You are on page 1of 93

Claude Levi-Strauss 28 Kasm l 908'de Brksel'de ressam bir

baba ile entelektel bir annenin olu olarak dnyaya geldi. Kk


yata ilgin nesneler toplamaya ve jeolojiyle ilgilenmeye balad.
Paris niversitesi'nde 1927-1932 yllan arasnda hukuk ve felse
fe tahsili grd. 1934-1937 arasnda Sao Paulo niversitesi'nde
sosyoloji profesr olarak grev yapmak zere Brezilya'ya gitti ve
1939'a dek orada kald. Il. Dnya Sava'ndan sonra kaleme ald
eserleriyle, hem yapsalcln hem de XX. Yzyl dncesinin en
nemli isimlerinden biri haline gelen Levi-Strauss, 2009'da haya
ta gzlerini yumdu.
Claude Levi-Strauss

Mit ve Anlam

eviren

Gkhan Yavuz Demir


Mit ve Anlam
Claude Levi-Strauss

zgn Ad
Myth and Meaning

lthaki Yaynlan - 837

Yayna Hazrlayanlar: Gizem Ayvaz - Seluk Aylar - Meri Seyhan Karaca


Redaksiyon: Meri Seyhan Karaca
Kapak ve Tasarm: kr Karako
Sayfa Tasarm: kr Karako
l. Bask, ubat 2013, stanbul
ISBN: 978-605-375-268-4

University ofToronto Press, 1978


Orijinal edisyon Toronto niversitesi tarafndan yaynlanmtr.
Trke eviri Gkhan Yavuz Demir, 2013
lthaki, 2013

Bu eserin tm haklar Anatolialit Telif Haklan Aj a ns


ar aclyla satn alnmtr.

lthaki Penguen Kitap-Kaset Bas. Yay. Paz. Tic. Ltd. ti.'nin yan kuruluudur.
Bahariye Cad. Dr. Ihsan nler Sok. Ersoy Apt. A Blok No: 16/15 Kadky - lstanbul
Tel: (0216) 348 36 97 Faks: (0216) 449 98 34

ithaki@ithaki. com. tr - www. ithaki. com. tr - www. ilknokta. com

Kapak, l Bask: Deniz Ofset Matbaaclk


Gmsuyu Cad. Topkap Center, Odin l Merkezi No: 403/2 Topkap-lstanbul
Tel: (0212) 613 30 06- Faks: (0212) 613 51 97

Sertifika No: 25001


iiNDEKiLER

NSZ/ Gkhan Yavuz Demir ....... ..... ....... .. ................... ....... 1

MlT ve ANLAM . . . . . . . . . ..... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . 31

1977 MASSEY KONFERANSLARI .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 33

GlRl . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . ....... . ..... . . . . . . . . . . . . . ..... . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . 37

BlRlNCl BLM Mit ve Bilimin Bulumas . . .. . . . .. . . . . ... . .. . 39 .

lKlNCl BLM "llkel" Dnce ve "Uygar" Zihin ....... 49

NC BLM Tavan Dudaklar ve lkizler:


Bir Mitin Yarlmas . . . .. ...... . . ... . . . .. . ..... . .. . 59

DRDNC BLM Mit, Tarih Haline Geldiinde . . . . .. . . . . . . . . . 67

BElNCl BLM Mit ve Mzik . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 77


N S Z

YE RLLE R ARAS INDA BR YAPI U S TA S I

"Pas de couleur, rien que la nuence." ("Renk


yok, nanstan baka hibir ey yok.")
Paul Verlaine

"lnsanlan incelemek isterseniz yaknnza


bakmanz gerekir; ama insan inceleyecekse
niz gzlerinizi uzaklara evirmeyi renmeli
siniz; bu zellikleri kefetmek iin nce fark
lar gzlemlenmelidir."
]ean-Jacques Rousseau

1 934 ylnn sonbaharnda, bir pazar gn, saat dokuz


da telefon sanki her zamankinden farkl ald. Arayan,
Ecole normale s uperi eure n mdr Celestin Bougle'ydi.
'

Telefondaki telasz ses kestirmeden sordu: "Etnografya


ile hala ilgileniyor musunuz, sevgili dostum? " Sorusuna,
"Elbette!" diye heyecanl bir cevap alnca da yle devam
etti: "lyi, yleyse Sao Paulo niversitesi'nde sosyoloji pro
fesrlne adaylnz koyunuz. Kenar mahalleler yer
lilerle dolu, hafta sonlarnda onlarla bolca ilgilenirsiniz."
lte her ey bu telefonla balad. Ne arayan Bougle ne de
aranan gen adam, bu ksa telefon grmesinde yirmin
ci yzyln ikinci yansna damgasn vuran "yapsalclk
a"n balatacak bir yap ustasnn doduunu biliyor
lard. Ama gen adam, efsanevi bir yetmi yllk kariyere
ilk admn atm ve sonunda kendini Academie Franaise
yesi Claude Levi-Strauss yapacak yola kmt.

il

28 Kasm l 908'de Brksel'de ressam bir baba ile entelek


tel bir annenin olu olarak dnyaya gelen Levi-Strauss,
kk yata ilgin nesneler toplamaya ve j eolojiyle ilgi
lenmeye balad. Paris niversitesi'nde 1 927- 1 932 yl
lar arasnda hukuk ve felsefe tahsili grd. Psikanaliz
ve Marxizme ilgi duyduu niversite yllarnda Comte,
Durkheim ve Mauss gibi byk Fransz sosyologlannn
eserlerini okudu. Hukuku sevemedii iin Agregation'u
felsefeden vermiti. Fakat bu , ok gemeden felsefeye de
ihanet etmeyecei anlamna gelmiyordu.
Bir sre lise retmenlii yaptktan sonra, 1 934- 193 7
arasnda Sao Paulo niversitesi'nde sosyoloji profesr
olarak grev yapmak zere Brezilya'ya gitti ve l 939'a dek
orada kald. Bororo yerlilerinin sosyal rg denmesini
konu alan 1 936 tarihli ilk antropoloj i makalesi ve daha
sonra da Nambikvara ve Tupi-Kavaip yerlileri zerine ka
leme ald yazlar, bu yllar iinde Brezilya'da yapt
alan almalarnn entelektel rnleridir.
l 939'da askere arld iin Fransa'ya dnen Levi
Strauss, sava srasnda nl Maginot Hatt'nda irtibat
subay olarak grev yapt. Alman igalinden sonra, ksa

2
bir sreliine, eski meslei retmenlie dnen Levi
Strauss; Vichy Hkmeti'nin uygulad "rk yasalar"
gereince grevden alnnca ok gemeden lkesini terk
etmek zorunda kald. 1 94 1 - 1 945 arasnda N ew York'taki
New School for Social Research'te retim elemanyd.
New York'ta gmen olarak yaad bu yllarda Boas
antropolojiden ok etkilendi. Ayn dnemde, daha sonra
gelitirecei kendi antropolojik yaklamna ilham veren
Saussure linguistiine vakf olmasn salayan Rus asll
Amerikal byk linguist Roman jakobson ile tant; ni
tekim 1945'te "l'.analyse structurale en linguistique et en
anthropologie" ("Linguistik ve Antropolojide Yap Anali
zi") adl makalesini yaynlad.
lkesine dndkten sonra, Fransz kltr ataesi ola
rak ( 1 946- 1 947) yeniden New York'a gnderilen Levi
Strauss, ksa bir sre de alan aratrmas iin Banglade'te
bulundu. 1 950- 1 9 79 yllar arasnda Ecole pratique des
hautes etudes'n sosyal antropoloji almalar yneti
cisiydi. l 982'ye dein almay srdrecei College de
France taki sosyal antropoloji krssne ise l 959'da
'

atand.
Levi-Strauss, 1949'da doktora tezi olarak savunduu
ve ayn sene yaynlad ilk nemli eseri Les Structures
elementaires de la parente'de (Akrabaln Temel Yaplan)
yakn akrabalar arasndaki cinsel iliki yasan, yani en
sest tabusunu ele ald. Durkheim'n klasik eserinin etki
sini yanstmaya kitabn ad kafiyse de bu almada Levi
Strauss'un asl ilham kayna Mauss'tur. Mauss'un deer
li eyalarn dolamna dair yaklamn, temel akrabalk
ilikileri ve ensest tabusuna uyarlayan Levi-Strauss'un

3
karlkllk teorisine gre; bir erkein bir kadna el sr
meyerek onun baka bir erkekle iliki kurmasna izin
vermesi, bu adamn baka bir yerlerde kendine ait bir ka
dnnn olduunu gsterir. 1 Ayrca anne, kzkarde veya
kzyla evlenmeyi yasaklayan kurallar, onlar bakasna
vermeyi ve dolaysyla da bakalarnn annesi, kzkardei
veya kzyla evlenmeyi mecburi klar; ve kadnla erkek
birlikteliini bir sosyal iletiim haline getirir. Yasaklama
nn ve msaadenin sertlik ve esneklik dereceleri, elbette
toplumdan topluma deiir; fakat yine de deimeyen bir
"tutumlar sistemi" vardr.2
1 952'deki Race et histoire'n (Irk ve Tarih) ardndan
kendisine hreti getirecek, dnemin entelektellerince
heyecanla selamlanacak, yz binlerce satacak ve Georges
Bataille'n ifadesiyle "insani bir kitap, byk bir kitap"
olan Tristes tropiques'i (Hznl Dnenceler) 1955'te ya
ynlanr.
Fransa'nn her yl verilen en prestijli edebiyat d
l Gouncourt Akademi dl jrisinden de epeyce oy
ald halde, bir roman olmad gerekesiyle Hznl
Dnenceler birinci olamaz. Tam anlamyla ne antropolo
ji kitab ne de roman denilebilecek Hznl Dnenceler,
btn r ac byk eserler gibi, kolayca tanmlana
mayacak trler-st bir "dnce iiri" veya "modern
Odysseia destan" dr. Savatan nce, lkesini terk edecek
kadar felsefeden tiksinen bir felsefe profesrnn Ama-

Bottomore, Tom & Nisbet, Robert; "Yapsalclk;' Sosyolojik zm


lemenin Tarihi, haz. T. Bottomore & R. Nisbet, ev. Binnaz Toprak,
Verso Yaynclk, Ankara: 1990, s. 594.
2 Ycel, Tahsin; "Claude Levi-Strauss ve Yaban Dnce;' Yaban D
nce, ev. Tahsin Ycel, Yap Kredi Yaynlar, stanbul: 1994, s. 14.

4
zanlarda balayan bu "ka destan"nn hem lafzi (gn
delik hayata dair) , hem de metaforik (entelektel hayata
dair) tek bir tezi vardr sanki: Anayolu terk edin! Sapn!
Gerekirse kan! Ama daima alamaz nehirlere ve balta
girmemi ormanlara doru koun! Tpk Levi-Strauss'un
hem savatan hem de felsefeden kaarken yapt gibi.
Kltrel eitlilie r ac ve provokatif tarzda yak
laan ve gerekten dourgan bir yazar olan Levi-Strauss,
1 958 ve 1 973'te iki cilt olarak yaynlad Anthropologie
structurale'de (Yapsal Antropoloji) kendi antropolojik
yaklamnn temel yntem ve karakteristiklerini ak
la kavuturdu. Bu almalar 1 9 62'de Le Totemisme
aujourd'hui (Gnmzde Totemizm) ve La Pensee Sauva
ge (Yaban Dnce) takip etti. Yab an Dnce ile Levi
Strauss kendi entelektel serveninde rotasn "akrabalk
dnemi"nden "mitoloji dnemi"ne evirir. Mitlerin man
tn analiz ettii drt ciltlik aheseri Mythologiques'i
(Mitologikler) 1 964- 1 9 7 1 arasnda yaynlad: Le Cru et le
cuit (i ve Pimi), Du miel aux cendres (Baldan Kle),
[Origine des manieres de tab le (Sofra Adabnn Kayna)
ve rHomme nu (plak lnsan). Bu gz kamatran al
maya balk olarak "mitolojiler" yerine "mitologikler"in,
yani "mit-o-logic"ler veya "mit-mantklar"nn tercih
edilmesi de tesadf deildir. nk Mitologikler'in hede
fi, mit-mantklar ile baka mantklar arasndaki gizeme
k tutmaktr.1 Fakat hayli karmak olmasndan tr
bu devasa eser, grece daha anlalr Yaban Dnce kadar
etkili olamamtr.

1 Leach, Edmund; Levi-Strauss, ev. Ayla Orta, Afa Yaynlar, stan


bul: 1985, s. 22.

5
Amerika'nn kuzeybat kylarnda yaayan Kzlde
rililerin sanat, din ve mitlerini ise 1 9 75'te yaynlad
La voie de masques'ta (Maskelerin Yolu) ele ald. Bunlar
1982'de Le regard eloigne (Uzaktan Bak), 1984'te La pa
role donnee (Verilmi Sz), 1 985'te La Potiere jalouse (Ks
kan mleki Kadn), 1 99 l 'de Histoire de Lynx (Vaan
Hikayesi) ve 1 993'te Regarder ecouter lire (Bakmak Dinle
mek Okumak) gibi metinleri izlendi.
1 964'te Legion d'honneur nian ve 1 968'de de
Fransa'nn stdzey bilim dl Ulusal Bilimsel Ara
trma Merkezi altn madalyasyla onurlandrlan Levi
Strauss, 1 973'te Academie Franaise yeliine seilir.
Herkesin izledii yollardan saparak bu kadar ykselmeyi
baarm asi gen, artk kendi kltrnn kutsal kale
lerini savunmaya kararl bir dzen bekisidir; hem de
Academie Franaise'a kadnlarn alnmasna iddetle dire
necek kadar. Gerekesi de gayet "yapsalc" bir nitelikte
dir: bu tr kulplerin kurallarnn deitirilmemek iin
konulduunu syler ve XVI. Yzyldan beri srdrlen
bu gelenein inenmesine kar kar. Ama bir Kadnlar
Akademisi kurulacak olsa, bu teebbs sonuna kadar
destekleyeceinin de altn izmeyi ihmal etmez.
Geen yzyldan kalma bir bilge olan Claude Levi
Strauss, Mitologikler'le mitolojinin mitini veya am
zn mitini yazarken, sanki Tanr tarafndan alt k
tphanede unutulmutur; o kadar ki mitlerin arksn
sylemeye bu yzyln bana kadar devam edebilmitir.
2008'de Academie Franaise'n yz yan aan ilk yesi
olan bu asrlk nar, Akademi'nin dekanlna getirildik
ten bir sre sonra, 30 Ekim 2009'da bilinmeyene doru
son yolculuuna kmtr.

6
111

1 962'de yaynlanan La Pensee sauvage'n kapanda, Bel


ikal botanik ressam Pierre-joseph Redoute'nin 1 827
tarihli bir gravr vardr. Bu gravrde kadifemsi morluk
lar ile dokuz tane meneke iei resmedilir. Trkede
hercai meneke dediimiz Viola Tricolor'un Franszcada
ki ad La Pensee sauvage, yani "yaban dnce"dir. Kah
ramanmzn Levi-Strauss olduu dnlrse, Yaban
D nce nin kapanda dokuz "yaban dnce" olmas
'

hi de tesadf deildir. 1
Catherine Clement'in aktardna gre, bu mor ka
difeden iein be yapra, Avrupa folklorunda kzlan
ve vey kzlaryla birlikte bir anneyi sembolize eder. En
altta bulunan mor ta yaprandaki iki altn halka, iki
sandalyeye yaylm korkun vey annedir. Her iki ya
nndaki tek altn halkal mor yapraklar ise kendi iskemle
lerine yerlemi ikinci evliliin kzlardr. Yukardaki ta
mamyla mor ve altnsz iki yaprak ise ilk evlilikten olma
vey kzlardr. Bu altn ilemeli mor kadifenin altnda bir

"Kendi halindeki balklar, argmanlarn uygunluunu geniletmek


iin dzenlenmi remzi kapaklarla birbirlerine uygundur. eviriler
cinaslar ldrr; ve orijinal kapak illstrasyonlar, ngilizce evi
rilerde kaldrlmtr. Bunun en kt rnei, La Pensee sauvage'dr
. . . ve orijinal iekli kapa kitabn kabile mant ve pratiine ili
kin aklamalarn tamamlayarak, soyut snflandrmalar iin somut
sembollerin Avrupal rneklerini veren bir appendix (her ikisi de 1he
Savage Mind'tan karlmtr) ierir:' Boon, James; "Claude Levi
Strauss: ada Temel Kuramlar, ed. Quentin Skinner, ev. Ahmet
Demirhan, Vadi Yaynlar, stanbul: 1991, s. 188. ngilizce baskda
bulunmayan ama Trke baskya konulan bu ek iin bkz. Claude
Levi-Strauss, Yaban Dnce, s. 3 13-315.

7
Klkedisi hikayesi ve aile ii iktidar mcadelesinin p
lak gerei sakldr.
Halkn saduyu temelli geleneksel botanik bilgisi b
tn bunlar ngrmtr. Tanr, vey anne ve kendi ev
liliinden kzlarnn bumunu srter, yaptklar yanlarna
kar kalmayacaktr. iein sar halkal byk ta yaprak
lar cezalandrldklar iin aa sarkmaktadr. "Yaban
dnce"nin yapraklar zerinden gelenein bize verdii
mesaj aktr: vey anne, einin ilk evliliinden olan o
cuklarn aleyhine, Klkedisi'nin zararna hareket ederse,
bunun bedelini misliyle deyecektir. 1
Levi-Strauss, kitabnn ieriinin metaforik bir ifadesi
olan bu resim tercihiyle, neredeyse antropolojisinin b
tn karakteristiini gzler nne sermitir: Kltr de
diimiz sosyal gerekliin kalesi iinde hibir ey, hatta
kck bir hercai meneke bile anlamsz deildir.

iV

Modem Bat kendi tarihi iinde, XVIII. Yzylda, kkleri


Augustinus'un "Tanr Kenti"nde bulunan bir "ilerleme"
doktrini icat etti. Buna gre insanlk akl ve bilimin
nda ilerliyordu ve bunun en yetkin rnei de modem
Bat toplumlaryd. Fakat smrgeci Avrupallar baka
ktalarda baka kltr ve toplumlarla karlanca, kendi
evrim skalalarnda, Orta a'n krlmaz "byk varlk
zinciri"nde onlara bir yer bulma problemiyle kar kar
ya kaldlar. Yerliler olsa olsa evrim skalasnn balan
g aamasnda yer alabilirlerdi. nk onlar "ilkel"di,

Clement, Catherine; eytann Orospusu, ev. Rifat Madenci, Telos


Yaynclk, stanbul: 1997, s. 51.

8
Bat toplumlar ise ilerlemenin son halkasn, insanln
gelimilik dzeyini ve uygarln mecburi istikametinin
varaca son istasyonu temsil ettii iin "uygar"d. Kendi
medeniyetini insanlkla , insanln ortak ve evrensel uy
garlyla zdeletiren bu "Avrupamerkezci" yaklam,
kendini "uygar," btn teki kltrleriyse "ilkel" ve "ya
ban/vahi" olarak gryordu.
Tarihin lineer bir ekilde ilerlediine inanmad iin1 ,
yelpazenin sandan soluna btn Batl entelektellerin
zihinsel arka plann belirleyen bu "ilkel/uygar" ayrmna
en nemli darbeyi, yapsalc antropolojisiyle Levi-Strauss
indirdi. O, yakn zamanlara kadar geerliini koruyan,
baka toplumlar geride kalrken sadece Bat'nn durma
dan ve srekli ilerledii inancnn karsna, farkl kl
trlerin, yani farkl sosyal yaplarn farkl istikametler
de tercihlerde bulunduklar yaln gereini koydu . Buna
gre: "ileri" , "geri" gibi ok keyfi adlandrmalarn bir
geerlii yoktu; sadece farkl tercihlerin yol at farkl
kltrel servenler vard. Bu tercihler her kltre birta
km kazanlar salarken, beraberinde bu kazanlarn be
deli olan kayplara da yol ayordu. 2
Ksacas, "ilkel" denilen insanlarn muhayyileleri, d
nme tarzlar, mantk kategorileri ve kltrel tasnifleri
ilkel deildi; sadece kendini insanln ve evrensel uy
garln kanlmaz yazgs olarak takdim eden Bat'dan
farklyd.

Hegelcilii ve Sartre'n diyalektik tarihselciliini bu nedenle ele


tirir. Steiner, George; Language and Silence, Faber and Faber,
Londra: 1985, s. 272.
2 Levi-Strauss, Claude; Irk, Tarih ve Kltr, ev. H. Bayr, R. Erdem,
A . Oyacolu, 1. Ergden, Metis Yaynlar, stanbul: 1997, s. 72.

9
Farkl kltrler, kendi corafyalar ve kendi tarihle
rinden kaynaklanan farkl tercihlerin onlara hediye etti
i farkl servenlere sahipti. Bu farkl servenlerden de
farkl anlam dnyalar domutu. Yaban dnce iin
anlaml olan, modern Bat iin anlaml olanla ayn deil
di. Bu nedenle antropolog, ncelikle -kendisi iin deil
onlar iin anlaml olan anlamaya almalyd. Anlam, o
kltre biricikliini armaan eden kendine has yaplarda
yatyordu; anlaml olan anlamn, kendini var eden yap
dan alyordu.

Peki; ama yap nedir?


Ampirik olarak gzlenebilecek bir ey olmaktan ok,
bir kltr veya toplumu anlamamz salayacak meta
forik bir kavrama tarz olan "yap"y Levi-Strauss yle
tasvir eder:
"Sosyal Yap, ampirik gereklikle deil, bu gereklik
zerine ina edilmi modellerle ilikili bir kavramdr.
. . . Bu noktay aklmzda tutarak, yapnn eitli artlar
yerine getiren bir modelden olutuunu syleyebiliriz.
Ilkin, yap sistem karakteristikleri sergiler. Birok un
surdan mrekkeptir ve bu unsurlarn hibiri, geri ka
lan unsurlarda deiime yol amakszn deiim geire
mez. ikincileyin, mevcut herhangi bir model iin, ayn
tip modeller grubu oluturacak bir dnmler di:isini
dzenleme imkan olmaldr. ncleyin, yukardaki
nitelikler, unsurlarndan biri veya daha fazlas baz d
zeltmelere tabi tutulduu vakit modelin nasl bir tepki

10
vereceini ngrmemizi salar. Son olarak, model yle
ina edilmelidir ki, gzlemlenen btn olgular hemen
anlalabilir klsn." 1
Yap, bir toplum iindeki bireylerin konvansiyonuna
dayanan, ama yine de tek tek bireylerin iradesini aan,
tek bir bireyin kendi arzu ve iradesiyle oluturamayaca
ve hatta yok da edemeyecei bir sistemdir. Yapnn irade
si, bireyin iradesini kuatr.
ikinci olarak yap bilinddr. 2 Yapsalcla gre
birey sadece bir sosyal yapnn unsuru olabilir ve farkl
yaplara gre de farkl davranlarda bulunabilir; ama b
tn bunlar vuku bulurken birey asla bilin dzeyinde bu
yapnn farknda deildir. Birey ou zaman varlndan
haberdar olmad, grmedii ve fark etmedii yaplara
gre dnr, konuur ve eylemde bulunur. Buna gre
yap, asli ve belirleyici olandr ve bireyin iradesini nce
ler; yani bir anlamda eyleyen, aktif ve bilen zneyi tah
tndan eden bir kavramdr.
Levi-Strauss'un peine dt ey de "sosyal hayatn
bu bilind temelleridir" zaten. Sosyal dnyann eklini

Levi-Strauss, Claude; Structural Anthropology, ev. Claire Jacob


son & Brooke Grundfest Schoepf, New York: 1963, s. 279-280.
2 Bilinsiz bir varoluu reddeden ve Levi-Strauss'un bilinsiz zi
hin yaplarnn dnlemez olduunu savunan Sartre'n, Levi
Strauss'un ilk saldrd kiilerden biri olmas bu nedenledir.
Levi-Strauss, daha kariyerinin erken dnemlerinde, nesnellik
illzyonlaryla doru dnmenin kar kutbunda yer alan feno
menoloji ve varoluuluu reddetmiti. Ald felsefe ve hukuk
eitimiyle, felsefenin entelektel kibrine meydan okuyan ilk ant
ropolog da Levi-Strauss idi. Bu konuda bkz. Kurzweil, Edith; The
Age of Structuralism / Levi-Strauss to Foucault, Columbia Univer
sity Press, New York: 1980, s. 21-25.

11
belirleyen insan zihninin bu bilind yapsdr.1 Zihnin
bu bilind ileyii belli formlar dayatr ve bu formlar
temelde btn zihinler iin, ilkel veya uygar fark etmek
sizin ayndr. 2 Farkl bir kltrn incelenmesi daima bu
bilind yaplarn ortaya karlmasn gerektirir. n
k kltrn iinde ekillenen znenin zihni ve her trl
kltrel olgu, hep bu bilind yapnn havuzunda ke
fedilmeyi bekler.
Modern zneyi silen yap iinde unsurlarn kendi ba
larna hibir deeri ve anlam yoktur. Yalnzca bir yapnn
sistemi iindeki konumlarna gre bir anlam veya deer
kazanrlar. Bu unsurlar, sistem iindeki baka unsurlarla
ilikileri lsnde ve bu ilikilere gre anlama sahiptir.
Levi-Strauss'a gre, geleneksel antropolojinin hatas da
unsurlara ynelip, unsurlararas ilikileri gzden kar
maktr.
Anlalaca zere yap, unsurlar arasndaki ilikilerin
dengede olma durumudur. Bu nedenle bir unsurdaki de
iiklik btn dengeyi, yani btn sistemi de deitirir.
Mevcut sisteme bu denge durumunu armaan eden un
surlar arasndaki ilikiler, bir benzerlik ve aynlk iliki
si deildir. Aksine unsurlar benzemezlikleri, farkllkla
r, bakalklar ve ztlklar ile konumlanr ve bir sistem
meydana getirir. Buradaki anahtar kavramlar, "farkllk"
ve "iliki" dir.
Bu tr sistemler unsurlardan oluur ama bu unsur
lar asla kendinde unsurlar deildir; aksine daima iliki-

Stuart Sim (haz.);


Critical Dictionary ofPostmodern Ihought, Ro
utledge, New York: 1999, s. 365.

2 Uzun, Erturul; Hukuk Gstergebilimi, Legal Yaynclk, stanbul


2007, s. 30.
ler olarak unsurlardr. Mesela bir akrabalk sistemi ba
ka her eyden nce bir anlam sistemidir ve bu nedenle
statlerden deil ilikilerden mrekkeptir: "Akrabalk
sistemi bireyler arasnda nesnel soy veya kan balarnda
bulunmaz. Sadece insan bilincinde mevcuttur ve keyfi
bir temsil sistemidir, fiili bir durumun kendiliinden ge
liimi deil."1 Yani bir baba, stats gerei kendinde baba
deildir, daima ocuuyla ilikisi iinde babadr. 2 Levi
Strauss'un, Saussure ve jakobson linguistiinden dev
rald ve iledii temel fikir basite udur: Anlam kendi
bana deil, ancak iliki iinde var olabilir.
Yapsalclarn belki de byle tanmlamadklar ama ke
sinlikle bu tarzda kullandklar yap kavram, karlkl
ilikilerden oluan bu yapnn incelenmesi ve meydana
karlmas iin tarih boyutunun bir tarafa braklmasn
gerektirir. Yalnzca aklayacamz problemden bir adm
daha uzaklamamza yol aacandan, sosyal ve kltrel
formlar dou veya kkleriyle aklanamaz. Aksine, her
unsur, herhangi bir zamanda var olduu haliyle, toplu
mun veya kltrn anlam sisteminin btn iindeki
konumuyla aklanmaldr. 3
Tarihin bu yapsalc reddi iin aslolan, bir olay, belli
bir yapnn iinde vuku bulduu, anlamn ve deerini o
yap iinde kazand iin, baka olaylarla ilikilendire
rek deil de kendi bana aklamaktr. Mesela, sosyal bir
kurum, baka herhangi bir kurumla mukayese edilmek-

1 Levi-Strauss, Claude; Structural Anthropology, s. 50.


2 Eriksen, Thomas H. & Nielsen, Finn S.; Antropoloji Tarihi, ev.
Aksu Bora, letiim Yaynlar, stanbul: 2010, s. 162.
3 West, David; Kta Avrupas Felsefesine Giri; ev. Ahmet Cevizci,
Paradigma Yaynclk, stanbul: 2008, s. 271.

13
sizin kendi iinde, kendine has ve biricik bir yap olarak
incelenmelidir. Yapy tarihten azat eden bu tavr, yapnn
ve yapda yer alan unsurlar arasndaki i ilikilerin dtan
deil de yap iinden ele alnmas gerektiini tler.
Bu genel karakteristikleriyle yapsalcln, -birey ve
onun zgrl zerine bina edilen- varoluuluk ve
-tarih ve ilerleme umudu vurgusunu muhafaza eden
Marxizm ile badamayaca aikardr. Nitekim, altm
larda Sartre'n varoluuluunun etkisini yitirmesi ve
Marxistlerin souk sava koullarnda Sovyetlere dair
hayal krkl yaamasnn yaratt entelektel bolukta
yapsalclk hzla serpilmitir. Artk modem paradigma
nn yerinden yurdundan ettii insan yeniden yerine yer
letirmek gerekiyordur: Evrenin merkezine deil, hayat
koullarnn iine. Sz konusu olan, Descartes'n znesi
ni snrsz Akl'nn kibrinden arndrmaktr.
Fransz dncesindeki Sartre etkisini ve varoluu
luu yerinden eden Yaban Dnce,1 tarihe bakmz
deitirmemizi nererek hmanizmin sonunun geldiini
de tebli eder: Tanr'dan sonra insann da lm mjde
lenmitir. 2

Oysa Levi-Strauss, daha 1955'te Hznl Dnence/erde varolu


uluk hakknda ok ar konuur: " Byle kiisel endielerin fel
sefe problemleri katna ykseltilmesi, tezgahtar kzlara gre bir
metafizie dnme tehlikesini beraberinde getirir:' Levi-Strauss,
Claude; Hznl Dnenceler, ev. mer Bozkurt, Yap Kredi Ya
ynlar, stanbul: 1995, s. 59.
2 Onart, Adnan; " Yapsalclk;' Trk Dili, Say: 262, Ankara 1 Tem
muz 1973, s. 237.

14
VI

Bir kltr anlamaya almak, yabanc bir dili renme


ye benzer; nk anlamaya veya renilmeye allan,
daima bize yabanc olan ve kavranamaz grnen yeni bir
"anlam dnyas"dr. Bir kltr anlamak, "biz ve onlar" ,
"uygar ve ilkel" , "rasyonel ve irrasyonel" , "yazl ve sz
l" , "yetikin ve ocuk" gibi naif ve yanltc dikotomiler
serisini dikkate almakszn, kendisine anlam baheden
yapy ve bu yap iindeki anlam reten unsurlararas
ilikileri anlamaktr. Bu ilikiler toplumun dilidir ve dil
olarak kltr oluturur.
Btn kltrel fenomenlerin linguistik fenomenler
gibi ilediine inanan Levi-Strauss, insan zihninin yaps
ve kompleks sosyal ilikiler btnnn en iyi, modern
linguistiin metodolojisi, keifleri ve imkanlarnn uyar
lanmasyla incelenebileceini savunur: Sosyal hayatn
her bir unsurunun, iinde bulunduu sistemle ilikili
olarak anlam vardr ve eer bu sistemin bilgisinden yok
sunsak, gstergeler sessiz kalmaya mahkumdur. Kafasn
daki kltr imaj daha ok bir sentaks andrr. Ancak bu
sentaks anlayarak, kendilerini anadilin kullanmlarnda
ifade eden riteller, biyolojik sreler ve ekonomik de
i tokular, mitler ve tasnif sistemlerini analiz edebiliriz.
Dolaysyla, kltr btnyle anlaml bir iletiim kodu
dur ve sosyal sreler de tmyle bir gramere benzer.1
Buna gre kltr, fiziki dnyann bir temsilidir; di
lin ina ettii anlam evreni iinde, yerkrenin dnyaya
dnmesidir. Kltr; hikayelerde, mitlerde, masallarda,

Steiner, George; Language and Silence, s. 270.

15
tasvirlerde, teorilerde, ataszlerinde, sanat eserlerinde,
ritellerde dile getirerek fiziki gereklie anlam verme
tarzdr.
Avrupal antropologlarn o gne kadar yok saydklar
"ilkel" halklarn "yaban" dncesinin bizim dnce
mizden ok da farkl olmadn gstererek, "ilkellik"in
bir Bat icad olduunu ortaya karan Levi-Strauss iin
"btn kltrler gsterge sistemleridir" . nk toplum
olaylarnn ve sosyal eylemlerin temelinde daima bir ile
tiim ve anlama istei yatar. "lnsan demek dil demektir,
dil demek de toplum demektir. "1 Bu adan btn sosyal
olaylar linguistik olaylardr. 2 Her sosyal kurum, her sos
yal olgu bir gstergedir veya gsterge nitelii tar. Bunun
iin toplumu, sosyal kurumlar ve ilikileri inceleyen her
bilim adam bu gstergeleri ve bir gstergeler sistemini
inceliyor demektir. Kltrel unsurlar gstergeler olarak
okumay tercih eden Levi-Strauss iin genelde sosyal bi
limler, zeldeyse insann insanla konumas olan antro
poloji, semiyotiin alt dallardr.
Levi-Strauss daima, bir kurallar takm ve -hayvan/in
san, doa/kltr, slak/kuru, grlt/sessizlik, i/pimi
gibi- ikili ztlklardan kaynaklandn iddia ettii sosyal
hayatn yap temelini vurgulamtr. Bunlar, sosyal iliki
ler ve kltrel formlarn etkileimini ekillendirir. Ba
ka sosyal analiz formlarnn bireyci temelini reddederek
Levi-Strauss sosyal hayatn, kltr modellerinin yapya
kavuturduu ve yeniden rettii baz anahtar organi-

1 Hznl Dnenceler, s. 410.


Levi-Strauss, Claude;
2 Demir, Gkhan Yavuz; Sosyal Bir Fenomen Olarak Dilin Belirsiz
lii, Paradigma Yaynclk, stanbul: 2007, s. 9-1 O.

16
zasyon ilkelerine indirgenebileceini savunur. Dolaysy
la, yapsal metodunun temelinde, btn sosyal ilikileri
meydana getiren sosyal dzenin temel kurallarnn ta
nmlanmas vardr. Sosyal fenomeni, ilikileri ve yaplar
dzenleyen anahtar kurallara indirgeyerek Levi-Strauss
-akrabalk ilikileri, gei ayinleri ve mekan organizas
yonlar gibi- kltrn maddi boyutlaryla, -dil, mitler ve
sanat gibi- sembolik alanlan aka ilikilendirir.1
Btn toplumlarda "akrabalk" sistemleri vardr. Bu
sistemler kimin kimle evleneceini ve daha ok da kimin
kimle evlenmeyeceini belirleyen ve dzenleyen "kural
lar" takmdr. Levi-Strauss'a gre bu tr sistemler veya
"yaplar" , toplumun dilinin yapsna benzeyebilir; yani
"zde bilinsiz yaplar"ca retilebilen akrabalk ve dil,
ayn toplumdaki farkl iletiim tipleridir. 2

VII

Levi-Strauss'un hareket noktas insan zihninin her yer


de ayn olduudur. Ona gre kltrler sadece, btn in
sanlarca paylalan ve spesifik yaama koullarna adapte
edilebilen temel, soyut, mantki dnme niteliklerinin
farkl aralardr.
Bu yaklam, ksmen, "ilkel dnce" benzeri kav-

Cashmore, Ellis & Chris, Rojek (haz.); Dictionary of Cultural The


orists, Arnold Publishers, Londra: 1999, s. 305-306.
2 Hawkes, Terence; Structuralism and Semiotics, University of Ca
lifornia Press, Berkeley ve Los Angeles: 1977, s. 35. Levi-Strauss
Yapsal Antropoloji'de, "akrabalk sistemi bir dildir; fakat evrensel
bir dil deildir ve toplumlar baka ifade ve eylem tarzlarn tercih
edebilirler;' der (s. 47).

17
ramlatrmalara hakl bir tepki ve eletiridir. Bilhassa da
Levy-Bruhl'n uygar insana ait "mantki" dnce ile il
kel insana ait "mantk-ncesi" dnce arasnda yapt
mehur ayrma kar kar. Levi-Strauss'un dnce ser
veninde, (matematik, mantk, yaz gibi) soyut kavramla
ra gre dnyay dnmek ile dnyay doal dnyadan
dn alnan somut ve totemik adlara gre dnmek
arasnda kognitif farklar yoktur.
"Ne var ki felsefi ya da bilimsel dnce kavramlar
formle ederek ve bunlar birbiriyle ilikilendirerek akl
yrtrken, mitik dnce duyumsanabilir dnyadan
alnan imgelerle i grr. Fikirler arasnda balar kur
mak yerine gk ile yeri, yer ile suyu , aydnlk ile karan
l, erkek ile kadn, i ile pimii, taze ile r vb.
kar karya getirir. Bylece duyumsanabilir niteliklere
-renklere, dokulara, tatlara, kokulara, seslere- ilikin bir
mantk gelitirir. Bir biimde kodlanm bir mesaj ilet
mek iin, bu niteliklerden bir ksmn seer, bir araya ya
da kar karya getirir. " 1
"Yaban dnce" gayet snrl karakterler, metaforlar
ve iaretler kullanmak suretiyle mitleri ina ederken, Bat
bilimi devaml yeni soyutlamalar yoluyla yeni aralar ve
yeni kavramlar yaratr. Fakat -bilim ve mit kesinlikle
ayn eyler olmasalar da- hem mitin hem de bilimin i
leyii aslnda ayndr; her ikisi de gstergeler kullanr ve
analojiler ile kartlklar zerinden iler. Ayn kartlklar,
kombinasyonlar ve ilikiler farkl kltrler yelpazesinde

Levi-Strauss, Claude; Modern Dnyann Sorunlar Karsnda


Antropoloji, ev. Akn Terzi, Metis Yaynlar, stanbul: 2012, s. 68-
69.

18
bulunabilir. Eer bu ilikiler, tarihte hi irtibat olmam
toplumlar arasnda da bulunabiliyorsa, antropologlar
iin bu balantlar "insan dncesinin evrensel katego
rileri" olduunun iaretleridir.1
Yapsalc antropolojinin amac, ok farkl insan top
luluklarnn farkl eylemleri arasndaki zaman iinde de
imeyen ortak temeli ve bu "evrensel kategorileri" bul
maktr. Ama Levi-Strauss'tan nce de bu aray koldan
srdrlmtr: Evrimcilik, difzyonizm ve fonksiyona
lizm.
Evrimci anlaya gre btn toplumlar evrensel bir
evrim sreci iinde yer alr. Farkl toplum formlar ev
rimin farkl basamaklarna tekabl eder. Szn gelii,
Batl "uygar" toplumlar evrim srecinin en son aama
syken, Bat-d "ilkel" toplumlar ise evrim srecinin
daha nceki aamalarnn bir kalntsdr. Bat kltrne
olan mesafeleri, bu evrim skalasnn neresinde olduklar
n da belirler; en farkllar, gelimi insanln en ilkel ve
en eski atalardr. O vakit, toplumlardaki farkl kurum
ve eylemleri anlamak iin bu evrim srecini izlemek ve
insanln evriminde bu halklarn ne kadar mesafe katet
tiklerini tespit etmek gerekir.
Difzyonistler ise kltrel zelliklerin ve sosyal ku
rumlarn corafi dalm ve yer deitirmesiyle ilgilenir
ler. nk sosyal kurumlarn, topluluklararas ilikiler
ve etkileimler yoluyla yayldna inanrlar. Bu bak
asndan bir kltr, her zaman eitli kk ve tarihlere
sahip karakteristiklerin toplam yamal bir bohadr. Bu

Duranti, Alessandro; Linguistic Anthropology, Cambridge Uni


versity Press, New York: 1997, s. 33-36.

19
nedenle de bir kltrn iindeki btn unsurlar kusur
suz bir btnlk tamak zorunda deildir. Difzyonizm
iin "gemi" , evrimcilerin iddia ettii gibi iyi tanmlan
m basamaklardan geen lineer bir ilerleme deildir.
Fonksiyonalizmdeyse toplumlarn tarih iinde ne ka
dar yol aldklarna dair incelemeler bir kenara atlr ve
belirli bir toplumun belirli bir tarih kesiti iindeki ku
rumlarnn fonksiyonlar mercek altna alnr.
Yoldan sapmay adet edinen ve disiplinler arasnda se
yahat etmeyi seven Levi-Strauss, hukuk ve felsefeye sr
tn dnd gibi antropolojinin de bu ana akntlarna
kar krek ekmeyi tercih eder. Gnmz "ilkel" insan
larnn treleriyle ilgilenmesinin nedeni, her ne kadar ev
rimciler ve difzyonistler gibi, bunlar bir adan ilk/ata
olarak grmesiyse de, onlarn aksine, ilk/ata olann alt
dzeyde ve geri kalm olduunu kabul etmez. Fonksi
yonalizm ise, tek tek gzlemler ve snrl saha almala
rndan teye gidemeyip, bir kltr sisteminden baka bir
kltr sistemine "evrensel kategoriler"in devamlln
takip edemedii ve dolaysyla farkl kltrler arasnda
ki benzerliklerden ok ayrlklarla ilgilendii iin Levi
Strauss'u hi heyecanlandrmaz.
Levi-Strauss'un antropolojisinin iki nemli boyutu
da burada meydana kar. llki, sosyal ve kltrel hayatn
sadece bu tr bir fonksiyonalizmle aklanamayacadr.
Kltrel hayat, sz konusu fenomenin doasnda ikin
olan zerinden anlalamaz. ikincileyin, kendi balarna
konuabildikleri varsaylan olgulara ampirik yaklamn
da izah edici bir zellii yoktur. Ksacas, almasnn
nemli bir ksmn ampirik aratrmalar tekil etse de

20
Levi-Strauss asla bir ampirist deildir.1 Zaten kendisinin
saha aratrmalar da Malinowski'ninkilerle mukayese
gtrmez. Levi-Strauss bu anlamda daha ok Sir james
Frazer'n takipisidir ve almalarnn karakteristiini
de daha ziyade ktphane ettlerinden derledii baka
larnn gzlemleri oluturur.2
Levi-Strauss'un bykl , verileri toplama ve kul
lanma tarznda veya ynteminin ortaya kard sonu
larda deil; allagelmi olgulara yeni bak alar getir
mesinde, dncelerinin kkrtc ve antropolojik yak
lamnn asla antropolojinin snrlar iinde kalmam
olmasnda yatar.

Roman jakobson ile tantklarnda, daha ilk sohbet


lerinden biri, ay ile gne arasndaki ztln neredeyse

Fifty Key Contemporary Thinkers I From Structural


Lechte, John;
ism To Postmodernism, Routledge, Londra: 1996, s. 71.
2 Levi-Strauss'a, ada antropoloji standartlarnn ok altnda
kalan alan aratrmalar nedeniyle hatr saylr lde eleti
ri yneltilmitir. Hatta Neville Dyson-Hudson, Levi-Strauss'un
analizinin bilimsel bir teori olmaktan ok, sosyal antropolo
ji poetikasna katk olduunu syler. Dyson-Hudson, Neville;
"Structure and Infrastructure in Primitive Society: Levi-Strauss
and Radcliffe-Brown Comments: The Structuralist Controversy I
The Languages of Criticism and the Science of Man, haz. Richard
Macksey & Eugenio Donato, The John Hopkins University Press,
Baltimore: 1975, s. 225. Levi-Strauss'a ve onun zerinden genelde
"yapsalclk''a yneltilen bir eletiriler derlemesi iin bkz. Birki
ye, Atilla (haz.); Yapsalcln Eletirisine Doru, Varlk Yaynlar,
stanbul: 1984.

21
btn dil ve mitolojilerde belirgin olduu zerine ger
eklemitir. kisinin de merak ettii ey, gne ve ayn
grece byklk ve parlakln farkl dillerde veya ayn
dildeki farkl mitolojilerde belirleyen kelime formlarn
da herhangi bir model saptanp saptanmayacadr. Fa
kat ok gemeden bu problemin grnd kadar basit
olmadn anlamlardr: lkili doasnn Batl gzlem
ciye ok belirgin grnd bu ztlk, baka kltrlerde
olaanst kompleks ve -bilhassa bizim gzlerimiz iin
allmadk tarzlarda ifade edilebilmektedir.
Tanmalarnn yirmi beinci ylna denk gelen, Ro
man jakobson'un altm ikinci doum gn vesilesiyle
bulutuklarnda, Levi-Strauss'un verdii doum gn
hediyesi, ok uzun zamandr tarttklar bu konuya dair
yllar iindeki genel okumalarndan toplad birtakm
verilerdir. Btn bu veriler, Kuzey ve Gney Amerika k
talarnn birok farkl kltrnden toplanmtr.
Hem Kuzey hem de Gney Amerika'da gne ve ay
iin ayn kelimeyi kullanan ok dil vardr. Mesela lro
kualarda durum byledir; Onondagalar ve Mohavklar bu
iki gk cismi iin srasyla /gaa'gwa/ ve /karakwa/ kelime
lerini kullanr. Bu terimlere bir de sfatlar ekleyebiliriz:
/andakagagwa/ "gn-iinde k-veren" ve /soi-kagagwa/
"gece-iinde k-veren". Benzer bir duruma, ok geni
bir alana yaylan Algonkinlerin dillerinde de rastlanabi
lir: Szn gelii, Karaayaklar'da /kesum/ "gne, ay" ; Me
nominilerde /ke'so/ "gne," /tipake'so/ "gecenin gnei,
ay" . Ksacas, Kuzey Amerika'da gne ve ay iin ayn
kelimeyi kullanan ok sayda dil vardr. Ayn kelimenin
kullanlmad ou durumdaysa, gne ve ay iin kulla-

22
nlan kelimeler genellikle ayn kkten gelir.
Levi-Strauss'a gre, gne ve ay iin tek bir kelimenin
veya ayn kkten gelen iki kelimenin kullanlmas, iki
gk cisminin herhangi bir amala kartrld veya ayn
cinsiyetten olduklarnn dnld eklinde yorum
lanmamaldr. Sz konusu kelimelerin peinden gidildi
inde ay ve gnein bazen ayn, bazense iki farkl cinsiye
te ait (bazen ay erkek, gne kadnken bazense tam tersi)
olduunu; aralarndaki ilikinin bazen kz-erkek karde,
bazense kan-koca ilikisi olarak resmedildiini; farkl
cinsiyetlerden deilseler, farkl yata ve farkl karakterde
olan iki birader (dnceli, dikkatli ve kabiliyetli aabey
gne ile ou lmcl ve srekli aabey tarafndan ona
rlmaya allan acemice hatalar yapan, aceleci kk
karde ay) eklinde takdim edildiini grebiliriz.
Gne ve ay hakkndaki bu mitolojilerin yapsna
gre, her bir toplumun gelitirdii -ve her toplum iin
ok farkl olabilecek- zmler, bu ikili alternatif serile
rine cevaplar olarak grlebilir. Hem gne hem de ay, ya
farkldr yahut da deildir. Farkl deilseler, gne ayn
veya ay gnein suretidir. Farklysalar, farkllk cinsiyete
dair olabilir de olmayabilir de. Farkllk cinsiyete dairse
gne erkek, ay dii veya ay erkek, gne dii olabilir ve
aralarndaki iliki de kan-koca veya kz-erkek karde ili
kisidir. Farkllk cinsiyete dair deilse, ay ve gnein her
ikisi de kadn veya erkek olabilir; ama bu durumda da
karakterler veya gleri arasnda farklar olacaktr.1 Ayn

Levi-Strauss, Claude; "The Sex of the Heavenly Bodies;' lntroduc


tion to Structuralism, haz. Michael Lane, Basic Books, New York:
1970, s. 330-339.

23
gne ve aydan bahsedebileceimiz gibi, mitolojinin ele
ald saysz doal varlktan da bahsedebiliriz. Mitoloji
onlara anlam vermeye almaz, aksine, kendine ait anla
m onlar vastasyla dile getirir.
Zaten Levi-Strauss'a gre iletiime geen, mitler arac
lyla insanlar deil, daima insanlar zerinden mitlerdir.

IX

Levi-Strauss'un drt ciltlik muhteem projesi Mitologik


ler, Kuzey ve Gney Amerika mitlerini bir araya getirmek
ve insan zihninin birletirici glerinin ve bu glerin
rnlerinin birliini ispatlamak amacyla hazrlanmtr.
Mitlerin aratrlmas, insan zihninin temel ileyileri
ni incelemek iin etnografik malzemenin kullanlaca
uzun soluklu bir proj enin parasdr.
Levi-Strauss'un iddias, zihnin bilin ve bilhassa da
bilind dzeyde, yapya kavuturucu bir mekanizma
olduudur. Bat uygarl entelektel ilemleri kolayla
trmak iin soyut kategoriler ve matematik sembolleri
gelitirirken; baka kltrler prosedrlerin benzer, fakat
kategorilerin ok daha somut ve dolaysyla da metaforik
olduu bir mantk kullanr.1
Levi-Strauss'un mit analizi, fonolojik veya mikrosko
bik diyebileceimiz ekilde mitin hikayesine deil, yap
sna ynelir.2 nk ona gre mit, bir cmleden ok, tek

Culler, Jonathan; Structuralist Poetics, Routledge, Londra: 2002, s.


47.
2 Linguistikte kendi balarna hibir anlam olmayan fakat anlam
farkllatrmak iin kullanlan dilin en temel unsurlarna fonem
(sesbirim) ve benzer ekilde en kk anlaml birime de monem

24
bir gstergedir; ve anlalmas gereken ey mitin, felsefi
veya ontolojik ierii yahut sezgisi anlamnda dile getir
mek istedii ey deil, daha ziyade mitemlerin tanzimi ve
dzeni, yani mitin yapsdr.1 nk mitemleri birbirine
birok ekilde balayarak, mesela olumsuzlayarak, ters
evirerek, yeniden kodlayarak yeni mitler oluturulabi
lir. 2 Her toplum komularndan dn ald mitemleri,
kendi doal evresinin nne kard problemleri z
meye elverili yeni bir mit oluturacak ekilde dnt
rr. 3 Dolaysyla mitin muhtelif anlamlandrc unsurlar
-byc, jaguar, ylan, yaban tavan, tavan dudakl k
k kz, gney rzgar, vatoz bal vb.- kendi balarna
anlaml deildir. 4 Bu nedenle mitolojik analizin olmazsa
olmaz, bu kendi balarna anlam olmayan unsurlar an-

(anlambirim) denir. ki tr monem vardr: leksem (szlkbirim)


ve morfem (biimbirim). Mesela /el ve iv/ fonemlerinden oluan
"ev" moneminde ev kelimesi bir leksem, alaca gramatik -szle
deil de gramere ait- -de, -in vb. eklerse morfemdir. Levi-Strauss
mitlerin analizinde linguistiin bu mikroskobik yaklamn ter
cih ettii iin mitem (mytheme) kavramn kullanr. Mitlerin ana
lizinde mitem, ayn linguistik analizdeki fonem gibi, mitin kendi
bana anlam olmayan en kk ve temel unsuruna atfta bulu
nur.
Ricoeur, Paul; Yorum Teorisi/ Sylem ve Art Anlam, ev. Gkhan
Yavuz Demir, Paradigma Yaynclk, stanbul: 2007, s. 108.
2 Schwimmer, Eric; "The Local and the Universal;' The Cambridge
Companion to Levi-Strauss, ed. Boris Wiseman, Cambridge Uni
versity Press, New York: 2009, s. 167.
3 Debaene, Vincent & Keck, Frederic; Claude Levi-Strauss / Uzak
tan Bakan Adam, ev. Ali Berktay, Yap Kredi Yaynlar, stanbul
201 1, s. 88-89.
4 Jameson, Fredric; The Prison-House of Language, Princeton Uni
versity Press, Princeton: 1974, s. 112-113.

25
laml klacak ikili ztlklardr. Mitler bu tr ztlklar ze
rinden akrabalk ilikileri, doa, topraktan yaratl gibi
daha genel kategoriler zerine dnmeye yarar. Mit, "il
kel" insann bu tr hayati problemler zerine dnme
tarzdr.
Levi-Strauss iin mitler, ztlk, tersyz etme, simetri,
yerine geme ve yer deitirme ilikilerine gre analiz
edilebilen dnm sistemleridir. Mitik dnce daima
bu kartlklarn farkndadr ve varolu amac da bu eli
kileri giderebilmeye ynelik bir mantk modeli sunmak
tr. Mantk yaplan olarak mitler, doa/kltr, lm/ha
yat, yer/gk gibi ztlklar zerinden belirli mesaj lan farkl
ekillerde dile getirir. Bu nedenle dil ile mit arasndaki
iliki, Levi-Strauss'un "yaban dnce"yi ele al tarznda
merkezi bir yer tutar. nk "yaban" zihnin ileyii veya
doas, kendini dilinin yaps kadar mitlerinin yapsyla
da ifa eder.
Levi-Strauss, mevcut bir mitin ulalabilir btn ver
siyonlarn, hibirine dieri karsnda tarihi bir ncelik
veya otantiklik atfetmeksizin analizine katar. Fakat onun
amac herhangi bir zel mitin analizi deil, daha ziya
de mitik yapnn eitli dile getirilileri veya versiyonlar
iinde yeniden birletirildii yahut eklemlendii dn
m mekanizmalardr. Btn bu eitlilikler arasnda
srekli yinelemeler veya tekrarlar gze arpar; hem ayn
hikaye hem de farkl farkl hikayeler iinde ayn unsur
larla yeniden karlarz. Bu da artc deildir, nk
Levi-Strauss'a gre mitler kuaklarn birbiriyle iletiimi
demektir. Asrlar tesinden srdrlen bu iletiimde, ku
aklarn birbirini anlayabilmesi iin de baz eylerin tek-

26
rar tekrar vurgulanmas kanlmazdr. Sylenecek her
eyi syledii veya sylenecek baka bir ey kalmad
iin, mit kendini tekrarlayarak yaamaya mahkumdur.
Levi-Strauss iin gerekten nemli ve anlaml olan, b
tn bu versiyonlar ve deiimler iinde deimeyeni ve
ayn kalam ortaya karmaktr.
Farkl insanlar tarafndan anlatlan farkl mitler veya
anlattklar hikayeler asndan birbirinden ok farkl g
rnen mitler arasnda mito-logik, yani mit-mant ba
kmndan ok yakn ve derin balar bulunabilir. stelik
bu balar birbirlerini btnleyebilir ve aydnlatabilir; ve
ok daha iyisi bu balardan yola karak en temel yapya,
yani "insan dncesinin evrensel kategorileri"ne ula
labilir.1
Bunun neticesinde, Levi-Strauss iin mitik dnce
nin mantk tarzyla modern biliminki arasnda bir nitelik
fark yoktur; fark, bu dnme tarzlarnn uyguland
eylerin doasndan kaynaklanr:
"elik bir baltay ta baltadan stn klan ey, ilkinin
ikincisine nazaran ok daha iyi imal edilmi olmas de
ildir. lkisi de eit lde iyi imal edilmitir, fakat elik
tatan ok farkldr. Buna benzer ekilde, ayn mantk i
leyilerinin bilimde olduu gibi mitte de ibanda oldu
unu ve insanln daima eit lde iyi dndn
gsterebiliriz. " 2
Bilimsel metodoloji elbette ilkel insanlarn kulland
"somut mantk"tan farkldr. Fakat bu farkllk zorun-

Ycel, Tahsin; Yapsalclk, Ada Yaynlar, stanbul: 1982, s. 67-68;


Jackson, Leonard; The Poverty of Structuralism, Longman, New
York: 1991, s. 90.
2 Levi-Strauss, Structural Anthropology, s. 230.

27
lu olarak daha ok veya daha az gelimilie yol amaz.
Levi-Strauss, "somutun bilimi" olarak mitlerin doay ve
doadaki ilikileri kavramann -en az Bat bilimi kidar
asli bir yolu olduunu srarla vurgular.

Felsefi ve metodolojik anlamda ok kat bir determinist


olsa da Claude Levi-Strauss, ok zel sorular sorarak ve
bu sorulara kkrtc cevaplar arayarak insan bilimle
rinde yeni bir patika aan kiidir. amzn entelektel
anlamda orijinal ve heyecan verici dnrlerinden biri
olduu inkar edilemez. Brakn antropolojiyi; linguistik,
sosyoloji, psikoloji, edebiyat, dinler tarihi, sanat tarihi
ve hatta hukuk gibi disiplinlerde, onun eseri -kesinlikle
ayrntl ve skc ama bir o kadar da provokatif, lgnca
ve ilgi ekici klliyat- ile hesaplamakszn zgn bir
eyler syleyebilmek pek de mmkn deildir.
nce ann egemen sosyal bilimler felsefesine; ar
dndan antropolojideki ana akm olan evrimcilik, di
fzyonizm ve fonksiyonalizme; varoluuluk ve hma
nizme; Avrupamerkezci "tarih" ve "insan" kavraylarna;
ve nihayet kendi uygarlna, yani tartlamayacak denli
kesin olduuna inanlan modern Bat'nn nkabullerine
meydan okumu ve hepsinin yetersizlik ve grecelikleri
ni tek tek gstermitir.
Bir buuk milyarlk dnyaya doan, iki buuk mil
yarlk bir dnyada, Brezilya'da antropolojiyle tanan
ve dnya nfusu yedi milyar bulana kadar "bakmay,
dinlemeyi, okumay" srdren Levi-Strauss, Descartes-

28
deil, Rousseaucudur; "saha adam" deil, "masaba
adam"dr; felsefeyi reddeden -kendisi aksini iddia etse
de- bir "filozof'tur; gezilerden ve gezginlerden nefret
eden bir "seyyah"tr; ksacas modern dnyann problem
lerini ve gezegenimizin hzla yok oluu karsndaki kor
kularn veciz slubuyla dile getiren bir "dnr"dr;
2002'de Le Nouvel Obsenateur'un kendisine ynelttii
"sizce bilgelik nedir" sorusunu, "Hi kusura bakmayn
aziz dostum. Benim anladm manada bilgelik, benim
yama geldiinizde byle sorulara cevap vermemektir,"
diye cevaplayan "bilge"dir.
Bir zamanlar yeryznde bulunmadnn ve bir gn
geldiinde yine yeryznde olmayacann bilincinde
olan, ama yaamaya ve mcadele etmeye, dnmeye ve
inanmaya srarla devam eden ve cesaretini kaybetmeyen
"insan"n hikayesini anlatan bu ihtiyar kurt, belki de kir
pas iindeki dnyamza hala uzaktan bir yerlerden bak
yordur. Kim bilir?

Gkhan Yavuz Demir


Bursa, Ocak 20 13

29
Claude Levi-Strauss 1 Mit ve Anlam
1 977 MASSEY KONF E RANS LARI

XVII. Yzylda bilimin sahneye kndan bu yana, mi


tolojiyi batl inanl ve ilkel zihinlerin rn olarak red
dettik. Mitin insanlk tarihindeki rol ve mahiyetini de
rinden kavramaya henz balyoruz. Sosyal antropoloji
nin sekin ismi Claude Levi-Strauss, bu be konferansta,
mitleri yorumlamaya ve bunlarn insann anlama yetisi
iin nemlerini kefetmeye hasredilmi bir mrn kaza
nmlarn paylayor.
"Mit ve Anlam" balkl konumalar, CBC Radyosu'nun
Ideas dizisinde, Aralk 1977'de yaynland ve Profesr
Levi-Strauss ile CBC'nin Paris prodktr Carole Orr
jerome arasnda gerekleen bir dizi uzun syleiden
derlendi. Sz konusu programlarda Ideas'n bayapmcs
Geraldine Sherman ve Bernie Lucht'un imzalar vard.
Konferanslar, radyo programnda zaman darl nede
niyle kullanlamam baz materyallerin ilavesiyle yayn

33
aamasnda geniletildi. Konuma dili, yayn dnyasnn
ok daha kat adetlerine uymak zere asgari dzeyde de
itirildi. Carole Orr jerome'un Profesr Levi-Strauss'a
ynelttii ve konferanslarn seyrini belirlemeye yardmc
olan balca sorular unlard:

1. BLM

ou okurunuz bizi mitik dnceye geri gtrmeye


altnz, ok kymetli bir eyi kaybettiimizi ve onu
yeniden kazanmak iin abalamamz gerektiini dn
yor. Bu, bilim ve modern dnceyi hkmsz klarak
mitik dnceye geri dnmeliyiz anlamna m geliyor?
Yapsalclk nedir? Yapsal dncenin yeni bir imkan
olduu fikrine nasl ulatnz?
Anlamn olmas iin dzen ve kurallarn olmas zo
runlu mudur? Kaosa anlam verebilir misiniz? Dzen,
dzensizlie tercih edilmelidir derken ne anlatmak isti
yorsunuz?

il . ve 111. BLMLER

tlkel diye adlandrlan insanlarn dnme tarznn bi


limsel dnmeden aa olduunu syleyenler var. On
lara gre bu dnme tarz, slup asndan deil, bilim
sel olarak sylemek gerekirse, yanl olduu iin aa
derecededir. "tlkel" dnceyi "bilimsel" dnceyle na
sl mukayese ediyorsunuz?
Aldoux Huxley Alg Kaplan'nda (The Doors of Perc ep
tion), oumuzun zihin glerimizin yalnzca belirli bir

34
miktarn kullandn ve geri kalan ksmn tamamen bir
kenara atldn syler. Bugn srdmz hayat tarz
mzda, zihin kapasitelerimizi, mitik dnce tarzna sa
hip olan insanlardan daha az kullandmz grnde
misiniz?
Doa rengarenk bir dnya sunar gzlerimize ve biz,
kltrlerimizin geliimindeki benzerliklerden ziyade
aramzdaki farkllklarn altn izme eilimindeyizdir.
Bu ayrmlarn ounu kapatmaya balayabileceimiz bir
noktaya yaklatmz dnyor musunuz?

iV. BLM

Aratrmacnn, sadece orada olmakla bile incelemesi


nin nesnesini deitirdiine dair eski bir problem vardr.
Mitolojik hikayeler koleksiyonumuza baktmzda, bu
hikayelerin kendilerine ait bir anlam ve dzeni var mdr,
yoksa bu dzen sz konusu hikayeleri derleyen antropo
loglarca m dayatlmtr?
Mitolojik dnmenin kavramsal dzenlemesiyle ta
rihinki arasnda ne gibi bir fark vardr? Bir hikayenin
mitolojik anlatm, nce tarihi gereklerden yola kp
sonrasnda bunlar dntrr ve bir baka ekilde mi
kullanr?

V. BLM

Mit ile mzik arasndaki ilikiden genel olarak bahseder


misiniz?
Hem mitin hem de mziin dilden kaynaklandn

35
fakat farkl dorultularda evrildiini sylemitiniz. Bu
nunla kastettiiniz ey nedir?

36
GR

Burada kitaplarmda ve makalelerimde yazdm eyler


zerine konuacaksam da, maalesef gerekte yazdklar
m bitirir bitirmez unuturum. Muhtemelen bu konuda
birtakm zorluklar olacak. Yine de bunun bir anlam ol
duunu dnyorum, nk kitaplar benim yazdm
hissinden yoksunum. Kitaplarmn benim vastamla ya
zldn, bir kere benden ktktan sonra bolua d
tm ve geride hibir ey kalmadn hissediyorum.
Mitlerin, insann haberi olmakszn onun iinde d
ndn yazdm hatrlarsnz. Ampirik bak asn
dan dpedz anlamsz bir cmle olduunu dndkleri
iin, bu ifade, Ingilizce konuan meslektalarmca ok
tartlm ve hatta eletirilmitir. Oysa bu cmle benim
iin yaanm bir tecrbeyi tasvir eder, nk kendimle
eserim arasndaki ilikiyi nasl algladm tam anlamy
la dile getirir. Yani, eserim benim haberim olmakszn be
nim iimde dnr.

37
ahsi kimliime dair bir algm asla olmad ve hala da
yok. Kendimi, iinde bir eylerin vuku bulduu fakat
"ben" ve "bana gre"nin olmad bir yer olarak gr
yorum. Her birimiz birtakm eylerin meydana geldii
bir tr kavaz. Kavaklar tamamen pasiftir; oralarda bir
eyler gerekleir. Baka bir yerde, ayn derecede geerli
ancak farkl bir ey vuku bulur. Tercih yoktur, bu sadece
bir ans meselesidir.
Ben bu ekilde dnyorum diye insanln da by
le dnd sonucunu karmaya hakkm varm gibi
davranamam. Fakat her aratrmac ve her yazarn ken
dine zg dnme ve yazma tarznn insanla yeni
bir pencere atna inanyorum. Dahas, benim kiisel
olarak byle ayrks bir zellie sahip olduum gere
i, meslektalarmn dnme tarz ayn lde geerli
farkl pencereler aarken muhtemelen bana da geerli bir
eye iaret etme hakk kazandracaktr.

38
BRNC BLM

M T VE B l l l M l N B U L U M A S I

Kiisel bir itirafla balayaym. Tamamn anlamasam da


her ay sadakatle hatmettiim bir dergi var: Scienti.fic Ame
rican. Modem bilimde meydana gelen her eyden ve yeni
gelimelerden mmkn olduunca haberdar olmaya can
atyorum. Dolaysyla, bilim karsnda negatif bir pozis
yonda yer almyorum.
lkinci olarak, kaybettiimiz baz eyler olduunu
dnyorum, ve belki de anlan yeniden elde etmeye
almalyz, nk yaadmz trden bir dnyada ve
izlemek zorunda olduumuz trden bir bilimsel dn
meyle, bu eyleri hi kaybedilmemi gibi aynen bulabi
leceimizden emin deilim; fakat onlarn varlndan ve
neminden haberdar olmaya gayret gsterebiliriz.
nc olarak, ahsi kanaatim, modem bilimin bu

39
kayp eylerden hi de uzaklamad, aksine onlar bi
limsel aklamann sahasna yeniden dahil etmeye ok
daha fazla teebbs ettii ynndedir. Tamamen doru
olmasa da ie yarar bir isim bulmak uruna "mitik d
nce" dediimiz ey ile bilim arasndaki gerek uurum,
gerek blnme, XVII. ve XVIII. yzyllarda ortaya k
t. O dnemde Bacon, Descartes, Newton ve bakalaryla
birlikte, bilimin mitik ve mistik dnceyle yetimi eski
kuaklara kar kendini gklere karmas kanlmazd
ve bilimin yalnzca grdmz, kokladmz, tatt
mz ve algladmz dnyaya, yani duyular dnyasna
srt evirerek var olabilecei dnlyordu; duyularn
dnyas yanltc bir dnyayd, halbuki reel dnya sadece
zihnin kavrayabilecei ve duyularn yalanc ahitliine
tamamen aykr olan matematiksel niteliklerin dnyasy
d. Bu, herhalde kanlmaz bir hamleydi, nk tecrbe
bize, bu ayrma -dilerseniz bu hizipleme de diyebiliriz
sayesinde bilimsel dncenin kendini tesis edebildiini
gstermitir.
Bugn ise ahsi intibam (elbette bir bilim adam ola
rak konumuyorum, sonuta ben bir fiziki, biyolog veya
kimyac deilim) , ada bilimin bu uurumu ama eili
minde olduu ve duyu verilerinin, bir anlam ve dorulu
u olan, aklanabilen eyler olarak bilimsel aklamalara
giderek daha fazla dahil edildiidir.
Szn gelii, kokular dnyasn ele alalm. Bu dnya
nn tmyle znel ve bilimin snrlar dnda olduunu
dnmeye alknzdr. imdilerdeyse kimyaclar her bir
koku veya her bir tadn belirli bir kimyasal bileimi oldu
unu syleyebilecek ve niin birtakm koku veya tadlar

40
znel olarak ortak bir yanlar varm gibi, baka bazlar
nysa olduka farkl algladmzn sebeplerini sunabile
cek durumdalar.
Baka bir rnee gz atalm. Greklerden XVIll. hatta
XIX. Yzyla kadar felsefede, izgi ideas, daire ideas,
gen ideas gibi matematiksel idealarn kayna hakknda
-bir lde bugn bile sren- muazzam bir tartma var
d. Bu tartmada ekseriyetle iki klasik teori sivrilmiti.
Birinci teori zihinden, balangta iinde hibir ey olma
yan, her eyin tecrbeyle edinildii bir tabula rasa (bo
levha) olarak bahseder. Buna gre, hibiri tam yuvarlak
olmasa da birok yuvarlak obj e grerek, daire ideasn
soyutlamay baarabilmiizdir. lkinci klasik teori, bu tr
daire, gen, izgi idealarnn mkemmel ve zihinde i
kin olduklarn ve gereklik bizlere asla mkemmel bir
daire veya mkemmel bir gen sunmasa da bu idealar
zihinde var olduklar iin, tabir caizse, onlar gereklie
yanstabildiimizi iddia eden Platon'a kadar geri gider.
Gnmzde grme nrofizyolojisi zerine alan
ada aratrmaclara gre, retinadaki sinir hcrelerinin
ve retinann ardndaki dier mekanizmalarn belirli g
revleri vardr: Baz hcreler dikey, bazlar yatay, bazla
rysa eik olmak zere yalnzca dz bir istikamete duyarl
iken, bazlar da arka plan ile merkezi figrler arasndaki
ilikiye duyarldr. Dolaysyla -bunu lngilizce aklamak
benim iin olduka g olduundan elbette basitletiri
yorum- tecrbe/zihin kartl probleminin zm, t
myle sinir sisteminin yapsnda yatyor gibidir; zm,
zihnin yapsnda veya tecrbede deil, aksine sinir sis
temimizin oluum biimi ve zihin ile tecrbe arasnda

41
arabuluculuk ettii ekliyle, zihin ile tecrbe arasnda bir
yerdedir.
Muhtemelen, benim imdi yapsalc diye adlandrl
mam mmkn klan bir ey zihnimin derinliklerinde
hep vard. Annem, yaklak iki yandayken ve elbette
henz okuyamazken, gerekten okuyabildiimi iddia
ettiimi anlatrd. Bunun nedeni sorulduunda, dkkan
larn -szn gelii boulanger (frnc) veya boucher (ka
sap)- tabelalarna baktm zaman yazda grafik adan
apak benzer olan ey boucher ve b oulanger kelimeleri
nin ilk hecesi "bou"dan baka bir ey olmad iin, bir
eyler okuyabildiimi sylemiim. D eimez olan veya
yzeydeki farkllklar arasndaki deimez unsurlar
aratran yapsalc yaklamda da muhtemelen bundan
daha fazlas yoktur.
mrm boyunca, bu aratrma belki de benim en
belirgin uram oldu. ocukken bir sreliine balca
ilgim jeolojiydi. jeolojideki problem de manzaralarn
muazzam eitliliinde deimez olan eyi anlamaya a
lmak, yani bir manzaray snrl sayda jeolojik katmana
ve jeolojik faaliyete indirgeyebilmekti. Sonralan, genli
imde bo vakitlerimin ounu opera iin sahne ve kos
tmler izerek harcadm. Burada da problem tamamen
aynyd: Mzikte ve librettoda da var olan bir eyi, bir
dille, yani grafik sanatlar ve resmin diliyle ifade etmeye
uramak; yani, (mzikal kod, edebi kod, sanatsal kod
gibi) ok kompleks bir kodlar takmnn deimez nite
liine ulamaya almak. Problem, hepsinde mterek
olan bulmaktr. Bunun bir tercme, bir dilde -veya arzu
ederseniz bir kodda, fakat dil yeterlidir- ifade edilen eyi

42
farkl bir dildeki ifadeye tercme etme problemi olduu
sylenebilir.
Yapsalclk, veya bu balk altnda yer alan her ey,
tamamen yeni ve o dnem iin devrimci bir ey olarak
dnlmtr; bana greyse bu iki adan yanltr. 11-
kin, yapsalclk insan bilimlerinde bile yeni deildir; bu
dnce eilimini Rnesans'tan XIX. Yzyla ve gnm
ze kadar takip edebiliriz. ikinci olaraksa, linguistik, ant
ropoloji veya benzer bir alanda yapsalclk diye adland
rlan ey, "mspet bilimlerin" her zaman yapageldiinin
zayf ve soluk bir taklidinden baka bir ey deildir.
Bilimin, indirgemeci ve yapsalc olmak zere, sadece
iki ileyi tarz vardr. Bilim, bir dzeydeki ok kompleks
fenomenlerin baka dzeylerdeki daha basit fenomenlere
indirgenebileceini bulmak mmkn olduunda, indir
gemecidir. Szn gelii hayatta, btn deil ama par
ay aklayan fiziko-kimyasal srelere indirgenebilecek
pek ok ey vardr. Daha aa dzeydeki fenomenlere
indirgenemeyecek kadar kompleks fenomenlerle kar
latmz vakitse, onlara sadece birbirleriyle ilikilerine
bakarak, yani ne trden bir orijinal sistem oluturdukla
rn anlamaya alarak yaklaabiliriz. Linguistikte, ant
ropolojide ve baka alanlarda yapmaya altmz ey
tam da budur.
Doann -msaadenizle tartmann hayrna doay
kiiletirelim- elinin altnda yalnzca snrl sayda yn
tem olduu ve Doann bir gereklik dzeyinde kullan
d yntem trlerinin baka dzeylerde mecburen ye
niden ortaya kt dorudur. Genetik kod buna ok iyi
bir rnektir: Biyolog ve genetikiler kefettikleri eyi ta-

43
nmlama problemiyle ba baa kaldklarnda, linguistiin
dilini dn almaktan ve kelimeler, cmle, vurgulama,
noktalama iaretleri ve benzeri eylerle konumaktan
baka bir ey yapmazlar. kisinin de ayn ey olduunu
sylemiyorum; elbette ayn deiller. Fakat burada sz ko
nusu olan, gerekliin iki farkl seviyesinde ayn trden
bir problemin ortaya kmasdr.
Antropolojik jargonla konuacak olursak, kltr do
aya indirgemek gibi bir ey aklmn ucundan bile ge
medi; fakat yine de kltr seviyesinde ahit olduklar
mz (kukusuz z itibariyle deil) biim asndan ayn
trden fenomenlerdir. Kltrel olan, phesiz, ok daha
kompleks de olsa ve ok daha fazla sayda deikeni ge
rektirse de, ayn problemin izini, en azndan doa dze
yinde gzlemleyebileceimiz zihne kadar srebiliriz.
Bir felsefe, hatta bir teori gelitirmeye almyorum.
ocukluumdan beri, -adn byle koyalm- irrasyonel
olan canm skmtr ve bize dzensizlik olarak sunu
lan eyin ardndaki dzeni bulmaya urammdr. Do
ruyu sylemek gerekirse, antropolog olmamn sebebi,
antropolojiyle ilgilenmem deil, felsefenin snrlarndan
darya kmaya almamd. Antropolojinin o zamanlar
niversitelerde bamsz bir disiplin olarak retilmedii
Fransz akademik sisteminde, felsefe eitimi grm ve
felsefe reten birinin antropolojiye kamas mmkn
d. Ben de yle yaptm ve akabinde bir problemle kar
latm: Dnyann drt bir tarafnda hepsi de tmyle
anlamsz grnen pek ok evlilik kural vard ve bu ok
rahatszlk vericiydi; nk bu kurallar anlamszsa, sa
ys az ok snrl olsa bile, her bir insan iin farkl ku-

44
rallar olmas gerekirdi. Dolaysyla, ayn samalk srekli
nksediyor ve baka bir tr samalk da yeniden ortaya
kyorsa, bu kesinlikle sama olmayan bir eydi; baka
trl tekrar ortaya kmazd.
Bu grnteki dzensizliin ardnda bir dzen ara
mak benim ilk ynelimimdi. Akrabalk sistemleri ve ev
lilik kurallar zerine bir sre altktan sonra, hi de
amalamadan ve hatta tamamen kaderin cilvesiyle, ro
tam problemin tpatp ayn olduu mitolojiye evirdim.
Mitolojik hikayeler nedensiz, anlamsz, ve absrddrler
veya yleymi gibi grnrler, ancak buna ramen dn
yann her yerinde yeniden boy gsterirler. Zihnin her
hangi bir yerdeki "tuhaf' yaratm biricik olacaktr, ayn
yaratm tamamen farkl bir yerde bulamazsnz. Benim
problemim, bu grnteki dzensizliin ardnda bir tr
dzen yatp yatmadn bulmaya almakt, hepsi bu.
Dahas, bundan karlabilecek sonular olduunu da id
dia etmiyorum.
Dzen olmakszn anlam kavramann kesinlikle
imkansz olduu kansndaym. Semantikte ok ilgin
bir ey var: "Anlam" kelimesi muhtemelen, btn ola
rak dilde, anlam bulunmas en g kelimedir. "Anla
mak" ne anlama gelir? Bana gre bu soruya verilebile
cek yegane mmkn cevap, "anlama"nn, herhangi bir
trden veriyi baka bir dile tercme edebilme becerisi
anlamna geldiidir. Franszca veya Almanca gibi farkl
bir dili deil, farkl bir seviyedeki farkl kelimeleri kas
tediyorum. Nihayetinde, bu tercme size bir szlkten
bekleneni -kelimenin anlamn, anlamaya altnz
ifade veya kelimeyle eyapda olan, baka bir seviyede-

45
ki, farkl kelimelerle- verir. Peki, kurallar olmakszn
tercme mmkn mdr? Byle bir tercmeyi anlamak
kesinlikle imkanszdr. Herhangi bir kelimeyi herhangi
baka bir kelimeyle veya herhangi bir cmleyi herhan
gi baka bir cmleyle deitiremeyeceiniz iin, tercme
kurallarnz olmaldr. Kurallardan veya anlamdan bah
setmek ayn eyden bahsetmektir; ve insanln btn
entelektel teebbslerine bakldnda, dnya zerinde
kaydedildikleri kadaryla, ortak payda daima bir tr d
zen tesis etmek olmutur. Bu , insan zihninin temel dzen
ihtiyacm temsil ediyorsa, neticede insan zihni de evre
nin bir paras olduuna gre, bu ihtiya muhtemelen
mevcuttur nk evrende bir dzen vardr ve evren bir
kaos deildir.

Burada sylemeye altm, benim somutun mant


diye adlandrdm ey, yani imaj , sembol ve benzerlerine
zt olarak duyu verilerini dikkate almak ve kullanmak ile
bilimsel dnce arasnda bir ayrm -zorunlu bir ayrm
olduudur. Gnmzdeyse bu ayrmn muhtemelen a
laca veya tersine dndrlecei bir dneme ahitlik
ediyoruz, nk modem bilim yalnzca -ileri, hep daha
ileri giden ama yine de ayn dar kanal iinde kalan- kendi
geleneksel istikametinde ilerlemeyi deil, ayn zamanda
bu kanallar geniletmeyi ve daha nce bir kenara ittii
birok byk problemi gndemine yeniden dahil etmeyi
de baarabilecek gibi grnyor.
Bu anlamda, bilimin btn problemleri zmeye muk
tedir olduuna kr krne inanmakla veya "bilimpe
rest" olmakla eletirilebilirim. Ama ben bu eletiriye ke-

46
sinlikle katlmyorum, nk bilimin kusursuz sonulara
ulaaca ve kendi misyonunu tamamlayaca bir gnn
geleceini tahayyl edemiyorum. Daima yeni problemler
olacaktr; bilimin on yl veya bir asr nce felsefi saylan
problemleri zebildii hzda, imdiye kadar problem
olarak alglanmayan yeni problemler ortaya kacaktr.
Bilimin bize salad cevap ile bu sorudan kaynaklana
cak yeni soru arasnda daima bir gedik kalacaktr. Buna
gre ben bir "bilimperest" deilim. Bilim asla bize cevap
larn tmn vermeyecektir. Yapabileceimiz en iyi ey,
verebileceimiz cevaplarn saysn ve niteliini yava ya
va artrmak olacaktr; ve sanrm bunu da sadece bilim
vastasyla baarabiliriz.

47
K N C B L M

" L KEL" D N C E ve "UYGAR" ZHN

Genellikle v e yanllkla "ilkel" olarak adlandrdmz


-onlarla aramzda asl fark yaratan unsurun yaz oldu
unu dndm iin, dilerseniz "yazsz" diye de ta
nmlayabiliriz- insanlar arasndaki dnme tarz iki
farkl ekilde -bana gre eit lde yanl iki farkl e
kilde- yorumlanmtr. Ilk yaklam bu tr dnmeyi
daha kaba nitelikte bir ey olarak grmtr ve ada
antropolojide akla hemen gelen rnek de Malinowski'nin
almalardr. Malinowski'ye byk bir sayg duyduu
mu, kendisini ok byk bir antropolog olarak grd
m ve katksn hi de kmsemediimi en banda
syleyeyim. Fakat yine de Malinowski'nin izlenimi, ince
ledii halklarn ve genel itibariyle antropolojinin konusu
olan btn yazsz topluluklarn dncesinin, tmyle

49
hayatn temel ihtiyalarnca belirlendii veya belirleni
yor olduuydu. Herhangi bir halkn, -karnn doyurmak,
cinsel arzular tatmin etmek gibi- hayatn temel gerek
sinimlerince belirlendiini bilirseniz, o vakit onlarn
sosyal kurumlarn, inanlarn, mitolojilerini ve baka
birok zelliklerini de aklayabilirsiniz. Antropolojideki
bu ok yaygn anlay, genellikle fonksiyonalizm olarak
bilinir.
teki grse, bu halklarn dnme tarznn aa
olmaktan ok kkten farkl bir dnme tarz olduu
nu savunur. Bu yaklama iyi bir rnek -daima trnak
iinde kullandm- "ilkel" dnce ile modern dnce
arasndaki temel fark, "ilkel"in tmyle duygu ve mis
tik temsillerle belirlenmesinde gren Levy-Bruhl'n a
lmalardr. Malinowski'ninki faydac bir kavrayken,
ikincisi cokulu ve duygusal bir kavraytr; benim vur
gulamaya altm eyse, gerekten de yazsz halklarn
dncesinin bir taraftan -Malinowski'yle aramzdaki
fark budur- kar gtmedii ve dier taraftansa -bu da
Levy-Bruhl'den ayrldm yerdir- zihinsel olduu veya
olabileceidir.
Mesela, Totemizm (Totemism) ve Yaban Dnce'de
(The Savage Mind) gstermeye altm ey, genellikle
alk ekmemek ve ok ar maddi koullarda varlklar
n srdrebilmek ihtiyacna tmyle boyun ediklerini
dndmz bu halklarn, kar gtmeyen bir d
nme ekline tamamyla muktedir olduklardr; yani,
kendilerini evreleyen dnyay, doay ve toplumlarn
anlamaya ynelik bir arzu ve ihtiyala hareket ederler.
Dier taraftan bu amaca ulamak iin de ayn bir filozo-

50
fun, hatta bir lde bir bilim adamnn kullanabildii ve
kullanabilecei entelektel aralarla ie koyulurlar.
Benim temel hipotezim budur.
nce bir yanl anlamay gidermeliyim. Bir dnme
tarznn kar gtmeyen, zihinsel bir dnme tarz oldu
unu sylemek, hi de bilimsel dnmeyle eit olduu
anlamna gelmez. Elbette, bu dnme tarz bir ynden
farkl bir baka yndense aa kalr. Farkl kalr, nk
amac mmkn en ksa yollardan genel -ayn zamanda
btncl- bir evren anlayna ulamaktr. Yani, "her eyi
anlamazsan, hibir eyi aklayamazsn" dile getiren bir
dnme tarzdr. Bu, ok snrl fenomenler hakknda
aklamalar sunmaya alan, ardndan baka trden fe
nomenlerle devam eden ve byle adm adm ilerleyen
bilimsel dnmeyle tamamen eliir. Descartes'n ok
nceleri syledii gibi, bilimsel dnme, bir gl,
gerektii kadar paraya ayrarak zmeyi hedeflemiti.
Bundan dolay yaban dncenin bu btnlk tut
kusu, bilimsel dnme srelerinden olduka farkldr.
Elbette asl fark, bu tutkunun gerekleememesinden
kaynaklanr. Bilimsel dnme vastasyla doa zerin
de egemenlik kurabildik -yeterince ak olan bu noktay
ayrntyla ele almaya gerek yok- oysa mit, insana evreye
tahakkm edebilecei maddi gc vermekte aka ba
arszdr. Yine de mit insana, ok nemli bir eyi, evreni
anlayabilecei ve evreni anlad illzyonunu verir. Bu
elbette sadece bir illzyondur.
Bununla birlikte, bilimsel dnen bizlerin zihin
gcmzn ok snrl bir miktarn kullandmz da
unutmayalm. Mesleimizin, sanatmzn veya o an iin-

51
de yer aldmz belirli bir durumun gerektirdii kada
rn kullanrz. Bu nedenle, birisi yirmi yl ve hatta daha
da uzun bir sre mit ve akrabalk sistemlerinin ileyi
tarzyla megul olursa, artk zihin gcnn bu ksmn
kullanyor demektir. Fakat her birimizin tamamen ayn
eylerle ilgilenmesi dnlemez; dolaysyla hepimiz
ihtiya duyduumuz veya ilgilendiimiz ey iin zihin
gcmzn belirli bir ksmn kullanrz.
Bugn zihin kapasitemizi gemite olduundan hem
daha az hem de daha ok kullanyoruz; ve imdi kullan
dmz da gemitekiyle ayn trden bir zihin kapasite
si deil. Szn gelii, duyusal alglarmz ok daha az
kullanyoruz. Mitologikler'in (Mitoloji Bilimine Giri) ilk
versiyonunu yazarken, bana fazlasyla gizemli gelen bir
problemle karlamtm. Grnen o ki, gn nda
Vens gezegenini grebilen bir kabile vard; bu benim
iin dpedz imkansz ve inanlmaz bir eydi. Sorunu
profesyonel astronomlara atmda, phesiz gezegenin
grlemeyeceini, ancak gn nda yayd k mikta
rn bilirsek, baz insanlarn grebileceinin de kesinlikle
tasavvur edilemez olmadn sylediler. Sonradan ken
di uygarlmza ait denizcilik hakkndaki eserleri gz
den geirdiimde, eski denizcilerin Vens' gn nda
mkemmelen grebildikleri meydana kt. Muhtemelen
eitimli bir gze sahip olsaydk, bugn biz de grebilir
dik.
Bitkiler ve hayvanlarla ilgili bilgimiz de tam olarak
ayndr. Yazsz halklar, yaadklar evreye ve kaynakla
rna dair ar derecede kesin bilgiye sahiptir. Btn bun
lar kaybettik, fakat bir hi uruna deil; imdi, szn

52
gelii, dakika ba kaza yapmadan araba kullanabiliyor
yahut geceleri televizyon veya radyoyu aabiliyoruz. Bu,
zihin kapasitelerinin eitimini gerektirir, ki "ilkel" insan
lar ihtiya duymadklar iin buna sahip deildir. Bana
gre, sahip olduklar potansiyelle zihinlerinin niteliini
deitirebilirlerdi, fakat sahip olduklar trden bir hayat
ve doayla ilikileri bakmndan byle bir deiiklie ih
tiyalar yoktu. nsanla ait btn zihin kapasitelerini
ayn anda gelitiremezsiniz. Yalnzca kk bir dilimini
kullanabilirsiniz ve bu dilim her kltrde ayn deildir.
Hepsi bu.
insanln muhtelif ksmlan arasnda kltrel farkl
lklar olmasna ramen, insan zihninin her yerde bir ve
ayn olduu ve ayn kapasitelere sahip bulunduu, muh
temelen antropolojik aratrmalarn pek ok sonucundan
biridir. Bunun her yerde kabul edildiini dnyorum.
Kltrlerin kendilerini dierlerinden sistematik veya
metodik olarak farkllatrmaya altklarn sanmyo
rum. Yzbinlerce yldr insanln yeryznde ok ka
labalk olmad aikardr; kk gruplar birbirlerinden
ayr yayorlard, bundan dolay da kendilerine has zel
likler gelitirmeleri ve birbirlerinden farkllamaya bala
malar gayet doald. Bu, amalanm bir ey deildi. Ak
sine, fazlasyla uzun bir zaman hkm sren koullarn
basit sonucudur.
imdi, bunun bizatihi zararl olduunu veya bu farkl
lklarn almas gerektiini dnmenizi istemem. Asl
na bakarsanz farkllklar son derece verimlidir. Ilerleme
sadece farkllk vastasyla gerekletirilmitir. Muhte
melen u an iin bizi tehdit eden ey, an-iletiim diye

53
adlandrabileceimiz, dnyann bir noktasnda durarak
geri kalan ksmlarda ne olup bittiini btnyle bilme
eilimidir. Kltrn gerekten kendisi olabilmesi ve bir
ey retmesi iin, sz konusu kltr ve mensuplar, z
gnlklerinden ve hatta bir lde bakalar zerindeki
stnlklerinden emin olmaldr; kltr sadece eksik
iletiim koullarnda bir eyler retebilir. Artk yalnzca
tketiciler olmamz, dnyann herhangi bir noktasndan
ve her kltrden bir eyler tketebilmemiz, fakat btn
zgnlmz de kaybetmemiz ihtimali bizi tehdit edi
yor.
Btn dnya yzeyinde yalnzca tek bir kltr ve tek
bir uygarln olaca zaman artk kolayca dnebili
yoruz. Geri ben bunun gerekleeceine inanmyorum,
nk fiiliyatta daima -bir taraftan homojenlemeye,
dier taraftansa yeni ayrmlara ynelik- kart eilimler
vardr. Bir kltr ne kadar homojenleirse, isel ayrma
izgileri o kadar belirginleir; ve bir dzeyde kazanlan
ey, hemen ardndan baka bir dzeyde kaybedilir. Bu di
yalektiin ileyiine dair hibir ak delile sahip olmad
m iin, sylediklerim ahsi fikrimdir. Fakat gerekten
isel ayrma olmakszn insanln nasl yaayabileceini
anlamyorum.

Gney Rzgar'na boyun edirmeye veya hkmetmeye


alan ve baaran vatoz bal hakkndaki bat Kanada
mitini gzden geirelim. Bu, insanlk ncesi dnyada
yaanm, yani hayvanlar ile insanlarn aka farkl ol
mad, varlklarn yar-insan yar-hayvan olduklar bir
zamana dair bir hikayedir. Btn varlklar rzgarlardan

54
bezmiti , nk rzgarlar, bilhassa da kt rzgarlar her
zaman esiyor, balk avlamalarn ve sahildeki deniz ka
buklularn toplamalarn imkansz klyordu . Bylece
rzgarlarla savamaya ve onlar daha terbiyeli davran
maya zorlamalar gerektiine karar verdiler. ok sayda
insan-hayvan veya hayvan-insann katld ve Gney
Rzgar'nn yakalanmasnda nemli rol oynayan vatoz
balnn da dahil olduu bir sefer dzenlendi. Gney
Rzgar, her zaman deil de arada srada veya belirli d
nemlerde eseceine sz verdikten sonra ancak salveril
di. Ondan beri Gney Rzgar yln belirli zamanlarnda
veya iki gnde bir eser; geri kalan zamandaysa insanlar
ilerini yapabilirler.
Elbette, bu hikaye gerekten yaanmad. Fakat yapma
mz gereken ey, bu hikayenin aka sama veya sadece
bir tr hezeyan iindeki zihnin tuhaf yaratm olduuna
kendimizi inandrmak deildir. Burada anlatlanlar cid
diye almal ve kendimize u sorulan sormalyz: Neden
vatoz bal ve neden Gney Rzgar?
Anlatld ekliyle mitteki materyalin tmne ya
kndan bakldnda, vatoz balnn ok belirgin iki tr
zellik sayesinde hareket ettii fark edilir. Ilk zellii,
btn yass balklar gibi, alt kaygan ve srt sert bir balk
olmasdr. Vatoz balnn, baka hayvanlarla kar kar
ya geldiinde baaryla kamasn mmkn klan dier
yetenei, yukardan ve aadan ok byk, yandan ba
kldndaysa son derece ince grnmesidir. yle byk
tr ki, hasm vatoz baln zpknla vurarak ldrme
nin ok kolay olduunu dnebilir; fakat tam zpknla
nian alndnda, vatoz bal aniden dner veya kayar

55
ve elbette nian alnmas imkansz profilini gsterir; by
lelikle de kap gider. Dolaysyla vatoz balnn tercih
edilmesinin sebebi, hangi bak asndan yaklalrsa
yaklalsn -sibernetik terimleriyle sylersek- sadece
"evet" veya "hayr" diye cevap verebilen bir hayvan ol
masdr. Sreksiz olan -biri olumlu, dieri olumsuz- bu
iki duruma da uyum yetenei vardr. Vatoz balnn mit
te bulunan kullanm -benzetmeyi fazla ileri gtrmek
istemesem de- bir dizi "evet" veya "hayr" cevabyla ok
g problemleri zmek iin kullanlan modern bilgisa
yarlarn ilkelerine benzerdir.
Bir baln rzgarla savaabilmesi ampirik adan
aka yanl ve imkanszken, tecrbeden dn alnan
imajlarn neden kullanma sokulduu mantk asndan
anlalabilirdir. Mitik dncenin zgnl, kavramsal
dncenin roln oynamasndadr: lkili ilemci diye
adlandrabileceim ekilde kullanlabilen bir hayvann,
mantk asndan, ayn zamanda ifte problem olan bir
problemle ilikisi vardr. Gney Rzgar yln her gn
esseydi, hayat insanlk iin imkansz olurdu. Fakat sade
ce gnar eserse -bir gn "evet," dier gn "hayr" vb.
o vakit insanln ihtiyalar ile doal dnyada hkm
sren koullar arasnda bir tr uzlama mmkn olur.
Dolaysyla, mantk asndan, vatoz bal gibi bir
hayvan ile mitin zmeye talip olduu problem tr ara
snda bir yaknlk vardr. Hikaye, bilimin bak asndan
doru deildir, fakat sibernetik ve bilgisayarlarn bilim
dnyasnda yaygnlat ve mitik dncenin uzun za
mandr somut nesne ve varlklarla ok farkl bir tarzda
kulland ikili ilemlerin bir kavrayn salad bir

56
dnemde, mitin bu niteliini anlayabiliriz. Bu nedenle,
mitoloji ile bilim arasnda aslnda bir ayrlk yoktur. ikili
ilemler dncesine aina olmadan nce tamamen kr
kaldmz bu mitte olan biteni anlama kabiliyetini bize
salayan, yalnzca bilimsel dncenin mevcut durumu
dur.
Bilimsel aklama ile mitik aklamay eit statye yer
letirdiimi dnmenizi istemem. Syleyeceim ey; bi
limsel aklamann bykl ve stnlnn, yalnz
ca bilimin pratik ve entelektel baarsnda deil, aslnda
giderek daha fazla ahit olduumuz gibi, bilimin kendi
geerliinin yan sra mitik dnmede de bir dereceye
kadar geerli olan aklayabilmesinde yattdr. nemli
olan, bu nitelik boyutuyla daha fazla ilgili olmamz ve
XVII. Yzyldan XIX. Yzyla dek btnyle niceliksel ba
k asna sahip bilimin, buna gerekliin nitelik boyu
tunu da dahil etmeye balamasdr. Bu, phesiz, gemi
te anlamsz ve sama diye skalamaya meyilli olduumuz
mitik dnmede mevcut birok eyi anlamamza imkan
verir. Dahas, sz konusu eilim, XVII. Yzyl felsefi da
lizminin gerek olarak kabul ettii gibi, hayat ile dnce
arasnda mutlak bir uurum olmadna inanmamza yol
aacaktr. Zihnimizde meydana gelenin, esasen veya z
itibariyle bizzat hayat fenomeninden farkl bir ey olma
dna inanrsak, insanlk ile -yalnzca hayvanlar deil,
bitkiler de dahil- btn baka yaayan varlklar arasnda
almas imkansz bir uurumun mevcut olmad duy
gusuna kaplrsak, belki o vakit sahip olduumuzu d
ndmzden daha fazla hikmete ulaacaz.

57
NC BLM

TAVAN DU DAKLARI v e K Z L E R :
B R M TN YARI L M A S I

Burada balang noktamz, XVI. Yzyln sonlarnda


Peru'da misyoner olarak faaliyette bulunan spanyol Pe
der P. ] . de Arriaga'nn, 1 6 2 l 'de Lima'da yaynlad Ex
tirpacion de la Idolatria del Peru (Peru'da Putperestliin
Ortadan Kaldmlmas) adl kitabnda aktard artc
bir gzlem olacak. Peder, o dnemde Peru'nun belirli bir
blgesinde , karak bastrdnda, bir rahibin, doum es
nasnda nce ayaklar gelen veya tavan dudakl veya da
ikiz olan btn yre sakinlerini topladn anlatr. An
latlana gre, bu insanlar tuz ve biber yedikleri iin so
uktan sorumlu olmakla sulanm, bu nedenle de tvbe
etmeleri ve gnah karmalar emredilmitir.

59
lkizlerin atmosferdeki dzensizlikle bir ilgileri oldu
u, Kanada dahil dnya apnda yaygn kabul grm
bir eydir. Britanya Kolombiyas sahilindeki Yerliler ara
snda, ikizlerin gzel hava getirmek, frtnay dindirmek
gibi zel glere doutan sahip olduklarna inanld
ok iyi bilinir. Ancak bu , tartmay arzuladm proble
min bir paras deil. Dikkatimi eken ey, hibir mitog
rafn -mesela, ou yerde Arriaga'y zikreden Sir james
Frazer'n- neden tavan dudakllar ve ikizlerin baz yn
lerden benzer sayldklar sorusunu asla sormam olma
sdr. Bana yle geliyor ki, problemin kayna u sorula
rn cevabnda yatyor: Neden tavan dudakllar? Neden
ikizler? Ve neden tavan dudakllar ile ikizler bir araya
getirilmitir?
Problemi zmek iin, bazen olduu gibi, Gney
Amerika'dan Kuzey Amerika'ya sramalyz, nk G
ney Amerika mitiyle ilgili ipucunu bize veren bir Kuzey
Amerika miti olacaktr. Birok kii, mevcut bir halkn
mitlerinin sadece o halkn kltr erevesinde anla
labileceini ve yorumlanabileceini iddia ederek, bu tr
bir yol haritasndan tr beni sulad. Byle bir itiraza
cevap mahiyetinde syleyebileceim ok ey var.
ncelikle, Berkeley okulunun da son yllarda ortaya
koyduu gibi, Colomb'dan nceki Amerika nfusunun
tahmin edilenden ok daha fazla olduu benim iin apa
k bir gerek. Byle olduundan, bu byk topluluk
larn bir dereceye kadar birbirleriyle iliki kurduu ve
inanlarn, adetlerin ve greneklerin, deyim yerindey
se, szd da meydandadr. Herhangi bir komu kabile,
teki kabilede olup bitenlerden daima bir lde haber-

60
dard. Burada tarttmz konuyla alakal ikinci bir hu
sus da bu mitlerin bir taraftan Peru'da dier taraftansa
Kanada'da izole bir biimde var olmad, aksine, arada
kalan blgelerde tekrar tekrar karmza ktdr. Ger
ekten de bunlar, ktann farkl yerlerine dalm mitler
olmaktan ziyade btn Amerika'ya ait mitlerdir.
Brezilya'nn eski sahil Kzlderilileri olan Tupinamba
lar ile Peru Kzlderilileri arasnda, ok fakir birinin yalan
dolanla ayartt bir kadna dair bir mit vardr. XVI. Yz
ylda Fransz kei Andre Thevet'nin aktard en bilinen
versiyonda, batan karlan kadnn, biri meru kocasn
dan, dieri de "Dzenbaz" gnl elenden olmak zere
ikiz ocuk dourduu anlatlr. Kadn, ileride kocas ola
cak tanry karlamaya giderken, yoluna Dzenbaz kar
ve kendisinin, buluaca tanr olduuna kadn inandrr;
bylece kadn Dzenbaz'dan hamile kalr. Daha sonra ka
dn gerek kocasn bulduunda bu kez de ondan hamile
kalr ve ardndan ikiz dourur. Bu yanl ikizler, farkl
babalardan olduklar iin, zt zelliklere sahiptir: Biri ce
surdur, dieri dlek; biri Kzlderililerin koruyucusudur,
dieri Beyazlarn; biri Kzlderililere iyilik yaparken, di
eri birok kt olaydan sorumludur.
Kuzey Amerika'da gerekleen de budur; bilhassa Bir
leik Devletler'in kuzeybats ile Kanada'da tam tamna
ayn miti buluruz. Bununla birlikte, Gney Amerika ver
siyonlaryla mukayese edildiinde, Kanada civarndan
gelen mitler iki nemli farkllk sergiler. Szn gelii,
Rocky Dalar'nda yaayan Kootenaylar arasnda, daha
sonra biri gne dieri ay olan ikizlerin doumunun ar
dnda, sadece tek bir dlleme vardr. Dahas, Salish dilini

61
konuan baka baz Britanya Kolombiyas Kzlderilileri
-Thompson Kzlderilileri ile Okanaganlar- arasnda da ,
anlald kadaryla iki farkl kii tarafndan kandrlm
ve her biri bir olan dourmu iki kzkarde vardr; farkl
annelerden doduklar iin ocuklar aslnda ikiz deildir.
Fakat, en azndan ahlaki ve psikoloj ik adan btnyle
ayn koullarda doduklar iin bir lde ikizlere ben
zerler.
Gstermeye altm perspektif dnlrse, bu
versiyonlar daha nemlidir. Salish versiyonu, ikizler kar
de deil kuzen olduklar iin, kahramanlarn ikiz olma
larn glgede brakr; sadece doum koullar birbirine
paraleldir: lkisi de bir hile nedeniyle domutur. Buna
ramen temel niyet ayn kalr, nk hibir yerde bu iki
kahraman gerekten ikiz deildir; Gney Amerika versi
yonunda bile farkl babalardan doarlar ve her ikisinin
de, kendi davranlarnda ve babalarnn tutumlarnda
grlebilecek zt kiilikleri ve zellikleri vardr.
Bundan dolay, Kootenay versiyonunda olduu gibi,
btn bu durumlarda, ikiz olduklar sylenen veya ikiz
olduklarna inanlan ocuklarn, daha sonra deyim ye
rindeyse, onlar ikiz olmaktan karacak maceralara
atlacaklarn syleyebiliriz. Dahas balangta -gerek
veya szde- ikizler olarak sunulan bireyler arasndaki bu
ayrm , Gney yahut Kuzey Amerika'daki btn mitlerin
temel karakteristiidir.
Mitin, Salish versiyonlarnda ok tuhaf ve nemli bir
detay vardr. Bu versiyonda, koca bulmak iin seyahat
eden iki kzkarde bulunduunu ve ortada ikiz diye bir
ey olmadn hatrlarsnz. Bykanneleri kzkardelere

62
mstakbel kocalarn hangi zelliklerinden tanyacakla
rn anlatmtr; ardndan, iki kzkarde yolda karla
tklar ve evleneceklerine inandklar Dzenbazlar tara
fndan kandnlrlar. Her iki kadn da geceyi adamlarla
geirdikten sonra birer olan ocuk dnyaya getirecektir.
Dzenbazn kulbesinde geen bu talihsiz geceden
sonra abla, kardeini terk eder ve bir da keisi ve bir tr
byc de olan bykannesini ziyarete gider; kadn, to
rununun geleceini nceden bildii iin, onu karlamas
iin bir yaban tavan yollar. Yaban tavan yolun ortasna
dm bir ktn ardna saklanr, ktn zerinden
gemek iin bacan kaldrdnda da kzn cinsel orga
nn grr ve ok uygunsuz bir aka yapar. Kz sinirlenir
ve elindeki sopayla tavana vurup burnunu yarar. Tav
angillere mensup btn hayvanlarn yark burunlu ve
yark st dudakl olmasnn nedeni budur. Tavanlardaki
bu anatomik zellikten tr biz de belirli insanlara tav
an dudakl deriz.
Baka bir ifadeyle, byk karde hayvann bedenini
yarmaya balar; eer bu yarma sonuna kadar gtrlsey
di -burunda durmayp, boydan boya inerek kuyrua ka
dar varsayd- bir bireyi ikize, yani ikisi de bir btnn
paras olduu iin tamamen ayn ve e iki bireye evire
cekti. Bu bakmdan, Amerikan Kzlderililerinin hepsine
misafir olmu ikizlerin kaynana dair kavray anlamak
ok nemlidir. Nitekim ortaya kan ey, ikizlerin daha
sonra katlap ocuk haline gelecek vcut svlarnn i
yarlmasndan meydana geldiine dair genel bir inantr.
Szn gelii, Kuzey Amerika Kzlderilileri arasnda ha
mile bir kadnn uyurken hzla dnmesi yasaklanmtr,

63
aksi takdirde vcut svlar ikiye ayrlacak ve ardndan
kadn ikiz douracaktr.
Vancouver Adas'ndaki Kwakiutl Kzlderililerinin
de burada mutlaka zikredilmesi gereken bir miti var. Bu
hikayede, tavan dudakl olduu iin herkesin nefret et
tii kk bir kz anlatlr. Doast glere sahip yam
yam bir kadn peyda olur ve tavan dudakl kk kz
dahil kabilenin btn ocuklarn karr. Evde karp
yemek zere hepsini sepetine atar. llk yakaland iin
sepetin dibinde olan kk kz, sahilde toplad deniz
kabuklarndan biriyle sepetin dibini yararak amay ba
arr. Sepet yamyamn srtndadr ve kz atlayp kamay
becerir. nce ayaklann sarktarak atlar.
Tavan dudakl kzn bu pozisyonu, daha nce bah
settiim mitteki yaban tavannn pozisyonuyla olduka
simetriktir: Yol tndeki ktn ardnda saklanarak
kadn kahramann altnda melmi duran yaban tava
n, sanki kadndan domu ve ayaklar nce km gibi,
kk kzla tamamen ayn pozisyondadr. Dolaysyla,
btn bu mitolojide ikizler ile doumda ayaklar nce
kanlar (ters doanlar) veya metaforik konumak gere
kirse buna benzer pozisyondakiler arasnda gerek bir
iliki olduunu grebiliriz . Bu da , balangta bahsettii
miz, Peder Arriaga'nn kurduu, ikizler, doumda ayak
lar nce kanlar ve tavan dudakllar arasndaki Peru'ya
zg ilikileri akla kavuturur.
Tavan dudann ikizlik balangc olarak kavrand
gerei, bilhassa Kanada'da alan antropologlar iin
olduka temel bir problemi zmemize yardm edebilir:
Ojibwa Kzlderilileri ile Algonkian diliyle konuan dier

64
kabileler neden inandklar en yce ilah olarak yaban tav
ann semilerdir? Muhtelif aklamalar ne srlm
tr: Yaban tavan beslenmeleri asndan vazgeilmez
deilse de nemliydi; yaban tavan ok hzl koar ve bu
nedenle Kzlderililerin sahip olmalar gereken yetenek
lere bir rnektir, vb. Bunlarn hibiri yeterince ikna edici
deil. Fakat biraz evvelki yorumlarm doruysa, unlar
sylemek ok daha inandrc grnyor: 1 . Yaban tava
n kemirgenler ailesinin daha byk, daha dikkat eken
ve daha nemli bir yesidir, bu nedenle kemirgenler ai
lesinin temsilcisi olarak seilebilir; 2. Ksmen ikiye ayrl
m olduklar iin, btn kemirgenler ikizlik balangc
gibi grnen anatomik bir zellik sergiler.
Ana rahminde ikiz veya daha fazla ocuk olduunda,
genellikle mitte ok ciddi sonular ortaya kar; nk
sadece iki ocuk bile olsa, ocuklar ilk nce doma onu
runu elde etmek iin mcadeleye ve dvmeye balar
lar. Dahas, onlardan biri, kt olan, daha erken domak
iin, deyim yerindeyse kestirme bir yol bulmakta tered
dt etmez; doal yolu izlemektense, oradan bir an nce
kamak iin annesinin bedenini paralar.
Sanyorum bu, doum annda ayaklarn nce gelme
sinin neden ikizlikle benzetiine bir aklama getiriyor;
nk ikizlik durumunda bir ocuun rekabet nedeniyle
acele etmesi, annesine zarar vermesine sebep olur. Hem
ikizlik hem de doumda ayaklarn nce gelmesi, tehlikeli
bir doumun, hatta diyebilirim ki kahramanca bir dou
mun habercisidir; zira ocuk insiyatifi ele alacak ve bir
tr kahraman, ou durumda da lmcl bir kahraman
olacak, ama ok nemli bir ii de baaracaktr. Bu, birok

65
kabilede, hem ikizlerin hem de doum annda ayaklar
nce gelen ocuklarn neden ldrldn aklar.
Asl nemli husus, btn Amerikan mitolojisinde,
hatta dnya genelindeki mitolojide de diyebilirdim, yu
kardaki gler ile aadaki insanlar arasnda araclk
roln oynayan tanrlar ve doast varlklar bulmamz
dr. Farkl ekillerde temsil edilebilirler: Mesela, Mesih
tr karakterler, semavi ikizler vardr. Algonkian mito
lojisindeki yaban tavannn yerinin tam olarak, Mesih
-yani, biricik arac- ile semavi ikizler arasnda olduunu
grebiliriz. Yaban tavan ikiz deil, ikizliin balang
safhasndadr. Hala tam bir bireydir, fakat tavan duda
vardr ve ikiz olma yolunu yanlamtr.
Bu, mitolojide tanr olarak karmza kan yaban tav
annn, yorumcular ve antropologlar megul eden be
lirsiz bir karakteri olmasnn nedenini aklar: Bazen ev
reni dzene koymakla ykml bilge bir tanrdr, bazen
talihsizliklerin nne katp srkledii gln bir soyla
rdr. Yaban tavannn Algonkian Kzlderilileri tarafn
dan iki durum -(a) insanla yararl tek bir tanr ile (b)
biri iyi, dieri kt olan ikizler- arasnda bir birey olarak
tercih edilmesini aklarsak, bu daha da iyi anlalabilir.
Henz tamamen ikiye ayrlmam, henz ikiz olmam
iki zt karakter, tek ve ayn kiide kaynap olduu gibi
kalabilir.

66
DRDNC BLM

M T, TARH H A L N E G E L D G N D E

Bir mitoloji uzman iin bu balk iki problem sunar. Bir


tanesi byk nem arz eden teorik bir problemdir, n
k Kuzey ve Gney Amerika'da ve dnyann herhangi
bir yerinde yaynlanm materyale baktmzda, mitik
materyalin iki farkl trde olduunu grrz. Bazen ant
ropologlar, blk prk mitleri derlemilerdir; balan
tsz hikayeler, aralarnda herhangi bir ak iliki olmak
szn birbiri ardna sralanmtr. Kolombiya'nn Vaupes
blgesindeki gibi baka rneklerdeyse, her biri olduka
mantkl bir dzende birbirini takip eden blmlere ay
rlm ok tutarl mitolojik hikayelere rastlarz.
O vakit elimizdeki soru udur: Derleme ne anlama ge
lir? Bununla iki farkl ey kastediliyor olabilir. Szn ge
lii, tutarl dzenin, bir tr saga gibi, asli koul olduu ve

67
ne zaman mitleri balantsz unsurlar olarak bulsak, bu
nun bozulma ve dzensizlik srecinin bir sonucu olduu
anlamna gelebilir; biz sadece, daha nceleri anlaml olan
bir btnn dalm unsurlarn bulabiliriz. Yahut bu
balantszlk durumunun gemite de geerli olduunu
ve bu mitlerin, her yerde deil ancak baz toplumlarda
mevcut bilgeler ve filozoflarca bir dzene konulduunu
varsayabiliriz. Mesela, lncil'le ilgili olarak da tamamen
ayn problem sz konusudur; nk hammaddesi birbi
riyle balantsz unsurlar olarak grnr ve bunun far
knda olan filozoflar, sreklilii olan bir hikaye yaratmak
iin bu unsurlar bir araya getirmi gibidirler. Antropo
loglarn inceledii yazsz halklar arasnda durumun In
cil'dekiyle ayn m yoksa tamamen farkl m olduunu
anlamak son derece nemlidir.
lkinci problemin ise, yine teorik de olsa, ok daha uy
gulamaya ynelik bir mahiyeti vardr. XIX. Yzyl sonu
ile XX. Yzyl balarnda mitolojik materyal ounlukla
antropologlar, yani dardan insanlar tarafndan derlen
miti. Elbette birok durumda, bilhassa da Kanada'da bu
kiilerin yerli yardmclar vard. Szn gelii, George
Hunt isimli Kwakiutl (aslnda Isko bir baba ve Tlingit
bir anneden doduu iin tam olarak Kwakiutl olmayan,
fakat onlar arasnda yetien, onlardan biriyle evlenen ve
Kwakiutl kltryle tamamen zdeleen) bir yardm
cyla alan Franz Boas' ele alalm. Tsimshian aratr
mas iinse, Boas okur yazar bir Tsimshian olan Henry
Tate'den, Marius Barbeau ise baka bir okuryazar Tsims
hian olan William Benyon'dan yardm almt. Byle
ce balangtan itibaren yerli ibirlii salanmt, fakat

68
Hunt, Tate veya Benyon'n antropologlarn rehberliinde
altklar, yani bizzat antropoloa dntkleri de bir
gerektir. Elbette, kendi kabilelerine , kendi soylarna ait
en iyi efsaneleri, gelenekleri biliyorlard, ama baka aile
lerden, baka kabilelerden veri toplamakla da ayn l
de ilgilenmilerdi.
Mesela, Boas ile Tate'in Tsimshian MitolOjisi adl kitab
veya Hunt'n derledii ve Boas'n editasyonunu yapt,
yaynlad, hatta tercme ettii Kwakiutl metinleri gibi
Kzlderili mitolojisinin devasa klliyatna baktmzda,
aa yukar ayn veri organizasyonunu grrz, nk
antropologlarca tavsiye edilen tek organizasyon budur:
Szn gelii, balangta kozmolojik ve kozmogonik mit
ler, daha sonra -ok daha sonraysa- efsaneler ve aile tari
hi olarak deerlendirilebilenler.
Antropologlarca balatlan bu i yle bir hale gelmi
tir ki, farkl amalarla, mesela Kzlderili ocuklara il
kokulda kendi mitolojilerini ve dillerini retmek iin,
Kzlderililer bugn kendileri zerine almaya bala
mlardr. Bunun ok nemli olduunu imdi anlyorum.
Bir baka ama, toprak talepleri veya politik talepler gibi
beyazlara kar ne srlen talepleri merulatrmak iin
efsane geleneini kullanmaktr.
Bu nedenle, dardan derlenmi gelenekler ile, da
rdan derlenmi gibi olsalar da, ieriden derlenmi gele
nekler arasnda bir farkllk olup olmadn, eer varsa
ne tr bir farkllk olduunu ortaya koymak son derece
nemlidir. Diyebilirim ki, kendi mitolojisi ve efsane gele
nekleri hakkndaki kitaplar bizatihi Kzlderili uzmanlar
tarafndan dzenlenip basld iin Kanada ansldr. Bu

69
i erken balamtr: Pauline johnson'n Vancouver Ef
saneleri Birinci Dnya Sava ncesinde yaynlanmtr.
Ardndan, elbette Kzlderili olmayan fakat tarihi ve yar
tarihi materyali derlemeye uraan ve Kzlderili bilgi
kaynaklarnn szcln stlenen Marius Barbeau'nun
kitaplaryla tantk; Barbeau, tabir caizse, bu mitolojinin
kendine ait bir versiyonunu retmitir.
Daha ilginci, hatta ok daha ilginci, orta Skeena nehri
blgesindeki Tsimshian kabilesinin reisi Walter Wright'n
azndan kelimesi kelimesine derlendii varsaylan, fakat
profesyonel bile olmayan beyaz bir tarla iisi tarafndan
kayda geirilen ve 1962'de Kitimat'ta yaynlanan Medeek
Insanlar gibi kitaplardr. Ve ok daha nemlisi, bir baka
Tsimshian reisi Kenneth Harris'in 1974'te yaynlad son
kitabdr.
Dolaysyla , bu tr bir materyalle, yani antropologla
rn derledii materyal ile dorudan Kzlderililerce der
lenmi ve yaynlanm materyali mukayese ederek bir tr
deney gerekletirebiliriz. Aslna baklrsa, "derlenmi"
bile dememeliyim, nk farkl aileler, farkl kabileler,
farkl soylardan bir araya getirilen ve yan yana sralanan
gelenekler yerine, bu iki kitapta gerekte bir aile ve bir
kabilenin, o soydan gelen biri tarafndan yaynlanm ta
rihini buluruz.
Problem udur: Mitoloji nerede biter ve tarih nerede
balar? Bizim iin tmyle yeni bir ey olan ve elbette
hibir yazl belgenin olmad arivsiz tarih durumunda,
yalnzca, ayn zamanda tarih de olduu iddia edilen szl
gelenek vardr. O halde bu iki tarihi, ef Wright'tan orta
Skeena hakknda elde edilen tarih ile Hazelton blgesin-

70
de yukar Skeenal bir aileden ef Harris'in yazd ve ya
ynlad tarihi karlatrrsak, benzerlikler de buluruz
farkllklar da. ef Wright'n anlatsnda, dzensizliin
yaratl dediim ey vardr: Btn hikaye, balangtan
itibaren belirli bir kabile veya soy veyahut soylar grubu
nun neden birok byk zorluun stesinden geldiini,
bilinen baar ve baarszlk dnemlerini geirdiini ve
feci bir sona doru hzla ilerlediini aklamak amacn
dadr. Bu fazlasyla karamsar bir hikayedir ve gerekte bir
kn tarihidir. ef Harris'in anlatsndaysa olduka
farkl bir bak as vardr; nk kitap prensip olarak
tarihi dnemdeki sosyal dzenin, ve diyebilirim ki, aile
sinde ve kabilesinde nemli bir yer igal eden belirli bir
bireyin miras yoluyla edindii muhtelif adlar, unvanlar
ve ayrcalklarda hala sakl olan sosyal dzenin kaynan
aklamaya ynelmitir. Yani, olaylarn diyakronik sra
symasna, belirli bir bireyin adlar ve imtiyazlarnn
listesiyle var olan ve gsterilen senkronik bir dzeni par
a para yeniden kurmak iin imdinin sahnesine eza
manl olarak yanstlmtr.
Her iki hikaye, her iki kitap, olumlu anlamda byle
yici, edebi olaraksa byk eserlerdir; fakat bir antropo
log iin asl deerleri, bizimkinden byk lde farkl
trden bir tarihin karakteristiklerini gzler nne serme
leridir. Yazdmz haliyle tarih neredeyse tmyle yaz
l belgelere dayanr, oysa bu iki tarih rneinde aka
hibir yazl belge yoktur veya ok azdr. Bunlar kar
latrmaya alrken dikkatimi eken ey, iki kitabn da
imdiki Hazelton'a yakn yukar Skeena'da, Barbeau'nun
adn Tenlaham diye kaydettii byk bir kasabada ya-

71
ananlar anlatarak balamas oldu. Hikaye, mitik ya da
belki tarihi bir dnemde gemektedir. Hangisi olduunu
bilmiyorum, belki arkeoloji bu sorunu zer. Her iki ki
taptaki hikaye de hemen hemen ayndr: ehrin ykl,
halktan artakalanlarn g edii ve Skeena nehri boyunca
giritikleri g yolculuklar anlatlr.
Elbette bu tarihi bir olay olabilir, fakat aklanma
tarzna yakndan bakarsak olay tipinin ayn olduunu,
ancak ayrntlarn btnyle ayn olmadn grrz.
Szn gelii , anlatya gre, hikayenin balangcnda iki
ky veya kasaba arasnda bir zinadan kaynaklanan sava
olabilir; fakat hikaye ya kocann karsnn an ldr
mesi veya kardelerin kzkardelerinin an ldrmesi
veyahut da kocann bir a olduu iin karsn ldr
mesi eklinde devam edebilir. O halde, elimizde aklay
c bir hcre var demektir. Hcrenin temel yaps ayndr,
fakat ierii ayn deildir ve eitlenebilir; yani, deyim
yerindeyse, bir tr mini-mittir; nk ok ksa ve ok
youndur, fakat farkl dnmler halinde gzlemle
yebildiimiz bir mitin zelliklerini hala tar. Bir unsur
dntnde, dier unsurlarn da buna gre yeniden
dzenlenmesi gerekir. Kabile hikayelerinin beni ilgilen
diren ilk boyutu budur.
lkinci boyut ise byk lde tekrarlanan tarihler ol
malardr; ayn olay tipi, farkl hadiseleri aklamak iin
birok defa kullanlabilir. Szn gelii, hem ef Wright
hem de ef Harris'in deiik geleneklerine ait hikayelerde
benzer olaylar bulmamz dikkat ekicidir, ama bu olaylar
ayn yerde gemez, ayn insanlar etkilemez ve kuvvetle
muhtemel ayn tarihi dnemde de gereklememitir.

72
Bu kitaplar okuyarak kefettiimiz ey, ztln -var
saymaya alkn olduumuz mitoloj i ile tarih arasnda
ki basit ztln- hi de ak olmad ve bir ara dzeyin
bulunduudur. Mitoloji statiktir; ayn mitik unsurlarn
srekli bir araya getirildiini grrz, fakat btn bun
lar kapal bir sistem iindedir ve phesiz ak bir sistem
olan tarihe zt bir durum arz eder.
Tarihin bu ak karakteri, mitik hcrelerin veya aslen
mitik olan aklayc hcrelerin tekrar tekrar dzenle
nebilmesine gre saysz yolla gvence altna alnmtr.
Bu karakter, btn gruplar, btn kabileler veya btn
soylarn bir tr ortak miras yahut ortak mal varl olan
ayn materyalle, bunlarn her biri iin zgn bir anlat
oluturmann yine de baarlabileceini gsterir.
Eski antropolojik aklamalarda yanltc olan ey,
karmakln ok farkl sosyal gruplara ait gelenek ve
inanlardan meydana geldiinin varsaylmasdr. Bu , ma
teryalin temel zelliini -her bir hikaye tipinin belirli bir
gruba, belirli bir aileye, belirli bir soya veya belirli bir
kabileye ait olduunu ve baar yahut felaket getirebilen
kaderini aklamaya altn, imdi var olduklar ek
liyle hak ve imtiyazlar izah etmeyi tasarladn veyahut
da ortadan kalkm haklara dair talepleri geerli klmaya
teebbs ettiini- gzden karmamza yol aar.
Bilimsel tarih yapmaya altmzda, gerekten bi
limsel bir ey mi yapyoruz yoksa pr tarih klmaya a
larak kendi mitolojimizin iinde mi skp kalyoruz?
Kuzey ve Gney Amerika'da, ve aslnda dnyann her
yerinde, kendi grubunun mitolojisinin yahut efsane ge
leneinin belirli bir anlatsna doutan ve hakl olarak

73
sahip bir bireyin, farkl bir aile, kabile veyahut da soya
mensup -bir lde benzer, bir lde de tamamen fark
l- bir bakasndan bu anlatnn farkl bir versiyonunu
dinlerken verdii tepkiyi izlemek ok ilgintir. Ayn ol
mayan iki hikayenin ikisinin birden doru olabilmesi
imkansz diye dnrz, fakat yine de baz durumlarda
doru olarak kabul edilebilir, yegane fark bir hikayenin
dierinden daha iyi ve daha kesin olarak nitelendirilme
sidir. Baka durumlarda, sz konusu iki hikaye de eit
lde geerli grlebilir, nk aralarndaki farklar asla
fark olarak alglanmaz.
Gndelik hayatmzda, farkl tarihilerin yazdklar
farkl tarihi hikayelerle ilikili olarak tamamen ayn du
rumda olduumuzun hi de farknda deilizdir. Tarihi
lerin verileri tasnif etme ve yorumlama tarzlar tmy
le ayn olmadndan, sadece temelde benzer olanlara
dikkat eder ve farkllklara aldrmayz. Bu nedenle farkl
entelektel geleneklere ve farkl politik eilimlere sahip
iki tarihinin, Amerikan Devrimi, Kanada'daki Fran
sz-ngiliz sava veya Fransz ihtilali gibi olaylara dair
hikayelerini dinlesek, bu hikayelerin btnyle ayn eyi
anlatmamas bizi gerekten artmaz.
Dolaysyla, benim edindiim intiba udur: ada
Kzlderili yazarlarn kendi gemilerine dair bize sun
duklar -kelimenin en genel anlamyla- bu tarihi zen
le alarak; bu tarihi hayali bir anlat olarak grmeyip
-bahsedilen sit alanlarn ortaya karan- bir tr kurtar
ma arkeolojisinin yardmyla gayet dikkatlice deerlen
direrek ve mmkn olduu lde farkl anlatlar ara
sndaki mtekabiliyetleri tesis ederek; ve gerekte neyin

74
tekabl ettiini ve neyin tekabl etmediini bulmaya a
larak; tarih biliminin ne anlama geldiini nihayet daha
iyi kavrayabiliriz.
Kendi toplumlarmzda tarihin mitolojinin yerini
aldna ve onunla ayn fonksiyonu grdne; yaz
sz ve belgesiz toplumlar iinse mitolojinin amacnn,
gelecein, imdiye ve gemie -tam bir yaknlk aka
imkansz olduundan- mmkn mertebe yakndan ba
l kalmasn gvence altna almak olduuna inanmaktan
hi vazgemedim. Bununla birlikte bizim iin, elbette po
litik tercihlerimize bal olarak, gelecek daima imdiden
farkl, her zamankinden daha da farkl olmaldr. Fakat
yine de, tarih ile mitoloji arasnda zihnimizde bir lde
var olan gedik, muhtemelen, mitolojiden btnyle ay
rlm deil de onun devam olarak dnlen tarihleri
inceleyerek alabilir.

75
BENC BLM

MlT ve MZK

i v e Pimi'in (The Raw and The Cooked) ba ksmnda


ve ayrca plak lnsan'n (f.Homme nu) son blmnde
oka zerinde durduum mit ile mzik arasndaki iliki,
bilhassa ngilizce konuulan dnyada ve keza Fransa'da
ok fazla yanl anlamalara yol aan bir konu olmutu,
nk bu ilikinin ok keyfi olduu dnlmt. Buna
karlk benim fikrim, yalnzca tek bir ilikinin deil, iki
farkl tr -biri benzerlik, dieri birleme olan- ilikinin
bulunduu ve aslnda bunlarn da ayn ey olduu yolun
dayd. Fakat bunu hemen anlamamtm ve aklma gelen
ilk ey benzerlik ilikisiydi. Mteakip satrlarda bunu
aklamaya alacam.
Benzerlik boyutuyla ilgili asl meselem, tpk bir par
tisyonda olduu gibi, miti srekli bir sekans olarak anla-

77
mann imkansz olmasyd. Bu nedenle, bir miti roman
veya gazete makalesi okur gibi, yani soldan saa, satr
satr okursak sz konusu miti anlayamayacamzn far
knda olmalyz; nk mit bir btn olarak kavranmal
ve mitin temel anlamnn olaylar sekansyla deil, deyim
yerindeyse, olaylar destesiyle -bu olaylar hikayedeki
farkl anlarda grnse bile- nakledildii kefedilmelidir.
Dolaysyla, bir miti aa yukar bir orkestra parasn
okuduumuz gibi okumal, bir porteden tekine deil de
btn sayfay kavrayarak ve sayfann bandaki ilk por
tede yazlm bir eyin ancak daha aadaki ikinci porte,
nc porte ve dierlerinde yazilanlann ayrlmaz par
as olduu gz nnde bulundurulursa anlam kazana
can fark etmeliyiz. Yani sadece soldan saa deil, ayn
zamanda dikey olarak, yukardan aaya doru da oku
malyz. Her bir sayfann bir btn olduunu anlama
lyz. Dahas miti, ancak birbirini takip eden portelerle
yazlm bir orkestra paras olarak ele aldmzda, bir
btn olarak anlayabilir ve ondan anlam karabiliriz.
Bu nasl ve neden gerekleir? Bana gre, asl ipucunu
bize ikinci boyut, birleme boyutu salar. Aslnda, mi
tik dncenin Rnesans ve XVII. Yzyl boyunca Bat
dncesinde -yok olmas veya ortadan kalkmas diye
mem ama- geri plana atlmasnn, yani ilk romanlarn
mitoloji modeli stne ina edilmi hikayelerin yerini
almaya balamasnn artk zamanyd. Dahas, XVII. ve
ounlukla XVIII. ile XIX. yzyllarn karakteristii olan
byk mzik sluplarnn ortaya kna ahit olmamz
da btnyle ayn dneme rastlar.
Mzik, mitik dncenin aa yukar ayn dnemde

78
vazgetii fonksiyonu -duygusal olduu kadar entelekt
el fonksiyonu da- zerine almak iin geleneksel biimini
btnyle deitirmi gibidir. Burada mzikten bahse
derken, elbette bu terimi tanmlamam gerekir. Mitoloji
nin geleneksel fonksiyonunu stlenen mzik, herhangi
trden bir mzik deildir, Bat uygarlnda Frescobaldi
ile XVII . Yzyln balarnda ve Bach ile XVIII. Yzyln
balarnda ortaya kan ve XVIII. ve XIX. yzyllarda Mo
zart, Beethoven ve Wagner ile zirvesine ulaan mziktir.
Bu ifadeyi daha ak klmak iin, Wagner'in Yzk (The
Ring) drtlemesinden1 somut bir rnek vereceim. Drt
lemedeki en nemli mzik temalarndan biri, Franszca
da "le theme de la renunciation a l'amour" (aktan vazge
i) dediimiz temadr. ok iyi bilindii zere, bu tema
Ren Altn'nda ilk olarak, Ren bakirelerinin Alberich'e her
trl insani aktan vazgetii takdirde altn alabileceini
syledikleri anda ortaya kar. Bu artc mzik motifi,
tam da Alberich'in altn aldn fakat aktan da tek ka
lemde ebediyen vazgetiini syledii an belirleyen bir
gstergedir. Btn bunlar ok ak ve basittir; temann
lafzi anlam udur: Alberich aktan vazgeiyordur.
Temann yeniden ortaya kt ikinci vurucu ve
nemli an, bunun nedenini anlamay fazlasyla zorla
tran bir olayla Valkreler'dedir. Siegmund'un, aslnda
Sieglinde'nin kzkardei olduunu ve ona ak olduu-

Wagner'in libretto ve bestesini 26 ylda tamamlad drt dramdan


oluan opera serisi Der Ring Des Nibelungen (Nibelungen Yzi) ;
ayrca Wagner'in YZii , Yzuk Serisi veya Yzk olarak d a bilinir.
Yzk srasyla Das Rheingold (Ren Altn), Die Walkre (Va/kreler),
Siegfried ve Gtterdammen.ng (Tanrlarn Sonu) olmak zere drt
byk operadan oluur. -n.

79
nu kefettii ve neredeyse ensest bir ilikiye girecekleri
anda, Siegmund'un, sakl olduu aatan ekip kard
kl sayesinde aktan vazgei temas yeniden ortaya
kar. Bu bir tr gizemdir, nk Siegmund o anda hi de
aktan vazgemez, tam aksini yapar ve ak hayatnda ilk
defa kzkardei Sieglinde ile tanr.
Temann nc kez ortaya k, taunlarn kral
Wotan'n, kz Brunhilde'yi ok uzun byl bir uykuya
mahkum ettii ve etrafn atele kuatt son sahneyle,
yine Valkreler'de gerekleir. Wotan'n da kzna olan a
kndan vazgetii iin aktan vazgetiini dnebiliriz;
fakat bu ok da inandrc deildir.
Grdnz gibi, btnyle mitolojidekiyle ayn
probleme sahibiz; yani uzun bir hikayenin farkl ann
da -eer argman uruna kendimizi Y.zk'n ilk iki ope
rasyla snrlarsak bir kez balangta, bir kez ortada ve
bir kez de sonda- ortaya kan bir temamz -burada mi
tolojik temann yerini alan mzikal temamz- var. Gs
termek istediim ey, bu temann yeniden ortaya k gi
zemini anlamann yegane yolunun, ok farkl grnseler
de olay bir araya getirmek, st ste ymak ve tek ve
ayn olay olarak deerlendirilip deerlendirilemeyecekle
rini kefetmeye almak olduudur.
O vakit, bu farkl olayda, gizlendii yerden ekip
karlmas veya kurtarlmas gereken bir hazine oldu
unu fark edebiliriz. Ren'in derinliklerinde mahsur kal
m altn vardr; aaca -hayat aac veya evren aac gibi
sembolik bir aaca- saplanm kl vardr; ateten
karlmas gereken bir kadn, Brunhilde vardr. Temann
yinelenmesi, aslnda altn, kl ve Brunhilde'nin bir ve

80
ayn olduunu varsaymamza yol aar: Deyim yerindey
se, iktidar elde etme arac olarak altn ve ak elde etme
arac olarak kl. Dahas altn, kl ve kadn arasnda bir
tr birleme olduu gerei, aslnda Tannlann Sonu'nun
finalinde, altnn neden Brunhilde vastasyla Ren'e dn
dnn elimizdeki en iyi aklamasdr; onlar bir ve ay
ndr, fakat farkl alardan grlrler.
Olay rgsnn dier noktalan da ok aktr. Szn
gelii, Alberich aktan vazgese bile, daha sonra altn sa
yesinde, kendisine Hagen adnda bir oul douracak olan
kadm batan karmaya muvaffak olacaktr. Elde ettii
klcn yardmyla Siegmund da ileride Siegfried olacak
ocuun babas olur. Dolaysyla temann yinelenmesi,
iirlerde asla aklanmam olan bir eyi, hain Hagen ile
kahraman Siegfried arasnda bir tr ikizlik ilikisi oldu
unu gsterir. ok yakn bir benzerlik iindedirler. Bu,
Siegfried ve Hagen'in, veya daha ziyade Siegfried'in nce
kendisi olarak ve sonra Hagen klnda hikayenin dei
ik anlarnda Brunhilde'yi elde etmesinin nasl mmkn
olacan da aklar.
Bu ekilde daha uzun sre devam edebilirim, fakat
muhtemelen bu rnekler, mit analizi ile mzii anla
ma arasndaki yntem benzerliini aklamaya kafidir.
Mzik dinlediimizde, neticede balangtan sona do
ru devam eden ve zamanla gelien bir eyi dinliyoruz.
Bir senfoni dinleyin: Senfoninin bir ba, bir ortas, bir
sonu vardr, fakat yine de her an, daha nce dinlediim
ile imdi dinlediimi bir araya getiremez ve mziin b
tnlnn bilincinde olmazsam, senfoniden bir ey an
lamayacam gibi, mzikal bir haz almam da mmkn

81
olmayacaktr. Szn gelii, tema ve varyasyonlar alalm;
bu mzii ancak her bir varyasyon iin ilk dinlediiniz
temay aklnzda tutarsanz idrak edebilir ve hissedebilir
siniz; daha nce dinlediiniz varyasyonun stne bilin
sizce yerletirilebilirse, her varyasyonun kendine ait bir
lezzeti olur.
Bu nedenle, mzik dinleyicisinin veya mitik hikaye
dinleyicisinin zihninde meydana gelen bir tr srekli ye
niden-ina vardr. Bu sadece global bir benzerlik deildir.
Mzik, spesifik mzikal formlar icat ederken, mitik d
zeyde zaten var olan yaplar tmyle yeniden kefediyor
gibidir.
Mesela, Bach dneminde biimlendii ekliyle fgn,
iki karakter veya iki karakter grubunun yer ald trden
baz spesifik mitlerin ileyiinin gerek hayattaki temsili
olmas ok dikkat ekicidir. Fazla basitletirmek olsa da
diyelim ki biri iyi, dieri kt iki karakter var. Mitin ak
tard hikaye, bir karakter grubunun teki karakter gru
bundan kamaya ve kurtulmaya almasdr; bylece bir
grubun dier grupa kovalanmasn izlersiniz: Btnyle
fgde olduu gibi, bazen A grubu B grubunu yakalar, ba
zense B grubu kaar. Franszcada "le sujet et la reponse"
( "zne ve cevap") dediimiz ey budur. Antifoni veya
antitez, iki grubun birbirine karp ayrt edilemez hale
-fgdeki strettann muadili haline- gelmesine kadar
hikaye boyunca srer; sonrasnda bu atmann nihai
zm veya zirvesi, mitin bandan beri kart olan iki
prensibin birlemesiyle gsterilir. Bu atma, yukarda
ki gler ile aadaki gler, gkyz ile yeryz, veya
gne ile yeralt gleri arasnda olabilir. Birlemeye dair

82
bu mitik zm, yap olarak mzik parasn zmleyip
sonlandran akorlara ok benzerdir, nk bunlar da ilk
ve son olarak yeniden bir araya gelen arlklarn birle
mesini sergiler. Sonat, senfoni, rondo veya toccata veya
hut da mziin gerekte icat edemedii fakat bilinsizce
mitin yapsndan dn ald herhangi bir mzikal form
gibi ina edilmi mitler veya mit gruplarnn olduu da
gsterilebilir.
Burada anlatmak istediim kk bir hikaye var. i
ve Pimi'i yazarken, kitabn her bir blmne mzikal
bir formun karakterini vermeye ve birini "sonat" bir di
erini "rondo" vb. diye adlandrmaya karar vermitim.
Daha sonra yapsn ok iyi anlayabildiim bir mitle kar
latm, fakat bu mitik yapya tekabl edecek bir m
zikal form bulamadm. Bunun zerine besteci dostum
Rene Leibowitz'i davet ettim ve problemimi kendisine
atm. Ona mitin yapsndan bahsettim: Balangtaki,
grnte birbirleriyle herhangi bir ilikileri olmayan,
btnyle iki farkl hikayenin, ilerledike i ie getiini
ve kaynatn, sonlara doruysa yalnzca bir tema olu
turduunu. Ve sonra sordum: Ayn yapdaki bir mzik
parasn nasl adlandrrsn? Bu sorunun stne dn
d ve btn mzik tarihi iinde bu yapda bildii hibir
mzik paras olmadn syledi. Dolaysyla, verilecek
bir ad yoktu. Akas bu yapyla bir mzikal para yap
mak olduka mmknd; ve birka hafta sonra arkada
m bana, ona anlattm mitin yapsn dn alarak bes
teledii bir partisyon gnderdi.
Mzik ile dil arasndaki mukayese, son derece ustalk
gerektiren bir itir, nk bir dereceye kadar aralarnda

83
gayet yakn bir benzerlik vardr ama ayn zamanda mu
azzam farkllklar da bulunur. Szn gelii, ada lin
guistler dilin temel unsurlarnn, kendi balarna hibir
anlam olmayan fakat anlam ayrt etmek iin birletiri
len fonemler -yani bizim yanllkla harfleri kullanarak
temsil ettiimiz sesler- olduunu sylyor. Pratik olarak,
mzik notalar iin de ayn eyi syleyebilirsiniz. A no
tasnn -A, B, C, D ve dierlerinin- kendi bana hibir
anlam yoktur; yalnzca bir notadr. Mzii yaratabilen
sadece notalarn kombinasyonudur. Dolaysyla, dilde te
mel materyal olarak fonemlere sahipken, mzikte Fran
szcada "soneme" -ngilizcede muhtemelen "toneme"
(tonem, tonbirim, titrembirim)- dediimiz bir eye sahip
olduumuzu ok rahat syleyebilirsiniz. lte bu bir ben
zerliktir.
Fakat dildeki bir sonraki adm veya dzeyi dnr
seniz, fonemlerin kelimeleri oluturmak iin birletiril
diini; kelimelerinse cmleler kurmak amacyla bir araya
getirildiini anlarsnz. Fakat mzikte kelimeler yoktur:
Temel materyaller -notalar- bir araya getirilir getirilmez,
hemencecik sahip olduunuz ey bir "cmle" , bir melo
dik ifadedir. Dolaysyla, dilde belirgin dzeye -ke
limeleri oluturmak iin bir araya getirilmi fonemlere,
cmleler kurmak amacyla birletirilmi kelimelere- sa
hipken, mzikte de mantk asndan fonemlerle ayn
trden bir ey olan notalarnz vardr; ama kelime dze
yini atlar ve dorudan bir cmleye ularsnz.
Artk mitolojiyi hem mzik hem de dille mukayese
edebilirsiniz, fakat yle bir fark vardr: Mitolojide fo
nemler yoktur; en kk unsurlar kelimelerdir. Dolay-

84
syla dili bir paradigma olarak alrsak, sz konusu para
digma ilkin fonemler, ikincileyin kelimeler, ncleyin
ise cmlelerle kurulur. Mzikte fonemlerin de cmlele
rin de muadiline sahipsinizdir, ama kelimelerin muadili
yoktur. Mitteyse kelimelerin ve cmlelerin bir muadili
vardr, fakat fonemlere karlk gelen bir eyden yoksun
sunuzdur. Yani, her iki durumda da bir dzey kayptr.
Dil, mit ve mzik arasndaki ilikiyi anlamaya alr
sak, hareket noktas olarak sadece kullanlan dili alabili
riz, hem mziin hem de mitolojinin dillerden kaynak
land fakat farkl istikametlerde gelitii ancak bundan
sonra gsterilebilir; mzik zaten dilde ikin olan ses bo
yutunu vurgularken, mitoloji yine dilde ikin olan anlam
boyutunu, mana boyutunu ne karr.
Dilin, bir taraftan ses br taraftansa anlam olan bir
birinden ayrlamaz unsurlardan meydana geldiini biz
lere gsteren Ferdinand de Saussure'd. Ayrca dostum
Romanjakobson da geenlerde dilin ayrlmaz iki yzn
yanstan Le son et le Sens (Ses ve Anlam) adl kk bir
kitap yaynlad. Sese sahipsiniz, sesin bir anlam var ve
hibir anlam kendini ifade eden ses olmakszn var ola
maz. Mzikte hakim olan ses unsuruyken, mitte anlam
unsurudur.
ocukluumdan beri bir besteci veya en azndan bir
orkestra efi olmann hayalini kurmuumdur. Daha o
cukken, librettosunu yazdm ve sahnelerini tasvir etti
im bir opera bestelemek iin ok altm, fakat zihnim
de bir eyler eksik olduu iin tam bir hsrana uradm.
Sanrm yalnzca mzik ve matematiin gerekten do
utan olduu sylenebilir ve insan bu ikisiyle uramak

85
istiyorsa baz genetik zelliklere sahip olmak zorunda.
Sava esnasnda gmen olarak New York'ta yaarken,
byk Fransz bestecisi Darius Milhaud ile bir akam
yemei yediimizi ok iyi hatrlyorum. Ona unu sor
mutum: "Bir besteci olacanz ne zaman anladnz? "
Bana, ocukken yavaa uykuya dalmak zereyken bildi
i herhangi bir mzik tryle hi alakas olmayan bir tr
mzik duyduunu ve onu dinlediini, ardndan bunun
halihazrda kendi mzii olduunu kefettiini anlatt.
Mzik ve mitolojinin, tabir caizse, dilden doan ve
sonra ayrlp her biri farkl bir istikamette yol alan iki
kzkarde -mitolojide olduu gibi, biri kuzeye tekiyse
gneye giden ve bir daha asla karlamayan iki karak
ter- olduu gereini bulduumdan beri, sesleri birleti
remesem de belki onu anlamlarla bir araya getirebilirim
diye alyorum.
Burada resmetmeye altm bu tr bir paralellik
-daha nce sylemitim ama bir kez daha vurgulayaym
bildiim kadaryla sadece son yzyllarda gelitii ekliy
le Bat mziine uygulanabilir. Fakat imdiyse, mantk
asndan, edebi bir tr olarak mitin ortadan kalkt ve
yerini romana braktnda vuku bulanlara ok benzer
eylere ahitlik ediyoruz. Romann kendisinin de ortadan
kalktna ahit oluyoruz. Dahas, mziin mitolojinin
yap ve fonksiyonunu stlendii XVIII. Yzylda meyda
na gelen eyin, tekrar gereklemesi olduka mmkn
dr; mesela, serialist olarak adlandrlan mzik, u anda
edebiyat sahnesinden kaybolan bir tr olarak romann
roln devralmaktadr.

86

You might also like