You are on page 1of 201

dnme biimleri

Dnm e Biimleri Whiteheadin dncesinin te


melini, btn ve dolaysyla insann varolusal haki
katini kavrama kaygsnn bir rn olarak medeniyet
fikri oluturur. Btn kavranlamad zaman, her e
yin paralanma ve insanln, kendi yok oluunu ha
zrlayan bit izflikler kaosuna srklenme tehlikesi
zuhr edebilir. Bat dncesi, postmodern ada bu
tr bir amazla kar karyadr. Whitehead, bu kita
bnda, insanln temel varolu ve hakikat sorunlar
n dnme biimleri zerinde nefes kesici bir dn
me biimi rnei ortaya koyuyor.

Alfred N orth Whitehead amzn en byk d


nrlerinden. Cambridge Eflatuncularndan. Camb
ridge, Londra, Harvad ve Yale niversitelerinde ma
tematik felsefesi, geometri, cebir ve felsefe dersleri
verdi. Russellla birlikte Principia Mathenaticay yaz
d. Dier baz eserleri: The Principle of Relativity, The
Concept of Nature, Science and Modem World, Process
and Reality.

Y u su f Kaplan Yazar, evirmen, iletiimbilimci. Bilgi


niversitesinde 10 yl lisans ve lisanst dzeyinde,
dnya sinemas, film teorileri, sosyal ve kltrel teori
ve dnce tarihi dersleri verdi. Medeniyet fikri, n
c kuak, iletiim felsefesi, film felsefesi zerinde al
yor.


K LLYA T YA YIN LA RI
the modes of thought the macmillan, new york, 1938
dnme biimleri stanbul 2011
ara/c metinler: 0012 dnce 008 / ada bat dncesi 05 / whitehead klliyat 02
yazar alfred north whitehead
tiirkesi yusuf kaplan

genel yayn ynetmeni yusuf kaplan


kapak tasarm nans ajans
i tasarm mrettibhane
baski'Cilt stanbul matbaaclk prodksiyon yay. san. tic. ltd. ti.
gmsy cad. k san. sit. blok no: 21
topkap/zeytinbumu/istanbul
tel: 212 -482 51 66

K LLYAT Y A Y IN L A R I,bir nsan Yaynlan kuruluudur.

isbn 978-605-5976-14-9
yaync sertifika no 12381
birinci bask eyll 2011

K LLY A T Y A Y IN LA R I
mehmet akif caddesi
kestane sok. no: 1 gngren/stanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 54 62 07
www.kulUyatyayifllaii.com.tr - kulliyat@kulllyatyaylnlari.com.tr
DNME BMLER

-------

Alfred North Whitehead

Tiirkesi
Yusuf Kaplan

k l l i y a t y a y i n l a r i 00018
KLLYAT MANFESTO
------

aklak iki yzyldr, kkl bir medeniyet buhran yayoruz. Tarihimizde yaad
Y mz bu ikinci medeniyet buhran, sarsc bir fetret dneminin zuhur etmesine
yol at.
Mool stils, Hal Saldrlar ve Endls M edeniyetinin kmesinden sonra ya
admz birinci medeniyet buhran, temelde siyas bir buhrand, bir fetret dnemine
dnmemiti. Bu buhran, insanlk tarihinin, Asya, Afrika ve Avrupadan oluan
merkez corafyasndaki btn medeniyet geleneklerinin zerine oturarak, hem bun
lardan yararlanan, hem de akdev, fikr ve siyas btnleme gerekletiren Osmanl
tecrbesiyle rettiimiz ok ynl cevapla atk.
Rnesans ve Reformasyonla balayan modern / sekler Bat uygarlnn gelitir
dii meydan okuma, dnyada btn medeniyetlere kar ykc bir saldr retmi,
Toynbee'nin deyiiyle, asr iinde, mevcut 26 medeniyetten 16sn yok etmi,
9 unu ise fosilletirmiti.
iki yzyldr yaadmz ikinci medeniyet buhran, epistemolojik ve ontolojik bir
kopu ve ift ynl bir temasszlk dourdu: Hem slmla, hem de dier dnyalarla si-
mlatif / s ve sahte ilikiler kurmamza yol at.
Sekler Bat uygarlnn gelitirdii meydan okuma, Asya, Afrika ve Amerika k
talarnn yryn durdurdu; baz kadm medeniyet tecrbelerini tarihten sildi; ba
zlarn fosilletirdi ya da Japon ve in tecrbelerinde gzlemlediimiz gibi, neo-libe-
ral ve neo-sekler meydan okumayla mutasyona uratt.
Islm medeniyeti, Toynbeenin yerinde tanmlamasyla, Osm anlnn durdurul-
masyla birlikte, tarihin yaplmasnda zne rol oynama konumunu yitirdi; ilim, fikir
ve sanat geleneklerini yeniden-retemez ve gelitiremez hle geldi.
KLLYAT MANFESTO /5

N eopagan Bat uygarl, ikinci sanayi devriminden bu yana byk bir felsef kriz
yayor: Bu felsef kriz, hayatn her alannda postmodem relativizm, atomlama ve ka
os eklinde kendisini gsterirken, insann, gezegenimizin ve kinatn geleceini tehdit
eden boyutlar kazanm durumdadr.
Dnyann, btn kltrlere varolu ve hayat hakk tanyabilecek, yeni bir mede
niyet tasavvuruna ihtiyac var.
te biz, Klliyat Yaynlar olarak, hl ktann hem coraf, hem de fikr dina
mikler bakmndan kavak noktasnda yer alan Trkiyenin bu medeniyet sramas
na nclk edecek tarihsel bene ve derinlie sahip olduuna inanyoruz ve bu sre
te zerimize den rol ve mkellefiyeti yerine getirmek amacyla yayn hayatna
atldk.
Hz. Mevlnnm pergel metaforundan hareketle, bir ayan bizim medeniyet di
namiklerimize muhkem bir ekilde basan, dier ayayla btn medeniyetlere alabi
lecek kapsaml bir yaynclk projesiyle karnzdayz.
Klliyat Yaynlar, ilim, fikir ve sanat hayatmza gelenek kurucu, yeni bir soluk
getirmeyi amalyor. Bu srete, lkemizde, kltr, sanat, dnce ve ilim hayatnda
yaratc ve ufuk ac almlara nayak olabilecek, medeniyet dilimizin yeniden kurul
masna imkn tanyabilecek telif ve tercme eserlerle bir atlm gerekletirmeyi tasar
lyoruz.
Batda, Douda ve slm dnyasnda gzardt edilen fikir, ilim ve sanat gelenekle
rini belli bir program dahilinde ve sistematik olarak ilk kez lkemizin gndemine ta
may hedefliyoruz.
Klliyat Yaynlar, Referans Metinleri, Aralc Metinler ve Ana Metinierden oluan
ana damarda yapaca yaynclkla ilim, fikir ve sanat hayatmza nc katklar
da bulunmay amalyor.
Referans Metinler damar tnda, ilim, fikir ve sanat dnyasnn genel / btn res
mini sunabilecek, ara/c ve "ana" metinlerin anlalmasnda anahtar" ilevi gre
cek, hem zl, hem de kapsaml ansiklopedi ve szlk almalar; Ara/c Metinler
damarnda, ana metinlerin anlalmasn kolaylatracak metinler; A na Metinler
damarmda ise Dou, Bat ve slm medeniyet havzalarnn, gemite ve gnmzde
retilen ana klasik metinlerini yaymlayacaz.
Klliyat Yaynlar olarak temel ilkemiz udur: Btn kavrayamadmz srece,
hem paramn iinde kaybolmaktan, hem de btn de paralamaktan kurtulabilme
miz, dolaysyla nmze yeni koridorlar aabilmemiz zordur.
NDEKLER
7^o a^\------

SU N U 9
NSZ 19

1. KISIM
Yaratc Ruh 23
1. Blm: nemlilik / Ehemmiyet 25
2. Blm: ifade 43
3. Blm: Anlam a 63

2. KISIM
Aktivite 85
4. Blm: Perspektif 87
5. Blm: Sre Biimleri 102
6. Blm: Medeniyet Dnyas 127

3. KISIM
Tabiat ve Hayat 149
7. Blm: Cansz Tabiat 151
8. Blm: Canl Tabiat 171

4. KISIM
Epilog 193
9. Blm: Felsefenin Gayesi 195

NDEKS 199
DNMENN TEMEL:
BTN KAVRAYARAK PARALARA
RUH FLEYEBLMEK

YU SU F K A PLA N

hitehead, deeri yeterince bilinmeyen ada dnrlerden biridir.


Bat sivilizasyonunun modernlikle birlikte srklendii macerann
getirdii mecrada rnekleri iki elin parmaklarn gemeyecek ender bilge d
nrlerin en n sralarnda yer alr. an am bir dnr olduu iin,
modernliin, byk lde varolusal saldr ve varolua saldr rettii bir or
tamda gz ard edilmi, hakkyla anlalamam ve deerlendirilememitir.
Genellemenin sakncalarn gz ard etmeden ylesi bir tespitte bulun
mak Whiteheadin dncesini ve nasl bir dnr olduunu kavrayabilmek
asndan olduka kkrtc olabilir: Modernlii de reten btn bir Bat si
vilizasyonunun fikr temellerinin atlmasnda kilit ve kurucu rol Socratese
aittir. Socrates, William McNeillin 2500 yllk Bat dncesi, A ntik Yunan
naturalizmi [paganizmi; dolaysyla agnostisizmi / bilinemezcilii] ile, Hint
mistisizmi (gnostisizmi / gizemcilii) arasnda gidip gelen bir ifrat ve tefrit hi
kyesidir eklinde zetledii (sonu itibariyle aslnda ayn kapya ksa da),
iki ana damarn yegne temsilcisidir.
Bu iki ana damardan birincisi, Bat dncesinde fiziksel gereklii ekse
ne alan ve zellikle de modem srete omurga ilevi gren damardr. Bu bi
1 2 / D N M E B MLER

rinci damar ksaca agnositk damar diye tarif edebiliriz. kinci damar ise, meta
fizik gereklie kap aralayan ama metafizik gereklii hakk mahiyetiyle
kavrayamayan damardr. Bu ikinci damar ise, gnostik damar olarak tanmla
yabiliriz.
Birinci damar, Aristo; ikinci damar ise Eflatun temsil eder. Eflatuncu d
nce, skenderiye ekol zerinden yeniden yorumlanm hliyle Thomas
Aquinasya kadarki -gittike etkisi azalan- Kilise Hristiyanl'mn teolojisinin
ve dncesinin kurulmasnda; Aristocu dnce ise, en kes/k/in ve belirgin
noktasna Kartezyen felsefeyle birlikte ulaan Thomas Aquinasdan sonraki
Bat dncesinin ya da laik ilhiyatm ekillen/diril/mesinde birinci derece
de etkili olmutur.
Her ne kadar, modern dncenin Aristocu dnce geleneinin kritik
edilmesi sonrasnda kurulduu tartma gtrmez bir gerek ise de, Aristosuz
bir modern dncenin gelitirilebileceini tahayyl ve tasavvur edebilmek
muhaldir. O yzden, Whitehead, 2500 yllk Bat dncesinin Eflatun ile
Aristoya dlm bir dipnot olduunu sylerken hakldr.
Heidegger, Batda felsefenin, dolaysyla dncenin Socratesle birlikte
bittiini syler. Bizim gibi pozitivizmin en kaba ve kat alglama biimlerinin
-hl olmayan- entelijansiyamzn dnyay anlama, kavrama ve anlamlan
drma biimlerine tahripkr ve tahrifkr bir ekilde sirayet ettii bir lkede
Heideggerin bu tespitinin bir yank uyandrmasn beklemek elbette ki bou
na bir abadr.
Bat dncesinin, zellikle de modem Bat dncesinin ve hayat-dnya
tasavvurunun ve tatbikatnn teekklnde kilit rol oynayan anahtar figr
Socratestir; Eflatun ile Aristo ise, Socratesin at kapnn darya (Bat
dna deil Bat iine) alan (dolaysyla tm dnyalara, medeniyetlere ka
panan / kapatlan ve srtn dnen) iki ana aktrdr.
Dolaysyla burada unu demek istiyorum: Socrates olmasayd, Eflatun da,
Aristo da olmayacak, varolmayacakt belki; ama baka Eflatunlar ve baka
Aristolar olacak, varolacakt tabi ki. nk insanlk tarihinde Antik Yu-
nanda tabiat felsefesine indirgenen tabiatst felsefeyle irtibat fllatran ve
insan, btn varlklar, hayat ve her eyi anlamlandran, anlamlandrabilen
S U N U I 13

ve anlamlandrabilecek yegane aktrn insan olduunu, btn anahtarlar


insann ve dolaysyla insan aklnn aabileceini belirleyen ve belirginleti
ren kii Socrates olmutu: Belki de insanlk tarihinde ilk kez, hayat, hakika
ti ve varl, kintla ve dolaysyla fiziktesi bir gle / kaynakla irtibatn
kopararak tasvir ve tarif eden dnr Socratesti.
nk ilk kez, Socratesle birlikte hayatn merkezine insan; insann mer
kezine de akl yerletirilmiti. Socratesin bilge kiilii, erdem aray, hik
met sevgisi, akl her eyin merkezine yerletirmesini; Tanry da, hakikati
de, hayat da aklayabilecek yegne aktrn esas itibariyle akl olarak ko
numlamasn engelleyememiti.
Buradan geldiimiz nokta u: Antik / klasik Bat tecrbesini de, Kilise H
ristiyanl tecrbesini de, modern / postmodern Bat sivilizasyonu tecrbesi
ni de aklayan en nemli, en belirgin ve kilit kavram antroposantrizm yani
insan-merkezciliktir.
te Eflatunu da, Aristoyu da tek noktada buluturan kilit kavram, bu
antroposantrizm kavramdr. Aristo metafizii dediimiz ey de, Descartes ve
ya Marxin metafizii dediimiz ey de, antroposantriktir. Burada metafizik,
tabiat-stnden tabiat-altna indirilmi olsa da, herhangi bir teorinin her e
yi aklama gcne sahip olduu eklindeki bir metafizik algsdr. Bu anlam
da, Eflatunun metafizii de, son kertede, antroposantriktir.
Socratesle birlikte, byiik ve kuatc varlk tasavvurunun bir paras olan
insan ve insann tabiatnn bir paras olan akl (ration) btn (=her eyi
aklama ve belirleme gcne ve kudretine sahip tek aktif varlk) katna yk
seltilmitir. Btn (asl olan) bir ekilde devre d braklarak, para (arz
olan) btn (asl) olarak konumlandtrlmtr.
ite Whitehead ve eseri, tam bu noktada, bize esasl eyler syler: Kendi
terimlerimle ifade edecek olursam, Whitehead, btn kavran/a/mad srece,
parann her eyi parampara ve tarmar edeceini haykrr bize.
Burada, W hiteheadin nasl da postmodern durumla zirve noktasna ula
an izaflik sorununa ve izflemenin postmodern srete neden olaca b
yk trblanslara ustalkl bir dille dikkat ektiini gryoruz. Whiteheadin
1 4 / D N M E B MLER

dncesinin ve eserinin zeti olabilecek temel tez, bu para-btn ilikisine


ilikin yapt, bugn btn dnya iin hayat nem tayan bu nemli tespit
te gizlidir. Bu kitabn da, bu kitabn merkezinde yer ald btn Whitehead
klliyatnn da kalk noktas budur, burasdr. Dolaysyla unu sylemek is
tiyorum aslnda: Whitehead, tam da amzn (postmodern durumun) temel
handikaplarna dikkatlerimizi ynlendirmeyi baarabilecek ender dnrler
den biridir.
Whitehead, Bat sivilizasyonunun kre zerinde hkimiyet kurmas zeri
ne, artk medeniyetlerden deil, Bat uygarlna izafeten tek bir medeni-
yet ten szedildii, dolaysyla medeniyet fikrinin tarihi, tarihin servenleri
ni, izdmlerini ve grnmlerini aklayan bir aklama biimi olarak gz
den dt ya da daha doru bir ifadeyle gzden drld bir zaman dili
minde, tarihi, insanlk tarihini medeniyet fikri ekseninde aklama kaygs
gden ayrcalkl dnrler arasnda nsrada yer alr.
Medeniyet fikrinin nemi ve hayatiyeti, bizi, btne, btn fikrine g
trmesinde yatar. Aydnlanma dncesi srasnda ve hemen sonrasnda, me
deniyet fikrinin devre d braklmasnn nedeni, akln (rationun), dolay
syla insann ve tarihin kefedilmi olmasdr. Burada, lkemizde zellikle
yaygn olan bir yanl anlamaya dikkat ekmekte yarar var: Batda Aydnlan
ma dncesiyle kefedilen akl, kltrel ve coraf snrlarla snrl, dolay
syla snrlayc tarihsel bir akldr; yani Aydnlanma akldr. Zannedildi
i gibi evrensel akl deildir; sbjektif bir akldr.
te tarihi ve insan/lk tecrbesini aklama modu ve modalitesi olarak me
deniyet fikrinin devre d kalmasna neden olan olgu, sbjektif, tarihsel bir
akl olan Aydnlanma aklnn her eyi Avrupa-merkezci perspektifin szgecin
den geirerek alglamaya, anlamaya, anlamlandrmaya ve yorumlamaya soyun
masdr. Kar-aydnlanma srecinde de bu indirgemeci (Avrupa-merkezci) al
glama ve anlama biimi ksmen de olsa byk lde devam etmitir.
Rnesans ve Reformasyondan sonraki srete, siyas, ekonomik ve d
nce devrimTerinin gerekletirilmesi, bata Amerika ktas olmak zere
btn ktalarn smrgeletirilmesi, 18. ve 19. yzyllarda, AvrupalIlarnken-
dilerini insanla, insanlk tarihiyle zdeletirmelerine, Bat ve dierleri
S U N U j 15

(W est and the rest) eklinde keskin bir ayrma gitmelerine, dolaysyla ken
dilerine ar-zgven duymalarna yetmiti.
te bu ar-zgven duygusu, 19. yzyln ikinci yarsndan itibaren em
peryalist Avrupa ulus-devletlerinin hem kolonilerinde, hem de yava yava
Avrupa corafyasnda ve hinterlandnda birbirleriyle kyasya bir hegemonya
savalar servenine soyunmalaryla sonulannca, Kar-Aydmlanmanm en
nemli temsilcileri Romantik yazar, sanat ve dnrlerin Bat dndaki
kltr ve medeniyet corafyalarna almalarna imkn tand, ite bu sre,
artk tek bir medeniyetten szetmenin ne denli tahripkr sonular dourdu
unun kavranmasn kolaylatrd: Oryantalist almalar zerinden btn di
er kltr ve medeniyet corafyalar, tabi ki yine Avrupa-merkezci bir pers
pektifle kefedilmeye alld: Bu sre, Toynbee, Spengler, Berdyaev, Soro
kin gibi byk tarih felsefecilerinin domasyla zirve noktaya kt.
Whitehead, btn bu tarih felsefecilerinden ve medeniyet tarihilerinden
biraz daha erken bir zaman diliminde, medeniyet fikrinin medeniyetlerin an
lalmas ve insanlk tarihinin bir btn olarak okunmasyla yeniden hayati
yet kazanmasnda zellikle felsefe evrelerinden km, handiyse tek d
nrdr. Biraz nce zikrettiim tarih felsefecileri ve medeniyet tarihileri, me
deniyetlerin dou, ykseli ve k hikyelerini daha ok sosyal bilimlerin
birikimlerinden ve kavramsal erevelerinden yola karak anlatrlarken, ok
fazla doyurucu olmasa da, bir tr tarih felsefesi yaparlarken, Whitehead, me
deniyet felsefesi yapmtr. Felsefe evrelerinde bu anlamda yapayalnz bir se
rvene kan handiyse tek adadr o.
Whitehead, insann tarihsel tecrbesini, btnlkl bir bakla anlamaya
ve yorumlamaya alm, nc bir dnrdr. Onun medeniyet fikrinin te
melini, omurgasn, hatta ruhunu, btn fikri oluturur. O yzden, Bat dn
cesinin Aristo izleini izlemekle, byk bir yanla soyunduunu syler gibi
dir. Bat dncesinin, Eflatunu da Aristolatrdn, Aristocu bir Eflatun
portresi zerinden Eflatunu devre d braktn vurgular. Matematii de
metafiziksel idrak zerinden alglayan Eflatuncu metafiziin marjinalletiril
mesinin Bat dnce ve dolaysyla sivilizasyon tecrbesinin en byk yanl
olduuna dikkat eker. Eer Aristocu Eflatun deil de, dier medeniyetlere
1 6 / D N M E B MLER

almaya kap aralayabilecek hakik Eflatun kefedilebilmi olsayd, Bat sivil i-


zasyonu bu denli esasl bir felsefi bunalmla karlamayabilirdi, demek ister.
Btn fikri, kkl bir felsef bunalm yaayan ada Bat sivilizasyonu ze
rinden medeniyetlerin btnn ihata edebilecek ve ilgilendirebilecek b
tnlkl bir medeniyet fikri ve felsefesi zerinde kafa yormasna imkn tan
m ve adalarnn dier kltr ve medeniyetlere yaklarkenki oryantalist
yaklamlarn ayartc, ayartc olduu iin de snrlayc handikaplarna d
mesini nlemitir Whiteheadin. Antik Yunan dncesini ve antik Yu-
nandan nceki dier medeniyet tecrbelerinin birikimlerini, ksa bir sre
iinde yaratc ekillerde kavrayarak Batklardan (Kiliseden) ok daha
esasl bir medeniyet atlmn ve almm Mslmanlarn gelitirmeyi baar
dklarm hibir ekince belirtmeden beyan etmesi, bunun mahhas bir gs
tergesidir.
Medeniyetlerin iki temel kurucu motorii vardr: Birinci motorik, yarat
c ruh; ikinci motorik ise kumcu iradedir. Whiteheadin btnlkl medeni
yet ve insan/lk tecrbesi idraki, onun bu merkez kitabnda, kitabn bal
na karak ifadesini bulmutur.
Elinizdeki kitabn balnda, Whiteheadin dnce serveninin kalk
noktasn oluturduunu sylediim btn-para ilikisi, ustalkl bir ekilde
zetlenmitir. Gl, kkl, snanabilecek, snandnda hakikaten tasavvur
ve tahayyl edilen sonucu verebilecek esasl bir fikriyat olmadan bir medeni
yet tasavvurunun gelitirilmesinden ve tatbikat sahasna konulabilmesinden
szedebilmek ok zordur. Baka trl sylendikte, W hiteheadin merkez / en
nemli kitabnn balnn merkezinde dncenin olmas, onun diin-
cenin / fikriyat n, medeniyet fikrinin yaratc ruhunu oluturduunu; kitabn
balndaki ikinci terimin (servenin) ise medeniyet fikrinin kurucu irade
sini tekil ettiini dnmesinden kaynakladn syleyebiliriz.
Whiteheadin fikir ats konusundaki bu tespitlerden sonra, onun bu ki
tapta telaffuz ettii arpc fikirlerden bir kan burada birka cmleyle de ol
sa ne karmakta, hatrlatmakta yarar olabilir: Whitehead, tarihi, fikr at-
lmlar ve almlar oluturan ve ayn zamanda fikr atlmlarn ve almla
rn oluturduu epochTarn (yaratc dalgalarn / dnemlerin) yaptn d
S U N U / 17

nr. Fikr atlmalarn ve almlarn, dolaysyla epochlarn ise, ancak ser


ven ruhu tarafndan hayat ve hayatiyet kazandn syler.
Medeniyetlerin ykseli ve k nedenleri konusunda da arpc fikirler
gelitiren Whitehead, medeniyetlerin k nlarnda / zamanlarnda, hi-
civde patlama yaandna, hicvin yaratc bir atlm gerekletirerek can e
kimeye balayan medeniyete az biraz soluk aldrdna dikkat eker. Ki, bu
nemli tespit, iinden gemekte olduumuz, izflemenin btn insanl ba
a klmas son derece zor olabilecek tahripkr bir nihilizmin eiine srk
leyebileceini sylemenin hi de kehanet olarak alglanmamas gereken u
postmodern aral ve bu araln sylemlerini ve duyarlklarn anlamak, do
laysyla insanln esasl yeni araylara, kkl medeniyet tasavvurlar geli
tirme abasna soyunmasn icbar etmesi bakmndan olduka nemlidir.
nemlidir, nk postmodemliin bizatih kendisi, byk bir hicivdir. Bu
hicvi, bu hicvin hkim olduu insanlk durumumuzu anlamak, yepyeni d
nce servenlerine soyunmak bakmndan W hiteheadin bu kitab, btnn
yitirildii, arz ve geici olann (paranm, atomun ve atomlamanm) mut-
laklatrld; arz olann / parann, medyatik / sanal gerek yoluyla asl
olan katna ykseltildii, Paul Virilionun deyiiyle, bir yokolu estetiinin
hkmferm olduu, dnyamzn byk savalarn, atmalarn, sonu nereye
varaca bilinmeyen byk kaos ve katastroflarn eiine srklendii bir za
man diliminde, bizi fikir servenine kkrtan ve bize birinci snf bir fikir
leni sunabilecek iyi bir balang ve kalk noktas olabilir.
* * *

Whitehead, Dncelerin Servenlerinden sonra, dncenin ve dnme


nin mahiyetine ilikinin yaymladmz bu nemli ikinci kitabnda, dnme
biimlerini, dnmenin yaptalarn ve yntemlerini, yaratc ruh, beer
aktivite ve tabiatla kurulan ilikiler ekseninde sekiz ilke zerinden tartyor.
Farkl medeniyetlerin kendilerine zg dnme biimleri arasndaki farkl
lklar ve bunlarn nedenlerini de vukfiyetle gsteriyor.
Felsefenin ancak iirle dncenin doruklarna ve ufuklarna kanatlandn-
c, kkrtc ve imajinatif yolculuklar yapabileceini vurgulayan Whitehead,
Bat uygarlnn felsef bir kriz yaamaya balad bir zaman diliminin veya
1 8 / D N M E B MLER

aralnn ocuu olduu iin, bu felsef krizin zirve noktasna ulat postmo
dern durumun entelektel sorunlarna ve amazlarna ilikin, bu sorunlarn ve
amazlarn nasl alabileceine dir nemli eyler sylyor bize burada.
Whitehead, bu nemli eserinde, insanln temel varolu ve hakikat so
runlarn dnme biimleri zerinde nefes kesici bir dnme biimi rnei
ortaya koyuyor.
* * *

Dncelerin Servenlerinden sonra yaymladmz Dnme Biimlen ba


lkl bu kitap, birbirini btnleyen iki nemli metin. Bu metin, dnmenin
neliini, naslln tartmas ve bizzat bir dnme biimi rnei ortaya
koymas bakmndan Dncelerin Servenlerinden ncelikli ve daha nce
okunmas gereken bir kitap. A ncak bu kitabn daha iyi anlalabilmesi iin,
Whiteheadi okumaya Dncelerin Servenlerinden balamak gerekir: n
k Whitehead burada dnmenin mahiyetini, yaptalarn ve yntemlerini
teknik" olarak tartrken ve bir dnme biimi rnei ortaya koyarken, D
ncelerin Servenlerinde, btn insanlk tarihi zerinde/n nasl dnlebile
ceine dir daha somut bir dnme biimi abas gelitiriyor. O yzden bu
kitab iyi zmseyebilmek iin Dncelerin Servenleri kitabnn nce okun
masnda yarar var.
Ama daha yetkin ve dnme abas iinde olan okuyucular W hiteheadi
okumaya nce bu kitaptan balayp, sonra da stadn bu kitapta gelitirdii
dnme biimi ilkelerini ve yntemlerini, insanln zelde dnce tarihi
ne, genelde medeniyetler tarihine nasl uyarladn grmek isteyebilirler.
j nsz
NSZ

u seminerlere hkim olan ana fikir, tecrbemizdeki faktrlerin, nemle-


rinin kavranabilmesi iin ihtiya duyulan ortalama sreyi desteklemele
ri artyla deikenlikleriyle orantl olarak ak ve anlalr olduklar fikri
dir. Zorunluluklar, her zaman ayndr, deimez. Bu nedenle de, belli belirsiz,
hayal meyal bir ekilde dncenin arkaplannda ylece durur. Hl byle
olunca, felsef hakkat, dilin kesin beyanlarndan ziyade dilin varsaymlarn
da aranr. te bu yzden, iir, felsefeye yakndr, onunla akrabadr ve felsefe
de, iir de, medeniyet olarak adlandrdmz nih saduyuyu ifade etmeye,
dile getirmeye alrlar.
Birinci ve kinci Ksmlar oluturan elinizdeki kitabn ilk alt blm,
benim Harvard niversitesinden emekliliimi mteakip 1937-38 Akademik
Yl mnasebetiyle Massachusettsteki Wellesley Collegede seminer olarak
sunulmutu. Bu talihli frsat, imdiye kadar yaymlanan kitaplarmda oraya
buraya serpitirilerek incelediim ve sonunda Harvard seminerlerimde tam ve
btnlkl olarak tarttm fikirlerimin kitaplamas iin younlamama
yardmc oldu. Tabiat ve Hayat baln tayan nc Ksmda yer alan iki
seminer, drt yl nce Chicago niversitesinde verilmi ve ardndan da
A B D de Chicago University Press, ngilterede ise Cambridge Press tarafn
dan yaymlanan kitaplarmn iinde yer almt. Aslnda bu seminerler, bu tr
2 2 / D N M E B MLER

bir kitabn bir parasn oluturmak amacyla kaleme alnmt; ama eitli
artlar, bu plann gereklemesini imdiye kadar ertelemiti.
Felsefenin Gyesi balkl Epilog ksm ise, Harvard ve Radcliffe felsefe b
lmlerinin rencilerine 1935 akademik ylnn balay mnasebetiyle sunu
lan ksa hitaptan uyarlanarak gelitirilmitir. Bu hitap, daha sonralar, Har
vard Mezuniyet Blteninde yer almt.

Alfred North Whitehead


25 Nisan 1938
BRNC KISIM

yaratc ruh
BRNC BLM
________ ^^><3 *^ 1 . _________

NEMLLK / EHEMMYET

F elsef bir yaklam eksene alan bir almann ilk blm, baz nih fi
kirlerin ya da nosyonlarn, gnlk hayatta vuk bulu hlleriyle birlikte
zgr bir ruhla incelenmesinden olumaldr. Burada edebiyatta, sosyal rgt
lenmede ve fizk hdiseleri anlama konusunda gsterilen abada mevcut ol
duu gzlenen btnlklere (generalities) atfta bulunuyorum.
Bu tr nosyonlarn tanmlar yoktur. Bunlar, kendilerinden ok daha
uzun-lekli, ok daha kapsaml faktrler asndan kolaylkla tahlil edilme
ye msait deildir. Her nosyon, eitli nosyon gruplarnn anlamlar iin ve
kendisiyle ayn derinlikte sergilenmelidir. Bu tr bir grupla ilgili bir tart
mada, bu gurubun yelerinden herhangi biri, dilde yaplabilecek kk bir
ayarlamayla, merkez bir figr olarak seilmitir. Bu seminerde, nemlilik
/ Ehemmiyet fikri, merkez bir fikir olarak alnmtr; o yzden, eitli ko
nulara ilikin yaplan baz tartmalar, dnp dolap tekrar tekrar bu fikre
gelir.
Benim elinizdeki kitapta bir araya topladm bu seminerlerdeki gayem,
insanln tayin edilmi aktivitelerinde varolduu varsaylan tecrbemizin
genel niteliklerinden bazlarn incelemek olacak. Bylesi bir ama, bu tr k
sa bir alma iin bir hayli iddial olabilir. Sistematik dnce, ie, btny-
2 6 / D N M E B ML E R

le varsaymlardan balamaldr. Ayrca -yukarda da zikredildii gibi- bu tar


tma, -yeri gelmiken hatrlatmakta fayda var-, ak amacnda ifade edildi
inden ok daha temel fikirleri konu edinecektir. Bu tr verilerin szl ola
rak izah, herhangi bir sistematikletirme srecinde, mutlaka kesilip budan
mak, belli bir kla brndrlmek ve yerli yerince dzene sokulmaldr.
Btn sistematik dnce gelitirme abalarnda, az da olsa bir bilgilik
taslama giriimine rastlanr. Bu tr eylere asla prim vermediimizi syleyerek
belki de farknda olmakszn fikirlerin, tecrbelerin ve nerilerin bir kenara
konuluverildiini grnce armamalyz, derim. Her ne suretle olursa olsun,
sistem, nemlidir. Sistem, tecrbelerimize veren dncelerin ele aln
mas, kullanlmas ve eletirilmesi srecinde zarurdir.
Bununla birlikte, sistematikletirme iine soyunmadan nce, yerine geti
rilmesi gereken baka bir i vardr: Eer btn sonlu, dolaysyla snrl sistem
lerde gizli olan darlktan, kstllktan gerekten kanmak istiyorsak, bu, ok
zarr bir itir. Bugn Mantkm kendisi bile, her sonlu ncller setinin, ken
di direkt alanndan uzaklatrlan fikirleri mutlaka gstermesi gerektii formel
ispatnda ete kemie brnen keifle kyasya mcadele ediyor. Felsefe, hibir
eyi dta brakamaz. Hl byle olunca da, felsefe, ie, asl sistematikletirme
giriimiyle soyunmaya kalkmamaldr. Onun ilk aamas, kmelendirme,
bir araya toplama olarak adlandrlabilir.
Elbette ki, bylesi bir srecin sonu yoktur. Baarlabilecek tek ey, byk
lekli birka fikre vurgu yapabilmekten; yansra da, ncelikli vurgu yapmak
amacyla seilen fikirlerin incelenmesi srasnda ortaya kan envai eit di
er fikirlere dikkat sarf edebilmekten ibarettir. te yandan da, felsef kme
lendirme, bir araya toplama sreci, kendi uzmanlk alanndan kanma a
basnda, her eitimli zihinden kendisi zerinde dikkat sarfedilmesini bekle
melidir.
Batl Literatrde, uygarlk dncesine yaptklar katklarn byk l
de bu felsef kmelendirme, bir araya toplama abasndaki baarlara da
yandn mahede ettiimiz drt byk dnr vardr: Elbette ki bu d
nrlerin her biri, felsef sistemin yapsna nemli katklarda bulunmutur: Bu
drt byk dnr unlardr: Eflatun, Aristo, Leibnitz ve William James.
YARATICI R U H /27

Eflatun, matematik sisteminin nemini kavramt; ama onun asl hre


ti, diyaloglarna serpitirilen derin neri ve nermelerine dayanr; bu neri ve
nermeler, Eflatunun yaad an arkaik yanl anlamalarndan tr ne
redeyse yar yarya tahrif olmutu. Aristo, kmelendirdike sistematize etmi
ti. Aristo, bunu Eflatundan tevars etmiti; ama buna kendi sistematik yap
larn da eklemekten geri durmamt.
Leibnitz ise, iki bin ksur yllk dnceyi devralmt. Geekten de Le-
ibnitz, kendisinden nce ya da sonraki herkesten daha ok seleflerinin eit
li dncelerinin ounu tevars etmiti. Leibnitzin ilgileri, matematikten
ilhiyata, ilhiyatta siyaset felsefesine, siyaset felsefesinden fizik bilimine ka
dar olduka geni yelpazeye yaylan bir eitlilik arzediyordu. Leibnitzin bu
ilgileri, ayrca derin ilm birikim ve aratrma abasyla da desteklenmiti.
Yazlmay bekleyen ve bal Leibnitzin Dncesi olmas gereken bir ki
tap var.
Ve son olarak, esas itibariyle modem bir insan olan William James var bir
de. Jamesin dncesi, yerinde ve doru bir seimle gemiin renilmesine
dayanyordu. Ancak onun byklnn z, imdinin fikirlerine duyduu
harikulade hassasiyet hususiyetiydi. James, iinde yaad dnyay, seyahat
etmek suretiyle, ann nde gelen dnrleriyle ahs ilikiler kurmak ve
aratrmalarnn eitlilii yoluyla biliyor ve tanyordu. James de sistematik
dnce gelitirmiti; ama hepsinden nemlisi de kmelendirmiti . Jamesin
entelektel hayat, sistem uruna tecrbenin hie saylmasna kar gelitiril
mi bir protestoydu. James, modem mantn imdi kyasya cebelletii mu
azzam hakkati, gl sezgi/si yoluyla kefetmiti.
Bu n-tartma, felsefenin iki ynyle ilgilenen bir tartmadr: Her ey
den nce, sistematikletirme, bilimin uzmanlndan devirilen yntemlerle
genelliin ya da genellemenin eletirisidir. Sistematikletirme kapal [kendi
kendine yeter] bir temel fikirler kmesi varsayar.
Baka bir ynyle ise felsefe, byk, uygun genellemeci fikirlerin geliti
rilmesidir. Bu tr bir zihin veya dnce alkanl, medeniyetin en temel
zn oluturur. Bu, medeniyetin ta kendisidir. Mnzev ard kuu ve blbl,
enfes bir gzelliin sesini retebilir. Ancak ard kuu da, blbl de meden
2 8 / D N M E B MLER

varlklar deildir. Kendi eylemleri ve etraflarndaki dnya hakknda kendi


kendine yeter genellik ya da btnlk fikirlerinden yoksun varlklardr.
Hi phesiz ki, daha yksek hayvanlar; fikirler, umutlar ve korkular ge
litirirler. Ama yine de kendi zihn fonksiyon grme ilemlerinin yetersiz bir
genellikle malul olmalarndan tr medeniyetten yoksundurlar. Onlarn
sevgileri, sadakatleri, performanslarnn gzellii, bunlara mukabil olarak bi
zim sevgimizi ve onlara kar beslediimiz merhamet ve efkatimizi ziyadesiy
le hak eder. Medeniyet, btn bunlarn hepsinden daha fazla bir eydir; ve
ahlk deer bakmndan, bunlarnkinden daha az bir ahlk deere lyk de
ildir. Medenlemi varlklar, dnyay, byk bir idrak btnl erevesin
de irdeleyen varlklardr.
2.-Tecrbenin derinliini kanlmaz olarak ele veren iki zt fikir vardr:
Bunlardan biri, nemlilik fikri, nemlilik duygusu ve nemlilik varsaymdr.
Dieri ise, gerekilik ya da soukkanllk fikridir. Bu fikirden kanabilmek
imknszdr. Bu, nemlilik fikrinin temelidir; ve nemlilik fikri, gerekilik
fikrinin kanlamaz nitelii nedeniyle nemlidir. Biz, akl yoluyla, nemlilik
duygusu zerinde younlarz. Ve younlatmz zamansa, gerekilik fikriy
le burun buruna geliriz. Dikkatlerini basite gerekilik fikri zerine younla
tran insanlar, bunu, bu tr bir tutum ve davrann nemlilii duygusu nede
niyle yaparlar. Bu iki fikir birbirinin zdddr ve o yzden de birbirlerine ihti
ya duyarlar.
uurlu tecrbenin temel niteliklerinden biri, srarl bir hususlikle byk
genellikle kaynamasdr. Tecrbenin hususliklerinin nitelendirilmesinde
tam bir analiz yapma eksiklii szkonusudur. Nitelik eksenli fikirler yoluyla
mnferit tecrbenin karakterize edilmesinin bu tr bir niteliin herhangi bir
ayrntl tahliliyle birlikte balad doru deildir. Szgelii, kendimize nce
medenlemi tecrbeyi hatrlattka, karakteristik dnme biimleri, bu
nemlidir , u zordur, bu mthi, sevimli bir eydir eklinde ifade edilen
dnme biimleridir.
Bu tr dnme biimlerinde, yukarda bu ve u szckleriyle sembo
lize edilen direnli bir hususlik ve dnyadaki huss gerekten gelen belli bir
heyecan/lanma biiminin gstergesi olan byk, bo bir karakterizasyon var-
Y A R AT I CI RUH / 2 9

dit. Bu boluk, eitilmi insann karamsarldr. Her eye ramen her zaman
oradadr, tastamam uurun kysnda. Bununla birlikte, iyi bir edebiyat, kali
tenin veya niteliin sergiledii byk felsef genellemeden saknr, uzak durur.
Edebiyat, nitelie dayal genellemeyi ya da genellii kanlmaz olarak belli
bir kla brndren geliigzel kesinlii hzlandrr. Edebiyat, zmn olarak
bir eyleri varsayan analizin ve tam aksi bir ekilde bizim naif genel sezgileri
mizin temel duygu eksenli nemini aka vurgulamaya geri dnn tuhaf
bir karm, kaynamasdr.
Dil, hayvan alkanl ile bilinli kesinlik arasndaki bu ara aama genel
liine daima szar. Dil, daha kesin kullanma msait szcklerin klfna br
nerek her zaman bu felsef genellie ve genellemeye dnr ve dejenere olur.
Bu tr bir szma, bilinsizdir; nk apaikr olan ifade eder bu. Ama yine de
felsefdir; nk apaikr olan, deiken ayrntnn kalc nemini ete kemie
brndrr. Edebiyat insanlar, kesinlie msait olan, izin veren, szcklerin
bo bir ekilde kullanmn reddederler.
Szgelii, [Ingiliz Romantik air ve dnr] Coleridge, Biographia Litera-
ria balkl eserinde, coku verici bo bir nitelendirme olarak A a ne kadar da
gzel bir ey bu! eklinde bir insann azndan birdenbire, niden kveren
sze aptal aptal bakveren bir turist partisini reddeder. Hi phesiz ki, bu r
nekte, Aa ne kadar da gzel bir ey bu! dejenere ifadesi, manzarann o b
tn canlln yerle bir ederek yok eder. Ama yine de, szl ifadenin nnde
kmsenemeyecek bir zorluk vardr. Szckler, genelde, faydal hususlikle
ri gsterir ve ifade ederler. Peki, szckler, btn nemliliin baml olduu
bu genel nitelik duygusunu davurmak iin nasl kullanlabilirler? Szckle
rin tesinde uzanan bir canllk, bir hayatiyet hissini davurmak, ifade etmek
byk edebiyatn fonksiyonlarndan biridir.
3.-Ne yazk ki, felsefe iin, renme, ayrntlara kayma temayl gsterir.
nemlilik ve gerekilik arasndaki ztlk gibi temel varsaymlarmz
kavramaya alrken, hi phesiz ki, tevars ettiimiz ilm birikime bavur
mamz gerekiyorsa da; yine de, akln (intelligence) geliiminde, sklkla unu
tulan byk bir ilke vardr. renmeyi gerekletirebilmek iin, ncelikli
olarak, kendimizi her bakmdan zgrletirmeliyiz, [renmeye btn pergel
3 0 / D N M E B MLER

lerimizi, duyargalarmz ak hle getirmeliyiz]. Konuya hemencecik dal ver


meden ve ekillendirmeye kalkmadan nce, konuyu, kabaca, genel ratla
ryla kavramalyz. Szgelii, John Stuart MilFin zihniyeti, belli bir tecrbe
den haz ve keyif almasndan nce, onun bir sistem gelitirmesini mmkn
klan huss, kendine zg bir eitimle snrlyd, snrlandrlmt. Byle ol
duu iindir ki, M illin gelitirdii sistemler, kapalyd [kendi kendine ye-
terdi]. Her ne suretle olursa olsun, sistematik olmalyz; ama sistemlerimizi
daima ak tutmalyz. Baka bir deyile, sistemlerin snrllklarna duyarl ol
malyz. Zira ayrntlarn nfuz edilmeyi bekleyen, daima bo bir tesi
vardr.
Avrupa ve Amerikann modern Bat uygarlklarnn ayrntl dncele
rinin altn izen, balca zelliklerini ele veren eyler, byk lde bize ka
dm Grekler, Smler ve Msrllarn dnyasndan tevars eden temel fikirle
rin ifadelerinden devirilen genel fikirlerdir. Bu kaynaklarn de, etrafmz
daki dnyann gerekiliine vurgu yaparlar. Ancak onlarn nemlilik vurgu
su, bizim kendilerinden devraldmz hliyle bildiimiz gibi, birbirlerinden
farkllk arzeder. Greklerden temelde estetik ve mantk kaynaklarmz, Sm-
lerden ahlk ve dn kaynaklarmz, Msrllardansa pratik kaynaklarmz te
vars ettik. Baka bir ifadeyle, Grekler bize hazz veya zevki; Smler ibadeti;
Msrllarsa pratik gzlemi miras braktlar.
Bununla birlikte, dou Akdeniz medeniyetlerinden devraldmz bu mi
rasn, kendine zg, huss formlar vardr. te bizim kinttaki genel bir fak
tr olarak nemlilik fikrimiz, bu formlarla snrldr.
M odem felsefenin ilk grevi, nemlilik ve Gerekilik fikirlerini, ka
dm dnyann zihniyetlerinden bir ekilde ayrarak veya ayrtrarak kavra
mak olmaldr.
Gerekilik fikri, salt varolu / mevcdiyet fikridir. Ancak bu fikri anla
maya altmzda, bu fikrin, kendisini, eitli alt mevcdiyet biimlerine -
rnein, hayal ya da fil mevcdiyet biimlerine ve daha pek ok dier mev-
cdiyet biimlerine- ayrdn mahede ederiz. Dolaysyla mevcdiyet fikri,
mevcdiyetler muhti ve mevcdiyet trleri fikrini gerektirir. Mevcudiyetin
herhangi bir rnei, onunla irtibatl ama yine de onun tesine taan dier
YARATICI R U H /3 1

mevcudiyetlerin varl] fikrini de gerektirir. te bu muht fikri, az ya da ok


ve eitlilik" / kesret fikrini devreye girdirir.
te yandan nemlilik fikri de, nemlilik derecelerine ve nemlilik tr
lerine atf yapar. Burada bir kez daha az ya da ok fikrine ularz. Ayrca bir
eyin nemli olmas da gerekir. Bolukta (vacuum) bir nemlilik yoktur.
Bylelikle, nemlilik bizi tekrar gerekilike gtrr. Ancak gereki-
likin eitlilii, fazla olmas, onunla ilgilenirken sonlu bir akl seimi gerek
tirir. imdi bu noktada seim, bundan ziyade u fikrine ihtiya duyar. Do
laysyla entelektel zgrlk, seimden doar ve seim de, ona anlam vere
bilmek iin zaf nemlilik fikrine ihtiya hisseder. Bylelikle, nemlilik,
seim ve entelektel zgrlk birbirleriyle i ie geerle ve hepsi de ger-
ekilike belli lde bir atfta bulunur.
Sonu itibariyle, burada, yeniden gerekilik fikrine geri dnm ol
maktayz. yleyse gerekilik fikrini biraz daha deeleyelim. Muht, her fi-
zk boyutta bizi ihata eder. Dolaysyla, gerekilik fikri, icbr belirlenimci
lik / determinizm fikriyle bir ekilde bir iliki iindedir. Dnya dner; biz de
onunla birlikte hareket ederiz; bylelikle hayatmzdaki temel zorunluluk ola
rak gece ve gndzn devr-i dimini tecrbe ederiz. Gece yars gnein var
ln haber veren ilk Romal buna inanmyordu. O, tabiatn zorunluluklar
nn ok iyi farknda olan eitimli, entelektel biriydi.
Ayn ekilde, tabiatn zorunluluklar da zaman zaman abartlyor olabilir.
Yine de u ya da bu ekilde de olsa, tabiatn zorunluluklar diye adlandrd
mz fenomen gerektir; orada mevcuttur. te burada sistematik felsefenin de
erini ele veren bir rnekle kar karyayz. Zira bizim, ya zgrlk ve zorun
luluun birlikte varolabilecei eitli durumlar veya anlamlar izah etmemiz;
ya da bizim gnlk dncelerimizdeki en aikr varsaymlardan biri veya di
eriyle bunu aklamamz gerekiyor.
4.-Tartmamzn bundan sonraki blmnde, gerekilik ve nemli
lik konularn bir de farkl bir adan, farkl bir kta deerlendirelim.
Salt gerekilik fikri, haric aktivitenin zorunluluklaryla koordineli bir
ekilde hareket etmek iin salt mevcdiyet alkanl dncesinin ortaya
kmasdr. Bu, bizim ve btn varlk trlerinin hep birlikte iinde varolup
3 2 / D N M E B MLER

gittiimiz tabiatta olup biten eylerin kabul edilmesidir. Bu fikrin kkeni,


kendimizin tesindeki bir srecin iine dalp gittiimiz bir sre olarak
kendimiz dncesinde gizlidir. Bu fillii / olgusall kavramak, dn
cenin bir ucudur. Baka bir ifadeyle, ajite edilen eylerin, ajite edilmesi kavra-
mdr.
Fizik biliminin ideali budur ve bu, objektifliin kuatc nemlilii zerin
de srar edenlerin gizli idealidir.
nemlilik fikri de meden/lemi dncede ayn lde hkim bir fikir
dir. nemlilik fikri, yetersiz bir ekilde, ifadenin yaygnlatrlmasna yol
aan mnferit duygu younluuyla ilgili, bir alaka olarak tanmlanabilir. Bu
rada sonraki blmn seminer konusunun alanna tecvz etmi durumdayz.
Bu tanm, yetersizdir; nk nemliliin, biri Kintm birlii fikrine; dieri
de ayrntlarn mnferitlii fikrine dayanan iki yn vardr. "Alaka szc,
ikinci yne iaret eder; nemlilik szc ise, birinci yne temayl eder.
Alaka, u ya da bu anlamda, ifadeyi deitirir. Durum byle olunca, kendimi
ze nemlilikin bu ynn hatrlatmak iin, A laka szc, onunla zaman
zaman eanlaml bir anlamda kullanlacaktr. Bununla birlikte, nemlilik,
sonlu miktarda dier faktrlere herhangi bir referansla bsbtn aklanama-
yacak kadar esasl, temel bir fikirdir.
Ak, apaikr bir dnce olarak nemlilik , bir bakma olgu / gerek
kavramyla eliik bir iliki iindedir. Makul bir teknolojik prosedr, onlarn
zaf alakalklar konusunda herhangi bir sbjektif yargy devre d brakan
gerekleri ya da olgular analiz etmektir. Yine de nemlilik fikri, tpk tabiatn
kendisi gibidir: Trmkla kazyn tabiat, yeniden dner tabiat. Bilimsel d
ncedeki objektifliin en ateli savunucular, onun nemine srarla vurgu ya
parlar. Aslnda bir doktrine sahip olmak", bizatih bu trden bir srardan ba
ka bir ey deildir. A laka duyma hissi yle dursun, doktrine yalnzca yle bir
gz atarsnz ve sonra da kaldtnp atarsnz, inanmazsnz. Hakkat arzusu ve
atei, alakay varsayar. Muhkem gzlem/leme ise, fikri varsayar. Zira youn
lam dikkat, alakaszlklarn devre d braklmas anlamna gelir ve bu tr
bir devre d brakma abas, belli bir nemlilik duygusu tarafndan destekle
nebilir yalnzca.
YARATICI RUH /33

Hl byle olunca, nemlilik (ya da alaka) duygusu, hayvan tecrbesinin


varlnda, varoluunda mndemitir, ilitirilmitir. Ve hkimiyetini kaybet
tike, tecrbe, geliigzelleir, vr-zvrlar ve hilie doru yuvarlanverir.
5.'Salt gerek / olgu fikri, soyutlaym [ayklayarak tecrit edici] akln zaferi
dir. Bu fikir, bir bebein ya da bir hayvann ak, apaikr dncesine girmez,
girmemitir. ocuklar ve hayvanlar, genel muhte kar yanstlan / ynlendi
rilen ihtiyalaryla ilgilidirler ve ilgilenirler. Baka bir deyile, onlar, dsall-
a ilitirilen ayrntlar konusunda ocuklar ve hayvanlar kendi alakalarna g
mlen varlklardr. Ayrntnn soyutlanmasna dair en kk bir iz bile dikka
te alnr. Tecrit edilmi tek bir olgu, sonlu dnce iin, yani btnl iha
ta edemeyen dnce iin gerekli olan yegne asl mittir.
Bu mitolojik karakter, bu tr bir olgu olmad iin ortaya kar. rtibatl-
lk, btn varlk trlerinin zn tekil eder. Varlk trlerini birbirleriyle ir-
tibatlandran ey, varlk trlerinin zleridir. Bu irtibatllk olgusundan gelen
soyutlama eylemi, incelenen olgudaki asl faktrn atlanmasn gerektirir.
Hibir olgu, bizatih kendisi deildir. Edebiyatn ve sanatn zirve noktalarna
ulatklarnda gerekletirdikleri nfz etme abas ve baars, mitolojinin
tesine getiimiz, yani, tecrit / izole etme mitinin tesine vardmz zaman
ki sessizlik, dilsizlik, dili tutulmuluk duygumuzdan gelir [yani, byk edebi
yat ve sanat, szn bittii yerde balar].
Buradan kan sonu udur: Her tekil olguya ilikin deerlendirmede,
onun mevcudiyeti iin zorunlu olan muht / vasat koordinasyonunun bastrl-
ml varsaym szkonusudur. Bu ekilde koordine edilen bu muht / vasat,
olguya bak noktasndan btn bir kinttr. Ancak bu bak as ya da
perspektif, alakalln bir mertebesidir; baka bir ifadeyle, bir nemlilik mer
tebesidir. His/setme, kint, olgu iin bavurulan perspektife indirgeyen bir
vastadr (agent). His/setme mertebeleri ya da derecelerinin tesinde ya da d
nda, ayrntnn sonsuzluu, her bir olgunun oluumunda sonucun sonsuzlu
unu retir. Bununla birlikte, biz, bu sonular konusunda farkl eyler hisse
deriz ve onlar bir perspektife indirgeriz. Gzard edilebilir demek, baz his
setme koordinasyonlarnn gzard edilebilirlii demektir. Hl byle olunca,
perspektif, hissetmenin bir sonucudur ve hissetme, farkllatrmalarnn eit
3 4 / D N M E B MLER

lerine ve okluuna gre alaka/llk duygusu tarafndan belirlenir ve derece


lendirilir.
te sonlu akl (intellect), sonlu olgular mitiyle bu ekilde ilgilenir. Yapp
ettiklerimizi hatrlamamz artyla, bu prosedrn reddedilmesi szkonusu de
ildir. Burada, tammlayamadmz bir muhti ya da vasat, btnl iinde
varsayyor ve kabul ediyoruz. Szgelii, bu snrll gzard ettii srece, bi
lim, her zaman yanltr, hataldr, yanlg iindedir. Mantn gelitii ncl
ler kava, bu ncllerde szkonusu ve mevcut olan eitli ifade edilmemi
varsaymlar kavandan hibir zorluun zuhur etmeyeceini varsayar. Hem
bilimde, hem de mantkta, argmannz, kfi derecede ikna edici bir ekilde
gelitirmek zorundasnz; aksi takdirde, ya argmann iinden ya da olguya re
feransla argmann dndan zuhur edebilecek bir elikiyle kar karya kal
maktan ar ya da ge kurtulamazsnz.
Avrupa bilim tarihinden bakarak deerlendirmek gerekirse, yeterli mik
tarda yetkin insann, ya da drt bin yllk srgit devam eden dncede,
herhangi bir mantk dnce aknda baz gizli elikileri gn na kar
m olmalarn burada zikretmek yeterince aklayc olsa gerektir. Fizik bili
mine gelince... Korunaksz, dolaysyla dayanksz Newtonc fizik doktrinleri
yaklak yzyl yaayabilmitir. Oysa modern bilimsel emalarn mrleri,
yaklak otuz ksur yldan ibarettir yalnzca. Avrupa felsefesinin babas, pek
ok gelitirdii nemji dnce almlarndan birinde, derin hakikatlerin
mitler tarafndan ima edilmesi gerektii aksiyomunu ortaya atmt. Elbette
ki, daha sonraki Bat dncesinin tarih seyrseferi, onun bu anlk nsezisi
ni kalc olarak dorulamt.
Bu mantk ya da bilimsel mitlerden hibirinin, terimin yeterince akla
kavuturulmam anlamnda, yanl olmad dikkat ekicidir. Bunlar, koru-
nakszdr. Bunlarn hakkati, ifade edilmemi varsaymlarla snrldr ve zaman
akp gittike, bu snrllklardan bazlarn kefetmekteyiz. Doru ya da
yanl nosyonlarnn basit, geliigzel ekillerde kullanlmas, anlama sre
cinde bir mesafe katedilebilmesinin nndeki balca engellerden biridir.
6.-Hl byle olunca, nemlilik fikrinin niteliklerinden biri, hissedilen
mevcudiyetler / eyler dnyasna bir perspektifin empoze edildiini hissetme
YARATICI R U H / 3 5

yndr. Bizim bu fikre ilikin daha z-bilinli tefekkr abamzda, bizim


hakkmzdaki eylerin etkililiini ve bunlarn sonularn, onlarn alakallk-
laryla orantl olarak derecelendirebilmeyi fark edebilmi durumdayz. te bu
ekilde, meguliyetimizi bir kenara brakyor, dikkatimizi ynlendiriyor ve u
urlu dikkate vurgu yapma ihtiyac duymakszn gerekli fonksiyonlar yerine
getirebiliyoruz. Dolaysyla, nemlilik fikriyle, perspektif fikri, etle trnak gibi
i ie gemi iki fikirdir.
Tam bu noktada, hakl olarak, perspektif doktrininin, nemlilik fikrini,
tabi alakadan yoksun, salt bir gerekilik fikrine indirgeme abes olup olma
dn sorabiliriz. Elbette ki, bu tr bir indirgeme imknszdr. Ancak perspek
tifin, hissedilen eylerin canl, hayatiyet sunucu nemliliinden salt olguyu
kr krne soyutlamak olduunu sylemek mmkndr. Mahhas hakkat,
alakann bir varyasyonudur; soyutlama, perspektife sahip bir kintzr; ortaya
kan bilim ise, ortalama insanlar tarafndan da gzlenebilen perspektif rn-
tlerini, ifade edilmemi varsaymlarla birlikte ifade eden bir fizk yasalar e-
masdr.
nemlilik fikri, saysz trlerinden bazlarna ziyadesiyle nem atfedilme-
sinden tr mulaklam trle / kkenle ilgili bir fikirdir. Ahlk", man
tk, din , sanat terimlerinden her birinin, nemliliin btn anlamn zi
yadesiyle tad iddia edilmitir. Bunlarn her biri, alt ya da baml trlere
iaret eder. Ancak tr [biyolojik snflandrma ya da familya], herhangi bir
sonlu varlk trleri kmesinin tesine uzanr.
A hlkn nemsiz olduu, mantn nemsiz olduu, dinin nemsiz oldu
u, sanatn nemsiz olduu ve nemsiz kabule dildii kint tasavvurlar ve
ya perspektifleri vardr. Bu yanl snrlamayla, tabiat srecine sirayet eden
nih gyeyi ifade eden aktivite, ahlk anlaylar, dnce kurallar, mistik
duyarlk ya da estetik zevkin korumas altna alnarak geliigzellemitir. Bu
hususliklerden ya da uzmanlk alanlarndan hi biri, dnyada nih bir g-
ye birlii ve btnl olduu gereini yok saymak ya da yok etmek iin
yeterli deildir ve olamaz. Srecin tre ilikin gyesi, bu trlerde ve bir l
de de olsa, bu rnekte nemliliin elde edilebilmesinin mmkn olduu
gereidir.
3 6 / D N M E B ML E R

Elbette ki, yaygn kullanmda olduu gibi, nemlilik szc, onun bu


radaki anlamnn geliigzelletirilmesinin u rneini oluturan sama bir af
ra tafra atma abasna indirgenmitir. te felsef tartmann en kalc zorluk
larndan biri budur; yani, szcklerin, pazar-yerindeki yaygn anlamlarnn
tesine tanmas gerektii anlaydr. A ncak bu zorluk ne kadar yn- dik
kat olursa olsun, felsefenin bizatih kendisi, varsaymlara ve gndelik hayatn
yorumlarna dayanmak zorundadr. Bizim felsefe yaklammzda, renme,
srlmeli, terk edilmelidir. Bunun yerine, meden/lemi sosyal ilikilerden
doan sade, basit nosyonlara bavurmalyz.
Bu doktrini, ahlk mlhazalarn olas alakaszln ve nemsizliini res
meden bir hdiseyi anekdot olarak aktararak resmedeceim. Yaklak 11 yl
nce, benim gen dostTarmdan biri, 10uncu yana ayak basmt. Burada
verdiim figrlerin tam tamna doru olduundan ok fazla emin olmadm
her eye ramen hatrlataym. Her neyse... Bu gen dostum, u an 21 yanda
ve bu gen kz arkadala bizim dostluumuz her geen gn daha bir yeeriyor.
ocuun byk teyzesi, doum gnn, ngilizce sahnelenen Carmen ope~
rasnm bir leden sonra seansna gtrerek kutlamt. Ayrca, opera izler
ken kendisine elik edecek iki kii semesine izin verilmiti. Ve gen dostum,
kk bir kz arkadayla -gururla sylemeliyim ki-beni semiti. Ve operay
izledikten ve opera binasndan ktktan sonra, kk dostum, teyzesine ve
bana ynelerek, Teyzecjim! Bu insanlarn, gerekten iyi insanlar olduunu
dnyor musun? diye bir soru soruvermiti. Gen dostumun teyzesi de, ben
de bizi eve gtrecek taksi bulmak iine kendimizi vererek bu soruyu geitir
meye almtk.
Burada dikkat ekmeye altm nokta u: Bizim opera binasnda sahne
lenen operadan aldmz haz ve zevk, operada szkonusu edilen ahlk ml
hazalar asndan anlamsz, alakasz ve nemsizdi. Tabi ki, operada szkonu
su edilen ve ilenen kaaklar, kt insanlard ve Carmen, davranlarn g
zellii konusunda kaygsz ve tasasz hareket ediyordu. Ne ki, onlar sahnede
ark sylerken ve dans ederken, ahlk uup gitmi, gzellik kalmt orada.
Burada, elbette ki, ahlk mlhazalarn ve kayglarn, opera ya da tiyatro
iin nemsiz olduunu sylemiyorum. Aslnda, ahlk mlhazalar ve kayg
YA R AT I CI RUH / 3 7

lar, bazen oyunun, zellikle de ada oyunlarn ana temasn oluturur. Bu


nunla birlikte, mziin, dansn ve operadaki genel nee ve cokunun szko-
nusu olduu bir yerde ve anda ahlkn geri plana tilmesi, felsefeciler iin ze
rinde kafa patlatlmay hak eden ve resm sansrcler iinse belki de tam bir
muammaya dnen ilgin bir olgudur.
7.-Burada dikkat ekmek istediim asl nokta u: Ahlk kurallar (kodlar),
szkonusu evrenin sistematik karakterine ilikin varsaymlar szkonusu oldu
unda nemlidir. Varsaymlar tatbik edilmedii zaman, belli bir ahlk kural,
soyut alakaszlklardan mrekkep bo bir aklamadan teye ge/e/mez. Ahl
k kodlarla ilgili bu zorluu, yzyllar ve binyllar iinde yaanan sosyal dei
imlerle gelen anlam deiiklikleriyle birlikte bu ahlk kodlarn dilini koru
yarak aar ve kanrz. Ayrca tercmedeki kanlmaz hatalar da bu saknma
abasn etkilerler. Tercme, her zaman, tercmanlarn anda bir anlam ifa
de eder. Tabiatn huss yasalarnn ve huss ahlk kodlarn yeterince vuzu
ha kavuturulmam istikrar ve duraanl fikri, felsefeyi pek ok bakmdan
yozlatran, kirleten temel bir yanlsamadr.
rnein, bizim ahlk fikirlerimizi, bir ylda yzlerce, hatta diyelim ki bin
lerce yumurta reten balklar gibi varlklar arasndaki aile ilikilerine tatbik
ettiimizi dnelim.
Ahlk kodlar konusunda vardmz bu sonu, ahlk teriminin herhan
gi bir anlamnn olumsuzlanmasn ierecek ekilde geniletilmemelidir. Keza
ayn ekilde, bir devlet iindeki davrann merluu ya da hukklii fikri
de, tam bir kodlama imknndan kanr. Hukuk meslei, hibir zaman bir
makine tarafndan veya bir makine gibi ynlendirilemez.
Ahlk, nemlilii azam dzeye karabilmek iin srecin kontrol edilme
sinden oluur. O na ait olan eitli boyutlardaki tecrbenin bykln
amalar. Bu tecrbenin boyutlar fikri, onun her bir boyuttaki ehemmiyeti ve
bu nemliliin nih birlii, anlamas gerekten zor bir fikirdir.
Bununla birlikte, ima edebildiimiz srece, ahlk fikrini idrak edebiliriz.
Ahlk, bu hdise iin nemliliin mkemmelletirilmesiyle ilgilenen uyum,
younluk ve canlln birliini gerekletirmeyi gye edinir her zaman. Kod-
lamalar / ifrelemeler, bizi, bizim dorudan, yakn fikrilerimizin tesine tar.
3 8 / D N M E B MLE R

Ve szkonusu dnemdeki bildik hdiseler iin geerli olan bildik yarglar


ihata eder. ifrelemeler, medeniyet iin faydal ve hatta zorunlu ilemlerdir.
Ancak ifrelemelerin statlerini abartmakla yalnzca onlarn etkilerini zayf
latm oluruz.
Mesela bu noktada on emiri inceleyelim. A lt gnde bir gn ya da sekiz
gnde bir gnden farkl olarak, gnlerden bir gn dinlenme gn olarak ka
bul etmek, gerekten de kintn mutlak ahlk yasalarndan biri midir? Pazar
gnleri, her ne sretle olursa olsun, dnya ylksa bile, gerekten de hibir i
yaplmamas gerektiini dnebilir miyiz? Zamann gnlere taksim edilmesi
nin btn mevcdtn tabiatnda varolan mutlak bir faktr olduunu gerek
ten dnmek zorunda myz? Aktr ki, bu emirler, saduyu ile yorumlanma-
ldr. Baka bir deyile, bunlar, ok zel nedenlerin dnda, sradan artlarda
uygulanmas daha iyi sonu verebilecek davran emirlerdir.
Evrensel ahlk ideal olarak kinatn asl karakterine ait herhangi bir dav-
ran-sistemi mevcut deildir. Evrensel olan ey, benimsenme artlarndaki
herhangi bir davran-sistemine nfuz etmesi gereken ruhtur. Dolaysyla ah
lk, mitolojik soyutlamalarda yapmanz gereken eyleri gstermez size. Ahlk,
herhangi bir huss hedefin merlatrlmas gereken genel ideali ile ilgilenir.
Bir insann veya bir bcein, ya da bir aadn yahut da Parthenonun [antiki
tenin puthanesinin] ykm, yok edilmesi ahlk bir eylem de olabilir, gayr-
ahlk bir eylem de. On emir bize, olup biten hdiselerin ounda, bu tr
bir kurban etme giriiminden sakmlmasmm daha iyi olduunu syler. ster
tahrip edelim, isterse muhafaza edelim, eer dnya tarihindeki somut bir h
diseye dayand srece tecrbenin nemliliini korumusak, bizim eylemimiz
ahlk bir eylemdir.
8.-Dncedeki byk atlmlar, sklkla talihli hatalarn bir sonucudur.
Bu hatalar, ar-basitletirmelerden doarlar. Dncedeki ilerleme ya da at
lm ise, bir sreliine de olsa abartnm basitletirilmi fikirlerin kullanmyla
alakal olmad gereinden kaynaklanr. Bu hakkatin balca rneklerin
den biri, Aristonun cinsler, trler ve alttrler konusunda yapt tahlildir.
Bu, gelitirilmi, mmkn olan en mutlu fikirlerden biriydi ve dnmeyi ola
bildiince ve alabildiine berraklatrmtr. Eflatunun snflandrma dokt
YARATICI RUH / 3 9

rini, mulak ve bulank bir nseziydi. Eflatun, bunun deerini hissetmiti.


A ncak belirgin bir akla sahip olmamasndan tr ok fazla ie yarama
mt. Duyarl insanlar arasnda, A ristonun tahlil biimi, iki bin yldr ente
lektel ilerleme ve atlmn vazgeilmez zellii olmutur.
Elbette ki, Eflatun haklyd; Aristo yanlyordu. Cinsler arasnda ak bir
ayrm yoktur; trler arasnda ak bir ayrm yoktur; baka hibir yerde de
ak bir ayrm szkonusu deildir. Baka bir ifadeyle, gzlemlerinizi, kendile
rine dayandrdnz varsaymlarn tesine itiverdiinizde, herhangi bir ayrm
mevcut deildir. Bununla birlikte, biz, daima belli snrlar iinde dnrz.
Ama pratik bir mesele olarak bakldnda, Aristo haklyd; Eflatun ise
akna dnmt. Bununla birlikte, Aristonun da, Eflatunun da tam olarak,
doru bir ekilde kavrayamadklar ey, her bir an dncesinde cr ve
mevcut olan nemlilik duygusunun huss niteliinin aratrlmasnn zorun
lu olduu gereiydi. Btn snflandrmalar, cr, mevcut nemlilik idrakine
baldr.
mdi, arkamzda, ya da drt bin yllk medeniyetin az biraz ayrntl bir
tarihi var. Grekler, (Thucydidesin gn na kard gibi) iki ya da
ada kuan tarihi dnda, tarihten habersizdiler, yani tarih konusunda
childiler. Msrllar ve Yahudiler ise, hibir eletiriye tabi tutmakszm uzun
tarihe tapnyorlard. Eer Grekler, tarih hakknda bir ey biliyor olsalard,
tarihi eletirirlerdi; yine eer Yahudiler tarihin kaytlarna tapnmyor olsa
lard, onlar da tarihi eletirirlerdi. Son olarak, eer Msrllar, kendilerini
pr tarihe hapsetmi hassas insanlar olmam olsalard, Msrllar da tarihi
eletirirlerdi. Msrllar, ayn saduyuyu tatbik ederek, sahip olduklar ge
ometri bilgilerini genelletirmeyi baaramadlar ve bylelikle, modern uygar
ln kurucular olma anslarn yitirdiler. Grekler, uuk genelletirmeleriyle,
daima ocuk gibiydiler; ki bu, m odem dnya iin ok talihli bir eydi. Yanl
ma panii, ilerlemenin lmdr; hakkat ak ise, ilerlemenin [kurucu ve]
koruyucu kaynadr.
9.-lte bu nedenlerden tr, tarih eletirisi, son drt yzyln modern
dnyasnn gelimesini beklemitir. Elbette ki, ni bir balang yoktur. Bu tr
eletirilerin n-habercileri, daima kadim edebiyatlarda bulunabilir/di. Her ne
4 0 / D N M E B MLER

suretle olursa olsun, modern dnce, tarih konusunda ortaya koyduu yo


unlama abasndan tr harikuldedir. Szn ettiimiz tarih eletirisi, e
itli safhalar geirmitir.
lk vurgu, tarih kaydnn sahihlii zerine olmutu. Eflatun bu diyalogu
yazd m? mparator Konstantin bu yardm yapt m? trnden sorular, ilgi
lenilen temel konulard. Bu dzeltme safhas, daha sonra ayrntlara el att.
Ve o zaman, metnin dzeltilmesi olarak adlandrld: Bu Aeneid elyazmas
metni, Virgilin yazd metnin doru versiyonu muydu? Bu soru, ok net bir
soruydu. Am a Homerin lliad ile ilikisi, o kadar ak deildi. Belki de Homer
ve arkadalar okuma-yazma bile bilmiyorlard. Eer onlar gerekten okuma-
yazma bilmiyor idiyseler, onlarn Iliad yazm olmalar szkonusu olamazd.
Papirs, zaten kt bulunabiliyordu ve hatrlamak, daha kolayd. Dolaysyla
llud iiri, kk deiikliklere hi dikkat edilmeksizin, bir grup halk ozan va
stasyla kuaktan kuaa aktarlm olmalyd. Daha sonralar, metnin formel
olarak rcvize edildiini greceiz. Benzer bir mulaklk, btn sosyal mnase
betler iin de geerlidir. Dolaysyla, doru kayt fikrinin snrlan vard.
Tarih, imdi, baka bir safhaya gemitir. Bu tarih safhas, davran mna
sebetlerini sergileyen bir safhadr. Batl tarihi, eylem tiplerini, davran tip
lerini ve Avrupah rklarn nce Avrupay, ardndan Amerika'y batan aa
dolap atklar, sonra da dier ktalarn ve adalarn en cra kelerine kadar
ulatklar maceralarda sergiledikleri formlletirilmi inan tiplerini resmedi
yor. Bu vurgu deiiklii, kendisini belirgin olarak 18. yzylda gstermiti.
Szgelii, tipik lim ve mnekkit Bentley, 1742 ylnda lmt; bir siya
s sistemin dnn ve knn ve bu siyas sistemin aktivitesini canlan
drc itici g deiimlerinin izini sren Gibbon ise 1737 ylnda domutu.
Gibbon hibir yazarn kitabn dzeltmemiti; Bentley ise, hibir davran bi
imini tasvir etmemiti. Avrupada yaanan deiim, 1707 ylnda len Ma-
billon ile 1694 ylnda doan Voltaire tarafndan sembolize edilebilir. Elbet
te ki, tarih safhalar, birbirleriyle st ste rtr. Burada hkim alaka'dan s-
zediyorum. Erken dnemde, mantk-diyalektiki hmanist Erasmus bile,
klasik metinlerin dzeltilmi edisyonlarm yaynlyordu; 19. yzyla gelindi
indeyse, tarih anlat [tarihyazm teknii], editoryal dzeltmelere younla
YARATICI RUH /4 1

maktan ok daha nem ve ncelik kazanmt. Elbette ki, bu deiimin eit


li nedenleri vard ve btn tarih aratrmacl trleri bir arada varoluyordu.
Fizik biliminin etkisi altnda tarihin grevi, yakn zamanlara kadar, yalnz
ca vakalarn anlatlmasndan ibaretti. Bu bilgi ideali, gerekiliin zaferidir.
A ka beyan edildii zere, bu tr bir nedensellik anlay, ekonomik sikler
gibi fizik maddliklere ilikin aklamalarla snrlyd.
Bu tr bir tarih tasavvuru, kendisini soyut mitolojiyle snrlar. eitli s
ikler, dta braklr. Dn gelimenin tarihini, dn inancn itici-gciin hesa
ba katmadan yazamazsnz. Papaln tarihi, yalnzca davran biimlerinden
ibaret deildir. Aksine, papaln tarihi, belli bir dnce biiminden gelen
bir nedensellik biimini resmeder ve yanstr.
Dolaysyla salt vakalar zincirinden ibaret bir tarih incelemesi, tad za
af abucak ele verir. nk bu bsbtn kurmaca, icat edilmi bir abann
eseridir. Oysa bir de olgular veya vakalar okyanusu vardr hesaba katlmas
gereken. Biz burada, szkonusu dnemlerde hkim olan huss nemlilik bi
imlerinden gelen koordinasyon temayln aratryoruz. Her dnemde
kendiliinden, tabiat icab mevcut olan bu tr alakalar olmakszn, ne dil, ne
sanat, ne kahramanlk, ne de kendini-adama durumu vcut bulabilir ve mev
cut olabilir. dealler gerekilik fikrinin tesinde uzanr; ama yine de kendi
geliiminin rengini sunar.
lO.-Gerekilik fikri, dnceyi, daha sonra nih gereklik olarak alaya
alman bsbtn formel ilikilere mahkm etmekle ulalan bir soyutlamadr.
Bilimin, mkemmellemesi srecinde, diferansiyel denklemlerin aratrlmas
teebbsne dnmesinin nedeni ite budur. Mahhas dnya, bilimsel an
bataklklarnda oraya buraya doru salnp durur.
Burada rnek olarak bilimsel lm/leme fikrini ele alalm. A vnpann
iine srklendii kargaa ve hercmerci, diktatrlerinin, babakanlarnn ve
gazetelerinin yayn ynetmenlerinin -kendi aplarnda- ortaya koyduklar
arlk, bask ve ynlendirmeyle izah edebilir miyiz? Her ne kadar biraz fayda
l bilgiye ulamak mmkn olsa da, esas itibariyle bu fikir sama bir fikirdir.
Burada elbette ki, bilimin gereksizliini ve nemsizliini savunuyor deilim.
Bu tr bir yaklam budalaca bir yaklam olurdu. Szgelii, yukarda da zikre-
4 2 / D N M E B MLER

dildii gibi, insanlarn vcut slarnn gnlk kaydn tutmak yararl olabilir.
Burada dikkat ekmek istediin nokta, bilginin her eyi aklamaya kifayet et
meyecei ve etmedii gereidir.
Her sosyal sistem, bazlar dominant, bazlar da arkaplanda kalan eitli
ilgi biimleri gelitirir. 18. yzyl, yalnzca akl a deildi; yine 16. yzyl da,
sadece bir dn coku a deildi. Szgelii, Reformasyon kargaasn, Ameri
kaya, Hindistana, Trklere, milliyetiliin trmana geiine ve nihayet
matbaann gelimesine gnderme yapmakszn, bunlarn hepsiyle ilikisini
aratrmakszm incelemek glntr, gln sonular dourur. Bu faktrlerin
burada uygunluu, dn alaka ile i ie geen hkim nemlilik biimlerindeki
deiikliklerde kendisini gsterir.
Dinin ve ahlkn alkantl tarihi, onlar bilimin daha istikrarl genellik
leri lehine bir kenara brakma yaygn arzusunun ana nedenidir. Ne yazk ki,
bu arpk tutumun nedeni olarak, kint, in olunann enkamasyonu ve
estetik, dn ve ahlk fikirlerin etkisinin bir sonucu olarak grmek kanl
mazdr. Bunlar medeniyetin hem ykc, hem de kurucu gleridir. Onlarn
gleri anmaya baladnda, yava, yumuak bir zlme ve k de ardn
dan skn ediverir. Onlar, insanl srgit ileri geri gitmeye zorlarlar.
Dikkatin gerekilik zerinde younlatrlmas, ln sahip olduu ken
dine zg bir stnlktr. Bu tr bir zafere ilikin gelitirilen herhangi bir
yaklam, mnferit tecrbe zerindeki etkisini ifa etmek gibi zorunlu irtibat
lara zelikle vurgu yapan firr ve mnzev erdemi renmeyi baheder.
KNC BLM
. . . . .

FADE

B
u blm, fade fikriyle ilgili eitli fikirlerin incelenmesini konu edine
cektir. Daha genel bir nemlilik fikri, fade fikri tarafndan varsaylr.
Bir farkllk oluturacak muhtte / vasatta bir eyler kaynaacak, i ie gee
cektir. Ancak bu iki fikir arasnda bir ayrm vardr. nemlilik fikri, Kinta
referans bakmndan esas itibariyle monistik / tekcildir. Sonlu mnferit h
diseyle snrl olan nemlilik fikri, ehemmiyetini yitirir. u ya da bu anlam
da da olsa, nemlilik fikri, sonludaki sonsuzluun ikinliinden ortaya kar.
Oysa ifade fikri, sonlu hdise zerin/d/e tesis edil/mit/ir. fade, kendisini
kendi muhti zerinde etkin klmaya alan sonluluun bir aktivitesidir. te
bu nedenledir ki, ifade fikrinin kkeni, sonlu olanda gizlidir ve kendisinin
tesinde uzanan benzerlerinin okluundaki sonlunun ikinliini temsil eder.
Bu iki fikir, yani nemlilik fikri ile fade fikri, hem kinatn monistik yn
nn, hem de oulcu karakterinin tanklardr. nemlilik, Tek olarak Dn-
yadan ok olarak Dnyaya geer. Oysa fade, ok olarak Dnyadan, Tek ola
rak Dnyaya gnderilen bir armaandr.
Seme, ifadeye ait ve mahsustur. Sonlu varln tarz, havas, ekli, muh
ti ya da vasat artlandrr, belirler. Etrafndaki dnyaya ekilen kendi perspek
tifini ekillendiren aktif bir mevcdiyet vardr. Tabiat kanunlar, gayr- ahs
4 4 / D N M E B MLER

olarak hkmeden, muazzam ortalama etkiler veya sonulardr. Oysa ifade ko


nusunda ortalama diye bir ey yoktur. fade, esas itibariyle mnferittir. Orta
lama, hkim olduu srece, ifade sner gider.
ifade, balangta ifade edicinin tecrbesinde gerekletirilen bir eyin,
muhitte / vasatta kaynamasdr. Burada hibir bilinli belirleyicilik veya yn
lendirme durumu szkonusu deildir. Szkonusu olan tek ey, kaynama ve
kaynatrma sikidir. Bu drt, hayvan tabiatnn en basit karakteristiidir.
Dardan bakarak gelitirdiimiz dnya varsaymmzn [veya tasavvurumu
zun] en temel, en asl delilidir.
Aslnda, mevcut dnyann tesindeki dnya tasavvuru, ona ilikin ok
daha canl perspektiflerimizi farknda olmakszn bizimle zdeletirdiimiz ta
biatmzla etle kemik gibi i ie geerek btnlemitir. Szgelii, bizim be
denlerimiz, bizim mnferit mevcdiyetimizin tesinde vcut bulur. Ama yine
de onun bir parasdr. Bir insann beden ile zihinden / ruhtan oluan komp
leks bir btn olduu bedene dayal hayatmzla kendimizin yakndan kopmaz
bir irtibat, bir i ie gemilik durumu iinde olduumuzu dnrz. Ancak
beden, bedenin uzants olan d dnyann bir parasdr. Aslnda, beden, ta
biatn bir paras olduu kadar, tabiattaki baka her eyin de -mesela bir neh
rin, bir dan ya da bir bulutun da- bir parasdr.
Mesela belli bir molekl ele alalm. Molekl, tabiatn bir parasdr. Mil
yonlarca yldr hareket etmektedir. Belki de hareket etmeye bulutsu uzak bir
yldz topluluundan balamtr. Daha sonra bir ekilde bedene girmitir; bel
ki de baz yenilebilir sebzelerde bir faktrdr; ya da havann bir paras olarak
cierlere geiverir. Peki, tam hangi noktada, bir molekl, aza girer ya da de
riye siner ve bedenin bir paras olur? Ve tam hangi nda, daha sonra, bede
nin bir paras olma zelliini yitirir? Burada mesele, kesinlik deildir. n
k bu, yalnzca belli bir konvansiyon yoluyla elde edilebilir.
Dolaysyla tam bu noktada, bedenlerimizin u tarifine ularz: nsan Be
deni, insan ifadesinin temel alan olan dnyann bu blgesidir.
Szgelii, fke, bedenin taknlklarna szar; daha sonra uygun bir dil for
munda ya da dier iddetli eylem biimlerinde kendisini ifade eder ve yayar.
Burada dikkat ekilen bedenin huss fonksiyonlarnn tahlilini bu bilimin
Y A R A T I C I RUH / 4 5

eitli departmanlarndaki psikologlara havale edebiliriz. Felsefe, uzmanlk


aratrmalarnn alanlarna mdahale etmekten saknmaldr. Felsefenin ii,
aratrma alanlarna dikkat ekmekten ibarettir. Baz aratrma alanlar yz
yllardr ilenmeden ylece kalakalr. Faydal bir balang szkonusu deil
dir, olmamtr ya onlar zerinde hibir ilgi younlamas szkonusu olma
mtr.
Mevcut rneimizde, bir hayvan bedeni tarif ettik -daha yksek derecede
hayvanlarn bedenini. Ve gerekli olan aratrma biimlerine veya alanlarna
dikkat ektik. Elbette ki, insanlk, bu i zerinde, bazlar bunun tam nemi
ni kavramakszm, binlerce yldr kafa patlatagelmitir. te felsefenin grevi,
bu uuru gelitirmek ve pekitirmek; ardndan da bu tr gerekli uzmanlk ara
trmalarnn sonularn koordine etmektir.
Buraya kadar olan blmde, hkim his/setme ve ifade merkezlerine sahip
olan hayvanlarn bedenlerini inceledik. Tartmamzn bundan sonraki bl
mnde, hayvan ve bitki de dhil btn canl bedenlerini ihata edecek ekil
de beden tarifimizi geniletebiliriz.
Nerede her bir ksmndan doan temel ifadeler alan olan bir tabiat bl
gesi varsa, ite o blge canldr.
Bu ikinci tarifte, her bir ksmndan doan temel ifadeler ibaresi, daha
nce kullanlan insan ifadesi ibaresinin yerine yerlemitir. Bu yeni tarif, in
san varlklarnn ve daha yksek hayvanlarn tesine genilemekle nceki ta
riften daha geni ve kapsaml bir tariftir. Ayrca bu tariflerin, ar Davran
lk biimlerinin dorudan reddini icap ettirdiine dikkat ekilmelidir. Zira
bu tr davranlk doktrinlerinde, nemlilik ve ifade bsbtn defter
den silinir ve hibir zaman akll bir ekilde kullanlma yoluna bile gidilmez.
Tutarl bir davran, benim aklamalarm reddetmenin nemli olduunu
hissedemez. Sadece hissediyormu gibi davranr.
Daha yksek trde bir hayvan bedeninin iki yn vardr ve buraya kadar
biz bu ynlerden yalnzca birini inceledik. kinci ve daha kapsaml tarif, bi
zim, bitki hayat ile hayvan hayat arasndaki ayrm bulmamz mmkn k
lar. Tpk dierleri gibi, bu ayrm da, kl krk yaran bir kesinlie itilmeyi red
deder. Hayvan hayatnda, kendisini btn bir hayvan bedeni iinde ve ze
4 6 / D N M E B ML E R

rinde ifade eden bir tecrbe vardr. Am a bu, madalyonun yalnzca grnen
yzdr.
Madalyonun grnmeyen dier yz, bedenin, kendilerine dair ifadeleri
dierlerine de empoze eden eitli tecrbe merkezlerinden teekkl ettii ger
eidir. (Burada kullanld anlamda) hissetme ya da nsezi, ifadelerin idrak
edilmesidir, ite bu nedenledir ki, hayvan bedeni, mtereken ifade eden ve
hisseden mevcdiyetlerden teekkl eder, ifadeler, muhtte kaynaan, oraya
szan ve sinen hissetme verileridir. Ve canl bir beden, tecrbenin bu iki y
nnn, yani ifade ile hissetmenin hussiyle tam tamna uyarlanmasdr. te
bu tanzim nedeniyle, bir uyarlanm eitli hisler, tecrbe eden bir zne ola
rak bir hayvan olan stn / yksek varlkta retilir.
Dolaysyla, bir hayvan ve kendilerini tecrbe merkezleri olarak gren be
deninin eitli ksmlar, bir anlamda ayn dzlemdedir. Baka bir deyile,
bunlar, kendilerini birbirlerine canl bir ekilde ifade eden ve kendi his/set-
me/lerini temelde bu tr mterek ifadeler nedeniyle elde eden tecrbe mer
kezleridir.
Bir baka anlamda ise, bir tecrbe merkezi olarak hayvan, kendisinin di
er beden merkezlerinden ok daha yksek dzlemdedir. Zira bu alt mer
kezler, uzmanlardr. Bu alt veya baml merkezler, yalnzca snrl trde
duygusal hisler alrlar ve bu tr canl varlk trlerinin tesinde nfuz edile
mezdirler. Bedenin btn ileyii sresince, enva-i eit duygusal varlk tr
leri arasnda kompleks bir koordinasyon vardr. Bedenin tanzimi veya ile
yii, nsezileri gl bir varlk olarak bir hayvann his/setme birliinin bu
beden aktivitelerinden enva-i eit tecrbeyi almas, idrak etmesi eklinde
gerekleir. Dolaysyla hayvan merkezdeki mterek toplam hissetme ve
risi, dier beden merkezilerindeki verilerle mukayese edildiinde daha yk
sek dzeydedir.
Bitkiler rneinde ise, beden eksenli tanzimlerin, alnan ifadelerde de, do
utan gelen verilerde de daha yksek bir kompleksiteye sahip olan herhangi
bir tecrbe merkezinden yoksun olduunu mahede ediyoruz. Bitkiler dn
yas, bir demokrasi dnyasdr; oysa bir hayvana bir ya da daha fazla sayda
tecrbe merkezi hkimdir, hkmeder. Bununla birlikte, bu tr bir hkimiyet
YARATICI R U H /47

snrldr; stelik de ziyadesiyle snrldr. Merkez liderin ifadeleri, bu liderin


bedenden gelen verileri almasyla alakaldr.
Hl byle olunca, bir hayvan bedeni, en azndan oluturucu ifade aktivi-
telerinden birinin snrl hkimiyetini sergiler. Eer hkim aktivite, bedenin
dier ksmlarndan koparlrsa, o zaman, ibirlii abas bsbtn ker ve
hayvan lr. Oysa bitkiler lemindeki demokrasi, fonksiyonel ifadesini gzle
grlr bir ekilde kaybetmeksizin kolaylkla varln srdren ok sayda k
k altdemokrasilere ayrlabilir.
Bizim aklamamzn ziyadesiyle basitletirilmi bir aklama olduu ak
tr. Her eyden nce, hayvanlar lemi ile bitkiler lemi arasndaki ayrm, ke
sin ve keskin snrlar olan bir ayrm deildir. Bitkiler leminde de baz hki
miyet biimlerinin izleri srlebilir ve hayvanlar leminde ise, baz demokra
tik bamszlk rneklerine rastlanabilir. Szgelii, bir hayvan bedeninin baz
ksmlar, ana bedenden koparldklarnda canl aktivitelerini devam ettirebi
lirler. Ne var ki, enerji eitliliinde ve hayvann varln tam olarak srd
rebilme gcnde bir baarszlk szkonusudur. Oysa bu tr bir baarszla
izin vermekle bitkiler leminin eitlik ve bamszlk zellikleri kendilerini
gerekten tezahr ettirirler. Dolaysyla, ortalama bitkiler lemi ve yksek d-
zedeki hayvanlar lemi, canl varlklar olarak adlandrdmz artc eit-
likteki bedene dayal oluumlarnda u noktalar temsil ederler.
Bu durumda, hayvanlar leminde de, bitkiler leminde de ayn lde m
ahede edilebilecek fonksiyon farkllamalarn gzard etmi olmaktayz. Bit
ki rts rneinde, kkler, dallar, yapraklar, iekler ve tohumlar vardr; ki
bunlar herkes kolaylkla mahede edebilir. Ve botanikilerin ayrntl gz
lemleri, bitki hayatnn fizyolojisini oluturan yz civarndaki dier fonksiyo
nel aktiviteler yoluyla bu briz farkllama rneklerini tamamlar.
Buradan tekrar hayvan bedenine dnecek olursak... Tayin edici tecrbe
nin katksz hkimiyeti fikrinin smrlandrlmaya ihtiyac olduunu syleyebi
liriz. Bedenin fonksiyon grme srecinde zorunlu bir kontrol yapma yetkisi-
ne sahip alt ya da baml vastalar mevcuttur. Kalp, bunlar arasmdakilerden
bir rnektir. Ayan aktiviteleriyle bir ekilde zt bir grnm arzeden kalbin
aktiviteleri, bedenin varln srdrebilmesi asndan zorunlu aktivitelerdir.
4 8 / D N M E B ML E R

Bir ayak, kk bir hasar durumunda kendi i fonksiyonundan koparlabilir;


ama kalp, olmazsa olmaz derecesinde zarurdir. Dolaystyla, en yksek dzey
deki rneklerinde bir hayvan bedeni, banda bir lordun bulunduu bir feodal
toplumu daha ok andrr.
Hayvan zeksnn bu nih birlii, ayn zamanda, hem yeni durumlara gs
terilebilecek bir reaksiyon organdr, hem de reaksiyonun gerektirdii yenili
i devreye girdiren bir organdr. Son olarak, lord, kalp gibi yardmc valiler
zerine empoze edilen rutinin kurallarna (konvansiyonelliine = kurallarn
oturmu gelenekselliine) szma temayl gsterir. Hayvan hayat, konvansi-
ynel aralarla gerekletirilen konvansiyonel yeniliklerle kar karya gele
bilir. Bununla birlikte, ynlendirici ilke, herhangi bir byk yeniliin birden
bire devreye girdirilmesini salayabilecek byk lekli bir gten yoksundur.
Daha yksek dzeydeki hayvanlarn bedenleri, karncalar gibi karmak
bcekler topluluunu biraz andrr. Bununla birlikte, mnferit bceklerin
kendi problemlerine bir btn olarak topluluktan daha ok uyum salama g
cne sahip olduklar anlalyor. Hayvanlar rneinde ise bunun tersi geerli-
dir. Szgelii, akll bir kpek, yeni hayat biimlerine, hayvan bedeninde i
lev grd hliyle kalbinin sahip olduu adaptasyon gcnden daha fazla
adaptasyon gcne sahiptir. Bir kpek eitilebilir; ama kpein kalbi, kendi
dar snrlar iinde kendi yoluna gitmeli, kendi fonksiyonlarn yerine getir
melidir.
2.-Yeniden insanla geldiimizde, tabiatn, kendi snrlarndan bir dieri
ni de at ve tat gzleniyor. Merkez haz ve ifade aktivitesi, eitli fonk
siyonlarnn neminde bir ztlk varsaymtr. Gerekletirilemeyen mmkn-
ln kavramsal olarak gerekletirilmesi abas, insan zihniyetini balca
faktre dnr. te bu yolla, kimi zaman gzelletirilen, kimi zaman lanet
lenen, kimi zaman edebiyat tarafndan patenti verilen, kimi zamansa telif
hakk yoluyla korunan artc, oke edici bir yenilik devreye girdirilir. nsan
lk tarifi artk yledir: Bu hayvanlar familyasnda merkez aktivite, yenilikle
ilikisi bakmndan gelitirilmektedir. Bu iliki iki ynldr: Bir yanda, beden
ifadelerinin btn eitliliklerinden gelen bir yenilik vardr. Bu tr bir yeni
lik, ifadenin tutarllna indirgenmesi konusunda bir karar/llk gerektirir.
Y A R A T I C I RUH / 4 9

te yanda ise, ifade edilmemi imknlarn gerekletirilmesi yoluyla


his/setme yeniliinin devreye girdirilmesi szkonusudur. Bu ikinci yan, insan
ln kavram eksenli tecrbesinin bytlmesi ve geniletilmesidir. Bu kav
ram eksenli hiss/etmen/in mhiyeti, vuku bulabilirlik ve vuk bulmu olabi
lirlik duygusundan oluur. Bu, alternatifin retilmesi ve hayata geirilmesidir.
En yksek geliiminde, bu, deal olann gerekletirilmesi abasna dnr.
Bu, nceki blmde tartlan nemlilik duygusuna vurgu yapar. Ve bu duy
gu, kendisini, ahlk duygusu, mistik din duygusu, gzellik demek olan uyu
mun verdii zevk ve keyif duygusu, anlama demek olan karlkl irtibat/l-
l/n zorunluluu duygusu ve nihayet uur demek olan her bir faktrn ayr
trlmas duygusu gibi eitli trlerde tezahr ettiril-.
te yandan, ifadeye dnmek, hissetmenin tabiatdr. Bylelikle, bu e
itli his/setme/lerin ifadesi, hayvan davranlarnn anlatmndan farkl bir in
sanlk tarihi retir. Tarih, sadece insanla has huss hislerin ifadelerinin
kayddr.
Bununla birlikte hayvanlarla insanlar arasnda geiin her derecesi mev
cuttur. Hayvanlarda, baat olarak bedenin fonksiyonlarndan gelen ama yine
de kavram eksenli fonksiyonlardan kaynaklanan amalarla, umutlarla ve ifa
deyle donanan duyulara dayal hissetmeyi grebiliriz. nsanlkta ise, bedetin
fonksiyonlarna dominant olarak bamllk hl szkonusudur. Am a insann
hayat, deerini ve nemini, gerekletirilmemi ideallerin onun amalarn
ekillendirme ve eylemlerini ynlendirme biimlerinden alr. nsanlarla hay
vanlar arasndaki bu ayrm, bir anlamda yalnzca derece bakmndan bir ay
rm ve farkllktr. Yine de burada szkonusu olan derecenin boyutlar her e
yi belirlemeye kfidir. Snr, almtr.
Hl byle olunca, tabiatta drt tr fillik toplamyla kar karya kalrz:
Bunlarn en d, karlkl etkinin, matematik gibi formel bilimlerde ifade
edilebilir formel bir nitelie gzle grlr ekillerde sahip olduu cansz kii-
melerdir. inorganik hayata, averaj / ortalama varlk hkmeder. Bedeninin
uzuvlarnda mnferit bir ifade szkonusu deildir. Onlarn seim parltlar ve
patlamalar (eer ille de byle bir ey szkonusu edilebilirse) dank ve etki
sizdir. Paralar ya da uzuvlar, yalnzca ortalama ifadeler iletir ve dolaysuda
5 0 / D N M E B ML E R

yap varln srdrr. Zira ortalama, her zaman orada mevcuttur, mnferit-
ligi boar.
Oysa bitkiler lemindeki derecelendirme, kendi uzuvlarndan gelen ama
l bir etkiler demokrasisi sergiler. Organizmann iindeki baat gye, kendisi
nin koordineli mnferit ifade kabiliyetinin varln srdrmesidir. Bu ifade
kabiliyetinin byk bir ortalama karakteri vardr. Ancak bu ortalamann ta
biatna, kendi bendenin teekklnn incelikleri hkimdir, hkmeder. Bu,
inorganik bir tabiata sahip olan gayr- ahs ortalama formaliteye koordineli,
organik bir mnferitlik ilve etmitir. Cansz maddede yalnzca potansiyel
olarak gizli olan ey, bitkiler dnyasnda gerekletirilmeye allmtr. A n
cak her bitki rneinde, beden organizmasnn btn, paralarndaki ya da
uzuvlarndaki ifadenin mnferitliini kesinkes snrlar.
Hayvan derecelendirmesi, bedenin fonksiyonlarnn incelikleri tarafndan
desteklenen en aznda tek bir merkez fillie sahiptir. N e kadar zayf olursa
olsun, salt varolma, varln devam ettirme amacn aan amalar sergilenir.
Zira hayvan hayatnda, nemlilik kavramnn, pek ok farkl kullanmlarn
dan bazlarnda, gerek bir alakas vardr. Hayvan hayatnn insan derecesi,
bu kavram olaanst bir ekilde geniletir, geni bir alana yayar ve bylelik
le, nemliliin eitlilii asndan hayat nem arzeden fonksiyon grme ye
niliini devreye girdirir. Dolaysyla, ahlk ve din, her bir hdisede de en iyi
ye doru bu nsan sikin trl ynleri olarak ortaya kar. Daha yksek dere
cede hayvanlarda ahlkn varl gzlemlenebilir; ama dinin varl gzlemle-
nemez. Ahlk, ayrntl hdiseye vurgu yaparken; din, kinatta mevcut olan
ideal birliine vurgu yapar.
Cansz madd toplumdan insan bedenine kadar sosyal toplamn her dere
cesinde, bir ifade zorunluluu vardr. Salt madd cisimlerin veya bedenlerin or
talama aktivitelerinin hkim tabiat kanunlarna tb olmakla snrlanmas, i
te bu ortalama ifade ve ortalama almlama yoluyla gerekleir. Yine insan be
deni, tek bir insan kiisinin duygu eksenli ve ama eksenli derin hislerinin ak
tivitelerinin ifade edilmesini mnferit ifade ve almlama yoluyla gerekletirir.
3.-Bu beden eksenli aktiviteler, son derece eitli ve olaanst seici bir
grnm arzeder. Duygunun dier hisleri bastrmas durumu hri, fkeli bir
YARATICI R U H /51

adam, dnyaya kar genellikle yumruk sallamaya kalkmaz. Aksine bir seim
yapar ve komusunun suratna geiriverir yumruunu. Oysa bir kaya paras,
yerekimi kanununa gre kint tarafsz olarak cezbeder kendisine.
Fizik biliminin yanszl, hayvan davrannn yegne yorumlaycs ola
rak baarszlnn tek nedenidir. Kayann yeryznn zel bir parasna d
t dorudur. Bu byle vuku bulur; nk bu muhitteki evren, farkl denk
lemle zel bir problem zm sunar. Adamn yumruu, kintta yeni bir
zellik arayan, yani rakibinin kmesini isteyen duygu tarafndan ynlendiri
lir. Kaya rneinde, formaliteler hkmlerini icra ederler. Oysa insan rne
inde, izahn, mutlaka ahs tatmini gerekletirmesi arzulanr. Bu honut ol
ma durumlar, formaliteler tarafndan snrlandrlr; ancak younluklaryla
doru orantl olarak bunlar, onlarn tesine geerler ve ahs ifadeyi devreye
girdirirler.
uur, yksek dzeydeki hayvanlarda gzlenen honut olmann seiciliinin
ilk rneidir. uur, fizyolojik ilev grmelerin aktivitelerini koordine eden
ifadeden teekkl eder. Bizim muhitimizde hkim olan szkonusu tabiat akti
vitelerini uurlu olarak mahede ettiimiz eklinde temelsiz bir fikir vardr.
Oysa bunun tam tersi dorudur. Hayvan bilinci, ayrntl bedene dayal fonk
siyon grmeye bamlln kolaylkla ayrt edemez. Bu tr bir ayrm, genel
likle bir hastalk iaretidir. Bedenimizin sonsuz karmakln, ylece, sorgu
suz sualsiz kabul ederiz.
Epistemolojinin ilk ilkesi u olmaldr: Bizim tabiatla olan ilikimizin de
iebilir ynleri, uurlu mahedenin asl konulardr. Hakknda bir eyler ya
plabilecek saduyudur bu sadece. Organik kalclklar, kendi ivmelerini de
vam ettirirler: Kalbimiz aralksz atar, cierlerimiz havay solur, kanmz dur
makszn devr-i dim eder, midemiz hazmeder. Bu tr temel ilemlere dikkati
sabitlemek iin ileri derecede gelimi bir dncenin varolmas gerekir.
Yksek derecedeki hayvanlar, tabiatla, grme, iitme, koklama ve tatma
gibi yapay ilikiler gelitirmitir. Ayrca bu tr irtibatlar, onlarn yksek-dere-
cedeki nitelikleriyle doru orantl olarak deiebilir bir grnm arzeder.
Szgelii, grsel tecrbemizin yok olup gitmesi iin sadece gzlerimizi kapat
mamz kfidir. Yine kulaklarmz tkadmzda, kulaklarmz iitmez olur.
5 2 / D N M E B MLER

Doru bilimin kendisini dayandrd bu tecrbeler, bsbtn yapay tec


rbelerdir. Kr ve sar, insan hayatnn nih harikuldellini idrak etmeye
muktedirdir. Onlarn bastonlar yoktur. Bulvarlardaki ve caddelerdeki trafik
klar, modem hedeflerin baarlabilmesi iin yararldr. Ama motor-araba
lar olmayan, trafik klar bulunmayan byk medeniyetler varolmutur.
Bununla birlikte, bu duyu-tecrbelerinden herhangi biri, organizmann
varl iin zorunlu deilse de, biitn bu duyu-tecrbelerinin hepsi, daha yk
sek hayvan hayat, biimlerinin gelitirilebilmesi iin zorunludur. nsanlk ve
benzer yeteneklere sahip hayvanlar, yeniliin gelitirilmesi ve devreye girdi-
rilmesi konusundaki kapasiteleri asndan birbirlerinden ayrlrlar. Bu, ta
hayyl edebilmeyi mmkn klan kavrama dayal bir gce ve etkileyerek ne
tice almay mmkn klan pratie dayal bir gce sahip olmay gerektirir. Du
yu-tecrbelerinin rol, onlarn idare edilebilir, ynlendirilebilir olma gere
inde kendisini gsterir.
Hayvanlar, tabiatla irtibatllklarnn yapay ynlerini gelitirirler ve zel
likle vurgularlar; bylelikle dnyada olup bitenlerle baa kmann yollarn
kendiliklerinden renirler. Bir insann can (soul / nefsi) demek olan merke
z bnye, temelde insan hayatnn geliigzellikleriyle ilgilenir; ama beden ek
senli fonksiyonlarn akiviteleri zerinde kolayltkla akl ve fikir yrtemez.
Merkez bnye, dikkati, bitki gdalarnn beden tarafndan hazmedilmesi ze
rine sabitletirmek yerine, bitki yapraklarna dveren gnnn nlarn
yakalamakla megul olur. nsanlar, budalaca ilere soyunan ve akld umut
lar olan Kintm ocuklardr. Bir aa, salt varolma grevine smsk yap
r. Yine bir istiridye de baz kk farkllklarla ayn eyi yapar. Bylelikle,
varolmay hedefleyen hayat-gyesi, eitlenmi, dikkate deer tecrbeler iin
varolmay hedefleyen insan'gyesine dnr.
Felsefenin kar karya kald gizli tehlike veya tuzak, tabiatn belirgin ve
belirleyici zorunluluklarn gzard ederek mnhasran bu baedilebilir iliki
ler zerinde younlamay tercih etmeye kalkmasdr. te bu nedenledir ki,
dnrler, bizim grn itibariyle bo tecrbelerimizi reddederler; bunun
yerine, ayrks duyularmzla, hislerimizle oynamay, yansra da, bunun altn
da yatan gereklik hakknda bir masal uydurmay tercih ederler. Burada, bi
YARATICI RUH /53

zim btn tecrbemizin, bizim dmzdaki her eyle kurduumuz ilikilerden


ve gelecekte vuku bulabilecek eyleri oluturacak yeni ilikiler kurmamzdan
teekkl ettiini sylemeye almyorum elbette. imdi, gemii alglar; alr
ve gelecei ina eder bununla. Bununla birlikte, kalcln ve zorunlu istikra
rn trl dereceleri vardr.
Pek ok kuakta, bizim nih fikirlerimizi, salt duyu-izlenimlerinin yo
rumlar olarak aklama abas gzlenegelmitir. Gerekten de bu dnce
okulu, kendi kkenlerini Epikre kadar gtrebilmekte ve Eflatunun baz
ifadelerine bavurabilmektedir. Ancak ben burada size bu felsef anlayn te
melinin tamamyla ana caddelerdeki trafik iaretlerinden tretilen bir ada
uygarlk sosyolojisi gelitirme abasyla edeer olduunu syleyeceim. Oy
sa bu trafik sinyalleri, trafiin [varolma] nedenleri deildir. Bu sonucu, sa
duyu sunar bize; dolaysyla bu tr bir resmetme abas byk lde anlam
sz ve gereksizdir.
te geen yani 19. yzyln hkim epistemolojisi tarafndan inkr edilen
ey, ayrntlar konusunda bo ama yine de btn rasyonalitenin temeli olan
bu dorudan veya dz fikirdir. Alaka ve nemlilik, duyu-verisinin tam tefri
kinden / ayrt edilmesinden sonra ortaya konan abann temel nedenleridir.
Trafik iaretleri, bizatih trafiin bir neticesidir.
nemlilik, alaka retir. Alaka, ayrma / tefrik etmeye yol aar. Bylelik
le alaka artar ve artrlr; sonuta, bu iki faktr, alaka ile ayrm, birbirlerini
kkrtrlar. Nihayetinde uur geliir yava yava ama rahatsz edici bir ekil
de. Ve kkrtmann bir dier vastas olur.
4.-Bu seminerde, balca konumuz fadedir. Dolaysyla, insanln dn
yayla kurduu ba edilebilir irtibatlarn ifade vastalarna ve yollarna dn
trme biimlerinin olaanst bir rneine geebiliriz bundan sonra: Dil, in
sann yaratclnn modem teknolojinin kl krk yarabilecek nitelikteki in
celiklerini de bastran ve aan bir zaferidir. Dil, bize, binlerce yllk tecrbey
le de desteklenen yaygn bir yaratclk ve zek birikiminin hikyesini anlatr.
Grme ve ses alternatiflerinden, nce sesin gelitirilmi olmas olduka -
yn- dikkat bir gelimedir. Muhtemelen jestler, yani el kol hareketleri yap
ma dili de var olmu olabilirdi. Gerekten de bunun izlerine rastlayabiliyoruz.
5 4 / D N M E B MLER

Ne ki, jestlerin zayf noktas, onlara dalverdiimiz zaman bakaca fazla bir ey
yapamaymzdr. Oysa sesin avantaj, dudaklarn, bir yandan bir eyler re
tirken, dier yandan serbest kalyor olmasdr.
Bununla birlikte, ses-retimine uurd bir ekilde bavurulmasnn ok
daha derin bir nedeni vardr: Eller ve kollar, bedenin daha ziyade gereksiz k
smlarn veya uzuvlarn tekil ederler. Onlar olmadan da varolabilir, varl
mz srdrebiliriz. Onlar, beden eksenli hayatn hususliklerini, ahslikleri
ni, itenliklerini kabartmaz ve coturmaz. Oysa sesin retilmesinde cierler ve
boaz, ayn anda birlikte harekete geerler. Bylelikle konumada, bir yan
dan, yapay, ba edilebilir ifade kaynarken, te yandan da, organik varoluun
mulak incelikleri, derinlikleri de kkrtlm, harekete geirilmi olur. te
bu nedenledir ki, insan sesi yoluyla retilen ses, organik hayatn derin tecr
belerinin tabi bir semboldr.
te bu gereklik duygusu, sembolizmin etkili olmas bakmndan byk
nemi hizdir. ahs grmeler, yzyze iletiimler, gramofonun kaydetti
inden daha fazla arlk, ciddiyet, gvenilirlik ve anlam tarlar. Eer niver
sitelerin fakltelerine 50er gramofon ve birka bin kayt yerletirilmi olsa,
nasl bir ekonomik baar elde edilebilir yle! Gerekten de, 16. yzylda, ya
ymlanan kitaplarn niversitelerin yerini alabileceini beklemeye koyulmu
tuk. Oysa, tam tersi oldu ve 16., 17. yzyllar eitim vakflarnn ve kurumla-
rnn geliiminde aktif bir dnem olarak tarihe geti. Gereklik duygusu, ister
ses, isterse grme duyular olsun salt duyular tarafndan asla tam olarak geli
tirilemez. Varoluun irtibatll olgusu, anlamann ve kavramann zn te
kil eder.
Dilin iki fonksiyonu vardr. Bu fonksiyonlar, hem kendileriyle, hem de
birbirleriyle zt i grrler. kinci fonksiyon, ziyadesiyle zerinde konuulan
bir fonksiyon olduu iin, biz burada ilkin, birincisini gzden geireceiz. Dil,
kiinin gemiinden imdisine geerek gerekletirdii bir ifadedir. Dil, ge
miin gereklikleriyle yakn ilikiye sahip olan duyularn imdide yeniden-
retilmesidir. ite bu nedenledir ki, gemi tecrbesi, imdide farkl bir ekil
de varedilir; ok iyi tanmlanm duyulardan dn alman bir farkllk ve ay
rkslktr burada szkonusu olan. Bylelikle, gelimi bir hafza, kiinin ge
Y A R A T I C I RUH / 5 5

miinden imdisine geiin/in bir ifadesi olarak deerlendirilen dilin bir isti
dad ve armaandr.
Yine mterek bir. dilin yardmyla, szcklere nakedildii hliyle dinle
yicinin paral gemi tecrbeleri, konumacnn insicaml, tutarl cmleleri
nin altmlanrnasyla oluan yeni bir im ajinatif tecrbede bir araya getirilebilir.
Bylelikle, dilin her iki fonksiyonundaki an yaratc tecrbe olaanst bir
ekilde artrlm ve bir gerekleme ya da mmkn bir gerekleme duygusuy
la mhrlenmi olur.
Dilin muhtevasn, baka bir ifadeyle, dilin sembolize ettii tecrbeleri
incelediimiz zaman, dilin, yksek derecedeki duyularn soyutlanmasndan ne
kadar derinlikli ve yksek bir noktaya iaret ettiini grmenin son derece ha-
rikulde bir ey olduu anlalyor. Dilin oluturduu anlam, birbirinden do
an ve vuku bulan gerek olaylarn somut ilikiler iinde olduunu varsayar.
Descartesm Meditations balkl kitabnda Objektif Gereklikler / Realitas
Ohjectiva olarak adlandrd ey, btn cmleler iin, zellikle de daha ba
sit tecrbeleri kaydeden cmleler iin geeri idir.
Burada rnek olarak, daha nce de zikrettiimiz iin ins olduumuz,
komusuna yumruk sallayan fkeli adam hdisesini biraz daha yakndan ve
farkl bir adan inceleyelim. Her birimiz, byle bir sahnenin grsel tahayy
ln zihnimizde canlandrrz. Ancak tahayyl edilen duyu verilerinin ak,
dncemizin zn tekil etmez. Bu hdise, bin bir trl ekilde duyu ema
s retmitir. Ayrca gece de yaanm olabilir, gndz de. Sokak ortasnda da
vuku bulmu olabilir, herhangi bir odada da. Yumruu atann da, yumruu yi
yenin de her trden davran artk bir nem ifade etmez. Her ey olabilir n
k. Bununla birlikte, duyu verilerinin btn bu belirsizliine ramen, hdise
lerin durmamacasma ak, fkeli adamn yumruunun kurbannn normal bir
ekilde fonksiyon gren bedenini btnyle alt st ettiini ifa eder. Burada
ifa olunan ey, duyu verilerinin durmamacasma ak deil, bilakis, fkeli
adamn gsterdii sert ifadenin bir sonucu olarak kurbann bedeninin alt st
olduu gereidir.
Ayrca adamn fkesi, hi phesiz ki, kendi bedeninin normal ilev gr
mesini de olumsuz ynde etkilemitir. Mikroskopla yaplacak dikkatli bir fiz
5 6 / D N M E B MLER

yolojik inceleme, bir gzlemciye ok sayda grsel duyu verisi sunabilirdi! Yi


ne bir insann baka bir insan yumruklamasnn neden olduu duyu verisi re
simlerini gznzn nne getirin ayrca. Bu resimleri birbirine irtibatl klan
ey nedir? Bizatihi resimlerin kendilerine baknca, bunlarn, farkl grsel veri
duyularnn yalnzca farkl kompozisyonlar olduu grlecektir. Bu resimle
rin birlii, sunduklar dnyadaki irtibatlandrlm sre trnden teekkl
eder.
Bu zel duyu tecrbesini bir kenara brakrsak, ayn eylemden doan fark
l duyu tecrbelerinin bir birlie, yani bir eylem zdeliine sahip olduunu
grrz. Burada oluan veriler ve aktarmlar, farkl dillerde farkl olabilir ve
grsel ya da iitsel duygu verilerinin farkl geilere dayal aktarmlarn hz
landrabilir; ama durum ne olursa olsun, bunlarn hepsi de ayn eyleme atfta
bulunurlar. Ayrca eylem, bsbtn fizik bir eylem de olmayabilir. Kahra
manlk ve cesaret, sevgi ve nefret, vuku bulan eylerin mmkn karakteristik
leri olabilir.
Dilin z, uurlu tatbikat iin tecrbedeki en kolayca soyutlanan unsur
larla en kolay ekilde yeniden retilen unsurlar kullanmasndan teekkl
eder. nsanln uzunca bir zamandan bu yana kullanmasyla bu unsurlar, ge
ni kapsaml insan tecrbelerini ihata eden anlamlaryla ilikilidir. Her dil,
tarih bir gelenee mumyalanr veya balanr. Her dil, onu kullanan sosyal
sistemlerdeki ifadenin yegne medeniyetidir. Dil, ifadenin sistematize edil
mesidir.
Dnceyi ifade eden btn yollar veya vastalar arasnda, hibir tartma
ya yer brakmayacak ekilde, dil, en nemli olandr. Hatta dilin dnce, d
ncenin de dil olduuna inanlmaktadr. Bu fikrin aka dile getirildii ok
sayda nemli alma vardr ve bu almalarn bazlarnda bu fikir apaikr
bir ekilde ortaya atlm ve savunulmutur.
Eer bu u dil doktrini benimsenecek olursa, o zaman, bir dilden bir ba
ka dile ya da ayn dilin alternatif cmleleri arasnda eviri yapmann nasl
mmkn olabildiini anlamak zorlar. Eer bir cmle bir dnce ise, o za
man, baka bir cmle de baka bir dncedir. Hibir evirinin mkemmel ol
mad dorudur. A ncak bir kelime, bir hece ya da bir aktarma dizisinin ya da
Y A R A T I C I R UH / 5 7

srasnn ayn olmad durumlarda kusurluluk baars nasl elde edilebilir ki?
Eer gramere bavuruyorsanz, o zaman, aslnda ayn zamanda szcklerin, he
celerin ya da aktarma srasnn tesinde gizli olan bir anlama bavuruyorsunuz
demektir. Bazlarmz, fikirlerimiz ifade edebilmek iin uygun szckler bulma
konusunda bir hayli aba gsteririz. Eer szckler ve hu szcklerin bir cm
le iindeki dizilileri, hep birlikte fikirleri oluturuyorsa, o zaman, bu aba, bu
mcadele neden, nereden ve nasl ortaya kar peki? Bu durumda, fikirleri el
de etmek iin aba gsteriyor olmamz gerekir; oysa biz, szl olarak ifade edi
lemeyen fikirlerin farkndayzdr.
Durum byle olunca, o zaman, dilin, dncenin z olmadn itiraf ede
lim. Bununla birlikte, vardmz bu sonucun kesinlikle snrl tutulmas ge
rektiine de dikkat edelim. Dahas dilin dnda, dncenin unutulmamas,
dncenin kolay hatrlanabilmesi, dncenin daha yksek bir kompleksi-
teyle i ie gemesi, dncenin ileti/i/mi, btn bunlarn hepsi de son dere
ce snrl eylemler ve olgulardr, insan medeniyeti, dilin geliiminin bir r
ndr ve dil de, ilerleyen bir medeniyetin neticesidir. Dnce zgrl dil
ile mmkn klmabilir: Dolaysyla, alkanlk ve artlarn balayclklarna
btnyle baml olmaktan kurtulmu oluruz. te bu nedenledir ki, bizim
Batl zgrlk fikirlerimizi tevars ettiimiz Atmallarn en gelikin ekilde
dili kullanmaktan byk bir haz ve keyif alm olmalar tesadfi deildir.
Dilin, dncenin zne ait bir ey olduunun inkr edilmesi, dnce
nin, onunla koordinasyon iinde olan dier aktivitelerin dnda mmkn ol
duunu sylemek anlamna gelmiyor. Bu tr aktiviteler, dncenin ifadesi
ve ifade edilmesi olarak nitelendirilebilir. Bu aktiviteler belli artlar yerine
getirdii zaman, biz bunu dil olarak adlandrrz. Bu seminerlerin tartt b
tn mesele, dncenin bamszl ve dnceyi ifade edici aktivitelerdir.
Duygu eksenli ve fizk olan bu tr aktiviteler, dnceden daha eskidir.
Bunlar, dnce henz dllenme aamasndayken bizim atalarmzda zaten
mevcuttu. Dnce, kendi rettii aktivitelerin bir sonucudur ve bylece sah
neye ktktan sonra, dnce bu aktiviteleri deitirir ve benimser. Btn
ifadelerden soyutlanm katksz dnce fikri, eitimli dnyann hsn ku
runtusundan baka bir ey deildir. Bir dnce, olaanst bir coku ve he
5 8 / D N M E B MLER

yecan biimi ve hlidir. Tpk bir gle atlan ta gibi, varlmzn btn y
zeyini alt st eder. Ancak bu imge, meseleyi aklama iin yeterli deildir. Zi
ra tan suya atlyla suda oluturduu dalgacklar kadar etkili dalgalar tahay
yl edebilmemiz gerekir. Dalgacklar dnceyi rahatlatr; dnce ise dalga
cklar bytr ve rahatsz eder. Dncenin zn anlayabilmemiz iin, iin
de olutuu dalgacklarla ilikisi bakmndan inceleme konusu yapmalyz.
5.-Dncenin kkenleri ve sonular konusundaki bu incelikli zmle
meleri bir tarafa koyarak konuacak olursak, yaygn olarak en basit ekilde an
lald hliyle, dil, dncenin mutat neticesidir ve dncenin mutat ifa
sdr. Dnme biimlerini anlayabilmek iin, dil medeniyetini reten ya da
dilerseniz, ifadeyi ters yz ederek konumak gerekirse, medeniyetin dilini re
ten psikolojiyi hatrlamak zorundayz.
Burada dikkat ekilmesi gereken ilk nokta udur: u anda biz, iki farkl tr
de dil kullanyoruz; birincisi ses dili, kincisi de grme dili. Bir de konuma ve
yazmn dilleri var tabi. Yaznn dili, olduka modern bir dildir. Eer primitif
resimlerdeki yazy haber veren belli belirsiz beklentileri de hesaba katacak
olursa, yaz dilinin tarihi, yaklak 10 bin ksur yl ncesine kadar uzanr. A n
cak yaygn bir etkiye sahip, etkili bir dnce arac olarak yaznn tarihinin en
az be veya alt bin ksur yllk bir zaman dilimini kapsadn syleyebiliriz,
nsan tecrbesinde bir faktr olarak yaz, buhar makinasyla karlatrla
bilir. Yaz nemli, modem ve yapaydr. Konuma, insan tabiat kadar eski bir
tarihe sahiptir. Konuma, insan tabiatn oluturan asl faktrlerden biridir.
Elbette ki, meseleyi abartmamamz gerekiyor. imdi, insan tecrbesinin b
tn bir tarihini, istisn durumlarda konumann inkr edildii zaman dier
aralarla veya vastalarla gn Lma karabilmek mmkndr. Genel bir sos
yal kazanm olarak gelien konuma, insanln srama gerekletirme sre
cindeki nde gelen yaratc faktrlerden biriydi. Konuma [dolaysyla szl
kltr], yazl dilde gzlenen yapaylklardan hi birinin grlmedii, insan ta
biatnn bizatih kendisidir.
Son olarak, imdi gndelik hayat tecrbemizde yaz ve konumay alkan
lk hline gelecek ekilde ylesine i ie geirmi durumdayz ki, dili tartt
mzda, konumaya m, yazya m yoksa her ikisine de birden mi gnderme
YARATICI RUH / 5 9

yaptmz pek fazla bilemiyoruz. Ancak bu nih karm, olduka modem /


ada bir gelimedir. Yaklak 5 yzyl ncesine kadar en azndan Avrupal
rklar arasnda yalnzca ok kk bir aznlk okuma-yazma bilebiliyordu.
Dindeki sembolizmin ve otel ve shoplardaki resme dayal olarak gelitirilen
iaretlerin balca nedenlerinden biri budur. Byk asilzdelerin arma iaret
leri yaznn yerine geen bir eydi. Yaznn, dilin psikolojisi zerindeki etkile
ri, medeniyet tarihinde ihmal edilmi bir sayfadr.
Hayvan ve insan davrannda rneklendii ekliyle dllenme aamasnda
konuma, duygu eksenli ifade ile sinyal kullanma arasnda deiiklik arzeder.
Bu tr bir varyasyonun seyrseferinde, konuma hzla ikisinin bir bileimi, kay
namas olmutur. En derinlikli geliimi sresince, konuma, bu karakterizas-
yonu da, yani duygu eksenli ifadeyi, sinyal kullanmn ve ikisinin karmn
da korumutur. Bununla birlikte, yine de, ileri medeniyetlerin entellektalize
olmu dillerinde bu karakteristiin geri plana dt gzleniyor. Bunlar,
onun hkim konumunu kaybettii, bir eye iaret eder. Dilin ilevindeki bu
kkl deiimi anlayamadmz srece, son 3 bin yln yakn medeniyetlerin
deki dnme biimlerini anlayamayz. Dilin varsaymlar enva-i eittir.
Dil, fiilen tecrbe edilen duruma belirgin bir atf yaparak ortaya kmtr.
ster sinyal olsun, isterse ifade olsun, her eyden nce ve te, dil, bu muhitte
ki u duruma verilen bu reaksiyondu. Dilin kkeninde, en yakn imdinin hu
suslii, tanan anlamdaki arpc bir unsurdu. Ku familyas, zl/e/meyen
anlamn geri plannda kalyordu; hatta bu huss kular da dier baz durum
larda yalnzca belli belirsiz anlaml olabiliyordu. Dilin burada esas itibariyle
tad ey, burada, imdi ve bu muhitin ortasnda bu kulara dikkatin ynel-
tilmesiydi.
Dil, herhangi bir huss muhit varsaymndan gelen anlamlarnn soyutla
ma ilemini tedrc olarak baarmt. Franszca bir szln belli bir tarihte
Pariste baslmas, szlkte aklanan szcklerin anlamlaryla alakas olma
yan bir eydir. Avrupann ya da baka bir gezegen sisteminin durumu ne olur
sa olsun, ngilizce green / yeil szcnn Franszcadaki muadili de sadece
yeil demektir. Bir kez bir szc anlamna atf yaparak anladnz zaman,
sylenebilecek daha fazla bir ey szkonusu olmaz.
6 0 / D N M E B MLER

Elbette ki, biz, yeiPi sadece baz zel bahar sabahlarna gnderme yapa
rak dnebilen atalarmzdan ok daha fazla medenilemi durumdayz. Bi
zim dnce gcmzn, analiz gcmzn, hatrlama gcmzn ve tahmin
de bulunma gcmzn daha fazla artt tartma gtrmez bir gerektir. Ye
il hakknda yeili bahar mevsiminden soyutlayarak konuan insanlar arasn
da domu olmamz gereinden tr kendimizi itenlikle tebrik etmeye kal
kamayz. Bununla birlikte, tam bu noktada, u yargy hibir zaman unutma
malyz: Daha fazlas deil.
Dil, genellikle konuma olarak kabul edildii srece, belli bir muhtin
zelliine atf yapmak yaygn bir davran biimine dnyor. Burada rnek
olarak "tatl bir gn ibaresini alalm. Standart bir szlk tarafndan yorum
land ekliyle, bir kitapta, szckler, dnyann dnmesine, gnein varl
na ve bilimsel s doktrinine atf yapan genelletirilmi bir anlama sahiptir.
imdi szl bir kenara brakalm ve bilimin btn krntlarn, ayrntl
aklamalarn filan unutalm.
te o zaman, renimden soyutlanmasyla birlikte, tatl bir gn sz ta
rafndan iaret edilen tecrbe, Teksastaki konumaclar iin farkl olacaktr;
Kuzey Denizine komu ngiliz kysnda yaayan konumaclar iin ise daha
da farkl olacaktr. Ama yine de bir anlam zdeliinin varlndan szedile-
bilir: Daha fazlas deil.
Dili, bilginin dayand zdelikleri tayan ve varoluun z olduu mu
hite referansn kendine zgln varsayan bir "ey olarak anlamak zorun
dayz. Konuma dili, sosyal mnasebetin dolayszlnda ya da dorudanln-
da gizlidir. Yaz dili ise, direngen muhitlerden soyutlanarak eitli zamanlar
da ve eitli yerlerde alp okunacak bir seste gizlenmitir. Ancak bir kitap
yksek sesle okunabilir. te burada yaz ile konumann kaynamasna tank
oluruz. Yksek sesle okuma bir sanattr ve iyi bir okuyucu byk bir fark olu
turabilir. Muhitin dolayszl ya da dorudanl ite o zaman yaznn soyut
lamasna m/dhil olur.
Dilin geliiminde mndemi olan soyutlamann kendine zg tehlikeleri
vardr. Soyutlama, dolaysz dnyann gerekliklerinden kaar. Dengeli bir
vurgu yapmak yle dursun, zeki insanlarn samalklarnda son bulur. Yine
YARATICI R U H /61

de, btn tehlikelerine ramen, bu soyutlama, medeniyetin nih byk s-


ramalarnn ana kaynaklarndan birini tekil eder. Her ne kadar ortalama ger
ekilik anlayyla ziyadesiyle uyumlu bir ekilde muhafaza edilirse, soyutla
ma, tabiatta gizli olarak mevcut olan kavrama dayal tecrbeleri ifade edebil
me imkn sunar. nsanlkta, bu kavrama dayal tecrbeler, koordine edilmi
tir ve kendilerini muhitleri iinde ifade ederler. Bu koordinasyonun, biri es
tetik, dieri de mantkla ilgili iki yn vardr; bunlar, bir sonraki blmde in
celenecektir.
Sonu olarak, buraya kadar sylediklerimizi zetlemenin tam zamandr.
Bu seminer, bu dnyadaki hayatn perspektifinden grld hliyle Kit-
tm geliiminde meden fikirlerin tanmasndan baka bir ey deildir. Mo
dern dnceyi kadm kaytlarla karlatrrken, tercme zorluklarn ve Pa-
zar-yerinin sradan kullanmlarnn derinlerine nfuz eden dncenin szl
bir ekilde ifade edilmesiyle bouan herhangi bir dnrn kar karya kal
d zorluklar unutmamalyz. Szgelii, Aristonun anahtar metafizik terim
lerinden birini ngilizce wood / odun szcyle tercme etmekte ve bu sz
ce en dz anlamn vermekte srar ediyor olsaydk, bu takdirde, Aristonun
metafizik fikirleri bir hayli farkl okunacakt. Kendi zamanlarna ait geliig
zel sunum biimlerindeki muhayyilelerine dalp giden 3 bin yl nce derin d
nrlerin var olduu apaikr bir gerektir.
Bununla birlikte, hi de yaratc olmayan yazclar tarafndan edite edilen
ve yeniden-edite edilen kaytlarda, kinatn evrimi fikrini bu dnyadaki ha
yat perspektifinden grld hliyle gn na karabiliriz. Byk fizk
dereceleri, bitki ve hayvan hayatnn derecelerini ve beer bir hayatn nih
olarak ykselilerini ihtiva eden snflandrmay belirginletirebiliriz.
Ayrca dilin, insan tecrbesinin gelimesiyle i ie getii fikri, eyleri ve
ya mevcdiyetleri naife, ocuka adlandrma giriimlerinde de gzlemleyebi
liriz. Aslnda, bu konuda ortaya konan btn abalar, u noktada, ok basit
tir. Bununla birlikte, yine de bu konudaki modern giriimlerin yapmack ge
nellemeleri, eitli aamalarla ilgili araclarn ar basitletirmeleri arasnda
ki -fazlasyla keskin- ayrmlardan kanma giriiminden daha fazlasn elde
edemez.
6 2 / D N M E B MLE R

Bu seminer, ikinlik asndan, aksiyon ve reaksiyon asndan yazlmtr.


nsan tabiat konusunda varlacak nih sonu udur: nsanln zihniyeti ile
dilin zihniyeti birbirlerini yaratmtr. Eer dilin ykseliini, verili bir olgu
olarak varsaymak istersek, o zaman, insanlarn ruhlarnn, dilden insanla
kazandrlan bir istidat, bir armaan olduunu sylemekle pek de fazla ileri
gitmi saylmayz.
Altnc gnn aktarm da mutlaka yazlmaldr. O [Tanr] insana konu
may ltfetti ve insanlar ruhlar oldular.
NC BLM
- 8 <^V -... .............

A N LA M A

nceki iki blmde, nemlilik fikri ile fade fikrini tarttk. Anlam a
fikri, insanln akln [intelligence = zeksn] tahlil etme giriimimizi
temellendirdiimiz lemenin nc fikrini oluturuyor. Bizim buradaki te
mel meselemiz, A nlam ay anlamak olacak.
Burada daha iin bandayken, anlamay tam olarak anlayabilmenin umut
suz bir aba olduunu sylemem gerekiyor. Akln (intelligence) ksm ynle
rini akla kavuturabiliriz sadece. Bununla birlikte, bizim kavray alanm
zn tesinde her zaman bir anlama vardr. Bunun nedeni, btn eylerden ka
tksz bir ekilde soyutlanarak anlalan, anlalmaya allan akl fikrinin bir
mit olmasdr. Hl byle olunca, tam bir anlama abas, Kint btnl
iinde mkemmel bir ekilde idrak etmekle mmkndr. Biz insanlar olarak
sonlu / fn varlklarz; bu tr bir idrak bize tam olarak verilmemitir.
Elbette ki bu, tabiat icab insan bilgisine dhil olamayacak, eylerin /
mevcudiyetlerin sonlu ynlerini olduunu sylemek anlamna gelmiyor. Va
rolan her ey, onun btn dier eylerle irtibatllnm sonluluu, sonsuz ol
mas balamnda bilinebilirdir. Baka bir deyile, herhangi bir eyi, o eyin
perspektiflerinden bazlarna bakarak bilebiliriz. N e var ki, perspektiflerin b
tnl, sonlu bilginin tesinde bir sonsuzluk gerektirir.
6 4 / D N M E B MLE R

Szgelii, yeil rengi konusunda, onun perspektiflerinden bazlarn bil


diimiz iin bir eyler bilebilmekteyiz. Am a yeilin, kintn dier dnemle
rinde, baka tabiat yasalarnn hkmran olduu zaman dilimlerinde nelere
muktedir olduu meselesi, bizim imdiki muhayyile gcmzn ok tesinde
ki bir meseledir. Bununla birlikte, yllar getike, insanln tabiatn baz al
ternatif imknlarna dir imajinatif bir fikre ve idrake sahip olabilecekleri ve
dolaysyla dier tahayyl edilmi dnemlerdeki yeil algsnn ve mevcudiye
tinin imknlarn anlama konusunda bir kazanm elde edebilecei fikrinde ta
biat icab imknsz hibir ey yoktur.
Cambridgede Trinity Collegein 80 yl kadar nce stad olan Dr. Whe-
vvellin geleneine ok iyi oturan iki dizelik minik bir iir vardr. Bu iir ok
iyi bilinen bir iirdir ve yledir:

stadnm bu Kolejin ben,


bildiim tek ey, bir ey bilmediimdir benim.

Bu tutum, ilim dnyasnda her zaman hkim olagelmitir. Bu yaklam,


imajinatif / yaratc dnceyi ksrlatrr ve bylelikle ilerlemeyi bloke eder.
A nlam aya dair tartmamzda, mcadele etmek istediim ilk hurafe bu-
dur. Her ne kadar Dr. Whewellin belki de derin bilgisi nedeniyle hakl gr
lebilecek bir saldrganlk sergiledii syleniyor ise de, bu hurafeyi ona atfedi
yor deilim. Benim burada dikkat ekmek istediim nokta, anlamamn ta
mamlanm bir zihin hli olmad gereidir. Anlama, tamamlanmam ve
ksm olduu iin dim bir nfz etme nitelii tar. Anlamanm bu her iki
ynnn de bizim dnme biimlerimize sirayet ettiini btnyle kabul ve
tiraf ediyorum. Benim tezim, kendimizi, nfz etme sreciyle hair neir olan
varlklar olarak fark ettiimiz ve grdmz zaman, bir akl veya zek iini
tamamladmzda hissettiimizden daha fazla ve daha btnlkl bir kendi-
bilgisine sahip oluruz.
Elbette ki, bir anlamda, bir tamamlanmlk szkonusudur. Ne var ki, bu,
belli bal tanmlanmam bir muhtle iliki varsayan, perspektif empoze eden
ve keif bekleyen bir tamamlanmlktr. te bu nedenledir ki, biz, kapsaml
YARATICI R U H /65

miktarda bir yeil rengi bilgisine sahibiz. N e var ki, bu bilgi, imdiki an
Kint perspektifi tarafndan snrlandrlmtr. Bu bilgi, belli, kefedilmemi
bir younluk iin anlamldr ve bu younluk da, bizatih kendisinin alternatif
younluklarla alakall bakmndan anlalabilirdir.
Shelley,Hellas balkl dramatik iirinin koro blmnde unlar yazar:

Dnyaya dair kelimeler havada uuyor,


Yaratltan zle kadar
Tpk bir nehirdeki kpkler gibi
kabararak, taarak yeniden douyor

Bu Yaratl pasajnn ortasnda, Anlam a, onun sonluluuyla snrldr.


Ancak sonlu eylerin sonsuzluunun ortasnda, tabiat icab inkr edilecek
sonlu hibir ey yoktur. Bu tr bir bilgisizlik, tesadfidir; ve bu tr bir bilgi
imkn, bilinen eylerin kefedilmemi ynleriyle alakalln gn na
karr. Sonluya dir herhangi bir bilgi, dim sonsuza referans yalmasn ge
rektirir.
Medenilemi dncenin geliimi iin zarr olan uzmanlama, eitimli
insanlarn felsef tasavvurlar ve renmeyi yaygnlatran kurumlarn gelii
mi zerinde geen yzylda en talihsiz etkiye sahip olmutu. niversitelerin
eitli departmanlar, birbirlerinden bamsz olduklarn vurguladlar. Ayrca
bir niversite, bu tr altblmler asndan genilemesiyle orantl bir tann-
mla kavutu. 19. yzyl, byk bir baar dnemiydi; ki bu, bu konuda ade
ta karnca gibi bir faaliyetin olduunun gstergesidir. 19. yzyl, ilgi eitlilik
lerinin, potansiyellik eitlerinin duyarl bir ekilde deerlendirmesini yapa
bilecek bilim adamlar yetitirmeyi baaramamtr. Anlamak iin aba gs
terdii her yerde, eletirmi ve patlamtr. 19. yzyln ilgilerinin ayrntl res
mi, her ada, kaba bir anlay derinlii karmndan ve ortamn geliigzel
liinden ibaret bir resimdir; bu an tesinden bakldnda grlen resim
budur. Bununla birlikte, btn hatal ayrntlarn tesinde, varoluun mahi
yetini anlayabilmek iin, yalnzca kendi anda grlebilecek hayatn d
nn ana kayna olan bu derinliin asl karakterini kavramak zorundayz.
6 6 / D N M E B ML E R

Ve burada vuzuha kavuturulmas gereken baka bir nokta daha var: Eer ta
bi bu tr bir d szkonusuysa.
Son yzyln halefinin devrettii aclarla kvrand son aama olan Rne
sansn bizatih kendisi, entelektel ilginin tam olarak gelimesini engelleyen
snrlamalar da beraberinde getirmiti. Bu ilgi, uygarln tek kayna olarak
alglanan Grek bilim ve dncesinde kksalmt. Hi phesiz ki, Avru
pann reklere olan borcu, kelimelerle ifade edilebilecek gibi deildir. A n
cak Grek dncesi, Grek, bran ve Msr dncesini iine alacak ekilde
geniletildiinde bile, insan uuru zerine bask yapan ok-ynl nemlilik
biimlerinin yalnzca tek bir sonlu ynn sunar bize.
Bu nedenle anlama konusundaki abamz geniletmek ve derinletirmek
zorundayz. 19. yzylda, Grek dncesi zerinde alan limler, Greklerin
en iyi dnrlerinden daha s; Hristiyanlk zerinde alan limler, erken
Papalar dneminin limlerinin en iyilerinden daha dar kafal; ve nihayet bi
lim adamlar da, matematik ve fizik biliminin kurucularndan bir bakma da
ha s ve dar kafalydlar. Toplamda 19. yzyl, Grek dnrlerinden de, Pa
palardan da, bilimin kurucularndan da, bunlarn hepsinin toplamndan da,
karlatrlamayacak kadar ok daha fazla ey biliyorlard. Ancak modemler,
geri plana szan ve bizim gvenlikli, korunakl kk geleneklerimizi tehdit
etme ihtimali tayan harikulde ya da nefret edilebilecek geni alternatifle
rin varl duygusunu yitirmiti. Zira eer medeniyetler, varlklarn srdre
ceklerse, anlama ve kavramann [ufuklarnn] genilemesi, temel bir zorunlu
luktur.
Anlama, nedir? Anlamay nasl tasvir, tarif ve tavsif edebiliriz? Her eyden
nce, anlama, kompoze etme fikrini gerektirir. Bu fikir iki yoldan biriyle ger
ekletirilebilir: Eer anlalacak ey, trl bileenlerden oluan karmak bir
ey ise, o eyin anlalabilmesi, o eyin faktrlerine ve btn oluturan eyi
ekillendirmek amacyla szkonusu faktrlerin i ie gei ve ie ie geirilme
biimlerine atfla mmkn olabilir. Bu kavray / idrak biimi, bir eyin ne
den o ey olduunu grnr ve anlalr klar.
kinci anlama ve kavrama biimi, bir eye bir birlik veya btnlk olarak
yaklamak, o eyin analiz edilebilir olup olmadna bakmak ve o eyin iin
YARATICI RUH / 6 7

de bulunduu muhti etkileme kapasitesi konusunda delil toplamaktr. Birin


ci anlama biimi i anlama biimi; kincisi ise d anlama biimi olarak ad
landrlabilir.
N e ki, bu adlandrmalar bize madalyonun yalnzca bir yzn, grnen
ksmn gsterir. Bu iki anlama veya idrak biimi birbirini tamamlar; ve bir
birini varsayar. Birinci anlama biimi, anlalmaya allan eyi, bir sonu
olarak; kincisi ise, nedene dayal bir faktr olarak grr. A nlam bu ikinci
anlama biimiyle ifade etmekle, kint srecini anlama fikrine kaym oluruz.
Gerekten de, sre varsaymnn, bizim nceki analizimiz iin de geerli ol
duu anlalyor. Anlam bu iki ekilde aklama biimini, tabiat srecinin
anlalmasna da uyarlayabiliriz.
Hibir eyin, onun, srece atf apaikr klnmad srece nih olarak an-
lalamayaca dorudur. Ne var ki, ancak kaba gereklik srecine atftan so
yutlayarak ideal ilikinin anlalmas szkonusudur. Bu tr bir iliki fikrinde
gei/kenlik szkonusu deildir.
Szgelii, matematiin btnnde, bir anlamda, gei/kenlik szkonusu
olabilir. bantlar, zamanlartesi bir sonsuzlukta kendilerini gsterirler.
Zaman, yaklam ve yaknlatrma veya uyarlama fikirlerinin, matematik sy
leminde vuk bulduu dorudur. Ancak bilimde kullanld vakit, zamann
zamansall ve yaklamn hareketi, soyutlanr. Matematikte, anlalageldii
gibi, ideal gerek, kendiliinden apaikr bir ekilde varolur.
Matematikiler arasnda bile, byk lekli, ihata edici bir anlay ve kav
ray nadiren szkonusudur. Ama buna mukabil olarak idrak paralar da, id
rak paralar arasnda irtibat da szkonusudur. Bu irtibatn ayrntlar da an-
lalrdr. Ancak bu idrak (intelligence) krntlar birbirini takip eder. Bun
lar, tek bir byk lekli kendi kendine yeter bir koordinasyon olarak bir ara
da durmazlar. Burada en iyi olacak ey, yaknlarda henz kaydedilen bo bir
ayrntlar hafzasnn szkonusu olabilmesi durumudur.
Bu apaikr ayrntlar dizisi, ispat olarak nitelendirilir. Ancak matema
tik biliminin byk apaikr gereklikleri, insanlara [insanlarn idrakine] ka
paldr.
6 8 / D N M E B MLER

Bir rnekle aklamak gerekirse... 1 ile 4n toplamnn, 1 ile 3 n top


lamyla ayn miktarda art verdii apaikr bir gerektir. Bu bilgi krnts,
basit, herkese bilinebilecek bir bilgi krntsdr; bu, kendimi kandrmad
m, yanltmadm srece apaikr bir gerek olarak durur gzmn nn
de. A m a byk rakamlar szkonusu olduu zaman, i deiir ve bu kadar
ak, seik ve emin bir ekilde konumaktan kanrm / kanrz. Ben ka
ntn zorlayclnn farkndaym. Baka insanlarn daba muazzam gle
re sahip olduklarn ve kar karya kalacaklar, yaayacaklar hli siz d
nn artk.
Burada bir rnek olarak, erken lm, G aloisin lm gibi bilim dnya
s iin byk bir kayp olarak deerlendirilebilecek byk Hintli matematik
i Ramanujan verebiliriz. lk yz tam saynn onun ahs arkadalar, yakn
lar olduu anlatlr bir destan gibi. Baka trl ifade etmek gerekirse, onun
apaikr konusundaki sezgi gcnn derinlii ve bundan ald baz veya zevk,
bizim 5e kadar olan tam saylarla yaptmz ilemlerden aldmz haz gibiy
di. Ben ahsen 5li gruplarn tesine gidebildiimi iddia edemem. Ramanu-
janm sezgi gcnn ve haz dzeyinin hangi dzeylerde olduunu artk siz ta
hayyl etmeye aln!
Btnyle baml, ikinci dereceden saysal ve niceliksel iliki biimlerin
den / kalplarndan daha b*yk bir haz aldm itiraf edeyim burada. Bu ah
s ayrntlar, apaikr olanm, hem kapsama alan asndan kazanabilecei
byk nitelik zelliklerini, hem de apaikr olan kompozisyon zelliklerini
vurgulamak iin burada zikrediyorum. Tamamlanma / keml duygusu, daha
nce de zikredildii gibi, kavraymzdaki (understanding) apaikrlktan
neet eder. Daha akasn sylemek gerekirse, aslnda, apaikrlk, anla-
mann / kavramann bizatih kendisidir.
Ayrca bizim anlalabilirlik tecrbemizle smsk iliki iinde olan nfz
etme duygusunun, anlayn [kavrayn, idrkin] gelimesiyle de ilikisi var
dr. Herhangi bir gelime ve byme duygusunun dnda tamamlanml
hissetmek aslnda anlama ve kavramada baarszla mahkm olmak demek
tir. nk bu, eylerin mevcdiyetlerinin tesindeki eylerle kefedilmemi
ilikilerinin varolabilecei ihtimalini veya gereini az biraz da olsa hissede-
YARATICI R U H / 6 9

memek demektir. Keza herhangi bir tamamlanmtk duygusu olmakszn n


fuz etmeyi hissetmek de, ayn ekilde anlama ve kavramada baarszla mah
km olmak demektir. Kald ki, nfuz etmenin bizatihi kendisi, anlam bak
mndan kusurlulukla maluldr. Ve baarya ulamaktan yoksundur.
3.-lmdi, burada ispat fikrine gelmi bulunuyoruz. Burada gelitirmeye
altm tez, terimin tam anlamyla, ispat terimini, zayf ikinci-snf bir i
lem (prosedr) olarak alglar. "spat kelimesi telffuz edildii zaman, aklm
za hemen gelecek sonraki kelime "isteksiziiktir. spat, kendi delilini retme
dii ve kendisini gereksiz kld srece, ikinci snf bir zihin hli gelitirir ve
bylelikle idrakten yoksun bir eylem retir. Apaikrlk olgusu, btn byk
olgularn kendilerini destekledikleri ve pekitirdikleri temel gerektir. Ancak
"ispat, apaikrla sklkla ulalabilen yollardan biridir.
Bunun bir rnei olarak, felsef metinlerde, ispat, minimum dzeyde ol
maldr. Ortaya konan btn aba, eyann tabiatna ve onlarn birbirleriyle
irtibatna dir temel hakikatlerin apaikrlnm ortaya konulmas olmaldr.
Mantk ispatlarn ncllerden baladna, ncllerinse delile dayandna
dikkat edilmelidir. te bu nedenledir ki, mantk, ncelikle delil arar, delilin
varln varsayar; en azndan mantn bir nemi olduu varsaym tarafn
dan varsaylr bu.
Felsefe, eyann / mevcdiyetlerin tabiat konusundaki temel delili gr
nr klma abasdr. Btn idrak abas, ite bu delil varsaymna dayanr.
Doru bir ekilde sze dklen felsefe, btn ncllerin varsayd bu temel
tecrbeyi harekete geirir. nsan zihnini [akim / dncesini] ba edilebilir,
baa klabilir klar; paral ayrntlara anlam katar; birlemeleri ve ayrma
lar, tutarllklar ve tutarszlklar gn na karr. Felsefe, huss dnce
biimlerini ynlendiren soyutlamalarn eletirisidir.
Buradan vardmz sonu udur: Felsefe, kelimenin tam anlamyla, ispat
edilemez. Zira ispat soyutlamaya dayanr. Herhangi bir felsef sylem giriimi,
kendi-delilini retebilmelidir. Bu tr bir iddiay baarabilmek, elbette ki, im
knszdr. Am a yine de, felsefede yaplan btn tahkkat, btn beer aba
lara sirayet eden bu kusurluluk ve yetersizlik iaretini gn na karr. Fel
sefenin amac, yalnzca ifadr.
7 0 / D N M E B MLER

Felsefenin kar karya kald byk zorluk, dilin baarszldr. nsan


ln ortalama mnasebeti, deien artlarla ilgilidir. Apaikr gerekleri
zikretmek gereksizdir. te bu nedenledir ki, binlerce yldr maara duvarla
rnda resmedilen avlanma manzaralar, uurlu bir analiz konusu olmutur.
Grekler, tabiatn fil eylemlerinin nih niteliklerini izah etmek iin terim
ler aradklar zaman, su, hava, ate, aa gibi terimler kullanmak zorunday
dlar.
Mvernnehirden Filistine, Filistinden Msra kadar kadm dnyann
dn dncesi, btn dzenin kendisine dayand ve baml olduu ve onun
anlamna nem kazandran Kinttaki nih birlik istikametini ifade etmek
iin terimlere ihtiya duyduu zaman, meramlarn, o zamanlar Dnyann
imparatorluklarna hkmeden alngan, chil ve zlim zorbalarnn nitelikle
rinden bazlarn dn almaktan daha iyi ifade edebilecek bir yol bulamam
t. Medenlemi dinin kkeninde, Tanrlar, Diktatrler gibiydi. Bizim mo
dem / sekler ritellerimiz bu hatal yaklam korumay hl srdrrler. Bu
arkaik fikrin en empatik reddine, Budizmin ve Hristiyan ncillerinin dokt
rinlerinde -dank vaziyette de olsa- rastlamak mmkndr.
Dil, sezginin arkasnda gizlenir. Burada felsefenin kar karya kald zor
luk, apaikr olann ifadesidir. Bizim idrakimiz, kelimelerin sradan kullanm
larn aar. Felsefe, iire yakndr. Felsefe, airin canl tahayyllerine karlk
konvansiyonel [kurallar belirlenmi ve benimsenmi] bir terminoloji bulma
abasdr. Felsefe, Miltonn Lycidas n dzyazya indirgeme ve dolaysyla
dncenin dier balantlarnda ba edilebilir bir ekilde kullanlabilecek
szl bir sembolizm retme giriimidir.
Felsefeye yaplan bu atf, anlamann temelde tahkike dayanmad gere
ini resmeder. Anlama, apaikrdr, yani kendi kendine yeterdir. Am a sezgi
lerimizin berrakl, apaikrl snrldr ve belli belirsizdir. te bu nedenle
dir ki, tahkik/at, baarabildiimiz lde bu tr bir anlamay elde edebilme
nin bir vastas olarak devreye girer. spatlar, bizim kusurlu apaikrlmzn
genilemesinin aralardr. spatlar, belli lde bir akln varolmasn n
grrler ve yansra da bu akln bizim etrafmzdaki dnyay -olgular dn
yasn, mmknler dnyasn, deerli grlen bir ey olarak dnyay, amal
Y A R A T I C I RUH / 7 1

bir ey olarak dnyay- silik ve mulak alglaymza kusurlu bir nfz edii
temsil ettiini varsayarlar.
4.-Tartmamzn bu noktasnda, eylerin / mevcdiyetlerin bir dier yn
de, aka tannma, alglanma iddiasnda bulunur. Bu, huss formlar, d
zensizlik , kt/lk", yanllk olarak eitli ekillerde adlandrlan genel
bir niteliktir. u ya da bu anlamda, iler yanl gider ve ktden daha iyiye
doru bir dzeltme fikri ya da daha iyiden daha ktye doru bir zlme fik
ri eyann tabiatna ilikin sahip olduumuz idrakimize m/dhil olur.
Faktrleri ayarlama veya birbirine uyarlama masal rmek, kurgulamak ve
ardndan da ilveten, ikincil bir yn olarak bir gerilim fikri gelitirmek filo
zoflarn kanamad ayartc bir abadr. Bunu, 19. yzyln ve hatta o byk
Spinozann bile monistik idealizmlerine yneltilen bir eletiri olarak dile ge
tiriyorum. Monistik felsefede algland ekliyle Mutlakn kendi ayrntlar
hakknda bir kafa karklyla malul olmas olduka artcdr.
Kafa karklnn, dzenden daha temelsiz olduunu dnmeyi gerekti
recek dikkate deer bir neden yoktur. Bizim grevimiz, her ikisini de ihata
edebilen ve yansra da nfz etme abamzn genileme ve derinleme yolu
nu aan genel bir kavram gelitirmektir. Burada benim nerim, bu anlama ve
nfuz etme abamza, Kintn iki yn fikrinden yola koyulmak eklinde
olacaktr. Bu, bir birlik veya btnlk faktr ihtiva eder ve z itibariyle,
eylerin / eyann birbiriyle irtibatlln, i ie gemiliini; ama birliini ve
honut olma ve haz alma birliini gerektirir. Btn bir nemlilik fikri, bu ni
h birlie veya btnle bir atftr. Ayrca Kintta ayn lde temel olan,
bir eitlilik faktr vardr. Bir yandan mnferitliinden honut olduu, te
yandan da birbirine ihtiya duyduu her bir fil durumun kendine zg tec
rbesi olan ok sayda fil durum szkonusudur.
Bu birlik veya btnle ilikin yaplacak herhangi bir tasvir ve tarif a
bas, bu oul filliklere ihtiya duyacaktr; yine oklua ilikin yaplacak bir
tasvir ve tarif abas da, nemlilik ve gayenin kendisinden doduu birlik /
btnlk fikrine ihtiya duyacaktr. okluun iinde zorunlu olarak mnfe
ritlik olmas nedeniyle, sonlu gerekletirmeler konusunda trl atmalar
vuk bulabilir. Dolaysyla, okur Tekte toplanmas ve Tekin oka kar
72 / D N M E B MLE R

masnda gelen nemlilik fikri, dzensizlik, atma ve gerginlik fikrini ihtiva


ve ihata eder.
Varoluun trl boyutlar konusundaki saduyuya dayal bir idrakin tutar
l anlama ve kavramann gelitirilmesi iin felsefeye havale ettii kinatn te
mel ynleri veya boyutlar ite bunlardr. Felsefe, bu dilemmann bir yann
kestirmeden kesip atarsa yerine getirmesi gereken grevi ihmal etmi olur.
Hibir zaman tam olarak anlayamayz. Am a nfuzumuzu ve vukfiyetimizi ar
trabiliriz.
Tam bir anlama ve kavrama szkonusu olduu zaman, bu, burada zerin
de kafa patlatlan eyin, ak ve berrak olana ait olmasndan kaynaklanr. Do
laysyla bu, yalnzca bilinenin bir tekrarndan ibarettir. Bu anlamda, totoloji
vardr. Totoloji, Sonsuzluun entelektel elencesidir.
Yine ayn anlamda, bir eyin vurgulanmak amacyla huss olarak seilme
si de ayn ekilde tesadfidir. Bu, Sonsuzun kendi dikkat younlamasn yn
lendiren yolun rettii bir kuraldr.
Zira sonlu mnferit iin, kendi tecrbesinde yenilie nfz etmesi szko-
nusudur ve ayrntnn seimi, bu mnferitliin doduu nedensellie bal
dr. Felsefe, sonsuz ile sonluya ait olan bak alar arasnda atallanma te
mayl gsterir. Dolaysyla anlama ve kavrama, ne kadar kusurlu olursa ol
sun, ayrtrlabildii srece rntnn ya da kalbn apaikrliidir. Ayrca
sonlu tecrbede, tahkikat, bu tr bir apaikrla daha fazla nfz edebilme
baarsdr.
Ksm olarak anlalan bir rntnn, tamamlanmlnn dta braktk
lar, ierdiklerinden ok daha belirgin ve kesin bir zellik arzeder. htiva et
me meselesi konusunda ise, sonsuz miktarda alternatif tamamlanma biimi
nin varl szkonusudur. Ancak tamamlanmam bir ifayla ilikilendiriien
herhangi bir kesinlik ve belirginlik szkonusu olduu srece, belli faktrler
kesinkes dta braklr. Tutarszlk fikri konusunda gelitirilen Mantkn te
meli, iikin, yirmi yl kadar nce Harvard profesr Henry Sheffer tarafndan
kefedilmi ve gelitirilmiti. Profesr Sheffer, ayrca, Mantkn temeli olarak
rnt fikrine de vurgu yapmt. Matematiksel Mantktaki byk ilerleme
lerden biri ite bu ekilde baarlabilmiti.
YARATICI R U H /73

Her eyden nce, M antk, tutarszlk kavram zerine temellendirmek-


le, sonluluk fikri kesinkes gelitirilmi oluyordu. Zira Spinozann da iaret et
tii gibi, sonlu, kendisiyle kyaslanabilecek eyleri dta brakan eydir. By
lelikle tutarszlk, Mantk Spinozanm sonluluk kavram zerin/d/e temel-
lendirmitir.
kinci olarak, Sheffern da dikkat ektii gibi, olumsuzlama ve tahkikat
fikirleri, tutarszlk fikrinden karlabilir. Bylelikle, btn bir Mantk hare
keti gerekletirilmi olur. Mantkn bu temelinin gerginlik fikrinin sonluluk
zihniyetine daha yakn olduu fikrini nerdiine ve te yandan da, uyumlu
birleme fikrinin de monistik bir kint kavramndan gelitirildiine dikkat
ekebiliriz burada. te dnyann bize sunduu bu iki boyutu koordine etmek
felsefenin grevidir.
nc olarak, Mantn bu temeli, bizim tecrbemizde temel bir faktr
olan sre anlaymza k tutar ve aklk kazandrr. Biz, u n imdideyiz;
imdi ise daima deimektedir; imdi, gemiten gelir; gelecei ekillendirir;
gelecee geer. te sre budur ve kintta da inkr edilmez bir gerektir.
5.-Bununla birlikte, eer her ey bir araya getirebiliyorsa, o zaman, neden
sre var olmaldr ki? Bu soruya verilecek bir cevap, sreci inkr eder. Bu ce
vaba gre, sre, salt grnten ibarettir ve mutlak gerekliin neminden
yoksundur. Bu zm, bana olduka anlamsz grnyor. Deimeyen bir ger
eklik birlii, nasl olur da bir deiim hayali retebilir ki?
Elbette ki, bu soruya verilebilecek tatmin edici cevap, her biri bir dieri
ne ihtiya duyan deiim ile kalcln i ie gemiliine ilikin bir anlay
ve kavray ete kemie brndrmek zorundadr. Bu i ie gemilik fenome
ni, temel bir tecrbe gereidir. Ve bizim ahs kimlik, sosyal kimlik ve btn
sosyolojik fonksiyon grme kavraylarmzn temelini oluturur.
Bu arada, tutarszlk ile sre arasndaki ilikinin bir dier yn de bizi il-
gilendirmelidir: Tutarszlk, bir arada varolamayacak ift varsaymlarn an
lamlarn oluturan iki gereklik hlidir. Tutarszlk, bu anlamlar arasnda
mmkn bir birlemenin varln inkr eder. Ancak bu anlamlar, tutarszlk
lar gznnde bulundurularak bir araya getirilirler. te bu, Eflatunun, [Di-
yaloglarmda] karakterlerinden birine n-mevcdiyet de, bir tr mevcdiyet
7 4 / D N M E B t ML E R

biimidir dedirtirken gndermede bulunduu trden bir zihn karmaklk


hli"dir.
Buradan vardm sonu u: Birlikte szc, aslnda genelde bir araya
getirme, buluturma durumlarn ifade eden btn szckler, belli bir ama
gdlmedii srece belirsizliklerin dlyatadr. Bulumalar, kavak noktala
rn ifade eden szcklerin tadklar anlam belirsizliklerine ilikin gerekten
ok az analiz yaplm olmas olduka dikkat ekici bir fenomendir. Sanrm
bunun temel nedeni, bu tr szcklerin, akl yrtmenin kesinliinin ve do
ruluunun nndeki lm tuzaklar olmalardr. Ne yazk ki, bu, en edeb
ekillerde ifade edilen cmlelerde bile sklkla karlalan bir durumdur. Hl
byle olunca, en esiz bir edeb slp bile, mantk tutarlln salanmasnn
garantisi deildir.
Felsef literatr okurken, bu tr bulumalar, akmalar, kavak nokta
larn iaret ve ifade eden her szcn zerinde derinlemesine dnlmeli
dir. Eer bylesi bir durum, bir cmlede iki kez tekrarlanyorsa ya da bir cm
lenin hemen nnde veya arkasnda szkonusu oluyorsa, o zaman, her iki
kullanm biiminin ya da birden fazla kullanm biimlerinin en azndan ar
gmann tutarllnn salanmas asndan ayn anlam ifade edip etmedi
inden nasl emin olabileceimiz sorusu burada sorulmas gereken en nem
li sorudur.
te ben, ahsen, klasik ve modem mantkta karlatmz elikilerin
veya tutarszlklarn, bu tr belirsizliklerden kaynaklandn dnyorum.
Grn itibariyle irtibatl olmayan pek ok szck, irtibatl bir anlam ifade
eder. Szgelii, snf szc, ve szcnn sahip olduu saysz mulak
la sahiptir. Kalbn ve eitli kalplardaki irtibat noktalarnn anlalmas, i
te bu tr belirsizliklerin ya da mulaklklarn anlalmasna baldr. Bu konu
da, felsef literatr, gerekten ok yzeysel ve zayftr. te bu nedenledir ki,
pek ok gl ve tutarl argman, bu tuzaa dmekten kurtulamaz.
Tartmamzn bu noktasnda, tutarszlk ve sre konusuna yeniden
dnmemiz gerekiyor. P ve q olarak isimlendireceimiz iki varsaymn tutarsz
l fikri, nceden varsaylan bir vasatta resmedilen birliktelik, akma bi
imlerinde, p ve q varsaymlarnn anlamlarnn szkonusu olmad bir anla
YARATICI R U H /75

m ifade ediyor olmaldr. Her iki anlam da, szkonusu olabilir de, anlamlar
dan sadece biri szkonusu oluyor olabilir de; ya da anlamlardan hi biri de sz
konusu olmuyor olabilir de. ite burada, sre, kintn, tutarszln devre
d brakmalarndan kanma biimidir.
Bu tr devre d brakmalar, belli bir durumun, vasatn sonluluuna mah
sus fenomenlerdir. te kint, bu noktada, sre vastasyla, sonlunun snr
larndan ve snrlamalarndan kanr. Burada sre, btn snrlarn berhava
olarak uup gittii, btn tutarszlklarn veya elikilerin zmlendii, son-
ludaki sonsuzun ikinliinin tastamam kendisidir.
-Hibir spesifik sonlu, kintn nnde nih olarak bir engel oluturamaz.
Bu srete, kintn sonlu mmknleri, kendilerini sonsuz ekillerde gerek
letirmeye doru yola koyulurlar.
Eyann tabiatnda, mantk bakmdan ifade edilebilen nih devre d b
rakmalar ya da dlamalar szkonusu deildir. Zira eer dikkatimizi btn bir
zamana yayarak konuacak olursak, uzun bir gemise sahip u gezegende vu
ku bulan tutarszlk, yakn gemite bir baka gn vuk bulan bir baka tutar
szlkla birlikte iki mevcdiyettir; eer szkonusu olan btn bir dnemi iha
ta ederek hareket edecek olursak, bir gn daha nceden vuk bulan bir mev-
cdiyetin, ayn gn daha sonradan vuk bulan bir baka mevcdiyetle tutar
l, uyumlu olabileceini grebilmemiz her zaman mmkndr. Hl byle
olunca, tutarszlk meselesi, szkonusu soyutlamaya nisbetle vcut bulan bir
meseledir.
Eer muhtevay, yksek bir soyutlamayla demlendirerek gerekletirir
sek, bir zihn tutarlla kolaylkla ulaabilmemiz mmkn olabilir. S af mate
matik, bu tr kesin, yani yksek bir soyutlamaya bavurularak elde edilen ba
arnn en baat rneidir. Yine, nihayet 16. ve 17. yzyllarda ok net bir e
kilde gn na kt gibi, matematiin nemi, sonlu beer anlay ve kav
rayn geliiminin, leziz ve nefis bir soyutlamay ve bu soyutlamann iinde/n
dncenin gelitirilmesini gerektirdii doktrinini ok iyi resmeder. Bu yn
temin ete kemie brnmesi, son bin yllk insanlk tarihi srecinde mo
dem uygarln srgit ilerleme kateden bilimi tarafndan geree dntrl
mtr.
7 6 / D N M E B MLER

6,-Bununla birlikte, gerekletirilen keif, olduka tedric ve yava olmu,


gelitirilen yntem ise, bugn bile ok az hakkyla anlalabilmitir. Dona
nml insanlar, dncenin husslemesini, hayret verici bir ihtiyat eksiklii
ile halletmeye altlar. yle ki, uzmanln gelimesinin, balang aamala
r iin yeterli olan bir muhit perspektifi gelitirilmesi konusundaki varsaym
lar olumsuz ynde etkilemediini, stelik de olduka yaygn bir ekilde kabul
ediyorlar. Herhangi zel bir alann genilemesinin, bu alann anlamnn b
tnn tepeden trnaa kadar deitirdii gerei yeteri kadar anlalabilmi
deil henz. Oysa bilimin konusu geniledike, bilimin kinta uygunluu ve
uyumluluu da bundan olumsuz ynde etkileniyor. Zira bilim, daha kesin ve
dar olarak tanmlanm bir muhitin ya da vasatn mevcudiyetini varsayyor.
Muhitin tanm, huss soyutlamada tam da atlanan eyin t kendisidir.
Bu tr bir tanm, alakasz, konu ddr. Alakaszdr; nk eyann sonsuzlu
unun anlalmasn gerektirir. Dolaysyla, bylesi bir ey imknszdr. Bu
noktada yapabileceimiz tek ey, bir soyutlama yapmaktan, szkonusu eyin
alakasz, nemsiz olduunu varsaymaktan ve o eyi, bu varsaymn iinde/n
bir yerlere doru srkleme abasna soyunmaktan ibarettir.
Sonlu bilimin apaikrl ile onun tesinde uzanan karanlk kint ara
sndaki bu kes/k/in ayrm, bizatih somut olgu'dan bir tecrittir. Szgelii, biz,
kendi varsaymlarmz kefeder, enine boyuna irdeleriz. Mesel, matematik
te, tabiat bilimi rneinden gittiimiz zaman, bir geometri bilimi varsayarz.
yi de, ne tr bir geometridir bu? Enva-i eit geometrinin mevcudiyetinden
szedebiliriz. Aslnda, sonsuz sayda alternatif geometri mevcuttur. Peki,
hangisini seeceiz, bu durumda?
Hepimiz de ok iyi biliyoruz ki, bu, son otuz yldan bu yana fizik biliminin,
zerinde kafa patlatt, bilim adamlarna, deyim yerindeyse, sa ba yoldurt-
tuu bir meseledir. Sonunda, byk bilim adamlar, hepimizin kabul ettii
sonulara varrlar. Yine de bir yerlerde merak uyandrc, kuku dolu soru ia
retleri birikiverir. Geometrinin, yalnzca tabiattaki karmak hdiseler iin
uygun ve geerli olduunu neye dayanarak syleyebiliyoruz acaba? Belki de,
boyutlu geometri, belli bir hdise veya olgu iin, on be boyutlu geometri
ise baka trden hdiseler ya da olgular iin geeidir.
YARATICI R U H / 7 7

Elbette ki, bizim daha apaikr duyu-algtlarmzn, boyutlu hlleri,


zellikle de grme h lini harekete geirdii, kkrtt gzleniyor. te yan
dan, her ne kadar hacimli de olsa, mesel il on be boyut arasnda de
ien hacimlerinin boyutlar konusunda, ses, olduka mphemdir. En d
kten en yksee kadar sesin skalasndaki herhangi bir deiim, gzlemle
yebildiimiz lde ifa olunan hdiselerin niteliinde artc deiiklikler
yapar.
Biz, insan tr olarak, olduka nev-i ahsna mnhasr duyu biimleri ge
litirmi durumdayz ve bunun sonucu olarak da, eer gerek snrlara mutta
li klnrsak, yeteri kadar zel sonular elde edebilme imknna sahip oluruz.
N e var ki, bizim bilimimiz geniledike, tabiatn dier ynleriyle iliki kurma
alanlarmz da srgit nemli hle geliyor.
Belki de, on be boyutlu mekn ilikilerinin yol at hdiselerle temel ir
tibatmz kavrayamadmz srece, bizim bilgimiz arpklayor. Tek yegne
boyutu olarak tabiatn tr boyuta sahip olduu dogmatik varsaym, ge
mite faydal olmutu; ama bu, imdi artk tehlikeli olmaya balamtr; gele
cekte ise, bilginin geliiminin nnden lmcl bir engel olabilir ve olutu
rabilir.
Ayrca bu gezegen ya da bizim gneimizin iinde yerletii bu yldz ta
km, uzay eksenli ilikilerinde genelde nitelik bakmndan yava yava bir de
iim geiriyor. Belki de, belirsiz bir gelecekte, insanlk, eer o zaman varolur
sa, varln srdryor olabilirse, kendisinden, daha asil, daha mull bir va
roluun vcuda geldii boyutlu kintn bzlverdi daha keyifsiz, tuhaf
bir zamana geri dnyor olacak.
Bu speklasyonlar, u nda, ne dorulanabilir, ne de yanllanabilirdir. Yi
ne de bu speklasyonlarn mitik bir deeri vardr. Bunlar, tutarl, insicaml
gereklikler, ifadeler zerinde younlamakla insan tecrbesinin belli bal
baz ynlerinin, anlay ve kavrayn gelimesini nasl engelleyebilecei fikri
ni temsil eder. Sistemletirilmi bir bilgi aacndan koparlan ok sayda el
ma, ilerlemenin dne yol aabilir.
lerleme, nfz etme duygusu, ilginin ve merakn canlln srdrebilme
si asndan zarurdir. Ayrca iki tr ilerleme (advance = gelime) vardr: Bun
7 8 / D N M E B MLE R

lardan biri, belli kalplarn, artan miktarda ayrnty koordine etmesinde kul
lanlmasyla gerekleen bir ilerlemedir.
A ncak belli bir kalbn kullanlmasnn belirlenmesi, ayrntlarn sei
mini snrlandrr. Bylelikle, kinatn sonsuzluu, gereksiz olarak nitelen
dirilip gzard edilir. Gnmn tazeliiyle balayveren ilerleme, skc bir
krntlarn ibirlii abasna dnerek dejenere olur. Dnce tarihi ve sa
nat tarihi, bu doktrini resmeder. Dolaysyla, bir ilerleme kalb reetesi su
nanlayz.
lerlemenin, ayrntlarn, ksmen, belirlenmi kalplarn ayrntlarnn bir
araya toplanmas olduu dorudur. Bu, ldrmaktan korkan dogmatik kiile
rin kendilerinden emin ilerleme biimleridir. Bununla birlikte, tarih, baka
bir ilerleme biimi ile daha tantrr bizi: Bu ilerleme biimi, yeni bir kalbn,
kavramsal bir tecrbede denenmesidir. Bylelikle, imdiye kadar geliigzel
bir ekilde alakasz ve gereksiz olarak gzard edilen ya da fark edilmeyen ay
rntlar, ibirlii ile oluturulan tecrbeler katna ykseltilir. Artk o byk
Otenin, Otesinin yepyeni bir tasavvuru beliriverir karmzda.
7.-Dolaysyla, anlama, iki tr ilerleme biimine sahiptir: Belirlenmi bir
kalbn iinde ayrntlarn bir araya toplanmas ve yepyeni bir ayrntya vur
gu yapan taze bir kalbn kefedilmesi. nsanln zeks ya da akl (intelligen-
ce), irtibat kalplar konusunda gelitirilen dogmatik yaklamlardan tr
durmu, hatta durdurulmutur. Dn dnce, estetik dnce, sosyal yapla
rn anlalmas abas, bilimsel gzlem analizi, btn bunlarn hepsi, bu lm
cl virs tarafndan cceletirilmitir.
Anlay ve kavray fikri ya da gerei, Avrupa dncesine, daha o par
lak oluum temelinin atld balang zamanlarnda girmiti. Epikr, Eflatun
ve Aristo gibi dnrlerin hepsi, onlarn anladklar formlarda, kendi tecr
belerindeki eitli unsurlarn kesinlii konusunda ikna olmulard. Daha son
ralar, Saf Aldn Eletirisinde, Kant, bizim neden emin, kesin olmamz ge
rektiinin nedenleri konusunda hnerli izahlar yapmt. Bu kesinlik konu
sunda, yetenein tekrarlanmas hdisesi szkonusuydu.
Bu byk adamlarn, bu inanlar benimsemeleri anlamnda, bu dnr
lerin doktrinlerinden / fikirlerinden hi birinin son iki yzyldr bilginin hz
YARATICI R U H /79

la oalmas ve genilemesi karsnda varln srdrememi olmas tarihin


talihsiz bir cilvesidir (tragedy): Matematik, Eflatunun anlad anlamda ger
ek bir matematik deildir. Yine, duyu-ver ileri de, Epikrn inand gibi,
ak, anlalr ve asl deildir.
Dnce tarihi, parlak bir alma ile tkayc bir daralma trajik karmaa
sndan ibarettir. Nfuz etme duygusu ve gerei, tamamlanm bilginin kesin
liinde kayplara karvermektedir. te bu dogmatizm, renmenin alternatif
sfl-Mesi/idir.
Eyann, btn varlklarn tam olarak somut bir irtibat iinde olduklar bir
durumda, birbirleriyle irtibatl eylerin nitelikleri, onlarn sonradan kazandk
lar irtibatllk karakterine dhil olurlar.
Her arkadalk rnei, iki arkadan da kendine zg zelliklerini sergiler.
Baka iki insan, bu balamda, burada tam olarak tanmlanan arkadalkla
uyumlu zellikler sergilemezler. Yine bir resimdeki renkler, ksmen geometrik
bir kompozisyon olutururlar. Eer salt buradaki soyut geometrik ilikiyi ince
leyecek olursak, bir krmz benein, mavi bir benee dntn fark ede
riz. Bu geometrik soyutlamada, krmz, tpk mavi gibi, dier renk benekleriy
le tutarl, insicaml bir grnm arzeder. Fakat eer bu resmi daha somut ola
rak inceleyecek olursak, o zaman, belki bir aheserin tahrip edildiini fark
edebiliriz. Bu durumda, krmz, mavinin resim zerinde oluturduu somut
tahriple uyumsuz bir grnm arzeder.
Dolaysyla genel olarak daha mahhas bir alglama abas iinde ld
mz zaman, uyumsuzluun ve tutarszln daha belirgin bir ekilde hkim
olduunu fark ederiz. Baka bir deyile, biri hri, btn nesneler, o bir nes
nenin retecei zel etkinin sonucuyla uyumsuz bir grnm sergilerler. Bu
nun kanlmaz sonucu olarak, soyut olana meylettiimiz zaman, pek ok
nesne, ayn soyut etkiyi retir. Sonu olarak, bu rneimizde de grld
gibi, uyumluluk, tutarllk ve insicam, somut olandan soyutlamayla birlikte
geliir.
Hl byle olunca, tutarszlk fikrinde bir belirsizlik gizlidir. Nesneler ara
sndaki ayrmn rettii kesin bir farkllk szkonusudur burada. Eer benek,
kpkrmz ise, ayn zamanda, soluk bir mavi renge de brnebilir. kisi de
8 0 / D N M E B MLE R

farkl renkler olduu iin, mavi ile krmz renklerinin birbirlerinden kesinkes
farkl olmas nedeniyle bu iki fikir de tutarszdr. Ayrca bir de estetik zevk ve
ya haz ayrm vardr. Mavinin, aheser olan bir resimde belirleyici bir faktr
olduu durumda, ayn geometrik konuma krmznn yerlemesi, tablonun b
tn estetik deerini yerle bir edebilir. te yandan, eer ilgi, btnyle ge
ometrik ilikiye ynlendirilecek olursa, krmz ya da mavi, ayn nda ve ayn
lde bu ilikide rol oynayabilirler.
Btn bu gzlemlerden ve tartmalardan sonra, iki tr tutarszlk olduu
sonucuna varyoruz. Bunlar srasyla, mantk tutarszlk ve estetik tutarszlk
veya uyumsuzluk olarak adlandrlabilir. Mantk tutarszlk, kompozisyonda
alternatif faktrler olarak alglanan eyler veya nesneler arasndaki farklla
dayanr. Mantk tutarszlk, bu birleik nesne kalbnda iki farkl eyin belir
lenmi bir rol stlenmeleri szkonusu olduunda, kompozisyonun btnne
kar kaytsz bir tutum taknabilir. Faktrlerdeki farkllklar, farkl kompozis
yonlar retecektir. Ayrca eitli faktrlerin ilve edilmesi, mevcut nkabul-
leri de alt st edecektir.
Muhtin imknlar balamnda yol at btn somut etkisiyle bir kom
pozisyonu tam olarak anlayamayz. Biz yalnzca soyutlamay fark ederiz. Zira
bu soyutlama balamnda, faktrlerin deimesi ya da yeni faktrlerin eklen
mesi nem arzetmeyebilir. Farkl eylerin eitlii ya da tutarll veya uyum
luluu zerinde demoklesin klc gibi asl duran bir gl dman veya rakip
her zaman mevcuttur. Kendi apaikr delilimizi olabildii lde genilettii
miz ve belirginletirdiimiz lde, soyutlama daralr ve bizim anlaymz ve
kavraymz somut olana daha fazla nfz eder. Bylelikle, er ya da ge, bil
gideki art ve gelime, farkllkla ilgili olarak bir antagonizma / hasmnelik
delilinin belirginlemesine, ne kmasna yol aar.
Burada gelitirdiimiz hliyle anlama ve kavrama [idrak] doktrini, Man
tkm ok tesine taan geni bir alan ihata eder. Estetik tecrbe, apaikrl-
n sunduu bir dier zevk biimidir. Bu vardmz sonu, Avrupa dnce
sinin tarihi kadar eski, bildik bir sonutur. Matematikteki oran doktrininin
mzik ve mimariye tatbikatyla ortaya kan durum, Pisagorcu ve Eflatuncu
okullar ziyadesiyle heyecanlandrmaya yetmiti.
Y A R A T I C I RUH / 8 1

Ayrca matematikiler arasnda yaygn olan, baz ispatlarn veya delille


rin, dierlerinden daha nefis ve daha byleyici olduu hissinin, filozoflar da
yeterince heyecanlandrmas gerekir.
Ben ahsen estetik ile mantk arasndaki burada yaptmz mukayesenin,
felsefenin yeterince gelitirilmemi, zerinde hakettii lde kafa patlatl
mam konularndan biri olduunu dnyorum.
Her eyden nce, bu her iki alan [estetik ile mantk] da, kompozisyonu
oluturan i bantlarndan kaynaklanan kompozisyonun verdii zevkle /
hazla ilgilenirler. Pek ok ayrntnn i ie gemesinden kaynaklanan tek bir
btnn varl szkonusudur burada. te buradaki nemlilik, bir ve ok'un
i ie gemiliinin canl bir ekilde idrak edilmesinden kaynaklanr. Eer bu
antitezin dier ynleri, arkaplanda kalacak olursa, o zaman, hem mantk tec
rbesinin, hem de estetik tecrbenin geliigzellemesi kanlmazlar.
Mantk ile estetik arasndaki ayrm, szkonusu soyutlamann derecesin
den ibarettir. Mantk, yksek soyutlama zerinde younlarken; estetik, son
lu anlama ve kavramann izin verdii lde somuta yakm olma hlini ko
rur. Dolaysyla mantk ile estetik, sonlu zihniyetin sonsuz olana ksmen n
fz etmesi srecinde ortaya kan amazn iki u noktasn tekil ederler.
Bu konulardan her biri, iki adan ele alnabilir: Bir yanda, bir mantk
kompleksinin kefi ve bu kompleks kefedildii zaman verdii haz vardr; bu
na mukabil olarak, te yanda ise, estetik kompozisyonun inas ve bu kompo
zisyon gerekletirildii zaman verdii haz. Bununla birlikte, yaratma ile haz
arasndaki bu ayrm gereinden fazla abart lmamaldr. Yalnzca bylesi bir
ayrmn mevcdiyeti szkonusudur ve bu blm, yaratma konusu ile deil,
haz konusu ile ilgilenecek ve sona erecektir.
Mantk kavrayn veya idrakin karakteristik zellii, ie, ayrntlardan
balamas, ardndan da, baaryla gerekletirilen bir ina abasna doru y
nelmesidir. ok'un [okluk / kesret leminin] hussiyetleri, ina btnlne
izin veren hususiyetler olarak alglanr.
Mantk, sembolleri kullanr; ama yalnzca semboller olarak sembolleri.
Szgelii, izgilerin, -ikiye, drde ya da sekize katlanabilen- bir sayfa boyutun
8 2 / D N M E B MLER

da, belli marjinler braklarak oluturulmas, henz sembolizm alanna girebil


mi bir konu deildir.
Mantkm anlalmas ve kavranmas, bu soyut btnln ya da birliin
teekklne izin verecek ekilde soyutlanan ayrntlarn verdii hazdan iba
rettir. Haz arttka, inann btnl de daha belirgin bir ekilde gn
na kverir. Burada bir kint, bir dnya kurma imknyla kar karya kal
rz; baka bir ifadeyle, soyut olanm tabiat icab, somut olana bu ekilde na
sl yaklaabildiine dir bir fikre vsl oluruz. Mantk, primitif fikirlerle birlik
te balar ve onlar zamanla bir araya getirir.
Oysa, estetik hazzm hareketi, bunun tam zdd bir ynde cereyan eder: Bir
binann gzelliinden, resmin byleyiciliinden, cmlenin arpclndan
bir hayli etkileniriz. Burada, btn, [mantkta olduunun aksine], ayrntlar
dan fparalardan] nce gelir [ve nde gider, paralar da nne katarak s
rkler btnn iaret ettii noktaya ya da gyeye doru].
Ardndan farkllklar ayrt etme faslna geeriz. Bir nlna da olsa, ay
rntlar, kendilerini, ortaya kan sarsc etkinin btn ve btnl zerin
de ve btn bunlarn nedenleri zerinde kafa patlatmaya kkrtrlar. Estetik
te, kendi paralarn ele veren, gn na karan bir btnlk vardr dim.
Avrupa dnce tarihinde, estetik konusunda gelitirilen tartmalar, ay
rntlarn uyumu zerinde gereinden fazla yaplan vurgu nedeniyle ykmla
sonulanmtr. Grek sanatnn verdii haz, baskc uyumun dnda zorlu ama
belli bir bamszlk gsteren ayrntlara duyulan zlem nedeniyle alt st ol
mutur.
Herhangi bir sanat trnn en byk, en muazzam rneklerinde, mucize
v bir denge gerekletirme kaygs gdlmtr. Btn, her birinin kendine
zg deeri olan kendi paralarn sergiler; paralar ise, kendilerinin tesinde
olan ve henz kendilerini tahrip etmeksizin btne doru yol alrlar. Bunun
la birlikte, -eer korunmusa-, ayrntlar konusunda balangta yaplan ara
trma ve almalarn, tamamlanm eser vcut bulduunda karmza kt
ndan ok daha fazla ilgin bir grnm arzetmeleri gerekten yn- dik
kat bir olgudur. yle ki, en byk sanat eserleri bile, bu anlamda bir mkem
mellikten yoksundurlar.
Y A R A T I C I R UH / 8 3

Estetik tecrbe, daha fazla somut bir tecrbe olmas nedeniyle mantk
tecrbeden daha kapsaml bir konudur. Gerekten de, estetik konusunda tat
min edici bir ekilde incelendiinde, geriye tartlacak bir ey kalp kalmad
kukuludur. N e var ki, bu kuku aslnda yersiz bir kukudur. Zira byk, mu
azzam tecrbenin z, mehl olana, tecrbe edilmemi olana nfz etmek
ten ibarettir.
Hem mantk, hem de estetik, kapal gerek/lik/ler zerinde younlarlar.
Oysa bizim hayatmz, ifa tecrbelerinden teekkl eder ve ylece srer gider.
Bu ifa duygusunu yitirdike, ruh demek olan fonksiyon grme biimine sr
git daha fazla zlem duyarz. Bylelikle gemiin vasat tecrbelerine ve ger
ekliklerine ya da nkabullerine daha fazla uyumlanma temayl gsteririz.
Cr, hkim gerekliklere tam olarak uyumlanmak, uyum salamak, hayat ve
hayatiyet belirtisinin kaybolup gitmesi demektir aslnda. Geriye, yalnzca
kupkuru, mhsuz bir inorganik tabiat kalr karmzda.
Buraya kadar ilediimiz blmde, felsef dnce asndan en hayat
nemi hiz olan bu fikirlerin bir toplamnn, btnnn bir araya getirilmesi
abas iinde olduk. Sistematizasyondan olabildiince kandk. U balk al
tnda, eitli dikkate deer fikirler gelitirme kaygs iinde olduk.
Btn bunlardan karlabilecek ders ve sonu u olabilir: Ayrntlar ve
sistemletirmenin tesinde, felsef tasavvur, dncenin ve hayatn yegne te
melini oluturur. One kardmz ve gzard edilebilir bir arkaplana ittiimiz
fikirler, bizim umutlarmz, korkularmz ve davranlarmz kontrol etme
kabiliyetlerimizi tayin eder ve ynlendirir. Biz insantekleri olarak, dndk
e, dndmz lde yaarz. Felsef fikirlerin btnnn, bir araya geti
rilmesinin, herhangi bir uzmanlk alanndaki almadan daha fazla hayat bir
nem arzetmesinin balca nedeni ite budur. Bizim medeniyet idrakimizi ve
medeniyet tasavvurumuzu ekillendiren ey de yine budur.
KtNC KISIM
D R D N C B L M
....

PERSPEKTF

nsann kabiliyetlerinin Hristiyan Dneminin balangcndan nce ve he


men sonraki on iki yzyllk srete zirve noktasna ulatna inanmak
iin pek ok neden vardr. te bu sre zarfnda ve bu dnem boyunca, insan
ln estetik tecrbe, dn tecrbe, beer sosyal ilikiler, siyas bilgelik, mate
matie dayal karsama ve akl yrtme ve gzleme dayal bilim gibi temel
kavramlar ve kurumlan gelitirilmi ve tartlmtr. Elbette ki, medeniyetin
btn bu veheleri, kkleri hayvanlara kadar uzanan son derece uzun bir ta
rih gemie sahiptir. N e var ki, ancak bu sre zarfnda ve bu dnemde, insan
ln elde ettii byk baarlar, olaanst ekillerde tatbik edilebilmi ve
fevkalde neticeler verebilmitir. Ve btn bunlarn, insan hayatnn idealle
rine uygunluu, bilinli bir ekilde hayata geirilmitir. Bu dnemin daha er
ken safhalarnda, Homercil iirler ve eitli Konfyan dnce biimleri or
taya km; son safhasnda ise, Virgil, St. John ncili ve Roma Imparatorlu-
unun siyas yaps tarih sahnesindeki yerini almtr.
Sonuta, hayat teknikleri yeermi ve ieldenmitir. Btn bunlarn ba
lang sreci, bu dnemden daha nceki zaman dilimlerinde gerekletiril
mitir. Szgelii, yaz, teknii, alar boyunca tedric olarak gelitirilmitir. Bu
nunla birlikte, yaznn, mnferit halklarn kendi gelitirdikleri dncelerini
kullanma vastas olarak tatbik edilme imknlarnn gelitirilmesi bu dnem
8 8 / D N M E B MLER

de szkonusu olabilmitir. Bu dnemden nceki dnemlerde, yaz, yalnzca


hkmdarlarn emir ve fermanlarnn, igalcilerin igallerinin kayda geiril
mesi, kayt altna alnmasnda kullanlyordu yalnzca. Benzer mlhazalar,
metallerin, atlarn, yollarn ve denizcilik ara ve gerelerinin gelitirilmesi
iin de geerlidir ve yaplabilir: Medeniyet, henz o vakitler emekleme safha-
sndayd. te bu dnemle birlikte, [insanlk olarak] baary yakalam olduk.
Elbette ki, o zamandan itibaren, bilgi ve teknikte trl ilerlemeler elde edil
mitir. Bununla birlikte, btn bu ilerlemeler, szkonusu altn am ortaya
koyduu ilkeler ve yntemler erevesinde gerekletirilebilmitir. Son on se
kiz asrn Avrupa tarihi, bunun bir devamdr.
Bu parlak gemiin neden olduu bir talihsiz sonu, daha nceki dnemin
kusurlu, hatal fikirlerinin dilde ve edebiyatta koksalm olmasdr. Ayrca dil,
bizim farknda olmakszn sahip olduumuz veya benimsediimi dnce n-
kabuilerini de dikte eder bize.
Szgelii, her birinin kendine mahsus szlk anlamlar olan tekil [tek an
laml] kelimeler ve her bi i noktayla sona eren [ve biten] tek cmleler, her
hangi bir muhtten bsbtn tecrit edilmi olma durumunun szkonusu ol
duu gsterir bize. Dolaysyla felsefe probleminin, eylerin, her birinin baka
herhangi bir eye atf yaplmakszn anlalabilir olduu, bir i ie gemilik-
Icr kavray ve idraki olarak alglanmas szkonusudur.
2.-Bu nkabul, hataldr. O yzden onu burada hi dikkate almayalm ve
tartma konusu bile yapmayalm. Ve hangi trden olursa olsun, her tr mev
cudiyetin, esas itibariyle, c ier eylerin dnyasyla kopmaz bir iliki ve irtibat
iinde olduunu varsayalm. Bu iliki ve irtibat, gerek gerekletirim, gerekse
potansiyel olarak varolan mevcdiyetin / nesnenin kint asndan ifade et
tii nem ve anlam olarak deerlendirilebilir. Ve bu, bu mevcdiyetin ya da
eyin kint perspektifi olarak nitelendirilebilir. Szgelii, bunlar, 3 saysnm,
mavi renkin ve gerekletirilmi herhangi bir olgunun kesin bir hlinin k
int perspektiflerdir.
Bir say ya da bir renk gibi herhangi bir nitelik belirten soyutlamann pers
pektifi, saysz ya da sonsuz alternatif potansiyellikler sunar. te yandan, fil
bir durumun perspektifi ise, mevcut durumda szkonusu olan bu fil durum
A K T I VI TE / 8 9

balamnda gelitirilen alternatiflerin ortadan kaldrlmasn ve gelecekle il


gili alternatiflerin indirgenmesini [yok saylmasn, hesaba katlmamasn] ge
rektirir. Zira iinde varolduu kendi ada dnyasnn bir yesi veya mensu
bu olarak bu fil durum, gelecei, kendi tesinde tayin eden faktrlerden bi
ridir.
Her tr mevcdiyete ilikin gelitirdiimiz bu mevcut soyutlamalarmzn
anlamlar meselesi, donanml, olup biten eyler zerinde kafa patlatan kiiler
iin metafizik bir bilmeceden ok daha fazla bir eydir. Bu, gnlk hayatta
olup biten hdiseler konusunda gelitirdiimiz ya da sahip olduumuz pratik
bir saduyu meselesidir. N e var ki, burada bizi bekleyen tehlike, br hdiseler
kmesi iin szkonusu ve geerli olan bir kinat [mevcdiyet] fikrini alp,
farkl bir perspektife sahip olan ve farkl bir perspektife dayal olarak gelitiri
len bambaka bir hdiseler kmesine tatbik etmeye kalkmaktr. Burada sz
konusu olan perspektif farkllndan tr, bir dzeltmeye ihtiya vardr. Bu
Birinci Ksmm ilk Blmnde, her eyde geerli olan bu perspektif dokt
rininin eidi tatbikt biimlerini tartacam. Ayrca bu perspektif doktri
ninin ihmal edilmesinden kaynaklanan yanl anlamalara ve yanl alglama
lara burada gnderme yapmann zarr olduuna da dikkat ekmek isterim.
Bu kint perspektifleri fikri, benim Bilim ve Modem Dnya balkl kita
bmn ilikisel Oz balkl blmnde ayrntl olarak ncelenmekte ve tar
tlmaktadr. A ncak oradaki tartmada yalnzca nitelik belirten veya tayan
mevcudiyetlerin ya da eylerin perspektifleri inceleme konusu yaplmtr.
Burada ise szn ettiim bu kint perspektifleri fikri, daha geni bir alana
yaylarak inceleme konusu yaplacaktr.
3.-Bizim varlk trlerimize dir gelitirilen en basit doktrin, baz u varlk
trlerinin btn dierlerinden bamsz olarak varolduu fikrine dayanan
doktrindir. Szgelii, Grek filozoflarnn, zellikle de Eflatunun, saylar, ge
ometrik ilikiler, ahlk hususiyetler ve daha yksek idrak biimlerinin ve
dzlemlerinin nitelie dayal olarak ifalar gibi nitelik eksenli soyutlamalar
da bu doktrini benimsedii anlalyor. Baka bir ifadeyle, bu gelenee gre,
bu muhtin ortasnda burada ve imdi olup biten kaba gereklikleri tecrbe
mizden soyutladmz lde, geriye, olaylarn akna, seyrseferine esas iti
9 0 / D N M E B MLE R

bariyle bir referansta bulunulmad gzlenen z-kimlikler, farkllklar ve zo


runlu i bantlara sahip bir tortu kalr. Bu doktrine gre, gei ya da geici
lik faktrn bu ekilde devre d braktka, dikkatlerimizi, ezel formlar ve
ya sretler lemine kaydrm oluyoruz. Bu tahayyl edilen lemde, geit de,
kayp da, kazanm da szkonusu deildir. Bu lem, bizatih kendisi olarak ken
di kendine yeter ve tamdr. Kendi kendine varolabilirdir. Dolaysyla bu lem,
btnyle hakk olann dnyasdr.
te bu felsefeyi ziyadesiyle megul eden yegne fikirdir. Bu fikir, Grek d
ncesinden de hibir zaman uzak ve kopuk bir fikir deildi. Daha sonralar,
bu fikir, Hristiyan Teolojisindeki bran [isriliyyt] unsurlarn dntr
mt.
u ya da bu anlamda, bizim, bu lemin formlarn, geitten, kayptan ve
kazanmdan soyutlayarak kanlmaz bir ekilde nkabul olarak varsaydm
z aka itiraf etmeliyiz. Szgelii, on iki kez on ikiye kadar arpm tablosu
bunun ntevazi bir rneini oluturur. Vuk bulan ve vuk bulabilecek ey
ler hakkndaki dncelerimizde, nerede gerekiyorsa orada arpm tablosu
nun tarihin akna kanlmaz olarak bir nitelik kazandrdn varsayarz.
Her zaman elimizin altndadr ve ondan ka yoktur. Zihnimiz, ufkumuz ya
da grmz berrak olduu srece, kesin bilgi unsurunun varl szkonusu
dur. yi de bizim zihnimiz, ufkumuz ve grrnz ne kadar berraktr acaba?
Bu zamanlartesi formlar dnyas fikri, kendi kendine yeter, btnyle
hakk, mkemmel, kesin gibi insann zihninde pek ok soru iareti olu
turan retorik ifadenin skn etmesine yol aar.
imdi bu ifadeleri sondan balayarak gzden geirelim. Biz, aritmetikte ge
nellikle hata yaparz. Saynn anlam ve saynn i bantlar konusunda her
zaman yanlrz. 17. ve 18. yzyln byk matematikileri, aratrma konular
n btnyle yanl anlamlard. Szgelii, sonsuz ke dair fikirleri, sonsuz
dizilerin kullanm konusunda alnmas gereken zorunlu nlemler ve karmak
saylar doktrini gibi alanlarda yaplan keiflerin hepsi hatalarla doluydu.
Katksz hakkat tarafndan karakterize edilen insan bilgisi alanna dair
fikir, ister teolog, ister bilim adam isterse insanbilimci limler olsunlar, dog-
matistlerin en dikkat eken yanlglaryd.
A K T lV T E /91

Yine mkemmellik", insan muhayyilesini derinlemesine megul eden bir


fikirdir. Bu fikir, elbette ki gzard edilemez. A ncak bu, hibir merlatrm-
nn szkonusu olmad formlar dnyasna naif bir ekilde eklemlenmitir. Pe
ki, amur formu, ktlk formlar ve dier kusurluluk formlar konusunda ne
ler sylenebilir? Formlar evinde, pek ok konak vardr.
Son olarak, kendi kendine yeter" ve btnyle hakk nosyonlarn bir
likte, bir arada gzden geirelim. Her form, tabiat icab, u ya da bu ekilde
ete kemie brnme abas iinde olur. Be ve alt gibi rakam nosyonlar,
onlar rnekleyen, ete kemie brndren eylere dir kavramlara gnderme
de bulunurlar. amura batmak, amurun bir gndergesidir. Yine kt/lk
formlar da, u ya da bu anlamda kt eylerin mevcudiyetini gerektirir.
Dolaysyla, formlar, zorunlu olarak kendilerinin tesindeki eylere gn
dermede bulunurlar. Kendisinin dndaki sonulardan yoksun olan herhangi
bir mutlak gereklike atfta bulunmak yalnzca bir hayal mahsul bir eydir.
Formlar dnyas, potansiyellikler dnyasdr ve potansiyellik fikrinin kendisi
dnda bir anlam vardr. Potansiyellik fikri, hayata ve harekete gndermede
bulunur. hata etmeye ve dta brakmaya atf yapar. Umuda, korkuya ve ni
yete iaret eder. Bu ifadeyi daha genel olarak ifade etmek gerekirse, bu, bir ar
zuya atf yapar. Formu gerekletiren, ete kemie brndrten ama formdan
daha fazla bir ey olan gerekletirimin, ete kemie brndrme ileminin ge
liimine gndermede bulunur. Szn z, gemie, imdiye ve gelecee atf
yapar.
Yine her ey, kendine zg ekillerde gerek olan bir eydir. Gerekd bir
eye gndermede bulunduunuz zaman, yalnzca, bu bir eyin ait olmad
bir gereklik trn alglyorsunuz demektir. Bununla birlikte, gerek olmak,
kendi kendine yeter olmak demek deildir. Ayrca gereklik biimleri, birbir
lerine ihtiya duyarlar. eidi varolu biimlerinin veya hayat trlerinin bir
birlerine uygunluunu vuzha kavuturmak felsefenin grevidir. Sonsuz mik
tarda say olduu gerekesiyle bu tr varlk trlerini veya varolu biimlerini
inceden inceye tetkik edemeyiz. Bununla birlikte, bize u grne iki trle ie
koyulabiliriz ve ardndan da birbirlerine karlkl olarak ihtiya duyduklarn
ifade eden dier trleri gerektiren bu trleri belirginletirebiliriz.
9 2 / D N M E B MLER

Bu iki tiirn dier tremi trlerden daha kanlmaz ya da daha basit ol


duunu sylemiyorum burada. Ama insan tecrbesi iin, varlk trlerinin an
lalmas srecinde bunlarn tabi balang noktalar olduunu sylyorum.
Burada szkonusu edilen iki tr, Fillk Tr ve Katksz Potansiyellik
Tr olarak adlandrlabilir. Bu iki tr, birbirlerine ihtiya duyar: Yani ister
gerekte, isterse kavram dzeyinde olsun, Fillik, Potansiyelliin ete kemie
brndrlmesidir; Potansiyellik ise, Filliin karakterize edilmesidir.
Ayrca bu u trn i ie gemilikleri, dier trlerin de devreye girdiril-
mesini gerektirir; yani her biri kendi kompozisyon biimini ifade eden trle
rin. Dile dayal (lengistik) ifade geleneklerinin, kompozisyon biimleriyle
baa kma srecinde tek balarna olduka naif kaldklarn dnyorum.
Baz byl szckler, rnein kompozisyon szcnn bizatih kendisi,
derin dnme ve aratrmann gn na kard btn kafa karklkla
rn ihtiva eder.
Tam bu noktada, kendi kendimize, felsef dncenin geliiminde neye
mracaat ediyoruz?'1 diye sormamz ok daha iyidir. Delil, nerededir?
Bu sorunun cevab, apaikr bir ekilde, meden bir ekilde i ie gemi
lik tarafndan paylald hliyle, insan tecrbesidir eklinde olacaktr. Yay
gn olarak paylald srece, bu tr bir delilin ifadesi, hukukta, ahlk ya da
sosyal alkanlklarda, sosyal sistemlerin ykselii ve kne tarih hkm
lerde, bilimde ve nsan tatmini belirleyen edebiyat ve sanatta bulunabilir.
Ayrca szcklerin anlamlarna ve dilbilim ifadelerine de sirayet etmitir bu.
Felsefe, ikincil bir aktivitedir. Felsefe, bu ifade eitlilii zerinde kafa pat
latr. Felsefe, her birinin kendine zg gereklii olan ve her biri yine kendi
ne zg bir varolu biimi sergileyen eylerin trlerini aratrr. Ayrca felse
fenin btn bilgi kaynaklar, eylerin i ie gemiliklerinin ve kaynamlk-
larnn eitli ynlerini ifade eder. Hl byle olunca, felsefenin grevi, ite bu
varolu biimlerinin i ie gemiliklerni ve kaynamlklarn anlamaktr.
Burada son olarak dikkat ekilmesi gereken nih bir mlhaza daha var
dr: O da udur: Felsefe, kendi kaynaklar bakmndan, beer tecrbede ifa
olunduu hliyle dnya ile snrl bir faaliyet alan ve faaliyet biimidir.
A K T V iT E /93

4.-Bizim delilimizi hatrlatan bu nhazrktan sonra yeniden Potansiyelli-


in tastamam u kart olarak algland hliyle Fillikin anlam nedir?
sorusuna geri dnm oluyoruz. Burada nceden dikkat ektiimiz u beyana
t yeniden hatrlayabiliriz: Fiililik ve Potansiyellik, karlkl rneklik ve ka
rakter rolleri bakmndan birbirlerine ihtiya duyarlar. Hl byle olunca, Fi-
lliki anlayabilmek iin, Karakter, nedir? ve Karakter, ne tr bir zellie
sahiptir?" sorularn sormamz gerekiyor.
kinci soruya, her biri insan tecrbesinin baz nemli ynlerine gnderme
de bulunan pek ok cevap verilmitir. Bu soruya verilen cevaplar ana ba
lk altnda toplanabilir: Esaslar, Olular ve Mutlak. Ancak bu ana balklar,
medeniyet tarihi boyunca yzyllardr sregelen tartmalara atf yapan balk
lar veya konulardr. Bunlar, naif olmak yle dursun, son derece nemli tar
tma konulardr.
Bizim daha dorudan yaadmz tecrbemiz, konuyu, her biri daha fazla
analiz edilmeyi gerektiren daha kapsaml iki byk tasnif yapmaya gtrr bi
zi. Birinci tasnif, imdiki hdisenin mnferit birliinde gerekleen ve gelecek
hdiseyi de belirleyen nceki hdiseden kaynaklanan nitelik eksenli tecrbe
duygumuz tarafndan teekkl ettirilir. Bu tecrbe tasnifinde, baka bir kay
naktan kaynaklanmama, bir hdisede nnda gerekletirilebilme ve kendisi
nin tesine geebilme duygusu ve anlam mevcuttur. Bu karmak gerekle
tirilme olgusu, gemii, imdiyi ve gelecei de ihata eder, gerekli klar. Bu ol
gu, ayn nda, hem karmak, hem belirsiz, hem de zorunlu bir olgudur. Ve bi
zim dmzdaki dnya ile zarr irtibatmzn tesis edilmesini ve u nda ken
di zarr varoluumuzun tahakkuk ettirilmesini mmkn klar. Yansra, bera
berinde, bizim mevcut tecrbemizin, tremi, fil ve sonu getirici tarihte bir
gerek olarak tahakkuk ettirilmesini de salar. Ayrca anlk veya yakn tecr
be duygumuzu, kendine zg zelliklere sahip mnferit bir gerekliin z
olarak ete kemie brndrr. Bu tr bir tecrbenin balca zellikleri, komp-
leksite, belirsizlik ve zorlayc / icbar edici younlamadr.
Bir anlamda, belirsizlik zellii, grece kesin bir ayrm retir; baka bir de
yile, dnyann, yakn, youn ve karlkl ifade blgesi olan hayvan bedenin
de ve duygu younluunun ve itenliinin nfuz etmeyi baaramad tabiatn
9 4 / D N M E B MLER

geri kalan blmnde farkllamasn salar. Her biri karlkl bir uyumluluk
yaknl sergileyen benim beynim, kalbim, barsaklarm ve cierlerim bana
aittir. Gndoumu, bu tr bir ilikinin dorudanhmn tesindeki bir dnya
dan gelen bir mesajdr. Bedenin davran-sistemi, ahs tecrbedeki nitelik
aktarmlaryla dorudan ilikisi olan bir unsura sahiptir. Bu dorudanlk, d
dnyann, duygu akyla ilikisinde mevcut deildir. te bu nedenledir ki,
psikoloji ile fizyolojiyi, ister soyut bilim yapma kaygsyla olsun, isterse tbb
bir pratik amacyla olsun, birbirinden koparmak olduka zordur. Tpk bunun
gibi, insan bedeni ile yakn tecrbe davran-sistemleri birbirleriyle adeta et
le trnak gibi i ie geerek btnlemitir.
5.-tnsan tecrbesinin bu ikinci blm, beden eksenli duygularn youn
luklu olduu birinci blmnden olduka farkl bir karaktere sahiptir. Yakn
lk, younluk ve belirsizlikten yoksundur. Ve bedenle ilikilerinde d / haric
tabi gerekleri ifade eden formlarn ayntrlmasndan oluur. nsan tecrbe
sinin bu ikinci blmn, duyu-algs olarak adlandracam.
mdi, duyu-algs, yksek-hayvanlara mahsus bir fenomendir. Bu fenome
ni, hepimizin bildii hliyle, yani insan tecrbesinde ortaya kan ekliyle in
celeyeceiz. Ve yukarda gzden geirdiimiz birinci tecrbe trn oluturan
daha primitif ve beden eksenli tecrbeden treyen, sofistike bir tecrbedir.
Ancak bu ikinci tecrbe biimi, kkenini am ve kkenini oluturan birin
ci tecrbe biiminin yapt her vurguyu tepetaklak etmitir, etmektedir: Bu
ikinci tr tecrbenin balca zellikleri, aklk, anlalrlk ve hissizliktir.
Duygusal etkileri ise, kendisinden ziyade uyarc reaksiyonlar tarafndan ba
arlan ikincil tremiliklerdir. te Humeun doktrini budur. Her ne kadar
Hume, bu birincil tecrbelerimizi duyu-alglarna verdiimiz reaksiyonlar
tasvir etmekte kullanmsa da, yine de sadece Hume, bu bedene dayal birin
cil yaknlk tecrbelerimizi ihmal etmitir.
Burada tasvir ettiimiz duyu algsnda, eitli paralaryla d dnya, nite
lik formu tarafndan karakterize edilir ve hem ayrlmay, hem de birlemeyi
ifade eden formlar tarafndan i ie geirilir. Bu nitelik formlar, mavinin gl
geleri ve sesin tonlar gibi duyu nesneleridir. Ayrlma ve birlemeyi ifade eden
ya da davuran formlar, mekna ve zamana dayal formlardr. Mnhasran bu
A K T V l T E / 95

tr duyu-alg formlar zerinde younlalarak yorumlanan dnyay ben bura


da Tabiat olarak nitelendireceim.
Nitelie ve zaman-mekna dayal bu formlar, bu tecrbeye hkim olurlar.
Bu formlar, sadece kendileri olma kaygs iinde olduklar iin duyguya kar
duyarszdrlar; baka bir ifadeyle, duygu ykyle birlikte buradaki fillik duru
mundan soyutlama yapmaya muktedir eylerin canl olarak gerekletirilmesi
ile ilgilenirler. Tabiat, etkiden uzaktr.
Duyu-algs, hayvan tecrbesinde soyutlamann zaferidir. Bu tr soyutla
malar, sekili vurgunun geliiminden neet ederler. Ve insan hayatn, ka
biliyetle donatrlar: Bu kabiliyetler, kesinlie yaklaabilme, d aktivitelerin
nitelik ekseninde ayrtrlabilmesi ve temel balantlarn gzard edilmesi gi
bi yeteneklerden oluur.
Yksek hayvan tecrbesinin -takrib bir kesinlik, nitelie dayal deerlen
dirme ve gerek duyulduunda baz eylerin ayklanmasndan oluan- bu ni
telik, tpk insan tecrbesinde olduu gibi, hep birlikte uur younlamasn
meydana getirirler.
Aristo mant, eylerin kendilerinin dndaki've tesindeki eylere gn
dermede bulunmak yerine, bu nitelii belirginletiren bu soyutlayc temel
uurun ete kemie brndrlmesine dayanr.
Yine bilim pratii de, ayn nitelik eksenli ayklamalara dayanr. Doru ve
kesin bir ekilde gzlem yapabilmek iin, bilim pratii, uurdan ilgisiz varo
lu biimlerini ayklayarak bu gzlem yapma eylemi ve ilemi zerinde yo
unlar. Ne ki, alakaszlk diye bir ey yoktur. Hl byle olunca, bir btn
olarak bilim, bilim eksenli dnce biimlerini gerekletiren sosyal gruba
yine de hkim olan ayklanan szkonusu alaka biimlerine dayanr. te bu
nedenledir ki, sistematize edilmi bilginin geliiminin iki yn vardr: Bun
lardan biri, bu sistemi kabul eden kompozisyonun inceliklerin kefedilme
sindeki gelimedir. Bir de, bunun yansra, sistemin iinde varolan eylerle
zarur bir alakas olan varolu biimlerinin muht eksenli koordinatlarna
bamlln gstermek iin ayklamann yapld sistemin snrllklarnn
kefedilmesi srecinde belirginleen bir gelime veya ilerleme mevcuttur.
Her ey birbiriyle irtibatl olduu iin, baz eyleri ayklayan herhangi bir sis
9 6 / D N M E B MLER

temin, bu tr snrllklardan zarar grmesi veya olumsuz ynde etkilenmesi


kanlmazdr.
Grme ve ses gibi yksek alg-objeleri zerine ziyadesiyle vurgu yaplmas,
son iki yzyln felsef geliimine zarar vermitir. Bylelikle, sonuta, Ne bi
liyoruz?* sorusu, Ne bilebiliyoruz? sorusuna dntrlmtn Bu ikinci so
ru/n, btn bilgilerin, bu tr alg-objelerine dir zaman-meknla kaytl ola
rak gelitirilen bilinten balad varsaym tarafndan dogmatik bir ekilde
zmlenme yoluna gidilmitir.
6.-Beer bilginin incelenmesi, beer tecrbenin balantlarnda gzlem-
lenebilen trde belirsiz bilgi biimlerinin aratrlmasyla ie koyulmaldr.
Btn bilgilerin kayna olarak bu tr bir zaman-meknla kaytl duyu-biim-
leri varsaymna dayanan basit geliigzel varsaymlara kendisini kendisinden
emin bir ekilde yaslayamaz. Hem bu tr zaman-meknla kaytl kalplar,
hem de aritmetik kalplar konusunda ok zel bir eyin varlndan szedile
bilir: Benim bak amdan yola karak konuacak olursam, arpm tablosu
ve dzenli kat olgular zerinde younlalmasma bakaldryorum: Baka bir
deyile, say temelli ilikilere dayanan, kendisinde bizatih olup biten eylerin
tabiatnn anlalmasnda kilit bir rol oynayan bu topoloji fikrine iddetle kar
kyorum. O yzden, hibir pheye mahal vermeyecek ekilde, burada be
er bilginin incelenmesi iine, daha kapsaml ve daha nfz edici ilkelerden
yola karak soyunmalyz. Aritmetik ve Topoloji, ok kendine zg feno
menlerdir.
Hayatmz ona gre tarif ettiimiz bu yaratc srece hkim olan genel
ayrm ilkeleri nelerdir? Burada, dorudan kendi idrakimize ya da Descartesn
bizim soruturmamz olarak adlandrd eye mracaat edebi liriz sadece. Bi
zim Deerlendirmemiz, yani Descatesn da mracaat ettii bizim verdiimiz
Karar, bu kararn kaynan oluturan malzemeyi sunacak bir Soruturma y
gerekli klar. Dolaysyla burada temel mesele, tecrbeye hkim olan tenel bi
imlerle ilgili bir meseledir. Bu tr biimler, her biri kendine zg zorunlu
kontrastlara sahip farkllklar gerektiren ayrm biimleridir.
Burada tecrbemizin temel nitelikleri olarak ift kartlkla ifade edilen
ayrm ilkesi neriyorum: Aklk ve Belirsizlik, Dzen ve Dzensizlik, yi
A K T V T E / 97

ve Kt. te bizim Yarath anlama abamz, bu tecrbe biiminden ba


layarak yola koyulmaldr.
Dzen ile yilik arasnda tabi bir yaknlk vardr. nsanlar, dzenli dav-
ranmakTa sulamak sklkla rastlanabilen bir ey deildir. Hi phesiz ki, salt
dzenin mkemmelliinin nnde trl snrlar mevcuttur. Burada gerein
den fazla ileri gidilmi olabilir. te yandansa, belli bir dzen temeli olmadan
da mkemmelliin vcut bulmasndan szedilemez. Yine salt dzensizlik de,
hibir ekilde baarya ulalamamasyla sonulanabilir. Bu seminerin bir
amac da, Dzen ile lyilik arasndaki bu yaknl incelemek ve bu yaknln
snrllna dikkat ekmektir.
Btn bir Avrupa dnce tarihi boyunca nl bir seminerin bu konuya
vakfedildiini hatrlaynca benim buradaki amacmn bir hayli iddial bir
ama olduu grlecektir. Szkonusu seminerin bal dorudan Dzene
gnderme yapmyordu. Ancak biz biliyoruz ki, ele alnan konu, byk lde
matematikle ilgili bir konuydu. Bugn, bizim bak amzdan bakldnda,
Eflatunun, tyilik hakknda bir seminer kaleme almak iin dizini krdnda
tabi olarak matematii dnm olmas, zerinde dnmeyi hak eden bir
meseledir. Szkonusu seminerde dile getirilen matematik doktrinleriyle de,
Eflatun tarafndan algland ya da akasn sylemek gerekirse yanl alg
land ekliyle matematiin Formlarla ilikisiyle de ilgili deiliz tam olarak.
Benim burada zerinde durduum konu, Dzenin yi ile, matematiin ise D
zen fikri ile ilikisidir.
arpm tablosu ile Dada Vaazm ahlk gzellii arasndaki herhangi bir
nemli balant fikri, ilk bakta, harika bir fikirdir. Ancak insan tecrbesi
nin, kafa kartrc hayvn tatminler temelinden ak ve anlalr bir insan
tecrbesinin gelitirilmesine ilikin yaplacak bir mlhaza, matematie daya
l anlay ve kavray biiminin yini tabiatna dair temel bir idrak rnei
olduunu gn na karr. Ayrca ahlkn, yinin yalnzca tek bir ynn
oluturduunu, sklkla da ziyadesiyle ve abartl b:.r ekilde vurgulanan boyu
tunu oluturduunu unutmamalyz.
Hayvanlar, yapdan / strktrden holanrlar. Hayvanlar smaklar ve
barajlar ina edebilirler: Ormanda iz kokusunun izini srebilirler. Kafa kar
9 8 / D N M E B MLE R

trc ve i ie gemi somut gerekletirilmi olgular, havyan hayatna dam


galarn vururlar. nsan, yapy anlar: Ayrntlar yumansan belirleyici ilkeyi
ekip karverebilir. Ya da alternatif bir tasavvur tahayyl edebilir. Uzak,
uzun vadeli hedefler belirler kendisine. Trl olaylar birbirleriyle karlat
rabilir. En iyiyi gerekletirmeyi gye edinebilir. Ancak amalarn insan ta
rafndan kontrol edilmesinin z, trl tatbikatlaryla birlikte yapnn anla
lmasna baldr.
nsan olmak, yapnn incelenmesini gerekli klar. Oysa hayvan, yalnzca
yapdan alabildii kadar keyif almakla itigal eder. Bir hayvan sosyal" iliki
lerden holanr: Bir insan ise, bu tr sosyal ilikilerde gerekli olan insanlarn
tam saysn bilme kapasitesine sahiptir ve ayrca saynn holanma ve haz al
maya tastamam ne kadar uygun olduunu kavrayabilir. Baka bir deyile, da
ha dk hayvan tecrbesinden daha yksek insan tecrbesi trne geerken,
biz, sonlu tecrbe hdiselerinin ak tariflerinin yapld semeci bir vurgu
yapma kabiliyeti gelitiririz.
nsan idrakinin bu ak ve anlalrl, hem her bir mnferit hdisenin bi
ricikliini pekitirir, hem de ayn zamanda da, kendisinden ziyade hdiselerle
zarur ilikilerini gn na karr. Ve hem sonlu mnferitlik, hem de ayn
zamanda, dier mnferitliklerle ilikiye vurgu yapar.

Dahas, annda gerekletirme abasnda baz gereki, soukkanl tah


lilleri gnyzne karr. A ncak bu gnyzne karma abasyla birlikte,
gemite, gelecekte ve imdideki potansiyel alternatif gerekletirme bi
imlerine nem ve ncelik kazandrr. Ne olabileceini ve ne olmu olabi
leceini syler bize. Farkllklar ve benzerlikleri belirginletirir, insanolu,
olgular iinde gizli olan formun fonksiyonu tahayylnden ve bu karlkl
etkileimin deeri meselesinden holanr. okluka dir mphem bir deer
lendirme tastamam bir say gzlemine dnt zamanki insanlk tarihin
deki o gn, insanlar, lyinin gnyzne kmasn salayan daha yksek zo
runlu hayat biimlerinin i ie gemesini alglamada ok uzun zaman har
camt.
En azndan baz sincaplarn medeniyetin bu snr izgisini gemediini is
patlayan bir hdise hatrlyorum. Vermont glnn yambamdaki ormanlk
AK T I V I TE / 9 9

arazinin, ortasnda byleyici bir kamp kurmutuk. Bir sincap, oturma mek
nmzda ocan etrafndaki briketlerin iinde yuva yapt, bu anne sincap, ora
daki insanlar grmezden gelerek yavrularna bakmak iin yuvasndan k
yor, sonra yeniden geliyordu. Bir gn, anne sincap, yavrularnn bakm aa
masn tamamladklarna karar verdi. Ve sonra teker teker yavrularn orma
nn kysnda bir yere taverdi. Aradan uzun bir zaman getii iin yanl ha
trlamyorsam, sincabn yavrusu vard. Ancak anne sincap, sincap ailesini
darda bir kayann kenarna yerletirdiinde, sincap ailesi, yuvadakinden
farkl zellikler gstermeye balamt. Anne sincap bundan az biraz rahatsz
olmu grnyordu; yavru sincaplar arasnda geride kalan olup olmadndan
emin olmak iin iki kez yuvayla kaya arasnda mekik dokudu. A nne sin
cap yavrularn sayabilmekten de, onlara isimleri olmad iin isimleriyle hi
tap edebilmekten de yoksundu. Tek bildii ey, kayann yanbandaki yavru
larn oluturduu kalabaln, yuvadaki yavrulardan farkllk arzettiini his
setmi olmasyd.
Anne sincabn aile tecrbesi, say tarafndan konulan tam snrlama alg
sndan mahrumdu. Bunun sonucunda da, rahatszl ok fazla olmamt.
Eer anne sincap, say saymasn bilebiliyor olsayd, yavru sincabn bak
mndan iin ne kadar tatmin edici ekilde sonulandn bizzat bilerek tecr
be emi olacakt; ya da yavrularn kaybetme hdisesinde, belli yavrularn
kaybolmasndan tr byk bir ac ekecekti. A ncak sincap, herhangi bir s-
nr/llk tecrbesine sahip deildi.
Hl byle olunca, canl bir yi ve Kt tecrbesindeki art, tam snrlama
biimleri sezgisinin varlna baldr. Bu tr formlar arasnda Saynn temel
bir yeri vardr.
7.-Dn ve mistik dern tecrbelerimize ilikin tartmalarda, salt sonsuz
luk duygusuna dengesiz bir vurgu yaplmaktadr. Bu duygunun altnda ezilen
herhangi bir varlk, sincaptan daha dk bir konumda hissedecektir kendisi
ni. Btn hayata aktarma, ete kemie brndrme biimleri, sonluluun bel
li bir ynn davururlar. Bu tr bir form, kendi tabiatn, bu deil de, u var
lk olarak ifade eder. Baka bir deyile, dlamay davurur; dlama ise, son
luluk, sona erme durumu demektir.
1 0 0 / D N M E B MLER

Dnyann tam skneti, her sonlu olgunun tesine uzanan sonsuzluk bi


imleri duygusuyla birlikte, sonlunun iinde elde edilen bir pozitif bir baar
duygusundan gerekleir. Bu sonsuzlua, her hdisenin, kendi snrlarnn
tesinde uzanan kendi zorunlu uygunluunu ifade etmek iin ihtiya duyulur.
Bu sonsuzluk duygusu, bir kint perspektifini ifade eder ve yanstr.
te nemlilik, sonlu ile sonsuzun bu kaynamasndan doar. Yiyelim ie
lim, km alalm bu dnyadan; zira mr ksa, hayat tatl l, salt son
lunun geliigzelliini dile getirir. Mistik kii, miskin bir kii, salt sonsuz
olanm hiliini, boluunu ifade eder. Tarihteki sonlu hdiseleri kmseye
rek sadece sonsuz zerine vurgu yapan teologlar, aslnda dine ktlk ediyor
lar. Bu tartmay aklmzn bir kesine kaydederek, temel ikili kartlk
lar meselesine yeniden dnebilirz burada: Aklk ve Belirsizlik, Dzen ve D
zensizlik, yi ve Kt. Aklk ve Dzeni, lyinin / lyilikin elde edilmesiyle;
Belirsizlik ve Dzensizlii ise Ktnn / Ktlkle ilikilendirmek son dere
ce tabidir. Onun kafas, ak ve net cmlesi, bir vg olarak deerlendiri
lirken; Onun kafas kark ve dank cmlesi, ise bir knama olarak deer
lendirilecektir. Bu yargnn nedeni, aklk ve dzenliliin, bu zelliklere sa
hip olan kiiyi, gelecee ilikin durumlarla megul olmaya dayanyor olmas
dr. Bunlar, mevcut sosyal durumlarn korunabilmesinin zarr temelleridir.
Am a yine de, bunlar, yeterli deil. Aklk ve dzenin aknl, grnmeyen
le megul olmak, ilerlemek ve merak ve heyecan artrmak iin zarrdir. Ha
yat, yalnzca uyumlanmann prangalarna hapsolduu zaman dejenere olmak
tan kurtulamaz. Tecrbenin belirsiz ve dzensiz unsurlarn bir imkna dn
trme gc, yenilie doru adm atabilmek iin kanlmazdr.
Kintm anlalmas, ite bu ilerlemenin sonularnda gizlidir. Kint an
lama abas olmakszn Yaratl [dolaysyla hayat] anlamszdr; deiimden
yoksun bir hayat olmaya mahkmdur. Zaman, bu durumda, duraan hdisele
re tatbik edilemez, edildiinde ise, hayrhah bir sonu elde edilemez. Yine bu
durumda varoluun bir anlam yoktur. Zira bu durumda kint, hayattan ve
hareketten yoksun statik bir araca indirgenmi olur.
Avrupann felsef dnce tarihinde, byk dnrler tarihinde, bu me
selede, tuhaf bir gel-git yaand gzlemlenebilir. Hayata ve harekete mra
AKTVTE /101

caat, deiimden yoksun bir stn gereklik varsaym ile i ie gemitir. De


iimden yoksun bir dzen, nih mkemmellik olarak alglanmtr; sonuta
ortaya, yalnzca grn nosyonunu belirginletiren ve ksm gereklie indir
generek dejenere olmu tarih [zamanla meknla snrl] bir dnya algs ve
gereklii zuhr etmitir. Baka bir deyile, sonu, bizim [hayat, varolu] tec
rbemizin en belirgin hussiyetinin, niteliinin, metafizik ina abalarnda
ikincil bir konuma itilmesi olmutur.
O yzden, o gn bugndr, tam bir kargaa ve kaos ortamnda yaama ve
varolma mcadelesi veriyoruz. N e var ki, Ortodoks felsef dncesinin belir
gin bir ekilde etkisi altnda olan felsefe ve din, bu kaos ve kargaa ortamn
gzard edebiliyor. Oysa bu tr bir gzard etme eylemi, yorgun, bitkin bir de
kadansn [zlme, rme ve duyarszlamann] kanlmaz bir sonucudur.
Bu nedenle, yava yava gerekleen sosyal zlme ve k dnemlerinin
hkim duygularn ifade eden felsefelere kar mteyakkz ve dikkatli olmak
durumundayz. Bizim felsef mirasmz, Roma mparatorluunun d ve
k ile dou medeniyetlerinin yaadklar dekadansn yol at anzalarla
maluldr. Bu felsef miras, srgit gelien ve ilerleyen medeniyet yrynn
ve yolculuunun ilk bin yln mteakip yaanan bunalmlar ve arzalan
bnyesinde tamakta ve msait bir yer ve zaman bulduunda byk sorunla
ra yol amaktadr.
te btn bu amalarn ve sorunlarn giderilebilmesi iin, bir dengenin te
sis edilmesine ihtiya vardr. Zira medeniyetler, ykselie getikleri gibi, d
e de geerler. Bir dzen tipinden bir bakasna geii mmkn klabilecek,
bizzat yaadmz tecrbede kendisini gsteren kinattaki [farkl dnya tasav
vurlarna gre farkllk arzettii] iyi ve kt eylerin ayn nda birlikte ve bir
arada varolabilecei farkl ve karma dzen tiplerinin mevcdiyetine ihtiyac
mz var. Bu tr bir dnya tasavvuru, nemlilie gereken yerin ve nemin ve
rildii bir dnya tasavvurdur. Donmu, hareketsiz, ruhsuz bir dnya [ve kint
tasavvuru], yalnzca kuru bilginin ve tatsz tuzsuz bir yorumun konusu olabi
lir. Hepsi bu.
Belirgin bir ekilde tecrbe edilen zel eylerle snrl bir vurgu ve nem
lilik idraki, bilimin ilerlemesine yol amtr; ama felsefenin nn tka
1 0 2 / D N M E B MLER

makla sonulanmtr. Burada rnek olarak, Hristiyan/lk Dneminden n


ceki yaklak drt asr zarfnda matematik biliminin ykseliinin Avrupa d
ncesi zerindeki etkileri ve sonularna bakmak sylediklerimizi dorula
mak iin kfidir. O zamanlar ykselie geen matematik bilimi, geikenlik
ve yaratclk fikrinden ve duygusundan yoksun meselelerle ilgileniyordu.
Saylar ve Geometrik formlar, Grek matematiinin yegne muhtevasn te
kil ediyordu.
Bu huss matematik formlarnn imkn tand bilimin nemi zerin
de ayrntl olarak durmann pek fazla bT anlam ve gerei yok burada. Hi
phe yok ki, bu bilim, uygarl dntrmtr. A ncak bu bilim algsnn,
Grek dncesi zerindeki etkisi ve sonular olduka karmak olmutu.
Her say, her oran, her geometrik form, statik bir zellik arzediyordu. Szge
lii 12 rakam (ve 12 rakamna ilikin gelitirilen alg veya idrak), yaratla
ve yaratcla herhangi bir ekilde referansta bulunmuyordu; keza altya
iki" oran da, emberin geometrik formu da bylesi bir atftan yoksundu. Bu
ideal formlar, Grekler iin, hareketsiz, nfz edilemez, kendi-kendine yeter
dir ve her biri kendine zg bir mkemmellii ve mkemmeilemeyi temsil
eder.
te Grek dncesinin, matematiin temel nosyonlarna reaksiyonu bu
ekilde olmutu. Grek insan zihninin, bu ezellik ltsndan gzleri kama-
mt. Bu gereklerin gn na kard netice, Grek felsefesinin -en azn
dan en etkili damar asndan- mutlak gereklii, zamansz i ie gemi ili
kilerden teekkl eden statik .tecrbeler grnmnde kavramas olmutu.
Mkemmellik, geile ilikilendirilmemiti. Kendi dnyas deiim hlinde
olan yaratma abas ya da yaratln bizatih kendisi, statik bir Mutlakn da
ha dk bir konumda olan megliyeti olarak alglanyordu.
8.-Grek altn ama ait btn bu fikirlerin daha sonraki Avrupa dnce
si zerindeki etkisi, dzlemde gereklemiti. Her eyden nce, statik Mut
lak idraki, temel varsaym olarak felsef teolojiye gemiti.
kinci olarak, matematie dayal nosyonlar ve kompozisyon biimleriyle
ilgili btn fikirleri ihata eden bu yap soyutlamalarna, bunlarn vuk bul
duklar mnferit kompozisyonlarn dnda kalc bir gereklik atfedilmiti.
A K T V T E /103

nc olaraksa, bu yap soyutlamalar, kendi tabiatlarnda, Yaratlra


herhangi bir ekilde referansta bulunmuyordu. Yaratl ve dolaysyla yarat
clk sreci kaybolup gitmiti.
Btn bunlarn nih sonucu, felsefe ile teolojinin, tarih bakmdan dei
en dnyadan deimeyen mutlak gerekliin dnyasna gei problemine bo
yun emesi olmutur. Bizim btn bilgi kavraymz, ite bu noktadan itiba
ren sapmaya, bozulmaya uramtr. Deimeyen gereklik zerinde deime
yen bir dnme ve dnce gelitirme biimi olarak alglanan nih bir hik
met biimi icat edilmitir. Eylemden [fillikten] soyutlanan bilgi anlay y
celtilmitir. Dolaysyla eylem, glgeler dnyasyla ilgili bir ey olarak alglan
maya balanmtr. Eflatunun, o zaman anlald hliyle matematie yapt
vurguya dayanan iyi hakkmdaki fikriyat, o gn bugndr felsefenin yaka
sn brakmayan bu davrann sembolik bir gstergesidir.
O vakitlerde, matematik, statik bir evren [idrakin]in bilimiydi. Evrende
szkonusu olan herhangi bir gei/kenlik, bu statik formlarn geikenliin-
den ibaretti. Bugn biz, gei/kenlik formlarn alglayabiliyoruz. Modern
sonsuz dizi kavram, bir gei/kenlik formu kavramdr; baka bir ifadeyle,
bir btn olarak dizilerin yegne karakteri ite bu tr bir formdan ibarettir.
Genel olarak bu tr dizilere ilikin gelitirilen temel fikir, bu gei/kenlik
formu tarafndan iret edilen ya da gsterilen bir nih mesele nosyo-
nudur.
Statik formlara ilikin gelitirilen bu arpk yaklam, biraz nce de dein
diimiz gibi, o gn bugndr felsefeyi ziyadesiyle uratrmaktadr; ama hi ol
mazsa, felsefeye btnyle hkim deildir.
Felsef gelenekteki olaanst figrler, yalnzca kendilerine zg sistem
lerin savunusunu yapmalar nedeniyle nlenmemilerdir. Sistematik dn
ce, idrakleri ve fikirleri vuzuha kavuturmu ve dikkati, spesifik sistemleri
temsil ve tatbik eden tecrbenin eitli ynlerine evir/t/mitir. N e var ki,
kint, bizim sonlu anlam ve kavrama [idrak] kabiliyetlerimizin ve gleri
mizin ok ok tesinde uzanan bir lemdir. Bizim kendilerinden ilham dev
irdiimiz byk dnrler, kendi sistemlerinin dndaki ve tesindeki fi
kirlerden yararlanmaktan byk haz alagelmilerdir. Onlarn yaptklar ak
1 0 4 / D N M E B MLER

lamalar, bizim onlar[n adn]a atfettiimiz dzenli aklamalarla uzlatrabil-


memiz ok zordur.
Szgelii matematie dayal deimeyen eyleri, stn gerekliin karak
teristik unsurlar ve bileenleri olarak gren ayn filozof, baka bir yerde, ha
yat ve hareket in gerekliin asl karakterini oluturduunu sylemitir. Ve
bundan tr de, varolan eylerin nasl varolduklarn anlayabilmenin bir yo
lu olarak bu eylerin nasl fonksiyon grdn sormutur. Yine, tecrbe
verileri ile duyu-verileri arasndaki irtibat, salt duyu-verilerinin ardklna
indirgeyen baka bir filozof da ayn ekilde beklenti olgusuna bavurur. Bek
lentinin ardklktan bu ekilde ortaya kmas, her ne kadar onun felsef sis
temi, bunu yeteri kadar izah etmese de, bu Hume iin anlalabilir, idrak edi
lebilir bir gerektir.
Ancak biz, sadece ardkl tecrbe etmeyiz. Ardklk biimlerini belir
leyip belirginletirebiliriz ve bu tr formlara dir gelitirilen varsaymlar, fel
sefenin yakasn bir trl brakmaz ve bizim gnlk hayat tecrbemize her za
man hkim olur.
Eflatun ile Hume, bu sistemin rasyonel [aklc, akla dayal] dnce iin za
rur olduunu gsterirler. Ote yandan da, kapal bir sistemin, canl bir idraki
lm olduunu da gzler nne sererler. Eflatun ile Hume, kendilerine zg
ekillerde, bizim temel idrak biimimizin, aklk ve belirsizlik alamndan
olutuunu da resmederek ortaya koyarlar. Akln sonlu zerinde younla
mas, mevcut gerekliin tesine uzanan karanla doru alan belirsizlik or
tamnda yok olur. Ksmen idrak edilebilen ardklk biimleri, tecrbenin iin
de gerekleen bu ortam nadiren resmedebilir veya akla kavuturabilirler.
9.-Deimeyen bir formun salt mevcdiyetinin deien tarih [zamanla-
meknla kaytl] bir dnyann yaratlmasn/d/a m/dhil olmay nasl gerek
tirdiini anlamaya ihtiyacmz vardr. Burada bir yaratma biimi mevcuttur.
O yzden kintn birliinin veya btnlnn, nasl oklukun varlna
ihtiya duyduunu da anlamamz gerekir. Baka bir deyile, sonsuzluun [va
rolabilmesi iin] nasl sonluya ihtiya duyduunu anlamak durumundayz.
Daha ayrntl bir ekilde izah etmek gerekirse... u n mevcut olan bir
varln, bir mevcudiyetin, kendisinden nce gel[ip gid]en gemie ve kendi
AKTVTE /105

varolu tecrbesinde zarur bir faktr olan gelecee nasl ihtiya duyduunu
anlayabilmemiz gerekiyor. Dolaysyla, yakn, anlk tecrbede faktrn va
rolduunu grmekteyiz: Bunlar, gemi, imdi ve gelecektir. Sonlu varoluun
nmdal, ite bu ekilde, onun perspektifini oluturan genilemenin sonsuz
luundan mahrum olmay reddeder.
Yine somut, fil gerekliin, kendi fil tahakkuk alannn tesindeki po-
tansiyelliklerle alakasnn koparlmasn nasl reddettiini de anlamak duru
mundayz. Somut gerekletirimin -yani tarih gerekliin- temel karakteri,
trl alaka ve irtibat biimlerini dlayan potansiyelliklerle donatlm olma
sdr. imdiki gereklikte, gemiin, ksmen yeniden-retilen, ksmen de d
lanan, dta braklan eitli karakteristikleri vardr; yine imdide tekrarlanan
ksmen paylalan, ksmen de dta braklan vardr ve nihyet ksmen hazr
lanlan, ksmen de dta braklmas dnlen gelecein trl imknlar var
dr. imdideki bir gereklii, genie, imdide tekrarlanan geree, gelece
e ve yaratclk biimlerinin korunmasna ya da yklmasna atf yapmadan
tartmak, kinat, sahip olduu nemlilik hakikatinden mahrum brakmak
demektir. Perspektifin olmad bir yerde veya durumda, kanlmaz olarak
geliigzellik ve keyflik hkm srer.
Szgelii, bir konser salonunda, o anlk bir zamana zg belli bir ses hac
mi veya akustii vardr. Yine ardk tecrbe anlarna hkim olan bir senfonik
ses dzenei vardr. Ve nihyet bir de, tabiatyla, orkestrada yer alan sanat
larn, orkestra efinin ve kompozitrn yaratc kabiliyetlerinin okluu diye
bir gereklik vardr. Annda gerekletirilen trl statik formlarn varl duy
gusu ve gereklii szkonusudur: Enstrmanlarn formlar, orkestrann mek
na uygun bir ekilde yerletirilmesi, her anlk sesin matematie dayal olarak
hesaplanmas ve nihyet mzik eserinin kendine zg bir ekilde icra edilme
si gereklii gibi. Sonuta, bu tecrbeyi karakterize eden drt farkl gereklik
biimi ile kar karyayz.
Her eyden nce, estetik tecrbede ana yn mevcuttur: Kabiliyet ger
ei, icra olunan veya ortaya konan eserle birlikte baz temel hakikatlerin gn
na kmas gerei ve nihayet bir de sanatda gzlenen bir heyecan ve
gerginlik hli.
1 0 6 / D N M E B MLER

ayrm temelini Aklk, Belirsizlik ve Dzen ile Dzensizlik, iyi ve K


t olarak ana balk altnda belirginletirir ve inceleriz.
Ve son olarak, yaratc srete ima ve iaret edilen iki temel varolu tr
veya biimi vardr: Birincisi, potansiyel arzu ya da zlem ile gerekletirilmi
bir olguda ifte mevcdiyet gsteren ezel formlardr. kincisi de, imdideki
gemi ve imdinin nndal olarak ikili varolu biimi sergileyen gerek
letirilmi gereklik ya da olgudur. Ayrca imdinin nndal, gerekletiril
memi bir gelecek arzusu ve zlemiyle yanp tutuur. te dnrn bu drt
tecrbe biimine nasl yaklat, felsefenin alaca ekli ve dncenin hayat
pratii zerindeki etkilerini belirler.
BENC BLM
-

S R E BMLER

1 -Bu blm ile bir sonraki blmn konusu, tarih dnyann iinde vu-
k bulan kompozisyonlar tarafndan gerekletirilen eitli birlik veya
btnlk biimlerinin mlhazasndan domutur. Bu tr dzenlemelerin r
nekleri, kalp veya nabz atlarnn titreimleri, molekller, talar, bitkilerin
hayatlar, hayvanlarn hayatlar ve insanlarn hayatlardr. Burada yapaca
mz tartma, daha sonra, en geni anlamyla sosyoloji, tabiat kanunlar, me-
kn-zamanla ilintili balantlar gibi daha belirsiz birlik veya btnlk biim
leri meselesine kadar uzanacaktr.
Burada gelitireceimiz argman, oklu potansiyel biimlerinin arasnda
ama sabitliinin ve sonlu gerekliin sonlu neminin tesinde varolmasnn
szkonusu olmasndan tr bu nih birlik veya btnlk biiminin ele aln
mas meselesine geecektir. Baka bir deyile burada soracamz ve cevabn
arayacamz soru udur: Sonlunun sahip olduu nem, sonsuzun sahip oldu
u neme nasl [ve neden] ihtiya duyar?
te Descartes, bu balamda ve bu anlamda Mkemmellik sorununu tart
r. Descartes, son derece snrl ve bir o kadar da mulak bir fikri [gndeme
getirmeyi] tercih etmiti. Descartes, tartmasn, yanl bir ncl zerinde te-
mellendirmiti: yle ki: Statik bir varolula nih bir mkemmelleme, bizim
1 0 8 / D N M E B MLER

tecrbemize uygun bir fikri oluturur, diye dnyordu Descartes. Oysa, Des-
cartesn bunun yerine, daha geni kapsaml bir nosyon olan nemlilik nos
yonunu tercih etmesi, benimsemesi ve u temel sorular sormas gerekirdi:
Hangi anlamda kinatn bir nemi vardr? Sonluluun nemi, sonsuzlu
un nemi fikrini de gerektirir mi?
2.-Burada ilk dikkat ekilmesi gereken nokta, kk kompozisyon birim
lerinden daha byk kompozisyon birimlerine geerken bu geiimizin tesa
dfi bir geiten zorunlu bir geie dnt gereidir. Bir seminerin tek bir
cmlesinde, byk bir tesadf unsuruna rastlarsnz. Bir btn olarak bu semi
ner, semineri gerekletiren seminercinin karakterinden baz zorunlu unsurla
r veya zellikleri yanstr. Seminercinin karakteri, btn hayat boyunca
iinde yaad sosyal evrenin ya da vasatn sunduu eyler tarafndan ekil
lenen izleri tar ve yanstr. Bu sosyal artlar, iinde yaanlan tarih [zaman
la ve meknla mukayyet] dneme ait ve bamldr; dolaysyla bu dnem, bu
gezegendeki hayatn izledii geliimin, seyrseferin bir rndr. Bu gezegen
deki hayat, bizim yaadmz tecrbede de g'inyzne kt hliyle zaman-
la-meknla kaytl yldzlar sistemi mahede edilen dzene ba/m/l olarak
srer. Bu huss dzen biimleri, her ne suretle olursa olsun, nih bir zorun
luluk sergilemezler. Tabiat kanunlar, bizim pek fazla farknda olmadmz
geni bir aktivite dnemi veya sreci iinde hkim olduu gzlenen aktivite
biimleridir.
ite tam bu noktada bir problemle kar karya kalyoruz: Btn bir zaman
lei boyunca genileyen dzen biimleri de mevcuttur. Bununla birlikte,
tecrbenin nemliliinin uygun ve istikrarl bir dzene ihtiya duyma zorun
luluu vardr. Tam bir kafa karkl, tam anlamyla bir gerilime yol aabilir.
Ama yine de tarihin geikenlikleri, dzen biimlerinin geikenliklerini ser
giler. Tarih bir dnem, zamanla yerini baka bir tarih dneme terkeder. Eer
bu yeni tarih dnemi, eski dnemde hkmferm olan dzen biimleri ve
bunlarn kavramlar, alglama biimleri asndan anlamakta srarc olursak,
ite o zaman, karmza daha fazla kafa karklndan baka bir ey kmaz.
A m a te yandan da tarih dnemler arasnda kes/k/in ayrmlar da yoktur.
Her zaman ksmen hkim, ksmen tedirgin dzen biimleri mevcuttur. Dzen,
AKTlVlTE /1 0 9

hibir zaman tam olarak tesis edilemez; tedirginlik ve kargaa da hibir zaman
tam anlamyla bir tedirginlik ve kargaa olarak vuk bulmaz. Her eye ramen
hkim dzenin iinde bir gei/kenlik mevcuttur. Ve yeni hkim dzen bi
imlerine gei de her zaman mmkndr. Bu tr bir gei, nceden hkim
olan dzenin hkimiyetinin yol at bir tedirginliktir. Bununla birlikte, es
ki dzen biimleri, yeni dzeni reddederken bile, nemli bir tecrbenin temel
bir vazgeilmez art olarak yeni dzene yava yava uyum salar. Dzen bi
imlerinin, dzen yeniliinin, baar ve baarszlk kstaslarnn hedeflerini
izah edebilmek durumundayz. N e kadar zor ve zorlu da olsa, az biraz anlama
abasnn tesinde, bu tarih srecin zelliklerinden hi de tecrbenin sundu
u aklcla benzer bir honutluk duymayz.
Bat felsefesinin geliimi, statik zaman-mekn ve fizk dzen biimleri zo
runlu varsaymndan tr bir hayli ktrmlemi ve teklemek zorunda kal
mtr. Son iki yzyldan bu yana, bilimsel bilginin geliimi, eksiklii apaikr
bir gerek olmasna ramen bu tr bir varsaymn temelini btnyle yerle bir
ederek yok etmitir. Oysa bu tr bir ihtiya bizzat bilim adamlar tarafndan
bile aka dile getirilmektedir. Bu, bunu aka inkr edenler, kabul etmeye
yanamayanlar tarafndan da rtk bir ekilde kabul edilen bir gerektir. u
nki mevcut literatrde, ayn yazarlarn, bir yandan tabi dzendeki krlma
lar, aksaklklar inkr ettiklerini ama te yandan da, bylesi bir eyi inkr et
menin gerekelerini inkr ettiklerini ve ayn zamanda da kendi inkrlarn
merlatracak felsef nedenler veya gerekeler aramay merulatrma aba
larn da inkr ettiklerini gzlemliyoruz.
O yzden, nce, tecrbenin youn bir ekilde gerekletirdii dzene do
ru ynelii[n nedenlerini] izah etmek zorundayz. Ayrca dzen gerilimini ve
herhangi bir zel dzen formunda zorunluluun yokluunu da aklamak mec
buriyetindeyiz.
3.-Ama burada nce Sre fikrini inceleyeceiz. Sre fikrinin kavranl
mas, veri, form, gei/kenlik ve sorun gibi i ie gemi olgularn analiz edil
mesini gerektirir. Yaratcln tabi nabz atlarn rettii, her bir nabz at
nn tarih gerekliinin tabi bir birimini tekil ettii bir sre ritmi vardr.
Bu ekilde, irtibat hlindeki kintm sonsuzluunun orta yerinde sonlu ger
1 10 / D N M E B l l M L E R l

eklik birimlerini belli belirsiz olarak grebiliriz. Eer sre, fillik asndan
temel, vazgeilmez bir eyse, o zaman, her nih mnferit gereklik bir sre
olarak tasvir edilebilir olmaldr. Newtonc madde tasviri ve tarifi, maddeyi
zamandan soyutlar.
Maddeyi bir rida alglar. Ayn ey Descartesm tasvir ve tarifi iinde
de szkonusudur. Eer sre, temel, vazgeilmez bir gereklik ise, bu durum
da, bu soyutlama yanltr.
imdi de, her bir fenomen birimini karakterize eden, i ie gemi veri,
form, geikenlik ve sorun konularn daha ayrntl olarak incelememiz gere
kiyor. Ancak kes/k/in bir soyutlama yaparak incelememize balamalyz. Tam
olarak gereklemi, ete kemie brnm fenomen, tarih dnyadaki ve form
alanndaki ilikilerinde bir sonsuzlua sahiptir; baka bir ifadeyle, bu tr feno
menlerin her birinin kendilerine zg bir kint idrakleri veya tasavvurlar
vardr. Bu iliki veya irtibatlar dakk bir ekilde setiimiz zaman bu kint
perspektifinin varln idrak edebiliriz. Soyutlayarak belirginletirdiimiz bu
ilikiler ya da irtibatlar, soyutlama yaptmz yerden gelen sonsuzluu tam
olarak anlamak durumundadrlar. Bu srete, analiz yapmaktan ziyade tecr
be eylemi yaparz aslnda. Zira biz kint tecrbe ederiz; oysa kintn ince
ayrntlarn uurumuzda analiz ederiz.
Her hangi bir filliin nabz atlarn ele veren veriler, bu nabz atlary
la ilikisi bakmndan daha nce var olan kint tasavvurunun muhtevasnn
btnnden teekkl eder. Bu veriler, ayrntlarnn okluunda idrak edilen
ite bu kintn kendisidir aslnda. Bu oulluklar, nceden varolan nabz
atlardr ve ayrca ya gerekletirilmi form olarak ya da gerekletirilme po
tansiyelleri olarak eyann tabiatnda kk salan form biimleri vardr. Hl
byle olunca, veri/ler, vuk bulmu olan, u n vuk bulmakta olan ve gele
cekte vuk bulabilecek olan fenomenlerden teekkl eder. Ve bu ifadelerde
ki olmak fiili, tarih filliklerle bir alakann varln gsterir bize.
ite veriler, bunlardr ve bu verilerden gei/kenlik formuna sahip olan bir
sre ortaya kar. Bu sre birimi, szkonusu filliin kymetli bir arma-
andr. Bu, bir kompozisyon, bir gelime ve bir yok olma srecidir. Fil ola
rak olma, varolma srecinde karlatmz her ayrnt, dier ayrntlara yap
AKTlVlTE /111

t gndermelerin eliinde kendi geliimini salar. Bu tr bir faktrn et-


kinlii, srete szkonusu fonksiyonu yerine getiren szkonusu ayrntyla uz
latn Imamas gereken verideki unsurlarn ortadan kaldrlmasn, yani ayk
lanarak yok edilmesini gerektirir.
te bundan sonraki srete, ayklama ya da yok etme, olumlu bir geree
dnr; bylelikle ayklanarak devre d braklan verinin arkaplan, btn
bir nabz at srecine bir hissetme, bir duyumsama tns ekler. ster sosyal, is
ter ahs olsun, tarihin hibir gerei, bu gerein kand eyin ne olduu
nu ve kann darln biz bilebilinceye kadar tam olarak anlalp idrak edi
lemez. Kuzey Amerikadaki Avrupal rklar, Ispanyann 19. yzylda Kalifor
niya, 16. yzylda ise ngiltere zerinde hkimiyet kurma giriimlerinin baa
rszlkla sonulanmasndan bamsz olarak anlalamaz.
Btn fil durumlar, fil verilerden elde edilen formun ete kemie b
rndrlmesini gerektirir. Bu [sre], hem niteliklerin kompoze edilmesi,
hem de bir kompoze etme biimidir. Kompoze etme biimi, bu formlarn / bi
imlerin, veride ete kemie brndrld hliyle sonlu bir kompoze etme
srecine nasl m/dhil olduklarn belirler ve bylelikle ihata etmeleriyle ve
darda brakmalaryla kendine zg yeni bir gereklik [fil bir durum] kaza
nr. Karmak veri formuyla ilgili olan ve yeni bir gerekliin [fil durumun]
tamamlanmasna kaynaklk eden bir sre biimi vardr. Kintn tarih [za
manla ve meknla kaytl] karakteri, onun bizatih kendi zne mahsus bir
hussiyettir. Tamamlanm bir olgu, gelecei ekillendiren veya ekillendire
cek olan aktif veri arasndaki yerini alan, almas beklenen bir olgu olarak an
lalr, anlalmaldr.
incelediimiz sreci, tamamlanm bir sre olarak incelediimiz zaman,
bu, dier yaratma ilemleri ve eylemleri iin gerekli olan aktif veri tabann
hlihazrda analiz ettiimiz anlamna gelir. Kint, cam kafeslere hapsedi
len trl varlklara sahip bir mze deildir. Ayrca kint, tedirgin etmeyen
bir zehirle uygun adm ileri doru yryen bir asker ktas gibi bir ey de de
ildir. Bu tr fikirler, yalnzca modem bilimin uydurduu m asariarndan
baka bir ey deildir. Aslnda, eer bu tr masallarn amalar ok iyi okuna
bilirse, ok yararl bir eye de dntrlebilirler. Bilim, belli gzlemleme bi
1 12 / D N M E B MLER

imleri iinde gerekten nem arzeden byk ortalama etkilerle [sonularla]


ilgilenir sadece. Ancak insan dncesi tarihinde, hibir bilimsel sonu, ko
nuyla ilgili bilgimizin inceliklerindeki kkl deiimden nasibini almadan
varln srdrebilmi deildir.
4.-Gei/kenlik formu fikrini inceleyebilmek iin, bu fikre ilikin en basit
rneklerden biri zerinden bu tartmay srdrmek niyetindeyim. Szgelii,
spesifik sre biimleriyle ilgilenen bir alan olarak aritmetii burada -konu
muzla ilikisi bakmndan- rnek olarak ele alalm. Bu ilkenin [aritmetik il-
kesinin] bir sonucu olarak, her bir kme, bir orada-hk tecrbesi yaar. Ardn
dan, iki kmenin tek bir kme iinde kaynamasna tank oluruz. Bu yeni or
taya kan, oluan kmenin niteliini say asndan inceleriz. Bu kaynama
srecinin, mnferit eyi koruduu gzlenen ayn ilkeye dayanarak, zorunlu
bir ekilde, altlk bir kmede ortaya kt doru deildir.
Tartmay daha bit derinletirmek ve dolaysyla daha anlalr bir ekil
de vuzuha kavuturabilmek iin, bit baka rnek daha verelim burada: Szge
lii, su damlalarn inceleyelim: Her su damlas, teker teker damlarken, yzey -
geriliminin grnmyle birlikte damlar yere. Burada her biri kez damla
yan iki ayr kme farzedelim: Kaynama sreci, bir damlann dmesinden
sonra gerekleen bir arpmaya ve kaynamaya tank olabilir; ya da damla
nn yere dtnde ilk hlini yitirdii ve sanki elli damlalk bir kmenin
damlalarn andran bir grnm ortaya kabilir. Normalde iki kere i
leminde varsaylan bu sre, uygun mnferitleme ilkesinin bozulmadan sr
d bir sretir. N e var ki, bu mnferitleme ilkesi kavram, mulak bir
kavramdr. Doktor, hastasna, kiiden iki ay ka urup imesini tavsiye et
mitir. Am a hasta, urubu yemek kayla almtr. Hl byle olunca, ay ka
klaryla gerekletirilmesi arzulanan mnferitleme nemli olmayabilir ama
hibir zaman gerekletirilemeyebilir de.
iki kere , eittir alt eder nermesi, kaynama srecinde korunmas ar
zulanan belirlenmemi bir niteliin mevcudiyetini devam ettirmesine yaplan
bir gndermedir, iki kere ibaresi, bu mnferitleme ilkesini besleyen kay
nama sreci biimine gndermede bulunur. Btn bu sylediklerimizi, tek
bir genel ifadeyle dile getirmek gerekirse unu syleyebiliriz: Aritmetik ibare
AKTVTE /113

ler, belli bal baz kesin aritmetik niteliklere sahip bir kmede karmza
kan zel sre biimlerine gnderme yaparlar. Bu srecin kendine zg 2el
bir formu vardr ve bu sre, burada szkonusu edilen artlarda, bu niteliini
koruyan karmak bir mevcdiyette ya da eyde ortaya kar.
Tartmay, ilk bakta sanki geliigzelmi gibi grnebilecek rneklerden
yola karak biraz uzattm iin zgnm. Muhtemelen bazlarnz, yaygn bir
inanc ters yz ederek argmanm gelitirmeye altm fark edecektir. H
kim modern yaklam, iki kere , eittir alt eder nermesinin bir totoloji
olduunu syler bize. Ki bu, iki kere iin, alt ile ayn ey olduunu sy
lemek demektir. Sonuta, grdnz gibi, bu son cmlede, herhangi yeni bir
hakikatle karlaabilmi filan deiliz. Ben, ahsen, bu son cmlenin, bir sre
ci ve bu srecin ima ettii meseleyi gren, hesaba katan bir cmle olduunu
dnyorum. Elbette ki, bir srecin szkonusu ettii mesele, kendisinin te
sindeki trl srelerin malzemesinin bir paras olan bir meseledir. Ancak
iki kere , alt eder soyutlamas balamnda, iki kere ibaresi, akc bir
sre biimini; alt ibaresi ise, tamamlanm bir gerekliin niteliini ifade
eder.
Dil ve sembolizm yorumumuzda olduka naif bir tutum taknyoruz. By
le olunca da, derin ve incelikli anlam farkllklarn karyoruz. Eer alt, ye-
diye denk deildir dersek, o zaman, alt i.le yedinin zdeliklerini inkr
ediyoruz demektir. Bu ibaredeki eit szc, zde anlamna gelir. Ama
te yandan, eer iki kere , eittir alt eder dersek, ite o zaman da, sre
meselesinin, a k nm niteliiyle birlikte varolan bir ey, bir mevcdiyet oldu
unu sylemi oluruz. Dahas, eer iki kere , iki ile drtn toplamna eit
tir dersek, o zaman da, ayn say zelliklerine sahip kompoze etme biimle
rinde, iki farkl srecin ortaya ktn sylemi oluruz. Dolaysyla bu nokta
da eitlik -ya da dr- szcnn anlamlan her ayr durumda farkl anlam
lar tar. Benim buradan vardm nih sonu u: Matematik, daha sonraki
srelerin unsurlar olan formlara dnen belli sre biimleriyle ilgilenir.
Hatrlanaca zere, nceki blmde, sre formu kavramnn, anlamn, ma
tematikte kullanld hliyle sonsuz diziler kavramna da verdiine dikkat
ekmitik.
1 1 4 / D N M E B MLER

Bu tartma, Eflatun/un, bizzat kendi gelitirdii ebed matematik formla


rnn, srece zarr olarak gndermede bulunduu fikrinin gecikmi bir hatr
lanmasdr ayn zamanda. Bu doktrin, hayat ve hareket in zorunluluuna
gndermede bulunduu lde Eflatunun doktrinidir aslnda. A ncak Eflatun,
bunu zaman zaman fikri gndemine almt. Ve sreci, salt grnle zde
letirmeye ve mutlak hakkati de geikenlii olmayan bir gereklik formu
olarak alglamaya mtemayildi. Zira ona gre, kendi alglay asndan, ma
tematik, deimez ezel gereklie aitti. Eflatun, ite bundan sonra totolojiyi
kabul ediyordu.
5.-Herhangi bir varolu trnn mahiyeti; esas itibariyle veri, bu veriyle
irtibatl bir forma sahip olan sre ve dala sonraki sre iin veri alannda
karlalan meseleden -ksacas veri, sre ve meseleden oluan yaratc ak-
tivitedeki sonularm gnderme yapmakla aklanabilir.
Bunun alternatifi, kint, hayat ve hareketin yalnzca hayalden ibaret ol
duu, kuru bir totolojik mutlaka indirgemektir. Matematiin kefi, tpk b
tn dier keifler gibi, hem insan idrakini gelitirmi, hem de yeni yanlma bi
imleri retmitir. Matematiin yanlgs, hayat ve hareketten yoksun bir
form doktrini gelitirmek olmutur.
Zihinleri olduka aktif olan Grek dnrleri Msr medeniyetinin d
ncesiyle temasa getikleri zaman, matematikte ulalan son gelimelerin
etkisiyle Grek felsefesinde stn varlk kavram Grek dncesine girmi
oldu. Grek dnrleri, matematie dayal nosyonlar bsbtn yanl anla
mlard. Matematie dayal btn fikirlerin i ie geme srecine atf yap
mas szkonusudur. Bizatih say kavramnn kendisi, mnferit birimlerden
ortak kmeye kadar sre kavramna ve ilemine gndermede bulunur. Son
say, bu birimlerden hi birine ait deildir. Ve ortak kmenin elde edilme
biimini ve yolunu nitelendirir. Durum bu olunca, alt eittir alt nerme
sinin, salt bir totoloji olarak nitelendirilmesi gerekmez. Aksine bu nerme,
alt says, daha sonra geliecek srecin veri alannn bir nitelii olarak al
t saysnda ortaya kan zel kompoze etme biimine hkim olan bir olgu
olarak alnabilir ve deerlendirilebilir. Salt statik say olarak grlebilecek
herhangi bir ey mevcut deildir. Dnya srecinden soyutlanm bir ey ola
AKTlVlTE /115

rak alglanan eitli srelerde kendi fonksiyonlarn yerine getiren saylar


vardr sadece.
Hl byle olunca, dnya-sreci kavram, srecin btnl fikri olarak al
glanacaktr. stn varlk fikri, tarih alandaki herhangi bir zel dnemin ve
rileriyle smrlandrlmamas gereken ve kompoze etme srecindeki bir fillik
durumuna mutlaka tatbik edilmesi icap eden bir fikirdir. Bu stn varlk fik
rinin fil olarak tatbiki, onun kavram eksenli alg ve ansnn sonsuzluu
zerine gerekletirilir ve onun sre formu, bu arzunun dnya-srecinden
alnan veriyle kaynamasndan teekkl eder. stn varln dnyadaki fonk
siyonu, canl tecrbe retmeyi ama edinmektir. stn varlk fikri, potansi-
yelliin kayna veya deposu ve baarnn koordine edilmesidir. stn varlk
fikrinin sre formu, szkonusu srecin balatld veriyle mtenasiptir. Me
sele, fonksiyonunu, gelecein tarih dnyasnda veri alannda i grecek bir
ilem olarak kabul eden mterek kompoze etme eylemidir.
Bizim tecrbelerimizin verileri iki eittir: Bu veriler, fil olarak gerek
letirilmi ve gerekliin potansiyelleri olarak analiz edilebilir verilerdir. Da
has bu potansiyellikler, verinin ya da meselenin gerekletirilmesine uygun
zel bir durum olmann tesinde uzanan btnyle soyut potansiyellikler ola
rak ve bu tr gerekletirilme biimlerine bir ekilde yaknlndan tr g
rlen potansiyellikler olarak analiz edilebilirler. Kompoze etme biiminin bu
dayatmas, verinin koruma ve dlamaya tbi olduu enerjik bir belirleyicilik
gcnn douunu gerektirir.
Veride byk bir karlkl uyum/luluk olduu srece, enerjik kompoze et
me biimi, bu uyumlanmay meseleye aktarr ve bylelikle gelecein yekpa
re olmasn teminat altna alr. Dolaysyla burada ynla kk deiim ara
snda zdeliklerin byk lekli bir ekilde korunmasnn temeline sahip
oluruz. Gezegenler, talar, yaayan varlklar, btn bunlarn hepsi, zdeliin
ya da kimliin geni lekli bir ekilde korunmasna tanklk ederler. Ama te
yandan da bu zdeliin ksmiliine de tank olurlar. Fiilen tahakkuk eden
hibir ey, kendi nceki beniyle zdeliini tam olarak koruyamaz. Gerek
letirilen fil durumdaki bu z-kimlik, yalnzca ksmdir. Bunu, belli amalar
iin benimser yalnzca. Ve belli trdeki sreler zerinde hkimiyet kurar.
1 1 6 / D N M E B ML E R

Bununla birlikte, dier sre trlerinde, farkllklar nemlidir ve z-kim-


lik ilgin bir hikyedir. Gerek bir hkimiyet veya mlk tevrs etmek iin,
30 yandaki bir adamn kimliinin, on aylk ocukkenki kimliiyle zdelii
ok belirgin bir grnm arzeder. Bir yatla denizde gezintiye kabimek iin,
adamla ocuk arasndaki farkllklarn olmas zorunludur; ite bu noktadan
itibaren zdelik, metafizik gerekliliini yitirir. Kimlikler ya da zdelikler
muhafaza edildii srece, dzenli tabiat kanunlar hkmfermdr. zdelik
ler zlmeye yztuttuundaysa, bu tabiat kanunlar deiime tb olur. A n
cak bu deiimin kendisi de tabidir. Mnferitte deiim, rnein, bebeklik
ten yetikin biri hline gelen kiide gzlenen deiimde olduu gibi, bir dei
im yasasnn varl gzlemlenir. N e ki, bu deiim yasalarnn kendileri de
deiime tbdir. Szgelii, canl varlk trleri, yeerir ve solarlar; medeniyet
ler ykselir ve kerler; gk cisimleri tedrc olarak teekkl ederler ve trl
aamalardan geerler.
Fiilen yaand hliyle bu rneklerden herhangi birinde, yeni evreye
ba/m/l, yeni tabiat yasalarna tb yeni varlk veya varolu trleri ortaya
kar. Baka bir deyile, veri, sre biimleri ve yeni verilerle birlikte gndeme
gelen meseleler, btn bunlarn hepsi, kendi dnemlerine ve kendi dnemle
rinde hkim olan sre biimlerine bamldrlar.
Hibir ey, sre biimlerinin neden olduu olaan d karmaann ve
ya kargaann yol at duygusal tedirginlii ve bunalm izlemekten daha
ilgin deildir. Tedrc kaymalar, savrulmalar normal karlanr ve kabul
edilir. A ncak insan tecrbesinde n ve hzl deiimler yaand zaman, in
san tabiat birdenbire histerik bir hl alr. Szgelii, iekler, depremler, fr
tnalar, sosyal alkanlklarda gzlenen devrimler, iddetli ve ar hastalk
lar, her eyi alt st eden, harab trab eden byk yangnlar, savalar, btn
bu byk hdiselerin hepsi, byk gerginliklere, heyecanlara yol aan hdi
selerdir. Hzl, n deie bu tr enerjik reaksiyonlar gstermenin hi phe
siz ki anlalabilir gerekeleri vardr. Benim burada dikkat ekmek istediim
nokta, tabi ya da kurallara uygun bir ekilde ileyen dzenin hkimiyetine
ve bu dzenin birdenbire yerle bir olmasna gsterilen duygusal reaksiyon
lardr. Byk lekli deiimler vuk bulduu zaman, zaman zaman gk ya
AKTVTE / 1 1 7

rlp kyormu, cehennemin kaplar sonuna kadar alyormu gibi hisse


der insan.

6.-Veri alan ve mesele konusunda bu kadar tartma sanrm kf. Varo


luun z, veri alam ndan meseleye geite gizlidir. te bu, bir kiinin, bir
mevcudiyetin kendi geleceini kendisinin belirleme srecidir. l veriyi pa
sif bir biimde idrak etmemeliyiz. Veriler, bu sreci etkilemeye, bu srecin
formlarn belirlemeye alrlar. Dolaysyla burada salt bu meseleye aklp
kalmamalyz. Varoluun ciliyeti, gz ap kapayncaya kadar geer, gider ve
biter. Hayatn canllnn kayna, meseleyi mesele edinmeyi amalayan
formlara sahip olan gei/kenlik/te gizlidir. Hayatn canllnn znde kar
mza kan bu fillik, kendini-teekkl ettirmeyi amalar.

Bu seminerlerde gelitirilen ana doktrinlerden ya da teorilerden biri, (b


tn anlamlarnda) varoluun, sreten soyutlanamayaca fikridir. S
re ve varolu fikirleri, birbirlerini varsayarlar. Bu tezden karsanabilecek
bir sonu, sreteki bir nokta fikrinin yanl olduudur. Nokta kavram,
burada, srecin, sreten mahrum olan nih gerekliklerin kompozisyonlar
olarak analiz edilebilecei anlamna gelir.

rnek olarak, yle yle bir gnde le vaktinde zaman leinde bir ya
ylma ve genilemeden yoksun olan bir zaman nnm noktasna yakndan ba
kalm. Bu tr bir nokta, sreten yoksun bir nokta kavramdr. Ayn ekilde,
meknda bir nokta da, buna benzer bir baka rnektir. Zamann aksine, me
knn genilemesi, gei/kenlik/in hayaletidir. Bu, sadece baz gei/kenlik s
releri tarafndan tecrbe edilir. Bu gerek, son otuz ksr yl iinde, k ko
nusunda gelitirilen bir bakma naif doktrinler biiminde belirginlik kazanan
modem fizik tarafndan fethedilmitir.

Bu zel durumlarn temellerini oluturan ve belirleyen genel ilke, mnfe-


ritliklerden yoksun sre ve sreten yoksun mnferitlik fikirlerinin hatal ol
duu ve hibir zaman birbirlerine uyumlanamayaca, uyum salayamayaca
gereidir. Hl byle olunca da, eer bu iki yanl fikirden biri ile ie koyula
cak olursanz, dierini, anlamsz olarak nitelendirip devre d brakmak zo
runda kalrsnz.
1 1 8 / D N M E B MLER

Aritmetikte gelitirildii anlamyla say fikrine, bandan bu yana, bu tr


bir yanl ayrma kar taknlan nkabule yaklalagelinmitir. Her mnfe
rit ey, sayya ilikin zelliklerden yoksundur; oysa, her statik kme, say ile
karakterize edilir. Meseleye bu ekilde yaklaageldiimiz iindir ki, sre ol
gusunun, bizim aritmetik algmzdan yoksun olduu gzleniyor. Dolaysyla
arpk metafizik algsnn mabedi olan matematik bir test alan olarak alg
lanmaktadr.
Eflatun, matematik hakknda dnd zaman, matematii, deimeyen
bir form dnyas olarak alglyor ve onu, gei [geikenlik ya da geicilik]
dnyasndaki taklidin tam zdd bir olarak konumlandrarak kyaslyordu. Bu
nunla birlikte, Eflatun, eylem ya da fil durum gerekliklerini dnd za
man ise, tam kart bir bak asna zplayveriyordu. Ve formlar, anlamsz bir
boluktan kurtarmas iin hayat ve hareket i yardma aryordu.
Bu seminerlerde, Eflatunun ikinci doktrinini, yani hayat ve hareket fikri
ni benimsedik. Toplama, arpma, seriyal form vesaire gibi matematik
eksenli kaynama biimleri, sre biimleri olarak kabul edilmi ve yorumlan
mtr. okluk / kesret fikrinin bizatihi kendisi ise, verinin, bir mesele btn-
ln yeni bir veriye kazandrd sre biiminden soyutlanarak deerlen
dirilmitir.
7.-Sre fikri de, mnferitlik fikri de birbirlerine ihtiya duyarlar. Birbir
lerinden kopuk olduu zaman, anlam bsbtn buharlar. Sre biimi (ya
da bir baka ifadeyle, arzu ya da zlem), karakterini, burada szkonusu olan
mnferitlerden / tikellerden alr ve bu mnferitlerin karakterleri, yalnzca
onlarn ortaya kmasna imkn tandklar sre asndan anlalabilir ve
anlamlandrlabilir.
Tam bu noktada, bu doktrinle ilgili netameli, zor bir sorun skn ediveri-
yor: Akl yrtmenin btnlk veya kllilik arzettiine ilikin herhangi bir fi
kir nasl hakllatrlabilir? Zira eer sre, mnferitlere ba/m/l ise, bu du
rumda, farkl mnferitlerle birlikte, sre biimi de farkllk arzetmeye balar.
Dolaysyla, bir sre olgusu iin sylenen bir ey, baka bir sre olgusu iin
aynen sylenemez. Burada szkonusu ettiimiz benzer bir zorluk, farkl sre
lerde karmza kan bir mnferitin kimlii veya zdelii fikri iin de geer-
A K T V T E / 1 19

lidir. HL byle olunca, bizim burada gelitirdiimiz doktrinin rasyonalitenin


temelini temelden sarst gnyzne km oluyor.
Baka trl sylemek gerekirse, burada dikkat ekmeye altmz nokta
udur: Her mnferit ey veya mevcdiyet, kendisinin m/dhil olduu her s
reci etkiler ve bylelikte herhangi bir sre, szkonusu huss eylerden ba
msz olarak deerlendirilemez. Yine ayn ekilde, bunun tersi de dorudur.
Durum byle olunca, mantk ve matematiin mutlak olarak genel [veya her
eyi aklamaya muktedir, metafizik bir konuma yerletirilen, kll] bir feno
men olma zellii ortadan kalkar. Ayrca varlan sonu ya da tmevarm da
herhangi bir ekilde varolma temelini ve meruiyetini bsbtn yitirir. n
k baka artlar altnda, bambaka sonularla karlamak mmkn olacaktr
artk.
Bu problemi irdelerken dikkat edilmesi ve dikkat ekilmesi gereken ilk
nokta, bu problemin zorluunun, saduyu asndan szkonusu olduu gere
idir. eitli bilimler ve birbirinden farkl aratrma alanlar arasnda yaplan
ayrmlar, bu noktay ok iyi resmederler. Hi kimse, jeolojiyi, Shakespearein
soneleri ya da Bachn fglerini deerlendirmek iin bir hazrlk, bir n aa
ma olarak aratrmayacak veya aratrma alan olarak grmeyecektir. Zira je
oloji alannda kaleme alman bir risalede [kitapta ya da makalede] tartlan,
inceleme konusu edilen eyler, sonelerden de, fglerden de dalar kadar
farkl, birbirinden uzak eylerdir. Bununla birlikte yine de soneler veya
fglerle jeolojik aratrma ve tartma konulan arasnda bir kyaslamann, bir
benzerliin mevcut olduundan da szetmek mmkndr. Kimi zaman, bu k
yaslamalar ya da benzerliklerin nemi artar. Szgelii, Grekler, yayl sazlarn
boyutlar ile mzik notalarnn harmonileri; ya da bir binann boyutlarnn l
tleriyle bir yapnn gzellii arasnda dikkat ekici kyaslamalarn veya ben
zerliklerin olduunu kefetmilerdi.
Grld gibi, ayrmlardan kaynaklanan farkllklar, mutlak deildir.
Benzerlikler, eitlilikler arasnda da mevcudiyetlerini srdrrler. Rasyona
lizmin bavurduu ilem, bir analoji tartmasndan ibarettir. Rasyonalizmin
snrll, rasyonalizmin kanlmaz eitliliinden baka bir eyle ilgili deil
dir. Meden dncenin geliimi, eitlilikler arasnda ve ortasnda zdelik
1 2 0 / D N M E B MLER

lerin [mterek noktalarn] kefi olarak tasvir edilebilir. Szgelii, bir gnler
kiimesi ile bir balklar kmesi arasndaki say zdeliklerinin kefi bunun bir
rneidir.
Dnyann bir btn olarak anlalmas ve anlamlandrlmas, srein, sz-
konusu zdelikler ve farkllklar asndan analiziyle gerekleir. Mnferitle
rin / tekillerin kendine zglkleri, onlarn i ie gemilikleri demek olan
mterek srecin kendine zglklerinde yansmasn bulur. Dolaysyla ara
trmamza, iki -u- noktann herhangi birinden de yola karak balayabiliriz:
Baka bir ifadeyle, nce srei anlamaya alabiliriz; ardndan da mnferit
lerin niteliklerini inceleyebiliriz; ya da nce mnferitlerin niteliklerini anla
ma abas iinde olabiliriz; sonra da ilgi sreci teekkl ettiren fenomenler
olarak alglayp yorumlayabiliriz. Dolaysyla, gerekte, burada yaplan ayrm
lar, yalnzca bir vurgu/lama meselesinden baka bir ey deildir.
Ancak kendi varolularn oluturan mnferitlerin ve sre biimlerinin
birbirinden ayr olarak ele alnp deerlendirilebilecei bu soyutlama imkn,
btn bir dncenin temelinde yatan temel bir sezgi fenomenini gn na
karr. te bu sezgi fenomeni, mnferit olgunun tecrbesinden niteliin kav-
ran srecindeki asl bir remelde vuk bulur. Dolaysyla biz, olgularn ard
klnn ortasnda karakterin ya da niteliin istikrar kavramna doru adm
adm ilerleriz. Baka bir deyile, belli bir ardklk izgisindeki ardk olgula
rn ksm zdelii kavramna ularz. Yani bu tr bir ardkln szkonusu
olduu bir yerde yine bu tr bir ksm zdelii koruyan olgularn potansiyel-
lii olgusuna varrz.
Baka trl sylemek gerekirse... Seriyal formlar ve szkonusu olan
mnferit olgular fikirlerini birbirinden ayrt etmek iin soyutlama yapt-
rnz srece, tam bu noktada, kanlmaz olarak potansiyellik fikrini, yani,
gereklik dizilerinin ve dizi gerekliklerinin potansiyel lii nosyonunu dev
reye girdirmi oluruz. Bizim btn bilgimiz, diziler ile mnferit gereklikleri
birbirleriyle mmkn uyarlanmalarn idrak etmekten teekkl eder. u u
olgular, u u seriyal formlarla insicaml ve uyumludur, deriz. Bunun derhal
hayata geirilmesi, bizim gnlk hayat tecrbemizin yalnzca bir ynn
oluturur.
A K T V T E I 121

8.-Potansiyellik fikri, sre fikri kabul edilir edilmez, varoluun anlalma


s asndan zarurdir. Eer kint, statik fillik asndan yorumlanrsa, o za
man, potansiyellik, ortadan kaybolur gider. Her ey, naslsa, nasl olmas ge
rekiyorsa, yledir; yle kabul edilir. Ardklk, algnn snrllndan doan,
yalnzca bir gnm ya da grnten ibarettir. Ancak eer vazgeilmez bir fe
nomen olarak srele ie [aratrmaya] koyulacak olursak, o zaman, imdide-
ki fil durumlar, niteliklerini, sreten alrlar ve niteliklerini gelecee [gele
cei anlamaya ve belirlemeye] hasrederler. Anndalk, gemiin potansiyel-
liklerinin ete kemie brndrlmesi ve gelecein potansiyelliklerinin yeg
ne kayna veya deposudur. Umut ve korku, sevin ve hayal krkl, anlam
larn, eyann tabiatnda zorunlu olarak mevcut ve mndemi olan potansi-
yelliklerden alrlar. Bylelikle bir umut nn izini sreriz ya da korkudan
kasn yollarn ararz. Sonu itibariyle, anlk gereklikteki potansiyellikler,
srein itici gcn olutururlar.
Tam bu noktada tartmay durdurmamz gerekiyor. Zira tartma, biraz
abartl boyutlar kazand. nk kintm z, sreten daha fazla bir eydir.
Sreten yoksun gereklik algsna dayanan alternatif metafizik doktrin, bi
zim tecrbemizin baz vazgeilmez ynlerini ifade etmedii srece, hibir za
man byk dnrlerin benimsedii bir fikir olmamtr. Szgelii, New-
tonm mutlak uzay / mekn inanc hatal olmu olabilir. Yine ayn ekilde, bu
inan, sre fikrinin geerli ya da szkonusu olmad kinttaki dier faktr
lerin ona apaikr birer gerek olarak grnd olgusuna tanklk eder. En
azndan, tarihin gerekletirimleri, tecessm edileri arasnda mekna uzaya
dayal olan ilikilerin potansiyellii, Newton iin zamanlar tesi bir gerek
olarak grnyordu. Elbette ki, Newton, bunu, bu ekilde dile getirmemiti.
Bu formlasyon, onun uzayn / meknn bamsz fil bir fenomen olduu
inancn az biraz da olsa sarsar.
Bununla birlikte, bu ekilde ifade edildiinde, uzaya / mekna dayal ili
kiler fikri, tarihin imdiki dnemine son derece uygun olan birbiriyle irtibat
l formlarn bir rneini tekil eder. Ayrca bu fikir, Tmevarmn dayand
ana ilkedir, ite bu ilke, esas itibariyle, szkonusu hkim fil durumlardan ge
len ve dolaysyla kendi gelecekinde vuku bulacak gerekletirimleri ynlen-
1 2 2 / D N M E B MLER

diterek destekleme veya pekitirme eilimi gsteren sre formunun bizatih


kendisinden baka bir ey deildir. Yine bu, potansiyel formlar iin eitli e
killerde alakal olan doktrinin kendisidir. Dolaysyla gelecekte vuk bulabi
lecek eyleri belirginletiren ve belirleyen imdinin potansiyellii doktrini,
Baconm ve Newtonn inanlarnda gizli olan bir doktrindir. Bu, imdide
ifte bir aktiviteye sahip olan form duygusunun bizatih kendisidir. Ve im-
diyi karakterize ederek gelecekteki srecin alaca formu ekillendirir.
Burada tartmamzn derinletirilebilmesi iin iki dier dnrn de bu
noktadaki tartmamza m/dhil edilmesi kanlmazdr: stn formlar le
mi fikrinin sahibi Eflatun ile her bir kendi sre biimlerine sahip olan mo-
nadlar teorisini gelitiren Leibnitz. Leibnitzin doktrini, kavisin tasvirinin bir
formu olan cebire dayal eitlemelerle ifade edilen Descartesm kavis eksen
li Analitik Geometri bilimi anlayna artc bir benzerlik gsterir. Olgu
nun statik anmdaln, gemii ve geleceiyle birlikte tarih srele irtibat-
landrmakta benzer bir zorluk vardr. Her olgu, neyse o olmakl nedeniyle
snrldr. yleyse, olgular, yani fil durumlar, birbirlerine nasl ihtiya du
yarlar?
Son olarak, anlk gereklik, bir kendi kendini gerekletirme hdisesidir.
O hlde, bir olgu, hangi anlamda, gerekletirme formunun kapasitesi olan
potansiyellie demir atar? Baka bir deyile, formun gerekletirilmesi ya da
ete kemie brndrlmesi, kendi tabiat bakmndan dier hdiselerdeki
dier formlarn kendilerini gerekletirme biimlerine nasl gndermede bu
lunur?
Dolaysyla burada belirginlik kazanan konular, tecrbenin mtereklikle
rinin genelletirilmi aklamalardr. Byle olunca da, bizim hayatmzn, hi
phesiz ki, her tecrbe nnda bizim iin ifade ettii anlam dile getirir. te
bu nedenledir ki, dil, yapt analizde baarsz olur. Bunlarn her birinin va
roluun zorunluluklarn birbirlerine hatrlatmak mecburiyetinde deiliz. Dil,
temelde, zorunluluklar varsayar ve tesadflere vurgu yapar. Neyin mevcut ol
mas gerektiini nadiren szkonusu ederiz. Aksine neyin mevcut olamayabi-
leceini sklkla szkonusu ederiz. Felsef tartmann btn zorluu, ite dilin
bu zaafnda gizlidir. imdi, yokolmakta olan kuaa ait olan ngilizcedeki ola
AKTVTE/123

anst felsef risalelerden birinin bal, Mekn, Zaman ve Tanrdr. Bu


risalenin yazar Samuel Alexander, att bu balkla insanln dnme se
rvenini derinden etkileyen bir problemle bizi kar karya getirir. Bu risale
nin balndaki Zaman , srecin geililiine ve geikenliine; Mekn, i
ie gemi varolularn veya hayatlarn her birinin statik bir forma sahip ol
malarnn zorunluluuna ve Tanr ise, potansiyel olarak anlk gerekin te
sinde uzanan idealin cezbediciliine gnderme yapar.
9.-Zamann dnda, amacn, umudun, korkunun ve enerjinin bir anlam
yoktur. Eer tarih sre diye bir ey yoksa, o zaman, her ey, neyse odtr; ya
ni kupkuru, ruhsuz bir gereklikten ibaret demektir. te o zaman, hayat ve
hareket yok olur, kaybolur gider. Meknm dnda, [yani Meknn olmad
bir durumda] tamamlanmlk, yaptmz bir eyde belli bir sonu elde edile
bilirlik imkn ortadan kalkar. Mekn, bir eyleri elde edebilmek iin yle
bir durup dnmeyi ifade eder. Ve anlk gerekletirimin karmakln sem
bolize eder. Mekn, elde edilen baarnn ete kemie brnm bir ifadesidir
aslnda. Zaman ile Mekn, ikisi biTikte, gei/kenli/in zn ve bir eyi elde
etme baarsn da ihata eden kint ifade eder. Geikenlik gerektir; ayn
ekilde, bir eyleri elde etme olgusu da gerektir. Burada kar karya kalnan
zorluk, dilin, bunlardan bir olmadan dierini izah etmesinin neredeyse im
knsz olduu hakikatidir.
Ve son olarak, bir de Tanr hakkati vardr: Tanr, fil olann tesinde
uzanan nemlilik, deer ve idealin mevcut olduu kinattaki yegne faktr
dr. Bizim dmzda ve temizde uzanan eylerin nemlilii duygusu, mekn
da vuku bulan nndalklarn, fil durumlarn ancak Tanr idealine ya da
ideallerine gndermede bulunulmasyla geree dnebilecek bir hakkat-
tir. Akn bir kint tasavvur ve gerekletirilmi, ete kemie brndrlm
fil durumlarn okluunun oluturduu birlik ya da btnlk, ikisi birden,
bizim Tanrm n mevcudiyeti duygusunu ve hakkatini tecrbe etmemize
m/dhil olurlar. Bylesi bir akm deerlilik ve nemlilik duygusunun olma
d bir yerde, gerekliin tekilii [grnen gerein grnmeyen boyutlar]
uurumuza giremeyecek, dhil olamayacaktr. yleyse, hakkat bu olunca,
bizim dmzda, bizim temizde bir deerlilik, bir nemlilik gerei mutlaka
124 / D N M E B MLER

varolmaldr. Aksi takdirde, tecrbe edilen her ey, bizim kendi tek-benci,
kk dnyamzda varolu biimimizin kuru, ruhsuz, tatsz tuzsuz ayrntla
rndan ibaret olarak kalakalacaktr. Dolaysyla, dnyann pek ok gereklik
lerinin, fil durumlarnn anlalabilirliini, apaikrln; yine gerekleti
rilen, ete kemie brndrlen deerlerin muhafaza edilebildii dnyann
birlii, btnl duygusunu ve nihyet gerekletirilen gereklerin tesin
de uzanan ideallerin geikenlii ve aknl gereini ancak Tanr hakika
tinin varlna borluyuz.
Sonu itibariyle, Mekn, Zaman ve Tanr hakikatleri, derinlemesine d
nmeyi eksene alan tr yanstmac kurucu fikri ifade eden genel, kuatc
kavramlardr. Eyann tabiatn ve hakikatini bu tr kavramlarla anlama ve
anlamlandrma abas, insan trn dier hayvanlardan ayran en nemli ay
rm izgilerinin banda gelir. Bu ayrm, elbette ki, mutlak bir ayrm deil
dir. Yksek hayvanlar, anlk gerekliklerin anlk hazlarnn tesine geen her
tr idrak ve balanma biimlerini tezahr ettirirler. Ama te yandan da, her
insantekinin hayat, yksek tefekkr abasnn aydnlatctlndan ve ma
sndan yoksun bir anlk durumdan baka bir anlk duruma krktk geiin
ad ve adresidir ayn zamanda.
Bununla birlikte, hayvan hayat ile insan tabiat arasndaki btn bu k
yaslamalar ya da benzerlikler vurguland zaman, geriye, derin dnmeye
dayal tecrbenin etkisi balamnda geni bir boluun anlamlandrlmas ger
ei kalyor. Bu derin dnceye dayal tecrbe, tam olarak anlalabilmeleri
iin birbirlerine iddetle ihtiya duyan ana zellik sergiler: Bunlardan bi
rincisi, mekna dayal tecrbelerden oluan mterek ibirlii tecrbeleridir.
kincisi, gemiten kaynaklanma ve gelecee kaynak yapma tecrbeleridir.
ncs ise, zamana dayal tecrbelerdir.
Ayrca ideallere ilikin tecrbelerin varlndan da szetmek gerekiyor:
Bunlar da, gerekletirilen idealler, gerekletirilmesi hedeflenen idealler,
gerekletirilmi idealler ve nihyet gerekletirilememi ideallerden oluur.
te kintn Tanrsnn tecrbesi budur. Bu son tecrbede, baar ile baar
szln i ie gemesi zorunludur. Hl byle olunca, biz, kendimizden ziyade
kintla ilikimizi tecrbe ederiz. Baka bir ifadeyie, ne olmadmz akla
A K T V T E / 125

kavuturma balamnda kendimizi ler, bier ve tartarz. Tekbenci bir tecr


be, baary da, baarszl da bilemez; nk tekbenci tecrbe sadece krk
tk bir ekilde varolur. Tekbenci tecrbede, bir kyaslama standard yoktur.
nsan tecrbesi, kendisini, d bir standartla aka irtibatlandrr. Bylelikle
kint, bir idealler kaynan ihata eden bir hakkat olarak anlalr.
Bu kaynan yegne etkili yn, imdideki tecrbede ikin olan Tan-
rdr. Tarih nemlilik duygusu, lh idealler birliiyle hibir zaman snme
yen, sonsuza dek sren bir sre olarak kinatn sezgisi fenomenidir. te bu
nedenledir ki, sre biimi, gemiten tremi olmak gibi bir duruma bt
nyle ba/m/l deildir. Kargaa ve karmaa ortamnda tarih dnemler z
lr ve kerken, sre biimi, yeni dzen biimleri de dhil olmak zere dier
ideal trleri retir.
Bilim, gemii aratrr ve gemite elde edilen baarlar asndan gelece
i tahmin etmeye alr. Ancak, imdi, tevars ettii nemlilik biimlerini
bizzat kendisi tahrip eden, hatta yok eden bir grnm almaya balad za
man, ilh etki ve kudret, tarih sree dier idealleri hayata geirmeyi hedef
leyen yeni amalar ykler.
Bilim, gemi bir geililiin olgularyla ilgilenir. Tarih, ama, idealler
le ilikilendirir ve irtibatlandrr. Bilim ile Tarih arasnda, lh enerjinin
kudretinin hayata gemesi ve devreye girmesi gizlidir. Bilimin l olgularn,
Tarihin canl dramlarna dntren ey dnyadaki dn etkidir. te bu ne
denledir ki, Bilim, hibir zaman Tarihin kalc yeniliklerini nceden haber
veremez.
ALTINCI BLM
- . -

MEDENYET DNYASI

1 -Bu blmde, insan toplumunun medenilemi aamalarn karakterize


eden idealleri hayata geirerek merlatran kint tasavvurunu ayrn
tl olarak izah etmeye ve tartmaya alacaz.
Tarih sreteki pek ok fil durumlar, onlar koordine olma biimlerini,
onlarn kendilerine zg nemliliklerini ve birliinin temini noktasnda k
int iin tadklar mterek nemlilii tartmasz, apaikr bir gerek olarak
kabul ederiz. Daha nceki blmlerde de ifade edildii gibi, ok iyi tarif edil
mi ncllerden yana bir tavr taknmadmz, daha batan aka dile getir
mek zorundayz. Felsefe, ncller araydr. Felsefe, bir tmdengelim ya da bir
sonular zerinde kafa yorma abas deildir. Sklkla gzlemlendii gibi bu
tr sonular zerinde kafa yorma abas, sonularn sunduu delillere dayana
rak balang noktalarn test etmeyi amalamaz.
Belli bir bilim, felsef varsaymlar alr ve onlar szkonusu zel konunun
biimlerine gre daraltarak grece akla kavuturur ve bu varsaymlar by-
lece dntrr. Ayrca bu snrl konularla ilgili akl yrtmelerde bulunul
duunda bile, tmdengelimci mantkta mutlak bir sonuca ulalmas szkonu
su deildir. ncller, belirlenen konunun dndaki mlhazalarn alakaszl
n varsaymakla kendilerinin snrl da olsa bir akla sahip olduklarn ka
12 8 / D N M E B MLER

bul ederler. ncller, kendi mnferit soyutlanmlklarnm basitliiyle algla


nrlar. Bununla birlikte, kompoze etme giriimlerinin gelikin boyutlar kazan
masna yol aan tmdengelimci ilemin konunun balangtaki ham fikirleri
nin soyutland konuyla ilgili mlhazalar devreye girdirebilme imkn su
nabilen manta dayal bir test de szkonusu deildir. eitli perspektiflerin
karlkl olarak birbirlerine uyum salayabilmeleri hibir zaman tam olarak
gerekletirilemez.
Bilimin tarihi, kendi balangtaki orijinal varsaymlarnn snrlar yoluy
la had safhaya kan bu tr rneklerle doludur. Aritmetikte uyguland h
liyle katksz soyut mantkta bile, balangtaki orijinal ncllerin atladkla
rn dzeltmek iin yeni doktrin trlerinin zorunlu olduunun fark edilebil
mesi ancak son yarm asr iinde mmkn olabilmitir.
Dolaysyla tmdengelimci mantk, geleneksel olarak kabul edildii gibi
zorlayc, baskc bir hkimiyete sahip deildir. Somut hdiselere tatbik edil-
diince tmdengelimci mantk, son kertede kendi meselelerinin apaikrl-
yla yarglanabilecek geici bir prosedrdr. Ancak pragmatizmin anlam,
en geni uzanmlaryla birlikte dnlmelidir. Oysa modem dncede,
pragmatizmin anlam, oklukla, geliigzel uzman varsaymlaryla snrland
rlmtr. Dogmatik inkrn apaikrlnm pragmatik dlayci kesinlikle
szkonusu olmamaldr. Pragmatizm, kendisini medeniyet tecrbesinde des
tekleyen ve pekitiren bu apaikrla bavurmaktan bakaca bir ey deildir.
Hl byle olunca, pragmatizm, son kertede, medeniyetin o geni apaikrl-
na ve bizim medeniyetten kastettiimiz eyin apaikrlna mracaat eder.
Burada tmdengelimci mant nih olarak yok saymadan nce, manta
dayal akldaki deiken in fonksiyonuna dikkat ekmemiz son derece yerin
de bir davran ve tutum olacaktr, ite bu balamda, deiken terimi, belir
li ve belirleyici bir varsaym gelitirebilmemiz iin varsaym formunun meru
veya geerli bir ekilde tatbik edilebilecei salt herhangi bir mevcdiyete ia
ret eden bir varsaym formunda vuk bulan bir sembole tatbik edilir. Ayrca
her ne kadar belirlenmemi olsa da, deiken, btn argmanlar boyunca
kimliini korur ve hatta pekitirmesini bilir. Bu fikir, esas itibariyle, cebirde,
herhangi bir rakam sembolize eden x, y, z gibi bildik harflerde belli bir ne
A K T V T E / 129

mi hizdi. Yine bu fikir, Socrates gibi isimlerin, btn tartma boyunca


herhangi bir adam, ayn adam sembolize ettii Aristocu tekbenciliklerde
bir bakma geici ekillerde kendini gsterir.
Deikenin kullanm, bir akl yrtme srecinde baz herhangilerin
kullanmnn ben-kimlikine iaret etmek iin szkonusudur. Szgelii, ele-
menter cebirde, x ilk kez grnd zaman, herhangi bir say iy ifade eder.
A ncak bu akl yrtme srecinde ya da ileminde, x?in grnmesi, tpk ilk
grnnde olduu gibi, her zaman ayn say anlamna gelir. Dolaysyla,
deiken, herhanginin belirsizliinin, belli bir eyi temsil ya da ifade edii
nin kesinliiyle kesin bir kombinasyonudur.
Deikenin kullanlmasyla gerekleen mantk akl yrtmede, her za
man iki rtk varsaym gizlidir: Bu varsaymlardan birincisi, belli kombinezon
sembollerinin, akl yrtme yeni kombinezonlar gelitirdike, ayn anlam
koruyabilecei varsaymdr. Dier varsaym ise, her bir deikenin bu ben-
kimlikinin deikenin yerine belli baz kesin rnekler yerletirildii zaman
korunabilecei varsaymdr. Tam ben-kimii, yenilik konusunda atlan ya da
gelitirilen herhangi bir admda hibir zaman korunamaz. Buradaki tek sorun,
burada szkonusu olan kaypn argmann amalarna uygun olup olmad
sorunudur. Beikteki bebekle, orta yal yetikin bir adam, baz bakmlardan
zde, baz bakmlardansa farkl kimliklere sahiptir. Peki, vard sonular ba
kmndan argmann ak, zdelik bakmndan desteklenir mi; yoksa farkl
lk bakmndan ihlal mi edilir?
Hl byle olunca, tmdengelime! mant, metafizik bir tartmann temel
bir arac olarak kabul edemiyoruz. Zira bu tr bir tartma, kendi-delilinin,
apaikrln akla kavuturulmasyla ilgilenir. Bu kendi-delilinin olmad
, apaikrln szkonusu olmad durumlarda, tmdengelimle elde edilen
sonu, bizi bir sonuca gtrmeyi baaran bir sonu olamaz. Durum bu olunca
da, mantk, metafiziin varln varsayar [kanlmaz grr].
2.-Bizim kendimizi bir fillikler dnyasnn iinde fillikler olarak grme
mizi salayan hkim fikir nedir yleyse? Bir fillikler dnyasnn bizimle ibir
lii yapmasn meru bir ekilde tahkik edebilmemiz salayacak nitelie ili
kin ayrntlara dair bsbtn sbjektif bir tecrbeden yola klarak bir atg-
1 3 0 / D N M E B MLER

man gelitirebilmek mmkn deildir. O hlde, bir idrak biimi , bir ikna et
me, bir inandrma biimidir. Baka bir deyile, bir idrak biimi, bizim tekben
ci varlmzn bir kaydna dnr. Ve bizim nitelie ilikin bir kalbn sergi
lenmesi konusundaki mnferit tecrbemizi tasvir eder. Dier aktiviteler ara
snda bir aktivite olarak bizim aktivitelerimizi hesaba katmaz. Bizim, yarat
mlar dnyasnda bir yaratlm olarak kendimizi bildiimiz gereini gre
mez. Bu nedenledir ki, biz, salt bir grnn honutluuna indirgenmi olu
ruz. Bu varsaymlarla birlikte, pek ok koordineli filliin dnyasna dair fikir
edinebilmemizi salayabilecek bir ver mevcut olmaz.
Bizim tecrbemize ilikin bu tartmada, dikkat ekilmesi gereken ilk
nokta, nitelie ilikin ayrntlar konusunda, ak uurumuzda yapay bir de
ikenlik olgusunun gizli olduu gereidir. Bu, krmzdr, u, grlt
dr , u ise, kelidir eklinde kendini gsteren kes/k/in uurumuz, youn
lama ve ayklama abamzn bir sonucu olarak teekkl eder. Ayrca bu u
urumuz, hibir zaman, kendi kendini destekleyemez, kendi kendine ayakta
duramaz ve varolamaz. Her zaman yanp snen, gelip giden bir varyasyon,
byk lekli dikkat naklini gerekletiren bir deiim ve deikenlik hli
mevcuttur. uur, kuatc bir esasl varolu srecinden gelen deiime yol
ac niteliki, srgit deitiren bir soyutlama veya tecrit etme srecidir. u
ur, vurgular, srgit vurgu yapar. A m a yine de eer uurun varolduu arkap-
lan [vasat] unutursak, ite o zaman ortaya kan sonucun, geliigzellik ol
masn nleyemeyiz.
Salt nitelie ilikin ayrnt zerindeki dikkat younlamas, yalnzca bu tr
bir ayrntnn ardklna dir bir uur olumasyla neticelenebilir. Szgelii,
mavi-ve-gri kalb mteakip krmz-ve-yeil kalbn kaydederiz; ki bu, ak,
anlalr bir an sesi tarafndan kapatlan bir tecrbeyi andrr. Dolaysyla, so
nu itibariyle, nitelik eksenli sbjektif bir tecrbe vardr. Hepsi budur ve bun
dan baka da bir ey yoktur bu balamda. Tam bu noktadan itibaren, btn,
anlamszdr, anlamn yitirir. te bu, uurun soyutlamalar zerinde younla
larak retilen keskin tecrbeyle elde edilen yegne sonutur.
He var ki biz, aklk ya da berraklktan daha fazla eyin uurunda olan
varlklarz. Aklk ya da berraklk nemi, biz onu, varoluun btnln
AKTVTE /13 1

bo yere megul eden, rahatsz eden kapsaml meseleler asndan yorumlama


dmz srece anlalamaz ve gnyzne kamaz.
Modem yzyllarn hkim epistemoloji tasavvurunun son derece zayf ol
duu yer, ite burasdr. Modem epistemoloji, tecrbenin btnn ve btn
ln, balangtaki duyu alglarnn aklna salt bir tepki olarak yorum
lamtr. Ortaya .kan sonu, kanlmaz olarak, tepkinin, duyu organlar ve
duyu organlarnn alglamalar tarafndan sunulan veriyle snrl olmas ek
linde tezahr etmitir. Bu tr modem felsef d nce ekolleri, yalnzca u so
ruyu sorabilirler: Ak, anlalr anvr sesi mteakip gerekleen mavi-ve-
gir kalbndan sonra vuku bulan krmz-ve-yeil kalbna gsterilen makul
duygusal tepki nedir? Bu soruya verilen cevapsa u olabilmitir sadece: Eer
Amerikalysanz Greenwich Village ve Harvardta cr olan reaksiyonlarn
izinden gittiiniz zaman; ya da ngilizseniz, Bloomsbury ve Oxford hareketle
rinde cr olan reaksiyonlar takip ettiiniz zaman, eer sekin, yksek-bee-
ni ve zevk sahibi bir entelektel deilseniz, kendinizi nasl hissedersiniz?
Baka trl ifade etmek gerekirse... Hl byle olunca, bizim ahlk, duy
gu ve ama ykl tecrbelerimizin hepsi vr-zvrlamakta ve geliigzelle-
mektedir. Aka, berrak bir ekilde resmedilen ayrntlara gsterilen bir tep
ki olarak alglanan bizim o devs tecrbe fikrimiz, btnyle yanltr. O yz
den, burada szkonusu olan ilikinin tersyz edilmesi, tersine dndrlmesi
ve silbatan yeniden belirlenmesi ve kurulmas .gerekiyor. Szkonusu ayrnt
lar, btne ve btnle gsterilen bir tepkidir sadece. Bunlar, bir tanm ek
liyorlar. in iine yarglama gleri girdiriyorlar.. Ve insanlar hayvanlarn,
hayvanlar bitkilerin, bitkileri de talarn zerinde grerek ve konumlandra
rak, bylelikle, kendilerinin geldikleri, vcut olduklar yer olan toprakla
kurduklar ilikileri srgit ay ekilde kurmaya devam etmelerini salayacak
bir i ve ilev gryorlar. Bunlar, yaratc deil, sadece yorumlaycdr. Onla
ra gre, orijinal olan ey, bo bir totolojiden baka bir ey deildir.
Elbette ki, tecrbenin akl ve berrakl, bizatih ak ve berrakln
dan tr daha fazla tecrbelerin tecrbe edilmesine imkn tanmyor [tan
mas da mmkn deil]. Bununla birlikte, bu yaratclk [origination =: dour
ganlk, retkenlik], ikincil bir meseledir; btnn temeli deildir.
1 3 2 / D N M E B MLER

Bylelikle hlihazrda aktif estetik tecrbeyle tehiz edilmi bir odaya


giriyoruz ve demenin, dekorasyonun biimleri ve renkliliinden tr b
yleniyoruz. Odann sunduu ve bize yaatt duyu eksenli tecrbe, tecrbe
mize bir canllk katyor ve hlihazrda sahip olunan duygu aktivitesine dik
katlerimizi ekiyor.
3.-Bizim varoluumuzun temelinde, deerlilik (vvorth) duygusu mevcut
tur. Burada deerlilik duygusu, esas itibariyle, bir deerli olan varsayar. Bu
noktada, szkonusu deerlilik fikrinin, btnyle methiye dizer bir anlamda
ve dzlemde ele alnp deerlendirilmeyeceini hatrlatmakta yarar gryo
rum. Deerlilik fikri, kendine zg merlatrmlar, kendine zg hususiyet
leri olan ve bizatih kendiliinden ve kendisi iin varolan bir varolu duygu
su ve fikridir.
Ayrntnn ayrtrlmas, kesinkes ikincil bir sretir ve bir nemlilik duy
gusu varsayabilir de, varsaymayabilir de. Burada bir ayrma ya da ayrtrma
tohumu mevcuttur ve bu tohum, eitlenmi, zengin bir tecrbenin filizlen
mesine imkn tanyabilir de, tanmayabilir de. Belli belirsiz bir karar ya da
yarg, byk lekli bir karar veya yargdr; yani, kanma ya da tutunmadr.
Bu noktada, bazlarnn ayrtrlarak devre d brakld, bazlarnmsa ko
runduu ayrntlarn analizi aamas henz devreye girmemitir. Btnlk ko
nusunda byk lekli bir hissetme -kanma ya da tutunma biimlerinden
herhangi birinde tezahr edebilen bir duyumsama vardr.
Ayn ekilde, ayrtrmann birincil / ilk aamas, esas itibariyle nitelik ek
senli olmaktan uzaktr. Bu, gereklii, Btn, Bu Dzen ve Bu-Kendi-Benim
ilkelerinden oluan aamal emaya ayran mulak bir gereklik idrakidir.
Aslnda bu ayrm, esas itibariyle belli belirsiz bir ayrmdr. Btnlk duy
gusu, burada, ben ve dierlerinin analizini engeller. Ayrca bu ayrm, temel
de, bir deer-tecrbesi olarak varolu duygusuna [ve hakkatine] dayanr. Ba
ka bir ifadeyle, btn bir deer-tecrbesi, bu deer-tecrbesi ile dier deer-
tecrbeleri olarak birbirinden ayrlr veya ayrtrlr. Tek olan oka ilikin ve
oku da ihata eden teke dir mulak bir alglama da vardr. Yine buradaki
tek2in iki anlamnn varlndan szetmek gerekir: Yani, btn ve her ey de
mek olan tek idraki ile ok/luk arasnda varolan tek/lik idrakinden.
A K T V T E / 133

Bu tasvir ve tarifin, esas temeli, bizim tecrbemizin, koruma ya da devre d


brakma mulak duygusunu ve anlamn ifade eden bir deer-tecrbesi ol
masdr ve bu deer-tecrbesi, kendisini, oul varolular anlamnda, kendisi
ni, deer tecrbesinden ayrr; yine deer tecrbelerinin bu ekilde karmza
kan okluu duygusu veya gerei, deer-tecrbesinin btnl, pek ok
dier deer-tecrbesi ve bencil deer-tecrbesi eklinde dierlerinden ayrt
rr. Dolaysyla bir ego, dierleri ve btnlk duygusu mevcuttur. Honutluk
verici, keyifli bir ekilde tezahr eden devre d brakma ve koruma, muhafa
za etme giriimlerinde gzlemlenen varoluun farkllnn mulak, temel bir
biimde sunuluu szkonusudur. Her birimiz, dierleri arasnda tekiz ve hepi
miz, topyekn olarak btnn birliinde birleir, bir araya geliriz.
Demokrasinin temeli, her bir fil durumun nabz atlarnn zorunlu teme
lini tekil eden bir nitelik olarak deer-tecrbesinin ortak bir gereidir. Her
eyin, kendisi iin, dierleri iin ve nihayet btn iin bir deeri vardr. te
bu, flliin anlamn karakterize eder. Bu niteliinden tr gereklii olu
turan ahlk kavram ortaya kar. Kinatn tastamam z demek olan deer-
tecrbesini deersizletirme, biimsizletirme hakkna sahip deiliz. Tabiat
icab, varolu, deer-younluunun yceLtilmesi demektir. Ayrca hibir bi
rim, kendisini, dierlerinden de, btnden de ayramaz. A m a te yandan da,
her bir birim kendi bana varolur. Deer-younluunu bizzat kendisi iin y
celtir ve deer-younluunu kintla paylamay da iine alr. Herhangi bir
anlamda varolan her eyin, biri mnferit beni, dieri de kinattaki ne-
minden oluan iki yan vardr. Dahas bu iki yanlardan her biri de, bir die
rinde mevcut olan bir faktrdr.
Buraya kadar, tecrbenin mulak temelini inceledik. Hayvan tecrbe
sinde, belirgin bri nitelik ayrm sreci ne kar. Grme, iitme, koklama,
tatma, dokunma vesaire gibi duyu-tecrbeleri, birbirinden ayrlan tecrbe
lerdir. Ayrca bu tr nitelik trlerinden her birinde ak ayrmlarn varl
Kemen gze arpar: Szgelii krmz ve yeil, dikkat ekme ve beeni ay
rmlardr.
Kendilerini deer-hissetme dnyasyla ilikilendiren ak duygularn yk
seliiyle birlikte, insan tecrbesinin dnyas da tanmlanr.
1 3 4 / D N M E B MLER

4.-Tam bu noktada, biraz nce yaptmz izahn bir deerlendirmesinin


yaplmas gerekiyor. Mevcut epistemoloji doktrinin burada tepe taklak edil
dii artk apak bir gerektir. Bu mevcut epistemoloji doktrini, Humeun Ri-
salesiyle birlikte 19. yzylda zirve noktasna ulamt. Humeun eseri, ken
disini, bizim tecrbemizde ok iyi tanmlanm faktrler zerinden temellen
dirir. Hi phesiz ki, renk, sese vesaire gibi duyumsamalarn szkonusu oldu
u bu duyu organlar vardr. Durum byle olunca, bunlar kesin olarak kabul
edildikleri iin, temel olarak benimsenirler.
Dolaysyla tecrbedeki dier faktrler, kkenlerini bu duyu verilerine
borlu olmalar anlamnda tremi olan olgular olarak incelenecektir. Duygu
lar, beklentiler, umutlar, korkular, ak ve nefret, niyetler ve hatrlamalar, yal
nzca bu duyu organlar ve ilemeleriyle ilgilenirler. Bu duyu organlarnn ve
rilerinin dnda, hibir ey mevcut olmayacaktr. te bu, bu seminerde red
dedilen bir doktrindir. Tek karar verme veya alma biimi, tecrbenin apai-
krla gndermede bulunularak hayata ve harekete geirilebilir. Humeun
Risalesinde gzlemlediimiz bu bavuru, Humeun kendi doktrininde, onun
kendi doktrinini gerekletirdii
Humeun tecrbe yorumuna kart olarak burada dikkat ekilmesi gereken
ilk nokta, bu farkl duygu kaynaklarnn hayatmzdaki en deikenler olduu
gereidir. Gzlerimizi kapatabiliriz de; grme yetilerimizi yitirerek gzlerimi
zi kaybedebiliriz de. Ama yine de hayatmz srdrrz. Ayn ekilde, iitme
zelliimizi yitirebiliriz ama yine de hayatmz srdrmeye devam ederiz. Bu
tecrbe ayrntlarn istediimiz kadar, istediimiz ekilde deitirebilir ve d
ntrebiliriz.
Dahas bir gn boyunca yaadmz tecrbe, duyu organlarmz kullanma
eklimize gre deiiklik arzeder. Son derece din bir gn geiriyor olabiliriz;
hap alm olabiliriz; uyuyor olabiliriz, ibadet ediyor olabiliriz vesaire. Duyu or
ganlarmz kullanrken yaadmz bu Apaikrlk konusunda zel bir durum
szkonusu deildir. Ve btn bir hayat seyrseferimiz boyunca, hayata anne
kamnda, daha sonra beikte balarz ve zamanla yeni-kazandmz duyu ka
biliyetlerimizi berrakl tecrbesini btn duyu yeteneklerimizi birbirleriyle
irtibatlandrabilme hnerleri ediniriz.
AKTVTE/135

Yine insanolu, varlklar arasndaki varlk trlerinden yalnzca biridir. n


san trnn dnda bir de hayvanlar, bitkiler, mikroplar, canl hcreler, inor
ganik fizik aktiviteler vesaire mevcuttur. Bilimin balangcnda, tabiat, ala
maz snrlarla birbirinden ayrlan birbirinden farkl varlk ve cins trlerini de
ihtiva eden bir fenomen olarak aratrlmt. Bugnse, evrim doktrini hkm
sryor. Bizim bu doktrini, evrimin ille de yukar ve iyiye doru gittii eklin
de alglamamz ve kabul etmemiz gerekmiyor. Bizim burada gzlemlediimiz
ey, trden tre, cinsten cinse tarih gei sreleridir. eitli hayvanlar ara
sndaki nitelik eksenli tecrbelerin olduka farkl bir grnm arzettii gzle
niyor. Hayvanlarn baz bakmlardan insanlardan daha fazla gelikin duygu
biimlerine sahip olduu anlalyor. Baz bakmlardansa, daha az beden ek
senli organizasyona sahip olan canl varlklarda bu tr tecrbelerin belli bir
mulaklk tadndan kukulanmann hakl nedenleri elbette ki vardr. Yi
ne de bu varlklar, d dnyaya tepki verirler.
Baka trl ifade etmek gerekirse... inde yaanlan evreye verilen tep
ki, duyu tecrbesinin apaikrlyla orantl deildir. Bu trden herhangi bir
doktrin, alakaszlklar asndan ifade edildii dnlerek modern fizik bili
minin btnn bsbtn ortadan kaldracaktr. Zira tepki, balang iin
duyu-tecrbesine bal deildir.
Burada, tartmay, bizim ilk elden ok daha iyi bildiimiz insan tecrbe
siyle snrlandrarak tartmamz srdrelim. Berraklk, aklk ve Apaikr-
lk tecrbesi konusunda uzman kii, koklama duyusu gelikin bir kpei, gr
me duyusu incelmi bir kartal gzlemlemek iin hayvan tecrbesinin dnya
sna kadar iner.
nsanlar, duyu-tecrbesinde amatr varlklardr. Gerekliin kompozisyo
nunda szkonusu olan sonsuz eitlii engellemek iin dorudan, canl tecr
be insan tecrbesine hkim deildir. Duyu-tecrbesi, fil durumu resmeden
ve kkrtan bir soyutlamadr. Duyu-tecrbesi, nemlilik fenomeninin nemi
ni daha bir artrr. Bununla birlikte, bu ekilde dalbudak salan bir nemlilik
fenomeni, krmz, beyaz ve mavi renk emasndan ok daha nemlidir. Ger-
ekletiriminin, ete kemie brnme srecinin sonluluunda kksalan fil
durumun sonsuzluu szkonusudur burada.
136 / D N M E B MLER

5.-Felsefenin ortaya k zamanlarna kadar uzanan bir gelenei takip


eden Descartes, mkemmellik fikrinden Tanrmn varlmn delilini karr.
Ancak Descartesn gelitirdii argman tutarszdr ve baarszlkla sonulan
mtr; nk Descartes, Tanry tarih evrenden bsbtn soyutlamtr.
Dolaysyla Descartesn vard sonu, bilinmeyen konusundaki anlamsz ifa
delere dayanr. nk hem biz, hem de bizim ilikilerimiz, kinatla i ie ge
mi ve btnlemitir.
Felsefenin kalk noktas, varoluun evrensel zorunluluklarn btnyle
sergileyen ya da tezahr ettiren tecrbenin bu ynnn belirlenmesinden,
akla kavuturulmasndan ibarettir. Bu problemi kendince irdeleyen ve bu
probleme zm bulmaya alan Descartes, aklk ve ardalrlk forml
n gelitirmitir. Bylelikle Descartes, kanlmaz olarak daha sonraki yzyl
da ortaya kan Humeun nn ve yolunu amtr. Descartes ve Hume ta
rafndan gelitirilen felsef tartmalarn byk deeri, ikisinin de bu forml
tutarl bir ekilde takip etmemesinden kaynaklanr. Hi phe yok ki, insan
tecrbesindeki ak ve anlalr faktrler, yksek derecede duyu fenomenleri
dir. Buraya kadar olan blmlerde, szkonusu farkl duyu faktrlerinin bizim
hayatmzda grece geliigzel unsurlar oluuu sonucunun nedenlerini incele
dik ve tarttk.
Felsef dnce tarihinde, bizim insan bedenlerimizle ilikimiz konusunda
gelitirdiimiz varsaymlardan ok daha naif ve artc bir ey yoktur. nsan
ve bedeni arasndaki birlik ve btnlk, sorgusuz sualsiz kabul edilegelmitir.
Burada sorulmas gereken ilk soru udur: Benim bedenimizin sona erdii ve
d dnyann balad yer neresidir? Sz gelii, elimdeki kalem, darya, d
dnyaya aittir; elim ise, bedenimin bir parasdr; yine parmak trnaklarmda
bedenimin bir parasdr. Cierlerimden azna ve oradan boazm vastasy
la alp verdiim nefes, bedene dayal bir iliki neticesinde gerekleiyor. A s
lnda bu, dier tabi objeler arasndaki objelerden yalnzca biridir.
Bununla birlikte, beden ile zihinin birlii, insan tekini oluturan ok
belirgin bir komplekstir. Bizim bedene dayal tecrbelerimiz, varoluumu
zun temelini tekil eder. Peki, bu olguyu nasl karakterize etmek gerekir, y
leyse?
AKTVTE /137

Her eyden nce, bu olgu, terimin ak ve anlalr anlamnda temelde bir


duyu-verisi tecrbesi deildir. Salkl bir bedenin i ileyii ve fonksiyonu,
yalnz bana, esas itibariyle kendisiyle irtibatl pek az duyu-verisi sunar. Bu
tr duyu-verileri gzlenmeye baladnda, hemen bir doktora grnme ihti
yac hissederiz. Bunlar, oklukla arlar ve szlardr. Yine de bizim beden-bir-
liimiz, temel, asl bir tecrbedir. Bizim nadiren zikretme ihtiyac duyduu
muz, son derece altmz ve btnyle bir zaman meselesi olan bir tecrbe
dir bu. Hi kimse, hibir zaman, ite buradaym ve bedenimi benimle birlik
te getirdim demez.
Bu iliki btnl nelerden teekkl eder, peki? Beden/imiz, bizim duygu
ve ama tecrbemizin temelini oluturur. Ak ve anlalr duyulara verdii
miz tepkinin biimini belirler. Duyulardan aldmz hazz ve tatmini de tayin
eder. Bununla birlikte, grme duyusundaki gz-yorgunluu, gzn grme
fonksiyonu ile ilgili bir fenomen deildir: Gzlerimizle grrz ama gzlerimiz
gremeyiz.
Beden, insan tecrbesinin her nnda yakndan ibirlii yapt, i ie ge
tii tabiatn bu parasn tekil eder. Bedene dayal filliklerle insan tecrbe
si arasnda gidip gelen faktrler vardr; bylelikle, bu iki faktrden her biri bir
dierinde mtereken mevcut olur, vcut bulurlar. nsan bedeni, tabiattaki fi
l durumlarn i ie gemiliklerinin en youn tecrbesini retir.
Gndelik dil ile fizyoloji ve psikoloji bilimleri, bunun delillerini sunarlar
bize. Bu deliller, blmden oluur: Birincisi, beden, tabiatn bir parasdr.
kincisi, beden, duygu ve duyu eksenli faaliyetlerin temelini sunar. ncs
de, insan tecrbesinin aclar, sarsntlar, daha sonraki bedenin fonksiyonla
rna geerler ve etki ederler.
Beden, fonksiyonlar, insan tecrbesine tekabl eden fonksiyonlarla koor-
dineli bir ekilde ileyen tabiatn bir parasdr. Burada ac, strap ve sarsnt
trlerinin nakledilmesi szkonusudur.
Tabiat, Newton ve Dernocritosun dndkleri gibi, maddenin parack
larnn nlk, pasif varoluu olarak algland srece, karmza byk bir zor
luk kar. nk belli bir nda varolan, ilev gren madde ile insan tecrbe
sinin aclar ve sarsntlar arasnda kkl, asl bir farkllk vardr. Ancak bu
1 3 8 / D N M E B MLE R

madde kavram algs artk bsbtn terkedilmitir. Benzer faaliyet biimi fi


kirleri ve gei trleri insan tecrbesi ve insan bedeni iin, de geerlidir. Hl
byle olunca, bedene dayal gerekle/tir il/en faaliyetler ile tecrbe biimleri
birbirleri asndan inceleme konusu yaplabilir. Ayrca beden, tabiatn bir
paras olduu iin, biz, son kertede, dnyay, bizim yakn, dorudan tecrbe
mizle gn na kar verdiimiz faaliyet trleri asndan incelemeye tab
tutulabilir.
6.-Vardmz bu sonu, her ne sretle olursa olsun arptlmamahdr.
Yanl pasif madde fikri, arpk bir insan tecrbesi fikrine yol aan bir tepki
ye neden olmutur. nsan tabiat, varolusal z asndan deil, canl tesadf
leri asndan tasvir ve tarif edilmeye kalklmtr. nsan tabiatna ilikin ya
plan bu tasvir ve tarif giriimi, domam ocua, beikteki bebee ve henz
ortaya kmam uur fenomeninde uyarlanmtr. Ak, uura dayal bir ay
rm, insan varoluunun bir fenomenidir; bizi insan yapan ey budur, denilmi
tir. Oysa bu, bizi varklan ey deildir. Elbette ki bu, bizim insan olmaklm
zn zne ilikin bir eydir. A m a bu, son kertede, bizim varoluumuzun bir fe
nomeninden baka ve te bir ey deildir.
Peki, bizim uur dnyamzn altnda gizli olan ve uurumuzun nitelie da
yal ayrntlarnn analizine anlamn veren temel, asl tecrbemiz nedir, na
sl bir eydir, yleyse? Bizim szkonusu ayrntlara ilikin analizimizde, anlam
reten bir arkaplanm varolduunu sylyoruz. Bu canl hdiseler veya olgu
lar, hlihazrda orada mevcut olan bir eyi telffuz eder ve dile dkerler. Mad
de olmasndan tr, konumamza, dile getirme abamza belirgin bir ekil
de girmeyen tecrbemizde mevcut olan bu faktr tasvir ve tarif etme ihtiya
c duyarz. Bunu zikretmeye gerek bile duymayz. te bu nedenledir ki, dil,
metafiziin temellerini, nermelerini ve tezahrlerini izah etmekte son dere
ce yetersiz bir vastadr.
Bizim fil durumlardan haz almamzn nedeni, deerli eyleri iyi kt, az
ok gerekletirebiliyor, ete kemie brndrebiliyor olmamzdr. Baka bir
ifadeyle, bunun, bir deer-tecrbesi olmasdr. Bunun temel ifadesi, uurun
temelde gn na kard, gerekten nem arzeden bir eyler var
nermesidir: Dikkat edin: G erekten dikkate deer, nem arzeden bir ey
A K T V T E / 139

ler var! te bu fenomeni ifade ve izah edecek en iyi ciimle budur, bu olsa
gerektir.
te bu tecrbe, belli belirsiz ama uurd bir dikkati kkrtr. Burada gs
terilen incelikli bir dikkat abas, burada gerekten nemli bir eyler var ifa
desinde temel zellik veya nitelik ortaya karr: Btnlk, Da-Aitlik ve
Ie-Aitlik, gerekten nem arzeden eyin temel nitelikleridir. Bu nitelikler,
ak, anlalr ve analitik kavramlar olarak alglanmaz. Tecrbe, bu ykselen
ayrntl analizin o basit ak ve anlalrln ynlendirmek ve derinletir
mek iin szkonusu belir-belirsiz ya da mulak varsaymlar harekete geirir.
Bunlar, tecrbenin tezahr ettirdii aklk trlerini ifade etmek anlam ve i
levi gren varsaymlardr. Fil gerein btnl szkonusudur. Pek ok ger
ein da-ait olmas szkonusudur. Ve nihayet, bir de, szkonusu btnln
iinde mevcut ve mndemi olan bu tr bir tecrbe etme biiminin ie-aitli-
i olgusu szkonusudur.
Bu ayrm, bir dzlemde gerekleir: Bunlardan hi biri, her ne suretle
olursa olsun, bir dierini ncelemez. Ayrca benim gereimi ve dier gerek
lerin iinde ihata edici btncl bir gerek mevcuttur.
7.-Elbette ki, bizim btn konuma terimlerimiz, zeldir ve aka tecr
benin daha yksek safhalarna atf yapar, ite bu nedenledir ki, felsefe, irnaji-
natif sanata benzerdir. Zira felsefe, salt kendi aklamalarnn veya nerme
lerinin tesindeki anlamlar nerir bize. Genelde, gelikin ifadeler, daha pri
mitif anlamlar yceltir ve kutsarlar.
te yandan, ifa etme abas gelitike, olgular, kendilerini tarihin gei
dnemlerindeki aamalar olarak ifa ederler. nemlilik, kendisini, duygunun
geikenlii olarak gn na karr. Benim nemliliim, kendisini b-
tnden, dier olgulardan devirilen eylerle donatan ve gn na karan,
yamsra da kendisini gelecekteki yaratcla atf yaparak ete kemie brn
dren benim duygusal deerim ve deerliliim olmutur artk.
Bu tecessmler, hem beni tecrbe den pek ok olguyu birletirirler, hem
de ayn zamanda, bu olgular, szkonusu bene referansla kendi eitlilikleri
asndan ayrtrrlar. Baz olgular, onlarla nih bir btnlk iddiasnda bu
lunan yakn bene bu tr bir referns yaknlna sahiptirler. Kalc, ahs
1 4 0 / D N M E B MLER

ben-zdelike dayal varolu kavramnn afa ite bu ekilde doar. Bu,


pek ok varolu aamasna sahip olan bir ahsiyet kavramdr. N e ki, btn
bu tecrbelerin temeli, u n kendim olmam mmkn klan bu yakn, do
rudan tecrbe etme aamasdr. Ayrca bu tecrbe etme srecinde gn
na kan da-ait olgular, kendilerini daha mulak [daha derinlikli] ve daha
kanatlandrc bir dzlemde bu yolla ayn ekilde kmelendirme eilimi gs
terirler.
N e var ki, nemlilik duygusu, tecrbe eden bene mnhasran atf yapan
bir duygu deildir. Kendisini btnn, okunve benin gn na karlma
snda farkllatran ey tam da bu belirsizlik [gizemlilik] duygusudur.
Benin nemliliinin iinde karan ve onunla kaynaan ey, tekilerin
nemlilii algsdr. Fil durum, nemliliin, kendinden-bonut olmas h
lidir. Fakat bu kendinden-honut olma hli, bir benin honut olmas hliy
le kaynaan dierlerinin kendilerinden honut olma hllerinin zelliine sa
hiptir. Bunun en belirgin rnei, bu kendinden honut olma hlini bizim
nhk imdimizle kaynatrdmz, bizim yakn gemiimizde kendimizi id
rak ettiimiz hliyle ete kemie brndrdmz szkonusu dier fil du
rumlar hayata geirmemiz, geree dntrmemizdir. te bu, her bir fil
durumda kintn nasl btnletiinin, zetlendiinin yegne en canl r
neidir.
Burada yaptmz tasvir ve tarifin temel noktas, dierlerinin honutluu
nu ve gelecee doru yryen geilerini de ihtiva ve ihata eden kendisinin
kendinden-honut olma hlinden tr nem arzeden bir ey olarak fillik
ya da fil durum kavramdr.
Bu noktada, nitelik eksenli ayrm, tamamlanm tecrbe eklinde teek
kl eder. Biteliin eitlilii sonsuz ve snrszdr. Dolaysyla her tasvir ve ta
rif, bilindt bir ekilde varsaylan baz huss nitelikler tarafndan daraltlr.
En dn fillik trnn honut olduu belli belirsiz bir nitelendirme ol
gusunun varl szkonusudur. Yine insan tecrbesinin honut ve tatmin ol
duu ak ve anlalr nitelikler vardr. Ve nihyet, her aamada arada olan
bir hl ve insan tecrbesinin bsbtn teet getii, hibir zaman dokunma
d saysz aamalar mevcuttur.
A K T V T E / 141

Hi phe yok ki, eer insan tecrbesinin eitlerine ve eitliliine dir


teekkl eden hatralarmza gvenecek olursak, nitelik ayrm, tecrbenin
younluunu olaanst bir ekilde artrr. nemlilik duygusu, tecrbe edil
mi nitelikin analizinin fonksiyonudur. Bunu byle sylemek hi de abartl
bir ey sylemek olarak grlmemelidir. A m a yine de bu olduka fazla; ya da
daha doru bir ifadeyle, son derece basit bir aklamadr. Bir tecrbenin ken
dine zg nemliliinin, onun faktrlerinden birinin analizinin byk lde
ak ve anlalr olmasn gerektirmesi olgusunun aslnda tartmasz bir ger
ek olduu anlalyor. Buradaki kendine zg nemlilii ifadesi, kendisi
asndan nemli anlamna gelir.
Bununla birlikte, burada yaptmz tartmann dikkat ekmeye alt
temel nokta udur: Bizim ayrmlarmz, tecrbe edilen bir dnya zerinde tat
bik edilir. Bu dnya, nitelie dayal olarak yaplan ayrmn konusudur. Me
deniyet, verili dnyann kazandrdklar ya da sunduu nitelikler asndan
anlalmasn ve anlamlandrlmasm gerektiren bir fenomendir.
8.-Bu doktrin, Humeun bak asn ve onun doktrininden treyen b
tn dier bak alarn tastamam tepe taklak eder. Hume, bu nitelikleri ve
kazanmlar birincil nemi hiz bir olgu, dnyay ise ikincil bir varsaym ola
rak deerlendirir. Bizim izahmzn, gn, bizim ze ilikin fikirlerimizin
temeli olduu fikrinin geniletilmesinden ve gelitirilmesinden daha fazla bir
ey olmad dikkatinizi ekmitir umarn. Bu g fikri, uuk bir ekilde ifa
de edilen ve hibir zaman derinlikli bir ekilde gelitirilemeyen bir ekilde
Locketa ve Eflatunda grdmz bir fikirdir. Bizim tecrbemiz, bir g / ik
tidar duygusuyla balar ve mnferitliklerin ve onlarn niteliklerinin ayrtrl
mas abasyla devam eder.
Bir dier sonu ise udur: Fil durum, z itibariyle, bir kompozis-
yondan ibarettir. G, kompoze etmenin mecbr olarak kabul edilmesi ol
gusudur. Btn dier kompoze etme biimleri, fil durumun elde edilmesi s
recindeki yar-mesafe katedebilmi aamalardr. Nih fil durum, g birlii
ne sahiptir. Gcn z, bizatih estetik deerin elde edilmesi iin gerekleti
rilen bir abadr. Btn g alglar veya biimleri, kendi deerliliini elde
eden bu kompoze etme olgusunun bir uzantsdr. Bunun dnda baka da bir
142 / D N M E B MLER

olgu yoktur. G ile nemlilik, bu olgunun ynlerini tekil eder. Kinatn


itici gcn tesis etmek iin aba gsterir. Kendi varolma gcn koruyan fa
al ya da etkin sebeptir. Baka bir deyile, yaratlmta, kendi yaratma zlemi
ve arzusunu koruyan nih sebeptir.
Da-ait olma duygusu, kompoze etme srecinin birincil ben-tahliline da
yanr. Bu tahlil, kendisine ait kendinden-honut olma duygusuna sahip oldu
u ve bizatihi kendilerinin belirleyici faktrler olduklar kendinden honut
olmann an ve yakndan kompoze etme abalarna katkda bulunduu kom
poze etme abasndaki faktrleri gn na karr.
Bu anlamda iki tr faktr vardr: Birinci tr faktrde, tarih sreteki
yeni yaratma abasnn tarih vasatn oluturan pek ok faktr mevcuttur.
Bunlar, tamamlanm hllerinde kendilerine ait bir ey olan bu yeni kom
pozisyondaki faktrlerdir. te bu tecrbenin gerekletirdii birincil bir ey
lemdir ve felsefe szlkleri bunu ifade edebilecek tek bir kelimeye bile sa
hip deildir; ki, felsefe szlkleri iin bundan daha kt bir ey olamaz her
halde.
9.-kinci tip faktr tr ise, hdisenin tabiat gerei, yalnzca tek bir rne
e sahiptir. Bu da, asl birlii asndan salt tarih olgunun btnlnn sa
hip olduu deer duygumuzda gn na kan bir faktrdr. Deerden ho
nut olan ve (ikinliinden tr de) deeri paylaan kinatta bir birliin ve
ya btnln varl szkonusudur. Burada, balta girmemi ormanlardaki ba
z tecrit edilmi aasz alanlardaki bir iein nefis ve byleyici gzelliini
rnek olarak alalm. Hibir hayvan, bu iein byleyici gzelliini haz ala
rak tecrbe edebilme hususiyetine sahip deildir. Yine bu gzellik, kinatta
fevkalde bir hdisedir. Tabiat incelediimizde ve tabiatn fevkaldeliklerin
den ve harikuldeliklerinden hayvanlarn haz almalarn dnmenin ne ka
dar uuk ve yapay bir ey olduu gereini gznnde bulundurduumuzda,
birbirinden farkl hcrelerin ve her bir iein nabz atlarnn total etkisi
nin honut olabilme konusunda ne kadar beceriksiz olduumuzu fark ettii
mizde, bizim iein ayrntlar konusunda gelitirdiimiz btnln deeri
duygumuzun uurumuzda afa atar. te bu, btn dinlerinde temelinde yer
alan ycelik sezgisi ve kutsilik sezgisidir. Her ilerleyen medeniyette, bu kuts-
AKTVTE/143

lik duygusu, kesin ve gl bir ifadesini bulmutur. Bu duygumuz veya algmz,


medeniyetin her aamasnn k srecine girdii vasatta grld gibi,
tecrbedeki resesif faktre dnme temayl gsterir.
Burada Descartesn mkemmellik fikrinin alternatif grnmlerini tar
tyoruz u n. Bu, her bir tarih dneme ait olan, itici gcnn temel niteli
i belli bir ideale ynelmeyi gerektiren ve szkonusu tarih srete gerekle
tirilebilecek bir sre biiminde kksalan tarihteki g / kudret fikridir. Bu
ideal, hibir zaman gerekletirilebilir bir ideal deildir ve gerekletirilebil
menin tesinde olan bir idealdir; ama yine de gerekletirilen eyin eklini,
grnmn oluturur.
Szgelii, Amerikan Anayasasnda belli belirsiz bir ekilde telffuz edi
len insan zgrl, abas ve ibirlii ideali vardr. Bu ideal, hibir zaman
mkemmel bir ekilde gerekletirilebilmi deildir ve insanln nne
muhtemel olarak sunabilecei imknlar yeteri kadar aka beyan edeme
dii iin snrl ve kusurlu bir idealdir. A m a yine de, durum ne olursa olsun,
Amerikan Anayasas, bu tek idealletirme enerjisinin szkonusu olduu,
plak, gelimemi bir srecin gzkamatrc bir tarihin yaplmas abasna
dntrld, bu tarih dnemde ikin / mndemi bulunduunu belir
belirsiz ifa eder.
Bu tartmada, d gereklik duygusunun, yani, fil durumlar dnyasnda
bir fil durum olma imknnn estetik nemi hiz bir kazanm olduu tezini
savunuyoruz. Bu tecrbe, herhangi bir tecrbe hdisesinin sonlu nndal-
nm tesinde belli bir anlam ve nemliliin mevcut olduunu ne srmekte
dir. Eer bu durumda, bu anlam ve nemi uurlu bir ekilde kavramakta baa
rsz olunursa, o zaman, szkonusu durumu ok kt bir gelecek bekliyor de
mektir. Bu doktrin, kk byk btn tecrbeler iin geerlidir. Bizim hak
llk sezgilerimiz, eylerin tabiatnda bir mutlaklk olduunu gn na ka
rr ve bylelikle bize bir tatmin olma duygusu kazandrr.
nemlilik varyasyonlar, bizim zayf muhayyilelerimizin tesindedir; ama
yine de herhangi bir tecrbe faktrnde mevcut olan estetik nemlilik duy
gusu, mevcudiyetinin delilini mevcut nndalm tesine tar. Benlik, ken
disinin tesine taan bir nemlilik duygusundan honut ve tatmin olur.
1 4 4 / D N M E B MLER

nce hayvan uurunun, ardndan da insan uurunun kefedilmesi, uz


manlamann ya da husslemenin bir zaferidir. Bu zafer, ak ve anlalr
duyu tecrbesinin evrimiyle yakndan irtibatldr. Burada birincil hislerin
mulak ynndan bir tecrit olma ve nitelik eksenli birka ayrntnn grece
akl zerinde younlama hdisesinin varl szkonusudur. Bunlar, duyu
alglardr.
Fizik ve psikoloji bilimleri birer masal olmad srece, grme, iitme gibi
duyu vastalar demek olan nitelie dayal tecrbeler, hayvan bedeninin iin
de ve dnda ince tepki aklarna tank olurlar. Bunlarn hepsi, d dnyaya
ilikin ahs mulak duygu tecrbesinde uurun altnda gizlenmitir. Bu his
setme olgusu, youn ve mulaktr; ylesine mulaktr ki, d dnyaya ilikin
ahs tecrbenin sama olduu fikrinin gelitirilmesine bile neden olmutur.
Burada spesifik olarak verebileceimiz bir rnekle bu meseleyi ok daha basit
bir ekilde izah edebiliriz. Szgelii, Ben orada mavi bir leke gryorum
cmlesi, benliin mahremliini, orada olanm da-ait olduunu ima eder.
Benim dnyam ve benim dnyamn tesindeki dnya varsaym vardr. Fa
kat uur, szkonusu noktadaki mavi nitelii zerinde younlar. Hibir ey
bundan daha basit ya da bundan daha soyut olamaz. Bununla birlikte, yine de
fiziki ve psikolog sama bir eyden szetmedikleri srece, buradaki soyutla
mada atlanan mthi bir karmak aktivite hikyesi mevcuttur.
Dahas, bizim daha sonraki eylemlerimiz, bilim adamlarnn hikyelerini
onaylar, temelde lekenin maviliini deil. Bu tecrbeyi korumak ya da dei
tirmek isteyebiliriz. N e var ki, bizim eylemlerimiz, hibir tartmaya mahal b
rakmayacak kadar, bizim bedenlerimizin direktifleridir. Mavi niteliine doku
nanlayz. Am a mavi eyin ilikilerini deitirmek iin o eyin iinde bulun
duu evredeki eitli aktivitelere el atacak kadar kolumuzu uzatabiliriz.
Bu noktaya kadar yalnzca niteliklere dair formel ilikilerin uurunda ol
duumuz iin, ortada estetik bir baarszlk vardr. Bu, iliki imknnn zorlu
unun fark edilmesidir. Gereklik duygusu, etkinlik duygusudur; etkinlik
duygusu ise, arzunun tatmin edilmesi ynnde atlan itici gc oluturan
admdr. Kendi asndan gerek olan ve kendisini imdide tatmin eden bir
gemi vardr.
AKTVTE /145

lO.-Olgu, kendi tabiat icab, bir olgudaki gerekletirilmi bir eyi olu
turmasna ramen, gerek olmayan bir eyi ihtiva eder. Bu, olgunun kav
ramsal yndr. Ne var ki, her zaman olduu gibi, felsef gelenek, bir hayli
soyut bir gelenektir. Bu tr bamsz bir gereklikte salt kavram" olan bir
ey yoktur. Kavram, her zaman, duyguyla donanr; baka bir ifadeyle, umut
la veya korkuyla, nefretle veya kabna smaz bir beklentiyle ya da analiz
hazzyla kuanr. Arzunun ya da beklentinin niteliindeki varyasyonlar son
suzdur. Ancak duyguya dayal bir kkeni olan uygun bir duygu rn olma
nn dnda, salt kavram fikri ya da salt gerekletirim fikri, yanl bir fi
kirdir. Her ne kadar Hume, tecrbedeki dier faktrlerle temel, asl ilikiden
yoksun olan duyu-izlenimlerinin balang aamasndaki kaba tekrar olarak
alglayarak problemi ziyadesiyle basitletirmi olsa da, bizim burada benim
sediimiz ve savunduumuz doktrin, Humeda bulabileceimiz bir doktrin
dir. Hume, daha sonra gelitirdii fikrilerle, szkonusu doktrininde aka
dile getirdii nclleri A llahtanki unutmu grnr. A ncak rakip dnce
biimleriyle giritii tartmada, bunlar, bu ncllerin dayand kat sonu
larla yarglar.

Bu seminerlerde gerekletirdiimiz tartmalardan vardmz son sonu,


soyutlama srecinin doru bir ekilde ayarlanmasnn ne denli nemli olduu
fikridir. Yksek gereklikleri dk gerekliklerden ayran szkonusu tecrbe
karakteristiklerinin hepsi soyutlamaya dayanr. Canl bakteriler, varolularn
da mndemi olan soyutlamalarla gerekletirilen cansz fizk aktivitelerden
ayrt edilir. nsanlk, hayvan hayatndan, soyutlamalara yapt vurgu asn
dan ayrt edilmitir. Yine insanln dejenere olmas, estetik muhtevadan
yoksun dondurucu, kaskat soyutlamalarn hkimiyeti yoluyla insanln yk
seliinde ayr bir dzleme oturtulmutur. uurun geliimi, soyutlamalarn ge
limesinin bir sonucudur. Btnlk, ayrntlarndan yaplan bir seimler ka-
rakterize edilmitir. Bu seme, hepsi de bu semeye izafeten varolduu d
nlen bir dikkat, tatmin, eylem ve ama iddiasnda bulunur. Bu younlama,
kendini-gerekletirme enerjisini kkrtr ve harekete geirir. Bu, tarih s
reteki ama birliini gn na karan gerekletirim abasna yol aan iti
ci gle birlemeye doru atlan bir admdr.
1 4 6 / D N M E B MLER

Bununla birlikte, enerji younlamas, soyutlamann, bizzat kendisinden


doduu somut deer-elde etme duygusuyla uyumlu olduunu varsayar. So
yutlamann etkisi, ite bu ekilde, tecrbenin btnnn canlln ve derin
liini pekitirir.
Dolaysyla soyutlamalarn yerli yerinde kullanlmas, yukar doru evri
min zn tekil eder. Ama soyutlamalarn bu kadar iyi bir ekilde kullanl
mas zorunlu deildir. Soyutlamalar, kendilerinin btnle alakalarn kesebil
mek iin tecrbede ilev grebilirler. Bu durumda, soyutlayc tecrbe, kendi
gl varolu temelini ykan bir ilgi titreimidir.
Soyutlamalarn gerekletirilmesinde soyutlamann zdd olan irtibatn
canlandrlmasn amalayan koruyucu bir igdnn her zaman mevcut ol
duuna dikkat ekmek ilgintir. Ksmen insiyak, ksmen uurlu olan bu ters
sre, soyutlama tarafndan mmkn klnan daha yksek hayatn bir hikme
ti ve erdemidir.
Szgelii, duyu-tecrbesi bilincinde, biz, ilk nce, dikkati duyulara dayal
baz ayrntlara younlatrrz. Ardndan etrafa gz atar ve grnt ve sesler
ortamna katlrz. Btn bir resim, btn bir bina, canl hayvan, ta, da,
aa gibi anlaml birimleri uura dhil etmeye aba gsteririz.
te bu trden canl, uurlu bir tecrbe, somut olana geri-dn tecrbe
sidir. Bu geri-dn belki yanl anlalabilir. Soyutlama, kendisinin doduu
gerek kompleksten bizi yanl yne srkleyebilir. Bununla birlikte, uurun
gerisinde yatan mulak faslalarda soyutlamalarn gerisinde yatan gereklik
duygusu vardr. Deer-tecrbesinin mahhas btnlnden kaynaklanan
bir soyutlama srecinin varl szkonusudur ve bu sre onun kkenine ia
ret eder.
1 l.-N e ki, ayn zamanda tecrbenin stn canll demek olan uur, per
denin arkasndaki dilsiz nemlilik duygusuyla yetinmez. uurun bir sonraki
adm, kendi uurlu alanndaki zarur irtibatlar arayp bulmak ve kurmaktr.
te bu, rasyonelletirme [merlatrma] srecidir. Bu sre, soyutlanm ay
rntlarn apaikr bir ekilde tecrit edilmesinde ortaya kan zorunlu irtibatn
tannmasdr. Durum byle olunca, soyutlama uur alannda ters yz edilebi
lirse, rasyonelletirme o zaman, soyutlamann zdd bir fenomen hlini alr.
AKTlVlTE /147

Bizim glerimiz sonlu ve snrldr. Dolaysyla, bu tersine evirme sre


cinde hibir ey, zorunlu olarak bizim temizde deilse de, yine de, bu sre,
bizim anlk kar-uur alanmz tarafndan bize tesadfi olarak sunulan bir ev-
reyle snrldr. te bu nedenledir ki, rasyonelletirme, soyutlamann kopuk
luundaki somut gereklii kefedip gerekletirebilme idealinin ksm olarak
baarlmasdr.
Burada szkonusu edilen kopma, sonlu uur ayrmnn bedeli olarak dev
reye girdirilen grntr. Bu somut gereklik, mnferit tecrbe srecinin
balang noktasdr ve uurun rasyonelletirilmesindeki hedef de budur. Bu
hedefe ulamann karl, tecrbenin uurluluk ve rasyonellik tarafndan pe-
kitirilmesidir.
NC KISIM

tabiat

ve

hayat
YEDNC BLM
------ /=!^ @ ^sS ------

C A N SIZ T A B A T

elsefe, merakn ocuudur. Etrafmzdaki dnyann genel genel karakte-


rizasyonundan sonra ortaya konan aba insan dncesinin romansdr.
Doru aklamalarn ok kolay, ok apaikr ama yine de bizi her zaman yo
ran aklamalar olduu gzleniyor. Geleneksel doktrini tevars ederiz: Ge
mi alarn genel grnmlerini, hurafelerini ve kaba genellemelerini te
his edebiliriz. Ne demek istediimizi iyi bildiimizden ziyadesiyle eminiz;
ama yine de aslnda bilgimizin herhangi bir ayrntsnn formle edilmesi ko
nusunda artc bir ekilde kafamz kark. Karlalan btn zorluklarn
kalbinde yatan ey, ite buradaki ayrnt szcdr. Genelde Tabiat hak
knda mulak bir ekilde konuamazsnz. Tabiattaki ayrntlara odaklanma-
l ve onlarn zlerini ve birbirleriyle i-bantlarn tartmalyz. Etrafmz
epeevre kuatan evre, ayrntlardan oluan, karmak bir evredir. Bizim
Tabiat anlaymz ifade etmeye alrken temel ayrnt trleri zerinde yo-
unlamalyz. Analiz ve soyutlama yapmal ve soyutlamalarmzn tabi sta
tlerini anlamalyz.
lk bakta, bizim Tabiatta karlatmz envai eit varlk trn ve bu
varlk trlerinin niteliklerini zmleyebileceimiz kes/k/in ayrmlar vardr.
Her a, uzmanlk bilimlerinin aratrmalar iin temel balang noktalan
olarak grnen kendine zg snflandrma trleri gelitirmeyi baarr. Her
1 5 2 / D N M E B MLER

mteakip a, kendinden nceki alarn temel snflandrmalarnn ie yara


madn kefeder. Bu snflandrmalar sabit balang noktalar olarak varsa
yan btn Tabiat Yasalar formlletirmeleri konusunda byle byle bir p
he tohumu eklmi olur. Sonra ortaya bir problem kar. Felsefe, sorunun
zm araynn kaynadr.
Atacamz ilk adm, burada kullanld anlamyla ve hliyle Tabiat te
rimini tanmlamak olmaldr. Bu blmlerde kullandmz anlamyla Tabi
at, grnt, ses ve dokunmaya dayal ak ve anlalr duyu tecrbelerine yas
lanlarak yorumland hliyle dnya demektir. Bu tr bir yorumun insann
anlama ve kavrama abasnda en yksek nemi hiz olduu apaikr bir ger
ektir. Elinizdeki kitabn bu son blmleri, esas itibariyle u soru zerinde yo
unlaacak: Bu tr bir yorumlama abas bizi, nereye kadar gtrebilir ve g
trecek?
Mesela tabiat, aksi takdirde bo olan uzayda / meknda hareket eden ka
lc eylerden, yani madde paracklarndan oluan bir mevcudiyet olarak ta
hayyl edebiliriz. Tabiat hakknda bu tr bir dnme biimi, ortak-duyu gz
lemine apaikr bir ekilde benzer ve uyumludur. Sandalyeler, masalar, kaya
paralar, okyanuslar, hayvan bedenleri, gezegenler ve gneler vardr. Bir
evin, bir iftliin, bir haydan bedeninin kalc z-kimlii, bir sosyal mnase
bet varsaymdr. Bu, hukuk teorisinde dile getirilir. Btn edebiyatlarn ne
redeyse temelini tekil eder. Dolaysyla bir madde paras, bir anda ya da bir
saniye, bir saat veya bir yl boyunca ayn olan pasif bir gereklik, mnferit bir
gereklik olarak alglanr. Bu tr bir materyal, mnferit gereklik, onun ekil,
hareket, renk, koku vesaire gibi trl eitli niteliklerini destekler. Tabiatta
ki hdiseler, bu niteliklerdeki, zellikle de hareketteki deiimlerden teekkl
eder. Bu tr madde paracklar arasndaki irtibat, btnyle mekna dayal
ilikilerden ibarettir. Bylelikle hareketin nemi, madd eylerin veya varlk
larn salt bu i bant biimlerinde gzlenen deiimden kaynaklanr. Daha
sonra insanlk bu mekna / uzaya dayal ilikileri tartmaya doru ilerler ve
Geometriyi kefeder. Uzayn / meknm geometrik nitelii, Tabiatn,
uzayn ( meknn tek sakinleri olan btn madde paracklar zerindeki bel
li bal ilikileri empoze ettii tek yol olarak alglanr. Uzaym / Meknn bi-
T A B A T VE H A Y A T / 153

zatih kendisi, Ezellikten Ezellike deimeyen, ebedlikten ebedlike homo


jen olarak kalan bir mevcudiyet olarak alglanr. Bylelikle ortak duyu ile
uyumlu ve varoluumuzun her bir nnda tahkk edilebilir ak seik bir T a
biat karakterizasyonu kompoze ederiz. Ayn evdeki ayn koltua ayn hayvan
bedeni ile saatlerce yerimizden hi kalkmadan otururuz. Odann boyutlar,
mekn ilikilerine dayal olarak tanmlanr ve belirlenir. Ksmen kalc, ks
men geici renkler, sesler ve kokular vardr. Ayrca balca deiim faktrleri
de, hayvan bedenlerinin ve inorganik demenin hareketiyle tarif edilir. Bu
genel Tabiat kavram iinde, bir bakma i ie gemi Hayat ve Zihin gibi da
ha baka kavramlar da vardr.
Burada 16. yzyln balarnda, mesel tam 1500 ylnda Avrupa nfusu
nun daha ilerici dnrleri arasnda oluum sreci iinde olan genel ve m
tereken paylalan bir Kinat tasavvuru gelitirmeye almaktaym. Bu k
inat tasavvuru, ksmen Grek dncesi ile ortaa dncesinden tevars
edilmitir. Ksmen de etrafmzdaki dnyada her n snayabileceimiz, doru
layabileceimiz dorudan gzlem yntemine dayanmaktadr. Bu tasavvurun
btn daha ileri sorulara verilen cevaplarn kavramlarn sunduu varsayl
yordu. Bu daha ileri sorular arasnda en temel ve en apaikr olanlar, hareket
kanunlar, hayatn anlam, zihniyetin anlam, madde, hayat ve zihniyet ara
sndaki ilikilere dir olan sorulardr. 16. ve 17. yzyllardaki byk dnr
lerin bavurduklar yntemleri yakndan incelediimiz zaman, onlarn bu ge
nel Kint tasavvurunu varsaydklarn ve bu tasavvurun sunduu bak a
sndan btn sorular cevaplandrmaya altklarn gryoruz.
Bu konuda elbette ki bir phe szkonusu deil; ancak bu genel kint ta
savvuru, etrafmzdaki dnya hakknda byk, her eye nfz eden hakikatle
ri ifade ederler. Buradaki tek soru, bu hakkatlerin ne kadar temel, asl haki
katler olduu sorusudur. Baka bir ifadeyle, Kintn hangi muazzam zellik
lerinin bu bak alarna dayal olarak ifade ve izah edilebileceini sormak zo
rundayz. Ayrca bu yaygn olarak kabul edilen kint tasavvurunun nemini
aklayacak bu yaygn tasavvur tarafndan gzard edilen dier zelliklerle ili
kilerini de akla kavuturacak baka kint tasavvurlar gelitirip gelitire-
meyeceimizi de sormak zorundayz.
1 5 4 / D N M E B MLER

Bilimsel dncenin 17. yzyldan gnmze kadar izledii seyrseferi in


celediimiz zaman, iki tuhaf, artc gerekle karlayoruz: Her eyden n
ce, tabiat biliminin gelimesi, balangtaki genel kabul gren kinat tasavvu
runun her bir zelliini birer birer yok etmitir. Kintm kendileri aracly
la yorumlanaca temel zellikleri ifade ettii dnlen bu zelliklerden hi
biri artk mevcut deil. Fonksiyonlarndan yorumlama temellerine kadar ba
langtaki ak, apaikr zellikler tayan kinat tasavvuru btnyle tepe
taklak edilmitir. Teker teker her unsur yerle bir edilmitir.
Bu mteakip dncenin [Grek ve ortaa dncelerini takiben] ayn l
de nemli ikinci bir karakteristik zellii daha var: Bu genel kabul gren
kint tasavvuru, insanln ignnde, Pazar-yerinde, oyun alanlarnda, Hu
kuk Mahkemelerinde ve aslnda insanln btn sosyolojik mnasebetlerin
de hl hkimdir ve hkmranln srdrr. Edebiyatta stn bir yeri var
dr ve btn hmanistik / beer bilimlerde de nem verilmektedir. Bylelik
le, tabiatn bilimi, hmanizmin varsaymlarna tam kar konumda yer alr.
Baz uzlama giriimlerine soyunulduu yerlerde ise, bu, bir tr mistisizm bii
mine dnr. Am a genel anlamda bir uzlama szkonusu deildir.
Eer dikkatimizi yalnzca tabiat bilimiyle snrlayacak olursak, gerekten
de hibir zel bilim, eitli tabiat bilimlerine ait varsaymlar uzlamas zeri
ne temellenmemitir. Her bilim, kendisini, bir delil fragmanyla snrlar ve te
orilerini bu fragmann sunduu fikirler asndan gelitirir. Bu tr bir ilem,
insann kabiliyetlerinin snrllklarndan tr kanlmazdr. Ancak bu ile
min tehlikeleri de hibir zaman akldan karlmamaldr. Szgelii niversi
telerin son bir asr iinde hzla departmanlara ayrlmalar, idar adan ne ka
dar zarur olursa olsun, reticilik, akademisyenlik mesleinin zihniyetini s
latryor. Dncenin bu iki yolunun etkili bir ekilde canlanmasnn sonu
cu, tastamam yamal bohay andran bir sre olmutur.
ki bak asnda ait varsaymlar, seyrek de olsa i ie geerler. Her zel
bilim dal, dier bilim dallarnn vardklar sonular varsaymaldr. Szgeli
i, biyoloji, fizii varsayar. Bir uzmanlk alanndan baka bir uzmanlk alan
iin yaplan bu tr dn almalar, otuz ya da krk yl ncesinin biliminin ait
tir. Benim genlik yllarmdaki fiziin varsaymlar, bugn fizyologlarn zih
T A B A T VE H A Y A T / 1 5 5

niyetinin ekillenmesinde derin etkiler brakm grnyor. Gerekten de


bizim fizyologlara bavurmaya ihtiyacmz yok artk. Her ne kadar apaikr
doktrinleri ayrntl olarak ele alndnda onlar yanllyor olsa da, dnn
fiziinin varsaymlar bugnn fizikilerinin zihinlerinde yerini alm ve ko
rumaktadr.
Modem dncede eski ile yeninin arasra da olsa bu ekilde i ie ge
mesini anlayabilmek iin, bugn bile baz bakmlardan hl doru olduu iin
ortalama hayatn mterek doktrini olan o eski yaygn doktrinin ana ilkeleri
ni tekrar hatrlatp vurgulayacam. Baka trl bo olan uzayda / meknda
kendi z-kimliini kalc klan maddenin paracklar vardr. Maddenin her
bir parac, ekli, hareketi, ktlesi, rengi, kokusu gibi kendine zg nitelik
lere sahiptir. Bu niteliklerden bazlar deiir, bazlarysa kalcdr, deimez.
Maddenin paracklar arasndaki temel iliki, mekna / uzaya dayal bir ili
kidir. Mekn / uzay, sonsuza dek deimez; dim kendisinde maddenin par
acklarnn ilikisi iin gerekli olan bu kapasiteyi ihtiva eder. Maddenin ha
reketi, mekna dayal ilikilerde deiimi gerektirir. Bundan daha fazlasn ge
rektirmez. Madde, mekn eksenlilikten ve niteliklerinin pasif desteinden
baka bir eye gerek duymaz. Maddeye nitelik kazandrlabilir ve kazandrl
maldr da. Bu nitelik kazandrma sadece kuru bir olgudur, yalnzca kendisin
den ibaret bir eydir. Kendi kendine yeter, anlamsz olgular kompleksi olarak
byk Tabiat doktrini ite budur. Bu doktrin, fizik biliminin zerklii doktri
nidir ve benim bu seminerlerde inkr ettiim ve rtmeye altm bir
doktrindir.
Modem dncenin manzaras yle bir grnm arzediyor: Bu genel
doktrindeki her ayrnt inkr edilmektedir; ama bir btn olarak bu genel
doktrinden karlan sonular, zenle ve kuvvetle korunur. Ortaya kan so
nu, bilimsel dncede, felsef kozmolojide ve epistemolojide tam bir kafa
karkldr. Am a te yandan da, bu bak asn rtk bir ekilde varsayma
yan herhangi bir doktrin, anlalamaz olarak nitelendirilerek trl saldrlarn
hedef tahtasna yatrlr.
Terkedilen ilk ey, ses, renk, koku ve benzer nitelikler gibi duyu-algsnda
ayrtrdmz, belirginletirdiimiz nitelikler ve nitelendirmeler setiydi. Ik
1 5 6 / D N M E B MLER

ve ses iin gelitirilen aktarma veya nakletme teorileri, devreye ikincil nite
likler doktrinini girdirmi. Ses ile renk artk tabiatta mevcut deildi. Bun
lar, alglaycnn i-dnyaya ait beden eksenli hareketlerine verdii zihn re
aksiyonlardan ibarettir. Bylelikle tabiat, ktle, mekn / uzay ilikileri ve bu
tr ilikilerin deiimi gibi niteliklere sahip madde paracklarnn varolduu
bir yer hline dntrlerek kendi hline terkedilmiti.
Bu ikincil niteliklerin yitirilmesi, Tabiat dar bir alana kat bir ekilde s
nrlam ve mahkm etmiti. Zira tabiatn alglayc iin tad deer, salt bir
heyecanlanma arac olarak fonksiyonlarna indirgenmiti. Ayrca tretilmi
olan bu zihn heyecan, esas itibariyle tabiattaki faktrlerle de ilgili deildi.
Renkler ve sesler, bu zihn reaksiyonun sunduu ikincil faktrlerdi sadece. Ne
ki, artc olan gerek, bu ikincil faktrlerin, tabiatn o muazzam altkatma-
nn tekil eden mekn / uzay ynelimlilik olgusuyla ilikilendirilen bir feno
men olarak alglanmasyd. yle sanyorum ki, Hume, ikincil niteliklere da
yanan mevcut alg doktrinine gre, bizim alglarmzn bu artc, melez zel
liine aka dikkat eken ilk filozoftu. Elbette ki, bu melez zellik, rengi, T a
biatta mevcut olan eylerin ikincil bir nitelii olarak gren Locke tarafndan
daha nceden rtk bir ekilde varsaylm, ne srlmt. Olgulara sdk
olan herhangi bir kozmoloji doktrininin, duyu-algsnn bu yapay karakterini
kabul ve itiraf etmesi gerektiine inanyorum. Baka trl sylemek gerekir
se... Krmz iei algladmz zaman, bizim bir kaynaktan gelen krmzdan
aldmz hazz, baka bir kaynaktan gelen bir mekn / uzay blgesinden ald
mz hazla ilikilendiririz.
Btn bu tartmalardan sonra vardm sonu zetle yle: Btn pratik
nemine ramen, duyu-algs, mevcdiyetlerin tabiatn veya mahiyetini gn
na karrken son derece yapay bir nitelik ve grnm arzeder. Bu sonu,
bizim duyu-algmza kalc bir ekilde yapp duran yanlsama hussiyet tara
fndan desteklenir. Szgelii, yllar nce kaybolan yldzlara ilikin algmz,
aynalarda oluan ya da krlmalarla ortaya kan imge alglarmz, bizim ifte
grmz, hapn etkisiyle oluan grme biimlerimiz bunun balca rnek
lerini tekil eder. Benim modern epistemolojiyle giritiim tartma, T ab iatla
ilgili veri alanna ilikin duyu algsna modern epistemolojinin yapt ar ve
T A B A T VE H A Y A T / 157

abartl vurgu hakkndadr. Duyu-algs, bizim onu yorumlaymz asndan


veri sunmaz bize.
Katksz duyu-algsmn, kendi yorumu iin veri sunmad eklinde var
dmz bu sonu, Humeun felsefesinde belirginleen yegne byk keiftir.
Bu keif, Humeun Rislesinin daha sonraki sreteki felsef dncenin ne
den tartmasz temelini oluturduunun bir gstergesidir.
Mterek kint tasavvurunda karlatmz dier bir mesele de, bo uzay
ve hareketle ilgilidir. Her eyden nce, n ve sesin nakledilmesi, aka
bo olan uzaym / meknn, bizim dorudan alglayamadmz faaliyetler ala
n olduunu gsterir bize. Vardmz bu sonu, bizim dorudan alglayamad
mz temel bir madde trnn, yani eter*in varlnn kabul edilmesiyle izah
edilmiti.
ikinci olarak, bu sonu ve kana sradan maddenin apaikr davran, bi
ze, maddenin hareketlerinin bir ekilde madd cisimlerin birbirleriyle uzay /
mekn eksenli ilikilere sahip olmas gerei tarafndan tayin edildiini gs
terir. Newtonin iki yzyldan fazla bir sredir bilimin temelini tekil eden b
yk sentezini gelitirdii yer ite tam burasyd. Newtonm hareket yasas, ci
simlerin hareketlerinin iine yerletirilebilecei i-bantlar aklayan daha
zel yasalar iinde bir iskele ereve sunuyordu. Newton ayrca karlkl me
safelere dayanan o muazzam yerekimi yasasnda bu trden bir zel yasa rne
i ortaya koymutu.
Newtonin fizik iin gelitirdii metodoloji, olaanst bir baar elde et
ti. Ancak onun devreye girdirdii gler, Tabiat hl bir anlamdan ya da de
erden yoksun bir eye indirgemiti. Bir madd cismin znde -ktlesinde, ha
reketinde ve eklinde- yerekimi yasasnn geerli olduunu gsteren bir ne
den yoktu. Hatta bu zel gler, kozmik bir dnemin hdiseleri olarak alg
landnda bile, madd cisimlerin aralarnda herhangi bir vurgu yaplarak ne
den birbirleriyle irtibatlandrlmas gerektiini ktle ve hareket konusunda
gelitirilen Newtonci yasalarda szkonusu olguyu aklayacak bir gereke de
mevcut deildi. Cisimler arasnda zarur balantlar olarak vurgu fikri, New-
tonc tabiat tasavvurundaki temel bir kavramd. Newtonm ampirik aratr
ma iin terkettii ey, imdi mevcut olan zel vurgularn belirlenmesi mee-
1 5 8 / D N M E B MLE R

leiydi. Bu belirlenme meselesinde, Newton, onun yerekimi yasasnn gerek


tirdii vurgular devre d brakarak muazzam bir balang yapmt. Yine de
Newton, eylerin tabiatnda neden vurgularn olmas gerektii konusunda en
kk bir ipucu bile vermemiti. Bylelikle cisimlerin geliigzel hareketleri,
uzay / mekn eksenli olmaklklar, ktleleri ve balangtaki hareket durum
laryla birleen madd cisimler arasndaki geliigzel vurgularla aklanmt.
Hareketin ayrntl dnmler karmaasn deil de, vurguyu, -zellikle de
yerekimi yasasn devreye girdirmekle, Newton, tabiatn sistematik ynn
zellikle artrmt. Bununla birlikte, Newton, sisteminin btn faktrlerini -
zellikle de ktle ve vurgu faktrlerini- bir arada olmalarna dair hibir neden
vermeksizin, tecrit edilmi gerekler olarak kendi hllerine terk etmiti. By
le yapmakla, l bir tabiatn, nedenler sunamayaca byk felsef hakkatini
resmetmiti. Btn nih nedenler, deere ulamay amalarlar. l bir tabi
at ise, hibir eye ulamay amalamaz. Deerin kendi tabiatnda varolan ekip
bime olgusunda gzlendii gibi, varolmak iin varolmu olmas hayatn z
n tekil eder.
Gerek bu olunca, Newtoncilar iin de, Tabiat, sebepler reten bir ey
deildi: Tabiat hibir sebep vcda getiremezdi. Newton ile Humeu bir ara
ya getirdiimizde, kendi yorumu iin gerekeli herhangi bir veriye sahip olma
yan bir alglama alan ile faktrlerinin vuku bulmas iin gerekli olan herhan
gi bir sebepten yoksun olan bir yorumlama sisteminden oluan kupkuru, ve
rimsiz, orak bir kavrama ulamakla yetinmek zorunda kalyoruz. Kanttan iti
baren, eitli ekillerde anlalr klnmaya allan modern felsefenin kar
karya kald amaz ite bu amazdr. Benim inancm, bu durumun, sama
bir indirgeme olduu ve felsef speklasyonun temeli olarak kabul edilmeme
si gerektii ynndedir. Kant, Newton ile Humeu bu ekilde birletiren, bir
araysa getiren ilk filozoftu. Kant, ikisini de kabul etmiti ve gelitirdii Kri
tik de, onun bu Newtonci-Humecu durumu anlalr klma abas iinde ol
mutu. N e var ki, Newtonci-Humecu durum ya da amaz, btn modem fel
sef dncenin yegne temel varsaymdr. Felsef bir tartmada bu konumun
tesine gemeye dnk herhangi bir giriim, anlalamaz olarak nitelendiri
lip iddetle reddediliyordu.
T A B A T VE H A Y A T / 1 5 9

Benim bu seminerlerdeki temel amacm, hem Newtonm, hem de Hu-


meun felsef dnceye yaptklar katklarn son derece sorunlu olduuna k
saca dikkat ekmektir. Bu iki filozof da, gelitirdikleri dnceler asndan
grnte ilk bakta hakl gibi grnyorlar. Ancak bu dnrler, tecrbe
edildii hliyle kintm trl ynleriyle, bizim tecrbe etme biimlerimizin
grnmlerini gzard etmilerdir: Oysa bunlar, hep birlikte daha nfz edici
anlama ve kavrama ya da idrak biimlerinin gelitirilmesine imkn tanyor
lar. A BD deki geline son nokta asndan bakldnda, Hume-Newton tarz
dnme biimleri, yalnzca karmak duyu alglarnn geikenliklerini ve yi
ne molekllerin bir o kadar kafa kartrc hareketlerini belirginletirmeye
imkn tanyabiliyor; oysa btn dnyann en derin sezgisi, Amerika Birleik
Devletleri Bakannn insanln tarihinde yeni bir dnemin kapsn at
n gsteriyor.
Tartmamzn bu noktasndan itibaren, modem bilimin, 16. yzylda v
cut bulmasna zemin tekil eden temel kint tasavvurunun geri kalan gr
nmlerini devre d brakma, etkisiz hle getirme konusu zerindeki etkileri
ni gzden geirmek istiyorum. Ne ki, Nevvtonc kavramlara dayanan fizik ta
savvurunun, gnmzde giriilen yeniden-ina abalarnda inatla korunmaya
alld gzleniyor. Bu abalarn vard sonu, modem fizii, anlalamaz
bir Kint karsnda kendisinde geerek bir tr vecde gelen tuhaf bir mistik
lhiye indirgemek olmutur. Bu mistik ilhi, nce kadm Mvernnehir
havzasnda, daha sonralar ise Avrupada filizlenen eski by yinlerinin zel
liklerine sahiptir. Gnmze kadar gelebilen en erken el yazmas metinlerin
den biri, yldzlara ilikin yapt gzlemlerden vard sonuca dayanarak bir
Babil astrologunun Krala inekleri tarlalara dntrmek iin uygun gnleri
aklad belirtilen bir metindir. Gzlem, teori ve pratik arasnda kurulan bu
mistik iliki, tam da hkim bilim felsefesine gre modem hayattaki bilimin
mevcut konumunu andryor.
Mekn / uzay eksenli i-bamtlarn salt bir tayc arac olarak alglanan
bo uzay / mekn fikri, modem bilimden bsbtn uzaklatrlmtr. Oysa b
tn bir uzay / mekn evreni, bir g alandr; ya da baka bir ifadeyle, sonsuz
bir faaliyet alandr. Fiziin matematie dayal formlletirmeleri, bu faaliyet
1 60 / D N M E B MLER

te gerekletirilen., ete kemie brndrlen matematie dayal ilikileri ifa


de eder.
Btn bunlarn beklenmedik sonucu, z-kimlik olarak fizk zellikleri
destekleyen madde paracklarnn da yok edilmesi veya yok saylmas olmu
tur. Ilkn, btn bir 19. yzyl boyunca, madde fikri, alabildiine geniletildi,
geni bir alana yayld. Bo uzay / mekn, eter maddesiyle dolu bir ey ola
rak algland. Bu eter maddesi, balangtaki mterek kinat tasavvurunun
sradan maddesinden baka bir ey deildi. Sreklilii, insicam, esneklii ve
donmuluuyla bir jlenin zelliklerine sahipti. O vakitler, o mterek kinat
tasavvurunun sradan maddesi, yalnzca eter maddesindeki belli bal istisna
karklklar, yani eter maddesindeki dmleri, balar temsil ediyordu.
Uzay / mekn boyunca grece bi de az vuk bulmayan bu karmaklklar, j
leyi andran eter maddesi zerinde bir stres, bir gerilim oluturuyordu. Ayrca
sradan maddenin alt st olular, stres ve gerilmlerin alt st olular olarak
eter maddesi vastasyla naklediliyordu. Bylelikle, imdi bir eter maddesi bi
limi hline dnerek birleen eitli k, s, elektrik ve enerji doktrinlerinin
gerekletirdii youn bir birleme szkonusu olmutu. Bu teori, 19 yzyl bo
yunca parlak bir Fransz, Alman, Hollandal, skandinav, ngiliz, talyan ve
Amerikan fizik ve matematik bilim adamlar kmesi tarafndan zamanla bir
hayli gelitirilmiti. Bu bilim adamlarn almalarnn ayrntlart ve eitli
mnferit bilim adamlarnn bu balamda yaptklar grece katklar, elbette ki
bir babs-i dierdir ve bizim buradaki konumuzun dndadr.
Ortaya kan nih sonu, eter maddesinin aktivitelerinin, yaygn kinat
tasavvuru analizinin sradan maddeye atfettii aktivitelerden son derece fark
l olduu eklinde oldu. Eer eter maddesiyle ilgili olarak gelitirilen doktrin
doru ise, bu takdirde, bizim sradan madde fikirlerimiz, eterin aktivitelerinin
gerek mahiyetini gizleyen belli bal ortalama gzlemlerden gelitirilmi de
mektir. Gnmzn fizik biliminde zirve noktasna ulaan daha yakn zaman
larda gerekleen bilim devrimi, 19. yzyln biliminin bu eilimini bir adm
daha teye gtrmtr. Bu bilimin dayand ahlk temel, insanln duyu-
alglarna dayal olarak elde ettii byk genellemelerin son derece geliig
zel olduu fikridir. Dnyay anlama konusunda gsterilen srgit devam eden
T A B A T VE H A Y A T / 161

abalar, bizi, bizim btn bu apaikr fikirlerimizin tesine getirip brakver-


mitir: Bylelikle madde, enerjiyle; enerji ise kupkuru bir aktiviteyle zdele
tirilmi; kalc madde paracklarndan oluan z-kimlie" sahip pasif altkut-
man fikri, herhangi bir esasl tasvire izin vermeyecek lde terkedilmitir.
Oysa bu fikrin, nemli bir tremi gerei ifade ettii apaikr bir gerek
tir. Am a bu fikir, teorinin varsaylan temeli olma zelliini yitirmitir. Mo
dern bak as, enerji, aktivite ve uzay-zamanm titreime dayal farkllama
lar asndan ifade edilir olmutur. Herhangi bir lokal / kk kprdanma,
btn bir kinat sarsabilir hle gelmitir. Bunun, en uzak mesafelerdeki etki
leri ve sonular nnda kendisini gstermektedir; ama yine bunlar gerektir,
orada mevcdiyetlerini srdrmektedir.
Madde karam, basit hareket fikrini varsayyordu. Maddenin her bir par
ac, kendi kendine yeter; uzaya / mekna dayal pasif, statik bir ilikiler a
sahip bir blgeye hapsolmu; ebediyetten ebediyete, ezeliyetten ezeliyete akp
giden yeknesak bir ilikiler sistemiyle donatlmt. Oysa modem madde kav
ramnda, madde olarak adlandrdmz hareketler kmesi, evresiyle kayna
mtr. Burada tecrit olmu, kendi kendine yeter lokal bir varolu imkn sz-
konusu deildir. Szkonusu evre, her eyin tabiatna nfuz etmektedir. Bu
hareketler toplamnn tabiatndaki baz unsurlar, bu hareketler, deien bir
evreye doru kaydklar zaman istikrarlarn korurlar. Ancak bu tr bir istik
rarllk hli, yalnzca genel, ortalama anlamda szkonusudur.
Burada szkonusu olan ortalama gereklik, bizim ayn sandalyeyi, ayn ka
yay, ayn gezegeni srgit devr-i dim ederek varolan gnleri, yzyllar, mil
yonlarca yl neden hep ayn ekilde varoluyor bulduumuzun yegne sebebi
dir. O takdirde, bu ortalama gereklikte, zaman-faktr, kalclk ynn
temsil ediyor; deiim ise bir ayrntdan ibaret kalyor sadece. Gnmzn fi
ziine gre, kendine zg zellikleriyle evre, bizim madde olarak tarif ettii
miz grup-hareketiiliklerine kayyor ve grup-hareket1ilikleri de kendi zellikle
rini evreye yayyor.
Gerekte, kendi kendine yeter ve kendi kendini lokal mevcudiyet alann
da devam ettirebilir madde parac fikri, bir soyut lamadan ibarettir. Tam u
n soyutlama, hakikatin bir ksmnn atlanmasndan baka bir ey deildir.
1 6 2 / D N M E B MLER

Eer soyutlamadan karlan sonular, atlanan hakkat tarafndan ihlal edil


mezse, o zaman, soyutlama ok iyi temellenmi olmaktadr.
Modem fizik doktrininden karlan bu genel karsama, fiziin, psikoloji
gibi dier bilim alanlarna, hatta bizzat fizik biliminin kendisine tatbik edil
mesinden sonra ulalan pek ok sonucu ihlal ve iptal etmektedir. Mesela ge
netikilerin, genleri, kaltmn belirleyicileri olarak alglamalar bunun bir r
neidir. Eski madde kavramyla yaplan kyaslama, genetikileri onlarn fonk
siyon grd huss hayvan bedeninin etkilerini zaman zaman gzard etme
lerine yol ayor. Onlar, maddenin evresinde ne tr deiimler vuk bulursa
bulsun, bir madde parasnn, her adan z-kimlikli [btn dier madde par
alaryla ayn zellikleri tayan] bir madde paras olduunu varsayyorlar.
Modern fizik szkonusu olduunda, herhangi bir karakteristik, her adan ol
masa bile baz bakmlardan nem arzeden genlerdeki deiimleri etkileyebilir
de, etkilemeyebilir de. Bylelikle sadece gen doktrininden karakterlerin kal
tm zellikleri tadna ilikin hibir a priori [denenmemi, deneyle snanp
ispatlanmam] argman gelitirilebilmesi szkonusu olamaz.
Oysa son zamanlarda, fizyologlar, genlerin baz bakmlardan iinde yaa
dklar, varolduklar evre tarafndan deiime uratld sonucuna varm
lardr. Eski mterek kinat tasavvurunun varsaymlar, bu tasavvur temel
bir tasavvur olarak fiilen terkedilmi olsa bile hl varln ve etkisini sr
dryor.
Daha eski zamanlara ait doktrinlerin fragmanlarnn bu ekilde mevcdi-
yetini ve geerliliini srdrmesi, ayn zamanda, uzay-zaman kavramnn mo
dern kullanmlarnda da kendisini gstermektedir. Kendine zg bir geomet
risi olan uzay / mekn fikri, uzayda / meknda basit bir yere sahip olan mad
d cisimler fikriyle kat bir iliki ve ibirlii iine girmi bir fikirdir. Dolaysy
la bir madde parac, igal ettii blgenin basit bir yerinde iskn eden ve
kendi kendine yeten bir parack olarak alglanmaktadr. Bu madde parac
, sadece oradadr; szkonusu blgenin bulunduu yerdedir; ve uzayn / me-
krn dier herhangi bir blgesinde olup bitenlere referansta bulunmakszn
tasvir edilebilirdir. Bo uzay / mekn, madd cisimler arasndaki pasif geomet
rik ilikilerin altkatmandr. Ve bu ilikiler, kupkuru, plak, statik gerekler
T A B A T VE H A Y A T / 1 6 3

dir ve aslnda zarur olan hibir sonu retmezler. Szgelii, Newtonn yere
kimi yasas, madd cisimlerin birbirleriyle olan mekn-eksenli ilikileriyle ir
tibatl hareket deiikliklerini ifade eder. Ne var ki, bu yerekimi yasas, Ok-
liti geometriyle birlikte, uzaym / meknm mesken edinilmesi fikrini bir
araya getiren Newtonc ktle fikrinden domamtr. Bu fikirlerden hi biri
ister tek bana, isterse birlikte olarak olsun, Yerekimi Yasasnn en kk
bir gerekesini, bile sunmazlar. Bu fikirler zerinde kafa patlatan Arimet de,
Gelileo da bu fikirlerden herhangi bir ekilde bir yerekimi yasasnn geliti
rilebileceini dnmemilerdi. Buradaki doktrine gre, uzay / mekn, tabi
dnyaya nfuz eden btn pasif ilikilerin altkatmann oluturuyordu. Btn
bunlarn aktif ilikiler kurmasn mmkn klabilecek artlar sunuyordu ama
onlar bu tr bir iliki kurmaya zorlamyordu.
Yeni yaklam, btnyle farkldr. Bu yaklamn dayand temel kav
ramlar, aktivite ve sre kavramlardr. Tabiat blnebilir ve dolaysyla ge
nileyebilirdir. Ne ki, baz aktiviteleri benimseyen, baz aktiviteleri ise redde
derek dta brakan herhangi bir blnme, btn snrlarn tesine uzanan s
re kalplarn alt st eder. Matematie dayal olarak gelitirilen formlletir
meler, bu tr kalplarn mantk adan btnln gsterir; snrlarn alt st
ettii btnl ve tamamlanml. Szgelii, yarm dalga, bize hikyenin
yalnzca yarsn anlatabilir. Kendi kendine yeterlik fikrine dayanan bir tecrit
varsaym, modem fizikte tatbik edilebilmi bir varsaym deildir. Snrl bl
gelerde kendi kendini devam ettirebilecek aktivitelerin varlndan szedile-
mez. eitli blgeleri pasif bir ekilde igal eden altkatmanlar arasndaki bu
pasif geometrik ilikiler fikri, artk oktan geersizlemitir. Tabiat, i ie ge
mi bir aktiviteler arenasdr. Her ey, aktiviteler de, onlarn birbirleriyle ili
kileri de srgit deiir. Bu yeni kavrama gre, pasif, sistematik ve geometrik
ilikilere sahip uzay / mekn fikri, btnyle sama bir fikirdir. Fiziin btn
fizik yasalarn geometrik ilikiler fenomenine indirgedii eklindeki moda fi
kir, son derece gln bir fikirdir. Aksine, fizik tam da tersini yapmtr: Aris
tocu formlarn geit resminin yerine, modern fizik, sre biimleri fikrini yer
letirmi ve benimsemitir. Bylelikle uzay / mekn ile maddeyi silip spr
m, bunlarn yerine, karmak bir aktivite hlindeki i ilikiler incelemesi
fikrini ikame etmitir. Bu karmak durum, bir anlamda, bir birlik ya da b
1 6 4 / D N M E B MLER

tnlktr. En uzaktaki yldz kmelerine kadar genileyen, uzanan btn bir


fizk eylem dnyasnn varl szkonusudur. Baka bir anlamda, madde par
alara blnebilirdir. Belli aktiviteler kmesi iindeki i ilikilerin izlerini
srebilir, btn dier aktiviteleri de gzard edebilir durumda olduumuz an
lam hldeyiz. Bu tr bir soyutlamayla, gzard edilen d sistemdeki deiim
ler tarafndan ynlendirilen szkonusu i aktiviteleri aklayamyoruz. Ayrca
herhangi bir temel anlamda, geride kalan aktiviteleri de anlayamyoruz. Zira
bu aktiviteler, grece deimeyen sistematik bir evreye bal olarak vcut
bulmaktadr.
Tabiatla ilgili btn tartmalarda, lek farkllklarn, zellikle de zaman
leindeki farkllklar mutlaka hatrlamalyz. nsan bedeninin gzlemlene
bilir fonksiyon grme biimlerini mutlak bir lek olarak kabul etmeye ei
limliyiz. Gzlemin snrl olduu byk leklerin ok tesinde yaplan gz
lemlerden varlan sonulan geniletmek, daha geni alanlara yaymak son de
rece aceleci ve yanl bir tutum olur. Szgelii, bir saniyelik bir zaman dilimi
iindeki deiimin apaikr yokluunu gstermek, bin ylda yaanan deiimi
gsterme abasyla kartlatrldnca bize hibir ey sylemez. Ayn ekilde,
bin yl iinde grnmeyen bir deiim, milyon kere milyon yl konusunda bi
ze hibir ey syleyemez. Bu sreyi sonsuza dek geniletebiliriz. Mutlak bir b
yklk lt yoktur. Bu ilerlemedeki herhangi bir terim, bundan nceki d
nemle karlatrldnda byktr; ama bundan sonraki dnemle karlat
rldndaysa son derece kktr.
Yine btn zel bilim alanlar, belli temel mevcdiyet trlerinin varl
n varsayarlar. Burada mevcdiyet szcn, aktiviteleri, renkleri, dier
duyu organlarn ve deerleri de ihata edecek kadar en genel anlamyla kulla
nyorum. Bu anlamda, mevcdiyet , hakknda konuabildiimiz her eydir.
Bilim, snrl miktarda trl mevcdiyet trleriyle ilgilenir. Hl byle olun
ca, ilk planda, bu trden mevcdiyetlerin varlndan szedebiliriz. kinci
planda, herhangi bir belirli durumda ne tr mevcdiyet trlerinin sergilendi
inin belirlenmesi meselesi szkonusudur. Szgelii, tekil bir nerme tr var
dr: Mesela, bu yeildir gibi. Bir de ok daha genel bir nerme tr mevcut
tur: rnein, btn bu eylerin hepsi yeildir gibi. Bu tr bir aratrma ge
T A B A T VE H A Y A T / 1 6 5

leneksel Aristo Mantmn dikkate ald ve gerekletirdii bir aratrmadr.


Hi phesiz ki, bu tr aratrmalar, herhangi bir bilimin balang aamasn
da zarurdir. Ancak her bilim [dal], bunun tesine gitmek iin rpnr durur.
ki bin ksur yldan bu yana felsef dnceye Aristo Mantnn arkaplan-
nn hkim olmasna ok ey borlu olan btn abalar, zel bilim alanlarn
felsef bir kozmolojiyle birletirmeye ve bylelikle Kint'a ilikin bir kavra
y ya da idrak biimi gelitirmeye adanmtr; -btn bu abalar, tek ifade bi
imi olarak bu Aristocu formlarn iine farknda olmakszn dme tehlikesiy
le kar karyadr. Felsefenin hastal, kendisini, formlar hlinde, rnein
Baz S ler baz Plere eittir ya da btn S ler, eittir Pdir.
Yeniden zel bilim dallarna dnecek olursak... Atlmas gereken nc
adm, nicelik eksenli kararlarn alnmas abas iine girmektir. Bu aamada
sorulan tipik som udur: Ne kadar P, S ile ilgilidir? ve N e kadar S, Pdir?
Baka bir deyile, say, nicelik ve lmleme kavramlar devreye girdirilmi-
tir. Bu nicelie ilikin fikirlerin basit bir ekilde benimsenmesi ve kullanlma
s, Aristocu nerme biimlerine anlamsz veya gereksiz bir gven olarak bir o
kadar yanltc, yanl ynlendirici olabilir.
Bilimin geliim srecindeki drdnc aama, kalp (pattem ) fikrinin ge
litirilmesidir. Bu kalp kavramna gsterilen dikkatin dnda, bizim Tabiat
anlaymz, en u anlamyla olduka kabadr. Szgelii belli lde karbon
atomlar ve oksijen atomlar gznnde bulundurulunca, oksijen atomlary
la karbon atomlarnn saylar biliniyor: Kalp meselesi yerli yerine oturunca-
ya kadar, Karmann zellikleri, korunur. Ne kadar serbest bir oksijen m ev
cuttur? N e kadar serbest karbon, karbon monoksit, karbondioksit vardr? Bu
sorulardan bazlarn varsaylan oksijen ve karbon miktarlarnn toplam mik
taryla birlikte cevaplandrmak, geri kalan sorularn cevaplarn da belirleye
cektir. Bununla birlikte, bu karlkl belirlenmeye izin vermek iin, makul
miktarda karbon ve oksijen karmna gerekli olacak olaanst miktarda
alternatif rnt retilecektir. Btnyle kimyev rnt halledildiinde ve
karm ihtiva eden blge verildiinde, ite o zaman bu ihata edici blgenin
iindeki kimyev maddelerin datm iin gerekli sonsuz sayda blgesel ka
lp vardr.
1 6 6 / D N M E B MLER

Dolaysyla btn miktar sorunlarnn tesinde, tabiatn anlalmas a


sndan zarr nemi hiz olan riint sorunlar uzanr. Varsaylan bir rnt-
nn dnda, miktar hibir eyi belirlemez. Gerekten de miktarn bizatih
kendisi benzer rntler iindeki fonksiyonlarn benzerliinden baka bir ey
deildir.
Yine daha fazla kimyev karm ve kimyev kombinezon gerektiren, kon-
teynerin farkl altblgelerindeki farkl maddelerin kaynatrlmalarm icap
ettiren bu rnek, rnt fikrinin farkl birliktelik biimleri kavramna ihtiya
duyduunu gsterir. Bunun, eitli temel varlk trleri fikriyle ie baladmz
andan itibaren bizim dikkate alp dnmemiz gereken temel bir kavram ol
duu aka ortadadr. Btn bu temel fikirlerin tad tehlike, bizim onlar
bilinsizce varsayyor olmaya yatkn olmamzdr. Kendimize bir soru sorduu
muz zaman, szkonusu edilen belli varlk trlerini, bunlarn belli birliktelik
biimlerini ve hatta rntnn belli lde yaygn genel zelliklerini varsay
dmz gryor olacaz her zaman. Bizim dikkatimiz, rnt ayrntlaryla,
lmle, orantl byklkle ilgilenir. Dolaysyla tabiat kanunlar, salt her
yere ve her eye nfuz eden, deiim ve kopuun bizim bilme, grme veya m
dahale etme alanmzn tesinde uzand davran kalplardr.
Ayn ekilde, her bilim dalnn konusu, tabiatn btnyle somut vakala
rndan yaplan bir soyutlamadr. Ancak her soyutlama, korunan faktrlerde
atlanan faktrlerin hcumunu gzard eder. Bylelikle zel bir bilim dalnn
iindeki soyutlamalarla snrl bir yaklamn ortaya kard tek bir kalp,
onun atlanan evrenle irtibatllk imknlarn incelediimizde sonsuz miktar
da daha geni kalptaki baml faktre dnerek ayrr. Hatta zel bilimin
snrlar iinde bile, bu bilim tarafndan aklanamayacak fonksiyon grme
farkllklarn grebiliriz. Ancak szkonusu kalbn daha eitli ve geni iliki
ler an incelediimiz zaman bu farkllklar aklanabilir.
Gnmzde tabiat biliminin nde gelen temsilcileri arasnda yaygn olan
tutum, burada ortaya koyduumuz tartmalar ve tarttmz mlhazalar
alelacele ve hararetli bir ekilde inkr etme yoluna gitmektir. Onlarn bu ta
vrlar bana temelsiz bir inancn etkileyici bir rnei gibi grnyor. Onlarn
tabiat bilimlerinin zerklii konusundaki konumlarnn imdi artk terk edi
T A B A T VE H A Y A T / 1 6 7

len tabiat dnyas kavraynda kkenleri olduunu dndmz zaman bu


deerlendirmem daha ikna edici olacaktr.
Son olarak, burada henz tartmadmz temel bir sorunla kar kar ya
yz. Kint srecinin, onun asndan ve onun terimleriyle anlalaca temel
varlk trleri nelerdir? Tabiatn bilimsel aratrmaya yalnzca aktiviteleri ve
sreleri gn na karp sunduu konusunda hemfikir olduumuzu varsa
yalm. Peki, bu ne anlam ifade eder? Bu aktiviteler birbirlerinin iinde sner
giderler. Kimi zaman parlarlar, kimi zamansa sner ve yok olup giderler. Peki
burada telffuz edilen ey nedir? Gerekletirilen ve elde edilen ey nedir? Bu,
elbette ki, salt arpm tablosu formlleri ya da byk bir filozofun ifadesiyle
kategorilerin kansz dans olamaz. Tabiat, canl-kanl bir ekilde iler. Gerek
olgular vuk bulmaktadr tabiatta. Bilim tarafndan incelendii hliyle Fizik
Tabiata, gerek kinatn gerek olgular arasndaki daha istikrarl i-ilikiler
kompleksi olarak baklmaldr.
Bu seminer, hayata yaplan btn referanslarn bastrld bir soyutlamay
la Tabiat konusuyla snrlandrlmtr. Bu soyutlamann sonucu, Dinamikler
Bilimi, Fizik Bilimi ve Kimya Biliminin 16 yzyln o mterek kinat tasav
vurundan gnmzn speklatif fiziinin [fizik felsefesinin] nerdii tabiat
kavramna kadar yaanan tedrc geiimiz tayine eden bilimler olduu eklin
de ortaya kmtr.
Drt yzyllk bir zaman dilimini kaplayan bu tasavvur deiimi, temel fi
kirler olarak Uzay / Mekn ve Maddeden kendisine ait eitli faktrler ara
snda i ilikiler iinde olan faaliyet kompleksi olarak alglanan Sre ynn
deki bir gei olarak nitelendirilebilir. Daha nceki kint tasavvuru, bizi de
iimden tecrit edebilen ve herhangi bir zamanla kaytl sreden soyutlaya
rak ve uzayda / meknda yalnzca maddenin anlk deiimiyle kurduu i ie
gemi ilikiler kurarak anlk tabiat gerekliini tam olarak alglamamza im
kn tanyordu. Newtonc kint tasavvuruna gre, bu srete atlanan ey, ci
var mesafelerdeki deiimin aktarlmas meselesiydi. Ne var ki, bu tr bir de
iim, bu yaklama gre, szkonusu mesafedeki madd dnyann asl gerek
lii asndan aka alakasz ve anlamszd. Hareket ve grece deiimin ak
tarlmas asl deil, arz bir olguydu.
1 6 8 / D N M E B MLER

Ayn lde arz ya da tesadf olan bir baka ey de kalclk meselesiy-


di. Bu yaklama gre, belli bir mesafede bulunan tabiat da herhangi bir me
safede ya da nda bir tabiat mevcut olsa da, olmasa da; hatta herhangi bir me
safenin veya nn mevcdiyeti gerekten szkonusu olsa da olmasa da ayn l
de gerekti. Galileo ve Newtonla birlikte, nih Newtonci evren gr
nn inasnda mterek bir katkda bulunan Descartes, bu varlan sonucu ka
bul etmiti. Dolaysyla, ona gre, meselenin z ve pf noktas, kalclk so
rununda deil, nda ya da mesafede grlmeliydi. Descartesn hareket ze
rinde daha fazla vurgu yapmasna yol aan kozmolojisinin baka ynleri de
vard. Szgelii, Descartesn genileme ve girdap doktrinleri bunun rnekle
rini tekil ediyordu. Bununla birlikte, Descartes, gl sezgisi vastasyla,
Newtonci kavramlara tastamam uyan bir sonuca ulamt.
Newtonci kozmolojinin doasnda gizli byk, lmcl bir eliki vardr.
Uzayn / meknn yalnzca tek bir igal" edilme biimine, yani bu sresiz za
manda bu blgeyi u madde paracnn igal etmesine izin verilir. Bu uzay /
mekn igali biimi, herhangi bir dier na ya da mesafeye, herhangi bir di
er maddeye, yahut da herhangi bir dier uzay / mekan blgesine gnderme
de bulunmakszn gerekletirilen nih gerek durumdur. imdi bu Newton
ci doktrinin don olduunu varsayarak, belli bir nda vuku bulan hz nedir,
bunu nasl aklarz?" diye sorabiliriz. Yine belli bir nda oluan ivme nasl
oluur? diye de sorabiliriz. Hz, Newtonci fizik iin vazgeilmez bir fenomen
dir; ama yine de hzn Newtonci fizikte herhangi bir anlam yoktur. Hz ve iv
me, baka zamanlarda ve baka yerlerde olup biten eylerin, herhangi bir be
lirlenmi bir nda uzay / mekn igal eden bir maddenin zorunlu karakte
rine dnebilecei bir yaklamn mevcdiyetine ihtiya duyarlar.
Bununla birlikte Newtonci yaklam, uzay / mekn igal eden eyin bu
tr bir iliki deiimine izin vermez. Dolaysyla Newtonci kozmolojik tasav
vur, tabiat icab tutarszdr. Diferansiyal matematik hesaplarn incelikleri, bu
zorluun giderilmesinde hemen hemen hibir katkda bulunamaz. Aslnda
szkonusu problemi, matematik terimleri asndan ortaya koyabiliriz. New
tonci uzaym / meknn igal edicisi nosyonu, belirlenmi bir noktadaki bir
fonksiyonun deeri nosyonuna tekabl eder. Ancak Newtonci fizik, yalnzca
T A B A T VE H A Y A T / 1 6 9

bu noktadaki fonksiyonunun limitine ihtiya duyar. Ve Newtonc kozmoloji,


deerin tekil ettii plak gerekin neden limit demek olan dier zamanlara
ve dier yerlere gnderme yapma abasnn yerini almasL gerektii konusun
da bize en kk bir ey bile sylemez.
Modern fizie gre, sre, aktivite ve deiim, meselenin zn tekil
eden fenomenlerdir. Belli bir mesafede ya da nda herhangi bir ey mevcut
deildir. Her n, nemli eyleri kmelendirme aracdr sadece. Hl byle
olunca, basit birincil mevcdiyetler olarak alglanan nlar mevcut olmad
iin, nda bir tabiatn varlndan da szedilemez. Bylelikle btn nem ar-
zeden gerekliklerin i ie gemilikleri, zleri itibariyle mutlaka bir gei [bir
deiim] yaamak zorundadr. Btn gerekletirimler, ete kemie brndr
me giriimleri, yaratc bir gelecek ima ederler.
Bu seminerde yaptmz tartma, plak gereklik ya da aktivite fikrine
nasl muhteva kazandrabiliriz? temel sorusuna cevap verme giriimine bir gi
ri denemesinden ibaretti. Burada szkonusu ettiimiz sorunun biraz daha ay
rntl bir ifadesi veya alm yle formle edilebilir: Ne reten, neleri gerek
tiren ve ne tr bir aktivite?
Bundan sonraki seminer, Hayat kavramn inceleme konusu yapacak ve
bylelikle Tabiat, soyutlamaya kamakszm, daha somut olarak kavramam
z, idrak edebilmemizi imkn dhiline girdirecek.
SEKZNC BLM
------

CA N LI T A B A T

nceki blmde tarif edildii gibi, hayatn tabiattaki konumu, modem


felsefe ve bilimin cevabn aratrd nemli, hayat bir problemdir.
Gerekten de bu mesele, btn hmanistik, naturalistik ve felsef sistema
tik dnce damarlarnn merkez buluma noktasdr. Bizzat hayatn anlam
meselesi konusunda byk bir belirsizlik szkonusudur. Hayatn anlamn
idrak ettiimiz zaman, hayatn dnyadaki konumunu da anlam olacaz.
A m a hayatn z de, konumu da gerekten bir hayli kafa kartrc mesele
lerdir.
Kald ki, bu sonu, hayat fikrinden tecrit edilmi bir ekilde ele alman ta
biat konusunda vardmz sonutan hi de farkl bir sonu deildir. Tabiat
meselesinde, hibir eyin etkilenmedii, hibir eyi etkilemeyen bir aktivite
fikri ile bouur bir hlde olduumuzu grdk. Ayrca bu ekilde grlen bu
aktivite, kendi tutarll konusunda hibir temeli gn na karamayan
bir fenomendir. Yalnzca bir ardklk formlnn varl szkonusudur. Ama
bu ardklk formlnn sebebini ortaya koyabilecek anlalabilir bir illiyet
bann yokluu gerei ile kar karyayz burada. Elbette ki, nih bir irras-
yonellikle btnyle yetinmek gibi bu durumla kar karya kalmak da her
zaman mmkndr bu balamda. te popler pozitivist felsefe bylesi bir tu
tumu benimsemitir.
172 / D N M E B MLER

Bu pozitivizmin zayfl, uygarlmzn u n geldii aamada elde edilen


tecrit edilmi aklama krntlarn btnyle barmza basyor olmamzda
kendisini gsterir. Yz bin yl nceki atalarmzn bilge pozitivistler olduunu
dnn. Bu atalarmz, hibir ekilde sebepler aray gibi bir aba iine gir
meyeceklerdi. zini srecekleri, mahede edecekleri ey, yalnzca hakikatin
kendisi olacakt. Bu, zorunlu olarak gereklemi ve gerekletirilmi bir ge
lime olarak grlmeyecekti. Anlk olarak gzlemlenen temel, belirleyici ger
eklerin nedenlerini aratrmaya kalkmayacaklard. Dolaysyla, hibir za
man, medeniyet diye bir ey gelimeyecekti. Bizim dnyaya ilikin ayrntl
olarak yaptmz ve deiik grnmler arzeden gzlem gcmz, tl vaziyet
te olacakt.
Zira akln balca zellii, akln vard sonularn entelektel geliimi,
hlihazrda mahede edilen konularn tesine taan sonularla kar karya
brakr bizi. Mahedenin geni bir alana yaylmas, makul bir irtibatn, ili
kin belli belirsiz de olsa kavranlmas ve kurulmasna bal olarak gerekleir.
Szgelii, ieklerdeki bceklere ilikin yaplan gzlemler, ieklerle bcekle
rin tabiatlar arasnda az ok bir uyumann, bir benzemenin mevcut olduu
nu ima eder ve dolaysyla btn bilim dallarnn gelitii zengin bir gzlem
olgusunun varolmasna yol aar.
Ne var ki, tutarl bir pozitivist, sadece gzlemlenen gereklerle, yani i
eklere konan bcekler gzlemiyle yetinmekten baka bir ey yapamaz, yap
mamaldr. Bu, byleyici bir basitlik gereidir. Pozitivist doktrine gre,
madde konusunda daha fazla sylenebilecek hibir ey yoktur.
u nda, bilim dnyas, doktrinini geliigzel bir ekilde tatbik etmeye ve
doktrininden geliigzel bir ekilde kanmaya kalkan kafas kark poziti
vizmin berbat bir saldrsyla kar karyadr. Btn bir tabiattaki hayat dokt
rini, bu pozitivist saldrdan ok byk bir yara almtr. Bize, fizik ve kimye
v formllerde tasvir edilen rutinden baka bir eyin mevcut ve szkonusu ol
mad ve tabi srete, baka bir eyin bulunmad syleniyor.
Bu bir hayli sorunlu yaklamn kkeni, zihin ve tabiat konusunda Avru
pa dncesinde tecrc olarak gelien dalizm / ikiliktir. M odem dnemin
balangcnda, Descartes, bu dzliami, son derece ak ve anlalr bir ekilde
T A B A T VE H A Y A T / 173

aklar. Ona gre, uzay / mekn ilikileri ile zihn zlere sahip madd zler /
cevherler vardr. Bu iki z tr de, kendi znn tamamlanmas iin birbirle
rine ihtiya duymazlar.
N e yazk ki, problemin bu ekilde zihin ve madde [veya ruh ve beden ay
rm] asndan formle edilmesi gerekten byk bir talihsizliktir. Bu [d-
alist] yaklam, bitkilerin hayat gibi daha dk hayat biimleri ile daha d
k hayvan hayat biimlerini bsbtn atlar ve yoksayar. Oysa bu hayat bi
imleri, en yksek dzlemde insan zihnine, en dk dzlemde ise inorganik
tabiata dorudan mdahale eder ve katkda bulunurlar.
Tabiat ile hayat arasndaki bu keskin ayrm, daha sonraki btn felsef
gelenekleri ve oluumlar zehirlemitir. ki gereklik trnn mterek mev-
cdiyetleri ortadan kalktnda bile, en modern dnce ekollerinde bu iki
gereklik ya da varlk trnn uygun bir ekilde kaynamas gibi bir durum
kesinlikle szkonusu bile edilmez. Baz modern dnce ekollerine gre, tabi
at, salt bir grntr; zihin ise tek gerekliktir. Dier baz modem dnce
ekollerine gre ise, fizk tabiat, tek gerekliktir; zihin ise fizk gerekliin
yan rndr (epiphenomenon). Buradaki salt grn ve yan rn
ibareleri, apaikr bir ekilde, eyann ya da gerekliin nih mahiyet ve ta
biatlarnn anlalmasnn aslnda pek de nem arzetmedii fikrini rtk bir
ekilde de olsa ifade ederler.
Benim benimsediim yaklam ise ksaca yle formle edebilirim: ba
ntlar ve mnferit karakterleri kinat oluturan gerekten gerek olan
eylerin kompoze edilmesindeki asl faktrleri olarak kaynatrmadmz s
rece fizk tabiat da, hayat da anlayamayz.
Bu argmanda atlmas gereken ilk adm, hayatn ne anlam ifade ediyor
olabileceine ilikin belli bir kavramsal ereve ortaya koymak olmaldr. A y
rca bir yandan, mevcut fizk tabiat kavrammzdaki arzalan, hayatla kayna
m bir tabiat ve hayat tasavvuru reterek gidermenin yollarn bulmaya da
ihtiyacmz var. te yandan ise, hayat fikrinin, fizk tabiat fikrini ihata etme
sine ihtiya duyuyoruz.
mdi, bu iki fenomeni ilk yaknlatrma olarak hayat fikrinin belli bir
kendinden-honut olma kesin fikrini ima ettii gereini unutmamalyz. Bu,
1 7 4 / D N M E B MLER

tabiatn fizk sreleri tarafndan yerinde bir adm olarak sunulan pek ok ve
riyi varoluun birliine yaknlatracak ya da uyumlu hle getirecek karmak
bir sreler btn olan belli bir mnferit ahsiyetin gelitirilmesini gerekti
rir. Hayat, bu yaknlatrma ya da uyarlama srecinden doan mutlak, mn
ferit bir kendinden honut olma srecinin devreye girdirilmesini salar. Ben
ahsen son zamanlarda yazdm yazlarda, bu yakmla/tr/ma srecini ifade et
mek iin idrak szcn kullanyorum. Ayrca her anlk kendinden-ho-
nut olma mnferit eylemini, bir tecrbe imkn olarak nitelendiriyorum. Bu
varolu birlikteliklerinin, bu tecrbe imknlarnn kendi mterek birliklerin
de, srgit yaratc bir adm atan gelien kint kompoze eden gerekten ger
ek fenomenler olduunu dnyorum.
bununla birlikte, btn bunlar, burada gelitirmeye altm argmann
temel meselelerine gnderme yapan gelecee dnk atflardr, ilk yaknlatr
ma olarak, hayat, bir yaknlatrma srecinin mutlak, mnferit bir kendinden-
honut olma abasn gerektirdiine dikkat ekmitik. Burada yaknlatrlan
verile, kinatn daha nceki fonksiyon grme biimleri tarafndan sunulur.
Bylelikle tecrbe imkn, en yaknen kendinden-honut olma abas
balamnda mutlak bir imkna dnr. Bu tecrbe imknnn, verileriyle na
sl ilgili olduu ve ilgilendii, dier tekrarlanan hdiselere veya imknlara
gndermede bulunulmakszn anlalr. te bu nedenledir ki, kendi i sre
lerine atfla szkonusu imkn, varolabilmek iin, ada bir srecin mevcut
olmasn gerektirmez. Kendini i oluum bakmndan ayarlama srecinde gz
lenen bu karlkl bamszlk, adaln tarifidir.
Bu kendinden-honut olma, holanma kavram, burada hayat olarak ni
telendirilen srecin bu ynn tketmez. Bu anlamdaki bir hayat idrakinin
anlalabilirlik sreci, her hdisenin, ortaya kan her imknn tastamam z
ne has bir yaratc aktivite fikrinin mevcdiyetini gerekli klar. Bu, nceden,
yalnzca gerekletirilmemi potansiyeller biiminde varolan szkonusu sre
cin vcut bulduu kinttaki fil faktrleri gn na karma srecidir.
Kendi kendini ina etme sreci, potansiyeli fiiliyata dkme veya dntrme
srecidir ve bu tr bir dntrme olgusu, kendinden honut olmamn nn-
dalm da ihtiva eder.
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 5

Dolaysyla hayatn fonksiyonunu bir tecrbe imkn veya hdisesi olarak


alglamakla biz, nceki dnya tasavvuru tarafndan sunulan gerekletirilmi
verileri, kendilerini yeni bir tecrbe btnl ile kaynatrmaya hazr grme
srecinde ortaya kan gerekletirilmemi potansiyellikleri, bu potansiyellik-
lere sahip szkonusu verilerin yaratc bir ekilde kaynatrlmasn salayan
kendinden honut olmann nndalm birbirinden ayrt etmeliyiz. te bu,
kinatn zne ait olan ve gelecee ynelen yaratc ilerleme doktrinidir. T a
biat, statik bir olgu olarak, bir n ise bir sreden yoksun bir ey olarak alg
lamak samadr. Geiin ya da geikenliin dnda varolan bir tabiattan s-
zedilcmez ve zaman eksenli bir sre'den yoksun olan bir geiten ya da gei-
kenlikten de szedilemez. Temel bir basit gereklik olarak alglanan bir nlk
zaman fikrinin sama olmasnn nedeni de burada gizlidir.
Bununla birlikte, tabiatn anlalmas srecinde zarr olan yaratma fikri
ni de henz bsbtn tketmi deiliz. Yine de bu hayat tasvirimize ve tarifi
mize bir dier hususiyeti daha ilve etmeliyiz. Bu kayp zellik, gyedir.
Gye terimiyle, snrsz zenginlikteki alternatif potansiyelliin dta brakl
masn ve bu btnle/tir/me srecindeki szkonusu verileri belirli bir ekilde,
semeci davranarak hayat geirme yolunu tekil eden kesin yenilik faktr
nn devreye alnmasn kastediyoruz. Burada gye, szkonusu verilerden bu
ekilde honut olunmas anlamna gelen duygu kompleksine ulamay hedef
ler. Bu ekilde honut olma olgusu, sonsuz lde varolan alternatif arasn
dan seilmitir. Dolaysyla bu sreteki gerekletirme abalarn hayata ge
irme giriimleri hedeflenmitir.
zetle sylemek gerekirse, hayatn hususiyetleri, mutlak olarak kendin
den honut olma, yaratc aktivite ve gyedir. Burada gyenin, yaratc s
reci ynlendirici olabilmek iin btnyle ideal olan gerekletirmeyi gerek
tirdii aktr. Ayrca burada holanma da, herhangi bir statik sonucun zel
lii deil, bilakis, szkonusu srece dhildir. Dolaysyla gye, szkonusu sre
ce ait olmann verdiini honutluk ve holanmaya ulamaktr.
Hl byle olunca, tam bu noktada skn ediveren soru/n, burada yorum
land ekliyle tabiattaki bu hayat faktrnn, bizim tabiatta mahede etti
imiz her eye tekabl edip etmedii meselesidir. Btn bir felsefe, gzlemle
176 / D N M E B MLE R

nen eylerin kendi iinde tutarl bir ekilde anlalmas abastnda baarl bir
duruma ulama giriimidir. Dolaysyla bizim birinci vazifemiz, yukarda zik
rettiimiz tabiattaki hayat doktrinini bizim dorudan gzlemlerimizle muka
yese etmektir.
Bizim uur/lu tecrbemizde en fazla ne kan ve nem arzeden gzlemleri
mizin duyu-alglarmza dayal yaptmz gzlemler olduu phe gtrmez bir
gerektir. Grme, iitme, tatma, koklama, dokunma fenomenleri, bizim duyu
lar vastasyla gerekletirdiimiz balca alg biimlerinin kaba bir listesini
oluturur. Ancak zaman zaman ne frlayan zellikler arzeden bir duygu arkap-
lan oluturan saysz mulak duygu biimleri vardr. Duyu-algs, ksmen be
denle ilgisi olmayan, ksmense dorudan bedene atf yapan ikili bir karaktere
sahiptir. Grme rneinde, bedenle ilgisizlik bad safhadadr. Bir manzaraya, bir
tabloya ya da yaklamakta olan bir arabaya bizim zihn gayretimiz ya da endie
mizden tr bir d itkiyle bakarz. Grdklerimiz, sanki bize grnmek iin
hazrlanm gibidir. Bununla birlikte biraz durup dndmzde, gzlerimiz
le grdmz tecrbesini bizzat yaadmz fark etmekte zorlanmayz. Genel
likle bu gerek, alglama nnda ak uurda kendisini gstermez. Bedene daya
l referans yaygn deildir; grntye dayal sunum yaygn ve hatta hkimdir.
Dier duyu biimlerinde ise beden daha belirgin ve belirleyici bir ekilde
ne kar. Farkl duyu biimleri arasnda bu balamda byk farkllklar var
dr. Duyu-algs vastasyla elde edilen bilgiler konusunda gelitirilen herhan
gi bir doktrinde, bu ifte referans, yani hem beden yaplan referans, hem de
bedenin dna yaplan referans mutlaka hatrda tutulmaldr. oklukla Hu-
medan gelen mevcut felsef doktrinler, bedene yaplan referans ihmal etme
lerinden tr kusurludur. Bu doktrinlerin kt yanlar, varsaylan kestirme
bir alg biiminden kestirmeden bir doktrin icat etmeleridir.
Oysa gerek udur: Bizim duyu-alglarmztn olaanst belirsiz ve kafa ka
rtracak kadar mulak tecrbe biimleridir. Ayrca onlarn nemsedikleri
bedenin dna yaplan referans, kinat ifa abasnda son derece yapay ve ge
liigzeldir: Bu konuda yeterince delil mevcuttur.
Halbuki bu, nemli bir meseledir. Szgelii, pragmatik bakmdan, yola d
enmi kaldrm ta, kat, sert, statik ve tanamaz bir eydir. O kestirmeden
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 7

icat edilen duyu-algst yaklamnn bize ifa ettii gerek budur. Eer fizik bi
limi doruysa, o zaman, bu, kaldrm ta olarak adlandrdmz kinatn bu
parasna ilikin verilen bu bilgiler son derece yzeyseldir. Modern fizik bili
mi, duyu algs gei/kenlik/lerinin vuku bulduu nedenle Tabiatn szkonu
su aktivitelerini anlayabilmek iin asrdan fazla bir sre desteklenen, geli
tirilen ve pekitirilen koordineli bir aba meselesidir.
Burada varlacak iki sonu son derece aktr: Birincisi, duyu-algs, tabiat
iindeki temel aktiviteler arasnda yaplan herhangi bir ayrm atlar. Szge
lii, grsel olarak alglanan veya zerine dlen kaldrm ta ile fiziki tara
fndan tasvir edilen kaldrm tann molekiiler aktiviteleri arasndaki farkl
l mukayese edin.
kinci sonu ise, herhangi bir anlama sahip aktivite formln bilimin an
lamakta baarsz olmasdr. Tabiatn grnnden gelen tabiat hakkndaki
formller arasndaki farkllklar, herhangi bir aklama zellii olan bir for
mln gelitirilmesini engellemitir. Hatta bu, gemiin, gelecek beklentisi
konusunda herhangi bir temel sunduuna inanmaktan bizi alkoymutur. A s
lnda dier baka bir gzlem kaynana deil de, yalnzca duyu algsna daya
nan bir alan olarak alglanan bilim, kendisinin kendi kendine yeter olduunu
iddia ettii srece yozlam ve iflas etmi bir bilim algsdr.
Bilim, tabiatta herhangi bir honut olma, holanma fenomeni bulamaz:
Bilim, tabiatta herhangi bir gye gremez; Bilim, tabiatta herhangi bir yarat
clk kefedemez: Bilakis bilim, yalnzca ardklk kurallarn grebilir tabiat
ta. Bu olumsuzlamaar, Tabiat Bilimi iin aynen geerlidir ve Tabiat Bili-
minin metodolojisinde mevcuttur. Fizik Biliminin bu krlnn nedeni, bu
tr bir Bilimin, yalnzca insan tecrbesinin sunduu yarm delille ilgileniyor
olduu gereinde gizlidir. Dikisiz bir paltoyu ikiye bler; ya da metaforu de
itirerek sylemek gerekirse, daha mutluluk verici bir ekle dntrr: Ya
pay ve arz olan palto zerinde dnr, tanr ve zenle dururken; daha as
l, daha temel bir hakkat olan bendeni gzard eder.
Avrupa dncesinde Descartes tarafndan sbitlenen bu felket dolu so
nulara yol aan beden ile zihin arasndaki ayrm, ite Bilimin kar karya
kald bu krln tek sorumlusudur. Bir anlamda buradaki tecrit veya ay
1 7 8 / D N M E B MLER

rm, yaklak 10 kuaktan bu yana en basit eylerin ilk nce hesaba katlma
sna izin verdii iin mutlu, yararl sonular dourdu tabi ki. imdi bu en ba
sit eyler, en mulak, pek ndir yaptmz gzlemlerimizde kintn btn
alanlarna hkim olan yaygn tabiat alkanlklardr. Bu Tabiat Kanunla-
rndan hi biri, en kk bir zaruret delili bile gstermezler. Bunlar, aslnda
bizim gzlemlerimiz leinde hkim olan ilem (procedure) biimleridir.
unu demek istiyorum: Kintn genileyebilirlii, onun boyutlara sahip
olduu ve mekna dayal boyutlarn saysnn olduu, bunun da fizk h
diselerin nih forml olarak kabul edilen geometrinin mekn / uzay kanun
larn oluturduu gereini kastediyorum. Bu davran biimlerinden hi bi
ri zorunlu deildir. Bunlar, ortalama, dzenleyici artlar olarak varolur; nk
fil durumlar, ounlukla bu kanunlar ete kemie brndren i bant bi
imlerini birbirlerine yaknlatrr. Yeni kendini-ifade biimleri kk salyor
olabilir. Henz tam olarak bir ey syleyemeyiz bu konuda. Ancak kyaslama
yoluyla deerlendirmek gerekirse, yeterli bir varolu sresinden sonra imdiki
kanunlarmz zamanla nemlerini yitirecek. Yeni ilgiler hkim olmaya bala
yacak. Terimin imdiki anlamyla, bizim mekn-fizik eksenli dnemimiz ya da
amz, her eyi belli belirsiz belirleyen ama nemli ilikiler konusunda al
nan kararlar zerinde grnrde bir etkisi olmayan gemii arkaplan itecek.
u nda hkim olan bu muazzam yasalar, inorganik tabiatn genel fizik ya
salardr. Belli bir gzlem leinde, bunlar, hibir mdahale izi brakmaks
zn hkimiyetlerini devam ettiriyorlar. Gnelerin oluumu, gezegenlerin ha
reketleri, yeryz zerindeki jeolojik deiimler, btn bunlarn hepsinin,
baka araclarn herhangi bir deiim giriimini bir kenara iten sratli bir iv
me ile ilerledii anlalyor. te bu noktaya kadar, bilimin kendisine dayan
d duyu-algs, tabiatta hibir gye ifa etmez.
Bununla birlikte, duyu-algsnn yalnzca bir faktrn tekil ettii insan
ln genel gzleminin hibir ama ifa etmediini sylemek doru deildir.
Bilakis, tam tersi szkonusudur. nsanln sosyolojik fonksiyonlarna ilikin
btn aklamalar, gyeyi, aklamada vazgeilmez nemi hiz bir faktr
olarak benimserler. rnek olarak delilin ikinci dereceden bir kant olarak ka
bul edildii, bir ceza davasnda, suu ilemeye srkleyen nedenlerin ispatlan
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 9

mas, gsterilmesi, durumann balca dayanaklarndan biridir. Bu tr bir da


vada,amacn bedenin hareketlerini ynlendiremeyecei ve hrsz hrszlk
yapmakla sulamann gnei ykselmekle sulamakla edeer olaca fikri sa
vunma tarafndan dile getirilecek midir? Yine hibir devlet adam, eitli mil
letlerde ve o milletlerin devlet adamlarnda hkim olan yurtseverlik trlerine
dir -uurunda ak ya rt ekilde- belli bir fikre sahip olmadan uluslararas
ilikileri baaryla gtremez. Kayp bir kpek efendisini grmeye ya da evi
nin yolunu bulmaya alyor olabilir. Aslnda biz, eylemlerimizin ynlendiri
cisi olarak amalarmzn dorudan uurundayz. Bu tr bir ynlendirmenin
dnda hibir doktrin hibir srede ete kemie brndrlemez. Zihn olarak
gerekletirilen fikirler, bedene dayal eylemlerde hibir etkiye sahip olama
yacaktr. Dolaysyla olup biten eyler, bu tr fikirlerin hayata aktarlmas gi
riimlerine btnyle kaytsz bir ekilde olup bitecektir.
Bilimsel akl yrtmeye, zihn fonksiyonlar, tam anlamyla tabiatn bir
paras olmad varsaym btnyle hkimdir. Dolaysyla bilimsel akl y
rtme, insanln balangtan bugne kadar kozmolojik fonksiyonlar yn
lendirmekte etkili olduuna inand szkonusu zihn ncelleri gzard eder,
hie sayar. Yntem olarak, bu prosedr, burada szkonusu olan snrllklar
kabul ettiimiz srece bsbtn hakllatrlabilirdir. Bu snrllklar, hem
ak, hem de rtk, yani tanmlanmamtr.
Bunlarn tanmlarnn zamanla yaplmas, felsefenin umududur.
Burada dikkat ekeceim ve vurgulayacam noktalar yle zetleyeyim:
Her eyden nce, zihniyet ile tabiat arasndaki bu keskin ayrmn bizim te
mel gzlemlerimizde hibir temeli ve yeri yoktur. Biz kendimizi tabiatn iin
de yaar buluruz. kinci olarak, zihn operasyonlar, tabiatn teekkln e
killendiren faktrler arasndaki ilemler olarak alglamamz gerektii sonucu
na varyorum. nc olarak, tabiat srecinde tembel tekerlekler fikrini terk
etmeliyiz. Ortaya kan her karakter, bir farkllk oluturur ve bu farkllk bu
faktrn mnferit karakteri asndan ifade edilebilir yalnzca. Drdnc ola
rak, zihn vklarn tabiatn bir sonraki seyrseferini belirlemekte nasl ilev
grdn, ne kadar etkili olduunu anlayabilmek iin, imdi, nmzde ta
bi olgular tarif etmek gibi bir grev bizi bekliyor.
1 8 0 / D N M E B MLER

Tabiattaki hdise trleri konusunda alt trden olutuunu syleyebilece


imiz kaba bir ayrm yapabiliriz. Birinci tr hdise, zihin ve bedenden oluan
insann varoluudur. kinci tr hdise, her tr hayvan hayatn, bcekleri,
omurgallar ve dier cinsleri ierir. Aslnda insan hayatnn dndaki btn
hayvan hayat trleri girer buraya. nc tr hdise, btn bitki trlerinin
hayatlarn ierir. Drdnc tr, tek hcreli canllardan oluur. Beinci tr,
hayvan bedenleriyle ya da onlardan daha byk mevcdiyetlerle mukayese
edilebilir byklkteki btn byk csseli inorganik ynlardan ibarettir.
Altnc tr, modern fiziin dakik analizleriyle gn na kan sonsuzkk
lekteki olup bitenlerden kompoze edilmiti.
mdi, Tabiatn btn bu fonksiyonlar birbirlerini etkiler, birbirlerine ih
tiya duyar ve birbirlerine doru yol alr. Bu liste, herhangi bir bilimsel kayg
gdlmeksizin bilinli bir ekilde kabaca yaplm bir listedir. Keskin bilimsel
tasnifler, bilimsel yntem iin zarurdir. Ancak bunlar felsefe iin tehlikelidir.
Bu tr bir snflandrma, farkl tabi varolu veya bayat biimlerinin birbirle
rine dntkleri gereini gizler. Hcreler toplumunun merkez ynetimi
ne ve ynlendirmesine sahip bir hayvan hayat vardr. Yine rgtlenmi hc
reler cumhuriyetini oluturan bir hayvan hayat mevcuttur. rgtlenmi mo-
lekler cumhuriyetini ekillendiren hcre hayat szkonusudur. Mekn / uzay
ilikilerinden gelen zorunluluklar pasif bir ekilde kabul eden byk lekli
inorganik bir molekller toplumu mevcuttur. Byk lde inorganik tabi
atn pasifliinin btn izlerini yitiren alt-molekler aktivite szkonusudur.
Bu ksa incelemede baz ana sonular zetlenebilir: Sonulardan biri, fark
l rgtlenme biimleri tarafndan retilen farkl fonksiyon grme biimleri
dir. kinci sonu, bu farkl biimler arasndaki sreklilik meselesidir. Boluu
dolduran smr-izgisi rnekler ya da hdiseler vardr. Snrizgisi hdiseleri
sklkla istikrarl deildir ve abucak snp giderler. Ancak varoluun ya da
hayatn mr izgisi, bizim insan hayatmzn alkanlklaryla yalnzca zaf
bir benzerlik arzeder. Zira alt-molekler hdise iin, bir saniye bile ok geni
bir zaman sresidir. nc sonu, gzlem leini deitirmemize gre te
ekkl eden tabiatn ynlerindeki farkllktr. Her gzlem lei, bize, bu l
ee uygun ortalama etkiler sunar.
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 1

Yine burada baka bir mlhaza daha yapmamz gerekiyor: Tabiat nasl
gzlemleriz? Ayrca bir gzlemin doru analizi nedir? Bu soruya verilecek kon-
vansiyonel cevap, "tabiat, duyularmz vastasyla alglyoruz eklinde bir ce
vap olacaktr. Yine duyu-algstnm analizinde de, duyu-algsnn en kestirme
rnei, yani grme duyusu zerinde younlamaya yatkmzdr. imdi grsel
alg, evrimin son rndr. Grsel alg, yksek derecede hayvanlar -byk
csseli mevcdiyetlere ve daha ileri trde bceklere mahsustur. Grme duyu
sunun deliline gerek duymayan saysz varlk tr vardr. Yine de, bunlar, can
l varlklar iin yaamaya uygun olacak ekilde kendi yaadklar evrelerini
dikkate aldklarna dair her tr iareti gsterirler. Ayrnca insanlar, gzlerini
kapatarak ya da krleme felketinden tr grme kabiliyetlerini kolaylkla
sona erdirirler. Salt grme yetisi tarafndan sunulan bilgi, zellikle kuru ve
plak bir bilgidir; yalnzca d blgeleri renkli olarak ifa eder. Renklerin zo
runlu olarak geikenliinden, blgelerin zorunlu olarak seilmesinden ve
renklerin sergilenmesi zorunlu olarak karlkl adapte etmekten szedilemez.
Herhangi bir mesafeden gerekletirilen grme eylemi, eitli renklere br
nen blgelerin pasif gerekliini gsterir bize. Bununla birlikte, deiimin
kendisi araclyla anlalabilecei herhangi bir i aktivite izi sunan salt renk
li blgelere zg bir eyin varlndan szetmek pek kolay deildir. Bizim pa
sif madd zlerimizin mekn / uzay eksenli dalmna dair kavraymzn ger
ekletii tecrbe ite buradan ortaya kar.
Ne var ki, bu tecrbenin, ilk bakta, grn itibariyle, eylerin veya
mevcdiyetlerin metafizik mahiyetlerini herhangi bir ekilde dorudan ifa
eden bir fenomen olduunu kabul etmemizi kukuyla karlamamz gereken,
bu tecrbeye elik eden iki unsur vardr: Her eyden nce, grsel tecrbede
bile, bedenin mdahalesinin farkndayzdr. Gzlerimizle grdmz dolay
sz olarak biliriz. Bu, elbette ki, mulak bir duygudur; ama her eye ramen yi
ne de son derece nemlidir.
kinci olarak, her bir hayat tecrbe, bedenimizin btnyle fizyolojik
fonksiyonuna bal olarak grdmz eyi ve grdmz eyi grdmz
yeri gzler nne serer. Bedenimizin belli, verili bir ekilde i dinamikleri a
sndan ilev grmesini salamamza ilikin gelitireceimiz herhangi bir me
182 / D N M E B MLER

tot, bize belli, tahsis edilmi bir grsel his sunacaktr. Beden, kendi grsel duy
gulanmlarn yerletirdii tabiatta olup bitenlere kar bilinli bir ekilde ka
ytszdr.
imdi, ayn ey, ok daha byk lde ve gzle grlebilir bir ekilde, b
tn dier duygu biimleri iin de geerlidir. Btn duyu alglar, yalnzca bi
zim beden eksenli fonksiyon grme biimlerimize baml olmann bir sonu
cudur. te bu nedenledir ki, eer ahs tecrbemizin tabiatn aktiviteleriyle
ilikisini anlamak istiyorsak, o zaman, uymamz ve dikkat gstermemiz uygun
prosedrn, ahs tecrbelerimizin ahs bedenlerimize ba/m/lt olduunu in
celememiz gerektii gereini bilmemiz gerekiyor.
Burada bizim ahs zihin-beden ilikimiz hakkndaki hkim inan ve d
n biimlerimiz zerinde biraz kafa yoralm. Her eyden nce, bir birlik veya
btnlk iddiasnn varl szkonusudur. lnsanteki, beden ile zihinden mte
ekkil tek bir hakkatten, tek bir gereklikten ibarettir. Bu birlik / btnlk id
dias, her zaman varsaylan ve varkabul edilen ama ndiren aka formle edi
len temel bir hakikattir. Ben tecrbe ediyorum ve beden, benim bedenimdir.
kinci olarak, bedenimizin fonksiyonunun, salt duyu tecrbesinin retil
mesinden ok daha geni kapsaml bir etkisi vardr. Kalbimiz, cierlerimiz, ba
rsaklarmz ve bbreklerimiz gibi i organlarmzn salkl bir ekilde ilev
grmesinden tr, kendimizi shhatli, hayat dolu bir vasatta yayor buluruz.
Bu organlarmz, dorudan kendileriyle ilintili herhangi bir hlet-i ruhiye
retmedikleri iin duygu eksenli varoluumuz belirginleir. Grme duyusunda
bile, bir gz yorgunluu szkonusu olmad iin grme fiilimizden honut
olur ve belli bir tatmin olma duygusu yaarz.
Ayrca mide armz olmad iin hayatmzn genel seyrseferinden ke
yif alarak yaarz. Ben ahsen, iyi kt shhatten haz almann, yalnzca zel
duygularla geliigzel bir ekilde ilikili olan olumlu bir duygu, olumlu bir h-
let-i ruhiye olduu konusunda srar ediyorum. Szgelii, kt bir resme ya da
ne bileyim irkin bir binaya baktnzda bile gzlerinizin ilevini yerine ge
tirmesinden tr haz alyor olabilirsiniz. Bedenden gelen bu duygu hlinin
dorudan hissedilmesi, bizim en temel, en vazgeilmez tecrbelerimiz arasn
da yer alr.
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 3

Dahas envai eit duygu vardr; ama her duygu tr, en azndan beden
den gelen bir sikle bir ekilde deiim geirir. Bedene dayal ilevlerin tahlil
edilmesi fizyologlarn iidir. Zira felsefe iin burada szkonusu edilebilecek te
mel, vazgeilmez gereklik, btn bir zihn tecrbe kompleksinin, bu tr bir
fonksiyon grme fiili tarafndan ya tremi olduu ya da deiime urad
gereidir. Ayrca bizim temel hissimiz, zihinle bedenin bir ve btn olduu
iddiasna imkn tanyan, yol aan bu tremilik, bir kaynaa bal olma duy
gusudur.
Bununla birlikte, bizim anlk, en yakndan yaadmz tecrbemiz de ay
rca baka bir kaynaktan geldiini iddia ve eder; yamsra da bu alternatif t
reme kayna zerine kurulan bir birlik, bir btnlk iddiasnda bulunur. Bu
ikinci kaynak, bizim uur/h tecrbemizin dolaymsz mevcudiyetinden nce
gelen veya varolan bizim zihin hlimiz [ya da daha doru bir deyile bizim ha
let-i rhiyemiz]dir. Saniyenin drtte biri kadar ksa bir sre nce, u ya da bu
fikirleri tahayyl ediyor, gerekletirme yollar zerinde kafa patlatyorduk; u
veya bu duygumuzdan haz alyorduk ve d dnyaya ilikin u ya da bu trden
gzlemler yapyorduk. u anki zihin hlimizde ise, bu nceki zihin durumu
muzu devam ettiriyoruz. Devam ettiriyorduk ifadesi gerein yalnzca yar
sn, bir yzn dile getirir. Bir anlamda bu gerek, son derece zayftr; baka
bir anlamda ise durumu ziyadesiyle gl bir ekilde ifade eder.
Szkonusu ettiimiz zihin durumu ok zayftr; nk biz bu zihin durumu
nu yalnzca tecrbe etmeyi srdrmekle kalmayz; bununla birlikte, ayn za
manda da, bizim nceki zihin durumumuzla mutlak bir zdelie sahip oldu
umuzu iddia ederiz. te bu, saniyenin drtte bir zamanlk dilimindeki imdi
ki tecrbemizin temeli olan zihin durumumuzdaki zde benliimizin bizatihi
kendisiydi.
te yandan, devam ettirme ifadesi, ar, gl bir zihin durumunu dile
getirir; nk imdiki hldeki tecrbemizi tastamam aynyla devam ettirme
yiz. Artk araya yeni unsurlar girmitir. Bu yeni unsurlarn hepsi de, bizim be
denimizin fonksiyonlar tarafndan sunulur. Bu yeni unsurlar, yeni devreye
girdirdiimiz temel tecrbe krntlaryla birlikte bir saniyenin drtte birlik za
man dilimindeki zihin durumumuz tarafndan sunulan unsurlarla kaynar.
1 8 4 / D N M E B MLE R

Ayrca hlihazrda zerinde ittifak ettiimiz zere, bedenimizle bir zdeleme


hli yaadmz beyan ederiz.
Bylelikle bizim imdideki tecrbemiz, iki kken ya da treme kaynay
la birlikte, yani bedenle ve daha nceki tecrbe fonksiyonlaryla beraber
kendi mahiyetini gn na karr. Ayrca bu kaynaklardan her biriyle de
zdeleme iddiasnn varl da szkonusudur. Beden, benim bedenimdir,
bana aittir ve nceki tecrbe de yine benim yaadm, bana ait olan bir tec
rbedir.
Dahas, beden iddiasnda bulunan ve tecrbe ak yaadn beyan eden
yalnzca tek bir ego / benlik vardr. Burada btn bir varolu ya da hayat pra
tiimizi bulduumuz temel bir fikre sahip olmu durumdayz. Bir yandan biz
varolurken, varlmz srdrrken, te yandan da bedenimiz ve ruhumuz,
her biri kendi vazgeilmez beninin / kendi-idrakinin tam olarak gerekleti
i bizim varlmzdaki kanlmaz unsurlar olarak mevcut olur, mevcdiyet-
lerini her n hissettirirler.
Bununla birlikte, bedenimiz de, ruhumuz da, ilk bakta bizim onlara at
fettiimiz kes/k/in gzleme dayal bir tanma sahip deildir. Bizim bedenimi
ze ilikin bilgimiz, bedeni, daha kapsaml tabiat lemindeki karmak hdise
ler birlii veya btn olarak konumlandrr [ve ylece fonksiyonlarn yeri
ne getirir]. Ne ki, bedenimizin tabiatn geri kalan ksmndan ayrm izgisi, en
u noktadan bakldnda mulaktr. Beden, milyonlarca molekln mterek
fonksiyon grme fiillerinden teekkl eder. Beden, saysz ekillerde bedenin
yap-eksenli zne ait olduu iin de, her zaman baz moleklleri yitirir, baz
moleklleri de yeniden kazanr.
Bu sorunu mikroskobik bir dikkatle incelediimiz zaman, bedenin nere
de baladn, d tabiatn ya da fizik dnyann nerede sona erdiini belirle-
yebilmenin kesin bir snr olmadn grrz. Yine beden, btn azalarm
yitirdii zaman da ayn bedenle zdeliimizi, bu bedenin bize ait olduunu
bilir ve ifade ederiz bunu. Ayrca arzalanan azalardaki hcrelerin hayat
fonksiyonlar yava yava zayflar. Am a azalar, gerekten de molekllerinin
i sarsnt dnemleriyle karlatrldnda, uzunca bir sre bedenden ayr
olarak mevcdiyetlerini srdrebilirler. te yandan bu tr alkantlarn d
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 5

nda, beden, varolabilmek iin bir muhte ihtiya duyar. Bylelikle be-
denin muhtiyle, hem de beden ile ruhun tek bir kiide birlik oluturmas
szkonusudur.
N e ki, bizim ahs kimliimizi idrak ederken, bedenden ziyade ruha vurgu
yapmaya eilim gsteririz. Tek bir kii, benim hayat eilim ya da senin hayat
eilimin olan ahs tecrbelerin mterek seyrseferidir. Her bir durumda
dorudan kendi gemiinin dorudan hatrasn ve gelecek beklentisini dev
reye girdiren kendini gerekletirme sreci ite budur. Kalc bir z-kimlie sa
hip olmak, bizim kendi ahs kimliimizi da vurma abamzdr.
Her eye ramen bu ruh fikrini incelediimiz zaman, ruhun bizim beden
tarifimizden daha mulak bir ekilde kendisini ifa ettiini grrz. Her ey
den nce, ruhun sreklilii -zellikle de uur szkonusu olduunda- zamanda
ki boluklar atlamak ve bu boluklar bylece doldurmak zorundadr. Ya de
liksiz uyku uyuruz ya da uyku uyuyamamaktan serseme dneriz. Am a buna
ramen uurunu yitirmeyen kii yine ayn kiidir. Hafzamza gveniriz ve bu
gvenimizi, tabiatn fonksiyonlarnda, daha ok da zellikle bedenimizin
[fonksiyonlarnn] srekliliine dayanarak temellendirir ve salama alrz. Hl
byle olunca, genelde tabiat, zelde ise beden, ahs olarak ruhumuzun kal
cln salayacak imknlar sunarlar.
Ayn ekilde, ruhun varoluunun ardk olarak vuk bulmasnda gzlenen
canllkta artc bir varyasyonun varl szkonusudur. te bu nedenledir ki,
d dnyadaki hdisleri prdikkat gzlemleyerek hayatmz srdrrz ve ar
dndan d[arya ynelttiimiz] dikkatimiz yava yava kaybolur ve bylelikle
derin bir dnceye dalp gideriz. Ancak bu derin dnceye dalp gitme a
bas, canl sunumda tedrc olarak zayflar: Hap alrz; dleriz; uur aknn
bsbtn kesildii bir uykuya dalveririz. Ruhun btn bu fonksiyonlar, e
itli, deiken ve kesintili olarak gerekleir. Ruh birliine ya da btnlne
sahip olmak, beden birliine sahip olmay, bedenle ruhun bir ve btn olma
sn toplum bnyesinin d dnyayla birlik kurmasn andrr. Fizik biliminin
bak asn anlalr klabilmek ve bu bak asn epistemolojinin ina et
mesi gereken temel olgular temsil eden dolaysz dncelerle birletirmek
iin kintta vuk bulan hdiseleri idrak etmek ve yorumlamak felsef spek
1 8 6 / D N M E B MLER

lasyonun iidir. 18. ve 19. yzyllarn epistemoloj isinin zayf noktas, bu epis
temoloji idrakinin btnyle dar, snrl ve snrlayc bir duyu-algs form-
lasyonuna dayanyor olmasyd. Ayrca eitli duyu biimleri arasnda grsel
tecrbe bu epistemoloj i anlay tarafndan rnek ve nemsenmesi gereken ti
pik epistemoloji algs olarak kabul edilmiti. Btn bunlarn sonucunda or
taya kan gerek, tecrbemizi oluturan gerekten nemli, hayat faktrleri
dta brakmak, gzard etmek olmutu.
Bu tr bir epistemoloji idrakinde, bir sistemdeki, btn anlalr klma
abasn hesaba katmak sorunda olan felsef speklasyonun rettii karmak
veriden bir hayli uzak kalrz. Beden ile ruh, beden ile tabiat, ruh ile tabiat
kme tiplerini ya da bedene dayal varoluun ardk hdiselerini burada r
nek olarak zikredebiliriz. Bu temel, asl i ie gemi fenomenlerin fevkalade
bir zellikleri vardr: D dnyann, ruhu oluturan tecrbe ak iin ne tr
bir fonksiyonu olduunu sorabiliriz burada. Bu ekilde tecrbe edilen d dn
ya, szkonusu tecrbeler iindeki yegne asl hakkattir. Btn duygular, b
tn amalar ve btn honutluklar, mhun mnferit olarak varoluu iin ge
rekli olan btn bu fenomenler, ruhun mevcdiyetinin temelinde yatan bu
tecrbe edilen dnyaya bizzat ruhun verdii reaksiyonlardan baka bir ey d e
ildir.
Dolaysyla, bir anlamda, tecrbe edilen dnya, ruhun zn tekil eden
pek ok faktrn kompozisyonundaki karmak bir faktrdr. Biz bunu ksaca
bir anlamda dnyann da ruhta gizli ya da mndemi olduunu syleyerek
ifade edebiliriz.
te yandan, bu temel hakkati dengeleyen bunun zdd bir baka doktri
nin varl da szkonusudur. Baka bir deyile, bizim dnya tecrbemiz, biza
tihi ruhun kendisini, szkonusu dnyann iindeki bileenlerden biri olarak
sergilememizi gerektirir. Dolaysyla bir tecrbe hdisesi ilikisinin, bir iliki
kayna olarak, bir de tecrbe edilmi bir dnyann bir baka iliki kayna
olarak iki yn mevcuttur. Dnya, bir anlamda bu hadisenin iinde mevcut
tur; bir baka anlamda ise, hdise, dnyann iinde mevcuttur. Szgelii, ben
bir odann iindeyim ve oda, benim imdiki tecrbemde [onu tecrbe ettiim]
bir paradr. Am a benim imdiki tecrbem, u n olduum eydir.
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 7

N e var ki, bu kafa kartrc zt iliki, burada tartmakta olduumuz b


tn balantlar ihata edecek kadar geniler. Mesela, ruhun kalc bir z-kim-
lie sahip olmas bunun bir rneini oluturur. Ruh, doumdan imdiki na
kadar yaylan, genileyen benim tecrbe hdiselerim ardklndan baka bir
ey deildir. imdi, tam bu noktada, btn bu hdiseleri tecessm ettiren tam
bir ahsiyete dnm olmaktaym. Bu hdiseler bana aittir, benimdir.
te yandan, vazgeilmez tecrbe hdisemin, imdiki nda, benim ruhu
mu oluturan hadisler ak arasndaki hdiselerden yalnzca bir olduu da yi
ne ayn lde dorudur. Yine ayn ekilde, dnya benim iin, benim bedeni
min fonksiyonlarnn dnyay benim tecrbem iin bana nasl sunduundan
baka bir ey deildir. Dolaysyla, dnya, btnyle bu fonksiyonlar iinde
belirir, belirginlik kazanr. Yine dnyann bilgisi, bu fonksiyonlarn tahlilin
den baka bir ey deildir. Am a yine de beden de, te yandan, dnyann ev
rensel muhti (society) iindeki fonksiyonlardan yalnzca bir muhttir.
Dnyay bedene dayal muht asndan, bedene dayal muhti de dnyann
genel fonksiyonu asndan incelemeliyiz.
Hl byle olunca, tecrbemizin asl znde de gn na kt gibi, ey
lerin veya mevcdiyederin birliktelii, bir karlkl ikinlik doktrinine ihti
ya duyar. u ya da bu anlamda, dnyann gerekliklerinin bu muhti, her vu
k bulan eyin, vuk bulan her dier eyin tabiatndaki bir faktr olduu an
lamna gelir. Kald ki, gnlk hayatta kanksanarak kullanlan fikirleri anla
yabilmemizin tek yolu budur. Bizim illiyet [sebep-sonu ilikisi] ilkemizi d
nn burada. Bir olay, bir baka olayn nasl sebebi olabilir? Her eyden n
ce, hibir olay, bir baka olayn btnyle ve tek bana yegne sebebi olamaz.
Btn bir gemi dnya, yeni bir hdise teekkl ettirmek iin youn aba
gsterir. Bununla birlikte baz durumlarda bir hdise, nemli bir ekilde ve l
de daha sonraki bir hdiseyi belirler. yleyse, bu belirleme ya da artlandr
ma srecini nasl anlayabiliriz?
Bir nitelii, salt aktarma fikri bsbtn anlalamaz bir eydir, iki hdise
nin aslnda birbirinden kopuk olabileceini, dolaysyla birine atf yaplmaks
zn tekinin anlalabilecei bir durumu farzedin. Bu durumda, bu iki hdise
arasndaki btn sebep-sonu ilikileri ya da bir dierini belirleme veya art
1 8 8 / D N M E B MLER

landrma fikri, anlalamaz hle gelecektir. Bu varsayma gre, herhangi bir ni


telie sahip olmann, neden baka bir nitelie sahip olan bir eyi etkilemesi
gerektii fikrinin bir anlam yoktur. Bu tr bir doktrinle birlikte, dnyadaki
nitelik eksenli ardklk oyunu ve etkileimi, dorudan gzlemleme dzle
minin tesinde gemi, imdi ve gelecek hakknda hibir sonucun karlama
yaca anlamsz, bo bir olaya dnr. Bu tr bir pozitivist inan, bu inanta
gelecee dair herhangi bir umut beklentisi iinde olmadmz ya da gemi
hakknda herhangi bir kuku ve znt duymadmz srece kendi kendisiy
le son derece tutarldr. Ancak bu durumda, bilimin hibir anlam ve nemi
yok demektir. Ayrca ortaya konan btn abalar da hibir eyi belirlemedii
iin bounadr. Bu pozitivist inanca gre, tek anlalabilir ve kabul edilebilir
sebep-sonu ilikisi doktrini, ikinlik [her eyin grnr olandan ibaret oldu
u] doktrini zerine kurulur. Her hdise, kendisinden nceki hdiseyi ya da
dnyay, kendi tabiat asndan aktif bir hdise veya dn ya olarak varsayar.
Olaylarn birbirleriyle ilikilerinde grece belirli bir konuma sahip olmalar
nn nedeni budr. Ayn ekilde, gemiin nitelie dayal enerjilerinin, her bir
imdiki hdisede, nitelie dayal bir enerjiler kalbnda bir araya gelmelerinin
nedeni de yine budur. Sebep-sonu ilikisi doktrini ite budur. Bunun, nere
deyse orada o ekilde mevcut olan her bir hdisenin zne ait olmasnn ne
deni de keza budur. Tabiat kanunlarnn grece istikrarl olmasnn, yani baz
tabiat kanunlarnn daha geni bir evre iin, bazlarnn ise daha dar bir ev
re iin geerli olmasnn nedeni de burada gizlidir. Hlihazrda dikkat ektii
miz gibi, bizim etrafmzdaki dnyay dorudan idrak ederken gzlemlenmi
veriyle iki ynl bir birlik iddiasna sahip olmak gibi tuhaf bir alkanlnn
bulunmasnn sebebi de yine budur: Biz dnyann iindeyiz; dnya da bizim
iimizde. Bizim u nki tecrbe ettiimiz hdise, ruhu oluturan hdiseler mu
hitinin iindedir; ayn ekilde ruhumuz ise, bizim u n tecrbe ettiimiz h
disede gizlenmitir. Beden bize aittir ve biz, bedenimizin iinde bir aktivite
halindeyiz. Mulak ama zorunlu olan bu gzlem/leme gerei, dnyann i ie
gemiliinin ve kendi dzen trne geiinin temelini tekil eder.
Bizim felsef kozmolojimizin dayanmas gereken kint tasavvuru asn
dan gzlemlenebilir veri/ler zerinde yaptmz bu incelemede, fizik bilimin
sonularyla, insanln sosyolojik fonksiyonlarna hkim olan szkonusu ka-
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 9

mksadmz fikirleri bir araya getirdik. Bu fikirler, edebiyatn, sanatn ve di


nin hmanizmine de yn verirler. Salt varolu, dncedeki en uzak bir so
yutlama noktas dnda insann uuruna hibir zaman nfz edememitir.
Descartestn cogito, ergo sum sz, yanl bir ekilde dnyorum, o hl
de varm olarak evirilegelmitir. Bizim farknda [bilincinde] olduumuz ey,
hibir zaman kupkuru bir dnce ya da kupkuru bir varolu deildir. Ben,
ahsen kendimi, esas itibariyle bir duygular, tatminler, umutlar, korkular,
zntler, alternatiflere deer vermeler, karar vermelerin bir birlii, bir b-
tiin olarak gryorum; ki btn bunlarn hepsi, benim tabiatmda aktif ola
rak mevcut olan muhte gsterilen sbjektif reaksiyonlardr. Descartesn
ben i olan benim birliim ya da btnlm, bu malzemeler yn tutarl
bir duygular kalbn ekillendirme siirecimdir. u nda biztah kendim oldu
um yeni bir yaratmaya muhtin aktivitelerini bu yeni yaratmay ekillendir
mek zere m/dhil olurken, aldm mnferit tatmin duygusu, tabi bir akti
vite roln yerine getiren ben im. Am a yine de, bizatihi kendim olduum
iin, bu, nceki dnyann bir devamdr. Eer burada muhtin [ihata edici]
rolne vurgu yaparsak, ite bu sre, sebep-sonu ilikileri sreci olmu olur.
te yandan da eer varoluu imdinin tabiatnda bir zorunluluk olarak mev
cut olan kavram eksenli bir gelecek beklentisi rolne vurgu yaparsam, bu tak
dirde, ortaya kan sre, gelecekteki belli bir ideale doru yryen gyelilik
amac olmu olur. Bununla birlikte, bu gye, hi de imdiki srecin tesinde
uzanmaz. Zira gelecei gye edinmek, imdideki bir tatmindir. Dolaysyla g
ye, yeni yaratn imdiki ve imdideki kendi kendini yaratma abasn belir
gin bir ekilde ynlendirir.
tmdi, nceki seminerin sonunda ortaya konulduu gibi, son soruyu sora
biliriz. Fizik bilimi, tabiat, aktiviteye indirgedi ve Tabiatm bu aktivitelerin-
de resmedilen matematie dayal soyut formlleri kefetti. Bununla birlikte
burada sorulmay bekleyen temel soru udur: plak gereklik fikriyle nasl
yetinebilirim sorusudur. Bu soru, ancak hayatla tabiat kaynatrarak nasl
cevaplandrlabilir.
Her eyden nce, hayat zihniyetten ayrt etmelidir. Zihniyet, kavrama
dayal bir tecrbeyi gerektirir. Ve zihniyet, hayattaki tek deiken muhteva
1 9 0 / D N M E B MLER

dr. Burada kavrama dayal tecrbe olarak nitelendirdiimiz eyin ilev gr


me biimi, herhangi bir salt fizik gereklikten soyutlanarak ideal gerekletir
me imknlarnn hayata geirilmesidir. Kavrama dayal tecrbenin en apa-
ikr ve en nemli rnei, alternatiflerin geree dntrlmesi abasdr.
Hayat, bu zihniyet derecesinin altnda gizlidir. Hayat, gemiten gelen ve ge
lecee doru yrmeyi hedefleyen ite bu duygu hazz ve tatminidir. Baka bir
ifadeyle hayat, o zaman ve imdi mevcut olan ve gelecekte de mevcut olacak
olan bu duygu ve hazzn tatmininden ibarettir, ite bu vektr nitelii, bu tr
bir gerekletirme abasnn zn tekil eder.
Duygu, imdiyi iki ekilde aar: Hem imdiden vcut ve hayat bulur; hem
de gelecee ynelir. Andan na, demden deme, zamandan zamana idrak edi
lir, haz alnr ve aktarlr. Her bir durum, her bir hdise, terimi Quackerlarn
kulland anlamda, bir ilgi/lenme faaliyetidir. Akn olanla ikin olann bu
lumas ve kaynamasdr. Her ne kadar bu fenomenler, mevcut fonksiyonla
r bakmndan bu hdise, durum veya hlin ilgi/lendii faktrler olsa da, duy
gu ve gye eklinde tezahr eden szkonusu durum, hdise veya hlet-i ruhi
ye, kendi z itibariyle kendisinin tesinden uzanan eylerle ilgilenir. Her bir
hdise, ncelikli olarak kendi kendini gerekletirme abas iinde olmasna
ramen, aslnda, esas itibariyle kinatla ilgilenir.
Bu sre, saysz arz alan ve saysz nitelie dayal oluum biimi yoluyla
srekli bir deiim srecidir. imdiki hlin ve hdisenin birlii ve btnl
olan duygu birlii ve btnl, gelecee doru yrrken her zaman deiim
geiren kalplam ya da kalplara dayal niteliklerin oluumunu salar. Bura
da szkonusu olan yaratc faaliyet, bileenlerin ve younlamann devam et
mesini gye edinir. Kalp deiiklikleri ve dahas yokolua doru srklenme,
bu gyeye balln tabi sonulardr.
Kavrama dayal zihniyet duruma mdahale etmedii srece, muhte nfuz
eden byk kalplar, devralnan uyarlanma biimleriyle mevcdiyetlerini sr
drrler. te kimyaclar ve fizikiler tarafndan aratrma konusu yaplan a
lma kalplarn burada buluyoruz. Zihniyet, btn bu aratrmalarda aratr
lan alanlarda gizlidir. norganik nitelikteki rneklerde, bizim zmleme g
lerimiz szkonusu olduunda ara sra yanp snmeler ilemez. Fizk kalbn
T A B A T VE H A Y A T / 191

miras yoluyla kontrol edilen etkin zihniyetin en dk aamalar, uurd


ideal gayenin vurgunun belli belirsiz ynlendirmesini gerektirir. eitli yk
sek hayat biimleri rnekleri, zihniyetin etkililiinin eitli derecelerini ser
gilerler. Hayvanlarn sosyal alkanlklarnda, fizk yanp snmelere dne
rek dejenere olan gemiteki zihniyetin belli belirsiz iaretleri vardr. Son ola
rak, yksek memelilerde, zellikle de insanlarda, koksalm bir ekilde etkili
ak zihniyet delilleri mevcuttur. Bizim kendi tecrbemizde, bizim bilgimizin
bilinli bir ekilde retilmesi ve sistematize edilmesi, bu tr bir zihniyetin
dorudan mahade edildii anlamna gelebilir.
Kavrama dayal abalarda nesneler olarak gerekletirilen nitelikler, iba
renin fizikte kullanld anlamyla hzl araclarn zelliklerini hizdir. Bun
lar, estetik sreci, hdisenin bizatih kendisinin gemiten tevars eden pek
ok duygu akndan teekkl ettii estetik sreci deiime uratrlar. drakle
rin ilve lmlenebilir enerji kaynaklar devreye girdirmesi gerektiini var
saymak hi de zorunlu deildir. Onlar bu ekilde yapyor olabilirler bunu; zi
ra enerjinin korunmas doktrini, tketilmi lm/leme/lere dayal deildir.
Bununla birlikte, zihniyetin ileyii, esas itibariyle enerji aknn yn dei
tirmesi olarak alglanacaktr.
Bu seminerlerde sistematik metafizik kozmoloj i alanna girmedik. Sem i
nerlerin hedefi, bu tr bir kozmolojinin ina edilmesi gerektii yol asndan
bizim tecrbemizdeki szkonusu unsurlar gstermekti. Bu tr bir ina abas
nn balamas gereken anahtar fikir, fizikte dikkate alna enerjik aktivite, ha
yatta gerekletirilen duygusal younluk ve younlamadr.
Felsefe, ie merakla balar. Ve sonunda, felsef dnce yapabilecei en iyi
eyleri yapt zaman merak varln srdrr. Bununla birlikte, eylerin yo
unluuna biraz kavranlmas ve idrak yoluyla da duygunun arndrlmas il
ve edilmitir. Ne ki bu tr dnme abalarnda bir tehlikenin varl da sz
konusudur. Anlk bir iyi, dejenere edici, pasif bir haz biiminde alglanmaya
msait bir zellik arzeder. Varolu, gelecekle srgit birlemeye, btnlemeye
alan bir aktivitedir. Felsef idrakin gyesi, akn formlar balamnda akti
vite krln delip gemeyi hedefler.
DRDNC KISIM

epilog
DOKUZUNCU BLM
-- --------------

FELSEFENN G YESt

ir niversitenin grevi, aklc dncenin ve meden deerlendirme


biimlerinin meseleyi etkileyebilmesi iin, gelecein ina edilmesidir.
Gelecek, her baar ve trajedi [baarszlk] imknna sahip byk bir feno-
mendir.
Peki, bu yaratc eylem manzarasnn ortasnda felsefenin zel fonksiyonu
nedir?
Bu soruyu cevaplandrabilmek iin, herhangi bir zel doktrinin felsef ka
rakterini neyin oluturduuna karar vermek zorundayz. Bir doktrini felsef k
lan ey nedir? mknlarnn snrszl ok iyi anlalan hibir hakkat, her
hangi bir dier hakikatten daha ok ya da daha az felsef deildir. Felsefenin
izini srd ey, her eyi bilen bilime kapatlan bir uratr.
Felsefe, bilinsizce, geliigzel bir ekilde gerekletirilmeye alan dokt
rinlere dikkatini ynelten bir zihin tutumudur. Bilinsizce, geliigzel bir e
kilde gerekletirilmeye alan ibaresi ve ifadesiyle, hakkyla anlalamayan
uygun artlarn sonsuzluu doktrinin tam anlamn kastediyorum. Felsef tu
tum, bizim mevcut car dncemize dhil olan her fikrin tatbik alannn an
lalmasn geniletmek iin gelitirilen kararl, cesur bir abadr. Felsef tu
tum, dncenin szl olarak ifade edilmesindeki her szc, her ibareyi alr
1 9 6 / D N M E BtlMLER.1

ve bunlarn ne anlam ifade ettiini sorar. Her makul kiinin szkonusu soru
ya verilecek cevab bildii genel geer varsaymndan tatmin olmay reddeder.
Primitif fikirlerle ve primitif nermelerle yetindiiniz srece bir filozof olma
zelliinizi yitirmi olursunuz.
Sylem gelitirme kaygsyla, elbette ki, bir yerlerden balamak zorun
dasnz. A ncak ncllerinden yola karak tartt iin filozof, hlihazrda
bu ncllerindeki her szc, [her kavram] ve her ifadeyi gelecek bir ara
trmann ve soruturmann konular olaTak zenle inceler, tartr ve belli
bir kalba sokar. Hibir filozof, ister kendi meslektalar olsun ya da hatta
isterse bizzat kendi beni olsun, makul insanlarn vardklar sonularla asl
yetinmez. Filozof, her zaman sonluluun snrlarn zorlamaya alan biri
dir.
te yandan bilim adam da bilginin alanlarn geniletmeye alr. A n
cak bilim adam, ie, ncelikli olarak, megul olduu bilim dalnn alann ta
rif eden primitif fikirler kmesiyle ve bu fikirler arasndaki primitif ilikilerle
balar. Szgelii, Nevvtonc dinamik bilimi, Okliti uzay, youn madde, hare
ket, stres ve gerilimlerle, ok daha genel g fikrini [kalk noktas olarak ka
bul etmeyi ve incelemeyi] varsayar. Ayrca bir de hareket kanunlar ve daha
sonralar ilve edilen birka dier kavram daha vardr. Bilim, sonular kar
maktan [tmdengelim yapmaktan], dolaysyla bu fikirlerin tatbik edilebilirli
ini varsaymaktan teekkl etmiti/r.
Mesela Nevvtonc Dinamik bilimi konusunda, bilim adam ile filozof, zt
kutuplar yzleirler. Bilim adam, sonularn peinde koar ve kinattaki bu
tr sonularn gerekletirilmesini, geree dntrlmesini mahede ede
rek salamaya alr. Filozof ise, dnyay istila eden karakterletirmeler kar
m ya da karmaas asndan bu fikirlerin anlamlarn aratrr.
Bilim adamlar ile filozoflarn birbirlerine yardm edebilecekleri apaikr
bir gerektir. Zira bilim adam zaman zaman yeni bir fikir aray iinde olur;
filozof ise, bilimsel sonularn incelenmesiyle oluan anlamlardan kendince
aydnlanr. Bilim adam ile filozofun birbirleriyle genel olarak karlkl ileti
im kurmalar, mevcut ya da car dnce alkanlklarn paylayor olmala
ryla gerekleir.
E P L OG / 1 9 7

Felsef dnceyi srgit ksrlatran ve inatla, srarla benimsenen bir var


saym vardr: Bu, insanln bilinli olarak, kendi tecrbesine tatbik edilebi
lecek btn temel fikirleri gelitirdii ve gerekletirdii eklindeki bir inan
tr; stelik de, son derece tabi bir inantr bu. Dahas, insan dilinin, tek sz
cklerde ya da ifadelerde bu fikirleri aka ifade ettii dnlr ve kabul
edilir. Ben alisen bu varsaym, Mkemmel Szlk Yanlgs olarak nitelen
diriyorum.
Filozofun bilim adamyla yollarn ayrd nokta ite bu noktadr. Bilim
adam ya da bir alann limi, arkasna szln alarak, beer dnceyi ve
beeri baarlar aratrr. [ster tabiat bilimcisi, isterse sosyal bilimci olsun] bi
lim adam, meden/leme dncesinin ana destekisidir. lm aratrma ya
pan bir kii olmann dnda, bir de kendine zg ahlk, din ve zevk tasavvu
ru olan biri olabilirsiniz. Am a hibir zaman tam anlamyla medenilemi biri
olmayabilirsiniz. fadenin incelikli, marifetli keskin gcnden yoksun olursu
nuz o zaman.
Filozofun tpk bilime olduu kadar, lm aratrmaya ihtiya duyduu apa-
ikr bir gerektir. Fakat hem bilim, hem de ilm aratrma, felsefenin yedek,
yardmc silahlardr.
Mkemmel Szlk Yanlgs, filozoflar iki ekole ayrr: Birinci ekol, spe
klatif / nazar felsefeyi reddeden Eletirel EkoPdr. kinci ekol ise, spekla
tif felsefeyi ihata eden Speklatif EkoTdr. Eletirel Ekol, kendisini, szl
n snrlar iindeki szl tahlille snrlar. Speklatif Ekol ise, dorudan fi-
kire bavurur ve bunun anlamlarn bu tr spesifik fikirleri yayan ve yaygn
latran durumlara mracaat ederek gstermeye alr. Ardndan da, sonu
itibariyle szl geniletir, iki ekol arasndaki ayrlk ya da farkllk, gven
lik ile serven arasndaki bir tartma meselesinden ibarettir.
Eletirel Ekoln gc, evrim doktrininin, herhangi bir radikal anlamda,
kadm ilm aratrmalara girmedii gereinde gizlidir. Dolaysyla orada insan
zihninin sbitlenmi bir husslemesi varsaym ortaya kar ve bu hussle-
menin yol haritas szlktr.
Burada felsefe tarihindeki iki byk na bavurmak istiyorum: Socrates,
hayatn, Atina dnyasnn cri varsaymlarm analiz etmekle geirmiti. Ve
1 9 8 / D N M E B MLER

kendi felsefesinin cehlete kar bir tutum olduunu [ve aldn] aka kabul
ediyordu. Socrates eletireldi ama te yandan da yapc bir kiilie sahipti.
Harvard, yaklak 30 yl ncesine kadar felsef departmannn o muazzam
dnemiyle hakl olarak vnr ve kvan duyar. Gerekten de o vakitler, Jos-
hian Royce, William James, Santayana, George Herbert Palmer ve Mnster-
berg gibi filozoflar, iftihar edilecek bir filozoflar grubu oluturmulard Har-
vardda. Bu filozoflar arasnda, Palmern baarlar, esas itibariyle edebiyat
alannda ve bir parlak bir hoca olmasnda younlayordu. Bu grup, gurubu
oluturan filozoflarnn her birinin tek balarna byk iler baardklar ken
dine zg bir gruptu. N e ki, bir grup olarak, bu filozoflar, bugn ok daha b
yk kiiler olarak kabul edilmeye balanmtr. Bu, bir serven, speklasyon
ve yeni fikirler peinde kouturan bir gruptu. Bir filozof olmak iin, bu grup
ta yer alan filozoflarn ana hussiyetleri konusunda mtevaz bir birikime sa
hip olmak gerekir.
Felsefenin ii ve ilevi, sosyal sistemi aydnlatan aktif bir yeni fikirler top
lam gelitirmek ve bunlar korumaktr. Felsefe, [sorgusuz sualsiz] kabul edilen
dnce [birikimi]nin duraan bir genel kabul derekesine doru yava yava
dme eilimini ve erisini tersine evirir. lle de bu ekilde sylemek gerekir
se, felsefe esas itibariyle mistik bir uratr. Zira mistisizm, henz bilinmeyen
ve o yzden de dile getirilemeyen derinliklere dorudan dalan bir fikir, idrak
ve davran hlidir. Ne ki, felsefenin gyesi, mistisizmi rasyonelletirmektir:
Mistisizmi izah etmek sretiyle deil, aksine, rasyonel olarak koordine edilen
yeni szel [sze dayal] nitelendirmeleri mistisizmi anlama ve yorumlama a
basnn iine girdirmektir.
Felsefe, iiri andrr; ve hem felsefe, hem de iir, bizim medeniyet olarak
tarif ettiimiz nih iyi anlam, durumu ve duyguyu ifade etmenin, dile dk
menin ve dile getirmenin yollarn aratrrlar. Her ikisinde de, szcklerin
dorudan [dz, grnr] anlamlarnn tesindeki forma bir atf mevcuttur. i
ir, kendisini vezinle dost klar; felsefe ise matematiin kalplaryla.

You might also like