ben buna sz verdim, diyecek. Baka hibir teminat is
temem."
"Hemen imdi gidelim. Kahveni i, hemen imdi gidelim.
Konualm, hemen sonra otomobile binip Dervi Beye gidelim.
Seni onunla ok konutuk, seni grmekten byk kvan du
yacak."
"Acyorum," diye ban sallad Sleyman. "Mustafa Ak
yollu Beye ok acyorum. Olu varn younu satm Rste
moluyla birlik olmu fabrika kuruyormu. ok kredi alm
Hkmetten. Bu Memet Ali cin gibi olan kt. Onun kuraca
fabrikaya Dervi Beyin olu Muzaffer de ortak olmu. Biliyor
musun Mahir Bey, Memet Aliyle Muzafferin itikleri su ayr
gitmiyormu. Adanada her gn, her yerde kol kolalarm."
"Biliyorum," dedi Mahir Bey. "Muzaffer akll insan, ok."
"Muzaffer gitmi Memet Aliye, barm onunla. Dervi
Bey bunu bir duysa tozunu attrr Muzafferin."
Mahir Bey: "Bir ey olmaz," dedi. "Biliyordur bence Dervi
Bey her eyi. Onun her yerde bir gz vardr. Biliyordur ama
susuyordur. Belki de memnundur byle olmasndan."

240
"Mustafa Beye yreim yanyor. Birka adamyla birlikte
harap konanda bir yatan iinde... Her eyini satm Memet
Ali onun. Altndaki yata bile..."
Mahir Bey: "Daha kt olsun," diye bard. "Ettiini bul
du. Yaramaz bir adamd Mustafa."
"Yazk," dedi Sleyman Sami. "Bir karyolann iinde, elin
de tabanca, hasta gibi, sabahlardan akamara dek. yi kt, ya
rar yaramaz. Allah hibir insan onun haline drmesin. Kan
s, ocuklan, akrabalan brakm gitmi. Feci, feci. Trajedi...
Sonra, olu gidip en byk dmannn oluyla bansn... l
me kurban olaym, lme... Yazk. .. "
"Bak," diye birden sz deitirdi Mahir Bey. "imdi sen
den ricam, yalnz benim deil, bu kasabann, bu ukurovann,
bu asil ulusun ricas..."
"Ricalar deil, estafurullah, emirler ba stne, can ba
stne."
"Efendim sinek ald yrd gene. Stmalar ald yrd,
efendim. Stma o kadar ald yrd ki, ovada stmalanmayan
kimse kalmad. Yediden yetmie btn ukurova topra kurt
ku, hem de ylan yan, dikkat buyurula, hem de ylan yan,
yerdeki kannca, dikkat buyurula, sudaki balk, brt bcek, ve
hem de dikkat buyurula, gen yal, zengin fakir insan, ve hem
de toprak ta, aa ot iek, tekmil ukurova stmadan titre
mekte, yanmakta mektedir. ukurova insan hali isyanda
dr. Daha dn kolluk kuvvetleri ayaklanan, srf stmadan dola
y, bu stmay nlemeyen Hkmete kar ayaklanan binlerce
kyly zararsz hale getirdi. Hkmetimiz ve hem de sayg
deer kymetli Yzbamz, ve hem de Savcmz... "
"Savcy sylemem, hi kimseye sylemem, o rveti dey
yusu," dedi Sleyman Sami. "Her bir boku yerim de onu, ne
iin olursa, hi kimsenin gznde yceltemeJ1l."
"Olur," dedi telala Mahir, "olur. Ondan sz ama."
"Yzba tamam, o mert bir Trktr."
"Onun hakkndaki dncemi Yzbaya syleyeceim. Ve
hem de kymetli Yzbamz, Valimiz, Kaymakammz olma
sayd... Yok yok, Kaymakam syleme. O da yaramaz."
"Sylemem."

24 1
"Olmasalard ukurova topra kana bulanacakt. Binlerce
kyl asker lecekti. Halk stmaya dayanarnayp ayaklanyor."
"Ayaklanyor. Ne yapsn."
"Mestan adnda on drt ocuu, torunu bugnlerde st s
te len on alt ocuundan sonra, kendi de stmadan toprakta
debelenirken, yanna hatnn sormak iin giden eski dostu Milli
Mcadele kahramannuz, eski sava arkada Sleyman Bey
Savakanaslansoypeneyi ldrmtr, ldrm ve siyah is
yan bayran tfeinin ucuna takp dmtr ukurovaya.
Bir anda bana bin kadar stmal kii toplanm, Hkmete
bakaldrm, krp dkmeye yakp ykmaya balamlardr. Be
reket versin ki asil kanl, Cumhuriyet ocuu Yzbamz, daha
banda haber alm, Adanadan, Kozandan, civar illerden gelen
kuvvetlerle isyan bastrm, saysz isyancy getirip kasabann
gneyindeki derin, Bokludereye hapseylemitir. Eer bu yaz
iinde bataklk kurotulmazsa kylmz, ister istemez gene is
yan etmek zorunda kalacaktr. Kyller diyorlar ki, yle stma
dan bok yoluna leceimize, vuruarak, stmann kkn kes
meyen Hkmete kar vuroarak lrz."
Sleyman Sami ona kukuyla bakt: "Ankarada btn bun
lara inanrlar m?" diye sordu.
"inanrlar," dedi Mahir Bey, inanla. "Sen de Sleyman Sa
mi ... nanmazlar da ne yaparlar? Onlarn buralardan bir haberi
mi var sanyorsun? Normal insanlar olsalar inanmamalar gere
kir, aratrmalar gerekir... Deli misin sen, vz gelir tz gider u
kurova Ankaraya ... Sen hi o ynden zlme. inanrlar, hem de
seni ilgin bir oyun dinliyorlarm gibi dinlerler, mestolurlar.
isyan sznden de dleri koptuu iin hemen de gene o koca
makinalar gnderirler. Sonra da Osman Remziyi gizlice gr.
Her ey onda bitecektir. Ben seni Ankaraya onun iini kolayla
trmak iin gnderiyorum. Yoksa Osman Remzi her yl yirmi
kere gnderir makinalar, yirmi kere geri aldnr. Yanna kimleri
istersin?"
"Gene eskileri... yi bir Ankara ekibimiz var, keyifli. Bu se
fer Karadal Murtaza da gelsin. Hac Kurtboadan da vazge
emem."
"imdi Dervi Beye gidip dndkten sonra, kasabadaki

242
her dkkanc adna bir telgraf ekeceksin Bakanla... Bu telg
raflar o dinsiz Bolevik arzuhaki Ali Efendi yazmt. Be yl
dr bunlar kullanyoruz. Al, burada otuz drt tane firakl, oku
yann yreini parampara eden telgraf rnei var. Her ky
muhtar adna da bir telgraf ekin. Kyl telgraflar da ite
bunlar. Bu telgraf stne Ankaraya giderseniz, tamam ... Ta
mam n?"
"Tamam," dedi Sleyman Sami, kahvesini ar ar ier
ken. "Hemen Dervi Beye gidelim."
"Gidelim," dedi Mahir Bey. "Seni grnce ok sevinecek
Dervi Bey kardeim."
Sisin iinden pembe balkllar kyordu, akl nokta nok
ta ak bir leylak rengine boyayarak Uan kulara, bulankln
altnda, ardnda kalm, silinmi, varl derin, uultulu, ar
kaynamasndan ancak belli olan. Birazdan gn aacak, sisin
altndaki, tesindeki her ey ortaya kacakt. Kular aklkta bir
batyor bir kyorlard. Sisin altnda belki sulu, belki aldr
sz, belki umutlu, ylgn kiiler de bekliyorlard. Ellerinde b
aklar.
Mahir Kabakolu sevinliydi bir bakma. Sevinli oldu
unu, olmas gerektiini dnyordu. Dndke arada bir
acya, umutsuzlua, karamsarla giriyordu. Btn bunlar,
bunca klme, aba, deer miydi? Sonu ne? Ankarada, aa
layarak iine son vermilerdi. Daha yeni gelmiti Viyanadan,
iei burnunda bir memurdu. Ondan herkes ok ey bekliyor
du. Kk bir hata. iine son verdiler. Gidecek hibir yeri, sar
lacak dal yoktu. Kasahaya geldi. iten kovulduunu saklad.
Hi kimse de bilmiyordu. Ankarada byk memuriyetini bra
kp geliine sebepler uydurdu, herkesi de kandrd. inden ol
mas, iinde bir yara gibi yllar yl kanad. imdiyse, belki ilk
olaraktan kvanlyd. indeki pimanlk yerini sevince brakp
gitmiti. Btn sevincine karn bir karabasan gibi bir ey sar
yordu iini. Bu karabasandan kayordu. Derenin iine doldu
rulmu kyllerin lklar, iniltileri geliyordu gzlerinin n
ne. Onlara sevgi, ac duyacak gibi oluyor, tam bu srada kefenli
bir adam ar ar sislerden kp gzlerinin nne dikiliyordu.
Bataklk kaynamaya, sesler, kanat rplar duyulmaya, sisin

243
arkas bir leylak pembesine boyannaya balyordu. BalkUar
tek tek sisin stne stne karken... Bu dnya az sonra bir
ucundan yok olacakt. Aalar, brtlenleri, iekleri, yabanl
kular, topra, kelebei, bu kaynaan dnya, u suyun, u ve
rimli topran kendine zg yaratt, uzun yllar dzenini kur
duu ne varsa yok olacak, baka bir eye, bir dnyaya, bir ren
ge, bir kokuya, tada dnecekti. Kular, anlar, otlar deiecek
tL nsanlar deiecekti, atlar, tazlar deiecekti. Ve hele narla
ra, narlara, diye batakla gmlen Mestann zlemi belki i
ekli bir tek nar aacyd. Belki kendisinin ekip hiebildii ve
rimli bir para toprakt. Aradn bulmu, onu da elinden...
Dnya, byk balk kk bal yer dnyasyd. zlmeye,
derin dncelere dalmaya gelmez. Bu byledir ve kesindir.
Herkes, herkesin kuyusunu kazacaktr. imdi az sonra u sisin
altndan dev makinalar kacaklar, bu korkun canavarlar top
raa saldracaklar, kyllerin amaya altklar yerden kanal
amaya balayacaklard. Bir haftadr, ar, iri, da gibi makina
larla gelen mhendisler, lmler bimiler, kyllerin kanal
amaya altklar yerin en uygun yer olduunu aknlkla
grmlerdi.
Cokuyla bekliyordu. Sis ar ar dalr, iri turuncu maki
nalar sisten, sabah kularyla birlikte, suretleri, glgeleri Ana
varza kayalklarna dm, usul usul karken, birden maki
nalarn grlts, uyanan batakln uultusuna kart. Da
vullar zurnalar alnd onlarla birlikte de. ok uzaklara dikil
mi kyller, dikildikleri yerden kprdamadan el rptlar.
Uzun baklar ekildi ve koyun, kei, boa, ve kzlerin bo
yunlarna indi. Kanlarn dkld yere makinalarn ar, l
tl, alm, dev bir bcein kollarna, azna benzeyen kepe
leri indi. Toprak bir anda byk yarasn ald, ortadan derin iki
ye ayrld.
Ar baaklar, pamuklar, incirler...
Mahir Bey Akasazn stne, ar, salm sisin kalkt
yerlere bir daha gremeyecekmi gibi hznle, sonra da utkulu
bir sevinle bakt. iftlik konan kuraca yeri aratrmaya
balad. Kyller tede, uzakta durmular, makinalarn topraa
dallarna, her dalta koparp aldklar, sonra da ileriye y-

244
dklar taze topraa bakyorlar, yavaa rkek elleri arada bir
biribirine kendinde olmadan vuruyordu.
Mahir Bey makinalarda alanlar teker teker kutlad, ka
saba ileri gelenleri, Yzba, Kaymakam, yarglar da ustalar,
mhendisleri kutladlar. Sonra kasabadan gelmi kalabalk,
kamyonlara, otobslere, at arabalarna dolutular. Trklerle,
sevin lklaryla oradan ayrldlar.
Mahir Bey ofrne: "ek olum," dedi. "Bu mutlu haberi
Dervi kardeimize bir an nce vermeliyiz."
Kafasnda iftliini nereye kuracan dnp duruyordu.
Dervi Beye att kazn tadn bir an unutarak

245
24

Bu birinci deney, Nurhan ii, ok baarl olmutu. Usul


usul, Dervile dostluu arttka, onunla ilidl olduka ondan
bir eyler kapyor gizli ileri reniyordu. u zaferinden duy
duu zevk kadar dnyada hibir eyden zevk alamamh. Ne
kadndan, ne ikiden, ne de byk bir tutkuyla gece gndz
akla evkle dnd mis kokulu toprandan.
Ama bu ii burada brakmamal, sonuna, en sonuna kadar
gitmeliydi. Bu Dervie ne yapsa az gelirdi. Yalnayak baka
bak, ak kefen... Gznn nne geldike ldnyordu. Bir de bu
rezalet daha bitmemiti ki ... Ak kefenli, eli kll resmi de gaze
telerde kmt. Kendisi grmemi, bu fotoraflan grmek iste
memiti, grenler sylyorlard. Btn byk gazetelerin bi
rinci sayfalarn bu tuhaf fotoraflar sslemi, diyorlard. Sonra
bu acayip fotoraf byk dnya gazetelerinde kmt. Ratip
Kllolu onun kefenli fotoraflarn ngiliz, Amerikan gazete
lerinde gzleriyle grdn yeminle sylyor: "Bizim Mahi
rin n Kruovun, Kennedynin nn geti," diye glyordu.
"Geti ki geti!" diye onu onaylyorlard.
"Mahir Bey bu! Geti ki geti. Allah daha artrsn nn."
"Byle giderse soylu Ouzun olu Dervi onu ok ok n-
lendirir daha ...
"

Nereye gitse, kimi grse, hangi toplantda bulunsa hep y


rei elinde. Herkesin kendisiyle alay ettiini, ona yukardan
baktklarn sanyor, kahroluyordu. Dnyadaki her ey, her an

ona kefenli halini, o pis gn anmsahyordu.

246
Mahir Beyin en irendii en korktuu ey kk grl
mek, horlanmakh. Bunun nne gemek iin elinden geleni de,
gelmeyeni de yapmt. imdiye kadarki btn abas da he
men insanlarca kk grlmernek olmutu. te korktuu ba
na gelmiti. Hem de nasl gelmiti! Artk bir mr boyu yal
nz kasahada deil, btn Trkiyede onu kk grecekler,
onunla alay edeceklerdi. Daha imdiden dillere destan olmu
tu. Onu bir mr boyu insanlktan karan Dervi Beyden bu
nun cn almalyd. Daha, daha almalyd.
Baz da dnyordu ki bu kk nemsiz bir akayd, ge
lip gemiti. Kimsenin ne o gn and, ne de dnd var
d. Biroklan da onun bunu salt Ouz geleneini yceltmek
iin yaptna inanyordu. Ona bu yzden de hayranlkla bak
yorlard. Ama btn bunlar onu teselli etmiyor, baz gnler de
rin bir kin karanlna dyor, bu ii nasl yapabildiine hala
ayor, kendisine lanetler yadryordu. Byk iftlik byye
cek, dnyann en modern iftlii olacak ... Bunun sonsuz sevinci
bile pimanlnn, kendi kendini lanetlemesinin nne geemi
yordu.
Son gnlerde u Nurhan olayndan dolay ok kvanlyd.
Bu olay btn karanlk dncelerine k serpiyor, onu mutlu
klyordu. Bir gn, belki Dervi Bey ldnde btn bu ileri
onun bana kendisinin rdn btn kasaba halk rene
cekti. Bu olay burada brakmamal, ustalkla, ta ki Dervi mah
voluncaya kadar gtrmeliydi. Kafasnda yava yava bir plan,
Derviin altndan kalkamayaca kadar byk, onu yok edecek
bir plan dncesi geliiyordu. Hayr hayr, yapamayacakt. Ne
pahasna olursa olsun Derviten kefenli hortlan cn almaly
d. Yoksa bu alak durumda yaam yaamam, ikisi de birdi.
Plann tatbik ettirecek birisini aryordu. Btn akrabalar
n, kasabadaki bu ie uygun tekmil insanlar teker teker gnde
birka kere gzden geiriyordu. En sonunda Deli Hacda karar
kld. Bu i iin ondan mnasip bir adam fabrikaya snadasa
yaptramazd. Tam tarnma bu i iin biilmi kaftand Hac. De
li Hac uzun boylu, esmer, ok yakkl bir adamd. Kasabann
baserserisi, kumarcs, klhanbeyiydi. Ama cmert, mert bir
adamd. Ona gvenilebilirdi.

247
Bir gece Hacy, akrabas delikanlyla evine arth, bir
odaya kapandlar.
"Sana bir iim dt Hac," dedi Mahir Bey. "ok nemli,
hayati nemi haiz bir i. Bu iin asln astarn sana sylemeden
nce sana bir teklifim var. ren de, yapsan da yapmasan da,
senin namusuna, fazilet ve de yce erdemine terk edilmi bu
srr hi kimseye, hibir canl mallukata amayacana Kuran
stne, ocuklarn, karn stne, yce Allahn stne u Kura
na el basaraktan yemin eder misin?"
Hac glerekten bu tepeden inme yemine: "Yemin ederim,"
dedi, elini de masann stnde duran Kurana koydu. Kurann
yanndaki para destesinden, odaya girdiinden bu yana hi g
zn ayrmam, daha odaya girerken Mahirin halinden, sonra
masann stndeki Kurandan, onun yanndaki paradan iin
nereye varacan akm, para destesinin ne kadar olabilecei
ni yle bir avullam, saymasna oradaki parann ne kadar
olduunu hemencecik be aa be yukar renivermiti. "Ba
na imdiye kadar sr verenler, benden imdiye kadar yemin is
temediler Bey," diye grledi. "Ama olsun. Yemin ederim. Alla
hm, Kuranm ve de karm ve de ocuklarm ve kendi z bam
stne... Mahir Beyin bana verecei srr canl hibir mahlukat
duymayacakhr."
Mahir Bey sevinten eli aya biribirine dolaarak onun el
lerine sarld, srhn svazlad, kekeleyerek: "Te... te... teekkr
ederim. Mersi. Sana inandm. Hayati mesele, iinde can mesele
si. Olmasa... " dedi. "Malumunuzdur ki Hac Beyefendi birade
rimiz, can ii, hayat... Kolay bir itigal deildir."
Daha uzun bir sre cokunluktan taarak Mahir Bey ko
nutu konutu. Hac artk dinlemiyor, bu byk srrn ne olaca
n sabrszlkla bekliyordu. Gerekten meraklanmt. En so
nunda Mahir, naslsa masann stndeki paray grd, abu
cak, bir gz ap kapayncaya kadar oradan ald Hacya verdi.
Hac da paraya bakmadan ayn abuklukla cebine. koydu.
"Hem ok zor, hem de ok kolay bir i. Bilhassa senin iin
epeyce kolay bir i. Biraz msaade efendim. Nuru aynim, az
ck izin verin efendim. Sabr efendim, sabr. Her iin ba sabr.
Acele etme Hac Bey biraderim. Senden isteim udur ki, bu

248
srr senin yce namusuna tevdi ediyorum ki, sen de Allah in
dinde yemin ettin ki, hem de Allah adna, ocuklarn stne,
Kurana el basaraktan bu sr kul olana kmayacaktr dedin ki...
Sana imanm var, mert ve cmert, mert ve adam, mert ve baha
dr ve de Ouz soyu bir kiisin. imdi efendim, bir gn Dervi
Bey belediye bahesinde otururken Kaymakamla, Belediye Ba
kan ve parti bakanlaryla, milletvekili de olsa yanlarnda daha
iyi olur ya, nasl drebilirsen, yeter ki bahe azna kadar do
lu olsun, ite o zaman Dervi Beye yaklap diyeceksin ki, be
hey boynuzlu kii, boynuzlarn yldzlara eriti, kasabann boy
nuzlar da senin yznden g deliyor. Daha gelmi insan gi
bi, utanmadan insanlar arasnda oturursun ... te tam byle di
yecek, hemen kaacaksn. Yoksa tabancasn ekip seni vurur.
Hemen sonra alt ay Dervi seni ldrtmek iin arayacaktr.
Onun iin uzak bir kye gidip saklanacaksn. Alt ay ocuklar
na, sana bakann. Bu ii yaptktan sonra da gel benden iki bin
be yz lira al. Olur mu? Ele geer de Dervi seni dayakla sy
letecek olursa ... "
Hac kzd: "Bana bak," dedi, "bu i kolay. Sen ona, en b
yk kalabalkta bunu sylememi istemiyor musun? Syleyece
im. Senin bununla ilgin hi olmayacak, lsem de bu sr kimse
ye kmayacak, yemin ettik ite. Tamam m? Sen u iki bin be
yzn binini daha ver bakalm. Kanma gerisine."
Mahir Bey ona bir binlik daha uzatt. Hac ald, yrd,
kapdan karken de geri dnp: "Eyvallah Bey," dedi. "Teek
kr ederim. Daha ona o kadar ok boynuzlar stne yle szler
ederim ki, o tabancasn ekecei yerde app kalr. Sen kork
ma hi. Sen yoksun bu ite. Seni ne hayatmda grdm, ne bili
rim, ne de bir kere olsun konumuluumuz var seninle."
Koarak merdivenleri indi. Sevin iindeydi. Hemen d
arda cebindeki paray kartt, sokak lambasnn altna geldi
saymaya balad. Tam tahmin ettii kadard, bin be yz lira.
Bin lira daha almt, iki bin be yz ... ki bin be yz daha,
be bin! Vay anasn, inanlmaz... Birka lakrd iin bu kadar
para! Alt aylk da ev bakm. .. Servet... u zenginler de amma
budala oluyorlard. Bu szlerin daniskasm elli lira karln
da deil Dervi Beye, Babakana sylerdi, hem de syleyebi-

249
lirdi. u be bin lira karl ise bir mr boyu her gn gider
Derviin kapsnda "boynuzluuu" diye sesinin btn gcnce
barabilirdi.
Sevincinden uuyordu. Bu para onun evini tam bir yl ge
indirirdi. Hem de ah gibi. u ikara kary ald alal ona yle
rahat bir gn gstermemiti. Parann iki binini hemen gtrp
karsna teslim edecek, be yzyle de... te bunu ehvetle d
nd, yaad... Evet, be yzyle de...
Kars: "Bu kadar paray nereden buldun?" diye kukuyla
sordu.
"Bir enayi dt. Yal bir enayi. zmn ye de ban
sorma. lsem de gebersem de bu paradan bana bir kuru ver
meyeceksin. yle bir yere saklayacaksn ki paralar, ben deil,
Kulaksz smail bile bulamayacak Olur mu? Gebersem bile...
Bu para senin ve ocuklarn." Elindeki be yz gsterdi: "te
bununla da ..."
Kadn yalvard yalvard, Hac bu be yzle ne yapacan
sylemedi. Sabrszlkla ikisi de sabah bekliyordu. O kadar se
viniyordu ki Hac, gece yary geineeye kadar karsyla konu
tu, akalah. Kars uyuduktan sonra da sabaha kadar yatakta
dnd, durdu, hi uyumad. Sabah erkenden, daha gn do
madan da Memet Ustaya gitti. Memet Usta kasabann hem ma
rangozu, hem camcs, hem badanacs, hem boyacs, hem de
tenekecisiydi. Elinden elektrik iinden tut da kalaycla kadar
her ey gelir, her zaman da hrpani gezerdi ve herkese de ok
sevilirdi.
Hac sevinle, bararak onu uyandrd. "Kalk yahu, daha
duracak zaman m? Usta dediin usta da bu zamana kadar ya
tar kalr m? Neredeyse gn doacak."
Memet Usta ne oluyor, ne var diye gzn at bakt ki
karsnda Deli Hac.
"Kalk," diyordu, "kalk! kt sana. u benim evi bir ss
leyecek, bir onaracak, kz gibi yapacaksn. te de paran."
O kadar heyecanl, sevinli, istekten dolup tayordu ki,
Usta kalkp giyinmekten baka bir ey yapamad. "Yahu," dedi,
"sen deli misin? u benim sorduuma da bak! Deli olmasan
bunca millet Deli Hac der miydi sana?"

250
Hac glyordu. Ne syleseler, ne etseler duyaca yoktu.
"abuk Usta, abuk!" diyordu da baka bir ey demiyor, d
nmyordu.
arya geldiler. Btn dkkanlar kapalyd. Hacnn acele
si, btn istei kursanda kald. Balad svp saymaya. "Bu
saata kadar da dkkan almaz m? Hey Allah belanz versin.
Neredeyse gn doacak. Tabii kazanamaz, zengin olamazsnz
tembel kpekler... " Aza alnmaz kfrlerle kapal dkkaniar
tekmeleyerek ary dolayordu.
Derken bir kahve ald. aresiz Ustayla oturup dkkania
rn almasn beklediler. Hac ikide bir kalkp, alm m diye
ary dolap geliyor, dkkanclara yakas almadk kfrler
savurarak yerine oturuyordu. Sabrszlndan yerinde otura
myor, sevincinden ii iine smyordu.
"Kapy maviye boyayacaksn. Camgbei mavisine... Evin
iini dn badana yapacaksn, kaymak gibi stbeyaz. Pencere
lerin hepsine hepsine de cam takacaksn, parl parl."
Derken dkkan kepenkleri grldedi. Ustay elinden tutan
Hac hemen yerinden frlad.
Yalboyalar, camlar, saclar, bir sr. ev onarmaya yaraya
cak teheriyi Hac srtna yklenmi, evine doru uarcasna
trmanyor, Usta da onun arkasndan yetirnek iin arada bir
komak zorunda kalyor, soluyordu ha bire.
gn iinde o eski, o bel vermi ev prl prld. gn
iinde Hac, ustann yanndan hi ayrlmam, ona canla bala
yardm etmiti. Evin onarlnas bitince de karsna gemi sa
atlarca hayranlkla seyretmiti.
kide bir yanndaki karsna: "Nasl, nasl, iek gibi deil
mi?" diye soruyor, gzlerinin ii mutlulukla aydnlanyordu.
Ev bittikten sonra karsn alp arya gtrd, karsna o
cuklarna giyimlik ald. "Hemen, bugn bunlar terzi Nebahat
Hanma gtrecek, akama kadar dikmesini isteyeceksin: Ne
kadar para isterse ver. Yeter ki bugn akama seninle ocuklar
donatsn."
Yllardan beri eve elektrik girmemiti. Komularn hepsin
de elektrik vard da onda yoktu. O gn akama kadar elektrii
de getirtti. Evin iini dn ampullerle donatt. Ve btn klar

251
o gece sabaha kadar yakt. Hacnn evi bu gece peri padiahnn
sarayna benziyordu.
Mahallede herkes arm kalmt. u son gnlerde bu
serseriye ne oluyordu? nce ikiyi brakm, karsyla kavga et
mez olmu, sonra da ite byle... ocuklar iek gibi giydiril
mi, ev prl prl...
Artk Hacnn evi her gece klara batm, her gece prl p
rl... Hac sevinli, aznda trkler...
Dervi Beye syleyecei szn tehlikesini falan hi dn
myordu. Dervi Beyin gsterecei tepkiye de aldrd yoktu.
ok skrsa, Bey, diyecekti, sana verseler bu kadar paray sen
de gider sylerdin. Ne var sanki bunda kzacak. ..
Herkes biribirine sabahtan akama kadar boynuzlu diyor
du da ne oluyordu? Ama bunda byk bir i olmasa Mahir bu
kadar korkarak yemin stne yemin ettirir, ant stne ant ver
dirir miydi? Bu kadar da para verir miydi? Elin adam deil bu
kadar paraya, bunun drtte birine adam ldrtyordu.
Bunun girdisini ktsn derin derin dnmemek gerekti.
Amaaan aldrmaaa ... Frsat bulur bulmaz Dervie bir pezevenk
ekecekti. Bu birinci deviydi. Dervi kendisini ldrecek deil
di ya ... Sonra da gider ondan zr dilerdi. stelik de o gerek
ten boynuzluydu. Kz gidip de stanbullarda gbek atmam
myd, randevuevinde yakalanmam myd? Ya kz kardei?

252
25

Unutup gitmiti. Kim bilir aradan ne kadar bir sre ge


miti? Ama yalnz kabahat onun deildi ki, Mahir de bu kadar
para verdii bir iin ne olup ne olmadn ondan bir kere olsun
sormamt ki... imdi, u anda Dervi Beyi grneeye kadar bu
i bir kere olsun aklna dmemiti. Tuh be! Ayp etmiti Mahir
de ne sanacakt, kim bilir. Hac bizim iki bin be yz yrtt,
diyecekti. te tam srasyd. Bu byk bir bor saylmazd.
Ama bor dediin ne kadar nemsiz olursa olsun denmeliydi.
Hazr Dervi Beyin masasnda Kaymakam, parti bakanlar,
Yzba, talihe bak ki bir de milletvekili vard. ki de tanmad
ok gzel giyinmi iko adam.
Baheye glerek girdi, glerek Dervi Beyin masasna iler
ledi. Glmsemesinde keskin, prltl bir hainlik gizliydi. Der
vi Bey onun yle glmseyerek kendisine doru geldiini g
rnce, kendi de glmsedi.
"Gel bakalm Deli Hac," dedi. "Ne var ne yok? Benden bir
dilein mi var?" Sonra da bu kadar adamn iinde ona deli de
diine zld. "Ben seni sever... "
Szn bitirerneden Hac yaptrd: "Yok," dedi kaslarak
"Senin gibilerden ne isteim olabilir?" Kstaht. "Senin gibi
boynuzlar ge, yldzlara erimi bir pezevenkten... "
Dervi Bey kurunla vurulmuasna dondu kald.
"Bu boynuzla insanlar iine..."
Dervi Bey kendine geliyordu ki Hac kat. Baheyi km
baryordu: "Bu boynuzla kaplardan nasl giriyorsun?"

253
aknlktan azck kurtulan Dervi Bey tabancasn ek
miti ama Hac da gzden kaybolmutu. Bir zaman yerinden
kalkamad. Eli aya zangr zangr titriyor tabancasn bir trl
beline geri sokamyordu. Kaymakam, tabaneay onun elinden
ald, beline soktu. Yanndakiler trl diller dkp, onu teselliye
alyorlar: "Aldrma Bey," diyorlard, "delidir, be paralk bir
serseridir. zlme Bey. nsan, insan gibi bir insann szne g
cenir..."
"Kim bilir, senden ne istemeye gelmiti? Kim bilir neye
ieriedi de yle konutu..."
"Delinin sa solu olmaz."
"Olmaz," diye hep bir azdan onayladlar.
Dervi Bey btn bu szleri duymuyor, aldrmyordu. Sap
sar kesilmi, uyurgezer bir haldeydi. Bu ite hep kendisini so
rumlu tutuyordu. Bir insan tutar da be paralk bir serseriyle
aka eder de ona deli der miydi? Ne gereklii vard. te alaca
n almt. Ama bu adamn da vcudu bu dnyadan kalkma
lyd. imdi btn kasaba, kylerine varncaya kadar, hatta b
tn il, bu szle alkanacakt. Bu yaa gelmi, Dervi Beyin ba
na byle korkun, byle kltc bir i gelmemiti. Elbette ki
Dervi Bey bu byk hakareti kanla ykayacakt.
Neden sonra kendine gelen Dervi Bey sadece onlara ac
ac glmsedi, ayaa kalkt, evine yolland. Bir fke kasrgas
gibiydi. Onu gren, halinden tavrndan rknt duyuyordu.
Konaa gelir gelmez atn ektirdi ve atlad. At ok fkelendii
zamanki gibi doludizgin ldrreesine sryordu. Sryor,
hzla da dnceden dneeye geiyordu. Acaba bir dman,
rnein Akyollu Mustafa Aa Hacya para verip bu szleri sy
letemez miydi? Ya da onu baka bir ekemez, onu bu en can al
c yerinden vurmak iin bu deliyi alet olarak kullanamaz my
d? Hayr hayr, hi kimse, hibir insan buna tenezzl etmezdi.
Kimse bu kadar klemezdi, Mahir bile. Hele Akyollu Musta
fa Aa, o vakur, o yiit insan bu kadar aalk bir yola bavu
rur muydu hi? O bir dmand ama, onurlu, saygdeer bir
dmand.
Karar verdi ki ona deli dediinden dolay Hac bu hakareti
salt gsteri olsun diye, bakn bakn ben Sarolunu ne hale ge-

254
tirdim, bana Deli Hac derler, grn ite, diye sylemiti. Gste
ri mi, al yleyse kpek, hayatnla de!
Kpry yel gibi geti. Bundan nce kprden ok az ge
miti. Kpr bir lm tuzayd. Bir yannda kayalk bir tepe,
te yannda bir orman vard. Bu sefer abm yoldan da srd.
Atn hznn estirdii rzgar balyoz gibi yzne iniyor, yann
dan ynnden su gibi, delicesine bir rzgar akyordu. At hz
landka, rzgarn ak iddetleniyordu. Kardan esen serin
rzgar onu kendisine getiriyordu. Onuru yaralanmt. Son yl
larda byle ne oluyordu? Her ey, her i tersine... Bundan yirmi
yl nce bir tanesi kp da ona byle byle deseydi, diyemezdi
ya, oradaki halk o adam yakalar, derakap orackta ldrverir
di. Her ey, her eydi ama, bu halka ne oluyordu? Amenna ok
ey deimiti. Halkn srtna binen binene... Ama u zengin so
yundan, Bey, Aa cinsinden bir adam kalmt halka svmeyen,
onlar horlamayan, onlara insan deeri veren, o da Sarolu
Dervi. Eskiden hibir zaman halkn tarafn bylesine tutma
m, halk bylesine candan korumamt. Eee, ne oluyordu y
leyse? Bir hata m yapmt? Eskiden olsa, bu Deli Hac gibi bi
risine, deli pezevenk diye arsayd, o adam sevincinden yere
ge smaz, gelir ayaklarna kapanp p ha p ederdi. Neydi
bu deien, yok olan, giden? Bu dnyadan eksilenleri teker te
ker biliyor, gryordu. Ama niin, ama nasl bir trl ite bun
lar bulamyordu. Kafasndaki soru da buydu. Acaba zaman
Akyollu olu Mustafa Aay da m deitirmiti? Kendisini l
drmekten vazgemi de, onun haberi mi yoktu? Byle bir ihti
mal bile onu ldrtyor, btn hayatn bombo klyordu. D
nyor tanyor, hayatna bir anlam yaktramyordu.
"Hayr hayr!" diyordu. Dnyada her ey olurdu da bu ola
mazd. Tand o mert, yiit adam Mustafa Aa, kardeinin,
gencecik kardeinin kanndan vazgeemezdi. Anasnn ldr
d brahimi kana saym da vaz m gemiti?
Kendisi de bozulmam myd? Bir an, u Ouz tresini
Mahire salt hakaret olsun diye yaptrdn dnd. Haa ha
a, diye bu dnceyi kafasndan kovdu. Bu trede srar edii
nin bir tek sebebi vard, o da atalarna, anl Ouza, grenekie
re soylu kana olan saygsyd. Her ey bozulabilir o bu pis dn-

255
ya iinde sapasalam, dimdik kalr, dimdik ve onurlu, insan gi
bi lrd.
Serin yel onu gittike kendine getiriyor, aln komas da
dzgnleiyor, onu daha az sallyordu.
Hacy balamak, ldrrnernek, bir delidir deyip gernek
olmaz myd? Titredi. Hayr olmazd! te bu bozulrnak, ite bu
lmeden mezara girrnek dernekti. Kendine geldike Hacya
kar iindeki fke kabardka kabaryor, sinirden, dvlm
gibi btn bedeni aryordu.
Ah deli gibi sryor, alkan at oktan yoldan km, al
larn stnden atlyor, karnlklardan bir ylan gibi akyor, git
tike de hzlanyordu.
At ne zaman kapda durmu, ne zaman attan inip rnerdi
venleri km ve kendisini ne zaman sedirin stne atmt far
knda deildi. Yaralyd, onuru, yrei, insanl yaralanrnh.
Bir serseri, bir deli tarafndan da olsa yaralanrnh. Deliler ve
ocuklar halkn ilk, halkn. gerek dncelerinin aklaycla
rydlar. Dernek ki bu hakareti halk etmiti ona. Dernek ki o,
byle hakaret edilecek dururnlara drnt.
Eeee, yleyse Hacnn bu ite suu neydi? Gerekten neydi?
Bir sre kendini, zaman suluyor, sonra da btn yk ge
ne Hacnn stne ykyordu. Mademki o, ona saygszlk yap
mak yiitliini, ya da alakln gstermiti yleyse lmek
onurluluunu da gsterrneliydi.
Hac lecekti... Bu neyi deitirecekti? Hi...
Derin derin iini ekti: "Bindiler, ektiler gittiler," dedi.
Sesinin birka kere duvarda yanklandn sanp, kulak
kabartt.

256
26

Birden farkna vard ki elinde Hacy ldrtecek gvenilir


bir adam yok. Dnd tand, iftlikteki adamlarnn stn
de teker teker durup, onlarn durumlarn ocukluklarndan bu
yana gzden geirdi, gerekten gvenilir bir adam bulamad.
Bu da onu imdiye kadar urad aknlklarn en byne
uratt. Ne olmutu byle. Sarolu evine ne olmutu? Sarolu
evinde ocuklarn zprlklarndan baka ne deiiklik vard,
hi. Her ey, grenekler, treler yerli yerinde, iftlik o iftlik, ko
nak o konak, aa yukar adamlar o adamlar, dzen ayn d
zen, eve candan bal olmas gereken insanlar ayn koullarda
yetitiriliyorlar, yleyse deien ne?
Eskiden bana byle bir i gelseydi, gelemezdi ya, iftlikte
o adam ldrecek, ldrdkten sonra da azn amayacak on
kiiyi elinin alhnda bulur, hi dnmeden de, git u adam vu
ruver de gel, derdi. Ama imdi, ban elleri arasna alm d
n ha dn ediyordu. Acaba iftlikte gvenilir adam vard
da o mu vesveseli olmu, o mu deimiti?
Uzun bir sre de kendi iini lt biti. Yeni edindii huy
larn, yiitliini, korkakln, insanlara inancn yitirip yitir
mediini, bir bir, olaylarla gznn nne getirdi. Olaylar s
tnde durdu, tartt, karar kld ki kendisi deimemiti.
Byle mkl anlarda, ok kere mkln karsna da so
rard. Gene sordu: "Hatun," dedi alay edercesine, "u son gn
lerde u son yllarda bende grlr bir deiiklik oldu mu?"
Hatun onun burada bir mkl olduunu, onun bir k-

257
maza girdiini anlamakta gecikmezdi. Her ne kadar oral ol
madan, her ne kadar alay ederek de sylese, Hatun onun ken
disine ok nemli anlarda bavurduunu bilir, ona gre de
davranrd.
Glerekten: "Hi dnmedim," diye karlk verdi. "Sahi
yallk bizde bir deime yapt mola? Azck izin ver de...
"

Hemen odasna ekildi, namaza durdu. Namaz klar, son


ra da seccade stnde oturup dncelere dalard. Hatun koca
sna hep seccade stnde, namaz sonu dnceleriyle yardmc
olmutu.
Dervi Bey bilirdi ki adam ldrmeyecek kadar korkak
olan bir adam iin ne kadar para verirse versin, kimse adam l
drmezdi. Gene Dervi Bey bilirdi ki insanlara inancn yitirmi
bir kimseye de kimse inanmazd. Bunlar denenmi inanlard.
Bir gn Torosun en byk ekyas Gizik Duran ona gel
mi: "Bey," demiti, "ben yanmdaki arkadalara inancn yitir
dim. Hibirisine gvenim kalmad artk benim sonuro geldi. ki
aydr dndm tandm, arkadalar belki bin kere denedim,
onlarn hibir eyden haberleri yoktu. Benim onlara inancn
yitirmemin hibir sebebi yoktu. Ama ben inancn yitirdim.
im yle hkmediyor. Benim sonuro geldi. Yeni bir ete kur
sam, onlardan da rkeceim. Ne yapaym, ardm. Kasam
gizlensem, inanyorum ki bir gn insanlar beni ele verecekler,
dada kalsam beni arkadalarm ldrecekler. Yapacak hibir
ey, tutunacak u kadarck bir dalm da yok. Sonum geldi." Gi
zik Duran gibi yllarca Torosun tek kral olmu bir kiinin by
lesine zavall aresiz bir hale gelmesi onu ok sarsm, syle
diklerine inanmamaya almt. Ama on be gn sonra Gizik
Duran, hem de insanlarca aldatlarak ldrlnce bu korkun
olay stnde yllarca dnmt. Acaba Gizik Duran kendisi
ne yaplacak bir ihaneti sezip de mi insanlara gvenini yitir
miti? Yoksa o insanlara gvenini yitirdikten sonra m insanlar
ona ihanet etmiti? Yllardr bu iin iinden kamyor, Gizik
Duran olaynn altnda eziliyordu.
Birka saat sonra yanna gelen Hatunun gzlerinin ii g
lyordu: "Yok Bey," dedi. "Sende hibir deiiklik olmam. Bu
dnya gittike bozuluyor. Kendine su bulma. Hkmet de bo-

258
zuldu. Eveli bizim dostumuz olan, bir dediimizi iki etmeyen
Hkmet imdi bizim badmanmz. Az daha bizi sryor
lard, unuttun mu? Bereket ki Koca Hakim yetiti imdada ... "
Bu szler Beyi ok sevindirdi ama iindeki endieyi, phe
leri skp atamad. Bu adamlara gvenini yitirmesinin bir se
bebi olacakt ama neydi o sebep?
imdi Mahmut sa olsayd, ona da gveni olmaz myd?
Cann, maln, karsn kzn her eyini ona teslim edebilir ve
gerisini dnmezdi. Bu dnce onun iini sevinle doldurdu.
Mahmut derken, o anda Yusuf gelmiti gzlerinin nne. Yu
suf? Yusuf?.. Yusuf, hali tavr, onu son denemesi, hepsi hepsi
bir an geldi gzlerinin nne dikildi. ok genti, daha bir o
cuktu Yusuf... Birden daha fazla dnmek gerekliini duyma
dan kararn verdi. Cann, maln, rzn, her eyini Yusufa g-
venebilirdi.

Koarak, bir ocuk sevinciyle Hatunun yanna gitti, onun


boynuna sarld. "Haklsn, haklsn, sen ne akllsn byle! Ta
bii, Kk Aliolu soyu! Ben mi akll olacam... Ben hi dei
memiim, insanlara gvenimi yitirmemiim. Dnya deimi,"
diye az kulaklanna vararak glyordu.
yleyse Hacy da Yusuf ldrsn. Bu ilk dnce ve bir
are onu bir an iin kvanca bodu. Sonra, sonra ... Ne yapyor
du o? Deli miydi, kendi kendisine sz vermemi miydi, Yusufu
byle ilere sokmayacakt? Szden vazgetik, ya ocuun ba
na bir i gelir, ya yakalarup ieri derse? Bunu yapamayacakt.
O da babas gibi... Yrei czzz etti... Babas gibi ierde...
Yusufu kendi eliyle, tam Ouzlara has z sz belli bir yi
it olarak yetitirmiti. Tm ocuklar bir yana, Yusuf bir ya
nayd. Yusufu gerekten de ocuklarndan ok seviyordu. Bir
kimse bir bakasnn ocuklai-n kendi ocuklarndan ok seve
bilir miydi? Bu biraz gcne gidiyordu. Kendi ocuklar durur
ken ... "Olsun," diye sylendi. "Varsn yle olsun ... "
Yusufu koruyacakt. Olunu, kardeini koruyacak, Deli
Hac gibi adarnlar uruna gl gibi bahadrn harcarnayacakt.
Baka birisini bulmal Hacy ldrtmek iin. Ama kimi?
Az ok gvenilir adarnlarnn stnde yeniden teker teker
durmaya balad. Hepsinin huyunu husunu en ince yerlerine

259
kadar biliyordu. Bu insanlarda bir ak kap, bir rk, sarsl
m yan vard ki, neydi, bir trl bulanyordu. Bu adamlarda
elle tutulurcasna bir deime seziyordu, seziyordu ya, bu de
ime neydi, bir trl bulamyordu. Karar verdi, bu adamlarla,
teker teker, gnlerce de olsa konuacak, bu deimenin temel
sebebini bulacakh. ryen bir ey vard, kokusunu iyice al
yordu. Nereden, hangi rm daldan, damardan geliyordu
bu koku?
Bir yolunu bulup, adamlara sezdirmeden onlarla sabahlar
dan akamara kadar konuuyor, bir an onlarda inanlr, gve
nilir, demir gibi gl bir yan buluyor, onlara drt elle sanlyor,
azck sonra gzlerinde, ellerinde, ayaklannn duruunda, az
lanndan kan szcklerde bir kallelik seziyor, az nceki k
van dnyas tuzla buz oluyordu.
ldracakh. Bu insanlar her zaman byle miydiler? Kim
bilir, belki de... Ondaki insanoluna sonsuz gven belki de onu
insanolunun bu rm ynnden gelen kokunun farkna
vardrmamh. yleyse imdi nasl vanyordu farkna? gene
atallayordu.
in iinden kendini sulamakla da kamaynca ahna atl
yor, dmdz ovann stne yldrm gibi sryor, gsn atn
estirdii sert rzgarlara verip azck kendine geliyordu.

260
27

Gcne gidiyordu. Bir adam sana koca kasabann iinde,


hkmet adamlarnn, baz be paralk adamlarn yannda ha
karet etsin de, sen de koskocaman Sarolu, gk gibi grleyen
Dervi Bey ol da elinden hibir ey gelmesin. Ve bu on paralk
adam da kaykla kaykla kasahada anana avradna sverek do
lasn! Olacak i mi?
Kendi kendini alp yerden yere vuruyordu. O da adam
myd? Sarolu soyunun bir rezaletiydi, insanlarn yzkarasy
d. Bu yaa gelmiti de Sarolu soyuna n verecek hibir hare
keti olmamh. Ne mene bir adam olduu ite yetitirdii o
cuklardan da belliydi. Her biri bir yzkaras. teki, boz adam
larn ocuklarndan ne fark vard onlarn?
Bir an fkeye geliyor: "Bu iti ben kendi elimle ldrece
im!" diye baryor, bardktan sonra da onu nasl ldrecei
stne planlar kuruyordu. Gizli mi ldrmeli onu, yoksa ak
tan aa onu arnn ortsnda vurup, sonra daa m kmal?
Her iki plan da btn sonularyla inceden inceye, kl krk ya
rarak dnyordu.
Daa kmak. .. Daa knca ezilmi, topraksz fakir fkara
y bana toplamak, u kan cieri on para etmez, halkn kann
emen asalak iftlik sahibi Aalar teker teker yakalayp icaplar
na bakmak, topraklarn fakir fkaraya pay etmek. .. Sonra da
Ouz hkmetini kurup, evet kurup, eitlii salamak. .. Bu
arada da boyuna, hapisiere girip kan, dediinden dnmeyen,
eitlik de eitlik, adalet de adalet, diye ter ter tepinen arzuhaki

261
Ali gelip gznn nne dikiliyordu. Ne derlerse desinler, va
tan haini, Rus casusu, ne derlerse desinler, bu ocukta bir i
vard. Namuslu ve yiit ve gz pekti. te u pis dnyada Yu
suftan sonra bir de arzuhaki Aliye gveniyordu. Bu dnce
de onu mutlu klyordu. Bir adam, bir adam daha bulmutu u
dnyada. inde Aliye kar bir utanc vard. ocukcaz o ka
dar zaman hapiste a yoksul kalm, kimseye boyun ememi,
kimseden be kuru istememiti. Onu ierde bu skntdan kur
tarmak ona derdi. Ona bir gn para gnderecek olmu, o
mendebur olu Muzaffer bunun nne gemiti. Bu yzden
Ali Efendinin yzne nasl bakacakt, utanyordu. Sanki Alinin
hapiste a, yoksul, plak kalmasndan yalnz o sorumluydu.
Ali Efendi bu eit, salkl insanlarn devletinde byk bir
rol oynayabilirdi. Onu ilk frsatta iftlie, konaa davet edip,
ona takdirlerini ve sevgisini syleyecek, bu ezilmi, hor gr
len yiit insana kollarn aarak onu memnun edecekti.
Dalar... Sonra Aalar kurundan geirip ovaya ini, ky
llerin onu ve arkadalarn bir kurtaney karlar gibi binler
ce, milyonlarca dn bayram yaparak karlamalar. Sonra
topraklar, kendi iftlii de iinde, datmas. .. Yzyllardr gn
grmemi u iyi yrekli halkn yznn glmesi...
Bu dlerden ban sert bir duvara arpmasna uyan
yor, bu yatan sonra bu ii gerekletiremeyeceini ac ac g
lmseyerek dnyordu. Gen olsayd... u yz hi glme
mi halkn minnettarln kazanmak az ey miydi? Genlii
boa gitmi, en byk frsat da karmt. u on para etmez
Aalar, nereden ktklar belli olmayan onursuz soysuzlar hal
k kpek gibi kullanyorlar, o gzelim adamlara hakaretlerden
hakaretler beendiriyorlar, halk da onlarn karsnda ezildike
eziliyordu. Neden bakaldrmyorlard? nk onlara ba ola
cak kimse yoktu ... Yoksaaa ...
Ah yallk! Ocan batsn. Tarihin en kolay, en byk frsa
tn elden karyordu. u Aalar ortadan kaldrp, topraklarn
yoksullara ... Halkn gznde evliya, ermi kii, peygamber ol
mak iten bile deildi. Ali Efendi bunu yapamyor. nk o bir
fakir olan o bir Bey deil. Dervi Beyin elindeki frsatn, olana
n binde biri onun eline geseydi, gr o zaman ortal, deli

262
olan nasl alaboz duman ederdi! Ve halk iyilik unutmaz. Onla
ra bu iyilii kim yaparsa yapsn, onun tUrbesini dnyann so
nuna kadar glle donatr, klara boar. Kim bilir, u kck,
gz kvlcml olan, Ali ocuk belki bu mertebeye eriecek.
Belki onu ldrecek, ona ikence edecekler. Fakat sonunda halk
onun mezarn glle donatacak
Bir an iin Aliyi btn benliiyle kskand. u olann
eritii insanlk mertebesine, Sarolu Dervi, Beyliiyle bile
hibir zaman eriemeyecekti. Grnte u kasabadaki herkes
onun can dmanyd, fakiri de zengini de... Bir de ondan sz
alnca, onun ad anlnca kyllerin ltl gzlerini, mutlu
luk iinde halkyan yzlerini grmeliydi. O daha imdiden,
gencecik, otuz yanda halkn varn younu balad, onun
umu:t kayna olmutu. Bunu kr gzller, u pis Aalar gr
myorlard, gremezlerdi de. nk halkla hibir ilikileri
yoktu. Ali Efendinin halk arasndaki etkisini yalnz o grebili
yor, anlayabiliyordu.
Hayatnn karlm en byk frsatna yanarak, derin uy
kulardan uyanyordu.
Bir gn, gene fkeli, umutsuz, karanlk, at srtnda uarken
Hacy kendinin ldremeyeceini anlad. Bu dnce onu l
drtt. Altndaki at bu lgnln fkesiyle batakln iine sr
d. Biraz daha srebilseydi at ieri, at da kendisi de batakla
gmlp kalacaklard. iftlie dnd zaman onu da, ah da
kimse tanyamad. At kulaklarna kadar amura batm, Dervi
Beyinse yalnz dileri lyordu ak ak... Tepeden trnaa amur
iinde ve bir amurdan heykel gibi...
At kapda brakp, kendisi bir ok gibi merdivenlerden yuka
r frlad, nne gelen ilk insana: "Git bana Yusufu ar," dedi.
Hatun onun bu korkun fkesine, amurdan hibir yeri g
zkmez klna kapdan bakyor, rperiyordu. Bir ktlk ola
cakt. Hatun imdiye kadarki deneyleriyle o kadar iyi biliyordu
ki byle fkelerin sonunda hep bela gelirdi balarna.

Az sonra Yusuf geldi. Beyinin halini grnce ard, ne ya


pacan, ne syleyeceini bilerneden ortada kalakald.
Yusufu grncedir ki Bey kendine geldi: "Yusufum yav
rum," dedi inler gibi, yreinin en scak yeriyle, sesinin en

263
efkatli tonuyla. Ve Yusuf bu sevginin bykl arl, s
nrszl altnda ezildi. "Yusufurn yavrurn, geldin mi? Otur
uraya da strn deitireyirn." Sesinde bir ylgnlk, bir bez
ginlik vard.
Hatunla hizmeti kzlar yerlerinden frlayp Beyin giyitleri
ni deitirip, amurlarn ykamak iin koutular. Yusuf otur
rnarn, elini nne kavuturrnu, hala Beyin karsndayrn gi
bi el pene divan durmu, bekliyordu.
Biraz sonra Bey yunrnu arnm geldi. Yz rnosrnordu
ama, gene de glyordu. Yusufa sevgiyle bakt, onu tepeden
trnaa, bir daha hi gremeyecei bir sevgiliye son defa bakar
gibi uzun uzun szd. Yusufa baktka yznn morarts ge
iyor, yz sonsuz bir mutlulua grnlyordu. Arkarndan gel,
diye Yusufa bir iaret akp, kardaki odaya girdi. "Kapy ka
pat Yusufurn," dedi.
Yusuf kapy kapatnca geriye dnd, sanki arya git de
bana sigara al, derrniesine olaan: "Yusufurn," dedi, 0Deli
Hacy ldreceksin. Olan biteni biliyorsun." Ve uzun uzun,
deimeyen bir sesle onu nasl, nerede, ne zaman ldrecei
ni anlattktan sonra: "Ben," dedi, "bir iki gne kadar stanbu
la gidiyorum. Ben gittikten sonra kasahaya git, eve yerle.
Evde hi kimse yok. Eve senin girip ktn kimse grme-
sin."
Yusufun azndan "olur" ya da "olmaz" diye bir sz k
mad. Bey zaten ona olur mu, olmaz m diye sorrnarnt ki ...
Kocaman kara gzleri nce donuklat, yuvalarnda akn bi
rer ku gibi rpndlar. nce yz de karmakar olmu, andan
ana, krmzdan sarya, mora deirniti. Az sonra gzleri prlt
iinde kald ve yz ald, aydnland, her zamanki sevinli
ocuk yz gibi saf halini ald. nce oyuncan belirsiz bir d
iinde yitirmi, sonra uyanverrni bakrn ki oyuncak yan ba
nda... te yz bir dten uyanm, kederli bir ocuun y
z. Gene de azck akn.
Yusufun yzne gzn dikmi Dervi, uzun yllarn ona
verdii deneyle Yusufun iinden neler geiyor, an anna izle
rniti. Ve birden de bu ocua bu devi verdiinden dolay pi
man olmutu. Artk ok yaydan kmt, geri dnernezdi. "Bu

264
iten vazgetim Yusuf," diyemezdi. Yreine kurun gibi bir
ac oturdu. Gzlerinin yaardn Yusuf grmesin diye. "Haydi
yavrum, Yusufum," dedi, "git de hazrln gr." Sesi karnca
lanm, bouk bouk, alamsyd.
Yusuf kt. O, odann kapsndan kncaya kadar Dervi
onu gzleriyle yereesine arkasndan szd. Belki, belki hibir
zaman bir daha bu Yusufunu gremeyecekti. Belki Yusufu Hac
ldrecekti. Bu iler her zaman tersine dnebilirdi. Belki de Yu
suf bu ii beceremeyecek hapisiere decek, belki belki de solu
u daraacnda alacakt.
Neden, u Allaha, u evrene u doaya ne yapmt da ba
na bu ileri ayordu? Kime ne ktlk etmiti? u yeryzn
deki hibir insan bylesine bir kara talihle domamt. Daha
anasndan doduu an, lm korkusu bir Azrail gibi yakasna
yapm, bir daha onu brakmamt. ocukluunda hep bura
lardan, lmden kamak, ssz bir dada, insan aya deme
mi bir maarada yaamak istemi, gerekletirememiti. Sonra
Avrupaya gitmek, orada saklanmak, adn deitirip baka bir
insan olmak, u boazna yapm, sk ha sk eden lm kor
kusundan kurtulmak iin can atmt ama, Sarolu ocan
bombo brakamamt. Bir de lmden, Akyollularn nnden
kat da izini belirsiz etti diye elalem anasna avradna svecek
ti. O da belki urourunda deildi, dmandan kamak dpedz
arna gidiyordu. nsan bu dnyada yaayacaksa, onuroyla
yaamalyd.
Yllarca evden bir adm dar atamam, yllarca doru
drst bir yolda at koturamam, yllarca doru drst br
uyku uyuyamamt. Yazn, aa yukar en zengininden en f
karasna kadar btn ukurovallar yaylaya, Torosa gerler
ken, o, ukurun sar scanda cayr cayr yanmt. Ve ukur
da kalanlar geceleri damlarn stnde, ardaklarda uyurlar
ken, o, korkun, yap yap cibinlikleri delip geen sinekli ge
celerde, sca belki on misli artran konakta yatmak zorunda
kalmt.
Yllarca barp durmutu: "Bu da hayat m? Bu da insan
hayat m?" yle gnler olmutu ki lmeye can atmt. lm
akla evkle aramt. Ama lm bir trl eline gememiti. l-

265
rnek iin ne delilikler yapmamt ki... "leyim de nasl lr
sem leyim! isterse beni Sanolu dman Akyollu ldrsn,"
diye, bunca yl kat lmn, Akyollu iftliinin stne g
pegndz at srmt.
Niin bu iler yalnz onun bana geliyordu? Acaba bir etti
i vard da Allah onun cn m alyordu ondan? Allah m?
Allah var myd?
u son olaya bakn! Durup dururken be pezevenk adam,
varp da herkese boynuzun gklere erimi demenin bir alemi
var m? Al yleyse, hayatnla de namussuz!
En sonunda dnmekten, kendine acmaktan, kendini k
k grmekten, kalrolmaktan bkt: "Batt balk yan gider," di
ye glmsedi. "Yusufta eer adam olmak gz gc varsa na
sl olsa Deli Hac gibi bir kimsiz kimsesizin, arkaszn katlinin
altndan kalkar. Bu kadar kk bir iin altndan kalkamayan
adama ne benim ne de Ouz soyunun, ne de insanolunun ge
rei var. Varsn, bylesi ie yaramaz bir adam da eksik olsun.
Zaten bu dnya lml dnya."
Ne de olsa Yusuf gen, Yusuf yakkl, kz gibi utanga
ve de Beyine tapyor. Bu onun halinden belli. Bir bak var
ki... Ancak tapanlar, byk hayranlar byle candan bakarlar.
Byk sevdallar, karasevdallar bile bu kadar gzel baka
mazlar.
Aaah, imdi Yusuf gelse de: "Beyim," dese "ben bu ii ya
pamayacam. Ben imdiye kadar bir ku bile kesmedim, bir si
nek bir karnca bile ldrmedim," dese ne gzel olurdu. Onun
boynuna sarlr, yzn ellerini ayaklarn perdi. Hem de kos
kocaman Beyliini, Saroluluunu unutarak Ama Yusuf yle
bir yetitirilmiti ki gelemez ve de byle sz azndan kara
mazd.
"Ahmak insanlar," diye sylendi. "Byle bir hi uruna
kendilerini mahvederler, yok ederler. Bu kpeklerin de huyu
bu. Bok yoluna gitmek. Babas hapiste ld, olu bir kerecik ol
sun dnmedi ki babam ne yzden hapiste ld? Bir kerecik
olsun bunu dnseydi imdi Deli Hacy ldrmeyi kabul et
mezdi. Deli Hac ona ne yapt ki? Tanmaz ki onu. yleyse, ben
bu adam niin ldryorum, diye kendi kendine sormaz m

266
insan? Hac da Yusufu bylece ldrebilir. Nedir bunlarn ah
makl, krl?"
Bu dnya byle gelmi byle gidiyordu. Bir lokma ekmek
iin yl on iki ay alan, onu da ok kere elde edemeyen bu za
valllar, bir hi uruna savalarda, barlarda Beyler Aalar
byle istediler diye, biribirlerini ldr babam ldr ediyorlard.
Ne korkun u halkn hayat. Alk, yoksulluk plaklk... Sonra
bu plakl kazanabilmek iin de btn gn durmadan, sa
bahtan akamiara kadar almak. .. Hastalklar, salgnlar, sonra
da btn bunlar da yetimiyarmu gibi savalar... Birka Bey,
Aa doysun gnlleri ho olsun diye ... Sonra btn bunlarn
karl u Beylere Aalara tapnma ...
Yrei szlyordu. Ama ne gelirdi ki elden? Hac lecekti.
Onu da Yusuf ldrecekti.
"Gzlerini asnlar kpekler," diye bard. Sesinden kendi
de rkt.
Ama nasl asnlar? Gzlerini amalar iin onlara u ka
darck frsat verilmiyar ki... Kendi kendilerine dnp asn
lar yleyse. te kendi kendilerine de aamyorlar, stelik gz
lerini amak isteyenleri de, Ali Efendi gibisileri de Aalarn
Beylerin ivalarna uyup hapislerde lin etmeye kendileri kal
kyorlar.
Bu iin bir trl iinden kamayan Dervi Bey: "Topunun
da can cehenneme," dedi, ayaa kalkt. "Atm ekin," diye
aaya bard.
Peki, bu cin gibi arzuhaki Ali Efendi, bu halkn, bu kr hal
kn, uruna dvt, uruna hayatn koyduu bu sar, bu
dilsiz halkn kendini lin etmek iin hapishaneyi basp, kapla
rn knma ne dedi acaba? Hala bu canavarlar uruna dve
cek mi? u kendi gibi bir yoksul kiiyi, salt Beyi istedi diye l
drmeye giden Yusufu sevecek mi?
Kederden skntdan patlyorrlu ki atma atlad, ovaya
srd.
Uzakta, Akdenizin stnde, lekesiz, iine k doldurulmu
bir ak balon gibi yanp dnen, avklanan yelken bulutlar bura
ya, Torosa doru ykselerek geliyordu. Az sonra burada olacak
ak bulutlardan yamur yerine k yaacakh.

267
"Adam olsunlar, insan olsunlar, kpeklikten kurtulsunlar.
Bakaldrsnlar."
Arzuhaki Ali, kederli, kupkuru, bak gibi keskin yz,
yumuack, kapkara, hlyal byk gzleriyle gzlerinin nne
geldi dikildi. te u Ali de onlardand. Bakaldrmt.
Sevinle: "te onun gibi olsunlar," dedi.
Altndaki at bir hendei uzunca atlad. ylesine hzl gidi
yordu ki, krk gibi hrltyla soluyordu. Koan atn rzgarnda
taze bataklk, kam kk ve ptrak kokusu vard.

268
28

Kapda duran otomobilin iinden Mahir kt.


Yorgundu, bitkindi. Merdivenleri karken iki basamak
kyor, bir basamak duruyordu. Dervi Bey merdiven banda
durmu onu seyrediyor, u adamn bitmi, mahvolmu haline
acyordu. Barrken keki adamcaz ele aleme o kadar gln
etmeseydi. Tek kusuru bu manyan toprakt. Varsa da toprak,
yoksa da toprak. Gzn toprak doyuras, toprak toprak diye
lecekti. u ukurova toprann hepsi senin deseler, ben bu
kadar topra ne yapann, diye dnmez, alimallah sevincin
den ldnr, iki para olurdu. Herkesin bir delilii vard, bu
nunki de bu. Mahir slah kabul etmez bir deliydi. Topraa tut
kun, karasevdalyd. Baka hibir eyi, paray pulu gz gr
myordu. Bilseydi o zaman bylesine mecnun bir adam, u f
karaya o kadar ikenceyi eder miydi. Ama bu yzden Ouz
ad, Mahirin de gayretiyle gkyzne karlmt, varsn olsun,
gene de yazkt adama. Ouz iinde Mahiri daha nce bylesi
ne yakndan tansayd, eli varp da ona ... Ya atalar, Ouzlar?
Soluk solua kalan, yznn etleri sarkp uzarn Mahir,
merdiven bana gelince, alamakl: "Bu nedir Bey?" diye inle
di. "Bu nedir ki bizim bamza gelir? Kimdir bu adam? Kimdir
bu adam ki, nasl aalk, dk karakterli, insanlk d bir ya
ratktr ki ayaktakmn byle stmze yollar?"
Dervi Bey soukkanl: "Ne oldu gene? Bamzda bir hal
mi var? Gel otur hele de yle konualm," diye onu elinden tu
tup sedire gtrd.

269
"Sorma," dedi, "sorma Bey... Sorma bama geleni. Hi sor
ma. Ben ne yapaym bilmem ki? Bu gece iftlii sarp sabaha
kadar kurun yamuruna tuttular. Biz ne yaptk ki bu insanlara
dost olduksa? Hem de fedakarlk ederek, Ouz atamzn tresi
ni diriiterek dost olduk. .. yle kolay da dost olmadk. Biz dost
olduk olal da bamzdan belalar eksik etmediler. Ne yapalm
diyorsun Bey? Bana bir akl ver."
"iftlii mi kurunladlar? Sabaha kadar m? Peki sen ne
yaptn?"
"Sabaha kadar... Ben de, beni ldrmesinler diye aaya,
mahzene saklandm. Benim evin altnda bir snak var ki, beni
kimse bulamaz orada. yi ki yaptrmm. Bana bir akl ver, Bey.
Canm bu seferlik zor kurtardm."
"Kim yapyor bu ileri dersin?"
"Kim yapacak, kim yapacak Beyim Efendim? Kim yapa-
cak? Bilmez gibi soruyorsun. Bizim dmanmz kim?"
"Akyollu mu demek istiyorsun?"
"Ya kim olabilir?"
Dervi Bey kendisine hakaret edilmiesine sert: "Hayr!"
dedi. "Hayr hayr, Akyollu byle bir aalk yollara tenezzl
edecek kadar hibir zaman alalamaz. Belki... Kim bilir?"
Bu ileri yapabilecek bir adam bulamyordu kasabada ...
Mahir: "zr dilerim efendim," dedi. "Akyollu yiit
adamdr, benim iftlii kuruniatacak kadar da insanlktan k
m bir canavar olamaz."
Bu adamda bir kt, bir iren yan vard ama neydi? Yak
layor yaklayor, tutacak gibi oluyor, fakat sezemiyordu. Gz
lerini Mahirin gzlerinin iine dikmi, gzn krpmadan bak
yor, Mahir de elinde olmadan gzlerini durmadan onun gzle
rinden karyordu. Dervi Bey onda korkak, rkek, saklanan,
kaan, ezilen bzlen, hain bir bak yakalyordu. Ne kadar g
zn karrsa karsn, Bey her eyi gryordu. Sezgilerine ok
gvenirdi. Birden iine dodu, bu adamda bir eyler, bir itlik,
hainlik olmasnd. Bu cins aalk kiilerden her ey beklenir
di. Beklenirdi ama, dosttular. Onun bundan sonraki hayat bili
yordu ki kendinin elindeydi. Bataklk kuruyup gidiyor ve Ma
hir topraa doymuyordu. Mahir kendi bana bu kurtlarn a-

270
zndan bir avu toprak bile alanazd. Akll, faydac bir adam
olan Mahir ne diye bu kadar bal olduu bir adama kar
oyun oynamaya kalksnd. Her eyden vazgetik, o bu ilerin
yanna yaklaanayacak kadar da korkak bir adamd. Hele hele,
Sarolu Derviten Azrailden korkar gibi korkard. Tek dayana
na, tek g kaynana? .. Aman ne sana eyler dnyordu
u son gnlerde byle! Yallk n, diye dnd. Yallktr be
lini bken.
Belki de bu sezgisi, Malirden phesi, herkesten phe et
rnek alkanlndan ileri geliyordu. Ama gene de sylyorum
ki, diyordu kendi kendine, kt, kukulu dkn adarnlar hibir
zaman insann gzlerinin iine dimdik, dosdoru, dostasna ba
kanazlar, kanlarnn, ocuklar, kardeleri ve yaknlarnn gzle
rinin iine bile k-orkusuz, kukusuz, rkmeden, scack bakanaz
lar. Bunlar altlarndaki atn, kaplarndaki itin bile gznn iine
yle candan, itenlikle bakanazlar. Dnyada korknadklan,
rknedikleri, kukulannadklar hibir yaratk yoktur.
"Ben birka haftalna stanbula gidiyorum, Mahir."
Mahir: "Neee?" diye yerinden frlad. "Kurban olaym Bey
beni bu canavarlarn aznda koyup da, hele bugnlerde, hele
canma kastedilmiken nereye, nereye gidiyorsun Bey? Beni ya
atnazlar sen burada olmaynca."
Dervi ona aldrmad: "u kza yaptklar iftira ... Kzn y
zne bakanyorum o gn bugndr. Kim yapar dersin? Kz
tam iki aydr odasndan darya kmad. Hi kimseyle de ko
nunuyor. Onu byle grdke yreim paralanyor. Ben de
bu yzden hasta oldum, yoruldun artk. Kz alaym da azck
stanbulda dolatrayn. Alr belki. Beni balar belki..."
Mahir yerine otururken: "Bu adan bulmadan, bamza
bunca akla gelmez ileri aan adan bulmadan beni byle ya
payalnz koyup da bir yerlere ,gidenezsin Bey!" dedi kesin bir
syleyile. Ve sesini ykselterek szn srdrd. "Gidenez
sin. Benim hayabm artk senin hayatna bal. Bir silkinite beni
srtndan atanazsn."
Bey glnseyerek, kk bir ocua syler gibi: "Mahi
rin, kardeim," dedi, "korkma, sana hibir ey olmaz. Kimse
sana bir ey yapamaz. Aniadn n, yapamaz."

27 1
Mahir ban hayfl hayfl sallad. "Nasl, nasl olmaz? Na
sl yapamazlar?"
Bey hi tela etmeden, durgun: "Olmaz, bir ey olmaz,"
dedi yeniden. Sonra da ekledi. "Fakat merak ediyorum, bu
adam, bu aalk mahlukat kim acaba?" Glmsemesini sr
dryordu.
Mahir gene ayaa frlad. "Bu adam mmkn yok bul
mal, byk cezasn kendi elimizle vermeliyiz. Bu bizim ba
mza gelen iler kendiliinden olmaz. Bu sabah ben ardan
geerken iki serseri, pezevenk diye arkarndan bardlar. Bunu
birisi yaptrmasa, o serserilerin haddine mi? Nasl cesaret eder
ler? Bu adam bulmalyz. Sen de gidiyorsun." Alamakl bir
ocuk gibi dudaklan uzad.
"Belki de kimse yoktur. Ben bu serserileri bilirim."
Mahir olanca sesiyle bard: "Sen akln m oynattn Bey?
Sen iyice delirdin mi? Arkalarnda birisi olmasa ..."
Bey: "Peki peki, Mahir," diye onu susturdu.
Sakinleen Mahir yerine otururken: "ekemiyorlar dostlu
umuzu," dedi. Tombul elleri durmadan kpr kpr, ve korkak
ve hain... Dervi Bey bir kere olsun onun ellerine baksayd her
eyi anlard. Eller de gzler kadar sahiplerinin huylarn duy
gularn sylerler. Mahir yllar yl gzleriyle hibir sr verne
meye alm, fakat ellerini unutmutu ve bir gn u tombul el
lerinin kendisini ele vereceini hi akl etmemiti. Sezgisi gl
birisi onun btn yreinden geenleri ellerinden anlayabilir
di. Elleri sere serpe.
"Sen git Bey," diye sitemle sylendi. "Beni burada brak da
sen git! Ben de karnca kararnca dmammz bulmaya al
rm. Sen var git stanbullara... " Derin derin iini ekti.
Dervi Bey: "Sana gveniyorum Mahir Bey," diye bir ocu
a g verircesine konutu. "Yoksa bu iftlii bu halde brakr
da stanbullara gider miydim? Sk tahkikat yap!"
"Deli Hacy ne yapaym?"
Bu beklenmedik soru Beyi azck artt ama stnde d
nmedi. Bu anda bunu sormas ok olaand.
Mahir ok iyi biliyordu ki Dervi durup dururken, hele bu
sralar bo yere stanbula gitmezdi. Bu gidite nemli bir i var-

272
d. Hem de Deli Hacyla ilgili. inden geirdi, imdi girdin ite
kafese Dervi. stanbula deil, istersen aya git, Deli Hac lrse
senin yakan brakmam. Soluu kodeste alrsn. Elleri de byle
sylyordu: Fakat Dervi Bey onun ellerine bakmyordu. l
drteceksin Deli Hacy! Elleri de, ldrteceksin Deli Hacy, di
ye baryorlard. rlplak, arnn ortasndan, milyon kiiyi
de kasahaya tellallarla toplayp gtrtr msn beni? Elleri
de ... Al sana Dervi! Al sana yleyse... Elleri de...
"yice tahkik ettim, Deli Hac gitmi Sargeit kynde bir
eve saklanm. Oradan da kap baka diyarlara gidecekmi.
Sen hazr stanbula gitmeden, biz burada onun icabna baka
lm m?"
Bu sz stne, srr aklanmasna Dervi Bey kprd.
Allak bullak oldu. Sonra hemen toparland, kendine geldi. u
korkaa bakn hele, diye geirdi iinden, u korkaa hele!
Adam ldrtecek babayiide... Korkak adamlar hep byle ves
veseli olurlar zaten. Nereye kaarm o? Dervi Bey de o gn
den beri Hacnn hep izini kovalamt. Kamak yle dursun,
Hacnn vnerek arda hibir ey olmam gibi dotatn
renmiti.
. "O da m stnde durulacak bir mesele canm, o da m bir
i? O bir fakir kiidir. Birka kuru iin yapm, bir alettir. Sen
ona bakma hi, o zavallya. nsan olan insan hi ylelerinin ka
nna elini bular m? Ben stanbuldan dnnce Hacy ekerim
bir yana, eline veririm birka kuru, syle seni tahrik edeni de
rim, o. da blbl gibi syler. Sen Hac iiyle hi urama, onu
bana brak. Dnme brak. Para iin sylemezse, bir iki ka
lnca sopa ... Sopayla da olmazsa, can korkusu... Gtrrsn
onu batakln iine, gsterirsin namlunun ucunu... Senin Deli
Hac blbl! Hacy sylettikten sonra da ... Dmanmz lm
lerden lm beensin. Sen hi onun iin zlme, kardeliim.'!
Dervi Bey bunu ylesine syledi ki, byle ilerde ylesine
ustayd ki Mahir hemen onun szlerine inand. Dervi dediini
yapacakt. Hac da iki sopada her eyi blbl gibi syleyecekti.
te ondan sonra da Dervi Bey onu yakalayp, rlplak ede
cek, elinde boa aleti sopayla karaalla srp, ikenceyle l
drtecekti.

273
Mahirin yz kl kesildi.
Baknd imdi felaketin byne. Ne eeklik etmiti! Vay
mankafa vay! Dervi Beyin, fkesine gvenip, byle yapacan
hi dnmemi, durasca aklcnn kesinden geirmemiti.
Onun, fkesine kaplp Hacy hemen ldreceine o kadar
kaptrmt ki kendini. Her ey, her ey bitti artk. Ne byk
gaflet, ne byk hata! imdi hemen Dervi Beyin ayana kapa
np, ben ettim sen etme Bey, dese balar myd ola?
Uzun bir kararszlk geirdi. Ya tabancasn ekip hemen onu
orackta vuruverirse? Bu delibozuk deyyusun halleri hi belli ol
muyordu ki... Ayana kapanmamak iin kendini zor tuttu.
Mahirin suskun, azn baklar amaz hali Beyin gzn
den kamad. Adam bir anda klm, gzden silinip gitmi
gibiydi. Dervi Bey iinden, deyyus, diye geiriyordu, korkak
deyyus iftliine iki kurun atlmakla akl bokuna kart. u
nun haline bakn hele!
Onu glendirmesi gerekiyordu. "Aldrma be Mahir Bey,"
dedi. "Aldrma be kardeim. Canmla cann sa olsun. D
manlarmzn elinden hibir ey gelmez. Korkma, onlar adam
ldremezler. Korkasn diye gece iftliini kurunlattlar, ite
btn marifetleri o kadar. Sen hi aldrmaz gzk. Orada bura
da da iftliini kurunladklarnn hi szn etme. Sanki byle
bir i olmam gibi davran. Bil ki sen korktuka onlar daha ok
stne varrlar. Ben stanbuldan dnnceye kadar dayan. D
nnce her eyi yoluna koyarm."
Netse neylese Mahirin yz glmyordu. lm halindey
di, cari ekiiyordu sanki. ylesine bitmi, serilip kalmt ki
oraca, parman bile oynatamyordu.
"Ne oldu sana byle Mahir?"
Mahir: "Hastaym Bey," diyebildi. "Can... canm zor attm
buraya."
Gerekten can ekiiyor bu adam. Ne yapsa?
"ok ktym. Doktora, kasahaya ulamalym. Sen de
durma, stanbula git. Gelir seni stanbulda grrm. Sana bir
ey deyim mi, bu Deli Hacy yok etmek gerek. Bir sezerlerse ki
dmanlar, biz onu yakalayp syleteceiz. Hacy baka diyar
ara karr, ya da ldrrler."

274
Bey: "Daha iyi ya," dedi.
Mahir halsiz, boynu bir yana dm: "Sonra da stmze
atarlar."
"Atsnlar, tutturamazlar."
"Tuttururlar."
Dervi Bey bir kahkaha atp, onun omuzlarn okad.
"Karde sen deminde ol! Ben her eyi hallederim," diye umur
samaz konutu. "Sen hi mi hi km ekme deminde ol. Bir
gn gelecek ki bu dnyada, bu memlekette her ey yoluna yor
damna girecek. Her i srasyla. Bu vatan, bu Ouz soyunun
yaad cennet vatan gl glistan olacak. Her ey srasyla ca
nm kardeim Mahir, her ey srasyla... Bak gr ki Akasazdan
kattn topraklada bu cennet vatana ne, ne kadar gzel bir k
e, vnlecek bir bahe kazandracaksn. Gren Avrupalnn
parma aznda kalacak." Sz uzatyordu ki Mahir azck
oyalansn da kendine gelsin.
Mahiri alamakla glrnek aras grnce bunda baanya
ulatn anlad. Mahirin iftliinin nasl olacan, Mahirden
daha iyi, binbir gece masal anlatrcasna syledi durdu. O an
lattka Mahir kendine geliyor, toparlanyordu.
"O kpee gelince, bu kadar nemli ilerimiz varken, bu
vatan bizden bu kadar nemli hizmet bekleyip dururken, yle
si bir kpein kanna elini bulatrmak... Syle kardeim, de
er mi?"
lgn, bitkin Mahir, halinden beklenmeyen bir eviktikle
gene ayaa srad,. bard: "Deer, deer deer! ok deer
Bey! Biz onu ldrmek zorundayz. O adam sokaklarda gez
dike bu kasahada sana bana yaamak yok. Alnmz yukarda
gezemeyiz. Her nne gelen it anamza avradmza sver. Aln
yukarda, insan gibi gezmek ne mmkn. ldrmeli, yok etme
li, yok etmeli bu kpei. Mecbursun, mecburnn bu kpei or
tadan kaldrmaya . . Bizi maskara etti ortala. Tevik edeni de
ben bulurum. Dnya dnya olal Sarolu soyuna byle bir ha
kareti kimse reva grmemiti. Sana bir ey syleyim mi, can
karde Dervi Bey, sen yapmazsan bu ii ben yapacam. Aa
beyim, babam, iftliimin kurucusu, Ouz soyunun en kan te
miz adam Sarolu Dervi Beye kimse bu hakareti yapamaz.

275
Sen bu ie ehemmiyet vermezsen ve de o ala gebertmezsen,
ben de btn servetimi, canmdan ok sevdiim iftliin senin
yoluna kurban edip, o iti, o mallukat geberteceim." Dilerini
skm, gzleri dnmt. "Geberteceim... Geberteceim..."
Soluk alamyor, hep: "Geberteceim," diyordu.
Dervi Beyin bu byk dostluk gsterisinden dolay kol
tuklar kabard ve gzleri yaard. O hibir eyi reneme
mise bu dnyada, insanlar kendine balayp, onlar kul k
le etmeyi renmiti. u bir yl nce can dman olan adama
bakn, imdi dostuna azck hakaret edildi diye cann vere
cekti.
"Adamm yok, kimim kimsem yok. Adam ldrtmekte de
hibir tecrbem yok ama, yok ama, o adam geberteceim. Ge
berteceim de hapislerde ryeceim. Senin benim namusu
mu kurtaracam, Bey, Bey!" diye gene canland bard. "Bey,
Bey! Sarolunu, Ouzun asil Beyini kpeklere ezdirmeyece
im, kendimi onun onurunun kalkan yapacam. Biz byle
soylu bir Beyi yerde bulmadk."
Yerine ylrcasma oturdu. imdi azck canlanm, kendi
sini szlerinin iddetine vermi, btn gcyle Hacy ldrme
dncesine, bu dneeye Dervi Beyi ekme abasna ver
mi, var gcyle Dervi Beyi kandrmaya, onun akln bu ie
yatrmaya alyor da alyor, Dervi Beyse onun bu abas
na, telana durmadan glmsyordu.
"Aldrma Mahir, byle bir kpei ldrmeye deer mi?
Byle bir itin karuna insan elini bular m?"
Bu szleri her duyduka Mahir ya lgncasna fkeleniyor,
ya da can ekiir bir hal alyordu.
nler gibi boazndan hrltlarla kark kan seslerle
birlikte: "Bular, Bey," dedi, "bular. Yoksa bu kasahada bizi in
san iine karmazlar. Kt kyl ederler bizi, gelen bir haka
ret, giden bir hakaret . . . Gelen tkrr stmze, giden tk
rr."
"Mahir, Mahir!" diye grledi Dervi. "Kimse lmn g
ze almadan stroze tkremez. Sen ne sandn beni? Sen hi
zlme, er de olsa ge de olsa Deli Hacy yakalayp syletece
im ve de tevikiyi bulacam. Sonra da tevikiyle birlik, onu

276
her gn bir parasn keserek, ya da senin u otomobilin arkas
na balayp sryerek ldreceim. Deli Hac ya be on kuru
a ... ya da ... syleyiverir."
Mahir halsiz: "Bu i beni hasta etti Bey," diye duyulur du
yulrnaz rnrldand. "Hastayrn Bey. Hastayrn ite. lyorum
ite. Bu gece de gelip iftliin atee verirlerse ben ne yaparm?
Gene kurunlayacaklar beni, ldrecekler beni."
"Hibir ey yapamazlar, sana keyfine bak dedim ya. Ben s
tanbuldan dnnce greceksin ki her ey dzelecek." Hep g
lyor, az kulaklarna varyordu. u Avrupa grm, yksek
diplornallar kadn gibi korkak, ocuk gibi beceriksiz kiiler
oluyorlard. Doduklar gnden bu yana boazlarnda idam
fermann tasalard, elbette be aa be yukar onlar da Der
vi Bey gibi olurlard.
Bakh ki Mahir gittike ktleiyor, ona g verrnek iin ko
nutu, konutu. Her sznn ba Hacy da, onu kkrtan da
ta atlasa, dnya tersine dnse de ldreceini sylyordu. O
konutuka iyileecei yerde Mahir daha da ktleiyordu. Bir
ara hafif bir baygnlk geirdi. Dervi Bey korktu. nk Mahi
rin yz kat gibi olmutu. ofr arhp Maliri hemen dok
tora gtrrnesini ernretti. Koluna girip onu otomobiline kadar
gtrd ve son terninat da kulana eilip, usulca verdi: "Onu
da, kkrtan da ... Para para ... Sen hi merak etme, zlme,
korkma. Senin evinin etrafna da rnuhafz koyacam. Ben s
tanbuldan gelinceye kadar seni beklerler."
Mahir son bir gayretle: "sterneeern!" diyebildi.
ofr gaza bast.
Mahir otomobilin iine bir kle gibi ylrn bir trl ken
dine gelerniyordu. Hep kafasndan, kendi idam fermann ken
di eliyle imzalayan eek, ne der de byle ilere kalkarsn? Der
vi seni para para edecek, otomobilin arkasna balayacak.
Hele hele bu kkrhcnn can biraderi Mahir olduunu anlayn
ca da. Derisini yzrnez mi? Hakk var, hakk var. Varsn yz
sn, diye aklndan geiriyordu.
Dnp de Derviin ayana kapansa myd? ldrr rny
d? Adam ayana den bir insan ldrr m? Dervi bu iha
nete ylesine kzard ki onu hemen orackta bir odaya kilitler,

277
her gn bir parasn keserek ldrrd. yi ki ayana dme
mitil Bir ara kl pay kald, ayaklarna kapanp, "ben ettim sen
etme," diyecekti. O an dndke souk souk terliyor, sr
tnda rpertiler dolayordu. yi ki canna mal olacak bu hatay
da ilememiti.
Birden bir dnceyle sarslp doruldu. Korkun bir
lm, bir cehennem uykusundan uyannt sanki. Gzleri
parlad, sevindi. Neydi bu tela, bu korku? Ha deyince insa
nn aklna areler mmknler hemen dmyordu ki... Rahat
bir soluk ald. Deli Hac alt aylna kasabadan gitmeyecek
miydi? Onu korkutup rktr, para verir, ad san bilinmedik
bir diyara kartrd. Oldu da bitti, ne vard bu kadar korka-
cak? yi ki, iyi ki, bo bulunup... Deli Hac oluunu ocuu-
nu alp Antebe, ya da Urfaya ... Belki de Vana giderdi. Onun
yllk geimini sala, koyver Hacy cehenneme gitsin. Hem
de giderdi.
u birka saattr ektii azab btn mr boyunca ekme
miti. nsan byle haller, byle lm kalm karsnda ha deyin
ce kendini toparlayamyor ki... Soukkanl olmak, rahat rahat
dnmek elden gelmiyor ki... Can pazar bu! ocuk oyunca
deil ki... Nasl korkmaz, korkudan lm derecesine gelmez
sin? Bey Hacy bir yakalasa, Hac iki sopada blbl olup tmez
mi? Hem de bire bin katarak, Mahir bana on bin lira verdi, yz
dnmlk toprak verdi, bir mr boyu da ocuklarma baka
cak oldu demez mi? Sen olsan benim yerimde, bunca yoksulluk
iinde olsan, padiaha bile pezevenk diye barmaz msn, diye
sormaz m? Bey de onu balayp, kkrtan para para edip,
iftliini atee verip, karsn kzn kullansnlar diye yanama
larna vermez mi?
Elhasl, tehlikelerin en byn atlatmt. imdi ne g
zel. Ne ahmak herif u Dervi be! Hibir ey akmad. Kendini
o kadar ele verdi de Dervi oral bile olmad. Marur kpek. Bu
kadar burnu yukarda olmasa, Dervile u dnyada hibir insan
baa kamaz. Bereket o eeke gururu onu aptallatryor, kr
letiriyor. Sar ediyor onu. Btn tela korkudan sand. iftli
i yakacaklarndan dolay korku... yle sansn, enayi, aptal he
rif! Ama azck da akl var. Burnu srtlm ki Deli Hacy he-

278
men ldrtmedi. Eskiden, genliinde olsayd, ossaat Hacy
ldrtrd.
u iftlik kurunlanmasn uydurmam olsayd, Dervi
onun bu telandan mutlaka ii akard. yi ki, iyi ki...
Kvanla ksrd, bir sigara yakh.
Zor kurtutmutu lmden. Bir daha karmak m byle i
lere!.. Tvbe tvbe tvbe...

279
29

Dervi Bey Mahir gittikten sonra Yusufu artt. Yapma bu


ii, vazgetim, diyecekti. Fakat Yusufun sevin iindeki yz
n, ltl gzlerini grnce syleyemedi. Syleyemezdi de.
ocuk o kadar seviniyordu ki... Hibir ey sylemeden Dervi
Bey ona uzun uzun bakyor, dnyordu. u insan soyu, ken
disi de iinde, ne tuhaf bir yaratkt. ou zaman kendini bir
acayip oyuna kaptrmt. Dnyarnn bir yerinde her biri kendi
sine bir oyun bulmutu. Oyunlarn dnda, kendi kendilerine
bile insanlar ok az itenlikti oluyorlard. nsan hayat bir yap
mack dzendir. Belki en itenlikli olduklar yer gene bu kor
kun oyunlardr. Byk yalanlar, byk kandrmacalar oynu
yorlar. Bu snrl yaamaya bakaldryorlard, bu doumla
lm arasndaki aydnlk izginin iki yarn karanlkt. Karanlk
tan gelip karanla gitmek zorunda olan insanlar, bu dayarnl
maz acya azck kar koyabilmek iin trl oyunlar, korkun
oyunlar icat ediyorlard. Oyunlarn en masumu da bu korkun
oyunlar iinde ocuk oyunlaryd. nsanolu bydke oyunu
zalimleiyor, sertleiyor, irkinleiyor, korkunlayor, utan ve
rici bir hal alyordu. Bu iki karanlk arasndaki izgiyi doldura
bilmek, bu dayarnlmaz arya katlanabilmek iin ktlkler
den ktlk been. Cengiz, Timur, Napolyon, Hitler, ve eski ve
yeni savalar, aknclar, bu en pis oyunlarnda, bu kan oyunla
rnda gnlerini gn etmek, boluklarrn dotdurabilmek iin be
denlerden dalar ykseltiyorlard. Timur da, Cengiz de, Napol
yon da, Hitler de, teki sava nderleri de kan oyununa gtr-

2 80
dlderinin birer korkun, canavar oyuncaklarydlar. Bu oyun
da ezenler, ezilenler vard. lenler, ldrenler. Bu kanl oyun
byle srp gidecek. nsanlar her gn biribirlerini durup din
lenmeden yemiyorlarsa, bu u sebeptendir, doayla oynuyorlar
da ondandr. Onlar durmadan toprakla, yamurla, kla, sular
la, ieklerle oynuyorlar. Doayla dvleri bitincedir ki, ite
sen o zaman seyreyle gmbrty. te sen o zaman seyreyle
biribirlerini yemeyi. nsan insann kurdudur. Bu belki doru,
ama eksik bir dntr. nsan her eyin kurdudur. Halk
olunduundan bu yana u insan yarat durmadan drt bir
yanna lm ve rahatszlk sayor. Tek sebebi de balangcn
daki ve sonundaki karanln, yok olmann acsna katlanama
mas. Bereket versin ki bu oyunlar icat etmiler insanlar, yoksa
u yeryznde her insan bir lgn gibi dolard. Gene de bu
byk, bu sonsuz ac karsnda ldrmayan, delirmeyen in
sanlara sayg duymal. Bir karanlk, bir yokluk iinde, her an
teninde, ta cierinde yok olmay duya duya yaamak, stelik
de glp elenebilmek, stelik de bir mrde bir kere de olsa
sonsuz bir mutluluk duyabilmek, bu insanolunun byk g
c, lmez yandr. stelik de bu pis kan oyunlar iinde insan
larn gzel, ok gzel iler yapmalar...
u ocuun yakkllna bak! N e gzel! Bir bahar aac
gibi mutlu ve sevinli. Mutlu ve taze... Mutlu ve yaamakla do
lu. Yaknda bir adam ldrecek. Bu oyuna girmek iin can at
yor. Belki de bu oyunda hayatn da yitirecek, ama oyununu
oynamak iin can atyor. O, bu oyunu oynamak iin yetitiril
miti. Onun dnyas bu oyundan bakasna ulaamaz, bu dn
yay aamaz.
Baka bir yerde, baka olanaklar iinde yetiseydi, bu deli
kanlnn oyunu da baka olurdu. Belki ok temiz bir oyun oy
nard. nanlnayacak kadar gzel sesi vard Yusufun. Bilseydi,
sesine nem verecek ortam bulsayd, belki dnyann en gzel
oyununu oynard. Kendisi de, her an, her saniye ona lm ge
tirecek kurunu rpererek, eli tabancasnn stnde bekleyen,
bir gn olsun lm korkusundan baka bir ey dnmemi,
yetenekli bir insand. Baka yerde, baka koullarda yetitiril
seydi, belki oyununu baka trl oynard. Tarihe, eski Yunana,

281
Trkmen uygarlna, felsefeye yani bilime merakl bir kiiydi.
Her an srtnda lmn elini, rpertisini duyacana, bunlar
dan birisini dnseydi. ..
Mrlt gibi usulca: "Demek ki herkes yaratlnn kendisi
ne balad oyunu oynuyor. Ben kendi yaratl oyunumun,
bana balanan oyunun dna kp kendime zg bir oyun
oynayamadm. Yaratlnn ona verdii oyunu beenmeyip, ya
iyi ya da kt, kendi kiiliinin gerektirdii oyunu oynayabile
ne ne mutlu."
Bu kan, bu pislik onun ii deildi. Birok insan ldrm,
ldrtmt. Bunlardan dolay kendisini sulamyor, km
syordu. Koullannn dna kamam, gsz bir adam k
msyordu. Gerektii iin, babasndan, dedesinden kald
iin kanl oyununu srdrp gidiyordu. te onun iin km-
. syordu. Bu yaa gelmi, kendi snrlarnn dna kmak iin
yapmad gayret kalmamt. Oyununu beenmiyor, zorluyor
du. Bir gn baka bir oyuna geebileceine inanyordu.
Yusufa sevgiyle bakt... Adamsa snrlarnn drta ksn
Yusuf! Deilse, bu kanl oyununu oynasa da aynamasa da ak
beti ayn. inallah, inallah kabilir. te imdiki durum da
onun Bey kulluundan syrlp, kendi oyununu iyi kt oyna
masna uygun...
Karsnda bir mutluluk, bir kvan, bir sevin iei gibi
am duran Yusufa gvenle bakt, bakt. Elinden hibir ey gel
mezdi ki.. . Yusufu kanl oyuna gnderecekti, artk bu kanl
oyuna girip girmernek de ona kalyordu.
"Hazrln yaptn m?"
Yusuf sert: "Yaptm Beyim."
"Kasabaya ne zaman... "
"Sen ne zaman stanbula gidersen... Gittiin gn."
"Git, o ekmecedeki parann hepsini al. Gerek olacak."
Yusuf ekmeceye gitti, paray ald cebine koydu.
"Bir ay gremeyeceiz. Gazan mbarek olsun."
Yusuf ban yere emi, utanga oradan ayrld. O gider
gitmez Dervi Bey gene kendini yemeye balad. Tertemiz,
prl prl ocuk. .. Daha gzn amadan eline silah tututu
rulmu. Bir de Beyin sznden darya klmaz d re-

282
tilmi, imdi de oyunun dna kar inallah diye dualar.
Sahtekar!
"Sahtekar adam, yalanc, yalanc! Herkese kar, kendine
kar da yalanc, kan iici, alak Dervi. Yazk deil mi olana?
Bir de oyunun dna ksn, diyorsun. Syle nasl, nasl ksn?
Bir frsah oldu mu ki kabilsin! Butn dnyas u iftlik, u
Bey, bu anas, u kardei, bu toprak, u bataklk ve elindeki
adam ldren silahlar... Mertlik, yiitlik. .. Mertlik yiitlik de
adam ldrmekle olur. Kahramanlk Nasl, nasl, nasl kar?
Pis adam! Aletlerim, aletlerim kullann, demiyorsun da ... "
Hac da kendi oyununu oynuyordu, pis! Hem de rezilce.
Yusufa yazk. Onu esirgemeli. Oullar, o eek Muzafferle,
ahmak Ceyhuna, "git de adam ldr," diyebilir miydi? Dese de
onlar emrini yerine getirirler miydi?
Ayaa kalkt. Yusufu arp vazge bu iten diyecekti, cay
d. Dncelere dald. Bir trl rahat edemiyordu, dnyor
dnyor. Yusufun nne gemeye, Hacnn suunu bala
maya, u kanl oyunlardan artk vazgemeye karar veriyor,
sonra da gene dnyor dnyor, geri cayyordu.

283
30

inde bir sknh vard. gnden beri batakln kysm


daki st aalannn alhna gidiyor, orada, tabancasn sabah
tan akama kadar doldurup boalhyordu, Bir de kumlarn s
tne boyuna insan resmi iziyordu.
Stlerin st ku yuvalaryla dopdoluydu. Trl kula
rn yuvalar vard. Akamstleri stlere, yandaki . ulu dut
aalarna o kadar ok sere konuyordu ki, aalarn dallar
arlktan bklyordu. Btn ovay da bu serelerin vcrtlar
dolduruyordu. Bir kzica kyametti akamstleri.
Uzun dalgnlndan onu serelerin kzica kyameti, o da
zar zor, ancak ekip alabiliyordu. O ilk gnlerdeki sevinci uup
gitmiti. Ama Yusuf gene sevinmek istiyordu. Kendini o gn
bugndr sevince zorluyor, bir trl ilk gnlerdeki gibi sevine
miyordu.
Adam ldrecekti, ama ilk olarak, ilk olarak. .. Bunu Beyi
bilecekti. ok sonralar anas, Glizar belki bileceklerdi. ok
sonralan da belki Muzaffer, Nurhan, Byk Hatun, Ceyhun bi
lecekti. Yallnda btn kasaba da bilecekti ama tank olma
ynca suluyu, yani kendisini yakalayamayacaklard. Aradan
da uzun bir zaman geecekti. Ne gzel, ne gzel, dedi kendi
kendine. Glmek, gene ilk gnk gibi sevinmek istedi, olmad.
Herkes ona, babas Mahmut gzyle, adam gzyle, adam l
drm adam gzyle bakacakh. Sevinmek, bbrlenmek iste
di. Gene olmad. Neydi? Bu sknt neyin nesiydi? Nereden ge
liyordu? Birden aklna geldi, korkuyor muyum ola? Sonra g-

284
lmsedi. Ellerine bakt glmseyerek, ne uzun parmaklar var
d. Daylarnn parmakianna benzerdi. riyar, koyun postuna
brnm, aprazlama bir sr fieklik kuanm adam gel
di gznn nne. Sonra karl dalarn ortasna skm, bir
kuyu gibi karl dalarn ortasnda kalm bir gl geldi gzleri
nin nne. Glde balklar. Gle dklen prl pnl akarsular.
Krmz kayalklarda atal boynuzlu geyikler. Elleri daylarnn
ellerine benziyordu.
Korkuyor muyum ola?
Kimi yok, kimsesi yok. Deli Hacy da adam yerine kim
koyar. Karnca ldrmekten kynetsiz onu ldrmek. Bir de
sarho ki sarho... Bir de kumarbaz ki kumarbaz ... Bir fiskede
yklr.
Ama bu sknt ne? Gittike de yrei sklyordu. Skldk
a da tabancasn dolduruyor, boaltyor, yerlere insan resmi i-

ziyordu. izdii resimler de Karatepedekilere benziyordu. Bu


nu epeyce sonra fark etti. Kuyruklu insanlar. ok tuhaf, dedi
kendi kendine. Yaptklarnn Karatepedekilere benzemesine
at. Ama stnde ok kafa yormad.
Adam ldrmek gibi var m? Bir tek adam ldrr, mr
yn sonuna _ kadar insanlar iinde, insan gibi yaarsn. Herkes
de senden korkar. Bir tuhaf adanmsn gibi bakarlar. Onlar
dan stn yaratkmsn gibi bakarlar. Sen de kurula kurula
gezersin. Ekmek de elden su glden. Bey bile baka gzle ba-
kar sana. Bir adam daha ldr derse... Yooook Bey, biz vazife
,
nizi yaptk! Bu memlekette yalnz yiit olaraktan biz mi va
rz? Bakalar da sayende adam ldrp yiit olsunlar. Bize
gelince biz sramz savdk Allah sayesinde her bir yana nam
mz yrm.
Dudaklarn yalad, adam ldrmek ne ho, dedi.
Bir trl iindekini skp atamyordu. Bir boluk, bir ka
ranlk yer. imdi bir dn olsa, gitse halay ekse, cirit oynasa
belki alrd.
Birden kasahaya gitmek geldi aklna. Belki kasahada alr
d da ... Yaa, kasahaya gitmek iyi olur. Hem kasahada ii de var.
Deli Hac, Bey stanbula gittii gn sakland yerden km,
kasahaya gelmi. Kpolu kpek. Canavar. nsan deil ki. By,.

285
le insanlan vuramn eli nurlamr, demi Karatopakl Hoca. Do
ru dosdoru sylemi. Ne gereldii var, byle dinsiz imansz,
kumarbazlarn? stelik de durup dururken elin adarnma koca
bir kasaharun ortasnda sverler. Ne haklar var? yleyse bela
sn bulmas gerektir.
Kasahaya gitmeli mi? Gitmek gerekmez mi? Gitmeden ol
maz ki... Ama kasahada tarurlarsa ya. Herkes tamr. Uan ku
bile tamr.
Kasahaya gidilmez, o adamn yzne baklmaz. Bir adam
ldrecei adamn yzne nasl bakar, onunla nasl konuur?
yle deil mi? Kasahaya hi gidilir mi? Gitmeden de olur. Bir
gece kasahaya gitmeli, Beyin konann kapsm almal. Anah
tar yoklad. Anahtar cebinde duruyordu. eri girmeli. Ne de
kocaman bir evdi. Kimsecikler de yoktu. Kaplar ilerneydi hep.
Tm nak. Bin tane oda belki. Odalarda karyolalar. istediin
karyolaya yat.
Batakln oradan eve yrd. Batakln tesinden lk
la bir sr ku sesi geliyordu. Btn ovay doldurmu.
Eve geldi, anas atei darya yakm, evin nnde bir ey
ler piiriyordu. Anasmn yzne bakamad. O gn bugndr
ban kaldrp da anasmn yzne bir kere olsun bakamamt.
Meyro onu grnce: "Yusufum, nerelerdeydn imdiye ka-
dar?" dedi.
"Stlerin altnda ... Ana ... "
"Can!"
"Ana, babam hi korkar myd?"
Meyro bir ho, biraz rkek, akn olunun yzne bakt.
Sonra glmsedi. "Korkmaz- insan olur mu? Hem de yle bir
ok korkard ki..."
"Ben babama benziyorum, yle mi?"
Meyro gene akn, ama glmseyerek: "Yok, kurban oldu
um. Senin elierin daylarnn ellerine benzer. Kam gibi. Gz
lerin benim babamn gzlerine benzer. Bir enen- benzer Mah
mudun enesine."
Yusuf ellerine bakt. "Daylarm da korkar myd?"
"O ne biim sz, oul? O ne biim laftr ki azndan kar?
Senin daylarn Drdnc Ordu aslanlar. Sen hi duymadn

286
m? Onlar korkarlar m hi? Onlar Azraile e. Vay babam vay!
Vay olum vay! Onlar gelir de Bey koltuuna snr m? Onlar
Sphan dann ahinleri, onlar Ardann kartallar. Onlar
Drdnc Ordu aslanlar. Bir daha yle sz, yle bir laflar k
masn azndan."
Yusuf: "Ben babama benziyarum yleyse."
Meyro olunun her szne ayordu. Bir an ne syleyece
ini bulamyor, bir ho oluyor, sonra sevinle bir sz bulup, o
luna sylyordu. "Sen de Drdnc Orduda olsaydn, daylar
na benzerdin."
Yusuf anasna bakt kald. Ne beter bir kadnd. Hibir e
yin altnda kalmyordu. En kzd, cin ifrit olduu, kardeleri
ni yannda ktlemekti. Kyameti koparyor, sabahtan akama
kadar durmadan evlerini, kardelerini anlatyordu.
"Senin daylarn ... " dedi, tencereyi ocaktan indirdi. "Hi mi
ackmadn? Sofray ser de, sana tarhana koyaym."
Yusuf sofray serdi, oturdu. Meyro hemencecik tencereden
bir sahana orba koydu. Tte tte getirdi Yusufun nne srd.
Hi aa yokmu. Dnya rlplak. Krmz kayalarn ara
snda yeil otlar. atal boynuzlu geyikler. Kartallar. Mor ko
yunlar... Mormu gl de. Duman iindeymi. Dalar, gl,
tm dumana batk.
orbay bitirinceye kadar azn amad. Meyro hep onun
yzne bakyordu. Yz dnce iindeydi. Ne olmutu bu
olana? Banda kavak yelleri esiyordu ki, hem de ne yeller! Bu
yel ne eit bir yeldi ola?
"Ana, ben bu gece kasabaya gideceim. Orada kalacam.
Kona bekleyeceim. Bey stanbula giderken byle syledi.
Benim kasabada konak bekleyeceimi kimseye sylemeyecek
sin. Muzaffer Beye bile."
Meyro: "Neden sylemeyeceim?"
Yusuf umursamaz: "Ben ne bileyim ben," dedi. "Bey gider
ken yle syledi. Git de kona bekle, dedi. Ben gelinceye ka
dar."
Meyro ban sallad. "Bunlarn da, bu Bey ksmlarnn da
ilerine akl sr ermez ki ... Bo konaa ne olurmu da beklenir
mi?" diye at.

287
Yusuf: "Gnl diyor ki gitme... "
Meyro birden fkelendi. "Gitme, gitmeme olur mu? Beyin
sznn nne geilir mi? Hemen gideceksin."
Yusuf piman olmutu sylediine. Arhk her gn, her saat
Meyro neden gitmedin, neden gitmiyorsun diye drtkleye
cekti. Hap yutmutu.
Gerekten de yle oldu. Meyro her gn, her dakika, "Eee
Yusuf, neden gitmiyorsun? Bir Bey bir adama i verir de, insan

onu yapmaz m? Haydi, bu gece kasabaya."


Yusuf bir gn, iki gn, gn dayatt. Sonunda bakt ki
Meyronun drdr ekilmez oldu, bir gece yars kasabann yo
lunu tuttu. Hi mi hi can istemiyordu. Bu kasaba ona cehen
nem gibi geliyordu. Bir yandan koareasma yryor, bir yan
dan da geriye dnmek, stlerin altna gitmek istiyordu.
Kara Memet vard. Kaakt. Ne iin kaak olmutu, belli
deil. Stlerin, ama bu stlerin deil, u batakln orta
sndaki stlerin dallar arasna bir yatak yapm, orada tam
yl kalmt. Bir kars vard. Sapsar yzl. Kara Memedin
yemeini her gece getirir, geri dnerdi sabah olmadan. Beline
kadar su iinde her gece, ylann yann arasnda kocasna gi
der gelirdi. nsan dediin de, kadn dediin de byle olur. Ya
ta sk dallar arasndayd. Yuva gibiydi. Gzkmezdi de. Ora
ya saklanmal. Orada kalmal. Kalmal ama sivrisinekten de
orada durulmaz. Kara Memet yl kalmt orada, ama sinek
de onu yemi bitirmiti. Oradan ayrlp, insan iine ktnda
kimsecikler tanyamamt Kara Memedi. Bir deri bir kemik
kalmt. Uzun yllar da iflah olmamt. Hep bir deri bir ke
mik. Hep stmal.
Kara Memet anlatrd. Sinei baparmak kadarm batakl
n ortasnn. Eekars kadarm en k, kemikliymi.
Ne olursa olsun, gidilir. Yeter ki yiyeceini tayan biri bu
lunsun. Cibinlikleri ne demeye icat etmiler ki, ne gne duru
yor ki... Glizar tamaz m? Bir an yolun ortasnda durdu. Ka
saba ilerisinde uzanyordu. Bir iki k vard. piliyordu. Dada
ki oban atelerine benzer. Gkyznde ylesine ok yldz
vard ki, krdm gibi.
Ne demeye girmeli de o batakla, stlerinin stne yu-

288
va yapmal! Usulca gld. Bir an bir trk tutturdu. Birden her
bir yan bir sevince kesti. Kara Memedin kars yl azk tad
kocasna. Glizar on be yl tar. yle yiit ki Glizar, deme
erkek eline su dkemez. Durup dururken de batakln ortas
na ne demeye yuva yapmal?
Bu sevinle kendisini Beyin konann kapsnda buldu. Bu
kadar yolu nasl yrm, kpry nasl gemi, kasahaya gir
diinde, kapya gelinceye kadar iki yanndaki evleri nasl ol
mu da grmemiti! Glmsedi. Sonra birden, iine ar, karan
lk bir su gibi bir kasvet oturdu. Anahtar soktu, evirdi, arka
sndan kovalyorlarmasna koarak merdivenleri kt. He
mencecik yakt. lk oday at. Soyundu, yatan iine gir
di, yorgan bana ekti. Yatan iine bzld.

2 89
31

O gn bugndr azn baklar amyordu. Yzne konan


sinek bin parayd. Her eyin alhndan kalklrd da bunun al
tndan klmazd. Hibir yolu da yoktu. Btn bir mr boyu
yalnz aklla i gr, sonra bir anlk bir fkeye kapl, her eyi, b
tn bir hayat yok et. Nasl dmt buna? Ama o lanet heri
fin, o korkun canavarn da yapt insana yaplacak bir i miy
di? Bunun karsnda hangi insann, insan olan hangi insann
kan bana sramazd. Byle bir i, dnya dnya olal hangi
insana yaplmt?
Ama akll insan, akl banda insan gene de fkeye kapl
mamalyd. Deli Hac arnn ortasnda, Kaymakamn yannda
Dervie byle demiti. Dervi de kzmt. Kzp kplere bin
miti. Onun eline ne gemiti bu iten? Bol para m gemiti, sa
n m artmt? Neyi deimiti onun?
Deli Hacnn az ne kadar skysa da Dervi onu syle
tirdi. Para verir, tarla verir, btn iftliini verir, o da olmaz
sa ldrneeye kadar ikence eder onu gene syletirdi. Sy
letince de btn bunlarn, bu ilerin kimin bann altndan
ktn bir bir renir, gelir arnn ortasnda, tam orta ye
rinde vururdu. Vurmazd da tutar, insann bir zaman kolunu
keser, bir zaman gzn oyar, boazn deler, ikenceyle l
drrd.
Bundan nasl kurtulmal? Deli Hac sz verdii halde kasa
badan ayrlp gitmediine, hibir zaman da gitmeyeceine g
re, bir tek kurtulu yolu vard. O da Deli Hacy ortadan kaldr-

290
mak. Dervi stanbuldan gelmeden, Deli Hac ortadan kalkrna
lyd. Yoksa kendisi ortadan kalkard.
Ah eski devirler, bin dokuz yz otuz ten nceki yllar...
Dada ka tane ekyas vard. Belki on tane. Onlara para, kur
un silah taya taya bir hal olmutu. iftliinin bir ksmn
bu ekyalarn yznden almt. Korkutmu kyly ellerin
den tkr tkr almt topraklarn. u kyl milleti de yle bir
korkak oluyordu ki baz baz. Baz da canavar kesiliyorlard. Bu
insanolu anialnyor ki... Eskiden olsa Deli Hacy bir inar
da daa kaldrtr, orada ldrtr, sonra da leini yaktnrd. El
elde, ba bata, her ey tertemiz. Eski gnler olsa Dervi Beyi
bile ortadan kaldrtrd... Sahi bu eski gnleri nereden karm
t? Nasl da hayalliyordu! Ne eskiden, ne de hibir zaman ek
yas olmarnt ki ... Ekyas varm gibi kendi kendisiyle ko
numak, ah eski gnler dernek houna gidiyordu.
"Aaah, eski gnler!" Sana dnd. Velinin orada olduu
nu unutrnutu. "Veli," dedi, "eski gnler olsa, senin ekyalk
gnlerin u Dervi Beyi ortadan kaldrrdn deil mi?"
Veli glrnsedi, konurnad. inden geirdi. Mahir o kadar
ler bierdi ki, o kadar korkakt ki... Dalkaraolunu ldrte
yirn mi, ldrtneyim mi diye tam yl dnm, sonra vaz
gemiti. Dervi Beyi ldrtmek mi? O zaman Dervi Beyin ya
nna insan yaktaabilir miydi? Da ta ekyaya kesse Dervi
Beye dakunacak yiit kar myd ukurovada? ylesine hk
m geerdi ki, toprak bile titrerdi nnde, deil insan. Bu Ma
hir gibisiler Dervi Beyin iftliinin kysndan bile geernezler
di. Karlatklarnda el etek perlerdi. Bunlar sonradan adam
oldular. Onlar adamlk deil, mal mlk adam etti.
Mahir: "Ah Veli," dedi. "Aaah eski gnler... Biz byle de
ildik Veli. Sen dadayken Veli, sana bir haber salardrn, kaldr
u Dervii daa derdirn. Sen de alr gtrrdn. Alr gtrr,
kln yele verirdin. Derviin imi tirni belirsiz olurdu. yle
deil mi Veli?"
"yle ama geti o gnler. Geti ekyalk devirleri."
Mahir: "Geti," dedi. "Aaah eski gnler!"
Veliye uzun uzun bakt. ylecene bakt kald. Tepeden tr
naa szyordu. Kuru yz biraz daha kururnutu. Keskin, b-

291
ak az gibiydi hatlar. Gzleri kinci gzlerdi. Tilki kadar hile
ci, kaplan kadar yrtc. Bir frsat bulsa ukurovada Aa, Bey
koymazd.
Tuh be! Akl m denir byle akla? Karnda bir milyon, mil
yonlarca kaplan gzl Veli var. Daha sen biribirinle ura. Tuh
akl! Ulan, uramann sras m? Dman gelmi kapya da
yanm. Soluk aldrtmyor, Dervi! Biz oynuyoruz, Dervi! Sen
ak kefen sevdasnda, ben boynuz ardnda ... Hey Dervi, gz
mz aalm. Amazsak Veliler bizleri yiyecek. Senin kefenden
eline ne geti? Benim boynuzdan ne geti elime? Biribirimizi
harcamadk m, yemedik mi, Dervi? Aklsz Dervi.
Biliyorum, tutup Deli Hacy syleteceksin. Hem de uku
rova blblleri gibi. Scak yerin blblleri iyi ter, Dervi. Hac
y syletip, ardndan hi dnmeyeceksin, binip atna gelecek
sin bizim kapya, beni kyma gibi kyacaksn, Dervi. Sen bun
dan ne kazanacaksn, Dervi? Ben ne kazandm senin boynu
zundan, Dervi? Elime ne geti? Sana bir koca iftlik bala
dm, Dervi. Ta atp da kolun mu yoruldu, paam? Sen stan
buldan dnnce, Deli Hacnn ifadesini alnca... aresi yok,
Dervi. Ben seni bilirim.
Veli Mahirin gzlerinde bir yakar, aalk bir eyler g
ryor, iin iin glyor, bekliyordu. Bir istei vard. nemli bir
istei olacakt ki bu domuzun, insan byle uzun uzun sze
cekti.
Neden sonra: "Veli," dedi, "sen gene eskisi gibi adam ld
rebilir misin?"
Veli ard. Hi beklemiyordu. Kimi ldrleeekti acaba?
Mahirin yzne bakt. ok ciddiydi. ldrrro demesini drt
gzle bekliyordu. Bir bekliyordu ki...
Veli: "Bizden geti Aam," dedi. "Biz nerede, adam ldr
mek nerede? Gayr o adam deilim. Eski Veli deilim."
Sonra iinden geirdi: ldrrm. Hem de nasl ldr
rm! Vay nasl ldrrro sen gesen elime, Dervi gese, tm
Aalar gese ... Bu Ali Efendi uana can kurban. Can kurban
ama, o kpolunun da ne olup ne olmad bir belirsiz i ... yi
bir yn var, var olmasna ama, meramn bir trl anlatam
yor. Dili azck karka. Dedikleri olacak i mi? Dedikleri olsa

2 2
da olmasa da Aalar, Beyler kt. Ktnn kts. Kurun
dman kafirler.
Mahir: "Ah eski gnler," dedi. "Aaah Veli, eski gnler. O
gnlerde biz de kaplanlar gibiydik. Paramz yoktu ama, an
mz, yiitliimiz vard. yle deil mi Veli?"
Veli: "yle," dedi. Sonra da iinden geirdi: Yalannla bir
mezara giresin Kabaknn olu. Sen tavandan da korkaktn.
stesem o devirde, karn ver desem, karn elinden alrdm.
Mahir bakt ki Veliden umut yok. Gene karsnda durdu,
tepeden trnaa szd: "Demek eski Veli gitmi, yerine bir ba
ka Veli gelmi, yle mi?"
Veli: "yle Aam," dedi. "Birisinin lmesi mi gerek?"
"Yoook... Bakalm dedim, bamza bir hal geldiinde Veli
imdadmza yetiecek mi?"
"Veli sinek bile ldremez bundan sonra. Bizden geti
Aam."
Mahir: "En gerek zamanda gemi," dedi. "Sen imdi git
de akamst gel. iftlie yetmi bidon mazot gidecek. Unut
ma. Bu gece ulamas gerek. Bierdver bozulmu. Paralarn
bulmular m? imdiden hibir para eksik olmayacak. Her ey
tamir edilip yle yerine yerletirilecek. Aniadn m?"
"Anladm."
"Demek kocadn Veli?"
"Kocadm Aam."
"Veli!"
"Buyur Aam."
"Deli Hacy bul, hemen bana getir. Hemen hemen, imdi."
Veli: "Deli Hacya gvenilmez Aam," dedi.
Mahir tepeden trnaa gene Veliyi szd, szd. "Aaah
Veli," dedi.
Bu Deli Hacy yllar yl beslemek istemiyordu. Hem her
zaman Dervi Beyin eline gemek ihtimali de vard. Hem de,
onu ldrtebilse, bu lm herkes Derviten bilecekti. Bir tala
iki ku.
Bir iki adm atp Yeliyi arnzundan tuttu. "Veli, sen hi
adam ldremezsin, deil mi?" diye sordu.
Veli aval aval onun yzne bakt.

293
"Kt, pis bir adam. Kimi kimsesi yok bir adam ldre
mezsin, deil mi?"
Veli: "Karncaya bile kyamam. Adam ldrmek kadar k
ts yok. Bir adam ldrmek zorunda kalsam, nce kendimi
temizlerim," diye karlk verdi.
"Haydi git yleyse... Deli Hacy bana gnder."
Veli durdu, sylemek istemedi ama, gene syledi: "Aam,
Deli Hacya gvenme!"
Mahir korkun bir aclkla glmsedi. "Deli Hac gibisilere
hi gvenmem."
Veli kt. Kafas karmakart. Bu adam kimi ldrmek isti
yordu? Bu smkl Kabakda da amma adam ldrme hevesi
vard! Nereden kmt bu? Yava yava Aalktan Beylie
doru ykseliyor. Adam ldrmek de Beyliin anndan. Bak
hele smkl Kabakya, ille de adam ldrtecek. Adam l
drtmeden olmaz m bu iler? Olmaz m Beylik? Kim bilir, ol
maz zaar... Kendine gelince bir daha hi mi hi adam ldrme
yecekti. Acndan lse, srnse, dalar kadar da altn verseler,
deil bir adam, uyuz bir kpei bile ldrmeyecekti. Bir ey
iin adam ldrebilirdi. Yalnz bir tek ey iin. Bunu Ali Efendi
den renmiti. O zaman ldrmek farz oluyordu insanlarn
boynuna. Bakaca adam ldrmek haramd. Allahn yapsn
ykan, Allah da birlikte ykyor demekti.
Doruca Ali Efendinin arzuhaki dkkanna gitti. Ali Efen
di masasnn stne yumulmu kitap okuyordu.
Bir zaman kapnn nnde durdu. Ali Efendinin haline
bakt. Hi kprdamyordu. Dnyadan habersizdi. Ac, a gi
bi, ocuksu bir yz vard. Veli dnd, ne biim adamd
bu, her bir eyi, btn dnyay, her eyin girdisini ktsn
biliyordu da, bir ocuk geliyor, ona bir yalan sylyor, o da
hemencecik inanyordu. Ne sylersen syle, en inanlnaya
cak szleri et yannda hemen inanyordu. Aklszlndan m,
cin gibiydi... yleyse ne? nsanlara bu adam kadar gvenen
kimse yok. ncecik, ne de zayf fkara! Amma da zayf. Bir de
ri bir kemik. Hi mi yemek yemez ola? Fkaralardan da arzu
hal paras almaz. Neden almaz ola? Bir kak yan var, var ol
masna var ya... Varsn olsun. Bu adamda bir srr ilahi var.

294
Var ki var. ok bunal, soluun burnundan ksn, kendini l
drecek hale gel, isterse baban, kardein lsn, belann en b
ynn iinde bulun, bu Ali Efendinin yanna geldin miydi,
btn karanlklar zlveriyor, insann ii aydnlanveriyor
du. Bu adamdan bir sevin dalgas cmle insanlara, yaratkla
ra yaylyordu.
Veli her ne zaman bunalrsa, aresiz kalrsa geliyor Ali
Efendinin yannda be on dakika oturuyor, btn gamn kas
vetini atyor, tertemiz oluyor yunuyor arnyor, bir sevin iin
de evine, ocuklarna iine gidiyordu. Kim ne derse desin bu
Ali Efendicle bir srr ilahi vard. Hem psrk, hem apal, hem
de bir korkak ki ... Peki, ylesine de yiit ki... Nedir bu adam, ya
ilahi? O canavar Aalarn kendisini yzde yz ldrteceklerini
bildii halde tekerlerine ta koyuyor. Tarlalarn ellerinden alp
kylye vermeye alyor. Yani Aalarn can damarlarn kesi
yor. Biliyor ki bir yolunu bulup Aalar onu elli kuruluk bir
kuruna kurban edecekler. Gzn bile krpmyor. Bunu byle
syleyince de glmsyor, "ne yapalm," diyor, "lmemeye a
lacaz. lrsek de lrz." Sonra u kadarck bir ocuk geli
yor, ona dalayor, aldrmyor. Ne sylerse boyun eiyor. Derler
ki tabanca gremez, tabancadan d koparm. Baa, silaha
kusmadan bakamazm.
Her szlerinde bir de mana gizli. Eski evliyalarn szlerin
den beter szleri. Bir szler ediyor ki... Hkmet duysa, varsak
Hkmete sylesek Ali Efendimizin sesini Sinoptan getirirler.
Atarlar ki Sinop mahpushanesine bir daha kmamasya. Bizler
babasnn olu deiliz. yleyse bize nasl gvenip de o szleri
edebiliyor? Bir i var bunda. Bir i var ki ilerden stn. nsan
lar da, o gveniyor diye, can dman da olsa varp Hkmete
Ali Efendi sizin hakknzcia byle byle dedi, diyemiyor. Dili
varmyor, dilleri varmyor. Ali Efendi iin bu ynn biliyor
mu acaba? Bilmez mi o ne hin olu hindir.
Ali Efendi ban kaldrd, kapnn azna dikilip kalm
Veliyi grd. Bir sevin l ataraktan ayaa kalkt. Kapya
kadar geldi, Veliyi kucaklad. "Aman bre, hasret kaldk bre.
Hasret kaldk Veli Aa. Dostluun da bylesi dman bana.
Gel hele bir iki laf edelim, hasretlik sndrelim."

295
Yznden, gznden, salarndan, ellerinden, derisinden
sevin fkryordu. Bu sevin dalgas Veliyi de sard. O da se
vinle, bir ocuk hafifliiyle glmeye balad.
"Eee, Veli Aa, syle bakalm, senin Aalar Beyler ne
alemde?"
"Ne alemde olacak pezevenkler, az nce bizimki bana
adam ldrebilir misin Veli, diye sordu."
"Demek o da balayacak. Sras geldi. Ellerini kana bula
madan edemiyorlar. Sen ne dedin, o yle isteyince?"
"Ben de dedim ki, ben karncay bile incitemem."
"Sormad m sana, ya ldrdn adamlar iin ne diyor
sun, diye?"
"Soramaz."
"Dervi stanbula gitmi. Bunda bir i var. Altndan bir
eyler kacak. Hele bekleyelim. Seninkiyle de amma dost ol
dular."
"Bana yle geliyor ki benimki ona bir eyler hazrlyor. Bir
eyler piirip kotaryor."
"Bana da yle geliyor. Bu duvarlara, topraa yazlan yaz
lar ondan gelse gerektir. Byle bir alakl yapsa yapsa o ya
par. Deli Hac durup dururken Dervi Beye o szleri sylemez.
Bunun altnda da onun parma var. Ama Dervi bunu nasl
yutuyor? te buna aklm ermiyor. Zeki adam Dervi Bey. Ne
dersin Veli Aa?"
"Bence Dervi yutmuyor ya, bekliyor. Kr kr parmam
gzne. Her ey gn gibi ortada. Her ey kefenli yryten
sonra oldu. Derviin bunu dnecek kadar akl yok mu? Bir
ey kacak, Ali Efendi. Btn bu ileri yapamn Mahir olduu
nu renirse Dervi, vay Mahirin haline. Cam tam cehennemin
ortasm bulur. Bir de Deli Hacyla bir ii var bizimkinin. Anla, o
i iin olsa gerek. imdi anlyorum her eyi. Vay anasn be!"
Sonra arzuhal yazdracak bir adam geldi. Ali Efendi be
dakikada yazverdi. Adam sevinle oradan ayrld. Bu arzuhal
ci dkkamna kim gelirse grtlana kadar sevince gmlyor
du. Bu sz de Velinin szyd. Adam gittikten sonra oradan
buradan biraz daha konutular. Kyl arasnda propaganda
yapan arkadalardan konutular. Sonra dkkana Bolat Mustafa

2 96
geldi. Veli nedense Bolat Mustafay sevmezdi. Sevmez deil de,
belki ondan ekinirdi. Bolat Mustafa dkkana girer girmez o
ayaa kalkt, dar kt.
Bolat Mustafa oturur oturmaz, selamdan sonra hemen s
zne balad. Her zaman ayn szleri sylerdi. "Suyu saman al
tndan yrteceksin ki, kimsenin haberi olmaya. Karncann ii
ni greceksin, ama beli indnmeye. Bu dnyada yaamann, i
grmenin bakaca hibir aresi yok. Bunu byle belle ki... Eeee,
Dervi stanbula gitmi. Ne dersin buna? Altndan bir apano
lu kacak. Anlarsn ya ... "
Ali Efendi: "Yesinler biribirlerini," dedi hnla. "Bitirsinler
de u halk da kurtulsun."
Bolat Mustafa: "Tkenmezler," dedi. " o deil. baka.
Biri ortadan kalkarsa, yerine bei gelir."
Ali Efendi: "Bei gelir," dedi sevinle. "Bei, onu gelir, son
ra hepsi birden gider."
Bu Bolat Mustafann saduyusuna, dnyay doru, dos
doru grne ayordu. Bir tuhaf adamd. Bir tuhaf ve inat
. Altm be yan geeli bir hayli oluyordu. Okuryazarl da
yoktu. Ama onun iin dnya, insan ilikileri dorucana bilinen
ilerdi. Genliinde Yemene gitmemi, askerden kam, btn
o yre delikanllarn da yoldan karm, Yemen yerine Torosa
gtrmt onlar. Yemen sz edilince Bolat Mustafa fkeden
yalma kesiyordu.
"u Veli sana ok gelip gidiyor ya, hi istemiyorum. Bana
bir i aacak. Sen de tokgzlsn. Hibir szn esirgemiyor
sun. Korkuyorum bu adamdan. Ekyaln bilirim onun, ka
sap gibi adam dorard. imdi senin yannda evliya kesiliyor.
Mahirin kapsnda kpek, gelmi sana dost geiniyor. Sana di
yorum ki, sakn kendini bunlardan. nsan ldren adamdan
iyilik kamaz. Aalarn yannda yallanp da onlar iin ren k
pekten adam kamaz."
Ali Efendi glmsedi: "Biliyorum, belki kamaz. insano
lunu, u yn iyidir, bu yn ktdr diye kesip atmamal. yi
nin bir kt yan, ktnn de bir iyi yan bulunur."
Bu ara Veli yeniden geldi. "Bulamadm deyyusu, Deliyi,"
dedi. Durmadan kt gitti.

297
Ali Efendi sezdi ki Veli, Bolat Mustafann yzne bakamyor.
"Mustafa Aa, insanlan sulu da olsalar hoa tutmak gerekmez
mi? Pimanlarsa, sulann yzlerine vurmamak gerekmez mi?"
"Bylesi kaarlanmlar deil. Bak senin bana bir i asn
ki gresin. Hogr nasl olurmu, gresin. Mahirin de bana
orap recek Anasnn babasnn da bana orap rer Veli.
Kendinin de bana orap rer. Ben bunca ekya tandm, bu
Veliden kurnazn, kasabn, kincisini, hrslsn, merhametsizini
grmedim. Ne de duydum. Sana derim ki Ali olum, ayan
denk al. Denk almazsan Veli sana bir gn denk aldracak ki, sa
na epeyi pahalya mal olacak."
Veli birka kere daha dkkann nnden geti. ieriye bak
t. Bolat Mustafa daha ierde oturuyordu. Son geiinde yann
da Deli Hac da vard.
Deli Hac ince, uzun boylu, iri ela gzl, yznn izgileri
derin birisiydi. Onun da yz ok zaman ar bir sevin iin
deydi. Baz da karanla gmlm grrdn yzn ki, y
zne bakamazdn.

Veli Hacy konan kaps nne getirdi. "Var git seni a


ryor Mahir Aa arkadan," dedi. "Seninle grlecek ok b
yk bir ii var. Var git, Allah yardrnem olsun."
Hac glerek kapdan ieri girdi.
Mahir Bey ayaktayd. Yz soluktu. Gzleri bulankt.
"Gel bakalm Hac, ne var ne yok? Yiit adam ktn ama,
hani bu kasahada durmayacaktn? Dervi stanbula gitti. O bo
una stanbula gitmez. Senin banda bir bela dolayor. Byk
bir bela. Giderken bana dedi ki, ben stanbula gidiyorum, gidi
yorum ama geldiimde de Hacy sa bulamayacam. Bu be
nim yzmden oldu. Ne yapalm, bir hata ettik. Senin ban
belaya saldk Bundan seni kurtarmak gerek. Senin bu kasaba
da yaaman, durman haram bundan byle. Ne yapar yapar bu
Dervi seni ldrtr. Yarndan tezi yok oluunu ocuunu ala
caksn, dorucana Adanaya, Antebe, Maraa, bir yerlere gide
cek iki yl kasahaya ayak basmayacaksn. Btn geimin be
nim stme. imdilik u paray al, yarndan tezi yok buradan
ralan. Tatl cann seviyorsan..."

2 98
Hac paray eline ald. Gzleri byd. Amma da ok pa
rayd. Bu kadar paray kendisine niin veriyordu Mahir? Bir se
bebi olmalyd. Mahir ok skmalyd. Bu kadar paray veren
adamdan daha ok para kartlabilirdi. Paray elinde evirdi e
virdi, bakt, dudak bkt. "Ben kasabadan ayrlamam, Aam,"
dedi. "Bakaca hibir yere gidemem. Yaayamam. Ben kasaba
dan knca lrm. Hele bir iki yl, ekemem. Dervi de bana
hibir ey yapamaz. Benden korkar o. Adam ldrtme zaman
eskidendi. imdi bana hibir ey yapamaz. Bu kadar parayla da
bir ev baka bir yere tanmaz. Sonra derler ki Deli Hac Dervi
ten korktu da yerini yurdunu brakt da kat. Ben bu lekeyi bir
mr temizleyemem. Kimse adam diye yzme bakmaz be
nim. Bu para da yetmez. Baka yere gitmek iin ok para gere
kir adama... "
Mahir hibir ey sylemeden bir odaya doru gitti, odann
kapsn aarken fkeyle, hnla Deli Hacya bir gz att. Bu,
Hacnn gznden kamad. inden, kt kslm bizimki ka
pana, geti.
Mahir Bey elinde bir deste parayla geldi. "Al," dedi. "Bu
sana Adanada, stanbulda bile alt ay yeter. Sonra da gnderi
rim. Sen bana ok iyilik ettin. Benim de senin hayatn koru
rnam gerektir. Sen bu kasahada kaldka seni ldrtecek o. Bel
ki imdi bile arkanda seni ldrmek iin adamlar dolayordur.
Tetik ol. Amann tetik. Elinden gelirse, hemen imdi, u anda
git. Evini sonra gtrrsn."
"Hemen gidemem," dedi Hac. "Bana kasabadan ayrlabil
mem iin on gn gerek en aadan."
Mahir sevinle: "On gn olsun. Dervi gelmeden git de. Se
ni ldrtecek. Gitmeden bana syledi, ben onu u dnyada g
zm grr elim tutarken yaatmam, dedi. Kt yaptm bu ii.
Senin ban bir belaya saktum ki... Vicdan azab ekiyorum.
Hele seni ldrrse bu canavar kalrmdan lrm. Gideceksin
ama hi kasahaya uramayacaksn. Admn atmayacaksn bu
raya. Gzkmeyeceksin. Yerini yurdunu da kimse bilmeyecek.
O senin peini brakmaz. Bana sz veriyor musun?"
"Veririm ama, ya kasabay greceim gelirse? Bir iki gn
lne urayamaz mym?"

299
"Uramayacaksn. Grr grmez ldrtr o seni. Sen ba
ka diyariarda kaldka evine, ocuklarna ben bakacam. Bak
mazsam dner gelirsin. O zaman benim stmden mesuliyet
kalkar. Vicdan azab ekmem. Kendi geldi, kendi ld derim.
Her ay sana be yz lira gndereceim. Kaymakam maa... "
Hac dnyordu. Bu iin iinde bir i vard. Ayda be
yz Mahir salt Hacnn can kurtulsun diye vermezdi. Baka
bir i vard iin iinde. Bir skml vard Mahirin, ama
neydi?
"Peki," dedi. "Uramam kasabaya, sen benim evime bak
tka. Ne yapalm, can her eyden tatl. Sen de benim canm
dndnden dolay ok sa ol. O beni ldremez ama, var
sm ldrecek sayalm, ben gideyim. Burada kalsam bu kadar
paray bana kim verir ki... On gn iinde hazrlanrm. Ee dos
ta allahasmarladk derim. Bir de, beni zengin bir arkadam s
kenderuna yanna aryor derim."
Mahirin gzleri byd. "Amann," dedi, "gittiin yeri
syleme. Sonra buldurur seni, vurduruverir. Amann ne yap
yorsun sen?"
Hac gld: "O kadarlna aklmz erer, Aa," dedi. "s
kenderuna derim de Mersine giderim. Zaten Mersine gidece
im. Orada askerlik arkadam Turgut var."
Mahir: "Yaa Hac," dedi. "Akll adamsn. Can bu! Can
kaygs adam akll eder."
Hac: "Akll eder, akll eder ama, uradan da gitmek bir
zoruma gidiyor ki... Ben kasabasz edemem. Kokusu burnum
dan gitmez ki... Hi olmazsa iki aya bir gece gelip gidemez mi
yim?"
"Admn bile atmayacaksn. Sz ver gelmeyeceine. Sz,
ama erkek sz."
"Sz. Ben erkeim Aa. Szmden caymam, dediinden
kmam."
"Haydi uur ola. Ben de stanbula tanacam birka yl
sonra. Orada bir ticarethane aacam. Seni de oraya alrm. Se
nin gibi sadk, yiit adamlara ok gereim var. Byle heder et
mek istemem. Byle Dervilerin kurunlar altnda can verme
sini istemem. Uur ola, uur ola ... abuk olsun... "

300
Hacy kapya kadar uurlad. kisinin de yznde bir se
vin vard ki deme gitsin. Utanmasalar kar karya geip kr
kr oynayacaklard.
Hac hemen kapda bir trk tutturdu. Hem trky sy
lyor, hem de kendi kendine yryor oynuyordu. Heeyt anas
n be! Cebinden paray karp karp bakyordu. Niin verdi
bu paray? Babasnn hayrna vermezdi... Vermezdi ama, ne
karacakt Hacdan? Ne karrsa karsn, ona neydi. Elinde pa
rann scakl. Yalnz bunu dnyordu. Bu on gn iinde ka
sahada bir yaayacakt ki, ahlar padiahlar gibi. Ondan sonra
da eker giderdi. Dikili ba m vard burada? Bu kasaba ol
mazsa oras olsun. Oras olsun, ama biraz daha dayatsa, biraz
daha para koparamaz myd? Yzne baklrsa koparabilirdi.
Ne kadar da ok parasn almt u son gnlerde! Herifte am
ma da ok para varm be!
Birden Dervi Bey, onun fkeli yz geldi gzlerinin n
ne. Nasl ekmiti tabancayl Az daha kurunu yiyordu. Ne f
keli adamd be! Amma da onurluydu. Bir boynuzlu sznden
de adam bylesine alnr myd? Herkes, her gn biribirine
boynuzlu diyordu. Ne vard bunda? Saliden Mahirin dedii
gibi onu ldrtr myd bu teres? Aman canm, o fke anyd.
Bir boynuz iin de adam ldrtr myd? Belki de ldrtr
d. Bunlarn sa solu olmaz ki... Neler iin adam ldrtm
yorlard bunlar. Valiahi ldrtr be. Hi gznn yana bak
mazlar.
rperdi. Birden sevinci kat. lm karsna geldi dikildi.
Kanl bir bakt lm. Hac mrnde birka kii baklamt
ama ldrmek iin deil. Hibirisi de lmemiti zaten. Adam
baklam desinler diye. inat iin. Bir anlk fke iin. Bak kul
lanmakta ok ustayd.
Haaa ... Mahirin bir tuza olmasn bu srgnlk? Ne tuzak
olacak? Bir insan, bir insannkendi yznden ldrlmesini is
temiyor. istemez ya. . .
Mahir pencereden onun sevincine bakyordu. Oooh, diyor
du, ok pahalya patladysa da lmden yakay kurtardk.
Ama, bu Deli deyyus szn tutar da gider mi? Gider gider, er
kek adamdr. Bir de korkaktr. Bir inansa ki Dervi onu ldrte-

301
cek bir an durmaz, soluu Mersinde alr. Ama ok pahal. Ayda
be yz lira! Ondan aa paraya da bu mendebur gitmezdi. Al
drma, bir yolunu bulur, bu be yz Derviten karrm. Aa
ah, u Deli Hacy ldrecek birisini bulabilseydim!
imdi Adanaya gitmek gerek. Bir iyice kafalar ekmek ge
rek. Elenmek gerek. .. Mahirin ok skntl zamanlan olmutu.
mrnde ok belayla kar karya gelmiti. Ama bylesiyle
karlamamt. Bu korkuntu. Bile bile, gre gre lmd.
Boynunda idam yaftas, yle dolayordu. Duysa ki Dervi b
tn bunlar o yaptrd, bir saniye yaatmazd.
Deli Hac da gidince her ey bitecekti. Dervi avucunun ii
ne her gn biraz daha decekti. Ak kefenin, yalnklan, yal
nayan bakaban cn alacakt. Bu uurda mal da batsn,
mlk de batsn.
Byle dncelerden kendisini alamadka, kendi kendine,
sen deliriyorsun Mahir, diyordu. Akl banda adam, byle kin
duyar m?
Yanna en kk ocuu geldi. ocuu kaldrd barna
bast. "Yavru, yavru, yavru," diye pt boynundan. "Yavro
um. Gd gd, gd gd."
ocuk glyor, o da glyordu. Kars onun ocukla oy
nayn seyrediyordu. Mahir her zaman ocuklarla byle oy
namazd. Ancak ok sevinli olduu zamanlarda byle olurdu.
Son bir yldr yz glmemi, bu Dervi canavarnn yzn
den ikarann gz dnyay grmemiti. Dnya zindan olmu
tu ona.
ocuu brakt. "Melahat," dedi, "ben Adanaya gidiyo
rum. Kristal Palasta olurum. Bir i karsa bana telefon et.
Olur mu?"
Kadn boynunu bkt: "Olur," dedi.

302
32

"Ulan gidiyoruz be," dedi. "Vay anasn hepten gidiyoruz.


Gitmek zor mu ki? Ne zoru be! Ekmek elden su glden olduk
tan sonra, cehenneme de..."
Mersini bilirdi. lk olarak denizi Mersinde grmt. Mer
sini grd gn anslad. On yedi yanda ya var ya yoktu.
Trenden inmiti. Hi kimseyi tanmyordu. Deniz nasl olur,
onu grmeye gelmiti Mersine. Sabahleyin bir yamur yam,
sonra da amt. Doru denizin kysna gitmi bir tmsee
oturmutu. Deniz epey uzaklara kadar krmzyd. Krmz, bu
lank. Mavilik telerden, ok uzaklardan balyordu. Deniz her
gn byle olmaz. Bu yamurdandr. O gn bugndr hep de
nizi byle ansr. Bir ac, bir mavi, kark bir tat kalmt dama
nda denizden.
Mersin onu ekiyordu. Bulank denize bir hasreti vard ki...
oktan unutmutu Mersini, denizi. Birdenbire douvermiti
iinde bulank denizin hasreti. Bir de ak bir mart vard denizin
stnde. Szlp durur. Bir tane miydi ola mart?
"Mersine gidiyoruz be!"
Mersinde bir kahve aacakt. Ayda be yz lira! Amma da
ok para! Kahve amadan da yaanr. Kumar oynamann bile
gereklii yok. Ayda be yz lira geldikten sonra ne diye kumar
oynamal? Her akam gider denizin kysnda oturur, ocuklar
n da okuturdu.
Ama iin iinde bir i vard. Mahir Kabakolu bo yere
vermezdi ayda be yz. Bir kaymakam maa ... alr i ama

303
kendisi bilir. Vermezse paray, Mersinlerde onu a susuz bra
krsa, o da ona yapacan bilirdi. Yurdundan yuvasndan edin
ce bir insan ona bakmak gerekti. Yurdundan yuvasndan et
mek bir insan ne demekti? Bir insann cann tehlikeye atmak
ne demekti? Dervi Bey ok adam ldrtmt. Alimallah insa
n vurduruverirdi. Yer mi, Dervi Bey? Var da arnn ortasn
da, ona arkada sen pezevenksin de. Olur mu? Hakk da var.
Ne kanrsn herkesin boynuzunun bydne? Varsn by
sn. Seni ne ilgilendirir? te byle yurdundan yuvandan eder
ler. te byle Mersinlerde srndrrler seni. Gel de gitme.
Gitme bakalm ulan. Kpolu. Sen kim oluyorsun da Beylerle
urayorsun? Yakarlar seni. Kelleyi vermeden var git gidece
in yere. abuk ol. abuk tut elini, stanbuldan gelmeden o pe
zevenk. Pezevenk olu pezevenk. Hem de boynuzlan yldzla
rn tesine kadar uzam. Hem de kz stanbulun cmle lan
_
lanyla fink atm. Kasaba kzlar Istanbul olanlarna dayana
maz. Burma bykl, kz gibi olanlar. Sinemalarda ounu gr
mz. Sinemada resimlerini grnce dipleri der, ya asllar
n grnce! Dayanamazlar arkada ...
Kprnn oraya gidiyordu. ary grmeden gemiti.
Bir iki kii merhaba demiti ama duymamtt. inde bir uui
tu vard. Trkye benzer bir ey tutturmutu. Pnarlar yosun
tutmu akmyor, diyordu. Mor meneke dize km kokmu
yor. Benim yarim bana ksm bakmyor. Ben gidiyorum, k
mr gzlm kal artk, kal artk, diyordu. Kal geride. Ben gidi
yorum be ...
Kprnn ayaklarna vard. Gzn suya dikti. Suyun dibi
grnyordu. Be alt kck balk yukar yukar kayyordu.
Ayaz bir gnd. Dinarnit atp ok balk yakalamlard. Yazkt
balklara. Sonra rak imilerdi. 1

"Kalk artk," dedi, oradan ayrld.


Arap Saim nerelerde? Varp onu bulmal. Arap Sairn bir
garip olan. Yiit. i gc demir dvmek. Bir de kumarclar
seyretmek. Azna bir dirhem rak almaz. Hi de kurnar oyna
maz, ama ne kumaredardan ayrlr, ne rakclardan. Kumarc
lar, rakclar sever. tlene para verir. Raks olmayana rak
smarlar.

304
Krmz bir demiri dvyordu. Demirden kvlcmlar sal
yordu. Dkkann arkas karanlk. Krmz demir latyordu
arada bir karanl. imdiye kadar hi gelmemiti Saimin dk
kanna. Saim onu grnce glmsedi. Gzlerinde apak bir
aknlk da belirdi. Elindeki demiri suya soktu. Su czrdad.
"Ho geldin, Hac karda," dedi. "Ne haber?"
Hac: "Gidiyorum, karda," dedi. "Bir daha kimse yzm
gremeyecek. Bir daha bu kasahaya bir adm bile atamayaca
m. Sana bunu sylemeye geldim."
"Nereye, niin gidiyorsun? Ne oldu gene?"
"Srgn oluyorum. Uzaklara, skenderuna gidiyorum.
Dervi Bey ok kzm, onu ldrteceim diyormu. Sana gel
dim ki... Korktu sanma. in iinde i var. Ben korkmam. nsan
olan lmden korkar m? Kolay kolay beni Dervi Bey ldrr
m? Ne dedik? Bir kck akack ettik ona. Ama o kzm."
Saim: "Niin ldrsn seni? ldrtrse, herkes ondan bilir."
"Doru. Doru ama ben gidiyorum."
"Yaa, demek gidiyorsun ha?"
"Gidiyorum. ok ok gidiyorum. Ama ayda bir, gece gele-
ceim, sizleri grp gideceim."
"Yaaa ..."
"Saim, ldrtr m dersin herif beni? Ha, ne dersin?"
"Bo ver canm! Ne demeye ldrtsn. Adam ldrtmek
eski gnlerdeydi. imdi karncay ezsen hesabn soruyorlar.
Bey de olsa, paa da olsa. Bunun imkan yok ya, madem gitmek
istiyorsun, var git."
"Evimi, oluk ocuumu da alp gtreceim. ocuklar
yksekokullara salacam, varsn okusunlar. Gitmezdim ya,
ocuklar iin gidiyorum. Burada kalrlarsa ne okurlar, ne bir
ey. Benim gibi olurlar. Ya oralarda? Okuyup adam olacaklar
be! Yok yok, Dervi Beyden korkmuyorum. lmden korkmu
yorum. lm Allahn emri be! Allahn emrinden geri durmak
var m?"
Saim akn: "Yok," dedi.
"imdilik allahasmarladk. Krt rnerin bahesine gel bu
akam. Arkadalara len vereceim. Tekmil arkadalara bir
len ekeceim ki felek de maallah desin. ok param var."

305
Saimden sevin iinde ayrld. Sevincinden uuyordu. Se
vincinden yere basmyordu sanki. arda nne gelene takl
yor, konuuyor konuuyor, "ben ok ok gidiyorum," diyordu,
"salcakla kaln arkadalar. Oullarm yksekokullarda okut
mak iin gidiyorum. Yoksa Dervi boynuzlusunun korkusun
dan deil."
Arkasndan glyorlard. ocuk okutacak adama bak de
yip glyorlard.
Deirmene gitti. akldan oradan akan sulara gzlerini
dikti. Deirmen un kokuyordu. akldan altndaki sular su
deil kpkt. Tm kpkt. Suyun grlts kulaklar sar
ediyordu.
"Ulan," dedi, "gidiyorum be! Korkumdan deil. lmden
korkann anasn avradn..."
Birden lm geldi gznn nne. Birden kendisini lm
sayd. Eli aya buz kesildi. Ne zor iti lm. Yuf be, yok olu
yordu insan... Bir daha, bir daha hi olmuyordu. Hi, hi olma
yacakt. stnden yllar yllar geecek, o hi olmayacakt. Kurt
lar yanlar yiyecekti etini. Kuru bir kemik. Mezarlkta kafatas
lar grmt. Grm de bakamamt. Baklmaz, oca batsn.
lm ne zor ki... Yok yok yok oluveriyor insan. Bir daha hibir
ey yok.
Oradan koareasma ayrld. Bu kasahada bir dakika bile
durmak haram. ldrtr bu kpek. Vallahi ldrtr.
Vakit akama geliyordu. Doru eve kotu. Kars onu her
zamanki ask suratyla karlad. Bu kadnn hi mi hi yz
glmyordu. Ama ne fedakar kadnd. Anayd, anayd, avratt
be! Avratlarn ah Neriman be!
"Gl artk, gl artk, kar. Gidiyoruz. skenderuna... Orada
yaayacaz. ocuklar yksekokullara vereceiz. Her ay be
yzlk gelecek. Bak paraya."
Kadn dudak bkt. Onun elinde ok para grmt by
le. Biraz sonra biliyordu ki o para yok oluverecekti. "Ver," dedi,
"onun birazn bana." Elinden ne kurtarabilirse kard.
Hac paray karya frlatt. "Al hepsi senin olsun. Kumar
paras deil. Gme paras." Para yere dt dald. Kadn
toplamaya balad. "Onun iinden bana azck ver. Arkadalara

306
len vereceim. Ayrlk leni. Gidiyoruz artk. Srgn oluyo
ruz yurdumuzdan yuvamzdan. Vatanmzdan srgn ediyor
lar bizi. Dervi Bey arkama adam karm, beni ldrecekmi
ler. Duydun mu? idamma karar vermi Dervi Bey. Gitmezsek
kelleyi verdik."
Kadn: "Oooh," dedi. "Hak ettin. Gider de arnn ortasn
da elalemin boynuzunu syler misin? te byle olur. Kurtar
bakalm tatl cann."
Hac gld. "Yok be kar," dedi. "Ne ldrecei var, ne bir
ey. Herif ekti stanbula gitti. Bir daha bu kasahaya ayak bas
mayacak Utancmdan, diyormu, Deli Hac bana o hakareti
yaptktan sonra o kasahaya ben bir daha ayak basamam, di
yormu. Ne ldrd, ne ldrecei var. Ama iin iinde bir
i var ki aklm ermiyor bir trl. O gitti, biz de gideceiz. Her
ay be yz lira maa. Mebus maa. On yl, on be yl hep be
yz lira gelecek her ay. imdi al bu paray, sakla. Bu hafta iin
de geceiz. Gitmesem de bir ey icap etmez ama, atn sen
salam kaza bala da hrsza bahane bulma. Bktm buradan,
bu kasabadan. Eek kuyruu gibi burada, kyamete kadar ne
uzar ne de ksalrsn. Sevincimden uuyorum be kar. Deli ola
cam. ocuklarmz yksekokullarda okuyacak. Dervi Beyin
olu gibi."
ocuun biri kapnn eiine oturmu, smn eke e
ke bir dal yontuyordu. Kaldrd ocuu kucana ald. "Okuya
caksn, okuyacaksn, adam olacaksn. Bunun iin yurdumu yu
vam, kasabam, baba vatanm brakyorum. Kzlar da okuta
cam. Dervi Beyin kz gibi krtracakm, varsn kntrsn.
Kz dediin dnyaya kntrmaya gelir. Bunun iin adam ld
rlr m? Hem okusun kzm, hem de stanbulun tekmil deli
kanllaryla krtrsn. Dervi Beyin kzndan bin beter olsun.
Bu devirde kzn kntran makbuldr."
Kadn hem glyor, hem de kocasn hayranlkla seyreyli-
yordu.
"Ulan kar, yzn gld be! Senin de yzn gler miymi?"
"Sen aztmsn herif," dedi kadn. "O ne biim laflar yle?"
"Okusun, okusun da orospu olsun kzm. Okumu orospu
okumam melekten iyidir. Orospu olacak kzm, ama grl g-

307
rl okuyup doktor olacak. Neriman, hazrln gr, hi kimse
ye de syleme. Bak, sana diyorum, korkumdan deil gittiim,
bunu aklna iyi tak. Yavrularnn istikbali iin kendimi feda
ediyorum. Bir frsattr, karmamak gerek. Topla ufak tefeini.
Doru skenderun. Hi kimse bilmesin nereye gittiimizi. Yok
yok, syle nne gelene, Hacnn bir emnisi varm, seferber
likte kaybolmu, imdi bulunmu, ok da zenginmi, Hacy
evlat edinmi. Kimi kimsesi yokmu de. O arm da yanna
gidiyoruz de. Olur mu?"
Kadn: "Sahi yle mi?" diye sordu.
Hac: "yle yle," dedi. "Ver bakalm uradan bir yzlk
de arkadalara len vereyim, son gittilik."
ocuu yere brakt. Yzl ekti ald, koareasma dar
kt. Gn kavuuyordu.
nce Sleyman Tevfiin kahvesinin ocanda buldu. "Gi
diyorum Sleyman," dedi. "Srgn oluyorum. Aalar beni sr
gn ediyorlar vatanmdan, kasabamdan. Brak ii de bu gece
sabaha kadar len var. Ayrlk leni. Gitmesem beni Dervi
ldrtecekmi. Gitmek gerek. Yirmi yl sonra, Dervi lnce ge
ne gelirim. Arkadalara haber ver. Herkese, herkese, Kse Du
rana, olak Nuriye, herkese... "O gece btn arkadalar Krt
rnerin bahesinde toplandlar, sabaha kadar itiler sylediler.
Hac bir alama tutturmutu. "Kaln artk arkadalar. Beni
Aalar Beyler srgn ediyorlar. Bu dnya onlara da kalmaya
cak. Bir Deli Hacy ekemediler. Yoksa iki szde ne vard ki ...
Biz hep biribirimize her gn boynuzlu demez miyiz? Bir Deli
Hacy gtremediler de, ekemediler de canna kyyorlar. O
da lmden korkmad halde kayor. Beni istemeyeni ben de
istemem deyip gidiyor. Ama gelecek Hac, gelecek. Dervi ya
l, Hac gen, Dervi lnce Hac gene kasabasna gelecek." e
kemiyorlar derken ii yle byyor, ylesine bir gurur duyu
yordu ki, tarifsiz. stne basa basa: "ekemiyorlar. Bir Deli
Hacy koca kasahada barndramyorlar. Zarar yok. Biz de va
tanmz koyup gideriz arkadalar... "
lerinden bir tanesi: "Biz ne oluyoruz?" dedi. "Biz avrat
myz be? Arkadamz ldrtr myz? Sen gitmeyeceksin.
Btn Beylere de, Dervi Beye de kar koyarz."

308
Hep birden: "Kar koyarz," dediler.
"El mi yaman, Bey mi yaman," dedi birisi.
"El mi yaman, Bey mi yaman," diye tekrar ettiler hep birden.
Hac ayaa kalkt: "Siz derninizde olun arkadalar, kimse
bu kasabadan Deli Hacy srgn edemez. Korkuyor da gidiyor
sanmayn arkadalar. El mi yaman, Bey mi yaman, bunu ben de
bilirim. Onlar lderse iftlikleri, karlar, mallar mlkleri ka
lr. Biz lrsek pmz bile kalmaz. Ol sebepten her zaman
onlar bizlerden korkarlar, biz korkrnayz. Onun iin siz derni
nizde olun, iin iinde i var. Hac ocuklarn yksekokullara
vermeye gidiyor."
Bir tanesi: "Versin," dedi. "Versin de her biri bir byk
adam olsun."
Hac: "Kzlar da okutacarn. Hem de stanbulda. Biri gelir
de senin kzn fingirdeiyor derse, can sa olsun diyeceim."
Sabaha kadar vur patlasn al oynasn, elendiler.

3 09
33

Kasahada kimseyi tanmyordu. Kimse de onu tanmyor


du. Varp da merhaba diyecek bir kimse yoktu. Giyinmi, orta
salondaki bir sedire oturmu, dncelere dalmt. kide bir
kalkmaya, dar kmaya davranyor, sonradan cayyordu. Ne
reye gidecek, ne yapacakt?
Kuluk sca darda kzdryordu. Salkmsdn glge
sinde eelenen tavuklar vard. Yumak yumak civcivler debele
niyorlard. Bir zaman salkmsde, civcivlere bakt. stne
oturduu yaldzl sedire bakt. Sedirin st krmz bir ipek ku
matand. Eski Trkmenden kalma. pekli kuma sa elinin
ayasyla svazlyordu. Karn da ackmt. Cebinde de bir hayli
para vard. Kasahaya gelmeyi, kasahada bir zaman gezmeyi
halbuki ne kadar isterdi.
Bir zamand, ocukluundayd. Bir gece, sabaha kar ola
cak, ardaktan inmi, batakln kysna kadar komutu. Var
m dallar topraa deen bir sdn altna girmi, bzlm
t. Korku iindeydi. Hibir yerden t kmyordu. Bir yerlerde
bir eyler uulduyor, o uultu da stne stne geliyordu. B
zlyor, korkuyordu. Neden buraya kadar yatandan kalkp
gelmi, sdn altna neden girmiti? Bulamyor. Hibir za
man da bulamamt.
Hep d gryordu. Gkten batakln stne ak ak bulut
lar yayordu dnde. Bulutlar durmadan bataklktan Ceyhan
suyuna doru akyor, akyordu. Sonra bir kayalkta uyuyordu.
Yaln kayalklar, kocaman kartallar. KartaHar kara bir top gibi

3 10
yumulup gkten batakln stne ylesine akyorlard ki...
Kurun gibi. Fsltlar btn ovay doldurur. Bu d myd,
deil miydi, onu da bilmiyordu.
Yazd. Ekinler kurumutu. Iltya kesmiti ova. Ekinierin
iinden iftlie doru gidiyordu. Dalmt. Birden bir fslt
duydu. Bir karaylan grd sonra. Iltl kuyruunu baldrna
dedirip geti. Ylan uuyordu. Toprakta deildi. Ekinierin ba
aklarna deip gidiyordu. d koptu. Ylann gittii ynn
aksine komaya balad. Soluu kesilineeye kadar kotu. Sonra
bir yolun ortasna az koyun dt kald. Soluu tutuluyordu.
Ylan da kovalyor diye yle bir korkuyorrlu ki...
yi biliyordu ki ok korkak bir adamd.
Tam leye kadar orada bzld kald. Kapdaki dallar
yere deen sde bile bakamyordu artk. Civcivler bile silin
miti gzlerinin nnden.
Ayaa kalkt, ne yapacan bilmeden salonda dolat. Elle
ri sarkmt.
Birden merdivenden aa hzla yrd. Koareasma yola
dt. ncir aacnn yapraklar toz iinde kalmt. Kefenli Ma
hirin arkasndaki kalabalk bu incir aacnn yannda durmu
tu. Amma da ok bir kalabalkt.
Pazaryerinde gzlerini at. Hrpani klkl birka kyl
oradan oraya salmarak yryorlard. tede bir kamyon duru
yordu. "Adanaya Adana ya, Ceyhana Ceyhana," diyordu bir
delikanl.
Binmeli u kamyona, gitmeli Adanaya. Ne yaplrd Ada
nada? Bildii piirdii yok. Kimi kimsesi yok. iftlikte bir Ada
nal tanmt. Ad da Recep. yi adamd. Ama nerede bulunur
ki? Yerini yurdunu bilmiyordu ki... Adana ok byk yer der
ler. nsan yiter gidermi iinde. Buralara hi benzemezmi. Ucu
buca belirsiz. Adanaya gitse, bu adam da ldrmese... Ona
ne derdi anas? Dervi Bey ne derdi? Glizar ne derdi? Korkak
derlerdi. Bir Deli Hacnn hakkndan gelemedi. Bir de Mahmu
dun olu olacak derlerdi.
Adanadan Drdnc Orduya gidilirdi. Trene biner gider
di. Hi tren grmemiti. Kara kara evler gibiymi. Duman
kar da tm ovay alrm. Kara, bulut gibi dumanlar... Van

311
dalar ... Denizi varm Vann. Kar frtnalar olurmu. nsan
lar boarm kar. Eli aya kesermi. Yl on iki ay kar yaar
m ha yaarm. Hi kar grmemiti. Yamurun bir koyusu.
Ak yamur. Gkten dermi. Dolunun yumua demiti
anas.
"Adanaya Adanaya, Ceyhana Ceyhana ..."
Drt yannda dnya ykld. Yapayalnz kald ortada. Bir
karanlk kt. Kamyona doru yrd. Cebinde ok paras
vard. Kamyonun yannda, arka sol tekerleinin yannda dur
du. Tekerlee korkarak elini yaklatrd. Kamyonun iinde
kadn vard. Bir sr de erkek. Bunlar Adanaya gidiyorlard.
Titrer gibi oldu. Kamyona atlad atlayacak, atlad atayacak
Kamyonun tekerine tutundu. Teker souk, buz gibiydi. Birden
elini ekti. Bir adamn gzn dikmi kendini szdn gr
d. Dnd hemen, oradan hzla, koareasma uzaklat. Kendini
arnn tam ortasnda buldu.
Yanndan bir cip geti. Gzleri cipe takld. Cipin iindekini
Dervi Beye benzetti. Dervi Bey bu eytan icadna binmezdi,
doru atlar dururken. At da erkein yakyd.
Yukar, demirciler arsna yrd. Demirciler durmadan
eki sallyorlard. Bir demirciye, ocaktaki yalmlara, krmz,
dvlen demiriere bir sre gzlerini dikti bakt. nsan bir de
mirci olmal ki diye dnd. Demircilik iyi bir zenaat. A ko
maz insan hibir zaman. Nereye gitsen, hangi diyara gitsen ya
placak bir saban demiri, araba dingili bulunur. Her yerde ara
ba, dingil, saban demiri vardr.
Kulana bir "Yusufuk Yusuf" geldi. Kaln bir sesti. Baba
snn sesine benziyordu. Dnd bakt ama kimsecikleri gre
medi.
imdi bu kasahada bir tand olsayd, candan bir arkada
. .. Konuurlard. Oradan geriye dnd. Kaldrmlar esik ke
sik, ak akltalarndan rlmt. Yrrken talarn ak yerine
basyordu. Amma da temiz, amursuz. Bal dk yala dedikleri
bu olacak. Bir evin cam balkd. Gneten avk verdi. Bir daha
bakarnad cama. Gzleri kamat.
Bir kebap dkkanna girdi. Gelen raa: "Bir tane Adana
kebab," dedi.

312
Kebap dkkannn ii yal dumanla dolmutu. Genzini
yakyordu insann. Kebab yedi. Hibir yabanclk duymad bu
rada. ok girmiti kebap dkkanlarna. Aykr kamayacan
bilse akama kadar burada otururdu.
ar gittike kalabalklayordu. Bir sr grltyle konu
an adamlar. Durmadan konuuyorlar, didiiyorlard. Ne konu
urlar, ne syleider bylesine? Gzel giyinmi adamlar da ge
iyordu arada bir. Bunlar Aa olacak, dedi kendi kendine. Bun
lar Dervi Beyin dmanlar. Hepsinin de karlar orospu. Al
drmazlar, karlar ne yaparsa yapsn. Dervi Bey bunlara o se
bepten ok dman ... Adamlarn giyimlerine imrendi.
Gene pazaryerine geldi. Soluna baknca dkkann iinde,
masas banda oturmu kitap okuyan Ali Efendiyi grd.
"Ocan hata herif," dedi, "ne der de okursun sabahtan ak
ama kadar byle? Ne geecek eline? Herkes de seni ktlyor.
Adn anan, ylandan kaareasma senden kayor. Diyorlar ki
bir yiit adammsn, fakir fkarann dostuymusun, Aalarn
Beylerin de dmanymsn. Seni karalamak iin yakana bir bit
atmlar ki, arn arnabilirsen. Babamn da hapiste arkaday
msn. Senin yanna gelen eli bo dnmezmi. Elinden geldik
e bir iyilik yaparmsn. Derdine are bulurmusun, dman
yn bile ..."
Oradaki bir tan stne oturdu, gzn krpmadan Ali
Efendiye dikti, bakmaya balad. Ali Efendi ban kitaptan kal
drdka gnee bakamyor, boyuna gzlerini kirpitiriyordu.
Onun gzlerinin byle yapmas mmkn yok byle ok oku
maktan olmutur. Ocan yana herif hi de okumaktan yorul
muyor. Bir deri bir kemik. Yz de avu ii kadar. Onca i gelir
mi ki elinden bu fkarann. Bir dul karnn oluymu. Babasn
ocukken vurmular. Gelip bir arzuhal yazdran da yok. Kor
kuyorlar. Kaleminden kan damlarm ama millti Aalar kor
kutuyorlar. Bir de korkakm ki... Miting olduu gnler yaz
makinasn alp dalara ekiliyormu. O kadar adamn iinde
ne yapsn? Korkmasn da ne halt ilesin fkara? Onu Aalar el
lerine geirsinler, kann ieceklermi.
Hep ne okur ki byle? Bir bildii var zaar. Bu kadar oku
mu adamsn, bre kardam, aam, sen de Aa olsanal Aa et-

313
rnezler ki onu ... Babas byk bir Aayrn derler. Soyu da Dr
dnc Ordu Beyiyrni. Yksek bir soy. Dervi Bey iyi bilir. Yk
sek soyundan dolay Dervi Bey onu ok sever.
Ah, dedi kendi kendine, yazdracak bir arzuhalim olsa, va
rr yazdnrdrn. On lira da para veririm bir arzuhale. Varsn
kendisine bir kitap alsn da okusun. Eline geen paray hep ga
vur kitaplarna verirrni.
Ali Efendi bir ara ban kitabndan kaldrd, gene gzlerini
kirpitirerek nnden geen bir kylye dosta, candan glrn
sedi. Bylesi glrnseyen adarndan insana ktlk gelemez.
Kt yz baka yzdr. Krt Mahmut, yani babarn demi ki ar
kadalarna, canm bir tek adama gvenirirn, anan avradrn,
narnusurnu, o da Ali Efendiye demi.
Varp konumal onunla. Ama ne diyerek konurnal? Bir
ara Ali Efendi kendisine bakh. Gzlerinde ocuka bir hayret
vard. Sonra usuldan da ona glrnsedi. Varp konumal m?
Ne demeli ona? Birden aklna dt, varp Krt Mahrnudun
oluyum diyecekti. Ali Efendi Mahrnudu ok sever, derler. Se
vinecekti. Sevinir mi ki?
Oturduu tatan ayaa kalkh, dkkana yrd, glrnsedi.
Ali Efendi: "Buyur bakalm karda," dedi. Scak, tok, iten,
gvenli bir sesi vard.
Yusuf: "Ben," dedi, "Krt Mahrnudun oluyum. Sen baba
mn arkadayrnsn. Babam seni ok severmi. Anarn yle
syler."
Ali Efendi glrnseyerek: "Yaa," dedi, "babam ok sever
dirn. ok sevindim seni grnce. Kocarnanrnsn rnaallah.
Anan nasl? O beni iyi bilir. Hapiste bana hep hediye getirirdi.
Baban gibi insan adam var myd? Bu narnussuz Beylerin y
znden heder oldu gitti. ldrdler babam. Aaaah, yaasayd
Mahmut, o Beylerin Aalarn grecei vard. Hapiste dnyay
bir iyice renrniti."
Yusuf yle bir yzne bakh. Bu adam babas zamannda
hapse girmise, girdiinde ocuk olmalyd.
Ali Efendi: "nce ok direndi. Beyini Allah gibi gryordu
baban. Ben Beyleri ona anlahnca bir ay benimle konurnad.
Sonra anlad. Ah, dedi, senin gibi bir adam daha nce benim

3 14
karma kmalyd. Bundan sonra da buradan kurtulursam,
ben bilirim yapacam. Biz eziliyoruz, onlar yayor. Sen sen,
sen sen ol, Beyler yoluna tman bile kesip atma. Elinden gel
dike onlara ktlk et."
Konuurken hep glmsyor bu adam. Ne de kolay syl
yor.
Yusuf: "Dervi Bey seni olu Muzafferden daha bile ok se
ver," dedi sklarak
"Ben de onu. Ho adam. Ama ben adam ldrtenlerden i
renirim. Pis i. Mahmut gibi bir yiit onun yoluna ld gitti."
Yusuf: "Anam diyor ki babam ok korkakm. Anam yle
diyor. Sen babam bilirmisin. ok korkak myd?"
Ali Efendi onun bu ocuka sorusuna epeyce gld: "Kork
mayan insan olur mu Yusufum," dedi. "nsanolu korkar. Ben
de bir korkarm ki, dm patlar. Kardein nasl?"
"yi," dedi Yusuf abucak, oral olmadan. Sonra da: "Anam
der ki daylann hi korkmazlarm." Bunu sylerken gzleri
nin iine iyice bakt, bekledi ne diyecek diye.
"Korkmayan insan olmaz, Yusufum."
Yusuf kalkmaya davrand.
Ali Efendi: "Otursaydn ya," dedi. "Mahmudun kocaman
olunu grmek beni sevindirdi. yi adamd baban. Akllyd
ok da. O olmasayd ben ieri dtmde, ok ocuktum o za
man, beni yerierdi ierde. Bir iin derse bana gel. Anana da
selam syle."
Yusuf: "Olur," dedi. "Bam stne."
Oradan ayrld. Biraz aralanca, kendi kendine: "Ben," de
di. "adam ldremem. Ben ok korkam. Bu dnyada korkak
olmayan kimse de yokmu."
Ali Efendi dnd, bu olann banda bir hal olmal...
Var olmaya var ya, nedir?
Yusufu ayaklar iftlie doru ekiyordu. Savrunun kys
na geldi, suya bakt. Kpry geti. Bakt ki iftliin yoluna gi
diyor. Birden olduu yerde kalakald. iftlie giderse bir daha
ldrseler kasahaya dnemeyecekti. Hzla geri dnd, konaa
geldiinde kan ter iinde kalm, soluyordu. Yukar kt. Kona
n odalarnn kapsn at kapad, at kapad.

315
Bir oda vard. Duvarlannda bir sr altn yaldzl ayna. Bir
de kocaman fotoraf. Bu fotoraf Dervi Beyin genlik fotora
fyd. nce byklar, yalm gibi gzleri vard. Bir zaman fotora
fn nnde oyaland. Dervi lp gittikten sonra bu fotoraf
kalacakt ite. Aaah bir fotoraf ektirse de, byle kocaman, o
cuklarna kalsayd... Yok olup gitmeseydi. Aynada yzne bak
t. Dervi Beyin genliinden daha gzel geldi ona.
Odalarda karyolalar vard. Hep ipek yorganlyd. Bir oda
da kocaman kocaman bir soutma dolab vard. At, iine bak
t, ii bombotu. Bir oda da kilimlerle deliydi. adr iine
benziyordu. Keye msr koan, bir su barda, bir hzman,
nakl bir akmakl tfek, bir davul, bir saz, bir kubur, bir de
yeilli krmzl bayrak aslmt. Bu bayrak Dervi Beyin dede
sinin Beylik bayraym. Padiah dedesine vermimi.
Akam oluyordu. Konan alt katna indi. Kapnn arkasn
da bir kazma bir bel grd. Sevindi. Beli ald baheye kt.
Baheyi otlar brmt. Topra bellerneye balad. yle i
tahla, yle candan belliyordu ki topra, gzn at zaman
bahenin bellenmedik yeri kalmadn grd. Gn alacakaran
la dmt. Bir alk duydu ki iinde, doru arya kotu.
Dkkanclar grltyle kepenklerini indiriyorlard. On,
on be kepenk birden iniyor, kasabann sessizliini bir an iin
yrtyordu. Yusufun houna gitti bu. Durmadan kepenkler ini
yordu.
Kebap dkkanna girdi. Bekledi. Sonra, gelen kebab a
bucak yedi dar kt. ary bir utan bir uca birka kere gi
dip geldi. Sonra bir kahveye oturdu. ay syledi. Hep can sk
lyordu. Bir yerlere kamak, ban alp bir yere gitmek istiyor
du. ay ier imez hemen ayaa kalkt. arda kim yok kimse
yoktu. Ne yapmal? Uykusu da hi gelmiyordu. Bir uyuukluk
iindeydi.
Van dalar... Daylan daha sa m ola? Belki de lmler
dir. Adanaya gitse bir iftlie yerlese, ift srse...
Karanlk, duvar gittike sktryor. Duvar gittike daral
yor. Van gl koca, karanlk bir duvar. Adanada kim yok kimse
yok. arnn ortasnda dikilmi kalm. Nereye baksa bir ka
ranlk. .. Sonsuz.

316
nanlmaz bir yorgunluk duydu btn bedeninde. Her bir
yerleri dklyordu. Ar ar konaa gitti. sterneyerek kapy
at. I yakt. I anca sevindi. Bir dmeyi eviriverince
bir k patlayveriyordu. Houna gitti. Soyundu, yataa uzan
d. I sndrmek istemiyor, korkuyordu. Bir zaman yatakta
dnd kald. Hep kanl bir l geliyordu gznn nne.
Deli Hacy ldreceine bir trl kendisini inandramyordu.
Deli Hacy ldrmezse iftlie bir daha ayak basamaz,
anasn gremezdi. Bir yere kasa, hibir yer bilmiyordu ki...
te bu kasahada kald gibi yapayalnz kalrd. Glizar onu alr
myd, sever miydi? Adam ldrernemi korkak adamn yz
ne kim bakard ki...
imdi anas oktan uyumutu. Glizar da uyumutu. Yre
inin banda bir sz duyuyordu. u k da amma gzlerini
actyordu. lk olaraktan k altnda uyuyordu. I da snd
remiyordu. Yatakta dnyordu ha dnyordu.
Tabancadan nasl kurun kar, nasl bir yere saplanr, iyi
biliyordu. Hi kurun yemi adam grmemiti. Yalnz ok k
pek grmt. Bir sar kpek vard. Molla Osman kpee nian
alm tetie basm, o gzlerini kapatmt. Gzlerini atnda
yerde, kanlar iinde kvranan, yerleri trmalayan, inleyen bir
kpek grmt. Kpek uzun bir sre can ekimiti. Az toz
topraktan kanl amur iinde kalmt. Sonra birden ayaa kal
kan kpek komaya balam, gitmi gitmi, birden yere yuvar
lanvermiti. Sonra da hi kmldamamt. renmiti bundan.
Bir daha da vurulmu kpee bakamamt.
Deli Hac aklna geldike kpek de aklna geliyordu. Bir
ara kendinden geer gibi oldu. Eli scack bir kana hatt. Hopla
yarak doruldu. Eline bakt, elinde kan man yoktu.

Bu ne i, dedi.
Gn, yordu ki dald. Azck kestirdi. Gene hoplayarak
uyand. Kalkt, Yatan banda, ayakta bir sre dikildi kald.
Ar ar giyindi, dar kt. Akamdan beliedii bahe
topra ldayp yatyordu gn altnda. Eildi, bellenmi topra
eliyle ufalamaya balad. Bir sr solucan grd. Hemen vu
rulmu kpek ls geldi gznn nne. Solucanlarn stn
hemencecik kapatt.

317
arya doru yolland. arya varmadan yolunu dei
tirdi. nsan yzne bakmaya, insan iine kmaya utanyordu.
Pis bir eyin iine hatp km gibiydi.
Karsndan bir araba iinde yz sapsan olmu bir hasta
geldi. Hasta, yz avu ii kadar kalm, kurumu bir gen kz
d. Anas ban dizine koymu, stne yal gzlerle eilmiti.
ki eek balarn biribirinin stne koymulard az ilerde. Ko
arak kasabay kt, Savrunun kysna geldi. Su prl prl ak
yordu. Apak, arnm. Suya girip ykanmazsa edemezdi. Kuytu
bir yer bulup, allarn iinde soyunmaya balad. arabuk so
yundu, soyunur soyunmaz da suya atlad. Suya bath kt, hatt
kt. Ban bir iyice ovdu. Sonra giyindi. Tabancasn beline ta
karken karp bakmak geldi iinden tabancaya. Gnete taban
ca yeillendi, prldad. Ne gzeldi. Bir sre elinde evirdi evir
di, hayran kald tabancaya.
Adam ldrmek de bir ey mi? Herkes adam ldryor.
Ne var sanki, bir Deli Hacy da ldrmek bir ey mi? Yok ite
baka aresi. Deli Hacy ldrdkten sonra bir daha adam l
drmeyecekti. O zaman, baka bir adam ldrmezse de, kimse
korkak diyemeyecekti. Can istemiyor da ldrmyor diyecek
lerdi.
Sevinle kasahaya girdi. Aaah, bir iki tand, bir yolda
olsayd, her ey daha kolay olacakt.
nnden geerken gene Ali Efendiyi grd. Gene kitap
okuyordu. Deli pezevenk, dedi, dnyay dzeltecek. Yaknda
Aalar seni bir ldrecekler ki, it ls gibi ln uraya ata
caklar. Anan bile bana gelemeyecek. Hey bre aklsz Ali Efen
di! Ol bakalm Aalara dman. Kpolu kpek. Adam ld
renleri sevmezmi! Babam neden sevdin ya? Pis domuz.
Bir de ii yle ekiyordu ki... Ali Efendiyle konumay o ka
dar istiyordu ki ... Ama bir daha ona yaklaamayacakt. Korku
yordu ondan. O kocaman, her bir eyi gren, insann iine ile
yen, ltl gzlerinden korkuyordu. Bu adam insan ne d
nrse, hepsini bilir gibi geliyordu ona. Bir daha tvbe onun ya
knna varmaya. u Ali Efendiyi ldr deseydi Bey, vallahi va
rr hemen imdi ldrrd. Ban kaldrr da kendisine bakar
diye, korkarak, hzla Ali Efendinin nnden geti. Geince de

3 18
bir oh ekti. Srtndan ar bir yk kalkt. Sonra geince edeme
di, bir daha nnden geti onun. Bir daha, bir daha, hzla geti.
Pis domuz ban o znlt kitaptan hi kaldrmyordu. Varsn
kaldrmasn. Onu vuracaklar. Byle ba kitaba eilmiken vu
ruverecekler. Uyurken lr gibi lecek.
Daha uzaa, kasap dkkannn nne vard, srtn akasya
aacna verdi. Ali Efendiyi seyreylemeye balad. Ban hi kal
drmyordu. Arzuhal de yazmyordu. Buna hi arzuhal yazd
ran yok mu?
Ali Efendi yorulmu olmal ki, bir ara ban kaldrd, yan
na ynne yle bir gz gezdirirken Yusuf frlad kat. Az da
ha gz gze geliyorlard. Gitti, tedeki dkkann arkasna s
nd. Yrei kt kt atyor, boulacakm gibi oluyordu.
Yreinin ktrts geince, usul usul, sine sine yordam
layarak, gz ucuyla Ali Efendiye bakarak, onun nne geldi,
birden yreinin gene ktrts balad. Hemen de nnden
hzla geti.
Ali Efendi onun bu yaptn gryor biliyordu. Alimallah
gryordu. Gryor, kendi kendine glmsyor, nedir ola bu,
diye soruyordu. Bu olan ne yapyor byle, diye ayordu ...
Ulan Ali Efendi, dnyay altst eden Rus kafiri, seni ldrmeli
ki ... ldrmeli de insann yrei bir soumal ki...
Bir daha geerken nnden, Ali Efendiyle gz gze geldi
ler, Ali Efendinin gzleri, kocaman on gz byklndeki
gzleri onu deldi geti.
Bir daha buradan, bu pazaryerinden gememeye yemin
ediyordu, oradan uzaklarken. Deli Hacy ldrecekti. Hem
de nasl... Hem de bu akam ldrecekti.
Birden kanl kpek ls, onun can ekinesi gzlerinin
nne geldi. Kprye doru komaya balad, kpry geti,
iftlik yoluna dt. Kubbeyi grnce nereye dtn anla
d. Eli aya kesilmi, orada kalakald. Sonra bitmi, salmarak
konaa dnd, yataa girdi, hemen uyudu. Yemek yemeyi bile
unutmutu. Hi d falan da grmedi. Deliksiz bir uyku ekti.

3 19
34

Kuluk vakti gzn at. ylesine yorgundu ki. . . Midesi


kaznyordu. Her bir yan dvlm gibiydi. Bylesine yorul
mak iin ne yapmt? Baheyi beliemek mi? Byle iler her
gnk yapt ilerdi, hamlatmazd adam.
Camda bir sarcaar dolayordu. Uuyor, dolayor, tak di
ye ban cama vuruyordu sonra da. Akasaz batakl bu arla
rn z vatanyd. Her bir sazda bunlarn be tane petei olurdu.
Sarnn stnde krmz lekeler. Bir de kara halkalar. Baz baz
binlereesi duru suyun stne konarlar, orada uyurlard. Dur
gun su onlar bir o yana, bir bu yana sallard, esen yelle.
Yataktan kalkt, ary tutmaya alt. O, elini uzattka ar
yukar kayor sonra yeniden aalara iniyordu. Bylece bir
yarm saat urat. Sonunda ary tuttu ama, ar da elini soktu.
Elini saliaya saliaya muslua gitti, suya soktu. Sonra da arnn
soktuu parma emneye balad.
Giyindi, dar kt. ar yoluna dtnn farknda de
ildi. Parma aznda, hem somuruyor, hem gidiyordu. Bir
den kendini Ali Efendinin dkkan nnde buldu, hemen
uzaklat. Bir kfr sallad ki Ali Efendiye...
Pazaryerine uramyordu. Bir sre demircilerin orada do
lat durdu. Uzun boylu bir adam geldi yannda durdu bir ara.
Deli Hacya benzetti. Karsna geti iyice bakt, o deildi. Bir
anda ylesine Deli Hacy grmek istedi ki, yz ateler iinde
kald. Sonra da yrei kt kt atmaya balad.
Alacamiye yukar yrd. Kocaman bir kona maviye bo-

320
yamlard. Bizim Bey evini neden byle sslemez, diye geirdi
iinden. Bey konan hangi boyaya boyamalyd? nce pembe
geldi gznn nne, sonra yeil, sonra turuncu, en sonunda
gene mavide karar kld. Bey stanbuldan gelsin. lk ii konan
boyasn sylemek olacakh ona. Kasabay dar kncaya ka
dar bu konak rengiyle urat.
Mersin aalarnn, daha dorusu allarnn arasna girdi.
Bir dal kopard. Daln ucunu azna gtrd inemeye bala
d. Ac, buruk, kokulu bir tat tm bedenine yayld. rperdi.
Bylesine bir sr dal ucu kopard kopard inedi. Sonra aal
, kokuyu duymaz oldu.
telerde sereler, obanaldatanlar vard allarda. Yerden
bir ta ald, daldaki bir obanaldatan nianlad. Ta atmada ok
ustayd. Her eyde niancl iyiydi ya ... Anas, sen nianclkta
daylarna, o Drdnc Ordu asianiarna ekmisin derdi. On
lar uan turnay gznden, kaan tavam tam art ayandan
vururlar. Bir de ge metelii atarlar, daha inmeden kurunlar
lar. Metelii koydunsa bul.
obanaldatana ta frlatt. Ta kuun yanndan vz diye
geti. Demedi. Ku yerinden kmldamad, ikinci ta att. Ku
yere dt. Yusuf kotu, kuun hemen kafasn kopard kann
aktt. Elinde tartt, yalym be, dedi. Bu akam piirir, yerim.
Domuztepeye doru ilerliyordu. iriler iek amt. ine
ucu gibi kk mavi iekler de kilim gibi yere serilmiti. Yusuf
eildi birini kopard. Ulan, dedi, bunun adna ne derlerdi hele?
Bir trl bulamad. Tam bu srada aklna gene Deli Hac geldi.
Sonra kanl kpek.
Ortada kalakald yle. Gne kzdryordu. Anlar, kular
dallardayd. Bir yeil kertenkele grd. Az ak, oradan oraya
kouyor, oradan oraya. Uzaktaki dalda bir ku daha grd. Bel
ki bir srckh bu. Yerden bir ta ald. Atacakh vazgeti, ta ye
re ath.
Glgesine bakt: Glgesinin stne doru yrd. Bana,
apkasnn stne basmaya alyor, bir trl oraya basam
yordu. Glmsedi. Yanna ynne baknd. Amma da ocuk ol
dum, dedi. ocuklar bile bylesini yapmazlar. Olsun, kimse
grmedi ya, dedi sonra da.

321
Deli Hac gene gzlerinin nne geldi. Kanl kpek. .. olak
Veli kurbaa tutmu, karnn yarm, gnete kurutmutu kur
baay. iren bir eydi. Kurbaay yararken onun yanndayd.
Kurbaann gzleri, diri kurbaann gzleri bir dar uramt
ki... Cam bilye gibi olmutu gzleri. Iyice baknt kurbaann
prtlek gzlerine. Kurbaann gzlerinde binbir renk kvlcm
lanmt. Sonra usul usul renk kvlcmlanmas gemi, gz n
ce sararm, sonra salya gibi, pelte gibi donup kalmt.
olak Veliye ierliyordu. Sa sa da kurbaa karn deilir
miydi be domuz adam? Sende hibir vakit insanlk yok muydu?
olak Veli kurbaay kurutmu, kansnn salan arasnda
sallanp duruyordu. Kydeki baka ok kadnn salan arasn
da da vard kurbaa ls. ocuklan durmayan kadnlar saa
nna iek gibi kurbaa ls takarlar. olak Velinin on bir o
cuu olmu, her ocuk doduunun haftasna varmadan l
mt. stelik de olak Veli kansnn sandaki l kurbaay
her yl tazelerdi.
ki elini cebine soktu. Tepeden kasahaya inmeye balad.
Bir evin kiremidi yepyeni, kpkrmzyd. tekiler hep bozar
mt. Bu gnee boya m dayanr, dedi. Drdnc Orduda top
rak sekiz ay gn yz grmezmi. Kar, frtna. O kar dedikleri
ey telgraf direklerini geermi.
Can gittike daha ok sklyordu. i iine smyordu.
Drt bir yann sszlk, boluk almt. Boluk stne geliyor
du, tn tn tyordu. ssz da ba daha beter etmiti onu. Ce
bindeki kuu karp gcnn yettiince uzaklara att. Sonra
koarak kasahaya girdi. Saa bir sokak gidiyordu, oraya sapt.
Oradan baka bir sokaa. Bir kadn arktan su dolduruyordu.
Yusuf onun ellerini grd. Ne de kocaman elleri varm kad
nn... f, ayaklar da ne kocaman. Baka bir sokakta iki o
cuk kavga ediyordu. inden onlar ayrmak geti. Sonra bo
verdi. tane eek grd baka bir sokakta da. Eekler gnee
serilmiler gibi, hi kprdanmadan duruyorlard. Gzlerini bile
kapatmlard. Eekler gzlerini kapatrlar myd? Birka sokak
daha dolat. Hep dnyordu, eekler gzlerini kapatrlar
myd uyurlarken? arya gelince ellerini ceplerinden kard.
Tam kebapnn nndeydi. Kebap duman burnuna gelince

3 22
iinde bir alk duydu ki, deme gitsin. Hemen dkkandan ieri
ye girdi.
"abuk karda," dedi. "ok abuk bir Adana kebab. Bir
buuk olsun. abuk olsun."
Kebap: "Hazr," dedi. "Hemen imdi. Bir, iki, el deer
etek demez. Bir, iki... Yelle! Yelleeee... Yelle olum yelleeee."
Gerekten de kebap ok abuk geldi. Yusuf bir anda, gz
ap kapayncaya kadar kebab sildi sprd.
Yemekten sonra kprye aa indi. tane kz kol kola
girmiler, salar esen yelde, Slemiin altndaki yola doru gi
diyorlard. Uzaktan onlarn arkasnca yrd. Kzlar geriye
dndler. Yusuf yolun kysnda durdu. Kzlar yanndan geer
ken onlara arkasn dnd.
Aadan Savrun akyordu. Suyun yznde bir kam par
as yzyordu. Kam paras aklna kamtan atn getirdi.
Kamtan attan sonra aklna l kurbaa, ondan sonra da kanl
kpek, sonra Deli Hac geldi.
Koareasma kasahaya dnd. Bumuna yank kokusu gibi
bir koku geliyordu. stne bana baknd. Yanan hibir yeri
yoktu. Kzlara bakmadan yanlarndan hzla geti. ary, de
mircileri geerken hibir eyi, hibir kimseyi grmedi. Bir so
kakta bir ocuk grd. Yanna yrei arparak yaklat:
"ocuk karde," dedi, "Deli Hac Aann evi nerede?"
ocuk: "Deli Hacnn evi mi?" diye sordu.
"Deli Hacnn," dedi Yusuf.
"O mu? O burada deil ki... Sen yanl geldin."
"Bilir misin Deli Hacnn evini?"
"Biliri. stersen seni gtreyim."
ocuk nne dt. Yusuf arkada. Dizlerinin ba zld
gibi. Dizleri titriyor. Gzleri kararr gibi... ocuk durdu.
"te u ev," dedi.
Kck, bir gzck bir evdi bu. Kaps yalboyayla yei
le boyanm, yeilin stne de bir rdek resmi yaplmt. r
dek apak yzyordu.
ocuk: "Haydi girsene. Evi bu ite."
Yusuf ard: "Girmeyeceim ki..."
"Neden geldin yleyse?"

323
"Gelmedim ki... Sordum. Bakalm..." Yz allak bullak ol
mu, sararm, dudaklar titriyordu.
ocuk: "Sen amma acayip bir adammn be!" dedi, ekti
gitti.
Yusuf orada kalakald. Bylenmi gibi kald. Ne oradan
ekip gidebiliyor, ne de oradan aynlabiliyordu.
Evin kaps kapalyd. Evden t da kmyordu. l evi gi
bi. Orada ne kadar kald, farknda deildi. Neden sonra, arka
snda tane ocukla bir kadn geldi, yeil kapy ah ieri gir
di. Kap ak kald. ocuklarn birisi ieri girdi, tekiler darda
oyuna daldlar.
Bir ara kendine geldi ki Yusuf, kadn pencereden ona bak
yor. Hemen toparland, hzl hzl oradan uzaklah.

324
35

Mahir Bey otomobilden iner inmez yukar kt. Elini yz


n ykad. Hizmeti kz hemen kahvesini getirdi. Yz prs
m, gerdam biraz daha sarkmt.
Karsna: "Veli buralarda m?" diye sordu.
Kadn: "imdi arya gnderdim, neredeyse gelir," dedi.
Mahir Bey gitti kardaki sedire oturdu. Sabrsz bir hali
vard. Sa elinde kahve fincan, sol eliyle de kalarn svazl
yordu.
"Sabriden ne haber? Pamuklara rgatlar girdi mi?"
Kadn: "Da kolunun rgatlar geldi," diye karlk verdi.
"Bu yl yle ok rgat gelmi ki... Sabri diyordu ki bu yl pa
muklar yok pahasna toplatacaz, diyordu. Seviniyordu."
Mahir Bey: "yi iyi," dedi. "ok gzel. Parti ileri de iyi gi
diyor. Bizimki muhalefetin azn atrmamaya karar verdi.
Belki de muhalefeti ortadan kaldracak. O zaman bu memleket
memleket olacak. Bizde, bu dou memleketlerinde demokrasi
skmez. Daha yeni yeni anlyorlar."
Kadn: "Aya arkllarn reyiyle devlet kuruyorlar. Onlar
ne bilirler ki devlet kursunlar, hibir bilgileri yok. Devleti kl
trl insanlar kurarlar. Nereden karmlar bu demokrasi oyu
nunu? Kim akl etmi?"
Mahir Bey canland, doruldu. "Kim edecek, o ihtiyar. Her
i onun bann altndan kyor ya, belasn da yaknda bula
cak. Ya politikay terk edecek, ya da belasn bulacak. Karar al
dk. Bu oyunlar brakp memleketi kalkndrmak gerek. O za-

325
man, ite o zaman Dervi Paann anna ot hkayacam. Ken
diliinden ortadan kalkacak. O her zaman, her eye muhaliftir.
Soluu hapishanede alacak. flas edecek. iftliini elden kar
mak zorunda kalacak. Deli Halitten bin beter olacak. Gelecek,
kapmda dilenecek. .. ok tesirim oldu. Dedim ki, muhalefet or
tadan kalkmazsa bu memleket kalknamaz. Bir elden, bir g
nlden, hep birlik olarak bu vatan idare edilmeli. Muhalefet
dediin yurdun ayana elmedir. Tuzaktr. Yaplan her iyi eyi
baltalarlar, lekelerler, kk grrler."
Kadn: "Kk grrler," dedi.
Sonra bir sre Mahir Bey sustu. u kars ne akll bir kadn
d. Muhalefetin ktln, demokrasinin on para etmeyecei
ni, bu mernleketi felakete srkleyeceini, ayaktakmnn reyiyle
doru drst bir devlet kurulamayacan ilkin o sylemiti.
Mahir Bey dalp gidince, kadn yanndan ekildi. Kahvesi
ni bitiren Mahir de sedire uzand.
Deli Hac acaba gitmi miydi? Sormaya korkuyordu. Ya
gitmediyse! Dervi ay banda stanbuldan dnyordu. Deli
Hacy bir yakalar da syletirse, yzde yz lmd sonu. Bu
nu, adn bilir gibi biliyordu. Nereye gitse, nerelere snsa bu
lur ldrrd. Avrupaya kasa orada bile bulurdu.
"Deli Hac gitmediyse idam yaftas boynumuzda."
Yllar yl bunun iin mi almh? imdi de gn douyor
du. Muhalefet ortadan kalkyordu. Bu seimde, seim denilen
eyde, muhalefetsiz, milletvekili olacakh. Her ey, btn dnya
onundu bundan byle. Tam yze yze kuyruuna getirmiken,
ite bu Deli Hac ii.
Dayanamad, karsn ard: "Bizim kamyon iftlikten ge
lip Deli Hacnn evini ald gtrd m?"
Kadn: "Kamyon geldi ama, Deli Hac gitmedi. Demi ki
Mahir Beye syledim, birka gn daha kalacam. Ben gidece
im zaman size haber veririm."
Mahir Bey birden ayaa kalkh. Barmaya, svmeye bala
d. Sapsar kesilmi, titriyordu. "Sana gsteririm, sana gsteri
rim... Benimle oynuyor kpolu kpek. Mecbur olduumu fark
etti. Ulan sana bir kuru daha vermeyeceim, cann da cehen
neme gndereceim."

3 26
Gndereceim derken Veli girdi salona. ekine ekine:
"Ho geldin Aam," dedi.
Mahir Bey karlk vermedi. Dalp gitmi gibiydi. Ba nde
yle kalakald. Sonra ban kaldrmadan, l bir sesle: "Veli,"
dedi sustu.
Veli: "Buyur Aam."
Uzun bir sessizlik oldu. Mahir gene dald gitti. Neden son
ra: "Veli!"
"Buyur Aam."
"Veli, en gvendiim, en sevdiim adam sensin. Bu neden
byle, Veli?"
"Gnl gnl sevince Aam... Gnl kardal."
"yi syledin Veli, gnl kardal.i'
"Eski dostluk. Baba dostluu. Bir de o var Aam."
"Bir de bu var Veli. Veli, sen eskiden Veliydin, dalar h
kmdarydn. u koca Torosun dili olsa da sylese... Torosun
talar dile gelse... Eskiden Veli, benim adamlmn yars
sendin. Arkarn sana vermitim. Sen dadayken herkes ben
den ekinirdi, Veli. Bir elim Hkmette, bir elim sendeydi.
imdi bir elim iyice Hkmette. Bir kolumuz ta Ankaralara
kadar uzad. Ama Torostaki elimizi krdlar. Daha dorusu
biz krdk, Veli. Keki Torosta kalaydn. Krallna devam
edeydin. Bu ukurovay tm alrdk Veli. imdi iki iftlie
mum olduk. Sen perperian, ben perperian. Ne geti elimi
ze? Dervi karaku gibi km stmze. Soluk aldrmaz
bize. Veli, sana gene soruyorum, sen artk hi adam ldre
mez misin?"
Veli bu kadar szn nereye geleceini biliyor, bekliyordu.
"Karncay bile ezernem Aam. Ben avrattan kt oldum. Bir
tabanca grsem kusacam geliyor."
"nsan da bu kadar deiir mi byle?" Mahirin sesi krgn
d, umutsuzdu.
"Aaah," dedi Veli. "Ah yoksulluk, arkaszlk, yallk ada
m adamlktan karyor."
Mahir ayaa kalkt. Veliye doru yrd, geldi karsnda
durdu. Gzlerini gzlerinin iine dikti. Elini de omzuna att:
"Son gittilik bir ey yapamaz msn benim iin, Veli? ok kolay.

327
Zor olsa sana teklif etmem. Biz yapacaz, su bakasnn s
tnde kalacak."
Veli ac ac gld: "Bende i yok, Aam," dedi usulca. "u
sinei var da ldr Veli desen, elim ayam kesiliyor, zangr
zangr titriyorum. Bir ho oldum ben."
"Demek hibir mmkn yok, Veli?"
"Yok, Aam."
Veli gzlerine dikilmi gzlerin kinlendiini grd birden.
inden geirdi, bu beni, bana bunca yl bu kadar sr verdikten
sonra kovamaz. Her bir srlarn bildiimi, knca hepsini ak
layacam bilir, dedi.
Sesini ykseltti: "Her adamn bir a olur. O adam, o a gi
dince deiir, bambaka bir dona girer. Sen bunca okumu, Fren
gistanda okumu, gzmi bir Aasn. Sen bunu bilmez misin?"
Mahir iini ekti: "Bilirim Veli, bilirim," dedi, dnd yerine
serilircesine halsiz oturdu.
Hesap ediyor kitap ediyor, bir trl bu iin iinden kam
yordu. imdi zorlasak Hacy, gitse Mersine, oraya yerlese, bir
mr boyu besleyeceksin. Beslemekle kalsan gene iyi. Bir de
fark ederse ki i byle byle... Gitmediine bakarsan fark etmi
e benzer. Sonra bir mr boyu ayda be yz lira. Hesabn
yapmt. yle ok para tutuyordu ki... Kalklmazd altndan.
Sonra Demoklesin klc gibi de her an tepende. Dervi yakala
d, syletti mi? Bir mr korku iinde. Bu adam Dervi gelme
den temizlemenin bir aresi. Ama nasl? Veliden umut yok.
Veli karsnda dikilip kalmt.
"Veli," dedi hmla, "git iftlie de bana bizim olan, am
cam olu Almedi gnder."
Veli sk azlyd. nsanlara gven olmazd ama Veliden sr
kamazd. Velinin gizli sakl birok yann da o bilirdi.
Veli: "Ahmet burada. iftliin ii iin ustayla birlikte gel
mi. Allah iin nur gibi ocuk. Akrabann da bylesine can kur- .
ban. Can atyor ie."
"Hemen git, bul getir onu."
Veli kt.
Bu ocua gvenilirdi. Gvenilirdi ama, adam ldrmek
bir sanat, bir meslekti. Azna gzne bulatrr, ban daha

3 28
byk bir belaya sokabilirdi. Her neyse, var m baka bir a
re? lmlerden lm been, ktlklerden ktlk. .. nsan
bu insanlar arasnda onlar gibi olmak zorunda. Dervile kar
karya gelince, Dervi metotlaryla ister istemez hareket edi
yorsun. Ne kadar kansan gelip ayana dolanyor. Bu adam
lara bulamamak, bunlardan kanmak elde deil. u muhale
fet partisi bir ortadan kalksa, bunlar o zaman btn glerini
yitirirler. Dayanacaklar hibir ey kalmaz. Tek parti devrinde
onlar her istediklerini yapyorlard. Astklar astk, kestikleri
kestikti. imdi de biz yle olacaz. Men dakka dukka, dedik
leri budur ite. Aydnlk ve gzel gnler yaklayor ya, bu iin
iinden nasl syrlmal? Bir syrlabilse bundan... Ondan son
ra, oooh dnya varm, diyecek. Ne bela! Ulan namussuz,
ulan edepsiz, ulan onurlu geinen boynuzlu, bir adam gelmi
sana, tam arnn ortasnda boynuzlu demi, ldrsene onu.
Pire iin yorgan yakan, pire iin adam ldrten deyyus, bun
dan daha iyi hakaret mi olur? ldrsene u boku. Kalksn
aradan.
Veli, Almetle birlikte ieriye girdi. Ahmet geldi, sayglca
elini ald pt.
Veli hemen dar kp uzaklat. Mahir arkasndan: "Aa
da bekle Veli, "dedi.
imdi Mahirin yz kpkrmzyd. Yan odaya geti, bir
iaretle onun da odaya girmesini syledi. Ahmet de girdikten
sonra skca kapy kapad. Ktphaneden Kuran ald. Masas
nn ekmecesinden de tabaneay kard, masann stne yan
yana koydu. "Koy elini stne olum Ahmet," dedi.
Ahmet elini ikircikli, Kurarila tabancann stne koydu.
akn akn Mahir Beyin yzne bakt. Sonra elini yavaa
ekti.
Mahir anlad bunu. "Dur yleyse, nce yapacan ii syle
yim de, ona gre elini koy oraya."
Bir bir Deli Hac iini, bu ite bana gelecek felaketi, haya
tnn tehlikede olduunu, Veli Hacnn mutlaka birka gn
iinde ortadan kalkmasn, bunun elzem olduunu syledi.
"Ya Deli Hacnn hayat, ya benim hayatm. ki hayattan bi
risi. Ben memlekete ok gerekli bir adamm. Oysa o parazit, s-

329
rngen bir ittir. Benim hayatm kurtaracaksn, olum Ahmet.
Hayatm sana borlu olacam. Sen benim z olumsun. Birin
eide yadan kl eker gibi ktn iin iinden. Senin iin, istikba
lin iin ok eyler dnyorum. Bak, olum Ahmet, kzm da
byyp geliyor. Benim btn bu kazancnn sana kalacak. .. "
Almedin yz apak olmu, dudaklarnn rengi uup git
rniti. Elleri de zangr zangr titriyor, hi konurnuyordu.
Mahir boyuna konuuyor, az kpkleniyor, elleri titriyor,
sylyor ha sylyor, bu ii yapmasn, hayatn kurtarmasn
istiyordu. Varn younu Alrnede adyordu. Her eyi, her eyi,
iftlii, kz, hayat onundu.
Ahmet ta kesilmi, bir sze varrnyordu.
Mahir birden Almedin sa elini kapt Kuranla tabancann
stne gtrd. Ahmet, eli atee demi gibi elini hzla geriye
ekti.
Mahir inanarnad: "Ne o, Ahmet? Ne o? Korkuyor mu
sun?"
Mahir Bey deli gibi, gzleri dnm: "Dernek," dedi, "de
rnek beni lme mahkum ediyorsun? Sana btn varm verdi
im halde beni lme mahkum ediyorsun? yle ha? Ne ylan
lar beslerniiz koynurnuzda akraba diye... Ne umutlar beslerni
iz oul diye. Dernek byle ha!"
Ahmet inceden: "Ben hi adam ldrmedm ki," dedi.
Mahir karsnda durdu. Onu kmser kmser bir sre
yzne bakt. Bakt bakt. "Tuuu," dedi. "Biz de seni bir adam
belledik. Sktrnz bir anda yararnza merhem olur, dedik.
Ne kt altndan? Olum Ahrnedirn, lyorum be. Hayatrn
tehlikede be. Gel etme, ldr u Deli Hacy. Deli Hacy kim
adarndan sayar, kim arar sorar? Sonra yakalanrsan ben seni
kurtarrm. Artk muhalefet yok. Her ey, Hkmet, her ey bi
ziz artk bu rnernlekette. Muhalefeti kapatyor, Beyefendi, Ba
bakan... Bir tel ekerirn, seni hapisten alrrn. Seni kim atacak
hapise ya? Kirnin haddi sana yaklamak? Arkanda da gibi
Mahir Beyin varken..."
Elini tuttu: "Haydi bir ey syle olum Ahmet. Nolursun
yavrurn, kurtar canm. Haydi haydi... Olur de. ok kolay taa
topraa yazy yazmaktan daha kolay. Haydi yavrurn."

330
Elindeki eli hemen Kurann stne bastrd. Ahmet elini
ateten eker gibi gene ekti. Her bir yan titriyordu.
Mahir onun titremesinin farkna vard. "Ne o, korkuyor
musun?" Sesi aclyd. Ahmede acmt. Bu Almedin iine ile
di. Neredeyse alayacakt.
"Ben hi adam ldrmedm ki," dedi.
Mahir bard: "Haydi ykl karmdan, defol. Elierin akra
balar, Derviin durmalar insan gkte avlarlar, bizimkiler Deli
Hacya bile cesaret edemezler. Sizin gibi soy batsn. Eek soyu.
Bir adam ldremiyor koca Kabakolu slalesi."
Yorulmu, bitmi, ter iinde kalmt. Hayat iyice tehlike
deydi. Sedire att kendisini. Bir de ba ars gelmiti ki... Daya
nlmaz.
Dervi imdi stanbulda. Gitmeli Dervie, byle byle de
meli.
Her bir eyi itiraf etmeli. Ben ettim sen etme. stersen l
dr. Ama kusurlarm bala. Sana lnceye kadar kul kle
olaym.
Gene ayak yaln, bakabak olsa, gene ak kefene sarlsa, eli
ne yalnklc alp varsa karsna, verse klc eline, boynum kl
dan ince ve suum affedilmeyecek kadar byk dese, balar
m Dervi? Tabancasn ekip hemen vurur mu ki? Her eyi g
znn nne getirdi. Btn durumu ayan beyan grd. So
nunda kararn verdi. Dervi onu, eline verdii klla o anda
para para ederdi. fkeli, deli bir adamd. Ve bu iin akas
yoktu.

331
Tellal o gn mahkemeye kyordu. Hapishanede gzle g
rlecek bir tela vard. Uso, Cin Hasan, tekiler nemsedikleri
bir hazrlktaydlar. Gnler nce Telialn karsna lacivert ku
matan gzel bir elbise, kravat, gmlek, kundura smarlamlar,
"aman ha hac aman bilin mi, bunlar ok gerek hakimin kar
sna kmak iin."
Telialn kars da komular terzi Vays Ustaya gnlnce,
Tellaln lsnce bir giyit yaptrm hapishaneye getirtmiti.
Ayakkab, gmlek, kravat, oraplar, i amar, mendiller, hep
si hepsi hazr, mahkeme gnn bekliyorlard. Vays Usta ceke
ti ylesine yapmt ki, yle ustalkl, Tellaln kamburu bile g
zkmyordu.
Tellah sabah erkenden tra ettiler, salarn taradlar, giy
dirdiler kuattlar beklerneye baladlar. Zayflam, rengi sol
mu, gzleri kocaman olmu Tellal iki dirhem bir ekirdek, co
kuyla mahkeme saatn bekliyor, yerinde duramyor, konuma
dan, ayakta, dalgn, oradan oraya duymadan grmeden yalpa
layarak gidip geliyor, uyurgezerler gibi glmsyor, gidip ber
berin aynasna, kendine bakar gibi ediyor, ikide bir pantolonu
nu ekitiriyor, dudaklar kprdyor, ana kapnn karsna va
np duruyor, bir sre danya bakyor, dnyor, gelip koua
yatann yannda duruyor, mendil cebine sokulmu san men
dili karp geri koyuyor, byklarn svazlyor, alnna dkl
m bir tutarn san peremini yukar atyor, sa gerisin geri,
bir tutarn geri alnna dyor, parlak ayakkablarnda suretini

332
grmek istiyor, gremiyor, zincirlerini, zincirlerdeki srarn s
ram, prtlek gzl arlara benzeyen suretini anmsyor, her ey,
kasaba, Koca Reis, Dervi Bey, Mahir Bey, Mahir Beyin oyunla
r, Hac Kurtboa, ldrlm, kll Sleyman, yani Sleyman
Kahramanbayraktaroluaslansoypene gzlerinin nnden y
le ta gibi geiyorlar. Tellal bu gzlerinin nnden geenler s
tne dnmyor, herhangi iyi ya da kt bir duyguya varm
yor. yle ite, kasaba, insanlar.
Kulann dibinde birileri fsl fsl, durmadan konuuyor
lar. Szler hep biribirinin hpks. Sesler deiiyor, durmadan.
Sesler, yzler, byklar, daha da ok tespih krhlar deiiyor.
Her malkurnun ayr bir tespih krdatmas vardr. Her malku
rnun her annn ayr tespih krdatmas vardr. Ve Tellal yz
n grmeden salt tespih krdatmasndan dolay kimin kim ol
duunu anlayabilir. Gzlerini kapasnlar nnden srayla bir
sr malkumu teker teker tespih ektirerek geirsinler Tellal
tespih ekenin adn hemen iki krtda syleyebilir. Bu vn
lecek bir ey deildir. Mahkumlarn ou da bilir. nsan konu
tuu sesi nasl tanrsa ekilen tespihi de ona yakn tanyabilir,
tespih krts tanmay i edinmise. Bir de Tellal bir insan ke
derli zntl m, fkeli keskin mi, ikircikli mi, ii alp alp ve
riyor mu, sevinli mi, umutlu umutsuz mu, daha o insann y
zne bakmadan, sesini duymadan salt tespih ekiinden bilebi
lirdi. Zincirleri elinden alndktan sonra Tellal tespihlere merak
sarm, kula tespihlerde tespih ekenin kiiliini, huyunu hu
sunu, tespih ekiinden karmaya almt.
Bir gn Zeki Beye varm, kulana: "Seni Yusuf kesinlikle
ldrecek," demiti.
"Ne biliyorsun?"
"Tespihini yle ekiyor."
Zeki Bey glm: "Sen yava yava akln frthryorsun
Tellal Aa," demi, ona acyarak bakmt.
"Bilirim Aa," demiti Tellal saf saf. "Tespihini, sana bakp
bakp, ite yle ekiyor," demiti. "yle bir ekiyor ki, ldrme
ye karar verenler ite byle ekerler tespihlerini. Sen bilirsin."
Zeki Bey onun kamburunu okam, elindeki ar, tok, keh
ribar tespihini akrdatarak ondan uzaklamt.

333
O gn, ikindist Yusuf, Zeki Bey volta vururken, onu
kurunla vurup ldrmt.
Zeki Bey yerde, kan iinde yatarken Tellal bas bas bar
m: "Bildim, bildim, bildim syledim de beni dinlemedi," diye
mahkum mahkum dolaarak, iini dkn, ne dediini kimse
ye anlatamamt. "Tespih ekiinden bildim, onun Zeki Beyi
bugn ldreceini."
Davranlar, yryler, sokulular, insan scakl, iten
likler, cokular deiiyor, szler deimiyordu. "Ben ldrdm
demeyeceksin."
"Ben ldrdm dersen, sana kimse inanmaz."
"nkleyin ki, hibir mahkum, ben adam ldrdm, de
mez."
"Ben ldrdm dersen, hem senin adam ldrdne
kimse inanmaz, hem de seni mahkum ederler."
"Bok yoluna yatarsn."
"te o zaman."
"Hakim hem ldrmediini bilir..."
"Hem de basar idam."
"Bok yoluna ..."
Kaplar ald. Hapishane avlusuna gnein kokusu, buu
su sinmi, ortal kzdrmaya balamt. Gardiyan, "haydi y
r Tellal Efendi," dedi. Kapda ellerine kelepe taktlar.
Arkadan mahkumlar: "ok bar, ok bar, ok bar ki
Koca Reis uyansn, o uyanrsa sen heraat edersin, ok bar,"
diye sesleniyorlard. Mahkemeye varncaya kadar, ''bar, ha
r, ok bar," sesleri kulaklarnda nlad.
Mahkemeye varr varmaz hi bekletneden Tellal, ellerin
deki kelepeyi zerek ieriye aldlar. Tellal barmaya hazr
lamyordu ki, karsnda fldr fldr gzleriyle Koca Reisi gr
d. Oraya da gibi ar kmt. Omuzlar geniti. Gbei
ileriye, nndeki krsnn stne doru tayordu. Kaln alt
duda ileriye aa sarkmt. Gerdam krmz yarg cppe
sinin stnden telere dklmt. teki yarglar yannda
kck kalmlard. Tellal onun, ka dizi olduunu bir trl
sayamad, kestiremedii altn saat kordonuna gzlerini dik
miti.

3 34
Yarg nce onun kimliini saptad. Tellal bozuk, alkanl
n yitirmi bir sesle, karncal, karlk verdi. Karlk verdik
ten hemen sonra arkasnda bir grlt duydu dnd, dner
dnmez de karsyla gz gze geldi. Karsnn gzleri ona kap
kara bir yalmda kvlcmlanarak, ak dolu yalvard. Tellal bir
ho oldu, dizlerinin ba zld titremeye balad. Kulaklar
da uulduyordu.
Koca Reis gm gm sesiyle bir eyler soruyor, Tellal da ku
rulmu gibi karlklar veriyordu. Gzleri, kararm, yarlm,
kir balam, dilim dilim kurt yemi krsden Koca Reisin tif
tiklemi, srmalar yer yer sklp dalm, kavlam cppesi
ne gidiyor geliyordu.
Birden: "Ben ldrdm," dediini duydu. Sesi kendinden
kmyordu sanki. Baka bir yerden, baka birisinden geliyor
du. aknlk iinde kald. Koca Reis, altn kordonu, sklm,
krmzs, srmas kavlam cppesi, kurt yemi krss, yann
daki yumulup kck kalm teki yarglaryla boz, bulank,
belirsiz bir dumann arkasnda kald. Sonra ar, tok, gm gm,
korkutucu bir sesle, koskocaman, kapkara bir pene gibi geril
mi ortaya kt. Gzleri gittike, birer para k gibi fldr fldr
dnerek parladka parlyor, parladka parlyor ortalk aydn
lanyordu.
"Ben ldrdm, ben ben ben, ben ldrdm." Sesi gittike
snyor, lyordu.
Sonra kendi sesi de iinde hibir sesi duymaz oldu. Birden
Kurtboann sesini duydu. Soluunu kaln kaln ensesinde
duydu, rperdi, silkindi, kendine geldi. Ayaktayd ama btn
bedeninde bir zlme vard. Her bir yan da aryordu. Bir an
yreinin kt kt attn duydu. Kulana, ona bir eyler ans
tan krk dkk szckler geliyordu. Krk, yalm, Demirci,
Onba, ar, frnc, tabanca, bak, rsnn st, tarla, Tellal,
deirmen, deirmenci... Tellal birden bir alk duydu iinde,
midesi kaznyordu.
"Tanklar diyorlar ki, sen ldremezmisin Demirciyi... O
ldrld srada, btn gece sen deirmendeymisin ve
lmden korkuyormusun. Korkuyor da karanla saklanyor
musun. Bak, duydun mu, unlarn hepsi tanklk ediyor."

335
Tellal, kocaman alm, aldka bym, tm karaya
kesmi gzlerini oraya dikilip kalm kalabala bakt, hepsi de
tandkt bunlarn ama, burada ileri neydi, Demirciyi bunlar
m ldrnlerdi? Aralannda deirnenciyi tand, aklna son
yedii kmbe geldi, gzlerini krptrarak ona iten, ocuksu
lukla glmsedi.
"Tandn m?"
Tellal ban evet dereesine edi.
"Tandn m? yle olmaz, szle syle."
Usulca: "Tandm," dedi Tellal.
Bir eyi karamyordu ama, gerekten sabaha kadar deir
mende mi kalmt o gece? Deirmenciye kinle bakt.
Koca Reisin sesi beynine klnk gibi indi: "Tanklarn sz
lerine ne diyorsun, doru mu?"
"Bilmiyorum."
"Nasl bilmezsin, orada, deirmende olup olmadn?
Bak, deirmenciye kmbe yaptrp yemisin, o gece sabaha ka
dar orada kalmsn."
"Bilmiyorum."
"Nasl ldrdn Demirciyi, neyle?"
"Tabancayla,"' dedi Tellal. "Alt el ate ettim, alts da ...
Bilmiyorum," diye bard Tellal. "Neyle ldrdm bilmi
yorum. Alt kurunun altsn da yreine, tam yreinin ba
na ... "
Koca Reis baryordu. Sesi kt kt iniyordu tepesine yu
kardan aa. ok kalabalk vard. Kulaklan uulduyordu, ka
labalk, Koca Reisin sesi uulduyordu. Tavan, krs, Savc z
zettin Fahrettin, kede uyuyan kedi, mbair, darda pence
reden gzken tozlu aalar, aalarn altndaki turuncu trak
trler uulduyorlar, biribirierine karm dnyorlard.
Dnmenin, uuidamann stnde Koca Reisin sesi, gm
gm, gvdesi, iriletike irileerek, tyordu.
Soruldu, diyordu.
Tanklar, diyordu.
Mahkememiz, diyordu.
Sonra dnyor, bir daha soruyordu: "Seni ok mu dvd
ler karakolda?"

336
"Dve dve ldrdler. Derimi yzdler, kemiklerimi kr
dlar." Sonra durdu, dnd, ba nne sarkt, yle kalakald.
"Bir diyecein, daha diyeceklerin?"
Telial, ban utanarak, rkerek, korkuyla kaldrd yalvara
rak Koca Reisin gzlerinin iine bakt: "Beni ldrtme. Yzba
ya teslim etme beni..." Sonra da abuk abuk ekledi. "Ben l
drdm, ben ben, ben ldrdm Demirciyi, kardeimi, ben... "
"Ne ile, hangi ldrc aletle?" diye sordu Koca Reis, ok
sert, fkeli, sesi grleyerek. Telial rkt, korktu, bzld, kr
snn nnde kck kald, giyitleri bolalm, srtndan akp
gidiverecekmi gibi. Prsm... Dneeye dalm, ikircikli.
Birden: "Mavzerle, Alaman filintasyla," dedi. Sonra hemen de
itirdi. "Yok yok, tabancayla." Sonra kendi kendine sorar gibi:
"Neyle vurolmutu Demirci, neyle?" Sesli sesli dndnn
farknda deildi. Bir ey konumad. Belki konutu da o farkn
da deildi. Ama konusa bilirdi.
Bir ey, umulmadk bir ey, nasl, nereden geldi gzlerinin
nne dikildi, Hac Kurtboa, elini kolunu saliaya saHaya, sa
elini ikide bir gsne bastrarak konuuyordu. Onu grnce
iine bir sevin doldu. Karanlk, boz duman silindi, her
ey geldi yerli yerine oturdu. Artk yargc, teki ye yarglar,
tanklar apak gryor dnyordu. Ayakta da deildi. Ne
zaman oturmutu, kim oturtmutu onu buraya? Arkasna dn
d karsn grd, kars ona glmsedi. Yanaklar ukurlap,
yumularak, gzel kara gzleri kslarak, sevgide, dostlukta,
sevdada Telial ayr, tatl, eriilmez bir d dnyasna salarak. ..
Koca Reis ye yarglarn kulaklarna eilip bir eyler soru
yor, sonra kulan onlara verip, bir eyler dinliyordu. Koca Re-

isin iri ba sandaki, solundaki yarglar arasnda bir sre me


kik dokudu. Sonra nasl oldu onu dar kardlar. Kars yan
na geldi, elini tuttu bir ara, lck, hemen geri brakp ondan
uzaklat. Hep glmsyordu. Deirmenci geldi, ona bir sigara
uzatrken, "sen ldrmedin Demirciyi, yalan syleme," dedi
uzaklat. Candarmann birisi cebinden kard akmakla
elinde kalakalm sigaray yakt.
"Yalan syleyip de kendini yakma."
"Sen ldrmedin."

337
"Bunu Koca Reis de, dnya alem de biliyor. Sen ldrme
din..."
Gene dnya dnmeye balad yresinde... Sen ldrmedin.
Neyle ldrdn, syle yleyse. Syle, neyle ldrdn Demirci
yi? Bakla m, klla, hanerle, mavzerle, filintayla m? Syle,
neyle, neyle?
"Ne bileyim ben, unuttum. Elime ne geirdiysem onunla,

onunla. O zaman ne geirdiysem onunla..."


Sigarasn yaniarnt ki yeniden ieriye arld. Gene kr
sy dev bir karart olarak grd. Kalabal bir kara bulut...
tede kede, Hac Kurtboann parlak, byk valye yz
parmanda parlyordu. Tellaln gz yze takld. Gzle
rini dikmi bir trl oradan alamyordu.
Gene kulana Koca Reisin gm gm sesi geldi. Tepesine
tepesine iniyordu.
Soruldu, diyordu.
Tanklar, deirmen, o gece, kmbe, korku, helallemek, yara
s, Demirci, Mustafa, Ali, Onba, frna Kr Memet, Alicik, Der
vi Bey Hac Kurtboa, Akyollu, diyordu. Soruldu, diyordu gene.
Sonra birden grltyle byk bir kalabaln ayaa kalk
ma patrtlarn duydu. Kendi de ayaa kalkt, daha dorusu
kaldrdlar. Ne zaman oturmutu ki? Gene Koca Reis bir eyler
syledi. Sonra, Koca Reisin nnden alp onu mahpushaneye
gtrdklerini, orada mahpuslann onu sevinle karladklarn,
ptklerini, kucakladklann, Koca Reisi vdklerini ansyor,
sonra da karsnn gelip onu mahpushaneden aldin, eve gel
diklerini, ocuklarnn ona rkerek, kede somurtmu, by
m gzlerle, bu adam da kimmi gibi baktklarn, sonra, he
men orackta, ocan yannda, hasrn stnde uyuyuverdiini.
Tellah salverdikten sonra Koca Reis de koareasma evine
gitti, hemen soyundu, sevinliydi.
"Hanm, hanm, hemen uyumalym. Bu gece ok iim ola
cak. Benzin tenekesi dolu mu?"
"Dolu," dedi Hanm.
Ve Koca Reis ban yasta kor komaz uyudu. Bu Tellal y
znden bugn mahkemede hi mi hi uyuyamamt. Uyuya
mant ama deer.

338
37

Gn kavuuyordu. abucak karyoladan atlad. Giyindi.


inde kocaman bir sknt vard. Bir ara eli yzne geldi. Sakal
lar da amma uzamt. Berber aklna dt. Dkkanlar kapan
madan, kepenkler inmeden arya ulamal, sakalm bir iyice
aldrmalyd. Bunca gn bu sakalla nasl gezmiti? Anas grse
ne derdi.
Kedeki herher dkkanna girdiinde gn batyordu. inen
kepenklerin sesini duydu. Bereket ki berber botu. nne otur
du. Berber sabunlad. Berberler geveze olurlar. Yusuf herherleri
bilirdi.
Berber sordu: "Nerelisin? Neden geldin kasabaya?"
Yusuf bekliyordu. Onun iin gelirken verecei karl da
ha dkkana girmeden kurmutu. "Sartanmanl kynden
olurum," dedi. "Pamuk toplamaya indik kycek Burada rgat
lar bekliyorum. Kyller gelecek de aa Yreir toprana
gideceiz."
Berber: "Burada daha ok pamuk var. Hem de yakn ky
nze. Burada neden toplamyorsunuz?"
"Burann pamuu ok ya, sinei de ok. Buralarda ok el
tik var. Yreirde sinek yok. Biz her yl Yreire gideriz. Orada
Aalarunz iftliklerimiz var."
Bereket ki herher baka sorular sormad. Hep kendi konu
tu. eltik stne, Aalar Beyler stne konutu. Sivrisinekler
eltikten olur. eltii Aalar eker. Milletin ocuklar krlr. Ver
yansn etti Aalara Beylere.

339
Yusuf iinden geiriyordu, bu kasabann hepsi Ali Efendi
den beter. fferkes Aalarn dman. Hibirisi de korkmuyor.
Millet azna geleni sylyor Aalara.
Dkkann ii scak su, sabun kokuyordu. Tra bitti Yusuf
herbere bir lira verdi. Berber stn verecekti. Yusuf istemedi.
Dkkandan kt. ar gene karanlkt. Bir tek dkkann
yanyordu. Onun nnde durdu. Uzakta durdu. Kimseye g
rnmek istemiyordu artk. Bir sre orada durduktan sonra, hz
la yukar doru yrmeye balad.
Hacnn evinin sokana geldii zaman soluk solua kal
mt. Ne oluyordu ona byle? Neydi bu yrek arpnts? Hac
szn duyar duymaz bir ho oluyor, titriyordu. Hacnn evin
de kr bir k yanyordu. Fkarann paras yok ki evine elektrik
alsn. Kimsiz kimsesiz bir fkara adam. Az nceleri Hacnn evi
nin klada yle bir donandn bilmiyordu.
Sokakta, evin tam karsnda dikilip kqlmt. Bu byle ol
maz. Ya bir gren olursa? Bu sokaktan da kimse gemiyordu
ya. Evin arkasnda kocaman, karanlk, dall bir dut aac. Aa
cn dallanndan bir ucu evin stnde. Hemen evin arkasna do
land. Vard, ulu aaca srtn dayad durdu. Eli aya daha titri
yordu. Bu titremeden de bir tat duyuyordu.
Evin iinden ocuk sesleri geliyordu. ocuklar sustu. Sonra
kadnn sesi gelmeye balad. Boyuna kara alk tutuyordu ko
casna. leniyordu. Yusuf hi kimseden byle bir ilenmeyi duy
mamt.
"Ta ol, Hac," diyordu. "Adam sana gidelim kurtulalm
diye u kadar para verdi, sen gittin kumarda hepsini tldn.
Aldn elimden, aldn elimden gtrdn verdin. Bir daha sana
para verir mi elin adam?"
Hac, sesi umursamaz: "Verir verir. Bir verir ki o... Be bini
veren, on bini de verir."
"Seni ldrsnler, inallah. Kpek ls gibi ln uraya
atsnlar... Ocan batrdn. ocuklarm a koydun. O kadar
para ele geer mi bir daha?"
Hac glerek: "Ver sen bana yz lira, bu gece btn parala
rm geri alacam."
"Vermeeem! Bir zrnk bile vermem. ocuklarmn dma-

340
m! Ne zaman verdiin paray geri alabildin onlardan, domuz
adam?"
Hac sert: "Of be, kes artk. Benim param deil mi? Ver sen
yz liray. Ver diyorum sana... Yoksa kafam krarm."
Sesler kesildi. Kadnn bir l duyuldu en sonuncu. Ar
kasndan bir yn ilenme... Sonra bir kap sesi. Kap ylesine
bir arpt ki evin it duvarlar sarsld, atrdad.
Yusuf hemen dut aacmn altndan sokaa atlad. Hac
uzaklamt. tede uzun boylu bir karart abuk abuk yr
yordu. Yusuf karartmn arkasna dt.
inden geiriyordu: Bu adam ldrmek sevaptr. Bu ada
m ldrenin eli nurlanr. Bak namussuza, bak gavura, ocukla
rn yiyeceini alm da kumara vermi. ocuklarm a brak
m. Boyuna kadn alp kazamyor, oysa kumara veriyor. Na
mussuz, mendebur. Pis adam, alak. .. Domuz dl. Parmak ka
dar, parmak kadar ocuklarn hakk yenir mi? Kadn ne demi
ti? nallah seni ldrrler de ben de ocuklarmla gl gibi ge
inirim demiti. ocuklarn hakkm alp kumara vermek, bir
kadnn el emeini alp kumara vermek olur mu? ocuklarn
a koymak olur mu? Senin bedenin ortadan kalkmal ki, arka
da, bu ocuklar gn yz grsnler. Hibir ie yaramaz bir
adamsn.
fkesi gittike kabaryordu. fkesinin kabarmas, Hacya
dman kesilmesi houna gidiyordu. inden boyuna, durma
dan kfrler yadryordu ona.
indiler, ary getiler. Deirmene doru dndler. Yusuf
gerilerde kalyordu. Ardndan gittiini grmesin diye sakm
yordu. Bearet Hocamn bahesinin orada Hac bir ara durdu.
Yusuf da bir aln karartsna gizlenip onu gzetlerneye bala
d. Btn bedenini bir titreme ald. Eli tabancasna gitti. Taban
casn bir trl kmndan ekip karamad.
Burada vurmak olmaz. Hem de tabanca sesini herkes du
yar, uraya varmadan yakalayverirler. Bam evde brakm
b. Tam srasyd. Tam fkeden deli olduu srayd. imdi, ite
imdi bu adam ldrebilirdi. Bir daha byle fkeye gelebilir
miydi? Byle adamlar, byle ocuklarmn dmam adamlar,
kaniarna zulmedenler insam her zaman fkelendirebilirler.

34 1
Hac yrd sonunda. Bir slk tutturdu. Sevinli, oynak
bir slkt bu. rnerin bahesine girdi. Yusuf bahe kapsnda bir
sre bekledi. Girse mi, girmese mi? Ya grrlerse. Varsn gr
snler, dedi. Baheden ieri girdi.
Uzakta kck bir k yanyordu. Hac fenere doru ko
arcasna yrd. Fenerin yannda bir sofra, sofrann banda
yedi sekiz kii vard.
"Oooo Hac, amma da geciktin be! Kandan kurtularnadn
herhalde."
Hac: "Ulan ne bok kar be! Paray vermiyordu. Zorla kur
tuldum elinden. Kar deil Allann bir gazab. Of be! Vay anas
n, paray sknceye kadar alnnn damar atlad... Eh arka
dalar, artk ben gidiyorum. Srgn ediyor beni Aalar, Beyler.
Vatarumdan oluyorum. Yarndan tezi yok skenderuna, ykle
yeceim evi gideceim. Yanndan hi tezi yok."
"Otur hele otur," dediler. "Otur da kafay ek."
"Sen buradan gidemezsin. Bizi brakp gidemezsin."
"Beyler de seni srgn edemez."
"Seni burdan srgn etmeye yrek ister. Beylerin can bi
zimkinden daha tatl... "
Hac kadehini havaya kaldrd: "Srgnlmn erefine,"
dedi.
Yusuf gitmi, bir aacn altna uzanm, onlar seyreyliyor
du uzaktan. imdi gene iini bir sevin almt. Hacy ldre
cek, oluk ocuunu kurtaracakt. Bey de gelince syleyecekti
ki Hacnn karsna, ocuklarna maa balasn. Bey belki bala
mazd ama, kendisi her harnan sonu onlarn unlarn, bulgur
larn, pirinlerini getirip evlerine yacakt. Hem de onlara ok
para verecek, ocuklar okutaeakt bile...
Hac biraz iince nce karsna, sonra Aalara Beylere, son
ra azna kim gelirse ona svmeye balad. En ok Mahir Ka
bakoluna svyordu.
Yusuf yatt yerde duramayacak kadar sevinliydi. ldre
cekti Deliyi. Bey stanbuldan gelince, dmanyn mr bu kadar
olsun diye tabaneay nne atacakt. Bey de onu evlendirecek,
belki de kz Nurham ona verecekti. Ya Glizar... Glizar m? G
lizan da ikinci kan olaraktan alacakt. Herkesin iki, , drt kars

342
vard. Olmaz m? Yeter ki zengin ol... Bugn deilse yarn, bugn
deilse yarn. Beyin de gelmesi yaklat. Kim soracak, kim araya
cak Hacy? Bu yanndaki zibidiler mi? Arasalar bile Bey kapatr
her eyi. Bu kadar kt bir insan... Sonra da Beyine sz vermiti.
Srne srne, karanlkta onlara yaklayordu. Bir de bakt
ki aralarnda on metrelik bir yer ya var ya yok. Olduu yerde
durmaya alt. Bereket ki bahenin dallar, aalar sk. Yatt
yer de c;llk. Kprdamaz da ses etmezse, trt karmazsa
kimse onun farkna varamaz.
imdi hepsi iyice sarhotu. Bir tanesi: "Haydi balayalm,"
dedi.
Ortalk kart. "Balayalm, balayalm," dediler. "nce
zarlar Hac atacak."
Hac zarlan eline ald. Sallamaya balad. "Haydi, pirine,
babasna dedesine tkrdmn zar. Haydi zrt." Zar att.
Eilip baktlar.
"Yek d."
Zar elden ele dolayordu. Hac boyuna kfrediyordu.
"Haydi haydi, bir de."
Yusuf kumardan gzn ayramyor, artk baka ey d
nemiyordu. Hac zar her eline aldka: "Haydi haydi be, bir
de be. Haydi, ya Allah ... " Zara kfrediyordu. Kaybettike
kfrleri daha da artyordu.
tekiler boyuna kazanyor, Hac kaybediyordu.
"Yok," diyordu, "yok bugn ansm. Kahpe kasnda yat-
m ans. Haydi be!"
Yusuf: "Kahpe kasnda yatm ans, haydi be... "
Hac: "Bir kere de bize, bir kere de bize!"
Yusuf: "Bir kere de bize... "
Hac arada bir zara kfretmeyi brakyor, ona yalvarmaya
balyordu: "Haydi karda, haydi karda zar. Kara gzlm, eski
arkadam. Neden kstn bize? Bir kerecik yzn glmeyecek
mi?" Zar sol eline alyor, okuyordu. Elini gsne tak diye
vurarak zar atyor, sonra da: "Vay senin zar gibi anan avrad
n!" diye svyordu.
Yusuf da kendinden gemi: "Vay senin zar gibi anan av
radn. .. " diye ona yknyordu.

343
Hac zar bir sre sallad, sallad, elini birka kere gsne
tak tak diye vurdu: "Ha babam... Ha babam... " dedi. Sonra bir
sevin l kopard: "De! Ha senin kara gzlerine kur
ban!"
Nerdeyse Yusuf da bir sevin l koparacakt. "Ha ba
bam, ha de. Ha senin kara gzlerine kurban ... "
Hac zar ald kere pt: "Dnd," dedi. "ans dnd.
Haydi kahpe anal ans. Geldin bir daha gitmezsin."
Yusuf: "Dnd, kara gzlerini ptm ans. Haydi bir
daha, bir daha... "

Hac hep kazanyor, Yusuf sevincinden uuyordu.


Gece yary oktan geiyordu. Sessizlikte Savrun suyu g
rltyle alyordu.
Birden bir kavga koptu. Kumarclar ylesine dvyorlar,
ylesine biribirierine svyorlard ki... Bir ara Hac alta gitti. st
teki onu tekmeliyordu. Yusuf kalkp Hacya yardm etmek isti
yordu. Kendisini zor tutuyordu. teki tekmeledike Yusuf bir
kalkyor, sonra akl bana gelip gerisin geri yere yatyordu. Bir
ara iyice ayaa kalkp, onlara doru hmla yrmeye balad,
varp tekmeleyen adam ayann altna alp ineyecekti. Birden
grrler diye d koptu, allarn arasna kendini ath. Sinirinden
olduu yerde ter ter tepiniyordu. Kavga ylesine kzgnd ve on
lar ylesine sarhotular ki Yusufun farknda olmadlar.
Neden sonradr ki kavga durdu. Senden kt, benden kt
diye konumaya baladlar. Az sonra da banp, pp ayrl
dlar. Hac, stne km, kendisini tekmeleyen adam pt.
Adam da onu pt.
Yusuf at. "Bunlar ne biim adamlar," diye mrldand.
"Bunlar kopuk. Bunlarda adamlk m kalm ki..."
Sonra hep birden konuarak, glerek, trk syleyerek
baheden ktlar. Yusuf da uzaktan onlar gdyordu. Bearet
Hocann evinin arkasnda biribirlerinden ayrldlar. Hac evine
yukar bir sokaa sapt. Yusuf da arkasna dt.
Hac yolda boyuna trkler mrldanyordu. Sevinten ta
an trkler. O sevindike Yusuf da seviniyordu. Birden, bu
adam ldrmek gerek, dedi. Pis adam. Namussuz adam. Eek
olu eek. Kumarbaz...

344
Ne sylerse sylesin, ne yaparsa yapsn, bir trl Hacya
fkelenemiyordu. Keki fkelendii zaman ldrebilseydi onu.
Bir dahasna tabaneay evinde brakacak, hanerini alacakt.
te o zaman haner olsayd yannda, i tamamd. Kim ne gre
cekti karanlkta.
Hac daha kapya gelmeden sevinli bir sz attt eve doru:
"Heeey avrat, a kapy ben geldim!"
Kap ald. Hac kapda, elinde lambayla duran karsn
kucaklad: "Param aldm! Hem de bir mislini aldm. Bak, ver
miyordun bana yzl. Gitmesem iyi mi olacakt?"
Kadn sesini tatllatrarak: "Gel ieri, gel kurban oldu
um... Ne yapaym, o yzlk son parayd. Bir para ekmek ala
cak para kalmyorrlu evde. Sabahleyin ocuklar ne yiyecekler
di? Ellerden dilenemem ki... "
Hac ieri girdi. Cebindeki paralar yere atverdi. "Al ite!
Ne kadar da ok para..."
Yusuf gene evin ardndaki dut aacnn altna girmiti. Ku
lan da ite dayamt.
"Yarn ocuklara, hepsine hepsine ikier kat elbise diktir.
Bu paralarn hepsi senin ve ocuklarn. Kendine be tane fistan
al. Hem de bir manto al. Bana bu paradan bir kuru bile verme.
Aslsam, lsem, yalvarsam bile bir kuru verme. yle bir yere
sakla ki araynca bulamayaym. Ya da parann hepsini gtr
dkkanc erefe yatr. O bana bir kuru bile vermez, mendebur
suratl adam."
Tuttu karsn pt.
Kadn: "lsen de sana bu paradan bir kuru vermeyece
im. Beni para para etsen bile..."
Yusuf: "Verme bac," dedi. "Osmanl, babayiit bir avrat
msn. Bu Deli Hac senin tman etmez." kide birde iinden
geiriyordu: "Ne iyi etti de kazand. Kazanmasa ocuklar bu
sabah ekmek bulamazlard. Ne iyi etti de..."
Derken ierden ses soluk kesildi. Yusuf aacn gvdesinin
oraya bzlmt.
Bir ara ban kaldrd, bakt ki Domuztepesinin st aar
d aaracak. Hemen kalkt, sokaktan aa, eve doru hzla y
rmeye balad.

345
Bu yl pamuk rgat ok geldi dalardan. Bu ok iyi. Ekime
kalmaz pamuklar toplanr. Batakla dikilen okaliptsler de ald
yrd. Ormansz iftlik olmaz. Amerikada her iftliin bir de
orman var. Yenidnya dedikleri bouna deil. Oralarda byle
Dervi gibisiler yok. Onlar bu Dervi gibilerin anlanna oktan
ot tkamlar. Dervi gibisiler bir milletin felaketi demektir. Herif
daha, bu ada, on birinci yzyl yaamak istiyor. Yaamakta
direniyor. Ne kazanyor bundan? Kendisi ve yanndakiler ve
memleket zarar ediyor. Biz devrim yaptk, ama bu derebeylerini
ortadan kaldramadk Kalkmayacaklar. Daha uzun zaman soy
laoyla vnecekler. Varlklan olmasa, u anda kimse onlarn
yzlerine bakmaz. Btn gayretimizi onlann varlklann erit
meye harcamalyz. Ama Hkmet, herkes, bunlar koruyor. Bi
zim gibisiler bile onlar koruyoruz. Hakaret ediyorlar, trl iler
ayorlar bamza, gene onlarla birlik oluyoruz.
Benim pamuuma rgat gelmezken onun pamuk tarlalar
rgatla dolar taar. Hem de benim verdiim parann yarsn ve
rir. Bu halk geri. Airet gayreti gdyorlar daha. Elinin alhnda
bir insan ktlesi var ki, dur dedii yerde duruyor, vur dedii
yerde vuruyor.
Mahir Kabakolunun sakal uzamt. Belki haftalkt.
Hibir zaman byle sakall gezmemiti. Adanada bile sakal, k
l aklna gelmemiti. hafta olmamt ama, haftadr tra
olmadn aklna getirmek onun houna gidiyordu. Bu halin
den medet umar gibi, ona snr gibi bir hali vard.

346
Dervilerden bu halk kurtarmak gerek. Tek aresi de hal
k okutrnak. Onlar da okuyunca ... Bu yoksul, bu plak cana
var srs de okuyup her bir ie akl erince... O zaman kurtul
ellerinden. Gene en iyisi Dervileri yola getirrnek gerek. Baka
hibir aremiz yok. Onlarla birlernek, onlar yava yava ye
rnek, ortadan kaldrmak gerektir. Amerika nasl yoluna koy
mu bu ileri? Orada hayat seviyesi yksek. Halkn gz yok
iftliklerde. Halk orada bylesine canavar deil. Burada bir
frsat, azck bir yz bulsalar, paralayverirler. Bir pararnz
bile kalmaz.
Ah Dervi Bey, ah gz kr olas Dervi, ne der de ldr
rnezsin sana arnn iinde hakaret eden adam? Ha, ne derne
ye ldrrnezsin? Onu tahrik edeni bulup, onu ldrecekrni.
Yrei czzz etti. Btn bedeni birden rperdi. stanbuldan
dner dnrnez, Deli Hacy bulacak, ne yapp yapp onu syle
tecek O zaman bir hrn gibi yklenecek. Kendisi de mahvola
cak ama beni de mahvedecek. Deli Hacy hemen ortadan kal
drmaktan baka are var m?
Deli Hac da dm sokaa, Aalar, Beyler beni srgn
ediyorlar, diye banp duruyorrnu. Btn kasaba, isiz gsz
bu pis kasaba yalnz bununla urayor. Defolup gitmiyor. B
tn verdiim paralar da kurnara vermi. Derviin de stanbul
dan gelmesine az kald. Hi baka are yok, bugn yarn Deli
Hac ortadan kalkrnal. Elini abuk tut Mahir! alp abalayp
kurduun bir mr bok yoluna gidiyor.
Ova kyleri ok scak olur. Kabak Halil, olmaz olsun, be
nim babam, hibir ey brakmad ki... Yz elli dnmlk bir k
ra tarla ... A sefil ld. Mezarlkta bir tek kuru aa vard. S
cakta, toz durnan iinde, mezarla kiiyle grnrnlerdi Ka
bak Halili...
Tam gsnn orta yerinde bir kurun yaras. Gsn
tuttu. Korkun bir ac duydu gsnde. Birden ayaa frlad.
Sonra kendine geldi. Bu Deli Hac ortadan kalknca her ey d
zelecek. Her ey, her ey dzelecek Bir daha da byle ilere gi
rirnek yok. Kabakolu Mahir Bey bir an bir sevin iinde kal
d. Ama kim yapacakt bu ii? Sevinci birden dt...
Veli, aaah Veli! Eskiden olsa, yle bir deli adamd ki Veli,

347
haydi Veli de, sana bir gnde be adam ldrsn. Bunun tepki
si olarak imdi bir karncaya bile eli varmyor.
Ama Deli Hacy ben ona ldrteceim. ldrmezse ken
disi lecek. Ya da lmden kt bir hale decek.
Dlek Hseyini kim ldrd? Dlek Hseyinle Veli arasnda
kan davas yok muydu? Dlek Hseyinin kardeini, ekyaln
da Veli ldrp yakmam myd? Dlek Hseyin de Veliyi l
drmek iin orada burada yemin iip durmuyor muydu? Geen
yl, bizim iftliin yannda, bir hendein iinde Dlek Hseyinin
ls bulunmad m? Aradlar taradlar Dlek Hseyini ldreni
bulamadlar. ki ahit yeter. Bu adam ldren Velidir.
Deli Hacy ldrmezse, bu cinayeti Velinin yakasna sara
cam. Ben lyorum. Bana yardm etmeyenler de lsnler.
Mahvolsunlar. Bu kadar adam ldrm Veli iin bir Deli Hac
y ldrmek i mi? Kim arar, kim sorar Deli Hac gibi iti? Gider
karakola kapatveririz. Kapanmasa daha iyi olmaz m? Zaten
Dervile Deli Hacnn arasn herkes biliyor. Deli Hacy herkes
Dervi ldrd sanacak. Salt dmanlk yapyor Veli. Skt
m gryor, benimle alay ediyor. yleyse grsn o. Dlek H
seyinin z bir katili.
Soluu daralyor, ayaa kalkmaktan bile korkuyordu. Ara
da bir yreini dinliyordu. Yrei bir pat pat ediyor, sonra du
rur gibi oluyordu. Bir de kafas karncalanyor, uyuuyordu.
Kafatasn alp gtrmler gibi.
Veli ldrmedi Dlek Hseyini. Velinin stne nasl ykar
sm? Veli seni vurmaz m, Mahir? Sonra susuz bir insan sulu
diye nasl hapse attrrsn? Bunu ona nasl sylersin?
Bir yllna, iki yllna ban alp Parise, Londraya, New
Yorka gitse de u canavarn elinden kurtulsa... ki ylda kim
lr kim kalr? Belki de Dervi btn bunlar o zamana kadar
unutur. Ouz tresince belki gene barrlar... Gittik diyelim Av
rupaya, Amerikaya, buradaki iftlii, oluu ocuu yemez mi
Dervi? Yakmaz m iftlii? Dikili aa brakr m? Sa insan b
rakr m Kabak soyundan? Ouz delisi pezevenk...
u Ouzdan bir ey bulunsa, birlesek de bir Ouz devleti
kurmaya kalksak? Unutmaz m bu Deli Hac olayn? Bu proje
nin iinde kendini kaybetmez mi?

348
Hibir ey para etmez. Dervi geliyor. Bugn deilse yarn
burada. Deli Hacy bulup... Vay vay, vay vay vay! aracak
Mahiri. Ya da bir gece adamla evden alp, barta barta g
trecek daa. Orada, her dakika bir parasn keserek, bir hafta
da ikence iinde ldrecek. Dervi yle rahat bir kurunla l
drmez adam ... Sonra o paralar bir hendee atacak. Kimse
grmeyecek bir yere... Btn paralar kurtlanacak Kvl kvl
kurtlar kaynaacak. Ylanlar gelip reklenecek stne... Dn
yann en pis yarat sarcakarnca, her birinin bykl bir
ine ucu kadar, sar, souk, milyonlarca, milyonlarca okua
cak. Bu lanetler, bu pisler en ok insann gzne okuurlar. Sa
r karncalar bir lnn gzn bitirmedikten sonra baka yer
lerini yemezler. Kim bilir onlara ne kadar tatl geliyordur insan
gz ...
Allaha inanmazd Kabakolu. Hi mi hi inanmazd. Yal
nz seimlerde dindar gzkr, camiye gider namaz klard.
Yere diz kt, ellerini havaya at. Allahm, Allahm, yce
lerden yce Allahm, bu beladan kurtar beni. Eer beni bu bela
dan kurtarrsan senin varlna inanacam. Varp camide be
vakit de namaz klacam. Allahm, koca Allahm, kurtar beni.
Yap bir ey. u Dervi Beyin yreine bir iyilik koy. Ya da stan
buldan gelemesin. Yolda ua dp paralansn. Allahm, o
zaman varlna inanp iman edeceim. u canm bu seferlik
bala Allahm. Bu beladan beni kurtarrsan en mrnin kulun
hen olacam. Emirlerini harfi harfine yerine getireceim. Oru
tutacam, zekat vereceim. ok ok zengin olursam bir de ca
mi yaptracam. Kurtar u canavarn azndan beni.
Karaky alannda ... Kardan karya geerken ... Kapkara
bir otomobil, bir Kadillak, Kadillak o kadar hzla gider ki...
Uzun boylu, boz bir palto giymi Dervi, kardan karya ge
erken ... Neredeyse geecek. Neon klar, sar, krmz,
mor... Bu klarn en gzeli mavisi. Gece yeilin tad olmu
yor. Yeil aydnlk istiyor nedense... Derviin beyni param
para. Kan kaldrmdan aa damlyor. Bacaklar da hurda
ha. stne gazete kad rt:rriler. lnn banda bir sr
kalabalk. Cebinde hviyeti yok. .. Aaah, ah yce Allahm,
yap u ii...

349
Veli, yap u ii... Seni ihya ederim. Seni bir iftlik sahibi ya
parm. Akasaz bataklndan yz yirmi bin dnmlk bir tarla
kt kyor. Her dnm kan pahas. Bire elli altm, bire sek
sen verir. Yarsn pis kyller pay ettiler. Bir yars da kan ci
eri on para etmez Nergisolunun elinde. Nergisolunun elin
den almak zor deil... Allahm u Velinin yreine bir insanlk
ver. Seni tanyacam, sana inanacam... Kyllerin ellerinden
de almak zor deil...
Veli ldrmezse, ben... ben...
Baka hibir arem yok. Hacy bir gece Domuztepeye a
rmal. Bir kurun... Kim bilecek? Herkes Dervi ldrd sa
nacak. Sonra da Yzbaya bir fitil, Savcya bir fitil... Yakalatt
np Dervii... Ulan Dervi, u arnn iinden, yalnayak baka
bak gtrr msn beni? Gtrr de beni dillere destan eder
misin? Drdm seni tuzaa ki, kurtulmamasya. Ben ldre
ceim! Ben, ben...
Ben demekten bir tat duyuyordu ki! Hep ben, ben, ben, di
yordu. Ben ldreceim. Kimse yardm etmesin. nsanoluna
hibir yerden, hibir zaman iyilik gelemez. nsan ancak kendi
kendisine yapar iyiliini.
Yrei ktr ktr atyor. Bu ne? Eli aya zlr gibi
oluyor. Amann ... Elleri iyice sararm. Baulacak gibi... Ben,
ben ldreceim! Domuztepeye bir koskoca ie rakyla... Son
ra tabanca... Tam alnna... Elleri korkun bir titreme iindeydi...
Oradan, aln para para olunca ... Hi durmamak. .. Yolda gelir
ken tkezliyordu. Aya bir taa taklyordu. Dp burnu ka
nyordu. Kolu da krlyordu. Ya kurun demezse Deli liac
ya? Hac tabaneay ald gibi elinden, kendisini vururdu. Kan
iinde ... Kurtlada dolard bedeni. Kvl kvl... Kvl kvl kurt
lar... Kimsenin haberi olmazd ... Ya yaralanrsa Hac? Kanl kan
l stne saldrrsa? Karanlk, kan iinde...
ylesine bir titreme almt ki bedenini, uuyordu. Yenme
ye alyor bunu, yenemiyordu. Kasyor kendini. Olmuyor.
Ben Hacy ldremem. Ben adam ldremem. Ben ka
rncay bile ezemem. Elleri ayaklar, tm bedeni durmadan
titriyor. Bouluyor. Azn iyice aarak soluk almaya al
yor. Bir su, bir su... Bir su istiyor, su istiyor ya, sesi kmyor.

350
O, sesinin ktn sanyor, bir su istiyorum, diyor, aldran
yok.
Bir ara sesinin kmadnn farkna varyor, "bir su," diye
baryor.
ierden kars su dolu bir bardakla geliyor. Mahir bir dik
mede bardaktaki suyu bitiriyor.
Kars: "Ne oldu sana? Neden yzn byle sapsar? Elierin
de titriyor. Biraz, kolonya getireyim." Gidiyor, kolonya getiri
yor. Kocasnn yzn, ellerini, boynunu bir iyice kolonyayla
ovuyor. "Doktor araym m?"
"Yok. istemem. Haydi ekil. Bamda... "
Kadn ekiliyor.
Usul usul sylenmeye balyor. Ben adam ldremem.
ldremem... Deli Hacya elim varmaz. Ne demeye ldre-
yim? Parise giderim ... Dervi evi kilitler. ierde de bizim kar,
ocuklar... Ate verir... ocuklar ierde cayr cayr yanarlar.
Yakar m ki? Onda insanlk, onda din iman yok. Yakar, yakar,
hem de nasl yakar! Paris, Londra ... Ne olursa olsun ... Ya Al
lah, ya koca Allah, ifte kurbanlar keseceim bundan kurtarr
san beni. ifte deve kurban edeceim. ifte ifte tosunlar, if
te ifte kolar. Hey koca Allahm ... Karakyde kara Kadillak. ..
Bir dalgnla getir unu. Can pazar bu, ben insan ldre
mem.
Yava yava yatyordu. Syleye syleye, kendisini adam
ldremeyeceine ikna ediyordu.
Titrernesi durmutu. Bir de usuldan usuldan bir sevin ka
barp geliyordu. ok derinlerden. ierden.
"Hanm, Veli grnrlerde yok mu?"
"Aada bekliyor. Bir ey diyecek misin diye orada durup
oturuyor."
"ar hele."
Veli aadan yukar ar ar kt. Geldi karsnda dur
du. Yz ylesine azgnd ki... Tam katil yz, dedi iinden
Mahir. Tam katil. Ayaa kalkt, vard onu sa elinden tuttu,
kendi ne dt, alma odasna ekti gtrd. "Odann kap
sn kapa, Veli," dedi. Elini brakmyordu. Veli ayayla odann
kapsn itti.

351
Mahirin gene elleri titremeye balamt. Hemencecik elin
deki Velinin elini gtrd, masann stnde duran Kuraula ta
bancann stne koydu.
"Veli karde, sen Deli Hacy ldreceksin. ldrmeye
mecbursun. Hem kendi hayatn, hem de benim hayatm kur
taracaksn. Katil Dervi de hapislerde srnecek Yok deme. Sa
na diyorum ki bunu yapmaya mecbursun. Koy elini Kurann
stne... Ve de tabancann... Sana bir iftlik var bu iten. mi
ki Deli Hacy ldrmek? Deli Hacy ldrmek zorundasn.
Aniadn m? Dlek Hseyin... "

Veli neye uradn bilemedi. Toparlanamad uzun bir s


re. Sonra gzlerinin akma kadar sarard.
"Can pazar bu Veli. Biliyorum, Dlek Hseyin iinde hi
bir dallin yok. Ama neyleyim ki Deli Hacnn senin tarafndan
ldrlmesi gerek. ..
"

Veli bir eyler sylemek istiyordu ama teki boyuna konu


uyor, onun bir tek sz etmesine frsat vermiyordu.
"Benim canm ok tatl. Canm gidince ortada hibir eyim
kalmayacak. Benim canm da Deli Hacnn pis canna bal.
Onu ldrecek de senden baka kimsem yok. Sen onu ldr
meye mecbursun. Bu ii yadan kl ekereesine yaparsn. Sonra
karncay gene ezme... Sonra ...
"

352
39

Krk oda var. Krknda da ku dolu. Salkm saak. Birinde


trl trl leylekler. Krmz gagalar uzun. Sra gibi gzleri
var. Bu odadan darya top top frlarlar. Tarlalarda uzun bacak
laryla boyun krarak dolarlar. Bir ylan, kara bir ylan sarlm
leylein boazna. Leylek onu paralam ya, o da leylei bo
mu. Her bir yan, ak bedeni kzl kana batm. Bir oda da telli
kepezi, renk renk iliyleriyle ibili avula dolu. bili avu kula
rn bakomutan. insancl bir ku. Yeilden maviye halkyan bir
ku. Bir odada da onlar. Oda azna kadar dolu. Odann ii bal
kyor. Iklar gzn kamatrr. Koca uykulu kartaHar da ba
ka bir odada. Peneleri byk, angall geyik boynuzuna benzi
yor. Sereler yerlerinde duramyorlar. Pr pr orada burada. Toy
derler bir ku vardr. Toy susuz olmaz. Apaktr her birisi. Bo
yunlarn biribirlerinin stne atmlar. Bir oda da Yusufuk ku
u dolu. Kck bir ku. nsana benzer. Yz bin tanesini bir
odaya doldurmular. Hep bir azdan "Yusufuk Yusuf, Yusuf
uk Yusuf! ulu mulu buldun mu? Yusufuk Yusuf! ulu mulu
buldun mu?" Bartlar gkyzne kyor. Yusufuk Yusuflar
biribirine karyor. Bir kalabalk, bir kalabalk, Yusufuktan i
ne atsan yere dmeyecek. Bu Yusufuklar bir tuhaf kular. ki
karde varm. Birisi kz birisi erkek. Analar lm, babalar da
bir baka kadn alm. vey ana ocuklara bir zulmedermi ki,
sonsuz. Bu kadar olur. Bir gn ocuklar, suya, suyun kysna
evin teberisini ykamaya gndermi vey ana. ocuklar tebe
rileri ykarken, teberilerden bir ksmn yitirmiler. ocuklar eli
bo eve nasl dmicekler? Yitirdikleri teberilerden dolay anala-

353
n onlar dve dve ldrmez mi? Olmadk ikenceler yapmaz
m onlara? Dnmler tanmlar eli bo eve dnemeyecek
ler. Yitirdikleri teberileri, o da senin, bu ova benim aramaya
balamlar. Gece dememi, gndz dememi aramlar. A kal
mlar, perian olmular, ayaklar yrtlm, stleri balar pa
rampara olmu, aramlar. Kz hep dermi ki, ''birer kanatl ku
olsak, ku olsak da u yitik eyleri bulsak..." Hep byle dermi.
Bir gn, iki gn, iki ay, ay hep ku olsak dermi. Bir sabah
bakmlar ki ku donuna girivermiler. Kz bir dada, olan bir
dada. Kz banrm: "Yusufuk Yusuf! ulu mulu buldun
mu?" Yitirdikleri en deerli yitik de evin uluymu.
imdi kyamete kadar kz Yusufu arayacak. "Yusufuk Yu
suf! ulu mulu buldun mu?" Bu korkudur ite. nsan deil ku
donuna...
Peki, bir Yusuftan bu kadar ok Yusufuk kuu nasl do
mu, nasl tremi? Ku masal canm.
Bir de baka trl sylerler. Bir kz Yusuf adl sevgilisini yi
tirmi. ok severmi onu. Dada yitirmi. Aram aram bir
yl, iki yl, be yl aram. O da tutturmu, "ku olsam, bir ift
kanat taksam . . . Ku olsam ... " Gittii, yatt yerlerde hep "ku
olsam, ku olsam," diye barr rr gezermi. Bir sabah bak
m ki ku donunda ... Dm dalara dalara, inmi ovalara
ovalara. Yeryzn pervaz vurup dolam. Ke bucak koy
mam yeryznde. Dili de durmazm, barrm rrm,
"Yusufuk Yusuf! Yusufuk Yusuf!"
Ku masal canm.
Dnya kadar byk bir oda dolusu Yusufuk Yusufuk
kular kederli. Sesi insan sesine benzer. "Yusufuk Yusuf! Yu
sufuk Yusuf!"
Belki teki kularn da her biri insand. Balarna birer bela
gelip ku olmulardr. O bayku bir kocakardan bakas ola
maz. Uursuz, kr ocaklara oturmu bir kocakar. Tuma bir ge
lindir. Yry tpk kadna benzer. Kalalarn ylesine kvrr.
D m, hayal mi? Yusuf gzlerini uuturdu. Daha binler
ce ku bir yerlerde uuup duruyordu. Bir yerlerde grmt.
Krk maarada, krk milyon ku. Grmese nereden aklna gel
sin. D de olamazd. ok eskiden grmt bu kular.

354
"Ku olsam, ku olsam," dedi kendi kendine. "Koca Alla
hm ku etsen beni. Hazr adm da Yusufuk Yusuf. Ku etsen
de beni Yusufuklarn arasna salsan. Kanat vurup u ukurun
stn dolasam... "
Glmsedi. nsan ku olabilir mi ki? Olamaz da bunlar na
sl ku olmular?
Hibir aresi yoktu. Bu Deli Hac da amma baa belayd.
Ne yapabilir, nereye kaabilirdi? indeki korku gittike by
yordu. Bu kasabadan dar bir adm atamayacakt gayr. Hac
y da mmkn yok ldremeyecekti.
"Ku et, ku et Allahm," dedi. "Bir ift kanat ver de ku et
beni."
Byle bir korkak adam gelmemitir yeryzne. Ka ulan,
ban al da dalara ka. Kaamazsn. Elin ayan kesilmi. l
dr ulan Hacy. Ne var ki o batascay ldrmekte? ldre
mezsin. iftlie de dnemezsin. Dervi Beyin gelmesine az kal
d. Gelince, ne yaptn Yusuf deyince, ne diyecek ona? lmden
de beter. iftlikten kovar. Nerede kalr ondan sonra anasyla?
Nasl bakar anasna? Glizar ya? Glizar yzne bile tkr
mez. Glizara dese Dervi Bey, ldr u Hacy dese, gelir de
ldrr. Herkes ldrr.
Aman gn kavuuyor. Gidip Deli Hacy. .. Neredeyse evin
den kar.
abuk abuk giyindi. Deli Hacnn evine doru yolland.
Yolda gne hatt, pencerelerde klar vard. Sokaklarda kimse
cikler yoktu.
Daha iyice kararnad ortalk, dedi. Azck arda oyalan
mal. Ama Hacy da karmamal. Hac evinden karken ar
dnda deilse, bir ho oluyordu. inde dayanlmaz bir boluk
duyuyor, ne yapacan bilmiyordu. Sonra da dayanamyor:
"Nolursun koca Allah, koca Allah ldr beni, ldr beni," di
yordu. "lm o kadar zor mu ki? Bir gece sabahleyin bakn
sm ki lmm ... "
Bu houna gidiyor, bir sre iin, iinde tatl bir rperti.
lmn gznn nne getiriyor, anasnn alayn, Gli
zarn dvnmesini... Glizar yiit kzdr. Bir daha da baka bir
erkein koynuna girmez. lnceye kadar "Yusufum, Yusufu
um," der. Glizar ku donuna girer mi ki?

355
"Bir ift kanat versen, bir ak ku olsam. Ku olsam."
Ku olmak ii lmden daha ok houna gidiyor. Varr ev
lerinin nndeki st aacnn dalna konar. Orada ter. Yu
sufuk Yusuf kaybolmu derler. Nereye gitmi, derler, Glizar
larn evinin nne de konar.
arda geziyordu ama, ne ary ne ardaki insanlar
grd vard. oktan beri de at. Yemek yemek hi aklna
gelmiyordu. arnn da neresindeydi? Ne yapyordu, hi far
knda deildi.
Bir k arpt gzne. rkildi. Bakt ki Alinin kahvesinin n
ne gelmi. Tavla tkrtlarn duyunca iyice kendine geldi. Titredi.
Ya Deli Hac evden kmsa? Yukar doru koar adm yrd.
Sokaklar ssz, her bir yan kara karanlk iindeydi. Hendei ap,
hemencecik Hacnn evinin arkasndaki aacn dallar altna girdi,
gizlendi. Soluunu tutup, ieriyi dinlemeye balad. ierden bir
ses, bir trt duymaya can atyordu. Bedenindeki duygularnda
ki btn gc kulaklanna toplam, bir kulak olmutu.
ierden ses gelmiyordu.
ine bir korku dt. u Deliyi karm myd ola? Dal
dan bir yaprak ald, inedi. Az sonra bir yaprak daha kopard.
Sonra bir daim ucunu kopard. Onu kemirdi. Az bir ho oldu.
Tkrd.
yice ezber etmiti, Deli Hacnn gittii, gidebilecei her ye
ri biliyordu. Tevfiin kahvesinin arkas, Krt rnerin bahesi,
Osmann terzi dkkan, Domuztepenin maaralar, nariarn
alt. Erken ktna gre nerede olurdu? Evde kars ocuklar
da yoktu. imdi evde olmu olsaydlar, grltden burada du
rulmazd. Gler oynarlar, kavga ederlerdi.
Tabancasn birka gndr evde brakyordu. Elini beline
att, hanerini de unutmutu. Unutmu deil, hanere elini sr
meye korkmu, unutmu grnp kendisini aldatmt.
Aacn altndan, saklanmadan, gizlenmeden, dimdik kt.
Eve geldiinde gece yary oktan geiyordu. Kapy yava
a at. I yakmaktan korkuyordu. Tabancas, ba odadaki
masann stndeydi. Hemen elini ekti. Sonra hemen ba al
d, i cebine koydu.
Ba cebine koyunca kvanca benzer ac bir duygu geldi

6
yerleti iine. nce nereye gitrneli? Bugn nerede olabilirdi?
Bulmamak olmaz. Bugn herifin cezasn vermeli. Bu gidile
kendisi lp gidecek. lyor ite. Can m tatl, el mi tatl? Elin
can cehennernin dibine.
Krt rnerin bahesine doru yryor, "dibine ite, dibine
ite," diye syleniyordu. Hacy grnce cayrnayacak. Babas
nn olu mu Hac? Bir kpolu kpek ki, karsna, ocuklarna
da faydas yok. "Cehennernin dibine ite. Baka yolu yok!"
Dervi Bey de geldi gelecek. Alacak karsna: "Eeee syle
bakalm Yusufuk," diyecek. "Syle bakalm... " Sonra duracak,
bir sre konumayacak, tepeden szecek szecek, ac ac g
lrnseyecek, sonra da birden kzacak baracak "Haydi, gzrn
grmesin seni. Anan al da nereye gidersen git. Bunca yl sana
bakp byttrn, bunca yl sana verdiim ernekler gzne
dizine dursun. Konuma, durrna karmda. Bu akam, hemen
bu akam... Durrna giiiit!"
iftliktekiler onunla alay edecek. Glizar da ... Ben de u
Yusufu adam sandm da, Mahrnudun olu sandm da gnl
verdim diyecek.
Sesli sesli sylendi: "Gnl verdim, gnl verdim diyecek. .. "
Halbuki Deli Hacy ldrrnek de ne kadar kolay. Birden
kanl kpek ls dt aklna. Komaya balad. Sonra durdu,
ortada, gecede dikildi kald. Deirmenin yanna geldiini, orada
durduunu suyun grltsnden anlad. Kpry getiinin zar
zor farknda oldu. Bir el alkanlyla bahenin kapsn at. Ku
marclarn ipiliyordu tede, aalarn arasnda. In drt
yannda gidip gelen glgeler... Yaklat. Bir aacn arkasna sindi.
Hac onu brakp onun boynuna sarlyor, onu brakp
onun boynuna sarlyordu.
"Gidiyorum arkadalar. Yarn sabah erkenden Hac yok. Pr
edip uuyor. Srgnlk zor arkadalar. Zor, zor zor. Beyler beni
karsna ald. Kolsuz kanatsz bir Deli Hac nasl durur karlar
na? Mecburi ya Musa. Bir gn gelir ki, biz de onlar buradan sr
gn ederiz. Ben skenderundan zengin olup geleceim. ocukla-
r da okutacarn. Grsnler Deli Hacnn ocuklarn... Hakkn-
z helal edin arkadalar. ok tuzurnuz, ekmeimiz var... "
Sesi alamakl kyordu.

357
Hep bir azdan: "Helal olsun Hac," dediler.
Yal, uzun bykl carnuzcu Hasan: "Helal olsun, helal olsun.
Sen iyi bir uakbn. Can ouldun sen. Senin yokluunu ok duya
cak bu kasaba. Bulunmaz senin gibisi." Oraaa kt, hkrrnaya
balad. "Gcmz yetmedi Beylere. Elsiz kolsuz, kirnsesiziz. H
kmet onlarn adam. Yoksa bu kasabay Beyiylen Aasylan ykar
yakardk Hkmet var arkalarnda. Hkrnetlen baa klmaz ki
oul. Bakn beni de vatanrndan srgn etti Hkmet. Ben yn
durnda Beydirn, Paaydrn. Herkes bilir... Ah, Van dalar."
imdi gene balayacakt. Yurdundan, byk evinden, Dr
dnc Ordudaki kylerinden.
"Sus Hasan Aa," dediler. "Hepsini biliyoruz. Srgnlk
kt."
Hasan Aa: "imdi gidecek Hac skenderuna. Kim bilecek
onun burada Deli Hac olduunu, Beylere, Paalara, Aalara
posta koyduunu ... Kim bilecek arnn ortasnda Dervi Beyin
anasna avradna svdn... Kim bilecek, kim bilecek? Beni
siz biliyor musunuz ki ... "
"Sus Hasan, biliyoruz," dediler.
Hacnn da sesi alar gibi kt: "Kim bilecek," dedi usulca.
"Hakknz helal edin kardeler."
"Helali ho olsun," dediler gnlden.
Birka kere daha kucaklatlar. Sonra ayrldlar. Hac sarho
tu. Sallanarak bahe kapsna doru yrd. tekiler de arka
snca yrdler.
Yusuf olduu yerde donup kalm, dokunsalar hngr hn
gr alayacakt.
Bahe kapsnda bir daha kucaklatlar. Hac yola dt, de
irmenin oradan karalts kayboldu. Arkasndan: "Ne oland,"
dediler.
"yi oland ya deliydi. Ne der de karrsn Aalarn ileri
ne be!"
"Heriflerin anasna avradna sversin. Sana ne? te byle
olursun."
"Yurdunu yuvan datrlar."
"Hkmet arkalarnda, elirnizden de bir ey gelmez..."
"Nasl gelmez?" dedi birisi. "Bir gelir ki, ama Hac istemedi.
Haydi arkadalar dese, can pazardr dese... Arkasndaydk."

358
"Hac istemedi."
"Gitmek istiyordu. Gittiine de bir seviniyordu ki."
Baka birisi, nde yryeni durdu, arkadalarna dnd.
Bu, ilerinde en ayk olanyd: "O gitmez," dedi. "On gndr
her gece helallayor. Gidiyor mu?"
Yusuf onlarn yanndan, grnmeden kayd. Hacya yetirne
liydi. Yetimezse bana bir i gelecekti onun sanki. Bir eyler ola
cakt. Kt bir eyler olacakt. Tekerekierin evinin orada arkasn
dan ulat. yle soluk soluayd ki, Hac arkasnda bir adamn ol
duunu fark etti, arkasna dnd. Durdu, bard: "Ulan kimsin,
nesin, ne istiyorsun benden? Hep arkamda, hep arkamdasn. Sy
le! Kimsin? Dost musun dman msn? Anasn avradn..."
Sarhotu. Neredeyse yakalayacakt. Yusufun da eli aya
zlmt. Elini bana att, ama karamad ba. nne
geti. Kaar gibi yapt. Bir on be yirmi adm aralatlar. Hac

boyuna svyordu.
"Syle ulan, kimsin nesin? Dost musun dman msn?"
Yusuf gidiyor, Hac arkasndan de kalka geliyordu. Bir
ara Hac yerden bir ta alp kendisine att. Ta yanndan geldi
geti. kinci ta srtndan yedi.
"Kaak, korkak pezevenk!"
Dervi Beyin evinin nne geldiler bylece. Yusuf eve gir
sem mi girmesem mi diye ikirciklendi. Girmedi. Oradan yuka
r, tepeye doru vurdu.
"Kaak. Ka bakalm. Kpek. Ka bakalm."
oktan kasabay kmlard. Alacaminin st bandayd
lar. Arkasnda Hac soluk soluayd.
"Dur ulan, kama, korkak kpolu. Yuf be! Kar gibisin be.
Anan avradn... "
Yusufun artk eli aya titremiyordu. Hi byle olmamt.
Sanki hibir ey olmuyordu. Ne o kayordu, ne de Hac onu
kovalyordu.
"Dur ulan, dur ulan, kim olduunu bilmek istiyorum. Vay
haybed vay! Amma da kouyar be ... "
Hac ok gerilerde kalmt. Yusuf bir ara arkasna bakt.
tede bir glge sallanp duruyordu. Syledikleri de anlalm
yordu. Onun arkasnda bir glge daha grd.
Eli bana gitti, yldrm gibi geriye dnd.

359
ri, eski, dallar gvdesi inanlnayacak kadar eri br
al iekli nar aacnn stne yam iy daha kalkmamt.
Nar aacnn dallar geni bir alan kaplyordu. Douya gelen
dallar, eski, yosunlu, yosunlar yer yer kuruyup bozarm, bir
ksm ykk, yksek duvarn stnden teki baheye ayordu.
Ah, iri nar ieklerinin stndeki anlar, kanatlar slak, ar
bir kprtda, uyuuklukta, uykudayd. Az sonra gne doa
cak, ortal kzdracak, arlar da sonsuz bir devinmede, uui
tular btn evreyi deldurarak ieklere okuacak, uua
caklard.
Deldellke doan ahin trnn en kk kuudur. Bu g
ney kasabasnda Ermenilerden kalm, terk edilmi evlerin sa
aklarnda, duvarlarn kovuklarnda yzlerce, ikindi, aka
mstleri kasabann duru gn lk la, bir telaa, kar
gaaya boarak delice, ok gibi, kesik kesik, sert uuurlard. Bu
kasaba, salt bu kasaba bu kulara bu ad koymutu. Baka hi
bir kasaba bu kulara bu adla seslenmez. Akamstleri, baka
hibir ku, bu kk, kvlcm gibi devinekli kular kadar gk
yzn kyamet gn gkyzsne eviremez. Mmkn a
resi yok eviremez. Ve kasabann ocuklar trl yollarla bu ele
avuca smaz kular yakalarlar. Yakalarlar da bu kular ne ya
parlar? te onun orasn kimsecikler bilemez. ocuklar da, b
ykler de, kadnlar da bilemezler. Her bahar, ocuklarn her bi
risinin elinde kck hafiften yeile alan, boz, sivri gagal
sivri, uzun, kck bir deldeliice olurdu. Sivri, uzun gagalar,

360
sonuna kadar alr, sert, ince, uzun kanatlar durmadan delice
sine rpnrlard.
Koca Reisin lsnn yars nar aacnn glgesinde, yars
da gnde kalmt. Ayaklar glgede, ba yan gnde. Gzleri
akt, ak, anlaml, donmu, azck da darya prtlemi yle
bakyorlard. Saa sola, ileriye geriye, her yne bakarlar gibi
bakyorlard. Ba akt. Alnnda yukans dazlam bann ar
kasndaki salan gr, kumral, belki biraz kvrck, dalgalyd.
Burnundan, bann, tam ense kkne gelen yerin az stnden
topraa kan szm, kanlar eski bir Roma mozaiinin mor mor
am, kiremit rengi anann iine glienmiti. Gene mor iz
gili, kiremit rengi bir keklik, siyah gagasn uzatm, sa aya
n kaldrm, ieklerin stnde glienmi kana doru yryor
du. Arka arkaya be tane mavi tabana ilenmi gene kiremit
renkli balk, geni kuyruklarn saliayarak uzak bir suya kay
yorlard. Koca Reis az yukar serilmit byk mozaik alan
nn ortasna, kollar hacaklar alabildiine alm, gerilmi gibi
dmdz. Altn kordonunun da yars glgede kalmt. Gbei
nin stne halkalanm, gnete kalm ksmysa bir parltda
balkyp snyor, balkyp snyordu. Sa elinin uzand ye
rin az tesine bir kk benzin tenekesi dmt. Tenekenin
yresine paavralar dalmt, renk renk... Paavrann birinin
bir paras bir kibrit kutusunu rtm, kutunun yresine kibrit
ler oraya buraya dalmlard. Yargcn yllar yl kulland
uzun, ince turuncuya boyanm merdiveni duvardan yana do
ru kaym, merdivenin ancak kck bir yeri duvara takl
kalmt. Nar aalarnn, duvann alt, boyunlar kopmu, yan
yanm, dklm, kavlam deldeliice lleriyle dolmutu.
Duvar boyunca birtakm delikierin kovuklarn az isten karar
mt.
Bir byk yeil sinek geldi, hzla, gnete menevilenerek,
Koca Reisin tam bumuna doru kanatlarn ksp hzla indi,
bumuna girmesiyle kmas bir oldu. Az ileriye, belki kekliin
stne, belki yeil mavi, kiremit rengi ilenmi, al iekli nar
aac suretinin olduu yere, belki u kilim gibi ilenmi geni
mozaik suyunun aklnn oraya dmt. Koca Reisin olu
da. Son len olu. lk len ocuk da burada lmt. Onun da

361
byle ba paralanarak, burnundan kanlar fkrarak. .. Ama
nereye, hangi yere dtn kimse ansyamyor. Koca Reis i
te o gn bugndr, deldellicelerin katline ferman yazm, elin
de merdiveni, benzin tenekeleri, paavralar, gece uyurlarken
onlarn yuvalarna ate atm, ele geirebildiklerini yakmt.
Mozaiin stnden karnca sralar Koca Reisin gzlerine,
kanna doru ekiliyorlard. Az bir srede Reisin gzlerinin ii
karncadan gzkmez oldu.
Gn kzdrnca nar aalarnda bir uultu patlad. Gnn
kzdrmasyla uyanan, azan anlar, al ieklerde lgna dnd
ler. Eekarlar bir kl ynnn yresinde, her nedense, klleri
koklarcasna alttan uarak, sonsuz bir hzda kanatlar gzk
meyerek, krmz, kvlcmlanarak uuuyorlard.
Koca Reisin lsn nce kim grd belli deil. Bir anda
kasaba lnn yatt yere dkld. Kalabalk bydke nar
lardaki sarca, bal, eekarlar da azyorlard. Azyor, fkeden
ldryorlar, kalabaln iine kurun gibi dalyor, bir kiiye f
keyle yapp sokuyorlard. Kalabalktan arada lklar geliyor,
ar havay arada bir blyordu bu lklar.
Candarmalar lnn yresine ylm kalabal uzalatr
makta glk ekiyorlard.
Kalabal yara yara Tellal geldi. Kara peremi alnna d
klm, iri kara gzleri daha kararm, bym. Kalabalk ya
na ekilip Teliala kendiliinden yol veriyor, aknlkla bu k
k adama bakyorlard. Tellal ortada gzkr gzkmez, orta
lk derin, dnen bir sessizlie gmld. Arlarn uultusu
koygun, nar aalarndan deil de topraktan gelir gibi uzaktan,
bouk geldi.
Teliala candarmalar da dokunmadlar. Tellal vard Koca
Reisin baucunda durdu, bir sre yz sapsar ona bakt bakt,
gzlerinden iri yalar yuvarland, sonra yere diz kt eildi
Koca Reisin elini kere pp alnna gtrd, yreinin st
ne koydu, orada dua eder gibi yle yumulmu kald. Tellal
byle Koca Reisin eli yreinin stnde yumulmu kalmken
Reisin kars geldi, dimdik, vakur, onun baucunda durdu,
orada dikildi kald, birden ortalkta bir an, ustura gibi, gelip
hemen geen bir lk duyuldu, hemen snd. Hanm ora-

362
dan uzaklatrdarken Tellal da kalkt, duyulur duyulmaz,
"Seni de, seni de, seni de ben ldrdm," diye mnidanarak
oradan uzaklat. "Seni de, seni de ben ldrdm, Koca Re
isim, aslanm."
Hac Kurtboa orada, Yzbann yannda gsn ger
mi, mutluluk iinde glmseyen yzyle bacaklarn germi
duruyor, byklaryla oynuyordu. Kehribar tespihi sol elindey
di. Yzba araqa bir, yeil ylan gzleriyle ayrlyor, candarma
lara emir veriyor, Koca Reisin lsn yakndan grmek iin
sktran kalabal amaya abalyor, sonra gene gelip Hac
Kurtboann yanna dikiliyordu. Mahir Kabakolu, Rstem,
Osman Rasim, Cafer zpolat, teki yarglar avukatlar, ret
menler, ortaokul mdr, Kaymakam, kasabadaki ileri gelen
ler, doktorlar, Savc zzettin Fahrettin Bey de oradayd.
"Kader," diyordu Kabakolu. "Ne gzel kader." Bizim
bir Deli Hacya gcmz yetmiyor, diye dnyordu. Elin
adam camiyi minaresiyle yutuyor. Kader, Koca Reisin kaderi...
Tpk ocuklarnn kaderi gibi ... imdi az sonra doktor aatan
dp beyin kanamasndan gitti, diye rapor yazacak tamam...
Ta burnundan szan kan ne? Mahir Bey, Koca Reisin ban kal
drp bakm, bann tam arkasnda drt parmak sacak ka
dar, kafatasn paralam, bir darbe, sert bir cisimle alm, de
rin ldrc yaray grmt. Ya bu yara ne? Merdiveni kayp
derken bir taa gelmi, tamam. Yadan kl eker gibi.
Hac Kurtbaaya usul usul sokuldu, onun tespihli elinin
sra parman tuttu, kurnaz, hayranlk dolu bir glmsemey
le glmsedi: "Kader," dedi usulca, "kader. Onun kaderi de o
cuklarnn kaderi gibi deldellke avnda merciivenden dp l
mekmi. Kin gtmek kt. Dikkat buyurula Hac Bey... Zinha
aar, kin gtmeyesin. Dikkat buyurula zinhaaar, karndaki bir
ku da olsa, zinhaaar, gnah ilemeye, cana kymayasn."
Hac Kurtboa l l, sevinli bir sesle: "Zinhaar kulara
dokunmaya, karnca da olsa zulmetmeye, yuva ykmaya, ve
hem de yuva yakmayasn."
Ala Temir kollar yanlarna sarkm, alamakl bir ocuk
gibi dudaklar uzam, kabarm alamaya hazr, hazr ol duru
munda, Cafer zpolatn yanna dikilmi, arada bir ban sall-

363
yor, "Vay Koca Reis vay... Kulara kurban giden, iki paralk del
dellicelere kurban giden Koca Reis... Vay adamn yiidi, doru
su, aslan. Vay Koca Reis vay... "
Yzba elinden geldiince zgn gzkneye alyordu.
Savc zzettin Fahrettin Bey hi oral deilmiesine dalm git
miti. Baka eyler dnyor havasndayd yz. Bir kere ol
sun Koca Reisin lsne bakmamt.
Cafer zpolat: "Ku da olsa ykarsan yuvasn, Tanr da y
kar senin yuvan."
Kurtboa tespihini akrdatt: "Ku da olsa, kurt da olsa,"
dedi. Tespihi hzl hzl akrdyordu. "Brt bcek de, yerdeki
karnca, sudaki balk da olsa canna kymayasn. nkleyim
ki Allahn indinde bir sineklen bir insan cannn hibir fark
yok. Allah insan kendi suretinde yaratm ama durup durur
ken ve hem de kan uykularnda zavall snm, btn gn
uaraktan yorulmu, yorgun uykularnda fkara, bir damlack
kular, koca gbekli adamlar ldrsn diye kendi suretinde
yaratmam."
"Yaratmam," dedi zpolat.
"Bir insan parmak kadar katili dman diye, oullarnn
katilleri diye karsna alr da her gece her gece bu zavall ku
larn yuvalarna yanm paavra atar m? Koskoca Koca Reis,
bir milletin mahkemelerinin ba kck kulara sava ilan
eder mi ve yirmi be yl durmadan bu az var dili yok, deli,
deldeliice yavrucuklarn ldrr m?"
"ldrr m!" diye onaylad Mahir Kabakolu.
"ldrr m!" dedi Yzba.
"ldrr m!" dedi Kaymakam.
Bu dnce tm kalabala yayld. Btn kasaba bir anda
kulara dost, Koca Yargca dman oldu. "Sen yirmi be yl bu
zavall kular uyurlarken yuvalarna ate at, ldr, sonra da ...
En sonunda da koca Allah dayanamaz, seni byle eder ite... "
Kurtboa, Mahir, zpolat, Ala Temir, kasahada kim varsa
zavall, az var dili yok kular, onlar yirmi be yldr katleden
Koca Reis stne durmadan durmadan konuuyorlar, konu
malar bir utan bir uca insandan insana byyerek yaylyor
du. Neredeyse u anda, yaasn deldelliceler, kahrolsun Koca

364
Reis, diye baracaklard. Bu insanlk d tutumundan dolay
Koca Reisi lanetleyeceklerdi.
"nsan iki olu deldeliice yakalarken dt de ld diye
kulara dman m olurmu hi! Kularn ne suu var bu ite?
Deliydi Koca Reis, deliydi," dedi Ala Temir. "Vay yiidim, asla
mm, deliydi ama ok doru, mert bir adamd. Hi kimseden
korkmaz. Kim bilir, onu bu hale iki tosun gibi evladn acs. .. "
Bunu duyar duymaz, Kurtboa dilerini skp ona eildi,
kulaklarna, slk gibi: "Suuus, byle konuma, lsz, bilgisiz,
eek kafa sersem herif. Koca Reis senin babann olu muydu?"
Gene ne yapmt, ne? Bir ey mi sylemiti? Ala Temir a
rd: "Peki Aam peki, hi azm amam." imdi artk Hac
Kurtboadan her zamankinden ok korkuyordu.
Ve Mahire bir k yolu daha gzkm, bir umut kaps
daha almt. Evet, Hac Kurtbaayla i yapmalyd. Bu ada
byle gz kanl, becerikli, tuttuunu koparr, ekirdekten yeti
ip kendini kendi yaratm adamlarla i yaplrd ancak. Hac
Kurtbaayla bu Deli Hac iini konumalyd. Hemen imdi.
"Aa," dedi, "seninle konuacam var. Daha burada bek
leyecek miyiz?"
Tespihini sallad lnn stne doru Hac Kurtboa, g
lerek: "Haydi gidelim," dedi.
krdm gibi am, btn baheyi bir ala bomu nar i
eklerinde arlar bulut gibiydiler. Nar aalannn stne mil
yonlarca inilti koygun bir uultuda inip inip kalkyordu.
Koca Reisin stndeki yeil sinekler oalmlard, scakta
elik yeili yaylar izerek, imek gibi, Koca Reisin ls stn
de akyorlard.
"Aa, Deli Hac, mklm... " dedi.
"Biliyorum," dedi Hac Kurtboa. "Her eyi biliyorum. Ba
na bir ay mhlet ver, sana yardm ederim. Bir ay sonra her ey
dz gider."
"Aman Aa, eline ayana dtm... "
Kurtboa kesin konutu: "Bir aydan nce elimden hibir
ey gelmez. Hele u Koca Reisi az tadyla bir gmelim. Kara
topraklar atalm stne. Hele bir... te o zaman ... "

365
"Kendi den alamaz, Hac. Ben bir hata ettim, bu yz
den bir insan lmesin diyedir btn abam. Yoksa ite Dervi
Bey, ite sen. Yarn pay eyleyin kozunuzu. Haaa, baka bir ey
de gelebilir aklna. Sen vanr da Dervi Beye dersen ki, iki g
zm Beyim, bu kadar paraya sen olsan bir adama gidip de boy
nuzlann yetmi milyon kula uzam, demez misin? Dersin,
deil mi Beyim? Tabii dersin, diyeceksin. Beni Mahir syletti
bir servet vererek diyeceksin, yle mi? Hi korkma! Ne syler
sen syle, ben onun yolunu yaphm. Dervie dedim ki, arkada
m, bu adamn arkasnda birisi olmasa, sana bu szleri syle
yemez. nandramadm. Onun iin sen git, istediin kadar Ma
hir syletti de, inandramazsn. Ben nceden Dervie dedim ki,
bekle arkada, bu ii de stme atacaklar, srf bizim aramz a
mak iin. O da gld, dedi ki bizim aramz hibir g aamaz.
"te Hac, Dervi stanbula giderken bana dedi ki, ben gel
meden onun ii tamamdr. Hac gibi bir adam ldrtmek ne
ki? Ha bir kpei, ha Hacy ldrtmm, ikisi de bir. imdi
senin arkanda, gece gndz senin izinde be tane adam var
Derviin. Sen yrrken hi arkana baknmaz msn? Sen yatar
ken hi eviyin arkasna kmaz msn? Behey deli adam, sana
bouna Deli Hac dememiler ki. Elini kolunu saliaya saliaya
hibir ey yapmamsn gibi dolarsn ortalkta. Senin yaptn
i o adama lmden de beter. Bu i bu kadar byk bir i olma
sa, can pazan ii olmasa, ben sana bu kadar ok paray verir
miydim? Sen dnde bile bu kadar paray grm mydn?

3 66
"Ben insanm ve de drt okka, insanlara sevgi dolu bir y
reim var Hac. Srf benim yzmden, benim birka param iin
sen canndan olmayasn diyedir btn abam. Yoksa senin l
menden de, kalmandan da benim bir karm yok. Bunu byle
cene bilip ayan ona gre denk alasn kardeim.
"yi biliyorum, u seni grr gibi, u ellerimi kullanr gibi
iyi biliyorum ki Dervi seni ldrecek. Bana kendi azyla sy
ledi. Ben onun gvenilir, en gvendii, en inand bir adam
ym. Onun ne yapp ne eyleyeceini ben bilmezsem kimsecik
ler bilmez. Arkada, intihar etmek istiyorsan, git kendini tepesi
aa kprden at. Gnah deil mi, baka adamlarn elini kana
bulama?"
Ay vard, ortalk gndz gibiydi. Glgeleri nlerinde
uzayp gidiyordu. Hacyla Mahir Domuztepesine doru ar
yryorlar ve Mahir fslh gibi Hacnn kulana sylyordu.
Hac onun slak, kokulu, geirtili soluunu kulanda, boy
nunda duyduka bir irenti geiriyordu. Ne evet, ne de hayr
diyor, hep susuyordu.
Uzun kavaklarn yapraklar ay nda gmtenmiesi
ne parlyor, esen yelde ince ince krlyorlarcasna yapraklar h
rdyordu.
"Sevgili kardeim, sana yalvaryorum, git. Elini ayan
peyim git! Beni katil etmeden git. Neden ki dersen, sen lr
sen, senin katilin ben olmu olacam. yleyse git!"
Beline tabancasn takmt. Yrdke, kalasnn stnde
sallanan tabancann arln btn bedeninde duyuyor, bir an
olsun tabaneay aklndan karamyordu. u Hacy ldrmek
kolayd imdi. Birlikte olduklarn da kimse bilmiyordu. Ah be
deni byle zlmese, eli aya tutsa, u belindeki tabaneay e
kiverse, tetie basverse, kim bilir Hac ne korkun barr, dn
yay nasl ayaa kaldrrd? Hacy ldrmeyi aklna getirdike
zlyor, ldrme dncesini kafasndan kovduka da d
zeliyor, eski haline geliyordu.
Konuuyor mu, konumuyor mu hi farknda deil. Hacy
imdi u anda vurduunu hayalliyor, urada, u ay nda, u
murt allarnn iinde kurunu yiyen Hacnn otlar yoluunu,
allar koparn, kendini bararak kaldrp kaldrp yere at-

367
n, sonra da birden bir varm bir yokmuasna donup kal
n gznn nne getiriyordu.
Hacnn kulanaysa arada bir: "nsan... Ben seni severim
de... lm istemem... ldrmekten... Dervi. Baka bir aresi...
Veli namussuz olu ... Haydi kurban olaym, sen... Her ey d-
zelecek. Ne olursun? Bu kadar zor mu ki? Bu pis kasaba... Ay
rlmak... Deil mi? Mersin ehri ne gzel deil mi?" gibi szler
arpyor, Hac bu krk dkk szlerden onun ne demek istedi
ini gzelce anlyordu.
Bir trtyla arkasna dnen Mahir bir lk atarak Hac
nn ellerine yapt, titreyerek, szlerini yutarak: "ek ek ta
bancan! Geliyorlar. ldrecekler. kimizi de... Hac, Hac
Bey!"
tede biribirinden ok uzakta insan kararts, glgeleri
kokulu irilerin stne uzanm, yle durup duruyorlard.
"ek, ek... Onlar ekmeden tabancalarn... Derviin
adamlar... Ate et... Yat!"
Kendini kaldrd yere att.
Bir sre ondan hibir ses soluk iitilmedi. Hac yle, oldu
u yerde durmu karartlara bakyor, susuyordu. Tabaneas
yoktu ki eksin...
Bir sre tedeki biribirine uzak adam, onlarn karsn
da da Hac dikildiler kaldlar. Glgeleri uzundu. Domuztepesi
murt, iri, slak toprak, rm aa, rm meneke top
ra kokuyordu.
Birden kardaki adam yitiverdi. Bir anda, yer yarlp
yere girmilerdi, ay na karmlard sanki. Gidilerinde,
gelilerindeki gibi hibir trt da karmamlard.
Hac, Maliri omuzlarndan tutup kaldrd. Mahirin ellerin
de ha bire skp suyunu kartt iri yapraklar vard. Hac
onun ellerini ap ellerindeki yapraklar atmak istedi. Mahirin
elleri bir trl almyordu.
"A ellerimi, Hac," diyebildi ancak.
Hac urayordu, elleri sryor, kanatyor, eller alm
yordu. En sonunda vazgeti. Koluna girdi, geriye, kasahaya
yrdler. Az sonra Mahir sevinle: "Ellerim ald," diye
sylendi.

368
Hac eildi, ay nda daha da kocarnanlarn, kldan
kapkara ellere bakt, gerekten almt. Bu ne biim i, diye
Hac iinden geirdi.
Kendine gelen Mahir, ayaklarrnzn altndaki yzlerce ta
mezar Romallardan kalmtr, diye dnd. Ak sandall, g
zel, ltl, kara sakall, mor harmanili Romallar. Romallar g
zel kokular srnr, gzel kadnlarla yatar, byk iftlikler ku
rarlarrn. Arenalar azna kadar insan kanyla dolarrn. Yllar
nce bir akrabasnn avlusunda bir Roma kralnn heykeli k
mt. Kvrck kara sakall, uzun boylu, yakkl bir adarnn
heykeliydi bu. Kaln dudaklar ehvetle aralanmt.
imdi u binlerce mezarln bulunduu u tepede, lk u
kurova baharnda kim bilir ne kadar, ne kadar insan, ne kadar
gen insan, arlar kadar, karncalar kadar, kular kadar, kurnlar
kadar insan iftlerniti. Kim bilir ne kadar, ne kadar, ne kadar
da ok. Hepsi de byle ay nda... Yz binlerce plak kz, ar
kalarnda delikanllar, ay nda, bu tepenin arnlklar, yar
puz, kekik, peryavan, lk toprak kokusu arasnda ... Toprak da
onlarla birlikte ehvetten rperrni, titremi gerinrnitir. Hepsi
de lm...
"Hac, git!" dedi birden, gene ellerine yapp. "Hac git!
Kurban olaym git! Can tatl."
imdi btn bu dnya lm... Bir rnezarlar... O da bom
bo. Souk, ta mezarlar.
"Hac yat!" diye gene ellerine yapp kendini yere att.
"ldrecekler," diye de inliyordu. "ldrecekler..."
Gene ilerde, ama epeyce telerde, gene biribirinden ok
uzakta kii dikilmiler duruyorlard.
Hac durgun, tane tane, soukkanl, gven dolu bir sesle:
"Kalk Mahir Bey," diye onu tuttu hzla yukar ekti. "Kalk, bir
ey deil."
Mahir o hzla kalkp ayaa dikilmiti ama elleri gene yo
lunrnu iri yapraklaryla doluydu. Hac bu sefer onun ellerini
amaya urarnad, nasl olsa, o, kendisi biraz sonra ellerini
aacakt.
Aada, kasabann bu ucundaki kavaklar, kasabaya perde
gibi gerilrniler, Savrun suyu bir prlt eridi gibi uzaklara ka-

369
dar uzayp gidiyor, ovada, ta aalarda karanika bir duman
iinde yitiyordu. Kasaba uykusundayd. Ak evleri dumana bat
m, karanlklam krmz kiremitleriyle bir d lkesine ben
ziyordu.
"Hac, bunlar kim?"
"Aldrma. Bize ne?"
Adamlar gene kayboldular. Kasahaya inineeye kadar
adamlar birka kere, gene yle grdler. Mahir gene yle oldu.
"u elini cebime at, Hac."
Hac elini onun ceketinin sa cebine daldrd, bir deste pa
ra kard.
"Hac bu senin bir yllk, oluk ocuunla geimindir. Bu
son para. ster git, ister gitme. Bugn deilse yarn ldrle
ceksin. Git artk!"
Hac ondan sessiz, bir glge gibi uzaklat. Oysa evinin
nnde daha uzun bir sre kalakald.
"Gitmeyecek, gitmeyecek bu Hac," diye dnyordu.
"Paralara da yazk oluyor."
lm karanlk bir duvar gibi karsna dikilmi grd.
ehvetle titremeye, dudaklar kurumaya, eti yanmaya balad.
Ve hemen aklna Karakz Bedia dt. lgncasna ofrnn
evine yolland, onu uyandrd.
"abuk abuk giyin," diye adam boyuna sktryordu.
Adam belki bir dakikada giyindi.
Otomobil alm, yola dmler, Adanaya bir saat sonra
varm olacaklard.
"Yavrum sr! Yz yirmiyle, yz otuz, yz krkla git... Yav
rum sr!"
Karanlk lm duvar gittike younlap ykseliyor, drt
bir ynn saryor, Mahir de gittike kuduruyordu.
Aznda tuzlu, kokmu, kprm bir kan kokusu duydu.
Tkrd. Artk her iki dakikada bir tkryordu.

370
42

"Bir korktu ki, inanamazsn, kar! Gavur mezarlnn ora


ya gitmitik dolaa dolaa. Baktm arkamzdan bir adam geli
yor, aldrmadm. Sonra iki, sonra , drt, be oldular. Biz y
rdke yryor, biz durduka duruyorlar. Ay nda her bi
risinin boyu da bir uzam ki, boy derim sana, minare kadar...
Arkasna dnd, bakt, grd ki adamlar var izimizde, kendini
yere atp korkusundan bar bar barmaya, yerde, irilerin iin
de debelenmeye balad."
En irtce yerlerine kadar Mahirin hallerini anlattktan sonra
para iine geldi. Onu da hallandra hallandra karsna, her y
nyle anlatt. "Gidiyoruz, be kar!" dedi. "Bamza bir devlet
kuu kondu ki kondu! Atlar tepiir arada eekler lr derler ya,
aldrma, hi de asl astar yok. Atlar tepiir, arada eekler de,
benim gibi, zat devletlim gibileri imlenir... imdi bir iki gn
iinde u eve elektrik alacam, yle komudan dn deil,
dpedz para vereceim de alacam. Sonracma da, sevgili
me syleyim ki, bir oda daha ekleyeceim eve. Sonracma da
kiraya veririz. Ayda elli lira da buradan gelir."
Mersini anlatmaya balad karsna sonra da. Sesi tok, s
cakt. Deniz kysnda palmiyeler... Uzun, ak bir cadde ... Bir
ova batan baa portakal aalar. Yeil dallarn arasnda mil
yonla portakal. Hava portakal kokar. Bu portakal kokulu, ye
il, dz, azck mavi, denizin bir paras gibi, portakal dikil
mi bir para deniz gibi yeillenen, mavilenen, kzaran ovann
arkasn, elini uzatsan karl doruunu tutacakmm gibi ala

371
karl dalar kuatr. Mersinin ars, dkkanlar, her birisi bir
sra saray. Ve elektrikleri hibir zaman snmez. evir d
meyi, ortalk gndz gibi, evir musluu, sular kr kr. o
cuklar saray gibi okullara ... Kumar oynamak, imek mi, byle
itle kpekle dp kalkmak m? Hal hal haaah! Geti o gn
ler, geti...
Denizin kysnda, denizin akllar stnde bir kahve. De
niz gelip gelip, kokusunu, n, mavisini getirip getirip kah
venin sofasna, vuracak ban kahveye... akltalarna vura
cak. Her sabah bir tutarn denizden k almak, koklamak ne
ho! Kahveyi, yapraklar krmz, sar, yeil sarmaklar saracak
btn yl. Sarmaklar trl renkte btn yl aacak. Kokulu i
ekler dikmeli kahvenin yanna yresine... Btn yl kokan,
aan ieklerden olmal bunlar. Deil mi? Ak gmlekli garson
lar, hem de kz olacak. Adam yanndaki alana hi eri gzle
bakar m? Hele byle gzel kars olunca da ...
Hacnn kars ocuk dourmasna, bunca yoksulluk ek
mesine karn hi bozulmam, gen kzlk gzelliini hi yitir
memiti. Kasabann en gzel, en alml kadnlarndan saylyor
du. Orta boylu, ocuksu, esmer tenli, yuvarlak kalal, byk
ela gzl, kaln dudakl, azck yukar kalkk burunlu, insanda
her an yataa girmeye hazr duygusunu uyandran, teninden
ehvet fkran bir kadnd. Byle kadnlara ne kadar irkin
olurlarsa olsun, erkekler inanlnayacak kadar byk arzuyla
tutulurlar, balanrlar. Tanr bu kadnlar yalnz ehvet iin ya
ratmtr. Bu kadnlar, kadnn, ehvetin zdr. Greni sarsar
lar. te kskanlklar, mal mlk, ift ubuk batrmalar, batmalar,
sarholuklar, sonsuz keder ve cinayetler, intiharlar bu gibi ka
dnlar uruna olur.
Arkadaki dutun dallar arasna snm, kulan evin ince
it duvarna dayam Yusuf karkocann konumalarn en ince
ayrntlarna kadar dinliyordu. O baylan adamn kim olduu
nu bir trl anlayamam, bu yzden kulan ite dayam,
hibir sesi karmyordu.
Konuma baylan adamdan, Mersinden kayd, ilk yattklar
ana, ilk evlendikleri gne kadar gitti. Her eyi hi utanmadan,
nasl yattklarn, Hac onun memelerini nasl tuttuunu, bacak-

372
larn nasl ovuturduunu... Her eyi, her eyi anlatyordu. Ve
ilk gn scak bir bahar sabahnda, daha gn domadan, Do
nuztepesinin an ormannda yatnlard. ylesine uzun se
vinilerdi ki, stlerine gn domu, gn bir minare boyu
kalkm, gne ortal kzdrn, onlarn ne doan gnden ha
beri olmu, ne de yakan gnein farkna varnlard. Halbuki
Hac onu karnt. Ve kzn kardeleri, ikisini de ldrmek
iin izlerindeydiler.
Birden sesler deiti, karkocann krk gibi soluyularn,
baka sesleri Yusuf duymaya balad. Duyduka bir ho oluyor,
kendinden geiyordu. Yerinde, aacn altnda daha duranyor,
oradan frlayp kayor, sonra arm, soluk solua kalm,
tm bedeni ehvete kesmi geliyor, kulan gene duvara day
yor, dinliyor, gene kayor, gene grnmez bir el onun salt eh
vete kesmi bedenini getirip itin yanna atyor, o da kulan
ite dayayp dinliyordu.
Uzun, srd. Ve Yusuf yorgunluktan kendinden gemi, i
te dayal, orada l gibi kalakald. Hala btn bedeni seirip
duruyordu.
Sonra bir d iinden ykanna sesleri duydu. Hacnn kar
sna: "Beni arkadalar bekliyorlar bahede. Gitneliyin," dedi
ini duydu.
Karyla koca arasnda bir tartna balad. Mademki be
adam onu ldrmek iin izinde dolayordu, akl olan hi evin
den knazd. Hele geceleyin, hi mi hi knazd. Yusuf da
iinden, inallah u kar onu kandrr da bu gece evinden k
maz, diye geiriyordu. nk ylesine yorgun dm, bitmi
ti ki yerinden kalkacak hali kalmamt.
Yusuf imdiye kadar hi kadnla yatnant. Yatnak ne
demek, hibir kadn pneniti bile. Akla, tatl bir yorgunluk
la Glizar dnyor, onun yerine gzlerinin nne boyuna
yuvarlak, dolgun kalas, krmz kaln dudayla Hacnn kar
s geliyordu. O yataa Glizarla giriyor, bakyor ki onun yerin
de yatakta Hacnn kars. .. Bir sabah bundan gn nce mi
ne, kadnla gz gze gelniler, Yusuf yldrm arpm gibi ol
mu, kadnn yakan gzlerine daln gitniti.
Hac sverek kapy arpt gitti. Btn duvarlar salland.

373
Yusuf da, ona zincirlerle balym gibi, yorgunluuna, bitikli
ine bakmadan arkasnca srnd gitti.
Hac sevincinden ne yapacan bilemiyor, bir damla ime
dii halde sarholar gibi yalpalyor, oynak trkler mrldan
yordu.
Arkasna bakt, Yusufu grd. "Gelin," dedi, "gelin benim
glgelerim. Gelin ibnetorlar, gelin! Gelin bakalm bana ne yapa
caksnz! Gelin bakalm kuyruklarm."
Yusuf, rnerin bahesi yolundaki deirmen arknn yann
daki kavaklarn arasna girdi sakland. Hac sverek uzaklat.
rnerin bahesinde belki yirmi kii onu bararak karla
d. Bu sefer onlar Hacya ayrlk leni veriyorlard. Ama Hac
ge, ook ge kalmt. Belki yirmi kadeh birden Hacya uzand,
ay nda pariayp krdad.
Ne oldu, ne olmad, Hac bararak ortaya atld: "Gitmiyo
rum arkadalar," dedi. "Gitmiyorum ite. lmden korkup da
kamak zoruma gidiyor. Ben skenderunu severim. yle dpe
dz gnlm isteyerek gitseydim, gitmek houma giderdi. Ama
imdi gidemiyornn arkadalar, arma gidiyor. lmden kor
kup da sen geri durma, yiidin alnna yazlan gelir."
Hep bir azdan bu trky sylemeye baladlar.
"lmden korkup da sen geri durma ... "
Trk bitince bir curcunadr balad.
"Gitmeyeceksin!"
"Gidilmez."
"Biz ne gne duruyoruz?"
"isterse Hacy her gece yirmi kiiyle bekleriz."
"Gitmeyeceksin."
"Gitmeyeceim."
Curcuna bitti. Gene trkler, antlar. Hacnn gitmemesi ka
rarlatrld. Gene bir kavga oldu. Be kii Hacnn stne ulla
np onu dvdler. Sonra perek bartlar.
Yusuf bir ara bakt ki bahede kendisinden bir de Hacdan
baka kimse kalmam. Hac da yola dyordu.
Hac artk arkasna dnp bakmay adet edinmiti. Yusufu
grd. "Kpekler!" diye bard. Yere eildi, bir ta ald, cansz
ca frlatt. Ta ay nda yola yuvarland. Sonra Hac tabanca

374
eker gibi beline davrand. Yusuf kar yola sapt, Domuztepe
sine doru komaya balad. Hac da sverek arkasna dt.
Yusuf kayor, o kovalyordu.
Yusuf yorulmutu. Tepede, ha bire murt allarnn, kara
allarn iine kapaklanyor, eli yz yrtlm, kan iinde, a
znda tuzlu kann tad, yeniden dorulup kouyordu.
Scakt. Ay vard. Hacnn boyu ay nda uzam git
mi, Hacnn soluu gecede duyuluyor. "Dur!" diye tkanarak
baryor. "Dur, hey anasn avradn."
Orman balad. Aalar, otlar, allar, toprak, her ey bir
kocaman uultuda silindi. Ay karard. Kasabann perde
perde kavaklar yok oldu. Yangn kokusu geliyordu oradan.
Yusufun giyitleri kandan slanmt.
Hac: "Dur!" diyordu. "Dursana ulan, hey anasn avrad
n... "
Yusufun kusaca geliyor, arada bir de ryordu. Cvk
kan eline, her yerine bulayor, kokuyordu.
Birden Hacnn arkasnda ona doru gelen adam grd.
telerdeydiler. Biribiderine ok uzaktlar ama geliyorlard.
Yusuf ban ekti. Hac ay nda, rzgarda bir kavak
gibi usul usul sallanyordu.

375
43

Gzlerine uyku girmiyordu.


Altnc dkkandaki dernirci ok yal bir adamd. Yz, da
ha da ok aln derin krklar iindeydi. Krklar prsm,
erimi yallk krklar deil, gl, salam, sert krklard.
Her grende, bu ok iri, gl, tuttuunu un ufak eden demirci
sanki hi ocuk olmam, delikanl, orta yal olmam, anasn
dan bylece domu duygusunu uyandrrd. Ak, ltl sakal
kvrckt. Sakal o kadar temizdi ki sanki ktand. Ve bu k
da grnmez ellerce her an ykanyordu. Gzlerinin kenarlar
ylesine krmt ki, gzleri bu krklar arasna gmlm,
ufack, bir elik damlas gibi parlyor, yuvalarnda, pskl, ak
kalarnn altnda frl frl, rknt iinde dnyordu.
Her hali onun iinden baka hibir eyi bilmediini, baka
hibir eyi dnmediini gsteriyordu. Bu rsle, bu hi sn
memi kpkzl ocak, bu koskocaman krkle, bu duvarlardaki
nakl kllada st yapra baklar ve bu tabancalada bir
likte yaratlm, yal, heybetli bir nar gibi demirci sanki kya
mete kadar burada, dkkann iinde byle kalacakt.
Bu demirci konutuu zaman, alt, gezdii, gld
zaman, bu i nasl oluyor diye aardn. O yalnz eki sallasn,
gnlerce, iri bedeniyle bir ince demir parasnn stne eilip
gzel ekiller izsin, esmer yznde, ak sakalnda ocan kr
mz yaln dolasn diye yaratlmt.
ocuklar ok severdi. Saysz ocuu vard ve hibir ocu
u imdiye kadar, bir kere olsun dkkann kapsndan bile ge-

76
memiti. Baka ocuklar da bu dkkann nnden geemezler
di. Bir tuhaf iti Osman Ustann hali. Demirciler arsndan ne
zaman bir ocuk gemeye kalksa, Osman Ustann dkkan
nne gelince ona bir gz atamadan bile olanca hzyla oradan
kaar, cann teki dkkann nne zor atard. Halbuki her o
cuk Osman Ustann dkkanna girmeye, onun yaptklarna
bakmaya, onunla, onun yaptklaryla oynamaya can atard.
Ama Ustada onlar ikkann nnde bir saniye bile durdur
mayan bir by vard.
Dkkann n kpkrmz am gr sakz sardunyalaryla
doluydu. Hi kimse, parmann ucuyla bile bu sardunyalara
dokunamazd. Hele bir dokunsunlar! Gerekten, bir kii bu sar
dunyalara dokunsa ne olurdu? Bunu imdiye kadar hi kimse
ne dnm, ne de sardunyalara dokunmutu. Dokunamaz
lard, o kadar ite. Kllardan, baklardan baka bir de saban
demiri yapard Osman Usta. Saban demirlerini yapar yapar, ka
pnn dna, sardunyalarn nne dizerdi. Hi kimse pazarlk
etmez, demiri alan parasn delik deik olmu rsn nne
usulca, korkarak, saygyla brakr giderdi. Osman Ustann de
mirleri o kadar saland ki, yllar gese de anmaz, her top
raktan knda sadece biraz daha parlaklard. te bu yz
dendir ki Osman Ustann sardunyalarn nne koyduu de
mirler hemen tkeniverirdi. Sabah koymusa demirleri oraya,
ne kadar ok koymusa koymu olsun, leye bitiverirdi.
Yal demirci izgili, yakasz mintanlar giyer, bu da onun
fkeli, iri bedenine bir incelik verirdi. Kollar omuzlarna kadar
yln her gnnde plak olurdu. Omuzlar ok geni ve kollar
ok gl, adaleli, kalnd. Byk, yal nariarn dallarnn
tpks. Uzun, ince parmakl, ll, yumuak hareketli elleri
sanki bir ocuun kollarndan koparlp getirilmi ve onun kol
Iarna taklmt. Bu bedene, bu kollara, bu baa bu eller uymu
yordu ya, hneri oktu.
Yeri g sarsan bir lk derler ya, ite yle ...
"Baklaaar!"
Yusuf kendi kendine syleniyordu. "u benim babamn ar
kadalarnn hibirinde de i yok," diyordu. "Ali Efendi bir Al
lahn domuzudur. Osman Ustaysa yanna varlmyor, ona iki

377
sz edilmiyor. Korkundan dkkannn kapsndan geemiyor
sun. Azgn bir adam ki, kimse grmemi bylesini..."
Ali Efendi lm hak etmi, bir millet dman, dinsiz m
nafk. Osman Usty dersen, yeri sarsan, cami yz grmemi,
namaza durmam, Allah bilmemi, drt kitapta katli vacip bir
murtat. Babas da bir arkadalar tutmu ki arkada derim sana!
Gnlerdir onunla varp konumak, oturup dertlernek isti
yordu ya, varp konuacak, oturup dertleecek adam deildi ki
u bin yllk hortlak. Ama gene de bir trl demirciler arsm
dan ayrlamyordu.
Ne yapp yapacak, yarn varp Osman Ustadan bir st
yapra bak alacakt. Belindeki bak da bir Osman Usta yap
s bakt ya, eski bir bak. Bununla adam ldrlmezdi ki...
Adam ldrecek bak yepyeni olacak ki ... Yoksa her bakla
adam ldrlmez ki. Sakat eder, yar canl brakrd insan ki
bu da lmden daha beterdir. Fkaraya yazktr.
Saysz ocuklarn hep bu bak paralaryla bytmt.
Kim bilir bu baklarla ne kadar adam ldrlmtr? Osman
Usta, anas sylerdi, babas yle anlatrm, ocaktan kard
her ban azna bir sr dua okuduktan, ona lanetler savur
duktan sonra kere de ban azna tkrr, var gcyle
elindeki ba yere alar, ondan sonra alr dkkann duvarna
saygyla asarm. Kutsal bir eye dokunur gibi saygyla doku
nurmu ona.
Yarn gider ba alr, ben Mahrnudun oluyum demez, ne
icap eder ki...
"Bir bak ver amca."
Elinin birisini ocan atei iine sokmu, birisiyle de dur
madan krk eker. Kk, elik gibi gzlerini de gzlerine
dikmi, durmadan bakar, gzlerini krpmadan bakar. Bu gzler
insan delip geer. Actr. nsann cierini okur.
Ellerinin stnden, krmz sardunyalarn stnden, saban
demirlerinin stnden bir erimi demir, bir krmz yalm seli
darya akar akar, dkkanda yalm seli ykselir ykselir. Hi
glmsemeyen Osman Usta glmsemektedir. Yz yalmla
rn nda tpk bakr gibi. Yalm dizlerine kadar kar. Sonra
gbeine kadar, sonra da omuzlarn bulur. Ne bir koku, ne bir

378
ey... Osman Usta yanmaz. Yalm seli tavana doru ykseldike
Osman Ustann ba da yalmlarn stnde. Yalmlann stnde
sedef kakmal, nakl, eri, doru, uzun, ksa baklar, kllar
yzer. Topraktan km, ar ar, toprak kokan, l l saban
demirleri de yzer. Batmakta olan, boulma sesleri karan Os
man Usta bir saban demirine yapr, yalmlar ykseldike Usta
ykselir.
"Baklaaar!"
Kpek ls kan iinde. rk Memet tam gznden vur
mu. Kurun gznden girip boynundan km kpein. K
pek can havliyle yerde deirmen gibi fr fr dnyor. Sonra bir
den durup arka sol hacan uzatyor. Bacak uzun bir sre
uzanm tir tir titriyor.
u arnn uzun, ucu buca belirsiz caddesine tam girer
ken ak badanal evin yeil saksl penceresinin camndan bir el
grnr. El pencerenin tam nnde, bir sandalyann arkalna
atlm gibidir. Ne yana gidersen git, hangi ynden bakarsan
bak bu beyaz, uzun, gzel, ehvetli elden baka bir ey gre
mezsin. O el sanki bir bedenden kesilip oraya aslmtr. Arada
srada kprdayp, ahadet parma dikilmese bu gzel el l
bir eldir dersin. Kim bilir bu elin sahibi ne kadar gzel?
Damlann stn ot brm. Camlarda kk pnltlar
Ulu narlar evlerin stne uzatm dallarn. El, ak, canl, uzun
trnakl. Hi yzk yok. Bir el bu kadar gzel olabilir mi? Elden
hi gzn alamyor, iinde gittike bir kabarma, bedeninde bir
yanma, mgma. Gittike, ele baktka iinde byyen, onul
maz, kar durolmaz bir ehvet.
Kim bilir bu elin sahibi ne kadar gzel?
nar dallanndan rlm bir itin stnden bir toprak
dama geti. Dam pencerenin karsndayd. Eildi pencereye
bakt, elden baka bir ey gremedi. Bir hayal, san bir duman
arkasnda bir eyler kprdanyordu. Damn br ucuna geti,
gene gremedi. Grmek iin can atyordu. Damn stnde drt
dnd durdu bir sre. Esmer mi, sarn m, kederli mi, gle
mi? Yorgun mu, din mi? Gzlerinin rengi nasl? Bu elin sahibi
yirmisinden yukar olamaz. ekici, yakc, deli eden bir el...
Salarnn, kllarnn dibinden bile ak fkryor. Bu el byle

379
mahzun, byle kederli, kimsesiz oraca atlvermi duruyor
ya, o camlarn arkasndan, parmaklarn ucundan sokaa ak,
sevgi, yangn ehveti akyor.
Krk kat zincirle balanm gibi bir trl oradan ayrlam
yor, gzn elden alamyor. Kim olsa, insan olan, bu eli grn
ce byle olurdu.
Uzun nar aacna bir kedi gibi trmand. ncecik bir dal
pencerenin nne kadar geliyordu. Aacn gvdesinden yava
yava daln ucuna kadar kayd. Elleri aacn bir yarna gir
mi, yarlmt. nce ince, hi armadan ellerinden topraa p
p kan damlyordu. Aacn tutunduu incecik dal kan iinde
kald. Pencerenin camlar kan iinde kald. Ama el orackta, y
lece braklmasna duruyor, sahibi yokmuasna hibir ey
gzkmyordu. Daln ucuna az daha inebilse pencereyi aacak,
ele dokunacak, elin sahibini grebilecek imdilik, u anda yal
nz ele dokunabilmeyi geiriyordu aklndan. stteki dala ya
pm, olanca dikkatiyle, altndaki ince daln stnden aa
ya, pencereye doru iniyordu.
indi, yaklat, ak, uzun parmakl kprtsz el de ona yaklat.
Elini uzatt, birden bir angrt, arkasndan yzlerce aa ykl
yormuasna bir atrt koptu, el yer deitirdi, bir an gzlerinin
nnde eller uutu, her ey apak oldu, bir an iin ipiltilerle, pul
pul kla doldu ortalk, sonra her ey karanla gmld.
Aznda tuzlu kann bulakl, tad, kprml, don
muluu ... Ve yeil kana inen binlerce imek gibi yeil sinek. ..
Yeil sinek. .. Uultu. Yeil sinekler bir anda kprm kann
stn kapatverdiler. Ortalkta scak, ar bir kan kokusu.
Osman Usta fkeye kesmi, gzleri kvlcmlanyor, sakal
titriyordu. Kck elindeki iini kaldrp var gcyle yere at
yor, sonra da uzun uzun yerdeki demir parasna bakyor, son
ra eilip, saygyla, ona dernekten korkareasma yerden alyor
du. elik gzleri krklarn arasna iyicene gmlm kaybol
mutu.
Yusufun yrei dururcasna atyor, ktrtsn duyuyor
du. Demirciler ars yldz yldzd ve ekiierin uultusun
dan baka hibir ses duyulmuyordu. En utaki kaynak dk
kan sokaa top top mavi n aktyordu.

3 80
Osman Ustann dkkanna girdi. Ustaya bouk, korkulu
bir sesle: "Bir st yapra," dedi.
l.Jsta bir ekrneceden gzel bir bak kard, nne koydu.
"Ka kuru?"
.
nne bakyordu. Yz kpkrmz olmu, yanyordu.
Usta ban fiyatn syledi. Sanki o konumam, ses rlu
vardan kp gelmiti. Yusufa yle geldi. Ban kaldrd, Usta
nn yzne bakt, gerekten de Ustann rludaklar hi kprda
mamt.
Usta onun yzne bir kere olsun bakmad. Uzatt para
y ald, bakmadan deri nlnn cebine atp gene iine ko
yuldu.
Yusuf o gn drt kere gitti, st yapra, nakl bak al
d. Drt keresinde de Osman Usta onu grmedi. Osman Usta
ona aldrrnadka, bakroadka o ierliyordu.
Sabah erkenden, ortalk aydnland aydnlanacakken, de
mirciler arsna geldi. Gndzki a batm, her birinden
koskocaman uultular fkran dkkanlar yapayalnzdlar, ar
hi insan aya basmam bir yermiesine uyuyor, ar karan
lktan usul usul syrlyordu.
Birinci dkkann kepenkleri bir top patlar gibi gmbrty
le ald. Sonra ikinci, nc, sonra tekiler. Dkkanlar dur
madan alyorlard. Aradan uzun bir sre geti. Uzaktaki bir
dkkandan bir top krmz yalm sokaa atlad, sonra teki
dkkanlardan. Sabahn alacakaranlnda demirciler ars
apaydnlk oldu, gndz gibi. Sonra ortal eki sesleri dol
durdu. Uultular ald ary.
Osman Usta dirsekierini rsn stne dayam, yzn ak
elleri arasna alm, dalm gitmiti.
"Bir bak ver! St yapra."
Usta uykudan uyanrmana ar ar doruldu, nce elle
rini yznden, sonra dirsekierini rsten ekti, uzand masann
ucundaki kutudan bir bak ald uzatt, Yusuf da hemen paray
verdi oradan uzaklat.
Ba verirken Ustann yz bir ho olmu, karm, a
rm, glmsemiti. Belki de deildi. Ona yle geldi.
Gn dodu. Yusuf artk her on be dakikada bir dkkana

381
giriyor, bararak: "Bir st yapra... " diyor, ba alyor, ko
arcasna dar kyordu.
Ve Osman Ustann baklar bitmiyordu.
Neydi bu adam? Cin miydi, peri miydi, yoksa bir deli mi?
Bu kadar bak ald da bir kere olsun ban kaldrp da yzne
bakmad. Bir kerecik olsun ne glmsedi, ne de azck ard,
nereden gelip nereye gidiyorsun, ne yapacaksn bu kadar st
yapran, demedi. Konumad, azn amad. Yz bile kpr
damad.
Akam olunca gene kepenkler gmbrtyle kapatld. Az
sonra btn canllar, insanlar, kediler, kpekler, kular, bilcm
le soluk alanlar oradan ekildi gitti. imdi, az nce grltden
deliren arda en kk bir kprt, en kk bir ses soluk
yoktu.
Yusuf arnn ortasnda, elinde son ald st yapra
bakla kalakalmt. Kasabann stn ar, koygun bir karan
lk rtyordu. Yusuf yalnzl, kimsesizlii, aresizlii, umut
suzluu ta yreinin banda duydu.
"Byle de insan olur mu, benim gibi de insan olur mu?" di
ye inledi.

Demirciler ars gmbrtyle ald. Gn dodu. Uzakta


ki kar sradalar yaklat yaklat, sanki gelip uraya, kasaba
nn ucundaki evlere kadar geldi dayand. Orman, kokusu...
Sonra ary odunkmr, yanan, kzaran demirin kokusu
doldurdu.
Dldl da fkran kvlcmlarn ardnda bakrdand. Az
tede sivri, alml, soluk, uuk mavi, tl gibi ince, namn karl
sradalarn ardnda ylece, glgesi batya dm duruyordu.

382
44

Yusuf gndr evden, daha dorusu yataktan kmyor


du. Ia kmaktan korkar utanr bir hali vard. Elini ayan
kullanamyordu.
Odann iini trl aletler, baklar, oyuncaklarla doldur
mutu. lk gn getirdii teberilerle delicesine durmadan oyna
m, baklar evin byk salonunun tabanna yan yana, uraya
buraya, baz yerde bek bek, baz yerde seyrek, baz yerde tek
tek saplam, gzlerini kapatp baklar arasnda saatlarca y
rm, ayaklar kesilmi, baklar krlnt ama akam da ol
mutu. Yataa bitkin den Yusuf da uyumutu.
kinci gn hibir oyunu can ekmiyordu. Dn akyan, g
len baklar, teki oyuncaklar imdi lm gibiydiler. Baklar
hala ipilti iindeydiler ya, lmtler. O gn akama kadar
gzlerini tahtalara sapl baklara dikip yatakta kprdamadan
kald. Gece de baklar sabaha kadar gzlerinin nnden git
medi.
nc gn her eyi unuttu. Dar kar kmaz iyi bili
yordu ki bana bir felaket gelecek. Yatakta bzldke bzl
yor, bir topak oluyordu. Penceredeki el de gznn nne gel
mese inanlnayacak bir boluk iine decek, yok olacakt.
Penceredeki el gznn nne geldike eti yanyor, kvranyor,
btn damarlar, derisi, tyleri ehvetten kuduruyordu. Bede
ninde scak, ldrtan, tuzlu, krmz kana bulam bir geril-
me... Tattan erime... Sonra yorgun, iren, hayvanam bir bo-
alma ve zlme ...

383
Birka kere ayaa kalkmay denedi. Yata eki terle ve s
lak, ac bir kokuyla doluydu. Ba dnyor, bir trl ayaa kal
kamyordu. Penceredeki elin gznn nne gelmesini onu de
lirtmesini bekledi. leye doru dalm gitmiti ki el geldi,
pencerede durdu. Yusuf ar ar kudurmaya balad. Bedeni
diriliyordu. Tam kvamna gelince srad ayaa kalkt. Ba
dnmyordu, giyindi sokaa kt.
Ortal tatl, yumuak, lk bir gz gnei doldurmutu.
Yusufun midesi kaznyordu. Dayanlmaz bir alk duydu, ke
bap dkkanndan ieri soluk solua girdi. Aynada kendini
grd. Yz sararm, gz altlar rmt epeevre.
"abuk karde, abuk abuk... Nolursun elini abut tut!
Alktan geberiyorum," diye yalvard.
Dkkan yal, youn kebap duman doldurmutu. Yal
duman Yusuf yutuyordu. nne gelen krmz turpu, mayda
nozu, domatesleri, yeil biberi bir anda sildi sprd.
Kebap bylelerini ok grmt. Hele byleleri, byle
genleri! unun ayakkabianna bakn, amura batrp karm
lar. Kim bilir nerelerden, ne kadar uzaklardan geliyordur fka
ra?
Yusuf kebap dkkanndan ktnda bir doymu, bir
doymutu ki, geirip duruyordu.
"Ceyhana, Ceyhana! Adanaya, Adanaya!''
Korkuyla rperdi, geriledi. Ne yapacan bilemedi. Geri
sin geri dnp eve doru komaya balad. Kayordu ya, ses
onu bir trl brakmyor, kovalyor, ses onu tutmu, gerisin ge
ri ekip gtryordu.
"Ceyhana! Ceyhana! Adanaya! Adanaya!"
Yusuf sesten yakasm kurtarmak iin varn younu harc
yordu.
"Ceyhana!"
Evi pssz buldu. Evden korktu, gene kendisini bir an iin
de arda buldu. Ali Efendinin dkkan nnden, ona bir kere
olsun ban evirip bakmadan, onu grmeden geti. Sonra
dnd ayn minval zere bir daha geti. Bir daha, bir daha ...
Mekik dokuyordu. Bir ara Ali Efendinin ona sesieniini duyar
gibi oldu. Bu ses onu daha ok rpertti.

3 84
u yezidi ldrmeli. te bunu ldrmeli. Bunu ldrme
yince hibir vakit dnya arnmaz, durulmaz. Tm su bunda.
Belirsiz, kapal, buulu, o bilinir bilinmez, ok gerilerde,
derinlerden bir dnce kafasndan geiyordu. nsan nasl l
drlr? Babasn nasl ldrmlerdi? Dverek. .. Hapishane
odas kan seli iinde... Herkes kana bulanm... Devrilivermi,
lvermi. Gzleri apak donmu kalm. Kprtsz.
Yrei czz etti. Ya kendini de ldrrlerse, babas gibi
ederlerse? Her bir yanyla babasna benzeyen ocuk olur mu?
Korkak, baz da yiit... d kopan ... lmden de kts ... Yok
yok yok! Son ite. Hi konumayacak, azn aamayacak. .. Bir
den Glizar geldi aklna. Onu da grmek yok. lenler kuru
mu aa gibi ryecekler. Ya Allah? Allah olmasa ...
Ali Efendiyi ldrmeli. Kann imeli. Hemen u anda. Eli
bana gitti, gzleri dnm. fkeden aznn yanlar k
prm...
"Ceyhana!"
Sesi duyunca aykt. Karsnda ayakta, azck akn, g
lmseyen Ali Efendiyi grd.
"Ne var karda? Banda bir hal mi var, bana syle! Otur
hele, otur hele bir ay i." Sesi efkatliydi, dosta, kardeeydi.
Scackt.
Yusuf da glmserneye alt ama glmseyemedi. Azn
da aamad.
"Otur canm, otur karda!"
Elini tutmu scack skyordu. inde bir k patlad. Ka
ranl umuda dnd. u adamn yznde bir gven, bir umut,
bir kardelik vard. Yzn tatl, iten, gzel, candan bir hava
sarmt.
Yusuf az nceki adam deildi. O skntl, fkeli adam ok
uzaklarda, telerde, karanlklarda kalmt. Ali Efendi konuu
yor, anasn soruyor, babasnn lmnden sonra nasl gein
diklerini renmek istiyordu. Yaaylar zor olmutu ama, ite
bymili de. Onun anas gibi ana yoktu. Meyro yiit, mert,
becerikli, her bakmdan salkl bir kadnd, yle deil mi?
Epeydir kasabadayd da, her gn telal telal dkkann
nnden geiyordu da niin bir kere olsun babasnn arkada-

385
na uramyordu? Mahmudu, oluna vmeye balad. ok akl
l, cin gibi bir adamd Mahmut. ok da yakkl, erkek gze
liydi. O, birka adam ldrmesine karn, hi de adam ldre
bilecek huydan bir adam deildi. Yumuak, kan scak, candan,
efkatli bir insand. te halledemedii ey de buydu ya, byle
bir adam nasl olur da hi grmedii, tarumad bir insana k
yabilirdi? Bu olamazd, insan gzyle grse inanamazd. Mah
mut hi grmedii, ona hibir zarar dokunmam, dokunma
yacak bir delikaniy nasl olur da ldrrd? Kimin iin, ne
iin? Hibir aresi kalmam myd? u namussuz Bey kim bilir
onu ne gibi bir minnet, bir zorunluk altnda brakmt. yle
.
deil m. "?
Beyleri, Aalar, fakir fkarann karuru iicileri bir anlatm,
bir aniatmt ki Mahmuda, dinleyenler lgna dnmlerdi.
Kimi inanmam, onu ktlemi, ona svm, kimi ondan
korkmu, kimi dvmek iin stne yrm, ama hepsi de de
rin derin bu ii dnmt. Tepkiler iinde en belal tepki
Mahmudunki olmu, Mahmut gzleri kan anana dnm,
bir fke kudurganlnda onu ldrmek iin durmadan stne
saldrmh.
Ali Efendi tam bir ay lmlerden lm beenmiti. Bereket
ki Hamamkyl zzet vard. zzet, o her sabah ban alp da
darya knca arkasna taklyor, bir trl de izini brakmyor,
yapm gibi her an yannda, Ali Efendiyi ldrnce hibir e
yin dzetmeyeceini dilinde ty bitereesine ona anlatmaya a
lyordu. Ne olacakt? Beyler gene Bey, rgatlar rgat... Mahmu
dun haliyse bir kere daha idamlk yle deil mi?
Bu bir ay iinde tyleri diken diken bir kaplan gibiydi
Mahmut. Kimseyle konumuyor, azn baklar amyor, ye
mekten imekten kesilmi, ha bire de sigara imi, byklar,
parmaklar sigaradan sapsar olmutu. Ali Efendi korku iinde
Mahmudun her hareketini izlemi, parman oynatsa haberi
olmutu. Bu adam ne yapacakt? Dnyas parampara olmu,
artk btn inanlarn yitirmi bu adam ya bir canavar olacak,
ya da bir ermi. Byle bir fkenin ortas olamazd.
Korkuyordu. Malmuda dnyay, insanlar anlattndan
dolay bin pimand. nk Mahmut artk acdan kvranan bir

3 86
kleydi. Kvranyor, kuduruyor, ldryordu. Kouundaki ar
kadalarnn sylediklerine gre sabaha kadar da uyumuyor,
inleyip duruyor, azck dalnca da uykusundan bararak sn
yormu.
Bir sabaht, koular yeni alm, mahpushane avlusunda
hapisler volta atmaya balamlard. Mahmut btn hzyla av
lunun bir duvarndan bir duvarna gidip geliyor, yz andan
ana tarifsiz bir acdan, bir sevince, aknla, hayrete, umuda,
umutsuzlua deiip duruyordu. Birden Ali Efendiye doru
yrd. Ali Efendinin yz kl kesildi ama bozmad. teki
geldi, iki eliyle onun elini tuttu pt. Avludaki mahpuslarn
hepsi durmular bu inanlmaz ie bakyorlard.
"Biz insan deiliz... Bizim her birimiz bir canavar. Sen sa
ol. Sen var ol. Benim canm sana kurban. Bin canm olsa imdi
binini de senin yoluna kurban ederdim. Benim tm sularm
bala. Aha ben imdicik, imdicik anamdan domuum. yle
temizim. O Mahmut ld."
Ali Efendi ne diyeceini arm hibir sze varamyor,
glsn m alasn m, ikisinin ortasnda rpnp duruyordu.
"Sen benim gzm atn. Sen bana cenneti verdin. Bun
dan byle benim badmanm Dervitir, Aalardr. Sen sa
olasn."
Ali Efendinin gzleri ya iinde kalmt. Mahmudu can
dan sevdii belliydi. Yusufun iki elini tutmu, skyor, okuyor
du. "te senin baban byleydi, byle yiit adamd. Ah Mah
mut ah!"
Yusuf gittike sataryordu. Ali Efendi bunun farkna vard.
Ellerini brakt: "Neyin, neyin var, syle yavrum?" dedi.
Yusuf hi konumad. Bir sre ba nnde ylece kalakal
d. Sonra ne oldu ne olmad, bir ok gibi dkkandan darya fr
lad, alandaki aalarn arasnda gzden yitti.
"Ceyhana! Ceyhana!"
Otobse atlad. ofrn az arkasnda bir yere oturdu.
Ceyhan, Adana karanlk bir duvar, sonsuz, bilinmez bir
boluktu. Kasabadan ayrlacan, hem de az sonra, iinde du
yunca, hem korkuyor, elini ayan kesen bir heyecana kapl
yor, hem de arada bir seviniyordu. te imdi, imdi otobs kal-

387
kacak, tozlu yollardan imek gibi akarak birka saat sonra
Ceyhana ulaacak. .. Sonra Adanaya ...
nce iinde bir yeynilme... Kendini ku gibi olmu sand.
Bir an nce kalksayd u ya ... Eee, neden kalkmaz? Azna ka
dar da dolmu. ofrn top ense salar, yal, kirli boynu, ce
ketinin yakas... ofrden insann burnunun damann kran bir
de bir pis koku yaylyor ki! Kalksana, kalksana be kpolu...
Bir eyler oluyor, ba dnyor, gzlerinin n kararyor.
Kendini otobste zor tutuyor. Nerdeyse atlayacak. Aaah, bir
hareket etse otobs ... Dayanamayacak daha fazla. Darya,
alandaki akasya aalarna, gelip geen aya yaln, giyitleri hi
lim hilim kyllere bakyor, onlarla oyalanmaya alyor, der
ken gzne Ali Efendinin dkkan iliiyor, ban hzla br ya
na eviriyor. "Haydi be, haydi be! Haydi kalk be itolu!" diyor
iinden.
Onu bir yerlerinden buraya balamlar, bu kasabaya ... e
kiyor, ekiyor, brakmyor... tesi korkulu. lm gibi, yokluk
gibi, sonsuz karanlk..
"Tamam," diye bard ofr yardmcs. Motor iledi ve
otobs kasabann bozuk caddesinden hoplayarak kprye
doru inmeye balad.
Kurtulmutu. stnden ar bir yk kalkmasna sevindi.
Yannda ok yal bir kadn oturuyor, disiz azn durma
dan aprdatyor, Yusufa da dnp dnp bakyordu. Persiz
gzlerinde u kadarck bir lt yoktu. Prsm bir barsak
parasna benziyordu. Bu yal kadn tam bir atmaca ls gibi.
stelik de gbreliin stne atlm. Yusuf ona fkeyle arkasn
dnd. Kadn onun baklarndan ok nce huylanmt. O da
arkasn dnd.
Kapnn yanndaki kapkara sa sakalna karm, uzun
kalan kirpi oku gibi dikilmi, kocaman bal, kmr gibi yan
m adamn gsne yirmi yalarnda, ama on yanda bir o
cuk gibi kalm bir kz ban yaslam, l yz gibi soluk y
zyle canszmana duruyor, otobs saliandka ba adamn
gsne kt kt vuruyor. Adamn yz gz, sakal, salar,
yrtk, yal ceketi, terden kapkara olmu mintan, kocaman,
kirden kermeden yark yark olmu, otobsn tahta tabanna

388
yaylm ayaklar, bin yamal alvar... Klk, toz, saman iinde.
Bu ayaklan, bu hasta kzlan Ceyhana gidilir mi? Kzn sapsar,
kehribar, krksz yz inceden terlemi, uzadka uzuyor,
uzadka uzuyor... Hi gidilir mi? unun haline bak! imek a
kan gzlerini adamn stne dikmi, krpmadan bakyor.
Adam onun baklarndan rahatsz olmu ne yapacan bilmi
yor, bir pencereye, bir ofre, bir otobsn iine gz atyor,
durmadan da durum deitiriyor...
Yusufsa adama baktka fkesi tepesine kyor.
Ya onun arkasndaki kurun dman kydrk olan? Kra
vat takm. Hi de yakmam. Armut p boyunlu. Yakasz
mintana takm kravat. Ayn eein baazndaki yular gibi.
Hep nne bakyor. Srtnn kemiklerini gneten solup, tel tel
grnen, seyrelmi ceketinin stnden say. Budala! Ne iin var
Ceyhanda? Ayanda da ark. .. Mikrop bunlar.
Tiksintiyle ban evirdi. Gznn nne kesilmi ba
sarkan, gzleri pelte gibi donmu, yeil ba amura bulanm,
sallanan bir rdek geldi. Otobsn arkasnda bir ift kei yav
rusu grd. Bir sandk kafeste de bir sr kaz tslayp duruyor
du. rdek ls ok kederli ...
ofrn yannda gzel, efendi klkl, ak gmlekli, prl p
rl tra olmu, dazlak kafal, pantolonu kl gibi tlenmi,
krmz orapl ve parlayan siyah kundural, ok ciddi, ar ba
kl, insanda talanm duygusunu uyandran, ban yana y
ne evirirken ar ar, bakas tarafndan bu ar ta zorla dn
drlyormu gibi eviren, alamakl, tombul krmz suratl
biri oturuyor hep st kokuyordu. Teriemi derisinin her deli
inden darya ekimi st kokusu yaylyor, bu da Yusufun
iini bayltyor.
Otobs kpry geince znk diye durdu. Otobsn dam
na yirmi kadar amura batp km kadn kt. Otobs bir tr
l yrmyor.
"Eeee, ne bekliyoruz?"
ofr dnd, kmseyici, ak benli gzleriyle onu szd,
tiksintiyle yzn buruturup ban geri evirdi.
Otobs pis kokuyor. Kusmuk gibi u adamlarn suratlar
da ...

389
Otobs yrd. Kei yavrulan meledi. Arkadan sarn bir
ocuk trk sylemeye balad.
Bir kadn: "Ne gzel ses," dedi. "Allah vermi ki vermi."
Bir erkek: "Hasan," dedi, "Ankaradan, radyodan istediler."
Yusuf sesi duyduka ldryor. Olan azn krlang yav-
rular gibi sonuna kadar ap havaya dikmi, kk dili kan gi
bi, iren bir krmzlkta, bulac, smk gibi bir pembelikte
gzkyor, crlak, insann rtsn getiren bir sesle de ba
ryor. Bardka da boynundaki damarlar oklar gibi iiyor,
boynundan ayrlp frlayacaklarm gibi oluyor.
Kokular, ayak, st, ter, kaz, tavuk, amur, saman, benzin,
toz kokusu otobs iyice doldurmu, Yusufun iini bulandr
yor. Bir de rdek ls ...
Otobs artk ikide bir duruyor, oysa can havliyle bararak:
"Eeee, ne bekliyoruz?" diye ofre soruyor. ofr de gene d
nyor, kmseyici gzlerle, irenerek ona bakyor, hibir ey
sylemeden ban eviriyor.
Gittike bouluyor, bunalyor, otobs her durduka ba
ryor, inmernek iin kendini orada, bu iren otobste zor tu
tuyor...
Yusuf ancak u kadarcn ansyor: Kardan bir toz bulu
tu iinde bir otobs geldi. Otobs toz bulutundan kimse gre
medi. Rzgar otobsn getii ynden estii iin kendi otobs
lerinin ii de tozla doldu. Tozdan ofr, dars, ablak yzl
adam, hasta kz, hibir ey, hibir ey gzkmedi.
Otobs bu tozun iinde gene znk diye durdu. Artk soluk
alamyordu. Otobsn stnden hayalet gibi gzken birisi
indi.
"Eeee, ne bekliyoruz?" Sesi imdat aran, lmekte olan bir
insann sesine benziyordu. Boaznda ar, iri bir yumruk. ..
Gelmi soluunu tkam... ofr gene dnd. Yusuf tozdan
onun yzn seemedi ama nasl baktn, yznn ne biim
olduunu grmesine anlad.
Otobs kalkt. Karlarndan otobsler, otomobiller, kapt
katlar, at arabalar, traktrler geliyor yanlanndan yldrm gi
bi akp gidiyorlar. Bir toz bulutu iinden soluk alamaz, gz g
z grmez akp gidiyorlar. Kokulara bir de yol boyundaki el-

39 0
tik tarlalarndan gelen bataklk kokusu karyor, arlatryor,
koygunlahryor, bouyor, soluk almay iyice gletiriyor.
Otobs gene durdu.
"Eeee?" sesi artk lkt. mdat l gibi.
Bir atrt koptu. Her ey karmakar, biribirine girip tozda
yitti gitti. Bir adamn ona, onun bir adama vurduunu biliyor.
Sonra tekmil tozun, tekmil otobsn, ofrn, hasta kzn, yal
kadnn, kazlarn, olaklarn, amurlu kadnlarn stne yr
dklerini ... Yanlmyordu, hepsi hepsi bir olmular stne y
rmlerdi.
Yolun tozlar iinde debelenir buldu kendini. Otobs epey
ce uzaklam, bir toz bulutu iinde kalm, gzkr gzkmez
gidiyordu. Az kan iinde kalmt. Ayaa kalkt, dizlerinde
derman kalmam, titriyordu. Tozlu yola bir avu kzl kan t
krd. Srt da bir aryordu ki... Yar baygn. Kendini azck to
parlyor, sonra yitiriyordu.
kindi yeli kt. Kopkoyu, su fkran bir yeil, baaktaki
eltik tarlalar hrdad. Yolun kysna, eltik arknn trusei
ne oturmu kalmt. Birka denemeden sonra ayaa kalkt y
rd. Sonra da kasahaya doru komaya balad. Banda ap
kasnn, ayanda ayakkabsnn olmadnn farknda bile de
ildi.

391
45

Suyun kys, kprnn alt bandaki kumluk alan lgn,


an, hayt allaryla sk bir ormana benzer. Brtlenler, k
k narlara, nadar dutlara, lgnlara, haytlara, kamlara,
sazlara karp bir orman olmutur. Kprnn st yanndaki
narlarn, stlerin epeevre evirdii yar bataklk byk
alanda da yarpuzlar biter. Bu milli topraktaki yarpuzlarn boyu
bir insan boyunu geer.
Yarpuzlar mavi ieklerini amlard. Bu byk yarpuz
alan ta tepenin dibine kadar ltl bir mavide dalgalanr, ko
kar.
ay yarpuz alann ikiye ayrmtr, ve burada ko kularn en
gzeli yarpuz kokusuyla yklenip akar. Alann alt yanndaki
kprnn oradan su iecek olursanz kokuludur. Azck da sar
ho eder.
Yarpuz tarlasn hibir insan kokudan ba dnmeden bir
batan bir baa geemez. Yarpuz tarlasnda yrm adam
mutludur. Gzlerinin ltsndan, glnden, duruundan bir
baka yerden, ayr bir dnyadan geldii hemen belli olur. Bir
de yarpuzluktan geen adamn, yarpuz kokular, tenine, sala
rna, elbisesine siner, iliklerine kadar iler. Bir gn, bir hafta
yarpuz kokusu saarak dolar ortalkta.
Yarpuzlukla kumluun bititii yerde bir at lei uzanm.
Paralanm lein stne de kasabann iri oban kpekleri o
kumu. Kasahada ne kadar at, eek, kz lrse hep buraya
atlr. Buras kpeklerin hi sonu gelmeyen len yerid'ir. Bu

392
yzden kumluk iskeletlerle doludur. urada bir at, burada
uzun boynuzlanyla bir kz ba... skeletler... Eski, yeni, prl
prl ak, daha soyulmam, azck kanl, yar yarya kurnlara g
mlm, on yllk, on be yllk olduklar belli iskeletler.
Esen yel mavi, prltl, sonsuz gibi grnen, uzaktan ok
mavi, dalarn ortasnda bir gle benzeyen yarpuz tarlasn k
prtyor. Tarladan ba dndrc, gneli, scak bir koku geli
yor. At lei de kokuyor. Le kokusuyla yarpuz kokusu bir an
geliyor ki biribirine kanyor. Gk alabildiine duru, lekesiz.
ayn alts ince ince duyuluyor. Uzak bir yerlerde de dur
madan bir eek anryor. nce, uzun bir san kpek at leinin bu
duna yapm ek ha ek ediyor. Ne bir para koparabiliyor, ne
de brakyor. Kpein kaburgalan saylr, o kadar zayf. teki
kpeklerde de mthi bir hareket, leten bir para koparp ka
anlar, orada, uzakta yiyenler, dvenler...
Bir ara gryorsun lein banda, balamlar gibi atn bu
dunu ekitirip duran kpekten baka hibir kpek kalmam,
kpekler lein az ilerisinde st ste alt alta korkun bir kavga
dalar. Az sonra bakyorsun le kpeklerden gzkmyor. Sonra
gene biribirierine hrlamaya balyorlar, lei brakp, uzun bir
sre dvyorlar, sonra halsiz. kalp lein stne yorlar.
Ne sar kpee dokunan var, ne de san kpein dnyay gr
d var. San kpek sanki leten bir para. Kpeklerin hepsi
nin azlar, burunlar, ayaklar, kuyruklar kan iinde. Tepeden
trnaa iren, amurlu bir kana bulanmam hibir kpek yok,
sar kpekten baka.
Bu le uzun srmez, ikincliye doru burada azck kanl, ak
iskeletten baka bir ey kalmaz. Burada her biri bir kahraman
kesilmi lei ve biribirlerini yiyen, paralayan, kann azdrd
kpekler, le iskeletleince kuyruklarl patanlarnn arasna
kstnp, zavall, sklm pklm, yorgun, her biri bir yere gi
derler. Kimi bir samanln amurlu eiine ban dayayp kes
tirir. Kimi bir arabalk bulur, mutludur. Kimiyle ocuklar oy
narlar. Kimisi de evine, kanl az, tepeden trnaa kanl bede
niyle dner. Sahibi ona hemen yaln verir. Lein eti stne s
cak yal iyi gelir. Ve bu kpek yaln itikten sonra scak bir k
ede kestirir.

393
Kpeklerin harlts grlts, lein kokusu, iren kan...
Yarpuz tarlasndan gelen koku, mavinin uuu, yeil bir zm

rt... Bir aydnlk seli... Younlaarak k gibi akan su.


Kimsesiz Ahmete... Nereden geldiini, nereli olduunu ne
o sylyor, ne de kimse onu sktrp azndan bunun stne
bir sz alabiliyordu. Kimdi, kimin nesiydi? ilkin kye geldiin
de srtnda ok gzel bir giyiti vard. ok da parasnn olduu
syleniyordu. Onun bu gnlerini kyde pek az kimse ansr.
Her gn tra oluyor, ayakkablarn boyuyor, her gn temiz
gmlek giyiyordu. Omarcalarn evinde yatp kalkyor, yatt
eve de epeyce yardm dokunuyordu. Szgn, ince, kederli y
z, yirmisinde gsteren bir delikanlyd. Konuurken sesi scak
b. Anan, baban, kardein, dnyadaki en yaknn bir kimse gibi
sana yaknlkla konuurdu. Ama onu konuturmak deveye
hendek atatmaktan zordu. Bir azn kapar, aylarca amaz, a
kn, byk, almam, korku dolu gzleri alabildiine alp,
yuvalarndan frlam ortalkta dolar dururdu. Ht desen d
kopacak gibi rkekti. ine stnde oturur gibi de bir hali vard.
Kyller Ahmete stne konuuyorlar, onun stne trl
trl hikayeler uyduruyorlard. Okumu, bana bir hal gelmi,
ondan sonra da bu kye snm biri olduu belliydi. Herkes
ona bir ho, bir baka gzle bakyordu. Azck kmsyor, az
ck ekiniyor, azck rkyor, ona gvenmediklerini de her ha
reketleri, her szleriyle belli ediyorlard. O bir yabancyd. Ya
bancysa bambaka, insan d bir yaratkt. Ya ok sayg duyu
lacak, ya ok sevilecek, ya ondan ok rklecek, ya da ondan
nefret edilecekti. Ahmeteye kar davran ne o, ne de buydu.
Ona kar elle tutulacak genel duygu salt gvensizlikti. Byle
likle delikanl ortada kalakalmt. Kyller hem ona acyor,
hem de ondan rkyorlard.
"Gurbet batsn," diyorlard.
"Bu ocuun bu hali nedendir?"
"Neden olacak, slas vurmu bana ..."
"Gidemez slasna... Yaramaz."
"Gurbet batsn."
"Kimin kim olduu belli olmaz ki gurbette."
"Gurbet batsn."

394
Paras kalmad, elbiseleri eskidi. Nedense bir gn de Omar
eann evinden aynld. Kr Alinin ykk samanlnda yatmaya
balad. Ne yatak, ne yorgan...
"Gurbet batsn."
Artk gece gndz samanlktayd, ne kimse onu aryor, ne de
o kimseye yaklayordu. Bahan nasl buldu, ne yedi, ne iti, kim
secikler bilemedi. Ama baharda, bir gneli gn onu samanln
kapsnda grenler dondular kaldlar. Sapsan, kehribar kesilmi,
bir deri bir kemik, gzleri iyice karanlk ukurlara kap prs
m, eskiden gzel bakml olan salan vck vck, toza topraa
samana bulanm... Yerinden de kalkamyor. yle bitkin.
"Gurbet batsn."
Kyller onu ykamak istediler, o istemedi. Giyit, amar,
yatak, yeni bir oda verecek oldular, almad. Her evden st, yo
urt, trl yiyecekler yad samanla, yemedi. ylece, bir
mum gibi eridi. Bir gn samanlktan lsn kardlar. Gzle
ri alabildiine akt.
"Gurbet batsn."
Gurbet deyince bu yre kylkleri insannn ilk aklna ge
len Alrnetenin addr. Alrnetenin stne, zalim gurbet st
ne trkler de kardlar.
Gurbet bir lm, bir korkun bilinmezdir. Karanlk, ssz,
sonsuz ve dnlmez. Tekmil yank, kalreden trkler gurbet
stnedir. Gurbete gideni dner mi sandn? Gurbete giden Ye
mene gitmi, l Yemeni mekan tutmu, dnememitir. Kafkas,
Arabistan, btn dnyadaki lmler, savalar, hapislikler, zu
lmler, kil< drlmeler, hor grlmeler, aclar, kayglar,
yoksulluklar gurbettir... Zalim gurbet.
"Gurbet batsn."
Bir ayrlk, bir yoksulluk, bir de lm...
"Gurbet batsn."
Bilinmezin, sonsuzun, elini tutacak birisi bulunmadan l
menin, karanln, yalnzln, tekmil belann ba da sonu da
gurbettir.
"Gurbet batsn."
Kim bilir kimi grrsn, kim bilir kim sana bir ktlk
eder? Kurtlar, insanlar, katiller, deliler, hibir konuacak kimse

395
yok. Binbir trl insann kaynat korkulu, eli bakl hortlak
larn dolat ehirler...
"Gurbet batsn."
Bir gn hasta oldun. Diyelim ki bir gn lm halindesin.
Bir kack su veren de bulunmaz.
"Gurbet batsn."
Otobs ilerliyor. Kpry geti. Bu ofr de otobs dur
durdu kpry geince. Btn bu ofrler orospu dl. Otob
sn danma bir sr de insan ald. O ste binen, gzleri cam gi
bi parlayan kadn uursuzdur. Elimi kknden keserim ki bu
otobs az ilerde ya bir hendee yuvarlanacak, ya da bir kamyo
na, ya da bir aaca, traktre arpacaktr.
Allah belasn versin u sska, u sar, irin gibi yzl of
rn. Btn yolcular da irin yzl. Kusmuk, kan, le, kpeklerin
yedii at lei yzl domuzlar. Her birisi bir domuza benziyor.
Bunlarn tm de uursuz. Bu otobsn, bu kadar uursuz, a
kr gzl adamla bana bir bela gelmezse... Gelmez olur mu?
imdi arpacak. Herkes bu akr gzllerin, stteki cam gzl
kaltan, hepsinin, hepsinin can kacak. ..
Toz bulutu... Kamyon yrd. Vay babam vay! Amma da
uuyor! Tutunmak gerek sk skya. Toz bulutunun iinden frt
diye, byk rzgarlada gelen tatlar geiyor. arpt arpacak. ..
Btn gzlerde korku. Herkesin yz kl kesilmi. Yrekleri kt
kt. Ac, delirten bir fren... Herkes biribirinin stne ylm...
amur iinde kalm bir sr insan gene biniyor. Herkes
bu otobsten inmek istiyor. Ama kaplar kapal.
"A kapy a! Solucan yapl ofr, aaa!"
Otobs yrd. Yrd deil, utu. Uuyor. Aalar devri
liyor. Bu hza bu atr atr, eski, hurda otobs dayanamaz. Her
kes de biliyor bunu, kprdamyorlar. Azlarn amyorlar. Az
sonra lecekler. Bile bile lme gidiyorlar. Hepsi, hepsi lme...
ncecik boyunlu, l suratl, l kurbaa gzl ofr. Boy
nuna yapp skmal, skmal skmal. Byle lme giderken
kuzu kuzu susanlarn hepsinin boynuna sarlp skmal, skma
l, soluklar kesilineeye kadar.
Yol da tatlada dolup tayor. Hepsi de jet gibi... arpa
caklar. Kimse korkudan soluk alamyor. tler, almasnlar... Kar-

396
dan, uzaktan, bir tepe gibi be kamyon, on kamyon bykl
nde bir kamyon... arpacak. .. El, bacak, kol, beden ... Para
para ... Kan iinde. Toz aldka, kan iinde, tozdan amur ol
mu, kanl amur iinde balar, gzler, para para... niltiler,
rmalar. Kula sar edecek kadar.
Yaklayor, yaklayor... arpt arpacak. ..
Btn otobs ayaa kalkt. Btn eller ofrn boaznda.
Barmalar, uultular... Otobs kurtuldu.
Yusuf bundan sonrasn hi bilmiyor. Kendine geldiinde
otobs ok uzakta bir toz bulutu iinde rzgar gibi uar gider
grd. Az sonra da otobs gzden rad gitti. Yusufun az ku
rumutu. Her bir yan acdan dklyordu. Otobs mutlaka
imdi arpmtr. Ya da para para dalmtr. u hza bu
otobs dayanmaz. Ayakta duracak hali yoktu. eltik arknn
tmseine oturdu. Scak, sar eltik suyu a gibi akyor, eltik
tarlasndan soluk aldrmaz, burnunun direini kran bir koku
geliyordu.
Rahatt, mutluydu. Btn bedeni havanda dvlmesine
aryor, her bir yerinden kan szyordu ama gene mutluydu.
Sevinerek ayaa kalkt. Canm mutlak bir lmden kurtarm
larn heyecan, ty gibi hafiflii, sevinciyle kasabaya doru ko
maya balad.
Bir mezarlk... Mezarlkta tane dalsz, rlplak aa.
Yeni kazlm bir mezar... Yabansl otlar, dikenler, allar br
m her yan. Alrnetenin kirli bir kefene sarlm ls... Uza
m yzde, prsm, ak gzler...
Korkun bir arpma sesiyle, rmayla kendine geldi.
Kimseyi gremedi. Yoldan da geen hibir tat yoktu.
Scakt. Yoldan ayrlp, biilmi tarlalara vurdu. Ter iinde
kalm, soluk solua, bir an durmadan, bir an nce kasahaya
ulaabilmek abasyla kouyor, kouyordu.

397
u kocaman eskilerden kalma evin her kesinden bir cin,
peri, bir iyi saatlarda olsunlar srs kacak onu boacaklard.
Hibir eyi istemiyor, yalnz iftlie, anasna dnmek isti
yordu. Anasnn da yzne nasl bakard? Anas ona, "tuuu, bu
da kara kartallarn, Drdnc Ordu aslanlarnn yieni ola
cak!" demez miydi? "Git, giiit!" diye olanca sesiyle banp onu
ele aleme kar be paralk etmez miydi?
O gece sabaha kadar karabastlarla, urat durdu. Binlerce,
milyonlarca nlplak, uzun, kara adamlar kocaman evleri
olan bir ehrin caddelerinden sel gibi akyorlar. Her birinin
elinde yalm yalm yanan bir demir dirgen... Bir sel gibi stn
den, sa eline basarak akp gidiyorlar, sonra da bulank, kpkr
mz akan byk bir rmakta yitip gidiyorlard.
Soluk alamyordu. Bulank, kpkzl, koyu akan su stnden
geiyor, onu buyduruyordu. Sabaha kadar suyun altnda bzl
d, soluk alamad, titredi dondu. Sonra, su onu ald bir ormana
gtrd. Ormanda bir aacn dalna takl kald bir sre... Ban
yor, banyor sesi kmyordu. Birden orman byk bir gmbr
tyle patlad. Korkun bir uultu, ormandan kaan hayvanlarn
sesleri, bceklerin, yanan aalarn lklan biribirine kant. Al
tndan bir yalm seli akyor, takl kald yere doru ykseliyor,
oysa durmadan tekmil sesince banyordu. Yeryz, gkyz,
yredeki karl dalar salt yalma kesmiler, yollar, ukurlar, ko
yaklar, rmak yataklarn doldurarak, nne gelen kyleri, ehir
leri, insanlar, hayvanlar, sular srkleyerek akyorlard.

398
Btn bedeni cayr cayr yanyor sonsuz bir acda ... Bu ya
lm selinin stnde otobsler, otobsler... Yalm selinin stn
de, toz bulutlar iinde, arpan otobsler... Otobslerden d
klen paralanm kollar, kafalar, bacaklar, eller, ayaklar... Par
a para, kana bulanm ... Kana bulanm, koskocaman, upu
zun ak dili kpekler. Milyonlada kpein havlamas... Yer
gk inliyor...
Cup diye yalm seline dt. Kavruldu. Bir sre soluk ala-
mad. Ter iinde kald.
Ne zaman uyudu, ne zaman uyand hi farknda deildi.
Baklar, demirciler...
leye kadar konan btn odalarn teker teker dolab.
Elini srmedii hibir ey, hibir yer brakmad konakta. Beyin
dedesinin dedesinden kalma Beylik davuluna bir bak soktu.
Davulun yannda da tu aslyd. Tuun birisinin tylerini
yar yarya yoldu. Kutsal bir eye zarar vermiesine de rperdi.
Srbndan souk souk terler boand. Aznn ii a gibiydi.
Soluk alyor alyor, soluu yetmiyor, boulacak gibi oluyordu.
arya kotu. Ali Efendinin dkkannn nnden geme-
mek iin ary dolanp otobslerin kalkt duraa geldi.
Bir ses yzne tokat gibi saklad:
"Ceyhana, Ceyhana!"
Ufack, kara, sinek gibi bir delikanl baryordu.
"Ceyhana, Ceyhana!''
Kara kuru delikanl hi durmuyordu. Az kocaman ala
rak hep: "Ceyhana, Ceyhana!" diyordu.
Yusuf usul usul, bir eyden korkarmasna, admlarn r
kek rkek atarak otobse doru bir yryor, bir duruyordu. Bir
grnmez iple onu arkasndan balamlar brakmyorlar, ba
ka bir kopmaz iple de nnden ekiyorlard. Son bir gayretle
otobse doru abld, fakat otobs oktan hareket etmiti. Arka
sndan kprye kadar kotu, yetiemedi, kasahaya geri dnd.
kinci otobs...
"Ceyhana, Ceyhana!"
Bu kpkrmz, yepyeni bir otobst. Bu otobs de kalkn
caya kadar kere bindi bindi indi. Son iniinde otobs oktan
kalkmt. Arkasndan gene kprye kadar kotu, yetiemedi.

399
Akama kadar, duraktan renk renk, boy boy otobs, kaph
kat kalkt. Son anda da hepsini karyor, kprye kadar belki
bir kilometreden ok arkalarndan kouyor, yetiemiyordu. So
nunda halsiz dp duran yanndaki kahvenin bir iskemiesi
ne kt. Yerinden bile kprdayacak hali yoktu.
Gznn nnde prl prl ykanm bir otobs duruyor,
kadnlar, ocuklar, delikanllar, daha da ok yallar otobse
binip iniyorlard. Gzn at ki otobsn iinde, ve otobs
olanca hzyla gidiyor. Yrei darald. Bir kocaman el yreini
tutmu sk ha sk ediyor. Otobsn iinde de bir curcunadr gi
diyor.
Barmaya balad. Durmadan: "ofr, ofr efendi durdur
unu. Durdur u boku!" diyordu.
ofrn, kimsenin duyduu, aldrd yoktu. Birden oto
bsteki curcuna kesildi, otobsn iinde kim varsa glmeye
balad. Bir glyor, bir glyor, bir glyorlar... Acaba neye,
niin glyorlar? Durmadan glyorlar. Bu kadar ok glne
cek ne var ki ortada?
Bana m glyorlar, diye pirelendi. Gerekten yle mi, ne?
Glyorlar ha! Ne haklan var?
u az kocaman olmu, glrnekten pis, kanl gzlerine ya
dolmu u kadna, u orospuya bakn. u morua bakn, san,
kirli sakalm ekitiriyor. Glrnekten lecek... u kaburgas ka
burgasna gemi olana da! Tpk bir it eniine benziyor. it enii
ki ne it enii! Glrnekten krlyor. Anasnn ak yerini, babas
nn meretini grm gibi. Tuh sana! Tuh pis yzne! Bok suratl.
Otobs toz iinde. Krmz, gn geirmez bir toz iin
de, karanlkta gibi ilediyor otobs. Otobstekiler el aklatarak,
balarn ona uzatm, dillerini karmlar. Hepsinin de dilleri
krmz, kanl.
Hava yok. .. Azck olsun bir fisilti esmiyor bir yandan. Oto
bste korkun atrt, herkes, her ey krmz tozun iine dal
m. Her ey, herkes parampara ... Uzakta, tozlarn kzll
vurmu bir su akyor.
Kendine geldi ki toz ar ar iniyor. Hibir yandan bir ses
soluk gelmiyor. Krmz tozlardan, gn tutulmu gibi her yer
karanlka.

400
Dizlerine kadar yolun tozlarna batm. Kalkmak istiyor bir
trl kalkamyor. Krmz tozlarn ardndan bir mavilik, otob
sn parlak mavisi arpyor gzne. Sonra otobs yitiyor.
Bir sre dizleri stnde srnyor. Dirsekierine kadar toza
gmlm. Scak toz yakyor. Elini uzatp eltik arknn toprak
tmseine tutunuyor. Tmsee kp oturuyor. Bumuna yeil
den fkrm bir su, bataklk, amur, rm saz, ekin, phrak
kokusu ac ac geliyor. Kmltsz, dz, sonsuz bir koyu, fkran
yeillik grnyor, krmz tozlarn ardndan, baaa durmu
eltik tarlasndan. Uzakta, tede, yeil bir ormanl tepeye srtn
dayam kasaba. Gne pnl pnl. Yanan inkolan, kzla dn
m camlar, soluk kiremitleriyle bir peri ehrine benzeyen ka
saba, tozlarn iinden grnyor. Dumanl. Krmz tozlar ko
kuyor. Azn bumunu doldurmu. Elleri ayaklar kanyor. Her
yeri de aryor. Ezik gibi.
Ba dnmesj geiyor, gzlerinin nndeki karartlar kalk
yor, birden kendisini ayakta bulup, var gcyle kasahaya kou
yor. Hep krmz toz bulutu iinden kouyor. Bir trl bulutun
iinden kamyor. Yoldan da ne gelen var, ne geen.

40 1
47

ok gne var. Aydnlk, otlarn, allarn, aalarn en ince


yerlerine kadar ilemi, girmedik yer brakmam. Sk yaprak
larn arasna, kabuklarn yarklarna, deliklere, talarn altna
topran atlaklarna, her yere, her yere hava gibi, su gibi sz
m aydnlk. Bugn doa grlmemi bir aydnlkta en karan
lk, kuytu, yzyllardan bu yana k ilememi yerlerine kadar
ykanyordu. Aydnlk ylesineydi ki, yle can gzyle baka
cak olsaydn, billurlam Toros dalarnn ardndaki sonsuz
bozkn grebilirdin. Her ey bu aydnlkta saydamlamt.
Dibine gne vurmu akarsu aydnlk akyordu. Dibindeki
ak akltalar, balklar, yengeler ve kaplumbaalar a bat
mlard. stlerinden su deil, bir aydnlk seli akyordu. Su
yun kysndaki dzle serilmi ak, mavi, sar akltalar, yo
sunlar, narlar, lgnlar, kavaklar, stler billurdan gibiydiler.
Suyun stne yatm st aac dalnn ucundaki ar
epeydir orada kprdamadan duruyor, glgesi kocaman bir ku
glgesi gibi aydnlk suyun dibine dyordu. Suyun dibindeki
glge krlyor, baz bir kanad, baz ba, baz da hacaklar ko
puyordu. Bir bakyorsun ki kanad uzam gitmi, bir bakyor
sun ba. . . Glge her an bir tuhaf yaratk oluyor. Kua benziyor,
kelebee, dev bir anya, kpee, bala, ata benziyor. Baz da
hibir eye benzemiyor. Baz da akan suyla birlikte akp yitiyor.
Bir bakyorsun kara bir leke olmu, gelmi suyun dibine otur
mu, orada, ak akltann stnde onun bir lekesiymi gibi
yapp kalm. Glge arada da renk deitiriyor. Baz bomboz,

402
gzkmez oluyor, baz kapkara, baz saydam, baz kahverengi,
baz da yeilimsi oluyor.
Suyun altndan, sralanm, binbir ipiltide, gz kamatran
balklar geiyor. Arnn glgesi bir an bir baln pul pul ipiltili
srtna dp onunla birlikte, gz ap kapayncaya kadarlk,
srklenip gidiyor, sonra yeniden akltalarnn stne geli
yor, oraya dyor. nce daln glgesi de suyun iinde bir uzu
yor, bir ksalyor, paralanp bin para olup, sonra birleiyor.
Uan ar da gelip daln ucuna, eski yerine konuyor. Kydaki in
ce, binbir prltda aydnlarran kurnlara suyun kck dalgala
r, kck halka halka ipiltleri vuruyor. Bu halka halka ince
ipiltiler arnn yeil dalnda, sdn yapraklarnda da oyna
yor, grnr grnmez.
Arnn byk, belki bandan da byk bir ift kocaman
gz, sanki arnn deilmi gibi alm, gm bir sama, bir
inci, bir elmas gibi binlerce incecik uuan renk. .. Kanatlar al
m ... Yanardner mavide. Mavi damad. Aydnla gerilmi.
Srtndaki kapkara tylerin ucu yldrdyor. Beli incecik, koptu
kopacak. Kuyruunda tane parlak krmz izgi dzgnce,
sarya alan kahverengi tyleri dolanm. inenin bulunduu
yerde sinirli bir titreme. Ayaklar sk skya, bir daha brakma
macasna yapran bana sarlm. Ar arada bir uzun hortu
munu karp bir sre darda tutuyor, sonra geri ekiyor. Hor
tumunu karmak ho bir ey olacak ki, hortumu dar knca
ar bir ho, kanatlarn titreterek aa doru yatryor.
"Nicolursa olsun!"
Yaygn kanatlar n yitirip baka renklere girip, kelebek
kanatarna benzeyip saydamln yitiriyor. Kanatlar az sonra
dikleince saydamlkta ince ince, mavi kvlcmlanmalar...
Hafif bir yel esti. Dal usulca salland, ar kprdamad. Yal
nz sol kanad azck yana der gibi oldu, doruldu.
Suyun stnden bir ak bulutun glgesi gibi bir ey geti.
Mavi, sar, prltl, ince ince elik yeili kvlcmlarran ar donuk
bir kahverengi ty yuma oldu. Srtndaki, kuyruundaki ya
lm billuru krmzs halkalar donuklat. Glge geince de ar
kocaman, sevinli, aydnlk, binbir kvlcmla alkanarak eski
haline dnd.

403
An sa n ayayla ban, kocaman, gz gz renklenmi
gzn durmadan svazlad. Sa aya yorulmu olacak ki so
luyla balad. Kanatlar usuldan titredi, titredi, titredi. Sonra
birden hmla vzldamaya balad. Vzlt gittike artyordu.
"Nicolursa olsun!"
Sudan yzlerce kk dalga gelip ince kumlarda krlyor,
kyya dm yapraklarn bir yan kumda, bir yan suda salla
np duruyorlard. Yzlerce kk halka halka ipilti de sudan
gelip, dallarda, yapraklarda, kydaki yeil otlarda yansyordu.
Arnn kanatlan titremeden grlmyor, uunuyor, vzlt
s da gittike byyordu.
"Nicolursa olsun!"
Ar kanatlar, ayaklar, gzleri, ba, hortumu, gvdesiyle
bir top vzlt olmu uunuyor. Delirmi, ldrm gibi... Ne ol
du bu anya? Gittike fkeden kuduruyor.
Bu arlar, eekarlandr. Kipkrmz olurlar. Gnesiz gn
lerde gvdelerindeki halkalar, srtlarndaki ine ine tyleri
kapkaradr.
imdi bombo, titreen bir yumak ar. Altndaki dal da
onunla birlikte usul usul titriyor. Suyun altndaki gvde, suyu
bulandryor gibi.
Bu eekars, bir ad da kzdeaar olan bu baparmaktan
azck kk ar, arlarn canavardr. Bu arlardan birkann
birden soktuu insanlar iflah olmazlar. ocuklarn balarna
okuarak sokup ldrdkleri oktur.
Krmz, sar parlak halkal eekarlar, kzica anlar... Bos
tanda bostan arda... Gme uzam gitmi karpuz tevekle
ri... Teveklerde karpuzlar, kavunlar... Yeil, ala, kara, ak karpuz
lar kara topran stne yatmlar. Scaktan topraa basamaz,
parmann ucuyla bile dokunamazsn oralara... Her bostan
ardann alt, yan yn tm yresi karpuz, kavun kabuklar,
paralanp, atlm rk, tatsz karpuzlada doludur. Her ar
dan altnda binlerce eekars. Bir karpuz kabuunun iine
okumu anlar. Krmz, safi halkal, elik yeili kvlcmlanan
kanatlaryla binlerce binlerce imek gibi kabuklarn stne
inerler, kalkarlar. Bir arnn bir karpuz kabuuna hortumunu
daldrp bir gn sabahtan leye kadar kprdamadan orada

404
durduu olur. Sonra hortumunu oradan ektiinde rahatlkla
gerinir, bir batan bir baa kabuu birka kere dolanr, sonra
dwup n ayaklaryla ban, kanatlarn uzun bir sre svazlar,
sonra da birden topadarup imek gibi gzden yiter.
Bir sabahlar, bir de leyin gne kzdrm, karpuz koku
lar koyu bir tatllkla ortala yaylr, scaktan ortalk atr atr
ederken karpuz kabuklarnn ii, atlm karpuzlarn st kp
krmz, san, yeil prltl arlardan gzkmez olur.
"Nicolursa olsun!"
Bu ar kudurmu. Uunnaktan gzkmyor. Altndaki dal
esen yelde bkld, neredeyse suya deecek Ar da suyun y
znde, slak kanatlarn kurtaramadan boulup gidecek. Ar
oral deil. Vzlts sonsuz bir fkede.
Kzlcaarlara dokunulmaz. Dnyann en fkeli yaratklar
bunlardr. Yuvalarna ocuklar p sokarlar. te o zaman gr
kyameti. p sokan ocuu nlerine katar, onu yakalayncaya
kadar kovalarlar. Yuva bir ana baba gndr.
Karpuz kabuunu rtm kzlca arlarn stne kaynam
su dkerler. lmezler. Yank kanatlaryla uamazlarsa da, kk
lerin dibinde bir sre srnrler.
Tut, incecik belinden ary ikiye ayr. inesi hemen dar
frlar. Sokacak dmann arar. Ba yan da hibir ey olmam
gibi, gvdesiz de yaanr dereesine uar gider. Bir ho olur gv
desiz ar. Dengesiz gibi, yarm, belden aas kopmu insanla
rn hznnden beter bir hzn vardr gzlerinde.
"Nicolursa olsun!"
Ulan mendebur, ulan bok soyu, ulan jet ua msn? Bu ne
grlt!
Suyun yz krt. Pul pul... Balklar biribirlerini yiyecek
miesine kovalyorlar. nde en byk balk. Kk balklar
fkelenip arkasna dmler. Bir yakalasalar. Su scaktan kay
nyor. Buuya kesip aacak neredeyse. Ar da vzltdan, fke
den gzkmyor gibi... Dal sallanyor. Ar havaland. imek
gibi suya indi, geri kalkt. Kpkzl bir yalm eridi gibi sudan
havaya, havadan suya kp duruyor. Daln drt bir yannda fr
fr dnp bir sr krmz yalm halkalar iziyor.
"Nicolursa olsun!"

40 5
Ar ban oradan oraya, oradan oraya vuruyor. Krmi ya
lm eridi stten sdn kkne, topraa, topraktan dallara
uzayp ksalyor. Bir sr, rmcek a gibi ince yalmlar izi
yor, ince yalmlar siliyor. Saldryor, tm gvdesini aacn gv
desine, talara, topraa kaldrp kaldrp vuruyor, oraya yam
yass yapm sanyorsun, fakat bir an sonra krmz bir yalm
maviye, yeile, gme, aydnla, billura lgnca szlp d
nyor, dnyor.
Bir ara kaybolan ar yanna iki ar daha takp geldi. imdi
ar kzl yalm gibi biribiri arkasna taklmlar, biribirinin
yresinde imek akarak dolayorlar. vzlt bu sszlkta
btn teki sesleri rtyor. Arlar byk, kk halkalar izip,
gidip geliyorlar.
Bir ara yalnz vzltlar duyuldu. Hi gzkmediler.
imdi topraa ar, yumuak bir inip bir kalkyorlar.
ki ar havada birleti. Bir sre iki ar bir olup havada kpr
tsz kalakaldlar. Kanatlar, ayaklar, gvdeleri durdu. Yere
doru ar ar indiler. Ayrldlar. Uzun bir sre biribirlerinin
yresinde dnp koklatlar. nc ar ldrm, bir ona, bir
tekine saldryordu. Karman orman oldular. Arnn ikisi yk
seldi ykseldi, mavilikte ine ucu gibi iki kara prlt olup gz
den radlar. nc ar uunan kanatlaryla suyun stne
uzanm st dalnn stnde dnp duruyor. Geliyor, kana
cak gibi dal koklayp, geri kalkyor, koklayp geri kalkyor.
"Nicolursa olsun!"
Ar en sonunda geldi, eski yerine daln ucuna gene kondu.
Kanatlarnn uuntusu azalyor, Kanatlar neredeyse gzkecek.
Vzlt azald duyulur duyulmaz, kanatlar durdu. Kanatlar n
ce dikti, sonra geriliverdiler, yattlar.
Yorulmu ar uyukluyordu.
Esen yel dal usul usul sallyor, ar bir salncakta. Hava lk.
Ar gevemi. Bedeni bir zlmenin rahat, mutluluu iinde.
Scak, otlar, dallar yapraklar kavuran bir yel efiledi geti.
Az sonra biraz daha hzl esti. Arnn stne konduu dal ku
zeye bkld hzla geri yerine geldi. Scak yel gittike sertlei
yor, dal gittike hzl sallyordu. Ar birden dimdik havaya u
tu, dmdz ta yukarlara kt. Yukarda mavinin ortasnda, dar

406
bir halka izerek dnmeye balad. Krmz izgi o dndke
byyor, krmzs daha belirlenip, younlayordu. Bu byle,
ta uzaklardan lk la, hrtyla kular geineeye kadar
srd. Kular tam stten geerken krmz kck bir cam bil
ye bir daln ucuna dt, tutunamad, suya dedi dalla birlikte,
dal kalkt, an suyun yznde kald. Kk bir burgaca dt,
dnmeye balad. Su dnyor, kk rpntlarla an dnyor
du. "Dne dne, dne dne. . . Dne dne... "

Burgatan kurtuldu, ardnda drt be incecik su kabarc


brakarak akt.
Kendisinin be alt byklndeki glgesi suyun dibine
dyordu. Kanatlar sianm ar kurtulmak iin rpnyor, v
zldyor, sular fkrtyor, dnyor, bir trl slak, ar kanatla
rn sudan kurtarp uamyordu.
Ar uzun bir sre kprnn altna kadar suyun yznde
rpnd durdu. Gc kalmam olacak ki, sonra da suyun y
zne serildi kald. Kk burgalara geldike dne dne, saa
doru yatm, bir kanad suyun altna girmi, sol kanad dim
dik, kl gibi, suyun yznde... Glgesi byyerek klerek,
orada rpnp, sonra suyun yzne boylu boyunca serilerek
akt gitti. Dne dne, dne dne.

407
Tellal bu gze, koyun aya, dam al kiremidi, ak bada
nal evi kendi yapt, aln teri, gz nuru ile. Ermenilerden kalma
bu baheyi il il banknotlar sayarak aldnda bahenin iinde
sekiz uzun kavak aac, on bir nar, dokuz incir, bir ayva, yirmi
drt portakal, drt ok yal zeytin aac vard.
Kavaklara asmalar Tellal sard. Avlu kapsndan evin kap
sna kadar olan asma ardaklarn Tellal kurdu. Kuyuyu, bahe
nin orta yerine en iri nar aacnn dibine, narn kklerine hi
dokunmadan Tellal kendi elleriyle kazd. Onun da stne bir
asma arda yapt. Yazn, kasaba atr atr yanarken bir tnel
gibi dnyadan ayrlm avlu kapsndan evin kapsna kadar
olan asma ardann ii pfr pfr eser. Kuytu, koyu glgeli,
serin kuyusunun ba gl, fesleen, kadife iei kokar. Tellal
gllere merakldr. Gn szmaz kuyusunun bandan evine
kadar pembe, iri Osmanl glleri aar, k yaz, yediveren. Ve
yaz bahar aylar ayda en az bir kere Tellal oluk ocuunu ba
na toplar, sofray kurar, sevin iinde sazn eker, en gzel tr
klerini syleyerek kafay eker. Gz aylar kavaklara sarm
asmalardan, asma ardaklarndan iri, dolgun, kehribar rengi
salkmlar sarkar, byk salkmlar dallar gtremez. Bahedeki
portakallar oaltmtr, en iyi cins portakallarla. Turun dik
mitir, limon, birka zeytin aac daha dikmitir. Hapisten k
tktan sonra zeytin aac daha dikti, kim bilir ne etti, ne d
nd de bu zeytin aacn dikti. Zeytin aac ge rn ve
rir. Bunu Tellal bilmez mi, bilir.

408
Avlu kapsndan evin kapsna kadar uzanan yz yirmi
admlk kuytu, koygun glgeli asma tnelinin yolunu, her ya
mur sonu kasabann yollarn:y bahelerini arayarak selierin or
taya kard mozaikleri skp getirerek dedi. Asma arda
nn altndaki yol bir renk, bir nak cmbyd. Aslan, cey
lan, keklik, hurma, tavus kuu tasvirleri yere uzanmlar, canl
gibi avludan eve, kuyuya yryorlard. Uzun bir hurma aac
nn altnda mor harmanili yz soluk, elinde bir kitap tutan or
ta yal adamn yz, kederli gzleri Teliala ok dokunuyordu.
Yznde kesinlemi dncelerin salaml dolayordu. Tel
lal, nedense ba skt zamanlar, gelir bu mor harmanisi az
ck savrolmu adama uzun uzun, gizliden bakard. Kendi de
bilmezdi niin bakyor bu tasvire, ama bu tasvirde bir eyler
vard, dorulup, buradan bktm, yeter artk, deyip gidecek bir
hal vard. Ve yz kederliydi. ok eski diyorlard bu tasvirlere.
Ve Tellal onlar yamur sonlar yerlerinden skp getirip bura
ya dediinde deerinden, eskiliinden hi haberi yoktu. lk
bu mor harmanili adam grm, kederli yzn sevmi, alm
getirmi yere demiti. Sonra zamanla, yamur sonlarn bek
leyerek, tekileri yllar yl toplamt. Vakta ki Koca Reis gelip,
bu yere deli mozaiklerin karsnda lal ebkem kalp el rpa
rak, bir gn akama kadar orada durarak hayranlk homurtula
ryla seyrettikten sonradr ki bu gzel eylerin deerini de anla
mt. Artk mozaikler stne her eyi biliyordu. alarn, bi
imlerini, uydurmuyorsa ustalarn da biliyordu.
Tellal kasahaya on yedi yanda elinde kk bir cura, aa
ukurovadan Anavarza altndaki kylerden birisinden gel
di. Bir iki haftada sazyla szyle kasahada epeyce n yapt.
Son yllarda kasahaya ak, trkc, sazc kimse uramamt
her nedense. Telialn tam bu anda kasahaya gelmesi hem ken
disi, hem de kasaba iin iyi oldu. i gc yoktu Tellaln, trk
sylemekle de insann karn doymazd. Zaten ocuk syledii
trk karl da para alnyordu. Kasabann Tellah da bu sra
lar lm, Telialn kadrosu akt. Sesini, kendisini, sazn se
venler onu oraya kayrdlar. Birka yl sonra Krt Kadirden
baheyi ok ucuza satn ald. Evi de alt yl sonra dikti bahenin
ortasna, kuyuyu kazd, asmalar sar kavaklara ve ardaklara...

409
Babas ldnde on drt yandayd. Bir yl sonra anas
da ld. Babasnn karl bir kardei vard. Tellal ister iste
mez ona snd. Amcann, babann topra verimli ve boldu.
Amca Telialn topran da kendi toprana katnca ovann zen
ginlerinden birisi oldu. kars, ocuklar ve amca gelip evle
rine snm Teliala etmediklerini komadlar. En sonunda can
bumuna gelen Tellal curasn eline alp kasahaya geldi.
Evini kurup evlendikten sonra Tellal amcasna kere mal
larn, tarlalarn istemeye kendisi gitti, iki kere de adam gn
derdi. Amca, akn akn Telialn yzne bakyor, "demek se
nin bende mallarn, tarlalarn varm yle mi?" diyor, ban bir
o yana bir bu yana eviriyor, gzlerini belertiyor, "vah vah
vah," ediyor, hayflanyordu. "Demek senin bende mallarn,
tarlalarn varm da benim hi haberim olmam. .. Vah vah
vah!" Gelen adamlara da ayn karl vermiti.
aresiz Tellal: "Allah belasn versin onun amca gibi," di
yordu da baka bir ey demiyordu. "Bu o mal mlk mezarna
gtrecek..."
Amcas hapishanede de onu arayp sormad.
Tellal hapisten kar kmaz, ilk i, gitti arya karsn, o
cuklarn bir iyice donatt. Evini badanalad, bahesine zey
tin aac daha dikti. Ve tabancasn beline takp doru amcasna
gitti. Amcas onu glerek, sevinerek, azck da rkntyle kar
lad, her davrannda bir yapmacklk vard. Yznn yal,
uzun izgileri daha uzamt. Sapsar yzndeki seirmeler art
mt. Elleri titriyordu.
Sofada kar karya oturdular. Amca gzlerini Tellaldan
ayrmyordu. Tellal irilemi, kamburu yitip gitmi, gzlerin
deki hznl, yalvaran, acndran k deimi, keskinlemi-
. ti. Amca gzn onun kasndaki tabancadan bir trl alam
yordu. Konuuyor, glyor, hal hatr soruyor, ocuklar, kars,
kasabadaki dirlii stne bilgiler alyor, ama gzlerini Telialn
kas stndeki kunda gzken tabancadan bir trl alam
yordu.
Tellal birden doruldu, yz deiti, gzlerindeki k par
lad: "Hakkm istemeye geldim senden, emmi," dedi. Sznde
ustura az gibi bir kesinlik vard. "Hemen imdi istiyorum.

410
Mallarm para olarak deyecek, tarlalarm da mahkemeye fa
lan dmeden kendi tarlalarndan ayracaksn."
Amca ok deneylerden gemi, ok insanla karlam, ok
davranlar gslemiti. Tellalrt ne demek istediini hemen
anlad.
"Yavrum, yiidim, hemen imdi mi?"
"Hemen hemen, imdi," dedi Tellal.
"Ne kadar ola, ne kadar para istiyorsun?"
Tellal syledi, sonra da sustu, bir daha da hibir sze var
mad. Amca kalkt, odalara girdi kt, oullar, karlaryla ko
nutu, uzun bir sre ortadan yitti. Geldiinde bitkindi.
"Haydi birlikte kasahaya gidelim de, paran orada vere
yim."
Kalktlar, aa indiler, evdekiler, kadnlar, ocuklar, yeti
mi oullar bir tuhaf yarata bakar gibi korkuyla Teliala bak
yorlard.
Telialn amcasndan parasn, tarlalarn alma kasaba at
ve sevindi. "Mahpushane grm, adam ldrm kiiden her
kes korkar," diyorlard. "Tellal eski Tellal m, o boynu bkk f
kara m, adam bugne bugn Demirciyi ldrm adam, bir
hi iin. d kopmu amcasnn."
Tellal bundan sonra bir sevin kasrgas gibi dolat kasaba
da. Suyun kysndaki marangoz atlyesine gidiyor, oradan de
irmene, deirmenden saracn dkkanna uruyor, onun oto
mobillere, yeni yetme aalara, kadir kynet bilmezlere yakas
almadk szlerle svn dinliyordu. Arahac Memet Usta
ona Rumelinin bitip tkenmez maceralarn, Balkan komitacla
rn, Toros ekyalarn, gmenlii anlatyor, ondan hapishane
yi dinliyordu.
Tellal hapisten kt kal bir an bile durmam, alm a
balam, gezmi dolam, kafay ekmi, cura alm, trk
sylemi, arda geceleri naralar atm, btn dostlaryla g
rm, yallarn, dknlerin gnllerini ho eylemi, kere
Mustafa Akyolluya, bir kere Dervi Beye gitmi. Yataktan hi
hi kmayan, orada, yatan iinde bir mumya gibi sararp s
zlm Mustafa Beyin haline yrei para para olmu, sevin
li, utkulu grd Dervi Beyeyse sevinmiti.

411
u son gnlerde, babo, kollarn sarktrn, hibir ey d
nmeden kasabann arsnda yle dolap duruyordu. Kasa
bada her eyi en kk ayrntsna kadar gryor duyuyordu.
rnein, kasahada Yusufun farkna ilk o vard. Hacy izleyiini
yalnz o grd. Mahir Beyin can ekiir halini o biliyordu. Ni
in can ekiir halde, yle byle, sezgiyle karyordu. Mual
lim Rstem Beyin kravatndaki altn inenin stndeki belli be
lirsiz alt oku o grmt. Kimse, kimsecikler gremezdi o k
ck altna incecik kazlm alt oklar. Hapishaneye girme
den, bugnlere gelmeden daha nce Tellal da gremezdi bunu.
Asma sarl kavak aalarnda ku yuvalar vard, ta tepelerde,
dallarn arasna saklanm, yapm, kese gibi rlm, bunlar
da ilk grmt. Karsnn kulak arkalarnda ile benzer k
ck benler varm, onu grmt.
Koca Reisin dazlak kafasnda yara izi vard. Bann ar
kas, ensesinden tepesine kadar yarlmt, derin. Baka hi
kimse grmemiti.
Kllklerde kelebekler, arlar kl ynlarna dokunurcana,
koklayarak uuyor, kl ynlarnn yresinde durmadan dn
yorlard. Sara hi kimsenin kestiremeyecei gizli bir i stn
deydi, u Aalara Beylere bir eyler hazrlyordu. Daha dn
ce sarata bile olgunlamadan, Telialn sezgisinde yerini bul
mutu.
Bir gn oluyor, daha gn domadan evden kyor, kpr
nn stnden yukar doru suyun kysnca yryor, gzlerini
suyun dibinden ayrmadan akan sulara, balklara, kaplumba
alara, yengelere bakyordu. An aalarnn kkleri suyun
iine kadar yaylyordu. iekleri pembe, krmzya yakn pem
be ve akt. An aac ieklerine ar konmaz diyorlard, bcek
varmaz. Bcekler, arlar gryordu. Sular da binbir eit ak
yordu. Karanlk da baka trl kavuuyordu. Geceyle gnd
zn birletii bir yer vard, insan duygulandran... Her gn o
izgi baka bir renge dnyordu. Bugnlerde dnya kar
snda, dnyann trll karsnda akna dnd Tellal.
Bir hafta durmadan da kasabann stndeki tepeye kt.
Pampallar, uzun irisikleri, mersin allar, brtlenler azna
kadar iek amlard. Esen ince yel kokular getiriyordu dalga

412
dalga, lk. Aada ukurova, yollar, karanlk Akasaz, tten
kyleri, Anavarza kalesi, parlayarak, ovann stnden, gn
ortasndan akyormu gibi yksekten giden dumanl sularyla,
uzun kavaklar, perde perde, narlaryla, bykleriyle bir d

lkesine benziyordu.
Ve bir kuytuda Tellal, srtn bir yara dayam, toprak koku
su, gne kokusu, iek, yel, aa, bcek kokusu iinde gne
leniyordu. Topran, sularn, aacn, yldzlarn, koku yklen
mi, incecikten dalardan esen yelin tadn karyordu. iek
anaklarna giren trl arnin, sinein bcein, ekilen karnca
larn en kk bir kprdanarn bile karmyordu.
Bir atlkarnca gidiyordu arnn tam ortasndan, cilalan
m gibi parlayan deme talarnn stnden, krmz gvdesi,
dimdik ba, uzun, yaylanan ince uzun kara bacaklanyla. Ka
rnca ok hzl gid.iyor, baz ban alm giderken bir yana av
yor, avar avmaz da duruveriyordu. Bir utan teki uca kadar
btn ar boyunca bu tek bana ary batan baa geen ka
rncay izledi. Karnca vard, narn altndaki suyun kycn
da bir sre durdu, sonra gzden yitti.
Ve Dldl da bir moraryor, bir bakr rengi oluyordu. Sa
bahlar, gn dodu doacak, sivri biimli doruuyla uuk bir
mavide, belli belirsiz, ince dalgalar gibi durup kalm daha
uuk, duman gibi bir mavide, neredeyse ge karacakm gi
bi duran sradalarn ardnda sallanyordu, incecik, gkyzne
yapm, ard gzken bir bulut gibi.
Koarak deirmene gitti, gn kavuuyordu, yznde mut
luluun, tadn, sevincin klar oynayordu. Deirmenin do
muzluundan paralanarak, akrdayarak, delicesine, yukarla
ra frlayarak gelen sular kpryordu. Yamur iseliyor, toprak
kokusuna yarpuz kokusu, un kokusu karyordu dalga dalga.
Deirmenin kapsnda ikircikli durdu. Batdan, toprak ko
kusuyla bir scak, bir souk yamur yeli esiyordu, bir sert, bir
yeyni...
Deirnenci onu kapda buldu, slanm. Hibir ey syle
neden kolunu tuttu ieriye ekti. yice slanmt.
"Islanmsn," dedi. teki aldrmad. Yznde bir sevincin
dalgas, yorgunluu vard.

41 3
"Deirrneni durdur," dedi usulca.
Deirrnenci vard hemen deirrneni durdurdu.
"Atei yaktn m, kl krnbesini kle grndn m?"
"Hazr hazr, her ey," dedi deirrnenci.
Curasn kucana ekti, balad . bir ho, hi duyulmadk
bir sesle, hi duyulmadk trkler sylemeye.
Kular, aalar, iekleri, lm, kaderi, bcekleri,
akarsular, bin douran topra, bulutlar, gkleri, insann in
sana ettiini, u kadarck az kaldrnz u gzelim dnyada
hibir eyin ktlk yapmak iin sebep olamayacan, sev
day, akl, yrei, gnei, lkl, kokular, zulmleri syl
yordu. iyilii, kardelii, dostluu sylyordu. Sanki btn
syledikleri olmu, ya da oluyorrnuasna rnutlulanyor, tit
rek larnba nda yz sevinten sevince, mutluluktan mut
lulua deiiyordu.
Tellah yurnulrnu, bir d iinde yzer, sazn alar, trk
sn sylerken grenler, "Ne gzel, yakkl, gzel gzl
adarnm Tellal," diye dndler ister istemez, byle bir d
nceye sebep ve gerek yokken.
Gn grm, mr geirmi bu ak sakall deirrnenci de
bu geeeki gibi bir sesi, trkleri ne kimseden, ne de Tellaldan
duymutu. Bunda bir i vard, vard ama, neydi?

414
49

Yusuf ar bir uykudan usul usul uyanyor, kendine geli


yor, bir eyler, birtakm olaylar anslamaya alyor, krk d
kk, para para, biribirleriyle ilgisiz anlar bir trl bir araya
getiremiyor, bunca gn kasahada nelerin olup bittiini, bana
nelerin geldiini bulamyor, bundan dolay da ba uyumu,
ba yokmu gibi bir skntda bunalp duruyordu.
Konan byk salonunun dibindeki sedirin stne bzl
m, gzn karki karl sradalara dikmi, bir eyi, bir eyi
anslamaya alyor ama bir trl bulamyor. Bir yerlere git
mi, bana birtakm iler gelmiti ama neydi?
Arada srada da iinde bir sevin, bir mutluluk, bir kvan
akyor, sonra birden yitiveriyordu. oktandr iinde byle
mutluluklar akmamt. Dalyor, sonsuz bir karanlk iine g
mlp gznden her ey, kar karl sradalar, pencerenin
nndeki perde gibi uzun kavaklar, az tedeki tepeye doru
yamac donatm zeytin aalar, mahallenin yksek ardaklar,
ardakiara asl krmzbiberler, soldaki yeil alanda otlayan ku
laklar dm yal eekler, deirmenin yanndaki ba ge
erimi ulu nc.r, her ey, her ey gznden siliniyor, sevin bir
a nlk gelip onu a, mutlulua boup hemen uzaklayor. Se
hebi? Bu gelip giden sevincin sebebi? Olacak. .. Mmkn yok,
olacak. Yakalayamadka umutsuzlua, barn yakan bir acya
gmlyor. Karanlkta, umutsuzlukta, acda kvranr, ne yapa
can bilemezken, birden iinde onu coturan o bir anlk umut,
sevince benzer ey kvlcmlanveriyor.

415
kindiye doru aradm yakalaynca az daha sevincinden
delirecekti. Kar dalar grd, gzeldi. Glizar, anas, stan
buldaki Beyi aklna geldi. Hepsi iyiydi, candand, hepsi gzel
di. Uzun dallar salkm salkm eilmi, Nuh zamarnndan kalma
ulu nar, yal katmer katmer gvdeli aalaryla, perde perde,
gm yaprakl kavaklar, uzakta, ak akltalarnn stne se
rilmi bir aydnlk seli gibi akan ayyla, lmcl eekleri, solu
canlar, leleri, her bir eyiyle dnya gzeldi. Demirci Osmanla,
arzuhaki Ali Efendi gzel, iyi, dosttular.
Bir ey yitirecek, yetimezse onu oradan alvereceklermi
duygusu iinde, tarifsiz bir sevgide ve mutlulukta arya ka
dar koar admla yrd. Dkkana girdiinde yz kpkrm
zyd ve gzleri yalm yalm yamyor, bir kvancn stmasnda
parlyordu. Girdii dkkam abucak yle bir gzden geirdi.
Dkkanc, dkkanda olanca hzyla dnp duran bu yz
l l sevince batm delikanlmn ardndan bir trl yetieme
yip, o da telala: "Buyur aam, buyur aam," diye rpnp du
ruyordu.
Dkkam birka kere dolanan Yusuf: "u ocuk elbiselerin
den kar," dedi. "Biri yanda, birisi be, birisi de alh yan
da erkek ocuu. Bir de u yeil kumatan, orta boylu bir ka
dn iin ... "
Kumaa bakhka kadmn geni kalalar, kaln dudakl,
byk gzl ehvet fkran yz gznn nne geliyor ba
dnyordu. Ah, bu kadn onun olsayd... Bunu dnmyor,
dnmek istemiyor ama, bu dnceyi de bir trl kafasn
dan kovamyordu. Bu kadmn kocasm, bu ocuklarn babas
m... Bu kadn, bu gzel kadn yle bir ite layk m?
Yeil kumatan entarilik, ocuklarn her birisine ayr ay
r renkte bahriyeli elbiseleri ve apkas, gmlekler ald. imdi
elinde kocaman bir paket vard. Oyuncak satan Kel rnerin
dkkamna gitti. Dkkan bir sr, renk renk, boy boy oyuncak
larla doluydu. Ceyhun Beyin kocaman bir kamyonu vard. Der
vi Bey ona o kamyonu stanbuldan getirmiti. Ceyhun o kam
yonu ok sever, kimseyi dokundurtmazd. Kamyonla oynama
y o kadar ok, o kadar istemiti de Ceyhun bir kere olsun ona
kamyonu vermemiti. Yllar sonra kamyonun eskisini misafir

416
odasnn sedirinin altnda bulmutu ama neye yarar, i iten
gemi, Yusuf kamyonla oynayacak ya ok gerilerde brak
mt. Ama gene de kamyonu uzun bir sre okam, sonra da
dayanamam, oday ierden kilitleyip kamyonu ipinden tut
mu, yoruluncaya kadar odann iini fr dnm, sonra da
kamyonu yavaa, btn gzlerden rak olsun diye, sanki bir
daha gelip oynayacakm gibi sedirin altna geri saklam, st
n de eski kilimle sk skya sarmt. Eski kamyon orada, sedi
rin altnda ylece durup durur. Kim akl edecek de onu oradan
alp bir yerlere atacak?
te o kamyondan aryordu. O kadar byn bulamad
ama bulduu kamyonlar da bykt. Bir tane sar, bir tane kr
mz, bir tane yeil seti. Sonra toplardan tane de top ayrd.
Uaklar, trenler, kovalar, tabancalar, tfekler, arabalar, vapurlar,
ne geerse eline, her birinden er tane ayrip, bir torbaya dol
durdu. Oyuncaklan da alp ekerci dkkanna gitti. Renk renk
tr tr ekerler, ikolatalar... Kuca ylesine dolmu, yk y
lesine ard ki eve gelinceye kadar kan ter iinde kald.
i dolup dolup tayordu. Akam nasl edecekti? Gece ka
ranlkta bunlar kapya koyduunda nce aracaklar, sonra
kim koydu diye dnecek, bir sr adlar sayacaklar, belki de
bir ad stnde duracaklar, "bundan bakas olamaz," diyecek
lerdi. Yusufsa hibir zaman akllarnn keciinden gemeye
cekti. Kapnn eiine mi koysa, yoksa pencereden mi atsa?
Pencereden atsa belki yakalarlar, eie koysa belki alarlar. Son
ra karar verdi, pencereden atmal. Onlar akamstleri, karanlk
kavuurken evde bulunmazlar ki. Pencereleri de her zaman
ak kalr.
Kararn da verince yle kalakald. Sedire oturmu, elleri
koynunda, sabrsz, gz karl Dldl danda, bakr rengi... i
iine snyor. Aaah, bir gn kavusa!
Yerinden yle bir srad ki bir gren olsa bu olan tm de
lirmi derdi. Hemen vard, oyuncaklar doldurduu telis torba
y arabuk at, krmz kamyonu kard. Ceyhunun kamyonu
da krmzyd. Kamyonun iine teki oyuncaklar doldurdu,
byk bir alan kadar geni salonda koarak kamyonu oradan
oraya ekmeye balad. Bazan kamyon devriliyor, yk oraya

417
buraya, rnerdivene dalyor, Yusuf da zorlukla, ok ar bir i
grrrnesine yzn harnallar gibi buruturarak, dalan
yk karnyona geri tayordu. Ceyhun da byle doldururdu
karnyonunu.
Biraz sonra Yusuf kamyonuna oyuncaklan yklernekten
bkt. Baka eyler aramaya balad. Yandaki odann kapsn
at. Bu oda konan rnzesiydi. Duvarda Osmanlnn Sarolu
na verdii tu, davulun yannda asl Beylik sanca, duvar
batan baa kaplayan altn yazyla turalanrn Beylik ferman,
Krt Beyinin gnderdii Selahattin Eyyubinin nakl, altn yal
dzl ayet deli klc, saplan fildii hanerler, birka yay ve bir
sarak dolusu altn ulu ok... Bir pazubend. Sanoullarnn ilk
dedeleri Saltuk Aann olduu sylenilen bir grz, bakr len
gerler, rnangallar, bakr cezveler, nakl, iinde gene nakl de
mir sapyla krmz aatan bir kahve dibei... Yerde kilimierin
renk renk naknn stnde kaplan, pars postlar... Bu oda ger
ekten de ayr, byl, eski, ok eski, bir daha hi geri dnme
yecek bir dnyadan kalma bir parayd. Beylik davulunun de
risinde krrnzyla izilmi bir Sarolu aireti damgas vard.
Dervi Bey bu darngay her yere daha da ok atlarn sarlarna
ve kzlerin n kreklerine vurdururdu.
Yusuf korkarak, kutsal bir eye dokunmann rknts,
tad, ekiciliiyle Selahattin Eyyubinin klcn uzand duvar
dan ald. imdiye kadar bu klca Beyden baka kimse dokun
rnarnt. Kimse dokunarnazd da. Hele bayraa, bayran ya
nndaki srmal kapta duran eski, antika Kurana kirnsecikler,
Bey bile dokunarnazd. Yusuf tattan rpererek Kurana da
uzand ald. Sonra hanerleri, oklar yaylar toplad, toplad
kucana doldurdu, odadan darya kt, salonun ortasna
yd. teberilerin nne diz kp karnyona bir ksmn, y
zn harnallarn yk altndaki yzleri gibi ederek, doldurdu,
karnyonu koarak, klakson alarak, viraj alarak oradan oraya
koturmaya balad.
Balkondan ieri sarkan st aacnn alt Adana istasyo
nuydu. Yusuf deerli teberileri getirip getirip oraya boaltyor,
sonra da oradan alp gerisin geri yerine getirip, odann kaps
na yyordu.

418
"Birisi grse bu halleri, Bey bir grsel" diye de mutlu mut
lu glmsyordu.
ine ylesine dalmt ki akamn indiinin, gnn kavu
tuunun farkna varmad. Adana istasyonunda yitirdii klc
aryordu ki kardaki elektrik gzne arpt. Gzn at
ki, karanlk basm. Her eyi olduu yerde brakp bir kou tor
baya gitti, abuk abuk oyuncaklar iine doldurup bir hzda
merdivenleri indi, yukar mahalleye doru komaya balad.
Bereket ki evde ne k, ne de bir ses soluk vard. Pencere
de akt. Elindekileri pencereden ieriye frlatt. Ve hemencecik
de vard incir aacnn kkne sakland. Heyecanndan zl
m tir tir titriyor, bedeni inanlmaz bir tada batm eriyordu.
Kapda anahtarn dnn duyunca yrei duracak gibi
oldu, kulan iyicene duvarn itlerine dayad, dinlemeye ba
lad. Kadn yrd, el yordamyla yrd belliydi, klar
at. imdi durmu, pencerenin altndaki torbalara bakyordu.
Bunlar ne ola ki? Uzun bir sessizlik oldu. imdi ierden hibir
ses gelmiyordu. Bir trt bile duyulmuyordu. Kadn, ocuklar
donmulard sanki ...
Uzun sessizlii birden ocuklarn sevinli barmalar
yrtt. Ne dedikleri anlalmyor, ierde bir barma, bir curcu
nadr srp gidiyordu. Curcuna da birden, bakla kesilmie
sine kesildi. Sonra da ddkler tmeye, trampetler almaya,
otomobiller ilemeye balad. Curcuna bir balyor, barmalar
mahalleyi ayaa kaldryor, sonra kesiliveriyordu.
Hac eve ge geldi. eri girer girmez de aknlk dolu bir
sesle: "Ne bunlar?" dedi. "Kim? .. Nereden?"
Kadn usulca fsldad: "Bilmem ki, pencereden atmlar.
Kim ola ki? Belki sen bilirsin, dedim."
Uzun bir sessizlikten sonra Hacnn sesi duyuldu: "Bilmem
ki. . . Kim ola ki, kimdir ki bu?" diyordu. "Kimdir ki bu adam?"
Sonra kahkahayla glmeye balad. "Devlet kuu, devlet kuu!
Sen devlet kuunu hi duydun mu? te o. Bakas olamaz. u
sralar bizim bamza konan devlet kuudur, bakas olamaz."
Glyor, glyor: "Aldrma be kar," diyordu. "zmn ye
de ban sorma. Kim olursa olsun, bu kadar eyi bize hediye
gnderen elbet bir dosttur. Dman olamaz. Dnyada byle

419
kendini belli etmez dost oktur... Benim candan dostlanm ok
tur. Bir bakmsn ki bu evin ii altnla, inciyle dolmu, hi a
ma. Hacnn iyilik yapt, canlarn kurtard dostlar oktur.
Yap iyilik, yap iyilik ki insanlara sonunda ite byle karln
gresin."
Gene glyordu. Karnn tuta tuta... Kadn da glmeye
balad. ocuklar da onlara katldlar.
Yusuf incir aacnn kkne yaprcasna oraya bzl
mt.
Hac: "Bu gece hibir yere gitmiyorum. Arkadalar da ce
hennemin dibine gitsinler bugn. ocuklar yatr. Sen, ben...
Sabaha kadar."
Yusuf ok gibi incirin altndan frlad, al bir anda at gitti.
atrty duyan Hac ak pencereye kotu ama hibir ey
,
gremedi. Daha ay domamt.

420
50

u bataklktan kurtulmu yal, bereket fkran topraa


belki de dnya kurulduundan bu yana saban girmemi, bu
toprak btn baln iinde saklamtr. Yz bin yldr bal aln
mam bir petee benzer.
Yeni topraa arkasnda byk ktenlerle traktrler girmiti.
Yabanl toprak renk renk, boy boy traktrlerin ektii ktenlerle
lm kalrn savandayd. Kendini ele vermemek, insanolunun
demirine, traktrne kul kle olmamak iin var gcyle dayah
yordu. Ama yenilecekti. Yenilecek ve byk, sulu, insan ba b
yklnde portakallar, kan krrnzs eftaliler, ball incirler, iin
den klandrlrn kehribarlar gibi incirler, san, alhn lhsnda
kara klk ekinler, pampal pampal alm pamuklar verecekti.
Bu, topran ilk direniidir. Bekaretini verrnek istemezcesine dire
ten bir kzn korkuyla kendisini saknmasdr. Gelecek yl olgun,
gzel, uysal, scak, efkatli bir kadn gibi kendisini verecektir.
Ve turuncu traktrn stnde olan Habip Usta akla, eh
vetle topra deen traktrn sryordu. Elli yalarndayd.
ok yank, krklar derin, olgun bir yz, stbeyaz sa ve b
yklar vard. Yllarn gnei gzlerini krk iinde brakm,
gzleri kra batmh.
Habip Usta ukurovaya gelen ilk traktr kendisinin kul
landn nne gelene syler, bununla vnrd. Habip Usta
nn baka baka zellikleri de vard. ok yakkl, epeyce para
kazanan birisi olduu halde daha bir kere olsun dnya evine
girmemiti.

42 1
"Ne lazm," derdi. "Ne lazm ki.... Ben ite ununla evlen
dim," diye de traktr gsterirdi.
Gerekten traktr ok severdi. Aksi bir adamd. Belki de
u dnyaya gelmi en kfrbaz adamd. ukurovada ok n
lyd. ukurovadaki traktr srclerinin hemen hepsi onun
elinin altnda yetimi, onun bitmez tkenmez kfrlerini ye
miti. O, ylesine akla evkle, cokunlukla kfrederdi ki bu
kfrler herkese en gzel bir trk gibi gelirdi. Herkes de Ha
bip Usta kfretsin diye akla gelen gelmeyen trl oyunlar oy
nard ona. Onu kzdrmak iin yapmadklan kalmazd.
st ba her zaman yal, her zaman toprak iindeydi.
Bunlar onur madalyas gibi konurlanarak tard. Bir iftlikte
aydan fazla durduu grlm deildi. Ne yapar yapar, bir
yolunu bulup, bir kavga karp oradan uzaklard. iftlik sa
hibi, ya da traktr sahibi kavga edilemeyecek kadar yumuak,
vurdumduymaz birisiyse bir gece haber vermeden, hakkn bile
almadan savuur giderdi. iftlik sahipleri, traktr sahipleri onu
uur saymlard. O yl kime gelmi, kimin yaz yerini srm,
kimin ekinini ekmise, o adam bilirdi ki bu yl onun rnleri
bereketten taacak
Habip Usta bir yerde bir yl, iki yl kalmsa bilin ki bunun
sebebi ok nemlidir. Ve o sebep bir tanedir, iki tane olamaz,
deildir. Oradaki srd toprak bor, yzyllardr saban yz
grmemi bir topraktr. Habip Usta ka yl srerse srsn bor
topra, bitirmeden baka bir yere gitmez, srd bor topra
n sahibi isterse parasn vermesin, isterse ona ktlk etsin,
en irendii, korktuu, kzd ey kk grlmektir, isterse
onu kk grsn, iini bitirmeden bir yere gitmezdi.
Habip Usta traktr stnde bor topra srerken, taze
topran kokusundan sarho, mest, kendisinden geer, kendini
on yedi yanda balk eti, el dememi bir bakirenin koynun
daym, onunla yatyormu sayard. Bahar bir bakiredir. lk to
murcuklar da yle... Her bahar toprak da yeni bir bakiredir.
Ama hi el dememi bir topraa ilk demiri senin sokuun...
Her bor tarlay srte Habip Ustann yznden tarifsiz mut
luluk rzgarlar eserdi. Ve ilk gn, yaz olsun, k, bahar, gz ol
sun srlm topran stnde gecelerdi.

422
Her insan, mrnde bir, iki, ok ok bakire kadnla ya
tard. Halbuki Habip Usta her bor toprak srte bir kere hi el
dememi, kadndan daha scak, daha mest edici, yumuack
bir bakireyle yatyordu. Her yl, her ay, belki de her gn...
Ve imdi bu yz bin yllk bakire bataklk topran sr
mekten mutl uydu. Toprak derine giden byk pulluun ,azn
da ufalanyor, peynir gibi saa yatp, yal srt ldyor. Yerden
pulluk demirinin her iledeyiinde yeni, taze, ba dndren bir
koku fkryor.
Habip Usta: "Hehey anam, hehey kzm!" diyor. "Sana can
kurban." Ve derisinin her deliinde, bedeninin her zerresinde
bir tadn, bir mr boyu mest edecek bir tadn sarholuunu
duyuyor, toprakla, kokuyla eriyor, yitip gidiyordu.
Toprak srlyor, ufalanyor, alyor, gzelleiyor, koku
yordu.
Bir dmdz ovaya traktrlerle dm, gece gndz de
miyor, toprakla cebelleiyordu. Bu topra srmekten o kadar
mutluydu ki gecede ancak bir iki saat uyuyordu. Bu toprakta
daha drt ay allrd. Bu da onu daha ok mutlu klyordu.
Bir de btn bu toprak sahiplerinden ireniyordu. una
bak, una! u lm manda gzl de, daarck suratl, u can
sz mendebura bak! u ayakta dolaan lye bak! diye iinden
geiriyor, bu topra onun nasl, ne yollarla ele geirdiini bili
yor, Mahirin suratma tiksintiyle bir an bakyor, onu da ii g
trmyor, ban hemen geri eviriyordu. una bak, diyordu,
u ulmu it taana! u pire pisliine, kpek diine, bir kuyu
solucan leine, bayku gzne, ylan yzne, smklbcek si
diine bak! O, bu topra, salt toprak olduu iin sevebilir mi?
Kokusu iin, iin, yumuakl, scakl, yle yal, yle
a batm, yle ehvetli bir kadn gibi dudan ap sevdii
ni beklercesine yatt iin sevebilir mi?
Allahn, insanlarn iine bir trl akl erdiremiyordu. yisi
nin de ktsnn de... Kafas tutunca, karman arman edip
hepsine veryansn ediyordu yakas almadk kfrlerle.
imdi bu kadar gzel, bire krk, bire elli vermeye hazrlan
m ... stnde dnyann en gzel bitkilerini, ieklerini, mey
velerini yeertecek toprak bu adama layk m? Onu srmeyen,

42 3
ekrneyen, onun stnde rlplak yatrnayan, kahnn, nazm
ekrneyen, onunla glp, onunla birlikte alamayan onun g
zelirn kadrini bilir mi? Halbuki bu topran kadrini bilecek,
onu ocuunu, karsn, sevdii en gzel eyi sever gibi seve
cek, ona can gibi bakacak, bir kar topraktan bile mahrum
milyonlarca kii var.
Traktr ileri Sendikas bakan Habip Azgngcn hi
dinmeyen, her an patlak veren fkesi bundand. Bunlar u top
ra yaza doru para douracak diye severler. Halbuki onu
dost gibi, can gibi sevecek, kokusundan sarho olacak. .. Nice
leri...
"Dengi dengine, dengi dengine." Ac bir trk geiyordu
kafasndan.
u Kabakolu da, u anadan doduundan bu yana su
yz grmemi, yanna yaklalrnayan kurbaa salatas s
rnklbcek lei de topra severmi gibi topraa sarlyor, s
rlen topran yanndan ayrlmyor! Hep gsteri, gz boyama.
"Ulan sen deil, senin kibriyan bile sevemez bu topra.
Anlamaz ulan, anlamaz behey dandan ufan, Torostan by
n... Yutturrna... Elinden alacaklar, kelieni de srn ucuna
takacaklar... "
Mahir Kabakolu srlen topran yanndan ayrlarn
yordu ama baka gidecek bir yeri de yoktu. urada, u anda, u
topran iine grnlrnek, bir grnlrnek istiyordu ki... Artk
btn savama gcn yitirmi, u topran yznde yapayal
nz kalmt. Her ey, u lanet olasca toprak iin olmutu. Dn
yadaki herkes, her ey, hibir yaratk onun bu toprak iin ekti
i acnn yarsn ekrnerniti. Bin piman olmutu ama ne fay
da. oktan i iten gemi, tavan yarnac arnt. Tarlalarn,
iftliini, karsn, her eyini brakp kaacakt ama, kurtulabile
cek miydi? Dervi Bey onun peini brakacak myd? O her eyi
biliyordu. Yazlar duvarlara kirnin yazdrdn, Hacy kirnin
sylettiini, her eyi, her eyi biliyor, ona gre de hazrlanyor
du. yle olmasa Hacnn arkasna niin ondan hibir zaman ay
rlrnayan, onu gece gndz izleyen bir gzetici koysun? Hac
nn ldrleceinden korkup, en iyi yiitlerinden birisini ona
koruyucu diye verdi. Ya o kii kim? stanbuldan dnnceye

424
kadar kimse Hacnn tyne bile dokunamaz. Adam, tabaneas
elinde, her an tetikte, Hacy kavga ettii kumarcilardan bile
koruyor, Hacnn evine de armaanlar yadryor.
Kara, bakr, l l kabaran topran bandan ayrlmyor:
"lrsem de burada leyim," diye sylenip duruyordu. "Ken
di topramda ..."
Hac bu kadar tehdide, korkutmaya karn, bu kadar para
y alm da niin gitmemiti? Belki be on yl almadan Mer
sin gibi yerde ekmek elden su glden yaayacakt da niin git
miyordu. Her ey danklyd. Dervi Hacya, "gitme," demi
ti, ''belki seni vurdurmaya kalkar, onun iin de sana en iyi
adamarmdan birisini, drdn beini koruyucu veriyorum.
Paraysa, al sana, onun verdiinin birka misli para! Yalnz ben
stanbuldan dnnce geleceksin Belediye Bahesine ben, Yar
g, Savc, Kaymakam, teki ileri gelenler otururken byle by
le, yazlar da Mahir bana yazdrd, szleri de Mahir syletti di
yeceksin," demiti. Hac da,' ne yaparsan yap gitmeyecekti. Ko
ruyucusu da var, ldremezsin.
Mahir bakt her eye, her insana, her yarata bakarken
bir umutla bir yalvarla bakyordu. Her kprtdan, her szden,
talardan, aalardan, topraktan, her olaydan bir kurtulu mu
cizesi bekliyordu. Gzlerini insanlarn stne dikip ylesine
yalvarr bir bak vard ki, herkesi rahatsz ediyordu. Her gitti
i yerde elleri ayaklar, ba gvdesi, bedeninin her kprdan
"beni kurtarn" diye baryordu.
Dnm tanm bir trl bir kar yol bulamam, bu
lamyordu, bulamayacakt da ... Hacy koruyucusuyla birlikte
ldrtse? Ha? ok zordu. Dervi de oktan gelmi olacakt s
tanbuldan... Ne bekliyordu acaba? Bu ekilde, lmden beter
bir lm iinde kvranmasn m?
Hibir eye yanmyor, u toprak srlrken tadna varama
m, be para vermeden ele geirdii u topran kokusunu do
yasya iine ekemeni, topraa ilk demir girerken bir kurban
kesip kann srein iine aktamamt, ite ona yanyordu.
lecekti ha? Bir gn grmeden, u topran rnn al
madan, pamuklar dz ovaya ak bir bulut gibi kmeden le
cekti ha?

425
Koruyucusuyla Hacy birlikte ldrmek... O adama btn
iftliini, btn varn noter senediyle verecekti. Kendi de bu
iftlikte iftiba olarak alacakt. "Veli, Veli, kardeim Veli!
Sen o kadar yoksulluk ektin ki... At da sana, avrat da. Btn
iftlik senin. Kaldr unlar ortadan! Sen istersen bir orduyu bile
bir gecede kltan geirirsin."
Ve Habip Usta traktrnn stnde, burnu taze toprak ko
kusunda, akl gelecek baharda, gzlerinde dourgan, yaratc
topran rnleri, almann mutluluunda, bir an motorunu
yavalatp rana: "Ulan kakaloz," diyordu, ''bu gece ay
doduktan sonra, serinlikte sabaha kadar ift sreceiz. u top
rak beni deli eyliyor. Ne toprak be! Btn kadnlardan daha
orospu!"
Mutlu mutlu glmsyor, tede ay nn iinde gm
ten bir dumana, buuya batm, tten, yansyan ay aydnl
nn ar kt Akasazn kuruyaca gnleri ve el dememi
bu besili topraa ilk demiri ataca gnn tadn yayordu.
Aa yukar iki gne bir kanaln kazld, ar demirlerin top
ra kestii, oyduu dev makinalarn homurdand, uuldad
yere gidiyor, ustalara: "Ne zaman, ne zaman bu su boala
cak," diye hayranlk, merak, sevinle soruyordu.
Bin yl, iki bin, on bin yl saban demiri dememi bor top
rak. .. Cevherini yreinde gizlemi!

426
51

Yusuf bu gece de sabaha kadar gzn krpmad. Gzleri


nin nnde bir sr okylan uuyordu.
Okylan kzgn, mor, yeil benekli kayalklarn ylandr. Ok
ylan, ylan gzelidir. Bir, bir buuk metre uzunluunda, sere
parma kalnlnda dz, alhndan da daha ltl bir ubuktur.
teki ylanlar gibi hi reklenmez, scakta drt bir yanna altn
ltlan saarak upuzun, dmdz bir altn ubuk gibi kzgn ka
yalklarda, canszmasna yatar. Ve birden bir ok gibi havalana
rak dmanna atlr. Okylannn yle toprakta srnd pek
grlm deildir. Bir bakmsn, gznn nnde bir altn ok
kvlcmlanarak uuyor... Bir bakmsn bu kvlcm izgisi yok
oluvermi. D m, gerek mi grdn bir trl anlayamazsn.
Hele okylann hi grmemi, duymamlar, mmkn yok bu
akp yiten k parasnn bir canl olduunu anlayamaz.
Anavarza kayalklarna binlerce okylan serilmi yatar. Ka
yadan kayaya avklanarak uar. uku,rovadaki hibir ylan
kuyruuna basmadan, ona bir ktlk etmeden, durup durur
ken sana dokunmaz. Okylan bakadr ve tehlikelidir. Bir bak
msn, o korkun altn lts gelmi sana yapvermi, kvra
narak lrsn. Ne panzehir, ne ila hibirisi fayda etmez. Bere
ket versin, okylanlar hep kayalklarda dolar da, insanlar on
dan o kadar zarar grmez. Gene de scak yaz gnlerinde kzgn
topran stnde yryen her kylnn iinde, ovada yr
sn, dzde yrsn, ha okylan geldi, ha gelecek korkusu d
mlenir kalr. Hele kayalklarda yryenler gzlerini drt
aarlar. imdiye kadar da okylannn sokup da ldrd bir
kii ne grlm, ne de duyulmutur. ok ok olaklar sokup,

427
o anda cansz brakmlardr. Bu rknt onun habersiz, ne ta
raftan gelecei belli olmayan huyundan tr olsa gerektir.
Daha babas lmeden nce, anasyla babasnn az dalala
rn duyard. Kadn her seferinde babasna: "Sen okylansn, ok
ylansn..." diye banrd. "Nereden gelecein, ne zaman vura
can belli olmaz. Kardelerimin, o Drdnc Ordu aslanlarnn
aklnn uracndan gemezdi ki kz kardelerini sen isteyesin
de alasn. Senin yznden, senin yznden o Drdnc Ordu
aslanlannn yreini para para ettim de balarn yere dr
dm. Senin gibi plakla evlendim. Sen okylan, okylansn. Sen
hibir ey yapmam, senden haberi olmamlar vurursun..."
Birden iki uzun lk sar ediyordu Yusufun kulaklarn. ..
Birisi bir geceydi. Yusuf hoplayarak uykusundan uyanm, ba
basnn yakalandn renmiti. br lnsa zamann bil
miyordu. O l duyunca da ne yaptnn hi farknda deil
di. Bu sefer de babasnn ldn sylediler. Anasn ne za
man anslasa bu iki lkla birlikte anslard.
Birka kere anas fkelendiinde ona da: "Sen de baban gi
bi bir okylan, okylan, okylansn!" demiti.
Buysa, o zaman bu zamandr onun aklndan kmamt.
Acaba anas ne demek istemiti? imdiye kadar kime ktlk
etmi de, kendine hibir zarar olmayan bir adama satamt?
Hacysa, Hacy tanyordu. ocuklarn a ldrecekti. Ka
rs yazn sar scakta, ukurovann tarlalarnda alp abal
yor, Hacysa fkara karnn kazanen elinden alp kumara veri
yor ocuklar da a brakyordu. Bir de durup dururken, ne de
meye koskocaman bir Beye dokunmutu? te asl okylan Ha
cdr. Okylanlarn da bin kere ldrmek gerek.
Zaten o Meyro olacak kadn, anas, bir trl babasnn kar
s olmay kendine yaktramamt. O, genliindeki karasev
dasna belalar okuyor, Mahmudu, bu baldr plak, bu be pa
ralk Hamonun olunu kardelerine deitiinden dolay ken
dini bir trl balayamyordu. nsan olan insan hi o aslanla
rn ban yere drr myd bir yangnlk, bir sar perem,
bir uzun boy, bir yalml gz iin? Ama bir yanda da onu deli
divane seviyordu. Babas ldnden alt ay sonra onu Aalar
dan, Beylerden o kadar isteyen olmutu da Meyro: "Mahmut
gibi bir erkein stne bana erkek haram. isterse eli Zlfikarl

428
Ali olsun," demiti. "Mahmut gibi bir babayiidin yatana
Mustafa Kemal olsa da hibir erkek giremez."
Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsn, ne kadar severse sev
sin, bu kadnlarn en konurlusu Meyro, Mahmudun karln;
bir erkee yenilgisini bir trl yutamyor, Mahmuttan da o
lundan da nefret ediyordu.
Baz dalp dalp, sonra da akn, inanmaz bir bak vard
ki... Yusuf bu baktan her zaman rperiyor, bu bakta ok gizli
bir irenmenin, nefretin n gryor, byle gnlerde anasna
yaklamyor, ok skmazsa eve uramyor, anasnn gzne
gzkmyordu.

Birka gndr anas, iki korkun lkla gzlerinin nne
geliyor, ona yle nefretle bakyor, daha da aztp tkryordu.
Kmseyerek. Bir keresinde babasnn arkasndan byle t
krmt kmseyerek. Meyro yalnz babasn, kendisini mi
kmsyordu? Dervi Beyi de, herkesi de. Yalnz onun gzn
de insan, yiit kardeleriydi.
Anas gzlerinin nnden ekilince okylanlar ldayarak,
slk alarak, kzgn ukurova gneinde oradan oraya, oradan
oraya binlerce uuarak geliyorlard.
Anasna kar da fkesi gittike artyordu. Gznn nne
gelen, durmadan beynine en anasndan kurtulmaya al
yor, o ne kadar urarsa, Meyro daha ok musallat oluyordu.
Bu hallerde takatsiz kalp kendisini anasna kar kabarp gelen
fkeye brakyor, sonra da kendisine acmaya balyor. Kendisi
ni bir ocuk ls gibi kederli, saf, kahrolmu, braklm, are
siz buluyor, bu kimsesizlikte de anas, uuan okylanlar, sonra
iine dt su gibi koyu, yap yap bir karanlk onu rahat
brakmyor, bouyor, tm bedenini duygusuzlatryordu.
Kanl kpek ls... Lei paralayan kanl kpekler... Dal
daki eekars... Kurumu kurbaa, Dervi Bey, Hac, krmz
toz, otobsler, otobsler, amura batm insanlar, su gibi yeil
fkrtan eltik tarlalar, klar, okylanlar, demirciler, mor sal
kml sarmaklar, bataklk, kokular, kular, her ey, her ey biri
birine karyor karman orman oluyordu.
Birden bu karkln stne gn doar gibi iinden bir k
van dalgas ykseliyor, nereden geldii belirsiz bir sevince bo
uyordu onu. Bey ona ok, ok, o kadar ok para vermiti ki...

429
Sayd, sayd da bitiremedi. Dn gece de gtrd, paray oyun
caklan att pencereden ieriye att.
Bir korkusu vard, Hac kadnn elinden bu kadar paray
alacak, hepsini de kumara verecekti. ki gn iinde... Halbuki
Hac olmasa bu kadar para kadna be yl yeterdi. Hac baa be
la. Be yl sonra da Allah kerim. Bu kadar ocuu Dervi Bey a
brakacak kadar vicdansz deildi ki... Ya Hac btn paray bu
gece kadnn elinden alrsa? Bu kadn da ahman birisi, pence
renin altnda para bulduunu gider de Hacya hemen sylerdi.
Hac paray bitirmeden ... Kumara vermeden... Ne gzel de
ocuklar var! Sahiden ne gzel...
Kouyor, ayaklarna allar, iri kkleri, talar taklyor. ki
kere Gavur Mezarlnn maaralanna dt. Eli acd. Toprak
slaka, tr gibi. Ayn ucu grnyor. Aalarn, allarn,
atlarn, kayalarn, tede otlayan eeklerin glgeleri kasabann
stne uzand gitti. Glgeler sallanyor, biribirine karyor. n
san, kpek, aa, dal, kaya, tmsek, kam glgeleri... Krmz
tozlar... Soluk alamyor. Krmz tozlarn, renk renk otobslerin,
kanl kpeklerin glgeleri biribirierine karmlar, dalgalanp
biribirierine giriyorlar. nsan yerden yere vuran, aalar top
raa kadar een, kklerini sken, orman uuldatan, dnyay
atr atr biribirine vurdurup katan bir rzgar esiyor.
Yusufun bir sredir suyunu karrcasna skt elindeki
hanerinin sap avucunda vck vck tere batmt. Birden geri
ye dnd. Ban sallad.
Uzun glge: "Anam yandm!" diye yere devrildi, topra
rmalamaya, otlar allar koparmaya, dileriyle topra sr
maya balad. Yusuf onun stne atld. Durmadan, delicene
bir fkeyle ba soktu ekti, soktu ekti, soktu...
Kendine geldiinde ban daha batrp batrp ekiyordu.
Kalkt, koarak lnn yresinde komaya balad. Kama
s gerekti. Bir trl ly brakp kaamyordu. Ha bire de l
nn yresinde dnp duruyor, lye balamlar gibi ondan
bir adm uzaklaamyordu. Sonra birden aklna dt, hala sk
makta olduu kanl hanerini yalad. Az kprm, kaygan,
tuzlu bir kan iinde kald. Bir avu dolusu kan tkrd, yoku
aa kasahaya doru komaya balad.
Ay dodu, glgeler silindi, rzgar da yeynidi.

430
52

Onu ilk nce olak Emin grd. olak Emin ksa boylu,
paytak rdek yryl, eni boyundan daha kaln gsteren bir
demirciydi. Yalnz demirciler arsnda deil, btn kasahada
dkkann ilk olarak yllardan bu yana o aar, en ge o kapahr
d. ine kapank, sessiz bir adam olan Eminin gz iinden
baka bir eyi grmez, rsne, krne yumulur, boyuna al
rd. Onun dnyas evinde balar, dkkannda biterdi.
l demirciler arsnn azndaki be adam el ele verse
gvdesini eviremez ulu narn altna upuzun uzanmh. Ba
saa dm, dili yan yarya dar km, aznn bulunduu
yerin toprana gllenmi kan kurumu, daha da azndan gl
lenmi yere kan szyor gibi. Hacnn ls avnn stne ahi
maya hazr bir atmacaya benziyor, yle diri, capcanl. Yalnz
yle bir atmaca ki byk bir kavgadan km, tyleri yoluk,
karmakar, dimdik, perian ama gene de atlmaya, yeni byk
kavgaya hazr. Parampara olmu st ba toz topraa karp,
pis bir renk alm kandan gzkmyor. Ayann birisinde
ayakkabs yok. Bu sapsan, upuzun, kemikli ayan orab da
syrlp parmaklara gelip taklm.
Hacnn lsnde durmadan kanayan bir hal var. Yzn
de, dar km dilinde, kslm ak gzlerinde glmseyen
bir aclk var. Yollardaki kan izleri, yolun tozlarnn stndeki
srklenen bir adamdan kalan teki izler, salar, giyitleri
onun ok uzak bir yerden buraya kadar srklendiini gste
riyor.

43 1
olak Emin lnn ayakucunda durmu, gzlerini krp
madan, korku dolu bir aknlkla, kamak istiyormu da onu
tutmular brakmyorlarm gibi yalvaran bir yzle orada kala
kalmt.
p Gmen Murat lyle Emini ta uzaktan grd, ko
arak geldi, lye bumuna girecekmi gibi eildi bakt. Kpkr
mz yz, krk iindeki boynu nce sarard, sonra gene k
zard, sonra da morard, fkeli gzlerle, irenir bir yzle Emine
bakt, sert: "A be, nolmu buna?" dedi.
Emin karlk vermedi.
Gmen Murat kocaman burunluydu. Burnunun st de
mor damarlyd. Sabahtan akama kadar arda kyl olsun,
kentli olsun, memur olsun, ifti olsun, kimi gzne kestirirse,
eskiden byk bir derebeyi olduunu, kyleri, iftlikleri bulun
duunu, dmann gz ksn bunlarn hepsinin Bulgaristan
da, Deliarnanda kaldn, ite kendisinin de kasaba arsnda
at pislii sprdn sylerdi. Muradn hikayesini dinleye
cek adam kalmamt kasahada ama o gene bir yolunu bulup
bir adam yakalyor, belki onuncu defadr ki hikayesini kendin
den geerek, karsndaki onu dinliyor mu diniemiyor mu, al
drmadan anlatyordu. "A be var idi halayklarmz. Var idi bin
atmz, on bin ineimiz. A be var idi..."
Gzlerini kocaman kocaman aarak gene sordu: "A be ne
olmu buncaza ?"
olak Emin ta gibiydi.
"A be nolmu buncaza, sorarm sana!"
lnn yresinde ha bire dnerek durmadan soruyor, son
ra da artk karln kendi veriyordu: "A be lm, lm!
Vurmular... Etmiler na ble, param param. Na ble vur
mular pin bak barcna... yi bir uakt Hac. Vurmular
ona, pin bak haan."
O dnmekte olsun, Cce mam minareden indi, nedense
yolunu bu yana evirdi. Halbuki mrnde bir kere olsun bura
dan gememiti. Bu sabah iine bir felaketin karanl km
t. Uzaktan, hastonunu sryerek komaya balad. Geldi l
nn baucunda durup, eildi, ak gzlerini kapatt. Sonra elle
rini havaya ap okumaya balad.

432
Cce imarnn nereli ve kim olduunu, ne zaman imamla
baladn kasahada kimseler bilmezdi. ok kimse onun adn
da bilmezdi. akac, gle yzl bir adamd. Sylediklerine g
re de Allahn varlna inanmazd, ama hocalkta, Mslman
lkta ylesine derindi ki mftler, mderrisler onunla baa
kamazlard.
mam hem duasn okuyor, ban da hayfl hayfl iki ya
nna sallyordu, hem de arada bir eiliyor, lnn alan gz
n yeniden kapatyordu.
Kker Hasan Bykda gen, yakkl, hep glmseyen
bir kylyd. Ellerini nlne sile sile geliyor, "ne var sabah
sabah gene arda?" diye kendi kendine soruyordu. ly g
rr grmez sarard, saliand ve yere dt.
Murat vard onu tuttu kaldrd. Duasn yarda kesen
mam: "Bayld," dedi telaszca. "Su getir Murat."
O suyla geriye gelinceye kadar, mam Hasann ban salla
yarak, okuyarak onu ayltm. "Zinhar," diyordu, "bir daha
lye bakaym demeyesin!"
Hasan srtn lye dnm duruyor, oradan da ayrlam
yordu.
Kumarc Rza geldi. Bu, geceleri hi uyumayan bir adamd.
ok gzel de giyinirdi. Onu hi kimse bir gn olsun tsz . es
ki bir giyit, kolasz bir gmlek veya boyasz bir ayakkabyla
grmemiti. Esmer, dolgun yz, ak dileri prl prld. Salar
dz ve arkaya taranmt.
Rza imdiye kadar kiiyi ldrm, nde de birka
yl yatp kmt. Kiminde af vurmu ona, kiminde de mahke
mede denk getirmiti. Ziraat Okulunu bitirmi, birka yl ilko
kul retmenlii yapm, sonra da ite byle kasabann en nl
kumarcs olmu kmt. ki kars ve her bir karsndan dr
der ocuu vard, sekizi de erkek.
Hacnn lsn grr grmez, hemen Dervi Bey geldi
gznn nne. Onu ok trtklamt. Bu Beylerin Beyi asil
adam gece olsun gndz olsun onu bir kere olsun eli bo ola
rak geriye evirmemiti. Rza Bal bir de biliyordu ki u kasa
badaki adamdan birisi Dervi Beyin casusudur. yle de ol
masa burada konutuklar doruca, mutlaka Dervi Beyin ku-

4
lana gider. Gitmese bile, kendisi, bir gn Dervi Beyi yakala
dnda, senin iin Hacnn ls banda byle byle yaptm,
derdi. Baka bir ey daha vard. Rza seimdir memleketteki
byk partilerden birisinin milletvekili aday listesine giriyor,
parti seimi kazanamad iin, o da kazanamyordu ama parti
si iinde halktan en ok oyu da o alyor ve bununla vnyor
du. Kendisine yapt iyilii duyacak Dervi Bey seimde tayfa
larnn btn oyunu ona verdirirdi.
Nutuk eker gibi sol elini gsne koyup sa elini havaya
kaldrd, balad sylemeye.
Dervi Beye, onun gibisilere yz yze ne kadar dalkavuk
luk yapsa da iinden onlara mthi fkeleniyordu. Ona gre
btn Aalar Beyleri, btn zenginleri ldrmeliydi. Onun
inanc buydu. Bunlara karn da bu kiilere sonsuz bir sayg
duyuyordu. Hele Mahir gibi kendi kendisini yetitirmilere ta
pyordu. Onlar gibi olamamt. Onlara haset besliyor, hep ken
di kendine soruyordu: "Benim onlardan neyim eksik ki? Ze
kaysa zeka, ahlaksa ahlak, bilgiyse bilgi, giyim kuamsa, onla
rn feritahlar bile daha yz yl byle giyinmeyi renemeye
cek." Onun bana gelen, onu bu hallerde brakan hep o kara
bahtyd. Bir insan kara bahtl doarsa onun bir trl iflah ol
masnn mmkn yoktur.
"yi oldu, mstahak bu pezevenge," diye bitiriyordu her
szn. "Keki onun alak yreine bin bak daha vursalar,
pis karnma yz kurun doldursalard. Soruyorum size, ne yap
mt ona Dervi Bey? Ne yapmt da varm arnn ortasnda
ona boynuzlusun demiti? Herkesin boynuzu onun karsnn
bilmem neresine mi batyordu? yi oldu, mstahakn buldu.
Onu Dervi Bey haklatmasayd, ben haklayacaktm. Dervi gibi
bir asil, kan binlerce yldan bu yana szlm gelmi asil bir
soyu sen nasl, nasl olur da hakaret yamuruna tutarsn? yi,
iyi, iyi oldu ...
"

mam bir ara okumasn kesip, kanlanm gzleriyle ona


dnd, hm gibi bakt: "ller arkasndan Mslmanlar by
le konumazlar. lleri iyilikle anmak, hayr dua ile yad etmek
dinimiz iktizasndandr," dedi:
Rza Bal aldrmad, daha ok barp armaya, lye

434
svmeye balad ve mann stne yrd. Tam bu srada Ha
emn arkada kahveci Sleyman gelip de bararak lnn s
tne kapanmasayd Cce mam belki de Rza Baldan zorlu
bir dayak yiyecekti.
Sleyman uzun boyuyla Hacnn stne kapanm: "Arka
dam, arkadam!" diye inliyordu. "Arkadam, hangi kanl el
ler kyd sana? cn yerde kalmayacak, seni ldren dalar
padiah Gizik Duransa da cn alnacaktr... Arkadam, arka
dam!"
Rza bakt ki pabu pahal. Bir ses etse Sleyman onu bo
uverecek. Hemen mann arkasna geip: "zr dilerim,
mam Efendi. Malumunuz, ok heyecanlanmm. ller da
ima hayr dua ile yad edilir. Affnz dilerim," dedi, sustu.
Demirci Sami geldi, Sleyman Hacnn stnden kaldrd:
"Olaca buydu, olaca buydu," diye onu teseliiye alyordu.
"Olaca buydu. Pezevenkler burunlarndan kl aldrmyorlar.
ki ift iki szden dolay bir insann canna kylr m? Olaca
buydu, Sleyman. ocuklar sersefil dkld kald. Ben ocuk
larna yanyorum."
Kr brahim soluyarak geldi, lye basacakken birden dur
du: "Demedim mi?" dedi. "Demedim mi? Bunlar seni yerler
Hac, idam fermann boaznda dolanp durursun. Demedim
mi Hac sana?"
l kurtlanmt. Kokuyordu. Yz de kapkara, kmr ka
ras olmutu. Kurtlar yarasnda kvl kvl ediyordu.
Kyller bakkah Kr brahim bumunu tutup, hm hm ko
nuarak: "Ama gnah deil mi?" diyordu. "Hi gnah deil
mi? Koskocaman Bey olmusunuz, ne der de ldrrsnz bu
fkaray?" Sonra sylediklerinden rkt. "Byk bir suu vard
da ldrdler," diye szlerini dzeltti. "Byk bir suu olmaz
sa, durup dururken bir adam ldrrler mi?"
Bo bulunup sylediklerinden o kadar korkmutu ki he
men oradan ayrld. Hac ne demiti ki de ldrvermilerdi?
Bunlarn yannda bir sinei ldrmekle bir adam ldrmenin
hibir fark yoktu. Duyarlarsa bu sylediklerini onu da ld
rrlerdi. Aman zaman dinlemez, yakariard adam. Hac da
batsn, ls de... Ayaklar krlayd da gitmez olsayd oraya.

435
Dkkanna geldi, fakat amadan geriye, lnn yanna dnd.
"yi yaptlar," dedi. "Elalernin kars kz yerde yatrnyor, na
musu yerde yatrnyor," diye bard. "Namus bostan tarlasnda
bitmez."
Sleyman ona doru fkeyle yrrken Sami onu tuttu, Kr
brahim de ifte kurtuluun sevinci iinde dkkanna gitti, he
men duayla dkkann at. Bu sabah bana uursuz iler gel
miti. Bu uursuzluk stnden savuluncaya kadar dua okurna
lyd. Durmadan duayla az kpr kpr ediyordu.
Arzuhaki Ali de geldi. Kandan irenirdi ama irenrne akl
na bile gelmedi. lnn banda dncelere dald. Bir gn
kendisini de byle ldrecekler, byle kpek ls gibi srk
leyerek getirecek, buraya, arnn alannn ortasna atacaklard.
Ne yapmal, bu muhakkak lrnden yakay nasl syrrnalyd?
Kararn hemen orackta verdi. Bu kasabadan ayrlrnalyd. Ba
kaca hi rnrnkn aresi yoktu.
Hacy iki kiiden birisi ldrtrnt. Ya Dervi, ya Mahir.
Hacy iki kiiden birisi ldrrnt. Ya Veli, ya da Mahrnudun
olu Yusuf.
Acaba hangisi?
Yeliye telkin para etmezdi. O kaarlanrn, faydac, bencil
bir adamd. Yusufla daha ok uramak frsatn bulsayd belki
ocuu kurtarabilirdi. Belki de onun szleri Yusufu Hacy l
drmekten alkoyrnutu... imdi ansyordu, o konutuka Yu-

sufun yz nasl allak bullak oluyordu.


Hayr hayr, koullar Yusufun, Velinin ylesine elini kolunu
balamt ki hibir zaman onlar Beylerin, Aalarn etkisinden
kurtularnayacaklar, onlarn her zaman ellerinde rnaa olacak
lard. yle yetitirilrnilerdi. Yetitirdirn, gzn atm sand,
hapishanede Beyine, tekmil Beylerine dman olan bir Krt
Mahmut bile dar kt gn, btn ierdekileri unuttu, vard
Beyinin eline sarld. Ve sonunda... Daha sonra da... Koullar
deitirmeden insanlar deitirmeye kalkmak bir ahrnaklktr,
bir bo abadr.
Koullarnn stne kan insan yok mudur? nsanolunun
da bir yan koullarn stnde deil midir? Mahrnudun hapis
hanede Beylere dman kesilmesi onun bir yannn koullar-

436
nn dna kmasdr. te insan soyunun bu olumlu yanyla,
olumlu dneeli insanlar birleerek insanlar iyi gnlere ula
tracaklardr.
Bu kasabann koullarnda o bu kafayla yaayamayacaktr.
Bu muhakkak.
"Allahasmarladk kasaba! Allahasmarladk garip Hac!
Sana ok teekkr ederim... Eyvallah!"
Her hareketinden tela, korkusu taan retmen emeklisi
Halis Bey yzn buruturarak geldi, lye bir gz atp hemen
ban evirdi, nabzn tutarak oradan uzaklat. Az tede bir
duvara dayanm, nabz elinde, azn alabildiine am bir
trl hava girmeyen cierlerine havay ekmeye alyordu.
Gzleri cam gibi pariaklap yuvalarndan frlam, yz bem
beyaz olmutu.
"Vatanszlar, vatanszlar, reziller, yazk deil mi? Ata bu
yurdu size fakir fkaray ldresiniz diye mi dmandan alp
verdi? Vatanszlar," diye mrldanyordu.
Sonra at kadn Sultan geldi, lnn baucuna diz
kp ince sesiyle at sylemeye balad. Hem alyor, hem de
sylyordu. Hacnn babayiitliini, iyiliini, iki gn nce ona,
teyze naslsn, bir gn elime para geerse seni bu yoksullukta
koymam dediini, Hacnn gzel ellerini, ibriim gibi salarn
sayp dkyor, ulu, kara bulutlar, geit vermez sular, kayalkl
sarp dalar da nedense adna ekliyordu.
Birden Kara Memet yerden biten bir fke gibi geldi, l
nn ayakucunun orada durdu, alayl alayl, sonucun bu olaca
n bildiini halleriyle gstermek isteyerek glmeye balad.
Sonra da orada toplanm halka dnd, her birisini delici gz
lerle teker teker szyordu.
Kara Memet ok okumu, durmadan da okuyan, dediine
gre Franszcay sktrp, Fransz yazarlarn okuyan, hele
Aragonu hi dilinden drmeyen birisiydi. ok dalgnd.
Ayakkabsnn birisini kahverengi, birisini de siyah giymiti bir
gn. Bu dalgnl daha kasahada sylenir.
Byk maceralar yaam, nce btn Trkiyeyi, sonra
dnyay dolap gelmiti. Bir yerde diki tutturamaynn tek
sebebi onun her an parlayan bir ate huyunda olm<}syd. Ve u

437
dnyada onun houna giden, onun bakaldrmad hibir ey
yoktu. ok cesurdu ve turnay gznden vuracak kadar da ni
ancyd. Kim iin olursa olsun azina geleni sylernek balca
huyuydu. rnein Dervi Beye istediini syler, Hacnn ona
yapt hakaretn bin rnislini yapar, Dervi Bey ona kolay kolay
ses kararnazd. Kara Memedin kiisel yiitliinden baka, on
dan daha da nemli arkasnda kalabalk bir soyu vard. Bu so
yun erkeklerinin hepsinin aa yukar eli silah tutard. Ve bu
soy yllarca kasabay dize getirmi, ast astk, kestii kestik
bir soydu. Yar ekya, yar hrsz, yar soyguncu, yar fakir fka
ra dostu bir tuhaf insaniard bunlar. Asllar bu kasabadan de
ildi. Toros arkasndan bir yerlerden gelmilerdi ama onlar da
nereden geldiklerini bilrniyorlard. Ellerinde silahla doar, si
lahla lrlerdi. Kadnlar bile erkekler gibi silah kullanrlard.
Soyun ancak bir iki ailesi zenginceydi, gerisi fkarayd. Snr ka
akl, aa kaakl, pirin tarlalarnda su bekilikleri ya
parlard ounluk.
Kara Mernede gelince o bir tarnirciydi. Bozulan her maki
nay, aleti bir yoklayta onarr, uraya koyuverirdi. Dnyada
onun onararnayaca makina yoktu. Btn blgede, Adanada,
Mersinde, Antakyada, Ceyhanda, Nidede, daha ilerlerde, bir
ka yl iinde onun bu nn duymayan kalmamt. Ona her
gn bir sr onar kabul etmez otomobil, traktr, kamyon, de
niz motoru ta uzak yerlerden gelirdi. Osman Ustayla ibirlii
yapmt. Gelen makinalar onarr, pazarlk da etmez, ne verir
lerse alrd. Giyitlerinin lekeli, yal olduunu hi kimse gr
nemit ama elleri de her zaman ya iindeydi.
At kadn kolundan tutup kaldrd: "Sus, ana sus!" de
di. "Sus ki zulrnn sesi duyulrnasn. Sus ki Hacnn ldrl
n de Aalar Beyler aralarnda kaybetsinler. Onlarn yann
da, o zalimterin yannda bir insann hayatnn bir sinek hayat
kadar deeri yoktur. Sus ki Hacnn lsne glsnler. Bir it
daha geberdi desinler. Sus ki, ana, senin acl sesinden kan iici
ler rahatsz olrnasnlar. Sus ki ana ... " Derin bir soluk ald, gzle
ri ya iinde kald. "Onlar bu vatann altn oyuyorlar. Bir gn
bakrnsn ki krnz, rnahyolrnuuz. Hac hi. Hacnn l
m hi. Onlar ylda u ukurovada alktan, yoksulluktan, has-

43 8
tahklardan binlerce kii ldryorlar. Bir, Hacy ldrm ol
saydlar, per bama iek diye sokardm. Hac bir serseri, bir
hi. Hac stelik de insanlara zararl bir yaratk. Onlar u bere
ketli topraklara pamuk ekecekleri yerde, ekmesi, hasad daha
kolaydr diye eltik ekiyor, havay zehirliyor, her yl binlerce
ocuun stmadan lmesine, binlerce insann hastalannasna
sebep oluyorlar. Hac bir hi. Hac bir serseri... Ve siz de onlarn
bu zulmlerine korkulu hayvan gzlerinizle, korkulu korkulu
bakyorsunuz. Su onlarda deil, su sizde... Su sende bende,
bizim hayvanlmzda. Hacy da bizden biri ldrmtr. Bey
gelip de byle bir zavallya elini srmez. Yarn Hacy ldren
yakalanacak, cezasn grecek. Hacnn asl katili de elini kolu
nu saliaya saHaya gezecek. Bunu hepimiz biliyor, gene de onla
ra kle olmakta devam ediyoruz. Su bizde, su bizde... Katil
ler, katiller!"
Az kprm, yz kararm, dudaklar mosmor olmu
tu. Oradan uzaklat.
Kalabalk gittike oalyordu. lnn banda bir tart
madr balad. Kimi diyordu ki hak etti lm. Bir koskoca Be
ye byle byle denir mi? Kimi de, ne olacakm yani, Hacy bir
iyice dvdrr geer giderdi, bir iki sz iin adam ldrlr
m, diyordu. Tartma Savc gelinceye kadar srd. lnn ba
nda kavgalar bile oldu. Bir anda ar, narn alt o kadar ka
labalklat ki ortadaki ly son gelenler gremiyorlard. Baz
genler nariarn stne kmlar, insanlar damlarn, dkkan
arn stn doldurmular olan biteni oralardan seyreyliyor
lard.
Derken bir otomobil gelip kalabaln arkasnda durdu.
Otomobilden Mahir indi. Onu her gren tepeden trnaa se
vince kestiini hemen fark ederdi. Gzleri, yz, salar bir se
vin nda alkanyor, bu yasl, ar lm havasna bir hafif
lik getiriyordu. Yznn krklar alm, belki on ya gen
lemiti.
Candarmaya: "u kalabal a, yavrum da ly ve Savc
Beyi greyim/' dedi.
ylesine syledi ki bu kar konulmaz bir emirdi. Candar
ma ona yol amak iin halk dipiklemeye balad.

439
Bir trl, bir trl bu mucizeye inanamyordu. Nasl ol
muh? Nasl olmuh da bu kadar kolaylkla bir anda bu bela
dan kurhlmuh? Bir trl, bir trl Hacnn ldne inana
myordu. Ancak gzyle grncedir ki inanacak, kurhlu se
vinci tam olacakt. Bu yzden candarmayla birlik olmu, var
gcyle halk amaya alyor, ly bir an nce grmek iin
can atyordu.
Uzun bir uramadan sonra lnn yanna varabildL Hac
tannmayacak haldeydi. O mu, deil mi, diye eildi bir iyice
lye baktktan sonra doruldu, sonra ellerini havaya at:
"ok kr, ok kr yarabbim," dedi usulca. "Mucizene ok
kr. Haksn, varsn ve bir tanesin."
Savcnn yanna yaklat kulana usul usul sylemeye
balad. "Ona dedim ki, Bey, dedim, gnlerce de syledim,
sen bir Ouz soylu Beysin, o bir serseridir, bir iki kt sz et
mise sana bundan ne olur canm? Tenezzl etme onu karma
almaya dedim. Bu adama mstahak oldu ya. Ulan sen ekme
ini zor kazanyorsu,n, imdiye kadar yz insann ban ye
mi bir Beye gider de nasl boynuzlarn sylersin? Deil mi
efendim? Ah Dervi ah! Aaaah kardeim ah! Bu fke senin ha
yatna mal olacak. Gene de bizler zleceiz, senin arkandan
kahrolacaz ... "
Mahir alamaya balad, hem alyor hem de yz sevin
ten ldyordu. Alamakla glrnek aras bu tombul yz, bu ie
ri gmlm, yuvalarnda fldr fldr dnen gzler ok hhaft.
Savc da durmu aknlkla ona bakyordu.
Mahir Bey elini Savaya uzatt: "zr dilerim, balayn
beni, ok kederliyim, kahroluyorum. Dervi Beyi canmdan, o
cuklarmdan da ok severim, yapmamalyd bunu."
Gzlerini beyaz mendiliyle sile sile kalabal yarmaya al
yordu. Onun byle zavall bir serseri iin aladn gren
halk Mahire sayg duyuyor, kmas iin biribiri stne binerek
ona yol ayorlard.
ki iftlik sahibi kol kola gelip, yle uzaktan kalabala bir
bakp, kaytsz bir yzle oradan uzaklarlarken, birisi: "Dervi
Bey ne der de bu kadar adam ldrtr?" dedi. "Bu da m Ouz
tresi icab?"

440
br glerek "O bu kadar aptal olmasayd imdiye ka
dar elindeki o byk imkanlada btn kasabay, Adanay, Ko
zam tm eline geirernez miydi? Bereket versin ki... " diye kar
lk verdi.
Scak kzdryor, kalabaln arasndan szlp gelen yeil
sinekler imek gibi lnn stne iniyorlard. oluk ocuk,
gen yal, hasta yatalak, kasahada kim varsa dernirciler ars
nn azna toplanrnlar, ary doldurrnular, bir an nce l
y grrnek iin itiip kakyor, dvyorlard.
Hacnn kars ocuklaryla bir dkkann kesine bzl
rn ses karmadan donmu kalmt. Ne o kimseyi gryor,
ne de kimse onu.
Topal Mustafa, arnn kaldrrnlarn tahta hacayla
grnleterek, tahta hacan savura savura geldi, kalabala da
lp bir anda lnn yanna vard, eildi lye yle bir bakt,
dnd kalabalktan kt evine doru komaya balad, kapy
ald. Sabrszlktan ldryordu. Kars az daha kapy ama
sayd hemen kapya yklenip kracakt. eri girer girmez kar
snn elinden tuttu. Yatak odasna srkledi.
"Soyun soyun! Soyun kar," diye baryor, titreyen elleriy
le kadnn dmelerini kopartarak bir taraftan da kendi soyun
maya alyordu.
Be yldr evliydiler, kadn kocasn hi byle frtna gibi bir
ehvette grrnerniti. Allak bullak olmu, hem soyunuyor, hem
de: "Kudurdun mu, kudurdun mu?" diye soruyordu.
Az sonra yataktaydlar. Kadnn tenine deen Topaln teni
onu kz gibi yakyordu.
Kalabal yarrn Mahir Bey yeniden oraya dnd. Savc
nn yannda bu sefer Yzba da vard. Buna da sevindi. Sevin
ten uuyor, ne yapacan bilerniyor, ikide bir lnn baucuna
varyor, bakyor bakyor, glrnernek, sevincini gstermernek iin
dudaklarn sryor, kendini skyor, eski ackl hallerini, skk,
rnkl dururnlarn yaarnaya alyordu ama, onu gren her
kes sevincini hemen anlyordu. Yznden, gzlerinden, sala
rndan, yrynden, duruundan mutluluk tayordu.
"Dedim," diyordu Yzbann kulana sesiice syleyip,
herkese duyurmak iin. "Olaca biliyordum. Srf bunun iin

44 1
verdim ona paray, braksn kasabay gitsin diye. ardm onu
eve. Hac hal byle byle, senin banda bir kt i, sen bir na
mussuz1uk yaptn, bunu senin yanna koymazlar, al u paray
da, iki yl sana bu para Trkiyenin her yerinde yeter... Gitmedi
kardeim, gitmedi. Ben bu fedakarl neden yaptm, soylu kar
deim, bana dnyay balam Dervi Beyimizin ba bir k
pek yznden belaya girmesin diye... Ben bu ... "

Telialla gz gze geldiler. Tellal azck tepeden, alayl, her


eyi grr, bilirmi tavrla, alayl bakyordu ona.
"Eveeet..." dedi Mahir Bey, "bu kasabann serserileri aztt-
lar... Eveeet, azttlar Sayn Yzbam ve de muhterem Savc
Bey... nlerine gelene hakaret ediyorlar, bacak kadar boylarna
bakmadan... "

Bacak kadar derken, Teliala yeniden bakt, Telialn gzleri


ondayd, deler gibi bakyor, ak ak da ona glyordu. He
men arkasn dnd Tellala, Savcnn koluna girdi, uzaklatlar.
Hacnn ortaparmana bir ayrkotu paras yapmt.
Mahir oradan gittikten sonra Telialn gzleri yeniden ayrk par
asna takld.

442
53

Tellal sabah erkenden kalkt, kars, ocuklar daha uyuyor


lard. zene bezene tra oldu, Koca Reisin karsna ktnda
giydii karsnn Vays Ustaya yaptrd son giyitini giydi,
ayakkabsn birka gn nceden boyatmt, bir bezle sildi, sa
larn tarad, uzun uzun svazlayarak byklarn dzeltti, sonra
da ne yapmas gerektiini dnerek, elleri yanlarna dm,
evin ortasnda kalakald. Bir ey unutmu gibi... Unutmu da
anmsayamyor gibi. Sonunda baheye kmay akl etti, bahe
iyden slakt. Son diktii zeytinlere bakt, tutmu mu diye. i
aydnland. Yere deli mozaiklerin stnden gidip gelmeye
balad. Dalarn ardndan gnn ucu bir bulutun altndan
kncaya kadar gitti geldi. O elinde kitap tutmu suret kalarn
atm ona bakyordu, gcengin, kederli. Bugn nedense mor
harmanisi bir hotu, arnzundan aalara kaym gibiydi. Gn
rken kars ocuklar da uyand. ierden anlalmayan, biribi
rine karm sevinli sesleri geliyordu. Bahedeki gller, teki
iekler amlard. Asmalarn yapraklar buuluydu, tazeydi.
Sabah aydnl buulanyordu. Arlar havada, bacaklar, gv
deleri, belleri biribirine dalanm iftleiyorlard. Hi bu kadar
iftleen ar grmemiti. Hi iftleen ar grmemiti aslnda.
Kuyunun yanndaki ktn stnde yeil iri bir kertenkele
krmz dili darda uyuyordu. Kuyunun kapan usulca at
kertenkeleyi uyandrmamak iin. tedeki nar aacndaki pe
tekte sarcaarlar ar, yar uykulu ancak kprdanabiliyorlard.
Tellal, iyden slanp mler fkaralar, diye dnd. Sonra

443
da, bu arlar ocuklara musaHat olurlar, bunlar frsat eldeyken
ortadan kaldrmal, dedi. ieriye dald, bir telis uval eskisi ald
geldi, daldaki petei sard. Sarcaarlar petekle birlikte bir teki
bile uamadan paavrann iinde kaldlar. Koarak gitti yukar
daki, dalardan gelen suya uval ap daldrd. Petek, arlar
suyun yzne serilip rpnarak aktlar gittiler. Tellal, bu sabah
kalkmasaydm, onlar byle uyumu grmeseydim, ocuklar
sokacaklarndan korkmasaydm, onlar imdi yayor olacaklar,
doan gne kar kurumu kanatlaryla uacaklard, diye d
nd. inde, derinde acya benzer bir ey, bir hzn depreti.
Koarak kuyuya geldi. Kertenkele daha uyuyordu. Dilinin ucu
bir topluine ba kadar darda, serilmi uyuyordu ktkte.
Kuyunun bana gitti ortaya diz kt ban aaya sarktp
kuyunun aynasnda, ok uzaklardaki suretine dald. Kuyunun
aynas dz, durgun, kprtszd. ierden, daha sevinli sesler
geliyordu. Kuyunun azndan ekildi, yandaki kapa da alp
yerine koydu. Kertenkele uyanm, aknlkla saa sola ban
sallyordu.
Kars, o kertenkeleye dalm bakarken yanna geldi. Ker
tenkeleyi grnce glmeye balad. Telala kouyordu kerten
kele tatan taa, ktkten kte geerek. Az bir sre iinde
duvar trmand ve gzden yitti. Kars gamzeleri ukurlaarak
glyordu. Tellal onun gzelliine, gzlerinin, yznn duru
luuna, ukurlaan gamzeleriyle yznn bysne dald git
ti. Kadn bir bekledi iki beldedi Tellal dalm gitmiti. Birden
kadn kahkahalarla glmeye balad, Tellal da o anda ona katl
d, biribirierine sarlm eve girdiler. Kalvalt hazrd, sofraya
oturdular.
Tellal sofrada da onu yzne dalp dalp gidiyordu. O dal
clka bir sevin kasrgasnda kars glyordu.
Kepenkler grltyle alrken arya geldi, ayaklar onu
ekti Demircinin o gn bugndr kapal dkkanna gtrd.
Bu kocaman asma kilidi kapya kars takmt, o ierdeyken.
Kilit pas iindeydi. te Demirci urada... Kendisi uraya k
mt onun kanl lsn grnce... Demircinin rs, kr,
aletleri ierde olduu gibi, Demircinin ldrlmeden nce b
rakt gibi duruyorlar, ne bilsinler, Demircilerini bir gn gele-

444
cek diye ylecene bekliyorlard. kt yerden gelip candar
malarn onu oradan allan olduu gibi gznn nndeydi.
En ince ayrntsna kadar belleine yerlemiti. Gene oraya, ne
dense, yorulmu kverdi. Hibir ey dnemiyordu, hibir
ey de grmyordu. Birden karakola gtrln, Onbay,
daya, imdi u anda dayak yiyormu gibi bedeni acyarak an
sd. Hemen kalkt arya aaya yrmeye balad. Eekarla
r krmz, mavi akarak karpuz kabuklarnn stnde dn
yorlard. Gelinbcekleri gerilmi uzun, saydam kanadaryla
arnn deme talarn koklayarak bir boydan bir boya, yk
selmeden alalmadan bir kar yukardan uuyorlard. tane
koan krmz byk atlkarnca grd. Bunlar teki atlkarn
cadan daha iriydiler. Altnda akarsuyun duru, aydnlk gllen
dii nara doru kouyorlard. Tellal onlar gzden yitirmeden
nara, onun altndaki kahveye doru ar ar, bir durarak, bir
yryerek, yryn karncalara uydurmu gidiyor.
Karsndan Mahir Kabakolu geldi. Yz sararmt.
Gzleri korku iindeydi. Yanna gelince durdu, glmsedi ona.
Grmezlikten geldi, dalm gitmilie vurdu. Ak talarn s
tnden koan karncalar bir ara yitirdi aranmaya balad.
Mahir Bey dnd geldi, elini omzuna koydu: "O ne, Tellal,
ne aryorsun, bir ey mi kaybettin? Dalm gitmisin, bizi gr
myorsun bile. Yazk oldu Hacya, yle deil mi?"
Tellal rpertiyle pis bir eye demi gibi omzunu silkeledi,
onun elinin dokuntusundan kurtuldu.
Saydamlam gzlerle bombo bakt ona, yrd. Karnca
larn aryordu. Kahveye kadar, narn altna kadar gzleri ta
larda en kk bir kprty karmadan gitti, karncalar gre
medi. Gene yle gzleri yerde, karncalar arayarak geriye dn
d. Demirciler arsnn azna gelincedir ki, eki sesleriyle
ban kaldrd. Karda Osman Usta, Ali Usta, teki demireBer
durmular bir eye, uzaklara bakyorlard. Tellal da onlara bak
t. ar slakt. Demirciler arsnn bir yann, stnn byk
bir blmn hanmelleri kapatm, hanmelleri rtmt. ar
nn urasna burasna atlm pasl demir tekerlekler, otomo
bil, traktr, kamyon kadavralar, kten, saban demiri eskileri,
ne olduu bilinmeyen tuhaf biimli demirler, teller, zincirlerin

445
stnde iek am hanmelleri daha bir taze, ho kokuyorlar
d. Kokular yanm suyun, demirin, krnrn kokularna kar
yordu. Kar dalar incelrni, gzkr gzkrnez, incecik bir
mavide gkyzne yaprnt.
Gzlerini yerden alarnadan, ille de karncalar bulacarn
abasnda dernirciler arsna girdi.
Osman Usta, hi konumayan bu nernrut kii: "Ne o Tellal
Efendi, ne o? Ne yitirdin de bizim arda aryorsun?"
"Ne o?" dedi Ali Usta.
"Ne yitirdin?" dedi Akarcal Salih Usta, uzun, krmz bir
ba dverek.
"Ne o, ne o, ne o, ne yitirdin?" diye sordular hep bir az
dan. Sonra birden eki sesleri ortal doldurdu. eki sesleri
kafasnda uuldad. Tellal ne yapacan bilerneden, bir eyleri
unutmu, ansmaya alarak orada, dernirciler arsnn orta
snda kalakald.
Ne zaman oradan ayrld, onu kim getirdi buraya, narn
altna oturttu hi mi hi ansyarnyor. Karncalar aradn ans
yarnyor. Bir eyler arant arda ama neydi? Bir eyler bul
maya gelmiti arya, bir nemli i iin gelmiti ama neydi o
i? Dnyor dnyor bularnyor, kahvede oturmu adarn
larn yzlerinde, yukarda narn dallar arasnda, kahvenin ta
vannda analar gelirken kocaman azlarn aarak, boyunlar
kopacakrn gibi sonuna kadar uzatan dehet bir yaygaradaki
krlang yavrularnda, akarsuyun krklarnda, bir seste, bir
rnelite, bir yryte bir eyler aryordu. Dnyann bu ka
dar ok, bu kadar ok kalabal, ayrntlar, eitlilii iine bat
rn yapayalnz, yapayalnz... Kahvesini iti. Yan banda bir de
nargile duruyordu.
"Buyur Tellai Efendi."
Nargiledeki kzlerin yerlerini deitirdi, bir iki ekti, durna
n iine ekerken ilerdeki kl yn stnde bitmi otlarn ara
snda am uzun boyunlu mor bir iek grd. Mor iein a
nana yuvarlak, parlak bir kara ar girip kyordu. Kln s
tndeki, her yerde biten yeilden daha taze, daha gzeldi. Hi
bu kadar tazelik fkran bir ey grrnerniti. Nargilenin rnarpu
cunu nargilenin boazna sard, arad aklna dm ki kalkt,

446
ynsz yrmeye balad. ayn kysna marangoz atlyesine
geldi. Bkya dald bu sefer de, bknn dileri aalara kolaylk
la giriyor, akyordu. Marangozun yznn bir yan tekinden
kkt. Uzun yznde hep glrnek isteyip de glerneyen bir
hal vard. Marangozun sol kolu da teki kolundan uzundu. ay
ayaklarn karmadan, paalarn emremeden br yana geti,
haytlar mor, pembe, ak ieklerini amlard. Marangoz ne di
yordu, neden sz ediyordu? Krlang yavrulan, san, geni az
larn alabildiine amlar, tysz, pembe balarn alabildiine
uzatmlar, basyorlar yaygaray. nar yapraklan dehet iinde.
tede bir at ls grd, yresinde ar kanatlarn arada bir
aarak seken yirmi be kadar ba boynu plak akbaba grd.
Akbabalar at lsnn yresinde sekerek, kanat kanada dzen
siz bir oyun oynuyorlard. Amma da plakb akbabalann balan.
Gvdeleri kirli ak, kanatlar karayd. Boyunlarn ilerine ekmi
ler sekiyorlard durmadan.
Kasabadan koygun bir uultu geliyordu. Suyu, kasabay
dinleyerek geti, bacaklarnn dize kadar slandnn farkna
varmad. Ban kaldrnca kendini kulaklar sar eden eki
sesleri arasnda buldu. Krelerden kvlcmlar salyordu ar
ya. Yumuldu, ama oradan aynlmad.
Osman Usta: "Senin banda bir hal olacak Tellal," dedi.
"Gel de bir kahve i."
Kendine gelen Tellal arya, nara aa yrd. arnn
demesinin naklanna dalmken o karncay bir karpuz
kabuunun yresinde durmadan koar dolandarken grd.
Oraya kaldrrnn stne oturdu. Karncalarn ince uzun hacak
lar stnde uunurcana kouiarn grd. ocuklar da kuyu
nun yresinde, asma sarm kavaktan kavaa, asma ardann
alacakaranlnda byle koarlard. Koan ocuklar bir anda
gzlerinin nnden yitip gittiler.
ar duman iinde kald. Boz dumann ardnda, kvlcm
larn, salan kvlcmlarn arkasnda, rlplak Dldl da,
pembe mor, uuk tten, gn mavisinde eriyor gibi buulu,
bir yitip, bir ge oyulmu gibi inceden, yar aydnlk kalm,
ak, uup giderek solan... ok uzakta, gittike uzaklap gide
rek, orada sivriliyordu, uuk pembe, solmu.

447
Duman iindeki insanlarn yz, kepenklerin arkasnda,
sakall, solmu, kara, ltl, hznl, azlarn yayarak glen,
pos byklarn hoplatarak baran, oflayan pohlayan, gerilmi,
keskinlemi yzle fkelenen... ekierek pazarlk eden, yalva
ran, dalkavukluk eden, oynayan, korkan, en yrekliliin, en be
lirli korkusunda gzleri fal ta gibi alm, yzlerce yan yana
st ste. Stmadan kvranan, ldrlen, lm korkusundan da
daha beter bir korkuda deliren, korkuda kahrolan, eli aya tut
mayan, st ste kanl ylm, kvl kvl, acl, kanl bedenler.
Karncalar dnyorlard, kta krmz srtlar prltl, bel
leri incecik, kopacakm gibi. Vard bir karncay yakalad he
mencecik, tuttu, karncay ikiye ayrd, karn bir yanda gvdesi
bir yanda. Bir tuhaf dengede, ama nereye gittiini bilmeden
yamrlarak, kendi yresinde dnerek, aresizlikte dolanarak
karpuz kabuunun altna girdi kmad yarm karnca... Orada
kanyor, kan glgeleniyor topraa. Yrei acd karncaya, bir
ar duydu gsnde, bacaklarnda, tabannn kemiklerinde,
bir sz, dayanlmaz.
Kalkt nar, kahve, sandalyalara km, yle dimdik
oturmu adamlar. ou uzun, dk bykl. yle durup kal
mlar, bir ey bekler gibi. Konumuyorlar, kprdamyorlar.
Dallarda sar azl krlang yavrular, ince boyunlarn so
nuna kadar uzatm, azlarn germi, sonuna kadar am k
yameti koparyorlard. narn altndaki su duyulur duyulmaz,
kk tan stnden aarken lyordu. Kara ar kllkteki
mavi iri iein anana fkeyle, kanatlarn delice vzldata
rak girip girip kyordu. Kahvedeki, ardaki insanlarn yz
sapsar kesildi. Hac Kurtboa orada, az nce bo brakt, da
ha nargilesinin durduu masann yanndaki sandalyaya k
m nnde bir kahve fincan iri taneli tespihini, sa elini g
beinin stne koymu, altn, belki on be kat saat kordonun
dan aa tespihini sarktm, ekiyor. Sar krlang yavrular
nn azlarnn ii, kck dilleri pembe pembe... Kurtboann
burnundan ak kllar fkrm. Kalar atlm, burnu da ke
merli. stduda yark ama, tavan duda gibi, byklar rt
m. Ak byklarnn arasnda birka tel de kara var. Parmak
lar, byklarnn ucu sigara sars. Glmsyor, glmserken

448
gbei hopluyor. Belirsiz bir korku geldi geti yznden. ek
tii tespihi hzland.
Tellal suyu geti, Kurtboann karsnda durdu. imdi
apaydnlk, her ey silinmi, bir aydnlk ortasnda onu gr
yordu. Byklar yaylm bir ikircik iinde glyordu. Birden
yz soldu, apak kesildi, yz izgileri bir delilikte oynadlar,
keskinletiler, karmakar kartlar.
Tellal tabancasn ekti, tabanca gne gelince meneviledi,
imekledi. Soukkanl: "Bu bir," dedi.
Kurtboa sandalyasnda salland. Hibir yerinde kan yok
tu. Eilip bklrken sese benzer bir ey kard.
"Bu iki ... "
Yar yarya sandalyadan aaya kayarken," bu da ," de
di. Kurtboa sandalyadan kayd, az yukar yere serildi. Sol eli
sandalyaya asl kalm, sa hacan karnma doru ekmiti.
Bir anda btn yz kan iinde kald.
Tellal, elinde tabancas, yz dz, soukkanl, ciddi, para
sayar gibi. "Bu da ," dedi.
Sonra lnn yresinde bir kere dnd, eski durduu yere
geldi, tabancasn dorulttu, ne kadar kurunu kalmsa Kurt
boann gsne boaltt. Kurunlar pat pat dedike Kurtbo
ann ls bir irkiliyordu.
Kurunlar bitince Tellal gzleri lde, yresinde drt
kere gitti gitti geldi, bir an durduktan, kmser bir tavrla l
ye baktktan sonra hibir ey olmam gibi arnn teki ucuna,
demirciler arsna yrd.

449
54

Mahir Kabakolu: "Veli," diyordu, "oluk ocuum sana


kurban olsun. Kurtardn beni bu beladan. Sen benim z bir kar
deirnsin. Bunca yl senin kadrini bilemedim. Seni herhangi bir
adam yerine koydum. Senden zr dilerim. Eeee, syle baka
lm, bu i nasl oldu? Hani sen karncay ezemezdin? Dost yolu
na, i gelip de dostlua, kardelie dayannca sinek ezer gibi
ezdin Deliyi. Bakyor musun, btn kasaba Hacnn ldrl
mesini ondan biliyor, o Derviten. Syle bakalm nasl oldu?
Nasl becerdin byle kolaycack o ii? Dlek Hseyini senin s
tne atacaktm, yle mi sanyorsun? Seni korkutup bu ii yap
trmak istiyordum. Yoksa benim vicdanm elverir miydi bu ku
ru iftiray sana atmaya? Benimki sana bir kuru tehditten ibaret
tL Yoksa sana kyar mydm? Sen de kyamayacarn aniadn
da gldn getin. Eee, syle bakalm, bu ii nasl becerdin? De
medim miydi sana, bu ii yadan kl ekereesine halledersin.
Kalksn bakalm bunun altndan Dervi. Her iin altndan kal
klr bunun altndan kalklmaz. Kalkamaz o, bitti mahvoldu.
Heheey, Dervi yand. Bundan kurtulamaz artk. Teekkr ede
rim, teekkr ederim kardeim Veli. Malm mlkm senin. Ca
nm da senin! Haa Veli, bundan byle bana Mahir Bey, Mahir
Aa demeyeceksin. Dorudan doruya Mahir diyeceksin. Beni
bir karde sayp yle hareket edeceksin. Eeee, syle bakalm,
nasl oldu bu i?"
Velinin ba nde, ban kaldrp da Mahirin yzne hi
bakamyor.

450
"Syle canm! Vallahi merak ediyorum. Nasl oldu hele?
Benim yanrndan karken sende hi adam ldrecek yz yok
tu, iimden diyordum ki bunca yl karde diye barna has da
u adam, bir iini grmesin... Sonradan piman oldun herhal
de. Neyse, nasl yaptn u ii? Meraktan'lyorum, syle!"
Veli ban kaldrd, gzlerinin iine gzlerini dikti: "Ben,"
dedi, "karncay bile ldremem. Kimseyi de ldrmedim. Sen
onu bakasna ldrttn. Sana bir ey syleyim Mahir Aa,
eer bunu da, Deli Hacy da, ban sknca benim stme y
karsan, hapse girmeden nce seni ldrrm. Nah burama gel
di. Seni para para ederim. Aniadn m? Hibir eyini de iste
miyorum. Ben Deli Hacy ldrmedim. yle fkaralar siz l
drrsnz. Kanna sizler girersiniz. Benimle urama. Tatl
cann seviyorsan benden rak ol."
Mahir bir iyice ard ama hemen kendisini toparlad.
"Syleme karde," dedi. "Bana gvenmiyorsun ama sen ieri
girersen bu sutan, ben de beraber. Sana hak veriyorum. Ve sor
maktan vazgetim. Al unu, al canm! Sen bundan byle benim
kardeimsin. Benim iin bu ii yapp beni kurtardn ya, var ba
na gvenme syleme. ld ya, ldrdn ya, nasl ldrrsen
ldr."
"Ben adam ldrmedim!" diye grledi Veli.
Mahir dalkavuka: "Peki, peki karde. Sen ldrmedin,
grmedin, etmedin. Burada da yoktun. Al unu. Al unu da o
luk ocua bir eyler gtr."
Elinde bir be yzlk vard. Sallyordu. Veli almak istemi
yordu ama almamak da edemiyordu. Uzun bir ikircikten sonra
elini uzatt paray ald. Kapya doru yrd, kt gitti.
Az sonra Mahir giyindi. Sevincinden uuyordu. Dmana
byle darbe indirilirdi ite. Alsnd Dervi! Eski devir kafasyla
bu devrin insanyla baa klr myd? Kafasz kpek. imdiye
kadar karsnda adam grmemi de, yllar yl fort atm bu
kasabada, tm ukurova blgesinde.
imdi de Candarma Komutanna gitmek gerek. Gidip bu
meseleyi onun aklna iyice sokmak gerek. Bir iyice bu ii Dervi
in stne ykmak gerek. Ykmak gerek, heeeyt! Mahir ocuk
sulamt. Bugn de yz yl yattktan sonra hapishaneden k-

45 1
m gibiydi. Daraac altnda tam boynuna ip taklacakken ba
lanm biri gibiydi. stnde bu halin yorgunluu, bu halin
sonsuz sevinci vard.
Kapdaki nbeti candarmaya: "Komutan ierde mi?" diye
sordu, karln beklemeden komutanlk odasna girdi.
"Eeee, naslsnz Komutan? Bu adamlar her zaman iler
aarlar. Dur durak yok size bu derebey artklan yznden. Bu
halkn bunlardan ektii, aman Allah! Adam ldrmek bunlar
da, zulm bunlarda. Halk bunlarn elinde inim inim iniler. Kz
lan giderler stanbullara, koca stanbul ehrinde yatmadk er
kek brakmazlar, burada fakir bir adam gelir, boynuzlarn gk
yzne kt, yldzlara eriti der, dayanamaz da byle der, tu
tarlar ldrtrler fakircii! Bunlar bu vatandan daha temizlene
meyecekler mi? Daha ne kadar tayacaz bu zulm bamzn
stnde? Bu millet daha ne kadar derebeylik hayatn yaaya
cak? Avrupa sosyalizme vard dayand, biz daha derebeylii,
on birinci yzyl yayoruz. Doru deil mi, Yzbam? Bu
memlekete byk reformlar gerek... Eeee, ne haber, nasl l
drtm bakalm? tane de ocuu var fakirin, kim bakacak,
kim edecek ocuklarna? Bir yardm komitesi kurmalyz. Eee,
komutanm, nasl olmu bu i? Katil yakaland m? Bu Dervi
hi de fena adam deil. Ona o kadar syledim, ama delidir. Ye
ter artk, her devir bir deildir Dervi, dedim. Bu devirde bir
karncay bile ldrsen senden hesabn sorarlar. Bir Deli Hac
dr, varsn sylesin. Bir kzdr, orospuluk eder, milletin az do
nunun ba deildir ki ekip balayasn. Sylerler. Yutacaksn.
Kzna terbiye ver de yle iler yapmasn Dervi, dedim. Akln
bana al, sen okumusun, milliyeti bir kiisin, dedim ... Bana
da ok yardm etti. O topra, babamdan kalma o topra, Der
vi yardm etmeseydi ben ele geirebilir miydim? Diniemiyor
ki insan... te byle ban belaya sokuyor. Bir adam ldrt
mek kolay m? Bunun altndan, bu ada kalklr m? Osmanl
mparatorluu mu sanyorsun, Dervi? Bu ada her insann
bir deeri var. Dadaki obann Ankaradaki nnden hibir
fark yok kanun karsnda. Sen derebey olsan da, cumhurba
kan olsan da bir insann hayatna tasarruf eyleyemezsin. Bu
Hkmet, Cumhuriyet Hkmeti, gen, idealist, vatansever in-

452
sanlarn hkmeti. Gzlerinden hibir ey kamaz ... Eeee, Ko
mutanm, kim yapm, nasl yapmlar bu ii? Dervi gelir gel
mez hemen tevkif edecek misiniz, yoksa stanbulda tevkif etti
rerek mi getirteceksiniz?"
Gen Yzba, ban masasna emi, nndeki kada bir
eyler iziktiriyor, ban kaldrp da bir kere olsun Mahirin
yzne bakmyor, onu ylece dinliyordu. Yznde bir kprt
bile yok.
"ly, bu zalimane katli grdnz, deil mi?"
rYzba: "Grdm," dedi. "Maktuln gs ksmna belki
on be haner sokmular. Para para etmiler. Katili yakalaya
madk Her ey Dervi Beyde toplanyor ama elimizde onu it
ham edecek hibir delilimiz yok. Bir tek delil u hakaret mese
lesi. Bununla da bir insan tevkif edemezsin. stanbuldaki bir
insan... O hakaretten sonra Derviin stne yklsn diye bir
dman Deli Hacy ldrtebilir, deil mi? Aratnyoruz. Yal
nz elde bir tek delil var... "
Bir tek delil var derken, Mahirin d koptu, sapsan kesildi.
Tm sevinci utu.
"Bir gen adam on be yirmi gn sreyle hep Deli Hacy
takip etmi. Bu adamn kim olduu bulunursa btn mesele
aydnlanr. Son gnlerde ok da paras varm Deli Hacnn.
Buradan da skenderuna kamak istiyormu. Bu gitmesinde si
zin de parmanz varm."
"Ben... Ben? Efendim ... Ben onun kap cann kurtarmasn
istiyordum. Dervii kurtarmak istyordum. Derviin bu cinaye
tinin nne gemeye alyordum. Dervi olmasayd, ben o ba
bamdan kalan tarlay alamazdm. Dervi bana ok yardm etti.
Bann byle bir belaya girmesini istemiyordum. Onun iin
Deli Hacy bu kasabadan uzaklatrmak istiyordum. Bundan
daha insani bir ey olur mu?"
"Siz demek istiyorsunuz ki bu adam Dervi ldrd. Ta
nklk edebilir misiniz? Btn bunlar ifade olarak verir misi
niz?"
Mahir sandalyadan frlad: "Haa, haa!" dedi. "Bir insan
itharn edemem. Syleyemem. O gen adam kim grm? E
kalini tarif edebilirler mi?"

453
"Edemiyorlar. Hep gece dolayor, gndzleri ortadan kay
boluyormu. Belki de yakn bir kyden geliyordu. Belki de ka
sabadadr. Kark iler. Benim de kanaatim odur ki bu cinayeti
o Derviten bakas yaptramaz, ama elimizde delil yok. O gen
adam bulmadan Dervii tevkif edemeyiz. Yoksa kasaba karr,
millet biribirine girer. Derviin tevkifi kolay deildir. Ben emi
nim ki... Evet, o gen adam Derviin adamdr."
Mahir ayaa kalkt: "Sizi ok severim, Kumandan," dedi.
"Siz idealist, vatansever, derebey dman bir memleket ocu
usunuz. Sizler ulu Atatrkn doru, dosdoru evlatlarsnz.
Sizin adil kalbinizi, asil huyunuzu, ne kadar dev sever oldu
unuzu biliyorum. Sizin iin bir vatandan lmesi, otuz mil
yon vatandan lmesi demektir. Sizin iin Deli Hacnn cum
hurbakanndan bir fark yok, biliyorum. Size elimden gelen
yardm yapacam, bu cinayet aydnlansn diye. Bu gen adam
Dervi Beyde mi, deil mi, arayp bulacam. Bu cinayeti Der
vi deil, kardeim iietmise bile gelip size haber vereceim.
Bitsin artk bu insan hayatyla oynamak. lm korkusundan
huzur iinde alamyorum. Her birimiz bu kasahada yaar
ken, emin olun, kefenimiz boazmzda dolayoruz. Mseb
bipler cezalarn bulsunlar, biz de u gzel kasabamzda huzur
iinde, can korkusu olmadan yaayabilelim. Bu cinayetin failie
ri mehul kalrsa, btn cinayetierin failieri mehul kalabilir.
Yalnz sizden bir ricam var, btn bu almalarm Dervi bil
meyecek, Allahtan ve sizden baka, kimse bilmeyecek. Yoksa o
kanl katil, insan katline alm Dervi gelir bir gn de beni
Deli Hac gibi edebilir."
Yzba: "Yardmnz hibir zaman darya aksetmeyecek
tir. ok teekkr ederim."
Mahir Yzbann elini tutmu skyor, bir trl de yann
dan ayrlamyordu. "Size yardm edeceim. Yardm edeceim ...
Salcakla kaln. Cinayet aydnlanacaktr."
Acaba? Acaba Veli deil mi ldren? Dervi yalan m sy
ledi? Gvennedi mi? Be yz de bouna m verdik o kpee?
Bu gidile cebimizde para kalmayacak! Karanlkta Veliyi gen
bir adam gibi grmesinler? Ama Veli bir gn bile takip etmedi
ki Hacy... Veli ldrmedm diye kkremedi mi? Veliye o ka-

454
dar da, o kpee o kadar da minnettar kalnr m? Sen benim z
kardeimsin denilir mi? Demek Veli, demek bu ii de yapnadn
benim iin? Demek bir Deli Hacy bile ldrtemiyoruz? De
mek Dervi, demek bu ileri hep sk aznla evirdin? Demek
yalan stne yalan sylersin en sk arkadana bile? Vay na
mussuz vay! Demek alay edersin benimle? Vay kpolusu vay!
Hemen Derviin iftliine gitmek gerek. Orada her ey or
taya kar. Daha cinayetin telandalar. Hemen belli olur. Mu
zaffer daha toy, vnebilir. Bana da gveni vardr... Gvenmez
o, gvenmez. Ta ezelden kurt enii kurt olur.
Eve geldiinde cipi kapda hazr buldu. Byle kank gn
lerde cip hep kapda beklerdi. ofr nereye gidileceini ok iyi
biliyordu. Gaza bash.
Mahir: "Derviin iftliine," dedi, ofr glmsedi.
Kim bu gen delikanl? Ahmet olmasn?.Ahmet takip etme
sin? Son zamanlarda iftlii terk edip gitmi diyorlar. Olabilir
mi? imkan yok. Dervite adam m yok? Gen mi yok? Dolu.
Ba nnde dncelere dalmt. iftliin nne gelip
durduklar halde ban kaldrmad. ofr birka kere: "Gel
dik," dedi. "Geldik, Bey."
"Haaa, geldik, yle ya ... "
Cipten indi, merdivenleri koareasma kt. Derviin Ha
tunu, kz Nurhan, Muzaffer aslm yzlerle onu merdiven
banda karladlar. Mahir bir ey karnn diye onlarn gz
lerinin iine bakyordu. Biliyordu ki gzler ok eyler syler
ler. Bir aknlktan baka bir ey gremedi. Haberleri mi yok
tu yoksa?
Hemen sze balad. Tepeden inme yapmaktan baka are
yoktu bu ite. "Duydunuz deil mi? Duydunuz, kasaba alka
nyor. Dervi Beyi itharn eden edene. Herkes bu ii Dervi Be
yin stne ahyor. Komutan, Savcs, Kaymakam da ayn d
ncedeler. Belki Dervi Beyi tevkif edip stanbulda, elleri ke
lepeli getirteceklermi. Ben onlara Derviin bunu yapmayaca
n, yaptrmayacan syledim. imdilik tevkiften vazgetiler
ama vuran tespit etmiler, takip ediyorlar. Yakalad yakalaya
caklar. Adam yakalanrsa yandk Ekalini biliyorlar. Uzunca
boylu, on sekizinde bir delikanlym. Byle birisi varsa iftlikte

455
hemen uzaklasn. Yakalanrsa syletirler onu. Dervi de mah
volur. Bey bunu yaptrmaz, eminim yaptrmaz. Beyin haberi ol
madan o ocuk aklna uyup, Beyine hakaret ettiler diye varm
ldrmtr o pis Hacy. Kim yaptrd bu ii? Bey burada ol
sayd katiyyen buna izin vermezdi. Akll adam. Dedim ki Sav
cya, dedim ki Komutana, dedim ki Kaymakama Dervi Bey
byle zavalWan ldrtneye tenezzl etmez. Akyollu, ya da
baka dmanlar Derviin stne ykmak iin bu cinayeti ilet
milerdir. Dilimin dnd kadar Dervii mdafaa ettim, ama
kimi inandnrsn? Ortada da gibi delil var. Deli Hacnn Der
vi Beye hakaret ettii var. Gen bir adamn Derviin gittii ge
ce Deli Hacy tam bir ay takip ettii var. Kara gzl bir olan
m. Gznn rengine kadar tespit etmiler. Size sylyorum,
eer bu adam buralardaysa durmasn kasn, bir daha da bura
larda gzkmesin. Ya da onu bugn biz burada hemen kaybe
dip, Akasazn bataklna gmelim. Baka are yok. O Candar
ma Komutan var ya, ok stnde duruyor. Bizim can dma
nmz. Eskiden dostumdu benim, biz Dervi Beyle dost olunca
bana dman oldu. Sebebini sordum, ben, dedi, derebeyiere
dost olann dmanym ..."
Hatun, Nurhan, Muzaffer, kk oul hibirisi azn ap
bir sze varmyordu. Sulu sulu duruyorlard. Bu iin mutlak
be mutlak Dervi Beyin bann altndan ktna inanyorlard.
Acaba kim ilemit bu cinayeti? te bu belirsizdi.
Muzaffer: "Bunu babam yapmaz. Deli Hac gibisileri de
karsna alp uramaz. Babamn emri olmadan da buradan
kimse adam ldrmeye gidemez/' dedi kesinlikle.
"te ben de onu syledim Komutana. Dervi Beyin emri
olmadan, Dervi Bey burada olmadan bu iftlik halkndan kim
se adam ldrmeye cesaret edemez, dedim. Yoksa Dervi ,Beyi
tevkif edecekler, eli kolu bal kasaba arsnn ortasndan ge
irtip hapishaneye sokacaklard. Ellerinde salam deliller var.
Durmasn kasn. Ya da Akasazn ortasna gtrp bir gece
gmelim. Sizin gcnz yetmezse bizim ekya Veli ldrr o
adam."
"Mahir Bey, bu iten bizim haberimiz olamaz. Kimse de
Deli HaCy ldrmez. Kumar yznden ldrmlerdir."

456
"Kumar yznden? .. Kumar yznden! Tuuu, bu aklma
gelmedi! Gelseydi Komutana hemen sylerdim... Durmasn
kasn. Ya da ..."
O gn akama kadar iki szn aras Mahir durmasn ka
sn, dedi. Alad, szlad, inledi.
Bu Muzaffer? Bu Muzaffer mi? Babasna ta kartr. Yoksa
hi haberleri yok mu? Veli mi ldrd? Bir kumarc da ldre
bilir... Yok yok, Derviten bakas olamaz. Ama kime, hangi
adarnma yaphrd acaba? Belki Komutan bir ipucu bulmutur
imdiye kadar... Saklyorlar. Varsn saklasnlar, kacak ortaya.
Derviin en azndan bu iten dolay be yl ba belaya girecek.
Kasahaya dndnde gn kavuuyordu. Yorgundu ama
sevinliydi. Vuran adam yakalanrsa, ya da Derviin iftliinde
on sekizinde bir gen varsa Dervi yand demekti. Artk Sano
lu ailesi, asil Ouz soylu Dervi tarihlerden silinecekti.
nndeki en byk engel de bylece ortadan kalkacakh. Belki
iftliini sahn alrd Derviin. Kadrini kymetini bilmedii bu
topraklardan kacak rn btn bir memleketi doyuracakh.
Muzaffer zeki, cin gibi bir adamd ama tecrbesizdi.
"Ne var ne yok Komutanm?"
"Delil kesinleiyor."
"Ne gibi?"
"Kumarclara bir iyice dayak ektim. Anladm ki hepsi su
suz. Takip eden delikaniy iyice tarif ettiler. Son gece Hacyla
kol kola girmiler, tepeye doru kouyorlarm. Deli Hacnn
kans da iyice grm onu. nce, uzun, kumral, ok iri gzl bi
risiymi. Deli Hacnn kans grsem, diyor, grsem onu hemen
tannm, diyor. Bulacaz. iftlikten ne haber?"
"iftliktekiler yas iindeler. Hatunun, kzn, Muzaiferin iki
gz iki eme aiap duruyorlar. Dervi Bey bu cinayeti iiet
memise niin alasnlar?"
"Dervi Beyin iftliinde byle genler var m? Hepsini ge
tirip kadna gstersek. .. Deil mi? Kadn nasl olsa tanr. Belki
on kere grdm diyor."
"Bravo Komutanm. iftlikte kim varsa getirtir, gsteririz
kadna. Hepsinin defterde ad vardr. Kim gelmiyorsa, bil ki ka
til odur. Bu i oldu, katil bulundu Komutanm. Var ol Komuta-

457
mm. Memleketin idealist ocuklar, sizler var olun. Yksek
omuzlannzda bu memleket daha ykselecektir. Ben gene iftli
e gidip arahrmalym. Size byk yardmc olacam ve anla
yacaksnz ki, bundan byle bileceksiniz ki ben vatanmdan,
vatannn insanlarndan baka bir ey dnmyorum. Btn
servetim, btn alnam vatanmzn ykselmesi iindir. Ke
feni bile bu memleketin aziz gelenekleri ortaya ksn diye giy
dim de Derviin evine gittim. Dervi iyi adam, fakat deli. Onu
runa ok dkn. Yoksa, Deli Hac da olsa, bu vatandan bir va
tandan eksilmesini istemez. istemez ama fkeli. O sz, boy
nuz sz, onu deli etti ve bu cinayeti ona iletti."
Bu katili de ldrseler, ifte cinayet olurdu ki, bir daha Sa
nolu altndan kalkamazd. ocuk yakalanrsa belki de inkar
ederdi. fkeme kapldm, Beyin haberi olmadan iledim derdi.
Belki de kumarda param ald, bana tecavz etmek istedi, o
yzden ldrdm derdi... Deli Hacnn katilini ldrtemezse
bile bir kartabilse i tamamd arhk. Kaan adam er ge yaka
lanr. Ama ldrtmek. .. Sonra da batakln iinden cesedi
kartmak. .. ifte cinayet dorudan doruya idamlk
iftlik konann kapsn aldnda saat buluyordu.
Pamuk rgatlannn ateleri ipilerneye balamt.
Yukardan gelen ses Muzafferin sesiydi. "Kim o?" diye ba
rdn duydu.
"Benim yavrum, ben Mahir... ler ktleti. n aa. Bul
dular. Buldular ve mahvolduk. Sarolu ailesi bitti. Ben de bit
tim. Beni de methaldar klyorlar. Dervi Beyin tevikiyle, ona
yardmc olaraktan ben de iietmiim bu cinayeti. Komutan y
zme kar byle byle syledi. Efendim, tespit etmiler."
Muzaffer koarak indi merdivenleri. Giyinikti. Elinde bir
gaz lambas tutuyordu. Mahir gzlerinin iine bakt, Muzaffe
rin gzleri kan iindeydi. Tavam yakaladk, dedi iinden. Yok
sa bu gzler byle olamazd.
"Kimi tespit etmiler?"
"Sizin adamlardan birisini. On sekiz, on dokuz yalarnda
gsteren birisini. Deli Hacnn kars belki on kere yzn gr
m. Sizin adamlan hep karakola ekip kadna gsterecekler,
kadn tehis edecek. Haydi yavrum, haydi Muzafferim, bulalm

458
u adam da bu gece ldrverelim. Baka hibir aremiz yok.
Baka kurtulu yolu yok."
"Bizde byle bir gen adam yok, Mahir Bey. Bizde adam .
ldrecek kimse de kalmad. Buyurun yukar. Buyurun da ko
nualm."
"Demek sizde byle birisi, byle bir gen adam yok?"
"Nerden karmlar, hi yok."
Mahir ellerini havaya at: "ok kr, ok kr Allah
ma. Demek yok? Demek kurtulduk? ok ok korkmutum. Ben
gidiyorum. Gideyim de iyi bir uyku ekeyim."
"Burada kalsanz ya? ok yorgunsunuz. Bu iler sizi ok
yordu. Korkmayn, yaknda katili bulurlar. Bir kumarc ldr
mtr. zlmeyin, yaknda kar."
Mahir byk bir umutsuzluk iinde: "ok kr Allahma,
ok kr kurtulduk. Demek sizde hi gen yok ha?"
"Adam ldrebilecek gen yok. Hi yok denebilir."
"Salcakla kal yavrum. Dikkatli olun Muzaffer Bey. Dervi
Bey ne zaman geliyor? Onu karlamaya gideceim de... Yoksa
alnr. Ne gn dediniz?"
"aramba gn. Uakla. Size tel eker herhalde. Gle g
le. ok teekkr ederim."
Mahirin cipi hareket eder etmez, Muzaffer gene Meyronun
evine kotu. Bu gece her yarm saatta bir Meyronun kapsn
almh. Meyro kapnn eiine oturmu, bzlm, korkun
bir bekleme iindeydi. Muzafferi grnce ayaa kalkt.
"Gelmedi mi daha Meyro?"
Meyrodan lgn bir ses dkld: "Yok kurban. Beklerim
ha beklerim. Gelmedi. Bir aydr beklerim. Beklerim ha bekle
rim... "

459
55

u Yeliyi bir daha iyice sktrmal. Bu iin asln astann


bir iyice renmeli. Almedi de sktrmal.
Skntl, skntl gnler gene balamt. Toprakla m ura
acaksn, yeni iftlikler yapp yeni rnler mi yetitireceksin,
bu adamlarla m uraacaksn? Byk sava... Bir ynle, iki
ynle deil, bir sr ile savaacaksn.
Bankadan kredi almak gerek. Herkesin gz, Derviin bile
gz senin kredin stnde. Herkesin gz senin stnde.
Adm atman bile kskanyorlar. Deil bir dnm toprak almak,
yediin lokmay bile sayyorlar, kskanyorlar. Saklanmak, giz
lenmek gerek. Gzlere grnmemek gerek. Kt giysiler giy
meli, fakir, bir lokma ekmee muhta grnmeli. Bu sefer de
yemiyor imiyor, biriktiriyor derler. Desinler, desinler. Allah
bin belalarn versin.
Dervii hallettin. i bitik. Ya tekiler? Herkes Dervi Bey
gibi ahmak m? Kurnaz, tilki. Ama onlarn da hakkndan par
ti gelecek. Btn topraklar hazine mal. stne oturmular.
Bundan sonra byk iletmeler gerek, modern iletmeler. . .
Bunun iin d e byk topraklar, byk sermaye gerek. Byk
toprakl iftlikleri olmayan memleket bundan byle iflah ola
maz. Bir de toprak reformu szdr azlarnda. Memleket
zaten kk paralara ayrlm. Sefaletimizin, geriliimizin
balca sebebi bu. Toprak datm yapacana, a adam, yz
bin, iki yz bin dnmlk iftlikler kurdur. O zaman gr
memleket nasl kalknr. Fabrikalar kur. Kyl de fabrikalar-

460
da ii olsun. i olunca?.. Bu daha tehlikeli. Bir memleketin
ounluu ii olunca, o zaman yandn ite. iler birr bela
dr milletierin bana. inden klmaz bir i. Beyler, derebey
ler, hkmet, kyl, ii... Herkes karnda. Bir dnm fazla
toprak sahibi ol, canna kastediyorlar.
Derviler akll olsalar, ileriyi grseler... Dervilerle bizim
birlememiz menfaatimiz iktizas. Baka are yok. Onun g
cnden istifade etmek daha faydal bir i. Daha akllca. y
leyse ilk i, ilk vazife Dervii bu beladan kurtarmak. Veli l
drmediyse... O mymnt adam ldremez ya. Ahmet ldr
mediyse... Suyun ar akan, insann yere bakan. O ldrebi
lir. O da ldrmediyse Dervi ldrtmtr. yleyse o ld
ren ocuu bulup ortadan kaldrmak gerek. Ama ne hakk
mz var? Hem adam ldrmeye gnder, iini yapsn, sonra
da tut onu sen ldr. nsanla sar m? Her birimiz birer ca
navarz. Ama her yl yle binlerce ocuk stmadan lmyor
mu? Bou bouna lp gitmiyorlar m? Bu da lsn gitsin. O
da bir adamn hayatna canavarca kymayayd. Beyine uyup,
Beyinin gl hatr iin zavall bir adam ldrmeyeydi. Byk
balklar her zaman, her zaman, Derviin azyla, kk balk
lar yutarlar. Yutulmasnlar. Beylere de bir daha alet olmasn
lar. Kpekliklerini canlaryla desinler de akllar balarna
gelsin.
"Veli ne zaman gelecek?"
"Dn haber gnderdim. imdi neredeyse gelir. Aaya bir
bakaym. Belki aadadr. Almedi bulduk. Krkuyunun tarla
snda imi. Irgatlarn banda."
"O da geliyor mu?"
"Cipi gnderdim. Alp gelecekler."
Kars gnlerden beri Malirden bir ey anlamyordu. Bir
bakyor sonsuz bir sevin iinde, bir bakyor azn baklar a
myor. Yz safran sars. Ne oluyor bu adama bugnlerde?
Banda iler var. Bu da Deli Hacnn ldrlmesine bal. Aca
ba Deli Hacy o mu ldrtt? O kefenden sonra iflah olmad
gitti bu adam. Baka, bambaka bir adam oldu. Eskiden iinden
baka bir eyi gz grmezdi. imdi iini bile gz grd
yok. Eskiden iftlikten ayrlmaz, adm adm her tarlay dolar-

461
d. Gnlerdir, aylardr iftlie urad yok. Urarsa da, yle
bir... Urad saylmaz.
Mahir dnyordu. u pis iten bir yakay syrabilsek.
Bir daha m byle ilere karmak? Allah gstermesin! u Der
vii de kurtarmak gerek. Ya da ondan aralamak gerek. Kirli,
gizli, pis ilerin adam. Ne hali varsa grsn. Kin kt eydir.
Bu iler hep insann bana kin, fke yznden gelir. Dervii bu
iten kurtaracam. Yazktr. O da insan...
"Buyur Aam."
Ban kaldrd Veliyi grd. Yz bak gibiydi. Gzleri
akmak akmakt.
"u odaya girelim." Ayaa kalkt, Veli de ardnca gitti.
Kapy kapadktan sonra: "Bana ok gerek. Senin bu adam
ldrp ldrmediin gerek. Sen ldrmediysen Dervi l
drtmtr. Deliller toplanyor ve on sekiz yanda bir deli
kanlnn Deli Hacy gnlerce takip ettii anlalyor. Arkas
na sen koymadn ya delikanly? Syle Veli. Seninle gene kar
deiz."
Veli, gergin: "Ben karncay ezernem dedim sana. Bu cina
yette hibir iliiim olmamtr. te nnde yemin ederekten
Kurana el basarm."
"yleyse kim ldrd bu adam? Dervi mi?"
Veli glmsedi: "Dervi Beyden baka kim ldrtr?
Dervi Bey Deli Hacnn o hakaretini yutar m? Dnya dn
yaya gese yutmaz. Bunu btn dnya biliyor. Senin telan
bounayd. Dervi Bey onu yaatr myd? Maln mlkn,
btn varn verirdi de Deli Hacy yaatmazd. Sen bouna
kendini yordun. Bu iten Dervi Beye de hibir ey gelmez.
Adana Beyleri onu tutarlar. Klna dokunsunlar, Adana Bey
leri kyameti koparrlar. Ta Ankaraya giderler. Bilemedin mi
bunu? Bir Deli Hac iin hapse mi sokarlar sanyorsun Dervi
Beyi?"
"Demek sen ldrmedin?"
"ldrmedim."
"Peki Veli, iftlie git. Verdiim be yz de hesabna gei
receim. Sen gene benim kardeiinsin, adammsn. iftlik sana
emanet."

462
Veli kapdan karken, Ahmet merdivenleri kyordu.
"Gel bakalm Ahmet, nerelerdeydin?" Kapy kapad. Yz
deiti. Almedin stne atlrcasna: "Doru syleyeceksin. Ba
na bu iin dorusu gerek. Deli Hacy sen mi ldrdn? On be
yirmi gn sen mi takip ettin?"
Ahmet masum masum glmsedi. Hep yere bakyordu.
"Dilini mi yuttun ulan? Syle korkma."
Ahmet karlk vermedi.
"ldrdysen tedbir almak gerek. Sonra bamz belaya
girer."
Ahmet ta kesilmiti.
Omzundan tuttu sarst. "Syle sen mi takip ettin on be
gn?"
Ahmet kprdamad bile.
Uzun bir sre bylece Almetle cebelleti, sarst, yumrukla-
d. Sonra Ahmet: "On be gn ben takip ettim," dedi.
"Sen mi ldrdn?"
Ahmet buna karlk vermedi.
Sylemiyordu ite. Bu dal bu pis adam... Svmeye bala
d. Sonra yalvard. Sonra tehdit etti. "Syle," diyordu, "syle!
Seni candarmaya teslim edeceim sylemezsen. Bamn bela
s, neden korkuyorsun? Benden de mi ekiniyorsun?" Bar
maya armaya, kfretmeye balad. Neredeyse oturup ala
yacakt. "Tabanlaryn altn peyim Ahmet, syle! Beni ldr
me, kalretme beni. Ben senin arncan olurum. Sen ldrmedin
mi? Ha? Syle, sen ldrmedin mi? Ba sen saplamadn m
gsne?"
Ahmette ses seda yok. En sonunda Mahir yoruldu. Ayakta
duracak hali yoktu.
"Demek sen ldrdn?"
Ahmet gene azn amad. Usulca yle bir ban edi.
"Allah belan versin. Doru iftlie git ve iftlikten kma.
Haydi yr! Sr kp deyyuslar!"
te imdi Dervii anlyordu. Byle sr kp adamlarla,
azsz dilsiz kiilerle darbeyi hkmet yaplrd, deil adam
ldrmek.
Acaba? Acaba o delikanl bizim Ahmet mi? Kahrol herif,

463
Allah belan versin... Acaba? Ahmet ldrseydi gelir de v
nerek sylemez miydi? Bu halk adamlar yle Allahn belas
adamlar ki vnmesini bile bilmezler. Balarndan ylesine
iler gemi ki, o kadar darbe yemiler ki yukardan, babalar
olsa gvenmiyorlar. Bu insanlar tepeden trnaa gvensizlik.
Gvensizlik heykeli deyyuslar. Bana bile gvenmedi.
Bir oyun oynamasn? ldrd grnp de faydalanmaya
kalkmasn? Kyl kurnaz. Kyl kurnaz deyyuslar, her bir ii
yaparlar bunlar.
Acaba?..

464
Mahir Kabakolu sabrszlariyordu. Bir daha sordu. Bel
ki sabahtan beri on kere sormutu.
Adam: "Uan alana inmesine yann saat var," dedi.
Mahir Kabakolu avurdunu iirip pufluyordu. "Yarm
saat? Yann saat m var?" Elleri ardnda uan bekleme salo
nunda bekleyip duruyordu.
Muzaffer gelmese babasn karlamaya... Gelmez, gele
mez. Sevimezler onlar.
Ta uzakta, gkte uak gzkt. Mahir gzlerini uaa
dikti. Geliyorsun, geliyorsun. Ho gelip safalar getiriyorsun.
Aslanlar gibi geliyorsun. Ama kafese bir gireceksin ki bir da
ha kamayacaksn. Asiamn yiidim, Ouz soylum Dervi
im. ifte tel kelepeler, yal ipler bekliyor seni. Ho gelip
safalar getirmisin, kefenci pezevenk. te o kefeni bana giy
dirip, arnn ortasndan geirmeseydin btn bunlar da ba
na gelmezdi. Ben kefeni giydim de sen ne kazandn asla
mm? Cebine kuru girdi mi? Hey Dervi Paa, Ouz so
yun ykseldi mi? Ykseldi de imparatorluk kurdu mu? te
byle olursun. Uaklardan inersin. inersin de gzel ellerini
tel kelepelere uzatrsn. arnn ortasndan bylecene geip
hapisiere girersin ...
Uak alana inmi, merdiveni konmu, yolcular birer ikier
kyorlard. Dervi grnrlerde yoktu. Kamasn namussuz?
i duyup Avrupalara kamasn? Kaabilir mi? Avrupada lr
o, be. Onun adamlan burada. Kasabann dna ksn, ine so-

465
kulmu balon gibi iniverir. Hey anam hey, Avropaya gitmek
iin akl ister, grg ister. Dervilerin ii deil. yle cani, aklsz
pis heriflerin ii deil.
Merdivenin banda Derviin hayalini grd. Yrei hop
etti. Geliyor, geliyor! Geliyor canm, kuzu kuzu geliyor! Yal
ipe geliyor, aslan Dervi Bey. Ouz soyu, imparatorluk kurmu
bir soy lmden korkar m hi? Geliyor, geliyor tp tp. Gel
gel gel... z kardein seni bekler. Seni canndan ok sever Ma
hir Aan, pis Kabaknn olu...
Dervi merdivenleri indi, Malirden yana yneldi. Mahirle
gz gze geldiler, glmsediler. Mahir onu karlamak iin bir
iki adm att. Durdu bekledi. Dervi yanna yaklanca eildi,
elindeki bavulu almak istedi. Dervi vermek istemedi. Mahir
zorla ekti ald.
"Ho geldin, karde, ho gelip safalar getirdin. Ne gzel,
ne gzel iler oldu, bilemezsin. Duydun mu? Deli Hacy vur
dular. Yetmi be yerinden de bakladlar. Gsn kevgir gibi
ettiler. Senin acn aldlar. Dnyada herkesin onuroyla oynanr
da Dervi Beyin, Ouz soyu Dervi Beyin onuroyla oynanmaz.
Bunu btn dnya rendi. yi yaptrdn. Yaptrdn ama bu o
cuk ok acemi km. Herkes onu tanm. Bir aydan daha ok
Deli Hacy takip edip, yle ldrm. On dokuzunda gsteren
bir gen. Yakalayacaklar. iftlikteki btn adamlan o ocuu
grenlere gsterecekler. Bir deil, iki deil gren, belki on be
kii. Sana retecek deilim ya, bunu akl banda bir adama
yaptrsaydn ya ... Adamn yoksa elinde benden istesen ben ve
rirdim. Bende yle bir serseriyi ldrecek belki on be kii var.
Yakalayacaklar. Ya karnal bu ocuu, ya da ortadan kaldr
mal. Muzaffere syledim ..."
Otomobile geldiler. Mahir elindeki bavulu gtrd oto
mobilin bagajna koydu. Geldi kapy at: "Buyur Beyim bu
yur," dedi. "u uak yokuu da ne gzel eydir... Muzaffer al
drmad. Ya da bana gvenmedi. Bey gelmeden u adam orta
dan kaldrmak gerek Muzaffer, dedim. Dedim ki Muzaffere,
bu ocuu yakalarlarsa, Beyi de beraber delie tkarlar, de
dim ... "
"Yok yle ey," diye kalarn att Dervi Bey. "Bizde De-

466
li Hac gibi adam ldrmeye tenezzl edecek kimse bulun
maz. Onu takip edip de ldren kii baka yerden olacak.
Aniadn m Mahir? Benden izinsiz, ben olmadan benim
adamiarmdan hi kimse varp da bir adam ldrmez. Ben de
Deli Hac gibisilerin ldrlmelerine raz olamam. Olamaz
yle ey Mahir!"
"Savc, Candarma Kumandan, herkes aleyhimizde. Dervi
ldrtt diyorlar da baka bir ey demiyorlar. Ben olmasaydm
seni tevkif edip yle getireceklerdi. Ben dedim ki ... Dervi yle
si adamlan vurdurmaz. Vurdurursa adama benzer adamlan
vurdurur. Bylesi ayaktakmlan ile uramaz."
"Kimi, nasl tevkif ederlermi? Ne sanyorlar kendilerini?
Bana kimse dokunamaz. Deli Hac gibi be paralk insan iin
beni kim? .. "
Mahir burada, bu tevkif iinde biraz zayf grd Dervii.
yle birden parlamad. Bir an durup dnd. Yznde de
azck bir sarlk dolar gibi oldu. "Ben dedim ki onlara, siz
Dervi Beyi tevkif edemezsiniz. Kasabada, daha da olmazsa
btn Trkiyede, btn Ouz boylarnda hadise olur bu, de
dim."
Dervi kendine geldi, barmaya balad: "Beni bila sebep
tevkif edenin alnn karlarm. Ocana incir dikerim. O zp
pelere gsteririm. Bileydim, gelirken Ankaradan geerdim."
Mahir ii iyice akmt. Deli Hacy ldren buydu ldr
meye ama belli etmiyordu. Bunlar korkun adamlar. En yakn
dostlarna bile u kadarck sr vermiyorlar. Vay namussuzlar
vay! Biz de dost dedik, karde dedik de barmza bastk.
Daha fazla bu iin stnde durmamal. "Dervi Bey, doru
iftlie mi? Yoksa Adanada biraz kalp dinlenelim mi?"
"Doru iftlie."
"Kasabaya urayalm m?"
"Doru iftlie."
Adanadan iftlie kadar ne Mahir bir tek kelime syledi,
ne de Dervi Bey. Mahir birka kere konuma yolu amak iin
bir iki konu att ortaya, Dervi oral bile olmad. Gzlerini ka
pam, otomobilin kesine iyice yerlemi, uyur gibi.
iftlie gn batarken vardlar.

467
Mahir: "Geldik Bey," dedi. Otomobilden indi, otomobilin
kapsn at.
Muzaffer otomobilin geldiini grnce hemen aa inmi
tL Biliyordu, babas azndan bir ey karmazd. Bu adam bu
ile bu kadar uratna gre, bunun bir dolap evirdii belliy
di. u Maliri bu evden nasl uzaklatrmalyd? Her eye bur
nunu sokuyordu. Bir koku almaya can atyordu. Haline bakn
unun, av kpeklerine benziyor.
Muzaffer ylesine souk davrand ki Mahire, Mahir kork
tu. Bey de. ok souk davranmt zaten. Bunlar kurt, bunlar
kurt, diye dnd Mahir. Kurt ama, kurt olduklarndan dola
y da kapana girdiler.
Yukar ktlar. Mahir de arkalarndan geldi. Kimse onu bu
yur etmemiti. Bu ne kabalk, ne kpeklik bu? Mahir seditin
ucuna ilimiti. Kimsenin dnp de ona bir sz ettii yoktu.
Kendi aralarnda, hibir ey olmam gibi stanbulu, stanbul
daki dostlarn konuuyorlar, glyorlard. Mahir bir iki kere
konumaya katlmak istedi, kimse szn duymad bile. Mahir
klm kalmt bu evde.
Size yaparsam yapann, diye ii alp alp veriyordu. Btn
servetimi batnnm ama size de yaparsam yapann. Deli Hacy
siz ldrttnz. stnzde bir katil var. Altndan kalkamaya
caksnz. Bir daha evinize gelmem. Yznze bakmam. Dostlu
umuz bitti. nsanlan hor grenlere yardm edilmez. Halbuki
ben seni bu boktan kurtarmak istiyordum. Sen dman gzy
le bakyorsun ban, Dervi. Anan avradn... O anl Sanolu
soyunu... Ouza karm soyu! knca ne olurmu! Milletin
bu devirde Osmanly bile takt yok, deil senin Ouz soyu
nu. ngiliz kral bile vz geliyor millete.
Mahir fkeyle ayaa kalkt: "Vakit geti, ben eve ulamal
ym. Yarn sabaha ok iim var."
Muzaffer dilinin ucuyla: "Bu gece burada kalsan ya, Mahir
Bey," dedi usulca. ylesine syledi ki, imdiye kadar oturdu
un bile fazladandr demekti bu.
"Teekkr ederim, teekkr ederim. Bey geldi ya. ok
kr sa salim geldi ya. Ben baka bir ey istemem. Salcakla
kaln."

468
Merdivenlere yrd. Muzaffer onu avlu kapsna kadar
geirdi. Dervi Bey yerinden kprdamamt.
Muzaffer geldiinde Dervi Bey ona bakt: "Bana yle geli
yor ki bu adam, bu bok Kabak bizim aleyhimize bir eyler e
viriyor. Deli Hacy bizim stmze ykmaya alyor."
Muzaffer: "rendim ki Deli Hacya kasabadan gitsin diye
bol miktarda para vermi. Fakat Deli Hac onu dinleyip de git
memi."
Dervi Bey: "Yaaa!" dedi.

469
57

Durum ciddiydi. Byle gen, denerneden geirilmemi


kimselere gvenrnerneliydi ama ne fayda ... Olan olmutu bir
kere.
Dervi Bey yapt i ne kadar sarpa sararsa sarsn, ne ka
dar ktye giderse gitsin pimanlk duymayan, iyiyse. de yle
ok sevinrneyen, her ii yle olmas gerekiyorrnuasna doal
karlayan, yani hibir zaman arkasna dnp bakmayan kii
lerdendi.
lk ii Yusufu, bu acemi delikaniy soktuu beladan kur
tarmann yolunu bulrnakt. Belki iftlikteydi, saklanyordu da
Muzaffere, tekilere haber verrnernilerdi. unlar bandan bir
ekiise de Meyronun evine kadar gitseydi... Belki de kapda
onu Yusuf karlard. Ne olursa olsun, u kck ocuk yiit,
sznn eri kmt, o stanbuldan dnmeden iini bitirrniti.
Onu yakalasalar bile kimse onun azndan hibir sz alarnaya
cakt. stedikleri kadar ikence etsinler, isterse trnaklarn s
kp derisini yzsnler Yusuf onun adn verrneyecekti.
Darda silme bir karanlk, usuldan bir yamur iseliyor.
Koareasma Meyronun evine vard. "Meyro," diye seslendi.
Meyro ocan bana bzlrn, ellerini koynuna sokrnu,
her zamanki gibi yle donmu, kurumu kalmt. Olunun ba
na bir bela gelmiti. Bu rnuhakkakt. Ama nasl bir belayd?
Onu da biliyordu ama dncesini bu korkun geree vardr
maya korkuyor, hep o dncenin yresinde, daha umutlu yer
lerinde dolatrp duruyordu.

470
Beyin sesini duyar duymaz yrei hop etti, ayaa frlad,
kapya kotu. Mahmut, Akyolluyu ldrd gnn gecesi de
Bey byle armh onu. Byle kaln, bouk, karncalanm,
ar, lm gibi yasl bir sesle. Meyro bu sesi iyi tarurd.
Karsnda Beyi grnce rperdi. nce kocasn elinden
alm, imdi de olunu alyordu. Keki evlendirmez olayd, o
Mahmut karsna kmaz olayd. Mahmudun lmnden be
ridir ki byle gece vakti evine ilk olarak geliyordu. olmu
bitmi demekti. Beyin ne soracan biliyor, Bey sormu gibi
karlk vermeye hazrlamyordu ki: "Yusuf evde mi?" dedi
Bey.
Yllar nce de gene byle: "Mahmut evde mi?" diye sor
mutu. Gene byle yz uzam, krk iinde, gzleri kederli,
yznn yars aydnlkta, yars karanlkta. O gece de byle
yamur iseliyordu.
Meyro ylesine bitmiti ki Beyine karlk veremeyecek di
ye korktu. Rezil rsva olacak, Drdnc Ordu aslanlarnn kz
kardei olmann onurunu yere drp kirletecekti. Kendisini
o anda toparlad. "Gelmedi daha Beyim," dedi.
"Ne zaman gitmiti kasabaya?"
"Sen gittikten belki bir hafta sonra... Aklmda kalmam."
Bey uzun uzun titrek gaz lambasnn yar aydnlath kr-
m, solmu, acya bahp km, kskn yzne bakt Meyro
nun. iftlie geldii gnler ne ateli, ne gzel, ne yiit bir kz
d. Bey o zamanlar onun iin Arap ksrana benziyor demiti.
Yllar insanlar ne hale getiriyordu. Bu Meyronun yirmi yl n
ceki Meyroyla en kk bir iliii olamazd. O, Arap ksra gi
bi alml, prl prl kzdan bu dknt kalamazd.
Bey: "Naslsn Meyro?" diye sordu.
Meyro: "Beyimiz sa olsun," dedi. "Ne var ki halimizde?
Gl gibi geinip gidiyoruz ite."
Bey: "Yusuf ne zaman eve gelirse bana haber ver, olur mu
Meyro?" diye sert bir sesle syledi.
Meyro da ayn sertlikte bir sesle: "Olur Beyim," dedi. "Be
yimiz sa olsun."
O Drdnc Ordu aslanlarnn kz kardeiydi. Bir oul pa
hasna da olsa dk yann hi kimseye gsteremezdi. Yrei

47 1
yanyor, belaya daha yaklatn seziyordu ama kaderdi. Aln
yazgsyd.
Bey: "Gecen hayrolsun Meyro," dedi, ayrld.
Meyro arkasndan: "Beyim," diye seslendi, "ha uraya ka-
dar gelmiken, oturup da bir kahven ieydin ya..."
Bey uzaktan karlk verdi: "Sa ol Meyro, bir daha sefere."
Geceye yamur iseliyordu, inceden inceye...
Yusuf bu ilk avnda yakalanmamal, ieri dmemeliydi.
Bu ocuun evkini krabilirdi. Hapishaneye girip kan adam
baka, yklm, krlm, gvensiz bir tuhaf kiiydi. Bu ylm
adamlara, ne kadar yiit, dost, salam, karde olurlarsa olsun
lar, hibir eyi gvenemezdin. Bu deneme, eer yakalanp ieri
dmezse, Yusufu onun eline en etkili bir silah olarak verecekti.
Tosun Daynn kapsndayd. Bu adam da insanlar iinde
cann, maln, rzn bile gvendii yiit bir insand ama hapis
hane grmt. e yaramazd artk.
"Tosun, Tosun!"
Tosun Day hemen kapya kt. O da Meyro gibi bu sete
bir uursuzluk sezinleyerek dar frlamt. Bey onun kapsna
da byle gece yarsndan sonra hibir zaman doru bir i iin
gelmemiti.
"Buyur Beyim."
"Tosun, Yusufu anyorlarm, duydun mu? Gya Yusuf ka
sahada bir adam ldresiymi, kap da saklanm. ocuk de
il mi, korkmu. O nerelerde saklanr? Ya Anavarza kayaln
da, ya Akasazda, ya da u yaknlardaki kamlklarda. Kksz
nann kuyusunun oralara da, kuyuya da bakn. Topla adam
larn, hemen imdi. Yusuf candarmalarn eline gemeden bi
zim elimizde olacak, aniadn m Tosun?"
"Anladm Beyim. Sen sa ol. Yusuf neredeyse sabah olma
dan bulur getiririm."
Yamur iseliyordu ve karanlk duvar gibiydi. Bey kona
na gitmedi. iftliinin iini dolayor, yrei daralyor, isiyor,
bir yerleri sanayordu. i ona diyordu ki kt, ok kt bir du
rumla karlaacaksn ... i ona diyordu ki bu dnyada senin
iin bitti... Btn iftlik uykudayd. Ortalkta Tosunun usul
usul kaplardan adamlarla fsldamasndan, bir de yamur i-

47 2
seltisinin hularn ot damlarna dmesinden kan sesten ba
ka ses yoktu.
u olan ele geerse onu nasl kurtaracakt? ok adamlar
n, bundan on yl ncesine kadar rvetle kurtarrnt. ou za
man da bunun bile gerektii kalmam, dostlar olan hkmet
adamlarna iki szde her bir iini yaptrverrniti. Mahmuttan
gayri onun adarnlarndan hi kimse ay, en ok bir yldan faz
la ierde kalmamt. Mahnudun yakalanmas onun onurunu
iyice krrn, hele ierde ldrlmesi onun nfuzunu iyice sars
m, iftliindeki kendi yetitirmesi adarnlarnn bile ona p
heyle baknalarna sebep olmutu.
Eskiden ta uzaklardan, Maratan, Antakya, Diyarbakr do
laylarnda cinayet ilemi kanl katiller, onun nne gelir, onun
iftliine snrlard. Kendisine snan kanllar Beyin koru
mas da eski bir gelenekti. Kendisine snan bir katili bir dere
beyinin korurnarnas, onu ele vermesi, o derebeyinin kt
ne en byk iaretli.
Babasnn salnda ta Urfadan da gibi iri Zalo adnda
bir adam gelmiti. Zalo bir aileden tam be kiiyi ldrp ka
rnt. Yllar sonra ldrlen be kiinin akrabalar araya araya
Zalonun yerini bulmular, Sarolundan Zaloyu kendisine ver
mesini isternilerdi. Fakat babas Zaloyu onlara vermemiti. Ve
rernezdi de... Korksa da verse, bu olay bir anda btn Adana,
Antakya, Urfa, Diyarbakr blgelerine kadar yaylacak, "bakn
u Sarolu alana, kendisine snan bir adam bile koruya
mad," diyeceklerdi. Dmanlar Zaloyu Sarolundan almak
iin akla gelen her eyi yapmlar, gzda vermi, kese kese al
tn teklif etmiler, Sarolunu kandrarnarnlard. Zaloyu ift
likte ldrrnek iin de birok fedailer gnderrnilerdi. Her sefe
rinde de Dervi Beyin babas o fedaileri yakalam, tler ve
rip salverrniti. Dmanlarnn Zaloyu gelip Sarolunun iftli
inde ldrmelerinin Sarolunu bizzat ldrmekten hi fark
yoktu. Zalo ldrldkten sonra, Saroluyla Urfallarn ara
snda kan davasnn balamas, Sarolunun Urfaya ya kendisi
nin gidip, ya da adam gnderip Zaloyu ldrenlerden onun
cn almas gerekti. Zalonun dmanlar bunu bile gze al
mlard ama baanya ulaarnadlar.

473
Bu bir tanesi. Dervi Bey Sarolu soyunda byle bir sr
kanl sntlarn hikayelerini biliyordu. Ve Beylik de bu dernek
ti. imdi Dervi Bey, deil kendine snanlar, be paralk bir
insan ldren kendi adamn bile koruyarnyordu. stelik
adarnlarn da karakollarda ldryorlard. Bunlarn balca se
bebi u zpkt, kansz, soy sop, terniz kan bilmez hkmet
adarnlaryd. Okuyunca bir ingenenin, bir rgadn, kylnn
olu bile hakim, kaymakam, savc, subay olabiliyordu. te bu
soysuzlar da soylunun deerini bilmiyorlar, Mahir gibisilere,
sonradan be on kuru sahibi olmulara soylulardan daha ok
itibar ediyorlard. Herkes dengi dengine... Adanadaki Beyler de
olmasa gerekten hali durnand. Bereket ki Adana Beylerinin
Ankara Hkmetinde iyi bir yerleri vard da ... Onlarn itibar
nn da yava yava sndn grmyor deildi. Eeee, bunun
sonu ne olacakt? Koskocaman devlet u badr plaklarn eline
mi kalacakt.
Yok yok, kanlarnn son damlasna kadar savaacaklar, bu
na izin verrneyeceklerdi. Olmazd yle ey.
Kyden doludizgin kan birtakm at ayaklarnn sesleri
onu kendine getirdi. Tosun, Yusufu aramaya gidiyordu.
Birden farkna vard ki iliklerine kadar slanrn. Azck da
rn.

474
Uzaktaki kasaba bir uultu halinde stne geliyor, o ko
tuka ona daha da byk bir uultuyla yaklayordu. Ezanlar
okunuyor, horozlar tyor, klaksonlar alnyor, eekler
anryor, kpekler ryor, binlerce, binlerce insan bar
yor, sesler biribirine karm, kasabayla birlikte, o kotuka
bir uultu da gibi yuvadanarak arkasnca geliyordu. Aya
nn altndaki toprak atrtyla yarlyor, baz baz soluk aldr
maz bir toz bulutunun iine giriyor kyor, az dolu dolu,
iren bir salya tkryor. Tkrdn kan sanyor, tuzlu
tuzlu, scack bir yerleri kanayp duruyor. Uultu gittike b
yyor, yaklayor, bu uultuya bir de yreinin ktrts
karyor. Yrei yerinden frlayacakm gibi. Dyor, tozla
rn iinde bir sre soluyup kaldktan sonra az burnu, sala
r, st ba tozla dolmu zorla ancak kalkabiliyor, gene ko
maya balyor.
Ortalk aarmaya yz tutmu. Nedense grlt, uultu
birden kesiliverdi. Arkasna dm yuvarlanan da durdu. lk
olaraktr ki durdu, arkasna bakt. Kasaba yamaca apak yap
m, hayal meyal, bir buu iinde pul pul layarak, arkasnda
boz bir geceden kan klada kzarm dalar, gkyz salla
np duruyordu.
Ne olmutu? Dn sabah, bu gece, imdi, u anda? Bu ard
na dp yuvarlanan neydi? u, bir gk grlts gibi g
yrtan lk neydi? Niin kouyordu byle? Kendine gelmiti
ama bir trl gznn nne getiremedii, getirip yakalaya-

475
mad bir eyler vard. Ka gndr, ka gecedir byle niin
kotuunu bulamyordu.
Gn aardka kasaba yava yava alyor, bir aydnlk
iinde dnyor, parlyor iyicene ortaya kyordu.
Yusuf birden kasabay seyrederken titremeye, sonra da
komaya balad: Gzlerinin nndeki ak minare, aalar, gk
yrtld. Uultu gene yuvadanarak geliyordu. Az sonra da her
ey, hibir ey olmam gibi gene durdu. ylesine yalnz, ni
plak buldu ki kendisini ovann ortasnda, sonsuzluunda, u
koskoca dalar arasnda klm klm kalmt. Her ey
koskocaman dev gibi, sonsuz ... Ayaklarnn altndaki topra
ekiyorlar gibi. Ayakta durarnayp yere dt, boylu boyunca
tozlarn iine uzand. Yolun kysna, alln iine doru sr
nerek, elleri ayaklar paralanarak ilerliyordu. Uultu gittike
artyor, kpkrmz bir yalm gibi kasabadan bu yana stne bo
alyor, yzlerce, binlerce insan ellerinde baklar, krkler, kz
gn, billur krmzs demirlerle stne yryorlard. Her ey zi
firi karanla kesti birden.
Kendine geldiinde vakit leyi bulmu, gne ortal
kzdrmt. Gzlerini kocaman kocaman am, her grdne
de ayordu. Dikenli allar, allarda obanaldatanlar, tedeki
dallarn ge germi, kzarm yaprakl ulu narlar, bir sel ya
tan iee bomu an aalarnn altndaki bulutlar gibi ak
akltalar... Yeni, harikulade, imdiye kadar hi grmedii bir

yer, bir dnyayd bu.


Sa eline bir ey oluyordu. Eline bakt, haneri eline yap
m gibi... Kurumu kan gibi kapkara bir ey elini ve haneri
boyam. Tiksintiyle elini silkti, haner gitti teye, bir al k
mesinin kkne dt.
Haner elinden kar kmaz iini bir kvan, bir sevin
doldurmutu. Ayaa kalkt, yrmeye alt ama halsizdi. Ne
yapacan bilemedi. Bir anda sevinci snd. Durdu, bir sre
gene bu yeni, bu harikulade dnyay seyre dald. Sonra ne oldu
ne olmad, igds ona bir tehlikeyi haber verdi, son gcn
de toplayp komaya balad. Yeniden ovaya dt. Bu le s
canda her ey bombotu. Bir yel bile esmiyor, bir yaprak bile

476
kmldamyordu. Yapayalnzd.
Naslsa gzne uzaklardaki ulu nariar gene iliti. Bu kr
mz yaprakl, g rtm nariar iyi tanrd. Onlar grnce
iine birazck gven geldi. Gzlerini nariardan bir trl ay
ramyordu. Bir an iin nariar gzlerinin nnden ekilecek
olsalar, sanki bana olmadk belalar gelecekti. eytan onu dr
tyor, nariann yapraklarn gidip teker teker saymak istiyor
du. Bu dncesine az sonra kahkahayla gld. Ayaa kalkt,
nariara yrd. Sallanyordu. Bir narn yannda durdu kal
d. narn gvdesi dallardan topraa kadar kara benekler
iindeydi. Gvdenin gneye bakan yerinin kabuklan yarlm,
oradan kocaman bir kabuk da yere dm, irkin irkin, irinli
bir yara gibi kanyor, ayn nann eilmi bir dal yeri spr
yordu.
Gne daha kzdryor, ensesini yakyordu. Elini ensesine
gtrd, bir sre orada ylece, ensesini kad kald.
Gn batya inerken uzaktaki buularran kamlk gzne
iliti. Bu gerekten bir kamlk m? Yarmcalarn kaml m?
Bu kamlk usuz bucaksz. inde bin adam yz yl saklansa
kimse bulamaz.
Cankurtarand kamlk Az nceki halsiz, adm atmaktan
rken, dizleri titreyen adam kendisi miydi? Kamla doru
byle uarcasna atlan adam?
Karanlk kavuurken kamla geldi, hi durmadan iine
dald. Dizlerine kadar batakla girdi. Batald az bir srede
geti, kuru bir yere geldi ama durmad. Kaml derinliine
derinliine iniyordu.
Ortalk zifiri karanla kesmi, inceden de bir yamur i
selemeye balamt. b hala durmuyor, kamiara arpa arpa,
brtlen allarnn iine de ka snana doru ilerii
yordu.

477
59

Yamur durmadan iseliyor, o, bacaklarn, kollarn, tm


bedenini geriyor, yzkoyun slak topraa yaprcasna uzan
m yatyordu. Uyandndan bu yana bumuna, cierlerini
rtrcesine actan bir koku geliyordu. Epeydir kalkmak, kye
gitmek istiyordu ama bedeni ylesine anyor, her bir yan yle
sine dklyordu ki ayaa kalkamyor, gerinip duruyordu.
Yamur durdu gibi geldi. Gne de am olabilirdi. Gzle
rini amaya korkuyordu. Gzlerini aarsa karsnda ly g- .
recekmi gibi geliyordu ona.
Nasl oldu nasl olmad, kendi de hi farknda deil, birden
kendisini kam kmesinin az tesindeki aklkta buldu, gz
n at, hemen geri kapatmak zorunda kald. Ortal ylesine
parlak bir gne almt ki... Gzlerini usul usul kirpitiriyor, g
nee alyordu. Bir iki kere aksrd. Hibir eyi ansyamyor, kar
makark bir dten uyanmasna sersemlemi, ne olup bittii
ni anlamaya zorluyor kendisini, bir trl de bulamyordu.
Gzleri alnca drt yanndaki birer nar gibi bym,
esen yelde sallanan ulu kamlar, biribirierine gemi brt
lenleri, allar, yabanasmalarn, uzayp giden, fkrdayp kay
nayan bir batakl grd. Bakaca, kamtan hibir ey gzk
myordu. Buras neresiydi? Yusuf bu yrelerde byle usuz
bucaksz bir batakln olduunu hi ansyamyordu. Neydi,
neresiydi?
Birden, ynn dnmeden komaya balad. Gzleri b
ym, onu paralamak iin stne gelen bir yrtc hayvandan

478
kaarcasna, kendini yitirmi kouyordu. Dizlerine kadar ba
taklklara girip kyor, brtlenlerin iine dyor, yol bula
myor, bir kam, bir al beini, kk bir batakln yresini
gzleri bal kuyu beygiri gibi dolanp duruyor, sonra bir yolu
nu bulup, gene kamln dna doru bir yne kouyordu.
Bu sabah gne batdayd. Bu kadarlndan bakasn bil
miyor, ynn de ona gre ayarlyordu. iftlik ne ynde kal
m, hele bataklktan bir kurtulsun, o zaman onu dnrd.
Yorulmu, kotuunu sanyor ama koarnyar da ... Bazan
dyor, sonra kalkp, dili darda soluk alyor, sonra koar
adma geip sallanyor. Bir kyya ulaabilse... Btn istei bu
imdilik. Gn batacak. Gn batnca da bu kamlkta bir adm
atamayacan biliyor, son gcn harcayarak kamln d
na kmak iin abalyor.
Bir mucize... Kamln kysnda ve telerde geni, tozlu
anayol ve dmdz tarlalar... Sevinecekken, kulana uultular,
insan sesleri geliyor, gerisin geri kamln iine doru dnyor.
Gn batyor. Yusuf yorgun. Kulana sesler, kpek rme
leri geliyor, sesler, rmeler gittike de ona yaklayor. Kula
na "Yusuf, Yusuf!" diye bir art geliyor. Daha ok korkuyor
ve ortalk karanneaya kadar bataklktan kamyor. Gece yarya
doru olacak, sesler, kpek havlamalar kesiliyor, onu aran
ses duyulmaz oluyor. Yusufta bir ferahlama ... Kamln dna
doru komaya abalyor ama bir kamn kkne taklp d
yor, ne kadar abalyorsa da bir daha dorulamyor.
imdi azck dinleneyim de biraz sonra karm kamlk
tan, diye geiriyar iinden...
Bir de gzn at ki ne grsn, gne domu, ortalk
a boulmu. Kamlarn psklleri esen yelle ar ar sallan
yor. Baucundaki kam tepeden trnaa sarcaar petekleriyle
svanm. Ve her petein stnde yzlerce kara halkal, kara
benekli, kanatlar mor izgili anlar. Btn gece bu arlarn altn
da nasl yatm? stelik de anlar onu sokmamlar.
Ayaa kalkt. Bugn biraz daha az sersem, biraz daha fazla
bir eyler ansyordu. Bir eyi iyi biliyor, aklna iyice yer etmi,
insanlara gzkmeyecek, onlarca yakalanmayacak Ama niin?
Onun ne dnd var, dnse ne de bulaca var.

479
Birden korkun bir alk duydu. Midesi kaznyor, kusaca
geliyordu. Karn karnna yapm, hacaklar titriyordu. Burada
kalp alktan lmekten korktu, ne olursa olsun kamln d
na kacak, bugn iftlie varacakh.
Gn kavuurken az tede salkmstl bir iftlik evini
grd. Bu kimin iftliiydi? Ne de gzel bir yapyd! Ayakta
duramad, yere oturdu. Sonra bir uultu duydu, bakt ki bir
sr kalabalk iftlikten kopmu kendine doru geliyor. Te
laland ama yerine aklm gibi btn abasna karn kpr
dayamyordu. abasn az daha artrp batakln iine s
rnmeye balad. Srndke alyor, aldka kamln
derinliine kayyordu. Kendini byk bir kam kmesinin
kkne att. Buras gvenli bir yerdi, onu burada kimse bula
mazd.
imdi de arlardan korkuyordu. Ya imdi bir uyursa, o

uyurken de arlar gelip bana okuur da sokup ldrrlerse? ..


Bann iinde sanki binlerce ar vzldyor, ldrc alk bir
yandan, korku bir yandan onu uyutmuyordu.
Kendini kamn allndan danya att. Hava scakt ya,
yordu. Belirsiz bir yne yrd. Bir batakla gelince geriye
dnd. nnde bir t duysa hemen kurulmu gibi geriye d
nyordu. Bir ku parlasa, bir ylan aksa, serte bir yel dalgasn
da biribirine deen kamlar ahrdasa hemen yolunu deitiri
yordu. Gece yansn oktan gemiti ki halsiz dp yere yl
verdi. Soluk alamaz olmu, karanla gmlmt. Bir sezgi gi
bi, lm bu olsa gerek, ite lyorum diye geiriyordu iinden.
Gittike de bedeni zlyor, geviyordu. yen bedeni titre
yemiyordu bile.
Derken gzlerinin nnden karanl delip bir k yolu ak
maya balad. Az sonra da bu k yolundan kendine doru bir
ahn yldrm gibi geldiini grd.
Elinde kl vard. Kl biribirine srnce kuzguni siyah
bir at bir k yolundan gelip onu srhna alyor, diledii yere g
trp koyuyordu. Sonra gene kllar biribirine srtyor, at gene
geliyordu. Ata diyordu ki: "Ey at, seninle gidip dev padiah
nn aynasn alp geleceiz." Aln srtna biniyor, devler memle
ketine gidiyorlar, devierin o ulu aynasn, dnyann srlarn

480
gsteren aynasn alp getiriyorlard. Kuzguni siyah at her bir
eyi biliyordu, gz akken devierin uyuduunu, kapalyken
uyank olduklarn...
Kllar bir daha biribirine srtyordu, at gene geliyordu. At
deil, bir evren. Kapkara, yanar bir yeilde. Kuyruunu ya
mur gibi dkp, kulaklarn dikmi, dnyann en gzel yarah
nn heykeliymi gibi durmu. Gzlerinde sevgi, dostluk. ..
"Dile benden ne dilersen?"
Ne dileyecek, peri padiahnn bahesindeki alayan nan
dileyecek O nan ki yzlerce peri bekler. O nara ki ku kanady
la, ylan gvdesiyle, ar vzlhsyla yaklaamaz. Bu bir zor i
ama dnyada dermansz dert, aresiz hal yoktur. Merann da
elinden bir ey kurtulmaz.
At: "Bu ok zor bir itir karde," der.
Zor, zor ama bu alayan nar glmeye balad zaman da
btn alayan insanlar, ac ekenler, yenilmiler, yorulmu bk
mlar, umutsuzlar, ezilmiler glecekler.
At der ki: "Bin srbma, yleyse bin srtma ya, iin ucunda
lm var. lme girlebilir misin?"
Nasl gidilmez! Alayan nar glecekse... Abn srbna biner,
byk sonsuz nar baheleri stnden uarlar. Her yerden bin
inilti gelir. Pembe, krmz, yakut, san, yeil narlarda bir at...
Ta yukardan peri padiahnn bahesindeki nan grrler. Narn
iniltisi dnyay alm. Kocaman, kl, her dalnda milyonlarca
yakut krmzsnda narla grldeyen nar aac. ..
At der ki: "imdi narn stne ineceiz. Sen narn en st
dalna yapp brakmayacaksn. Nar dayanarnayp kknden
sklecek, bizimle gelecektir."
yle yaparlar. Nar sklnce peri lkesinden korkun bir
lkhr kopar. Nar topraktan uzaklatka lklar byr ama,
ata yetiip de nan elinden alamazlar. At uar uar gelir ssz,
sonsuz ukurova topra gibi bir topran stnde durur.
"te bu nan buraya ekersen hem daha iyi biter, hem bu
nun yz misli, bin misli byr, hem de bir daha hi alamama
casna gler."
nerler, nan oraya diker dikmez nar hemen bymeye ve
az nce alayan nar imdi glmeye balar.

48 1
Gkyzn kuzguni siyah atlar doldurur. Her birinin s
tnde gen bir binici ve binicilerin kucaklarnda peri padiah
nn saraynn bahesinden sklm alayan nar aalar... At
llar birer ikier boyuna topraa inerler nar aalarn dikerler.
Az nce alayan narlar hemen glmeye balarlar. Ve kuzguni
siyah atlar gkyznden yeryzne szlrler. Btn dnya
glen yalm krmzs narlada dolu aalada dolar.
ki kl biribirine srtersin .. .
"Dile benden ne dilersen... "
"Dervi Beyin iftliine!"
At gelir, stne alr onu. Dileriyle tutup alr, kaplarnn
nne brakr. Anas stne kapanr.
"Nedir bu hal?" diye inler. "Nedir, nedir?"
"Bilmem."
Bey gelir... Atlar... Yz binlerce at...
Sabaha kadar, yar uyur, yan uyank ... Atlar, anas. Bey, nar
baheleri, arzuhaki Ali... Paralamaya gelmi, hrlayan, ak dili
binlerce kpek, bir bulut gibi g kapkara rtm milyonlarca
ar, demirciler ars, stne yryen kasaba, atyla itiyle, evle
ri, dkkanlar, camisi, minaresi, her eysiyle gmbrdeyerek
yreyen kasaba. Glizar, sonra Hacnn karsnn kalalar,
inanlmaz, deli bir ehvet...
Bir yann gn kzdryor, bir trl kalkamyordu. Uyku
sunda yuvadana dne ta uzaklara gitmi bir dut aac fidanna
dayanmt. stndeki kan, amur kurumu, giyitlerine, derisi
ne, salarna, yzne gzne yapmt. Doruldu, sonra hal
sizlikten gerisin geri uzand. Neden sonra kalkabildi. Az yr
ynce bakt ki kaml kt kacak... Dehetle irkildi. Ortalk
ta t yoktu. Yol az tede uzayp gidiyordu. Son gcn de top
layp geriye dnd, deli gibi kamln iine komaya balad.
Dyor, kalkyor, gene dyordu.
O gn, gn batncaya kadar kamln kysna geldi, kor
kuyla irkilip can havliyle geriye dnd.
Bu kamlk onu ellerinden kollarndan, ayaklarndan ba
lam brakmyor, brakmayacak. Az yukar yatm, azn da
alabildiine am soluyor, stnden kuzguni siyah atlara bin
mi yakkl, kendi yanda genler kucaklarnda nar aala
ryla geiyorlar.

482
O kasahaya gidiyor, kasaba ona yryor. Camiari ltl,
yanarak, angrtyla. Parampara oluyor her ey, kamlk, ka
yalklar, ulu nar aalar, ayaa kalkmlar uuyorlar gibi.
Uzaklardan bataklk, toprak derin derin, sarslarak i ekiyor,
smrr gibi. Ayan balamlar bir karamuk aacna, diken
leri actyor. Karamuk yiyor durmadan, az buruuyor, dili,
dileri buru buru ... Bir kadn alyor, ban duvara dayam.
Belli belirsiz. Salar alnna dm. Elinde prltl bir bak. B
a oraya buraya savuruyor. Bir pabu incirini ucundan yaka
lam hem ekiyor tozun iinden hem doruyor.
Karpuz tarlasnda ayaklar bileine kadar topraa gml
d. Bir karpuza bast, aya karpuzun stnden kayd, boylu
boyunca topraa uzand. Ayaklarna brtlen tevekleri dola
nyor, bacaklarn kan iinde brakyordu. Bir yerlerinden kan
szyordu. Az kan tuzundayd, salya gibi yv yv, kusturu
cu. Bedeni klm, kendinden habersiz, uyukluyor, uyu
mu, kurumu, skyor. . . telerden plak atlara binmi insanlar
geiyorlar. Atllarn ayak seslerinin geldii yerlerde bulank,
bulankln ardnda sallanan birtakm insanlar... Elleri koyun
larnda. Bir ly srklyorlar, yolun ayak bileklerine kadar
km tozlar iinde. l durmadan kanyor, yolda bir slak
izgi kalyor. Yzn gzn toz rtm, l kanyor. Kucakla
rnda nar aalaryla lnn stnden atllar geiyorlar.

483
6o

"Evet komutanm. Bundan baka hibir are yok. O, kimse


ye, z bir kardei bana bile gvenmiyor. Gelenekleri yle. Yz
yllardan bu yana srp gelen insan ldrtme gelenei. ldr
tp saklama. Byle yapacaksnz Bir gece iftlii, habersiz, can
darmayla evireceksiniz. Sonra yannza iki candarma alp k
yn btn erkeklerini meydana yacaksnz. Kadnlarn da,
nk katil kadn klna girip saklanabilir. Ondan sonra efen
dim, btn evlerde arama yapp, saklanan bir kii olup olmad
na bakacaksnz. Ondan sonra efendim, Deli Hacnn karsn
getirip kalabaln ortasna koyacaksnz. Kocasnn katilini se
ecek. Sonra da kadnn setii kiiyi ksz Murada gstere
ceksiniz. ksz Murat da budur, bunu grdm derse adam
tevkif edeceksiniz."
Komutan: "Anlalyor ki iftlii sarp dediinizi yapmak
tan baka are yok. Ama bu kanuni deil. Bir ky, bir iftlik sa
rlr m?"
Mahir Kabakolu: "devinizi size retecek deilim ko
mutanm. Siz benden iyi bilirsiniz. Ben size iftlikten birka ev
ad veririm, siz mahkemeden o evleri arama emri kartrsnz.
Bu vesile ile de btn evleri ararsnz. iftlii de evirirsiniz. is
terseniz Derviin evini aramak iin de arama emri alrsnz. Her
yeri ararsnz da katil Derviin evinde sakl olur. Baka bir ey
daha var, muhtardan iftlikte yaayanlarn listesini istersiniz.
Listeye gre meydana topladnz kimseleri kontrol edersiniz.
Nasl komutanm?"

484
"Bu da iyi. Sizde akl var Mahir Bey. Hi kimse kaamaya
cak."
"Ben inanyorum ki, komutanm, katil Sarolu iftliinde
dir. Biliyorsunuz Dervii Adanada karladm. Yzne baktm,
yz kl gibiydi. Yannda hi konumadlar. Bizde adam ld
recek adam yok, dedi Dervi Bey. Halbuki o imdi istese btn
ukurovay kesecek adam bile karr o iftlikten. nkar yii
din kalesi. Dervi de her eyi inkar ediyor. Ben undan eminim
ki Deli Hacnn kars, ondan sonra da ksz Murat p diye
yakalayacaklar katili. Yalnz, iftliin sarldndan kimsenin
haberi olmamal. Bir de iftlik ok iyi, becerikli, kalabalk bir
candarmayla sarlmal ki aradan hibir insan kamasn. nk
Dervi yaman bir kiidir, duydu ki iftlik sarld, kuun kanad
nn altna saklar da karr katili."
"Orasn biliyoruz Mahir. Bu kadarl da bizim bilecei
miz i."
"Haa, haa. Onu demek istemedim komutanm. Ben Der
viin karakterini size iyice anlatmak istedim. Tabii siz iyi bilirsi
niz komutanm. Siz bilmezsiniz de kimler bilir?"
Yzba ayaa kalkt, izmeleri stnde yayland. "Evet
Mahir Bey, bu i halledilmie benziyor. Bu memleket bu katil
derebeylerden kurtulamad gitti. Gdalar insan eti. Nfuzlar
da ok, baa kamyorsun. Halbuki Derviin yerinde bir baka
s olsayd, phe zerine, eldeki deliliere istinaden onu hemen
tevkif edebilirdik Dervii tevkif edemezsin! Adana Beyleri gi
derler Ankaraya kyameti koparrlar. biribirlerini nasl tutuyor
lar... Ama btn delilleri toplayp, kk katili yakalayp, ona
Derviin tevik ettirdiini syleteceim, ve Dervii de tevkif
edeceim. O zaman Adana derebeyleri isterlerse aya gitsinler,
deil Ankaraya. Dervii bir tevkif ettin mi, bir daha derebeyleri
ukurovada insan ldrtneye cesaret edemezler. Ben olsam,
bu cinayette katil ocua ok az ceza veririm, ama Dervii asa
rm. Hem lenin, hem ldrenin katili... Nasl olmu da bunca
yl bu adam bu kadar insan ldrtebilmi? Katiller hapislerde
lmler, Derviin burnu bile kanamam?"
"Dervi kurnaz adam. nce kaymakam, komutan elde
ediyordu. Onlar grtlana kadar doyuruyordu. Sonra hakim-

48 5
ler, teki idareciler hep ondan korkuyorlard. Devlet iinde
devlet gibiydi. Daha da kendisini devlet sayyor. Yurdumuzda
bunlar insan esareti yaratmlardr. nsanlar alp satmyorlar
ama bir mr boyu emeklerini be pula, boaz tokluuna satn
alyorlar. Ha insan satn almsn ya da satmsn, ha bir mr
lk emeini boaz tokluuna almsn, ne fark var. Bugn bile
memleketimizde derebeylik, klelik caridir, efendim. Biz ileri
insanlarz. Kurtulu Savamz klelie son verelim diye yap
tk. Sava baardk ama derebeylerini bamza iek diye sok
tuk. Sizler ktnz da, Cumhuriyetin asil evlatlar, vatan bun
lardan kurtaracaksnz. imdi gidip Dervii tevkif edeceksiniz.
Bunu sizden nceki hibir idare adam yapamazd. nk kor
karlard Derviten. Dervi onlar baka yere hemen attrrd.
nk hibirisi sizin kadar yiit, sizin kadar vatansever deil
lerdi. Siz korkmayacaksnz. Bir vatandan kannn yerde kal
masna gz yumamazsnz. nk siz Atatrkn asil kanl ev
latlarsnz. Ben de sevgili Atatrkn bir evladym. Kardeimi,
katil kardeim Dervii, srf bu yzden savunmuyorum, sayn
komutanm. nk bir kiinin ldrlmesi, katilinin ortaya
kmamas, hepimizin ldrlmesi, katillerin ortaya kmama
lar demektir. Byle adaletsiz bir vatan da yklnaya mahkum
dur. Adalet mlkrozn temeli olduundan ... Mlkrozn
altndan bu temeli ekip bu vatan uuruma yuvarlayamazsn.
Ama canmdan daha ok sevdiim kardeim Dervi benim bu
ite parmam olduunu bilmeyecek, nk onun iin byk
ykm olur. O aslrken, daraacnn altna varp alayacam,
dvneceim. Kz, olu, kars oh olsun diyecekler ama ben
kardeime, asil, Ouz kanl kardeime ben yanacam, kalrm
dan leceim. Neylersin ki kardein katil olmu, mlkn altn
dan temelini ekmitir. Deil mi komutimm?"
"Kardeiniz aslacaktr, Mair Bey. Sizin de bu ile ura
nanz bu odadan darya kmbyacak,' kul olan duymayacak
tr. Sayglarm sunarm, biz; hazrla balyoruz."
"Allahasmarladk. Sa olun kmutanm. Yreim yanyor,
yanyor kardeim Dervie ama vatann bir Deli Hacs, vatann
adaleti, mlkmzn temeli bizim iin kardeten daha ehem
miyetli olmal."

486
"nemli olmal tabii, Mahir Bey. Gle gle."
Mahir oradan da bir sevin kasrgas gibi kt. Dervi iflah
olmayacakt artk. Derviin sonu gelmiti. Muzafferi boup ift
lii ele geirmek gerekti. Muzaffer de kolay boulur. nce bir
ortaklk yaparsn Muzafferle, ortaklkta ziyan edersin. Birka
yz bin lira ziyan edersin. Bir daha ziyan ... ki yl sonra iftlik
sata karlr, satn alrsn.
Hele u iftlii bassn aslan komutan! Katil yakalanmasa
bile, iftliin haslnasnn ukurovada duyulmas Dervii l
drmek iin yeter. Dervi deli olacak, belki de komutan vura
cak, ya da kendini ldrecek. Dervi bir eyler yapacak. Yaa
komutanm Yaa Cumhuriyetin yiit ocuu. Gzn daldan
budaktan, derebeyinden saknmaz ocuu. Sizler bin yaayn.
Derviin hi aklndan gemez evinin aranaca. Onurlu Ouz
soylum, hrsz evi aranr gibi yce konan aranacak. Kalrol
maz msn? Bu acya dayanabilir misin? Osmanl bile sizden
kt. Viyana kaplarna kadar varp da dayanan sizlersiniz. Bir
k krk komutan gelip de evini aryor, Dervi! Uyansana
Ouz soylum, sabh oldu, yand cier kebap oldu. . .
Postanenin oraya varmt ki aklna dt, hemen geriye
dnd. Ne sersemlik, ne aptallk, katilin adn sylemeyi unut
mutu, bu heyecana, bu kadar sarsntya, korkuya, sevince kafa
dayanmyordu ki...
Kapy at, srtarak: "Aifedersiniz komutan," dedi. "in
en byn unuttum. Size katilin adn syledim mi?"
Komutan: "Hayr. . . Hayr ama bilmiyorsunuz sanyordum.
Hakknda hemen tevkif mzekkeresi kestiririm. Ad ne?"
"ok zor rendim. renmek iin neler yapmadm, ne fe
dakarlklarda bulunmadm, anlatsam aklnz durur. Bu ocuk
Derviin adam ldrtmek iin ocukluktan alp gladyat gibi
yetitirdii bir ocuktur. Ad da Yusuf. Mahmut olu Yusuf Ak
damar."

487
6

Dervi Bey o gn sabaha kadar uyuyamayp Yusufun ak


betini dnd durdu. mrnde ilk olaraktr ki byle duygu
larn iine dyor, yapt iten tr pimanln kapsna va
np varp dnyordu. imdi Yusuf onun yreine saplanm bir
hanerdi. Ne demi de byle gencecik bir ocuu byle bir ie
yollam da bana bunca belalar sarmt? Nereye gitmiti bu
ocuk imdi, bana ne haller gelmiti? Hacy ldrdkten son
ra iftlie dnmesi gerekmez miydi?
arm, bir umut kaps da bulamyordu. Kendisi iin hi
mi hi korkmuyordu. Yusuf, ldrseler de onu ele vermeyecek
tl. Yreinin stne a gibi bir ac kmt. Bu ocuu, bu
ksz, bu ceren gzleri gibi kederli gzl delikaniy yakalar
Iarsa asarlard, ite o zaman Dervi Bey kederinden kalrolur
lrd. ocukcaz baba n, ocukluk, delikanllk yaama
mt. Kendi yznden... Ite imdi gene kendi yznden za
vallcaz yal ipiere gidiyordu.
Bu ocuk yakalanrsa onu kurtarmann, ipten almann hi
bir mmkn aresi yok muydu? Yirmi yl nce olsayd, aaah
yirmi yl nce... Ne olmutu da dnya bu hale gelmi, itibar
byle sfra dmt? Buna sebepler aryor, buluyor, fakat onu
hibir sebep tatmin etmiyordu. u dnyada anlayamad bir
eyler vard, vard ama neydi?
Yusuf gnlerce Hacy izlemi, bunu da herkes grm,
sonra da adam krk be yerinden baklayarak ldrm, sonra
da Domuztepeden kasahaya kadar ly ayaklarndan tutup
srm. Bu ispat edildii zaman Yusuf mutlak idam edilir.

488
Birden iinde rrak diye bir sevin patlad. Yusuf kur
tulmutu. Yusuf aslamazd. Kanun yirmisini gememi bir ki
iyi idama izin vermiyordu. Ama bir mr boyu hapiste kala
cakt. Dervi Bey onun da bir yolunu buldu. u demokrasinin
hkmetleri her Allahn gn af karyorlard. Birka aftan
sonra Yusuf baktn ki bir gn darda.
Beyin acdan kvranmas azck geti. Bu dnce ona rahat
bir soluk aldrd. Alnndaki teri sildi. Ama daha o iindeki aa y
le duruyor, yrei yanyordu. Sevinmeye alyor, kendini Yusu
fun ok yakn bir gelecekte hapisten kacana ya da yakalan
mayacana inandrmaya alyor, bir trl bu iin stesinden
gelemiyor, gelemedike de fkeden kuduruyordu. Bu fke duy
gular, acma duygusundan daha hafifti. O acma duygusu yok
mu, Dervi Bey lyor gibi oluyor, a yutmu gibi kvranyor,
bouluyordu. fkesi bir kurtulutu. Ah her zaman fke iinde
kalabilse her eye razyd. Bir fkeden acmaya, bir aamadan f
keye geiyor, bu iki duygu arasnda mekik dokuyordu.
Arada da pheyle duruyor, rperiyor, Yusufun kendisini
ele verdiini kuruyordu. Niin vermesin, gen bir adam, gr
gsz de... te o zaman btn dmanlan da birleir onu ipe
dosdoru gnderirlerdi.
"Aaah," diye geiriyordu iinden, "keki ele verse de kur
tulsam. Kekiii..."
Kap alnd, adamlarndan birisi ieri girdi. Bey onun s
tne atlrcasna: "Ne oldu, ne haber?" diye bard.
Adam: "Tam on tane kpek aldm yanma, batakl batan
aa kpeklerle, Yusuf Yusuf diye bararak taradm, yok, bu
lamadm. imdi de nadararasna gidiyorum."
"Dedim ya, bu gece kim Yusufu bulur da bana getirirse,
onu lnceye kadar... Syledim ya... "
"narlara gidiyorum Bey, kamlklara ... Belki... "
Adam tepeden trnaa amura batmt. Geldii gibi ekil
di gitti.
Yusufu aramaya giden adamlar teker teker geliyorlar, uta
narak, derin bir keder iinde Yusufu bulamadklarn sylyor
lard. Her adam geliinde Bey bir umutla seviniyor, sonra kah
rolup kuduruyordu. Artk neredeyse sabah oluyor, gn nere-

489
deyse d yacak Beyin ba uyumu, boynunu kessen hi
bir ey duymayacak hale gelmiti. Akamdan beri btn iftli
i, gen yal, herkesi seferber etmiti. Glizarla Meyro da Yu
sufu aramaya kmlard. iftlik halk u koskocaman Anavar
zann yazsna, atl yaya yaylmlard. Kyn btn kpekleri
de onlarla birlikti. Eer Yusuf bu yanlardaysa mutlaka buluna
cakt. ster sa, ister l.
afaa kar edemedi. Bey de atma atlayp ovaya srd. Az
daha beklese atlayacakt.
Kasabadaki konaa gnderdii adam da eli bo dnmt.
Peki bu ocuk nereye gizlenebilirdi? Az sonra Yusufun kanl
lsyle karlaacandan yle bir korkuyordu ki... Belki bin
birinci defa tekrar etti, ite o zaman kendimi ldrrm, dedi.
Dal gibi babayiide... Grgsz bir ocua ... Kendini bir trl
balayamyordu.
Ovann orasndan burasndan elektrik fenerlerinin, rala
rn yanp snen klar grnyor, "Yusufuk Yusuf! Yusufuk
Yusuf!" arlar duyuluyordu. Bey de onlara katld. Hem at
n rzgar gibi sryor, hem de durmadan: "Olum Yusuf! Yu
suuuf!" diye olanca sesiyle baryor, sonra da durup uultulu
toprakta yanklanan sesini dinliyordu.
Bylece atn kasahaya kadar srd, geriye dnd. Azck
kendine gelmiti. At avluda brakp yukarya kt. Daha orta
lkta kimsecikler yoktu.
Dervi Bey ayordu. nsanolu bir tuhaf yaratktr, diyor
du. imdiye kadar bana byle ok i gelmi, belki on be kere
lmle kucaklam ama bu kadar zlmemiti. Peki, bu zl
d neydi? Kardei, babas, sevdii Mahmudu, iki ocuu l
m ona bunun yars, onda biri kadar koymamt. Yusufu bu
kadar ok mu seviyordu?
Tanyerleri kzarm, neredeyse gn doacakt ki kapda bir
otomobilin sesini duydu, pencereden bakt, gelen Mahirdi. Onun
geliine kzmas gerekti. Ona hibir zaman gvenmemiti. Bu se
fer onun geliine sevindi. Belki hayrl bir haber getiriyordu.
Merdivende karlad: "Syle Mahir, syle/' dedi. "Ne haber?"
Mahir alams alams: "Oldu," dedi. "Yandk ldk Bey,
ocamz sndrdler. Bizim dmanlarmz alaktr demedim

490
mi sana? Bizim dmanlarmiZ bizi ykmak iin her namertlii
yaparlar demedim mi sana? Hacy senin adamlarndan birisine
para verip ldrtmler. Sen stanbulda iken de bu ii ben idare
edesiymiim, Hacya ka diye para teklif edesiymiim, bunu da
bahane olarak kullanas onu ldrtesiymiim. Katili buldular."
Bey heyecanla bard: "Syle yakaladlar m?"
Mahir soluk solua: "Daha yakalamadlar ama yakalaya
caklarm. Fotorafn bile elde etmiler. Yerini biliyorlarm,
sarmlar, onu yakaladktan sonra da ikimizi birden tevkif ede
ceklermi. Komutan ta yzme kar byle syledi. Bunlar ser
vet dmanlar, bunlar kzlca birer komnist. u arzuhaki Ali
yok mu, bunlar zehirleyen hep o. Efendime syleyim, katilin
ismini cismini resmini bulmular."
"abuk syle kimmi o?"
Mahirin sesi ite burada buz gibi souk ve insafszd. Mey
dan okur gibi: "Mahmut olu Yusuf!" dedi. "Hani babasn. .. "
Bu ad duyar duymaz Dervi Beyin gzleri kararp ba
dnd. Merdivenin korkuluuna yapmasa yere dp her e
yi berbat edecekti. Btn gcn toplayp: "Bizde byle birisi
var m?" diye safa sordu.
Mahir: "Varm varm, tahkik etmiler," diye abucak ek
ledi.
Bey inler gibi: "Demek varm ha?" Gene safa sordu, "de
mek benim adamlarm da satn alabilirlermi ha?" Kendini iyice
toplad. Mahiri,n burada daha fazla beklernesi zararl olabilirdi.
Elini onu omzuna koyup: "Evet, ii anladm. Bizi buradan vur
mak istiyorlar. Ama beceremeyecekler. Hi zlme. Yusuf benim
adamm deildir. Bir Yusuf vard ama o iki ay nce lm diye
duymutum. imdi sen hemen kasabaya git, hakkmzda ne do
lap evriliyor ren, yarn akama seni burada bekliyorum. Ak
ama kadar evde yokum. Haydi, gle gle. Yarn akama."
Mahir ister istemez, iinden Dervie sve sve merdivenle
ri indi.
Artk Bey kendini sulamay brakm, Yusufa veritiriyor
du. nsan deil ocuk hayvan bile olsa kendini bylesine ele
vermezdi. Btn kasabaya gzkm, stelik de fotorafn. ..
Bu ahmak ne zaman fotoraf ektirmi ki? Onu da kasabada

49 1
ektirmi olmasn? Tuh sana! Tuh senin adamlna be Yusuf!
Bir eline geerse nce onu ayaklarnn altna alp ezecek, sonra
da gtrecek kendi eliyle candarma komutanna teslim edecek
ti. Tuh sana! Tuh sana be! Ne eeklik! Hi bylesi bir zavallya
gvenilir mi?
Gitti, yorgun, kendini yatana att ve hemen de uyudu.
Kulann dibinde bir ey patlar gibi oldu, srad uyand.
Gzlerine inanamad. ri yumruklarn gzkapaklarna bastrd,
at, grd ne dt, ne de hayaldi. Karsndaki Yusufun ta
kendisiydi. Adamlanndan birisi kolundan hitup, sallanan Yu
sufun yere dmesini nlyordu.
Bey dar kp yzn ykad geldi. Olduu gibi, izmele
rini bile karmadan yataa girmiti.
Yusuf tannmayacak bir haldeydi. Tepeden trnaa kanla
kark bir amura batmt. st ba liyme liyme olmu, bir
paavra ynna dnmt. Yarlm kann stnden daha
kanlar szyor, sa gznden dudana, oradan da boynuna
krmz bir erit gibi iniyordu. Birer yumruk gibi byyp prt
lemi gzleri cam gibi bir noktaya dikilmi bakyordu. Her bir
elinde amurla kank yolunmu otlar sk skya tutuyor, elle
rini amay bir trl akl edemedii her halinden gzkyor
du. Salarnn ii samanla, tozla dolmu, sann her teline belki
bin ptrak yapmt. Btn ba ptrak dikenlerinden gzk
myordu.
Bey onu grnce sonsuz sevinmi, imdi de ona baktka
da ireniyor, acyor, karmakark duygular arasnda kalyor,
duygudan duyguya geiyordu.
"unu evine gtrn," diye adamlarna emir verdi. "Bir
iyice de ykayn. stnde de nesi var, nesi yok atee atn. Yara
larn da cerrah getirip sardnn."
Ban elleri arasna ald.

492
62

Kalabala girdi, orada durdu. Birden kalabalk ortadan si


lindi. Ortada Krt mann Yunanl talarnn yannda kalakal
d. lnn gzlerine, burnuna, kulaklarna sinekler dolumu
tu. Kara, mor ltl, telasz sinekler. Scak kmt. En kk
bir fisilti bile yoktu arda. Yapraklar durgun, l, burumu,
tozlu. Arlar kuytularda. Sereler saaklara sinmiler, saklan
mlar. Bir iki krlang arnn kaldrmianna kadar inip ok gi
bi gerisin geri frlyorlar. l orada kollarn ta bandan te
uzatm, elleri yar yumuk, yumruk yapacakm da yapamam
gibi, hacaklar dmdz uzanm, byklar tozlanm ylece ya
tyor. Bir ho, alams, hznl, doymam, oyunca elinden
alnm ocuk somurtkanlnda, dudaklan azck ileriye km
konutu konuacak. te bu konutu konuacak hal deli ediyor
Yusufu. lnn yresinde dnyor, sonra duruyor, usul usul
lye bakyor, sonra gene dnyor. Durdu, eildi ly elin
den tuttu, sa elinin bileinden, srkledi, demirciler arsnn
tam ortasndan... Kulaklar uulduyordur. ly eke eke ge
tirdi, demirciler arsnn ucuna, bir kten eskisinin yanna
uzatt, lnn sol omzu aa yatm, sol kolu beline aa iyice
uzamt. Sol koldan durmadan pnar gibi kan kaynyordu.
Gmleinin sol kolunu ekti indirdi. Kanayan sol kolu sarmaya
balad. Kan durmuyordu. Gmleini soyundu. Sol kolu iyice
sard, Kol gene pnar gibi kanyordu. l kanar m? Demek bu
lmemi. lmemi lmemi, dedi. lmez ya. Deli Hacdr bu,
lr m? Pis, mendebur, alak, namussuz. ki ayayla sol, ka-

493
nayan kolun stne kt. Tepinmeye balad, o tepindike kol
daha da kanyordu. Dizlerine kadar kan iinde kald. Sonra da
yoruldu. Cehennemin dibine varsn kanasn, dedi. Bir lnn
lmemesi, kanamas iyi olur. ller, bylesi bakla ldrl
m ller hep kanarlar. Kellesi kesilmi Halilin boaz basz
boaz gn gece kanarnad m yle deil mi yledir ok
ller kanarlar llerin kanamas makbuldr kann iine gle
ine toz doldu bir toz direi geldi safi toz her bir yeri doldurdu
lnn stn kanayan yerini de doldurdu bir toz bei altn
da kald l bir trk duyuldu bir yerlerden gece saliand ok
bulut vard gkyznde bulutlar st ste kaynyordular kay
nasnlar usunlar Osman usta geldi teki Karaktk kynden
olan ktemez geni omuzlu kaln dudakl amann ne de kaln
dudaklar var aman ha aman ite o da geldi afak yaklayordu
afak yorulmu gibiydi gn geliyordu oktan gelmeliydi
geeikti sakal karanln ortasnda gm gibi parlyor soluk
alamaz oldu da be kamlk geriyor uzakta oraya ulanal
ama bunu bu adam ne yapmal deli mi ne akln oynatm ali
mallah kurtludur burann suyu iilmez kim ier kimse iemez
lr insan kan bulam tozlarn altndan bir slaklk ar ar
kyor kanyor l kalkt doruldu akn yresine baknd
gzlerini sildi bir daha akn baknd bir daha sonra sa elini
gzlerine dayad sa bileini geri yatverdi tozlarn ierisine al
al al para istemez burada ne kadar bak varsa al st yapra
bu baklar oooook nldr ini Mainde ol Frengistanda ve
hem de l Arabistanda l Arabistanda l Arabistanda orada
Arabistan da al al aal gerek olacak sana a uvaln hepsini dol
duraym iine lnn stne koy neden sen hi stne bir ey
giymezsin k yaz neden hep byle gezersin ocaktan kvlcmlar
fkryor yalmlar dklyor yalmlar uruyor ocaktan demir.,
ciler arsna demirciler arsnn ortasna al al al al ula!) al
olum gerek olacak sana salianyor Osman usta Osman m ad
belki al yavrum lye balarsn baklar lye balamak gerel<
kan akmaz bakl lnn orada narn altnda suyun banda
kalabalk kalabalk kvl kvl a be kim vurmu bunu lyn
kr be kpek a be vurmular yetmi yerindeeeeen a be kim
vuracak ite o ocukcaz ite o uzun uvlan te orada am gz-

494
lerini te ble ble yetmi nah burasndan srklemi getirmi
komu bakn nasl soluyor krk gibi kamyor da ne duru
yorsun oul ka be sabah olunca tekmil candarmalar a be sen
ne aklszmn ne aklsz a be bizim melmeette var idi senin
gibi bir ,ucuk aha haan vurdu bir vurdu bir vurdu haan kan
kt a be durmaz kan a be deli kan a be ka yamur iseliyor.
Bu yamur da nereden kt. Usuldan, gevrek bir yamur bu,
ortalk ok ho toprak koktu. narn yapraklar da koktu.
ly yerine kahvenin oraya, oraya, gtrmeli. Sol elin
den tuttu kanyordu sol el, ald koarak gtrd, kahveyi nar
tekmil ary ly elinden tutmu birka kere gittiler geldiler.
Zeytin aacna dayad ly kaldrp l tpk canl bir insan
gibi srt zeytin aacna dayal orada kald. Gzlerini de at
belki. Gzlerini gremiyor ki, daha ok var gnn domasna.
ierden karnn sesi geliyordu. Sesi duyar duymaz erkeklii
uyand. Kapya vard dayand. Kadn ierde durmadan syleni
yor, Deli Hacya svyordu. Erkeldii elinde titriyordu durma
dan, belini krarak, salkl, ktr ktr. Kadn bir ara darya
bakt. ylece bakt, kalalarn kvrd. Sonra da at diye kapy
yzlerine kapad. l dayand yerden doruldu sonra gene
olduu gibi aaca dayal kald. ly srtna ald dereye ko
maya balad, kadn arkadan ha bire syleniyordu daha. Erkek
lii daha inmemiti. ly gtrd dereye akltalarnn st
ne uzatt. Daha gn domuyordu. Ilk bir hava vard fisiltisiz.
Karpuz' tarlasna girdi, kocaman bir karpuzu ortadan yard su
larn dke dke btn karpuzu kemirdi. Zeytin aacnn dibi
ne geldiinde kadn susmutu. Kapy omuzlamalyd, olmad.
ierden t gelmiyordu. ksrd, iflah olmaz bir ksre tu
tulmucana durmadan ksrd. Kadndan t kmad. Kadn
iin, bir scak et iin deliriyordu. Erkeklii elinde birden ko
maya balad. Gn douyordu. Gn douyor, dedi. Sa elinden
tuttu ly. akllar ses kardlar. Srkledi. arya narn
altna srkledi. narn altndan deirmene, oradan kprye,
tepenin altna. Bir eek buldu yolda giderken. Arkasna dileri
kanl ok kpek dt hrlayarak, sivri ak dileri darda dur
madan dilerini gsterip hrlyorlar. Kat kat byk bir halka ol
dular yresinde evirdiler. Kat kat ak hrlayan diler... lye

495
sarld. Srona ald. Srtndan eee ykledi. Yeil araba geldi
amparalan terek. ly att, srd batakla. Att batakln
iine sonra kard.
Gn kuluktu, l orada yatyordu. Krt mann nakl
talannn orada. nann uzun dalnn ucunda. Bir yeil sinek
geldi lrrn bumuna girdi kt girdi kt. l orada yapayal
nz yatyordu. Yapayalnz. Gn domadan nce. Dudan sr
m akn akn yatyordu. Byklanna kan domurmu. ki el
leri yumulmu, trnaklan dklm, bir trnak ince bir ete bal
kalm, tozda sarkyor. Ak kemikler km ortaya ... Yeil diken
ler var avulannda, skm.
Gn kuluktu, l yatyordu. nce gmen Murat geldi.
Onu tanyordu. Onu herkes tanr. Atn gtnden fks der
dmez hemen varr alr tenekesine doldurur. Gmen Murat
derler ona yedii ekmei hak edendir. Haram yemez ve hem
de harama ukur zmez. vnr hep. Gzleri fal ta gibi al
d, a be ldrmler bunu dedi. A be kim vurmi bunu? A be
yazk. Hem konuuyor hem de akn korkak kendi yresinde
lrrn yresinde dnyordu. Ellerini am hem konuuyor
hem dnyordu, ne yapacan bilemiyordu. Bir iki kere azn
ap yukar dikti barmak istedi baramad. Sonra arya
aa ald yatrd. Sonra gene koarak geldi lrrn baucunda
kprtsz durdu. Sana soluna bakmyor, birisini bekliyor,
kimsecikleri gremiyordu. Ezan sesini duyunca kendine geldi
minareye doru barmaya balad. O barmaya balaynca
teki kat. tede, narn ardnda, kaln gvdenin karanln
da m durdu. ok yordu. mekten, bir dkkann
kepengine dayanm, bzlm, titrernekten korkarak titriyor
du. Sonra mam geldi. mann sylediklerini duymad. mam
gelince ayaa kalkt, ok korkuyordu. Soluk alamyordu korku
dan... Aklnda hep kamak. ly merak etti birden, ary
km giderken geriye dnd geldi mann yannda durdu.
mam ona dnd konutu konutu. O konutuka daha ok
korkuyordu. Birden mann ellerine sarld pt. mam yumu
ack onun ban okad. Bir daha pt. Hep okanmak istiyor
du. mam, vah, vah, vah yavrum, dedi, gemi olsun. Sonra
bakalar geldiler. Hep byklydlar. ok konuuyordular. Toz

496
iindeydiler balarn sarmlar kara gne gzlkleri toz gz
lkleri takniard ter kokuyorlard bir ksm adamn da omuz
larnda mendilleri hep kirli krmz mendilleri hep krmz kirli
kirli kla kara kla hatp km boyunlarnn krklar
klkla saman tozuyla samanla dolmu kiiler bir tanesi hep
diini skyordu kalabalk st ste bindi l gzkmyordu ar
tk kalabalktan l hibir zaman kalabalktan gzkemez eki
lin ekilin ekilin oradan eli krhal Dervi Bey mi o eli krhal
olan kim kim kim kim kamak gerek l orada kalabaln or
tasnda kald az salyal tuzlu kan salyas az salyal dili d
arda l gibi dereye kadar kotu azn bumunu toz doldurdu
bir kurtulsa bir bir bir orada durdu aada yolun kysnda ka
sabay dinledi ok ses geliyordu uzak uultu kasaba stne y
ryordu ses byyor geniliyor tyor geliyor gidiyor kula
nn dibinde ar kovan gibi uzaktaki kasaba tyor camlar par
lyor kuluklayn scakta scakta scakta scakta scakta s
cakta sinekler okumular yiyorlar yeil sinekler hi yoklar bir
yerde bir l olunca gelirler nereden gelirler ly ne bilirler
ok da l olmaz ki l sinekleri Osman usta, arzuhaki Ali
Efendi kurt yemi lsn kurt dm l bedenine kvl k
vl kvl Krt Mahmut Krt Mahmut oraya koymular hilim hi
lim kanl lsn tan stne suyun krana anasn sataym
bir daha gider grrm anasn anasn sataym kim bilmez
kimse bilmez anasn sataym kim kimse kim kimse uultunun
kalabaln iine tozun dumann iine angrtnn iine oraya
Ali Efendi ocan hata herif hi gzn de krpmyor krpma
sn eilmi lnn stne bakyor candarmann sngs koca
man ban koymu gsnn stne bir ey yle ocuklar oy
nuyorlar lnn yannda kaydrak bilye oynuyorlar sanki yan
larnda l yokmu gibi oyunlarn durdurup lnn baucuna
toplanyorlar birden uzun uzun bir eyler konuuyorlar sonra
birden dalp oyunlarna dalyerlar sonra ne olup ne olmuyor
birden gene lnn baucunda toparlanp konuuyorlar sonra
gene lnn yan pssz kalyor aldrmyor kimse orada l
m yatyor baka bir ey mi ta m yanndan ynnden yr
yp gidiyorlar bir ay ver bir de su kahveci ite paran istediin
kadar al ldrmler ite grmyor musun fkaray ldrm-

497
ler de ocuu var deli meli ama iyi adamd deli meli arnm
ma yaaa ne bakyorsun gzn dikmisin yle. yiyecek gibi di
riltecekmi gibi adam hi yle ly banda durur da gzleri
ni dikip dur durak bilmeden seyreder mi sen akln m vdr
dn yle mi deli misin git oradan be sana ne seyrederim yazk
deil mi lye ite kars geldi bu mu kars tapl kadn vay
anasn kim ldrm bunu kim mi birisi garip kalkt kadnn
yanna vard kadn eildi lnn elini eline ald tuttu yreine
gtrd alamaya at sylemeye balad bir sre byle alad
durdu bir adam vard onu kaldrd alama bac alama dedi
olan olmu Hac lm sen bayn aresine bak alamak hibir
ie yaramaz dedi sonra adam yanna geldi sen ne duruyorsun
sabahtan bu yana burada l bir eyin mi olur l l l ne
yin olur karde azn da sabahtan bu yana baklar amyor
seni seyrediyoruro gn dndan bu yana ka ka buradan
ka deli ayaklar aryor szlyor kuluklayn scakta orada
nakl mermer tan yannda mermer tan stnde Krt mam
limonata satard ka.
Yolda durdu kasaba uzaktan uzaa uulduyordu. Yorul
mutu. Bacaklar titriyordu. d. Oraya kt. Ynn de
kasabaya dnd. Kasabann uultusu gittike yaklayor, uui
tu byyordu. Kasabadan atrtlar angrtlar da geliyordu
arada bir. Kasaba yresinde dnmeye balad grlts terek,
uzak, koygun.
"Ne durmu oturmusun burada?"
Gzleri byd, gzleri yuvalarnda fr dnd. Candar
malar ddk ald. Kasabadan gelen uultunun stne kt
ddk sesleri. "Yakalayn, odur o. Odur o! Yakalayn. Ka
yor." Ynn kasabaya dnd, gn kavuuyordu, komaya
balad. Bir yere kapaklanyor bir kouyordu. Kasabaya girer
girmez uultu bitti. Doru Deli Hacnn evine vard iti atlad
aacn dibine att kendisini ieriye kulan verdi. ierden hi
ses gelmedi, ban kaldrd bakt, kadn oturmu ocuklarn
balarn dizlerine koymu ban nne emi kprdamyor
du. Kadn onu grmedi. O ban kaldrr kaldrmaz hemen ge
ri indirmiti zaten. Az sonra dayanarnad gene kaldrd. He
men geri indirdi. Sonra az sonra gene dayanarnad gene kal-

498
drd, bu sefer indirrnedi, ylece kadna bakt kald. Kadn ba
n evirince gz gze geldiler. O ban ne indirdi ne bir ey
yapt, kadnn gzlerinin iine yle bakt kald. Kadn gzleriy
le bir eyler aratrd, soruturdu bir anda, bakt, arand rpn
d, birden ayaa frlad: "0, o, o... oooooooooooo ... " diye ba
rarak komaya balad. ocuklar alarnaya, analarnn ardn
dan kournaya baladlar. Aacn altndan frlad o da hemen
Dornuztepeye vurdu. Ddk sesleri, birka da kurun sesi ka
sabay inletti.
Uzun bir lk geldi kulana, kasaba biraz daha uuldad
sonra her ey geceye, sessizlie gmld. Koarak kasahaya in
di, narn altna geldi, kahve kapannt ama o adam daha
orada duruyordu. Bileinden hemen kavrad: "Dur/' dedi,
"dur. Seni yakaladrn, dur! Dur aarn dur!" Gzlerini gzleri
nin iine dikti. "Syle/' dedi. "Sen mi ldrdn onu? Yoksa, ne
istiyorsun lden? Onu aldlar gtrdler camiye. Yarn grne
cekler fkaray. Syle niye ldrdn onu?" Ellerinden kurtul
maya alt. ri adarnn elleri onu mengene gibi kavrarnlard.
"Ben ldrrnedirn, ben ldrrnedirn, ben... Kimse ldrrnedi
onu. Nerede, nerede, nerede?" Adam ellerini brakt. "Carnide,"
dedi. "Gzel gzel yatyor orada Deli Hac. Sanlar da yolda
bu gece. Yarn onu bcekler yiyecekler. Bir gzel... Bir gzel,
aman efendim, ne gzel. Deli Hac da yle bir gezer dolard
ki u dnyada. Gzlerini kurtlar oymadan nce... Dillerini y
lan yan yerneden nce... " Durdu, gene bileklerini kavrad:
"Kimse ldrrnedi mi Deli Hacy, hi kimse? Bu deyyus kendi
kendini mi ldrd yoksa? Beni mi kandryorsun ulan, gel
Candarrnaya."
Ellerini brakt. Kar karya kaldlar yle, biribirierine
baktlar, "Haydi gidelim. Haydi... Krt Mahmut ya ... Ben Krt
Mahmudun... "

"Haydi git Allah belan versin... " ,

Bunu syler sylernez adam komaya balad. Koan ada


rnn ardnca o da kotu.
Bir su getiler, bir tepe atlar, bir ekin tarlasnda o arkada,
teki nde biribirlerinin uzanda durup soluklandlar. Bir ku
ac ac tt. Bir karnlktan getiler, bir alaa girdiler. Alak

4 99
karacan aalarnn altndayd. Aalarn st kulada doluy
du. Kularn hep bir azdan vcrhlar geceyi, btn ovay dal
duruyordu.
Alakta nne hemen bir sofra geldi, sofrada tarhana or
bas, yourt, bulgur pilav, ba da krmz soan. Vay anam
vay! Sofraya yumuldu. Yemei uzun yedi. O yedike baka sa
han sahan yemekler geliyordu. stne bol souk aykara suyu
iti. Pekmez de yedi. Koyu pekmez. Sapsar, ap al...
"Ulan deli, sen deli misin?"
Orackta uyudu.
Adam stne kaln bir kilim rtt. Alan kapsna otur
du, dnd.
"Olmaz!" diye ayaa frlad. "Olmaz, olmaz, bu insanla
smaz."
ieriye dald, kilimi uyuyann stnden ekti ald. Yakasn
dan tuttu ayaa kaldrd. Bana gzne, ellerine ayaklarna
vurmaya balad. Uykulu olan yere dt. O hrsn alamad
stnde gezinmeye balad.
Dayaktan kendine gelen ocuk frlad teye... kamaya ba
lad. ..
"Giiiit, yoksa ldrrro seni... Giiiiiit, kanln olurum se-
nin... Giiiiiiiit!"
Geriye dnd.
Orada, aacn altnda, afan klarnn iinde durdu:
"Niye dvdn beni?" dedi. "Ne hakkn var?"
stne yrd. Bu sefer heriki kamad...
"Giiiiiiiit!"
"Gidiyorum," dedi teki soukkanl.
"Nereye, kasahaya m?" Korkuyla sordu.
"Yok," dedi. "Yok. Sakall Aliye gidiyorum. Baka arem
yok. Orada, dalarda telerde Sakall Ali derler birisi var... Ki
ir kiir atlar var... "
"Var," dedi adam. Mengene gibi gl elleri onu bileklerin
den kavradlar.
"Brak beni," dedi rpnd. "Vallahi Sakall Aliye gidiyo
rum. Sakall Alinin ky buras mi?"
Brakt.

5 00
Gn kuluktu. Scakt. l terlemiti. Yukardan yalm kar
bir toz yayordu. ly ykyordular. Musalla ta gibi bir
taa uzatmtlar. Krt imarnn kalar da terliyordu. Gzlerine
ac ter doluyordu.
Kalabala girdi orada durdu. Kalabalk byd. l orta
da kald. Kalabal yard vard lnn baucunda durdu. l
nn ba gittike kalabalklayor, her kafadan bir ses kyordu.
Kalabaln stnden bir toz direi geldi frlanarak geti, her
kesin az burnu tozla doldu.
Mengene gibi eller geldi gene bileine yapt.
"Brak beni," diye inledi. "Vallahi de billahi de Sakall Ali
ye. Orada, te, u dalarn ardnda Sakall Ali var... Sakall
Alinin... "

Kasaba da orada, kendi uultusunda derin, uzak, koygun


uulduyordu. ine girersen uultu kesilir. Ynn kasahaya
dnd. nnden azna kadar karpuz ykl bir eten araba
geiyordu.

501
Dervi Bey bir an bile bir yerde duramyor, odadan odaya
gidiyor, geliyor, odalarn kurt yemi Mara yaps, ilemeli ce
viz sandklann, sandalya ve masalarn, dalapiarn gzden ge
iriyor, tozlarn siliyor, mutfaktaki nakl am bardaklarn yo
sununa bakyor, Dervi Bey suyunu yalnz am bardaklardan
ier, am bardaklarda dinlenmemi suyu lse de azna almaz,
merdivenleri inip inip kyor, yznde endie, konan arka
sndaki gr aalarn altndaki arlarn darnma giriyor, kovan
larn azn ap ak petekieri elliyor, petekler ball, birazck se
viniyor ama iindeki tarifsiz skntya bir are, bir sebep bula
myor. Dervi Beyin huyu iyidir, skntsnn sebebini bir bulsa,
aresini de bulur.
Skntsnn aresini de buluyor ama, byle bir sebepten bu
kadar zlmeyi kendine yediremiyor. Eeeh, ite delikanl bir
adam gitmi adam ldrm, ne var bunda? Bir de acemilik
yapp yakay ele vermi. Vermemi ya ... Ha, zaten Yusuf adnda
bir kii yok ki bu iftlikte. ki ay nce lm. Deil mi? Candar
ma komutan, btn tekiler istedikleri kadar rpnsnlar, at
lasnlar, Yusuf diye birisi yok ki bu kyde. yleyse nedir bu
znt? nsan hi yoktan, sebepsiz yere zlemez mi? Elen
mek, mutlu olmak ne kadar doal bir eyse, kederden lmek de
o kadar doaldr.
Ata binmek, at delicesine u mor dalarn ardna srmek,
yitip gitmek, bu pisliklerden, u namussuz insanlardan kurtul
mak. . .

5 02
Bu yaa gelmi, byle duygular imdiye kadar tanmam
h. Yaa ki gresin... Bu yrek yufkal yallktan m? Olan
artp yapt iten dolay onu kutlamak yok mu? Koskoca
man adam yumruk kadar bir toy delikanlnn yzne nasl ba
kann deyip duruyor.
Babas gitti, belki kendisi de gidecek, sonra da dayanarna
yp anas Meyro da lecek. .. Bu ailenin hayat gerek bir facia.
Bunu bu ocua yapmak olmazd. Ama fke insann gzn
kr ediyor. Yusuf gznn nne o pis, o lm haliyle geliyor,
yreini paralyordu. Fkara, kim bilir ne pahasna ldrm o
iti... Ama sznn eri, ne pahasna olursa olsun ldrm.
Yusufu bir grebilse iindeki sknt hemen geerdi. Onun
yreini yakan Yusufu iinde grd o korkun, o bozuk hal
di. Deli Hacy nasl ldrdn bir de merak ediyordu ki...
Bu kadar utanmasa, utancn yenip de Yusufun yzne bakabi
leceini bir bilse, onu hemen artrd.
Kars, ocuklar, iftliktekiler onun byle hallerine alm
lard. iftiba gene her zamanki gibi sylenip duruyor, Hatu
na dert yanyordu.
Ayram yok imeye, kheylanla gider smaya. Bu kapda
bir daha kalann anasn avradn. Bir daha nme gemeye a
lrsa, ne kadar isterse istesin, ne kadar yalvarrsa yalvarsn,
dnmeyeceim. eksin tabancasn. Tabancasndan, fkesinden
baka hibir eyi yok. Ne var sanki, yzne konan krk para
oluyor. Gel Zekeriya Aa! ne var ulan, Allah msn be? Bin at
na, korkak pezevenk, sr git. Elini de tabancasndan ekemez.
ek bakalm, orospu dl. Beylik nerde, sen nerde. O gerilerde
kald. Duysan lrsn, duysan geberir gidersin. Zekeriya Aa?
Zkkmn kk, ne? Ne istiyorsun? Duysan ban aalara ar
pa arpa lrsn. Kocaman nar aacnn gvdesi kana bat
m. Sabahtan akama kadar nar aacnn gvdesinden kan
szar. Duysan eker tabancan... Hi kimse ne grd, ne de duy
du ... Bir kerecik olsun insan u sap sedeften tabaneay ekip de
bir ate etmez mi? Deil mi herif? Krk yldr bo yere tarsn
u tabancay. Hastir ulan, adam msn!
"Vallahi billahi bktm Hatunum. Alt motorun altsna da
mazot gerek. Makinistler maa alamadk diye deli oluyorlar.

5 03
Geende Kr Harnit eline bir balta alm, baktm ki stme ge
liyor. Hemen anladm. Baryor, ya param, aylm, ya da ca
nn alnm. Hemen katm."
Yanna vanlnyor ki domuzun. Yalm gibi. Eek kafa, be
tane, her kar bir avu altn be tane iftlii satt! u ukurova
tm Sanolu... Sarolunun bok soyu bylesini hi grmedi.
Hepsi bok olu bok soyu. Kanlar binbirleriyle iftleider mi?
Bunun dedesinin alt kars da biribirlerini azgn aygrlar gibi
yerlermi. Adam kz kardeiyle zina eder mi? Bunun o ii yap
t dorudur. Ne tarsn be, ek tabancan da kendini vur! Di
yorlar ki, ne diyorlar, hem de yledir, kzn kskandndan s
tanbuldaki okuldan getirtmi. O yazlar da kendisi yazdrm.
Bunlarn soyu bir bok soy. Eteine hi dayanamaz. Btn ky
tank, bu Beyin, Bey olacak, eek bile deil, bu Beyin bir tavla
Arap ksra gibi kars vard iftlikte... Belki otuz tane. Bir
adam otuz kary ne yapar? te byle tkenirsin. Otuz kan da
yetmezdi. Yetmezdi ki... Yeter mi hi? Karlar yetmezdi de ahr
daki ksraklara, eeklere koard. Yz mosmor. Cima ii gc.
"Hatunum ben onun yznden lemem. Herkesin oluk
ocuu var. Ne zaman gzne gzksem beni kovuyor. Ben de
ardm. Be kuru yok. Bir akl ver bana, ne olur. Elini ayan
peyim."
On ylda yok pahasna tam be iftlii elinden karr m
adam? Herkese, her isteyene birer ift kz verir! Geti artk,
kalmad. isterse Bey versin, ben veremem. Dayatr, kavga ede
rim. Aya arkllar almlar, ben veremem.
"Hatunum, gidin dedim, gitmiyorlar. Artk Bey eski Bey
deil, hibir eyi kalmad. Ver dese de veremem. Bouna bekli
yorsunuz, dedim. yle deil mi, veremem. Duyunca da beni
ldrr. Varsn ldrsn."
Kz kardei de kendisinden azgn. u iftlikte yatmadk hi
bir yanama, makinist, rgat koinad. Onunla bir yatan illailah l
dk, yandk deyip kayordu. Bunu btn dnya bilir. Bir gnde
on, on be erkekle yatp gene doymuyordu. Doymaz o. Sonra da
gidip, kalalarn, ak, kocaman, yuvarlak, incecik san tyl, bal
gibi, k terlemi, ballannu incit gibi... rlplak, renlerdeki
srganlara srtyordu. Isrganlar etini srdka inliyor, baryor,

5 04
yanyor, ofluyor pufluyor, kyameti kopanyor, kalalan kabarm,
krmz, mor, dalga dalga... Kouyor, kendini sulara atyor. Btn
iftlik bu seyre doyamaz. Adam utanr canm. Her gn... Isrgan
lar kuruyuncaya kadar. Millet yirmi yldr srgan yiyemiyor. Her
srgan bulak Sorsana, neden hi evinde srgan pimez, neden
bu kyl srgan piirmez? Smk gibi. Oysa srgan breinden
lezzetli bir ey var m daha? Kzn da yle olacak.
"Hatunum, canmdan bktm vallahi. Bankann alaca tam
yz otuz bin lira. Vermek gerek. Mdr diyor ki hi gznn ya
na bakmaz, Bey deil, Sultan bile dinlemem, haczederim iftli
i, diyor. Bir de bu yl bankadan para ekemezsek battk gitti.
bin dnm pamua ne kadar masraf gider? bin dnm pa
muun masraf olmazsa, ekemezsek, Bey de ben de acmzdan
lrz. Sen de lrsn. Alacakllar Beye gelemiyorlar. Korkuyor
lar. Ben insan iine kamaz oldum. Geen yl yarm milyon lira
aldk... Har vurdu harman savurdu. Adanada yedirmedii, haa
huzurdan Hatunum, it kalmad. Sonu ne olacak? imdi de maki
nistler nadas srmeyi braktlar, paramz, aylrnz diyorlar da...
Haklan da var. Byle giderse iftlik elden gidecek. yi ki u Ka
bak bu tarlay verdi. Bir gzel toprak ki... Bu yl oraya pamuk
eksek milyon gelir. Eee, ekecek, masraf edecek g yok ki bizde.
Elini ayan peyim Hatunum, syle ona... durdu. Yoksa ba
m alp gideceim. Krk yldr bu kapda alnm, ayp olmaz m?
Yooo, gayn beni lmlen korkutamaz. Varsn tabancasn..."
Varsn tabancasn ardna soksun! Korkmam artk. Yeter, ye
ter gayn. Bak geldi de kemie dayand. Var iflas et, ulan. Ben
yalandm gayn. u gn grmemi Hatuna bir aayorum ki ... Be
ni alsa onu daha mutlu yaatrdm. Vard da senin gibi stszn,
itin kans oldu. Onu kustyle beslerdim. Bunun gzlerinden
daha gzel gzl bir insan soyu dnyaya daha gelmemitir. u
Hatun da bilmez ki ben onu severim ki candan ileri...
"Ne olursun Hatunum, bir yolunu bul da syle."
Ne oldu gene? Gene belek tutmu gibi dolanp duruyor.
Azgn soy. Her ite azgn bunlar. Bu azgnlk byle srer gider
se, elimi keser de itlere atann ki, kellemi keser de aslanlara
yem ederim ki on yla varmaz Deli Halitten de beter olur San
olu. Deli Halidin neyi vard ki, bunun kadar azgn bile deil-

505
di. Kz kardeinin kalas... Isrgan... Oornur domur, yumruk gi
bi, yumruk gibi ier, san sular akar... u iftlikte onun rlp
lak, nar gibi kzarm, ehvet akan kalasn grmeyen var m?
Grp de boaz kurumayan? Ba dnmeyen? Kendini tuta
mayp da saldran?
lm gelmi de Sanolunun kapsn alar. Ben derim de,
sabah oldu, uyan Aam derim de uyanmaz.
Petekler ak bu yl. Bal bol olacak. Bal nergis kokar. Yarpuz
kokusundan daha iyidir bal da...

Merdivenler... Tavla ... Tavlada atlar. Dervi Bey drt dn


yor. Utanmasa ... Nasl bakacak yzne? Bir yerleri aryor. Pat
layacak. Koarak merdivenleri indi aviuyu kt, Yusuflarn evi
ne vard. Onu kapda kvanla Meyro karlad.
"Yusuf evde mi?"
"Evde Beyimiz."
"Nasl Yusuf?"
"Beyimiz sa olsun, Yusuf da ben de Beyimizin tmana
kurban olalm."
"Yusuf!" Sabrszlktan deli oluyordu.
"Buyur Beyim."
Sesi duyunca rahatlad.
Yusuf karsnda dikilmi duruyordu. Bey Meyroya bir imar
akt. Meyro onlar ba baa brakahilrnek iin darya kt.
"Memnun oldum olum Yusuf!"
Bey ilettii cinayetleri en ince yerine kadar anlattrrd.
Eer cinayeti ileyen tutulur da anlatarnazsa Beyin iinde bir
eyler eksikmi gibi olurdu. Bombo kalr, bu boluk onu deli
ederdi. Mahmut Akyolluyu ldrd zaman olay ylesine,
hem de gnlerce aniatmt ki, Bey cinayeti kendi ilemi gibi
olmutu. O cinayetin tad, heyecan hala damandayd. Belki
de Yusufa Hacy ldrme devini babasnn bu aniatma g
cnden dolay vermiti...
Gzlerini gzlerinin iine dikmi bakyor, sabrszlkla bek
liyordu. Bakyla ona diyordu ki, "lyorum sabrszlktan,
durma Yusuf, anlat!"
Yusufun gzleri donmu, hibir anlam yok, bombo. Bak

06 .
ok uzun srd. Bey ona olay anlat demeyi kendine yediremi
yor, onun bir eyler sylemesini bekliyordu. Bakh ki olacak gibi
deil, sonunda dayanamad, bouk, utanr bir sesle: "Anlat o
lum Yusuf," dedi. "Nasl oldu bu i? Batan bala sona kadar
anlat. Nasl ldrdn o kpei? Nerede ldrdn, anlat!"
Yusuf ban kaldrd, yz sapsan kesilmi, dudaklan tit
riyordu: "Ben hi kimseyi ldrmedim Beyim!" dedi, ban ge
ri indirdi.
Bunu ylesine bir kesinlikle syledi ki, Bey deneyleriyle
ok iyi biliyordu, Yusuf bu mesele stne artk bir tek sz bile
etmeyecekti. Para para edip etini itlere atsan byle kesinlikle
konuan insaniann azndan bir sz alamazsn. Fazla bekleme
di. Hibir ey sylemeden oradan ayrld. iftlie geldiinde
artk sevincini bulmutu. Yznden, kolunu sallayndan, y
rynden, velhasl her halinden nbeti atlath belliydi.
Zekeriya: "Hatunum," dedi, "Bizimki kurtulmu. Senin ge
rekliin kalmad. Ben gidip de onunla konumal halimizi an
latmalym. te bu sefer, zddma giderse ayrlrm."
Kz kardei... Isrganlar... Son derece saygyla, elini gs
ne gtrp Beyin huzurunda durdu.
Bey sevinle: "Ne var bre oca batmayas Zekeriya? Gel
bakalm, gene ne iler atn bama bakalm?"
Zekeriya gen bir kz gibi kzararak "Beyim sa olsun,"
dedi.
ylesine dtn ki gzel Beyim, Akyollunun dedikleri hi
kulana gelmiyor mu? Duymadn m sultanm? Duysan kederin
den ldrrdn. Ben seni bilmez miyim? Ne diyormu ha? Bunu
sana kul olan syleyemez. yle fkelenirsin ki olun da olsa bu
ac haberi sana vereni ldrrsn. Ben, demi, o Dervii ldr
mekten vazgetim. lm bundan sonra onun kurtuluudur. Onu
imdi durup da kardan seyredeceim. Kz kardeini srganlk-
ta, kzn kaldrm stnde, olunu... Kendini de byk rezaleti
ve k, rpn, abalay iinde... O arhk benim dmanm
olamaz. Gelse de tekmil oluk ocuumu kesse, onu dman de
yi karma alamam, onu Hkmete havale ederim...
Birka kere yutkundu, tekrarlad: "Beyimiz sa olsun."

507
Sabaha karyd ki iftlik bekilerinden biri kapy . ald.
Dervi Bey, Muzaffer, btn ev tetikteydi. Kapnn alnmasna
herkes uyand. Ama Dervi Beyden baka kimse yatandan
kmad. Dervi Bey tabancasn eline alp merdivenlerden ar
ar indi.
"Kim o?"
"Benim Aam, beki Mustafa." .
Dervi Bey kapy at. "Syle bakalm bir ey mi oldu?"
Mustafa soluk soluayd. "Candarmalar tm iftliin drt
bir yann evirdiler. Mevzi aldlar. Komutan da balannda. Si
gara imiyorlar, hibir ses de karmyorlar. yle bekliyorlar.
Bizim Osman iftliin dina kacak olmu, tutmular, dan

gndermemiler onu. Dan ku uurmuyorlarm iftlikten.


Sana sylemeye geldim."
"Haydi git!" .
Dervi Bey beyninden vurulmua dnmt. Yukar kt,
odasna girdi, giyinmeye balad. arabuk giyindi, tabanca
sn da beline takt, hzla merdivenleri indi, iftliin dna
yrmeye balad. Ne demekti bu? gal kuvvetleri gibi iftli
i sarsnlar, kuatsnlar, ne demekti bu? Kim buna cesaret edi
yordu, edebilirdi? Yusufu karmak gerek. Nereye? Vana m,
Torosa m? Van ok uzak. ocuksa tecrbesiz ve kk. To
rosta nereye snr? Onda ekyalk, kaakhk yapacak yz
yok ki . . . nsan skrsa kaak da olur, ekya da olur, canavar

508
da olur. Zeki, yiit bir ocuk. Kim bilir, yl sonra belki de
Yusufun n Avrupa , gazetelerine geer. Torosun gen, yak
kl ekyas diye. Yabanc gazeteciler gelip Yusufla rportaj
yaparlar.
imdi Yusufu karmal. Btn iftlii evrnilerse nasl
karmal? Bunlar iftlii kuatacak kadar her eyi gze alm
larsa, btn evleri, btn iftlii aratrrlar. Silahla kar koy
mal, iftlie sokmamal m? Olmaz. Suu tm yklenmek
olur. Yusufu bulunmaz bir yere saklamaktan baka are yok.
Hemen imdi.
Yusuflarn evlerine dnd. Daha avluya girmemiti ki ka
p ald. Yusuf ona doru gelmeye balad. "Buyur Beyim,"
dedi.
"iftlii kuatm candarmalar. Senin iin olacak Yusuf. Bir
yere saklan. stersen su kuyusuna gir, istersen ka. Niyetleri ni
yet deil. iftlikte her bir evi arayacaklar. Vakit yok. Kaacak
msn, kuyuya m saklanacaksn?"
"Kaarm. Su kuyusunda bulurlar. Kaarm ama silahm
yok. Nereye kaaym?"
"Boa kyde Sakall Ali var, ona git. Al u tabancay. u
merrnileri de al. Otuz kadar var. Sonra sana daha yollarm. Al
u paray da ... l ama yakalanma. Yakatanrsan seni de, beni de
asarlar." Yusufa sarld, gzlerinden pt. "Benim yiit olum,
benim aslan olum, yolun ak olsun. Ne yapalm, kader bu
imi. Benim canm sa iken senin tyne hile gelmez. u em
beri bir yar da kurtul. Haydi yavrum, haydi aslanm, yolun
ak olsun. Baktn ki yakalanacaksn, kurunu, son kurunu
kendine sk."
Yusuf ses karmad. Birka kere evlerinin ak kapsna
bakt. Sonra avlunun itinden atlayp, teye geti, karanla ka
rt. Bey de iftliin dna doru yrd.
Az ilerisinden bir ses geldi: "Kim o? Kmldarsan yakarm.
Yasak!"
Dervi hibir ey olmam gibi bir sesle: "Benim: yavrum,
ben Dervi Bey. Beni komutana gtrsene."
"Dur orada. Kprdanaym deme. Emir aldk. Yersin kur
unu."

509
Dervi Bey olduu yerde durdu.
Bir sre sonra Herden bir ses geldi: "Siz misiniz Dervi Bey,
buyurun, geliyorum."
Dervi Bey yerinden kprdamad. teden kendisine doru
bir karamnn geldiini gryordu. Bu komutan olacakt.
Elli metre kadar yaknna gelince, komutan: "Ne o, Dervi
Bey, ne abuk haberlendiniz? Bir ey yok canm. Bir kaak an
yoruz."
Dervi Bey ses karmad. Komutan yanna geldi, elini
uzatt, el sktlar. Dervi oral olmadan, azck alaya sordu:
"Ne kaa komutamm? Kap kap da bizim iftlie mi d
m? Bizim iftlii yle bir kuatmsnz, maallah su szm
yor, dman ehri kuatr gibi... Hele buyurun eve gidelim. Sa
bah olacak neredeyse, bir kahvalt yapalm. Kaa ben bulur
size teslim ederim. Byle bir ey olursa bu iftlikte, yalnz ben
den isteyin. Gece yans, bana haber vermeden iftlii sarmak
size yakr myd komutamm?"
Komutan dikleti: "leri gitmeyin Dervi Bey, yakrd ya
kmazd, onun orasm ben bilirim."
Dervi Bey sesini ykseltti: "Hi yok yere iftliimin ku
atlp kuatlamayacan ben de bilirim. Gen komutan,
dman ehri gibi gece yarlar benim iftliimi kuatamaz
sn."
"Eer bir zavall adamn katili burada saklamyorsa, kuat-
rm. Kuatrm da te bile geerim."
"Kuatamazsn!"
"Kuatrm!"
"Peki sen bilirsin."
"Ben bildiimi iyi bilirim Dervi Bey. Siz de bildiinizi iyi
bilirsiniz."
"yle :q:i, gen komutan?"
"yle, Dervi Bey."
"Kanunsuzluk yapyorsunuz."
"Yaaa, siz ok riayet ediyorsunuz kanunlara Dervi Bey!"
"Sizi iirmiler. Kasabadaki dmanlar. Olsun, ne yapa-
lm... Biraz da sizi ekeriz."
"Beni deil... Siz kanunu ... "

5 10
Az teden sesler gelmeye, arkasndan kurunlar patlamaya
balad.
Dervi Bey fkeli, titrek bir sesle: "Ya ie giden birisini vur
musa candarmalann, altndan nasl kalkarsnz, komutanm?"
"Kalkanm Dervi Bey..."
Kurun sesleri artmaya balad. Komutan kurun seslerine
doru yrd. Dervi Bey de eve doru yrd. Yukar kt,
sandktan mavzerini kard, birka koar da fiek ald, pence
reye geti. Kurun seslerinin geldii yere kurun skmaya al
t. Sonra bakt ki kurunlarnn n grecekler, evden atld
n anlayacaklar, hemen aa indi, samanln iine girdi, ora
dan ate etmeye balad.
Muzaffer: "Baba, baba ne yapyorsun?" diye rpnp duru
yor, Dervi Bey hi karlk vermiyor atei srdryordu.
Acaba vurmular myd Yusufu? Yusufu vurmularsa eer,
komutan vuracak, on candarma daha vuracak, sonra da kendi
ni vuracakh.
"Baba, baba, ne yapyorsun baba?"
Dervi Bey tfein ucunu ona evirdi. "Haydi git bam
dan. Yoksa. . .
"

Muzaffer hemen uzaklat.


Az sonra kurun sesleri kesildi. Dervi Bey de kesti ateini.
Samanln iinde drt dnyor, ne yapacan bilemiyordu.
"Yusufum, Yusufum, yavrum, yediler seni," diyordu. "Yusu
fum, ocuum ... Kanna on be adam deieceim. Birisi de ko
mutan olacak, yzba. Birisi de ben, baban Dervi. ldrece
im hepsini. Hele bir lm haberin gelsin, yakacam iftlii,
varp batan ayaa yakacam u kasabay. Yakacam, yakaca
m btn o nursuzlar, o rezilleri, bozulmu, rm insan
soyunu ldreceim. rm, rm, rm, olum. . .
Yusufum ... "
Adamlan samanln kapsnda bekleiyorlard. Her biri
nin elinde bir mavzer vard. Ne olup ne bitiyor, farknda deil
lerdi. Orada samanln kapsnda aknlk iinde bekleip du
ruyorlard.
Azck kendine gelen Dervi Bey kapdakileri grnce: "Gi
din de bana bir haber getirin," dedi. "Birisini vurmularsa bu-

511
gn akama kadar candarrnayla arpacaz, sonra da gece da
a kacaz. Benimle gelen var m? Kimse gelmezse tek bama
daa kanm."
Birka ses hep birden: "Seninle bileyiz Beyirniz," dediler.
Bir yals: "Biz hem iyi gn dostu hem de kt gn dostu
yuz Dervi," dedi. "Seninle lenecek bileyiz."
Dervi Bey: "Sa olun, var olun. lenecek beraberiz. Bunu
biliyorum. Ben yukan eve kyorum. Bir len varsa bana bildi
rin. arpacaz eer iftlikten bir kii lmse...
"

Konaa yrd.
Yukarda merdivenin banda kans, kz Nurhan, Ceyhun,
bir de Muzaffer sapsan kesilmiler, donmular kalmlar, Der
vi Beyin merdivenden ar ar kna bakyorlard.

5 12
Temirolunun itinin altndan geerken bir ses: "Kimsin
sen? Dur orada, candarma ky evirdi. Ate edeceim, oldu
un yerde dur!"
Yusuf itin altndan syrlp kendisini dut aalarnn aras
na att. Bu anda da kurun patlad. Sonra bir kurun daha. Kur
unlar oalnca yandaki derin arka girdi. Gbeine kadar suya
batt. Candarmalar durmadan karanla kurun skyorlard.
Bir ara Beyin kona yanndan da kurunlar gelmeye balad.
Bey delirmi miydi? Delirmemi de neden candarmalara kur
un atyordu?
Yusufa mrnde ilk olarak kurun sklyordu. Ona kurun
skyorlar, hem de vurmak, ldrmek iin skyorlar! Aldrd
yok, iinde korkuya benzer en ufak bir kprt yoktu.
Birden kurun sesleri kesildi. Ortalk hibir ey olmama
dnd. ylesine bir sessizlik balad ki... Dnya n n tyor
du. Uzaklardan da gn yp geliyordu. Burada duramazd.
Tanyeri aarmadan Akasaz batakln bulmalyd. Arktan d
arya kt, var gcyle aa doru komaya balad. ylesine
bir korku brd ki iini kendi ayak seslerinden bile rkyor
du. Yorulduka arka iniyor, suyun iine bzlyor, sonra azck
dinienince gene arkn kysna kyor, sana soluna bir gz at
yor, yeniden komaya balyordu. Gn atmadan Akasaz bir
tutabilse... Bir tutabilse... Gn dounca rlplak ortada, ayaz
da kalacakt. O zaman ovann ortasnda, amurlar iinde onu
yakalayacaklar, alp gtrecekler, sonra ipe ekivereceklerdi.

513
Beyi de ekeceklerdi. Beyin de onunla birlikte ipe ekilecei d
ncesi korkusunu azck azaltyor, ona bir gven, belli belirsiz
bir umut veriyordu. Sonra da bu dncesinden cayyordu.
Beyler ipe giderler mi hi, arkalan var, da gibi... Hkmet var,
Adana Beyleri var... Bir yolunu bulup kurtulurlar.
"Kurtulurlar. Onlar kurtulurlar... " Soluk solua: "Kurtulur
lar!"
Buna inandka da komasn artryordu. Neredeyse gn
doacak. Oca batasca Yusuf, gn douyor! Az daha, az daha,
az kald. Yorulma Yusuf. Dayan...
"Bir yolunu bulurlar, kurtulurlar."
Bir k iinde kalverdi. Gn, hop diye, dan stne kp
oturuvermiti. ukurovada byle olur. Tanyeri ilkin usul usul
aarr. Gnein de usul usul, nce bir ucunu gstererek, sonra
yarsn gstererek domas gerek. ukurovada yle olmaz.
Birden kp hzla dalarn bana oturur. Ortal birden a
boar. Adamn stne yamur gibi koyu, elle tutulurcasna,
belki de yalm gibi bir k yaar.
Yusuf akn, ne yapacan bilemedi. stne binlerce
kurun gelmiesine hemen kendini yere att. Gzlerini elle
riyle kapatt. Bir sre orada, az aa, gzlerini amadan ka
lakald.
Sonra elini gzlerinden ekti. nnde bir karaal toplulu
u vard. Oraya bir debiise kurtulmu demekti. tedeki cil
pirtilie dse, cilprtiliin arkas kamlk, kamlktan sonra
da bataklk. .. Yanna ynne kukuyla baknyordu. Grnr
lerde kimsecikler yoktu. Ovada hibir canl yoktu. Ova, gne,
Yusuf bir usuz bucakszln, kalreden yalnzlnda dnp
duruyorlard. Bir ylan ksa imdi, bir ku usa ... Kck bir
sere... Bir uak gese gkten... Bir ey olsa! Gene candarmalar
grseler de kurun yadrsalar. Bir ey olsa, bu yalnzlkta d
np durmasa ... Bylesine n n tmese dnya ...
imdi candarmalar ne yapyorlar ola? Beyi yakaladlarsa,
Bey onlara ... Onlar Beye hibir ey yapamazlar. Bey yiit adam.
O Muzafferin gzlerinde ne kin vard, ne kin vard! Gzleri k
sn. Alimallah adam ldrr o. Ktr ktr keser. Kan iici Mu
zaffer. Muzaffer sinek ldrr gibi insan ldrr. Canavar o.

5 14
Kskanyor. Dervi Beyin sevgisini kskanyor. Candarmaya da
haber verir. Verir ki Deli Hacy Yusuf ldrd diye.
Ensesini scak yakmaya balad. ncecik bir ter izgisi dulu
undan aa topraa szyordu. Ban bir kar kadar toprak
tan kaldrd. Gzleri kamah. Gne ylesineydi ki, gzleri kr
eden. Hemen gzlerini topraa indirdi, elleriyle yzn kapat
t. Vay anasn be, ne olacak imdi? Kalksa, u karaalnn iine
atlayabilse ... tesi Akasaz ... Akasazda yedi bal ejderha, gz
leri yalmdan, her bir yan amur iinde, rm amur kokar,
azndan kan kokudan yanna yaklaamazsn... Yeil ejderha,
az karanlk, dileri para gibi.
Buradan denize, Yreir toprana kadar orman olmal.
Sacaklarnda kan izi. iren bir ey, kanl ba yalamak.
Bir iki kere kusacak oldu, kusamad. Btn bedeni rperdi, tit
remeye balad. Usul usul bir korku, nereden geldii belirsiz,
btn bedenini saryordu. Ortalkta hi mi hi bir canl yok.
Bombo, bombo her ey.
Birden ellerinin stnde soucak, ince bir kprt duydu.
Ellerine bakt. Ellerinin stnde karncalar. Karncalara bakt.
Sonra silkeledi elini. Baiu kaldrd. Gzleri ktan bir karanlk .
grd. Gzleri kr olur gibiydi. Gzlerini yumdu. Ayaa frla
d. Ha kurunu yedi, ha yiyecekti. Boynunu iine ekti, kendisi
ni karaalln iinde buldu. Karaalln iine boylu boyunca
uzand ama her bir yerleri atee girmi gibi yanyordu. Gsji,
bacaklar, elleri, her bir yerleri diken iinde kalmt. Bir ara o
kadar acd ki bedeni, duramad, kalkt, cilpirtilie doru atld.
Cilprtiliin iinde stndeki dikenleri ayklamak oldu ilk ii.
Diken ayklama uzunca srd. Elleri kan iindeydi. Bir de su
samt ki... Nedense, uzaktan bir kurunun gelip beynine yap
acan sanyor, her an bunu bekliyordu. Tetikte, ha yapt ya
pacak kurun... Elini bana sryor, banda kan akar gibi(
kurun demi gibi. u kamla da bir girse ... Birden ayaa
kalkp kouyor.
Kamln ii bataklk. Dizine kadar amura gmlyor.
Bir kuru yer. Bir aklk. Bir damla su. Savrun ilerierden akyor,
Savrunu bulmal. imdi artk kurundan korkmuyor. Kamla
rn iinde kimse gremez onu. Kurtuldu. Elini kolunu saHaya

515
sallaya yryor. Gkte, uzakta bir turna katar grd. Erim
erim gidiyorlard. Nasl da sralanmlar
Bir kuru yer bulsa, bir de su bulsa. Scak bir kzdrd ki...
Bir de glgelik bulsa... Bir de uyusa. Savrunu bulmal. Bir iyice
ykanmal...
Az ilerleyince kendisini birden Savrunun kysnda buldu.
Hemen soyundu suya girdi. Doya doya da iti. Sudan ktn
da uar gibi, hafifik olmutu. Sanki tm arl yitmiti. imdi
midesi kaznyordu.
Kamlarn dibi glgelikti ama batakt. Bir kuru yer... On
metre uzunluunda bir kuru yer buldu. Kuru yerin stndeki
kamiara sarcaarlar yuva yapmlard. Petekieri gm rengi,
gm petekierin st sapsar. Arlar rktmeden yere uzanp
yatmak gerek. Kprdamazsan ar san;: dokunmaz.
Usulca yere uzand, mendilini karp yzne rtt.

5 16
66

Komutan gn kuluk oluncaya kadar kyn dnda bekle


di. Gn kuluk olup da glgeler uzaynca, candarmalannn bir
ksmn pusuda brakp, yannda muhtar, bir de beki, iftlie
girdi. Bu muhtar kszl kynn muhtanyd. iftlik de k
szl kyne balyd. Dn akamdan haber gndermiti. Bi
raz sonra kszl kynn kurul yeleri geleceklerdi.
Komutan telalyd. fkesinden de kuduruyordu. "Bou
na," diyordu, "her ey bouna. Katil kat da gitti. Ama elimiz
de liste var, deil mi Muhtar?"
Muhtar: "Liste var ki, muhkem! Top ilemez."
"Bu iftliin her insan, her insan kaytl m buraya?"
"Her insan, srlan bile kaytl. Bu iftlik belal bir iftlik
olduundan stne titrerim. Bu iftlikte her yl byle bir iki fr
tna olur. Dervi Bey frtnasz duramaz."
"Ama kat. Kat da gitti, deil mi Muhtar?" Muhtann
gzlerinin iine bir ey ararmana bakyordu. "Muhtar!"
"Buyur Komutanm."
"imdi kyly toplayp getireceiz ortaya. Kadna, teki
tanklara gstereceiz tm kyly. Listeyi okuyup bir yana
ayracaz. Bulunmayanlar, kyde olmayanlan teker teker bu
lup yakalayacaz. Baktk ki katil bunlarn hibirisi deil, y
leyse Dervi Bey katili baka yerden getirtnitir diyeceiz. y
le deil mi?"
Muhtar: "Dervi Bey baka yerden katil getirmez. Mert bir
adam olduu kadar da kurnaz bir adamdr. O, adam ldrtece-

5 17
i adam ta kklkten yetitirir. Ya da ok byk iyilikler
yapt insanlar arasndan seer. Katili bulamazsak, bil ki Deli
Hacy Dervi Bey ldrtmemitir."
Komutan direndi: "O ldrtmtr! O derebey... Bakas
Hacy ldrtmez. Kime zarar vard o derbeder adamn? Ba
kas olamaz. Ben katili bulacam, Dervi Beyi de ipe gndere
ceim. Ka tane on sekiz, on dokuz yanda insan var bu iftlik
te? Syle Muhtar!"
Muhtar: "Tespit edilmitir. On drt kii, on drt delikanl
var bu iftlikte. rnerin olu Veli, Durmuun olu Osman, Kel
Memedin olu Mustafa ... "
"te katil bunlardan birisidir ve ortaya kartlacaktr. Bek
iba, k da u ortaya tellaln ar."
Komutanla Muhtar durdular. Beki ortaya doru yrd.
Bir iki kere ksrp boazn temizledi: "Eeeey ahali!" dedi
durdu. "Eeeeey ahali... Eeeeey ahali... Duyduk duymadk de
meyin. Komutann emriyle bu iftliin tm insan, kars, olu
u ocuu, erkei, yais kocas, hemen imdi, u meydanda
toplanacaktr. Komutan byle emreyliyor. kp da meydana
gelmeyene byk cezalar verilecektir. Hkmete kar koymu
saylacaktr."
Kesti, iftliin baka ynlerine yrd. Birka kere daha
ard tellaln. Bir de vard, Dervi Beyin konann nnde
ard. Sesi grd.
Evierden ses seda kmyordu. Sanki bu iftlik boalmt.
Komutan bir bekledi, iki bekledi ne kan var, ne eden. Bekiye:
"Belki duymadlar. Bir daha ar," dedi.
Beki bir daha, bir daha ard. Sanki bu iftlii on yl n-
ce bombo brakp ekilip gitmilerdi.
"Kimse kmyor, kimse kmyor Muhtar! Ne olacak?"
Muhtar: "Ne olacak Komutanm?"
"Evlerden teker teker alp karmak gerek."
Muhtar: "Bu nasl olur Komutanm? Sen karrsn, o ka
ar."
"Kaarlar m? Bu hkmet kuvvetlerine kar koymak
olur."
"Olur mu Komutanm?"

518
"Olur mu da ne demek? Tabii olur. Bakaldrma bakaldr
madr. Kar koyma kar koymadr."
"yle mi Komutanm?"
Komutan: "Beki," diye bard, "gel buraya. Bir tellal daha
ar. Eer kyller evlerinden kmazlarsa, teker teker onlar
candarmayla dar kartacam."
Beki gene orta yere kt, gr sesiyle barmaya balad.
Belki on kere syledi bir sylediini. Hkmet, dedi. Kanun
dedi. Kar koyma, isyan dedi. Cezas byk dedi. Azna ne
geldiyse syledi.
Bu kadar tehditten sonra, Komutan hi olmazsa bir iki kii
nin dar kacan sanyordu. Kaplar duvar olmutu. Ne gi
ren var,ne de kan.
Komutan kipkrmz kesildi. Ter iinde kald. Boyuna men
diliyle boynunu, yzn siliyor, oluk oluk da terliyor. "kma
yacaklar. kmasnlar Ben gsteririm o Dervie." st ste bir
ka kere ddk ald. Kyn teki ucundan, yannda be alt
candarmayla avu grnd. "Ben onlara yapacam bilirim.
isyan kardlar diye rapor edeceim. O Derviin ocana incir
dikeceim. ncir, incir dikeceim!"
Muhtar: "Ba stne komutanm."
Komutan sert sert muhtarn yzne bakt. Bu aya a
rkl alay m ediyordu? Bunu yutmak zorunda kald. "Git
Dervii buraya ar. Onunla konuacam var. Katil san
odur."
"Gelmez komutanm."
"Sen git ar. Gelmezse ben onu zorla getirmesini bilirim."
"Kar koyar."
"Zaten kar koydu. Dn gece askerlerime penceresinden
ate eden oydu."
"imdi de bize ate eder. Bir ktlk kar. Dervi fkeli
adam. Burada hepimizi ldrr, sonra da kendini ldrr."
Komutan ban bu yana, o yana evirdi: "athk," dedi.
Muhtar: "Dervi Beyle kolay kolay baa kamazsn. O, Os
manlya bakaldrm bir soydan gelir. Zordur, zor."
Az sonra avula candarmalar geldiler.
"Gidin, teker teker kylleri evlerinden karn, buraya ge-

5 19
tirin. Hibir evde hibir kimseyi brakmayn. Ben de gidip Der
viin evinde arama yapacam."
Doru Dervi Beyin konana yrd. Eli titreyerek kapy
ald. Nedense, kendisini nne geilmez bir heyecana kaptr
mt. Kapya gelen Muzaffere arama emrini gsterdi.
Muzaffer: "Buyurun," deyip kapdan ekildi.
Komutan glmsedi: "On sekiz, on dokuzunda gsteren
bir suluyu aryoruz. ierde yle birisi yok ya?"
Muzaffer: "Yok," dedi. "isterseniz buyurun arayn."
Komutann, ayan eikten atar atmaz, heyecan bir kat
daha artm, korkmaya balamt. Kekeleyerek: "Sizin evi ara
mak istemiyorum. Suluyu siz saklayacak deilsiniz ya. Dervi
Beyden bunu beklemem. Yalnz izin verseniz de kyller dar
ksalar. Btn iftlii arama emri var elimde. Kylleri Deli
Hacnn karsna gstereceim. inat etmesinler."
Muzaffer: "Bir dakika," dedi, yukar koarak kt. Babas
nn odasna girdi. Derviin yz sapsaryd. Dudaklar da mos
mor kesilmiti. Muzafferin giriini duymad. yle dnp
kalmt. "Baba, baba, Komutann elinde btn ky, ayrca bi
zim evi arama emri var. Kyller dar kmyorlar. ksalar
hibir evi aramayacak. .. "
Dervi Bey ban ar ar kaldrd, gzlerini Muzaiferin
gzlerine dikti. Gzleri kan anana dnmt. "Hibir ky
lm evinden darya kmayacak. Varsn teker teker arasn ev
leri. Esir srleri gibi kylm dar uratp da, meydanlarda
toplatp da hakaret ettiremem. Teker teker evleri arasnlar."
Dervi Bey hi baka bir ey dnmyordu. Yusuf vurul
mam kurtulmutu. Kurtutmutu ama, acaba nereye gitmiti
bu ocukcaz? Bildii piirdii bir yeri yok. Yusufu tam yetiti
rememiti. Dalar, dalardaki dost evlerini teker teker ren
meliydi ama... Bu Deli Hac laneti abuk gelip atmt. Bugne
bugn de Yusuftan bakasna gvenemezdi. imdi nerede Yu
suf? Ne yapyor, ne yapyor?
"Baba, ne olursun ksnlar ortaya."
"ok konuma. kamazlar."
Akamdan bu yana kurmutu Dervi Bey. Komutan evi
aramaya balaynca onu vuracak, sonra da bir kurunu kendi

5 20
azna skacakb. Bunu dnmekten mthi bir korku duyu
yor, mthi bir tat alyordu.
"Baba..."
"Hibir insan dar kmayacak. Var syle Komutana."
"Baba yanl..."
"Bu kadar! Fazla konuma."
ylesine sert, kesin syledi ki Muzaffer anlad. Baka hi
bir are yoktu. Komutana ne demeliydi?
"Kyllerin evlerinden dar karlmalarnn mmkn
yok komutanm. Baka elimden ne gelirse size yardm ederim.
Nasl bir yardmm dokunabilir?"
"Bizimle gelin. Kar koyanlar olursa ... "
"Beni dinlemezler."
Komutan konaktan ayrld. Muzafferle yan yana yryor
lard. Uzaktan bir banlb, bir arlb geliyordu.
Komutan: "Bu ne?" diye muhtara sordu.
Muhtar: "avu bir kyly dar karyor olacak. Ky
l de kmak istemiyor. Bu kylleri teker teker evlerinde l
drn, gene dar bir adm artramazsnz. Kellelerini kesse
niz dar kp da koyun srs gibi bu meydanda toplan
mazlar."
"Eeee, ne yapalm?"
Muzaffer: "Teker teker evlere girelim...
"

Muhtar: "Her evdeki insanlarn adn okuyalm. Elimizde


kayt var. Kim var evde, kim yok, bulalm. Deli Hacnn kars
da yanmzda ... Herkesi grsn."
Komutan: "Baka are yok. Umutsuzum. Ama adet yerini
bulsun. Dirensinler. stedikleri kadar dirensinler. Ben bu sulu
yu bulmazsam, u yldzlan skp atacam, harnallk yapaca
m bu kasabada. Haydi, Deli Hacnn karsn, teki tanklan
getirin. Al defteri eline Muhtar, birinci haneyi oku." .
"Celal olu Temir Krolu."
Komutan: "Evi nerede?"
Muzaffer: "te u ev. Ttmir Krolu yal bir adam. Yal
bir karsndan baka kimsesi yok."
Komutan: "Nerde kaldlar bu grg tanklar?"
"Geliyorlar komutanm."

521
"Olum, git avua, braksn o elindeki barty, buraya
gelsin."
Bart kesildi. Az sonra da avu geldi. "Evin orta direine
yaprn, bir trl ayrarnyorduk. Bar babarn bar ediyor
du. Kolunu kessen direkten ayrlrnayacaklard. Ben bylesi
kyl grmedim."
"imdi Ternir Krolunun evine gideceiz."
Arkadan onlara Deli Hacnn kars, teki grg tanklar
da katld. Ternir krolunun evi iki gz bir hudu. Ustnn ot
lar rmt. . Evin iti de bel vermiti. ite frdolay tezek ya
ptrlyd.
"Ternir Krolu, a kapy. Ben Candarrna Komutan. Evini
arayacaz." Bekledi. ierden bir trt bile gelmedi. "Allah Al
lah! Allah Allah, kimse yok mu evde acaba? Yoksa arnyorlar
m? Ternir Krolu, Ternir Krolu, a kapy!" Byklarn e
kitirmeye balad. fkeli sarn bir kurda benziyordu. "Pasif
dayanma ... Pasif direnme... Mukavemet ha!"
Muzaffer lgn bir sesle: "Ternir Aa a kapy!"
Gene hibir ses yok.
Komutan: "Krn kapy!" diye bard.
ki candarrna rk kapya yklendi, kap hemen ald.
ierde sekseninde gsteren bir adam, hibir ey olmam gibi
onlara bakyor. Bir uvaln stne sekilenrni. Kars da kendi
kadar yal. O da hibir ey olmam gibi, evin bo ocaklnn
kysna oturmu. Bombo gzlerle kapy krp eve girenlere
bakyor.
"Ternir Krolu!"
Karlk yok. Pel pel bakyor yalnz.
"Senin adn Ternir Krolu mu?"
Tata ses var, Ternir Krolunda ses yok.
"Kadnn ad ne, Muhtar?"
"Senern Krolu."
"Senin adn Senern Krolu mu?"
Senern Krolundan da bir ses yok.
"Senern Krolu, Senern Krolu! Allah belanz versin.
Hacnn hanrn, gel bak bakalm bunlar kocan takip eden kii
ye benziyor mu?"

522
Kadn ieri girdi. Sa sakalna karm yal adama, bu
ru buru olmu, bir deri bir kemik kalm kadna bakt.
"Yok," dedi. "Benim kocarn takip eden bu adama hi benze
miyordu."
"Bunlar dilsiz mi? Dilsiz mi, Allah akna Muzaffer Bey?"
Muzaffer glmsedi: "Dilsiz deiller ama konumazlar."
"Yaaa, demek konumazlar ha?"
"Konumazlar."
Muhtar: "Para para etsen, etlerini kyk kyk kysan, ge-
ne konuturamazsn."
"Vay anasn! Dervi Bey byk bir gce dayam srtn."
kinci eve doru yollandlar. Bu evin de kaps kapalyd.
"Veysel Kumgezer, Veysel Kumgezer!"
Ses yok.
Komutan fkeyle: "Krn kapy," dedi.
Candarmalar kapya yklendiler. Kap abrdad, ald. lk
gze arpan alt tane kk ocuk oldu. Kap alnca gzlerini
ktan kirpitirdiler. Zenciye benzeyen, krknda gsteren bir
adam da ban nne emi, soluk bile almyor derdin, ite y
le duruyor. Kadnn iki gz byklnde gzleri var. a
knlktan, korkudan alm olacak bylesine.
"Veysel Kumgezer, ailesi Hsne Kumgezer, oullar Ali
Kumgezer, Hseyin Kumgezer, smet Kumgezer, Kemal Kum
gezer, Fevzi Kumgezer, Adnan Kumgezer..."
nsana deil, taa sylyor. Soluklarnn bile sesi duyulmu
yor. Bunlar insan deil, heykel sanki.
Komutan: "Veysel Kumgezer," diye baryor. "Veysel
Kumgezer!" Adamn ty bile kprdamyor. "Bunlar konu
mayacaklar. Tuh, Allah belanz versin! Bak bakalm, hac, bun
larn iinde kocan takip eden adama benzer birisi var m?"
Kadn: "Yok kardam, bunlar hi benzemiyorlar."
Komutann fkesi gittike kabaryor, deliye dnyor.
"Osman Dlekdede, Rahmi Dlekdede, Tanr Dlekdede,
akr Dlekdede... An kapy yoksa krlacak An kapy!..
Krn kapy!"
Candarmalar kapya yklendiler.
Herkes ierdeydi. Hepsi de bir paavra ynyd. ocuklar

5 23
utanlanndan yzlerini, ak yerlerini kapatyorlard. ylesine
plakt bu evde herkes.
"Dlekdede... Dlekdede... "
Bu evdeki herkes yere bakyor. Sulu sulu.
"Bak bakalm, hac!"
Kadn bakt. Gzleri yaard. Sesi boularak: "Bu evde o
adama benzer kimse yok," dedi.
iftlikteki hibir kap kendiliinden almad. Her kapy
krdlar ve hi kimse bir tek szck bile sylemedi.
Akam oldu, gn kavutu. Aranmadk daha ok ev vard.
Kap krmaktan candarmalann omuzlan rm, elleri kan iin
de kalmt. Komutan salt fkeye kesmi, bu durum karsnda ne
yapacan bilemez olmu, kyn iinde drt dnyordu.

5 24
Kyde bilmeyen yoktu. Kyde byledir. Buralarda hibir
sr sakl kalmaz, eninde sonunda her ey gn gibi ortaya kar.
Ne bir hrszlk, ne bir katillik, hibir ey, hibir ey gizli kal
maz. Eer bir olay, bir kii gizli kalabilmise o kyden deildir.
Kyn allm hayabnn dndan, baka yerlerden gelir. Ba
ka yerlerle bir iliii vardr.
Yusufun Hacy ldrd, sryerek kasabann iine g
trd iftlikte herkesin dilindeydi. ocuklarn bile. Deli
Hacnn lm stne, Yusuf stne imdiden efsaneler ka
rlmt.

"Tanyerleri yormu. Yusuf uyumu kalm bahenin or


tasnda. Deli Hac oradan geerken grm bakm ki bir deli
kanl uyur orada. Uyandrm. Gel arkada, demi, gel bizim
eve de orada uyu. Burada hasta olursun. Yazk deil mi genli
ine demi. Belli ki garipsin ... Yusuf bu szleri duyunca, ben bu
adam ldremem, demi. Bir ay, iki ay ardnca gezmi de l
drememi onu. Sonra bir gece ne olmusa olmu ... "

"Yusuf tutmu kolundan Hacy, gel bakalm u daa de


mi. Hac da korkmu, kuzu gibi arkasndan yrm. Yusuf,
ben seni ldreceim arkada, demi. yi adamsn, has adam
sn ama, seni kardam kadar sevdim ama, benim seni ldr
nem iktiza eder arkada. Sen lmezsen, Bey bana Glizar al
maz. Sen lmezsen, Bey bana tarla vermez. Sen lmezsen arka-

525
da, demi, kimse beni adam yerine koymaz. Hac demi ki,
koyver yakam. Koyver de uzak diyarlara gideyim. Hac l
m desinler. Koyver yakarn da u ormana kaaym, Hac l
m desinler. Koyver yakarn da, gzel karda, merhametli
karda, urackta ku olaym da uaym da insanlar bir daha
beni grmesinler. Bu dnyaya bir Deli Hac gelmi demesinler.
Toz olaym karda. mim timim belli olmasn karda. Al u
gmlein karda, uradan bir koyun da al. Kes koyunu kar
da, bula gmlein kana, gtr Dervi Beye. Syle Dervi Be
ye, Hac senin onuronla oynad, insan onuruyla oynayann so
nu budur. te kanl gmlei Hacnn. Al da kpeklere ver...
Tatl canm bala karda. Yusuf der ki, ben sana gvenemem
Hac. Sen kavli kararsz bir adamsn. Sen bibaht bir adamsn.
Senin cann alnam gerektir. Hac alam szlam, sonra da
Yusufun stne atlm. Elinden silahn alp, Yusufu ldre
cekmi. Deli Hac gsz bir kii, Yusuf dalar gibi. Deli Hac
y alt etmi. Halbuki Yusufun yreine domutu ki gelip Beye
syleyecek, i byle byle Beyim diyecek, Hac kpekler kadar
piman, Ouz tresince evine gelecek, ayana kapanacak, di
yecek, onu balatacakm. Dervi Bey ne Dervi Bey! O:imn
gnl deryalar kadar... Yusuf Hacy alt edince, oturmu bar
nn stne, Deli Hac artk seni ldrmek farz oldu, vacip ol
du, demi, hanerini tam yreinin bana sokmu, ekmi.
Hac yerleri rmalar, kkleri yolarm. Belki Yusuf bin tane
haner sokmu yreine, yedi canlym Hac, bir trl lme
mi. Yusuf da alm onu srtna, gtrm suya atm. Suyun
yz tm al kana kesmi."

"Bir gn Yusufu yakasndan tutmu Deli Hac, bre Yusuf


karda, demi, ne dolanrsn byle ardmca, ne istersin ben
den? Gece gndz, ekmek yer, su ierken, avradmlan yatar
ken, sen hep ardmdasn karda! Bir istein mi var? Ben seni
ok sevdim, demi, bir istein varsa, gel syle bana, altndan
kalkarz inallah. Yusuf da, vard bir steim ama vazgetim
karda, demi. Bundan byle beni grmeyeceksin, salcakla
kal. Ondan sonra Deli Hac iyiCe delirmi, tutmu yakasndan
Yusufu, isteini sylemeden senin yakan brakmam arkada,

526
demi, dile benden ne dilersen. Yusuf hk etmi, mk etmi,
Hacysa yakasm brakmam. Ben, demi, ba dara gelen in
sann yamndaym, her ne istein varsa yerine getirmek boynu
muzun borcu olsun. Deli Hac senin gibi bir arkadan yoluna
ba koyar, demi. Yusuf etmi eylememi, yakasm Deli Hac
nn elinden kurtaramam. Demi ki Deli Hacya, karda, de
mi, yarn akam tek bana u karki daa geleceksin, prnarn
bana. Orada sana isteimi syleyeceim. Prnarn bana gel
mi Hac, Yusufa, syle bakalm isteini arkada, demi. Yusuf,
senin cann almak mecburiyetliim var arkada demi, hazr
ol vaktine. Hacdr delirmi, gzleri dnm, ulan it olu it,
demi, sen benim canm nasl istersin, demi. Atlm Yusufun
stne. Alt alta st ste, bir gece sabaha kadar, sabahtan le
ye kadar arpmlar. En sonunda Yusuf ban ekmi, y
reinin ortasna sokmu Hacnn. Hacdr lvermi. Yusuf
kam. Yusufun Hacy ldrdn de Kabak Mahir gitmi
Hkmete sylemi. Dervi Bey bunu bilmiyor. Bir bilse, Ka
baky ie geirir... "

"Yusuf kayp! O gece kam, kurtulmu."


"Dalar Yusufu vermez onlara ... "
"O smkl Komutana!"
Dervi Bey demi ki, tel ekmi ki Ankaraya, behey Hk
met, demi, ben olmasam, sen Hkmet olabilir miydin? imdi
Komutann gelmi de benim iftliimde ev koymam, hepsinin
kapsn krm. Bir kap krmak, bir kan etmekten beterdir. Ben
senden kaplarnn kann, u kap kran Komutann da derdest
edilerekten Ankaraya celbini, imdi, bugn isterim. Yoksa, de
mi, partin de, sen de yanarsn. Arkada, demi Hkmete, sen
rvetisin, adamlarn kan iici, demi. Zinhar kapy krmaya
sn. Kap krann kapsn krarlar. Ya bu Komutann byk ce
zasn vereceksin, ya da kapn kracaklar... Hkmet azn
aamam, bir cevaba varamam ... "

Dervi Bey sabahtan akama, akamdan sabaha kadar evin


byk salonunda gidip geliyordu. Azn baklar amyordu.
Ne yemek yiyor, ne de su iiyordu. Ba nnde gidip gidip ge-

527
liyor. Dncesine gre, bazan hzlanyor, salonda koareasma
tahtalan atrdatarak yryor, bazan durgunlayor, adm bile
. atamayacak hale geliyor, sonra birden hzlanyor... Bir delilik
frtnas iinde. Bu bana geleni bir trl yutamyor. Nasl, na
sl, nasl? .. Bir Candarma Komutan gelir de btn evlerin kap
larn nasl krar?
Dervi Bey Ankaraya, nce Babakana, sonra ileri Baka
nna, ardndan Adana Parti Bakanna, Adanadaki irili ufakl,
partili partisiz tm dostlanna tel ekmi, mektup yazm, ura
d byk hakszl ok ackl bir dille anlatmt. Yzba da
ha kaplan knyor, iftlikten de insan olan darya gndermi
yordu. Bu telgraflar, mektuplar postaya atmas iin Muzaffere
kasahaya gidip gelmesi iin izin vermiti, o kadar. iftlik bir
hapishane olmutu bakaca.
Kyde Yusuftan baka, Aslan Reit, Osman Dalbudakl,
Tmyrekolu Zeynel Kintutmaz, Halo Sleyman Ankuu
yoktu. Bunlarn her biri bir yana gitmi, Halo Sleyman da bir
ay kadar nce lmt. Muhtar Dervi Beyin adamyd. Halo
Sleymanla birlikte Yusufu da l gstermiti. Yusuf da iki ay
nce lmt ama Muhtar ihmal etmiti, kaydn nfustan d
rme iin bir vakit bulup da nfus memurluuna gidernemi
tL zr diliyordu. Yarndan tezi yok, gidip bu iki lnn kay
dn drecekti.
Muhtar Yusufu l gstermiti. Dman Candarma Ko
mutan kaplar krm, hibir ipucu ele geirememiti ama Der
vi Bey gene korkuyordu. Tellere, mektuplara daha kimse kar
lk vermemiti. Muzaffer kasahada sabahtan akama kadar
postanede bekliyordu. Bir haber alm olsa ku olur uard.
Komutan kyde bulunmayanlarn yakalanmas iin btn
karakoliara telefon ettirerek, emirler vermiti. Yredeki kasaba
lara da teller ekmiti. Adanaya bile. duyurmutu. Komutan
lleri de yutmam. Halo Sleymann ve Yusufun ad da vard
yakalanacaklar arasnda.
Muhtar btn bunlara ks ks glyordu. Byle ok frtna
lar atiatmt Dervi Beyle birlikte. Komutan Halo Sleyman
mezarndan kaldrp karakola gtrebilirdi ama Yusufu bula
mazd. Mezar nerede diye sorsayd Komutan, on tane Yusuf

528
mezar gsterebilirdi. Her kyl bir mezar gsterirdi. Komutan
azyla ku tutsa bu duvar ykamayacakt.
Dervi Bey bekliyordu. Yusufun yerini bir bilse, nereye
gittiini bir rense o kadar kahrolmayacak. Yusufun gitti
inden bu yana onu bulmak iin batakla, Toros yollarna
adam karmt. Ne yapp yapp Yusufu bulun, l sa bana
getirin, Yusufu bulmadan gelmeyesiniz, demiti. Yusufun ya
kalanaca aklna geldike de deli oluyordu. Dostlar d
manlar, herkes sevinecekti. Eskiden olsa, iyi gnlerinde. . . Bir
telgraf ekse, bin telgraf ekse, hemen karlk verirlerdi dost
lar. imdi kimseden ses seda yok. Bu dnyaya ne olmu
byle? Bu dnya kkten rm ... Bunca yl drt bir yann
da yzlerce dost, ban dara gelince bir teki bile yok yannda!
Hey gidi dostlar, bir gn gene kar karya geliriz! rm
insanlar!
rm insanlar derken, gzlerinden ya akyor. Scack.
Alamann tadnda Dervi Bey. Dervi Beyin geleneinde,
Ouzda erkeklerin alamas diye bir ey yok ama Dervi Bey
mrnde ilk olarak alyor. Alamann tadna varm, alyor.
mrnde ilk olarak bylesine terk edilmi, bylesine yalnz bu
luyor kendisini.
Yusufu bulmak iin bir eyler yapmal. Bu iin altndan
kalkmal. Yusufu bulduktan, salam bir yere yerletirdikten
sonra Ankaraya gitmeli, Babakann yakasna yapmal. Siz
komnist mi oldunuz da bizim gibi adamlara hakaret ettirir, bir
Candarma Komutanna koca bir kyn tm kaplarn krdrr
snz? Herkesin namusu var. Ankarada bir konuacak, bir ko
nuacak. .. Grr onlar. Bu Komutan srdrecek buradan. Bir
koca kyn tm kaplarn krmak ne demek! Akl alr i deil.
Bu kaplarn knlmas imdi btn ukurovaya, btn Trki
yeye yaylmtr. u Komutann hakkndan gelmek gerek. Hak
kndan kanun yoluyla gelinmezse, onu ldrmek, sonra da da
a kmak gerek. u az var, dili yok halka yardm etmek ge
rek. u karde, u dost halktan iyisi yok. Onlarla birlik olup, so
nuna kadar bu rm Hkmete, u rm insanlara kar
onlar korumak gerek. Bir tek asalet var, o da halkn asaleti, bu
nu dnyaya ilan etmek gerek.

5 29
Yeni bir gn douyordu Dervi Beye. Bir ey yapmalyd.
u dost diye yllar yl sarld, karde dedii kiilere bir ey
yapmalyd. Ba dara gelince kimse semtine bile uramyordu.
Bir tek, bir tek dostu da yok muymu? Bunlar bezirgan. Bunla
rn dostu, Allah, kitab, inanc yok. Bunlar paradan, topraktan
baka hibir eye inanmyorlar. Topra da sevemezler. Toprak
para olduu iin seviyorlar topra. Toprak kokusu, insan eli s
cakl deli divane etmez onlar. Bir tek ey deli eder onlar, o
da para! te bunlara bir insanlk dersi vermeli. Ama nasl?
Bunlar insanlk dersinden ne anlarlar. Bir Yusufun trna bun
lar gibi bin adam eder. Bu kurulu, bu kanun ne biim kanun?
Dadalolu ne demi, "Bin iyiyi bir ktye kul eder, zamanenin
yaamas g oldu ... " Nasl oluyor da bu halk bu kadar namus
lu, bu kadar glyken kul oluyor bu kan cieri be para et
mez insanlara? Bu dzende bir bozukluk var...
Birden arzuhaki Aliyi anslad. Bana yardm edebilir, diye
dnd bir ara. Bir eyler syleyebilir. ocuu kendi bana b
rakmal, diye dnd sonra da. Ona hibir yardm yapamadk,
o kadar ierde yatt da ocukcaz... Hep korku, hep ne derler
korkusu. Bu bezirganlar bu kadar gl m? Teker teker gz
nn nne getiriyor, her birinin bir gln halini yakalyor, hal
lerine glmsyordu. Bunlar p bile deil... yleyse, hapistey
ken onlarn korkularndan Aliye niin yardm edemedi?
Ne yapmal? Yusufu bulduktan sonra doru Ankaraya git
neli Babakana sylemeli, bu bezirganlarn ilerini bir bir anlat
mal. Onu halkla birlik olmaya armal... Ama Babakan da
onlardan, hibir faydas olmaz. Gidip de bouna rezil olmamal.
Babakann Malirden azck fark olsa bu bezirganlarn halk ez
dii, soyduu, smrd bir toplumda babakanlk eder mi?
Ankaraya gitmenin hibir faydas yok.

5 30
68

Bataklk kokusu, yan uyku, yorgunluk Yusufun yreine


bir esriklik veriyordu. Bir d iinde alkanyordu. Uyur muy
du, uyank myd, farknda deildi. ok zaman, yok olup gi
dinceye kadar da bu iin farkna varamayacakh. Yusuf byle,
hep yar uyur yar uyank bir kiiydi. imdi d m gryor,
hayal mi ediyor? imdi u an gndz m gece mi? Gne nere
de? Ay nereden batyor? Tanyerleri yor mu, m m? nce
aydnlk izgisi mi u dolanp gelen... u atlarn nallarn, kuy
ruklann pariatan ne?
Arap atn iyisi kardeten ileri derler. Arap atn iyisi insan
dan akll derler. Dost derler, gzel derler.
Uzak bir ovada bir at tek bana dolanr. Gemi aznda,
eyeri stnde. Benek benek, bir demirkr. At baz szgn, du
rulmu, ba yerde, baz aha kalkar, baz doludizgin tek bana
bu sonsuz ovay batan aa dolanr. Yelesi, kuyruu azgn
yelleri dver. Kuyruunda, yelesinde gm ltlan. Krmz
kayalklarda dimdik,. bir kartal gibi, tylerinde yldrtlar, de
mirkr at gnlerce kmldamadan durur. Gzlerinde doan
gn, akan sular, bir ceren baknn kederi. Gzlerinde bir yas.
Kayalklarn stnde bir kale. Kalede bir kalebent. Ad
Bebrek. Gencecik bir uak. Yedi yldr yatar. At da tam yedi
yldr ban bekler. Aznda gemi, srtnda eyeri. Bebrek
hayflanr. inden sylenir, dertlenir. Bu dnyada kimsem yok
tu. Bu dnyada kimsenin buraya dtmden haberi yoktur.
Yoldalarm, can kardelerim birer birer gittiler. Kimse aramaz

531
sormaz halimizi. Demirkr at da m sormaz ki halimizi hahnm
z? Kuyunun dibine dm ta gibi kalakalmz. Yedi yl ol
du. Bir gn gelip de u zindann kapsnda kuyruunu yele ve
rip szlp gitmedi. Byle miydi kavli kararmz, byle miydi
dostluumuz, byle miydi vefamz, hey demirkr at? Byle
miydi? Yedi yl ie:de, demirkr atn ettiinden dolay, vefasz
lndan dolay a yer, a ier, a uyur Bebrek.
Bir gn zindandaki Bebreke kale kralnn kz ak
olur. Uzun szn ksas kz Bebreki zindandan karr. Can
kmaynca umut kmaz. Kr at yle kolay kolay dostluu
inemez. Bana bir hal gelse gerektir. Bir engelle karlasa
gerektir. Bebrek zindann kapsnda sln alar, az sonra
demirkr at yldrm gibi gelir zindann kapsnda durur. Be
brek at okar, gzlerinden per, ama iinde, gzlerinde bir
gcenikHk vardr. Demirkr, dili yok ki sylesin ne geldi ba
na, ne gitti. Sevgililer kr ata binerler. Ver elini derler. Az gi
derler uz giderler, bir dada dururlar. Bebrek atn srtn
havatandrmak iin eyeri kaldrr bakar ki ne grsn, atn sr
tnn derisi eyere yapm, eyerle birlikte kalkar! Tam yedi yl
bir atn srtnda eyer kalrsa ite byle olur. Kr at insanoluna
teslim olmam. ebrek zindandan kamasa da mrnn
sonuna kadar kalsa orada, kr at onu bekleyecek. Kavli karar
byle.
Anavarzann krmz kayalklar... Krmz kayalklarda ye
il ejderler. Ejderler gkyzne ekilirler. Yeil bir bulut rter
gn stn.
Anavarzann krmz kayalklarndan krmz atlar kopar
ovaya doru. Krmz, yeil atlar. Her atn gnde bir tuma
srs. Erim erim. Kuyruklar dml yeil atlar. Binlerce
nal parlayarak, batakln stnden ukurovann dzne
doru uuyorlar. stlerinde tuma katarlar. Gkyz tuma ka
tan, yeryz yeil at... Torosun dana doru turnalar, atlar s
zlyor. Turnalar, atlar... Gkyz yeryz lk la, kar
makar. Gkyz tuma naknda, yeryz at naknda... Tur
nalar, atlar... Yeryznde bir panlh. Gn vurduka uan atlar
dan binlerce nal parlts geliyor. Tm ukurova, Torosun kaya
lklar at nal ltsnda.

532
Sonra kanat, kanat, kanat... Nal, nal, nal... Gkyznden
kanatlar dklyor. Tyler dolduruyor bir ara ovann stn,
pamuk gibi ak tyler. Sonra bir yel gelip, bulut gibi datyor
tyleri, nne katp ta uzaklara sryor. Turnalar, atlar...
Sonra bir at geliyor, nnde duruyor. Bu at bir deniz geip,
bir daa varyor. Yusuf at denizi geerken atn stnden dp,
denizin dibine gidiyor. At azn sokuyor denize, Yusufu dile
riyle tutup karyor, sonra stne alp dalarn arkasna gt
ryor.
Yusuf korkuyla gzlerini ayor. Birden gzlerine, kr eder
cesine bir k seli doluyor. Yusuf hemen gzlerini kapatyor.
Ba dnyor. Bir daha gzlerini ayor, amasyla kapatmas
bir oluyor.
Uzaklar dnyor. ukurova dnyor. Anavarzann mor,
krmz kayalklar dnyor. Akasaz batakl dnyor. Dn
yor, dnyor... Binlerce at, yz binlerce parlak nal dnyor.
Turna katarlar dnyor, o srkal, dzgn turna katarlar dar
madan.
Bataklk kokusu. rm toprak, rm su kokusu.
Bayltc bir koku.
Binlerce sarcaar. Uumaya balam. Yusuf kamn k
kne kkne bzlyor, bir topack kalyor. Lolukta yle bir
gzlerini ayor. Gzlerini kr eden uzakta bir k seli kayn
yor. Hemen gzlerini kapatyor. Elleriyle kamn kkne sarl
m, bzl bzl ediyor. Bacaklarn karnna ekmi, belini iki
kat yapm, bir topack olmu. Btn bedenini, trnann ucu
na kadar bir korku sarm. Her eyden korkuyor, esen yelden,
uan kutan, vzldayan andan, ktan, karanlktan... Kendi
kendinden, elinden ayandan, sandan, gznden kulan
dan, burnundan, glgelerden korkuyor. Ne yrei atyor yle
fazla, ne ii kabarp geliyor. Durgun bir su gibi. Ar. Korkusu
ar. Ar bir kurun suyu gibi iine km. Onu kamn k
knn slaklna, kuytusuna, karanlna ivilemi.
Karanlk kocaman bir suyun dibi. Suyun dibinde gibi Yu
suf. Suyun dibinden aalara doru, usuz bucaksz denize
doru srkleniyor. Srklenirken bir kam kkne yapyor.
Sular onu ekiyor. Ar, kurun gibi bir su. Karanlk. Gzn

533
asa, yukarya, suyun yzne doru baksa, bir k seli, bir g
ne seli dolduracak gzn. Ortada, suyun dibinde, aydnln
da rlplak kahverecek Yaptka yapyor kamn kkne.
stnden sular akyor. Deniz kadar byk bir rmak akyor s
tnden.
Koyu, ar incir aac glgesi... ncir kokusu. Be yz metre
teden duyulur kokusu ... Yusuf bzlyor.
Gene banda atlar. Ayaklarnn uultusu doldurmu ova
y. Bir hikaye sylerdi anas atlar stne. Yusuf bzlyor.
Bir at olsa, yel kanatl. ifte kanat bir at olsa, binerdi stne,
giderdi Sivas sancana. Oradan Van gl. Van glnde day
lar... Elleriyle kamn kkn ylesine skyor ki, kendisini
kama ylesine ekiyor ki kamn kk atrdyor. Elleri ac
yor. Ellerini baklar kesiyor. Kusaca geliyor. Hanerin kan
n yalad andan beri ne zaman ba sksa hep kusaca ge
liyor.
Bir at olsa, binip gitse, gzleri kocaman, nallar lt iin
de bir at. Eyersiz, gemsiz, rlplak bir at... Buras Urfa. Ur
fada bir gl. Bunu iyice ansyor. Anas anlatrd. Glde balk
lar. Glde sudan ok balk var. Balklar kaynayor. Suyun
yz balk dolu, srt srta, st ste. Balklar kprdayamyor
lar, olduklar yerde dnemiyorlar bile. Kimse bu gln bal
n yakalayamaz. Yakalayp yiyemez. Yakalayp yiyenin ba
na olmadk felaketler gelir. Eli kolu ont olur, yurdu yuvas
dalr, ayna varmadan lr. Bunlar kutsal balklar, Hazreti
brahimin balklar. Gmenlikte anas, daha u kadarck o
cukmu, Urfada bu balklar grm. Gzleri kpkrmz, ya
lm gibiymi bu balklarn. Elini uzatm gle. Balklar elini
yalamlar...
Toprak atr atr ediyor. Anavarza kayalndan korkun
bir uultu geliyor. Bataklk kaynyor, fkr fkr ediyor. Gkten
bir ate dklyor. Yusufun tm bedeni ate ... Bir yalm sn
yor stne stne. Gzlerini aamyor. Birden kamtan z
lyor, ayaa frlyor, komaya balyor. Gzlerinin nnde ha
yal meyal bir dnya,' aalar, sular, kayalar, atlar, kular... Her
ey bir hayal iinde dnp duruyor. Sazlklarn, otlarn arasn
dan kar, ovada, dmdz bir toprakta, tarlalarn ortasnda ka-

534
lakalr. Uzaktan kyn evleri gzkr. Bumuna scack bir ek
mek kokusu gelir. Bir evin hacasndan ge doru bir duman
salnr gider.
Yusuf hemen yere kapaklanr, bir zaman bekler orada. Bir
karnca kresi stne dm. Karncalar bir anda ellerinin s
tn sanverirler. Uysal, kendi halinde kanncalar. Her birinin
aznda bir arpa tanesi. Arpalar karncalann iki misli bykl
nde.
Bylesi alk grlm deil, duyulmu deil. Deli eden
bir alk. Ka zamandr Yusuf a. . .
N e olursa olsun! Ellerine dayanp ayaa kalkyor. N e olur
sa olsun, u uzakta duran kye girecek. Orada scack ekmek
var. Ekmein iine anas tereya koyacak. Scak ekmein ara
sndan ya topraa p p damlayacak Gidecek hali yok ama
yryor, ar ar kye ilerliyor. ilerledike gzleri kyde... Bir
kurdun keskin gzlerine benzemi gzleri.
Kyn iinde candarmalar. Girer girmez yakalayp doru
hapishaneye. Ondan sonra ipe. ipte insann dili bir kar dar
karm... Gzlerinin nne dili darda, yz sapsar kesilip
uzam, ipte sallanp duran, ba bir yanda, ayaklar plak bir
l geldi. Bir aata, yapraksz dalsz, rlplak bir aa... Diz
lerinin ba zld. Sallanyordu. Decekti. Dilerini skh.
Oraca oturdu.
Candarmalar ne tanr Yusufu? Yusuf gibi bin tane delikanl
var. Candarmalar hep ky bekleyecek deiller ya ... isterse de
beklesinler. nsan gzkneden giremez mi o kye?
Gene ayaa kalkt, yrmeye balad. Gzlerini hi kyden
ayrmyor, ayaklarnn ucuna bile bakmyor. Gzleri ilerde,
kyde. Ayana bir tmsek gelse, boylu boyunca yere serilecek.
Byle, afaklayarak yryor.
Uzun uzun, alndan baka bir ey dnerneden byle
ce yrd. Tam kyn kysna Cumbul Velinin bostanna gel
di durdu. Kyden Karaca Elifin sesi geliyordu. Gene ocukla
rn dvyordu. Birden durup dururken eli aya titremeye
balad.
Bir ddk sesi geldi. Bir ddk sesi daha ... Bu kyde
byle sert ddk sesi duyulmu deildi. Candarmalar al-

535
yordu dd demek ki . . . Olduu yere, kendinden gemi,
kt. Ddk sesleri oald, bir uultu halini ald. Yusuf ba
n tuttu. Saliden ddk sesleri miydi bunlar? Usul usul, ol
duu yerden ilerdeki hendee doru kayd, suya girdi. D
dk sesleri de o suya girer girmez kesildi. Burada geceyi bek
lemeliydi artk.
Arkn kysnda gnelenen kurbaalar, su kaplumbaala
r... Bir trt. Birden arktan frlad. Gzleri bym, kocaman
olmu. Koarak kyn drt yannda dolanmaya balad. Onu
bir candarma grse hemen yakalar. Candarmalarn haberleri
yok. Dervi Beyin bo samanlnda uyuyorlar. Nbeti de bek
iyle birlikte sdn altnda, suya giden kzlar seyreyliyor.
Kyn dndaki teki nbeti nbet yerinde. Komutann en
gvendii candarma. Gznden hibir ey kamyor. Komuta
n ona, "Hseyin," demiti, ''bu ky sana emanet. avua, on
baya, hi kimseye gvenmiyorum. Bir sana gveniyorum.
Gzn drt a. Katil yaknlardadr. Kye gelip talimat almak
ister. Yakalamak sana aittir." Hseyin de kyn gnll nbet
isi. Gecesi gndz yok. Bu iftlii Komutan ona emanet et
medi mi, kanma gerisine...
Hani gzleri bal dolap beygirleri var ya. Yusuf kyn
drt bir yann, ite o dolap beygirleri gibi dolanyor.
Uzaktan bir kap grd. Kap parampara. Krce Dnenin
kaps bu. Sonra baka bir kap grd. O da krlm, yerde ya
tar. Gzne ne kadar kap arptysa parampara... Kyn kap
lar tuz buz olmu. Kaplara dalm, kyn etrafn dolan ha
dolan ediyor.
lk la bir kaz srs bir samanln stnden dut
aacnn altna utu, pat pat diye yere dtler. Yusuf orada ye
rinde durakald. akn. nnde be adm tesinde kyn ev
leri... Bir de insan ba. . . Kadire benziyordu. Kadir arkadayd.
Yattlar. Kadir ona yardm ederdi.
"Kadir! Kadir karda," diye bard. "Gelsene yanma ..."
Sesinin kmadnn, azck ksa da Kadirin bu sesi duy
mayacann farknda deildi.
Gn batyordu. Gzne sngye benzer bir ey arpt. Ca
nn diine takp ayaa frlad, batakla komaya balad. Ayak

536
sesleri geliyordu arkasndan. Uultular, sesler... Belki de bin ki
i onu kovalyordu. Arkasna da dnp bakamyordu. Bakmak
tan korkuyordu.
Gn hatp karanlk kavuunca kendisini Anavarzann ka
yalnda buldu. Bir kayaya asbreasma tutundu. Soluyordu.
Ter iinde kalmt. Gzlerinin ii yanyordu. Bacaklar da kan
iindeydi. Kayaya ban dayad, bir sre orada yle kald. Son
ra usul usul ban evirdi. Daha ayak sesleri, uultular geliyor
du telerden, bataklktan. Karanlk bast, gz gz grmez ol
du. Yusufun kayay kavram elleri bedenini tayamaz oldu.
Elleri kayalktan zldler. Bir kle gibi yere yld.
Bir sakal geliyordu gzlerinin nne. Bir de azgn boalar.
Sonra adamlar, adamlar... Eli bakl, baklanndan kan damla
yan adamlar. Baklardan o kadar ok kan damlyor ki... O ka
dar, o kadar ok. .. p p sesleri kulan sar edecek.
Boa ky nerede? Sakall Ali kim? Onun evinde yal ek
mekleri vardr...
Boa ky u kzaran, bir yan yeile batm dalarda. imdi
hemen, imdiden tezi yok, dalara ulamal. Kime sorsa Sakall
Aliyi bilir, deil mi?
Ylm... Bir t klesi gibi... Davranyor davranyor, yeki
nemiyor.

537
Muzaffer klm gibiydi. Ylgn bir hali varm gibi de
bir tavr taknyordu ama gzlerinin ii glyor, gzleri bir
cn yalnnda prldyordu.
Dervi Bey ar, gl, kendini yitirmemeye alarak:
"Syle," dedi emreder, tok bir sesle. "Syle, Ankaradan bir kar
lk geldi mi?"
Muzaffer souk, hi oral olmadan, sevinli bir sesle: "Ha
yr," dedi. "Bekledim, bekledim. st ste belki on be telgraf
ektim. Kayada ses var da Ankarada yok."
"Yaaa, yle mi?"
"Partiye telefon ettim, Reat Bey dedi ki parti olarak biz
bu ilere burnumuzu sokamayz. Bu bir katil olaydr, buna ka
ramayz. Komutan evlerin kapsn krmsa elbette bir sebebi
vardr. Ya da Dervi Bey Komutan bu yzden mahkemeye
versin."
"Yaaa, yle mi?"
"Komutan mecbur kalmasa kaplar krmazd, dedi."
Muzaffer hazrlanmt. Srasyla bu onurlu, bu kafasz Sa-
roluna teker teker darbelerini indirecek, sonunda da insafsz
sonucu yzne kusacakt. O hala Yusufu tutmakta, onu ldr
mernekte dirensin bakalm.
"Dostumuz Ramazanoluna kere telefon atm, nde
de telefonu yzme kapadlar. Ben gene srar ettim, bir yanl
lk olmasn diye. nk onlar bizim en byk dostlarmz. Sen
yle derdin. Drdncde kaln bir ses, yanllk falan yok, in-

538 '
san kasapianna mezbahalk yapacak deiliz, dedi. Selam syle
baban Dervie, dedi, eski arnlarn bardak olduunu hala anla
mad m, dedi. Bu ada artk Beylerden bile, Cumhurbaka
nndan bile sinei ldrse de hesabn soruyorlar."
"Yaaa, yle mi?"
"Devlete kar, millete kar kanl katilleri, srf an olsun di
ye Sarolunun koruduu alar geti. Ne sanyor? Onun y
znden hepimizin ad katile kt. Ne istiyor bizden, dedi, ve
telefonu suratma at diye kapatt."
"Yaaa, demek yle?"
"Mustan Aa, senin z bir kardein Mustan Aaya gittim.
Katilin, kanl katilin, aklszn, gz krn olu diye bana takl
d. Yerin dibine getim. Hibir ey sylemeden geriye dndm.
Vakit akamd, beni buyur bile etmedi. Akam oluyor bu geceyi
burada geir, demedi. Bir zoruma gitti ki ... "
"Yaaa!"
"Servetini senin yznden yapan, onun iin hapisleri gze
aldn, alt ay Ankarada kalp da ldrd kardeinin suun
dan dolay giydii yirmi yl balattrp, elinden tutup hapis
ten kardn Mahmut Karadal ne syledi bilir misin? Dedi
ki, kaplar da krarlar, sizi de srgn ederler, hepinizi de kasa
badan srerler, baban bu aklda giderse onu da yaknda ipin
ucunda sallanr grrm, dedi. Byle aklszlk yapan bir insan
iin hi kimsenin elinden bir ey gelmez, dedi. Ben hibir ey
demedim. Yalnz, dayanamayp, senin bana byle bir ey gel
seydi o byle davranmazd, dedim. O da bana dedi ki, doru,
baban on birinci asr yaayan bir Trkmen bahadrdr, biraz
akl ocuksudur."
Dervi Bey ilk olarak usulca, belli belirsiz glmsedi: "Ya
aa, yle mi?"
"Kara Mustafa Beyi grsen, bir celallendi, bir celallendi! O
babann bana daha beteri, daha beteri gelecek, dedi. Tutar da
bu parti, bu kksz parti iin milleti kandrp oy verdirir misi
niz, dedi, daha kt olsun, o katil baban mutlaka asacaklar, de
di. Benim elimden hibir ey gelmez. Baban iin hibir ey ya
pamam. Devlet kuvvetlerine kar koyarsa, deil kaplarn kr
mak, iftliini bile yakarlar. Babann yapaca bir tek ey var, o

5 39
da katili ortadan kaldnp tatl cann ipten kurtarmak. .. Btn
Trkiye Cumhuriyeti babana dman. Baban dt feci du
rumdan hi kimse kurtaramaz. Baban daha imdiden ipte de
mektir. Kendini ipten kurtarmak iin katili ortadan kaldrsn da
sonra kap krlma mcadelesine gesin. Baban bu durumda
hem sulu, hem gl."
"Demek byle, ha?"
"Hac Beye gittim. Dedi ki..."
Dervi Bey: "Yeter!" diye bard. "Yeter. O orospu avrat
kasnda yatmlann, o rmlerin... 0... "
Muzaffer babasnn yenilgisini, o kaya gibi sert adamn ya
va yava zln gryor, kvan duyuyordu. Artk son
darbeyi indirmeliydi. Sindire sindire, ar ar indirmeli, onu
iyice kertmeliydi. ocukluundan beri onun elinden ektik
lerinin cn ancak byle alabilirdi.
"zin ver de baba, senin iin ok nemli bir noktay daha
aklayaym. Kasabann dilinde bir dedikodu dolayor ki i
ren!" Sustu, bekledi. Dervi Bey de bekliyordu. Muzaffer ba
basnn "neymi o?" diye patlamasn bekliyordu. Fakat Dervi
Bey kendisini tutuyor, sormuyordu. "ok iren... Sylemesem
daha iyi olur, ama herkesin dilinde, yediden yetmie herkesin
dilinde..."
Dervi Beyin yz donmu, yznde en kk bir kprh
bile yok.
Muzaffer bakt ki babas sormayacak Bu zevkten mahrum
kalacak. Varsn olsun. Ne yaparsa yapsn, imdi duyaca ey
onu ldrecek. "Akyollu Mustafa Aa demi ki..." dedi, sustu.
Dervi Beyin yznde bir kprt 'Oldu. Gzleri parlad ama
kendini yendi. u kokmu kpein karsnda en kk bir
dknlk gsteremezdi.
"Mustafa Aa demi ki... Ben, demi, artk Dervii ldrt
meyeceim. O artk benim dmanm olamaz. Benim dma
mm benim apmda adam olmal, demi. imdi, demi. Dervi
gelse de btn Akyollu soyunu oluk ocuk kesse, ben gene
onu dman olaraktan karma almam. Ben, demi, kardeimin
kann ona, anas st gibi helal ettim, helal olsun, demi. Her
kesin dilinde bu...
"

540
Dervi dudaklar titreyerek, yz safran sars: "Yaa, yle
mi?" dedi, inler gibi.
Muzaffer son darbeyi iyi yerinde vurmutu. Bu darbe de
onu ykamazsa, artk hibir g onu ykamayacakh. Bir kork
mu kpek gibi bzlerek babasnn yanndan ayrld. lk ola
rakhr ki babasn karsnda yklm, perian gryordu. Bu
nun tadn karmak iin bir eyler yapmalyd.
"Yaaa, yle mi?"
Gene de dimdikti. Gene de yenilmemiti. yle bir adamd
ki daraac altnda bile kendini yitirmeyecek, lecek gidecek
ama, kuyruu dik gidecekti. Hibir zaman onun yenildiini g
remeyecekti.
"Kocam kpek!"

541
"Sakall Alinin evi nerede, Sakall Alinin?"
Sivri, krl sakall, uzun san yzl adam bayla bilmem,
dedi. akr gzleri aknd. Boyuna Yusufun bir yerlerine gz
lerini dikmi bakyordu.
"Boa ky nerede, Boa ky?"
"Bilemem," dedi adam, "hi duymadm."
"Hi duymadm," dedi Yusuf kendi kendine, ayaklar
komaya baladlar, bklerek, tkezleyip aryarak. Karan
lk gibi bir ey vard ortalkta. Dalarn ba kararp geliyor
du. Serin yeller esiyordu st ste, arada srada duvar gibi toz
bulutianna arpyordu. Nerdeyse yamur boanacakt, bir
lkla, bir souk yele dyordu. Dn gece yars ne olmu
tu? Dn gece yars kayalar uulduyor, sarslyor, sesler kay
nayordu. Karmakar seslerle uyand, talar, yaplar, kaya
lar dklyordu yanndan ynnden, karanl delerek Ak
asaza doru. Aada makinalar iliyordu. Uzun boyunla
rn kaldrp indirerek, Kafdann devleri gibi, topra yiye
rek, kanaln kylarna yedikleri topraklar kusarak. Kayalk
lardan, arkasndan yuvarlanan talar kyameti kopararak in
di. On iki gzl dev durmu afan alacasnda, slak, buu
larn iinde saa sola dnerek, uzun boynunu, be dili par
lak kepesini, turuncu, dne dne topraa daldrarak... Ho
murdanarak.
"Sakall Aliyi grdnz m, grdnz m, evi nerede, ne
rede?"

542
"Grmedik," dediler dev makinalarn yannda duran elleri
yal adamlar.
"Az nce buradayd," dedi baka birisi. "Sakall Ali, sakal
uzun."
"Sakal seyrek, uzun," dedi Yusuf.
Adamlar glyorlard. Gerekten sakalnn uzunluunu,
seyrekliini ne biliyordu? Yusuf da gld. Adamlar hep birden
ona bir ho baktlar. Adamlarn glgesi uzamt, batya doru
ok uzun. Bir tanesi elinde tten ay barda, ay iiyordu. Ma
kinalar ok grlt karyorlar, bir de koku. Gaz kokusu, ar,
duman gibi, adamn cierinin kkne ileyen, ba dndren.
Gzleri yanyordu. mavi kamyon gidiyordu adrlarn ora
ya, yoldan deil, tarlalardan, ar, duman fkrtarak. Sayd, on
iki tane adr vard. adrlarn nnde yle durup duran
adamlar. Yusuf da orada, makinalarn turuncusunda kalakald.
Gn kzdrd, iinde bir boluk duydu, ackmt. Bir eyler
arand, bir eyler yemesi gerekti. Ama orada, gzlerini topra
yaran, uzun boynu kvrlp uzayan, topra deip alarak, d
np boaltarak gidip gelen makinalarn bysne dikmi, ka
plm ... Gne kzdryordu. Adamlarn, makinalarn, aala
rn, kayalklarn glgeleri ekilmi. Dizlerinin dibine. Scakta
btn sesler, makinalarn, sazln, atrdayan kayalklarn ses
leri lr, glgeler, kprtlar, dnceler, uular buunun, elik
bir gne buusunun iinde erirken... Hepsiyle birlikte eriyor
du. Soluk alamaz oldu. Kanala aa yrd. Tarlalarda tek tek
leylekler yaylanarak, ba sarl insanlar eilip kalkarak, scak
ta, elik buulu gnete, turuncu deve boynunu topraa yatra
rak, elik ban kaldrnca aznda topraklar, usulca teye, d
nerek boaltp, sonra geri gelerek, gaz kokarak, ar, scak ci
erleri yakarak, orada erimi, ylecene.
"Sakall Ali, Sakall Ali."
"Sakall Ali orada, uzakta."
Dalarn bir yan pembe moraryordu, bir yan uuk mavi,
soluyor. Solduka soluyor, gnee, buusuna, erimi, dumanla
narak, duman incelmi batyordu.
Bataklk m, o da erimi, kurumu, duman olmu, aac,
kuu, bulutu, suyu amuru bir boz, boz, boz duman iinde kal-

543
rn, k buusunda kalm. Kararrn yzleri uzarn, krkla
n snrn, alarns, gne buusunda yanm, dileri lyor,
ak. .. Gzleri lyor, kirpikleri, kalan tozlu, her yerleri tozlu.
Klk girmi kulaklarna, sarnan tozu dolmu, kllarn arasna,
kllara yaprn, omuzlar tuzlu, tuzdan aaryor, slanrn.
Bu kyller narnussuz, alak, sz dinlemez, adamlk bil
mez. Bakn unlara... Gene srtlarnda uvallar, tekereler, se
petler, toprak tayorlar Akasaza, kudurrnular, tarla kara
caklar. Deli, deli, deli... Akasaz kurutacaklar. Kararrn, kn
rn, boyunlan uzarn uzarn, kopacak gibi, memeleri sarkrn
dudaklar aa snrn, daarekm gibi... Kurumu, derileri
sarkrn, trnaklarnn arasna sarnan tozu, klk, ham toprak
girmi, ham toprak. Scan alnna oturmular yemek yiyorlar,
amma da abuk, amma da ok yiyorlar, elleri makina gibi ili
yor. ocuklar alyor. Herkes ocuunu dvyor. Ayaklan ya
ln bir ocuk kayor, alvan dm, hacaklarna doland dola
nacak. Batakla kouyor, girdi girecek. Bularnazlar, bir sazla
ulasn ocuk bir daha onu bularnazlar. Bulamayacaklar. Bula
rnasnlar.
Irman kysna oturdu, bacaklarn yardan aa sarkth.
Sadece ackmt. tedeki kyden kpek sesleri, uzak, koygun
bir uultu geliyordu. Gitrneli o kye bir yemek yerneli. Nasl
isterneli? Dkkana gitrneli parayla almal. Ceplerine bakt, bir
hayli bozukluk vard. teki paralar ne olmutu, bir trl
anmsayamad. Kye vardnda karanlk kavuuyordu, n
ne ilk gelen eve vard, avlusunda durdu, orada alacakaranl
n ortasnda, yatm gevi getiren srlarn az ilerisinde, bir
arabadan ktrtyle ot yiyen atlarn yannda, ter kokularn
iine ekerek, rahatlarn. . . Dut aacnn altnda, yeri sularn,
hasr serrni, kalabalk bir ev yemek yiyorlard. Biribirierine
deen kaklarn sesi geliyordu. Hi kprdarnyor, kak sesle
rine dalrn gitmi. Bir yerlerden bir hrt geliyor. Bir eyler
konuuluyor, itin arkasndan, uzaklarda bir at kiniyor. Ma
kinalarn uultusu sazln uultusuna karp ta buraya ka
dar geliyor. Nasl oldu, o da bilemedi, birka adm atverdi,
kendiliinden dutun dibine vard. Yemee dalrn gitmi ola
caklar, ya da o hi sesini etmemi, ayaklar yere basrnarn ola-

544
cak, duymadlar, grmediler. Pilava konmu yank ya koktu
ortalk, bulgur pilavyla ya kokusu gittike younlayor, ii
ne iliyordu.
Azndan dklverdi: "Sakall Alinin evi buras m?"
dedi.
"Yok," dedi yal bir adam, yz fenerin donuk nda
solarak, krklar daha da derinleerek, kirpikleri tozlu, ine
yen azn yukar kaldrarak... "Bu kyde Sakall Ali yok. Bu
yur uradan... " Yannda yer gsterdi. "Otur uradan."
Vard usulca yanna oturdu.
"Kzlaaar," diye ieriye bard yal adam. "Bir kakla ek
mek de getirin.
O oturur oturmaz kzlar hemen komulard. Uzun boylu
bir kz eline bir tahta kak tututurdu. Az sonra da baka birisi
yufka ekmeini nne koydu. Bulgur pilav vard, geni bir sa-
handa, tepeleme. Bir tencerede de trl ... nce bulguru lokma-
layacak, sonra trly stne kakla ... ok ackt belliydi.
Yanna yresine baknmadan yedi yedi... Herkes yemeini bitir
mi o srdryordu, elleri ileyerek, dilerinin hzna zor yeti
erek Yal adam da ar, usulca yiyordu. Yal adam bir lok
may yiyinceye kadar, uzun uzun ineyerek, o on lokma yi
yordu. Yal adam konuu yalnz brakmayarak. .. Uyurgezerdi
konuk. Bir uyurgezer gibi yiyordu. Yal adam da yemeseydi,
sofrada kimse de kalmasayd, konuk oral bile olmazd. Sofrada
kimse var myd, yok muydu, bilmiyordu ki... Hibir eyi gr
myor duymuyordu. Dilerinin ilediinin bile farknda deil
di. Yalnz bir ara ayran itiini anlad. Tadna vard ayrann. Bir
ara gene bumuna kokular geldi. Sonra makinalarn, sazln
uultusunu, sonra da atlarn ktrtlerini duydu. Bir ayran da
ha iti. Karsnda bulank, lambann soluk nda yzleri g
rr gibi oldu. Durmular ona bakar gibiydiler. Yal adam onun
baktn grnce abucak bir lokma pilav gtrd azna. Ne
kadar zamandr yiyordu, ok mu olmutu? Bir eyler oldu,
elindeki ka brakt, ayaa kalkt. "Ziyade olsun," dedi yr
d. "Demek bu ev Sakall Alinin evi deil?" Arkada kalanlar
hibir ey diyemediler, bir ey sylemeye frsat kalmadan ka
ranla kart gitti.

545
Akasaz kendisine ekiyordu onu. Makinalar gzlerini ona
dikmilerdi. On iki tane... Ovann karanlru on iki yerden
uzun delmiler, k yollar. Bir k yolunun iine dt, yre
sinde kaln karanlk duvar, soluk aldrmaz. Ik yolu ekiyor
du uzaa, bataa ... Ik yolunun iinde serin bir yel esti. Ko
maya balad. Koarak gecede alan makinalara geldi. Maki
nalar karanlkta bir baka daha byk, korkutucu... Kanl ke
mikleri krlm, un ufak. .. Krt Mahmut... lsn ayn ky
sna, akltalarnn stne atmlar. Sarcakarncalar yemi
gzlerini... Kpekler srklemi bedenini, lsn... aklta
larn kana bulayarak. .. Halkalarn byterek, brtlen alla
rna, kanala derek, yrei gittike hzlanarak, bir eyler bek
leyerek, saknarak, rkerek, geceye, karanla arparak, k
yollarna derek, kmakta abalayarak kouyordu. Arkasnda
kpekler, uzunca sarcakarnca srleri gzlerini oymaya gel
mi, srler, sivrisinekler gibi yresinde uuarak. ..
Uyandnda ter iindeydi. Burumu giyitleri, yz, aln
topraa bulanm. Korku iinde, bym gzleri yanna y
nne durmadan fldr fldr baknyor. Orada durmu, korku,
kuku iinde. Gittike uyanarak, bir eyler amnsadka daha
korkarak, bzlerek, eti ekilerek, kaslar aryarak, dnme
ye doru giderek, bir dncenin, dnmeye varmann tadn
da eriyerek, yann ynn grmeden, salt dnce olarak, d
nceyle, dnceyi, dnebilmeyi unutmu, ban dizleri
stne koymu, kzgn gnein alnnda yanm, dncede
uyumu, gzlerini aamayan, aamadan yle kalakalm, alt
tan gelen scak, yanm topraktan ykselen tozu koklamakta,
koklayarak uyanm, dn akamki adamn yz gzlerinin
nnde bir durarak, bir lokmasn ar ar ineyerek, gle,
iyi insan yz, gzleri merakta sevgilenerek, dn geceye utan
m, utancndan az daha kaslar gerilmi, bzlm, yumul
mu, sel gibi akan terde gevemi, toz direinin iinde kalm,
azn bumunu toz doldurmu, genzini ptrak kokan tozlar
yakm. Scan bcekleri tyorlard, binlerce... Gzlerini a
t, hibir eyi gremedi, ar scan, youn n kuytusunda,
karmaasnda, arlnda.:. Her ey bulank, n dibine k
m daha ar n bulanklnda, grnmezliinde ... Sesleri,

546
soluklar, kokular yemi. Her eyin stne km n k
mltsnda, akar youn suyun sallantsnda, yakan, erimi, git
tike aklaan, kzarm demirin aklamasndaki gibi her eyi
iine aklna alan... Kalkt, grmeden yordamlayarak, aznn
ii a yemi gibi ac, krk, dklen, sallanan, uyurgezerliin
yok olmasnda. Otobse kotu, otobs durdu. Otobs bula
mad, bir an otobs toz iinde kald, o da toza batt kt. Sonra
toz ekildi, tozlu bir mavi kald. Scak, youn k, toz otobs
duronca cam gibi, krlm, dklen, durmadan ince ince dk
len cam gibi ngrdad, mavi kt ortaya, tozlanm. stndeki
krmz yazlar okunmayan, kavlam.
"Bin be," dedi, sarkk ince bykl bak surath, yrtk bir
olan, ofr yardmcs. "Bin be, seni bekleyecek deilim. Hem
sen nereye gidiyorsun?"
"Sakall Alinin evine," dedi otobse binerken.
"lerde," dedi bykl. "Sakall Alinin evi ilerde. Bin."
Sakall Alinin evi ilerde ha, ilerde ilerde ha! oktandr ar-
yordum onu, oktandr. Boalar var. Boa kyde. Dalarn ara
snda. O seni saklar. Tal yollar, yolda yarpuzlarn arasndan
akan, bir am olukta, yosun balam, yarpuz kokan, sar man
tvar, eski bahar mantvar, fala bakarlar, suya, tan iindeki
suya suretleri kar, iri gzl kzlarn derinden sesleri gelir, ka
rk. akltalar, ayn kys, kpekler, sar bykl. akltalar
kanl, kanl ly candarmalar srklyorlar.
"Sakall Alinin evi kasabada, bize komu... Asma ardakl
ev... Sakall Ali fesleeni ok sever. Kuyusunun yresi susam i
ei, salt mavi. Yaurt iei. Karpuz atlatan. Herkes yanar
ken, Sakall Alinin asma ardann alt, kuyusunun ba pfr
pfr eser. Dldl dann doruu gibi..." Knalanm doruu,
bakr rengi, bakr rengi... Sivri. Ocaktaki, kredeki, ateten k
m bakr dvlrken nasl tterse, scak, ukurovadan, dz
den, ktan, koygun k arkasndan bakarsan sallanarak, bula
nkln tesinde, suyun altnda, gn vurmu, arkasnda, yle
tter.. .
"Sakall Alinin evine gidiyorum, oraya ... "
"yi adam, iyi adam. ki buuk. .. "
"ki buuk mu? Say.. ;''

547
"ki buuk canm. yi, bu kadar."
Otobsn iine toz doluyor. Gittike kimse kimseyi gre
miyor, kimse kimseyi. Aadan, tabandan, otobs sallanyor,
angrdyor, toz doluyor. Tozdan soluk alnmyor, toz doluyor.
ndeki yal kadn inliyor, ocuk baryor, yal adam, tpk
dn akamki alacakaranlkta kocaman lokmalar ineyemeyen
adama benzeyen disiz adam yapm kendi sakalna gzlerini
yumarak, sk skya yummu gz kylar acyla krm sakal
n ekitiriyor, sakal tozlanm, ek ha ek ediyor. Herkes terli
yor zrl zrl, tozlu ayak kokusu dolduruyor otobs soluk
alnmyor. Sakall Ali sakalm ekitiriyor. Uzun, sivri adam,
yz bir yumruk kadar, yumruk gibi de yaroru yumru, boynu
incecik, p gibi, krm, grtlak kemii frlam gitmi, ba
arkaya arkaya itiyor kemik, sivri, keskin, yumruk gibi kafada
iki kocaman ak ok, tozlu gz, prtledike prtlyor, gzler
kanlanm, uzun kirpikler at kirpikleri gibi. Yaslanm otobse,
bir eyler, derin eyler dnd belli. Yanndaki adamn
ayaklar kocaman, tarakl, otobsn tabanna yaylm, esmeli,
yark, kaplumbaa srt, bir ift, gelmiler oraya otobs sarsl
clka hopluyor sonra gerisin geri gene yaylyorlar. Tmaklar
atallayp prtklemi, toz dolmu yarklarna, terliyor a
murlaarak.
Boyunlar uzam, balar oraya buraya sallanyor, bir ho,
otobs inip kalktka. Toz durmadan yar ak kapdan, yark
tabandan, alttan stten, yanlardan doluyor. Usulca zld.
stleri balar yrtk, sarkm, hilim hilim kiiler, dudaklar at
lam, kurumu, kabuk balam, gzleri tm korkuya kesmi,
avurtlar km, dileri rm, dklm, kovuk, sapsar.
Tetikteydi. nnde, tam yan banda otobsle durmadan sal
lanan, boyunlar uzam, toz balayan, gittike saliandka to
zun arkasnda, bulanklnda kalan, uyuklayan, sonra birden
otobsn iini dolduran, ortal grltye boan, sonra gene
uyuklayan, bitev:iye, bir dzende inip kan, alamakl yzleri
hep alams, yalvaran, yrtk alvarlarrun kvrmlarna toz dol
mu, rpmayan, iki elleriyle sk skya ndeki demire yap
m, gergin. Gerginlii gittike zlyor uykuyla uyanklk
aras, dle gerek aras, dnceyle boluk aras, bacaklar,

548
kollar, belinin kaslar seirip ekiliyor, bedeni boluun, duy
guyla duygusuzluun iinde... Tabanlarnn, bacaklarnn szs,
belinin ars geti, uyutu gibi... Uyuuyor, karn, ba uyuu
yor. Sallanyor, sanandka altndan bir eyler kayyor. Serildi
kanepeye, bacaklarn uzatml, umursamazlkta. Kollar da
upuzun, serilmi, canszcana oraya buraya dyor kalkyor.
inden bir eyler geiyor, uzak, yalnz ... Gn indi inecek, arka
snda kalm otobsn, tozlarn tesinde bir kzaryor, bir apak
kesiliyor, bir hi gzkmez oluyor fkran tozlardan... Kasaba
yamata, btn camlar gnee batm, yamaca yapm, parl
tda, btn yama peri padiahnn saray, balkyor. Camlar tu
tumu yanyor, klar salyor ovaya, binlerce k gznden,
yuvarlanarak, ovadaki akarsularca uzanm, tozlanarak Bir
uultuyla gzlerini at. Kasaba stlerine stlerine geliyor, bir
yn k, binlerce k kayna akyor stlerine, ate yuma,
tozlara gire ka, gire ka ... inmek gerek kasahaya gelmeden,
stne yklmadan, bir yerleri acmaya balad, dayanlmaz.
Otobstekilerin yzleri sevince kesti. Herkes glyor, kocaman
azlar yaylarak, dilerine toz bulam, amur.
"Ben burada," diyor... "Ben burada ... " Baryor, baryor"
neceim," diyor. O bykl glyor hep. tolu, ne glyorsun?
Glme ulan, ulan glmesene. Hay senin glmene. "ndir beni
burada. Kasahaya gitmek istemiyorum."
"Sakall Alinin evi yok mu burada?"
"Yok mu, ite u ... urada, kprnn alt yannda ... te in
dir beni."
"Kes!" diye bard ofr. "Kes be adam. Bu araba bir kere
durursa bir daha kalkamaz, grmyor musun?"
"Sus," diye bard yolcular hep bir azdan. "Bu otobs
durursa, bu otobs durursa ... "
"Bu otobs kalkamaz."
angrdyordu her yeri, dklp az sonra parampara da
lacakm gibi. Yolun tozlarna karp her paras, yolcular da
yiteceklermi gibi.
"Grmyor musun be adam?"
"Kr msn?"
"Sar m, malul m, alk msn?"

549
"Duramaz."
at, dedi, knld bir ey, bir cam, kasabann gzleri yakan,
gne alm panl parl yanan camlar, anguuur diye dkld.
Her yer karanla kesti. Bann ard yand, sland. Elini slak
yere bastrd. Az sonra bandan aa lk amurlar szlmeye
balad.
"Duramaz," dedi yanndaki ekik gzl ok esmer adam.
"Hibir yerde duramaz bu otobs. Bir keresinde durdu da, eke
ite bir hal olduk, tekmil yolcular. O sebepten bu otobs dura
maz, aniadn m? Senin bir eyin var."
"Var," dedi. "Var. Aaaah u otobs bir dursa da insem u
kprde."
Sustular, hep birden uykuya vardlar. Kasabann camlar
nn angrts kesildi. Camlar bir panldyor, alyor, klar sa
lyor, bir angrdyor, toza batyor, kararyordu ortalk. an
guuuur!
Gzlerini yumdu kpry geerken, suyu grmedi, anla
r, balklar, okylanlann grd akltalarna serilmi uyukla
yan. Altn prltsna kesmi, angrdayan, ince, izgili, mavi
damad, koyu mavi, mora alan, youn, izgileri gzken
uzaktan, kanatlarn ap kapayan, dinlenen... Ak akltalarna
konmu, l gibi kprdamayan... Ellerinde iriler, otlar, sk
skya kapal, almayan elleri, kanl topra crtarken ldr
m, eti soyulup ak, kanl kemikleri kalm... Ba topra d
ven, srklenen, tozlara batm, ay nda, avucunda bir
mersin als kalm ...
Bir ktrtden sonra, bakla kesilmi, bir alanda kirp diye
durmu. Tozdan adamlar iniyarlar otobsten, yalnz gzleri
dileri layan.
"nsene karda, hani... Sakall Alinin evi yukarda. u so
kaktan sapar yrrsn, yokuun banda ... Uzun bir nar bahe
sinin ortasnda ..."
Kuyusunda karaylan grmler geen yl, be metre, ali
mallah be metreden de... metreden de uzun, salama... Ku
yusu eskiden, u kilise yaplrken yaplm. O kilise ...
indi. Tozdan adamd. Orada, alann ortasnda, portakal
beklerinin yan balarnda, sakall adamlar barrlarken, ses-

550
leri kulaklarnda nlayarak, orada kald. Otobs hi yerinden
kprdamyordu. Durmu bir daha kalkamamt. Hi hi kalk
mayacakt artk. Orada dikildi kald. Gne ine ine giriyordu
tenine. Krlm, dklm cam ineler. Herkes ekildi. Kimse -
ona bir ey sylemiyordu. Sakall Alinin evini kimse ona gs
termiyordu.
"Sakall Alinin evi orada, u dalarn en ucunda, u mor
dan tam dibinde, orada, yamurun altnda. ok yamur ya
yor oraya ... Orada ite."
Orada, o dalarda maaralar, evler, kyler... Kimsecikler
tanmaz, bilemez onu. Yrd, korktu, saklanarak, saaklarn
altnda bzlerek, duvarlarn dibine sinmi, konaa vard. B
tn ar ona bakmt. Neden, niin, ne sebepten? Varsn bak
sm. Bumuna bir gl kokusu geldi, azck ekimsi. Kuyuda ka
raydan var. Konan kapsndan gerisin geri arya dnd. Hi
grmemi gibi tekmil ar, dkkanlar, insanlar belleine ol
duklar gibi kyorlard. Nalhantn yanndaki aacn kkne
oturdu. Nalbant, kocaman posbykl, byn iirmi, knala
m, ucunu da vzlatm, geni omuzlu, koca boa gzl. Al bir
at nallyor sverek, fkeli bir adam. At arada bir huylanyor.
"Ne ulan, ne var ulan, gzlerini dikmisin, yiyecek gibi?
Ne var yani..."
"Aliyi aryorum. Sakall Aliyi."
"O burada yok," diyor nalbant yumuam. "yi adam, on
bir tane de at var. Bak, ban kaldr da iyi bak. Baktn m, bak
parmamn ucundan. u karn mor dan... Lekeli. Dibinde
onun evi... O alt aya bir gelir buraya. O da atarn nallatmaya.
Onun atarn ben nallarm. Saratan da eyer alr. Sakall Ali ol
mazsa acndan lrd sara. oktaaan lrd!"
"Sakall Aliyi aryorum. Sakall ... Uzun. On be de at var.
On be nakl eyer alr, srma ileme. Peri padiahnn at gibi
atlar. Hepsi de al, uzun bacakl, uzun boyunlu."
Pembe, leylak rengi uzun bacakl, uzun boyunlu, kaln,
uzun gagal balkllar... Toza batm, koyulam. Gkyzne
leylak rengi yaylm, tozlu kprtda.
Gene konaa geldi, direkten sofaya trmand. Baklar tah
talara saplanmlar, olduklar gibi duruyorlar. Hemen direkten

551
indi, bahe duvarndan darya atlad, dernirciler arsna ko
tu, soluk solua Osman Ustanin dkkanna girdi. Dkkan nce
yanm kmr, czrdayan su, yanm, aarm demir, sonra da
boydan boya youn hanmeli koktu. Dkkann n yzn boy
dan boya hanmelleri sarmt. Scak, koygun yel estike ar
bir koku dkkana giriyordu. Sardunyalar...
"Bir bak," dedi. "iyisinden, st yapra, en gzelini
Osman amca ... Ben... Ben... Ben...
"

"Al ba. En iyi."


Ses eki gibi tepesine indi, salland, paray uzatt, geriye
dnd, bir hanmeli kokusu dalgas iinden szld kt. Ne
reye gittiini bilmiyordu. Nereyi dolat, ne yapt? Belki bir yer
lerde ay iti, belki de bir yerde, o eski dkkanda kebap yedi.
Berbere de gitti belki. Ama sakallar olduu gibi duruyordu.
Sert sakalm svazlarken, kasabann klarnn yandn grd.
Ayaklar ald onu gtrd Hacnn bahesine att. Hacnn kap
snn nnde onar yalarmda iki olan ocuu alt alta st ste
,bararak sverek dvyorlard. Durdu onlar bir sre sey
reyledi, karanlk kavuup onlar seemeyinceye kadar. Kavga
clarn sesleri kslm, tslyorlard. Evin arkasna, incir aac
nn altna kuytusuna smd, bzld oraya, kulan ince du
vara dayayp ieriyi dinledi, hibir ses duyamad bir sre... Ba
n korkarak, bir rpermede, kaldrd, kadnla gz gze geldi
ler gibi bir ey oldu. . . Kadnn bo gzleri nce sevindiler, bir
an, sonra fkeye kesildiler, karanlk. Yusuf hemen olduu yere;
pencerenin altna kuytuya, karanla kt, kulan duvara
verdi, dinledi dinledi, gene ierden en kk bir kprt gelmi
yordu. Bir soluk al bile.

552
71

Kars onu hi bu kadar mutlu, sevin iinde grmemiti.


Gidiyor geliyor, konuuyor glyor, akalayordu. Cmertle
mit de. Arada bir yz gerilerek, aslp karararak dalp gitme
se, iyiydi. Her ey iyi gidiyordu. Allah raz olsun u Dervi
Beyden, ne iyi, ne cmert, ne de yakkl adam. Koca tarlalan,
iftlikleri veriverdi. Yaknda Akasaz da kuruyor, yars, yar
sndan da ou... Dervi Bey var iken, Allah ona uzun mrler
versin de.
Ar ar, her lokrnada dnerek, atalndan bandan
hi ses karmadan Mahir Bey kahvaltsn ediyordu. inde bir
sevin kabanp kabanp iniyor, yerini belli belirsiz bir kedere b
rakyordu. Bu keder nedendi, nereden geliyordu? Halbuki se
vinci srrneli, hi eksilmemeliydi. cn ondan almt, hem
de birka misliyle, onu aalayarak, bitirerek, ylgn, aresiz
bir kpee evirerek, kvrandrarak. Yusuf, bugn deilse yarn
yakalanacakt. Yakalanmamas olanaksz bir i olur. Hele bir
yakalannca da ... Dald gitti gene... Ya babas gibi lr de syle
mezse... Krt Mahmut gibi... te o zaman ... Btn bu dolaplar
da Dervi bir sezerse, ite o zaman... te o zaman... Srtndan
souk souk rperrneler geti. Dervi bir sezerse dncesi
onu tepeden tmaa rpertivordu. Dndke btn bedeni
ekiliyor, kaslan aryordu.
Aadan haber verdiler, Yzba geldi diye. ok ard.
Yzba evine hi gelmemiti. Sabah sabah bunda bir i olma
lyd, hem de nemli. Kalkt merdivenlere yrd, Yzbann

553
yz fkeli, dnceliydi, bir de korkmutu, endieliydi. S
rekli bir endiedeydi gzleri, srarla Mahir Beyin yzne bak
yorlar, bir eyler istiyorlard.
"Mahir Bey," dedi glrnek isteyip glerneyerek "Mahir
Bey..." Elini skh, Mahir Beyin gsterdii koltua oturdu. Mahir
de yandaki koltuu onun tam karsna ekti.
Yzba: "Mahir Bey," dedi, "ardm efendim. Ankaradan
dn geceden beri telgraf yayor, ileri Bakanlndan. Bizzat
bakann imzasn tayan drt telgraf aldm. Bu Dervi Bey ola
y stnde ok duruyorlar. Yusufun derhal yakalanmasn isti
yorlar. Derhal ve hemen... Derhal ve hemen. Bu sabah erken
den, az nce Vali telefon etti, o ekyay, caniyi, azl katili yaka
lamak iin ne kadar kuvvet istersen gndereyim, dedi. ar
dm bu ie. Bu katili yakalayamazsam btn kariyerim gitti.
Ankara ele ald bu ii, Ankara... Ankara ... Yakalamalym Mahir
Bey, bana yardm etmenizi rica ediyorum. Bu adam yakalarsak
yapmayacam ey yoktur sizin iin. Bana bu iyilii yapn, size
borcumu derim, er ge derim."
Btn bunlar soluk almadan bir rpda syledi. nne
bakyor, susuyor, mavi gzleri dumanlanyor, "ne yapmal, ne
yapmal?" diye mrldanyordu. "Bir adam, kck, daha var
m yok mu, bir adam, belli olmayan bir adam nasl bulunur?"
"Bulunur," dedi tepeden, glerek Mahir Bey. "Adam yitii
bulunmaz derler ama o laftr, bulunur. Ve de en ok insan yitii
bulunur."
"Ankara bu olayla niin bu kadar urayor acaba?"
"Ankara, Ankara... u aadaki iftlii alan milletvekilini
biliyor musunuz?"
"Grdm, biliyorum."
"Kimdir o, o bir kahramandr. Hem de smet Paann ve
hem de Celal Bayarn, Fevzi akrnan hepsinin adamdr. Der
vi Beyin de badmandr. Sayn Yzbam telalanmakta,
rkrnekte yerden ge kadar hakknz var. Eer bu kk
adam yakalannazsa siz bittiniz, askerlikte deil yalnz, sivil
hayatta da bittiniz. Gznden dersmiz ki Hkmetin, ln
ceye kadar bir daha belinizi dorultarnazsnz."
"Biliyorum," dedi Yzba, askerce. "Bunu bildiim iin

5 54
Mahir Bey, sabah sabah zatnz rahatsz ettim. Estafurullah
demeyin efendim."
"Estafurullah."
Mahir Bey yzn elleri arasna ald, dncelere kapt
koyverdi kendini. O dnrken gen bir kz yaldzl, byk
fincanlar iinde kahveler getirdi. Birer de sigara yaktlar.
"Ne yapmal?"
Mahir Bey ona gzleriyle, dnceleri rktme, sus, der
gibi ban sallad. Yzba sustu, nne bakt. Suskunluklan
belki bir gn srd gibi geldi Yzbaya. Sonunda Mahir Bey
ban kaldrd.
"Size canla bala yardm ederim. Bir daha tekrar edeyim Sa
yn Yzbam, Dervi Bey benim size bu yardmm bilmemeli.
Bilirse beni ldrr, sonra da kendi azna skar kurunu."
"Bilmez," diye bard Yzba, sesinin cokusundan kendi
de rkt.
"Bir baka faydamz daha var bilmemesinde, o da, ben her
eyi ondan renebilirim, bizzat. O, Yusufla ilikisini kesemez.
Bilirse ki Yusuf yakalanacak Yusufu ldrtr. Ya da bizzat ken
di eliyle ldrr. Biliyorsunuz, Yusuf diye, Mahmut olu Yusuf
diye bir kimse yok. Var, var ama o Mahmut olu Yusuf l bir
Yusuf. Biz imdi lm bir Yusuf aryoruz. imdi efendim, dik
kat buyurula, ben size planm arz ediyorum. Siz yksek asker
lik zekanzia benim bu planm onaylarsanz o zaman hemen
harekete geeriz."
"Ba stne Mahir Bey, u adam bir yakalayalm da ...
Yoksa ... "
"Dikkat buyurula yleyse Yzbam, ben Yusufu diri getire
ne, evet, ls bizi ve Ankaray ilgilendirmez, ls be para et
mez. Ankara onun dirisini istiyor ki bu derebeylerinden bu se
beple ebediyen kurtula, ite bunun iin Sayn Yzbam ben Yu
sufu diri getirene, onu her kim ki diri getire, candarma, ya da si
vil, ya da kyl ben ona on bin Trk Liras veriyorum. Yalnz bu
para ilan edilecek ama, benden kt hi bilinmeyecek."
"Bu iyi," dedi Yzba yz bir umutta yarak. "Deil on
bin, deil bin, yz liraya btn kyller ayaklanrlar, onu yaka
larlar." Ban hayfl hayfl sallad, mavi gzleri doldu. "Yazk,

555
yazk, ok yazk ki kyllerimiz inanlmayacak kadar fakir, bu
nu da btn dnya biliyor. Ve o arzuhaki Ali gibi komnist al
aklar da bunu btn dnyaya yayyorlar. Sanki dnyaya, u
kyllerimizin sefil durumlarndan baka duyuracak baka bir
ey yokmu gibi."
"Bilmiyorlar," dedi Mahir. "Bu komnist alaklar bilmiyor
lar, ya da biliyorlar ama istismar iin kullanyorlar, Trk kyl
snn hibir artla bu vaziyelinin deimeyeceini. nk
tembeller efendim, dikkat buyurula Allah Trk kylsn tem
bel yaratm. Onun tipik karakteristii tembelliktir. Barn ap
sabahtan akan\a kadar gnein karsnda yatmakhr ileri.
Dikkat buyurula, yatmaktr ileri... Bir de on bini duyunca,
dalara taiara salp Yusufu bulmaktr ileri. Plann br cep
helerini arz edeyim efendim. br cephesi, bizim Veli var ya
Veli... Veli Derviin can dman. Dervi onu ok aalad.
Evet, dikkat buyurula Yzbam, insan kyl de olsa aala
mayacaksn. Bu pisler hibir eye alnmyorlar da, tarih boyun
ca kpekler gibi srndklerine, solucanlar gibi srndkleri
ne, byle yze yz, kardan aalanrlarsa ok alnyorlar.
Dervi de bizim u kuyruk sallayan Yeliye onu yapt." Arkasna
dnd, bolua seslendi: "Veli gelsin!"
Merdivenlerden abuk, rkek sesler geldi, az sonra da kas
keti elinde Veli geldi karianna dikildi. Yz kavrulmu, ya
nkt. Zenci karasna alan bir yanklk. Avurdu avurduna ge
mi, gzleri ukura batmt. Gneten bozarm kara alvar
toz iindeydi. Ceketinin yakas yamalyd. Yamas krmz yn
bir kumatand.
''Veli," dedi Mahir Bey, "sana gveniyorum. Yzba Bey ve
ben senden rica ediyoruz, dikkat buyurula, sen eski, naml bir e
kyasn, u ocuu, Derviin ifal edip Hacy ldrtt u ocu
u yakalayacaksn. Yakalarsan eer, ite Yzbann huzurunda
sana sz veriyorum, sana on bin lira var, Yzba sana eliyle vere
cek. Bir de sana yaknda kurotulacak olan Akasaz tarlalarndan,
dikkat buyurula, Yzbam tank ola, be yz dnm vereceim."
"Oldu," dedi Veli sevinle, ''ben onu gnde yakalarm.
Ama ..." Utand, skld, ellerini ovuturdu. "Ama ... "
"Syle," dedi Mahir.

556
"Masraf olacak, imdiden bir bin lira versen."
"Veririm," diye ayaa kalkt Mahir. "Veririm ama Yusufu
yakalayamazsan, ama diri olaraktan, ls ie yaramaz ... "
"Biliyorum," dedi Veli.
"Yakalayamazsan onu, bin liray senin defterine yazarm."
"Yaz," dedi Veli.
Mahir Bey yandaki odaya girdi, elinde bir deste parayla
kt, "al," dedi Veliye. "Yallah, hemen ie giri."
Yzba: "Teekkr, teekkr Mahir Bey, bilmem ki bu iyili
inizin altndan nasl kalkacam."
"Gerekmez," dedi ban dikerek, gururla Mahir Bey. "Biz
vatanmz iin her eyi yaparz Sayn Yzbam. Son Trk dev
letini kimseye zedeletmeyiz. Kimseyi son Trk devletinin teline
dokundurtmayz. Teekkr gerekmez. Biz btn varlmzla,
dikkat buyurula, btn varlmzla bu aziz son Trk devleti
nin emrindeyiz. Onu, dikkat buyurula, onu . . . Evet Yzbam,
plann nc ksm, dikkat buyurula. . ."
"Evet Mahir Bey, sizi dinliyorum."
"Valinin gnderecei kuvvet ne zaman gelir?"
"Bu akam Mahir Bey."
"O kuvveti Hasan Onba nderliinde da koluna gnde
rirsiniz, srasyla herkese dayak eker bu blk."
"Blk deil tabur Mahir Bey."
"Evet, dikkat buyurula, bu tabur btn da kolqna o kadar
sopa eker ki herkes Derviten ve onun adamndan nefret eder.
Dervi ve Yusuf adn duyunca ... Dikkat buyurula, duyunca ... "
"Anladm Mahir Bey, haklsnz."
"Bir de Boa kyde Sakall Ali var, dikkat buyurula, Dervi
in da kolundaki akrabas ve sa koludur. Dikkat buyurula,
onu da bir bahaneyle bir iyice sopadan geirip kemiklerini kr
dktan sonra hapse atmal ki Dervi ldrp ne yapacan bile
meyip Yusufu ldrsn, biz de o zaman onu kskvrak. .. "
"Yusufu ldrr m?"
"Skrsa ldrr."
"Savc?"
"Siz Savcdan yana, mahkemeden yana korkmayn Yzba
m. Koca Reisin yerine geleni bize sordular da yle gnderdi-

557
ler Ankaradan. Bundan sonra bizim iznimiz olmadan bu kasa
baya bir posta datcsn bile atayamazlar. Eskiden, aaah eski
den, bu aziz vatan, bu ebedi son Trk devleti batmt, ite bu
kasahaya Dervie sormadan bir tahsildar bile gnderemezlerdi.
Olur mu, olur mu byle iler Yzbam, ite o zamanlar koca
Trkiye birka derebey kalntsnn ua oluyordu, bu sebep
ten. Siz Savcy, mahkemeyi bana havale edin ve korkmayn.
Derviin iftliini de ihmal etmeyin... Karargah kurun iftlik k
ysnda. Moralini bozmak iin ... Delirsin pezevenk."
"Siz iin o yann bana brakn."
Ve dimdik ayaa kalkt. Bu ii imdiden baarmlard. Yu
sufun yakalanmas gn rneselesiydi. O da deilse mutlaka,
mutlaka yaknda diri olaraktan yakalanacakt. nce uzun hacak
lan ve parlak izmeleri stnde yayland. Sarn bir kurda
benziyordu. Byk utkular sonras.
"Teekkr ederim, hoa kaln."
Mahir Bey onu kapya kadar arlad. "Ankaradan, bura
dan, bir emriniz olursa. . . " dedi. "Evdeyim ve ernrinizdeyim.
Akasaz kyllerinin davalar?"
"Dt," dedi Yzba. "Sayenizde." Kapnn aznda dur
du, ayaklarn serte biribirine vurarak, askerce bir selarn verdi,
askerce sert dnd uygun adm yrd. Yaylanarak. . .
"u kasahada ne iyi, ne dost, ne karde, ne vatansever in
sanlar var... "
, Yzba kvanlyd.

Ve kasaba alkanyordu. Bir insan av balamt. Kyller,


kasaballar, ocuklar, genler yallar ovalara, dalara, ormanla
ra dklrnler, uzun boylu; kumral, ya yeil ya mavi, ya da
. azck akra alan mor gzl, yirmi yalarnda, duluunda es
ki bir yank izi olan, hep glen, glerken stbeyaz ocuk dili,
kaln atk kal, atal eneli birisini dere, kovuk, maara, sarp
kayalk, ulu aa ba, neresi akla gelirse delik delik aryorlard.
Ortada on bin lira bir de Akasazdan tarla vard. On bin lira
buralarda grlmemi bir servetti ve burallar bu kadar paray
dlerinde bile grmemilerdi . .Tutkuyla, akla evkle, dler
kurarak, allara dalanarak, arnuriara belenerek, kayalara tr-

558
manarak adamlktan km, giyideri paralanm yzlerce, bel
ki de binlerce insan bir tek kiiyi, bir insan aryorlard. Mrn
kn yok bulacaklard.
Demirciler demir dvmeyi, arahaclar araba onarmay, bo
yamay, nalbantlar nal yapmay, atlar nallamay, kkerler
ayakkab dikmeyi, kahveciler, terziler, bakrclar, kalayclar,
traktr, araba srcleri, iftlik sahipleri, kumarclar, serseriler,
biltekmil iiler ve isizler ilerini brakmlar yalnz ve yalnz
yukarda ekali tpatp tarif edilen ahs konuuyorlard. Kasaba
ve bilcmle kyler, hem de kadnlar ocuklar.
Mahir Bey de at bu ie, Mahir Beyin tekmil adamlar,
dostlar da, Yzba da ... Kasaba ii gc, baka sz brakm
ve ille de Yusuf ve ille de Dervi Bey. Dervi Beyin yaptklar et
tikleri.
"Vay fkara Deli Hac, gn grmedi fkara."
"Bir zarar yoktu ki kimseye."
"Ben bilirim onu ... "
"Ben de, ben de ... Bir dul karnn oluydu. Bizim mahalle-
den olurdu. Onun yznden bizim mahalle on be yl yumurta,
tavuk yz grmedi, bir yumurta, tavuk kokusu almasn, he
men alard."
"yle bir hrszd ki Hac. . . Gzden srmeyi eker. u kasa
ba yle bir lursz daha elli yl gremez. Yedi yanda balad,
ne bulursa ald. Sonra birden... "
"Susun susun gnahtr, l ardndan byle konuulmaz."
"Sonra birden brakt her eyi. Derdin ki Hac bir ermi."
"Bir ermi, yunmu arnm."
"Tam yaadm derken..."
"ldrverdi onu Dervi Bey."
"Vay fkara Hac."
"Az var da dili yok bir mazlum kiiydi. Allah adam."
"Sen koca bir Beysin, koca Sarolusun, Osmanlya kafa
tutmu, Padiaha denk. Ne der de ldrrsn byle bir fkara
y, hay gzleri kas."
"Yalnz Hac m? Ya kartal gibi, yce dalar kartal Sley
man Aslansoypeneyi kim ldrtt, kim?"
"Kim olacak!"

559
"Ya Hac Kurtboa ki yeryz gkyz grkeminden tit
rerdi, onu da kim ldrtt kim, kambur smkl Teliala kim?"
"Kim olacak!"
"Bu byle giderse adc:.m kalmayacak ukurovada."
"Kuruyacak ukurova."
"Dllemeyecek."
"Bir bulunsun hele o ocuk, bir bulunsun."
"Yzba yemin etmi, ant vermi."
"Ne demi, demi ki ben o ocuu bulup syleteceim,
syletemezsem onun da sonu babas gibi olacak."
"ayn kysnda onun da ... "
"Leini kpekler paralayacaklar."
"Ak akltalar ala kana bulanacak."
"Bulacam, demi Yzba."
"Bulsun, bulacak, bulmal."
"Bulur ki bulur."
"Kuun kanadnn altndaysa da... "
"Bulacak Yzba."
"Da ta adam alm, karnca donuna, ku sfatna da gir-
se, cin olsa da yitse, gzkmez olsa, on bin lira, on bin lira ... "
"Ne yapar yapar bulurlar onu."
"Ylann deliine girse de... "
"Bcek donuna brnse de. . ."
"Grnmez olsa da ... "
"ki gn beklesin Yzba. Getirirler onu."
"Syletmek de Yzbadan."
"Syletir."
"Syletemez."
"yle makinalar getirtmi ki Yzba Amerkadan ta bile
dile getiren."
"Sylemez. Bu Mahmudun oludur, sylemez."
"Deli Dervi Bey, deli mi ki yle az cvk adama adam l
drtsn. Sylemez."
"Toprak olsa, elik olsa, demir olsa, ot olsa, Yzba sy
letir."
"Amerika syletir."
"Heeeeyt ona Amerika demiler."

560
"Amerika da olsa, Amerikann babas da olsa sylemez. Ne
alet yaparsa yapsn Amerika, insan bir meram etmeyegrsn."
"Meramn elinden hibir ey kurtulmaz."
"Kurtulmaz."
Arada srada daha cokulu bir haber geliyordu kasabaya, te
tikte, gerilmi kasabalnn yreini hoplahyordu, Yusuf yakalan
m. Bu sefer Yusuf stne akla hayale gelmedik yorumlar. Yusu
fun soyu, daylan, babas, Dervi Bey tarafndan yetitirilmesi,
Amerikadan gelen ikence aletlerine dayanp dayanamayaca ...
Kasaba uuntulu bir devii.ek, bir coku, sevin iindeydi. Yusuf,
Dervi macerasn herkes, hep birlikte yayorlard. Bu kadar
olunca ne yapp edilecek Yusuf yakalanacakh. Bu kasaba halk
ve hem de kyleri bu kadar istedikten sonra yakalayacaklard.
Bu arada epeyce olumsuz olaylar da kmyor deildi. Can
skc. Aktozlu kylleri kar Haclar kynden bir delikaniy
Yusuftur diye yakalamlar, kasahaya cmbr cemaat getiririer
ken Haclarllar haberlenmiler bundan, "amann etmeyin eyle
meyin, bu ocuk o deil, bu ocuk bizim kyden smail Tongu
tayn oludur, amann bu ite bir yanllk olacak. .. " Dinleteme
miler, onlara dertlerini anlatamamlar. Aktozlular diyorlarm
ki, "yaaa, brakalm da Yusufu siz alp da gtrn kasabaya, on
bini siz aln, yama m var!" ki ky biribirine dm, iki gn
dr Anavarza ovasnda daha dvyorlarm. Anlamlar, an
lamlar yakalanan delikanlnn Yusuf olmadn ama, i iten
gemi, bir kere kavga balam, durmuyor. Aktozlular, durup
durup, "yleyse onun Akasazn stlnde ne ii var, o Yu
suf deilse, syleyin ne ii var?" diyorlarm. Haclarllar da ne
ii olduunu onlara bir trl anlatamyorlarm.
Btn bu olanlar bitenler asl etkisini Dervi Beyin evinde
gsteriyordu. Dervi Bey gerilmi, tetikte, her gelen haberle
lp lp diriliyordu. Daha ilk gn kylsn bana topla
m, kszl ky muhtann, gvendii kszl kyllerini
de arm: "Bana Yusufu bulup getireceksiniz, hangi delikte,
kede bucaktaysa, kovuktaysa bulacaksnz, bu srrmz da
kimseye sylemeyeceksiniz. Getirip Yusufu bana kim teslim
ederse onu memnun edeceim. Hkmet onun bana on bin
mi koymu, ben onun bir mislini vereceim. Yusufu bana geti-

561
ren, getirenin akrabalar, ocuklar lnceye kadar yok yoksul
luk grmeyecek. Haydin aramaya kn, vakit geirmeyin. H
kmet yakalamadan. Onlar Yusufu tanmazlar, sizler tanrs
nz," demiti.
Ve kylleri, kszl ky muhtan, onun da adamlar
gnlerdir yollarda bellerdeydiler. Her gn, her saat Dervi Be
ye, kasahaya gelen haberler gibi haberler geliyordu.
Dervi Bey hi uyumuyor, sabahlara kadar sofada gidiyor
geliyor, ''bir akl et de gel konaa, gel olum Yusuf, gel yavrum
benim. Gelsene ... " diyor ve pimanln, belki de ilk olarak pi
man olmann bir tuhaf ykntsnda, tadnda kendi kendini aa
layarak. .. Aalamann bini bir para ... dvnyordu.
Daha gn domamt, ortalk usuldan usuldan iiyordu.
Yusufu aramaktan gelen kyl Beye bir haber vermiler, ye
niden onu aramaya kyorlard. Bir otomobil sesi duydu Der
vi Bey, gelenin kim olduunu anlad, nce sevindi. Dostu Ma
hir geliyordu. Sonra merakla bekledi, bir ey mi olmutu, daha
tanyerleri aarmadan Mahirin gelii hayra alarnet deildi, hal
kona kotu, otomobilden kan Maliri grd, yz baya se
vinliydi, o da sevindi, demek iyi bir haber getiriyordu dostu,
arkada. Mahir ban kaldrp da yukardan ona bakan Dervi
Beyi grnce yz nce sarard, sonra kat gibi apak kesildi,
sendeledi. Kendini ele vermiti. Koarak merdivenleri kt.
Otomobilden inerkenki tavrn yeniden taknmak, sevinmek,
glrnek istiyor, bir trl beceremiyordu. Eli aya titriyordu.
Bey bu sefer de anlamazsa, artk hibir zaman, hibir eyi anla
yamayacakt.
Dervi Bey baya meraklanm, heyecanlanmt. "Ne var,
ne oldu Mahir, iyi bir ey mi?"
Mahir zlm, bir korkuda, zntde, alama havasn
da glmseyerek sedire kt. "Kt," dedi. "Kt ama, san
rm ki stesinden geldim."
"Ne var?"
"Yusufu yakalamlar yukarda, Boa kyde, Sakall Alinin
evinde. Sakall Aliyi de onunla birlikte candarmalar tutmular
getiriyorlarm."
"Eyvah," dedi birden Dervi Bey.

562
Ve hemen bu eyvah azndan kardna bin piman oldu.
Yz gittike aarm, kan ekilmi, sonra da sapsan bir korku
ya kesmiti. Sonra da birden tyleri diken diken eden bir fkeye
kaphrd kendini. Zangr zangr titriyor, durmadan, sesi ktn
ca banyor, koareasma sofay bir utan bir uca yryor, ne de
diini kendi de bilmeden, duymadan ha bire banyordu.
Mahir onun ardndan srklenircene kouyor: "Dur Bey,
dur Bey, daha kesin deil, daha kesin deil. Bu haberi Yzba
verdi bana .. , Bizi denemek iin olabilir. Dur Bey, dur Beyim dur!"
Bey durmuyordu. Uzun bir sre gitti geldi, bard, syle
di, sonra durdu, bir eyler dnd, aln domur domur terle
mi, btn bedeni cpldak suya batmt. Mahire doru geldi,
"Sen bir eyler mi sylyordun Mahir Bey kardeim," dedi.
"Kusuruma kalma, fkeliyim bugnlerde. Anlat bakalm."
Pezevenk, diye geirdi Mahir iinden, yelkenleri indirdin,
dalkavuklua baladn deil mi? Sknca dalkavuklua ... Hay
insanolu hay! Hay yiidim hay! Uysal, uyuz bir taya benzi
yorsun imdi, benim soylu kheylanm.
"Efendim," dedi Mahir. Mahirin sesindeki sevince bir trl
bir anlam veremiyordu Dervi Bey. "Efendim, bu gece yans Yz
ba at kap bizim eve geldi, bana bu kt haberi getirdi. Benim
elim ayam zld, ktledim, ok sararmm ki..." Mahir sa
rarmm ki derken de glmsyor. Bu adam korkudan oynatt
m acaba? En ac eyleri anlatrken glyor, en glnecek, sevine
cek eyleri anlatrken alyor gibi. Bir de pervaszlk, umursamaz
lk gelmi oturmu surahna: ''Yzba, ne o Mahir Bey, dedi. Ben
de ona dedim ki yek be yek, szm esirgemeden, Yusufu bana
bala, karlnda seni zengin ederim, dedim."
"Ne yapt?"
"Hop oturdu hop kalkt. Vatan, millet, Sakarya, Ouz soyu,
tresi, son Trk devleti, sayd dkt. Sakin ol, sakin ol Yzba
m, dedim. Sen sakin ol hele. Barnakla son Trk devletini
kurtaramazsn, dedim. Bir de dedim ki barnakla general de
olamazsn. General olsan ne olur ki, ben sana mr boyu ge
nerallikten kazanacan bir ocuu brakrsan veririm. Sakin ol
Yzbam, dedim."
"Ne dedi?"

5 63
"Sakinledi. Dikkat buyurula efendim, sakinledi. Sonra

efendim, ne verirseniz verin, beni milyona gark edin bu adam


brakamam, dedi. Korkarm, dedi. Bana telgraflar gsterdi. Yu
sufu ileri Bakan, Vali bizzat takip ediyor. Bu telgraflardan
sonra nasl braknn Yusufu, diye sordu. Telgraflar zehir zern
herek Bilhassa ileri Bakannn telgraf. alr ey, be tane
telgraf ekmi bir tek Yusuf iin. Sanki btn Trkiyenin bir tek
ii var, o da Yusuf. Hacy ldrp ldrmedii de belli deil,
dedim. ocuun Hacy ldrmedii ortaya karsa, o zaman
ne olur Yzbam, dedim. Gen adam, rvete almam, r
vet iin de can atyor, ii titriyor, ileri Bakanndan da korku
yor. byleyken atiadm otomobile size geldim. Bu sabah Yu
suf kulua doru kasahada olur. Yolda elinden almalyz can
darmalarn, kasahaya getirilirse ellerinden zor alnz. Belki de
yalandr, Yzba benim azm aryor, ocuun Boa kyde,
Sakall Alide olup olmadn renmek istiyordur, dikkat bu
yurula efendim. Ne yapalm?"
"Sen gerekeni yapmsn Mahir Bey kardeim, teekkr
ederim. imdi bir kalvalt edelim, sen hemen kasahaya git ve
gerekeni yap. Sana bu candan kardeliine teekkr ederim ve
senin bu iyiliiyin de altnda kalmam."
"Rica ederim, rica ederim," diye gld Mahir Bey. "Rica
ederim. Dikkat buyurula efendim, bu benim kardelik vazifem,
kardelik."
Bir byk bakr sinide, nakl, uzun bakr taslar iinde, s
t biberden, tereyandan kzarm tarhana orbas geldi, yufka
ekmekle. Sonra kzarm tura etleri, peynir, reel, tereya, ay,
st geldi, ardndan da. ki arkada ar ar ineyerek konu
madan, derin dncelere dalm, kahvalty ettiler. Kalvalt
biter bitmez Mahir hemen ayaa frlad.
"Ben kasahaya ulamalym," dedi merdivenlere kotu.
Merdivenin dibinden, "allahasmarladk," dedi, Dervi Bey
otomobilin sesini, sonra da kornasn duydu. Allahasmarladk
derken de sesi sevinten tayordu Mahirin.
Kasaba da bugn kuluktayn Yusufu, Sakall Aliyi cadde
ye dklm bekliyordu, sabrsz bir sessizlikle.

5 64
72

Uyandnda daha gn yeni yeni kzdryordu. Aznn ii


acyd. Yanan gnle iinin kararnsad da artyordu. Bann
iine bir kova an doldurmular gibi kafas uulduyor, vnl
yordu. Uyuduu yerin bir sre neresi olduunu karamad.
Korkulu, merak dolu, bym gzlerle yreye bakyordu.
nce Dervi Beyi, sona Deli Hacy, Hacnn karsn, karsnn
geni, diri, oynak kalalarn, szgn kara gzlerini, gln,
glerken ukurlaan gamzelerini anmsad. Sonra birden klc
grnce nerede olduunu anlad. Klla hemen birlikte Kura
n, davulu, tuu, odadaki teki teberileri grd. Bir kanepe
nin stnde uyumu, sa kolu, sa haca uyumutu. Topar
Iand ayaa kalkt, musluun altna ban sokup uzun uzun
suyu aktt. Ban suyun altndan ektiinde her eyi daha iyi
gryor, anlyordu. Yeniden klcn bulunduu odaya girdi, bir
ey arayan bir hali vard, akn. Sonra klca gz takld, yle
kald. Birden ba dnmeye, kafasnn ii binlerce vnlamaya
balad, eti ekiliyordu. Ayann altndan bir eyler kayyor
kayyor, kayyord. erevesi yaldzl, yaldzlar yer yer karar
m boy aynasna kotu. Kirpikleri uzundu, bir at kirpii gibiy
di, kvrckt da. Bir sre kirpikierine takld kald. Hzla dn
d duvardaki klc ald kmndan kard, klc yere frlatt att,
knn ortasn dizine dayayp krd ortadan, sonra deli bir dn
gede dnmeye, konaktaki tahtalara, demiriere elindekini vur
maya balad. Az bir srede elinde hibir ey kalmam, tahta
kn un ufak olmu, konan btn tabanna ufak ufak paralar

565
dalmt. Vard klc yerden ald. Altn yaldzl, bir ho nak
l, oymal, parlayan yaldzlar, eski yaz, iek, dal, yaprak
oyuntularndan gzlerini bir trl alamyordu. Elinde kl ko
arak aaya indi var gcyle klc avludaki iri kayaya vur
du. Vurdu, vurdu, vurdu, kl eiliyor, atlyor bir trl krl
myordu. Kramadka, paralayamadka kayann yannda
dneniyor, kayadan kvlcmlar salyordu kl her stne in
dike. Ter iinde kalmt. Delicesine, var gcyle, uuntulu
bir hzla indiriyordu kayaya klc. Kaya paralandka, kvl
cmlar ktka kendinden geiyordu. Kapya dayal klng
grd, hemen kotu, klc kayann stne koydu, kendinden
iyice gemi klng indirmeye balad. Kollar durduunda
kl para parayd, ne yaldzlar, uzun parlak yazlar, ne i
ekleri, ne de yapraklar kalmt. Krlm, kararm demir
paralar. Elindeki klng var gcyle teye frlatt koarak
avlu kapsnn yanndaki duvara trmand, darya atlad. Y
rdke kendine geliyordu. lk olarak toprakta byk vzlt
larla dolanan bir arnn sesini duydu, sonra kocaman, hi tan
mad ary grd. Turuncu, mavi, yeil benekieri gne gelin
ce halkyan bir aryd bu. Arnn az tesinde bir byk sar ke
lebek bir gmece konmu, geni uuk sar, uuk mor benekli
kanatlarn makas gibi ap ap kapatyordu. Kelebein ayak
larn, hortumunu, kanat damarlarn her eyini grd. arya
girdiinde daha kelebei gryordu. narn altna geldi, na
rn altndaki kahve kalabalkt, insanlar donmu kalmlar, ne
konuuyorlar, ne kprdyorlard. Bir sandalyaya oturdu. O
oturur oturmaz kahveci nne bir bardak ay srd. Scak a
y bir dikite iti ve iinde dehet bir alk duydu. Midesi kaz
nyordu. Sonra birden kahve grltye, sesiere bouldu. Bir
eyler konuuyorlard durmadan, konumalarn iinde hep,
"Sakall Ali, Sakall Ali" sz geiyordu. Bu insanlar delirmi
gibi ha bire "Sakall Ali, Sakall Ali" diyorlard. Ban kaldrd
Sakall Ali diyenlere bakt. narn stnde binlerce ku, bin
lerce binlerce vcrdayorlard. Dallara, dallar eecek kadar,
yere doru sarktacak kadar dolumulard. Svanmlar dalla
ra, ancak ayaklaryla tutunacak bir yer bulabilmiler, vcrda
yorlard. Bazan ayaklar daldan boanp hep birden kopuyor-

5 66
'lar, aacn yresinde st ste dolap, kendilerini tutarnayp
yere deecekmi gibi iniyorlar, sonra toparlanp gene uuyor
lard. "Sakall Ali" diyenler, hem Sakall Ali, Sakall Ali szn
yineliyorlar, hem de gzlerini iyicene amlar ona bakyorlar
d. Gzler gittike byyorlar, oalyorlar. Ayaa frlad, ar
ya aa yrmeye balad. Yzlerce gz srmdayd, srtnda
arlk, srt acr gibi, bir isime, kusar gibi. Tekmil ar, ar
da bir kalabalk, bir kalabalk, bir... Dkkanclar dkkaniarnn
kaplarna kmlar, durmular, susmular bakyorlar. Gzleri
byyor, bakyorlar. Kendini kebap dkkanna zor att. "a
buk," dedi, "karde abuk, uzak yoldan geliyorum." Gzlerin
de kurnaz bir prlt akt snd. "Bir acktm, bir acktm." Ke
bap gld. "Yelleeee," diye bard. "Bir buuk Adana keba
b... Yelleeee." Yusuf: "ki olsun," dedi. "Yelleee, iki olsun." Or
talk surnak kokuyordu eki eki. Yal bir durnan bir anda
dkkann iine doldu. Duman kokladka kendine geliyordu.
Alktan, sabrszlktan da lyor, ayaklar masann altnda gi
dip geliyor, elleri yerinde durarnyor, oradan oraya ileyip du
ruyordu, anlamsz, amasz. Kebap turp, maydanoz, dereotu
taban, sumak anan ve ekmei getirdi. Yusuf masaya ge
len her eyi sildi sprd bir anda. Kebap glerek, "sen bir
yllk arnn be karde," dedi. "Yelleee... abuk yelle ki..." Yu
suf parlayan kzleri, kzlerin stnde czrdayan, yalar
akan, akan yalar kzlere dtke yanan, insan iyice ackt
ran, itahtan delirten bir kokuyla tten, kebaplar grd. "Us
ta," dedi, "usta, iler olmu," dedi. Usta bylesi sabrszlar
ok grmt. Kebap ilerini ocaktan ald, ekmeklerin arasna
ekti ve masaya getirdi. Bir tabak surnakl soan, domates, ye
il biber, turp, dereotu, maydanoz da getirdi yeniden. Yusuf
yumuldu, elleri ayaklar, tm gvdesi az burnuyla saldrd
kebaba. Hem abuk abuk yiyor, yedike kendine geliyor, ie
ie mor algam suyunu iiyordu. Ne zaman kebab bitirdi, ne
zaman parasn verdi, ne zaman kebapdan kt farknda de
ildi. Kendisini pazaryerinin ortasnda ve yzlerce gzn ar
l altnda buldu, herkes herkes ona bakyordu. Durdu kald
orada, pazaryerinin tam ortasnda. rlplakt, anadan do
rna ... Bir anda rlplakln duydu iinde, orada, ortalk yer-

5 67
de yle dikilmi kalm, ellerini koyacak yer bulamyor. Elleri
bedeninin eitli yerlerinde dnenip duruyorlar.
Ayaklan ald onu karya ekti. Akasya aalarnn seyrek,
pare pare glgeleri alana dm naklamt. Arzuhaki Ali
ilerde, kasap dkkannn yannda kck masann stne
abanm, daktilosu ak, kollarnn yannda, kitabn daktilosu
na dayam, dalm okuyordu. Vard karsna dikildi. Oradan
kamak istiyor, ii zorluyor, bylenmi gibi yerinden kprda
yamyordu. imdi imdi ban kaldracak. Aha, aha imdi im
di. Kamal. Kaldnp grecek. Ban emi hi kprdamyor.
Cebinde dn Osman Ustadan ald incecik, salam, krlmaz,
elie sapiasan girer st yapra ba. Ban biimi gzel,
sivri, ustura gibi keskin, az bir k izgisi, gzel... Bir adm
daha att, ayan yerde sryerek, ses kararak. .. Btn gzler
stndeydi, rlplakt, rlplak. Arln altnda soluk ala
maz oldu bir an, bir an, bir an... Bann ii vnldamaya bala
d. Hep ayaklarn topraa sryor, tozutuyordu ortal. Gz
gze geliverdiler. Arzuhaki Alinin yz soluverdi, yz seir
di, yle kalakald. Gzleri gittike korkudan anlamszla d
nyor, byyor, rkyor, korkuyor, tyleri diken diken... Bir
den, ne oldu ne olmad Yusuf ald yatrd. Hibir eyi ansm
yor ulu narn stne svanm vcrdayan kulardan baka.
Uzun bir sre, o, kasabadan kt, iki su geti, ky iine gir
meden doland, uzun bir sre ku vcrtlan onun ardn brak
mad, birlikte geldiler. Gzlerin arl gittike yeyniyor, Sa
kall Ali. Sakall Ali sesleri gittike gerilerde kalyordu duyulur
duyulmaz.
Toz karyordu yoldan gelenler, aalar, sular, otlar toz
karyorlard. Yaln sert kayalklara geldi. Duvar gibi gerilmi,
ge am kayalklarn karsnda durdu. Yaln kayalklarda
savran savran mavi, maviden mora kayan stleenler yer yer
amlard. Yosun balam, ak, benekli, krmz damarl kaya
lklar ar, almaz gerilmilerdi. Kayaln yznde bilye gibi
kapkara, yeilde yanp snen grltc hzl arlar, kendilerin
den umutmayacak vzltlarla yanklanan arlar dolayorlard.
Kayaln glgesi dibe kmt. Yusuf glgeye oturdu. Ayak
lan feldirdiyordu, srt soumaya balad. Ter kuruyordu. G-

568
nei grr gibi oldu. Krmz, scak bir yuvarlakt. Srtn scak,
gneten kzm kayaya dayad. Ban da dayad. Aadan bir
uultu gelene kadar, uultu oalp byyene kadar yle yan
uykuda yan uyank kald. Kayalklar atrdarken ayaa frlad,
gnn indii yne doru ince bir iirden kotu. Ayaklan ikir
cikliydi, kurnaz bir dncede gibi tek tek, ll, gvenli...
Gzlerinde kurnazlk lts, batan gnde. Ynn imdi ok
iyi biliyordu. Komas, ayaklar, bedenindeki arlar, ekilme
ler, bir bkmaya dp bir dirilmeye gemeler. Bir bkma, her
eyi, kendini brakma, uyuma istei, uyuyamama, brakama
ma, dehetle irkilme, gerilme, birden toparlanma, toparlanma
daki yaam sevinci, sevincin verdii tazelik, canllk, ayaklarn
hzlanmas, sonra bkknlk, vazgei, teslimlik, sonra hemen
toparlanma ... Gzlerinin nnden aalar geiyordu. Aalarn
tr, adlar kafasnda yanklanyor, baka bir grntye yank
ya geiyordu. Bir tavan kar yoldan bir alnn iine atlarken,
kulaklar, yayl n ayaklaryla uzad. Bir tilki tam burnunun di
binde kuyruunu sallad, yumuak, bir bozda kabarm, boz
dan krmzya koyulaarak... Bir keklik zurbas parlad indi,
parlad indi, indi kalkt, krmz ayaklar, gagalar, ksa, ala ka
natlar, boz yeilde bir izgiyle uzunlaarak, yay gibi, havada
izilerek, izgisini olduu gibi brakarak kotuka yrdke
inip kalkarak, kafasnda havaya hep izgiler izmi, izgileri
oaltm, biribirine kartrm, bulanklnda dnyor, uza
yp ksalm. Bir olak meliyordu, mor kayann stnde, sszl
nda. Melemesi kayalklarda, drt duvar ortasnda dnerek
oradan oraya yanklanyor, yanklar biribirine karyor, oal
yor uultuya, uultudan daha oalyor, byyor, baka bir
uultuya dnyordu. Geni, ge doru uzam kayaln
ortasnda, meleyen olan ardnda, duvar gibi kayadan kaya
ya atlarak, uultuda yzerek, arada bir kendi sesini duyup ir
kilerek, gzlerinin nnde kck bir olak kayadan kayaya
cin gibi atlayp snerek, ele gemez, eli aya kanam, bir bula
nklkta, buuda yitip yitip ortaya karak, kovalyordu. Sesler,
hrtlar, kzgn gne, kayalklarda, ak olan trnann ta
kld yerde ipilemi. Bundan sonrasn ansmyor. Karanlk
duvarna arpa arpa, uyku, yldzlar, bir aacn uzak doruu-

569
nun tam ucunda tane parlak yldz, aacn doruuyla salla
nan, yitip gzken, yitip gzken. Belki uykuda ...
Gne kzdrmt. Ak ola sol n hacandan tutmu at
latmaya alyordu. Olak ekitiriyor, kurtulmak istiyordu.
Kurtuluyor, kayor, kayadan kayaya bir komaca daha bal
yor, gene yakalyor, bir kayadan yumuak, yere imenlerin s
tne dyorlar. Sol bacandan... Olak ekitiriyor, ot yemi
yor, nnde yapraklar yemiyor, inat. Gene gn dodu. Kaya
l epeevre sarm ulu aalar, kayaln ortasndan bir su
kaynyor, scakta souk, katlaarak, hibir zaman buulanma
yacakm gibi kpklenerek akyor. Gnein alnnda parlak,
st yapra baklara benzer uzun demirler grd. Sonra ka
yann arkasndan balar kt. Kasketlerinin alnndaki demirler
parlad, kt kt ayak sesleri yankland. "Sakall Ali, Sakall
Ali," dedi, sesi yankland. Ona yle geldi, belki de hi konu
mad, birtakm sesler duydu. Birka kurun vzldad, cv cv
cv, cuuuuv, utu. Kayalklarda, binlerce, oalarak Olan
aya elindeydi. Suyun akt kayann ardna geti, derin bir
kovuk teye teye kuytulayor, uzanyordu.
nn allar, yukardan dm iri bir ta, akrdikeni, su
yun kaynad kaya kapamt. Candarmalarn ayaklarn gr
yordu br yandan, kkn stnden, az ban kaldrnca can
darmalar btnyle grd. Bir tanesinin tombul yz kpkr
mzyd, bir fiske vursan yarlp kan damlayacakm gibi. Birisi
sar, sskayd, elleri titriyor, karn aryarmu gibi iki bklm
olur gibi duruyordu. Birisi yank, ifte eneli, kavrulmu, uzun
at kirpikli ksa boyluydu. tekilerin yz btn insanlarn y
zne benziyordu. Hibir zellikleri ayrt edilemiyordu. Kayal
n kuatt alanda gittiler geldiler, durdular, konutular, aran
dlar. Glgeleri uzad, yzleri, ayaklar uzad, kf kokuyordu
yumuak maara topra, kf ac, nem, kk, kei yavrusu ko
kuyordu. Kei yavrusundan taze, yunmam, sas, ciere ile
yen bir koku geliyordu. Candarmalar ortalkta dalanyorlar do
lanyorlar gitmiyorlard. Yusuf hep barmak istiyordu. Onlar
durduka, dnendike orada, anlamsz, barmak istiyordu bo
yuna... ksrmesini, barmasn iinde, elleri, gs, grtla,
burnu, az aryarak, yanarak, Ineler hatarak bouyordu. Y-

570
znden damlayan ter iinde, sanm candarma kovuun kap
sna geldi kere ta diplere bakt, Yusufla gz gze geldiler,
Yusuf baracakt, adam ban geri ekti. Olaa yapmt. S
cakl scaklndayd, buulu, taze, ok taze st kokuyordu.
Candarmalar aryorlar, bir araya gelip, anlamsz, biteviye, ayn
vn vn sesle, sesleri yanklanp oalarak konuuyorlar, durup
kulak kabartyor, dinliyorlar, bir eylerden phelenmiler, ge
ne dalp aryorlard. Yusuf bzlp, arkaya, kaya kaya, en di
be varyordu. Candarmalar ate yaktlar; ate gittike harlad,
gittike harlad. Durmadan odun attlar ocaa. Gneti, yalm
lar kzler aard, dumanlar da apakt, ttyordu, tten gnee,
aalara, kayalklara kararak. Kayalklar glgeleri daha da
koyulaarak, atrdayarak, yanarak eriyerek, arlaarak eriyor
du, dumanl, ocaktan yeni km kiretalar gibi.
"Bir olak/' diye bard bir candarma. Yar uykuda yar
uyanklkta, yar dte Yusuf uzaktan bu sesi duydu, ses tten
gnete lm. l bir sevinte. Bkm, teslim, kafas bedenin
den ayrlm Yusuf irkildi, kendine geldi, doruldu, dalm
kaslar kendiliinden topland, arand, boluk oald, boluk
ta biter yok olur gibi oldu. "Bir olak." Kovuun azna kadar
dirsekieri stnde srnd. Alnna gn vurdu, gzleri kama
t, bir sre her ey kapkara oldu, hibir eyi, bir kprty, ,
karanl gremedi, o anda da keskin, ak, san, yosunlu, ak be
nekli, krmz damarl kayalar, eri kaln gvdeli, yatk, yumru
dall, kaln yeil yaprakl aalar, solmu imenler, kurumu,
bozarm dikenler, iekler, ar kanatl, gerilmi uan kular
ald. Krmz yzl candarma tutuyordu ola elinde. "De
medim mi, bir olak. .. Bir olak. Keselim." Yusuf d, titre
di. Dirsekierinin ucunda az daha dar doru srnd. Gzle
ri byd. Olak ac ac meledi, krmz yzl candarma koca
man, ok parlayan, ustura gibi, yaran ban kard, bir
eildi kalkt, olak yerdeydi, ba candarmann elindeydi. K
ck olak bir anda kpkrmz oldu yerde. Candarma olan
daha yeni boynuzlar teriemi ban teye frlatt, ola yer
den ald, suyun kaynad yere gitti. Yusuf orada, olduu yer
de ylece durdu kald. Hi dnemiyordu, duyamyor, hibir
yeri de armyordu, zlmt. Dirsekieri bedenini taya-

571
mad, bklverdiler. Neden sonra kzaran bir et kokusu geldi
burnuna. .. Kzde yanm ya derin derin iine ekti. Midesi
kaznd, az suland. Az aprtlar geliyordu. Yusuf karanl
ansyor, karanlkta btn gece kotuunu, koa koa varp
bir duvara, korku, karanlk, soluk aldrmaz, uurum, diken,
yakan, boan bir yere geldiini, bir adm daha atarsa, bitiin
sonu, deliliin, acnn, yok olmann orada olduunu bilip he
men kzgn saca basm gibi geri dndn, varp varp, ula
p ulap geri dndn anmsyor. Gn dounca elinde
kanl bir olak derisini grdn, kanl derinin slaklnn ta
cierine, iliklerine, derisinin altna ilediini, kan koktuunu,
svlaarak, i bayltc, elindeki, eliyle birlikte ulalmaz uzak
lara frlattn, kotuunu, ellerini prnarda yuduunu, sonra
prnara girip iyice iyice kayraklada ovalandn, giyinip kat
n, acktn, rlplak, soyunmu, uzayp giden bir yolun
ortasnda kaldn, ellerinin bacaklarnn, baklar saplanm,
kabuk balam, kabuu koparlp kanatlm, szladn bula
nk, sayr, hacaklar uzayarak uzayarak karanla varmak iin
kotuunu anmsyor.
"Nereye, nereye, hey yolcu nereye?"
"Sakall Alinin evine, Sakall Alinin."
Sakall Alinin pos by var, ala gzleri, uzun parmaklar,
at var srmal eyerli, zengiteri gm savatl, saat altn ks
tekli, kona katl... Sakall Alinin bahesi var aal, zeytin
aal, kavak, portakal, gl aal. Alt olu kz var. ahbaz
atlar, srmeli cerenleri, alageyikleri var. am ormann, krksu
yu, tuarasn, Beypnarn, Yediermi nar, Gnvurmu da
n geeceksin. imenli suyunda ikindist, Mantvartata aka
m edeceksin, On Yedi Kardeler cevizini greceksin...
"Nereye, nereye?"
"Sakall Ali var, oraya ... "
Sakall Alinin ekinleri olur kaplan skemez, harmanlan be
reketten taar, ta kadim gnlerden beri.
"Sakall Aliye, Sakall..."
Boynu bkkt dn Sakall Alinin. Eli kelepeli boynu la
leydi. Bir blk candarmann qnnde, ba yerde Kzlgedikten
ayordu. Ardnda bir yangn, bir feryad figan brakarak.

572
"Sakall Aliye, Sakall Aliye."
Yz solgundu, gzleri yalyd, rludaklar snm, yz
uzamt, oturmu u kayann gnden yzne bekliyordu Sa
kall Ali. Byk ela gzlerini uzun yollara dikmiti, kprda
madan...
"Sakall Aliyi, Sakall Aliyi."
Mor menekesi dize kadar, ak aakl pnarlar, dostlar
yarenleri, rlplak bir aata, bakabak, aya yaln, Mara
bedesteninin nndeki alanda sallanr Sakall Alinin babas.
"Sakall Aliye."
Atllar geldiler doludizgin Sakall Alinin babasn aldlar
ipten, sallana sallana. Gtrdler Ahrdana, karna kyameti
ne gmldler Ahrdann, Gndeii ovasnn... Gndeii ova
snda Arap adrlar, uzun lklarla.
"Sakall Aliye."
Kan iinde Sakall Ali. Yz glmyordu, gerilmiti. Kir
pikleri tozlu, rludaklar morarmt. Baparma yeri gsteri
yordu. Kan damlyorrlu kuma... Yz yirmi bir dalkl altnda
yryordu, yaln kayalklarda. Ayaklar parampara. Her bas
tka bir kan glei kalyordu bast yerde. Yz limon sars,
uzun, abanoz, sakal, pasbyklar dk, toza batm.
"Sakall Ali, Sakall Aliye."
Dn gece Sakall Alinin evini bastlar, tavla tavla atiarn al
dlar. Sakall Aliyi yaya yapldak nlerine kattlar, ellerine kilit
vurdular, u yamatan aa bir ata balanm, onu yerlerde s
rkleyerek indirdiler gtrdler.
Yusuf durdu. Gn douyordu. nnde bir at arabas vard,
onu doland geti, tozu yiye yiye apak olmu bir otomobille
kar karya geldi, o, o, o, Sakall Alinin adam dediler. Tanye
rinin alacasnda baaklar slakt, maviydi, dumana batmt.
Tarlalara sapt. Baaklar boyuncaydlar, gelincikler amt, bo
yuncaydlar, srkuyruklar, zncarlar, am brtlen allar,
mor mor am devedikenleri baaklarn boyuncaydlar. ke
re, yerden uzak uzak turalar tt. Otomobili baaklarn ii
ne, arkasna salverdiler. Yusuf oradan oraya, oradan oraya a
vyordu, otomobilin nnden oradan oraya vuruyordu. Soluu
ensesinde, yrtc, benzin kokan bir canavar geliyordu. Sakall

573
Alinin adam, o, o, o! Dereden aa att kendisini, yarn dibine
dt, ak akltalarnn stne. Arkasndan otomobil utu de
reye, dereyi toz duman sard, tozdan gz gz grmez oldu.
Tekerlekler havada dnyorlard, lk la tozutarak, bir
toz bulutunu dere boyunca savurarak, dnerek.
"Aliye, Sakall Aliye."
Otomobil gnete yamyor, tekerlekleri kaymyordu. Sakall
Ali kr ahyla geldi.
"Nereye, nereye?"
"Sakall Aliye."
"Bin," dedi ofr, "bin. te Sakall orada, istasyonda, bizi
bekliyor. Sen Sakall Aliyi mi aryorsun, koca ehirde, Adanada
bir Sakall Ali. Bir tane, bir tane... Adanada ka Sakall Ali var,
Sakall Alinin abanoz sakal, yalm karas yalp yalp eden ela
gzleri, altn kstei, gm savatl zengisi, srma eyeri, on
dokuz ceviz aac, yirmi traktr, yedi bierdveri, pato
su, otuz alh kamyonu, iki fabrikas, bir iki tekerlekli manda
arabas, ham hamam, kk saray, drt iftlii var. Var git Sa
kall Aliye bulursa derdine are o bulur, olursa derdine derman
o olur. yz rgat alr tarlasnda, ovasnda, kynde yayla
snda. te orada Adana demiryolu istasyonunda, rgat pazarn
da Kalekapsnda, Karyakada, kprbanda bizi bekliyor.
Gel gidelim Sakall Aliye, Sakall Aliye..."
Okalipts aalar uzundu, grkemliydi. Kum gibi insan
kaymyordu istasyonun nndeki alanda. Uzun ddkl kara
trenler gelip duruyordu, orada, yukarda, tozlu, yorgun, sarar
m, yrhk, buru buru adamlar kyorlard, boalyorlard bir
karnca deliinden boalr gibi, rkek, telal, tedirgin, arada
bir yzlerinde akan kvanla sevinle. Gelip duran kamyonlar
dan insanlar akyorlard okaliptslerin alhndaki alana... ocuk
lar, kadnlar, kzlar, yzleri kavrulmu kurumular, dudaklar
atlamlar. Uzun boylular, boyunlar ineelip uzamlar, iri kep
e kulakllar, tozlu kulaklar saydamlamlar. Kirpiklerini zor
oynatanlar. Koca alam eki ter, yank, toz, ayak kokusuna boa
rak... Ar, koca apartmanlarn, peri padiah saraylarnn arala
rnda kvl kvl kaynaarak, sc.baha kadar alanda uyuyup uya
narak, arm, bekleyerek, gnein domasm ve batmasm.

574
Tozlar, benzin kokulann cierlerinin kklerine kadar eke
rek. .. Tanyerinin aydnlnda uykulu, m yldzlarla, so
uk, ta yzl apartmanlarla yerek, kamyonlara dolarak
boalarak, azalp oalarak, biribirlerini ineyerek, srtlarnda,
baaltlarnda, stlerinde alacal yorganlar, denkleri... Koca eh
rin uultusunu dinleyerek, tren, otomobil, traktr, kamyon d
dkleri ortasnda byk, sonsuz gibi gelen bir dalgada rana
rak. .. Kara, kk, ise hatp km tencerelerin yan yana, tala
rn stnde kaynamas... Ttmesi. Kzarm ya kokusu, ttme
si. Okalipts yapraklarnn drd pare pare glgelerin ar
kasndan gnein durup durmas orada, hi batmayacakm gi
bi. Tiril tiril kzlarn, yunmu arnm uzun sal tiril tiril olan
larn, koca gbekli, ksa hacakl sallanarak yryen hasr ap
kallarn, be kadn geniliinde kmldayamayan drt ke ka
dnlarn... Kvl kvl, yz binlerce gzn, yrekleri arnarak
inanmaz salt bakmak iin baktklar.
Hep arpyordu. Kalabala karm, kendini yitirmi n
ne gelene arpyordu. nne gelen de onu oradan oraya itiyor,
dyor kalkyor, her ey siliniyor, koca apartmanlarn uultu
sunda rlplak, yapayalnz kalyor, uultular, kvl kvl de
vinimleri, seslerini, kendinden gemi dinliyordu.
fke bir su gibi dibe km uyukluyordu. Dizlere, dizler
den aa ayak bileklerine, tabana ... En sert bir maden gibi ya
ylm.
Tren sesinden sonra oldu her ey. Karanlk gibi ok insan,
kart, uuldad, canavar ddkleri, tren, otomobil, korna ses
leri karanlk gibi km insanlarn sesleri, uyku, sersemleten,
ho, ezan sesleri. Tanyerinde, kzgn, km, ta gibi, sert, kt
kt dm, kzdran, susatan, dil damak kurutan scan al
nnda ... Kamyonlar dolar boalrken...
"Sakall Aliyi ldrdler."
Yerde yatyordu upuzun, az yukar serilmi, bacaklar,
kollar yana iyice alm, burnundan kan szm, durgun, s
caktan terleyerek. . .
Banda durdu bakt, elini eline ald, soumu, kalabal
yard, kat. ehri ne zaman kt bilemiyor. Bilmeyi, anlamay
hi dnemiyor. Ayaklar, elleri, gzleri, kendiliinden kafa-

575
syla ilikisi kesilmi. Yalnz kulaklannda ehrin uultusu, gz
lerinde hooop, hep birden yanveren klar, bir anda aydnlk
iinde kalan kvl kvl, usuz sonsuz kalabalk, korkudan, bir
igdyle, kurnaz, bir tehlikeye, lme, acya, zora dmekten
kurtulmann uyankl, uyandka acyan, biten bacaklar, bir
tkenmeyle, tkenmeden, bkmadan boalp bombo kalma
dan da korkarak, korkuda dnenerek, drt dnerek, gnlerdir,
batandan, doandan, acy duyarken, ete demiken hemen ca
nn diine takarak toparlanmakta uyanarak, haberi olmadan
koarak, kouyordu.

576
73

Yollar tozukuyordu. Gne kzdrm, serin bulutlarn gl


geleri tarlalarn stnden yel gibi geiyordu. Dervi Bey yar
uykulu yar uyank bir beklemedeydi. Yusuftan gnlerdir bir
haber kmam, ocuun imi timi bellisiz olmutu. Bu ovay,
batakl, Hemite, Anavarza kayalklarn delik delik bilen ky
ller hibir ey karamamlard. Hibir ey istemiyordu. Ah
bir bilse ki Yusuf sa, ite o zaman ne olursa olsun, ite o za
man, o sa olsun da bana ne gelirse gelsin. Yusufun lm, ya
da ldrlm olmas, hem de kendi yznden, onu ldryor
bitiriyordu.
Muzaffer: "Baka aresi yok diyorlar, baba," dedi. "Diyorlar
ki Yusuf yakatanr da derse ki byle byle, Dervi Bey beni te
vik etti, o zaman seni asarlar, diyorlar. En yetkili avukatlar bunu
byle sylyorlar. Kasabadaki dmanlar da bunu bildikleri iin
aralarnda para toplamlar, ne kadar olduu belli deil, Candar
ma Yzbasnn emrine vermiler, o da ... Bulmalyz baba, bul
malyz Yusufu ve ldrmeliyiz. Yoksa baba, o yaadka senin
her zaman boynun ipte demektir. Ne dersin baba?"
Eskiden olsa, uzak deil, bir hafta nce olsa Dervi Bey bu
nu herhangi bir kiiden duysa kplere biner, kona ayaa kal
drr, kyameti koparrd. imdi uysal, kabullenmi: "Aaah yav
rum," dedi, "aaah, bir elimize geiisek Yusufu, bir elimize ge
irsek de sonra dnsek gerisini."
"te baba ben de, ben de... Bizden nce ele onlar geirirler
diye...
"

577
"Nereye, nereye gider bu ocuk, ne yapar imdi? Hi de
bir yer, bir ey bilmez ki o, ne yapar imdi acaba? ok zl
yorum bu ocua, kahroluyorum. lm gibi bir ey benim
iin, lmden de beter... Keski lseydim de Yusuf bu hale d
meseydi."
"Savc ne syledi baba?"
Dervi Beyin gzleri dumanland. Karlk vermedi. Boaz
skt, soluk alamaz oldu. Savc onu ok kt karlam, oturt-
mak istememi, ayakta ifadesini almaya kalkm, Dervi Beyse
buna izin vermemi onun karsndaki sandalyaya buyur edil
meden oturmutu. ok sert konumutu savc, gelecein, bir
iki gn sonrasnn katiline, eline dm katiline konuur gibi
konumutu. O da bunun karsnda hibir ey yapamamt.
"Yakalanacak," demiti Savc. "O zavall serserinin katili er ge
yakalanacaktr. Elimizde ipular var. O zaman tarihin en b
yk cinayet ebekelerinden birisinin ba da ele geirilecek, bir
sr insann bir hi iin kanna girmi kii aslacaktr." Dilerini
gcrdatarak, gzlerini gzlerinin iine dikmi, ylece uzun bir
sre bakm kalmt.
Yusufu ldremezdi. Bu elinden gelmezdi. Bu onun insan
lna smazd. Yusufu ldrmek zorunda kalrsa kendi de
onunla birlikte lecekti, onun insanl bunu gerektirirdi. Yusu
fu bulur bulmaz, onu alacak, ellerinde prl prl Alaman filinta
lan, altlannda Arap atlar, bu rm, bu insanlktan km
insanlarla dve dve kar dalar ap Suriyeye gidecek
lerdi. Suriyede ok arkadalar vard. Eskiden tand Bedevi
eyhleri... Dost olup yardm ettikleri. Kyamet kopsa onu kim
seye teslim etmezlerdi. Suriye, Suriyedeki hayalleri stne ha
yaller kuruyordu. Yusufu okutacak, Parisiere gnderecek, ev
lendirecek, oul edecek, her eyini de ona brakacakt. Yusufu
bulacak kimseye de byk bir para verecekti. Kylleri topla
yp bu dncesini bir daha syleyecekti.
Da kollarndan gelen haberler ktyd. Candarmalar ora
larda birer zulm frtnas gibi esiyordu. Dayak yemedik kimse,
kadn yal, oluk ocuk, hasta sayr kimse kalmyordu. Hele
Sakall Aliye yaplanlar, hele mama yaplanlar, Dervi Bey
bunlar dnmek bile istemiyordu.

5 78
Candarmalar Recep Doan o kadar dvmler ki, Recep
Doan, brakn beni demi, sallanarak kalkm, deli gibi, sarho
gibiymi, boyuna brakn beni, beni, size Yusufu imdi getirece
im diyormu. Candarmalann nne dm, candarma daya
'
korkusundan olunun sakland maaraya getirmi onlar,
ite Yusuf burada demi. Candarmalar hibir ey sormadan,
dinlemeden, basmlar kurunu maaraya. Candarmalann gz
leri o kadar dnm ki... Candarmalar gnlerdir o kadar insan
dvmler ki, tekmil kyllerin giyitleri tepeden trnaa kan
iindeymi. Candarmalar hibir eyi grmyor, dinlemiyorlar
m. Sonunda, candarma steneni szn geirebilmi de,
maarann iindeki Recep Doann olunu sa salam yakala
m, sevin iinde Yusuftur diye kasahaya yollamlar. Dayak
tan, zulmden bkan kyller yirmi yalarnda kadar olan
oullarn, akraba delikanllarn, kyden akllarna ilk gelen
ad candarmalara syleyiveriyorlarm. Bunun da az bir srede
clk km, kyllerin bu dayaktan kurtulma hileleri anlal
m, hile yapanlarn vay bana gelenlere!
Muzaffer kalkt, halkona kt, telere, yola bakt, geriye
dnd, yerine oturdu: "Bir ele geirsek," dedi. "Aaah bir ele
geirsek. .. Ondan sonra ben gsteririm o Savcya, o Candarma
Komutanna... Baba. . . " Sevinliydi baba derken. "Baba, bir fab
rika kuruyoruz. irket kurduk. Otuz alt milyona. Mensucat
fabrikas. Kredi aldk... Btn belgeler tamam. Daha fabrika
kurulmadan yzde yz kara geiyoruz. Bizim kasabadan .
da kii var. Ala Temir Bey ok para koyuyor. yi adam, akll
adam, byk adam, her eyi, herkesten iyi biliyor. Koyduu
muz sermayeyi bir dviz ayarlamasyla hemen karyoruz.
Yani beni iyi dinleyin baba, otuz alt milyon lira, yani bize tah
sis edilen otuz alt milyon karl dolar, bir anda misline
frlyor. Yani bir anda koyduumuz para biz durup dururken
misli oluyor."
inanmyor deil, Dervi Bey inanyordu ama bir trl bu
kadar parann nasl kazanlabileceine akl ermiyordu. Onun
iin akn, bitkin, biraz da bo gzlerle oluna bakyordu.
"Ondan sonra baba... ay iinde makinalar geliyor, fabri
ka da o kadar bir sre iinde kuruluyor... Ondan sonra baba, bu

579
Savcya, Yzbaya sra gelecek, sen onlarn bu konaa gelip
ayaklarna kapandna tank olacaksn. Baba rica ederim... "
"Ne istersen yap demedim mi sana. ipotek et kendi hisse
ni. Ayrdm sana verdim. Yetmezse bana den topraktan da
satabilirsin. Siz hakl ktnz. Kabul."
"Beni zmeyin baba! u ocuk bulunur ldrlr de ls
kaybedilirse, her ey tamam."
"Tamam," dedi Dervi Bey ac ac glerek Yelkenleri am
ma da abuk indirmiti. Ama onun da bildii vard. Yusuf bir
ele gesin de...
Kapda bir korna sesiyle irkildi.
Muzaffer: "Temir Bey amca geldi," dedi. Ve Ala Temir ar
ar, temkinli merdivenleri kt. Uzun bir sreden beri Dervi
Bey Ala Temiri grmemiti. Onu grnce azck ard, hem de
glmeye balad. Ve birden acyla brahimi anmsad, glmesi
kesildi. brahim imdi unun bu halini grse kim bilir nasl, na
sl glerdi. Muzaffere bakt, o oral bile deildi. Ala Temirin k
lnn farknda bile deildi. Bu klk ona olaan geliyordu. Ala
Temirin yresinde drt dnyor, yer gsteriyor, sonra gidiyor,
babasnn ardndan merdivenleri kan, tpk babasna benze
yen oulun koluna giriyor, koltua oturtuyordu.
"Ho geldiniz, ho geldiniz."
Dervi Bey orada, uzakta yle dikilip kalmt. Sonunda
vard, koltua rahat km Ala Temirin elini tuttu skt, Ala
Temir, Bey elini skarken yle bir doruldu, koltuktan ancak
iki kar ayrld, yerine geri oturdu. imanlam, boynu kaln
lamt. Kck gzleri krmz, iyice krm, elmack ke
mikleri daha da km yanaklarnn ortasnda yitmi kck
bir leke gibiydi. Banda kara, yuvarlak, ok pahal bir ftr ap
ka vard ve Temir ftrn karmamt. Hibir yerde de kar
myordu, olunun btn yalvarmalarna yakarmalarna karn.
Oullar babalarna apka kurallar stne sylevler ekmiler,
rnekler vermiler, ona bir trl at altlarnda apkasn kart
tramamlard. Pantolonu, ceketi de ok pahal kumatand ve
iyi bir terzi elinden kmt. Bu giyitini her zaman giymiyor,
ancak nemli kiilerle grtnde zenle sandktan okaya
rak kendi eliyle karyordu. Ayaklarndaki rugan kunduralar

5 80
enli, kaln, ktk gibi, parl parld. Kpkrmz oraplar ta
uzaklardan gz alyordu. Oullar bu orab da mesele yapn
Iard ama Temir Aayla baa m klr? Rengin ne suu olur de
miti de baka bir ey dememiti. Kravat da taktramamlard
babalarna. Yakal gmlek de giydirememilerdi. Ksa dona da
Nuh demiti de Peygamber dememiti. Gmlei gene eskisi gi
bi izgili Mara mansndand ama, zel olarak dokutturulmu
tu. Byklar sert, krllam, diken gibi dudann stne sap
tanmt. Kalar grlemi yukar doru gelini tarafndan her
gn zenle taranyordu. Gelin, kalar her taraynda, sen ona
benziyorsun baba, diyordu. O da senin gibi kylym ve bak
la tarlalarnda kargalar kovalatm. Karga kovalamaktan bir
gn bkp, insandr bu bkar, her zaman bkp, yeni bir hayat
zler, o da karga kovalamaktan bkm gelmi gzel vatanmz
kurtarm. Kalar byle adamlarn, nerde olurlarsa olsunlar,
sonuta ileri vatan kurtarmak olurmu. Alakgnll Ala Te
mir gelinini dinliyor, aynada kalarn svazlyor, fotorafa ba
kyor, kendini ona benzetemiyor, herhalde bir bildikleri var di
ye mutlu, gvenli, baarl insanlarn olgunluunda ve perva
szlnda, vazgeiyordu. Yalnz bu iyi terzi elinden km has
kumatan giyit onu biraz daha drt ke, biraz daha ktk, ir
kin yapmt. Giyit, stne giyer giymez binbir yerinden kr
yor, tortop oluyor yer yer, onu gln, dev bir oyuncaa benze
. tiyordu.
Ala Temir koltua ker kmez eski bir alkanlkla
ayak ayak stne att. Aaah aaah, aaah! u oullar! Zor olu
yordu, zor oluyordu u ayak ayak stne atmak, uzun sre
bir trl bacak stnde bacak tutamyordu. imanlam
arlamt. Bir de hi kolay deildi bu i, rahat deildi. Hele
Sarolu gibisi Beylerin karsnda bir tuhaf oluyordu bu i
canm. Bey iinden, bak a karmda bacak bacak stne ata
na, anas sarmsak da babas soan demez miydi? Zor oluyor
du, zor oluyordu ite ... Sonunda da, her seferinde de, unutu
yor, eski kendi bildii oturouna geiyor, kendini de oullar
n da rezil ediyordu. Eski bildii rahaaat, fkara kyl oturu
u, aaah!
"Ho geldin Temir Bey."

581
Ala Temirin yrei czzz etti. Bey acaba alay m ediyordu?
Bakt ki km bitmi Beyde yle alaylk, dalga geen bir yz
yok. "Bir viski, souk, ya da bir meyve suyu, ya da kahve? Siz
delikanl?"
Ala Temir: "Kahve," dedi kaslarak, gene gzleri karda,
bir noktada.
"Bir viski," dedi oul, ok rahat.
"Evet," dedi Dervi Bey bir oyuncakla konuur bir hava
ya girerek. Nedense iinde bir sevincin, bir umudun krntla
r depremeye balamt, Ala Temir geldi geleli. "Bre ulan se
ni zlemitim. Vay anasn, aldn yrdn be ... " Ala Temirin
omzuna sevinli bir aplak indirdi. Yksekten, tepeden baka
rak.
Muzaffer babasnn Temir Aaya kar byle konumasna
ok kzd. Ne hakk vard onun ukurovann bu bir numaral
iadamna kar byle davranmaya, tepeden sallamaya? Kim
oluyordu o? Alt st kmeye yz tutmu bir derebey art.
Derebey de deil batdakiler gibi, uydurma bir ey...
"Baba," diye szn kesti Muzaffer. "Baba ... O sana dedi
im fabrika var ya, o fabrikay Temir Bey Aa, bir Ankaraya
gitti... Hemen kuruverdi, bizi de ard. .. Sa olsunlar...
"

Ala Temir: "yle oldu," dedi ar, oturakl, biraz daha kas
lp, sa ayan sol hacann stne koyup rugan pabucunun
bumuna bakarak. "Baktm bu akll genler heder oluyorlar.
ok bilgili bunlar Sayn Dervi Bey... Bu genler bu vatan kur
taracaklar baktm ki... Bindim trene, vardm huzuruna, bizim
Celal Beye... Celal Bey de genliinde bunlar gibi ok bilgiliy
mi, hemi de para kymat bilirmi Celal Bey... Sa olsun Celal
Bey, ben ii ona anlatnca anlayverdi. Sonra da dedi ki, sen bu
iin altndan kalk, ben de sana be fabrikalk daha para temin
ederim. O zaman ki, kt gnlerinde Celal Bey bana, sen dur
Temir Bey Aa demiti, dur sen, sen bize gereksin, senin gibi
adamlar u ukurovay fabrikayla donatacaklardr. Beni g
rnce boynuma sarld, yapt kalemin sapma, yazd yazd.
Geldim buraya, bu genlere, svayn kollar dedim. Sen de Der
vi Bey, yeter artk bo bo byle gezdiin, senden geti ya, bu
genlere yardm et."

582
Kahveler geldi, Ala Temir yle uzaktan uzand, parmakla
rnn ucuyla ald: "Evet efendim, yardm etmeli ki bu genlere...
Celal Bey bana dedi ki, sizin gibi teebbslere bu vatan her yar
dm yapacakhr ki ileri gide... "
Dervi Bey artk dinlemiyordu, kzmyordu da. Hibir eyi
de ansmyordu. Kafasnda Yusuf, Yusufun kurtuluu... Birlikte
dve dve... Pezevenk tarlay alp paray versin de .. .
"Evet, evet Temir Aa... "
Son gnlerdeki yeni edindii huyun da farkndayd. Kimi
grse, kiminle konusa hep yalvarr gibi, hep umsunuk, sn
m, bir ey ister, yaltaklanr bir hal. Gene mi yleydi? yleydi
de bundan m yreklenmiti Ala Temir? Yoksa o da kendine ye
ni bir huy mu edinmiti?
Kendini topadamaya alyor, toparlyor, sonra karsn
dakinin tutumundan durumunun deitiini, umsunuk duy
gunun iine girdiini anlyordu.
"Seni unun iin ardm ki Temir Aa, sanrm tarlaya ih
tiyacn var. Sen eskiden bana dostluk gsterdin, ben de ilk ola
rak tarlalarm sana satmaya ve teklif etmeye karar verdim."
Bu srada Zekeriya girdi ieri: "Sakagzn tarlasn istiyor
bu," dedi parmayla Ala Temiri gsterdi. "Ben byle adamlara
o tarlay veremem."
Bey: "Rica ederim Zekeriya, sonra gel," dedi. "Az sonra gel."
"Az sonra gelirim ama Sakagzn topran da sen byle
adamlara satarsan ben de bu kapda bir an, bir gz krprnalk
zaman bile durmam. Nah, burama geldi... Sat, sat, sat, ne ola
cak bunun sonu?" Ayan srkleyerek, fkesini btn yreye
yayarak, Ala Temire tepeden, kmseyerek, irenerek dnp
dnp bakarak merdiven banda durdu, barmaya balad:
"Bey, Bey, dnyay bilmeyen Bey, ite u yanndaki smsk
kyl senin tarlalarnla lord oldu da, Ankaradaki Beyler Paa
lar ayana geliyor. Sen de gn gn gtne gidiyorsun... Gt
ne gtne... Verme, verme, verme Sakagz ona... Verirsen
lrsn, lrsn." Koarak merdivenleri indi, sesi avludan
sonra da kyden daha anlalmaz duyuluyordu.
Ala Temir: "Bu adam kovacaksnz Bey," dedi serte. "Ko
vacaksnz Muzaffer. Bu, evinizde-bana sven adam kovmaz-

583
sanz, ben de hemen kalkar gider, tm ilikilerimi keserim si
zinle. Fabrika ilikilerimi de..."
Dervi Bey, Temir Aann olu, Muzaffer uzun bir sre ko
nuarak onu yathrmaya altlar.
Dervi Bey: "Alnma bre Temir Aa, serserinin birisidir o,
delidir. Delidir. Bak bana da neler syledi," diyordu boyuna.
Celallenmi Ala Temir onu dinlemiyordu bile.
"Kovulacaktr," diyordu Ala Temir. "Baka sz istemem ve
dinlemem, bu adam kovulacaktr."
Sonunda Dervi Bey glerek, onu okayarak: "Pekiyi, peki
yi kovalm Zekeriyay," dedi. "Kovalm u teresi. Evet, imdi
syle Temir, yirmi be bin liraya sana Kkta tarlasn verece
im. Akasaza da geni bir cephesi var."
"istemem. Otuz bine Sakagz."
"Veremem."
Muzaffer: "Rica ederim baba! Temir Bey krlr m? Rica
ederim baba! Bize ve btn ukurovaya fabrikalar balyor."
"Veremem."
"Baba!"
"Otuz be bine Sakagz."
"Veremem Temir veremem."
"Baba."
"Krk bin," dedi Temir Aa, ayaa kalkt: "Krk bin." Yr
d, merdiven bana geldi. Olu da arkasndayd, homurdan
yor, bir eyler, kt bir eyler sylyordu Dervi Beye ama an
lalmyordu. "Krk bin."
Muzaffer hemen kotu: "Rica ederim, rica ederim fkelen
meyin Temir Bey amca, istediiniz Sakagz olsun, babam yan
l anlad. Buyurun oturun." Kolundan tutmu onu geri eki
yordu. "Kusura kalmayn Temir Bey amca... "
Ala Temir: "Sakagz krk bin, Sakagz, Sakagz. Krk
bin," diyerek, bym, yeil bir elik damlas ltsna kesmi
utkulu gzlerini Dervi Beye dikmi. "Sakagz, Bey, Saka
gz," diyordu srarla.
Dervi Bey birden farkna vard ki gene yalvanr, aresiz,
umsunuk bakyor Temire, fkelendi, ba dnd, bir iki adm
hmla Ala Temirin oturduu koltua doru yrd, onu ko-

5 84
vacak, azna geleni syleyecek, aalayacakh, birden durdu,
Yusuf geldi gzlerinin nne, hemen deiti, alttan, yaltaklanr,
gld, eildi, elini Temirin dizine dokundurdu: "Cann sa ol
sun Temir Aa kardeim," dedi, yanndaki sandalyaya kt.
Bitmiti ama glmsyordu. "Memnun kaldn m Temir Aa
kardeim, memnun kaldn m?" diyor, teki nne bakyordu
sert, aslm, dnen bir yzle. Paraya ihtiyac vard ve bu pa
ray bir rpda, u anda ona bu ovada verecek kimse de yoktu.
"Muzaffer, tapu muamelesini hemen yapn."
Muzaffer: "Ba stne baba," dedi. Sonra Ala Temire dn
d onu okar sever, saygl, dalkavuk bir sesle: "Teekkr ede
rim Temir Bey amca," dedi. "Her ey iin."
Ala Temir ban kaldrmadan bir eyler mrldand ayn
ask yzle, ba yerde.
Dervi Bey ondan bir karlk alamam bekliyor, kahrolu
yor, kldke klyor, aalanmann batanda boulu
yordu. Ala Temir ban kaldrp da gzn ona evirip bir si
nee bakar gibi bakncadr ki sevindi. Dervi Bey onun gzle
rindeki anlam grd, yerin dibine geti. unu kovaym ama
bakas tarlay alamaz. unu siktir edeyim, dersini vereyim, ve
reyim, siktir edeyim, diye dnrken sesini duydu, toparlan
d, belleini bir an bir karanlk sard.
"Dervi Bey."
Dervi kendinde olmadan toparland. "Buyur Aa."
Ala Temir ayaa kalkt, uzaktan, dimdik, bir ktk gibi,
drt ke, irkin, elini uzath. Hi glmyordu. Ask bir yzle:
"Salcakla kal," dedi. "Sana bir ey de salk vermeliyim. Beni
iyi dinle. Tm kasaba senin aleyhine binmi. Seni bir kak su
da boacaklar. u Yusufu buldur da onun bir aresine bak. Ge
risi kolay. Bu Yusufun aresine bakamazsan, Muzaffer Beyle ko
nutuk, Ankaraya gitsem bile seni kurtaramam. Kurtaramam
deil, zor kurtarrm. Salcakla kal ve dediklerimi unutma."
Dimdik, biimsiz, az yontulmu bir Hitit tanr heykeline
benziyordu, ok irkin. Tahtalar sallayarak, gcrdatarak yr
d, merdiveni de yle indi gitti.
Dervi Bey ne bir sze varabilmi, ne onu uurlamak iin
bir adm atabilmi, orada ylece kalakalmt. Ala Temir yapt

585
her hareketi bilinle, tadna vararak, biraz da kabaca yapmh
ama, olsun, mstahakt kpee. Burnu bin yldr imi kpee.
Nasl donup kalmt o yryp giderken, kr gibi, sar, dil
siz, ont olmu gibi...
Dervi Bey az nce Ala Temirin kalkt, daha onun terli s
akln tayan koltua km ba uulduyordu. Uzaklaan
bir otomobilin motor sesini duydu. Muzaffer koarak merdi
venleri sevin iinde soluk solua kt.
"Baba, baba, baba," dedi sevinle, "az daha bozuluyordu
i. Bereket versin Temir Bey amca iyi, iyi, ok iyi bir adam."
Muzaffer durmadan konuuyor, Adanay, fabrikay, ilerde
ne yapacaklarn anlatyordu. Dervi Beyin kulana bu fabri
kaya Memet Alinin de ortak olduu gelmiti. Ala Temirden
sonra en byk hisse de onunmu. Mustafa Beyi de bunun iin
soyup saana evirmi, konann ortasnda tek bana ylece
ne brakm. Btn bunlar doru mu, diye ne oluna sorabili
yor, sz almken ne de Ala Temire sorabilmiti.
"Baba, baba!" Muzaffer konuuyordu ama, utan iinde
gittike kendi kendini aalayan, klten, irenen Dervi Bey
bir ey anlamyordu. Utan batana saplanm bauluyor kur
tulamyordu.
Can ekiir gibi: "Git Muzaffer," dedi usul, l bir sesle
''beni yalnz brak."
Gn daha yeni yordu ki Zekeriya Rstemolunu getirdi.
Eski, tozlu bir cipten indiler. Dervi Bey eski bir dostu grm
gibi onu sevinle, sevgiyle karlad. Daha, daha, daha ok tarla
satmalyd. Rstemolu gene bir tuhaf klk iindeydi. Geni,
pei yere kadar sarkan bir kara alvar giymi, lacivert, yer yer

lekeli yeleinin cebine kocaman imendifer marka saatn sak


mu, bir deste altn kordonunu gbeinin stne sarktmt.
Ayaklarnda lastik pabu ve mes vard. izgili ceketi buru
mu, bandaki ftrn siperlikleri boynuna aa sarkm, alnn
tmn, yzn aa yukar yarsn, ksa boynunu rtmt.
Ar bir itenlikle Dervi Beye sarld, onu kucaklad uzun
uzun, srtn svazlad. Sonra da, "Bey," dedi, "konumaya ba
lamadan nce namaz klmalym msaade buyurursan. Nama
zm geiyor. Malum ya, bizim neyimiz varsa din kuvvetiyledir.

586
Her eyimizi bizi yaratana borluyuz. Borcumuzu eda edelim
ki, o da bize yle bir gznn ucuyla baksn."
Muzaffer ieriye namazlk getirsinler diye seslendi. Bir kz
elinde kilim bir namazlkla geldi, Rstemolu salonda yer ara
d, uygun bir yeri bulunca elindekini serdi hemen namaza
durdu.
Namaz o kadar uzun srmedi.
"Evet, Beyim, emriniz Beyim."
Bu srada kahve de geldi, kahvesini hprdeterek: "Bu sa
bah Muzaffer Beyi bizim kapda grnce yreim hop etti,
aman, aman hp., Beyin bana bir i gelmesin diye, dm patla
d. Hemen kotum ona, yakaland m diye bardm, yakaland
da Beyi de birlikte aldlar m diye bardm, bereket o deilmi,
tarla iiymi. Tarlaya fazla ihtiyalmz yok ama, millet harl
harl fabrika kuruyor ama, mademki Bey toprak satyor, fazla
toprak gz karmaz diyerekten... Toprakta i kalmad, bir fab
rika ruhsat aldn m, tamam, iki milyon koydun mu, ama lafla
koydun mu alt ay iinde lafla deil, dpedz alt milyon kaza
nyorsun Sayn Mahmut Celal Beyin, ttihatl Terakki Frkas
zmir katibi mesul... Yeni politikas budur efendim. Topraktan
sanayiye... Dorudur, hakldr, atalarmz on bin yldr toprak
ta, ne geti ellerine, ol sebepten biz topraktan sanayiye kaymak
zorundayz. Ol sebepten Hkmet kesenin azn at. Herkese,
nne gelene... O kadar da deil efendim. Celal Bey kendi ya
knlarna, yaknlarna deil gz tuttuu, tuttuunu koparr,
byk kapitalist hamuru olduunu sezdii kabiliyetli kiilere
veriyor. Toprak, toprak bitti Beyefendi."
Dervi Bey gene umsunuk, yalvarr, diler gibi boynunu
umutsuzcana bkt: "Pekiyi Rstemolu kardeimiz, zarar
yok." iini ekti. "Demek iler byle ha. Aldrma ... Ne yapalm.
Zaten senin topran sana yeter."
"Hayr hayr," diye heyecaniand Rstemolu. "Hayr
muhterem Dervi Bey. Bin fabrikam da olsa ben topraa gve
nirim." Glmsedi, gzleri parlad. "Sizinkiler de fabrika kuru
yorlar, Muzaffer Bey, Ala Temir Bey, Akyollu Memet Ali Bey...
Byk. .. "
Dervi Bey szn kesti, bard: "Biliyorum."

5 87
"Evet evet Beyim, topraa gelince, hibir deeri kalm ol
madndan dolay, ben gene de eski alkanlm, ata baba yo
lunu srdrerek toprak almak isterim. Bir de sizin gibi bir zat
alisinin dar gnnde elinden tutmak isterim. Dmez kalkmaz
bir Allah. El eli yur, sonra tutar el de yz yur. Ben bunu bile
rekten, tarlaya hi ihtiyalm olmadnda Muzaffer Bey ve
Zekeriya Beyin davetlerine uyaraktan... " yle tepeden orada
durmu kalm, soluk yzl, kederli Zekeriyaya bakt, tepeden,
kmser, belli edercesine aalamasn. Zekeriya utanla gz
lerini yere indirdi. Bu da Beyin gznden kamad. Bey dur
mu, dili boazna akm, yle aknlkla . Rstemoluna bak
yor, o konutuka renkten renge giriyor, sararm yz izgileri
snerek uzuyordu. "Geldim efendim. ok tarlam var artk.
Amma velakin siz bizim Beyimizsiniz. u kaan ocuk iini hal
ledince... Nasl olsa onu ldrtp halledeceksiniz."
Dervi Beyin yz allak bullak oldu. rkildi, bir eyler sy
leyecek oldu, sustu, gzlerini Rstemolunun gzlerine dikti
bekledi. Bu da Rstemolunun gznden kamad. ok mu ile
ri gitmiti acaba?
"Sizden bir dileim var. Sizin bana ok iyiliiniz dokundu.
zlme, yerinme, kzna, kendini yeme. Yiidin bana her ey
gelir. Biz sizi tanrz, seni dnya alem de bilir. Ben de senin ba
na btn ileri getireni bilirim, o Kabak bakunun alak olu
Mahirdir. Bunu btn ukurova bilir bir sen bilmezsin." Rste
molu bunu sylerken eli aya titriyor, sigarasn elinde tuta
myordu. Gerekten de sigaras kere yere, kilimin stne
dt. "Sana bir ey daha syleyim mi, en candan, kardee, yi
ite, bana gelenlere hi aldrma, kt cezasn bu dnyada
da, teki dnyada da bulacaktr. Allahn bu hkmne inanmal,
Kabak Mahirin srmesini, kendini ele vermesini beklemeliyiz,
Mahir kendini ele verince..." Dikleti, bir sre yle, gzlerini
Beyin gzlerine dikip durdu, bekledi. "Bana sz vermelisin
Bey, Maliri ldrmeyecek, o itin kanna elini boyamayacaksn.
Sz m?" Bey glmsedi. "Aldrmayacaksn Bey, sen de bu
dnya kadar kurnaz, saman altndan su yrtr, karncay yle
eder de belini incitmez olacaks.. Bu dnyada yaamas, baka
trl mkl hal ilen. Bana gelenlere hi zlme, olur mu,

5 88
ben sana kardeim, hi ihtiyalm olmad halde ne kadar
topran varsa hepsini alnm, salt seni bu kt, dar, skm
durumdan kurtarmak iin. Mustafa Beyin halini sorma, o bit
kin. Bir dnm tarlas kalmad. Memet Ali bir yolunu bulmu,
dedelerinin mezarln bile satm. Mustafa Beyin stnde yat
t yrtk minderi bile satm." Bakt ki Dervi Bey birden ba
kalat, bu konuyu hi istemiyor, sz deitirdi. "Bey aldr
ma," diye bard, sesi gvenli, inandrc, yrekten, scakt.
"Bana inan ki gl yerinden su eksik olmaz. Sen lsen yitsen bu
hallere dsen de Sarolusun. Sana bir ey daha syleyim, bu
dnyada adam olann, yiit, yrekli, insan, dost olann bana
her trl belalar gelir. Sana bir ey arz edeyim ki, beni iyi dinle
ki, ne deyim sana ..." Bunu tane tane, her szcn stne ba
sarak syledi. "Aznda bal olann gtnde inesi olur. Bu ka
dim szdr ve atalar bu sz senin gibisiler iin sylemitir."
En sonunda Dervi Bey onu susturmak zorunluunu duy
du: "Sana Kkta tarlasn vereceim."
"yi, iyi, iyi," diye sevindi Rstemolu. "O ahmak Temirin
almad iyi oldu."
Dervi Bey sklm, terliyor, usuldan elleri titriyordu. Bir
den eski haline geldiini iinde duydu.
"Akasaza da geni bir cephesi var." Sesini de beendi,
toktu, iyiydi.
Rstemolu birden, az nceden tepeden konuur halinden
yaltaklanr hale geti: "Beyim," diye ellerini ovuturmaya ba
lad, "Akasaz kuruyup gider. Boaltma kanal on, on be gne
kadar alacak. Kabak Mahir Bey Akasazn tekmiline konma
ya alyor, senin sayende. Hem senin ban belalardan belala
ra sokuyor, Deli Hacy ldrtp senin stne atyor, hem de...
Onun nne ge Bey... Ona verme Akasaz. O Akasaz alrsa,
seni, beni hepimizi bu ovadan srer. Srer ha srer. Telatanma
Bey. Sen Sarolusun, hileye hurdaya akln ermiyor, onu da
reneceksin. Hi zlme bana gelenlere, sen adamsn ve de a
znda bal olann gtnde inesi olur."
Bey her eyi unutup az dolusu, iten gld. "Demek... "
ten, sevinle, gzel, mutlu bir eyin farkna varmana gl
yor. "Demek," diyordu.

58
"Aznda bal olann gtnde inesi olur."
"Kkta... "
Uzun bir pazarlk balad, kran krana. Pazarla Zekeriya,
Muzaffer de katld. Rstemolu fazla diretince Zekeriya onu
tehdit ediyor, bir gn nasl olsa onu ldreceini, alaca kann
u para dkp ald topraklara dkeceini sylyordu. Mu
zaffer bir denge kii oyunundayd. Rstemoluysa ok skt
nda "aznda bal olann... " diyor, Beyin houna gidiyor, ha
vay yumuatyor, yeniden pazarla balyordu. Sonunda pa
zarlk bitti, Dervi Bey de bitmiti. Utan iindeydi. Son gnler
de her hali ona utan veriyordu. Yrmesi, konumas, gezme
si. Ne olmutu ona, u kpei karsna alm, tlerini dinle
mi, stelik de saatlarca onunla kran krana pazarlk etmi, a
znn kokusunu dinlemiti.
"Muzaffer hemen yarn kasahaya in, tapu ilemini yerine
getir ve paray al."
Rstemolu: "Buyur Bey," dedi, "paray getirdim."
Koynundan, boazna asl bir torba kard, iinden ok
kaln bir deste ekti, deste kaln bir kl iple balanmt, uzatt.
Bey paray ald bakmadan yandaki sedirin stne att. Sonra da
salonda uunurcasna bir batan bir baa yrmeye balad.
Hibir ey dnmyor, duymuyordu. Beyni uyumutu. Bir
bolukta, aresizlikte, kimsesizlikte, yalnzlkta yzdnn
ara sra bilincine varyor, sonra her eyi bir karanlkta, bolukta
unutuyordu. Arada bir Mahir dncesi, Rstemolunun de
dikleri kafasnda akyor, sonra hi dnmemi gibi bir anda
unutuyordu. Akasaz, Yusuf, Ala Temir, onlarn davranlar da
yle. Muzaffer, kz, kz kardei, Kurtboann lm, Telialn
sonu... Hepsi bir anda ... Hi dnmemi gibi...
"Atm ekin," diye aaya bard, koarak merdivenleri
indi, at getirmek iin vakit olmamt. Kendisi tavlaya kotu.
Ahrlkta at zmekte olan yanamadan dizgini ald, koarak
darya ekti, ata atlad, doldurdu. Nereye, ne yne gidiyordu,
kendinde deildi. Bir boz boluun iinden, yresinden yeller
eserek bir yerlere uuyordu. Krmz bir yelin iine girdiini,
azna bumuna tozlarn dolduunu, bir karanla dalarak,
sonra bir aydnla dtn, gnei kere kpkrmz gk-

590
yznde, ksa aralklarla donmu grdn, karanla batt
n ktn, scak, ocaktaki demir gibi kzarm yollarda ko
tuunu, bir srkuyruu grdn, atn allarn stnden
ardn byk, turuncu, boyunlarn efsane develeri gibi
uzatm ekskavatrlerin yanndan birka kere doludizgin ge
tiini anmsyordu. imdi de bir yolda, bir narn, bir avlu du
varnn yresinde dn ha dn ediyor. Kantarmas kpe bat
m at ter kokuyordu. Batakln orada, narn altnda, gn
d yacak, snk bir gaz lambasyla aydnlanan pencerenin
karsnda, gzlerini pencereye dikmi buldu kendini. Eremeke
kendine gelmiti. Atn gene doldurdu, kona dnmeye bala
d. Byle daha iyi dnyordu. Daha ak, daha aydnlk. D
ndke iine ondurmaz bir korku doluyordu. Meraktan da
dayanamaz hale gelmiti. Birden krlp yere, duvarn dibine
serilmi kapnn stnden atn ieriye srd, konan kapsna
kadar geldi. Atndan indi, atn dizginini merdivenin koluna
balad, ar, merdivenleri kmaya balad. inde bir tuhaf
eziklik vard. Ayaklar onu geri geri ekiyor, bir felaketle kar
laacakm duygusu iinde byyordu. Konan hali de onun
bu duygusunu glendiriyordu. Merdivenin ortasnda durdu,
yukarya bir adm daha atamyordu. Merdivenin tahtalar
rm, yer yer dklm, atlamt. Konan duvarlarnn s
valar batan baa dklm, sol ke dibe kadar km, kire
mit at topraa deecek kadar aa inmiti. Her yer toz top
rak, saman iindeydi. Sofadaki sakslardaki iekler kurumu
lar, sakslardan birka da krlm, sofaya topra kurumu
dallaryla, krklaryla salmlar yle duruyorlard. Sofaya,
avluya, ykk avlu duvarlarna sandalya, masa, saban, dven,
karyola, mitil, minder, dek yorgan, bo ie, teneke, bakr sa
han, tabak krklar, dkkleri, eskileri atlm, serpilmi, sav
rulmulard. Ortada artk onulmaz bir ykm, bitmilik elle tu
tulur gibi gzkyordu. Dervi Bey kendini zorlad. "Onu gr
meli, onu grmeliyim, neye mal olursa olsun bugn, bu peri
anlkta onu grmeliyim," dedi, bir iki basamak kt. Belki o
da oluyla Adanaya birlikte gitmiti. . Belki de lmt. Belki
de... Kona teki utan ykmaya alan st ba yrtk prtk
birka kiiyi grd. tekiler onu grnce korktular, hemence-

591
cik de ortadan yittiler. Belki de braklm Mustafa Bey u anda
yatann iinde lyd. ls imiti. Yemyeildi yz, na
gant tabancasnn tetiinde eli, parma tetiin iinde imi.
Parma kesmeden tabancadan karamazsn. Belki kurtlan

mtr, kvl kvL.. "lmse eer, kurtlanm imise, onun


cenazesini ben kaldnrm, en gzel trenlerle, yiit, onurlu
dmanmn ... " diye dnd -Dervi Bey. "O lmekle benim
de yarm ld demektir. Ne tuhaf, ne deli bir dnya. Olacak gi
bi deil. Mustafa, Mustafa, Akyollu Mustafa Bey, aznda bal
olann gtnde dikeni olur... Sen byle lm hak ettin, kim
bilir ben nasl, nerede, ne zaman leceim. Benim lmm de
seninkinden farkl olmayacak."
Ayaklarnn altnda taban tahtalar dklvereceklermi
gibi sallanyor, ses veriyorlard. Bir zamanlar... Dervi Beyin
dncesini u grd, ayak bileklerine kadar gmld
tozlar, pislik, yklm, harabe kesiyordu. Tand kapda dur
du. eriyi dinledi kulak verip, ses seda gelmiyordu. Zaman
gemiyordu, donmu kalmt. Farknda deildi, ne kadardr
burada? Kapya yklendi, kap gcrtyla ald. Ac, keskin bir
kokuya arpnca sendeledi. O ieri girince, ieri girerken plak
tabaneas elinde ve parma tetikteydi. Mustafa Bey gzlerini
at, bir sre inanrnaz, akn ona bakt, limon gibi sararm,
kirli yeil, aylk sakall, krl, diken diken tozlu sakallar,
uzam l yzyle, kirpikleri hi kprdamadan, atlam du
daklar, incelmi, karanlk bir izgi gibi, burnu da incelmi, ke
mii" grnr gibi ince, uzam, sivri enesi km, bumunun
yresinde sinekler dnyor, grtlak kemii boynu ikiye ayr
m, ellerinin kemii km, elmack kemikleri dar frlam,
gzleri ukurda, prtlek, cansz, prsm, cansz, l koyun
gz donukluu, buruukluunda, gzn karas, bebei kn
kr, tabanca menevili, parlak, yer yer boyas dklp demiri
km, pnl prl mermiler, bir yn, elinin altnda. Tabancann
sapnn yannda. Yz tiftikleyip, yer yer pamuklar dar fr
lam kirden asl rengini yitirmi yorgann stnde, gmlm,
elleri lm. Oda nlplak, krk bir sandalya, o kadar. Duvar
larda resimlerin, baka eylerin, belki kllarn yerleri ak, y
le duruyor. Dervi Bey imdi odann eski halini anmsayam-

5 92
yor. Kocaman odann iinde bir yer yata, baucundaki san
dalyada yar yarya suyla dolu bir kirli atlam, sinek pisliiyle
lekelenmi bir bardak, yerde ok eski, bozarm yamal bir ul...
Mustafa Bey durmu, gittike gzleri aknlktan inannaza
dnerek, inannazdan korkuya, korkudan fkeye; saldrgan
la, titangala, ylgnla, ylgnlktan yeniden korkuya, kor
kudan hoop sevgiye, andan ana yz, gzleri deierek, elleri
tutulur gibi uuntulu bir hzda, Dervi Beyi izlemekte baz ge
kalarak, yakalayamayarak. .. Bombo kald gzleri, Dervi Be
yin yznde. Hibir ey ansmyordu bu gzler, bu yz imdi.
Dnmyordu. Kansz kalmt, bir para kat gibi, dokun
san hrdayacak. Usul usul yze kan yrd. Gzler, yz an
lamland, sonra gzler usuldan glmsediler, alayl, hem ken
diyle, hem dnyayla, hem Dervi Beyle alay eden, tepeden, sol
mu, bitmiliin en ac alaynda... Sonra glme byklara yr
d gzlerden, sonra dudaklara. Gl belirlendike alayc
oluyordu, keskin, balamaz, ustura gibi. Yz de glyle
tay gidiyor, alayda, dnyaya meydan okumakta, vazgemilik
te usturalayordu. Sonra usulca gzlerini kapad, dudaklarn
daki ac glmseme orada dondu kald. Dervi Bey yerinden
kprdayamad. Ne yapacan bilemiyor, ne bir adm geriye, ne
bir adm ileriye yryebiliyordu. Tabaneas elinde, ylece, ol
duu gibi durup duruyordu. Bir ey sylemek gerekmez miy
di, bir harekette bulunamaz myd, ne yapabilirdi u anda? ..
Dervi Beyin bu ikircikli hali yal kadn gelinceye kadar srd.
Yal kadn da Mustafa Beyden beterdi. Mezardan km gibiy
di, paavralar iindeydi, yz yanm, l, a yeilindeydi.
Kadn ieri girip de onu grnce sevindi.
"Ho geldin, ho geldin, Aam," dedi abuk abuk l bir
sesle, yardm ister, imdat ister gibi hznl. "te Beyi, bizi
byle ettiler, kodular da gittiler. Beyin maln mlkn sattlar.
Hatun da oluyla bir oldu, Bey de ite byle oldu. Diyorlar ki
Hatun yaknda Beye yeniden gelecek, her ey dzelecek. .. " Di
siz azyla glmsedi. "Biz de Beylen bol bolarnad tarhana
orbas ieceiz. Bey, aaah bir tarhana orbas isem, diyor."
Mustafa Bey bu an yatanda kprdad, inledi. "Yaaa, Bey,
Mustafa Bey diyor ki, st krmzbiberli, bol sarrusakl bir tar-

593
hana isem kendime gelirdim." Mustafa Bey bu sefer yatanda
hoplar gibi oldu, daha sert, brr gibi inledi. "Cana gelirdi,

cana, cana gelirdi..."


Dervi Bey arkasn dnd, koarak, merdivenleri ikier
er atlayarak indi, ahna atlad srd.
Yan uykuda yan dte, aadan bir otomobilin sesi gelince
Dervi Bey hemen uyand, sofaya kotu, Mahir Kabakolunu
grd. Yepyeni, uzun kuyruklu, siyah bir arabann yanndayd.
Arabaya hayran, yresinde dne dne bakyordu. Otomobil bir
toz tabakas iinde kalmh. Yeni baka bir ey daha vard. O da
Mahirin klyd. Banda ince, gnete pnlhl, ok geni kenarl,
kenarlan omuzlanna ulaacak kadar geni bir apka vard. Beyaz
gmlek, ayakkab, pantolon giymiti. Hep kendi kendine gler
gibiydi. Gl, sevinci ta uzaktan belli oluyordu. Sevinli, ke
derli, ylgn, arm, ikircikli insanlar uzaktan da olsa kendi ken
dilerine kalnca belli olurlar. nsanlar her eyi herkesten saklama
y renmilerdir. Ama kendilerini en az kendilerinden saklayabi
lirler, insanolu ktlk saydklann, zulm, ikence, korkaklk
lann kendilerinden bile saklarlar. Saklayamadklann da bala
mann, olumlulahrmann bir yolunu mutlaka bulurlar.
Otomobilin yresini birka kere dolanan Mahir Bey merdi
venlere yneldi. Dervi Bey, huyuna kart, merdiven banda
bekliyordu. Sevin iindeydi. Maliri kucaklad, scack, dost bir
sesle: "Kardeim, kardeim, ho geldin, benim soylu, insan kar
deim Mahir. Senin bana bu kardeliklerini kim bilir nasl nasl
deyeceim."
Bu karlaya Mahir nce sevindi, sonra bir an sesin altn
daki fkeyi sezer gibi oldu, d koptu. imdi ne yapmalyd, i
ler gene sarpa saryordu. Kafasna binlerce dnce birden
kt.
"Viski mi, kahve mi?" dedi Dervi Bey byk altndan gle
rek, gzlerini yznden, ellerinden ayrmayarak
Koltua kerken: "ok scak var," dedi Mahir, yzn
mendiliyle yelleyerek. "Bir buzlu viski iyi olur."
"Viski," diye bard Dervi Bey. Hemen o anda, hazrm
gibi bir gm tepside viski, buz, su ve bardaklar geldi. iele
rin yz buuluydu.

594
Mahir Beyin yz, giyitleri toz iindeydi. Kirpikleri, kala
n, sa tozdan domur domurdu. Yznden tozu yol yol ederek
terler daha akyordu.
Dervi Bey viskiyi kendi eliyle koydu, buzu, suyu... Kendi
ne de koydu. Halbuki her zaman imezdi. "Salna, erefine."
Kadehleri tokuturdular.
Mahirin yz gittike sevincini yitiriyor, korkuya geiyor
du. Elleri ikircikliydi. Saklanan, korkan, sevincini, yengisini
belli etmek istemeyen. Arada da kendini unutup baryordu,
utkulu, sana edeceimi ettim der gibi. Kendisini unuttuunda
derisinin allndan sevin tayordu. Bey gzlerini ona dikmi
hibir devintisini karmyordu. Mahir Bey bir yandan iiyor,
terini siliyor, elini saklayacak yer aryor, gzlerini yzn ka
nyor, sevincini gizliyor, yerine alamakl bir hal alyor, saniye
de duygudan duyguya geiyordu. Dervi Beyde de aa yuka
n bunun hpks oluyordu. phede kvranyor, fkeleniyor, g
veniyor, hayran kalyor, kvranyor, bir karanla dryor,
bir an btn dnceleri kesinlik kazanyor, sonra bir akn
lkta bocalyor, korkuyor, yrekleniyor, Mahirin yznde bir
eyler aryor, iini okumaya alyor, Mahirin yzndeki bir
gz ap kapayncaya kadarki deiiklii kapmaya, ucunu ka
rmamaya alyor, bir bakmsn ki bir an dost olan, sevinte
alkanan Mahir, bir anda dman olmu, dman olunca kork
mu, sinmi, parmaklar haynlkta kvrlm bklm.
Mahirin kaacak yeri kalmad. Bey btn sezgisini, mele
kelerini gzlerine toplam onunla birlik dnyor, birlik kor
kuyor, birlik saklanyor, birlik haynlayordu. ki insan sanki
bir insan gibiydi. O da Dervile btnlemiti.
Mahir en sonunda bu kadar apaa km duygular ka
patmak iin konumaktan baka yolunu bulamad. Yani bu eve
niin gelmiti? Elbette bir haber vermeye gelmiti? Deil mi,
kasahada olanlar bitenleri ondan baka kim bilebilirdi?
"Evet Bey," dedi, ellerini bardaklarn, viski iesinin ardna
saklayarak, "evet sevgili, soylu kardeim Sarolu Dervi Bey."
Dervi Bey alayl: "Ge sen onu, Sanolunu."
"Evet efendim," diye bozuldu Mahir. "Yusufun bana para '
koyann kim olduunu sonunda renebildim."

5 95
"Kim?" diye merakn yenerneyerek heyecann gsterdi
Dervi Bey.
"Milletvekili Ahmet Kayasarp."
''Vay anasn," dedi Dervi Bey ve hemencecik kendini to
parlad, glmeye balad. "Vay anasn. Ne alp veremeyecei
varm benimle, ne dersin Mahir?"
"Bilmem ki efendim, beni sevmez. Benim onun yerine
Meclise gideceimi, hatta bakan olacan sanyor. Biz istesek,
Viyanadan geldikten sonra oktan genel mdr, oktan bakan
olurduk. Kendi kasabamz, Sarolunun yksek tavanl kona
n hibir eye deimedik te efendim size dmanl salt
beni himayenize alm bulunmanzdr."
"Estafurullah... " Dervi Bey onun gznde, ok derinlerde
yanp snen haynl karmad. "Yusuf diye birisi yok," dedi
gvenli, soukkanl. "Yusuf diye bir kii uydurmular, onu da
benim adamm yapmlar, onun da bana binlerce lira koymu
lar, bu hayali insan da ta aryorlar. Ben byle ahmak insan
grmedim. Sonra da kolu kyllerini kryor geiriyorlarm.
Ve hem de o aptal Ankarann emriyle. Yaknda, ok yaknda her
eyi Ankaradan halledeceim. Suyu gznde keseceim. O Sav
c, o Yzba, o hayali Yusufun bana binlerce lira koyan bula
cam. Ben mrm bitirdim, bundan sonra lene kadar her e
yi, ii gc brakp bama bu ileri getirenlerle uraacam.
Bulacam onlar... Nasl ldreceimi, oluk ocuk nasl dora
yacam, kasabay nasl yakacam, grecekler onlar." Ayaa
kalkt: "erefe," diye bard glerek "ek Mahir. Ben de Der
visem sen hi korkma. Bulacam, bulacam onlar." Gzlerini
Mahirin gzlerine dikti, Mahir gzlerini karacak gc kendin
de bulamad, teslim oldu. "Buldum bile," dedi yerine oturdu so
ukkanl, cellat, kesin dnceli. "Buldum bile. Sen hele azck
sabret. Hepsinin ocana incir aacn diktim bile."
Mahir dili diline dolaarak: "Bey," dedi, "eer ortadan kal
drlmadysa bu Yusuf, bizim iin ok tehlikeli."
"Yusuf yok," diye bard Bey. "Hibir zaman da olmad.
Yzba da, Savc da, sen de, ben de yaknda olmayacaz."
Sen de, ben de szn duyunca, lm karsnda, son an
daki soukkanllk gibi bir soukkanllkla Mahir Bey "yi," de-

5 96
di. "yi ki ortadan kalkt o. imdi artk rahat rahat... dmanla
rnzia uraabiliriz." Birden yz deiti, d. "Bey," dedi,
"Bey bu kadar dert bela iinde unutturn. Az daha unutuyor
durn. Akasaz yaknda kuruyor. Dn uradm, kanal nerdeyse
bitmi. Ne gzel. drn kopuyordu bu. Yusuf iinden. Bir gr
sen Bey, Ankara ii gc brakm hep senle urayor. Gya ki
Kurtboay da Teliala sen ldrtesiyrnisin. Diyorlar ki Yel Veli
senin adarnnrn, Mestan onunla sen ayartrn Sleyman As
lansoypeneyi de sen ldrtrnsn. Btn bunlar var Ankara
dan gelen telgraflarda. Kyly de sen ayaklandrrnsn. Taaa
Ankaradan bunun iin General Behet Paa geldi. Aman Pa
am, olur mu, dedim. Paa olur, dedi. Etme eyleme, dedim. Ta
kesildi. Beni dinlemedi. Seni o arzuhakiyle de ... "
Dervi Bey sevinle, ellerini rpa rpa glyordu boyuna:
''Vay Behet vay! Ben onu, ben onu... ok eskiden tanrm. O mu,
o mu? Aldrma Mahir. Yaknda hepsinin canna okuyacam."
Bunu sylerken Mahir onun prsdn, ikircie, urnut
suzlua, ylgnla dtn, zldn grd, kendini to
parlad: "Bey," dedi, "senin en byk kabahatn kimseye, kendi
gzne bile gvennernen, bana bile. Yusuf yok diyorsun, bana
gvenrniyorsun, ya o benim Yzbann gafletine getirip elin;,
den aldm kim, ya o Sakall Alinin evinde yakalayp da elle
rinden kardklar, olan yedikleri kim? Yusuf yok da Sakal
l Ali niye ierde? Bey, sen kendi gzlerine bile gvenrniyorsun,
peki insanlar, ben sana nasl gvenelim de sana yardm edebi
lelirn? Sen Muzaffere, z oluna bile gvenrniyorsun."
km gitmi, gzlerinin ferini yitirmi Dervi Bey: "Yusuf
yok. Ne yle bir insan grdm, ne de tanrm. Mestanla, Yel Ye
liyle, Sleyrnann ldrlmesiyle hibir ilgirn de yok. Tellal Kurt
boay ne sebepten ldrd, onu da btn memleket biliyor."
"Biliyor," dedi Mahir. "Ama Yusuf var ve de Bey, sen de
Yzbayla birlikte onu aryorsun. Bunu da herkes biliyor."
"Yusuf yok," diye inler gibi bir ses kard Dervi Bey.
"Yusuf var," dedi, ayaa kalkt Mahir Bey, kadehinin sonu
nu da ayakta dikti. Artk kskvrak balamt Beyi. imdi kasa
baya gidip aramaya daha bir hz vermeliydi. "Yusuf var Sayn
Dervi Bey," dedi tepeden. "Yusuf olmasayd sen byle telal

5 97
olmazdn. Yalnz senin gelenein hibir eyi hi kimseye syle
rnernendir. Syleme bakalm ne olacak. Benim gibi sana en ya
kn bir kardelik gsterene de bir ey syleme, bana ne. Ben de
senin hibir iine bumumu sokarsarn... Anlarnyorsun, hibir e
yi, hem de bu dnyay. Bir d, bir hayal iindesin Sayn Der
vi..." Durdu, tepkisini bekledi, ondan hibir kart gelmeyince
acmak dolu bir sesle bastrd. "Bey! Dervi Bey... Bu yeni, bu
modem dnya stne hibir ey bilmiyorsun, bilmediini de
bilmiyorsun." Barmaya balad. Barrnann, onu bararak
aalamann tadn kararak. "Bilrtiyorsun. Ankara bir aydr
ii gc brakm seninle urayor, btn kasabann, memleke
tin bir aydr dilindesin, daraac ipi tepende saHarup durur, da
ha sen Yusuf yok, Yusuf yok diye kendini kandrrsn. Belki de
Yusufun olmadna kendini inandrmsndr." Gittike kzyor
fkeleniyor, sesi grleiyor, bedeni geriliyor, sar yz kzaryor.
Dervi Beyse aknlktan aknla dyordu onun bu celal
lennesi karsnda. Ne olmutu da buna bu kadar fkelenmiti.
Dernek Mahir de bu kadar sesini ykseltebilirdi? Vay anasn.
nsan kkdilini yutard aknlktan. Salonun ortasnda, elleri
yanlarna dm durmu kalmh. Ne syleyeceini, nasl dav
ranacan, ne yapacan bilemiyordu. Gzleri kapandaki yrh
c bir hayvann fldr fldr korku dolu aresizliindeydi.
"Yusuf yok, Sayn Bey, nasl Yusuf olmaz, kimi kandryor
sun sen? te ben gidiyorum. Kendi den alamaz. Bkhrn ar
lk. Gvensizlikten, byle allahlar gibi insanlara bakan tavrdan
bkhrn. Bkhm. Artk brak sarhou yklana kadar gitsin, bana
ne." Merdivenlere doru ar yrd. Merdiven bana geldi,
durdu, hemen geriye dnd, Dervi Bey onun ardndan bir
adm atm, o dnnce de hemen kendine gelmi durmutu.
Yalvarr, bir are urnar gibi, dkn bakyordu. Bu bak Mahir
yakalaynca... "Ben gidiyorum ite... Bir daha da ..." Merdiven"'
leri koarak indi. Dervi Bey arkasndan l bir sesle: "Mahir,
Mahir Bey kardeim," diye sesledi. Mahir onun sesini byle du
yunca kendinden geti. Arabasna kadar yere basrnad. Konaa
doru dnd, ak dileri parlad.
"Yusuf yokmu!" diye yksek sesle alay etti. "ocuk kan
dryor Sarolu Dervi Bey yksek aklyla."

5 98
"Yusuf yok," diye konan balkonundan zayf bir ses kula
na arparken, kapdan Muzaffer grnd, glerek, allak bul
lak bir yzle yaruna geldi, koluna girdi.
"Kzmayn Mahir Bey," dedi. "Kzmayn, babam bugnler
de kendinde deil. u son gnlerdeki olaylar onun sinirlerini
ok yordu."
Kol kola yeniden yukar ktlar. Dervi Bey onlar merdi
venin banda karlad, sonra gitti koltua kt. Koskocaman
adam bir avu kalmt bir anda.
"Bey!" dedi sevinli bir sesle. "Bey, bak Akasaz yaknda
kuruyor. Biz de birletik, bir ukurova Endstri Birlii kurduk.
imdiden be fabrikann temeli birden atlacak. Biz bu teebb
s daha akl eder etmez, otuz krk milyon kazandk. Sense Bey,
sen kusura bakma, sense bir ocukla, Yusuf var, ya da yok diye
urayorsun. Biz senin boynunu ipten kurtarmaya alyoruz,
sen bize hakaret ediyorsun. Olur mu Bey! Ben de insanm, be
nim de bir yere kadardr tahammlm, yle deil mi Sayn
Muzaffer Beyefendi?"
"Yerden ge kadar efendim... "
Kalkt, Beyin yanna gitti, yanndaki sandalyaya oturdu. Bey
l gibiydi. Gzleri l koyun gzleri gibi prsmt. Her eyi
kabulleruniti. Elini usulca dizine koydu Beyin. "Sana son bir kar
de dm var. Bu Yusufu bul ve ldr. Sen ldremezsen, bul
ve Muzafferle bana teslim et, biz onu bir ey etmenin bir yolunu
buluruz. Byle Yusuf yok demek hibir eyi halletmez. Devekuu
gibi ban kuma sokmak olur. nk Yusuf var."
"Yusuf yok," dedi Bey, uykudan uyarurcana ban kaldrd
Mahirin yzne bakt, kendine geldi. Bu yz batan baa hile
ye, yalana girmi kmt. imdi, u anda ne yapabilirdi? Bunu
dnrken, Mahir bir eyler sezikti, ayaa frlad.
"Kasabada acele, acele iim var," diye abucak merdivenle
re kotu. Dervi Bey motorun sesini duydu, kendine geldi, so
faya kt, otomobil bir toz bulutu iinde yitti uzaklat gitti.
tede, Akdenizin stnde, uzakta apak bulutlar ge yu
kar top top yekinmeye baladlar. Garbi yeli fisiledi snd, fisi
ledi snd. Sonra birden balad. Yollarda da tek tek uzun toz
direkleri patlyor, koarak bu yana akyorlard.

599
74

Kyller nerdeyse bo kanaln yanna korkuyla, merakla


geliyorlar, bir tuhaf, uzun boyunlu, uzun turuncu boyunlarn
uzatp topraa gmerek, oradan byk bir toprak parasn
koparp alarak kyya yan, grldeyen, grltleri ssz ova
y dolduran makinalar seyreyliyorlard bir gz olmular. Fsl
tyla konuuyorlard. Yaknda bu kanaldan batakln sular
boalacak, bataklk yerini kupkuru atlak topraklara brakp
gidecekti. Deneyleriyle belliydi ki bu toprak can eksen bitire
cekti. Ve bu topra kasaba paylaacak, burada, burunlarnn
dibinde gene byle turuncu makinalar ileyecekti. Topra,
kacak tarlalar unutmular, salt makinalarn almalarna ver
milerdi kendilerini. Uykulu, terli, yal makinalarn bilmedik
leri dlerindeydiler. Bazlar ok erkenden kalkyorlar, teler
den makinalarn almalarn taze, parlak topraklar kaldrp,
dzgn, bir kabark izgide ylarn, iledeyilerini izliyor
lard. Donmu gibi alm gzlerle. Sonra makinalara alver
diler. Makinalar ovann, batakln, kendilerinin bir paras
oluverdi. Arada da, gzel otomobiliyle bir kasabal makinala
rn yanna geliyor, ellerini kollarn sallayarak, glerek maki
nay altranlada bir sre konuuyor, sonra da otomobiline
binip ekip gidiyor.
Bu makinalar gelmeden nce onlar torlam topadam bir
dereye doldurmular, a susuz, perian... Belki de u kanal bi
tince... Belki de bataklk kuruyunca ... u bataklk kuruyunca
yerinden neler kacakt, balklar kular arlar ne olacaklard?

600
Ya teki hayvanlar, ya batan evranlan, her gn, gn aarr
ken sazln stne ar bir bulut iinde inen...
Bir sre sonra kyller korkularm, dev makinalar, kuru
yacak sazl, evranlar, payalacak topraklar unutup kendi
ilerine daldlar.
Memet Ali Bey kere geldi batan kysna, makinalarn
yannda birka dakika durdu, adamlarla konutu, sonra da git
ti. Niin gelmi, ne konumutu, kimsecikler bilemedi.

Krt mam kollarn svamt gene. Uzun, kaln, dvmeli,


gr sar tyl kollarn... Krmz, sar, yeil kavanozlara doldu
rup iki eski nakl Yunan direk bal tann stne kurduu
tezgahina sralad limonatalarm bararak satyordu. Bu ta
lar kim koymutu buraya, nereden gelmilerdi? Belki de bu
kasaba daha kurulmadan, yar yarya topraa gmlmler,
mavi, inko, ok nakl, birka koyun ba naklarn arasnda,
birka salkm zmle, orada yan yana duruyorlard. Krt
mam krk yl nce, onun da nereden buraya geldiini kimse
bilmiyordu, bu talar burada bulmu, uzun geni, genilii bir
kula eski tahtasm stlerine koymu limonatalarm satmaya
balamt. O gn bugndr bu talar onundu, kimse sahip
kamad. Bir iki kere bu talar gren mze mdr onlar m
zeye aldrtmak istemi, Krt mam o kadar hmlamt ki, da
ha ok stne varamamlard.
"Dmler bir ocuun ardna, btn kasaba, Hkmet,
parmak kadar bir ocuu aryorlar," diyordu Krt mam, tez
gahnn nnden kim geerse, ondan kim limonata isterse. "Yu
suf yok," diye baryordu, kocaman sar boa gzlerini aarak.
"Yusuf yok. Oydurmular yle bir ocuk, ileri gleri yok, be
leten para kazamyorlar, uydurduklar adam aryorlar. Can s
kntsndan... "
Aalar, Beyler, hkmet adamlar geerken tezgahnn
nnden Krt mam a gibi, al ine gibi dilini onlara uzat
yordu. Krt imarnn tezgahnn nnden geenler, demek ki
onun al diline razydlar.
Frnc afaklayarak geliyordu. ok krm aln, yan yu
muk bozlu gzleri, havay koklar gibi, bir ku ban andran,

60 1
ge dikilmi, kasketinin siperlii altnda kalan yzyle, Krt
mann inadna, szlerin stne basa basa gevrek sesiyle: "Yu
suf yok da Hacy sen mi ldrdn mam?" diye soruyordu.
"Ben ldrdm," diye boyun damarlar iiyordu mamn,
var gcyle bakr erbet taslarn biribirine vuruyordu. "Ben,
ben ldrdm Hacy," diyordu. "Var m bir diyeceiniz, ben
ldrdm ki o teresi, hem de ne ldrdm. Uydurmular bir
Yusuf, ara babam ara. Sizin derdiniz Yusufu bulmak deil, ky
l dvmek. Syle kr kpek," diyordu frncya, "Sakall Alinin
ne suu var? Nerde grm de Yusufu saklam, karm o?
Syle kr kpek, neden hapis ettiler Sakally? ekemediniz de
il mi? Bir yandan dvyorlar kylleri, bir yandan da bulur
sanz size bir kp altn vereceiz diyorlar. Olmayan nereden
bulsun kyller? Yusuf yok."
"Var," diyordu frnc.
Sonra onlarn ekimelerine arda kim varsa katlyordu.
Tartmalar, barmalar armalar ayyuka kyor, akamara
dek, ar grltlerle kepenkler inineeye kadar sryor, Krt
mam kpkrmz, ter iinde kalm, savata kazanm bir asker
yorgunluuyla tm kasahaya sverek, hakszlklara dinsizlikle
re veryansn ederek, tezgahn yandaki brahimin yar bo bak
kal dkkanna tayordu. Direk balnn birisinin stne otu
rup o gn kazand paralar nlne boaltp teker teker sa
yyor, cebine dolduruyordu. Hem sayyor, hem de arada ban
kaldrp, oradan kim geerse, "Yusuf diye birisi yok. Hkme
tin gzn boyamak, kylleri dvmek, umutlandrmak iin,
elenmek iin Yusuf uyduruyorlar," diyordu. Pusuda bekleyen
frnc da, "var," diye baryordu. "Sen atla patla, var. Yakn
da onu yakalayacaklar, o yakalannca da alp onu buraya geti
receim, bu Yusuftur diye sana tabanlarnn altn ptrece
im. Aklsz teres, kocam ... "
Ve Krt mam susup paralarn sayyordu. Birden arnn
klar yannca da yerinden kalkyor, uzun bacaklaryla arnla
yarak, hi kimseyi duymadan, laf atanlara aldrmadan evine
koarcana yollanyor, kapda yal, ince, ak bartl sessiz ka
rsn kendini bekler buluyordu. Karsna ar, Yusuf, tartma
lar stne hibir ey sylemiyor, bir iyice ykanp, baka, taze,

602
sabun kokan giyitlerini giyip oktandr, belki de karsnn b
tn gn uraarak kurduu rak sofrasnn bana geip krk
yldr itii, memleketinden birlikte getirdii kaln, altn yaldz
lar yer yer kavlam bardandan raksn ar ar yudumlu
yor, arada bir mezesini azna atarak, memleketinden konuu
yordu. Memleketinden, atlardan, alc kulardan, obasndan,
genliinden, askerliinden... Krk yldr eskiyi, gemi yaam
n anlatyor da kars gene onu ilk gnk gibi hayran, mest ol
mu, az ak, bir eski zaman masalcsn, trkcsn, des
tancsn dinler gibi dinliyordu. Krk yldr, belki de bir kere ol
sun bir anlattn karsna bir daha anlatmamt. Belki de bir
anlattn yzlerce kez aniatmt da baka baka anlatmt.
Kars o ne anlatrsa aniatsn ilk olarak duyuyor gibi, can kula
yla, anlattklarn ta yreinin bana nakederek dinliyordu.
Krt mam ilingir sofrasn kurmu, karsna anlatmaya bala
mken kimse onun yanna gelemezdi. Bu bittecrbe sabitti ki,
o adam oraya ne iin gelirse gelsin, kim olursa olsun, isterse
mann babas mezarndan kalkp gelmi olsun, onu anasndan
doduuna bin piman ederdi. ok kederli olduu gnler, az
limonata satt gnler de eski, insanda hep llerde sylenir
mi duygusunu uyandran bitip tkenmeyen bir trkye ba
ard alttan, duyulur duyulmaz, uzun uzun. Kars hep dua
ederdi, o trkye balasn diye. Yazk ki bu ok az olurdu.
Yusuf birka kere ondan limonata ierken tartmalara rast
geldi. nce ne olup bittiini anlamad. Ama kulaklarnda, bel
leinde bir eyler kald. Bir daha, kalabal yarp limonata iste
di. mam barda yeil byk kavanozdan doldururken, "Yu
suf yok," diye bard. Yusuf irkildi. Oradan ayrlamad. Kala
bal yarp yarp limonata istiyor, bir dikite iiyor, gidip tede
duruyor, dinliyordu. Sonunda kendinden sz edildiini anlad.
Artk kalabalk birikince, o da korkarak, tuhaf bir duyguda, ne
rede olursa olsun oraya damlyor, limonata bile imeyi unutup
bylenmi, konuulanlar dinliyordu. Frnc, "onu yakalayp
asacaklar, Dervii de asacaklar," dediinde de bedeni batan
baa rperiyordu. Frncya, mama, bu kasabadaki herkese bir
an onlar ldrecekmi gibi dman kesiliyor, sonra bir k
ck szde onlar can gibi, yreinin iine sokacakm gibi sevi-

603
yordu. Onlar dinlemeyi i edinmiti, kimse olsun olmasn ma
nn tezgahnn yanndan ayrlamyordu.

Btn kasaba gnlerdir Yusufu, bir de Memet Aliyi, Mus


tafa Beyin hallerini, bana gelenleri, kurulacak fabrikalar, l
gna dnm, Yusufu yakalayamadka kuduran Yzbay,
Mahiri, Dervi Beyin olu Muzafferi, Muzafferle Memet Alinin
ilikilerini konuuyordu. Herkes iini gcn brakm bugn
terin bir daha ele gemez, eriilmez, zengin, renkli macerasn
yayordu. Akasazdaki makinalar de, makinalarn gelii, An
karadaki Mahir Beyin arkada da arada srada hikayeye giri
yordu. Ama illa ki, Yusufun var olup olmad, bir de Muzaf
ferle Memet Ali...

Yeni yaplan byk otelin salonunda toplanacaklard. Salo


nu Memet Ali tutmutu. Memet Aii yannda banka mdr Ze
ki Beyle sabahtan beri gelip gelip gidiyor, yresine sralanacak
lar uzun masay, sandalyalar, masann stne konacak kat
lar, smenleri, smenler yaldzlyd ve deridendi, yaldzl bar
daklar, srahileri gzden geiriyordu. Masann tam ortasna
kristal byk bir vazoda iri iri alm gller konmutu. Bunu
Memet Ali srarla istemiti, ta eskiden beri vazoda gller zle
miydi.
Ortaklar saat drtte teker, teker geldiler. Ortaklar kapda
avukat Cumhur Pelekoluyla banka mdr Zeki Zoydemir
karlyordu. Halil Aksoyolu Osman zbala, Memet Ali Mu
allim Rstem Beyle, Muzaffer de Ala Temirle geldi. Memet
Aliyle Muzaffer ilk olarak karlayorlard. Herkes tetikte bu
karlamay, sonucunun ne olacan, bu iki kiinin biribirleri
ne nasl davranacaklarn soluklarn tutmular bekliyorlard.
Onlarn kapdan girdiini grr grmez, .sanki krk yllk
dost, kardemi gibi sevin iinde glerek Memet Ali Muzafferi
karlamaya kotu. Azck heyecanl, biraz utanga, azck da
tedirgin, vard Temir Aay kucaklad.
Temir Aa: "Bu Muzaffer Bey," dedi. "Sarolu."
Glerek, biribirierine uzun uzun bakarak, tartarak, el sk
tlar. tekiler de yerlerinden kalkmlar kartamay en ince

604
davranarna kadar izliyorlard. Ala Temir Aa Memet Alinin
kulana eildi, usulca, "kucaklan," dedi. Memet Ali bir an
ikirciklendi, yz bir an gerildi, sararr gibi oldu. Muzafferin
elini brakt, onu candan kucaklad. Muzaffer de onu kucaklad.
Ve kol kola girip geldiler masaya yan yana oturdular. Hibir
ey olmam gibi i konumama baladlar. nce Zeki Bey s
ze balad, iin balangcn, Hkmet kredi ilikilerini zetledi,
Memet Ali Ankaradan daha dn gelmiti, o son gelimeleri
uzun uzun anlatt. Temir Aa konutu Memet Ali szn biti
rince. Konumalar saat yedide bitti. Balkl katlar imzaland.
Noter hazr bekliyordu, onaylad. Daktilolar iledi, gene noter
onaylad. Bu mutlu gn iin ehir kulbnde bir len vard..
Sevin iinde oraya kotular. Memet Ali ve Temir Aa imedi.
Gece yars len bitti. Memet Aliyle Muzaffer hep yan ya
naydlar. Btn toplant boyunca azlar kulaklarna vararak
konutular. ehir kulbnden de gene ikisi kol kola ktlar.
Ayrlrlarken Memet Ali: "Muzaffer, senden bir ey rica
edeceim, sen bu gece bizde kalacaksn. Bo ver bunlara, senin
le biz kardeiz. Bizim ok uzun bir gemiimiz var."
Muzaffer: "Tabii," dedi. "Sizde kalmayp da nerde kalaca
m. Estafurullah."
Ve bire bin katlarak Muzafferle Memet Alinin bu dostluu
kasahada daha o gn anlatlnaya balad.
Mahir Kabakolu: "Bizi," diyordu,"'byle el ele verdik
ten sonra bti blgede top ykamaz, top. Bu a yle bir a ki
bin yllk dman bile ite mum gibi eder. Uygar a uygarlk
getirir."
Ve Dervi Beye, can dman, onu aalayan Dervi Beye,
iindeki acy skp atamasa da btn btn, acmaya balad.
Hele Akyollu Mustafann hali beterin beteriydi. O ykk iftlik
evinden knarn da kmam, ben burada lrm de lrm,
diyor baka bir ey demiyordu. Mahir Bey u dnyann ncn
cncn anlayan cin gibi bir kiiydi ama bu adamlar, bir de
Dervi Beye fkesini, bir trl anlamyordu. Dervi Bey artk
kimdi, lse de yaasa da ne olurdu sanki, bitmi bir kii. Ha
varl ha yokluu ... Acaba yle miydi?

605
Scaklar basmt. Scaktan kular bile uamaz olmular,
varlkllar, ya da ii az olanlar Torosa yayiaya ekilmilerdi.
Mahir Bey karsn, ocuklarn yayiaya gndermiti. Kendinin
ok ii vard. Bir yanda Dervi Bey, fabrika ii, bir yanda Yusuf,
Yusufu yakalayamadndan dolay kalrolan Yzba, bir yan
da Akasaza alan kanal, Akasazn paylalmas stne pa
zarlklar, Akasazdan pay kapmaya can atan bir sr insan,
memur, Aa, kyller, yedikleri dayaktan uslanmam kyller
yine ucundan kysndan sazla ucun ucun giriyorlard, bu da
kimsenin gznden kamyordu, ta Ankaradan bile Akasaz
dan bir bahelik toprak isteyenler kyordu, bir yanda eltik
ii, pamuklar, kendi iftlii ba dndrc bir karklk, bir
hzla onu uratryordu. Kasaba uyumu gitmiti. Gene Der
vi Bey, Mustafa Akyollu, Muzaffer Memet Ali ilikisi, Yusuf
konuuluyordu ama eski hzn yitirmiti. Ta ki Dervi Beyin
kz kardei Sahahat Hanm kasahaya gelinceye kadar.
Tam kuluk vaktiydi, arnn ortasndan ksa etek, mavi
bluz, incecik orap giyinmi, uzun salarn omuzlarndan aa
dkrn, byk ela gzl, geni kalalarn, byk memele
rini sallayarak Sahahat Hatun geti. ardakiler nce bu kad
nn kim olduunu anlayamadlar, sonra birisi onu tand ve
syledi. Uyumu kasaba canland, dkkanclar dkkaniarnn
nlerine ktlar, haber bir anda btn kasahaya yayld, mahal
ledeki erkekler, yallar, delikanllar arya dkldler. Saha
hat Hatun alml, ba dik, hi kimseye, hibir yere bakmadan
ary bir utan bir uca kere geti. Sonra da yukarya, bozuk
baheye doru yrd gitti. Kollarnda altn bilezikleri parl
yor, yanp snyordu.
Narlar iek am, tozlarn altnda kalm canl iekler,
krmz bir yalrn gibi parlyorlard gene de. Krk dkk Erme
ni renleri nar ieklerinin gzelliinin rts altnda kalm
lard. Scakta tozlu kasaba yapayalnz, bombotu. Nar aala
rnda azm arlarn vzlts gittike sertleiyordu. Ykk ren
lerde azgn karaylanlar, akta kipkrmz kesilerek seviiyor
lard. Kimse dokunmuyordu ylanlara. Durgun yaz kasabann
lmlnde baz hayvanlar ve insanlar iin azgn iftleme
gnleriydi.

606
Sahahat Hatun delikanllar iki gn iin bozuk bahenin
kokulu yarpuzlar iinde ve tepeden trnaa, bir ova dolusu i
ek am nar aalarnn, scak koygun kokulu incir aalar
nn altnda bekledi. Eeklerle, ksraklada iftlemekten bkm
kasaba delikanllar, agzl, ateli, gzel bir kadna belki
mrlerinde ilk olaraktan sahip oldular. Dv kavga km
yordu. Sahahat Hatun eski bir alkanlkla her eyi iyi ayarlyor,
delikanllar kullarym gibi ynetiyordu. Ona kim dokunu
yorsa byleniyor, kul kle oluyordu.
Sahahat Hatun bozuk baheden haytla geti, orada da
kyl genlerle... Sonra tepeye vurdu, bir yarpuzlu pnarn ba
nda bir gece kald, sonra da ortadan yitti gitti, imi timi bellisiz
oldu. Onunla yatm genler gecelerce bozuk baheyi, aml,
akarsuyun akltalarn kilometrelerce ierilere kadar sevdii
haytl aradlar, kimseyi bulamadlar. Nedense kasahada o
gittikten sonra kimse onu konumad. Kasahaya byle bir kim
se ne gelmi ne de gitmiti.

Krt mam birden kudurdu. Tezgahn banda yar deli,


uzun kollarn batya uzatarak baryor, svp sayyordu. F
rnc, tekiler, bu kadar kzgnlnn sebebini bir trl anlaya
madklar mama yaklaamyorlard. mam o kadar fkeliydi
ki, limonata imeye bile onun yanna kimse gelemiyordu.
"Buldunuz," diyordu, "utanmazlar, orospular, uydurdu
nuz bir Yusuf, srf Sakally hapsetmek iin. Syleyin Sakall ne
yapt size, ne yapt? Gideceim," diyordu, "Ankaraya, kaca
m Babakana, bizim adammz yok mu sanki Ankarada, sy
leyeceim her eyi. Her eyi. Koca Reisi nasl ldrdnz.
Allahn bir adil adamm. Babakan da, eer adamsa, topa tuta
cak bu kasabay. Gene ekyalar devrindeki gibi Nazmi Beyi
gnderecek, o da ne kadar Aa varsa bu sefer Diyarbekire deil
Fizana srecek Fizana Aalar, duydunuz mu? Ulan hrpolar
Yzba da duysun, feritah da, Yusuf varsa da yok. Ulan itler,
biz burada susuyoruz diye Karamrsel sepeti, ingene davulu
mu sandnz bizi? Bizim, evet bizim birlikte Afyon cephesinde,
hem de Galiyada, hem de anakkalede akmak aktklarmz
imdi ibanda deiller mi?"

607
Kafesteki bir aslan gibi plak, dvmeli kollar uzanm,
narn yresinde ter iinde kalm, boyun damarlar imi dola
nyordu. Arada bir pantolonunu indirip kalasndaki yaray
gsteriyor, ''bunu," diyordu, "ananza oyna giderken alma
dm, bunu cephelerde dman yapt."
Kasaba korkmutu. mam delirmemise tehlikeliydi. Ona
yanamamak gerekti. Ya akayd konutuklar, ya ciddiydi,
ama ona yanamamak gerekti.
''Ulan," diyordu mam, "ulan, Akasaz kurutuyor Hk
met, o kurutacak, siz fkara kyllere bir avu vermeyeceksi
niz. imdiden pay ettiniz deil mi? Koca Reis olsayd bunu ya
pabilir miydiniz? Ulan bin yllk dman bartryorsunuz
dnyay yutmak iin. Bir de ocuk uydurmular, onu aryorlar,
Akasaz payialrken sesini kimse karamasn diye, dv ba
bam dv ediyorlar. Ulan allahszlar, Allah var yukarda Alla
aah!" Sesi kslyor, tslar gibi, gene de baryordu.
Ciddiye alnmasa da artk mam ekilmezdi ve ok ileriye
gidiyordu.
Mahir Bey onu bir sabah gene barmaya balayacakken
yakalad: "Dur," dedi, "dur mam, iler bildiin gibi deil. Gel
benimle."
mam kuzu kuzu ardna dt. Mahir kuytulukta ona ko
nutu: "Aman," dedi, "sen ne yapyorsun, adamn dilini keser
ler! Koca Reisi kim ldrm? Kular avlarken merdivenden
dp lmedi mi? Yusuf da l deil, var. Herkes biliyor.
Aman mam, Yzba zaten delirmi, bulamyorum diye. Seni
alp gtrecekti, ben yalvardm yakardm da ... Aman bilin mi
sus. iler bildiin gibi deil."
mam onu dinledi, birka gn azn bile amad. Kasaba
lm gitmiti. Bu birka gn iinde bir ey gzne arpt ma
mm, uzun boylu, buruuk, tozlu giyitli, yz gz toza batm,
iri gzl bir delikanl karya dikiliyor, gzlerini ona dikmi
krpmadan bakyordu. mam ona baknca da, gzleri karlan
ca da arkasn dnp oradan uzaklayordu.
Ne oldu ne olmad, birisi mi onun sabrn tard, mam ge
ne Yusuf yok, Koca Reisi ldrdnz, Nazmi Bey gelecek, sr
gn, Akasaz demeye, eskisinden de daha hzl barmaya ba-

608
lad. Barmaya balad gnn ikindisi bir astsubay drt can
clarnayla gelip onu ardan alp gtrdler. Candarma ku
mandanlnda Yzba onu ate saarak karlad, stne y
rd, dvecekti, orada bulunanlar, Muallim Rstem Bey, Ma
hir, Cafer zpolat, Ala Temir araya girdiler. Ama Yzba ku
durmu, delirmi, azna geleni sylyordu ona. Ne kylleri
ayaklandrd, ne vatan hainlii, ne son Trk devletini ykma
abas kalyordu.
"Aslacaksn," diyordu. "Aslacaksn. Aslmazsan da mr
boyu hapiste yatacaksn. Kim ldrd Koca Reisi kim? Yusuf
yok mu? Yok da koca bir devletin btn gleri da ta onu ne
den aryoruz?" Ayaklarn yere vuruyor, yanna varyor, aa
dan yukar ona bakyor, dnyor, rpnyor, kzyordu Yzba
. "Syle, syle," diyor, baryordu.
"Zincirleyin bu tehlikeli, son Trk devletinin dmann,"
diye candarmalara emir verdi Yzba. "Zincirleyin ve gzalt
na atn. Haydi mar."
Krt mam o gece slak, pis kokulu gzaltnda kald, gzle
rine bir damla uyku girmedi. Bir gecede tm can bedeninden
ekilip gitmiti. Ayakta duracak hali kalmam, yz yeil bir
sarya kesmiti.
Saat onda onu pis kokulu, karanlk yerdert alp Yzbann
karsna kardlar. Aalar, Savc, Kaymakam da oradayd.
Yzba: "Sen bu Beylere dua et," dedi. "Yoksa bu yanda
seni lnceye kadar byle zincire vurdururdum. Bu Beyler se
nin etiiye stlye karmaz iyi bir adam olduunu sylediler
de imdilik, bir daha hi konumayacarta sz verirsen seni
balayacam. Syle sz veriyor musun?"
mam nne bakyor, yanaklar seyirerek susuyordu.
"Syle," diye baryordu Yzba. mam karlk vermi
yor, durumunu da bozmuyordu. Yzba, "syle syle syle,"
diyor baryor, o azn amyordu. Yzba bard ard,
yresinde dnd, teki kan ekilmi, sar yeil yzyle, zincir
lerin arlndan azck bklm yle durdu kald.
"Aln gtrn bu vatan hainini," diye grledi Yzba.
"karmayn oradan, mahkeme gnne kadar. Bir de zabt tu
tun, tanklar bulun halk tahrik ettiine dair. Haydi ... "

609
Yerine oturdu. Ama bir trl yerinde duramyordu.
Mahir Kabakolu: "Onun yerine ben sz veriyorum," de
di. "Yazk mama."
"Ben de," dedi Muallim Rstem Bey.
"Bir daha byle ileri geri sz sylememeye sz verirse
mam Aa ben de," dedi Ala Temir. "Ben de... mam iyi bir
adamdr."
"Brakn gitsin," dedi Yzba. "Hele bir daha konusun da
greyim onu." Belinden tabancasn kard. "Hele bir daha ko
nusun yle." Tabancasn mama evirdi. "Onun azn kur
unla doldururum."
mam ayaklar biribirine dolanarak merdivenleri suskun,
ar, klm, kamburu km indi, evine yolland. Kars
onu kapda her zamanki gibi sakz gibi ak bartsyle bekli
yordu. Belki de dn akamdan beri olduu yerde kprdama
dan onu bekliyordu. ilingir sofra dn akam kurulduu gibi
el dememi, yerindeydi.
mam ban kaldrp karsna bakamad, glemedi, doru
gitti kendini yataa att, gn batncaya kadar uyudu. Uyand
nda karmakark yz aknd. Kars bir ibrikten eline su
dkt, o ova ova bol kpkle yzn yudu. Sofrasndaki me
zeler yenilenmiti, oturdu. Sonra gzlerini karsna dikip uzun
uzun ona kederle bakb, dudaklar kprdad, yutkundu, bir s
re konuamad, birka yudum ekti gene konuamad. Bir
yumruk gelip gelip boazn tkyordu.
Serince bir yel esti, yukardaki asma, kavak yapraklar hr
dad. Ondan sonradr ki mam konuacak gc kendinde bula
bildi.
"Hanm," dedi, "bundan sonra bu kasaba bize hayretmez,
teheriyi torla topla da arbk g edelim. Nereye olduunu bil
miyorum ama, buradan kalm da ... "

610
75

"O iyi insanlar, o gzel atlara ...


"

Suskun, duru, yamaz gibi sar yamur inceden attryor


du. Yok gibi. Ortalk bir sapsar, slak aydnlamyor, bir sapsar,
slak kararyordu. Uzun, geni bir aydnlk delii ardndan Ak
asaz, aalar, Anavarza soluk, bulamk gzkyor, bir yitip, bir
an sonra da ortaya kyorlard. Gne yok gibiydi. Unutulmu
gitmi, belki de hibir zaman domam ... Ya da tekmil gky
zne un ufak olup dalm. Yamaz gibi sar yanurda yer
yer balkmalar, akmalar, yldz akmalar. .. Yamur youn tu
runcu, toprak kaynam, bir olmu, aradaki izgi kaym, da
lm, bir an gkyz koyulayor, bir an toprak alyor. Baz
aydnlk sardan, baz koygun turuncudan daha koyu lekeler
grnp yitiyorlar. Dingin sessizlik n n ediyor ortalkta.
Balk koygunu bir iniyor, bir kyor, bulamkln ardnda yiti
yor, birden apak ortaya kyor, her ey belli, gzkyor her
eyiyle. Atlar doru, kr, al, demirkr; gm savatl takmlar,
gne gelir gibi, doar gibi balkyp snyor. Atlar ar, dizleri
ne, karnarna kadar bala batmlar, bitimiler, bal yara
rak, arkalarnda snen balkla birlikte yryerek geliyorlar,
zorluyorlar sar yamuru, turuncu bal yararak, btnlee
rek Scak bunaltyor, sar koygunlukta, ince ltlada btnle
erek ttyor.
Atllar yan yana, bal yararak, kprdamaz gibi ilerleye
rek. Sar yamur bir geceye derek, sar bir karanlkta, bir
gndzde balkyarak gelen atllarn boyutlarm deitiriyor.

61 1
Turuncu bir traktr dizisi arkalarnda, bala saplanmlar,
kamyorlar. Atlarn kuyruklarn balamlar.
Konan avlu duyarna iri bir ku geldi, konar gibi deil,
bir ta gibi ar dt. Kanatlar bir sre alm, biribirine ge
mi rpnd, sonunda dengesini salam oraya yerleti. Tyle
ri domur domur olmu slak, boynunu iine iyice ekti, rnak
laryla salam duvara yapt, bir top oldu, orada, duvardan bir
para, kalakald. kinci ku da dt az sonra, tpk tekisi gibi.
Sonra nc, drdnc, beinci... Avlu duvarna, batan sona
slak, m, boyunlarn ilerine ekmi kular sralandlar,
duvarn parasydlar.
Traktrlerin sesi grledi, ovay salladlar, dumanlar salver
diler. Toprak koyu turuncuya kesti. Bala saplanm atlar, st
lerindeki binkiler koyu, snek, balk turuncusuna kestiler.
Tyleri domrumu kular balk turuncusu, yapkanl, ar
l oldular. Bir daha hibir zaman kanatlarn kaldrp uama-
. yacaklard belki de, ar, balktan, tatan...
Atlar snek bal zorluyorlard. Srtlar dumanlanyor,
ttyordu. Binidier bu duman iinde kalyorlard. Birden n
deki atl koptu yerinden, boand, doludizgin, aya topraa
demiyor gibi. Onun komasyla birlikte ovada sessizlii yr
tan, kl gibi kesen bir lk da ykseldi. Atl lkla birlikte
konan kapsna geldi durdu. lk younlaarak konan
kapsna vuruyordu. Atldan bir inilti geliyordu, insann sinir
lerini altst eden, kusacam getiren. lkla, iniltiyle, ba
dndrc bir hzla atl konan yresinde dnmeye balad.
teki atllar da boanmlar, onlar da konaa gelmiler lk
larla, bir an kapda durmular, sonra teki atlnn ardnca sav
rulmulard. Atllar konan yresinde dnyorlar lklarla,
kular da ar, balk kanatlarn lklarla kaldrp kaldrp
indiriyorlard.
Kuun bir tanesi tap diye l gibi avlunun ortasna dt.
Toprak sarslr gibi oldu. Oraya, tozlarn ortasna serili kald.
Kanatlar bala gmld. nde koan atl da onun ardndan
avlunun ortasna dt, atn ayaklar dizlerine kadar topraa
batt. Bir daha da yerinden kprdayamad. Dervi Bey odasnn
penceresinden ayrld sofaya geldi korkulua dayand. Yz

612
sanyd, elleri titriyordu. Bir ho yordu, bzld. Avludaki
atl kanl bir bala bahp kmh. zengisinden damlayan
kanlar avlunun tozlarn oyuyordu, p p... atr atr gne
ortal yakyor, topra eritiyordu. Sar yamur durmadan
ydryordu. Kan tozlarn iine glleniyordu. Sar edici lk
lar yamuru, sca kesiyor, ldryor, insann iliklerini rt
yor, titretiyor, tyor.
Avlunun ortasndaki kan orlayarak akan adam, gzleri
byyerek, esmer yz acdan allak bullak, yerde tozu oyan,
kpren kann seyrederek, iki bklm, boynu kannn gllen
dii yere sarkm kalm, sunmu ... Dervi Bey zlm yor
gunluktan, bitkinlikten yerinden kprdayamyor, baryor, ba
rts biribirine gemi kaya yanklarnn, at kinemelerinin
iinde yitip gidiyor, ku lklannn, kanat aprhlarnn ara
snda, kular ta kanatlarn kaldramyorlar, az ak, sesi ba-
rmaktan kslm, tslyor. San yamur da ta kesildi, yorgun,
bitkin. Her ey ta kesilmi, kprdamyor. Atllar lk la
avlunun ortasna dolutular. Bala karniarna kadar sapiand
atlar. Dervi Beyin yrei bu anda durayazd. rkildi. d.
likleri, sesi, toprak rd, koktu. Adamlar ard ardna atlarn
dan atladlar, bala sapiandlar gbeklerine kadar. Balktan
adamdlar. Giyitleri, salar, yzleri, her yerleri balktand.
Dervi Bey terliyordu, her bir yan, salarnn ucu bile terliyor
du, eki, yakc. lklardan hibir yeri gremez oldu bir ara.
Her ey silindi. Yamur grledi, sallanan dklen bir frtnada.
Dervi Bey yorgunluktan yok gibiydi. Gzleri ba sarkm uza
m, topraa dedi deecek adamn gzlerindeydi. Adamn
gzleri de yorgundu. Yorgun adam ar ar doruluyordu.
Doruldu, elindeki dizgini Trkmen eyerinin kana takh, gene
sarkh. Kollan iki kanat gibi aldlar, topraa dt, kollan al
m. Bir elinde nagant tabaneas san yamurla meneviliyordu.
Dizlerine kadar bala gmlm, kan akyordu. Bir kten gi
bi bal yara yara, ilerledike beline kadar gmlerek konan
kapsna geldi, yannda Muzaffer vard, kolundan tuttu adam
gtrd avlunun ardna koydu. Kular kprdamadlar. Bala
sapl adamlar inildediler. Atlar kinedi, kular yerlerinden k
prdamadan, lk la kanatlarn rphlar. Muzaffer avlu

613
kapsn kapad, srmeledi, hibir ey olmam gibi, kollarn
sallayarak, aznda piposu, ba yukarda konak kapsna geldi,
arkasna dnd bakt ki, ne grsn, adam yannda, bal yara
yara gelmi, can ekiiyor. Dervi Bey yorgunluktan kprdaya
myor, rpnyor, baryor, deliriyor, varp kan tkenen adam
alp yukar karmak istiyor, olmuyor, yapamyor. Muzaffer
adam yle bir tepeden szd, koluna girdi, srkleyerek g
trd avlu kapsna yeniden koydu. Kan tkenen adam daha
Muzaffer konak kapsna varmadan kapya geldi. Muzaffer f
kelendi, yaral adam kaph gibi, adamla Muzaffer arasnda
inat bir cebelleme balad. Sonunda kan tkenmi adam
kendini Dervi Beyin ayaklarnn dibinde buldu. Hidayet, ky
ller, Hatun geldiler. Dervi, "abuk abuk adam lyor, kurta
rn onu," dedi. Sesini duydular. Adam gtrdler, kana bal
a bulanm adam yudular arttlar. Adamn kara gzleri git
tike byyor, aknlkla, kara kvrck sakal meneviliyordu.
Yamur dindi, lk. .. Avludakiler atlarna bindiler, hep bir
azdan bardlar.
"Sultan Aa, Sultan Aa, Emir Sultan, Emir Sultan, gel bi
ze, gel bize sen kaderinden kurtulamazsn. Deil Sarolu Der
vie snmak, Sultan Sleymana bile snsan ka derin elinden
kurtulamazsn."
Sustular, beklediler. imekler akt, imekle gkyz par
aland, para para stlerine dkld.
"Dervi Bey, Dervi Bey, sen onu ver !?ize. Vermezsen alrz,
konan bana ykarz, Yusufu Yzbaya teslim ederiz."
Dervi Bey: "Aln," dedi. "Aln, ite orada Muzaffer. Byk
olum. Aln sizin olsun. Ne yaparsanz yapn ona. Emir Sulta
n, bana snm, bana balayn. Yusufu bana verin."
Adamlar gldler, Muzafferi top gibi elden ele attlar, ''bu
nu mu, bunu mu veriyorsun bize? Bu neye yarar ki, al senin ol-
sun."
Muzafferi Memet Ali kurtard. Otomobili kapda durmu
tu. Byklar yeni terlemi, inceydi. Hasr apka, beyaz gmlek,
ayakkab, beyaz pantolon ... Vard Muzafferi onlarn elinden al
d, koluna girdi, konaa kmseyerek bir gz att, Dervi Beye
tepeden bakt, Dervi Bey tabancasna davrand, tabaneay kl-

614
fndan skernedi. tekiler gle oynaya otornobile bindiler gitti
ler. Onlar gider gitmez buldozerler skn etti, koyu turuncu,
kona sardlar. Atllar atlarndan indiler buldozerlere bindiler,
konan yresinde topra, kona sarsarak dndler. Bir an
buldozerler duruyor atlara atlayp dnyorlar, bir an atlardan
buldozerlere geiyorlar dnyorlard. kindist san yamur
dindi, tyleri darnurmu slak kular utular, konan stnde
utular.
Adarnlar avlunun ortasna, ellerinde filintalar sralandlar.
Beklediler kprdarnadan, gzleri yurnulrnu. Hep birden az
lan ald, bir olmu bardlar: "Emir Sultan, Emir Sultan, sen
dinleme o deliyi, sen dinleme onu. O ldrm. Sen kendin ka
gel, o delinin elinden kurtul da gel."
Emir Sultan sesi duydu, gzlerini at, ateler iinde yan
yordu. Ayaa frlad, kendini dar att, "aln beni, aln beni,
bktrn bktrn, paralayn beni, yeter," diye bard. Hidayet
vard, Emir Sultan kucana ald, kk bir ocuk gibi kalmt
Emir Sultan, yukar kard yatana yatrd. Krt Cerrah, "bu
adam bir ay daha yataktan kamaz, yaras ar, yataktan kar
sa lr," dedi.
"Ver onu bize, ver onu bize, Yusuf bizim elimizde, vermez
sen bu akama kadar onu Yzbaya gtreceiz."
Bir adam geliyordu aadan, cerenlerin ortasnda. Toz di
rekleri, binlerce yay gibi, kvlcmlar gibi akarak gelen cerenler
le. Cerenlerin iinde Yusuf bir beliriyor, bir yitiyordu. Gerenler,
toz direkleri, Yusuf, kular biribirierine kartlar Akasaz st
ne byle karmakar aktlar. Adam ortada kald, ba gsne
dm geni halkalar izerek kendi yresinde dnyordu.
Buldozerlerden inip atlara binen adamlar, atlarnn takm
larn, zengilerini akrdatarak konan nne sralandlar:
"te grdn gznle, ite grdn, ite grdn," diye bard
lar. "Ver Emir Sultan bize, ver. Baka aren yok."
Yzba onlara kornut verdi. Olduklar yere dikildiler k
prdarnadlar. Arkalarnda atlar tepiniyordular. Atlarn arkasn
da buldozerler rnazot kokarak alyordular. Yzba bir bul
dozere bindi gitti, tepeden, ldrc, aalayc bir bak attk
tan sonra Dervi Beye.

615
"te grdn, grdn ite."
Her yer karanlk bir toza hatt kt. Emir Sultan boynu b
kk karsna geldi dikildi: "Hakkn helal et Bey," dedi. "Ben
bittim," dedi. "Daha fazla uzatmann ne gerei var, benim so
num belli. Ben gidiyorum. Ver beni de Yusufu ellerinden al!"

Dervi Bey konuamyordu.


Emir Sultan elini koynuna soktu, altn ileme bir hamayt
kard koynundan, ''bu sende kalsn," dedi. "Seni dmanla
nndan, bilcmle ktlklerden, zulmlerden, aalanmalar
dan korur."
Dervi Bey eline ald hamayl, uzun uzun bakt, dndrd
evirdi bakt, glmsedi, gnlerdir ilk olaraktan yz aydn
land: "Neye gerek, neye gerek, bundan sonra neye gerek eeey
Emir Sultan, sen gittikten sonra ... "
Hamayl ona geri verdi. teki ald koynuna koydu, bir ey
sylemeden... Merdivenleri indi, avluya vard, orada, atrda
yan gnein alnnda kalakald, glgesi koyu, ayaklarnn dibine
reklendi. Kan szyordu.
Krt Cerrah: "Olmaz, olmaz olmaz Bey, bir adam bir evden
bu halde kp gidemez. Bu ukurovada insanlk toptan ld
.. ?
mu. "
"ld Cerrah ld," dedi Dervi Bey. "ukurova ld."
"Gene de olmaz," dedi Cerrah.
Buldozediler, atllar tozu dumana katarak, o anda avluya
dolutular, sevin iinde. Azlar kulaklarna varyordu. Islak
kular gene yorgun, ar, domurlam tyleri, kanatlanyla gel
diler avlu duvarnn stne dkldler.
Adamlar kulan grnce amatalarn, sevinlerini daha
artrdlar, kulara kotular, her birisi bir ku ald avlu duvarnn
stnden, slak, ar, kprdayamayan. Her kuu kapan o anda
ekip boynunu koparyordu. Bir anda avlunun ii ku lsyle
doldu. Kular bittike yeni kular akp geliyor, avlu duvarnn
stne konuyorlar, onlar konar konmaz adamlar kapp boyun
larn kopanyorlar, balarn bir yana, gvdelerini bir yana at
yorlard. Avlu bek bek ku lleriyle doldu. Kanla, slak ty
le, solmu gzle doldu.
"te grdn Emir Sultan, ite grdn, ite, ite."

616
Emir Sultan direin dibine bzlmt, kck, yok ol
mutu. Canl, iri, yalm karas gzleri aknlktan delirmi, k
vrck sakal titriyordu.
"Verme beni onlara Bey, verme! Sen Sanolusun, ben gel-

dim sana sndm. Nasl verirsin onlara beni."


Dervi yorgundu, ilikleri, topra rmt.
Merdivenlerden uzun boyunlu, hep glen, mavi bir kravat
takm, lacivert giyiti dzgn, tl, yakasna bir mavi mendil
sokmu, ftr iekli, ayakkabs rugan, yere basmaktan korka
rak, usul yryen bir adam kt, sofann ortasnda durdu, ara
trd, soukkanlyd, gzlerini kaldrd, cebinden ak katlar
kard, okudu, bitirdikten sonra direin dibindeki, iyice klp
gitmi Emir Sultana geldi, banda durdu, ona baka pembe bir
kat gsterdi. Emir Sultan elindeki tabaneay kuzu kuzu ona
teslim etti, ayaa kalkt. Ba gsndeydi, yle yrd merdi.:.
venin bana kadar, orada bir an durdu Dervi Beye bakt, gz
gze geldiler. Dervi Bey gzlerini indirdi, ban kaldrdnda
Emir Sultan yoktu. Avludan gelen sevin lklarn duydu.
Balkona vard. Emir Sultan orada, avlunun ortasnda duruyor
du, ba sa omzunun stne dmt. Bir an lklar kesil
di, mavi kravatl adam: "Aln," dedi, parmayla Emir Sultan
gsterdi. "stediiniz bu deil miydi, aln yleyse."
Birden Emir Sultann stne saldrdlar. Dervi Bey gene
bir ara Emir Sultanla gz gze geldi, sonra her ey toz iinde
kald. lklar, gller, homurtular... Toz aldnda Emir
Sultann paralanm, kana batm km ls ku llerinin
stnde yatyordu. Kolunun birisi kopmu.
Sar yamur geceye dnerek usul usul, yamaz gibi ince
den belli belirsiz, saydam yayordu. Bala, saman plerine,
toza bulanarak...
Dervi Bey gzlerini Akasazn stne, eski Anavarza
renlerine evirdi.
"O iyi insanlar.. O gzel atlara ... "
.

617
Gece kmldyordu, ar, slak, boucu. Tabaneas bedenin
den bir para gibiydi. Merrnilerin anm parlakln elleriyle
duyuyordu. Sesler yandan, arkadan, nden bir duvar gibi, su
gibi ykseliyordu. Yorgun, bitkin bacaklarn kmldatacak hal
de deildi, bir deri bir kemik kalm bedeni ahrdyordu. Kula
na btn bu grltlerin iinden bir ses geliyordu ama bu se
si bir trl seemiyordu, sar sessizlie benzer bir ses. Sesin
ardnda bir ara kafiri grd. Kafir bir aydnlkta grnp yiti
yordu. Ayana bir zncar takld, dikenleri bacaklarn yrtt,
kanlar szyordu lk lk. "Kama kafir," dedi usulca. "Korkma
benden." Bekliyordu. Bataklk, .gecenin sessizliinde i ekiyor,
soluklanyor, yresindeki topra sarsarak homurdanyordu.
Kafir onu grr grmez de kalka bataklk kysnca kamaya
balad. "Kama kafir, korkma." Kafir aldrmyordu. Dizleri fel
dirdiyordu. Kafirin ardnca bataklk kysndan kouyordu, eli
tabancasnn tetiinde. Kafir kendisini batakla kaldrd att,
sular onu yuttu, kprd. Orada, sularn kafiri yuttuu yerde
gn aarncaya kadar m, bzlm, tabaneas eline ya
pm bekledi. Gn rken su kaynat, bir insan ba genili
indeki yeri kpklenip kabarckland. Sonra uzun, kadn sa
lar gibi salar yzd suda, ardndan aln, gzleri, burnu, ar
dndan da btn ba kt suyun yzne. Katlarak glyordu.
Bu Memet Alinin bayd. Tetie dokundu, o tetie dokunur
dokunmaz ba kafirin ba old.u. Solgun, kederli. Tetie asld,
ba suya kere girdi kt, sular kprd, bataklk yerleri sar-

618
sarak solukland, ba gene Memet Alinin ba oldu. Bu bi,r oyun
olacakt, o kurunu sktka ba bir Memet Ali oluyor, bir kafir.
Bu oyun gn kzdrncaya kadar srd. Sereler dallarda deli
cesine vcrdamaya baladlar. Kulaklarm pamukla tkad, ge
ne de sere seslerinden duramad. Kardaki aacn daUarna
el skt, dallar krlp yere serildiler. Sereler umad, grl
tlerini de kesmediler. Bir duman, bir karabulut indi aacn s
tne. Sereler grltlerini daha da artrdlar. "Gidin bam
dan, gidin bamdan, ben buradan hibir yere gidemem. Kan
drdnz beni, hepiniz, hepiniz." Bas bas baryordu. Sesi orta
l nlatyordu, serelerin vcrtlanna karm. Gk batan
baa yarld, ardnda bir karanlk boluu ald, yere iniyor.
Bataklk patlad, kafiri kyya sazlann stne att. Kafir ar
ar soluklamyordu. Kafire yetirnek iin kotu, yanna vard, o
yaruna varr varmaz, kafir bir yaya baslm gibi kendini kaldr
d batakln iine att, bir sre amurlu su onu yznde tuttu,
sonra da ar ar dibe ekti. "Olmaz olmaz, gitme kafir, bu ol
maz," diye bard sesi kslncaya kadar. Yzlerce yerden, ka
yalklardan, bataklktan sesi dnerek yankland. "Olmaz ol
maz." Gzn kafirin batt yere dikti, bataklk kurudu, top
rak yarld, ta gibi oldu. Kafir bir amurdan heykel gibi orada,
yarlm topran stnde serili kald. Serelerin sesleri arasn
dan kulana bir inilti geldi. niltiye kotu, kafiri, bu amur
adam srtlad, erimi bir gm gibi yanarak akan suya kotu.
Kafir srtnda inliyordu, kaldrd suya att. Kafirin amurlar
dkld, karsna rlplak elleriyle hayasm rterek dikildi.
Yz solgundu. Gzlerini kapamt, hacaklar feldirdiyordu,
bacaklarnn uzun kllan dikilmiti. Gsnn, kollarnn, ha
yasnn kllar da ineler gibi dimdikti. Salan dimdik, kirpi ok
lan gibi. Yz uzadka uzuyor, soluyordu. Kafir inliyordu,
ada benzer bir inleme. Tabaneay dorulttu, o tabaneay do
rultur dorultmaz, kafirin yz o anda silindi, yerine Memet
Alinin yz geldi kondu. Memet Alinin yz inat, alayc, te
peden, aalayan, glyordu. Memet Alinin bann yresinde
baka birtakm balar belirdi. Hepsi de glen. Bu balarn hep
sini tamyordu, ama karamyordu. Mermi torbasn arad bul
du, kurunlar tabancamn topuna doldurdu boaltt, doldurdu

619
boaltt. Gzlerini at yumdu. Karsnda sar izmeleri, atla
m, kabuk balam dudaklar, karmakar yar dklm sa
lar, kamburu km kafiri grd. Bir karaylan geldi kafirin
boazna doland, uzun, kaln, gl bir yland bu. Kafir iki
eliyle tutmu boazn skan ylarn amaya abalyordu. Aln,
boyun damarlar parmak parmak km, gzleri prtlemiti,
ylan azndaki kurbaa gzleri gibi. Kafir urat urat boy
nunu skan ylandan kurtulamad, sapsar kesildi, frtnaya tu
tulmu gibi ne arkaya, saa sola bkld, boaz kesilen bir
adamn kard sesleri kard, kendi yresinde sallanarak
dnd dnd, dizleri krlarak batakla yrd, batakln k
ysna geldi, gbee kadar amura sapland. Karanlk bast,
uzun bir sre orada, batakln kysnda bir kprtdan baka
bir ey gremedi. Nalbant atn nallyordu, nallarda eki sesle
ri. Tellal yannda duruyordu, malzun ocuk yzyle, inat.
Kotu, hanerini ekti, ylarn bandan tuttu, kesti, karanlk
ald Memet Ali glyordu. Kesilmi ylan geniledi, uzad,
mercan gzleri lad, atall dili, uzun dileri sivrildi, Memet
Aliyi kskvrak, tepeden trnaa sard, boynunu skt. Memet
Alinin gzleri prtledi. Memet Ali daha glyordu. Birden y
z aclat. Mavi traktr, paletleri topra yararak, pis bir koku
yayarak geldi evin duvariarm sarst. Duvarlar salland. Turun
cu traktr de geldi. Ardndan yeil, sar, krmz traktrler gel
diler aviuyu doldurdular. Kafir Memet Aliyi boynundan tut
mu traktrlerin tekerleklerinin altna srklyordu. "Kurta
rn, kurtarn beni bu kafirin elinden." Bard bard, sonra se
si birden kirp diye kesildi. Bir traktr hzla geti, Memet Alinin
ezilmi ba imento kaldrrnn stnde yamyassyd. imi
bir gz, ince, ak bir ipe bal, bandan uzakta duruyor, gl
yordu. Gzn stnden bir traktr geti. Gz gene glyordu.
Gzn stnden durmadan traktrler getiler, gz gene yle
imi, lam, iri bir smklbcek gibi salyal orada duru
yordu. Kafir geldi, Memet Alinin lsn toplad bir uvala
doldurdu, "al," dedi, ''bu senindir, ne yaparsan yap."
Dililer dnyordu, ar, geni, grltl, top top bezler,
kumalar dokunuyordu. Kafir . elindeki uval diiilere verdi,
azar azar. Memet Alinin l duyuldu kere, st ste. Kafir

620
attan indi imdi, merdivenlerde ayak sesi. Merdivenler yaylan
yor. Sofa da salland. Ayak sesleri oald, oda oda geziyor, ba
basnn evi gibi. Yrei skld, kusaca geldi, rlplak oldu.
Elleri hayalarnda. Birden ellerini hayalarndan ekti, hayalar
szlad. Tm bedeni bir lm acsnda gerildi, tabancasn bir
anda doldurdu, namluyu kapya evirdi, Memet Alinin sesini
duydu. Ses emirler veriyordu. Tabancann topundaki mermiler
kendiliinden boaldlar, serelerin vcrts ortal ald, dallar
da binlerce sere kaynatlar. Kafir kaldrd kendisini batakla
att, "beni kurtarma, beni kurtarma!" diye bard. stnden
atllar geti, kafir at ayaklarnn arasnda, tozun amurun iin
de debeleniyordu. Azgn, doludizgin, keskin, parlak nall atlar
geliyor kafirin bana basyorlar, nallar kafirin ban yamyass
ediyor, kafir atlarn ayaklarna sanlyor, o at brakp onun aya
na, o at... Atllar geip gittiler, kafir ortada, tozlar usul usul
iniyordu, rlplak kald, batan ayaa kan iinde. Elleri haya
larnda. "Vur beni, vur beni," diye baryor, kendi yresinde
deli gibi dnerek. "Vur beni, vur beni de kurtar. Bunca yllk
gemiimiz var. Sen isteseydin ben seni vurrnaz mydm, vur
beni."
Memet Ali karda durmu glyor. Kvan iinde. Ak
pantolonu, apkas, ak eldivenleri, gne gzl, l l bir
otomobilin yannda. "ldr beni, kepaze olduk. Aklszlmz
dan, inadmzdan, uyamamazlmzdan kepaze olduk. Bu son.
ldr beni de kurtar beni. Sen beni ldreceksin, ldiirrnelisin.
Hakkm deil mi?"
Orada, gnein alnnda, kanl, scakta kan sas sas kp
rerek, toza damlayarak, elleri hayasnda, yumulmu, yalvara
rak bakyor. "ldreyim seni kafir. Bu benim hakkm, senin
de... Doru, seni ldrmeliyim. Bu i de bylece bitsin." Boynu
bklm, gzleri l koyun gzleri gibi olmu, yalvaryor. Ta
bancaya davranyor, kaldramyor, tetie basacak gc kalma
m, elleri titriyor. "Dur kama, azck dur, gcm toplayaym,
ldreceim seni, kurtaracam. Dur yerinde azck." Candar
malar geliyorlar, sngl. Sngleri gnde yanyor. Saryorlar
kafirin drt yann. O ona itiyor kafiri, o ona... Top gibi oynu
yorlar onunla. Koliarna ar kelepeler, boynuna zincirler tak-

62 1
yorlar, boazna bir ip takp ipi atn stndeki Yzbann eline
veriyorlar. Yzba atnn stnde konurlu, dimdik, gsn
iirmi, sarn bir kurda benziyor. Atn sryor, hzl, kafir
yere kapaklana kalka, kapaklana kalka ardnda srkleniyor.
Toz duman kaplad ortal. Sca tozu, korna sesleri
yrtt. Memet Alinin sesi: "Dur Yzba... Hazr ol!" Yzba,
"buyurun Beyim, Memet Ali Bey." Memet Ali vard, "gemi
olsun amca," dedi. "Kusura kalma seni tanmamlar." Yzba
ya dnd, kvan iinde glyordu. "Brakn Beyefendiyi," de
di. "Bir yanllk olacak. Ne bu zincirler, ne bu kelepeler. Kimi
gtryorsunuz?"
Kafiri hemen braktlar, Memet Ali onu otomobile ard, .
otomobilin kapsn kendi eliyle aarak, kafir vard, karsnda
durdu, yzne tkrd. Memet Ali kvanla gld, otomobili
ne bindi srd, kafir toz toprak iinde rlplak kald, koarak
avluya geldi, yere kapakland, tozlarn iine serildi kald. Vard,
elinden tuttu. "yi yaptn, iyi yaptn," dedi. "Korkma seni ld
receim."
"ldremezsin," diye iniedi kafir. "ldremezsin beni. Bu
iyilii yapamazsn. Elierin titriyor, tetie basacak gcn kalma
m."
"Kalmad," diye inledi. "Yoksa seni byle rezil kepaze eder
miydim dost dman iinde. Sen benim can dmanmsn. Ka
nmsn, canmsn. yi yaptn ona, iyi yaptn."
Kafir ilk defa gld. Elini uzatt, elini tuttu, scack. kisi
sevgiden, dostluktan rperdiler.

Ve bekliyordu, pencereye oturmu. Aa yoldan kamyon


lar, otomobiller, traktrler, batzler geiyordu, toz iinde kala
rak, sesleri Anavarza kayalklarnda birka misli byyp yan
klanan ... Dalda iki sere oynayor, vcrdayorlard, namluyu
evirdi ona, tetii drd, serenin birisi tyleri havada sa
larak darmadan yere dt. teki sere bir sre ortadan yitti,
sonra geldi yerde parampara, dalm arkadann ls y
resinde lk la dnmeye balad. Yrek paralayc bir
durumdu. Namluyu dorulttu, dalm tylerin bir kula ka
dar stnde uan sereyi nian ald, tetie bast, ortalk bir ty
duman iinde kald. kinci serenin lsn gzleriyle arad
arad bulamad.
Yrei tetikte, gnlerdir byle, serelere nian alarak, or
tala tyleri saarak bekliyordu. Pencerenin altna, dut aac
nn yresine kediler dolumular bir ty duman iinden d
ecek paralanm sereleri bekliyorlar, ku der dmez de
atik davranan birisi kapyar kayor, tekiler de ardna d
yorlard.
Yal kadn bir sabah, bir len, bir de akam geliyor piir
dii yemekleri bir bakr tepside getiriyor tozlu, yanlm, yer
yer kurt yemi, bir aya sallanan masann stne koyduktan
sonra: "Grnrlerde bugn de kimse yok," diyordu. "Bu ya
knlarda ne bir atl geti ona benzer, ne de bir yaya."
"Gelecek," diyordu. "Nasl olsa gelecek. Bugn deilse ya-
nn."
Gnler gnleri kovalad. Bir kere yaz scann stne bir
yamur dt geti. Artk sereler pencerenin azndaki dut
aacna gelmiyorlar, vcrdamyorlar. Karki aalara bile bir
ku konmuyor. Akasazn soluklanlar gecede motor uultu
larna, Anavarza kayalklarnn yanklarna kanyor. Adamlar
geliyor, eski, dost, arkada, tandk, acayip kederli yzleriyle,
acyan. Haberler getiriyorlar, onu dnyaya balama gayretin
de... Konuuyorlar, konuuyorlar gidiyorlar. Bitmeyen bir d
iinde uyumu, dinliyor, tepkisiz, kprtsz, devineini yitir
mi. Sigarasn iiyor. Arada bir kahve... nanlnayacak eyler
sylyorlar. Hi tepki alamaynca krlp zlp, ksp gidi
yorlar. Sesleri karncalanyor, ksre bouluyor. Kimisi de
sevin iinde geliyor, sylyor, sylyor, sevin iinde gidiyor
lar. fkeleniyor, merak ediyor, sorular sormak, renmek, se
bepleri, olanlar bitenleri bilmek istiyor, yorulmu, tkenmi,
bkm usanm bedeni, kafas bir trl ilemiyor, sadece bir
tuhaf dlerde yzyor, toparlanmak, a kmak, batakl,
kar moraran Anavarzay, ala karl sradalar, bir bakr kzl
tsnda moraran plak Dldl dan, dmdz tten, yank
morda ovay grmek istiyor, olmuyor. Hepsini ieren, tadna,
baygnlna alan, deitiren dnde... Arada srada kolal
sert yakal, kirpikleri giyitleri toz iinde kara giyitli adamlar

623
geliyorlar, ona ak katlar stne bir eyler karaiayp okutu
yorlar, imzalatp gidiyorlar. Bir eyler, bir ktlk var bu
adamlarda, biliyor, anlyor, bo veriyor. Ona bir ey syleye
cek, bir eyler anlatacak, elini tutacak, alnn salarn okaya
cak, sonra ona sarlp, elini scack skacak, sonra da geldii gi
bi gidecek ... Eskiden her hafta, her on be gnde bir, gece ya da
gndz, gn rken, ya da akamstleri gelir, u krk sandal
yaya oturur, sandalya gcrdar, o, gzlerini amak iin can atar,
aamaz, yzne belki dmanca, belki kardee, belki acya
rak, belki sonsuz, aresiz bir sevgiyle bakar bakar, korkular
kukular iinde, ardn ona dnmeden, tetikte, tabaneas elin
de, arka arkaya yrr, kapya arkasn dnmeden, eikte, kap
y kapayncaya kadar kayarak, ayak sesleri duyulur duyulmaz
eker giderdi. O gittikten sonra bu korku, kuku, merak dolu
ilgiden dolay mest olur, gnlerce onun tadn karrd. lk ge
lilerinde lm, tabanca sesini beklemi, tetikte, eli tabancas
nn stnde, bekleyerek, yrei arparak... Sonra her eyi anla
m, . korkuyu, kukuyu unutmu, bir kvanca, tada, ilginin
doygunluuna kapp koyvermiti kendini.
"Gelecek, mutlaka gelecek," diyordu her seferinde.
brahim bo geldi. Arkasndan tekiler. ounun yzn
unutmutu. Yar bulank, yar dte, yar uykuda yzleri bir be
liriyor, sonra hemencecik karanla batyordu. Atlar kiniyordu
kapda, tepinerek, aha kalkarak, sarlar krarak, burun de
likleri imi, kpk iinde. "Samanlktan mitralyozleri, mer
mileri, eritleri karn."
Bir anda tepinen atlarn srtnda buldular kendilerini. Do
ludizgin. "abuk," diyordu, "abuk yetielim. Gn madan
orada olmalyz. Kurtarmalyz onu."
Kasabann alannn orta yerine kurmular daraacn. Bu
sabah asacaklar onu. Atlar zengilediler, krbalar aklad.
Akarsuya vurdular, su derindi, atlar yzdler. Su onlar ald ta
aalara att. Islak atlarn kinemeleri doldurdu geceyi. Daha
gn domadan alan sardlar. Ak bir gmlek giydirmilerdi ka
fire. Yazl bir kat asmlard boynuna. mam, dudaklar kpr
kpr bir eyler sylyordu. Atlar tepiniyor, kiniyorlard, ku
laklar sar eden seslerle. Candarmalar sng takmlard. Ka-

624
fir alacakaranlkta, ba gsne dm aresizdi. Daraacnn
altna gtrdler, dimdikti. Orada durdu, bir eyler syledi, se
si kmyordu, duyulmad. Tam bu srada gz gze geldiler. Ka
fir sevindi, canland, byklar oynad, gld. Boynuna ipi ge
irdiler. Ayann altndan sandalyay ekerierken mitralyozle
rin atei balad. Ortalk kart, her ey biribirine girdi. Btn
kasaba her eyiyle ayaktayd. Kafire yetiti, ipini kesti, terkisine
ald, kalabaln stnden atn dalara srd. Kasaba bir hay
huy iinde arkalarnda kald. Ulu kayalklara varmlard gn
le olana dek. Hi konumamlard. Kafiri attan indirdi yere
yatrd. "Su, su, bir damla su," dedi kafir. "Yanyorum." Yanda
ki pnardan avularyla su tad, iirdi ona. Kafirin yeil sar
yz alyor, kendine geliyordu. Gzlerini anca nce inan
mad, kendisini zorlad, gzlerini kirpitirdi bir sre, aknlk
iinde yz bocalad. Bir trl inanamyor, anlayamyordu.
Kendisini bir dte, bir uyurgezerlikte sanyordu. "Benim ben,"
diye bard. "Dorudur dndn, benim ben."
Kafir glmsedi, halsiz elini uzatt, elini skt. Eli scackt.
Bir anda orada, kayalklarn arasnda kolal yakal, kenarlar ge
ni apkal, ak giyitli adamlar bittiler. otomobilden indiler
geldiler. Balarnda Memet Ali, Ala Temir. "Ver onu bize," dedi
ler. Ellerinde uzun hanerler, kaln, uzun zincirler. "Onu elimiz
den kimse alamaz. ldrd, ldrd, ldrd o." Zincirleri
salladlar. Kayalklar atlad, dkld, bir keklik zurbas kalkt.
Gk karard, klar cam gibi un ufak olup para para, ine i
ne kayalklara angrtyla dkldler. Zincire vurdular kafiri,
boynundan, ellerinden, ayaklarndan baladlar, tortop edip
otomobile attlar. "Olmaz olmaz," diye bard. "Arkadalar
nerdesiniz;'' diye bard. "Arkadalarn bizim emrimizde," de
di Memet Ali. Orada, otomobilin yannda Mahir Kabakolu
durmu srtyordu, pis mundar, yalanc yzyle. Szm ona
dnyay aalyordu, tm insanlar aalyordu. Dilerini sk
t, dileri gcrdad, kotu Mahire doru, onu yakasndan tuttu,
"kpek, kpek," diye bard. "nsan soyunun utanc, bunlar
hep senin bann altndan kyor." st ste yzne tkrd.
teki hi aldrmad. "Ne olacak yani," dedi, "istediin kadar
tkr." Mendilini kard, yzn iyice sildi. Kendini yitirdi.

625
Bundan sonrasn hi ansmyor. Karanlk iinde Mahirin grtla
na sarld, sktka skyor, sktka skyor. Mahir rpnyor,
boazndan arada srada sesler kyor, kurtulamyor. Kendine
geldiinde hi kimse kalmamt, otomobillerin tekerlek izlerin
den baka. Candarma karakolunun karsndayd gn rken.
"Onu bana verin," dedi. "Vermezseniz siz bilirsiniz. te urada
yirmi teneke benzin."
"te orada yatyor senin kafir, u koca Ermeniden alma ya
pda. Var da al, kapy kr da al," dedi Yzba.
"Yakarm," dedi. "Ykarm," dedi. "Gider de kafiri oradan
karrm, size yem etmem onu," dedi. "Atllar, arkadalar, e
virin buray tekmil, darya ku umasn," dedi.
"Uamaz," diye bardlar.
"nce mahkemeye dkn benzini. Kafirin evraklar yan
sm. Sonra candarma karakoluna, sonra da mahpushanenin ka
psna ..."
"Ba stne," dediler.
Demir parmaklklar tesinden kafir ona bakyordu. Gz
gze geldiler. Gzleri sevgiyle lad.
Drt bir yan yalm ald. Koca bir alanda ard ardna mina
re boyu yalmlar parlyordu. Mitralyozlerini frdolay, arkalar
n yangna dnp kasahaya evirdiler. Yalmlarn iinden can
darmalar, mahpuslat kyorlard. Bir kafir gzkmyordu or
talkta. Bakt ki kafir mahpushane penceresinin demir parmak
lklarna balanm, orada yalniarn ortasnda rprup duru
yor. Mitralyozler takrdamaya balad. ilden, teki kasabalar
dan candarmalar yetimilerdi. "Kafir dayan," diye bard.
Mitralyozunun bana geti, eli tetikte, tarad. Kafir yalmlarn
arasndan bir grnyor, bir yitiyordu. Mitralyozu brakt ora
ya, "siz dayann arkadalar," dedi, "ben geliyorum." Hapisha
nenin, yangnn, yalmlarn iine dald. Yalmdan dumandan
hibir yeri gremiyor, dklen atelerin arasndan amasz ora
dan oraya kouyordu. "Kafir, kafir ses ver, neredesin. Ben gel
dim." Kafir ses vermiyordu. Kollar zincirliydi, zincirinden bir
iviye asmlar sarkyor, kavruluyordu. iviyi kopard, kafiri
ayaklarndan ekip darya kard. "At binin," diye bard.
At bindiler mor dalara srdler. Gn rken ulu kayalklara

626
geldiler. Kayalklarda mitralyaz takrts yanklartyordu. Kafiri
oraya yatrd mitralyozunun bana geti. Ate balad. Az son
ra merrnileri tkendi. Be kamyon dolusu candarma, kamyon
lardan indiler, hepsini kskvrak balayp st ste kamyonlara
doldurdular. Kafir kamyonda gzlerini at, onu baucunda
grd. Gzleri sevgiyle doldu. Elini ona uzatt, el ele tututular.
Balarn kaldrdlar, Memet Ali tede durmu, yannda Mahir
durmadan onlara glyorlard. Onlar el eleydiler. Memet Aliy
le Mahir geldiler hmla onlarn ellerini biribirinden kopard
lar. Kamyonlar bir toz bulutu iinde kaldlar.

Yal kadn kapy arparak at: "Dn geceden, dn gece


den... " Tkanyor, dili diline dolayordu. "Dn geceden, dn
geceden beri al atl adam kona dolanyor, at kpk iinde
kalm."
Sevinle pencereye kotu. Dizleri tutmad, pencereye va
rncaya kadar kere dizst kt. Karda, atnn stne yu
mulmu yorgun bitkin, at da iyice yorulmu atiy grd. Bir
elinde dizgini, krbac, teki elinde tabancas. Atn sryor,
arada bir de ban kaldrp konaa bakyordu. Grmesin diye
hemen pencereden ayrld, duvara tutunarak yatana geldi,
yatt, gzlerini kapad, at ayaklarnn sesine iyice kulak verdi.
At ayann sesi ok sonralar kesildi. Sesler kesilince birden
yrei arprnaya balad. Merdivenlere kulak verdi dinledi. Ar
tk elleri de durmutu, kurunlar doldurup boaltmyordu.
Kendi kendine, "ho geldin al atl adam, ho geldin, ho gel
din," diyordu.
Merdivenlerde ilk ayak seslerini duydu, yrei azna gel
di. Bu gelen al atl adamd. Gnlerdir bekledii geliyordu. Ka
p alncaya kadar ona yllar gemi gibi geldi. O kapy aar
ieri girerken gzlerini kapad. Yz uzam, salar aarm,
izgileri perian, derinlemiti. Gzleri fersiz, ylgn, ukura
kamt. Sallanyordu. Toz iinde kalm, beli bklmt. Gi
yitleri stnden kaacakm gibi duruyordu. Geldi usulca yan
bandaki tozlu sandalyaya oturdu. Bombo odada aya krk
plak masann stndeki bakr tepside ekimi yemek artkla
r, ekmek krklar. Tepsinin stn kara sinekler sarm, karn-

627
calar yemek artklarnn, ekmek knntlannn stne svanm
lar. Oda toz iinde. Duvarlardaki svalar dklm, aalar
km, pencereden odaya durmadan toz toprak dolduruyor
esen yel... Kirli, yrhk, pamuklan yer yer hrlam yorgann al
tndan adamn sararm l ayaklan km. Yz iyice kuru
mu, sakallar kirli, cansz. l sakallar gibi uzam. Kapal
gzkapaktarnn altndaki gzleri kpr kpr oynuyor. Tek can
eseri grlen yeri.
Al atl adam gzlerini krpmadan bu adama bakyor. Ac
makla, efkatle, pimanlkla, belki de sevgiyle. Gzleri kapal,
l gibi uzanm yatan bunu biliyor, yreinde duyuyor, kal
kp bu adamn boynuna sarlmak geiyor iinden. O ne d
nyor, teki ne duyuyor, ikisi de, dnceleri birlemi, her e
yi ayn anda dnp duyuyorlar.
Sonunda al atl adam elini uzatt onun salarn, alnn, y
zn okad. Eli geldi, malzun yatan ellerinin yannda durdu,
usul usul eller birleti, scack, biribirlerinin ellerini sktlar. lk
olarak yatan adam gzlerini at, sevgiyle, minnettarlkla gz
gze geldiler, belli belirsiz biribirierine glmsediler. Al atl
adam ayaa kalkt, bu kez arkasn dnd uzun admlarla kap
ya yrd, kapda durdu, geriye dnd, ona aka sevgiyle,
dostlukla gld. Yataktaki bir eyler mrldand, ona bir eyler
sylemeye kalkt, teki duymad, kapy arkasndan ekti
merdivenlere yneldi. Yataktaki btn cann kulaklanna topla
yp onun ayak seslerini dinledi, ta ki ayak sesleri bitip at ayak
larnn taprtlar balayncayil kadar. At ayaklarnn taprtlar
da uzaklap bittiler. Yataktaki adam tabancasn ald kurun
lar doldurup doldurup boaltyordu, elleri uunurcana.

628
77

Sradalar perde perde saydam bir morda, uuk, incelerek


ta yakniara gelmilerdi. Dldl da da rlplak, sivri, say
dam mor doruuyla yakndayd, elini uzatsan tutacakmn gi
bi. Her eyi, kayas, otu, koyu glgeli koyaklaryla belli gz
kyordu, uuk morun aydnlnda, saydamnda, ukurovann
ak toz direklerine karm gitmi.
Dervi Bey gnlerdir Akasaz yresinde, Anavarza kaya
lklarnda, Hemite da koyaklarnda aramadk delik, zncarlk,
kam bei, al ii brakmamt. Bir umutlanyor, seviniyor,
bir umudunu yitirip karanlna gmlyordu. Sararm, kuru
mu otlar koygun, kayalklarda, ovada gnm daha keskin
. kokuyordu. Her kokuda bir toz, bir kaya rmesi genzini ya
kyordu. Ovann ortasna, sar scan alnna, belki bir gn sa
bahtan gn batncaya kadar dikilip kalyor, ocuun nerede
olabileceini dnyor, atn, dnd, ocuu bulduunu
sand yere sryor, deli bir isterole oraya kouyor, . bulama
ynca kzyor, kpryor, bedeni acyor, ekiliyor, sonra da ken
dini derin bir acmaya brakyor, kendine, Yusufa acyor, bir
at gibi oradan ayrlyor, sonra baka bir yerde Yusufu mutla
ka bulacan dleyerek atn oraya sryordu.
Gne yakyordu. Glgesi koyu, ayaklarnn dibine d
mt. Uzaklardan gelen otomobilin ta burnunun dibine gelin
ceye kadar farknda olmad. Ancak otomobil gelip de tam kar
snda duroncadr ki otomobilden inen Maliri ve Muzafferi
grd. Hi beklemiyordu, kt bir haber sezgisiyle rperdi, bir

62 9
an d, srtndan seyirmeler geti. Aklndan geirdi, artk her
ey bitmi olmalyd. Ne yapmal, atma binip le aa srmeli
miydi?
Mahirin, Muzafferin yzleri solgun, askt. Azlarn bak
amaz bir halleri vard. Bu daha da irkiltti Dervi Beyi. Kendili
inden onlara birka adm att durdu. Gzlerini tekilerin gz
lerinin iine dikip bekledi.
"Bir ey mi oldu?" Sesi titriyordu. Mahir buna sevindi. Ya
kaland m diye soracakt, dilinin ucuna geldi, vazgeti.
Muzaffer: "Bir ey yok baba," dedi. "Kasaba kaynyor."
Mahir tepeden, biraz da kstah bir tavrla: "Bir ey yok
Bey," dedi. Dervi Bey elini uzatp ellerini skmad, konumala
rn bekledi. ine su serpildi, demek ki bir ey yoksa Yusuf ya
kalanmamt.
"Kasaba kaynyor," dedi Muzaffer ylgn, l bir sesle. "Be
ni bitirdiler. arya kamyorum. ocuklar, dkkanclar ar
kamdan katilin olu diye bardlar."
Mahir: "Aman Bey," diye ellerine sarld. "Aman Bey." Der
vi Bey bir pislikten, ateten elini ekereesine ekti, irkilerek,
gzleri bym. "Aman Bey..." Mahir bakt ki Beyde kkl bir
deiiklik var. Yaltakland, Yusufu onun bulup sakladn san
d. "arya hi urama hi. te bunu sana sylemeye geldik."
Hemencecik de dnceleri Yusuf stne almaya balad, el
leri akta kalm, ku gibi bzlm, korkmu, titreyerek. Sen
ldn, diyordu iinden. Sen ldn ama, az daha bekle. Mahir
cik, Kabaknn olu senin bana daha neler getirecek. "Aman
Bey kasahaya bugnlerde hi inme. Yediden yetmie btn ka
saba bize di biliyor. Dmanlarmz kasabay stroze k
krtmlar ki, ben arya inemiyorum. Arkarndan baryorlar,
kanl katiller, kanl katiller... " Kanl katillerin stne, derin bir
tatla bastrarak sylyordu. "Kanl katilin arkada, kanl kati
lin arkada..."
Muzaffer: "Aman baba kasabaya inme," diye korkuyla,
gzleri byyerek titredi. "Az daha btn arnn stme sai
dracan sandm,"
"nme Bey," diye sevinle yalvard Mahir. "Bunu hep d- ,

manlanmz, ince, geni kapsaml bir planla gerekletirdiler. ,

630
Kasaba yediden yetmie canavar kesilmiler. Bizi bir ellerine
geirseler didik didik edecekler."
"Bir grmeliydin baba."
"Yusufa gelince Bey sen ondan hi korkma. Ben bizim An
tepli kaaklarla konutum, ocuu alp Suriyeye gtrecek
ler."
Muzaffer: "Sa olsun Mahir Bey, bu ii halletti. Baba, syle
de Yusuf neredeyse onu kaaklara teslim edelim de gtrsn
ler. Bylelikle de bu i bitsin."
Mahir Bey kuruldu, sa elini pantolonunun kemerine
takt: "Baktm ki sen Yusufu ldrp bizi bu beladan kurtara
mayacaksn, biz de bu areyi bulduk. Nasl ldrrsn Be
yirit, elinde, ocuklarn gibi byttn bir ocuu? nsan
evinde bytt kedisini, kafesteki kuunu, bahesinde ge
zinen karncay bile ldremez." Muzaffere bakt. "Deil ki
oullarndan daha ok sevdii bir ksz ldrsn. Baktk ki
bu olmayacak i, biz de bu areye bavurduk, kaaklar bul
duk. ok salam adamlar, ne yakalanrlar, ne de Yusufun kl
na bir hile gelir. Sana bir ey deyim ki Bey... " Dervi Beyin y
z gittike yor, aydnlanyordu. Yznde belirli bir glm
seme, bir sevin. Onun bu hali Mahir Beyi yreklendirdi, he
men ellerine atld, Dervi ayn atik irkilmeyle, yz tiksintiy
le gerilere ellerini ekti. "Bu ocuk burada kalamaz," diye ba
rd Mahir. "Kalamaz Bey. Buna izin veremeyiz. O ocuk bu
rada kald ka, tepemizde Demoklesin klc gibi... Bir mr
boyu. Olamaz Bey. Belki sen dayanrsn. Sen soylu Dervi
Beysin." Soylu derken, altndaki ince alay, derin duygusu
nu Dervi Bey sezdi. "Sen alknsn byle yaamaya. Ama
ben dayanamam. u ocuk ii kt kal gzlerime uyku gir
medi korkumdan. Ha Yusufu yakaladlar yakalayacaklar, ha
Yusufu sylettiler syletecekler, ha Beyimizi astlar asacaklar
diye. Bu ocuk burada kalamaz. Btn Ankara, Hkmet yal
nz bu ile urayor."
"Milli mesele yaptlar," diye bard Muzaffer, Neredeyse
alayacakt.
"ldrmek de olmaz," dedi Mahir. Hi olmaz. lsn
bulurlar. O zaman daha kt. Ankaradan on be tane gizli polis

631
gndermi ileri Bakanl. Bu polisler Almanyada kurs gr
mler. Dnyann en akll detektifleri bunlarm. lsn di
risini mutlaka bulacaz, buluruz, diyorlarm."
"Aman baba, bize ver unu, Yusufu, iler de ylesine iyi gi
diyor ki... ldrme bizi."
Mahir iki elini rahat beline koydu. Dervi Beyin gzleri ka
yyor, yz andan ana soluyordu.
"Akasaz birka hafta iinde kurutulacak. Boaltma kanal
na sular bu hafta iinde verecekler, fabrikalar kuruluyor. iler
iyi gidiyor."
"ok iyi gidiyor baba," dedi Muzaffer. "u i bir bitse. Ne
Adanada, ne de kasahada insan iine kamaz, insan yzne
bakamaz oldum. Bu gece Yusufu ver baba bize de, gnderip de
onu u beladan kurtulalm."
Dervi Bey inatla, bir glen, bir bozulmu, bir fkeden ku
duran, bir rken, andan ana deien yzyle susuyordu.
"Kurtulalm," diye bard Mahir Bey. "Yerini syle Bey.
Syle de yerini onu tekiler bulmadan, hani u Ankaradan ge
len, Viyanada yetienler bulmadan, ben onlar bilirim, kpek
gibi, burunlar katil kokusu alr. Aman Bey..."
"Aman baba."
Dervi Bey bir adm daha onlara yrd. Gzleri bir Mahi
rin ellerinde, bir gzlerindeydi. Elini sinek kovar gibi sallad:
"Yusuf yok. yle bir adam yok. Siz benim iin hi zlmeyin,
olmayan bir katil iin beni asamazlar, siz iinize bakn. Beni bu
kadar candan yrekten dndnz iin de size teekkr
ederim." Arkasn dnd, atma yrd, atlad, srd. tekiler
orada, hibir ey anlamadan kalakaldlar.
Mahir yz kat gibi olmu, titreyen elini Muzafferin om
zuna koydu: "Gerekten byle birisi yok mu Muzaffer karde,"
diye sordu. "Byle birisi yoksa iyi," dedi.
"Var," dedi Muzaffer. "Nasl olmaz. Birlikte bydk. Ben,
Ceyhun, Nurhan Yusufu deli gibi kskanrdk, nk onu biz
den daha ok severdi babam."
"Ne demek bu?"
"Bizden saklyor, gvenmiyar bize. Ona bir kazk ataca
mz sanyor."

632
Mahir fkeden dilerini gcrdatt: "Kendi den alarnaz,"
diye ayan yere vurdu. Aya yumuak topraa gmld.
"Vay anasn, ne adarnlar be, oluna, en yakn arkadana g
venrniyor. Bana, bana, bana bile. Ona bu kadar iyilik yapana,
dostluk gsterene... Vay anasn, ne insanlar!"
Otornobile bindiler, ofr gaza bast, yola ktlar. Garbi ye
li kt, toz direkleri yekindi.
Dervi Bey bugn de konaa eli bo dnd. Onlardan ay
rldktan sonra Yusufu tam alt yerde daha arad, her yere
umutla, eliyle koyrnuana bulacak inancyla gidiyor, bulama
ynca derin bir kedere grnlyor, sonra teki yer iin gene de
licene bir urnuda kaplyordu.
Yorgun bitkin, evde bulurum umuduyla dnd, attan iner
ken daha eve kimsenin gelip gitmediini anlad, canszcana at
tan sald, yalpalayarak rnerdivenleri kt. Onu karlayan ka
rsn, adarnlarn grmedi, odasna kapand. Uykulu, kzgn,
yklm, merak dolu bir uyuukluk, bir d iindeydi. Bu hali
yal Sll gelip de oda kapsn alncaya kadar srd. Sll
nn yz allak bullakt. Bu gn grm geirmi adarnn yz
nn byle olmas Beyi korkuttu.
"Ne var, bir ktlk m?" diye kendini brakp heyecanla
sordu.
"Kt," dedi Sll. "Yusufu grdm."
"Nerede?"
"Hem de kasabann ortasnda. narn altnda nargile ii
yordu. Beni grnce korktu, ard, drt yanna baknd. Yaral
bir hayvan gzleriydi gzleri. Yusuf, dedim, ayaa kalkt, bana
doru akn bir iki adm att, durdu, o anda da ald yatrd. Ar
dndan koturn, yetimenin mrnkn yoktu, at gibi kouyor
du. Sokaklara sapt, sonra onu yitirdirn. gndr delik, ar,
dkkan, ev, sokak kasahada aramadk yer kornadrn, yok, yok,
yok. Sanki yer yarlm da yerin dibine gemi Yusuf. Cin gibi,
peri gibi, grnmezler gibi."
Bey onu elinden tuttu: "Otur Sll otur," dedi. "Bu ocuk
yakalanacak, yakalanp bamza i aacak." Yan yana sofadaki
divana oturdular, Yusufu ele geirebilmek planlarn olutur-

dular.

633
Sll: "Kasabada o," dedi. "Kasabada ama nerede? Kasa
baya, onu grnce ardndan yetiecek birka gen adam yolla
yalrn."
"Kasabada ama, nerede kalyor, hangi delikte, kirnin
evinde?"
"Kasabada," dedi Sll. "Kan tutmu onu. ldrsen ora
dan bir yere ayrlamaz. Kan tutmu adarnlar giderler, kaarlar,
dolarlar gene adam ldrdkleri yere gelirler. Adam ldr
dkleri yerin yresinde dolanr, dner dururlar. Bu insanlarda
kadim bir huydur."
"Elirnizi abuk tutmalyz yleyse Sll."
"abuk," dedi teki. "Yakalanacaklarn, ldrleceklerini
bile bile oradan ayrlarnazlar. Bir seferinde, belki anrnsarsn
Bey, sen o zamanlar daha gentin, hani Kuolunun olunu l
drrntrn ya, bir narn altnda kurunlarntrn onu, nar
drt yol aznda, tam yollarn kavandayd. Kayorurn, gidi
yorum, uyuyorum uyanyorurn, bir bakrnrn ki lnn ban
dayrn. l allarn iinde. imdiki gibi aklrnda, iti, kurtlan
d, karncalar kular yediler onu, ben kayorurn, gidiyorum,
can atyorum oradan ayrlmaya, bir de bakrnrn ki lnn ya
nndayrn. Ne yaptrnsa lden ayrlarnadrn. Bir gn uyandm
baktm ki, Mestan strne eilmi beni gzleyip durur. Ulan
Sll bu ne, dedi, yanmda irni kalm ly gsterdi. Ben
de baktm. Deli misin, dedi. ardm. Ka gndr buradasn?
Ne bileyirn. Bana att tokad, att tokad, kendime geldim. Yok
sa Yusuf gibi olurdurn. Sonradan dndm ki adam ldrd
m yerde bir hafta dnrnrn. Bir hafta aklma yemek ye
rnek gelmemi. Su itiirni de hi anrnsarnyorurn."
Gn kavutu, karanlk bast, iriyar Cernid avu rnerdi
venlerde gzkt, soluk soluayd. Boynunun kaln darnarlar
parmak parmak irniti. Dervi Beyle Sll yemek yiyorlard,
onu sofraya ardlar. Cernid avu uzun byklarn svazia
yarak "Grdm," diye sze girdi. "Grdm ama onu kardrn.
Onu ararken yoruldurn, scak yakt beni, terledirn, hele bir suya
gireyim derken Narlbvette soyundurn, suya atladrn, baktm
st bamda bir adam ap ap suyu tokatlyor. Baktm, Yusuf.
Baktm bir deri bir kemik, kaburgalar saylr. Baktm, durmu,

634
yan beline kadar suyun iinde, gzlerini suya dikmi, baktm
bakp durur. Baktm, suyun iinde uyur gibi. Baktm, orada b
raksam yz yl orada, ba nnde yle durup kalacak. .. Bak
tm, btn bedeni syrk, yara ban iinde. Baktm, rpnyor.
Suya yatm. Kendini kaldrp kaldrp suya alyor baktm.
Baktm, Yusuf Yusut dedim, Yusuf olum. Baktm Yusuf beni
grd. Ellerini hayalarna gtrd, kapad, yanma geldi. Hi
konumad. Baktm, ona dedim ki, olum Yusuf bu ne hal?
Baktm, hi duymad, darya kt, hemen giyindi baktm.
Baktm, gzleri fal ta gibi alm bana bakyor. Baktm, bir
ey soracak bana. Syle yavrum Yusut dedim. Kocaman gzle
ri byd byd, bir sre ben yalnz gzlerini grdm. Bak
tm, kaverdi, allarn iinde yitti gitti. Baktm, ben giyindim,
ktm, gndr onu aradm, cin olmu, peri olmu, baktm,
yer yarlm yerin altna girmi, baktm, ben buraya geldim. Ne
bileyim ben kaacan. Baktm kam."
Hem attryor, sonra dnp gene sudaki Yusufu en ince
ayrntlarna kadar anlatyordu.
Gece yarsna doru Hidayet geldi, cokuyla girdi ieri:
"Grdm onu," dedi. "Dn tam be kere grdm onu Domuz
tepede, ormanlkta, btn gn kovaladm. Arkasndan on bir el
ate ettim, ama vurmaya skmadm, vurmaya sksam yakalar
dm onu. Giyitleri parampara salkm saakt. Grdm onu,
grmez olaydm. Son grdmde gn kavuuyordu, eilmi
szaktan su iiyordu. Usulca yaklaaym deken, hibir trt bi
le karmyor, ayaklarmn ucuna basa basa ona gidiyordum,
aramz bir kurun atm ya var ya yoktu, birden kalktn, kor
kuyla yanna baktn, beni grdn, hemen uurumdan
aa utuunu kasahaya doru kotuunu grdm, dur, dur,
dur Yusuf, diye bardm, hem bardm, hem ate ettim, o n
de, ben arkada koarak kasahaya girdik, ben onu kasabann ilk
evlerinde gzden yitirdim."
Bey susuyor dnyordu.
Sonra Apto geldi. O da grmt. Koca Duran da grm
t. Kasabann kysndaki bir zeytin aacnn stnde. Ali de
onu sokak sokak, btn kasahada bir gn sabahtan akama ka
dar izlemi yakalayamamt.

635
Apto: "0," diyordu, "Yel Veliden bin beter. Onun arkasn
dan Arap atlar, cipler bile yetiemez. Yel oluyor uuyor, cin olu
yor gzden yitiyor."
"rkek adamlan kimse diri yakalayamaz."
"Kulardan rkyor."
"Yerdeki kanncadan, uan kelebekten rkyor."
"Onu candarmalar da yakalayamazlar."
"Yusufa benzemiyor ki... "
"Baka bir insan olmu km."
"nsana benzer yeri kalmam ki. . ."
"Yaral, kaan, tyleri yolunmu uyuz bir yrtc hayvana
benzemi."
"Susun," diye parlad Dervi Bey. "Susun, yeter arhk. K
ck bir ocuu yakalayamamlar da ... "
Sustular, nlerine bakp sayglca ellerini dizlerinin stne
koydular.
Dervi ayaa kalkt, sofada gidip gelmeye balad, gn
rken geldi karlannda durdu: "Hazrlann, kasahaya gide
ceiz, hepimiz. Hep birden deil, teker teker. Bugn onu yaka
lamalyz. Kasaba dnda onu gren yakalayamayacaksa ... "
Durdu, dnd, gzleri doldu, vuracak diyemedi. "Yakalanr
o," dedi. "imdi, bunca gn kamaktan onda hal kalmamtr,
abuk yakalanr. Genlere de syleyin, kadnlara da ... Kye de
gelebilir... "
Elini cebine soktu, bir deste para kard datt. Adamlar
kalktlar, yorgun, uykulu merdivenleri indiler.
En son konaktan Dervi Bey kt, atma bindi. At alkan
lkla ileriye atld, doludizgin. Kasabann kprsne geldiinde
gn kzdrm vakit kuluktu. Orada, kprnn bu yannda y
le durdu kald. Altndaki at sinekleniyor, yerinde duramyordu.
Dervi Bey bir trl atn srp kpry geemiyor, dn
yordu. Yreinde ylg, eziklik Orada ne kadar durduunu
kendi de bilemedi. Gerisin geri dnd, kavaklara gelince akl
bana geldi, geri dnd, gene kprye geldi. Sonunda belki
merak, belki iinde umut, belki yreklilii ar bast, kpry
geip kasahaya gney ynnden girdi. O geerken demirciler
dkkanarnn nne karlar, onu selamlarlard. Geldi, demir-

63 6
ciler arsnn nnden geerken azck atnn ban ekti, at
yavalad. Birok tandk demirci dkkann nne km ona
anlamsz bo gzlerle, onu grmyorlarm gibi bakyorlard.
Osman Usta, bu eski dostu, arkada da onlarn aralarndayd,
bu sevdii adam da ... Atnn ban demircilere evirdi, geldi on
adm kadar nlerinde durdu. Onlar gene hi grmyorlarm
gibi, ona bakmaz gibi, yle bir atl oraya gelmi de durmuyor
mu gibi bombo baktlar. Dervi Bey gene yalvarr sand
yzle, yaltaklanr sand davranla onlara bakyordu. Birden
Osman Ustayla gz gze gelir gibi oldular, Osman Usta hzla
ban evirdi, evirir evirmez de arkasn dnd, hanmelle
riyle sarl kapdan dkkana girdi. Onun arkasndan teki de
mirciler kaarcana ierilere girdiler. Dervi Bey bir sre orada
yle, atnn stnde kan kurumu kalakald. Gzleri yrede,
kllerin iinde bitmi yaban ieklerinin, atl, pasl demirlerin
altlarndan fkrm otlarn stnde uuan anlarn, kelebekle
rin kanallarnda, uularnda bir eyler arad. Birden demirciler
arsnda bir kyamet koptu. rslere hep birden vuran ekiie
rin sesi tekmil kasabay ald. Her dkkandan delicesine rslere
inen fkeli eki sesleri geliyordu. eki sesleri gittike hzlan
yor, oalyor, grleiyordu. Dervi Bey drt yandan gelen, onu
saran eki seslerinin arasnda bir sre ne yapacan bilemedi,
gzlerini kamam gibi kirpitirerek saa sola bakt. Altndaki
at bu kadar grltden rkm olacak ki yrd, eski bir al
kanlkla arya girdi. Dervi Bey rkm, bozulmu, bu hi
beklemedii olay karsnda sarslm, dkkaniara bakyor,
dkkanclarn kaplara kp kendisini selamlarnalarn bekli
yordu. Hi olmazsa tandklarnn, arkadalarnn ... Sara dk
kannn kapsna gelinceye kadar dkkanclarn onu grnce
balarn eip, arkalarn dndklerini grd. Atnn ban sa
ra dkkannn nnde ekti, dudanda ac glmsernesi iine
eilmi hibir eyden habersiz, dnyadan btn ilikilerini ke
sip, yemeyi imeyi unutup kendini iine vermi saraca bakt.
Bekledi bekledi, sara ban kaldrp bir kere olsun ona bakma
d. Atn dizginini kast, at tepindi, nallar sert talarda nlad,
sara gene ban kaldrmad. Ona seslernek istedi, sesi boa
znda dmlendi. Seslese, kyameti koparsa sara gene ban

63 7
kaldrp bak.mayacakt, bunu anlad. Atn nalbanta srd, nal
bant nal akt atn ayann stne yumuldu, atn toynana
geliigzel ver ediyordu ekici. Dervi Bey at nallamas bitecek
diye bekledi, o bekledike teki boyuna uzatyordu. Bo, ivisi
aklm nala durmadan kzgnlkla eki sanyordu. Dkkan
na ynelirken Reit Aann alelacele seecadesini yere atp na
maza durduunu, ban secdeye koyduunu grd. le de
il, ikindi, akam, yats deildi, bu saatta namaz da nenin ne
siydi. Onun dkkannn nnde de kendiliinden atn ban
ekti, bekledi bekledi, Reit Aa ban bir trl secdeden kal
drmyordu. At kendiliinden yrd, konaa geldi, avlu kap
snda durdu. Dervi Bey terlemiti. Durmadan da terliyordu.
Orada, avlu kapsnda, atnn stnde duruyor, kafasndan ok
eyler geiyor, dncelerini bir trl ucundan yakalayp bi
linlendiremiyordu. Biraz sonra gene kendini arda buldu.
ar kaynayordu, birtakm glen balar, ak, pasl, sararm,
gedik diler, sarkk byklar, gerilmi, kzgn yzler. Birka sz
krnts... Ne dedii anlalmayan. At saracn nnde tepindi
gene, n ayaklar kaldrm takrdatt, sara ban kaldrmad.
Nalbant gene durmadan atn ayana, bo nala eki sallad.
Reit Aann ba ylecene, l gibi secdedeydi. Demirciler ar
s onu gene binlerce, kulaklar sar eden eki sesleriyle kar
lad. arda gitti geldi, durdu, bekledi, atn srd, glmse
di, yalvarr yzle bakt dostlarna, tandklarna, kimse onu gr
medi. Sanki yoktu, onu hi tanmamlard.
Atnn stnde duracak hali kalmayncaya kadar konaktan
arya, ardan konaa gitti geldi. Birden kasaba uuidamaya
balad, bir karasahann arkasndan, tesinden, bulankln
dan. Uultu gittike artt. st ste grltlerle kepenkler indi,
eki sesleri nlad, motorlar alt. Uultu younlayordu
gittike. Kasaba stne yrm gibiydi. Kendini kprnn
stnde buldu, at doludizgin, atn ban ovaya doru dzeltti,
kasaba, eki sesleri, uultu arkalarda kald. At geldi Akyollu
nun konann karsnda narn altnda, eski yerinde durdu.
Dervi Bey hi dnmeden, kendiliinden attan indi, elinde
plak tabancas, bastka dklen, gcrdayan merdivenden
ayaklar tozlara gmlerek yukar kt, sofada bir an durdu,

638
dald, hernencecik, bir utanla tabaneay beline soktu. Kar du
var batan baa yarlrn, mavi svas dklm, kellerniti.
Mustafa Beyin odasnn kapsna gelince durdu. Eli varp da
kapy bir trl aarnyor, ayaklar onu geri geri gtrrnek isti
yor, yerinden de kprdayarnyordu. Karki dut aacnn yap
raklar tozdan apak olmu, Dervi Bey gzn ondan alam
yordu. Dnd ar ar rnerdivenleri indi, at scan alnnda
kulaklarn ksrn, glgesi douya sarkrn, kuyruunu sall
yor, sinekleniyordu.
Dervi Bey rnerdivenin dibinde dncelerini yakalamaya
alt. Kendine geldi. Sanki kasabaya gitmemi, bana bunca
iler gelmemi, Hac ldrlrnerni, Yusuf karnarnt. Bir a
layann altna girmi, birden her eyden arnp kverrniti.
"lmek istemiyorum. Teslim olmak istemiyorum. Ve Yusufu
bulacarn, bulrnalyrn. Ne pahasna olursa olsun... Ne olacak
yani... Beni bitirernezler, bitirerneyecekler. Dervii onlara yedir
rneyeceirn. Bir Yusuf mu, bir ocuk mu, bama kaktklar? O
da yaknda bulunacak... Evet..." diye btn olanakszlklara
kar koyuyordu.
Ban kaldrd, eskimi, ar bir toz tabakas altnda kal
m, dklm Akyollu konana bakt. ine bir ac kt, ken.:.
di kendine: "Ne diye gidip de l bir adam seyrediyoruro by
le, ne gerei var, o bitmi zaten... Nedir benim ondan istediim,
niin kafarnn, yreirnin bir kesinde, iyi gnmde de kt
gnmde de o var?" diye sylendi.
Atma yrd, geldi dizgini eyerden ald, ayan zengiye
koyacakken vazgeti, koarak konaa vard. Bugn Mustafa
Beyi grrnezse lrd. Neden, diye soruyordu, neden? Merak
m, znt m, sevgi mi, dostluk mu, dmanlk m, neden
hep onu grrnek istiyorum? Yenilmi bir adama acrna m?
Mustafa Beyin kapsna gelince gene znk diye durdu, eli bir
trl kapya varp da aarnyordu. Bekledi bekledi, eli varp da
kapy aarnad, koarak, deli gibi indi rnerdivenleri, atma atla
d, son hzla ovaya srd. Ova onu bir kurtarc gibi derinlikle
rine ekti.

63 9
Ay youn, gm gibiydi, kayalann, aalarn, otlann
glgeleri byyordu. Aadaki akarsu havaya ykselmi, bo
lukta akyor, tepeye doru geliyordu. nndeki alnn iinden
bir ku parlad, ters yne Yusuf ald yahrd. Ayaklar irilere,
allara, kengerlere taklyordu. Bumuna belli belirsiz bir gece
slaklyla birlikte kekik kokular usuldan arpyordu. Tepenin
dzlnde dolanmaya balad. Doland yer gittike daral
yor, halka klyordu. Sonra gene bir ku parlad, o geriye
doru avd. Bir hrh duydu, yn deitirdi. En kk bir ses
onu rktyordu. Yoruldu, bir aaca srtn dayad, kulak verdi
ortal dinledi. En kk bir sesi bile karmyordu. Bir kur
dun bir aac kemirii, bir kuun yuvasnda kanat rp, bir
arnn uykuda vzldamas onun soluuna, yrek arpntsnn
sesine karyordu. Tetikteydi, gerilmi bekliyordu. Birden gene
ayaa frlad, kk zikzaklarla oradan oraya avyordu. Ke
merli bir Roma mezarna girdi, en dibine bzld. Ancak, kur
tuldum, diye dnebiliyordu. Mezarn iinde, kulana yukar
dan testere sesine benzeyen sesler geldi. Sesler gittike yakla
yor, hzlanyordu. Mezann dibine daha ok bzld, bzl
mekten bedeni acd. Bir topak olmutu. zld, zlmesiyle
toparland, kendisini can havliyle dar att, yresine baknd.
Bir eyler aryordu. Bir arama igdsnde topra en kk
ayrntlarna kadar aratrd, hibir ey gremiyordu, bir aklk
tan baka. tede dikilmi, kollarn kanat gibi am kiiyi
grd, onlara kotu bararak. Tam yanlarna geldi, adamlar

640
ortadan yitiverdiler. Sevin iindeydi. Bir al at. Bumuna
koyun kokusu geldi. Hibir eyi grmyordu imdi belki, kok
luyordu. Bir iri oban kpeini koklad. Kpek ona ok teler
den hrlad. Kpee dnerken, bir karpuz tarlasna dt. Kar
,
puz tarlasnn ekimi karpuzlannn kokusunu bir yel dalgas
getirdi. Dalgann geldii ynde karpuzcunun arda karan
yordu, bir yan yere eilmi, ykld yklacak. Karpuzlar ay
nda iri akltalan gibi serpilmilerdi tarlaya. ardan altna
gelince arda hzla sallad, ardaktan bir adam szld indi,
"ne var, ne oldu?" diye fkeyle, korkuyla sordu. Yanna geldi,
yumuak, "ne istiyorsun?" Konumad. Adam sordu, konutu,
Yusuf konuamyordu, dili kenetlenmi. Azn aamyordu.
Karpuz bekisi yakasna yapt, "kimsin, nesin, syle," diye
bard. "A msn, karpuz mu istiyorsun, in misin cin misin,
deli misin?" Yusufun boazndan bir hrlt koptu. "Hasta m
sn? Otur uraya da, sana bir souk karpuz keseyim. kelek
de yer misin?"
kn at, kelek koktu. Yumruuyla bir iri karpuzu kr
d, nne koydu. teki elini sremiyordu. "Ye," dedi beki. "Ye
karda, karpuz adam cana getirir." Sonra birden aklna geldi,
"dur sana su getireyim." ama kapt gibi aya gitti, suyun
kysndaki aykaradan souk, buz gibi aydnlk suyu doldur
du getirdi, "al i," dedi. "Sen yorulmu bitmisin bre arkada.
unu, souk." ama eline verdi. teki eli titreyerek suyu
bana dikti usul usul, derinden imeye koyuldu. Neden sonra
dr ki suyun bittiini anlad, eliyle bir daha istedi. Beki kotu,
hemencecik geri geldi, bu sefer Yusuf suyu bir dikite iti. "Ye,"
dedi beki, "kendine gelirsin." Elini korkarak ekmee uzatt,
yufka ekmein bir parasn kopard azna att, inedi yava
a. Aznda lokma eridi gitti, o daha iniyordu. Beki bir ey
leri anlam gibiydi. "Sen oktandr asn karda, a insanlar
byle olur.n Bir sokum yapt, ona verdi, Yusuf ald. "Ye karda,
usul usul ye, dur sana bir su daha alaym, souk deil mi?" Yu
suf bekiye gzlerini dikmi ondan ayrmyor, her kprdann
izliyordu. Hayvanca bir vurdumduymazla dm, aln,
acsn, korkusunu hibir eyi duymuyordu. Uyuukluktan k
maya bir yerleri abalyor, rpnyor, beceremiyordu. Karpuz

64 1
kabuklarnn stne okuup uyumu eekanlarn grd. K
prhszdlar. Elini gtrd stlerine bashrd, sonra birden bir
ateten irkilircesine elini ekti. Suyu getiren beki, "ne oldu
karde," diye sordu. Drt bir yana salm delicesine vzlda
yan arlarn farkna vard. "Elini arlarn stne mi koydun,
soktular m?" Yusuf durmadan elini rpyor, bklp kvran
yordu. Ayran torbasn ardan direinden ald, "iine sok eli
ni, geer," diye torbay ap ona uzath, bakh ki Yusuf oral de
il, elini ald, torbaya soktu bir sre eli orada tuttu. "Korkma,"
dedi, "imdi ayran onun asn alr." Yere oturdu. Yusufu da
kendisiyle birlikte ekip oturttu. "Ye!" Yusuf birden ekmei,
karpuzu, kelei arka arkaya athrmaya balad. Elleri mekik
gibi iliyordu. Beki elini tuttu, "yava yava karda," dedi.
"Yava. Birden hepsini byle yersen, ktlersin. Yava." Yusuf
hziandka beki elini tutuyordu. Sofrada ne var ne yoksa sildi
sprd, ardndan da bir su daha istedi.
Kar karya oturdular.
"Benim adm Ali," dedi beki. "Adn balasana."
"Ali," dedi Yusuf. "Ali." lk olarak dudaklarndan bir sz
ck kh. "Ali."
"Sen de mi Alisin?" diye sevinli bir sesle sordu beki.
"Ali," dedi Yusuf, sonra yana devriliverdi. Ali onun ba
nn alhna bir ot demeti yerletirdi. "Uyu Ali karda," dedi. "Sa
bahleyin sana ok yemek veririm. Trl piiririm sana ki cana
gelirsin."
Beki Ali erkenden uyand. Yusuf sa yanna kvrlm, bir
ocuk uykusunda, derin, dudaklarn sndrerek, soluk alp
vere vere uyuyordu. Ali ona dokunmad, gn kuluk oldu orta
lk iyice kzdrd yelsiz fisiltisiz bir sar scak kt, Yusuf yle
ce hi durumunu bozmadan uyuyordu. Yzne sryle karasi
nek konuyor kalkyor, o oral bile deildi. Gn altnda terliyor
du. Beki Ali onu seyreyliyor, bu gece yars gelen, a, uykusuz
adamn byle dne bir anlam veremiyordu. Ekya, kaak,
kaak olamazd. Ama dz bir adam da deildi. Bu delikanl
nn banda bir hal vard ama neydi. Gmlei kapkara kir iin
de, ayakkablarn ta yemi, alt delinmi, stnn derisi kav
lam, basz da... Elleri syrk, yrtk iinde, trnaklarnn altna

642
mosmor kirler dolmu, upuzun. Salar tozdan, kirden biribiri
ne yapp kee olmu. Yz solgun, tozlu. Kirpikleri at kirpik
leri gibi ok uzun, tozlu. Tozdan bir adam gibi uyuyor delikan
l. Yzndeki lm sarsn. . . Soluk alp vermese insan onu l
sarur. Yzne, ellerine konup kalkan sineklere, banda yksek
vzltlarla dnen anlara hi mi hi aldrmyor. Gne kz gibi
yakyor, scaktan insan yere basamyor, topra, gnde kalm
herhangi bir eyi elleyemiyor, o sadece uyuyor, terliyor, kpr
damyor.
Beki onu omuzlarndan tutup usulca ardan glgesine
ekti. le oldu, akam oldu, karanlk kavutu Yusuf hi duru
munu bozmad, yle sa yanna yatm, dizlerini karnma ek
mi.
kinci gn, tanyerleri aydnlanrken uyand. Beki Ali onun
bu saatta uyanacan biliyordu. Ona gre hazrlk yapmt. O
uyanr uyanmaz, ald suya gtrd. Yusuf sanki evinde uyan
m gibi dingin, rpa rpa yzn yudu, yeniyle kurulad,
ardaa geldi, ardan altnda azk knn grd, azk kn
nn stnde birka drro yufka ekmei, derin bir bakr sahan
da tepeleme bulgur pilav, yanda, isli bir tencerede de trl t
tyordu. Yusuf yanna ynne bakmadan doru kna gitti,
oraya kt, koca lokmalarla pilava, trlye saldrd. Beki su
dan dnp gelinceye kadar pilav da, trl de yarya inmi, Yu
sufun elleri, az inanlmaz bir hzda iliyordu. Beki orada,
onun karsnda yle bakakald. teki rahatlkla pilavn, tence
renin dibini syrd, azn sildikten sonra yresine bo gzlerle
bir bakt, bir eyleri, yitirdii bir eyi arar gibiydi. Sonra gzleri
geldi, Alinin stnde durdu, bir eyleri amnsamaya alan,
bulamayan, zorlayan bombo bir yzd yz. Beki onun ara
yan, sormann bilincine yaklam, kark, akn baklarndan
gzlerini kard. teki onu srarla izliyordu. Beki merakla ba
n kaldrnca onun korkuyla kocaman olmu gzlerini grd.
Artk bu gzler her eyi anlam, bulmu gibi. Sonra beki
onun olduu yerden birdenbire sradn, bir anda ay geti
ini, brtlenlerin, okluklarn arkasnda gzden radn, yi
tip gittiini grd.
Bir suya girdi kt Yusuf, tozlu yola dt, bir brtlen

643
als hacaklarna doland, bir iki kere kapakland yere. Bkl
kt, srtndaki giyitler hemen kurumutu, ayn kysnca
kouyordu. Bir ku gibi rkek, en kk bir karartdan, bir
trtdan rkyor, ya gerisin geri hemen o anda dnyor, ya da
yolunu deitiriyordu. kindist kasabann uzaktan gelen
uultusunu duyana kadar gitti. Kasabann uultusu kulana
gelince ban kaldrd, binlerce gne vurmu, bir peri ehri
ne, iri, klarla donatlm bir sra saraya benzeyen kasahaya
bakt. Bir sre olduu yerde yle kald, gzleri tutumu ya
nan ehirde, korkuyu, umudu, ylgnl unutmu, yle ba
bo, kan ekilmi. Sonra, bu yanan tutuan ehre girdi, gzleri
kamam, akr akr tepesinden aa klar dklrken ...
ehirde hi insan yoktu, hayvan da, anlar, kelebekler, sinekler,
kular da uumuyorlard. Kasaba bir k younlamasnda
kr krd. Bir suya girer gibi youn n iine att kendini,
kollarn saliayarak arya vard. Krt imarnn brakp gittii
eski Yunan direk balnn stne oturdu. Yreye durmadan
yalm paralar gibi klar yayordu. Yusuf artk ban kald
rp da youn ktan hibir yeri gremiyordu. Sonra n iin
den bir eyler, birtakm glgeler grr gibi oldu. nsan sesleri
duydu, yaknnda birisi at nallyordu, eki seslerinden anlad.
Burnunun dibinden yerleri sarsarak paletli bir traktr geti.
Bir kahveci, ay biiir diye bard. Aydnln arkasndan sesler
gelmeye, oalmaya balad. Bir eyler oluyordu ama anlam
yordu. Bir kpek glgesi geldi, kocamand, onun ayan kok
lad, sonra da yalad, ayandan dizine, dizinden ellerine, en
sesine, ensesinden yzne, alnna geti, nce kokluyor sonra
uzun uzun yalyordu. Kpek gider gitmez adamlar geldiler
ar yrtarak, glgeleri kocamanlaarak, stne eilip
uzun uzun yzne baktlar, sonra gidip tede durdular. Kala
balk gittike byd, tekmil ary doldurdu. In iinde,
tesinde kvlayorlard, silik glgeler gibi. Kalabalk bir uui
tu oldu. Yusuf kalabaln ayaklarnn arasndan kayd, demir
ciler arsna geldi, koca demircinin ocanda apak kzler
apak kvlcmlar fkrtyordu. Dkkann iindeki ak glgeye
yrd, adamn sarkk posbyklar, bann yresinde kvl
cmlar akarak, paralanarak glyordu. Ne kadar, ne kadar

644
var? Ne kadar. Demirci st yapra, bir deste, az mavilee
rek akan bak kard. Al, dedi, al da yr, durma burada,
seni gryorlar. Al baklar. Bak grmyor musun bu kadar
adam seni grmek, bulmak iin stne yrm. Kapdan ol
maz, olmaz, u arka pencereden dar, al baklar, burada
durma, atla! Baklarn az, demirci oca, kar evin camlar
masmavi kvlcmlanyor, gidip kasabann stnde atayp
dklyorlard. Deli Hacnn evi bir ana baba gnyd, nce
rkt, evi drt kere doland, ayn kysna kotu, orada dura
mad, gene eve geldi. Evin n, arka bahesini kk kzlar o
lanlar, gen yal kadnlar erkekler doldurmular bir hep bir
azdan konuuyor, baryor, aryor, bir hep birden susu
yorlard. Evin arkasna geti, otlarn arasna girdi yere uzand,
kulana bir tuhaf sesler geliyor, kesiliyordu. In yandn
her zaman byle yzkoyun yatarken anlard. Ban kaldrd,
ieriye bakt, Hacnn kars yapayalnzd odada, soyunuyor
du. ri memelerini iki avucu iine alyor, altndan kaldryor,
sonra baka bir giyitini karyordu. rlplak, bir ho bir se
mahta evin iinde bir sre dnd durdu. Kollar, bacaklar,
memeleri, tekmil bedeni deli bir oyunda savruluyordu. Ik
gittike bastryor, younlayordu. Kadn n ortasnda bir,
bir glge olup dalyor, bir younlayordu. Hmla pencere
ye geldi, pencereyi at, kolundan tuttu, hzla ieriye ekti. Ya
banl bir hayvan gibi inledi. Scack etinde kald, bir yoklukta
eridi. Islak, scak, delirten. In ardndaki kadn, git, dedi,
git... Tattan ayrlamyordu, eli scak ete dedi yumuack. Git,
dedi, git. Seni btn kasaba biliyor. Seni yakalayp ldrecek
ler. Kadn onu giydirdi, kapdan darya ald gtrd, kapy
kapad, ardndan da srmeledi. Pencereye kotu, kadn gene
kendinden gemi, deli bir semahta dnyordu. rnerin bah
esine geldi, kumarclar kumar oynuyordu, alnn iine girdi,
onlar seyreylemeye balad. Gece yarsndan sonra kumarclar
biribirierine dtler, dv balad. O da girdi dve, bana
bir odun yedi, ayaklarndan tutup su kysna srkleyerek g
trdler, suya soktular soktular kardlar. O, hibir ey yapa
myordu, nk elleriyle sk skya demirciden ald bakla
rn kucaklamt. nndeki adam dnp dnp hem ona s-

645
vyor, svdke de ardndan yerden bir ta alp ona atyordu.
Ta her seferinde gelip enesine deiyordu. Tepede kekikler s
lak slak, sert kokuyorlard, kucandaki baklar yere koydu,
iinden birisini ald, koarak, tede badem aacnn glgesin
deki adama kotu, ba tam gsne saplad. Adam boylu
boyunca yere serildi, sessiz, hi kprdamad. Yerden baklar
n ald, koltuunun altna yerletirdi, sa eliyle de ly aya
ndan tuttu, tepeden aa kasabaya srkledi, ly getirdi
narn altna kaldrrnn stne koydu, l yumulmutu,
ayaklar karnnda iki kat olmu kaldrrnn stnde yle yat
yordu. Kalabalk geldi, kalabalk lnn drt yann sard.
lden birdenbire bir kan boand, fkrd kesti. Yakalayn
budur, budur, dediler. Kat, duvar atlad, srganla dt.
Karsna ktlar, geriye dnd, bir arabaya bindi, yeil boyal,
krmz gelincik nakl, arabac grtlana yapacakt, yolun
ortasna kapt kendini koyuverdi. Arabann atlar zilleri, ng
raklaryla stnden geti. Araba geriye dnd, burunlarndan
yalm fkrtan fkeli atlar gene stnden getiler. Arabadan
kurtuldu, karaaalarn altnda gene karsna ktlar, az da
ha, az daha dnmeseydi, iyi ki dnd, onu yakalyorlard. O
kayann arkasndaydlar, bekliyorlard, kayaya vard, varma
syla dnmesi bir oldu. Koltuunda baklar sabaha kadar,
kamaktan can km, kendini pssz, rk meyve kokan
arda buldu. Candarma, sen kimsin, diye baryor, sen kim
sin? Konuamyordu. Dili boazna akm sesi kmyordu.
Kasaba bir anda kalabalklat, kepenkler gmbrtyle al
yor, homurtuyla kamyonlarn, otomobil, traktr, otobsterin
motorlar, ortal yank benzine boarak alyorlard. Can
darma, buldum, yakaladm, sensin, tandm, sensin, diye ba
ryordu. Elini kelepeledi, boynuna zincir vurdu. Syle kim
sin? Sesi kmad, dili boazna akmt. St yapra bakla
rna sk skya sarld. Kalabalk oald, ar batan baa dol
du. Demirci geldi, budur bu, dedi. Arzuhaki Ali geldi, budur
bu. Deli Hacnn kars geldi, kalabalk soluunu kesti, onun
konumasn dinledi, kadn da, budur bu, dedi. Bunu duyunca
kalabalk grledi, stne atld,. srkledi, ezdi, paralad, ye
il araba yalboya kokuyordu. Yeil, yeilin st krmz ge-

646
lincikli, atlar doru, boazlarndaki ziller tyor, tekerleklerden
sesler geliyor, arabann ii toz, saman, kuru ot kokuyor. Araba
c, ban kaldrma, diyordu, durmadan, buraya geliyorlar. Se
ni bulmak iin gnlerdir aramadk delik komadlar. Sen de bu
rada, burunlannn dibindesin ha! Vay anasn. Bak, imdi be
nim yerimde bir bakas olsa seni ne yapar biliyor musun?
Ucunda ok para var, ok. Babayn hatr olmasa, Krt Mah
mudun, imdi seni gtrm, oktan teslim etmitim candar
maya, etmi de param almhm. Arahac atlar krbalad, at
lar aha kalktlar, araba sarsld, toz duman, grlt, ziller...
Dur, dedi Yusuf, dur. Dur bu kapda. Arahac dizginleri ekti.
u konaa gireyim hemen gelirim bekle. Konaa girdi, koltu
undaki baklar birer birer salonun tabanna, daha nceki b
aklarn yanna akmaya balad. akp bitirdi, baparmaklar
nn stne basarak dikili baklarn arasndan kere geti.
Aadan arahac baryordu. Koarak aa indi, bakt ki can
darmalar arabay sarmlar, candarmalar yard arabaya atlad,
arahac atlar krbalad, araba sarsld, toz duman iinde kald,
doludizgin ... Atlarn ban ekti. Toz bulutu usul usul indi.
arda, narn altndaki kahvenin hemen ucundaydlar. Atlar
einiyorlard. Arabac, in diye bard, senin gibi adam hibir
yere gtremem, ben canm yerde bulmadm, in! Arabadan
indi, bedeni atrdad, uyumutu. arnn ortasna yrd,
tkenmi gitmiti, daha bir adm atacak hali kalmamt. Ora
da, berber dkkannn nnde kaldrma kverdi. Bitkinlik
ten soluk bile alamyordu. Bumuna kebap kokusu geldi, kal
kp kebapya gitmek istedi kalkamad. Bu srada koluna bir
adam yapt, Yusuf tepeden trnaa rperdi. "Yusuf, ne bu
hal, sen deli misin?" Adamn yz allak bullakt, sakallar titri
yordu. Korkudan bzlmt. "Kalk, kalk, kalk, iftlie gide
lim yakalanmadan. Dnya alem seni aryor, Bey de deli oluyor.
Kalk, haydi, yakalanmadan."
Yusuf ayaa kalkt, barmaya balad, sesi duyulmad, bi
raz sonra dinginledi, gzlerini adamn gzlerinin iine dikip,
"sen Sakall Ali misin?" diye sordu. Kolundan tuttu, kebapya
ekti: "Karnm doyurmadan bir yerlere gitmem."
Adam: "Candarma?" dedi.

647
Yusuf: "Bir yerlere gitmem."
Kebapnn dumandan gzkmeyen kapsndan ieriye
daldlar. Duman yanm ya kokuyordu. Bir masaya karlkl
oturdular. Yusuf Sakall Aliyi grdne ok sevinmiti. Ke
bapda kimseler yoktu. Krmz turp, yeil biber, maydanoz,
tere otu, sumak dolu bir byk taba kebaplar gelmeden nce
getirdiler. Ardndan da yalan damlayan kebaplar, bir srahi
de ayran geldi. Hi konumadan, biribirlerini unutup, hi de
biribirierine bakmadan kebaplan yediler. Yusuf nde, adam ar
kadan kebapdan ktklarnda gn kavutu kavuacakt. Yu
suf aknd, yakalanmt. Gzleri korkmu bir yrtc hayva
nn gzleri gibi fr dnyordu yuvalarnda. Alann arkasndaki
yolda durmu yeil arabay grd. Yeilin stne krmz, iri
gelincikler ilemilerdi. Bir de kocaman turuncu lale. Doru,
soylu atlar, yeni koumlar iinde einiyorlard. Yusuf adamla
gz gze geldi, rkek, bir adama bir arabaya, bir adama bir
arabaya bakt. Arabaya kotu, adam da arkasndan... Arabacya
yetiti adam da arkasndan, adam arabadan atmaya alt, g
c yetmedi, ban ekti, arabacya dayad, sr, dedi. Arahac
dizgine asld, atlar krbalad, bir toz bulutu iinde kpry
getiler. Yusuf kpry tam geerlerken adam arabadan suya
savurdu.

648
79

Crlavuk bcekleri ta sabahtan balamlard tmeye.


Gn kzdrdka sesleri hzlanyor, oalyordu. narlar, otlar,
allar, nar aalar sanki crlavuklarla deliydi, ylesine yer
den gkten, drt bir yandan sesler geliyordu. Camdan gibi,
keskin, knlp para para dklen bir scak kmt. Arada
srada kalkan yel aadan bir toz bulutunu alp getiriyor, akar
suyun, iri dut, nar, nar aalannn stne yyordu. Gz a
trmayan scak tozun altnda gnm otlarda atrdyordu.
Tozlu nar aalar krdm gibi al ieklerle donanmlard.
Uzakta bir insan boyunda, tek bir iek am mor devedikeni
sallanyordu. Glgeler kurumu, topraa yaprn, sinmiti s
caktan. Hibir ku umuyor, bir ar vzldamyordu. Nar iek
lerine okumu arlar ieklerin ilerine, yapraklarn aralarna
bzlmler kprdamyorlard. Akyollu kona da kaln bir toz
tabakas altnda kalm, damn kiremitleri, konan duvarlan,
tahtalan tozdan apakh. Sofada, Karakz Hatunun aylar ay ya
pp kald trabzann dibinde paslanm, topraklar yar yar
ya dklp oraya buraya salm iek tenekelerinin birisinin
iinde, atlam toprakta bir kadife iei soluk, yan l yeeri
yor, sar, pekmez rengine alan kadifeli bir iek am. Bu y
kntnn iinden canl, uzaklardan, sars parlyor.
Yal kadn sevin iinde, bararak Mustafa Beyin odasna
girdi, "geldiler," dedi. " tane otomobil arka arkaya tirken
miler, buraya geliyorlar. Valiahi de onlar, billahi de onlar geli
yorlar."

649
Mustafa Bey gzlerini at kapad, yznde hibir anlam
deiiklii olmad. Eli tabancasna gitti, merrnileri doldurup
boaltmaya balad. Pencerenin azndaki dut aacnda sere
ler uyumulard. Odada bir karasinek bulutu bir Mustafa Be
ye, bir Mustafa Beyden ekimi yaurt ana, ekmek dkn
tleri, krntlar duran masaya gidip geliyorlard. Mustafa Bey,
artk gnlerdir geceleri hi uyuyamyor, uyuyakaldnn da
farknda olmuyordu. Hep d iindeydi, uyurken de, uyank
ken de ... Onun iin uyuyup uyumamas bir fark etmiyordu.
Yalnz geceleri, dlerini dardan vanldayarak gelen sivrisi
nek bulutlar bozuyordu. Mustafa Bey nceleri rpnyor, si
nekleri kovmaya alyor, yarulunca kendisini sere serpe, l
gibi sinekierin keskin inelerine brakyordu. Dleri gittike
zenginleiyor, deiiyor, renkleniyordu. Yal kadnn getirdii
haberin ne olduunu anlamamt. Bu yal kadn kimdi, d
lerinin arasna o da arada srada karyordu, ad neydi, unut
mu gitmiti, neden onunla bir tek o kalmt, kalmt da te
kiler gibi onu brakp gitmemiti? ri gzl, sivri Trkneni e
neli, geni alnl, imdi bile gzel grnen, hi konumayan,
hep hayran bakan birisiydi. Ya bu kadn da olmasayd hali nice
olurdu? Son gnlerde tkenmilikte, lmn rahatlndayd.
lmn rahatl dlerindeydi. Bir de o olmasa, burda yatp
onu ehvetle, dlerini byterek beklemek olmasa, lmn
rahatlna kendini kapp koyuverecekti iyicene. Dlerine bir
el dyordu durmadan, dlerini blyor, ekip gidince de
her eyi gzelletiriyordu. El geliyor, scack, alnn okuyor,
alnndan yreine l l bir sevgi, bir coku iniyor, yreini
yuyup artyor, acmayla, dostlukla, lmez bir eyle, tkenme
yecek, hep yeerip duracak bir tatla dolduruyordu. El salar
n, kurumu ellerini, yzn, omuzlarn okuyor, bir ly
sevgide, dostlukta diriltiyordu. Ve o ekip gittikten sonra yeni
dlerin, sevgilerin, dostluklarn, acmalarn cennetinde bulu
yordu kendini. Yeni bir dirilmenin, insanln, dnyann tad
na varmann... Anadan yeni domu gibi ayaydnlk buluyor
du kendini.
Yal kadn gene tpks bir telala odaya girdi, "demedim
mi, demedim mi Bey, onlar bizi brakmazlar, geldiler ite."

650
Mustafa Bey gzlerini gene amad, kulak verdi, avluda ar
ka arkaya otomobilin durduunu duydu. Arkasndan da
merdivenlerden ayak sesleri geldi. Mustafa Bey heyecanland.
Heyecanlandndan da utand. ster istemez Memet Aliyi, ka
rsn, ocuklarn, akrabalarn, adamlarn dnd. brahim
bo, Hamdi, Mestan da gelecek miydi? Gerekten Mestana ne
olmutu? Onun banda bir haller olacakh ama, neydi? Yel Ye
liyle bir ilikisi olacakh. Yel Yeliyi mi ldrmler ne? Bir ho
Yel Veli dne dalp giderken kap ald, ''baba," diye bir ses
duydu. Bu Memet Alinin sesiydi. Arkasndan kars, "Bey," de
di, geldi ellerine sarld. Sonra teki ocuklar, sonra tanmad
adamn sesini duydu. Akrabalar. brahim bo, Hamdi, Rem
zi, Ali Nergis teker teker hal hahr soruyorlard. O gzlerini a
myordu. Dardan gittike oalp grleerek gelen crlavuk
bceklerinin seslerini dinliyordu. Kendisini crlavuklara kapp
koyvermiti. Dlerinde ok crlavuk, ok sere, ok ar, ok
nar iei, ok traktr vard all morlu.
Yatann kysna oturmu, elini tutup kucana gtrm
olan Memet Aliydi. Sesinden sevin gven tayordu. Yatan
br yanna oturan da Hatundu, o da teki elini tutmutu. Az
ck elleri titriyor Hatunun . . . Memet Ali durmadan biteviye bir
sesle konuuyor, Mustafa Bey onun ne dediini duymuyor, an
lamaya, duymaya alyor, hep dlerine kayp gidiyor. Bir
eyler, baz grntler, szckler dlerine kanyor.
Memet Ali belki Mustafa Beyin duymadn anlad, belki
duyup anlamadm, belki de sz bitti, szlerini kesiverdi. Or
tada derin, bir tuhaf bir sessizlik oldu, crlavuklarn sesleri oda
y doldurdu. Odada kimseden t kmyordu. Bir soluk allar,
bir de crlavuklarn sesi. Memet Ali ne yapacan bilmiyordu,
babas ne gzlerini ayor, ne de kprdyordu. Barmaya ba
lad. Kucandaki babasnn elini skyor, baryordu. Bu arada
Mustafa Bey gzlerini ah bo, anlamsz, azck da arm
gzlerini onlarn stnde dolatrmaya balad. Gzleri yzle
cin stnde durduka anlam kazanyor, bir eyleri gryor, an
lyordu.
"Baba," dedi Memet Ali. "Seni gtrmeye geldim, dedii
mi aniadn m? Adanada byk, bahe iinde bir ev tuttum, srf

65 1
senin iin. Bir apartman katmz var. Evi srf senin iin tuttum.
Byk oda senin odan olacak, ite byle de..." Mustafa Bey
onun gsterdii pencereden darya bakt. " ... te byle de
pencerenin nnde bir dut aac var. Dut aac kocaman, eski.
stne binlerce sere konuyor. Ev, tpk bunun gibi bir tepenin
stnde. Senin byle evleri sevdiini syleyince, srf seni sev
dii iin bir arkadann babas evi bize brakt."
Hatun sz ald: "Bak Bey, burada olamazsn. Sana yazk,
tek bana bu ykk konakta, byle olur mu? Bak. . . " Bir bohay
ayordu Hatun. "Bak sana ne gzel giyitler yaptrd ocuk,
Adanann en byk terzisine. Haydi kalk giyin de gidelim."
"Kalk giyin baba," dedi Memet Ali... "Kalk baba."
Mustafa Bey yeniden gzlerini kapad. Memet Ali brakt
Hatun konutu. Hatun brakt Memet Ali. tekiler orada ylece
durmular hibir eye karmadan yle duruyorlar, hibir sze
varmyorlard.
Memet Ali sonunda kzd: "Sen bu evde yarndan sonra ka
lamayacaksn," diye bard.
Mustafa Bey ar ar gzkapaklarn kaldrd, soru dolu
gzlerini Memet Aliye dikti.
Memet Ali: "nk bu konak yeriyle yurduyla satld."
Mustafa Bey .doruldu, dudaklar, elleri titriyordu sapsan
kesilmi. "Kim satt benim malm?"
"Senin maln deil," dedi Memet Ali. "Bu konak anamnd,
anam da satt."
"yle mi?" dedi Mustafa Bey. "yle mi?" Ba yasta can
sz dt.
"yle," dedi Hatun. "Sattm."
"Sattk," diye sevinli, gven dolu, utkulu bir sesle bar
d Memet Ali. "Satmayp da ne yapacakhk, bu da ba ne ii
nize yarard, bu ykk konak?"
"Bu konak benim," diye iniedi Mustafa Bey. "Buras baba
mn dedemin yurdu. Mezarlar burada. Nasl satarsnz? Ben
buradan nasl da baka yere giderim?"
"Gidelim Bey," dedi Hatun. "Alnmzn kara yazgs huy
mu, ne yapalm?"
Memet Ali anasna kt: "Ne kara yazgs be, bu cehen-

652
nemde durulur mu? Bak u eve, konakrn, bu konaa uyuz iti
balasan durmaz."
Mustafa Bey ikircikliydi, gitsin miydi acaba? Nasl giderdi?
Ayrlamad bir eyler vard, onu buraya yreinden bala
yan. Onlar konuuyor, Mustafa Bey kendisiyle cebelleiyordu.
Sonunda kalkamayacan, kalkp giyinip gidemeyeceini anla
d, rahata yatana uzand, usulca: "Ben buradan gidemeyece
im," dedi. "Beni rahat brakn burada, siz gitmisiniz zaten,
gidin. Gidin, gidin. . ."
Zor soluk alyordu. Elini sinek kovar gibi sallad, "gidin... "
Memet Ali: "Gidelim ama, yarn bu ev yklacak. Onun iin seni
bugn almaya geldik. Yoksa, ha otura, de oturaydn. Ama ko
na, iftlii satn alanlar ykp yerine modern bir iftlik binas
dikecekler."
Mustafa Bey fkeyle doruldu, soluu tayor, gs inip
inip kalkyordu: "Yarn, yarn, yarn yklacak m?"
Memet Ali, soukkanl, ta gibi: "Yarn sen iinden kma
yacak olursan bu konan, bana ykacaklar."
Bunu duyar duymaz Mustafa Bey ayaa frlad, avucunda
ki kurunlar bir anda tabaneaya doldurdu, Memet Aliye evir
di, brahim bo yetiip Beyin eline vurmasayd tabancadan
kan kurun Memet Alinin tam alnnn ortasna yapacakt. b
rahim bo onun koluna yapm cebelleiyor, tetie bir daha
basmasnn nne geiyordu.
Oda bir anda boald, herkes bir anda aya ayana dola
narak merdiveni indi, otomobiliere dolutular.
Memet Ali korkudan bitmi, lm sesiyle, "canavar, cana
var, vahi canavar," diye baryordu. "Az daha vuruyor, ld
ryordu beni. Kalsn, kalsn, kalsn burada da gebersin. Katil,
canavar."
Mustafa Bey az sonra yoruldu, "Beni brak yavrum, beni
brak brahim bo," dedi, yatana uzand. Ter iinde kalmh.
Motorlarn altn, otomobillerin uzaklap gittiini, iin
den bir eylerin koptuunu duydu. Birden ii d. Acaba o
bugn gelir miydi, gelecek miydi? Ya bana bir hal gelmise .. ?
Ya bana?

653
Tanyerleri d yacak konak top patlam gibi ta temelin
den sarsld, pencere, tavan; kap, duvarlar beik gibi sallanyor,
gcrdyordu. Mustafa Bey nce zelzele oldu sand, kalkp ka
mak istedi, sonra vazgeti. Konak durmadan sarslyordu, yk
lacakm gibi. Mustafa Bey gmbrtl bir yklna sesi duyun
ca kendine geldi. Bu srada koarak odaya giren yal kadn,
"Ykyorlar, konamz ykyorlar," diye inledi, dvnd.
"Ocamz sndryorlar." Bey gzlerini at, geri kapad.
Akama kadar yerler, duvarlar sarsld, akama kadar bir
eyler gmbrtyle yere indi. Akama doruydu ki, odaya iki
yal, kir pas iinde adam girdi, utangatlar. Ellerini gbekle
rinin stne balamtlar. i tulumlar giyinmitiler, gne
ten solmu, mavi. Toz iinde kalmlar, yalnz gzleri, dileri
lyor.
"Beyim kona yka yka geldik buraya dayandk, kalk ki
beklemeyelim. imiz ok."
Mustafa Bey: "kn dar da giyineyim," dedi glen bir
sesle, rahat.
Mavi tulumlu adamlar darya ktlar, varp buldozerlerin
banda beklediler. Mustafa Bey giyinmi kuanm konaktan
indi, geldi tulumlu adamlarn yannda durdu, "Ykn," dedi.
Yal kadn da geldi, bohas elindeydi, "Ben gidiyorum Bey,
bunca yl suyunu itim, ekmeini yedim, hakkn helal eyle."
Mustafa Bey ceplerini arand, czdann kard, czdann
da ne varsa hepsini yal kadna verdi, "Helal olsun, helal ol
sun," dedi. Kadn onu omzundan pp uzaklat.
Buldozerler konan duvarlarna bir anda saldrdlar. Mus
tafa Bey konan son duvar da knceye kadar orada durdu
bekledi. Son duvar kp buldozerler batan gnle birlikte
uzaklap giderken bir tan stne oturdu, yzn elleri aras
na ald, dnd. Kardaki nar aalarna batan gnn son
klar vurmutu. ri, yal nar aalar krdm gibi al iekler
le tepeden trnaa donanmlard. Oturduu yerden kalkt, nar
larn yanna geldi, crlavuklar aztmlar, arlar uuidamaya
balamlard son klarda. Narlarn al akarsuya vurmu, k
lada karman orman bir kzllk aaya akyor, uzayp gidiyor
du. Mustafa Bey suya, narlara, uuldayan anlara, konan y-

654
kntsna, avlu duvarna gelmi konmu iri baykua bir daha
bakt, srtn dnd, aa doru yrd. Yrdke hzlan
yor, hziandka kafasnda her ey karyor karman orman
oluyordu.
Akasazn kysna kadar geldi, buldozerlerin grltlerini
yeniden duydu, komaya balad batakln kysnca. Gece git-
tike karanlklayordu. Ayaklar bArtlen allarna, okluk, ka
m kklerine dolayor, dyor kalkyor gene kouyordu. Diz
lerinde g, gzlerinde fer, beyninde duyu kalmayncaya kadar
kotu. Tabaneas elindeydi, bir an durdu, elindeki tabaneay
mermileriyle birlikte kaldrd bataklAa att, sonra da iinden bir
tel kopmu gibi oldu, kendi yresinde dnmeye balad.
"Nereye, nereye, dost nereye?"
Kendi yresinde dnyor, kim bilir ne zamandan kalm
bu trk beyninde, tek uyumam yerinde beynin, yanklan
yor, "nereye, nereye, dost nereye? Nereye, ha nereye, nereye?"
Gn douncaya kadar dnd bylece, usulca, cansz ba
takla kayd sonra da ...

65 5
Bo

Bir yakalasak Yusufu, diye dnyordu Dervi Bey, onlar


ele geirmeden, gerisi kolay... Bu sondu artk, son macera.
Hatun: "Bu ocuu ele geirirsen," diyordu, "yle babo
brakamazsn,"
"Brakamam ama ne yaparm bu ocuu Hatun?" diye so
ruyordu Dervi Bey. "Sonunda yakalayacaklar onu. Bugn de
ilse de yarn. Ve bizi hertaraf etmek iin onu kullanacaklar.
Sen imdiye kadar bir katilin ukurovada bylesine arandn
grdn m? Ankaradan bu yana btn hkmet gleri d
mler yola onu aryorlar. Srf onu syletip beni yemek iin. B
rakamam Yusufu ama nerede saklarm? Artk bu iftlikte kim
seye de gvenemiyorum."
Hatun karlk vermiyor, gzlerinin iine gzlerini dikmi
bakyordu. Dilinin ucundayd ama syleyemiyordu, Onun sy
leyemediini Dervi Bey de anlyor, o da syleyemiyordu.
Dervi Bey iini derin derin ekti: "Yaamalym," dedi ya
vaa. "eri dmemeliyim, barndan bunca i getikten son
ra. Beni bu hale dren dmanlarm bulmal, Yusufun da
kendirnin de crnz almalym."
"Srf bunun iin yaamalsn Bey," dedi Hatun. "Yaamak
tan baka aren kalmad Bey... "
"Kalmad, kalmad, baka arem kalmad ama, onlar Yusu
fu ele geirmeden biz nasl geireceiz? Gnlerdir kayp, yer
yarlm da yerin dibine girmi sanki..."
Sonunda kadn yreklendi, ya Beyin bir davranndan, ya

656
da bakndan, konumasnn yumuaklndan, aklndakini di
li diline dolaarak ortaya alverdi: "Yusufu ele geer gemez l
drmelisin. Baka hibir aremiz yok Bey."
"Yok," diye inler gibi konutu Bey. Gsnden hrltl bir
ses kyordu. "Yok ama Yusufu ldrmem kendimi ldrmem
olmaz m, bin yllk Sarolunu, on bin yllk Trkneni ldr
nem olmaz m?"
"Olmaz," diye yrekli, skm, frsat bulmuun abuklu
unda, "olmaz, olmaz," diye bard Hatun. "Bir adamdan, bir
tek kiiden ne kar? Hi mi adam ldrlmedi?"
"ldrld," dedi Bey glmseyerek. "Hele bir ele geire
lim onu ldrmeden nce. Biz onu yakalayamadan onlar onu
yakalariarsa kurtulu yok. Beni asarlar. Her ey buu gsteri
yor. Beni asmaya bahane aryorlar."
"Aryorlar," dedi Hatun yrekli.
Dervi Bey durdu. Hatuna yaklat, gzlerini onun gzleri
nin iine dikti, ta derinlerini okurmuana bakt, sonra sa elini
uzatt, onun omzunun stne koydu, "beni dinle Hatun," dedi.
"Yusufu biz yakalayamadan onlar yakalayacak olurlarsa teslim
olmayacam. iftlik sana emanet, atlarm, kzm sana emanet.
iftlii hibir zaman sattrmayacaksn. Bu iftliin dzenini, in
sanln lnceye kadar bozmayacaksn. Aniadn m?"
"Anladm," dedi Hatun gzleri ya iinde kalm. "ime
douyor, ama Yusufu biz yakalayacaz."
"Biz yakalarsak ondan sonras kolay."
"ldrrz onu."
"Ondan sonras kolay."
"O lmezse Sarolu soyu lr, koca Trkmen lr."
"lrse de lr," diye diretti Dervi Bey. Hatunun bylesi-
ne diretiine ayordu.
Anavarza ardndan bir kara bulut kalkt, ona benzer bir bu
lut da Toroslardan aa iniyordu hzla. Sadan soldan ovann
gsnde bulutlar birikiti, gk grledi. Bir souk, bir scak yeller
tozlar kaldrarak estiler. Ardndan da scak ar damlalar yumu
ak tozlar delmeye balad. Az bir srede saanak grleti. Der
vi Bey konan sofasnda gidiyor geliyor, dnyor, duruyor
yanura bakyor, sonra gene yryor durup dnyordu.

657
Tam bu srada da yeil arabadan atlayp dnden beri kamlk
ta saklanm Yusuf iftlie giriyordu. Dn kamla snan Yusuf
uyumu, bitmi, tkenmi gitmiti. Duymuyor, dnmyor,
aakmyordu. Saklanma, yakalanmama, sadece bu, onu alp gt
ren bir igd. Yamurun yamasyla kamlktan frlamas bir ol
du, doru iftlie geldi. amurlu, buru buru giyitleri srtna ya
pm aa gibi kurumu kalm bedeninin btn ayrntlarn d
an karmt. Sarho gibi yalpalayarak, ayaklan ayaklanna dola
narak, bir kpek igdsnde doru evlerine gitti, kaplan kapa
lyd, srtn kapya dayad orada ylece kalakald. Yamur grlei
yordu. Bir tandk kpek geldi onu yalad, bir inek kocaman gzle
riyle ona bakt, bir ocuk akn, uzaktan, her bir yerini, dnerek
yresinde, inceledi Yusuf beklediini, iyi, iini aydnlatan birisini
beklediini biliyordu. Ama kimi bekliyordu, anmsamaya alyor
bir trl anmsayamyordu. Nedense beklemeyi de unutup ayaa
kalkt, yamurun altna vurdu. Glizarlann evi nnden geti hi
durmadan. Evlerin nne geliyor, arada bir an duruyor, ardndan
da yanura vuruyor, ortalkta dolayordu. Sonunda geldi, kona
n avlu kapsndan dald, geldi, daha da younlam yamurun
altnda, avlunun orta yerinde, Emir Sultann durduu yerde dur
du. Orada ne kadar beldedi yamurun altnda kimse bilemedi.
Onu nce Hatun grd, ilkin karamad, aldrmad. Sonra avlu
nun ortasnda durup duran kii birka kere daha gzne arpnca
ilgilendi, aa avluya yanura indi, yresinde dnd, iyice incele
di. Onu birisine benzetiyordu ama kimdi? . Bir lk salverdi az
sonra, onun lna Bey halkona kt, kmasyla merdivenlere
atlmas bir oldu. "Yusuf," diyordu Hatun kendisinden gemi. "
te bu Yusuf." Ellerini havaya am, "ok kr Allahma, ok
kr Bey, kurtulduk. Bu Yusuf, Yusuf," diyordu.
Bey Yusufun koluna girdi, onu srkleyerek konaa kar
d. Kadnlar ard, "bunu gtrn ykayn," dedi. Bu Yusuf o
Yusufa benzemiyordu ama, gene de Yusuftu.
"O mu?" diye sevinle, ikircikle Beye yaklap sordu Ha
tun.
Bey hznl bir sesle: "0," dedi. "0, Hatun!"
Yusuf bir deri bir kemikti. Avurdu avurduna gemi, du
daklar, burnu kat gibi olmu, boynu grtlak kemiinden iba-

658
ret kalmt. Ayaklar, elleri yara bere iindeydi. Kulandan iri
ne benzer bir eyler akyordu.:
"Muzafferin giyitleri buna olur mu?"
"Tp tpna uyar Bey."
"Ayakkablar?"
"ocukluktan bu yar:a Muzafferin eski ayakkablarn, gi
yitlerini hep ona verdim."
"En gzel giyitini getir Muzafferin, ayakabsn, gmleini,
i amarn."
"Olur," dedi Hatun telala uzaklat.
Bey gzlerini bir noktaya dikmi bakyor, dnyordu.
Yz baz sevinle klanyor, baz kararyordu.
"Hidayet burda m?"
"Aada," dedi pir ses.
"Hemen arn."
Hidayet onun sesini duymu tetikte: "Buyurun Beyim."
"imdi onu ykayacaklar. Ykannca sen onu tra edecek-
sin. Hatun da giydirecek Sonra anasna, Meyroya haber ver.
Meyro olunu gelsin grsn, sonra da sen onu alacak Akasa
za, stlere gtreceksin."
Her ey bir an iinde olmu gibi abucak oldu bitti. Beyle
Yusuf karlkl oturmular yemek yiyorlard. Bu srada Meyro
geldi, korkarak, ekinerek, dingin bir yzle olunu elinden tut
tu, onun yzne bakt, yznde hibir deiiklik olmad, kar
sedire geti oturdu, onlarn yemek yiyilerini seyretmeye bala
d. Sevinli mi, kederli mi yznden hi belli olmuyordu. Ye
mek bittikten sonra Dervi Bey sevinli bir yz, gvenli bir ses
le: "Meyro," dedi, "ok kr Yusuf geldi. Geldi ama o imdi
byk bir tehlike iinde. Olunu b.gn Vana, daylarna gn
dereceim. Helalle onunla. Bir daha dnya gzyle onu bir
daha ya grrsn, ya da gremezsin."
Meyro yerinden ar ar kalkt, olunun karsna geldi, ona
uzun uzun, derinden bakt, sonra eildi, onu kere pt: "Ne
hakkm varsa, stm, tm analk hakkm sana helal olsun," dedi.
"Seni grdm ya, bir daha grdm ya... Var git gle gle..."
Yusuf anasnn elini kendiliinden ald pt.
Hatun kvanla Beyin kulana eildi: "te bunu iyi yaptn

659
Bey," dedi. "yi ki anasyla helalletirdin onu. Sa olasn, var
olasn."
Bey de kvan iinde glmsyordu.
Darda yamur durmu, geni bir gkkua Dldl s
tnden, btn ukurova gn geerek, Aladaa gerilmiti.
Gn ayordu.
Hidayet: "Biz gidiyoruz Beyim," dedi anlaml bir sesle Be
yin kulana. "En iyisi stler."
"Gidin," dedi Bey. "Ben de az sonra gelirim. Yusuf kendin
de deil, gz her an kamada. Ona iyi mukayyet ol."
"Biliyorum, farkmdaym Bey," dedi Hidayet.
Yusuf Muzafferin gzel giyiti iinde daha klm, bir
avu kalmt. Hidayet onun koluna girdi, aa indiler, bir ya
nama, kck bir ocuk gibi kaldrd Yusufu Hidayetin terki
sine att. Hidayet at stlere doru doldurdu.
Bey stle gn yklp giderken geldi. Batakln yarnn
kycnda, kaln bir st aacnn altnda Hidayetle Yusufu kar
karya oturmu buldu. Hi konumamlard, bu hallerinden bel
liydi. Beyi grnce Hidayet ayaa kalkt, ona doru geldi. Bey
usulca, "sen git artk Hidayet," dedi. Hidayet alna atlad, dizginle
re asld, bir anda oradan uzaklat. O uzaklar uzaklamaz DerVi
Bey tabancasn ekti, dizst yle kalakalm Yusufa dorulttu, ta
bancay naslsa gren Yusuf ayaa frlad, orada, karsnda, kendi
sine dnk tabanca namlusunun aznda, btn canlln gzle
rine toplam, bir yalvarnada ona bakt. Dervi Bey bu lm
adamdan bu yalvarmay, bu sonsuz yaama istemini beklemiyor
du. Namlunun ucu kendiliinden usul usul aa indi. Dervi Be
yin hi beklemedii bir ey oldu, Yusufun lm yz birden can
land, gzlerinin ii, btn yz, beden inanlmaz bir sevinte halk
d. Dervi Beyin elindeki tabancann namlusu ar ar gene kalkt,
Yusufun alnna dikildi, Yusufun yz bir anda soldu, gzleri bir
derin korkuda, yalvarnada byd. Dervi Beyin eli titredi, tetie
bassa bile Yusufu vuramayacakt. Namlu gene aa indi, Dervi
Beyin kollan canszcana aa sarkh. Neydi, ne oluyordu? Birden
Yusufun yznn dru, yznn bir sevin kasrgasnda nla
dn grd, namlu gene ar ar kalkt. Namlu kalknca yz, tek
mil beden gene bir korku, bir yalvarma oldu.

660
Bu hal gn batncaya kadar bylece srd. Gn batp da
Dervi Bey onun yzn, gzlerini seemeyince, tetie asld,
ince, cansz bir lk batakln stnde dondu, dkld.
Yusuf dnyordu. Dne dne tam yarn kysna geldi,
Dervi Bey bir kurun daha yaptrd ona, Yusuf gene dme
di, kendi yresinde fr dnyordu. Bir kurun daha ... Yusuf d
ne dne vard, yardan aa batakla dt. Batakln stn
de epeyce bir zaman dibe inmeden kald, sonra koygun sular
onu ar ar yuttu. Tam bu srada da kilometre tedeki eks
kavatr iri kepesini kanalla bataklk arasnda kalm son ince
topraa daldrd, topra ald, kyya koydu, sular delicesine,
fokurdayarak kanala saldrd. Yllanm, rm, kokmu ar
su yeni alm topra doldurarak akyor, kendisine alm yo
lu oymaya alarak ilerliyordu.
"O iyi insanlar, o gzel atlara ... "
San, keskin, balk, ustura, binlerce ine ucu ipilti yayordu.
vgnlar yamuru sapsan, oradan alp oraya, oradan alp oraya
atyorlard. Emir Sultan atnn stnde, avluda, parampara.
zengiterinden tozun iine kan damlyor, kan tozu oyuyordu.
"Emir Sultan, Emir Sultan... Dervi Bey, Dervi Bey, ver
onu bize."
Abanoz sakal, yalm karas gzleri... Parampara... Kartal
llerinin stnde ... Az yukar serilmi.
Atma atlad, Akyollu konana srd. iini bir merak yak
yordu. Yamur da saanak saanak gelip geiyor, ortalk da he
men kuruyuveriyordu.
Uzaktan... Tepenin stndeki Akyollu konan greme
yince yreine hp etti, atn ban ekti, at yavalad, kendili
inden, alkn, beliemi ald onu konaa gtrd her zamanki
yerde narn altnda, nar aacnn yannda durdu. Akan suyla
birlikte krdm gibi am nar ieklerinin al da akyordu. Su
yun alnn iinde hzla, oradan oraya kck balklar kayyor
lard, prltl, akarak, onlar izledi. Kocaman yeil bir ekirge
suyun yznde, bir kanad iyice batm, gzleri imektenerek
bir saman pne yapm glgesi ince kumlar yalayarak aa
lara, dnerek iniyordu.
Dervi Beyin gzleri yeil ekirgeden aalara, ovaya kay-

661
d. Anavarza kayalklarnn ucunda efsane bcekleri gibi ar,
dev ekskavatrler, buldozerler gneye, Ceyhan rrnana, teye
ukurovaya gidiyorlard. Dz ovada yank rnorun iinde arka
arkaya tirkenrniler krnltsz gibiydiler. Turuncu dev efsane
bceklerinden gzleri douya evrildi. Sradalar saydarnla
rnlar, esen yelde inceden sallanr gibiydiler, grlr grlmez
yeyni bir rnavide. Uuk, tten, gene yeyni bir bakrda Dldl
da gelmi sivri doruuyla sradalarn berisinde, ovann
ucunda, yaknda tek bana durmutu. Eteklerinde gn sallan
yordu. Ylankalenin, Leenin oralarda ak toz direkleri bir paria
yp bir snyorlard. Dldl da bakrlaarak, tterek keskin
bir bakr kzltsnda gittike yaklayordu.
Birden at zengiledi, ban Akasaza evirdi srd. At tepe
den aaya hzla indi. Ova bir anda buuya batverdi. Her eyi,
Akasaz, Anavarza kalesini, Dldl dan inceden bir buu rt
t. Sonra da buunun stne, pembe buuyu binlerce tabakaya
ince ince kyarak san, ustura, elik moronda akrdayarak, ular
binlerce ipiltide yldrdayarak yamur birden boand. Ortalk ta
gibi youn, san, tc bir geceye kesti. Soluk aldrrnaz.
Gece, yamur akrdyor, ayaklannn dibindeki kanaldan
akan su kudurrnu aldyordu, aaya, Ceyhan rnana
doru. Yeni alm, daha ilk suyunu alm kanal Akasazn ilk
mi, koyu, kokrnu, arnurlu, delirrni, boanm, yllanm su
yunu boaltyordu. Kknden kopmu, kkn skrn btn
batakl yklenrniesine uunan su topra zorluyor, sarsyor,
uulduyordu.
Dervi Bey epeydir kanaln kysnda duruyor, akan suya
bakyordu. Uyurnu gitrniti. Dnerniyordu. Altndaki at
kendiliinden yrd, onu kanal doldurmu boz bulank su
yun akt yne suyun hznca ald gtrd. Ceyhan rnana
gelince durdular. Akasazdan gelen bulank su dkld yer
de aadaki suyu oyuyor, kabartyor, kprtyordu.
Sar, balk, saydam, ustura gibi, elik morunun ine ucu
ipiltisinde yaan yamur altnda ...
"O iyi atlar, o iyi insanlar aldlar ektiler gittiler."

662
Akasazzn Aalar tarihle, zamanla, dzenle hesaplamann
hikayesidir. Aalar kerken yan balarnda yeni bir tarih
yazlr, deime kanlmazdr. Gller dvrken doa
da ses verir.

Yusufuk Yusuf ukurova'ya kuaklar boyunca egemen ol


mu iki derebeyinin hikayesidir. Kylleri yllarca bask
altnda tutan bu g krlrken, yeni zamanlarn gerekleri
ne uyum salam yeni zenginler baka bir g olu turur
lar. Barbarl artran bu g, "bataklktan kurt u l may.
yz tutmu bir bataklk topran yamalar".

"nsanolu farkllayor, deri deiti riyor w knd i i y i l


tanmlyor. Acaba ortaklaa yitiri len yi.izy l l , . g l r. r l
kenara koyabilecek m i? Gene l l e t i rm e k h i z i r vl i i z l V. . .
Kemal'in Bi;1bir Geceleri bizi buna dawl Pd iym.''
A l . i n Bosq t ' l , 1 Ala/tl/ l l . r , )

"Hasatla birlikte, omuzlar cvrensd gl i:;.l i k l' ' l ' r i " " '' " ' ' , , .
Kemal'in yeni kahraman l k d es l a n g, lll i . ll . l 1 1 ' \' tt 1 1 l l r r
trajedi. Kitapta nce Memed ' in yaz. r n h 1 . l st l rg r \ '

toprak kokan soluu bu l m a k da n m k u n "


Andn! Ciavel, Noudft, l il l 'l'tll l 's l l r . 1 1 , )

"Yusufuk Yusuf'ta Yaar Kemal'i yeni w by k b r . t r l r m u, d


buluyoruz. Bu kitap yalnz Ya ar Kem a l 'i n en wm l i y. p t r dg r l,
Trk romannn da bayaptlarndan bi rid ir."
Cemal Srcya, 0/u;;/1111

"Hugo apnda bir yazar olan Yaar Kemal'in en nemli ze l l ii,


gnmzde gzard edilen bir tarzda freskler izerek yazmas."
Christian Guidicelli, Guide Lire (Fransa)

Kapaktaki Resim: Turan Erol

Takm ISBN 978-975-08-0732-4


ISBN 978-975-08-0733-2

9 1 lllll llIJijljlll 35 TL

You might also like