You are on page 1of 371

dncelerin servenleri

Dncelerin Servenleri Whitehead'in bu en


nemli kitabnn temelini, btn' ve dolaysyla in
sann varolusal hakikatini kavrama kaygsnn bir
rn olarak medeniyet fikri oluturuyor. Btn kav
ranlamad zaman, her eyin paralanma ve insanl
n, kendi yok oluunu hazrlayan bir izat'ilikler kaosu
na srklenme tehlikesi zuhur edebilir. Whitehead,
bu kitabnda, insanln temel varolu sorunlarnn
anlamlandrlp alabilmesine ilikin en kkl z
mn, btn' kavrayp para'lara ruh fleyebilmek
en getiini enfes bir ekilde gsteriyor.

Alfred North Whitehead (1861-1947) am


zn en byk dnrlerinden. Cambridge Eflatuncu
lar'ndan. Cambridge, Londra, Harward ve Yale ni
versitelerinde matematik felsefesi, geometri, cebir ve
felsefe dersleri verdi. Russell'la birlikte Principia Mat
hematica'y yazd. Dier eserlerinden bazlar unlar
dr: The Principle of Relativir:y, The Concep of Naure,
Science and Modem World, Process and Realir:y.

Yusuf Kaplan (1964 ) lletiimbilimci, yazar, e


virmen. Bilgi niversitesi'nde iletiim teorisi, film
teorisi ve kltrel teori alanlarnda lisans ve yksek
lisans dzeyinde dersler verdi. BSF Akademi Genel
Koordinatr ve Yeni afak yazar. almalarn,
medeniyet tasavvuru ve "nc kuak" sorunlar zeri
ne younlatrm durumda.

D
KLLiYAT YAYINLARI
lhe advemures of ideas penguin, harmondsworth, l 933
dncelerin servenleri stanbul Z008
ara/c melinler: 000 l dnce: 00 l / ada bat dncesi: 001 /
whitehead klliyat: 001
yazan alfred north whiehead
trkesi yusuf kaplan

genel yayn ynetmeni yusuf kaplan


editr smail dou
kapak tasarm nans ajans
i tasarm yener turan
bask-cilt kurti matbaaclk
tel.: azz 613 68 94

KLLiYAT YAYlNLARI, bir insan Yaynlan kuruluudur.

isbn 978-605-5976-00-Z
yaync sertifika no 0707-34-008811
birinci bask nisan Z008

KLLiYAT YAYINLARI

D
keresteciler sitesi, mchmet akif cad.
kestane sok. no: l merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 554 62 07
www.kulllyalyaylnlarl.com.tr - kulllyal@kulllyatyaylnlarl.com.tr
DUUNCELERIN

SERUVENLERI

Alfred North Whitehead


Yusuf Kaplan

D
KLLiYAT YAYINLARI 00001
KLLYAT MANFESTO
--- ---

Y
aklak iki yzyldr, kkl bir medeniyet buhran yayoruz. Tarihimizde yaad
mz bu ikinci medeniyet buhran, sarsc bir fetret dneminin zuhur etmesine
yol at.
Mool istilas, Hal Saldrlar ve Endls Medeniyeti'nin kmesinden sonra ya
admz birinci medeniyet buhran, temelde siyasi bir buhrand, bir fetret dnemine
dnmemiti. Bu buhran, insanlk tarihinin, Asya, Afrika ve Avrupa'dan oluan
merkezi corafyasndaki btn medeniyet geleneklerinin zerine oturarak, hem bun
lardan yararlanan, hem de akidevi, fikri 've siyasi btnleme gerekletiren Osmanl
tecrbesiyle rettiimiz ok yconl cevapla atk.
Rnesans ve Reformasyon'la balayan modem / sektiler Bat uygarl'nn gelitir
dii meydan okuma, dnyada btn medeniyetlere kar ykc bir saldr retmi,
Toynbee'nin deyiiyle, asr iinde, mevcut 26 medeniyetten 16'sn yok etmi,
9'unu ise fosilletirmiti.
iki yzyldr yaadmz ikinci medeniyet buhran, epistemolojik ve ontolojik bir
kopu ve ift ynl bir temasszlk dourdu: Hem lslam'la, hem de dier dnyalarla si
mlatif / s ve sahte ilikiler kurmamza yol at.
Sektiler Bat uygarlnn gelitirdii meydan okuma, Asya, Afrika ve Amerika k
talarnn yryn durdurdu; baz kadim medeniyet tecrbelerini tarihten sildi; ba
zlarn fosilletirdi ya da Japon ve in tecrbelerinde gzlemlediimiz gibi, neo-libe
ral ve neo-sekler meydan okumayla mutasyona uratt.

lslam medeniyeti, Toynbee'nin yerinde tanmlamasyla, "Osmanl'nn durdurul


mas"yla birlikte, tarihin yaplmasnda zne rol oynama konumunu yitirdi; ilim, fikir
ve sanat geleneklerini yeniden-retemez ve gelitiremez hale geldi.
K L L i Y A T MA NiFESTO / V

Neo-pagan Bat uygarl, ikinci sanayi devriminden bu yana byk bir felsefi kriz
yayor: Bu felsefi kriz, hayatn her alannda postmodem relativizm, atomlama ve ka
os eklinde kendisini gsterirken, insann, gezegenimizin ve kainatn geleceini tehdit
eden boyutlar kazanm durumdadr.
Dnyann, btn kltrlere varolu ve hayat hakk tanyabilecek, yeni bir mede
niyet tasavvuruna ihtiyac var.
ite biz, Klliyat Yaynlar olarak, hala ktann hem corafi, hem de fikri dina
mikler bakmndan kavak noktasnda yer alan Trkiye'nin bu medeniyet sramas
na nclk edecek tarihsel ben'e ve derinlie sahip olduuna inanyoruz ve bu sre
te zerimize den "rol" ve mkellefiyeti yerine getirmek amacyla yayn hayatna
atldk.
Hz. Mevlii.na'nn pergel metaforundan hareketle, bir ayan bizim medeniyet di
namiklerimize muhkem bir ekilde basan, dier ayayla btn medeniyetlere alabi
lecek kapsaml bir yaynclk projesiyle karnzdayz.
Klliyat Yaynlar, ilim, fikir ve sanat hayatmza gelenek kurucu, yeni bir soluk
getirmeyi amalyor. Bu srete, lkemizde, kltr, sanat, dnce ve ilim hayatnda
yaratc ve ufuk ac almlara nayak olabilecek, medeniyet dilimizin yeniden kurul
masna imkan tanyabilecek telif ve tercme eserlerle bir atlm gerekletirmeyi tasar
lyoruz.
Bat'da, Dou'da ve slam dnyasnda gzard ediler fikir, ilim ve sanat gelenekle
rini belli bir program dahilinde ve sistematik olarak ilk kez lkemizin gndemine ta
may hedefliyoruz.
Klliyat Yaynlar, Referans Metinleri, Ara/c Metinler ve Ana Metinler'den oluan
ana "damar"da yapaca yaynclkla ilim, fikir ve sanat hayatmza "nc" katklar
da bulunmay amalyor.
Referans Metinler "damar"nda, ilim, fikir ve sanat dnyasnn genel / btn res
mini sunabilecek, "ara/c" ve "ana" metinlerin anlalmasnda "anahtar" ilevi gre
cek, hem zl, hem de kapsaml ansiklopedi ve szlk almalar; Ara/c Metinler
"damar"nda, ana metinlerin anlalmasn kolaylatracak metinler; Ana Metinler
"damar"nda ise Dou, Bat ve slam medeniyet havzalarnn, gemite ve gnmzde
retilen ana klasik metinlerini yaymlayacaz.
Klliyat Yaynlar olarak temel ilkemiz udur: Btn' kavrayamadmz srece,
hem para'nn iinde kaybolmaktan, hem de btn' de paralamaktan kurtulabilme
miz, dolaysyla n mze yeni koridorlar aabilmemiz zordur.
NDEKLER
-- --

SUNU
"Btn" Kavrayarak "Para"lara Ruh fleyebilmek IX

1. KISIM
Sosyolojik Dncenin Servenleri 1

1. Blm: Giri 3
2. Blm: nsan Ruhu 11
3. Blm: Hmaniter deal 29
4. Blm: zgrln Grnmleri 49
5. Blm: G Kullanmn'dan kna'ya 79
6. Blm: Tarihsel Sezgi 99

1. Ksm'a Epilog 113

2. KISIM
Kozmolojik Dncenin Servenleri 115

1. Blm: Tabiatn Yasalar 117.


2. Blm: Kozmolojiler 135
3. Blm: Bilim ve Felsefe 159
4. Blm: Yeni Reformasyon 181
3. KISIM
Felsefi Dncenin Servenleri 197

1. Blm: zneler ve Nesneler 199


2. Blm: Gemi, imdi, Gelecek 217
3. Blm: Hadiselerin Gruplandrlmas 227
4. Blm: Grn ve Gereklik 237
5. Blm: Felsefi Y ntem 249

1. KISIM
Medeniyet Dncesinin Servenleri 269

1. Blm: Hakikat 271


2. Blm: Gzellik 283
3. Blm: Hakikat ve Gzellik 297
4. Blm: Serven 307
5. Blm: Bar/ Skunet 319

NDEKS 333
"BTN" KAVRAYARAK
"PARA"LARA RUH FLEYEBLMEK

YUSUF KAPLAN

hitehead, deeri yeterince bilinmeyen ada dnrlerden biridir.


W Bat sivilizasyonunun modernlikle birlikte srklendii macerann
getirdii mecrada, rnekleri iki elin parmaklarn gemeyecek ender bilge d
nrlerin en n sralarnda yer alr. an am bir dnr olduu iin,
modernliin, byk lde varolusal saldr ve varolua saldr rettii bir or
tamda gz ard edilmi, hakkyla anlalamam ve deerlendirilememitir.
Genellemenin sakncalarn gz ard etmeden ylesi bir tespitte bulun
mak, Whitehead'in dncesini ve nasl bir dnr olduunu kavrayabilmek
asndan olduka kkrtc olabilir: Modernlii de reten btn bir Bat si
vilizasyonunun fikri temellerinin atlmasnda kilit ve kurucu rol Socrates'e
aittir. Socrates, William McNeill'in, "2500 yllk Bat dncesi, Antik Yu
nan naturalizmi [paganizmi; dolaysyla, agnostisizmi / bilinemezcilii] ile
Hint mistisizmi (gnostisizmi / gizemcilii) arasnda gidip gelen bir ifrat ve tef
rit hikayesidir" eklinde zetledii (sonu itibariyle aslnda ayn kapya ksa
da), iki ana damarn yegane temsilcisidir.
Bu iki ana damardan birincisi, Bat dncesinde fizik gereklii eksene
alan ve zellikle de modern srete omurga ilevi gren damardr. Bu birinci
damar, ksaca agnostik damar diye tarif edebiliriz. kinci damar ise, metafizik
X / SUNU

gereklie kap aralayan ama metafizik gereklii hakiki mahiyetiyle kavraya


mayan damardr. Bu ikinci damar ise, gnostik damar olarak tanmlayabiliriz.
Birinci damar, Aristo; ikinci damar ise Eflatun temsil eder. Eflatuncu d
nce, lskenderiye ekl zerinden yeniden yorumlanm haliyle Thomas
Aquinas'a kadarki -gittike etkisi azalan- Kilise Hristiyanl'nn teolojisinin
ve dncesinin kurulmasnda; Aristocu dnce ise, en kes/k/in ve belirgin
noktasna Kartezyen felsefeyle birlikte ulaan Thomas Aquinas'tan sonraki
Bat dncesinin ya da "laik ilahiyat"n ekillen/diril/mesinde birinci derece
de etkili olmutur.
Her ne kadar, modem dncenin Aristocu dnce geleneinin kritik
edilmesi sonrasnda kurulduu tartma gtrmez bir gerek ise de, Aristo'suz
bir modem dncenin gelitirilebileceini tahayyl ve tasavvur edebilmek
muhaldir. O yzden, Whitehead, "2500 yllk Bat dncesinin, Eflatun ile
Aristo'ya dlm bir dipnot" olduunu sylerken hakldr.
Heidegger, Bat'da felsefenin, dolaysyla dncenin, Socrates'le birlikte
bittiini syler. Bizim gibi pozitivizm'in en kaba ve kat alglama biimlerinin,
-hala olmayan- "entelijansiyamz"n dnyay anlama, kavrama ve anlamlan
drma biimlerine tahripkar ve tahrifkar bir ekilde sirayet ettii bir lkede,
Heidegger'in bu tespitinin bir yank uyandrmasn beklemek elbette ki bou
na bir abadr.
Bat dncesinin, zellikle de modem Bat dncesinin ve hayat-dnya
tasavvurunun ve tatbikatnn teekklnde kilit rol oynayan anahtar figr
Socrates'tir; Eflatun ile Aristo ise, Socrates'in at kapnn, "dar"ya (Bat
dna deil, Bat iine) alan (dolaysyla, tm dnyalara, medeniyetlere ka
panan / kapatlan ve srtn dnen) iki ana aktrdr.
Dolaysyla, burada unu demek istiyorum: Socrates olmasayd, Eflatun da,
Aristo da olmayacak, varolmayacakt belki; ama baka Eflatunlar ve baka
Aristolar olacak, varolacakt tabii ki. nk insanlk tarihinde, Antik Yu
nan'da tabiat felsefesine indirgenen tabiatst felsefeyle irtibat flulatran; ve
insan, btn varlklar, hayat ve her eyi anlamlandran, anlamlandrabilen
ve anlamlandrabilecek yegane aktrn insan olduunu, btn anahtarlar
insann ve dolaysyla, insan aklnn aabileceini belirleyen ve belirginleti-
"BTN" KAVRA YARAK "PARA"L A R A R U H FLEYEBILMEK /Xl

ren kii Socrates olmutu: Belki de, insanlk tarihinde ilk kez, hayat, hakika
ti ve varl, kainat'la ve dolaysyla, fiziktesi bir g'le / kaynak'la irtibatn
kopararak tasvir ve tarif eden dnr Socrates'ti.
nk ilk kez; Socrates'le birlikte hayatn merkezine insan, insann mer
kezine de "akl" yerletirilmiti. Socrates'in bilge kiilii, erdem aray, hik
met sevgisi, "akl" her eyin merkezine yerletirmesini; Tanr'y da, hakikati
de, hayat da aklayabilecek yegane aktrn, esas itibariyle "akl" olarak ko
numlamasn engelleyememiti.
Buradan geldiimiz nokta u: Antik / klasik Bat tecrbesini de, Kilise H
ristiyanlg tecrbesini de, modem / postmodem Bat sivilizasyonu tecrbesi
ni de aklayan en nemli, en belirgin ve kilit kavram, antroposantrizm, yani
insan-merkezciliktir.
te Eflatun'u da, Aristo'yu da tek noktada buluturan kilit kavram, bu
antroposantrizm kavramdr. Aristo metafizii dediimiz ey de, Descartes ve
ya Marx'n metafizii dediimiz ey de, antroposantriktir. Burada metafizik,
tabiat-stnden tabiat-altna indirilmi olsa da, herhangi bir teorinin her e
yi aklama gcne sahip olduu eklindeki bir metafizik algsdr. Bu anlam
da, Eflatun'un metafizii de, son kertede, antroposantriktir.
Socrates'le birlikte, byk ve kuatc varlk tasavvurunun bir paras olan
insan ve insann tabiatnn bir paras olan "akl" (ration), btn (=her eyi
aklama ve belirleme gcne ve kudretine sahip tek aktif varlk) katna yk
seltilmitir. Btn (asli olan), bir ekilde devre d braklarak, para (arzi)
olan, btn (asl) olarak konumlandrlmtr.
te, Whitehead ve eseri, tam bu noktada, bize esasl eyler syler: Kendi
terimlerimle ifade edecek olursam, Whitehead, btn kavran/a/mad srece,
para'nn her eyi parampara ve tarumar edeceini haykrr bize.
Burada, Whitehead'in nasl da postmodem durum'la zirve noktasna ulaan
izafilik sorununa ve izafilemenin postmodem srete neden olaca byk tr
blanslara ustalkl bir dille dikkat ektiini gryoruz. Whitehead'in dnce
sinin ve eserinin zeti olabilecek temel tez, bu para-btn ilikisine ilikin yap
t, bugn btn dnya iin hayati nem tayan bu nemli tespitte gizlidir. Bu
kitabn da, bu kitabn merkezinde yer ald btn Whitehead klliyatnn da
Xll / S U N U

kalk noktas bu'dur, buras'dr. Dolaysyla, unu sylemek istiyorum aslnda:


Whitehead, tam da amzn (postmodern durum'un) temel handikaplarna
dikkatlerimizi ynlendirmeyi baarabilecek ender dnrlerden biridir.
Whitehead, Bat sivilizasyonunun kre zerinde hakimiyet kurmas zeri
ne, artk medeniyetlerden deil, Bat uygarlna izafeten tek bir "medeni
yet"ten szedildii; dolaysyla, medeniyet fikri'nin, tarihi, tarihin servenle
rini, izdmlerini ve grnmlerini aklayan bir aklama biimi olarak gz
den dt, ya da daha doru bir ifadeyle, gzden drld bir zaman di
liminde, tarihi, insanlk tarihini medeniyet fikri ekseninde aklama kaygs
gden ayrcalkl dnrler arasnda n srada yer alr.
Medeniyet fikri'nin nemi ve hayatiyeti, bizi, btn'e, btn fikri'ne g
trmesinde yatar. Aydnlanma dncesi srasnda ve hemen sonrasnda, me
deniyet fikri'nin devre d braklmasnn nedeni, "akln" (ration'un), dolay
syla, insann ve tarihin "kefedilmi" olmasdr. Burada, lkemizde zellikle
yaygn olan bir yanl anlamaya dikkat ekmekte yarar var: Bat'da Aydnlan
ma dncesiyle kefedilen "akl", kltrel ve corafi snrlarla snrl, dolay
syla, snrlayc "tarihsel bir akl"dr; yani "Aydnlanma akl"dr. Zannedildi
i gibi "evrensel akl" deil, sbjektif bir akl'dr.
te, tarihi ve insan/lk tecrbesini aklama mod'u ve modalite'si olarak
medeniyet fikri'nin devre d kalmasna neden olan olgu, sbjektif, tarihsel bir
akl olan Aydnlanma akl'nn her eyi Avrupa-merkezci perspektifin szgecin
den geirerek alglamaya, anlamaya, anlamlandrmaya ve yorumlamaya soyun
masdr. Kar-aydnlanma srecinde de, bu indirgemeci (Avrupa-merkezci) al
glama ve anlama biimi ksmen de olsa byk lde devam etmitir.
Rnesans ve Reformasyon'dan sonraki srete, siyasi, ekonomik ve d
nce "devrim"lerinin gerekletirilmesi, bat-a Amerika ktas olmak zere
btn ktalarn smrgeletirilmesi, 18. ve 19. yzyllarda, Avrupallarn ken
dilerini insan'la, insanlk tarihi'yle zdeletirmelerine, "Bat ve dierleri"
(West and the rest) eklinde keskin bir ayrma gitmelerine, dolaysyla, ken
dilerine ar-zgven duymalarna yetmiti.
te bu ar-zgven duygusu, 19. yzyln ikinci yarsndan itibaren em
peryalist Avrupa ulus-devletlerinin hem kolonilerinde, hem de yava yava
"BTN" KAVRAYARAK "PARA"LARA R U H FLEY E B I LM EK / XIII

Avrupa corafyasnda ve hinterlandnda birbirleriyle kyasya bir hegemonya


savalar servenine soyunmalaryla sonulannca, Kar-Aydnlanma'nn en
nemli temsilcileri Romantik yazar, sanat ve dnrlerin Bat dndaki
kltr ve medeniyet corafyalarna almalarna imkan tand. te bu sre,
artk tek bir "medeniyet"ten sz etmenin ne denli tahripkar sonular dour
duunun kavranmasn kolaylatrd: Oryantalist almalar zerinden btn
dier kltr ve medeniyet corafyalar, tabii ki yine Avrupa-merkezci bir pers
pektifle kefedilmeye alld: Bu sre, Toynbee, Spengler, Berdyaev, Soro
kin gibi byk tarih felsefecilerinin domasyla zirve noktaya kt.
Whitehead, btn bu tarih felsefecilerinden ve medeniyet tarihilerinden
biraz daha erken bir zaman diliminde, medeniyet fikri'nin, medeniyetlerin
anlalmas ve insanlk tarihinin bir btn olarak okunmasyla yeniden haya
tiyet kazanmasnda, zellikle felsefe evrelerinden km, handiyse tek d
nrdr. Biraz nce zikrettiim tarih felsefecileri ve medeniyet tarihileri, me
deniyetlerin dou, ykseli ve k hikayelerini daha ok sosyal bilimlerin
birikimlerinden ve kavramsal erevelerinden yola karak anlatrlarken, ok
fazla doyurucu olmasa da, bir tr tarih felsefesi yaparlarken, Whitehead, me
deniyet felsefesi yapmtr. Felsefe evrelerinde, bu anlamda yapayalnz bir se
rvene kan, handiyse "tek ada"dr o.
Whitehead, insann tarihsel tecrbesini, btnlkl bir bakla anlamaya
ve yorumlamaya alm nc bir dnrdr. Onun medeniyet fikri'nin te
melini, qmurgasn, hatta ruhunu, btn fikri oluturur. O yzden, Bat dn
cesinin Aristo izleini izlemekle, byk bir yanla soyunduunu syler gibidir.
Bat dncesinin, Eflatun'u da Aristolatrdn, Aristocu bir Eflatun portre
si zerinden Eflatun'u devre d braktn vurgular. Matematii de metafizik
sel idrak zerinde alglayan Eflatuncu metafiziin marj inalletirilmesinin, Ba
t dncesinin ve dolaysyla, sivilizasyon tecrbesinin en byk yanl oldu
una dikkat eker. Eer, Aristocu Eflatun deil de, dier medeniyetlere alma
ya kap aralayabilecek hakiki Eflatun kefedilebilmi olsayd, Bat sivilizasyonu,
bu denli esasl bir felsefi bunalmla karlamayabilirdi, demek ister.
Btn fikri, kkl bir felsefi bunalm yaayan ada Bat sivilizasyonu ze
rinden medeniyetlerin btnn ihata edebilecek ve ilgilendirebilecek b-
xv I S U N U

tnlkl bir medeniyet fikri ve felsefesi zerinde kafa yormasna imkan tan
m ve adalarnn dier kltr ve medeniyetlere yaklarkenki oryantalist
bakalarn ayartc, ayartc olduu iin de snrlayc handikaplarna d
mesini nlemitir, Whitehead'in. Antik Yunan dncesini ve antik Yu
nan'dan nceki dier medeniyet tecrbelerinin birikimlerini, ksa bir sre
iinde yaratc ekillerde kavrayarak, "Batllardan" (Kilise'den) ok daha
esasl bir medeniyet atlmn ve almn Mslmanlarn gelitirmeyi baar
dklarn hibir ekince belirtmeden beyan etmesi, bunun mahhas bir gs
tergesidir.
Medeniyetlerin iki temel kurucu motorik'i vardr: Birinci motorik, yarat
c ruh; ikinci motorik ise kurucu irade'dir. Whitehead'in btnlkl medeni
yet ve insan/lk tecrbesi idraki, onun bu merkezi kitabnda, kitabn bal
na karak ifadesini bulmutur.
Elinizdeki kitabn balnda, Whitehead'in dnce serveninin kalk
noktasn oluturduunu sylediim btn-para ilikisi, ustalkl bir ekilde
zetlenmitir. Gl, kkl, snanabilecek, snandnda hakikaten tasavvur
ve tahayyl edilen sonucu verebilecek esasl bir fikriyat olmadan bir medeni
yet tasavvurunun gelitirilmesinden ve tatbikat sahasna konulabilmesinden
szedebilmek ok zordur. Baka trl sylendikte, Whitehead'in merkezi I en
nemli kitabnn balnn ilk teriminde "dnce"nin olmas, onun, dn
ce'nin / fikriyat'n, medeniyet fikrinin yaratc ruhunu oluturduunu; kitabn
balndaki ikinci terimin (serven'in) ise, medeniyet fikrinin kurucu irade
sini tekil ettiini dnmesinden kaynakladn syleyebiliriz.
Whitehead'in fikir at's konusundaki bu tespitlerden sonra, onun bu ki
tapta telaffuz ettii arpc fikirlerden bir kan burada birka cmleyle de ol
sa ne karmakta, hatrlatmakta yarar olabilir: Whitehead, tarihi, fikri at
lmlar ve almlar oluturan ve ayn zamanda, fikri atlmlarn ve almla
rn oluturduu "epoch"larn (yaratc dalgalarn / dnemlerin) yaptn d
nr. Fikri atlmlarn ve almlarn, dolaysyla, epoch'larn ise, ancak ser
ven ruhu tarafndan hayat ve hayatiyet kazandn syler.
Medeniyetlerin ykseli ve k nedenleri konusunda da arpc fikirler
gelitiren Whitehead, medeniyetlerin k anlarnda / zamanlarnda, hi-
"BT N" KAVRA YA RAK "PARA"LARA R U H F L E Y EB I L M EK / XV

civ'de patlama yaandna, hicvin yaratc bir atlm gerekletirerek can e


kimeye balayan medeniyete az biraz soluk aldrdna dikkat eker. Ki, bu
nemli tespit, iinden gemekte olduumuz, izafilemenin btn insanl ba
a klmas son derece zor olabilecek tahripkar bir nihilizmin eiine srk
leyebileceini sylemenin hi de kehanet olarak alglanmamas gereken u
postmodem aral ve bu araln sylelerini ve duyarlklarn anlamak, do
laysyla, insanln esasl yeni araylara, kkl medeniyet tasavvurlar geli
tirme abasna soyunmasn icbar etmesi bakmndan olduka nemlidir.
nemlidir; nk, postmodemliin bizatihi kendisi, byk bir hiciv'dir. Bu
hicvi, bu hicvin hakim olduu insanlk durumum.zu anlamak, yepyeni d
nce servenlerine soyunmak bakmndan Whitehead'in bu kitab, btn'n
yitirildii, arzi ve geici olan'n (para'nn, atomun ve atomlamann) mut-
laklatrld; arzi olan'n / para'nn, medyatik / sanal gerek yoluyla asli
olan katna ykseltildii, Paul Virilio'nun deyiiyle, bir "yokolu estetii"nin
hkmferma olduu; dnyamzn byk savalarn, atmalarn, sonu nereye
varaca bilinmeyen byk kaos ve katastroflarn eiine srklendii bir za
man diliminde, bizi fikir servenine kkrtan ve bize birinci snf bir fikir
leni sunabilecek iyi bir balang ve kalk noktas olabilir.
Klliyat yaynlar olarak, insan/lk tecrbesine klli / btncl bir bakla
ve felsefi bir dille bakan, amza ok esasl eyler nerebilecek bir dn
rn kitabn yaymlayarak yayn hayatna balamamz, bu nedenle anlaml bir
giriim olarak grlmelidir.
BRNC KISIM

sosyolojik
dncenin
servenleri
BRNC BLM
----

GR

1 1.1. Mmkn olan en geni uzanmlar ve armlaryla bu kitabn


+ bal -Dncelerin Servenleri- btn eitliliiyle zihni tecrbeler
anlamnda bir tr bir nsan Irknn Tarihi olarak deerlendirilebilir. Bal
bu anlamda dnrsek, nsan Irk, kendi tarihini tecrbe etmelidir; dolay
syla, tarihin btn eitliliiyle birlikte yazlabilmesi ok zordur.
Bu kitap boyunca, fikirlerin insanln hayatnda sahip olabilecei bir ta
rih tr'n eletirel olarak inceleyeceim; ve tezimi, baz iyi bilinen rnek
lere gnderme yaparak resmedeceim. Tezimi resmetmek iin seilen husu
si konular, benim bilgimin geliigzel snrla/mala/r, bu konularn genel il
gilerinin incelenmesi ve modem hayattaki nemi tarafndan dikte edilmi
konular olacak. Ayrca, bu kitaptaki amacmz nedeniyle, burada benimse
diim Tarih fikri, gemile birlikte gelecei de ieren, karlkl mnasebete
dayanan ve ortak ilgilerde buluan bir tarih fikridir. Ayrntlaryla ileyece
imiz olaylarn seimi konusunda kalk noktam, yaptklar almalara bu
gn ve geen asrdan bu yana btn insanln byk sayg duymasna yol
at eletirel dnen byk bilim adamlarnn allmalarnda bavurduk
lar hadiseler olacak.
4 / SOS YOLOJ iK D N C EN i N S E R V E N L E R i

Teoriler, gerekler (facts) zerine ina edilir; dolaysyla, gereklere daya


nan haberler (reports olaylar) , srekli olarak teorik yoruma tabi tutulur. .
=

Dorudan grsel gzlem, hareketteki renkli ekillerin -"sorgulanabilir ekille


rin"- grnmleriyle ilgilenir. Dorudan iitsel gzlem ise, seslerin iitme fiil
leriyle ilgilenir. Ancak, bu ekiller ve grltleri gzlemleyen, szgelii, ya
banc bir lkenin sarayna Eli olarak giden ve orada oturan baz ada gz
lemciler, szde plak gerekleri yorumlarlar ve "bir hayli duygulanan ve b
yyen krizle yzleerek alnacak nlemleri ak seik bir ekilde aklayan
devlet bakanyla grtklerini" beyan ederler. Bu yolla, ada delil, plak
duyudan baka veriler hakknda varsaymlar da dahil, ada bir yorum olmu
olur.
Daha sonraki bir ada, eletirel bilim adam, delillerini, kendi teorik yar
g.larna gre gemi zamanlarda vuku bulan ada olaylardan [gzlemlerden]
seer. O zamanki ada gzlemcileri eletirir ve o zamanki ada delillere
kendi yorumlarn getirir. Bylelikle, 19. yzyln ikinci yarsnda hakim olan
tarih okulunun inand "pr tarih" tasavvuruna ulam oluyoruz. 19. yzyl
[pozitivist] tarihilerinin bu tarih tasavvuru, tarihi, estetik n-yargdan, me
tafizik ilkelerden ve kozmolojik btnlklerden mahrum brakan hayal mah
sul bir tasavvurdur. Byle bir tarih tasavvuruna inanabilmek, ancak taral
la -bir dnemin, bir rkn, bir ekoln, bir ynelimin tarallna- akl ve
takl kalabilmekle mmkndr; ki, bunlarn, kendi telaffuz edemedikleri s
nrllklarn yceltme kabiliyetleri yoktur.
.
Gemi'i bu ekilde tasvir ve tasavvur eden bir tarihi, insan hayatnn
nemini neyin tekil ettii sorusuna kendi n-kabulne baml olarak cevap
verir. Hatta, gemiin yalnzca seilmi -siyasi veya kltrel- bir blmne
kendisini btn vukfifiyetiyle hasrettiinde bile, insan tecrbesinin belli bir
merhalesinin nihai st-zirve ve alt-k noktas'n neyin tekil ettii sorusu
na, belli bir n-yargya bal olarak cevap vermeye devam eder. Mesela, in
sanln siyasi tarihini incelerken, Hegel, zamanndaki Prusya Devleti'ni, He
gel'den bir kuak sonra Macaulay, zamannn ngiliz anayasal / meruti siste
mini, bu tarihin nihai st-zirve noktas olarak gryordu. Fikirler ve eylemler
hakkndaki nihai yarg, bu tr rtk n-kabullere dayanr. Erdemi veya aptal-
1

GiRi / 5

l, ilerleme veya k (dekadans'), belli bir ama gzetmeksizin, belli bir


yarg/lama standardyla irtibatlandrmakszn deerlendiremezsiniz. Bu tr
standartlar ve amalar, derinlemesine kk sald zaman, insanlk tarihindeki
fikirlerin itici gcn olutururlar.
Ben -burada- fikirler tarihini incelerken, yalnzca "kuru bilgi"ye bal kal
ma fikrinin, zihnimizden atmamz gereken byk bir soyutlama olduu inan
cyla hareket edeceim. Bilgi, duygu ve ama, aksesuarlarn daima beraberin
de getirir. Ayrca, fikirlerin genellendirilmesinde trl derece/lendirme/ler ol
duunu her zaman hatrda tutmak zorundayz. Dolaysyla, genel bir fikir, bir
rkn zel artlar ve medeniyet merhalesi tarafndan belirlenen zel formlar
halinde tarihte vuku bulur. Byk genel durumlar, nadiren doru szl ifade
lere yansr. Bunlar, sz konusu edilen aa uygun zel formlar araclyla yan
stlr. Ayrca bunlara elik eden duygusal durumlar, ksmen, stn genelliin
rn olan bo bir em duygusundan; ksmen de, genelliklerin kendilerini
gsterdikleri zel formlarn zel ilgilerinden kaynaklanr. Baz insanlar bay
rak ve milli mar, bazlarn ise kendi lkelerinin temsil ettii bo bir medeni
yet duygusu formu, coturmaya, galeyana getirmeye yeterlidir. nsanlarn ka
hir ekseriyetinin bu iki duygu formunun kkenleri ayndr, i ie gemitir.
Gibbon'n tarihi, tarihin bu iki yzn de ierir, gzler nne serer. Bir
yandan, bize, bin yllk bir tarih boyunca Roma mparatorluu'nun D ve
k hikayesini anlatr. mparatorluun, gcnn zirvesindeykenki azame
tini, askeri rgtlenmesini, tara idaresini, rklar birbiri iinde eritmesini, iki
dinin ykseliini ve birbiriyle atmasn, Grek felsefesinin Hristiyan teolo
jisine nffiz ediini grrz. Gibbon bize, askerlerin, devlet adamlarnn, filo
zoflarn ve papazlarn azametlerini ve zaaflarn; pathos'u [ac'y], kahraman
l, insanln muazzam bir tablosunu sunar. Bize, insanln mutluluunu ve
korkun hayaletlerini gsterir.
Ama te yandan da, bu tarih, Gibbon'n kendisinin konutuu bir tarih
tir ayn zamanda. Gibbon, zamannn hakim ruhunun ete kemie brnm
bir rnei olarak ortaya kyordu. Byle bir yntem izlemekle, Gibbon'n ta
rihi, bize baka bir hikayeyi anlatm oluyor. Gibbon'n tarihi, 18. yzyln
zihniyetinin kayda geirilmi bir rneidir: Bu metin, ayn anda, bir yandan,
6 / S O S Y O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

Roma lmparatorluu'nun ayrntl bir tarihi; te yandan da, modern Avrupa


Rnesans'nn gm ann genel dncelerinin bir geit resmidir. Bu g
m a, tpk 1 7 asr ncesinin Roma'sndaki Barbarlar ve Hristiyanlar kar
tlnda olduu gibi, Buhar a ve Demokrasi a kartlnn etkisiyle
kendi ykmnn tohumlarn bnyesinde barndryordu. Bylelikle Gibbon,
bir yandan, Roma lmparatorluu'nun D ve k'n anlatrken; te
yandan da, iinde yaad an kltrnn, D ve k'n eiinde ol
duunu gster:iyor.
1.1.2. Dnce tarihinde, son zamanlardaki Buhar ve Demokrasi a ile
klasik uygarlktaki Barbarlar ve Hristiyanlar mukayesesinde de grld gibi
bii: dikotomi hkm srer: Buhar ve Barbarlar, her biri kendi alarnda kendi
alarnn uygarlklarn, devralnan dzen anlayndan uzaklatran "anlam- .
sz araclar"d. Bu anlamsz araclar, Grek yazarlarnn (Eflatun'un Timaeus'un
da ve dnemin btn dnrlerinde grld gibi) kimi zaman "icbar" ve
"iddet" olarak adlandrdklar eylerdir. Bu araclarn kendi aralarnda genel
bir koordinasyonla ortaya kt durumlar "icbar", mnferit ama grltl
patlamalar eklinde zuhur ettii durumlar ise "iddet" olarak adlandryorlar
d. te tarihin grevlerinden biri, her an kendine zg "icbar" ve "iddet"
olgularn gstermektir. Modern zamanlarda Demokrasi, Roma lmparatorlu
u'nda ise Hristiyanlk, vaatlerden kaynaklanan ve vaatlere kaynaklk eden
gelikin inanlarn rneklerini olutururlar. Onlarn gc, mevcut sosyal ku
rumlar koruyan ve ekillendiren, kendilerinden nceki inanlarla, alkanlk
larla pek de fazla uyumayan, geinemeyen bilinli olarak formle edilmi ide
aller olmalaryd. Szgelii, Hristiyan teologu lskenderiye'li Clement'i, eski
dneme ait geleneklerden, alkanlklardan uzak durmaya ardn gryo
ruz. Bu Hristiyan idealleri, alarn ekillendiren ikna aralaryd.
Bir adan dierine geiin izleri, Buhar ve Demokrasi, ya da -eer isterse
niz- Barbarlar ve Hristiyanlar mukayeselerinde gzlemlenebilir. Anlamsz
araclar ve formle edilen vaatler, insanl, eski'de kk salan bir adan bir
baka aa tarken ortaya konan i ve abada ibirlii yaparlar. Deiim d
nemi, bazen bir umut adr, bazen de umutsuzluk a. nsanolu ipleri elin
den kard zaman, kimi zaman kendisini Yeni bir Dnya'nn kefedilmesiy-
GiRi / 7

le "ipleri" yeniden eline geirir; ama kimi zaman da kayalara vuran byk dal
galarn, yryn durdurmasyla artk bsbtn kaybeder elindeki "ipleri".
Roma mparatorluu'nun k', uzun bir umutsuzluk dneminden sonra
gerekleti. Oysa Buhar ve Demokrasi, umut ana aittir.
Bu iki tr "gei alar" arasndaki kartlklar mbalaa etmek kolaydr.
Bu mbalaa i/lem/i, halen mevcut olan kaynaklara dayanr. Peki, kimin
duygularn ifade ediyor bunlar? Kald ki, Roma'nn en kt d dnemle
rinde bile, barbarlar, hayattan kam alabilecek kadar memnundular hayatla
rndan! Attila ve srlerine gre, Avrupa'y istilalar, o zaman Avrupa'da ha
kim olan monoton pastoral hayattan kurtulabilmenin keyif verici bir dne
miydi. Ancak biz, dondurucu bir k gecesinde, rnein Kuzey talyan ehir
lerinin "duvar"larnda yanklanan gzclerin arklarn ve feryatlarn tecr
be ettik bir zamanlar. Bu rnekten kalkarak, ayrm/clk yapmak kolay gele
bilir; barbarlk ve uygarlk, birbiriyle badamaz; biz, uygarlktan yanayz. Bu
dnemde Orta Asya'nn sosyal durumu hakknda imdi bir eyler bilebildii
miz ve Padua ya da Aqueileia'nn surlarnda nbet tutan nbeti asker tasvi
rinin Hun'lar hi de doru bir ekilde tasvir etmedii iin burada dikkat ek
tiim noktay kabullenmekten vazgeiyorum.
Baaryla gerekletirilen her gei anda, yok olmaya yz tutan, alkan
lk haline gelen artc aptalca uygulamalar ve duygulara da, yeermeye ba
layan yeni karmak alkanlklara da rastlamak mmkndr. Bu iki kart ol
gu arasnda, ya yokolmaya yz tutan bir tehlikeden ya da hem kn acla
rn, hem de taze bir hayatn tatlarn ayn anda ieren uzun sren karklk

dneminden sonra oluan bir anari hatt uzanr. Bu anlamsz araclar hakkn
daki tahminlerimizde, her ey, bizim eletirel duru noktamza ba/m/ldr.
Baka bir deyile, bizim dnce tarihimiz, tarih dncemizden trer; dolay
syla, bizim entelektel duruumuza dayanr.
nsanlk, tabii ki, bsbtn aptal deildir; bu balamda, dier hayvan rk
larndan ayrlr. Yine de, hayvanlar dnyasnn tarihinde, hatta insann atas
olan hayvanlar arasnda, ister nceden ifade edilmi bir ama formunda ol
sun, isterse daha sonralar, zamanla ulalan bir yaklam biiminde olsun,
ada entelektel ifadeden mahrum davran biimleri tarihine misal tekil
8 / S O S YO LOJiK D NCEN i N SER VENLERi

eden uygulamalarnda da geiler [gei dnemleri] sz konusudur. Szgelii,


ormanlarn gelimesiyle vcut bulan uzak bir dnemde, baz memeliler aa
lara trmanyorlar ve maymun oluyorlard; ama daha sonralar; uzun bir za
mandan, bir kesinti diliminden sonra, ormanlarn yokolmaya yz tutmasyla
birlikte, ayn rk [tr], aa'tan kt ve insan oldu.
Burada, yamurlarn ve aalarn veya kaba-saba barbarlarn ya da kmr,
buhar, elektrik ve petrol'n neden olduu, anlamsz ynyle bir tarih var kar
mzda. Ama yine de, tarihin bu anlamsz cephesi bile, bunun bsbtn an
lamsz olduunu kabullenmeyi reddeder: Szgelii, yamurlar ve aalar, tabi
atn byl dzeninin [ayrlmaz] paralardr: O yzden, Attila'nn Hunlar
nn da kendilerine zg bir entelektel durular vard; stelik de bu balam
da, pek ok bakmdan dejenere olmu Romallarnkine, artc bir ekilde
tercih edilebilir entelektel bak asyd bu. Kmr ve buhar a, gei d
nemine mesafe aldrtmak iin youn aba gsteren belli kiilerin entelektel
kabiliyetleri [ve marifetleri] nedeniyle her eye nffz etmi, kk salmt.
Ama sonunda, yamurlar, Hunlar ve buhar makineleri, Grek dncesinde de
ifadesini bulduu gibi, zorunlu ihtiyac temsil ediyordu; ve btn bu zellik
leriyle, entelektel olarak ifade edilebilen insan idrakinden yoksun bir insan
ve insanlk anlaynn zuhuruna yol amt. Paral entelektel melekeler
(agencies) maymunu insan, klasik uygarl Ortaa Avnpas'na dntr
mek, Sanayi Devrimi'yle birlikte Rnesans' amak iin kr bir ibirlii yap
mt. Bilmiyordu ki insanolu, ne yaptn.
1 . 1 .J. Bu kitabn zerinde younlat insanlk tarihi blmesi, medeniye
tin Yakn Dou'dan Bat Avrupa'ya nakliyle ilgileniyor. Burada zerinde yo
unlatmz mesele, etkili bir ekilde kullanmlar, medeniyeti oluturan dina
mik iki ya da ana dncenin hikayesiyle snrldr. Bu dncelerin izi, Ya
kn Dou'nun kadim dnyasndan gnmze gelinceye kadar yaanan srete
takip edilecektir. ster corafya, ister zaman, isterse asli zelliklerinin sahip ol
duu snrlardan sz edelim; bir medeniyetin snrlar, snrszdr. Bu belirsizlik,
daha ok zellikle Bat Avrupa'nn dou snrlarn ve Yakn Dou'nun snrla
rn karakterize eder. Ayrca bu snrlar, zamann gemesiyle birlikte zamanla
med-cezirli bir seyir takip eder. Yakn Dou, parlak dneminin son merhalesin-
GiRi / 9

de, Atlantik Okyanusu'na kadar uzanvermiti. Ama azametinin ilk merhalele


rinde, Grekler ann hemen ncesinde, Nil Vadisi'nden Maverannehir'e,
Hint Okyanusu'ndan Karadeniz'e ve Hazar Denizi'ne kadar geni bir alana ya
ylm; ayrca, Ege Havzas'na ve daha sonralar ise Bat Akdeniz'e derinleme
sine nfUz etmiti. Ama bu tartmada, Yakn Dou, modem Avrupa'nn kke
ni ve arkaplan ilevi grmesi asndan bir nem arzedecek bizim iin.
Elinizdeki aratrmann temel kaygs, kltr tarihinde mterek yeni bir
unsur tekil eden Bat uygarlndaki hususi aktrleri gstermektir. Tabii ki,
hi bir yenilik, bsbtn yeni deildir. Mnferit olarak mevcut olan ve birey
lerin iiyalar katna ykselen, ya da dier zihniyet biimlerini az ok etkile
yen ve byleyen bu faktrler, ge Avrupa uygarlnda yeni bir nem kazan
dlar. Burada btn mesele, vurgu deiiminin nasl gerekletiini anlamak;
ve bu vurgu deiikliinin, Bat Dnyas'nn sosyoloj isi zerindeki etkilerini
tehis etmektir. Buradan kalkarak, modem sosyolojik gelimelerin ayrntl
eletirisinin gerektirdii baz fikri varsaymlar karabilmemiz mmkn olabi
lir. Bylelikle, insanl!n Dnya'sn ilerletmekte sz konusu etkilerin ne tr
roller oynadn tespit edebilmemiz imkan dahiline girecektir.
Medeniyetin Dou'dan Bat'ya naklini konu edinen bu hikayede, Yahudi,
Helenik ve Helenistik dnemler, ayn lde, Avrupa zihniyetinin ilk evre
sindeki farkllama srecinde Yakn Dou'nun ileri karakollar olarak; ya da
mealeyi tututuran ve manevi bamszlklarn baaryla gerekletiren ilk
Avrupal gruplar olarak mtereken inceleme konusu yaplabilir. Bunlar ara
snda Yahudiler ve Yunanlar, genelde insanln, zelde mnferit insann sta
ts ile genel zihniyet egzersizinin disiplini ve ynne ilikin fikirleri Avru
pa'ya tantmlar; ve btn bunlar topyekn olarak, Avrupa rklar iinde ne
vnema bulan modem ilerleme merhalesini balatmlardr. Bu kitabn ilk
ksm, insan tr hakkndaki fikirlerden kaynaklanan ve bu fikirlere kaynak
lk eden sosyoloj ik ilevlerin en genel ynyle megul olacak; ikinci ksm ise,
kadim Yunan ve Yahudi dncesinin iin de olan modem ontolojik ilke
lerle itigal edecek. Bu iki tr genel kalk noktasnn biri ya da dierinin ge
litirdii dncelere gsterilecek basit bir ilgi bile, insanln bak'ndaki ye
niliin kesbedilebilecei ana kaynak olduunu gsterecektir.
KNC BLM
-- @,p\ __

NSAN RUHU

1 2. 1 . Herhangi bir insan toplumunda, her eylemin ayrntsna rengini


+ veren temel bir fikrin, bu grubun mnferit yelerinin statlerine ilikin
genel idrakin bir sonucu olduu gerei, zel bir nem verilmeksizin kabul
edilir. Bu toplumlar, medeniyete dnrken, bu toplumlarn yeleri birbirle
rini, ortak duygularn, tutkularn, rahat ve rahatszlklarn, idraklerin, umut
larn, korkularn ve amalarn cokusunu yaayan bireyler olarak tanrlar. Ay
rca karakterlerin ayrntl zelliklerini, "doru" ve "yanl"a, "gzel" ve "ir
kin"e, "iyi" ve "kt"ye ilikin yarglar ayrt etmeyi mmkn klan entelek
tel kuvvetler var bir de. Biz, bu tr tecrbe kmelerini bilinli bilinsiz, be
lirli belirsiz uygulayan bir hayat srdryoruz; ve bu varolu yollar'n baka
larna [aktaryor ve] atfediyoruz.
Ne ki, medeniyetin ilk merhalelerinde, bu tr tecrbeler ve inanlar, yal
nzca bir zaman meselesidir. Bunlar, kendilerini, dnce ykl aratrmalar
dan tecrit etmek iin keskin bir fikri reaksiyona neden olmazlar. Dolaysyla,
byle bir insan/lk idrakinden kaynaklanan bir alkanlk / deiiklik sz ko
nusu deildir. Bylelikle, bir toplumun eitli yeleri, birbirlerini, duruma g
re takdir de edebilirler, tahrip de; birbirlerine sayg da duyabilirler, emir de
verebilirler. Mterek bir rgtlenme de vardr, kendilerini yava yava izah
lara / aklamalara dntren inanlar da.
12 { S O SY O LOJ iK D N CEN i N S E R V E N L E R i

Burada, en az bin yldan oluan bir dnemi, medeniyetin modem zir


vesine ulat son evrelerini tartacaz. Dnrler henz grlmeye bala
mtr ufukta. Grev fikri domu, belli bir tarife kavumutur. Hepsinden de
nemlisi, ruh -yani zihin- kavram belirivermi ve belirginlemitir. Aama
aama douunun bu ilk merhalesinde, bu muazzam fikir, tabiatta vuku bulan
hayretamiz olaylar alglamakta ve anlamakta anahtar vazifesi gren bir ilev
grecek ekilde kullanlr olmutur. "Tabiat'n iki apaikar zellii", diye ya
zar Lytton Strachley, "gzellik ve kudreti'dir". Gzellik, insan idrakin/d/e,
kuvvet'ten daha ge domutur. Ayrca, dncenin ilk evrelerinde, Tabi
at'n gc, Tabiat'n "ruhu" (minds) olmutur; vahi, acmasz ama kontrol
edilebilir bir ruh. Medeniyetin btn merhalelerinde popler tanrlar, kabile
vi hayatn ilkel zorbalklarn temsil eder. Dinin geli/mes/i, bu tanrlarn la
netlenmesiyle balamtr. Putperestliin ana zellii, mevcut tanrlarla iktifa
etmektir.
nsan hayatnda asil bir isyankar kkrtan faktr, gzelliin, entelektel
yetkinliin ve grev duygusunun kymetini bilebilme kabiliyetleri zerine bi
na edilen eletiri duygusunun yava yava nem kazanmaya balamasdr. Bu
radaki ahlaki unsur, tecrbeyle ortaya kan dier faktrlerden trer. Zira, ak
si takdirde grev fikri, zerinde ve kendisiyle bir i/lem yaplmasn mmkn
klacak bir muhtevadan yoksundur, yoksun kalr. nk ahlak, asla bolukta
olumaz. Dolaysyla, tecrbe neticesinde vcuda gelen temel faktrler, birin
cisi, itiha ve tatmin'in yan sra, sevgi, sempati, gaddarlk gibi hayvani tutku
lar; ikincisi de, bilinli olarak haz alnan gzellik ve entelektel kavray gibi
daha insani tecrbelerdir. Burada, entelektel farkndalk ya da kavray, ge
liigzel olarak irtibatlandrdmz "gerek" kavramndan ok daha genitir.
plak kaba gerek'ten bamsz olan, dncenin incelikli ve byl bir ba
ka dnceyi idrak, fark ve tefrik edebilmesi gibi muazzam bir kabiliyeti var
dr insann. Biz bu ince kabiliyeti, "gzellik" olarak adlandrabiliriz. Ama his
sedilebilir gzellie uygun ekilde cokulu bir nitelie brndrlmeye ne ka
dar yatkn olduu tartmal olursa olsun, entelektel gzellik, metafor olarak
alrsak, yine de gzeldir, denilebilir. Ayn ey, ahlaki gzellik iin de geerli
dir. Bu tr karakterin de, mmkn olan en yksek idealin tatmininin
i N S A N RUHU/ 1 3

gerekletirilmesine ktlrlar. Bu anlamda, gzellik Kfnat'n Eros'unun ni


hai memnuniyetini sunan bir kavram olarak nitelendirilebilir.
Avrupa dncesi iin, medeniyetin en fazla rahatszlk duyduu bu ele
tirel honutsuzluun etkin ifadesi, Yahudi ve Yunan dncesi tarafndan su
nulmutur. Burada sz konusu edilen btn edebi zevkler ve sz konusu me
selelerin tarifleri balamnda bunun en iyi ifadesi, Eflatun'un diyaloglarnda
bulunabilir. Orada Eflatun'u, airlerin geleneksel tanrlarn eletirirken -ki
zaten Eflatun, airlerin hepsini sitesinden kovmutur- ve insan ruhunda gizli
olan kabiliyetleri tahlil ederken grrz. Eflatun'un dini, bir baknn ebedi
gzellik zerine odakland, Tanr'nn ne olabileceine ilikin gelitirdii ta
savvurda grlebilir; Eflatun'un sosyolojisi ise, tam tarifinin, tanrlarn doa
sna uygulanmasn gerektiren bir tabiat anlay dolaysyla, insann ne olabi
leceine ilikin gelitirdii tasavvurdan neet eder. Bu iki ey arasnda, Yahu
diler ve Yunanlar, bir honutsuzluk idraki program gelitirmilerdir. Ancak,
honutsuzluklarn deeri, kemal araylarn hibir zaman terk etmeyen umt
larnda gizlidir.
1 .2.2. Dnemleri deitirme kudretine sahip entelektel melekeler, bu
kitabn temel konusudur. Entelektel melekeleri incelediimizde, onlarn,
biri genel fikirlerden, dieri de olduka hususilemi kanaatlerden oluan ka
baca iki tr'e ayrldklarn grrz. Genel fikirler arasnda, eylerin tabiat
na, insan toplumunun mmknlerine, mnferit insanlarn davranlarna
rehberlik edecek nihai hedefe ilikin kavraylar ifade eden yksek klli'lik
fikirleri vardr. Yksek aktiviteleriyle mcehhez olan dnyann her bir an
da, bu alarn zirve noktasnda ve bu zirve noktaya ulaan melekelerde, r
tk olarak benimsenen, mevcut eylem biimleri zerinde kendine zg tarz
da etkiler ve izler brakan baz deruni kozmolojik tasavvurlar grlr. Bu ni
hai / mutlak kozmoloji, yalnzca ksmen ifade edilir; ve bu tr bir ifadenin ay
rntlar, ateli tartmalara yol aan bu kozmolojinin hakim olduu vasatta
tretilmi hususi meselelere nffiz eder. Bir an entelektel mcadeleleri,
ifade edilmeye apaikar ihtiya duyan ve fazlasyla genel olduu iin ifade
edilebilmesi biraz zor olan ilk prensipler zerinde genel bir anlamaya varl
masn ortadan kaldran bu ikinci tr genellilerin [klliliklerin / btnsel-
14 / S O S Y O LOJiK D N C E N i N S E R V E N L E R i

liklerin] biraz nce sz konusu ettiimiz son meseleleriyle ilgilenir. Her bir
dnemde, dnme biimlerinin genel bir formu vardr; ve bu fonn, tpk so
luduumuz hava gibi, ylesine effaf, ylesine her eye nffiz edici ve ylesi
ne zorunlu bir eydir ki, bunun farkna, ancak youn bir aba gsterdiimiz
zaman varabiliriz.
Kolayca ifade edilmeye msait bir rnek bulabilmemiz iin, bu mutlak
klliliin altna inmek zorundayz. rnein, siyaset teorisi alannda, klasik
Akdeniz medeniyetindeki alg biimlerindeki farkll gz nnde bulundu
run. Pericles'le Cleon, Aristo ile Byk skender, Marius ile Sula ve iero
ile Sezar arasndaki farkllklar dnn. Buna ramen, bunlarn hepsi de, b
tn siyaset teorisinin temelinde kk salan asli bir fikir konusunda hemfikirdi
ler. "Klasik" olarak nitelendirdiimiz Helenik ve Helenistik Roma uygarlkla
r tarihi boyunca, uygar bir insann uramasna yakmayan hizmetleri yeri
ne getirmekle ykml byk bir kle nfusunun var olmas gerektii evren
sel olarak kabul ediliyordu. Baka bir deyile, bu dnemde, uygar bir toplum,
tek bana kendi kendine yeter, kendi kendini besleyebilecek bir toplum de
ildi. Uygarlam kesimleri besleyebilmek, ayakta ve hayatta tutabilmek iin,
barbarlardan oluan byke bir snfn sosyal yapya dahil edilmesi gerekiyor
du. Kompleks bir ehir medeniyetinin, klelik kurumuna pratikte veya rtk
olarak ihtiya duyduu varsaym ylesine cihanmul olarak yaygnd ki, me
deni hayatn ilk merhalelerinin ekillenmesine izin veren artlarda ok iyi te
mellendirilmi bir gerekeye ve nedene dayandn varsayabiliriz. Mesela,
Msrllarn tulaya ihtiyalar vard; o yzden Yahudileri zaptetmiler ve esir
almlard. Babil kulesinin elik etmesiyle birlikte vuku bulan dillerin kar
mas meselesi, bugne kadar gelen destan formu itibariyle belki tarihsel ola
rak doru olamayabilir; ama bu, en azndan, ehirlerin inasnda mekanize in
san gc salayan kle nfuslar arasnda rklarn karmasn aklayabilen iyi
bir referans olarak grlebilir.
Antikitenin dnyasnda varolan temel siyasi kargaalarn ve sorunlarn
bugn de tam olarak ortadan kaldrlamadn gzlemliyoruz. Eflatun'un tar
tt her problem, bugn de canlln ve geerliliini koruyor. Ama yine
de, antikitede ve modern dnemde geerli olan siyasi teoriler arasnda gzle
iNSAN RUHU / 15

grlr bir farkllk var. Szgelii, antikitedeki toplumlarn hepsinin zerinde


ittifak ettikleri bir siyasi temel ve ncl konusunda biz onlardan ayrlyoruz:
Klelik, antikitenin siyasi teorisyenlerinin temel ncllerinden biriydi. z
grlk ise, bugnk siyaset teorisyenlerinin temel ncllerinden biri. O zama
nn dnrleri, klelik doktrinlerini, belli bal ahlaki duygularla ve sosyolo
jik uygulamayla badatrmakta bir hayli zorlanyorlard. Gnmzde ise biz,
sosyolojik speklasyonlarmz, zgrlk doktrinimizi, kafa kartrc, izah
edilmesi olduka zor; ve ancak, hi de honut olunmayan, ama bir zorunluluk
olarak kabul edilen baka somut gereklerle badatrmakta zorlanyoruz. Yi
ne de, bu tr gzlemler yapldnda bile, zgrlk ve Eitlik, modem siyasi
dncenin, sonradan yaplan kusurlu gzlemlerle birlikte bile olsa, vazgeil
mez bir ncln oluturuyor, Klelik de, ayn ekilde, amikitenin temel top
lumsal / yapsal temelini tekil ediyordu. Her iki dnemin dnrlerine gre
de, Tanr, byk bir kaynak / dayanak't: Dnya zerindeki pek ok ey,
O'nun Bak' olmakszn idrak edilemezdi. Antikite toplumu ile modern top
lum, bu konuda, birbirlerine tam kart ynlerde ve yerlerde duruyorlard.
1 .2.3. Kendi insani temellerinden ve zelliklerinden neet eden bu temel
insan haklar fikrinin geliimi, dnce tarihinde nemli bir atlm temsil
eder. Bu temel insan haklar fikrinin ekillenmesi ve etkin bir ekilde kk sal
mas, -uygarln daha sonraki evrelerinde o kadar olmasa bile- bir zafer ola
rak grlebilir. Bu hususi rnee ait olan tarih trn incelediimizde, genel
fikirlerin nasl doduunu ve kk saldn greceiz.
Byk klasik uygarlk, iki temel gerek asndan ayan- hayrettir: Birin
cisi, zellikle Roma mparatorluu zirve noktasndayken, klelik de zirve nok
tasna kmt. O zaman klelik, ihtiya duyulmas, miktar, rktcl ve
tehlikesi bakmndan tam zirve noktasna ulamt. Daha nceki daha basit
"toplum"larda klelik, bir avu talihli aznla ya da toplum iindeki bir avu
talihli kiiye tannan tesadfi bir nimet, bir hak olarak grlebiliyordu. An
cak, klasik uygarln bin yl boyunca, uygar olabilmek, kle-sahibi olmak ola
rak grld. Baz kle-sahipleri yumuak bal, bazlar zalimdi; ama ou da
muhtemelen mutedildi. Eflatun'un Symposium'undaki Agathon (evsahibi),
klelerine ve misafirlerine olabildiince nazik davranan biri olarak resmedilir.
1 6 / S O S YO LOJ i K D N CEN i N SERVENLERi

iero ile gen Pliny, birbirlerine yazdklar mektuplarda, beyefendi, birer s


tad tavr sergilerler. Ancak, genelde Roma'nn kapitalistleri, o devasa malika
neleriyle, antikitede uygarln inasnda kat yrekli olmann zorunlu olduu
inancn temsil eden kiilerdi. retkenlik, beraberinde zorbal da getiriyor
du. Bu tr ktlkler artmaya baladnda, bunlar ya yeni bir davran ilkesi
nin devreye girdirilmesiyle dzeltiliyor, ya da toplumu tahrip ediyordu. Klasik
uygarlklarda bu alternatifler istisnai deildi, zaman zaman uygulanyordu.
imdi, klasik dnemin ayan- hayret ikinci zelliine geliyoruz. Btn
sistemi etkili bir ekilde eletiren ahlaki ilkeler, ilk dnemde gelitirilmiti.
Atinallar, kle-sahibi kiilerdi; ancak Atinallarn, klelik kurumunu insani
letirdikleri gzleniyor. Eflatun, aile kkeni ve inanlar bakmndan aristok
ratt ve muhtemelen kleleri vard. Ancak, Eflatun'un Diyaloglar'n, insanl
aalayan fikirleri nedeniyle rahatsz olmadan okuyabilmek pek kolay de
il. Ayrca, Roma lmparatorluu'nun Stoa'l hukukular, byk lde, in
san tabiatnn tabii haklara sahip olduu ilkesinin itkisiyle bir hukuk reformu
yapmlard. Ama yine de, ne insancl kle-sahipleri, ne bilge Eflatun, ne de
zeki hukukular, klelie kar bir kampanya balatma ihtiyac hissetti. Kle
lii, zaman yle gerektiriyor diye dnyorlard. Zira klelik, toplumun ya
psnda kksalmt; oysa bu zorunluluk, btn klli ilkelerin alann [geerli
liini) snrlyordu. mtiyazlar sz konusuydu; pratikte kabul etmek zorunda
olduunuz srece sonu getirici imtiyazlard bunlar.
te burada, byk fikirlerin gelitirildii ilk merhaleyle karlayoruz. B
yk fikirler, kk ama yetenekli bir grubun zihninde speklatif nermeler
olarak domaya balar. Bu fikirler, sosyal hayatta zel ilevleri olan bir dizi li
derin elinde hayatta snrl tatbikat imkan bulurlar. Genel fikir'in ne kadar
ilham verici olduunu ve mreffeh bir toplumun huzurunu bozma konusunda
ne kadar az bir etkiye sahip bulduunu aklayan bir yn literatr retilir.
Yeni bir fikir araclyla bir gei sreci gerekletirilir. Ama genelde sosyal
sistem, yeni ilke'nin tam enfeksiyonuna kar alanm, diren noktalar ge
litirilmitir.
Ne var ki, genel / klli fikir, mevcut dzen iin daima bir tehlike tekil
eder. Genel fikrin toplumda eitli ekillerde tatbik edilmesi, bir reform prog
iN SAN R U H U / 1 7

ramnn yrrle konulmas anlamna gelir. Her hangi bir zaman diliminde
insanlk, mutsuzluunun belirginlemesi zerine, bylesi bir program frsat
bilerek uygular ve bu programn doktrinlerinin yla aydnlanan hzl bir
deiim dnemi balatr. te Roma'l yneticilerin zihninde, bylesi bir insan
tabiatnn onuru kavram yava yava ekillenmi; bu kavray, bir bakma da
ha iyi bir ynetimin tesis edilmesini salayarak Marcus Aurelius gibi kiilerin
tahayyl ettikleri ilerin zirvesine ykselmelerini hzlandrmtr. Bu, hakika
ten, deerli bir moral gt; ama toplum, bunun devrimci bir yntemle tat
bik edilmesine kar diren noktalar gelitirmiti. nsan ruhunun entelektel ve
ahlaki azameti ideali, tam 600 yl boyunca kadim Akdeniz dnyasn byle
mi; ve insanln ahlaki fikirlerini, bir ekilde, dntrmt: Dinlere yeni
den ekil vermi, ama medeniyetin yeerdii yerlerdeki temel zaaflarn gr
meyi baaramamt. Bu, yeni bir hayat dzeninin afann nn soluk kal
masna neden olmutu.
1 .2.4. Bu ykseli ve k dneminin tam ortasnda Hristiyanlk dodu.
tik ekliyle Hristiyanlk, takn bir coku ve tatbik edilmesi zor bir ahlaki ide
aller diniydi. Allah'tan ki, bu idealler, Hristiyanln douundan hemen son
raki dnemden itibaren oluturulan literatr araclyla bugne kadar muha
faza edilebilmitir. Bu idealler, Bat uygarlnn evrimindeki unsurlardan biri
olan rakipsiz bir reform programn ina etti. nsanln gelimesi, orijinal H
ristiyanlk ideallerinin mnferit mntesipleri tarafndan daha fazla tatbik edi
lebilmesini salayacak ekilde toplumu dntrme sreci olarak tanmlanabi
lir. Artk toplum teekkl etmitir; ve ncil'lerin iine yaylan ahlaki emirlere
lafzi olarak balanmak, toplumun ani lm anlamna gelecektir.
Hristiyanlk, Eflatuncu insan ruhu doktrinini hzla iselletirdi. Artk fel
sefe ile din, kendi retilerinde birbirlerine kar uyumluydular. Bununla bir
likte, tabiatyla, dinin retileri, felsefenin retilerine gre ok daha hususi
lemi retilerdi. Burada karmzda, dnce tarihine hakim olan bir ilke r
nei var. Burada, bunun arkaplannda, az sayda insan tarafndan kimi zaman
kendinden emin bir ekilde, kimi zaman tereddt edilerek btn boyutlaryla
gerekletirilen ya da muhtemelen ikna edici bir gle evrensel bir formda
hibir zaman ifade edilemeyen genel bir fikir mevcuttur. Bu tr bir ikna edi-
1 8 / S O S YO LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

ci ifade, bir dahi'nin, szgelii, Eflatun gibi bir kiinin ans eseri ortaya k
yla gerekleir. Ancak, bu genel fikir, ister aka ifade edilsin, isterse bilin
yzeyinin altnda sakl kalsn, kendisini art arda gelen zel ifadelerle tecessm
ettirir. Klliliinin harikuladeliini kaybetmesi iin gizlenir, ama zel bir a
n mahhas artlarna zel olarak adapte edilebilmesiyle gcn belli eder.
Bu, insanl byleyen ve huzursuz bir an vicdanna seslenmesi nedeniyle
eylemler zerinde zorunlu olarak hususi bir ekilde kendini gsteren rtk bir
itici gtr. Cazibesinin gc, hususilemi ani davran ilkesinin eylerin d
zeninin tabiatndan neet eden daha kapsaml bir hakikatin muazzamln
temsil etme gereinde gizlidir; ki bu, insanln, belki de kendisini talihli bir
ifadeyle takdim edemese de, hissedebilme kabiliyetine sahip olma hakikatidir.
Hristiyanln -ve tabii her deerli dinin- bykl, "deiken etik" an
laynda gizlidir. Hristiyanln kurucular ve ilk mntesipleri, dnyann so
nunun yaklatna eksiz phesiz inanyorlard. Sonu, toplumu koruma d
ncesini akllarna bile getirmeksizin ideal imkanlara sayg duyan mutlak
etik kurumlarn itenlikle ve tutkuyla koruma kaygsyla hareket etmeleriy
di. Ancak, bunun sonunda, toplumun kmesi kesindi ve kanlmazd. "Tat
biki imkansz" ifadesi, anlamn kaybetmi bir ifadeydi; ya da daha doru bir
ifadeyle, pratik iyi/lik duygusu, mutlak fikirler zerinde younlamay dayat
mt. Beklenen son gelmiti: Ara merhaleler gz ard edilmiti.
Bu yaklam, dinin ilk kurucularndan ok ilk mntesiplerinin [havarile
rin] zihniyetinin ekillenmesinde ok daha etkili olmutu. Bu, havarilerin, ilk
inanlar, tm saflyla nakletmelerini mmkn klmt. Ancak, dini duygu
ya olduka hassas olmasna ramen, biraz kyameti inanlarn da karmasy
la din, daha sakin bi: atmosferde domutu. Uygun bir iklime ve sade bir ha
yata sahip olan bu dnemin Galile'li [Hristiyanln doduu zamanlarda
Musevilerin Hristiyanlara verdikleri isim olarak Filistin'li] kyls, ne zen
gindi ne de fakir: Tarihi ve dini kaytlar J kaynaklar aratrma alkanl ge
litirmesi nedeniyle, bir kylden beklenemeyecek kadar ayan- hayret bir
entelektel kiilikti. Roma lmparatorluu'nun koruyucu yaps nedeniyle
ierden ya da dardan gelebilecek saldr ve rahatszlklara kar korunuyor
du. Bu karmak sistemin korunmas konusunda bir ykmlle sahip deil-
i N SAN R U H U / 1 9

di. Kendi toplumu, basit bir toplumdu; imparatorluun doduu, retkenlii


ni srdrebilmesi ve mevcut sistemin muhafazas iin gerekli olan artlardan
habersizdi. imparatorluun onlara gtrd hizmetlerden de haberdar deil
di. Yneticilerin deimesi, onlar iin mevsimlerin deimesi gibi bir eydi:
Bazlar iyi, bazlar da ktyd. Ancak, Judea'nn [Roma imparatorluu'nda
Filistin'in gney blgesi'nin] mevsimleri ve yneticileri, tpk her ey gibi, ha
yatn ve tabiatn akl sr ermez olaylar gibi deiiyordu.
Bu kyllerin,haytnn ak, akl sahibi varlklar arasnda fonnle edile
bilecek, -gaddar olmayan, ltufkar, nazik, iini bilen ve hukuki kararlarda
merhametin hakim olduu- ideal ilikiler kawamlannn ekillendirdii ideal bir
evre olutunnutu. Bu ideal dnyada merhamet, yetmi kere yedi kat kadar
bir alana yaylmt; oysa Herodlarn ve Roma imparatorluu'nun dnyasnda
yedi-kat merhamet, eriilemez olana erimiti. Ama Galile halk, lskoya'nn
dalk blgelerinden Mezopotamya'nn sulak topraklarna kadar geni bir
alandaki Roma lejyonlarnn disipliniyle, genel valilerin yaptklarnn impa
ratorluk tarafndan teftiiyle, pek ok ilem iin belli bir dzen empoze eden
hukuk sisteminin karmaklklarna ilgisizlerdi. Ltufkar, sade, talihli ama ca
hil bir hayat, insanla, ilerlemenin en kymetli enstrmann bahetmiti:
Eriilemez Hristiyan ahlak.
Sapmalara kar gvenilir bir kalkan rol oynayan bir standart belirlen
miti artk. Bu standart, toplumun arzalarn snamakta bir mikyas ilevi g
recekti. Galile'lilerin hayalleri, gerekletirilemeyen bir dnyann dleri ola
rak kald srece, huzursuz bir ruhun huzursuzluklarn yaymaktan baka bir
ie yaramayacakt.
1.2.5. Etik ideallerde, bir sosyal devletten dierine geileri etkileyen itici
bir g tarznda ilev gren bilinli olarak formle edilmi fikirlerin stn bir
rneini buluruz. Bu fikirler, ayn anda, hem at sinei gibi irkilticidir, hem de
birlikte yaadklar varlklarn kurbanlar arasnda iaret fenerleri gibi cezbedi
cidir. Bu fikirlerin bilinli kabiliyetleri, acmasz tabiat gleri, seller, barbarlar
ve mekanik aralarla kartlatrlmaldr. Byk gei dnemleri, dnyann iki
tarafndan da -hem fizik, hem de spiritel tabiatlardan- gelen glerin bir ara
ya gelmelerinin rndr. Salt fiziksel gler, sellerin patlak vennesine yol
20 / SOSYOLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

aar; ama bu sellerin oluturduu erozyonlar ve dier tahribat nleyebilmek


iin insan aklna ihtiya vardr. Byk dinlerde -rnein Hristiyanlk gibi
kksalan etik fikirler, her ne kadar, nihat byk anlat'ya dair yksek bir yakla
m temsil etseler de, yine de, Eflatuncu byk anlat'larn hususilemi rnek
leridir. Bu etik sezgiler, ksmen, pratiin eklini belirleyen metafizik doktrinle
rin dorudan tatbik edilmesidir. O halde, etik ilke, bal olduu stn byk
anlat'y tasvir eden ibret dersleri sunan mesellerdir. Btn dini kodlar, ayrca,
bu kodlarn ballarnn oluturduu medeniyetlerin hususiyetlerini ve merha
lelerini vcuda getirirler. Hibir din, takipilerinden, hatta trl eitli takip
ilerinden bamsz olarak deerlendirilemez. Dini fikirler, genel fikirlerin [b
yk anlatlarn] olduka hususilemi formlarn temsil ederler. Bu hususilikler,
kimi zaman, kendine zg gzelliklerin ve temayllerin somut tecessmleridir;
kimi zamansa, barbarca bir zalimlie srklenmenin bir sonucudur. Ne dindar
kiiler, ne de mnferit insanlar, bunlarn kutsallklarn barp ararak gs
terebilirler. Bununla birlikte, insanln hayatn ileri gtren ve btn bir har
maninin kaynana doru insan ruhunun gizemli eitli rneklerinden byk
bii g olan hukuki, siyasi, etik ve dini bu daha hususi btn fikirler toplam
n buluyoruz karmzda. Bu, su'un, yanl-anlamalarn ve inanlara lakayt
kalmann hikayesidir. Byk fikirler, yanbalarnda kt "yardmc"laryla ve
iren ittifaklarla birlikte gereklik kazanrlar. Ama yine de byklklerini ko
rurlar; aa doru bir ini yaarlarken rekabeti hzlandrrlar.
Ortaalarda kurumsal Hristiyanlk, byk sezgilerin geli/tiril/mesinde
itici bir g olarak temayz etmiti. Ne yazk ki, btn kurumlarn alkanlk
larnda grld gibi Hristiyanlk, kendisini mevcut ortama uydurmak zo
runda kald. Bir ilerleme / tekaml arac olmak yerine, mevcut durumlar mu
hafaza etme aracna dnt. Ksa sren ilerletici bir enerjiden sonra Refor
masyon Kiliseleri, yine ayn putlatrc ( idolatrous) rol benimsediler. Ge
nelde, kklemi dini kurumlar, toplumun muhafazakar gleri arasnda yer
lerini alacaklar; ksa bir sre sonra, Clement'in "toplumsal grenek" olarak
nitelendirdii eye byk destek vermi olacaklardr. Bununla birlikte, kendi
lerinin koruyucular olduklarn syledikleri nihai idealler, mevcut uygulama
larn canl eletiricileridir.
iNSAN RUHU / 2 1

Buna mukabil, insan ruhunun varolusal bykl fikrinin bir sonraki


canlan, 18. yzyln kukucu hmaniteryenizmiyle birlikte ortaya kar.
Bylelikle, Akl a'na ve nsan Haklar'na ularz. Bu byk Fransz dn
ce a, speklasyonda [felsefede], bilimde ve sosyolojik ncllerdeki varsa
ymlar silbatan yeniden tanmlar. Bu varsaymlar, 1 7 . yzyln ngiliz dn
cesinden, yani Francis Bacon, lsaac Newton ve John Locke'tan neet etmi
tir. Ayrca, ayn dnemin ngiliz devrimlerinden de ilham almtr. Ancak,
ngilizlerin tarz, daima, bir dar grllk damarn korumutur. Bunlar,
Franszlar geniletmiler, akla kavuturmular ve evrenselletirmiler; by
lelikle, Edmund Burke gibi bir siyaset dnrnn, bunlar yalnzca bir rkn
uygulamasyla ve hatta yalnzca bir adada uygulanmaya konulmasyla kavra
yabildikleri bu fikirleri Franszlar, kre leine yaymlardr.
Bununla birlikte John Locke'un dncesi, ngiltere'de de etkisini srdr
mtr. John Locke'un dncesinin etkisi, ngiliz Genel Hukuku'nda kk sa
lan zgrlk doktrinlerinden tr duyulan genel gururun etkisiyle daha bir
pekimitir. Bu nedenledir ki, o gnlerin Muhafazakar Parlamentolarnda Li
beral bir kanat daima varolmutur. Bylelikle, ngiliz hkmeti, kleliin kal
drlmasndaki iki belirleyici adm atan ilk hkmet olmutur: ki parlamen
to da, yeni politikalar belirlemitir. Bu parlamentolardan biri, aristokrat arazi
sahiplerinden; dieri de evanjelik bankaclar ve tccarlardan oluan parla
mentolard. Atlan ilk adm, 1808 ylnda ngiliz kle ticaretinin ilga edilme
si; ikinci admsa, 1833 ylnda, ngiliz dominyonlarndan klelerin satn aln
mas ve zgrletirilmesiydi. Bu son operasyon, zaten byk bir finansal krizin
yaand bir zaman diliminde, ngiltere'ye 20 milyon sterlin'e malolmutu.
Yine de sorun, ngiliz halk iin nispeten basit bir sorundu. Bununla bir
likte bu giriim, ilk baarsna Roma'nn emperyal sisteminin reformlarda
ulaan felsefe, hukuk ve din'in ittifaklarnn ortak bir dalga oluturduklar
nihai zaferin n iaretini vermiti. Burada, donuk, karanlk bir bilincin ar
kaplannda yatan byk bir fikir, art arda yaanan dalgalanmalarda insan ha
yatnn kylarn vuran okyanus frtnas gibi bir eydir. Bu tr dalgalarn art
arda yaanmas, kendi alkanlklarnn yava yava altn oyan ilere dn
en dler gibidir. Ancak, yedinci dalga, bir devrimdir. "Ve toplumlar altst
22 / S O S YOLOJ i K DNCEN i N SERVENLERi

olur" . 1 8. yzyln son eyreinde, ilk belirtileri Amerika ve Fransa'da gr


len Demokrasi, domutu/r artk. Ve sonunda, klelii kaldran ey, Demok
rasi'ydi. Modem dnyada Demokrasi, antik dnyadakinden ok daha derin
bir anlama ve neme sahiptir. Nihayet 19. yzylda, kkl klelik sorunuyla
aka yzleildi. Avrupa'da klelik, halihazrda, kmekte olan bir kurum
du: Klelikten serflie, serflikten feodalizme, feodalizmden aristokrasiye,
aristokrasiden hukuki eitlie, hukuki eitlikten kabiliyetlerin kullanmna
bsbtn ak olan kariyerlere geilmiti. Ancak sorun, Avrupal ve Arap
rklarnn, Afrikal kabileler zerindeki etkileri nedeniyle yeni ve tehlikeli
bir biim alyordu.
Dolaysyla, modem Demokratlar, 19. yzylda, Klelik sorunuyla aka
ve cesaretle yzlemeye zorladlar kendilerini. Fikirlerin yava yava gelime
si, .buraya kadarki blmde bylelikle resmedilmi oldu. Eflatun'un Akade
mi'sinin kurulmasnn, Stoac hukukularn reformlarnn ve ncillerin top
lanmasnn zerinden tam iki bin yl gemiti. Klasik antikite uygarlndan
miras kalan byk reform program, baka bir zaferi gerekletiriyordu.
1 .2.6. Bu kurucu genel fikirlerin pratie aktarlmasnn olduka yava ger
eklemi olmas, insan karakterinin kifayetsizliinden kaynaklanmyor/du el
bette ki. zlmesi gereken bir problem vard; ve problemin karmakl, id
det dkn kiiler / yneticiler tarafndan srekli olarak gz ard edilmitir.
Buradaki zorluk urada: Aka ktlk olduu beyan edilen bir olguyu, ken
disine baml olan sosyal dokuyu (organization) ve medeniyeti tahrip etmek
sizin ortadan kaldrabilecek uygun bir yeniden toplumsal rgtlenme idraki
gelitirebilmek imkanszd/r. Ortak mazeret, baka tr ktlkleri kabullen
meksizin bir ktl ortadan kaldrmann bilinen bir yolunun olmad ba
h_anesidir.
'
Bu tr argmanlar, genellikle rtktr; aka telaffuz edilmezler. En bil
ge kiiler bile, denenmemi toplumsal iliki biimlerinin mmkn olabilece
ini idrak edemezler. nsan tabiat, ylesine karmaktr ki, toplum iin kat
zerinde yaplan ve kalan planlarn, devlet adamlar iin, yrtlm bir ferman
kadar kymeti harbiyesi yoktur. Baarl bir ilerleme, her bir adm skca sna
yarak adm adm mesafe alr. Eer klelik konusundaki fikirlerine kar kl-
i N S A N R U H U / 23

m olsayd, iero'nun ileri srd savunmay / mazereti tahayyl etmek


pek zor olmazd. "Roma mparatorluu idaresi, insanln tek umudu" diye
cekti, iero muhtemelen: Roma'y yktnzda ne kalacakt geriye? Roma
Senatosu'nun salamln, lejyonlarnn disiplinini, hukukularnn erdemi
ni, ynetimi ktye kullanma teebbslerine kar alnan nlemleri, Yunan
biliminin ve dncesinin takdire ayan bir ekilde korunmasn nerede bula
bilecektiniz? Ama bunlar sylemeyecekti iero, gerekte. iero'nun deha
s, kehanet derecesinde yksekti; ve Ebedi ehir'in misyonu zerinde kafa yo
rarak gelecei grecek ve kanlmaz mukadderat, Virgil'in dizeleriyle zetle
yecekti.
Gerekte, iero'dan be asr sonraki Pagan ve Hristiyan hukukularn,
piskoposlarn, ev papazlarnn, bu klelik meselesi konusunda nasl bir duru
sergilediklerini kesinkes biliyoruz. Bu kiiler arasnda, iero'nun pratik bilge
liinden daha bilge olan ve ahlaki duyarllk konusunda ona denk baz devlet
adamlar vard. Bu devlet adamlar, "efendi"lerin glerini snrlayan ince hu
kuki nlemler ve kararlar neticesinde klelerin baz temel haklarn koruma
altna aldlar. Ama klelik kurumunu kaldrmadlar, muhafaza ettiler. Helenik
ve Roma uygarl, Eflatun'un lmnden yedi asr sonrasna kadar varln
srdrmeyi baard. Kleler, ilerlemeyi (uygarln gelimesini] mmkn klan
ar bedeli deyen ehitlerdi. Ban bileyen bir lskit klesini resmeden n
l bir heykel vardr: Beli bklm, ama gzleri yukarlara bakan bir heykel.
alar boyunca yaayan bu figr, bize, zorlu gemiimizi, milyonlarca insann
ektii ilelere borlu olduumuzu ilan ve ifade eden bir mesajdr aslnda.
"iero veya Augustus'un zamannda klelik kaldrlm olsayd, patlak
verecek bir kargaa dolaysyla Roma gerekten yklr myd?", diye sorabili
riz kendi kendimize. Btn bir klasik uygarln tarihi boyunca, o zaman ha
kim olan sosyal dzenin temelleri, -devletler arasndaki durmak bilmeyen sa
valar, civardaki barbarlar, siyasi karkllar ve klelik sisteminin ktlkleri
gibi- kar karya kald ar zorluklara pek fazla katlanamazd. iero'nun
douundan Augustus'un tartmasz bir ekilde tahta kna kadar geen
ada, kendisine tayin ettii grevi tamamlayamadan btn sistem handiyse
kmt. Hatta daha nceleri, kle sonulanacak bir alkant yaamt;
24 / S O S Y O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R !

ama asl k, birka yzyl sonra gerekleti. nsanln bildii yegane sos
yal sistemin birdenbire k iin ortaya konacak herhangi bir gl aba
nn yol aabilecei etkiyi tahmin edebilmek hi de zor deil. Gklerin k
mesi bile bundan daha iyidir; ama tabii ki, bir gn kn kanlmaz bir ger
ek olduunu gzard etmek bouna bir ab_adr.
Farzedin ki, 1 9. yzyln ortasnda, Amerikan Sava'ndaki Konfedere
Devletleri'ni sarsan ok, ayn lde Kuzey Amerika'nn ve Avrupa'nn bt
nn de sarsm olsayd, ilerlemeci uygarln yegane umudu, yok olur gider
di. Yeniden canlanma ve dirili konusunda speklasyonlar yapabiliriz; ama bu
konuda hibir ey bilmiyoruz. Antik dnyadaki tehlikeler, gzle grlr ekil
de ok daha bykt.
1 .2.7. nceki blmn argman genel olarak yle zetlenebilir: Refor
mu nihayet uygulamaya koymak, reformcu kuan, ahlaki bakmdan ok da
ha erdemli ve stn olduklarn ispatlamaz. Ama bu, bu kuan, reform yap
c bir enerj iye sahip olduklar gereini kesinkes ortaya koyar. Ancak, artlar
bir hayli deimi olabilir; dolaysyla, imdi mmkn olan, o zaman mmkn
olmayabilirdi. Byk fikir, kendisini uygulamaya koyacak yeteri kadar iyi in
san yalnzca beklemeye koyulmak olarak alglanamaz. Dnce tarihine o
cuka bir baktr bu. Arkaplandaki ideal, hayata geirilmesini desteklemeye
msait gerekli toplumsal "geleneklerin" (greneklerin) tedrici olarak gelime
sini salamaya alr.
Sosyoloj ik teorinin bu ekilde ters yz olmasna, klelik varsaymndan z
grlk varsaymna kadar pek ok faktr katkda bulunmutur. Ama burada
asl ana faktr, Voltaire ile Rousseau'nun ana savunucular arasnda yer aldk
lar, Fransz Devrimi'nin ise nihai noktasn oluturduu, biraz nce de zikret
tiimiz, 18. yzyldaki kukucu, hmaniter hareket olmutur.
Dolaysyla, bir anlamda ve zellikle de btn kre-leinde yaylan bir
hareket olarak incelediimizde, din'in, bu kukucu, hmaniter hareketin ar
kaplann oluturduunu gryoruz: nsanl harekete geiren bu itici gcn
bir blm, yani dini r-otivasyon, bu hareketin arkaplann oluturan ana
araclardan biriydi. Btn bir Anglo-Sakson (ngiliz ve Amerikan) dnyasn
da, Wesley'ci Protestan canlanma, btn etkisi ve gcyle aktifti. Bu epizo-
i N S A N R U H U / 25

dun sosyolojik nemine tam olarak dikkat eken kii, byk Fransz tarihisi
Elie Halevy olmutu. Protestan Metodist Kilisesi'nin din adamlar, insanlarn
ruhunu te dnyada kurtarmay hedefliyorlard; ama tesadfi olarak, insanla
rn bu dnyada hislerini harekete geirecek yeni bir yn/elim vermilerdi in
sanlara. Bu hareket, yeni fikirlerden mnhasran yoksundu ve canl hissiyat
bakmndansa olduka zengindi. Dolaysyla, teolojik gelenekle modern ente
lektel dnya arasnda gittike genileyen blnmeyi gsteren ilk kararl at
lmd, bir mihenk tayd. llk Grek teologlarndan Jerome ve Augustine'e,
Augustine'den Aquinas'a, Aquinas'tan Luther'e, Calvin'e ve Suarez'e, Su
arez'den Leibnitz ve Locke'a kadar her byk dini hareket, asil bir akliletiri
ci ( rasyonalistik) merulatrmay beraberinde getirmekteydi. Teologlarla
hemfikir olmayabilirsiniz, -ki hepsiyle de hemfikir olmanz gerekten imkan
szdr- ama rasyonel tartmalara girimekte gnlsz olduklarndan ikayet
edemezsiniz. nk Orta alar, youn olarak tartmt. Luther, 95 Tez'ini
sonuna kadar savunmutu. Calvin, kurumunu kurmutu. Trene Konsl biraz
az, biraz ok ama 80 yl tartmt. Cokulu Hooker tartmt. Dort Syno
du'nda [Dort Kilise Meclisi Toplants'nda] Arminus yanllar ile Kalvenciler
kyasya tartmt.
Byk Metodist hareket, layk olduundan daha fazla vgy hak ediyor.
Ama Metodist hareket, anlama biimlerini aklayacak hibir entelektel in
aya ynelmemi olabilir. Bylelikle, belki de daha iyi bir yolu tercih etmi
olabilir. ngrleri makul olabilir. Her ne olursa olsun, Bat rklarnn inac
akla yneltmekte tereddt gstermeye baladklar bir zaman diliminde Me
todist hareket, dnce tarihinde ayan- dikkat bir hareketti. Son zamanlar
da, bilim adamlar ve eletirel filozoflar, Metodistlerin izinden gitmeye bala
dlar. lngiltere'de aristokrasi anda Metodistler, iilerin ve iilerle ilgile
nen kk esnafn dorudan sezgilerine, Amerika'da ise ileke ve soyutlan
m nc gruplara sesleniyorlard. Ayrca, pek ok zelliin suyzne kma
sna izin vermekle, stn bir baarya daha imza atmlard: nsanlarn karde
lii ve insanlarn ehemmiyetini canl bir gereklie dntren bir idrak bi
imi gelitirmilerdi. llerici rklar arasnda, bundan byle klelii imkanszla
tracak nihai etkili gc retmilerdi.
26 / S OS Y OLOJ i K D N C EN i N SER VEN L E R i

Dnce tarihinde karlalan en byk tehlike, ar basitletirmelerdir.


Metodistlerin, klelik kart hareketi baarya gtren yaygn halk hissiyat
nn son dalgasn rettikleri dorudur. Ne ki, Metodist hareket, doru zaman
da, tam zamannda ortaya kt iin baarl olmutur. Bu blmde dini duy
gular tartyoruz. 1 6., 1 7. ve 18. yzyllarda Roma Kilisesi, -Quaker'larn ifa
desini kullanmak gerekirse- Protestan Kiliselerinin smrsn fersah fersah
geen Avrupa smrgeciliinin altnda inin inim inleyen rklara "ilgi" gster
miti. Papazlar, sorunu, insan haklar asndan ele almamlard. Ama belki
dnyann geri kalan ksm iin konumasak bile, yalnzca Amerika'da Katolik
Kilisesi'nin misyonerlerinin kahramanlklar, kuzeyden gneye kadar ki "buz
tarlalar"nda kendilerini feda etmeye yol aacak geni bir alana yaylmt. n
sanlarn insanlara kar ykmllklerine sayg duyan Avrupa vicdannn
hassasiyetinin canl kalmasnda, Katolik misyonerlerin ortaya koyduklar r
nek davrantan kuku duymak imkanszdr.
Kleliin ilgasn salayacak ilk modern formlasyonu, ne Katolikler, ne
de Metodistler gelitirdiler. Bu yce onur, Quaker'lara ve zellikle de nsan
zgrl Havarisi John Woolman'a aittir. Ayrca Amerikan l Sava, ay
dnla doru yaplan bu zorlu uygarlk yolculuunun iklimini oluturan ola
anst bir epizottu.
Bylelikle, uygarln, kabul edilmesi zor kle-temeli'nin yklmasnda ni
hai merhaleyi oluturan dnce akmlarnn evriminde, kukucu hmaniter
lerin, Katoliklerin, Metodistlerin ve Quaker'larn dnceleri ve kahraman
lklar mterek bir rol oynamtr. Ama bu hareketin entelektel kkeni, in
san ruhunun ilevleri ve ak dnyasndaki stats konusunda filozof Grekle
rin yaptklar speklasyonlara, iki bin yldan daha nceki zaman dilimlerine
kadar gider.
1.2.8. Kitabn bu ilk ksmnda, Greklerin metafizik speklasyonlarnn sos
yolojik insan zgrl kavramna nakledilmesi hikayesinin, ancak yars anla
tlabilmitir. Sonraki ksmda, Demokrasi ve zgrlk'e zemin hazrlayan bu
topyekn harekete, 19. yzylda yneltilen baz eletirileri daha ayrntl olarak
inceleyeceim. Ancak, buraya kadar grld gibi, bu hikaye, nihai kurucu il
keleri dil ile ifade etmenin ne denli zor olduunu resmediyor. Canl bir orga
i N S A N R U H U / 27

nizmann stn bir rnei olarak insann nemi, tabii ki, tartma ddr. Ama
burada sz konusu olan genel fikirleri ifade etmeye ve bunlarn davranlar ze
rindeki etkilerini gstermeye altmz zaman, attmz her admda tartma
byyor. Eflatun'un metafizik ruh kavramnn deruni tarihi, din ve sosyal teori
zerindeki etkileriyle birlikte bu grevi kesinkes yerine getiriyor.
nsan hayat, mevcut dili iin ok genel olan fikirleri yava yava kavra
yarak mesafe kateder. Bu fikirler, tek bana, birbirinden soyutlanarak kavra
namaz. au fikirler, birbirini izah eden ! aklayan fikirler sistemini kavrayabil
mek iin, eylerin genel tabiatn anlayabilmekle orantl olarak insanln
mesafe katettii gereinin kabul edilmesini gerektirir. Ancak, kavrayn b
tncllnn gelimesi, btn tedrici deiimler arasnda en yava olandr.
Bu gelimenin zihniyette yer etmesini salama grevi felsefeye aittir. Bu ko
nuda bir baar elde edilecekse, bu, byk fikirlerin hususiletirilmi bir ekil
de tatbik edilebilmesinin, vahi hayallerle kaba bir ekilde uygulanmasndan
tmyle kurtulunmasyla mmkn olaca anlamna gelir. Kartacallar, tica
retle itigal eden byk bir medeni milletti. Irki olarak insanln byk iler
lemi milletlerinden birine aitti. Suriye kylarndan btn bir Akdeniz hatt
na, Avrupa'nn Atlantik kysndan ngiltere'de Cornwall'deki maden yatak
larna kadar geni bir alan kapsayan bir corafyada ticaret yapmlard. span
ya, Sicilya ve Kuzey Afrika'ya hkmetmilerdi; ama yine de, Eflatun felsefe
yaparken, bu byk halk, Kfnat'n stn srlarn ve gcn kesbedebilmek
iin dini bir ile eylemi olarak ocuklarn, tanrlar Moloch'a kurban ediyor
lard. Anlamann btncllk kazanmas, bu tr bir vahiliin, gnmz uy
garl asndan kabul edilemez olduunu gsterir.
nsann Kurban Edilmesi ve nsann Kleletirilmesi, tevars eden insiya
ki davranlarn zorbalklar araclyla kendilerini ifade eden byk dini ku
rumlarn ve medeni kayglarn rnekleridir. Primitif kkenliler de dahil, do
rudan dini sezgiler / tecrbeler, gerekte mevcut topluma nf1z eden daha d
k uygulamalar ve sezgilerle ayn eylermi gibi bir izlenim oluturma tehli
kesiyle kar karyalar. Din, felsefeye itici bir g verir. Ama buna mukabil
Speklatif felsefe, bizi somut davran biimlerinden / gereklerden uzaklat
ran mutlak anlamlar neren tecrbelere kar yksek sezgi yetilerimizi korur.
28 / SOSYOLOJ i K D N C E N i N S ERVEN L E R i

Dnce tarihi, bir yanllklar tarihidir. Ne var ki, btn bu yanllklar


araclyla da olsa, dnce tarihi, ayn zamanda, insan davrannn tedrici
olarak "olgunlatrlmas" (purification) tarihine dnme imkanna kavuur.
Arzulanan dzenin gelitirilmesinde bir mesafe katedildii zaman, insan dav
rannn, fikirlerin uuk boyutlar kazanacak kadar kontrolden kp vahi ey
lemlere dnmesi tehlikesinden korunduunu gryoruz. Eflatun'un syle
dikleri, ancak bu ekilde tam olarak kavranabilir ve merulatrlabilir. Dn
yann, yani medeni bir dzenin inas, ikna gc'nn kaba g kullanmna
kar kazand zaferin bir sonucudur.
NC BLM
----

HMANTER DEAL

1 3 . 1 . nceki ksmda, klelie dayal bir toplum anlayndan, bireysel


zgrle dayal bir toplum anlayna gei srecinde felsefe, hukuk ve
din'in mterek etkilerini ve katklarn gzden geirdik. Bu dnme, fel
sefe, btnsellie ulamas'yla; hukuk, kurucu kabiliyetiyle; din ise moral /
ahlaki enerj isiyle katkda bulunmutu/r. Gerek bizatihi kendileri tarafndan,
gerekse Eflatuncu felsefenin katksyla gerekletirilen dzeltmelerin yan s
ra, Bat Asya'dan doan dinler, o blgenin kadim medeniyetlerinin zihniyet
lerinin izlerini tamaktayd. Kainat [dnyay], despotlar ve klelerden iba
ret bir yer olarak gryorlard. Bu dinlerden hi biri, byle bir dnya algsn
da gizli olan rktc unsurlar btnyle ortadan kaldrabilmeyi baarama
mt. Ama balangtaki Hristiyan kurumlarnn Eflatuncu elsefenin dokt
rinleriyle talihli bir ekilde bulumas, Bat lrklar'nn, entelektel olarak ifa
de edilen ve duygusal / sezgisel dini enerjiyle yakn ilikiye geen nefis bir
sosyolojik ideal gelitirmelerini mmkn klmt. Ne yazk ki, Hristiyan te
olojisindeki bu ideal ve Hristiyan dini tecrbesindeki sezgisel atlmn yan
banda, tarih boyunca, ilahi bir Despot ve kleci! bir Kainat idraki, kendi
lerine zg ahlak anlaylaryla beraber kk salmt.
30 { S OSYO LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

nceki ksm'n konusu, toplumun dnmnde bu sosyoloj ik ideallerin


stlendii / araclk ettii rold. Bu idealler, bu tr entelektel konseptlerin
nasl itici g zellii kazandn da aklayan bu dnmn entelektel y
nn oluturuyordu. Bu ksmda, nce, yan ( accesory) nedenlere ksaca bir
gz atacaz; ardndan da, hmaniter idealin, 19. yzylda douundan itiba
ren g kazanan eletirisini yapmaya geeceiz. Son olarak da, bu eletiriye
zetle verilebilecek cevabn ne olabileceine deineceiz.
Teknolojinin gelimesi, klelie duyulan ihtiyac zayflatan yan nedenler
arasndaki en byk nedendir. Ancak bu "arac", 1 7 . yzyla kadar pek etkisi
ni gsterememitir. Kadim medeniyetlerin teknolojileri, o zamana kadar,
kendi zirve noktalarna ulat anlarda, muhtemelen, modernlerin teknolo
j ik ilerlemelerinden ok daha hzl mesafe katetmiti. 1 7. yzyldan itibaren
teknolojik ilerleme, klelie bavurmadan, retken igcnn karmak ta
leplerini yerine getirmekte fazlasyla tatmin edici bir ilerlemeydi. Elbette ki,
iyi idare edilen feodal sistemdeki sabitlenmi sosyal dzen, btn yapsndaki
tarm iilerine tatbikat da dahil olmak zere klelikle kartrlmamaldr.
Her iki dzenin de, kendilerine zg haklar ve grevleri vard; ve ge feoda
lizmin daha mutlu J tatmin edici rneklerinde kyller, feodal eflerini mah
kemeye ikayet etme haklarna sahiptiler. Bu sistem, pratikte (dejenere ola
rak) klecilie dnmeye ok msaitti ve oklukla da yle olmutu zaten.
Gerekten de lngiltere'de, erken Narman dneminde, hayatlar, efendileri
nin geliigzel davranlarna emanet edilen grece kk bir kle snf var
d.1 Ancak, kle ticareti, o zamanlarn vicdann oke etmiti. Fatih William,
kle-ticaretine kar yasa karmt; piskoposlarsa bu yasay tanmadklarn
aklam ve knamlard. O zamanlarda, topraa ba/m/l olmann, bir kst
lanma olduu kadar bir korunma ilevi grd de hatrlanmaldr. Bu, rgt
l bir toplumda, tannm bir konumun temeliydi; ve sosyal sistem, olabildii
lde rgtlyd ve iddet karmaasna dmekten uzakt.
Modern anlamda byk business'in evrimi, feodalizmle klelik arasnda
yaplacak kyaslamadan ziyade, feodalizmle kurulacak daha yakn bir kyasla-

!. Kr., Mary Bateson'n Medieval Englard balkl kitab; s. 100, 101, Londra: T. Fisher Unwin,
1903; ve New York: G. P. Putnam's Sons, 1 903.
H M AN ITER i DE A L / 3 1

mayla aklanabilir. Aslnda modem sosyal sistem, kanlmaz tm eitlilik


leriyle, i-ie gemi btn hobileriyle bylesi rgtlenmeleri gerektirir. Bu
radaki tek sorun, bireylerin, tabakalar arasnda dolaabilme, girip-kabilme
ve her bir tabaka arasndaki eitli ilikileri tatmin edici hukuki kavramsal
latrmalara kavuturabilme zgrldr. Kimseyi ilgilendirmeyen, sadece
kendisine ait zel mlkiyete sahip, kendi-kendine yeter bamsz insan idra
ki, modem uygarlk iin herhangi bir geerlilii olmayan bir idraktir. Ne ya
zk ki, Suriye llerinde uygulanabilir kadim medeniyetlerdeki ahlaki kodlar
da tecessm eden ve Ortaa feodalizminin knden hemen sonra belir
ginleen ticari [kapitalist] dnemdeki Batl siyaset teorisine nffz eden bu in
san idraki yeniden zuhur etmitir. Ama bu, kle toplumuna pratik bir alter
natif deildir. Sosyal hayat sorunu, fiillerin koordine edilmesi sorunudur; ki
buna, bu koordinasyonun snrlar meselesi de dahildir.
Katolik Kilisesi tarafndan yeertilen medeniyetin birlii duygusu, Avrupa
leinde insanln genel benzerlikleri ve Ortaalardaki hayatn basitlii,
ortaadaki savalarn, neden kle-avcl yapan savalara dnmesini en
gellediini gsteren muhtemel ana nedenlerdir. Saksonlarn, Roma'daki k
le-pazar'nda kle alp sattklarn biliyoruz. Ama bu, Kral Byk Gregory'nin
tahtta olduu zamanlarda sz konusuydu; ve Saksonlar, Hristiyan deildi.
Gerekten de, Avrupa rklarnn, Hristiyan olmayan yabanc rklarla temasa
getiklerinde, klelik konusunda vicdan azab ekmedikleri anlalyor. Arap
kleleri, yerli Amerikan kabilelerin kleletirilmeleri ve her eyden te ve
nce, zenci kleler hakknda ok ey okuduk. Ama teknolojinin gelimesi ve
beraberinde de uygarln ilerlemesiyle birlikte Avrupa rklar, scak iklimler
den kle getirmekten vazgetiler. Ve son olarak, insanlarn kardeliini (kins
hip) beyan eden dini inanla birlikte 18. yzyln hmaniter hareketi, byk
medeni hkmetlerde, dnyada klelii kaldracak oturmu bir politika geli
tirdiler.
1.3.2. Bu baar, tam zamannda elde edilmiti. Zira 19. yzyl ncesinde
ve srasnda, ortak hedefleri, hmaniter idealle taban tabana zt olan eitli
dnce akmlar ortaya kmt: O zamanlar, "insanlk kardelii" anlay
galip geldiinde entelektel dnya, snrsz rekabete dayal ekonomi-politii,
32 / SOSYOLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

nfus kitlelerinin hacet-i asliye [zorunlu ihtiyalar] snrlarnda kalmasn n


gren Malthus'un "demir yasa"sn; demir [kat] bir evrenin, istenmeyen var
lk trlerini yok edebilecekleri anlayna dayanan zoolojik doal seim yasa
sn, Hume'un insan ruhu eletirisini tartmakla meguld. Bu yeni dnce
akm, yakn kkeni bakmndan lngiliz'di; ayrca bu akm, selefi Wesleyci ha
reketle mukayese ediliyor ve kartlatrlyordu. Bu iki hareketin liderleri de,
teebbslerinden doacak sosyolojik sonular dnmemilerdi. Bu tr du
rumlarda, bylesi hareketlerin balatclar bir nceki dneme aittirler ve
kendilerini takip edenlerin yaadklar dnemin dnda [baka bir dnyada]
yaarlar. Metodist vaizler, toplumu dntrmeye niyetlenmemilerdi; ama
lar, yalnzca insanlarn ruhlarn kurtarmakt. Keza, ayn ekilde, Adam
Smith de, 19. yzyl aydnlanmasnn tipik bir rneiydi.
Adam Smith ve David Hume, Fransa ile birlikte ngiltere'ye kar ortak
dmanlklar bir ka yzyl ncesine kadar sren skoya ile Fransa arasnda
ki geleneksel yaknl yeniden tesis eden son byk iki sko'tu. Smith ile
Hume'un yaad zamanlara kadar, [skoya'nn en nemli iki byk ehri]
Edinburg ile Glasgow'un entelektel hayat, lngiltere'nin entelektel hayat
tarafndan henz eritilememiti (asimilation). 18. yzyln byk bir bl
mnde, tam ortalarndayken, ngiltere'nin entelektel hayat, yaratc bir
enerji retememesi nedeniyle, nemsizdi. Gerekten de, Amerika'nn ngil
tere'den ayrlmasnn nedenlerinden biri, ngiltere'deki nev-i ahsna mnha
sr zel hayat anlaynn, Amerika'ya uyarlanamayacak olmas; ve ngilte
re'nin, Amerika'da iselletirilmeye msait, Amerika'nn kendi artlarna
uyabilecek evrensel fikirler alayamamasyd. ngiltere'nin etkisinin, zellik
le Genel Hukuk'ta devam ettii doru; ama bu istisnann dnda, rnein Jef
ferson ve Franklin'in zihniyeti, Fransz zihniyetiydi. Amerika'nn kurucusu bu
nderlerin dncelerinin bir anayurdu vard. O yzden, 1 790'lardan itibaren
btn bir 1 9. yzyl boyunca ngiltere, btn abasn, lkenin entelektel et
kisini btn dnyaya yaymaya teksif etmiti. 18. yzylda Fransa, ngiltere'ye
bakyordu; ama Fransa'nn gzlerini evirdii ngiltere, 1 7 . yzyln, yani Ba
con'larn, Newton'larn, Locke'larn ve Kral Katilleri'nin ngiltere'siydi. Av
rupa'nn entelektel tarihini anlayabilmek iin, 30 Yl Savalar srasnda ve
H M AN ITER i D EAL / 33

sonrasndaki Almanya'nn knn, Akdeniz ticaret yolunu Dou'ya kap


trmas ve yasaklama teebbs yznden patlak veren Katolik Reaksiyon'un,
spanyollarn ve Habsburglarn hakimiyeti nedeniyle talya'nn ve 18. yzyl
daki ticari yaylma nedeniyle yutulan lngiltere'nin knn; ksacas, eski
bir arknn, "George / ve mama yeme zaman geldiinde" dizesinde ifade edi
len eyin hatrlanmas kanlmazdr. 18. yzylda, Beyaz Adamn entelektel
ilerleme Ykn Fransa omuzlam ve tamt.
Bunun nedeni, belki de, ngiltere'deki entelektel faaliyetin canlannda
domakta olan bu dnce akmlarna rastlanmamas, speklatif dnce al
kanlnn yitirilmesiydi. Hume'un, izlenimlerin ak ve izlenimlere verilen
tepkiler, her bir izlenimin kendine zg, kendine yeter bir varoluu olduu
eklindeki fikirleri, Eflatuncu ruh kavrayndan olduka farklyd. nsann
kainattaki konumunun yeniden gzden geirilmesine ihtiya hissediliyordu.
"Sanatn kendisini nemsedii bir varlk olarak nedir insan?" Yaratl hiye
rarisinin en stnde yer alan insan kardelii anlay, ahlaki ilkelerin iyi ta
nmlanm bir temeli olma zelliini yitirmiti. Efendi'den kle konumuna
geite, bir izlenim aknn bir baka izlenim akyla niin ilikilendirilme
mesi gerektiine dair belirgin bir neden yoktur. Meseleyi en dk, en anla
labilir ekilde ortaya koyarsak, bu mesele bir hayli tartlabilecek, tartma
gtrecek bir meseledir. Hume ile Huxley'in klelikten holanmama konu
sunda ittifak ettiklerini sylemek -ki, Huxley, kesinlikle holanmyordu; Hu
me ise muhtemelen holanmyordu-, bu sorunun cevab deildir. Buradan asl
sorun, Eflatuncu dini gelenein rn olan kendi psikolojik miraslarnn te
sinde, kendilerinin bu konudaki temel gerekelerinin ne olduu sorunudur.
Szgelii, Hume, Treaise'nn lll. Kitab'nn il. Ksm'nn I. Blm'nde un
lar yazar: "nsan zihninde, kiisel zelliklerinden, hizmetlerinden ya da bi
zimle ilikilerinden bsbtn bamsz bir insanlk sevgisi gibi tutku'nun ol
mad beyan edilebilir." Bu cmle, Amerika'daki Katolik misyonerlerin, Qu
aker mezhebine mensup John Woolman ya da hr-dnceli Thomas Pa
ine'in sahip olduu dnyadan ne kadar da uzak bir cmle. Oysa bu kiiler, yal
nzca bu tavrlaryla esrarengiz bir ekilde, btn insanln sorunlarn kendi
sorunlar bellemilerdi.
34 / S O S YO LOJ i K D NCEN i N S ER VEN L E R i

1 .3.3. Avrupa Ortaa'nda sosyolojik teorinin kilit kavram, "koordi


nasyon"du. Kilise, dini speklasyonlar koordine etmiti; feodal sistem, top
lumun i yapsn koordine etmiti. Peki, tara blgelerinin idarelerini,
kontlar, dkleri, krallar ve ehir-cumhuriyetlerini Kilise mi, yoksa mpara
torluk mu koordine ediyordu veya etmeliydi? te tartma burada balyor
du. Teoloji ve dinsel rgtlenme alanndaki baar olaanstyd. Kilise'ye
gre, biraz daha az lde de olsa, Feodal Sistem amacna ulamay baar
mt. Tccar ve esnaf nfusundan oluan ehirler, zellikle de talya'da, sis
temin dnda kalmasna ramen, o zamanda ve o artlarda mevcut sistemin
yerine baaryla ikame edilebilecek baka bir sistem nerilemezdi. Byk
apl siyasi bir rgtlenmenin arac olarak Kilise, mparatorluk'tan ok da
ha fazla baarlyd: Temsilcileri daha fazla eitimliydi; ve pek ok istisnas
olsa da, daha fazla ahlaklyd. Ayrca, Kilise'nin etki ve nfilzu, mparator
luun snrlarnn tesine kadar uzanmt. Ancak, tm bunlara ramen, ge
nelde, Avrupa lekli rgtlenme giriimleri baarszlkla sonulanmt.
Dante'nin De Monarchia'snda, patetik bir bar ve huzur dolu bir insanlk
arzusu vardr. Byle bir eyin hayalden ibaret olduunu grebilmemiz iin, o
zamanki Avrupa'nn durumunu, talya'nn durumunu ve bizzat Dante'nin
hayatn yle bir gzmzn nne getirmemiz kafidir. Gerekten de, in
sanlar bar ve huzur zlemi ekiyorlardr; ama bu zlem, baka saikler tara
fndan engelleniyordu. Ortaalar, geni bir corafyada insanlar zerinde
dzen kurmay baaran Roma mparatorluu'nun daima bu baarsnn haya
leti ile yatp kalkyordu.
Rnesans'n insanlar [ncleri], klasik yazarlar okuyorlar ve kararl bir
ekilde Roma'nn devlet adamlarnn ideallerini gz ard ediyorlard. Belki Ef.
latun, eserlerine gsterilen ilgiden honut olabilirdi. Ama bireyselciliin pat
lamasndan ok rknt duyaca kesindi. talyan Rnesans'nn ncleri, Ef
latun'u, Syracuse'l gen Dionysius'n karakterinin reprodksiyonlarndan
tanyacaklard. O zamanlar, badamazlk [eliki], henz idrak edilen bir ey
deildi. Ama bunlarn ardndan kanlmaz sorunlar skn ediverdi. Nihayet
19. yzylda, hmaniter ilkelerin zafer kazand bir srada, Eflatunculuk ve
Hristiyanlk'tan neet eden temel sosyal teorilerin konumlar sorgulanmaya
H M AN ITER i D E A L / 35

baland. nceleri, bu konular zerinde hi bu kadar youn bir ekilde durul


mamt. Bunlar, eriilemez ve uygulanamaz olarak kabul ediliyordu. Ama,
sosyal bir ideal olarak da sorgulanmamt.
1 .3.4. Ortaalarn k, onun ynlerinden biri olarak, ibirliine
kar bir bakaldryd. Yeni temel dayanak, "rekabet" szcyle ifade edili
yordu:
"Cinayet ilemeyeceksiniz: Ancak gelenek,
btn rekabet biimlerini tasdik eder. "

Artk imdi zel hayat, btn zel biimlerinde Avrupa'nn sosyal hayat
na hakim olmaya balamt: zel Karar Verme, zel Mlkiyet, zel Tccar
larn Rekabeti, zel Elence Hakk. Her eylemin, ayn anda, hem zel bir tec
rbe, hem de kamu yararna olduu fikri bir kez daha yeniden domak zorun
dayd. Zira, "Ortaa zihni/yeti/"nin yok olmasyla birlikte bkknlk vermeye
balam ve sonunda yokolup gitmiti. insanlar, baktklar her yerde ve her
eyde "rekabet"in yazl olduunu gryorlard. Uluslar douyor; ve insanlar,
uluslar, uluslararas rekabet asndan alglyorlard. Ticaret teorisini aratr
yarlar; ve ticari etkileimi, rekabet asndan yorumluyorlar, sk pazarlklar
hafifletmeye alyorlard. Tabiatn cmertliini gda / besin alannda gr
yorlar ve yetersiz gda temini nedeniyle insanlarn kitleler halinde birbirleriy
le yartklarn mahede ediyorlard. Canl varlklarn saysz trlerinde ta
biatn ne denli mnbit olduuna tank oluyorlar; ve bunu, trlerin birbirleriy
le rekabet etmesi olarak izah ediyorlard. "Form" ve "harmonl" kavramlar Ef
latun iin ne idiyse, "bireysellik" ve "rekabet" kavramlar da 19. yzyl iin oy
du. Tanr, gkkuan, bir sembol olarak gkyzne yerletirmiti; ve renkle
rin dalm, doru okunduunda, "rekabet" olarak telaffuz ediliyordu. Reka
bet etmenin dl, "hayat"t [hayatta kalmak ve kazanmakt]. Baarsz rakip
ler yok oluyordu; ve bylelikle, tabiatn esiz hikmetlerinden ve gzelliklerin
den biri olarak sosyal bir sorun tekil etmemi oluyorlard.
imdi, yetersiz duygusal hmaniteryanizmin fazlasyla eksikliini gidere
cek eyin tam burada temin edildii apaikar ortadayd. Dnyada atma
[strife mcadele, kargaa], en az Uyum kadar gerekti. Eer, Francis Ba
=

con'n yannda yer alr ve yeterli nedenler zerinde younlarsanz, yapnn b-


36 / S O S Y O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

yk gelime zelliklerini "atma" asndan yorumlarsnz. Ama eer, Efla


tun'un yannda yer alr da, dikkatinizi akli olarak hakeden bir eye, bir ama
ca sabitlerseniz, yapnn geliimindeki byk zellikleri "uyum" asndan yo
rumlarsnz. Ancak, anlama konusunda belli bal temel sorunlar kavraynca
ya kadar "atma" ile "uyum"un birbirine karmasn izah eden bir noktaya
varrsnz; ki, sonraki kuaklarn entelektel itici gc, bu iki olgu arasnda gi
dip gelecektir.
Avrupa toplumunun zel ynlerini "atma" asndan yorumlayan pek
ok yaklam gelitirilmiti: Makyavel'in Prens'i, byk Rnesans Monarkla
rnn siyasi politikalar; V. Charles, il. Philip, I. Francis, VIII. Henry, Henri
Quatre, Sessiz William, Kralie Elizabeth dneminde hakim olan yaklamlar
gibi ... Bylelikle insanlar, "mcadele"yi kefetmilerdi. Artk mcadeleden
kanamazlard. Donanmalar, ordular, nefretler, suikastlarn hanerleri, ya
kp ykmalar, artk her yerde hareket ve eylem halindeydi; ayaklanmalar, so
mut gerekler kadar gerekti. Yaayabilmek, ister kiiler, ister uluslar iin ol
sun, g kullanmak ve rakipleri sindirecek bask yntemleri gelitirmek de
mekti. Uyum, insann yetilerini sonsuza dek kullanabildii macera cokusun
da rtk bir ekilde varoluyordu yalnzca. Ancak, bu tr uyumlar, tali olgular
d; atma'y allayp pullayan Romans'lard sadece.
Hem Ortaalar'da, hem de Ortaalar'n "azledildii" ilk dnemde Efla
tuncu-Hristiyan gelenek, teologlarn elinde, younluklu olarak dini mistik
yne doru kaymaya balad. Bu dnyay Kt Prens'e terk etti; ve dnceyi
/ zihni, te dnyaya ve daha iyi bir hayata teksif etti. Eflatun'un bizzat kendi
si, bu zm, Republic balkl kitabnn sonunda aka beyan ve ilan etmi
ti. Ancak, Eflatun orada, bu zme, daha sonraki teologlar tarafndan alg
landndan daha farkl bir nitelik kazandrmt. Cennet'teki mkemmel
Devlet'i, geici dnyadaki erdemli / bilge kiilerin bilincinde u an mevcut
olan [bu dnyada gerekletirilmesi gereken] bir gerek olarak dnyordu.
Bylelikle Eflatun, en azndan bir haleti ruhiye olarak bu diyalou sona erdi
rirken, bunun, bu cennet neesinin bu dnyada gerekletirilebileceine ina
nyordu: Erdemli kiiler, mesut kiilerdi/r. Teorik olarak bu doktrin, Ortaa
Hristiyanlna da sirayet etmiti. Ama pratikte, bu dnyann anlk tecrbe-
H M AN ITER i D EAL / 3 7

sini kayp / kaybedilmi bir dava olarak terk etme eilimi her zaman mevcut
tu. "Glgeler, geip gider" der, mistik Din. Ama glgeler, ayn zamanda tek
rarlanr da; nsanln Tecrbesinde yer yer fsldayverir. "Skunetinizi de
vam ettirin, her ey gelip geecektir", diye cevap verir, Din bu duruma. Bu
yaklam en itenlikli bir ekilde benimseyen mistik din, Budizm'dir. Bu
dizm'in bu dnyadan umudunu kesmesine, mistiin derin skuneti tarafndan
gerekletirilen bu dnyann terk edilmesi program elik eder. Hristiyanlk,
Budizm'in bu dnyay olumsuzlayan bu yaklam ile zamansal / geici ak
iinde kaba bir Binylclk'ta zirve noktasna ulaan kendi tatbik edilmesi zor
idealleri arasnda salnp durmutur. Budizm ile Hristiyanlk arasndaki fark,
reform program ve bu dnyay terk etme pogram arasndaki farkllkta orta
ya kar. Din'in, bu geici olgunun ak srecinde canlanan baz ebedi muaz
zamlklar, kitlelerin anlamasn mmkn klacak ekilde fethedecei kehane
tinde bulunmama izin verin ltfen.
1 .3 .5 . 19. yzyln siyasi liberal inanc; bireyci, rekabeti atma doktri
ni ile iyimser uyum doktrini arasnda bir uzlamayd. Kainatn yasalarnn, bi
reylerin atmasnn harmonik bir toplumun ilerici bir ekilde gerekletiril
mesini dourduu anlayndan kaynaklandna inanlyordu. Bylelikle, bir
yandan btn bireyci insanlar arasnda durmamacasna bir yar yaanrken,
te yandan, nsan Kardeliine olan duygusal inancn kutsanmas mmkn
olabiliyordu. Teorik olarak, hibir elikiyle karlamakszn, inan ile uygu
lamann uzlamasnn mmkn olduu grlyordu. Ne yazk ki, bu libera
lizm, bir taraftan, Avrupa ve Amerika'da siyasi bir g olarak zafer stne za
fer kazanrken; te taraftan da, liberalizm doktrininin temellerini sarsacak ok
stne oklar yaanyordu.
Liberal doktrinlerin zaferi olmas gereken yeni endstriyel sistem, iyi ile
miyordu. llkin, ekonomik liberalizm doktrini tarafndan dayatlan artlarn
szkonusu olduu ngiltere'de gelitirilmiti. Bu noktada, imalat ve maden
endstrilerine yaklamlarnda ngiliz Muhafazakarlar, balangta, ngiliz Li
beraller kadar ortodokstu. Ancak, ne yazk ki, iki kuak sren bylesi bir ge
limeden sonra, sosyal yapnn temelinde kk salan, maden ocaklarnda, fab
rikalarda ve banliylerde grlen yaygn sefalet, kamu vicdann derinden
38 / S O S Y O LOJ i K D N C EN i N S E R V E N L E R i

sarst. Hibir yumuatc uygulamas olmayan bireycilik ve rekabete dayal


sosyal ilikiler, ham maddelerin karlmas ve tamamlanan rnlerin meka
nik olarak imal edilmesinin sz konusu olduu yeni endstriyel artlarda hi
de iyi ilemiyordu. En azndan bu, Avrupa'nn eski, grece kalabalk lkeleri
iin geerliydi. ngiltere, burada nc bir lkeydi; ve bu sistemi, btn aksa
myla uygulamay denemiti. Ama tam bir fiyaskoyla sonuland. Baarszl
n kantlar, 1 830 ile 1 850 yllar arasndaki btn kaytlarda grlebilirdi.
Szgelii, bunlar, ehirlerde ve kylerdeki iilerin sefalet dolu hayatlarn an
latan dnemin byk filantropisti [hmanist ve hayr-sever) Lord Shaftes
bury'nin hayatnn her bir blmesinde, Disraeli'nin ilk dnem romanlarnn
bazlarnda, J. L. Hammond ve Barbara Hammond'n birlikte yazdklar kitap
larda zetlenmi olarak bulunabilirdi. Salt zgrlk, bireycilik ve rekabet
doktrini, toplumun temelinde endstriyel klelik olarak adlandrlabilecek
bir eyin zuhur etmesinden baka bir ey retmemiti.
Avrupa'da 19. yzyldaki sanayi politikalar, yalnzca bu gerek gz nn
de bulundurulduu zaman anlalabilir. 19. yzyln salt liberalizm doktrini
tam bir fiyaskoyla sonulanmt. 1 840'l yllar boyunca lngiltere'de ve btn
Avrupa lkelerinde, endstriyel rahatszlklara kar bir dizi nlem alnd.
Cobden, Bright, hatta Gladstone gibi dnemin byk liberal liderleri, bu n
lemlere ya kar kmlard ya da ayan- dikkat bir ekilde mesafeli durmu
lard: Bu nlemler, liberal doktrinin saflna zarar veriyordu. lngiltere'de li
beral politikaclar arasndaki nemli siyasi blnme, Radikaller ve Liberaller
arasndaki blnmelerden en kritik olan deildi. En kritik ve nemli bln
me, kat liberallerle deien liberaller arasndaki blnmeydi. Bu deien li
beraller, baz bakmlardan eski Muhafazakarlara biraz daha yaklamlard. Li
beral atomistik toplum doktrinini reddediyorlard. Ne yazk ki, ngiltere'deki
liberal siyasi partinin, Gladstone, Lord Hartington ve Asquith gibi sonraki li
derleri, bu kat liberal kampa dahildi. Eer Campbell-Bannerman, biraz daha
muktedir olmu olsayd; hatta daha da nemlisi, eer biraz daha fazla yaasay
d, ngiltere'nin siyasi tarihi olduka farkl olacakt. Bildiimiz gibi, ngiliz si
yasl liberalizmi, son evresinde, Asquith'in liderliinde, reformcu bir siyasi par
tinin gerekletirmesi gereken bir grev olan Kadn hareketi, Eitim ve En-
H M A N I T E R i DE A L / 39

dstriyel Yeniden-rgt}enme gibi her reforma ya dorudan kar kmay ya


da ilgisiz ve duyarsz kalmay tercih etmiti. 1 830'lardan itibaren 70 yl boyun
ca elde ettii en byk zaferler srasnda, ngiliz liberalizmi, uygulanabilir,
kendi iinde tutarl bir idealler sistemi gelitirmeyi baaramamas yznden
yava yava inie gemeye balamt. Genelde, kat liberaller, 1 9. yzyln
te birlik son ksmnda, Gladstone'nun iktidarndan 20. yzyln balarnda
Asquith'in egemen olduu dneme kadarki srete, lngiltere'deki "siyaset
makinesi"nin kontroln ellerinde tutuyorlard.
ayan- dikkat olan u ki, liberalizm' in bu byk .temsilcilerinin gnlsz
l nedeniyle, yzyln hemen ortalarna doru, madenleri, fabrikalar ve
banliyleri daha insani artlara kavuturacak dzenleyici nlemler alnmasn
ngren yeni bir sosyal-ibirlii hareketi ykselie gemiti. O zamanlar, en
dstriyel sistem, koordinasyon ihtiyacnn ve serbest rekabetin baarszl-.
nn doal karland Almanya'ya da yaylmaya ve yerlemeye balamt. Al
manya'da endstriyel liberalizm doktrininin ilk formu hibir zaman denen
memiti. Ancak, liberal doktrinlerin yenilenmesi konusunda olduka gnl
. sz hareket ediliyordu; yenilenme abalarnn baarszlkla sonulanmas, es-
ki bir fikrin yeni bir ekilde formle edilmesine yol at. Karl Marx, "Snf Sa
va" doktrinini gelitirmiti. Bilgili ve donanml ekonomistler, Das Kapi
tal'in, mevcut gereklerle pek de rtmeyen tutarl bir bilimsel doktrin olma
dn hep birlikte sylyorlard. Marx'n kitabnn baars -ki bu kitap nem
li bir eser olarak hala nemini muhafaza ediyor-, sanayi devriminin ilk evre
sinde zuhur eden ktlkleri ok iyi bir ekilde tehis etmesiydi yalnzca.
Ltuf sahibinin bahedici fermanyla, bireyci rekabetin ve endstriyel fa
aliyetin insann mutluluu iin birlikte alacaklarn ngren ilk dnem li
beral inan, denendii andan itibaren tam bir fiyaskoyla sonulanmt. Bel
ki de, daha iyi eitim alm ynlendirici snflarn varlna ihtiya vard. O
halde, koordinasyon, temelde eitim ve sosyolojik renime doru ynlendi
rilmeliydi: Belki de, btn alanlarn ve i alanlarnn artlarn dzenleyen
bir hkmet mdahalesi, yanllklar dzeltebilecek bir aktr olabilirdi: Bel
ki de, iiler tarafndan kontrol edilen bir devlet, tek iveren olmalyd. B
tn bu neriler, halen ateli tartma konulardr. Baz lkelerde, handiyse her
40 / S O S Y O LOJ i K D N C EN i N SERVEN L E R i

zm nerisi denenmiti. Ancak, ynlendirici bir "arac" olmakszn, yalnz


ca kendi karn dnen ve yalnzca kendi karn merulatran bir .zelli
i bulunan bireyci rekabetin tatminkar bir toplum modeli retebileceine ar
tk hi kimse inanmyor.
Ne yazk ki, popler ekliyle Malthusu doktrin, insan kitlelerinin hare
ketinin, bir tabii kanun olarak, yksek bir refah dzeyine ykselemeyeceini
beyan ediyordu. Daha da kts, biyoloji bilimi, fertlerin tahrip edilmesinin,
daha yksek trlere sramasnn yegane yolu olduu sonucuna varmt. Bu,
1 859 ylnda Darwin tarafndan gelitirilen o nl Doal Seim doktriniydi.
Mnhasran Doal Seim'e yaslanlmas, Darwin'in kendi teorisinin temel
zellii deildi. Darwin'e gre bu, dier pek ok etmenlerden (arac'lardan)
yalnzca biriydi. Ancak, o gnden bugne kadar dnce'de hakim olan for
muyla Doal Seim, ciddiye alnacak tek faktr olarak kabul edilegelmitir.
lnsan toplumuna uygulandnda, bu teori, hmaniter harekete topyekn bir
meydan okumadr. Lamarck ile Darwin'in hakim teorileri arasndaki kart
lk, buradaki farkll kendiliinden ele veriyordu. lnsan kardeliini savun
mak yerine, imdi, ayakta ve hayatta duramayacak kadar zayf olan'n (unfit
= uygun olmayan'n) yok edilmesini savunan bir anlayla kar karya gel
mi oluyoruz. Ksmen sr yetitiren ifilerin tecrbesinden, ksmen horti
kltrclerin [baheilik] uygulamalarndan; ksmen Francis Galton, Kari
Pearson ve onlarn ekollerinden; ksmen de, dikkat ekmeyen aratrmalar
n, Darwin'in Trlerin Kkeni'ni yaymlad sralarda nereden Avusturyal
Abbot Mendel'in kefettii kaltm yasalarndan oluan modern kaltm
doktrinleri, hep birlikte, Stoac-Hristiyan demokratik kardelik idealini bs-
'

btn zayflatmt.
Bizatihi din'in kendisi, her zaman, bu kavray ile despot-kleler eklinde
alglanan Tanr ve yaratklar eklindeki kavray arasnda gidip gelmiti. Bu
nunla birlikte ge 18. yzyl ile erken 19. yzyln demokratik liberalizmi, Sto
ac-Hristiyan dnce damarnn zaferiydi. 19. yzyln liberalizmi, Hume'un
ruh doktrini eletirisiyle, tatbikatta ileyen sistem olarak uzlamaz ve kat re
kabeti bireyciliin kyle, geim aralar konusunda nfus basksn n
gren Malthusu doktrinle, ilerlemenin motoru olarak zayf olann elimine
H M AN ITER i D E A L / 4 1

edilmesini ngren bilimsel doktriniyle, Galtoncu ve Mendeki kaltm dokt


riniyle, kullanmn hayat standartlarn ykseltebileceini savunan Lamartin
ci doktrinin reddiyle, btn bu dnce akmlarnn sonucu olarak entelekt
el gvenilirliini ve meruiyetini yitirmiti.
1.3.6. Bu manzarann te yakasnda yer alan iki entelektel hareket var
dr. Birincisi, "en ok sayda insann en fazla mutluluu" eklindeki Faydac
llke'ye dayanan Jeremy Bentham'n hukuki reformu; ikincisi de, Auguste
Comte'un nsanlk Dini, yani Pozitivizm'dir. O zamandan bu zamana dek ah
lak'ta, din'de ve siyaset teorisinde pratikte etkin olan eylerin ou, gcn,
bu iki dnrden birinden almaktadr. Bu iki dnrn doktrinleri, teorik
temelleri asndan byk lde reddedilmitir; ama pratikte bu ilkeler, u
an btn dnyada hkmfermadr. Genelde, bu ilkelerin etkisi, demokratik
olmutur. Din'in veya felsefenin rn olarak mistik kurumlara dayanan im
tiyazl rgtlerin ["tarikatlarn") gizemli iddialarn silip sprm; buna mu
kabil, her ne kadar Stoaclk'n mutlak metafizik doktrinlerini reddetmi ol
salar da, Roma mparatorluu'nun Stoac hukukularna geri dn balat
mlardr. Bunlar, gerekte, bu Stoac hukuk hareketinin yeniden canlany
d; ama Stoac hareketin sahip olduu entelektel derinlikten yoksundu. Ba
ka bir adan bakldnda bu iki hareket, 1 7. yzylda, Newton'n ban ek
tii, metafizie kar balatlan bilimsel bakaldr hareketinin yeniden haya
tiyet kazanmasyd. Bu dnrler, bu bakaldry, ahlak ve siyaset teorisine
kadar genilettiler.
2000 yldan bu yana Eflatuncu felsefi teoriler ve Hristiyan sezgiler, insan
la insan arasndaki sayg ve dostluun -kardelik fikrinin-, Bat Avrupa'da ya
va gelimesinin entelektel merulatrmn salamlard. Bu hisler, btn
toplumlarn temelinde vardr. Hayvanlarn dnyasna nfnz eden, biraz daha
grece olan kr hisler, ibirlii yapmak, yardm etmek, birbirine sevgi besle
mek, birbirine kol kanat germek, birlikte oynamak ve sevgisini ifade etmek
gibi hislerdir. nsanlk arasnda bu temel hisler, "snrl" toplumlarda daha
gldr. Ancak, tehlikeler ve frsatlar konusundaki ngrs, trl gruplar
arasndaki farkllklardan imajinatif ekillerde yararlanma gc gibi btn in
sanlarda deiik grnmler arzetmesi nedeniyle insan zekas, rklar arasnda-
42 / S O S Y O LOJ i K D N CE N i N S E R V E N L E R i

ki bu merhamet duygusunun tersine dnmesine yol aacak sonular retegel


mitir. insan teki, kabilevi hislerinin gll bakmdan birbirinden ayrlr;
ve bunun tam aksi ynde, byk lekli ve apl marazi smr iine ve ka
bileler aras savaa soyunmasyla da birbirinden farkllar. te yandan, kabi
levt asabiye, ayn topluluun snrlar iindeki zel kesimlere kar beslenen
merhametin snrlar tarafndan yumuatlmaya msaittir.
2000 yldan beri felsefe ve din, Bat Avrpa'dan nce, insan, ideal bir in
san figr olarak konumlandrd ve insann stn bir deeri olduunu iddia
etti. Cizvit papazlar, ite bu saikle Patagonya'ya kadar gitmilerdi; John Wo
olman, ite bu saikle klelii lanetlemiti; Thomas Paine, ite bu saikle, top
lumsal baskya ve ilk gnah doktrinine bakaldrmt. Bu Cizvitler, bu Qu
aker'lar, bu hr-dnrler, kendi aralarnda eitli farkllklara sahiptiler.
Ama hepsi de, insanlara insan olarak yaklama hislerini, felsefe ve din'in
mterek etkisinin rettii genel duygu idrakine borluydular.
Jeremy Bentham ve Auguste Comte, bu genel / klli duygular, merula
trmaya ihtiya duymayan ve dier tm eylerle ilikilerinin anlalmasn ge
rektirmeyen apaikar gerekler ve temel ahlaki duygular olarak kabul ediyor
lard. Dolaysyla, metafizii bir kenara brakyorlard. Byle yapmakla, de
mokratik liberalizme byk katkda bulunuyorlard. Zira, temel duygular bir
birinden olduka farkllk arzeden, insanlar birletirmeye katkda bulunan
uygulanabilir bir reform program ve uygulanabilir ifade / davran biimleri
gelitirmilerdi.
Ne yazk ki, bilimsel teorinin ilerlemesi nedeniyle, duygularn tm dier
eylerle ilikileri, gz ard edilmeyi reddediyordu. Hayatn evriminde, Tabi
at'n yerine baka bir ey ikame edilmesi imkanszd: Tabiat, ayrm yapmak
tayd. Bu evrensel merhamet sz konusu olduunda, insanlk Dini'nin yerine,
insanln seilmi bir aznlnn oluturduu bir klt ikame edilmeliydi: "En
ok Sayda insann En Fazla Mutluluu"nun yerine, "Dk Varlklarn in
sanlar Tarafndan Yok Edilmesi" anlay yerletirilmeliydi. Hume, "insanlk
sevgisi gibi bir tutku"nun olduunu inkar eder. Modem bilim, neden bu tr
tutkularn gerekmediine dair makul aklamalar yapar. "Bunlar, insann ev
riminin nnde yalnzca bir takoz gibi dururlar", der. Eer, herhangi bir in-
H M AN I TER i DEAL / 43

san, bu tutkuya bamlysa, elbette ki, onun zerine gitmelidir. Ama insanla
rn neden dierlerine tutkuyla balanmalarnn nlenmesi ya da bu tr makul
olmayan tutkular yznden hukuku saptrmamz gerektii konusunda bir ge
reke sunmaz bize. Hi phe yok ki, Hume'un ve modem zoolojinin bu
karsamalarndan ok, Bentham ve Comte'a sempati duyuyorum. Ama baka
bir eyi ispatlamasa da, Hume'un ve modem zoolojinin karsamalar, temel
kozmolojik ilkeleri yok sayarak ahlak, din ve hukukun apaikar bir temelini
bulduklarn dnmekle yanldklarn gsterir. Grnte, onlarn gzde
doktrinleri, en az metafizik dogmalara kar yapld kadar kukucu saldrla
ra aktr. Eflatun ve Din'i bir kenara brakmakla, kesinlie ulama yolunda
hibir ey kazanabilmi deiller.
Ya karm ayrtrmay hakl klmak, ya insana insan olmas hasebiyle
sayg duyulmasn ngren doktrinin yeniden ina edilerek hakl klnmasn
salayabilmek iin ok daha temel gerekelere ihtiya var. Dahas, yalnzca
"yaama deeri", kafi deildir: nk mutluluumuz iin korumaya en fazla
gnl verdiimiz trleri silip spren artlar var bir de.
1 .3.7. Auguste Comte, Pozitivizmini, bilimin, fizik ve ahlak biliminin te
min edici sonular zerine kurmutu. Comte, 1857'de ld. lki yl sonra da,
Darwin'in Trlerin Kkeni balkl kitab yaymland. Evrim Teorisi'nin son
raki evrelerinin insanlk Dini'ne uyarlanmaya kalklmasnn yol aabilecei
baz sorunlar tartmtk. Bu tr bir temel, snrl bir zamanda snrl bir top
lumdaki bir insan grubunun metodolojisini ekillendirmeye uygun olabilir.
Ama bu uygunluk, bak asnn uygun bir akla sahip olmasndan kaynak
lanmyor. badet eden pek ok kii, doan gnee doru ynelerek ant imek
le manevi tatmin amacna ulaabilir; ve bir dirilme, bir tazelenme hissedebi
lir. Ama yapt ii etkili bir ekilde -ister metafizik, isterse pragmatik olarak
olsun- faah edecek insicaml bir izaha muktedir deildir.
Fiziksel bilimleri zihinsel (mental) bilimlerle uzlatrma zorluunun yan
sra, fiziksel bilim, bizzat kendi temel doktrinlerini izahta da baz zorluklarla
karlar. Bu kafa karkl, talihinin ve hususiyetlerinin izini srdmz
Eflatuncu dini gelenekler iin mnhasran geerlidir. Fiziksel bilimleri, drt
ana bala ayrarak inceleyebiliriz: 1 -Varln srdren doru ve gerek ey-
44 f S O S YO LOJ i K D N C EN i N S ERVEN LERi

ler; 2-Vuk1 bulan doru ve gerek eyler; 3 -Tekrarlanan soyut eyler; ve 4-


Tabiat Kanunlar. llk bala rnek, bir kaya paras ya da -salt fiziksel bili
min tesine gemek gerekirse- Eflatun'un szn ettii gibi, insan'n, insan
ruhunun mnferitlii. ikinci bala rnek, sokakta, odada, hayvan bedenin
de ya da -yine salt fiziksel bilimin tesine gemek gerekirse- saniyenin onda
birlik sresi iindeki mnferit karmak tecrbemizle vuku bulan herhangi
bir ey olabilir. nc bala rnek, bir kayann ekli olabilir. Bir rengin
tonunun ya da bir mzik senfonisindeki niteliksel bir unsurun, tabiatla veya
zihniyetle ilgili olup olmadn kabul etmenin kukuya, tartmaya ak bir
mesele olduu anlalyor. Ama bunlar kesinlikle tekrarlanan eylerdir. te
yandan, bir sevgi hissi tr, eylerin zihni taraflarna ait olan bir vukuattr.
Drdnc bala rnek ise, Yerekimi Kanunu ya da eylerin Geometrik
llikisi Kanunu olabilir.
Zaten yeterince karmak olan bu blmn sonunda, metafizik bir tart
maya dalmak niyetinde deilim. Ama burada, konutuumuz eyin daha te
mel belirleyicilerinin yansra, sosyolojk teori hakkndaki mnakaalarmzn
ne kadar yapay olduunu belirtmek yerinde olur. Yukarda sz konusu ettii
miz drt ana konu, Eflatun'dan gnmze gelinceye kadar pek ok dnrn
zihnini megul eden bir dizi kafa kartrc sorunu nmze getiriveriyor. Son
iki blmde, farkl dnce tipinin tarihinin izini srmekteyiz: a-Eflatun
cu-Dini fikirler; b-Bireyci, Rekabeti Ticari Toplum fikirleri; c-Fiziksel bilim
fikri. Ayrca bu farkl dnce tipi'nin her birinin, kendi iinde de i kar
maklklar vardr. imdi, bu teorik damarn, geerli kurumlarnn sonucu
olduunu ve gz ard edilemeyecek eylerin doas hakkndaki gerekleri te
cessm ettirdiini ifade edebiliriz, hatta ifade etmek zorundayz. Her bir d
nce tipi'nin, kendi alan iinde zerk olduunu sylemenin kolay bir zm
olduu anlalyor. Bu durumda mnakaalar, bir dnce tipi'nin, bir dier
dnce tipinin meru alann haksz bir ekilde igal etme giriiminden do
uyor. Szgelii, bilim ile din'in, farkl konularla uratklar iin asla ata
mayacaklarn sylemek, u sralarda bir hayli moda. Ancak ben, bu tr bir
zmn, hatal olduunu dnyorum. Bu dnyada, hi olmazsa, insanlarn
zihinlerini ve bedenlerini paralayamazsnz. Ancak, fikirleri birbiriyle uzla-
H M A N I TER i DEAL / 45

trmaya baladnz anan itibaren, hakknda konutuunuz konuyu kusursuz


bir ekilde ak seik klma giriiminize byk bir nem atfettiinizi gryor
sunuz. Vuku bulan eylere kalc bir zellik ve hayat kazandran eylerle, tek
rarlanan eylerden vuku bulan eyler arasnda sorgusuz sualsiz salnp durmak,
son derece lmcl sonular dourur. Kalclk, vuku bulma ve tekrar hadise
lerinde metafiziklik berrakla dayal olarak gerekletirilmeyen tartmalar,
bir eyi ispat edebilecek bir sofistikasyona ulaamazlar.
Szgelii, Faydac llke'nin aklamasnda, "En ok Sayda nsann En Faz
la Mutluluu" ifadesini buluyoruz. Aktr ki, bu ifadenin, en azndan, eyleme
geite rehberlik yapmaya yetecek kadar bir anlam mevcut. Ama dier bak
alarnn eletirisi olarak bir forml gelitirdiimiz zaman, bunun ne anlama
geldiini sormaya hakkmz var. Mutluluk, aktr ki, bir tekrar/lanma olaydr;
ve Mutluluk noktasnda, bir hadisenin bir bakasndan daha youn olabilme
si iin younluun derecelerinde farkllar. Peki, Mutlulua farkl hadiseleri
ilave etmek ne anlama geliyor? Bu ilavenin katksyla oluan Mutluluk vak
as yoktur. En azndan eer byle bir hadise varsa, prensip olarak bunun gs
terilmesi gerekir; ve bu, bizi saf d edilen Eflatunculuk cihetine ynlendire
cektir. Yine, ilke'yi anlayabilmek iin vakalarla kurulan dayankllk ilikisi
ni bilmek zorundayz. Genellikle kullanld gibi, bu ifade, en fazla sayda in
sana atf yapar. Dolaysyla, vakalara deil, dayankllklara atfta bulunur.
Ama ksa yaam insann mutluluunu, uzun yaam bir insann mutlulu
uyla gerekten mukayese edebilir miyiz? Burada bir kez daha, farkl mutluluk
tipleri arasnda niteliksel farkllklar olduunu gryoruz. Son olarak, bu tar
tmay faydal bir ekilde ilerletmeden nce, dayankllklara, vakalara ve
tekrarlanan vakalara sayg duyan metafizik fikirlerimizi biraz vuzuha kavu
turmamz gerektii sonucuna varabiliriz.
1 .3.8. Artk, imdi Bilim konusuna geebilir; ve bilimin, metafizik tart
madan bamsz olarak, bize ak ve net fikirler sunup sunamayaca sorusunu
sorabiliriz. Bilim, Kanun fikri zerine bina edilir -Tabiat Kanunlar-. Bu fikir
udur: Dnyada, "davran" birbirine daima sabit kurallar sunan pek ok ey
vardr: Bu kurallar, aktr ki, tekrarlanmadan duramayan, tekrarlanmalar
gsteren kurallardr. Ne ki, davran ortaya koyan eylerle Kanun'un irtibat
46 f S O S Y O LOJ i K DN CEN i N S E R V E N L E R i

sz konusu olduu zaman, kafa karkl ortaya kar burada. Davranlar, bir
ehirde -rnein New York'ta-, bir ormanda, bir alt-tropik lde, bir Arktik
buzdanda bir hayli farkllk gsterir. Ayrca, daha telere yolculuk yapmak
gerekirse, davranlar, ay'da da, Gne'in atmosferinde de, youn bir yldz'n
i dnyasnda da, i-uzayda da farkllk arzeder.
Bunlarn hepsi, yzeysel, sama eylerdir. Hepimiz biliyoruz ki, molekl
lerdeki maddeleri tahlil ettiimiz zaman varolan kimya yasalar, ehirde de,
ormanda da, lde de, buzdanda da ayndr. Bu kimya yasalar, yeteri kadar
yaknlkta bir arada bulunan molekllerin karlkl davranlarnn ifadesidir.
Ama molekller, tahlil edilebilir. eyler, bir molekl kmesi, bo alan'daki
salnmlarndaki hareketlerinden olduka farkl davranabilirler. Buradaki
kimya yasalar, molekller aras ilikilerde geerlidir. Bo uzayda, enerji ak
n kontrol eden temel elektromanyetik yasalarla kar karya kalrz yeniden.
Bu noktada, derinlemesine nffiz abamz artk sona erdii iin, uzun bir ta
rihsel dilimi kapsayan geri-bak abamz burada noktalamamz gerekiyor.
Bununla birlikte, bu yasalarn, elektromanyetik hadiselerin evresinin bir
sonucu olduundan phelenmemiz iin bir neden yok. Bu kapsaml geriye
bak sreci, fikirlerin zdd bir durumu gsterir. Yasalar, davran sergileyen
eylerin karakterinin bir sonucudur: Onlar, Clement'in szn ettii "mte
rek grenekler"dir. Bu anlay, empoze edilen yasalarla artlandrlan karlk
l davranlara sahip eski verili eyler fikrinin yerini almaldr. D tabiat hak
knda bildiimiz ey, tabiattaki eitli vakalarn birbirlerinin tabiatlarna [ta
biatlarnn ekillenmesine] nasl katkda bulunduklar nokta-i nazarndan bil
diimiz eylerdir. Btn evre, vakalarn her birinin tabiatna katlr. Byle
likle, her bir vaka, ilk eklini, iinde varolduu evrenin karakterinden alr.
Ayrca her bir evreyi ekillendiren (condition) yasalar, bu evreyi oluturan
vakalarn yalnzca genel karakterini ifade eder. Bu, eylerin fonksiyon biim
leri asndan tanmlanmas doktrinidir.
Ama imdi, eriilemez Hristiyan ahlakna doru yaklam oluyoruz. n
san ruhunda itenlikle bytlen ve korunan idealler, eylemlerinin karakte
rini alrlar. Toplum iindeki bu etkileimler, bu yasalarn tatbik edildii vak
alar deitii:en sosyal yasalar deitirirler. Eriilemez idealler, bir reform
H M A N I T ER i D EAL / 47

programdr. Bylesi bir program, "yakn mmknlkler" tarafndan eletiri


lemez. llerleme, Yeryz Devleti'nin, Erdem'in kutsanmasyla ideal olarak
gerekletirilebilecek Toplumu tasdik edebilecei tabiat yasalarn deiime
uratmaktan teekkl eder.
Bu son iki ksm'da, byk bir fikrin Avrupa tarihindeki servenlerini in
celemekteyiz. Eflatun, insanlar arasndaki ideal ilikiler grn, insan ka
rakterinin kendine zg imkanllklarna dayanan bir gr olarak dnyor
du. Bu fikrin, insan bilincine, eitli hususilikler biiminde girdiini gryo
ruz. Bu, din tarafndan gelitirilen mterek fikirlerle ittifaklar ekillendirir.
Hususiliklerinde, eitli dinlerin ve bu dinlere elik eden eitli phecilikle
rin farkllkla/mala/rna gre farkllk gsterir. Zamanla snkleir, silikleir,
ama yeniden belirginleir. Eletirilir, ama ayn zamanda, kendisi de bizzat bir
"eletirmen"dir. G, her zaman ona kardr. Zaferi, ikna'nn gce kar zafe
ridir. G, dnyann nceki ktlesinin ierdii katksz gerektir. Fikir, onun
gereklemesini salayan kehanettir.
deal'in gc, bundan mteekkildir. Vuku bulan gerein genel dnyas
n incelediimizde, bunun pratikte kanlmaz olan genel karakterinin, gerek
deerinin gerekletirilebilirlii bakmndan ntr olduunu grrz. Elektro
manyetik olaylar ve elektromanyetik yasalar, molekler olaylar ve molekler
yasalar da, keza, bsbtn ntrdr. Bunlar, bir tr mmkn olan deerleri be
lirlerler, ama deer/ler/in hususiliklerini belirlemezler. nsan toplumlar, or
manlar, ller, bozkrlar ve buzdalar gibi hususiliklerden oluan baz zellik
lere de sahip olan deerleri belirleyen toplumlarn hususiliklerini inceledii
mizde, belli snrlar iinde de olsa bir plastisite ["yourulma"] grrz. Efla
tun'un idea'snn hikayesi, onun, lokal plastik bir evre iinde canlandrlma
snn, hayatiyet kazandrlmasnn hikayesidir. Yaklamnn / idea'snn tat
bik edilmesini mmkn klan yaratc bir gc vardr.
DRDNC BLM

ZGRLN GRNMLER

1 Yazl kaytlarda tasvir edilen dnemi ieren Bat uygarlnn kl


4. 1 .
trel tarihi, pek ok adan incelenebilir. Her eyden nce, daha hafif
grnmler alabilen katastrofik klerin de yaand tedrici bir ekonomik
ilerleme / gelime erevesinde inceleme konusu yaplabilir. Bu tr bir bak
as, teknoloji ve ekonomik rgtlenmeye vurgu yapar. Ya da alternatif ola
rak, bu tarih, bu-dnyallk ve te-dnyallk arasnda yaanan bir dizi atal
lanmalar, agzllkle erdem, hakikatle yanl arasnda vuku bulan bir yar
alan (theatre) olarak alglanabilir. Bu tr bir bak as, dncenin genel
liklerini / klliliklerini izhar ettiren din'e, ahlak'a ve tefekkr alkanlklar
na vurgu yapar. Her bir inceleme biimi, baz gerekleri belirginletiren, geri
kalanlarn da unutulan arkaplana atan bir tr bir projektrdr. Elbette ki, si
yaset ya da sanat, yahut da bilim'le snrl bir alanda bile her tarihteki bir ala
na ait her tarih incelemesindeki, her biri eitli derecelerde genellik tayan
pek ok bak as, aslnda, i iedir, i ie gemitir.
Medenilemi faaliyetlerin tahlilinde kullanlacak en genel felsefi fikirler
den biri, Mnferit Mutlaklk ile Mnferit zafilik arasndaki vurgu varyasyon
lar dolaysyla, sosyal hayat zerindeki etkiyi hesaba katmak, incelemektir.
Burada "mutlaklk", faaliyet biimleri bakmndan dier topluluk mensuplar-
50 / S O S YO LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

na zorunlu ba/m/llktan kurtulma fikri; "izafilik" ise, zorunlu irtibatlln


zdd olan gereklik demektir. Kendine zglklerinden birinde bu fikirler,
zgrlk fikri ile sosyal rgtlenme fikri arasndaki hasmlkta, dierinde ise
devletin refahna ve devletin mnferit yelerinin refahna atfedilen grece
nemde kendini gsterir. Sosyal kurumlar, hukuku, uygulanabilirlii l
snde ideal amalarna dair fikirleri bakmndan her bir dnemin karakteri,
byk lde, bu fikirlerden yani "mnferit mutlaklk" ya da "mnferit izafi
lik" fikirlerinden birinin ya da dierinin bir dnemde hakim olan eitli faali
yet noktalarna baldr. Hibir dnem, btnyle bu ulardan biri ya da di
eri tarafndan kontrol edilmez; her dnemde, eitli faaliyet biimlerinin
hepsi de, trl ekillerde varlklarn srdrrler. Bir yn/d/e yaplan bask, di
er yn/d/e beliren zgrleme ile dengelenir. Askeri disiplin, olduka katdr.
Mnferit askerler, gerektiinde, son are olarak, kendilerini ordu iin kurban
ederler. Ancak, pek ok insani faaliyet alannda askerler, sosyal dzenleme ve
gelenein kstlayc balarndan bsbtn kurtulurlar. niversite faklteleri
nin mensuplar iin bask ve zgrlkler, askerlerinkinden olduka farkldr.
Mutlaklk ve izafilik arasndaki vurgu farkll ve dalm, ilk bakta ge
liigzeldir. Elbette ki bunun, her zaman tarihsel bir nedeni vardr. Kimi za
man vurgu deiiklii, yakn gemiten kurutulmak -karlatmz her yerde,
zaman zaman, siyah ile beyaz arasnda gidip gelmek- gibi genel bir temayle
atfedilir. Ayn zamanda bu dnm, gemiten gelen baarszlklardan so
rumlu tutulan dogmalar hakknda verilen bir hkm de olabilir. Tarihin i
levlerinden biri, geici artlarn dourduu irkilmeden kaynaklanan bu tr bir
hkmden / yargdan kurtulmak [insanlar bundan kurtarmak]tr.
Entelektel vurgunun sosyal rntsndeki deiiklikler, ou zaman, g
cn / iktidarn, bir snftan ya da bir snflar grubundan dierine geiinden
kaynaklanr. Szgelii, oligarik aristokrat bir ynetim ile demokratik bir y
netimin her biri de, sosyal rgtlenmeye, yani bireylerin devletle ilikisinin
izafiliine vurgu yapma eilimi gsterebilir. Ancak, ister demokratik, ister
aristokratik, isterse mutlakiyeti olsun, ticaret ve meslek erbab snflarn ge
nelde tatmin eden btn ynetimler, bireysel zgrle, yani mnferit mut
lakla vurgu yaparlar. Bu son ynetim biimine, orta snfa mensup emperyal
Z G R L N GRN M L ERi / 5 1

araclar, yine orta snfa mensup Stoac hukukular v e orta-snf imparator


larnda mteekkil en mutlu dnemiyle Emperyal Roma ynetimi ile 18. ve
19. yzyln ngiltere ynetimi rnek verilebilir.
Egemen snflarn deimesiyle birlikte, bir dnemde hakim olan bak
alar zaman zaman kendini gsterse de, nce bastrlr, daha sonra da trl
eylemler ve edebi ifadeler eklinde, bu tr bir ekil ve grnm deiiklii ya
ayarak yeniden nplana karlar. Bylelikle, her an eitli -idari, edebi,
bilimsel, dini ve btnyle sosyal- faaliyetleri, sz konusu konulardaki veya
alanlardaki etkileri gl ve hakim olan toplum iindeki eitli snflarn zih
niyetlerini yanstr. Edmund Burke, Amerikan De_vrimi hakknda yapt ko
numalardan birinde, "Tanr akna! Hi olmazsa, bir kiiyi tatmin edin!" di
ye haykrmt.
Ynetimler, gereki:e tatmin etineye altklar o "birileri"nin kim oldu
unu inceleyerek en iyi ekilde tasnif edilebilirler. Mesela, 18. yzyln ilk 60
ylndaki ngiliz ynetimi, ekli ve kiileri asndan aristokrat bir ynetimdi.
Ama ayn zamanda, uygulamaya koyduu politikalar asndan, Londra'nn ve
Bristol'n City'sinde [ Hayatnn Kalbi'nde] yaayan byk tccarlar [ia
damlarn] tatmin etmeye alan bir ynetimdi. Bu iadamlarnn ynetim
den honut olmamalar, en byk yakn tehlike kaynayd. Sir Robert Wal
pole ile Byk Halk William Pitt, yzyln ilk dnemindeki bktrc sava
lar ile emperyalist savalar srasnda bu snfn deien eilimini kiiliklerinde
temsil eden kiilerdi.
Devralnan hayat tarzlarnn geleneksel kifayetlilik ya da kifayetsizlik
standartlar erevesinde srdrld bir dnemde, bu iadamlar snfnn
fiilen honut olmalar, grece snrl olmu olabilir; tpk 18. yzyl ngilte
re'sinin tccarlar gibi. Ama, grece sessiz-sakin ve muhafazakar devlet ricali
olmas beklenen bu snflarn ounluu, tpk Walpole gibi, telalanmama
konusunda sabrlyd. Her bakmdan muhafazakar biri olan Walpole, yalnzca
ticari meselelerde aktif bir reformcuydu.
Buna mukabil, Fransa'daki devlet adamlar ise gc, hukuki, idari ve kili
se brokrasisi ile, ordu'ya dayanan Saray'n karlar asndan ilgiydiler, aktif
olarak. Tpk, o dnemin ngiltere'sinde olduu gibi, Fransa'daki sivil ve as-
52 / S O S Y O LOJ i K D N C EN i N S E R V E N L E R i

ker rgtlenmesinin kiileri, aristokrat ve orta snfa [burjuvazi'ye) mensup ki


ilerdi. Fransz siyaseti daha istikrarlyd; ama ne yazk ki, her iki lkenin y
netimleri zaman zaman inili kl, iyi ve kt ilere imza atmlarsa da,
Fransa'daki aktifsiyasi unsurlar, ngiltere'deki aktif siyasi unsurlardan ok da
ha az lkenin temel mesleleriyle ilgileniyorlard. Franszlar ibirliine, ngi
lizlerse bireysel zgrle daha fazla vurgu yapyorlard. Bu yzyln sonraki
ksmnda ngiltere'de daha aktif olan snf, krsal arazi sahipleriydi. Burada,
Edmund Burke'n, siyasi hayatnn sonlarnda ziraat konusundaki imkansz
denebilecek gre nasl balandna dikkat edin. Ayn zamanda, Lond
ra'nn City belediyesi, yzyln ilk dnemlerinde ynetimi desteklerken, yz
yln son dnemlerinde -Fransz Devrimi'nin arlklarnn anlalmasndan
sonra- ynetime muhalefet etmeye balamt.
nceki dnemde, "Endstriyel zgrlk" tahrik ettii iin "Protestan
Ynetimi stiyoruz" sloganyla aktif siyaset yapan ngiliz sanayi snfnn ener
jilerinin, sanayi devriminin geldii sonraki dnemde kontrol altna alnd
n gryoruz. Artk yzyln sonlarna doru, halk ynlar kolaylkla hareke
te gemiyordu. Kendi karlarnn nasl belirlendii ve korunaca konusun
da cahildiler; ve en iyi mensuplar, ruhlarn kurtarmak iin John Wesley'in
ynlendirmelerine gre hareket ediyorlard. Bu kargaadan ve Fransz Devri
mi savalarnn neden olduu gecikmeden sonra Viktorya dnemi dodu.
zm geiciydi; gezegen de geiciydi nasl olsa.
1 .4.2. Sosyoloj ik deiimi anlama abamzda, szl olarak formle edilen
ve bilin yoluyla balanlan soyut doktrinin etkisi zerinde mnhasran yo
unlamamz gerekmiyor. Bu tr derin entelektel abalar, kendi rollerini,
muhafaza etme, dntrme ya da tahrip etme ilerinde kullanyorlar. Szge
lii, Avrupa'nn tarihi, Augustine'ci ilk gnah doktrinine, ilahi inayet inan
cna ve sonraki dnemlerdeki Katolik Kilisesi'nin misyonuna yakndan ba
klmadan anlalamaz. Keza, Amerika'nn tarihini anlama abas da, buna
ilave olarak, 1 7 . yzyldaki ngiliz siyaset teorileri ile 1 8. yzyldaki Fransz
dncesini iyi bilmeyi gerektirir. nsanlar, bedenlerindeki molekller tara
fndan olduu kadar dnceleri, akllar (intelligence) ve duygusuz gler/i
tarafndan da ynlendirilirler. Bununla birlikte toplumsal tarih, eitli d-
Z G R L N G R N M L E R i / 53

nemlerde geerli / hakim olan insani tecrbe biimleri zerinde younlar.


Fiziksel artlar, tarzlarn ve temayllerin akn ksmen kontrol eden arkap
lanlrdr, yalnzca. Bu noktada bile, eitli insani tecrbe biimlerini gere
inden fazla entelektalize [salt akla dayal ekillerde izah] etmemeliyiz. n
san teki, Memelilerin en tepesinde yer alan bir hayvandr ve bedeninin al
kanlklarna smsk bal olan zihninin [ruhunun) alkanlklarnn etkisin
den kaamaz.
Bilincimiz, ilev grme biimlerimizi, tarzlarmz balatan bir aktr deil
dir. Belli bir srece dahil olarak, tatminlere ve tatminsizliklere gmlerek ve
yeni amalar tarafndan ya younlamak ya da tersi bir ekilde aktif olarak de
iikler yapmak suretiyle kendimizin [benliimizin) farkna varrz. uur'da te
ekkl ettii varsaylan bu temel prosedr gd olarak adlandracam. Bu
tecrbe biimi, dorudan mnferit ve evresel kaltm'dan neet eder. Ayrca,
igd ve entelektel mayalanma tamamlandktan sonra, ardndan igd ile
akl'n bulumas neticesinde teekkl eden bir vaka gerekleir. Bu vakay
da, Erdem olarak adlandracam. Bu, verili artlardan kalkarak kendi oluu
munu tamamlayabilmek iin entelektel mayalanma srecinde dntrc
bir arac olarak ileyecek erdemin ilevidir. Bylelikle, sosyal kurumlar anla
yabilmek iin sacayandan oluan genel bir insan tabiat portresi karma
mz gerekiyor. Bunlar, gd, Akl (intelligence) ve Erdem'dir.
Ancak bu ayrm, ok keskin bir ekilde yaplmamal. Kald ki, entelekt
el faaliyetin bizzat kendisi, kaltmsal bir faktrdr. Biz z-bilincimizin aba
syla dnce eylemini balatmyoruz. Tpk kendimizi nasl nefes alr bir va
ziyette, gnein batn seyreder bir vaziyette buluyorsak, ayn ekilde, kendi
mizi dnr bir halde de buluyoruz. Dolaysyla, dncenin zerklii olduk
a snrldr; zaman zaman nemsenmezdir ve genellikle bilincin eiinin te
sine taar: Bir milletin dnme biimleri, duygusal tepki verme biimleri ka
dar insiyakidir, yani bir rutine tabidir. Ama oumuz, rutinin tesine taan
dncenin kendiliindenlii olgusuna inanrz. Aksi takdirde, dnce z
grl konusundaki ahlaki iddiann bir anlam olmaz. Dncenin kendili
indenlii olgusu, buna mukabil, varln ve yeterliliini muhafaza edebilme
si iin kontrole tabidir. Bu tr bir kontrol, self-determinasyonun ksmi lt-
54 / S O S Y O LOJ i K D N CE N i N S E R V E N L E R i

larn azaltan ya da artran btn'n gerektirdii bir gerekliktir. Btn, mu


rat ettii eyi belirler; dolaysyla, doasnda varolan kendiliindenlik ltla
rna grece nem atfeder. Bu nihai belirlenim, onun Erdem'idir; ya da baka
bir ifadeyle, tevars edilen faktrler tarafndan tayin edilen snrlaryla kendi
tabiatna ait olan onun sbjektif amacdr.
Erdem, nihii.i self-determinasyonda etkin klnan delilin apyla orantl
bir eydir. Entelektel operasyonlar, mantksal olarak tutarl bir sisteme yer
letiren temel insiyaki tecrbe gereklerinden neet eden fikirlerin koordi
nasyonuyla teekkl eder. N iteliksel zellikleri bu ekilde koordine edilen bu
gerekler, nihii.i self-determinasyonda nem kazanr. Temel / birincil gerek
ler, eylerin artc / kafa kartrc ynlerini entelektel bakmdan ikinci
derecede nem arzeden bir konuma iterek saf d brakacak ekilde seildik
leri zaman, bu entelektel koordinasyon gerekletirilir. Bu nedenledir ki,
entelektel faaliyet, Erdem adna yeerip kk salmaya son derece mtema
yildir. Anlamak, bir dereceye kadar, entelektel tutarszlk arkaplann her
zaman dta brakmaktr. Fakat erdem, -yokluu veya atlanmas durumunda
entelektel sistemin srekli sorun yaayaca- daha derinlikli bir anlama a
basnn izini srmektir. Bu yzden, gd, Akl ve Erdem'den oluan bu
unsur, asla paralanamaz. Entegre olurlar, tepki verirler ve melez faktrlerle
karrlar. Bu, btn'n, paralarndan; paralarnn da, btn'den domas
dr. Sosyal kurumlar, ykselilerini, zirveye klarn ve de geilerini
deerlendirirken, hikayeyi ilerletebilmek iin tabii glerle ibirlii yapan
igd, akl ve erdem trlerini tahmin etmek zorundayz. Akll kiilerin ap
tallklar, ak-fikirlilikleri ve dar-grllkleri, pek ok felaketin fitilini
akmtr.
Yazl tarihte ne kadar uzaa gidersek gidelim, salt hayvani vahilikten bir
hayli uzak olan, insanln en yksek derecede ilev grd bir dnemin
iindeyiz. Ayrca, bu dnemin iinde, insanln, doutan gelen zihinsel ka
pasitesi bakmndan bir hayli gelitiini gsterebilmek zordur. Yine de, evre
nin dncenin hizmetine sunduu gerelerin olaanst bir ekilde oald
phe gtrmez bir gerektir. Bu gereler, balklar halinde yle sralana
bilir: Fiziksel ve zihinsel iletiim biimleri, yaz, belgelerin korunmas, eitli
Z O R L N G R N M LERi / 55

edebiyat trleri, eletirel dnce, sistematik dnce, inac dnce, tarih,


farkl dillerin mukayesesi, matematiksel sembolizm, fiziksel durum sunan ile
ri teknoloji. Bu liste, aktr ki, ksmen geersiz ve nen gereleri de ier
mektedir. Ama elimizin altnda dnce melekelerine ve dnce iin neri
!ere sahip olduumuz eitli yollarn varln hatrlatyor bize; ki bunlar, biz
den 2.00Q yldan 5.000 yla kadar geniletebileceimiz dnyann herhangi bir
yerinde yaayan nceki insanlarn sahip olduklarnn ok ok tesindedir.
Gerekten de, son iki yzyl, insanlk baka bir eye dnmedii / yokolma
<l srece, yeni bir dnem yaratabilecek apta yepyeni gereler ilave etmi
tir. Elbette ki, bu gerelerin byk bir ksm, iki- bin yl nce halihazrda
gelitirilmiti. Burada nemli olan nokta, insanln tabii zekasnda herhangi
bir dzelmenin gerekletiinden phe etmemize yol aacak frsatlar olutu
ran bu bin yln nde gelen kiilerinin bu gereleri parlak bir ekilde kullan
malardr.
Bununla birlikte, btn bu tasvirlerden kardm total sonu, bizden n
cekilerin kendilerini tevars ettikleri kurumlara intibak ettirilerindeki apa
k basitliktir. Byk lde bu intibak, bir zaman meselesiydi; ksacas, insi
yakiydi. Yine de, keif hakknda bir naiflik vard: Srpriz. Msrllar, despota
yntemlerle ynetildiklerini ya da din adamlarnn kraliyetin gcn snr
!andrdklarn muhtemelen bilmiyorlard. Zira, ister gerek, isterse hayal d
zemlinde olsun [mukayese yapabilmelerini mmkn klabilecek bir] kontrast
olarak bir alternatif yoktu nlerinde. Siyaset felsefesine ilikin dncelerin
de, karnca yuvasnda hakim olan "siyaset dncesi"ne yakndlar.
Bu gerein bir baka yn de uydu: Bu tr toplumlarda, bireysel zgr
le deil, izafilie daha fazla vurgu yaplyordu. Gerekten de, bu ilk merha
lelerde, zgrlk, handiyse anlamsz bir fikirdir. Eylem de, temayl de, atalar
dan kalan ibirlii (koordinasyon) anlayna dayanan bir igdden kaynak
lanyordu. Bu tr toplumlarda, eylemde ibirliini empoze eden tevars edil
mi izafiliin sonucu olmayan ey, ykc kaostu. Yabanc gruplar, o vakitler,
kt gzle baklan, grlen gruplard. Enerjik bir kahin, burada varolan co
ku dolu vasat yerle bir etmiti. Samuel'in manevi miraslar bugn halen ya
yorlar; bir arkaik bela olarak bizimle birlikteler.
56 / S O S YO LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

1 .4.3. Bu epizotlardan birini, zgrln kefinde izleyebiliriz. lsa-Me


sih'ten 14 yzyl nce, [Eski Msr medeniyetinde eski Tanrlar reddederek
yerine Gnee Tapcl yerletiren) Msr Kral Akhenaton, kantlarn sy
lediine baklrsa, kendileri iin dnen ve tevars edilen dini fikirlerin te
sinde bir adm atan ileri bir gruba aitti. zgr dnce ltlar olan bu tr
gruplar, binlerce yl nce kimi zaman baarl, kimi zaman baarsz olarak pek
ok kez varolmu olmalydlar. Aksi takdirde, dncesiz geleneklerin eitli
ekillerde adaptasyonundan farkl olan medeniyete gei hibir zaman gerek
lemeyebilirdi. Arlarn ve karncalarn da, eitli sosyal rgtlenmeleri var
dr; ama imdiye kadar bu tr'lerden hibirinin hibir anlamda medeniletii
ni duymadk. Sosyal geleneklerine dncesizce adapte olmaktan honut olu
yor olabilirler. Ne olursa olsun, sonuta, zgrlk ltlar, bizim alglayabile
ceimiz dzeyin altndadr. Ancak, zgrln tecrbe eden Akhenaton, biz
biliyoruz ki, bu tr bir zgrlk kavrayna sahip deildi. Arkeoloji, Akhena
ton'un fikirlerini btn Msr toplumunun dnceleri ve gelenekleri zerine
tavizsizce tatbik etmeye altn gsteren deliller sunuyor nmze. Ama
Akhenaton, tabii olarak, baarl olamad; nk byk bir tepkiyle karla
mt. Fakat reaksiyonlar, hibir zaman amalarn tastamam gerekletirme
yi baaramazlar., Dolaysyla, elimizdeki kantlarn ayrt etmekte baarl ola
mad btn ihtimallerin ayn derecede geerliliini koruyabilecei bir du
rumla kar karyayz.
Buna mukabil, daha baarl olan bir dier grup, Msr'daki bu dnemden
8-9 yzyl sonra gelen Musevi peygamberlerdi. Zamann ktlklerinin tr
manma eilimi gstermesi zerine ortaya kan Musevi peygamberler, ahlaki
sezginin ifadesi olarak bir zgrlk tatbik etmiler ve kendi dncelerinin so
nularn temsil eden Yehova karakterini icat etmilerdi. Bizim uygarlmz,
hem M srllara, hem de Musevi peygamberlere, bizim ifade edebileceimiz
den ok daha fazla eyler borludur. Bunlar, tarihin akn gerek anlamda
deitiren az aydaki gruplardan biridir. Byk bakaldrlar, benzer baka or
tamlarda ortaya kan bir dizi bireyin yerine geer; dolaysyla tarih, oklukla
yalnzca isimlerin deimesinden ibarettir. brani peygamberleri, gerekten
byk tarihsel deiikliklere nayak oldular; ve henz nadir olan ey, daha
Z G R L N G R N M LERi / 5 7

iyiye doru bir deiimin yaanmasdr; ancak, peygamberlerin Yehova'snn


bak asna zgrlk kavram hibir zaman girememiti. Hogrszlk, ah
laki evki tehdit. eden bir gnahtr. Hogrnn tastamam bir ahlaki evkle
ilk nemli telaffuzu, birka yzyl sonra, Burak ve Buday Meselleri'nde sz
konusu edilmitir.
Daha sonraki dnemlerde zgrlk abalarn engelleyen hogrszlk
rnekleri, Constantine tarafndan kurulmasndan sonra Hristiyan Kilisesi ve
Luther ile Kalven'in rehberliindeki Protestanlar tarafndan ortaya konmu
tur. Reformasyon dneminde insanlk, her eyi daha iyi bilmeye / kavramaya
balad ve reformcular hakkndaki yardmseverlik kanaatini ypranmaya ba
lad. Ama o zamanlar yardmseverlik, hogryle yakn ilikisi olan bir erdem
olarak kabul ediliyordu; o yzden, bu dnemi yorumlarken dikkatli olmak zo
rundayz. nk, genelde hogr, gler yzl ortodoksiyle iliki iinde olan
bir kavramdr. Modem hogrnn havarileri, -imdiye kadar varolduu ka
daryla- Erasmus, Quaker'lar ve John Locke'tur. Bu insanlar, her laboratuar
da, her kilisede ve her hukuk mahkemesinde saygyla anlmaldr. Bununla
birlikte, 1 7 . yzyln en byk devlet adamlarnn ve John Locke da dahil en
byk dnrlerinin pek ounun hayatlarn, Hollanda Devleti'nde yaygn
olarak tatbik edilen hogrye borlu olduklarn hatrlamak zorundayz.
Elbette ki bu kiiler, o hayranlk uyandran fikirlerinin asl reticileri de
illerdi. Bu fikirlerin kkenlerini bulabilmek iin, bunlarn 2.000 yl gerisine
gitmek zorundayz. Bir fikrin gelenek tarafndan kabul edilmesi ve an'anevi
lemesi, olduka yava gerekleir. Bununla birlikte, her eyden nce, yukar
da zikrettiimiz rneklerin din'le ilgili olduuna dikkat sarfetmeliyiz. Tabii
olarak, aktif ve tefekkre dayal baka davran biimleri de vardr. Atinal
lar, sosyal davrann eit/lilik/leri asndan hogrnn neminin aka
tanmann ilk canl rneini sundular. Kadim medeniyetlerin de, bu balam
da pek ok pratik rnek gelitirdikleri konusunda kuku yok. Szgelii, Babil
ve Ninova gibi byk metropolitan ehirlerde sosyal davrann ayrntl ola
rak gzetlenebildiine inanmak gerekten zordur. te yandan, Msr'daki ha
yat tarzlarnn da sk bir ekilde organize edildii anlalyor. Bununla birlik
te, sosyal hogrnn ilk aka savunusunu, yksek bir medeniyetin bir ge-
58 / S O SYOLOJ i K D N C EN i N SERVEN LERi

rei olarak, Thucydides'in naklettii gibi Pericles'in konumasnda buluyoruz.


Bu konumada, bireysel mensuplarnn davran zgrln baaryla koru
yan rgtl bir toplum anlay sz konusu ediliyor. Pericles'in bu konuma
sndan yaklak 50 yl sonra, ayn grup iinde yer alan Eflatun'un, btn z
grlk iddialarnn kaynaklanmas, bavurmas gereken daha derin bir dn
ce gelitirdiini gryoruz. Eflatun'un Kfnat'taki genel psiik [ruhi] faktrler
kavram, bu faktrlere btn kendiliindenliklerin kayna ve kanlmaz
olarak btn hayatn ve hareketin temeli olarak vurgu yapyordu. Dolaysy
la, insann ruhi faaliyeti, geici dnya iindeki harikulade uyumlarn kken
lerini ihtiva eder. nsan toplumunun sona ermesi, bu tr "ruhi" enerj ilerin
yok edilmesi demektir. Ancak kendiliindenlik, ruhun (soul) zne dair bir
eydir. Bu genel bak, sosyal zgrln nemi hakknda Eflatuncu dnce
biimlerinden karlan bir argmandr.
Eflatun'un kendi yazlar, deruni dnce (contemplation) zgrlnn
ve bu deruni dnce tecrbelerinin iletiimi / nakledilmesi hrriyetinin uzun
zamandr beklenen bir savunusunu tekil eder. Bu hakkn srarl bfr ekilde
tatbikata konulmas iin yaad Sokrates ve Eflatun. Ve Socrates, bu uurda
hayatn kaybetti. Baz istisnai pasajlar olsa da, Socrates ile Eflatun Diyalog
lar'n btnnde, dnce tarzlarn ve usullerini vuzuha kavuturmakt. me
guldrler. Diyaloglar'da, dorudan zel bir fiile tercme edilebilecek tek bir
pasaj bulmak bile zordur. Republic !Trke'de Devlet) balkl kitabnda vard
sonular, yalnzca semavi alemde ileyebilecek sonulardr. Bunun en b
yk istisnas, Ege blgesinde o zaman hakim / yaygn olan kk ehir-devlet
lerinin kurulmas iin ayrntl bir pratik ema sunan Yasalar balkl kitabdr.
Oysa Thucydides'in Pericles'i, te tarafa vurgu yapar. Mnferit yurttalarn
faaliyetleri hakknda dnr. Bu konuma'dan kan kendine zg medeni
yet anlay, btn faaliyetlerin estetik bir amac olduu fikrine vurgu yapan
bir medeniyet anlaydr. Burada, g / iktidar kavramlaryla konuan bir
Barbar vardr kamzda: Pericles, yumruk skan bir spermen dler. ltihas
n, Carlyle'in tipi'nin sentimental ahlakyla cilalar. Ama kanlmaz olarak
"nihai iyi"si, kendisini dier iradelere dayatan bir irade anlaydr. Bu, dpe
dz entelektel barbarlktr. Periclesi ideal, tabiatn gz kamatrc gcn
Z O R L N GRN M LE R i / 5 9

andran ikna edici gzelliin d yzeyiyle / d grnyle rlen bir ey


lem'dir.
zgrln teekkl, salt entelektel savunmadan ok daha fazla ey ge
rektirir. Eflatun, her eyden te ve nce, insanlara, medeniyetin bu zorunlu
unsurunu tantmtr. Zira Eflatun, kendine zg zgn bir dnme biimi
nin varln gstermi ve gerekelerini bu dnme biiminin doruluunu
ve haklln gsterecek ekilde ifade etmitir; ki zgr bir toplum, ancak bu
dnme biimi ile tesis edilebilir. Diyaloglar'na, aklmzla (intellect) idrak
edemeyeceimiz Kfnat'n eitlilii / derinlii duygusu nffiz etmitir; ve Ye
dinci Mektup'unda, tutarl bir felsefi sistemin mmkn olduunu ak-seik
bir ekilde reddetmitir. Yazlarnn sunduu ders, akli olarak tutarl ve bir e
kilde uygulanabilir btn bak alarnn, kainatn anlalmas abasna kat
kda bulunacak bir eylere sahip olduu ve ayn zamanda, plak gerekliin
"btn/ln/ ihata etmeyi baaramayan naksalar bulunduu gereidir.
Hogrnn grevi, gelecei bekleyen yenilik bolluuna ve idrak / gr ala
nmz aan elde edilmi gerekliin karmaklna sonsuz bir saygdr.
Bylelikle, bu iki karakter tipi, fiilen zgrl savunan karakter tiplerin
den kesinkes tecrit ve tefrik edilmelidir. Bu karakter tiplerinden biri, herhan
gi bir hakikat ltnn elde edilebileceinden umudunu kesen pheci
ler'dir. Aktr ki, bu mizata olan kiilerin, dncenin bu balamda hesaba
katlmas gerektiine inanan kiilere verebilecekleri bir mesaj lar yoktur. Yi
ne, hogrsz bir zihniyetle zgrlk aray, kiinin bindii dal kesmesi de
mektir. Zira zgrln savunusunu yapmak iin sahip olunan btn bu mu
hayyile, bilgi ve edebi parlaklk donanmnn, Milton'n hayat, benimsenen
davay ilerletebilecei kadar geriletebileceine muhtemelen iyi bir rnektir.
nk Milton, asl meselenin hogrszlk olduu bir zihni erevenin sa
vunusunu yapar.
Antik paganizm/in dnyas, inanlar konusunda hogrlyd. Tabii ki,
eylemlerinizin sylemlerinizle uyumlu olmas, speklasyonlarnzn fazla dik
kat ekmemesi artyla. Gerekten de, btnyle igdye dayal sosyal ili
kilerin tesine taan ilerlemenin iaretlerinden biri, speklatif [felsefi] dn
cenin ykc etkilerine kar duyulan rahatszlk hissiydi. nanlar, ayn anda
60 / SOS YOLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

hem speklasyonun bir sonucudur, hem de speklasyonu kontrol altna alma


abalarnn. Ama inanlar, speklasyona her zaman msaitti/r. Speklasyo
nun ncesinde, herhangi bir inan varolamaz. Nerde bir inan varsa, hemen
ke banda ya da mezarda yatan bir heretik [mevcut inanlara aykr kii]
vardr. Msr, Mezopotamya ve Hitit gibi byk imparatorluklarn doduklar
yerlerde ve denizciliin kefiyle birlikte, rklarn [toplumlarn, kltrlerin]
birbirleriyle temasa gemesi, insanlar arasnda kaba mukayeseler yapmay ve
sonuta bu mukayeselerin speklatif dnceye dnmesini mmkn kld.
Nerede bir beklenti yoksa, deiim ansa kalm demektir ve bu ihmalin orta
snda btn beklentilerin snp gitmesi mukadderdir. Allah'tan ki ncil, bu
srecin fragmanlarnn bir dm noktasnda kabiliyetli bir rk derinden et
kilediini anlatr bize. lncil'deki bu kaytlar, daha sonraki zamanlarn zihni
yetine sahip "editr"ler [derlemeciler] tarafndan yazlmtr. Dolaysyla, mo
dem bilim adamlarnn grevi, Hamlet ve Macbeth oyunlarndan Danimarka
ve lskoya'nn yeniden aa karma abalarn andran zorlu bir grevdir.
llk antagonizmalarn (husumetlerin) mevcut karmaay rasyonalize edecek
[hem aklayacak, hem de aklayacak] speklatif [felsefi] abalara dnt
n grebiliriz. Keza, Sleyman ve Saba Melikesi'nin servenlerini izleyebili
riz. Job'un ve arkadalarnn meditasyonlar, peygamberane kitaplar ve n
cil'in "erdem" bablar bahis konusudur. Ve 6 yzyl bir atlamayla, hikayenin
bir versiyonu sona ererken; bir baka versiyonu, znik Konsili'yle birlikte bir
inancn hikayesi balar.
1 .4.4. Yunan uygarlnn ksa bamszlk evresindeki epizotu yeni bir
durum yaratt. Speklasyon, artk aka kabul edildi ve iddetle tatbik edil
di. Deiik biimleri ve yntemleri kefedildi. Greklerin kendilerinden nce
kileriyle ilikileri, modem sanayi devriminin son 50 ylndaki ikinci evresin
den; gerekte, 1 5 . yzyldan 19. yzyln sonuna kadar geen uzun yzyllarda
inatla varln srdrd sreteki etki zaman ve younluunu andran bir
benzerlik arzeder.
Helenik kltr epizotundan tevars etmesi nedeniyle Roma imparatorlu
u, zgrlk problemine ve yan sra skn eden sosyal kurumlar sorununa
yaklamnda kendinden ncekilerden ok daha fazla ben-idrakine sahipti.
Z G R L N GRN M L ERi / 6 1

Bat Avrupa'y ilgilendirmesi bakmndan, ortaa medeniyetinin kkeni,


mparator Augustus ile Aziz Pavlus'un Seyahatlerine kadar gtrlmelidir.
Bizans, Samiler ve Msr havzas iin bu tarih, Byk 1skender'in lmne ve
Grek-Msr bilim ve dnce rnesansna kadar gerilere gtrlmelidir. Au
gustus'tan sonraki ilk iki yzyl, talya'nn merkez olduu ilk alan, tartmasz
ok daha nemliydi. Latin edebiyat, Helenik kltrn ortaa dnme bi
imlerine tercme edilmesidir; ve Fransz Devrimi'nin sona ermesine kadar
sren geni bir zaman dilimine yaylr. Lucretius, iero ve Virgil, her ne ka
dar Sami unsurdan yoksun olsalar da, Helenik edebiyat ve dnceyle iliki
leri bakmndan ortaaa mensuptular. Bu ilk Latin dneminden sonra, d
nceye katkda bulunan Augustine hari, pagan, Hristiyan ve Muhammetan
[Mslman], dikkate deer btn kiiler, ark dini'ne mensup kiilerdi. Son
olarak, ark medeniyeti, Tatar ve Trklerin uzun sreli etkileri nedeniyle
kerken, kltrn merkezi bir kez daha batya doru kaymaya balar. Bu
mterek kltrn -ark, Latin ve ge [modem] Avrupa kltrlerinin- en ok
dikkat eken zellikleri, ilmi bilgi geleneklerine sahip olmalar, Helenik spe
klasyonun dini [teolojik] formlarla yeniden-ifade edilmesiyle tekrarlanmas,
insani umutlara vurgu yapan nc bir edebiyat, merakn mesleki alkanlkla
ra kanalize edilmesi ve -Bat'da- yeni bir akl mertebesi'nin eitli sosyal ku
rumlarn gelimesinde kendini gstermesi gibi zelliklerdir. nsanln ilerle
mesini "kurtaran", ite bu son faktrdr.
Sosyal kurumlarn oluumuyla belirginleen bu yeni dnem, tedrici olarak
gerekleti. Ama bu dnem, btn ehemmiyetiyle tam olarak anlalamam
tr henz. Sosyal felsefe, uygun ilkeleri henz kavrayamad; o yzden, bugn
bile her olay, zel bir vaka olarak alglanyor. Ama bu, zgrlk problemini
dntrmtr. Yenilik, zel gruplarn amalarn tecessm ettiren ve her
hangi bir politik devletin ya da devletin bir parasn oluturan kabilevi bir
liin tecessm olan genel amalaryla ilgilenmeyen temel sosyal kurumlarn
bilinli ve kararl bir ekilde kurulmasyla gerekleir. Elbette ki btn byk
imparatorluklar, birbirinden farkl kabilelerle, geleneklerle (custom) ve d
nce biimleriyle temasa geerler. Ama erken rneklerde, her tabi rkn [hal
kn], kompleks bir imparatorlukta kendine zg bir stats vard ve prosedr-
62 / SOS YOLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

ler asndan imparatorluk sisteminin bir parasyd. Ayrca, herhangi bir im


paratorluktaki her halk, kendine zg zelliklere sahip, belli bir zaman iin
de oluan, ncekilerden tevars edilen ve tolere edilen kompleks davran bi
imleri gelitirmitir. Grek ehir-devletleri gibi daha kk birimler rnein
de, btn mterek eylemlerin devlet politikasnn bir unsuru olduu trl
olaylarn vuku bulmasn salayan belli baz artlara sahip olduunu gryo
ruz. Szgelii, hrriyet mnferitti, asla mterek deildi. ster dini ister sek
ler olsun, btn ibirlii abalar, itimai ya da aterkildi. "Sezar'n hakk Se
zar'a, Tanr'nn hakk Tanr'ya" z-deyii, Tiberius'un hkmranl zamann
da sa-Mesih tarafndan sylenmiti; drt yz yl ce yaayan Eflatun tarafn
dan deil. Bu szn asl niyeti ne kadar snrl [bir alan kaplam] olursa ol
sun, Tanr, ok gemeden, Sezar'dan btnyle bamsz bir rgtlenme ilke
si olarak alglanmt.
Socrates ile Aziz Pavlus'un lmleri arasndaki benzerlikler :ve farkllklar
hakknda spekle etmek ilgin olabilir. kisi de "ehit" olmutu. Socrates, spe
klatif [felsefi] grlerinin, toplum hayatna aykr olduu, zarar verecei ge
rekesiyle ldrlmt. Cladius'un veya Nero'nun ya da Galba'nn ajanlar
nn, Tanr'nn insana sunduu hayat ilkeleri olan Aziz Pavlus'un sepklatif fi.
kirlerine yeterince ilgi gsterdiklerine inanmak zordur. Daha sonralar yaa
yan Lucian'n fikirleri, en az Aziz Pavlus'unki kadar ortodoks-olmayan fikir
lerdi. Ama [Socrates veya Aziz Pavlus gibi ldrlmek yerine] yatanda l
mt. Ne talihsizliktir ki, gittii her yerde arkasnda rgtl gruplar [cema
atler] brakan Aziz Pavlus, devletin amalaryla rtmeyen kimi faaliyetlere
dalmt. Dolaysyla, popler nyargya sempati duyan imparatorluun ajan
lar, Aziz Pavlus'un bu teebbslerinden rkmler ve kayg duymaya bala
mlard. Gerekten de, yarm asr sonra, Roma mparatorlarnn en iyilerin
den birinin bu konuda neler dndn tam olarak biliyoruz. mparator
Trajan, gen Pliny'ye yazd bir mektupta, Hristiyan Teolojisini, ipe sapa
gelmez, ie yaramaz bir samalk olarak reddeder. Geleneksel olarak Devlet'le
Din arasnda varolan mevcut ilikiyi tersyz edebilecek ak bir faaliyet sz
konusu olmadn dnd iin olsa gerek, Hristiyanlarn gruplar halinde
rgtlenmelerine ilgisiz kalmtr. Ama yine de Hristiyanlarn, mevcut siya-
Z G R L N G R N M LERi / 63

set felsefesine uygun bir felsefeye sahip olmadklarn ve ho grlemez m


terek faaliyetler iinde bulunduklarn grr. Dolaysyla, eer artlar gerekti
rirse, Hristiyanlarn sorgulanmalar ve faaliyetleri gerekten gze batmaya
balarsa cezalandrlmalar arttr, kanlmazdr. Nero'dan Trajan'a kadar Ro
ma mparatorluu'ndaki Hristiyanlarla modern Amerika'daki Komnistleri
karlatrmak ilgin olabilir.
Trajan, kendini, anlalamam, gerekten henz anlalamam yeni bir
dnemin belli belirsiz douuyla megul olan iyi bir devlet adam olarak g
rr. nsanln eski [dnemlerdeki) rgtlenmesi, Helenizm'in neden olduu
yeni bir entelektalite ufkunun etkisiyle gerekletirilmekteydi. Esas itibariy
le, kr miras'tan devirilen ve ancak daha sonralar akl tarafndan ayrntl
olarak gzden geirilen ve yorumlanan bir dizi faaliyetten sonra gerekletiri
len rgtlenmeler, temelde mnferit, yani Devlet'le ilgisi olmayan amalarn
_
entelektel olarak deerlendirilmesi esasna dayanan dier rgtlenme tiple
rinin yaratt okla yz yze gelecektir. Henry Osborn Taylor'n "akli muha
sebe" olarak adlandrd ey, insan rgtlenmesinde belirleyici byk bir g
olmaya balyor. Elbette ki, Eflatun ve Aristo, harikulade lde ve lekte
bir "akli muhasebe" [ve muhakeme] rnei ortaya koymulard. Ne var ki, yal
nzca bir grup dnr, siyasi bir g tekil etmez ve teekkl ettiremez. D
ncenin eylemi yakalamasndan nce, yzyllarn, kimi zaman da bin ylla
rn gemesi gerekmitir. Aristo'nun elyazmas metinlerinin iki yz yl bir
mahzende saklandnn rivayet edilmesi ve bugne kadar bile Eflatun'un esas
itibariyle, dini bir mistik ve stn bir edebi sanat olarak deerlendirilmesi,
bu boluun [dncedeki kesintinin] tipik rnekleridir. Bu son alglama bi
imlerinde Eflatun, yaratt dnyay deil, devrald dnyay temsil eden bir
dnr olarak resmedilir. Tabii ki bunlar, belki de, Eflatun'un dncesinin
ve dnr kiiliinin en iyi ynleridir. Ama unutmamak gerekir ki, Eflatun
iki ayr rol de oynam bir dnrd.
Aslnda, Roma mparatorluu'ndaki durum, yeni bir durumdu. Pericles,
olduka dar snrlar iine hapsedilmi belli bir medenilemi tip'in mnferit
eylemlerin zgrlnn savunusunu yapmt. Eflatun ise, deruni dnce
zgrl iddiasn seslendirmitir. Ama mparatorluk, mteek eylem zgr-
64 / S O S Y O LOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

l iddiasyla kar karya gelmiti. O zamandan gnmze kadarki srete


modem siyasi tarih, Devlet'e kar gelitirilen zorlu bakaldrlarn ve ksmi
tavizlerin kafa kartrc bir hikayesidir. mparatorluk, eski Kutsal mparator
doktrinini yeniden kabul ve tesis etmiti; ama ayn zamanda da, Stoac Tabi
atn Sesi doktrinini hukuki bir ilke olarak benimsemiti. Ortaalar, iki kl
doktrinini uzlatrd. Son zamanlardaysa, Devlet, var gcyle yasal egemenlik
doktrinini hayata geirme sava veriyor. 1 7 . ve 18. yzyllarn [siyasi) dn
cesi, siyaset felsefesini, "Temel Szleme" ad altnda rasyonelletirmiti. Bu
kavramn, olduka zor/lu bir kavram olduu [zorlu mcadelelerden sonra ha
yata geirilebilecei) anlald. Ama bu teebbs, sonunda, ngiliz Krallnda
ki Stuart'lar dneminin romantik bir hikaye olarak anlmasn salam,
Amerikan Cumhuriyeti'nin kurulmasn tetiklemi ve Fransz Devrimi'ni ha
zrlamt. Gerekten de bu, tarihin tank olduu, zamanlamas en iyi ayarlan
m fikirlerden biriydi. Bu fikrin zayf taraf, akli muhasebenin neminin kav
rand dneme kadar geriye gtrlebiliyor olmas ve akln, herhangi bir yer
de ve zamanda sahip olduu siyasi nemi abartmasdr. Burada antagonistik
[bitmez tkenmez atmalarn yaanmasna yol aan) doktrin, Kutsal mpa
rator'un kabusu olan "Krallarn llahi Haklar" doktriniydi.
1 .4.5. Siyaset felsefesi, itidal doktrininden muaf olan bir felsefe olduunu
iddia edemez. Snrsz zgrlk, zorunlu ibirliinin yokluu anlamna gelir.
nsan toplumu, zor kullanmann sz konusu olmad durumlarda mnferit
duygular, amalar, tutkular ve eylemlerin tatmin edici dnyasnn kucana
atar kendisini. Medeniyet, kitlelerin bu talihli karlkl adaptasyonu gerek
letirmeyi baardklar toplumlarda vcut bulabilir, ancak. Ne yazk ki, az da
olsa aykr bireysel davranlar, kontrol edilmedikleri zaman, sosyal yapy alt
st edebilirler. Kendi karakterine sahip insanlar arasndan birka adam ve ay
n eylemleri yapan ok sayda kii, her toplumda varolabilen anti-sosyal tip
lerdir. Zor kullanmann gerekli olduu ve zor kullanmann zgrlkleri snr
lad plak gereinden kamak zordur.
Buradan kan sonu, zgrlk ile zor kullanmay toplumsal dzlemde ay
n anda harmanlayabilen bir doktrine ihtiya duyulduudur. ok iyi vuzuha
kavuturulamayan bir zgrlk talebi, yzeysel bir felsefi meseledir; ve stan-
Z G R L N G R N M L E R i / 65

dart llere uyulmas ars da, kendi iinde elikili ve ayn lde zarar
ldr. Gelmi gemi btn toplumlarn artlarna uyabilecek ve uygulanabi
lecek ekilde bu sorunu zebilecek tek bir zm ihtimal ddr. Kendimizi
burada, meseleyi Bat uygarlna, Avrupa veya Amerika versiyonlarna
uyarlayabilecek ekilde nasl ele alp gelitirebileceimizle snrlamak duru
mundayz.
Kabaca konumak gerekirse, bu zmn temel nerisi, profesyonel nite
liklere sahip ve bu nitelikleri tam olarak hayata geirebilecek ekilde kurula
cak kurumlarn yaygn olarak datlmasn ngrr. Aktr ki burada, eitli
i'lerin mesleklere dntrlmesi (kanalize edilmesi) n arttr. Burada Mes
lek, fiilleri teorik analize tabi tutulan ve bu analizden karlan teorik sonu
larla deiiklikler yaplan bir megale anlamna gelir. Bu analiz, megalenin
amalarn ve bu amalara ulama fiillerinin adaptasyonunu dikkate almak zo
rundadr. Bu tr bir eletiri, eylerin tabiatlarna dair belli bir anlama abas
na dayanmaldr ki, ortaya konan eylemin [eletiri eyleminin] sonular kesti
rilebilsin. Dolaysyla, teoriye dayanan ngr ile eylerin tabiatlarnn anla
lmas abasna dayanan teori, bir meslek iin zorunlu olan iki temel esastr.
Keza, bir meslein amalar, basit bir belirlenmi amalar ynndan ibaret
deildir. Tbbn tarifi demek olan, hastaln tedavisi gibi bir genel ama ol
maldr. Ancak, insan bedeni, eitli yollarla biyolojik shhate kavuturulabi
lir de, daha kt bir duruma getirilebilir de. O bakmdan, her olayda, ksmen
eer elde edilebilirse kendine zg bir neme sahip olan, ksmen de elde edi
len eyin uygulanabilirliine dayanan zenle ve zellikle seilmi amalar lis
tesinin olmas kanlmazdr. ite bu nedenledir ki, bir meslein pratii, onun
teorik ncllerinin veya temellerinin anlalmasndan bamsz dnlemez.
Bunun tersi de dorudur, elbette. Bununla birlikte, yalnzca -rnein cerrahi
gibi- bir meslek alannda deil, ayn zamanda, ya bu meslein teorik olarak
aratrlmas ya da mevcut pratiine younlalmas gibi ilere ynelerek daha
fazla uzmanlamaya gidilmesinin gerekli olduunu dnyoruz.
Bir meslein anti-tezi, geleneksel faaliyetlere dayanan ve kiilerin dene
me-yanlma yntemleriyle trl deiikliklere maruz kalan, megale'dir. By
le bir megale bir Zanaat'tr, ya da yalnzca kas gcnn belli bir ynde gele-
66 / S O S YOLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

neksel olarak kullanlmasna dayanan daha dk bireysel beceridir. Kadim


medeniyetlerde zanaatlar yaygnd. Modern hayat, srgit artan bir hzla ken
disini meslekler iinde gruplandryor. Dolaysyla, kadim toplum, cemaat ha
yatnn insiyaki amalar iin gelitirilen zanaatlarn koordine edilmesine da
yal bir toplumdu. Oysa modern toplum, mesleklerin koordinasyonuna daya
l bir toplumdur. Zanaat'la meslek arasnda kesin ve keskin ayrmlar yapabil
mek, elbette ki, tartma gtrmez bir gerektir. Medeniyetin btn aamala
rnda, zanaatlar, inac idrak ltlaryla gelitirilmiti; modern hayat/t/a ha
kim olan meslekler ise, ncekilerden devralnan [mekanik] prosedrlere da
yanr. Sz konusu edilen insan tiplerinin, hayatlarnda, soyut zihniyetin b
yk oranlarda hkmran olduu iddias da doru deildir. Bilakis, yeterli mik
tarda bir zanaatkarlar tabakasnn en iyi insan tiplerini besledii / tekil etti
i anlalyor. 15. 16. ve 1 7 . yzyl Avrupa'snda, genel nfusa oranla parlak
kabiliyetlere sahip bir grup insann besledii toplumun, en harmonik toplum
dzeyine ulat grlyor. Salt zihniyet [yalnzca zihinsel / soyut faaliyet),
gerekleri kavray srecinde kolaylkla bayalaabiliyor [sz konusu toplu
mun nemsiz eylerle uramasna yol aabiliyor].
Bununla birlikte, kendi-kendini idare eden kurumlar araclyla meslek
lerin rgtlenmesi, zgrlk sorununa yeni bir a/lm getiriyor. imdilik, z.
grlk iddiasn dillendiren ve ayn zamanda kontrol tatbik eden ey, ku
rum'dur artk. Eski Msr'da, temsilcileri (agents) araclyla hareket eden Fi
ravunlar [ne olup biteceine] karar verirlerdi. Modern dnyada ise, Devlet'e
atf yapma ihtiyac duymadan hareket kabiliyetine ve gcne sahip olanlar,
eitli kurumlardr. zel amalarla snrl zerk bir kurumla zdeleen bu ye
ni zgrlk biimi, Ortaalarda, zellikle loncalarda rnek olarak ortaya
konmutu. Ki bu dnem, medenilemi deha'nn harikulade bir ekilde geli
mesine sahne olmutu. "zgrle" o zamanlar, -en azndan lngiltere'de- yk
lenen anlam, geleneksel olarak belirlenen eski toplum biimi zerine yeni bir
sosyal yapnn yanstlmasn (projekte edilmesini) resmeder. nk "zgr
lk", genel bir zgrlk anlamna gelmiyordu; zel bir grubun zel bir eylem
alan iinde rgtlenme yetkisi anlamna geliyordu. Bu nedenle "zgrlkler",
kimi zaman genel bir sknt yaratyordu.
Z G R L N G R N M L E R i / 67

Elbette ki Katolik Kilisesi, nce Roma lmparatorluu'yla arpan ve he


saplaan, sonra da ortaa hayatna hkmeden bi byk "zgrlk"t. ilk ev
relerinde, dier zerk toplumlarla uygun teorik ilikisi asndan grlr [de
erlendirilir]. Szgelii, her ne kadar, Konstantin andan nceki Kilise ml
kiyetinin konumu tarihiler tarafndan henz tam olarak vuzuha kavuturu
lamam olsa da, pagan Roma lmparatorluu'nda, Katolik Kilisesi'nin hukuki
statsnn, tarihe karm nceki pagan toplumlarn sahip olduu statyle
benzerlik arzettii anlalyor. Ancak, Ortaalarda Kilise, dier kurumlar
zerinde o kadar muazzam bir ekilde hkmran olacak kadar ykseldi ki, bu
durum, Kilise'nin gcnn, Devlet'in sahip olduu gc kat kat amasna yol
at. Bu nedenle, Kilise'nin sektiler loncalarla ve niversiteler gibi mesleki
kurumlarla kyaslanmas, azametini gz ard eder. Katolik Kilisesi, benzersiz
bir deeri haiz baka bir karaktere de sahipti: Avrupa'yla snrl olmak kaydy
la cihanmuld, yani katolik'ti. Rnesans ncesine kadar, modem anlamda
Avrupa uluslar yoktu. Ama Kilise, btn idari snrlar, btn rki blnme
leri, btn corafi ayrmlar ayordu. Btn rki / milli despotizm biimleri
ne kar muhkem ve muazzam bir meydan okumayd; cihanmul bir "zgr
lk"t Kilise.
1 .4.6. Feodalizmiyle, loncalaryla, niversitesiyle, Katolik Kilisesi'yle bu
ilk kurumsal/lam uygarlk form'u, 16. yzyln balarndan itibaren her ba
kmdan byk bir kn eiindeydi. ister bilim adamlar, isterse tccarlar
olsun, yeni orta snflar, bunlardan hibirine sahip deillerdi, olmayacaklard:
. Onlar, bireyciydiler. Onlar iin niversiteler, ikincil nemi haiz kurumlard;
manastrlar bir ba belasyd, Kilise [Katolik Kilisesi] bir ba belasyd, feoda
lizm bir ba belasyd, loncalar bir ba belasyd. Onlar, muntazam ileyen iyi
bir nizam istiyorlard; bireysel aktiviteleriyle ba baa kalmak istiyorlard. 1 7 .
ve 18. yzyln byk dnrleri, niversitelerden kopuktular. Erasmus, mat
baalar istiyordu. Bacon, Hervey, Descartes, Galileo, Leibnitz, oklukla reak
siyoner olan niversitelerin kolejlerini ["fakltelerini"] deil de, hkmetle-
rin himayesini ya da koruma'sn istiyorlard. Luther, Descartes, Galileo ya da
Leibnitz, yaadklar yeri terk ederlerken, daha iyi bir niversite bulmak iin
deil, daha iyi bir ynetim, yani kendilerini koruyacak bir Dk, cretlerini
68 / S O S Y O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

deyecek bir Prens ya da kendilerine soru sormayacak bir Hollanda Cumhu


riyeti bulmak iin terk ediyorlard. Yine de niversiteler, bu [tahripkar] dei
imden, dier kurumlardan daha az yara alm olarak, daha iyi bir ekilde kur
tularak varlklarn . srdrmeyi baarmlard. niversiteler, ulusal snrlara
hapsedilmi olsalar da, baz bakmlardan bu, onlar iin byk bir zamand. So
nunda zuhur eden ey, kendi zel amalarna younlaan baml unsurlar
olan her kurumsal rgtlenme biimine, - her bakmdan her eyi dikte edebi
len egemen ulus devletlerin ptrak gibi bittii Avrupa'nn modem ulusal r
gtlenmesiydi. Bu, Roma mparatorluu dneminde k sinyalleri veren
daha nceki dnemlere ait insan rgtlenme biiminin yeniden tekrarlanma
syd. Tabii ki, o dnemle bu yeni dnem arasnda muazzam farkllklar vard.
Ama imdi, hibir ey, asla restore edilemiyordu. Gerekte, Kilise'ye kar
gsterilen reaksiyon tam bir fiyaskoydu; nk insanlk, daha nceki medeni
yet formlarnn basitliklerini oktan amt.
Modem dnemin siyaset felsefesi, eski kadim medeniyetlerdeki filozofla
rn ve hukukularn tekrarna dayanan bir geriye gidi hadisesidir. Ortaalar,
Kilise ile Devlet arasndaki ilikilerin basitletirilmi biiminde, farkl ama
lar gden pek ok i-ie gemi kuruma blnm sadakat borlu olan bir me
deniyet problemiyle bouuyordu. Bu, fikirlerin evrensel olarak kk salmas
nn ve mlkiyetin uluslararas lekte dalmnn sunduu kardeliin h
kmferma olduu bir dnyada ok esasl bir sorundu. Protestanlara ve ege
menlere ne kadar ok ey borlu olursa olsun, salt egemen devlet doktrininin
sunduu zm, hem oke edici, hem de ilemeyen bir zmd; zira egemen
devlet, 16. ve 1 7 . yzylda Papaclar "dvmekle" megul olan bir sopa ve tc
carlarn evlerini tespit edip arayan bir jandarma gibi ilev gryordu. Bunun
la birlikte, 1 8. ve 19. yzyllardaki siyaset felsefecilerinde gzlenen bu Peric
les'i bireyselciliin tepkisel zaferinin ortasnda, modem enellektel konula
rn canllna dayanan kurumlar boy gstermeye balamt. Bu kurumlar,
ulusal kurumlar olduklar zamanlarda, eitli uluslar arasndaki, taraf tutmay
gerektirmeyen sorunlarla ilgileniyorlard. Bu zaman dilimi, bilimin zafere
ulat ve evrenselletii yzyllard. Bylelikle bilimsel kurumlar, ekil bak
mndan ulusal olsalar da, gayr- resmi bir evrensel (catholic) birlik kurmular
Z G R L N G R N M LERi / 69

d. Yine, bilimsel aratrmann (scholarship) ve doa biliminin gelimesi,


mesleklerde byk bir dnm yaanmasna yol at. Meslekleri, daha nce
ki zamanlarda yaanan ilerleme merhalesinin ok tesine taacak ekilde en
telektalize etti. Meslekler, daha nce de dikkat ektiimiz gibi, ilkin, gele
neksel bir faaliyet olarak doarlar ve sonra teorinin mesafeli yaklaan tema
ylleri dorultusunda byk bir deiim geirirler. Teoriler, sklkla hataldr;
ve nceki mesleklerden bazlar oklukla yanlmlar ve zorlukla varlklarn
srdrebilmilerdi. Doktrinler, makul karsamalar olarak doarlar ve gemi
in hikmetleri olarak hayatlarn srdrrler. Dolaysyla, eski mesleki pratik
ler, her ne kadar entelektel gnna doru ynelmi olsalar da, gelenekte
kk salmtr. Orada bireyler, meslektalarnn ok tesinde mesafeler kate
derlerdi. Szgelii, Galen'i Vesalius'tan ayran 14 yzyllk sre zarfnda, Av
rupa'daki tbbi uygulamalarn standard, bu c iki insann mktesabatyla
karlatrlamayacak kadar dkt. Vesalius'tan yzyldan daha fazla bir s
re sonra, ngiltere Kral kinci Charles, lm deinde zamann geleneksel,
hibir ie yaramayan tbbi yntemlerini kullanan fizikilerin elinde tam bir i
kence gryordu. Keza, bir tasarm mhendisi olarak Leonardo da Vinci, Va
uban ve James Watt'n gelilerine kadarki o uzunca sre zarfnda rakipsizdi.
Daha nceki yzyllarda, sosyolojik bir gerek olarak, mesleki etki esas itiba
riyle, geleneksel prosedrlerin iinde donup kalan gemiteki akl parltlar
nn karmaasndan ibaretti. Bu, srekli olarak akln igdye dnmesini [ve
donmasn] temsil ediyordu. Ancak, bilimin tam bir zirveye ulamasyla bir
likte, eski mesleklerde gelenek ile akln oynad rolleri bsbtn tersine dn
drd. Bu tersine dndrme ilemiyle mesleki kurumlar, uluslararas bir hayat
kazand. Bu tr her kurum, kendi ulusu iinde uygulama yapar, ama hayat
kaynaklar dnya-leklidir. Dolaysyla ballklar, egemen devletlerin tesi
ne taar.
Belki de bu kurumlarn en nemli fonksiyonu, bireysel mesleki yeterlili
in ve mesleki uygulamann ltlerini denetlemektir. Bu amala, niversite
leri ve daha uzmanlam kurumlar i-ie geiren ve birlikte altran karma
k bir mekanizma kurulmutur. zgrlk sorunu, ite tam bu noktada skn
eder. nk bu mekanizmada sansrlenen ey, yalnzca fikirler (opinion) de-
70 / S O S Y O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

il, ayn zamanda renme ve kabiliyettir. Dolaysyla, daha nemli dnce


alanlarnda kanaat belirtmek serbesttir; uygulamadaki byk farkllamalar da
yine yle. Profesyonel cemaatlere, bireylere yklenen arlk / yk/mllk
leinde ve kolaylkla bahedilebilen eylem zgrl iin objektif bilgi su
nulur. Yaplan her ey, genel profesyonel kanaatin testine tabidir ve bu ku
rumlar a araclyla gerekletirilir. Dahas, daha geni bir zgrlk, imdi,
profesyonel olmayan bireylere de tannabilir. nk, byk profesyonel orga
nizasyonlar, yeteri kadar retken ve etkin olduklar srece, abartl fikirlerin
tehlikelerini gsterebilmelidirler. Bylelikle, ani bir eylemin sz konusu ol
mad durumlarda akl, sapmalara izin vermeyecek ekilde korunabilir olma
ldr. Gerekten de bireysel zgrlk, rgtten ayr olarak, vazgeilmez bir ro
le sahiptir. nk rgtler, kmeye her zaman maruz kalabilirler; ve dar
dan yaplacak eletiriler, meslekler iin en iyi korucudur.
te yandan, modem egemen devlete ilikin hukuk teorisinin de, kendi
eylem alan ve snrlar vardr. Devlet, eitli bilimlerin alanlarndan ok da
ha geni bir tecrbenin rn olan genel toplum erdemini [deerlerini ve
karlarn] temsil eder. Devletin rol, eitli rgtlerin aktiviteleri zerinde ge
nel bir hakemlik yapmaktr. Kabiliyeti, ho karlayp karlamadna, tm
dnya leinde tannm kurumlar arasnda daha st bir konumdan bakp
bakamadna hkmedebilir. Ama devletin meru bir otorite uygulamas ya
pamayaca yerler, bilimlerin ya da mesleklrin alanlar iindeki sorunlar ko
nusunda karar ve hkm vermeye balad yerlerdir.
rnein, retmenlik mesleinde gen renciler, retmenlerin sapkn
ca davranlarna maruz braklamazlar. Bu anlamda, retim zgrl iddi
as samadr. Ama genelde toplum, hangi konularn retilebileceinin ya da
retmenlere izin verilebilecek alanlarn ne olabileceinin veya bireysel yete
nein belirlenmesinde belli bir yeterlilie sahip deildir. Burada tek bir yere
bavurulabilir; o da, resmen yetki sahibi ve pratikten gelen genel profesyonel
kanaattir. Bu bavuru, evrenseldir; her yerde ayn ey geerlidir. Tennessee
Eyaleti, okullarda ve kolejlerde retim zgrlnn belli snrlar olduu il
kesini uygularken yanl bir ey yapmamt. Ama btn dnyada pratikte
zerinde hemfikir olunan mesleki kanaati hie sayd zaman, bu ilkenin uy-
Z G R L N G R N M LERi / 7 1

gun ilevleri konusunda byk bir cehalet gstermiti. Bu noktada bile Dev
let sulanamaz. nk, egemenlik hakkndaki mevcut siyaset felsefesi, ahla
ki otoritenin snrlar konusunda son derece zayftr. Elbette ki, fiziki bir gce
sahip olan herkes, ister haydut biri, ister hakim biri, isterse hkmran biri ol
sun, fiziksel olarak zor kullanma gcne de sahiptir. Ancak, moral otorite, ka
lc hakimiyeti her yere her bakmdan nffiz eden derinlikli bir erdemde apa
k ortada olan bu amalar elde etme yeteneiyle snrldr. Siyasi ballk, ra
dikal yeteneksizliin u cephelerinde ortadan kalkar.
Profesyonel kurumlarn ilevleri, burada biraz ayrntl olarak inceleme
konusu yapld; nk bunlar, modem toplum iinde bal bana bir yenilik
olutururlar. Bu kurumlarn, antik dnyada silik de olsa habercileri olan ku
rumlar vard: rnein, Atina'daki okullar gibi; zellikle de, Eflatun, Aristo ve
Stoaclar tarafndan kurulan okullarla, skenderiye'deki muazzam okul burada
zikredilebilir. Ayrca, biraz daha sonralar, Hristiyan Kilisesi'nin teologlar,
otorite iddias tahayyl edilebilecek en geni snrlara kadar uzanan dier
mesleki gruplar [Fransisken ve Benedicten tarikatlar vs.J kurdular. te bu ha
berci kurumlarla, Roma ve Bizans hukuk okullarndaki hukuki gelimeler ne
deniyledir ki, zgrlk ve ahlaki otorite asndan problemleri modem dn
yann balang temelleri, lskender ve Augustine'in yaad zamanlara kadar
erken dnemlere gtrlebilir.
1.4.7. u an ekonomik rgtlenme, insan ilikilerindeki en kkl sorunu
tekil ediyor. Yeni bir evreye giriyor ve kafa kartrc sonular ve sorunlar
douruyor. Aktr ki, yeni bir ey geliiyor. 19. yzyln bireyci liberalizmi
kt; hem de beklenmedik bir ekilde. Tccar orta snflar, honut edilecek
bir grup olarak hakim olduklar srece, doktrinleri apak belliydi. Endstri
leme ve eitim, byk miktarlarda modem zanaatkar tipi retir retmez, te
melleri byk bir sarsnt geirdi. Keza, byk sermaye ihtiyac, hukuki abra
kadabra yntemleriyle kime hesap verecei belli olmayan ticari irketler ret
ti. Bu sahte/kar kiiler, fizyolojik yollarla lmyorlard; ya gnll olarak ken
dilerine ktlk yaparak yok olup gidiyorlar, ya da iflas patlak verince kalp
ten gyorlard. Bu yeni "kii" tipi'nin bu arenaya girdirilmesi, liberal szle
me zgrl doktrininin anlamn dikkate deer bir ekilde deitirdi. Byle
72 / SOSYOLOJ i K D N CEN i N SER VEN L E R i

bir zgrl, insan kiileri iin istemek bir eydir; irket kiileri iin istemek
se, baka bir ey. Ve yine zel mlkiyet fikrinin, Sina Da'nn eteklerinde ve
hatta 18. yzylda bile ok basit bir anlam vard: lkel yollar, nemsiz kanal
lar, zel kuyular olduu; gelikin kredi sisteminin olmad zamanlarda, her
bir endstrinin kendi kendine yeter olduu -gerekte, dnyann imdiki gibi
olmad- zamanlarda, braknz imdiki hukuki abrakadabra yntemlerinin
varlndan sz etmeyi, zel mlkiyetin ne demek olduu ok akt. Gn
mzde zel mlkiyet, esas itibariyle hukuki bir ilemdir ve belli hukuki temel
lere sahip olmas yle dursun, temel hususiyetleri bsbtn belirsizdir. Bu tr
hukuki bir temel, muhtemelen, hatta kesinkes, bir toplumu dzenlemenin en
iyi yoludur. Ancak, biz bununla megulken, tabiatn sesi olduka snk yan
klanyor. Eflatun'un Republic'indeki karmak adalet fikirleriyle, gnmzn
karmak zel mlkiyet fikirleri arasnda arpc bir benzerlik vardr. Modern
zanaatkar, tpk eski zamanlarn Thrasymachus'u gibi, "glnn iradesi" ta
rif etmek olduka mnasiptir.
Elbette ki, mlkiyetin doas hakkndaki -kr krne kabul ya da kr
krne inkar'a dayanan- bu u yorumlar abartdr. Mutlak haklara sahip ve
btnyle tanmlanm d ilikiler kurmay mmkn klan szleme gcne
sahip mutlak birey kavram kmtr. nsan teki, varoluunun her annda,
evresinden koparlamaz bir varlktr. Durum'un tevars ettii evre, onun
iinde mndemitir; ya da tam tersi, yani, her durum, amaya alt evre
nin iinde mndemitir. Gelenek temelli bir toplumdan szleme temelli bir
topluma gei doktrini, yzeysel bir sosyolojik anlay yanstr. nk, gele
nek temelli statden ka yoktur. Bu stat, her bir durumda mndemi olan
sregelen mirasn / tevarsn yalnzca bir baka addr. Kanlmaz olarak, ge
lenek temelli stat, her zaman mevcuttur, kanlmaz bir arttr. te yandan,
tevars edilen stat, btnyle belirleyici deildir. Bireysel vurgu'yu belirle
me zgrl her zaman mevcuttur. Yksek-dereceli bir insan toplumunda,
her szleme mecburiyetinin anlamndaki zorunlu bir unsur olan gelenek te
melli bir gerek her zaman vardr. Gelenei varsaymayan bir szleme olamaz
ve spontane szleme'ye ak kap brakmayan bir gelenek de olamaz. Anglo
Amerikan Genel Hukuku'na hayatiyet kazandran hakikat, ite bu hakikattir.
Z G R L N G R N M LER! / 73

Bu, yetenekli uzmanlarn elinde, rtk statler asndan ak szlemeleri yo


rumlayan bir enstrmandr. Hibir szl ifade yasas (code), varsaylan gere
in deien arkaplann yok sayamaz. Her sosyal sistemde hakim karlar de
itiren ey, genel bilinli tecrbedeki szleme ve gelenek temelli faktrlerin
grece ehemmiyetidir. Bu denge, talihli ya da talihsiz olarak deerlendirilsin,
byk lde, bu toplum tarafndan sunulan sosyal miras tipi'ne baldr.
Ama szleme, bir kendiliinden ifade biimi dir. Aksi takdirde, anlamszdr, bo
'

bir bilin jestidir.


Sonuta, kkl bir ekilde koordine edilen [kendisiyle iliki kurularak
kendisinden yararlanlan] "miras" [gelenek temelli stat] dnda hibir ey,
y/etkin ve y/etkili deildir. Zaman zaman vuku bulan kendiliindenlik, kar
lkl olarak birbirini engelleyen, birbirinin stn rten ulelerden / parltlar
dan oluur. Fikirler, beslenmeli, salverilmeli, kk salmal ve arkaplanla ibir
lii / koordinasyon iinde olmaldr. Sonunda fikirler, eyleme dklecek bir
rneklik olutururlar. Modem uygarln ayrt edici zellii, kkenleri, baz fi
kirlerin ilk kez denendii zaman dilimlerine kadar giden kurumlarnn mikta
rdr. Kadim medeniyetlerde dnce, esas itibariyle izah ediciydi. Yalnzca
mnferit eylemler balamnda yaratcyd. Ancak, mterek eylemler, dn
ceyi nceler, dnceden nce gelir. Ya fikirler ya da kiiler olan antik tanr
lar, gk grltsn yaratmamlard; izah etmilerdi yalnzca. Yehova, bra
nilerin kabilevi hislerini [asabiye'lerini] yaratmamt, izah etmiti yalnzca.
Yehova, brani tarihini balatan bir szleme / ahit yapmamt; ahit fikri, yal
nzca izah edici bir fikirdi: Bu fikir, olduka etkiliydi, etkili olmutu; ama fi
kir, kabilevi tarihin izah olarak ortaya kmt. Ne ki, nceden varolan bir
gerein su yzne kma srecini hzlandrd: Eski Ahit, eski ile yeni (anci
ent and modem) arasndaki ayrm hattnn tam kysndayd. Farkllk, az ya
da ok, yalnzca bir oran/t meselesidir. Ancak, yeterli bir orant deiiklii,
her eyi deitirebilir. Antik hayatn son evresinde, mterek eylemlerin fikir
lerden kaynaklanmas gerektii eklinde, unutulmas zor bir his, bir anlay
vard. Dolaysyla, antik toplumlarn tarihsel muhayyilesi, kendi imdi'lerine
hi de uygun olmayan kendi gemilerinin -kimi zaman fantastik, kimi zaman
dikkate deer olan, ama dnrlerin poz vermeleri iin bulunmaz frsatlar su-
74 / S O S YO LOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

nan- izah biimlerini bilinsiz bir ekilde ithal [tevars) etmiti. Bu, gemiin,
gelecee frlatlan [yanstlan, nlanan] bir glgesiydi.
Hayatn ekonomik tarafna yeniden dnecek" olursak . . . Antik dnyada,
'kabileler arasnda ve devletler arasnda ekonomik ilemler mevcuttu; ayn za
manda, zanaatkarlarn, tccarlarn ve bankaclarn ekonomik faaliyetleri de
vard. Toplumsal faaliyet de, bireysel faaliyet de sz konusuydu. Szgelii, i
ero'nun yaad kiisel ekonomik krizler, Atticus'a yazd mektuplarda an
latlr; ve bu mektuplar, gnmze kadar muhafaza edilmitir. Bunlar, 1 8. yz
yldaki eitimli Avrupa'nn hususiyetlerinden birini yanstan Gibbon'n
Holdroyd'a yazd mektuplara ok benziyor. iero'nun olay, yeterince kar
mak. Bu, antik dnyann, bu balamda, nfz edilemez bir dnya olduu an
lamna gelmez. Atticus'un iero'nun parasal skntlar konusunda neler d
ndn bilmek iin bada kurup diz kerek biraz Latin edebiyat tedri
sat yapmak gerekir. Aradan 2.000 ksur yl gemesine ramen, bu meselede
iero'nun iler acs durumuna dostane bir kaygyla yaklamamak gerekten
zordur. iero, sakland p ynnn iinden kafasn dar kard anda;
bir asker, kellesini klla kopard zaman, belki de iflas etme karar alma ha
yalleri kuruyordu.
ite bu antik dnya, hem bizi bekleyen fiziksel gerekler asndan, hem
de sosyal karklklardan kaynaklanan endie dalgacklar asndan modem
bir dnyadr aslnda. O zamanlar insan zihni, fikir retmekte mstakil bir g
sahibiydi. Eflatun'dan Justinian'a kadar yaanan zaman aralndaki dnem
de, felsefi fikirlerimizin, dini fikirlerimizin, hukuki fikirlerimizin ve modem
hkmet rgtlenmesinin modelinin izlerini bulabiliriz. Mesela Pliny, kendi
sinin kurduu Gramer Okulu'nun ynetim kuruluna ailelerin de alnp aln
mamas gerektiini tartrken, bize, hi de yabanc olmayan tandk biri gibi
dir. Yine, Sidonius Apollinaris, ister kiliseye mensup olsun, isterse sektiler
dnyaya mensup olsun, pek ok New England beyefendisinin bir habercisidir.
Ancak, bu dnemde, fikirlerin mayalanmas, ak dnceden doan irket
bolluu nedeniyle toplumu dntrmeye yetecek kadar uzunca bir zamana
yaylma imkan bulamad. zellikle, Cenova'daki St. George Bankas, Bank
of England, Hindistan ve ark'taki byk ticaret kumpanyalar gibi muazzam
Z G R L N G R N M LERi / 75

ticari irketler, domak iin, modem zamanlarn geliini beklemiti. Atticus,


bir bankacyd; ama bir bankaclk irketinin bakan deildi. zel refah [ml
kiyet], pagan tapnaklara emanet / tevdi ediliyordu; ama tapnaklar, kendile
rini geleneksel dini ayinlere vakfeden irketlerdi. Devlet vergileri, Roma'l
kapitalistlerin zel irketleri tarafndan toplanyordu. te tam burada, mo
dem fikirlere ve uygulamalara doru adm adm yaklayoruz. Ne ki, bununla
birlikte, bir meyhane veya bir lokanta, dorudan sunduu hizmetlerden biri
ni sunmakla.ykmlyd. Onlarn eylemleri, modem byk irket zellikleri
tayan yanlaryla beraber hem sosyal, hem de gelenekseldi. Modem ticari ku
rumlarn ilk habercilerinin / rneklerinin pek ounun antik toplumlarda bu
lunabilecei phesizdir. O zamanlar, modem dnyann iinde kk salm bir
vaziyette varln srdryor. Ama bu, henz emekleme safhasndaki modem
ticaretti, tabii olarak. Mod.em ticari aktivitelerden iktibas edilen rnekler, as
lnda, ara dneme aittir; ve tam ekonomik sonularn, ancak son zamanlar
da fikirlerin etkisini gstermeye balad andan itibaren vermeye balayabil
mitir. Ancak, fikirlerin etkili olduu her yerde, zgrlk var demektir.
1 .4.8. Ne yazk ki, abalarn zgrlk fikrine vakfeden edebi hareket ta
rafndan zgrlk fikrinin ii bsbtn boaltlmtr. Kalem ve kelam erbab
(men of letters), grsel muhayyile senfonilerindeki sanatlar, gelenee kar
yeni dncenin okunu sahnelediler. zgrlk konsepti, kendi kuaklarn
oke eden aalayc insanlarn resmine indirgenecek kadar daraltld. zgr
lkten sz ettiimizde, kendimizi, dnce zgrl, basn zgrl ve dini
kanaat zgrl ile snrlama temayl gsteriyoruz. Sonra da, zgrln
nndeki snrlarn, yalnzca insanlar arasndaki trl dmanlklardan kay
naklandn dnyoruz. Bu, btnyle yanl bir ey. Fiziksel doann yo
un alkanlklar, demir yasalar, ac eken insan manzaralarn belirliyor.
Doum ve lm, scak, souk, alk, ayrlma, hastalk, genel amacn eriile
mezlii, btn bunlarn hepsi, kadnlarn ve erkeklerin ruhlarn hapseden
olaylardr. Ruhu hayata ve harekete kkrtan Eflatuncu Eros taklit ediliyor.
zgrln z, amacn uygulanabilirliidir. nsanlk, genelde, temel ama
larnn dourduu, hatta bizzat kendi trlerinin bizzat tarifinden ve tayinin
den kaynaklanan bunaltdan sknt ve ac ekegeldi. zgrln edebi yol-
76 ( S O S YO LOJ i K D NCEN iN S E R V E N L E R i

larla ifadesi, genelde, meselenin yalnzca cilalanm ynyle ilgileniyor. Bura


da nl Yunan efsanesini zikretmenin tam zaman. Prometheus, insanla ba
sn zgrln getirmedi. Prometheus, insani amaca uygun den bir eyi
yapt; yemek piiren ve insann iini stan atei ald. Aslnda, eylem zgr
l, temel bir insani ihtiyatr. Modem dncede, bu gerein ifadesi, "eko
nomik tarih yorumu" eklini almtr.
"Ekonomik tarih yorumu"nun son 60-70 ylda ortaya kan yeni bir d
nce olmas, nemli bir sosyolojik gerei resmeder. alar boyunca edebi
yat dnyas, temel insani arzularnn tastamam tatmin edildii insanln ta
lihli blmne mensup olagelmitir. Hayatlar boyunca ok az sayda edebi
yat aranr olmu, pek ou da ilgisizlikten ademe mahkum edilmitir. Bu ger
ek, bizi, elbette ki oke ediyor. Ender olduu iin hatrlanyor. Talihli J m
reffeh snflar, alar boyunca insan kitlelerinin kuraklk, yakc scaklar, k
t hasat, sr hastal, korsan basknlar gibi ykc felaketlerle boutuu
gereinden bihaberdirler. Ayrca temel ihtiyalar, aksatlmakszn tatmin
edildii zaman, dnceye hakim olma zelliklerini ve nemlerini yitiriyor
lar. Zevk incelii, midenin dolmasna olan ilginin yerini alyor. Talihli yn
lendirici snflar bilinli eyleme tahrik eden itici gler, uzun vadeli bir ge
lecee ve estetik bir temayle sahiptir: G, zafer, din, coku, yabanc tarz
lardan holanmamak, aalayc tecesss, oyun. nsan teki, yeni artlara a
bucak uyum salayabilecek zel bir merak ve heyecan duygusu gelitirerek
varln srdrebilmitir. Bu istikrarszlk, hzla, aznln daha soyut ilgileri
nin baz basit biimlerine yanstlmtr. Kitleler zerindeki ekonomik bask
lar, baz basitletirilmi ideal amalara tam uyduunda, ekonomik alkantlar
ba gsterir. O zaman akl ile igd birleir ve baz antik sosyal dzenler yo
kolur gider. Ama nfus kitleleri, her zaman oradadrlar ve hayat standartla
rnn kimi zaman yksek, kimi zaman dk olduu, kimi zaman ykseldikle
ri, kimi zaman dtkleri minimum bir tatmin ararlar. Dolaysyla, aznln
hakim olduu zamanlarda bile, hayatn plak ekonomik gerekleri, sosyal
gelimeyi ynlendirici itici bir g olmaldr. Yine de, genelde kitleler dur
gundur, hareketsizdir; oysa, aznln -iyi ya da kt- daha ideal amalar, kit
lelere nfz ederek kuaklarn fantezilerine gre politikalar ynlendirir. Ve
ZGRLN GRNMLER[ / 77

temel zgrlk talebi, ideal ve ekonomik politikalarn karm olan genel


amalarn elde edilebilmesi iin genel bir arda bulunur; ve bunu, tarihin
malzemesi yapar. Bir toplumda genel istek ve arzular hakim olduu srece,
zgrlk, devlet adamlar iin zel bir sorun tekil etmez. Kabilevi fiiller, ka
nlmaz olarak ekillendirilir; ve bu insanlk grubu, baarya ya da baarsz
la doru srklenir.
Modem devletlerde karmak bir sorun vardr. Pek ok karakter tipi mev
cuttur. zgrlk, btn toplumun genel hedeflerini tahrip etmeden her ka
rakter tipinde, zaruri ibirliinin mmkn olduu anlamna gelir. Gerekten
de, bir genel hedef, eitli ekillerde ibirlii yapan gruplarn, her biri kendi
ne zg zellikleriyle karmak toplum hayatna katkda bulunmalar gerekti
idir. Bylelikle bireysellik, ibirliinin yol at bir etkiye sahip olur; ve z
grlk ise, zgrln gereklemesi iin gerekli olan bir g elde eder.
Bu, devlet adamnn umududur; uzunca bir tarihsel sre iinde sabrla
kendini ifa eden bir zm. Ancak insanlar, insanln snrlarn bastrma
ya kkrtan ey, sezgi deildir. Kald ki ilkel toplumlar, hayvan toplumlar ve
yeryznn yzeyinde hayat, bunlarn hepsi geici ayrntlardr. Hayatn, de
iimin iinde ve ortasnda deimeyeni absorbe etme temeline dayanabilece
i direkt sezgisinden neet eden artlarn tesine taan bir zgrlk mevcut
tur. te bu, Eflatun'un izini srd, zerinde kafa patlatt zgrlktr. te
bu, Stoaclarn ve Hristiyanlarn Helenizm'in armaan olarak edindikleri
zgrlktr. te bu, btn harmonilerin kaynandan gelen bu erdemin z
grldr. Zira bu, doru anlamakla ortaya kar. Ve anlama'nn sahip oldu
u bu zellik, nereye doru yol alrsa alsn, aslnda, tabiatnn ngrnn s
tnln tasdik ettii ruhta zgr bir ekilde vcut bulur ve mevcut olur. Bu,
zgrlk ile hakikatin zar1riliini yeniden-uzlatrma teebbsdr. Bu an
lamda esir, zgr olarak grlebilir; stn ngr'y kendinin klar; ikna'ya
iskan ederek varoluunun zirvesini oluturan harmaniye doru koar.
BENC BLM
----

G KULLANIMl'NDAN KNA'YA

1 5 . 1 . nsanln toplumsal hayatndaki kna Edici Aralar'nn tedrici


geliimi, btnyle fikirlere canllk kazandrlmas dolaysyla sz ko
nusu olmamt. Gerekten de, bizzat entelektel faaliyet alkanlnn ken
disi, her topluluun sosyal hayat iinde ve farkl topluluklar arasnda ikna
edici mnasebetlerin yava, tabii bir ekilde gelimesi ile gereklemitir.
Aktr ki, her aile grubunun varoluu, sevgi, sadakat, sempati, ikna ve zor
kullanma gibi duygularn bir arada varolmasyla sz konusu olmaktadr. Daha
yumuak insan ilikilerinin hi olmad herhangi bir dnem hibir zaman va
rolmamtr. Gerekten de vahilik, agzlln ve bencilliin artmas ne
deniyle daha sonraki dnemlerde gelimi bir meseledir. Belki de, korunma
iin gerekli olan bir karakter temayl olarak kolaylkla ortaya km ve yu
kar evrimi daha dk hayat dzeyinin tesine doru gtrmeyi kontrol eden
bir fazla gelimeye dnm olabilir. Medeni tplumlarn iki tr mecbGriyet
le mcadele ettiklerini gryoruz: Bir yanda yiyecek, scaklk ve barnma / ko
runma gibi tabii ihtiyalar; te yanda ise sosyal faaliyetin koordinasyonu iin
gerekli olan ihtiyalar sz konusudur. Bu koordinasyon, ksmen insiyaki al
kanlklar / davranlar, ksmen akl- selim'in ltlar, ksmen topluluun di
er yelerinin uygulamaya koyduklar mecburiyetler, ksmen de makul ikna
gc tarafndan gelitirilir. Makul ikna gcnn alan geniledike, yksek zi-
80 / S O S Y O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

hinsel faaliyetlerin ve daha ince duygularn kullanm ve tatmin imkanlar


bulduklar bir ortam teekkl eder. Ama, akln (intellect) gelimesiyle birlik
te ihtiyalarn oran azalr: nk, tabiat zerinde hakimiyet kurma yetenek
leri gelitirilmeye balanmtr. Bylelikle ikna gcne youn olarak bal ol
ma, yukar doru evrim eklinde dln de retir. En azndan, bu tr bir yu
karya doru meyil gibi baz uygun artlar retir.
Bu blmde, gda ve giyinme gibi baz tabii ihtiyalarn ve toplumun iin
de ve toplumlar arasnda tabii olarak ikna edici reaksiyonlar reten ticaret
gibi baz faaliyetlerin etkilerini ve sonularn inceliyoruz. Ayrca, bu aracla
rn eitli rahatszlk verici davran biimlerine dnmesini de aratrma ko
nusu yapyoruz.
Yzyllardr, hatta binlerce yldr canllklarn srdren bu tr faaliyetlerin
gerisinde, kkenlerini branilerin peygamberlerine ve Grek filozoflarna kadar
gtrebileceimiz entelektel mayalanma yatar. Gerekten de, bu tr aracla
rn sregiden gc olmasayd, insanln entelektel hayat hibir iz, dnce
ve ama iin herhangi bir maddi ierik brakmadan silinip gidebilirdi. .
1.5.2. eitli blmlerde kullandmz Ticaret kavram, burada biraz da
ha geniletilmi bir anlamda kullanlacak. Bu kavram, maddi eyalarn mba
delesi ve bu tr mbadeleler iin imal edilmesi gibi anlamlar iine alacak.
Geleneksellemi bir meta olan ve muhtemelen, ama hi de zorunlu olmaya
rak, dviz eklinde kullanmnn dnda kendine zg bir deere sahip olan
parann ynetimini de ihtiva edecek. Son olarak, bu terimin anlamn, bu s
nrlarn tesine tayacak, maddi eylerin snrlarnn tesine gtrecek ekil
de genileteceiz. En genel anlamyla, insanln ticareti, karlkl ikna gc
yoluyla gelien her tr mbadele biimini ierir.
Btn ticari deerler psikolojiktir; yani, saysz eyi elde etmek isteyen in
sanln eitli kesimleri arasnda olduka yaygn olan bir arzu tarafndan l
lr. Bu arzu, aln ya da ktln giderilmesi gibi sahip olma veya yoksun
kalmadan kaynaklanan baz fiziksel ihtiyalarla da yakndan irtibatl olabilir.
Sahip olmann tek avantajnn, yenilenen mbadele imkanna bal olduu,
bu tr fiziksel ihtiyacn veya estetik gerein hi olmad durumlarda, te
melde, krediye dayal parann kullanmyla ilgileniriz. Bu insani davran ala-
G K U LLAN I M l 'N DAN I KN A ' YA / 8 1

nnda, insanln psikolojik zellikleri, tam etkisini gsterir. Sklkla, hatta


dvizle irtibatl olarak, ak szleme yoktur; ama sahip olma'nn avantaj,
insanln belli alkanlklarnn -hayatn muhafazas iin gerekli olan fizik
sel ihtiyalara dayal olmayan alkanlklarnn- istikrarna / kalclna
inanmaktan oluur. . Szgelii, altn dvizleri, altna sahip olmay bir hayli
dllendirme alkanlndan kaynaklanan prestije baldr. Bu alkanln,
uzun ve karmak bir tarihi vardr. Bu tarihteki grece ge unsurlardan biri,
maden altn paralarn mbadele arac olarak yaygn olarak kullanmdr. Bir
dier unsur, estetik ve metalrjik kullanmlar nedeniyle altnn deerinin
hala esas itibariyle, bir dviz olarak kullanmndan bamsz olduu inanc
dr. Bir baka unsur, altn, genelde dviz olarak kullanld srece, hibir h
kmetin altn stoklarn keyfine gre artramayaca eklindeki genel olarak
benimsenen kanaattir. Altna atfedilen btn bu zellikler, deiebilir zel
liklerdir. Szgelii, uzak gelecekteki kimyasal bir keif, altn retimini, tpk
kat paralar gibi kolaylatrabilir. Altna ynelik yceltici sayg, yava yava
ortadan kalkabilir. Dnya hkmetleri, kat paralar tercih edebilir; belki
de, istedikleri zamanda istedikleri kadar kat para basmalarnn, dolaysyla,
toplumu bir fiziksel mecburiyet trnden kurtarmalarnn nedeni burada giz
lidir. Ama temel gerek, insanln geneli, zenginlik kayna olarak altna
mahkum olduu srece, altnn zenginlik kayna olarak kabul edebilecei
gereidir; eer bu kanaat terk edilecek olursa, o zaman altn, ikincil nemi
haiz bir metale dnecektir.
Dvizler, insanln alkanlklarna balln yalnzca bir rneini olutu
rur. Btn reticiler ve perakende eya satclar, bu konumdadr. Ar bir r
nek, Orta Afrika'da tapnmak iin idollerin retilmesi, ya da Kalvenci ve Fay
dac (Utilitarian) papazlarn baz lkelerde kara cppe giysileri retmeleri gi
bi rneklerde de grld zere, dini sembollerin ticarette kullanlmasdr.
Bununla birlikte rnlerin ou, karma rn ve karma kullanm tipine aittir.
Scak iklimlerde giysi, fiziksel bir ihtiyatr; ama giysi modas, zevke bal bir
olgudur ve her zaman deiebilir. Giysiden daha acil bir ihtiya olmasna ra
men, gda bile, modem zamanlarda alternatif bolluu olan bir ihtiyatr. B
tn bu incelemenin z, ticari doktrinlerin, ihtiyalar, alkanlklar, tekno-
82 / S O S YO L OJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

lojiyi ve geerli bilgiyi ilgilendiren varsaymlara dayanmak zorunda olduu


gereidir. Ancak alkanlklar, teknoloji ve bilgi, dnemden dneme ve hat
ta farkl toplumlarn farkl dnemlerine gre deiebilir. Dolaysyla, bir tica
ret teorisi, toplumu ilgilendiren varsaymlara dayanmak ve daha geni / byk
toplumlar dorudan aratrma abasnn dnda bu snrlarn tesine tama
mak zorundadr. Szgelii, teknolojideki dikkate deer bir deiim, toplumla
r (populations) etkiler ve dolaysyla, ticaret teorisinde de buna mukabil de
iiklikler yaplmasn gerektirir. Bu sonu, iktisad_i doktrinin byk statlar.
tarafndan ok iyi bilinir. Ama, ticaret teorisi veya pratiiyle, ya da ekonomi
yi siyasi olarak dzenleme iiyle uraan kiilerin ounluu tarafndan buna
yeteri kadar riayet edilmedii bir gerektir. 19. yzyla damgasn vuran klasik
ekonomi politik, byk lde, 1 8. yzyln Kuzey Avrupa ve Kuzey Ameri
ka'snda, orta snflarn sosyolojik olarak gzlenmesine ve ayn zaman da, da
ha erken dnemlerdeki Akdeniz ticaretine yaplan baz gndermelere dayanr.
Dolaysyla, Avrupa toplumlarndaki ya da dier ktalardaki toplumlarn dier
snflarnda grlen tm dier zellikler, mkemmel ticari tatbikata gereksiz
mdahaleler eklinde grlerek bsbtn gz ard edilmitir.
ktisadn gelimesi, gerekte, temelde ilgili snfn ahlak temaylleriyle
gereklemitir. Mkemmel bir uygarln temel megalesi olarak onlarn ti
cari faaliyet idealleri, geerli olmas gereken iktisadi yasalarn hesaba katlma
sna ve aslnda fiilen geerli olan iktisadi prosedrlerin ise gz ard edilmesi
ne yol amtr. Szgelii, 19. yzyl lngiltere'sindeki radikal imalatlar, dei
iklik getiren [retilen rnlerin safiyetini bozan] yasalarn uygulanmasna
iddetle kar karken, eylemlerinin gerekelerini, "sorumluluk mteriye ait
tir" (caveat emptor) aksiyomuna dayandrmlard. Bu rnekte, bireyci toplum
doktrininin, temelde, kendi ticari karlarnn btn ayrntlarn gvence al
tna almakla megul olan saygn kadnlar ve erkekler n-kabulyle birlikte, fi
ilen yaanan gerek sorunlar gz ard etmesine neden olmutur. Fikirler in
celemesinde, etin kesinliklerin ve aklklarn, kafa karklklarn perdele
yen bir sisi andran hissi duygularda srar etmekten kaynaklandn hatrda
tutmak gerekir. Kesinliklerde srarc olmak, insan aklnn fonksiyon grme bi
imleri konusunda sathi hurafelere dayanr. Akl yrtmelerimiz, her ne pa
G KULLAN I M I 'N DAN I K N A ' Y A / 83

hasna olursa olsun, ncller asndan nemsiz olan eyleri alglar ve ince
eyler hakknda karsamalarda bulunacak ekilde ilerler.
1 .5.3. Geliigzel basitletirmelere bir dier rnek de, Malthusu Nfus
Yasas'nn kullanm biimleridir. Herhangi bir makul aklamaya gre bu ya
sa, inkar edilemez bir geree iaret eder. Nfusun art, igdnn veya o
cuk bakmnn, ya da hayatta kalma konusundaki kontrol altna alma giriim
leri haricinde, geometrik ilerlemeyi andran bir yasa erevesinde ilerler. Yi
ne bu kontrol altna almalarn dnda, geometrik arttaki saysal faktr, gz
ard elemeyecek bir farklln yol at btnlemeden ok daha byktr.
Keza, gda, giysi, barnma gibi geim aralar, verili tiplerin ara-gereleri ta
rafndan sunulduu srece, bu trden ilave ara-gerelerin retimini artr
maktan baka bir ie yaramayabilir. Deiken bile olsa bu ilave retim, genel
aritmetik ilerleme tipine uygun olmak zorundadr. Ama geometrik ilerleme,
daima aritmetik ilerlemeyi geer. O halde, bu Malthusu Yasa'nn bir sonucu
olarak varlacak netice, nfusun, her zaman geim yollarndan fazla artaca
dr. Ksa istisnai dnemler hari, buradaki tahkikattan karlacak baka bir
sonu da, toplumun normal yapsnn, alk ve dier felaketler nedeniyle ar
t hz kesilen igcnn geimini salayan grece mreffeh bir aznlk tara
fndan ekillendirildii gereidir.
Eer doruysa, bu sosyolojik sonular, terimin burada kullandmz geni
anlamyla ticaret iin byk neme sahiptir. Zira her eyden nce, toplumun
normal yaps tanmlanmtr: Toplumun normal yaps, talihli aznlk ile ta
lihsiz ounluktan teekkl eder. Dolaysyla reticiler, uzun vadede bu tr t
keticilere uygun olacak ekilde retimlerini tasarlarlar. Keza, sosyal sistemi
iyiletirme midinin, fabrikalardaki sosyal artlar insani adan daha uygun
hale getirmeye bal olduu eklindeki yaklam terk edilmelidir. Bu, elbette
ki, eitli yerlerde ve zamanlardaki zaten az miktarlarda ve oranlarda olan yar
dmlar yoluyla mmkn olabilir. Ancak, uzun vadede, alk ve yoksulluk s
nrndaki kesimlerin, hi olmazsa geimlerini salayabilecekleri maalarla a
labilecekleri bir igc havuzu oluturulmaldr. Bu ucuz igcn kendi
avantajlarna olacak ekilde ktye kullanan fabrikalar, ticaretten . menedil
melidir. Dolaysyla, sosyal sistemi tam olarak iyiletirebilmek bir seraptr, ha-
84 / S O S YO L OJ i K D N C EN i N S E R V E N L E R i

yaldir. Tp, insanlarn hayatlarn kurtarmaya devam ettii srece, yalnzca


alk snrnda olan daha fazla insan varolmu olacak.
Malthus'un Yasas'ndan karlan bu sosyolojik sonular, unlar varsay
yor: Birincisi, ar nfus art hzyla hakim konuma gemedikleri srece, in
sanln nfusunun art konusunda ngrlen bu snrlamalarn etkileri tali
olacaktr. kincisi, teknolojinin gelimesi nedeniyle retici gteki ani artlar,
zamann gemesiyle gerek duyulacak Malthusu Yasa'nn uygulanmasn ge
rektirmeyecektir. Hatta, belki de teknolojinin bu ekilde gelimesi, daha fazla
nfusu gerektirebilir. ncs, Nfusun corafi durumu, g'ten ciddi olarak
etkilenmeyecektir. Gerekte, pek ok faktre bal olan karmak bir durum
vardr. Rastlantsal olarak bu faktrlerden bir-ikisi zerinde younlaarak ve
geri kalanlarn da ikincil karklklar statsne havale ederek, herhangi bir
nfus yasas karabilmek her zaman mmkndr. Dolaysyla, bu sosyolojik
sonularyla Malthusu Yasa, demir bir zorunluluk deildir. Bu yasa, baz insan
toplumlarnn, belki de hepsinin artlarn yorumlamaya katkda bulunabile
cek bizzat sosyoloj ik gereklerde mndemi bir imkandr yalnzca.
Gzlem'e bavurmak, Malthus'un doktrininin nemini derhal kendili
inden orta yere serer. in ile Hint toplumlar, Malthus'un yasasn resme
den rneklerdir. Her iki lke de, ancak geinebilecek kt artlarda yaayan
bir hayat standard olan olduka kalabalk bir nfusa sahiptir. Dolav syla
Malthus'un, nerdeyse dnya nfusunun yars iin geerli olabilecek, son iki
yzyl iindeki, hatta belki de, daha uzunca bir dnemi kapsayabilecek sre
de vuku bulan hakim tarihi gereklerden bazlarn yorumlayabilen bir teori
gelitirdii sonucu karabiliriz. imdi in ile Hindistan, ge tarihlerinde
uzunca bir dnem, tutuk bir teknoloji ve sabit bir corafi yerleim alanyla
hayatlarn idame ettirmeye alan iki medeni toplum rneidir. Bu iki top
lum, Malthusu Yasa'nn ehemmiyeti iin gerekli olan son derece uygun
artlar sunmutur.
Bu konuda Avrupa rklarna baktmz zaman, elimizdeki delillerin bir
hayli kafa kartrc olduunu grrz. arlman andan gnmze kadar
sregelen 1 1 yzyl boyunca, srgit artan nfusa, genel hayat standardndaki
ayn ekilde gzlenen bir ykselmenin elik ettii iddias, gereklerle rt
G K U LLAN I M I 'N DAN I KN A 'YA / 85

meyen sahte bir gerektir. Dolaysyla, nfus artyla hayatn gerek duyduu
ihtiyalardaki yetersizlikler arasnda kurulan Malthusu korelasyon, burada
geerliliini yitirmektedir. Elbette ki, bu sonuca verilecek hazr cevap, nde
gelen Malthusularn her zaman kabul ettikleri, nfus artn kontrol altna
alma giriimlerinin kanlmaz olarak meseleyi ertelemek iin mdahale et
tii eklindeki cevaptr. Ancak Avrupa, hatta Bat Avrupa bile, geni bir
blgedir; ve bin yllk bir tarih, uzunca bir zaman dilimidir ki bu, imdiki
[modern) tarihsel dnemin mensup olduu uygarln btn gemi tarihinin
altda birlik bir blmdr. Ortaya kan plak gerek udur: Bu dnemde
ve bu blgedeki szde nfus artn durduran faktrler, Malthusu yasann
yalnzca bir ihtimal olarak geerli olabileceini, gereklememi ve hibir
nemi olmayan gerekler olduunu gsterir. Ayrca bu nfus kontrolleri, n
fus artyla dorudan orantl da deildi. Szgelii, byk veba salgnlar, ok
kt, sala kesinlikle zararl koullarn, farelerin, bceklerin ve mikropla
rn olaanst lde art gstermesinin sonularyd. Kara lm [Byk
Veba Salgn) zamannda, ar doum-oranlarn tartan bir Malthusu, ala
kasz samalklardan sz eden biri olarak grlrd. Sabun, su ve kanalizas
yon, bu durum iin kilitti. 30 Yl Savalar, Almanya'nn nfusunun tam ya
rsn telef etmiti. Bunun, pek az dikkate alnabilecek ama ou dikkate bi
le alnamayacak pek ok nedeni vard. Almanya'daki ar nfus art gibi bir
hadise yaand, bu nedenler arasnda hibir zaman zikredilmemitir. Elbet
te ki, Ortaalarda ve Rnesans dneminde Avrupa'da byk bir sefalet var
d. O yzden, szgelii, iftilerin isyanlar hakknda pek ok ey okuyoruz.
Ancak, iftilerin isyanna neden olan bu sefalet, nfus younluuyla oran
tl bir ekilde tmyle hakim olmu bir sefalet deildi. Dolaysyla, 1 6. yz
yln ilk yllarnda kalabalk bir nfus younluuna sahip olan Flanders'ler
[Ortaa'da Kuzey Fransa, Belika ve Gney Hollanda'y kapsayan blge], o
zamanlar byk isyanlarn patlak verdii Almanya'nn krsal blgelerinden
dikkat ekici lde daha fazla mreffehti. Elbette ki, bu kartln neden
leri zikretmeye deecek kadar aktr. Ama bu nedenler arasnda ortaya
kan gerek, Malthusu Yasa'nn, Avrupa'daki sosyoloj ik artlar aklamakta
byk lde yetersiz olduu gereidir.
86 / S OSYO LOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

1 .5.4. Ama yine de, Malthusu Yasa'nn aklayabilecei baz durumlarn


varln da gz ard etmemek gerekiyor. Bat Avrupa'daki gelimeyi, dnya
daki gelimelerden tecrit ederek tartmak yanltr. Avrupa'nn tarihi, Orta
Dou (Near East)'ya kar gelitirilen reaksiyonlardan derin bir ekilde etki
lenmitir. Burada Orta Dou terimi, ky snrlarnda stanbul, Nil deltasnn
yer ald byk metropolitan blgesiyle, bereketli etekleriyle Arabistan
l ve Kk Asya'nn [Anadolu'nun) platolar ve dalarnn da yer ald
geni bir blgeyi kapsayacak ekilde kullanlmaktadr. Eski Dnya'daki mede
niyetin tarihi, in, Hindistan, Orta Dou ve Avrupa'dan oluan Asya'nn
eteklerinde serpilen drt ktasal blgenin i geti_iminin tarihidir. Bu drt k
tasal blgenin tarihleri, bu geni blgede birbirlerine kar gelitirdikleri tep
kiler incelenmeden anlalamaz. Szgelii, Helenik ve Helenistik dnemler,
kadim Orta Dou medeniyetinin, yeni Avrupa uygarln nasl dourduu
nun ve Avrupa uygarlnn esin ve besinini borlu olduu kadim Orta Dou
medeniyetinin sosyal sisteminden nasl bamszlatnn hikayesinden olu
ur. Bu daha eski medeniyetlerin k, emperyal sistemi ark ideallerine ait
olan Roma mparatorluu'nun de geiiyle nceden haber verilen tarihin
trajedisidir.
Ortaa Avrupa'syla Orta Dou arasnda gerekleen reaksiyonlar [mey
dan okumalar ve cevap retmeler), drt balk altnda tasnif edilerek incele
nebilir: Malthus, Din, Teknoloji ve Ticaret. Bununla birlikte, bu k hika
yesindeki btn byk krizlerin pek ok nedeninin birbirini tetiklemesiyle
vuku bulduunu unutmamak gerekiyor. Sosyolojik teoride, eyleme, harekete
gemeye yol aan saik'i, sefalet dolu bir yoksullukla irtibatlandrmak / akla
mak byk bir hatadr. Aslnda bir toplum, hayat standardn, ancak geine
bilecei marjinal bir dzeye drd zaman, bu yoksullaan hayat, macera
ya soyunma itkisini zayflatr. Malthusu igale neden olan itki, iyi-beslenen
bir nfusun, kaynaklar zerinde nfus miktarnn neden olduu basky his
setmeye balad zaman glenir. Orta Asya Saraylar'nda ya da Arap kabi
leleri arasnda alk yaandna dair herhangi bir kant yoktur. Muhtemelen,
skc bir hayatn neden olduu ayaklanmalar vard. Ama Tatarlarn ve Arap
kabilelerinin patlamalarnn aktif muharrik gc, macera, gz kamatrc lk-
G K U LLAN I M l 'N DAN I KN A ' Y A / 87

se kavuma hayali ve din'di. Lkse ulama hayali, Malthusu nfus zerinde


ki tazyikin ilk ve daha tehlikeli evresiydi. Bu, zayf drc saldrlardan n
ce ortaya kar. Ama hissi ayaklanmann ilk aamas, daha entelektel bir e
kil alabilir ve kendisini dini konseptlere brndrr. te o zaman, dnyay
kendisine boyun edirme ve kendisine bakaldranlar yok etme misyonuyla
birlikte yeni bir kitle-dini ykselie geer. Aslnda, nfusun kaynaklar zerin
de bask yapmasnn, byk blgeler arasndaki ve ayn sosyal sistem iinde
yer alan farkl snflar arasndaki katastrofik reaksiyonlarn en temel nedenle
rinden biri olduu gerei, tarihte sk sk yaanan olaan bir hadisedir. Genel
de katastroflar, medeniyetler iin ykc sonular dourur; byle durumlarda
medeniyetler, tam bir mehule doru srklenirler. nk medeniyet, vahi
doa'nn olaan bir sonucu olarak domaz. Seici "arac"larnn uzun-sren
faaliyetleri sonrasnda oluur.
Bin yldan fazla bir srede Avrupa'daki i artlarn, Malthusu Yasa'nn i
leyiinin neden nemsiz olduunu aklayan temel neden ne kyor:
Bunlar; ticaret alannn genilemesi, teknolojinin gelimesi ve bombo kta
larn kefidir. Bu neden i-ie gemitir. Ayrca, her birinde sz konusu.
olan faaliyetler, geim aralar aratran bir nfusun yapt faaliyetlerdir. An
cak, burada dikkat ekilmesi gereken nokta, insanln, hissi ve zihni fonksi
yonlar konusunda dengesiz bir hassasiyet gelitirdii gereidir. Dolaysyla,
talihli toplumlardaki ekonomik basknn etkilerinin az olmas, hem fiziksel
hem de entelektel dzeyde orantsz macera biimlerinin gelitirmesine ze
min hazrlamtr. Meslekler, geim arac / yolu olarak balarlar; ve o yzden,
tpk tutkular gibi sona ererler. Avrupa'da ortaya kan sonu, ticarette, bi
!imsel teknolojide ve corafi bilgide yeniliklerin meydana gelmi olmasdr; ki
btn bunlar, Malthus'un sosyolojik ngrlerini bsbtn maskelemitir.
Dier iki faktr gelitiren temel faaliyet ticaretti. Burada, arlman a
'ndan sonraki Avrupa'dan sz ediyoruz. Eer buna, arlman a'ndan al
t asr ncesini de dahil etmi olsaydk, o zaman, Avrupa iindeki Halklarn
gnn ana faktrlerden biri olduunu syleyecektik. Ancak, burada gz
den geirdiimiz dnemde bu gler tamamlanm, durmutu. Kuzeyli skan
dinav'n kaynamas halen sryordu. Ama bu g, byk bir kitle hareketi
88 / S O S YOLOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R !

deildi. Bu hadise, Avrupa'nn o zamana kadar ilk kez tank olduu en yet
kin / kudretli ynetici snfn -Canute ve Danimarkal yurttalarnn; Fransa,
ngiltere ve Gneydou talya'daki Narman Baronlar'nn kaynamas ola
rak yorumlanabilir en iyi ekilde. Bu kiiler, Avrupa'ya dzen getirdiler; ve
iyi bir dzen/ek, nfus artnn artlarndan biridir. nk bylesi bir dzen,
nfusun artmasnn yol at sonulardan kamak iin herha.ngi bir sebep
brakmaz insanlara. Ayrca, dnemin baz ana ilgilerinin miktarnn artmas,
burada konumuz asndan dikkat ekilmesi gereken bir nokta olamaz. Sz
gelii, Katolik Kilisesi'nin eitli faaliyetleri, ilmi tartmalar, Kutsal Roma
mparatorluu, mimari, Rnesans'n sanatsal ve edebi ilgileri ve Reformas
yon gibi olaylar, nfus artnn Malthusu teoriyi dorulayacak ekilde vuku
bulmadn gzler nne serer. Nfus artn baheden Tarih, yalnzca
ka biimi sunmutur: Genileyen ticaret, gelien teknoloji ve bo blgele
rin kullanlmas. Btn bu sosyolojik tasniflerin en nemlisi, medenilemi
toplumlar arasnda bu artlardan birine veya daha fazlasna sahip olanlar ve
hibirine sahip olamayanlar eklindeki tasniftir. Szcn en geni anlamy
la Ticaret, bu art da ihata ve ihtiva eder. Dolaysyla ticaret, baarl /
mreffeh bir medeniyet iin zaruri olan merkezi bir faktrdr. Genileme, ge
lime ve yeni / bo alanlarn kullanma alma abalar sona erdii zaman vu
ku bulan bir tutulma / duraksama sz konusu olur olmaz, bahsi geen toplum
lar (population) zerinde yava yava ve ilk bakta fark edilmeyen bir fela
ket belirmeye, bir samyeli esmeye balar. aresiz sefaletin perian ettii in
ile Hindistan, bu skntlar amay baardlar. Esen byk samyeli, byk fe.
laketler, Roma mparatorluunu kertti. Ortadou, kadim medeniyetlerin
harikalarn ve harikuladeliklerini kaydeden l ehirler deposudur. Merkezi
faktr, baka her eyden ok ticaretti. Ve ticaret, serven dolu bir aba ve a
lmayla geliir.
arlman'dan sonra, Feodal Sistem'in ilk asrlk yava gelimesi nede
niyle halklarn, ok byk bedeller deyerek hayatlarn srdrmeye altk
larn gryoruz. Bu olaylar, Malthus Doktrini'nin uygarln primitif aama
larndaki tatbikatnn rneini oluturur. Nfus artyla ba edebilmenin tek
yolu, bir baka orman daha yok etmekti ve bereketli toprak btnyle igal
G K U LLAN I M I ' N DAN I KN A ' Y A / 89

edilinceye kadar mevcut alanlara aritmetik oranlarda yeni alanlar ilave et


mekti. Ve sonunda retkenlik, tavana vurmaya balad; 1 8. yzyln kapan
na kadar nadasa braklan araziler, tabiatn ziraat iin izin verebilecei son s
nrna kadar kullanlmt. Szgelii, mahsul retiminin katlanmas, bilimsel
gbreleme yntemlerinin renilmesi, genetiin gelimesi, daha o zamandan
gda retimine konulan snrlar deitirmi ve kaldrmt.
Malthus Yasalar'nn bu erken uygulanma zamanlar, hayata da bir takm
snr/lama/lar getirmiti. Nfus kontrolleri iliyordu; nfus art handiyse bel
li oranlarda sabitlenmi, durmutu. Ticaretin yava yava gelimesi, kasabala
ra ve loncalara zel imtiyazlar tanyan ticari merkezlerin kurulmas, Yahudi
lerin ve haclarn sahip olduklar esrarengiz bilgiler, nce Akdeniz ticareti,
daha sonralar da Hallar tarafndan ulalan Ortadou'nun hayati ve hayat
veren bilgi ve teknikleri, byk manastrlarda depolanan youn bilgi ve biri
kimler, bu faktrlerin hepsi, topyekn olarak vahi tabiatn insann varolu /
yaama imkanlar zerine yapt basklar ortadan kaldrmt. Avrupallarn
hayat, teknoloji ve genel ticari faaliyetler balamnda Ortadou ve in'in
standartlarna yaklamaya balamt. Ancak, bu kadim medeniyetler, ayn l
de acmasz olan yeni snrllklarla ve snrlamalarla yzlemek, teknolojik
ve sosyal rgtlenme dzeylerini kaybetmek zereydiler.
1 .5.5. Her ne kadar, her hakim zihin durumuna tekabl eden, hayata s
nrlar getiren demir bir yasa varolsa da, tabiat plastiktir. Modern tarih, Avru
pallarn, eski medeniyetler tarafndan tahmin edilemeyen ve bilinemeyen,
kendilerine yeni seici ve yaratc araclar / imkanlar sunan yeni bir anlay ve
kavray evresine girmeye baladklar zaman balar. Tabiat ve lnsan' iki ayr
kategori olarak dnmek, yanl bir dikotomidir. nsanlk, en youn formun
da tabiatn plastisitesini yanstan ve gsteren, Tabiat'taki, tabiatn iindeki
bu faktrdr. Plastisite, yeni bir yasann, kuraln, yeniliin gelitirilmesi ve
tatbik edilmeye balanmasdr. Korunamayan ve koordine edilemeyen youn
luklara sahip bir Kainat tasavvuruyla ksmi gerekliin bir ifadesi olan Tabi
atn Btnl (Uniformity) doktrini, kart olan by ve mucize biimleriy
le boy lecektir. Bizim tecrbeye dair yorumlarmz, dnya ile ne/ler yapa
bileceimizin snrlarn belirler.
90 / S O S Y O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

in'i, Hindistan' ve Ortadou'yu sonunda snrlayan, kskvrak yakalayan


snrllklardan ve engellerden Avrupallarn hayatnn nasl kurtulduunu
anlama abamzda, eitli dnemlerde Ticaret'e nasl bakldn ve yaklal
dn yeniden gzden geirmek nemlidir. Burada, ticari kaytlar gzden ge
irmekten sz etmiyorum; ticari ilikileri ynlendiren zihniyet biimlerinin
kaytlarn gzden geirmekten sz ediyorum. Bir toplumu, yalnzca, o top
lumda hangi tr insanlarn hangi tr ileri ve ilevleri stlendiini bildiimiz
zaman anlayabiliriz. in ve Badat'n, baarlarnn ve mreffeh hayatlarnn
zirve noktasna ulatklar zamanlarda, pek ok bakmlardan, bizim hayatmz
dan daha grkemli ve daha byleyici yaama biimleri gelitirdiklerini unut
mamak gerekiyor. Gerekten de slam ve in medeniyetleri, byk medeni
yetlerdi. Ama bir noktadan sonra tutuldular. te bu tutulma, bizim buradaki
aratrma konumuzdur. Azametin, muazzam bir noktaya gelebilmenin neden
leri ile, ilerlemeye elme takan engelleri anlamak, kavramak zorundayz. El
bette ki, bylesine iddial bir aba, absrd bir aba olarak grlebilir. nk
bu, sosyolojinin ana problemlerini zmek anlamna gelecektir. O halde, hi
olmazsa yaplabilecek olan ey, farkl dnemlerin farkl "blge"lerinde gzle
grlr bir ekilde hkmferma olan uygun zihin tonlarnn baz iaretlerini
grmek ve gstermek olabilir.
Kadim zamanlarda, Ege Havzas'ndaki pre-Helenik ve Helenik dnemler
le ada olan in ve Ortadou medeniyetlerinde aktif bir Ticari hayatn
mevcut olduuna dair ok ak deliller ve gstergeler var nmzde. Szgeli
i, ticari hayat dzenleyen Hukuk Yasalar olduunu gryoruz. Ayrca Babil
ve Ninova'dan gnmze kadar gelen erken yaztlarda, tccarlar arasnda zel
ticari ilikiler olduunu gsteren ynla belgeye rastlyoruz. 3.000 yl nce
kredinin nemi, Mezopotamya'da da, in'de de haber deeri tayacak bir
olay deildi! Dahas, Orcadou'nun snrlarnn tesine taan bir d ticaret
vard. Hatta, Hindistan ile Msr arasnda, Seylan'n arac rol stlendii in
ile Msr arasnda, okyanus ticaretinin olduuna dair belgelere ve bilgilere sa
hibiz bugn. Keza, Orta Asya'nn lde kaybolup gitmeden nce mreffeh ha
yatnn son evresine yaklatn biliyoruz. Orta Asya'nn, in ile Ortadou
arasnda, snrlar ok ok aan bir ticari hayatn yeermesine zemin hazrla
yan bir rota [ipek Yolu Kervan Ticareti] sunduu anlalyor. Dolaysyla, bu
G K U LLAN I M l 'N DAN I KN A ' Y A / 91

byk medeniyetler hem i ticaretle, hem de d ticaretle ayakta kalmay ve


mreffeh bir hayat kurmay baarmlard. te yandaysa, ky hatt (Karade
niz kylar, Bat Akdeniz kylar ve Atlantik'in Avrupa kylar) boyunca
uzanan yar-barbar bir Avrupa vard.
Avrupa'nn, l.S. 15. ve 1 6. yzyllarndaki denizciliiyle karlatrldn
da, o kadim zamanlardaki denizcilik sanatnn grece gerilii elbette ki gr
lebilir. Ama Fenikeli denizcilerin ve deniz ticareti teebbslerinin, daha son
raki dnemlerdeki deniz ticaretine en azndan denk gelebilecek kadar geliti
i de grlmelidir: Bu kadar cesur ve korkusuz olmann ne kadar nemli ol
duunu teslim etmek zorundayz. Kadim medeniyetlerin sahip olduklar snr
l corafi bilgilere baknca, Fenikelilerin bylesine byk bir cesaret sergile
melerini takdir ve hayranlkla karlamak zorunda olduumuz ortaya kar.
Grekler de iyi denizcilerdi; ama bu konuda nclk payesi kesinkes Fenikeli
lere aitti. Daha sonraki zamanlarda, bir Grek veya Romalnn, Fenikelilerin
nceden gidip ziyaret etmedikleri bir ky hattn grdklerine inanmak iin
hibir neden yok. Ayrca Hanno'nun, 1. . 6. yzylda deniz yolculuunu ha
trlayarak, Bat Avrupallarn 2.000 yllk bir kesintiden sonra bile gitmeye
cesaret edemedikleri Afrika'nn okyanus kylarnn, boylu boyunca, Ortado
ulu denizciler ve kaiflerce kefedilmi olduunu hatrlatmak zorundaym.
Son iki yzyldan bu yana Avrupal rklar [lkeler], Ortadou'nun bykl
n unutma temayl gsteriyorlar. Oysa Ortadou medeniyetleri, kendilerine
rehberlik edecek ncleri ve ncelleri olmamasna ramen, handiyse toprak
tan henz ayaa kalkm vaziyetteki insanl yar-barbarlk evresinden, sa
natta, din'de ve serven' de ap bakmndan hala alamam medeni hayatn
zirvelerine tamlard. Ortadou medeniyetleri zirve noktasndayken, Geni
leyen Ticaret, Teknolojinin Gelimesi ve Bo Ktalarn Kefi ilkeleri zerine
kurulmutu. Ama bu listede bir madde atlanmt: nsanlarn Ruhlar.
Ortadou'nun bu muazzam medeniyet gc ve hayat, yaygn bir Avrupa
Uygarlnn kurulmasn salayan ilk abalarn kayna oldu. Bu Avrupa te
ebbs, Roma lmparatorluu'nun bat yakasnda ete kemie brnd. 450-
500 yl, ciddi bir varlk gsterdi. Bu dnemin snrlar, yaklak olarak, Sezar
ve Augustus'le balayan ve Roma'nn Alaric tarafndan l. . 410 ylnda ele
92 / S O S YOLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

geirilmesine kad.ar sren bir zaman aral olarak belirlenebilir. Roma lmpa
ratorluu'nun k, siyasi kurumlarnn inie ve ke gemesinden kay
naklanmyordu. Bu tr devlet-sistemleri, uygarln d yzeyinde yalan ge
ici tedbirler ve zm yollardr. Bu baarszln gerek nedeni, Bat Avru
pa'nn, 1. S. 6. yzylda, 1. . 1 . yzyldakinden daha az medeni olmas ve 1.
. -drt asr nceki Dou Akdeniz medeniyetlerinin bir hayli gerisinde kal
masyd. Papa Byk Gregory, Sofokles'e, Aristo'ya, Arimed'e ve Eratasthe
nes'e elik edemeyecek kadar zayf, yetersiz biriydi. Byk Gregory, zaman
nn adamyd: Sanatta, dncede ya da insan davranlarnda varolmas ge
reken medeniyetin incelikleri, o zamanlar dmt, yok olmutu.
Bat mparatorluu, terimin btn anlamlarnda, genileme gcnden
yoksundu. Rhine'dan Tuna Nehri'ne kadar uzanan ormanlar nfuz edilemez
di. Bat yakasndaysa, Atlantik Okyanusu usuz bucaksz bir mehuld. ngil
tere'nin ele geirilmesi gibi kk bir istisna hari, fiziksel genileme ynn
de atlan btn admlar, Varus'un ve Augustus'un lejyonlarn kaybetmesin
den sonra birden bire durmutu. Bat mparatorluu, btn sonular ve yan
smalaryla, sosyoloj ik ilevleri ve d davranlar asndan yalnzca savun
mac [iine kapanm] bir kurumdu. Eitim sistemi, speklatif [felsefi] ser
venden mahrumdu. Metaforu ne kadar geniletirsek geniletelim, hibir an
lamda, bir Yeni Dnya kefedebilmi deildi. Ne yazk ki hayat, Kfnat'n s
rekli tekrarlanan mekanizmalarna kar ynlendirilen bir saldrdr. Bu tart
mann temel tezi udur: Sosyolojik savunmaya dayal bir yaklam, baarszl
a mahkumdur. Biz burada, hayatn talep ettii genilemeyi ve yenilii sunan
sosyal fonksiyon tiplerini tahlil ediyoruz. Hayat, ii;de varolduu evre'sinin
artlarnn izin verdii lde bu kusursuzlua ulama kaygs / amac olarak
anlald zaman anlalabilir yalnzca. Ama bu ama, elde edilen gerein
ok tesine uzanr her zaman. Ama, ne kadar dk ve temelde duygusal /
tensel olursa olsun, kusursuzlam eyler olgusudur. norganik. tabiat, sz ko
nusu olan gerein kabul edilmesi ile karakterize edilir. Tabiatta, toprak din
lenir; aacn kk ise srekli yenilenmesinin kaynaklarnn izini srer. Bat
lmparatorluu'nda byle bir iz srme kaygs yoktu. rkiltici kalntlar, akn
bir amatan yoksudu.
G K U L LAN I M l 'N DAN I KN A ' Y A / 93

Elbette .ki Hristiyanlk, burada, olaanst bir istisnayd. Ama genelde,


ani etkisi bakmndan Hristiyanlk, tahripkar bir "g"t (agency). Kyamet
i kehanete dayanan zamansal gereklii hie saymas ok aryd. Talihli bir
dnyevilik kazanmaya balamas iin birka yzyl gemesi gerekmiti. Ger
ekten de, ark'a ait -Sami, Grek ve Msr'J. dnme biimlerinin Bat Av
rupa'ya nakli, talihsiz bir sonu dourmutu: Medeniyetin ideal ynleri, do
duu corafyalarda ve hakim olduu dnemlerdekinden ok daha fazla soyut
hale getirilmiti. Zaman kesintisinin oluturduu artlar deimeye balad
nda, Ortadou'da Batllarn yaptklar tam da buydu. Zira, erken braniler
iin Tann'lar, talep ettii amalan mevcut siyasi ve sosyal artlar asndan
ifade edilebilecek bir "kiilik"ti (persona). branilerin [Yahudilerin] dini fikir
leri, mnhasran te dnya'ya ok nadiren atfta bulunuyordu: Grek filozofla
rnn, kendi zamanlarndaki ehir hayatnda benimsenmi olmas, bunun bir
gstergesidir. Ancak, baka zamanlarda ve dahas baka corafyalarda bu tr
dnce ve idealler, soyut grnmler ald. Pratie aktarlma zelliklerini yi
tirdiler. Kltrl ve ideal kayglar olan bir insan anlay, meguliyetlerle do
lu bir dnyaya yabancdr fikri rabet grmeye balad. Bu fikrin Eflatun'u[n
zihnini] oka megul ettii doru. Ama Augustine'de de hakimdi bu fikir. Yi
ne de Augustine'in anda, Constantine'den sonra [drdnc] yzyln sonu
na doru, Kilise'nin bu dnyay reforme etme misyonu, henz ilk evresindey
di. Mevcut Dnya'nn inatla varolma abas, ilk dnem Hristiyanlarnn
dnyevi olamayan taktiklerini altst ediyordu.
Bununla birlikte, Bizans aya da dahil olmak zere Ortadou medeniye
ti, dier canllk ve yaratclk kaynaklan da ihtiva ediyordu; bylelikle onu,
Batl yan dallarnn dekadansndan koruyordu. Ortadou medeniyetini, Dic
le'den Akdeniz'in bat kylarna kadar geniletme hayalini gerekletiren B
yk lskender'in gerek devamclar, Justinian ana ve slam (Mohamme
tan) ana ait kiilerdi. Justinian'n baars tam deildi. l bir doum ol
mutu. Ancak, Ortadou medeniyetinin gerek zaferini, medeniyeti yeniden
yaratmay baaran ve Ortadou'nun iki yan kolu olan Helenizm ve Yahudi
lik'in getirdii ve gelitirdii yenilikleri zmseyen ve yenileyen Mslman
lar temsil eder. Dolaysyla, Ortadou Kltr'nn iki byk zirvesi vardr. llk
94 / S OS Y O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

zirve, yksek-medeniyetin bilinen ilk rneklerini oluturan Babil ve Msr'da


ki sramadr. Tam bu noktada, "zirve" metaforu ilemez hale geliyor: nk
bu erken hayat tarz, uzun alar varln srdrmt. ranllarn gelii, ge
ici bir dnemi temsil eder. Bunlarn hepsi, Mslmanlarn geliini hazrla
m ve haber vermilerdi sanki. Ama zaman henz erkendi, vakit gelmemiti.
Bizansllarla Mslmanlar Romallardan ayran en nemli zellik, Ro
mallarn bizzat kendilerinin yaydklar bir uygarlktan geliyor olmalaryd.
Onlarn elinde donmu bir ekil almt. Dnce durmu, edebiyat kopya
lanmt. Bizansllar ve Mslmanlar, yalnzca kendilerini medeniyet olarak
gryorlard. Dolaysyla kltrleri, fiziksel ve spiritel servenin besledii
kendilerine zg enerj ilerini korudular. Uzak Dou'yla ticaret yaptlar. Ba
t'ya doru genilediler. Hukuk sistemlerini gelitirdiler. Derinlikli teolojile
rini ina ettiler. Yeni sanat biimleri icat ettiler. Matematii dntrdler.
Tbb gelitirdiler. Ortadou medeniyetinin azametinin bu son dneminde
Yahudiler, Pers dneminde Greklerin oynad role benzer bir rol oynadlar.
Ve nihayet medeniyetin merkezi olan Ortadou, Tatarlar ve Trkler tarafn
dan ykld.
Tatarlarn, Rusya zerinden Avrupa'nn kuzeylerine doru yaptklar h
cumlarn, Polonya ormanlar ve daha gneydeki tepeler ve dalar tarafndan
durdurulmas, Avrupa iin bir anst. Ortadou'yu zapteden bu rklar, terimin
gerek anlamnda hibir zaman medenilememilerdi. 1 8. ve 19. yzyllarda
yazlan tarih metinlerinin pek ounda, Trklerin nceki Ortadou medeni
yetinin otantik temsilcileri olduu yazlmtr. Buna gre Grekler, onlarn t
revleri deil, dmanlaryd. Avrupa'nn, uzunca bir sre Ortadou'nun
rencisi olduu iddias, bsbtn yanl bir iddiadr.2
1 .5.6. Karanlk alar'n sona eriiyle birlikte Avrupa, elindeki avan
taj kullanarak ikinci kez bir uygarlk sramas abas balatt: Birincisi, H-

2. Whitehead burada, Grekleri de Dou'ya ait grd iin byle bir fikir beyan ediyor. Aksi
takdirde, bu blmde buraya kadar medeniyetin en nemli kaynann Ortadou olduunu
ve Ortadou medeniyeti olmam olsa, insan yar-yamyamlktan kurtulamayacakt eklinde
zetlenebilecek grleriyle elikiye dm olurdu. Whitehead'in bu elikiyi gremeyecek
kadar rastgele bir dnr olmadn sylemek bile gerekmiyor.-ev. notu.
G K U LLA N I M I 'N DAN I KN A' Y A / 95

ristiyan ahlak. kincisi, Kilise'den ve Roma mparatorluu'ndan gelen lokal


snrlar aacak hukuki rgtlenme kabiliyeti. ncs de, kadim dnceyi
geni bir ekilde tevars etmesi ve kendisini tedrici olarak brani, Grek ve Ro
ma literatrleri olarak takdim etmesi. Total etki / sonu, insan olarak insan'n
onuru duygusunun artm olmasyd. nsan hayatnn deerliliine, yceliine
sayg konusunda yava ve med-cezirli de olsa bir gelime yaanm olmasyd.
te bu, bin yl sren, yava yava gz krpan bir gn doumuyla ortaya kan
hmaniter ruhtu.
"Dnyann yaratlmas", demiti Eflatun, "ikna'nn g zerindeki zaferi
dir". nsann deeri, ikna'ya yatknlnda yatar. nsanlar, daha iyi ya da da
ha kt alternatifler sunarak ikna edebilir ve ikna edilebilirler. Medeniyet,
daha asil alternatifleri ete kemie brndrmek demek olan, kendinde zaten
mndemi bulunan ikna edicilik gc yoluyla sosyal dzenin korunmas, ya
atlmasdr. Gce / g kullanmna bavurmak, ne kadar kanlmaz olursa
olsun, hem genel toplum dzTeminde, hem de bireylerin enkaz dzleminde
bir medeniyet baarszlnn ifa ve ifadesidir. Dolaysyla, canl ve yaayan
bir medeniyette, bir bakaldr unsuru her zaman vardr. Fikirlere kar has
sasiyet, merak, macera ve deiim anlamna gelir. Medeni bir dzen, erdem
leri zerine ykselir ve erdemleri dolaysyla varln srdrr; ve kusurlar
n, zaaflarn grebilme, kabul edebilme gc ile dnme urar, yeni at
lmlara alabilir.
mdi, bireyler arasndaki ve sosyal gruplar arasndaki temas, g kullanm
ya da ikna gc'nden birinin eklini alr. Ticaret, ikna gc yoluyla gerek
letirilen temasn byk bir rneidir. Sava, klelik ve hkmetlerin zora
bavurmalar, g kullanmnn hkmranln rnekler. Ortadou medeni
yetlerinin zayfl, byk lde g kullanmna dayanyor olmalarndan
kaynaklanyordu. Dolaysyla, toplumun dokusu iinde ikna gcne dayal te
masn gelimesi durdu. Bu medeniyetler, zaptedenlerin zaptettikleri zerinde
ki nfQzlarna ve mnferit efendilerin kleler zerindeki hkmranlna da
yal olan hakimiyet kurma biimlerini hibir zaman bsbtn yok etmediler.
Bu tr bir hakimiyet biimi ve alkanl, bulac etkisini bu snrlarn tesi
ne tad. Erkein kadn zerindeki hakimiyeti, olduka gelimi medeniyet
96 / S O S Y O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

!erin yerleik zellii olmay srdrd. Bu, barbarizmden bir miras olarak kal
d. Ama bunun demoralize edici etkileri, medeniyetle birlikte artmt. Bu ka
dn erkek eitsizliinin, fiziksel stnlklere; ve kadnlarn, ocuklarn dou
mu ve bakm ile absorbe edilmeleri [bylelikle etkisiz hale getirilmeleri] ger
eine dayand anlalyor. Sonuta kadnlar, erkeklerin altnda bir dzeye

yerletirerek aalamas sonucunu dourdu. Doulu rklar [toplumlar], varlk


larn bu iki kltr seviyesinde; ve bir de, baml kldklar toplumlar zerin
de hakimiyet kurma dzeyi eklinde tezahr eden bir nc dzlemde, koru
ma ve srdrme lmcl tecrbesi zerinde gel/i/milerdi. Gcn verdii
zevk, hayatn devr-i daimi bakmndan lmcl bir eydir. Ynetici snflar,
ak tatminlere klecesine dalarak dejenere olurlar.
Ticaret, kk gruplardaki kolay hareket etme yollarnn tedrici olarak el
de edilmesi ile geliti. Btn topluluklar, gezinip durmular ve aama aama
dier evrelere girip kmlardr. Ama kk gruplar ve hatta mnferit insan
lar tarafndan gerekletirilen bu seyahat ve geri dn, bsbtn farkl bir
zellii olan bir teebbstr. Bu, ya orman bariyerleri olmayan ak ve geni
bir lkeye sahip olmay, ya da nehir ve sularda denizcilik yapmay gerektirir.
Yabanclar, baka yerlere kk gruplar halinde giderler. O yzden, hakim ol
mak gibi tutkular da, korkmak gibi bir duygular da yoktur. Ticaret, istikrar
l ve geleneksel bir rutine binerek duraanlar. 1lerlemedeki bu durma, uzun
ca bir zaman sresi iinde geni arazilerde vuku bulur. Ama genelde ticaret,
duraan bir ey deildir. Ticaret, farkl hayat tarzlarna, farkl teknolojilere ve
farkl dnme biimlerine sahip olan gruplar halinde yaayan insanlar bir
araya getirir. Eer ticaret olmasayd, o kapsaml teorinin ima ettii gibi, de
nizcilerin pusulalar Atlantik kylarna hibir zaman ulaamayacakt; ve mat
baa, Pekin'den Kahire'ye yaylmayacakt.
Ortaa'n ve modem Avrupa'nn genileyen Ticareti, her eyden nce,
Roma lmparatorluu'nun miras olan byk yollar, kefedilen kylarn kul
lanlabilmesini mmkn klan denizcilik sanatnn gelimesi, Hristiyan Ki
lisesi ve Hristiyan ahlaknn oluturduu birlik duygusu nedeniyle yaygnla
abilmiti. Korsanlar, feodal savalar ve orada burada patlak veren ve dzeni
sarsan alkantlar vard. Ama farkl blgelerden, farkl rklardan, farkl "mes-
G KULLAN I M I 'N DAN I KN A ' Y A / 97

lek"lerden gelen insanlar, hr ikna ilkesi nedeniyle bir araya geliyorlard.


Ayrca, ksa sreli hizmetlerin karl olarak alnan feodal gelirler, "savunmac
gler" olarak en etkili gt. Daha sonraki zamanlarda, bu sistemin ktlk
leri, erdemlerini bastrmakta gecikmedi. Ama kkeni itibariyle bu sistem,
modern orduyla olduu kadar, modern gvenlik [polis] gleriyle de karla
trlabilir. Elbette ki bu sistem, her ikisinden de farkllklar arzediyordu. Bu
rada dikkat ekilmesi gereken nokta u: Feodal ato, gvenli ve huzurlu bl
geler oluturulmasnda genellikle makul bir kendini-koruma biimi sunuyor
du. Ticaretin nemi ve deeri, teknolojiyle yakn iliki iinde olmasnda ya
tar. Yine Avrupa teknoloj isi, baka bir kaynaktan devirilmiti. Ak dn
me, nclleri eletirme ve dedktif / tmdengelimsel akl yrtmeye dayal
felsefi varsaymlar gelitirme teknii gibi yollarla bu byk sanat, en azndan
embriyo halinde, Grekler tarafndan kefedilmi, Avrupallar tarafndan da
tevars edilmiti. Tpk dier icatlar gibi, zaman zaman, byk felaketlere
yol aacak ekillerde ktye kullanlmt. Ancak, teknoloj inin entelektel
kapasite zerindeki etkisi, am ve [Endls'teki] Tuleytula kllarnn re
tilmesinde ate, demir ve eliin kullanlmasyla karlatrldnda daha iyi
grlebilir. nsanlk, artk fiziksel olduu kadar entelektel olarak da silah
lanmt.
Merak, artk ileri, ilerletici bir g haline gelmiti. klit'in Elementleri,
Newton'n Fizik'i ve endstride modern dnem, Solomon'un duraan zde
yilerinin hikmetinin ve ncil'in Hikmet Baplar'nn yerini almt. "Btn
nehirler bir nehre akar, gnein altnda yeni bir ey yok"- szleri, Ortado
u'nun nihai yargsyd. Onun parlaklklarna ve eitli aktivite biimlerine
sahip olmamza izin verildiinde bu byk medeniyet, hayal krklna ura
yan hayalperestlerin ksr eletirilerinin glgesinde nihai olarak batmak ze
reydi. Bu, Solomon'un 300 kars ve 700 cariyesinden oluan muhteem hare
mini andran bir ekilde yaayan yar-tanrsal krallarn hkmferma olduu
gce tapnmann ve gcn hkmranlnn bir intikamdr. Buradaki uygu
lama, belki biraz daha dzgnd, ama sonuta ayn lde bir zlmenin
(dekadansn) gstergesiydi. Hristiyanlk, Ortadou'dan, yalnzca biraz yaral
bereli bir halde kaabilmiti.
98 / SOSYOLOJ i K D N CEN i N S ERVEN L E R !

1.5. 7. Medeniyetlerin ykseli ve dlerini hzl bir ekilde gzden ge


irdiimiz bu incelememizde, sosyal gruplarn kaderini belirgin bir ekilde be
lirleyen drt ana faktre dikkat ekmi olduk. Birincisi, az biraz akn bir ama
cn dnda; medeni hayatn, ya haz arayna gmlmesine, ya da k duy
gusunun younlamasnn elik ettii yava yava ksr tekrar dngsne yol
aan acmasz bir yasas vardr. kincisi, gda, giyim ve barnma gibi ihtiyala
rn salanmasn gerektiren bir tabiatn demir yasas sz konusudur. Sosyal va
rolu biimlerini belirleyen kat snrlar, insanla tabiat gleri arasndaki et
kileimin gerekletirilmesiyle ulalan anlayn gelimesiyle yumuatlabilir
yalnzca. ncs, erkeklerin kadnlar zerinde mecbfiri olarak kurduklar
hakimiyet, ifte neme sahiptir. Sosyal refah iin gerekli olan davrann ko
ordine edilmesini mmkn klan yumuak bir etki retir. Ancak, bu hakimi
yeti, sz konusu koordinasyon iin gerekli olan snrlarn tesine tarmak,
lmcl sonulara yol aar. Heri toplumlar, kendilerini, ikna yolu olarak tarif
ettiimiz drdnc faktre en kararl ekillerde yaslayan toplumlardr. nsan
ln tm dier aktiviteleri arasnda, insan hayatnda bu .son faktrn kk sal
masn salayan temel olgu vardr. Bunlar, cinsel ilikilerde ve ocuklarn
bakm ve yetitirilmesinde karmza kan ailevi duygular ve ilikiler; fikir al
veriinden zevk almaya imkan tanyan entelektel merak; ve byk lekli top
lumlar sz konusu olduu zamansa Ticarf uygulama'dan oluur. Bununla birlik
te, bu zel aktivitelerin tesinde, daha byk bir sempati ba karmza kar.
Bu ba, tabiatn ideal amalarn demirledii ve gerekletirdii, mnferit ki
ilerin bu amalar uurlu bir ekilde zmseyebilme kabiliyetini sunduu ta
bii [ftri] gce saygnn gelimesidir. te bu sayg, insan olarak insan'a sayg
nn temelidir. Dolaysyla bu, bu dnya zerindeki hayat serveninin daha st
dzeylere kabilmesi iin gerekli olan dnce ve eylem zgrln teminat
altna alr.
ALTINCI BLM
-- Q@"\ ___

TARHSEL SEZG

1 6. 1 . Tarihsel ngr ifadesiyle, doru Bilimsel ndksiyon (Tmevarm


abas) egzersizinden olduka (arkl bir eyi kastediyorum. Bilim, tmel

lerle (generalities) ilgilenir. Tmeller tatbik edilir; ve tmeller, baz gerek


lerle mutabakat kurmann dnda, tarihin akn belirlemezler. Tarihin, ay
n yasalarn belirledii" ok sayda farkl alternatif ak / oluum biimleri ola
bilir. Belki de, eer bu yasalar yeteri kadar bilebiliyor olsaydk, o zaman, ge
lecein gemiten kalklarak gelimesinin, btnyle gemiin ayrntlar ta
rafndan ve btn kuaklar ynlendiren bu bilimsel yasalarca belirlendiini
anlayabiliyor olmamz gerekirdi. Ne yazk ki, bizim bilimsel yasalara ilikin
bilgimiz, znt verecek kadar kusurlu ve imdi ile gemiin gereklerine da
ir bilgimiz ise olabildiince snrldr. Dolaysyla, bizim mevcut bilimimizin
bir sonucu olarak, gne ile snp giden yldz arasnda ikinci bir arpma ol
duu zaman, bu uzak blgeyi gz ard ediyoruz. Yeryzndeki hayatn gelece
ini dnmeyi gz ard ediyoruz. nsanl [hal'ini ve geleceini] gz ard edi
yoruz. Bir yl sonra tarihin nasl bir ak izleyebilecei gerei zerinde dn
meyi gz ard ediyoruz. Yarnki hayatmzn i ayrntlarnn ounu merak et
meyi gz ard ediyoruz. Hatta, varoluumuzu mmkn klan "kavram" hakkn
da dnmeyi bile gz ard ediyoruz.
1 00 / SOSYOLOJ i K D N C E N i N SERVENLERi

Bu ihmalkarlklar katalogu, bize derhal, bizim durumumuzun bilgi yoksun


luu olmadn hatrlatyor. hmalkarlmz, ngr / Sezgi yoksunluundan
kaynaklanyor. Ayrca, ngr eksikliimizin temeli, bilimsel yasalarn uygu
lanmas iin gerekli olan gemi ve imdi'nin gereklerine dair ayrntl ve
"doru" bilgimizin kt olmasdr. Tpk astronomide olduu gibi, artlarn g
rece basit olduu durumlarda, gereklerin ve astronomik yasalarn, gelecei
tahmin konusunda doru tespitlerde bulunmamz salayan bir "ara" (appa
ratus) olduunu biliyoruz. Tarihsel ngr'deki en temel zorluk, bulunmak
istediimiz zel tahmine uygun gerekleri toplama ve seme gcdr. Bilimin
yntemine ilikin tartmalar, hemen deney meselesine kayyor. Ancak de
ney, yasalar rneklemek adna aln gereklerini renme abasndan ok
da farkl ve fazla bir ey deildir. Ne yazk ki, tarihin -hatta kiisel tarihin- ger
kleri, ok geni bir alan kapsayan gereklerdir. Kontroln tesinde bir ala
na yaylrlar.
Dolaysyla, Tarihsel ngr konusunun, baz muayyen yntemlerin ze
ne bezene yaplan tasvirleriyle ilenemeyecei aktr. Bilim'in yalnzca bir
zorluunun olduu bir yerde Tarihsel ngr, iki tr zorlukla kar karyadr:
Bilim, yalnzca yasalar aratrr; ama tarihsel ngr, buna ilave olarak, bir de
gelecei kestirebilmek iin gerekli olan gerekler zerinde vurgu yapar. Tarih
sel ngr iin gerekli olan bu iki grev arasnda, karmakln arasndan ya
plan bu seim ilemi en zor olandr. Belki de, her eyi belli olan bir tarihsel
ngr doktrini muhtemelen imkanszdr. Ama yaplabilecek olan ey, dikka
ti, insan aktivitesinin yalnzca bir alanna younlatrmak; ve bu alann iin
de, tarihsel ngrnn elde edilmesi iin gerekli olan zihniyet tipini tarif et
mektir. Dnyann mevcut durumu ve. bu kitaptaki tartmann ak, youn
lalmas gereken bu tek alann, ticari ilikiler alan olduunu iaret ediyor.
Dolaysyla bu alan, beklenti ve ama alanndaki fikirlerin ilevini resmetme
yi tercih edecektir.
Burada, yanl anlalmaktan kanmak iin, kiisel bir ticaret tecrbesi
olmayan herkesin, ticaretin ayrntl ilemlerine ilikin yararl neriler sun
masnn mmkn olduu fikrinin aptalca bir fikir olduunu bata sylemek
zorundaym. Birinci el bir pratiin yerini alabilecek hibir ey yoktur. Ayrca,
TARiHSEL SEZGi / 101

ticaret terimi burada, birbirinden farkl faaliyeti iine alacak ekilde en geni
anlamyla kullanlmaktadr. zel durumlara hemen uygulanma kapasitesine
sahip herhangi bir yararl teori, iinde zel bir iin yeerebilecei toplumu ya
da belki de bir lkeler grubunu oluturan erkek ve kadnlarn uygun tepkile
rinin dorudan bilgisine baldr. Bu tartmada, bu tr ayrntl bir bilgi ak
tarabileceimi sylemiyorum.
Bununla birlikte geriye, dnyann imdiki artlarnda ticaret topluluu
nun genel baarsna katkda bulunacak genel zihniyet tipi meselesi kalyor.
Bu t r bir zihniyet tipi, elbette ki olduka karmaktr. Ama biz burada, sor
gulanmam tek bir unsurunu yani tarihsel ngry inceliyoruz ve onun ge
limesinin ve baarl olarak tatbik edilmesinin artlarn tartacaz.
Baz insanlar, olaanst bir zihin yapsna sahip olarak doarlar. Szgeli
i, matematii iyi olan ocuklar vardr; bunlar, en zor aritmetik ilemleri bir
rpda zverirler. Daha baka zel yetenekler de vardr. Mesela, baz insan
lar, bizzat gzlemledikleri olaylardan yola karak, bu olaylar ve bunlar do
uran artlar ok iyi bir ekilde resmederler. Bununla birlikte bankaclar, ka
siyerlerinin aritmetii iyi bilen kiiler olmasn tercih ederler. Eitilmi je
ologlar, yeraltnda maden arama ve inceleme yntemlerini bilen kiileri ter
cih ederler. Ayn ekilde, daha kapsaml ngr tiplerinin gelimesini sala
yacak genel eitim artlar vardr.
Elbette ki, insanlar, u u kabiliyetlere sahip olanlar ve olmayanlar diye
kesin izgiler/l/e ayrmak byk bir hatadr. Bu kaba blmlemeler aptalca
dr. nsanlarn ou, belli zelliklere sahip kiiler olarak doarlar. Ancak, bu
zellikler, uygun artlarda fiiliyata dklerek ortaya karlmazlarsa gizli ola
rak kalrlar. Belli kabiliyetlere sahip olmayan insanlara, hibir eitim bu ka
biliyetleri kazandramaz. Ama bu tr muayyen kabiliyetlere sahip insanlarn
bu kabiliyetlerini gelitirmeleri iin gerekli olan eitilme biimlerini tarta
biliriz. ngr, anlay kabiliyetine baldr. Pratik hayatta bu, bir kabiliyet
tir. Ama ngr kabiliyeti, anlama kabiliyeti ile gelitirilir. Byk lde,
anlay [idrak] , bilinli bir abayla kazanlabilir ve retilebilir. Dolaysyla,
ngrnn eitilmesi, anlay arac ile gerekletirilir. ngr, kavray'n
rndr.
1 02 / S O S Y OLOJ i K D N C E N i N SERVENLER!

1 .6.2. Burada anlalacak genel konu, teknoloj iler, bu teknolojilere bal


olan biyolojik ve fiziksel yasalar ve temel psikolojik ilkelere bal olarak in
sanlarn ortaya koyduklar sosyoloj ik reaksiyonlar da dahil olmak zere, insan
toplumunun i ileyiidir. Aslnda, burada anlalacak genel konu, yardmc
bilimler de dahil, terimin en geni anlamyla sosyoloj idir. Bu kadar kapsaml
bir anlama abas, tabi ki, mstakil bir insann kavraynn tesindedir. Ama
onun hibir blm, i hayatndaki (business) ngr alanna bsbtn ya
banc deildir. Bu tr btn/lkl bir anlama abas, mterek bir teebbs
tr. Ve i dnyas (business community), baz yaklamlarla bu genel anlama
abasna hakim olduu srece baarsn uzun dnemler srdrebilir.
Eer, anlama ve rutin arasndaki kartl incelemeye balayacaksak, ide
al bir i dnyasnn bu genel donanm tamamlamasna imkan tanyacak
mnferit anlama eitlerini daha iyi kavramamz gerekir.
Rutin, her sosyal sistemin tanrsdr; i dnyasnn yedinci direi, her fab
rikann baarsndaki genel unsur ve her devlet adamnn en temel idealidir.
Sosyal makine, bir saat gibi iler. Her su'tan sonra, suu ileyen sulu yaka
lanmaldr. Her tutuklu, yarglanmaldr. Her tutuklu, bir suludur. Her sulu
cezalandrlmaldr. Her cezalandrma, slah olmu bir karakter retmelidir.
Ya da, rutin'i baka bir benzer rnekle kavrayabilirsiniz: Araba retimi. Her
ey, atlyede demirin, maden ocanda kmrn ilenmesiyle balar; ve fab
rikadan dar karlarak srlen bir araba ile sona erer. irketin bakan, i
ilerle ve maden irketiyle szlemeleri yeniler. Bu tr bir rutin rneinde, al
akgnll maden iisinden, acmasz irket bakanna kadar herkes, kendi
zel ii iin belli bir eitim almtr. Her madencinin ya da irket bakannn
eylemi, ada psikolojinin moda deyimiyle, artl refleksin rndr. Rutin,
kusursuz olduunda, anlama abasna artk ihtiya kalmaz ve elimine edilir;
sel basknna maruz kalan maden oca, uzun sren kuraklk ya da grip salg
n gibi bilinen hadiselerin akll ve ngrl bir ekilde zmlenmesine du
yulan ihtiya hari, tabii olarak. Bir sistem, akln (intelligence) rn olacak
tr. Ancak, uygun sistem kurulduunda, akl kayplara karr; sistem, artl
refleksin koordine edilmesiyle korunur. Bu durumda insanlardan istenen ey,
zel eitime hazrlkl olmalardr. irket bakanndan madenciye kadar hi
T A R i H S E L S E Z G i / 1 03

kimsenin, sistemi bir btn olarak anlamaya ihtiyac yoktur. Burada, ngr
olmayacaktr; ama rutinin korunmasnda tam bir baar olacaktr.
imdi sra, sosyal hayatn rutine dayanmasnn hikmetini anlamaya bala
maya geldi. Topluma, rutin yoluyla, her bakmdan ve her ekilde nffz edile
medii srece, medeniyet yok olur gider. nce zekalarn rn olan pek ok
sosyolojik doktrin, bu temel sosyolojik gerekten bihaber olunduu iin ykl
mtr. Toplum, istikrar gerektirir; ngr, istikrar varsayar; ve istikrar, ru
tin'in rndr. Ancak, elbette ki, rutinin de snrlar vardr. Bu snrlarn
kavranmas ve ardndan uygulamaya konulacak alann belirlenmesi iin n
gr'ye ihtiya vardr.
Tam anlamann ve tam rutin'in oluturduu bu iki u'tan rutin, hibir za
man insan toplumunun iinde gerekletirilmez. Ancak, bu iki u'tan rutin,
anlama'dan ok daha nemli ve temel'dir. Burada, ksa vadeli akl'n kk
parltlar tarafndan deitirilen rutin'den sz ediyoruz. Eylemi kontrol eden
tam anlama nosyonu, aslnda, bulutlardaki bir idealdir; ve pratik hayatla gro
tesk bir ekilde elien bir eydir bu. Ama elimizin altnda, gzlerimizin nn
de, btnyle rutin'in hkmferma olduu saysz "toplum" rnei var. Szge
lii, bceklerin gelikin sosyal rgtlenmeleri, rutinin en keskin rnekleridir.
Bu tr rgtlenmeler, uzun vadeli kompleks amalara ulamay hedeflerler:
Bunlar, rnein, kzlerin klelerden, klelerin iilerden, iilerin sava
lardan, savalarn kapclardan, kapclarn kralielerden ve sair snfsal ola
rak farkllamasyla ilgilenirler. Bu rgtlenmeler, eer mnferit bceklerin
grece ksa mrleri, bir l/leme birimi olarak dikkate alnacak olursa, uzak
gelecein ihtiyalarn dikkate almak zorundadrlar.
Bu bcek toplumlar, hayata tutunma gc bakmndan olaanst baa
rl olmulardr. Bunlarn, onbinlerce, belki de milyonlarca yl geriye uzanan
son derece uzun bir gemie sahip olduklar anlalyor. Gelikin bir sosyal r
gtlenme ina edebilmek iin, insanln son derece yksek bir zeka dzeyine
ihtiya duyduuna inanmak byk bir hatadr. Bu hatann en zel rnei,
amalar, bizim analizimiz asndan belirgin olmayan bir sosyal rutinin bt
nyle aptalca olduunu varsayan yaygn anlaytr. Amalarn, muhtemelen
kendilerinin de bilemedikleri; ama yine de, ya kendi mstakil varolular ya
1 04 / S O S Y O LOJ i K D NC EN i N S ER V EN LERi

da trlerinin tmnn varolular asndan zorunlu olan gelikin rutin ey


lemler ortaya koyan bcekleri gzlemleyebiliriz.
Bu bcek toplumlarn, byk bir ortak zellikleri var: "llerici" deiller. in
san toplumlarn bcek toplumlarndan ayran, ite bu zelliktir. ster iyiden
ktye doru, isterse ktden iyiye doru gereklesin, bu byk ilerleme ger
ei modem zamanlara doru yaklatka, Bat uygarl iin srgit daha fazla
nem kazanmaya balamtr. Deiim oran, benim zamanmda bile artmtr.
O yzden, gelecek bir ada insanln duraan toplumlar evresine kilitlen
mesi mmkndr. Ancak, inceleme konusu yaptmz zaman sreci iinde
bylesi bir "kilitletici durma"nn gerekleme ihtimali, byk lde sfrdr.
1 .6.3. Eer, tarihi bir btn olarak incelersek, sosyal geleneklerdeki dik
kate deer deiimlerin zaman leinin son zamanlarda iyice ksalmasnn,
ok ak bir gerek olduunu grmekte zorlanmayz. Balangta bu, fiziksel
nedenlerin yava geliimine balyd. Szgelii, dalarn ykselmesi gibi fizik
sel grnmn tedrici deiimi: Byle bir eyin deiimi iin gerekli olan za
man-lei, bir milyon yllk bir zaman dilimidir. Keza, Tedrici iklim deiik
lii iin gerekli olan zaman lei, be bin yllk bir zaman dilimidir. Keza,
belli bir topluluk tarafndan igal edilen bir blgede grlen ve yeni blgele
re de yaylan tedrici ar nfus artnn deiimi iin gerekli olan zaman-l
ei, e yz yllk bir zaman dilimidir. Ki bu, lm-oranlarnn yksek oldu
u bilimsel-a-ncesi zamanlarla karlatrldnda ilgin olabilir. Keza,
akmaktalarnn birbirlerine srtlerek atein bulunmas, hayvanlarn evcil
letirilmesi, metalrj inin icad gibi yeni teknoloj ilerin aama aama icad gi
bi bilimsel-ncesi ada gerekleen bu tr icatlarn deiimi iin gerek duyu
lan zaman-lei, en azndan, be yz yllk bir zaman dilimiydi. 1. . 100 yl
lk dnemde Mezopotamya'nn batsndaki medeniyetlerin teknolojilerini,
Roma lmparatorluu'nun zirve anlarn yaad o dnemdeki teknoloj iler ve
l. S. 1 400 ylnda Ortaalarn sona erdii dnemlerdeki teknoloj ilerle kar
latrdmzda, teknoloj ide gzle grlr bir ilerlemenin yaanmadn gr
rz. Elbette ki, metalrj ide, saat paralarnn daha gelimi bir ekilde retil
mesinde, gelecekteki byk sonularyla grece yakn zamanlarda barutun
icadnda, yine gelecekte dikkate deer etkileri olacak denizcilik sanatnn ge-
T A R i H S E L S EZG i / 1 05

litrilmesinde baz ilerlemeler kaydedilmiti. 1400'l yllarla 1 700'l yllar


arasndaki dnemi karlatrdmzda, bu dnemde, nceki dnemlere kyas
la byk bir ilerleme olduunu biliyoruz: Bu dnemde, barut, matbaa, deniz
cilik ve ticaret tekniinin sonularn belirgin bir ekilde rettiine tank olu
yoruz. Bununla birlikte, o zamanda bile, 18. yzyldaki hayat ile, Roma'nn o
muazzam dnemindeki hayat karlatrdmzda, birbirlerine ok yakn ol
duklar fark ediliyor; o yzden, Latin edebiyatnn etkisi ve varl, btn can
llyla hissedilebiliyordu. 1 780 ile 1 830 yllar arasndaki 50 ylda gerekle
tirilen ok saydaki bulu, birdenbire etkili ve youn bir ekilde hzla uygula
maya sokuldu: Buhar gc a ve makine a balad. Fakat, 1 830 ile 1 890
yllar arasnda yaayan iki kuak iin toplumun yapsn ve i hayatnn ile
yiini dzenleyen teknolojinin ilkelerinde belirginlik kazanan bir btnlk,
bir tek tipleme sz konusu olmaya balamt. Bu ksa incelemeden karla
bilecek sonu, hakikaten ciddi ve gz kamatrcdr. Sosyoloj ik teorilerimiz,
siyaset felsefemiz, i dnyamzn ileyi kurallar, ekonomi-politikamz ve ei
tim doktrinlerimizin hepsi, sa-Mesih'ten nceki beinci yzylda Eflatun'dan
son yzyln [19. yzyln] sonuna kadar kesintiye uramadan sregelen byk
dnrler geleneimizden ve ortaya konulan pratik rneklerden yola kla
rak gelitirilmitir. Bu gelenein tm, her kuan genellikle babalarnn ha
yatlarn ynlendiren ve ayn lde kendi ocuklarnn hayatn ynlendire
cek olan artlarn belirledii bir ortamda yaadklar yanltc varsaym ile al
tst edilerek deersizletirilmitir. Bu varsaymn yanl olduunun aka ka
ntland, insanlk tarihinin ilk dneminde yayoruz.
Elbette ki, gemite de vebalar, tufanlar ve barbarlarn igalleri gibi b
yk felaketler olmutu. Eer bu felaketleri aradan karrsak, insanlk tari
hindeki medeni hayatn istikrarl ve bilinen artlarnn hakimiyetinin daha
ar bastn grebiliriz. Sz konusu varsaym, ekonomi-politiin nclleri
ne derinlemesine szmtr ve insan tabiatnn basitletirilmi bir ekilde al
glanarak kurgulanan ynlerine dikkat ekmeye izin vermektedir. Bu varsa
ym, aym zamanda, baarl bir teknik icat eden ve kendisini kilitledii uf
kun tesinde hibir eye ve yere bakmayan gvenilir i adam tipimizin de
temelini oluturur. Dahas, gemi tecrbelere abartl vurgu yapan siyaset
1 06 / SOSYOLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R !

felsefemize ve eitim teorimize btn renkliliiyle sinmitir. Tekrar fikri,


gemiin hikmetine hkmfennadr ve modern tatbikatnn yanllnn
aka itiraf edildii yerlerde ve durumlarda bile pek ok ekiller alarak bu
hkmranln srdrmektedir. Oysa, burada gzden karlmamas gere
ken nokta udur: Gemite, nemli bir deiim iin gerekli olan zaman-l
ei, bir insan mrnden dikkat ekecek kadar ok daha fazlayd. Dolaysy
la insanlk, kendisini sabit/lemi artlara adapte edebilecek ekilde eitiyor
du / hazrlyordu.
Oysa bugn, bu zaman-lei, bir insan hayatndan ok daha fazla ksal
mtr; dolaysyla eitimimiz, yeni artlarla yzlemeye hazrlkl olacak ekil
de yapl/andrl/maldr. ite tam bu noktada, buradaki konumuza, ngr
meselesine yeniden geliyoruz: Yakn gelecekte gzlemlenebilecek bir etki re
tebilecek yenilii kavrammz salayacak mevcut artlarn bu ekilde iyi an
lalmasna ihtiyacmz var. Ama yine de, kmeyen bir toplumda, rutin'in
hakim olduu doktrinini asla gz ard etmememiz gerekiyor. Dolaysyla, in
san tabiatnda varolan ve amacn baarl bir ekilde yerine getirilmesini sa
layan temellerin, yani mevcut rutinin ileyebilmesi iin gerekli olan bu temel
dinamiklerin mutlaka iyi anlalmas gerekiyor. te yandan, sosyal sonular
dourmaya aday yeniliklerin de eski rutini dengeleyebilecek arlkta ve g
te olmas gerekiyor. Ancak, bu ekilde yeniliklerin ve yerinde duracak eskile
rin, yakn gelecein ngrsn yapmamz mmkn klabilecek ekilde ko
nulandrlmas gerekiyor.
1.6.4. imdi, buraya kadar ortaya atlan iddialar biraz vuzuha kavutur
mann zaman geldi. llkin, geleneksel sosyoloj i doktrinlerimizin, siyaset felse
femizin, byk i hayatnn ileyi mekanizmalarnn ve ekonomi-politiin il
kelerin duraan ve deimeyen bir sosyal sistemi varsaym tarafndan byk
lde arptld ve hkmsz klnd eklinde vardmz ana sonucu gz
den geirelim: Bu varsaymla birlikte, akl yrtmeyi, basitletirilmi bir ekil
de kurgulanan insan tabiat kavray zerinde temellendirmek kolaydr. n
k, iyi bilinen artlarda ileyen iyi bilinen etkiler, iyi bilinen tepkiler retir.
O halde, u anki amacmz asndan, insan tabiatn, baz byk etkilere kar
verdii baz byk tepkiler asndan uygun bir ekilde tasvir edebilecei-
T A R i H SEL S E Z G i / 107

mizi varsaymamz da olduka kolaydr. Szgelii, hepimiz, o eski "dostumuz"u,


"ekonomik adam" hatrlayabiliriz.
"Ekonomik adam"n gzellii, gzel taraf, onun tam da neyin peinde ko
uturduunu kesinkes biliyor olmamzd. Onun istediklerinin neler olduu
nu, kendisi de, komular da ok iyi biliyordu. Onun istedikleri, iyi-tanmlaf
m bir sosyal sitemde gelitirilen eylerdi. Babas da, byk babalar da hep
ayn eyleri istemiler ve istediklerini ayn ekillerde elde etmilerdi. Dolay
syla, nerede bir yokluk / ktlk var idiyse, ekonomik adam'n kendisi de da
hil, herkes neyin eksik olduunu ve tketicinin nasl tatmin edilebileceini
biliyordu. Aslnda tketici, neyi tketmek istediini biliyordu. Bu onun ta
lebiydi. retici, istenen rnleri nasl reteceini ve arz' nasl yapacan bi
liyordu. rn en hzl ve en ucuz ekilde retim vitrinine ilk kez koyan re
ticiler, servet sahibi olurlarken, her bakmdan ge kalan dier reticiler eli
mine ediliyordu. Bu, salkl bir rekabetti. Bu, nefis bir ekilde basitti; ve o
yzden, hak ettii deerin verilmesi de doruydu. te bu, istikrarl, iyi-de
nenmi artlarn sz konusu olduu hakim gerei ok iyi ifade eder. Ancak,
nemli llerde ve leklerde deien bir sosyal sistemle ilgilendiimiz za
man, bu basitletirilmi insan kavraynn sil batan gzden geirilmesi ge
rektiini grrz.
Elbette ki, son 30-40 yl boyunca ekonomi-politiin temel eiliminin bu
ucuz basitletirmelerden uzak olduu, artk herkesin malumu. eitli "nfus
larn" (halklarn) etkilere verdikleri gerek tepkiler, modem ticarete uygun
bir ekilde yakndan incelendii iin "ekonomik adam", "arz ve talep" ve "re
kabet" gibi kes/k/in nosyonlar, imdilerde, artk bsbtn terk edilme sreci
ne girmi durumda. te bu, buradaki ana tezi resmeder. Eski ekonomi-politik,
Adam Smith'in zamanndan itibaren yaklak yzyl kadar hkmfema ol
mutu; nk eski ekonomi-politiin temel varsaymlar, o zamanki ve yakn
gemiteki asrlarda geerli olan hayat artlarna tatbik edilmiti. Bu artlar,
daha o zamandan itibaren yava yava deiiyor, ortadan kalkyordu. Ancak,
ticari ilikilerde insanlarn btnyle bilinen etkilere kar ok iyi-artland
rlm tepkiler verdikleri artlarn hakim olduu dzenek, bugn de hala ha
kim dzenek olmay srdryor.
1 08 / SOSY OLOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

amzda, hayatn "kaldrabilecei" yenilik unsuru, bizim hesaplarmz


dan karamayacamz kadar yaygn ve hakim unsurdur artk. Her on ylda
bir sosyal hayatmza giren yenilik unsurlarna verilecek tepkiyi, karakteri a
sndan, gc asndan belirleyebilecek insan tabiatnn eitleri konusunda
daha derin bir bilgiye ihtiya var. Bu derin bilginin mmknl burada tar
ttmz ngr'y oluturur.
Sosyoloj ik alkanlklar, dolaysyla, i ilikilerini ve deien mlkiyet de
erlerini ilgilendiren bir baka rnek, ehirler tarihinde grlebilir. Gnm
ze kadar ki btn bir medeniyet tarihi boyunca ehirler olarak adlandrd
mz younlam insan ynlarnn geliimi, medeniyetin gelimesinin ayrl
maz bir paras olmutur. Bunun, ehir surlarnn arkasna yerletirilen birik
tirilmi zenginliin korunmas, imalat iin gerekli olan materyallerin kon
santrasyonu, insan kaslar formunda -ki daha sonralar mevcut s enerj isi for
munu alacak olan- gcn younlatrlmas, i ilikileri iin gerekli olan kar
lkl mnasebetlerin kolaylatrlmas, estetik ve kltrel imkanlar zerinde
teksif olunmasndan kaynaklanan haz, hkmet ve idari, hukuki ve askeri ak
trler gibi dier ynlendirici "arac"lar zerinde younlalmasnn avantajla
r gibi pek ok bilinen nedenleri vardr.
Ancak, ehirlerde dezavantaj lar da vardr. imdiye kadar hibir medeni
yet, kendi-kendine yeter olamamtr. Her medeniyet, doar, zirveye kar ve
der. Bu uursuz gerein, ehirlerin kalabalk hayatlarnda mndemi olan
biyolojik kusurlardan kaynaklandn gsteren ok sayda kant mevcut.
imdilerde, yava yava ama ilk elde snk gibi de olsa, buna muhalif eili
min kendisini gstermeye balad grlyor. Daha iyi yollar ve daha iyi ara
balarn varolmas, "haval snflar", ehirlerin yamalarnda / eperlerinde ya
amaya itti. Acil savunma ihtiyac da, ayn zamanda yok oldu. Bu eilim, u
sralarda hzla daha aalara doru yaylmaya balyor. imdiye kadar, btn
bir 1 8. ve 1 9. yzyllar boyunca bu yeni eilim, evi, yakn banliylere yerle
tirdi; ama imalat faaliyetini, i ilikilerini, hkmeti ve elence'yi, (pleasure
= haz almay) ehirlerin merkezinde younlatrd. ocuklarn bakm ve din
lenme'nin dnda aktif hayatlar, ehirlerde geiriliyor artk. Baz bakmlardan
bu tr faaliyetler zerinde younlalmas daha fazla vurgulanyor; ve evler,
TARi HSEL S E Z G i / 109

ulam rahatszlklarna ramen ehirlerin d eperlerine kaydrlyor. Ancak,


geen bir kuak boyunca teknoloj inin ynelimini incelediimizde, bu youn
lamann nedenlerinin / gerekelerinin byk lde ortadan kalktn gr
rz. Dahas, ehirlerin yerlerinin seiminin nedenleri de artk deimeye ba
lad. Mekanik g, yzlerce mil uzaa tanabilmekte; insanlar, telefonla
annda birbirleriyle iletiim kurabilmekte; byk [ticari] rgtlerin efleri,
uaklarla seyahat edebilmekte; sinemalar, her kyde "oyunlar" sahneleyebil
mekte; mzik konserleri ve konferanslar dzenlenebilmekte; ve nihayet, Kili
selerdeki dini ayinler ve vaazlar, radyodan naklen yaynlanabilmektedir. e
hirlerin ve bunun kanlmaz sonucu olarak da medeniyetlerin gelimesine
neden olan hemen btn gerekeler bsbtn deimektedir.
O halde, bin yl sonra, yz yl sonra, ya da hatta otuz yl [o zaman
anlald ekliyle bir kuak sonra] ehirlerin gelecei ne olacak! Fakat bura
da yle bir tahminde bulunmak istiyorum: Bu ngry tahmin etmede ans
l olanlar, daha talihli bir hayat srdrecekler; dierleri ise, btn bu olup bi
tenleri hesaplayamadklarndan byk zarar grecekler.
. Dikkat ekeceim ikinci nokta, ehirlerin yerlerinin seim nedenlerinin
deimesinin, kendi lkemde, ngiltere'de, yaanan son deiimlerle iyi res
medildiidir. 18. ve 19. yzyllarn sanayileme alarnn ilk etkisi, maden
ocaklarnn etrafnda nfus younlamasyd. Dolaysyla, ngiltere'nin kuzey
dou kysndaki merkezi blgesi, bir anda dev bir ehre dnm ve eidi
blgelerinin farkl isimleri altnda gizlenmiti. Ama yeni artlar, nfusun ve
imalat sektrlerinin, Akdeniz'e, Gney Atlantik Okyanusu'na ve Panama
Kanal'na doru bakan gneydoudaki nemli limanlarn yaknlarna, ngil
tere'nin gneyine kaymasna yol ayor. Bu ehirler, denizciliin en kolay ya
pld ve etraflarnda kalabalk alanlarn olmad ngiltere'nin en iyi liman
lardr. imdilerde, ngiliz hkmetinin en nemli sorunlarndan ve urat
ilerden biri, elektrik gcnn her yere ulatrlabilmesidir.
Bu yeni teknolojilerin, ehirlerin mekanlar ve dnm zerindeki etki
si, i ilikilerinin gelecei meselesi de dahil, btn sosyolojik teorilere mutla
ka girmesi gereken en temel sorunlardan biridir. Bu zel rneklerin nemini
. abartmamalyz. Bunlar, ayn bakla, saysz rnekler ilave edilerek tahlil edi-
1 1 0 / S O S YOLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R !

lebilecek belirginlemeye balayan genel sosyolojik deiimden seilen yalnz


ca iki rnektir. Burada, btn sanayicilerin, ehirlerin gelecei konusunda ko
numalar gerektiinin hi de 'sama olmadn sylemek istiyorum. Bu konu,
onlarn ounun gelecekteki aktiviteleri asndan alakasz gibi grnyor
olabilir. Ayrca, onlarn ekonomi-politii ne lde aratrmalar ve daha iyi
bilmeleri gerektii konusunda da cahilim.
Ancak, yakn gelecek asndan akkan, deien yeni bir durumla kar
karyayz. Kat kurallar, pratik rutin anlay ve zel kaskat doktrinler, fela
ketin habercileridir. Gelecein i dnyas, nceki yzyllarnkinden bir bak
ma farkl kiiler tarafndan kontrol edilmek zorundadr. Bu kiiler zaten hali
hazrda deiiyor ve en azndan liderleri sz konusu olduunda deimi du-

rumdalar. niversitelerin i (ekonomi) blmleri, btn lkelerde, ihtiya


duyulan zihniyetin gelitirilmesini amalayan bu yeni i dnyas adam tipi
nin yaygnlamasyla urayorlar.
1 .6.5. Bu blm, gelecein i dnyasnn zihnini ve zihniyetini gzden
geirerek tamamlayacam. Her eyden nce, hem i yaps, hem de d ama
lar bakmndan rutin'e uyma, rutin'i ynlendirme, rutini ina etme ve rutin'i
anlama gcnn varolmas kanlmazdr. Bu tr bir g, btn pratik yeter
liliin ve retkenliin dlyatadr. Ancak, gerek duyulan ngr'nn reti
lebilmesi iin daha fazla eylere ihtiya var. Bu ekstra ey, insan toplumlarn
daki eitliliin kompleks akn felsefi olarak anlayabilme gc olarak tasvir
edilebilir: Hayata dair taleplerin eitliliine, ciddi amalara ve anlamsz e
lence biimlerine dikkat etme alkanl. Sosyal eilimlerin / akmlarn uy
gun zelliklerinin bu kadar insiyaki olarak kavranabilmesi, olaanst nemi
haizdir. Szgelii, eitli toplumsal davran tiplerinin zaman-lei, gelitiri
lecek politikalar zerindeki etkilerinin zdr. Beraberinde gelecek davran
biimleriyle birlikte yaygn dini ilgiler tipi, yaklak yz yl kadar hkmran
bir mre sahiptir. Oysa giyim modasnn mr, ay ile yl arasndadr. Zi
rai yntemler de yava yava deiiyor. Ancak, bilimsel dnyann, uzun vade
li sonular olacak biyolojik keiflerin eiinde olduu anlalyor. Dolaysy
la, ziraattaki yava deiim anlay, hzla almaldr. Bu zaman-lei rnek
leri genelletirilebilir. Sosyal deiimlerin niteliksel ynleri, i ilikilerinin
TARiHSEL SEZGi / 1 1 1

zn oluturur. Dolaysyla, niteliksel deiimlerin niceliksel tahminlere d


nmn gzlemleme / tahmin edebilme alkanl, i dnyasnn mantali
tesinin bir zellii olmaldr.
Modem ticari mantalitenin, bilimsel ve sosyolojik pek ok disiplin unsu
runa ihtiya duyduunu gsterme konusunda yeteri kadar ey syledim. An
cak, uygun / gerek duyulan bilginin ayrntlarnn ngrlemeyecei, byk
bir gerek olarak varln srdryor. Dolaysyla, yalnzca baar iin bile ol
sa, hayatn kendine zg zellii sorunu hari, zel durumlardan genelleme
ler yaplabilmesini mmkn klabilecek ve farkl artlardaki genellikleri / t
mellerin farkllaan grnmlerini grebilecek uzmanlalmam bir yetenek
gerekiyor. Olup bitenler zerinde bu derin dnme gc, esas itibariyle fel
sefi alkanlktr: Toplumu, tmeller nokta-i nazarndan inceleme yetisidir.
Yenilik karsnda ylmayan bu genel dnce alkanl, bize, terimin en ge
ni anlamyla felsefenin bir armaandr.
1 .6.6. Ancak, baar saiki, yeterli deildir. Bu, kendi baar kaynaklarn
da ykan dar grl bir dnya retir. Dnyay da etkisi altna alarak saran
ekonomik depresyon, halkalar, i ilikilerinin dar grl itici g hastaln
dan malul olduu konusunda bizi uyaryor. Her ne kadar bazlar mreffeh bir
hayat srerek yataklarnda lmlerse de; hrsz baronlar, Ortaalarda Avru
pa'nn refahna katkda bulunmamlard. Onlarn bu kt rnekleri, uygarl
mzn gelecei iin bir uyardr. te yandan, i dnyasn toplumun geri ka
lan blmnden soyutlayarak dnme yanllna da dmemeliyiz. l dn
yas, bu incelememizin de konusu olan toplumun ana unsurlarndan biridir.
Kald ki, toplumun davranna, i (dnyasnn) mant hakimdir. Byk
toplum, i dnyasnn temsilcilerinin, kendi ilevleri hakknda oka ve de
rinlemesine dndkleri bir toplumdur. Dk dnceler, dk davran
lar demektir; ve ksa sreli smr hazzndan sonra dk davran, dk bir
hayat standard sunmaktan baka bir ie yaramaz. Hem niteliksel, hem de ni
celiksel olarak, toplumun genel bykl, istikrarl bir baarnn, kendinden
emin, kendi-kendine yeter ve saygy hak eden bir hayat biiminin ilk art
dr. Btn iyi dncelerimizin temelini atan Grek filozofu [Eflatun], o hari
kulade Diyalog'unu, filozoflar kral olmad srece ideal bir devlete hibir za-
1 1 2 / S O S Y O LOJ i K D N CEN i N SERVEN L E R i

man ulalamayaca fikriyle bitirmiti. Bugn, demokrasi anda krallar, e


itli meslekleri olan ve bunlarn izini sren "sradan" yurttalar gibidir artk.
Genel eitim, derin bir felsefi bak vermedii srece, baarl bir demokratik
toplumun ina edilebilmesi ok zordur.
Felsefe, yalnzca asil hassa'lar [duyarlklar] koleksiyonu deildir. Bu has
sa'larn yok olmas, faydadan ok zarar getirir. Felsefe, ayn anda hem genel,
hem mahhastr; dorudan sezgi'ye ulalmas bakmndan hem eletirel, hem
de takdirkardr. tici profesrler arasnda yaanan sert bir tartma deildir; ya
da en azndan yle olmamaldr. mkanlarn aratrlmas ve bunlarn tatbik
edilebilirliklerinin gerekler nda tartlmasdr. Felsefede, "gerek", teori,
alternatifler ve ideal, i ie gemitir. Felsefenin hediyeleri, kavray ve ng
r ile hayatn deerlilii duygusudur; ksacas, btn medeni abalar vcuda
getirmeye zorlayan nem duygusudur. nsanlk, dk hayat dzeylerinde,
barbarca da olsa, yalnzca dnce ltlaryla hayatn srdrebilir, yeertebi
lir. Ama medeniyet, zirveye ulat zamanlarda, hayat felsefesini koordine et
mekten mahrum kalnmas, btn toplumu, dekadans'n (rmenin), bk
knln ve tembelliin ortasna frlatr.
Her dnemin, halklarn karlatklar / temasa getikleri maddi olaylara
verdikleri tepki biimleri tarafndan belirlenen kendine zg bir karakteri
vardr. Bu tepki, umutlar, korkular ve neyin deerli olduuna dair yarglar
gibi temel inanlar tarafndan belirlenir. Bylelikle byk bir atlm gerek
letirmelerini salayabilecek, dramalarn yakalamalarna imkan tanyacak,
sanatlarn kusursuzlatracak, servenlerini derinletirecek ve bir dnemin
her bakmdan varln hissettiren ve tekil eden entelektel ve fiziksel iliki
lerini en st noktaya karabilecek bir imkan yakalayabilirler. te yandan,
kar karya kaldklar kafa karklklarnn ortasnda birdenbire kebilirler
de. Medeniyetlerin, bu tr durumlarda nasl hareket edecekleri, ksmen in
sanlarnn sahip olduu cesarete, ksmen de olup bitenleri derinlemesine kav
rayabilmelerini salayabilecek felsefi bir derinlie sahip olmalarna baldr.
Felsefe, medeniyetlerdeki eitli dnemlerin karakterlerinin temelinde gizli
olan dikkat vurgusunu nihai olarak belirleyen sz konusu temel inanlar vu
zuha kavuturma abasdr.
TARiHSEL SEZGi / 1 13

nsanlk, u an, bakn deitirmeye balad o ender rastlanan kkl de


iim dnemlerinden birini yayor. Salt gelenein icbar edici gc, bu gc
n kaybetmitir artk. Onlar olmakszn, toplumun byk bir kargaann iin
srklenecei ve inat bir kr ktk rasyonalite anlay araclyla toplu
mun hcrelerine kadar szan baz temel unsurlar da dahil olmak zere, yeni bir
dnya tasavvurunu ( vision) yeniden yaratmak ve yeniden hayata geirmek
bizim iimizdir; -yani filozoflarn, rencilerin ve pratik adamlar'nn iidir. Bu
tasavvur, Eflatun'un erdem'le zdeletirdii bilgi'dir. Gelimelerinin snrlar
iinde, bylesi bir tasavvurun yaygn olduu ve kk sald [parlak medeniyet]
dnenler[i], insanln hafzandan silinmeyen dnemlerdir.
Buraya kadarki tartmamz, bir hayli genelletirilmi bir tartma oldu. Ti
cari ilikiler ve tesinden, insanln amalarn gerekletirmesine rehberlik
edecek gerek ve mahhas bir felsefenin ilevlerine kadar pek ok konuya gi
rip km olduk.

BRNC KISIM'A EPLOG


Bu aamada, birbirleriyle temasa geen insanln davran sistemlerinin
kayna olan medeniyetlere dorudan en fazla katk yapan dnce kmeleri
ni gzden geirme teebbsmz burada sona erdiriyoruz. Bu gelime, kar
lkl sayg, sempati ve genel nezaketin tedrici .olarak gelimesine bal oldu.
Btn bu hisler, minimum dzeyde bir entelektel donanma sahip olundu
unda varolabilir. Bunlarn temeli duygu'saldr; ve insanlk, bu duygular, ta
biatn varolu serveninde dnceye dayal olmadan gerekletirilen faali
yetler araclyla kesbedebilmitir.
birliine dayal faaliyet eklinde kendini belirginletiren zihniyet; se
me, vurgu yapma ve olgular birbirinden ayrt etmede olaanst bir etkiye
sahiptir. Faaliyetlerden fikirlerin douunu; ve fikirlerin, bizzat kendilerinden
doduu faaliyetleri deitirmedeki etki ve gcn gzden geirdik. Fikirler,
gelenkleri izah etmek iin ortaya karlar; ve yeni metotlar bularak ve yeni
kurumlar kurarak sona ererler. Buraya kadarki blmlerde, bunlarn, bu iki
fonksiyon biiminin birinden dierine geilerinin rneklerini yakndan m
ahede ve mnakaa ettik.
KNC KISIM

kozmolojik
dncenin
servenleri
BRNC BLM
-----

TABlATIN YASALARI

2 1 . 1. Bu kitabn birinci ksmnda, Eflatuncu ve Hristiyan insan ruhu


doktrinlerinin, Batl "rk"larn sosyolojik geliimi zerindeki etkilerini
inceledim. Kitabn ikinci ksmnda ise, bilimsel fikirlerin Avrupa kltr ze
rindeki etkilerini, retilen ve farzolunan daha genel kozmolojik fikirlerini in
. celeyeceim.
Bu alan iinde bilimin tarihini yazmaya kalkmak beyhude olacaktr. Bu
nedenle, kendimi, bilimin geli iminin temelinde yatan en genel fikirlerle s
nrlayacam. Burada, zelikle Speklasyon ve llmi aratrma (scholarship),
Tabiat'n Dzeni ve Tabiat nosyonlarn kastediyorum. Ksaca, konum, Ka
dim ve Modem Kozmoloj iler ile, retilirken bavurulan speklatif ve bilim
sel eitli metotlar olacak. zel renme teorileri, deien Bat Kltr d
nemleri iinde genel fikirlerin hususiliklerini rneklemek iin zikredilecek,
yalnzca.
Modem Avrupa ve Amerika, uygarlklarn, lkeleri Dou Akdeniz'e snr
olan rklardan dn almlardr. Medeniyetin daha erken dnemlerinde, Yu
nanistan ve Filistin, insan tabiatnn z hakkndaki ilk fikirlerin formlleri
ni sunan blgelerdi. Bilimin tarihini incelediimizde, bu iki "lke"ye, Msr'
da ilave etmek zorunda olduumuz ortaya kar. Bu "lke", modem uygar
lmzn atalardr.
1 1 8 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N SERVENLERi

Elbette ki, bunlarn gerisinde uzun bir medeniyet hikayesi vardr. Mezo
potamya, Girit, Fenike, Hindistan ve in de, medeniyetin gelimesine byk
katklarda bulunmutur. Ancak, bilimsel ya da dini deerleri ne olursa olsun,
modem hayatmza giren medeniyet, bize, sonuta Msr, Yunanistan ve Filis
tin araclyla ulatrlmtr. Bu lkelerden Msr, 3.000 yllk muhkem bir
medeniyetten ykselen olgun bir teknoloji; Filistin, nihai dini kozmoloj i; Yu- .

nanistan ise, felsefe ve bilime yol veren ak ve anlalr genelletirmeler [t


mel / klli fikirer] sundular bize. Bu mantksal berraklk, Yunanistan'n sana
tn ve muhayyileye dayal edebiyatn miras braktrmtr. Her Grek ant,
geometrik ekil dzen/lili/iyle gzelliin kaynan ifade eder. Her Grek oyu
nu, Ahlaki Dzen itkisinin rn olan bir zihin durumuyla, Tabiat'n Dze
ni'nden neet eden i ie gemi fiziksel artlarn aratrr.
"Aratrarak Tanr'y bulabilir misin?" sorusu, iyi bir lbrani/ce, kt bir
Grek/e'dir. Eflatun ve Aristo, Bat dncesinin muhkem kkenini oluturan
genel fikirler kompleks'ini tarif ettiklerinde, Kfnat'taki dzeni mmkn klan
byk gerei kavrama abas, Grek dnrlerini zirve noktaya ulatrmaya ze
min hazrlamt. Bu aba, ancak zamanla [uzunca bir zaman sonra] tamamla
nabildi: Aristo hayattayken, siyasi ve kltrel bariyerler kmt. Ve daha
sonralar skenderiye ve baka yerlerdeki Helenistik gelime, Greklerin, Ms:
llarn, Samilerin, Suriye ve Kk Asya'daki [Anadolu'daki) karma rklarn or
tak abalarnn rnyd. Speklasyonun [felsefenin] dikkatli bakyla yakala
nacak olan eylerin derinliklerindeki berrakla / akla tartmasz inan, ar
tk bsbtn kaybedilmiti. Skc ve donuk insanlar, snrl kesinlikle kifayet
ediyorlard; ve zel bilimler ina etmilerdi: Ahmak kiiler, dnyann temelle
rinin, nfz edilmesi zor bir sisin / belirsizliin zerine ina edildii fikrini y
celtiyorlard. Tanr'y yalnzca kendi sfetlerinde tahayyl ediyorlar ve mevcut
metodolojilerin tesindeki anlama biimlerine dayanan abalardan holanma
dklarn gsteren bir idrakle tasvir ediyorlard O'nu. eytan, entelektel bir
karakter kazanm ve Yaratcsn anlamak / kavramak gibi beyhude bir arzuya
kendisini kaptrmas nedeniyle dmt. Bu, Yunanistan'n dyd.
2.1 .2. nsanln ilerlemesi, dolambal yollarla gerekleir. Son dnemi
Atina'da kk salan parlak Helenik andan, entelektel bakenti lskenderi-
T A B i AT I N Y A S A L A R I / 1 1 9

ye olan Helenistik aa gei, yeni bir inac deha ynne / temaylne teka
bl eder: Bu srete, zel bilimler kurulmutur. llkeler tarif edilmi, metotlar
belirlenmi, doru dedksiyonlar vuzuha kavuturulmutur. Metodoloj ilerle
donatlm ve modem niversite profesrlerini andran ilim adamlarna dev
redilmitir. Tp doktorlar, matematikiler, astronomlar, gramerciler, teolog
lar, lskenderiye'deki okullarda alt yzyldan fazla damgalarn vurmular;
ders-kitaplar, risaleler, mnazara kitaplar ve teolojinin derin kavramlarn
tarif eden kitaplar yaymlamlard. Edebiyatn yerini, gramer ve kkl bir ge
lenein rn olan speklasyon [felsefe] almt.
Bu ilim adamlar, ilim tahsilini kurumlatrdlar. Ve ancak, bylelikle g
ven altna alabildiler. Bu dnrlerin almalar, Hristiyanln ykseli ve
lslam'n (Mahometanism) ykselii gibi iki byk devrime ramen, varlkla
rn ve hayatiyetlerini srdrebildiler. rettikleri bu byk gelenek, bu iki di
nin felsefi teolojilerine de kaynaklk etti. Bu iki dinin ortodoks ve heretik
sylemleri, bir ekilde uzlatrmalarna yardmc oldu.
Bat Roma mparatorluu'nda Helenistik dnceyle donanan Hristiyan
Kilisesi, Arktik Okyanusu'na kadar uzanan corafyalardaki muzaffer barbarla
rn ve uygarlam Bat Avrupallarn zihni ( intellect) birikimlerini iselle
tiraL Mslman fatihler, Akdeniz'in gneyi boyunca uzanan uzun hat'ta
Araplarn, Yahudilerin ve hanllarn zihniyetleriyle harmanlanarak renkle
nen Helenistik dnceyi [ve tabii ki Helenik dnceyi de] Afrika zerinden
lspanya'ya tadlar. lspanya'daki slami ve Musevi dnce gelenekleri, ls
kenderiye kltrnn Hristiyan versiyonuyla temasa getiler. Bu kaynama,
13. yzyldaki Hristiyan skolastisizminin ve 1 7 . yzylda da Spinoza'nn a
balaryla parlak bir zirveye ulat.
Helenizm'in z, zihinsel zevk, speklasyon ve "sylemsel" [manta daya
l] edebiyattr. Helenistik lskenderiye'nin z ise, younlama, dikkat, ciddiyet
ve zel konularla alakal zel dzen biimlerini aratrma kabiliyeti'dir: lskede
riye'nin o byk dnrleri, ya haklyd ya da hakszd; ya doru'ydu, ya da
yanl't: klit, geometri kitabn mantksal olarak tutarl yazm olabilirdi de,
mantksal olarak tutarl yazmam olabilirdi de: Batlamyus'un gkler doktrini
doru da olabilirdi, yanl da: Athansius, Arius'a; Cyril, Nestorius'a dorudan
1 2 0 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N SERVENLERi

muhaliftir. skenderiye'deki teolojik tartmalara en fazla benzeyen modem


tartma, matematiki fizikiler arasndaki atomun doas hakkndaki tart
madr. zel konular, nadiren farkllar; ama metotlar ve insanlar benzeir.
skenderiyeli dnrler hakkndaki sorumuzu ekillendirme biimine
benzer biimde, "Eflatun acaba yanlyor mu, yoksa doru mu sylyor?" diye
sormamz tabii ki anlamszdr. nde gelen bir bilim adam, tutarl bir sisteme
kavuturma iddiasyla Eflatun'u saygn bir profesre dntrmeye kalkt
zaman, Eflatun'un Diyalog/ar'nda, heretik fikirlerinin ounu doktrinlerin
den oluturarak yazdn bulmaya alrz alelacele. Oysa bu, Batlamyus'un,
Aristarchus'un speklasyonlar hasralt etmesi; ya da Athanasius'un, Ari
us'un akidevi grlerini benimsemeye kalkmas gibi bir eydir.
Burada, insanlarn, an ilerlemesiyle veya bilginin gelimesi ya da gerile
mesiyle fikirlerini deitirdikleri gibi bir olguyu kastetmiyorum. Burada dikkat
ekmeye altm nemli nokta, fikirlerin alglan biimi ve zel ifade bi
imlerine zoraki olarak anlamlar ykleme abasdr. Aziz Augustine, fikirleri
ni zamanla deitimti. Hristiyanla girmesi de dahil, uzunca bir sre yalnz
ca traj ik duygu younluyla kitaplar yazmakla kalmam; ayn zamanda, hayat
n, yeni doktrinlerinin tam olarak ifade edilmesi ve anlalmas abasna da
vakfetmiti. Aziz Augustine, Eflatuncu bir dnr olarak kalmt; ve Hahi
nayet doktrini konusundaki ilgisi, sonlu insan hayatnn lahi Mkemmellik'e
nasl katlabilecei eklindeki kesin ifadesindeki Eflatuncu bir ilgiydi. Aziz
Augustine, Barbarlarn Avrupa'y istila ederek kasp kavurmalarndan nce,
bu esasl konular hakknda Bat Avrupa'ya, doru ve kkl tarifler sunarak uy
garln gelimesine olaanst bir katkda bulunmutu. Bat Hristiyanlnn,
uygarlatrc bir g olarak hayatiyet kazanmasn ve skeneriye rneinde
olduu gibi kaltmsal bir hurafeye dnerek dejenere olmamasn salamt.
Ama Aziz Augustine'in kendi doktrinlerine yaklam, Eflatun'un kendi
dncesine yaklamndan olduka farklyd. Mesela Eflatun'un kendi fikir
!eri hakkndaki u ifadelerine yakndan bakalm: "O halde Socrates, tanrla
rn ve kainatn teekkl sylemimizi, her bakmdan btnyle tutarl ve apa
ikar klmaya muktedir olamaz; armamalsn. Daha az muhtemel olmayan
bir dnce gelitiremeyeceksek, mevcut dnceyle yetinmesini bilelim.
T A B i A T I N Y A S A L A RI / 1 2 1

Unutmayalm ki, konuan benim, dinleyen ise sensin; dolaysyla, insan ol


maktan baka bir ey deiliz ve muhtemel hikayeden daha fazlasn isteme
mekle yetinmeliyiz."3
Keza, u fikirlerine de bakalm: "Muhtemelen, bir zorluk iinde olabilirler;
eer yleyse, kendilerinin nerebilecei hibir ey olmadn, cevherin tabi
atna sayg duyulmasn beyan eden fikirlerimizi kabul edebilecekleri ihtima
li var demektir." Aziz Augustine'in, Peagius'a, "Ltuf Sahibi'nin tabiatna
sayg duyan fikrimizi" gibi bir ifadeyle nazike yaklaabileceini tahayyl ede
bilir miyiz? Eflatun'dan, zellikle de Yasalar'ndan iktibas edilebilecek pasaj
larn, Avrupa tarihinde, onursuz bir ekilde, btn ateistlerin sorgulanp
mahkum edilmelerini merulatraca dorudur. Ancak, yukarda alnan pa
sajlar, speklatif fikirlerin kesin ifadesinin dile getirilmesinde Diyaloglar'n ge
nel tonunu ele verir.
2. 1 .3. Helenik speklasyondan lskenderiye'nin mutlak ilim'ine geii,
pek ok alardan, Aristo ile Epikr haber vermitir. Her iki dnrde de,
ak-seik ifade edilen, sistem kurmaya dnk bir aba gryoruz. Elbette ki,
Lucretius, Epikr'n doktrinleri iin bavurduumuz ana otoritemizdir.
Eer kesin bilimsel aratrma okullarnn daha sonraki kuakta kurulduu
nu bilmi olsayd, hi kuku yok ki, modem eletirel dnce, bu okullarn or
taya kma onurunu Aristo'ya atfedecekti. Salt speklasyonun plak gerek
liiyle Aristo'nun ayrntl gzlem gc arasnda izilebilecek kontrast tahay
yl edebiliriz.
Ancak, ne yazk ki, mahhas gerek tam da kar/t yn.e iaret ediyor. Her
eyden nce Aristo, kendi dncesinin kaynaklarn, Eflatun'un teorik al
malarndan "devirmiti". Aristo, adaki balklar, kendi kafasndaki Efla
tun'un dnceleriyle ayklamt. Eflatun'un karmak nermelerini, sistema
tik bir dnce sistemine dntrmt. Ve dnce hayat boyunca, dn
celerini gzden geirerek yenilemi, dzeltmi ve ykmt. Ama teorinin te
sine giderek, Astronominin dndan, en ok ihtiya duyulan ayrntlarn do

3. The Timaeus, A. E. Taylar evirisi.


4. The Sophis, Jowett evirisi.
1 22 / K O Z M OLOJ i K D N CEN i N S E R V E N LERi

rudan gzlemini sistematik bir pratie dntren yaklamlar bilimlere gir


dirmiti. Ne yazk ki bu, daha sonraki dnemler zerinde hibir etkisi olma
yan, hayatn bir baka ynyd.
Keza, bir baka gerek de, skenderiye kltrnn de, dorudan Efla
tun'dan kaynaklanm olmasyd. lskenderiye dncesi, hem bilimde, hem
de teoloj ide Eflatun'un dncesi ekseninde ekillenmiti. Tabii btn bun
lar, skenderiye kltrnn, uzun ve kalc bir gemii olan, muhkem bir tek
noloj i toprana yerlemedii anlamna gelmiyor. skenderiye'de, kkenleri
binlerce yl ncesine kadar giden ayrntl prosedrlere sahip bir gelenee yas
lanan zanaatlar ve gelimi meslekler vard. skenderiye okullar, din adamla
rnn ocuklarnn, metalrj icilerin ocuklarnn, sulama ve zirai uygulamala
r mucitlerinin ocuklarnn ve arazi gelitirme ve iletmecilerinin ocuklar
nn dolup tat eitim kurumlaryd. Modem niversitelerde retilen ve
aratrlan modem bilimin ilk ortaya knn, Eflatuncu speklasyon'un bu
kadim profesyonel aktivitenin yurduna nakledildii zaman vuku bulmu ol
mas hi de artc deildir.
Hi kuku yok ki, Helenik zihniyetle Ortaa'n skolastik bilgi ve eitim
anlay arasndaki derin boluk, etkileri bin yllk bir dnem boyunca oluan
pek ok nedenin rnyd. Ama bu gei srecindeki en byk boluk, Ak
deniz bilim ve dncesinin merkezinin Atina'dan skenderiye'ye nakledil
mesiyle oluan ilk nedendir. Bylelikle, Bat uygarlnn kltrel geliiminin
genel ynelimi bu ekilde belirlenmi oluyordu: Bilim, nasl gelitirilebilirdi?
Matematik nasl srama yapabilirdi ? Musevi, sevi ve slam (Mahometan)
dinleri, teoloj ilerini nasl teekkl ettirebilirlerdi? Dolaysyla, modern dnya,
esas itibariyle, skenderiye kltrne ve dncesine dayal bir dnyadr; yal
nzca Constance Konsili ile 1 5 27 ylnda Roma'nn yamalanmas arasna
denk yzyl kadar ksa bir sre ve belki de biraz daha erken bir zaman dilimin
de Augustus'un ltalya'sndaki dnemde, Atina zihin yaps Bat'da hakim ol
mutu. Helenik ve Helenistik zihniyet arasndaki temel farkllk, speklasyon
ile ilmi aratrma (scholarship) arasndaki farkllk olarak tasvir edilebilir.
llerleme iin, elbette, ikisi de gerekliydi. Bununla birlikte, gerekte, tarih sah
nesinde, bu ikisinin hasm olarak grldn gzlemliyoruz. Alternatif te-
T A B I AT I N Y A S A L A R ! / 123

oriler gelitirmek iin kafa patlatan speklasyon, yapay bir ekilde pheci ve
yerleik nyarg biimlerini tehdit ve tedirgin edicidir. Ama itici gcn, de
runi mutlak inantan (faith) alr ve akl tarafndan btnyle nf1z edilebi
lirdir. llmi aratrma ise, kabul edilen metodoloj ilere kat hassasiyet ve dikkat
gstermesi hasebiyle, inan (belief) konusunda yapay bir ekilde muhafaza
kardr. Ama zihin yaps, temel/den inkara meyleder. llim adamlar iin dn
yadaki makul konular, tecrit edilmi alanlarda, yani ya bu konuda ya da u ko
nuda yazlr. Sizin hassas aliminiz, kendi bilgi krntsyla "komu"sununkini
raptedildiini grd, komusunun hayali speklasyonlarndan irenir. Ken
di temel kavramlarnn yorumlandn, ters yz edildiini ve bsbtn dei
tirildiini giir. Kendi gelitirdii dncesinin gramerinin [dil'inin) ihlal
edildii geliigzel genellemelere dayal speklasyonlar nedeniyle atosunun
kral olma konumundan uzaklatrlmtr artk. Papa Vl. Andrian, Luther'in
teolojik eserlerinde, herhangi bir rencinin kolaylkla fark edebilecei say
sz hata olduunu beyan ederek, kendisinin tipik bir alim olduunu gsterme
ye almtr.
Yeni dnce eilimleri, ilmi aratrma ve renme alanna yeni materyal
ler kazandran sezgi patlamalarnn rn olarak ortaya kar. nce, acele ya
plan speklasyonlarn kkrtc etkileriyle balar. Sonra, ya hemen kabul edi
lebilir, ya da btn speklasyon ynsemelerinin ortadan kalkmasna yol aan
alimler arasnda trl kapmalar balatr. Papa X. Leo, Lutherci tartmalar
"keiler kapmas" diye tarif ettiinde, Atina dneminin yok olmaya yz tut
tuunu dillendirmi oluyordu.
Gereklerin ayrntl olarak aratrlmasna ya da genel mantk ilminin
kurallarna dayanan disiplin anlayndan yoksun olan speklasyon, genelde,
speklasyon tarafndan zedelenmemi saf ilmi aratrmadan daha kullansz
ve faydaszdr; llerici bir renim teebbsnde iki faktr arasndaki uygun
dengenin salanabilmesi, sz konusu dnemin karakterine ve kiilerin kapa
sitelerine baldr. Grek dncesinde bir bakma gzden karlan artc
nokta, kart grler veya unsurlar arasnda bir tidal ilkesinin iletilmemi
olmasdr: Oysa belli bir "abart"nn [ilk bakta "uuk" gibi grlen, genel ka
bullere, alkanlklara ve ltlere uymayan fikirlerin-YK], btn byk ile-
124 / KOZM OLOJ i K D N C EN i N SERVENLERi

rin ve dncelerin gelitirilmesinde gerekli bir unsur olduu biliniyor. O ne


denle, saf akla dayal analizler tarafndan sunulan eylerin tesine, u ya da bu
ynde, her zaman gidebilecek ekilde kendimizi hazrlamak zorundayz.
Dncelerin servenlerinin bir zellii, onun, speklasyon ve ilmi ara
trma arasndaki etkileimlerin, yani ilerleme alarnn besledii med-cezir
lerin tarihinin bir hikayesi olmasdr. Bu tarih, bir yandan, zirve noktalara
ulalan muazzam dnemlerde elde edilen dengeyi ifa eder; te yandan da,
btn baarl zirvelerdeki "abartl" ynelimleri bnyesinde barndrr. By
lelikle, bize, insan hayatndaki nemli anlar arasndaki traj ik geilerin ve ge
ikenliklerin mantn verir.
2. 1 .4. Yasa fikri, yani, bir dzenlilik, kalclk ya da tekrar kstas, tekno
loj i, metodoloj i, ilmi aratrma ve speklasyona imkan tanyan itici gcn
gerekli bir unsurudur. eylerin doasndaki belli bal baz inceliklerin ve g
zelliklerin dnda bir bilgi olamaz, yararl bir metot olamaz, daha zekice bir
ama olamaz. Yasa unsurunun olmamas durumunda, dier karklklarla k
yaslama yaplabilecek gemite, gelecekte ya da imdi'de bir dayanaktan yok
sun olunmas nedeniyle, onaya yalnzca ayrntlar ynnn oluturduu bir
karmaa km olur. Ancak, nsan hayatnda gerekte varsaylan doruluk
ve sayg yoluyla bu Yasa fikrinin ifade edilmesi, olduka zor bir meseledir.
ok daha genel dncelerin tarihleriyle mukayese edildiinde, Yasa fikri,
eitli dnemlerin ak bilincine, popler kozmoloj ideki dier yaklamlarla
temasa geilmesinden doan ve gelien eitli uzmanlama biimleriyle gir
mitir. Btn bu tr stn tmeller fikrindeki zorluk, bilinli dikkat'in, "za
manla" tecrbeye dnecek olan dier faktrlere tabii olarak ynlendiril
memesidir. Dikkat, "haberler"e kaydrlr; ve "haberler"de, bir lde kapris
aromas sz konusudur. Gerek delillerin tesinde uzanan, insanlk tarihi d
nemlerine yeniden dnmek anlamszdr. Ama antropologlar, yln mevsimle
rinin devr-i daimine Bahar mevsimi, Ekin mevsimi, k ortas gibi ifadelerle
atf yaplarak gerekletirilen kabile seremonilerinin, handiyse cihanmul
olduunu sylerler. Hi kuku yok ki, bu tr kutlamalarda, imdi de _grebi
leceimiz gibi, ziraat kltrne de atflar yaplmaktadr. Dolaysyla ziraat,
modem uygarla giden yolda atlan ilk nemli adm temsil eder. Ziraatn
T A B i A T I N Y A S A LARI / 1 2 5

balamas, olup biten olaylar zerinde st dzeyde bir tefekkr aamasnn


balaynn habercisi olmutur. Ziraat, gelecek aylarda vuku bulacak olayla
rn tahmin edilmesini gerektirir. Pek ok maymun-insan, birka dakika son
ra tabiatn nasl bir ekil alacan dnmeksizin ya bir insann, ya da bir
hayvann kafasna isabet eden bir ta frlatm olmal. Ayrca, baz talarn,
deri silahlar gibi dier talardan daha iyi olduuna dikkat etmi ve hatta bel
ki de, bu talar birbirine srttrmeye yardmc olmu olmal. Bylelikle,
medeniyete doru adm adm yol alnmtr. Ama bu kii -ya da byk ihti
malle- ei, topraa tohum ekip de bir mevsim boyunca beklediinde, byk
ayrm'la kar karya gelmitir.
Mevsimlik trenlerin, ziraatn balamasndan k daha nceki zamanla
ra kadar gittii ok aktr. Mevsimler arasndaki farkllklar, ister bitki, is
ter hayvan olsun, btn canl varlklarn davranlar zerindeki farkllkla
r empoze eder. Alkanlk, k uykusu ya da g gibi mevsimsel deiim it
kileri, trl duygusal hareketlilik ifadeleri dourmu olmal. Kabilenin a
lar boyu srdregeldii mevsimsel seremonilerin sonraki yorumlarn incele
diimizde, zirai ilgilerin devreye girdiini gryoruz. Medeniyet, davran bi
imlerini belirleyen bir sosyal szlemeyle balamamtr. Medeniyetin orta
ya k ynndeki ilk abalar, insanlarn hayatlarna halihazrda hakim
olan davran biimlerini ve duygu patlamalarn izah edici fikirlerin yava
yava gelimesi ile sz konusu olmutur. Hi kuku yok ki, fikirler tatbik edi
lerek deitirilir. Bununla birlikte pratik, dnceyi nceler, teoriden nce
gelir. Dnce [teori], temelde, mevcut durumun tasdiki ya da deiimi ile
ilgilenir.
imdi, ziraat uygulamasnn dnda, hayvan alkanlklar, temelde, scak
ve souk, yamurlu ve kurak, gece ve gndz eklinde mevsimlerin youn ola
rak tekrarna baldr. Beraberinde gelen duygu ve ritel ritimleriyle birlikte
srekli kendiliinden tekrarlanan bir konu vard. Hi beklenmedik ekillerde
sorulan sorular, istisnai beyinleri tedirgin ve tahrik edebilir. Ama kabilevi il
gileri izaha kkrtacak ok az ey vard. Dikkati kkrtan baz rnek olaylar
olmu olmal; nk baz atalarmz arasnda daha iyi hayat tarzlar yaamaya
doru bir kay sz konusuydu. Fakat ben burada, medenilemi dncenin
1 26 / K O Z M O LOJ i K D N C E N N S E R V E N L E R i

gzle grlr bir ekilde hzla gelimeye balamasndan sonra ortaya kan ay
rm izgisini belirlemeye alyorum. Medeniyetin ilk evrelerinde, uygun za
man birimi, yz bin yllk bir zaman dilimidir. Sonraki evrelerde bu, on bin
yl, be bin yl, bin yl ve yz yla kadar ksalmtr.
Muhtemelen burada [medeniyetin douu asndan] pek ok nedenin r
tmesi sz konusuydu. Fakat bu nedenler arasnda, ilerlemeyi hzlandrmada
ki etkisi dolaysyla, ziraatn douuna yksek bir yer verilmi olmaldr. Kabi
levi ilginin ana konusu olarak havann bir anda geliigzel ekillerde deime
si gndeme geldi. Ziraatn douu, ayn zamanda, dikkati, bitkilerin filizlen
mesi ve yeermesine, bitkisel hayatn mevsimlerdeki deiikliklere ba/m/l
olarak gelimesine ynlendirdi. Bu, kabile yelerini, olup biten her eyi edil
gen bir ekilde kabul etmekten, olup bitenlerin ayrntlarn aktif bir ekilde
merak etmeye ve aratrmaya, olup biten eylere kar nlemler almaya ve
olup bitenleri anlama kabiliyetini kolaylatran keifleri bulmaya itti. Hepi
mizin de bildii gibi, tabii ki yeni durumlar, her kabilenin [ayn ekillerde ve
oranlarda] ilerlemesini gerektirmiyordu. Ayrca insan ynlar, istikrar sala
yacak baz gelenek ve greneklere ulamaya ve ilerlemeyi orada durdurmaya
her zaman eilimlidir." Ancak, insan hayat, belli baz problemlerin daha ak
tif bir zihni yapya sahip insanlarn -nerede bu tr insanlar varsa orada- kafa
snda ekillendii bir aamaya ulamt artk.
Varolan eylerde mevcut olan srlarn, yasa ve "uukluk" ile i ie geii
ni, ilgin ve ok zel ekillerde ifade eden bazen tuhaf, bazen rktc, bazen
de gzel efsaneleri daha ncekilerden miras olarak devralrz. te burada kar
mza kan problem, iyi ve kt sorunudur. Kimi zaman, yasa iyi; "uukluk"
ise kt. Kimi zamansa, yasa, demir gibi kat ve kt; "uukluk" ise masuma
ne ve iyi. Ancak, "vahi"lerin efsanelerinde yer alan, Job ile arkadalar ara
snda geen, ikisi arasnda arac ilevi gren David Hume'un Tabit Din Hak
kndaki Diyaloglar'na kadar eitli dnemlerin karakterini yanstan btn bu
tr anahtar metinlerde ayn problem tartlr: Bilim ve teknoloji, yasa'ya da
yanr. lnsan davran, [herhangi bir dneme hakim olan] itici gcn salad
gelenek ve grenekleri yanstr. O halde, Tabiat Yasalar fikriyle tam ola
rak nefyi kastediyoruz?
T A B i A T I N Y A S A L A R I / 127

2 . 1 .5. u an, Tabiat Yasalar'yla ilgili geerli olan drt temel fikir vardr:
1- kin olarak Yasa fikri, 2- Empoze Edilmi olarak Yasa fikri, 3- gzlemlene
bilen ardk bir dzen olarak, ya da baka bir deyile, Salt Tasvir olarak Yasa
fikri, 4- ve sonuncusu da, belli kurallara dayal (conventional) Yorum/lama
olarak Yasa fikri. tlkin, bu drt alternatif fikri, gnmzn bak asndan
tartmak uygun olacaktr. O zaman, medeni/lemi dncedeki Tabiat Yasa
lan fikrinin inili-kl tarihini anlamak iin ok daha iyi bir konumda ol
mu olacaz.
kin olarak Yasa fikri'yle, tabiatn dzeni, tabiatta bulunan varolular
mterek olarak kompoze eden gerek eylerin karakterlerini ifade eder d
ncesi kastediliyor. Bu eylerin tabiatn anladmzda, birbirleriyle olan
karlkl ilikilerinin ne olduunu bilebiliriz. Dolaysyla, eitli karakterle
rinde ortak unsurlar olmas hasebiyle, tabii olarak, birbirleriyle ilikilerinde
mukabil zdelikler (identities) olacaktr. Baka bir deyile, tabii eylerin
eitli karakterlerindeki baz ksmi rnt zdelii, bu eylerin karlkl
ilikilerindeki baz tabii rnt zdeliinden kaynaklanr. te karlkl
ilikilerdeki bu rnt zdelikleri, Tabiatn Yasalardr. Ya da yle syle
yelim: Bir Yasa, tabiat oluturan eylere hakim olan karakter sahibi baz
topluluklarn bir izahdr. Aktr ki bu fikir, "mutlak varlk"'n inkarn
ierir: eylerin, zorunlu olarak birbirlerine karlkl-baml olduklarn
farzeder.
Bu fikrin baz sonular vardr. Her eyden nce, bu sonulardan ilki, bi
lim adamlarnn, yalnzca gzlemlerinin basitletirilmi tasviriyle yetinmedik
leri, ayn zamanda, gzlemlediklerini izah etme yollar aradklar gereidir.
kincisi, tabiatn, her hangi bir yasaya tam olarak uymas / uygun olmas
beklenemez. Eer bahis mevzuu olan her ey, zorunlu olarak ortak karaktere
sahip olursa, o zaman, bu karakteri ifade eden karlkl mnasebet rnts
tam olarak belirginletirilecektir. Ancak, biz genelde, eylerin byk ksm
nn, zorunlu ortak karaktere sahip olduunu, ok az bir ksmnn ise sahip ol
madn dnebiliriz. Byle bir durumda, eer yasa belirginletirilemezse, bu
eylerin 'karlkl ilikileri, kopukluklar yaayacaktr. Pek ok rnein kafa
kartrc sonularyla ilgilendiimiz srece, yasann, istatistiki bir karaktere
1 28 / KOZM O L OJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

sahip olaca sylenebilir. 19. yzylda bilindii gibi, imdi, fizikilerin kana
ati, fiziin yasalarnn ounun bu karakterde olduu ynndedir.
ncs, tabiatn yasalar, tabiat oluturan eylerin mnferit karakter
lerine bal olduu iin, eyler deitike, buna mukabil olarak yasalar da de
iecektir. Dolaysyla, modem fiziksel teorinin evrimci evren gr, tabiat
yasalarn, evreyi oluturan eylerle birlikte evrilen bir gr olarak alglama
ldr. Hal byle olunca, btn davran dzenleyen sabit ve ezeli yasalara ta
bi evren algs, terk edilmelidir.
Drdncs, lndksiyona neden baz snrlar koymamz gerektiinin bir
gerekesi olmaldr. nk bir evre'nin, byk lde, tabiatlarn ksmen
anlayabildiimiz varolulardan olutuunu varsayyorsak, o zaman, bu evre
ye hakim olan tabiat yasalar hakknda da beli bir bilgiye sahibiz demektir.
Ancak, bu ncln ve kin Yasa fikrinin dnda, gelecein bilgisine sahip
olamayz. Bu durumda, cehaletimizi itiraf etmeli ve ihtimaller hakknda olur
olmaz grler beyan etmeye kalkmamalyz.
Beincisi, kin Yasa fikri, tabiattaki ilgili eylerin karakterlerinin i-ie
irtibatl olmasnn sonucu olan ve i-ie irtibatl olmalar da karakterlerinin
bir sonucu olan makul bir metafizik doktrin ina edilmedii srece savunula
maz. Bu, bir llikiler doktrini ierir.
Son olarak kin Yasa fikri, btnyle rasyonalist bir doktrindir. Tabiat
anlama imkannn bir izahdr.
2. 1 6 lebari Yasa fikri, tabiatn nihai unsurlar olan varolular arasnda
. .

szkonusu olan alternatif bir metafizik D llikiler doktrinini benimser. Bu


nihai varolularn her birinin karakteri, kendi zel hususiyetleriyle alglanr.
Byle bir varolu, benzer dier varolulardan tam bir irtibatszlkla anlalabi
lir: Mutlak hakikat, varolmak iin kendisinden baka hibir eyi gerektirmez.
Ancak, bu tr her bir varolua, tabiatn dier nihai unsurlaryla ilikiye girme
mecburiyeti empoze edilmitir. te bu icbari davran rntleri, Tabiat Ya
salar'dr. Bununla birlikte, bu ilikilerin tabiatn, ilikilerinin Yasa'larn
aratrarak kefedemezsiniz. Ya da, tersi de doru: Varolularn (mevcudatn)
tabiatlarn aratrarak Yasalar da kefedemezsiniz.
T A B i AT I N Y A S A L A R I / 1 29

lcbari Yasa fikrin.i n izah, hem belli bir Deizm biimi nerir, hem de tam
tersi olarak, eer halihazrda gerekletirilmise, bylesi bir Deistik inancn
sonucudur. Szgelii, Newton'n aklamalarndan, bu Deistik problemle na
sl karlatn biliyoruz. Newton, gne sistemini oluturan "bnye"lerin ba
ntl davran biimlerinin, her eyin bal olduu ilkeleri empoze eden bir
Tanr'y gerektirdiini aka beyan etmiti. Ancak Newton, Yerekimi Yasa
s'nn, Tanr tarafndan empoze edilen nihai ilkelerin bir ifadesi olup olmad
konusunda kukuluydu; hatta kukulu olmaktan da te bir konumdayd.
Principia'snda gsterdii gne sistemi kavray'nn, Yasa empoze eden bir
Tanr'nn zorunluluunun yeteri kadar mutlak bir gerek olduunu dn
yordu. Newton, bu noktaya kadar kesinlikle haklyd: lcbari Yasa fikri, akn
lk empoze eden, bununla bantl bir Tanr anlay olmakszn anlamszdr.
Bu, ayn zamanda, Kartezyen bir doktrindir.
icbar! Yasa fikri, tabii olarak Descartes'n z / cevher nosyon'undan do
mutur. "Varolmak iin kendisinden baka bir eyi gerektiremeyen" ifadesi,
Descartes'n Principles of Philosophy balkl kitabnda geiyor. Btn bir Kar
tezyen Deizm aparats' ("aygt"), hakiki materyalizm ve icbar! yasa, fiziksel
ilikileri, sadece mekansal-zamansal karakteri olan bantl hareketler nosyo
nuna indirgemesine de elik ederek; Galile, Descartes ve Newton'n, kendisi
ni sonunda muzaffer bir konuma yerletiren modem bilimi balattklar basit
letirilmi Tabiat fikrini oluturur. Eer, baar gerein garantisi ise, insanlk,
dnme iine soyunduundan bu yana dier hibir sistemi, bylesi bir baa
rnn onda birine bile ulaamamtr. Modern bilim, yzyl iinde, insan
hayatn, mahrem dncelerini, teknoloj ilerini, sosyal davranlarn ve ha
yallerini dntrmtr.
Btn bir kavrayn bir paras olan Deizm'den kan sonu, Tabiat Yasala
rna tam olarak uyulacadr. Kesindir ki, Tanr neyi murad etmise, onu yap
mt. Ik olsun dedii zaman, k var/olmutu; ve bu, yalnzca istatistik! bir or
talamann taklidi deildi. Dolaysyla, istatistik fikri, bizim karma-kark algm
zn baz gereklerini aklayabilirse de, mutlak ve icbar! yasaya tatbik edilemez.
Hatta Descartes'tan nce bile, onun kesinlik sonucuyla birlikte bilimsel
aratrmann itici gcn oluturan, bir ekilde bir icbar! yasa olduuna dair
1 3 0 / K O Z MOLOJ i K D N CEN iN SERVENLERi

rtk bir inan vard. Peki, bu eitilmi insanlar, neden bilinebilecek eyler
olduuna inanmalydlar ki? kinlik doktrininin, Avrupa'da ve Mslman
Asya'da hakim olduunu dnn bir an. nsanlar, fiziksel ayrntlarn apai
kar "kaypakln" ele veren kl krk yaran bir gzlemlemenin tesine de ge
en kesin yasalar olduunu niin varsaymalydlar ki? Elbette ki, belli baz
apaikar muazzam btnlkler, dzenlilikler vard: Gndz geceyi takibediyor
ve yeniden geceye inklab ediyordu. Dalar, btn hametleriyle varlklarn
srdryorlar; doum, her zaman devam ediyordu. Ancak, bu muazzam d
zenlilikler, aka "kaypak" olan ayrntlar araclyla gerekletiriliyordu b
tnyle. "Vahiler", ite bu gerei grmlerdi ve o yzden ktcl eytanla
ra rpererek tapnyorlard. Ama ikinlik yasasn anlayan medenilemi in
san, tabiatn btn oluturucu unsurlarnn ortak karakter zelliklerinin ha
kimiyetinin yalnzca ksmi olduu sonucunu karmaldr. Ayrntl izah iin
sonsuz aratrma bounadr; nk bu, ihtimale izin veren hibir yaklama
dayanmaz. Eer gemiteki insanlar byle inanm olsalard, bugn bilim diye
bir ey olmazd. Hatta bugn bile, fizyoloj i hakknda ne kadar az ey biliyoruz!
Ayrca, tekil bir elektron, davran tahmin edilemeyen nadir bir "ku"tur: Bi
zim elektronlar hakkndaki bilgimiz, saylar milyonlar bulan kmelerle ilgi
lidir. Eer yasann hkmranln en ince ayrnty da grebilmek iin her za
man bir adm daha teye gtreceksek, baar'y beklememizi salayacak ne
tr bir gereke kalyor ki geriye? Gerekten de fizikiler, son aratrmalarn
da, bu "kaypakla" ilikin yeni izahlar ortaya koydular. Pozitivist doktrinde
eitim gren bu insanlar, daha fazla "yasa" aratrmann anlamsz olduunu
sylyorlar. Zihinsel davran psikoloj isi, Deistik icbar fikrinden hala baz iz
ler tad srece, bugn bile, midin kaybedilmesi nedeniyle bilimin ilerle
mesi duracaktr. Gnmzn felsefesinin dikkate deer bir blm, bu plak,
kabul edilemez sonucu ortadan kaldrmak iin derin argmanlar gelitirme te
ebbsne younlam durumdadr.
Son olarak, icbari Yasa fikrinin dnda, kinlik yasas da, Kfnat'n sr
git yasasz bir kaosun eiine srklenmemesi gerektiini kesinkes aklaya
cak bir neden / gereke ortaya koyamyor. Aslnda, kinlik Yasas'na gre
anlald ekliyle Kfnat, kendisi dnda kalan eylerle ( mevcudiyetlerle)
T A B I AT I N Y A S A L A R I / 1 3 1

bir dzene doru kanlmaz bir temayl gstermesini temin eden istikrarl
bir faaliyeti ierecek ekilde kendisini tezahr ettirmelidir: Eflatuncu "ik
na"ya ihtiya vardr.
2. 1. 7. Szn ettiimiz teoriden geriye kalan nc yasa, Pozitivist
Tabiat Yasas fikridir. Buna gre, bir Tabiat Yasas, tabii mevcudatn gzlem
lenebilir silsilesindeki gzlemlenebilir rntnn sabitlii, kalcl fikridir.
Dolaysyla Yasa, yalnzca bir Tasvir'den ibarettir. Bu doktrinin, cazip bir sa
delii vardr. nceki iki doktrin bizi, i ilikiler doktrini ya da Tanr'nn var
l ve Tabiat [mahiyeti] doktrini gibi, metafiziin tartmal meselelerine
gtrr.
Bu doktrin, mevcudatlar silsilesini dorudan kesbedebileceimizi varsayar.
Bu kesbetme ilemi, gzlemlenebilir mevcudat silsilesine dntrlerek tah
lil edilebilir. Ancak, bizim dorudan kesbimiz, yalnzca hususi mevcudat sil
sile halinde hususi gzlemlerde bulunmamzdan teekkl etmez; ayn zaman
da, silsileye dayal gzlemlerin nisbi, mukayeseli bilgisini de ierir. Dolaysy
la kesb, birikimsel ve nisbldir. Tabiat yasalar, nisbl / mukayeseli gzlemler sil
silesinde varolan gzlemlenmi rnt zdeliklerinden ( identity) baka bir
ey deildir. Dolaysyla, bir tabiat yasas, gzlemlenen mevcudat hakknda
baz eyler syler, daha fazla bir ey sylemez.
O halde, bilimin ilgisi, mterek abalarnda, gzlemlenen tekrarlar ilgi
lendiren her eyi ifade edecek basit izahlar araydr. Bilimin btn hikayesi
bundan ibarettir; btn mesele budur ve daha fazla bir ey deildir. te bu,
byk lde 1 9. yzyln ilk yarsnda gelitirilen ve o gn bugndr de etki
si srgit artan o muazzam Pozitivist doktrindir. Bu doktrin bize, mevcudat
srgit gzlemlememizi ve yapabildiimiz lde tasvir etmemizi syler. Bile
bileceimiz her ey bundan ibarettir. Yasalar, gzlemlenen gereklerin izah
dr. Bu doktrinin kkeni, Epikr'e kadar gider; metafizikten ve matematikten
uzak, plak geree inanan insana hitap eder ve onu cezbeder. Gzlemlenen
apaikar tecrbe gerekleri, anlalabilirdir;' ve baka bir ey deildir. Ayrca
"anlama", "basit tasvir" demektir.
Hi kukusuz ki, bu Pozitivist doktrin, bilimsel metodoloj i hakknda temel
bir gerei ierir. Szgelii, bilimsel genellemelerin en byne, Newton'n
1 3 2 / K O Z MO LOJ i K D NC EN iN S E R V E N L E R i

Yerekimi Yasas'na bakalm: iki madde paras, kclelerinin rnyle doru


dan orantl, mesafelerinin asyla da ters orantl bir gle birbirlerini eker
ler. Burada "g" fikri, her bir parann vektre! hzlanmasna bir unsurun ila
ve edilmesine atftr. Bu ayrca, paralarn ktlesi fikrine de atf yapar. Keza,
ayn zamanda atf yaplan ktle nosyonu, izahn kendisinedir. Dolaysyla Ya
sa, paralarn karlkl mekansal ilikilerine ve tekil ktlelerine de gerek du
yar. Buraya kadar Yasa, ilgili paralarn varsaylan karakterlerinin bir ifadesi
dir. Ama Yasa form'unda, yani, ktlelerin retimi ve ters mesafe as, bt
nyle, gzlemlenen olgularn tasvirine dayanr. Newton'n Principia'snn b
yk bir blm, tasvirin kendi amalarna uygun olduunu ispatlamaya dnk
matematiksel bir aratrmaya ayrlmtr: Bir ilke etrafnda pek ok ayrnty
bir araya getirir. Newton, bizzat bu noktaya srarla vurgu yapmtr. Speklas
yon yapmyordu Newton; ama izah da etmiyordu. "Kozmolojik doktrinleriniz
ne olursa olsun, gezegenlerin hareketi, talarn d, dorudan lmlene
bildii srece, bu yasay dorular" diyordu. Newton, gzlemlenebilen olgularn
gzlemlenebilen bantlarn gsteren bir forml gelitirdiini sylyordu.
Hi kukuya yer brakmayacak ekilde, btn bilim, kendisini bu prosedr
zerinden temellendirir. Bu, bilimsel yntemin ilk kuraldr: Gzlemlenebilir
olgularn gzlemlenebilir bantlarn gstermek. Bu, "sonunda bir dzenlilik
sekans kefedinceye kadar gzlemle ve gzlemle ! " diyen Bacon'c doktrindir.
Skolastikler, fiziksel dnya, manevi dnya ve Tanr'nn varl da dahil, mev
cudatn tabiat / mahiyeti hakknda elde edilen bilgiyi gvenilir bir ekilde
kesinkes temin eden metafiziksel diyalektie yaslanyorlard. Bylelikle, Ta
biat/t/a hkmran olan, ikin ve icbari eitli yasalar karmlard.
Skolastiklerle Modernler arasndaki bir baka farkllk da, otorite eletiri
si ve otoriteye yaslanma konusundadr. Ancak, bu farkllk, abartl bir ekil
de vurgulanm ve yanl anlalmtr. nk skolastikler, youn bir ekilde
eletirel kiilerdi; ama Modernleri megul eden dnce alan'ndan olduka
farkl bir dnce alannn iinden eletiri yapan, eletirel kiilerdi. Modern
bilim adamlar da, bir otoriteye yaslanyorlard; ama onlarn yasland otori
te, skolastiklerinkinden farkl bir otoriteydi. phesiz ki, daha sonraki skolas
tikler, kendi seilmi otoritelerine, zellikle Aristo'ya ve ne yazk ki, Aristo
T A B i A T I N Y A S A L A R I / 133

fiziine kar eletirel deillerdi. Modernler, eletirilerini daha teye gtr


mlerdi. Bununla birlikte, skolastikler ve modern bilimciler / bilim adamla
r, aslnda lskenderiyeli alimlere benziyorlard. lskenderiyeli alimlerin sahip
olduklar erdemlere ve kusurlara sahiptiler. Ayrca, bir ortaa niversitesin
de skolastik "doktor" (uzman) olan biri, gnmzdeki modem niversite'de
profesr olan kiiyle ayn konumdayd aslnda. rte yandan, skolastikler,
kendi aralarnda, sahip olduklar kanaatler bakmndan birbirlerinden olduk
a farkl kanaatler serdeden kiilerdi. llk skolastiklerin yaad ortam, Aris
to'culardan olumuyordu; sonraki dnem skolastiklerinin yaad ortam ise,
btnyle Thomist'lerden [Thomas Aquinas'nn izinden gidenlerden] mte
ekkil deildi. Ayn ekilde, modern bilim adamlar da, ayrntlar ve genel Ta
biat Yasalar konusunda kendi aralarnda olduka farkl grlere sahiplerdi.
Diyalektik tartma alannda skolastikler, olduka eletirel kiilerdi. Bura
da Aristo'ya gveniyor ve ona yaslanyorlard; nk tutarl bir dnce sis
temini ondan alabileceklerini biliyorlard. Ne yazk ki, tecrbe edilen olgular
dan dorudan kesbedilen / kazanlan bilgi anlayna dayanan ana temel fikir
lerinden bazlarn yanstmyorlard. Aristo'nun temel fikirlerinin snrsz uy
gunluunun bir garantisi olarak, bir sistemin mantksal tutarll fikrine
nem veriyorlard. Dolaysyla, bu kafa kartrc fikri benimsemilerdi. En
geni tmellerin temel ilkeleriyle Skolastiklerin tabii bilginin gelitirilmesi
konusunda benimsedikleri yntem, dorudan gzleme bavurma ihtiyac duy
madan yaplan sonsuz tartma yntemiydi. Ayrca, ne yazk ki, tartma enst
rmanlar, yani Aristo'cu Mantk, kendilerinin tahmin edemedikleri kadar,
hatta ondan da fazla yapay / anlamsz bir "silah"t. Dolaysyla Aristo mant
, temel dnce konularndan bazlarn arkaplanda gizlemiti. Bunlar, ma
tematikte incelenen niceliksel ilikiler ve bir sistemin iindeki oul ilikile
rin karmak imkanll gibi temel baz konulardr. Btn bu konular ve di
er konular, Aristo Mant'nn arkaplannda gizliydi.
Allah'tan ki, lskenderiye'deki skolastik ilmi aratrma a, yzyllardr
Avrupa'da hakim oldu da, Bat uygarlna paha biilmez dnce hazineleri
armaan etti. Bu, harikulade bir ilerleme ayd. Ancak, ilmi bir aratrma
a, kat (rigid) snr/lama/lar iinde iler / ilerler. Yine Allah'tan ki, Hele-
1 3 4 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

nizm'in yeniden canlanmas, Ortaalarn Helenistik [skenderiye esinli ve


besinli) btnln bastrmay baard. Keyfi speklasyon ve dorudan gz
lem, skolastik sistemi atlatt ve krd. Yeni ilgiler, yeni Tanrlar zuhur etti.
Dncenin yeni temeli, dorudan gzlemlenen ve dorudan tatbik edilen
gereklere dayal nakiller / "haber"lerdi (report). Yine Allah'tan ki, 15. yz
yldaki talyan Rnesans'nn kmesi, Atina'dan lskenderiye'ye gerekleti
rilen kltr nakli bir kez daha tekrarland da, Avrupa, yava yava yeni bir il
mi aa (scholarly age) girmeye balad. "ve modern tarihiler ortaya kt;
modern eletirel edebiyat ortaya kt; modern bilim adam ortaya kt; mo
dern teknoloji ortaya kt. Eski Msrl metalrj icilerden, Sami matematiki
lerden ve ortaa skolastiklerinden intikam alnmt bylelikle.
Ancak, modern ilmi 'aratrma ve modern bilim, gemi Helenistik d
nemle gemi skolastik dnemde olduu gibi ayn snrllklar ve snrlamala
r yeniden retmeye balar. Dogmatik olarak [bu kez, bilime ve akla dayanan
dogmalar zerinden) ne srlen tutarsz metafizik [her eyi aklla ve bilimle
aklama metafiziine dayal) varsaymlara dayanan nceden belirlenmi s
nrlar iinde dnceyi ve gzlemi kanalize eder. Varoluun nihai deerleri
nin ounu rasyonalist dnceden ayklar. Profesyonel bilim adamlnn e
kingenlii, konularn geliigzellie; mesela, plak duyular'a ve totoloj ilere
indirgeyerek akl snrlar. Ardndan, Rasyonelletirmeden yoksun olan hayva
ni bir inan ya da dini bir mistisizm tecrbesine "dogmatik bir ekilde havale
ederek kendisini eletiriden kurtarr. Eer gkyznde Helenizm'in ndan
bir yansma gremezsek, dnya, rasyonel dncenin skc ayrntlarnn iin
de batmaktan kurtulamayacaktr.
KNC BLM
-- --

KOZMOLOJLER

2 2. 1 . nceki blmn sonunda, Yasa fikrinin tahliliyle ilgilenen drt


hasmane dnce okulunu gzden geirmitik: kinlik Yasas Okulu,

lcbari Yasa Okulu, yalnzca Tasvir'e dayanan Pozitivist Gzlem Okulu ve son
olarak Konvansiyonel Yorum/lama Okulu. Bu okullarn her birinin, kendi
doktrinlerini onaylayan tehlikeli nedenler retebileceini gryoruz.
Dncenin gelimesinin nnde, o itici "parti-ruhu" davranndan daha
byk bir engel ve tehlike yoktur. Medenililik (urbanity), Eflatun'un mede
nililii, eer Eflatun'un Diyaloglar'na gvenmemiz gerekirse, Atina toplumu
nun medenililii, o zamanlarn entelektel dehasnn bir parasyd. Sonraki
alarn teologlarnn ksr hasmanelikleri, kendilerinden sonraki yzyllarda,
asla unutmamalar ve atlamamalar gereken baz nemli dnceleri gizledi;
ve bylelikle, onlarn dnceye yaptklar katklarn sunduu metafizik de
hay bizden de gizlemi oldu.
Burada, bu Tabii Yasa doktrinlerinin tarihini, temel ayrm noktalarn
ve gerekletirme kabiliyetleri olduklar halde gerekletirilemeyen uzlama
l/t/lerini belirleyen bir yaklamla silbatan gzden geireceiz. nceki
blmde, Eflatun'un, felsefi bir aklamasn yapt takdimi iktibas etmitik.
Bu aklama, buradaki konuya ok iyi giden bir aklama. O yzden alntl
yorum:
1 3 6 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V EN L E R i

"Baka bir eyi etkileyebilecek bir tr gce sahip olan ya da bir an baka
sndan etkilenebilecek bir ey, sz konusu meseleye ne kadar aykr olursa ol
sun ve etkisi ne kadar az ve anlk olursa olsun, gerek bir varolua sahiptir; ve
aka ifade ediyorum: varln haddi5, yalnzca gtr."6
Eflatun, Diyalog'unun ilerleyen blmlerinde, bir metafiziki olarak deha
snn zirvesine kar. Ama ayn zamanda, dil'i, gn.delik hayatn bilinebilirlik
lerinin tesine taan bir eyi ifade etmekte kullanrken, karlat glkle
bouur. Yeni bir dnce gelitirme mcadelesi srecinde dil'in sunduu zor
luklar bsbtn hatrlamakszn dnce tarihini incelemek yanltcdr.
Ayrca, Eflatun'a gre, Sofist'inkinin tam kart olan Filozof'un ayrt edi
ci zelliinin, her biri kendi muhkem temeli zerinde ykselen birbiriyle a
tan doktrinleri bir araya getirme, uzlatrma etin meselesi olduuna dikkat
etmek ilgintir. Dnce tarihinde, Speklasyon doktrini[n bizatihi kendisi],
en az, Speklasyon doktrinleri kadar nemlidir.
2.2.2. Yeniden Eflatun'un, "ve aka ifade ediyorum: varln haddi/ s
nr / tarifi, yalnzca gtr," aklamasna dnecek olursak. . .
Bu aklama, her bir varln zerine dardan empoze edilen, bu varlklarn
dierleri zerinde belirleyici bir nedensel eylemle irtibatlandrld lcbari Yasa
fikri asndan yorumlanabilir. Ancak, bylesi bir yorumlama, gerek ifadelen
dirmeyi, bu ifadelendirmede kullanlan kelime seimini gz ard eder. Eflatun,
"g kullanan ve g kullanmna tabi olan ey, varln tarifi /ladJ.i / snndr"
der. Bu, varln znn, dier varlklar zerinde gerekletirilen nedensel ili
kilerde mndemi / gizli olduu anlamna gelir. te bu, kinlik Yasas fikridir.
Dahas, Eflatun, birka cmle sonra yle devam eder: " . . . varlk, yani bilinen
varlk, bilgiyle, hareket eder; ve dolaysyla, hareket halindedir; zira, bizim zan
nettiimiz gibi, dinlenme / hareketsizlik halinde hareket edilemez . . . Varln
hayat'tan ve zihin'den mahrum olduunu ve- sonsuz bir sabitlikle / deimezlik
le anlamsz bir ekilde ylece kalakalabildiini tahayyl edebilir miyiz?"

5. slam dncesinde "tariP' olarak kullanlan bu kavram buraya tam gidiyor, o yzden "hadd
/ hudud" kavramn kullandm-ev. notu.
6. The Sophis, s. 24 7. Jowett evirisi.
KO Z M O LOJ I LER / 1 3 7

Burada argmandaki hareketsizlik durumunun, bir deimezlik durumu


olarak aklanmasna dikkatlerinizi ekerim. Eflatun, varln, "sonsuz bir sa
bitlikle / deimezlikle anlamsz bir ekilde ylece kalakalabildii" varsaym
n reddeder. Dolaysyla, varln hareket ettirilmesi gerekir. Bu, onun temel
tarifiyle; yani, "varlk, hareket halinde olan bir faildir ve hareketin ffli'dir /
znesidir" eklindeki gryle rtr. Dolaysyla Eflatun, bu pasajlarda, her
ne kadar "hayat ile zihin" arasndaki meditasyon'un [karlkl iliki, iletiim
ve irtibatn], hareket (activity) aracl ile salandn sylese de, "aksiyon
ve reaksiyon"un, varln zne ait olduu doktrinini telaffuz etmi olmakta
dr. Varln ebedilii ile olu'un akkanln birbirine irtibatlayan / rapte
den bu "arac" fikri, Eflatun'un Diyaloglar'nda pek ok deiik ekilde kar
mza kar. Bu doktrinle uyumayan pasajlar, byk bir ihtimalle, hatta belki
de kesin olarak, Diyaloglar'da bulunabilir. imdilik, ilgin olan gerek, bu Di
yalog'un alntladmz bu pasajnda, ikinlik Yasas fikrinin ak bir telaffu
zunu bulduumuz gereidir.
Sami monoteizminin daha erken ve naif temayl, Tek Bir Tanr'nn ira
desiyle belirlenen lcbari Yasa fikri ynndedir. Daha sonraki speklasyonlar,
bu iki u arasnda gidip gelirler, bir uzlama noktas bulma aray iindedir
ler. Bu balamda, dier pek ok konuda olduu gibi, Bat dnce tarihi, esas
itibariyle Sami kkenlere dayanan Helenik fikirlerin bilinli bir ekilde kay
natrlmas abas hikayesidir. Dolaysyla, modern alim (scholar), sahip ol
duu speklasyon eilimiyle birlikte, "hikmet"ini [felsefe yapma kabiliyetini]
Helenik ve Sami miras zerinde kullanan bir Msr'ldr.
Bu aklamadan da anlalabilecei gibi, bu iki farkl Yasa fikrinin u nok
talar, bir yandan, zorunlu olarak akn ve rastlantsal olarak ikin monoteist
Tanr doktrinine; te yandansa, zorunlu olarak ikin ama asla akn olmayan
Panteist Tanr doktrinine kadar gitmektedir.
Eflatun, Timaeus'ta, lkin ve lcbari Yasa doktrinleri arasnda gidip gelen
abann ilk rneklerini verir. Her eyden nce, Eflatun'un kozmoloj isi, belir
siz ve tarif edilmemi, kendi Takdir'ini Kainat'a tatbik eden mutlak yaratc
fikrini ierir. lkinci olarak, i unsurlarn aksiyon ve reaksiyonu, -Eflatun'a g
re- dnyann akn izah etmek iin kendi-kendine yeter'dir: "Hibir ey
1 38 / KOZM OLOJ i K D N CEN i N SERVENLERi

onun dnda deildir, hibir ey de onun iine dahil deildir; kendinden ba


ka hibir ey yoktur."
Burada, modem dnemin ykseliinden nceki -Pagan, Hristiyan ve
Mslman- dnyaya hakim olan temel asli ( initial) kozmoloj i fikrini inceli
yoruz. Bu fikir, Aristo, skenderiyeli dnrler ve skolastik dnrler tara
fndan srekli "deitirilmitir" (modifiye edilmi gzden geirilerek yeni
=

lenmitir). Ancak, cbari ve kin doktrinlerin, u ya da bu tr deiiklikler


le birlikte, bu ekilde kaynam hali, 1 7 . yzyln balarna kadar hakim olan
byk bir kavraytr.
2.2.3. Bununla birlikte Grek dncesi, Demoktritos'un haber verdii;
Epikr'n sistematize ettii ve son olarak Lucretius'un epik bir ekilde izah et
tii, rakip bir atom teorisi gelitirmiti: Dnya, uzayda oradan orya uuan,
yolundan sapan, birbirine karan, yollarn ayran, yeniden bir araya gelen
sonsuz atom paracklar saanadr. Bu doktrine gre, niteliksel farkllklar,
sonlu sayda ekiller alan ama farkl yollara ve ynlere ynelmenin bir sonu
cu olarak oluan i ie geen yollarn geometrik rntlerinin yalnzca ista
tistik! bir ifadesidir.
Eflatun da, Lucretius da, geometriye bavururlar: Eflatun, regler muhkem
temellere; Lucretius ise atomlarn izledii yollarn ekillerine ve belirginleti
rilmemi atom biimlerine bavurur. Bu balamda, ikisinin genel yaklama
r da modern bilim tarafndan dorulanm ve desteklenmitir. Bununla birlik
te, Epikr'n uzaya ve harekete, sonralar Newton'n Principia'snda grd
mz metafizik bir naiflikle yaklat anlalyor. Her ne kadar Eflatuncu Kap
Doktrini, herhangi bir geometrik form'dan yoksun olsa da, Lucretius'u Bo
luk doktriniyle benzerlikler arzeder; ama buna ramen, Eflatun'un Timaeus'ta
beyan edilen uzay doktrini, daha stn bir metafizik derinlie sahiptir. Ne var
ki, eer Lucretius, Epikr' daha iyi izah edecek bir derinlie sahip olmu ol
sayd, Eflatun'un soyut olarak aklad atom doktrinine kabul etmedii,
Aristo'nun ise yine soyut olarak aklad Madde doktrinine dahil etmedii
geometrik formlarla bu Boluk'u doldurmann gerekli olduunu grecekti.
Eflatun'un kozmoloj isi, cbari ve kin doktrinlerinin bir kaynamas te
mayl sergilerken, Epikr'n atom teorisi, daha ok ve daha kolay bir ekil-
KOZM OLOJ I LER / 1 3 9

de cbari ve Tasviri doktrinlerle kaynamaya izin verir. Bu iki kozmoloji ara


sndaki bu ayrmn nedeni, Eflatun iin, sz konusu edilen eylerin [varlkla
rn / mevcudatn] eitli karakterlerinin bir fonksiyonu olmasdr -iskan etme
yen [grlmeyen] ruhlarn zekice hareketleri / aktiviteleri ve iskan etmeyen
(grlmeyen] ekillerin geometrik gereklilikleri-. Epiktir iin ise, atomlarn
uzayda izledii yollarn tabiatlarnn gereklerinden kaynaklanmamasdr. Bu,
onlarn tabiatlarnda -katldklar uzaysal ilikilerde ve hareketli olmalarnda
mndemitir. Ancak, spesifik bir atomun spesifik olarak izledii yol, tabiat
nn tmyle dnda gerekleir. Modem atom dalga-teorisi, Democritus'tan
ok Eflatun'un yanndadr. Newtoncu dinamikler ise, Eflatun'a kar Democ
ritus'un yannda yer alrlar. Lucretius'ten alntlanabilecek baz pasajlarda
kinlik doktrininin izlerine rastlamak mmkndr. Lucretius'un hassasiyetle
zerinde durduu nokta, hurafelerin cirit atmasna yol aan eytanlarn ve
tanrlarn her eye geliigzel ekillerde mdahale etmelerine kar, Yasa'nn
hkmran olmasn salamakt.
Atomlarn izledii yollar konusunda ise iki teoriden szetmek mmkn
dr. Birinci teori, atomlarn izledii yollar, icbari olarak alglar; buna gre, ic
bar, icbar edici akn bir Tanr'nn varln gerektirir. Bu, pratikte, New
ton'n benimsedii kozmolojik grtr. Matematiksel formlasyonlar ne
olursa olsun, Newtoncu gler, Tanr tarafndan takdir olunan artlarn icba
ri olarak uygulanmasndan baka bir ey deildir. Bu bak as, 1 8. yzyln
ileyen, bavurulan yegane formlyd. Tanr, llk Neden gibi souk bir adlan
drmayla, kendisini dinde tezahr ettirdi ve her eyin rtbas edildii kiliseler
de kendisine ibadet ettirdi.
Sz konusu yollara nasl ulalabilecei konusunda gelitirilen bir baka
teori de, Pozitivist Salt Tasvir Okulu'dur. Bu nedenledir ki, Lucretiusu tr
den atom teorisi, bu Dnce Okulu'nun nem verdii ilk kozmoloji ilkesidir.
Molekllerin yoluna yalnzca ans eseri varlabilir/di. Bu yollar, geliigzel da
tlm yollardr; ve her bir yol, birbirinden btnyle ayrlr. Ve bir yolun
devam etmesi, ayn yolun daha nceki ksm tarafndan belirlenmemitir.
Dolaysyla, bildiimiz gibi dnya, karmak kvrml yollar ve btnyle
ans eseri ortaya kan artlarn belirledii sralanmalar halinde akp gider.
1 40 / K O Z M O LOJ i K DN CEN i N S E R V E N L E R !

Olup bitenleri tasvir edebiliriz, ama bu tasvirle birlikte bilginin btn imkan
lar sona erer.
Lucretius, lcbari Yasa fikri ile ans fikri arasnda gidip gelir. Szgelii, "Bu
noktay da kavramak istiyoruz: Bedenler, kendi arlklarnn neden olduu
bolua doru kaydklar zaman, bilinmeyen bir zamanda ve bilinmeyen nok
talarda kendi aklarn deitirmek iin hibir ey yapamazlar. Bunu, sadece
ve sadece ynelim deiimi olarak adlandrabilirsiniz. Eer yollarndan sap-

maya alkn olmam olsalard, yamur taneleri gibi derin ukura decekler
di ve hibir arpma olmayacakt .ve ilk-balayanlar (mesela, atomlar) arasn
da bir darbe de vukua gelmeyecekti. Dolaysyla, tabiat hibir zaman hibir
ey retmeyecekti." 7
Ama Lucretius, ans teorisini, kat bir ekilde yle snrlar:8 "Yalnzca
canl mevcudat bu artlarla snrlansn diye, byle bir yasa, btn mevcudat
kendi snrlar iinde tutar."
Bu ar pozitivist doktrini reddetmek iin yneltilen eletirilerden biri, en
uzak yldz galaksilerini de ihata eden geni blgeler boyunca ve uzunca bir za
man dilimi sresince gerekletirilen dzenli evriminin en nemli ynnn,
yalnzca ansn rn olmasnn ihtimal d olduunu ne srer.
Bu eletiriye verilecek iki cevap vardr: Her eyden nce, oka zaman ve
geni bir uzay vardr. Burada sonsuzluktan sonsuzlua uzanan btn uzaylar
dan ve bir son says asndan kavranmayacak snrsz varolu ynndan s
zediyoruz. Snrl sayda artan tayclar olan Sonlu bir uzay ve zaman blge
sindeki, nceden varsaylan yol dzenlemelerinden szetmek, ne kadar basit
ya da ne kadar karmak olursa olsun, ayn ekilde ihtimal ddr ve gerek
ten de, buna kar snrsz ihtimallerin varlndan szetmek mmkndr.
Ancak burada, nceden varsaylan bir konseptten szetmiyoruz. Gerekte, s
nrl bir blgedeki bir vakay gzlemliyoruz. Bir vakann olmas zorunludur

7. ikinci Kitap, 216-224 numaral satrlar. Bu kitap, H. A. J. Monro tarafndan evrilmi ve


Bohn's dizisinden O. Beli & Sons Ltd tarafndan ayr ayr yaymlanmtr. Ayrca karlatr
mak iin bkz.: Lucretius on he Naure of Things, lng. ev. Cyril Bailey, Oxford University
Press, 1929).
8. Kr.: ikinci Kitap, 718 ve 719 numaral satrlar.
KOZM OLOJ I LER / 1 4 1

ve gzlemlediimiz ey, gerekte vakann bizzat kendisidir. nceden varsay


lan bir ey yoktur; ve dolaysyla, sonsuz ihtimal dlklar sorunu da yoktur.
Zihnimize beklentilerin uutuu dorudur; ama bunlar, gemi vakann ay
rntl analizine ilikin nerilerle oluan gerekte vuku bulan hakkndaki be
lirsiz anlardr. Gemiteki vaka, ne muhtemeldir, ne de muhal (imkansz);
o, aslnda, gzlemlerimizin yrngesi iinde vuku bulan eydir.
kinci cevap, ikinlik doktrinine dayanan bak asn yanstan bir cevap
tr. Gzlem yaptmz uzay-zamansal blgedeki dzeni abartmak iin ihtiya
da, en kk bir gereke de sz konusu deildir. Uzak blgelerde ve dnem
lerde, yalnzca dzene ilikin genel konular anlayabiliriz. Btn bildiklerimiz
bundan ibarettir. imdiki an'da / dnemde ise, yalnzca daha fazla ayrntya
sahibiz; ve gzlemimiz, olduka zor, belirsiz ve yavatr. Keza, burada btn
bildiklerimiz bundan ibarettir. Dorudan elde ettiimiz bilginin bir adm te
sine bile gitmemeli ve bir beklenti iine girmemeliyiz. Pozitivist, dorudan
gzlem blgesinin tesinde yapaca speklasyona dayanabilecei bir dayana
a sahip deildir.
2.2.4. Epii Lucretius'un iiri olan bu byk pozitivist dnce okulu, u
an bilim alannda youn bir ekilde hkmferma. Amac, btn speklasyon
lar ortadan kaldrarak, kendisini olgu'yla [fiziksel gerek'le] snrlamaktr. Ne
yazk ki, btn farkl kanaat okullar arasnda, gereklerle atmay en az g
ze alan okul, bu pozitivist okuldur. Bu okul, vaat ettiklerini gerekletirme
mitir. Ve vaat ettiklerini gerekletiremez; nk amacn, etrafnda gidip
geldii gelecek tahmini konusunda bir dayana yoktur.
Ancak pozitivizmi, insanln pratiiyle karlatrmadan nce, atomculu
un, modem dncede yeni bir ekil aldna dikkat ekmek ilgin olabilir.
Btn bilgi iddialarnn bir eletirmeni ilevini stlenen epistemoloji [bilgi
teorisi] ortaya kt. Artk bugn, "ne bilebiliriz?" sorusunun yerini, "nasl bi
lebiliriz?" sorusu almtr.
Keza, atomculuk doktrini yeniden douyor. Kozmoloji bilimindeki De
mokritos'un atomculuunu, Epistemoloji bilimindeki Hume'un atomculuu
almtr. Epikr, epistemoloji bilimine dayanan atomculuk doktrinini, fiziksel
alem'in nihai elementlerinin, komplekslerle ilikili yollarla uzay dolduran fi-
1 4 Z / KOZ M OLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

ziksel atomlar olarak telaffuz eder. Hume ise atomculuk doktrinini, bilme fa.
aliyetinde sbjektif olarak verilen nihai elementlerin, tecrbe ak yoluyla
yol alan, anlar olarak ilikilendirilen; duygular, yanstmalar ve beklentileri
tahrik eden duygu izlenimleri olarak telaffuz eder. Ancak, Hume'a gre her iz
lenim, bilinmeyen nedenlerle ruhta ortaya kan hususi bir varolut1;1r. Epi
kr, atomculuk teorisini, Hume'un epistemolojisiyle yakndan irtibatl olan
bir epistemoloji zerinde/n temellendirmitir.
Pozitivizm, Hume'un kendisini lideri olarak grd atomculuunu her
bir taraftan kuatmtr. Bilimin grevi, her bir tecrbe aknda varolan ve
tekrarlanan gzlemlenebilir rnt zdeliklerinin bir formlasyonu olarak
aklanr. Ancak Hume, sbjektif tecrbe ile megul olduu iin, Epikr'n
daha objektif doktrinine ak olamayan bir sonu ilave edebilir. Hume, buna,
gemite gzlemlediimiz tekrarlarn, ayn zamanda, gelecekte de tekrarlana
bileceini bekleyebiliriz, grn ekler. Tam bu noktada, Hotspur'un sordu
u soru beliriveriyor zihnimizde: "yi ama, gelecekler mi? Ne zaman arma
y dnyorsunuz?" Glendower'in rneini izleyen Hume, bu soruya hibir
cevap vermez. Beklenen, tekrarlarn tekrarland gemite gzlemlenen bir
vakadr. Ama pozitivist bilim, yalnzca gzlemlenebilir gereklerle [vakalar
la) ilgilenir ve gelecee dair bir tahminde bulunma riskini asla gze almaz.
Eer gzlemlenebilir gerek, btn bilebildiklerimiz olursa, o halde, baka bir
bilgi yok demektir. htimal/iyat, bilgi iin,- izafi bir eydir. Pozitivizm doktri
ninde gelecee dair bir ihtimale yer yoktur.
Elbette ki, bilim adamlarnn ou ve pek ok filozof, kafa kartrc temel
sorular hesaba katma gereinden -ksacas, metafizikten- kanmak iin pozi
tivizm doktrinini kullanrlar; ve ardndan da, "gemi, aslnda gelecei belir
ler" diyerek metafizik iddiaya rtk bir ekilde sarlp bilimin nemini kurtar
maya kalkrlar.
Gerekten de, Hume'un da dikkat ektii gibi, insan hayat, bu gr be
nimsenmeksizin devam ettirilemez. Bylelikle, gnmzn pozitivist doktri
ni, kendisini, objektif ya da sbjektif bir atomculuk biimi zerinde/n temel
lendirir; ve buradan, bilimin temel iinin, gzlemlenen eylerin basit tasviri
nin gelitirilmesi / derinletirilmesi gerektii karsamasn yapar.
KOZM OLOJ I LER / 1 43

Burada, sanki statistik'in matematiksel srlarnn, gzlemlenen gemi


hakkndaki snrllklarn ortadan kaldrmak iin pozitivizme yardm ettii
eklinde tuhaf bir yanl anlama ve kavrama mevcuttur. Ancak, istatistik
form'un kalcl varsaymn benimsemediiniz srece, istatistik size gelecek
hakknda hibir ey sylemez. Szgelii, tahmin[de bulunmak] amacyla ista
tistii kullanmak iin, gl olan, geerli olan, muhtemel yanl ve istatistik
bantnn ilevsel ifadesinin simetrisinin ya da arpklnn duraanl hak
knda eitli varsaymlara ihtiyacnz vardr. Matematik, size, inanlarnzn
sonular hakknda bir eyler syleyebilir. Szgelii, eer emanz, snrl say
da atomdan mteekkilse, matematik size, saynn belirsiz ya da az olduunu
syleyecektir. Ancak, matematikiden, size, elma, atomlar ve onlarn sayla
rnn snrlln vermesini isteyemezsiniz. Yalnzca mmkn olandan olgu
nun maddesine, ya da baka bir deyile, yalnzca matematikten somut tabiata
d:iir geerli bir tahkikat yapamazsnz.
2.2.5. Tam da bu nokta, pozitivist doktrinle bilim tarihinin gereklerini
karlatrmann zaman. Bilim adamlarnn pratiklerinde sergiledikleri ama
tipini kefetmek istiyoruz. nyargl seim kukusundan kanmak iin, bu
blmn yazld sralarda gerekletirilen, Amerikan gazetelerini uzunca bir
sren youn bir ekilde megul eden son yaplan kefe bakalm. Arizona'daki
Lowell Rasathanesi tarafndan yeni bir gezegenin kefedilmesi hadisesinden
szediyorum. Bu keif konusunda yaplan nihai yorum, samadr: Beklentiyi
tatmin etme fiilinde bile olsa, Tabiat, sklkla srprizler sunar. Bu hikaye, da
ha nceden gerekletirilen Neptn gezegeninin kefi, ift yldzlardan snk
olann kefi ve ayn hareketi konusunda gelitirilen forml iin nerilen n
l deneysel terimin hikayesine benzer bir hikayedir.
Bu son keif, Urans ve Neptn gezegenlerinin yrngelerinin, hesapla
nan dzenden gzlemlenebilir ekilde kmalar nosyonuna dayanr. Bu he
saplama, Yerekimi Yasas'n dorulayan bu iki gezegenin hareketleri zerin
de gne sisteminin nceden bilinen cisimlerinin hepsinin topyekn olarak
rettikleri sonular / etkileri ihata eder. Ancak, bu cisimlerin gzlemlenebi
lir hareketleri, hesapland gibi yrngelerinden yava yava uzaklarlar. Bu
nunla birlikte, gzlemlenebilir sapmalar aklayan matematiksel bir forml
144 / KOZ M OLOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

retmekte bir zorluk yoktur. Bu tr bir formln, en temel elementer bir ma


tematiksel zellie sahip olmas gerekecektir. Bu, trigonometrik sins ve ko
sinsler, dnemlerini tarif eden baz saysal unsurlar, byklklerini tarif eden
dier saysal geler, dnemlerini ya da modem dil'de kullanlan ifadeyle "sfr
zamanlar"n tarif eden dier saysal unsurlar iine alan birka terimden olu
acaktr. Matematiin geleceine ilikin en cesur speklasyonlarn rneklen
mesi asndan Eflatun'un mthi honut olabilecei, btnyle byleyici
ama sade bir tarif.
Her pozitivistin, mutlaka tatmin olmas zorunludur. Gzlemlenen olgula
ra uyan basit bir tasvir ve tarif gelitirilmitir. Pozitivistler, imdi, gelecekte bu
formllerin, Urans ve Neptn'n hareketlerini tasvir etmeye devam edece
i eklindeki aklanmam iddialarna atlayabilirler. Pozitivizm, artk mesaj
n am ve tamtr. Ama astronomlar bundan tatmin deillerdi. O yzden
yerekimi yasasn hatrladlar. Percy Lowell, Neptn'n yrngesinden daha
uzak bir noktaya, eliptik bir yol izleyerek gnein etrafnda hayali bir nokta
ya ynelen vektre! hznn ynn ve younluunu hesaplamt. Ve Neptn
ile hareket noktas arasnda ters mesafe as olarak hznn younluunun de
imesine yol at varsaylan bir gzergah semeyi baarmt. Urans'n
mteselsil konumlaryla irtibatlandrm kompleks matematik gerektiren,
ama Newton'n genel yasasna uyan yeni tarif kefedilmiti. Eer tarifteki vir
tziteyi byleyici buluyorsanz, haz alacanz tmel yaklamda bir <aza
nm elde edilmiti. Ancak, burada temel konuyu unutmu durumdayz: Bizim
yalnzca gkyzne, Percy Lowell'in hareketli noktasna bakmamz gerekiyor;
ite o zaman, yeni gezegeni greceiz!
Tabii ki hayr! Herhangi bir kiinin btn grecei ey, fotoraf tablosu
zerinde belli belirsiz birka lekedir; fotorafn, harikulade teleskoplarn, ge .
!imi aygtlarn, uzaa odaklanm makinelerin ve nefis bir gece grnts
nn mdahalesiyle karmza kan basit lekeler. Bu yeni aklama, artk, te
leskoplar, k ve fotoraf oyunlarn, yalnzca gzlemlenebilen gerekleri
kayda alma iddiasnda bulunan yasalarn sz konusu olduu fiziksel yasalarn
oluturduu karklklarn speklatif olarak geniletilmesi abasndan ibaret
tir. Burada, bu yasalarn, rasathanelerdeki -bu yasalarn tahkik edilebilmesi
KOZM OLOJ I LER ! 145

iin zel artlara speklatif bir ekilde tatbikat sz konusudur. Bu speklatif


genileme labirentinin sonucu, Urans ve Neptn'n yrngeden kmalar
n fotoraf tablosundaki lekelerle irtibatlandrmaktr.
Pozitivist teorinin en keskin gereklerine gre kurulan bu hikaye, plak
gereklerin arptlmasndan baka bir ey deildir. Medeni dnya, alar bo
yunca gnein etrafnda dnen ve snk etkisini olup bitenler zerinde gste
ren yalnz ve uzak bir yerde yeni kefedilen bir gezegen dncesiyle ilgilen
mitir. Sonunda bu gezegen, insan akl tarafndan kefedilmi, eylerin tabiat
na nruz edilmi ve i ie gemiliklerinin gerekleri yerine getirilmitir. Pozi
tif teori konusunda temelsiz olan speklatif yasalarn genilemesi, teleskoplar,
rasathaneler, dalar ve Kfnat'n gereklerine gre birbirlerine davranan geze
genler ve onlarn tabiatlarna ilikin teoriler de dahil maddi nesnelerde kar
mza kan speklatif metafizie gvenilip gvenilemeyecei meselesini gn
deme getirir. Burada dikkat ekilmesi gereken nokta, bu metafizik nosyonlara
ak dncede ne kadar belirsiz bir ekilde yaklalrsa yaklalsn, dorudan
gzlemin tesine taan speklatif genileme, metafizie gven meselesini gn
deme getirir. Ancak, u kesin ki, bizim metafizik [hakkndaki] bilgimiz, s, ya
pay ve yetersizdir. O yzden, bir anda yanllklar skn ediveriyor. Oysa, me
tafizik anlama abas, muhayyileye rehberlik eder ve amac hakllatrr. Meta
fizik temelleri olmayan hibir medeniyetin varlndan szedilemez.
Burada, bilimin yntemi hakknda karlacak esasl bir ders vardr. Btn
bilimsel ilerlemeler, ilkin, gzlemlenebilir gerein genel tasvirini sunan bir
formln gelitirilmesine dayanr. Lowell, nnde byle bir formlle -yani,
sapmalar aklayan basit bir matematiksel aklamayla- almt. Bir nokta
da, btn keif yntemleri ilk bakta Pozitivist doktrine uyar. Buna phe
yok. Bu snrl anlamyla pozitivist doktrin dorudur.
Ancak, bilimin belli branlar, yzyllardr bu noktada durmaktadr. O
halde bunlarn destekleyici gleri, korunamayan pozitivist doktrini ihata
eder. Bununla birlikte, bilim adamlarn basit tasvirlerle yetinmenin tesine,
hatta genel tasvirin tesine gitmeye zorlayan bir bakaldr motifi vardr. lte,
fiili, zel gzlem rneklerinin tesine giden speklatif yasalarn genilemesini
hakllatrabilecek izah edici tasvire / tarife ulama arzusudur.
146 / K O Z M O LOJ i K D NCEN i N S E R V E N L E R i

zah edici tasvire / tarife ulamaya iten bu arzu, bilim ile metafizik arasn
da bir etkileim retir. Metafizik doktrinleri, izah sunmaya muktedir olabil
mek iin deitirilirler; ve bilimin izahlar, bu bilimcilerin muhayyilesinde
dolaan popler metafizik terimlerle gerekletirilir.
Eflatun'un zamanndan gnmze kadarki dnce tarihinin bir yn, Ta
biat yasalarnn yorumu konusunda metafizikilerle pozitivistler arasnda ya
anan mcadeledir. lskenderiyelilerden pek ok bakmdan ayrlan Grekler, fi.
kirlerin sistematize edicileri olmaktan ziyade kaifleri olarak grlmtr. Do
laysyla, Eflatun'un bu konudaki yaklamnn, daha nceki iktibaslarda gz
lendii gibi yeterince ak bir ekilde tarif edilmemi olmas artc deildir.
Diyaloglar'nn baz ksmlarnda, Eflatun'un dikkati, anlamaya btnyle ak
olan ebedi fikirler dnyas ile ebedi formlara kesin bir aklkla katlamayan
duyular tarafndan ifa edilen ak/kanlk/lar dnyas arasndaki ayrma sabit
lenmitir. Bir noktaya kadar, hissedilebilir dnya, anlama'ya,kapaldr. Hisse
dilebilir dnyann :arihi, tam rasyonellemeyi baaramayan bir olgu meselesi
ne indirgenmitir. Bu, maarann duvarna yansyan glgeler mitini oluturan
Eflatun'dan, Hume'un (Treatise'n Hume'unun), Mili, Comte ve Huxley'in
kat pozitivizme kadar ok kk bir admdr aslnda. Temaylleri bakmn
dan Eflatun ile Modemler arasndaki temel ayrm (ki, bu bile balbana b
yk bir ayrmdr zaten), Eflatun'un fikirlerin d dnyasnn stn gereklii
ne vurgu yapan yaklamnn yerini, bu modemlerin ounun nominalizmi
nin almas gerektiidir.
Ancak, daha sonraki Diyaloglar'nda Eflatun'un ilgisi, kozmoloji zerinde
younlar ve alntdan da grlebilecei gibi, nihai karar ya da ilerleyen ya
, onun, kin Yasa ile lcbari Yasa arasnda orta bir konum benimsemeye s
rklemitir.
2.2.6. Bu, Eflatun'un, " . . . ve aka ifade ediyorum: varln haddi / tari
fi / snr, yalnzca gtr," nermesiyle ortaya koyduu daha sonraki temay
lyd. Bu nerme, kin Yasa fikrinin amentsdr.
Bu doktrinin tarihinde bir sonraki nemli dnm noktas, bazlarAOO ila
600 yl sonra yaayan lskenderiyeli teologlar tarafndan gerekletirilmitir.
Sektiler felsefi dnce tarihinde teolojinin deerini kmsemek bir alkan-
KOZM OLOJ I LER / 1 4 7

lktr. Ama bu yanltr; nk yaklak 13 yzyllk bir dnem boyunca, en


yetkin dnrler, ounlukla teologlard.
lskenderiye'nin teologlar, bu dnyada Tanr'nn iinlii meselesi zerin
de ok durmulard. Dnyada dzenin tesisini salayan kanlmaz tekrarlarn
kayna olan "Ezeli Varlk, kendi "tabiat"n dnyannkiyle nasl paylayor?"
sorusu zerinde kafa patlatyorlard. Bir anlamda, Tanr, tm mevcudadarn
tabiatlarnda mevcuttur. Dolaysyla, geici (temporal zamanla kaytl)
=

mevcudatn tabiatn / mahiyetini anlama abas, Ebedi Varlk'n ikinliinin


kavranlmasn gerektirir. Bu doktrin, kin Yasa ile lcbari Yasa arasnda
nemli bir uzlamann gereklemesini salamtr. Zira, bu doktrinle birlikte,
dzene [varlklar aleminde bir dzenin varolduu inancna-YK] doru ynel
me ihtiyac, akn bir Tanr'nn icbari iradesinden kaynaklanmaz. Bilakis, Ta
biattaki mevcudatn, ikin Tanr'nn tabiatn / mahiyetini paylamasndan
kaynaklanr.
Bu doktrin, Eflatun'un kendi doktrininin tabii bir modifikasyonu olsa da,
anlalr ve ak formuyla, Eflatuncu bir doktrin deildir. Ama Eflatun, Tima
eus'unda, kesinlikle mutlak yaratc olmayan bu dnyann bir ruhunu sunar.
j3u gryle Eflatun, "fantastik" bir sudur doktrini gelitiren Gnostiklerin ve
Aryslerin yolunu hazrlamtr. Timaeus'da bu doktrin, bir alegori / kinaye
olarak okunabilir. Bu durumda bu doktrin, Eflatun'un mitoloji hakkndaki en
talihsiz denemesi olmu oluyor. Bir sudur olarak Dnya-Ruhu, kalclk olarak
gereklik ile akkanlk olarak gereklik arasndaki mutlak iliki sorununu
yalnzca belirsizletirmeye yarayan olgunlamam, ocuksu metafiziin bir ak
rabas olmaktadr: Buna gre, arac, akn bir sudfir deil, [btn varlklar ale
minde varolan] ortak bir unsur olmaldr.
Aziz Augustine'in gelitirdii Batl Ltufkar Tanr doktrini, dnya ze
rinde ksmi iyiliklerini [rahmetini] tecelli ettiren, btnyle akn bir icbari
Tanr idrakine doru belirgin ekilde kayan bir doktrindir. Gerekten de,
Kalven'in ayn doktrinin kat versiyonu olan kendi doktrini, ksmen, Tan
r'nn eitli mdahaleleriyle kurtulan Manici btnyle kt bir maddi
dnya doktrinini tekrarlar. Kalvenci dnceye gre, dnyann fiziksel dze
ni, Tanr'nn iradesinin ihtiyari olarak empoze edilmesiydi. O yzden, Au-
1 48 / KOZM O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

gustine'ci doktrin, fiziksel dnyann dzeni fikri, akn Tanr'nn iradesinin


tecellisinden, kin Tanr'nn tabiatnn tecellisine kadar olduka deiik g
rnmler alr.
Dzene bu sorgusuzca inan, -Eflatun ve Epikr, Gnostikler, lskenderiye
li teologlar, Antakyal ve Mopsuestia'l rasyonalistler, Maniciler, Augustine,
Calvin gibi dnrlerin farkl dncelerinden oluan- med-cezirli tarihiyle
birlikte, sonunda insann idrakine ( understanding) her ayrntda ak olan bir
tabiat dzeninin varolduu eklindeki sorgulanmam varsaymla, 1 6. yzyl
da ekillenmeye balayan modem dnyann ilk evresini balatmtr.
Bu inancn kkeni, Eflatun'un inisiyasyon [bir dine, tarikata giri ilemi]
fikrine ve Musevi peygamberlere kadar gtrlebilir. Ancak, btn ihtimal
leriyle, bu inan, bu inanlarn hepsinden daha aka formle edilen ya da
tutarl bir ekilde inanlan bir inantr. Lucretius, tabiatn dzeninin tam ay
rntl bir ekilde izahn yaparak bu doktrine en ak formlasyonu kazandr
mtr. Ancak, Lucretius bile, her eyin, "uzayn sabitlenmemi bir parasnda
ve sabitlenmemi bir zamannda" vuku bulan atomlarn dalgalanmalarna
bal olduunu sylemek zorunda kalmtr.
2.2. 7. 1 7. yzyln vard sonu, kozmolojik doktrinin, sonraki iki yzyl
iin yeni bir stabilizasyona kavuturulmasna iaret eder. imdilik, pozitivist
doktrin ortadan kaldrlmtr (elimine edilmitir). Ama ne kadar tuhaftr ki,
o zamanlarn dnce dnyasna damgalarn vuran Newton, Leibnitz ve Loc
ke'tan oluan byk figr, Eflatuncu ve Lucretius'u problemlerin fark
l yorumunu yapmlardr.
Newton'n konumu, o zaman ve yakn gelecekte bilimin durumu iin ge
rekli olan metodolojinin hakllatrlmas olarak dierlerine gre daha nem-
liydi (useful = faydalyd). Newton, Lucretius'un Boluk doktrininin en basit
versiyonunu, yine Lucretiusu maddi atomlar doktrininin en basit versiyonu
nu ve llahi Emir'le empoze edilen lcbari Yasa fikrinin en basit versiyonunu
benimsemiti. Newton'n metafizik derinlie sahip olduunu syleyebilecei
miz tek yaklam, Boluk doktrinini, llahi Tabiat'n ldrak'iyle ilikilendirme
biiminden kaynaklanan yaklamyd. Kozmoloj isi, anlamas ok kolay ama
inanmas ok zor bir kozmolojiydi. Pragmatik olarak Newton'n bu basit koz-
K O Z M O LOJ I L E R / 149

moloji gr, iki yzyl el stnde tutuldu. Dolaysyla, Newton'n kozmolo


jisinin gereklii, ayn dnem iin de pragmatik olarak izah ve tatbik edilmi
ti. Newton'n doktrini, btn zamanlar iin ak, anlalr ve byk lde
geni bir alanda tatbik edilebilir bir dnce sistemi olarak kalacaktr. Bir koz
molojinin, bir sistemi yorumlama ve snrllklarn gsterme kabiliyetinin ol
mas zorunludur.
Leibnitz'in monadlar [blnmez birim / atom], atomcu Kainat doktrini
nin bir baka versiyonunu oluturur. Newton'n, Kartezyen fiziin ana pozis
yonlarn hi sorgulamadan aynen benimsedii dorudur. Ancak Newton,
Descartes'n dncenin sbjektivist nyarglarla dolu olmasndan sorumlu
deildir; bu konuda btnyle masumdur. Newton, Kartezyen yntemle yo
rumlanan pek ok eyi biliyor bir vaziyette buldu kendisini ve bu bilgiyi ba
arl bir ekilde sistematize etmeyi ve dolaysyla, yorumlamay baard. Ama
Descartes, fizik problemine saldrmadan nce, "nasl bilebilirim? Bilgimi ku
kucu yorumdan nasl kurtarabilirim?" gibi devasa bir soru sormutur. Bir yz
yl kadar felsefesi yapldktan sonra bu sbjektif dnce eilimine son ekli
ni, bu blmde daha nce zikrettiimiz gibi Hume'un zihinsel atomculuu
vermitir.
Leibnitz, bu bilginin eletirisi probleminin aka bilincindeydi. Dolaysyla
o, kozmoloji problemine sbjektif taraftan yaklat; oysa Lucretius ile New
ton, objektif bir bak asndan yaklamlard. Onlar bu soruyu, "atomlarn
dnyas, onu anlamaya alan akla (intellect) ne kadar benzer? Byle bir
'akl', atomik Evren'in grkemi konusunda bize ne syleyebilir?" eklinde da
ha rtk bir ekilde sormulard. Bu soruya verdikleri cevap, ikisi de lmsz
eserler olan, Lucretius'un Epic'i ile Newton'n Principia'snda verilmitir.
Ama Leibnitz, baka bir sorunun cevabn vermiti: "Atom olmak nasl bir
eydir?" sorusunun izahn yapmt. Lucreitus bize, bir atom'un dierlerine
nasl gzktn anlatr; Leibnitz ise, "Bir atom, kendisi hakknda ne ve na
sl hisseder?" sorusunun cevabn verir. Bu abasnda Leibnitz, modem koz
molojileri "etkileyen", onlara bir hastalk gibi bulaan zorlu bir zorlukla bou
ur. Eflatun'un, Aristo'nun, Lucretius'un ve Newton'n btnyle gz ard et
tikleri, belki de, bir hata zerine kurulabileceini ilan etmek zorunda kalacak-
1 5 0 / KOZMOLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

lan bir zorluk bu. Descartes, btn yeni dnce okulunun kurucularnn her
zaman yaptklar gibi, eski yntem ile kendisinin kurucusu olduu yeni yn
tem arasnda dengelemiti kendisini. Modern yaklam, 2.000 yllk bir zaman
dilimi boyunca kk salan Aristo Mant'nn tedrici olarak oluan etkisinden
kaynaklanr. Ayrca, Aristo'nun Mantk', szel cmlenin en basit form'unun
analizi zerine kurulmutur. Szgelii, "bu su, scaktr" cmlesi, hususi bir
banyo'daki hususi bir su'ya yksek-s nitelii atfeder. "Scak olmak" keyfiye
ti ise, bir soyutlamadr. Pek ok ey scak olabilir ve scak olan bir banyodaki
hususi bir eyi dnmeksizin "scak olma" keyfiyetini dnebiliriz. Ama,
gerek fiziksel dnyada "scak olmak" keyfiyeti, hakikaten scak olan somut
eylerin nitelii olarak gzkebilir yalnzca.
Keza, Aristo Mant'ndan alnan bak asn korumay srdrerek, fizik
sel dnyadaki gerek hususi bir eyin tam zelliklerini renmeyi talep ettii
miz zaman, buna verilecek uygun cevap, burada bahis mevzuu edilen tekille
tirilmi btnsellikler iinde birleen bu soyut karakteristikleri dizisi asn
dan ifade edilir.
Bu cevap, enfes bir ekilde basit / sade bir cevaptr. Ama bu, gerek ey
ler arasndaki irtibatllk sorununu tmyle dta brakyor, gz ard ediyor.
Dolaysyla, her hakiki ey, baka herhangi bir hakiki eye atf yapmakszn,
kendi iinde btn olarak alglanr. Bu tr bir nihai atomlar fikri ya da ni
hai monadlar fikri yahut da tecrbeden haz ve keyif alan nihai zneler fik
ri, gerek mnferitlerden oluan irtibatsz bir dnyay anlalamaz klar. Ka
inat, her eyin kendi hususi soyut karakterlerinin mecmuasn kendince
temsil ettii kendi mnferit dnyasnda ortak bir yer bulan ilikisiz hakiki
eyler ynna dntrlr. Ama hakiki bir ey, baka bir hakiki eyi ad
landramaz. Hakiki bir ey, bir nitelik, bir "kredi" kazanabilir; ama kiralk bir .
malikane asla. Bylelikle, Aristo'nun Tahmin ve llk Cevher / z doktrinle
ri, atfedilen zelliklerin bulutuu, ilk cevherlerin ayrt doktrinlere d
nmtr.
Btn modern epistemoloj iler ve btn modem kozmolojiler bu prob
lemle bouur. Onlarn doktrinlerine gre, dorudan temasla bilinemeye
cek arkaplanda gizli olan gizemli bir gerek vardr. Dorudan haz ve keyif'in
KOZM OLOJ I LER / 1 5 1

olduu n planda ise, sz konusu mnzevi bireyin temel btnlnn d


yzeyini belirginletiren eitli keyfiyetlerin oyunlar ve etkileimleri mev
cuttur. Ancak, her tecrbe eden znenin zelliklerinden biri, nihai gerek
likler arasnda iletiim kompleksini hem iaret eden, hem de sembolik ola
rak tarif eden haz alnan keyfiyetlerin zel dnyasn yorumlamak iin gi
zemli bir itki var olmasdr. Ancak, yine de bu modem kozmolojiler doktri
nine gre, bu tr bir iletiimin neden ve nasl sonsuza dek srmesi gerekti
i sorusu, akln tesine taan bir sorudur: nk akl, mnferit cevherle
rin/zlerin tabiatn/mahiyetini oluturan keyfiyetler/nitelikler dizisini alg
layabilir yalnzca.
Aristo Mant'nn kozmolojik teori zerinde uzun sren ve tedrici bir e
kilde gerekleen etkisinin hikayesi ite byledir. Leibnitz, hem modem koz
moloji doktrinini kabul eden, hem de bu doktrinin sunduu zorlukla aka
yzleen ilk ve en byk filozoftu. Tanr'y, aka, kozmolojik doktrin ala
nnn dnda tutmutu. Tanr
. ile her tekil monad, iletiim halindeydi. Dola
ysyla, Leibnitz'in doktrinine gre, monadlar arasnda Tanr'nn araclyla
gerekleen dolaysz bir iletiim vardr. Ama her bir monad, Tanr'yla iletii
mi dolaysyla, empoze edilen kendi karakterine [keyfiyetine, zelliklerine]
gre kendi tecrbesini gelitirir. nceden-kurulmu harmani anlayna da
yanan bu Leibnitz'i lcbari Yasa doktrini, Tanr'nn ikinlii fikriyle mm
kn olan lcbari doktrinin u bir rneidir. Neden st/n Monad olan Tan
r'nn ortak tecrit kaderinden muaf olduuna dair hibir sebep gsterilemez.
Bu doktrine gre, monadlarn, birbirlerine alan pencereleri yoktur. Peki,
neden monadlar Tanr'ya alan pencerelerdir ve neden Tanr onlara bir
"pencere" aar, yleyse? Grek kozmologlarnn -Eflatun ve Lucretius'un- bu
zorluu nasl ortadan kaldrdklarn aratrmak ilgin olabilir.
Her eyden nce, dorudan modem zorlua yol aacak Eflatun'un Diya!og-
1.ar'ndaki pek ok korunmasz aklamann ve pek ok dnce eiliminin bu
lunduunun itiraf edilmesi gerekiyor. Aslnda, bu anlamda, Aristo'nun Man
tk', tohum halinde Eflatun'da bulunabilir. Ancak, Aristo'nun kendi madde
doktrini de dahil, kadim kozmolojilerde, aslnda empatik gerek iletiim
doktrini olan bir baka dnce damar daha grlebilir. Eflatun'un gerek
1 5 2 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

Kap doktrini ile Epikr'n gerek Boluk doktrini, baz ayrntlarda farklla
rlar. Ama her iki doktrin de, nihai gereklikler arasndaki empatik gerek
iletiim'in ifadeleridir. Bu iletiim, arzi / tesadfi deildir. Bizatihi Kap'a zel
liini kazandran bir unsur olan her bir fiziksel aktalitenin zorunlu tabiat /
mahiyetidir ve Kap'n zelliklerinin her biri, kendi tabiatlarn / mahiyetleri
ni kazanrlar. Eflatun'a gre, kendisinden soyutlanan eitli aktaliteleriyle
birlikte Kap, hibir ekle bizzat dahil olmaz. Ama Eflatun, Kap', "btn olu
larn bakc-annesi" olarak tasavvur eder. Ve ayn Diyalog'un ilerleyen satr
larnda, onu, "btn eylerin [mevcudatn] tabii dayana" olarak adlandrr.
Kap, formlarn, aktaliteleri de ihata etmesi nedeniyle alr ve hibir ekilde
bu aktalitelerden soyutlanmaz. Timaeus'ta tartld gibi, Kap, her birinin
kendi tabiatlarnda mevcut olan unsurlar olarak fiziksel dnyann pek ok ak
talitesinin alglan biimidir. Bu, aktalitelerin karlkl ikinliklerinderi
neet eden ikin yasa doktrinidir.9
Dolaysyla, sonunda, Eflatun'a gre Kap'n, Lucretius'a gre Boluk'un,
Leibnitz'e gre Tanr'nn kozmolojik teoride kendi rollerini oynadklarn an
layabiliriz. Ayrca genel izahatnda Newton, Lucretius'u Boluk ile Leib
nitz'i Tanr'y birbiriyle kesinkes irtibatlar. Zira Newton, Bo uzay, Tan
r'nn "drak Alan" olarak adlandrr. Bylelikle burada, Eflatun, Aristo, Epi
ktir ve Lucretius, Newton ve Leibnitz gibi birbirinden farkl dehalarn hayran
lk uyandran zekalarna tank oluyoruz. Modem kozmoloj iler, buraya kadar
tarttmz bu byk, klasik kozmolojilerin ayrntlandrlm varyasyonlar
dr. Bu kozmolojiler, farkl yasa fikirleri, gerek mnferitler / tekiller arasn
daki farkl iletiim fikirleri ve bu tr bir iletiimin elde edilmesi hasebiyle
farkl araclk temelleri olan fikirler etrafnda dnp dolar. Bu genel pren

9. Bu konuda, Descartes'n hareket konusunda pek ok kip eitliliklerine sahip olan tek bir
mnferit cismani cevher doktrinini mi, yoksa esas itibariyle geniletilmi ilikilerle birbirine
balanan pek ok eidi mnferit cismani cevher doktrinini mi kabul ettiini belirlemenin
son derece zor olmas olduka ilgintir. Descartes'n Felsefenin ilkeleri balkl kitabnn LX.
llkesi'nin Birinci Ksm hari, bu konuda kulland btn ifadeler mulaktr. Burada her cis
mani cevherden mulak olmayan bir ekilde szediyor; bylelikle -en azndan bu noktada- bu
tr cevherlerin okluuna karar vermi durumdadr. Ancak her ne suretle olursa olsun, her
iki yaklam da Descartes' iinden klmaz zorluklara srklyor.
K O Z M O LOJ I LER / 1 5 3

siplerden treyen ama insan hayat iin byk nem arzeden bir dier prob
lem de, eyler / varlklar emasnda insan ruhunun konumu doktrinidir.
Kozmolojik teorinin bu daha hususi problemi, elinizdeki kitabn nceki
ksmnn konusuydu. Bunun insanlk tarihinin seyrseferi zerindeki nemli
etkisi ve sonular, orada resmedilmiti. Ama genel kozmoloji probleminin,
pratik ilgi alannn dnda olduu dnlmemelidir. Deiik dnemlerdeki
insani faaliyetlerin ynelimleri ve ayn dnem iinde ayn ynelim taraftarla
r arasndaki srtmeler, insan kitleleri tarafndan poplerletirilen kozmolo
ji problemi iin retilen geliigzel ve hazr zmlerin sonucudur. Milyonlar
ca insan, Allah'n mutlak iradesinin emri olan ve her bir m'minin zafer ya

da lm ve Cennet'e gitme arzusuyla paylat Yasa'ya youn olarak inanma


nn verdii itkiyle sava meydanlarna kotu. Milyonlarca Budist, Yasa'nn
[''eriat"n] gayr- ahsi ikinliine dayanarak Mslmanlara kar savatlar
ve onlara Buda'nn doktrinlerinin ne olduunu gsterdiler. Keza milyonlarca
insan, Hristiyanln Eflatunculuu nedeniyle bu iki doktrin asndaki uzla
maya gre hayatlarn ekillendirdi.
Son olarak, modem dnemdeki daha doru bir gzlem ve daha ayrntl izah
aray, Hukuk'un hkmranlna tartmasz inanma temeline dayanr. Byle
bir aray dnda, bilim yapma ve gelitirme teebbs, aptalca ve anlamszdr.
2.2.8. Drt Tabiat Yasas doktrininden en sonuncusunu, Konvansiyonel
Yorum Doktrinini, bu blmde tartacaz. Bu doktrin, zgr speklasyonun
Tabiat yorumuna dnt prosedr izaha alr. Biz burada, olgularn
dorudan, ayrntl gzlemden bamsz bir dnce sistemi gelitiriyoruz. Sz
gelii, ayrntl gzlemden bamsz bu tr bir yaklamn, d grn itiba
riyle Eflatun'un Diyaloglar'nn karakteristii olduu gzleniyor. Bunlar, olgu
lardan sabrla karsanan fikirler deildir. Speklasyon ve diyalektik bu dokt
. rine hakimdir. Ayrca dzen tiplerine gsterdii ar:a bu tr tipleri resmeden
hususi entitelerin belirleyici olmad speklatif ilgi nedeniyle matematik,
zellikle de son yllarda gelime kaydetmitir. Ama tabiat, bu gelimelerden
sonra, bu tr matematik yasalar asndan yorumlanmtr. Bu sonucun, -ki bi
zi yakndan ilgilendirir- Tabiat'n Yasalar asndan yaplan yorumun kurba
n olduunu gsterir.
1 5 4 / K O Z M O L OJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

te yandan, bir baka nokta da, bu bak asn destekler. Fiziksel dnya
nn geometrik nitelii hakkndaki yorumumuzda rastlantsal bir seim unsuru
mevcuttur. Matematikiler, kliti metrik geometrinin temsil ettii her bir
blgenin, ayn zamanda, Eliptik metrik geometriyi de, Hiperbolik metrik ge
ometriyi de temsil ettiini ispat etmilerdir. Dahas, eer her bir geometri ti
pinden baladmzda, geri kalan iki tr geometri anlaynn ayn meseleyi
temsil ettiklerini ispat edebiliriz.
Ama baz matematikiler tarafndan bile yapld gibi bu matematiksel
hakikatin, rastlantsal bir "uzlama" (convention) olarak Tabiat Yasalar fik
riyle herhangi bir ilikisi olduu karsamasn yapmak, btnyle yanl bir
kavraytr. nk metrik geometri de ayn konuya uyarlandnda, her bi
rinin mesafe tanmlar olduka farkllk gsterir. Dolaysyla matematikiler,
eer kliti bir metrik geometrinin olduu yerde, baka bir mesafe tanmnn
olduunu, dolaysyla, baka bir ahenk tanmnn bulunduunu ve Eliptik
metrik geometri anlaynn ayn zamanda ayn konuya tatbik edildiini ispat_
etmilerdir. Bir konu iinde f;,rkl ilikiler sistemi vardr; hem de bu yle
sine ilikili bir ilikiler sistemidir ki, birinin mevcut olduu yerde dieri de
mevcuttur. Elbette ki, ayn zamanda, her ne kadar biraz zorlukla da olsa, bu
iki dizi' den herhangi biri asndan bir iliki dizisi'nin (set) tasviri yaplabilir.
Bizim seilmi olgular kmesine dikkatimizi ynlendirebileceimiz ak ger
ekliinin dnda burada "uzlamsal" [conventional belli ilkelere dayana
=

rak gerekletirilmi olan) hibir ey yoktur. Tabii ki burada cevaplandrlma


y bekleyen soru udur: 30 mil yrdk ve yorulduk dediim zaman, hangi ge
ometrik ilikiler dizisine atf yapm oluyoruz? 30 klit mili'ne mi? 30 Eliptik
mil'e mi? Yoksa 30 Hiperbolik mil'e mi? Burada, referans standard, her iki
durumda da ayn olabilir; yani, Washington D.C.'de rahatlkla fiksletirilmi
iki atf iareti arasndaki fasla.
Keza, burada da, bir kez daha, baka bir geometrik belirsizlikle kar kar
yayz: Zira ayn tr geometri zerinden -kliti geometri zerinden diyelim
mesela; ama dier iki geometri anlay da ayn lde geerlidir burada- al
ternatif kliti geometri sistemleri retebilecek, saysz alternatif mesafe ta
nmlar yapabilmemizi salayacak tercih klar mevcuttur. Yine klit ge
KOZM OLOJ I LER / 1 5 5

ometrisi zerinden gidersek, saysz miktarda baka kliti sistemler gelitir


mek mmkndr. Dolaysyla, "bir arkadamz, bizi grmek iin motorla yz
millik bir mesafeyi katedip buraya kadar geldi" dediimiz zaman, arkadam
zn hangi geometrik metrik sistemi kullandn sormamz gerekir. Ve bize
kliti sistemi kullandn sylediinde sorun zlm olmamaktadr. ki
ehir arasnda, bir sistemde katedilen bin millik mesafe, bir baka sistemde iki
bin millik bir mesafe olabilir. Buradan karlacak sonu udur: Her yarg sis
temi, benimseyecei [kendi yaad ortama uygun olabilecek] metrik sistemi
zenle semek durumundadr. Bu sorunun, miller veya kilometreler arasnda
ki farkllkla ya da yalnzca lmlemenin kusurlu olmasyla bir ilgisi yoktur.
Bu, meselenin nemsiz tarafdr.
Alglamadaki kk tutarszlklarn dnda, aslnda hepimizin ayn siste
mi benimsedii apaikar ortadadr. Bu tabiatn bir gereidir; yani, 30 millik
bir mesafe, yrmek iin olduka uzun bir mesafedir. Burada bir "uzlam"
(convention) yoktur. Dolaysyla, Tabiat Yasalarnn uzlamsall sorununu
tartrken, geometriye bavurmaktan vazgeebiliriz.
2.2.9. Bununla birlikte geometri kyaslamas (analojisi), nemli bir arg
man gndeme getirir. Geometrinin, lmlemeye herhangi bir atf yapmak
szn, dolaysyla, mesafe'ye herhangi bir atfta bulunmakszn ve noktalarn
iareti iin saysal koordinatlara bavurmakszn gelitirilebilecei ok iyi bili
nir. Bu ekilde gelitirilen geometri, "metrik olmayan projektif geometri" ola
rak adlandrlr. Ben baka bir almamda o bunu, "apraz-snflandrma bili
mi" olarak nitelendirdim. Aristo'nun bilimi, trlerine, varlk trlerine, alt
varlk trlerine gre snflandrmas, karlkl dlayc bir snflandrma bili
midir. Aristo burada, Eflatun'un, "Ayrm" bilimi nerisini gelitirir.
Projektif [Yanstmac] Geometri, apraz-snflandrma biliminin yalnzca
bir rneidir. Ksmen ak bir tatbikat alan gelitirilmedii iin, ksmen de
bu tr bilimlere gsterilen soyut ilginin matematikilerin byk blnn
ilgisini ekmemesi nedeniyle bu tr baka bilimler gelitirilememitir. Szge-

10. The Axioms of Projecive Geomery, Cambridge Matematik Dizisi, No. 4, Cambridge Uni
versity Press, 1 906. Burada, 1. Ksm, III. Blm'e atf yaplmtr.
1 5 6 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

!ii, benim Principia Mathematica 1 1 isimli kitabmn, "Bir lliki Alan'nn T


mevarmsal Analizi zerine" balkl 93. Blm, bu trden baka bir bilim
nerisidir. Sz konusu kitabmn ikinci cildi, bir btn olarak, genelde bu tr
bir bilimin tekniine ilikin ayrntl bir izahla birlikte, metrik olmayan yar
geometrik bilimlerin gelitirilmesi abasna hasredilmitir. Kitabn geri kalan
ksmlar, say ve nitelik sorununu da ieren daha hususi matematik bilimler
zerine younlar.
Burada Principia Mathematica'ya yaptm bu atf, kendimize, lmleme
lerden neet eden saysal ilikilerin zel bir matematiin gelitirilmesinin ye
gane konusunu tekil ettiini hatrlatmak amacyla yaplmtr. Bu gelime,
.
imdiye kadar, lmlemeden ve saydan bamsz olan genel geometrinin ha
rikulade baarlar hari, matematiin en nemli ksmn oluturmutur.
Buradan varlacak sonu udur: Kendi yasalar, kendi dzenlilikleri, te
oremlerinin kompleksiteleriyle, hepsi de henz yeterince gelimemi sonsuz
sayda btnyle soyut olan bilim vardr. Burada, Tabiatn, prosedrlerinde,
bu trden pek ok bilimi resmettii / gsterdii sonucunu karaktan ken
dimizi alkoyamyoruz. Bakmamz, aratrmamz ve incelememiz gereken d
zenlilik trleri konusunda cahil olduumuz iin tabiatn bu tr tezahrlerini
gremeyecek kadar krz. Bu tr durumlarda, "belirsiz bir hissin tahlilinde
nasl mesafe katedebileceiz?" nosyonuna ihtiya olmadan yeni artlara yk
lenen ainalk duygusunu az ok sezinleyebiliriz.
Dolaysyla, Tabiat Yasalar'nn insan bilincine douu srecinde belli sa
yda "uzlam" [zerinde ittifak edilen ilkeler btn] vardr. Bunlarn dou
dzeni, aslnda medenilemi insanln gelitirmeyi tercih ettii soyut bilim
lere baldr.
Bununla birlikte, bu tr bir "uzlam", "tabiatn btn gereklerinin bizim
atfetmekten holandmz yasalar resmetmesi olarak yorumlanabilir" anla
mna gelebilecek arptmalardan kanmalyz.
2.2. 10. Tabiat Yasalar'nn mmkn eitleri ve trleri konusunda yapt
mz bu tartma, felsefi bir tartmada mutlaka aklda tutulmas nem ta

l 1. Cambridge University Press, 1910.


KOZM OLOJ I LER / 1 5 7

yan farkl ayrma dikkat ekti. Bunlar; (1) btn szl iletiim biimleri
mizden nce gelen, varlndan zevk aldmz dorudan sezgilerimiz, (2) bu
tr szl formllerden diyalektik olarak yaplan karsamalarla birlikte, bu
sezgilerimizin szl ifadesi kon.usunda gelitirdiimiz edebi biimler, (3) me
denilemi bilincin aina olduu mmkn ilikiler ann uramas iin geli
tirilmi, btnyle tmdengelimsel olan bilimler dizisi.
3 numaral balk altndaki bilimler, tecrbeye "ara verme"nin ne demek
olduunun kefine dikkatleri eker; ve ayn zamanda, 2 numaral bala ait
olan szl formlleri sunmaya yardmc olur. Flsefedeki en byk tehlike, tu
tarsz formllerden yaplan diyalektik karmlarn dorudan kazanlan sezgi
leri ak dikkatlerden dlamas gerektii yaklamdr. Oysa soyut bilimler, di
lin tutarszlklarnn yol at kt etkileri ve linguistik tutarl varsayan bir
mantn rettii tehlikeleri dzeltme eilimi gsterirler.
NC BLM

BLiM VE FELSEFE

2 3.1. Bir anlamda, bilim ile felsefe, insan zihninin giritii byk teeb
bsn yalnzca bir ynn tekil eder. Burada, insanl, hayvan haya

tnn genel dzeyinin stne ykseltme grevinde bilim ile felsefenin ibir
lii yapmalar konusu zerinde younlaacam. Bu dk hayvan hayat
dzleminde, estetik sezginin ltlar, teknolojik kazanmlar, sosyolojik r
gtlenme ve tutkuyla birbirine balanma duygusu kendilerini gsterirler.
Blbller, kunduzlar, karnclar, ocuklarn bykleri tarafndan efkatle
beslenmeleri; btn bunlar, hayvanlar alemindeki hayatn bu dzelmede va
roluuna tanklk ederler. Tabii ki, btn bu fonksiyon grme biimleri, in
san hayatnda olaanst, llemez boyutlarda st dzlemlere tanr. n
san hayatnda bu tr eitli fonksiyon grme biimleri, zel durumlara daha
eitli ekilde adapte rnekleri sergilerler; bunlar, daha fazla kompleks ve
birbirleriyle daha fazla i ie gemitir. Hi kukuya mahal brakmayacak e
kilde bunlar, hayvanlar aleminde de vardr; gzlemlerimizle bunu aka g
rebiliriz.
imdiye kadar dorudan sahip olduumuz delillere gre, bu gezegendeki
canl varlklar arasnda, bilim ile felsefe yalnzca insanlara ait bir faaliyettir.
Her iki alan da, genel ilkelerin resmedilmesi olarak mnferit olgularn / ger-
160 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N SERVENLERi

eklerin anlalmas meselesiyle ilgilenir. Bu ilkeler, soyut olarak; olgularsa,


ilkelerin tecessmleri balamnda anlalr.
Szgelii, hayvanlarn, cisimlerin yere dmesine olduka aina olduklar
grlyor. Bu tr olaylarla karlatklarnda bir aknlk yaamazlar ve sklk
la cisimlere yle bir dokunuverirler. Ancak, modern Avrupa biliminin ol
duka erken bir tarihinde, Aristo'yu, maddi cisimlerin yeryznn merkezine
doru kayma eilimi olduu yasasn formle ederken buluyoruz. Bu yasa, el
bette ki, yalnzca Aristo'nun kefi deildi. Btnyle kabul edilmese de, Grek
dncesinde, herkesin bildii bir eydi. Ama bu yasa, Aristo'nun yazlarnda
aka ortaya konmutu; burada daha fazla arkeolojik buluma noktalarna
dalmak, bizim konumuzun dndadr. Bu bilimsel yasa, bize bir hayli eskimi
grnyor, ama bu hi de doru deildir. Bu, hususi olann tesinde bir ey
dir ve niceliksel lmlemeler bunun tam bir aklamasn yapmadan nce yi
ne de kesin bir snrlama gerektirir. Bu yasann daha sonraki tarihinin ve sr
git trl modifikasyonlara uramasnn, bilim ve felsefenin grece ilevleri
zerinde byk klar drdn greceiz.
Ama ilkin, Aristo'nun yasasn inceleyelim: Bu yasa, gemii, 1. . 600 y
lnda yaayan Milet'li Thales'ten gnmze kadar gelen Bat bilim tarihinin
ilk doktrinlerinden biridir. Kabaca konumak gerekirse bu, 25 yzyllk bir ta
rihtir. Elbette ki, [Bat bilim tarihinin] Msr'da, Mezopotamya'da, Hint'te,
in'de [ve slam medeniyetinde] "habercileri" vard. Ancak, eletiriye doy
mu, nceki dnemlerden tevars edilen hurafelerden arndrlm, insan ru
hunun merak duygusunun kkrtt modern bilim, Greklerle birlikte do
mutur; ve bu Grekler arasnda Thales, Bat biliminin, bize kadar bilinen ilk
savunucularndan ve temsilcilerinden biridir.
Bu genel tasvir ve izahatta bilim ile felsefe birbirinden ayrt edilmemiti/r.
Ama "merak duygusu" szc, insanlar srkleyen temel itici gc biraz ba
sitletiriyor. Burada da kullanlan daha geni anlamyla "merak duygusu", tec
rbede ayrt edilen olgularn anlalmasn salayan akln bir eyi arzu etmesi
fiilidir. Bu, plak gerekliklerle yetinmenin, hatta plak rutin alkanlklar
la tatmin olmann reddi anlamna gelir. Bilim ve felsefedeki ilk adm, her ru
tinin, zel tatbikatlarnda bamsz olarak ifade edilme kabiliyeti olan bir il-
B i L i M VE F E L S E F E / 1 6 1

keyi rneklemesi kavranld zaman atlmtr. Medeniyeti, eski korunakl


alanlarndan uzaklatran tedirgin edici bir itici g niteliindeki merak duy
gusu, ilkeleri soyutlama yaparak ifade etme arzusudur. Bu merak duygusunda,
nihayetinde tedirgin ve rahatsz edici acmasz bir yan vardr. Amerikal veya
Fransz ya da ngiliziz; ve gzellikleri ve ekicilikleriyle hayat tarzlarmz ok
seviyoruz. Ancak, merak duygusu, bizi, medeniyeti tarif etme abasna soyun
maya kkrtr; ve ite bu genelletirmede, ksa bir sre sonra, o sevgili Ame
rika'mz, o sevgili Fransa'mz, o sevgili lngiltere'mizi kaybettiimizi fark ede
riz. Bu genelletirme, bizim tutkularmzn u ya da bu hususiliklere kayd ve
younlat bir yerde souk bir tarafszlk biiminde karmzda belirir.
te, Aristo'nun Yerekimi Yasas, bilimde mndemi olan bu soyutlat
rc sreci rnekler. Bu yasa, etrafmzdaki eylerin bir tasnifini yapar. Bir yan
da, aa doru kayma eilimi gsteren ar cisimler vardr; te yandaysa, dn
yann yzeyindeki unsurlar olmasna ramen tabiatlar gerei yukar doru
meyleden alev gibi dier unsurlar vardr. Yukar ynelen eyler, asl yerlerine,
yani gklere doru bir temayl gsterirler. Yldzlar ve gezegenler, tabiatlar
gerei gklerde olan, remeyen ve bozulmayan eylerin bir nc snfn
tekil ederler. Fiziksel tabiatn unsurlarna ilikin bu tasnifte, nitelikleri bak
mndan biricik olan ve yalnzca snflarnn yeleri olan drdnc bir unsur
daha vardr: Kendisine atf yaplarak tm dier varlk trlerinin tanmland
Kfnat'n merkezi olan Yeryz'dr.
Fiziksel tabiatn eitli unsurlarna ilikin bu tasnifinde Aristo, bilim ve
felsefeye, fiziksel tabiatn gereklerinin ilk genel analizini yapma iini ykle
mitir. Aristo'nun tasnifinin, modem ruha olduka uygun bir ekilde, bt
nyle fonksiyon'a atf yaparak ilerlediine dikkatinizi ekerim. Srlarla ve b
yyle dolu, mdahale edilmemi bir dnyada Aristo, anlama abamzn n
ne, grkemli, anlalmas kolay ve ak, tecrbemizin kalc gereklerine da
yanan koordineli bir ema koyar. Kapsama alannn geniliiyle bu analiz, ay
n lde felsefi ve bilimseldir; ve daha sonraki dnemlerde, Hristiyanlk
kurtulu emasnn / arsnn arki.plann oluturmutur. Bunun 18 yzyl
sonra tahttan indirilmesi, Luther ve Roma Kilisesi tarafndan ayn lde red
dedilmitir. Ak, somut gereklere bavuran ve kk farkllklar ynn bir
1 62 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

kenara brakan grkemli bir tmevarmsal genellemenin bir rnei olan Aris
to'nun genel fiziksel evren algs henz alamamtr. nk iindeki her ey
de, gzlem'e bir bavuru ars ve abas vardr; gzlemlenmeyi bekleyen her
gzlem yaplmtr ve snrsz ekillerde tekrarlanma / tatbik imkanlar mev
cuttur. Aristo ve Epikr'le birlikte modern uygarln bilimi, olgunluk ana
ulamtr.
2.3.2. Aristo'nun doktrinlerinde, Eflatun'un kozmolojisinde btnyle
eksik olan kesin bir aklk sz konusudur. Elbette ki, Aristo da, Eflatun da
kendi dnce izgilerini yalnzca kendileri gelitirmi deillerdi. Onlarn ar
kasnda, Thales ve Pisagor'a ve hatta daha tesine giden -drt dnrler
kuann bulunduu bir tarih vard. Ayrca Aristo, yaklak 20 yl Eflatun'un
Akademi'sinde almt; ve fikirlerini, modern dnyann, speklasyonunu
[felsefesini], eletiri geleneini, tmevarmsal ve tmdengelimsel bilimlerini
ve dini kavramlarn ekillendirdii medeniyetini borlu olduu bu aktif ve
speklatif dnrler grubundan almt. Bunlar, Msr'n, Mezopocamya'nn,
Suriye'nin ve deniz-kkenli Grek [Girit] medeniyetlerinin karmak gelenek
lerinin aktarld dar kanallard. Eflatun'un Akademi'sinden ve onun Aristo
cu yan kolundan eitli dnce damarlar domutu; ki, bu dnce damar
lar daha sonralar lskenderiye'deki dnce okullar tarafndan .tabii ve bee
ri modern bilimlerin ilk aamasna dntrlmt.

Ancak, ne yazk ki, dnya artk o eski renkliliini ve canlln yitirmiti:


nk peygamberlerin yerini profesrler almt. Baka bir deyile, Grek d
nce hareketi btn uzanmlaryla dnce alkanlklarna bsbtn nfQz
etmeye balaynca, sezgisel yaratclk ve dinamizm, kar karya kald ele
tiriler dolaysyla snmeye ve solmaya yz tuttu. Ama insanln nndeki b
tn snrlamalarn ve geni evrende insanl sersemleten bu med-cezirlerin or-.
tasnda bilgi, insan hayacn yeniden artlandrd / belirledi ve entelektel ana
liz ltn, bu deeri hayata geirmeyi imkan dahiline girdirmi oldu.
Grek dnrler arasnda Aristo ile Eflatun, bilim ile felsefe arasndaki
ana irtibat resmetmeyi baaran dnrler oldular. Bilimin vurgusu, zel va
kalarn gzlemlenmesi ve fonksiyon grme biimlerine gre, baka bir deyi
le, resmettikleri tabiat yasalarna gre yaplan eylerin snflandrlmasndan
B i L i M VE FELSEFE / 1 63

kaynaklanan tmevarmsal genellemeler zerinedir. Felsefenin vurgusu ise,


evrensel olarak tatbik edilmesi nedeniyle snflandrlamayan genellemeler
dir. Szgelii, Kainat'n yaratc tekamlnde, yani her eyi, hatta her zaman
etkileyen genel geicilikte bile ayn ekilde varlklarn devam ettirirler. Do
laysyla, arln incelenmesinin Aristo'yu drt aamal tasnifini gelitirme
sine yol amas gibi, zaman incelemesi de ayn ekilde dorudan benzer bir
tasnifin gelitirilmesine yol amaz.
Eflatun'un, kendisinin "ayrm" olarak adlandrd bu Aristocu snflandr
ma teebbsnn nemini vurguladna daha nce ksaca deinmitik. Bu
yntemi, belki de, aslnda Eflatun icat etmiti. Bylesi bir eyi yapmas, Efla
tun'un apaikar entelektel derinliiyle olduka uyumlu bir aba olurdu.
Mantk biliminin ilk ak formlasyonunu, Eflatun'un Diyaloglar' nda buluyo
ruz. Ancak, tabii bilimlerin ilerlemesi asndan bakldnda, son kertede, Ef
latun'un ynteminin tatbik edilmesi biraz zordur. Oysa, bilimlerin genel snf
landnnas konusu hayatnn en nemli teebbs olan Aristo, snflarn kar
lkl ilikilerinde mndemi olan kannaklklarn ok ustaca bir analizini
yapmt. Ayrca Aristo, zooloji, fizik ve sosyoloji alanlarnda yaplan doru
dan gzlem ile toplanacak youn materyale de teorik doktrinini tatbik etmi
ti. Gerekten de, btn zel bilimlerimizin, hem tabii bilimlerimizin, hem de
insan ruhunun fiilleriyle ilgili bilimlerimizin izini srdmzde Aristo'ya ka
dar gitmek zorunda olduumuz ortaya kar. Aristo, sonuta, modern Avrupa
bilimini yaratan her bir verili durumun doru analizini yapma abas konu
sunda ilk kkenimizdir. Hayatnn en nemli teebbsnde, felsefi bir sezgi
nin bilimsel bir metoda dntrlmesinin ilk ak rneini grebiliriz.
2.3.3. Felsefi sezgilerden bilimsel yntemlere gei konusu, bu blmn
ana konusudur. Btn bu sezgileri koordine etme teebbs olarak grlen
felsefi bir sistem, zel bilimler asndan nadiren dorudan nemi haizdir.
Kendi fikirlerinin izini geriye doru giderek temel nosyonlarnda arayan bu
trden her bilim, daha yolun yarsndayken birdenbire durur. O zamanki
amalar ve yntemleri asndan daha fazla ileri gitmeye ihtiya duymayan
bu fikirlerin ortasnda bir dinlenme alan bulur kendine. Bu temel fikirler, s
zn ettiimiz dnemin medenilemi dncesinin arkaplann oluturan fel-
1 64 / K O Z M O L OJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

sefi sezginin rn olan bir zelleme abasdr. Bilimde kullanlmalar dn


da bunlar, sradan dilin, tanmlanm bir dorulukla nadiren ifade ettii sez
gilerdir, ama bavurduu mevcut kelimelerde ve ifadelerde kendiliinden var
saylr ve kabul edilirler. Szgelii, "masa", "sandalye", "kaya" gibi kelimeler,
doa bilimini 1 7. yzyldan 19. yzyln sonlarna kadar ynlendiren bilimsel
maddi cisimler nosyonunu varsayarlar.
Bununla birlikte, zel bilimlerin bak asndan bakldnda bile, iddi
alar, tam olarak kavrama gcne sahip olmay amalayan felsefi sistemler hi
de anlamsz deildir. Bunlar, insan ruhunun derin sezgilerini besleme yollar
dr. Bu tr sistemler, hayata ve harekete mesafeli dnceler kazandrrlar. Bu
koordinasyon abalarnn dnda, mesafeli dnceler, dalgn anlarmzda
bizleri sarsar, snmekte olan derin dnme evresini resmeder ve sonra da yo
kolur ve unutulur giderler. Bir sezginin alan, yalnzca ayn lde tmellik
zelliine sahip dier fikirlerle koordinasyonu araclyla tanmlanabilir. Ra
kip felsefi sistemlerin uyumsuzluu bile, dncenin geliebilmesi srecinde
gerekli bir faktrdr. Avrupa dnce tarihi, gnmz de dahil, lmcl bir
yanl-anlama ile maluldr. Bu, Dogmatik Hata olarak adlandrlabilir. Bu ha
ta, gerek dnyada resmedilebilmeleri iin gerek duyulan ilikiler karmakl
asndan doru olarak tanmlanabilecek fikirleri retme kapasitemizin ol
duu inancna dayanr. Aratrarak Kfnat' tasvir edebilir misiniz? Aritmeti
in basit fikirleri hari, grnte yeterince apaikar olan en aina fikirlerimiz
bile, tedavi edilemez bir belirsizlik illetiyle maluldr. Entelektel gelimemi
zi doru anlayabilmemiz, dncelerimizin bu zelliini daima aklmzda tut
mamza baldr. Her sistematik konuda kullanlan fikirler, her bak asnn
perspektifinden aydnlanmay gerektirir. Bu fikirler, belli bir alandaki bak
asnn kendi i tutarl, dier benzer tmelliklere sahip konularn bak a- .
lan ve olabildii lde geni bir alan kapsayan szde felsefi konularn bak
alarndan eletirilmelidir. Avrupa'daki ortaa dnemi boyunca teologlar,
dogmatik kesinlik asndan ba gnahkarlard. Son yzyldan bu yana on
larn bu kt alkanlklar, bilim adamlarna gemi durumda. Bizim grevi
miz, insan zihninin, ainalk kesbedilen fikirleri tedrici olarak tanmlama S
recini iletmeyi nasl baardmz anlamaktr. Bu, nihai bir sonuca ulama
B i L i M VE FELSEFE / 165

zaferini gerekletirmeyen, adm adm ilerleyen bir sretir. Metafizii olutu


ran iyi tanmlanm tmellerin nihai olarak belirlenmesini gerekletireme
yiz. Ama snrl tmelliklere sahip eitli ksmi sistemleri retebiliriz. Byle
bir sistem iindeki fikirlerin uyumluluu ve tutarl, bu dnce emasnda
ki temel fikirlerin alann ve canlln gsterir. te yandan, bir sistem iin
deki sistemin tutarszl ve ksmi aydnlanma biimi olarak her bir sistemin
baars, sezgilerimizin ekillendii vasatlardaki snrllklara kar bizi uyarr.
Bu kefedilmemi snrlar, felsefi aratrmann konulardr.
En iyi fikirlerimizin tabi olduu bu snrllklar doktrini, biraz nce zikre
dilen maddi cisimler nosyonu tarafndan resmedilebilir. Bu nosyonun, geriye
doru izini srebileceimiz dil tarafndan kuatld ok aktr. Bu nosyona,
sonunda 1 7 . yzylda, fizik biliminin amac nedeniyle yeni bir kesinlik kazan
drld. Ayrca yeniden yaplandrlan ve kurulan fizik bilimi, yz yldan bu
yana olaanst bir baar elde etti. Dnceyi de, insanlnn fizksel aktivi
telerini de dntrd. Sonunda insanlk, btn pratik amalar iin gerekli
olan bu temel nosyonu gelitirmeyi baard; ama te yandan, tmellik yoluy
la amasz speklasyonun [felsefenin] temellerini att. Ancak, Galileo ve
Newton tarafndan kullanlabilmesi iin son ekli verilen bu byk fikir, 20.
yzylda, fizik biliminin temel nosyonu olarak kullanlmas asndan bsb
tn kt. Bu fikir, modem bilimde, zel amalara hasredilmi snrl bir fi
kirdir artk.
19. yzyl dogmatizminin bu ekilde kmesi, zel bilimlerin, bilimsel
aratrmann henz hizmetine sunulamayan imajinatif imkanlarla donanm
muhayyilesi gelikin insanlara ihtiya duyduunu gzler nne seren bir uya
rdr. Bu durumla kyaslanabilecek en yakn rnek, pssz bir ormanda, al
lkta ya da adada tabiatn kr bir yan rn olarak alardr ylece yaayan
baz hayvan, bitki ya da mikrop trlerinin tarihinde grlebilir. te o zaman,
artlarn oyunuyla, d dnyaya kaar ve bir medeniyeti dntrr ya da bir
imparatorluu veya bir ktann ormanlarn yakp ykar. Deiik felsefe sistem
lerinde yaayan fikirlerin gc budur ite.
Elbette ki, bilim ile felsefe arasndaki bu etki ve tepkide, biri dierine yar
dm eder. Felsefenin grevi, gerek dnyann somut gereklerinin resmedil-
1 66 / K O Z M O LOJ i K D N CEN iN S E R V E N L E R i

mesi olarak alglanan fikirlerin uyumunu salamaktr. Gerekliin bir btn


olarak gerekliini karakterize eden tmelleri aratrr ve bunun dnda ka
lan her gerek, soyulamayann iine gmlmemelidir. Ancak, soyutlamay bi
lim yapar ve btn gereklii, yalnzca baz temel ynleri asndan anlamak
la iktifa eder. Bilim ile felsefe, birbirlerini karlkl olarak eletirirler ve bir
birlerine imajinatif malzeme sunarlar. Felsefi bir sistem, bilimlerin yaptklar
soyutlamalardan elde edilen somut gerekliin izahn sunmaldr. te yan
dan, bilimler ise, felsefi bir sistemin sunduu somut gereklerde kendi ilkele
rini bulmaldr. Dnce tarihi, bu ortak teebbsteki baarlarn ve baarsz
lklarn llmesinin hikayesidir.
2.3.4. Bilim He felsefeyi birbirine irtibatlayan temel nosyonlara Efla
tun'un katks, sonunda, hayatnn son dnemlerinde gerekletirildii gibi,
her ne kadar dncenin gelimesi iin ayn lde yararl olsa da, Aristo'nun
katklarnn sahip olduu erdemlerden olduka farkl erdemlere sahiptir. Bu,
Theaetetus, Sophist, Timaeus ve Yasalar'n beinci ve onuncu kitaplar birlikte
okunduunda ve ardndan da Symposium'a yeniden bakldnda grlebilir.
Eflatun, hibir zaman btnyle kendi-kendine yeter bir dnr deildir; ve
dnceleri, nadiren ak ve mphemlikten uzaktr. Eflatun, glkleri hisse
der ve kafa karklklarn ifade eder. Aristo'nun snflandrmas konusunda
hi kimsenin kafas karmaz; ama Eflatun, sanki kendi derin nf1z ve vuku
fiyetiyle sersemlemi bir insan gibi paral bir sistemin ortasnda ilerler.
Buradan birka nemli ana doktrin ortaya kar; ve bu doktrinler, en ge
ni anlamyla bilim iin paha biilmez deere sahiptir. Bu doktrinlerin bir ko
ordinasyon srecinden sonra bir sisteme dnmesine gelince . . . Eflatun bu
konuda dogmatik deildir ve yalnzca "en muhtemel hikaye"yi anlatr. Ger
ekten de, Eflatun yedinci Mektup'unda, 12 nihai bir sistemin szl olarak ifa
de edilebilecei fikrini knar. Daha sonraki dncesi, yedi ana fikrin i-ie
gemesiyle oluan bir halka erevesinde geliir. Bu yedi ana fikir, dealar, Fi
ziksel Elementler, Psie / Ruh, Eros, Harmani, Matematiksel llikiler ve Kap
doktrini'dir. Bu fikirler, bizim iin imdi de, eski medeniyet tipinin yokolma-

12. Kr.: 341. C.


B i L i M VE FELSEFE / 1 6 7

ya yz tuttuu bir zamanda, modem dnyann afann att zamanlardaki


kadar nemlidir. Atinallar, kendi bak alarndan Socrares'i knarlarken
haklydlar. Grek ve Sami dncelerinin karlamas ve bulumasndan son
ra, eski hayat dzeni yok olmaya mahkumdu. Bylelikle Bat uygarl, ak
la kavuturulmu, insantletirilmi ve ahlakiletirilmi yeni bir entelektali
te kazand.
dealardan szederken Eflatun, herhangi bir seimin, mterek temsile ya
uygun olmas, ya da uygun olmamas gerektiini syler. Eflatun'un da dikkat
ektii gibi buradan karlacak sonu udur: Uygunluk ve uygunsuzluklarn
belirlenmesi, tutarl bir dnce iin ve fikirlerin zamansal olarak gerekle
tirilebilmesi iin bir tiyatro alan gibi ilev grmesinde dnyann anlalmas
abasnda kilit nemi haizdir. Aristocu Mantk, bu genel fikirden tretilen
yalnzca hususi bir mantktr.
Eflatun, daha sonra, fikirlerin yaratc bir ekilde gelimesinde yeterlilik
kazanmasna araclk eden "arac" (agency) meselesine geer. Onlar soyut
olarak alglarken, fikirlerin duraan (statik), donmu ve cansz olduunu g
rr. Fikirler, canl bir zekann dinamik abalaryla "hayat ve hareket" kazanr
lar. "Bak fikirlere sabitlenmi" bylesi bir "canl zeka", Eflatun'un Psie ola
rak adlandrd, bizim "ruh" olarak evirebileceimiz eydi. Bununla birlikte,
yine de, Hristiyanlk yzyliarnn neden olduu bu ngilizce kelimenin ka
zand eitli anlamlara kar dikkatli olmalyz. Eflatun, bu temel Ruh'u, fi
kirleri aktif olarak kavray, btn Kfnat'n varolu srecini tarafsz bir e
kilde belirleyen temel bir "aktr" olarak anlar ve alglar. Bu, dnyann sergi
ledii dzenlilik derecesinin kendisine bal olduu stn Zanaatkar'dr. Ef
latun'un kendi fikirlerini aklama gc bulduu bu "Ruh"ta bir kusursuzluk
mevcuttur. Ayrca insan ruhu gibi, eitli derecelerde sonlu ruhlar vardr; bu
ruhlarn hepsi, fikirlerin doasnda mndemi olarak varolan ikna edilicilik
leri nedeniyle, tabiatn artlandrlmasnda / ekillendirilmesinde kendi rolle
rini oynarlar.
Bununla birlikte, salt bilgi fikri, yani salt anlama fikri, Eflatun'un dn
cesine olduka yabancdr. nk profesrler a henz gelmemitir. Efla
tun'un grne gre, fikirlerin gelitirilmesi, tabiatlar gerei, ayn anda hem
1 68 / K O Z M OLOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

anlk coku ve haz, hem de eyleme dnen bir arzu / itiha olan sbjektif his
fiili anlamna gelen "i / deruni mayalanma"yla irtibatldr. Bu, fikirlerin ge
litirilmesi abasndan neet eden yaratc fonksiyonunun verdii zevki, ruh
fikrinin iine ycelterek nakleden Eflatun'un Eros fikridir. Eros kelimesi
"Sevgi" demektir; ve Eflatun, Symposium'unda, ideal mkemmellie doru gi
den nihai arzu kavrayn tedrici olarak izah eder. Eflatun'un, Hidde t olarak
adlandrlabilecek, kusurlu gerekletiriminde korkularn arkasnda pusuya
yatan, ilave bir diyalog yazmasnn gerektii ok aktr.
Her ne kadar, Eflatun bu kayp Diyalog'u yazmay ihmal etmise de, Tabi
at'taki karkl ve dzensizlii gz ard etmemiti. Eflatun, stn Zanaat
kar'na Kadir-i Mutlak zellii atfetmeyi aka reddeder. Fikirlerin gelitiril
mesinin etkisi her zaman kalcdr ve yalnzca mmkn olduu lde byle
bir dzen retebilirler. Bununla birlikte Eflatun, bu konudaki fikrinde sebat
etmez; ve sanki stn Zanaatkar, dnyay kendi iradesine gre dzenliyormu
gibi yazar, zaman zaman.
Zaman zaman kazanlan, zaman zamansa yitirilen bu mkemmellik fikri,
Eflatun'un zamanndaki Grek dncesinin byk lde yaad baka bir
problemi daha gn na karr. Bu problem, pek ok ekil alabilir. Gzel
lii oluturan ey, bir mziksel melodinin gzellii mi, bir ant heykelin gzel
lii mi, yoksa Parthenon [Atina'da 1. . 4. yzylda Akropolis'te ina edilen
Byk Tapnak] gibi bir binann gzellii midir? Ayrca davrann hakll
eklinde zetlenebilecek baka bir gzellik formu daha vardr. Muhtemelen
bu naif form'da, soru'nun bir cevab yoktur; nk "yi", kendisinden daha
fazla sonlu olan eyler asndan tahlil edilemeyecek nihai bir hususiyettir.
Ama burada, Grek dncesinin, cevab konusunda hemfikir olduklar ben
zer bir soru daha sorulabilir: Hangi tr eylere bu kavram tatbik edilebilir; ve
zellikle de, hangi tr artlar, bunlarn hatrlanmas iin gerekli artlardr?
Greklerin bu iki soruya verdikleri cevap yleydi: Gzellik, karma eyler'e ait
tir; ve karma eylerin toplamndan (kompozisyonundan) oluan dzen, pek
ok bileeninin bir anlamda uygun oranlarda elde edilmesi halinde gzeldir.
te bu, Greklerin Harmoni / Uyum doktrinleridir; ve ne Eflatun ne de Aris
to, bu konuda yalpa yapmtr.
B i L i M VE FELSEFE / 1 69

Harmoni konusunda Grekler, dnce tarihinin dnm noktalarndan bi


ri olan bir keif yapmlard: Geometride ve saysal lmlemelerin orantla
rnda grld gibi, kesin matematiksel ilikiler, eitli olaanst gzel
kompozisyon rneklerinde hayata geirilmitir. Szgelii, Archytas, "dier
artlar da eit olduunda, yaygn alglarda alnan bir nota, algnn boyutu
na bal olarak alnr; ve daha fazla notann enfes bir ekilde kompoze edil
mesi, alglarn boyutlaryla orantl olan belli baz basit yasalara tekabl eder"
eklinde zetlenebilecek bir keifte bulunmutu. Ayrca Grekler, mimarinin
gzelliinin, eitli boyutlardaki uygun orantlarn korunmasna bal olduu
nu aratrm ve bulmulard. Dnyadaki niteliksel unsurlarn matematiksel
ilikilere bal olduunu ortaya koyan bu keif, hakikaten ok nemli bir ke
ifti. Bu kefi mmkn klan bilgiler, binlerce yl sresince ve tedrici olarak bi
riktirilmiti. Erken dnem Babilliler, mevsimlerin niteliksel olarak birbirini iz
ledii gereinin snrl saydaki gnlerin geip gitmesine bal olduunu bili
yorlard. Aslnda Babilliler, olduka gvenilir takvimler icat etmilerdi. An
cak, niteliksel gerein geometrik ve niceliksel kompozisyonla birlikte i ie
getii yasasn, harikulade bir genelle/tir/me gcne sahip olan Grekler cam
olarak kavramlard. Greklerin hayranlk duyulacak bir dehalar vard.
Eflatun yle bir sonuca varmt: Tabii dnyann, zellikle de fiziksel ele
mentlerin anlalmasnn anahtar, matematiksel aratrmayd. Eflatun'un
Akademi'sindeki aratrmalarn nemli bir ksmnn matematie hasredildii
ne inanmak iin inandrc gerekeler mevcuttur. Batlamyus ve Hipparchus
gibi astronomlar, sona eren bir sonraki kuan ve hatta daha sonraki iki yz
yln matematikileri, Eflatun'un ortaya koyduu . rnekler ve gelitirdii
doktrinler tarafndan ekillendirilen sistematik gelenein rndr. Tabii ki,
Eflatun da, Pisagorcu matematik geleneini tevars etmiti.
Dolaysyla, Eflatun ve Aristo'yla birlikte yepyeni bir dnem balar. Bilim,
mantksal aklk ve matematiksel berraklk kazanr. Aristo, canl-cansz tr
lerin bilimsel olarak tasnif edilmesinin ne denli nemli olduunu gstermi
ti. Eflatun'sa, uygulamal matematiin gelecekte alaca ekli ve alan tahmin
etmi ve belirlemiti. Ne yazk ki, daha sonralar, Eflatun'un doktrinlerinin
gelitirilmesi, byk lde, dini mistiklerin, edebiyat alimlerinin ve edebiyat
1 70 / K O Z M O L OJ i K D N C E N i N SERVENLERi

sanatlarnn ellerinde kald. Matematiki Eflatun, uzun sren bir fasla do


laysyla, vazh / anlalr Eflatuncu gelenekten uzaklatrld.
Harmani ve Matematiksel tlikiler nosyonu, daha genel bir felsefi konsep
tin, yani kesret'in ok katmanlln vahdet'in birliine / btnlne d
ntren mevcudatn genel olarak i-ie gemilii / irtibatll konseptinin
yalnzca hususi bir rneidir. Kfnat'tan, Tabiat'tan ve Sre olarak evirebi
leceimiz eyden bahsederken, tekil olarak szederiz. Her eyi kuatan / ihata
eden bir hakikat vardr; bu, Tek bir Kfnat'n gelien tarihi'dir. Btn varo
lularn kayna olan ve zn irtibatllk korunayla birlikte sre'in olu
turduu bu dnya mecmuas, Eflatun'un adlandrmasyla, bir Kap'tr. Efla
tun'un burada ne demek istediini anlama abamzda, Kap'n mphem ve zor
bir kavram olduunu ve z itibariyle btn form'lardan yoksun olduunu
sylediini mutlaka hatrlamalyz. Kap, matematiksel ilikileriyle birlikte,
kesinlikle, sradan bir geometrik mekan deildir. Eflatun, Kap', "btn olu
larn bakc-annesi" olarak adlandrr. Aktr ki, Eflatun, o (Kap) olmakszn
Tabiata dair yaptmz tahlilin kusurlu olaca gerekli bir nosyon olarak g
rr bunu.
Eflatun'un sezgilerini gz ard etmek tehlikelidir: Eflatun, bu konuyla ilgi
li cmlelerini kurarken, ona atf yapan ifadeleri zenle deitirir ve syledik
lerinin en soyut dzlemde anlalmas gerektiini ima eder. Kap, vuku bulan
her ey zerinde ortak bir iliki empoze eder ama bu ilikinin ne ve nasl ola
can kesinlikle empoze etmez. Bunun, elbette ki Galileo'nun ve Newton'n
"madde"si olmayan Aristo'nun "madde" nosyonundan bir bakma ok daha
derinlikli bir nosyon olduu anlalyor. Eflatun'un Kap', btn hususi tarih
sel gerekliklerden soyutlanan, iinde ve onun vastasyla tarihin aknn ce
reyan ettii zorunlu bir "mecmua" (toplam) olarak grlebilir. Burada, u an
da fizik biliminin, Eflatun'un lmnden sonraki hibir dnemde grlmedi
i kadar Eflatun'un Kap teorisine yakn olmas nedeniyle bu konu zerinde bi
raz ayrntl olarak durdum. inde vuku bulan olaylara tatbik edilen hususi
matematiksel formllerden soyutlanarak kavranan modern matematiksel fizi
in uzay-zaman kavram, handiyse Eflatun'un Kap doktrininin aynsdr. Ma
tematiksel fizikilerin, bu formllerin tam olarak ne olduu konusunda son
B i L i M VE FELSEFE / 1 7 1

. derece belirsizlik iinde olduklar ve yan sra bu tr formllerin yalnzca uzay


zaman nosyonundan kaynaklanabileceine inanp inanmama bahsinde kafa
larnn bir hayli kark olduu hatrlatlmaldr. Dolaysyla, Eflatun'un son
noktay koyduu gibi, bizatihi uzay-mekan'n kendisi, btn formlarn bo bir
Kap'dr.
2.3.5. nceki blmde yaptmz gzden geirme abamzda, Aristo'nun
hayatndaki olaanst almalarndan seilen tek bir konuyu, rastlantsal
olarak belirlediimiz tek bir genelletirmeyi ne kardk. Aristo, ayn anda
hem bir bilim adam, hem bir filozof, hem bir edebiyat eletirmeni, hem de si
yaset teorisi aratrmacsyd.
Modem bilim felsefesi tarafndan da srarla vurgulanan, btn artlar tat
min edici bir ekilde izah eden bilimsel tmevarmn mkemmel bir rnei
olduu iin grlebilir evreni oluturan eylerin bu hususi tasnifi konusu ze
rinde zellikle durduk. Bu, gzlemlenebilir gereklerden (olgulardan) yola
klarak yaplan bir genelletirmeydi ve tekrarlanan bir gzlemle donlanabi
lirdi. Hkmran olduu zaman diliminde -ki bu zaman dilimi 18 asr srm
t-, son derece faydalyd. Ama imdi artk ldr, ta gibi kaskat kesilmi bir
ldr ve yalnzca arkeolojik bir merakn konusudur. Bu, kesin bilimsel ama
cyla ilikilendirilerek incelendii zaman, btn bilimsel genelle/tir/melerin
kar karya kald kaderdir. Sonunda, uzun sren hkmranlnn sonlar
na doru, kullanlln yitirdi ve engelleyici bir "arac"ya dnt.
Burada gzden geirdiimiz Eflatuncu fikirler kmesi, Aristocu fikirler di
zisinin sahip olduu erdemlerden hi birine sahip deildi. Deildi; nk on
lar yalnzca felsefiydi, szcn dar anlamyla, bilimsel deildi. Ayrntl gz
lemler nermiyordu. Aslnda Eflatun, dikkatleri, zel gereklerin gzlemlen
mesinden uzaklatrmakla sulanagelmitir srekli olarak. Siyaset teorisi, zel
likle de hukuk sz konusu olduunda, bu sulama kesinlikle doru deildir; ve
bu sulama, onun edebi parlaklyla orantl olarak Eflatun'un Diyawg/ar'na
younlama alkanlndan kaynaklanan bir sulamadr. Ancak, bu iddia, fi
zik bilimi sz konusu olduunda kesinlikle dorudur. Ama Eflatun'un baka
bir mesaj vard: Aristo'nun "gzlemle!", "tasnif et!" dedii yerde, Eflatun'un
retisinin temeli, matematiksel aratrmann nemine yapt vurguydu. El-
1 72 / K O Z M O L OJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

bette ki, bu iki byk dnr de, gzlem yapmaktan kanmaya ya da mate
matiksel aratrmann kullanllln inkar etmeye kalkacak kadar aptal
deildi. Muhtemelen Aristo, yaad ada, matematiksel bilginin, fiziksel
bilginin amalar kadar istendiini dnmt. Daha fazla ilerleme, derin so
yutlamalar konusunda hibir pratik yarar olmayan merak duygusunu kkrt
maya yarayabilir diye inanyordu.
Matematiksel ilikiler hakkndaki bilginin, Tabiat'ta gzlenen iirti
batlln srlarn zebilecek bir anahtar olduunun ispatlanmas kaygs,
Eflatun'un kozmoloj ik speklasyonunun gerisinde yatan derin inant. Bir
pasajda, saysal oran/t/lar olarak orant doktrininin ifadeye muktedir ola
mayan baarsz aratrmalarda bulunan kiilerin kara cehaletlerini kna
mtr. Uyum'un tabiatnn esasl bir ekilde izah edilme ansnn aptalca
bir ekilde kaybedildiini aka hisseder. Eflatun'un tabiatn ak / gidia
t konusundaki speklasyonu, baz matematiksel inalarn [formllerin] fa.
razi olarak tatbik edilmesi fikrine dayanr. imdiye dek, tabii ki hatrlaya
bildiim kadaryla, Eflatun, her konuda, makul atlar yapt, ama hedefe isa
bet ettiremedi.
Her ne kadar Timaeus, olduka etkili olsa da, yine de, kendi dnemlerin
den sonraki yaklak 18 asr sresinde, Aristo'nun doru, Eflatun'un yanl ol
duunu gsterdi. Baz matematiksel formller, bilimsel fikirlerle i ie gemi
ti; ama Aristo, yaad zamanlarda, eserlerindeki son yenilemelerin dnda;
hibir ey Aristo'ya bu kadar olaanst bir ekilde aina gelmeyecekti. Aktif
bilim adamlarnn kozmolojik emalar, gerekte, Aristo'ya aitti. Bununla bir
likte, Eflatun'un kehaneti de, felsefenin bir dier nemli fonksiyonunu gzler
nne serer: Tabii glerin etkileimi hakkndaki gelimemizden / kaba anla
ymzdan uzak konulara ilgi duymaya kkrtr bizi. Gelecein bilimi, henz
tabiatta gzlenememi varsayma dayal ilikilerin karmakln izah eden
ncekilerin yaklamlar zerinde katedilecek hazr ilerlemeye baldr. Efla
tun'un matematiksel "speklasyon"larna, ltalyan Rnesans'nn edebi gele
neini takip eden ilim adamlarnn pr mistisizmi olarak yaklalagelinmitir.
Oysa hakikatte bunlar, srlar dnyasn kefetmeye alan akln geleceini
besleyen bir dehann rnleridir.
B i L i M VE F E L S E F E / 1 7 3

Grekler, Msrllar, Araplar, Museviler v e Mezopotamyallar, matematik


bilimini, Eflatun'un en vahi dlerinin bile ok tesine tam ve ilerletmi
lerdi. Ben, ahsen, hibir Hristiyan'n matematik bilimine, Rnesans'ta bili
nn canlanmasndan nceki dnemde hibir orijinal katk yapmadnn
doru olduuna inanyorum. Gebert olarak bilinen ve 1. S. 1000 yllar civa
rnda hkmran olan Papa 11. Silvester, matematik almt. Ama matema
tie hibir katkda bulunmamt. Roger Bacon, matematiin nemini beyan
etmi ve ada matematikilerin isimlerini saymt. 14. ve 15. yzyllarda
Oxford niversitesi, matematii kutsamt adeta. Ama ortaa Avrupalla
rndan hi biri, matematii ilerletecek katklar yapamad. Tek bir istisna ola
rak, 1 3 . yzyln balarndan itibaren parlayan Pisa'l Leonardo'nun ismi mut
laka zikredilmelidir. Pisa'l Leonardo, erken tarihinin, Helenistik Greklerle
Ortadoulularn kltrel olarak birlemelerini resmeden bilimde bir ilerleme
kaydeden ilk Hristiyan'd. Ancak, bu incelemenin de gsterdii gibi, 16. yz
yl matematii, btnyle Hristiyan olmayan kaynaklara dayanyordu. Hris
tiyanlar, matematikilerle bycleri e tutuyor ve birbirine kartryorlard.
Papa, bu gerei grmezden gelememiti. [O yzden tpk bycler gibi cad
kazanlarna doldurularak yaklyorlard.-YK] Bat uygarlnn bu dnemleri
nin ve okullarnn bu acayip snrlamalarn ve snrllklarn resmetmek iin
bundan daha iyi bir rnek veremeyiz. Bu gerek, Eflatun'un Hristiyan dn
cesi zerindeki belirleyici etkisine yakndan bakldnda daha da artc bir
grnm arzediyor.
Ancak, Harmoni ile Matematiksel llikileri i-ie gemi gren Eflatuncu
doktrin, muzaffer bir ekilde hakl kt. Niteliksel hkmlere dayanan Aris
tocu tasnif, matematiksel formllerin tantlmasnn dnda, olduka snrl
_ bir ekilde tatbik edilmitir. Gerekten de, Aristo Mant, matematiksel nos
yonlar ihmal etmesi hasebiyle, bilimin gelimesine faydal olduu kadar za
rarl da olmutur. u sorular sormaktan asla kanamayz: Ne kadar? Hangi
oranlarda? Dier eylerle ne tr bir dzenleme rntsyle?
Kimyasal oranlarn kesin yasalar, btn meseleyi kendiliinden ortaya
koymaya yetiyor: C02, eer size yalnzca ba ars veriyorsa, o halde co sizi
ldrebilir. Ayrca C02, atmosferdeki oksijen'in suya dnmesi iin gerekli
1 74 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R !

olan bir elementtir; ama ok fazlas da, ok az da zararldr. Arsenik, farkl


artlarda kullanlma oranlarna bal olarak, sizi sala da kavuturabilir, l
me de gtrebilir. Ayrca, sala kavuturucu oranlarda C02 serbest oksijen
alndnda, bu orantsal karbon ve oksijen niceliklerinin yeniden dzenlene
rek karbon monoksite ve serbest oksijene dntrlmesi, zehir bir karm el
de edilmesiyle sonulanacaktr. Ekonomi-politikte, Bastrlan Geri Dner Ya
sas, sermayenin dozunun maksimum retkenlik iin artlarnn neler olduu
na iaret eder. Aslnda burada, "ne kadar?" ve "hangi rnt artlar?" gibi so
rularn sorulmasna gerek yoktur. Aristo Mant, matematiin koruyuculuu
nun dnda, yanllklarn retken bir dlyatadr. nk Aristo Mant,
yalnzca, yksek soyutlamalarn ifade edilmesinde benimsenebilecek orantsal
formlarla ilgilenir; ki bu soyutlamalar, genellikle, varsaylan arkaplann gzar
d edildii yerlerdeki konumalarda karlalan soyutlamalardr.
Fakat, eer en azndan matematikten kastedilen, imdiye kadar gelitirilen
matematik ise, matematie yaplan atflarn, bavurularn bile olduka dar bir
erevede gerekletii ok aktr. Genel matematik bilimi, hususi ilikiler
den ve hususi irtibat biimlerinden soyutlanarak, irtibatllk rntsnn
aratrlmasyla ilgilenir. Nicelik ve say nosyonlar, yalnzca, matematiin
ok zel branlarnda dominant temalardr. Burada dikkat ekilmesi gereken
gerek nokta, eylerin birbirleriyle zorunlu olarak irtibatl olduklar gerei
nin kolayca atlanamayaca gereidir. Bu, kainat'a nfuz ve etki eden ve ey
leri btnl iinde kavramay mmkn klan, sanki vuku bulan her eyi bir
Kap'ta birletiren, derinlikli izafiyet teorisidir.
Greklerin Kompozisyon ve Harmoni doktrini, dncenin ilerlemesiyle
birlikte hakl kmtr. Yine de, Greklerin canl hayal gleri, Kainat'taki
her bir faktr, mstakil mnferitliiyle [btn'den ayrp paralayarak] yer
letirmeye ok msaitti: Szgelii, Eflatun'un erken dnemindeki dncesi
ne hakim olan fikirlerin kendi-kendine yeter bir alana sahip olmalar ve yi
ne bunlarn beklenmedik ekilde ge dnemindeki Diyalog/ar'na girmi ol
mas gibi. Ancak, bu ar mnferitletirme [individualization blme, ayr
=

ma) abas nedeniyle Grekleri sulamamalyz. nk btn diller, ayn ha


talar[n yapldn)a tanktr. Sanki her mnferit ey, gerekte, kendi tabi-
BI L I M VE FELSEFE / 1 75

atnda mndemi gerekli faktr olan bir evreden ayr olarak, u geip giden
bir an bile varolabilirmi gibi, biz, alkanlklarmz dolaysyla, talardan, ge
zegenlerden ve hayvanlardan szeder dururuz. Bu tr bir soyutlama [ayrt et
me / tasnif ve tefrik], dnce iin zorunludur ve sistematik "evre"nin ihti
ya duyduu bir arkaplan varsaylabilir. Bu doru. Ancak, ortaya kan sonu
udur: eylerin nihai tabiatlarn tam olarak kavrama gcmzn ve dolay
syla, bu tr soyut ifadelerde varsaylan arkaplanlarn olmad bir yerde b
tn bilimler, tutarsz arkaplanlarn varln varsayan eitli varsaymlar bir
araya getirebilen bu kt alkanlktan ok zarar grr. Hibfr bilim, bizzat
bu bilimin kendisinin rtk bir ekilde varsayd bilinalt metafiziinden
daha gvende deildir. Mnferit ey, kanlmaz olarak, iinde bulunduu ve
varolduu "evre"sinin bir modifikasyonudur; dolaysyla, evresinden kopa
rlarak / kopuk bir ekilde anlalamaz. Baz metafizik atflar dndaki btn
akl yrtmeler, tehlikelidir.
2.3.6. Dolaysyla, Bilimin Kesinlikleri, yalnzca bir yanlsamadr. Bunlar,
kefedilmemi snrllklarla epeevre kuatlmtr. Bilimsel doktrinlerle me
gul olu biimimiz, bizim dnemimizin kaynam metafizik kavramlar tarafn
dan kontrol edilir. Bu durumda bile, srekli olarak beklenti yanllklarnn
iine srkleniriz. Ayrca, yeni bir gzlemsel tecrbe biimi elde edilir edil
mez, btn eski doktrinler, tutarszlklar sisinde unufak olur, kaybolur gider.
Terimin genel anlamnda bilimin kendisi demek olan bizim "koordinas
yon" sonrasnda ulatmz bilgimiz, iki tecrbe dzeninin bulumasyla te
ekkl eder. Birinci dzen, zel gzlemlerin dorudan, hemen ayrt edilmesiy
le oluur. Dier dzen ise, genel olarak Kainat' alglama biimimiz tarafndan
oluturulur. Bu iki dzen, srasyla, Gzlemlenebilir Dzen ve Kavramsal D
zen olarak adlandrlacaktr. Burada hatrlatlmas gereken ilk nokta, gzlem
lenebilir dzenin, mtemadiyen kavramsal dzenin sunduu kavramlar a
sndan yorumlanddr. Hangi dzenin ncelikli olduu sorunu, bu tartma
asndan akademik bir sorundur. Ayrt ettiimiz eylerin trleri demek olan
gzlemlenebilir dzeni tevars ederiz. Yine, onlar araclyla olup bitenleri
yorumladmz kabaca fikirler sistemi demek olan kavramsal dzeni de teva
rs ederiz. insann, hatta hayvanlar aleminin tarihinde, bu etkileimin bala-
1 7 6 / K O Z M O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R !

d hibir dneme iaret etmeyiz. Ayrca, yeni gzlemlerin kavramsal dzeni


modifiye ettikleri de dorudur. Ama ayn ekilde, yeni kavramlar, yeni gz
lemlenebilir ayrm imkanlar da sunar.
Dnce tarihi, gzlemlenebilir dzendeki derin zayfl hesaba katmad
mz srece anlalamaz. Gzlemlenebilir ayrm, tarafsz olgular tarafndan
dayatlmaz. Gzlemlenebilir ayrmn bizzat kendisi seer ve eler; geri kalan
ise sbjektif nem dzenine gre yeniden dzenler. Gzlemdeki bu nem d
zeni, aslnda, gereklerin arptlmasdr. Dolaysyla, naslsalar yle olan ger
ekleri, grnen haliyle varolan gereklerden kurtarmak zorundayz. Eleme
ileminde karlatmz gerekleri de kurtarmak zorundayz ve bizzat kendisi
bir gzlemleme olgusu olan sbjektif nem dzenini elemek zorundayz. Me
sela burada, medeniyetin ilk merhalelerindeki gzlemlenmi gerekleri gz
den geirin. Gzlemlenmi gerek uydu: Kemerli kubbesi olan bir Gkyz
ne sahip olan Dnya, dmdzd. Hatta Papa il. Silvester'in adalarna bi
le, muhalifler ve muhalif olmak gibi eyler asla anlalabilir ve kabul edilebi
lir deildi; ve onun muhaliflere olan herkese bilinen inanc ve gveni, say
gn bir Papa'nn saygnlna en kk bir katk getirmeye bile yetmiyordu.
Keza, biz le vaktindeki gkyzn gzel bir gn olarak grrz. Gn
yla donanm bir masmavilik kaplamtr her taraf. Dorudan gzlem olgu
su, n tek kayna olarak gnele plak gkyzdr. Yine, insani hayatla
rnn ilk gnndeki Adem ile Havva mitine bakalm. Gne'in batn ve yl
dzlarn douunu izlemekteydiler: "Ey Tanrm! Yaratn, insann grn
geniletti."
Fazla k, gerekleri hem belirginletirir, hem de belirsizletirir. Gerekle
ri, insann gzlemleyebilmesi iin deitirir. Speklasyonun grevlerinden bi
ri de, gzlemi, yanltc btnlnn snrlarnn tesine gtrme ve bilim
doktrinlerini ise yanltc nihailik havalarnn tesine tama abasn talep
etmesidir.
mdi, ortaa kozmolojisinin, bizim modem yaklam biimimize dn
m tarihini ksaca belirginletirebiliriz. Bu dnmdeki etkili "arac", fizik
sel gzlemden btnyle bamsz olarak yaklak 18 asrlk bir tarihe sahip
tir. Bu, soyut dncenin, yani, matematiin geliiminin tarihidir. Bu geliim
B i L i M VE F E L S E F E / 1 7 7

de itici g olan ilgi, teorik nosyonlarn koordinasyonuna ve bu tr nosyon


larn hakimiyetinden kaynaklanan teorik inalara ilgiydi. Yine de, pek ok
modem filozof ve bilim adam, kendilerine bir yol aabilmi olsalard, Grek
leri, Musevileri ve Mslmanlar bu tr faydasz aratrmalardan, hibir ng
rnn bir tatbikatn hayaletini tahmin edemeyecei pr soyutlamalardan
ayrmalar gerekecekti. Allah'tan ki, atalarna ulaamadlar.
2.3. 7. Newton'c Tabiat Sistemi'nin insanla yapt hizmetler hesap
edilemez. Bu sistem, Eflatun, Aristo ve Epikr'n fikirlerini, dikkate deer sa
yda gzlemlenebilir olguyu izah ede/bile/n tutarl bir dnce emasna d
ntrecek ekilde bir araya toplar. Bylelikle bu sistem, insanlarn Tabiat
zerinde yeni bir hakimiyet kurmalarn mmkn klmtr. Ancak, New
ton'c kozmoloji, sonunda kecekti ve kt.
Bu kn hikayesi, bir yzyldan fazla bir zaman dilimine yaylr. n
k bu dnemin byk bir .ksmnda bilim adamlar, Newton'c fikirlerle
uyumlu olmayan bir dnce ynna dntnn, kendi dncelerine
hakim olduunun ve kendi ifade biimlerini ekillendirdiinin hi de farkn
da deillerdi. Bu hikaye, n dalga teorisiyle balar ve maddenin dalga te
orisiyle sona erer. Ve sonunda bizi, "bu matematiksel dalga-titreim'i zellii
ni gsteren somut gerekler nelerdir?" felsefi sorusuyla ba baa brakr.
Bunun ayrntl hikayesi, bu tartmamzn dnda olan modem fiziin ta
rihidir. Newton'c fiziin altn izen en genel nosyonlarla modem fizik ara
sndaki kontrast anlamamz istenir bizden yalnzca. Newton'c fizik, madde
nin her bir parasnn mstakil mnferitliine baldr. Bu, yalnzca, tek-bi
imli (uniform) uzayn tek mukimi olan Kfnat'ta olabilir. Ayrca, yine buna
gre ta, gemie ya da gelecee hibir atf yaplmakszn doru bir ekilde tas
vir edilebilir. Ve mevcut ann iinde tamamyla oluan bir ey olarak btn
ve uygun bir ekilde idrak edilebilir.
Modem fiziin ilerlemesiyle birlikte para para dalan ve zlen New
ton'c konsept, tam tamna budur. Bu, "basit mekan" ve "harici ilikiler"
doktrinidir. Harici ilikiler konusunda baz gr ayrlklar vard. Bizzat New
ton'n kendisi, bunlar yakn cisimler arasndaki ok ve stres asndan yorum
lama temayl gstermiti. Ancak, Roger Cotes gibi Newton'n yakn takip
1 78 / K O Z M O LOJ i K DN CEN i N S E RVEN L E R !

ileri, buna, belli bir mesafedeki g nosyonunu ilave etmilerdi. Ancak, her
iki alternatif de, btnyle ve tam olarak imdi'deki bir olguydu; yani, ister
yakn isterse uzak olsun, bu iki madde paralar arasndaki harici ilikiler ol
gusu. Buna muhalif dahili ilikiler doktrini, Newton'c trden "harici iliki
ler" varsaymna adapte edilen dil asndan tasvir / tarif edilmesi nedeniyle
arptlmt. yle ki, bu doktrinin, rnein F. H. Bradley gibi savunucular,
bu tuzaa dtler. Nasl ilikiler, iliki kurulanlarn tabiatlarn deitiriyor
sa, ayn ekilde, iliki kurulan eylerin de, belli bir ilikinin tabiatn deitir
dii unutulmamaldr. lliki, evrensel deildir. Bu, iliki kutulan eyler gibi,
ayn somutlua sahip bir olgudur. Sonucun etkisinin ikinlii fikri, bu gere
i ispatlar. Fiziksel ilev gnneler, zihinsel ilev gnneler ve gemi'in imdi
ile somut irtibatlln ifade eden ve ayrca mnferit olarak ayr/k olan fizik
sel gerekliklerin somut kompozisyonunu ifade eden bir tabiat doktrini geli
tirmek zorundayz.
Modern fizik, Basit Mekan doktrinini terk etmitir. Yldzlar, gezegenler,
madde kmeleri, molekller, protonlar, elektronlar, enerji miktarlar olarak
adlandrdmz fiziksel eyler / nesneler, bsbtn genileyen uzay-zaman'da
ki durumlarn srgit deiim halinde olan nesneleri olarak alglanrlar. ey' in
olduu yer olan ortak konuma'da bir odak blge vardr. Ancak, onun etkisi,
sonsuz uzay ve zaman boluunda sonsuz bir hzla kaybolur gider. Elbette ki
bu, tabiidir; ve eyin bizzat kendisi oraya yerletirildii iin deitirilen odk
blge'den szetmek gerekirse bu, belli amalar iin btnyle uygundur. An
cak, bu tr bir dnme biimini daha ileri gtrmek iin younlatmz za
man, zorluklar kendiliinden skn etmeye balyor. nk fizie gre ey,
yapt eydir; ve eyin yapt ey, bu farkllaan / ayrlan etki akmdr. Yine
odak blge, harici akm'dan ayrlamaz. Odak blge, anlk / kendiliinden bir
gerek olarak alglanmay iddetle reddeder. Bu, yalnzca odak blge'deki s
tn hakimiyeti nedeniyle szde harici akm'dan farkllaan ajitasyon durumu
dur. Ayrca, muayyen bir zaman annda bu fiziksel eylerin varoluunu tam
olarak nasl ifade edebileceimiz konusunda tam bir aknlk yaamaktayz.
nk odak blge'nin iinde ya da dnda olan her anlk nokta-olayda, bu
ey'e yklenilen deiim, baka bir noktadaki ey tarafndan gerekletirilen
B i L i M VE FELSEFE / 1 79

mukabil deiimi nceler; ya da onun ardndan vuku bulur. Dolaysyla, bura


da sz konusu olan fiziksel eyin varoluunun tam rneini kavramaya teeb
bs ettiimizde, kendimizi mekann bir parasna ya da zamann bir anna
hasredemeyiz. Fiziksel ey, mekanlarn ve zamanlarn, sz konusu mekanlar
daki ve zamanlardaki artlarn belli bir koordinasyonudur; belli bir genel ku
raln bir rneini resmeden bu koordinasyon, matematiksel ilikiler asndan
ifade edilebilirdir. te tam bu noktada, temel bir Eflatuncu doktrine geri dn
m olmaktayz.
Keza, basit mekan' inkar etmekle, uzay-zaman'n herhangi bir blgesinde
ki sonsuz saydaki fiziksel eylerin bir anlamda st ste getiini itiraf etmek
zprunda kalmaktayz: Dolaysyla, her bir uzay-zaman blgesindeki fiziksel ger
ek, btn Kainat'taki fiziksel entitelerin bu blge iin ne anlam ifade ettii
nin bir kompozisyonudur. Ancak, tam bir varolu, matematiksel formllerin
deil, yalnzca formllerin bir kompozisyonudur. Bu, formlleri resmeden ey
!erin somut bir kompozisyonudur. Burada, niteliksel ve niceliksel elementle
rin i-ie gemesi durumu sz konusudur. Szgelii, canl bir beden, gday
rettii zaman, burada karmza kan gerek, bir matematiksel formln bir
baka matematiksel forml retmesi olamaz. Buradaki gerek, 2 ile 3'n top
lamnn 5 etmesinin, 3 kere 3'n 9 etmesine benzer bir gerek olmas gibi, ya
da 1 1 saysnn 16 saysna eit olmas gibi bir gerek deildir. Bu matematik
_
sel nosyonlardan her biri ispatlanabilir; ama gerek, formllerin ispatladn
dan daha fazlasdr.
2.3.8. Nihai problem, tam gerei kavrayabilmektir. Byle bir kavray,
ancak gerekliin tabiatna dair temel fikirler asndan ekillendirebiliriz.
Burada, felsefenin kucana atlm oluyoruz. Yzyllarca nce Eflatun, gerek
te mndemi olan yedi ana faktr ngrmt: dealar, Fiziksel Elementler,
"Ruh", Eros, Harmani, Matematiksel llikiler ve Kap. Btn felsefi sistemler,
bu bileenlerin i-ie gemiliini ifade etme teebbsleridir. Bizim modem fi
kirlerimizi Eflatun'un arkaik dnceleriyle zdeletirmek, elbette ki, gayr
ilmi bir aba olur. Bize gre, her eyin kendine gre esasl bir fark/ll/ var
dr. Ancak, bu farkllklar arasnda, imdilerde insan dncesi, tabiatn kom
pozisyonundakine benzer unsurlar ifade etme abas ortaya koyuyor. Ancak,
180 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

bu aba, nadiren olup bitenleri ifade edebiliyor; oklukla yanl tasvir ve tarif
ediyor ve yanl ilikiler kuruyor. Ancak, her zaman ayn cezbedici fenerler,
hep olduu yerde kalyor. Sistemler, bilimsel ve felsefi sistemler gelir gider.
Her snrl anlama yntemi, son noktasna kadar gtrlr. Zirve noktasna
ulatnda her sistem, muzafferane bir baar elde eder. D noktasna var
dndaysa, her eyi engelleyici bir krlk ve krleme retir. Anlamada yep
yeni retkenliklere geiler, muhayyilenin zenginlemesi iin gerekli olan sez
gi gcnn yaratc derinlerine bavurularak gerekletirilebilir. Sonunda -
her ne kadar bir son yoksa da- baarlan ey, nmze byk imkanlar ve fr
satlar sunan bakn alannn genilemesidir. Ancak, bu imkanlar ve frsatlar
azalr da, oalr da. Dnmeyen Tabiat'ta "doal seim", "israf"n bir baka
addr. Felsefe, artk son hizmetini gerekletirmelidir. Yalnzca hayvani haz
la snrl kalmayan, onun tesine geebilecek deerlere hassas varlklarn ya
rnn yol aabilecei ykmdan kaabilmek iin, ne denli zor olsa da, idraki
aratrmal, idrak gcne kavumann izini srmelidir.
DRDNC BLM
--Ga"\--

YEN REFORMASYON

2 4. 1 . Bu bln konusu, dikkatleri bir kontrasta ynlendirerek ortaya


konulabilir. U yz yldan bu yanan Luther ve Kalven'den miras kalan

Protestan Hristiyanl'nn -ve Anglikan zm'nn- bizzat onun iinde


yeerdii kurumsal ve dogmatik formlar, adm adm k sinyalleri veriyor.
Protestan Hristiyanl'nn dogmalar artk hkmran deil. Yaad bln
meler kimseyi ilgilendirmiyor. Kurumlar, hayat tarzlarn ynlendirmiyor ar
tk. Szn ettiimiz kontrastn bir yz bu.
teki yz ise yle: nsan hayatnda nf1z edici bir unsur olarak dini ruh,
imdilerde (Nisan 1 93 1 'de), en grkemli zaferlerinden birini elde etti. Hin
distan'da yneticilerle halk arasndaki, trl rklar arasndaki, trl dinler
arasndaki, trl blgeler arasndaki, trl sosyal tabakalar arasndaki yz mil
yonlarca insan yok etme tehdidi sunan iddet ve kargaa yanls gler, en
azndan imdilik, dini inancn verdii gl ahlaki otoriteyle hareket eden ve
harekete geen iki byk insan, Mahatma Gandi ile Hindistan Valisi Lord Ir
win tarafndan durduruldular.
Belki baarsz olacaklar. Ama 2.000 yldan fazla bir sredir, insanln en
bilge kiileri, dini inancn, dnyann dzeninin temeli olduunu ilan etmi-
182 / K O Z M O LOJ i K D N CEN i N S E R V E N L E R i

!erdi. Bu olay, kaba glere ramen, bylesi bir harmoniyi, ancak byle bir
inanla salayabilmenin mmkn olduunu gsterdi. te bu, iddia ediyorum
ki, Pelagius ve Aziz Augustine'in alarndan yedi asr nce Eflatun'un geli
tirdii llahi Ltuf doktrinin apaikar bir rneidir.
Ama iddetin Gandi ile Vali tarafndan dramatik bir ekilde durdurulma
s, Hindistan'daki, lngiltere'deki, Avrupa'daki, Amerika'daki milyonlarca sa
ysz insann verdii etkili cevabn rnyd; ite bu, dini hassasiyetin, yani
ilahi inanca gsterilen balln, insanlarn zihinlerinde ve vicdanlarnda es
ki gcnden daha esasl bir gce sahip olduuna ehadet eder. Bu etkili ce
vapta, ngiliz lmparatorluu'nun ve daha da nemlisi, ok daha uzak bir yer
olmasna ramen Amerika Birleik Devletleri'nin Protestan nfuslarnn, bu
sreci destekleyici kendi rollerini oynamalarnn da katks oldu. u an, tari
hin eyrseferinin, dini saduyudan kaynaklanan serinkanl makuliyetine
bal olarak gelitii ve gerekletii bir zaman diliminde yayoruz. llk zafer
halihazrda kazanlmtr.
k ve dirili kontrast sz konusudur. Neyin ktn, neyin dirildi
ini tahmin edebilmek zorundayz. Benim tezim, yeni bir Refonnasyon'un
hzla gelimekte olduu eklindedir. Bu, yeniden-ekillenmedir; bunun ortaya
knn, olumlu mu yoksa olumsuz mu olduu, byk lde, grece, az sa
yda kiinin ve zellikle de Protestan din adamlarnn liderlerinin eylemleri
ne bal olacaktr.
Ben, ayrntlandrlm inan kimliinin elde edilebileceinin, hatta bu
nun arzulanabilir bir ey olduunun mmkn olduuna inanmyorum. Ama
metafizik ngrde sergilenen vurgu farkllklarndan ve tarihsel olaylara say
g duyan sempatik sezgi farkllklarndan kaynaklanan, kozmolojik tasavvuru
muzun gerektirdii bir tamamlanma / kemal noktas olarak nihai ilahi ikin
lik tema'sn rneklemek iin setiimiz samimi insani tecrbe ve genel tarih
teki mterek unsurlarla ortak bir anlamaya ulamak iin ina eitlilikle
rinin arasnda byle bir kimliin gerekletirilmesi mmkndr. Baka bir de
yile, eitli izah edici formller konusunda bir anlamaya varamasak da, dini
hakikatlerin niteliksel ynleri konusunda ve bunlarn metafizik teoride genel
koordinasyon biimleri konusunda anlaabiliriz.
Y EN i REFORMASYON / 1 83

Bununla birlikte, sorun, bu ksa giri'te akland kadar basit deildir.


nk burada, karmak ve ok ynl bir konuyla kar karyayz. Bu bizim
en derin sezgilerimizi harmonize eden kavray biimleri gelitirmekten olu
ur. Dnce formllerine ve davran biimlerine verdiimiz duygusal cevap
lardan oluur. Amalarmzn yneliminden ve davran deiikliklerimizden
oluur. nsan tecrbesinin her ynne nffiz eder. Dini problemler sz konu
su olduunda, basit zmler sahte zmlerdir. nk btn bu zmler,
geip gidenlerin yle bir bakarak okuyabilmesi iin yazlr. Ama artk o, ya
zann syledii ey deildir.
Zira din, kiisel sezgi gcmzn kainatn nihai srrna dahil olmas ne
deniyle ama ve duygu tepkilerimizle ilgilenir. O yzden, dini problemler sz
konusu olduunda, asla basit zmler postula etmeye kalkmamalyz. Ta
rihin ve saduyunun tankl, sistematik formlasyonlarn, kudretli vurgu,
arnma ve istikrar motorlar olduunu syler bize. Eer derinlikli zmler
arayna girilmemi olsayd, Hristiyanlk, ok daha uzun bir zaman ncesin
den, Levanten ve Avrupal entelektel hareketin abalarnn yan sra, ba
ndan bu yana bir ekilde varln srdren kr hurafeler nedeniyle iinden
kamayaca bir batakla saplanm olacakt. Bu yeni Reformasyon hareke
ti, doru (accurate tutarl) bir teoloji sistemi kurmak iin harekete geiri
=

len Akln bir teebbsdr. Gerekten de, bu rasyonalletirme abasnn or


tadan kaybolduu belli blgelerde din, baarszlk girdabna yakalanarak bi
tap dmtr.
2.4.2. 1 8. ve 19. yzyllarda liberal din adamlarnn ve dindarlarn siste
matik teolojiye yaptklar saldr, btnyle yanl bir anlamadan kaynaklan
yordu. Onlar byle yapmakla, hurafelerin yol at vahi duygulara kar ana
koruna ve sna kaldrp atyorlard. Medenilemi bir din, insanlk tari
hinin byk dnemlerinde son derece etkili olan metafizik sezgiler konusun
da gelitirilen medenilemi rasyonel eletiriden kaynaklanan bu duygularn
tabii olarak olgunlatrlmasn amalar. Tarihe bavurmak, kendi mnferit
varoluumuzdaki ani belirginliklerin tesindeki kazanmlarn zirvesine ula
may talep etmktir. Bu, ayn zamanda, otoriteye bavurmaktr. Akla bavur
mak, btn otoritelerin mutlaka bal olmas gereken evrensel ve fakat bir di-
1 8 4 / K O Z M O LOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

erine kar mnferit olan nihai hkme J karara bavurmaktr. Tarih imdiye
kadar, evet tam olarak imdiye kadar, belli oranda bir yorum sunduu iin
otoriteye sahip olmutur.
Dolaysyla, sistematik dnceye saldr, uygarla ihanettir. Yine de, mo
dern mantalitemizin temellerini atan -rnein John Locke gibi- byk kafalar,
her ne kadar kendi tutumlarn yaslandrmalar gereken temelleri ksmen yan
l anlam olsalar da, geleneksel dogmatik teolojiye souk bakmalarnn bir
gerekesi vard. Bu byk dnrlerin gerek dmanlar, ayn lde ve g
le Teoloji'ye de, Bilim'e de, Metafizik'e de bulaan dogmatik nihailik doktri
niydi. Greklerden gnmze gelinceye kadar rasyonel dncenin metodolo
j isi, bu temel yanl anlama nedeniyle iptal edilmi, hkmsz klnmt. Bu
byk yanllklar, yalnzca dini dnceyle snrl deildir. Her yere, her d
nce sistemine bulamtr. Bunlarn total etkisi, her ada, dogmatik bir ni
hailik duygusu gelitirmek ve yaymak olmutur. Kesinlik vurgusu, son derece
yanl bir yere yaplagelmitir. Ayn ey, dogmatik red ii_n de geerlidir.
Eletirel dncenin balangcndan itibaren, kesin bilgi'nin kuku duydu
u konularla, yalnzca belirsiz grlerin mevcut olduu konular arasnda bir
ayrm yapldn gryoruz. Apaikar bir ekilde gelitirilen bu ayrmn a
fa, modern mantalitenin afadr. Bu, eletiriyi getirmitir. Byle bir nosyo
nu, ncil'in herhangi bir kitabnda (Baplarnda) ya da Yehova'nn zihninde
yahut da O'na inanan ve ibadet edenlerin herhangi birinin zihninde grebil
mek ok zordu/r. Ancak, bu yeni ayrmn ilk etkisi, ne yazk ki, byk bir ta
lihsizlik olmutu. Zira bu ayrm son derece basit ve aptalca bir ayrmd ve ke
sinliin alan da yanl anlalmt. Bu nedenledir ki, mesela Eflatun'u, o iler
lemi yana ramen dini kovuturmalar savunurken ve kendisini de konu
nun ehemmiyetini ve kendi ispatlarnn kesinliini hakllatrmaya alrken
gryoruz.
Sistematik teolojinin geliimine, en derin ve en kalc sezgilerimizin lin
guistik ifadeyle ilikisinin eletirel bir ekilde anlama abasnn elik etmesi
gerektiini ne sryorum. Dil, pratik fiillerin insana verdii heyecana bir
tepki olarak gelitirilmiti. Dil, ne kan olgularla (hakikatlerle) ilgilenir. Bu
olgular, ani amal eyleme yol aan duygusal tepki gryle birlikte, bilincin
Y E N i REFO R M A S YON / 1 85

ayrntl bir ekilde incelenmesi iin ele geirilen olgulardr. Bu ne kan ol


gular, -kaplan'n, el rpmann, imek akmasnn ya da acnn verdii spaz
un tezahr etmesi gibi- deiken olgulardr; duyu organlarmz araclyla
tecrbelerimize giren olgular ve dolaysyla, tecrbenin kkeni olan, verileri
ilgilendiren duyumcu teorinin gelitirilmesi vs.
Ancak, ne kan olgular, aslnda, yapay ve sahte gereklerdir. Yapay ol
duklar iin srekli deiirler, deiim gsterirler. Deitikleri iin de bilinli
bir ayrma girerler ve giderler.
te yandan, bilincin kylarnda meskun ve aslnda tecrbemizi nitelik
lendiren / anlamlandran yaadklarmz iindeki dier unsurlar da vardr. Bu
teki gerekler konusuna girecek olursak . . . Ik saan ey, olgular deil, biza
tihi bizim bilincimizdir. Onlar, her zaman, gvenlikli bir ekilde orada mev
cutturlar, nadiren ayrma tabi tutulurlar ama kanlmazdrlar. Mesela, sani
yenin eyrek miktar kadarlk bir anlk gemiimizden treyen an' gzden ge
irelim. Biz, bu an'la srekli bir sreklilik halinde beraberiz; tpk onun gibi
yiz; etkili tonunu beklemeye koyulmakta ve sunduu verilerden keyif almak
tayz. Ama yine de, onu deitirmekte, amalarn dntrmekte, tonunu de
iime tabi tutmakta verilerini yeni unsurlarla yeniden-koullandrmakta ve
yeniden-ekillendirmekteyiz.
te biz, bu gemii bir perspektife dntrrz; ama yine de bu gemi,
bizim imdi'yi gerekletirme an'mzn temeli olmay srdrr. Ondan farkl
yzdr; ama yine de, mnferit kimliimizi onunla birlikte korur ve srdrrz.
te bu, kiisel kimliin srrdr, gemi'in imdi'de ikinliinin srrdr, gei
kenliin srrdr. Btn bilimlerimiz, btn izahatlarmz, bu treme (deriva
tion) tecrbesinden treyen kavramlar gerektirir. Bu tr sezgiler konusunda
dil, hususiyle yetersizdir. Bizim tahlil ve ifade gcmz, bilincimizle birlikte
yanp snmeye, kmldamaya balar. inde ak ayrmn olduu, tesinde ise
yalnzca karanln hkm srd insan bilincinin kesin bir alan olduu
doru deildir. Tecrbenin unsurlarnn, bilinteki aklkla / berraklkla
orantl olarak nem arzettii de doru deildir.
Tarihe bavurmak, insan tecrbesinin bu karmak zellii nedeniyle
nem kazanr. Keza, metafizik ve teoloji de ayn eyi gerektirir. Zorunlu delil,
1 86 / K O Z M OLOJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R i

belli bir dnemde ak grl birka kiinin (dahinin) abalaryla ulalan


yalnzca dorudan ie-bak ( introspection) fiilleriyle kazanlmaz. Eer, unut
ma seli insann hafzasn silip sprrse, biz, rnein, arpm tablosunu bu
ie-bak yntemiyle yeniden kefedebiliriz. Ama daha fazlasn deil. Dnya
nn her bir anda, insanlarn eylemleri ve duygular, igdleri ve amalar
yorumlamalar, tecrbelerinin faslalar konusun/d/a k tutar. Yaama, eyle-
me ve hissetmenin ne anlama geldiine ilikin yaplan izahlar, adan aa
farkllar. Bu tarihsel delilin ayrm, beeniye, mantksal analize ve tmeva
rmsal ihtimaliyata dayal bir eletiri gerektirir.
Eletirinin bu iki temeli, eletirel ve mantksal eletiri, tarihsel dnemle
rin -birini dieriyle- kyaslama konusunda nihai akl karar'nda bir araya ge
lirler. Her a, eylerin tabiatnn gizli karakteri olarak kendi mesajn depo
lar: Medeniyetler, yalnzca medenilemi insanlar tarafndan anlalabilir. Ve
medeni insanlar, buna malik ve sahiptirler. Medeniyetleri anlama abamz,
tabiatmz ilgilendiren hakikatleri aa karr, ifa eder. Byk dramatik
trajedilerin, izleyicilerin nnde sahneye konulmadan nce, tutkulardan
arnmak amacyla sahnelendii rivayet edilmitir. Tpk bunun gibi, byk ta
rih dnemleri, bir aydnlanma olarak sahnelenir. Bylelikle kendimizi kendi
mize ifa ederler.
2.4.3. Hristiyanlk, ilk brani peygamberlerinden ve tarihilerinden Ba
t teolojisinin Aziz Augustine tarafndan istikrara kavuturulmasna kadar
geen yaklak on iki asrlk dnemde dzensiz olarak yaylan belli tarihi va
kalarn ehemmiyetinin youn olarak aratrlmas zerinde kendisini temel
lendirir. Bu hikaye, peygamberlerin Filistin'inden Eflatun'un Atina'sna ka
dar Dou Akdeniz'in kylarnda gezinir durur. Galilee'de ve Kuds'te zirve
ye kar: Ana ilgileri, Antakya, Efes, Msr, Roma, Konstantinopol ve Afri
ka arasnda yanar sner. Aziz Auguistine, 430 ylnda Hippo'da ld za
man, Avrupal rklarn dini, ana hatlaryla belirginlemiti. Farkl formlar [ve
yorumlar] konusundaki btn kapasitesi, artk bunun iinde mndemiti.
Papalk Kilisesi, ark Kilisesi, Wyclife ve Huss, Luther ve Kalven, Bapisko
pos Cranmer, Jonathan Edwards ve John Wesley, Erasmus, lgnatius Loyola,
Socinian'lar [Socinus'un izinden gidenler: lsa-Mesih'in Tanr olduunu
YEN 1 REFORMASYON / 187

inancn, Teslis'i ve ilk gnah teorisinin reddedenler], George Fox ve Vati


kan Konsili, ayn lde ve eit hakla tarihe bavurabilirlerdi artk. Bu ba
vurudan karlabilecek sonu, seiminize rehberlik eden deer-yarglarnza
ve tutarl bir teoloji nosyonlarnz dikte eden metafiziksel varsaymlarnza
baldr. Daha nceki zaman dilimlerinde Akdeniz'in kylarnda byk ah
siyetlerin ve byk durumlarn etkin bir ekilde yaptklar gibi, tarihe yap
lan bu bavuru, aslnda, eylemlere, dncelere, duygulara ve kurumlara ya
plan bir bavurudur.
Tarihe yaplan bu bavuruda, dardan / sonradan yazlan ncil'lerle ilinti
_
lendirildikleri olaylar arasndaki zaman boluklarn mutlaka hatrlamalyz:
rnein, nciller' de verilen bilgiler ve aktarlan olaylardaki tutarszlklar, bir
dilden baka bir dile yaplan gelenek tercmeleri, pheli pasajlar ... Ayrca,
dorudan tarihsel delile kar gsterilen kaytszlklar; zellikle de, Rabblerini
[sa-Mesih'i] gren havarilerin yanna gelmesi beklenirken Arabistan'da kay
bolan Aziz Pavlus'un hayat hikayesindeki tutarszlklara gsterilen kaytszlk
lar ... Hakknda ktphaneler dolusu kitaplar yazlan bu son noktalar, her
hangi bir modem din reformasyonu teebbsnn her eyden nce, btn bir
dneme yaylan ahlaki ve metafizik sezgiler zerinde younlamas gerektii
eklindeki sorgulanmakszn kabul edilen bu hayati sonuca dikkat ekmek
iin iikrediyorum. Kald ki, bu sonu, modem dncede artk vaka-i adi
ye'den olarak kabul edilen bir sonutur.
Bu geni tarih diliminin literatr konusundaki uzmanlk eksikliimden
kaynaklanan ekingenlik nedeniyle, bugn bile, bu bavurudan karlacak
derslere yeniden bavurmak iin uygun bir yer ve zaman olduunu dnyo
rum. Bu blmde, btnyle genel ilkelerle ilgileneceim. Yeniden-inann
ayrntlar konusunda varacam kiisel sonular, ilmi bir aratrmaya atfedi
lebilecek hibir neme sahip olmayacaktr. Ayrca, tam bir itenlikle konu
mak gerekirse, bu dnemde vuku bulan olaylarn hi birini, baka yerlerde vu
ku bulan benzer olaylardan lek olarak farkl olabilecek bir yere yerletire
mem. Bununla birlikte, dnemin zirve noktalarnn, modern uygarln geli
mesini mmkn klan ahlaki ve entelektel kurumlarn ifadesindeki byk
ilerlemeler olduunu dnyorum.
188 / K O Z MO L OJ i K D N C E N i N S E R V E N L E R !

Bir btn olarak bu dnem, barbarizmle balar ve baarszlkla sona erer.


Baarszlk, barbar unsurlarn ve entelektel kavraytaki eksikliklerin orta
dan kaldrlamamas, ama hem Ortodoks hem de heretik Hristiyan teolojisi
nin eitli fonnlasyonlarndaki zorunlu unsurlara dokunulmadan braklma
s gereinden oluur. Ayrca, bu balamda, daha sonraki Protestan Refonnas
yonu, Katolik teolojiyi hibir ekilde dzeltme yoluna gitmedii iin daha b
yk bir baarszlkt. Belki de Quaker'lar, bunun kk bir istisnasn olutu
rurlar. Ama [Quaker'larn nde gelen temsilcilerinden] George Fox, Lut-

her'in andan sonraki yzylda yaamt. Bu baarszlklar meselesi, Hris


tiyanlk'n trajik tarihidir.
2.4,4, Btn bu dnem boyunca, teolojik dili kullanmak gerekirse, aa
mal bir ilham kayna oluturan zirve olduunu dnyorum: Kafi derece
de ahlaki bir dnce arkaplanna sahip olan birinci ve ikinci evreler, esas iti
bariyle entelekteldi. Din'in itici / srkleyici gcn oluturan orta evre ise,
tekil bir gzellii yetkin bir ekilde ifade edebilmeyi mmkn klacak kadar en
telektel kavraya sahip olan ve esas itibariyle kendisini sezgisel kavray ala
nnda ifade eden bir evredir. Bu evre, bir entelektel keif, ardndan bir r
nekleme abas ve son olarak da metafizik bir yorum olarak i-ie gemitir . .
llk evre, Eflatun'un hayatnn sonlarna doru yaymlad 13 son eseri ta
rafndan teekkl ettirilmitir. Buna gre, dnyadaki ilahi unsur, zor kullan
c bir arac olarak deil, ikna edici bir arac olarak idrak edilir. Bu doktrin,
dinler tarihindeki en byk entelektel keiflerden biri olarak grlmelidir.
Her ne kadar, metafizik teorisinin dier blmyle sistematik olarak koordi
ne etmeyi baaramamsa da, bu doktrin ilk kez Eflatun tarafndan telaffuz
edilmitir. Gerekten de Eflatun, sistematikletirme giriimlerinde her zaman
baarsz olmu, ama metafiziksel sezgi derinlii gstermede ise her zaman ba
arl olmutur. Yani byk bir metafiziki, ama zayf bir sistematik dnrle
kar karyayz.
O zaman da, imdi de hakim olan alternatif doktrin ise, imekler akt
ran zor kullanc nihai g/leri ya pek ok tanrda ya da tek bir Tanr'da g

13. Kr.: The Sophis v e The Timaeus.


Y E N i REFORMASYON / 1 89

rr. stn zorlama gc ve "arac" (agency) olarak bu Tanr doktrininin me


tafizik Yceltilmesi (sblimasyonu) yoluyla bu "g", Kadir-i Mutlak gcyle
btn tremi dnyay tanzim eden stn bir gereklie dntrlmtr.
Eflatun, bu iki farkl idrak arasnda tutarsz bir ekilde gidip gelmitir. Ama
on kertede, yeterince izah etmeksizin, ideallerin dnyada etkin olmasn ve
dzen formlarnn evrilerek gelimesini salayan ikna edici ilahi g doktrini
ni telaffuz eder.
Hristiyanlk dinine gre ikinci evre, dini tarihteki yegane stn andr. H
ristiyanln z, Tanr'nn mahiyetinin bir "kelam" ve dnyadaki "arac"s
olarak lsa-Mesih'in hayatna mracaattan ibarettir. Hristiyanln tarihi ko
nusundaki tarihsel kaytlar, dank, tutarsz ve mulaktr. Bu tarihsel olgunun
en muhtemel hikayesinin en uygun yeniden-inas konusunda bir fikir beyan
etmek benim iin gerekli deildir. Bu kitapta byle bir ey, anlamsz, hibir
kymet-i harbiyesi olmayacak ve btnyle yersiz kaacaktr. Ancak, tarihsel
kaytlardaki unsurlarn, insann tabiatndaki en iyi cevaplar gn na kar
d konusunda hi kuku yoktur. Anne, ocuk ve Yiyecek: Bar, sevgi ve
sempati mesaj vern sradan, yersiz yurtsuz, fedakar bir insan: Bar, sevgi ve
sempati mesajlar ve_ren bir insan: Ac eken, strap eken, hayat aktka ef
kat ve merhamet tleyen, ama nihai bir mitsizlikle kar karya kalan bir
insan: Ve kesin zaferin verdii otoriteyle Btn' gerekletiren bir insan.
Daha fazla derine dalmaya gerek yok artk. Hristiyanln gcnn, Efla
tun'un teori'de ngrd eyin Hristiyanlk'ta tatbikattaki vahyi temelinde
gizli olduundan kuku duyulabilir mi?
nc evre de, yine entelektel bir evredir. Hristiyan teolojisinin teek
kl, temelde skenderiye ve Antakya'daki dnce okullar araclyla bi
rinci dnemde gerekletirilmitir. Bu dnrlerin dnya dncesine yap
tklar katknn orijinallii ve deeri, byk lde gzard edilmitir. Bu, ks
men bu dnrlerin hatasdr. nk bu dnrler, bir zamanlar azizlere
bahedilen inanc yalnzca akladklarn ilan etmekte srarcydlar. Oysa,
kendilerine olduka zel bir formda sunulmasna ramen, gerekte onlar, te
mel metafizik bir problemin zmnden sonra kem km edip durmay sr
drdler.
1 90 / K O Z MO L OJ i K D N C EN i N SERVENLERi

Bu Hristiyan teologlar, Eflatun'a dayanan temel bir metafizik doktrini d


zelten yegane dnrler olma ayrcalna sahiptiler. Hristiyan teolojisinin
bu dneminin, Eflatuncu bir teoloji olduu dorudur. Ancak, heretik [Hris
tiyanln temel "vahyi" doktrinlerine aykr] doktrinlerin ve Hristiyan te
olojisinin en zayf yannn kkeninin Eflatun olduu da dorudur. Eflatun,
Tanr'nn Dnya ile ilikisini ve Dnya'nn Tanr'nn tabiatndaki idealarla
ilikisini ifade etme problemiyle kar karya kald zaman, kendisinin ceva
b, yalnzca dramatik bir yapmacklkla verilmi bir cevap olmutu. Eflatun,
Tanr'y, ilahi cevherde onlar iermekle fikirlere hayat ve hareket veren ola
rak grdkten sonra Dnya'ya dnd zaman, dnyada yalnzca ikincil ve
kil'ler / ikame'ler bulacaktr, asla orijinaller deil. Eflatun'a gre, Dnya'nn
tremi, ikinci dereceden Tanr's vardr; bu, yalnzca bir lkon'dur, yani bir
"imaj". Ayrca Eflatun, Dnya'daki ide'lere (idealar "fikirler") baktnda,
=

bulabildii ey yalnzca taklitlerdir (imitasyonlar). Dolaysyla, Eflatun'a gre


Dnya, yalnzca Tanr "imaj"n ve kendi idelerinin taklitlerini ierir, asla
Tanr'y ve kendi idelerini deil.
Geici dnya ile Tanr'nn ebedi mahiyeti arasndaki bu boluk iin Efla
tun'un kendine zg nedenleri vardr. Eflatun, her ne kadar yalnzca en zayf
zm gelitirmi olsa da, baa klmas hakikaten zor olan glklerden ka
nr. Oysa metafiziin gerektirdii ey, Kfnat'la birlik iinde olma fikrine
uygun mnferitlerin oulluunu [vahdetlerin kesretini] ispatlayan ve Tanr
ile birlik iinde bir dnya idrakiyle birlikte Dnya ile birlik iinde bir Tanr
idraki sunan bir zmdr. Makul, tutarl bir doktrin, ayrca, mahiyetindeki
konumu sebebiyle Tanr'nn mahiyetindeki ideallerin nasl anlalaca fikri
ni ve bylelikle de yaratc ilerlemedeki ikna edici unsurlar gerektirir. Efla
tun, doktrinini gelitirirken, bizzat kendi iradesiyle [kendi iradesini eksene
alarak] Tanr'dan gelen bu sudur'lara [derivations tremiliklere] dayanm
=

t. Oysa metafizik, Tanr'nn Dnya ile ilikisinin, iradenin arazlarnn [arzi


zelliklerinin] tesine gitmesi; ve bu ilikinin, Tanr'nn mahiyetinin ve Dn
ya'nn tabiatnn zorunluluklar zerine kurulmas gerektiini talep eder.
Bu problemler, Hristiyan teologlarn nne, son derece hususi formlarda
gelmiti. Tanr'nn mahiyetini mutlaka hesaba katmak, incelemek zorunda
Y E N i REFORMASYON / 1 9 1

olduklarn anlamlard. Bu balamda, her ne kadar tarihsel olarak hetero


doks Hristiyanlk olarak grlmse de, sudur teorisinin (tremi mge'nin)
sz konusu olduu Arys zmn Ortodoks Eflatunculuk olduu kuku g
trmez bir gerektir. Her bir bileen'in izah edilmeksizin llahi zellikler ta
dna inanlan Tanr'nn mahiyetinin oulluu eklinde zetlenen bu kabul
edilmi zm, ilahi mahiyetteki karlkl ikinlik doktrinini ierir. Burada,
bu orijinal oulluk varsaymnn doruluu [doru olup olmad] konusun
da bir hkm vermek gibi bir ie soyunmak istemiyorum.
Keza teologlar, ayn zamanda, bir de lsa-Mesih'in kiilii doktrini ina et
mek zorundaydlar. Yine teologlar, insan kiiliinde mukabil [ilahi] yansma
larn [imitasyonlarn] sz konusu olduunu varsayan, insan ferdi'nin ilahi
ferd'le irtibadl doktrinini reddetmilerdi. lsa-Mesih'in tek kiiliindeki
Tanr'nn dorudan ikinlii fikrini kabul etmilerdi. Ayrca, Tanr'nn, genel
olarak Dnya'da da bir ekilde dorudan ikin olduuna karar vermilerdi.
Bu, Hristiyan teologlarn gelitirdikleri Teslis'in nc kiisi doktriniydi.
Burada, onlarn teolojilerinin ayrntlar konusunda, mesela, Teslis doktrini
hakknda bir yarg/lama/da bulunmuyorum. Benim dikkat ekmek istediim
nokta u: Eflatun'un ikincil imgeler ve taklitler zmnn yerine, Hristiyan
teologlar, dorudan ikinlik doktrinini ikame etmek istediler. te bu anlam
da, metafizik bir keif yapm oldular. Tanr'nn ikna edici "arac';l rolne
rasyonel bir izah getirebilmek iin Eflatuncu metafiziin hangi ynde ve na
sl gelitirilmesi gerektiine iaret ettiler.
Ne yazk ki, teologlar, bu dnsel ilerlemeyi, genel bir metafizie dn
trmeyi hibir zaman baaramadlar. Bu noktada durulmu olmasnn nedeni,
bir baka talihsiz varsaymd: [Buna gre] Tanr'nn mahiyeti, bu zamansal / ge
ici (temporal) dnyadaki mnferiteylere tatbik edilen btn metafizik kate
gorilerden muaft [muaf olmak zorundayd]. Bu Tanr konsepti, Tanr'nn bar
bar kkeninden kurtarlarak [gya] ulviletirilmesi kaygsyla gelitirilmiti. Bu
Tanr konsepti, erken Msrllarn tm Dnya'ya kar ya da Mezopotamya
krallarnn kendilerine tabi olan halklara kar takndklar tavra ve benimse
dikleri durua benzer bir Tanr konseptiydi. Nihai metafizik ulviletirmede Bu
Tanr, [gya) mutlak, Kadir-i Mutlak ve btn varlklar iin her eyi bilen ye-
192 / KOZMO L OJ i K D N CEN iN SERVEN L E R i

gane kaynak haline dntrlmt; nk Tanr'nn bizzat kendi varl,


kendisi dndaki hibir eyle iliki iinde olmamasn gerektiriyordu. sel ola
rak btn, her bakmdan tamam bir varlkt. Oysa bylesi bir Tanr idraki, Ef
latuncu baml tremilikler (sudO.r) doktrinine tastamam uyan bir idrakti.
Dur durak bilmeyen gidip gelmelerden, dalgalanmalardan ve alkalanmalar
dan sonra son olarak Tanr'nn ikinlii konusunda srarl olunmas, erken H
ristiyan alarn teologlar adna gzel bir metafizik muhayyile abasyd. An
cak, genel Tanr konseptleri, daha fazla genelletirme abalarn durdurmutu.
Bizatihi kendileri araclyla Tanr'y yorumladklar metafizik kategoriler a
sndan Dnya'y alglama abas iine girmemilerdi. Yine Dnya'ya tatbik et
tikleri metafizik kategoriler asndan Tanr'y alglama abas iine de girme
milerdi. Onlara gre Tanr, ziyadesiyle gerek; Dnya ise tremi olmakl
bakmndan gerekti. Tanr, Dnya iin gerekliydi; ama Dnya, Tanr iin ge
rekli deildi. Dolaysyla, Tanr ile Dnya arasnda bir uurum vard.
Uurumun en kt taraf, uurumun te yakasnda neler olup bittiini bil
menin ok zor olmasdr. Bu, Geleneksel teolojinin Tanr'snn kaderi olmu
tur. Tanr'nn varlna ilikin delilleri zamansal / geici dnyamzdan yalnz
ca mistisizmin uzun sren boyun edirme tecrbelerine bavurarak toplayabi
liriz. Vukufiyetle izah edilememi Kadir-i Mutlak inancnn en kt yan ise,
bunun, her olaya ilikin her bir ayrntnn sorumluluunu stlenmekle birlik
te gereklemi olmasdr. Bu konu, btn boyutlaryla Hume tarafndan n
l Diyaloglar'nda tartlmtr.
2.4.5. Protestan teoloj isinin, bir temeli olarak, eitlilikleri arasnda b
tnln kavrayacak bir Kainat yorumu gelitirmesi gerektiini dnyo
rum. Gerekletirilmesi arzulanan yorum, grnteki tutarszlklarn uzlat
rlmas abasdr. Fakat bu tutarszlklar yalnzca farazi deildir. Bunlar, tari
hin sahnesindedir; hi kukulanlmadanve yorum iddiasnda bulunarak var
lklarn srdryorlar. Bunlar, halkn gznde Hristiyanln Kurucusu'nda
gereklemi ebedi ideallerin ikna ediciliinin rnei olarak; ve gelip geen
ama yine de bir olgu eklinde varolan fiziksel tabiatn zorlayc gc olarak ve
o zaman da imdi de yalnzca bir d olan tpk Roma lmparatorluu'nda ol
duu gibi sosyal btnlemeye doru gerekletirilmi bir itkinin zorlayc
Y E N i REFORMASYON / 1 93

gleri olarak mevcudiyetlerini devam ettiriyorlar. Tabiat srekli deiir ama


yine de varln srdrr. dealler, kendilerinin zamanlar-st ve zamanlar
tesi olduklarn ilan ederler, ama yine de yanp snen k gibi devam edip
giderler.
Anlamsz bir zor kullanmann yol at atmalar zerine kurulan bir
dnyada, medeniyetin ykselii ve bizzat hayatn narinlii, kudsilii hakkn
da rasyonel bir anlama abas gelitirmek felsefi teolojinin iidir. Teolojinin
byk lde baarsz olduu inancm bu kitapta gizlemeyeceim. Mutlak
despot nosyonu, yolu kesmitir. 1lahi Ltuf doktrini aalanmtr ve ntikam
doktrinlerinin ou zalimcedir. Son iki yzyldan bu yana liberal teolojinin
kusuru, "insanlar kiliseye neden geleneksel ekillerde gitmelidir?" eklindeki
nemsiz nedenler nermekle kendisini snrlam olmasdr.
ncil'in son kitabnda yer alan barbar unsurlar, Hristiyan idrakini iptal et
mesine ramen, hala korunuyor. Bizzat bu rnekler ve bunlarn dini hissiyat
zerindeki etkileri bir tarafa braklacak olursa, bu kitap, ncil'in King James
tercmesindeki haliyle imajinatif edebiyatn en nefis rneklerinden biridir.
Ayrca, kkeni ister Hristiyan isterse Yahudi olsun, tarihsel bir dokman ola
rak Hristiyan dini teekkl srecindeyken hakim olan dnce akmlarnn
anlalmasnda paha biilmez bir deere sahiptir. Son olarak bu kitap, daha
dikkat ekerek ve daha canl bir ekilde ncillerdekiler de dahil Eski ve Yeni
Ahit'teki fikirleri yalnzca beyan eder. Bununla birlikte, Atinallarn medeni
yet ideallerinin tasvirini yapan Pericles'in o nl konumas ihmal edilmesi
ne ramen, bu kitabn, dini duyarln teekkl iin korunmu olmasn d
nmek oke edicidir. Burada savunduum ey, dini literatrn otorite olarak
kabul edilen bu metninin son kitabndaki Aziz John'un Vahiy Kitab'nn ye
rine, Pericles'in Atinallara yapt konumann Thucydides tarafndan kale
me alnan imajinatif metnin yerletirilmesiyle sembolik olarak iyi izah edile
bilir. Bunlarn ikisi de tarih deildir. St. John byle bir vahyi almamt, Pe
ricles de byle bir konuma yapmamt!
2.4.6. Burada, geriye tartlacak son mesele kalm oldu: Birbirinden
farkl pek ok yorum arasnda, bugn, dini dncenin liderlerinin Hristiyan
gelenei, zellikle de tarihsel kkenleri zerinde younlamalarnn nemine
1 94 / KOZM OLOJ i K D N C E N i N SERVEN LERi

vurgu yapmak istiyorum. Elbette ki, muhafazakar dnce okullar asndan


benim bu nerim, gereksiz ve hatta mahzurlu grlecektir. Ancak, daha radi
kal okullarn neden gemie bavurmaktan btnyle vazgemeleri, ada
dnya ve ada rnekler zerinde younlamalar gerektii bir tartma ko
nusudur. Bu soruya verilebilecek zet cevap u olabilir: Gelenee bavuru,
eer samimiyetle, yan izmeden yaplrsa, bunun halk zerinde kazandraca
\
etki olaanst olacaktr.
Medeniyet, drt temel unsurdan oluur: ! -Davran Biimleri; 2-Duygu
Biimleri; 3-nan Biimleri ve 4-Teknolojiler. Her ne kadar bu drt unsur da
birbiriyle etkileim halinde olsalar da, biz, konumuzun tesine tat iin tek
nolojileri bir kenara brakabiliriz. Keza, davran biimleri de, uzun vadede,
duygu ve inan biimleri tarafndan ya desteklenir ya da deitirilirler. Duy
gu ve inan zerinde younlamak, esas itibariyle dinin temel iidir.
Genel karakterdeki inanlar iin -imdiye kadar gzlendii gibi duyguyu .
retmekten ziyade yok etmek ok daha kolaydr. Dncelerin servenlerine
ilikin herhangi bir incelemede, yeni genel fikirlerin yetersizliinin, herhan
gi bir younlukta uygun bir duygu biimi kazanmasndan daha artc hibir
ey yoktur. Deri9' idrak patlamalar, bilinmedikleri iin deil, bu tmellik
kavrayna verilen tepkiyi nleyen hakim ilgiler nedeniyle yzyllarca etkisiz
kalr / nfuz edemez. Din tarihi, derin fikirlere kendilerini balayacak ilgi ge
rektiren saysz kuan tarihidir. Bu nedenle dinler, sklkla, iinde yeerdik
leri medeniyetlerden daha fazla barbardrlar.
Bu genel fikirlerin, insan zihnini etkilemekteki snklnn bir baka
sonucu daha vardr. Farkl bir kavramsallatrmayla ifade edilen ve farkl r
neklerle resmedilen fikirler arasndaki benzerlikleri ve kyaslar, sk dnr
lerin bile bazen anlamalar zordur. Ayn fikri farkl ekillerde ifade eden filo
zoflar arasnda amansz entelektel kavgalar yaanmtr. Eer dinde derinlik
li genel fikirlere dayal yeni bir balang yapmak istiyorsanz, bu iki neden
den tr, bir bin yl beklemeye hazrlkl olmak zorundasnz. Dinler, tpk
hayvan trleri gibidir: Bu zel yaratklardan domazlar.
Son olarak, dogmatik szl ifadenin nihailiinin yanl bir fikir olduu
inancnda eer herhangi bir doruluk pay varsa, ortak prosedr biimleri ve
Y E N i REFO R M A SYON / 195

benzer tarzdaki dini kanaatlerle birlikte her eyi bir arada tutmakta byk bir
avantaj vardr. Bylelikle birbirlerinden bir eyler renebilirler, bir eyler
dn alabilirler ve birbirlerinden tahayyl bile edemeyecekleri pek ok ey
kazanabilirler. Hepsinden de nemlisi, birbirlerini anlamay ve sevmeyi re
nebilirler.
"Din", her zaman "fke"nin bir baka ad olmak zorunda mdr? Dinin en
byk sosyal ideali, bir medeniyetin btnlnn (unity) ortak temeli olma
s gerektii gereidir. Ancak, byle bir yolla din, zorba glerin geici kav
galarnn tesinde yatan idrak gcn merulatrabilir.
Bu tartma, zirve evre zerinde younlat: Eflatun'un dncesi, sa
Mesih'in hayat ve Hristiyan teolojisinin ilk teekkl dnemi. Efsanevi ha
bercileri / ncleri ve modern miraslaryla birlikte bu 1 2 asrlk muazzam
dnem, Hristiyanlk dininin hikayesini tamamlamay gerektirir. Bu hikaye,
farkl idrak biimlerine ait fikirlerin etkileimiyle ilgilenir. Dini ruh, her za
man, izah edilmi, arptlm ve gmlmtr. Yine de, insanln medeniyet
yolcuu her zaman srecektir.
Teolojinin grevi, Dnya'nn, nasl yalnzca geici olgunun tesindeki bir
ey stne kurulduunu ve olup bitenlerin kaybolup gitmesinin tesindeki bir
eyleri nasl yaydn ve kkletirdiini gstermektir. Geici (temporal)
Dnya, sonlu baarlarn sahnesidir. Teolojiden, bizim sonlu tabiatlarmza
uygun olan kusurszluklarn ifadesi nedeniyle lmeyen ama bir ekilde yaka
lan hayatlarn iindeki unsurlar ifade etmesini istiyoruz. Bylelikle, hayatn
nee ve kederden ziyade tatmin biimlerini nasl ierdiini anlam olacaz.
NC KISIM

felsefi
dncenin
servenleri
BRNC BLM
--Q@'\ __

NESNELER VE ZNELER

3 1 . 1 . Takri.t. Descartes, Locke ve Hume, tecrbeyi analiz etmeye soyun


duklarnda, kendi tecrbelerinde, entelektel sylemin kesinliine uy

gun den ak ve anlalr unsurlar kullanrlar. Eflatun hari, felsefede, genel


olarak, daha esasl faktrlerin kendilerini, zel bir aklk ve anlalrlk ayr
mna tabi kldklar varsaylr. Bu varsaym, burada dorudan reddedilecektir.
3 . 1 .2. Tecrbenin Yaps. Hibir konu, felsefecilerin tecrbenin nesne
zne yaps konusunda sylediklerinden daha fazla hasar grmemitir. Bu yap,
her eyden nce, bilen ile bilinen arasndaki plak ilikiyle zdeletirilmitir:
Buna gre, zne bilen, nesne ise bilinen'dir. Dolaysyla, bu yorumla nesne-z
ne ilikisi, bilinen-bilen ilikisi olarak konumlandrlmtr. Hal byle olunca,
varlan sonu u olmu oluyor: Bu iliki, ne kadar aka ayrma msait olur
sa, eylerin dnyasnda tecrbenin konumunu o kadar gvenli / rahat bir e
kilde belirleyebiliriz. Bylelikle, [modernliin ana ilkeleri olarak benimsenen]
Descartes'n ak ve anlalr olan'a bavurmas meselesine gelmi oluyoruz.
Bu tmevarmsal karsama, zne-nesne ilikisini, tecrbenin temel yap
sal rnts olarak varsayar. Bu varsayma katlyorum; ama zne-nesne ili
kisini, bilen-bilinen ilikisi eklinde konumlandrmas anlamnda deil tabii
ki. Salt bilgi fikrinin, yksek bir soyutlama olduunu ve bilinli ayrmn bi
zatihi kendisinin, tecrbe olaylarnn daha gelikin rneklerinde mevcut olan
200 / FELSEFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

deiken bir faktr olduunu dnyorum: Tecrbenin temeli, duygusaldr.


Daha genel olarak ifade etmem gerekirse, temel gerek, alakas iyi gsterilmi
eylerden kaynaklanan etkili / tutkulu bir tonun ykseliidir.
3. 1.3. Kavramsallatnna. Dolaysyla, herhangi bir bilgi nerisi / iddias
sunmayan Quaker'larn "yakn ilgi" (concem) szckleri, bu temel yapy ifa
de etmeye ok daha uygundur. zne olarak durum (occasion) , nesne iin "ya
kn ilgi"ye sahiptir. Ve "yakn ilgi", -bu nesne algsndan kaynaklanan ve ona
doru yneltilen etkili / tutkulu bir tonla- nesne'yi, znenin tecrbesindeki
bir bileen olarak yerletirir. Ancak, byle bir yorumla birlikte zne-nesne
ilikisi, tecrbenin temel yapsna dnm olur.
Quakerlarn dili bu ekilde kullanmalar, ok yaygnlam deildir. Ayr
ca bu tr btn kavramsallatrmalar, yanl anlamalarn tohumunu ekerler.
zne-nesne ilikisi, Alc ve Kkrtc ilikisi olarak alglanabilir: Burada, k
krtlan gerek, kkrtlm tecrbedeki kkrtcnn konumu hakkndaki et
kili/etkileyici bir ton'dur. Ayrca total olarak kkrtlan durum, bu tr pek
ok kkrtma rneinin szkonusu olduu bir totalite'dir. Keza, buradaki kav
ramsallatrma da, talihsiz bir kavramsallatrmadr; nk, "alc" szc bir
edilgenlik ima eder ki, bu yanltr.
3. 1 .4. "Kavraylar". Daha formel bir izah yledir: Bir tecrbe hadisesi
(occasion), mterek olarak olu srecini oluturan analiz edilebilir ilev gr
me biimlerine dntrlr. Her ilev grme biimi de, aktif bir zne olarak
total tecrbelere ve zel aktivitenin ilgilendii ey veya nesne'ye dntr
lr. Bu ey, balang noktas, yani bilgi'dir (datum) . Baka bir ifadeyle, bu ha
disede gerekletirilmesi srecine atfta bulunulmakszn tasvir edilebilirdir.
Bir nesne, szkonusu hadisenin baz zel aktivitesini kkrtan bir balang
noktasnn / bilginin bu ilevini gerekletirdii heihangi bir eydir. Dolay
syla, zne ve nesne terimleri, izafi terimlerdir. Bir hadise, bir nesneyi ilgilen
diren zel aktivitesi bakmndan bir znedir; ve her hangi bir ey, bir znede
ki baz zel aktiviteleri kkrtmas hasebiyle bir nesnedir. Bu tr bir aktivite
biimi, "kavray" [prehension bir eyi tutup yakalay] olarak adlandrlr.
=

Dolaysyla "kavray", faktrden oluur: Birincisi, bir aktivitenin ayrnt


snn gerekletii "kavray"n iindeki tecrbe hadisesi vardr. lkinci olarak,
N ESNELER VE ZN ELER / 201

hadiseye uygunluu, bu "kavray"n ortaya kmasn kkrtan bir balang


noktas / bilgi vardr; bu balang noktas / bilgi, kavranlan nesnedir. n
c olarak, bir de, bu tecrbe hadisindeki kavray'n etkisini belirleyen etki
leyici bir ton olan sbjektif bir form vardr. Tecrbenin kendisini nasl olu
turduu, sbjektif formlarnn karmaklna baldr.
3 . 1 .5. Tekillik / Mnferitlik. Bir hadisenin mnferit aciliyeti, mutlak bir
gereklik olarak hadise demek olan sbjektif formun nihai btnldr (unity).
Bu aciliyet, her iki taraftan da zorunlu izafilikle snrlandrlan pr mnferitlik
an'dr. Bir hadise, uygun nesnelerden doar ve baka bir hadisenin nesnesi ko
numuna yerleerek yok olur. Ancak hadise, duygusal btnlk olarak mutlak
anlamda kesin olarak kendini-bulma anndan holanr. Burada kullanld
ekliyle, "mnferitlik / tekillik" ile "atom" szcklerinin anlam ayndr. Bile
enlerinde olmayan mutlak gereklik'le birlikte karma eylere tatbik edilirler.
Bu szckler, kendi tutkulu cokusuyla birlikte, yalnzca kendisi olarak durdu
u zaman, kendini-bulma'nn aciliyetindeki fiili bir eye tatbik edilebilirler.
"Monad" terimi de, douuyla yokoluu arasnda bir yerde duran bu kesin an
daki zorunlu btnl ifade eder. Dnyann yaratcl, titreen gemi duy
gusunun kendisini yeni bir aknlk gereine frlatmasdr; Lucretius'un dn
yann snrlarnn tesine frlatldn syledii uan bir oktur.
3 . 1 .6. Bilgi. Btn bilgiler, tecrbe edilen nesnelerin bilinli olarak ay
rtrlmasdr. Bilgi demek olan bu bilinli ayrtrma, znenin nesneyle etki
leiminin sbjektif form'undaki ilave faktrden baka bir ey deildir. Bu et
kileim, Kfnat'n yegane gerekliini tekil eden bu tekil eylerin oluturdu
u bir eydir. Bu tekil eyler, mnferit tecrbe hadiseleri, fiili gerekliklerdir.
Ancak, biz hi de kolay bir ekilde bilgiyi kaldrp atamayz. Kald ki, fel
sefecilerin arad ey bilgidir. Btn bilgiler, dorudan sezgi gzleminden do
ar ve tahkik edilirler. Bu genel form'da ifade edildii ekliyle deneyselciliin
bu aksiyomunu kabul ediyorum. O halde burada beliriveren soru/n, yukarda
aklanan tecrbenin yapsnn nasl dorudan gzlemlenebilir olduu sorusu
dur. Bu meydan okumaya cevap vermekle, eletirel snavdan baaryla kan
doktrinlerin, en uzun sre sorgulanmadan kalan doktrinleri olduu eklinde
ki kadim tavsiyeyi hatrlatyorum, kendi kendime.
202 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

3. 1 . 7. Duyusal Alg. Burada, zihnimde beliriveren alar boyunca sre


gelen doktrin gruplarn yle zetleyebilirim: 1 -Btn alglar, gzlerimiz, ka
larmz, burunlarmz, kulaklarmz gibi bedensel duyu-organlarmz ile dokun
ma, acma gibi dier duygularmz oluturan bedensel tekilatlanmalar yoluy
la gerekletirilir. 2-Btn alglamalarmz, imdi'de oluan rnclendirilmi
irtibatlarla ileyen plak duyularmzdr. 3-Sosyal dnya tecrbemiz, bu alg
dan treyen yorumlayc bir reaksiyondur. 4-Duygusal ve belli bir amaca y
nelik tecrbemiz, orijinal alglamadan doan yanstc bir tepkidir ve yorum
layc reaksiyonla i-ie gemitir ve onu ekillendirir.
Dolaysyla, buradaki iki reaksiyon, yorumlayc, duygusal ve amal fak
trlerden oluan bir srecin farkl tezahrleridir. Elbette ki, bu doktrini red
deden gl felsefe okullarnn olduunun hepimiz farkndayz. Ancak yine
de, bu reddin, szkonusu okullara bal yazarlar tarafndan ciddiye alnm
olabileceine kendimi bir trl inandramyorum. Alglanan eylere ilikin
dorudan sorulan bir soru beliriverdii zaman, cevabn, daima alglanan du
yular tarafndan geri dndrld gibi bir izlenime sahibim.
3 . 1 .8. Algsal Fonksiyonlar. Duyusalc (sensationalist) doktrini inceler
ken sorulmas gereken ilk soru, "alglar" olarak adlandrdmz bu tecrbe
fonksiyonlarndan neyi kastettiimize ilikin yaplan genel tarif'le ilgilidir.
Eer bunlar, eitli bedensel duyu-organlarnn dorudan harekete geiril
mesinden doan deneysel fonksiyonlar olarak tarif edersek, o zaman, arg
man orada durur / biter. Dolaysyla, geleneksel doktrin, yalnzca "alg" sz
cnn kullanmnn tarifinden ibaret bir meseleye dnr. Gerekten
de, uzunca bir sredir kullanlan bu szck konusunda, felsefecilere, bu "al
g" szcn snrl bir anlamda kullanmalarn tavsiye edilebilir olduu ka
nsndaym. Burada srarla vurgulamaya altm nokta udur: Alg szc
ne yklenen bu anlam snrldr; ve "alg" szcnn bu snrl anlam
nn kolaylkla anlalabilmesini salayacak ok daha geni bir anlam daha
vardr.
3 . 1 .9. Nesneler. Tecrbe sreci, varl bu srecin habercisi olan eylerin
almlanmasn (reception), gerekte bu srecin kendisi olan kompleks bir ger
eklie / olguya dahil etmesiyle [dntrmesiyle] teekkl eder. Tecrbe et
N ESN ELER VE ZN ELER / 203

me srecine dahil olan faktrler olarak alglanan bu haberci "eyler", tecrbe


ye dayal gerekleen bu hadise iin geerli olan, onlann yerine geen "nesneler"
olarak adlandrlr. Dolaysyla "nesne" terimi, esas itibariyle, bu eyle (entity)
ilikisini, dolaysyla, bir ya da daha ok tecrbe etme hadisesini artrma
iini ifade eder. Bir tecrbe etme srecinde bir entite'nin ilev grebilmesi
iin u iki artn yerine getirilmesi gerekir: 1 -Entite, mutlaka bir haber verici
olmaldr; 2-haber verici zellii hasebiyle tecrbe edilebilir olmaldr, dola
ysyla, verili bir ey olmaldr. Dolaysyla bir nesne, alnan / almlanan bir ey
olmaldr; ve asl bir almlama biimi de, bu hadisede retilen bir ey de olma
maldr. Dolaysyla, tecrbe etme sreci, nesnelerin almlanmasnn, srecin
bizzat kendisi demek olan bu kompleks hadisenin btnlne dahil edilme
siyle teekkl eder. Bu sre, kendisini yaratr, ama kendi tabiatndaki faktr
ler olarak ald / almlad nesneleri yaratmaz.
Hadiseleri aklayan "nesneler", bu hadiseyi aklayacak "veri" olarak da
adlandrlabilir. Buradaki terim tercihleri, btnyle sizin tercih ettiiniz me
taforlara baldr. Birileri, "nnde uzanan" eklindeki lafzi anlam; bir dieri
de, 11 . . e verilmi olan" lafzi anlam tayabilir. Her iki terim de, "bir tecrbe
.

etme hadisesi, yalnzca pek ok veri yna olan edilgen bir durumdan do
ar" nermesinin kusurundan ok zarar grmtr.
3 . 1 . 10. Yaratclk. Oysa bunun tam kart dorudur. Balang durumu,
tecrbe hadisesinin douunun nedeni olan bir aktivite faktrn ierir. Bu
aktivite faktr, "yaratclk" olarak tarif ettiim eydir. Balang durumu,
yaratclyla birlikte, yeni bir hadisenin ilk aamas olarak nitelendirilebilir.
Ayrca bu, bu hadiseye nisbetle "fiili dnya" olarak da tarif edilebilir. Yeni bir
hadise iin zorunlu olan nesneleri sunma kapasitesinin ve yeni bir hadisenin
temelde gerekli ilk evresi olan mterek tecrbenin ifadesi anlamna gelen
kendi muayyen btnlne sahiptir. Dolaysyla bu durumda, "gerek potan
siyellik" olarak tarif edilebilir. Burada "potansiyellik", edilgen kapasiteye;
"gerek" terimi ise, Sophist'teki Eflatuncu "gerek" tanmna gnderme yap
lan yaratc faaliyete atf yapar. Bu gerek durum, bu fiili dnya, bu ilk evre,
bu gerek potansiyellik, -artk nasl nitelendirirseniz nitelendirin bir btn
olarak, kendinde bizatihi mndemi olan yaratclkla birlikte aktiftir. Ama
204 / FELSEF D N C EN i N SERVENLERi

ayrntlarnda, aktivitesini, btn'n yaratclndan alan edilgen nesneler


sunar. Yaratclk, potansiyelliin fiiliyata dklmesidir; ve hayata dkme s
reci, bir tecrbe etine hadisesidir. Dolaysyla, soyut olarak bakldnda, nes
neler edilgendir; ama somut olarak bakldndaysa nesneler, dnyay srk
leyen / harekete geiren yaratcl tarlar.
3 . 1. 1 1. Alg. nceki blmde, tecrbedeki faktrler olarak nesnelerin
kefi izah edilmiti. Her ne kadar nesnelerin konumu, tecrbedeki ilevlerini
izah eden, yani bir tecrbe hadisesinin tabiatnn neden nesneleri gerektirdi
ini aklayan byle bir ontoloji olmakszn anlalmas mmkn olmasa da,
oradaki tartma, u anki amacmzn tesine taan bir ontoloji asndan kav
ramsallatrlmt. Nesneler, szkonusu hadisenin, dier eylerin akn dn
yalarn ierdii bu durumu ifade etme ilevi gren tecrbedeki faktrlerdir.
Dolaysyla bu, kendini aan bir tekilikle ilgilenen her bir tecrbe hadisesi
nin zne aittir. Bir hadise, dier hadiseler arasndaki bir hadisedir; ve kendi
sinin de aralarnda olduu dierlerini de ierir. Bilin, bu nesnelerin seimi
ne yaplan bir vurgudur. Dolaysyla alg.' bu vurgu/lama iin seilen nesneler
asndan analiz edilen bir bilinliliktir. Bilinlilik ise, vurgunun zirvesidir.
Bu alg tanmnn, duyusal-alg, alglama ve duyu organlarna dayanan dar
tariften ok daha kapsaml bir tarif olduu aktr.
3 . 1 . 1 2. Hissi-Olmayan Alg. Bu geni kapsaml alg tarifi, bu geni kapsa
ma alannn iindeki ilev grme biimlerini sergileyen tecrbe hadiseleri tah
kik edilmedii srece hibir nem arzetmez. Eer, hissi-olmayan (non-sensu
ous) bu tr alg rnekleri kefedersek, o zaman, algnn duyusal-algyla zdele
mesi, sistematik metafiziin gelimesini engelleyen lmcl bir hata olmaldr.
llk admmz, duyusal-algnnn kapsama alannda mndemi olan snrl
lklarn aka tannmas olmaldr. Bu hususi ilev grme biimi, temelde,
burada, imdi, ani ve aynks olarak alglama biimi sergiler. "Her duyu izleni
mi, ayrks bir varolutur", diye deklare eder Hume; ve bu doktrinden makul
bir phe duyulamaz. Ancak, Hume bile, her bir izlenim'i, g'le ve canllk'la
donatr. Hibir kavray'n, hatta plak duyu'nun, etkileyici ton'dan, yani
Quakerlarn anlad anlamda "yakn/dan ilgi" zelliinden bamsz / kopuk
olarak anlalmamas gerekir. "Yakn/dan ilgilenmek", alg/lama/nn zdr.
N ESNELER VE ZNELER / 205

Krmz bir noktaya bakalm. Bir nesne olarak ve dier "yakn/dan ilgi"
faktrlerinden ayr olarak, bu krmz nokta, imdiki alg fiilinin yalnzca bir
nesnesi olarak, gemi ya da gelecek konusunda sessizdir. Bu krmz nokta
nn nasl doduu, nasl yok olaca, gemiin olup olmad, gelecein olup
olmayaca, bu krmz noktann kendi tabiat / mahiyeti tarafndan belirlen
mez. Sssz, plak, imdi ve anlk olarak durduklar srece, hibir alglamam
yorumunun materyali, bizzat alglama biimleri tarafndan temin edilmez.
Biz onlar yorumlarz; ama bu beceri iin teekkr, onlar dolaysyla deildir.
Son iki yzyln epistemolojileri, mecut konuma biimlerinin eletirilmek
sizin kullanlmas nedeniyle yabanc yaklamlarn zmnen dahil edilmesiyle
kullanlmtr. Dolaysyla, basit edebiyat formlarnn ska kullanlmas,
okumas keyif verici, anlamas kolay ama btnyle yanl bir felsefe rete
bilir. Bununla birlikte dilin kullanl biimleri, bizim bu plak alglama e
killeri hakkndaki bildik yorumlarmzn, hususi durumlarda yanlla ak
olsalar da, temelde, saduyuyu tatmin edici olduunu kantlar. Ancak, bu yo
rumlarn dayand delil, duyusal-algnn kaynat hissi-olmayan algnn
geni arkplanndan ve nplanndan neet eder ve o olmakszn hibir ey ol
maz. Btnyle mevcut gereklikle ilgili olan hibir kesin duyusal-alg idrak
edemeyiz.
nsan tecrbesinde en zorlayc hissi-olmayan alg rnei, bizim yakn ge
miimiz hakkndaki bilgimizdir. Burada, zerinde bir gn gemi ya da bir sa
at gemi yahut da bir dakika gemi anlarmza atf yapmyorum. Bu tr an
lar, kiisel varoluumuzun hadiselerinin mdahaleleriyle bulanklar ve kar
maklar. Ama yakn gemiimiz, bu hadise tarafndan ya da onunla mevcut
anlk gereklik arasna mdahalede bulunmayan herhangi bir alglanabilir
arac'dan yoksun olan tecrbeye giren bu kaynam hadiseler kmesi tarafn
dan ina edilir. Kabaca konumak gerekirse . . . Bu, saniyenin onda biri ile ya
rm saniye arasnda uzanan gemiimizin bu ksmdr. Bu, gemitir; ama yine
de buradadr. te bu, imdiki varoluumuzun temeli olan kesin benliimizdir.
Yine de mevcut hadise, bir yandan ben-kimlii iddiasnda bulunurken ve b
tn canl / yaayan faaliyetlerdeki gemi hadisenin bizzat tabiatn paylar
ken, te yandan onu deitirmekle, teki etkilere uyumlatrmakla, teki de-
206 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

erlerle birlikte tanmlamakla ve teki amalardan vazgeirmekle meguldr.


imdiki an, imdi'nin anndal ve aciliyeti iinde yakn gemiin sren ha
yat ?lan ben-kimlii'nin iine ceki'nin ak tarafndan ina edilir.
3 . 1 . 13. Resmetme. Grece hzl konuan bir spikerin United States (Bir
!eik Devletler) szcklerini telaffuz ediini gzden geirelim. Burada drt he
ce vardr. nc heceye ulaldnda ilk hece, muhtemelen yakn gemite
kalm olacaktr. Ve States szcnn ilk hecesinin, imdi'nin anndalnn
tesinde uzand kesindir. Bir de konumacnn kendi varolu hadiselerine
bakalm. Spiker: iin her hadise, daha nceki hadiselerdeki daha nceki hece
!er, son hadisedeki States szc, seslerin anlk duyu-sunumlar olarak ger
ekleir. Yalnzca duyusal bir alg olarak Hume, "United" sesinin tabiat bak
mndan "States" sesini ima etmekle hibir ilgisi yoktur der gibiyken hakldr;
ama yine de, spiker, "United"tan "States"e kayar; ve bu iki ses / szck, im
di'de yaayan bir mesele olarak z-kimliini iddia ederken gemi hadiseye
canllk kazandrmakla imdi'de mterek olarak yaarlar. imdi'de yeniden
yaanarak varln srdren yakn gemi, duyumcul-olmayan algnn sekin
bir rneidir."
"Fikirlerin ilikisellii" doktrini konusunda Hume'cu aklama, burada
tarttmz konu asndan nemi haiz olan bir meseledir. Ama bu, bu r
nekle tam olarak ilgili bir mesele deildir. Birleik Devletler'in bir vatanda
ve dolaysyla, bu ifadeye [United States ifadesine) btnyle aina olan SZ
konusu spiker, aslnda, United Fruit Compan:y ifadesini -buradaki nemine
ramen yarm dakika ncesine kadar adn bile duymad bu irketin adn
telaffuz ediyor olabilir. Bu spikerin, b.rada yaad tecrbede, bu ifadenin da
ha sonraki blm ile daha nceki blmyle kurduu iliki, Uniced States ifa
desinde tasvir edilen ilikiyle btnyle benzer / ayn olan bir ilikidir. Son
rnekte, buradaki ilikinin, spikeri, States szcne gtreceine dikkat edil
melidir: Yakn gemie canllk kazandrma olgusu, spikeri, Fruit szcn
imdi'nin antdal ile birletirmeye zorlayaca olgusudur. Spiker, "United"
szcn, "Fruit" alglan'yla birlikte, yakn gelecein duyumcu! olmayan
bir beklentisiyle telaffuz etmi; ve sonra da, yakn gemi'in duyumcu! olma
yan algsn "United" alglan'yla birlikte telaffuz etmiti. Ancak, "United
N E S N ELER VE ZNELER / 207

Fruit Company"den haberdar olmad iin, "United Fruit Company" ifade


sindeki eitli szcklerle irtibat kuracak bir ilikiye sahip deildi. te yan
dan, yurtsever bir hatip, "United" ve "Fruit" szcklerini birbirleriyle irtibat
landran en gl ilikiye sahipti. Belki de, gerekten de, bu kii irket'in ku
rucusuydu ve ayrca irketin ismini de o bulmutu. Dolaysyla, szkonusu spi
ker, ngiliz dilinin tarihfnde ilk kez "United Fruit Company" seslerini telaffuz
etmiti yalnzca. Ona bu srete yardmc olacak bir iliki izine bile sahip ola
mazd. Bedenini, "company" sesinin telaffuzuna srkleyen nihai tecrbe ha
disesi, btn bir ifadenin telaffuzunu salayan sbjektif niyet biimleriyle bir
likte daha nceki hadiseye gsterdii ilgiyle izah edilebilir. Ayrca bilin va
rolduu srece, imdi'ki gerek'te tamamlanmasn gerekletiren niyetle bir
likte dorudan bir gemi gzlemi mevcuttu. Duyumcu formle indirgenme,
dorudan sezgisel gzlemi szkonusuydu. Bu tr gzlemler, duyu algsnn belir
gin ve apaikar dikkatine sahip deildi. Ancak, elbette ki, bu konuda bir p
henin olmas szkonusu deildir. Szgelii, eer spiker'in konumas, "United
Fruit" szckleriyle kesilecek olursa spiker, "aslnda Company szcn ila
ve etmeyi kastetmitim" diyerek konumasna yeniden balayabilirdi. Dolay
syla, bu kesilme srasnda gemi, spikerin tecrbesinde kendisini, tamamlan
mam bir niyet olarak tayarak canl tutuyordu.
3 . 1 . 14. Hissetmenin Tasdiki. Bu izahta ortaya kan bir baka nokta, ta
biatn sreklilii doktrinidir. Bu doktrin, her bir tecrbe hadisesinin mutlak
mnferitlii doktrinini dengeler ve snrlar. Yakn gemi hadisesinin sbjek
tif formu ile yeni bir hadisenin douundaki temel kavrayn sbjektif formu
arasnda bir sreklilik vardr. Pek ok temel kavray'n sentezi srednde de
iikler devreye girer. Ancak, yakn gemiin sbjektif formlar, imdi'nin
sbjektif formlaryla sreklilik halindedir. Bu sreklilik doktrinini, Hissetme
nin Tasdiki (Conformation of Feeling) Doktrini olarak adlandracaz.
Hayatnn baz dnemlerindeki baz artlarn insanda bir fke'ye yol a
t bir hadise farzedelim. Bu kii, imdi, bir saniyenin eyrekte biri kadar bir
sre nce fkeli olduunu nasl bilir? Elbette ki, bu kii, bu hadiseyi hatrla
yacaktr; bunu hepimiz biliyoruz. Ama ben burada, bu esrarengiz hafza me
'
selesini aratryorum ve bu aratrmam iin zellikle canl bir rnek setim.
208 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

Salt "hafza" szc hibir eyi izah etmez. Yeni bir hadisenin anndal
nn ilk aamas, duygularn tasdikidir. Gemi bir hadise tarafndan holan
lan / haz alnan bir durum olarak hissetme, balang noktasna / bilgiye
uyan sbjektif formla birlikte, hissedilen bir balang noktas / bir bilgi ola
rak yeni bir hadisede mevcuttur. Dolaysyla, eer A, gemi bir hadise ise,
fkeli A olarak tasvir edilebilir sbjektif bir formla birlikte D, A tarafndan
hissedilen bir balang noktas / bir bilgi ise, o zaman, bu hissetme -yani,
A'nn sbjektif bir fke form'uyla D'yi hissetmesi-, esas itibariyle, yeni bir
durum olan B tarafndan ayn sbjektif bir fke formu olarak hissedilir. f
ke, ardk tecrbe hadiseleri ile sreklilik ilikisi sergiler. Bu sbjektif for
mun sreklilii, B'nin A iin hissettii bir ilk sempatidir. Bu, tabiatn srek
liliinin temelidir.
imdi, fkeli adam hakknda sylediklerimizi biraz daha aalm. Bu fke
li insann fkesi, D balang noktasnn verdii sbjektif hissetme formudur.
eyrek saniye sonra bu fkeli adam, bilinli ya da bilinsiz olarak gemiini
imdi'deki bir balang noktas / bir bilgi olarak tecessm ettirmekte ve ge
miten bir bilgi olan fkesini imdi'de korumaktadr. Hissetme, bilin aydn
lanmasnn iine dt iin fkeli adam, gemi duygusunun hissi-olmayan
algsndan haz almaktadr. O, bu duyguyu, gemie ait olmakla objektif ola
rak, imdi'de devam etmekle ise formel olarak tadar. Bu sreklilik, doann
srekliliidir. Geleneksel doktrinler bunu inkar ettikleri iin bu konu zerin
de biraz ayrntl durdum.
Dolaysyla, hissi-olmayan alg, doann srekliliinin bir yndr.
3 . 1 . 1 5 . Hume'un Gelenek Doktrini. Hume, duygu izleniminde temel bir
faktr olarak g kullanma ve canllk doktrinine bavurur. Bu doktrin, sb
jektif formlar doktrininin, zel bir rneinden baka bir ey deildir. Keza Hu
me, "bir tecrbe hadisesinin g kullanma ve canllk zelliinin, ardndan
gelen hadiselerin karakterine girdiine inanr. ite "gelenek" doktrini bu var
sayma dayanr. Hume, bir hadise btnyle ayr/k olursa, bu karakter nakli
nin, eylerin tabiatnda bir temeli olmaz" der. Hume, hafzaya bavurmakla,
sbjektif formlarn srekliliini de iine alan gelecek'teki gemiin gzlem-

lenmi ikinliine bavurur aslnda.


N ESN ELER VE ZNELER / 209

Bu ilaveyle birlikte, Hume'un Treatise'n Ill. Ksm'ndaki her argman


kabul edilebilir. Ama buradan yle bir sonu kar: Bu hadiseler arasnda
gzlemlenmi bir nedensellik / illiyet ilikisi mevcuttur. Bu gzlemlenmi ili
kinin genel karakteri, ayn anda hem hafza'y, hem de ahsi kimlii aklar.
Bunlar, tecrbe hadiselerinin ikinlii doktrininin farkl ynleridir. Burada
ylesi bir ikinci sonu daha karlabilir: Nedensellik fikirlerini, tabiattaki
olaylarn anlalmasna tatbik ettiimiz zaman, bu olaylar, tecrbe hadisele
rine tatbik edilen genel fikirler iinde alglamak zorundayz. Burada Hume'a
bavurmamzn nedeni, herkese bilinen imdi tezi'nin akln, apaikarl
n resmetmeyi amalamaktadr.
3.1. 1 6. Enerji Ak. nsann zihniyetini ieren bir tecrbe hadisesi, ska
lann dier ucunda, tabiat tekil eden bu vuku bulularn u bir rneidir. Yi
ne de bu tartma, dikkati bu uca sabitlemitir. Fakat insan tecrbesini tabi
atn dna yerletirmeyi reddeden bir doktrin, daha az hususi olan tabii vaka
larn tasvirine de giren insan tecrbesi faktrlerinin tasvirinde bulunmaldr.
Eer bu tr faktrler olmazsa, tabiatn iinde bir gerek olan insan tecrbesi
doktrini, tek avantaj rahatlatc bir ainalk olmu bo / mphem ifadelere
dayanan bir blftr yalnzca. Hal byle olunca, en azndan geici geerlilik sa
hibi bir doktrin olan dalizmi kabul etmek ya da insan tecrbesini, fizik bili
miyle irtibatlandran zde unsurlara iaret etmek durumundayz.
Fizik bilimi, tabii bir hadiseyi, bir enerji mahalli olarak alglar. Bu hadise,
baka ne olursa olsun, bu enerjiye demirleyen mnferit bir olgudur. Elektron,
proton, foton, dalga-hareketi, srat, kat ve yumuak radyasyon, kimyasal ele
mentler, madde, bo uzay, scak, enerjinin azalmas gibi szcklerin hepsi, fi
zik biliminin, her bir hadisenin bu enerj iyi gerekletirmeleri srecinde vuku
bulan hadiseler arasndaki niteliksel farkllklar tandna iaret eder.
Bu farkllklar, btnyle enerji ak, yani, burada szkonusu olan hadise
lerin, kendi enerj ilerini tabiatn gemiinden tevars ederek gelecee aktar
mak iin varolmalar eylemi tarafndan teekkl ettirilir. Poynting Enerji
Ak tartmas, elektrodinamiin en heyecanl ve byleyici blmlerinden
biridir. 47 yl nce gen bir yksek lisans rencisiyken bu tartmay ilk kez
Sir J: J. Thomson'n verdii bir seminerde duymutum. O zamanlar bu tart-
2 1 0 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

ma Poynting tarafndan kitap olarak yaymlanm yeni bir keifti. Ama bu e


fin babas, bu tartmann btn gerekli ilkelerini ortaya koyan byk Clerk
Maxwell' di. Burada bizi ilgilendiren yegane sonu uydu: Enerji, zaman ve
uzay araclyla bilinebilir yollara sahiptir. Enerji, bir hususi durumdan bir di
er hususi duruma geer. Her noktada, niceliksel ak ve kesin bir yn'le bir
likte bir ak vardr.
Bu, sreklilik asndan fiziksel tabiat kavraydr. Aslnda sreklilik kav
ram, Clerk-Maxwell'in dncesinde dominant bir kavramd. Ancak, ayrt
edilebilir mnferitlikler hakknda alternatif bir kavram, son zamanlarn fizi
inde nem kazanmaya balad: Elektronlar, protonlar ve fotonlar, elektriin
temel unsurlardr. Ayrca, enerj i aknn belli oranlar vardr. Tabiatn bu
kontrast ynleri, yani sreklilik ve atomlama [paralanma], Avrupa dn
cesinde, Grekler arasnda bilimin douuna kadar giden uzun bir tarihe sahip
tir. Buradan karlabilecek en muhtemel sonu udur: Her ikisini de yokmu
gibi kabul edemeyiz ve bugnk bilime uygun olan kontrastn modem evre
sine tank olmaktayz.
3 . 1 . 1 7. Zihin ve Tabiatn Mukayesesi. Yukarda zetlemeye altmz
insan tecrbesi doktrini, ayn zamanda, kendi asndan, ayr/k tecrbe hadi
seleri olan ayrt edilebilir mnferitlikler doktrini ile bir hadiseden dierine
birbirlerini olumlayarak tevars eden sbjektif formlar kimliiyle ifade edilen
sreklilik doktrinini korur. Bu fiziksel ak, her bir tecrbe hadisesinin teme
lindeki olumlanan mirasa tekabl eder. Bu miras, sbjektif formunun srekli
liine ramen, yine de, belli mnferit hadiselerden tevars eden bir mirastr.
Dolaysyla eer, gemii imdi'ye balayan genel ilikiler sistemi hakknda
yaplan analojiyi doru kabul edecek olursak, hadiselerin mnferitliklerinin
geerli olduu miktar / oran doktrini ile sbjektif formun olumlanarak nakli
nin hkmferma bir gerek olduu sreklilik doktrininin gelitirilmesini bek
lememiz gerekir.
Fiziin temelini oluturan fiziksel enerji nosyonu, o zaman, her bir hadise
nin kendisini tamamlad sbjektif nihai sentez formunda mndemi bulu
nan -duygusal ve amal- kompleks enerjiden bir soyutlama olarak alglanmak
zorundadr. Bu, her bir tecrbe faaliyetinin total gcdr. "Fizik bilimi bir so-
N ES N E LER VE ZNELER / 2 1 1

yutlamadr" ifadesi, felsefi baarszln itirafdr. Bu soyutlamann karlabi


lecei daha somut bir olgunun tasvir edilmesi, rasyonel dncenin iidir.
3.1.18. ahsiyet. nsan tecrbesini incelerken, insan ahsiyetini, insan tec
rbeleri hadiseleri arasndaki trsel iliki dzlemine drmtk. Ancak, yine
de kiisel btnlk kanlamaz bir gerekliktir. Eflatuncu ve Hristiyan Ruh
doktrini, Epikrc temel atomlarn Uzlamas doktrini, Kartezyen Dnen
Cevher / z doktrini, Hmaniteryen insan haklar doktrini, medenilemi in
sanln genel saduyusu doktrini gibi doktrinlerin hepsi, kendi aralarnda ken
dilerince btn bir Bat dncesine hkmedeler. Elbette ki, burada dikkate
alnmas gereken bir gerek var: Bir felsefe, mutlaka bir ahsi kimlik doktrini
sunmak zorundadr. Bir anlamda, doumundan lmne kadar her insann ha
yatnda bir birlik / btnlk vardr. Ben-kimliine dayanan Ruh-Cevher nos
yonunu srarla reddeden iki modern filozof, David Hume ile William James'tir.
Organizma felsefesi iin olduu gibi, bu iki filozof iin de geerliliini koruyan
sorun, kendisini artlarn olanca karmaklna ramen koruyabilen bu ahsi
kimliin btnlne ilikin uygun bir aklama yapma sorunudur.
3 . 1 . 1 9. Eflatun'un Kap'. zlecek bir problemin szkonusu olduu
matematik aratnnalarnda, zmle ilgisi olmayan ayrntlar devre d b
rakmak iin genelletirmelere gitmek makul bir yntem olarak kabul edilir. O
halde burada, insanln trl kk ayrntlarn bir tarafa brakarak, bu ah
si btnlk sorununa ilikin genel bir tasvir gelitirelim. Bu ama iin, Efla
tun'un Diyaloglar'ndan bir pasaj zerinde iyiletirme yapabilmemiz imkansz
dr. Bunu, Eflatun'un iki- ifadesine, "ahsi btnlk", "olaylar", "tecrbe"
ve "ahsi kimlik" gibi baz terimleri yerletirerek zetleyelim: "Olaylar yn
ve onlar resmeden formlar nosyonuna ilave olarak, nc bir terime, ahsi
btnlk'e ihtiyacmz var. Bu, kafa kartrc ve belirsiz bir kavramdr. Onu,
tecrbe hadiselerimizin oluturucusu olan 'bakc anne'si yani Kap olarak al
glamalyz. Bu ahsi kimlik, insann varoluunun btn hadiselerini alan ey
dir. Bu, btn hayat nakilleri iin tabii snak olarak oradadr ve ona giren
eyler yoluyla deitirilir ve deiik ekillerde canlandrlr; dolaysyla bu,
farkl zamanlarda ald karakterler bakmndan farkllar. Btn tecrbe bi
imlerini kendi btnl iine ald iin, btn formlarn dlyata olma-
2 1 2 / FELSEF D N CEN i N S E R V E N L E R i

ldr. Bunu, grnmez, ekilsiz ve her-eyi ve her ekli alan bir ey olarak tas
vir edersek pek fazla yanlm olmayz. Bu, varln srdren bir mahaldir ve
btn tecrbe hadiselerinin yerletirilmesi iini stlenir. Onun iinde olup
biten her ey, kendi gemiinin zorlamasyla ve kendi ikin ideallerinin ikna
ediciliiyle artlandrlr ve belirlenir."
Bu tasvirde Eflatun'un Timaeus'unu, hemen hemen pek fazla deiiklik
yapmadan kullandma dikkat etmisinizdir. Ama bu, Eflatun'un ruh tasviri
/ tarifi deildir. Kap doktrini ile, yegane fonksiyonu tabiat olaylar zerine bir
btnlk empoze etmek olan Mahal doktrinidir. Bu olaylar, yer kmesi olma
s hasebiyle birliktedirler ve gerekliklerini (actuality fliliklerini) bu kme
=

iine yerletirilmi olmaklklarndan alrlar.


3 . 1 .20. kinlik. Bu, ayn anda hem tabiatn btnl doktrini, hem de
her bir insann hayatnn btnl doktrinidir. Bu sonu, hadiselerin hayat
eilimlerimize ykledii z-kimlik bilincimizin, tabiatn genel btnl
iindeki hususi btnlk olgusuna ilikin bilgimizden baka bir ey olmad
dr. Bu ve kendine zg hususilikleriyle belirginleen, ama aksi takdirde, b
tn'n inasna rehberlik eden genel bir prensip rol sergileyen btn'n
iindeki bir mahal / bir para / bir ksm'dr. Bu genel ilke, tecrbenin nesne
zne yapsdr. Eer yle olmam olsayd, aksi takdirde, tabiatn vektr-yap's
olarak ifade edilebilirdi. Ya da imdi'de canllk kazandrlan gemi'in ikin
lii doktrini olarak alglanabilirdi.
Bu ikinlik doktrini, pratikte Msr'n Helenistik Hristiyan teologlar ta
rafndan haber verilmi bir doktrindir. Ancak onlar, bu doktrini yalnzca
Tanr'nn Dnya ile ilikisine deil, btn gerekliklere tatbik etmilerdi.
3 . 1 . 2 1 . Zaman ve Mekan. Bu Mekan-Zaman fikri, hibir form empoze
etmeyen Eflatun'un Kap doktrini ile, kendi eitli formlarn empoze eden
Fiili Dnya doktrini arasnda bir uzlamay temsil eder. Bu formlar empozis
yonu, etkileyici / nfz edici ton'un tutarszlklarnn gerektirdii perspektif
eliminasyonuna (ortadan kaldrlmasna) tabi'dir. Geometri, "miras" sre
cinde perspektif empoze eden araclarn ksmlar (loci) doktrinidir. Geomet
ride bu doktrin, Kfnat'n hayatnn bu dneminde hakim olan en plak ko
ordinasyon genellikleriyle / tmellikleriyle snrldr. Bu genellikler, olayla-
N ES N E LER VE ZN ELER / 2 1 3

rn irtibatllnda srgit resmedilen dizisel (seriyal) ilikiler kompleksiyle il


gilenir yalnzca.
Kfnat'n geometrik dzenine ilikin idrakimiz, "miras" tahdid'inin inka
rn, yalnzca ahsi dzene hasreder. Zira ahsi dzen, tek-boyutlu dizisel d
zen demektir. Ve mekan, ok-boyutludur. Mekansallk, arac hadiselerin e
itli olmas hasebiyle bir ayrm / paralanma ve ayn zamanda da gemi'in
imdi'den kopmasyla ortaya kan ikinlikten tr bir irtibatllk nosyonu
ierir. Dolaysyla, enerjinin hususi bir durum'dan fiziksel tabiattaki bir baka
hususi bir duruma nakli ile, insan ahsiyetindeki hususi bir hadiseden bir ba
ka hususi hadiseye duygusal enerjisiyle birlikte etkileyici / nfUz edici
ton'unun nakli arasnda bir benzerlik vardr. nsan tecrbesinin nesne-zne
yaps, hususi olan'dan bir baka hususi olan'a doru gerekleen bu vektr
ilikisi tarafndan fiziksel tabiatta yeniden retilir. te bu, yeni soyut form'un
plak olarak douu asndan alglanan Greklerin reme analizlerinin kusu
ruydu. Bu antik analiz, kendilerini yaratma srecindeki yeni hususiliklere em
poze eden eski hususiliklerin gerek ileyiinin kavranamaynn bir sonucuy
du. Dolaysyla, geree uygulanan geometri, gerein retilmesine ilikin ge
litirilen fikirlerden koparlarak alglanan bir geometriydi.
3.1.22. nsan Bedeni. Ancak, fiziksel tabiatla insan tecrbesi arasnda
yaplan bu kyaslama, bir ahsiyetteki insan hadiselerinin lineer dizisellii ger
ei ile fiziksel Mekan-Zaman'daki hadiselerin ok-boyutlu dizisellii gerei
tarafndan snrlandrlmtr.
Bu elikinin yalnzca yapay olduunu ispat edebilmek iin, burada, son
olarak, tevarse ilikin insan tecrbesinin, mekann bu ok-boyutlu karakte
rine bir benzerlik arzedip arzetmedii sorununu tartmak gerekiyor. Eer in
san tecrbesi hadiseleri temelde tek-boyutlu kiisel dzende tevars edilmi
se, o zaman, insan tecrbesi hadiseleriyle tabiatn fiziksel hadiseleri arasnda
bir boluk var demektir. nsan bedeninin hususi konumu, kendisini, ayn an
da, insan tevarsnn bu kat kiisel dzeni nosyonunu reddeden bir varlk
olarak sunar. Bizim, yakn gemiimizden yaptmz dominant tevarslerimiz,
dier alanlar araclyla saysz tevarsler eklinde paralanr. Hassas sinirle
rimiz, i organlarmzn ilev gr, kanmzn akndaki aksamalar, domi
2 1 4 / FELS EFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

nant tevars hattn paralarlar. Bylelikle, psikologlarn emin bir ekilde be


densel ilevlere hamlettikleri duygular, umutlar, korkular, yasaklar duyu-alg
lar ortaya kar. Bu bedensel tevars o kadar kendiliinden ve apaikardr ki,
genel dil, insann bedenini insann kiiliinden ayrmaz. Ruhla beden kayna
mtr. Ayrca bu ruhla bedeni zdeletirme abas, insann varlnda ruhtan
ok bedenin etkin olduunu grme temaylnde olan psikologlarn bilimsel
aratrmalarna ramen varln ve etkinliini srdrmtr.
Ancak, insan bedeni, hi phesiz, "mekan"sal tabiatn bir paras olan
hadiseler kompleksidir. Bu, beyinin eitli blgelerine bu tevars yerletire
cek ekilde mucizevi olarak koordineli ileyen hadiseler toplamdr (set). Do
laysyla, bedenimizle birlik / btnlk duygumuzun yakn gemiimizin ahsi
tecrbemizle btnlk / birlik iinde olduu duygumuzda olduu gibi benzer
bir kkeni vardr. Bu, yalnzca kat kiisel dzenden imdi yoksun olan hissi
olmayan alg olgusunun bir baka rneidir.
Bununla birlikte psikologlar ve fizikiler, bedenin, fiziksel yasalara gre fi
ziksel evreden fiziksel artlar tevars ettii konusunda hemfikirdirler. Dola
ysyla, insan tecrbesi ile fiziksel hadiseler arasnda genel bir sreklilik var
dr. Bu srekliliin daha ayrntl olarak izah edilmesi, felsefenin en apaikar
grevlerinden biridir.
3 . 1 .23. Dalivn. Bu tartma, dikkati, kompleks bir argmana ekmekte .
dir. Burada bizim iin gerekli olan genel bir soruna dikkat ekerek bu tart
may sona erdireceim.
Bu tartma, Dalizme kar Bakaldn'nn bir baka rnei olarak grlebi
lir mi? Profesr Lovejoy'un bu bakaldry eletiren kitabn byk bir takdir
le hepimiz okuduk. Burada ortaya koyduum pozisyonun yapayl, Love
joy'un eletirdii bakaldrnn bir rneidir. Ancak, baka bir anlamda farkl
ekillerde yorumlanan bir dalizm savunusu ortaya koymaya alpm burada.
Eflatun, Descartes ve Locke, Hume'un nn amlard; Kant, Hume'u takip
etmiti. Bense bu tartmada, Hume'un felsefi gelenekten yapt karsama
dan kaman ve ayn zamanda byk ncden tevars edilen genel dn
ce eilimini koruyan alternatif bir dnce damarnn varln ve gelitirile
bileceini gstermek istedim. Eflatuncu "ruh"larla, Eflatuncu "fiziksel" tabiat
N ESNELER VE ZNELER / 2 1 5

!ar arasndaki ge Eflatuncu Diyaloglarda gzlenen dalizm; Kartezyen "d


nen cevherler J zler"le, Kartezyen "geniletilmi cevherler" arasndaki d
alizm; Galileo ve Newton tarafndan daha ayrntl olarak tasvir edilen Loc
ke'u "insann anlama sorunu" fikri ile, Locku "harici eyler" arasndaki d
alizm, btn bu dalizmler, burada, her bir gereklik hadisesi iinde buluna
bilir. Her hadise, kendisini tam olarak-tamamlamaya iten kendi fiziksel teva
ri.isne ve kendi zihinsel reaksiyonuna sahiptir. Dnya, ne yalnzca fiziksel, ne
de yalnzca zihinse.ldir. Pek ok yan evreden biri de deildir. Yalnzca tamam
lanm bir hakikat de deildir; znde, deiim illzyonuyla birlikte, duraan
dr. Nerede bu ksr dalizm grnrse, nihai somut bir olgunun soyutlamas
olarak yanl bir ekilde alglanmasndan kaynalanr bu.
Kainat, btncl anlamyla, hem geici, hem de ebedi olduu iin dal
[ikili bir yapya sahip]dir. Kainat, her bir nihai gereklii hem fiziksel, hem de
zihinsel olduu iin daldir. Kainat, her bir hadise, formel anndaln objek
tif tekilii ile birletirdii iin daldir. Kainat, pek ok nihai gerekliklere
ayrlp analiz edilebilir olduu iin ouldur. Kainat, evrensel ikinlii nede
niyle bir'dir. Dolaysyla, buradaki dalizm, birlik ile oulluk [vahdet ile kes
ret] arasndaki bu kartlktaki dalizmdir. Btn bir Kainat'ta, dalizmin te
meli olan kartlarn birlii hkmfermadr.
KNC BLM

GEM, lMDl, GELECEK

3 2. 1. "Gelecek" anlamnda kullanlan, olabileceklerdeki gemi hadise


lerin ikinlii doktrini, nceki blmde, dierlerine gre grece daha

yeterli bir ekilde tartld. Gemi, kendisinin tesindeki gelecekte yatan


imdi'de objektif bir varolua sahiptir. Gelecek'in, kendisinden nceki hadi
selerde ikin, imdiki hadiselerinse, her birinin bir dierinde ikin olduu fik
ri, tecrbenin nesne-zne yaps asndan ok ak deildir. Gelecek'in im
di ile olan ilikisi zerinde younlamak, her eyden nce daha basittir. Gele
cek'in, imdi iin kesinlikle bir ey olduu [bir anlam ifade ettii] ok aktr.
nsanln en temel davranlar bu gerein tandr: Hukuki szlemeler,
her tre ilikin sosyal anlama ve anlay abalar, iddialar, kayglar, trenyolu
saat izelgeleri, imdi'nin kendini gerekletiren ina abas srasnda giritii
ilikide, kendi tesindeki gelecee ilikin izler / iaretler tadn gstermesi
dnda btnyle bouna bilin gsterileridir. Gelecekle iliki koptuu an
imdi ker, gerek ierii boalr. Anlk varolu, imdi'nin krntlar iine
gelecein dahil edilmesini gerektirir.
Burada, bir kez daha, uzun gemie ve gelecee uzanan eletirel dnce
siyle edebiyat eitimi alkanlklarnn, felsefe zerinde talihsiz bir etki yapt
n gzlemliyoruz. Bylelikle, gelecei, yzyllk, on yllk, yllk ya da gnlk
2 1 8 / FELSEF D N CEN i N S E R V E N L E R i

zaman-dilimleri asndan dnyoruz. Tarih olarak adlandrlan masallar y


nna [skun bulmak iin] iskan ediyoruz. Bunun sonunda, kendimizi, husu
si gereklie / olguya ilikin dorudan gzlemden yoksun btnyle soyut bir
muhayyile abasyla retilen bir gemile ya da gelecekle ilikilendirerek al
glyoruz. Bu sonucu kabul etmemiz, gemi olduuna ya da bir gelecek olaca
na dair gerek bir delil olmaz. Bu konuda katksz bir cehalet iindeyiz. B
tn gzlemleyebildiklerimiz, imdi'de yaptmz kavramsal ikna abalarndan
teekkl etmi oluyor. Bu, uzun gelecee ya da uzun gemie iskan eden ede
bi [bir zihin ve alglama abasnn rn olan] alkanln sonucudur. Elbet
te ki edebiyat, insan rknn hikmet [ve erdem]lerini muhafaza eder; ama bi
rinci-el sezgiye yaplmas gereken vurguyu zayflatr. Gemi ya da gelecee
ilikin dorudan gzlemimizi incelerken, kendimizi, bir saniyelik hatta sani
yenin paralar kadarlk zaman-lekleri ile snrlamamz gerekir.
3.2.2. Eer kendimizi bu ksa-lekli sezgiyle snrlarsak, gelecein, hi de
hibir ey olmad sonucunun yanl olduunu grrz. Aslnda gelecek,
kendi nceki dnyasnda aktif olarak yaar. Her tecrbe an, kendisini, yakn
gemile gelecek arasnda, yani iki dnya arasnda bir gei [an] olarak grr.
Bu, saduyunun bize kesinkes rettii ve gsterdii bir hakikattir. Ayrca ya
kn gelecek, yapsal tabiat gerei, belli bir derecede imdi'de ikindir. Bura
daki zorluk, tecrbenin nesne-zne yaps asndan bu ikinliin izahnda
gizlidir. Mutlak tamamlanmlk leiyle mnferit gereklikler olarak gele
cek hadiseler, imdi'de mevcut deildir. Dolaysyla, gelecein, gemiin
mnferit hadiselerinin objektif lmszlyle farkl bir anlamda imdi'de i
kin olmas zorunludur. "imdi", bu tr gerekletirilmi mnferitliin nihai
kysn ierir. Btn bir gelecek doktrini, her bir mnferit fiili hadisenin ken
dini-tamamlama sreci asndan anlalacaktr.
Bu sre, ksaca, telaffuzdan beklentiye bir geit (passage) olarak nitelen
dirilebilir. Bu geiteki ara evre, telaffuz evresini beklenti evresine dnt
rrken, yeniden ekillendirmek iin ara zne'nin mnferit katks demek olan
yeni ieriin kazanlmasyla ina edilir. Bu son evre, kendi bireyselliinin ya
ratc arzusunun zirveye kt "tatmin" olgusu olarak tarif edilebilir. Bu yeni
ierik, pozitif kavramsal kavraylardan, yani kavramsal his'lerden teekkl
GEM i , i M D i , GE LECEK / 2 1 9

eder. Bu kavramsal hisler, nceki / eski hadiselerin fiziksel kavranyla b


tnletirilir ve bylelikle gemie ilikin varsaymlara dntrlr. Bu varsa
ymlar, birbirleriyle ve dier kavramsal his'lerle bir kez daha btnletirilir ve
yeniden-btnletirilir, sonuta dier varsaymlar retilir.
Son olarak, ara / yakn zne'nin inasna ilikin varsaymlar ortaya kar.
Bu, objektif lmszle dnen znenin zne aittir. Dolaysyla, bunun
kendini inas, kendini-ekillendirme srecindeki kendi faaliyetinin teki-e
killendirme faaliyetlerine dnt bir sreci ierir. Gelecein imdiki z
ne'yi tecessm ettirmesi ve faaliyet biimlerinin telaffuz edilmesi, imdiki z
ne'nin inasyla gerekleir. Ancak, gelecek mnferit hadiseler, mevcut deil
dir. Yegane yakn gereklik, kendini-ekillendirme anndalnn tesine uza
nan objektif lmszlk ihtiyacn tecessm ettiren imdiki znenin inasdr.
Bu objektif lmszlk, perspektif telaffuzu rntsnn szkonusu olduu
gelecein amaz gereidir.
Nihai beklenti evresi, uygun olup olmamasnn verdii izin lsnde ge
lecein kedisini tecessm ve telaffuz ettirecei zorunluluklar asndan imdi
ki-zne'nin znn farazi olarak gerekletirilmesidir. Dolaysyla, bir tecrbe
hadisesinden holanlmas sreci, bizzat canl olan gemiten holanlmasyla
balar, gelecekte canl olarak kendinden holanma sreciyle sona erer. Bu,
her bir mnferit durumda ilev gren Kainat'n sahip olduu yaratc arzusu
nun izahdr. Bu anlamda, imdiyle olan hususi ilikilerinin eitli hakimiyet
biimleri eklinde teekkl etmesiyle birlikte, her bir imdiki hadisede ikin
dir. Ancak, hibir gelecek hadisesi, u an varolamaz. Beklenti varsaymlar,
imdiki hadisenin ve onda mndemi olan zorunluluklarn inasyla ilgilenir
ler. Bu ina abas, bir gelecein varln ve gelecek hadiselerin ilk evresin
deki telaffuz katksna bir kota konulmasn gerektirir.
Burada hatrlanmas gereken nokta, her bir mnferit hadisenin, bu tr ha
diselerin zorunlu olarak inasna bal olan yaratc itki tarafndan ald ha
kikatidir. Bu tr hadiselerin tamamlanm inasyla alakasnn olmamas tesa
dfi deildir.
Her bir gereklik hadisesinin teekklnde, ibrenin ynnn, telaffuz'dan
beklenti'ye doru kaymas, zihniyetin mdahaleci dokunuu nedeniyledir. Ye-
220 / FELSEFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

ni kavramsal kavraylar tarafndan kazandrlan fikirlerin yeni mi, yoksa eski


mi olduu meselesinde, u kesin sonula kar karya kalrlar: Bir hadise, ge
mile yzleen bir sonu olarak ortaya kar ve gelecekle yzleen bir nedei
olarak sona erer. kisi arasnda ise, Kfnat'n teleolojisi [amasall] uzanr.
Eer zihni faaliyet, ideal bir yenilik getinneyi iermezse, kavramsal hisle
rin veri'si, halihazrda telaffuzun ilk evresinde resmedilen ebedi nesneler ola
rak kalr yalnzca. Bu durumda, ilk evreyle yeniden btnleme, sadece, teva
rs'te halihazrda dominant olan dzen tiplerinin ve his rntlerinin korun
mas beklentisine dahil olan ilk olumlayc algya dnr. Bu noktada, kes
betmenin hakimiyeti szkonusudur. Bylelikle, bu tr hadiselerin bir blgesi,
empoze edilmi tabiat yasalarna pasif balanmay ngrr. Kavramsal yeni
lik, tekrar/lama araclyla ve koordine edilmi hadiseler zinciri zerinde ila
ve bask kurmak suretiyle etkili klnmaya alld zaman, bu kiiden doan
ve kiinin evresinde etkin klnarak youn bir ekilde desteklenen amala
birlikte gl bir kiinin gcne sahip oluruz. Dolaysyla, bu durumda, gele
cek vadeden bir akrabalk beklentisi, kavram olgu'ya dntrecek ama for
munun var olmasn varsayar. Her iki durumda da, kavramsal yenilik olsa da
olmasa da, kavramsal kavrayn sbjektif fonnlar, her hadisenin kendisini
gelecee ynlendirdii Kainatn itici gcn oluturur.
3.2.3. imdi, gemi'in imdi' de ikin olduu meselesini belirginletirmek
mmkndr. "imdi", kendi znde bir gelecee sahip olmak zorunda olaca
bir ilikinin izini tamas nedeniyle, gelecek, imdi'de ikindir. Dolaysy
la gelecek, znde, gelecein mutlaka tasdik etmesi gereken zorunluluklar
ierir. Gelecek, eylerin tabiatna ait olan genel bir olgu olarak imdi'nin
iinde mevcuttur. Gelecek yine, bu genel belirlenimleriyle, mutlaka baarl
olmas gereken hususi gelecee empoze edilecek hususi imdi'nin geleceinde
gizlidir. Btn bunlar, imdi'nin zne aittir; ve belirlendii ekliyle, im
di'nin sbjektif anndalnda kavray iin bir nesne olan gelecei ina eder.
Bylelikle her imdi hadisesi, Kfnat'n genel metafizik karakterini kavrar ve
bu karakterdeki kendi payn da kavram olur. Dolaysyla gelecek, imdi iin
bir zne'nin nesnesidir, imdi'de objektif bir gelecee sahiptir. Ancak, im
di'deki gelecein objektif varoluu, imdi'deki gemiin objektif varoluundan
G EM i , i M D i , G ELECEK / 22 1

farkllar. Gerni'in eitli hususi hadiseleri varoluta'dr v e irndi'deki nes


neler olarak eitli ekillerde ilev grr. Gemiin hususi hadiselerinin bu
mnferit objektif varoluu, her biri her bir imdi'de ilev grerek, yeterli ne
densellik dernek olan nedensel ilikileri ina eder. Ancak gelecek'te, haliha
zrda ina edildii iin, fiili hadiseler yoktur. Dolaysyla, imdi'de yeterli ne
densellii tatbik edecek gelecek'teki fiili hadiseler de mevcut deildir. im
di'de objektif olan, fiili hadiselerin geleceinin zorunluluudur ve bu gelece
in vuku buldurduu bu zorunluluk, imdiki hadisenin znde mndemi bu
lunan artlara uyum salar, onlar olumlar ve onaylar. Bu gelecek, imdiki ger
ein zne aittir ve imdiki gerein gerekliinden baka bir gereklii yok
tur. Ancak, onun imdiki gereklikle kurduu hususi ilikiler, halihazrda irn
diki gerein tabiatnda gerekletirilmitir.
3.2.4. Birbirinden nedensel olarak bamsz bir ekilde vuku bulan ada
olaylarn tanm budur. Dolaysyla, ada olaylar, tekinin gemiine ait de
ildir. Bu iki hadise, yeterli nedensellikle dorudan bir iliki iinde deildir.
ada hadiselerin geni nedensel bamszl, Kfnat'n "zgrlk alan"nm
(elbow-room) koruyucusudur. Bu, her bir fiili duruma, sorumsuzluk iin rahat
bir ortam sunar. "Ben kardeimin koruyucusu muyum?" sorusu, z-bilincin ilk
jestlerinden birini ifade eder. zgrlk iddiamz, ada evremizle ilikimizde
kksalar. Tabiat, bamsz faaliyetler iin bir alan sunar. Kfnat'n doru anla
lmas, her birinin bir dieriyle, deiik ekillerle, yeterli nedensellikle, tele
olojik / amal olarak kendini-varetmeyle ve ada bamszlkla ilikilerini
doru anlamamz / kavramamz gerektirir. Bu doru kavrama, ayn zamanda,
perspektif eliminasyonunu / ortadan kaldrma giriimini; geni dnemlere ha
kim olan dzen tiplerini ve iinde kendilerini bulduklar her geni dnemi bir
birinden ayran ilave dzen biimleriyle kk kalclklar gerektirir.
ada hadiselerin karlkl bamszl, youn ve kesin olarak, teleolo
jik kendi-vretrne alanlarnda gizlidir. Bu hadiseler, ortak bir gemiten do
arlar; ve bunlarn lmszlkleri, ortak bir gelecein iinde iler. Dolaysy
la, dolayl olarak gemiin ikinlii ve gelecein ikinlii yoluyla hadiseler i
ie gemitir, birbirleriyle irtibatl hale gelmitir. Ancak, kendi-varetme sre
cinin ani faaliyeti, adalar szkonusu olduunda, ayr ve hususidir.
222 / FE L S E F D N CEN i N S E R V E N L E R i

Dolaysyla, ada hadiselerin herbirinin bir dierinde muayyen bir do


layh ikinlik mevcuttur. nk, eer A ile B ada iseler ve C de A ile
B'nin gemiinde ise, o zaman A ile B, bir anlamda C'de ikindir; tpk gele
cein gemite ikin olmas gibi. Ancak C, A ile B'nin iinde objektif ola
rak lmszdr. Dolaysyla, bu dolayl anlamda A, B'de ikindi; B de A'da
ikindir. Ancak, A'nn objektif lmszl, B'de ilemez; B'ninki de A'da
ilemez / geerli deildir. Mnferit tamam/lanm faaliyetler olarak A, B'den
gizlenir; B de A'dan. ki ada olarak A ile B'nin ortak bir gemi'ten bt
nyle holandklar doru deildir. llk elde, A'nn gemiindeki hadiseler,
B'nin gemiindeki hadiselerle zdese, o zaman, konumlarnn farkll ne
deniyle A ile B, perspektif eliminasyonunun farkl olmasndan tr bu ge
miten holanrlar. Dolaysyla, A'daki gemiin objektif lmszl, B'de
ki bu ayn gemiin objektif lmszlnden farkllar. Bylelikle, birbirin
den byk lde uzak olan bu iki ada hadise, aslnda fiili olarak, farkl
gemilerden doar.
Keza, son zamanlarda gelitirilen modem fizikteki zaman nosyonlarna g
re, eer A ile B ada iseler ve P de A ile ada ise, o zaman, P'nin B ile a
da olduu gerekte doru deildir. P'nin B'den erken olmas ya da B'den da
ha ge olmas mmkndr. Dolaysyla, A'nn gemiindeki hadiseler bile,
B'nin gemiindekilerden btnyle zde deildir. A ile B komu olduklar
zaman, onlarn gemileri arasndaki bu ayrm ihmal edilebilir. Ancak, bun
lar birbirinden uzak olduklarnda bu ayrm, byk bir neme haiz olabilir.
Buradan kan sonu udur: Eer uygun bir evreye btnleik bir koordi
nasyon hakim olduunda her hadise, kendi gemiinde, bu gemiin tesin
deki gelecein iindeki dzen tipinin beklentisi / haber vericisi olarak tecr
be olunacaktr. Ancak, bu gelecek, burada szkonusu olan hadiseyi ve onun .
ada evresini ierir. Bu ekilde, burada bu hadisede, onun hususi mnferit
hadiseleri asndan deil ama bu dzenin ilikisinin genel alt-katman olarak
ada dnyann dolayl ikinlii mevcuttur. Bu dzen tipi, hem kendi arala
rndaki ada dnyann eitli paralaryla irtibatldr, hem de szkonusu ha
diselerin bu paralaryla irtibatl olacaktr. Ancak, ada dnyann parala
r, bu dzen iin kendi iliki kurma ilevlerindeki tecrbe hadiselerine ait.ola-
GEM i , i M D i , G ELECEK / 223

caktr. Bu, ada dnyann, neden btnleik (uniform tek biimli) me


=

kansal ilikiler alan olarak alglanmas gerektiinin genel izahdr. Bu, neden
herhangi bir hususi iliki sisteminin bu dnemde hakim olmas gerektiine
ilikin bir neden sunmaz. Ama bu izah, neden baz tek-biimli iliki sistemle
rinin ada dnya alglarmza hakim olmas gerektiine diiir bir neden su
nar. Aynca, esas faaliyet kaybolmutur. ada dnya, pasif ilikiler ve nite
liklerin znesi olarak tecrbeye dnr.
3.2.5. Kiiinat'n gereklikleri, her bir sre mnferit bir gerek olarak,
tecrbe sreleridir. Kil.inat, bu srelerin dil.ima gelien bir toplamdr. Btn
fil.illerin (agency) fliklerle / gerekliklerle snrl olduunu varsayan Aristo
cu doktrin, kabul edilebilir. Ayn ekilde, varoluun erek anlam "failde bir
aktr olmak"tr ya da baka bir ifadeyle "bir farkllk husule getirebilmektir"
eklindeki Eflatuncu yarg da kabul edilir. Dolaysyla, bir ey olmak, bir ger
ekliin analizinde bir faktr olarak kefedilebilir olmaktr.
Buradan kan sonu udur: Bu varlk kategorisine gre, bir anlamda, her
ey "gerek"tir. Bu anlamda "gerek" (real) szc, "bir arm, bir ses ya
da bir iaret olan bir szcktr" anlamna gelebilir yalnzca. Ancak, "gerek
letirme" terimi, kendi teekkllerinden pozitif bir faktr olarak burada sz
konusu olan "mevcudiyet''i (entity) ieren gerek / fiili mevcudiyetlere gn
dermede bulunur. Dolaysyla, her ey gerek olsa da, gerek hadiselerin, baz
hususi dizilerde gerekletirilmesi hi de kanlmaz deildir. Ancak, baz fiili
mevcudiyetlerde gerekletirilmi bir yerlerde kefedilebilir olmas gereklidir.
Fiziksel ya da kavramsal olarak, bir anlamda, gerekletirilememi hibir ey
yoktur. Dolaysyla, "gerek" terimi ayn zamanda, fiziksel ve kavramsal ger
ekletirmeler arasnda vcuda gelen farkllklara da iaret edebilir.
3.2.6. Herhangi bir gerek hadiseler dizisi, biri dierinde gerekleen ha
diselerin karlkl ikinlii taraf!ndan btnletirilir. Birbirlerini karlkl
olarak snrlayacak lde btnleirler. Aktr ki, bu iki hadise iftinin bu
karlkl ikinlik ve tahdid'i [birbirini snrlamas], genelde simetrik bir iliki
deildir. Zira adalar dnda, bir hadise, teki'nin geleceindedir. Dolay
syla, yeterli nedensellik mod'una gre, daha erken vuku bulan, daha sonra
vuku bulanda ikindir [mndemitir]; beklenti modu'na gre ise, yukarda
224 / FELSEF D NCEN i N S E R V E N L E R !

akland gibi, sonraki ncekinde ikindir. Bir btnlk'te bir araya gelen
bir olgu olarak alglanan herhangi bir hadiseler dizisi, rabta / ba olarak ad
landrlacaktr. Byle bir rabta'nn btnl, eer eitli hadiseler, her biri
dierinde farkl konumlarda Kfnat'a dalrlarsa, bu, geliigzel bir tasvirdir.
Eer rabtann btnl, hakim olucu bir nemi haiz olursa, farkl rabta tip
leri vcuda gelir; ki bunlar srasyla, blgeler, toplumlar, kiiler, kalc nesne
ler, dnyevi zler, canl organizmalar, olaylar, Tabiat'n muktedir olduu e
itli karmaklk yzeylerine benzer dier terimler gibi nitelendirebiliriz. Ge
lecek blmde, bu zel rabta trlerinden bir kan gstermek yeterlidir.
3.2. 7. Snrlama ve zgrlk', kendileriyle iritbatl bir ekilde gerekle
tirilen deerler ve ayrca onlar arasndaki antitezler asndan dnrz. An
cak, bunlar baka ekillerde inceleme biimleri de var. zgrl ya da snr
lama'y yahut da her ikisini birden uygun bir ekilde uzlatrma ilikisinin fi.
ziksel olarak gerekletirilmesini teekkl ettiren fiziksel eylerin tabiatnda
ne olduunu sorabiliriz.
Aslnda biz, alkanlk olarak, insann tarihini zgrlk ve snrlama a
sndan yorumlarz. Bu antitezin fiziksel vakalardaki gerekletirilme hadisesi
nin dnda, medenilemi insanln tarihi, fiziksel gereklerle hibir alakas
olmayan kavramlarla ilgilenen duygularn oyununun szkonusu olduu an
lamsz olaylar dizisidir.
ada hadiselerin nedensel olarak bamszl, Kfnat'taki zgrln
temelidir. ada dnyann kar karya kald yenilikler, ada hadiseler
den tecrit edilerek zmlenir. Burada, tam bir ada zgrlk mevcuttur.
Vuku bulan her eyin, baka bir eyin temelini oluturan bir art olduu id
dias doru deildir. Bu tr bir tam karlkl belirleyicilik konsepti, Kainat
"mecmua"sna / toplam'na ilikin bir mbalaadr. "Tedrici vakalar" ve
"karlkl alakaszlk" fikirleri, eylerin tabiatna gerek anlamda tatbik edi
lebilir bir mahiyete sahiptirler. Keza, sbjektif uyumazlklar formu tarafn
dan empoze edilen perspektif, baka bir ekilde, zgrln yolunu aar. n
ceki evre, kendisinden husule gelen hadisenin ilk evresini belirlemekte b
tnyle yeterli deildir. Bu yeni yaratmda ak gerekler olarak herhangi bir
ilevden alkonulan evredeki faktrler de mevcuttur. Dalga akm, kendisi
G E M i , i M D i , G E L ECEK / 225

ni arndran ya da belki de daha durgun ["mutlu"] ortamlarda koruyabilecei


baz erdemlerini kaybeder. Her taze hadisenin ilk evresi, kendisinin te
sin/d/e uzanan objektif varoluun gemiinin iindeki bir mcadele mesele
sini temsil eder. Bu mcadelenin belirleyicisi, yeni gereklik srecinde ken
disini mnferit sbjektif amacnn ilk evresi olarak canlandran, stn
Eros'tur. Dolaysyla, Kfnat'n bu herhangi iki hadisesinde de dierinin in
as iin uygun olmayan unsurlar vardr. Bu doktrinin unutkanl, eylerin
tabiat grnde ar-ahlakiletirmeye yol aar. Allah'tan ki, ok fazla
nemsemediimiz ve murat ettiimiz zaman sahip olabileceimiz pek ok ey
var. Bunun kart olan bak as, fanatizmin dlyata olmu; ve tarihi, fe.
laketlerin eiine srklemitir.
3.2.8. Burada ortaya koyduumuz metafizik asndan Kfnat'n anlal
mas, birbirleriyle eitli ilikileri bakmndan alglanabilecek, eitli yeterli
nedensellik rollerini, teleolojik kendini-varetme'yi, perspektif elimasyonu
nu, ada bamszl, geni dnemlerde hkmferma olan dzen hukukla
rn, her bir dnemde geerli olabilen kk kalclklar gerektirir. Bu tr
anlama / anlalma abasnn bir baka zet rnei, snrlama ve zgrlk,
varolma ve ykm, his derinlii ve hissin geliigzellii, kavramsal gerekle
tirme ve fiziksel gerekletirme, Grn ve Gereklik gibi ifadelerle ortaya
konabilir. Dncelerin Servenleri'ne ilikin bir alma, bu trden eitli
ifadelerle ifade edilen alternatifler arasnda kendi yolunu bulan Fikirlerle il
gilenir.
Kendimizi iinde bulduumuz Kfnat'n [varoluunun] bu dneminin ya
psn incelediimiz zaman, bu yapnn bizi, bir dizi dzen tipleri sunan kat
manlarla kar karya getirdiini grrz. Her bir katman, daha byk bir
evrenin daha genel dzen tipini paylaan baz snrl blgeler iinde ilave d
zen tipleri vcuda getirmektedir. Buna mukabil, bu daha geni evre, bildii
miz genel yaratm dnemindeki hususilemi bir blgedir. Kendi dzenleyici
dominant ilikiler dizisi olan bu blgelerin her biri, ya kendi paralarnn di
erleriyle karlkl ilikisi asndan, ya da bir birlik olarak harici bir idrak
edicinin tecrbesi zerindeki etkisi bakmndan incelenebilir. Dahas, bu iki
sini birletiren bir nc inceleme biimi de vardr. drak edici, belli bir bl
226 / FELSEF D N CEN i N S E R V E N L E R i

gedeki bir hadise olabilir ve kendisinin de bir yesi olduu bu blgeyi, tek bir
blge olarak kavrayabilir.
llk ekilde analiz edilen bir blge, yasalarn dzenleyici dominant ilikiler
dizisi olduu muayyen Tabiat Yasalar'na tabi olarak idrak edilebilir. kinci
inceleme biiminde sentez, analizin yerine geer. Burada szkonusu edilen
blge, z'n, muayyen bir karmak isel nitelik olduu bir kalc btnlk
varsayar. Bu zorunlu karakter, ikinci yaklamda da grld gibi, bir blge
de hkmferma olan -birinci yaklamda grld gibi- Tabiat Yasalar dizi
sinden baka bir ey deildir. Her bir yaklam biimi de, blgeyi oluturan
pek ok hadisenin somut irtibatllna nfuz eden hakim karakter kimlii
zerin/d/e vurgu yapar. Blgenin btnl / birlii, iki yolla gerekleir: Bi
rincisi, kendisinde varolan eitli hadiselerin karlkl ikinliinden vcuda
gelen saf irtibatllk yoluyla. kincisi de, herhangi bir d hadisede eitli k
smlarnn benzer bir rol oynad nffiz edici karakter kimlii yoluyla. Dola
ysyla, kendi Tabiat Yasalar'na sahip olan buradaki blge kavram, birlikte
bir blge, Zorunlu Karakter'e sahip olan kalc cevher'in bir baka addr.
NC BLM

HADSELERN GRUPLANDIRILMASI

3 3 . 1 . Hadiselerin gruplandrlmas, idrak edici tecrbelerdeki hadiseler


tarafndan gerekletirilen baz ortak ilevlerin bir sonucudur. Dolay

syla, gruplandrlan hadiseler, bir birlik / btnlk kazanrlar ve idrak edici


nih tecrbesi iin, pek ok hadiseye ya da pek ok alt hadise gruplarna bl
nebilme zellikleri nedeniyle tek bir ey olurlar. O halde alt gruplar, her biri
total grup olarak ayn metafiziksel varolu kategorisine ait olan kompleks bir
liklerdir. Benzer varlk tr gruplarna blnebilme zellii, genel yaylma /
genileme fikridir. Hususi iliki (eer varsa tabii), bu dnemde hakim olan ge
ometri sistemini oluturan bir genileme dnemi grubu arasnda sistematik
olarak kaynamtr.
Herhangi bir fiili hadise grubu tarafndan gsterilen genel mterek fonk
siyon, karlkl ikinlik fonksiyonudur. Eflatuncu dilde bu, mterek Kap'a
ait olma fonksiyonudur. Eer bir grup, yalnzca karlkl ikinlik temel ml
k asndan incelenirse, aksi takdirde ne kadar mterek alakadan yoksun
olursa olsun, o zaman bu genel irtibatll rnekleyen bir olgu olarak algla
nr; ki ite bu grup, bir Rabta olarak adlandrlr.
Dolaysyla Rabta terimi, hususi bir dzen tipi de, yelerine karlkl i
kinlie dayal genel metafizik zorunluluundan baka bir eye nf1z etmeyen
bir dzen de varsaymaz. Ancak, younluk ve eitlilik amacna sahip olan Ka-
228 / FELSEF D N CE N i N S E R VEN LERi

inat'n teleolojisi, aslnda, birbiriyle i ie gemi alt rabtalara hakim olan


eitli dzen trleri retir. Bir rabta, hem mekansal olarak, hem de zamansal
olarak genileyebilir. Baka bir deyile rabta, birbiriyle ada olan hadiseler
dizisi ile grece gemi ve gelecek olan bir hadiseler dizisi de ierebilir. Eer
rabta tmyle mekansal olursa, o zaman tekinin ncekisi olan iftlerin sz
konusu olduu bir hadiseler ifti iermez. Rabtann hadiseleri arasndaki kar
lkl ikinlik, o zaman ada hadiselere uygun dolayl bir tip olacaktr. Bu
nedenledir ki, dsallk fikri, bizim mekan sezgilerimize hakimdir. Eer rabta
btnyle zamansal olursa, o zaman ada hadiseler iftini iermez. Bu yal
nzca, bir hadiseden dierine gei tipidir. Zamansal gei fikri, nedensellik
fikrinden hibir zaman btnyle koparlamaz. Bu sonuncu fikir, imdi'deki
gemiin ikinliini hususi bir ekilde inceleme yoludur yalnzca.
3.3.2. Hadisenin yekparelii fikri nemlidir. Birinden nce gelen ve die
rinden sonra gelen hadiselerin olmad durumlarda, ada olmayan iki ha
dise, zamansal olarak yekparedir. En son ve en nceki hadiseler istisna olmak
artyla, her bir hadise, daha nceki ve daha sonraki hadiselerle yekpare oldu
u zaman, btnyle zamansal olan hadiseler rabtas sreklilik halindedir. Bu
durumda rabta, zamansal ya da mekansal dzenle kopmaz bir ba kurar. El
bette ki bu ban ilk ve son hadiseleri, ba'la, yalnzca tek-yanl bir yekpare
likten "keyif alr".
Mekansal yekpareliin tanmlanmas daha zordur. Zamansal boyuta atf
yapmay gerektirir. lki ada durumun btnyle ortak bir gemiten gelme
dii eklinde zetlenebilecek bir doktrinin yardmyla tanmlanabilir.
Dolaysyla, eer A ile B, iki ada hadise ise, A'nn gemii, B'nin ge
miine ait olmayan baz hadiseleri ierir; ve B de, A'nn gemiine ait olma
yan baz hadiseleri ierir. O halde, (i)-hem A hem de B ile ada olmad;
ve ( ii)-gemii, her biri hem A'nn hem de B'nin gemiine ait olan btn
hadiseleri ierdii zaman, A ile B yekparedir. Bu zel tanm biiminin bir
nemi yoktur. Ancak, imdi'nin i-ilikiselliinin gemie atfla vcut bulma
sn salayan ilke nemlidir .ve temeldir. Bu, ada dnyann, niin empoze
edilen karakterleri pasif bir ekilde resmeden hayatsz zlerin bir tezahr ola
rak tecrbe ettiinin nedenini aklar.
H A D i S E L E Ri N G R U P L A N D I R I L M A S I / 229

Zamansal ve mekansal yekparelik, bir bakma, ikinlik doktrini asndan


tanmlanabilirdir. Yekparelik fikrinin yardmyla blge fikri, muayyen yekpa
relik artlarnn korunduu bir rabtann iareti olarak tarif edilebilir. Bu tr
bir tarifin mantksal ayrntlar bu tartmann dndadr.
Buraya kadar, tek btnlk ilkesi, karlkl ikinlik plak gereinden vcu
da gelen eitli rabta trlerini inceledik. Bu rabta dehasn, trleri, plak ge
nilik rnts farkllyla ayrlan bir deha olarak adlandracaz. Daha ksa
ve zl bir ekilde sylemek gerekirse, rntlendirilmi Rabta Dehas olarak
adlandracaz. rntlerinde i-ie gemi olan niteliksel faktrlerden so
yutlarsak, her rabta, bu dehann bir trne aittir.
3.3.3. imdi, genel Toplum fikrine geebiliriz. Bu fikir, genel dzen trle
ri fikirleri ve genetik dzen varsaym sunar. Bu tanm, rntlendirilmi Ra
bta Dehas analizinde atlanan faktrlerin hesaba katlmasna baldr.
Bir Toplum, muayyen bir "sosyal dzen"i resmeden ya da paylaan bir ra
btadr. "Sosyal dzen", yle tarif edilebilir14: "Bir rabta, (i) ierdii gerek
varlklarn her birinin kesinliinde resmedilen mterek bir form unsuru ol
duu zaman; ( ii) rabtann dier baz yelerinin kavraylar zerinde empoze
edilen artlar nedeniyle rabtann her bir yesinde bu mterek form unsuru
vcuda geldii zaman; ve (iii) bu mterek formun szkonusu olduu pozitif
hisleri iermesi nedeniyle kavraylarn bu yeniden-retim artlarn empoze
ettii zaman bir rabta, 'sosyal dzen'den honut ve tatmin olur".
Ayn tarifin baka bir versiyonu ise yledir 15: "Bir 'toplum'un (bu terimin
burada kullanl ekliyle) iaret edilmesi gereken noktas, kendi-kendini bes
leyen, kendi-kendine ayakta duran bir zellie, baka bir deyile, kendi akl
na sahip olmasdr. Dolaysyla toplum, ayn snfa tatbik edilen gerek mev
cudiyetler dizisinden daha fazla bir eydir: Bu, toplumun salt matematiksel
'dzen'den daha fazla bir ey olduu anlamna gelir. Bir toplumu ina etmek,
ayn toplumun dier yelerinden genetik tremilii nedeniyle, snf-ad'nn
her bir yeye tatbik edilmesini gerektirir. Mterek karakterleri nedeniyle bir

l 4. Kr.: Process and Reality, Birinci Kesim, ikinci Blm /2.


15. Kr.: Process and Reality, ikinci Kesim, ikinci Blm /2.
230 / FE LS EF D N C E N i N S E R V E N L E R i

toplumun yeleri birbirine benzerdir; nk bu benzerlie yol aan artlar,


toplumun dier yelerine empoze ederler."
"Toplum" fikrinin bu tasvirinden de aka anlald gibi, karlkl olarak
ada olan bir hadiseler dizisi, bu tr bir adalar dizisiyle yetinemezler. El
bette ki, adalar dizisi, bir topluma ait olabilir. Ancak toplum, mutlaka selef
lere ve haleflere sahip olmak zorundadr. Baka bir ifadeyle, bir toplum, mutla
ka hususi bir kalclk nitelii tamaldr. Kalc olan, gerek fiili mevcudiyet
ler, btn toplumlardr. Tolumlar, fiili hadiseler deildir. Avrupa metafiziini
Greklerden bu yana engelleyen yegane hata, toplumlar, fiili hadiseler olan b
tnyle gerek mevcudiyetlerle kartrmak olmutur. Bir toplumu, o nedenle o
toplum yapan zorunlu bir karakteri vardr. Ayrca bir toplumun, artlar dei
tike deien arzi nitelikleri mevcuttur. Dolaysyla, btn bir varolu olarak
ve ayn metafizik staty koruyan bir varlk olarak bir toplum, deien artlara
verdii deien tepkileri ifade eden ve kendisini mutlu klan bir tarihe sahip
tir. 6 Ancak, fiili hadisenin byle bir tarihi yoktur. O, hibir zaman deimez.
Sadece olur ve yokolur gider. Onun yokoluu, kfnat'n yaratc ilerleyiindeki
yeni bir metafizik fonksiyon varsaymna sahip olmas sebebiyledir.
Bir toplumun z-kimlii [ben-idraki], onun tanmlayc karakteristiinin
z-kimliine ve hadiselerinin karlkl ikinliine baldr. Ancak, toplumun
btnyle gemie ait olmas dnda, bu toplumun temelini oluturan rabta
Si demek olan kesin bir rabtas yoktur. nk bir toplumun temelini olutu
ran gerekletirilmi rabta, gelecee dnk yaratc ilerleyiiyle kendisine da
ima yeni eyler ilave eder. Szgelii insan, hayatna bir sonraki gn ilave
eder; yeryz, varolu dnemine bir sonraki milenyumu ilave eder. nsann
yokolmas ve dnyann ykmla kar karya kalmas, gl bir insan ya da
dnya tasavvurunun gelitirilmesiyle alabilecek, stesinden gelinebilecek
kkl bir rabta'ya sahip olabilme meselesidir, ancak._
3.3.4. Bir Toplum olma iddiasna sahip olabilecek tek bir rabta olmama
sna ramen, bu toplum varln ve varoluunu srdrd srece, hei: biri

16. Bu "toplum" fikrinin, Descartes'n "cevher" fikriyle baz benzerlikleri var. Kr.: Descares'n
Principles of Philosophy, 1. Ksm, 5 1 -57. /lkel.eT. )
H A D i S ELERiN G R U PL AN D I R I L M A S I / 23 1

varolu aamasna gelinceye kadar btn olarak gerekletirilmi bir toplum


demek olan bir rabta dizisi vardr. Muayyen bir toplum iin geerli olan bu
tr bir rabta dizisinin eitli yelerinin geni/letilmi rntleri farkl olabi
lir. Byle bir durumda, geniletilmi rntler farkllklatklar lde, szko
nusu toplumun tanmlayc karakteristiklerindeki unsurlardan biri olamaz.
Ancak, eitli dizi rabtalarnn geniletilmi rntleri, zde olabilir ya da
en azndan, rntlerinin baz mterek zelliklerine sahip olabilir. Bu du
rumda, mterek rnt ya da mterek zellik, szkonusu toplumun tanm
!ayc karakteristiklerindeki unsurlardan bir unsur olabilir.
Yaratc bir ekilde gerekletirilen dizisel rabtann szkonusu olduu bir
toplumun en basit rnei, bu tr her bir rabtann btnyle zamansal ve s
reklilik arzettii zaman, mterek geniletilmi bir rntye sahip olmas du
rumudur. O halde, her bir gerekleme aamasnda, toplum, dizisel bir dzen
deki yekpare bir hadiseler dizisinden oluur. Kalc bir idrak edici olarak tarif
edilen bir insan, ite byle bir "btn"dr (society). Bu insan tarifi, tastamam,
Descartes'n dnen cevher kavramyla kastettii eydir. Descartes'n Prin
ciples of Philosophy'de (1. Ksm, 2 1 . llkeler; ve ayrca Meditation III), "kalc
lk, Tanr'nn dizisel olarak yeniden-yaratt eyden baka bir ey deildir"
dedii hatrlanacaktr. Dolaysyla, Kartezyen insan ruhu idraki i!e burada orta
ya konan insan ruhu idr.ki, yalnzca Tanr'ya hamledilen fonksiyon bakmn
dan farkllk arzeder. Her iki idrak de, her biri tamamlanmlnn ls ile
birlikte, bir hadiseler dizisi ierir.
Gerekletirilmi rabtasnn btnyle zamansal ve sreklilik arzettii ge
nel toplum tipi, burada, "ahsi" toplum tipi olarak adlandrlacaktr. Bu tr bir
toplum tipi, bir "ahs" olarak tarif edilebilir. Dolaysyla, yukarda tarif edil
dii gibi, bir insan, bir ahs'tr.
Ancak, bir insan, seriyal tecrbe hadiseleri dizisinden daha fazla bir ey
dir. Bu tr bir tarif, belki filozoflar, -mesela Descartes' tatmin edebilir. Bu,
"insan" teriminin orijinal anlam deildir. Hayvan bedenleri olduu gibi, hay
van zihinleri de vardr; ve bizim tecrbemizde bu tr zihinler, daima mtere
ken vuku bulur. imdi bir hayvan bedeni, zamansal ve mekansal olarak koor
dine edilen ok sayda hadiselerin szkonusu olduu bir toplumdur. Buradan
232 / FELSEFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

ylesi bir sonu karlabilir: Bir "insan", szcn sradan kullanmnn tam
anlamyla, burada tanmland gibi bir "ahs" deildir. Bir insan, sosyal ko
ordinasyonun eitli ksmlarnn davrannda hakim bir faktr olduu daha
geni bir toplum birliine / btnlne sahiptir.
Ayrca hayvansal ve bitkisel canl dnyay taradmz zaman, her tr be
denin mevcut olduunu grrz. Her bir canl beden, ahsi olmayan bir top
lumdur. Omurgallar da dahil hayvanlarn ounun, ahsi olan alt bir toplu
mun hakim olduu kendi sosyal sistemlerine sahip olduklar anlalyor. Her
ne kadar, elbette ki hakim ahsi toplumun hadiselerindeki zihinsel kutuplar,
insan zihniyetinin ykseklii seviyesine ykselemeseler de, yukarda verilen
ahsi tanma gre bu alt toplum, tpk "insan" gibi ayn tre mensuptur. Do
laysyla bir "kpek", bir anlamda bir "ahs"tr; bir baka anlamda ise, ahsi
olmayan bir toplumdur. Ancak, hayvanlar -ve btn bitkiler aleminin daha
dk hayat formlarnn, herhangi bir ierilmi ahsi toplum hakimiyetinden
mahrum olduu anlalyor. Bir aa, bir demokrasidir. Dolaysyla, canl be
denler, ahsi hakimiyet altnda yaayan canl bedenlerle zdeletirilemez.
"Hayat" ile "ahsiyet" arasnda zorunlu bir irtibat yoktur. "ahsi" bir toplu
mun, terimin genel anlamyla "canl" olmas, "canl" bir toplumun ise "ahsi"
bir toplum olmas gerekmez.
3.3.5. Kainat, deerlerini, toplumlarn toplumlaryla ve toplumlarn top
lumlarnn toplumlaryla ibirlii yapmas sonucunda kazanr. Dolaysyla bir
ordu, blkler toplumudur; blkler, insanlar toplumudur; insanlar, ahsi in
san tecrbesinin hakim toplumuyla birlikte hcreler, kan ve kemikler toplu
mudur; ve hcreler, protonlar gibi daha kk fiziksel mevcudiyetler toplu
mudur vs. vs. Btn bu toplumlar, etraflarn kuatan bir toplumsal fiziksel fa .

aliyet alan varsayarlar.


Aktr ki, nceki "toplum" tarifi, basitletirilmi bir kavram nermek
iin gelitirilmitir. nk tanmlayc karakteristik fikrinin, toplumlarn ko
ordinasyonu fikrini ierecek ekilde izinin srlmesi gerekir. Dolaysyla, fark
l dzeylere sahip toplumlar vardr. Szgelii ordu, blkten daha farkl dze
ye sahip bir toplumdur; ayn ekilde bir blk de, bir insandan farkl bir dze
ye sahip bir toplumdur. Tabiat, daha geni mekansal-fiziksel toplumda alt /
H A D i SELERiN G R U P L A N D I R I L M A S I / 233

baml unsurlar olarak ilev gren kalc nesneler kompleksidir. Bizim iin,
bu daha geni toplum, tabii evrendir. Bununla birlikte onu, fiili mevcudiyet
lerden oluan irtibatsz btn'le zdeletirmenin bir mant yoktur.
Ayrca, bu kalc nesnelerinden her biri; rnein masalar, hayvan be
denleri, yldzlar vesaire, baml kalc nesneler de dahil alt / baml bir
evrendir. Bizim dorudan ayrtedici bir sezgiye sahip olduumuz tek yagane
ahsi toplum, bizim ahsi tecrbelerimizin oluturduu toplumdur. Biz, ay
rca her ne kadar biraz mphem de olsa, bedenlerimizin nceki ilevlerin
den gelen, tecrbelerimizin rn olan dorudan sezgiye ve d tabiatn
rn olan bedenlerimizin sahip olduu biraz daha mphem bir sezgiye sa
hibiz.
Tabiat, bize gzlemleme boluklarmz gsterir; ve ondan sonra, kar kar
ya kaldmz meydan okumaya kar bunlar harekete geirir. Szgelii, sra
dan fiziksel bedenlerimiz, bir "katlk" ierir. Ancak bu katlar, bir sre sonra
svlar ve svlar da gazlar. Gaz'n dnda, kat yeniden elde edilebilir. Ay
rca katlarn en kats, belli amalar iin, yapkan akkanlktr. Keza, nfGz
edilemezlik fikri de zor bir fikirdir. Tuz suda erir, ama biz onu yeniden elde
edebiliriz. Gaz, svyla kaynar. Molekller, atomlarn belli bir rnt ere
vesinde kaynamasndan doarlar. Gda, bedenle kaynar ve annda kayna
m bedensel bir g duygusu retir. Bu, zellikle akkan uyarclar iin ge
erlidir. Dolaysyla, dorudan nfGz edilemezlik tecrbemiz, gelitirilen mey
dan okumaya kar gelitirdii keskin statsn kaybeder.
3.3.6. Bir dier boluk, canl bedenlerle cansz bedenler arasndaki bo
luktur. Yine de canl bedenler, canszln kysna gelinceye kadar takip edi
lebilecek bir canlla sahiptirler. Ayrca inorganik maddenin ilevleri, canl
maddenin ilevlerinin ortasnda canllklarn devam ettirirler. Aka canl
olan bedenlerdeki koordinasyonun, nihai hadiselerde bizatihi ikin olan baz
fonksiyonlar ne kararak baarlabildii gzleniyor. Bu cansz maddeler iin
bu ilev grmeler, birbirlerini engellerler ve nemsiz bir nihai sonu retecek
ekilde devre d brakrlar. Canl bedenler rneinde ise koordinasyon, du
ruma mdahale eder ve bu iten fonksiyonlarn ortalama etkisinin hesaba ka
tlmas gerekir.
234 / FE L S EF D N C EN i N S E R V E N L E R i

Fiili hadiselerin kendini-teekkl ettirme srelerindeki -eer koordine


edilebilirlerse- canl toplumlar reten faaliyetler, idrakin ilk evresini beklen
tinin son evresine dntren ara/c zihinsel fonksiyon grme biimleridir.
Hadiselerin zihinsel kendiliindenlikleri birbirlerini engellemedii, ama e
itli artlarn ortasnda mterek bir hedefe ynlendirildii bir yerde hayat var
demektir. Hayatn z, bir ekilde hedeflere uyacak ve uygun olacak teleolo
jik (ama ykl) yeniliklerin hayatiyet kazandrlmasdr. Dolaysyla, artla
rn yenilenmesi, amacn istikrarl bir ekilde gerekletirilmesine adapte edi
lecek ilev grme biimlerinin yenilikleriyle buluur.
Hayat, bu toplumun hadiselerinin hepsini, hatta ounu iermese de, top
lumun btn katmanlarndan kaynam bir hadiseler dizisiyle karakterize
edilebilir. eitli hadiseleri karakterize eden mterek ama unsuru, toplu
mun belirleyici karakteristik unsurlarndan biri olarak kabul edilmek zorun
dadr. Aktr ki, bu tarife gre, hibir tek hadise, canl olarak adlandrlamaz.
Hayat, toplumun btn katmanlarna ve blmelerine szan zihinsel kendili
indenliklerin koordinasyonudur.
Bununla birlikte, hayatn dnda, mnferit hadiselerde yksek dzeyde
bir mantalitenin varolmasnn imkansz olduu anlalyor. Kendinden da
ha geni canl bir toplumu belirleyici bir ekilde etkileyen ve bizatihi canl
olan ahsi bir toplum, yksek dzeyde mantalite hadiseleri reten yegane
rgtlenme tipidir. Dolaysyla, bir insanda mantalite szkonusu olduun
da, canl bir beden, dk dzeydeki hadiselerin canl toplumlar tarafndan
yutulduu bir bedendir. Ancak btn, yksek dzeyde hadiselere sahip olan
canl ahsi bir toplumu destekleyecek ekilde koordine edilir. Bu ahsi top
lum, insan olarak tarif edilen bir ahs'tr. te, Eflatun'un szn ettii ruh,
budur.
Bu ruhun, bedenin dnda bir varoluu nereye kadar bir destek bulaca
sorusu, bir baka sorudur. Bir anlamda zamansal-olmayan, ama bir baka an
lamda da zamansal olan Tanr'nn ezeli mahiyeti, karlkl ikinlie dayal
hususiyle youn bir ilikinin szkonusu olduu bir ruh sunabilir. Dolaysyla,
baz nemli bakmlardan ruhun varl / varoluu, btnyle bedensel rgt
lenmeye baml olmaktan kurtarlabilir (freed zgrletirilebilir).
=
H A D i SELERiN G R U P LAN D I R I L M A S I / 23 5

Bununla birlikte, hayvan organizmasnn ahsiyetinin daha az ya da daha


ok olabileceine dikkat edilmelidir. Bu, bir ruha sahip olup olmama mesele
si deildir. Buradaki asl mesele, eer bir ruha sahip olacaksak, bir ruha ne ka
dar sahip olaca/m/z meselesidir. Yksek derecede oul bir ahsiyete sahip
olma eilimi, farkllaan amalarn zuhur ettirecei hasmanelikler nedeniyle
kendi-kendini tahrip edecek bir eilimdir. Baka bir deyile, bu tr oul bir
kiilik, amacn olumlanmas / tasdik edilmesi demek olan hayatn zn te
melden tahrip eden bir kiiliktir.
DRDNC BLM
-- --

GRN VE GEREKLK

3 4. 1 . Bir tecrbe hadisesinin objektif ierii, kendisini, -Grn ve


Gereklik'ten oluan- iki kart karakterle belirginletirir. Bunun, yal
nzca tecrbede tezahr eden bir dikotomi olmadna dikkatinizi ekerim. Fi
ziksel ve zihinsel kutuplar vardr ve kavranlan nesneler ve sbjektif kavrama
biimleri szkonusudur. Aslnda bu son kartlklar ifti, yani Grn ve
Gereklik, dier iki ift kadar metafizik adan temel bir ift deildir.
Her eyden nce, buradaki Gereklik ile Grn arasndaki ayrm [divi
sion =blnme], tecrbenin btnn kapsamaz. Yalnzca objektif ierikle il
gilenir ve szkonusu edilen yakn hadisedeki sbjektif formu atlar. kinci ola
rak, zihinsel fonksiyonlar, fiziksel fonksiyonlara sahip hususi bir sentez komp
leksi gerekletirmeyi baard zaman, tecrbenin daha yksek evrelerinin
fonksiyonlar hari, bunun nemi ihmal edilebilirdir. Ancak, daha yksek
yerlerde, Grn ve Gereklik kontrast, hususi zelliklere sahip bir bilin
lilikle ayrtrlan sz konusu tecrbe faktrlerine hkmeder. Dolaysyla, me
tafiziin temeli, tecrbenin zne-nesne yapsnda, fiziksel ve zihinsel fonksi
yonlarn mukabil rollerinde aranmaldr.
Ne yazk ki, Grn ve Gereklik kartl bilincindeki youn hakimiyet
leri, Greklerden bu yana, metafizikileri, ie, daha yapay ve sahte karakteris
tiklerden balamaya srklemitir. Bu byk hata, modern felsefeyi, antikler-
238 / FELSEFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

den ya da ortaa felsefesinden daha fazla yamultmutur. Yamultma, btn de


neysel faaliyetlerin temeli olarak duyusal algya yaslanma biiminde gerekle
mitir. Bu, "zihin" ile "tabiat'' kesinkes birbirinden ayrmakla sonulanmtr;
.
ki bu, ilk rneini Kartezyen dalizminde bulan modem bir ayrmdr. Bunun
la birlikte, bu modem gelimenin, kadim Avrupa felsefesinde halihazrda mev
cut olan ilkelerin srarl bir ekilde aktarlmas abas olduu da asla unutulma
maldr. Bu ilkelerin tam etkisini, lsa-Mesih'ten sonraki 1 7. ve 1 8. yzylda in
sann zihninde vcut buldurabilmesi iin, ancak 2.000 yl gemesi gerekmitir.
3.4.2. Grn ve Gereklik arasndaki ayrm, her bir fiili hadisenin
kendini-teekkl ettirme sreci zerinde temellenir. drakin ilk evresinin ob
jektif ierii, bu hadise iin verilen gerek nceki dnyadr. Bu, szkonusu ya
ratc ilerlemenin balad "gereklik"tir. Yeni yaratkta koordinasyonu bek
leyen uyumluluklar ve uyumsuzluklaryla birlikte, yeni hadisenin temel gere
i budur. Fiili gemiin gerek failliinin (agency) dnda, objektif lmsz
lk fonksiyonunu tatbik eden baka bir ey yoktur. Bu, u anda, bu hadise iin
geerli olan Gerekliktir. Burada, "gereklik" (reality) terimi, "grn"n
kart anlamnda kullanlmaktadr.
Kendini-teekkl ettirme srecinin yakn evresi, niteliksel deerlendirme
nin mayasdr. Bu niteliksel hisler, ya ilk evrede resmedilen niteliklerden do
rudan vcuda gelmitir; ya da onlara uygunluu bakmndan dolayl olarak t
remitir. Bu kavramsal hisler, birbirleriyle, yeni sbjektif form vurgusuyla bir
likte hissedilen yeni ilikilere girerler. Deerlendirmenin mayas, fiziksel kut
bun fiziksel kavraylaryla btnletirilir. Dolaysyla, balangtaki objektif
ierik, halihazrda orada mevcuttur. Ancak, kavramsal mayalanmayla btn
lemeden vcuda gelen yeni melez kavray biimleri tarafndan fazla ierik
yklemesi yaplm ve fazlasyla karmak bir hal almtr. Fiili hadiselerin da
ha yksek tiplerinde farazi hisler, imdi hkmfermadr artk. Bu geniletilmi
objektif ierik, kendini tatmine adapte ederek koordinasyonu gerekletirir
ve yeni hadisenin sbjektif hedefini gerekletirerek de amalarn elde eder.
Keza, zihinsel kutup, objektif ieriini, fiziksel kutuptan soyutlanarak ve
btn ideal imkanlarn ffllii araclyla elde eden Eros'un ikinlii yoluy
la vcuda getirir. Objektif kfnat'n ierii, yeni mnferitliin temelini tekil
GR N VE G E E K L I K / 239

eden bir ilevden, amalarn temelini tekil eden bir enstrman ilevine ge
er. Mnferit sre, artk kendi tamamlanma srecini nihayete erdirdiini
hissetmektedir: Cogito, ergu sum [Biliyorum, o halde, vanmJ. Ve Descartes'in
lgatesinde "cogiratio" terimi, salt entelektel / zihinsel anlama'dan daha faz.
la bir eydir.
Fiziksel kutbun ilk evresinin objektif ierii ile nihai evresinin objektif
ierii arasndaki bu farkllk, fiziksel ve zihinsel kutuplarn btnletirilme
sinden sonra, bu hadisenin "grn"n ina eder. Baka bir deyile "gr
n'', muayyen fiziksel dnyann dnm geirmesine imkan tanyan nitelik
ler ve koordinasyonlarn gerekletirildii zihinsel kutbun faaliyetinin sonu
cudur. Bu ideal olan ile aktel [fiili] olan'n kaynamasnn bir neticesidir; de
nize ya da yeryzne n hibir zaman dmedii bir zamanda.
3.4.3. Herhangi bir hadisede, Grn'n kendisinden doduu Gerek
lik'ten nasl bir farkllk arzettiini belirleyebilecek genel metafizik ilkeler
mevcut olmayabilir. Grn ile Gereklik arasndaki ayrmalar, szkonusu
edilen hadisenin evresine hkmeden sosyal dzen tipine bal olarak gerek
leir. Bu konudaki btn dorudan ve tahkiki bilgilerimiz, Kfnat'n [varolu
seyrseferinin] bu genel dnemiyle ve daha hususi olarak da, dnya yzeyin
deki hayvan hayatnn seyrseferiyle ilgili bilgilerdir yalnzca.
norganik bedenlerden ya da bo mekanlardan oluan toplumlar teekkl
ettiren hadiseler balamnda, ilk evrenin objektif bilgilerinde mndemi olan
gereklileri olumlayan ilevlerden zihinsel faaliyetleri ayran herhangi bir
nemli yolun olduuna inanmann bir mant yoktur. Perspektif elimansyo
nu, szkormsu dnemde bilfiil varolan "tabiat yasalar"na gre gerekletirilir.
Faaliyetlerin bu ekilde bir araya getirilmesi, fizik yasalarn ina eder. Buna
gre, gerekletirilebilir bir "grn" yoktur.
Ancak durum, dnya yzeyinin hayvan hayatnn bileenleri olan yksek
dzeydeki hadiseler iin olduka farkldr. Her hayvan bedeni, bir hissetme
organdr. Bu, hadiselerin hakim "ahsi" toplumunu da ieren canl bir top
lumdur. Bu "ahsi" toplum, hayvanlarn, mnferit tecrbelerinden tatmin ol
duu hadiselerden teekkl eder. Bu, insann ruhudur. Btn bnye organi
ze edilir. Bylelikle, genel mantalite koordinasyonu, sonunda bu ahsi toplu-
240 / FELSEF D N CE N i N S E R V E N L E R !

mun dizisel hadiselerinin iine yerletirilir. Dolaysyla, bu hadiselerin teek


klnde Grn, etkili olabilmesi iin yeterince koordine edilir. Ayrca bi
lin, bu daha yksek hayvanlarn bu tecrbelerinin sbjektif formlarnda
ykselir; zellikle de, :zihinsel fonksiyonlaryla irtibatl olarak ortaya kar ve
temelde onlarn rnleriyle ilgilidir. Grn imdi, mantalitenin bir rn
dr artk. Dolaysyla, bilinli alglarmzda, Grn hkmfermadr. Fiili
dnyamzdan treyen mphem yn hissinin olmad ak bir anlalrla
sahiptir. Grn, tremeye dair bir not dmtr artk. Dnya hazlarmz
ve amalarmz bize sunduka, o, bizim bilincimizde yaar. Empoze edilmi
bir aktivitenin konusu klnda kendini gsteren bir dnyadr. Kendi tre
mesinin kayna olan gerek objektif ierikten soyutlanan hadise, kainatn
yaratcln, olgunlamasn ve tamamlanmasn gerekletirmek iin bn
yesinde toplamtr.
Grn'n, tecrbenin ina srecindeki bu konumu, nitelikleri / keyfi
yetleri pasif bir ekilde resmeden ve kendi yapt iten honut olmaktan yok
sun olan fiziksel maddenin, felaket bir metafizik doktrin gelitirmesinin temel
nedenidir. Ak ve anlalrlk metafizik nem testine tabi tutulduu andan
itibaren, Grn'n metafizik konumunun btnyle yanl anlalmas da
devreye girmeye balar.
3.4.4. Zihniyetin daha yksek fonksiyonlar, bir organizmada toplumsal
olarak istikrarl bir ekilde ilemeye balad zaman Grn, Gereklik'le b
tnleir. En dikkat ekici rnek olarak, insan varlnn hayatndaki tecrbe
lerin ahsi anlamda art arda vukGa geliine baklabilir. ahsi hayattaki imdi
ki hadise, bu dizideki nceki tecrbeleri, hususi bir hakimiyet kuracak ekilde
tevars eder. Ancak, bu nceki tecrbeler, bu hadiselerdeki gibi "grnler"i
ihata eder. Bu nceki grnler, en yakn imdiki hadisenin ilk evresinde g
rld gibi, gerek fiili dnyann gerek fonksiyonlarnn bir parasdr. Bu,
dnyann, ahsi hayatn bu nceki hadiselerinin bak asndan grnd
gerek bir tabiat olgusudur. Ve genelde, zel ahsiyet rneini terk ederek, tp
k imdi'de olduu gibi ilev gren objektif gemi gereklii, vuku bulduu za
manda bir Grn't. Vurgu bakmndan daha fazla cazibeli hale getirilerek
glenmi olabilirler ve yeni hadisenin yeni grnleriyle deiime urarlar.
G R N VE G E R E K L i K / 2 4 1

Bu ekilde, Gereklik'le Grn'n, baarlm gerek'le beklenti'nin iten


ve kanlmaz bir kaynamas gerekleir. Gerekte, biz burada, insan tecrbe
sinin felsefi analiz iin sunduu durumu tam olarak tasvir etmekteyiz.
Biz, bu kaynamay, insan varlklarnn daha yksek dereceleri asndan
dnmeye mtemayiliz. Oysa bu kaynama, btn bir tabiat'ta gerekle
mektedir. Bu, dnyann fonksiyon grmesine yeniliin dahil olduu zorunlu
bir mod'dur.
3.4.5. nsan akl ( intellect) dzleminde, zihinsel fonksiyonlarn rolnn,
tecrbenin ieriine derinlik katmak olduunu farzetmek bir hatadr. Oysa,
bunun tam kart dorudur. Zihniyet, basitltirmenin bir failidir (agency);
ve bu nedenle Grn, Gereklik'in son derece basitletirilmi bir ksmdr
(edition). Bu izahta bir paradoks olmamal. Bir anlk bir ie-bak, insann en
telektel faaliyetlerinin zayflklarndan birini ve tremilik hislerimizin bu
lank karmakln ortaya karr. Buradaki tartma konusu, hayvan tecr
besinin bu basitletirmeyi nasl gerekletirdiidir.
Bu basitletirme srecinin en iyi rnei, mnferit yelerinin ve onlarn i
ie irtibatl olmaklklarnn rn olan nitelikler tarafndan karakterize edilen
bir btnlk / birlik olarak sosyal rabta idraki tarafndan ortaya konmutur.
Baz elemelerle, rabtann tanmlayc nitelii, bir birlik / btnlk olarak ra
btay izah edebilecek ekilde dorudan idrak edilir. Szkonusu niteliklere sa
hip rabtann bu ekilde idrak edilmesinde, bu niteliin bir gruba TEK olarak
hamledilmesiyle, mnferit bileenlere OK olarak hamledilmesi arasnda bir
med-cezir vardr. Dolaysyla orkestra, bir mevcudiyet olarak ve ayrca mnfe
rit yelerinin mzik enstrmanlaryla birlikte idrak edilen seslilii nedeniyle
bir sestir. Bu niteliin bireylerden bir gruba TEK olarak transferi, zihinsel fa.
aliyetler tarafndan izah edilebilir. Pek ok birey tarafndan paylalan nitelik
ler, tek bir hakim izlenimle kaynatrlr. Bu hakim kavray, rabta ile ya da bu
nitelii resmeden bir btnlk olarak idrak edilen rabtann bir ksm ile b
tnle/tiril/ir. Rabtann bir nitelikle TEK olarak kurduu iliki, deneme zne
si iin, ilgili bireylerin resmettii biim'den farkllk arzeden genelde bir r
nekleme biimi olacaktr. Bir askeri birliin disiplini, mnferit askerlerce te
vars edilenden farkl bir ekilde bir askeri birlik tarafndan tevars edilir.
242 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R !

Bu resmetme biiminin farkll, az ya da ok ak olabilir. Ama yine de


byle bir farkllk vardr. Bu, cevherdeki niteliin pasif bir ekilde tevars
edilmesinin bir ynn aklayabilecek baka bir neden sunar. Karma grup,
cevherin niteliklerini pasif bir ekilde resmeder. Bu faaliyet, mnferit gerek
liklere aittir. Niteliin / keyfiyetin, bir ok kiiden tek olan rabta'ya transfe
ri sorunu, ayrntl olarak benim Process and Reality balkl kitabmda uzun
uzadya tartlmtr.17 Aktr ki, deitirilen idrak, Grn'e aittir. Ancak,
hayvan tecrbesinde de vuku bulduu gibi, bu aslnda, Gereklikle birleen
Grn'e aittir. Zira o, gemiten tevars edilmitir. Dolaysyla, dnyann
grnd ekilde grnmesini salayan, bir tabiat olgusudur. Yine bu, Yer
yznn yzeyinde hayvan tabiatnn yapsal ilikisidir. Grn'n btnn
de, bir Tahavvl unsuru vardr.
3.4.6. Yeryzndeki Hayvan hayat iin, imdiye kadar, en nemli Ta
havvl rnei, Duyu-Alg's tarafndan gerekletirilegelmitir. Hibir duyu
algs doktrini, fizyoloj inin retisini gz ard edemez. Duyu-algsndaki belir
leyici faktr, beyin'in ilevidir; ve beyin'in ilevi, hayvan bedeninin dier k
smlarnn nceki fonksiyonlar tarafndan artlandrlr. Muayyen ve zorunlu
bedensel fonksiyonlardan duyu algs netice verir. Total hayvan organizmas
nn varoluunu destekleyen genel karaktere sahip olduu srece, Hayvan be
deninin dnda kalan tabiat aktivitelerinin ayrntlar zerinde durmak ge
rekli deildir; burada ayrntlar nemsizdir. lnsan bedeni, insann duyu-algs
nn kendi-kendine yeter bir organdr.
Nev-i ahsna mnhasr heyecan verici duyu-alglarnn srasyla normal
biimleri (mode) olan n ya da maddi cisimlerin hareketlerinin nakledil
mesi gibi harici olaylar mevcuttur. Ancak, her eyden nce bu harici olaylar,
yalnzca normal biimlerdir. Alg'da yaylmas ok kesin olarak tahmin edile
mez ise de, ila perhizi, ok iyi ie yarayacak bir eydir. Dolaysyla, hibir ha
rici olay, tek bir duyu-algs tipiyle ilikili olmak zorunda deildir. Herhangi
bir kavray, nadiren normaldir. Kaba illzyonlar oktur; ve illzyonun baz

17. Bkz.: I l l . Kesim, I l l . Blm: 3.4., k i orada bunu Tahavvl / Deitirilme olarak nitelendir
mitim.
G R N VE G EREK L i K / 243

unsurlar, handiyse evrenseldir. Sradan bir ayna, hemen her odada, illzyona
yol aacak alglamalar retir.
kinci olarak, kendimizi normal heyecan biimleriyle snrlarsak, d olay
daki tek nemli faktrn, bedenin yzeyinin ilevlerini nasl etkiledii soru
su[nda gizli] olduu grlr. In, gze ve salkl normal bir bedene nasl
girdii sorusunun iaret ettii sorun, normal grsel duygudaki tek nemli fak
trdr. Ik, belki bin k yl uzaklktaki bir nebuladan geliyor olabilir; ya da
n kkeni, belki de iki adm tedeki elektrik lambasndadr; yanstma ve
krlma gibi karmak dzenlemelerden olumsuz etkilenmitir. Toplanmas,
younluu ve geometrik dzenlemesi gibi srelerle birlikte n gze nasl
girdiinden baka hibir eyin nemi yok, bu balamda. Beden, heyecanl "fa.
il"llerinin gemi tarihleri konusunda .son derece kaytszdr ve karakter serti
fikasna ihtiya duymaz.
Buradan karlacak sonu udur: Duyu-algsndan gelen dorudan bilgi,
btnyle hayvan bedeninin fonksiyonlaryla ilgilidir. Bedenlerin birlik duy
gusu, aslnda, bizim duyu-tecrbelerimize hkmeder. Ancak, bedensel organi
zasyon, bu fonksiyonlarn geometrik yaplaryla iyi belirlenmi geometrik ili
kiler kuran blgelerin karakteristiklerine nceki bedensel fonksiyonlardan te
vars eden duyularn btnyle tahavvln girdirir. Bu tahavvlde, tecrbe
edilen szkonusu hadise, hayvann ruhu olan ahsi hadiseler dizisine aittir.
Bedensel fonksiyonlar ve geometrik ilikilerle onlara uyumlu klnan rabta,
tecrbe edilen hadisede ikindir. Bu ilevlerde gsterilen mnferit hadiseler
den gelen niteliksel tevars, geometrik irtibatlaryla belirginletirilen blge
lerin karakteristiklerine tahavvl ettirilir. Bu doktrin, optik grntnn ana
!izinde ak seik bir ekilde ortaya konmutur; ki burada imge, gzn iinde
geometrik ilikilerce belirlenen blgede bulunur. Bu, dier varlk trlerinin
duyularnda biraz daha belirsiz olarak mevcuttur.
Ayrca, ruhun tecrbelerinin ahsi dizilerinde de, ahsi dizinin nceki
yelerinden tevars eden bir duyu-algsnn olduu da hatrlanmaldr. Keza,
duyu alglar, kendilerini sinir sisteminde ya da beyne komu olan blgelerde
de teekkl ettiriyor olabilirler. Ancak, son tahlil, Grn'nn retilmesiy
le birlikte, ahsi ruha ait olan hadiselere tahsis edilir.
244 / FELSEFi D N CEN iN SERVEN LERi

3.4. 7. Duyular olarak adlandrlan nitelik trlerinin doru tasviri sorunu,


nemli bir sorundur. Ne yazk ki, o derin felsefe gelenei, onlarn temel ka
rakteristiklerini, yani olaanst duygusal nemini grememitir. Bu kt fi
kir, hibir grnr bir nedenle etkileyici bir ton kazanamayan, yalnzca ko
laylkla anlalabilir ve tketilebilir bir elence vcuda getirmitir. Bunun
tam kart, gerekte asl doru izahtr. Gerek duyu-algs doktrini, bedensel
ilev grmelerde mndemi olan etkili tonun niteliksel zelliklerinin, "bl
ge"lerin niteliklerine dntn ne sren doktrindir. O halde bu "bl
ge"ler, bu karakter-zellikleriyle ilikilendirilerek alglanr; ama ayn zaman
da, ayn karakterler, sbjektif kavray biimleri tarafndan da paylalr. Du
yu-algs tarafndan empoze edilen kesin estetik tavrn nedeni budur. Nesne
yi niteleyen alglama rnts, yani kartlk rntsndeki sz konusu alg
lamalar da, yine sbjektif kavray biimlerine m/dahildir. Bylelikle, sanat
mmkn olur. nk bu durumda, yalnzca nesneler takdim edilmezler; ayn
zamanda, onlara tekabl eden kavraylarn etkili tonlar da takdim edilirler.
Bu, duyu-algsna dayand lde, estetik tecrbenin kendisidir.
3.4.8. Burada dikkat ekilmesi gereken bir dier nokta da udur: Duyu-al
gs'nda, "ada dnya"daki bir "blge", alglama biimlerini destekleyen alt
katmandr. Bu, belli bir yndeki dosdoru bir blge'dir. Ancak, bu "belli bir
yndeki dosdoru bir blge" olma durumunun geometrik ilikisi, beyindeki i
lemler tarafndan tanmlanr. Bunun, bir alt-katman blgesinden beyin'e fi
ziksel olarak nakledilmesiyle hibir ilgisi yoktur. Baz idrak / alg tasvirlerini
modem bilimsel teoriler asndan yarglamak, bizim bir k huzmesini bir
"geit" araclyla algladmz sonucunu karmaktr. Ancak, byle bir yak
lamn hibir aklama gc yoktur. Hayvan bedeninin dndaki dnyada
varolan k "geit"i, burada anlamsz ve yersizdir. Renkli bir blge "belli bir
yndeki dosdoru bir blge" eklinde alglanr. te, temel "dosdoru"luk fik
ri budur.
Dolaysyla, tam bu noktada, geometrik ilikilerin hakim yapsnn "dos
doruluun" belirleyiciliini aratrmak, bu doktrinin kendi iinde tutarl ol
masn tesis ve temin etmek bakmndan elzemdir. Bu teori, dier ksmlaryla
karlkl ilikilerinde dosdoruluk tutumu sergileyen beyin'deki bir rabtann
G R N VE GEREK L i K / 245

kavrannn beyinin tesindeki blgelerle ilikisini srdrmesini belirlemesi


gerektii fikrine ihtiya duyar. Daha basit bir dille ifade etmek gerekirse, be
yinde kavranan dz bir izginin bir parasnn, d hadiselerin hususi nitelikle
rine bak/l/makszn, bedenin dnda devam etmesini belirlemesi gerekir. Al
glama biimlerinin "Projeksiyon"unun szkonusu olduu bir "Nakil" ilemi
nin imkan dahiline girmesi, ancak bundan sonra teminat altna alnabilir.
Bu konuyu, Process and Reaty balkl kitabmda uzun uzadya tarttm;
ve orada, dz izgilerin ve daha genel olarak da, arzulanan eyleri karlayan
dzln tanmn verdim. Bylelikle, dosdoruluu lmlemeye, lmle
meyi de hususi olaylara yaslandrma mecburiyetinden kanlm oldu. Dos
doruluk ve ahenk, dolaysyla mesafe fikri, metrik-olmayan sistematik tek
biimli geometriden gelmektedir.
Bu tartmay sona erdirirken, burada son olarak bir noktaya daha dein
mek gerekiyor: Eer dosdoruluk, lmlemeye dayanrsa, lmlenemeyen
deki dosdoruluk alglanamaz. Dolaysyla, "cepheden dz grnme" fikri, an
lamsz olmak zorundadr.
3.4.9. Bylelikle, gemiten gelen tevars, imdi zerinden hzlandrlr.
Ve duyu-algs, yani imdi'nin "grn" olur.
ada hadiselerin birbirlerine kar "karlkl ikinlii", kendi zellikle
rinden bazlarn sunsa da, imdideki gelecein ikinliiyle birleir. Bu ikin
lik, simetrik bir nedensel bamszlk ilikisi sergiler. insan tecrbesinde a
da dnya idrakleri, kendilerini bedensel duyu organlar araclyla gerekle
tirilen duyu-alglar olarak takdim ederler. Bu duyu-alglarnn sbjektif form
lar, deien llerde aklk ve anlalrlkla birlikte bilinli bir ayrm sunar.
Gerekten de duyu-alglar, baka herhangi bir kavray biimiyle karlatr
lamayacak derecede, bilinte bir aklk ve anlalrlk sunarlar. Sonu, teori
sini duyu-alglaryla olumlayarak tahkik eden, eylerin sistematik tabiat doktrini
nin aratrma abasdr. Bu talihsiz sonu, btn dorudan gzlemlerin duyu
algsyla zdeletirilmesi olmutur. Bu varsaym, Xl. Blm'de eletirilmitir.
Ancak, ideal saflndan soyutlanarak alglanan duyu-algs, insan tecr
besine hibir zaman girmez. Bu ayn zamanda, szde "yorum"a [idrak etme du
rumlar'na] da elik etmitir. Bu "yorum"un, gelikin bir entelektel bili ve
246 / FELSEF D N CEN iN S E R V E N L E R i

dnn rn olmad anlalyor. Temel nesneler dnyasn, bizim tec


rbemiz iin takdim edildii ekliyle "kabul ettiimizi" gryoruz.18 Alkan
lklarmz, zihin durumumuz, davran biimlerimiz, bu "yorum"u varsayarlar.
Gerekte, salt alglama biimi kavram, st-derece/de dnme biiminin bir
rndr: Bu, Eflatun'un Maaradaki Glgeler mitini, Hume'un ise saf du
yumcu alglama doktrinini ina etmesini gerektirmiti/r. Ama yine de, hay
vanlar bile baz "yorum"lar paylarlar [bu balamda onlar da, tpk bizim gi
bidirler). Hayvanlarn, duyumcu tecrbeden haz aldklarn kantlayan saysz
delil vardr. Kpekler koklarlar, kartallar grrler; ve grlt, pek ok "yk
sek" hayvann dikkatini cezbeder. Ayrca, onlarn bunun sonucunda ortaya
kan davran biimleri, etraflarndaki temel dnya hakknda yakin bir var
sayma sahip olduklarn gsterir. Gerekte, salt duyumcu alg hipotezi, bizim
"ada [mevcut) dnya"y dorudan gzlemleme abamz hesaba katmaz. Bi
zim duyu algmzla birlikte ayn derecede primitif olan baz dier faktrler de
mevcuttur. Bu faktrler, alglamalarn u an tarttmz, yakn hadisedeki
gemi'in ikinlii tarafndan sunulur. Alglanan hadisedeki gemi'in ikin
lii, gemi'teki gelecein ikinlii doktrinine dikkat kesilinmeden btny
le anlalamaz. Dolaysyla, alglanan hadise tecrbesindeki objektif oluturu
cu ge olarak gemi, kendi gelecek algsn kendi tesine tar. Bu kavray,
alglamann ilk evresinde objektif olarak varln srdrr. Hal byle olunca,
kendilerini vcuda getiren yeterli nedensellik yoluyla ada hadiselerin dolay
l olarak kavranmas durumu szkonusudur. Zira yakn gemi'in yakn gele
cei, alglayan iin bir ada hadiseler dizisi teekkl ettirir. Ayrca yakn
gemiin ve yakn gelecein bu ekilde kavranl, dominant olarak kendi z
nelerinin zgl tecrbelerinde iler. Dolaysyla, ada hadiselerin kavran,
kavrayan znenin yakn gemiindeki hadiseler tarafndan artlandrld l
de ve srece, bu hadiselerin kavrandr. Bylelikle "imdi", alglayann
gemiinden gelen yeterli nedensellik tarafndan artlandrld lde ve sre-

1 8. H. H. Price'n Percepion (Londra: Methuen, 1932) balkl kitabna, zellikle de il. B


lm'e baknz. Price, bu ok deerli kitabnda, tecrbe'de duyu algsna, benim teorimin izin
verdiinden daha esasl bir rol biiyor. Ayrca Santayana'nn "Hayvan inanc" doktrinine
de baknz.
G R N VE G E R E K L i K / 247

ce alglanabilirdir. Tabiatn [belli bir atmosferi, duyarl ve hava'y hakim k


lan] dnemsel (epochal) dzeni asndan hayati nem arzeden bu hakim ili
ki biimi, kendine zg zellikleriyle ne kar. Bunlar, genel ve her eyi ku
atan perspektifin mecbGriyetleridir. Bu tr iliki biimleri, gzlemcinin nok
ta-i nazarndan idrak edilebilen mekansal iliki biimleri olarak adlandrd
mz eylerdir.
Ancak, ada dnyann hususi hadiseleri, her biri kendine zg mnferit
kendiliindenliiyle, gzlemciden "gizlenir". Bu anlamda, alglaycnn tecr
besindeki ada dnya, gelecein zelliklerini paylar. nsan bedeninin yakn
gemii demek olan uygun evre, geometrik tecrbelerine ve geometrik iliki
ler tecrbeleriyle birlikte niteliksel kavrannn sentezine zellikle hassastr.
Bylelikle gerekte, imdi'deki szkonusu blgelerinin temsilleriyle birlikte
gemi'teki nemli blgelerinden treyen ilikilerin bir temeli mevcuttur.
Buradan varlacak sonu udur: ada dnya, kendi hususi eylemi dola
ysyla alglanmaz; bilakis, onu ve ayn zamanda da ada alglaycy belirle
yen gemiten gelen eylemleri dolaysyla alglanr. Bu eylemler, temelde in
san bedeninin gemiinde ve daha genelde ise insan bedeninin ilev grd
evre'sinin gemiinde mevcuttur. Bu evre, alglanan ada "blge"leri do
minant olarak belirleyen hadiseleri ierir. Bu adalan alglama teorisi, eitli
blgeleri ekillendiren zlere uygun olan genel nitelikleriyle birlikte ada
dnyay algladmz ve ayrca alglayann hayvani bedeninin ilev grme bi
imi nedeni sonucunda niteliksel arptma nyargsyla idrak ettiimiz al
kanlk haline gelen davranlarmza izin verir.
Bu arptmalardan biri zellikle ne kar. Her fiili hadise, gerekte bir fa
aliyet srecidir. Ancak, ada "blge"ler, temelde, alglayanla ve birbirleriy
le, pasif perspektif ilikileri bakmndan alglanrlar. Dolaysyla bunlar, iliki
halinde olduklar duyu alglaryla birlikte yalnzca pasif nitelik alglar olarak
idrak edilirler. Hal byle olunca, bu noktada, "anlamsz", kendine zg nite
liklere sahip olan yanl alt-katman fikri devreye girmi olur. Burada "anlam
sz" terimi, "bu balamda gerekletirilme olgusundan kaynaklanan mnferit
bir tatmin edicilikten yoksun olmak" anlamnda kullanlmaktadr. Baka bir
ifadeyle, kendine zg nitelikleriyle alt-katman, yanl bir ekilde plak ger-
248 / FELSEFi D N CEN i N SERVENLERi

ekletirilme, yani kendini-tatmin etmeyen, kendine zg bir deere sahip


olamayan bir fenomen olarak alglanmaktadr. Dolaysyla, duyu-algsna yo
unluklu olarak yaslanmak, yanl bir metafizik retir. Bu yanllk, st-dere
ce entelektalite'nin [soyut zihinsel faaliyetin] bir sonucudur. nsan hayatn
ve hayvan hayatn ynlendiren insiyaki "yorumlar" [alglama biimleri],
enerjik deerlerle dolup taan bir ada dnya varsayarlar. Bu, total tecrbe
lerimizin younluklu srarndan bizim plak duyu alglarmzn feci bir soyut
lamasn gerekletirebilme kabiliyetimizin fazla olmasn gerektirir. Elbette
ki, soyutlama srecinde ne yaparsak yapalm, ne yaptmz ve dolaysyla ne
yi aradmz iyi bilmemiz artyla, bu yapp ettiklerimiz hi olmazsa baz ba
kmlardan faydaldr.
BENC BLM
--Ga"'\ --

FELSEF YNTEM

3 5.1. nc Ksm'n bu son blmnde amacm, speklatif felsefe


araynda faydal bir ekilde kullanlabilecek baz yntemleri tart
maktr. Genel bir tablo izmek iin ve yan bir ama olarak benim daha n
ceden gelitirdiim baz doktrinlerime19 ve onlar hakkndaki baz yorumlara
atfta bulunacam. Bu blmde, temelde tabiatn geici yn zerine vurgu
yaplacak.
Metodoloji szkonusu olduunda, genel tartma konusu, teorinin yn
tem'i dayatt ve herhangi bir hususi yntemin yalnzca ayn trden teorile
re tatbik edilebilir olduu yaklam olacaktr. Benzer bir sonu, teknik terim
ler konusunda da geerlidir. Teoriyle yntem arasndaki bu yakn iliki, ks
men, delilin uygunluunun tartmaya hakim olan teoriye bal olduu gere
inden kaynaklanr. Bu gerek, hakim teorilerin neden "ileyen hipotezler"
olarak nitelendirildiinin de yegane nedenidir.
eylerin i-ie gemiliine dair dorudan delil tecrbesini sorgulamaya
baladmz zaman bir rnek km olur ortaya. Eer Hume'la birlikte,

19. Bkz.: Process and Reary balkl kitabm. Bundan sonraki blmlerde, bu kitaba PR olarak
atf yapacam. Ayrca Science and he Modem World balkl almama da baklabilir. Bu
kitab da bundan sonra SMW olarak zikredeceim.
250 / FE L S EFi D N CEN iN S E R V E N L E R i

"yanstmac tecrbeden doan tek veri duygu izlenimleridir" diye dnr


sek; ve ayrca yine Hume'la birlikte, byle bir izlenimin, kendi mnferit ta
biatnn baka trden bir izlenim hakknda bize herhangi bir bilgi sunmad
n itiraf edersek, o zaman, bu hipotezin ne srd i ie gemilik iin
dorudan delil varsaym geerliliini kaybeder. Keza, pek ok tecrbe ma
cerasna sahip olan Kartezyen hakiki ruhlar ve hakiki maddi bedenler dokt
rinini doru kabul edersek, bu takdirde bu hipozete dayanarak, bir ruhu tav
sif eden iki tecrbe hadisesi arasndaki ilikiler, bir ruh ile bir maddi beden
arasndaki irtibatlln delili deildir; yine, bir maddi bedeni ya da farkl
maddi bedenlere ait olan bu tr iki hadiseyi tahrik eden iki hadisenin irti
batllnn da delili deildir denilebilir. Fakat tpk Process and Reality ba
lkl kitabmda da dile getirdiim gibi, eer btn nihai mnferit fiililikle
rin tecrbe hadiselerinin metafizik karakterine sahip olduunu kabul eder
sek, bu durumda da, birinin yakn gemi hadiseleriyle birlikte birinin ya
kn imdi tecrbe hadiselerinin irtibatllnn dorudan delili, tabiattaki
btn hadiselerin irtibatllna tatbik edilen kategorileri takdim etmekte
geerli olabilir. Mulak, kafas kark felsefi dncenin nemli bir bl
mnn, kkeni, delilin gerekliinin teori tarafndan dikte edildii gere
inden haberdar olmamakta gizlidir. Zira, teorinin geersiz olarak kabul et
tii bir delille o teoriyi ispat edemezsiniz. Bu, ayn zamanda, yeterli tatbikat
alanna sahip olmayan bir teori reten herhangi bir bilimde neden yeteri
kadar hzl bir ilerlemenin grlmediinin de temel nedenidir. Ne'ye ve ne
reye baklacan ve tedrici olarak yaplan veya oluan gzlemlerin birbirle
riyle irtibatlarnn nasl kurulabileceini bilmek imkanszdr. Teorinin ol
mad bir yerde yaplan bir felsefi tartma, delilinin geerliliine ilikin bir
kritere sahip deildir. Szgelii Hume, kendi gelitirdii ilikiler doktrini
nin, btn duyu izlenim trleri ve onlardan retilen fikirler iin ayrm ya
plmakszn doru ve geerli olduunu varsayar. Bu varsaym, onun teorisi
nin bir parasdr. Teorinden yoksun bir ekilde yalnzca ve tek baina tec
rbeye bavurmak, her bir izlenimi zorunlu klar. Szgelii beeniler, sesler
ve bak'lar, yalnzca mterek beeni ve mterek "ses"ler iin deildir; ay
n zamanda, sesle beeniler ve her mmkn tr ve her trn mmkn bu
lumas iindir.
FELSEF YNTEM / 25 1

Bu girii toparlamak gerekirse . . . Her yntem, tatmin edici bir basitletir


medir. Bununla birlikte, yalnzca uygun olan "tr"lerin gereklikleri bir yn
temle aratrlabilir, ya da yntem tarafndan dikte edilen terimlerle beyan
edilebilir. nk her basitletirme, ar-basitletirmedir. Dolaysyla, bir te
orinin eletirisi, "yanl m, doru mu?" sorusundan balamaz. Yararl olabile
cei alana tatbik edilebilirliine ve tatbik edilemeyecei alannn tesine dik
kat ekilmekle yaplr. Teorinin eletirisi, ksmi gereklii olan ve ifade eden
korunakl bir aklama deildir. Baz terimleri, genel bir hatal hususileme
nosyonuna vcut kazandrr, dier terimleri ise, olduka geneldir ve hususile
me imkanlarnn ayrt edilmesini gerektirir.
3.5.2. Felsefe, Eflatun'dan gnmze gelinceye kadar derin kafa karklk
laryla malul zor bir konudur. Ortak konuma'nn aklndan kaynaklanan
bu tr kafa karklklarnn varoluu, bu konunun [felsefe konusunun] neden
varolduunun yegane nedenidir. Bu balamda, yalnzca Socrates'a atf yapmak
yeterlidir. Bunu resmeden bir baka rnek de, Eflatun'un Sophist'inde buluna
bilir: Eflatun, orada "na-mevcut"un, "mevcut"un bir formu olduunu beyan
eder. Bu beyan, ayn anda hem dil'in zlnn u bir rneidir, hem de bu
tartmann temelini oluturan deruni metafizik hakikatin bir telffuzudur.
3.5.3. Speklatif felsefe, kendileri araclyla tecrbemizin her bir unsu
runun yorumlanabilecei, tutarl ve mantksal bir zorunlu genel fikri sistem
ler erevesi gelitirme abas olarak tarif edilebilir.20 Burada "yorum", her bir
unsur, genel emann hususi bir rneinin niteliine sahip olmaktr.
Dolaysyla, spekl.atif felsefe, "ileyen hipotez" yntemini vcuda getirir.
Bu ileyen hipotezin felsefe iin amac, harmoniyi izah eden ve elikileri de
ifa eden "ortak konuma"daki, sosyal kurumlardaki, eylemlerdeki, eitli hu
susi bilimlerin ilkelerindeki insan tecrbesinin bugnk ifadelerini koordine
etmektir. Hususi bir alan'a uyarlanm, baz genel ileyen hipotezlerin dnda
hibir sistematik dnce, ilerleme kaydetmemitir. Byle bir hipotez, gzle
mi ynlendirir ve eitli delil trlerinin karlkl uygunluuna karar verir. K
saca hipotez, yntemin reetesini yazar. Bu tr ak teori olmakszn, retken

20. Kr.: PR, 1. Kesim, 1. Blm: 1 . 1 .


252 / FELSEFi D N C E N i N SERVENLERi

bir dnce gelitirme servenine soyunmak, kiinin, kendisini atadan kalma


doktrinlere teslim etmesi demektir.
Bilginin ilk evrelerinde tehlikeli lt, her eyin mmkn olduu varsay
mdr. O halde, ilerleme yava gerekleir; ve ilerleme konusunda ortaya ko
nan abalar, oklukla israf edilmi abalardr. Gereklere biraz uyan uygun ol
mayan bir ileyen hipotez, hibir ey olmak'tan daha iyidir. Hipotez, prosedr
koordine eder.
Makul bir ilerleme kaydeden bir bilimin gelimesi iki ekilde gerekleir:
Birincisi, hakim bir ileyen hipotez tarafndan sunulan yntem iindeki ay
rntl bilgide gelime olmas olgusudur. ikincisi de, mevcut ortodoksinin uy
gun olmamas nedeniyle ileyen hipotezin dzeltilmesidir.
Kimi zaman bilim iin, her birinin kendine zg baarlarnn ve baarsz
lklarnn sz konusu olduu temelde iki ileyen hipotez gelitirmek gereklidir._
Bu hipotezler, beyan edildikleri ekliyle elikili hipotezlerdir; ve bilim, daha
geni kapsaml ileyen bir hipotezin retilmesi iin bir uzlamann gerekle
mesini bekler. Yeni bir ileyen hipotez sunulduu zaman bu hipotez, ilkin,
kendi bak asndan eletirilmelidir. Szgelii, Aristocu sistemde, yeryznn
yzeyindeki hafif cisimlerin yeryznn hareketi nedeniyle geri planda kalma
s gerektiini ne sren Newton'c dinamii reddetmek anlamszdr.
Felsefe, ileyen hipotezlerin ilkelerinin ak, anlalr ve reforme edilemez
eklindeki dogmatik bir yanllkla maluldr. Bu yanlla bir tepki olarak fel
sefe, yntemi reddetmek gibi bir baka yanlla saplanarak, bu kez teki uca
srklenmitir. Bunlar, bilimlerinin tam da stesinden gelmeyi amalad
mesafeli ifadelerin yanltc aklklardr. Bir baka tepki tr de, eer bir en
telektel analizden szedilebilecekse, bu, terkedilmi dogmatik bir yntem'e
gre gerekletirilmeli eklinde bir varsaymda -oklukla rtk olarak- bulun
mak; ve ardndan da "akl"n ( intellect), tabii olarak hatal varsaymlarla ir
tibatl olduu sonucunu karmaktr. Bu tr tepki biimi, Nietzsche ve Berg
son'un anti-emelektalizmi ile Amerikan pragmatizminin ynelimleri tara
fndan resmedilmitir.
3.5.4. Yntem, delillerle birlikte veriyi inceleme yoludur. Peki, felsefenin
bavurduu deliller neler?
F E L S EF i YNTEM / 253

Antik Greklerin objektif yaklamlaryla, Descartes tarafndan balatlan


ve Locke ile Hume tarafndan daha bir vurgu yaplan modemlerin sbjektif
yaklamlan kartlatrmak bir alkanlk haline gelmitir.
Ancak, ister antik, isterse modem olsun, biz yalnzca eylerle, bir anlam
da da, tecrbe edilen eylerle ilgilenebiliriz. Grekler, tecrbe ettiklerini d
ndkleri eylerle ilgilenmilerdi. Hume ise yalnzca, "neyi tecrbe ederiz?"
diye sormutu. Bu tam da, Eflatun ile Aristo'nun cevapladklarn dndk
leri soruydu.
Herhangi bir eyden szetmek, bir ekilde tecrbe eyleminin bir bileeni
olan konuma'nn bizatihi kendisi olmas hasebiyle bir ey'den szetmektir. u
ya da bu ekilde veya anlamda, bylelikle, o eyin varolduu bilinir. Eflatun'un,
"na-mevcut, bir varlk trdr" diye yazarken dikkat ektii ey buydu.
Konuma, kendilerinden ziyade, eylerin tecrbesinin bir izah olan grl
tler ya da grsel ekillerden oluur. Szler / kelimeler (vocables), anlam'n
ses-karakterinin ya da ekil-karakterinin duraan bir koordinasyonunu ger
ekletirmeyi baaramadklar srece bu szler, "konuma" olarak ilev grme
yi baaramazlar. Eer bir anlam, bir anlamda dorudan tecrbe edilmezse, o
zaman nakledilebilecek bir anlam olmaz. Hibirey'e iaret etmek, aslnda ia
ret etmemektir.
Bir eyden iki kez szetmek, bu eyin varlnn, iki eylemin birbirlerini
varsaydna inanmadmz srece ya mnferit konuma eyleminden bamsz
olduunu, ya da her ikisinin de konuulan ey tarafndan varsayldn gster
mek demektir. Eer ayn eyden ikinci kez szedemiyorsak, yanna felsefeyi de
alan bilgi kaybolur gider. Dolaysyla konuma, tekrar edilebilir olduu iin,
hakknda konuulan eyler, konuma eylemini de ieren tecrbe hadisesinden
bamsz, belirlenmi bir "mevcudiyet"e (being varla) sahiptir.
=

Eskiler'le (ancients) modemler arasndaki fark udur: Eskiler neyi tecrbe


ettiimizi, modemler ise neyi tecrbe edebileceimizi sormulard. Ancak,
her halkarda iki taraf da, sorma hadisesinin kendisi demek olan tecrbe ey
lemini aan eyler hakknda soru sormulard.
3.5.5. Her ne kadar Hume, Treatise'nda, tekrar tekrar ama aka yorum
yapmakszn bu ayrm yapyorsa da, Hume'un, "ne'yi tecrbe ederiz?" sorusu-
254 / FELSEFi D N CEN iN S E R V E N L E R i

nu, "ne'yi tecrbe edebiliriz?" sorusuna tercme ettiimiz zaman, burada sz


n ettiimiz btn farkllk kendiliinden ortaya km olur. Modern episte
moloji iin, "ederiz" yerine "edebiliriz"i ikame eden ikinci soru biimine, r
tk bir yntem varsaym, -yani, hususi bir tepki biiminden, dolaysyla tah
min, duygu ve amatan bamsz verili tecrbe unsurlarn belirleyebilmek iin
kendimizi, ie-bak eksenli bir dikkat tavr gelitirme konumuna yerletirdi
imiz bir varsaym- elik eder.
Bu zorlama dikkat tavrna gre, cevabn ne olabilecei konusunda phe
yoktur. Veri, duyu organlar tarafndan sunulan duyu rntleridir. Bu, Loc
ke ile Hume'un duyu doktrinidir. Daha sonralar Kant, bu rntleri, idrak
edicinin idrak biiminin sunduu formlar olarak yorumlamtr. Kant, burada
Leibnitz'ci tecrbe eden znenin kendi-geliimi nosyonunu gndeme getirir.
Dolaysyla Kant'n veri yaklam, Hume'un veri yaklamndan biraz daha
dar bir yaklamdr: Veriler, rntlerinden yoksun duyu'lardr. Hume'un, bu
doktrinin sonularna ilikin yapt genel analiz, henz olduu yerde sapasa
lam durmaktadr. Ayn ekilde Hume'un, felsefi doktrin'in gndelik hayat
pratiini izah etmeyi baaramad eklindeki son yaklam da sapasalam ye-

rinde duruyor. Modem epistemoloj i bu prosedr iki ekilde izah eder ki, iki
izah da yanllar zerine kurulmutur. Bu yanllarn kkeni Greklere kadar
gider aslnda. Burada modem olan ey, bu iki izaha sanki her eyi aklyor
nuasa olaanst bir ekilde gvenilmesi ve yaslanlmasdr.
3.5.6. Burada szkonusu olan birinci yanllk, d dnyayla birlikte be
duyu organndan ibaret olan birka belli / kesin iletiim alannn varolduu .
varsaymdr. Bu da, veri araynn, duyu organlarnn, tercihen de gzlerimi
zin faaliyetleri tarafndan dorudan ne tr veriler sunulduu sorusuyla daral
tlaca varsaymna yol amaktadr. Bu duyu-organlar doktrini mulaktr,
genel geerdir ve yalnzca pratik olaylar iin nemlidir. zellikle btn pozi
tif bilimler (exact sciences) , bu verilerden doar. Bilimsel dnce kategori
leri ise "baka yerler"den kesbedilir.
Bununla birlikte canl tecrbe organ, bir btn olarak canl beden'dir. s
ter kimyasal, ister fiziksel, isterse paralayc olsun, bedeninin herhangi bir
parasndaki dengesizlik, btn organizmann kendisini yeniden dzeltmesini
FELSEFi Y N T E M / 255

kolaylatracak bir faaliyet empoze eder. nsan tecrbesinin kkeni, ite bu tr


fiziksel faaliyetlerin aknda gizlidir. Bu tr bir tecrbenin makul bir yorumu,
bylesine yksek-dereceli bir organizmann ilev grmesinde sz konusu olan
tabii faaliyetlerden biri budur, eklinde olabilir. Tabiatn gereklikleri, bu ger
ei izah edecek ekilde yorumlanmaldr. Bu, felsefi emada hedeflenen ara
nlan zelliklerden biridir.
Bu tr tecrbelerin, daha hususi olarak beyin'in faaliyetleriyle irtibatl ol
duu anlalyor. Ancak, pozitif bir bilim doktrininin, bu varsayma nereye
kadar dayanabilecei meselesi, bizim gzlem gcmzn tesindedir. Beyin'in
hangi molekllerle balamas ve bedenin geri kalan blmnn moleklleri
nin ileyiinin nasl sona ermesi gerektiini biz belirleyemeyiz. Keza, ayn e
kilde, bedenin ileyiinin hangi molekllerle baladn ve d dnyann ile
yiinin hangi molekllerle sona erdiini de biz syleyemeyiz. Hakikat odur ki,
beyin bedenle, beden ise btn bir tabiat dnyasyla bir sreklilik ilikisi iin
dedir. nsan tecrbesi, odak blge21 perspektifiyle snrl, ama beyin'in belli
bir ksmyla sabit bir koordinasyon iinde olmas gerekmeyen -tabiatn bt
n de dahil olmak zere-, kendini-retme eylemidir.
3.5. 7. ikinci yanllk, tecrbeyi incelemenin tek yolunun, bilinli ie-ba
k tahlili giriimleri olduu varsaymdr. ie-baka mnhasran ncelik ve-
.
ren bu yaklam, bugnk psikolojide halihazrda geersiz klnarak reddedil
mitir. Buna gre, her tecrbe hadisesinin kendi mnferit rnts vardr.
Her hadise, baz unsurlar ne karr, dierlerini ise arkaplana iterek total haz
almay zenginletirir. e-bak yaklam, bu zelliklerini, btn dier deney
sel hadiselerle paylar. Ak duygu verilerini nplana iter ve tecrbenin ana
malzemesini oluturan mphem zorlamalar ve dalmalar geriplana ekerek
gizler. Bizim bedenlerimizin, kendimizle insiyaki zdelemelerimizin nedeni
olan bedenimizden ayrlma duygusunu zellikle siler.
Tecrbenin sonsuz trde eitlerini tasnif edebileceimiz baz temel kate
gorileri kefedebilmek iin, her tr hadiseyle irtibatl delile bavurmak zorun
dayz. Sarholuk tecrbesi de, ayklk tecrbesi de; uyku tecrbesi de, uyank-

21. Bkz.: PR, i l . Kesim, zellikle 4 v e 1 1 ile; iV. Kesim, iV. v e V . Blmler.
256 / FELS E Fl D N C E N i N S E R V E N L E R i

lk tecrbesi de, uyurgezerlik tecrbesi de, dip-dirilik tecrbesi de; z-bilinli


lik tecrbesi de, z-unutkanlk tecrbesi de; entelektel tecrbe de, fiziksel
tecrbe de; dini tecrbe de, pheci tecrbe de; kaygl tecrbe de, kaygsz
tecrbe de; gelecee-bak tecrbesi de, geriye-bak tecrbesi de; mutlu tec
rbe de, mutsuz tecrbe de; duygu-younluklu tecrbe de, itidal-younluklu
tecrbe de; aydnlk tecrbesi de, karanlk tecrbesi de; normal tecrbe de,
anormal tecrbe de atlanmaz; hibir ey gz ard edilmez.
3.5.8. mdi, konumuzun pf noktasna, tam kalbine ulam durumdayz.
Felsefenin, tartmasn temellendirmesi gereken "ham" delilin deposu nedir
ve felsefenin tanmas hangi terimlerle ifade edilmelidir?
nsan tecrbesinin bu aptaki grnmlerine sayg duyan ana kaynaklar,
bu n kaynatran sosyal kurumlar ve eylemi yorumlayan dil de dahil ol
mak zere, dil, sosyal kurumlar ve eylem'dir.
Dil, delilini blm halinde sunar: Birincisi, kelimelerin anlamlar;
ikincisi, gramatik formlarla kazanlan anlamlar; ncs de, mnferit keli
melerin ve gramatik formlarn tesine giden, byk edebiyat'ta mucizevi bir
ekilde dile gelen anlamlar zerinden takdim eder.
Dil, eksiktir ve paraldr; maymun zihni/yeti/nin tesindeki ortalama
ilerleme mesafesini kayt eder yalnzca. Ancak btn insanlar, halihazrda eti
molojide ve gramerde stabilize edilen anlamlarn tesindeki idrak parltlarn
dan keyif ve haz alrlar. Bylelikle, edebiyatn rol, hususi bilimlerin rol, fel
sefenin rol devreye girer; ve bunlarn her biri, anlamlarn, henz ifade edile
memi linguistik ifadelerini bulma abas iine girerler, kendilerine zg e
killerde.
zel bir rnek olarak, Euripides'in kendi zamanndan gnmze kadarki
Avrupa dncesinin beynini atlatan temel felsefi sorunlar bir buuk dizelik
bir iirde nasl enfes bir ekilde zetlediine bakalm: "Ey Zeus! Tabiat'n Zo
runluluk Yasas da olsan, nsan Akl da olsan, sensin Taptm!"22 Burada sz
konusu edilen fikirlerin, "Zeus", "Tabiatn Zorunlu/luk Yasas'', "nsanln
Akl", "Tapnma" gibi ana fikirler olduuna dikkatinizi ekerim. . Bu dizeler,

22. Trojan Women (Tnwal Kadnlar), 886-7.


FELSEFY YNTEM / 257

sanki Atinal dinleyici'yi ilk duyduunda nasl rperttiyse, aradan alar ge


mesine ramen modern duyarla da son derece canl bir ekilde hitap eder.
Modern bir devlet adamnn hayat hikayesini yazan bir yazar, bu dizeleri, dini
bir vecde dnen hayatn grkemini ve azametini anlatmak iin zikreder.23
Yine de Hume, "Zeus"tan, "zorunluluk"tan, "akl"dan ya da bizim "ibadet"
olarak adlandracamz "ikna edicilik gc"nden karlabilecek "duyu izle
nimleri" bulamayacaktr. John Marley, buradaki anlamlar sathiletirebilecek
bir pozitivist n-kabule sahip biri olmasna ramen Gladstone kitabna bu di
zeyi almay tercih etmitir. Ayrca, belki bu dizelerin asl yazar iin bile bu di
zeler, dramatik sezgi gcnn duygusal kukuculua kar zaferini temsil edi
yordur.
nsanln mterek dili tarafndan yorumlanan mterek tatbikat, hep ay
n hikayeyi anlatr. Bir devlet adam ya da bir irketin bakan ilerini yr
trken, gelecein nne zorlu artlar ve engeller koyan "son olaylarn dour
duu zorunluluklar" hesaba katar. Bu varsayma dayal olarak bir "siyaset" be
lirler ve bu siyasetin "tatbik edilmesi"ni emreder; bylelikle, empoze edilen
artlarn "seme" ya da "akl"n verimli bir ekilde almas iin bir alan b
raktn varsayar. Ayrca, mevcut gereklerin tesinde alternatifler ara/t
r/r. Bu tr ideallerin gerekletirildii lde verimli olduuna hkmeder. Bu
inan sebebiyle ver veya yerer.
Dnyada, eylerin zorunlu olarak i-ie gemiliini varsayan dzen ve d
zensizlik unsurlar vardr. nk dzensizlik, pek ok eyin i-ie gemilii
ni ima eden mterek zellikleri dzen'le paylar aslnda.
Her deneme, perspektife dayal bir dnya kavrayndan honuttur; ve ay
n ekilde, kendisini kendi tecrbesini aan bir dnyann eiine demirleyen
bu kavray nedeniyle oluan dnyadaki bir unsurdur. nk tecrbe, bu e
kilde ifa olunan dnyann, bu ifa olunan dnyay amasn ngren szko
nusu perspektif krlmasnn tabiatna aittir: Her siperin, bir de grnmeyen
taraf vardr.

23. Bkz.: John Morley'in [lngiltere Babakan Gladstone'un hayatna dair yazd) Ufe of Glads
tone balkl kitab, X. Blm.
258 / FELSEFi D N C EN iN S E R V E N L E R i

Dolaysyla edebiyata, mterek dil'e ve mterek uygulamalara bavur


mak, bizi, dorudan ie-bak'la ifa olunan duyu-verileri'nin sunduu episte
molojinin bu dar temelinden derhal uzaklatrr. Tecrbenin iindeki dnya,
tecrbenin tesindeki dnyayla zdetir; tecrbe hadisesi dnyann iindedir,
dnya da tecrbe hadisesinin iinde. Bu kategoriler, eylerin -tek bir dnya
nn iinde ve dnda olan pek ok eyin i-ie gemilii paradoksunu vuzu
ha kavuturmak zorundadr.
3.5.9. Avrupa felsefesi, yntemlerinde, felsefi kategorileri, insann eylem
!erinin gzlemi ile tabiat glerinin birlikte ele alnd dilin anlamlarn di
yalektik tartmasndan ayrt ederek aklama giriiminde bulunan Eflatun'un
diyaloglar zerine kurulmutur.
Ancak, bir Diyalog'da, Sophist'te Eflatun, aka felsefenin yntemlerini
tartr. Eflatun'un vard sonulardan biri, mterek konuma'nn snrllk
larna dikkat ekmek olmutur. "Eletirilmemi salt diyalektik, yanltc bir
enstrmandr" gr, Sophist'in temel grdr. Szgelii Eflatun, varlk-ol
mayan'n da bir varlk biimi olduu konusunda srar eder. Dolaysyla, felse
fede lingistik tartma bir aratr, asla bir "ama" [master efendi] olmama
=

ldr. Dil, hem szckleri, hem de formlar asndan eksiktir, kusurludur. Do


laysyla, felsefi yntemde gzlemleyebileceimiz iki ana yanllk vardr: Bi
rincisi, dil'in doruluuna ve tutarllna, sorgulamakszn gvenmek; ikinci
si de, sorunlu ie-bak yaklamn epistemoloj inin temeli olarak yine sorgu
lamadan, eletiriye tabi tutmadan kabul etmek.
Ancak, Eflatun'dan bu yana, Avrupa'daki sreklilik arzeden pagan, Hris
tiyan ve sektiler felsefi faaliyeti ieren yaklak 2.500 yllk bir mdahale sz
konusu olmutur. Oturmu ve iyi bilinen felsefi bir lgate olduuna; ve fel
sefi tartmada, snrlarnn tesine gidilmesi gereksiz, dolaysyla rahatsz ede
cek yeni bir dil (neologism) gelitirildiine yaygn olarak inanlmaktadr.
Bu sulamann yakndan irdelenmesi gerekiyor. Her eyden nce, eer bu
sulama doruysa, o zaman bu harikulade bir eydir. Bu, felsefeyi, daha hususi
bilimlerden kesinkes ayrmaktadr. En gvenilir ve en otoritatifbilim olan ma
tematik, 80 yl nce anlalamayacak szel ve sembolik ifadelerle yazlmakta
dr byk lde. Modern fizikte halen kullanlan eski kelimeler, artk farkl
FELSEF YNTEM / 259

anlamlara sahiptir ve ynla yeni kelime icat edilmitir. Bu sakncay da gz


nnde bulundurarak bilimlerin bir katalogunu hazrlamak bouna bir abadr.
Ortaya kacak sonu, en stnkr bir aratrma iin bile apak ortadadr.
3.5. 10. Hi kukusuz ki, felsefe, dier bilimlerden ok daha byk lde
gemi literatrne bamldr. Ve hakl olarak byledir bu. Ancak felsefenin,
amalar iin yeterli miktarda ve anlamlar yeteri kadar doyurucu olan bir di
zi teknik terim kazand iddias temelsiz bir iddiadr. Gerekten de felsefi li
teratr, olduka genitir ve olduka farkl dnce ekollerine sahiptir; yle ki,
szl kullanmlar konusunda mazur grlebilir ok sayda rnekler mevcuttur.
Son zamanlardaki bir rnek, felsefi terminolojinin ne kadar mulak oldu
unu gstermek iin kafidir. Mantk, oturmu teknik dilinin yardmyla en iyi
sistematize edilen felsefenin bir koludur. Burada Mantk'a dair bir giri yaz
mak niyetinde deilim; o yzden, kendimi, mantklarn kullandklar terim
lerde dikkate deer bir eitlilik olduu iddiasyla snrlayacam.
Ayrca, Yarg ve nerme'den oluan iki terimlik lgatenin aklama g
cnn tesine taan derin anlam eitliliklerinin olup olmad sorusunu so
rabiliriz. Szgelii, Sayn Joseph,24 W. E. Johnson'n nl Logical Treatise
(Mantk Risalesi) balkl kitabnda, nerme teriminin kullanmn inceliyor.
Burada, modern mantklarn en yetkin iki temsilcisine atfta bulunduumuz
hatrlanmal. Sayn Joseph'in, Sayn Johnson'n ifadelerini doru yorumlayp
yorumlamad konusu, burada dikkat ekmek istedim bir konu deil. Eer
Sayn Joseph, nerme terimiyle yakndan irtibatl ama sonuta ayr anlamla
ra sahip 20 kelime bulduysa, imdilik farkllklar Sayn Joseph'e ve Sayn
Johnson'a nemsiz grnd gzlense de, u an 20 anlam var demektir. Her
hangi bir anda, mantk teorisinin temelde bir ilerleme kaydedebilmesi iin 20
yeni terim gerekebilir. Keza Sayn Johnson, argman ayrntlandrlmam ol
mas nedeniyle tamamlanmaya ihtiya duysa bile, eer 20 ayr anlam kulla
nrsa, bu onun argmanna uygun olduu iindir.
Dolaysyla, bu durumun her felsefi teknik terim iin tekrarlanabileceini
sylemek kolaylkla mmkndr.

24. Bkz.: Mind dergisi, 36. ve 327 ciltler; yeni dizi.


260 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

3.5. 1 1 . Benim Kavray, Hissetme ve Tatmin gibi szckleri kullanmm


la25 ksmen ilgili olan baka bir aklama, eylerin i-ie gemiliini akla
yc terimlerden yola karak yaplabilir. Bu konu iin burada nem arzeden
hakim felsefi terim, lliki (relation) terimidir. llikiler konusunda burada
aka atfta bulunmamz gerekmeyen eitli tartmalar mevcut. Ama bizim
konumuzu iyi resmeden bir tartmaya dikkat ekmemiz gerekiyor.
Bu, ilikilerin niversaller (kllilikler / tmeller) olduu, dolaysyla C'nin
D ile olduu gibi A'nn B ile ayn ilikiye sahip olabilecei genel fikridir. Sz
gelii, "sevme", "inanma", "iliki", "daha fazla" gibi szckler, ilikilere iaret
eden szcklerdir. Bu doktrin reddedilemez. nk bu, yalnzca bir tariftir.
Resmedilebilmeleri iin bir-iki hususilie ihtiya hisseden niversaller, onlara
iaret edecek baz terimlere gerek duyarlar; burada bunun iin lliki terimi se
ilmitir.
Ancak, terime yklenen bu anlamla bir iliki, tarihin fiili akn olutu
ran gerek mnferit eylerin fiili iieliklerini gsteremez. Szgelii New
York, Bostan ile Philadelphia arasnda bir yerdedir. Ancak, bu kent ara
sndaki irtibatllk, Birleik Devletlerin dousunda deniz kysnda bulunmas
da dahil yeryznn yzeyinde gerek bir hususi olgudur. Bu, "arasnda" ni
versali deildir. "Arasndalk" soyut niversalini rnekleyen, dier pek ok e
yin yan sra, karmak fiili bir olgudur.
Bu aklama, Bradley'in ilikilerin ilikiye sahip olmadn ne sren red
dinin temelidir. Buna gre, kent ve soyut bir niversal, irtibatl kent de
ildir. Dolaysyla, bir irtibatllk doktrinine ihtiya var demektir. Bradley, bu
konuda unlar yazar26: "Son kenede, yalnzca terimler arasnda olan bir iliki
gibi bir ey var mdr? Ya da, te taraftan bir iliki, bir birliin ve kucaklayc
bir btn'n varlna iaret etmez mi?"
Burada Bradley'in "kuatc btnlk", bizim izini srdmz irtibatllk
sorunudur. Szkonusu blm boyunca Bradley, tecrbenin temelindeki temel

25. Bla.: S. M. W.
26. Bk.: Essays on Tru:h and Realiy, VI. Kesim; On OuT Knowledge of Immediae Experience,
Appendix, s. 193.
FELSEF YNTEM / 2 6 1

aktiviteyi aklamak iin Hissetme terimini kullanr. Bunun temeli tecrbe


dir ve minimum lde bir analizdir. Hissetmenin tahlili, tecrbe hadisesinin
tesindeki bir eyi ifa edemez. Bradley, bu durumu, "irtibatszlk" olarak ad
landrr. Elbette ki, benim doktrinimle Bradley'in doktrini arasnda nemli
farkllklar var. Bu, benim bak_ am Bradley'den bamsz bir ekilde ak
lamamn nedeniydi.27 Tabii ki, teknik terimleri seerken bavurulan uygun
yntem, benzer bir doktrinden dikkate deer lde aklama gc olan baz
terimleri dn almaktr. nde gelen bir filozof, H issetme szcn, benim
bir dergide yaymlanan bir makalemde, daha nceden felsefede byle bir te
rim kullanlmad gerekesiyle sansrlemesi, felsefede hakim olan teknik te
rimlere duyulan inancn hangi boyutlarda seyrettiine iyi bir k tutuyor.
Buna, William James'in, bu szc Psychology'sinde az ok ayn anlamda
kullandn da ilave edebilirim. rnein James, szkonusu kitabnn ilk b
lmnde "duyu, ilk eylerin hissedilmesidir" der. Ve James, kitabnn ikinci
blmnde de unlar yazar: "Genelde, eyler hakkndaki bu yksek bilin, d
rak olarak adlandrlr. u ana kadar sahip olabildiimiz kadaryla bu, onlarn
varolularnn gelitirilmemi hissi demek olan Duyumsama (sensation)dr. Bir
lye kadar yle grlyor ki, dikkatimiz btnyle dald zamanlarda bu
gelitirilmemi hisse kaptrveriyoruz kendimizi." Burada, Bradley'in szn
ettiimiz kitabndaki blmden, benim neden onun doktrinine daha yakn
olduumu gsteren bir iki satrlk bir alnt yapmak istiyorum: "Herhangi bir
anda benim genel hissim, nmde nesnelerden daha fazla bir ey olduu ve
hibir obje algsnn canl bir duyguyu sarsabilecek ve aabilecek kadar gl
olmad gereidir."28
Bradley'in bu doktriniyle uyumlu olarak ben hissetme (ya da kavray)
olgusunu, Bradley'in "nmdeki nesneler" dedii eyi, ben "balang nok
tas / bilgisi" olarak; Bradley'in "canl duygu" dedii eyi ben "sbjektif
form"; Bradley'in "ben/im" dedii eyi ben, "zne" olarak kullanyor ve tah
lil ediyorum. Benim "sbjektif form" terimini kullanma nedenim, bu teri
min anlamn "duygu" teriminin tesine taacak ekilde kullanyor olmam-

27. Bkz.: P.R.


28. Bradley, s . 1 59.
262 / FELSEFi D N C E N i N S E R VEN L E R i

dr. Mesela, bilinlilik, eer mevcutsa, sbjektif formun iinde bir unsurdur.
Tabii ki bu, Bradley'den bir hayli ayrldmz gsterir. Sbjektif form, ba
lang noktalar / bilgileri nedeniyle zne tarafndan idrak edilen bir nite
lik / keyfiyettir.
Bununla birlikte Bradley'in, sbjektif formun fonksiyonuna ilikin geli
tirdii yaklamlara genel anlamda katlyorum. Szgelii, u grleri katld
m grler: "Bu bilmeceler, hissetmediim ve benim nmde olan nesneler
olarak varolmadka ve aktif olarak bulunmadka, zlemezdir. Bu hissedi
len unsur, kullanlr ve beni tatmin eden bu nesnenin inasnda mutlaka kul
lanlmaldr."29
Benim amdan bu ifadede bir belirsizlik var, ama ben bu ifadede dile ge
tirilen yaklamn alternatif anlamna da katlyorum.
"nmdeki bir nesne olmayan" hissetme bileeni, sbjektif formdur. Eer
Bradley, sbjektif hissetme biimlerinin btnleme srecini belirlediini
sylemek istiyorsa, onun bu fikrine katlyorum. Sonu, Bradley'in de ifade et
tii gibi, yaratc srecin bakaldrsn sona erdiren nihai his demek olan "tat
min"dir.
Bununla birlikte Bradley'in, "hissetmediim ve benim nmde olan nes
neler olarak varolmadka" cmleciindeki durumu, ben "negatif kavray"
olarak adlandryorum. Bylesi bir kavray, sbjektif formun yaratc srece
yapt katk yoluyla gerekleen bir olgu olarak aktiftir; ama bu, nihai tatmin
bilgisine ulama imkanndan neet eden "nesne"sini gz ard eder. Bu nihai
karmak balang noktas, "beni tatmin eden obje" olarak tarif ettii eydir.
Onunla burada da hemfikirim.
Her zne-nesne durumunun somut olarak sergilenmesine kanlmaz ola
rak nfz eden "canl duygu" doktrini, Bradley'in doktrininden ok daha es
kidir. Bu doktrininin nvesini, genel niteliin, uygun bilgiye uygun olduu
konusunda srar eden Eflatun'da buluyoruz. Eflatun, "canl duygu"nun, plak
entelektel alg'dan soyutlanmasn rtk bir ekilde reddeder ve bylelikle
erdem'i bilgi ile zdeletirir. Psikolojide katedilen mesafeler, bilinli tefrik

29. Bradley, s. 161.


FELSEFi YNTEM / 263

etme abalarmza yeni katklar sunmaktadr ama alg'nn kanlmaz olarak


duygu'yla i-ie getii gereini deitirememitir.
Bu doktrinin tarihsel nemi, George Foot Moore tarafndan yle beyan
edilir: "Medeniyet, dikkate deer miktardaki insann, ortak hedeflere doru
yalnzca birlikte altklar zaman geliir. Bu tr bir birlik, fikirlerin hissedil
dii, inanlara ve itici glere dnt hisler toplam olarak plak bir fi
kirler toplam tarafndan gerekletirilmez.1130
Epistemolojik teoride hakim olan geleneksellemi soyutlamalar, somut
tecrbe olgularndan olduka uzaktr. "Hissetme" kavram, sbjektif form ve
bir nesnenin idraki eklindeki ifte yaklam koruma zelliine sahiptir.
3.5 . 1 2. Dolaysyla, bir insan tecrbesi hadisesi, ihtiya duyulan irtibatl
lk doktrininin bir illstrasyonudur.
Bradley'in bu konudaki otoritesini, kendisinden alntlar yaparak teyit
edebiliriz. rnein Bradley, unlar yazar31: "Benim tecrbe safhamn her
annda, baka ne olursa olsun yakinen farknda olduum ey, bir btn'dr.
Bu, Bir'de ok'un ilikisel olmayan btnlemesi olarak tecrbe edilir." Bu
rada Bradley, "ilikisel olmayan" ifadesiyle, tecrbenin kendisinin dnda
olan bir deney'le ilikisinin olmamasn deil; Bir'de ok'un gerekli irtibatl
l demek olan "mull btn" kastediyor.
Burada da Bradley'le btnyle hemfikirim: eylerin irtibatll, tecrbe ha
diselerindeki eylerin birlikteliinden / biraradalndan baka bir ey deildir.
Elbette ki bu tr hadiseler, yalnzca nadiren insan tecrbesinin hadiseleridir.
artc olan, Hume'un da buna katlyor olmasdr. Hume'un doktrinin
de farkl zamanlardaki farkl varolular olan duyu izlenimleri aklarnn bir
liktelii, btnyle tecrbe hadisesinin iinde bulunmak mecburiyetinde
olan "yumuak iliki gc"nde mevcuttur.

30. nemli bir eser olan ]. H. Denison'n Emotion as he Basic of Ciliilization (New York, 1928)
balkl kitabna Moore'un yazd "Giri Notu"na baknz.
31. "Duygusallatrma" srecinin genel tasviri iin benim Symbolism, I ts Meaning an Effec ba
lkl kitabma baklabilir; ayrca PR balkl almamn il. Ksm, VIII. Blm' ile Ill. B
lm'ne de baklabilir.
264 / FELSEF D N C E N i N S E R V E N L E R i

Elbette ki, bu doktrinler arasnda nemli farkllklar vardr. Ancak, tecr


be hadisesine irtibatlln temeli olarak bakma genel ilkesi konusunda hem
fikirdirler.
3.5.13. Ayrca Leibnitz de, st Monad da dahil btnyle monadlarn
mnferit tecrbeleri iinde varolan irtibatllk hari, gerekler (reals) arasn
da hibir ircibacllk bulmaz. Leibnitz, bir monadn dierini hesaba katma yol
lan, yani farkndalk biimleri olan dk ve yksek biimler iin kavray ve
sezi terimlerini kullanr. Ancak bu terimler, benim teorime gre hi de ge
rekli olmayan bir unsur olan irtibacllk fikriyle ok yakn bir mutabakat ha
lindedir. Ayrca bu terimler, benim reddettiim yeniden-sunum'cu alg fikrin
de karmak bir ekilde mevcuttur. Fakat, bir de deruni anlama anlamyla
"kavray" terimi vardr.32 Dolaysyla, Leibnitzci model konusunda kendi
znn bir paras, ister bir baka tecrbe hadisesi olsun, isterse bir baka
mevcudiyet tr olsun, bir baka mevcudiyet (entity) olarak tecrbe hadise
sinin ihata edebilecei genel yol iin "kavray / anlay" (prehension) terimi
ni kullanyorum. Bu terim, bilinlilik nermesinden de, yeniden-sunum'cu
alg nermesinden de yoksundur. Hisler, pozitif kavraylar biimidir. Pozitif
kavraylarda balang noktas / bilgisi, kendini-teekkl gerekletiren ve
bylelikle hadiseyi tamamlayan nihai kompleks nesnenin bir paras olarak
muhafaza edilir.
Bu vasat, teori gelitirdike teknik dilinin de temellerini atan stadlarn
kullanmlarndan yola karak gelitirmelerini salayacak artlara uygun e
kilde teekkl ettirilmitir. Herhangi bir felsefe okulunda herhangi bir za
manda hakim olan ilk szl kullanm biimleri, o felsefi gelenein toplam l
gatesinden yaplan kk bir seimden baka bir ey deildir. Doktrindeki
trl varyasyonlara baknca bunun hakl olarak byle olduunu sylemek
durumundayz.
Teknik dil'in [kavramsal yapnn] kullanm biimi, dnce ekolnn
hakim doktrinini ve ondan gelitirilen "onaylanm" versiyonunu ifade ede-

32. Bu terim L. T. Hobhouse tarafndan Theory of Knowledge balkl kitabnn Birinci ve ikin
ci Blm'lerinde kullanlmtr.
FELSEF YNTEM / 265

bilir. Tarihsel gelenekteki dier kklerle ilikisi olan alternatif doktrin tale
binin kendisini bu terim seimleriyle snrlamas, baz temel varsaymlarn
asla yenilenmemesi gerektii iddiasna dayanr. Sadece kendilerini kutsal te
rimlerle ifade eden dnce ekollerine izin verilir. Makul olarak istenebile
cek ey, her bir doktrinin kendi lgatesini kendi geleneine dayandrarak
temellendirmesidir. Bu tr nlemlerin alnmas, yeni kavramsal araylara
kar gsterilen tepkilerin, bilinaltnda gizlenen dogmatizmin bir gstergesi
olduunu gsterir.
3.5.14. Felsefenin, delillerini incelemede bavurduu ana yntem, tasvir
edici genelletirmelerdir. Sosyal kurumlar, eitli karakteristikler yumandan
oluur. Szkonusu dnemin hususiliklerinde kksalan baz pek ok karakteris
tikleri temsil ederler. Felsefi genelletirme, bu hususiliklere nemli lde
uyanlar ne karr; uymayan geliigzel ve aykr olanlar ise geri plana iter
ve eler. Hususi bir olgudan ya da trlerden / tiplerden, rneklenen / varolan
deha'ya doru bir trman szkonusudur.
Bunun kart bir ilemin imkansz olduuna dikkatinizi ekerim. Bir
tr'den hususi bir olguya ya da trlere doru d szkonusu deildir. Zira ol
gular ve trler, genellerin / tmellerin bir araya getirme teebbsnn bir r
ndr. Hibir tr, z itibariyle, badaabilecei dier trlere iaret etmez.
Szgelii, bir belkemii fikri, emzikli ya da suda yzen bir ocuk nosyona ia
ret etmez. Yalnz bana alndnda, hibir omurgal tr, soyut imkanlar ola
rak bile memeliler ya da balklara iaret etmez. Bizzat tr'n kendisi tarafn
dan verilen form'lar iierdii iin, trleri de, rnekleri de yalnz bir tr ola
rak kefedilmez. Bir tr, baka trlerin potansiyel karmdr; ve mnferit bir
rnek, pek ok eyin yan sra, pek ok tr'n gerek anlamda birbirine kar
masdr. Kyaslama, birbirine karma yollarn gsteren bir emadr.
Dolaysyla Mantn ii, genelliklerin / tmellerin analizi deil, onlarn
paralarnn birbirine katlmalarnn analizidir.
Felsefe, genelliklerin btnletirilme imkanlar asndan genelliklere tr
manma abasdr. Yeni genelliklerin kefi dolaysyla, mevcut bilinen genel
liklerin retkenliine katkda bulunur; yeni btnletirme imkanlarn daha
bir grnr klar.
266 / FELSEF D N CEN i N S E R V E N L E R i

3.5. 15. Baz Byk ilkelerin zayf bir ekilde kavranmas bile, kendisini
olaanst duygusal bir gle donatmaya eilimlidir. Derin sezgi gcyle bu
tr kompleks hislerden doan hususi eylemler yuma, ilk evrelerinde sklk
la kaba ve berbattr. Son olarak, medenilemi bir dil, her bir kelimenin ken
di hususi zelliklerini tecessm ettirdii btn bir kelimeler kmesi retir.
Eer, btn bu trden eitli hususiliklerin mtereken katldklar bir btn
le ulamay arzularsak, ortak unsurlarn belirgin klabilme umuduyla btn
bir kelimeler kmesini bir araya getirmek zorundayz. Bu, felsefi genelletir
menin amac asndan zorunlu bir ilemdir. Bildik kelimeleri prematre bir
ekilde kullanmak, szkonusu kelimelerin bildik hususi armlarn kullan
makla gerekletirilen arzu edilen genelletirme giriimini snrlar.
Szgelii, ileyen hipotez'in, nihai gerekliklerin dou srecindeki olaylar
olduunu kabul edelim.33 Bu durumda, her biri kendi mnferitliiyle grlen
her bir olay, iki ideal soyut aba arasnda bir geittir; yani, ideal muhtelif e
itliliklerindeki bileenlerin, kendi mahhas btnlemelerindeki ayn bile
enlere dnt bir geittir. Bu srele ilgili iki ada doktrin mevcuttur.
Birincisi, hilikten bu nihai btnl ortaya karan d Yaratc doktrinidir.
kincisi de, Kfnat'ta bu geit'in hadiselerinden ve bu hadiselerin bileenle
rinden baka hibir ey olmadn varsayan, eylerin tabiatna ait olan meta
fizik ilkedir.
imdi bu son doktrini gzden geirelim. Buna gre Yaratclk kelimesi,
her bir olayn, yenilikte tezahr ve tecelli eden bir sre olduu fikrini ifade
eder. Ayrca eer kin Yaratclk ya da z-yaratclk gibi kavramlarla koru
nursa, akn Yaratc gibi bir kavram olduu izlenimi vermekten kanlm
olur. Ancak, salt Yaratclk kelimesi, bir Yaratc'nn varln ngrr; dola
ysyla doktrin, bir paradoksa ya da bir panteizm havasna brnr. Yine de
halen yeniliin douu, kken anlamn tamay srdrr. Ayrca bu, somut
nitelemesinin btn bir fiziksel gereklik nosyonu iin bildik bir ekilde kul
lanlma avantajna sahiptir. Dolaysyla bu, btn bir kompleks btnlk ka-

33. PR balkl kitabmda, yukarda zikredilen ikinci doktrin ayrntl olarak ilenmi ve geli
tirilmitir.
FELSEF Y NTEM / 267

zanan pek ok mevcudiyet fikrini ifade etmek asndan faydaldr. Ancak,


yaratc yeniliin szkonusu olduu bir durum sunma konusunda baarszdr.
Szgelii bir aborijin [Avustralya yerlisi], veriden neet eden mnferit karak
ter nosyonunu atlar. Olay, "duygusallatrlm" olarak, yani "sbjektif bir
form"da sunulmaz.
Keza, "birlikte" terimi, felsefede en ok yanl kullanlan terimlerden biri
dir. Bu, sonsuz sayda varlk tarafndan resmedilen "trsel" (generic) bir te
rimdir. Dolaysyla, bu terimi farkl resmetme teebbslerindeki kesin bir an
lam tamas meselesi, btnyle sofistike bir meseledir. "Birlikte" teriminin
her anlam, tecrbe hadiselerinin analizinin her aamasnda bulunabilir. Tec
rbedeki hadisenin dnda hibir ey, "birlikte" deildir. Yine tecrbedeki bi
leenler ya da kendini-varediteki hadiseler demek olan srelerin acillikleri
olarak hibir ey, "olma"nn her anlamnda da, "olur" deildir.
3.5 . 1 6. Tecrbe eyleminin genelletirilmesi olarak alglanan nihai ger
eklik demek olan felsefi genelletirmeye ulaabilmek iin, terimlerin gr
nen fazlalklarnn ayklanmasna gerek duyulur. Kelimeler birbirlerini dzel
tirler. "Birliktelik", "yaratclk", "birleme", "kavray", "hissetme", "sbjektif
form", "veri", "fiili durum", "olma" ve "sre"'lere ihtiya duyarz.
3.5 . 1 7 . Genelletirme aamasnda, yeni bir dnce damar doar. Olay
lar, olurlar ve yok olurlar. Olularnda olaylar, anidirler ve sonra da gemie
kalarak hzla kaybolurlar. Gitmilerdir; toz olmulardr; artk yokturlar ve na
mevcutturlar. Eflatun, Timaeu.s'ta bunlar, "daima olan ve hibir zaman ol
duklar gibi kalmayan" "mevcudiyetler" olarak adlandrr. Ancak Eflatun, bu
ifadeleri ifade etmeden nce, byk metafizik genelletirmesini yapmt; ki
bu, mevcut tartmamzn da temelini oluturan bir keifti/r. Sophist'te, [daha
nce de zikrettiimiz gibi] na-mevcut, gerekte bir mevcudiyet biimidir, di
ye yazmt. Bunu yalnzca ebedi formlara tatbik etmiti. Eflatun'un, bu dokt
rini, yok olup giden eylere de tatbik etmesi gerekirdi. Bylelikle, felsefi ge
nelletirme ynteminin bir baka yzn de resmetmi olacakt. Genel bir fik
re ulaldnda bu fikir, yalnzca doduu alan'la snrl kalmamalyd.
Felsefi bir ereve izerken, her metafizik fikre, gerekletirebilecei gr
len mmkn olan en geni alan almaldr. Ancak bu ekilde, fikirlerin ger-
268 / FELSEFi D N C E N i N S E R V E N L E R i

ek mahiyetleri ve boyutlar kefedilebilir. Occam'm "smrllk doktrini"nden


ok daha nemli bir doktrin ise -eer, ayn eyin bir baka yz deilse-, me
tafizik ilke'nin kapsama alannn, anlammn icap ettirdii ekilde snrland
rlmamasn ngren bir baka doktrindir.
Dolaysyla, Aristo'nun -ya da daha dorusu Eflatun'un- olma doktrini ile
yok olma doktrinini dengelemeliyiz. Yok olduklarnda hadiseler, olma'nn iici
liyetinden aciliyetin var-olmamas'na doru kayarlar. Bu onlarn, hibirey ol
duklar anlamna gelmez. Onlar, "inat olgu"lardr: Pereunt et imputantur.
lnsanlm mterek ifadeleri, gemi'i ynyle sunarlar bize: Nedensel
lik, Hafza ve yakm gemi/teki tecrbemizi aktif bir ekilde mevcut duruma
dntrme abamz. Dolaysyla "yok olma", akn bir gelecekte bir rol var
saymdr. Hadiselerin "na-mevcut" olmalar, onlarn "objektif lmszlk"le
ridir. Saf bir fiziksel kavray, olma aciliyetinde bir hadisenin, na-mevcutlu
unun objektif lmszlne gei yapan bir baka hadiseyi nasl absorbe et
tiine [emdiine] dayal olan bir kavraytr. Gemiin imdi'de nasl yaad
meselesidir. Bir nedenselliktir. Bir Hafza, bir hatrlamadr. Bir treme (su
df) idrakidir. Verili bir durumla duygusal bir atmadr; gemi'in imdi'de
duygusal bir ekilde devamdr. Her bir zamansal [temporal geici] hadise
=

nin, kendini-varetme abasndan doan temel bir unsurdur. Dolaysyla yok


olma, olma'nn balangcdr ( initiation). Gemiin nasl yok olduu, gelece
inin nasl olduudur.
DRDNC KISIM

medeniyet
dncesinin
servenleri
BRNC BLM
-- --

HAKKAT

4 1 . 1 . Hakikat ile Gzellik, Grn'n, kendisini deneme znesinin ani


kararn hakllatrd byk dzenleyici alanlardr. Bu hakllatrma,
anlk hadisedeki konumunu belirler. Subjektif kavray formu, ani vurgu'yu
da, nemsizletirmeyi de, gelecee uzanma amacn da, ya da mstesna klma
/ snrlama / dlama amacn da ierebilir. Hakikat ile Gzellik, vurgu ve s
rekliliin nihai temelleridir. Gelecekte'ki Hakikat ve Gzellik, birbirlerinin
imdi'deki nemlerini azaltmalarnn bir nedeni olabilecei iin, elbette ki
"imdi", gelecee kurban edilebilir.
4. 1 .2. Hakikat, yalnzca Grne tatbik edilen bir niteliktir. Gereklik,
yalnzca kendisidir [kendisinden ibarettir]; o yzden, Gereklik'in doru mu,
yanl m olduunu sormak samadr. Hakikat, Grn'n Gereklik'e
uyumlanmasdr. Bu uyumlanma, az veya ok da olabilir; dorudan veya do
layl da. Dolaysyla Hakikat, eitli dereceleri ve biimleri olan umumi /
mull ve kapsayc (generic) bir niteliktir. Mahkemelerde, yanl Hakikat tr
leri, yalan yere yemine neden olabilir. Szgelii bir portre, ayn anda hem ha
kiki, hem de taklidi [yanltc] bir grntr. Bir ikiyzlnn gl yanlt
cdr; ama bir hayrseverin gl hakiki olabilir. Hemen her iki kiinin yap
t i de glme eylemidir.
272 / MEDEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

4. 1.3. Hakikat fikri, Grn'e ak atftan kanabilmek iin genelleti


rilebilir. Bu fikre iki itiraz yneltilebilir: Birincisi, hi birinin, bir dierinin
unsuru / bileeni olmayabilecei itiraz; ikincisi de, terimin tam anlamyla "z
leri" farkl olsa da, her birinin kendine zg btncl tabiatlar / mahiyetleri,
mterek bir faktr ierdii itiraz. O halde bu iki itirazn, birbirleriyle bir ha
kikat-ilikisi olduu sylenebilir. Birinin incelenmesi, dierinin zne ait olan
baz faktrleri tezahr ettirebilir. Baka bir deyile, bir soyutlama yaplabilir
ve btncl rntnn baz ksmlar atlanabilir. Bylelikle, ksmi olarak kes
bedilen rntnn, orij inal rntden karld sylenecektir. Bir ve ayn
zde ksmi rnt, ikisinden de soyutlandnda [karldnda], hakikat
ilikisi formunun, iki kavrayn objektif formlarn birbirine irtibatlad sy
lenecektir. Bylelikle, her ne kadar atlanan unsurlar, muhtelif mnferitlikle
re ait olan farkllklar arzetse de, her biri ayn ksmi rnty sergilerler. Efla
tun, btn bir olgunun, onu resmeden ksmi rntlerle ilikisini ifade etmek
iin "itirak" terimini kullanr. Eflatun, ksmi rnt fikrini, yalnzca bt
nyle niteliksel unsurlardan oluan soyut rntyle snrlar; ve toplam ger
ekliin unsurlar olarak somut hususi gereklikler fikrini dta brakr. Bu s
nrla/ndr/ma yanltcdr. Dolaysyla biz burada, rntlenmi unsurlar ara
snda somut araz'lar / hususllikleri de mmkn olabildii lde ieren bir
rntden szedeceiz. Bu anlam genilemesiyle, iki objektif ieriin ayn
rntye eitli ekillerde itirak ettiklerinde, bir haklkat-ilikisi'nde btn
leeceini syleyebileceiz. Her ikisi de, ksmi olan neyse tekinin de o oldu
u bir [mterek] durumu resmeder. Bylelikle birbirlerini yorumlarlar. An
cak, "hakikat"le ne kastedildiini sorduumuz zaman bu soruya, iki btn
[kendi iinde btnlk arzeden] olgunun, ayn rntye itirak ettikleri du
rumlarda bir hakikat-ilikisi olgusunun mevcut olduu, eklinde bir cevap ve
rebiliriz. Dolaysyla, hakikat-ilikisi geniledii lde ve srece, bir olgu
hakkndaki bilgi, dier olgu hakkndaki bir bilgiyi de ierir ve sunar.
Tecrbede gerekletirildii ekliyle hakikat-ilikisi, daima, Grn'n ba
z unsurlarn ihtiva eder. nk iki btn olgunun farkl ekillerde kavram .
, iki objenin birbirleriyle, ztlarn birlii eklinde varolabilmelerini salaya
bilmeleri iin btnletirilir. eitli zlerin kartl olgusunda, sz konusu
H AK i KAT / 273

olan snrl bir rnt zdelii sezgisi vardr. Bu zdelik nedeniyle subjektif
formun, bir nesnenin hissinin dierine nakledilmesi durumu szkonusudur.
Biri iin uygun olan, dieri iin de uygundur. "Bu, budur" nermesinin sezgi
sel olarak kabul, kontrastn bir yzndeki nesneden dier yzndeki zneye
naklini merulatrma biimini ieren bir subjektif formdur.
Bylelikle, gerek bir gereklik olarak nesne, dier nesneyle benzerlii ne
deniyle ortaya kan faktrlerinin grece deerlerinin yeniden ayarlanmas ve
gzden geirilmesi imkann yakalar. Baka bir deyile, Grn'e yak/n/la
an gerek bir olguya dnr. Bizatihi kendi doas nedeniyle faktrleri, sz
konusu varsaymlarda hissedilmez. Hakikati ksmi (partially = paral) olarak bil
mek, Kainat' tahrif ve tahrip etmek demektir. l O'a kadar ancak sayabilen "ilkel"
biri, kk saylarn nemini olaanst bir ekilde abartr; ayn ekilde, mil
yonlara ulanca muhayyilesi duran bizler de, ulatmz noktay oh.anst
bir ekilde abartrz. Bu, yanl bir ahlaki dzletirme abasdr; oysa, hakikati
btn boyutlanyla bilmek gerekir. Kk bir gerek, byk ktlklere yol aa
bilir. Ve bu byk ktlkler, byk yanllklar eklini alabilir. Hemi Poin
care, alakasz zamanlarda ve alakasz ekillerde kullanlan kesinlik arala
r'nn, bilimin gelimesini engelleyebileceine dikkat eker. Mesela, eer
Newton'n muhayyilesinde, modern gzlem tarafndan ifa edildii gibi Kep
ler'in Yasalar'nn yanllklar hkmferma olmu olsayd, dnya belki de,
hala Yerekimi Yasas'nn kefini bekliyor olacakt. O halde hakikat, mutlaka
tam vaktinde telaffuz edilmelidir.
4.1 .4. nsan tecrbesindeki hakikat ilikisine dair verdiimiz bu iki arp
c nek, varsaymlarla ve duyu-alglar yoluyla gerekletirilir. Varsaym, ya
basit, ya da daha basit nesnelerin kompleks bir rnts olabilen baz d nes
neleri vcuda getiren baz hususi gereklikler rdbtalannn soyut olarak "gerek
letirilebilme" imkandr. Bu gerekletirme, birincisi, kendisine hamledilen
ilevlerindeki muhtelif hadiseleriyle birlikte dnlen btn bir rabtayla il
gilenir. kinci olarak da, tm veya muhtelif hadiseleri yoluyla ebedi bir nes
nenin mnferit olarak vcuda getirilmesiyle ilgilenir. nc olarak da, he
nz hususiletirilmemi yan rabtalaryla birlikte mterek bir vcuda getirme
ilemiyle ilgilenir. Btn bu alternatifler, yalnzca eitli varsaym trlerinin
274 / M E D E N i Y ET D N C E S i N iN SERVENLERi

mmknlyle ilgilenirler; bu yzden, Formel Mantk'n amalar asndan


nem tarlar.
Ancak, bizim buradaki tartmamz asndan, varsaymn, hamledilen bir
rnty resmeden hamledilen bir rabtann soyut olarak mmknl ek
linde zetleyebileceimiz daha geni bir olguyu incelemekle yetineceiz.
Hibir szl cmle, yalnzca bir varsaym telaffuz etmez. Bilakis, iaret edi
len varsaymn kavranmasnda atfedilen psikolojik davrann / tutumun re
tilmesi iin bir neden oluturur daima. Baka bir deyile, bir balang nokta
s olarak varsaym hissini kuanan subjektif formu sabitleme abasdr. nan
mak iin veya phe etmek iin veya holanmak iin ya da itaat etmek iin
bir neden olabilir. te bu neden, ksmen gramatik bir yolla ve fiilin zaman
araclyla, ksmen cmlenin temel nermesi ile, ksmen kitabn btn muh
tevasyla; ksmen kitabn, rnein kapa da dahil btn maddi artlaryla;
ksmen yazarnn ve yayncsnn ismiyle teekkl eder. Varsaymn mahiyeti
ne ilikin tartmalarda, bu psikolojik nedenle, varsaymn bizzat kendisinin
birbirine kartrlmas yznden byk bir kafa karkl zuhur etmitir.
Varsaym, fiili durumlar hakkndaki bir fikir, eyler hakkndaki bir nerme,
bir teori, bir faraziyedir. Bir varsaymn tecrbede gerekletirilmesi, pek ok
amac bastrr. Varsaym, Grn'n u bir rneidir. Mantksal zneler olan
fiili gereklikler, bir tahmini resmetme biiminde alglanrlar. Varsaymlarn
bilind bir ekilde gerekletirilmesi, tecrbenin ilk evresinin Gereklik'in
den son evresinin Grn'ne gei durumudur. Srelerinde varsaymlarn
nadiren su yzne kabildii dk fiili gereklik trlerinde, pratikte, tecr
benin ilk ve son evrelerini birbirinden ayran bir Grn yoktur.
Bir varsaymn ilgin olmas, doru olmasndan daha nemlidir. Bu ifade,
handiyse tam bir totolojidir. nk bir tecrbe hadisesinde bir varsaymn
gerekletirilmesinde kullanlan enerji, varsaymn ilginlii ve nemlilii
dolaysyla sarfedilir. Ancak, elbette ki doru bir varsaym, yanl varsayma
gre ilgin olmaya daha yatkndr. Ayrca bir varsaymn duygusal cazibesiyle
orantl olarak gerekletirilen bir eylem, eer varsaym doru olursa baarl
olmaya daha mnasiptir. Ve eylemin dnda hakikati tefekkr etmenin, ken
dine zg ilgin yanlar vardr.
H A K i KAT / 275

Ancak, btn bu aklama ve izahlardan sonra, bir varsaymn neminin


ilgin olmasnda yatt gerei, gerekliini korumu oluyor. Hibir ey, uz
manlam bilim adamlarnn neden olduu tehlikeyi, varsaymlarni mnha
sran mantklar tarafndan gelitirilen teorik abaya havale etmelerinin
oluturduu kafa karklklarndan daha iyi resmedemez. Bir varsaymn ha
kikati, mantksal znesi olan rabtayla kurduu hakikat-ilikisi'nde gizlidir.
Bir varsaym, eer rabta, varsaymn tahmini olan rnty gerekte mek
leyebilirse [ispatlayabilirse, dorulayabilirse] dorudur.
Dolaysyla, eitli oluturucu faktrlerin analizinde, varsaymn, eer do
ruysa, rabta ile zde olduu anlalyor. nk burada, ayn fiili hadiselerin
ve ayn ebedi nesnelerin varl szkonusudur. Ancak btn analizlerde, at
lanmaya mtemayil olan bir st/n faktr vardr; bu, birliktelik biimidir. Ra
bta, gerekletirili biimindeki ebedi nesneyi ihtiva eder. Oysa, gerek bir
varsaymda rabtann birliktelii ve ebedi nesne, mcerred mmkn modu'na
aittir. Bylelikle ebedi nesne, yalnzca bir "tahmin" olarak rabtayla birleir.
Dolaysyla rabta ile varsaym, farkl varlk kategorilerine aittir. Birbirleriyle
zdeletirilmesi, sadece samalktr. Fiziksel bir olgunun, pr matematiksel
formllerle -imdilerde moda olduu zere zdeletirilmeleri trnden bir
samalktr bu.
Varsaymlar, kendi aciliyetindeki tecrbe'nin dndaki her ey gibi, ancak
tecrbe yoluyla var klnabilir. Bu, yalnzca mmknlk modu'nda varolan
araylarn ierii demek olan zihinsel kutbun hususi ilevidir. Bununla birlik
te meselenin z, temelde, zihinsel bir kutup gerektirir. Dolaysyla, fiili bir
hadisenin analizinde, kanlmaz olarak mmknlk modu'na ait olan bile
enleri buluyoruz. En bariz hakikat ve yanllk rnei, fiili gereklik modu'na
sahip olan mmknlk modu'ndaki varolularn kyaslamasndan doar.
4.1.5. Yeryzndeki hayvanlarn hayat iin duyu-algs, Grn'n zir
ve noktasdr. Gemiteki bedensel faaliyetlerden kazanlan duygular, ada
dnyadaki blgeler zerine teksif edilmitir. Hipotezin notu, yani salt neri
len mmknln notu elimine edilir. drak eden kendilerine Wt ekillerde g
rnen blgeler, duygularla iliki kurmutur. imdi Grn, blge'lere nite
liklerini kazandran duygulardr.
276 / M EDEN i Y ET D N C ES i N i N SERVENLERi

O halde burada ortaya kan soru udur: Gerekte duygular, blgelere ni


telikler kazandrr m? Bu soruya verilecek cevap, "gerekte" ve "nitelik ka
zandrma" ile ne denmek istenildiine baldr. Hakikat ve yanllk fikrinin,
duyu-algsna tatbik edildii yer burasdr. Ancak, hakikat alannda pek ok
malikane vardr; ve biz, duyu algsnn yapabilecei hakikat ve yanllk tr
lerini analiz etmek zorundayz.
Her eyden nce, etkileyici ton'un nitelikleri olarak duyularn temel sta
ts, hatrda tutulmaldr. Bunlar, bu tr nitelikler olarak tevars edilir ve
bylelikle, tahavvl yoluyla blgelerin nitelikleri eklinde objektif olarak al
glanr. Duyularn bu youn estetik nemleri, duyularn konumlar dolaysy
ladr. nk, bir kavrayn balang noktasnda bir faktr olarak duyu for
mu, kendisini, bu kavrayn subjektif formu olan etkileyici tonunun nitelii
olarak empoze eder. Dolaysyla etkileyici ton rnts, balang noktas ola
rak duyular rnts tarafndan retilir. imdi burada, bir blge duyu-algsn
da krmz olarak gzktnde, aslnda krmznn herhangi bir hakim tarz
nn, blge'yi meydana getiren etkileyici gereklikler tonuna bir nitelik kazan
drp kazandramayaca sorusu ortaya kar.
Eer yleyse, ada alglayc iin blgenin gereklii ile blgenin gr
n arasnda bu anlamda bir hakikat-ilikisi vardr. Szgelii, eer k ayna
da yansrsa, aynann arkasndaki blgenin grn, oluturucu gereklikleri
nin etkili tonlar konusunda bir varsaymn temelini sunmaya kafi deildir.
Etkileyici tonun nitelikleri olarak bu alglama fikri, her ne kadar saduyu iin
olduka apaikar olsa da, felsefe iin bir paradokstur. nsann betinin benzi
nin atmas, sinirli insanlar ve fkeli kzler arasnda yaygn bir durumdur. Bir
ilkbahar mevsiminde yemyeil bir ormana dair etkileyici ton algs, yalnzca
yeilin tatl tonlar ile tarif edilebilir. Bahar mevsimindeki yeil niteliiyle bir
likte, gl bir estetik duygudur bu. Zihin, bir veri / balang noktas olarak
kokuyu alma konusunda hzl hareket eder: Hayvan bunu, subjektif hislerinin
bir nitelii olarak tecrbe eder. Bizim gelimi bilincimiz, bir veri noktas ola
rak duyu formu'nda hzlanr: Bizim temel hayvani tecrbemiz, bir subjektif his
tr olarak gerekletirilir: Tecrbe, kokuyu hissettiinde balar; ve zihnin,
bu kokuyu hissetmesini mmkn klar.
H AKKAT / 277

Ayrca biz, duyu formu olma noktasna gelen halet-i ruhiyelerin keyfiyet
lerini aslnda bebek iin fonksiyon gren bir duyu formu olarak gzlemleriz ve
yetikin kiinin gelimi aklnn gelitirdii bu kategoriden ayrrz onu. Sz
gelii bebee bakan annenin sevgi, nee, elence, depresyon ya da irkilme gi
bi duygusal ruh halleri, bebek tarafndan annenin yznde hemen ve doru
dan alglanr ve annda tepki verilir. Bizim epistemolojilerimizin bilgilerini
elde ettikleri derin dnce silsilelerinin, henz konuamayan bebeklerde ya
da kpeklerde veya atlarda gerekleme imkan kesinlikle imkanszdr. Bu tr
ruh hallerinin bu olaylarda dorudan idrak edilmeleri, dier duyu formlarn
da da ayn ekillerde gerekleir. Bu ruh hallerinin idraki, hayvan bedeninde,
bu duyu formlarnn naklindeki fonksiyon grmelerden olduka farkl ekil
lerde fonksiyon grr. Dolaysyla, eitilmi akl iin, [derece deil] tr farkl
l sz konusudur.
Ancak bebek, her ne suretle olursa olsun, annesinin nee ve sevincini bir
veri olarak hisseder ve onu etkileyici bir tonla tasdik ederek duyumsar. Bura
daki veri, gemi'ten, yakn gemiten gelir. Ve bu, annenin varoluu, bede
ni ve ruhunun kompleks gereini teekkl ettiren hadiseler rabtas tarafn
dan igal edilen mevcut blgenin zerine teksif edilir. Zira, bebek iin Gr
n, nee ve sevin keyfiyetini de ierir. Ve bu anlamda, gerek anne'yle sz
cn gerek ve tam anlamnda hakiki bir hakikat-ilikisine sahip olabilir ve
oklukla da sahip olur zaten.
4. 1 .6. Duyu-algsnn ada hadiselerle ilikisi, ayn zamanda, Grn
ile Gereklik arasndaki bir baka hakikat-ilikisi trdr.
Duyu-algs, salkl hayvan bedeninin normal fonksiyonlarndan neet
edebilir. ahsi ruhun eski hadiselerinin sonucunun miras da, keza bu salk
l normallii paylaabilir. Ayrca, sz konusu hususi beden ile ruh, bu hayvan
trlerinin korunmas iin normalde gerekli olan akkan enerjinin temel d
aktivitelerine tepkilerinin olumlanmasn paylaabilirler. Bu normallik artla
r gz nnde bulundurulduunda, ortaya kan grn, bu trn yaad
artlarn hayvan trlerine uygun olacaktr. Bu, tabiatn gereidir; ve Gr
n, kozmik dneme ve bu dnemdeki daha hususi artlara ait olan bir Tabi
at Kanunu meselesini ifade eder. Bu, ilk trdeki hakikat-ilikisi'ndekinden
278 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

ok daha dolayl bir nitelie sahip olan Grn ile Gereklik arasndaki ha
klkat-ilikisi'dir. Bu, yapt atfta daha geni kapsaml, daha belirsiz ve daha
kaynam bir haklkat-ilikisi'dir. Kendine zg zelliklere sahip iyi artland
rlm mnferitlerin bu artlar altnda alglad eyi alglamaktayz.
4. 1 . 7. Herhangi bir haklkat-ilikisi'nde bir ayrm beliriverir. Gereklik,
gemi'te ilev grr; Grn ise imdi'de alglanr. Aysz bir gecede gky
zndeki snk kl Samanyolu, ada dnyann bir Grn'dr; yani, g
rnd haliyle bu dnyann Kap' iindeki byk blge'dir. Ancak, ilevi
Grn'te ortaya kan Gereklik, snrsz bir zaman yolculuuyla uzayn de
rinliklerine ve hayal dnyamza yolculuk yapan k-enerjinin akdr.
nmzdeki manzarada, belirsiz sonlu bir mesafede grnd ekliyle
Samanyolu'nun tesinde bizi ada dnyadan ayran ve tesine tayan bir
engel vardr: Peki, k-enerji'nin naklinin bu uzak aktivitesi, hala ada bir
olgu olarak varln srdrmekte midir? Belki de bunlar, olup-bitenleri dze
ne sokan bu uzak blgenin oluturduu hadiselerdir. Yldzlar birka gnl
ne gkyznde dans ederler, ama birka yl iinde klar snverir. ada
blgelerin Grn', gemi'le ve ada Gereklik'le kendine zg haklkat
ilikisi'ne sahiptir. Bu son hakikat-ilikileri, hakikat ilikisinin gemile ve
dzen trlerinin istikrarna dayal tecrbemizle temelini merulatran imaji
natif bir srama yoluyla tahmin edilebilir yalnzca.
Her ne kadar eski ile yeni, yani gemi, imdi ve gelecek fiziksel ve zihin
sel kutuplar iin ayn lde geerli olsa da, belki de hadiselerin karlkl i
kinlii, yine de zihinsel kutuplarn birbirleriyle ilikisinin tpk fiziksel ku
tuplardakiler gibi ayn perspektif yasalara tabidir. O halde, llebilir zaman
ve llebilir mekan, gemi ile gelecein karlkl iliki kurmalarna uy
gundur. Dolaysyla, Grn'n baz trleri konusunda ada dnyayla zi
hinsel ilikisinde bir aciliyet unsurunun varlndan szedilebilir. Duyu-alg
sna yerlemi duyu formlar gibi dier Grn trleri, fiziksel kutuplarn
karlkl ikinliinde ortaya kan perspektifi ifade eden zaman ve mekana
baldr.
Eer durum buysa, baz Gereklik trleri, dierlerine nazaran ada Ger
eklik'le daha dorudan bir ilikiye sahip olacaklardr.
H A K i K A T / 2 79

4.1 .8. Yukarda sz edilen ikinci tr hakikat-ilikisi'nden daha belirsiz


ve daha dolayl bir nc tr hakikat-ilikisi daha vardr. Bu, "sembolik ha
kikat" olarak adlandrlabilir. Bu hakikat trleri, en u rneini, ikinci tr ha
kikat-ilikisi'nin oluturduu hakikatleri de ierebilir. Ancak genelde, bunu
ayr bir tr olarak incelemek daha ak ve kolaydr.
Sembolik hakikat olduu zaman Grn ile Gereklik arasndaki iliki,
belli idrak ediciler iin Grn'n kavrannn, iki subjektif kavray bii
minin onayland Gereklik kavrayna yol at bir ilikidir. Bunu;la bir
likte, Grn ile Gereklik arasnda nedensel bir iliki yoktur; dolaysyla, ne
Grn Gereklik'in, ne de Gereklik Grn'n dorudan nedenidir. Ye
ni serven dolu artlar, bu idrak edicilerin tecrbelerinde idrak edildii gibi,
bu Grn'lerle bu Gereklik'ler arasndaki ilikiyi dourmutur. Hususi ola
rak koullandrlm idrak edicilerin tecrbeleri dndakiler hari, tabiatlar
gerei Grnler, Gerekliklere k tutmaz; Gereklikler de Grnlere.
Diller ve anlamlar, bu nc tr hakikatin rnekleridir. Burada tartmay
yazl ya da szl cmlelerin varsaymlarla ilikisiyle snrlandryoruz. Doru
ekilde artlandrlan insan kmesi arasnda konuulan ve kullanlan hususi
bir dilin doru ve yanl kullanm szkonusu deildir. Ayrca edebiyat esteti
ine gelince . . . Burada dil, yalnzca objektif anlam tamaz; ayn zamanda,
subjektif formu da tar.
Mzik, trensel giysiler, trensel kokular ve trensel ritmik grsel gr
nler de sembolik hakikate ya da sembolik yanlla sahiptir. Bu son rnek
lerde, objektif anlamn iletilmesi minimum dzeydedir; uygun subjektif for
mun tanmas ise en st dzeyde. Toplum hayatnn ya da lkelerin birbirle
riyle atmalarnn yahut da Tanr'nn fiillerinin idrak edilmesine hamledi
len duygunun rettii gl yurtseverce ve dini duygular yorumlad zaman
mzik bir rnek sunar. Mzik burada kark duygular ak bir idrake dn
trr. Zayf objektif gereklik, subjektif formun idrakinin rettii gereklikle
rten ak bir Grn'e dnen duygusal bir "giysi" retmekle bu hizme
ti ya da zarar sunar.
O halde, mzik ile ortaya kan Grn arasnda, subjektif form arac
lyla gerekletirilen mphem bir hakikat-ilikisi vardr. Ayrca Grn
280 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E RVE N LERi

ile Gereklik -Milli Hayatn Gereklii ya milletler arasndaki atmalarn


yahut da Tanr'nn z'nn gereklii- arasnda da bir hakikat-ilikisi var
dr. ine yanllklarn da kart bu karmak hakikat-ilikisi kaynama
s, eylerin tabiat hakkndaki hakikati ifade etmek iin Sanatn bu dolayl
yorumlayc gcn tekil eder. Ancak Sanat'n hassas i hakikati, bu tr
bir eydir.
4 . 1 .9. Bu tartma, insanolu arasndaki sosyal olarak kaynam davran
biimlerinin ve yorumlama alkanlklarnn kkenleri konusunda yan bir
neri sunar. Bir fikir, insann ilev grme biimlerinin nceden kurulmu ek
linden neet eder. nsann tarihindeki canlannn ilk ocukluk evresinde bi
lincin gizli blmelerine olduu haliyle ve hibir eyi ifade edemeyecek ekil
de szar. Sonraki alardaki tarihiler iin bu, kabilenin sz konusu ilev gr
me biimlerine atfettii nem duygusunun yava yava gelimesiyle kendisini
davurur. Ancak ksa bir sre sonra tam tersi bir ey olur. Bu ilev grme bi
imleri, kabilenin kabna smaz akli melekeleri tarafndan yorumlanmaya
balanr. Bylelikle, kabile hayatnda kendine zg tad deere ilave ola
rak davran rntleri, bir ifade aygt rol oynar. Entelektel ina abasyla
irtibatl hale gelir. Her bir taraf duygularla epeevre kuatlan davran
rntleri, entelektel ina abasnn alglanmasn tevik ve tahrik eder. Ya
da tam aksine, entelektel inann gerekletirilmesi, davran biimlerini
kkrtr. Bylelikle, duygu ykl trenler, fikirler iin bir ifade biimi olur; ve
fikirler, trenlerin yorumuna dnr. te bir fikrin bir ifade aygtyla irtiba
tnn ilk douu byle olmutur.
Fikir ile o fikrin ifadesi arasndaki irtibat, yukarda bir "yorum" olarak tas
vir edildi. imdi, bu "yorum" kavram zerinde biraz durmamz gerekiyor. ki
davran-rnts, baz ortak tecrbe faktrleri, yalnzca bu iki rntden
herhangi birinin tatbikini gerekletirdikleri zaman karlkl olarak birbirle
rini yorumlarlar. Ortak faktr, bir rntden dierine geiin nedenini olu
turur. Her bir rnt, dier rnty bu ortak faktrn ifadesi olarak yorum
lar. Burada bir davran rnts, tecrbe biiminin yalnzca dier addr. DC!
laysyla, bu anlamda bir mitin gerekletirilmesi, bir davran rntsdr;
bir kabile dans ya da bir Saray treni ise bir dier davran rnts.
H A K K AT { 281

4. 1. 10. Bununla birlikte, gerekte bizim aradmz ey, acmasz kr ger


ektir. Amalarmzn nihai olarak gerekletirilmesi, ne denli hassas olursa
olsun, gerei tm gerekliiyle, iyi ya da kt ynleriyle ortaya karmay ge
rektirir. Gerei arptmak, bizi asla tatmin etmeyecektir. Amalarmz, an
cak meselenin zn kavrayarak hedeflerine ulaabilir. Bu temel asndan ne
kadar nem arzederse arzetsin geri/ye kalan her ey, yalnzca ayrntdan iba
rettir. plak, acmasz gerei skaladmz zaman hayatmz, hibir kymeti
harbiyesi olmayan kimi ipularnn ve nerilerin ortasnda yava yava zl
meye ve rmeye yz tutar.
zini srdmz acmasz gerek, ak ve anlalr Grn'n Gerek
lik'e tekabliyetini dorular. nsan tecrbesinde ak ve anlalr Grn, te
melde, duyu-algsdr. Duyu-algs iin ihtiya duyulan acmasz gerek, bu b
lmn beinci alt blmnde ksmen tarttmz birinci tip hakikattir. Ora
da, bu doktrinin, bir blgeye nitelik kazandran ak bir nesne olan duyu id
rakinin bir subjektif form, duyum'samann da bir faktr olduu vurgulanm
t. Baharn yeil rtsnden byk haz duyarz. Yine grnt ve renk cmb
sunan gnbatmnn verdii duygusal haz da anlatlamaz bir eydir. lte, Sa
nat mmkn klan ey budur. Alglanan tabiatn zaferini ilan eden eydir bu.
Zira, eer subjektif idrak biimi, objektif duyularmz dorulamazsa, o zaman
alglamann deerleri, bu tecrbedeki dier bileenlerin ans eseri meydana
getirecekleri olaylarn merhametine terk edilir. Szgelii, ya da drt obje
nin sezgisinde salt say, subjektif bir form empoze etmez. Bu, baz etkileyici bi
leen rntlerini dzenleyen bir arttr yalnzca. Bu bileenlerden soyutlan
dnda oul say, kavranmas srecinde subjektif bir form dikte edemez.
Ama yeil [rengi] edebilir. te, duyularla soyut matematiksel formlar arasn
daki fark burada gizlidir.
Duyu algsndan gelen deimez deerler, yok edildiinde ya da dier duy
gularla kartnda bile varolur; varolur, nk duyularn bizzat kendileri,
kendi fiziksel kavranlarnn subjektif formuna dahil olurlar.
4. 1 . 1 1 . Burada karar verilmesi gereken nokta, bahar zamannda yeil a
yrn, bize grnd haliyle, imen blgesinde ve daha zel olarak da imen
liin yaprak blgesinde olup bitenlere dorudan uyup uymad meselesidir.
282 / M E DEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

eylerin bir ekilde bizim duyularmzn o blgeleri algladklar gibi vuku bul
duuna ilikin inancmzn inandrc temellerine sahip miyiz? Her eyden n
ce, burada sz konusu edilen uyumluluk, tabiatn zorunluluklarndan domaz.
Yanl alglamalar bunun kantdr. ifte grnt ve n yansmasnn ve
krlmasnn sonucu ortaya kan imgeler, blgelerin grnnn o blgeler
de olup bitenlerle ilgisinin olmadn gsterir. Grnler, nihayetinde, hay
van bedeninin grd ilevlerle artlandrlr. ada blge iindeki bu i
levler ve vuku bulan bu olaylar, her ikisi iin de son derece gerekli olan onak
bir gemi'ten sregelir. O halde tam bu noktada, hayvan bedeninin ve d
blgelerin uyum iinde olup olmadklarn, normal artlar altnda grnle
rin sz konusu blgelerin iindeki tabiatlara uyup uymadn sormann tam
srasdr.
Bu uyumluluk durumunun elde edilmesi, hayvan hayatnn yksek trleri
balamnda tabiatn kusursuzlamasna bal olacaktr. Bu, elbette ki zorunlu
deildir. nk aktr ki, bu srete baarszlk da, trl mdahaleler de, ya
da yalnzca ksmi uyum salama durumlar da szkonusudur. Bununla birlikte
tabiatn, kendi iinde bir uyum temayl, kusursuzluk aray iinde olan bir
Eros ierip iermediini sormak zorundayz. Bu soru, dar hakikat-ilikisi kav
ramnn tesine gemediimiz srece tartlmaz.
KNC BLM
--M"\ --

GZELLK

4 2.1. Gzellik, bir tecrbe hadisesindeki eitli faktrlerin karlkl uyu


mudur. Dolaysyla, ilk anlamyla Gzellik, vcuda gelmesi gerek hadi

selerde szkonusu olan bir niteliktir; ya da tersini sylersek, bu tr hadisele


rin eitli ekillerde katldklar bir niteliktir. Gzelliin dereceleri, katman
lar ve trleri vardr.
"Uyum" (adaptasyon) , bizatihi bir amac ima eder. Dolaysyla Gzellik,
uyumun amac tahlil edilebildii zaman tarif edilebilir yalnzca. Uyumun
amac'nn iki temel boyutu veya aya vardr: Her eyden nce, eitli kavra
ylar arasnda karlkl engellemenin yokluudur; bu yzdendir ki, subjektif
formun younluklar, tabii olarak, yerinde olarak ve bir kelimeyle sylemek
gerekirse, uyum salayarak eitli kavraylarn objektif ieriklerinden doar
ve birbirlerini engellemezler. Bu ama temin edildiinde, ac atmalarn ve
vulgarletirmenin / bayalamann olmad gzelliin daha dar ve kk bir
formu var olur.
kinci olarak, bir de Byk Gzellik Formu vardr. Bu form, birinci formu
varsayar; -:-'e buna, eitli kavraylarn bir sentezde bulumasnn yeni objek
tif ierik kartlklar rettii bir koul katar. Bu kartlklar, her biri iin tabii
olan yeni, uyumlanm his younluklar gerekletirir; ve byle yapmakla, pri-
Z84 / M ED E N i Y ET D N C E S i N i N SERVENLERi

mitif birleik hislerde uyumlanm his younlamalarn artrr. Bylelikle par


alar, btn'e byk katklar yapar; btn'se, paralarn his younlamalarna
katk verir. Dolaysyla, bu subjektif kavray biimleri, rntlendirilmi kar
tlklar halinde eitli ekillerde ve ortaklaa olarak i ie geerler.
Baka bir deyile Gzelliin kusursuzluu, Harmoni'nin kusursuzluu ola
rak tanmlanr. Harmoninin kusursuzluu ise, Subjektif Form'un ayrntl
olarak ve nihai bir sentez gerekletirerek kusursuzlamas asndan tarif edi
lir. Ayrca Subjektif Form'un kusursuzluu, "G" (strength) asndan da ta
nmlanr. Burada G'ten kastedilen ey, iki faktre sahiptir: Birincisi, etki
leyici bir kartlk sunan ayrnt eitlilii, yani Kapsamllk; ikincisi de, ni
teliksel eitlilie atf yapmadan oluan muazzam bir grkemlilik, yani Tam
Younlama'dr.
4.2.2. Bu Gzellik tarifini anlayabilmek iin, bu kitapta kendisi aracl
yla Dnyay yorumladmz metafizik sisteme ait olan doktrini aklda
tutmamz gerekir. Bunlar; a-) objektif kavrayn ierii ile subjektif kavray
formu arasnda, b-) ayn hadisedeki eitli subjektif kavray biimleri arasn
da ve c-) subjektif kavray biimiyle bir hadiseyi subjektif olarak kavramay
ieren kendiliindenlik arasnda karlkl ilikilere sahip olan doktrinlerdir.
Bu doktrinler, birbirleriyle irtibatldr; ancak her bir doktrin, dierleri tarafn
dan ak klnmayan bir ilke sunar. imdi bunlar srasyla izah edelim.
a- Kfnat'taki her niteliksel faktr, temelde, subjektif formun bir nitelii
dir: Bunlar, bu nitelikleri rnekleyen sonsuz eitlilikteki subjektif formlarn
mmkn olduunu varsayan sonsu saydaki niteliklerdir. Bu, eitli nitelik
leri rnekleyen subjektif formlarn, insan bilincinde ayn lde nem arzet
tii anlamna gelmez. Bilin, tecrbenin yzeyinde belirsiz bir ekilde gezinen
deiken ve belirsiz bir unsurdur. Ancak bu, idrak edilen niteliksel objenin
ieriinin bu subjektif idrak biiminde rneklenen niteliklere dntn
varsayan doktrinin bir parasdr. Bu, ( 1 ) hadisenin ilk evresini oluturan
uyumlanabilen hisler doktrini, (2) zihinsel kutbun faaliyetlerini ekillendiren
niteliksel deerlendirmeler doktrini ve (3) burada Kfnat'n Eros'u olarak da
adlandrlan Tanr'nn Ezeli Tabiat'nda sz konusu edilen deerlendirmeler
doktrini gibi temel doktrini aklayan genel ilkedir. Buradan kan sonu
G ZELLiK / 285

udur: Subjektif idrak biimi, ksmen bu idrakin objektif ieriindeki nitelik


sel unsur tarafndan dikte edilir. Aslnda burada bir ilk uyumlanma sz konu
sudur. Yukarda tekrar tekrar ifade edildii gibi, Sanat mmkn klan ey bu-
dur. Ayrca Kfnat'taki icbari determinizm faktr de bu ilkeye baldr.
Bu uyumlanma doktrini, objektif balang noktasnn ieriinin nitelik
sel yan iin geerlidir. Bu, u anlama gelir: Subjektif formun, objektif balan
g noktasn onaylad / olumlad eklindeki daha genel ifadenin iki istis
nas vardr. Her iki istisna da, soyutlama st snrna ulat zaman ortaya
kar. Btn niteliksel unsurlardan bu st snr dzeyindeki soyutlama, rnt
y plak matematiksel bir forma indirger: rnein, kk kare ya da saylar di
zisi arasndaki -mesela drt rakamnn kare rakam olmas gibi- soyut ilikiler
bu indirgemeye rnektir. Bu formlar, tabiatlar gerei, subjektif form nitelii
ne kavuamazlar. Mesela, duygunun karesi yoktur. Dolaysyla, dolayl tarzlar
hari, olumlanma doktrini matematiksel rntye tatbik edilemez. Burada,
hususi modem anlamyla pr matematik, sorunun kendisidir.
Keza, fiili hadise -yani, mnferit fiili durum- fikri, z itibariyle objektif
bir veri ya da subjektif bir form, yahut da kavraylar arasndaki ilikiler ola
rak gerekletirilen niteliksel ya da matematiksel bileenlerden karlarak
hayata geirilebilir. Hususi bir fiili durum, ayn zamanda, sonraki tecrbe aa
masnda yalnzca "o" olarak gerekletirilen ilk gsterge modundan da kar
labilir. Yalnzca balang noktasndaki bir fiili durum, subjektif forma dn
ebilir. Subjektif formda ima ve iaret edilen yegane fiili durum, kendini-te
ekkl srecindeki yakn hadisedir. Subjektif form, subjektif his durumunda
ki yakn zne'dir. Bir fiili durum, objektif kavray iin yalnzca plak bir "o"
olarak gsterilebilmesi anlamnda subjektif idrak biimine dnemez.
b- kinci doktin, teekkl srecindeki yakn hadisenin birliini / btn
ln ifade eder. Subjektif formlar, tek bir geree, yani subjektif bir hadise
hissine yaplan katklardr. Total objektif balang noktasnn her birinin,
subjektif formdaki uyum salayc niteliksel yeniden-retimini dikte etmesi
yoluyla gerekleen eitli kavraylar arasnda belli dalmlar vardr. zde
nitelikler farkl objektif verilerde vukua geldii iin, bu niteliin subjektif
formdaki yeterlilii ve retkenlii, btnleme sreci tarafndan ve ayn za-
286 / M E D E N i YET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

manda da, dier niteliksel duygularla uyumluluu bakmndan dikte edilmeli


dir. Dolaysyla, farkl kavraylar arasndaki subjektif formun dalm, temel
de, total objektif bilginin eitli bileenlerinden gelen subjektif formun onay
layc kkenlerine atf yapar.
c- nc doktrin, teekkl srecinin nihai olarak zerkliini ifade eder.
Uyumlayc ekilde ortaya kan bu subjektif form sentezi sreci, eski veri ta
rafndan hal yoluna konulamaz. Dzenleyici ilke, ina srecindeki yeni olu
um tarafndan empoze edilen yeni btnlkten gelir. Dolaysyla kendi z
nn kendiliinden gelen yakn hadise, subjektif formun sentezini belirleyecek
kayp belirleyicilik ilevini stlenmelidir. Her ne kadar gemiinin ikinlii
tarafndan artlandrlm olsa da, Kiiinat'n gelecei, olutuklar mevsimler
deki gibi yeni mnferit hadiselerin kendiliindenliinin bir btn olarak ta
mamlanmasn bekler.
4.2;3. imdi, bu iki Gzellik tanm arasndaki ayrm belirginletirilme
lidir. llkin, bu blmn birinci alt blmnde verildii gibi iki tanm szko
nusudur. Btnyle Kfnat'taki gerek eyle varolan gerek hadiselerde ger
ekletirilen Gzellik budur. Ancak, bir hadisenin analizinde baz ksmlar-
nn objektif ierii, btn hadisenin subjektif formunun kusursuzlamasna
uyumlu bir katkda bulunan Gzel diye adlandrlabilir. Gzellik kavramnn
bu ikinci/l anlam, "Gzel" teriminin daha doru bir tarifi olarak grlebilir.
Bir hadisede gerekletirilen Gzellik, hem bu hadisenin doduu objektif
ierie, hem de hadisenin kendiliiridenliine baldr. O,bjektif ierik, bu ha
disede onun kendiliinden talihli bir ekilde uygulanmasyla gerekletirile
cek Gzellik nedeniyle "Gzel"dir. Ayn ekilde, objektif ieriin herhangi
bir ksm, anlam eitliliklerine imkan tanyabilecek daha dolayl bir anlam
da bile "gzel"dir. Onu idrak eden hadisenin kendiliinden talihli bir ekilde
uygulanmasyla btnleen dier verilerle talihli bir biimde gerekletirilme
si nedeniyle de Gzellik gzel olabilir. "Gzel" kavramyla, alglanan sz ko
nusu hadiseden beklenebilecek kendiliindenlik biimiyle bu genel sosyal or
tamda varsaylabilecek objektif evrenin varln kastediyoruz her zaman.
Burada, sanatlar ya da modem dnyann sofistike bireylerini yahut da bel
li bir zamanda belli bir kentteki sekin ve yaratc insanlar dnyor olabi-
G ZE L L i K / 287

liriz. Ancak, btn bu anlamlarda da "gzel", alglanan bir hadisedeki balan


g noktas olarak ilev grdnde, Gzellik'in retilmesini mmkn klabi
lecek tevars edilen bir kabiliyet anlam vardr. Gzellik, balang noktasn
daki herhangi bir bileene atfedildiinde, ite bu ikinci anlamyla atfedilir.
4.2.4. Gzelliin ilk tanmnda "kusursuzluk" fikri, belirginletirilir. Sub
jektif formun gzellii, hibirinin de uygun bir gce ulaamad birbirlerini
karlkl olarak engelleyen duygu bileenlerinden yoksun olmak demektir.
Ancak, sadece biri iin "kusursuzlama"nn sz konusu olmas nedeniyle bu
rada engellemenin iki anlam birbirinden zenle ayrtrlmaldr. Tam bir en
gelleme, subjektif formun sonluluunun bir rneidir. Bu, "kusursuzlama"y
azaltmaz. Ama burada, belli istisnalarla birlikte kendine zg sonluluu olan
kendine zg bir "kusursuzlama" abas sz konusudur. O halde, btnyle
engellenmi subjektif his bileenleri, bu subjektif formun iyi bir bileeni de
ildir. Bu, yalnzca baka artlarda bileen olabilecek bir eydir. Buradaki en
gelleme biimi, "uyuturma" (anestezi) olarak tarif edilebilir.
Kusursuzlamadan yoksun olan dier engelleme biimi, her iki oluturucu
unsurun gerek anlamda aktif olarak varolmasdr. Bu durumda, burada "en
gelleme"nin, karlkl tahripkarlk duygusu eklinde zetlenebilecek nc
bir anlam daha vardr. Kendisinden doduu balang noktasnn idrakine
ait olan uygun gc elde etmeyi baaramayan bir ya da iki veya ikisi birden
oluturucu duygularn sz konusu olduu bir olgudur bu. Bu en genel anlamy
la, znt, korkma, irenme gibi fiziksel ac ya da zihinsel ktlk demek olan
ktlk duygusudur. Bu tr engelleme biimi, "estetik tahrip/karlk" olarak
adlandrlabilir. Estetik tahripkarlk, subjektif formdaki olumlu bir bileendir
ve kusursuzlamayla badamaz. Bu subjektif estetik tahrip tecrbesi ise,
"uyumsuz duygu" olarak nitelendirilebilir. Bu tr bir duygu, idrak edilen sub
jektif hadise formundaki bir faktrdr. Uyumsuz duygu ne kadar youn olur
sa, kusursuzluktan uzaklama da o kadar fazla olur. Karmak bir balang
noktas bilgisi, sz konusu edilen idrak edici trleri arasnda normalde uyum
suz duygular rettiinde "objektif olarak uyumsuz"dur.
Buradan karlacak sonu udur: Bu tartmada, Gzelliin tanm yap
lrken bir ayrm atlanmtr. Beklenmesi gereken duygusal estetik tahrip tec-
288 / M E D E N i YET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

rbesi olan subjektif duygular, ilerde de greceimiz gibi, zel bir incelemeyi
gerektiren bir snfa aittir. Tam anlamyla kusursuzluk, bu snfa ait duygula
rn dta braklmasn gerektirir. Biraz daha yakndan incelendiinde daha iyi
grebileceimiz gibi belli bir kusursuzlama trn gerekletiren hadiseler
den daha iyi olan kusurlu hadiseler de vardr. Aslnda, yksek ve dk ku
sursuzluktan ve dk kusursuzluun zerinde yer alan daha yksek bir kusur
suzluu amalatan bir kusurluluktan da szetmek gerekiyor. En maddi ve en
duygulandrc hazlar, yine de Gzellik trlerinin rettii hazlardr. Bu ba
lamda gerekletirilen bir gelime, uyumsuz duygular tecrbesi zerine kuru
lur. zgrln sosyal deeri, uyumsuzluklar retebilmesinde gizlidir. Kusur
suzluklarn tesinde kusursuzluklar vardr. Btn gerekletirme biimleri
sonludur ve btn kusursuzluklarn nihai noktas olan bir kusursuzlama yok
tur. eitli kusursuzluk biimleri kendi aralarnda uyumsuzdur. Dolaysyla,
Uyumsuzluk tarafndan Gzellik'e yaplabilecek -bizatihi tahripkar ve kt
olan- katk, tazeliini hala koruyan baz dier ideallerle uyum salayabilecek
bir ama deiimi sunan pozitif bir duygudur. Dolaysyla, Uyumsuzluun de
eri, Kusurluluun erdemlerine bir armaan olmasdr.
4.2.5. Antik Grek uygarlna yle bir bakmak uyumsuzluun deerini
resmedebilmek iin yeterlidir. llerleme yar, byk kusursuzlama ideali ta
rafndan balatlmt. Bu ideal, komu medeniyetlerin rettikleri idealler ze
rinde youn bir gelime kateden bir idealdi. Bu ideal, Greklerden nce de, o
zamandan bu yana da henz alamam insanlarn hayatlarnda gerek gzel
liini kazanan bir uygarlkta etkili olmu ve hayata geirilmiti. Grek sanat,
teorik bilimleri, hayat tari, edebiyat, felsefi ekolleri ve dini ritelleriyle bu
harikulade idealin her ynn ifade etme yar iindeydi. Kusursuzlama ger
ekletirilmiti, ama bu yzden esin de ortadan kaybolmutu. Art arada gelen
kuaklar tarafndan yaplan tekrarlar nedeniyle tazelik, yenilik duygusu yava
yava yok olmaya yztutmutu. Bilim ve bilimsel beeninin yerini macera tut
kusu ald. Helenizm'in yerine, dehalarn gdkletii Helenistik dnem yer
leti. Eer bir yandan, Barbarlarn kkrtc saldrlar olmam [ve pskrtl
memi], te yandan da, Hristiyanlk ile slam gibi iki byk dinin ykselii
gereklememi olsayd, Akdeniz medeniyetinin kaderinin ne olacan ta-
G ZE L L i K / 289

hayyl bile edemezdik. nk tam iki bin yl boyunca Greklerin sanat form
lar ruhsuz bir ekilde tekrarlann duruluyordu yalnzca. Stoac, Epikrc,
Aristocu, Yeni-Eflatuncu felsefe ekolleri, basit formlletirmelerle tartld:
Kuru, kurallara balanm tarihler yazld. Antik trenleri kutsayan, zahite
bir hayat tarz tarafndan desteklenen duraan bir ynetim srdrld. Derin
liksiz bir edebiyat retildi. Sorgulanmayan ncllere dayal, yalnzca ayrnt
lara gmlm bir bilim anlay gelitirildi. Serven ruhundan yoksun duyar
lklar tekrarlanp duruldu.
Bu tablo, aka olsun diye izilmi bir tablo deil. Btn o frtnal hayat
seyrseferine ramen Bizans lmparatorluu'nda, yaklak bin yl bu duraan
lk ve bu tekrar hkmferma oldu. Budizm gibi yeni bir dinin rettii canlan
maya ve Tatar igallerine ramen, ayn ey tam bin yl boyunca grkemli in
medeniyetinin de bana geldi. inliler ve Grekler, belli mkemmelliklere
ulam, her biri de hayran kalnmay hak eden devasa medeniyet tecrbeleri
retmilerdi. Ancak mkemmellik bile, kuru tekrarn ar ykn tayamaz
ve aamaz. Bir ilk kvlcmn yarataca younlua sahip bir medeniyeti re
tebilmek, bilimden daha fazla eylere ihtiya duyar. Yeni bir mkemmellik
aray demek olan serven duygusu kanlmazdr.
4.2.6. Bu sonuca armamz salayacak bir neden yok aslnda. Kendili
indenlik ve zgnlk, her fiili durumun zne aittir. Bu, mnferitliin (ken
dine zgln] stn bir ekilde ifade edilmesidir. Bunun uyum salayc sub
jektif formu, zgrlk hazzndan doan haz alma zgrldr. Yenilik, yara
tc bir ruh ve younlua zel bir dikkat gstermek bundan doar. Bir ahsi
hadiseler dizisinde, sonu grme kudretine sahip bir mkemmellik idealine tr
manma abas, byk varyasyonlarn btnyle denendii canlanma ve diri
li aamasndan daha sarsc bir yaratclk ruhu retir. Dolaysyla, burada ve
rilecek en bilgece t, ayn tr mkemmelliin btnyle ve srekli olarak
hayata geirilmesi abasna ara vermemek gerektiidir. Hadiseler toplumun
daki her hadise ve daha hususi olarak her ahsi toplumdaki her hadise, zihin
sel kutbun faaliyetlerinden doan Gri.n ile fiziksel kutbun tevars edilen
Gerekleri arasnda baz kartlklar bularak bu ruhu aratrr. Kendiliinden
lik en alt dzeye geldii zaman, pratikte nemsiz operasyonunun nihai izleri,
290 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

alternatif biimler arasnda yaplan ileri-geri deiikliklerde grlr. Fiziksel


tabiattaki dalga-naklinin byk nem arzetmesinin nedeni budur.
Ancak, -en yksek dzeydeki hadiseleri zihinsel orijinallik egzersiziyle bir
likte incelediimizde- mkemmellik aamasna ulatktan sonra yaratc ru
hun korunmas1 ncelikli olarak, ulalan mkemmellik trne uyumsuzluk
getirmeyen btn eitliliklerin (varyasyonlarn) kefedilmesini gerektirir.
Ortaa Gotik mimarisinde stildeki varyasyonlar ve dekoratif ayrntlar bunu
iyi resmedebilir. Ancak bu tr varyasyonlarn kolaylkla tketilebilecei unu
tulmamaldr. Daha cesur servenlere soyunmak gerekiyor: Dncelerin se
rvenleri ve dncelere uyum salayacak uygulama avantaj gibi. Dnce
lerin yaptklar en gzel katk, zihinsel kutuplar, bir reform programna d
nen dier mkemmellik tr idealine yava yava yaklatrmaktr. Bunun
en iyi gstergesi, Hristiyanln insanln sosyal hayatnda yeni idealler ge
tirmesinde yapt katkdr. Baka bir deyile, yeni tanmlayc karakteristik
lerden doan yeni bir toplum idealini hayata geirmi olmasdr.
4.2. 7. Bu doktrine gre tahripkarlk tecrbesi, bizatihi bir ktlktr; as
lnda bu, ktln anlamn oluturur. imdi bu grn son derece basit bir
gr olduunu gryoruz. "Tecrbede hakim bir olgu olarak tahripkarlk"n,
ktln doru tarifi olduu eklindeki temel yaklam henz sarsmamasna
ramen, izahatlarn yaplmas kanlmazlayor.
Gzellik ile Ktln birbirine karmas; birincisi, btn gerekletir
meler sonludur; ikincisi, sonluluk, alternatif imkanlarn dlanmasn ierir;
ncs de, zihinsel ilev grme, fiziksel gerekletirmenin btnlnden
uzaklatrlan uygun alternatiflere uyumlanan subjektif formlara girdirilmesi
ni salar, eklinde zetleyebileceimiz temel metafizik ilkenin mterek
operasyonundan kaynaklanr.
Sonu, fiili dnyann ilgilerinin, zihinsel kutuplardan gelen farkl eilim
ler tarafndan duygu harmanisinden uzaklatrlmasdr. Kendiliindenlik zih
niyetinin de dndaki yeni hadise, bizzat doduu fiili dnyadaki uyumsuzluk
la atr. Bu talihli bir eydir. Zira, aksi takdirde fiili durum, yalnzca tekrar
emberinden oluur, sadece sonlu bir mmknler kmesini gerekletirir. Bu
baz kadim dnrlerin, dar ve mulak doktrinleriydi.
G Z E L L i K / 291

Mnferit tecrbede, balang idraki olarak verili dnyann bu uyumsuz


luuyla trl ilgilenme biimi vardr. Bu yollardan ikisi, "engelleme" ge
nel bal altnda yukarda tartlmt. Yalnzca negatif bir idrak biimi
olan bu yollardan ilki, "uyuturma" olarak adlandrlmt. kinci yol ise, po
zitif uyum'suzluk duygusuna sahip pozitif gerekletirme biimiydi. Bu du
rumda, tutarszln ortadan kaldrlmas, etkileyici duyarln ykm ile ger
ekletirilen pozitif duyguya elik eder. Bu tecrbe, kendisini uyumlayc bir
ekilde subjektif form zerinde empoze eden niteleyici bir balang nokta
s bilgisinin kavranmas abasdr. nc yol ise, badamaz duygularn
grece younluunun yeniden ekillendirilmesinin baz durumlarda bada
ma biimlerine dnebilecei eklinde zetlenebilecek bir ilkeye dayanr.
Bu imkan, etkileyici duyarlktaki atma, younluklar atmasna dn
t zaman ortaya kar; ve bu yalnzca, zorunluluklar'.n uyumazl deil
dir. Dolaysyla, iki kavray sistemi isel olarak birbirleriyle uyum halinde
olabilir; ancak bir tecrbenin birlemesinde kendini gsteren bu iki sistem,
bu iki subjektif formun younluklar, kapsain bakmndan karlatrlabilir
olmaya balad zaman uyumsuz olabilir. Bunu olduu kadar unu hissetme
de, ya da unu olduu kadar bunu hissetmede de bir uyumsuzluk olabilir.
Ancak, duygu karmaasndaki dk younlama korunduu zaman, dieri
ne arkaplan olarak katk verir; bylelikle, muazzamlk ve eitlilik duygusu
sunar. Bu, dk younluun byk lde ayrtrlmam ya da yalnzca za
yf bir ekilde ayrtrlarak arkaplana itilmi insan tecrbesinin alkanlk
kesbettii bir durumdur ve apak bir nplan konumundadr. Uyumsuzluu
ortadan kaldrmann bu nc yolu, "arkaplana itilme" yntemi olarak ni
telendirilebilir. Ya da alternatif olarak, ayn lde "nplana karlma"
yntemi olarak da tanmlanabilir. Zira, "uyuturma"dan kanmak, bu iki
sistemden birinin kavran abasna ait olan subjektif younlama duyarl
n artracak ekilde ilev grp idrak edilen bir hadise araclyla gerek
letirilebilir.
te yandan, tam bu noktada bir drdnc yol da kendisini ifa eder; ve
bu yol, zihniyetin yksek aktiviteler gelitirdii btn tecrbe hadiseleri iin
geerli olan ikinci ve nc yollarn bir izahdr. kinci ve nc yollar,
292 / M E D E N i Y ET D N CESi N i N S E R V E N L E R i

gerekte drdnc yol olmadklar zaman, "fiziksel amalar"34 olarak nitelen


dirilen daha dk zihinsel ilev grme biimlerinin rnekleridir. Drdnc
yol, her iki uyumsuz sistem iin de geerli olan nc bir kavray sistemini
dahil etmek iin zihinsel ilev grme biimlerini ynlendiren hadisenin ken
diliindenlii yoluyla gerekletirilir. Bu yeni sistem, iki mevcut sistemdeki
younluklarn dalmn radikal bir ekilde deitiren ve her iki sistemin de
hadisenin nihai younlama tecrbesinde tad nemi deitirecek olan bir
sistemdir. Bu yol, aslnda, Grn'n srece girdirilmesi ve negatif kavray
biimleri tarafndan gerekletirilen basitletirmelerden Gerekliin youn
niteliksel eitliliini korumakta kullanlmasdr.
Grn, bu eitlilii, kendisini arkaplanda Gereklik'ten uygun bir e
kilde gelen younluklar zerinde younlaarak korur. Bu, bir basitletirme i
lemidir. Szgelii, Grn'te bir Blge, kendilerini oluturan pek ok mn
ferit hadiseyi kuatr. Ayrca Gereklik'teki hadiselere geni bir ekilde yay
lan nitelikler, Grn'te, ya bu hadiselerin bulunduu Blge'lerde ya da bu
Blgelerle bir ekilde iliki halinde olan Blge'lerde mndemitir. Gereklik,
zengin eitliliinin korunduu ilemlerin izah olarak arkaplanda yer alr.
Ayrca etkileyici duyarlk eitlilii, badaabilirlik zelliini koruyan dn
m imkanlaryla birlikte Grn'e aktarlr. Burada Uyu, Uyumsuzluk,
Vulgarleme / Bayalama ya da Genelgeerliin youn bir ekilde Grn'e
aktarlmas sz konusudur. Grn, Olgular karmaasndan kurtulmak iin
genelletirilebilen ayrks duygu faktrleri katna ykselir. Bu ekilde, yaygn
duygu zelliklerinin mnferit tecrbe iin nemini vurgular. Subjektif for
mun muazzaml, bir bakma, mnferit duygu younluuyla farkllk arzeder.
Mnferit younluklarn eitlilii, birbirlerini nesnelerinin eitliliiyle des
teklerler. Grn, muazzaml, nesnelerin eitliliini birletirerek youn
lukla bir araya getirir. Grn, nesneleri basitletirir ve verili dnyann ni
teliksel ieriklerinin basitletirilmesine dayanr. Etkileyici iyi ve kt duyar
lklarn canl tecrbelerini belirginletirme pahasna younluklar ve muaz
zamlklar korur. Gzelliin ve Ktln zirve noktasna ulalmasn imkan

34. Bkz.: P. R . , VIII Kesim, V. Blm, VI. Ve VII. AlblmleT.


G Z E L L i K / 293

dahiline girdirir; nk evcilletirerek hizaya getirme giriiminin evcilletire


rek yok edilmesi abasn yok olmaktan kurtarr.
4.2.8. imdi de, Uyum'un (Harmoni'nin) temellerini ve harmaninin
tahribinin oluturduu pozitif duygunun temellerini daha yakndan incele
meye geebiliriz. Burada, Uyum'un kaybedilmesinin yol at pozitif isel
bir duygu kadar, Uyum'un yeniden elde edilmesinin yol at pozitif isel
bir duygunun olduunu da unutmamalyz. Yalnzca, birbirine izin veren tec
rbedeki ayrntlar gerei yoktur; bunun tesinde, Uyum'un bir btn ola
rak pozitif bir duygu olduu gerei de vardr. Dolaysyla, btn'n uyum
suz olarak pozitif bir duygu eklinde algland bir baka gerein varlna
da dikkat ekmek gerekiyor. Her iki duygu da, duruma gre deiiklik arze
debilir. Uyum, bu ekilde duyumsanr; ayn ey, Uyumsuzluk iin de geer
lidir. imdi tam bu noktada Uyum, artk mantksal tutarllktan daha fazla
bir eydir; Uyumsuzluk da, tutarszlktan daha fazla bir eydir. Mantklar,
sanatlara t vermeye arlmazlar. lzah'n anahtar, mnferitlik idraki
nin anlalmasdr. Bu, kendine zg zelliiyle bir mnferit olarak "O"nun
her bir objektif faktr iin geerli olduu duygusudur. Sunulduu zaman ni
teliksel zelliklerinden arndrlan ve "O" olarak bir nesnenin duygusal ne
mi, insan tabiatndaki en kuvvetli glerden biridir. Bu, ailevi sevginin ve
zel eyalara kar gelitirilen tutkunun temelini oluturur. Bu zellik, yal
nzca insanoluna zg bir zellik de deildir. Bir kpek, itenlikle balan
d sz konusu kiinin sanki "O" olduunu anlayabilmek iin koklar. Bir
oda ya da kpek kulbesi, oklukla kpein zevk ald kokularla dolu ola
bilir. Ancak kpek, bu kokudan haz almak iin bu kokuyu koklamaz; aksi
ne, derinden baland "O" kiiyi bulmak iin koklar. Bu kokunun yerine
yerletirilebilecek baka bir ey kpei yanltabilir; ama kpek, bunu anlad
andan itibaren asla yanlmaz. Bu benzerlik, bir duygu, bir etkileyici zel
lik iddiasnda bulunabilir. Ama orijinal "o", etkileyici bir duyguya sahip ol
ma gcn korur. Bu tr bir ilgi, Babillileri yerle bir eden Asur kral Sen
nacherib'in gzleri nnde ve onun emriyle taa kazlan yaznn, yani arke
olojinin oklukla temelini oluturur. Bunun modem bir ii tarafndan re
tilen harikulade bir kopyesi, belli bilimsel amalar dnda gerekli bir ilgi
294 / M E D E N i YET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

toplamaz. Gemiten kalan kalntlara / hatralara tapnma, bu tr ilgilerin


patolojik ynn ele verir.
Hi phesiz ki, hususi mnferitliin duygusal deeri, salt kendilerine z
g zelliklerinden kurtulan duygularn genelletirilmesinden [yaygnlaarak
kk salmasndan] kaynaklanr. Bu tr genelletirilmi duygular, sevgi, hayran
lk, duyarllk, deerlilik, nefret, korku, hususi nesnelerin birbirlerinin vara
luuna dahil olduklar genel i-ielik, btnlk duygusudur. Ruhun hayatn
daki hadiseden sonra hadisenin dizisel ikinlii, bu hayatn imdiki hadisesin
de baz zel nesnelerin dizisel kavranndaki zirve noktay ierir. eitli e
killerdeki kavrannda elde edilen yeni nitelikler nemlerini korurlar; oriji
nal nitelikler, baz farkllklarla birlikte kendilerini takdim ederler. Dolaysy
la, zaman zaman snkleen, zaman zamansa belirginleen daha zel nitelik
trlerinin, nihai kavraylarn tonundaki olumlayc etkileyiciliinden tedrici
olarak arndrlmas sz konusudur. Hayat boyu bir eye balanma duygusu,
hayat boyu bir eyden irenme duygusu ya da estetik mkemmeliyet duygusu
gibi genelletirilmi kkl duyarlklar, hayatta kendilerine zg yerlerini alr
lar. Dolaysyla, ksmen tecrbe rntsndeki konumu, ksmen de daha ba
sit ya da kk niteliklerinin belirgin bir ekilde ani olarak sergilenmesi ne
deniyle "o", hakim olacak bir nem arzedecek kadar keskin bir duygusal ton
retir. Burada sz konusu olan nemlilik olgusu, yalnzca yakndan _idrak et
mede ortaya kan genel subjektif form kompleksi deildir. Bu ayn zamanda,
objektif "o"nun arkasna itildiinde de yansr. Dolaysyla, bir konumun ve
niteliin kk ayrntlar tarafndan belirginletirilen "o", Grn'te kalc
zelliiyle birlikte bir 110" olarak idrak edilir.
Duyumcu ekoln epistemolojisine gre bu nihai kavray, orijinal duyu-iz
lenimlerinin bir yorumu olarak retilir. Ancak bu nihai kavrayta, tmden
gelimsel ya da tmevarmsal bir mantksal eilim yoktur. drak edici, ruhun
hayatndaki eski hadiselerdeki bu nesnenin eski gerek ilev grme biimle
riyle dorudan btnleir. Szde "yorum/lama", gerek tarihin atallanmas
dr; btnlemenin tohumunun ekilmesi abas deildir. Tecrbenin kayna
olarak btnyle niteliksel duyu-izlenimleri fikri, dorudan sezginin garantisi
olamaz.
G ZE L L i K / 295

Uyum ile Uyumsuzluun anlalmas iin muazzamlk ve younluk asn


dan tecrbenin gcnn, nemli bireyler tarafndan kompoze bir araya geti
rilen ayrntlar temeline bal olduunu unutmamak zorunludur. Grn,
mnferit olarak nemsiz olan hadiseler karmaasn, birka nemli mnferit
eye dntrecek ekilde basitletirdiinde rahata teekkl eder. Dnyay,
dnyada alglanan faktrler asndan "yorumlar"; bylelikle her yorumlama
faktr, imdiye kadar yalnzca bilincin tahlil edebildii dorudan sezgiyle te
mellendirilebilir. Bu, talihli bir tecrbedir. Gcn, nemli mnferit nesne
lerin tekrarndan alr; ve onun varl, bu nesnelere nem kazandrr. Bu,
Uyum'un hazzdr; ve bu hazdaki faktrn, objektif lmszlnn kendisin
de gizli olduu gelecek sezgisi, Uyum'un temellerini pekitirir. Artk tah
rip/karlk yok olmutur.
Bununla birlikte Uyum olmakszn da youn bir tecrbe varolabilir. By
le bir olayda, mnferit nesnelerin nemli niteliklerine sahip olan Tahrip/kar
lk vardr. Bu tr bir dorudan Tahripkarlk duygusu, btn'e hakim olduu
zaman, hemen ktlk duygusu ve gelecee ilikin bir ykm beklentisi ya da
olduka zayf bir veri bir anda belirginlemeye balar. Uyum, mnferit ayrn
tnn neminin korunmasyla epeevre kuatlr ve Uyumsuzluk onun tahri
binden oluur. Uyumsuzluk'ta daima bir patlama noktas vardr. Ancak
Uyumsuzluk bile, genel bir uyumaya ya da onun balangc olan evcilleme
ye [duraanlamaya] yol aan tedrici kopu duygusuna gre daha tercih edile
bilirdir. Dk dzeydeki bir mkemmellik, daha yksek amalara sahip olan
kusurluluktan daha nemsizdir.
Yksek nemi haiz nesnelerinden grece yoksun olan bir tecrbedeki salt
niteliksel Uyum tr, duraanlk, mphemlik, erevesi ve niyeti asndan
yetersiz olan nemsiz bir Uyum trdr. Haz almas iin benimsenen hadise
ler zincirinde gerekletirilirken gl niteliklere sahip bir nesneler sistemini
abucak ina eden bu gzel nesneler sisteminin bir zellii budur. Chart
res'daki Katedralin nl verandasndaki heykeller, ayn anda, bir yandan b
tndeki ayrntlar olarak katklarn sunarken, te yandan da kendine zg ni
telikleriyle mnferit bir nem kazanrlar. Burada yalnzca niteliksel gzellik
rnts yoktur. Her biri kendine zg gzelliklere sahip ve bu gzelliklerini
296 / M E D E N i YET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

btn'n gzelliinden alan bu heykeller de vardr. Mnferitlii [kendine z


gl] ayrntlarda muhkemletirmek, gl bir tecrbenin ketadr.
Zirve noktasna ulam bir sanat, mutlakln izafilikle i ie getii fikri
ne dayanan metafizik ilkeyi temsil eder. Sanat eserinde izafilik, kompozisyo
nun uyumuna dnr; mutlaklk ise, oluturucu faktrler tarafndan geliti
rilen ayrks bir "bireysellik" [zgnlk, kendine zglk] iddiasdr. Ayrca
burada Grn'n, nasl Aristo'nun kendi zg ve kalc zelliklere sahip "o"
doktrinine dntn gryoruz. Bak as, nemli bir hakikati, dolaysy
la onun apaikarln ifade eder. Bu apak bireyselliin estetik nemi, onun
dikkate deerlii iddias'nda gizlidir. Grn, Gereklik'le bir hakikat-iliki
si'ne sahip olduu iin, bu kalc bireysellii, bir toplumun geleceini kontrol
edebilmesi asndan nem tayan gerek bir topluma iaret eder. Dolaysy
la estetik dikkat iddias, halihazrdaki idrak edicinin halihazrdaki hazzndaki
faktrler olarak beklenti ve amacn dolayl nemini temsil eder. Bir caddede
kardan karya gemenin tehlikesi, yayalar iin, grnen manzarann estetik
deerindeki dzenleyici bir faktrdr. Eylem ve amatan soyutlanm pasif bir
dnme nosyonu, btnyle yanltr. Bu, estetik kompleksteki nihai dzen
leyici faktr gzard eder. Bununla birlikte, elbette ki ok eitli eylem bi
imleri ve ok eitli ama trleri vardr. Burada dikkat ekilmesi gereken son
nokta udur: Grn'n dayand Gereklik'in temeli, Grn'n deer
lendirilmesi yaplrken asla ihmal edilemez.
NC BLM

HAKKAT VE GZELLK

4 3. 1. Bu ksmn nceki iki blmnde yaplan tartmalardan Gzelli


in, Hakikatten daha kapsaml ve daha esasl bir fikir olduu ortaya
kyor. Elbette ki, burada her iki kavram da ok genel anlamda kullanlmak
tadr. Bu iki kavramn daha dar anlamdaki kullanmlar, neme ve geliig
zellie ilikin olarak gelitirilen bildik varsaymlar dnda, burada kullanld
anlamda daha geni anlamlarndan ok farkl deildir. Gzellik, maksi
mum dzeyde bir etkileyiciliin salanabilmesi iin, eitli tecrbe biimle
rinin birbirlerini isel olarak onaylamasdr. Dolaysyla Gzellik, Gerekli
in eitli bileenlerinin i-ilikileriyle, Grn'n eitli bileenlerinin i
ilikileriyle ve Grnle Gerek arasndaki ilikilerle ilgilenir. Bu nedenle,
tecrbenin her bir ksm gzeldir. Kainat'n amall, Gzelliin retilme
sine ynlendirilmitir. En geni anlamyla gzel olan herhangi bir eyler sis
temi, bir lye kadar, varoluuyla merulatrlr. Bununla birlikte, yaratt
ndan ok, Gzellii yasaklamas anlamnda ise baarsz olabilir. Bir anlam
da gzel de olsa bir sistem, bu erevede genelde ktdr. Ancak Hakikat,
iki anlamda daha dar bir anlama sahiptir. Birincisi, herhangi bir nemli an
lamyla Hakikat, yalnzca Grn ile Gereklik arasndaki ilikilerle ilgile
nir. Ama ikinci anlamda ise Hakikat rneindeki "uyumlanma" fikri, Gzel
lik rneindeki "uyumlanma" fikrinden daha dar bir anlama sahiptir. Zira
298 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

hakikat-ilikisi, iliki kuran iki aktrn mterek baz faktrlere sahip olma
sn gerektirir.
Bizatihi kendisi asndan ve dier faktrlerden ayr olarak, hakikat-iliki
si konusunda zel bir nemin varlndan szedilemeyecei anlalyor. Bura
da belli bir snrl zdelie dayal plak bir gerein varl szkonusudur.
Bylesi bir gerekte, idrak edilen hadisedeki subjektif form trne zorunlu ola
rak tekabliyeti dikte edecek bir durum sz konusu deildir. Subjektif form
zerinde Gzelliin yaygnlatrlmas ynnden . bir hakikat-ilikisi olarak
bylesi bir etkinin niin var olmas gerektii meselesi ise daha fazla ak deil
dir. Baka bir deyile bir hakikat-ilikisi, hi de gzel olmak zorunda deildir.
Hatta tarafsz bile olmayabilir; kt olabilir. Bylelikle Gzellik, tabiat gere
i kendini-merulatrmak gibi tek bir amala ba baa braklr. Kfnat'taki
Uyumsuzluk, Gzellik biimlerinin badaabilir olmasndan deil eitli olma
s gereinden doar. Ama yine de, bir Gzellik biiminden dierine geite
belli oranda bir Uyumsuzluun kartrlmas gerekli bir faktrdr. imdi'deki
gemi ve gelecein objektif hayat, huzursuzluun kanlmaz bir unsurudur.
Uyumsuzluk, bir yenilik veya mit biimi ya da bir korku veya ac ekli alabi
lir. Yksek zihniyet trlerinde yersizletirme abas, subjektif form zerindeki
niteliksel karakterini zel bir yaknlkla, honutlukla ya da honutsuzlukla et
kiler. Kapsaml bir ama, tecrbenin muazzamlna yapt katk nedeniyle ta
biat gerei gzeldir. Bu, tecrbe eden znenin boyutlarn artrr ve onu y
rngesine alr. Dolaysyla, belli bir ama adna taptaze bir ey gerekletirme
abasnn tahrip edilmesi, grn itibariyle, Uyum'un kurban edilmesidir.
4.3.2. Hakikat-ilikisinin mmkn zamanszl, Gzelliin yaygnlama
snda Hakikat'in sahip olduu genel nem, ayan- dikkattir. Her ey sylen
dikten sonra hakikat-ilikisi, yine de Uyum'u gerekletiren basit ve dorudan
bir ifade biimi olma zelliini korur. Dier yollar dolayldr; ve dolaylln
kaderi de, evrenin merhametine kalmtr. Subjektif idrak biiminde temiz
lie benzer olan Hakikat hakkndaki kr bir gcn, yani istenmeyen uygun
suzluk olan ktln ortadan kaldrlmas sz konusudur. Beraberinde ta
d dorudanlk duygusu, bir kompleksin gzellii iin son derece gerekli
olan ayrks mnferitlikleri destekler. Yanllk, ypratc ve rtcdr.
H A K K A T VE G Z E L L i K / 299

Hakikat, boyutlar, biimleri ve uygunluu bakmndan enva-i eittir.


Ama eski muhayyilenin umduunun ok tesinde gzel olarak grnen nesne,
tecrbede ilev grdke Hakikate, tahayyl edilemeyecek lde nfuz eden
bir hassasiyet vcuda getirir. Gzelliin en uzak blgelere ulamas iin gerek
li olan Hakikat tr, bir tekrar abas deil, bir keif abasdr. Bu apta bir
Gzellii arzulayan Hakikat, Gerekliin derinliklerinden Grn'n yeni
kaynaklar devirdii bir hakikat-ilikisi olgusudur. Bu, szl olarak ifade etme
Hakikati deil, bir hissetme Hakikatidir. Gereklikte ilikiler, szl olarak ifa
de edilen dncenin bayat varsaymlarnn altnda olmaldr. stn Gzelli
in Hakikati, sz konusu szcklerin szlk. anlamlarnn tesinde uzanr.
Grn, Gereklik'le -nem arzeden baz bakmlardan- bir hakikat iliki
sine sahip olduu zaman, elde edilen Gzellik konusunda bir emin olma du
rumu, baka bir ifadeyle, bir gelecek beklentisi ve ars sz konudur.
Gzelliin hizmetine sunulan Hakikatin bu ilevlerinden Hakikatin ger
ekletirilmesi, bizatihi kendisi duygu Gzelliini yaygnlatran bir unsura
dnr. Zayf sezgi gcyle birlikte Bilin, alkanlk bakmndan olduka
gerekli olan bir faktr genelde doru yerde arlar. Hakikatin etkisi altnda
ki beklenti unsuru, derin anlamda tatmin edilir ve bylelikle, yakn Uyum'a
bir faktr katar. Dolaysyla Hakikat, bizatihi kendisi olarak ve bilinenin ak
sine zel nedenlerin dnda, kendini-merulatrr. En derin Uyumdaki hak
llk duygusu kendisine elik eder. Hakikat, bu kendini-merulatrma gc
n, Gzelliin yaygnlatrlmasna yapt katklardan al::. Gzelliin dn
da Hakikat, ne iyidir, ne de kt.
4.3.3. Sanat, Grn'n Gereklik'e amal bir ekilde adapte edilmesi
dir. imdi, burada "amal adaptasyon", az ok baar elde edebilecek bir ama
ca iaret eder. Sanatn amac demek olan bu ama, Gzellik ve Hakikat ola
rak ikiye ayrlr. Sanatn mkemmellii, Hakiki Gzellik demek olan yalnz
ca tek bir amaca sahiptir. Ancak, Gerek ya da Hakikate ulaldnda, belli
bir baar lsne de ulalr. Hakikat olmadnda Gzellik, bir ynlk ar
zeden zelliiyle daha dk dzeydedir. Gzellik olmadnda Hakikat, geli
igzellie yuvarlanr. Gzellik nedeniyle Hakikat nem arzeder. "Grn"
ile "gereklik" arasndaki iliki, nihai tecrbe ("tatmin" ya da "beklenti") ev-
300 / M E D E N i Y E T D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

resinde, ilk dnemin gereklii, sanki "grn"n niteliksel karakterlerine


katlyormu gibi subjektif formla birlikte idrak edilir. Gerekte gereklik bu
ekilde katld zaman, iliki hakiki bir ilikidir. Katlmad zamansa, ortaya
kan iliki yanllanabilirdir.
Yalnzca Grn'teki temsiliyle ilgilenen Gzellik, hi de Hakikatin el
de edilmesiyle ilgilenmez. Paralarn btn idraklerinin karlkl destek ile
tam bir uyum retebilmeleri iin rntl kartlklarda i ie geen nitelik
sel nesneleri bir araya getirdii zaman Gzellik, gzeldir. Bununla u kastedi
liyor: Btn'n ve para'larn niteliksel zellikleri, subjektif idrak biimlerine
dnt iin; btn, para duygusunu, paralar da btn duygusunu yksel
tirler. te bu, duygu harmonisidir ve bu duygu harmanisi nedeniyle bunun
objektif ierii gzeldir.
Aktr ki grn, gzellie ilave olarak hakikati de elde ettii zaman, en
geni anlamyla uyum'a ulalm olur. te bu anlamda, Grn'le Gereklik
arasnda bir iliki vardr. Dolaysyla, Grn'n gereklie adaptasyonu Ha
kiki Gzellik'in elde edilmesine yol atnda, sanat mkemmelleir. Baka
bir deyile, eer sanat olacaksa, sonu, tabiatn tedrici hareketiyle elde edile
bilir. Byle bir sonucun elde edilebilmesi, kapsaml bir evrensel amaca sahip
olunduunda gerekleebilir. Ancak bu, sonlu yaratklardan neet eden hzl
belli / snrl bir amaca dnk bir adaptasyonla gerekletirilemez; ki bu, ge
nellikle sanat olarak nitelendirilen bir adaptasyondur.
Genel olarak sanatn kompleks amac iin ifade edilen Hakikat, Gzellik
ve yilik'ten oluan l amacn ncs, yilik'tir. Buradaki bak asyla
bakldnda, lyilik'e, sanatn amalar arasnda bir yer verilmemelidir. n
k yilik, herhangi bir mnferit gerekletirilme abasnn iyi ya da kt ola
bilecei gerekliin inasna ait olan bir niteliktir. yi ve kt, derinlerde giz
lidir; ve kendilerini, grnn gerisinden ve tesinden uzak tutarlar. Yalnz
ca, gerek dnya iindeki ilikilerle ilgilenirler. Gerek dnya, gzel olduu

zaman iyidir. Sanat, Grn'n belli bir ama dorultusunda benimsenme


siyle elde edilebilen mkemmelliklerle ilgili olmak zorundadr. Daha geni bir
bak ve daha derin bir analizle baklacak olursa, sanat mkemmelletirmeye
dnk baz rnekler ve giriimler, gelecek iin objektif fiili durumlara dn-
H A K i K A T VE G Z E L L i K / 301

en baz hususi durumlarda mndemi olan iyilik'i yok edebilirler. Zamansz


retilen bir sanat, zamansz yaplan bir akaya benzer; yani, yerinde ve zama
nnda yapld zaman gzeldir; yerinde ve zamannda yaplmad zaman ise,
pozitif kt'dr. Sanat sanat iindir doktrininde srarc olan baz sanatseverlerin
dier ilgilerinin, "sanat sanat iindir"ini yasaklamaya eilimli olmalar art
c bir gerektir. lmszlk sulamas, sanatn mkemmelliine iaret edile
rek reddedilmiyor. Elbette ki ahlak savunusu, aptalln deiime kar yrt
t bir atma alandr. Belki de, alar nce saygn bir yerli, okyanustan ku
rak topraklara g etmeyi ahlaki kayglarla reddetmiti. Sanatn topluma yap
t rastlantsal katklardan biri, sanatn serven dolu ruhunda gizlidir.
4.3.4. Yakn/dan Grn'n yakn/dan Gzellik iin benimsedii Sanat
tarafndan yaygnlatrlmas gereken, kendisini hakllatnnas uzak bir ideali
amalamasnda gizli olan bu deiim, yenilik ruhunun sunduu bir armaan
dr. Sanat, gelecein gvenliini, verecei rahat, imdi'nin kazanm / kaza
nlmas uruna ihmal eder. Byle yapmakla Gzellii inceltmeye eilimlidir.
Ama yakn bir gelecekte bir rnn elde edilmesi kanlmazdr. Kfnat'n
iyilii, sonsuz ertelemede gizli deildir. Kyamet Gn, nemli bir nosyondur:
Ama Kyamet Gn, her zaman bizimle beraberdir. Dolaysyla Sanat, taze
rnn, burada ve imdi yeertmeye bakar. Byle yapmakla, amalad o ta
ze rn hemen elde etme kaygs nedeniyle derinliinden taviz venneye yat
kndr. Sanatn grevi, Kyamet Gn'n imdi, hemen baarmaktr. im
di'nin gelecek zerindeki etkisi, ahlakn iidir. Ama buradaki ayrm, o kadar
kolay yaplan bir ayrm deildir. nk kanlmaz beklenti, o btn nitelik
sel uyumunu derinden etkileyen niteliksel bir unsur katar, imdi'ye.
Ahlakla ilgili, sanata ilave edilecek bir paradoks vardr. Ahlak, ideali
amalama kaygsndan teekkl eder; ve en dk olduu dzeyde, krlmann
dk dzeylerde gereklemesini engellemeye alr. Dolaysyla duraanlk,
ahlak'n lmcl dmandr. Bununla birlikte, insan toplumunda yeni ideal
lerin en iddetli muhalifleri, ahlak ampiyonlardr. nsanolu, bir tr Cennet
Bahesi'nden srlmeye kar kan yeteneksiz ahlaklarla hemdert ve hem
haldir. Aslnda bir bakma bu ahlaklar, hakllar. nk iyi zmsenmi ge
lenekler, yani deerler sistemi nokta-i nazarndan baka hibir eye bakmyor,
302 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

baka hibir eyi amalamyoruz. Talihli deiimler "el ele, denekle ve yava
admlarla" gerekletirilegelmitir.
4.3.5. Sanat mmkn klan tecrbdeki faktr, uurdur.35 Elbette ki u
ur, tpk baka her ey gibi, bir anlamda, tarif edilemez bir eydir. uur, yalnz
ca kendisidir ve ne olduunun anlalabilmesi iin mutlaka tecrbe edilmeli
dir. Ancak te yandan, tpk tm dier eyler gibi, artlarn buluma noktas
nn znde resmedilen yeni doan bir niteliktir. Bu buluma noktasnn nite
liksel yndr. Hal byle olunca, uurun tecrbedeki buluma noktasndan
fkrd ayrntlarn analizinin yaplmasn talep edebiliriz.
uur, bir olgunun buluma noktasnn ve bu olgu hakknda gelitirilen
varsaymn bir sonucu olarak objektif ierikte vcut bulan bu niteliktir.
Kompleks nesneden, subjektif idrak biimine uyumlanarak girer. Fiili Durum
ile deal Durum, yani fiziksel kutbun rnleriyle tecrbedeki zihinsel kutup
arasndaki kartlkta mndemi olan bir niteliktir. Bu kartlk, tecrbedeki
zayf unsur ise, o zaman uur, orada yalnzca bir tohum olarak, rtk bir kapa
site olarak mevcuttur. Bu kartlk iyi tanmlandnda ve ne kmaya bala
dnda, hadise gelimi bir uur ierir. uur tarafndan retilen bu tecrbe,
sadece bir seimdir. Dolaysyla uur, bir dikkat biimidir. Semeci vurgunun
u noktasn retir. Bir hadisenin kendiliindenlii, temel grnmlerini, il
kin uur ynnde, ikincisi de uurlu bir dikkat alanna geecek fikirlerin re
timinde bulur. Dolaysyla uur, kendiliindenlik ve sanat i ie gemi olgu
lardr. Ancak, ak uurun iinde doan bu sanat, zayf uurda ya da tecrbe
nin uurd faaliyetlerinde daha yaygn bir ekilde dolama sokulan sanatn
hususilemesidir.
uur, bir tecrbe hadisesinin yapayln glendiren bir silahtr. tk Ger
eklie kyasla nihai Grnn nemini artrr. uurda ak ve anlalr olan
ey Grn'tr; uurda kolaylkla ayrt edilemeyecek ayrntlarla arkpalana
itilen ise Gerekliktir. uurlu bir dikkate szan ey, Gereklik sezgilerinden zi
yade, Gereklik hakkndaki varsaymlar yndr. Yanl yapmann sz konu-

35. Bk.: P. R., il. Ksm, VII. Blm, il. Altblm ve ili. Ksm, il. Blm, iV. Altblm ile
iV. V. Blmler.
H A K i K A T VE G Z E L L i K / 303

su olduu yer ite burasdr. Ak ve anlalr uurun aktarlmas, hi de ak


ve anlalr olmayan tecrbedeki unsurlara atf yapan eletiriye ihtiya duyar.
Aksine bunlar, snk, ynsal ve nemlidir. Bu silik unsurlar, etkilerinin si
liklemesinin dnda, sanata, bu nihai tonun arkaplann sunar. Sanatn izini
srd Hakikat tr, ak uur iin sunulan nesneyi "yakalamak" iin bu ar
kaplan akla kavuturma abasnda gizli olan hakikat trdr.
4.3.6. Medeniyetin gelimesine katkda bulunan sanatn erdemi, yapayl
nda ve sonluluunda gizlidir. Sanat, uura, kendi snrlar iinde kendi m
kemmeliyetini gerekletiren insani abalarn sonlu bir parasn sunar. Dola
ysyla, hayat daha fazla meakkat iin klecesine uzatma ilesi ya da beden
sel hazz, zaman iinde zamansz, kendi-kendine yeter bir amaca sahip uurlu
bir gerekletirme abasna dntrr. . Sanat eseri, -sonlu bir yaratc aba
mhr tayan- tabiatn bir parasdr. Kendi bana varolan, arkapalannn
belirsiz sonsuzluundan gelen ayrntlandrlm mnferit bir eydir. Dolaysy
la sanat, insanlk duygusunu gelitirir ve pekitirir. Bir duygu sramas gerek
letirir; ki bu, tabiatstdr. Gnbatm, muhteemdir; ama gnbatm, insan
cceletirir ve tabiatn genel akna bal bir hadisedir. Bir milyon gnbatm,
insanlar medeniyete doru srklemez. nsann baars iin hazr bekleyen
sonlu mkemmellie ulalabilmesi iin Sanat'n uuru kkrtmas gerekir.
uur, en dk formundaki sanatn rndr. Zira uur, gereklikle birlik
te, sanat sonlu, seilmi bir grne tahvil kaygsyla birlikte ideal durumun
kartna dnmesini salayacak ekilde fkrmasnn bir sonucudur. Ancak
sanattan doan uur, uurlu hayvanlara, zellikle de insana mahsus yeni,
hususilemi bir sanat retir derhal. Bir anlamda sanat, tabiatn derinliklerin
de gizlenen fonksiyonlarn marazi bir ekilde fkrmasdr. Ancak tabiata ye
niden dnen ve sanat olarak kalan ey, onun mkemmelliidir. Ksaca sanat,
tabiat eitimidir. Dolaysyla, en geni anlamyla sanat, medeniyettir. Zira
medeniyet, byk uyum mkemmelliine ulamak gibi deimez bir amatan
baka bir ey deildir.
4.3. 7. nsan bedeni, insan ruhunun hayatnda sanat retimi iin bir enst
rmandr. nsan bedeni, arkaplana itilen bileenlerden gelen uurlu alg iil -
seilen subjektif form younluklarnn insan tecrbesindeki sz konusu unsur-
304 / M E D E N i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

lan zerinde younlar. Dolaysyla insan bedeni, sanatn yegane konusu olan
bu grn'n deerini pekitirir. Bylelikle sanat eseri, Grnmeyen'den ge
len bir mesajdr. uurun keskinliinin ve dikkatinin yokolduu n cephenin
gerisinden gelen duygu derinliklerini zer. Olduka gelimi insan sanatnn
balang noktas, bylelikle, bedenin fizyolojik ilevlerinin rettii zlemle
rin ortasnda aranmaldr. Sanatn kkeni, yeniden-telaffuz zleminde gizli
dir. Baz tekrar biimlerinde, ahsi eylemlerimiz ya da kavraylarmz yoluyla
kendimizin ve atalarmzn duygusal hayatlarn yeniden yaamak iin gemi
i ve gelecei dramatize etmeye ihtiya duyarz. Fazla ileri gtrlmemek ar
tyla, ok da belirgin olmayan bir anlamda, ok uzak jeolojik dnemlerde ya
ayan atalarmzn hayat hikayelerinin zelliklerini dlyatandaki embriyoda
yeniden reten biyolojik bir kanun vardr. Dolaysyla sanat, oyun, dini rit
el, kabilevi trenler, dans, maara resimleri, iirsel edebiyat, nesir ve mzik
ten doan trensel evrimler geirmi bir kkene sahiptir.36 Bu listedeki her
bir ye, en basit formlarnda, gnlk hayatn mecburiyetleri srasnda birden
bire beliriveren canl bir tecrbeyi yeniden retme abalarn kutsar. Canl
olan duygu ve tecrbenin baz unsurlar, zorunluluklarndan arn/drl/r.
Akm sona ermitir, ama youn duygu cokusu varln srdrr. Temelde,
orijinal olan younlama, zor koullarn rn olarak ortaya kar; ancak bu,
sanatta, sanatn kkeni olan zorunluluu geri plana itmitir artk. Odysseus,
"glgeler altnda Homer'in Odysseus arksn sylerken iitirse, o zaman Ho
mer, serven dolu hayal dnyasndaki gezintilerini cokulu bir ekilde yeni
den-telaffuz etmektedir" demektir.
Medeniyetin sanatlar, fiziksel ve hayal gcne dayal pek ok kaynaktan
beslenir ve fkrr. Ancak btn bu kaynaklar, yceltmelerdir; ilkin hayatn
canllndan haz alma, basit zleminin ihtiya annda fkran yceltmelerin
yceltmeleridir.
Dikkatimizin odan birazck deitirirsek . . . Sanat, varoluunun baskla
rna gsterilen psikopatetik bir tepki olarak tasvir edilebilir. Bu nokta-i nazar
dan bakldnda Homer'in dinledii Odysseus, gelecekte vuku bulacak kar-

36. Bkz.: Religion in le Making, 1. Blm, JII. Alrblm.


H A K K A T VE G Z E L L i K / 3 05

gaa ve felaketleri haber veriyordu. Hakikate balanma kaygs olmad za


man sanatn bu psikopatetik ilevi yok olur. Gzelliin izini srmek olarak
Sanat konseptinin yzeysel olduu yer, ite burasdr. Sanat, eylerin Tabiat
hakkndaki derin ve mutlak Hakikati ifa ettiinde insan tecrbesinde fa ve
rici bir ileve sahiptir. Sanatn yapt bu katk, geliigzel gereklik krntla
rnda bile kendini gsterir. Bu tr uyumlanmalar, duyu-tecrbesinin yapaylk
larn nplana karr. Bu byk katky yapan sanat, medeniyetin zne ait
tir. Bu tr bir sanatn gelimesiyle birlikte zihniyetin serveni, fiziksel varolu
temeli zerinde byk kazanm elde eder.
Bilim ve Sanat, uurlu olarak belirlenmi bir Hakikat ve Gzellik aray
dr. Bilim ve Sanat'ta, sonlu insanlk bilinci, tabiatn sonsuz gzelliklerini
kefetme kaygs gder. nsan ruhunun bu hareketiyle, eitli kurumlar ve e
itli meslekler geliir. Kiliseler, riteller, insanlarn hayatlarn vakfettii ma
nastrlar, bilgi aray iindeki niversiteler, tp, hukuk ve ticaret yntemleri;
hepsi birden, insann uurlu tecrbesinin Uyum'un kaynaklarn kullanmak
iin muhafaza ettii medeniyet amacn / hedefini temsil ederler.
DRDNC BLM

SERVEN

4 4. 1 . Medeniyet fikri, hayret uyandrc bir fikirdir. Medeniyetin ne de


mek olduunu hepimiz biliyoruz. Medeniyet, yeryznde belli bir hayat
ideali sunar; ve bu ideal, hem mnferit insan, hem de insanlar toplumunu il
gilendirir. Her ne kadar anlamlar bir bakma farkl da olsa, bir insan da, b
tn bir toplum da medeni olabilir.
Bununla birlikte medeniyet, anlmamas olduka zor o bildik genel fi.
kirlerden biridir. Bunun iin, yalnzca zel rnekleri telaffuz etme yoluna
gideriz. Bu "medeni", u da "ilkel"dir deriz. Ama yine de genelde medeni
yet fikri, kaypak bir fikirdir. O yzden, rneklerle mesafe katedebiliriz. Son
alt yzyl boyunca Avrupa kltrne, rnekler rehberlik etmitir. Grekler
ve Romallar, en iyi dnemleriyle, medeniyetin lt olarak kabul edildi.
Avrupa toplumlar olarak bu toplumlarn mkemmelliklerini -zellikle de
zirve noktasndaki Atina toplumunu yeniden-retme'yi ama edindik ken
dimize.
Bu standartlar, Batl rklara [milletlere] ok iyi katklar sundu. Ancak be
nimsenen ilemin dezavantajlar vardr: Bu ilem, geriye dnktr; ve yalnz
ca, tek bir mkemmellik tipiyle snrldr. Bugn dnya, yeni bir evresine gi
riyor. Yeni bilgi ve yeni teknolojiler, her eyin orann ve orantsn deitir
308 / M E DEN i YET D N C E S i N i N S E R V E N LERi

di. zel bir antik toplum rnei, statik bir ideal sunuyor ve btn dier im
kanlar gz ard ediyor. Bu ilem, antik dnyada dikkati dorudan sylenen ve
yaplan en iyiye ynlendirmek iin yeterli bir ilem olmaktan uzakt/r. O yz
den ortaya kan sonu, statik, baskc ve zihnin dk / kt alkanlklarn
yayan / yaygnlatran bir sonu olmutur.
Oysa Greklerin, hi de geriye-dnk ya da statik olmadklarn sylemem
gerekiyor. Komularyla karlatrldnda Grekler, tarihsel olmayan [syle
dikleri tarihsel / zamansal snrlarla snrl olmayan] tek toplumdu. Grekler,
speklatif/ felsefe yapan, servenci ve yenilie a't. Bizim yaptmz ama en
Grek[lere ait] olmayan ey, Grekleri taklit etmektir. Zira Grekler, takliti bir
toplum deillerdi.
Medeniyet fikrimizi kurarken kar karya kaldmz bir dier tehlike
de, mnhasran byk lde Gzel Sanatlarla ilgili olan pasif eletirel ni
telikler zerinde younlamaktr. Bu nitelikler, medeni bir toplumda nem
li bir unsurdur. Ancak medeniyet, Gzel Sanatlar deerlendirmesinden da
ha fazla bir eydir. Medeniyeti, mzelere ya da sanat atlyelerine hapsetme
meliyiz.
Burada, medeni bir toplumun Hakikat, Gzellik, Serven, Sanat ve Ba
r'tan [=Skunet'ten] oluan be temel nitelii tezahr ettirdii genel bir me
deniyet tarifi sunuyorum. Burada bu son nitelikle, yani Bar'la / Skunet'le,
siyasi ilikilere atfta bulunmuyorum. Gzel eylemin eylerin tabiatnda kk
sald fikrine dayanan bir zihinsel nitelikten szediyorum.
Bu fikirler tarafndan nerilen birbirinden farkl btn sorular bu ksa be
blmde tartmak elbette ki, imkanszdr. Bu blmde, medeniyette bu un
surlarn grd eitli ilevleri aydnla kavuturacak felsefe ve tarihle ilgi
li birka temel nokta zerinde younlaacam.
4.4.2. nceki blmden ve bu ksa "Bar" [Skunet] izahndan son
ra Hakikat, Gzellik ve Bar'n / Skunet' in, anlamlar asndan, bir an ye
terince ak olduunu kabul etmi olalm. O yzden burada, medeniyetin en
temel unsurlarndan olan Serven ve Sanat zerinde younlaacaz. Mede
niyetin hakim kavramlar olan bu iki faktrn en zayf olduu yer, ite bu
. rasdr.
S ERVEN / 309

Sosyoloj ik teorinin btn anlama abalarnn, yani insan hayatn anlama


giriimlerinin temeli, mkemmelliin statik olarak korunmasnn mmkn
olmad gereidir. Bu aksiyom, eylerin tabiatnda kk salmtr. llerleme ya
da k, insanla sunulan yegane seeneklerdir. Pr muhafazakar kii, Ka
inat'n zne kar savaan kiidir. Bu doktrinin, aklanmaya ihtiyac var.
Bu, antik gelenekten gelen ilim ve dnce geleneinde rtk bir ekilde in
kar edilmitir.
Bu doktrin, temel metafizik ilke zerine kurulmutur: Birinci ilke, ger
ek fiili durumun -btnyle gerek olan eyin- temel z, sre'tir. Dolay
syla her fiili mevcudiyet, yalnzca oluu ve yokoluu asndan anlalabilir.
Fiili durumun, artlarn deimesinden doan nitelikler tarafndan tesadfi
olarak gerekletirilen salt statik bir kendilik (selO olmasnda bir duraklama
sz konusu deildir. Bunun tersi hakikattir.
Burada reddedilen bu statik fikir, antik dnyadan gelen iki farkl ekolden
domutur. Deimeyen mkemmellikte anlalabilen matematiin gzellii
tarafndan ayartlan dncesinin erken dneminde Eflatun, sonsuza dek
mkemmel ve bsbtn i-ie gemi bir st-fikirler-dnyas varsaymt. Ef
latun, btnyle dncesinden atmasa da, son dneminde zaman zaman bu
fikrini reddeder. Eflatun'un sonraki dneminin Diyaloglar', yedi fikir etrafn
da dnp dolar. Bunlar; dealar, Fiziksel Unsurlar, Psie / Ruh, Eros, Uyum,
Matematiksel llikiler ve Kap. Bunlar [burada bir kez daha] zikrediyorum;
nk, btn felsefenin, aslnda btn bu fikirlerin biraz deitirilerek bura
dan tutarl bir sistem gelitirme abas olduuna inanyorum. Bu fikirler,
Herhangi bir muayyen koordinasyon dnda, genel anlamlaryla kendilerini
ifade ederler. Psie, elbette ki Ruh'tur. Eros, ideal mkemmelliin hayata ge
irilmesi arzusudur. Kap, bizzat Eflatun'un kendisinin de aka beyan ettii
gibi zor bir fikirdir; dolaysyla Kap'la ilgili kolay izahlar bir kenara koyabili
riz. Ben, Kap', fiili bir durum olarak idrak edilen Kfnat'n kanlmaz birli
i / btnl idraki olarak, ama btn fiili durumlarn katld "hayat ve
hareket"ten soyutlayarak izah ediyorum. Ruh ve Eros'u atladmz zaman
statik bir dnya ile karlamak zorunda kalrz. Eflatun'un sonraki dnem
dncesinin temellerini tekil eden "hayat ve hareket", bu iki faktrn ope
3 1 0 / M E D E N i YET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

rasyonundan doar. Bununla birlikte Eflatun, bize bir metafizik sistemi brak
mamtr.
Dolaysyla, bu yedi metafizik fikrin modem dnemde gelitirilmesi sre
cinde, z itibariyle bir sre olarak fiili durum fikrinden ie koyulmalyz. Bu
srete, kendisini yeni bir mevcudiyete dntren gemiin yok olmas de
mek olan bir fiziksel yan sz konusudur. Ayrca bir de, fikirleri hayata geiren
Ruh demek olan bir zihinsel yan da mevcuttur.
Bylelikle Ruh, sentez yoluyla eski ile yeni'nin harmanlanmasndan orta
ya kan yeni bir gereklik yaratr; bu, sonrasnda gelecee dnen idrak ve
beklenti alamdr. Bu kompleksin nihai sentezi, sakin bir ekilde mevcu
diyetini srdren Eros'un Ruh'tan elde edilmesini talep ettii yegane hedef
tir. Bunun iyilii, yeni bir btnlkte bulutuklarnda birbirlerini tahkim
eden pek ok duygunun gcnn hayata geirilmesinde gizlidir. Ktl ise,
birbirlerinin uygun bir ekilde genilemelerini engelleyen canl duygularn a
tmasnda gizlidir. Geliigzellii, ktlkten kanlan uyutunnada gizlidir.
Bylelikle, bu atlamalar dolaysyla, daha az ve daha snk duygular, nihai
Grn' olutururlar. Ktlk, mkemmellikle geliigzellik arasnda yer
alan mola yeridir. Ktlk, gcn gce kar kulland iddettir.
Aristo, daha sonralar btn felsefeye bulaan baka bir kavram ortaya
atarak bu statiklik yanlln felsefeye girdirmitir. Aristo, ilk cevherler'i, ni
telendirmenin izlenimleri olarak alglad statik temeller olarak dnmt.
insan tecrbesi rneinde ayn fikrin modem versiyonu, Locke'un fikirler iz
lenimini alglayan "bo bir kutu" olarak zihin metaforudur. Locke'a gre ger
eklik, sre'te deil, aksine srecin statik alglannda gizlidir. Aristo ve
Locke'un bu konudaki fikirlerine gre tek ilk cevher, dier bir ilk cevherin ta
biatnda bir bileen olamaz. Dolaysyla ilk cevherlerin i-ie gemilii, ilk
cevherlerin bizatihi kendilerinin temel gerekliinden yoksun olmaldr. Bu
doktrinle birlikte fiili durumlarn kavak noktas, btn bir modem felsefede
eitli ekillerde hem metafizik iin, hem de epistemoloji iin esasl bir prob
lem olmutur. Aristo Mant'nn kusuru, edatlar ve balalar gz ard ede
rek btn metafizik dncenin ana vurgusunu, isimler ve sfatlar zerinde
younlatrm olmasdr. Bu kitapta, Aristocu doktrin reddedilmektedir. S-
SERVEN / 3 1 1

recin bizatihi kendisi, fiili durumdur ve eski bir bo statik kutuya ihtiya his
setmez. Ayrca, gemiin sreleri de yok olurken, kendilerini her yeni hadi-

senin kompleks kkeni olarak canlandrrlar. Gemi, her yeni fiili durumun
temelinde yer alan gerekliktir. Sre ise, yaratc Eros'un operasyonu arac
llyla gerekleen idealleri ve beklentileriyle birlikte yeni bir birlik'in iin
de absorbe edilir.
4.4.3. imdi ikinci metafizik ilkeye geiyorum. Bu, her yeni fiili durum ha
disesinin tabiat itibariyle sonlu olduu doktrinidir. Btn mkemmelliklerin
uyumu olan bir totalite yoktur. Gerekletirilen her bir tecrbe hadisesi, ka
nlmaz olarak snrsz kart mmknler karmaasn dta brakr. Daima, mev
cG.t olan ve mevcG.t olacak olan "tekiler" vardr. Bu sonluluk olgusu, kt'nn
ya da kusurluluun bir sonucu deildir. Sonluluk olgusu, ya mterek olarak
kt'y reten ya da bu tr mterek noktay gerekletirmeye muktedir ola
mayan uyum imkanlarnn var olduu gereinden zuhur eder. Bu doktrin, g
zel sanatlarda bildik bir eydir. Ayrca, siyaset felsefesinde de bilinen -ya da bi
linmesi gereken- bir ey olmaldr. Tarih, mterek olarak gerekletirmeye
yatkn olmayan idealler sunan farkl idealist gruplarn arenas (theatre) olarak
grld zaman anlalabilir. Tarih, her bir idealist grubu birbirinden ayra
rak, ayr ayr doru ya da yanl olarak tarihsel bir yarg/lama/da bulunarak e
killendirilemez. Kt/lk, mterek bir ie soyunma hadisesinde gizlidir.
Bu i eliki ilkesinin, Tanr'nn mahiyeti idrakimizde nemli bir izd
m vardr. Tanr'nn mahiyetinin anlalamayaca meselesi, yzyllardan bu
yana teologlarn aina olduu bir meseledir. Bunun yan sra, herhangi bir be
lirleyici llahi mahiyeti kavrayabilmek ok zor olacaktr. Ancak ne kadar a
rtcdr ki, bilebildiim kadaryla i eliki fikri, hibir zaman llahi fiillere
tatbik edilmemitir. llahi Eros'u, her biri kendine zg bir zamanlamayla ger
ekletirilecek kendi sonlu gerekletirme ilemlerini yerine getirecek btn
ideallerin aktif olarak hayata geirili kayna olarak alglamak zorundayz.
Bylelikle bir sre, Tanr'nn kendi sonsuzluunun gerekletii bizatihi
Tanr'nn mahiyetinde / tabiatnda mndemi olmak zorundadr.
Burada, teolojinin izini srmek daha fazla gerekli deil. Ancak, dikkat e
kilmesi gereken nokta, i elikilerin kavramsal olarak gerekletirilmesinin
3 1 2 / M E DEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

ve dolaysyla, kavramsal olarak mukayese edilmesinin mmkn olduu haki


katidir. Ayrca, fiziksel gerekletirimin kavramsal sentezi de mmkndr.
Kavramsal olarak gerekletirilen fikir, fiziksel gereklikte rneklenen fikirle
zde olabilir veya ondan farkl olabilir; ksacas, tutarl veya tutarsz olabilir.
deal ile gerek arasnda gerekletirilen bu sentez, her sonlu hadisede olan
eydir.
Dolaysyla, her medeniyetin zirve noktasnda, belli bir mkemmellik bi
iminin byk lde gerekletirilmi olmas gerektiini gryoruz. Burada
sz konusu edilen mkemmellik biimi, olduka karmak bir mkemmellik
biimi olabilir ve u ya da bu ekilde ayrnt eitliliine sahip olabilir. Mede
niyetin zirvesi, hakim mkemmellik biiminde taze denemeler yapabilmek
mmkn olduu srece yksek konumunu srdrr. Bununla birlikte, kk
ayrnt eitlilikleri art gsterdii zaman, u iki eyden biri mutlaka olur: Sz
konusu toplum, hayal gc zaafiyeti gsterir. Bayatlama her yere nfuz eder.
Tekrar, her alanda canl yeennelerin yava yava ortadan kalkmasna yol
aar. Kurallar hkmferma olmaya balar. Ortodoks bilim ve dnce erbab,
serveni bastrr.
Son zgnlk lts, hicvin canlanmasyla tezahr eder. Hiciv, her ne ka
dar sosyal sistemin arpk yanlarn ve zelliklerini alaya alarak yeerse de, ora
da, canland yerde, ille de zlm, km bir toplumun var olduu anla
mna gelmez. Roma kltrnn gm ann sona erdii, gen Pliny ve Ta
citus'un lmlerinden hemen sonraki zaman diliminde hicivci Lucian'n do
duu ortamn temel zelliiydi hiciv. Yine, Rnesans kltrnn gm a
nn sona erdii 18. yzylda Voltaire ve Edward Gibbon, hicvi, eitli stiller
gelitirerek mkemmelletinnilerdi. Amerikan Devrimi'nin, Fransz Devri
mi'nin ve Sanayi Devrimi'nin yaklamakta olduu bir ada hicvin yaygnla
mas ve patlama yapmas son derece doald. Keza, yeni bir dnemin ( epoch)
afann att, modem endstriyelizmin ilk evresinde hiciv bir hayli mesafe
katetmiti. 150 yl boyunca srekli bir ieklenme ve patlama gerekletirmi
ti. En merkezi dnemi, Kralie Victoria DnernFydi. Bu dnemde, Avrupal
rklar, yeni endstri yntemleri gelitirmiler, Kuzey Amerika'ya g etmiler,
Asya'nn eski medeniyetleriyle ticareti ilerletmiler, edebiyata ve sanata yeni
SERVEN / 3 1 3

ynelimler katmlar, idare / hkmet biimlerini yeniden-ekillendirmilerdi.


19. yzyl, bilim, sanayi, edebiyat, siyaset ve insani (humaniteryen) alanlarda
uygarln byk ilerleme kaydettii bir dnemdi. Ama ayn zamanda, kendi
sini byk lde hasara uratt bir dnemdi, bu dnem. Byk Sava
[Harb- Umumi Birinci Dnya Sava], bir yandan Bat uygarlnn sonuna
=

geldiinin, te yandan da insan hayatnda henz tam anlamyla ne olduu an


lalamayan yeni bir dnmn, yeni bir ynelimin bir iaretiydi. Ancak bu
dnemin sona erii, ngiltere'de Lytton Strachey, Amerika Birleik Devletle
ri'nde Sinclair Lewis'in en nde gelen temsilcileri olduu hicvin byk sra
ma yapmasna tanklk etti. Hiciv, bayatlama ve bunaltyla kar karya kalan,
sona ermekte olan bir dnemin son zgnlk ltsdr. Tazelik ruhu yokolur,
ac hkmferma olur. arpk hayat biimlerinin mrnn uzamas, deerler
deki anmayla birlikte hibir taze rn ve yenilik ruhu vermeyen tekrarn ha
kim olduu tedrici bir kn balad anlamna gelir. Belki byk bir yaa
ma ve direnme azminin varl sz konusudur. nk orijinal gelimelerden
ve d basklardan etkilenmeyen zlme ve k, yava gerekleen bir s
retir. Ama bu ortamda hayatn temel deerleri yava yava yokolur. Geriye
kalan tek ey, hibir gereklii olmayan uygarlk gsterisidir.
Tedrici olarak gerekleen bu k ve zlmenin bir alternatifi vardr:
Kendi yaratc orijinallik ltlarn tketmeksizin, uygarln trl formlarn
yaratc ekillerde yeniden retme konusunda bir yar balayabilir. Bu durum
da, yaygn huzursuzluun ve mutsuzluun yol at savrulmalarn, kimi zaman
elik ettii, kimi zamansa etmedii, hzla yeni bir gei srecine girilir. Bu tr
hzl gei dnemleri, Avrupa tarihinde Ortaalarn sonunda, grece uzun
Reformasyon Dnemi srasnda ve 18. yzyln sonunda yaanmtr. Ayrca,
iinde yaadmz dnemin, savrulmalarndan insanlarn olabildiince asgari
dzeyde etkilenmelerinin sz konusu olaca yeni bir medeniyet yneliminin
gerekleebilecei bir deiim dnemi olarak gereklemesini mit edelim.
Ancak, Byk Sava'n yol at felaketlerin, herhangi bir dnem deiimi
iin yeteri kadar korkun felaketler olduunu da unutmayalm.
Yeni medeniyet biimlerine giden yolda gerekleen bu hzl gei dnem
leri, dnce, ancak tatbikatnn / hayata geirilme abalarnn nnde gitti-
3 1 4 / M E D EN i Y E T D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

i zaman mmkndr. Bylelikle, yarn yaratt canlanma ve fiziksel keif


servenlerine yol aabilecek ekilde muhayyilenin servenleri hz kazanr, ka
zanmaldr. Dnya, gelecekte olabilecekleri dler; yeri ve zaman geldiinde
de, hayallerini gerekletirmeye koyulur. Belli, belirlenmi bir ama dorultu
sunda klan btn fiziksel servenler, henz gereklememi olan eyler
hakknda dncenin servenini de kkrtr, kkrtmak zorundadr. Kristof
Kolomb, Amerika'ya yelken amadan nce, Uzak Dou'yu, dnyann en u
noktalarna ulamay ve usuz bucaksz okyanuslarda gezinmeyi dlemiti.
Serven, nceden belirlenen hedefine nadiren ular. Kolomb, in'e ulaa
mamt hibir zaman; ama Amerika'y kefetmiti.
Kimi zaman serven, belli snrlar iinde gerekletirilecek ekilde dle
nir. Bu durumda, hedefini hesap eder ve ular hedefine. Bu tr servenler,
belli bir medeniyette, belli bir dnemin tazeliini korumasna imkan tanyan
kk deiim atlmlardr. Ancak, servenin ap gznnde bulunduruldu
unda, er ya da ge muhayyile sramas, sz konusu dnemin emniyetli snr
larnn ve bilinen beeni kurallarnn gvenlikli snrlarnn tesine taar.
Bylelikle, yeni bir medeniyet hamlesinin taze ideallerinin geliini haber ve
ren savrulmalar ve kafa karklklar retir.
Bu yar [servene dayal yar], gerekte olanlarla olabilecek olanlar ara
sndaki gerek kartla demirledii srece ve gemiin emniyetli ve rahat
alanlarnn tesinde bir serven dinamizmi retebildii lde gcn korur.
Servensiz, serven ruhundan yoksun bir medeniyet, eninde-sonunda tam bir
ke doru srklenir.
te bu nedenledir ki, sylenmi ve yaplm en iyi'nin bilgisi olarak kl
tr tanm, atladklar, skaladklar asndan tehlikeli bir kltr tanmdr.
Szgelii bu kltr tanm, gemiin byk baarlarnn, gemiin servenle
ri olduu muazzam hakikatini skalar. Oysa, yalnzca serven dolu bir ruh,
gemiin azametini anlayabilir. Parlak gnlerinde gemiin edebiyat, bsb
tn bir servendi. Ail, Sofokles, Euripides, dnce dnyalarnda servenci
kiilerdi. Bu oyun yazarlarnn oyunlarn, dnyay yeni ekillerde anlama ve
rettikleri duyarl kefetme kaygsyla okumadnz zaman, onlarn deeri- .
ni oluturan canll ve ruhu yakalayamazsnz. Ancak servenler, yalnzca
S E RVEN / 3 1 5

servenci bir ruha sahip olan kiiler iin bir anlam ifade eder. Dolaysyla l,
kuru bir gemi bilgisi, bu bilgi/lenme/nin verecei mesaj n btn deerini yi
tinnesiyle sonulanr. Canl bir medeniyet, bilgilenmeyi gerektirir; ama bilgi
lenmenin tesinde, gizli olan bir eydir.
4.4.4. nc metafizik ilke, Mnferitlik [Bireysellik, Nev-i ahsna Mn
hasrlk] ilkesi olarak nitelendirilebilir. Bu ilke, Uyum doktriniyle ilgilidir. Bu
ilkenin atlanmas, yle sanyorum ki, bu doktrin konusunda yaplan geleneksel
tartmalardaki en byk boluktur. Gerekten de son zamanlarda, duyumcu al
g doktrininin hkmferma olmasyla birlikte, muazzam bir tecrbeyi karakte
rize eden modem Uyum (Harmoni) gr, en dk seviyesine dmtr. Bu
duyumcu doktrin, dikkati, byk nemi haiz grece plak nesnelerden ibaret
olan tecrbe'deki yalnzca niteliksel uyum zerinde younlatrr. Uyum'un tat
bik edilebilecei kompleks, yalnzca zamansal-mekansal duyular rnts ola
rak alglanr. Bylesi bir kompleksten doan bir Uyum kavray, evcil, mp
hem, grn ve niyeti bakmndan kusurlu, bayatlam bir gre dayanr. En
iyi durumlarnda, yalnzca yabanclk duygusunu canlandrr; en kt durumla
rnda ise, nemini bsbtn yitirir. Duygu dnyasnn derinliklerini kkrtabi
lecek cokulu, gl unsurlardan yoksundur. uurdaki nemine ramen duyu
algs, tecrbenin yapaylklarna ve yzeyselliklerine ait bir olgudur. Aristocu
ilk cevherler doktrininin en byk zarar verdii nokta, ite burasdr. Zira, bu
doktrine gre hibir ilk cevher, herhangi bir tecrbe hadisesinde gzlemlenen
nesneler kompleksine giremez. Dolaysyla ruhun nitelikleri, niversallerle s
nrlandrlmtr. Oysa, benim burada gelitirmeye altm metafizik sisteme
gre Aristocu doktrin, tamamyla yanltr. Gemie ait mnferit, gerek olgu
!ar, imdi'deki yakn tecrbemizin temelini tekil ederler. Bunlar, hadisenin
doduu gerekliktir; tutkularn kendisine doru ynelttii amalarn tevars
ettii duygu kaynan kendisinden ald gerekliktir. Tecrbenin temelinde,
mnferit gerekliklerden doan ya da onlara doru ynelen duygu med-ceziri
vardr. Dolaysyla, tecrbenin gc iin, her birinin kendine zg nemi haiz
olduu mnferit bir "o"su olan bileen faktrlerini ayrt etmemiz gerekiyor.
Hayatmzda, tevars gcyle bir araya getirilen pek ok hadisenin birlii
/ btnlemesi olarak tecrbe edilen kalc mevcudiyetler hakimdir. Bu tr
3 1 6 / M E DEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R !

her bir mnferit kalc mevcudiyet, pek ok hadisesinin deien niteliklerini


birletirerek bir araya getirir. Belki de o, sevdiimiz ya da nefret ettiimiz ey-

dir. Dolaysyla, plak bir "o" vardr; imdi'ye kadar uzanan, kendisini pek
ok hadisesinden doan duygu zenginlii zerinde younlatran gemi'in
gerek olgusudur bu "o". Tecrbedeki faktrler olarak bu kalc mnferitlik
ler, duygu zenginliini, ama younluunu, gemiin derinliklerine ait olan
eylerin kalntlarn arkaplana iten dzenleyici gc kontrol eder. Tabii ki
bu, Descartes'n, kendi gelitirdii doktrine gre, az-ok alglarmza yapan
objektif gereklik'le (realitas objectiva) kastettii ey olmaldr.
Bu tr kalc mnferitliklere uurlu dikkati ieren kompleks bir tecrbe,
duyular rntsnden doan her eyin ok tesine geen duygu zenginlii
ni derhal serbest brakr. Byk Uyum, arkaplan'n birliinde / btnln
de irtibatlanan kalc mnferitliklerin uyumudur. zgrlk fikrinin, yksek
medeniyetleri bu kadar megul ve tedirgin etmesinin nedeni budur. nk
hangi anlamyla olursa olsun zgrlk, gl bir ekilde kendini-ifade etme
iddiasdr.
Bir tecrbe hadisesinin vcuda geliini oluturan srele ilgili bir tartma,
kalc mnferitlikler algsnn, hadisenin sona erdii nihai Grn'e ait ol
mas gerekir. nk balang aamasnda, gemi, eitli mnferit hadisele
rini harekete geirebilme gc nedeniyle sreci balatr. Bu, kendisinden ye
ni bir hadisenin doduu Gereklik'tir. Sre, Gereklik'le gerekletirilecek
sentez iin kavramsal bir konu sunan zihinsel kutbun harekete geirilmesini
kkrtr. Sonunda, kavramsal deerlendirmelerle sentez gerekletirerek "d
nm Gereklik" demek olan Grn ortaya kar. Grn, vurgu ve bir
araya getirme sreleriyle gerekleen bir basitletirme ilemidir. Dolaysyla
kalc mnferitlikler, duygusal ehemmiyetlerinin zenginliiyle birlikte npla
na karlar. Arkaplanda ise, mphem bir duygusal tona sahip bir evre sunan
belirsiz hadiseler yn gizlidir. Genel anlamda Grn, ilk Gereklik'ten
retilen bir Sanat eseridir. Grn, aslnda Gereklik'te sakl duran irtibat
lara ve irtibat zelliklerine vurgu yapt srece, Gereklik'le hakiki bir iliki
iine girmi olur. Ancak, bu arada Grn, Gereklik'te hibir karl ol
mayan irtibatllklar dourur, yeni irtibat zellikleri retir. Bu durumda tecr
SERVEN / 3 1 7

be hadisesi, Grn'n Gereklik'le irtibatn bsbtn koparan bir yanl


lk ierir.
Bununla birlikte, her ne suretle olursa olsun Grn, kalc mnferitlik
ler nplanna ve belirsiz hadiseler arkaplanna itilen Gereklik'in bir basitle
tirmesidir. Duyu-algs, Grn'e aittir. Grn, hakiki ya da deil, kalc
mnferitlikleri iaret eden bir "ey" olarak yorumlanr.
Dolaysyla, gl ve nf1z edici bir Uyum tecrbesi, subjektif bir gle
birlikte, kalc mnferitlikleri tayan bir nplana ve gerekli irtibat kuran bir
arkaplana sahip bir Grn'tr. Hi kukusuz ki Uyum, son kertede, nitelik
sel duygularn uyumudur. Ancak kalc mnferitlikler, Gereklik'ten hibir
duygu yzeyinin gsterisinin retemeyecei uyumlu bir duygu gcn hareke
te geirmesini talep eder. Bu, bir entelektel yorum/lama meselesi deildir.
Dolaysyla, duygu gzelliine ulamay hedefleyen medeniyet, gl kal
c eylerin uyumunun hakim olduu Grnleri, yelerinin tecrbesi haline
getirebilmek iin kendi sosyal ilikilerini ve yelerinin tabii evreleriyle ili
kilerini dzenlemelidir. Baka bir deyile Sanat, kompozisyonunun oluturu
cu ayrntlarndaki mnferitliin retimini hedeflemelidir. Yalnzca nitelikle
rin kompoze edilmesiyle yetinemez. Zira, bu durumda evcilleir ve donukla
r. Sahibinin tecrbesinde derin duygu patlamalarna bavuran lmsz
Mnferidikleri gn na karabilmek iin sanat, yaratmaldr. Bu nedenle
dir ki, muazzam bir Sanat gelitirmi byk bir medeniyetin mensuplarna
lmszlk Grn'yle kuanm bir dnya sunduunu sylemek, hi de bir
paradoks olarak deerlendirilmemelidir. Grn'e takdim ettii Mnferidik
ler [Kendine zg rnler ve abalar] ayn lde btn zamanlara aittir.
te byk Sanat'ta bulduumuz ey, tastamam byle bir eydir. Byk sa
natn kompozisyonunun ayrntlar, kendine zg bir ekilde, muazzam haya
tn srdrr. Kendi mnferidiklerini iddia ederler, ama btn'e de byk
katk yaparlar. Btn bu tr ayrntlar, btn'den azametiyle byk bir sayg
grr, ama kendi bireyselliini ayan- dikkat bir ekilde korumay srdrr.
rnek olarak, Gotik bir katedralin -mesela Chartres'in- antsal mimarisi,
uyumu bastrr ve aar. Gz, yukar doru gkyznn sonsuzluklarna gt
rr; aa doru ise, yatay olarak altar [i dnya; i benlik] sembolizmine. Ay-
3 1 8 / M E D E N i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

rntlarnn gzelliiyle dikkati celbeder ve insan byler. Ama yine de, b


tn'n harikuladeliini kavrayacak ekilde gze rehberlik ederek dikkati de
rinletirir. Ancak, bu antsal ve muazzam mimari, medeniyete yapt bu b
yk katky yalnzca kendine zg bir duygu zenginlii sunan zgn bireysel
liiyle yapmaz, yapamaz. Her ayrntnn kendine zg kalc bir varoluu var
dr; ama bu ayrcaln, btn'n kompozisyonuna teslim eder.
Keza, uyumsuzluun deeri, ayrntlarn bu gl bireyselliinin sunduu
nemden doar. Uyumsuzluk, btn'n paralarnn bireyselliini temellen
dirmeye katkda bulunduu zaman btn' pekitirir. Kendilerine zg varolu
iddialarna, empatik bir duygu katlmyla katkda bulunur. Btn', yalnzca
niteliksel uyumun yol at evcillemeden ve duraanlamadan kunarr.
Ayrca hakikatin nemi de burada ortaya kar. nancn hakikati, hem bi
zatihi kendisi olarak, hem de sonular bakmndan nemlidir. Ama her ey
den nemlisi, Grn ile Gereklik arasndaki hakiki ilikinin neminin or
taya kmasdr. Hakikatteki byk kusur, herhangi bir duygu gcnn, Ger
eklik'in i yznden karlabilecei gereini snrlamasdr. Dolaysyla
yanllk, konuma gcnn tesindeki bir gzellii ifade edecek -sanki bir
bycnn denei gibi- bir byy yardma armaktan mahrumdur. Bu
nedenledir ki, bir toplumun medeniyetinin, Hakikat, Gzellik, Serven ve
Sanat'n erdemlerine iddetle ihtiyac vardr.
BENC BLM

BRI / SKUNET

4 5 . 1 . Buradaki tartmamz Tarih'teki hususiliklerle, zellikle de Efla


tun'un dealar, Fiziksel Unsurlar, Ruh, Eros, Uyum, Matematiksel lli
kiler ve Kap'tan oluan yedi tmelleri ile ilgili bir tartma. Buradaki tarihsel
atflar, Bat Avrupa halklarn uygarlk gelitirmeye imkan tanyan yedi ge
nel fikrin diriltici hususiliklerini resmetmek amacyla seilmi ve kmelen
dirilmitir.
Son olarak kitabn bu drdnc ve son ksmnda sosyal hayatta mterek
olarak hayata geirilmesinin medeniyeti teekkl ettirdii temel nitelikleri
incelemekteyiz. Buraya kadar bu niteliklerden Hakikat, Gzellik, Serven ve
Sanat'tan oluan drt temel nitelik incelendi.
4.5.2. Burada hala bir eyler eksik. Bunu yeteri kadar kapsaml bir ekil
de aklayabilmek olduka zordur. Ayrca btn izdmleri aka ayrt edil
diinde ve ifa edildiinde bir abart havas gzleniyor. Deitirici bir arac
olarak uurun kylarna szyor. Bir tr bir atmosfer olarak Eflatuncu Uyum
fikrimize nfUz etmitir. Eros fikriyle bir bakma yollar ayrlmtr. Ayrca Ef
latuncu "dealar" ve "Matematiksel llikiler"in "hayat ve hareket"ten yoksun
olmas nedeniyle onu ldrd anlalyor. Bunun tesinde, Hakikat, Gzel
lik, Serven ve Sanat'n izini srmek acmasz, meakkatli ve olduka zor ola
bilir ve bylelikle talyan Rnesans tarihin resmettii gibi, medeniyetin baz
320 / M E D E N i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R !

temel niteliklerinden mahrumdur. Her ne sliretle olursa olsun, "incelik" ve


"sevgi" nosyonlar olduka dar kapsamldr. "ncelik"in bir hususileme olarak
ortaya kaca daha genel bir nitelik kavramna ihtiyacmz var. Medeniyet
fikrimizden -gerekte izi srlen- umarsz bencillii ekip karmak iin bir
ekilde dier drt nitelii bir araya getirecek Uyumlarn Uyumu fikrinin pe
ine deriz. Tahripkar altst oluu yattran ve medeniyeti mkemmelle
meye iten Uyumlarn Uyumu fikrini "Bar" / Skunet olarak nitelendirebili
riz. Dolaysyla Hakikat, Gzellik, Serven, Sanat ve Bar'tan / Skunet'ten
oluan be nitelii yeleri paylaan bir toplumu medeni bir toplum olarak ta
nmlayabiliriz.
4.5.3. Burada kastedilen Bar / Skunet, negatif uyuma idraki deildir.
Ruhun "hayat ve hareket"ini talandran pozitif bir duygudur. Bu, tanmlan
mas ve hakknda konuulmas zor bir konudur. Gelecek iin bir umut deildir.
Ayn zamanda imdi'deki ayrntlarla da bir ilgisi yoktur. Sze dklmemi ama
deerleri koordine etmede harikulade olan derin bir metafizik fikrin douu do
laysyla duygu genilemesidir. llk etkisi, ruhun onunla ilgisinden doan agz
llk duygusunun ortadan kaldrlmasdr. Dolaysyla Bar / Skunet, berabe
rinde ahsiliin bastrlmasn getirir. zafi deerlerin tersyz edilmesi szkonu
sudur. Bar / Skunet, temelde Gzelliin nffiz edici gcne tam bir gven
dir. Bir anlamda baarnn gzelliinin, dar eylerin tabiatn uzakta tutaca
hazineleri aan bir anahtardr. Dolaysyla burada sonsuzluk idraki, snrlarn
tesine bavuru szkonusudur. Bunun duygusal etkisi, engelleyici altst oluu
dizginlemektir. Daha doru bir syleyile, bir yandan enerjinin fkrmasn
salarken, te yandan da, paralayc krlmalardan kanmak iin onlar kont
rol eder. Gzelliin kendini-hakllatrma teebbs, akln ayrntlar ifa et
mekte baarsz kald byle bir durumda inanc devreye girdirir.
Bar / Skunet tecrbesi, byk lde, amacn kontrolnn tesindedir.
Bir hediye olarak gelir Bar / Skunet. Barn / Skunetin amaz amac ve
kararll, zamanla yerini, kolaylkla gayr- meru ocuu Uyuturmaya terk
eder. Baka bir deyile, "hayat ve hareket" niteliinin yerinde, kendi tahribi
ni salayan baka bir ey vardr artk. Dolaysyla bar / skunet, yasan or
tadan kaldrlmasdr; yasan getirilmesi deil. Geni bir alan kapsayan uur-
B A R I / S K U N ET / 3 2 1

lu bir ilgiden doar Bar / Skunet. Dikkatin alann geniletir. Dolaysyla


Bar / Skunet, "ben" in yok olduu bir yerde, en geni anlamyla bir z-kont
rol abasdr ve ilgi, kiilerden ok daha geni bir alana yaylan ibirliklerine
yneltilmitir. Burada, ruhun stlendii itici gten szediyoruz; yoksa man
tksal fikirlerin yapay oyunlarndan deil. Bu yapay ilgiler bara / skunete
yardm eder ve ayn zamanda da bar / skuneti yaygnlatrma abasn k
krtr. Aslnda Bar'n / Skunet'in bir medeniyet iin kanlmaz olmasnn
temel nedeni byk lde budur. Bar / Skunet, dar grlln nnde
bir bariyer ilevi grr. Barn / skunetin meyvelerinden biri, Hume'un red
dettii insanlk sevgisidir.
4.5.4. Barn / skunetin anlam, varlklarn tabiatnda kanlmaz olarak
varolan trajik meselelerle ilikilendirilerek incelendiinde ok daha ak-se
ik bir ekilde anlalabilir. Bar / skunet, trajediyi ve ayn zamanda da onun
koruma altna alnmasn anlamaktr.
Mkemmelletirilmi bir idealin sonsuz olarak tekrarlanmasnn medeni
yeti gerekten durduracak bir olgu olmadn grdk. Ama byle bir durum
da, bayatlamann ve donmann zuhur etmesi nlenemez. Ve bu bitkinlik, sos
yal grubun hilie doru srklendii alttan alta nfaz eden ve kksalan uyu
ma durumundan baka bir ey deildir. Bu durumda, medeniyetin tanmlay
c karakteristikleri nemlerini kaybederler. Belki byk bir ac ya da uur kay
b szkonusu deildir. Yalnzca tedrici olarak bir felleme srprizi belirir.
Ama tm bunlarn tesinde duygu younluu yokolur.
k, Gei, Kayp, Savrulma gibi olgular, Yaratc lierleme'nin zne
ait olan olgulardr. Kafa kartrc bir unsur olan Kendiliindenlik tarafndan
yeni bir ama ynelimi balatlr. Ykselileri, zirveye klar ve ke do
ru inie geileriyle kalc toplumlar, Uyum ve Tazelik atlmlarn bir araya
getirebilen vastalardr. Tabiat'n Uyumu'nun gerisinde, akkan, esnek bir
destek veren bir derinlik vardr; ve yzeyinde, tatmin yollarna ulama ama
cyla uyum ve atma gerilimi arasnda gidip gelen sosyal alm ve srama
abalar szkonusudur. Dk fiziksel nesneler, uzun sreli kalc bir inorganik
hayat srdrebilirler. te yandan, hayvan hayat ve temelde zihinsel olan bir
ahsiyetin hakim olduu yksek hayat biimleri, doum, gelime ve lmden
322 / M EDEN i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

oluan evrelerden geen canllk ruhlarn korurlar. Yksek bir uura ulalr
ulalmaz, varolutan alnan hazza, ac, patlama, kayp ve trajedi duygular ka
rr. Harikulade gzelliin, mthi kahramanln ve olaanst cesaretin ya
va yava yokolmaya yztuttuu bir ortamda Bar / Skunet, kalclk sezgisi
olarak kendisini hissettirir. Trajediye duyarl olma duygusunu canl tutar ve
dnyay, kn tesinde bir gzelliin elde edilmesi abasna ikna eden
canl bir arac olarak grr trajediyi. Her trajedi, bir idealin aa kmasn
salar: "Ne olabilirdi? Ne olmutu? Ve Aslnda ne olabilir?" gibi sorular sor
durtur. Gzelliin korunakl alanlarna ynelten bu diriltici g, trajik kt
ile kaba kt arasndaki fark gn yzne karr. Trajedinin sunaca bu kat
ky idrak abasna ait olan bu deruni duygu, duygularn arnmas demek olan
Bar'tr / Skunettir.
4.5 .5. En derin Genlik tanm, trajedinin dokunmad Hayat'tr. Ve
genliin en enfes ieklenmesi, hasar grmemi tecrbenin mesafe katetme
sinden karlacak dersi bilmektir. Burada tartlmas gereken soru, Bar /
Skunet sezgisi, kendisini trajedide ifa etmenin tesinde kendisini nasl ifa
de eder, davurur, sorusudur. Aktr ki, kiisel hayatn daha erken dnemle
rine ilikin yaplacak gzlemler, burada en ak delili oluturur.
Genlik, kiisel honutluklarn ve kiisel honutsuzluklarn btn iten
likle zmsenmesi hadisesiyle temayz eder ve tefrik edilir. Acele haz, acele
ac, acele kahkaha ve acele gzya, acele bakm ve acele bakmszlk, acele
cesaret ve acele korku, genliin temel zellikleridir. Baka bir deyile, gen
lik, kendi ilerini ve ilevlerini hzla zmseme durumudur. Bu anlamda,
genliin mutlu bir dnem olarak nitelendirilmesi, aceleci bir nitelendirme
dir. Mutlu olmaktan ok, canl bir dnemdir genlik dnemi. Genlikten ok
genlik anlar, daha iyi yaanr. nk hafza, ok u rnekler hari, ltl
saatleri, parltl anlar hatrlamaya daha mtemayildir. Genlik, szcn s
radan anlamyla, hi de skunetli / barl bir dnem deildir. Genlik dne
minde hzn ve hayal krklklar daha baskn ve daha yaygndr. Dolaysyla,
yarn yoktur; yaayan bir felaket ans da yoktur.
Genliin dar-grll, 'tecrbesinin ktlyla rtr. Belki de tutar
sz bilgilerle dolu bilgilenme abasyla birlikte gerekletirdii eylemleri, ok
B A R I / S K U N ET / 323

da akl ererek, zerinde dnlerek yaplm eylemler deildir. Dolaysyla,


tam etkileri bilinli bir beklentinin ok tesinde olduu iin genlik iin c
mertlik ve zalimlik ayn lde tabiidir.
Genlie dair btn bu nitelikler, herkesin bildii eylerdir. Modern sos
yal literatr bolluunun bu durumu kkl bir ekilde deitirmesi beklene
mez. Byle bir aklamann burada yaplmasnn nedeni, bu karakter zellik
lerinin, hayatlarnn her dnemindeki insanlar da dahil, her yataki btn
hayvanlara ait olduuna dikkat ekmektir. Buradaki farkllklar, yalnzca g
rece oranlarda gizlidir. Ayrca, dilin enformasyonu tamadaki baars, zel
likle de eitimli evrelerde gereinden fazla abartlr. Dil, bir hayli kaypak bir
eydir. Ayrca, burada aka zikredilen eylerle akraba olan birinci elden tec
rbenin kusurunu hibir ey telafi edemez. Hume'un birinci dereceden izle
nimlerin zorunluluu doktrini, genelde, acmasz bir doktrindir.
Meselenin bir de teki yz var: Genlik, davran gzellii arlarna
zellikle kukuyla bakar. Bunlar, kendi kiiliini gz ard eden itici gler
olarak grr. Bu tr itici gler, kendi karlarn anrmaya katkda bulunan
eyler olarak anlalr. Dolaysyla genliin ahsi tecrbe aray, gayr- ahsi
liini ve unutkanln gnyzne karr. Genlik, tutkularyla, kendisini
unutur. Elbette ki, her zaman geerli deildir bu. nk gen/lik ak olabi
lir. Olduka bol olan daha iyi bir tabiat testi, akn,, bencillikten sadakate d
nmesi rneidir. Yksek sevgi biimleri, dar, bencilce igdleri zer ve
kertir. Yalnzca iirsel, metinsel ya da psikolojik versiyonlaryla edebi bir dil
ilgisi meselesi olarak deil, gerek bir bilgi ile Gzelliin iskan ettii yerde
Genlik bir kez yakaland zaman, genliin kendini kuatmas artk mutlak
tr. Bu durumda, vizyon yava yava kaybolabilir. Bir ltyla bilinci tersyz
edebilir. Baz kiilik zellikleri, bunun dikkatini celbetmesine izin vermezler.
Ancak genlik, herhangi bir ahsi tatminin tesinde uzanan ideal amalarla
gerekletirilen ruhun faaliyetlerinin bir uyumu olan Bar / Skunet vizyonu
na sahip olmaya zellikle yatkndr.
4.5.6. Medeni toplumlarn gc ve canll, yksek amalar elde etme
nin deerli bir aba olduu genel duygusuyla korunur. Gl ve canl toplum
lar, belli abartl, sra d hedeflere yelken aarlar. Bylelikle insanlar, ahsi
3 24 / M EDEN i Y ET D N C E S i N i N S E R VEN LERi

doyumlarn emniyetli alannn tesine yolculuk yapabilirler. Btn gl il


giler, kolaylkla gayr- ahsileebilir; iyi bir i aray ne kabilir. Bu tr bir
baarya ulamada, yani saygya deer bir ey tarafndan gerekletirilen Ba
r'ta / Skunet'te, bir uyum aray duygusu vardr. Bu tr ahsi tatminler, ki
iselliin tesinde bir amatan doar.
Bunun tersi bir eilim de, en az bunun kadar dikkate deerdir: Bencilce bir
hret -olma- arzusu -son zaaf-, sosyal itkinin tersine dnmesidir ama yine de
byle bir eyin gerekliini kabul eder. Bu eilim, kendisini, nnde insanl
n titredii bir fatihin kariyerinde olduu kadar ocuk-hayatnn geliigzel
liklerinde gsterir. En geni anlamyla bu, sempati isteyen bir lktr. Bura
da, her bir tecrbe eyleminin her eyin kendine ait olduunu iddia eden mer
kezi bir gereklik olduu duygusu szkonusudur. Bu tr iddialarn tatmini ha
ri dnya bir merulatrma kaygsna sahip olmay gerektirmez. Ancak bura
da dikkat ekilmesi gereken nokta, hayranlk uyandrc bir dikkat ekme ar
zusu, bu arzunun iletilecei bir izleyici kitlesi olmad srece bouna bir arzu
dur. Sklkla resmedildii gibi duygu patolojisi, hret adna izleyicinin tahrip
edilmesinden oluur. Tabii bir de, nihayet yksek bir amatan yoksun olan bir
hkmetme cokusu vardr. Ynelimlerinin nfuz ettii insan davrannn
karmakl, sonsuzdur. Tam da burada iyi gidecek ve dikkat ekilmesi nok
ta udur: nsann serven tutkusu, herhangi tek bir hadisenin tesinde sayg
y hak eden bir eyler emas varsayar. Ne kadar aykr olursa olsun, eyler e
masnn nnde tutkuyla durmann yan sra bir de melekelerin kullanlma
sndan gelen btnyle kiisel bir haz vardr. Bu, uyumadan apayr bir ey
olan ruhun bencillie geri dnn amalayan bir son durum daha mevcut
tur. Burada, aykrln Bar / Skunet sezgisine tam nerede zarar vermeye
baladn belirleyecek analizin tesinde bir eydir bu. Milton'n u sz var
dmz sonucu ok iyi zetler: "Asil bir kafann son zaaf".
hret, souk ve kat bir olgudur. Ar bar / skunet cokusu ile ar
bencillik arzusu arasndaki bir dier mola yeri, zel mnferit eylere duyulan
sevgi ve tutkudur. Byle bir sevgi, sonlu gereklik iin gerekli olan bir kemal
dir ve btn gereklikler, bir ekilde, sonludur. Anne'nin sevgisi gibi sevginin
en u rneklerinde, mkemmel bir sevgi arzusu olarak btn kiisel arzular,
B A R I / S K U N ET / 325

sevilene aktarlr. Burada kiisel hayat, aka kendi tesine gemitir; ama
hususi gerekliklerle belli, kesin snrl ilikiler kurarak. Bu, ksmen, ayrnt
larn mnferitliinin objektif grnn estetik deeri asndan tad ne
me dayanr. Bu konu daha nce tartlmt. ahsi sevginin bu yn, bencil
mutluluk artna sk skya baldr.
Ama ebeveynlerin ocuklaryla ya da evlilik ilikisi gibi baz konum ya
knlklar, sevilen objenin potansiyellerinin kendisini dosta bir Kainat'n
iinde bulan bir iddia olarak tutkuyla hissedilen kendini-adama sevgisirete
bilir. Byle bir sevgi, dnyann uyumunun zel nesnelerde nasl gerekletiri
lebilecei hakknda gerekten youn bir duygudur. Bu, uyumsuzluun ynlen
dirdii gzel bir dnyada doru galip olduunda neyin vuku bulaca hakkn
daki duygudur. Bu, bu durumda, gzel bir sonu iin duyulan tutkulu bir arzu
dur. Bu tr bir sevgi, dikkati datc, sinirleri gericidir. Ancak byk bir ka
ramsarlkla karartlmad srece Kainat'ta derin bir ama duygusu ierir, by
lelikle bununla ilgili bir zafere ular. Bu, Genliin tac olan Bar / Skunet
ile Trajedi'nin temel bir mesele olan Bar / Skunet arasnda gezinen bir Eros
duygusudur.
4.5 . 7. Sosyal hayatn genel sal, formlletirilen ahlaki kavraylar ve
formlletirilen dini inanlarla dini kurumlar araclyla gerekletirilir. B
tn bunlar, hayatn mkemmellemesinin szkonusu mnferit kiinin hayat
nn tesine uzanan amalarda gizli olduu doktrinini apaikar bir ekilde ifa
de ederler.
Bu, elbette ki, hepsinin tmyle tutarl olmad byk bir hususileme
eitlilii sunabilen muazzam bir genelletirme doktrinidir. rnek olarak
Cumhuriyet'in btn gcn, canlln oluturan Romal iftilerin yurtse
verliine bakalm. Elbette ki, Regulus, Kartaca'ya ikence yapmak ve insanla
r ldrmek iin yeniden girmemiti; te dnyaya ilikin -ister Hristiyan
Cennet'i olsun, isterse Budist Nirvana's olsun- mistik fikirleri yaatmak iin
girmiti. Regulus, pratik bir adamd ve ideal hedefi, Roma Cumhuriyeti'ni bu
dnyada yeertmekti. Fakat bu ama, onun mnferit ahsiyetini ayordu,
nk bu ama iin o, dnyevi snrlarla snrl her doyumu btnyle kurban
ediyordu. Ona gre, dnyada yalnzca kiisel tatminle ifade edilemeyecek bir
326 / M E D EN i YET D N CESi N i N S E R VEN LERi

ey vard ve o yzden kendi kiisel varoluunu kurban ederek varoluunun en


zirve noktasna ulamt. Roma Cumhuriyeti'nin deerini tahmin etmekte
yanlm olabilirdi. Burada dikkat ekilmesi gereken nokta usur: Regulus, bu
inancyla kendisini kurban etmi ve bylelikle muazzam bir ahsiyete kavu
may baarmt.
Regulus, bu tahmininde, hi de istisnai bir kii olmadn ispatlamt.
Szkonusu davranyla, olaand bir kahramanlk gstermiti. Bu davran
nn kymeti konusundaki tahmini, byk bir destek toplamt. Romal ift
iler, onunla hemfikirdiler. O yzden, btn tarihsel deiiklere ramen, bu
hadiseyi kuaktan kuaa aktardka insiyaki duygu patlamas varln ve et
kisini srdrd.
Ahlaki kodlar, bu kodlarla ilgili olarak gelitirilen abartl iddialardan bir
hayli zarar grmtr. Dogmatik yanllk, burada yapabilecei en byk k
tl yapmtr. Bu tr kodlar, Tanr tarafndan ulalamayacak bir dan te
pesine konmu; ya da bir Aziz tarafndan bir maaraya hapsedilmi; kendisine
kutsallk atfeden Despot bir ynetici tarafndan dokunulamaz bir taht'a yer
letirilmi yahut da atalar tarafndan hikmetinden sual olunamaz bir ekilde
ulalamaz bir yere yerletirilerek aslnda btn bu davranlarla en dk bir
noktaya getirilmiti. Her durumda da, her bir ahlaki kod, slah edilemez bir
derekeye dm ve ne yazk ki, ayrntlarda birbirleriyle ya da bizim mevcut
ahlaki kurumlarmzla uyumayan bir nitelik arzeder hale getirilmitir. Sonu,
ahlak adna hukuki sistemdeki apak zorbalklarn arndrlmasna yol aan
yal insanlarn "azizce" davranlar nedeniyle dnyann tam bir ok yaama
s ya da gln duruma dmesi olmutur. Dolaysyla baz Kutsal/latrlan
Yasalar, medeniyetle uyumazlar.
Bu ahlaki kodlar, yakn evrenin sosyal artlarna gre deiiklik arzeder
ler: Arap llerinin "bereketli ky"larnda belli bir tarihteki hayat, Himalaya
Dalarnn eteklerindeki hayat; Hindistan'n ya da in'in yaylalarndaki ha
yat; byk bir nehrin deltasndaki hayat birbirlerinden olduka farkldr. Ay
n ekilde, mlkiyet, aile, evlilik, cinayet, Tanr gibi srekli tartlan eletirel
kavramlarn anlamlar deiken ve mphemdir. Belli bir "evre"de [medeni
yet'te], belli bir aamada uyumlu bir tatmin lt olan davran biimleri,
B A R I / S K U N ET / 3 2 7

baka evrelerde, baka aamalarda tahrip edici boyutlarda kt bir grnm


arzeder. Her toplumun kendine zg bir mkemmellik biimi vardr ve bu
aamada kanlmaz olarak belli kusurlara sahiptir. Dolaysyla, yeryzndeki,
her gezegendeki ve her yldz-sistemindeki varlklar iin makul olan davran
biimlerinin ayrntlarn yeteri kadar kesin olarak bilebileceini varsayan
belli dzenleyici (reglatiO fikirlerin olduunu iddia eden fikrin derhal bir ke
nara braklmas gerekir. Bu, Kfnat'n hedefledii mkemmellik biimlerin
den birine ilikin bir fikirdir. Btn yilik gerekletirmeleri sonludur ve ka
nlmaz olarak baz gerekletirme biimlerini dlar.
Bununla birlikte, bu kodlarn ve tarih boyunca eitli toplumlarn yorum
cularnn tank olduklar, sosyal bir mkemmellemeye ulamay hedefleme
giriimleridir. Bu tr bir gerekletirilmi bir olgu, btn alarn hazinesi
olan eylerin tabiatndaki mkemmellie bal kalan bir. olgu olarak alglanr.
Bu, romantik bir dnce deildir; Tabiatn bir gereidir. Szgelii, Roma
cumhuriyeti, bir anlamda duraklad ve kt; baka bir anlamda ise, Kfnat'ta
inat bir olgu olarak durmaktadr. Yok olmak, varolu (generation) srecin
de yeni bir ilev farzetmektir. Cumhuriyet'e ballk, varln srdrebilmesi
amacyla kiisel tatminleri artrr. ahsi snrlar aan bu tr bir ideali onayla
ma abas, bilge adamn kendi ruhunun efendisi olan kendi kaderiyle yzlee
bilmesi demek olan Bar / Skunet idrakidir.
4.5.8. Bu, geni kapsaml toplum fikri zerinde biraz durmay gerektirir.
Aknlk, yakn hadisenin fiili durumundan, bir hadiseler toplumu ve topla
m olan ahsi varolu fikrine doru gerekleen bir sramayla balar. nsan
hayat asndan, ruh, bir "toplum"dur. ahsi varoluun geleceine, gemiin
deki hzn ve sevinlerine, zenle bakmak, imdi'nin fiili durumunun snr
larnn tesine taan bir hissiyattr. Dolaysyla imdi'nin kendinde ikin ol
mas nedeniyle "teki"ni amas gerektii, bizzat imdi'nin doasnda gizli
olan bir hakikattir. Ancak bu tabiat hakikatine yaplmas gerektiinden daha
fazla vurgu yaplmas gerekmiyor. Gerekleen byk uyumu geniletmek u
ur zerine kurulan ve varolan bir medeniyetin grevidir.
Ruhun dnda baka toplumlar ve toplumlarn toplumlar da vardr. Hay
van bedeninin ruhun zerinde zenle titremesi, onu koruyup kollamas haki-
328 / M E DE N i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

kati szkonusudur. Aileler, aile kmeleri, milletler, varlk trleri, hayat sr


drme ortak teebbsne mtereken katkda bulunan farkl trler vardr. Her
biri birbirinden fakl olan bu "toplumlar", her biri kendi lsnde, sadakat
ve sevgi beklerler. nsanlk tarihinde, bu beklentilere verilen karlklar, her
mnferit fiili durumun kendisinin tesine taan zorunlu bir aknlklar oldu
u gereini ortaya koyar. Her ferdin mutlak olarak kendini varetmesi, kendi
kendine ayakta ve hayatta durmas kat hakikati, kendisinden kaynaklanan
ve kendisine kaynaklk eden bir izafilikle snrldr, "balanmtr". eitli iza
filik damarlarnn tahlili, bu szkonusu dnemde olduu gibi Kfnat'n sosyal
yapsnn tahlilidir.
Her ne kadar, hususi ahlak kodlar, szkonusu sosyal yapnn hususi art
larn az ok yanstsa da, bu tr kodlarn tmnn temelini oluturan olduk
a genel ilkeler arayna girmesi tabiidir. Bu tr genel ilkeler, uyumlar uyum
lulatrma abalarn ve yegane otantik gereklik olan hususi mnferit durum
lar yanstmaldr. Bu genel ilkeler, uyumun genellii ile mnferitliin nemi
ne ilikin ilkelerdir. Birinci ilke [uyumun genellii ilkesi] "dzen" anlamna
gelir; ikinci ilke ise "sevgi" demektir. Bu iki ilke arasnda bir kartlk nerisi
yer alr. Zira "dzen", gayr- ahsidir; "sevgi" ise, her eyden nce ve te, ah
sidir. Buradaki antitez, mnferit fiili durumlar artrmasna, yani tecrbenin
gcn gsterme baarsna gre grece bir nem kazanarak dzen tipleri s
ralamas yaplarak zmlenir. Ayrca ferd'i [mnferit olan'] bu ifte temel
zerinde sralamak ve lmlemek, ksmen kendi tecrbesini kendinde mn
demi olan gcnden, ksmen de, yksek dereceli dzen tipinin yaygnlat
rlmasndaki etkisinden yola klarak gerekletirilir. Bu iki temel, bir yerden
sonra, ksmen, birbirleriyle buluur ve arprlar. Barn / skunetin z, tec
rbesinin gc, bu mutlak sezgi zerine kurulan ve bylelikle btn dzen
kaynann etkisini genileten bu ferdiliktir [kendine zglktr].
Ahlaki kod, kendisi iin tasarland evrenin bu evreyi tam bir mkem
mellemeye iten evrimi tevik eden ve yaygnlatran davran biimleridir.
4.5.9. Hakikatin elde edilmesi, Bar'n / Skunet'in zyle ilgili bir du
rumdur. Bununla, Bar'n / Skunet'in gereklemesini salayan sezginin he
defi olarak Hakikati ieren i-irtibatllklar bulunan Uyum'a sahip olduu
B A R I / S K U N ET / 3 29

kastedilir. Hakikat'teki bir kusur, Uyum iin bir snrlamadr. Kendisinde


yanlln yol at savrulmalar gizleyen Gzellik'te snlacak kafi derece
de bir emniyet yoktur.
Varsaymlarn doruluu ya da yanll, Hakikat talebinde dorudan ko
nuyla ilgili asl mesele deildir. Her varsaym, eliik bir varsayma boyun e
dii ve bunlardan birinin ya da dierinin mutlaka doru olmas gerektii iin;
doru varsaym kadar yanl varsaym da vardr. Varsaymlarn bu plak "do
ruluklar ya da yanllklar", akln ( intellect) sylemsel ilgilerini etkileyebi
len grece yapay bir faktrdr. Bar'n / Skunet'in talep ettii hakiki gerek,
Grn'n Gereklie uyumlanmasdr. Tecrbe hadisesinin kendisinden
doduu Gereklik -kanlmaz, kat olgunun Gereklii- ile hadisenin ken
disi araclyla nihai mnferitliini [kendine zgln] kazand Grn
-basitletirme, deerlendirme, tahavvl ve beklenti yoluyla Kfnat'a uyumla
nan Grn- vardr. Grnn Gereklikten ayrtrlmas, kopartlmas
duygusu, serven ruhunu, hayatndan ekip atan son tahripkar gtr. Bu du
rum, varoluunun gerek nedenini ortadan kaldran medeniyetin zln
ve kn haber verir.
Bu uyumlanmay ve onaylamay ynlendiren bir zorunluluk yoktur. Mev
cudiyetlerin grnlerinde hakim olan duyu-algs, kendi asndan eyleri
yeniden dzenler ve bylelikle tarif eder. Ayrca, duyu-algsnn rettii G
rn hakknda da yalnzca kr bir gerek yoktur. Kendi tabiat itibariyle du
yu algs, bir yorumdur ve bu yorum, belki de bsbtn yanltcdr. Eer G
rnn Gereklii zorunlu olarak teyit etmesi szkonusu olmu olsayd, o za
man Ahlak yok olurdu. Paralar zorunlu olarak birbiriyle ilikili olan arpm
tablosunun bir ahlak yoktur. Keza bu durumda Sanat anlamsz bir terim olur
du. nk sanat, bir amac ve amacn yetkin olmas hakikatini varsayar. Sa
nat, bir serven meselesidir.
Burada tartlan mesele, Kfnat'ta, Grn'n Gereklii teyit etmesi
ni salamaya dnk genel bir saik oluturan bir faktrn varolup varolmad
meselesidir. Bu saik, o zaman, burada szkonusu olan hususi grn iin
geerli olan bu tr bir hakikati elde etme amacn iknaya alan her bir ha
disedeki szn ettiimiz faktr oluturacaktr. Her bir hususi grn iin
330 f M E D E N i Y ET D N C E S i N i N S E R V E N L E R i

geerli olan bu tr bir hakikat kavram, grnn, kendisinden doan ger


eklie yabanc olan unsurlardan oluan unsurlarn ihata edilmesiyle ina
edilmedii anlamna gelecektir. O halde, grn, bir genelletirmedir ve
vurgulama abasnn benimsenmesidir; ama gereklikte karl olacak bir
uygulama olmakszn belli niteliklerin ve ilikilerin ithal edilmesi deildir.
Bu hakikat kavram, aslnda, Kant'n Saf Akln Eletirisi'nin d yzeyinde
gzlenen Grn doktrininin reddidir. Bu, Kant'n "sentetik a priori yarg
lar nasl mmkn olabilir?" sorusuna verdii cevabn reddidir. Bu, en azn
dan, Kant'n szkonusu kitabna aka almad koruyucu snrlarn dahil
edilmesidir.
4.5. 1 0. Bu soruya verilecek cevap, mnferit tecrbenin kendileri aracl
yla yorumland faktrlerin incelenmesine dayanmaldr: Her hadisenin
kendisinden doduu yeni yaratlan uyum ve uyumsuzluklar sunan pek ok
hadiseden mteekkil bir dnya olan eski Dnya'nn; kendisi araclyla
uyumsuz faktrlerin gereksiz kabul edildii o kolay Uyuma yolunun; kav
ramsal tecrbenin inasnda kilit rol oynayan zihinsel kutbun faaliyetini,
uyumsuzluu kaybolmaktan kurtaran duygu rntlerine dntrmesi olgu
sunun; zihinsel eylemin kendiliindenliinin ve geerlilik duygusu yoluyla
ikna ediciliinin; bilincin semeci mahiyetinin ve daha derin duygu kaynak
larn belirginletirememesinin; gerek hadiselerden karlacak bir aracnn
ve bu aracnn gerekletirdii bir varoluun olmadnn; herhangi mnferit
bir hadisenin tesinde bir deere sahip olan pek ok hadisenin -rnein ru
hun, kamil hayvann, sosyal bir hayvanlar kmesinin, maddi bedenin, fizik
sel dnemin- birlii duygusunun; yakn mnferitliin elde edilme abasnn
incelenmesi.
Bu faktrler kmesinden karlan nerinin gerekesi, birinci-dereceden
yaanan tecrbenin dorudan izahna yaslanmaldr. Bunlar, bir argmann
sonucu deildir ve olmamaldr. nk btn argmanlar, sonulardan daha
nemli ve temelli ncllere dayanmak zorundadr. Temel fikirlere ilikin bir
tartma, ancak bu fikirlerin tutarllklarn, badaabilirliklerini ve btn
bunlarla bulumasndan kaynaklanan hususiliklerini ve hususilemelerini a
a karma amacyla yaplabilir.
B A R I / S KUNET / 33 1

Yukardaki metafizik fikirler dizisi, insanln uygun bir ekilde yorumla


nan sradan ve ortalama tecrbesine dayanr. Bununla birlikte, bir lde is
tisnai olan hadiselere ve tecrbe biimlerine bavunna abasnda . gizli olan
bir baka fikirler dizisinin varl da szkonusudur. u anki bilinli insanlk
tecrbesinin ortalama dzeyi, bir zamanlar, insanolunun atalar arasnda
mstesna bir olgu olarak deerlendirilebilecek bir dzeydir. Dolaysyla, orta
lama dzeyimizin stnde olan dorudan verdiimiz yarglarmzla oluan tec
rbe biimlerimize bavurmamz bylelikle gerekelendinni ve hakllatr
m oluyoruz. Bu tecrbe biimlerinin tedrici olarak olumas ve insanlk ta
rihi zerindeki etkisi, tarihe bavuran bu kitabn balca ana konularndan bi
riydi: Bu kitap boyunca yaptmz tartmalarla Sanatn geliimini, Hakikat
ve Gzellik aray srecinde tedrici olarak yceliini, akn btn'n ihata
eden bencil amacn bylelikle ulvi bir dereceye ykseliini, akn ama'ta
mndemi olan genlik asn ve ruhunu, trajedi duygusunu, ktlk duygu
sunu, elde edilen mkemmelliin tesine taan Serven'in ikna edici gcn
ve nihayet Bar / Skunet duygusunu inceledik.
4.5. 1 1 . Bu aamaya kadar gelitirildii ekliyle medeniyet kavram, henz
mkemmellemi bir kavram olmaktan olduka uzaktr. Hibir mantksal ar
gman bu boluu[n nereden kaynaklandn] ispat etmeye kafi deildir. Bu
tr argmanlar, metafizik kurumlarn uurlu bir ekilde hayata geirilmesi s
recinde yalnzca yardmc unsurlardr: Non dialectica complacuit Deo salvum fa
cere populum suum. Kardinal Newman'dan37 iktibas edilen bu sz, her metafi
zikinin mottosu olmaldr. Metafiziki, maymun-var! uurunun belli belirsiz
ltlar arasnda ve szle dayal konuma dilinin tesinde btn akl yrt
melerde gizli olan nclleri aratrr. Metafizikinin speklatif yntemleri teh
likelidir, kolaylkla trl sapkn durumlara yol aabilir. Elbette ki, ayn ey, Se
rven iin de geerlidir; ancak Serven, medeniyetin zne ait bir eydir.
Medeniyet kavramnn kifayetsizlii, Serven, Heyecan ve Skunet iin
zorunlu bir duygu olan mevcut Aknlk fikriyle ilikilidir. Bu duygu, kendisi
nin anlalabilmesi iin, Bir olarak Kfnat'taki bir Serven kavramna dahil

37. Grammar of Assen.


332 / M E D E N i Y ET D N C ES i N i N S E R V E N L E R i

edeceimiz Eros fikriyle tamamlamamz gerektirir. Bu Serven, btn hususi


hadiseleri kuatr, ihata eder; ancak fiili bir hakikat olarak onlarn hepsinin
tesinde durur. Bu, bu haliyle, Eflatun'un Kap'nn tamamlaycsdr; ama tam
kart konumda yer alarak tamamlar Eflatun'un Kap'n; fakat yine de ayn l
de eylerin birliinin / btnlnn temin ve tesis edilmesi iin gerekli
dir. Her ne suretle olursa olsun, bu Eflatun'un tam kart olan bir eydir. Kap,
btn formlarn / suretlerin temelidir: Hayata geirilmesi gibi bir iyilik imka
n sunan btn mmkn eylerin canl arzusu olan Eros'u ieren Serven'in
Birlii. Eflatuncu Kap, botur; btn mnferit hadiselerden soyutlanmtr.
Servenin Birlii, bileenleri arasnda, her biri, ait olduklar ahsi ya da sos
yal hakikatin nemiyle birlikte btn mnferit gereklikleri ierir. Bileen
lerdeki bu mnferit nem, Gzelliin zne aittir. Bu stn / Yce Gzel
lik'te, Serven'i Grn'n Birliine tahavvl eden Gereklik, her bir hak
ettii ilgi ve dikkati telaffuz edecek ilerleyen dnyann gerek hadiselerine ih
tiya duyar. Bylelikle tatmine ulaan bu Grn, konumunu teyit ettirme
yi baaran Kfnat'la birlikte nihai Gzellik'tir. Bu Gzellik, Zamansal [Tem
poral Geici / Arzi] Dnya'nn llerleme'sinden kaynaklanan canlanma ru
=

huna her zaman sahiptir. Bu, zirve noktasndaki Uygarla ait olan kendini
unutma aknlnn coku ve heyecann oluturan bu bidayetten beri varo
lan Eros'u ve bu nihai Gzellii eren Byk Hakikat'in (Great Fact) ikin
liidir.
eylerin / mevcudiyetlerin mahiyetinin kalbinde daima genlik ryas ve
trajedi mahsul vardr. Kfnat'n Serveni, bu ryayla balar, trajik Gzel
lik'le s rama yapar. Bu, Coku ile Skunet'in bulumasnn / birlemesinin
srrdr -strap, hedefine Uyumlarn Uyumu'na ulaarak vasl olur. Bu Nihai
Hakikat' in hakiki / yakin tecrbesi, Genlik ve Trajedi'yle birlemesiyle bir
likte oluan Skunet duygusudur. Dnya, bu yolla, birbirinden farkl hadise
ler iin mmkn olan mkemmelliklere doru [giden yolda] ikna gcn ka
zanr.
indeks
-- --

Adem ile Havva: 1 76 duyu -s: 202, 277


ahlak: 19, 46, 82-89, 1 1 8, 325-329 duyu -s ve heyecan: 242-245
Bat uygarlnn - idealleri: 19 hissi olmayan - ve Hume: 204-
- temayller: 82 205
ekonomi ve - : 82-89 -sal fonksiyonlar: 202-203
Hristiyan -: 19, 46 ve bilin: 204
-1 dzen: 1 18 ve yaratclk: 203-204
-1 kodlar: 325-329 Almanya: 32-33, 39, 85
medeniyet fikri ve -1 kodlar: Otuz Yl Savalar ve -nn k
325-329 : 32-33, 85
akademi: 169 Alman liberalizmi: 39
Eflatun'un -si: 169 altn: 8 1
Akdeniz: 6-8, 16-17, 32, 34, 82, 91 Amerika: 24, 32-33, 5 1 , 65, 72, 252
dnyas: 17 Fransa'nn -ya etkisi: 32-33
ltalyan ehir devletleri: 6-8, 34 lngiltere'nin -ya etkis i : 32
ticaret yolu: 32, 82, 91 -n Devrimi: 5 1
ve kapitalizm: 6-8, 1 6- 1 7 - n genel hukuku: 72
v e Roma mparatorluu: 5 -7 -n l Sava: 24
Akhenaton: 56 -n zel hayat: 32
akl ( intelligence): 53-54, 76, 80, 165, -n pragmatizmi: 252
241, 252, 256-257 tarihi: 52
-c domatizm: 165 Anadolu: 86
alg: 202-206, 242-245, 277 Aquinas (Thomas): 25, 133
336 / i N DEKS

Andrian (Papa Vl.): 1 23 Bat - uygarl: 80-89


Araplar: 86 -da siyasi rgtlenme: 67-7 1
Aristo: 14, 63, 7 1 , 92, l l8, 1 2 1 , 133, felsefesi: 258
1 50-152, 1 6 1 - 1 63, 1 7 1 - 1 75, 252 Hristiyanlk ve -: 6-7
Bat uygarlnn kurucusu olarak lslam medeniyetinin -ya etkileri:
-: 1 62- 1 63 93-94
mant: 133, 1 50-1 52, 1 73 kltr: 6 1 , 65
-nun bilim ve felsefeye katks: modem - bilimi: 1 63
1 7 1 - 1 75 -nn kurucu fikirleri: 1 5-26
-nun yerekimi yasas: 1 6 1 -nn nfus art: 83-85
aristokrasi: 5 0 Otuz Yl Savalar ve - : 32-33, 85
Asquith: 3 8 , 39 Roma imparatorluu ve -: 4-9
astronomi: l l9, 1 2 1 uygarl: 6-9, 1 5-26, 6 1 , 80-89
aknlk: 327-332 .ve karanlk alar: 94
medeniyet fikri ve - : 327-332 ve arlman a: 84-89
Atlantik: 91 Avrupa uygarl: 6-9, 15-26, 6 1 , 80-94
ticareti: 9 l Bat -: 80-89
atom teorisi: 139 Bat - ve feodal sistem: 80-89
atomculuk: 1 38-142 -nn kayna olarak Orta Dou
Bat uygarlnn kayna olarak medeniyeti: 86-94
- : 138- 142 Babil: 90, 94
epik iir ve -: 1 4 1 - 142 Bacon (Francis) : 2 1 , 67
Hume'un -u: 1 4 1 - 142 barbarlk: 6-9, 16- 1 7, 105
modem bilim ve -: 138-142 Avrupa uygarl ve - : 6-9
ve Demokritos: 138-142 Hristiyanlk ve -: 6-7
ve Epikr: 1 38-142 olarak kapitalizm: 1 6 - 1 7
ve Grek dncesi: 138-142 Roma imparatorluu v e : 4-9 -

ve kozmoloji: 138-142 ve uyarlk: 6-9


ve Lucretius: 138-142 bar/skunet: 34, Drdnc Ksm, Be
ve Newton: 138- 142 inci Blm, pa.ssim.
Attila: 8 medeniyet fikri ve -: Drdnc
Augustine (Aziz): 25, 52, 7 1 , 1 20 Ksm, Beinci Blm, pa.ssim.
-ci ilk gnah dokmini: 52 Ortaa'da -: 34
ve Eflatun etkisi: 1 20 Bat uygarl: Birinci Ksm, ikinci B
Augustus ( mparaor): 9 1 , 92, 93 lm, pa.ssim., 3 1 , 49, 65, l l 7-1 1 8,
Aurelius ( Marcus): 1 7 138-148, 1 62-1 63
ve kurucu fikir: l 7 -nn ahlak idealleri: 1 9
Avrupa: 6-9, 1 5-26, 32-33, 6 1 , 65, 67-7 1 , -nn kaynaklar: 1 1 7 - l l 8 , 1 4 1 -
80-94, 1 63, 258 1 48
N DEKS / 337

-nn kayna olarak atomculuk: -sel yntem: 163


138- 142 ve felsefe: 1 1 8, kinci Ksm,
-nn kayna olarak Pozitivizm: nc Blm, passim.
1 4 1 - 148 ve metafizik: 45
-nn kurucusu olarak Aristo: bilin: 52, 53, 204 (ayrca bkz., uur)
162-163 sosyolojik deiim ve -: 52
-nda siyeset teorisi: 3 1 ve alg: 204
ve insan ruhu: Birinci Ksm, Binylclk ve Hristiyanlk: 3 7
kinci Blm, passim. bireyselcilik: 34-35, 37-38, 40, 44, 68, 7 1
ve kapitalizm: 16- 1 7 bireycilik: 37-38
beden: 65 bireysellik: 35
Bentham (Jeremy): 4 1 , 42, 43 bireyci liberalizm: 7 1
Beyaz Adam'n yk: 33 Periclesi - : 68
bilgi: 149, 201 rekabeti -: 40, 44
-nin eletirisi ve Leibnitz: 149 birlik duygusu ve Hristiyan ahlak: 96
Bizans: 7 1 , 93
bilim: 41 -45, 6 1 , 68, 94, 1 1 8, 1 22, 1 25-
hukuk okullar: 7 1
134, 1 42- 1 48, kinci
Ksm,
boluk fikri: 233-235
nc Blm, passim., 1 84
Bradley: 261 -263
Aristo'nun -e katks: 1 7 1 - 175
- in epistemolojisi: 261 -263
-cilik: 41
buhar ve demokrasi a: 6-8
-din atmas: 44
Budizm: 37, 1 53
Eflatun'un -e katks: 1 66- 1 75
ve dnya: 37
fizik -!er: 43
ve Hristiyanlk: 37
Grek-Msr'da - ve dnce r
Burke (Edmund): 21, 51
nesans: 61
Btn/lk fikri: nc Ksm nc
slam medeniyetinin -e katklar:
Blm, passim., 227-229
94
btn ve para ilikisi: 227-229
modem -: 42, 1 25-134
Calvin: 25, 57
modem Avrupa - i: 163 Cariyle: 58
modem -in douu: 12 7 - 134 cemaat: 66
modem -in kaynaklar: 127-134 Cennet: 36, 1 53
modem ..; ve Deizm: 12 7-134 Eflatun ve -: 36
modem - ve Pozitivizm: 1 27-134 Cicero: 14, 23, 6 1 , 74
modem - ve tabiat yasalar: 1 29 City: 5 1
pozitivist - : 142-148 Cizvit papazlar: 42
-sel dogmatizm: 165 Clement (skenderiyeli): 6, 20, 46
-sel kesinlik: 17 5 Comte (Auguste): 4 1 , 42, 43
-sel teori: 42 Constantine: 57
338 / i N D EK S

atma: 35-36, 37, 44 Kartezyen felsefe: 149, 2 1 4-215,


bilim-din -s: 44 23 1 , 250
rekabeti -: 37 -ca dalizm: 2 14-21 5

ve hayat: 35 v e fizik problemi: 149


in: 86, 88, 90 despot-kleler: 40
Dante (Allighrai): 34 devlet: 62, 63, 66-67, 67 71

Darwin (Charles): 40, 43 din - ilikisi: 62


Das Kapit.al (Marx): 39 -in gc: 67
deer: 80, 107-109 -in rol: 70
ekonomi-politik ve -: 107-109 kilise ve - : 68
ticari -: 80 modem siyaset felsefesi ve -: 67-
deiim: 60, 99- 1 13 71
sosyal - ve gelenek: 99- 1 13 Dicle: 93
sosyal - ve zaman lei: 104- dil: 252-253, 256-257
106 felsefe ve -: 252-253, 256-257
tarih ve -: 99-1 1 3 din: 17 -20, 24-26, 29, 33, 40-41 , 43, 44,
tarihsel sezgi ve -: 99- 1 13 47, 57, 62, 86, 1 8 1 - 1 83, 194-195
ve ngr: 1 1 0-1 1 1 Asya -!eri: 29
Deizm: 1 27 - 1 34 bilim atmas: 44
icbari yasa fikri ve -: 1 29 devlet ilikisi: 62
modem bilim ve -: 1 27- 134 Eflatun'un - fikri: 13, 17-20, 33, 43
dekadans: 97 felsefe ve -: 1 7-19, 4 1
delil: 252-253 insanlk - i : 4 1
felsefe ve - : 252-253 -in seklerlemesi: 24-26
demokrasi: 6-8, 2 1 -22, 24-26, 50 liberal -: 1 83
Eflatun ve - : 6 medeniyet ve -i ruh: 1 8 1 - 1 83,
Fransz dncesi ve -: 22 194- 1 95
ngiliz dncesi ve -: 2 1-22 Reformasyon ve -in andrlma
ve Reformasyon: 24-26 s: 24-26
ve Rnesans: 24-26 ve phecilik: 4 7
Democritos: 138-142 Dionysius: 34
ve atomculuk: 138-142 Disraeli: 38
denizcilik: 9 1 -94 Diyaloglar (Eflatun): 6, 58, 59, 1 20, 1 2 1 ,
Grek denizciler: 9 1 137
kadim medeniyetler ve -: 9 1 -94 dogmatizm: 1 64-165
Ortadoulu denizciler: 9 1 aklc -: 165
v e ticaret: 9 1 -94 bilimsel - : 165
Descartes: 67, 1 29, 149, 1 52, 199, 2 1 4- ve Hristiyanlk: 164-165
2 1 5, 23 1 , 250, 253 Doal Seim: 40
iNDEKS / 33 9

duyu(iar): 202, 242-245, 254, 277 7 5 , 76, 92, 95, 105, 1 1 1 , 1 20- 1 24,
algs: 243, 277 136-138, 146, 152, 1 53, 1 66-1 75,
algs ve heyecan: 242-245 1 89-192, 2 1 1 - 2 1 2 , 2 1 4-215, 227
Hume'un - doktrini: 254 Akademisi: 169
-sal alg: 202 -cu Eros: 75
dalizm: 2 14-2 1 5 -cu felsefe: 29, 36, 4 1 , 45
Descartes'ta - : 2 14-2 15 -cu-Hristiyan dnya tasavvuru:
Eflatun'da -: 2 14-21 5 36, 1 53
- e kar bakaldr: 2 14-2 1 5 -cu ruh doktrini: 2 1 1
Galileo'de -: 2 14-2 15 -culukta sosyal teori: 34
Hume'da -: 2 14-2 15 -da dalizm: 2 14-2 1 5
Newton'da -: 2 14-2 15 -un Augustine'e etkisi: 1 20
dnce: 1 2-19, 22-24, 26-28, 53-55, 58, -un bilim ve felsefeye katks:
6 1 , 63, 95, 1 1 7- 1 95 1 66- 1 75
denini -: 58, 63 -un demokrasi fikri: 6
dnme biimleri: 53 -un din fikri: 1 3 , 1 7 -20, 33, 43-
eletirel - : 55, 1 84 44
Grek-Msr'da bilim ve - rne -un Helenistik dnceye etkisi:
sans: 6 1 1 2 1 - 1 24
Grek -si: 1 2-19, 22-24, 26-28, -un Hristiyanlk zerindeki
1 1 7- 1 2 1 , 138-142, 166- 1 75 etkisi: 1 7- 1 9, 29, 36, 1 73, 1 89-
Grek -si ve atomculuk: 138-142 192
Helenik - ve ilerleme fikri: 1 1 7- -un insan ruhu fikri: 1 7, 33
121 -un kozmolojisi: 136-138
lslam v e Musevi - gelenei: 1 1 9 -un klelik fikri: 16
kadim -: 95 -un Tanr fikri: 13
kozmoloj ik - : 1 1 7-195 ve Cennet: 36
sekler felsefi - ve teolojinin de ve Kap teorisi: 152, 1 70, 2 1 1 -
eri: 146-148 2 1 2, 227
sistematik -: 55, 1 84 Yeni -culuk: 1 2 1 - 1 24
edebiyat: 55, 74-77, 105, 1 19 eitim: 50, 67-7 1 , 92
edebi hareketler: 75 modem siyaset felsefesi ve -: 67-
Gramer Okulu: 74, 1 1 9 71
gramer: 1 19 Ortaalarda - : 6 7
gramerciler: 1 19 retmenlik: 70
Latin -: 74, 105 Osmanl'da - sistemi: 92
zgrlk ve Rnesans -: 74-77 ekonomi(k): 6-8, 16-17, 7 1 , 76, 80-89,
Eflatun: 6, 13, 16, 1 7-20, 29, 33, 34, 36, 107-1 1 1
4 1 , 43-45, 47, 58, 59, 63, 7 1 , 74, -k adam: 107
340 / i N D E K S

-k kapitalizm: 6-8, 16- 1 7 Eski Ahit: 73


-k rgtlenme: 7 1 Essays on Truth and Reality: 260
-k tarih yorumu: 76 Evrim Teorisi: 40, 43
-k zihniyet: 1 10- 1 1 1 farkllk: 1 22, 132
medeniyet ve - : 80-89 Helenik ve helenistik zihniyet ve
-nin gelimesi: 82 temel : 1 22
-

politik ve deer: 107-109 Faydaclk: 4 1 -45, 8 1


ve ahlak: 82-89 ilkesi: 45
eletiri: 13, 32, 65, 1 83- 186 ve Pozitivizm: 4 1 -45
eletirel akl ve Hristiyanlk: felsefe: 6, Birinci Ksm, ikinci Blm,
1 83 - 1 86 passim., 29, 32, 33, 34, 36, 40-45,
eletirel dnce: 1 84 47, 57-59, 6 1 , 63-64, 67- 7 1 , 74-
Grek dncesi ve medeniyet 77, 92, 95, 105, 1 1 1 - 1 13, 1 18,
-si: 1 3 1 19, 1 20- 1 24, 1 26, 1 29, 133, 136-
Hume' un insan ruhu -si: 32 1 38, 1 4 1 - 142, 146, 1 48-153,
medeniyet -si: 1 3 ikinci Ksm, nc Blm, pas.
Endls: 97 sim., 1 84, 199, 204, 208-209, 2 1 1 -
endstriyel: 38, 52 2 1 2, 2 14-2 15, 227, 23 1 nc
klelik: 38 Ksm, Beinci Blm, passim.
zgrlk: 52 Alman -si: 254
rahatszlk: 38 Aristo -si: 14, 63, 7 1 , 92, 1 18,
enerji ak: 209 1 2 1 , 133, 1 50-152, 1 6 1 - 1 63, 1 7 1 -
entelektel(lik): 97, 1 18, 1 88-192 1 75, 252
metafizik ve - keif: 1 88-192 Aristo'nun -ye katks: 1 7 1 -1 75
olarak eytan: 1 1 8 Avrupa -si: 258
teknolojinin -lik zerindeki et Eflatuncu - : 6, 13, 1 6, 1 6-20, 29,
kisi: 97 33, 34, 36, 43-45, 47, 58, 59, 63,
teolojik dil ve - keif: 188- 1 92 7 1 , 7 75, 7 9 95, 105, 1 1 1 ,
epik iir ve atomculuk: 1 4 1 - 1 42 1 20-1 24, 136-138, 146, 152, 1 53,
Epikr: 1 3 1 , 138- 142 166- 1 75, 2 1 1 -2 1 2, 2 14-2 15, 227
ve atomculuk: 138-142 Eflatun'un -ye katks: 1 66- 1 75
epistemoloji: 1 4 1 , 261 -263 felsefi sezgi: 163
Bradley -si: 261 -263 Fransz -si: 22, 32, 67, 1 29, 148-
Erasmus: 5 7 1 52, 199, 2 14-2 1 5 , 23 1 , 250,
erdem: 4 7 , 53-54 252-253
erkek: 95, 96, 98 lngiliz -si: 2 1 , 32, 57, 1 84, 199
Eros: 75, 1 79, 225 sko -si: 32, 33, 40, 42-43, 1 26,
Eflatuncu - : 75 1 4 1 - 142, 199, 204, 208-209, 2 1 1 ,
eitlik: 1 5 2 14-215, 253-254, 257
i N DEKS / 3 4 1

Kartezyen - : 149, 2 14-2 1 5 , 23 1 , medeniyet -i ve aknlk: 327 -332


250 medeniyet -i ve metafizik: 31 1

modern - ve yanllklar: 254-256 318


siyaset -si: 64, 67-7 1 medeniyet - i v e uur: 303-305
sosyal -: 6 1 medeniyet -i ve yaratc ruh:
speklatif - : nc Ksm, 320-324
Beinci Blm, passim. medeniyet -i ve yenilik/genlik
Stoac -: 64, 7 1 , 77 ruhu: 322-324
ve bilim: 1 1 8, nc Blm, medeniyet -i ve yksek ama:
passim., 324-325
ve dil: 252-253, 256-257 resmetme - i: 206-207
ve din: 1 7-19, 41 serven - i : Drdnc Ksm,
ve medeniyet: 1 1 1 - 1 1 3 Drdnc Blm, passim.
Yeni Eflatunculuk -si: 1 2 1 - 1 24 toplum -i: 229-230
felsefi dnce: 146-148, nc Ksm, uyumsuzluk -i: 288-289
Birinci Blm, passim. yekparelik -i ve sosyal sistem:
sektiler - ve teolojinin deeri: 228-229
146-148 Filistin: 1 1 7, 1 18
felsefi yntem: nc Ksm, Beinci Firavunlar: 66
Blm, passim. fizik: 43-44, 149, 1 7 7 - 1 79, 209-2 10, 239
Felsefenin lkeleri ( Descartes): 1 29 Descartes ve - : 149
Fenikeliler: 9 1 modern - ve mekan doktrini: 1 78
feodal: 3 0 , 34, 6 7 , 80-89 modern - ve Newton: 177-179
-izm: 67 -sel bilimler: 43-44, 149, 209-21 0
sistem: 80-89 -sel kutupta grn v e gerek-
toplum: 30, 34, 67 lik: 239
fikir: 1 5-26, 206-207, 228-230, 233-235, Franklin (Benjamin): 32
Drdnc Ksm, kinci ve Dr Fransz Devrimi: 52, 61, 64
dnc Blm, passim. Fransz dncesi: 22, 32-33
boluk -i: 233-235 -nin Amerika'ya etkisi: 32-33
gzellik - i: Drdnc Ksm, zerindeki ngiliz etkisi: 3 2
ikinci Blm, passim. ve demokrasi: 22
hissetme -i: 207 Fransz siyaseti: 52
kurucu -: 15-26 Galileo: 67, 2 14-2 1 5
kusursuzluk -i: 287-288 -de dalizm: 2 14-2 1 5
medeniyet -i: Drdnc Ksm, Gandhi: 1 82
passim. gemi zaman tasavvuru: 2 1 7 -220
medeniyet -i ve ahlaki kodlar: gelecek zaman tasavvuru: 2 1 7-220
327-332 gelenek: 72, 99-1 1 3 , 1 19, 208-209
342 / i N D E K S

Hume'un - doktrini: os-o9 Grek dncesi: l -19, z-4, 6-S,


slam dnce -i: 1 19 1 1 7-1 2 1 , 138- 14, 166- 1 75
Musevi dnce -i: 1 1 9 -nde bilim ve felsefe: 166- 1 75
-sel sosyoloji doktrinleri: 106 ve atomculuk: 138-14
sosyal deiim ve -: 99- 1 13 ve harmani fikri: 168 175
genlik: 3-34 ve medeniyet eletirisi: 1 3
medeniyet fikri ve - ruhu: 3ZZ- g: 87
34
gkyz v e Tanr: 3 5
geometri: 1 54-155, 1 3
grn: nc Ksm, Drdnc B
kainatn - k dzeni: 13
lm, passim.
kliti : 1 54-155
-

ve fiziksel kutup: 39
gereklik: nc Ksm, Drdnc B
ve gereklik: nc Ksm,
lm, passim., 77, s
Drdnc Blm, passim.
kr - : s
trleri: 77 ve gereklik ayrm: 38-39
ve fiziksel kutup: 239 ve metafizik: 39-40
ve grn: nc Ksm, Dr ve zihinsel kutup: 38
dnc Blm, passim., g: 77.99
ve grn ayrm: 3S-39 ikna -: 77-99
ve metafizik: 39-40 kullanm: 77 -99
ve zihinsel kutup: 3S medeniyetler ve ikna -: 93-95
gezegenler ve Pozitivizm: 143-144 medeniyetler ve - kullanm: 93-
Gibbon: 5-7, 74 95
Gladstone: 3S, 39 gzellik: Drdnc Ksm, kinci ve
Gramer Okulu: 74, 1 9 nc Blm, passim.
gramer: 1 9
fikri: Drdnc Ksm, kinci B
gramerciler: 1 9
lm, passim.
Gregor (Papa, Byk): 9
tarifi: 84- 88
Grek(ler): 8-9, -8, 6 , 80, 9 1 , 94,
ve hakikat: Drdnc Ksm,
1 1 , 1 1 7 - 1 Z l , 138-14, 1 66- 1 75
nc Blm, passim.
bilim ve dnce rnesans: 6 1
ve ktlk: 90-93
denizciler: 9
ve kusursuzluk fikri: 87-S8
filozoflar: 80, 1 1 1
-!erde Tanr fikri: l - 1 7 ve sanat: Drdnc Ksm,
-!erde tarih fikri: 8-9 nc Blm, passim.
metafizii: 6-8 ve uyumsuzluk fikri: 88-89
uygarl: l Z- 1 9, ZZ-24, 6-8 ve ykclk: 90-93
uygarlnda kurucu fikir: zz.4 hafza: 68
ve klelik: 1 5 - 1 7 , z-6 hak: 7Z
i N DEKS / 343

hakikat: 279, Drdnc Ksm, nc Anglikan -: 24-26


Blm, passim. Eflatuncu - dnya tasavvuru: 36,
sembolik -: 279 1 53
ve gzellik: Drdnc Ksm, Eflatun'un - zerindeki etkisi:
nc Blm, passim. 1 7-19, 29, 36, 1 73 , 1 89-192
ve sanat: Drdnc Ksm, n Helenistik dnce ve - Kilisesi:
c Blm, passim. 119
Hamlet (Shakespeare): 60 -n kkeni olarak paganizm: 19-22
harmani: 166-175, 293-296 (ayrca bkz., -n ruh doktrini: 2 1 1 -2 1 2
uyum) -n siyaset felsefesi: 63
Grek dncesi ve - fikri: l 66- l 75 -n ykselii: 1 1 9
-nin temelleri: 293-296 idealleri: 6-8
ve matematik: 169- 174 lncil: 60, 97
hayat: 35 znik Konsili: 60
ve atma: 35 Katoliklik: 3 1 , 52, 67
ve rekabet: 35 kilise: 24-26, 3 1 -32, 34, 52, 57,
ve uyum: 35 60, 67-68, 88, 95, 1 19, 161
Hegel: 4 Kilisesi: 5 7, 1 1 9
Helen: 14, 6 1 , 63, 77, 1 1 7- 1 24 metafizik ve - : 1 88-192
-ik dnce ve ilerleme fikri: Metodist kilise: 24-26, 32
1 1 7- 1 2 1 Ortaa -: 36
-ik kltr: 1 4 , 6 1 , 63, 77, 1 1 7 Protestanlk: 5 7
121 sezgileri: 4 1
-ik v e - istik zihniyet v e temel siyasi rgtlenme arac olarak - :
farkllk: l 22 34
- istik dnce ve Eflatun'un Stoac -: 40
etkisi: 1 2 1 - 1 24 Quaker'lar: 26, 33, 42, 57
-istik dnce ve Hristiyan Roma -: 26
Kilisesi: l l 9 -ta kurucu fikir: 19-22
- izmin z: 1 1 9 -ta sosyal teori: 34
Yeni Eflatunculuk: 1 2 l - 1 24 teoloj isi: 62, 189-192
heyecan: 243 ve Binylclk: 37
duyu algs ve -: 243 ve Budizm: 3 7
Hristiyanlk: 6-8, l 7-26, 29, 3 1 -34, 36- ve dinin andrlmas: 24-26
37, 40-42, 46, 52, 57, 60, 62-63, ve domatizm: 1 64-165
67 -68, 88, 93, 95-97. 1 19, 1 53, ve eletirel akl: 1 83 - 1 86
161, 164- 165, 1 73, 1 83- 192, 2 1 1 - ve klelik: 22-24
212 ve seklerleme: 1 83-186
ahlak: 19, 46, 9 5 , 96 ve Tanr fikri: 1 7 - 1 9
3 44 / iN D E K S

ve tarih tasavvuru: 1 86-1 89 hmaniter ideal: Birinci Ksm, nc


ve teoloji: 1 83 - 1 86 Blm, passim.

Hindistan: 86, 88, 90 hmaniter hareket: 3 1 , 37, 56-60, 76


hissetme fikri: 207 ve Erasmus: 57
Hititler: 60 ve hogr: 56-60
Hollanda Devleti: 5 7 ve insan kardelii: 3 7
ve hogr: 57 ve Prometheus: 76
hogr: 56-60 ve kleliin kaldrlmas: 3 1
kadim medeniyetler ve - : 57 ibadet: 43
Msr medeniyeti ve -: 56, 57 brani(ler): 56, 80, 93
modem -nn kkeni: 57 peygamberler: 56, 80
-szlk: 5 7 ve Tanr: 93
v e paganizm: 5 9 icbari yasa fikri: 1 28- 1 3 1 , 137, 139
Yahudilik ve -: 56 icbari doktrin: 139
hukuk: 1 5 - 1 7 , 22-24, 29, 32, 41, 50, 5 1 , ve Deizm: 1 29
7 1 , 72, 94, 95 ve Tanr fikri: 128- 1 3 1
Amerikan genel -u: 72 igd: 53-54, 76
genel -: 32 ikin(iik): 1 27 - 1 28, 130, 2 1 2
-i rgtlenme: 95 doktrini: 130
Roma uygarlnda kurucu fikir yasa fikri: 1 2 7-128
olarak - : 1 5 - 1 7, 22-24 ideal: 42, 46-47
Roma ve Bizans - okullar: 7 1 insan: 42
sistemi: 94 -in gc: 47
Stoac - : 16, 4 1 , 5 1 -!er: 46
ve klelik: 1 6 idoller: 8 1
Hume ( David) : 3 2 , 3 3 , 40, 42-43, 1 26, ikna gc: 77-99
1 4 1 - 142, 199, 204-205, 208, 209, medeniyetler ve -: 95-98
21 l, 253-254, 257 ilahi inayet: 52
Pozitivizm ve -: 1 4 1 - 142 ilerleme: 30, 33, 4 1 , 47, 1 1 7 - 1 2 1
-un atomculuu: 1 4 1-142 Beyaz Adam'n misyonu olarak
-un duyu doktrini: 254 - : 33
-un gelenek doktrini: 208-209 Helenik dnce ve - fikri: 1 1 7

-un insan ruhu eletirisi: 32 121


-un klelikten nefret etmesi: 33 teknoloji v e -: 30
-un ruh doktrinini eletirsi: 40 ilk gnah doktrini: 42, 52
ve hissi olmayan alg: 204-205 ncil: 60, 97
Hunlar: 7, 8 ngiliz dncesi: 21 -22, 24-26, 32
Huxley: 33 -nde Bacon: 21
- in klelikten nefret etmesi: 33 -nin Fransa zerindeki etkisi: 32
iNDEKS / 345

-nde Locke: 2 1 sanayi devrimi: 6-8


-nde Newton: 2 1 izafilik: 49-50
v e demokrasi: 2 1 -22 mnferit -: 49-50
ve Reformasyon: 2 1 -22, 24-26 znik Konsili: 60
ngiliz liberalizmi: 38-39 James (William): 2 1 1 , 261
ngiliz siyaseti: 49-52 Jefferson (Thomas): 32
ve zgrlk: 49-52 Justinian (Roma mparatoru): 74
insan bedeni: 2 13-2 1 4 kadn(lar): 38, 95-99
insanlk dini: 4 1 -43 haklar: 95-99
insan kardelii: 3 7 hareketi: 38, 95-99
insan ruhu: Birinci Ksm, ikinci Blm, kadim dnce: 95
passim., 32, 33, 46, 23 1 kadim medeniyecler: 3-9, 14, 19, 30-3 1 ,
Eflatun'un - fikri: 17, 33 55, 56, 57, 60, 6 1 , 63, 66, 77, 86,
Hume'un - eletirisi: 32 88-94, 95-99, 1 1 7- 1 2 1 , 1 9 1
ve medeniyet fikri: 1 1 -28 Babil: 90, 94
ve tabiat: 1 2 in: 86, 88
istatistik fikri: 1 29 -de denizcilik: 9 1 -94
ipek Yolu: 90 -de kozmoloji: 1 1 7
ve kervan ticareti: 90 -de tarih fikri: 3-9
!sa-Mesih: 56, 105, 1 89, 1 9 1 -de teknoloji: 30-31
skandinav kaynamas: 8 7-89 Filistin: 1 1 7, 1 1 8
skender (Byk): 14, 6 1 , 7 1 , 93 Helenik kltr: 14, 6 1 , 63, 77,
skenderiye: 1 1 8, 1 19, 133 1 17-121
slam: 61, 90, 94, 1 1 9, 1 22, 130, 153 Hindistan: 86, 88
dnce gelenei: 1 19 Hitit: 60
-n ykselii: 1 19 Mezopotomya: 19, 60
ve Mslmanlar: 6 1 , 90, 94, 1 1 9, Msr: 14, 55, 56, 57, 60, 6 1 , 66,
130, 1 53 94, 1 1 7 1 1 8, 1 9 1
'
slam medeniyeti: 90, 93-94, 97 Orta Dou: 86-94
bilim ve -nin at r: 94 ve hogr: 57
Endls: 97 ve kadn haklar: 95-99
-nin Avrupa'ya etkileri: 93-94 ve ticaret: 89-94
-nin yaratcl: 93-94 Yunanistan: 1 1 7, 1 18
isyanlar: 85 kainat: 13, 29, 33, 37, 58, 89, 1 92-193,
nfus art ve -: 85 213, 215, 223-226, 232
iiler: 38-39 -n Eros'u: 13
-in sefaleti: 38 - n geometrik dzeni: 2 1 3
talyan ehir devlecleri: 6-8, 34 - n ileyii: 223-225
buhar ve demokrasi a: 6-8 -n yasalar: 3 7
346 / i N DE K S

ilahi despot olarak -: 29 siyasi rgtlenme arac olarak -: 34


insann -taki konumu: 33 ve devlet: 68
kleci) -: 29 ve dinin andrlmas: 24-26
metafizik ve -: 225-226 kiilik: bkz. ahsiyet
Protestan teolojisi ve - tasavvu koordinasyon: 34, 39
ru: 192-193 Ortaa'da -: 34
ve nedensellik: 223-225 Konstantin: 67, 93
Kant (lmmanuel): 254, 330 Konstantin a: 67
-n veri yaklam: 254 kozmoloj i: 13-15, kinci Ksm, prusim.
Kap teorisi ve Eflatun: 1 52, 1 70, 2 1 1 Eflatun'un -si: 136-138
2 1 2, 227 -k dnce: 1 1 7-195
kapitalizm: 6-8, 1 6 - 1 7 , 75 kadim ve modem -ler: 1 1 7
barbarlk olarak -: 1 6- 17 Leibnitz'in -si: 148- 152
Ortaa -si: 176
- in kayna olarak Roma uygarl
ve atomculuk: 138-142
: 1 6
ve metafizik: 1 3 - 1 5
Romal kapitalistler: 7 5
klelik: 1 5 - 1 7 , 22-26, 29-3 1 , 3 8 , 40, 4 2
uygarlk olarak -: 1 7
despot-kleler: 40
karanlk a ve Avrupa: 94
Eflatun'un - fikri: 1 6
Kara lm: 85
endstriyel -: 3 8
Kartezyen: 1 49, 2 1 4-21 5 , 23 1 , 250
Greklerde -: 1 5 - 1 7, 22-26
dalizm: 2 14-2 1 5
Hristiyanlk ve - : 22-24
felsefe: 250
hukuk ve -: 1 6
insan ruhu: 23 1
-in kaldrlmas ve modernlik:
Katoliklik: 3 1 , 52, 67, 88
29-3 1
Kyamet Gn: 301
kleci! kainat: 29
kimya yasalar: 46-47 Roma mparatorluu ve -: 1 5 - 1 7
kilise: 24-26, 3 1 -34, 42, 52, 57, 60, 67- teknoloji v e -: 30-3 1
68, 88, 95, 1 19, 1 6 1 ve feodal toplum: 30
Anglikan -si: 24-26 ve Grek uygarlnn k: 22
Hristiyan -si: 57 24
lznik Konsili: 60 ve zgrlk: 1 5 - 1 7, 22-26
Katolik -: 3 1 , 52, 67, 88 kle ticareti: 30
Metodist kilise: 24-26, 32 kle toplumu: 15-1 7, 22-26, 29-3 1
-nin gc: 67 ktlk: 290-293
zgrlk olarak -; 67 gzellik ve - : 290-293
Protestanlk: 57 ykclk: 290-293
Quaker'lar: 26, 33, 42, 57 kurucu fikir: 15-26
Roma -si: 26, 1 6 1 Aurelius ve -: 1 6 - 1 7
i N DEKS / 347

Avrupa uygarlnda - ler: 1 5-26 madde doktrini: 138


Grek uygarlnda -: 22-24 Mahometanism: 1 19, 122
Hristiyanlkta -: 1 9-22 Makyavel: 36
medeniyetlerde -: 1 5-26 Malthus: 32, 40, 83-89
modernlikte -: 24-26 -u doktrin: 40
olarak hukuk: 1 5- 1 7 , 22-24 -u nfus yasas: 83-89
olarak Rnesans: 24-26 sosyal teori ve -u yasa: 83-89
Roma uygarlnda -: 1 5 - 1 7 -un demir yasas: 32
kusursuzluk: 287-288 Marx (Kari): 39
gzellik ve - fikri: 287-288 matematik: 94, 1 19, 1 54-155, 169- 1 74
kltr: 14, 60-61 , 63, 65, 77, 1 1 7- 1 2 1 geometri: 154- 1 55
Avrupa - : 6 1 , 65 hannoni ve - : 1 69-1 74
Helenik -: 14, 6 1 , 63, 77, 1 1 7- medeniyet: 1 1 -26, 3 1 , 55, 56, 57, 60-61 ,
121 64, 66, 79-99, 1 1 1 - 1 13, 1 1 7, 1 18,
Lamarck: 40 1 25-1 26, 1 6 1 , 1 8 1 - 1 83, 1 86, 1 9 1 ,
Latin edebiyat: 74, 105 1 94- 195, Drdnc Ksm,
Leibnitz: 67, 148- 152, 201 , 264 passim.
-in felsefesi: 148-1 5 2 in -i: 90
-in kozmolojisi: 1 48- 1 5 2 eletirisi: 1 3
monad(lar): 1 5 1 , 201 , 264 eletirisi v e Grek dncesi: 1 3
ve bilginin eletirisi: 149 eletirisi v e Yahudilik: 13
Leo ( Papa X.): 1 23 felsefe ve - : 1 1 1 - 1 13
liberal(lik): 37-40, 7 1 , 1 83 fikri: 1 86, Drdnc Ksm,
Alman -izmi: 39 passim.
bireyci -izm: 7 1 fikri ve ahlaki kodlar: 327-332
din: 183 fikri ve aknlk: 327-332
doktrinlerin zaferi: 37-38 fikri ve metafizik: 3 1 1 3 1 8
-izm: 37, 40 fikri ve uur: 303-305
radikaller ve -ler: 38 fikri ve yaratc ruh: 320-324
sanayi toplumu ve -izm: 38-39 fikri ve yenilik/genlik ruhu:
siyasi -izm: 37 322-324
lonca: 67 fikri ve yksek ama: 324-325
Londra: 51 -in birlii: 3 1
Locke (John): 21, 32, 57, 184, 199, 2 1 5 -in douu: 64, 1 25 - 1 26
Lucretius: 61 , 138- 1 42, 201 -in kaynaklar: 1 25 - 1 26
ve atomculuk: 138-142 -in kurucu unsurlar: 194-195
Luther (Martin): 25, 57, 1 23, 1 6 1 slam -i: 90, 93-94
Macaulay: 4 -!erde ticaretin rol: 79-99
Macbeth (Shakespeare): 60 -!erin ykseli ve kleri: 79.99
348 / i N DEKS

-ler ve kurucu fikir: 15-26 metafizik: 13-15, 26-28, 41-42, 44-45,


medeni toplum: 79 184, 1 88-192, 225-226, 239-240,
Msr -i: 14, 55, 56, 57, 60, 6 1 , 3 1 1 -3 1 8
66, 94, 1 1 7, 1 1 8, 1 9 1 bilim v e -: 45
Ortaa -inin kkeni: 60 Grek -i: 26-28
Orta Dou - i: 86-94 ilke: 3 1 1
tanmlar: 1 1 - 1 3 medeniyet fikri ve -: 3 1 1 - 3 1 8
v e bar/skunet: Drdnc Msr medeniyetinde -: 14
Ksm, Beinci Blm, passim. Pozitivizm ve -: 41-42
ve dini ruh: 1 8 1 - 1 83, 194- 1 95 -te grn ve gereklik: 239-240
ve ekonomi: 80-99 ve entelektel keif: 1 88- 1 92
ve grev fikri: 1 2 ve Hristiyanlk: 188- 1 92
ve g kullanm: 95-98 ve kainat: 225-226
ve gzellik fikri: 12, Drdnc ve kozmoloj i: 13-15
Ksm, ikinci ve nc Blm, ve Protestan teolojisi: 1 88-192
passim. ve teoloji: 1 88-192
ve hakikat: Drdnc Ksm, Mezopotamya: 19, 60
Birinci Blm, passim. Msr medeniyeti: 14, 55, 56, 57, 60, 6 1 ,
ve ikna gc: 95-98 66, 94, 1 1 7, 1 1 8, 1 9 1
ve insan tipleri: 66 erken - : 1 9 1
ve merak: 1 6 1 Firavunlar: 66
v e paganizm: 1 2 -nde bilim ve dnce rnesans:
v e pagan dnce: 1 2 - 1 7 61
v e sanat: Drdnc Ksm, ikinci -nde metafizik: 14
ve nc Blm, passim. ve hogr: 56, 57
ve serven: Drdnc Ksm, mistik din: 37
Drdnc Blm, passim. mit: 146, 1 76
ve Tanr fikri: 1 2- 1 9 Adem ile Havva -i: 1 76
v e ticari deerler: 80-99 modem: 29-3 1, 42, 57, 64, 66-7 1 , 75, 1 1 7,
ve zaman fikri: 1 1- 1 2 1 27- 134, 1 63, 177-179, 253-256
v e zanaat: 66 Avrupa bilimi: 1 63
ve ziraat/tarm: 1 25 - 1 26 bilimin kurucusu olarak Newton:
mekan: 1 78, 2 1 2-213 177- 1 79
modem fizik ve - doktrini: 1 78 felsefenin yanllklar: 254-256
zaman ve -: 2 1 2- 2 1 3 fizik ve mekan doktrini: 178
Mendel (Abbot): 40 fizik ve Newton: 1 77 - 1 79
merak: 97, 160- 1 6 1 hogrnn kkeni: 5 7
duygusu: 1 60 kozmoloji: 1 1 7
medeniyet ve -: 161 siyaset felsefesi: 64,. 67-71
iN DEKS / 349

-lerin subjektif yaklam: 253 modem fizik ve -: 1 77 - 1 79


ticaret: 75 ve atomculuk: 138-142
toplum: 29-3 1 , 66 ve Tanr: 139
zanaatkar: 7 1 nfus: 83-89
modem bilim: 42, 1 27-134, 138-142 art: 83
-in douu: 1 27-134 art ve isyanlar: 85
- in kaynaklar: 1 27- 1 34 Avrupa'da - art: 83-85
ve Deizm: 1 2 7- 134 Malthusu - yasas: 83-89
ve kozmoloji: 138-142 oligari: 50
ve Pozitivizm: 127-134 Ortaa: 34-35, 6 1 , 66, 67-7 1 , 85, 1 76
ve tabiat yasalar: 1 29 bir sefalet dnemi olarak -: 85
modernlik: 22-26, 29-3 1 , 132, 133 -da Avrupa'nn durumu: 34
-in kayna olarak Rnesans: 24 -da bar: 34
26 -da feodal sistem: 34
modemler: 132, 133 -da koordinasyon: 34
paganizm olarak - : 22-24 -da siyasi rgtlenme: 34
-te kurucu fikir: 24-26 -da sosyal teori: 34
ve dinin andrlmas: 24-26 kozmolojisi: 1 76
ve kleliin kaldrlmas: 29-3 1 -!arn k ve zel hayat: 35
monad(lar): 1 5 1 , 201 , 264 -larn k ve rekabet: 35
Tanr ve -: 1 5 1 -!arda eitim: 67-71
st -: 264 medeniyetinin kkeni: 61
monoteizm: 13 7 zihniyeti: 35
Sami - i: 137 Orta Dou: 86-94
muhafazakarlar: 38 Avrupa uygarlnn kayna ola
Musevi(ler): 56, 1 19, 1 22, 1 48 rak -: 86-94
dnce gelenei: 1 19 kadim medeniyetler ve - : 88
peygamberler: 56,. 148 -lu denizciler: 9 1
mutlaklk: 49-50 medeniyeti: 86-94
mnferit -: 49-50 Oxford niversitesi: 1 73
Mslman(lar): 6 1 , 90,' 94, 1 1 9, 130, 153 otorite: 70 7 1
- fatihler: 1 1 9. Otuz Yl Savalar: 32-33, 85
Newton (Isaac): 2 1 , 32, 4 1 , 97, 1 29, 132, ve Almanya'nn k: 32-33
138-142, 148, 149, 152, 1 77-1 79, klit: 1 1 9, 1 54-1 55
2 14-21 5 , 252 -i geometri: 1 54-155
-cu tabiat sistemi: 1 77 ngr: 106, 1 1 0- 1 1 1
-da dalizm: 2 14-21 5 deiim ve - : 1 1 0- 1 1 1
modem bilimin kurucusu olarak rgtlenme: 34, 67- 7 1 , 95
-: 1 77 - 1 79 ekonomik - : 7 1
350 / iN DEKS

hukuki -: 95 Pericles: 14, 58, 63, 68


siyasi -: 34, 67- 7 1 -i bireyselcilik: 68
zel hayat: 3 2 , 3 5 -i ideal: 58
Amerikan -: 32 Psychology (W. James): 261
ngiliz -: 32 plastisite: 89
Ortaalarn k ve - : 35 Pliny: 74
zel mlkiyet: 72 Pozitivizm: 4 1 -45, 127-134, 1 4 1 -148
zgrlk: 1 5 - 1 7, 22-26, 29, 38, Birinci Bat uygarlnn kayna olarak
Ksm, Drdnc Blm, passim., -: 1 4 1 - 148
52, 56, 58, 60, 63, 64, 66-67, 74- modem bilim ve -: 127- 134,
77 1 42- 148
deruni dnce -: 63 pozitivist bilim: 142-1 48
endstriyel -: 52 pozitivist doktrin: 142-148
fikri: Birinci Ksm, Drdnc ve Faydaclk: 4 1 -45
Blm, passim.
ve gezegenler: 143- 144
olarak kilise: 67
ve Hume: 1 4 1 -1 42
problemi: 60
ve metafizik: 41 -42
-n kefi: 56
ve tabiat yasas: 130- 1 34
-n teekkl: 58
pragmatizm: 252
ve eitlik: 15
Amerikan - i: 252
ve ngiliz siyaseti: 49-52
Principia Matlematica (Newton): 132, 156
ve klelik: 1 5 - 1 7, 22-26
Process and Rea!iy (Whitehead): 242, 245
ve Rnesans edebiyat: 74 77
Prometheus: 76
zne-nesne ilikisi: 199-2 1 5
Protestanlk: 2 1 -26, 57, 68, 1 88-193
paganizm: 1 2 - 1 7, 19-24, 59
demokrasi ve -: 26
Hristiyanln kkeni olarak -:
ngiliz dncesi ve - : 2 1 -22, 24-
19-22
olarak modernlik: 22-24 26
ve hogr: 59 Reformasyon: 2 1 -22, 24-26
pagan dnce: 1 2- 1 7 teolojisi ve kainat tasavvuru:
panteizm: 13 7 1 92-193
papalk: 68, 92, 1 23 teolojisi ve metafizik: 1 88-192
Papa Byk Gregory: 92 ve Anglikan kilisesi: 24-26
Papa Vl. Andrian: 1 23 ve dinin seklerlemesi: 24-26
Papa X: Leo: 1 23 Quaker'lar: 26, 33, 42, 57, 200, 204
para: 8 1 radikaller ve liberaller: 38
para ve btn ilikisi: 227-229 Reformasyon: 2 1 -22, 24-26, ikinci Ksm,
Pavlus (Aziz): 62, 187 Drdnc Blm, passim.
Paine (Thomas): 33, 42 demokrasi ve - : 26
I N DEKS / 35 1

ngiliz dncesi ve -: 2 1 -22, 24- ruh: Birinci Ksm, ikinci Blm, passim. ,
26 32, 40, 58, 1 7_9, 1 8 1 -183, 194-
ve Anglikan kilisesi: 24-26 1 95, 2 1 1 , 320-324
ve dinin andrlmas: 24-26 cevher nosyonu: 2 1 1
yeni -: kinci Ksm, Drdnc Eflatuncu - doktrini: 2 1 1
Blm, passim. Hristiyan - doktrini: 2 1 1
rekabet: 35, 37-38, 40, 44 Hume'un - doktrini eletirisi: 40
-i bireycilik: 40 Hume'un insan -u eletirisi: 32
-i atma: 37 insan -u: Birinci Ksm, ikinci
-e dayal toplum: 38, 44 Blm, passim.
Ortaalarn k ve -: 35 medeniyet fikri ve yaratc - :
uluslararas -: 35 320-324
ve hayat: 35 medeniyet fikri ve yenilik/gen
Republic (Devlet [Eflatun]): 58 lik -u: 322-324
resmetme fikri: 206-207 medeniyet ve dini -: 1 8 1 - 183,
romans'lar: 36 194-195
Roma imparatorluu: 5-7, 14-17, 22-24, tabiatn -u: 12
34, 4 1 , 5 1 , 60, 62, 63, 67-68, 88, rutin: 102, 103
9 1 , 92, 95, 1 19 ve sosyal sistem: 102
Augustus ( imparator): 9 1 , 92 Saf Akln Eletirisi (Kant): 330
Gibbon'n - tarihi: 5-7 Sami(ler): 1 1 8, 137
Kutsal -: 88 monoteizmi: 13 7
-nun k: 92 sanat: Drdnc Ksm, nc Blm,
Sezar (Julies): 14, 9 1 passim.
ve eitim sistemi: 92 ve gzellik: Drdnc Ksm,
ve Stoac hukukular: 41 nc Blm, passim.
Romal kapitalistler: 75 ve hakikat: Drdnc Ksm,
Roma uygarl: 5-7, 1 5 - 1 7 , 22-24, 71 nc Blm, passim.
kapitalizmin kayna olarak - : 16 ve uur: 302-303
-nda kurucu fikir: 1 5 - 1 7, 22-24 sanayi devrimi: 6-8, 39
-nda kurucu fikir olarak hukuk: buhar ve demokrasi a: 6-8
1 5 - 1 7, 22-24 talyan ehir devletleri: 6-8
Roma hukuk okullar: 7 1 sanayi toplumu: 38-39
v e Stoac hukuk: 1 6 Sebe Melikesi: 60
Rnesans: 6-8, 24-26, 34, 36, 67, 74-77, sefalet dnemi: 85
85 bir - olarak Ortaa ve Rne
bir sefalet dnemi olarak -: 85 sans: 85
kurucu fikir olarak -: 24-26 sekler(leme): 24-26, 67, 146-148, 1 83-
zgrlk ve -:- edebiyat: 74 77 1 86
3 5 2 / i N DEKS

felsefi dnce ve teolojinin de Malthusu nfus yasas ve -: 83-


eri: 146-148 89
Hristiyanlk ve -leme: 1 83-186 sosyal deiim ve gelenek: 99- 1 1 3
lonca ve niversite: 67 sosyal deiim v e zaman lei:
Protestanlk ve dinin -lemesi: 104-106
24-26 ve bilin: 52
sembol: 279 sosyoloji doktrinleri: 1 06
- ik hakikat: 279 sosyal felsefe: 6 1
serven: Drdnc Ksm, Drdnc B sosyal gelenek: 99- 1 13
lm, passim. ve deiim: 104-1 06
fikri: Drdnc Ksm, Drdnc sosyal sistem: 73, 89, 1 02, 228-229
Blm, passim. rutin ve -: 1 02
Sezar (Julies): 14, 9 1 ve yekparelik fikri: 228-229
Shaftesbury (Lord): 38 sosyal teori: 34, 83-89, 104-106
snf: 39, 5 1 Eflatunculuk'ta -: 34
sava: 39 Hristiyanlk'ta - : 34
zihniyeti: 5 1 Ortaa'da - : 34
sistematik dnce ve uygarlk: 1 84 ve Malthusu yasa: 83-89
sistematik teoloji: 1 84 smr: 42
siyaset: 3 1 , 34, 55, 64, 67-7 1 , 257 szlemeye dayal toplum: 72 73
Bat uygarlnda - teorisi: 3 1 speklatif felsefe: nc Ksm, Beinci
felsefesi: 64, 67 7 1
Blm, passim.
modem - felsefesi v e devlet: 67- Stoac(lar): 1 6, 40-41 , 5 1 , 64, 7 1 , 77
71 -c felsefe: 64, 7 1 , 77
modem - felsefesi v e eitim: 67 Hristiyan dnce: 40
71 hukuk ve Roma uygarl: 1 6, 4 1 ,
modem - felsefesi ve niversite: 51
67-71 Sleyman (Hz): 60
siyasi rgtlenme: 34, 67-7 1 srpriz: 55
arac olarak kilise: 34 ahsiyet: 2 1 l
modem siyaset felsefesi ve - : 67- am: 97
71 arlman a ve Avrupa: 84-89
Skolastikler: 132 ehir: 88, 1 08
Smith (Adam): 32, 107-109 Orta Dou ve - : 88
ekonomi-politik ve -: 1 07 - 1 09 ehir-devletleri: 6-8, 34, 58
Socrates: 58, 62, 1 20 ltalyan -: 6-8, 34
Solomon: 97 eytan: 1 18
Sophist (Eflatun): 1 66, 25 l, 258 entelektel olarak - : 1 l 8
sosyolojik deiim: 52, 83-89, 99- 1 13 imdiki zaman tasavvuru: 220-222
iN DEKS / 3 5 3

uur: 302-305 (ayrca bkz., bilin) Gibbon'n -: 5-7


sanat ve -: 302-303 Greklerde -: 8-9
medeniyet fikri ve -: 303-30S Hegel'in -: 4
phecilik: 47, S9 Hristiyan idealleri ve -: 6-8
tabiat: 1 2 , 3S, 42, 45, 46, 64, 89, 92, 1 1 7- kadim medeniyetlerde - : 8-9
134, 148, 1 77, 2 1 0 modernlik ve -: 6-8
ikin yasa fikri: 1 2 7-128 Tatarlar: 86
ilahi -: 148 tecrbe: 199, 23 1
inorganik -: 92 seriyal -: 231
kanunlar: 4S, 1 1 7-134 teknoloji: 30-3 1 , 49, 55, 82, 86, 97
modem bilim ve - kanunlar: 1 29 kadim medeniyetlerde - : 30
Newtoncu - sistemi: 1 77 -nin entelektellik zerindeki
Pozitivist - yasas: 130-134 etkisi: 97
Stoac -: 64 ve ilerleme: 30
zihin ve -n mukayesesi: 2 1 0 ve klelik: 30-3 1
Tanr: 1 2- 19, 3S, 1 1 8, 1 28- 1 3 1 , 137, 139, teoloji: 1 19, 146-148, 1 83 - 86, 88- 93
148, s , 1 90, 9 Hristiyanlk ve -: 1 83 - 1 86, 1 89-
kavram: 9 1 192
monoteist -: 37 -k dil ve entelektel keif: 1 88-
Newton ve -: 139 192
-nn dnya ile ilikisi: 190 metafizik ve -: 1 88-192
panteizm ve -: 1 3 7 Protestan -si ve kainat tasavvu
v e gkyz: 3S ru: 1 92-193

ve monad: s Protestan -si ve metafizik: 188-192


Tanr fikri: 2-19, 3 S , 8, 1 28- 1 3 1 sekler felsefi dnce ve -nin
Eflatun'un -: 1 3 deeri: 146-148
Greklerde -: 2 - 1 7 sistematik -: 1 84
Hristiyanlkta - : 1 7- 1 9 Thucydides: 58
icbari yasa v e -: 1 28- 1 3 1 tp: 6S, 1 19
tarih: 3-9, 76, 99- 1 13, 186- 189 ticaret: 30-32, 35, 44, 7S, 79-99, 1 10-1 1 1
ekonomik - yorumu: 76 Akdeniz - yolu: 32, 82, 9 1
Hrisityanlk ve - tasavvuru: 186- Atlantik - i: 9 1
189 denizcilik ve - : 9 1 -94
-i ngri.i: 99- 1 0 1 , 1 10-1 1 1 ipek Yolu ve kervan - i: 90
-i sezgi ve deiim: 99- 1 13 kadim medeniyetler ve -: 89-94
pr -: 4 kle -i: 30
ve deiim: 99- 1 1 3 medeniyetlerde -in rol: 79.99
tarih fikri: 3-9 modem -: 7S
Bat uygarlnda -: 3-9 rekabeti - toplumu: 44
3 5 4 / i N DE K S

teorisi: 3 5 ve medeniyet eletirisi: 13


ticari deerler v e medeniyet: 80- yaratc(lk): 203-204, 320-324
99 alg ve -lk: 203-204
ticari/ekonomik zihniyet: 1 10- 1 1 1 medeniyet fikri ve - ruh: 320-324
Timaeu.s (Eflatun): 137, 1 66, 1 72, 2 1 2 yaratl hiyerarisi: 33
toplum: 1 5 - 1 7 , 22-26, 29-3 1 , 34, 37-39, yenilik: 322-324
44, 46-47, 52, 52, 72-73, 79, 229- medeniyet fikri ve - ruhu: 322-324
230 Yasalar (Eflatun): 1 2 1 , 1 66
feodal : 30, 34
- yasa fikri: 1 24-134, 1 27-13 1 , 1 3 7
fikri: 229-230 icbari - : 1 28-1 3 1 , 137
gelenee dayal -: 72 ikin - : 1 27 - 1 28
kle -u: 1 5 - 1 7 , 22-26, 29-31 yorum/lama olarak -: 1 27
medeni -: 79 yazl tarih: 53
modem -: 29-3 1 yekparelik fikri ve sosyal sistem: 228-229
rekabete dayal -: 37-38, 44 yenilik: 108
-sal tarih: 52 Yerekimi Kanunu: 44, 1 29, 1 6 1
sanayi -u: 38-39 Aristo'nun -: 1 6 1
szlemeye dayal -: 72-73 ykclk: 290-293
Treatise (Hume): 146, 253 ve gzellik: 290-293
Tuleytala: 97 yorum/lama: 1 2 7
Tuna Nehri: 92 olarak yasa fikri: 12 7
tmevarm: l 99 yksek ama: 324-325
Trkler: 6 1 medeniyet fikri ve -: 324-325
Trlerin Kkeni (Darwin): 40, 43 zaman: 1 1 -1 2, 1 04-106, 2 1 2-213, n
uyum: 35-36, 3 7 , 288-289, 293-296 (ayr c Ksm, ikinci Blm, passim.
ca bkz., harmani) medeniyetlerde - fikri: 1 1 - 1 2
iyimser - doktrini: 3 7 sosyal deiim ve - lei: I.04 l 06
-suzluk fikri v e gzellik: 288-289 tasavvuru: nc Ksm, lkinci
temelleri: 293-296 Blm, passim.
ve hayat: 35 ve mekan: 2 1 2-213
niversite: 50, 67-7 1 zanaat/kar: 66, 7 1
modem siyaset felsefesi ve -: 67- Zeus: 256-257
71 ziraat/tarm: 66, 1 25 - 1 26
sektiler lonca ve -: 67 -n douu: 1 26
veba salgn: 85, 1 05 medeniyet ve -: 66, 1 25- 1 26
da Vinci (Leonardo) : 68 zihin: 2 10, 238
Virgil: 23, 6 1 -sel kutupta grn ve gerek
Yahudiler: 1 4 lik: 238
Yahudilik: 1 3 , 56 ve tabiatn mukayesesi: 2 1 0
ve hogr: 56 zihniyet: 66, 240

You might also like