You are on page 1of 198

EKiL

DEGITIRME
Kresel ve Bireysel Dnm iin Teknikler

John Perkins

Trkesi: zcan Bayrak

9Kurald
KURALDII YAYINCILIK

John Perkins
ekil Deitirme
Shapeshifting
Trkesi: zcan Bayrak

Yayn Ynetmeni: Nil Gn

ISBN 978-975-275-142-2
Ekim 2009, stanbul

Akal Telif Haklar Ajans araclyla


1997, John Perkins
Yayncnn yazl izni olmadan herhangi bir alnt yaplamaz

Yayn Koordinatr: Glen lker


Kapak Tasarm ve Sayfa Dzeni: Ebru ner

Kitap Matbaas 'nda baslmtr

Kurald Yaynclk
Fener Kalam Cad. No: 93n 34726 Kadky-stanbul
Tel: 0216 449 98 05 0216 348 00 69
pbx Faks:
yayin@kuraldisi.com www .kuraldisi.com

Datm
Alemdar Mah. atal eme Sok.
No:JO Ka:2 Frat Han Caalolu-stanbul
Tel: 0212 513 81 57 Faks: 0212 51l62 52
nternet Sat: www.kuraldisi.net
NDEKLER

Giri .................... .................................................... . . ........... . . . . . . . 9

1 . KISIM
YUKARIDAN BAKI

1 Mayalarn Bak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .......... . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . 1 5


2 Amazon'da B ir irket Yneticis i . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .... 21
3 Enerjinin Maddesi . . . . . . . . . . .................................... . .
.. ............ 29
4 Bedevi l ve Kumlarn Verdii Ders ............ . ...... . . . . 39
. .. .. .

5 Kurumsal ve Bireysel ekil Deitirme ............................ .4 8


6 Bugimanlarla ekil Deitirme .......................................... 58
7 Esrimenin Doas v e Hayallere Kar Fanteziler . ........ ...... 65
8 Bir Kelle Avcsndan ve Andl B ir ifacdan
Alnan Dersler . . . . . . . . ........................................... ......... . . . . . . . . 76
9 Kamu Hizmetleri Endstrisini Dntrmek . . . . . . . . . . . . ......... 86
10 Gei ............................. .............. ................ . .. ............ . ...... 96
2. KISIM
ERDEN BAKI

1 1 Bir Amazon aman Kayboluyor.. . . ... . .


............... ............. 1 09
12 "teki" Olmak ...................... .. ............. . . . . . . . . . . .................. 1 17
1 3 lmcl Bir Virs Dntrmek ....... ........................ . 1 37
...

14 Enerji Kreleri ..................... ... . . .


........ ....... ........... ........ . . . 145
.

15 Yerli Bykleri Konuuyor ............... . .......................... . 158


...

1 6 Zaman ve Mekanda ekil Deitirme ............................. . 1 70

Sonsz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .............................................................. 181


Teekkr ...... . . . . . . . .......... . . . . . . . . . . . . . . .......................... . . . . . . . . . . . . ..... . 1 93
Hayal Deiimi Koalisyonu Hakknda Not . . . . ...... . ..... . . . .. . . . . . . 1 95
Muazzam bir g hissettim. nsann savatan usanmasna,
teslim olmak istemesine neden olan bir g illzyonu deil
di artk bu. Astrain tekrar fsldad bana... Dnyayla kar
karya kaldmda daima bana kar kullanlanlarla ayn
silahlar kullanmam gerektiini syledi. B ir kpekle ancak
kpee dnerek yzleebileceimi.
Paulo Coelho
Hac
nsan kurallara smaz!
Son krk be gnnde, en byk cokunun
birliimizi hissetmeyle ilgili bir ey olduunu bize reten ve
tm acrlarna ramen bana hu kitabn hazrlanmasnda
rehberlik eden anneme ...
nsan kurallara smaz!
GiRi

NC KTABIMIN YAYINLANMASINDAN ksa bir sre sonra Mia


mi'deki 1 995 Uluslararas Kadnlar Konferans ' nda konumam
istendi. Davet edilen be yazardan drd erkekti. Benim konu
balm, yerli kadn amanlarn dnyann geleceine olan muh
temel etkileriydi . Uluslararas Kadnlar Konferans 'ndaki be
konumacnn drdnn erkek olmasnda bir dengesizlik var gi
biydi. Krsdeki zamanmn bir ksmn bir kadna vermeye ka
rar verdim.
Henz on iki yanda olmasna ramen kzm Jessica'nn bu
zaman gayet iyi kullanacana inanyordum. Yerlileri ilk kez sekiz
aylkken ziyaret etmiti. Nak ilemeli eteklerini kuaklarna s
ktrp dizlerine kadar girdikleri glde elbise ykayan bir grup Ma
ya kadn Jessica'y elden ele gezdirirken, henz bir yan
doldurmam bir bebein nasl bu kadar byk olabildiine hayret
etmilerdi. aknlklarn izleyiimizi karm Winifred hala anlatr.
Jessica daha sonra And dalarnda Quechua amanlaryla eitim
yapt, Guatemala'nn dalk arazilerinde bir ate seremonisinde ini
siye edildi ve Amazon'un derinliklerinde yaayan bir kelle avcla
r klann ziyaret eden ilk yabanc grubun yelerinden biriydi.
"Sylemek istediim ey var" dedi Jessica Miami'deki din
leyicilerine. "Birincisi, dnyamz ykmn eiine getirecek dere
cede bir kirlenmenin neticesinde benim kuamn tarihteki dier
tm insanlardan daha ar bir ykn altna girdiini hissediyorum.
kincisi, bu durumu deitirmek iin geri dnm ve dier geici
9
evresel nemlerden ok daha fazlas gerekiyor. Ve nc olarak
da, biz kadnlarn bunda byk bir rol oynamas gerekiyor. Biz bes
leyenleriz. Her eyin tesinde, dnyay onurlandnnak ve hep bir
likte srdrlebilir yaam biimlerine ynelmek iin kendimizi
dntnnemiz gerekiyor."
Tm dinleyiciler gibi ben de ok etkilenmitim. Fakat dier
lerinden farkl olarak ben, Jessica 'nn samimi bak asnn ve
tutkulu isteinin kaynann, onun gen hayatn ok etkilemi
olan "ekil deitiriciler" olduunu biliyordum.
Biz insanlar tarih boyunca hem bireysel hem de kitlesel olarak
ekil deitinneyi, kendimizi dntnnenin en etkili yollarndan
biri olarak grdk. Bir Lakota Sioux savas, daha iyi bir avc ola
bilmek, ailesine yiyecek, giysi, yakacak ve yay kirii salayan hay
vann ruhunu onurlandrmak iin bufalo ekline girerdi. Byk
kabileler alglarn ve yaam biimlerini kkl bir ekilde deiti
rerek kendilerini buzullara, sellere ve dier evresel deiikliklere
uyarlamlardr.
Modern kltrler bunlar brakp insann evresini kontrol ede
bilecei dncesini benimsemitir. Avn yerini sanayilemi ift
likler, mezbahalar ve entegre et tesisleri almtr. Taan nehre gre
kendimizi ayarlamaya almak yerine su setleri kuruyoruz. Hem
bireyler hem de topluluklar, genellikle "evre" veya "doa" dedi
imiz eyden ayrym gibi yayor.
Ama imdi, yeni bir milenyumun banda trl krizlerle kar
layoruz. Kirlenmi hava ve suyumuzun, fakirlikle mcadele
deki yetersizliimizin, iddete, intihara, uyuturuculara ve dier
ykc davranlara artan eilimimizin ac bir ekilde farknda ola
rak, imdi bizi neyin beklediini merak ediyoruz ...
Ama durun! Gemi iin yas tutup gelecek iin endielenme
zaman deil. Son yllarda artan farkndalklarn ve gelitirilen
teknolojilerin sunduu tm olaanst olaslklara kaplarmz
ama zaman. yimserlik zaman.
Tarihte fiziin mucizelerini kullanan, merkezi stmal ve hava
landrmal evlerde yaayan, Ay 'a seyahat eden ve televizyondan
her eyi izleyen ilk insanlarz. Neye sahip olduumuzu ve neyin
eksik olduunu biliyoruz. Dorudan deneyimlerimize dayal ola-
10
rak, geliimin getirdikleri ve gtrdkleriyle ilgili bilinli tercihler
yapabilecek ilk insanlarz. Ekonomik genilemenin meyvelerinin
buna her zaman demediini rendik. Daha nce bu gezegenin
hibir vatanda, elektrik (ve sera gaz) reten santrallerin, bizleri
birletiren (ve bir zamanlar kutsal olan topramz yok eden) oto
yollarn, spermarket ve alveri merkezlerinin raflarnda inanl
maz bir eitlilik salayan (ve nehirlerimizi ve bedenlerimizi
zehirleyen) kimyasallarn faydalarn (ve maliyetlerini) deerlen
direbilecek bir konumda olmamt.
Bizim iin bu gnler umut ve iyimserlik zaman nk kendimiz
ve evimizle ilikimiz hakknda ok ey rendik. Neil Arms
trong'un Ay'daki ayak izi "insanlk iin byk bir adm"n sembo
l olabilir ama oraya ulamamz binlerce yl ald ve bu srete
evrenin efendileri olmadmz anladk. O ayak izi unutulmaz bir
sembol olmakla birlikte, asl adm ruhumuzun derinliklerinde atl
d. O adm attmzda kendimizi deitirmemiz iin de bize ola
anst frsat sunan yeni bir boyuta girdik.

Bu kitap tm biimleriyle deiim -ekil deitirme- zerinedir.


l . Ksm' da farkl ekil deitirme trlerini, her birini gerek
letirmenin tekniklerini ve bu deiimlerin nasl meydana geldi
iyle ilgili teorileri reneceksiniz. Hepimizin hcresel bir
seviyede ekil deitirme, kendimizi jaguarlara, allara veya
ilikide bulunduumuz baka bir forma dntrme yeteneimi
zin olduunu kefedeceksiniz. Aynca hepimiz varlmzn en ok
sayg gsterdiimiz ve n plana karmak istediimiz haline do
ru ilerleyebilir, bylece davranlarmzda, alglarmzda, refah
mzda, salmzda, grnmzde ve kiisel ilikilerimizde
kkl deiimler gerekletirebiliriz.
2. Ksm, benimle birlikte Amazon yamur ormanlarnda se
yahat eden gruplarn bandan geen nemli olaylan, 1 . Ksm'da
anlatlan eitli ekil deitirme trlerinin her birini kapsayan de
neyimleri anlatmaktadr. Kkl bedensel ve zihinsel deiimler
geiren ABD' li saygn tp doktorlar ve bilimcilerle tanacaks
nz. Ve Jessica'nn Miami konumasnda ifade ettii trde derin
bir dnm meydana getiren bir kurumu tanyacaksnz.
11
1 . ve 2. Ksm' da, ekil deitirici haline gelmenizi salayacak
teknikleri greceksiniz; tek yapmanz gereken Viejo Itza ve di
er ekil deitiricilerin nerilerine kulak vermek.
Bu kitapta bir dizi hikaye anlatlmaktadr ve hepsi gerektir.
Benim iin hikaye anlatcl yazmann en kolay yoludur. Ve hi
kaye anlatm, ekil deitirici geleneinin bir parasdr.

12
1. KISIM

YUKARIDAN
BAKI
nsan kurallara smaz!
1 . B LM

MAYALARIN BAKII

BYK TA PRAMT tpk bir volkann sabah gnde ykselme


si gibi orman rtsnden yukar trmanyordu. ok uzun bir sre
varln koruyacak ekilde yaplm bir ant olarak, onu yok et
mek iin Meksika Krfezi 'nden kasrgalar gnderen tanrlara,
yzyllardr ondan bir eyler koparan, tm yeim talarn, altn
larn alp sadece kayalar brakan hrszlara, yksek duvarlarn
da ve tepesindeki oyma figrde kk salan bitkilere yenilmemiti.
Piramit manzarann doal bir paras, ormann akrabas gibiy
di ama insanlar tarafndan planlanm, her ta insan elleri tarafn
dan yerletirilmiti. Daha nce tamamen bakir bir orman
durumunda olan Yukatan' bereketli tann arazileriyle, muhteem
ehirlerle ve mimari bayaptlarla dolu bir blgeye dntren bir
sihirbazlar medeniyetinin yaratmyd .
Mayalar bataklklar kuruttular. Bataklklarda bir zamanlar
timsahlarn hkm srd yerlerde insan kltrnn yaylmas
n salayan devasa ada platformlar ina ettiler. B ugn bizim kul
lanmakta olduumuzdan daha doru olan bir takvim gelitirdiler,
kendi yaz dillerini yarattlar, Akropolis 'te bulunabilecek benzer
leri kadar zarif tapnaklar, gzellik ve grkemde Msr'n en iyi
lerini aratmayacak piramitler ina ettiler.
15
Bu sihirbazlar daha sonra arkeologlar, filozoflar, antropolog
lar ve airleri daima aknla srklemi olan en gizemli eyi
yaptlar.
Bu inanlmaz bir dnm baarsyd. Sihirli deneini salla
yarak annesinin rahmindeki yuvaya dnen yal bir byc gibi,
bu kltr, bataklklardan ykselmek iin alar boyunca uraan
bu insan medeniyeti, kendini atalarnn zamanna geri gtrm
tr. Mayalar ehirlerinden ayrlm, antsal piramitlerini, muhte
em resimlerle dolu kitaplarn, sofistike takvimlerini ve mimari
srlarn cangln insafna terk edip ormanlarna dnmlerdir.

"nsanlar bu dnya zerinde ne kadar zamandr yryor?" diye


sordu Viejo Itza bana. Arkamzdaki aalarn karanlk duvar ile
nmzdeki piramidin glgesi arasnda bir kpr kuran gnelik
alanda, tanrlarn, insanlarn ve zamann testlerinden gemi bu
byk ta antn zirvesindeki sabah ndayd gzlerimiz.
Viejo spanyolca'da "yal" anlamna geliyor. Itza ise Mayaca
bir isim. lk kez yirmi yl nce hayatma giren rehberimin adyd
bu. imdi farkna varyorum da ilk tantmzda o kadar yal
deildi ve ona taklan ad aslnda bir ifac-filozof, retmen ve
aman 'a verilen bir sayg unvanyd. Belki ayn zamanda Maya
mizahn yanstyordu; Viejo yryebilmek iin eri br bir
bastondan yardm alyordu.
Yllar iinde grn fazla deimemiti. Aarma iaretleri
veren salar halil arkadan kk bir atkuyruuyla balyd. iko
lata gzlerinin yanlarndaki tebessm izgileri hari, yznde hi
krklk yoktu. Gzlerinin hep hayat tutkusuyla parladn ok
iyi hatrlyorum; sevgiye, hikaye anlatmna, hayvanlara, orman
lara ve insanlara duyulan bir tutku. Ayn sandaletleri giyiyordu
veya en azndan stili aynyd. Tpk yerel bir bitkinin beyazms
liflerinden yaplm, ona bol gelen pantolonu ve gmlei gibi.
Omzundan sarkan rme antay o yirmi yl boyunca tam oldu
una yemin edebilirdim.
Sorusunu dnmem gerekiyordu. Yant okumu olduumu
biliyordum ama i saylara geldiinde unutkanlama gibi kt bir
zelliim var. Boumlu bastonunun ucunu nmze kan bir
yapraa srd. "Bir milyon yl m?" diye tahminimi syledim.
16
"Fena deil" diyerek glmsedi, kollar ve bastonu yukar ve
ileriyi gsterene kadar doruldu. Bulunduum yerden baknca,
kollar piramidi iine alyordu. Birka adm atarak piramidin gl
gesine geti, ben de onu izledim. Glgenin serinliine kran du
yuyordum. "Aslnda rakamlarn bir nemi yok" diye devam etti.
"Pek ok felaket atlattk. Efsanelere gre biz insanlar beinci ya
ratmdayz, daha nce drt ykm grdk." Durdu. Hava durgun
du, sanki doa da dinlemek iin durmutu. "Her defasnda bizi
ukurdan karan, senin ' kahin' olarak da dnebilecein ekil
deitiriciydi."
Viejo Itza basaman dibine kadar yrd ve trmanmaya ba
lad. Bacayla ilgili hikayeyi hatrladm.
Genliinde arkeolojik bir aratrmada bir kazc ekiple birlik
te almak zere ie alnm. Bir akam bir i arkadann piramit
lerden birinin tepesine kadar yarma teklifini kabul etmi.
lgnca koarlarken kayp dm. Onu bulduklarnda ldn
dnmler. Mayal bir ifac onu hayata dndrm. O olaydan
sonra Viejo Itza artk farkl biri haline gelmi. Okumay renmi,
o ifacnn ra olmu ve ruhlarla sohbet etmeye balamlar.
Ona "bilge kii" anlamnda "Sabio" diye hitap etmiler ama ad
nn nne Viejo'yu koymular.
Gvenilmez kayalar zerinde trmanarak onu izliyordum. Bazla
r bak gibi sivri ve keskindi, bazlar ise dokunur dokunmaz para

lanp dklyordu. Piramidin beni kendinden uzak tutmak iin


bunlar bilinli olarak yaptn dnyordum. Bata bu fikri g
ln, basit bir paranoya olarak grdm. Ama daha nce kolaylkla
ktm zamanlan hatrlaynca merak etmeye baladm. Bir ey fark
lyd. Bazen yeni seviyelere ulaabilmemiz iin kaderimizin nm
ze kard zorluklara dayanmamz gerektiini dnerek kendimi
teselli etmeye altm. Viejo ltza'nn d onun hayatn dntr
memi miydi? Bu beni rpertti ve o katmanl duvarlar daha dikkat
li bir ekilde trmanabilmek iin kendimi yavalamaya zorladm.
Bir ku-insan gibi olan bu adama yetimeye almaktan vaz
getim. Yana ve yaral bacana ramen zahmetsizce trman
yordu. Bir ara onu incelemek iin durdum. Ylan gibi srnyordu
sanki ve tm vcudu kayayla birlemiti. Bu eski piramitte evin-
17
"Burada otur" dedi yanmdaki dz kntya elini koyarak.
"Yaklatk saylr. Biraz dinlenelim."
Oturdum. Gzlerimi onun, kayann ve bana nerede olduumu
hatrlatmayacak eylerin zerinde tutmaya dikkat ediyordum.
"Tekniin harika" dedim.
Kendi kendine gld. "Teknik hibir ey" dedi yavaa. "in
srr ruh. Ne zaman bir ey varlmz tehdit etse kahinin insan
lanmz kurtardndan bahsetmitim az nce, hatrlyor musun?"
"ekil deitirici. Hatrlyorum."
"Bu piramit mkemmel bir sembol." Etrafna bakt beni de ay
n eyi yapmaya davet ederek. Baktm ama yalnzca yakndaki
eylere odaklandm. "Atalarm kendi kendini yok eden bir mede
niyet yaratmt. Muhteem piramitler. Muhteem sanat eserleri.
Hayat hi olmad kadar uzatan ilalar. Zavall arazinin kapasi
tesi zorland. Nfus kendi kendini sona getirmek zereydi. Tm
o zenginliin insanlann ruhuna yaptklanndan bahsetmiyorum bi
le. Maddi her eyleri vard ama dnyann kendisiyle balantlar
n yitirmilerdi; Ruhla. Bilgeler bunu grd. nsanlara daha tatmin
edici ve derin bir yaama ynelmeyi rettiler."
Ayaa kalkt, bastonunun ucunu taa bastrarak etrafmda bir
daire izdi. "Trmanmaya devam ederken ruhunun piramidin ru
huyla birletiini hisset."
Sonra gitti. Kelimeleri bilincime szarken bir an yalnz kaldm.
Ayaa kalkarken yukardan tekrar sesi geldi. ahinle ilgili bir ey
sylyordu. Ge baktm. Mavi bir deniz gibiydi, bulutlar gzden
kaybolmutu. Bir ku aradm ama herhangi bir yerde herhangi bir
hareket yoktu.
"ahin ol" kelimelerini duydum. Azmimi arttrarak gzlerimi
sonsuzluk gibi grnen gn muhteem enginliinde tutmaya
zorladm. B ir ayam kaldrp bir yere dayadm. Kayann sa
lamln hissettim. Ayn eyi dier ayamla da yaptm. Kollar
m ge kaldrdm. nmdeki kaya tabakasna baktm. "Bir
kerede bir adm" dedim kendi kendime. ahini dndm. Dn
yann zerinde uarken piramide, ona trmanan iki adama bakt
m hayal ettim. Bamdaki gne nn hissettim. Hedefime
yakn olduumu biliyordum.
19
Sonunda tepeye ulatmda terden srlsklamdm. Kendimi son
kntdan yukar ekip zirvedeki dar tabakann zerine serildim.
Gne henz ykselmemiti ama scakl youn bir ekilde hisse
diliyordu. Gzlerimi kstm ve direnip durduum eyi yapmalarna
izin verdim; aa bakmak. ok aada, geni yeil cangl bir pa
paann kanatlar gibi yaylyordu. Grnt dnmeye balad. Gz
lerimi tekrar Viejo Itza'nn tatan bir jaguar heykeli zerine tnedii
yere evirene kadar fena ekilde bam dnmt.
"Atalarmzn zamanndaki grnmn koruyor" dedi g
lmseyerek. Viejo'da tek bir damla ter yoktu.
Onun ayaklarnn olduu yere doru kaydm ve vcudumu bir
glge eridine sktrarak oyma heykele yaslandm. Viejo'nun
ellerinin omuzlarma dokunduunu hissettim. Elleri srtma do
ru kayd. Kaslarma masaj yapan parmaklar gen bir savann
kiler gibi glyd.
"Ama dnya o zamankiyle ayn deil." Ufukta gnein altn
daki bir noktay iaret etti. "ehir. Binlerce insan. Arabalar ve
fabrikalar. Zehirli hava." Parma, dnyann snn gibi grnen
ince yeil izgi zerinde hareket etti. "Ve orada, zehirli nehir. Bir
felaket zamanna girdik. Dier drt zamanda olduu gibi trmz
tekrar yok olma tehlikesiyle kar karya."
Aklma baka bir cangl, baka bir adam, yllar nce hayatm
deitiren bir an geldi.
"Eer hayatta kalmaya devam etmek istiyorsak bizi ukurdan
karabilecek olanlar dinlememiz gerekiyor."
"ekil deitiriciler" demiti yllar nce canglda hi bekle
mediim bir ekilde karlatm o adam. lk kez duyduumda
bir irket yneticisinin ve dnyevi bir adamn azndan kan bu
kelime beni ok etmiti.

20
2 . B LM

AMAZON'DA BR RKET
YNETCS

KNUT THORSEN' le ilk kez 1 968 'de Amazon canglnda karla


tm. O srada ikimizin de orada olmas artc bir tesadf gibi
grnyordu. Yemyeil yamur orman iinde olmasna ramen
Sucua'da amurun yavan kahverengilii hakimdi.
Sucua 'nn iki mehur caddesi vard ve ikisi de Katolik kilisesi
ne kyordu. Bu caddeler evlerle ve sabun, eker ve ieli iecek
ler satan tiendalarla evriliydi. Elle yontulmu dikey levhalardan
yaplma tiendalar boyaszd. zerlerinde yalnzca benek benek yo
sunlar ve her yerde rastlanan kahverengi amur vard. Caddelerin
kenarlannda ayak sryerek yryen insanlar mestizolard; Kuzey
Amerika keif efsanelerinin ilham verdii bir gelecek peinde And
dalarndan g etmi Kzlderili ve spanyollarn fakir torunlar.
Tm hayallerine ramen bulduklar ey daha da fazla fakirlikti.
Aalan kestikten sonra tann toprann erozyona uradn ve
amurdan dolay hibir ekin ekemediklerini grdler. Misyon iin
alarak veya petrol, maun aalan ve altn yamalamak iin ge
len yabanclara hizmet ederek hayatta kalmaya alyorlard. Ye
terince para biriktirebildiklerinde bir tienda ayorlard.
21
Bazen ziyaretilerin gzne ormanda yaayan, savataki vah
ilikleriyle ve kelle avclklaryla tannan Shuar kabilesine men
sup bir kadn veya adam arpard. Mestizolardan hemen ayrt
edilebiliyorlard. Sadece kasl bedenleri, Asyatik kkenli olabile
cek yuvarlak yzleri, burunlarna yaklm kabile dvmeleri, aln
zerinde dz kesimli siyah salar, tyl kolye ve kolluklar, or
man kedileri gibi yumuak, gururlu yryleri yznden deil.
Sadece ziyaretileri tatmin edecek kadar giysi giyme gelenekle
rinden de deil. Shuarlar Sucua'daki dier tm insanlardan ay
ran asl zellik temizlikleriydi. amurlu lastik izmeler ve kirli
pantolonlar giymiyorlard. plak ayaklan ve bacaklar, erkekle
rin petamallar ve kadnlarn etekleri lekesizdi.
O gnlerde Sucua kolay ulalabilen bir yer deildi. Cuen
ca dan kalkan bir uakta yer ayrtmanz gerekiyordu. spanyol ko
lonisi olan bu ehir And dalarnda, yaklak iki bin be yz metre
ykseklikte bir vadide bulunuyordu. Son nka Kral Atahual
pa'nn doduu eski bir kale zerinde kurulmutu. Sucua ve Cu
enca birbirinden yksek bir da dizisiyle ayrlyordu. kinci
Dnya Sava 'nda kullanlm olan DC3 ' n bu zirveler zerin
den uabileceine gvenilmiyordu. Uak bunun yerine dalarda
ki bir vadi boyunca kvrmlar yaparak ilerleyen bir nehri izliyordu.
Pilotlar "kronometreli jokeyler" olarak biliniyordu nk radar
lar olmad iin gsterge paneline yaptrlm bir kronometre
ye gveniyorlard. Havalandktan yirmi saniye sonra on derece
saa, elli iki saniye sonra da yedi derece sola dnmeleri gerekiyor
du. Pilotlardan biri bana, "En ak gnlerde bile daima saati kul
lanman gerekiyor. Burann havas ayn Shuarlarn ruh halleri gibi
deiken!" demiti.
Knut Thorsen'le karlatm gn Sucua'da yalnzca bir ziya
retiydim. Cangln ilerinde yerlemi olduumuz yerden izinle
gelen bir Bar Gc gnllsydm. Grev yerimle karlatrl
dnda bir metropolis gibi grnen yerde bir Cumartesi gecesi ge
imek iin gelmitim.
Sucua'nn tiendalarndan bazlar bira satyordu. Biranz alp
papazn haftadan haftaya eski bir mazotlu jeneratr altrarak
Hollywood filmleri oynatt kilise okuluna gtrebiliyordunuz.
22
Jeneratrn grlts oyuncularn seslerini bastnyordu. Doumum
dan nceki zamanlarda mttefik kuvvetlerin Normandiya karma
s ncesinde ngiltere sahillerinde beklerken vakit geirmek iin
izledii, yzlerce yerinden kopmu ve tekrar yaptnlm siyah-be
yaz filmler de vard izlediklerimiz arasnda. Ama bunlarn hibir
nemi yoktu. nemli olan o paavra ekrandaki grntlerin sizi a
murdan uzaklatrmasyd. Nerede olduunuzu unutabiliyordunuz.
Sonra papaz kararan ekrann nne geip hepimize bir sonra
ki sabah ayinine katlmamz tembihliyordu.
Neyse ki bu frsat kardm. Pazar sabah uak pistine gittim.
Orada ok ilgin bir manzarayla karlatm: Sundurmann gl
gesinde dolmakalem gibi dik bir ekilde durmakta olan, uan
inmesinin beklendii amurlu zemini izleyen, gri takm elbiseli
bir gringo. Ona yaklarken bu grntnn Sucua iin bir ilk ol
duunu dndm. Sonra bu kiinin filmi izlemeye neden gelme
diini merak ettim.
Geride durup onu izledim. Siyah ayakkablar amurla kaplan
m, pantolonunda da amur lekeleri vard. Temiz bir sakal tra
, ksa kesimli bir sa vard. Duru eklini de gz nnde
bulundurarak bir ordu mensubu olduunu dndm. Kollan g
s zerinde skca kenetliydi. Hava pistinin br yanndaki ya
mur ormanna dosdoru bir ekilde bakt. Belki de mestizolar
izliyordu; tanesi amurda kzleri gtryordu. Hayvanlar
inen uaklarn meydana getirdii izlerin yanndaki kazklara ba
ladlar. Onlarn tesinde, cangln kenarnda dolanan bir Shuar ai
lesi vard; bir adam, kars ve en kkleri kadnn gsne
yaslanm kk ocuk.
Yaklarken gringo hareket etmedi. "Gnaydn" dedim ngiliz
ce olarak.
Vurulmu gibi arkasn dnd. Sonra beni grnce yz bir
glmsemeyle ldad. "Gnaydn gerekten !" Elini uzatt. Gz
leri parlak maviydi. "ngilizce konuuyorsun. Ne kadar harika!
Adm Knut Thorsen." Konumasndaki hafif aksandan bir skan
dinav olduunu dndm.
Kendimi tanttm. Benimle karlamaktan duyduu ferahla
may gizlemek iin hibir ey yapmad. "Tanrm, kayboldum. Bil-
23
diim birazck spanyolcayla yolumu bulurum sanyordum. Ama
pek ie yaram grnmyor." Etrafa bakt. "Burada... " Durdu,
dorudan gzlerime bakt. "Bir B ar Gc gnlls. Ne kadar
gzel ! Karlam olmamz benim iin ne byk, ne iyi bir ans.
Uzun zamandr m buradasn?"
Drt aydr Ekvator'da grevli olduumu anlattm. "Ama bu
rada deil. B iraz daha ieride."
"Cangln iinde mi?" nanmam gibi kafasn sallad. "Shu-
arlarla m?"
'Evet. Shuarlar var."
"Peki, doru mu? Gerekten kelle avclar m?"
Geleneksel olarak Shuarlarn hala zaman zaman baz riteller
iin dmanlarnn kafalarn kopardn ama geleneklerinin hz
la deimekte olduunu anlattm. Kendi merakma dayanamaya
rak soruverdim: "Takm elbiseli bir adamn Sucua'da ne ii var?"
Sklgan bir ekilde ceketine ve pantolonuna bakt. Kravat tak
madn fark ettim. Ak mavi gmleinin yakas akt. Hemen
yannda siyah derili, kk, zarif ve sade bir valiz vard. "Ah, bu
elbise! Kendimi aptal gibi hissediyorum." Elini birka kez ceke
tinin zerinde fra gibi sallad. "Ama akas tek elbisem bu.
antamda ceket iin yer de yok, o yzden giymem gerekiyor."
Bunu sylerken ceketi yavaa kard. "Bu scakta sanrm ta
sam daha iyi olur. Karmn buna kar kmasna, bir yerde unu
tacam diye uyarmasna ramen hem de." Ceketini kolunda
dikkatle katlarken durdu. "Neden mi buradaym? Dnya Banka
s iin fizibilite almalar yapan bir danmanlk firmasnda a
lyorum. Paute Nehri 'nde potansiyel bir hidroelektrik santrali
alanna bakyordum."
"Paute mi?"
'Evet. Biliyorum, buraya pek yakn deil ama ayn su toplama
havzas. Masraflarm iin makul bir yolculuk. Ayrca ... " diye g
lmsedi, " . . . bir Amazon kasabasn ziyaret etmek istiyordum.
Shuarlan grmek istediim iin." Cangln kenarndaki ailenin ol
duu yere doru sallad ban.
Scak beni iyice etkilemeye balamt ve dn gece bol miktar
da bira itiimden beri daha tek fincan kahve imemitim. Sundur-
24
mann arkasndaki birka bakmsz masaya doru ilerledim. "Adam
imdi bize oradan birer kahve getirir. Bir fincan iyi gelir."
Endieli bir yzle uak pistine bakt. "Uak her an gelebile
cek durumda deil mi?"
Ona kronometreden ve deiken hava koullarndan bahset
tim. "Bir keresinde bir hafta beklemek zorunda kalmtm."
Yz imdi bir mahkumunki gibiydi. "Cuenca'da bu uuun
her gn yapldn sylemilerdi."
"Havann msaade etmesine bal."
Gzleri ge dnd. "Elbette. Ge olsun g olmasn." Sonra
dnd ve masalardan birine gittik.
Sonraki iki saat boyunca kendimizden, gemiimizden ve mes
leimizden bahsettik. Norveliydi. Mhendislik ve iletme dere
celeri ald Massachussetts Teknoloji Enstits 'ne gidebilmek
iin kinci Dnya Sava 'ndan hemen sonra ABD'ye tanmt.
Boston merkezli prestijli bir danmanlk firmasna girmi, irket
orta olmu ve imdi de bakan yardmcsyd.
"Hayatmdaki tm iyi eylere ramen . . . " diye itiraf etti, "hi
dnmeden seninle yer deitirmeyi isterdim."
"Neden?"
"Gensin, hzl bir deiimin meydana gelecei byleyici bir
dnyada olgunlayorsun. Trmzn hayatta kalmas senin ve
adalarnn verecei kararlara bal olabilir." Gzleri sundurma,
hava pisti ve benim aramda dolap duruyordu. "Shuarlar gibi kl
trlerden dorudan bir eyler renmek gibi az bulunur bir frsat
yakalamsn."
Bu bana garip geldi. Bar Gc 'ndeki retmenlerim hep bi
zim Shuarlara bir eyler retebileceimizden bahsediyorlard,
asla tersi deil. Ondan bunu aklamasn isteyemeden baka bir
ey haykrdm.
"Uak geliyor."
Yz neeyle doldu . Sandalyeden frlayp keyifle barabi
leceini dndm. Sonra, sundurmadaki dier herkes gibi din
lemeye konsantre oldu. Hemen sonra bana doru eildi, az
neredeyse kulama deecekti. "Hibir ey duymuyorum" diye
fsldad.
25
"Shuarlar her zaman uan sesini hepimizden nce duyar."
"lgin" dedi. "Doktorlar bunun hakknda ne derdi acaba, me
rak ediyorum." eceklerimizi dedi ve aceleyle sundurmadan ay
rldk. Parlak gne na kmamzla birlikte korkun bir brt
ykseldi. kzlerden biri yere yld. kzn zerine ullanan
mestizonun kolu kalkp inerken elindeki bak parlyordu.
"Neler oluyor byle?" diye sordu Knut.
"Hayvanlar ldryorlar." Prosedr anlattm. nce uan
ineceinden emin olana kadar bekliyorlard. Sucua'da soutma
diye bir ey olmad iin, hayvanlar erken kesen ifti epeyce
para kaybediyordu; belki de bir yl iinde grecei tek nakit pa
ray. Adamlar arl azaltmak iin imdi kzlerin kafalarn ve
toynaklarn kesmek iin lgnca urayordu.
"Aman tanrm... " Dikkatle izliyordu. "Ua beklediklerini an-
lamtm ama bu . . . " Omuzlarn silkti. "Barbarca grnyor ama
sanrm bu sadece benim bak am. Peki, gkyzn bulutlar
kaplarsa ne olur?"
"ndikten sonra uan tekrar ayrlmas gerekiyor. Pilot kendi
kazanc asndan bu iftileri hayal krklna uratmaktansa fr
tnalar ve dalar karsnda ansn denemeyi tercih ediyor."
"Peki ya biz?"
"Eer havay sevmediysen burada kalabilirsin."
Ge bakt. Durduumuz yerin batsndaki dalarn zerinden
siyah bir bulut geiyordu. Bulutun sa tarafnda gm bir nokta
grnd ve bize yneldi. "lerimizi hzlandrmak iin elimizden
geleni yapalm."
amurda ilerledik. ni alanndaki izlere yaklarken hayvanla
rn kanlarndan dolay nemli topran koyu krmzya brnd
bir blgeye girdik. Mestizolar birbirlerine baryorlard. Hava kan
ve dk kokuyordu. Gemi deneyimlerimden biliyordu !fl ki can
gl zeinden yaklamakta olan uaa odaklanmam en iyisiydi. Fa
kat Knut'un hala mestizolar izlemekte olduunun farkndaydm.
Eski DC3 ua sarsntyla sert zemine temas etti. Bizim oldu
umuz yere ulatnda tekrar hava pistine ynelecek ekilde ya
vaa dnd. Pervanelerin yaratt hava akm bizi neredeyse
yere ykacakt. Uak durur durmaz adamlar uaa kouturdular.
26
Kaplar ald. ikin uval bezinden torbalar dar frlatld. Ah
ap sandklar aa indirildi ve hzla oluan bir insan kuyruuyla
sundurmaya tand.
B izim yapabileceimiz fazla bir ey yoktu. Sadece bekledik
ve izledik. Sonra Knut'un sylediklerini hatrladm. Ona dndm.
"Az nce Shuarlardan bir eyler renmekten sz etmitin; az bu
lunur bir frsata sahip olduumdan. Bundan neyi kastettin?"
Derin mavi gzlerini gzlerime evirerek bir an dnd.
"Dnyamz daha nce hi grlmemi ekilde deiiyor." Drt
adamn iki ar demir sandalyeyi hzla uaa tayn izlemek
iin durdu.
"Sandalyeler bizim iin" diye aklama yaptm. Dier adam
lar kzlerin kanl paralarn kapdan geirmeye alyorlard.
Siyah bir bcek gibi pantolonuna yapm olan bir amur par
asn eilip bir fiskeyle temizledi. "Bizim kltrmzde, biz en
dstriyel insanlar ok garip baz eyler yapyoruz." Dnp bana
bakt. "Ben bir mhendisim ve bir hidroelektrik santrali kurmak
iin buradaym. Ama ben bile grebiliyorum ki dnyann geri ka
lan bizim izlediimiz yolu izleyemez. Ka tane nehre bent eke
biliriz? Ka tane araba retebiliriz? Ka orman kesip otoyol
yapabiliriz? Ka insan benimki gibi evlerde yaayabilir? Bunun
sonsuza kadar gidebileceini dnmek aptalca. B izim yaama
biimimiz mantksz ve srdrlemez. mit senin gibi gen in
sanlarda. Ama okuduunuz niversitelerden renemezsiniz bu
nu. Hepsi gemiin fikirlerine bal. Baka bir yere bakmanz
gerekiyor. Shuarlar gibi halklara."
Syledikleri beni gafil avlamt. Bu szler benim gibi iletme fa
kltesinden yeni mezun olmu biri iin radikaldi. Kongre'nin bana
kelle avclarndan ders alaym diye para vermediinden emindim.
"Kolay olmayacak" diye devam etti. "Hi ekil deitiren, gi
zemli teknikler kullanarak kendilerini aalara veya hayvanlara
dntren adamlar duymu muydun? ekil deitiriciler. Shu
ar arkadalarna sor, anlatsnlar. Tm o teknikler kltrnz, kl
trmz deitirmek iin tek zm yolunu sunuyor olabilir."
Bir adam bize doru kotu. "Sinyorlar, antalarnz aln. Ay
rlma zaman! Hemen kalkyoruz."
27
Hzla uaa yneldik. Uaa kmamza yardmc olmak iin
kapnn altna bir tabure konmutu. eride kokpitin arkasna b
raklan iki demir sandalyeyi bulmamza yetecek kadar k vard
yalnzca. Zemin tamamen kanla kaplyd. Yerletikten sonra
Thorsen elini sandalyelerimiz arasndaki boluktan uzatp koluma
dokundu; "irketler dnyas deitirilmesi kolay bir dnya deil.
Onunla dorudan savamann anlam yok. En iyisi ona szmak."
Motorlar alt. Pencerelerden ormann geiini izledim. Ha
valandk ve dalara yneldik.

28
3 . BLM

ENERJNN MADDES

BACAGIMDAN BR SNEG UZAKLATIRDIM. Piramitten uzaklap


cangln zerinde byk bir daire izdi ve dnd. Tekrar uzak
latrdm.
"Glgeyi seviyor" diyerek dnceye dald Viejo Itza. "G
nee geebilirsin."
zerimdeki ta jaguarn stnde oturuyordu. Oraya tnemi
altndaki dnyay izleyen bir ahini dndryordu bana. Yaa
d o korkun dme olayndan sonra o piramide o kadar kolay
bir ekilde trmanp zirvesinde o kadar rahat bir ekilde oturmas
ok artc grnyordu. ou insan duygusal olarak hayat bo
yunca yaral kalr, ykseklikten sonsuza kadar korkard.
"ekil deitirici tam olarak ne demek?" diye sordum.
Yalnzca glmsedi.
"Biliyorum" diyerek ben de glmsedim. "amanlarla yaa
dm ve eitim aldm. Ama bunu senden duymak istiyorum. Daha
nce ekil deitiricinin amanla veya kahinle ayn olduunu sy
lemitin ...
"

Derin bir i geirdi. "Tam olarak sylediim gibi deil. ekil


deitiriciye bu isimleri verebilirsin. Ama tm amanlar ya da ka
hinler ekil deitirici deildir."
29
Sinek dizime kondu. Onu grmezden gelmeye altm. "ekil
deitiriciler amandr. Ama baz amanlar ekil deitirici deil
dir. O halde ekil deitirici amann veya kahinin bir altkmesi."
Eri br bastonunu hzl hareketlerle kayaya srtt. "Kelime
ler. Tanmlanamayacak bir eyi tanmlamaya alan kelimeler."
Sessizlik iinde oturduk. Sorularm manasz bulduunu bili
yordum. Keke sormam olsaydm. "Sonuta ben bir yazarm" de
dim kendimi savunmak iin. "Benim kullandm ara kelimedir."
Kendi kendine gld. "uraya bak" dedi sonunda orman ia
ret ederek. "Bana ne grdn syle."
Parman izleyerek aa tepelerine baktm. "Cangl . Aa
yapraklar ."
"Daha yakndan bak. Orada. u kahverengi nokta."
Bakmam istedii yere baktmdan emin olmak iin dizleri
min stnde ykseldim. Bu zor bir hareketti. Kafam kaldrr kal
drmaz gne gzlerime arpt. Aadaki ormann yeil genilii
kayboldu, kla birleti, gnee akan byk bir rmaa dnt.
"imdi." Sesi beni teskin etti. "Tam uraya bak."
Ona doru eildim ve kolundan aa baktm. Aadaki ara
ziyi istediim herhangi bir eye evirebileceim bir gce sahipmi
im gibi ok garip bir his duydum. "Cangl" diye yant verdim
yksek sesle.
"Evet. imdi odaklan." aret parmann ucunda ufuktan uf
ka uzanan yamur ormannn yeil rts vard. Sonra baka bir
eyi fark ettim. Tam iaret ettii yerde ok kk, kahverengi, be
lirsiz bir nokta. Gzlerimi kstm ve dikkatlice inceledim.
"l bir aa. Veya dal."
"Peki uradaki?" Parma bir aacn tepesine yakn parlak kr
mz bir daireye yneldi.
"Bir iek, muhtemelen bir bromeliad."
"u?" Parmak, sinein konduu dizimden bir metre yukarda
ki ince bir dal parasnn zerindeydi.
"Bir dal paras."
"Aha" dedi. "Benim tanmlayamadm eyi deneyimlemi
oldun. ekil dei_tirici; bir Maya evinin ats, bir papaan
ve bir bcek. "
30
O bu isimleri sylerken ben yeniden baktm. Kahverengi bu
lanklk bana aynen daha nce grnd gibi, l yapraklar gi
bi grnmeye devam ediyordu. Krmz nokta kaybolmutu. Dal
paras ise kanatlarn ap utu.
"ekil deitiriciler... " diye devam etti, " ... pek ok ekle gi
rer. evreleriyle harmanlanrlar. Zaman iinde deiime neden
olabilirler."
Brezilyal filozof Paulo Coelho'nun bir kitab olan Hac 'dan
bir blm geldi aklma. "Bir keresinde eytan yenmesi gereken
bir adamla ilgili bir hikaye okumutum" dedim Viejo ltza'ya.
"Rakibi vahi bir kpek ekline girmi."
"Evet, evet!" Sesi heyecanla nlad. "eytan ekil deitirme
de uzmandr."
"Bu adam, kahraman, hikayenin yazar, Astrain adl bir ruh
rehberinin onun da kendisini bir kpee dntrmesi gerektii
ni sylediini duymu. Rakiplerimize, bize kar kullanlanla ay
n silahlarla yant vermemiz gerektiini sylemi."
"Aynen yle! Peki, o ne yapm?"
Durup dnmem gerekti. "Sanrm syleneni yapm. Evet,
imdi hatrladm. Kpee dileri ve trnaklaryla saldrm. K
pein yapmasndan korktuu eyi yapp boazna saldrm. O ka
dar saldrganlam ki, oradan geen bir oban korkutmu. Ama
kpei yenmi."
"Elbette, ekil deitirme sanatn rendiin zaman. Kpek
olmu, eytan olmu ve onu onun oyunuyla yenmi." Dnp aa
larn zerine bakt. "Orada her zaman oluyor. Deiimin arala
rndan biri. En gl, kesinlikle en etkili aralarndan biri. ekil
deitirme yoluyla meydana gelen deiim gldr."
Tekrar ayaklarnn dibine oturarak omuzlarm ta jaguara yas
ladm. Glge uzamt. Tm bedenimi glgede tutmakta biraz zor
lan yordum. Ta bile scakt. Kendimi tan ssn alan bir
kertenkele gibi hissettim. Hac'daki o blmn beni ne kadar et
kilemi olduunu hatrladm. Bu yaklamlar kendi hayatmda
uyguladm, atee atele karlk verdiim zamanlar dndm.
Ama bunun ekil deitirme olduunu dnmemitim.
31
"Biz insanlarn beinci yaratmda bulunduumuzu sylemi
tim." Viejo Itza'nn ncekinden daha ksk gelen sesi beni r
ktt. Ama ona baktmda hibir deiiklik grmedim . "Bir
keresinde suyla mahvolduk. Kutsal Kitap'ta anlatld gibi. Ma
ya efsanelerinin siz Hristiyanlarn inand eylerle pek ok ben
zerlii vardr. Ama ekil deitiriciler bizi o felaketten kurtard.
Kutsal Kitap'ta anlatld ekliyle Nuh yzen bir ada yapt ve ha
yatta kalmalar iin her trn bir iftini kurtard."
Ona Buzul a 'nda insanln byk bir donmu su seli fela
ketinden kurtulmay baardnn bilim tarafndan doruland
n anlattm.
"Bir de atalarmzn buzla savamaya altn dn! Sopa
larla ve ta baltalarla saldrdn. Veya Nuh'un bir gemi yerine
suyollar yaptn dn!"
O zamann sopalarnn, baltalarnn ve suyollarnn, gnmz
de bilimin iklim deiikliklerine yant verme ekliyle edeer ol
duunu dndm. Bunu ona syledim.
"Evet" diye onaylad ban zgnce sallayarak. "Gnmzde
liderleriniz gerek gle olan temaslarn yitirdiler. Sadece fizik
sel dnya bakmndan dnyorlar."
B ilim ve ticaretin oda olan fiziksel veya materyal gerekli
e paralel olarak mevcut olduu amanlar tarafndan tanmlanan
gereklikleri kastettiini anladm. "Dnya onu nasl hayal ediyor
san yledir" dedim, son kitabmn adn syleyerek.
"Gerekten yle. yle nk ekil deitirme hayalden do
ar" dedi . "Seni bambaka bir aleme gtrebilir."
Beni And dalarnda ve Amazon' da aldm derslerin tesine g
trmeyi nermekte olduunu hissettim. Daha ak olmasn istedim.
"Hayalin neminden bahsettiin zaman mutlak bir ekilde
haklsn. Hayal her eydir. Hem hayal, hem de rya. Kim olduu
muz ve nereye gitmek istediimizle ilgili vizyonlarmz. ster ka
bul edelim ister etmeyelim, bu hayatmzn her ynn etkiliyor.
Bunu bir kez anladnda, etrafa enerji yaymaya balayacak bir
konuma gelirsin. ekil deitirme ite o zaman olmaya balar."
Hayalin hayatlarmzn eitli ynlerini etkileme gc konu
sunda neyi kastettiini biliyordum: Salk, kariyer, refah, dier-
32
leriyle ilikiler. Kitabmn konusu buydu. Ama ekil deitirme
ksmn bilmiyordum. "Viejo Itza, ekil deitiriciler gerekten
fiziksel ekillerini deitirebiliyor mu?"
"Elbette."
"Bir hayvan veya bitki eklini alabiliyorlar m gerekten?"
"Bunu her zaman yapyorlar." Sessizce gld. "Buna kendin
de ahit oldun."
Elbette, haklyd. Amazon avclarnn aalara dntn,
grnmez olduklarn, ormana kartklarn grmtm. And a
manlarnn kayalklarda gzden kaybolup birka saniye sonra otuz
metre aada ortaya kmalarn izlemitim. B irlikte bir atein ba
nda oturduum yal bir Shuar kalkp glgeliklere doru yr
m, birden bir jaguar haline gelerek ormana frlamt. Ama tm
bu deneyimlere her zaman mantksal bir aklama getirmitim. Bel
ki hipnoz ve bazen de zellikle Shuarlarda yaygn olan ayahuska
bitkisi gibi bilinci etkileyen maddelerin tesiriyle yaplan etkileyici
numaralar, muhteem aldatmacalar, olaanst disiplin ve yetenek
ovlar gibi grerek bunlar Houdini 'nin baarlarna benzetmitim.
"te yanldn yer de o" dedi Viejo Itza dncelerimi oku
mu gibi. "Ve eer onlarn sadece bir eyin grntsne girdik
lerini sanyorsan yine yanlyorsun."
"yleyse nedir peki?"
"O ey oluyorlar."
Babacan bir ekilde glmsedi bana. "Bunu nasl yaptklarn
ok iyi biliyorsun. Aslnda o dier eyler de olmuyorlar nk
batan beri o dier eyler. Onlar ve o eyler ayn."
Beni biraz utandran bu tartmann ayn zamanda canm sk
maya baladn hissettim. Birka yldr dier her eyle empatik
birliimizi kabul etmenin nemini vurgulayan dersler ve semi
nerler veriyordum. Tam "new age" tr bir kavramd. Entelekt
el olarak bana anlaml geliyordu ama imdi bu kavram bir
bitkinin veya hayvann fiziksel zelliklerini alma balamnda d
nnce, kendimi pheciyi oynarken bulmutum. Tank oldu
um onca eye ramen kendimi ayn evi paylatm kedi veya
evin nndeki mee aac olurken hayal edemiyordum. Ona bu
nu akladm. Yalnzca gld.
33
"O zaman olmaz. Yapabilmek iin hayal edebilmen gerekir."
Bana uzunca bakt. "Bunun bir tr hile olduunu sanyorsun. Ama
seni temin ederim ki bunu hayal edebileceksin. Ve o zaman bunu
yapabilecek duruma geleceksin."
Ben syledii eyin anlamn dnrken ikimiz de sessizdik.
Bu konular hakknda pek ok kez dnmtm. Vardm sonu,
kendimiz, sosyal ve kltrel kurumlarmz hakkndaki alglarmz
deitirme yoluyla hayat tarzmz da deitirebileceimiz ynn
deydi. Bakalarnda en ok onurlandrdmz ve kendi yaamla
rmzda vurgulamak istediimiz ynleri ortaya karmak veya
"paradigma deiimi" denen eyi yaratmak iin kullanldnda,
ekil deitirmenin ok somut uygulamalar vard. Bu sadece be
nim iin deil, ayn zamanda seminerlerime katlanlar iin de ta
mamen anlamlyd. Birlikte seminer verdiim eitli yazarlar,
modem insanlarn fiziksel olarak ekil deitirme ihtiyacnn te
sinde bir geliim gsterdiini, eski ve "ilkel" halklarn bu tr ye
tenekleri olabileceini ama teknolojik insanlarn artk bunlara
ihtiya duymadn ileri sryor. Bu tr yetenekleri hayat tarzm
za ve kurumlarmza uygulamamz gerektiini sylyorlar. "Dn
ya hayal ettiin gibidir" tanm, biz insanlarn yaama eklimiz
zerinde kontrole sahip olduumuz anlamna geliyordu. Buna g
re, bireysel arzularmz ve toplumsal nyarglanmz deitirerek
kiisel yaamlarmz ve topluluklarmz da deitirebilirdik. Fa
kat Viejo Itza'dan duymakta olduum ey daha da devrimseldi.
"Sonuta tamamen bir enerji meselesi" dedi, dncelerimi
keserek. "Gryorsun ya, modem insanlar genellikle kurumlar
baznda dnyor. Enerjinizi okullarnzn, irketlerinizin veya
siyasi partilerinizin ynetimini deitirmeye harcyorsunuz. Ve
i rmaklar, dalar, bitkileri ve hayvanlar deitirmeye geldi
inde, dnyann paralarn yakta eviren makineler kullanarak
ve ortaya kan enerjiyi teknolojik bir sopa gibi kullanarak o can
llar bastryorsunuz. Ama eski insanlar ve ekil deitiriciler
enerjiye daha basit bir perspektiften bakar. Bilirler ki ate yak
mak iin bir kibrit fabrikas kurmana gerek yoktur. Ate om1ann
iindedir ve tm yapman gereken, iki ubuu ekil deitirerek
atee dnene kadar birbirine srtmektir."
34
Ayalarn birletirip nazike birbirine srtt. "Enerji. Enerji
her eydir. Biz enerjiyiz. Dnya, uradaki aalar, bu piramit."
Ellerini ayrd ve kafasndan yukar kaldrd. "Evren. Enerji. Ev
rendeki her ey. Eski insanlar fiziksel evrelerine ok daha ya
knd. Bir ABD vatanda kendisiyle sosyal bir balant arasnda,
sevgilisiyle, ailesiyle, kulbyle arasnda youn bir iliki oldu
unun farknda olmasna ramen, ayn eyin kendisiyle fiziksel
evre arasndaki balant iin de geerli olduunu anlayamyor.
Eski insanlar bu ilikinin ok iyi farkndayd." Durdu. Ben sessiz
kalnca devam etti. "Karnla, kznla olan ilikine veya sahip ol
duun bir irketin gidiatna etki edebileceini dnyorsun. Bu
sayede edebiliyorsun. ekil deitirici fiziksel dnyayla arasn
daki ilikiye etki edebileceine inanr. O sayede etki eder. Her iki
durumda da esas olan enerjidir."
"Ve inan."
"Ve inan. Ve bir ey daha. Niyet. Karnla ilikini etkileme ni
yetin olmal. ekil deitirici de yle." Boazn temizledi. "Terimi
genel anlamda kullanyorum nk gerekten ikisi de ekil deitir
medir. Her eyin enerji olduunu anlarsak, niyetin nemini de ko
layca anlarz. Niyetin olmazsa enerjiyi nasl etkileyebilirsin?"
Bunu biraz dnmem gerekiyordu. "Bana yle geliyor ki et
kileyebilirim de."
"Evet. Ama felaketimsi sonular ihtimaliyle birlikte."
Fikirleri bana anlaml geliyordu ama gerekten bir mee aa
cna dnme yeteneim konusunda phelerim devam ediyor
du. Dnmek iin daha fazla vaktim olana kadar bu konuyu bir
kenara koymaya karar verdim. Buz alarndan, sellerden, balta
lardan ve su yollarndan bahsetmi olduumuzu hatrlatarak gele
cek balamnda bunun ne gibi bir anlam olduunu sordum.
"Evet..." dedi yavaa. "imdi sana bir soru. u anda trm-
zn varln korumas karsndaki en byk tehdit nedir?"
"Biz kendimiz."
"Buzul a deil yani?"
"Yeni bir buzul ana neden olabiliriz."
"Kim?"
"Biz insanlar."
35
"Biz Mayalar m? Amazon'daki arkadalarn m?"
Gldm. "Hayr, elbette deil."
"Kim yleyse?"
"Benim insanlarm. Biz Batllar." Ama bunun doru olmad
n biliyordum. "Kuzeydekiler. ABD, Avrupa, Asya'nn baz
paralar."
"Anlyorum. Peki, Brezilya, Arjantin ve Venezella'daki tm
fabrikalar da buna dahil deil mi?"
"Onlar da."
"nsanln varln srdrmesi karsndaki en byk tehdit
'biz kendimiziz' derken tam olarak neyi kastediyorsun?"
Daha nce bunu epeyce dnmtm. Dncelerimi dzen
lemeye, ona ifade etmek istediim eyi aktarabilecek kelimeleri
semeye altm. "Komularmzdan daha fazla retip daha faz
la tketerek kendimizi mutlu edebileceimiz kavram, doay
kontrol etme, her yerden yollar ve kaldrmlar geirme . . . Tm
bunlar kendi kendinin sonunu getiriyor. Sylemek istediimi bi
liyorsun, maddi zenginlik, ticari anlay, ekonomimizin temeli
haline gelen kapitalizm."
"Peki, bu kimin kavram?"
"ok eskilere gidiyor. Yunanllara ve Romallara. Hatta san
rm daha da ncesine: Persler, inliler, Msrllar. Yzyllar son
ra Aydnlanma a dediimiz dnemin filozoflar geldi. Ve
Adam Smith, Keynes gibi ekonomiciler..."
"Peki, bugn? Trmzn varln kim tehdit ediyor?"
Durdum ve derin bir nefes aldm. Cangln karsnda daha nce
iaret ettii yere baktm; arabalar, fabrikalar ve zehirli nehriyle e
hir. Knut Thorsen 'in sylediklerini hatrladm. Soluk mavi ge
baktmda takm elbiseli hayalet adamlarn aalardan yukar yk
selen grntlerini grebiliyordum. "Yatrmclar. Politikaclar. ir
ket yneticileri. Reklfm ajanslar. Televizyonlar. Firmalar."
"Aha! O halde bunlara dnmelisin! "
Gl bir hayal krkl duydum. "Bu kurumsal bir ey, fizik
sel deil."
"Jaguar olmamay m kastediyorsun?"
"Evet.'"
36
Gld. "Eer istediin ey oysa kendini bir jaguara dntr
meni salayabiliriz. Ama topluluklarn, kltrlerin, trmzn
varln srdrmesinde ekil deitiricinin rolnden bahsediyo
ruz. Tehdidi kendin tanmladn."
Hakl olduunu kabul ettiimde bir kez daha hayal krklm
yanstm olmalym.
"zlme" dedi gvenle, "ikisini de yapabiliriz." Sonra du
rup yavaa etrafa bakt, dikkati ayaklarmzn yaknlarna
odaklanmt.
Gzlerim piramidin tepesini, Viejo'nun tnedii Jaguarn bu
lunduu tabakada onun gzlerini izledi. Kendimi dev bir kedi gibi
dnmeye altm ama zihnimde modem bir ehrin merkezinde
ki cam bir gkdeleni grdm. Gkdelenden kan byk bir buz
tabakas tm ehri ve yollar kaplayp bir le kadar uzanyordu.
Zihnimde grdm ehri tamdm ve Viejo'ya dndm. "Her eyin
balad o eski yerlerde almtm."
Eilip bir ta ald. Ta elinde evirip byk bir ilgiyle inceli
yor gibi grnd ve sonra da onu bana verdi.
Gneten dolay scakt ama baka dikkatimi eken bir zellii
yoktu. Bir kzlgerdan yumurtas byklnde, kabaca dikdrtgen
eklinde ve hafif krmzms renkteydi. Bir ucu yuvarlak, dier tara
f ise sanki daha byk bir kayadan koparlm gibi entikliydi.
"Bunu karnna daya" dedi.
Gmleimi kaldrdm ve ta kamma bastrdm. Scakl iyi
bir his verdi.
"Gbek deliine."
Yuvarlak ucu gbek deliime oturuncaya kadar ta karnmda
yuvarladm. Hemen annemin grnts geldi aklma.
"Gzlerini kapat. Kalbinle hisset."
Annemin gen yz bana glmsedi. Alt ay nce ben Yuka
tan 'a gitmek zere ayrlmadan, hastanede felli halde yaklak iki
ay geirdikten sonra seksen be yanda lmt. Daha nce de
nemitim ama benim heyecanl retmenim olduu gnlerdeki
bir grntsn ilk kez yeniden gzmde canlandrabiliyordum.
ok mutlu grnyordu. Dikkatim annemin ellerine yneldi. Tp
k benim gibi o da bir ta tutuyordu.
37
Yllar boyunca birlikte altm ve bana sk sk her insann ve
her eyin birbirine bal olduunu, tan ruhuyla dan ruhunun
benim ruhumla ayrlmaz bir ekilde birleik halde olduunu sy
leyen pek ok yerli insann seslerini duydum.
"O ta. . . " dedi Viejo, " ... senin ekil deitirmedeki anahtarn
olacak."
Gzlerimi atm. Azmdan pek ok sz dkld. Yakn za
manda New York City'de verdiim bir konferansn bir ksmn tek
rarladm. O konferansta, vcudumuzdaki atomlarn gemiinin
Byk Patlama'ya, dnyann yaratld yaklak on be milyar yl
ncesine kadar uzand ve hibir atomun tek bir vcutta bir yldan
fazla kalmad bilgisini aktarmtm. Szlerimi, "Hepimiz gerek
ten biriz" diyerek bitirdim. "Ve pek ok hayata katlyoruz."
Bana delici bir bak att. '"Eski yerlerde' , 'her eyin balad
yerlerde' altn sylemitin. Anlat ltfen."

38
4 . B LM

BEDEV L VE
K UMLARIN VERDG DERS

KNUT THORSEN Ekvator'a gittikten sonra onunla iletiimim de


vam etti. Bar Gc 'ndeki grevim sona erdiinde beni bir i g
rmesi iin Boston' a davet etti. Amazon'dan ayrldm ve idari
mavir oldum.
lk grevim gerei ran'a gittim. Tahran, kalknma uzmanlar
ve ehir planlayclarnn merkezi haline gelmiti. l 970'lerin ba
laryd. lke ah tarafndan ynetiliyordu. ah ve danmanlar
ran ' sa'dan yz yl nce Darius ve Byk skender'in za
manlarndaki gibi tekrar bir dnya gc haline getirmeye karar
lyd. Geni petrol rezervleri bu mucizeyi finanse edebilecek gibi
grnyordu.
Dnyann her yerinden eitli bilimlerin parlak zekalar ve n
l isimleri Tahran 'a akn etti. Aalarla evrili caddelerdeki ka
felerden l snrndaki ak pazarlara kadar Paris ' tekilerle
yaracak ehir heyecanla titriyordu. Gkdelenler, mzeler ve sa
raylar arasnda, hayatlar ortaa serflerininkine benzeyen kor
kun yoksunluk blgeleri de vard ama bir kuak sonra bu tr tm
kt grntlerin sona erecei hissi, umudu hakimdi.
39
yazlm notta bir restoranda Yamin ' le bulumaya davet ediliyor
dum. Bu gizemli kiilikle buluma fikrinin cazibesine direneme
dim ama bundan kimseye sz etmedim. B indiim taksi beni
atafatl Kuzey Tepesi semtinde zel bir malikane gibi grn
mndeki binay evreleyen yksek bir duvarn kapsna getirdi.
Kap aldnda, altn ekillerle sslenmi uzun, siyah, gzel bir
elbise giyen gz alc bir ranl kadn beni selamlad. "Amerikal
konuumuz" dedi eilerek, "Ho geldiniz. Ltfen beni izleyin."
eri girdiimde d duvarn tahmin ettiim gibi olmadn
byk bir aknlkla fark ettim. Bir avlu yerine, alak bir tavan
dan sarktlm birka gaz lambasyla aydnlatlan karanlk bir ko
ridordan getik. Koridorun sonunda ar, ahap bir kap vard.
Eliyle iaret ederek kapya yaklamam istedi ve kapy at. e
rideki grnt nefesimi kesti. Bir elmasn ii gibi gz kamatr
c bir odayd. Parlaklk gzm ald. Gzlerim altnda, bu
parlakl meydana getiren eyin sedeflerle ve yer yer mavi, ye
il veya krmz talarla bezenmi duvarlar olduunu anladm.
Oda ssl bronz amdanlara yerletirilmi beyaz mumlarla aydn
latlyordu. Sekiz veya on kadar masa vard. Tpk duvarlar gibi
her biri mcevherlerle, sedeflerle ve kristallerle bezenmiti. Ve
masalarn yars doluydu.
zel tasarml lacivert bir elbise giyen, uzun boylu, koyu renk
sal bir adamla el sktm fark ettiim srada aknlm henz
kontrol altna alamamtm. By ve glmseyii, ocukluumda
popler olan, ismini hatrlayamadm neeli bir aktr hatrlatt
bana. "Ben Yamin. Sizinle tanmak harika Bay Perkins" dedi, ok
ho bir ekilde. "Teekkr ederim. Youn programnz yanda ke
serek davetimi kabul ettiiniz iin teekkr ederim. Hakknzda ok
ey duydum." Aksan, ngiltere ngilizcesi ile Farsa'nn bir kar
myd. Oturduktan sonra beni nereden tandn sordum ve "Tm
bu ilerde ok kk bir oyuncuyum" diye ekledim.
Ban sallad. "Ah, hayr Bay Perkins. ok mtevazsnz.
Gensiniz ve ah'n Austos'ta oluturduu danmanlar grubun
da yer alan az sayda kiiden birisiniz. Sanrm henz tam olarak
iadamlna soyunmu biri deilsiniz. Belki de konumunuzun ve
lkenizin gcn kmsyorsunuz."
42
Kendimi tuhaf ve tedirgin hissettim. Neticede Bar Gc'ne
Vietnam'a gitmemek iin katlmtm ve "Austos grubu" iinde
bulunmam ise Sucua - Ekvator'daki tesadfi bir tanmaya dayaly
d. Mtevaz olmamn nedenleri vard ve zekam veya etki gcm
konusunda hayal grmyordum. Konumumun "gc" konusunda
neyi kastettiini sormay baardm.
"Tahminime gre ok iyi biliyorsunuz ki devletlerimiz (sizin
ki ve benimki) bu lkeyi geri dnsz bir ekilde deitirmeye
alyor. Sizin devletiniz hem incelikli, hem de hi incelikli ol
mayan ekillerde inanlmaz bir g kullanyor.
Tereddt etti. "Kumun renginin, bakann nerede durduuna ba
l olduuna dair bir deyiimiz vardr. lkenizin, benim kltrm
sizinkine benzer bir kltre dntrmek istemesi iin kendince ne
denleri olduundan eminim." Uzun bir i ekti. "l bir sembol.
ln yeile evrilmesinin tarmdan ok daha fazla anlam var."
"Yani itiraz ettiiniz ey ieklenen lProjesi mi?"
Nazike ve biraz da istihzal bir ekilde glmsedi. "Dediim
gibi l bir sembol. Sznz kestiim iin balayn ama neti
cede bir yemek iin bulutuk." Kafasn eerek nyle eliir g
rnen ok nazik bir sayg ifadesinde bulundu. "zninizle her
ikimiz adna bir seimde bulunacam. Size gerek Pers mutfa
n sunmaktan onur duyarm." Garsona iaret etti. Siparii verdik
ten sonra bana dnd. "Affnza snarak size bir soru sormak
istiyorum Bay Perkins. Kendi lkenizin yerlilerini, Kzlderilile
ri yok eden ey neydi?"
"Pek ok ey: Beyaz adamn hrs, corafi olarak genileme
kararllmz, stn silahlar... "
"Evet. Doru. Hepsi. Ama hepsi sonuta doann yok edil
mesine gelmiyor mu? Ormanlar yok olduunda, Bufalolar ld
rldnde, kabileler kendi topraklarndan karlp belirli
noktalara yerletirildiklerinde Kzlderililerin kltrlerinin te
meli de km olmad m? Gryorsunuz ya, ayn ey buras
iin de geerli. l bizim doamz. ieklenen l Projesi bi
zim tm hayatmzn dokusunu tehdit ediyor. Bunun olmasna
nasl izin verebiliriz?"
"Ama bu fikir sizin insanlarnzdan geldi."
43
Dileri bembeyaz parlad. "Ah, evet. Kralmz Darius'un ve s
kender'in soyundan geldiini iddia ediyor. Bu bir samalk elbet
te. Gerek u ki atalar Bedevi 'ydi. Tren adr gzel bir rnek.
ok aklayc. ah'n farkna vardndan ok daha fazla ey a
latyor. Bedevi '}erden gelen bir adam neden l yok etmek istesin
ki? Tahta kan, ah'larn ah ', krallarn kral olduunu iddia eden
bir adam?" Durdu ve garsonun masada doldurduu arap kadehine
dokundu. "Benim insanlarm ln bir paras. ah 'n baskyla y
netmeye alt bu insanlar ln sadece bir paras da deil, ken
disi." arap kadehini kaldrarak devam etti. "Sizi selamlyorum Bay
Perkins. Benim hakkmda bir eyler duymu olduunuzdan emi
nim; cesur olmayan birini uzak tutabilecek eyler. Burada bulunma
nzdan onur duyuyorum. Cesaretinize iiyorum." Barda yavaa
dudaklarna gtrd ve byk bir lezzet duyduu belli olan uzun bir
yudum ald. "Gerek Pers arab. Bence muhteem ! imdi size k
k bir hikaye anlatmak istiyorum. Bu bencilce dknlm ba
lamanz dilerim."
"Buraya gelme nedenim bu. ran' n dier yzn grmek, no
tunuzda belirttiiniz gibi."
"ok doru." Gzleri tm oday dolanr gibi oldu, sonra du
varlarn birinin ortasndaki belirli bir noktaya odakland ama d
np oray incelediimde, bu olaanst odann her santiminden
daha dikkat ekici olan bir ey gremedim.
"Daha on yanda bile deildim. Doumumdan beri her yl ol
duu gibi, bir haftalna le giden aileme elik ediyordum. Ama
bu sefer babam bana ok zel bir ey gstermeye sz verdi. ln
bir smn renmek iin yeterince bym olduumu syledi.
"Bir sabah erkenden, gne domadan nce babamla birlikte
adrdan uzaklatk. lde saatlerce yrdk. Scakln dayanl
maz hale geldii ve yorgunluktan leceimi dndm bir an
da kk bir vahaya vardk. Kumdan kyor gibiydi. Bir cennet
hayali akn gzlerimin nnde gerek oluyordu. ldeki kk
bir hurma aac kmesi arasnda bir Bedevi ailesi yayordu. a
drlar bizimkinden farklyd. Daha basitti ve st siyah bir glge
likle kaplyd. Babam tanyorlard, bizi sevinle karladlar.
leden sonrasnn byk blm boyunca adrlarnda uyudum.
45
durumdaydm. Sonra aklma bir ey geldi: Allah ' a yalvardm. Ce
vap vermeyince solucan gibi kumun iine girdim. Scakl garip
bir ekilde rahatlatcyd. Sonunda ayaa kalktm ve orada yle
ce durdum. Tek bama. imi bir sakinlik kaplad. l sessizle
ti, rzgar durdu. Belki de Allah sonunda beni duymutu. lk
uyandmda kei derisi su kaplarndan biri yanmdayd sanki di
ye hatrladm. Ayak izlerimi geri doru takip ettim. Sabrszla
kaplp komaya baladm. Rzgar izlerimi silmiti. Yataklar gr
me midiyle ufku taradm ... ama kumdan baka hibir ey yoktu.
"mitsiz bir ekilde kouturmaya devam ettim. Boazm ya
nyordu. Sersemlemeye baladm. Daha fazla dayanamadm. Ye
re yldm. Gzlerimi yeniden aana kadar orada ne kadar
kaldm bilmiyorum. O anda izlerimi grdm. Kendi izlerim!
Ayak izlerimi bulmutum. Yeniden enerji dolduumu hissettim.
zlerin beni bir dairede dolandrdn anlayncaya kadar devam
ettim. lgna dnmtm. lk sesleri duydum ama kendi se
sim olduunu de hemen anladm. Oturdum.
"Kumlar etrafmda uuuyordu. Kumlar dndm, hcrele
rime, aklma, hayallerime girmelerine izin verdim. Uyku bastrd.
Gzlerimi kapattm, korkuyu braktm, kendimi le atm.
"O anda bir ses duydum. 'l onu bir kez kabul ettiinde m
fiktir' dedi ses. 'Onun bir paras olduunu rendiinde . ' Bu se
si Allah 'n sesi olarak kabul ettim. 'Asla acmasz deildir ama
ona direndiin zaman yle grnebilir. '
"Gzlerimi atm. Bedevi adam tepemde duruyordu." Yamin
kadehini tokuturmak iin kaldrd. Ben de kaldrdm. Kadehler
masann ortasnda nlad. "Beni babama geri gtrd." Glm
sedi. "Vaha bir saatten az bir mesafedeydi."
"Tm o sre boyunca Bedevi neredeymi?"
"Yatann iinde. Kumlarla kaplanm olarak. Aslnda ora
daym. Yanmdan hi ayrlmam."
"Tam bir inisiyasyon."
"Evet. Hibir zaman unutmayacam bir deneyim. Hayatm
deitiren bir ders."
"yle bir retmenin olduu iin anslsn."
Konumadan nce uzunca durdu. "Bu kum dersini alsayd ah
nasl olurdu hep merak ederim."
47
5 . B LM

K UR U MSAL V E BREYSEL
EKL DEGTR ME

" AH ' A N E owu?" diye sordu Viejo Itza hikayemi anlatmay bi


tirdiimde.
"Devrildi. ABD'de bize sylendiine gre, Ayetullah Humey
ni isimli bir fanatiin ynettii bir kktenci slam hareketi tarafn
dan tahttan indirilmi. Ama aslnda bundan ok daha byk bir
ey. Yamin'in tahmin ettii gibi. Dev bir dip aknts. Bedeviler.
Sradan ranllar. ah ksa bir sre sonra ld, lkesi olmayan yal
nz, acl bir adam olarak."
"ah Yamin ' in ald eitimden geseydi her ey ne kadar
farkl olurdu." Viejo ltza'nm sesi dnceli, neredeyse zgn ge
liyordu. "Kumlarn verdii ders! " Ayaklarna bakyordu, yz
glgeler iindeydi, o yzden ifadesini okuyamadm. "ok re
tici bir ders . . . " Altndaki ta jaguara dokundu. "Burada, Maya'da
olan eyler de ok farkl deildi."
Aklamasn istedim.
Gnein giderek ykseldii cangla bakt. zerimizde birka
bulut vard, bir bebek arabasnn zerindeki gnelik gibi. "Hika
yeyi biliyorsun. spanyollar gelmeden nce bu arazi l l renk-
48
lere bezenmi muhteem yaplarla kaplyd. Bu kalntlar o gn
lerdeki zenginliin yalnzca iskeleti. Ama o yaplar o zaman bile
insanlar iten kemiren bir kn dsal simgeleriydi. spanyol
lar geldiinde muhteem ehirler oktan terk edilmi, tekrar can
gln bir paras olmulard. Maya insanlar hala buradaydlar,
tpk bugn olduu gibi ama ormann derinliklerinde yayorlar
d." Bir yeri iaret etti. "Tpk uradaki, l bir dala benzettiin ev
gibi. ehirler terk edilmiti."
Kalkt ve ellerini yanlara ap altndaki ve etrafndaki araziyi
kapsayacak ekilde bir dairede yavaa dnmeye balad. "ekil
deitiriciler rahatszl anlad, insanlarn doaya hakim olma
abasn srdrmeleri ve maddi hrslara teslim olmalar durumun
da meydana gelecek felaketi nceden grdler. Bu yzden insan
lar ehirlerden karp tekrar cangla ynlendirdiler." Gzleri
benim gzlerimle birleti. "Antropologlarn ve tarihilerin pek
ok teorileri var; ykc savalar, ktlk, sel, kuraklk ... ama tm
bunlar yalnzca semptomlard."
"Ozon tabakasndaki delik, eriyen buzullar gibi gnmzn
iklimsel deiimlerine benzer eyler... "
"Aynen yle. Semptomlar. Mayalar iin asl sorun, rahatszl
n nedeni kltreldi. Veya belki felsefi demek daha doru olur."
Tekrar oturdu. "Liderler insanlarn dnyann kendisi olduu ger
eini gremiyorlard. Doadan ayn deiliz. Biz ve o biriz. Ma
ya rahipleri ve krallar bunu unutmutu. Egolar bymt.
B yk piramitlerin tepesinde oturan, aaya yldrmlar gndere
bilen, arazileri kurutabilen, kendilerine devasa antlar yapabilen,
doaya hak.im olabilen tanrlar olduklarna inandlar. Hrslar sap
lant haline gelmiti."
"ah 'nki gibi."
"ieklenen l Projesi. Ka insan ayn hatay yapacak?"
A vulann at. Bir yakar hareketi. "Bilim insanlarnza bak...
Hi renmeyecekler mi? Endstriyellemeyle ilikili kirlilik.
Ozon azalmas ve dier sorunlarn teknolojiyle zlebileceini
iddia ederken, tarihin mesajn anlamyorlar m? Binlerce yldr
lde yaayan ama onu hi 'fethetmeye' almam olan Bede
vileri dinlemeyi neden reddediyorlar? Bu bilim insanlar, Maya-
49
!ar ekil deitiricileri izleyip ormana dner dnmez sorunlarnn
bittiini grmyorlar m? Artk savalar bitmiti. Sellerin ve ku
raklklarn devam edip etmediini bilmiyoruz. Bildiimiz ey,
tekrar evrelerinin bir paras olmaya adandklarnda rahatszlk
larnn sona erdiidir."
Aklma bir fikir geldi. "Amerikan Devrimi, demokrasi, bir e
kil deitirmeydi."
Bana bakt. "Bunu biraz aklayabilir misin?"
Ona bir zet sundum. nce Avrupa' da gelien politik sistem
leri tanmladm; feodalizm, aristokrasiler, monariler. Bunlar di
er herkesi yneten bir avu insana dayal sistemler olarak
tanmladm. ounluun ok az hakk vard; kt muamele gr
yor, kullanlyor, hizmete zorlanyorlard. Sonunda usandlar. Fe
laket iaretleri ve kehanetleri vard. Srekli sorunlar meydana
geldi ama bu askerlerin halledebilecei bir ey deildi. ounluk
her zaman kaybediyor, itaate mecbur braklyor, aristokrasinin
istedii eyi yapmaya devam ediyorlard. ehirler byd ve in
sanlar doaya giderek yabanclat. Salgn hastalklar, vebalar, y
kmlar, alk vard. Bu arada ynetici elit zenginliini giderek
arttryordu. Onlar ve rahipleri "seilmi" olduklarn iddia edi
yor, yalnzca kendilerinin Tanr'yla dorudan temaslar olduunu
sylyorlard. Sonra istisnai bir ey oldu. Viejo' nun gzlerine
dosdoru baktm. "Kolomb."
"Sizin iin istisnai belki."
"Her hikayenin iki yn vardr. Her zorlu durumda bir ka
kaps alr. Bizim hikayemizdeki ka kaps, atalarmn 'Yeni
Dnya' dedii eydi." Viejo kendi kendine gld. Eski Dnya'nn
Amerika'ya g edenlere sistemlerini nasl dayattn anlatarak
devam ettim. Ama okyanusa meydan okuyan bu insanlar ebe
veynlerinden farklyd . Farkl bir hayal gryorlard. Ve yeni bir
soyla karlatlar; onlara doada nasl yaanacan gsteren or
man insanlar. Bylece eski efendilerine diren gsterdiler. syan
ettiler. Savalar yoluyla Kzlderililer'den doayla nasl uyum ka
zanlacan rendiler. ngiliz birlikleri parlak krmz ceketle
riyle askeri dzende ve gpegndz dzgn sralar halinde
yrrken koloni askerleri sade ve evrelerinin rengindeki gderi
50
giysiler iinde, aalarn ve ta itlerin arkasnda saklanyordu.
Doadan ayrt edilmez hale gelip kendilerini gizliyorlard.
Viejo beni hevesli bir ekilde dinliyordu. Devam ettim. "Ko
loniciler alternatif bir devlet tr gelitirdi. Model olarak ise K
zlderililer' den, zellikle be ve daha sonra alt kabileyi kapsayan
bir halk olan lroquoislerden esinlendiler. ABD 'nin Benjamin
Franklin, Thomas Jefferson, George Washington, Thomas Paine
gibi Kurucu Babalar'nn pek ou, yerli topluluklarnn yaam
ekillerini daha iyi anlamak iin onlar ziyaret etti. almalarna
dayal olarak, tm dnya tarafndan kopyalanan bir devlet trne
ulatlar."
"Iroquouislerle ilgili ksm hi duymamtm."
"Evet ama Kurucu Babalar bir eyi ihmal etti. Iroquoisler ara
snda kabile eflerini seen bir kadnlar konseyi vard. Yani temel
olarak gemiyi ynetecek olan kaptan kadnlar tarafndan seiliyor
du. Eer geminin gidiini, rotasn beenmezlerse kaptan deiti
riyorlard. Bizim Kurucu Babalarmz kadnlan ynetime dahil
etmedi. Bu yzyla kadar, yani Anayasa'nn yazlmasndan yz yl
dan uzun bir sre sonrasna kadar kadnlarn oy kullanmasna bile
izin vermediler."
"nsanlk tarihindeki en nemli -en ykc- ekil deitirme."
"Oy kullanma m?"
Gld. "Elbette hayr. Diiden uzaklama. B iliyorsun, bu dn
ya temelde diil. Hayatta kalmamz salayan ey bu. 'En uygun
olann hayatta kalmas' deil; bu bir erkek kavram. Hayatta kal,
besleme, sevme, destekleme ile yani diil zelliklerle ilgilidir. Bun
lar olmasayd ne olurduk? Erken tarihimiz baskn olarak bu zellik
leri destekleyen zellikteydi. Tpk Iroquoislerinizde olduu gibi,
tm nemli meselelerde kadnlar karar verirdi. Benim kltrm
tanraya tapard, tpk birka bin yl ncesine kadar dnya zerin
deki, Dnya Ana zerindeki tm kltrlerin yapt gibi. Sonra b
yk ve korkun bir ekil deitirme meydana geldi."
"Bunu daha nce hi byle grmemitim."
"Baka nasl grebilirsin ki? Bu tipik bir reaksiyondu sannn.
Tipik insan, tipik erkek reaksiyonu. Ego bilgeliin nne geti.
Beni her zaman ok artm olan ey ise bunun pek ok yerde
51
ezamanl olarak gereklemi olmas. Ben bir Maya ve Katolik
olarak yetitirildim. O gnlerde burada, Yukatan'da Katolik olma
mak,-bu doktrinin eitimini almamak imkanszd. ok kk bir
yata, ok uzun bir zaman nce balam olan o korkun dn
mn etkisinin bykl ve bu buradaki, Avrupa'daki, Ortado
u'daki ve Andlar'daki geliim benzerlii ok dikkatimi ekti.
Daima ruhsal olarak salkl insan gruplar vard. ou zaman can
gllarn ve ormanlarn derinliklerinde yayorlard. Bu kltrlerde
ynetim kadnlardayd ama erkek kltrler gelip egemen oldu."
"Buna ekil deitirme mi diyorsun?"
"ok byk bir ekil deitirme, neredeyse evrensel. Ve daha
nce meydana gelenlerle karlatrldnda, nihai olarak kendi
kendini yok edici bir ekil deitirme. Sezonluk olarak kurulan
ve ocuklarn kahkahalaryla nlayan muhteem yerel pazarlar,
gnmzn erkek egemen ekonomilerine yol aan byk ticari
firmalar haline geldi. Bu, eitimde, siyasette, dinde ve neredeyse
tm kurumlarda meydana geldi. Kirlenme erkekliin, gelimenin
bir erdemi, simgesi haline geldi. Para ve bir eyler biriktirme sap
lants kutsallat. Tm bunlarn gemii o ekil deitirmeye ka
dar uzanyor."
"Peki sa?"
"Byk bir aman, bir ekil deitirici."
"Peki, nasl baarsz oldu?"
"Baarsz m!" Kafasn geri atp gld. "Baarsz olmad. Der
simizi almamz gerektiini ve bunun ancak deneyim yoluyla mm
kn olduunu grebiliyordu. Gerekte neyi istediimizi anlamak
iin tm bu lks, tm bu materyalizm, bu ekonomik geliimin ac
sn ekmemiz gerekiyordu. Ve sa kalplerimizde hala yanmakta
olan atei yakt. Ne engizisyonlar, savalar, ktlklar, ne de papala
rn fermanlar bu atei sndrebildi." Gsne dokundu. "O ate
burada, iimde. Ve orada, iinde. Hepimiz zaman zaman onu his
sederiz. Orada olduunu biliyoruz. Bizi ayakta tutan ey bu. Tek
rar ekil deitireceiz. Hatta bana yle grnyor ki, senin lken
gemiinizdeki devriminiz srasnda buna benzer bir ey yapt."
"Benim lkem o eski erkek egemen ekli deitirme konusun
da nadir bir frsat yakalamt." B u dnce beni heyecanlandr-
52
d, sonra da skntya soktu. "Eer o koloniciler Iroquoisleri ger
ekten dinlemi olsalard bugn dnyaya ok daha farkl bir rnek
sunuyor olurduk."
Bir sre sessizce oturduk. Sonunda Viejo Itza boazn temiz
leyerek devam etti. "imdi lkenle ilgili ok daha iyi bir kavray
a sahibim. Sizin sisteminizin erevesi, doayla birliklerini
hissetmi olan yerli insanlardan geldi. Temeller araziye yakn ol
ma, Gne'e, Ay'a, Dnya'ya ve tm evreye tapmaya dayaly
d. Ama artk her gn doadan biraz daha uzaklayorsunuz. ki
yzyldr byle bir eilim var. sa'dan nce balayan o eski kal
b devam ettiren bir eilim. B unu tersine evirme ansnz vard.
Ama evirmediniz."
"Belki bunu imdi yapabiliriz."
"Elbette. Eer doru koullar salanrsa. Ama biraz Yamin'e
geri dnelim."
"Tabii."
"Ona elik eden Bedevi adam hakkndaki hislerin nedir? Ger
ek bir ekil deitirici miydi acaba?"
Hemen "Evet" demek istedim nk bunun her eyi basitle
tireceini biliyordum. Ama gerek uydu ki, Yamin'den hikaye
yi dinlediimde, lde Yamin'e elik eden adamn iyi bir
kamuflaj ustas olduunu dnmtm. Kumlarla kaplanan bir
battaniyenin altnda gizlenerek tamamen grnmez olmutu. B u
nu : iejo Itza'ya syledim.
"Yamin sana yle mi syledi?"
"Kulland kelimeleri tam olarak hatrladmdan emin deilim."
"Ona atfettiin kelimeleri aynen hatrlyorum. 'Adam ln
kendisiydi . ' Yamin'in byle dediini sylemitin."
"Sanrm syledii ey aa yukar buydu."
"Ve bunun birebir doru olabileceini dnyorum."
"Yani o adamn gerek bir ekil deitirici olduunu, yapt
eyin yalnzca bir battaniyenin altnda saklanmaktan ibaret olma
dn m dnyorsun?"
"Yatan kullandndan veya yatann kumla kaplandn
dan phe duymuyorum. Peki, ne kadar sre boyunca orada kal
d sence?"
53
Hafzam taradm. "Emin olamyorum. En azndan btn sabah.
Belki daha uzun." Yamin yere ktkten sonra gzlerini anca g
nein dorudan tepesinde olduuna dair bir ey sylememi miydi?
"Bilmiyorum" dedim sonunda. "Kesinlikle uzun bir sre."
"Boucu l scanda, bir battaniyenin altnda yarm gn ve
ya daha uzun, hatta birka saat bile durmak ister miydin?"
"Pek istemezdim. Neredeyse imkansz gibi grnyor. Ama
bir Bedevi iin ... "
"Onlar farkl m?"
"lde nasl yaanacan biliyorlar sanrm."
"'Nasl mesela?"
"Nasl hayatta kalnacan, nasl uyum salanacan ... " Bu
beni durdurdu. "Ne sylemek istediini anladm. Yani onun ger
ekten ekil deitirdiini, l olduunu mu sylyorsun?"
"Bunu syleyen Yamin."
"Belki de yledir." Sonra baka bir dnce geldi aklma.
"Eer gerekten bunu yaptysa, ne zaman tekrar insan haline d
neceini nasl biliyordu? Hatta dnebileceini nasl biliyordu?"
"Ah . . . kritik soru. Sizin gibi insanlarn ekil deitirmesini en
gelleyen soru, dostum."
"Nasl yani? Daha nce bunu yapmay reneceime sz
vermitin."
"Afedersin. 'imdiye kadar' demeliydim."
"Teekkr ederim. Ama bunun bir inan ve niyet meselesi ol
duunu sylemitin sanrm."
"Doru." Durdu. "ekil deitirmeyi dnrken herhangi bir
korku duyuyor musun?"
"Evet. Bunu yapamayacam korkusu."
"Ondan baka?"
"Eer bunu yaparsam, bu halime dnemeyeceim veya dn-
mek istemeyeceim korkusu."
"Dehete drc bir korku."
"Kesinlikle."
"O korku, insanlarn bunu yapmasn engelleyen en byk
faktr."
"Bunu nasl yenebilirim?"
54
Derin bir i ekti. "Bir ekilde dnp o korkuyu brakman
gerekiyor. Ama bu dnm, kltrel, kurumsal dnmlerden
biri. O yzden de o kadar zor veya korkutucu olmayabilir. ekil
deitirecein eyle zaten ayn olduunu, ayrln yalnzca bir il
lzyon olduunu kabul etmen gerekir. Aynca bir hiyerari olma
dn, bir insan olarak varlnn evrim tablosunda bir aa veya
jaguar olarak varlndan daha stte olmadna inanmalsn."
"Bizim toplumumuz iin zor bir dnce."
"Lise biyolojisi kesinlikle insanlar ekil deitirmeye hazrla
myor. Ama buna u ekilde bak: Eer bir aacn daha dk se
viyeli olduuna inanrsan, bir aa olarak kalma korkunu nasl
yenebilirsin? Ve ... " Eildi, yz benimkine yaklat. "ekil de
itiricilerin deitikleri bir ey olarak kalmalar az rastlanan bir
ey deildir." Gzlerime dikkatle, gzlerini krpmadan bakt. "Pek
ou hi dnmez. Dnmemeyi seerler."
"Aman tanrm! "
"Bu seni korkutuyor mu?" Doruldu. "Ama neden? Eer bir
aa olmann bir insan olmak kadar, hatta ondan daha iyi olduu
nu kabul edemiyorsan, ekil deitirme hakknda bir daha hi d
nmesen belki de daha iyi olur. Kiisel zellikler ve kurumsal
ekil deitirme hari. Bunlar hcresel ekil deitirme deil ."
"Bazlarna ekici gelen de bu sanrm. Artk fiziksel olarak
ekil deitirmediimizi nk artk bunun tesine getiimizi
syleyenlerin bunu tersten dnmesi gerekiyor. .. Bu bir ka."
"Buna u ekilde de baklabilir: Eer ona inanyorlarsa, o za
man herhangi hcresel, fiziksel ekil deitirme yapmamalar ge
rekir ki muhtemelen yapamazlar da ama eer yapabil selerdi,
balarn gerekten byk bir derde sokarlard ! Kurumsal eyle
re yapmalar daha iyi. Knut Thorsen'in onlarla ilgili tespiti ok
doru. Anahtar, toplumlarn hayallerini ekillendirenleri dn
trmek."
"irketler."
Elimi iaret etti. "Taa bak."
Ta gnee tuttum. Krmzms rengi daha parlaklam g
rnyordu. Kaldrp yzme yaklatrdm ve yanama dedirdi
imde scakln hissettim.
55
"Onun hakknda dn" dedi sessizce. "Onun iine gir. Ayn
zamanda onu kalbinde hisset. Neyin ekil deitirmesini istiyor
sun? Unutma, ekil deitirme enerjiyle, ruhla ilgilidir. Sorular
sor. Her zaman sorular sor."
Gzlerimi kapattm. Tan grnts hala zihnimdeydi. Bilinci
min odaklandn, sanki taa doru akmakta olduunu hissettim.
Huzurlu bir histi ve ayn zamanda bir dnmn gereklemekte
olduunun farkndaydm. Yaptm eyin tamamen benim iin, ta
mamen kendime doru bir an olduu, en kutsal ve gizli benliimin
derinliklerini aratrabileceim bir an olduu dncesi belirdi.
"Kristal bir maaray andran parltlar." Bu kelimelerin Vie
jo Itza'nn kelimeleri mi olduu yoksa benim hayal gcmden mi
geldiinden emin deildim. nemi yoktu. Ta sanki almt. i
ok parlak, olaanst, kristal bir maarayd.
"Neyin ekil deitirmesi gerekiyor?" diye sordum.
nsanlardan oluan uzun bir izgi grdm, her boydan ve her
rktan insanlarn oluturduu sonsuz bir ylan. Giderek byd ve
beni yiyecekmi gibi hissettim. Onun zerinde ise su, erimi metal
ler. yiyecek ve havadan oluan baka bir izgi vard. Bu izgi gide
rek klyordu. "Artan nfus ve azalan kaynaklar felaket demek"
dedi bir ses veya bir dnce. "Bu hayat ekli deimeli."
Birden bir grup adam kt ortaya. Takm elbiseli ve kravatl bu
adamlar uzun, maundan bir toplant masasnda oturuyordu. Arka
planda beyaz cppeli Bilim insanlar test tpleriyle urayordu. Ma
un masann bandaki adam ayaa kalkt. "Baylar, insanlk iin dev
bir adm ... " Sesi tm odada grledi. "Bu irket, bilimi kullanmada
dnya lideri. Ve yln son eyreinde karlarn rekor bir dzeye k
tn bildirmekten mutluluk duyuyorum. Parlak bilim adamlar
mz ... " arkasndaki beyaz cppeli adanlan iaret etti, " ...bir mucize
gerekletirdi. Bylece irketin deeri de tavan yapt! "
Gzlerimi atmda Viejo Itza bana bakyordu.
Deneyimlediim eyin beni Knut Thorsen' le yaadm baka
bir olaya gtrdn syledim. Ujung Pandang'a ikinci ziyare
tim srasnda olmutu. Bu liman kenti, Bomeo ile Yeni Gine ara
sndaki Baharat Adalan 'ndan biri olan, korsanlar ve hazinelerle
ilgili renkli bir gemie sahip Sulawesi Adas 'ndayd. Kolomb' un
56
tesadf eseri Amerika'y kefettii srada arad, hazine efsane
lerine konu olmu Sulawesi, modem ABD firmalarnn kalelerin
den ok uzakta, tam anlamyla dnyann br tarafndadr. Oraya
yaptm ikinci yolculuk srasnda hala dnyann en gizemli yer
lerinden biriydi. Okyanus uskunalanna sahip, genellikle de bun
lar ticaret gemilerine yanap yamalamak iin kullanan Bugi
kabilesine mensup insanlarn kald adayd. Benim varmamdan
sadece bir ay nce, bir in ilebi ve yirmi kiilik tayfas Bomeo
sahili aklarnda kaybolmutu. Endonezya'daki kimsenin o ile
bin kaderiyle ilgili bir phesi yoktu!
O ziyaret srasnda dikkatimi eken ey, Ujung Pandang' a giz
li bir toplant iin gelmi irket yneticilerinin grntsyd. O
zel i liderleri grubuna danmanlk yapmak zere tutulmu yk
sek kazanl bir ynetici olan Knut, sohbetlerimizin birinde bana
hi aklmdan kmayan bir soru sormutu. "B.urada gerek korsan
lar kim?" Bu soru o zaman beni ok artm, hatta oka urat
mt ama zaman iinde soruyu da ve anlamlarn da unutmutum.
u ana kadar.

57
6 . B LM

BU GMANLARLA
EKL D E GTRME

y AZILI TARHN NCESNDEN BER Sulawesi sahillerinde yaayan


Bugiler dnyadaki en kana susam korsanlar olarak bilinir. lk
baharat tccarlarn o kadar korkutmulard ki, Avrupahlann sz
lne "Bugiman" diye yeni bir kelime eklenmiti.
Bugiler hala ok byk siyah yelkenleri olan byk ahap us
kunalar kullanr. Prahus denen bu gemiler, aa, asma ve reine
gibi tamamen doal maddelerden yaplr; Toraja Taglia ve dier
vahi ve bamsz kabilelerin yaad, adann reni ve gizemli
i kesimlerindeki dalara uzanan ormanlardan elde edilen madde
ler. Prahulann motoru, navigasyon ekipmanlan veya herhangi tr
de modern bir teknolojisi yoktur ama byk mesafeleri aar, hatta
bazen denizcilerin dnyadaki en tehlikeli sulardan biri olarak bil
dii Hint Okyanusu'nu kat ederler. Bugi denizcileri hala Sir Fran
cis Drake ' in onlardan kat zamanki gibi grnyor. Batik
saronglar. parlak renkli sarklar, ssl kpeleri vardr. Bellerin
deki krmz kuaklarndan uzun, kavisli palalar sarkar.
Sulawesi 'ye ilk ziyaretimde Buli adl saygn, yal bir prahu
ustas Bugi 'yle arkada olmutum. Uzun, dz, beyaz sal Buli
58
kamburlam ve disizdi. Yan bana hi sylemedi. Ustaln
ona geleneksel becerileri reten nl bir gemi yapmcs olan
dedesinden almt. "Her prahunun bir hayali vardr" diye anlatt
Buli. "Bu hayal gemi ina edilmeden nce mevcuttur. Dedem ba
na iime balamadan nce prahunun hayaline nasl gireceimi
gsterdi. Prahunun nereleri dolaacan, hangi frtnalarla kar
laacan grrm. Bu bana iime nasl odaklanmam gerektii
ni, prahunun hangi paralarnn zel dikkat gerektirdiini gsterir.
Gemilerimizdeki her ey dorudan doadan gelir. Hibir metal
veya plastik kullanmayz. Prahunun hayalini, gelecekteki yolcu
luklarn anladm zaman doay ziyaret ederim, ihtiya duydu
um bitkilerin hayallerine girerim ve zel olarak bu gemi iin en
uygun olanlar seerim."
Buli'nin dedesi kinci Dnya Sava srasnda Endonezya'y
igal eden Japonlar tarafndan ldrlmt ama ailenin yapt
iler o kadar nlym ki, Buli 1 960'larda okyanuslarda seyahat
edecek yatlar retmede bir gemi irketine yardm etmek zere
Tayvan'a davet edilmi. Ondan fiberglas kullanmasn ve kalplar
dan dklecek standart bir gemi tasarlamasn istemiler. O da
yle bir gemi yapmay "eytana tapma" olarak tanmlayp reddet
mi. "Benim prahularmdaki her ey doadan gelir" dedi.
Buli bana prahularyla yaplan, bazlar Madagaskar ve Dou
Afrika'ya kadar uzanan yolculuklara dair hikayeler anlatt. D
mencinin bir kuun ruhuna girdiini, sonra geminin stne kp
hedefine kadar olan yolu utuunu, yldzlarn konumuna, deniz
deki akma ve rzgarlara baktn anlatt. Dmenci sonunda d
nnce de bu bilgiler geminin rotasn belirlemede kullanlm.
Ujung Pandang'a bu ikinci seyahatimde patronum bana elik
etti. lkinden ok daha nemli, bir irket yneticisinin de bulun
masn gerektiren bir yolculuktu.
Knut Thorsen' le birlikte onun otel odasnn penceresindeydik
ve limann canlann seyrediyorduk. Aada, Felemenkler,
Portekizliler, ngilizler ve Bugiler arasndaki byk savalara
sahne olmu eski ta istihkamlarnn kalntlar vard. Paslanm
toplar, dklen duvarlara kk salm palmiye aalar altnda
sessizce duruyordu. Gemi savalarn hayaletleri olan bu ka-
59
lntlar, bugnn ocuklarnn oyun alanyd. Hareketsiz topla
rn tesinde, demir atm bir prahunun direklerindeki siyah yel
kenler yukar ekiliyordu.
"Amerikan irketlerinin, oradaki adamlarn glerini asla k
mseme." Knut kafasn Sulawesi'deki vaktimizin ounu ge
irdiimiz konferans odasnn ynne evirmiti. Endonezya'nn
okuluslu irketleri ekmesine yardmc olmak iin yardmmza
bavurulmutu. Hassas bir iti nk kinci Dnya Sava 'ndan
sonra bu lke kanl savatan byk zarar grm bir yer olarak
nlenmiti. Felemenklerin lkeden kovulmu olmas bir yana,
Endonezyallar korkun bir i sava geirmiti. Doru dzgn
bir aratrma yoktu ama yz bin ile bir m ilyon arasnda insan
ldrlmt. Dier taraftan Endonezya'nn emek gc havuzu
geni ve ucuzdu. Uzakl nedeniyle Sulawesi, uluslararas ir
ketlerle toplantlarmz iin seilen yerdi. Endonezyallar iin
bile sapa olan bu adada, yneticiler dnya basnnn avc gzle
rinden korunduklarn dnyordu.
"Toplantda petrol irketi bakannn sylediklerini duydun
mu?" diye sordu Knut. "yle bir adam sakn kmseme." Pen
cereden prahuda yelkenleri kaldran adamlara bakarak derin bir i
ekti. "O denizcilerle bizim dinlediimiz u insanlar arasndaki
farka bak! Ujung Pandang'da Wall Street'ten alabildiine uzak
tayz ama bir ABD petrol irketi bakannn tm Endonezyalla
rn geleceini nasl ynettiini anlatmasn dinledik!"
Toplantda hibir Endonezyal olmamasna ramen ynetici
nin konumas bana gre de son derece yakkszd.
"Ben de stten km ak kak deilim" diye devam etti Knut.
"Anlamada benim de paym var. Ama burada grdmz ey
hrs, kibir ve bencillik! Gelecek nesillere saygszlk! Kiisel ve
kurumsal agzllklerini hakl gstermek iin Uluslararas Pa
ra Fonu istatistiklerini nasl kullandklarna bakar msn?" Prahu
yu iaret etti. "u adamlara korsan diyoruz! Peki, asl korsanlar
kim? Bu irket yneticilerinin bazlarnn yannda Cengiz Han
amatr kalr! "
Prahunun yelkenleri birden rzgarla iti. zerinden yosun
paralar dklen bir apa sudan ykseldi ve gverteye alnd. B-
60
yk uskuna harekete geirildi, rzgara dnd ve ak okyanusa
doru manevralarna balad.
Knut bana dnd. "Sembolizma." Bir elini omzuma koydu.
ok savunmazsz grnyordu, kendisi gibi deildi. "O prahu
evreye hibir zarar vermiyor." Kelimeleri yava yava kyor
du. Eli omzumda, tekrar uskunay izlemeye dnd. "Ne denize
petrol szdrr, ne duman karr, ne de grlt yapar." Durdu. Par
maklarn salarndan geirdi. "Dev bir tankerle karlatr."
"Dikkatli ol" diyerek gldm. "Neredeyse bir radikal gibi ko
nuuyorsun."
B ak ciddiydi. "Biliyorsun ben Cumhuriyeti, muhafazakar
bir iadamym. Ama konu bu deil. ocuklarm var. Torunlarm
olmasn umuyorum. lerleme adna dnyay paralamaya devam
edemeyiz. zellikle de bunun bize hibir ey kazandrmadn
grrken." Ellerini bir araya getirdi, ileri doru uzatt, sonra yan
lara aarak Ujung Pandang limannn panoramasn iine ald .
"Dnya B ankas'nn kii bana den gelir istatistiklerine gre
bunlar fakir insanlar. Ama sence bizim insanlarmzdan daha az
m mutlular? ocuklarnn uyuturucu bamls, alkolik olma,
intihar etme ihtimali o petrol irketi bakannnkiler kadar yk
sek mi sence? Veya benim veya senin ocuklarnnki kadar?"
B yk prahu rzgara gre ynn ayarlyordu. Devasa siyah
yelkenleri bir an iin gevedi, salland ve sonra tekrar iti. Sa
rkl adamlar gvertede koturuyor, ipleri ekiyordu.
"Hayr" diyerek kabul ettim. "Onlarn ocuklar muhtemelen
dnyay bizim ocuklarmzn oundan daha parlak bir k iin
de gryor."
"Bazen dnyorum da keke yneticilerimiz Bugiler gibi
insanlarla vakit geirmeyi de kapsayan bir eitim programna gir
mek zorunda olsa. Belki o zaman kazan dairesindeki petrolle de
il de, yelkenlerdeki rzgarla urarlard." Knut gzlerini
l imandan ayrmyordu. "Petroln Endonezya'ya kardan ziyade
zarar getireceini biliyor muydun?"
ok olmutum.
"Bunun byle olduunu defalarca grdm" diyerek smn pay
lat. "Sadece petrol deil, ihra edilmek iin retilen tm doal
61
kaynaklar: Altn, gm, fildii, maun, elmas, petrol... Ah, ulusal is
tatistiklere baktnda belki kii bana den gelirde bir art gre
bilirsin. 'Belki' diyorum nk bunun tersinin olduunu, d borcun
arttn da grebilirsin. Devlet gerekli altyapy oluturmak iin d
ardan byk bir bor alabilir. Muhtemelen irketlerden vergi ad
na fazla bir ey alamaz. irketlerin genellikle belirli bir karllk
seviyesine ulaana kadar vergi muafiyeti salayan imtiyazl ortak
lar vardr. O ortaklarn hesap uzmanlar ise o karllk seviyesine
hi ulalamamasn salar, en azndan devletin grd kaytlarda.
Her durumda, ulusal gelir artsa bile, tm para bir avu dolusu zen
gin aileye gider. Onlar da paray kendi lkelerinden kararak ABD
veya sve bankalarna yatn. Ortalama Endonezyal (veya Liber
yal veya Nijeryal veya herhangi biri) battka batar. Enflasyon re
el cretleri srekli aa eker. Geleneksel kltrler yklr. Aile
deerleri ... her ey de geer." Silkinir gibi oldu. Gzlerini pra
hudan ayrd. Bana bakt. e dnk bir ekilde glmsedi.
"Kltrler arasndaki bu farkllklar beni ok artyor" dedi.
"Bugiler, seninle karlamamza vesile olan Shuarlar ve bizim
kltrmz. Tarihte ilk defa dnyaya gerekten hkmeden tek bir
kltr var. Bizim Bat dediimiz ey sadece batda deil. Her yer
de. Sadece New York'ta, Londra'da, Roma'da deil. Tm dnya
y kaplad: Sidney, Tokyo, Beijing, Katmandu. Hatta burada.
Endonezya'nn nfusunun byk bir blm ve Cakarta gibi b
yk ehirler bunun bir paras. ok uzak olmasna ve pek byk
bir ehir olmamasna ramen buras bile kanlmaz bir ekilde
Bat'ya bal. Burada, Ujung Pandang - Sulawesi 'deyiz ve dn
yann en gl irket liderlerinden bazlaryla toplant yapyoruz."
Sesini alaltt. "Soyguncu baronlar demek daha doru olur." Tek
rar pencereye dnd. Ufukta baka bir prahu grnd. Rzgar
arkasna alm, yelkenleri her iki tarafta bir kuzgunun kanatlar
gibi alm dorudan bize doru geliyordu. "Ve bunun yannda
bir de Bugiler, Shuarlar ve dier tm o kk gruplar, gerekten
deerli olana deer veren kltrler var. Onlar anlyorlar... " Sesi
giderek azald.
Pencereden bakarak orada ylece durduk. Syleyecek bir ey
dnemiyordum.
62
"Dnyaya tek bana hkmeden bir kltrmz var" diye
devam etti i ierek. "Peki, bu kltr kim ynetiyor? Gelecek
nesiller tarafndan hatrlanmak iin byk antlar brakmaya ka
rarl bir firavun mu? Yoksa byk byk torunlarn demokra
siye gtrecek bir felsefe yaratan bir Thomas Jefferson m? Ya
da hatta imparatorluu uzun vadede ayakta tutmaya adanm
Atahualpa gibi bir sava rahip mi? Hayr. Bu kltr, yani se
ninki ve benimki, burunlarndan tesini, ay sonrasn gre
meyen, her kararlar glerini arttrma saplantsyla verilen
irket yneticilerinden oluan kk bir evre tarafndan yne
tiliyor. Onlarn yksek rahipleri hesap uzmanlardr, bakanlar
avukatlardr. Tanrlar yatrm bankalardr. Onlarn mitleri
ayda bir karlan raporlardr. Onlarn geride brakt miras b
yk piramitler, parlak fikirler veya gelecek nesiller iin refah
deildir. Harabeye evrilmi bir dnyadr: plkler, yanan r
maklar ve nkleer atklar ! "
Syleyecek sz bulamyordum, afallamtm. B u adam dn
yaca tannm bir danmand. Eletirdii insanlardan bolluk iin
de yaayacak paralar kazanmt. Yine de onu her zaman bir para
bana buyruk biri olarak tanmtm. Onun konumundaki baka
ka kii birka Shuar grmek iin kanl hayvan paralaryla dolu
bir DC3 'te uard? Ama imdi duyduum eyler bana buyruk
birinin szlerinin de tesinde grnyordu.
"Byle bir grup iin almaya nasl devam edebilirsin?"
Dnceler iinde kaybolmu grnyordu. Az nce ufukta g
rnen ikinci prahu hzla yaklayordu. Rzgara kar ak okyanu
sa doru ilerlemeye devam eden ilk prahuya nerdeyse ulamt.
"midim var" dedi Knut, parmayla pencerenin camndaki
grnmeyen bir eklin zerinden geerek. "yimserim. Her ey
lem bir dnceyle balar. Her toplumsal hareket bir fikir birliiy
le balar. Bugn olduumuz yere insanlarla birlikte geldik. Sahip
olduumuz bu alg, bu mevcut paradigma, senin ve benim gibi
insanlardan geldi. Doal bir miras deil. Geri alnmaz deil."
Baktmz yerden, siyah kanatl iki uskuna bir hizadaym gi
bi grnyor, arpacaklar izlenimi veriyordu.
63
"Bu yneticiler bu fikirlerle domad. Analarnn karnndan
byle tamahkar, gzlerinde dolar iaretiyle kmadlar. Hrsn do
al bir igd olduunu dnmyorum. Bunu rendiler."
Prahulardan biri dierinin arkasnda kayboldu.
"renilen bir ey braklabilir de. En azndan sonraki nesil ta
rafndan. Ve irketlerin doas gerei kt olduklarn dnmeme
neden olacak bir ey gremiyorum. ok zarif bir ekilde tasarlan
m bir kurum gibi grnyor. Bazen son derece etkili ve zarif."
Gzden kaybolan gemi tekrar ortaya ktnda, ikisi de adeta
birbirlerini selamlar gibi dmen krd.
"irketler bir ara" dedi. "ok gl bir ara. Bizi yok da ede
bilir, kurtuluumuz da olabilir."
Yollarna devam ettiler; biri limana girdi, dieri daha uzak bir
limana yol almaya devam etti.
"yimser olmamn nedeni bu."

64
7. BLM

ESRMENN DOGASI VE

HAYALLERE KARI
FANTEZLER

"Ku OLUP UAN DMENCLER, kullandklar maddeyle bir olan ge


mi yapmclar ... Tm hayatn boyunca ekil deitiricilerle flrt
etmisin gibi grnyor." Viejo Itza'nn elleri ta jaguarn kena
rndayd. "Knut artc biri. ' irketler bizi yok da edebilir, kur
tuluumuz da olabilir."
Ayaa kalkt. Gerindi. "Gne yakc hale gelmeye balad."
Jaguara nazike dokundu, ona uzunca bir bakt, sonra da dnp
piramidin basamaklarndan inmeye balad. Daha nce olduu gi
bi bana yine bir ylan hatrlatt. Talardan kayarak ini eklinin,
dikey ve dklen bir duvardan aa ini iin en gvenli ve etki
li yol olduunu aknlkla fark ettim. "Shuarlardan kendini aa
lara ve hayvanlara dntrme tekniklerini renmeni syleyen
adam deil miydi o?"
"Evet. Onunla ilk kez Amazon 'da, Sucua uak pistinde kar
lamtm." stten nc basamakta, piramidin glgesinde otur
du. Bu manal bir durutu.
65
Bir ey dndn ok iyi biliyordum. "Ve hayr, renme
dim. Shuarlardan o teknikleri renmedim. letme fakltesinden
yeni mezun olmu biri olarak, Bar Gc gnlerimde bunu yapa
bilecek durumda deildim."
Anladn iaret etti ban sallayarak. "ekil deitirme gibi
eyler insanda zaman iinde geliir. Ama sylesene, patronun
Knut sence ne yapmak istiyordu? O sabah Endonezya'da neye
varmaya alyordu?"
Ancak biraz sre getikten sonra aklma bir yant geldi. "O gn
den sonra sk sk irketlerin gcnden bahsetti. Bir keresinde, itiraz
edebilecek olsak da kapitalizmin daha epeyce sre hakim olacan
syledi. Bunu 'kullanmam' nerdi. irketler dnyasndan mmkn
olduunca ok ey renmeye tevik etti beni. Bu sistemde mutlak
manada bir ktlk olmadn, her irketin kendi hayali olduunu
ve bir tr kolektif hayalin ortaya ktn syledi."
"Hayal mi? O kelimeyi mi kulland? Ne kadar ilgin ! Peki, o
kolektif hayali tanmlad m?"
Knut Thorsen'in "rekabeti tketim" dedii bir eyden ska
bahsettiini anlattm. Bununla ilgili bir kitap nermiti ama aradan
geen srede kitabn adn unuttum. Hepimizi tketim iin daha s
k rekabet etmeye kkrtan bir amigo grubu olarak tanmlard ir
ket yneticilerini. Gzmde, bir futbol sahasnda seyircilere el
sallayan ponponlu, takm elbiseli bir adamlar grubu canlanyordu.
Oyuncular ise abiyeli ve smokinliydi. Ne zaman birlikte bir alve
ri merkezine gitsek, oraya "oyun" derdi. Alveri yapan birini ia
ret eder, "te baarl bir oyuncu; iyi bir oyun karr. irket
amigolar hepimizi bu oyun sahasna srerek elimizden geldiince
ok vr zvr toplamaya tevik ediyor. Kale direinden en dolu al
veri arabasn geiren ampiyon oluyor" derdi.
"Senin Knut tam bir ekil deitiriciymi anladm kadary
la" dedi Viejo Itza szm bitirince. "Veya en azndan sreci ok
iyi anlyor." Ellerini glgeden gnee uzatt. "Hayale yapt atf
tan ok etkilendim. O ana kadar onu keskin bir gzlemci veya
belki derin sezgili bir filozof olarak gryordum. Ama hayalle il
gili syledii ey, onunla ilgili algm deitirdi. Kastettiim e
yi anlyorsun, deil mi?"
66
Bamla onayladm. Ondan bununla ilgili daha fazla ey duy
mak istiyordum. "Hayaller ile ekil deitirme arasndaki iliki
hakknda biraz daha konuabilir miyiz?"
Ellerini tekrar glgeye ekti ve sinen gnei koklar gibi grn
d. "Bariz olan bir ey var. ekil deitirmedeki ilk adm, hayalin
nemini anlamaktr. ekil deitirici hayallerini ve fantezilerini ta
nmal ve bunlar birbirinden ayrabilmelidir. Bu, niyetin bir para
s. Bu ikisini ayrana kadar niyetimizin ne olduunu anlayamayz."
Bana dikkatli bir ekilde bakt. "Anlayabiliyor musun?"
"Evet. Niyeti tespit etmek iin ikisini birbirinden ayrabil
mek. Sonra da hayali geree evirmek. Seminerlerimde ret
tiim ey bu."
"Fanteziler hakknda ne dnyorsun?"
Ona son kitabm yazarken Quechua, Shuar, Caval ve Tibet
li retmenlerden rendiim en nemli eylerden birini syle
dim: Fantezilerden keyif alnmaldr nk fantezilerin grd
temel baz ilevler vardr. Onlar onurlandrmann ama onlara so
mutlaacak enerjiyi vermemenin nemini kavramtm. "Fark bu"
diye ekledim. "Hayaller geree dntrmek istediimiz eyler
dir. Fanteziler ise deildir. Sorun u ki, ou zaman bunlar bir
birinden ayrmada zorluk yayoruz."
"Niyet karyor. Bylece fanteziler gerekleiyor."
"Ve kendimizi bir belann iinde buluyoruz."
"Tm olanlarn niye olduunu merak ederek."
"Basit gerek u ki, ona meydana gelme enerjisini biz vermi
izdir nk o fantezilerin hayallerimiz olduunu dnmz
dr." Bu, aklma merak ettiim bir soruyu getirdi. "Viejo Itza,
ekil deitirmenin tamamen enerjiyle ilgili bir ey olduunu sy
lemitin. Peki ya ruh? Ruhun bunula ilgisi nedir?"
"Ruh enerjidir."
"yle mi?"
"Enerji her eydir."
"Yani insanlar ruhlar grdklerini sylediklerinde, grdkle
ri ey enerji."
"Doal olarak."
Bu da baka bir soruyu gndeme getirdi. "Peki ya auralar?"
67
"Onlar da." Gzlerime bakt. "Bu da bizi tekrar ekil deitir
meye getiriyor. Bir aurann, yani enerji bedeninin bir baka aura
ya doru kayarak onunla birlemesine izin verme olay."
Bu ok heyecan vericiydi. "ekil deitirme bu mu?" Ba ha
reketiyle dorulad. Anlaymda byk bir ilerleme kaydettiimi
hissettim. "Bu kadar basit yani! " Hemen sonuca atlamamam ge
rektiini ima eder ekilde glmsedi. "Eer bir aaca dnmek
istiyorsam, tm yapmam gereken auramn bir aacn aurasna git
mesine izin vermek ... "
''Buna ' aura' demeyelim nk o sadece bir tezahr. Burada
enerjiden bahsediyoruz. Is dalgalan grdn zaman aslnda
enerjinin kendisine bakmyorsun; nk iki enerji bedeni birle
memitir. Ama birletikleri zaman auralar bir olur."
"Tamam. Tm yapmam gereken, enerji bedenimin aacn
enerji bedenine girmesine izin vermek."
"Eer yapmak istediin ey buysa, nce bir aacn enerji be
denini derinlemesine biliyor olman gerekir elbette. ekil deiti
riciler ncelikle stn birer gzlemcidir."
"Modern insanlar iin bu biraz zor, deil mi?"
"Gnmzde dnya genelindeki insanlarn ouna gzlem hak
knda pek bir ey retilmedii doru, zellikle de insann ekil de
itirmek isteyecei trde eyler hakknda. lgin deil mi? Neye
ekil deitirmek isteyeceini dn. Bunun modem teknolojiyle,
deer vermemiz gerektii sylenen eylerle ilikisi nedir?" Durdu.
"Her durumda, gzlem sadece bir eitim meselesidir." Derinden
bir kahkaha att.
imdi dnceler ve sorular ok hzl geliyordu. "Eer yap
mak istediin ey buysa, dedin. Baka nasl olabilir ki?"
"Reenkamasyon dediiniz ey."
"Evet, gemi hayatlar. Ama br ekilde yapmak istediimi
dn. Grmediim halde bir jaguara dnebilir miyim? Dn
mek istediim eye fiziksel olarak yakn olmam m gerekir?"
"Eer jaguarn enerji yapsn iyi biliyorsan gerekli deil. Bu,
enerjinin birebir anlamda baka bir varln iine girmesi gibi de
ildir. Enerji alannn, dnmek istedii varln zelliklerini al
mas gerekir. Ama unutma, ' baka' kavram aldatcdr nk
68
daha nce de konutuumuz gibi, her eyle ayn eysin. Her ey
enerji. Enerjinin akkan baz zellikleri vardr."
"Titreimler."
"Dilediin gibi tanmlayabilirsin. Kelimeler nemli deil."
Galaksiler aras yolculuklarn fze tipi aralarla veya Yldz Sa-
valar gemileriyle deil, enerji transferleri yoluyla gerekletiril
mesi gerekeceini okuduumu hatrladm bir yerlerde. Hollywood
bir yana dursun, herhangi mekanik veya fiziksel bir ey fazla yava
kalrd. Ona bu teoriden bahsettim. Ban sallayp glmseyerek
onaylad. "UFO'lar... " dedim, " ... enerji tezahrleri."
"Sence Maya piramitleri nasl yapld?"
Dnp bu yerin ihtiamna baktm. Bu piramitlerin, Msr'da
ki piramitlerin, byk nka kalelerinin, Pers tapnaklarnn, Pas
kalya Adas 'nn, Nazca izgilerinin ve dier eski yaplarn
gizemlerini zmek iin parlak zekalar tarafndan harcanan eme
i dndm ve eer enerji transferinin, ekil deitirmenin srla
r gerekten anlalrsa, tm bu yaplarn srlarnn da kolayca
zlebileceini anladm. Bu akla durgunluk veren bir dncey
di. Ama kendi enerji bedenimi nasl dntreceimi anlamaktan
ok uzak olduuma dair iimi kemiren bir his duyuyordum.
"Niyet meselesi" dedi ben sormadan. "Ve inan."
"Sadece bunlar m?"
"Gzlem. Ve korkuyu brakmak. Daha nce konutuumuz
eyler."
B aka bir dnce geldi aklma. "Peki ya erkekler ve kadn
lar? Yani, cinsiyetimizi deitirebilir miyiz? Bir kadna dn
ebilir miyim?"
"Daha nce kadn oldun."
"Baka bir hayatta m? Buna inanrm. Ama bu hayatta? Ka
dn olabilir miyim?"
"Doal olarak. Erkek-lik ve dii-lik birer enerj i zelliidir.
Hafif bir fark, hepsi bu. ekil deitiriciler ikisi arasnda gidip
gelebilirler."
"Travestiler." Durdurma ansm olmadan kelime azmdan fr
layvermiti.
69
Bana ciddi bir ekilde bakt. "Bunu belirtmi olman ilgin. Ger
ekten de, ekil deitirmeyle ilgili korkularmzn bir semptomu,
eski bir kalntsdr. Travestiler eer cesaret edebilirlerse ve bunu
yapabileceklerine kalpten inanrlarsa gerekten deiebilirler."
"Ve teknikleri biliyorlarsa."
"Sanrm bazlar biliyor."
Travestilere kutsal insanlar, byk amanlar olarak tapld,
Endonezya'daki kabilelerden bahsettim ona.
"O kabilelerin misyonerlerle temas olmu mu?"
"Pek ounun olmu. Mslmanlarla, Hristiyanlarla, Hindu-
larla, Evangelistlerle ... "
"te" dedi vurgulu bir ekilde.
"Yani cesaretlerini kaybetmiler, yle mi?"
"Eski durumlarna dnemeyecekleri phesi veya bu srecin
kt olduu fikrinin neden olduu bir ey. Btinun yerine suland
rlm bir biime dnyor, kar cinsin grnn, onlara zg
davranlar benimsiyorlar. Yarm kalm deiim. ok uzun ol
mayan bir sre nce gerek bir ey yapmlar. imdi ise bir za
manlar atalarnn sahip olduu glerin toplumsal hafzas
nedeniyle onlara sayg duyuluyor."
"Biraz nce ekil deitirmenin bir enerji bedeninden bir die
rine geilmesi, ikisinin birletirilmesi meselesi olduunu syle
mitin. Akla hemen seks geliyor."
"En saf ekliyle seks ekil deitirici iin kaplan aar. Bize es
rimeyle ilgili eyler retir. Esrime, evrenle birliimizi deneyim
lediimizde ve tm bencilce hislerimizi braktmzda gelir."
Bu bana bir iftin yatmak iin ormandaki bir kulbeye girdii
ve kamerann da okyanusun zerindeki gn batmna veya plaja
vuran dalgalara evrildii eski film sahnelerini hatrlatt. O sahne
den bahsettim. "O eski film yapmclar bunu sanki esrimenin bi
reysel tatminden daha fazla bir ey olduunu bilerek yapm."
"ekil deitirici orgazmn cokusunun bir giri kaps olduu
nu bilir. Pek ok geleneksel kltrn seksi trenselletirmesinin
ve orgazm tevik etmesinin nedeni budur. Ama dikkat et, cinsel
iliki ile orgazm arasnda bir aynn yaparlar. Seks bebek yapmak
iindir. Seksin cokusunun paylalmas iin cinsel ilikide bu
lunman gerekmez."
70
Pek ok And ve Amazon kltrlerinde insanlarn topluca seks
yapmak zere belirli geceleri olduunu belirttim. O gecelerde ko
calar ve kadnlar yeni eler semekte zgrdr. Sabah olunca hep
si ailelerine geri dner. Ona aynca benim kendi Avrupal atalarmn
benzer gelenekleri olduunu anlattm. Bahar bayramnda iek di
rei etrafnda yaplan masum bir dans haline gelen Beltane, ayrca
Sadie Hawkins, her ikisi de bu tr geleneklerden geliyor.
"Bu hepimizin gemiinde var sanrm. Birliimizin bir onay
lanmas."
Bir gece Amazon'un derinliklerinde gerekleen bir konuma
dan bahsederek devam ettim. ABD'den salk alannda alan bir
grup uzman, Shuar amanlarndan ders almalar iin Amazon'a
getirmitim. Grupta tp doktorlar, psikiyatristler. psikologlar, ma
srler ve masaj terapistleri vard. O gece atein banda bir amann
yannda oturmu grup iin tercmanlk yapyordum. aman onlar
dan ne yaptklarn tanmlamalarn istedi. Sohbetler srasnda psi
kologlarn terapi srasnda hastalarna dokunmadklarn, masaj
terapistlerinin ise danmanlk yapma yetkilerinin olmadn
rendi. ok artmt. "Peki, iinizi nasl yapyorsunuz?" diye sor
du. Birazdan da masaj terapistlerinin, hastalarnn bedenlerinin
belirli blmlerine dokunma izinlerinin olmadn rendi. "Han
gi blmlerine?" diye sordu ve bilgi verildikten sonra "Aman tan
rm! " diyerek gsterdi tepkisini. "Ama o blmler dokunulmas
gereken en nemli ksmlar, en gl ruhlar geveten, esrimeye
yolculuk yapmamz salayan blmler."
"Benzer reaksiyonlar Maya amanlarndan da grebilirsin . . . "
dedi Viejo ltza, " ... eer byle bir sohbete katlrlarsa. Sizinki ger
ekten ok tuhaf bir kltr. ifaya, genel olarak insan bedenine ve
zellikle de duyusal hazlara ok ilgin bir yaklamnz var."
"Belki de bu kadar ok sorunumuz olmasnn nedeni de bu
dur: Tecavz, ensest, cinsel suiistimal ve benzer eyler. . . " Bunun
hakknda biraz dndm. "Benim kltrmn, ok sayda mo
dem kltrn, eski yntemlerden bu kadar sapmasna, berbat bir
hale gelmesine neden olan ey nedir?"
Bir an derin dncelere dalm grnd, sonra da bana ciddi bir
ekilde bakt. "Din. Ticaret. Politika." Aamzdaki ormanlara gz
71
gezdirdi. "nsanlar aradklar eyin piramit, yani tepede belirli bir
adam veya adamlar grubunun oturduu sosyal bir piramit olduu
na karar verdiklerinde, esriklikten ve ekil deitirmeden kurtul
malar gerektiini biliyorlard. nk amalarna uymuyordu. Dii
prensip, yani besleyici, cokun tanra da yle. Yaptklar ilk ey
lerden biri, zellikle bebek yapmaya ynelik olarak gerekletiril
medii srece seksi yasaklamakt. Bu birka eyi salad. Orgazm
seksle ilikilendirdi ve bu kapy ekil deitiricinin yzne arpt.
Ayn zamanda kadnlarn yaamlarnn ounu hamile geirmele
rine neden oldu. Gebelik zaman ve enerji gerektirir. Kadnlarn
srekli ocuk dourduu ve bebek bytt kltrlerde, bu ka
dnlarn toplumsal liderler haline gelmeleri iin fazla frsat olmaz.
Cinsel ilikisiz orgazma ynelik yasaklarn uygulanmas zor oldu
u iin, erkek liderlerin aklna yeni bir ey geldi. Seksten nce ev
lenmeyi art koan yasalar koydular. Ve monogami.
"Bu, kendilerinin de genellikle uymadklar bir yasayd."
"Liderler ne zaman kendi koyduklar yasalara uymay gerekli
grdler ki?"
"Demek kadnlar ynetimden tamamen uzak tutuldu ve evli
lik d seks bir gnah haline geldi."
"Doru anladn. Bu yetmezmi gibi, kadnlar kilisedeki, ite
ki, devletteki, hatta okullardaki tm otorite konumlarndan uzak
cutacak yasalar kondu. Tarihsel olarak kadnlar tm bu alanlarda
ynetici olmulardr. Birden devre d brakldlar."
"Tm bunlar nasl biliyorsun?"
"ok iyi retmenlerim var."
"Ruh rehberleri."
Sessizce gld. "Her tr retmen. Sana yllar nce anlattm
eyi hatrlarsn belki." Yamuk bastonunun ucuyla topal bacana
dokundu. "O dme olayndan sonra okula gittim. Sizinki gibi
okullara. Tarih okudum." Bastonu yukar kaldrd. "Bu yal Ma
ya kahini ok bilgili bir adamdr!"
Kendini bu sfatla tanmladn ilk kez duyuyordum.
"Sylediim ey seni artm grnyor."
"Evet, ardm" dedim kekeleyerek. Ama syleyecek baka
bir ey dnemiyordum.
72
"imdi de ekil deitirerek sessiz bir ylana dntn gali
ba?" Gld. Gzndeki parltdan dncelerimi bildiini ok iyi
anlayabiliyordum. "Bir ey daha: O ynetici erkekler, reme
amal olmayan seks dnda, kadnlar iin ve esrime iin ok de
erli olan baka bir eyi daha yasaklad. Bitkiler. Kadnlarn bah
elerinde yetitirdikleri bitkiler. Esriklie, birletirici deneyimine
giden kaplan amada kullanlan tm bitkiler birden yasakland.
Onlar da gnah haline geldi."
Shuarlan dndm. "Ayahuska. Peyote."
"Doru. B irlik hissinin olumasna yardmc olan, korku ve
belirsizlik duvarlarn delen tm bitkiler. Kendi dnya grleri
ni empoze eden bir inan sistemi kurmalar gerekiyordu. Bu da
hislere veya sezgi diyebileceimiz eye dayal olamazd. zellik
le amalarna uyacak ekilde yaratlm tamamen yeni bir bak,
dzenlenmi bir alg olmas gerekiyordu."
"Bilim. Akl a."
Gzleri gzlerime kilitlendi. Sakin grnyorlard ama bir
duygu titreimi algladm.
Ksa, sert bir ses kardm. Kendimi birden zgrlemi hisset
tim. ok uzun bir zamandr iimde bastrdm hissettiim bir e
yi dar karma ihtiyacn duyumsadm. Viejo'ya baktm. "imdi
hayal deiimi gibi tekniklere ihtiya duymamzn nedeni de bu."
Elimi iaret etti. "Ta."
Avucumu atm ve taa baktm.
"Deiimin hayalini kurmadan nce, bunun bir fantezi deil
hayal olduundan emin olman gerekir. Hayalleri gereklere e
viren teknikler rettiini biliyorum. Bu nemli. Peki ya niyet?
Hayalin, gerekletirmek istediin bir ey olduundan nasl emin
olabilirsin?"
"nsanlara mutlak bir ekilde emin olmalar gerektiini, kalp
lerinden gelmesi gerektiini sylyorum."
"ok iyi. Ama imdi baka bir yaklam sunaym; kk bir
ekil deitirici numaras. Eer benimle ksa bir yolculuk yapar
san gstereceim. Basamaa iyice yaslan. Gzlerini kapat. Gev
e. Evet, gzel. Yerin iine doru battn dn ve hisset. Ayak
parmaklarnla bala. Yukar doru devam et; bileklerin, baldrla-
73
rn, dizlerin. Kaslarn serbest brak, kemiklerinin ve etinin bu pi
ramidin iine, oradan da yere iniini hisset. Tamamen geviyor
sun. Yzn ve ban yere giriyor. Gzel. Gzel. imdi nnde bir
ey gr. Bu bir hayal olabilir."
Sesi yattrcyd. Hemen aklma bir jaguara dnmek geldi.
Bunu grmeye altm.
" boyutlu bir deneyim olarak bak. Ne diyordunuz buna?
Hologram."
"Olmuyor."
''Ne olmuyor?" Soruya ramen sesi hala sakindi.
"Hayalim jaguara dnmek. Ama gremiyorum."
"Belki de jaguarn enerji alann yeterince bilmiyorsundur.
imdilik daha basit bir eye odaklan. Jaguar daha sonra gelebilir.
Ama ekil deitirme iyi. imdi yapman gereken bunu basitletir
mek. Saf bir enerji kresi gibi."
O bunlar sylerken, tanmlad ey grnd : Yumuak,
altn renkli bir kre. Hemen hemen bir greyfurt byklnde.
"Gryorum."
"Ona her adan bak. Etrafnda hareket et." Anlayamadm bir
ekilde krenin rengi altn sarsndan maviye dnd ve ap benim
boyuma ulaana kadar byd. "Tm deneyimi gr, hisset."
Kendimi bu enerji kresine girerken grebiliyordum. Tm gn
boyunca giydiim elbiselerim zerimdeydi. Ne yryor ne de sr
yordum. Yavaa, huzurlu bir ekilde krenin iine doru kayyor
dum. Ama kendimin baka bir ynnn piramidin zerinde hiila
oturmakta olduunun da farkndaydm. kisi de bendim. Enerji kre
sine yaklarken grntm bulanklat. Sanki onun iinde eriyordum.
"imdi." Viejo Itza'nn sesi monoton bir ekilde geliyordu.
"Ta gr. Evet. Ta, hayalin olabileceini dndn vizyon et
rafnda hareket etsin, ona nazike dokunsun, ona srtnsn; hi
acele etmeden."
Tan Viejo'nun sylediklerini yapn izledim. Ben de mavi
enerji kresinin iindeydim. Grnmyordum, onunla birlemitim.
Mavi enerji kresi tan ona dokunmasndan keyif alyor gibiydi.
Bu somut bir ifade eklinde deildi, bunu hissediyordum. Cokuyu
hissettim ve bunu krenin hissettii duygu olarak algladm.
74
"Ta izleme noktasna dnd zaman ona bunun bir hayal mi
yoksa bir fantezi mi olduunu sor."
B unu yaptmda hibir tereddt duymadm. Yant biliyor
dum. "Hayal" dedim.
"Tekrar burada, piramide yaslanm olan kendini hisset. Hazr
olduunda gzlerini a."
imdi gnein altnda oturmu, gzlerimi krpyordum. Elim
kucamda akt ve ta da avucumda kk bir kedi yavrusu gi
bi duruyordu. "Sihir" dediimi duydum. Sonra bam kaldrp
Viejo Itza'ya baktm.
Bayla sallad. "yle tanmlayabilirsin. Ama buna devam et
meden nce, kullandn hayal-deiimi tekniklerine dnelim.
Bunlar Shuarlardan, Quechualardan, Cavallardan ve Tibetliler
den rendiini sylemitin. zellikle bir iadam iin ne kombi
nasyon ama! Bu teknikleri nasl rendin?
"lk ders berbatt." Bunu hatrlaynca kendi kendime gldm
ama o zaman fazlasyla ciddiydi. "Tam bir strap. letme fakl
tesinden yeni mezun olmutum. Hayata atlmaya hazr gen bir
adamdm. Ve birden kendimi lmle burun buruna buldum."

75
8 . B LM

BiR K ELLE AVCISINDAN V E


ANDLI BiR i FACIDAN
ALINAN D ERSLER

LYORDUM. Komu bir klanla savaan Shuarlarla birlikte yaa


dm dnyann en byk yamur ormannn derinliklerinde ken
dimi tamamen yalnz, terk edilmi hissediyordum. Kramplardan
mahvolmu, be gnde 1 6 kilo kaybetmitim. Elbiselerim paav
raya dnmt. Barakamdan birka adm tedeki orman tuvaleti
ne zorlukla yryebiliyordum. En yakn tp doktoruna iki gnlk
yry ve uzun bir otobs yolculuu mesafesindeydim. Salk
l bir insan iin iki gn olan yrme mesafesi benim iin tabiiki
bu imkanszd.
nce kendimi bunun yaknda geecek bir sindirim bozukluu
vakas olduuna ikna etmitim. Sonra grip olduumu dndm.
Ama imdi, altnc gnmde, bunun baka bir ey olduunu bili
yordum. En kt korkularmn gerekletiini biliyordum. Haya
tm boyunca salma dikkat etmem gerektii konusunda
uyarlmtm. Ailem ve gittiim okullar, iyi hijyen ve diyetin ne
mini beynime kazmt. Ama ben Shuarlar gibi yaamay semi-
76
O gece olunun ve karsnn da yardmyla beni evlerine ta
dlar. 9 metreye 1 5 metre, oval ekilli tipik bir Shuar eviydi. Du
varlar ierdekilerin etraflarn grmelerini salayan ama
dardakilerin ieriyi grmelerini nleyen (sava yaplarnn bir
yansmas), dik yerletirilmi odunlardan yaplmt ve ats da
incelikli ekilde rlm palmiye yapraklanndand. Sertletiril
mi toprak olan zemin her gn birka kez sprlerek temizleni
yordu. Beni evin ortasnda atein yanndaki ahap bir oturma
srasnn zerine yatrdlar. Yal kadn, olu, gelini ve bebekleri
birlikte evin bir kesine ekildiler.
Yal adam yanmdaki bir tabureye oturdu. Petamal giyiyordu.
Sar ve kzl tukan tylerinden yaplm bir kafa band vard. Yz
ylana benzeyen parlak krmz izgilerle boyalyd. Bana ok uzun
gelen bir sre boyunca ok sessiz durdu. Sonra kans baka bir ta
bure getirip onun yannda oturdu. Nazik, fsltl seslerle konutu
lar. Kadn atee doru eildi ve su kabandan yaplm bir kasedeki
svy, ceviz kabuundan oyulmu gibi grnen minik bir bardaa
boaltmasn izledim. Adam barda ald, ona doru melodik bir
ekilde birka sz syledi ve svy bir yudumda iti.
Bunun ardndan ikisi de bir sre sessiz kald ve sonra adam ar
k sylemeye balad. Yal adamn sesi imdiye kadar duyduum
hibir insann sesine benzemiyordu. Sadece gc deil, melodisi
de ok farklyd. ok yksek, kulak delici notalarla balyordu. Ses
yavaa bizimkinden farkl bir nota dizisiyle alalyor, derin uul
tularla sona eriyordu. Sonra batan balyordu. Zayf durumuma
ramen bunu heyecan verici buluyordum. Korkutucu ama bir ekil
de ilham vericiydi. Gnlmde bunu tanmlamak iin kullanabi
leceim kelimeleri dnyordum. Ard kuunun sesiyle balayan,
alalarak bir rman uultusuna dnen ve gl bir hayvann ho
murtusuyla sonlanan bir ses diyebilirim.
Adam birden durdu. kisi birden atee doru eildiler. Bu se
fer kadn su kabandaki svy dkerken minik barda yal
adam tuttu. Bardaa tekrar, bu kez daha yumuak bir ekilde me
lodik szler syledi. Doruldu ve bana doru eildi.
" bunu" dedi barda uzatarak. Baktm. Titreen kta minik
bardan turuncu renkli, koyu kvaml bir svyla dolu olduunu
grdm. "imdi. Bir kerede."
78
Tad ktyd. ocukken verdikleri ksrk urubundan daha
kt. Neredeyse recektim.
Reaksiyonum ikisinin de kahkahalarla glmesine neden oldu.
"Gzel" dedi adam. "imdi anakondayla birlikte yolculua k. Has
talna neden olan hayale git ve onu deitir. Yannda olacam."
Oda sessizdi. Biri ateteki ktkleri ekerek atei donuk bir
kor haline getirdi. Gece karanlkt. Darda cangl kprdanmaya
balad. Cangln seslerinin farkna vardm; bcekler, aa kur
baalar ve uzaktaki bir jaguarn sesi.
Yal adam arksna yeniden balad. Sesinin iime girdiini
hissettim. Beni doldurdu. Bunu bedenimde byyen ve gzenek
lerimden odaya yaylan dev bir turuncu asma olarak grdm. Ya
l kadn kaplad. Kabuklu dokunalaryla kadn kavrad, onu
atdan geirip altn renkli aya gtrd. Kadnn uzaktan gelen
sesini duydum. "Tsanki - ha asta!" gibi bir ey sylyordu.
60'larn sonlarnda Boston'da yaam bir iletme mezunu
olan ve hayatnda hi esrarl sigara bile imemi olan ben, o an
da halsinasyon grdmn farkndalyla gldm. Shuarlar
tarafndan en byk retmenleri olarak kabul edilen, onlara Et
saa, yani Gne tarafndan gnderilmi bir hediye olduuna inan
dklar ayahuska iksirini itiimi artk biliyordum. Kahkahamn
ormanda yanklann duydum ve gnlerdir ilk kez glm oldu
umu fark etmenin keyfiyle doldum.
Yal adamn azn karnmda hissettim. Biri gmleimi kaldr
mt. plak karnm emiyor ve emdiini sesli bir ekilde tkr
yordu. zlemek iin doruldum. Azndan kurtuklar boalyordu.
Azndakileri boaltt yere baktm. Kurtlarla doluydu.
Kusma hissi bastrnca kendimi zorlayp ayaa kalktm ve yal
palayarak kapya gittim. Feci ekilde terliyordum ve mide bulant
syla harap olmutum. Dizlerimin zerine dp kustum. Azmdan
nehirler dolusu turuncu sv akt. Miktar beni aknla uratm
t. Gnlerdir hibir ey yememi olduumu hatrladm. Hibir e
yin olmad yerden nasl bu kadar ey boalabilirdi? Sonra ne
kustuumu grdm.
Turuncu birikintide binlerce, milyonlarca kurtuk hareket edi
yordu. Bu grnt beni bylemiti. Bir yerlerden gelen ses beni
79
"Hayr" diye bardm ve anakondadan kamaya altm. Ta
klp dtm.
B ir kol yerde dorulmama yardm etti. Yal adamd. "Haya
li deitir" dedi.
Hemen orman zemini ald ve yerden bir nehir fkrd. Neh
re srtst uzandm. Onun temizleyici gcn hissettim. Amiple
ri, parazitleri alp gtrdnden, iyilemeye baladmdan
hibir phem yoktu. Nehir etrafmdan, zerimden ve iimden
geerken rltlar karyordu. rldama bir ark haline geldi.
ark kelimelere, bykannemin sesine dnt.
"Hepimizin biraz toz yutmas lazm" dedi. "Bu kadar titiz ol
ma Johnny. Mikroplar ldrmez, alglar ldrr." Onun bana ver
dii dersi unutmutum. "Bilimin yanl gerekleri" dedii eyle
dalga geen tek kii oydu.
Sesi rman sesinde soldu. "Dnya iyiletirir" dedi nehir ba
na. "Ondan korkma. Ona dn."
Yal adam tekrar eve girmeme yardm etti. Derin bir ekilde
uyudum.
Ertesi sabah tamamen iyilemitim.

Birka ay sonra Maria Quischpe adl eski bir arkadam ziyaret


etmek iin And dalarndaydm. Maria, gney Kolombiya'dan
Ekvator, Peru, Bolivya ve kuzey ili'ye uzanan Quechua dil gru
bunda bulunan yerli halklarn birine mensuptu. Bir zamanlar ok
sayda bamsz kabileler halindeyken, nka mparatorluu yne
timi altnda birlemilerdi. Gnmzde dil ortaklna ek olarak.
pek ok ortak ruhsal inanlar da vardr.
Kristal berraklnda bir gln yanndaki byk kayalar ze
rinde oturduk. Ekvatorun birka yz kilometre gneyinde, tepesi
karla kapl bir volkanlar dizisi zerinde yer alan bu suyun prz
sz yzeyini izliyorduk. Maria Quischpe her zaman olduu gibi
zarif iek naklaryla sslenmi beyaz bir bluz, ayak bilekleri
ne uzanan, lacivert renkli dz bir etek ve ak topuklu bir sandalet
giyiyordu. Sa arkadan topuzluydu. Yz olduka bronzlam ve
kr krt. Pek ok And yerlisi gibi onun da muhteem bir mi
zah duygusu vard. Onun iin ou ey kutsald ama hemen hi-
81
bir ey ok ciddi deildi. Dar yayd belirli bir his vard, en
iyi ekilde tek kelimeyle tanmlanabilecek bir tr enerji: Nee.
Uar bir kadn deildi. Aksine onu olduka derin ve bilge biri
olarak gryordum. Ama bilgeliini gzlerinin parltsnda, se
sinde ve vcudunun hareketlerinde ifade bulan bir hafiflikle den
geliyordu. Maria Shuarlar iindeki hastalanma ve iyileme
hikayemden pek etkilenmedi. "Elbette iyiletin. amann tm
yapmas gereken, hayalini deitirmeni salamakt. Shuarlar bu
sreci kolaylatrmak iin eitli gl bitkiler kullanr. Bu ko
nuda nldrler. Ama bitkiler mutlaka gerekli deildir. Ben seni
hibir bitki kullanmadan da iyiletirebilirdim."
"Bunu nasl yapardn?"
''Tpk Shuarlar gibi biz de biliriz ki hayal her eydir. Nasl
yaadmz, nasl hayal kurduumuza baldr. Refah, salk, i
ve akta baar . . . hepsini kontrol eden ey hayallerimizdir. Senin
hayalin hastalkla ilgiliydi. Shuarlann hayatn yaamann, onla
rn yemeklerini yemenin, slanmann, ebeveynlerinin kullanmay
rettii sabunlan kullanmamann, tm bu eylerin seni hasta ede
ceine inanyordun. Her chicha iiinde o kurtuklarn, yani pa
razitlerin ve amiplerin midene girdiini grdn."
Hakl olduunu kabul ettim. "O ekilde dnmeye koullan
drlmtm. Ve gerekten yle dnyordum."
"Hastal hayal ettin. Bylece hastalk geldi. BU!JU herkes tah
min edebilirdi. Ama ... " Bir elini kaldrd. "Bu tr hastalklar teda
vi etmek kolaydr. Tm yapman gereken o hayali deitirmektir.
Benim insanlarm davul kullanr. Seni isel bir rehbere gtrrdk
ve o da seni anakondayla yaptna benzer bir yolculua karrd.
Kurtuklar grr ve onlardan arnrdn. Tpk Shuarlannki gibi.
Ama sana bitki vermezdik."
"Bu tr bitkilere kar msnz?"
"Hayr. Faydalan var. Ama dezavantajlar da var."
"Ne gibi?"
"Dezavantajlar m? Mesela ya bitki mevcut deilse? Ayahus
ka burada, Andlarn yksek blgelerinde yetimez. Eer o bitki
leri kullanmak istersek onlar ta cangldan bulup getirmemiz
gerekir. Ve mesele u ki, o bitkiler gerekli deil. Bitki enerjisi,
82
bitki ruhu harikadr ama ayahuska gibi bitkiler genellikle kolay
bulunmaz. O yzden neden onlara gvenelim ki?"
"Sen de beni iyiletirebilir miydin?"
"Elbette." Gld. "Ama aslnda iyiletiren ben olmazdm. Tp
k senin tedavindeki mutlak iyiletiricinin o yal Shuar olmad
gibi. Tm ifalar B yk Yaratc 'dan ve Pachamama'nn, yani
Tabiat Ana'nn glerinden gelir." Elini tekrar kaldrd. "Tek ih
tiya duyacam ey senin buna izin vermen ve hayalinin ne ol
duunu grnce onu brakmaya sz vermen olurdu." Ban
kaldrd ve sanki auram okurmu gibi beni inceledi. "u anda iyi
sin. Ama hepimiz isel rehberleri kullanabiliriz. Bir isel rehberi
tanmak ister misin? Her zaman seninle olacak bir tanesini?"
Hemen kabul ettim ama biraz beklemem gerektiini syledi. G
ne karla kapl doruklarn ardnda batarken, birlikte srtst uzandk.
Bedenimin sa taraf onun bedeninin sol tarafna dedi. "Rehberle
rimin biriyle kk bir yolculuk yapacam. Senin rehberlerinden bi
riyle buluacaz. Bu bir hayvan, bir bitki veya bir insan olabilir. Ve
rehberini seninle bu dnyada temas kurmaya davet edeceiz. Onu
buraya getireceim ve kalbine fleyeceim. Bunu yapm hissede
ceksin. Sonra da rehberinin kendini evinde hissetmesine yardmc ol
mak iin bann stne dengeleyici enerji fleyeceim."
Syledii eyleri aynen yapt. Kalbime fledii zaman gl
bir dii varl hissettim. Yal bir kadnn grnts belirdi. Ma
ria dorulmama yardmc oldu ve nazike kafamn tepesine de f
ledi. Sonra da benim iin getirdii kadn aman betimledi.
Rehberimi tanmak iin her gn biraz zaman harcamam gerekti
ini syledi. "Sana hayalin gc hakknda bir eyler retecek"
dedi gz krparak.

O rehberle ve daha sonraki yllar iinde gelen dier rehberlerle


altm. Ekvator'da Bar Gc'nde yaklak yl geirdim,
sonra Boston'a tandm ve Knut Thorsen iin almaya gittim.
Maria Quischpe'nin ve Shuarlann retmi olduu eyleri uygu
lamaya devam ettim. Bu, gizli hayatm olarak dndm eyin
bir parasyd; eer patronlarm veya mterilerim bunu renir
se, kariyerimin mahvolacandan emindim. Aynca kariyer taraf-
83
mn egemenliine girdiim ve teknikleri uygulayamadn za
manlarda byk phe anlan deneyimledim.
B yleyici yllard. Tm dnyada, tm ktalarda seyahatlerde
bulundum. yi para kazanyor, iyi yayordum. Gzel kadnlar,
hzl arabalar, iyi arap ... Hepsinin keyfini karyordum. im ge
rei gittiim lkelerdeki amani kltrler arasnda tatiller yap
may bile baaryordum ve bylece amanizm ilgim ve bilgim de
artyordu, en azndan entelektel olarak.
Sonra bir ey oldu. Knut iin almaya balamamdan be yl
sonra yava yava gelien bir ey sanrm. Ruh hallerimin giderek
daha sk bir ekilde deimeye baladnn farkna vardm. Ba
zen derin depresyonlar geiriyordum. Tanmlayamayacam bir
kzgnlk ve bir hayal krkl duygusu dzenli ziyaretilerim ha
line gelmiti. Rehberlerime yolculuk yaptmda, benim ve perso
nelimin tavsiye ettii veya gelitirilmesine yardm ettii pek ok
projenin uzun vadeli sonular hakknda giderek endie duymaya
baladm grdm. Hidroelektrik g santralleri, yamur orman
larndan geen otoyollar ve llerden geen petrol boru hatlar l
kelerin gayrisafi milli haslalarn arttryor olabilirdi ama ayn
zamanda evreye ve geleneksel kltrlere ok zarar veriyordu.
Rehberlerim karanlk ruh hallerimin kaynayla yzlememe yar
dm edene kadar, rasyonel tarafm bu sezginin bilinaltma fsl
dad mesaja diren gsterdi.
Birlikte almamzn altnc ylnda Knut emekli olarak Nor
ve'teki bir iftlie ekildi. irketimize kar getiren projeleri her za
man desteklemi olmasna ramen, daima ruhsal saln sesi
olmutu. ok eitli deneyimleri ve karmak duyarllklar vard.
Bir taraftan Byk Bunalm yllarnda bym ve kinci Dnya
Sava'nda savam biri olarak ekonomik gelime ve maddi refa
hn savunucusuyken, dier taraftan da yerli insanlarn koullarna
duyarl biri olarak, irketlerin an glenmesine ve hassas doal or
tamlarn kontrolsz bir ekilde yok edilmesine karyd. Onun iki
lemlerini paylamadmn, onun gemiinin sunduu mazeretlere
sahip olmadmn farkna vardm. Knut'un ilerleme ve refah ola
rak grd eyi ben irketlerin ve onlarn agzl yneticilerinin
insanl ve tm doay yamalamak iin kullandklar bir mazeret
84
olarak gryordum. Bana gre yamur ormanlarnn, Andlarn, l
lerin ve de rehberlerimin duymazdan gelinmeye devam edilmesi
vicdanma kar yaplan bir saldn, ruhuma kar ilenen bir sutu.
Bir gece Bat Cava'nn dalarndaki kk bir kasabada, eski
efsanelere ait karakterleri, zellikle Mahabbarata ve Ramayana'y
temsil eden kuklalarla yaplan geleneksel glge oyunu olan sokak
wayangn seyrediyordum. Hava meneke sigaralarnn aromasy
la doluydu. Kalabalk seyirciler arasndaki en uzun kii ve tek ya
bancydm. Yerel Caval insanlar bana ok nazik davranyor, fstk
soslu zgara et dilimleri ve ay sunuyorlard. Kukla ustalarnn ye
teneinden ok gurur duyuyor gibiydiler. Bazlar bozuk bir ngi
Iizce konuabiliyordu. Etrafmda duruyor, giri seviyesindeki
Endonezya dili pratiimi gelitirmemi tevik ediyor ve kuklalarnn
ovunu anlamama yardmc oluyorlard. Biri bu oyunun zellikle
son derece metafizik olduunu, evreni ve evrenin iindeki bireyler
olarak rollerimizi anlamaya ynelik bir aba olduunu anlatt.
Bir ara gen bir adam omzuma dokundu. Utanga tavrl olma
sna ramen, Felemenk aksanl bir ngilizceyle ve bir wayang hay
rannn gveniyle konutu: "Ya kuklay seyredersin ya da glgesini.
Eer kukladan glgeye veya tersine geersen, sa sol olur ve sol
da sa olur. Dnya kendini ters evirir. Her ey seyircinin bakn
dadr. Her ey bir bak as, bir alg meselesidir; tpk hayat gibi."
Bu szlerden ok etkilendim. Sanki kuklalardan biri sahneyle
aramdaki insanlarn kafalar zerinden srayarak gelip bana bir
tokat atmt. Alg... Bak as... te buydu ! Tm fark yaratan
ey algyd! Bana ekonomiyi kavrayta belirli bir bak as, i
letme fakltesi bak as retilmiti. O gece gemi eitimim
le ilgili derin bir farkndalk edindim. O eitimin bana hrsl,
bencil bir perspektif verdiini ve iletme fakltesi algsnn ok az
sayda insan ok sayda insann srtndan zengin eden bir alg ol
duunu anladm. Ayrca kalbimin derinliklerinde bunun karanlk,
srdrlemez ve haksz bir alg olduunu ve insanln bylesine
sahte bir ryay srdrenlere artk boyun eemeyeceini anladm.
Yatama bir rahatlamlk hissiyle uzandm. Uykuya dalmadan
nce wayanga ve bu yeni bak asnn kaplarn aan gen ada
ma sessizce teekkr ettim.
85
9 . B LM

KAMU HZMETLER
ENDSTRSN
DNTRMEK

"PEK, NE YAPTIN?" diye sordu Viejo Itza.


"Zor bir durumdu. I grmtm ama o hayattan kmak
kolay olmayacakt. Tm o para, gz kamatrc kadnlar... Okya
nus ar seyahatler iin bir yatm bile vard. ler! nmde ina
nlmaz bir gelecek vard."
"Mutlu muydun?"
"En kritik noktaya temas ettin. Gizli hayatm srdm za
manlarn dnda aslnda berbat durumdaydm."
"Ah . . . " Dnd ve orman rtsnn hemen zerinde, ufukta
ortaya kan bir bulutu iaret etti. "Enerji yaplarn rendiin
gizli hayatn uradaki o kk bulut gibi."
Bulutu seyrettim ve aman kltrlerde geirdiim zamanlarn
hayatmdaki en faydal zamanlar olduunu onayladm.
"Peki ya rehberlerinle yaptn almalar?" diye sordu.
"Onlar ve aman kltrleri hemen hemen ayn ey olarak g
ryorum."
"yle mi?"
Yaptm psiko-navigasyonel alma ile amanlarn "gerek
dnyasnda" geirdiim zaman bazen birbirinden ayrt edemedi
imi anlattm. Sannn onun kastettii ey de buydu. Her ey ener
jiydi. Belirli bir seviyede hibir fark kalmyordu. Bir kltr olarak
biz bir fark tanmlamtk ama Cava 'daki o gen adamn dedii gi
bi, bu yalnzca bir alg, bir perspektif meselesiydi. Ban sallaya
rak dncemi onaylamas beni artmad.
"Peki, iin?"
"Braktm. Onuncu ylmda."
"Rehberlerinin tavsiyelerini mi izledin? ini braktktan sonra?"
"Birden gelirimin kesildiini fark ettim. Korkmutum."
imi kemiren bir endie bu konuya devam etmemi engelliyor-
du. Bu konuda yeterince drst olmadm fark ettim. Aylar bo
yunca hayatm deitirme hakknda dnyordum zaten. stifa
etmeden nce kendime zel bir danmanlk ii kurarak bir hazr
lk yapm olduumu ona itiraf ettim.
Sessizlik oldu. Gzlerimi buluttan alp canglda gezdirdim. Bu
yeni iin ne olduunu soracann skntl bir ekilde farknday
dm ve bunu ona syleme konusunda ok isteksizdim.
"Baka bir gizli hayat m?" diye sordu sonunda.
"Hayr, gizli deil... Biraz utan verici."
"Tamam. Bana sylemen gerekmiyor."
"Ama bir yanm da sylemek istiyor." B yk bir ku tepemiz
de daireler izdi. "Bu bir tr ahin mi?"
"Evet" dedi gzlerini benden ayrmadan.
"Seabrook nkleer g santraline onay almak iin Kamu Hiz
metleri Komisyonu'yla grmeler yapan bir New Hampshire ir
ketinde bilirkii oldum."
"yle mi?"
"Yaptm i, genel olarak nkleer enerjinin ve zel olarak da
Seabrook'daki nkleer enerji potansiyelinin, rzgar, gne ve ko
jenerasyon gibi alternatif teknolojilerden daha stn olduunu ka
ntlamakt."
"Ko- ne?"
87
"Jenerasyon. Kojenerasyon." Kojenerasyonun enerjiden iki
kez, en azndan iki amala yararlanma yollarndan biri olduunu
syleyerek akladm. rnein, bir endstri kendi enerji ihtiyac
n karlamak iin kk bir enerji santrali kurabilir ama o santra
lin rettii enerjinin tmne ihtiyac olmayabilir. O yzden fazla
enerjiyi yerel bir kamu hizmeti irketine satabilir. "O gnlerde
byk enerji firmalar o tr eyler yapmyordu."
"Eminim bu onlara tehdit edici gelmitir."
''Var gleriyle buna kar savatlar. Benim gibi danmanla
r kendi yanlarna almak iin iyi paralar verdiler."
Alternatif teknolojilerin lehindeki savlar rtmek iin mev
cut tm bilgi kaynaklarn okumutum. Yemin edip bilirkii san
dalyesine oturarak nkleer enerjinin faydalarndan bahsedip
durdum. Rakiplerim Duyarl Bilim Adamlar Birlii ve irketin
New Hampshire sahiline kurmak istedii dev tesise kar kan
tm evre gruplaryd. Bu konudaki byk tartmalarn, nkleer
enerjinin ve nkleer atklarn olumsuzluklaryla ilgili kantlarn
farkndaydm. Kalbimde ben de bu tesisin yaplmasnn korkun
bir ekilde ykc olacan ve ilemeye balar balamaz yzlerce
kilometre dahilindeki tm canllar tehdit edeceini biliyordum.
"Bu ie neden devam ettin?"
"Para ve gvenlik sunuyordu." Durdum ve derin bir nefes ala
rak byk bir rahatlk hissettim. "Bir ekilde kimliimi iimle z
deletirmitim. Danmanlk irketinden ayrlr ayrlmaz kendimi
yeniden tanmlamam gerekiyordu. olmazsa, profesyonel bir ko
numum olmazsa kimliimi kaybedecektim."
"Buna inanyor musun?"
Bunu dnmem gerekiyordu. "O zaman buna kesinlikle ina-
nyordum. u anda inandm sanmyorum."
"Enerji" dedi. "nanlar enerjidir. Alglar da yle."
"Bir saniye! Bunu anladmdan emin deilim."
"Ya ne? Dnceler nedir?"
Sorduu sorular bana psiko-navigasyon seminerlerimde so
rulan sorular hatrlatt . Maria Quischpe'nin bana yal kadn reh
ber-ruhu flediinde yapt eyle ilgili teknikler retiyordum.
Katlmclar bunu birbirlerine yapyorlard. Sonra biri bu deneyi-
88
min gerek olup olmadn merak ediyordu. "Bunun sadece bir
hayal olmadn nasl bilebilirim?" Ben de yant olarak kendi
sorumu soruyordum. "Hayal nedir? eriden, bir ruhtan, Tan
r 'dan gelen ses deil mi?"
"Sylemek istediini anlyorum" diye kabul ettim. "Her ey
enerji."
"Ve yapmaya altn ey, kim olduunla ilgili yeni bir alg
ya, yeni bir enerji alanna dnmekti."
"Sanrm ... "
Bunun ekil deitirmek olarak, bir bitkiye veya hayvana d
nmekle gerekten ayn ey olup olmadndan emin deildim.
"Elbette yle" diye yantlad sorumu kelimelere dkmeden.
"En temel seviyede her ikisi de enerji bedenindeki bir dnm
dr. Biri dnce seviyesinde ortaya kar. Sonra tavrlara yansr
ve sonunda kiinin karakterini, eylemlerini ve grn dahil her
eyini deitirir. Dieri ise hemen hemen anlk bir ekilde fizik
sel seviyede ortaya kar, kiinin grnn, alkanlklarn, hat
ta cinsiyetini ve trn tamamen deitirir. Fakat her iki durumda
da deiim bir dnce, hayal, niyet ile balamak zorundadr. Bi
liyorsun, nce yapabileceimizi alglamadan hibir eyi yapama
yz." Eilip sa eliyle bir taa dokundu.
"nce gzmde canlandrmadan bu taa dokunamazdm. Ey
lemin olabilmesi iin dncenin zihnime girmesi gerekir. n
ce hayalimin, niyetimin olmas gerekir. Bunu yapabileceime
inanmalym. Bu dnyada, srf dierlerinden farkl eyler alg
ladklar iin ' deli ' diye tanmlanan insanlar var. Baz insanlar
srf baz eyleri yapabileceklerine inanmadklar iin fiziksel
olarak engellidir."
Elini kaldrd. "Eer ben bu taa dokunabileceime inanmaz
sam, o zaman bu fiziksel olarak imkansz hale gelir."
Tm spor rneklerini, yapabileceklerini bildikleri iin rekorlar
kran atletleri dndm. Koreli dv sanatlar eitmenim Lee
Usta, kaln bir beton tabakas nnde, eline o betonu krma gc
n veren eyin kaslarnn gc deil, zihni olduunu anlatrken
geldi aklma. Fiziksel grnen ama aslnda alglarmzla, neyin
89
mmkn olduuyla ilgili dncelerimizle meydana gelen engel
leri aan baarl yneticiler, politikaclar, mzisyenler ve dier
leri iin de ayn eyin geerli olduunu dndm.
"Ama tekrar sana dnelim dostum. Nkleer g santrali hika
yeni anlatmaya devam et ltfen."
Viejo Itza'ya nasl gnler boyunca Kamu Hizmetleri Komisyonu
nnde bilirkii sandalyesinde oturup eitli evre rgtlerini temsil
eden avukatlarn sorularn yantladm anlattm. Oturumlarn oda
ndaki ey Seabrook ya da o kamu hizmeti irketi deil de benmi
im gibi hissediyordum. Akam oteldeki odama ekiliyor, duvarn
nndeki klasrlere sktrlm teknik raporlarn iilemine giriyor
dum. Kuatma altndaydm. Az yiyor, ok az uyuyordum. fade ver
mediim zamanlarda ya bir sonraki ifadem iin sk bir ekilde
hazrlanyor ya irket yetkilileri ve avukatlaryla strateji grmeleri
yapyor ya da oturumlarn yapld salonda oturup rakiplerimden bi
rini dinliyordum. Rakip bilirkii bizim avukatlarmzdan biri tarafn
dan saldn altnda olduu zaman, kar taraf sulamak zere yeni
sorular retmem isteniyordu. Saptrc veya rakibimin yantlayama
yacan bildiim sorular oluturmaktan belirli bir haz alyordum.
Bazen rakibin zayf noktasn kefetmeyi baaryordum ve bunu kul
lanarak yaptm saldn rakibin ego merkezinin o kadar derinlerine
iliyordu ki, rakibim tank sandalyesinde, siyah cppeli yetkililer
nnde lgna dnyordu. Bilirkiilerin yapt en nemli eylerden
biri karakter suikastdr. Eer bir tan daha sinir kntsne urat
may baarabilirseniz, rakibin teknik savn rtmekten ok daha
fazlasn baarabiliyordunuz. Kamu Hizmetleri Komisyonu yetkili
leri ne mhendis, ne de ekonomisttir. Ya insanlar tarafndan seilir
ler ya da vali tarafndan atanrlar. Bu kiiler her durumda siyasetidir.
Savunma konumundaki kiinin uzman olduu ve uzmanlna g
vendii algs, bilimsel gereklerden daha etkili oluyordu.
"Kendine inanmas."
"Kesinlikle."
"ekil deitirici, enerjiyi hareket ettirici."
Hakl olduunu kabul ettim ama o zamanlar bu ekilde dn
memitim. "Sanrm u anda ok daha iyi bir bilirkii olurdum."
"Ltfen hikayene devam et John. ok ilgimi ekti."
90
"Ne yazk ki daha fazla okuduka, argmanlarmm geerlili
i konusunda daha fazla pheye kaplmaya baladm." Literat
rn deimeye balam olduunu anlattm. Pek ok alternatif
enerji trlerinin teknolojik olarak nkleer enerjiden daha stn ve
daha ekonomik olduunu gsteren kantlar artyordu. Aynca den
ge, nkleer enerjinin gvenli olduu ynndeki eski teoriden gide
rek uzaklayordu. Gvenlik sistemlerinin geerlilii, operatrlerin
eitimi, yksek insan hatas ihtimalleri, donanmn ypranml,
nkleer atklardan zararszca kurtulmadaki yetersizlikler hakknda
ciddi sorular soruluyordu. "Savunduum, yemin ederek savunmak
iin para kazandm eyden giderek kendim de ok rahatsz olma
ya baladm."
Soluumu dzenlemek iin durdum. Gz gze geldik. Hibir
ey sylemedi. "Zor bir durumdu. ok zor." Bana hissettii sem
pati gzlerinden okunuyordu. "Bir gn son noktaya geldim."
ubat'n son gnlerinden biriydi. Yerler daha yeni yam kar
larla kaplyd. Uykusuz geirilmi bir gecenin sabahyd ama n
ceki gecelerden farkl olarak hibir kitap veya rapor okumadm
bir gece. Bunun yerine btn geceyi pencerede, sokak lambasnn
etrafndan szlen karlan izleyerek geirmitim. New Hampshi
re ormanlarndaki ocukluumu dndm. Adaletsiz yetkililer
tarafndan yaplan basklara kar mcadele etmi iki uzak akra
bamz olan Ethan Allen ve Tam Paine ile ilgili olarak annemin
bana anlatt hikayeleri hatrladm. Amazon' daki, Andlar' daki
arkadalarm, Knut'u, ykl bir teklife ramen fiberglas yatlar
tasarlamay reddeden Bugi gemi yapmcs arkadam Buli 'yi ha
trladm. Penceremin nnde durarak hayal kurdum.
Gn domadan nce bir kafeye gittim ve gerek New Hamp
shire aka aa erbetli, buhar zerinde bir tabak krep sipari et
tim. Bu her zaman sevmi olduum bir kahvalt, aylardr
tatmadm bir zevkti. Bilirkii olarak evreyi gzden karm
olmam sanki aka aalardan biri zerime dm gibi beni s
rekli eziyordu. Kafeden kp kendimi kiralk aracmn koltuu
na braktmda bir tr ba dnmesi yaadm. Gzlerimi
kapattm. Maria Quischpe'nin bana fledii yal kadn grn
d. B irden her ey berraklat.
91
Dava balamadan nce enerji irketinin genel mdr yardmc
sn ve ba avukatn karma alp artk onlar iin alamayaca
m syledim. Tabii ok oldular. Tm iyi niyetimle, artk Seabrook
nkleer santralini savunamayacam syledim. Yemin altnda ya
lan sylememi bekleyip beklemediklerini sordum. Bir bilirkii ola
rak "ortadan kaybolma" isteimi kabul etmelerini takdir ettim.
"imdi ne yapacaksn?" diye sordular. Hi dnmeden yant ver
dim: "Kojenerasyon gelitirmek iin bir irket kuracam."
Viejo Itza'ya dndm. "Bu fikir o kadar abuk geldi. Yal ka
dndan."
"Sonra ne oldu?"
"irketi kurdum. Beklediimden ok daha zor bir i olduunu
anladm. Sonraki dokuz yl boyunca ektiim ba arsn nce
den tahmin edebilseydim, o ie asla balamazdm. O endstri da
ha balang aamasndayd. in yaplabilmesini mmkn klan
yasalar ancak o yl, 1 982 'de kt. Aslnda o yasa da, kendileri
iin tehdit oluturduu iin kamu hizmetleri endstrisi tarafndan
kar klan 1 978 tarihli bir yasayd. 1 982 'de yasa Anayasa Mah
kemesi tarafndan tekrar yrrle kondu."
"Ne ekil deitirmeymi ama! "
"yleydi sanrm. Kurumsal ekil deitirme."
"Ve kiisel. Eminim sen de deimisindir. Grn olarak bile."
Haklyd. Farkl bir insan olmutum. Ynetici olarak her za-
man yetkin ve gvenliydim. Ama imdi muhafazakar mhendis
lik mesleine ve Wall Street 'e dayal olan bir ie aktif bir ekilde
amanizm' i katyordum. Tm planlamalarmzda, tm alma
mzda psiko-navigasyon vard. Tm nemli kararlar ncesinde
ruh rehberlerine danld. Lacivert takm elbisemle, etrafmdaki
iki dzine avukat ve yatnn bankacsyla birlikte toplant masa
sna otururken rehberlerime ksa bir yolculuk yapardm. Yerli
retmenlerim gibi ustalamtm. Toplant odasndan baka bir
yerde bulunduuma dair hibir belirti gstermeksizin bunu yapa
biliyordum. Ama bana yakn olan insanlar bunu biliyordu ve bu
kulaktan kulaa yayld.
dnyasna amanizm' i getirmeye ek olarak, baka ekiller
de de deitim. Kiisel yaammda byk bir dnm oldu. Wi-
92
nifred ile tantm ve ona ok derinden ak oldum. Evlendik ve
ben, ocuk sahibi olmaya ne vakti, ne de istei olacana yemin
etmi olan ben, kendimi bir kocaya, sonra da bir babaya dnm
olarak buldum. Aile hay.t, hayatmn en heyecan verici ve dl
lendirici maceralarndan biri oldu.
irketim glendi. ABD'de bizimle ayn projeler zerinde a
lan seksen drt bamsz enerji irketinden yalnzca yedi tanesi
baarl oldu. Dierleri iflas etti. O yedi irketten dier alts, b
yk mhendislik ve inaat irketlerine satld. Yalnzca benim ir
ketim bu ii bamsz olarak gerekletirdi. Ayn zamanda yeni,
ekolojik olarak faydal teknolojilerin mmkn ve finanse edilebi
lir olduunu kantlayarak model grevi gren enerji projeleri ge
litirme politikasna sahip tek irketti. irketimin para kazandn
grmek istiyordum ama bu birincil hedefim deildi.
irket kendini kantlar kantlamaz daha fazla ilerlemek iin bir
eyler yapma karan aldm. Kamu Hizmetleri Komisyonu oturum
salonundan yryerek ktm o karl sabahtan beri neredeyse on
yl gemiti. Kasm 1 990'da sattmda, irket ok etkileyici bir
grafie sahipti ve nkleer rakiplerin her zaman bildii eyi, yani
kojenerasyonun nkleer gten daha stn, daha gvenli ve daha
ekonomik olduunu kantlam bir irketti. Yeniliki, evreyle dost
enerji projeleri gelitirmede lider konumdaydk. Projelerimizden
biri endstriyi endieye sokmutu. Bu proje, atk kmr yakan ve
hidroponik bir seray stmada soutma sisteminden yararlanan
( l 986'da) 55 dolarlk bir enerji santraliydi. En nemlisi de, "kul
lanlmaz" denen tonlarca tehlikeli kmr tozunu herhangi bir asit
yamuru retmeden elektrie eviren, yani o uzun New Harnpshi
re geceleri boyunca okuduum tm kitaplarn imkansz dedii e
yi baaran devrimsel bir kazan etrafnda tasarlanmt. Bu proje
ABD Temsilciler Meclisi tarafndan, Amerikan dehas ve giriim
ciliinin bir rnei olarak Kongre Kaytlan 'na geirilmiti.
"Bana radikal gzyle bakyorlard. Eski arkadalarm tara
fndan tehdit ediliyor, eski mterilerim olan kamu hizmeti fir
malar tarafndan mahkemeye veriliyordum. Sonunda btn
savalar kazandk. Artk kojenerasyon tm dnyada frtna gi
bi yaylyor. Ve o devrimci kazan da artk ' standart' olarak ve
93
asit yamuru kirlenmesini ortadan kaldrmaya ynelik dev bir
adm olarak kabul ediliyor."
"ok etkileyici" dedi. "Peki, kendini bir ekil deitirici ola
rak grmedin mi?"
"Bunu hi bu ekilde dnmemitim sanrm."
"ok miktarda enerjiyi hareket ettirdiin kesin." Gld. "Pek
ok ekilde."
"Galiba ben ekil deitiricileri hep kendilerini jaguara dn
tren insanlar olarak dndm."
"Dnlebilecek formlardan biri."
"Bunu imdi anlyorum." Aklmdaki eyi sylemem gerektii
ni biliyordum. "Hala o formu, jaguar olmay denemek istiyorum."
"Dnmek istediin eyin bir enerji kresi olduunu san
yordum ."
"Balang iin iyi olur. Ama gerekten jaguar olmay dene
yimlemek istiyorum."
"Deneyimleyeceksin. Bu arada, irketinde ve kendinde baar
dn eyin bir ekil deitirme olduunu anlaman nemli. Byk
bir ekil deitirme."
Bana uzunca bir sre bakt, sonra sanki paylamaya pek istek
li olmad bir srr varm gibi glmsedi. Gzleri yavaa gz
lerimden bamn zerine doru ykseldi. "nanabiliyor musun,
leni geride brakal epeyce olmu."
"Bugn burada pek ok nemli ey konutuk. Pek ok eyi an-
lamama yardm ettin. Teekkr ederim."
"Bir ey deil . steini glendirdim."
"Doru."
Ar bir ekilde doruldu ve gerindi. "Bu kayalar ok sertleebi
liyor." Tekrar ta jaguarn olduu st basamaklara kt. Jaguarn pen
esinin yannda brakt rme omuz antasn alp yanma dnd.
"A msn dostum?" diye sorup oturdu. antay kartrd, bir
su kaba ve ince bir sarmakla balanm, muz yapraklarndan
yaplma bir paket kard. Kaba tuttu. Gzel, koyu kahverengi
bir kabakl ve cilalanm bir heykel gibi duruyordu. Tepesini
kard. "Seksle ilgili sohbetimizi hatrlyor musun? Seksin ekil
deitirici iin kaplar nasl atn, bencilce hislerimizi brakp
94
evrenle birliimizi hissettiimizde duyduumuz esrik birlii na
sl rettiini? Bu kabak iyi bir simge. nsanlar kabak gibidir;
ierdeki iyi taraflara ulamak iin tepemizi amamz gerekir. Seks
(ve ayahuska gibi retmen bitkiler) kendimizi amamza yardm
edebilir. Bazen."
Kaba bana verdi. Kaldrp dudaklarma gtrdm. indeki
sv bana biraz Shuarlarn chichasn hatrlatt. Kesinlikle sertti.
Sonra muz yaprandan yaplma paketi at. inde st ste kon
mu tortillalar vard. Sessizlik iinde yedik.
"Shuarlar ve Quechualardaki hayal deneyimlerini anlattn. Bir
de Cava ve Tibet'ten bahsettin. Orada neler yaadn?"

95
1 0. B LM

GE

ENDONEZYA ' DA ARABAYLA Bat Cava dalarna doru ilerliyor


duk. ofr-tercmanm Enerji Bakanl'nda alyordu. Halkn
dan ve memleketinden duyduu gurur belli oluyordu. Dalarda
ykseklere ktka heyecan da artyordu. "Buray tanrlar yarat
t. . . " dedi, " . . . yani biz lmller burada cennetin nasl olduunu
grebiliyoruz."
plak ayakl olanlarn meydan okuyarak cipimizi oyunlar
na davet eder gibi top oynad kk bir kye vardk. Fotoraf
ekmek iin pencereden dar eildiimde ocuklardan biri topu
eline ald, dier elini de beline koyarak ar aksanl bir ngilizce
ile bard: "Benim adm John Wayne."
Onlarn yanndan ayrldktan sonra ofre, ocuklarn zayf ve
fakir grndklerini syledim.
"Ben Cavalym" dedi gsn kabartarak. "Buraya yakn bir
yerde bydm, tpk onlar gibi. O ocuklarn paras olmayabilir
ama fakir deiller. Bunu biliyorum." Bir an sessiz kald ve srme
ye devam etti. "Zenginlik algmzla ilgili bir ey." Eliyle n cam
sildi. "Tm bunlara sahip olan biri nasl fakir olabilir?" Bana do
ru bakt. "Biz Cavallar, alglarn oynayabilecei oyunlarn ok
iyi farkndayz."
96
kltrlerde bile sonuta her birimizin ekil deitirdii dncesi
ok ilgimi ekmiti. Buna inanmasan bile, reenkamasyon yanl bir
inan dahi olsa, her insan ekil deitiriyordu. nsann lnce ta
mamen dntn hangi rasyonel insan inkar edebilirdi? Bede
nin baka bir eye dntn kabul etmek, ruhsalla inanmay
gerektirmiyordu. Shakespeare' in oyununda, Hamlet'in Yorick' in
kafatasna bakp bir insann lmesi, gmlmesi, topraa ve kurt
uklara dnmesi hakknda felsefe yapt sahne, bir materyalis
tin (veya bir bilim insannn) bak asn olduka doru bir ekilde
zetliyordu. Bu inkar edilmez bir ekil deitirmeyi de tanmlyor
du. nanalm ya da inanmayalm, her birimizin ekil deitirdii
kavramnn gc ile bir kez daha sarsldm.
B unu ofrmle tarttm. Gmleinin cebinden bir kalem
kard ve yanmdaki koltua brakt. "Ne oldu?" diye sordu .
Yantm beklemeden kendisi cevaplad: "Yerekimi kalemin
dmesine neden oldu. Doru mu? Elbette doru. B unu hepi
miz biliyoruz. Dnyadaki tm eitimli, mantkl insanlar bunu
kabul eder, deil mi? Peki ya biri bu dnceye katlmazsa? Ya
yer ekimini hi duymam insanlar varsa? Ya maara adamla
r zamannda yayor olsaydk? Veya hi insan olmasayd, sade
ce hayvanlar olsayd? Kalemim veya bir aa dal ayn ekilde
decekti . Bu kavram biri tarafndan anlalsn veya anlalma
sn, ekim onun dmesine neden olacakt. Ayn ey ekil dei
tirme iin de geerlidir. Bu oluyor. B unu hepimiz yapyoruz.
ok, pek ok kez. Eer reenkamasyona inanyorsan, bunu her
yaamda en az bir kere yapyoruz."
Ksa bir sre sonra Bandung ehrine vardk. ofrm bizi
doruca nmzdeki ay geireceim resmi konuk evine g
trd. Hollanda kolonisi dneminde ina edilen konuk evinin ge
ni sundurmas ay tarlalarna bakyordu. Bu tarlalar tepelere ve
biz vardmzda yavaa akamn mor glgelerine bezenen da
eteklerine uzanyordu.
Yal bir adam hzlca merdivenlerden indi. Bol pantolonu
nun paalar sandaletleri zerinde sallanyordu. Eski Cava mi
tolojisinin kahraman-tanrlaryla bezenmi batik gmlei canl
renklere sahipti.
99
Yal adam yaklarken ofrm "Tam bir ekil deitirici"
dedi dnceli bir ekilde.
Cipten indim, kotumdaki yolculuk tozlarn silkeledim ve eli
mi uzattm. Sklgan bir ekilde srtt. ki elinin parmaklarn kal
bi zerinde birbirlerine dokundurarak eildi. "Ben Toyup" dedi
grltl sesiyle.
Toyup ve ben birlikte ok vakit geirdik. Bana ok ey retti
ve bunlarn bir ksmn The Stress-Free Hahit (Stressiz Alkanlk)
adl ilk kitabmda anlattm. Gerekten bir ekil deitiriciydi ama
bunu biraz farkl bir ekilde sylyordu. "Ol" derdi disiz bir sr
tla. "Her zaman ol. Asla olmak iin alma. stediin her ey ola
hilirsin ama olmak iin almaktan uzak dur. Sadece olmak
istediini olmay hatrla."
Bunu bata olduka kafa kartrc buldum ama bunu syleme
ye srarla ve sabrla devam etti. Birka kez bana ayn hikayenin
farkl versiyonlarn anlatt. The Stress-Free Hahit adl kitabmda
mevcut olan O-Nami (Byk Dalgalar) isimli bu hikaye, pek ok
insana bana yazma ilham verdi. Hikayeyi burada tekrarlyorum.

O-Nami ok stn bir gce ve dv bilgisine sahip tannm bir


greiydi. Ba baa dvlitnde herkesi, hatta eitmenini bi
le yenebiliyordu. Ama halk nndeki dvlerde durum farkl y
d . Kendinin farkna varyordu ve phe duymaya balyordu.
Aptalca hatalar yapyordu ve ou zaman kendinden daha az ye
tenekli grei lere yen i l iyordu.
Bir gece usta bir eitmen onu ziyaret etti. Bu usta en zeki us
tal ardan biri olarak b i l iniyordu. "O-Nami . . . " dedi, " . . . sen ' B yk
Dalgalar' sn. Buna inanmal sn. Bu ol. Odana gi. Gece boyunca
uyank kal ve byk dalgalar dn. Olduun eye inan . Sen
nne gelen her eyi ykan dev dalgalarsn."
O-Nami odasna ek i l d i . Gece boyunca medi tasyon yapt.
nce yalnzca dalgalar dnd. Baka v izyonlar araya girdi
ama O-Nami onlar dnmeyi brakt. Gece ilerlerken yava ya
va dalgalar hakim olmaya balad. Oday doldurdu, onun etra
fn sard. O-Nami 'nin odasna doan gne grleyen bir dalgalar
seliydi.
O gnden sonra kimse 0-Nam i ' y i yenemed i .

1 00
"O halde sen bir danssn." Kzdan bir gsteri yapmasn iste
mi. Sonra da ona bunun hayat boyunca grd en gzel dans
peormans olduunu sylemi. Tekrarlam: "Sen bir danssn."
"Ama hi dans yapmak iin tutulmadm."
"Ne olmu? Aptal bir iverenin henz sana i vermemi olma
s bunu deitirmez. Eer yarn sana i verilecek olsayd, bugn
olduundan daha iyi bir dans m olacaktn?" Kz ban yanlara
sallam. "Evet. Ayn olacaktn: Muhteem bir dans. Sen dans
sn. Dans ol."
Bir hafta iinde kz Cakarta'daki en nemli dans irketi tara
fndan ie alnm.

B ir leden sonrann ilerleyen saatlerinde Toyup onunla konuk


evinden uzak olmayan bir aalkta bulumam istedi. "Bana ya
rm saat ver" dedi. "Sonra da ktkten yaplma oturan olduu
yere gel. Sana bir ey gstereceim."
Yarm saatin gemesini hevesle bekledim. Bu srada Hermann
Hesse'nin Siddharta' sn okuyordum. Kitaba konsantre olmakta
ok zorlanyordum. nemli bir eyin olmak zere olduunu his
sediyordum.
Sonunda vakit geldi. Kendimi tutamyordum. Aala nere
deyse koarak gittim. Oraya vardmda sabrszlm anlama
mas iin ar bir yrye geip Toyup' un olaan tarzn taklit
etmeye altm. Ktk oturan zerine kp etrafa baktm ama
Toyup ortalkta grnmyordu. Hayal krklna uramtm ama
birka dakika beklemeye karar verdim. Oturaa oturdum.
Bir sre sonra uyku bastrd. Oturaa uzandm ve gzlerimi ka
pattm. Rzgann hrdatt yapraklar beni iyice gevetiyordu. Uy
kuya dalm olmalym. Sonra bir ey yanama dokundu.
Doruldum ve baktm. Oturamn arkasnda neredeyse lm g
rnen, ksa, yapraksz bir al vard. alnn dallarndan birinin ba
na srtnm olabileceini dndm. Tekrar uzandm ve uykuya
dalmak zereydim ki daln bamn tepesine dokunduunu hisset
tim. Onu tuttum. Bir el ! Doruldum ve Toyup'u grdm. Oturan
arkasnda meldii yerde kendini o aldan yal bir Caval adama,
kendisine dntrd. Gzlerime inanamadm. rlplakt.
1 02
Ayaa srayp yannda durdum. "Bunu nasl yaptn?"
Ar bir ekilde dier bir aaca yrd ve aacn kklerinin al
tndaki bir oyuktan kk bir anta kard. Gmleini, pantolo
nunu ve sandaletlerini karp giydi. Sonra yanma dnd. "Neyi
nasl yaptm?"
"Biliyorsun. alya dntn."
Bana ok yakn durdu, dorudan gzlerimin iine bakt. Bu
daha nce ok nadir yapt bir eydi. "Hibir ey renmedin
mi?" diye sordu ve sesinde gerek bir hayal krkl algladm. "O
alya dnmedim. Tpk imdi de bu yal Caval adama dn
mediim gibi.
Bu beni durdurdu. "Sen sensin. Az nce ise alydn."
Glmsedi. "Doru."
"Ama nasl?"
"Tpk senin burada, nmde grdm sen olman gibi."
imdi baka bir soru iimi kemiriyordu. Ona sormaya isteksiz-
dim ama sormam gerektiini biliyordum. "Neden elbiselerini
kardn?"
"Renklerin kendi balarna titreen enerjileri var gibi grn
yor" dedi yavaa. "Belirli bir rengi olan eyler giyerken baka
renkte bir ey olmakta zorlanyorum."
Birlikte oturaa oturduk. "Sannn O-Nami bu renk eyini yen-
di. Ben henz o kapy amadm."
Olma konusunda aptalca sorular sorduum ve syledii eyi
anlamadm iin zr diledim.
"Bu eyler zaman alyor" dedi yumuak bir ekilde. "Sabrl ol.
Yaptm eyi senin de yapmak istediini biliyorum ve yapaca
n da biliyorum. Ama henz hazr deilsin." Gzleri derin bir ef
kat yayyordu. "Deneyimlediin ey iin kran duy."
Dndm ve ona sarldm. Kendimi tutamyordum. "Ben alg
ladm eyim" dedim. Kontrol edilemez bir ekilde hkra h
kra aladm.

"Toyup beni Marina Bellazzi isimli gen, gzel bir talyan bayan
la tantrd" dedim Viejo Itza'ya. "Asya' da seyahat ediyordu."
Viejo Itza bir tortillay ineyip mayal iecekle midesine in
dirirken ona Marina'yla nasl arkada olduumuzu, sonunda bir
1 03
grup talyan ve Kuzey Amerikaly Shuarlara nasl gtrdm
z anlattm. Marina, Tibet'teki deneyimleri tablolarn derinden
etkilemi yetenekli bir ressamd. Himalayalar'da yaam, haya
tnn byk bir blmn Tibet geleneklerini, trenlerini ve ifa
tekniklerini renmeye adamt. Ustalar Tibetli amanlard. Ba
na onlardan rendii bir hayal deitirme tekniini retmiti.
Sekiz aamal bu yntemi Viejo Itza'yla paylatm:
"nce bir hayal seiyorsun. Ruhunun derinliklerinden geldii
ni bildiin, gereklemesini istediin bir hayal . Bunu yaparken
bana rettiin yolculuktan, yani hayalleri fantezilerden ayrmak
iin ta kullanma tekniinden yararlanlabilir. ..
"kinci admda kapal gzlerle ok karanlk bir yer, bir boluk
gryorsun. Bir siyahlkla evrili gm bir yldz grnyor. Ha
yalini o yldza gnderiyorsun. Yldzn hayali zmsemesini iz
liyorsun . . .
"nc admda hayal gcnle yldz alnna getiriyorsun,
nc gzne, yani iki gznn arasnn hafife yukarsndan
gemesine izin veriyorsun . . .
"Drdnc admda kafann iini kristal veya aynalardan olu
an bir kre olarak gryorsun. Hayal ve yldz bu muhteem yer
de yansyor ve gleniyor...
"Beinci admda hayalin ve yldzn kez patlamasn izli
yorsun. Her defasnda yok olmak yerine iyice enerji kazanyor.
Zihninle iyice btnleiyorlar...
"Altnc admda kalbine dmelerine izin veriyorsun. Kalbini
de hayalinin ve yldzn glendii, kristalle kapl bir yer olarak
gryorsun . . .
"Yedinci admda hayalinin v e yldzn kez patlamasn iz
liyorsun. Her patlamayla bu hayali gerekletirmeye adanml
n onaylyorsun. Kalbinin enerjisini, kalp, hayal ve yldz arasnda
meydana gelen birlemenin enerjisini hissediyorsun ...
"Sekizinci admda tekrar bana ykselmelerine, nc g
znden karak tekrar siyahla gitmelerine izin veriyorsun."
Yukar baktmda Viejo Itza'y gzleri kapal yakaladm. Ya
vaa gzlerini at. "Gl bir imgelemeymi" dedi.
1 04
Marina bu egzersizi haftada en az kere, istenirse daha faz
la tekrarlamann nemini vurgulamt.
Bu teknii seminerlerimde kullanmak zere hangi ekillerde
adapte ettiimi anlattm. "Katlmclara, ' Hayalinizin bu olaan
realitede gereklemesini istediiniz iin sreci bir adm ileriye
gtrmeniz gerekiyor. Hayalinizin somutlamasna dorudan yar
dmc olan bir ey yaparak her gn hayalinize enerji kazandrn.
Mektuplar yazn, politikaclar arayn. Bir ey yapn. Hayalinize
ses verin. Onunla konuun. Onu dile getirin' diyorum"
"Kelimeler" dedi sesi dilinde yuvarlayarak. "Her kltr, ha
yali, szl olarak ifade etmenin veya onu sembolik bir ekilde or
taya koymann nemini kabul eder."
Katldm. "Hayalini dierlerine ifade etmenin byk bir gc
olduu evrensel olarak kabul edilen bir ey. Benimki gibi modem
endstriyel-teknolojik toplumlar hari belki."
Uzunca bir sre konumadan bana bakt. Gzleri sanki beni sa
dece incelemiyor, ayn zamanda tutuyor, kaplyordu. Sonsuzluk gi
bi grnen bir sreden sonra gzlerini krpt. "Sra sende" dedi.
"Sra bende mi?"
"Ormann derinlerindeki Shuar arkadalarna dn." Glmse-
di. "Dierlerini yanna al. Hayalin ve szn gcn payla. Ener
ji olutur. ok nemli bir ana girdin: gei. Bunu harcama. nanl
ol. Tm biimleriyle ekil deitirmeyi ren."

1 05
nsan kurallara smaz!
2 . KISIM

i E R DEN
BAKI
nsan kurallara smaz!
1 1 . B LM

BiR AMAZON AMANI


KAYB OLUYOR

AMAZON YAMUR ORMANININ derinliklerinde geceye yldzlar ha


kimdi. amann evinin kapsndan dar ktmda, minik k
kreleri etrafm kaplad. Her yerdeydiler. Sadece yukarda, gk
lerde deil, ayn zamanda ayamn altnda. Hareketsiz bir ekil
de durup cangldaki sesleri dinledim, ldayan baleyi izledim.
amann evinin etrafndaki kk ak alann tesinde, aa
larn arasnda dans eden milyonlarca minik melei andran parlak
klar aalarn siluetlerini ortaya karyordu. ekil deitirme
iin mkemmel bir gece gibi grnyordu . Yldzlarn ve ate b
ceklerinin birletii, insanlarn, bitkilerin, hayvanlarn, talarn,
hayallerin ve kabuslarn bir olduu, atom alt paracklarn evre
ni iine ald bir gece. amanlarla alma yapabilmeleri iin Ek
vator'a getirmi olduum bir grup Kuzey Amerikal bilim insan,
psikolog ve doktorla birlikte paylatm bir geceydi.
Tohumu Viejo Itza ekmiti. Onun nerilerini izlemeye, tohu
mun etrafnda kk toprak kmeleri oluturmaya ve tohumu su
lamaya kendimi adadktan sonra, gerisi artc bir kolaylkla
geldi. Kitaplarm ve seminerlerim nedeniyle pek ok insan aman
109
kltrleriyle olan almalarma ilgi gstermiti. Raul ve Jaime ad
l Ekvatorlu iki arkadamla bir ibirlii oluturdum ve "hayalini
deitirmek" isteyen insanlarn Shuarlar ziyaret edebileceini du
yurdum. B irlikte kk Kuzey Amerikal ve Avrupal gruplar
Andlar'n tepelerine ve cangllarn derinliklerine gtrdk. Bu ie
"Hayal Deiimi Maceralar: z-Farkndalk Yoluyla Dnyaya
Hizmet" adn verdik. Tohum filizlendi.
lk birka geziden sonra Jaime, ortak bir dil ve kozmolojiye
sahip olmalarna ramen Shuarlarn geleneksel dmanlar olan
komu kabile Achuarlara yardmc olmaya adad kendini. Achu
arlarn misyonerler tarafndan ziyaret edilmesi ok yakn bir ge
mite balamt ve Jaime'nin onlarla almasnn faydal
olacan hepimiz kabul ettik. Jaime Achuarlarn kuzeylilere sr
drlebilir, dnyay onurlandran yaam biimlerini retebile
cekleri ekoloj ik bir konuk evi yapmada onlara yardm etme
olasln deerlendirecekti. Shuar blgesine yaplan gezileri gi
derek Raul ve bana brakt .
O gece ikimiz on drt kiilik bir grubu, yllardr tandm
Kitiar isimli yal bir Shuar amanm ziyarete gtrmtk. Biz
"medenilerin" okuma yazma bilmeyen, kk bir cangl kabile
si diliyle konuan ve ok derin fikirler aktaran bir adamn etra
fna dizilip daha nce hi hayal etmedii eyler yaad bir
geceydi.
"nsanlarnzn deimesi gerekiyor" dedi bize. "Sizin dnya
ya bak ekliniz devam edemez. Ama liderler sizsiniz. Btn
dnya sizin yolunuzu izliyor. Sizin, hepinizin, insanlarnz her
eyi yiyip bitiren agzl bir canavardan, saygy, sevgiyi renen
bir varla dntrmek iin almanz gerekiyor." Beni szd.
"ekil deitirme hakknda sorular sordun. Sana bir ekil dei
tirmeyi bizzat gstereceim. Yarasa olup uup gitme vaktim gel
di." O kadar gl bir ekilde glmeye balad ki, boulacandan
korktum. Durduu zaman gruptaki herkesi iine alacak ekilde
kollarn at. "Ben, yarasa, uup gideceim. Ama sizin insanla
rnz deitirmeniz gerekiyor. Gelip insanlarmdan bir eyler
renmeleri iin daha fazla insannz getirin. Sonra onlarn gidip
bunu dierlerine retmelerine yardm edin."
1 o
lar benim kendimi ate pskrten byk bir volkana dntrd
m grecek. Dan tepesi patlayacak. Ateli bir rmak kp
volkann yamalarndan aa inecek, iyiletirilen kiiye akacak.
Bu rman oluturaca girdaplar hastala neden olan kt ruh
lar ekip karacak. O kt ruhlar tsentsak eklini alacak; ok atan
borularmzda kullandmza benzer grnmez oklar. Benim, bu
taburede oturan yal adamn bu zehirli oklar azmla kard
m greceksiniz ve nehrin hastay temizlediini bileceksiniz."
Pek ok kii ifa istedi. Kitiar tek tek her birinin, oturduu tabu
renin nndeki bir oturaa uzanmalarn istedi. arksnn ritimleriy
le uyumlu bir ekilde onlar dallarla nazik bir ekilde fralamaya
ve zerlerine alkol serpmeye balad. Sonra fralama biraz daha
sertleti, arknn sesi ykseldi. Ateteki kzlerin hafif parlts dn
da oda karanlkt. Sylediklerini tercme edebilmek ve zaman za
man herhangi bir ekilde herhangi bir eyde ona yardmc olabilmek
iin mmkn olduu kadar yaknna oturdum. ok yakn durmama
ramen onu gremiyordum. Duyabiliyor ve varln hissedebili
yordum ama hatlarn ayrt edemiyordum. ou durumda hastann
sorun yaad beden blgesini emip bir eyler karyor ve bunlar
azndan boaltyordu. ifalarn ounun ok gl olduunu alg
ladm ve bu hissim hastalarn reaksiyonlaryla da doruland. ok
sayda kii epeyce youn duygular yaad. Yllardr migren sknt
s yaayan bir kadn Kitiar onun ban emerken banda inanlmaz
bir rahatlama hissettiini syledi. "Sanki biri oyuncak srpriz kutu
sunun kapan at ve ierideki o korkun eytan frlayp gitti! "
ifa isteyen herkesin ii bittiinde, bu sefer ahap sraya ben
uzandm. Kitiar bedenimi tarad. "Ne istediini biliyorum" dedi ve
gld. "Ama hatrla, bu tehlikeli. Eer lme inanyorsan, eer teh
likeye inanyorsan!" Sonra etrafma bir alkol buhar fledi ve dallar
la almaya balad. ark syleyii beni kendimden uzaklatrd.
Baka grntlere dnen geometrik imgeler, birleerek iekle
re ve hayvanlara dnen kalplar grmeye baladm. dm
hissettim ve rutubetli ve souk bir maaraya gtrldm alg
ladm. Birden tiz bir lk, sonra da bir kanat rp sesi duydum
ve zerime doru bir rzgar estiini hissettim. Gzlerimin kapal ol
duunun farkna vardm. Atmda, zerimde uan dev bir yarasa
1 12
grdm. Gzleri beni izliyordu ve rpt kanatlan bana doru rz
gar estiriyordu. lk attm. Yarasa uup gitti.
Sonra Kitiar dorulmama yardmc oldu. "Ben sadece yal bir
amanm" dedi. "Ama sana korkman gereken bir ey olmadn
syleyebilirim. Eer ekil deitirmek istiyorsan cesur olmalsn.
Kendine sor: Korktuum ey nedir?"
"Tehlikeli olduunu sylemitin."
"Eer tehlikeye inanyorsan ... O inanc brakmalsn."
"Tehlike yok mu?"
"Buna nasl baktna bal, deil mi? Bu her durumda siz
gringolann en byk sorunu. Risklerden saknmay bir saplant
haline getiriyorsunuz. nsanlarn buraya her getiriinde bunu g
ryorum. Hep tehlikeleri soruyorlar; ylanlan, timsahlan, rm
cekleri, jaguarlar. Biz Shuarlar lm baka bir dnyaya
doumumuz olarak saygyla karlarz."
"Katlyorum, prensip olarak. Sknt ektiim ey bu aslnda."
"ekil deitirmekte korktuun ey nedir?"
"Dnemeyeceim korkusu" deyiverdim.
"Peki, bunun nesi kt?" Bir yudum trago ald ve ieyi bana
verdi. "Sana gstereceim" dedi. "Benim vaktim geldi, biliyor
sun. Tm bu almay sana ve dierlerine brakmam gerekiyor."
"Ne sylyorsun?" Aynlmaktan bahsedii beni endieye d
rd. Bir yarasa olacan sylemiti. Sylediklerinden phe
duymayacam kadar ok eye ahit olmutum. Peki, ama ayrl
maktan kastettii ey neydi?
"Greceksin. Hatta grdn bile. Sana son dersim cesaretle il
gili. Korkmamalsn. Risk almaktan korkma."

ay sonra yamur ormanna baka bir Kuzey Amerikal grubu


getirdim. Kitiar gecelerimizi geirdiimiz ve zel bir seremoni
dzenlediimiz yere geleceini sylemiti. Raul ve ben grubu ha
zrladk. Herkes son byk geleneksel Shuar amanlarndan bi
riyle alma frsatndan dolay ok heyecanlyd. Ben de ok
heyecanlydm. Kitiar'la paylaacam ve sormay umduum ok
ey vard. Atei yaktk, baz insanlann getirdii mumlar ve hedi
yeleri kardk. Bekledik.
1 13
"Mafiana*" diyerek espri yapt biri hep birlikte alevleri izler
ken. "Kelime yeni bir anlam kazanyor, deil mi?"
Bir dierinden yeni bir espri geldi: "Belki de amanlar 'para
lel' dnyalardan ve 'olaand' gerekliklerden bahsederken as
lnda kastettikleri ey budur."
Birlikte yaadmz Shuar ailesi bizim iin arklar syledi ve
manyok bitkisinden yaplan chichann nasl hazrlandn gster
di. Shuar diyetinin ve ritellerinin ok nemli bir paras olan bu
bitki kutsal kabul edilir. Bu biray yalnzca kadnlarn hazrlama
sna izin veriliyor.
Byk toprak bir f nnde oturdular, patates presi kvam
na gelene kadar kaynatlm olan paralanm kkleri parmaklary
la alp azlarnda inediler ve svnn gece boyunca mayalanaca
fnn iine tkrdler.
"Shuarlar iin . . . " dedim, " ... chicha patates, ekmek ve pirin
gibidir. Onlarn temel niasta ve karbonhidrat kayna."
Bunu karlkl ksa espriler izledi. Mizahtan memnun olmu
tum. Daha nce gruba amanlarn yaptklar ii kutsal olarak gr
melerine ramen kendilerini ve hayatlarn asla fazla ciddiye
almadklarn sylemitim. Oyuncu taraf, neeli ocuk ve ciddi
yetikini dengede tutuyor.
Gece ge saatlere kadar sabrla bekledik. Amz Lucho bir
gitar getirip bizim iin ald. Onun mziini daha nce ok duy
mutum ama bu sefer farklyd: Hznl arklar seti; ihanet ve
lm arklar. havay iyice arlatran melankolik bir mzik.
Birden ince bir lk duydum. Yukar bakar bakmaz byk
bir yarasnn kapdan girdiini, Lucho'nun bann zerinden a
t kiriine utuunu grdm. Etrafa baktm. Gruptaki dierleri
heyecanl bir ekilde parmaklaryla yarasay gsteriyordu. Her
kes yarasay grmt. Shuar ailesi bir panik yaad. ocuklar
tencerelerin stne vurmaya, kadnlar barmaya balad. Yara
s aa indi, selamlar gibi zerimizde bir kez daire izdi ve gir
dii kapdan kt.

* spanyolcada "yarn" anlamnda, ayn zamanda argo olarak "ne acelesi var"
gibi bir anlamda kullanlan kelime-.n.

1 14
Shuarlar kendi aralarnda bir eyler konumaya balad. Endi
elenmi grnyorlard. Grubumuz Shuar ailesinin gelen yara
sayla ilgili ne dndklerini renmek istiyordu.
"Biri ld" dedi ailenin ba Tantar. "Ruhu yarasaya geti.
Hoa kaln demeye geldi."
ime bir ey oturdu. Ama bunu sylemedim.

Sonraki sabahn erken saatlerinde kahvalty hazrlarken Kitiar'n


olu Kutsa kageldi. Yorulmutu, bir tabureye kt. "Kitiar git
ti" dedi. Grup onun etrafna topland.
"Nereye gitti?" diye sordu Raul.
"Kayboldu. Yok oldu." Shuar ailesi ona bir kase chicha getir-
di. Kutsa chichay hzla bitirdi. Sonra bize inanlmaz bir hikaye
anlatt.
Yaklak bir ay nce Shuar aman ve Kutsa'nn "gringo
misyoner" dedii biri Kitiar ' kara by yapmakla sulam.
B u Shuar kltrnde korkun bir sulamadr. "Sanyorum . . . "
dedi Kutsa, " . . . bu irket'in ii. Ondan nefret ediyorlard." Ter
cme ederken "irket"in aa kesen ve petrol arayan yabanc
giriimcileri tanmlayan bir kelime olduunu akladm. Yerli
topluluklarnn bazlar onlar byk bir dman, bazlar ise
mttefik olarak gryordu. Kutsa'ya gre Kitiar ' n itibarn
sarsmak iin haince bir kampanya dzenlemiler. Sonunda
aman, yarglanmas iin Kitiar ' n karlarna kmasn i ste
mi. Sylentiye gre niyetleri onu topluluktan aforoz edip evi
ni yakmakm.
Kutsa Kitiar ' n bundan hibir korku duymadn vurgulad.
B u bana Kitiar ' n son ifamda bana verdii mesaj anmsatt.
Ama Kitiar bu giriimlerin neticeleri konusunda derin bir d
nceye dalm. Oluna yle demi: "Ben drst bir insanm.
Benim glerim ifa iindir, ktlk iin dei l. irket'le mca
dele ettiim ve ormanlar koruduum iin beni yok etmek iste
yen insanlar var. Bu insanlar kt. Onlara boyun eemem.
Benim iin gitme vakti."
Kutsa geceyi babasnn evinde geirmi. Ertesi gn romatizma
sknts olan yal bir kadna bitkisel ila hazrlamak iin birlik-
1 15
te almlar. leden sonra Kitiar su kaban chichayla doldur
mu, ok fleme borusunu ve okluunu omzug.a asm. Oluna
dnm. "John'a bu gece aman Kitiar' grerfeyecei iin zgn
olduumu syle. Ama beni grecek." Evinden uzaklam. Kut
sa onun, "Cesur ol" dediini duymu.
"Sanki birden eriyip ormana kart." Kutsa etrafnda ona ba
kan yzlere bakt. Glmsedi. "Aalarna."

1 16
1 2. BLM

" TEK" OLMAK

KiTiAR 'IN KAYBOLMASI beni derinden zd. Onu sk sk dn


dm. Bir keresinde ryamda bana seyahatlerimize katlan kiile
rin sorumluluklarn ciddiye alp almadklarndan emin olmam
syledi. Seyahatlerimize "Hayal Deiimi Maceralar: z-Far
kndalk Yol uy la Dnyaya Hizmet" adn verdiimizi hatrlatt .
"nsanlar buralara getiren eyin sadece z-farkndalk olmad
ndan emin olmalsn. Dnyaya hizmet etmeye adanmalar ge
rekiyor. Hayallerini bitkilerin tanras Nunqui 'yi ve sularn ruhu
Tsunqui 'yi onurlandran hayallere dntrmeye adanmalar ge
rekiyor."
Ondan sonra insanlara yolculuklardan bahsederken bu gezile
rin ykc ynlerini vurgulamaya dikkat ettim. Konferanslarda ve
seminerlerde yamur orman ekolojisinin hassasiyetini anlattm.
"Yamur ormanna giren herkes onu incitiyor" dedim. "Shuarla
rn aklnn karmasna neden oluyoruz. Varlmz onlarn aile
lerinin, zellikle genlerinin yaam zerinde bask yapyor ve
geleneksel yaam biimlerinin devamllyla ilgili sorunlar ya
ratyor." Yerli insanlara okumay rendikleri zaman szl gele
neklerini ezberlemeleri gerekmeyeceini, kitaplarn uzun vadeli
bir kayt imkan sunduunu, bitkilerle ilgili birincil elden bilgile-
17
ri nemsemelerinin de gerekli olmadn retmeye alan mis
yonerlerin olumsuz etkilerinden bahsettim.
Ama her zaman unu da ekledim; yallarn sahip olduu bil
giye ve amanlarn ifa yeteneklerine samimi bir sayg gsterdi
imizde, onlarn glerinin artmasna yardmc oluyoruz. "Gen
Shuarlar bizim amanlarn dizleri dibinde oturduumuzu, hika
yelerini dinlediimizi ve tp doktorlarmzn gelip onlardan ifa
hakknda yeni eyler rendiini grdklerinde, bu onlara ok
ey anlatyor."
Bu konumalarm ekonomist gemiime kadar uzanan kiisel
felsefemi zetleyerek bitiriyordum: "Bu bir fayda-maliyet mese
lesi. Eer ABD'ye dnerken insanlarmzn hayalini deitirme
ye, yamur ormanlarn mahveden materyalizmi, zellikle de
petrol, kereste ve et tketimini azaltmaya adanm olursak, o za
man bundan salayacamz fayda, ziyaretimizin maliyetinden
ok daha byk olacaktr."
Seminerlerimde ekil deitirme kavramn da ele almaya ba
ladm. Katlmclara Toyup 'un yapt gibi alya dnmeyi
retemeyeceimi biliyordum. Bunu kendim de yapamamtm.
Ayrca bunu yapabilmek, pek ok kiinin hazr olduundan p
he duyduum felsefi bir deiiklik gerektiriyordu; bir alnn bir
insanla ayn olduunun, trler arasnda bir hiyerarinin olmad
nn, dolaysyla da geri dnme korkusu duymaya da gerek olma
dnn kabul edilmesi . . . En azndan katlmclar bu ihtimalleri
dnmeye tevik edebiliyordum. Fiziksel, hcresel dnm fik
rinden ve alglarmzn, hayat tarzmzn ve kurumlarmzn ekil
deitirmesinin faydalarndan bahsedebiliyordum. Konumalara
ek olarak, pek ok katlmcnn ekil deitirmeye odaklanmas
na yardmc olan yedi egzersiz -psiko-navigasyonel yolculuk
balatmtm.
Bunlardan ilkini Raul'la birlikte Ekvator'da bir gruba elik
ederken renmitim. Geceyi Andlar'da, bin metrenin zerin
de bir ykseklikte, yarina adl bir Quechua kadn amann yann
da geirmitik. Sabah erkenden, daha hava karanlkken, bizi
souk da havasnda insanlarnn kutsal pnarna gtrd. Gn
aarmaya, volkan tepelerinde parlak turuncu ve sar renkli bir i-
l 18
ek gibi amaya baladnda, Pachamama'dan fkrp bir akn
tya dnen, Amazon' un yamalarndan inip sonunda Atlantik
Okyanusu'na ulaan nehri izledik.
"Birazdan ... " dedi yarina, yumuaklna ramen dalardan
yanklanr gibi gelen sesiyle, " .. .nti 'yi, gnei selamlayacaz.
Bu pnarn ad Pocvio Juanita. Onun dii ruhu, gnein erkek ru
huyla birleecek. Birlemelerini ve size dnmelerini hissedin.
inizde birlikte akan kuvvetli erkek ve dii glerin, atele su
arasnda meydana gelen dengelenmenin farkna varn." Glmse
di. "Ayaklarnzn altndaki topra ve Pachamama'nn zerinize
ve etrafnza fledii nefes olan havay hissedin. Bu, drt elemen
tin bir ekil deitirmesidir. Hepsi iinizde birleiyor." Dnd,
gzleri hepimizi gezdi. "imizde. Hepimiz biriz."
Pnardan douya dnp kollarn gnee doru ykselttiinde
biz de onun yaptn yaptk. Gne, su altnda tutulup birden b
raklm bir top gibi, buzla kapl zirvenin tepesinde ortaya kp
gzlerimizi kamatrd.
yarina bir admn ileri atp dier bacann dizini hemen hemen
yere deecek kadar indirdi. Ezamanl olarak ellerini bana, gvde
sine ve yere doru indirdi. Gnein enerjisini iine eker gibi gr
nen zarif bir hareketti. Gnein Quechua dilindeki adn ellerini
gnee doru uzatmaya balad andan, geri ekip bana, gvde
sine ve yere indirene kadar uzatarak syleyen sesi, Andlann hava
snda berrak bir ekilde yankland: "iiiinnnnnnn-ti." Sssz, sade
ama gl bu dans ve arkya bizi de davet etti. Sert zemin zerin
de bu hareketi yaparken dengemizi korumaya alarak izledik onu.
Bu duay kez tekrarladk. Sonra onu takip ederek dorulduk ve
yavaa dnerek gnein arkamz da ykamasna izin verdik.
Pnara odaklanmamz istedi ve bu sefer suyun gcn getir
mek zere sreci tekrarladk. Suyun ardndan toprak ve havayla
devam etti.
Saatin erken oluuna, rakmn yksekliine ve gece ok ge
uyumu olmamza ramen, bu deneyim kendimi (ve eminim di
erlerini) enerjik ve dengelenmi hissettirdi. Drt elementin far
kndaydm. Sanki iimde son derece yksek ama rahatlatc bir
gce dnmlerdi; tm gn boyunca sren bir his.
1 19
yarina daha sonra bunu kendi evlerimizde de yapabilecei
mizi anlatt. ehirde bir apartman dairesinde oturuyor olsanz bi
le, dedi, pnar yerine bir bardak su kullanabilir, gnei gremiyor
olsanz bile douya dnebilirsiniz. "Zeminde de olsanz, onuncu
katta da olsanz, hava her zaman etrafnzda, toprak da ayaklar
nzn altndadr. Eer daha kolay geliyorsa ngilizce isimler kul
lann. nemli olan ruh ve niyetinizdir. Siz hava, su, toprak ve
ate, erkek ve diiniz. Hepsinin gc olun yani dengelenmi ruh."
Seminerlerimde bunu anlatrken Viejo Itza'nn bana retti
i taa yolculuu hatrladm. Bu da ikinci ekil deitirme egzer
sizini oluturdu. Katlmclar le molalar srasnda bir ta
bulmaya tevik ediyordum. Onlara Viejo Itza'nn bana gster
dii teknii, nasl tan iine bir psiko-yolculuk yapacaklarn,
bireysel veya toplumsal hayatlarnda deitirmeye ihtiya duy
duklar bir eyi onda nasl greceklerini anlatyordum. ret
menimin szlerini tekrarlyordum. "Tan iine girin ve tan
kalbinize girdiini hissedin. ekil deitirme enerjiyle, ruhla il
gilidir. Eer anlamadnz bir ey varsa soru sorun. Deitiril
meye ihtiya duyan eyi bulun."
Quechua dilinde "kutsal nesne" anlamnda huaca denen bu
talar ayn zamanda psiko-navigasyonel bir ara, bir tr ruh reh
beri haline geldi. Katlmclar, bu talarn glerini kullanabilmek
iin bunlar fiziksel anlamda yanlarnda tamak zorunda olma
dklarn rendiler. Huacalar iselletirildi ve yardm iin her za
man arlabilir hale geldi.
nc egzersiz Paulo Coelho'nun Hac' ndaki bir hikayeden
esinlenildi. Coelho'nun eytanla mcadele edebilmek iin bir k
pee dnt hikayeden. Ama bu egzersiz, aslnda biz olan bit
ki ruhuna bir yolculuktu. Katlmclara genellikle pek oumuzun
gemi hayatlarmzda bitki olduumuzu sylyordum. Toyup bu
inanca sahipti ve bu egzersiz onun yapt bir egzersize benziyor
du. teki bitki olmayla ilgiliydi. Herhangi bir yerde, i mekanlar
da bile yaplabilirdi ama darda, bir orman veya parkta
yapldnda daha gl olabilirdi.
"Gzleriniz kapal bir ekilde diz kerek balayn" diyordum
katlmclara. "Dizleriniz ve bacanzn dizden aadaki ksm
1 20
yerde. Bedeniniz aaya eilerek bir top haline geliyor. Alnnz
dizlerinizde, kollarnz bacaklarnzn yannda, parmaklarnz ka
pal. Tohumun gcn, alp bitki olma arzusunu hissedin. B ir
aura gibi etrafnz saran enerjiyi gznzde canlandrn. Tohum
larn betonda bile filizlerini ama glerini hatrlayn. B u enerj
yi nasl kullanmak istediinizi, kendinizde en ok glendirmek,
olgun bir bitki olarak bytmek, iek atrmak istediiniz yn
lerinizi grmek iin derinliklerinize bakn. Yavaa parmaklarn
z an, banz kaldrn. B itkinin canlanmaya balamasn,
tohumdan filizlenmesini hissedin. Eilimlerinizin gerektirdii gi
bi hareket edin, bitkinin ruhunu hissetmeye devam edip sonunda
dorulun ve kollarnz an. Gzleriniz hala kapal olarak etraf
nzda ne olduuna bakn; dier bitkiler, belki hayvanlar. Sesleri
dinleyin, bir bitki olmann duyumlarn deneyimleyin, o dnyann
bilgeliini kazann. Ykselin ve en ok onurlandrdnz, varl
n deneyimlemek istediniz, ortaya kmasn istediiniz ynleri
ni kendinize ekin."
nceki iki egzersizde baladklar almay tamamlamalarna
yardmc olmas iin drdnc bir egzersizden yararlanmalarn
tavsiye ediyordum. Marina'nn rettii Tibet yldz tekniini an
lattm. Sekiz aamay, her gn eylemde bulunmann, niyeti ve
adanml szl olarak ifade etmenin nemini vurguladm. 2. 3 .
v e 4 . yolculuklar bir arada, dntrlmeye ihtiya duyan eyleri
tanmlamak ve dnm balatmak iin bir sistem salyordu.
Beinci egzersiz insanlarn kendilerinde artk ihtiya veya ar
zu duymadklar ynlerini brakmalarna yardmc olmay hedef
liyordu. Dierleri "bir eylere girmenin" nemi zerinde
odaklanrken, bu egzersiz "bir eylerden kma" ile ilgiliydi. Gu
atemala dalarnda yaayan Mayalarn geleneksel ate seremoni
lerinden modellenmiti.
Her katlmcya dallardan, ieklerden, yapraklardan, otlardan
ve doadaki dier yanabilen maddelerden bir bebek yapmas sy
leniyordu. Bu bebek onu yapan kiiyi temsil ediyordu ama mut
laka bir insan veya geleneksel bir oyuncak bebek grnmnde
olmas gerekmiyordu. Bebek haline getirilmeden nce, kullan
lan maddelerden izin isteniyordu. Yapan kii, bebei yaparken
121
ona kurtulmak istedii bir eyin ruhunu flyordu. Yani hayat
nn, kiiliinin ve davranlarnn deitirmek istedii bir ynn
bebee dntryordu. Bu korku gibi bir duyguyla, ak iliki
siyle, bamllkla, ile veya fiziksel bir rahatszlkla, ksacas ken
dimizi rahatsz hissettiimiz herhangi bir eyle ilgili olabilirdi.
Katlmc daha sonra bir sre bebekle birlikte meditasyon yapyor,
salverilecek zelliin ruhunu veya enerjisini ona gndermeye de
vam ediyordu. Sonra arklarn sylendii ve yarina'nn egzersi
zinde olduu gibi kendimizi elementlerle ykama etkinliklerinin
olduu bir ate seremonisi dzenliyorduk. Sonunda her katlmc
bebeini atee sunuyordu. Ate bebei tututuruyor, rahatszl
alp Pachamama yoluyla onu dntryordu. Bu egzersiz birey
ler ve kk gruplar tarafndan, mumlar veya metal bir tavadaki
alkol atei kullanlarak da yaplabilirdi.
Bu seminerleri yaparken kendimin hibir zaman fiziksel an
lamda, hcresel bir seviyede ekil deitirmediimin olduka far
kndaydm. Viejo Itza ve Kitiar ' n beni buna ellerinden geldii
kadar iyi bir ekilde hazrladklarn, imdi bu konuda kendi ba
ma bir giriimde bulunup bulunmamann bana bal olduunu
hissediyordum. Bunun yaplabildiine inanyordum ve grdkle
rimden phem yoktu. Temel teoriyi ve bunun bir teknikten de
ziyade bir davran olduunu anlamtm. in srr beyinde deil
kalpteydi. Gereken ey algsal bir srama, ok basit bir hayal de
iimiydi. Bunun iin nemli bir engeli amam, korkularm b
rakmam gerektiini biliyordum.
Gney Amerika yolculuklar ekil deitirmenin inanlmaz
glerini srekli dorulayarak faydasn gsteriyordu. Benimle
Ekvator'a yolculuk yapan insanlarn ounun eitli sorunlar, ra
hatszlklar giderilmiti. Bir aklama iin bask yapldnda a
manlar rahatszlklar yok etmekten ziyade, rahatszln enerjisini
hastaya faydal olacak bir forma dntrmekten bahsediyordu.
Aslnda enerjiden de ziyade titreim veya hava gibi kelimeler kul
lanyorlard.
nsanlarn kanserleri, migrenleri, ciddi srt sorunlar, kronik
yorgunluk sendromlar, kolitleri, diz ve bilek yaralan, ksrlkla
r, grme sorunlar iyiletirilmi, sigara, alkol, yemek ve seks gi-
1 22
bi eitli bamllklar, ebeveynler, sevgililer, eler ve ocuklar
la olan ilikilere dayal eitli duygusal sorunlar, zgven, kari
yer ve refahla ilgili sorunlar zlmt. Tp doktorlar ve
psikiyatristler dahil dier grup yeleri tarafndan bu iyilemelere
ahitlik edilmiti. Bu ifalar ABD ' de yaynlanan eitli televiz
yon programlarna konu olmutu. Paramount Pictures tarafndan
retilen Shaman Healers (aman ifaclar) adl bir programda,
Seattle'daki evinden ayrlmadan nce yumurtalnda tmr te
his edilmi olan, bir Quechua aman tarafndan iyiletirilen ve
evine dndnde doktoru tarafndan "aklanamaz bir ekilde
tedavi edildii" aklanan bir kadnn hikayesi yer alyordu.
aman ifalarndan sonra eitli insanlar dikkate deer hcre
sel deiiklikler geirdi. Bunun rneklerinden biri, bavurduu
ok sayda tp doktorundan ve dier tp uzmanlarndan hibir
zm bulamadan on yl boyunca kronik yorgunluk sendromu ya
am bir kadndr. Bir Shuar aman tarafndan tedavi
edilmesinden hemen sonra yolculuk srasnda kadnn grn
mnde nemli bir deiiklik fark ettik. ok daha "hafif' ve mut
lu grnyordu. zerinden byk bir yk kaldrlm gibi,
"yzlerce kat daha iyi" hissettiini sylyordu. Birka gn sonra
evine utu. Uaktan indii zaman kocas ve olu onu beklemek
teydi. Kadn onlara doru yrmesine ramen onu tanyamad
lar. Dorudan nlerinde durdu ama konumaya balayana kadar
onu kan yolcular arasnda aramaya devam ettiler. Deneyimledi
i bu derin ifa, onu kocas ve oluyla birlikte Ekvator'a birka
yolculuk daha yapmaya sevk etti.
Dier bir rnek Joyce adl psikoterapisttir. Joyce bana, "Bu
yolculua katlmamn nedeni alternatif tedavilere olan ilgim ama
amanizm hakknda ok az ey biliyorum. Ruhsal bir danman
bana bir amandan bir enerji transferi alacam ve bunun haya
tm deitireceini syledi." Srekli yksek kilolu olmaktan ve
yorgunluktan sknt eken Joyce pek ok farkl diyeti denemi
ama sonu alamamt. Bir Quechua amanm Andlardaki evinde
ziyaret ettiimizde, Joyce o amann hayatn deitirecek kii ol
duunu bildiini syledi. Onun tedavisi srasnda aman bir mum
zerinden alkol pskrterek onu bir ate topu ile evreledi.
1 23
Ertesi sabah kahvaltya gittiimde grubun onun etrafnda top
lanm olduunu grdm. Hem daha mutlu grnyordu, hem de
duygusal anlamda hafiflemiti. Joyce ' u yllardr tanyan bir dok
tor "Buna inanabiliyor musun! " diyerek ifade etti hayretini. "Ne
kadar nee satna bak. Yeni bir insan gibi grnyor! Bunu i
arkadalarma anlatmak iin sabrszlanyorum."
Duygu ve davranlarndaki ok belirgin deiime ramen Joy
ce 'un bedeni hala an kiloluydu. B ir gn sonra yamur orman
na vardmzda, bu onun iin ciddi sorunlar yaratt. Termal
elalelere giden uzun ve zorlu yol atletler iin bile kolay deildir.
Zorunlu deil de tercihe bal olmasna ramen denemek iin ka
rarlyd. Bu tr bir faaliyet iin kondisyonu yoktu ama kahraman
s iradesi ve yeni ulat gven duygusu ona ihtiya duyduu
destei salad. Bunlar ve ayrca arkadalarnn teviki dayanma
sn ve mesafeyi tamamlamasn salad.
Volkan elalelerinin buhar yayan sularnda ykanan Joyce ba
na dnd. "Kendimi mutlak bir ekilde dnm hissediyorum"
dedi gzleri parlayarak. Bunun ardndan syledii ey ise beni
oke etti. "Bundan sonraki yolculuklarda liderlik yapmak iin be
ni bir aday olarak dnr msn?"
ABD'ye dnmemizden birka ay sonra Joyce diyet yapmadan
ve herhangi bilinli bir aba gstermeden otuz kilo verdi. Enerji se
viyesi ssel olarak artmt. Bitmek bilmez evkiyle dierlerine il
ham veren, Ekvator'a yapt ilk yolculuunun birinci yl iinde
biri benimle, biri de kendi bana olmak zere iki gruba liderlik ya
pan harika bir gezi lideri oldu. Seminerlerimizin pek ounda, Joy
ce' un katld o ilk geziyle ilgili bir saatlik zel bir televizyon
program izlettiriyoruz. Ekrandaki grntsnn hemen yannda
Joyce'un kendisine bakan baz izleyiciler, onun ekrandakiyle ayn
kii olduuna inanmakta zorluk ekiyor. Bir gn, o ilk geziden yak
lak bir yl sonra bana u e-maili gnderdi:

Sana hcresel deiimimden bahsetmeyi unuttum. Ekvator'dan


dndkten iki ay sonra srmda kurdeen ol umaya balam t .
Bu tuhaft nk derinin altndayd. Derim dklmyordu ama
kzarp kanyordu. Hibir merhem fayda salamad. Sonunda

1 24
doktor kan analizi yapt ve kurdeeni geiren bir reete kard.
Hatrladm kadaryla kan analizi, bedenimin hcre ve kan mik
tarna tepki gsterdiine iaret ediyordu. Kan hcreleri iltihap
lanmt. Hcreler sanki bir enfeksiyon varm gibi tepki
gsteriyordu ama doktor ok aknd nk enfeksiyon yoktu.
Bunu vaskiiler bir reaksiyon olarak tanmlad. Hcrelerin bir e
ye reaksiyon gsterdiinden emindi ama bunun ne olduu konu
sunda hibir fikri yoktu. Bense kurdeenin bedenimde meydana
gelen deiime bir reaksiyon olduunu biliyordum. B undan hi
phem olmamt. Doktor daha nce byle bir duruma hi rast
lamadn, bunun ok tuhaf olduunu syledi.

Ekvator'daki bu deneyimler beni iki psiko-navigasyonel egzer


size daha balamaya sevk etti. kisi de gc neredeyse tm aman
kltrlerinde kabul edilen ama bizim kltrmzde genellikle kor
kutucu, hatta eytani armlar olan bir hayvan olan ylanla ili
kili. Bu yolculuklar kiisel olarak o kadar glendirici buldum ki,
bunlar seminerlerime dahil etmeye karar verdim.
Bunlarn ilkinde insanlardan ylana bir yolculuk yapmasn isti
yordum. Bu aamaya gelene kadar katlmclar Maria Quischpe ta
rafndan bana flenen yal kadn gibi bir ruh rehberi veya Viejo
Itza'nn tana benzer bir huaca edinmi oluyorlard. Bunlardan bi
rini veya her ikisini yanlarna almalar isteniyordu. Katlmclara
verilen tek talimat ylan tanmalar, onu mmkn olduu kadar ok
duyu ile deneyimlemeleriydi. Her bireyin yolculuu kendine z
gyd. Bazlar ylann grnn ve alkanlklarn inceliyordu;
bazlar onun doumunu izliyor (bir yumurtadan veya dorudan an
nesinden), geliimini takip ediyor ve kabuunu karmasna tank
lk ediyordu; bazlar ylann enerji alanlarna odaklanyordu;
bazlar ylana kar tutumlarnn nasl gelitiini ve bunun yaam
larn nasl etkilediini anlamaya alyordu.
Sonraki egzersiz dorudan fiziksel bir ekil deitirmenin n
n aabilecek trdendi. Katlmclara ylan olmalarn sylyor
dum. Pek ok Amazon kltr tarafndan kutsal kabul edilen
anakonda hakknda hikayeler paylayorduk. Msr, Kelt, Tantra
ve dier geleneklerdeki ylan sembolizmasn tartyorduk. e
kil deitirme rencisinin buna genellikle ylan olarak ve eski
1 25
derilerini kararak baladklarn belirtiyordum. Bu teknik yaz
l insanlk tarihi boyunca uygulanmtr. Katlmclar bu eski ge
lenekle balantlarn hissetmeye tevik ediyordum. Korkular
geride brakma, okullarn beynimize kazd hiyerarik kavram
lar unutma vaktiydi. Birincil retmenlerden biri olan ylan o ka
dar glyd ki, esrimeye kapal olan belli bal tm dinler onu
tehdit edici olarak alglamt. Bu yolculuun tm bu zayflatc
nyarglardan kurtulma frsat saladn sylyordum. "Brakn
ylan ynetimi ele geirsin! Kendinizi onun gizemine an ! Yer
de usulca srnn, kvrln, tslayn ... "
Saysz seminer katlmcs bu yedi yolculuun, ekil deitir
me kavramna ilham verici ve aydnlatc bir giri saladn sy
ledi. Ylann gcn vurgulayan son iki egzersiz, hcresel ekil
deitirmeye giri iin bir format sunmaktadr. Ylanlardan hep
korkmu olan bir kadn, "Artk ylann en eski maara resimleri
zamanndan beri ruhumuzun derinliklerinde neden bylesine
nemli bir rol aldn anlyorum. Ylana, yani kendime sonsuza
kadar kran borluyum" diyerek ifade etti itirafn.
Bir adam hislerini u soruyla zetledi : "Herhangi bir tarihi
ylann Kelt amanlarnn -druidlerin- simgesi olduunu ve Pis
kopos Patrick ' in (daha sonraki adyla Aziz Patrick) ancak onlar
uzaklatrdktan sonra rlanda' da Katolik Kilisesi'nin otoritesini
salayabildiini rense arr m acaba?"

Winifred'e yakn bir zamanda byk annesinden kalm olan eski,


kanatl bir koltuk vard. Epeyce dolgun olan kolaklannn her biri
nin zerinde kalkana benzer byk bir yann daire bulunan cinsten.
Bu koltuklarn bu ekilde tasarlanmasnn amacnn, koltukta otu
ran kiiyi k cereyanndan korumak olduunu renmitim. Tama
men beyaz ve son derece konforluydu. Bu koltuu ok seviyordum
ve evde olduum her akam onda oturuyordum. Winifred bir i yol
culuunun verdii yorgunlukla bir gece yataa erken gitti. Koltua
oturup biram yudumlamaya ve Kitiar arklarndan hazrladm
kaseti dinlemeye baladm. Bu koltuk ile aramda gemi bir hayat
tan kalma bir iliki olduuna, bu koltuun o yaamda benim mtte
fikim olduuna, beni koruduuna dair garip bir his duydum.
1 26
Bu olaydan sonra gnde en az iki kez o koltua oturup meditas
yon yaptm. Koltukla ilikili grnenler dnda tm duygu ve d
nceleri brakmaya altm. Aynca, bu koltua dnme arzumun
bir hayal mi yoksa bir fantezi mi olduuna karar vermek iin hayal
deiimi tekniini uyguladm. Yant netti: Bu bir hayaldi. Bu beni
ikinci adma gtrd. Marina'nn rettii Tibet yldz tekniini
uyguladm. Koltuk olma hayalimi yldza gnderdim ve her ikisini
bamn ve kalbimin iine getirdim.
Jessica beni saklamba oyununa ardnda bu uygulamala
r yaklak iki aydr srdryordum. Babamn bir ylbanda bize
komiklik olsun diye hediye ettii oyuncak ok tabancalaryla do
nanarak oyuna biraz drama havas katmaya karar verdik. Oyunda
yaklak yann saat gemiti ve fena ekilde yeniliyordum. Ken
dimi rezil olmu gibi hissediyordum ve bir kez olsun kazanmay
ok istiyordum. Jessica saymak iin yatak odasna gitti. Ben otur
ma odasna kotum ve panik iinde saklanacak bir yer aradm.
Koltuk oradayd. Beni ekti. Bunu yapabileceimden emindim.
Elbiselerime baknca Toyup'un renklerle ilgili gzlemini hatrla
dm; haki bir ort ve krmz bir tirt giyiyordum. Hemen elbise
dolabm ap beyaz bornozumu aldm. Ok tabancam dolabn raf
larndan birine koydum. Koltua getim, bornozu zerime rttm
ve enerjimin koltuun enerjisiyle birletiini, onun benim varl
mn baka bir yn olduunu hissetmeye odaklandm. Derisini
karan ylana hzl bir yolculuk yaparak korkularm braktm.
ok ksa bir sre sonra Jessica'nn admlarn duydum. Mut
faktan dikkatli bir ekilde yaklayordu. Oturma odasna girdii
ni grdm. Gzlerimi kapattm ve koltuk olmama izin verdim.
Uzaktan gelen bir yank gibi Jessica'nn bana doru yrdn
duydum. Nefesimi tuttum. Sanki hemen nmdeymi gibi onun
nefesini duyabiliyordum. Benden yalnzca birka adm uzaklkta
olduunu, muhtemelen bana, yani koltua baktn biliyordum.
Sonra gitti. Gittiini biliyordum ve gzlerimi atmda holden
sinsice yatak odamza girmek zere olduunu grdm. Babas
olup onunla birlikte glmeyi ok istedim.
Yaklak bir iki dakika sonra geri dnd. B eni grnce s
rad, okunu koyup beni vurdu. "Yakaladm" dedi bir zafer eda-
1 27
syla. Kafasn yana edi . "Neden orada oturuyorsun? Biraz n
ce neredeydin?"
"Tam buradaydm, koltukta."
"Hayr!" Silahn tekrar doldurup ayaklarma nian ald. "Ba
na doruyu syle."
"Yemin ederim, buradaydm, koltukta."
"Yalanc! Az nce tam u anda durduum yerdeydim ve kol
tuun altna ve arkasna baktm. Koltuun yaknnda deildin."
"Yaknnda deil, buradaydm. Koltukta."
"Bunu yutacam m sanyorsun? O aptal bornozla m kamuf
le oldun? yleyse imdi seni nasl buldum?"
Ona olan anlattm. Elbette ekil deitirme Jessica iin yeni
bir kavram deildi. Az ak kald. Bana bakt. "Ciddi misin?
Ciddisin deil mi?"

O deneyim hepimiz iin bir oktu. B unu bir de Winifred'le tekrar


lamaya altm ama kendimin bilincinde ve endieliydim. e ya
ramad. Aklayamadmz dier pek ok ey gibi bu da sohbet
konularmzdan, hatta neredeyse zihnimizden tamamen kt.
Ama kesinlikle bir kapy amt.
Saklamba macerasndan ksa bir sre sonra mz birlikte
Raul, kars Elsa ve kzlar Lourdes ile birlikte Ekvator'a seyahat
ettik. Ziyaretimizin sondan bir nceki gnnde Winifred, benim
ilk retmenlerimden biri olan Manco adl bir Quechua amann
dan ifa ald. ifa almasndan sonra Manco ertesi gn havaala
nna giderken pazara uramamz ve eve gtrmek zere Winifred
iin baz bitkiler satn almamz nerdi. B u bitkiler Manco'nun
Winifred iin ifaya yardmc olacana gvence verdii bir ayn
hazrlanmasnda kullanlacakt. B itki listesi uzundu ve bu listeyi
pazardaki tannm bir bitki uzman olan belirli bir kadna verme
mizi sylemiti.
Kadnn bizim iin bir araya getirip bir gazeteye sard bitki
lerin hacmine ardk. veya drt dzine uzun sapl gl deme
ti kadard.
"Bunlar havaalan gvenliinden nasl geireceiz?" diye sor
du Winifred arabayla havaalanna doru giderken. "Bunlar canl
1 28
bitkiler." O zaman Ekvator'da, Quito'daki bini kapsnda tm
bagajlarn ABD'de eitilmi gvenlik grevlileri tarafndan aran
d bir gmrk program uygulanyordu. Kontrol edilecek bagaj
lar hassas makinelerden geiriliyordu. ABD 'ye canl bitki
getirilmesine kar kesin yasaklar uygulanyordu. Bu sistemin bir
ka avantaj vard. ncelikle Miami 'de vakit kazandryordu.
kinci olarak ise, eer bitkiler Ekvator yasalarna gre yasalsa ve
bunlar gizlemeye ynelik herhangi bir aba gsterilmemise, o
zaman bu bitkilere yalnzca el konuyordu ve yasa ihlal edilme
mi oluyordu. Bitkilerin ABD'ye getirilmesi ise yasalarn ihlal
edilmi olmas anlamna geliyordu.
Cezai yaptrma maruz kalma olaslndan saknmak iin bit
kileri saklamamaya, Winifred ' in antasnda brakmaya karar ver
dik. Gvenlikten gemeye hazrlanrken Jessica antann iine
elini uzatt, demete dokundu ve "Gazete ol" dedi.
American Airlines kapsna girii engelleyen uzun bir masann
arkasnda duran iki niformal asker, bagajlardaki her eyi titiz
bir ekilde aratryordu.
nce Jessica geti. Askerlerden biri Jessica'nn fotoraf ma
kinesini kard ve amasn iaret etti. Neyse ki makineyi X-ray
cihazna gndermeden nce iindeki filmi karmt. Asker ma
kinenin iine bakt, dmesine birka kez bast ve sonra ciddi bir
tavrla ban sallayp makineyi iade etti. Bu arada br Jessi
ca'nn antasndaki dier eyleri karyordu: Bir kazak, arkada
lar iin satn ald drt kk Otavalo duvar kilimi, bir sa
fras, gnlk, kalem, hesap makinesi, czdan ve kozmetik an
tas. Son ikisi askeri durdurdu. nce birini, sonra dierini ama
sn syledi. Czdanndaki her resmi inceledi, tm krem ve
rujlarn kapan atrd. Pudra kutusunun kapan aan asker
pudra pedini parmayla kaldrp minik talk tozu kmelerinin ha
valanmasna neden oldu. Aynann arkasn trnaklayarak alp
almadna bakt.
Bu basit bir kontrol veya sradan bir arama deildi. Bu adamlar
ya ok nemli bir eyle birlikte Ekvator' dan kamaya alan biri
konusunda uyarlmlard ya da grnmeyen bir stlerini etkileme
ye alyorlard. Daha nce hi byle bir ey grmemitim.
1 29
Jessica kontrol noktasndan geti.
Winifred'i ileri doru drttm. Kendim geip onu orada yal
nz brakmak istemiyordum. Masaya ilerlerken iimi bir endie
kaplad. Askerlerin onu bitki demeti dolaysyla sorgulayacan
dan phem yoktu. Yaptmz eyin yasall hakkndaki tm g
venimi birden yitirdim. O aman "ilalan" eitlemesine kim bilir
nasl tepki gstereceklerdi.
Askerlerden ilki elini kuma antann iine daldrd. Ak ma
vi bir kazak kard, iine bakt, tatmin olup kaza Winifred'e
uzatt. Sonra dier nesneleri masaya yaymaya balad. Yavaa
ve bana ac veren bir ekilde geliyorlard. Jessica'nn tadklan
nn hemen hemen aynsyd: Bir kitap, czdan, kozmetik antas,
sa fras, kalemler, hesap makinesi . antay iyice aralayp ii
ne bakt. Yzn kt bir glmseme kaplad. Bu, iki askerin her
hangi birinde tank olduum ilk duygu ifadesiydi. Elini antaya
soktu. Nefesimi tuttum ve bini kapsnda durmu bizi izleyen
Jessica'ya baktm. O da tm bedeniyle gerilim iindeydi. Asker
arkadana bir ey mrldand ve antadan bir ey kard: Bir Cos
mopolitan dergisi ! kisi birden kapaktaki seyrek giyimli manke
ne alk alk bakt. Asker sonra masann zerindeki her eyi
antaya geri tkmaya balad. antay Winifred'e verip ilerleme
sini iaret etti. Kontrolden gemiti. Gvendeydik.
Arama formalitelerinden kendim geerken bam dnyordu.
Aklm o bitki demetindeydi. Nereye gitmilerdi?
Sonunda gvenlik aramas bitti. Kontrol noktasndan getim.
Jessica ve Winifred' in ieride oturduklarn ve yaadklar rahat
lamay zorlukla kontrol edebildiklerini grdm. "te burada" de
di Winifred sorduum soru zerine antasn iaret ederek. "Hep
gz nndeydi . erideki en byk eydi. Nasl grmediklerini
anlayamyorum . Sanki o srada otadan kayboldu."
"ekil deitirip dergi oldu" diye dzeltti Jessica.

Birka ay sonra, beniml.e ve amanlarla birlikte on gn geirmi


olan on alt insanla birlikte lkeden aynlrken, ayn Quito hava
alannda buldum kendimi. Bazlar Shuarlardan satn ald.klan nz
raklar tayordu.
1 30
Shuarlar mzraklarn son derece sert olan chonta aacndan yap
tklar iin, ularna ta veya metal balklar takmazlar. Bunun ye
rine, mzran ucunu bir hayvann veya dmann en sert derisini
bile delebilecek gte bir u olarak yontarlar. Bu ucun ekli ve sa
pn uzunluu, mzran kullanm amacn da byk lde ifade
eder. Uzun, dar kafal mzraklar balk av iin tasarlanr. Kaln olan
lar ise karasal hayvan avlar iindir. Kk kafal ve ylan desenle
riyle kapl olanlar trensel amaldr. nsan ldrme amal sava
mzraklar ise elmas ekilli, sivri ulu kafalara sahiptir.
O gn ben de bir mzrak tayordum. amanlarn biri bunu
(zel bir hediye olarak) benim iin yapmt ve bu mzran ama
cnn "ormanlar mahveden eytani savalar yok etmek" ol
duunu sylemiti. Bu niyet ak bir ekilde simgeseldi. Petrol
irketlerinin ve dnyay onurlandrmayan dier kurulularn y
neticilerin ruhlarna ynelik bir referanst; onlar fiziksel olarak
ldrmeye ynelik deildi. Yine de gerek bir sava silahyd.
Dier tm sava mzraklar gibi yaklak bir buuk metre uzun
luundaki bu salam ve basit mzrak frlatmak iin deil, do
rudan batrmaya ynelik olarak tasarlanmt. Kan-krmz tukan
tyleriyle sslenmiti ve elmas ekilli bal lmcl bir ekil
de sivriltilmiti. Bu tadm eyin bir silah olduuna ve binmek
zere olduumuz Boeing 757 'nin kabinde bir yeri olmadna
phe yoktu.
nceki gece grup yelerinden bazlar, mzraklarn uaa so
kup sokamayacaklar konusunda bahse girmiti. Bunlar gizleme
nin yollarn bulmak iin ok uramlard. B ir adam mzrann
kafasn slak kat mendillerle kaplayp onun da zerine krmz
bir bandana takt ve "baston gibi" dedi. Bir kadn kendi mzra
na bir rme kilim takt ve sarlm bir bayrak grnts verdi. Bi
ri dn geceyi geirdiimiz yerin dndaki bir p ynnda
plastik bir hortum paras buldu ve ince balk mzran onun ii
ne geirmeyi baard.
Havaalanna giden otobste mikrofonu aldm. Mzram kal
drp onu bir bastona dntrerek uaa sokacam syledim.
Bana bunu yaptran ey neydi bilmiyorum. Winifred 'in bitkile
riyle yaadmz dier baarnn ans belki ama bunu yapabile-
1 31
ceim konusunda byk bir gven hissettim. Anonsum art arda
kahkahalara neden oldu. Sorulan eitli sorulara yant olarak ak
bir ekilde bunun bir aka olmadn, mzra gizleyecek hibir
eyim olmadn syledim. "ekil deitirici iin gerek bir test"
diye bbrlendim belki biraz an bir gsterile.
imdi bir kez daha Quito havaalannda, masann arkasnda ay
n veya ayn gibi grnen iki askerle kar karyaydm. Alkan
lm olduu zere tm grubu kendimden nce geirdim.
Sahiplerine Miami 'de teslim alabilecekleri ynnde gvence ve
rilerek mzraklara tek tek el kondu.
Masaya getim. Askerler srt antam iyice eeledi, iindekileri
darmadan etti. Sonra da gememe izin verdiler. Elimde mzrakla
bini blmne girerken arkadalarm bana hayretler iinde bakt.
"Uu grevlileri seni yakalar" dedi dalga geerek, "bayra
na" el konan kadn.
Otuz dakika sonra uaa binenleri ve yanlarnda tadklar
eylerin bykln kontrol eden kadnn ve sonra uu g
revlisinin yanndan daha sorunsuz olarak geerken hi akn de
ildim. Grevlilerden biri dorudan mzrama bakt. Sonra
gzlerini kaldrp genie glmsedi. "Chimborazo Da 'na m
trmandnz?"
Sradan bir tavrla bam sallayarak hzla koridorda yoluma
devam ettim.

Yllarca en iyi baz Quechua amanlarna retmenlik yapm olan


Manco, Andlar'n ykseklerindeki ruhlar terk etmeye hi istei ol
madn syleyerek ABD'ye gelme davetlerimizi hep reddetmi
ti. Manco'nun yannda yllarca almtm. Yakn bir zamanda
Jessica'ya dersler vermeye balamt. Jessica'yla almak onun
zerinde gl bir etki yapmt. Hatta ABD'ye gelme konusunda
ki fikrini deitirmie benziyordu. nce amanizm 'in dnyay
onurlandran felsefesinin Kuzey Amerika'nn gen insanlarna g
trlmesinin neminden bahsetmiti. Bu sorumluluu bana vermi
ti. Sonra Gney-Kuzey arasnda kurulabilecek gl kpr
hakknda dnmeye balad. Jessica'ya Beinci Pachacuti'de Kon
dor ile Kartal ' n birlemesiyle ilgili efsaneler anlatt.
1 32
Bir gn dnyann en yksek aktif volkan Cotopaxi 'nin karla
kapl zirvesinin eteklerinde otururken, Manco bir glmsemeyle
bana dnd. "Deneyim her eydir" dedi. "Kartal'n diyarn dene
yimlemeye ihtiyacm var."
Jessica onun ziyareti iin pek ok hazrlk yapt . Huacalar,
iekleri yerletirdi, Mancho 'ya vermek zere odann etrafna
sakslar iinde bitkiler ekti ve onu evinde hissettirmek iin du
varlara Quechua kilimleri ast. Winifred evimizin zaten And
lar' dan ve Amazon 'dan bol miktarda hatra ile (Quechua
hallar ve mlekleri, Mama Kil ya ve nti 'nin gm ve altn
resimleri, Shuar dans kemerleri, kolyeleri ve mzraklar, Achu
ar ok fleme borular) ve ayrca tm dnyadaki eitli aman
kltrlerine ait ok sayda sanat eserleriyle dolu olduunu ha
trlatt. Fakat bu Jessica'y hi durdurmad. "Odasnn zel ol
mas gerekiyor" dedi. Onun iin evimizin yanndaki yal mee
aacnn yapraklarndan ay bile hazrlad. Bu beni artt n
k enerji ve ifa gc almak iin o aala ska alyor olma
ma ramen, ondan ay yapldn daha nce hi grmemitim.
Jessica'ya bunu nereden rendiini sorduumda, bunun bir
"sezgi" olduunu syledi.
Bu Manco'nun ABD 'ye ilk ziyaretiydi ama Miami 'nin as
faltlar, trafii, kirlilii ve grltl karmaas onu etkilemi gi
bi grnmyordu. B ir gkdelene doru yrd, ona nazike
dokundu ve "Gzel bir ruh, ok diil, Cotopaxi gibi" dedi. Tm
yapy zmsedi ve onunla birlik duygusu kurdu. Cokusunun
sadece Ekvator'da bulunmaya bal olmadn grdmze
ok sevindik.
Manco'nun evimizde geirdii ilk tam gn ifalara adand .
Onun geleceini birka yakn arkadaa haber vermitim. Haber
hzla yaylmt. O gn, ok iyi bildii teknikleri kullanarak yir
mi yedi ifa uygulamas yapt. Andlar'da Winifred iin yapt
gibi, ok sayda kiiye aynca bitki aylan ve banyolar nerdi. i
fa uygulamalar tamamland zaman, ona insanlara tavsiye etti
i bitkilerin ounun Andlar'a zg olduunu ve Florida'da
bulunmadn syledim. ifa almalarna bir gn ara verme
miz gerektiini syledi.
1 33
Sabah erken, Jessica okula gitmeden nce Manca onunla bir
likte bahemizde kk bir tur att. Winifred, Jessica ve ben bit
kilere ok dknzdr. Florida bahelerinde yaygn olan
portakal, greyfurt, incir, begonvil, mango ve avokadoya ek olarak,
komularmz tarafndan olduka egzotik bulunan pek ok baka
bitkilerimiz de vardr. B unlar arasnda tatula, ayahuska, saat ie
i, frangipani, maun, gardenya, San Pedro, hurma aac ve nadir
bir gyger aac bulunuyor.
Manca benim hi fark etmemi olduum eitleri de kefetti.
ou Florida 'lnn aksine biz hi suni gbre, bcek ilac veya su
(yamur haricinde) kullanmayz. Evimizi satn aldmzda, kar
mak bir yeralt sulama sistemimiz olduunu da rendik ama hi
amadk. Sonu olarak golf sahasna zg imler ld ve yerini s
radan bir im rts kaplad. Manca bu "dk seviyeli" imler
arasnda, aina olduu muhteem baz bitkiler buldu. Fakat o sa
bah rastlad bitkilerin ounu daha nce hi grmemiti.
"imdi . . . " dedi Jessica'ya, " ... bitkilerle nasl konuacan
reneceksin. lk adm: Onlar olmalsn."
Manca gnn kalann farkl bitkilere psiko-yolculuklar yapa
rak geirdi. Jessica okula gittikten sona ona elik ettim. Onun ve
ya Jessica'nn herhangi nemli bir ey renip renmediini
sordum.
"ok ey" dedi. Jessica'nn hazrlad mee yapra aynn
ay olarak deil, zellikle dier bitkilerin meydana getirdii deri
kzarklklarna kar iyi bir merhem olarak kullanlabileceini an
latt. "Jessica ve ben bunu birlikte bulduk."
Bunu nasl baardklarn sordum.
"Bu kk iein nnde otur" dedi, mavi gndzsefasn
iaret ederek. "Ruhun onun ruhuyla birlesin. Enerji alanlarnz
birletirin."
"Bu bir eit ekil deitirme deil mi?"
"Evet, eer giydiimiz insan zrhn karabilirsek. Tm yap
man gereken bitkiye bir yolculuk yapmak, o olmak ve onun sr
larn renmek."
Sylediklerini yapmaya altm ama zorlandm. Zihnim ara
ya giriyordu. Bu kk iein, rencilik yllarmda ok pop-
1 34
lerleen gl bir halsinojen olan LSD yapmnda kullanlanla
ra benzer baz ieriklere sahip olduunu biliyordum. Bu kadarck
kitap bilgisi, Manco'nun o anda yapt yolculuu yapmam en
gelledi. Srekli olarak Manco'nun bu bitkiyle ilgili ne kefede
ceini merak eder halde buldum kendimi.
"Vau ! " dedi sonunda. "Bu kadar kk bir iek iin ok
gl. Hayal kurmak iin uygun bir bitki." Onu efkatle oka
d. "Sizin nasl kullanabileceinizden henz emin deilim" de
di bana bakarak. "Harika bir bitki, saygy hak eden bir bitki.
Bunu birisine tavsiye etmeden nce onunla biraz daha vakit ge
irmem gerekiyor."
len yemeinden sonra baz telefon grmeleri yapmak ve
eitli i konularn halletmek iin ofisime dnmem gerekiyordu.
Manco bitkilerle olan almasna devam etti. leden sonrann
ortalarnda bir mola vermeye karar verdim.
Evin etrafnda dolaarak onu aradm ama yoktu. eri girdim,
adn haykrdm, tuvaleti kontrol ettim, evin etrafn tekrar dola
tm, mtevaz evimizin her tarafn tekrar gzden geirdim. Man
co yoktu. Sokakta yrmeye karar vermi olduunu dnerek
ofisime dndm ve almaya devam ettim.
Ama beni rahatsz eden bir ey vard. Kk bir sokakta ya
yorduk. Yrme yeri olarak Manco'nun ok fazla seenei yoktu.
Onu daha iyi bir ekilde aramaya karar verdim. Garaj kndan
baladm. Bir hareket dikkatimi ekti. Onu solumda yakaladm.
Evimizin bir kesinde bulunan uzun hurma aacnn arka tarafn
dan yere iniyordu. Oraya kotum, onu orada bulduum iin rahat
ladm ve nereye kaybolduunu sordum.
"Buradaydm" dedi glmseyerek.
"mkansz!" Son on be dakikada o aacn etrafndan kez
gemitim.
"Tam buradaydm" diye srar etti. "Hep bu aacn civarn
daydm."
Kahkaham tutamadm. "Zrhn karmsn demek ki."
Ellerini dizlerine vurarak ocuksu bir ekilde glmeye bala
d. Sonunda tekrar kontroln salad, gzndeki yalan sildi ve
gzlerime bakt. "Zrhm kardm."
1 35
O gn akam yemeinde Winifred Jessica'nn bitkilerle ilgili
hikayelerini ve Manco'nun alt yeni ay ve be banyo bitkisi ke
fetmi olduuna dair haberlerini dinledi. Sonra kendisinin de bir
hikayesi olduunu syledi. Onunla alan bir mhendisin, ngil
tere'de organik ilalar gelitiren kk bir firmaya yatrmda bu
lunduunu anlatt. "Bugn iyi haberler ieren bir faks ald. irket
zehirli sarmaa kar etkisi kantlanm yeni bir organik mer
hem pazarlyormu." Sandalyesinde pencereye doru dnd.
"Merhemin temel maddesi ise uradaki aacn kabuu: Mee."

1 36
1 3 . B L M

. .

L MCL BiR VR S
DNTR MEK

AMAN KiTAR KAYBOLMADAN NCE insanlarmz deitirmemi


zi sylemiti. Shuarlardan bir eyler renmeleri iin daha fazla
insan oraya getirmemiz gerektiini ve gidip rendiklerini Ku
zeydekilere retmeleri iin onlara yardm etmemiz gerektiini
anlatmt. Aynca, o zaman syledii eyin tam anlamn kavra
yamam olsak da, bu dnyadan ayrln da ngrmt. Tam
kehanetindeki gibi ayrld; kendini bir yarasaya dntrd ve
uup gitti.
Kitiar gitmi olduu iin Raul ve ben onun isteklerini onurlan
drma konusunda derin bir sorumluluk hissediyorduk. kimiz iin
de byk bir retmen, bir usta olmutu. Ayn zamanda bir baba ve
bir karde gibiydi. Son talimatlarn yerine getirmeyi ona kar bir
borcumuz olarak bilmek yannda, onun her eyi bizim kavray
mzn ok tesinde bir ekilde anladn da biliyorduk. Bizi moti
ve eden baka bir ey daha vard ve aramzda hi konumam
olmamza ramen Raul 'un bunu en az benim kadar gl bir e
kilde hissettiinden eminim. steklerini yerine getirmememiz duru
munda onun lanetine maruz kalabileceimizden korkuyorduk. B u
1 37
rasyonel bir bak as deildi ama deneyimlediimiz eyler, onun
bir aman ve bir ekil deitirici olarak sahip olduu gler konu
sunda zihinlerimizde hibir kuku brakmamt.
yllk bir sre boyunca, toplam 230 kii olmak zere, on
alt farkl grubu Andlara ve Amazon'a getirdik. Bunlar yalnzca
nderlik ettiimiz insanlar iin deil, bizim iin de ok aydnla
tc deneyimlerdi. (Bu deneyimlerin pek ou, The World Is As
You Dream it (Dnya Onu Hayal Ettiin Gibidir) adl kitabmda
anlatlmaktadr. Bu sre boyunca Andlardaki ve Amazon'daki a
manlarla bireysel olarak da altm. ekil deitirmenin giderek
hayatmn bir paras haline geldiini hissediyordum. Bazen aca
ba fazla m ileri gittim diye dnyordum. Akl salm ve ger
ekliin farkl seviyelerini birbirinden ayrt edebilme yeteneimi
yitiriyor olabileceimden korktuum zamanlar olmutu.
Kolejdeki oda arkadamn kans ve ayn zamanda yakn bir
arkadam olan Saral 1 994 ylnda birden gizemli ve lmcl bir
virse yakalanmt. Bu onun iin de, bizim iin de tam bir ok ol
mutu. Kocas William bir leden sonra Paln Beach'teki hukuk
brosunda masasnn banda otururken, tanmad bir kalp uz
manndan bir telefon ald. Bu kardiyolog Sarah 'nn, onu rutin bir
_
ekilde fiziksel olarak muayene eden aile doktoru tarafndan acil
bir ekilde hastaneye getirildiini bildirmiti. Acil mdahale oda
snda Saral 'nn gs kafesinin enfeksiyz bir sv ile dolu oldu
u tespit edilmiti. Radyologlar rntgende onun kalbini ve
cierlerini dahi gremiyordu.
Saral youn ve zorlu muayenelere tabii tutuldu. Testler o s
vya neden olan eyin, bilinen bir tedavisi olmayan nadir bir vi
rs olduunu gsterdi. Hastane on gn sonra ellerinden baka
hibir ey gelmeyeceini syleyerek Sarah'y hibir iyileme mi
di olmadan eve gnderdi. Tp bilimi hibir zm sunamamt.
kran gnnn hemen ncesinde doktorlar William' onun ve
on yandaki kznn (Jessica'nn en iyi arkada) ylban muh
temelen yalnz geirecekleri konusunda uyardlar.
Bir mhendislik irketinde otuz alt yanda bir ynetici olan
Saral kocasnn amanizm'e olan ilgisini hibir zaman payla
mamt. Genellikle kadnlar bu alanda erkeklerden daha heves-
138
li bulmuumdur. Seminer ve seyahat katlmclarmn yzde 60-
70' i kadnlardan oluur. Ama William gruplarmdan birine kat
lp Ekvator'a yolculuk ederken, Sarah kariyeriyle ve kzyla
ilgilenmek iin evde kalmt. imdi ise o virsn William tara
fndan oralardan tanp tanmadn merak ediyordu. Doktorlar
bunun ihtimalinin ok dk olduunu, yetikinlerin hemen hi
bir zaman bu tr virsleri kendilerinde ortaya kmadan tama
dklarn sylediler. Aynca William ' n dn ile onun hastal
arasnda bir yl gemiti. Bu hastaln hibir aklamas yoktu.
Bir gece Winifred ile Jessica uyurken dar ktm. Hava ak
t ve yldzlar parlakt. Havada akam yaan yamurun nemi ve
bana Amazon'u hatrlatan slak yaprak kokusu vard. Kitiar'la ge
irdiim o geceyi dndm. Atein nnde taburesine oturmu
beni inanl ve cesur olmaya tevik ediini grebiliyordum sanki.
imdi burada benimle birlikte olmasn istiyordum. Yukar bak
tmda bir yldz dikkatimi ekti. Dierlerinden daha byk g
rnyordu. Ona bakarken renginin mavimsiletiini aknlk
iinde grdm. Birden gz krpar gibi yanp snd sanki. nce
kendim gz krptm dndm; yldz tekrar gz krpana ka
dar. Gzlerimi ksarak baktm, konumumu deitirdim. Yldzn
hi gz krpmadn, nnden bir eyin getiini anladm. Hare
kete odaklandm. Tekrar geldi. Yldz sanki kanatlarn arkasnda
kalyordu. nanlmazd. Bu bir yarasayd! yl nce tand
mzdan beri evimizin olduu yerden grdm ilk yarasa!
Gzlerime inanamyordum, ite oradayd. Gzlerimi ayarlad
mda, yarasann arka bahemizdeki yal bir aaca doru gidip
etrafnda daireler iziini izledim. Bundan ok etkilenmi, hay
retler iinde kalm ve biraz da korkmutum. Ellerimi kalbimin
zerine getirdim ve eilerek yarasaya selam verdim. Bunu dn
meden yaptm. "Kitiar" dedim.
Ertesi sabah Sarah arad ve konumak iin evine gelip gele
meyeceimi sordu. Gittiimde yatanda yaslanm oturuyordu.
Solgun ve narin grnyordu, neredeyse ocuk gibi. Bir huzur
auras yayyor gibi grnyordu. Onu bu ekilde grnce aklma
Viejo Itza'yla enerji bedenleri ve auralar hakknda yaptmz ko
numalar geldi. Yanna oturdum, William 'n hazrlad kahveyi
1 39
yudumlamaya baladm. Sarah onu iyiletirmek iin amanizm 'i
kullanp kullanamayacam sordu. Bu istei beni ok artt. Bu
nu denemeyi kesinlikle reddedemezdim. Kitiar ve dier Shuar a
manlarndan rendiim tekniklerle Andlar'n ykseklerindeki
Quechua amanlarndan rendiklerimi birletirerek bir ifa uy
gulamas yapmay kabul ettim.
Yllar boyunca tm retmenlerim, ifa verenin biz insanlar
olmadm vurgulamt. Kendi kelimeleriyle hepsinin bana sy
ledii ey uydu: "Tm ifa Pachamama'dan, Tabiat Ana'dan,
Evren Ana'dan gelir. Ben yalnzca bir kanalm. Eer Pachama
ma'mn hayaline ularsak hepimiz bu yetenee sahip oluruz. Has
tann gerek arzularna ak ol ve brak gerisini evren halletsin."
Endonezya, Msr, ran, talya, Tayland, Meksika, Panama, Bre
zilya, Guatemala, Peru, Bolivya, Ekvator ve Kuzey Amerika'da
ki amanlardan farkl dillerde ve eitli riteller yoluyla ayn eyi
duymu, ayn mesaj almtm. Aynca hasta ile doann gleri
arasndaki balant kurulduu srece, seremonilerin, tekniklerin
ayrntlarnn bir nemi olmad da sylenmiti.
Sarah yatana uzandnda ona ne istediini sordum.
"Yaamak" dedi. "Ailemle ve bu gzel dnyayla daha fazla
vakit geirmek."
Elimden geldii kadar dikkatli ve nazik bir ekilde, belki de
gitme vaktinin gelmi olabileceini syledim. Yumuak bir e
kilde glmsedi ama ciddi bir ekilde konutu. "Buna inanmyo
rum. Yapmam gereken eyler olduunu biliyorum."
Duymam gereken ey buydu. Srtst uzanmasn, tm bede
nini gevetmesini, Viejo ltza'nn bana gsterdii gibi topraa do
ru battn hissetmesini syledim. Dar ktm ve aatan
kk dallar kopardm: Maun, mee ve boru iei aac.
eri dnnce Sarah 'nn yatann yanna bir mum, bir kase su
ve suyun iine de Viejo Itza'nn bana verdii kk ta koydum
ve yapraklar bedeni zerinde sallayarak drt elementi onun be
denine yaklatrdm. Yapraklan Kitiar ' n arksndaki ritimle ha
reket ettirdim. Sanki yanmda oturuyormu gibi arksn net bir
ekilde duyabiliyordum. Sarah 'ya derin bir efkat, kocasna ve k
zna da sevgi duydum. Kitiar, Viejo ltza ve dier birka aman
140
yardma ardm. Pachamama' dan Sarah iin ne gerekiyorsa
yapmasn istedim. Aramzda bir birleme hissettim.
Tm dnceleri ve duygular braktm, kendimi gelecek eye
atm.
Kk bir kre grnd. Misket byklndeki bu kre, Sa
rah 'nn kalbinin yaknnda bir tr k hologram olarak ortaya
kt. Dncelerim araya girerek bunun yalnzca benim hayalim
olduunu syledi. Hemen bu dnceyi uzaklatrdm ve gzlem
ci konumuma geri dndm. Kre byyerek bir pinpon topu b
yklne ulat ve rengi mavileti. Somut bir cisim gibi deildi,
daha akkan grnyordu ve titreiyor gibiydi. Sarah 'nn gs
kafesi etrafnda yavaa hareket etti. Krenin bir ey aradn
hissettim. Ayrca o kreye girmeye almam gerektiini hisset
tim ama bir ey bana dikkatli olmam, bu arzuya direrunem gerek
tiini sylyordu. Yapraklar vcudu zerinde daha gl bir
ekilde sallamaya baladm. Bunu yapar yapmaz krenin rengi si
yaha yakn koyu mavi haline geldi ve kreden benim ritimlerim
le uyumlu ekilde dalgalanan iki dal kt.
Dallar uzad, dzleti ve kanat haline geldi. Krenin kendisi
de yarasa eklini ald. Kanatlarnn hareketi, daha nce yldzn
nne geeninki gibiydi. Harekete geti, Sarah 'nn gvdesinde
dolat. Onun hayatn tehdit eden svy emdiini anladm. Bu da
yine bana sezgisel bir bili, doru olduunu bildiimiz ama nasl
bildiimizi anlamadmz bir dnce eklinde geldi. Sonra ya
rasa vcuttan ykseldi, hemen yanmdan geerek arkamdaki ak
pencereye yneldi. Pencerenin d eiine kondu, silkinme hare
ketleri yapt. Sarah 'nn vcudundan emdii svlar boalttn
hemen anladm.
Yarasa bu sreci alt kez tekrarlad. Bir noktada kendimi aptal
gibi hissetmeye baladm. Tm bunlar hayal ettiimden, fante
zimde canlandrdmdan phelendm. Sarah'nn ne dnd
n merak ediyordum. Sonra kendi kendime bunun olmasna izin
vermemem, inancm kaybetmemem gerektiini, bunun bir ifa
olasln yok edeceini syledim. Ama buna engel olamadm,
rasyonel benliim araya srad. Durdum, Sarah 'ya yakndan bak
tm. Gzleri kapalyd. Uyuyor gibi grnyordu. Yere oturdum ve
141
deien tutumumun, hatta eylemlerimin yarasay hi etkilemedii
ni grerek ok oldum. yiletirme devam etti. Bu bana byk bir
ilham verdi ve inanlmaz derecede rahatlatt.
Sonra hibir uyar vermeksizin yarasa tekrar kre haline gel-
di. Rengi ald, giderek kld ve sonunda kayboldu.
"Vau ! " dedi Sarah hayretler iinde. Yatakta doruldu. Adeta
k sayordu. "Kendimi daha hafif hissediyorum! Ne yaptn?"
"Hibir ey" diye itiraf ettim. Ona yarasaya dnen kreyi
anlattm. Hatrlayabildiim kadar ok ayrnty syleyerek Kitiar
ve yarasayla ilgili hikayeyi anlattm. "Tm yaptm izlemekti."
Akln karmann snrna dayanm olabileceimi dnd
m itiraf ederek bitirdim szlerimi.
"Bir ay nce olsa ben de ayn eyi dnrdm" dedi. "Ama
imdi daha iyi olduumu biliyorum."
Ertesi gn radyolog durumu dorulad. Svnn belirgin bir b
lm yok olmutu. ok armt. O ve kardiyolog omuzlarn
kaldrd. "Bazen byle eyler oluyor" dedi kardiyolog William 'a.
"Bedenin enfeksiyonlarla savama yetenekleri bizi ok artyor.
Bir hafta iinde nasl olacana bakalm."
Bir gnlk dinlenme pay brakarak sreci kez daha tekrar
ladk. Hepsi ilk ifa almasnn bir kopyasyd. Sarah ertesi haf
taya kadar baka bir rntgen ektirmemesine ramen, iyilemesinin
tamamlandndan emindi. William belki de midini ok arttrma
ya cesaret edemedii iin daha pheciydi.
Karar gnnde gne tm parltsn gsteriyordu. Sabah kah
vesinde onlara elik ettim, sonra William onu hastaneye gtrd.
Sonular ok ediciydi. Sv tamamen yok olmutu. Doktorlar
aknlk iindeydi. Sarah iki hafta iinde tamamen iyileti. Dok
torlarn kafas o kadar karkt ve kendilerinden o kadar pheye
dmlerdi ki, nl Mayo Clinic ' in onu muayene edebilmesi iin
Paln Beach -Aorida'dan Rochester- Minnesota'ya gitmesini tav
siye ettiler.
Ylbandan be gn nce Mayo Clinic 'teki yetkililer Sa
rah'nn eski rntgen ve dier test kaytlarn incelediler, kendi in
celemelerini yaptlar ve aklanamayan bir iyilemenin meydana
gelmi olduunu, yani bir "mucizenin" gereklemi olduunu
1 42
doruladlar. Bu bilgi, Paln Beach Gardens Hastanesi ve Mayo
Clinic'in resmi defterlerine kaydedildi.

Ylbandan yaklak bir ay sonra yaync arkadam Ehud Sperling


beni arad. irketi The Stress-Free Habit adl ilk kitabm yaynla
dktan sonra birlikte Shuarlarn blgesine ksa bir ziyarette bulun
mutuk. Oraya tekrar gidip gidemeyeceimizi soruyordu. "Bu
sefer..." dedi, " ...bana anlattn o yal kelle avcsn ziyaret edelim."
"Yaayan tm Shuarlar arasnda en ok dman ldren mi?"
"Aynen yle. Otuz demitin sanrm."
"Tampur. Evet, bana syledikleri buydu. Onunla ahsen hi
tanmadm."
"Artk tanma vakti." Bir bekleyi oldu. "Peki, Achuarlar?
Onlara da gidebilir miyiz?"
"Gidebileceimizden eminim. Jaime orada. Ama zor olur. Ve
tehlikeli."
"Ne kadar tehlikeli?"
Ona Kitiar'n kaybolma hikliyesini zetledim. "Kafa avclar
nn en nlsyle mi tanmak istiyorsun?" Tm benzerliklerine
ve ortak geleneklerine ramen, Achuarlann Shuarlann ba d
man olduunu hatrlattm. "Yaayan herhangi baka bir insan
dan daha fazla sayda Achuar' ldrm bir adam ziyaret etmek,
onunla birka gece geirmek ve sonra da onun yeminli dman
larnn blgesine girmek mi istiyorsun?"
"Kelle avclnn bitmi olduunu sanyordum."
"Tamamen deil." Bundan yalnzca ay nce cangldaki bir
patikada iki basz Shuar cesedinin bulunduunu anlattm. Bu
olay iki klan arasndaki eski bir kan davasnn yaralarn tekrar
demiti.
"Ama Tampur bu olaya karm olmak iin fazla yal deil mi?"
"Doksanna yaklatn sylyorlar. Ve bir byc olarak
glerinin bir fenomen olduunu! "
"Kara by m?"
"yle duydum... "
"Senin gibi bir yazar byle bir frsat nasl karr? Onunla im
di tanmazsan bir daha byle bir ans yakalayamayabilirsin! "
1 43
Arkadam belki daha ok yaync rolyle beni bu ie ikna et
mek iin epeyce aba harcad. Ertesi sabah Ekvator'a telefon atm.
B ir hafta iinde yolculuk iin gerekli hazrlklar yapld. Raul, Ehud
ve ben Tampur'u ziyaret etmek iin cangln derinliklerine uacak
tk. Tayu isimli gen bir Shuar kadn bizimle birlikte gelecek, bir
rehber, tercman ve en nemlisi de bir pasaport olarak ilev grecek
ti. Yanmzda bir Shuar'n bulunmasna ihtiyacmz vard ve bir ka
dn Shuar, bir erkek Shuar kadar dmanlk uyandrmazd. Tayu'yu
iyi tanyordum. Annesi tarafndan bir bitki ifacs olarak eitilmi,
ayn zamanda Quito'da Katolik niversitesi'ne gitmi gen, gzel
bir kadnd. Bu seimden memnundum ve onun da bize elik etme
yi kabul etmesinden dolay kran duymutum. Raul, Tampur'u zi
yaret etme frsatnn Tayu 'yu son derece heyecanlandrdn nk
Tampur'un onun yllardr grmedii bir "dedesi" olduunu syledi.
Onun hikayelerini ve arklarn kaydetmek iin yanmzda bir kayt
cihaz gtrmemizi istedi.
Haberleri vermek iin Ehud'u aradmda "Senden ok nde
yim ... " dedi, " ... sadece bu yolculuk iin bir dijital kayt cihaz al
dm; ok kk ve kaliteli. Gzel bir ifac Shuar kadn ve
Tampur... Tam bir macera olacak sanrm!"

1 44
1 4. B LM

ENERJ K RELER

TEK MOTORLU CESSNA 'MIZ kesintisiz yamur orman zerinde, ha


fif bir yamur altnda yaklak yann saat utu. Ben nde pilotun
yanna oturdum. Ehud ile Tayu arkamdayd. Raul ise srt antala
rmz ve uyku tulumlanmzla birlikte en arka koltua skmt .
Etrafmzda ilerleyen bulutlar bazen bizi tamamen saryordu.
B ulutlarn arasndan aay grebildiimde farkl bir ey dikka
timi ekti. Bunun hayal gcmn bir oyunu olmu olabileceini
syledim kendime. Bu durum tanmaya gittiimiz adamn ny
le veya burann yabanclar tarafndan nadiren ulalm bir yer ol
masnn, tarih ncesi alardan kalma ormann ruhuna girmi
olmamzn farkndalyla ilgili olabilirdi. Bu alglarn kaynan
tespit etmek zordu ama benim grdm kadaryla orman rts
nn tepesi yapraklardan ziyade eterik, sisli, hatta dumanl grn
yordu. Gerek deilmi, titreiyormu gibi grnyordu. Salar
birbirine karm eski kahinleri dndren, dierlerinden daha
yksee trmanan baz aalar netleip bulanklayor, kurumu
kollan uzanp narin uamz tutacakm gibi grnyordu.
Ama kendimi tehlike altnda hissetmiyordum. Odysseus ile Si
renler arasnda olduu gibi kendimi ayartlyor gibi hissediyor-
1 45
dum: Uaktan atlamak istiyordum sanki. Bu dncemin farkna
vannca bu bana tuhaf geldi. Odysseus' un kendini geminin ana di
reine balatmas gibi ben de bu cazibeye direnmek iin kendimi
koltua m balamalydm acaba? Sonra emniyet kemeriyle bunu
zaten yapm olduumu fark ettim.
Birka kez arkaya dndm. Tayu ile Ehud'un sohbet ediyor
du. Tayu ngilizce konuamadn iddia etse de, olduka iyi an
lyordu.
Bulutlardan gne na ktk. Bildiim bir sonraki ey, Tam
pur'un olduu Shuar blgesindeki bir uu pistine indiimizdi.
Uaktan inerken gnein scakln hissettim. Scaklk beni
neredeyse yere yacak gibi oldu. Ak alandan etrafa baktm. Pis
tin kenanndaki aalar ok bykt ve daha nce grdm tm
aalardan uzundu. Bir bycnn maarasn koruyan yaratklar
gibi, amurlu pistte devasa glgeler meydana getiriyorlard.
Tayu bizi pistin yanndaki bir sundurmaya gtrd. Birka kabak
dolusu chicha tayan Shuar kadn geldi. Ne olduunu anlayama
dan bir kaseyi kabul etmitim ve iindekini imek zorunda hissettim.
kadn rnlerinin poplerliini gstermeye kararlyd. B i
zi srekli olarak biraz daha imeye zorluyorlard. Tampur'un kz
lar veya gelinleri olduklarn bildiimiz iin hibirimiz itiraz
edecek durumda deildik. Chichalarn hepsi olaand derecede
sertti. Bir kaseyi indirip geri verdiim srada ormana bakyordum.
Aalarn arasnda bir hareket fark ettim, tamamen glgeden iba
retti. B unun chichann etkisi olabileceini dndm ama ayn
eyi Tayu'nun da grdn fark ettim.
"Tampur" dedi dingin bir sesle. Kalkt ve bir adama dnen
glgeye doru yrmeye balad. Tarnpur'un bir asrdr yaad
syleniyordu. Yaklatn grdm kiiden ziyade buru buru
olmu, km birini bekliyordum. Bodur ve koca gbekli bu Ama
zon yerlisi, yaral bir eski savadan ziyade Buda'ya benziyordu.
Tampur Tayu'yu grdne ok sevindi. Onu kendi kz gibi
selamlad. Hikayelerini dinleyeceimiz bir gece geirmek iin
tm bu yolu gelmi olmamzdan duyduu byk mutluluu ifade
etti. Bizi piste yaklak yarm saat mesafedeki evine davet etti.
Sadece fizii deil, dier zellikleri de beni ok etkiledi. Cangl-
1 46
da yrrken bana bir jaguar hatrlatyordu. htiya duyulmayan
hibir kas oynatlmyordu. Herhangi belirli bir eye dikkat ynelt
meksizin her eyin farknda gibiydi. Grd her eyi deerlen
diren ve bir bakta anlayan bir adamn gzlerine sahipti. Ne kadar
yal olursa olsun, bir kavgada benim tarafmda olmasn isteye
ceimden phe etmediim biriydi.

O gece Tampur'un evinde atein etrafna oturduk. Ehud dijital ka


yt cihazn getirmiti ve Tampur ona hikayelerini kaydetme izni
verdi. Biri kaydetmeyecek olursa, Shuar tarihinin nemli bir ks
mnn onunla birlikte yok olacan syledi. Ehud yal sava
nn torunlarnn oullarndan birinin yardmyla Tampur'un nne
bir ubuk akarak mikrofonu o ubua ast. Mikrofona pheli
bir ekilde bakan Tampur sanki vuracakm gibi palasn kaldr
d, sonra da katla katla gld.
Tampur mikrofona net bir ekilde konuurken Tayu spanyol
ca'ya evirdi, Raul ve ben de Ehud ve kaset iin bunu ngilizce
olarak zetledik. Tampur yan bilmediini itiraf etti ama Tayu
onun deneyimlerine dayal olarak seksen ile doksan ya arasnda
olduunu tahmin etti. Bize Shuar ailelerini birbirine dren i sa
valar ve Shuarlann ba dmanlar Achuarlara kar birletii
byk savalar anlatt. Sadece kendisi otuzdan fazla savay l
drmt. Ona bu mstesna cesareti neye baladn sordum.
"Kesinlikle gcme deil! " dedi glerek. Ayaa kalkt ve ya
vaa dnd. "Her zaman benden ok daha akll ve gl olan
lar vard. Benim sahip olduum ey ise inant."
Tampur'un kars bana bir chicha kaba verdi. "Kazanaca
nza m?" diye sordum, souk iecei yudumlarken.
"Hayr. Yaptm eyin yapmak iin doduum ey olduuna."
Gzleri bizi tek tek gezdi, her birimizde bir anlna durarak. "Kay
betmek kazanmak kadar iyidir. Tek nemli soru udur: Niyet ettiim
yolda ilerleme gsteriyor muyum? Bugn hayatta olmamn nedeni
dierlerinden daha fazla yaamay istemem veya mzrak kullanma
da benden nce lm olanlardan daha iyi olmam deil, burada si
zinle birlikte u kk makineye konumamn benim kaderim
olmasdr." Palasn kaldrd ve herhangi birimiz bir tepki gstereme-
1 47
"Dinlerim" dedi Tampur, ukurlatrd avucunu kulana g
trerek. "Kalbin evrenin parasdr. Eer kalbini dinlersen, Evre
nin Sesi 'ni duyarsn. Buna Evrenin Sesi veya Ruhun Sesi diyoruz.
B izimle her zaman konuur. Tek yapmamz gereken dinlemek
tir." Bana dnd. "Ne duyuyorsun?"
Herkes sessizdi. Raul chicha kaban dudaklarnn hemen al
tnda dengeli bir ekilde tutuyordu. Yalnzca atei ve etrafmz
saran ormandaki hayatn seslerini duyabiliyordum. Sonra, bize
"dnce" olduu retilen ama aslnda bir tr ses olan bir ey
duydum. "Bana bunu yeterince yapmadm, yani dinlemediim
sylendi. Ve bu gece burada byk bir bilgeliin anlatld."
"Grdn m?" dedi Tampur dizini tokatlayarak. "Evrenin Se
si byk bilgelii her an anlatr. Tek yapman gereken dinlemek
tir. Kalbin her zaman dinliyor. Ellerini kalbinin zerinde st ste
koymak hatrlamana yardmc olabilir." Ellerini yavaa kaldrd
ve kalbinin zerinde apraz bir ekilde st ste koydu. "Bunu za
man zaman yap." Durup dinlemeye balarken her birimiz de ay
n eyi yaptk. "Gryor musun?" dedi Tampur atee doru
eilerek. Disiz srt geceyi aydnlatt.
Bize Ruhun Sesi hakknda bir ark syledi. Tahu arknn sz
lerini tercme etmekte zorland ama bize arknn, insanlarn bit
kilerle ve evrenle birlemesine yardm eden, Ruhun arab olan
ayahuskay onurlandrdn syledi. "Ayahuska ... " diye evirdi,
..... lmemizi ve yeniden domamz salyor. Bu srete Evrenin
Sesi 'ni ak bir ekilde duyuyoruz ama bundan da nemlisi, aya
huska kullanalm ya da kullanmayalm, Ses' i her zaman duyabil
memiz iin kulaklarmz ayor."
Piramide ktmz o gn Viejo Itza'yla olan sohbetlerimizi
hatrladm (aradan sanki bir mr gemi gibi geldi) ve bitkilerin
bizi amas, korku gibi engelleri kaldrmas hakkndaki szlerini.
Dorudan ekil deitirme konusuna girmemeye, Tampur'un
inanlar zerinde odaklanmaya, inanlarnn Viejo Itza'nn
inanlaryla benzerliini veya farklln kefetmeye karar ver
dim. "yiletirme gleri, ev, kayk ve alet yapmndaki faydala
r dnda aalara bir nem veriyor musunuz?"

1 50
Gzlerimin srekli Tayu'ya kaydn fark ettim. Tampur'un
yannda sessiz bir ekilde oturmutu. Atein nda kibar, hu
zurlu, l l grnyordu. Ona kar hislerimin, ormana, bir gn
batmna veya bir elaleye kar duyduum hislerden farkl
olmadn dndm. B ir seviyede ruhlarmz birlemiti. Bu ca
zibenin ayn zamanda cinsel olduunu fark eder etmez aniden bir
sululuk sapland iime.
Tampur birden konumay kesti. Bana bakt. Sonra da Ta
yu 'ya. Ona dnd. "Sava hakknda bu kadar yeterli. Sevgiden
bahsedelim." Tayu onun szlerini tercme ederken bana bakt.
Yoksa bana baktn hayal mi etmitim? Ylda birka kez dzen
lenen bir Shuar treninden bahsederken Tampur'un kadim sesi
heyecanl bir keyifle inceliyordu. Trende erkekler ve kadnlar
evin zt ynlerinde sraya diziliyordu. Erkekler davul alarken ka
dnlar da kalalarna asl olan, boncuklar ve kabuklar balanm
dans kemerlerini sallayarak ritim tutuyorlard. Sralar birbirine
doru ve sonra da uzaa doru hareket ediyordu. nsanlar konum
deitiriyordu. Gece ilerlerken aralarnda bakalaryla evli kii
lerin de olabildii iftler oluuyor ve birlikte olmak iin ormanda
kayboluyorlard. Sabahleyin karlar ve kocalar tekrar birleiyordu.
Gece kabul ediliyor, her ey affediliyordu.
"Harika bir gelenek" diye yorumlad Tampur szlerini bitir
diinde. "Pek ok sorunu olumadan nce zyor."
Sonunda, gece yarsndan epeyce sonra hepimiz yataa gittik.
Tulumumu Ehud 'unki ile Raul'unki arasna koymaya dikkat et
tim. Tayu atein dier tarafna uzand.
ok yorgun olmama ramen uyuyamadm. Tayu 'nun Tam
pur'un yannda, atein ndaki grnts aklmdayd. Kalkp
nmde dans etti. Geleneksel dans kemerini giyiyordu. Boncuk
lar ve kabuklar kalalaryla birlikte sallanyordu. Sonra solmaya
balad. Sert ve erkeksi bir ses duydum. Tayu'nun grnts, te
levizyon kameralar nnde duran siyah giysili bir adamn grn
tsne dnt. "ehvetten saknmak iin ... " dedi, " . . . baka biri
de orada bulunmadan asla bir kadnla birlikte bir arabaya binmem.
Asla. Sekreterimle bile. Bir kadnla asla ba baa yemek yemem."
Sesi hatrladm ama kimin sesi olduunu karamadm.
1 52
Doruldum. Ate parlak bir ekilde yanyordu. Etrafa baktm.
Herkes uyuyor gibiydi. Tayu 'nun kalkmasn, bana dnp konu
masn diledim. Sesini duymay ok istiyordum. Sonra hatrladm.
O erkek sesini tekrar duydum ama bu sefer yzyle birlikte. Billy
Graham. Ulusal bir televizyonda onunla Jim Bakker hakknda ko
nuuluyordu. Muhabir Peder Graham'a kendisini ehvete kar
nasl koruduunu sormutu.
Grnty tanm olmann rahatlyla uzandm. Atein parl
ts stteki saman rtsnden yansyordu. Belki de Billy Graham
haklyd; belki de bunu dorudan bana sylyordu. ehvet uyan
dran durumlardan sakn. Tayu 'nun kar tarafnda uyuyor olmak
tan dolay kendimi kutladm. Gzlerimi kapattm.
Sonra Tayu'nun yznn zerimde havada durduunu gr
dm. Nazik ifadesi durumu yeniden dnmeme neden oldu. On
dan saknyor olmaktan dolay kendimi neden kutlayacaktm ki?
Muhteem bir insan, gl bir retmen, bir kardeti. Gsterdiim
reaksiyonun sebebi baka bir his, sinsi bir his, yani sululuktu.
Graham'n szleri, insanlar kontrol etmek iin sululuu kullanan
maniplatif bir kltrn arac olarak vurmutu beni. Bir kadnla
asla yalnz kalmam ! Byle bir eyi nasl syleyebiliyordu? Bu
tpk bilimin trleri ayrmas, i dnyasnn doay hayatmzdan
ayrmas gibi insanlar, cinsiyetleri birbirinden ayran bir tutum
du. Kendimizi bu ekilde birbirimizden ayrmaya daha ne kadar
devam edebilirdik? Bu ekilde hayatta kalmaya daha ne kadar de
vam edebilirdik?
Sonra Havva ile ylann hikayesi geldi aklma. Kt kadn, k
t doa. Bu fikirler nereden geliyor? Kltrmzn iinde bu en
gelleri diken, doay bastran ve en besleyici zelliklerimizi
onurlandrmamz yasaklayan ey nedir?
Uyumaya ihtiyacm olduunu, bu sorularn o gece yantlan
mayacan fark ederek dncelerimi deimeye, yavalamaya,
sorgulamay brakmaya zorladm. Uyumay kolaylatrc bir g
rnt aradm ve Tampur' un sevgi, kutlama, bir paylam gecesi
iin bir araya gelen erkekler ve kadnlarla ilgili hikayesine dn
dm. Gzmn nnden pek ok grnt geti. Fantomlar gibi
ormanda ortaya kyorlard; esrik bir ritel iin sraya dizilmi
153
tm yalardan Shuar insanlar. Kendi yzm hem erkek hem ka
dn, her iki taraftaki danslar arasnda grdme pek arma
dm. Kendimi huzurlu ve honut hissettim.
Uykuya daldm. Atein sesinin, etrafm saran ormanlarn,
Tampur'un ve ailesinin, Tayu 'nun, gecenin farkndaydm ... ama
tamamen uykudaydm. Sanki uyanklkla uyku arasndaki snrlar
kalkmt.
Bir noktada kendimi tamamen uyank, dorulmu olarak bul
dum. Bir ekim hissettim. Sanki cangl beni aryordu. Atein
kzlerine baknca birka saat uyumu olduumu anladm. Ta
yu 'ya baktm. Hibir hareket yoktu. Uzandm, uyku tulumuma
derin bir ekilde yerletim ve kendime bunun yalnzca kendi ha
yal gcm olduunu syledim. Sonra Ruhun Sesi'ni, Evrenin Se
si 'ni hatrladm. Aklma u soru geldi: Hayal gc nedir? Ses
anlamnda kullandmz bir kelime mi?
Uyku tulumumdan zorlukla syrlarak ayaa kalktm. Atete
ki kzler dnda oda karanlkt. Bir kpek ban kaldrp bana
doru inledi. Sonra uykusuna dnd. Dier her ey sessizdi.
Dar ktm. Gkyz yldzlarla parlyordu. Aalar arasn
da bir ate bceinin gz krpyordu. El fenerimi almay
unutmu olduumu fark ettim. El feneri iin geri dnp kpein
dierlerini uyandrmasna neden olma riskine girmek istemiyor
dum. Yolun nasl uzandn bildiimi dndm ve zaten yldz
lar cangl rtsnn siluetini grmemi salyordu. Yavaa
gecenin iine yrdm. Tanmlayamadm bir g tarafndan e
kildiimi hissediyordum. Ellerimi kalbimin zerinde st ste koy
dum. Doru yolda olduumu biliyordum.
Cangl gecesinin sesleri hatrladmdan daha yksek gibiydi.
Sanki Ses ' in korosuydu. Her bir sesi karan bedenleri hayal et
meye altm. Zihnimde kurbaalar, eitli boy ve ekillerde b
cekler, obanaldatanlar ve baykular, kk bir oselo ve byk
bir kedinin parlayan gzlerini grdm. Biraz yavaladm ama or
mann iine doru ilerlemeye devam ettim.
Birden aalar ayrld, kendimi bir aklkta buldum. ok
dm. Orman rtsnn zerinde mavi bir k parlad. Sonra tekrar.
Sonra ormandan ykseldi. Maya piramidinde Viejo Itza'yla birlik-
1 54
te yaptm o yolculukta grdme benzeyen, titreen mavi bir
k kresiydi. Aa tepelerinin hemen zerindeydi. Sonra baka
bir k grnd. Bu tamamen havann iinden km gibiydi. ki
si yan yana geldi. Dev enerji kreleri olarak yaklatlar bana ve son
ra birden kaln aa duvarlarnn arkasnda kayboldular.
Dneceklerini umarak orada uzun bir sre bekledim. Ayn za
manda endieyle titriyordum. Bedenim birden enerjiyle dolmu
sonra birden tm enerjisini yitirmiti. Viejo ltza'yla birlikte Maya
piramidine ktmz gnk deneyimlerimi canl bir ekilde hatr
ladm. Altn renginden maviye dnen, greyfurt byklnden be
nim boyuma ulaan kreyle birlemitim. Viejo Itza bir tr ara
olarak bana verdii ta nasl kullanacam anlatmt. Tan ener
ji kresi etrafnda dolamasna ve ona dokunmasna izin vermemi
sylemiti ve sonunda, imdi Ruhumun Sesi olduunu bildiim ey,
enerji kresine dnme arzumla ilgili soruma bunun bir fantezi
deil, bir hayal olduu yantn vermiti. Bu deneyim o hayalin ger
eklemesi gibiydi. Zihnim bana klara doru komam syledi
ama bir ey beni tuttu. Gitmi olduklarn biliyordum. Aynca onla
r tekrar deneyimleyeceimden emindim. Sonunda dnp hzl bir
ekilde Tampur'un evine ynelmeye baladm. Mavi krelerin y
nne son bir kez daha baktm. Hibir iz yoktu.
Hibir ey deimemiti. eri girerken kpek ban kaldrd,
arkadaa bir tanma iareti olarak kuyruunu sallad. Tekrar tu
lumuma gidip bir sre parlayan kzleri izledim.
O gece daha sonra bir rya grdm. Ya da rya olduunu sa
nyordum nk ertesi gn Raul' a anlattmda bunun ryadan
fazlas olabileceini syledi. Gkte yavaa kayyordum. Parl
dayan mavi bir kla evriliydim ve aadaki bir le bakyor
dum. Kumda hayvanlarla birlikte ilerleyen adamlar vard. Zaman
zaman aralarndan biri yukar bakp beni iaret ediyordu. Beni iz
liyorlard. Kendimi scak, cokulu hissediyordum. Bunun gnler
dir devam ettiinin farkndaydm. Aada bir kasaba grdm.
Hemen dnda bir yerde kk bir maara vard. Onun zerinde
durdum. Maarann iindeki bir k, bir grup insan, hayvan ve
yeni domu bir ocuu aydnlatyordu. Beni takip eden adamlar
maaraya girdi. Gkte ykselerek geni araziyi, kasabay ve ma-
155
aray grebileceim bir konuma ktm. ocuun uyuduu yer
den altn bir k emberi yaylyordu.

Kahkaha sesleriyle uyandm. Her yer karanlkt. Gzlerimi alt


rnca atein kzleri yaknnda ar ar ilerleyen ekiller grdm.
B iri ktkleri kartrd, hava fledi ve ate canland. Bir kular
korosu ark syledi ve gece puslu bir kla sabaha dnt. Kah
kaha sesi giderek glendi. Kalktm. Tm Shuar ailesi oradayd:
Bebekler, ocuklar, yetikinler ve hatta Tampur. ocuklar birbir
leriyle itiiyor ve maymun olabileceini dndm k bir
hayvanla oynuyorlard.
Raul yanmda doruldu. "ocuk olmay hi brakmyorlar"
dedi. "Bir keresinde yal bir Shuar bana akamn yal insanlarn
tarih ve gelenekleri retme vakti olduunu, sabahn ise ocukla
rn oyunlar retme vakti olduunu sylemiti."
Uyku tulumlarmz sardk ve Jaime'nin bizi bekledii Kapa
wi 'ye doru yola kmak zere hazrlandk. Raul ve Tayu kah
valty hazrlarken ben kendimi Tampur'la ve onun bir torununun
Shuar dili yannda spanyolca da bilen yeni yetme ocuuyla bir
likte buldum. Birlikte evin dna ktk. Tampur'a gkteki mavi
krelerden bahsetme frsat buldum.
Dinlerken ban ne arkaya sallyor, keyifle srtyordu. Sz
lerimi bitirdiimde, tercme gerektirmeyen tek bir kelime syle
di: Kitiar.
"Kitiar m?" diye sordum arm bir ekilde. "O Kitiar myd?"
Ban heyecanl bir ekilde sallad. "Kitiar."
"Onlar dnya d varlklar deil miydi yani? Baka bir geze
genden veya baka bir yldzdan?"
"Evet. evet" dedi. "Kitiar." Ellerini bann zerinde sallad.
"Baka gezegenler. Cangl ruhlar. Kitiar." Eliyle srtma hafife
vurdu.
Sonra aklma bir ey geldi. Bir soru. "Kitiar'n arkadam ol
duunu biliyor muydun?" Ban sallayarak onaylad. "Nasl?"
nceki gece mavi krelerin gkte bulunduu yn iaret etti.
"Hepimiz biriz" dedi. Ona yarasayla ilgili deneyimi anlattm. Ki
tiar'n bunu nasl ngrdn, bana ifa verirken o yarasay gr-
1 56
dm ve Kitiar'n kaybolduu gece de o yarasann grnd
n anlattm. "Evet" dedi bilinli bir ekilde. "Kitiar yarasa oldu.
imdi de mavi kreler. Ne olursa o." Durup tekrar srtma dokun
du. "Bu kadar ok dnme." Elleri kalbime gitti.
Orada bir sre durduk. Uyanan cangln sesleri havay doldur
du. Aa tepelerine bakarak skunetle konutu. "Biz yal Shuar
lar aa ve hayvan olabiliriz. Ne zaman iddetli bir frtna ksa,
katlam yal bir aa gibi dimdik durmak yerine, palmiye gi
bi eilmemiz gerekir. amanlar ekil deitirir ve bunu dman
larna kar kullanr." Bana dnd. "Enerji kresi olmay ren.
retmenin Kitiar gibi."

1 57
1 5 . B LM

YERL BYKLER
KONU UYOR

KAHVALTI SIRASINDA Raul ve Ehud'a mavi kreleri anlattm. Ra


ul ok heyecanland. "Jaime birka hafta nce onlar Kapawi 'de
grm. Yani bu gece olacamz yerde."
nanamyordum. "Aynsn m? Emin misin?"
"yle sanrm. Ama birka saat sonra onunla birlikte olaca
z. Sana kendisi anlatabilir." Sanki Jaime'nin grd ey, be
nim grdklerimin sadece hayal gcmn rn olmadnn bir
kantym gibi kendimi rahatlam, aklanm hissettim.
Ev sahiplerimize teekkr ettik ve antalarmz uak pistine
tadk. Nefes almakta zorlanyorduk. Hava anormal derecede
snmt bile. Tm malzemelerimizi nceki gn chicha itiimiz
sundurmann altna ydk.
Glgede oturdum. Zihnim dn gecenin anlaryla doluydu. Or
mandan bir grup ocuk frlad ve bize doru komaya balad.
"Ua duydular" dedi Raul, aknln ifade eder ekilde ba
n yanlara sallayarak. "Kulaklarm ne kadar zorlarsam zorlaya
ym ua hep benden nce duyuyorlar."
1 58
Uak burada olduumuzdan emin olmak iin nce bir daire
izdi, teker izleriyle dolu piste doru alald ve gvdesindeki her
bir perini paralayacakm gibi grnen bir temasla piste girdi.
antalarmz scaktan kurumu pistte srkleyerek uaa ykle
dik. Ama pilot motoru altrma dmesine bastnda motor a
lmad. Tekrar tekrar denedi ama hibir ey olmad.
"Ak ! " dedi koltuunun yan tarafna bir yumruk indirerek.
Sonra kapsn iterek at, koltuunun altndaki bir kutuyu kar
trd ve derin bir ekilde glmsedi. "krler olsun Yce Tan
nn" dedi gzleri parlayarak. "Yce Bakire bizimle birlikte. Halat

burada! " Bir yat rhtma balamada kullanlan trde, kaln, uzun
bir halat kard. "Herkes dar. Onu sratarak altracaz."
Halat pervane miline dolamaya balayana kadar aka yapyor
olduunu dndm. Ehud kamerasn karp bunu filme ald.
Pilot hepimizi uaa dik bir ayla sraya koydu; ekimine de
vam etmek iin pilottan szsz bir izin alan Ehud hari herkes.
Halat sk bir ekilde tuttuk. Tpk kk bir ocukken bir New
Hampshire glnde eski bir takma motoru altrr gibi, imdi
hep birlikte bir uak motorunu altrmak zereydik: Motor vo
lann bir halatla evirerek! Akl almaz grnyordu.
Halata asldk. Tm arlmz verince milin dnmeye ba
ladn hayretle grdk. Balangta ok yava olsa da, sonunda
milin ataletini krdk. Sonra halat omuzlarmzda uaktan hzla
uzaklatk ve motor almaya balarkenki patlamay duyduk. Bir
yandan nefes almaya alrken, bir yandan da pervaneden gz
mze yansyan gne n izledik.
Sonunda havalandmzda kendimi akl salm sorgular
ken buldum. Neden bu ktrm uakla havalanmtm? Ya im
di motor durmaya karar verseydi?
Sonra birden bir sakinleme hissettim. Aa tepelerine bakar
ken ormann kadim ihtiamyla bylendim. Aalarn en eski
leri yzlerce yldr oradayd. ocukken bykannemin bana The
Ta/es ofKing Arthur and His Court (Kral Arthur ve Saraynn Hi
kayeleri) adl kitaptan okuduu hikayeler geldi aklma. Baba ta
rafmda birka nesil boyunca okunmu olduu iin sayfalar
anm bu byk, eski kitapta muhteem renkli resimler de var-
1 59
d. Sanki kitap kucamda akm gibi, Sir Galahad ' n olaans
t bir sava at zerinde byl bir ormandan gei sahnelerin
den birini hatrladm. Gne aalarn arasndan iniyordu. O
da at da krmz rtler iindeydi. Etrafn evreleyen puslu ma
vi n iddetiyle parlyor gibi grnen bir grntye bakyordu.
Bu Kutsal Kase'ydi. Bu resim bende tam bir huu uyandryordu
ve grmek iin tekrar tekrar kitab ap inceliyordum. Aalarn
zerinde havada olan Kase'de beni aran bir ey vard. Sanki o
ve ben ilikiliydik. Muhtemelen ocukluuma uzanan, belki de
bykannemin sesine elik etmi olan bir dnceye dndm. D
nceden de ziyade bir histi. Zihnin deil kalbin bir yaratmyd
ve tm hayatn kutsal bir aray olduunu sylyordu. Tpk o
cukluumda tandm Yuvarlak Masa valyeleri gibi, kutsal bir
eyi aradm byk bir macerann iindeydim.

"O mavi kreleri sen de mi grdn?" diye sordu Jaime, Kapa


wi 'ye vardktan sonra. Onlar bir bakasnn daha grdn
renmekten dolay en az benim kadar rahatlam olduunu his
settim.
Deneyimi benimkine benziyordu. Kreler ona havadan olduk
a yaklam, sonra da birden kaybolmulard. Deneyiminin ar
dndan ok gl ryalar grm ama uyannca bunlarn hibir
ayrntsn hatrlayamamt.
Konumamz baz barmalarla kesildi. Bir grup Achuar erke
i ve kadn Tayu 'nun etrafn sard. B ir kovan savunan kzgn
arlar gibiydiler.
emberin kenarna kotuk. ki adam Tayu'ya ok yakn duru
yordu. Biri onu itti. Jaime mdahale etti. Bir kolunu onun omuz
larna dolad ve elini havaya kaldrp bararak bir ey syledi.
Sonra aniden Tayu 'yu iten adama dnd ve onunla konutu.
Achuarlar geri ekildi. Dier adam kalabala kk bir ko
numa yapt. Jaime onlara kollarn sallad. Onlar gelene kadar
sessiz kalm olan daha yal bir adam konutu. Erkekler ve kadn
lar ayrt ama ok uzaa gitmediler.
Yal adam kat bir sesle Jaime'ye bir ey syledi. Achuar di
liyle konuuyordu. Jaime Tayu'yu iten adama dnd. Uzakta du-
1 60
ruyordu ve piman bir hali vard. Jaime'nin sesi yattrcyd. Ta
yu'yu itmi olan birden glmsedi ve Jaime'nin yanna gelerek
yalnn sylediklerini spanyolca'ya evirdi. "O kz bir Shuar,
dmanmz. Eer o uaa binip insanlarnn yanna dnmezse
onu ldrrz."
Raul Tayu 'ya yaklat. Onun tercmanmz olduunu belirte
rek kalmas gerektiini syledi.
"Ben spanyolca biliyorum. Sizin iin tercmanlk yaparm"
diye srar etti Achuarlardan olan adam. "O kz Tampur'un yann
dan geldi. Babam ldren adamn yanndan." Adam gsn
yumruklad. "Burada canl bir ekilde kalamaz."
Jaime Tayu 'yu, Raul ' u ve beni yanna ald. "Sen benim karde
imsin" dedi Tayu 'ya. "Ama ne yazk ki gitmen gerektiini d
nyorum. Eer kalrsan hayatn tehlikeye girecek. Buralarda tuhaf
eyler oluyor. Bu insanlar ok korkmu durumda."

Tayu'nun ayrlmas beni bo, zntl bir his iinde brakt. Ua


n aalarn zerinden kayboluunu izledim ve Tayu'nun ne d
ndn merak ettim. Dengeyi dndm. Kadnsz erkeklerdik.
liki iinde olduumuz kadnlar yoktu. Etrafmz Achuar kadnla
ryla dolu olmasna ramen kendimi onlara yakn hissetmiyordum.
Bana dman gibi grnyorlard, Neticede Tampur'un yanndan
daha yeni gelmitim! Kadnsz erkekler, der amanlar ya savatadr
lar ya da dengesizdirler.
Jaime'yle birlikte uak pistinden uzaklap cangla girdik. He
pimiz karamsar bir ruh hali iindeydik. Raul ve Ehud Latin Ame
rika tarihi ve kilisenin oynad rolle ilgili bir sohbete balad.
Hem Tayu'yu dnmeyi brakabilmek adna, hem de merak et
tiim iin Jaime'ye Achuarlarn neden korktuklarn sordum.
"Ekvator ile Peru arasnda petrolle ilgili bir sava olduuna
dair srekli bir sylenti var John. nsanlar snr boyunca srekli
olarak silah sesleri duyuyor. Bir de ... " Durdu ve gzlerime bakt.
"Uzun zamandr arkadaz. Bunu seni incitmek iin deil sadece
grm bilmen iin sylyorum. Senin insanlarn Achuarlar
zerinde korkun bask yapyor."
161
"Benim insanlarm" dediklerinin kim olduunu ve ne tr bas
klardan bahsettiini sordum.
Elini geni bir ekilde omzuma koydu. "Senin insanlarn, grin
golar. Achuarlara ormanlarn kesip yok etmeleri iin bask yap
yorlar. Burann kuzeyindeki petrol irketleri Waorani, Cofan ve
Secoya'y yok etti. Ormanlara onarlmaz zararlar verdiler, binler
ce hektar alan napalmlarla bombaladlar, nehirleri kirlettiler ve
daha nce bilinmeyen salgn hastalklara neden oldular. Achuar
lar tm bunlarn olduunu grd." Dnp bana sarld. Ayrld
mz zaman gzlerime bakt. "Elbette senin onlardan biri
olmadn biliyorum. Bunu biliyorum."
"Teekkr ederim" dedim glmsemeye alarak.
Yrmeye devam ettik. Bir sre sonra konumaya devam etti.
"Achuarlar topraktan geimini salamakta byk zorluk ekiyor.
Shuarlar gibi onlarn nfuslar da ok artt. Her taraflarnda orman
lar kesiliyor. ok ciddi bir sorunla kar karyalar. Bir hayat biimi
olarak avclk ve toplayclk bitmi durumda. Petrol ve altn irket
leri iin, maun ve dier deerli aalar iin yollar amaya zorlana
caklarn ve antaja maruz kalacaklaruu biliyorlar. Paraya ihtiyalar
var. Gelmeni istememin nedenlerinden biri onlarn sorunlarn din
lemendir. Belki onlara yardm edecek bir yol bulursun."
Bir akla vardk. "Achuarlar. . . " diye devam etti Jaime,
" . . . sadaka istemiyorlar. Kendi paylarna deni yapmak istiyor
lar. Dier insanlara retecek pek ok eyleri olduunu dn
yorlar."
Gne nda yrrken kk bir gle vardk. Achuar erkek
lerinden oluan gruplar kyda delikler kazyor ve bu deliklere b
yk direkler yerletiriyorlard. "Buna ben de inanyorum" dedi
Jaime. "Bitkiler, ruhsallk, dnyay ve birbirini sevmek hakknda
ok bilgililer. Tm bunlar yeni bir tr okul iin birer temel belki de.
Bizim insanlarmza bizim hakkmzda bir eyler retecekleri
okullar." Delikleri iaret etti. "Bu loca tamamland zaman Kuzey
Amerikallar ve Avrupallar iin ok konforlu olacak. yi yiyecek,
gvenli ime suyu. Ama ayn zamanda Achuarlara ait olacak. Ya
banclarn kendilerini gvende hissedecekleri, ayn zamanda ya
mur ormanyla birlik iinde yaayacaklar bir yer olacak."
1 62
Jaime Ekvatorlu iadamlannn bu bina iin bir milyon dolar
yatrmda bulunduunu syledi. "Bunu iyi niyetle ve sadece on
lara sylenenlere dayal olarak yaptlar. ou hi burada bulun
mad." ekti. "Belki de hi gelmeyecekler." Ellerini bir daire
iinde sallayarak adamlarn alt alan gsterdi. "Mimari ve
materyaller tamamen Achuarlara zg. Tek bir ivi bile kullanl
mad. Ben sadece gringolann buraya gelmesi durumunda isteye
cekleri baz eyleri anlamalarna yardmc oluyorum. Tm iiler
Achuar. Loca onlara ait. Yatrmclar yalnzca kiralyor ve on be
yl boyunca kullanma hakk elde ediyor."
"Ama beklentileri var."
"Yatrmclarn m? Aa ... elbette. yi bir gelir bekliyorlar. Ama
ayn zamanda bunun salad mit iin girdiler bu ie. Sonuta
gelir elde etmenin daha gvenli yollar var." Durdu. "Ben inan
lym" dedi biraz durduktan sonra. "Dnyay deitirmek iin ha
yali deitirmemiz gerekiyor. nanl olmamz gerekiyor."
"Jaime" dedim sonunda. "Benden beklediin ey nedir? B u
insanlara nasl yardmc olabilirim?"
Glmsedi. "Yalnzca dinle. Ve izle. Gzlerini, kulaklarn,
tm duyularn a. Ve rendiin eyleri hatrla. Bileceksin."
"Bu kadar m?" diye sordum glerek.
Bana bakt. "Tm isteyebileceim bu."
Sessizlik iinde yrdk. Bir sebeple Bhagavad Gita'dan bir
blm geldi aklma. Kendini her eyde ve her eyi kendinde g
ren kii bilgelik iinde yaar. Ben' in ve benim' in ego kafesinden
kabilen kii sonsuza dek zgrdr. Bunu Jaime 'ye tekrarladm.
Saygyla ban sallad. "Bilgelik dolu bir kitap."
Tampur'un Drt Kutsal Karde ile ilgili konumasn zetle
dim. "Bhagavad Gita hepimizin iinde bulunan ve hepimize ay
n eyi syleyen bir sesten bahseder: stediimiz ey para, hret
veya mal deil, huzurlu bir dnya, sevgiyle dolu kalpler, hava
nn ve suyun temiz, evrenin salkl olduu bir dnyadr. Ken
dimizdeki istenmeyen alkanlklar ve kendimizle, evreyle ve
komularmzla huzur iinde yaamamz engelleyen negatif d
ncelerimizden arnmak isteriz."
1 63
leden sonrasn civarda ve canglda gezinerek geirdik. Son
ra, gnbatmndan hemen nce, Pastaza Nehri 'nin kollarndan bi
rinde bir kaya binip Amazon'ui tatl su yunuslarnn avlanmak ve
oynamak iin ska geldii bir yere gittik. Yunuslar arayarak ve
bekleyerek belki yann saat gezindik. O gn hi biri ortaya kma
d. "Oluyor" diyerek aklad Jaime, "Doann bir paras. Bazen
geliyorlar, bazen de gelmiyorlar. Kafes veya it koymayacaz. Zi
yaretilerimizin yabani yaam grebilmesi iin, bunun turistler ka
dar hayvanlarn da hayalinin bir paras olmas gerekir."

ki gn sonra, toplumlar ile ilgili kararlar alan bir grup Achuar


by ile akam yemei yemeye davet edildik. Bizim varma
mzdan itibaren toplanmaya baladklar, birkann bizimle bu
lumak iin uzun mesafeleri kat ettii sylendi.
leden sonrann ilerleyen saatlerinde drdmze topluluk
toplant odasna kadar refakat edildi. Duvarlarn nnde tm ya
l belki iki dzine adam oturuyordu. Tercmanmz bizi gezdire
rek her birine tantt. Sonra bize de tabure verildi.
Yallardan bazlar ayakta ve bize doru dnerek selamlama
konumas yapt. Tanma ve kullanlan dil resmiydi. Jaime sz
ald ve bizi tantt. Raul ' un, ina ettikleri locann finansman iin
dzenlenmi olan ekoturizm iinde onun partneri olduunu, be
nim, mesaj pek ok dilde pek ok lkeye yaylan bir yazar oldu
umu ve Ehud'un da kitaplar pek ok ktada milyonlarca insan
zerinde etki yapan bir yaymc olduunu anlatt.
Her birimizin bann tepesine dokundu. "Yardmlarn sun
mak ve bilgeliinize bavurmak iin geliyorlar."
Sonra toplant genel konumaya ald. Chicha kaseleriyle ka
dnlar girdi. Atmosfer daha az resmi hale geldi.
Yallardan pek ou dorudan bize ynelik olarak konutu.
nceki formalitelere ramen, kalplerini bize amadaki isteklilik
lerinden ok etkilendim. Hemen hepsi insanlarnn karlat iki
lemi ifade etmek istiyordu. Hikayeleri Jaime'nin anlatt gibiydi.
Son on yl boyunca daha ncekilere hi benzemeyen deiimler
yayorlard. Dini ve tbbi misyonlar nce pek ok hizmet getiri
yor gibi grnmesine ramen, imdi bunlarn herhangi bir yara
rnn olup olmadndan phe ediliyordu.
1 64
"Daha fazla bebeimiz yayor" dedi yal bir sava. "Daha
oumuz daha uzun yayor. Ama imdi alktan lme tehlikesiy
le kar karyayz. Ailelerimizi avlanarak besleyemiyoruz. ok
fazla insan, ok az av hayvan var. Dizlerimizin stne kp di
lenmemiz gerekiyor." Meydan okurcasna etrafa bakt. "Achuar
lar byle yaamaz. Beyaz adam bizi klesi yapt. Bizi silahlarla
deil, kitaplarla ve ilalarla vurdu."
B ir dieri, bir grup Achuar'n Andlar'dan gelen kolonicilere
verilen topraklardaki haklarn devletten talep etmek zere yr
yerek cangl kat edip Andlara, oradan da Quito'ya kadar gittik
lerini anlatt. Kendilerine elik eden dier yerli insanlar, niversite
rencileri ve yandalarla birlikte, Bakan onlarn durumunu
renene kadar ehir meydanna kamp kurmulard. Devlet yaklak
drt bin kilometre karelik bir alan Achuarlara tahsis edince azim
lerinin dllendirildiini dnmlerdi. "Gnderdiklerimiz ss
l katlarla dnnce kutlamalar yaptk. Aylar sonra ise eer
byk irketler arazimizde petrol veya altn bulursa, hakkmzn
geersiz olduu sylendi. Eer isterlerse buray yok edebilirler.
Tpk Kuzey 'de Waorani ve Cofan'da olduu gibi."
Beyaz adamlarn hem kltr genelinde, hem de bireylerde ya
ratt sorunlar anlatldka onlar iin byk znt duydum. "Si
lahlar ve radyolar sunulan genlerimize ne syleyelim?" diye
sordu biri. "Sizlerin sahip olduu eylere sahip olmamalar ge
rektiini mi? Peki tm bunlar ne iin veriliyor? Hediye gibi gr
nyorlar ama kalbimizde biliyoruz ki yabanclar bir karlk
beklemeden bu tr hediyeler vermez."
O oturunca bir dieri kalkt. Ayakta durabilmek iin uzun bir
sopa kullanan, zayf dm bir yal. "Hediye verenler ksa bir
sre sonra dnp uradaki yal bir aac, sonra da uradakini kes
mek iin izin istiyor. Genlerimiz daha fazla hediye istiyor ve
alnca da onlarn isteklerini kabul ediyor. 'Eski bir aa nedir ki?'
diye soruyorlar. ' Modernlememiz gerek' diyorlar. 'Bebekleri
mizin alanmaya ihtiyac var. Cangln artk sunmad besine
ihtiyalar var. ' Bu genlere ne cevap verelim?"
Tm yapabildiimiz dinlemek ve szleri bitince aclarn duy
duumuzu, kalbimizin kan aladn sylemekti. "Yalnzca Ac-
1 65
huarlar iin deil" diye ekledim. "Ayn zamanda Waorani, Cofan
ve Shuarlar iin. Hem dostlarnz hem de dmanlarnz iin ay
n hisleri duyuyoruz. Ve benim kendi insanlarm, beyaz adam, ba
na gre dnyadaki en mutsuz kltrlerden biri. Uuruma doru
giden bir yolda ilerliyoruz ve dier herkesi de yanmzda gtr
yoruz. Sadece insanlar da deil, ayn zamanda pek ok dier tr.
Bu tam bir trajedi."
Ehud tm dnyadaki insanlarn benzer sorunlarla mcadele et
tiini vurgulad. Avustralya Aborjinlerinin, Bomeo 'daki Dyakla
rn ve Tibetlilerin durumunu anlatt. Ve onlara Achuarlann sesinin
duyulaca gvencesini verdi.
Onlarn bizim yardmmza ihtiyac olduu kadar bizim de onla
rn yardmna ihtiyacmz olduunu syledim. "nsanlarmn kutsal
eyleri sevmeyi renmesi gerekiyor." Partnerlik fikrinden bahset
tim, bunu yardm, bilgi, efkat ve enerjinin ift ynl olarak tan
d bir kpr olarak tanmladm. Bir dnce aklma akld. "Bu
kadar ok ykma neden olanlarn, yani benim insanlarmn kolektif
hayalini deitirmenin bir yolunu bulmamz gerekiyor." ABD'ye
dnnce onlarla birlikte almak zere yeni bir partnerlik organizas
yonu oluturmaya alacama sz verdim. "Baarl olacama sz
veremem. Yalnzca bunu deneyeceime sz veriyorum."
Sonra aklma bir dnce daha geldi. Dorudan o uzun sopa
l yal adama baktm. "Yal aalar kesmeme karar aldklar
zaman genlerinize hediyeler veya para vermenin bir yolunu bul
mada bana yardmc olun."
Yavaa, ar bir ekilde bastonuna yaslanarak bir kez daha aya
a kalkt. Gzlerime bakt. "Bu ormanlar bize ait deil. Hi kimse
ye deil, tm insanla aitler. Ban eip bastonuna bakt. "Onlar
pek ok ey iin kullanyoruz." Bastonu iki eliyle kavrad. "Her za
man izinlerini isteyerek. Her aac onurlandryor, onlara saygm
z sunuyoruz. Ormanlarn bizden ok daha yal olduunu ve
hepimizden daha fazla yaayacaklarn biliyoruz. nsanlarnz ben
cilce ve saygsz bir biimde onlar keserek tm insanlarn bu muh
teem Dnya Ana'dan ayrlmalarna neden olabilir. Ama ormanlar
yaayacaktr. Onlar tamamen yok edemeyeceksiniz." Durup etra
fa bakt. "nsanlarmza aalan kesmemeleri iin bir eyler ver-
1 66
menin yollarn bulmada size yardmc olmamz istiyorsunuz. Bu
nun sz konusu bile olamayacan sylememiz gerekiyor. Ku
zey'de de bu aalar olmadan yaayamayacanz biliyorsunuz.
Soluyacak havanz, iecek suyunuz, hayatnz olmaz. Ama gelip
aalan kesebilmek iin insanlanmza tomarlarla para sunanlar si
zin insanlannz. Ne iin? Bilmiyoruz. Bazen insanlannz aalar
nehirlerden tayor. Bazen aalan yakp gklere ulaan devasa bi
nalar yapyorsunuz ve bunlann uzun inelerini topran derinlikle
rine batrarak Dnya Ana'nn kara kann dkyorsunuz. Neden?
Kim bilir? Biz yallar bu insanlannzn kt, kara bycler oldu
unu biliyoruz. imdi sen buradasn. Arkadamz Jaime senin bir
dost olduunu sylyor. Ona inanyoruz. Ama kendilerinin de sa
hibi olmad aalan kara byclerinize satmamalar iin gen
lerimize para vermede size nasl yardmc olabileceimizi mi
soruyorsunuz?" Tekrar taburesine oturdu.

Sonraki birka gn boyunca ormanlarda dolatk, nehirlerde k


sa kano yolculuklar yaptk, Achuarlar, onlarn bitkiler ve hay
vanlar hakkndaki bilgileri ve dnyay alglama biimleriyle
i lgili olarak elimizden geldii kadar ok ey rendik. B yle
yici bir deneyimdi ama kaytl tm tarihin ncesine uzanan bir
gelenein son ann paylayor olabileceimiz phesi iindey
dim. Bu insanlarn hayatlarna girmi olmaktan onur duyuyor
dum ama yaknda, kendi kltrmde ylesine kendini mahvedici
etkiler yaratan materyalizme maruz kalacaklar dncesi beni
ok zyordu.
Derken bir sabah Kapawi ' den ayrlma vakti geldi. antalar
mz nehre tayp on be metreden uzun, byk bir oyma kano
ya ykledik. Evi nehir yoluyla birka saat mesafede olan,
yabanclar tarafndan nadiren ziyaret edilen bir topluluun yesi
bir Achuar amanm ziyaret etmek iin yola ktk. Karlaaca
mz insanlarn pek ounun hayatlarnda hi beyaz bir insan
grmemi olduklar konusunda uyarldk. B ize nasl reaksiyon
gsterecekleri bilinmiyordu.
Nehirdeki yolculuumuza baladmzda kanoda belki otuz
yolcu ve sepetler dolusu eya vard. lerledike, ormana giren k-
1 67
k suyollarnda inen kiiler oldu. Hepsi Jaime 'nin blgesinde
alyordu. Gerekli malzemeleri getirmek ve ailelerinin ilerine
yardm etmek iin periyodik olarak evlerine dnyorlard. Sonun
da ou Kapawi 'ye geri dnecekti.
Nehirde ilerledike etrafmzdaki insanlarn giderek daha faz
la sknt iaretleri gsterdiklerini fark ettim. Balangta Jaime,
Ehud, Raul ve beni grr grmez kamaya balayanlar yalnzca
ocuklard. Sonra yal insanlar da ayn tepkiyi gstermeye ba
lad. Belirli bir noktay getikten sonra ise herkes bizden saklan
maya balad. Jaime'ye bunu sorduumda, grntmzn daha
nce hi beyaz insan grmemi olanlar korkuttuunu syledi.
"Achuarlar yiyen dev beyaz yamyamlarla, yani 'Evialar' la ilgili
bir efsaneleri vardr. En cesur savalar bile onlar karsnda
gsz kalm. Evialar sonunda gne tanrs Etsaa tarafndan yok
edilmi. Ama imdi insanlar bizi grnce baz Evialarn haia ya
yor olabileceini dnm olmal."
Drdmzn de Achuarlardan epeyce uzun olduumuzu fark
ettim. Achuar erkeklerinin boy ortalamas yaklak 1 .65- 1 .70'di
sanrm. Yant belli soruyu sormak istememe ramen sessizlii
mi srdrdm: Efsanelerinde tarif edilen, yalnzca ormanlarn ve
kltrlerini deil, btn bir tr olarak varlklarn da tehlikeye so
kan yamyamlar gerekten de biz deil miydik?
Grdm en olaanst yamur ormanlarndan birinin iin
de yaptmz inanlmaz bir yolculuktu. ounlukla ku olmak
zere, tehlike altndaki trler listesinde bulunan pek ok canlya
rastladk. Hava genellikle kelebeklerle doluydu. Gne ve ya
mur birbirini izledike, ok sayda gkkuann oluup kaybol
masna tank olduk. Sudan ve cangldan bize bakan gzler vard.
amann evine gnbatmndan hemen nce vardk. Kyda,
nehre yukardan bakan bir yere kurulmutu. Geleneksel oval e
killi ev byk ve heybetliydi. Grdm en grkemli yerli eviy
di. Otuz metre uzunluunda olduunu tahmin ettiimiz bu evin
incelikli bir ekilde rlm ats, orta ksmnda yaklak -drt
kat ykseliyordu. Biz yaklatka ocuklar dalp ormana kat.
aman Tsunkanka beklediimden genti; krkl yalarn balarn
da olmalyd. Otoritesi pheye yer brakmyordu. Elimizi skmaya
1 68
gelirken insanlann ounluu ondan uzaklayordu. Gcn, aruta
mn, yani savala dierlerinden ayran ruhu hissedebiliyorduk.
Karmzda ne insan ne de ruhsal dmanlarla savamaktan korkan
biri vard. Gzleri deliciydi. spanyolca bilmiyordu ama iletiim kur
makta zorluk ekmeyeceimizi biliyordum.
Akam seremonisi iin evine birka dzine insan davet edildi.
Sanrm bizim korkun Evialar olmadmz kulaktan kulaa ya
ylmt. Ya da belki Tsunkanka'nn dev beyaz yamyamlar yok
ediini izlemeye gelmilerdi. Danda gne ufukta oyalanyordu
ama ierisi karanlkt. Konuk alan olarak ayrlan bir duvarn
nnde uyku tulumlanmz serdik. Achuarlarn, zellikle de o
cuklarn bizi dikkatli bir ekilde incelediklerini hissedebiliyor
dum. Bazlar bize dokunmak iin sokulup hzla kayordu.
aman byk evinin ortasnda bir taburenin zerine oturdu.
Cayr cayr yanan atein nnde, grnmez bir rzgar tarafndan
dokunuluyormu gibi bir o yana, bir bu yana sallanyordu. Sonra
bu hareketi birden durdu. Her ey sessizleti. ocuklar bile dur
du. Tuhaft. Hibir iarette bulunulmamt ama her ey durmu
tu. Kimsenin azndan tek bir kelime kmyordu.
Tsunkanka bizi ard. Beni iareti etti, sonra da atein ya
nndaki bir tabureyi. Oturdum. Alevlerin nda, elinde Viejo It
za'nn bana verdii ta hatrlatan kk bir ta grebiliyordum.
Ona nefesini fledi ve yumuak bir ekilde ark sylemeye ba
lad. Sonra ta bana verdi. ngilizce olarak tatan, Yukatan'daki
piramitte gzmde canlandrdm ve Tampur'un yannda kald
m gece grdklerime benzer bir enerji kresine dnmeme
yardmc olmasn istedim. Ta ona geri verdim. Anlam gibi
ar bir ekilde ban sallad.
Ta kk bir kabak kasesinin iine brakt ve tekrar hafif bir
ekilde ark syledi. Sesler derin ve grtlaksyd. Yar homurtu
yan mrlt eklindeki bu sesler bana bir jaguarn iftlemesini ha
trlatt. Kaseyi her iki eliyle tutup kalbine kaldrd. ark bir an
daha yksek bir sese kp sonra durdu. Kaseyi bana verdi.
Koyu renkli svy itim. Ta dilerime arpt. Ta azmda
tuttum ve przsz yzeyine dilimle dokundum.

1 69
1 6. B LM

ZAMAN V E MEKANDA
EKL DE T RME

DIARIDA GEZNDM . Gece olaand derecede karanlkt. Gkte


tek bir yldz bile grnmyordu.
Hafif bir ayahuska imi olduumu biliyordum. Tad Shuarlar
la birlikte birka kez itiim ayahuskann tadndan farklyd. O
kadar ac veya gl deildi. Gl dozlarda genelde olduu gi
bi bir kusma olmayacandan emindim.
Raul yanma geldi. "Farkl" dedi.
Cangln nndeki karanlk aa kitlesinin kenarnda sessizce
duruyorduk. Evin iinde Tsunkanka ark sylemeye balad. Son
ra bir ylan tslamas duydum. Geri sradm ama o sesin Raul 'un
nefes ekiinden kaynaklandn fark ettim. G iaret etti.
Parman takip edince bir yldz grdm. ok bykt ve g
rnen tek yldzd. ok etkileyiciydi. Raul' un kolunu omuzlarm
da hissettim. Yldzn deiiyordu: Yeil, mavi, krmz.
"nanlmaz!" dedi Raul omuzlanm skarak. Yldz bize do
ru hareket ediyor gibiydi.
Orada onu uzun sre izledik. "Sanki konuuyor" dedi Raul so
nunda. "Onu bir yz gibi gryorum." Biraz sonra yldzn grd-
1 70
m o mavi krelere benzeyip benzemediini sordu. Grn
nn benzemediini syledim. Zamann ve her eyin dndaydm.
Parldamaya devam eden yldz gzlyordum sadece. Yldz tek
rar bize yaklam gibi grnd, sonra yine uzaklaarak tm sih
rini kaybetti ve geceyi aydnlatan milyonlarca parlak noktadan
biri haline geldi.
Ehud evden karak yanmza geldi. mz gecenin iinde
ayakta duruyorduk. "Muhteem bir arkyd" dedi Ehud. Tsun
kanka'nn o anda sessiz olmas dikkatimi ekti.
"Sanrm aman mola verdi" diyerek gzlemini paylat. Ne
hir kysnda yrmeyi teklif etti. Jaime'nin uyuduunu syledi.
imden eve dnmek geldi. Ehud 'un nehir kenarnda yrme
teklifini geri evirdim ama bensiz de olsa gitmelerinde srar ettim.
"Hibirimizin bakma ihtiya duyduunu sanmyorum. O ayahus
ka yalnzca yann kase chicha kadar glyd." Hepimiz gldk.
Onlar gittikten sonra evin dndaki kk ak alanda yalnz
kaldm. Aalarn tepesine baktm. Y ldzlann aydnlatt gkte
ki siluetleri, salar kabark dev kafalarn grnmn ald. Bel
ki de yzyllar nce mavi kreler iinde gelmilerdir buraya diye
dndm hafif bir glle. Tsunkanka arksna tekrar balayn
ca aalar sanki onun adna benimle konuuyor gibiydi. Sana yar
dm etmek iin buradayz diyorlard sanki. Enerjiye veya de
ihtiyacn olduunda bize gel.
Kitiar'n aa ruhlarndan bahsediini hatrladm. Pleiades'ten
geldiklerine dair bir ey sylememi miydi? Tampur'un Kitiar' an
latn dndm: "Dier gezegenler. Cangl ruhlar. Kitiar" demi
ti. Deneyimlemekte olduum hisler bana bir ayahuska yolculuunu
dndrd ama ayahuska aldm dier zamanlardakine hi benze
meyen bir ekilde fiziksel varlmn hayli farkndaydm.
Dnp eve girdim. Ate snp bir kz ynna dnmt. Ka
pda durdum, gzm altrdm. B ana yneldiini algladm
bir hareket hissetmeye baladm. Kzlerin yanmakta olduu yer
den birka metre uzaktaki ar bir dalga, ykselip alalan bir kol
gibiydi.
Tsunkanka hala taburesinde oturuyordu. Yz glgede olma
sna ramen glmsemekte olduunu biliyordum. "Uzan" der gi
biydi, sesini kullanmadan.
171
Birka adm atnca Tsunkanka'nn nnde serili hasr gr
dm. Sert topran zerindeki hasra srt st uzandm. Topran
enerjisinin iime aktn hissedebiliyor gibiydim. Tsunkanka tek
rar hafif bir ekilde ark sylemeye balad.
Scak bir esinti geti zerimden. yice gevemitim. Bir huzur
duygusu ile kaplandm. Bir elini gzlerimin zerine koydu. Syle
dii arkdan baz szler duyuyordum. "Atalarn amand. Herkes
bir aman kltrnden gelir" diyordu szler, bunlar duyduumda
durumun anlamszlnn farknda olmama ramen. Szler ngi
lizceydi nk. Ama ister Tsunkanka'dan ister baka bir yerden
geliyor olsunlar, bunlar duyduumu inkar edemiyordum. Bu sz
leri dndm. Tarihimizde yeteri kadar eskiye gidersek hepimizin
aman kltrlerinden geldii kesinlikle doruydu. Kkenlerimizin
nereye vardnn bir nemi yok. Afrika, Asya, Avrupa, Orta Do
u . . . Hepimizin soyunda amanlar mevcut. amanlar genlerimi
zin, DNA'mzn, hcresel yapmzn bir paras.
Bu durum kafamda baz sorular uyandrd. Bunu sormam ge
rektiini biliyordum ama tereddtteydim nk bu adamla ngi
lizce veya spanyolca konuma dncesi bana sknt veriyordu.
Sonra Kitiar'la geirdiim bir geceyi hatrladm. Tek bama yap
tm sandm inanlmaz bir psiko-navigasyonel yolculuktu ama
sabah onun tm o sre boyunca benimle birlikte olduunu ren
mitim. Tuhaf, hatta inanlmazd. Ama Kitiar'n birlikte yapt
mz yolculukla ilgili anlattklar aklmda hibir phe
brakmamt. The World Is As You Dream it adl kitabmda bu
olaydan bahsettikten sonra Tibet ve Endonezya'daki amanlarla
alm olan baka insanlarn da buna benzer ortak yolculuklar
deneyimlediklerine dair mektuplar aldm. Eer o olduysa, her ey
mmknd. Tsunkanka'nn ellerini gz kapaklarmda hissettim
ve sormaya karar verdim.
"Hepimiz aman kltrlerinden geldik. Peki, ne oldu? O ha
yalden neden vazgetik? Bu dnyay onurlandrc yaam tarzn
neden u anda trmz yok etmekte olan ticari anlay ve mater
yalizmle deitirdik?"
Dudaklarnn kulama dokunduunu hissettim. arksn do
rudan bana sylyordu. Ses yapraklardaki rzgar gibiydi. Elleri-
1 72
ni gzlerime bastrdnda mavi krelerden birini grdm. ze
rimde duruyordu.
Krenin varl beni oke etmiti. Ama sanki onu bekliyormu
um, bu ann geleceini biliyormuum, bir param buna niyet et
mi gibi, bir ekilde beklenen bir eydi ayn zamanda. Hayretler
iindeydim ama deneyimlemekte olduum eyi kabul ediyordum.
Tanmlanamaz dalgalar halinde zerimden geen bir duygu seli
iindeydim. Tm bunlarn, zellikle de hislerimin tanmlarn te
sinde olduunu dndm hatrlyorum. Neyin mmkn oldu
uyla ilgili olarak bana imdiye kadar retilenler yannda bu o
kadar olaand bir olayd ki, hala bunu kelimelerle ifade etmek
te zorluk ekiyorum.
Bu boyutta zekamn ok berrak olduu, hissettiim tm youn
duygulara ramen ne olduumu ve rolmn ne olduunu kesin bir
ekilde bildiim bir seviyeye ulatm. Krenin iine girmem gerek
tiini anladm. Krenin enerjisinin beni davet edercesine titremek
te olduunu grebiliyordum. Byk bir huzur iindeydim. Gle
dolu olduumu, enerjimin izlemekte olduum enerji alanyla tama
men ayn ey olduunu da biliyordum. Derin bir nefes verdiimi,
kendimi o gereklie braktm hatrlyorum.
B unun ardndan ben de havadaydm. Havada aba harcamak
szn hareket ediyordum. Evin iinde dolatm, kapya yneldim
ve karanlk orman rtsnn zerine ktm.
Bu an hibir zaman aklayamayacak olmakla birlikte, bunun
kesinlikle gerek olduunu dndm. O gn daha nce yapt
mz kano yolculuu kadar canlyd. Bu, bir ryada olmann ve r
ya olduunun farknda olmann zddyd. Bu bana fiziksel bir
ekilde, hcresel bir dzeyde oluyordu. Rya veya halsinasyon
grmediimin, hayal kurmadmn mutlaka bir ekilde farkn
daydm ve bunu bilmeme ramen kimseyi bunun olduuna ikna
edemeyebileceimin de farkndaydm. ekil deitirmi, bir ener
ji kresine dnmtm. En basit ekilde dnmtm. Bede
nim bir baka eyin bedeniyle birlemiti. nanlmaz bir ekilde bu
duyum tamamen doal grnyordu.
Kre (yani ben) etrafa gl bir k yayyordu. Aadaki or
man aydnland. Bunu dikkatli bir ekilde inceledim. Aalar tek
1 73
tek seebiliyordum. allarn altnda hzla ilerleyen bir gece ke
mirgenini takip ettim. Sonra bir an iin her ey sanki bir videonun
ileri sarlmas gibi bir anda bulanklat. Yine ani bir ekilde nor
male dnd. Aa baktm, bir rmaa yaklatm ve bir hareketi
tespit ettim. Kyda bir grup asker vard. Zrhl olduklarn grn
ce ardm. Eski tip miferleri, gslkleri ve kalkanlar vard.
Yzleri Asyatik tipteydi. Koyu renkle boyal metalleri ve tyl
miferleri iinde tamamen uyumsuz grnyorlard. Birden kan
dondurucu lklar attlar, kllarn savurdular, nehir kysnda
ki bir maaraya saldrdlar. Daha iyi bir bak asna gemek iin
alaldm. Ksa bir aradan sonra tekrar ortaya ktlar. Korku iin
deki kadnlar ve ocuklar maarann karanlk azndan ekerek
kardlar. Zrhlarnda kan vard. Liderleri ahlanm, ate ps
krten bir ejderha amblemli bir sancak at. Ellerini aznn hiza
snda bkp bard : "mparator adna sizi medeniletiriyoruz."
Sonra ok garip bir ey oldu. Kafasn kaldrp bana bakt. A
z alverdi. Yalpalayp dizleri zerine dt. Ama hzla toparlan
d ve adamlarn tutsaklaryla birlikte hzla tekrar maaraya soktu.
Onlar ieri ynlendirirken gizlice bana baklar atyordu.
Anladm ki insanlar tarafndan grlebilen bir tr tanmlana
mayan uan cisme dnmekle kalmam, ayn zamanda kendimi
baka bir zamana gtrmtm.
Grm tekrar buland. Grm tekrar kazandmda deva
sa, dairesel bir ta yapnn zerindeydim. Ak olan tepesinden ie
ri baktm ve neeli seyircilerle dolu bir tribn grdm. Ortada bir
saha vard. Futbol stadyumuna benziyordu. Bir grup kadn ve o
cuk otaya getirildi. adam onlardan uzaklaarak ak alann bir
ucundaki byk bir ahap kapya gitti. Gzleri kapya sabitlenmi
olan adam savamaya hazrlanan birer sava gibi melmiti.
Niyetlerinin kadnlan ve ocuklar kapnn arkasndaki korkun bir
tehlikeye kar korumak olduunu anladm. O kk gruptaki in
sanlarn korkusunu hissedebiliyordum. Hem bu savalar hem de
seyirciler o kadar youn bir ekilde bu olanlara odaklanmt ki
kimse beni grmyordu. Birden seyirciler ayaa frlad. Kaplar
ald. Drt aslan arenaya girdi ve adama saldrd. "Barbarlar
medeniletirin! " diye baryordu kalabalk hep birlikte.
1 74
Olacan bildiim vaheti grmek istemediim iin hzl bir
ekilde yukar doru uzaklatm. Arena iyice aada kald ve so
nunda sadece bir nokta haline geldi.
B unun ardndan olaylar birbirini izledi. Hzl bir ekilde geli
yorlard ama her biri mutlak bir ekilde gerekti. Bunlar szler
le tam olarak anlatabilmem imkansz olduu iin, son sahneye,
yani asl sorumu yantlayan on kadnn bulunduu sahneye bir
ereve salayacak biimde bunlardan yalnzca birkan zetle
mekle yetineceim. unu sylemeliyim ki, tm yolculuum bo
yunca zihnimde gerek hayatn iindeki canl, fiziksel varlklar
gzlemekte olduumdan asla bir phem yoktu.
Kendimi kalabalk bir pazara tepeden bakarken buldum. Paza
ra develer ve atlardan oluan uzun bir kervan girdi. ok uzaklar
daki kltrlerden satn alnm veya el koyulmu egzotik mallara
bakabilmek iin her taraftan insanlar koarak pazara geldi. lerle
dim. Yakndaki bir limanda baz gemiler insanlardan oluan kar
golarn boaltyordu. Daha iyi grebilmek iin alaldm. Paavralar
iindeki erkekler, kadnlar ve ocuklardan oluan bir dizi insan
ahap bir rhtma kyordu. Periyodik olarak plak srtlarn kam
layan deri nlkl adamlar tarafndan drtlyorlard. Birbirleri
ne zincirlerle balanm bu insanlar ikence grm, aalanm,
umutsuz, yaama iradelerini yitirmi insanlard. Havaya mitsiz
lik sesleri ve dk kokusu yaylyordu.
Eski dnyada yolculuuma devam ederken, erkeklerin dier
erkekleri, kadnlan ve ocuklar egemenlikleri altna aldklar pek
ok manzara izledim. Her durumda kontrol elinde tutanlar tarih
kitaplarnda en gelimi olarak tanmlanan kltrlerdendi. Tank
lk ettiim her ey byleyiciydi ama bir sre sonra kan phtla
rndan midem bulanmaya balad. B ir noktada artk kusacamdan
emin olmutum.
Kendimi hemen modern zamanlarda, farkl trde korku sahne
lerini gzlemlerken buldum: Topraa alm deliklerde clzla
m insanlar deerli ta ve mineraller aryor, devasa fabrikalar
atmosfere kir sayor, ocuklar ar ilerde, kadnlar montaj hat
larnda alyor, bazlar da gettolarn sokak kelerinde beden
lerini satyordu. Katedraller kadar byk maazalar dolduran
175
mteriler alveri yapmaktan keyif almyordu. Kabalk ehirler
de tepelerde olumu fakir mahaller vard. Ak lamlarn yann
da karton kutular iinde yaayan aileler ve okyanus kysnda ok
ykseklere ina edilmi gz kamatrc evler vard. Bazen izledi
im insanlar da beni gryordu. Fakat genelde fazlasyla megul
lerdi. Beni fark edenler, onlar tehdit edecek hibir ey yapmamama
ramen, ok ve korkuyla tepki veriyorlard.
Sonra yeil tepelerden getim. Gne parlyor, imler rzgar
da salnyordu. Havadaki tazelii koklayabiliyordum. Burada, de
neyimlediim dier yerlerden tamamen farkl hisler iindeydim.
Bir tepenin zerine geldim ve aada bir grup insann topland
kk bir vadi grdm. Grubun tm siyah giysili kadnlardan
oluuyordu. 1 800'Ierin sonlarnda bir fotoraf iin poz veren res
mi bir grup gibi duruyorlard.
Daha yakndan bakmak iin alaldm. Btn kadnlarn elin
de uzun, sivri ulu tohum ekim ubuklar vard. l bitkiler ve
grotesk kklerle dolu bir bahedeydiler. Yeilliklerin bol olduu
bir yerde bu grnt ok dikkat ekiciydi.
Kadnlardan biri yukar bakt ve beni iaret etti. Hepsi beni
grd ve sanki geliimi bekliyorlarm gibi glmsediler. Dier
lerinin aksine korkmu grnmyorlard. Beni ilk gren onlara
katlmam iin ard. Bir daire oluturdular ve yavaa dairenin
ortasna indim. Tatl bitkilerinki gibi bir kokular vard.
"Sorun neydi?" diye sordu ilki. "Kltrnzn, amani, dn
yay onurlandran yaay neden terk ettiiyle ilgiliydi sorun...
Hatrlyor musun?" Ban yukar aa sallad. "Elbette hatrl
yorsun. Yant hakimiyet fikriyle ilgili. Ama kullanlan kelime
hakimiyet deildi. Bunun yerine kullandklar kelimeler. . . "
On iki kadn da ona katlp tiz bir koro halinde: "lerleme, ge
liim, medeniyet."
"Gryorsun ya, zenginler hep daha fazla zengin olmak, g-
lerini arttrmak istedi."
Yine koro: "Kontrol ele geirmek."
"nsanlk tarihi ... Merkezilemeye doru byk hamleler."
Koro: "Gelimi devletler, kltr, yksek yaam standartlar."
"Teknoloji."
1 76
"Kontrol."
Tek bana konuan yava bir ekilde bir dairede dnd. "Sen sor
dun, biz de aklamak iin buradayz. Ama zaten grdn. En azndan
yeteri kadarn grdn. 'Gelimi, medenilemi toplumlarn' yk
selii ile doaya yaknl ve bamll vurgulayan, esrimeyi tevik
eden amani kltrlerin ykl arasnda dorudan bir iliki var."
"Esrime !" Kadnlar tahrik edici baklar att, vcutlaryla eh
vani hareketler yapt, drt be tanesi gslerini tuttu.
"Esrime hepimizin arzulad ey. Tm her eyle birliimizi his
settiimiz zamanki yksek tutkularn doal hali. Ama dierlerine
egemen olanlar esrimeden nefret eder. Tutkuda kzgnlk ve isyan
da vardr. Bu onlarn uygulad kontrol tehdit eder. Bunlar be
nimseyen amanlar gzden drrler. Sonra dinden tanray, ka
dnlardan rahibeyi uzaklatrmaya alrlar. Kadn esriktir. Bunun
yerine koyunlarna bir eylere sahip olmayla gelen mutluluu
retirler ve cennetin kocaman bir maaza olduunu. 'lkellik iste
miyoruz! ' diye barrlar. 'Doay kontrol altna al !"
"Doay kontrol altna al, doay kontrol altna al" diye hay
krd kadnlar alayc arklarnda. "amanlar ldr. Oooo . . . Kut
sal ormanlar itlerin arkasna hapset ve esrik kadnlar da bekaret
kemerlerine." Kahkahalara bouldular.
"Sorunun yant iin insanlar iki temel kltr tipinden geliyor
olarak dn: nansz egemenlikiler ve inanl ekil deitirici
ler. lki, dnyaya bakmas iin daha yksek bir gce gvenileme
yeceini dnr. Eylemlerine korku, gvensizlik ve kaderlerini
kendilerinin kalba dkmesi gerektii inanc rehberlik eder. n
sanlar, her eye hkmeden bir insanla noktalanan bir evrim sre
cinin zirvesinde grrler. Erkek ve insan olmayan hibir eye
gvenilmez. Mutlulua maddesel tketimle ulalr. Onlar, yani
tepedekiler, koyunlarnn itahlarn kabartrlar. Onlarn dnya
grne uymayan herkesin ' ikna edilmesi ' , 'medeniletirilme
si' ya da yok edilmesi gerekir. nanl ekil deitiriciler ise her
eyin, insanlarn anlamayabilecei ama btnn hayrna olarak
kabul edebilecei biimlerde meydana gelmesine neden olan da
ha yksek bir gce inanr. Eylemlerine rehberlik eden ey gven
dir. Onlarn dnce tarzna gre insanlar birliin bir parasdr;
1 77
talardan, bitkilerden, hayvanlardan, yldzlardan ne daha iyi, ne
daha kt, ne daha yksek, ne de daha alaktr. Evrim piramidi di
ye bir ey yoktur. Onlar Yaratc 'yla iletiim kurmann bir yolu
olarak hayalin gcne inanr. Deiiklik meydana getirmek iin
tek yapmamz gerekenin hayallerimizi deitinnek olduunu sy
lerler. Yaratc maddi ihtiyalar karlad iin, mutluluk bal
lmz, cokumuzu hissetme meselesidir. Onlar yaar ve yaatr,
kendi deerlerini baka her eye dayatmaz."
"Yaamak ve yaatmak."
"Ticari dn inansz kontrolclerin bir yaay ekli hali
ne geldi. Hatta tek yaay ekli oldu ve dier tm dinlerin yerini
ald. Onlara daha fazla kontrol salad."
"Doru!"
Bana sevecen bir ekilde glmsedi. "Anlyorsun. yi bir so
ruydu. Artk sorun yantlandna gre alman gereken dier
dnyana dnebilirsin."
Onlarn oluturduu daireden ykselmeye balamtm ki eli
ni kaldrarak beni durdurdu.
"Bir ey daha. Bunu da renmi olduunu umuyorum. Sorun
veya durum ne kadar gln grnrse grnsn soru sormaktan
asla korkma." El sallad.
Yavaa ykseldim. On kadn beni izledi. Bir tapnan
nndeymiler gibi sessizce duruyorlard. Bahelerindeki bitki
lerden bazlarnn yaprak ve iek am olduunu grdm. Ge
ce yasemininin gl kokusu geldi.
Sonra her ey karard.
Yanamda bir esinti ve boynumda tyl bir dokunu hisset
tim. Elimi kaldrp ona dokundum. Parmaklarm kadifemsi bir da
l kavrad. Dal nme ekerken yaseminin kokusunu duydum.
Gece ncekinden daha karanlkt. Parldayan yldzn olduu
yerde yalnzca siyahlk vard. Sol tarafmda titreen bir k vard ve
bunun, Tsukanka'nn evindeki atein, evin duvarlarn oluturan di
rekler arasndaki boluktan szan olduunu biliyordum. Yere
indim ama bacaklarm vcudumu tamad, ktm. Dikkatli bir
ekilde dizlerimin zerinde doruldum, yasemini kokladm ve aya
a kalktm.
1 78
Yavaa eve doru yrmeye baladm.
Tsukanka atein yannda durmu bana glmsyordu. Dn
m bekledii izlenimini edindim. Birka adam ve kadn atein
etrafndaki taburelerde oturuyordu. Tsukanka'nn yanna gittim.
Bayla selamlad. Genelde ciddi olan yznde bir glmseme
vard. Kollarn ileri uzatt, havada byk bir daire, bir kre iz
di ve sonra da beni iaret etti. Yaknnda oturanlar onunla birlik
te katla katla gldler.
Tsukanka birka adm ileri kt ve kollarma dokundu. Ksa
bir an birbirimizin gzlerinin iine baktk. Sonra onun gzleri uy
ku tulumumu serdiim yere dnd. Eilerek onu selamladm ve
tulumuma gittim. Yatama girerken Ehud' un bir tarafmda, Ra-
. ul 'un ise dier tarafmda ml ml uyumakta olduklarn ara
rak grdm.

1 79
nsan kurallara smaz!
S ONSZ

UREV-EV-WAV-WAV "yldzlardan gelen insanlar" anlamna geliyor.


Uzak bir Amazon kabilesinin dilinde bana verdikleri isim. Kken
leri kayp kltrlerin anak mlek paralan gibi yok olmu eski ef
sanelere gre, Ureu-eu-wau-waular Pleiades'in alt yldzndan bir
tanesinin yrngesinde dnen bir gezegende yayormu. Aralarn
daki bir prensesin olaanst kehanet yetenekleri varm. Ryasn
da, Dnya isimli uzak bir gezegenin sakinlerinin ok kt durumda
olduklarn grm. "Kendi kendilerini yok olua srklyorlar"
diye anlatm dierlerine durumu. Mfik karakterlerinden dolay
Ureu-eu-wau-waular o yolundan sapanlara bir kurtulu mesaj g
trmek iin bir merhamet heyeti oluturmu. Seilen eliler, pren
ses dahil, saf enerji krelerine evrilmi, uzayn karanlndaki
yolculuklarna balamlar.
Gezegenimize yaklarken bitkilerin, hayvanlarn ve oksijenin
ok bol olduu yer onlar ekmi: Amazon orman. Kehanet vak
tine, yani mesajlarna kulak verilecei zamana kadar beklemek
zere orada insan formuna dnmler.
Esrime sanatlar icra eden nazik bir halk olan Ureu-eu-wau
waular inanca ve sevgiye dayal bir kltr gelitirmi. Dillerinde
ki en ok kullanlan kelimelerden biri olan aba-a-bare onlarn
deerlerini simgeler. Bu kelimenin eitli anlamlar var: "Seni se
viyorum", "Ormann ruhlar seni kutsasn", "Seni grdme se
vindim" ve "yi ruhlar sonsuza kadar sana rehberlik etsin."
Endstriyel kltrler Ureu-eu-wau-waular ve ormanlarn yir
minci yzylda kefetti. Madenciler, keresteciler, byk ba hay-
181
van yetitiricileri ve makineli tfekli askerler topraklarna t.
Ureu-eu-wau-waular bu adamlarn kehanette sylendii gibi yk
c insanlar olduklarn biliyorlard. Mesaj dinlemeyeceklerdi ama
belki de dinleyecek olanlara sahneyi hazrlamaya gelmilerdi.
Bunlar arasnda siyah cbbeli ve farkl olan bazlar vard. Ple
iades' in dilini rendiler ve bir kitab incelemeye baladlar. O ki
tapta anlatlan hikayelerin pek ou Ureu-eu-wau-waulara kendi
tarihlerini hatrlatyordu. zellikle de Dnya'y ziyaret edip byk
bir elinin, sa Mesih adl bir amann geliini bildiren yldzla il
gili olan hikaye.
Mesih'in mesaj kendi zamannn insanlar tarafndan reddedil-
di. Mesih aaland ve ldrld. Tpk onun gibi, Ureu-eu-wa
u-waular da ehadetin gerekliliini anlamt. Bir saplant halinde
aalar kesen, topra delen, "kendi kendilerini yok olua srk
leyen" insanlarn ellerinde sessizce ac ektiler. Ureu-eu-wau
waular da tpk sa'nn taraftarlar gibi ikence grd ve
katledildiler. Nfuslarnn byk blm yok edildi. 1 997'de yal
nzca krk Ureu-eu-wau-wau yayordu.
"Bir mesaj vermeye geldik" diye seslendi o krk kiiden bi
ri olan pupiara, Washington D.C. 'de yakn zamanda gerekle
tirilen, yz psikoterapistin katld bir konferansta
dinleyicilere. "Yeni bir milenyumun balangcndayz. imdi me
sajmz dinlemeniz gerekiyor!"
pupiara "tatl su yunusu" anlamna gelir. Tatl su yunusu, Yu
nus Takmyldz 'ndan Dnya'ya, ateli kometlerin kuyruklarn
dan yaplan k lifleri iinde gelmitir. stediklerinde insan
ekline girme yeteneine sahip olan yunuslar birer g hayvan,
amani rehberler ve ekil deitirme retmenleridir.
pupiara on sekiz yana geldiinde, bir kabile yals ona be
yaz adamlarn okuluna gitmesini sylemitir. "Onlar hakknda
bilgi edin ki hayallerini deitirmelerine yardm edebilesin. Or
manlarmz (ve insanlar dahil olmak zere) sevdiimiz trleri an
cak bu ekilde kurtarabiliriz. Ancak o zaman buraya gelme
nedenimiz olan eyleri gerekletirebiliriz." O zamanlarda Bre
zilya hukukunda yerli insanlar ok az haklara sahip olduu iin,
Portekizce Bemardo Peixoto adn alan pupiara, ngilizce, span-
1 82
yolca ve Portekizceyi ok iyi bir ekilde renip antropoloji ve
biyolojide doktora yapt.
pupiara Peru Andlar'ndan bir Quechua'yla evlendi. alma
lar onlar Washington D.C . ' ye gtrd. "Buras. .. " dedi kars
Jenny'ye, " .. . insanlarmn mesajn vermeye balamam gereken
yer." Sonunda Beyaz Saray'da Clintonlara ve Smithsonian Ens
tits'ne danman olarak hizmet vermeye arld.
1 993 'te, ilk iki kitabm okumu olan ve Bemardo Peixoto'yu
da tanyan bir kadn beni telefonla arad. "Kendini kaybetmi du
rumda" dedi. "Ltfen ona yardm etmeye aln." Peixoto'yu ara
dmda sesindeki znty hissedebiliyordum. Smithsonian
Enstits 'nde kulland dile uygulanan yasaklar nedeniyle ok si
nirlenmiti. "Konumalarmda aa ruhlarndan, amanlardan ve
ya uluslararas irketlerin neden olduu tahribatlardan bahsetmemi
istemiyorlar." Aynca Beyaz Saray'n Ureu-eu-wau-waularn mesa
jn dinleme szn yerine getirmediinden ikayet etti. "Hatta... "
dedi, " ... yerli insanlara ve evreye olan ilgilerini yitirdiler."
Washington' a utum. Ellili yalarnn ortalarnda olan bir adam
la bulutum. Uzun, dz, siyah sal, bir Amazon yerlisi olmaktan
gurur duyan, kyafetleri ve gzlyle bir antropoloji doktorunu
iyi yanstan biri. lk kez gz gze geldiimizde eski balarn gc
n hissettik. O ba onurlandrmak iin kutsal bir Ureu-eu-wau-wa
u treniyle kan karde olduk. pupiara'nn szleriyle, "Artk Kondor
ile Kartal yan yana uup birlik iinde retebilir"di.
Ona mesajn vermesinde yardmc oldum, Washington'la s
nrl evresini geniletmesini ve daha istekli olan dinleyici kitle
lerine ulamasn tevik ettim. Bazen lkede birlikte seyahatlerde
bulunduk, seminerler ve konferanslar verdik, radyo ve televizyon
programlarnda konutuk. Birbirimize kar sevgimiz yllar iin
de giderek artt.
Shuarlar ve Achuarlara yaptm geziden sonra bir tavsiye iin
pupiara'ya dndm. Tampur ve Tsukanka'ya yaptm ziyaretle
ri ve enerj i kreleri iinde zamanda geriye doru yaptm yol
culuklar anlattm.
"Atalarm tarafndan onurlandrlmsn" dedi szlerimi biti
rince. "Onlarn ekil deitiren k kanolar iinde yolculuk yap-
1 83
msn." Smithsonian 'n yanndaki alveri merkezinde yryor
duk. Durdu ve bana delici bir ekilde bakt. "Grdn ey ger
ek. imdi harekete gemen gerekiyor."
Washington Ant'n iaret etti. "Eer 'yldzlardan gelen in
sanlar' iin yaplm bir ant varsa, o da budur! " Sesi ciddileti.
"Bunun Achuarlarn yannda olmu olmasnn bir nedeni var."
Tekrar durdu. "Onlar onurlandr." Ellerini omuzlanma koydu.
"Onlarn isteklerini yerine getirmelisin." Syledikleri gibi yap.
Onlara ve Shuarlara, aalar sizin insanlarnzdan koruyabilme
leri iin onlara para vermenin bir yolunu bul. Bu sorumluluk bu
omuzlara dyor." Omuzlarm biraz daha sk tuttu. "Sizin in
sanlarnzn rettii arabalarn ve fabrikalarn karbondioksitini
emecek ve gelecek nesiller iin oksijen salayacak olan ormanla
rn varln korumak sana bal." Ellerini omuzlarmdan aa
brakt ve nihayet glmsedi. "Hava, su, toprak ve ate. Buna dik
kat et. Srdrlebilir bir gelecek hayalini gerekletirecek yollar
bul. Tampur'un Drt Kutsal Karde hakknda sylediklerine ku
lak ver. Bunun doru olduunu biliyorsun. Drt Kutsal Karde
olmadan hayat devam edemez ve ormanlar olmadan Drt Kutsal
Karde de olmaz. Yallar konseyinin emrine uy. Harekete ge.
Yannda olacam."
Takip eden aylarda Andlar'da ve Amazon'da, Avrupa'da ve
Kuzey Amerika'da toplantlar dzenlendi. Tm ktalardan insan
lar davet edildi. Ama yeni bir alglama biimi, yeni bir paradigma,
bir ekil deitirme iin bir organizasyon kurmakt. Katlmclar
arasnda yerli insanlara ek olarak, seminer ve gezilerin katlmcla
r, talyan ressam ve Tibet amanizm' i rencisi Marina Bellazi 'nin

arkadalar ve taraftarlar, doktorlar, giriimciler, avukatlar, mzis


yenler, zanaatkarlar ve hayalimizi deitirmeye adanm dier pek
ok insan bulunuyordu.
Bunun resmi bir organizasyon olmamas gerektiine karar ver
dik. deal olarak, ne kar amac gden, ne de gtmeyen bir kurum
olmas gerekiyordu nk o durumda bir ekilde baz lkelerin
hukukuna gre baz snrlamalarla kar karya kalacakt. Karak
ter olarak gerekten evrensel, tabana ynelik, dnya apnda, her
hangi siyasi, ekonomik ve dini kalplarla snrlanmayan, basit bir
1 84
ekilde ifade edilecek olursa sadece insanlar deil kayalar, nehir
ler ve dalar dahil Pachamama'nn tm ocuklar iin gelecek ne
sillere hizmet edecek, ortak olarak paylalan deerleri yanstan
bir dizi amala hareket edecek bir kurum olmalyd.
Bu genel prensipler oluturulduktan sonra amalan belirleme, bir
isim zerinde anlama ve iler bir mekanizma oluturmaya yneldik.
nce amalar geliyordu. ekil deitirmeye gerekten yardm
c olacak ama zerinde fikir birliine ulatk: Dnyay onur
landrc deiimlerin daha ok ve daha bilinli alglanmasna
uramak, ormanlar korumak ve evresel ve sosyal dengeyi, sr
drlebilir bir gelecei destekleyecek tarzda yerli kltrlerin bil
geliklerini uygulamak.
Sonra isim belirleme aamasna geldik. eitli nerileri ince
ledik ve Hayal Deiimi Koalisyonu (Dream Change Coalition;
DCC) isminde karar kldk.
Son olarak ilevsel yap zerinde beyin frtnas yaptk. Hayal
Deiimi Koalisyonu, tpk herhangi birinin bir demokrat, sosya
list, Hristiyan veya Budist olabildii gibi ait olabilecei bir fel
sefe veya din gibi olacakt. "Ben Hayal Deiimi Koalisyonu'nun
bir yesiyim" demek, sadece daha nce belirtilen amaca olan
inanc ifade edecekti.
Bir Shuar by Hayal Deiimi Koalisyonu 'nu "ormann
rzgaryla tanan ve yaratcln topraa yayan tohum" olarak
tanmlamt. Bir Quechua aman ise yle dedi: "Her eyi d
ntrmek iin tm gereken inan ve bir hayaldir." Onlarn sz
leri bana seminerlerimde ska sorulan u soruyu hatrlatt: "Biz
burada, yani New York City'de atalarmzn yaam tarzna dne
bilir, Achuarlar gibi yaayabilir miyiz?"
Elbette bu sorunun yant, bunun gereki olmad ama daha
srdrlebilir maddecilii deil esriklii n plana karan yaam
biimlerine dnebileceimizdir. imdi ilk kez bunun tesindeki
olaslklar da grebiliyordum. amani kltrlerin dayand pren
siplere gerekten dnebileceimizi anlamaya baladm. nanl
ekil deitiricilerin temel inanlarn paylaabiliriz; her eyin an
lamayabileceimiz ama btnn hayrna olarak kabul edebilece
imiz nedenlerle olduunu, evrimsel bir piramidin var olmadn,
1 85
"dierleriyle" gerekten ayrlmaz ekilde bal olduumuzu, tm
ynleriyle hayalin ve ryann kendimizden daha yksek bir g
le dorudan bir iletiim olduunu, mutluluun retim ve tketim
le deil, yalnzca birbirimize ballmz hissetme, var olmann
cokusunu deneyimlemeyle ilikili olduunu kabul edebiliriz. Ba
na gre bu farkndalk, modem, endstriyel kltrleri uzun sre
dir bask altnda tutan engeli amamz, asrlardr sren; bizi
korku, belirsizlik ve kontrol ele alma ihtiyac gibi kelepelerine
mahkum eden snrlamalardan arnmamz, bylece bir ekilde
kendimizi ve ilikilerimizi yeniden tanmlamamz salyor.
Ayrca unun farkna vardm ki, tpk hayal deiiminin iki
aamada meydana gelmesinin gerekmesi gibi (Tibet yldz yolcu
luunda olduu gibi deiimi hayal etme ve o deiimi bu ger
eklikte meydana getirme), Hayal Deiimi Koalisyonu 'nun da
sadece ortak deerler ve amalara sahip bir insanlar topluluun
dan fazlas olmas gerekiyordu. amac pratik kullanma dke
cek ekillerde kendimizi organize etmemiz gerekiyordu. Ama bu
farkndalk, irket tarznda olmayan bir yapya yneliimizle de
eliiyor grnyordu.
Bir gece uykuya dalarken Knut Thorsen'in grnts geldi
gzlerimin nne. Otel odasndaki pencerenin nnde durmu
Ujung Padang limanna bakyorduk. ki Bugi prahusu denizde bir
birlerinin yanndan geerken gvdeleri dalgalarda birbirlerini se
lamlar gibi salland. "irketler bir ara" dedi Knut. "ok gl
bir ara. Bizi yok da edebilir, kurtuluumuz da olabilir."
Ertesi sabah Yukatan' a gitmek zere bir uakta yer ayrttm.

Tpk bir volkann sabah gnde ykselii gibi, byk ta pira


mit cangldan yukar trmanyordu. Manzarann doal bir para
s, ormann akrabas gibiydi. Arkamzdaki aalarn karanlk
duvar ile nmzdeki devasa piramidin arasndaki bir glgede
oturuyorduk Viejo Itza'yla birlikte. Ben son karlamamzdan
bu yana geen yllarn olaylarn, ekil deitirmeyle ilgili mace
ralarm anlatrken, Viejo Itza ok iy bildii, tanrlarn, insanla
rn ve zamann testlerine dayanm muhteem antn zirvesine
sabitlemiti gzlerini.
1 86
Hikayemi bitirince sessizce oturarak yorumlarn bekledim.
Gne piramidin dier tarafnda hafif soldan ykseliyordu. G
ne yavaa ilerlerken, paral ve dank dzlklerin kenarlarn
da byleyici k ve glge ekilleri oluturuyordu. Arada srada
bir huzmesi parlak bir ta parasndan yansyp bize geliyor, bir
an iin baka hibir ey gremiyordum.
"Yaptn ite" dedi sonunda.
Ona baktm.
"Hcresel bir seviyede ekil deitirdin."
"Evet."
"stediin ey buydu." Kendi kendine gld. "Daha nce bura
dayken bununla ok ciddi bir ekilde ilgileniyordun. yi hatrlyo
rum. ekil deitiricinin insan trnn varln srdrmesindeki
rolnden bahsetmitik. Hayatmz tehdit eden asl eyin i dnya
s olduunu sylemitin. Yani yneticilerden, politikaclardan, rek
lam kurumlarndan, televizyonlardan ve benzer eylerden oluan
bir btn. Ksacas kurumlar."
Bunu onayladm ve hala ayn eyi dndm ekledim.
"O eyleri dntrmen gerektiini sylediimde moralin bo
zulmutu. Bana gayet net bir ekilde, kurumsaldan ziyade fiziksel,
hcresel ekil deitirmeyle ilgilendiini sylemitin. Jaguar olmak
istiyordun. Ama sonra bir enerji kresine raz oldun." Durdu.
"Ve bunu yaptm."
"Gerekten de yaptn. Hala bir jaguar olmak istiyor musun?"
Kendi kendine glme sras bendeydi. "Hayr. Enerj i kresi,
koltuk, mzrak ve bitki demeti gayet yeterliydi. Sanrm artk asl
ie, yani trmzn ve yanmzda gtrdklerimizin hayatta kal
mas iin almaya dnme vakti. Bana her ikisini de yapabilece
imi sylemitin. Fiziksel ve kurumsal. Kurumsal iin hazrm."
Gld. "Hafzan iyi." Bir sre dnceler iinde kaybolmu
gibi grnd. "Koltuk olma deneyiminden herhangi bir ey
rendin mi?"
Zaten ska hatrlayp zerinde kafa yormu olduum iin im
di bu soru hakknda ok dnmem gerekmiyordu ve yant bil
diimden emindim. "O deneyim en temel ve en derin seviyelerde
hepimizin gerekten bir olduunu dorulad. Tm insanlara bunu
1 87
nasl yapabilecekleri retilse, insanlarn hiyerariler hakkndaki
tutumlar abucak deiirdi. ekil deitiriciler inansz birer ege
men olamazlar."
Glmsedi ve bayla onaylad. Sonra dikkati bir kez daha pi
ramide yneldi. Ben de onunla birlikte piramidi izledim. Talar
da birbirine geen, ykselip alalan k ve glgeleri gzledim.
zlemeye devam ettike kla glge arasnda ayrm yapamaz ha
le geldim. Daha nce n olduu yerde imdi glge vard. Bir
ka saniye nce glge olan yer imdi aydnlkt.
"O zirveye kp aa baktnda. . . " dedi, " ...ormann nerede
sonlanp akln nerede baladn anlamak zorlar bazen.
Ama burada olduun zaman bunu anlamak ok kolaydr." Bunun
zerinde dndm ama herhangi bir yorumda bulunma ans bu
lamadan Viejo szne devam etti. "Ormanlar koruma amal bir
Hayal Deiimi Koalisyonu programndan bahsettin. Bunu biraz
daha anlatabilir misin?"
"Elbette. Buna POLE adn da veriyoruz. Pollution Offset
Lease far Earth (Dnya in Kirlilii Dengeleme Dayanmas)
kelimelerinin ba harflerinden oluuyor. Shuar bykleriyle,
Tampur'la, Achuar bykleriyle olan konumalarmzdan dodu.
Yerinde duran bir aacn kesilmi bir aatan ok daha deerli
olduu nk Drt Kutsal Karde iin aalarn zorunlu olduu,
hayatta kalabilmek iin herkesin Drt Kutsal Karde'e ihtiyac ol
duu fikrine dayal. O toplantda Achuarlar bizden aalar ke
senleri durdurmann yollarn bulmamz istedi. POLE bunun
neticesinde ortaya kt. ahsen bunu sadece bir balang, doru
ynde bir adm olarak gryorum. u ekilde iliyor. .. " Karbon
dioksitin, iklimimizi deitirme ve bizi kendi kirliliimiz iinde
boma tehdidi oluturan son derece tehlikeli bir sera gaz oluu
nu akladm. Araba srdmzde, otobse bindiimizde, hatta

* Dream Change Coalition organizasyonunun POLE programnda katlmc


lardan bireysel bazda yllk olarak rettikleri karbondioksiti dengelemek ze
re aylk 25 dolarlk bir deme alnyor ve bu ekilde oluturulan fon,
dnyann en byk oksijen kayna olan Amazon yamur ormanlarnn ko
runmas projelerinde kullanl yor-.n.

1 88
fabrikalarda yaplan giysiler ve besinler satn aldmzda karbon
dioksit retiyoruz. Ortalama olarak dnyadaki her insan ylda drt
ton karbondioksit yaratyor. Daha endstrilemi lkelerde bu ra
kam ok daha yksek. Sonra aalarn fotosentez srecinde kar
bondioksiti nasl emdiini anlattm ve bu iki faktrn, yerli
insanlara para vererek ormanlarn korumalarn salamada nasl
bir imkan sunduunu akladm. "Bir dnm tropik ormann em
dii karbondioksit miktarn hesaplayabiliriz. B ir enerji santrali
sahibi veya araba reticisi, tesislerinin neden olduu kirlilii den
gelemek iin POLE satn alabilir. Ayn ey bireyler iin de geer
li. Shuarlara, Achuarlara ve Ureu-eu-wau-waulara denen bu
para, aalarn korumalarn, aalarn kereste irketlerine, pet
rol sondajclarna ya da byk ba hayvan yetitiricilerine satma
nn cazibesine direnmelerini salyor. Maliyet olduka dk, kar
ise llemeyecek kadar byk: Temiz hava. Hayat ! "
" B u bana byk bir ekil deitirme gibi geldi!"
"Beendin mi?"
"Elbette beendim." B ir an dnd. "Sadece salad ey
iin deil, ayn zamanda temsil ettii ey iin. irketlerin ancak
ykm yaratan retim ve satlarla var olabilecekleri dncesine
meydan okuyor. Yerinde duran aalar satmak, hava satmak ok
anlaml."
"Kesinlikle." Hayvan habitatlarnn, potansiyel tbbi faydas
olan bitkilerin, tohum bankalarnn, erozyona ak blgelerin, ne
hir havzalarnn korunmasnn da ayn kavrama dahil edilebilece
ini belirttim. "Liste hayal gcmzle snrl." Sonra durdum.
"Ama bir sorun var."
"Nedir?"
"Tm bunlar yapabilmemiz iin tzel bir yap oluturmaya,
yani Hayal Deiimi Koalisyonu 'nun kurulu ilkelerine zt bir ey
yapmaya ihtiyacmz var. Burada olmamn nedenlerinden biri de
bu. Tavsiyeni almak."
Bu grltl bir kahkahaya neden oldu. "Benim tavsiyem! T
zel yaplar hakknda! Benim gibi yal bir Maya kylsnden mi?"
"zne indiinde bu da bir ekil deitirme meselesi aslnda."
"Her ey yle, deil mi?"
1 89
"Kesinlikle."
Belki on be dakika boyunca konumadan durduk. Kendimi
elendirmek iin gne nn ve glgenin piramitteki oyunlar
n gzledim. Gne zirvenin yanndaki bir dzln kesinden
kendini gstermiti. Dikkatim tekrar oturduumuz yerin yaknna
evrildi nk byk bir kertenkele srnerek bir yerlerden k
m, piramidin glgesi ile aalarn karanlk duvar arasnda olu
maya balayan k kprsnde uzanmaya gelmiti. Hareket
etmeden bize bakt. Viejo Itza'nn szlerini bekliyordu sanki.
Sonra birden gzlerini krpt, kafasn yukar aa hareket ettir
di, kuyruunu sallad ve kat.
"Tuhaf... " dedi, " . . . hayatmz ne kadar da karmak hale geti
rebiliyoruz."
Neyi kastettiini sordum.
Sorumu duymazdan gelip kendi sorusunu sordu. "nsanlar Ek
vator'a geziye getirdiinde hangi tzel yapy kullanyorsun? Ne
dyorlar?"
Adn Keltik bilgi gemisinden alan Prydwen isimli kendi ir
ketim olduunu anlattm. "Eitime, hayali deitirmeye adanm
bir irket."
"Kar amal bir irket mi?"
"Yasal olarak evet nk bu ileri basitletiriyor. Ba istemi
yoruz. Yolculuk ve seminerler gibi hizmetler ve ayrca tts ve
Shuar kolyeleri gibi birka rn satyoruz. Kar amac gtmeyen
organizasyonlar iin bu durum daha karmak hale geliyor. Ama
aslna bakarsan biz hi kar yapmyoruz. Tm ' karlar', baka bir
organizasyona yatrm olarak aktarlyor. Kar amac gtmeyen bir
irket olan Dream Change ine. 'e. O para, bilinte dnyay onur
landrc deiimlerin, dnyay onurlandran yaam biimlerinin
ve evre korumann gelitirilmesine adanyor."
"Bana iyi bir sistem gibi grnd. POLE' leri satmak iin ne
den Prydwen'i kullanmyorsun?"
"nk Hayal Deiimi Koalisyonu'nun herhangi bir lkenin
paras veya herhangi bir lkenin yasalarnn snrlamas altnda
olmamas gerekiyor."
1 90
Bunun zerinde dnd. "Ben bir sorun grmyorum" dedi
derin bir dnce iinde. "Hayal Deiimi Koalisyonu 'nun yle ol
mas gerekiyor. Prydwen ise tzel bir kurum. Para Hayal Deiimi
Koalisyonu'nun amacnn gerekletirilmesi iin Dream Chan
ge Jnc 'e gidiyor." Durdu, yz aydnland. "Bu ideal bir yap! Shu
.

ar byklerinin anlatt tohum gibi dnyaya yaylabilecek bir


model! Arkadan Marina talya' da bir irket kurabilir. Baka biri
Endonezya'da. Ve Msr. Hepiniz kendi lkenizde tzel bir kurum
sunuz, vergi dyorsunuz, dolaysyla sosyal hizmetlere katkda
bulunuyorsunuz ama hepiniz ortak bir hayalde birleiyorsunuz."
"Bu dahiyane! " dedim onun evkini yakalayarak. "POLE ve
yerli sanat rnlerini satan ok sayda insan, nehir havzalarnn
ve ila yapmnda kullanlan bitki alanlarnn korunmas ve
henz hayal edilmemi saysz fikir... nsanlarn bireysel ve ku
rumsal olarak ekil deitirerek geimlerini salamas. Bazlar
kar amac gden, bazlar da gtmeyen irketler olabilir. Hayal
Deiimi Koalisyonu tm bunlar kapsayan byk bir emsiye,
bir tr rehber k olur."
"Bir enerji kresi ."
"Bir enerji kresi." Birden durdum. Bu beni Amazon yamur
ormannn derinlerindeki o geceye geri gtrd. Sanki yeniden ora
daydm. Mavi kreye dntm, havalandm, altmdaki ay
dnlanm orman ve bir grup askerin maaralarna dolumu kk
klana saldrn izlediimi btn canllyla hatrladm. Ama bu
kez Knut, Yamin, Toyup, Buli, Bar Gc gnlerimde hayatm
kurtarm olan yal Shuar adam ve kadn, Maria Quischpe, Kitiar
ve Tayu 'nun yzlerini grebiliyordum. Hepsi bir ryadaki birer y
zc gibi nmde bir araya geldi, birleti, tekrar ayrld, tekrar bir
leti ve sonunda yzleri kaybolup bir enerji kresine dntler.
O anda gne piramidin zirvesinden ykseldi. Bir an iin yal
nz jaguarn etrafnda bir hale grnd. Sonra byk bir k pat
lamasnn gelmesiyle kamaan gzlerimi kapatmak zorunda
kaldm. Gzlerimi atmda Viejo Itza ayaktayd. Bana arkas
dnk, kollarn yanlara am piramide bakyordu. Ak kolla
rndan gnei, piramidi ve jaguar grebiliyordum. Vcudumda
ki her hcre onlarn scakl, gc ve enerjisiyle doldu.
191
nsan kurallara smaz!
TEEKKR

B u KTAPTA ANLATILAN olaylar gerekten yaanmtr. simlerde


ve baz ayrntlarda (insanlar, yerler ve kronolojiyle ilgili ayrn
tlar) deiiklikler yaplmtr. Bunun nedeni, nemli olduunu
dndm yerlerde mahremiyetin korunmas ya da ilgili kii
lerden gelen taleptir.
Pek ok insana ok ey borluyum. Onlar olmadan bu kitap
asla yazlamazd. zellikle de, retmenim olan, bana ve pek ok
insana ilham vermi olan amanlara ve ekil de; tiricilere teek
kr etmek istiyorum. Hepsini burada sralamak lgnlk olur ama
retileri bu kitabn konusunun ortaya kmasnda zellikle belir
leyici olan (ve metinde gerek isimleri verilmemi olan) birka
n sylemek istiyorum: Maria Arcos, Juan Arcos, Charapa,
Chumpi, Daniel Guachapa, Atun Juank, Jose Joaquin Pineda, Ro
berto Poz, Maria Juana Yamverla, Manuel Yamverla, Esteban Ta
mayaro, Jorge Tamayo ve Jose Tamayo, Rafael Taish, Alberto
Tatzo, Amalia Tuitsa, Bosco Tuitsa, Tukupi, Tuntuam ve Abu
Xerxes. Metinde isimleri verilen tm retmenlere de teekkr
ediyorum. ocuklarnn geleceini size borlu olan bizler, sizi na
sl yeterince onurlandrabiliriz ki?
Karm ve kzm hep benimle birlikteydi ve pek ok sknty ve
cokuyu paylatk. Teekkr ederim Winifred ve Jessica.
B yk annem Nana beni bu yola, yani hem kendi iime hem
de baka blgelere yaptm yolculuklara ynelten kiiydi. Ruhu
hep yanmdayd.
1 93
Ve sen baba, cesareti bu son yl boyunca rehber k olan ki
iydin. Annemin bu hayatndaki zorlu ekil deitiriini izleme
strabna dayandn ve bu srete kendi sihirli dnmn ger
ekletirdin. Tm mrn retmenlik mesleine adadktan son
ra, bu son ylda kendi iindeki aman ' ortaya kardn, en
azndan benim iin. Teekkr ederim.
K wan Sung ve Chu Young Lee bana zihnin madde zerinde
ki egemenliini retti. Hayatlarnzn tm bu nesillere salad
ilham iin size teekkr ederim.
bner Traditions yaynevindeki tm i arkadalarma minnet
tarm. ekil deitirmeye kelimelerinizle olan adanmlnz ba
na byk bir ilham oldu. zellikle, bu sayfalarda anlatlan pek
ok macerada bana arkadalk eden, danmanlk yapan, ayrca
drt kitabmn yayncs olan Ehud Sperling'e teekkr ediyorum.
Ehud olmasayd Hayal Deiimi Koalisyonu da olmazd. Susan
Davidson'a da zel bir teekkr borluyum. Hayat kitabn konu
sunu rneklendiren bir editr bulmak her yazara nasip olmaz.
Hem kelimelerle hem de dansla insanlara hayatlarn dntr
meyi reten Susan da bir tr amanlk yapyor.

1 94
HAYAL DE M
KOALSYONU HAKKINDA
NOT

Bu KTAPTA ANLATILAN kurumsal ekil deitirmenin canl rne


i olan Hayal Deiimi Koalisyonu (DCC), amanlarn ilham ver
dii, tabana ynelik bir harekettir. Hayal Deiimi Koalisyonu
tm dnyada pek ok kltrden insan kapsamaktadr. temel
amac udur:

1 . Dnyay onurlandrc deiimlerin daha ok ve daha


bilinli alglanmasna uramak,
2. Ormanlar korumak,
3. evresel ve sosyal dengeyi, srdrlebilir bir gelecei des
tekleyecek tarzda yerli kltrlerin bilgeliklerini uygulamak.

Hayal Deiimi Koalisyonu irketler ve kurumlar iin bir mo


del grevi grmektedir. rnein, yeni alglama ve srdrlebilir
alma ekilleri sunmakta ve insanlar dnyay onurlandrc yol
larla hayatlarn kazanmaya tevik etmektedir. Programlar ara
snda konferanslar, seminerler, eitim materyalleri, bu kitapta
bahsedilen baz amanlara yaplan yolculuklar, POLE (Dnya in
Kirlilii Dengeleme Dayanmas), srdrlebilir ekillerde re-
1 95
tilen rnler, kabile trenleri ve bu kitap baslrken henz hayal
edilmemi olan pek ok baka faaliyet bulunmaktadr.
Hayal Deiimi Koalisyonu hakknda daha fazla bilgi almak
veya John Perkins ' le iletiim kurmak iin adres:

Dream Change Coalition


P.O. Box 705
Whateley, MA O 1 093 USA
(4 1 3) 665-0 1 0 1
www .dreamchange.org

1 96

You might also like