You are on page 1of 85

rm

Sreyya Karacabeyin Sunuuyla Kul |


Felsefe
Bedrettin Cmert
27 Eyll 1940 tarihinde Vezirkprde dodu. lkokuldan sonra, al
tnc ve yedinci snflan, Kangal ve Grnde okudu. Ortaokul nc
snftan balayarak Sivas Lisesine geti, parasz yatl snavn kazanp,
orta eitimini gvence altna alan Cmert lisede okurken gerek dz
yaz gerekse de iir yazarak edebiyatla uramaya balad. Bu yllar
da yazd ilk iirleri Varlk dergisinde yaynland. 1960 ylnda liseyi
bitirdi ve devlet bursu kazanarak talyaya gitti. talyada ilk iki yl Pe-
rugia Yabanc niversitesinde talyanca ve Latince okudu. Daha son
ra Roma niversitesi talyan Dili ve Edebiyat Blmne girdi. 1965
ylnda Maria Augostino ile evlendi. 1966 ylnda byk olu Ergun
dodu. Bir yandan Trk edebiyatnda yaptlar vermeyi srdrrken
bir yandan da 1967 ylnda Roma niversitesinden lisans diplomas
ald. 1970 ylnda Trkiyeye dnen Bedrettin Cmert, Haziran ayn
da Hacettepe niversitesi Sanat Tarihi Blmne asistan olarak girdi.
Burada Sanat Tarihi ve Estetik konularnda almalarm yrtrken,
1971 ylnda Roma niversitesi Felsefe Enstitsnde, Son Elli Yl
da Trkiyede Sanat Eletirisi konusundaki tezi ile estetik doktoru
derecesini ald. 1972 ylnda Hacettepe niversitesi Sanat Tarihi B-
lmnde retim grevliliine atand. 1973 ylnda kk olu Ke
mal dodu. Sanat Tarihi konusundaki aratrmalarm, edebiyat ve
eletiri almalar ile birlikte srdren Bedrettin Cmert, ikinci dok
torasn, Hacettepe niversitesinde verdi. Giotto ve San Francesco
Gelenei konusunda yapt tez ile Sanat Tarihi doktoru da oldu.
Ayn yllarda, Trk televizyonu iin Leonardo da Vinci adl yapt
evirdi. Bir yandan zgn yaptlar retirken, te yandan da, yabanc
dildeki nemli bilim yaptlarnn Trkeye kazandrlmasna alan
Bedrettin Cmert, 1977 ylnda Gombrichin nl Sanatn yks
adl yaptn evirdi. Bu eviri Trk Dil Kurumunun dln ald.
Ayn yl Trk Dili zerindeki almalar ve baarl evirileri sonunda
1977 ylnda Trk Dil Kurumuna ye oldu ve yine 1977de snavla
r baan ile tamamlayarak niversite doenti oldu. Tezi, Benedetto
Crocenin Estetiinde fade Kavram ve fadenin letim Sorunu ad
n tayordu. niversite Doenti olduktan hemen sonra Hacettepe
niversitesinin Sanat Tarihi Blmne eylemli Doent olarak atan
d. Doentlik tezi ancak lmnden sonra Kltr Bakanl tarafn
dan yaymland ve ocuklaryla birlikte yurt dna gitmekte olan
eine son anda, havaalannda ulatnlabildi. Bedrettin Cmert, 11
Temmuz 1978 gn sabah sekiz otuzda, kurunlanarak ldrld.
BEDRETTN CMERT

ESTETK
Sunu
Sreyya Karacabey
E ste tik Bedrettin Cmert

De Ki Basm Yaym Ltd. ti., 2008

Ergun & Kemal Cmert (Bedrettin Cmertln yasal varisleri olarak), 2008

5846 Sayl Fikir ve 5846 Sayl Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarnca her hakk
sakldr. De Ki Basm Yaym Ltd. ti.'nin yazl izni olmakszn ksmen veya tama
men oaltlamaz.

kinci Bask, Eyll 2013 (1100 Adet)

De Ki Birinci Bask: Eyll 2008 (1100 Adet)


lk Bask: Mektupla Yksekretim Eitim Enstitleri,
Resim Blm, MM Yaynlar, 1975

Yayna Hazrlayan: Sreyya Karacabey > Teknik Hazrlk: Andr Ubrick


Kapak Tasarm: Andr Ubrick > Bask: Tarcan Matbaas (0 312 384 3435)
ISBN: 978-9944-492-34-8 >
Bandrol Seri No Aral: THG-BCZ 251263'ten, 252363'e kadar.

De Ki Basm Yaym Ltd. ti. lkyerleim Mahallesi,


Elele Sitesi, 1989 Sokak, No: 8 BATIKENT/ANKARA
Tel-Faks: + 90 312 386 2758

bilgi@ deki.com .tr w w w .d e k i.c o m .tr


NDEKLER

Do. Dr. Bedrettin Cmertin Bilimsel Kiilii:


Gnsel Renda > 7
Sunu: Sreyya Karacabey > 17

TEMEL KAVRAMLAR
Estetik Nedir? > 23
Metafizik Estetik > 25
Sorunsalc Estetik > 26
Fenomenolojik Estetik > 27
Sanat Anlay Nedir? > 31
Eletiri Nedir? > 36

ESTETK DNCENN DOUU


PYTHAGORASILAR, SOFSTLER ve SOKRATES > 41
PLATON > 45
Gzel Sorunu > 48
zel Bir Yaratk: air > 52
Sulu Sanat > 55
ARSTOTELES > 63
Aracn Trne Gre Taklit > 64
Konuya Gre Taklit (Tragedya / Komedya) > 64
Deiik Biimde Taklit (Destan/Tragedya) > 65
iirin Kkeni > 65
Tragedyann zellikleri > 66
air ve Tarihi > 69
Acma ve Dehet Duygusu > 70
Tragedya airi Hareketi Nasl Canlandrmal > 71
Destan ve Tragedya iirlerine Ortak Olan zellik >
Edebiyat Eletirisinin Temel lkesi > 7 1
Mimesis = Yarat > 72
PLOTNOS > 81
KAYNAKA > 85
Do. Dr. Bedrettin Cmertin
Bilimsel Kiilii*
Prof. Dr. Gnsel Renda

Bilim adam Bedrettin Cmertin bilimsel ki


iliini btnleyen retim yelii Hacettepe ni
versitesi Sanat Tarihi Blmyle balar. Bedrettin
Cmert 1970 ylnda asistanlkla akademik evreye
girerken, Sanat Tarihi Blm Suut Kemal Yetkinin
ynetiminde geni kapsaml bir eitim program ge
litiriyordu. Mmkn olduu oranda tm sanat ta
rihi alanlarn kapsayan, sanat tarihi eitimini este
tikle ve pratik atlye almalaryla boyutlandrmay
ama edinen bir programd bu. te bu kurulu ve
deneme dnemlerinde blmne katlan Bedret
tin Cmertin o gnk bilimsel donatm bile, ok
ynll ile programa boyut kazandracak nitelik
teydi, nk o, Roma niversitesinin Edebiyat ve
Felsefe Fakltesinde, nce Edebiyat lisans alm,
sonra Prof. Garroni ile Estetik doktorasn tamam
lam, bu arada rencisi olduu nl talyan Sanat
Tarihisi Gulio Argann akademik evresi ona bat
sanatnda gl bir temel kazandrmt. Bir yandan
da, Wlflin, Panofsky ve Gombrich gibi batl sanat
kuramclar zerindeki almalan ile gerekli ku
ramsal ereveyi oluturmutu kendisine.

* Bedrettin Cmerte Armaan, Hacettepe niversitesi Ya


ynlan, Ankara 1980, s. 1-5. 4 Haziran 1979 gn Bed
rettin Cmert ansna dzenlenen Sanat Tarihi ve Sanat
Sorunlan Seminerinde yaplan konumann metnidir.

7
Bedrettin Cmert > Estetik

Bu youn renim programnn yan sra, Ro-


madaki rencilik yllarnda bile, Trkiyede Varlk
ve Forum gibi dergilerde, 50yi akm iir, deneme,
eletiri ve eviri yaymlamt. Bunlarn arasnda, ya
banc bir lkenin kltr ortamnn ve yetkinletirdi
i yeni bir dilin verdii cokuyla yapt evirilerin
yan sra, adeta ada Trk edebiyatndan kopmay
yadsrcasma, Trk yazarlarm izleyip yazd eleti
ri ve denemeler de yer alyordu. Nitekim Correndi
di Cretica Letteraria Nella Turchia Odiema isimli
doktora tezi bile, 1950-1970 yllan arasnda Tr
kiyedeki eletiri akmlarn inceliyordu. Bylelikle,
Bedrettin Cmert Trkiyeye dnp niversitede
almalanna balad zaman aratrcla ve yazar
la imzasn atmt.

Bundan sonra ok youn ve ok srekli bir


almaya koyuldu. Sanat Tarihi Blmnde Mito
loji ve konografi derslerim vermeye balad. Roma
niversitesindeki almalarnda klasik edebiyatla
ve Hristiyan kltryle olan yakn ilikisi, bu ko
nuda onun ayrntl bir kaynak almas yapabil
mesini salamt. Bir yandan da Suut Kemal Yetkin
ve o yllarda blmde ders veren Prof. Semavi Eyi-
cenin derslerine katld ve bylelikle Anadolu sa
natna ald. Nitekim Mitoloji ve konografi dersi
rneklemelerini Anadoluda younlatrabiliyordu
artk. Giderek doktora seminerlerini tamamlad ve
San Francesco Gelenei ve Giottonun Sanatna Et
kisi konulu tezi ile ikinci doktora derecesini, bu
kez Sanat Tarihi doktorasn ald. nceleri, sanat
tarihiliinin zmlemeli, aynntc, tasvirci yn
temi ona ok renksiz grnyordu. Nitekim Tr
kiyedeki sanat tarihiliini eletiren birka yaz da
yazd gazetelerde, (Flangi Bilimsellik Ban, 10 u
bat 1972) fakat giderek, ok zenli bir almayla

8
Estetik > Bedrettin Cm ert

gzlem ve yorum gcnn bireimine rnek olacak


byle bir almay kendisi koymutu ortaya. Dok
tora almasnda, bu arada gelitirmekte olduu
ikonografik temele dayanarak bir Giotto resimle
ri katalogu hazrlamt. Bu ikonografik katalogda
resimlerin konusu Kutsal Kitaptaki Eski ve Yeni
Ahitin zgn yklerine balanyor ve gereinde
baka kaynak din kitaplaryla destekleniyordu. Sa
nrm, bu Trk okuruna en yararl olan yndr
kitabn. almann amac, bat resminin en byk
yenilikilerinden biri olan Giottonun sanat etkinli
ini 13. yzyl sonlan, 14. yzyl balan talyasnn
toplum yaps iinde deerlendirmekti, zellikle 13.
yzyl talyasnda Hristiyan din anlayn daha do
al ve daha insancl boyutlara ulatran San Frances-
conun din retisiyle, Giottonun sanat arasndaki
sk ba vurguluyordu. Burada, kendisinin eletirel
ve estetik deneyimi iin iine giriyor ve Giottonun
sanatnn evrensel olma nedenlerine de eiliyordu.
Kitapta yle diyordu:

Dnce ve sanat hi bir zaman srayarak


ilerlemez. Her a, bir ncesi an sonucu olmak
tan baka, bir sonraki an da tohumudur. Ancak
bu yolla imdiyi gemie balama olanakldr. Ev
rensellik ancak bu koulla kabul edilebilir. Bir sevgi,
bir kin, bir zgrlk, bir adalet duygusu tarihsel bir
taban ve kesintisiz bir olu iinde olabilir. Ondan
sonra, Giottonun l saya At isimli freskosunu
buna rnek veriyordu:

te Giotto, bize, sann lmn dinsel bir


simgenin kutsal lm olarak verirken, onu yere in
diriyor, onu insan boyudan iinde sunup saydamla-
tmyor ve bu lm umarsz bir anne suskunluu, at
dolu bir dost l oluyor. te Tannda lyor. Ama
bu lm Tannnm Olunun lm de olsa, bir anne

9
Bedrettin Cmert > Estetik

nin anne olmaktan ileri gelen ta gibi acsn sustura-


myor... Demek ki, gksel de olsa kutsal da olsa, asl
gerek btn gerek kendini bu dnyada gsteren
gerektir: Kutsal ancak duyusalla vardr, tanrsal bile,
ancak bu dnyadaki somut gsterileriyle kavranlr
bir duygu olur.. (Giottonun Sanat, De Ki Yaynla
r, Ankara, 2007, s. 69-70).

Aynca resmi, sz iletmek, aklamak iin bir


ara olarak gren Ortaadan sonra, bal bana bir
ifade arac yapan Giottonun yntemi, derinlik soru
nuna getirdii zmler, insan, doay, dorulukla
yaratma abas, Giottonun slubundaki gelime evre
leri, freskolann tek tek zmlemeleriyle a kavuu
yordu bu kitapta.

Giotto almasndan sonra, sanat tarihi ve


plastik sanatlar konularna daha fazla eilmeye ba
lad Bedrettin Cmert; 1974te Sanat - Edebiyat
dergisinin birinci saysnda kan Resme Yakla
m konulu incelemesiyle Panofskynin ikonografi
ve ikonoloji kavramlarnn plastik sanatlara uygu
lamasn tartyordu. lgiyle inceledii bir baka
konu da, batdaki sanat akmlan ierisinde plastik
sanatlann yeri idi. rnein, ilk kez resim sanatnda
grlen izlenimciliin, teki sanat dallarn da ier
diini aklayan meklemeli bir denemesi ve Ft-
rizm zerine bir yazs Milliyet Sanatta yine ayn yl
yaymland (1974, no. 92, no. 107). Milliyet Sanatta
yazd baka inceleme yazlarna Michelangelo, Gi-
acometti gibi sanatlar da konu oluyordu (1975,
no. 122, 1976, no. 203).

1972-76 yllan arasnda Trk ve talyan


edebiyat, estetik ve eletiri zerine yazd yazlar

10
Estetik > Bedrettin Cm ert

yine de ounluktayd. Fakat bu arada giderek dil


ve dilbilimi almalarn younlatryordu. Soyut
ve Yansmaya yazd bir dizi yaz ile Trkiyede
byk eksikliini duyduu dilbilim alannda temel
ilkeleri yaygnlatrmaya alyordu.

Bedrettin Cmertin gnlk konumalarnda


savunduu eylerden biri, sanat kuramlarnn soyut
kalmamas, yaam deneylerine indirgenmesiydi. Es
tetik bilimi iin yle diyordu:

Estetik bilimi, gereklikten kopuk gariplik


lerle uramaz. Estetik, imdiye dek retilmi tm
sanat yaptlarnn ortak ve benzer ynleri irdeleyerek
belirli ortak zellikler ortaya koymaya alr, bu yol
la gelecek deneylerimiz iin bize bilinlenme ve tat
alma olanaklan salar. Sanat tarihiliinin eylemini
boa harcamasn nlemek iin ona szlm yn
tem deneyleri, billurlam kuram birikimleri sunar.

Nitekim bunlar syleyen Bedrettin Cmert,


1975te M.E. Bakanl Mektupla renim Progra
m iin, Estetikin temel ilkelerini en kolay en anla
abilir izgileriyle Estetik I. adl el kitabnda verdi.

Sanat tarihisi bir sanat yaptn estetik bilimi


nin sunduu aralarla deerlendirip, gerek tarihsel
yerine oturtabilmek iin eletirel bir tavrla yaptla
ra girebilmelidir. Ancak eletiriyle, bir rnn sanat
yapt olup olmad saptanabilir, diyen Bedrettin
Cmertin, Gombrichin Sanatn yksn evir
me istei bundand, nk evirinin nsznde de
belirttii gibi, Gombrich bu kitabnda sanat, sanat
d etkenlerle bomamt. Aslnda beeninin evrimi
sergileniyordu bu kitapta;

Bylece beeni, sanat yaptlarna, bu yapt


larn yaratld yer ve zaman koullarna greli bir

11
Bedrettin Cmert > Estetik

nesnellikle yerletirilip ete, kemie, brndrle


rek, yalnzca duyulup tadlabilen bir ey deil, ayn
zamanda renilebilen bir yeti kimliini kazanm
tr. Sanatn yksnn bu znitelii, sanat eletiri
si olmadan sanat tarihi yaplamayacan sanat ele
tirisinin ise temel bir estetik anlaya dayanmadan
ayakta duramayacan berrak bir inandrclkla
kantlamaktadr.

Byk bir cokuyla ve gerekten de inanl


maz bir hzla evirdii Sanatn yks ile, hem
Trk okuruna bilgi birikimi ve beeni geliimi sa
layacak bir kitap hazrlyordu, hem de byk zen
gsterdii Trkesiyle dilimize, sanat diline, sanat
tarihisi diline katkda bulunuyordu. eviriyi yap
t o ksa sre iinde, sanat terimlerini en anlalr
biimde sunabilmek iin byk aba gsterdi. By
lelikle kitabn salt bir eviriden te, sanat terimleri
ne yeni neriler getiren bir n alma olmasn iste
miti. Nitekim baanya ulat ve Trk Dil Kurumu
dln ald.

Son yllarda Estetik alanndaki en kapsaml


almas, hi kukusuz, Benedetto Crocenin Es
tetiinde ifade Kavram ve ifadenin iletimi Sorunu,
konulu doentlik teziydi (Bk. Crocenin Estetii, De
Ki Yaynlan, Ankara, 2007). Crocenin ifade kavra
m zerindeki almalan daha nceki yllara da
yanyordu. Bu konuda ilk yayn 1972de Filologla
Italiana Dergisinde yazd talyanca bir inceleme
yazsyd. Doentlik almasnda, Croceden yapt
evirileriyle Trk okuruna ilk elden kaynak sunuyor
ve zellikle talyan aratmclannm almalanyla da
boyut kazandnyordu. Croce zerindeki inceleme
sinde, plastik sanatlardan meklemeli yorumlara
giriyordu.

12
Estetik > Bedrettin Cm ert

Sanrm, Bedrettin Cmertin giderek estetik


ve eletiri almalarn edebiyat alannda olduu ka
dar plastik sanatlar dalna yneltmesi, onun bilimsel
kiiliinde nemli bir noktay vurgulamaktadr. Sa
nat tarihi blmnde olmas, onun bu ynn geli
tirmiti; kendi de ou kez sylerdi bunu. Nitekim,
rencilere sanat eletirisi dersleri veriyor ve sergiler
de uygulamal almalar yaptryordu. Son yl sergi
eletirileri yazmaya balamt. Resim yarmalarnda
seici kurullara giriyordu. Cumhuriyet Gazetesinde
yazd bir dizi sergi eletirisinde uygulad belirli
bir yntemi vard onun. nce gidiyor, uzun uzun
yerinde sanat yaptn inceliyordu, ondan sonra onu,
belirli bir kuramsal erevenin iinde eletiriyordu,
rnein sanatnn, doay yknmesi sorununu ele
alyor ve o adan eletirisini yapt sanaty deer
lendiriyordu veya bir mekn kavramndan konuya
giriyor ve sanatnn yaptlarndan rneklemelerle
yoruma gidiyordu. Gl bir gzlemciydi Cmert.
Bir sanat yaptnn karsnda inanlmaz boyutlara
ulaabiliyordu gzlemi, rnein, Bemininin nl
Davut heykeli karsnda yle diyordu:

Hmla, hzla, mthi bir gerilimle sapanmda-


ki ta frlatmak zere olan Davut Peygamber, vcut,
dingin bir ktle deil, kas ve kvrlmalardan oluan
bir devinim anaforu sanki. Ayn fiziksel srecin yans
masn yzde gryoruz. Dudaklann skm, gzleri
hedefi deliyor, frlamak zere bir ktle sanki. Bu sa
londa, sanki altln stnde durmuyor da, kendiyle
birlikte evresindeki her eyi de koparp gtrecek
gibi yerekiminin dna. Ama bu frlay bir szlme,
yerekiminden bir kurtulma deil, tersine yerekimi
ne meydan okuyan bir kar ekim sanki... (Roma
Galerilerindeki lmszlerden izlenimler, Milliyet
Sanat, 1977, no. 223).

13
Bedrettin Cmert > Estetik

Aslnda Giottonun sanat zerinde alrken


de, yapdan yerinde incelemi, yerinde bir gzlem
szgecinden geirdikten sonra, deerlendirmesi
ni yapmt, ite, kendisini giderek byle gelitiren
Bedrettin Cmert, estetik almalannda, eletir
menliinde, sanat tarihiliinde ok nemli bir
evreye ulamt. Aslnda, geen ylki Sanat Tarihi
seminerinde, Sanat Kuram ve Sanat Tarihilii
adl bildirisinde, farknda olmadan kendini tanm
lamt:

Mademki, sanat tarihiliinin balca konu


su sanat yaptdr, mademki sanat yaptnn zel
lii zamana direnip kuaklar boyunca kalcln
koruyabilmesidir, yleyse sanat tarihilii, sanat
olgusunun bu kalclna, mantksal ve beenisel
gerekelerle k tutmak onu ada duyarlkla kay
natracak bilgisel ve yntemsel yollan ortaya koy
makla ykmldr. Bir yaptn, tarihsel sre iin
de sanat yapt olarak yer alabilmesinin ilk ve en
gerek koulu, o yaptn her eyden nce sanatsal
bir yap oluturmasdr, peki bu sanatsallk zelli
ini nasl saptayacaz. Sanat yapt insana kendini
tantacak gtedir, nemli olan sanat tarihisinin,
bu zerk yapl varlklann tanyabilecek sanatsal
deneyime sahip olmas, yeni sanatsal olgular kar
snda yolunu bulabilmek iin kuramsal ve yntem
sel donatmnn yeterli olmasdr. Sanat tarihisi
nin, gelime eilimini hi bir zaman yitirmeyen bir
duyarlk yetenei, te yandan, bu duyarl srekli
ayakta tutan, onu yeni boyutlara ulatran bilgisel
birikim ve yorum bilincinin olmas gerekir. Sanat
tarihisi tarihi nitelemesine snarak ne anda
ne gnnden soyutlayabilir kendisini. Biz gemiin
olaylanna ancak amzn yaanmasyla elde etti
imiz grnt perdesi araclyla bakabiliriz. Sanat

14
E stetik > Bedrettin Cm ert

yaptna sanatsal bilinle ve duyarlkla szabilmek


iin kuramsal hazrlk zorunludur. Estetik bilimi
byk lde bu kuram birikimini sunar fakat bu
nunla da yetinilmemelidir. Sanat tarihisinin, bir
sanat yaptn, estetik biliminin sunduu aralarla
deerlendirip, gerek tarihsel yerine oturtabilmesi
iin eletirel bir tavrla yaptlara eilmesi gerekir.
Dolaysyla sanat tarihilii eletirel mercekten ge
tikten sonra, sanatsall saptanm yapdan yara
tldktan a ve toplumla ilikiye sokarak bu sanat-
sallm nedenini aklayan, bu nedeni nce yaptn
kendisinde bulup, sonra toplumun, toplumsal kl
trel balamnda gereklendirebilen bir etkinlik
tir... (Bedrettin Cmerte Armaan, Hacettepe ni
versitesi Yaynlan, Ankara 1980, s. 249-255).

Tanmlad sanat tarihisi dzeyine gelmiti


Bedrettin Cmert ve kukusuz, tkenmeyen alma
gc ve gelitirdii titiz aratrma yntemiyle, nice
yaptlar verecekti sanat zerine...

15
Sunu
Sreyya Karacabey

Greke aistharesthaiden gelen estetik sz


c, alglama, kaydetme gibi anlamlan ierir. K
kendeki kullanm, sanat iin kullanlan techneden
farkldr; techne daha ok yapabilirlik snrlan iin
deki maharet, hner, ustalk szckleriyle birleir;
henz sanat ve zanaat arasnda bir aynm grme
yen bu ada techne, ortak faydadan, bir balam
ve l iinde gerekleen amal bir edimden
bamsz deildir. Gnmzde sanat denildiinde
anlalan ey, technenin ierdii anlamdan farkldr,
sanat, Kantm amasz amallk ya da Schillerin
zgrletirici oyun benzetmesiyle kavrandndan
beri, estetik spesifik bir disiplin olarak yrrlk
tedir. 18.yzyl Alman Aydnlanma felsefesinin bir
rn olarak ortaya kan estetik, Terry Eagletonun
da belirttii gibi Fransz devriminin yaratt siya
sal deiimlere paralel olarak, sadece dnlr
olanla ilgilenen felsefenin, duyulur olan aracly
la -sonulanmam bile olsa- bedene verdii esasl
bir selamdr. Akln yan sra, insan duyulanna da
felsefi bir nem atfedenler estetik araclyla, g-
zeli, yceyi, beeni yargsnn zniteliklerini sis
temletirmeye almlar, Baumgartenla balayp,
Kantla devam eden bu sre iinde sanat, bir usta
lktan, teknik retimden daha fazlasna iaret eden
ayncalkl bir konuma ykselmitir. Snrlanm bir
dnyada yaayan insan, beeni yoluyla, gzeli ya da
yceyi takdir edebilme yetisiyle yakalanm olduu

17
Bedrettin Cmert > Estetik

fenomenal adan numenal dnyaya, onu yaklat


ran bir srama gerekletirir. Sanat bu alg iinde
artk basit bir usta deil, doann ona verdii fazla
ile yaratan bir znedir.

Estetik, eer duyusal algy sistemletirmeye


alan bir disiplin olarak dnlrse, phesiz
sadece sanatsal retim ve insan arasndaki ilikiyle
snrlanamaz; doadaki gzel de tpk sanattaki g
zel gibi estetiin inceleme konusudur ancak giderek
sanatn yaratt gzel, doadaki gzeli amaya ba
layacaktr.

Estetik sadece gzelin aratrlmasyla ilgilen


mez, ancak klasik estetik kuramlar biimlendikle
ri an sanat algsna uygun bir biimde arlkl
olarak gzele vurgu yapmtr, Kantm gzel kar
snda yaanan deneyimden daha fazlasna iaret
ettiini syledii yce, zellikle doann yaratt
sarsc grnmler karsnda insann yaad ve
onu numenal dnyaya daha fazla yaklatran estetik
bir kategoridir. Sanata yklenen anlamlarn urad
deiimlerin sonucunda, grnenin yaratt uyum
yerini, grnemez olann gsterilmesine braktn
da yce, estetik tartmalar da ncelikli bir yer al
maya balayacaktr. 18. yzyldan beri kullanmda
olan estetii modem bir kavram olarak niteleyebili
riz. Felsefi bir akl yrtmeyle sanat anlamlandrma
abas, ait olduu dnya grne bal olarak me
tafizik ya da materyalist bir grnme sahip olabilir.

Estetiin tarihi, ncelikler, deerler ve lt


ler konusunda eitli baklar ieren bir kavramla-
trmamn tarihidir, duyusal olan kavramsal olanla
ilikilendirdii ve bakn, seyretmenin, hissetme
nin zmlemesine yneldii iin de sanld gibi
snrl bir uzmanlar topluluunun kendi arasnda

18
Estetik > Bedrettin Cm ert

gerekletirdii zel bir konumalar btn olarak


alglanmamaldr. Tam da bu noktada meslekten ol
mayanlarn iini kolaylatrmak iin alan yazarlar
devreye girer, felsefi dilin kendi iine kapanmln
aralamak, bakalar iin anlalr klmak iin ura
an bu insanlar, sanat, yaam anlamlandrmak iin
yaplan almalara daha fazla insan dahil ettikleri
zaman kendilerini sorumlu grdkleri bir ilevi ye
rine getirdiklerini dnrler. Okuyacanz kitap,
estetik konusunda temel tekil edecek bilgileri akta
rrken, sanrm sz edilen trden bir ilevi de yerine
getirmektedir.

Bedrettin Cmertin kitabnn balangc, es


tetie yaklamn ayr biimine ayrlmtr: Meta
fizik, fenomenolojik ve sorunsalc estetik. Ardndan
sanat anlaynn, eletirinin ne olduunu aklayan
yazar, konuya genel bir bak mmkn kldktan
sonra, estetik tartmalarn kkenini oluturan antik
ncller hakknda bilgi verir. airi devletine sok
mak istemeyen Platonun idealar dnyasyla yaa
nan dnya arasna koyduu ayrmdan rettii asl
ve kopya sorunundan sz ederken; Aristotelesin
mimesis kuramn anlatrken estetik tartmann
kken sorunlaryla, daha ge zamanlardaki tart
malar arasnda bir ba kurar ve aralara yerletirdii
sorularla da tarihsel bilgileri bugnn estetik sorun
laryla etkileim iinde alglamamzn yolunu aar.
Kitap, Plotinosun Yeni-Platoncu estetik anlayy
la sona erecektir. Yllar nce yazlm olmasna ve
bu alandaki kaynaklarn saysndaki arta ramen,
yine de -hacim olarak- kk bu alma, okurlar
iin yararl bir giri olma niteliini srdrmektedir.

Bedrettin Cmert, ondan erken alnm bir


mrden geriye pek ok alma brakt. 1959 yln
da yazmaya balayan ve ldrld tarihe kadar

19
Bedrettin Cmert > Estetik

yazmay srdren yazann almalarnn sadece lis


tesine bir gz atmak bile retkenlii hakknda yete
rince bilgi vericidir. Cmert politik ilgilerin sanata
bak ieriden kuatt bir dnemin simgelerinden
biriydi. Onunla ayn yerden konuanlann szleri
nin ak deiti, hayat alglama biimleri de; C-
mertin ise sznn nasl bakalaabileceim, nasl
yenilenebileceini, kimi eletirel deerlendirmeleri
nin deiime urayabileceini dnme imknmz
yok. Ben yine de Bedrettin Cmerte, eletiri yazla
rnda belirli bir dnya grne ilgisini gizlemeyen
birisinin, -stelik yaad dnemdeki ayrmlarn
netlii dnldnde-, estetik konusundaki a
lmalarnn metafizik kaynaklardan beslenmesini
ilgin bulduumu sylemek isterdim. Materyalist
felsefenin, zellikle onun yaad zamandaki idea
list yorumlan konusundaki dncelerini gerekten
iitmek isterdim.

Walter Benjaminin Moritz Heimanndan ak


tard bir sz vardr, otuz beinde len bir adam,
hayatnn her annda otuz beinde len bir adam ola
rak hatrlanacaktr. Bedrettin Cmert otuz sekiz ya
ndayd, aylardan Temmuzdu ve sz yanm kald.

20
TEMEL

KAVRAMLAR

Estetik Nedir?

ESTETK szcn ilk kez Alman dn


r Alexander Gottlieb BAUMGARTEN, 1735 ylnda,
Meditationes philosophicae de nonnullis ad poema
pertinentibus adl doktora tezinde kullanr. Yine Ba-
umgartenn ilk cildi 1750de, kincisi 1758de yaym
lanan ve yanm kalan Aesthetica eseriyle, bu szck
artk kesinlikle yerlemi bulunmaktadr. Baumgarten,
andmz doktora tezinde, ilk kez Estetikten zel bir
bilim dal olarak sz etmektedir.

Baumgartene gre iki tr bilgi vardr: du


yusal bilgi, aklsal bilgi. Duyusal bilgiyi bulank
tasavvurlarla; aklsal bilgiyi ak ve seik tasavvur
larla elde ederiz. Bu iki tr tasavvur arasnda, ak
olduu halde seik olmayan, yani kark olan ta
savvurlar vardr. Baka bir deyile, ak ama kank
olarak duymak olanakldr. te, ak ama kark
olarak duyulan bu blge, Estetikin alandr, sanatn
gerekletii yredir.1 (Santiello, s. 596)

Duyu bilgisi, tam olmayan bir bilgidir. Asl


1 Aklla herhangi bir nesne arasnda oluan, bu nesnenin
kendi iin varolmasndan baka, bir zne iin de varol
masn salayan ilikiye bilgi diyoruz. O halde, bilme
ileminin gerekleebilmesi iin eye gereklik var
dr: a) Bilen bir zne, b) Bilinen bir nesne, c) Her ikisi
arasnda belirli bir iliki.
Bir nesnenin, o nesne hakknda nceden elde
edilmi algs araclyla, yani dolaysz varl ge
rekmeden canlandrlmasna tasavvur diyoruz. (Ranzoli,
s. 227-229,1002)

23
Bedrettin Cmert > Estetik

bilgi aklla elde edilendir. Duyu bilgisi de iki basa


makta gerekleir: Ya bulanktr ya ak. Bir eyi, ye
niden grdm zaman tanyabilecek kadar kavra
mamsam, bu ey hakknda sahip olduum tasav
vur bulanktr; bir eyi, yeniden grdm zaman
net bir biimde tanyabilecek kadar alglamsam,
bu ey hakknda sahip olduum tasavvur aktr.
Ne var ki, bilginin ak olmas, onun ayn zaman
da seik olmas anlamna gelmez. Seiklik ancak,
duyusal izlenimlerimizde birtakm ayrmlar grp
belirlemek ve tanmlamakla elde edilir. (Gkberk,
s. 374-375)

Baumgarten, Leibnizin izinden giderek,


nc bir bilgi tr ortaya koymutur. Bulank du
yumla seik kavray arasna ak olan duyusal bilgi
yi yerletirmitir. Bu ak duyusal bilgi ise sanattr.
(Santiello, s. 597)

Bulank duyumdan ak ve seik kavraya ge


ii salayan bir ara evre olan sanatsal etkinlik, asln
da duyusal etkinliin iinde kalmakta, ama bu etkin
liin en stn derecesini oluturmaktadr. (Santiello,
s. 597; Stopper, s. 127)

Estetike, yukarda belirttiimiz snrlarla da


olsa zerklik tanyan Baumgartena gre Estetikin
grevi, btn sanatlar iin geerli olan yasalan ara
trmaktr. (Croce,1965,s.234-235)

Oysa I. Kant, ilk kez 1781 ylnda yaymlad


Katksz Akim Eletirisi adl eserinin hemen ilk
sayfalannda, Baumgartenn bu grn eletirir.
nk Baumgartenn yapt gibi gzellik yargsn
aklsal ilkelere indirgemek ve bu yargnn kurallar
n bilim dzeyine ykseltmek olanakszdr. (Kant,
1969, C. 1, s. 66 - 67)

24
Estetik > Bedrettin Cm ert

Fakat Kantn bu eletirisine karn, Estetik


szc bugnk anlamn Baumgartena borlu
dur. Nitekim Hegel de, Estetik Derslerine balar
ken yle bir uyarda bulunuyor; Estetik szc,
aslnda duyu bilimi; duyma bilimi anlamna gel
mektedir. Bu bakmdan, bu derslerin asl konusunu
yanstmaktan uzaktr. Estetik adndan honut olma
sak da, bu ad kullanmakta bir saknca yoktur. Yeter
ki Estetik dediimiz zaman, gzel sanatn felsefesi
anlalsn. (Hegel, s. 5)

Grld gibi, deiik alardan da olsa, ge


rek Kant gerekse Hegel, Yunanca aisthesis szn
den tretilen Estetik szcnn, anlatlmak iste
nen eyi yeterince yanstmadna dikkati ekiyorlar.
Ama Kantm, Estetiki, duyarln a priori ilkelerini
aratran bilim olarak tanmlamasna karlk, Hegel,
Estetike, yaklak olarak bugn verdiimiz anlam
veriyor. (Kant, 1969, C. I, s. 65-67)

zetlersek, Estetikin konusunu, gzel ze


rine, sanat zerine dnme etkinlii oluturuyor;
Sanat nedir? sorusuna karlk ararken, btn sa
nat dallarna ortak olan ynleri bulmay amalyor.
(Simonini, s. 9) Sanat sorunu zerine, felsefi adan
bir dnme etkinlii olan Estetik, doal olarak, da
yand felsefi grn temel zelliklerini yanstr.
Bu bakmdan, ok genel anlamda, deiik eilim
saptayabiliriz. (Simonini, s. 10-14)
Metafizik Estetik
Buna dogmatik estetik de diyebiliriz, nk
insann somut yaantsnn tesinde ve stnde, g
zeli ve sanat niteleyen deimez eyi bulduu ka
nsndadr. Bu e, her zaman, her yerde gerekleen
bir ey olduundan, yer ve zamanda bulunan veya
bulunmas mmkn olan her trl sanat eserinden

25
Bedrettin Cmert > Estetik

nce gelen, onlar a priori2 belirleyen bir zellik ta


r. Bu eilimdeki bir estetik, her zaman iin geerli,
tartmasz bir ilkeye vardn ileri srd iin,
sanatlarn sanat anlaylarnn ve eletirmenlerin
yarglarnn zgr bir biimde gereklemesine ola
nak vermez. Ksaca, metafizik estetiki; sisteminin
geerliliini, yaamn ve sanatn somut gerekliiyle
lmek yerine, yaamn diri gerekliinin, felsefenin
a priori formllerine, isteklerine uymasn ister.
Sorunsalc Estetik
Bu gre gre hibir alanda kesin zm
yoktur. Bir sorunun zm o sorunu ortadan kal
drmaz. Ayn sorun, yeni yeni biimlerle srekli ola
rak karmza kacak, srekli bir gzden geirmeyi
gerektirecektir. Bu bakmdan, her zaman iin geerli
kesin sonular elde edemeyeceimizden, estetiin,
sorunun her yeni grnmne ak olmas gerek
mektedir.

Metafizik estetik, eserin yaratlmasnda sanat


y, deerlendirilmesinde ise eletirmeni, izlenil
mesi zorunlu formllere balarken; sorunsalc es
tetik, sanaty kendi sanat anlayn uygulamakta,
eletirmeni ise kendi beenisinin greliine gre yo
rumlayp yarglamakta zgr brakr. Bu akma gre,
sanat olgusu zerinde yetkili kiiler filozoflar deil,
sanatta kendine zg dnyasnda yaayan sanatlar
ve eletirmenlerdir.

inde ok deiik eilimleri toplayan sorun


salc akmn temsilcisi Ugo Spiritoya gre, felsefi
estetiklerin btn kesinlikleri son bulmutur artk.
Sanatn sezgi mi, duyum mu, yarat m, taklit mi,
teknik mi, ne olduunu sylemek olanakszdr. Sa-

1 A priori: Kesinlikle hi bir deneyime bal olmayan.


(Kant, 1969, C. I. S. 41)

26
Estetik > Bedrettin Cm ert

natr ne olduu bilinmiyor, nk gerekliin ne


olduunu ve bu gereklik iinde sanatn niin yer
aldn bilmiyoruz.

Wittgensteina gre de felsefi estetik anlamsz


bir eydir. Yalnz deneysel estetikler, tek tek sanat
anlaylar mmkndr. Bu alanda felsefe yapmann
hi bir yaran yoktur. zerinde konuulmas mm
kn olmayan bir ey konusunda susmak gerekir.

Armando Plebe de ayn dncededir. Sanat


yalnzca deneysel ltlerle saptanr. Sanat; insan
etkinliinin, geleneksel olarak sanat ad verilen bi
imlere ynelen zel bir dorultusudur. Sanat ancak
byle tanmlanr. Bu ise bir tanm deildir.
Fenomenolojik Estetik
Fenomenolojik gr de, sanatn znn
tanmlanmasn, onun her zaman iin geerli bir
formle indirgenmesini olanaksz sayar. Sanatn ya
am ok ynldr; kendini yer ve zamanda ne bi
imde gsterecei nceden saptanamaz. Bu neden
le, sanatn grnd sonsuz biimleri olduu gibi
kabul etmekten baka are yoktur.

Sonra, insan ruhunun btnln, ayn ayn


yetilere veya kategorilere ayrmak ve her bir yetiye
veya kategoriye insan deneyiminin bir kesimini ta
nmak, bu btnl paralamak olur. nsan ruhu,
yapt her eyde btn olarak vardr. ster felsefe,
ister bilim, ister sanat yapsn, hem akl, hem hayal
gc olarak alr. Bu etkinlikler arasnda nitelik de
il, nicelik fark vardr. Felsefe ve sanat, biri tekisini
dta brakan alanlar deildir; insan ruhunun, dei
ik ilevlerine gre ald farkl dorultulardr. Dola
ysyla, her sanatsal yarat, ayn zamanda dncedir
de. Yani ayn zamanda hem zerk, hem bamldr.

27
Bedrettin Cmert > Estetik

nsan ruhunu kendi iinde paralayamayaca-


mz gibi, onu, yaamn btnlnden ayrmak
da olanakszdr. Kavramlar ve mantk kategorileri,
insan yaantsn dtan, metafizik bir dnyadan be
lirleyen kalplar deildirler; deneyimden doarlar,
onun yazgsn tarlar. Evet, kategoriler ve tanmlar
mmkndr, ama bu kategori ve tanmlar hi bir
zaman tmellik ve lmezlik sav tamayacaklardr;
yalnzca geici dzenlemeler olacaklardr.

Bu gre uygun den estetiin grevi ise,


hem sanatlarn birbirinden deiik sanat anlay
larm, hem de eletirmenlerin birbirinden deiik
yntemlerini geerli saymaktr. Ama bunu yapar
ken, sanatn belirli bir dnemde kazand yeni
grnmn deiik yanlarna bir dzen ve anlam
vermek gerekir. nk gereklik bize, her trl d
zenlemeyi reddeden bir atomlar topluluu halinde
deil, onu organik klan bir ilikiler btn halinde
grnr.

Grld gibi, sorunsalc estetiin bo verici


tutumuna karlk, fenomenolojik estetik, gerekliin
geici ve dzeltilebilir bir kesinlikle dzenlenebilece
ini savunuyor.

Fenomenoloji kavramnn bugnk anlamn,


Alman dnr Edmund Husserle (1859-1938)
borluyuz. Bu adan, dnrn, lmnden son
ra, 1954 ylnda yaymlanan Avrupada bilimlerin
bunalm ve transandantal fenomenoloji adl yaz
s zel bir nem tamaktadr.

Husserl bu yazsnda, 19. yzyln sonla


rndan itibaren, geleneksel metafizik felsefenin
nemini yitirmesi sonucunda, Avrupa kltrnn
karlat bunalma dikkati ekmekte; dnce

28
Estetik > Bedrettin Cm ert

adamnn, artk pratik olaylarn kark denizinde


kendini kaybettiini, kukuculuun ve akl gcne
gvensizliin kurban haline geldiini sylemekte
dir. Oysa yaam, ne olaylarn dzensiz bir biimde
birbirini izleyii, ne de karanlkta bir sendeleme
dir. eylerde bir dorultu, bir ereklilik, bir dzen
vardr. Evet, bu dorultu, bu ereklilik, bu dzen
ne kesin, ne de mutlaktr; tarihsel evrim gerektir
diinde, yerini yeni bir dorultuya, yeni bir ere
e, yeni bir dzene brakacaktr, ama bu durum,
dnceye, uygun bir aratrma alan salamas
bakmndan yeterlidir de. Felsefe ancak, metafizik
istemlerini terk ettii ve zmlemelerini tarihsel
durumlarla snrlad zaman yaamasn srdre
bilecektir. Kategoriler ve tanmlar yine mmkn
olacak, ama hibir zaman evrensellik ve lmezlik
savnda bulunmayacaklardr.

Her eyi oluturan deimez enin ne oldu


unu sormak yararsz bir eydir. Dolaysyla Sanat
nedir? diye sormak da yersizdir. Bu sorularn kar
ln yaamn kendisi, yaadmz deneyimlerin
kendisi verecektir. Deneyimlerimiz aka unu gs
teriyor ki, insanlann yaamnda sanat da vardr. Yine
deneyimlerimiz, ayn aklkla, sanatn, rnein;
siyasetten veya tarmdan deiik bir ey olduunu
da gsteriyor. Bu cevaplar, gerekliin ne olduuna,
niin olduuna bir karlk deil, onun grnn
tasviridir, yani fenomenolojisidir. Fakat bu tasvir,
olaylara dzen ve anlam veren bir tasvirdir.

Fenomenolojik estetiin amzda nemli


temsilcilerinden biri de Antonio Banfi'dir (1886-
1957).

O da Husserl gibi, kapal sisteme dayanan


felsefelerin bunalma girdii kansndadr. zellikle

29
Bedrettin Cmert > Estetik

yzylmzn birbirini hzla izleyen olgular, edebi


yat ve figratif sanat alanndaki bunca tedirginlik
ve yzyllardr kurulmu bir dzeni altst eden bi
limsel kuramlar karsnda, metafizik zm yolla
rnn yetersizliini gstermi, yaam ve tarihi ak-
layamaz hale gelmitir. Eer bu durumda, kukucu
luktan, akld tutumlardan kurtulmak istiyorsak,
aklmzn dogmatikten syrlmas, kendini somut
yaantnn iinde dorulamas ve eletirel bir tavr
taknmas gerekmektedir. Banfinin nerdii ele
tirel aklcln sonucu olarak da felsefe, yaamn
ok ynl, ok karmak kesimleri stnde bir bilgi
kurmaktan vazgeerek, kendini basit bir ynteme
indirgemek zorundadr.

Banfi, ada kltrn ve uygarln iinde


bulunduu bunalm, sanatlar iin olumlu bir etken
saymaktadr. Bu bunalm, sanatlarn kapal kalpla
rm krm, onlan yaama amtr. Hegel yanllar
nn sand gibi sanat lmemi, sanatn kstlayc
biimi lmtr. Sanat, gerek yaantsna asl imdi
balamaktadr. Son yllarn zelliini oluturan eit
eit akm ve sanat anlaylar, bir gerileme deil,
tersine, bamszln yeni bulan bir enejinin ken
dini gerekletirmesidir.

Bu nedenle sanat tanmlamak botur, nk


sanat, zellii uyannca tanm reddeder, nk hi
bir zaman uzun sre belirli bir formle bal kala
maz. Sanat yalnz yaplr. O, ancak yapldktan son
ra bir eydir. Sanat nedir? sorusu, Galilei ncesi
bir sorudur. Bu soruya cevap vermeyi dlemek,
sanatlar ve eletirmenler karsnda kural-koyucu
bir tavr taknmak olur ki, bu da sanatn yaantsna
saygszlk demektir.

30
Estetik > Bedrettin Cm ert

Gnmz estetikilerinden Dino Formaggio


da, Arte (Sanat) adl eserini, 1973 ylmda, u szler
le amaktadr: nsanlarn sanat adn verdikleri her
ey sanattr (Formaggio, s. 9). Anlalaca gibi, bu
da bir tanm deildir.
S anat Anlay Nedir?
Sanat Anlay, bir okulun (ekol), bir sanat
nn, bir airin veya bir eletirmenin, sanat sorunu
hakknda sahip olduu ve kendi etkinlik alannda
gerekletirmeyi tasarlad inan ve amalarn t
mdr. Bir bakma, mesleki bir sanat program olan
sanat anlaynn, bir bildiri veya bir programla ilan
edilmesi gerekli deildir.

Estetik, kuramsal ve genel bir nitelik tarken,


sanat anlay, pratik ve zel niteliktedir; bir kiinin
veya bir topluluun belirli bir beenisini sanat hali
ne getirmekle yetinir.

Sanat anlay, sanatnn, airin, eletirmenin


yaad aa, ortama kiisel yetime tarzna bal,
pratik ve uygulamal bir estetiktir. Tek bir sanat
nn sanat anlay olabilecei gibi, bir topluluun da
sanat anlay olabilir. (Simonini, s. 9-10)

Orhan Velinin 1941 ylnda yaymlad ilk


iir kitab Garipe koyduu nszde, byle bir sa
nat program bir bildiri halinde aklanmtr. Ayn
kitapta, Melih Cevdet ve Oktay Rifatm, ayn gr
yanstmay amalayan iirleri de yer almaktadr.
Balangta yalnzca Orhan Velinin iir anlayn,
sanat programn izen, ama sonradan, bata Melih
Cevdet ve Oktay Rifat olmak zere belirli bir bee
ni evresinde birleen bir topluluun iir anlay
n dile getiren Garipin nsznde, hece airlerine
kar kesin tavr alnmaktadr.

31
Bedrettin Cmert > Estetik

Orhan Veli, bu bildirisinde, balca u nokta


lan belirtiyor:

1. Edebiyat tarihinde imdiye dek pek ok


biim deiiklikleri olmutur. Ama bu deiiklikler,
kk garipsemelerden sonra kolayca kabul edil
milerdir. Kendini g kabul ettiren asl deiiklik,
beeni deiikliidir. imdiye dek meydana gelen
deiikliklerde, her eye ramen devam eden bir
e vardr. Bu da iirin imdiye dek ya dinin veya
feodal zmrenin beenisini, ya da yksek sanayi de
iikliinden sonra, mreffeh smflann beenisini
yanstm olmasdr. Artk yeni smflann dayanaca
beeni, aznln beenisi olamaz. nk bugnk
dnyay dolduran insanlar, hayatlann byk bir di
dime sonucunda srdrebiliyorlar. iir de bu yeni
kitlenin beenisini yanstmak zorundadr.

Yeni bir beeniye, eski edebiyatn aralanyla


varmak olanakszdr. Yeni beeniye ancak yeni yol
larla, yeni anlatm aralanyla ulalr.

2. Bu nedenle, yaplacak ilerin banda un


lar gelmektedir:

a) l ve uyak, artk grevini yitirmitir.


iirde uyum, ne l ne de uyakla elde edilebilir.
iir, her eyden nce, l ve uyan dnda, l
ve uyaa ramen vardr, l ve uyan salad
bir uyumdan zevk almak, herhalde safdilliklerin en
muhteemi olmaldr.

b) Yalnz benzetme iin benzetme yapmak,


istiare yapmak iin istiareler bulmak da, iirin ger
ek yapsyla ilgili deildir.

c) iir, btnlnn bile farkna vanlmayan


bir btndr. Dolaysyla, iirde yklmas gereken

32
Estetik > Bedrettin Cm ert

inanlardan biri, msrac zihniyettir. Szcklerin


tek tek gzellii veya irkinlii, iir asndan hi bir
deer tamaz. rnein; tek bana ne tula gzeldir,
ne de sva. Ama tula ve svadan oluan bir mima
ri eser gzeldir. iirde nemli olan ey, szcklerin,
kullanl biimlerim de birlikte getirmi olmalardr.
Szckler, ancak btn oluturduklar, ona katk
da bulunduklan srece gzel veya irkindirler.

d) Sonra, her sanat dalnn kendine zg


zellikleri, anlatm aralar vardr. iirle mzii, i
irle resmi kartrarak, her daln kendine zg zel
liklerini dikkate almamak, bizi yanlgya srkler.
iirde mzie, resme kaan kiiler, iirin gln
yenemedikleri iin bu yola bavuran hilekrlardr.
(Orhan Veli, s. 9-26)

Garip nsznde belirtilen dncelerin


kaynak ve geerlilik sorununu bir yana brakarak
unu syleyebiliriz: Bu bildiride, sanat dzlemine
aktarlmak istenen, sanat eseri olarak gerekletiril
mek istenen inan ve amalar, bir program halinde,
mesleki bir tzk halinde ilan edilmektedir.

Estetikle sanat anlay arasndaki fark daha


somut bir biimde aklamak iin yle bir rnekle
me yapabiliriz:

Benedetto Croceye gre iki tr bilgi vardr:


Sezgisel bilgi, mantksal bilgi. Sezgisel bilgi, hayal
gc araclyla, mantksal bilgi zihin araclyla
elde edilir. Sezgisel bilgi bireyselin bilgisidir, mantk
sal bilgi tmelin bilgisidir. Sezgisel bilgi tek tek ey
lerin, mantksal bilgi eyler arasndaki ilikinin bil
gisidir. Ksaca, biz, sezgisel bilgiyle, yani hayal gc
araclyla imgeler, grntler retiriz; mantksal bil
giyle, yani zihnimiz araclyla da kavramlar retiriz.

33
Bedrettin Cmert > Estetik

Sezgi, insann ilk etkinliidir; kavrama var


mak iin gerekli olan ilk basamaktr; kavramsal bil
ginin ilk kouludur. nk kavramsal bilgi, eyler
arasndaki ilikidir; eylerin kendileri ise sezgiler
dir. rnein; bu rmak, bu gl, bu yamur, bu bir
bardak su, hepsi birer sezgidir. Kavram ise sadece
sudur. Suyun u veya bu grn, u veya bu zel
durumu deil, genel olarak, her zaman ve her yer
deki sudur. Dolaysyla, su kavramna, suyun bilgi
sine varmamz iin gerekli olan ey; suyun bu zel
belirlenimleri, yani suyun tikel, zel durumlardr,
sezgileridir. (Croce, 1965, s. 3, 26)

Bir sanat eseri ise, bu ada lyk olabilmek iin


her eyden nce sezgi olmak zorundadr, yani bil
ginin ilk basamanda gereklemi olmak zorun
dadr. Bu demektir ki, sanat eserinde kavramlarn
arl duyulmayacak ve dnce, sezgide eritilme
den yer almayacaktr.

Sezgiye tutarllk ve birlik veren ey ise duy-


gudur (Croce, 1963, s. 33) O halde gerek bir sanat
eserinin ba zellii, dncenin soyutlayc, aynt-
nc etkinliinin girmedii bir duygu oluudur. Sez
gi, yalnz duygudan doar, onun stnde geliir. Bu
nedenle de sanat, her zaman liriktir.

Grlyor ki, sanat sanat yapan zellii duy-


guda bulmakla ve bunun dnda baka bir seenek
tanmamakla, bir kural saptanm oluyor.

Belirli bir estetik anlaya uyan ve sanat eser


lerini bu grle deerlendiren eletiri de, ister iste
mez bal olduu genel kurallarn btn olumsuz
luklarn tayacaktr. Her birisi deiik kiiliklerin
ve deiik koullarn rn olan sanat eserlerine,
onlann dnda ve onlardan bamsz olarak saptan

34
Estetik > Bedrettin Cm ert

m nyargl llerle yaklalacandan, ya sanat


nitelii tad halde grmze uymayan eserleri
anlamamz mmkn olmayacak, ya da anlasak bile,
bu eserlerin yeniliini ve deerini aklayabilecek
kuramsal bilgilerden ve temelden yoksun olacaz.

Belirli bir estetik grn, kendi dorultu


suna ve beenisine uymayan eserleri dta brakc
tutumuna yle bir rnek verebiliriz:

Giacomo Leopardi, 19. yzylda yaam nl


bir talyan romantik ozandr. Leopardi, doduu ve
yaamnn uzun bir sresini geirdii Recanati kasa
basndan 1830 ylnda Floransaya gittiinde, yeni bir
yaam evresine girer. imdinin btn olaylann ve
duygulanmlann anlarda uzaklatran o eski Leopar
di yoktur artk. Yeni bir biimde srdrd insan
ilikileri, imdiyi daha korkusuzca kabul edii ve sa
vamaktan kamay, onun iir anlayn da deitirir
ve o yla dek sregelen lirik - romantik zellik, yeri
ni daha sert, daha korkusuz, daha kararl bir syleyi
biimine brakr. Deien yaam koullan, deiik bir
yaam tutumu ve dnya gr oluturmu, bu yeni-
dnya grne uygun yeni bir anlatm yolu ortaya
kmtr.

Leopardinin 1830 ylma dek rettii eser


lerin temel zellii, Crocenin, iirde duyguyu ba
e sayan grne tmden uymaktadr. Ne var ki,
1830dan sonra yazd ve eski rnlerine gre de
iik bir zellik tayan iirleri, Crocede, dnce
nin duyguya baskn kt, dolaysyla reticilie
kayld kansn uyandrmtr.

iir duygudur nyargsyla yola ktmz


srece, byle bir sonu elbette kanlmaz olacaktr.
Oysa Leopardinin bu ikinci dnemde yazd iir

35
Bedrettin Cmert > Estetik

ler, bu rnleri besleyen koullar anlald takdir


de, baansz rnekler olma nitelemesinden kurtula
bileceklerdir. Beeni denen ey, elde edildikten son
ra ylece kalan, hi deimeyen bir yetenek deildir.
Ne kadar ok aratrlrsa, ne kadar ok kavranlrsa,
beeni de o kadar yksek olur. Bir eyin nedenini
kavramak, o eyi kabul veya reddetmemizin tek ko
uludur. Bir esere gzel veya irkin demek nemli
deildir. Dogmasz ve n yargsz olarak o eseri kav
radktan sonra; yani o eseri, onun varln salayan
somut koullar iinde algladktan sonra verecei
miz gzel veya irkin yargs geerli olacaktr ancak.
(Binni, s. 287-288; Salinari, s. 22)

Nitekim, Leopardinin 1830dan sonra ger


ekletirdii eserlerin ilk bakta uyandrd reti
cilik vb. izlenimleri, bu ikinci dnemi btn koulla
r, nedenleri ve gerekeleriyle anlamamz sonucunda
doan izlenimler deildir. Biz, bu ikinci dnemin
rnlerini de allm lirik - romantik bir imgede
tutsak kalm bir Leopardi grntsne gre yarg
ladmz iin, olumsuz deerlendiriyoruz. Oysa bu
ikinci dnem, yeni yaantsna, yeni dnya grne
daha uygun olarak, daha erkeke bir anlatm yaratan
bir Leopardiyle kar karya koyuyor bizi.

Eletiri Nedir?
Eletiri, sanatsal bir deerin varln sezdikten
sonra, bu deerin gerekten varolup olmadn ge-
rekelendirerek, aklsal bir yntemle aklayan etkin
lik daldr. (Simonini, s. 10)

Estetik, sanat genel olarak ilgilendiren sorun


lar zerinde dururken, eletiri, somut eser veya eser
ler hakknda nitelik yargs verir. (Assunto, s. 127)

36
Estetik > Bedrettin Cm ert

Eletiri, balca iki biimde gerekleir: Sy


lem olarak eletiri, davran olarak eletiri. Sylem
olarak eletiri; bir veya birden ok eser, sanat, her
hangi bir akm, bir tarihsel dnem hakknda vanlan
yargnn yazl olarak dile getirilmesidir. Davran
olarak eletiri; bir veya birden ok eser, herhangi bir
sanatnn tm rnleri, belirli bir tarihsel dnem
den bize kalan sanat hzinesi karsnda bireysel veya
toplu, zel veya kamusal tavrdr. zel veya kamusal
sanat eseri derlemecilii, sanat koruyuculuu, sanat
pazan, sanat eserlerinin bakm ve onanm, kimi eser
lere kimi zamanlarda gsterilen tapn derecesindeki
ilgi, kimi eserlerin bilinli veya bilinsiz olarak yklp
knlmas, davran olarak eletirinin rnekleridir.

Ne var ki, sylem olarak eletiri, her zaman,


sanatsal deeri gerekelendirip aklsal yntemle ak
layan bir ey olmamtr.

Bu bakmdan sylem olarak eletiriyi de iki


byk kmeye ayrmak gerekir: Akla dayanan nes
nel eletiri, hayal gcne ve cokuya dayanan znel,
izlenimci eletiri.

Akla dayanan eletiri, yargsn mantksal ka


ntlara yaslar, bu yargy kavramsal bir rg iinde
anlatr. Hayal gcne ve cokuya dayanan eletiri ise,
eserin biimsel niteliklerinin, uyandrd haz veya
honutsuzluk duygusundan yola karak, bu duygu
yu deneme, iir, gezi, yk vs. gibi edebiyat biimle
riyle dile getirir. (Assunto, s. 128) .

37
ESTETK
DNCENN
DOUU

PYTHOGORASILAR,
SOFSTLER VE SOKRATES

Gzellik sorununa sistemli olarak ilk kez Pla-


tonun eildiini gryoruz. Fakat Platondan nce
de bu konuda kimi nemli dnrlere rastlyoruz.

rnein Pythagoraslar.

Aristotelese gre, matematik bilimlerle ok


uraan Pythagoraslar, matematik ilkelerin, her
eyin ilkesi olduuna inanmlard. Onlara gre,
matematik bilimlerde saylar bata gelmektedir. Sa
ylarla, varolan ve deimekte olan eyler arasnda
benzerlikler vardr. Dnyada her ey deimektedir.
Bu deimede kalan tek ey, saydr. Bir eyi anla
mak ve bilmek iin, onun matematiksel olarak l
lmesi, saysal ilikiler araclyla belirlenmesi ge
rekir. (Centineo, s. 12-13; Dal Pra, c. s. 9-10)

Pythagoraslann bu sonuca varmalarnda,


belki de, saylarla ifade edilebilen uyumlar gsteren
mziin de etkisi olmutur. Nitekim Pythagorasn
ilk kez, bir telin sesinin, telin uzunluuyla deitii
ilkesini bulduu sylenir. Yani ilk kez Pythagoras,
seslerin saylarla ifade edilebileceini bulmutur.
(De Ruggiero, C. I. s. 80).

Pythagoraslann ilgilendikleri hekimliin


de bu sonuta pay olduu ileri srlebilir. Pythago-
ras bir hekim olan Alkmieonun, vcut saln,

41
Bedrettin Cmert > Estetik

temli-kuru, tath-ac, souk - scak gibi niteliklerin


oranl bir karm, bir dengesi saydn biliyoruz.
Ona gre hastalk, bu kart niteliklerden birinin
tekisine stn kmasyla meydana geliyor. nsan
vcudu iin kabul edilen bu uyum anlayyla, m
ziin uyandrd uyum anlay arasnda bir ben
zeim kurmak olanakldr, Nitekim Pythagoraslar
bu dengeyi salamak iin sanattan, zellikle m
zikten yararlanmlardr. Doaldr ki burada sz
edilen denge daha ok i dengedir. Kaynaklara gre
Pythagoraslar, ruhsal dengesizlikleri iyiletirmek
iin, Homeros ve Hesiedostan seilmi paralarla
mzik kullanmlardr. ( Plebe, s. 20-21; De Rug
giero, C. I. s. 80-81)

Damon da Pythagoras bir mzikidir. Ona


gre mzik, iimizde devinim yaratma gcne sa
hiptir. Sesler birbirlerinden, yalnzca deiik titre
im hzna gre deil, ayn zamanda, dinleyicinin
ruhunda yarattklar deiik devinime gre de ayr
lrlar. Damon, her mziksel biimin iimizde dei
ik bir nitelik uyandrd nclnden yola karak,
mziksel biimlerle iimizin bu zgn nitelikleri
arasndaki karlklar saptamaya almtr.

Kimi mzik biimleri, iimizin bu nitelikle


rinin gelimesini salarken, kimileri de engellen
mesine yol aar. Damona gre mzik, ruhumuzu
yle bir taklit etme durumuna sokar ki, insanlarn
deiik karakterlerini taklit etme yetenei kazanrz.
Yani, kendimizi olduumuzdan baka bir hale geti
rerek, deiim ve geliimimizi salarz. (Plabe, s. 17)

Sofistlerin estetik retisi ise, Pythagoras-


la-nnkinden tmden deiik bir ynde gelimitir.

Estetik dnce alannda Sofistlerin en nem

42
Estetik > Bedrettin Cm ert

lisi olat Gorgiasa gre, heykel sanat, gzelliiyle,


gzlerde tatl bir hastalk yaratr. Gorgias bylece,
bir yandan, Pythagoraslann, duyulannz aldatan
bir by olarak anlalan sanat grn kabul et
mekte, ama te yandan, bu bynn, bu aldatma
nn zararl olduuna dikkati ekmektedir.

Ne var ki, sonralan bu nedenle sanat sula


yacak olan Platondan farkl olarak Gorgias, sanatn
yol at bu tatl hastaln, kaba normallikten daha
stn olduunu savunur. Nitekim, tragedya ile ilgili
u szlerinin anlam budur: Tragedya, yks ve
tutkulanyla bizi aldatr. Fakat bu aldatmada; alda
tan, aldatamayana gre, daha bir yetenek gsterir;
kendini aldanmaya koyuverebilen, aldanamayana
gre daha bir bilgedir... Nitekim, sadece duyarsz
olmayan bir kimse, szcklerin verdii hazza yeni
lir. (Plebe, s. 21 -2 2 )

Sokratesin bu konudaki dncesini ise, ya


rarclk ve hazclk nitelemektedir. Ona gre g
zel, yararl olduu zaman kabul edilmelidir; haz
kayna olduu zaman ise reddedilmelidir. Sokrates
iin, iyi anlamda gzel, insanlann yararlandklan;
onlann iine yarayan eylerdir, Dolaysyla gzel, iyi
bir ie yarayan eydir, iyi yararllktr. (Plebe, a. 23)
PLATON (.. 4 2 7 - .. 3 4 7 )

Sofistlere gre insan yalnzca deiken do


rular bilebilirdi. Protagoras, Her eyin, yani va
rolduklar iin varolan eylerle, varolmadklar iin
varolmayan eylerin ls insandr demiti. Pla-
tonun aklamasna gre bu szn anlam udur;
eyler, bana grndkleri gibi benim iindir, sana
grndkleri gibi de senin iindir.

Sokrates, Sofistlerin bu greliini am, kav


ram araclyla, dorunun tmelliini ve kesinliini
vurgulamt. Sokratese gre gerek bilgi, kavram
sal bilgidir. Bir nesnenin kavramna sahip olmak de
mek, onu tanmlamak demektir. Bir nesneyi btn
ynleriyle inceleyip tanmlamak, dolaysyla onun
kavramna varmak iin uygulanan ileme tmeva
rm denir. Tmevarm yntemi u evreyi ierir:
1) Birok zel bilgilerden, yani sanlardan (kanaat,
doxa) oluan okluu aratrmak, incelemek, 2)
Bu sanlarda deiken ne varsa kanp atmak (so
yutlama), 3) Ayn olan, benzer olan, bir tanmda
toplamak. Tmevarm, ksaca, deneylerimizin zel
durumlarnn okluundan, tmele varma ilemi
dir. rnein erdem zerine bir aratrma yapmak is
tiyoruz. nce, erdem adn verdiimiz btn davra
nlara ortak olan zellikleri belirlememiz gerekiyor.
Aranan ey, tek tek erdemli olgular deil, bu tek tek
olgulara ortak olan evrensel zelliktir. (Centineo, s.
35-37)

45
Bedrettin Cmert > Estetik

Platonun Menon adl diyalogunda Sokrates,


Menona erdemin ne olduunu sorar. Menon, erke
in erdeminin dostlara iyilik, dmanlara ktlk
yapmak ve bu arada kendisine ktlk gelmemesini
salamak olduunu syler. Kadnn erdemi ise; evi
ni iyi ynetmek, iyi bir ev kadn olmak ve kocasna
itaat etmektir. Menona gre, erdemin ne olduunu
sylemek hi de zor deildir, nk birok erdem
vardr. Her birimizin durumuna ve yama gre, er
demi vardr. Oysa Sokrates, bir sr erdemli dav
ran deil, btn erdemli davranlar iine alan o
tek erdemi, o ortak zellii bilmek istediini syler.
Btn erdemli davranlar erdemli yapan bu zel
lik, Sokratese gre bir biimdir. yle ki, biz bu bii
mi, bir model, bir rnek olarak kullanarak, o mode
le uyan her davrana erdemli, uymayana erdemsiz
diyebilelim. Demek ki evrensel olan, tmel olan,
deneyimin okluunu ve eitliliini birletiren mo
deldir. (Dal Pra, C. 1. s. 41 -4 2 )

Sokratesin felsefesinin deeri, kavram bul


mu olmasndadr. Bu kavram araclyla, Sofist
lerle kaybolmu olan, bilginin tmellii, tekrar elde
edilmi oluyor.

Platon da, Sokrates gibi, bilgininin kavram


larla elde edilebileceini savunuyor. Ne var ki, bu
kavramlar duyusal deneyimden karmak olanak
szdr. Bu kavramlar, deneyimin n kouludur. Kav
ramlar, deneyimden getirilemezler, nk, deneyi
min bize sunduu nesneler hakknda bilgiye sahip
olmamz iin, bu nesnelerin kavramna nceden sa
hip olmayz. rnein karmda duran hayvann bir
at olduunu syleyebilmem iin, nceden at kavra
mna, at ideasma sahip olmam gerekir.

46
Estetik > Bedrettin Cm ert

Deimez ve yetkin olan bu kavramlar, du


yusal dnyadan getirilemediklerine gre, nereden
geliyorlar yleyse? Platona gre, iinde yaadmz
ve davrandmz bu duyusal dnyadan baka, son
rasz ve deimez bir dnya daha vardr. Bu, ideal
dnyadr, ideal demek, gereksiz anlamna gelme
melidir. Tersine, asl gereklik bu ideal dnyadr.
inde yaadmz dnya ise, ideal dnyann yetkin
olmayan bir kopyasdr. Kavramlar, dealar, bizim
iimizde, bu ideal, deneyst dnyann bir yans
mas olarak bulunurlar. Platonda, bylesi bir ideal
dnya gereksinimi, doruluk, iyilik, gzellik, adalet
gibi mutlak deerleri, fenomenler dnyasnn (du
yusal dnyann) akndan, deikenliinden rak
tutma amacndan domutur.

Fakat ideal dnya, yalnzca mutlak deerler


ifade eden idealardan olumaz. Bu dnyada, feno
menler dnyasnda varolan her eyin de bir ideas
bulunmaktadr.

dealar, doal varlklar gibi fiziksel zellikte


deildiler. Yalnzca kavranabilen varlklardr ve her
trl yer-zaman belirlenimlerinin tesindedirler.

deal dnya, deneyimlerimizin dnda, akn


(transcendant) bir zellik tadna gre, biz bu
idealara nasl sahip oluyoruz? Ruhumuz, ete kemi
e brnmeden nce, bu idealar dnyasnda yaa
m ve idealan seyretmitir. Bir beden iine girdik
ten sonra da, her eyi unutmutur, nk duyusal
dnyann tutkulan, bu gksel, tanrsal grnty
bulandrmtr. Duyusal dnya, bundan sonra yava
yava, ruhumuzun seyrettii, fakat unuttuu bilgi
yi uyandrmtr. Bu nedenle bilgi, anmsamadr;
bildiimiz, fakat unuttuumuz eyin bir ansdr.
Sokrates, Menonda, geometri nedir grmemi bir

47
Bedrettin Cmert > Estetik

kleyi, ok g geometri sorularna cevap verecek


duruma sokar. Klenin bu bilgisi ruhun derinlikle
rinden gelmektedir. Ruh idealara, bilgiye sahiptir,
nk daha nce yaamtr ve bilgiyi, yava yava
bulgulanmas gereken bir hazine olarak iinde ta
maktadr. (Centinco, s. 50-54).
Gzel Sorunu
Platonun diyaloglarndan Byk Hippias,
batan sona gzellik sorununu ilemektedir. Diya
logun konuucular sofist Hippias ile Sokratesdir.
Platonun, Hippias konuturan bir baka diyalogu
daha vardr. Buna da Kk Hippias ad verilmek
tedir. Bu ayrmn nedeni, Byk Hippiasm teki di
yaloga gre daha uzun olmasdr.

Sokrates, Hippiasa, btn gzel olan eyleri


gzel yapan eyin, yani gzelin ne olduunu sorar.
Hippias, Gzel, gzel bir kzdr der. Bu cevap ze
rine Sokrates, Gzel bir kz, gzel bir ey olduuna
gre, bu eylerin gzel olmasn salayan bir ey ol
mal diyerek, konunun gzel bir eyi deil, gzeli
saptamak olduunu belirtir. nk, gzel bir kz
gzel bir ey olunca, gzel bir at, gzel bir lir veya
gzel bir tencere de gzel eyler olacaklardr. Hip
pias itiraz eder. Gzel bir tencereyi, gzel bir kzla,
gzel bir atla, ksacas gerekten gzel olan eylerle
kartrmamak gerekir, der. Bu akl yrtmenin so
nucunu yle balar Sokrates: yleyse, maymunla
rn en gzeli, insan tr karsnda irkin olacaktr.
Ayn ekil de, tencerelerin en gzeli, kz trne gre
irkin olacaktr. Kz trn tanra tryle karla
trdmzda, ayn sonu kacak, dolaysyla kzla
rn en gzeli irkin saylacaktr. Bu nedenle, Gzel
nedir? diye sorulduunda, Hippiasm yapt gibi
belirli bir eyi gsterirsek, o ey, duruma gre hem
gzel, hem irkin olacaktr. Oysa aranan, tek tek g

48
Estetik > Bedrettin Cm ert

zel olan eyler deil, gzel eyleri gzel yapan o tek


ey, o salt gzeldir. Hippias, bunun zerine, btn
gzel eyleri gzel yapan eyin, altn olduunu
syler, nk bir eye altn kattmz zaman, bu ey
nceden irkin de gzkse, altnla sslendiinde
gzel grnr. Sokrates bu cevab da eletirir: y
leyse Fidias baarsz bir sanat saymak gerekecek.
Mademki altn, irkin eyleri gzel yapan eydir, o
halde Fidias neden Athena heykelinin gzlerini, y
zn, ayaklarn, ellerini altndan yapmad da, fildi
inden yapt? Hippias, Sokratese hak verir ve fildii
nin ne gzel olduunu syler, Sokrates yine yantlar:
Peki yleyse, neden Athenann gzbebeklerini fildi
inden deil de, fildiine ok benzeyen tatan yapt?
Yoksa, gzel bir ta da m gzel bir eydir? Hippias,
eer uygun dyorsa, gzel bir tan da gzel bir
ey olduunu kabul edeceini syler, O halde, uy
gun dmezse, yakmazsa, ta da irkindir. Bundan
u sonu kyor: Fildii de, altn da uygun dt
zaman, nesneleri gzel yaparlar. Uygun dmez
se, yakmazsa, irkin klarlar. Yani her eye uygun
olan, yakan ey, onu gzel yapar. O halde gzel,
uygunluktur. Ama acaba uygunluk, bulunduu ey
leri gzel mi gsterir, yoksa gzel mi yapar? Yoksa
hem gzel gsterir, hem de gzel mi yapar? Hippi
as, uygunluun, nesneleri gzel gsterdiini syler,
nk, rnein kendine uygun den, yakan giy
siler ve ayakkablar giymi bir kimse, aslnda gln
bir kii de olsa gzel grnr. Sokratesin cevab ha
zrdr; uygunluk, eyleri olduklarndan daha gzel
gsterdiine gre, gzel hakknda bir tr aldatma
ca olmaldr, nk saptanmas istenen ey, btn
gzel nesnelerin gzel olmasn salayan eydir. Bu
bakmdan, nesneleri olduklanndan daha gzel gs
teren eyi deil, o gzel nesneleri gzel yapan eyi
bulmak gerekir. Sokrates, bu tanmn yetersizliini

49
B edrettin Cm ert > Estetik

de belirttikten sonra, bir varsaym olarak, ie yara


yan eyin, yararl olanm gzel olduunu syler.
rnein; gz, grmeye yarad iin gzeldir; vcut,
kouya veya savamaya yarad iin gzeldir. Ayn
ekilde, tm hayvanlar, tm tat aralar, mzikte
ve baka sanatlarda kullanlan tm aletler, kurum
lar, yasalar, hepsi gzeldir. Btn bu eylere biz,
ayn nedenle gzel diyoruz; her birinin zelliini, ne
biimde yaplm olduunu, nasl, neye, ne zaman
yararl olduunu dikkate alarak gzel diyoruz. Her
bakmdan yararsz olan eye de irkin diyoruz. Fa
kat ktlk yapmaya yarayan eyler de varolduu
na gre, bu tanm da geersiz kalmaktadr, nk
ktlk yapmaya yarayan ey gzel olamaz. Btn
tanmlarn kmaza girdiini gren Sokrates bir ta
nm daha dener: Gzel, iitme ve grme duyumuz
araclyla bize ho gelen eydir. rnein; insanlar,
naklar, resimler, heykeller, gzel olduklar zaman
gzmze ho gelirler. Ayn ekilde gzel sesler, g
zel mzik, sylevler, masallar da, kulamzda ayn
etkiyi salarlar. Demek ki gzel, gzmz ve kula
mz araclyla ho olan eydir. Ne var ki yle
bir durum kyor ortaya: Yalnzca grme duyu
muzdan gelen haz, tek bana gzel olamaz; nk,
eer gzelin nedeni grme duyusu olsayd, iitme
duyusundan gelen haz gzel olamazd. itme du
yusundan gelen haz da, tek bana, gzeli niteleye-
mez; nk, gzelin nedeni yalnzca iitme duyu
sundan gelen haz olunca, grme duyusundan elde
edilen haz, gzel olamaz. O halde, grme ve iitme
duyusundan gelen hazzm gzel olmasnn nedeni,
bu iki duyuda ayr ayr bulunmayan, fakat ikisinin
birliinde varolan eydir. Oysa gzel, hem tek tek
eylere, hem de o eylerin birliine ait olan eydir.
Dolaysyla bu son tanmlama giriimi de suya d
er. (Byk Hippias, 286 c 300 d)

50
Estetik > Bedrettin Cm ert

Byk Hippias, gzelin ne olduu konu


sunda kesin bir zm getirmese de, her eyden
nce, Platonun gzellik sorununa ne denli kkl
bir biimde yaklatn kantlamaktadr. Bu diya
log, ayrca, zmese bile, gnmzde de gncellii
olan kimi nemli sorunlar ortaya koymaktadr.

Platon, burada, Sokratesin gzel hakkmdaki


dncesinin iki yanm, yani hazcl ve yararl
birletirme eilimi gstermektedir. Byle bir zm
yolu, Gorgias adl diyalogunda da belirecek ve g
zellik, iyi ile ho olann bir birleimi olarak tanm
lanacaktr. (475 a) Fakat Gorgiastaki ve sonraki di
yaloglardaki, Sokratesin bu yararl + ho tanm,
yerini ahlaksal bakmdan daha bir ykmllk ta
yan iyi + ho tanmna brakacaktr. Platon gzel
kavramn, iyi kavramndan ayrlmaz bir ey olarak
dnmtr hep. Timaios ad diyalogunda, bu
dnceyi yle dile getirir; yi olan her ey gzel
dir. (87 c) Ama yine de, Sokratesin yararllk d
ncesi, kendini yer yer gstermektedir. rnein;
Devletin 5. kitabnda, Yararl olan gzel, zararl
olan irkindir der. (Plebe, s. 45, dn. 1 )

Platon, uygunluk, yakrlk dncesi


ni de Sofistlerden almaktadr. Hippiasa ait olduu
sanlan bir yaz parasndan anlaldna gre, So
fistler iin Her ey, uygun zamanda gzel, uygun
olmayan zamanda irkindir (Dissoi logoi, 2,20).
Ayrca Gorgiasn, gzel konumasnn nedeni ola
rak, uygun zaman semedeki becerikliliini gster
dii sylenir. Ayn kuramn bir yanksn, Platonun
leninde de bulmak olanakldr. Burada, Her ey,
tek bana ne gzeldir, ne irkin; gerekletirilme
biimine gre gzel veya irkin olur denilmekte
dir. Fakat Platon, uygunluk kavramn, Sofistlerin
yapt gibi psikolojik anlamda kullanmaz; onunki

51
Bedrettin Cmert > Estetik

ahlaksal bir uygunluktur. Bu nedenle, hemen sonra


yle bir belirleme yapar: Bir davran iyi ve do
ru olarak yaplmsa gzel olur, yoksa irkin olur,
(Plebe, s. 51, dn. 2).

Byk Hippias aynca, ok nemli bir soruna


deinmektedir. Anmsanaca gibi, en son denenen
tanm, gzelin, iitme ve grme duyularndan elde
edilen haz olduuydu. Platon dneminde edebiyat,
daha ok sylenilen ve dinlenilen bir sanatt. Syle
me ve dinleme, yazma ve okumadan nce gelmek
teydi. Bu bakmdan, iitme duyusu denince iir ve
mzii, grme duyusu denince figratif sanatlar
anlamamz gerekir. itme duyusundan gelen haz
la, grme duyusundan gelen hazz, tek bir gzel
kategorisi altnda toplamak isteyen son tanm, g
nmzde de byk bir nem tamaktadr. Evet,
ne tek bana iitme duyusundan gelen, ne de tek
bana grme duyusundan elde edilebilen, ama her
iki duyunun birliinde bulunan ey nedir? Sanat,
anlatm aralarnn tesinde, tek bir sanat kavram,
a priori bir biim altnda toplayan romantik anlay
n knden sonra byle bir sorun pek gncel
bir deere sahiptir. Gerekten, ev yapan mimarla,
iir yazan air arasnda, ikisinde de ortak olan ve iki
sinin de yaptn ortak bir sanat kategorisi altnda
toplamamza olanak veren ortak ey nedir? (Plebe,
s. 43)
zel Bir Yaratk: air
Demitik, Byk Hippias nemli sorunlara
dikkati ekmektedir. Platon, on adl diyalogun
da, iirin akld bir etkinlik olduunu syler. Bir
rapsod3 olan on, Sokratese, Homeros sz konusu

3 Kayna bilinmeyen rapsod szc, balang


ta, kendi iirlerini okuyan destan airleri iin
kullanlrd. l.. 5. yzyldan itibaren, bakasnn,

52
Estetik > Bedrettin Cmert

olduunda ok iyi konutuunu, baka airler ze


rinde bunu yapamadn, bu durumun neye bal
olduunu sorar. Sokratese gre, bunu aklamak
hi de zor deildir. Bir kimse, Homeros hakknda
konuabiliyorsa, doal olarak, teki airler hakkn
da da konuabilmelidir. nk herhangi bir sanatn
bir ynnde uzman olan kii, o sanatn tm ze
rine konuabilme durumundadr. rnein; bir res
samn eserleri hakknda sz edebilen bir kii, baka
ressamlar hakknda da sz edebilmelidir. Eer on,
yalnz Homeros hakknda konuabiliyorsa, yalnz
Homeros sz konusu olduunda coabiliyor ve ka
fas dncelerle dolup tayorsa, bunun nedeni,
kutsal bir gcn onu harekete geirmesidir. airin
esin gc, bir mknatsa benzer. Bu yle bir mkna
tstr ki, yalnzca demir halkalar kendine ekmekle
kalmaz, halkalara da ayn gc geirir. Mknatsn
ekme gcn kazanan halkalar, daha baka halka
lar ekmeye balarlar. Bylece birbirine bal ve her
birinden ayn gcn dald halkalardan meydana
gelen uzun bir dizi oluur. iir perisi, airleri ken
dinden geirerek, deliye dndrr. Bylece esinle
nen airler araclyla, bakalan da deli gibi olur ve
hepsi bir dizi oluturur. air, ty gibi hafif birisidir.
Kendinden gemeden, akl onu terk etmeden yaza
maz. O, tanrsal bir g sayesinde yazar. Onun a
zndan Tann konuur, Bu nedenle tm gzel iirler
Tann eseridir. airlerse, esinlendiklerinde, Tannmn
habercisidirler. Tannnn ilerinde uyandrd esi
nin aracdrlar. Rapsodlar ise, iirin onlann iinde
uyandrd esinin aracdrlar. Dinleyiciler ve seyir-
zellikle Homerosun iirlerini okuyan, okuyarak
temsil eden kii anlamn kazanmtr. Rapsodlara
hi bir alg aleti, hi bir arkc elik etmezdi.
Yaklak bir deneyimle, oyuncu diyebiliriz on
lara. (F. Adomo,Tutto Platone,C. II. s. 65, dn,l)

53
Bedrettin Cm ert > Estetik

iler de, mknatsl dizinin en son halkasdrlar. Bu


nedenle on, Homerosun iirinin uyandrd esinle
konumaktadr, bu esinin tutsa olmutur, o an,
baka bir ey dnememektedir. (532 c 534 e)

Platon, Phaidros diyalogunda ise yle di


yor: En byk iyilikleri, coma yetisine, kendinden
geme yetisine borluyuz. Bu yeti, bir Tanr vergisi
dir. Eskiler, kendinden geme yetisinin, bilgelikten
daha gzel bir ey olduunu sylemilerdir, nk
bu yetinin kayna Tanndr. Kendinden geme ye
tisi drt biimde gerekleir. Bunlardan ncs,
iir perisinden gelen comadr. Bu coku, temiz bir
gnl harekete geirip, eitli iir biimleriyle alp
gtrnce, gelecek kuaklar eitir. iir perisinin
esininden yoksun olarak iire yaklaan kii, yalnz
becerikliliine gvenip iyi bir air olmak isterse yaya
kalr. ll kiinin iirini, coku iinde kendinden
geerek yaratan kiinin iiri glgeleyecektir (244 a
- 245a).

airi, kyn delisi sayan grn, ilk kez


Demokritos tarafndan ortaya atld sanlmakta
dr. Demokritos, en gzel iirlerin, esin ve tanrsal
bir soluk sayesinde yazldm ve iirin douu iin
vazgeilmez koulun coku olduunu savunmutur
(Plebe, s. 56). Ayn ekilde, gerek Pythagoraslann
gerekse Sofistlerin, mzikle ve genellikle sanatla il
gili olarak, by, byleyici, duyulan aldatc
gibi nitelikleri vurguladklarn grmtk.

Platon da, iirin, insann tutkusal ynnn


bir rn olduunu kabul ediyor. iirin bu akld-
lk niteliini iki aamada deerlendiriyor: lkin, akl-
dl, iir iin gerekli bir koul olarak gsteriyor.
Peinden, bu akld etkinliin, stn bir aklsallk
dorultusuna nasl yneltileceini belirtiyor. Birin

54
Estetik > Bedrettin Cm ert

ci aamay, on adl diyalogda izliyoruz; akld et


kinlii yksek bir aklsal etkinlik iin bir hazrlk
merdiveni sayan ikinci aamay ise, Phaidrosta g
ryoruz. Burada Platon, coma, kendinden geme
yetisini, idealann aklsal seyrine gtren bir ncl
sayyor.

Sulu Sanat
Platonun sanat konusundaki en kesin, en ak
tavrn Devletin onuncu kitabnda grmekteyiz.

zetle yle diyor Platon:

Dnyada birok masalar ve sedirler vardr.


Bu masalar ve sedirlerin hepsi iki ideamn, masa
ve sedir ideasmn iine girer. Bunlardan her biri
ni yapan ii, yaptn bir ideaya uydurmutur. Bu
trden varlk yaratan ustalann arasna ressam da
koyabiliriz, nk ressamn yapt sedir de bir e
it sedirdir. yle bir aama kyor ortaya: Bir sedir
ideas vardr; bunu yapan usta, her eyi yapan Tan-
n dr. Bir de sedir vardr; bunu da dlger yapar. Bir
de sedirin resmi vardr; bunu da ressam yapar. O
halde ressam, ideann ikinci elden taklitisi, benzet-
mecisidir. Tannnm yapt sedir, yani sedirin ideas,
sedirin asldr, zdr; btn tek tek sedirleri ii
ne alan, tek ve gerek sedirdir. Dlger ise, sedirin
iisidir; Tannnm yapt asl sedirin taklitisidir,
benzetmecisidir. Ressama gelince, dlgerin yapt
sedirin benzerini yaptna gre, derece uzaktan
bir takliti, bir benzetmecidir. Demek ki ressam, se
dirin asl olan o tek ve z gerein, sedir ideasnm
benzerini deil, dlgerin elinden kan sedirlerin
benzerini yapar. Bu bakmdan resim, bir eyi oldu
u gibi deil, grnd gibi verir. nk bir sedi
re yandan, kardan veya baka bir tarafndan ba~

55
Bedrettin Cmert > Estetik

knca, sedir deimez ama, deiik grnr. Resim


ise eyleri, olduklar gibi deil de, grndkleri gibi
verdiinden, gerein deil, grnenin benzetmesi
dir. O halde benzetme sanat, gerekten uzak kalr.

airler iin de ayn ey sylenmelidir. Ho-


meros bata olmak zere btn airler, en yksek
deerleri anlatrken olsun, herhangi bir eyi uydu
rurken olsun, birer benzetmeci, birer taklitidirler,
dolaysyla gerein kendisine ulaamazlar. Nasl
ressam, kunduracln ne olduunu bilmeden bir
kundura resmi yapyor ve bu sanat ondan ok bil
meyenler de renklere, biimlere bakp bu resmi sa
hici gibi gryorlarsa, ayn ekilde air de ele ald
sanata szckler ve cmlelerle uygun renkler vere
rek, aslm bilmedii eyin yle bir benzerini yapyor
ki, srklyor insanlan. airin syledikleri, iirin
renklerinden syrlp yaln sze evrilince, genlik
tazeliini yitirmi yzlere dnerler.

Bu benzetme, bu taklit (mimesis), ister resim


olsun, ister iir, bilgelie kar koyan, aklmzn l
ye dayanmayan ynyle, ksacas insanlmzn
tutkusal yanyla dp kalkar.

ll bir insan, bana bir bela gelince, ok


sevdii birini veya bir eyi kaybedince, bu acsn
dizginlemeye alr. Daha ok bakalar nnde
olduu zaman diini skar, acsn belli etmemeye
abalar. Yalnz kald m, ekinmeden szlanabilir,
bakalarnn nnde yapmaktan utand birok
eyi yapabilir. nsann byle kendini tutmasn bu
yuran ey akl ve yasadr. Alayp szlanmaya srk
leyen ey ise duyduu acdr. Bu durum da insan,
ayn eye iki ters davran gsterdiine gre, demek
ki iinde iki ayn yan var. Bu yanlardan birisi yasa
nn, akim dediini yapmaya hazrdr. Yasa, dnyada

56
Es tetik > Bedrettin Cm ert

en gzel eyin, bela karsnda elden geldii kadar


istifini bozmamak, bouna banp armamak ol
duunu buyurur, nk tepinmekle bir ey kaza
namayz, tersine, acya kaplarak, bu kt anlarda
imdadmza gelecek eye engel oluruz. Bizi belaya
taklp kalmaya, durup dinlenmeden szlanmaya s
rkleyen yanmz ise, aklsz, gevek, korkak yan-
mzdr. Demek ki en iyi yanmz, akla uyan yanmz
olduu halde, takn bir yanmz da vardr ki, her
trl benzetmelere elverilidir.

Homeros veya bir tragedya airi, bir kahra


mann ac duymasn, ahlar vahlarla konumasn,
gsn yumruklayarak derdini haykrmasn tpa
tp benzetiyor. Hepimiz holanrz bundan. Kanmz
kaynar dinlerken ve bize en cokun heyecanlan ya
atan aire hayran oluruz. Ama kendi bamza bir
felaket gelince, bunun tam tersini yapanz, banmza
ta basar, susanz. Erkek adama byle yarar, deriz.
iirde beendiimiz alamalan, kadnlara brakmz.
Fakat, benzemek istemediimiz, hatta benzemekten
utanacamz bir adam alklamaya, ireneceimiz
bir eyden holanmaya hakkmz var mdr? Akl,
gzyalann, feryatlan, inlemeleri tutmamz buyur
maz m? Oysa airler, bu takn yanmz doyurmak
isterler, dolaysyla olumsuz yanmz harekete ge
irirler. te tiyatrolarda coturduklan yanmz, bu
akld, takn yanmzdr.

Ayn eyi komedya iin de syleyebiliriz. Bir


tiyatroda yahut e dost arasnda bir soytanlk gr
dmzde, bunu kendimiz yapmaktan utannz,
Ama kimi zaman, tiksinecek yerde beeniriz bu soy-
tanlklan. Komedya, bu yolla, aklmzla dizginledi
imiz gln yanmz ortaya koyar, onu destekler
ve farknda olmadan bizi gln hale sokar.

57
B edrettin Cm ert > E stetik

Demek ki, iir benzetmeleri, tutkularm


z kurutacak yerde, onlar besler, bylece de iyi ve
mutlu olmamza deil, kt ve mutsuz olmamza
yol aar.

O halde iimizin iyi yann brakp, daha az


deerli yanma cevap verdii ve akim kurduu den
geyi bozmaya yneldii iin, airi, Devlete sokma
mak en iyisi olacaktr. Benzetmeci air, her insann
iinde kt bir dzenin kurulmasna yol ayor, ak
ln ypratyor.

Bu szleri duyanlar, iiri sulayanlarn duy


gusuz, kaba insanlar olduunu sanmasnlar. iirin
insan nasl sarstn bilmemek olanakszdr. Fakat
iir, ne zaman ki yalnz ho olmakla kalmaz, ayn
zamanda devletin iine, insanlann yaamna yarar,
ite o zaman kabul edebiliriz onu. (Devlet, 10, 595
b - 607 e. Sabahattin Eybolu - M. Ali Cimcoz
evirisi.)

Bat dnce tarihi, sanatn iki nemli kii


tarafndan sulandna tank olmutur. .. 5. yz
ylda ilk kez Platonun sank sandalyesine oturttuu
sanat, 19. yzyln ilk yansnda Alman dnr
Hegel tarafndan yararsz olarak nitelenmi ve daha
da ileri gidilerek, sanatn artk dirilmemek zere l
d sonucuna vanlmtr. (Plebe, s. 5)

Hegel, 1820-1830 yllan arasnda verdii Es


tetik Derslerinde, sanatn artk, insan ruhunun en
stn gereksinmelerine cevap verecek gte olma
dn, dncenin, gzel sanatlan geride braktn
sylemektedir. Hegele gre sanat, gemi alarda
olduu gibi, o eski doyumlan insana tattrmaktan
uzaktr. Artk, Yunan sanatnn gzel gnleri bitmi,

58
Estetik > Bedrettin Cm ert

Ortaan altn dnemi son bulmutur. Genel duru


mu bakmndan 19. yzyl, sanata elverili bir a
deildir. Dnce ylesine hzla geliiyor ki, sanat
bile dncenin egemenliinden kendini kurtaram
yor. Gemi bir eydir artk sanat. Bugn, sanat yap
maktan ok, sanat zerine dnyoruz. Sanat-bi-
lim, sanatn gemi zamanlarda salad haz ve do
yumdan daha stn bir gereksinme haline gelmitir.
Artk sanat, dnceye yneltiyor bizi. Ama bu y
neli, sanat yapmak iin deil, sanatn ne olduunun
bilimsel olarak bilinmesi iindir. (Hegel, s. 14-16)

Hegeli sanatn ld sonucuna gtren ne


denleri bir yana brakarak, Platonun sanat sulay
nedenlerini aratrmaya alalm.

Platon, bu sulamay Devlette iki ayr yerde


yapmaktadr. Sanat ilk sulamaya ikinci ve nc
kitaplarda uramaktadr.

ki tr sz sanat vardr: Geree uygun olan


ve uydurma olan. rnein; efsaneleri alalm. Efsa
nelerde anlatlan eylerin bir bl geree uygun
sa da, ou uydurmadr. Hesiodosun, Homerosun
ve daha baka airlerin efsaneleri de bu uydurmalar
arasndadr. Bu efsanelerin ktl, Tannlan ve
kahramanlan olduklanndan baka gstermeleridir.
Szgelimi Hesiodosa gre, Uranos, ocuklanna kt
davranm, Kronos da babasndan alm. irkin
bir yalandr bu. Bu yalan sylemek, bir gence, Sana
byk bir hakszlk edince, baban bile amanszsa
cezalandr, nk bylece Tannlann en eskisi, en
by Kronos gibi davranm olursun demektir.
Bu da toplum bireyleri arasnda kin ve nefreti besler.
Bu nedenle airler, uygun efsaneler dzmeye zorlan-
maldrlar.

59
Bedrettin Cmert > Estetik

O halde efsane airleri, uydurma eyler an


latrlar, yalan sylerler, Tannlan ve kahramanlan
olduklanndan baka gsterirler. Bunun iin de, ba
ta en bykleri Homeros ve Hesiodos olmak zere
zararldrlar. (Devlet, II, 377 a, d, d; 378 a, b, c, d.
A g)

Tannlar zerine sylenilen efsanelerde Tan-


n, naslsa yle anlatlmal, Tann iyidir. yi bir ey
zararl olamaz. Zararl olamaynca da zarar vermez.
Zarar vermeyen bir ey ktlk etmez. Ktlk et
meyen, ktle yol amaz. Hem, iyi ey yararldr.
Yararl olduu iin, mutluluk gelir ondan, Demek
ki, iyi, her eyin nedeni deildir; yalnzca iyi olann
nedenidir; kt olan eylerle ilgisi yoktur. Tann iyi
olduu iin ondan yalnz iyi eyler gelir. yi eyler
de ktlklerden daha az olduuna gre, Tanndan
bize ok az ey gelir. Kt eyler iin baka nedenler
aranmaldr. Bunlann Tanndan geldii, sylenme-
melidir. Oysa efsane airleri, Homeros ve Hesiodos
da dahil olmak zere, bize iyi eyleri de, kt eyleri
de Zeus datr, diyorlar. (Devlet, II, 379 b, c, d, e )

iir, zellikle Tannya klk deitirebilirlik


zellii tand zaman yalancdr. Tannlar en g
zel, en iyi varlklar olduundan, hep olduklan gibi
kalrlar. Oysa airler bize, Tannlann uzak illerden
gelen yabanclar gibi aramza katldklann, trl
klklarla aramzda dolatklann sylerler (Devlet
II, 381 c. d).

nc kitapta da, Homerosun kimi szleri


rnek verilerek, airlerin yalan syledikleri bir kez
daha kantlanr (Devlet, III, 386 b, c, d; 387 a, b ).

Devlet diyalogunda sanata kar sulama


nn yapld ikinci yer ise, nceden zetlediimiz

60
Estetik > Bedrettin Cm ert

onuncu kitaptr. Her iki blmde de sanat, bir alda


tc olarak gsterilmektedir. Her ne kadar, Devlette
dlenen ideal toplum dzeni, siyasal bakmdan
hayali bir tasarysa da, bu hayali tasarnn iinde yer
alan ahlaksal -toplumsal inan, hi de yle deildir;
tam tersine, Platonun Atinada kendini evreleyen
ortamda pratik olarak etkili olmak iin ortaya att
bir retidir, Platon, bu eserinin ahlaksal -to p
lumsal zyle, ann toplum ve kltr durumu
karsnda kesin bir tavr almaktadr. Bu adan
bakldnda, iirin Platon tarafndan sulanmas,
her eyden nce, Atinada egemen olan toplumsal
ve kltrel ortama bir saldn nitelii tamaktadr.
nk, genellikle airler ve zellikle Homeros, b
tn retimin ve ynetimin kayna saylmaktan
baka, Yunan toplumunda kurum haline getiril
mi bir dokunulmazlk kazanmlard. Devlet, bu
kurumsal dokunulmazl olduu gibi koruyordu.
airlere dayanan bir gelenek, ayn zamanda siyasal
ve toplumsal dzenin verimli bir biimde ilemesi
ni salayan eitimin de temelini oluturuyordu. te
Platon, her eyden nce bu duruma kar kyor.
Dolaysyla, sanatn sulanmas, 5. yzyl Atinas
nn kltrel ve toplumsal yapsnn sulanmas olu
yor. Bu yapnn balca zellii, iirlerin sesli olarak
okunmas geleneiydi. rencinin veya halkn iirle
olan ilikisi, bir okur ilikisi deil, dinleyici ilikisiy-
di. airin dinleyicileri ile olan ilikisi ise, bir yazar
ilikisi deil, ya bir iir syleyicisi, ya da bir oyuncu
ilikisiydi. Bu bakmdan Platon, Yunan iirine kar
kmakla, belirli bir kltr ve belirli bir kitle ileti
im trne de kar km oluyor. Zamann kltr
yapsn, hem bilimsel kesinlikler yerine sanlara
dayand iin, hem de, iirin kitle iindeki iletiim
biimini, bir szl iletiim olduu, dolaysyla ke
sinlikten yoksun bulunduu ve bellee dayand

61
Bedrettin Cm ert > E stetik

iin yetersiz gryordu. Bu bakmdan, iiri sula


mak, iire kar kesin bir olumsuz tavr almak, yeni
bir kltrel, toplumsal ve eitsel yap uruna sava
amak anlamna geliyordu. yle bir yap ki, gele
neksel sanlarn yerini bilimin evrensellii, bellein
yerini ikna olma, tutucu kurallarn yetkisinin yerini
bilimsel nermelerin dorulanabilirlii alsn. Pla
ton, sanattan, oyalayc bir oyun olmaktan te kimi
eyler istemekle, sanatn, kendine yeten yapay dn
yalar yaratan bir ey olmadn belirtmi ve by
le bir sanat sulamakla, sanatn daha somut, daha
gereki bir deerlendirmesine yol amtr (Plebe,
s. 10-14).

62
ARSTOTELES (. . 3 8 3 - 3 2 2 )

Aristoteles nce Platonun idea anlayn ele


tiriyor. Ona gre tmel, varolan eylerin dnda
deildir, bu eylerin iindedir. Somut gereklik, tek
tek varlklardr. dealar, Platonun ileri srd gibi,
dnyamzn dnda yer alsalard, dnyamzda etkin
olmalar olanaksz olurdu. dealar deimezdir de
mek ise, olumakta olan, deimekte olan gerekliin
aklanmasn gletirir. O halde, gereklii akla
yacak ilkenin somut varlklarn iinde bulunmas,
yani akn (transcendant) deil, ikin (immanent)
olmas gerekir. Varolan varlklardan ayr olarak d
nlen idealar, nesnelerin hi bir ie yaramayan kop
yalandr. Yaadmz dnyaya yabanc olan idealar,
ne devinimin, ne de douun nedeni olabilirler. dea,
hi bir ey yaratmaz. Nesneler nesnelerden, insan in
sandan doar, ideadan deil. (Centineo, s. 69; Dal
Pra, C. 1, s. 122)

Aristoteles, sanat sorununa tm bir eser ayr


mtr: Poetika. Yzyllar boyunca zerinde ok
tartlan ve btn bir 16. yzyl kimi bakmlardan
egemenlii altna alan bu eser, bugn de nemli bir
gncellik tamaktadr.

Aristoteles, bugn elimizde yalnz birinci ki


tab bulunan Poetikaya yle balyor: ster des
tan, ister tragedya, ister komedya, ister dithrambos4
iiri olsun..., tek bir adan ele almdklannda hepsi
mimesistir, yani taklit sanatlandr (Poetika, 1447
a 1 4 -15). Fakat mimesis olmalan bakmndan birle

4 Dionysos onuruna sylenen bir koro iiri ; arap ve ak


ven iir biimi.

63
Bedrettin Cmert > Estetik

en bu sanatlar, birbirlerinden u ynden ayrlr


lar: a) Deiik aralarla taklit etmeleri ynnden, b)
Deiik eyleri taklit etmeleri ynnden, c) Deiik
biimde taklit etmeleri ynnden. (1447 a 15)

Aracn Trne Gre Taklit


(Resim / iir / Mzik / Dans)
Her sanat tr, ayr bir arala taklit eder.
Kimi sanat, taklit etmek iin biim ve renkleri
kullanrken, kimisi dilden yararlanr. Taklit sanatla
rnda kullanlan aralar; sz (dil), uyum ve ritimdir.
Bu aralar ayr ayr olabilecei gibi, birlikte de kul
lanlabilir. Kimi sanatlar dizeyle anlatma (manzum),
kimileri de dz anlatma (nesir) yolunu seer. Fakat
ara, hibir zaman taklidin kendisiyle kartrlma
maldr. rnein, Homerosla Empedokles arasnda
ki tek ortak yn, ikisinin de dizeyi kullanm olma
lardr. Oysa Homeros bir air, Empedokles ise bir
doa bilginidir. (1447 a 2 0 -2 5 , b 15)
Konuya Gre Taklit
(Tragedya / Komedya)
Sanatlar insanlar eylemleriyle taklit eder
ler. nsanlar ise ya soyludur, ya ktdrler; nk
ya erdemli, ya erdemsizdirler. O halde sanatlar ya
bizden daha iyi olan insanlan, ya bizden daha kt
olanlar, ya da bizim gibileri taklit ederler. Tragedya
ile komedya arasndaki fark da buradan gelmekte
dir. Tragedya, bizden daha iyi kiileri taklit ederken,
komedya, daha kt, daha aa kiileri taklit eder.5
(1448 a 1 , 2 ,4 , 15)

5 Aristotelesin burada yapt ayran, gndelik ahlak


lleri iinde almamak gerekir. Aristoteles, tragedya
kahramanlanmn bizden daha iyi kiiler olduunu sy
lerken, onlann ounluktan farkl olduklann belirtmek
istiyor. Yoksa, tragedya kahramanlarnn hepsi birer er
dem rnei deildir elbette. ( Valgimigli, s. 63, dn. 17)

64
Estetik > Bedrettin Cm ert

Deiik Biimde Taklit


(Destan / Tragedya)
Sanatlar arasndaki nc ayrm, konunun
taklit edili biimine baldr. Taklidin arac ve ko
nusu ayn olsa bile, air iki deiik biimde, yani
ya anlat (ykleme), ya da dram (oyun) biiminde
taklit edebilir. air anlat biiminde, yani anlatarak
taklit ederken, rnein; Homerosun yapt gibi,
eitli kiilerin azndan veya birinci tekil kii bii
minde konuabilir. Dram (oyun) biiminde ise b
tn hareket (yani olaylann, davranlarn ve eylem
lerin tm), oyuncularca, sanki yaayan ve eylemde
bulunan kahramanlar kendileriymi gibi, dorudan
doruya temsil edilir. ( 1448 a 1 8-26)
iirin Kkeni
Taklit igds, btn insanlarda ta ocuk
luktan beri ortak olan bir zelliktir. Hatta, insan,
teki canllardan ayrdeden zelliklerden bir tanesi
dir. nk insan, taklide en yatkn olan bir varlktr.
Dikkat edildiinde grlr ki, insan, ilk bilgilerini
taklit yoluyla elde eder ve herkes taklit rnlerinden
holanr. Bunun kantn gnlk deneylerimizde bu
labiliriz. Doadaki halleriyle tiksinmeden bakama
yacamz eylerden, onlan sanatsal kopyalannda
grdmz zaman, hele mmkn olduunca ger
eki bir biimde tasvir edilmilerse, holanrz. r
nein; en tiksindirici hayvanlar, hatta cesetler, taklit
edildiklerinde, tiksinti uyandrmak yle dursun,
bize haz verirler. Bunun nedeni, renmenin, yalnz
filozoflar iin deil, herkes iin byk bir zevk ol
duudur. u farkla ki, teki insanlar bu zevki daha
az duyarlar. Nitekim nesnelerin imgelerinden duy
duumuz haz undan ileri gelmektedir: Nasl ki bir
portre karsnda, Aaa, tpk kendisi! diye haykr
rz, ayn ekilde, bir imgeye dikkatle baktmzda,

65
Bedrettin Cmert > Estetik

o imgenin neyi temsil ettiini bulgularz. Eer bu


imge, doada zgnn (asln) grmediimiz bir
ey ise, bu kez bize zevk veren e, o eyin tam bir
kopyas olmas gereken imge yerine, teknik yetkin
lik, renk veya daha baka bir e olacaktr. (1448 b
5 -2 0 )

nsanda, yalnzca, genel olarak taklide yat


knlk gibi doal bir eilimden baka, dille, uyumla
ve ritimle taklit etme eilimi de vardr. Dille, uyumla
ve ritimle taklide, bakalarna gre daha yatkn olan
kimseler, ar ar, derece derece ilerleyip yetkinle
erek, iirin domasn saladlar. Nitekim iir, kaba
ve gdsel yaratlardan gelierek yetkinlemitir.
(1448 b 2 0 -2 5 )
Tragedyann zellikleri
Tragedya (yani dramatik iir) ile destan iiri,
sz (yani dil) araclyla kahramanlk konulann tak
lit etmeleri bakmndan birleirler. Ne var ki, destan
iiri tek bir l (vezin) kullanr ve anlat (ykleme)
zellii tar. Bu, ikisi arasndaki ilk ayrmdr. kinci
aynm uzunlukla ilgilidir. Tragedya, mmkn oldu
unca bir tam gn amazken, aarsa da ok az a
maya aba gsterirken, destann zaman bakmndan
herhangi bir smn yoktur. (1449 b 1 0 - 15)6

4 Aristotelesin deinip getii bu bir tam gn


koulu, Poetikamn teki yerlerinden karlan
-hareket- ve -yer- elerinin de eklenmesiyle,
birlik yasasn oluturmu ve Rnesans d
nemi talyan eletirmenlerince, uzun sre, tiyatro
eletirisinin temeli saylmtr.
Poetika, zgn metniyle talyada ilkin 1536 ylnda ya
ymlanr. Bunun zerine bitmek tkenmek bilmeyen
tartmalar balar. Poetika metnine aykm olarak, ama
Poetikadan esinlenilerek kimi kurallar konur. Hmanist
gelenein kabul ettii taklit kuram, 16. yyda bu yeni
tartmalarla daha kesin bir kimlik kazanr. Doann tak-

66
Estetik > Bedrettin Cm ert

zellikle tragedyaya gelince:

Tragedya, btnl ve belirli bir uzunluu


olan ciddi bir hareketin taklididir. Tragedya, anlat
(ykleme) biiminde deil, dram (oyun) biimin
dedir. Ssl, gzel bir dili vardr. Ama bu ssler
den her biri yerli yerinde olmaldr. Gzel dil; ritmi,
uyumu ve ezgisi olan dildir. Tragedyann dramatik
(oyun) biimi; acma ve dehet uyandran bir dizi
olay araclyla, iimizi yattrr ve bizi tutkular
mzdan artr (katharsis). (1449 b 24 - 30)

Tragedya, balca alt eden oluur: Konu


(mythos), karakterler, dil, dnce, sahnede tem
sil ve mziksel dzenleme. Bunlardan en nemlisi
konudur, yani olgu ve olaylarn dzenlenmesidir.
(1450 a 9 -1 0 , 14-15)

lidiyle iyi yazarlarn (veya sanatlann) taklidi arasndaki


ayrm daha bir belirginleir. Bartolemeo Ricci, 1541de
yaymlad Deimitationede; Bernardo Partenio 1565de
yaymlad De potica imitationede, doadan getirdi
imiz esin gcne gvenerek iirin yetkinlie kavutu
rulamayacan, klasik rneklerin yetkisine (otoritesine)
dayanarak, doann sanatla beslenmesi gerekliliini sa
vunurlar. Scaligeroya gre ise doa, dzensizlik ve kan-
klktr. Buna karlk sanat yntem ve kuraldr. Doaya
en yakn ozan olan Homeros, tutarllk ve birlikten en
yoksun olamdr, en az bilinli bir ozandr. Oysa yazann
balca erdemi, zeletiri olmaldr. zeletirinin temeli
ise, seme yeteneidir. Yazar, bu yetenek sayesinde, bir
ok mek iinden yetkinlie en yakn olan semesini
bilmeli ve onu kendisine rnek yaparak amaya alma
ldr. Eskilerden Latinler, Yunanllardan daha stndr,
Latinler iinde de Vergilius, aklsal dzene dayanan,
arbal iir lksn en iyi canlandrandr. Ne var ki,
mek saptandktan sonra, taklit yzeyden deil, zden
yaplmadr. Yani taklit, bir yeniden yaratma olmaldr.
Ortaya konulan taklit eseri, bir yandan yeni ve zgn bir
dnya getirirken, te yandan eski bir tad da yanstmal
dr. [Sapegno, C, II, s. 23- 26)

67
Bedrettin Cmert > Estetik

Tragedya, kiilerin deil, hareketin ve yaa


mn taklididir. Bunun iin de eylem ve hareket ha
lindeki insanlann taklididir (1450 a 16, b 3 -4 )

Tragedya, tam bir btnle sahip bir hare


ketin taklidi olduuna gre, belirli byklkte bir
btn de oluturmak zorundadr, nk byklk-
sz btn de olabilir. Bir btn; ba, ortas, sonu
olan bir eydir. Balang, bir eyden sonra bulun
mak zorunda olmayan eydir; ama baka bir eyin
ondan sonra bulunmas doaldr. Son, bir baka
eyden sonra bulunan eydir; son, ya kendinden
nce gelen eyin gerekli bir sonucudur ya da olayla
rn doal ve geree uygun dzeninde, sadece o eyi
izler. Orta ise; baka eyden sonra gelen, ama ayn
zamanda kendisini baka bir eyin izledii eydir.
Bu bakmdan konularn iyice dzenlenebilmesi ve
btnle sahip olabilmesi iin, herhangi bir yer
den balamamas ve herhangi bir yerde bitmemesi
gereklidir; imdi aklanan balang ve son ilkeleri
ne uymaldrlar. (1450 b 2 3 -3 3 )

Gzel ; ister blmlerden oluan herhan


gi bir nesne, ister canl bir varlk olsun, blmle
ri iinde belirli bir dzene sahip olmaktan baka,
kendine zg bir bykle de sahip olmak zo
rundadr. Nitekim gzel, byklk ve dzenden
meydana gelir. Ne ok kk bir organizma, ne de
ok byk bir organizma gzel olabilir. ok k
kse, gzmz onu yeterince alglayamaz; nesne
baklarmzdan kaar. ok bykse, bu kez g
zmz nesneyi btnl iinde kucaklayamaz,
dolaysyla nesnenin birliini ve btnln al
glayamaz. Demek ki canllarda ve genellikle, ci
simlerde, onlar gzel olarak yarglayabilmek iin
nasl belirli bir bykln olmas gerekiyor ve bu
bykln, bir bakta, btnl iinde kolay

68
Estetik > Bedrettin Cm ert

lkla grnmesi zorunludur, ayn ekilde, traged


yann konusunun da belirli bir uzunlukta olmas
ve bu uzunluun, btnl, iinde, akl tarafn
dan kolayca kucaklanabilmesi gereklidir. O halde
konu, gzel olabilmek iin, bandan sonuna dek,
tek bir bakla kucaklanabilecek snrlan amaya
cak uzunlukta olmaldr. Bu, yle bir uzunluk ol
maldr ki, bir dizi olay, geree uygunluk veya
zorunluluk yasalanna gre birbirini izleyerek ge
lisin ve hareketin balca kahramanlarna, mutlu
luktan mutsuzlua veya mutsuzluktan mutlulua
geme olana versin. (1450 b 3 4 -4 0 , 1451 a 1 -6 ,
1 0 -1 5 )7

Tragedyann, tam bir btn oluturacak bi


imde, tek bir hareketin taklidi olduunu syle
mitik. Bu hareketi oluturan blmlerin de kendi
aralannda ylesine dzenlenmesi gereklidir ki, b
lmlerden birini kaldmldmda veya yeri deiti
rildiinde, btnlk kopsun ve bozulsun. (1451 a
3 1 -3 5 )8
air ve Tarihi
imdiye dek sylenilenlerden u sonu ka-
nlabilir: airin grevi, gerekten olmu eyleri de

7 Yani olaylann tarih srasna gre birbirini izlemesi ye


terli deildir. Ayn zamanda biri tekisinin zorunlu
veya kanlmaz ya da, doal veya geree uygun sonu
cu olmak gerekir. (Valgimigli,. dn. 9 4 )
' Aristoteles bu szleriyle, bir eserde okluun, eitli
liin ve paralarn olamayacan sylemek istemiyor,
Eser istediince eitli ve ok blml olsun, yeter
ki, blmlerin hepsi tek bir noktada birlie kavuabil
sin, yeter ki, tutarllk iinde birbirlerini izleyerek, bir
birlerine balanarak, bir i btnlk ortaya koyabil
sinler. Ksaca, olaylann tarih srasna gre birbirini
izleyip izlememesi nemli deil. (Valgimigli, Poeti-
kanm ksaltlm basks, s. 50, dn. 11)

69
Bedrettin Cmert > Estetik

il, belirli koullarda olabilecek eyleri, yani geree


uygunluk veya zorunluluk yasalanna gre olmas
mmkn eyleri tasvir etmektir. Nitekim, tarih ya
zaryla air arasndaki fark, birinin dzyazyla, te
kisinin dizelerle yazmasndan ileri gelmiyor. rne
in; Herodotos tarihi, pekala dizelerle ve ll ola
rak yazlabilir. Ama lye de sokulsa, yine tarihtir.
Tarihi ile air arasndaki gerek fark; tarihinin ol
mu olan olaylar, airin ise olmas mmkn olaylan
tasvir etmesidir. Bu bakmdan iir, tarihe gre daha
felsefi, daha stn bir eydir. Dolaysyla iir daha
ok tmeli, tarih tikeli vermeye yneliktir. Tmeli
yle aklayabiliriz: u ya da bu nitelikteki bir kii,
geree uygunluk veya zorunluluk yasalanna uya
cak biimde, u ya da bu nitelikte eyler sylyor
veya yapyor. te, kiilerine zel adlar verse de i
irin amac budur. Oysa, rnein; Alkibiadesin ne
yaptn veya bana neler geldiini sylediimizde
tikeli elde ederiz. Ne var ki air, gerekten olmu
olaylan da taklit edebilir, nk gerekten olmu
olaylar arasnda, olmas geree uygun ve mmkn
olarak dnlebilenler de vardr. te olaylan, ola
bilirlikleri ve geree uygunluklan asndan alp i
leyen kimse, olaylann tarihisi deil, airidir. (1451
a 3 7 -4 0 , 1 4 5 1 b 1 - 1 2 ,2 7 -3 3 )
Acma ve Dehet Duygusu
Acma ve dehet duygusu, oyunun sahnede
temsil edilmesinden doaca gibi, oyunun ken
disinden de, yani olaylann dzenlenmesinden de
doar. Bu kincisi, daha iyi air olmann bir iare
tidir. nk konu, sahnede grlmesine bal ol
makszn, yalnz anlatmla dehet ve acma duygusu
uyandrabilmelidir. Acma ve dehet duygusunu,
sahnede temsil araclyla uyandrmaya almann,
airin sanatyla ilgisi yoktur. (1453 b 1-8)

70
Estetik > Bedrettin Cm ert

Tragedya airi Hareketi Nasl


Canlandrmal
Tragedya airinin; konulan dzenlerken ve
zellikle her bir kiiye, ona uygun dilsel ifadesini
verirken, hareketin oluumunu mmkn olduu
kadar gzlerinin nnde canlandrmas gerekmek
tedir. Bylece, sanki kendisi olaylann iindeymi
gibi, her eyi daha ak grecek ve en uygun olan
bularak, tutarszla dmekten kurtulacaktr. Tra
gedya airinin; yaratt kiilerin davranlarm da
mmkn olduu kadar yaamas, kendini o davra
n yapan kiinin yerine koyabilmesi gerekmekte
dir. Nitekim, kendilerini, yarattklar kiilerle ayn
ruh durumunda duyarak, temsil etmek istedikleri
tutkulan yaayabilen airler daha inandrcdrlar.
rnein, ruhu tutkularla yanp tutuan bir kiiyi,
ayn ruh alkantsn yaayan bir baka kii daha bir
gereklikle temsil eder. Bu nedenle airlik, doadan
cokun bir yaradl getiren kiilere zgdr. (1455
a 2 2 -2 6 , 2 8 -3 5 )
Destan ve Tragedya iirlerine Ortak Olan
zellik
Anlat (ykleme) biiminde bir taklit olan
destan iirinde de, tragedyada olduu gibi, konu
nun dramatik olarak kurulmu olmas gerekir. Yani
destan da; ba, orta ve sonu bulunan, kendi iinde
btnle sahip tutarl bir btnden oluan tek bir
hareketten meydana gelmelidir. Bir destan iir de
birlii ve btnlyle, yaayan yetkin bir organiz
maya benzer. (1459 a 18-22)
Edebiyat Eletirisinin Temel lkesi
Bir ressam nasl taklitiyse, air de o ekilde
taklitidir. Bu taklit yolla gerekleir: a) eyler na
sl olmularsa veya naslsalar, b) Nasl olduklar veya
olmu olduklar syleniyorsa veya sanlyorsa, c) Na-

71
Bedrettin C m ert > E stetik

sil olmalar gerekirse.

unu da eklemek gerekir ki, iir sanatnn


kendine zg kurallar vardr. Bu bakmdan hem si
yaset hem de iir sanat iin tek bir doruluk kural
geerli olamaz. iir sanatnn snrlan iinde iki tr
yanlg mmkndr. Bunlardan birincisi dorudan
doruya iir sanatnn zn ilgilendirir, tekisi ise,
iir sanatn yalnzca dolayl olarak ilgilendirir. Bi
rinci tr yanlg udur: air, canlandrmay amala
d nesneyi canlandrma yeteneinden yoksunsa,
yanlg o zaman dorudan doruya iir sanatna ait
tir. kinci tr yanlg da udur: air; bir at iki sa
ayan birden ne atarken resmeden kimse gibi,
canlandrmay amalad nesne hakknda yanl
bir bilgiye sahipse, o zaman yanlg, iir sanatn
dorudan doruya ilgilendirmez, nk kimi zel
bilgilerin eksikliinden ileri gelmektedir. (1460 b
7 - 1 1 ,1 4 -2 1 )

Poetikadan yaptmz bu almtlann n


da, Aristotelesde mimesisin ne anlama geldiini
bulmaya alalm.

Mimesis = Yarat
Aristoteles, btn sanatlann mimesis olduu
nu sylyor ve her birinin araca gre, konuya gre,
mimesisin (taklidin) biimine gre aynldklann
belirtiyor. Ne var ki bu aync zellik, kolayca an
lalaca gibi pratik nitelikte elerdir. Biz bu pra
tik farkllklar yoluyla, rnein; iiri resimden, tra
gedyay komedyadan, destan iirini de tragedyadan
ayrt edebiliyoruz. iir, szcklerden ve ritimden
yararlanrken; resim, izim ve renklerden yararlan
yor. Tragedya, stn kiileri taklit ederken; komed
ya ortann altndaki kiileri taklit ediyor. Tragedya
ve destan, ayn aralan kullandklan ve ortann s

72
Estetik > Bedrettin Cm ert

tndeki kiileri temsil ettikleri halde, destan iiri bu


ii anlat yoluyla, tragedya ise dramatik yolla yap
yor. Ama btn bu ayrmlamaya karn, kkende
btn sanatlara ortak olan zellik mimesistir. Peki,
mimesis nedir?

Birinci ayrm, yani mimesisin arac, bizi her


hangi bir zme gtrmyor, nk Aristotelesin
kendisi, aracn, hi bir zaman taklidin kendisiyle
kartrlmamas gerektiine dikkati ekiyor.

kinci ayrm konuyla ilgiliydi. Bu noktada


yorumcularn iki ayn kesime ayrldklarn gryo
ruz. Gereki yorumculara gre mimesisin konusu
gerekliktir; o halde mimesis, bu gerekliin takli
didir. Byle bir sav ileri srerken de, Poetikanm
drdnc blmyle Rethorikanm bir cmlesini
dayanak yapyorlar. Nitekim, Poetikanm drdn
c blmnde unlar syleniyor: Doadaki hal
leriyle tiksinmeden bakamayacamz eylerden,
onlar sanatsal kopyalarnda grdmz zaman,
hele mmkn olduunca gereki bir biimde tas
vir edilmilerse, holanrz. Rethorikanm birinci
kitabnn on birinci blmnde ise yle deniyor:
rnein; resmin, heykelciliin, iirin yapt gibi
taklit etmek ve iyi taklit edilen her ey; taklit edilen
nesnenin kendisi ho deilse bile, haz verir. nk
hazzn nedeni nesne deildir. Taklidin, bu nesneyi
tam olarak yanstt dnld iin haz duyulur.
(1371 b) O halde taklit zevkini douran ey, taklitle
taklit edilen ey arasnda tam bir akma olduu
nun fark edilmesidir. dealist yorumculara gre ise
Aristoteles, birok kez, basit anlamda gereklikten
daha stn bir gereklikten sz etmitir. Sanatnn
modelini amasn, eyleri olduklar gibi deil, ol
malar gerektii gibi taklit etmesi gerektiini vurgu
lamtr. Bu nedenle, mimesisin konusu gereklik

73
Bedrettin Cmert > Estetik

olamaz, dolaysyla mimesis, taklit de deildir. Her


varln ideal bir biimi vardr. Varlk, srekli olarak
bu ideal biimi gerekletirmek ve yetkinlie kavu
mak eilimindedir. Ne var ki, bu yetkinlik, yaamn
gerekliinde, eitli ve saysz rastlantlarla engelle
nir. te mimesis, bu ideal biimi ifade eder. Mime-
sisin gerekletirdii bu ideal biim, btn rastlan
tlardan syrlm, deikenliklerden kurtulmu, yet
kinlii engelleyen btn koullardan annm olan
gerekliin kendisidir. Demek ki mimesis, deiken
ierisindeki deimeyenin, lmcl ierisindeki
lmezin, tikel ierisindeki tmelin taklididir. Yani
mimesis, fenomensel gereklikten daha temiz, daha
katksz, daha iten bir gerekliin tasviridir. Ksa
ca, gerekliin idealletirmesidir. Ama byle bir sav
kabul etmek olanaksz. Platona gre sanat, nc
dereceden bir taklitti; ideanm taklidinin taklidiydi.
Oysa, idealistlerin bu yorumuyla, tmel-idealan
taklit ettii ileri srlyor. Platona kar, idealan,
varolan varlklardan ayr dnlemeyeceini, ger
eklii aklayan ilkenin somut varlklarn iinde ol
mas gerektiini ileri sren Aristotelese, Mimesis;
gerekliin idealletirilmesidir. dedirtmek, Poeti-
kann zne aykr olur.

nc ayrm nedeni, mimesisin biimiyle


ilgiliydi. Ayn aralar (sz ve ritim) kullanmasna ve
ayn konulan (stn nitelikte insanlar) ilemesine
karn, tragedya ile destan iiri arasndaki fark, tak
lit edi biiminden ileri geliyordu. Tragedya, kah-
ramanlann dram biiminde temsil ederken; destan
iiri, anlatcyd.

Fakat Aristotelesin belki u szleri bizi bir so


nuca gtrebilir: Destan iiri de, tragedyada olduu
gibi, dramatik olarak kurulmu bir konuya sahip ol
maldr. Burada da konu, tek bir hareketi iermeli;

74
Estetik > Bedrettin Cm ert

bu hareketin ba, ortas ve sonu olmal; kendi iinde


btnl olan tutarl bir btn oluturmal (1459
a 16-20). Demek ki Aristotelese gre destan iiri de,
en yetkin iir tr olan tragedya iirine yaklamak zo
rundadr. Destan iirinde de, tragedyada olduu gibi,
konularn dramatik olarak, kurulmas gerekmektedir.

Bir destan anlatm iin dramatik olmak, her


eyden nce, olmu olann anlatlmasndan elverdi
ince uzaklamak demektir; nk destan tarih de
ildir, olmakta olan, olu annda vermeye almak
demektir, nk ideal iir biimi dramatik iirdir,
salt hareket olarak gerekleen iirdir. O halde mi-
mesis, airin, bir yaam srecini btn dirilii ve
somutluuyla grebilmesi ve bu sreci ifade edebil
mesidir. Baka bir deyile, kaba, gereklik olmad
gibi, gerekliin dndaki bir gereklik de deildir.
Mimesisin konusu, geree uygunluk ve zorun
luluk yasasna gre gerekliktir; yani gerekleme
halindeki gerekliktir. Olmu bir olay, olmu oldu
u iin, geree uygunluk ve zorunluluk yasasnn
dna kmtr artk, yani tarihin alanna girmitir.
Bir olay, ancak gerekleme annda, olu annda bu
yasada yer alr. Ama bu, gerekten olmu bir olayn,
iire konu olamayaca anlamna gelmez. Ne var ki,
gerekten olmu bir olay, gerekten olmu gibi deil
de, geree uygunluk ve zorunluluk yasasna gre
olmas mmkn olarak dnld zaman iire
girer. O halde nemli olan gerek olan deil, ger
ee uygun olandr; olmu olan deil, olabilen, ola
bilecek olandr. Bunun iin de mimesis, sanatnn
yaratc etkinliidir. Ayn zamanda hem taklit, hem
yaratmadr. Mimesis, yaratlan eye uyan, onunla
zdeleen, yaamn ak iinde onunla tek bir ey
olan yaratma eyleminin kendisidir. (Valgimigli, s.
3 8 -5 1 ; Centineo, s. 69)

75
B edrettin Cm ert > E stetik

Bu yolla, geree uygunluk ve zorunluluk


kavramlar da daha bir akla kavuuyor. Geree
uygunluk ve zorunluluk yasas, sanatsal yaraty olu
turan elerin kendi aralannda isel bir baa sahip
olmalanndan baka, kendi dlarnda herhangi nes
nel bir modele bal kalmamalan anlamna gelmek
tedir.

Bu durumda, Aristotelesin kulland mime-


sis terimi, bu terimin yklendii ierii gereince
yanstmamaktadr. (De Ruggiero, C. II, s. 414) Aris-
totelesde mimesis, gerekliin olduu gibi taklidi
deildir. Sanatnn znelliini, kiiliini de dikka
te alan bir ilem olmas bakmndan, basit anlamda
bir taklitten kurtulmaktadr. Tarihi de taklit ediyor,
hatta tam anlamyla tarihi taklit ediyor, olan ey
leri olduu gibi kaydediyor. Oysa airin taklit edi
i, bylesi bir edilginlikle badaamaz. airin taklit
edii, geree uygunluk ve zorunluluk yasalanna
gre retmektir, yaratmaktr. Nitekim Aristoteles,
tragedya ile ilgili olarak unlan sylyor: Traged
ya airi, konulann dzenlerken ve zellikle, her
kahramana, ona uygun dilsel ifadesini verirken,
olay, elinden geldiince gzlerinin nnde can
landrmal ve yaamaldr.

air, eer gerekten airse, gereklii tak


lit edii kopya deil, yarattr. Aristoteles aire
bu zellii tanmakla, onun znelliini ve yara
tcln da olanakl klm oluyor. Geree uy
gunluk ve zorunluluk yasalar, bir yandan sanat
eserinin tutarlln gvence altna alrken, te
yandan, airi kaba gerein egemenliinden kur
taryor; ona, kendisini bir zne olarak gerekle
tirme olana tanyor. Zaten taklitte nem li olan,
her eyden nce taklit edebilm e yeteneidir. Bir
nesneyi taklit etme (= canlandrm a) giriimin

76
Estetik > Bedrettin Cm ert

de bulunan bir kii, gereklie uygunlukla ilgili


bir yanl yaparsa, bu yanl dorudan doruya
iir sanatn ilgilendirir. Oysa yanlg, yaratma
yeteneine dokunm uyor ve kim i zel bilgilerin
eksikliinden ileri geliyorsa, iir sanatyla do
rudan bir ilikisi yoktur.

airin znelliine ve kiisel yaratma g


cne tannan bu hak ve deerden yola karak,
iirin tarihe gre neden daha tmel, evrensel ni
telikli olduunu aklayabiliriz.

Tarih, olmu olaylan anlatyordu. Genel


olarak u ya da bu kiinin u ya da bu durum
da bana gelebilecek eyleri deil, rnein;
kim lii belli bir x kiisinin bana ne gelmise
onu taklit ediyor, onu dile getiriyordu. Anlat
lan, gerekten olmu olaylara bal tutmak ise,
bize tikeli, zeli veriyordu. Oysa iir, olmas
m m kn olan, geree uygunluk ve zorunlu
luk yasalanna gre ifade ediyor. iirin yapt
ey, olmu bir olayla snrl deildir. iir, olmas
m m kn olann genelliine sahiptir. rnein;
x adndaki kimlii kesin bir kiinin bana ge
lenleri anlatmaz. Anlattklanna zel adlar verse
de, anlatt eyler, yalnzca x veya y kiisinin
deil, hepim izin bana gelebilecek, hepim izi il
gilendirecek, hepim izin yaayabilecei eylerdir.
Dem ek ki, olmu olandan syrlmak veya olmu
olan, olmas m m knm gibi yaamak, ksa
cas gerekliin som ut verilerini hayal gcnde
boyutlandrmak, iire herkes iin geerli olma
niteliini yklyor, nk her eyden nce a
irin yaratma yeteneini, zelliini gerektiriyor.
Olmas m m kn ve herkes iin geerli olaylan,
geree uygunluk ve zorunluluk yasalanna gre
ifade etme zorunluluu ise, znelin bireycilie

77
Bedrettin Cmert > Estetik

kaymamasn, gereklik tarafndan srekli de


netlenm esini salyor.

Ksaca, Aristotelese gre mimesis (taklit),


gereklii, yzeyde grnd gibi, tek boyutlu
olarak ifade etm ek deildir, m im esisi gerekle
tiren kii, yani air, d gereklikle birlikte in
sanlarn ruhsal dnyasn da yanstr. Aristoteles
bu gerei, en a z beklediim iz bir yerde dile ge
tiriyor : Doadaki halleriyle tiksinm eden baka
mayacamz eylerden, sanatsal kopyalannda
grdmz zaman, hele mmkn olduunca
gereki bir biimde tasvir edilmilerse, hola-
nnz.

Neden nesnelerin asllanndan deil de, asl-


lanna benzeyen, hem de mmkn olduunca ok
benzeyen taklitlerinden holanrz? Neden bu
holanma, bu zevk al, taklitte baannm, gereki
dorultuda artmasyla doru orantldr? Aristoteles,
mmkn olduunca gereki bir biimde tasvir
edilmilerse derken, mmkn olduunca edilgin
bir biimde kopya edilmi mi demek istiyor, yoksa,
gerekliin, mmkn olduunca dikkat ve katlmla
(itirakle) gzlemlenerek, btn boyutlanyla veril
mesi gerekliliine mi dikkati ekiyor?

Poetikanm, sanatnn kiisel katksna veri


len nem ve geree uygunluk-zorunluluk yasala-
nyla ilgili blmleri, bu sorulara kolaylkla karlk
vermemizi salayacak niteliktedir. Aynntlan ve b
tnl iinde gzlemlenemeyen ve kavranamayan
hi bir ey, kendini ele vermez, teslim olmaz. Bir
nesnenin, o nesneye ynelen insan da yanstabilme
si iin, insann nesneyi ok iyi tanmas gerekmek
tedir. Bir nesneyi btn boyutlanyla inceledikten ve
algladktan sonradr ki ancak, onu biz yapabiliriz,

78
Estetik > Bedrettin Cm ert

bizi yanstr hale sokabiliriz, ona egemen olabiliriz.


Byle bir sonu ise, mmkn olduunca gerek
i bir biimde tasvir etmekle mmkndr. Olmas
mmkn olaylan, geree uygunluk ve zorunluluk
yasalannm iine sokarak onlara tutarllk vermek de,
ancak bu yolla gerekleir. En zor yaratlar, hayal g
cn gerek dnyann olgulanndan, yaamn somut
srecinden uzak tutmamakla ortaya konur. Hayali
birtakm yaratlarla, bireysel ve keyfi kimi bulularla
eser ortaya koymak kolay ve geersizdir. nk bu
yaratlar, bir yandan geree uygunluk ve zorunluluk
yasalannm denetiminden yoksundur, bir yandan da,
asl gereklik olan yaamn diri ve somut oluumunu
deil, birtakm kuruntu ve uydurmalan ne srerler.
Bu adan, Aristotelesin mimesis retisi, gnmz
de byk bir nem ve gncellik tamaktadr.

79
PLOTNOS (. . 2 0 5 - 2 7 0 )

Platon ve Aristotelesten sonra, uzun bir sre,


estetik alannda yeni ve zgn sorunlarn ele alnd
n grmyoruz. Hatta, antik gelenein Platon ve
Aristotelesle ulat dzey bile korunamyor. Daha
ok kimi zel sorunlar zerinde duruluyor. rne
in; sanatn insan yaamndaki amac nedir? soru
suna cevaplar aranyor. Ne var ki, bu ama, tmden
pratik bir adan, ya hazc (hedonist) ya da eitici-
retici anlamda ele almyor. Epikurosular holan
ma, zevklenme esini vurgularken, Stoaclar eitici
retici eye arlk veriyorlar. (Spirito, s. 74)

Gzel ve sanat sorunu, antik dnyann bitimin


de, skenderiyeli gizemci (mistik) dnr Plotinosla
tekrar felsefi bir dzlemde aratmlr. Yeni-Platoncu
akmn en nemli temsilcisi olan Plotinos, bir yandan
Platon metafiziine dnerken, te yandan, Platonun
sanat sulamadan ileri gelen snrlln aar. Ayrca
onda, yeryz dnyasyla doa tesi dnya arasndaki
ikilik kalkm, gzel ve sanat kavramlar kaynatnl-
maya allmtr. (Spirito, s. 74)

lmnden sonra bir araya getirilen Enne-


adlar adl yazlarnda Plotinos, gerekliin ilkesinin
Bir olduunu sylyor. Bu Bir, her trl okluun
ve belirlenimin tesindedir. Tanmszdr da, nk
teki eyleri dnmemize yarayan kalplarn hi
biriyle kavranamaz. Dnya bir yaratlma sonucun
da deil, trme (emanatio) ile, yani tannsal n
salp yaylmasyla meydana gelmitir. Dnya, by-

81
Bedrettin Cm ert > E stetik

lece, k sam yoluyla, Birden kaynaklanmtr.


Ama Bir, kendi ndan, kendi gerekliinden bir
ey yitirmez. Inlarn parlakl, kaynaktan uzakla
tka zayflar. Tanndan, Birden salan bu nlar,
maddenin oluturduu karanlk blgede tmden
sner. Maddesel dnya ktan yoksunluktur,, yok
luktur, ktlktr. nsann devi Tannya yksel
mek ve esrime (vecit) yoluyla Tannya katlmaktr.
Esriyerek Tannya katlabilmek iin, ruhun tutku
lardan annmas, drt temel erdemin (doruluk, ih
tiyat, lmllk, i dayankllk) uygulanmas ve g
zelin seyri gerekmektedir. (Centoneo, s. 102, 103)

Biimlenmi ey gzel, biime girmemi ey


irkindir. Gzellik, Birin, Tannnm, deamn parla
masdr. Madde kendiliinden gzel deildir; ancak
idea tarafndan aydnlatlnca gzel olur. (Croce,
s. 182) rnein; yan yana konmu iki ta ktlesi
dnn. Birisi kaba ve ilenmemi olsun; tekisi
ise bir Tann veya bir insan heykeli haline sokulmu
olsun. Heykel haline getirilmi ta ktlesinin gzel
lii, ta olmasndan deil, sanatn taa vermeyi ba
ard biimden ileri gelmektedir. (Croce, 1965, s.
183; Yetkin, s. 3 2 -3 3 )

Ne var ki ruh, gzeli alglayabilmek iin, ann-


mak zorundadr. Byle bir annma sonucunda, ruhta,
duyusal gzellii grmeye yarayan gzlerden baka,
tannsal mutluluun yce koulu olan yi ile ayn an
lama gelen Gzellii seyredebilecek bir baka gz
oluur. (Croce, 1965 s. 183)

Gzel, ideadr, sanat ise ideanm grnme


sidir. Sanatnn, bu ideanm sezgisine varabilmesi
iin, her trl pratik ilgi ve endieyi aarak, katksz
seyretme yeteneini kazanmas gerekir. Bunun iin
o, bu temel ilevi nedeniyle, gerek bir yaratc de

82
Estetik > Bedrettin Cm ert

ildir. Onun eseri ne bireysel bir heves, ne de znel


ve keyfi bir hayal gc rndr; deanm nesnel
sezgisi ve grndr. Sanatnn yaratt imgeler
kendi ilerinde tutsak kalmayp, Tmeli antrrlar,
onu haber verirler. Eserin d ifadesi, ruhun kendi
kendisiyle birlemesini salayan bir vesile, bir ia
rettir yalnzca. Bu bakmdan, sanat eserinin yaps;
anlatm ile idea, biimsel-slupsal deerlerle klt
rel deerler arasnda sk ve iten bir gerilimi gerek
tirir ve bu gerilim araclyla sanat, ilevini yerine
getirir. Bunun iindir ki, anlatm aralar, yalnzca
kendilerine ama olduklar, ruhun btnlnden
koptuklar zaman, anlamlarn yitirirler. (Faggin, s.
1459)

amz insannn dnce ve duyarlk ya


psna hayli yabanc gelen bu felsefi anlaya bal
estetik kuramn kimi nemli katklar olmutur. Her
eyden nce, ilk kez Plotinosda, gzellik ve sanat
kavramlar tek bir kavramda birletirilmitir. (Cro-
ce, 1965 s. 181) Sanatn doay taklit etmedii, on
dan stn, onu aan bir ey olduu dncesi de,
btn Ortaa sanatnn temelim oluturmutur.
(Venturi, s. 75)

83
KAYNAKA

Aristoteles, Poetika, a) (it. ev. Potica), Lalerza, Bari


1984, b) (Trke ev.), ev, smail Tunal, Remzi Ki-
tabevi, stanbul 1963.

Aristoteles, Rethorika, (it. ev.), Laterza, Bari 1961.

Assunto, Rosario, Critica, Enciclopedia Universale


dellaArte, istituto per la Collaborazione Culturale Ve-
nezia - Roma, Floransa 1958, C. IV

Binni ,Walter, Scrittori dItalia, La Nuova Italia,


Floransa 1964, C. III.

Centineo, Ettore, Sommaria di storia della flloso-


fia, Palumbo, 4. bask, (yer ve tarih yrtlm).

Cmert, Bedrettin, Estetik ve Sanat Anlay, SO


YUT, Mart 1974. n. 68.

Croce ,Benedetto, Estetice come scienza


dellespressione e Lingistica generale, Laterza,
Bari 1955.

Croce, Benedetto, Breviario di estetica, Laterza,


Bari 1963.

Croce, Benedetto, Estetica in nuce, Laterza, Bari


1966.

Doan, Mehmet H., Estetik, Gerek Yaynevi, stan


bul 1975.

85
Bedrettin Cm ert > E stetik

Faggin, G. Plotino, Enciclopedia Filosfica, isti-


tuto per la Collaborazione Culturale Venezia-Roma,
Floransa 1957. C. III.

Formaggio, Dino, Arte, ISEDI, Milano 1973.

Gkberk, Macit, Felsefe Tarihi, Bilgi Yaynevi, An


kara 1967.

Hegel ,G. W E, Estetik, (it. ev.} Einauidi, Torino


1967.

Kant, Immanuel, Katksz Akim Eletirisi, (it. ev.,


Critica della regin pura), Laterza, Bari 1969.

Moran, Berna, Edebiyat Kuramlar ve Eletiri, s


tanbul niversitesi Yaynlan, stanbul 1972.

Orhan Veli, Denize Doru, Dz Yazlar, Varlk Ya


ynlan, stanbul 1969.

Platon, Menon,( it. ev. Tutto Platone), Laterza,


Bari 1966, C. I, s. 1249-1294.

Platon, Byk Hippias, (it. ev, Tutto Platone),


Laterza, Bari 1966, C. II, s. 3 -3 6 .

Platon, on, (Trke ev., Eflatun I), ev. Tanju Gk-


l, Hrriyet Yaynlan, stanbul 1973, s. 213-2 3 3 .

Platon, Phaidros, (it. ev. Tutto Platone), Laterza,


Bari 1966, C. I, s. 725-7 9 6 .

Platon, Devlet, ev. S. Eybolu - M. Ali Cimcoz.,


Remzi Kitabevi, stanbul 1971.

Plebe, Armando, II pensiero estetico di Platone,


Laterza, Bari 1965.

86
E stetik > Bedrettin Cm ert

dal Pra, Mario, Sommario di storia della filosofa,


La Nuova; Italia, Floransa 1963.

de Propris, Americo, Dafinizione dellarte in Aris-


totele, Angelo Signorelli, Roma 1961.

Ranzoli, C., Dizionario di scienze filosofiche, Ho-


epli, Milano 1963.

de Ruggiero ,Guido, Storia della filosofa, La filo


sofa greca, Laterza, Bari 1967, C. I.

Salinari, Cario, Scritti sullarte di K. Marx e F. En-


gels, introduzione, Laterza, Bari 1967.

Santiello, G., Baumgarten, Enciclopedia Filos


fica, Ist, per la Coll. Cul. Ven - Roma, Floransa
1957, C. I.

Sapegno, Natalino, Compendio di storia della Iet-


teratura Italiana, La Nuova Italia, Floransa 1957,
C. I.

Simonini, A., Storia del movimanti estetici nella


cultura Italiana, Sansoni, Floransa 1968.

Spirito, Ugo, Esttica, Enciclopedia Universale del-


laArte, Ist. per la Coll. Cul. Ven-Roma, Floransa
1958, C. V

Stefanini, Luigi, Esttica, Studium, Roma 1953.

Stopper, A., Esttica, Enciclopedia Filosfica, ist.


per la Coll. Cul. Ven - Roma, Floransa 1957, C. 1.

Tunali, smail, Grek Estetiki, stanbul niversitesi


Yayinlan, stanbul 1970.

87
Bedrettin C m ert > E stetik

Valgimigli, Manara, Introduzione a Aristotele, Po


tica, age., s. 3 -5 1 .

Venturi ,Lionello, St oria della critica darta, Fina-


udi, Torino 1964.

Yetkin Suut Kemal, Estetik Doktrinler, Bilgi Yay


nevi, Ankara 1972.

88
Bedrettin CMERT
Eletiriye Be Kala
1:1 e s i i r ISBN: 978-9944-492-08-9
414 SAYFA * 20 YTL
In'S Kc
Bedrettin Cmert'i uzaktan tanyanlar, kuku
suz, onda kendi konumlarna gre bir takm

w nitelikler, zellikler bulmaya alacaklardr.


Ama, Bedrettin Cmert'i ok yakndan tanyan
biri iin durum deiiktir. Yani, ormann
iinden ormana bakmak, apayr bir bilin iidir.
(Haan Hseyin)

lk yazlarn okuduka, yle bir kanya var
mtm: " te ciddi, titiz, tuttuunu koparan inat biri" demitim. Bir
insan hi tanmadan, sadece yazlarna bakarak byle bir kiilik tanmla
mas yapabilmek iin, bu zelliklerin o kiinin kaleme ald yazlarda da
olmas gerekir. Gerekten de bu nitelikler Bedrettin'in yazlarnda bol bol
vard ve ylesine bol bol vard ki bir yaznn dar snrlar onun yaznsal
tutku, hz ve soluundan nefes darlna uruyor gibiydi. (zdemir nce)
Bedrettin CMERT
Giotto'nun Sanat
ISBN: 978-9944-492-07-2
184 SAYFA * 18 YTL

Giotto, bat resim tarihinin nemli bir dnm


noktasdr. Gerek insanlk ve tarih gr,
gerekse resimsel biim ve slup bakmndan
Ortaa'n ayaklarn yere bastran ilk
devrimcidir. Giotto, yalnzca resim tarihi a
sndan bilinmesi gereken mzelik bir tarih
halkas deil, her an insanna yepyeni
bildiriler sunup ok boyutlu ufuklar aan bir slup ve insanlk servenidir
Assisi'de yukar S.Francesco kilisesindeki Aziz Francesco freskolaryla;
Padova'da Arena kiliseciinin duvarlarn lmsz bir adala ycelten
Anna, Meryem ve sa ykleriyle veya Floransa'da Santa Croce kilisesinin iki
kk apelini solgun bir duygulanm dnyas yapan yaptlarla kar karya
gelmek ne denli yeni ve acl bir ressamla tanma mutluluuna erdiimizi
kantlamaya yeter.
Bedrettin CMERT
Croce'nin Estetii
ISBN: 9944-492-01-09
144 SAYFA *10 YTL I . ^ I
Croce, her sanat dalnn kendine zg ifade
aralar bulunduu kuramn benimsememekte,
bir bakma kukusuz haklyd. Yaratma gc
olmayan veya kusurlu olan kimselerin elinde
sanatn yalnzca teknik bir oyun haline dn-
mesi ve bu oyunun, okur-seyirci karsnda
meru gsterilmek iin, kuramlatrtmas, her
dnemde grlen olaan eylerdir. Fakat bu olaanlk, doal boyutlarn
ap, genel bir sanat kuram olma savyla hemen tm sanatsal etkinlik
alanlarna egemen olmaya balaynca, sanatn mekanik bir beceriklilik,
dtan dzenlenebilen bir kurulu, teknik baz cambazlklarla elde edilebilen
bir gariplik olduu sans gibi gerek d ve zararl bir kan uyanr. Bu du
rumda, yapayla, yozlua, yavanla, basit beceriklilik oyunlar dzeyine
den, yalnzca sanatn bir etkinlik olarak kendisi deil, ayn zamanda sanat
deerlendiren sanat eletirisi ve tarihidir de.
Bedrettin CMERT
Mitoloji ve
konografi
ISBN: 978-9944-492-33-1
272 SAYFA * 25 YTL

BUGN DE ARAMIZDA

Nice yitirdiimiz aydn, sanat,


bilim adammzn adlarn
sokaklara, caddelere, parklara
verdik. Bunlar olmasn
emiyorum, olsun. Ama bir sre
sonra bir baka ynetim geldi,
btn bunlar deitirdi. Oysa
kitaplardr, kalc olan; o
kitaplarda imzas bulunan yazarn, sanatnn, bilim adamnn dnceleri
dir. Bunun iindir ki Bedrettin Cmert, dn olduu gibi bugn de aramzda.
nk bugn de yazdklarn, dncelerini, bilgisini, birikimi bizimle payla
yor. te bu yzden de bugn, imdi Bedrettin Cmert okumann zaman.
Refik Durba
/
23 Ocak 2008 Sabah
SEVGSZ ELETRMEN OLUNMAZ
"Cmert, sanat tarihi almalarnda, eletirmenliinde, geleneksel bilgiy
le modern birikimi bir potada eritip, ada zmlere, zgn yarglara
ulaan bir bilim ve sanat adamyd. Bat'y gerek anlamyla 'iyi bilenin,
Dou'yu da iyi bilmesi gerekir, gereini her zaman savundum. Bedrettin
Cmert, bu anlayn, iyi, baarl bir temsilcisiydi. Bat bilgilerinin, kuramla
rnn nda, bizim sanatmz, iirimizi deerlendirdi. Bu adan yazdklar
bugn de yeniliini, tazeliini, gncelliini korumaktadr."

Doan Halan
31 Mays 2008/ Hrriyet
Estetik

D cc ve san at hi b ir zam an
srayarak ile rlem ez. Her a,
b ir ncesi an sonucu o lm a k
tan b a k a , b ir son raki an
ila tohum udur. Ancak bu yolla
im di'vi gem ie b a la m a o la
nakldr. E vren sellik a n ca k bu
k o u lla k a b u l ed ileb ilir. Bir sev
gi. bir kin. b ir zg rl k, b ir a d a
let duygusu tarih sel b ir tab an ve
k esin tisiz b ir (du iin d e olabilir.

Bedrettin
Cmer t

De Ki / Felsefe
I SBN - 1 3 :

9 789944 492348

You might also like