Professional Documents
Culture Documents
Ezamanllk:
T rk e le tire n : L event za r
Biblos
evirmen : Levent zar
Redaktr : Mnevver zgen
ISBN : 975-92791-3-4
NSZ
1. Serimleme ..............................................11
2. Astrolojik bir deney...............................63
3. Sinkronisite Dncesinin ncleri....96
4. Sonu.................................................... 124
Ek: Sinkronisite zerine .........................144
Kaynaka .................................................. l6 l
EZAMANLILIK: NEDENSELLK DII
BALAYICI BR LKE
6
konudaki srar bakm ndan karakteristiktir. Veriler
usd diye bir yana braklmamaldr, tersine elde bu
lunan btn aralar ile onlar btnletirmek iin a-
balamaldr. Bu durum da Jung sinkronisite dnce
sini gelitirdi. Bu dnce, parapsikolojiden bilind-
yaplarn srelerin psikolojisine kadar damgasn
vurduu eitli alanlarda her trl aratrma ile de
erlendirmeyi hak etmektedir.
10
1. SERMLEME
12
gnlk olgularla ilgilendiimizde tek tank yetmez.
Bir tek olgunun kesin inanlr saylmasna ok sayda
tank bile yetmez olur. Grg tannn aklamasnn
ne lde gvenilmez olduunu dnnce bunun
nedeni anlalr. Bu koullarda unu ortaya karmak
zorunda kalrz: Esiz olduu besbelli olan olgu, ka
ytl deneyimizde de gerekten esiz midir; yoksa
ona benzer ya da ayn olgular baka bir yerde de bu
lunuyor mu? Burada consersus otnrium psikolojik
bakmdan ok nemli bir rol oynar. Oysa consenss
om nium grgl bakm dan olduka kukuludur; n
k olgularn varln temellendirme bakmndan de
erini ancak kural d durumlarda kantlar. Deneyci
onu da hesaba katacaktr ama ona gvenm ese daha
iyi olur. Varlklar hibir yolla yadsnam ayan ya da
kantlanamayan tm den esiz, gn birlik olgular
grgl bilimlerin nesnesi olamaz. Az grlen olgular,
yeterli sayda tek tek gvenilir gzlem varsa bilimin
nesnesi olabilirler. Byle olgularn szde olasl
nemsizdir, nk belli bir ada, olanakllgn l
t, o an ussal varsaymlarndan tretilir. nsann
kendi nyarglann desteklem ek iin yetkesine ba
vurabilecei saltk doa yasalan yoktur. Yalnzca
unu istemee hakkmz var: Tek tek gzlemlerin sa
ysnn olabildiince yksek olmas... Isatistik bakm
dan gz nne alndnda, bu say rastlant beklen
tisinin snrlar iindeyse, onun bir rastlant sorunu ol
duu istatistik bakm dan kantlanmtr. Ama byle
likle hibir aklam a yaplm olmaz. Olsa olsa kura
la aykr bir durum vardr. rnein arm deneyle
rini ele alalm. Burada, bir kompleksin varln gs
13
teren belirti saysnn beklenen olas dalm saysnn
altna dmesi, hi kompleks olmad varsaymn
dorulamaz. Ama, bu olgu eskiden, tepki dalmla
rnn saf ans olarak grlmesini nlem edi.2
zellikle biyolojide, nedensel aklamalarn do
yurucu olmaktan ok uzak -gerekte dpedz ola
naksz- olduu bir katmanda deviniriz genelde. Gel
geldim , burada biyolojinin sorunlaryla ilgilenmeye
ceiz. Bizim ilgileneceimiz soru udur: Nedensiz ol
gularn olanakl olmakla kalmayp, gerek olgular
olarak karmza kt genel bir alan olabilir mi?
imdi, nm zde ucu buca olmayan bir alan
vardr. Bu alann boyutu, nedensellik dnyasnn
dengeleyici kart gibidir. Buras, rastlantlar dnya
sdr. Burada bir ans olgusunun, onunla kesien ol
gu ile nedensel bir ba olmad grlr. Bundan
tr, rastlantnn doasn, rastlant ideasnn tm
n biraz daha yakndan incelemek zorunda kalaca
z. Rastlantnn nedensel aklamas olmas gerekti
ini syleyebiliriz. Nedensellik ilikisi bulunmad
iin bir olguya ans ya da denk geli dediimizi
de syleyebiliriz. Bizde yasann kesin geerli olduu
konusunda kkl bir inan vardr. O nun iin de bu
rastlant aklamasn dpedz doru sayarz. Ama
nedensellik ilkesi yalnzca greli olarak geerliyse,
buradan u sonu kar: Belirgin ans dizileri, olgula
rn byk ounluunda nedensel olarak aklansa
bile, geriye, hi nedensel balant sergilemeyen bir
ok olgu kalmaktadr. D em ek ki, rastlant olgulann
eleyip nedensel olarak aklanabilen olgulardan ne
2 Jungu n Szck armnda Aratrmalar' ile karlatrn.
14
densiz olanlar ayrma devi ile yz yzeyiz. N eden
sel olarak aklanabilir olgularn saysnn, nedensiz
olduundan kukulanlan olgular epeyce gemesi
akla yatkndr. Bu yzden, n yargl ya da yzeysel
gzlemci, tekilere gre daha seyrek olan nedensiz
grngleri grm ezden gelebilir kolayca. ans soru
nu ile uramaya balar balamaz, sz konusu olay
lar istatistik bakm dan deerlendirm ek gerekli olur.
Grgl materyali bir ayrma lt olm adan ele
m ek olanak ddr. Geliigzel olaylarn hepsini ne
densellik ilikisi bakmndan incelemek olanakszdr.
Bu besbelli. yi de olaylarn nedensellik d birleim
lerini nasl saptayacaz? Bunun yant udur: Daha
dikkatli dnlrse, nedensiz olaylarn, en ok, ne
densel balantnn anlalmaz sayld yerde ortaya
kmas beklenir. Bir rnek olarak Olgularn ikilen-
mesinden sz edeceim. Bu her doktorun iyi bildi
i bir grngdr. Ara sra bunlarn lenmesi ya da
daha fazla olmas sz konusudur. Bu yzden Kam-
merer? diziler yasasndan sz edebilmektedir. Kam-
merer bu konuda ok sayda yetkin rnek verir. Bu
olgularn ounda, kesien olgular arasnda nedensel
ba bulunm a olasl hi yoktur. rnein ben yle
bir olgu ile karlatm. Tramvay biletimin numaras
az sonra aldm tiyatro biletininki ile aynyd. O ge
ce beni telefonla arayp sz konusu numaray aradk
larn sylediler. O zaman bana bu olgular arasnda
nedensel bir ba olasl yok gibi geldi. Bununla bir
likte, her olgunun kendi nedeni vard. te yandan
rastlant olaylarnn, dnem sel olmayan beklemele-
3 Paul Kammerer, Das Gesetz der Serie
15
re denk gelme eiliminde olduunu biliyorum -Zo
runlu olarak byle, nk baka trl olsa yalnzca
dzenli ya da belli aralklarla ortaya kan olgu d
zenlemeleri olurlard. Bunlar da tanm gerei rastlan
ty dlarlar-,
Kammerer unu kabul eder: koular4 ya da ard
arda gelmeler ortak bir nedenin5 ileyiine bal de
ildir; akas nedensizdir; gene de onlar bir sre
durum un -bir kalclk niteliinin- ortaya kmasna
baldrlar.6 Ayn eylerin yan yana gitmesinin e
zamanlln Kammerer taklit olarak aklar.7 Kam
merer burada kendisi ile eliir. nk ansn ileyi
i aklanabilir olann dnyasnn dna karlma
mtr.8 Tersine, bekleyebileceimiz gibi, ans ak
lanabilir olann dnyasnda ilemektedir. Dolaysyla
da, ortak bir nedene deilse bile, en azndan, birok
nedene geri gtrlebilir. O nun dizisellik, taklit, e
kim, sredurum kavramlar, dnyay nedensel olarak
kavrayan gre aittir. Bu kavramlar ansn ileyii
nin istatistiksel, matematiksel olaslkla ntn-
den baka bir ey sylemez.?1 Bu yazda olaslk teri
mi ounlukla bu anlamda kullanlmtr. Kamme-
4 Agy 130.
5 pp. 36, 93f, 102 f
6. Diziler yasas, nesnelerin yinelenm eleri (akas diziler ret
mesi), ile ilgili sredurum un bir dile geliidir. N esneler ile glerin
birleiklerinin sredrum u (tek nesne ya da gcnkine gre) ok
daha byktr. Bu, zde bir km enin kalcln da uzun zaman
dnem lerinde ortaya kan yinelenm eleri de aklar.
7. s. 130
8. s. 94
9 Dolaysyla, olaslk terimi, ans varsaymna dayal olas gs
terir.
16
rerin olgusal materyali, denk gelilerden baka bir
ey iermez. Denk gelilerin tek yasas olaslktr.
Dolaysyla, onlarn ardnda baka bir ey aramak
iin gzle grlr bir neden yoktur. Ne ki, salt olas
lk dnda birtakm bulank nedenlerden tr- ne
densellik, ereklilik ilkeleri ile birlikte var olan bir il
ke diye sunm ak istedii dizisellik yasas uruna-
Kammerer onlarn ardna bakar. Dediim gibi onun
materyali bu eilimi hi hakl karmaz. Bu belirgin
elikiyi ancak unu kabul ederek aklayabilirim:
Kammererin, olgularn nedensellik d dzeni, birle
imi konusunda bulank ama byleyici bir sezgisi
vard. Belki de btn dnceli, duyarl yaradllar
gibi, rastlantnn zerimizdeki etkisinden kaamyor
du. Dolaysyla, yrekli bir adm att. Olasln snr
lar iinde kalan grgl verilere dayal, nedensiz bir
dizisellik olduunu varsayd. Bu onun bilimsel dona
nmna uygundu. Yazk ki, dizisellii raysal bakm
dan deerlendirm ee girimedi. Byle bir giriim ya
ntlanmas g sorular ortaya karacakt kukusuz.
Genel ynelimin amalar bakm ndan tek tek du
rumlarn aratrlmas pek iyi i grr. Gelgelelim
rastlant sz konusu olduunda, yalnzca saysal de
erlendirme yntemi ya da istatistik yntem sonu
verir.
ans beklem eleri ya da diziler, anlamsz olsa
gerek. En azndan u andaki dnm e yolumuzda
durum byle. Ayrca onlarn olasln snrlar iinde
yer almas genel bir kuraldr. u da var ki, rastgele-
ligi kukulu kazalar da var. Bir ok rnekten birini
verm ek iin aadaki rnei 1 Nisan 1949da yaz
17
dm: Bugn cuma. le yem einde balk var. Birile-
ri birilerine nisan bal akas yapar. Ayn sabah,
Est hom o totus medius piscis ab imo yazan bir ya
zt not ettim. leden sonra aylardr grmediim es
ki bir hastam, o arada yapt etkileyici balk resim
lerini gsterdi bana. Akamleyin zerinde balms
deniz canavarlar ilenmi bir nak paras gsterdi
ler. 2 nisan sabah, yllardr grmediim baka bir
hastam bana dn anlatt. Dte gl kysnda du
ruyormu, bir baln yze yze dosdoru ona geldi
ini, ayaklarnn dibinde karaya ktn grm. O
dnem de balk simgesi zerine alyordum, Burada
sz edilen kiilerden yalnzca birinin bu konudan bir
para haberi vard.
Bunun anlam l bir denk geli akas nedensel
lik d bir balant olmas gerektiinden kukulan
mak pek doal. Olaylarn bu aknn beni epey etki
lediini belirtmeliyim. Bu, bana kesinlikle numinz
nitelikte grnd.10 Bu tr durumlarda, ne dediimi
zi tam bilmeden, Bu kadar da ans olam az. diye
ceimiz gelir. Kukusuz, Kammerer olsa bana dizi
selliini anmsatrd. Gelin grn ki, btn balklarn
rastlantsal kesimesinden ok fazla etkilenmi olmak
bir ey kantlamaz. 24 saat iinde balk izleinin en
az alt kez yinelenmesi son kertede tuhaft. Gelgele-
lim, cuma gn sofrada balk olmas olaandr; bir
16 s.45
17 s. 46
18 Benim sinkronisite (kesim e) terimim buradan gelir.
21
laysyla, anlaml denk gelileri aklamak iin, ko
nuyla ilgisi olmasa bile, nedensellii kullanmas ge
rekiyordu. Gelgelelim, nedensel aklama, ancak
baka bir varsayma bavurursak olasdr: ilk nede
nin birlii varsaymdr bu. Sz konusu varsaym da
ayn lde keyfidir. Bunu yukarda grmtk. O
zaman zorunlu olarak u sonu kar: Belli bir boy
lam zerindeki her nokta, ayn enlem derecesindeki
btn teki noktalarla anlaml kesime ilikisi iinde
dir. Ne ki, varlan bu sonu, denenebilir olann snr
larn aar. nk, bu vargya gre, anlaml denk ge
liler yle dzenli, yle dizgeli ortaya karlar ki, on
larn geerliliini gsterm ek gerekm ez ya da bu dn
yann en kolay eyidir. Schopenhauerin rnekleri
tekiler lsde inandrcdr; ne daha ok ne daha
az. Yine de sorunu grm e onuru ondadr. Bu sorunu
zm ek iin, kolay, a d boc (durum a uygun) akla
malar bulunmadn anlama onuru da onundur. Bu
sorun, bilgi felsefemizin temeleri ile ilgilidir. Bu yz
den, Schopenhauer, felsefesinin genel eilimine uy
gun olarak, aklamasn akn bir nclden, Iste-
m eden tretmitir. Her dzeyde yaam, varl yara
tan steme, bu dzeylerin her birini, ezamanl kout
lar ile uyumlu olacaklar biimde dzenler. Ayrca
yazg ya da takdir olarak gelecek olaylar da hazrla
yp dzenler.
Schopenhauerin allm ktmserliinin tersine,
bu dile getirite neredeyse gler yzl, iyimser bir
vurgu vardr. G nm zde bu szleri anlayabilmek
zordur. Dnyann bildii en sorunlu, en nemli yz
yllar bizi Orta alardan ayryor. O alarda, felsefe
22
yapan us, deneyle kantlanabilenin tesinde savlar
ileri srebileceine inanrd. Orta a geni grler
ayd. O ada bilimsel yol yapmclarnn geici
olarak durduu yerde doann snrlarna ulald
dnlmezdi. Dolaysyla, Schopenhauer, doru bir
felsefe gr ile, dnm eye yeni bir alan at. Bu
alan anlamak iin gerekli olan zgn grngbilim
donanm olmasa da alann ana izgilerini az ok
doru biimde izdi. Astrolojinin, O m in a s (keha
net), praesagia's (ndeyi) ile, eitli sezgisel yazg
yorumlama yntemleriyle ortak bir paydas olduu
nu saptad. Bu ortak payday akn kurgulama ara
cl ile bulmaya alt. Ayn dorulukla bunun bir
ilk dzen sorunu olduunu saptad. Bu bakmdan,
ondan nce ya da sonra gelen, bir tr enerji aktar
mna ilikin yararsz kavramlarla alanlarn ya da
ok g bir devden kanmak iin, kolayca her e
ye anlamsz deyip geenlerin1^ tm nden farkldr.
nk, doa bilimlerindeki byk ilerleme, o ada
herkesi nedensel aklamann en son aklayc ilke
olabileceine inandrmt. Schopenhauerin giriimi
byle bir dnem de yapld iin daha dikkat ekici
dir. O, nedensellik yasasna boyun em eyen deney
lerin tm n grm ezden gelmedi. Tersine, grm
olduum uz gibi, onlar belirlenimci dnya grne
uydurmaa alt. Bylece de belirti, rtme, nce
den kurulu dzen gibi kavramlar nedensel dzenin
iine soktu. nceden kurulu dzen, evrensel bir d
zen olarak, nedensel dzenle birlikte insann doa
25 s. 19
26. M. de Fortgibu, M. Deschamps diye birine, ocukken Orle-
ansta bir para kabak tatls verir. D eschamps, O n yl sonra Paris'te
bir aevinde baka bir kabak tatls bulur, br para daha olup olm a
d sorar. Ama kabak tatlsnn daha nce M. de Fortgibu tarafndan
sipari edildii anlalr. Aradan yllar geer, bir kabak tatls partisi
ne anlr. Az grlen bir eydir bu tr toplantlar. Tatlsn yerken
tek eksiin M. de Fortgibi olduunu fark eder. O an kap alr, ya
l, yolunu bsbtn arm biri yryerek ieri girer. M. de Fortgi-
bi'dur, elindeki yanl adres yznden yanllkla bu toplantya dal
mtr.
27 Der zufall: Eine Vorform des, Scbicksals.
25
mektedir. Bu olanlarn, daha byk, daha kapsaml,
bilinemeyen bir bilin tarafndan dzenlenm i oldu
undan kukulanr.
Herbert Silberer ans sorununa psikolojik adan
yaklamtr.28 O, aka anlaml olan denk gelilerin
bir lde bilind dzenlemeler; bir lde de bi-
lind, keyf yorumlar olduunu gsterir. Ne parap-
sikoloji olgularn ne de ezamanll hesaba katmaz;
kuramsal bakmdan da Schopenhauer'in nedenselli
inden ileri gitmez. Silbererin almasnda, burada
anlald biimi ile anlaml denk gelilerin ortaya
kmasna deinilmez. Bizim rastlanty deerlendir
me yntemlerimiz konusundaki deerli psikolojik
eletirisi bunun dndadr.
Olaylarn nedensiz birleimlerinin kesin kantlar,
uygun bilimsel gvenceleri ile birlikte ancak ok ya
knlarda salanmtr. Sz konusu kantlar, daha ok
J. B. Rhine ile arkadalarnn2? deneyleri vermitir.
Gelgelelim, Rhine ile arkadalar, bulgularndan ka
rlmas gereken kapsaml sonular saptamadlar. Bu
deneylere ynelik rtlem eyecek bir eletiri, u
ana dek gelmedi. Deney, ilkece, deneycinin yaln ge
ometrik biimler tayan bir dizi numaral kat art ar
da amasndan oluur. Ayn anda, bir perde ile de-
neyciden ayrlan denein devi, kan imleri tahmin
28 Der Z u fa ll u n d die koboldstrecbe des Unbevusten.
29 J-B. Rhine, Ihclra-Sensory Perception a n d N ew Frontiers o f tbe
M in d .). G. Pratt, J. B. Rhine, C.E. Stuart, B. M. Sm ith,J.A Greenwo-
od, Bxtra-Sensory Perception after Sixty Years. Rhinede bulgularn
genel bir aratrmas, Tire Reach o f M in d ile G. N. M. Tyrrell'in d e
erli kitab rT he personality o f M an. Rhine'de ksa b ir zet "An Intro-
duction to th e Work o f Extra-Sensory Perception. S.G. Soal ile F.
Batemann, M o d em Experimenls in Telepatby.
26
etmektir. Be kartta yldz iareti; be kartta kare; be
kartta daire; be kartta dalgal izgiler; be kartta ar
p iareti vardr. Elbette, deneyci destenin dzenleni
srasn bilmemektedir; denein de kartlar grme
ans yoktur. Sonular 5 denk geli olasln ama
dndan deneylerin ou olumsuzdu. u da var ki,
belli deneklerde baz sonular ak seik olasln
zerindeydi. Deneylerin ilk dizisi, her denein kart
lar 800 kez tahmin etm esinden oluuyordu. Ortala
ma sonu, 25 kartta 6.5 tutturmayd. Bu da 5 tuttur
ma olaslndan 1.5 fazlayd. 5 saysndan 1.5lik sap
ma ansnn olasl 1: 250.000dir. Bu oran ans sap
mas olaslnn hi yksek olmadn gsterm ekte
dir. nk yalnzca 250.000 durum dan birinde bek
lenir. Sonular tek tek deneklerin bireysel yetenekle
rine gre deiir. Ortalama deneylerde 25 karttan
10unu (olasln iki kat) tutturan gen bir adam bir
keresinde 25 kart doru biimde bildi. Bunun olas
l 1: 298.023.223.876.953.125tir. Kartlarn keyfi bir
biimde kartrlmas bir ara yardm ile nlenmitir.
Bu ara, deneyciden bamsz olarak, kartlar kendi
kendine karar.
Deneylerin ilk dizisinden sonra deneyci ile denek
arasndaki uzaklk arttrld. Bu uzaklk bir olguda
250 mildi. ok sayda deneyin ortalama sonucu, bu
rada 25 kart iin 10.1 tutturmayd. Baka bir deney
dizisinde, deneyci ile denek ayn odada iken sonu
25 kat iin 11.4 tutturm a oldu. D enek yandaki odada
iken 25 kartta 9 7 oldu. ki oda birbirinden uzak iken
sonu 25 kart iin. 12.0 tutturm a oldu. Rhine, F. L. Us-
her ile E. L. Burtun deneylerinden sz eder. Bu de
27
neyler 960 milden fazla bir uzaklkta olumlu sonu
lar vermitir. Ezamanl saatler aracl ile Kuzey Ca-
rolaina eyaletinin, Durham kenti ile Yugoslavyann
Zagrep kenti arasnda yaplan deneylerde de ayn l-
re olumlu sonular alnd. Bu durum da aradaki
uzaklk 4.000 mildi.30
Uzakln ilkece bir etkisi olmamas, sz konusu
eyin bir g ya da enerji grngs olmadn gs
termektedir. nk yle olsa uzakln almas gere
kecek, uzayda dalma etkinin azalmasna yol aa
cak, sonu uzakln karesi orannda decekti. D
mediine gre, unu varsaymaktan baka seenei
miz yok: Uzaklk, ruhsal olarak deikendir; belli du
rumlarda, ruhsal bir koulla, sfr noktasna indirge
nebilir.
Daha da dikkat ekicisi, ilkece za m a n n da n
leyici bir etken olmamasdr. Akas gelecekte a
lacak kart dizilerinin taranmas, ans olasln aan
bir sonu retir. Rhine'nin zam an deneyleri 1:
400.000.000 olaslk sergiledi. Bu, zam andan bam
sz birtakm etkenler bulunmas epey olas demektir.
Baka deyile, deneyler ruh iin zamann greli oldu
unu ortaya koyarlar. nk deneyler imdilik olma
m olaylarn algs ile ilgiliydi. G rne gre, bu
koullarda, ruhsal bir ilev zaman etkenini ortadan
kaldrlyor, uzam etkenini de etkisiz klyor. Uzam
deneylerinde enerjinin aradaki uzaklkla azalmad
n kabul etm ek zorundayz. yle ise zaman deneyle
ri, alg ile gelecekteki olgu arasnda herhangi bir g
ilikisi olduunu dnmemizi bsbtn olaraksz
30 The Reach of the Mind (1954) s. 48
28
klar. Enerji yolu ile yaplan aklamalarn tmn,
daha en batan brakmalyz. O zaman da unu sy
lemi oluruz: Bu tr olaylar nedensellik asndan
gz nne alnamaz. nk nedensellik ilkin uzam
ile zamann varln gerektirir, bunun nedeni neden
sellie ilikin btn gzlemlerin sonuta devinen ci
simlere dayanmasdr.
Rhinenin deneyleri arasnda zarla yaplan deney
lerden de sz etmeliyiz. Deneklerin devi zar atmak
tr (bu bir arala yaplr). Denekler ayn zamanda bir
say (sz gelimi 3) istemek zorundadr. Bu olabildi
ince ok tekrarlanr. Bu psikokinetik (PK) ad veri
len deneyin sonular olumluydu. Bir kerede kullan
lan zarlarn says artt oranda sonu daha da olum
lu oldu.31 Uzam ile zam ann ruh iin greli olduu
kantlanrsa, devinen cisimlerin de buna karlk ge
len bir grelilii olacak ya da bu grelilie boyun
eeceklerdir.
Btn bu deneylerde tutarl bir durum var: tik gi
riimden sonra tutturma says dm e eilimindedir.
Dolaysyla da sonular olumsuz olur. Ama i ya da
d nedenlerle denein ilgisi tazelenirse tutturm a sa
ys gene ykselir, ilgisizlik, sknt olumsuz etkenler
dir. oku, olumlu beklenti, umut, ESPnin olanakl
olduuna inanmak, iyi sonular dourur. Herhangi
bir sonucun alnp alnmayacan belirleyen gerek
nedenler bunlar gibi grnyor. Bu balant iinde
nl ngiliz m edyum bayan Eileen J. Garrettin Rhi
n enin deneylerinde kt sonular aldn belirtmek
ilgin olacaktr. Bunun nedeni, kendisinin de kabul
31 The Reacb o fth e M in d , s. 75
29
ettii gibi, ruhsuz test kartlarnn onda bir duygu
uyandrmamasyd.
Bu be e okurda bu deneyler konusunda en
azndan yzeysel bir kan uyandrm aya yetebilir.
Ruhsal Aratrma Topluluunun son bakan G. N.
M. Tyrrellin yukarda anlan kitab bu alandaki de
neylerin yetkin bir zetini ierir. Kitabn yazar da
DA (Duyu tesi Alg) aratrmasna byk bir hiz
met vermitir. DA deneyleri, fiziki gz ile Robert
A. McConnell tarafndan DA - Gerek mi D
m?32 adl makalede olumlu anlamda deerlendirdi.
Bu sonular, tansk ile dpedz olanaksz olann
snrndadr. Beklendii gibi, onlar aklamak iin
her trden usa yatkn giriimde bulunulmutur. Ama
btn bu tr aklamalar olgular karsnda yenik
dt. Bu olgular, imdiye dek varlktan karak tar
tlmaya direndiler. Rhine'nin deneyleri bizi u ger
ekle kar karya brakr: Birbiri ile deneysel olarak
ilgili olan, hem de bu durum da anlam l bir biimde
ilgili olan olaylar var. Ne ki bunlar arasndaki iliki
nin nedensel olduunu kantlama olana yok. n
k aktarm enerjinin bilinen niteliklerinden hibiri
ni sergilememektedir. Dolaysyla bunun aktarm ol
duundan kukulanmak iin iyi bir gereke vardr.
Zaman deneyleri ilkece enerji aktarm trnden bir
eyi darda brakr; nk imdilik olmayan ancak
gelecekte olacak olan bir durum un kendisini imdi
deki bir alcya bir enerji grngs olarak aktarabil-
36
dlemlerindeki yeniden doum elik eder. Eski M
srn, ller Diyarnda Olanlar Kitab, len gne
tanrnn kendini onuncu durakta Khepriye, bokb
ceine dntrmesini, sonra da, on ikinci durakta
bir mavnaya binmesini betimler. Mavna, genleen
gne tanry sabah gne tamaktadr. Buradaki
tek glk eitimli kiilerin daha nce okuduklarn
anmsamasdr. Bu olanak, (benim hastam bu simge
yi bilmiyor olsa bile) tam olarak ortadan kaldrla
maz. Ama sz konusu durum u gerei deitirmez:
Psikolog birtakm olgularla karlar durur. Ortak bi
lind varsaym olm adan bu olgularda ortaya kan
simgesel koutluklar40 aklanamaz.
Dolaysyla, anlaml denk geliler -bunlar anlam
sz geliigzel beklenm elerden ayrlmal-41 grn
e gre arketipik bir temele dayanmaktadr. En azn
dan benim deneyim deki btn olgular -bunlardan
ok sayda var- bu zellii sergiler. Bunun ne anlama
geldiini yukarda gsterdim.42 Bu alanda benim gi
bi deneyimli biri arketipik nitelii kolayca saptasa da
bu tr yaantlar Rhinenin deneylerindeki ruhsal ko
ullara balamakta glk ekecektir. nk Rhi
n enin deneylerinde arketip kmelerinin dondan
kant yoktur. Duygusal durum da benim rneklerim-
40 Doal olarak bunlar ancak d oktorun kendisinde simgelerin zo
runlu bilgisi varsa dorulanabilir.
41. Geliigzel etkinliklere bal beklem eleri nedenleri bu lu n a
bilecek anlaml dalmlardan ayrmak iin istatistik analizi tasarlan
mtr. Bununla birlikte, Profesr Ju n g un varsaym nda ansa bal
dalmlar, anlam!-anlamsz diye alt blm lere aynlabtlir. ansa
bal anlamsz dalmlar, psikoid arketipin etkinletirilmesi ile an
laml klnr. Editrler
42 Ayn zam anda Psienin Doas zerine
37
dekiyle ayn deildir. G ene de Rhinede en iyi sonu
lar genelde deneylerin ilk dizisinin rettii, sonra iyi
sonularn hzla dt anmsanmal. Gelgelelim,
znde epeyce skc olan deneye yeni bir ilgi uyan-
drlabildiinde sonular yeniden dzelir. Bundan
duygusal etkenin nem li bir rol oynad sonucu
kar. u da var ki, duygu patlamas, byk lde, bi
imce arketip olan igdlere dayanr.
ok belirgin olmasa da benim iki olgum ile Rhi-
n enin deneyleri arasnda bir benzeim daha var.
Farkll besbelli olan bu durumlarn ortak zellii
olanakszhktr. Bokbceini gren hasta, saaltm
kmaza girdii iin kendini olanaksz bir durum da
bulur, grnrde bu am azdan ka yoktur. Byle
bir durumda, koullar iyice arlatnda arketipik
dler ortaya kabilir. Bunlar, kiinin kendi bana
hibir zaman dnem eyecei olanakl geliim izgi
sini gsterirler. Bu tr bir durum da, arketipler olabil
diince byk dzen iinde kmelenir. Dolaysyla,
belli durumlarda psikoterapist hastann bilindnn
yneldii, ussal olarak zlem eyen sorunu ortaya
karmaldr. Bir kez bu sorun bulunduunda bilincin
daha derin katlar, ilksel imgeler canlandrlabilir, ki
ilik dnm yoluna koyulabilir.
kinci durum da yar bilinli bir korku vard,
lmcl bir son tehdidi sz konusuydu, ama durumu
iyice bilme olasl yoktu. Rhinenin deneyinde de
vin olanakszl'', denein dikkatini kendi iinde
olagelen srelerde toplamasna yol aar. Bylece
denek bilindna kendini aa vurma ans verir.
DA deneyinin ortaya koyduu sorular daha batan
38
duygusal bir etki yapar. nk bilinmeyen bir eyin,
bilinme gizil gc olduunu varsayar; bu yolla bir
tansk olasln hesaba katar. Bu sorular denein
tansa tank olmak iin bilinsiz hazrlna, byle
bir eyin olanakl olduu yolundaki bilind um u
duna ynelir. Byle bir um ut her insanda sakl du
rumda vardr; denein kukucu olup olmamas um u
dun varln etkilemez. En dnceli bireylerde bile,
yzeyin altnda, ilkel bo inanlar yatar. Onlarn var
saylan etkilerine ilk yenik denler, kesinlikle onla
ra kar en ok savaan kiilerdir. Bilimin btn yet
kisini arkasna alan ciddi bir deney bu hazrl sa
ladnda, durum kanlmaz olarak bir duygu patla
masna yol aar. Sz konusu duygu patlamas, byk
lde etkilenmi olarak, bu koulu ya kabul eder ya
da ona kar kar. Yok dense bile, u ya da bu bi
imde etkili olan bir beklenti vardr hep.
Burada sinkronisite" teriminin yol aabilecei
olas bir yanl anlamaya dikkat ekm ek isterim. Ay
n anda ortaya kan, anlaml ama nedensel olarak
birbirine bal olm ayan iki olay bana nemli bir l
t gibi grnd iin bu terimi seiyorum. Dolay
syla genel ezamanllk kavramn, nedensel balan
ts bulunm ayan iki ya da daha fazla olayn zamanda
rastlamas zel anlamnda kulllanyorum. Bu anlam
da sz konusu olaylar zamandaln tersine ayn
ya da benzer anlama sahiptir. Zamandalk iki olayn
ayn anda ortaya kmas anlamna gelir yalnzca.
Dolaysyla, sinkronisite, belli bir ruhsal duru
mun, o andaki znel durum ile anlaml koutluklar
olan -belli durum larda tersi de olur- bir ya da daha
39
ok d olgu ile ayn anda ortaya kmas demektir.
Benim iki rneim bunu baka baka yollarla betim
ler. Bokbcei rneinde eanllk besbellidir. Ama
ikinci rnekte deildir. Ku srsnn belli belirsiz
bir korkuya neden olduu doru olsa bile bu neden
sel olarak aklanabilir. Hastamn kars, daha nce,
benim ilk endielerimle karlatrlabilecek bir korku
duymuyordu kesinlikle. nk, hastalk belirtileri
(boaz arlar) sradan insanlarn kt bir ey olaca
ndan kukulanmasna neden olacak trden deildi.
Ne var ki, bilind, bilincin bildiinden fazlasn bi
lir genellikle. Bence kadnn bilind daha nceden
tehlikeyi sezmi olabilir. Dolaysyla, lm tehlikesi
dncesi gibi bilinli bir ruhsal ieriin olmadn
kabul edersek, ku srs ile, onun geleneksel anla
m olan kocann lm arasnda belirgin bir ayn za
manda olu vardr. Bilindnn olas ama imdilik
kantlanamayan uyarsn bir yana brakrsak, ruhsal
durum, d olguya bal gibidir. G ene de, deil mi ki
kular evine konmu, kadn da onlar grmtr, y
leyse kadnn psiesi de iin iindedir. Bu nedenle,
bence kadnn bilind gerekte durum un bir para
s olabilir. Bu nitelii ile ku srsnn geleneksel
bilicilikle ilgili bir anlam v a r d r . B u anlam kadnn
kendi yorumunda da grnyordu. Bu yoruma gre,
43 Bunn yazsal rnei tbiksun Turnalar'dr [Schllern yazd
bir iir (1798). Soyguncular tarafndan ldrlen Yunanl bir oza
nnn yksnden esinlenerek yazlmtr. Katiller bir turna srs
nn grnmesiyle cezalarn bulmulard. Suun ilendii yerin ze
rinde uan turnalar gren katiller bararak kendilerini ele vermi
lerdi- Ed] Benzer biimde, ten bir saksaan srsnn eve kon
masnn lm anlamna geldii varsaylr. Byle birok rnek var
dr. Ku biliciliinin anlamyla karlatnn.
40
kular lm n bilinsiz sezgisini temsil ediyorlard.
Romantik an fizikileri bu durum da belki de sem-
patiden ya da manyetzimden sz edeceklerdi.
Ama, dediim gibi, byle bir grng, en dlemsel
a d hoc varsaymlara izin verm edike nedensel olarak
aklanamaz.
G rdm z gibi, kularn bir kehanet diye yo
rumlanmas benzer trde iki eski rastlantya dayanr.
Ama ninenin lm nde byle bir kesime yorumu
yoktu. Kesimenin varln ancak lm ile kularn
toplanmas gsterdi. Hem o zaman hem de annenin
lm nde kesime akt. Oysa nc durumda,
kesime ancak len adam eve getirildiinde dorula
nabildi.
Bu aprak durumlardan sz etmem in nedeni
onlarn sinkronisite kavram ile nemli bir ilikisi ol
masdr. Baka bir rnek ele alalm. Bir tandm d
nde bir arkadann anszn ldn grd, hem
de en ince ayrntlaryla... O zaman d gren Avru
p ada, arkada Amerikadayd. Ertesi gn gelen bir
telgraf lm dorulad. On gn sonra gelen bir
mektup da ayrntlar dorulad. Avrupa zaman ile
Amerikan zamannn karlatrlmas, arkadann
dten en az bir saat nce ldn gsterdi. D
gren, ge yatm yaklak saat bire kadar da uyuma-
mt. D sabaha kar yaklak ikide grld. D
yaants, lm ile e zamanl deildi. Bu tr yaant
lar sk sk kritik andan biraz nce ya da sonra ortaya
kar. J.W. D unne44 Boer Savana katld srada,
1902 ilkyaznda grd retici bir dten sz eder.
44 A n Experiment w ith Time (2. basm ) s. 34
41
Astrolojik gelenek konusunda nceki blm de
sylediklerim bu birleimleri neden setiimi aklk
lar. Burada yalnzca Mars ile Vensn kavuumiany-
la kartlklarnn tekilerden ok daha nem siz ol
duunu eklemeliyim. Bunun nedeni aadaki deer
lendirm eden kolayca anlalabilir. Mars ile Vensn
ilikisi bir ak ilikisini ortaya karabilir, ancak ak
ilikisi her zaman bir evlilik deildir. Mars ile Ve
nsn kartl ile kavuum unu katma amacm, on
lar teki kavuumlar ile kartlklarla karlatrmak
t.
li bak alarnn neler olduu deil, bun lan n yldz Falnda bulunup
bulunamayacadr.
4 Beti 1, 180 evlilikte ortaya kan 50 farkl bak asn aka or
taya koyar.
66
kular lm n bilinsiz sezgisini temsil ediyorlard.
Romantik an fizikileri bu durum da belki de sem-
patiden ya da manyetzimden sz edeceklerdi.
Ama, dediim gibi, byle bir grng, en dlemsel
a d hoc varsaymlara izin verm edike nedensel olarak
aklanamaz.
Grdm z gibi, kularn bir kehanet diye yo
rumlanmas benzer trde iki eski rastlantya dayanr.
Ama ninenin lm nde byle bir kesime yorumu
yoktu. Kesimenin varln ancak lm ile kularn
toplanmas gsterdi. Hem o zaman hem de annenin
lm nde kesime akt. Oysa nc durumda,
kesime ancak len adam eve getirildiinde dorula
nabildi.
Bu aprak durumlardan sz etmem in nedeni
onlarn sinkronisite kavram ile nemli bir ilikisi ol
masdr. Baka bir rnek ele alalm. Bir tandm d
nde bir arkadann anszn ldn grd, hem
de en ince ayrntlaryla... O zaman d gren Avru
p ada, arkada Amerikadayd. Ertesi gn gelen bir
telgraf lm dorulad. On gn sonra gelen bir
mektup da ayrntlar dorulad. Avrupa zaman ile
Amerikan zamannn karlatrlmas, arkadann
dten en az bir saat nce ldn gsterdi. D
gren, ge yatm yaklak saat bire kadar da uyuma-
mt. D sabaha kar yaklak ikide grld. D
yaants, lm ile e zamanl deildi. Bu tr yaant
lar sk sk kritik andan biraz nce ya da sonra ortaya
kar. J.W. D unne44 Boer Savana katld srada,
1902 ilkyaznda grd retici bir dten sz eder.
44 A n Experim eni uilb Time (2. basm ) s. 34
41
Kendini bir yanardan zerinde dururken grd. Bu
bir adayd, daha nce de dnde onu grmt. Fe
lakete yol aan bir yanarda patlamasnn bu aday
tehdit ettiini biliyordu (Trakatoa gibi). Korku iin
deydi, orada yaayan drt bin yerleimciyi kurtarmak
istedi. Btn kullanlabilir tatlar kurtarma almas
iin harekete geirsinler diye komu adadaki Fransz
yetkikilere ulamaya alt. Burada d karabasana
dnm ee balad: Kouturma, yakalamaa al
ma, zamannda varamama... Bu arada usunda hep u
szckler vard: Yoksa drt bin kii lecek. Bir ka
gn sonra Dunne, postadan D aily Telegraph gazete
si ald Aadaki maneti grd:
MARTNKTE
YANARDA FACASI
BR ALEV II
l says 40.000i aabilir.
44
rik vardr. Bu ierik olaan, sradan bir ruhsal durum
la kesiir. Benim sinkronisite dediim budur. Nesnel
likleri, zamanda ya da uzamda bilincimden ayrlm
grnse de bu olaylarn kesinlikle ayn kategoride
olduunu ileri sryorum. Rhinenin sonular bu g
r dorular; nk onlar zaman ile uzam daki de
im elerden etkilenmez. Devinen cisimlerin kavram
sal yerlemleri olan zam an ile uzam, bir olaslk, te
m elde birdir, ayndr (uzun ya da dar zaman araln
dan sz etmemizin nedeni budur.) ok nceleri Phi-
lo Judaeus, Gksel devinimin genilemesi zaman
dr. demitir.45 Uzamdaki sinkronisite zamanda alg
lama olarak da anlalabilir. Gelin grn ki, zaman
daki sinkronisiteyi uzamsal olarak anlamak pek ko
lay deildir. Gelecekteki olaylarn nesnel olarak var
olduu; uzamsal mesafe azaltlarak onlarn bu nite
likleri ile nesnel olarak deneyimlenebildii bir uzam
gz nne getiremeyiz. Gelgelelim, deney, belli ko
ullarda, zaman ile uzam n neredeyse sfra indirge
nebildiim gsteriyor. Uzam ile zaman oradan kal
knca nedensellik de ortadan kalkar. nk neden
sellik, zaman ile uzamn, fiziksel deiimlerin varl
na baldr. Bu yzden sinkroninstik grngler, il
kece, nedensellik kavram ile ilikili olamaz. Anlaml
biimde kesien etkenler arasndaki ba, zorunlu
olarak, nedensiz saylmal.
Burada, kantlanabilir bir neden ararken, ok b
yk bir olaslkla akn bir neden bulm ak isteriz. Ge
lin grn ki, bir neden olsa olsa kantlanabilir bir
51 D e m irabilibus m u n d i (1485)
52 Metapl.iysica vera, blm III, Opera philosophica'de Secunda
scientia, ed. Land, II, s. 187.
53 Eckerm an m Goethe ile konum alar. M oonun evrisi
50
Bu genel noktalardan sonra ezamanlln grgl
temeline geri dnelim. Buradaki ana glk, usa uy
gun kesin sonular karabileceimiz deneysel m a
teryali elde etmektir. Ne yazk ki, bu gl amak
hi de kolay deildir. Elimizde byle deneyler yok.
Dolaysyla, doa anlaymzn temelini geniletmek
istiyorsak en bulank kelere bakmal, amzn n
yarglarn sarsmak iin cesaretimizi toplamalyz. Ga-
lileo teleskobu ile Jpiterin aylarn kefedince he
m en ann okum u yazmlar ile boaz boaza
geldi. Elbette btn alar kendisinden nceki ala
rn n yargl olduunu dnr. Bugn biz bunun
byle olduunu her zam ankinden daha ok dn
yoruz. Byle dnm ekle de gemi alar lsn
de yanlyoruz. Sk sk koullar bizi hakikati grm e
yecek durum da brakyor. nsanln tarihten bir ey
renmedii zc bir gerek. Bu hazin olgu, bu ka
ranlk konuyu azck olsun aydnlatmak iin gere
toplamaya koyulur koyulmaz, bize byk glkler
karr, nk bu gereci btn yetkelerin orada bu
lunacak hibir ey olmad konusunda bize gven
ce verdii yerde bulacaz. Bu kesin...
Dikkat ekici, yaltlm durumlarn gereklii ka
ntlanm raporlar bir ie yaramaz. Bunlar olsa olsa
bildirenlerin her sze kanan kiiler saylmasna yol
aar. Bu tr ok sayda olayn dikkatle kaydedilmesi,
dorulanmas, Gurney, Myers, Podm ore'n alma
sndaki gibi54 bilimsel dnyada hem en hibir etki
uyandrmamtr. Profesyonel psikologlar ile psiki-
54 s .14
51
atristlerin byk ounluu bu aratrmalar hi bil
mez gibidir.55 O nun Verdraengung u n d Komplemen-
taritat adl yaptna da dikkat ekm ek isterim. al
ma mikrofizik ile bilindnn psikolojisi arasndaki
ilikiyle ilgilidir.
*
54
karlar. Dolays ile ruhsal i dnya ile fiziksel d
dnya arasnda bir tertium com parations oluturur
lar. Bylece, iki bilge, i durum un d durum olarak,
d durum un da i durum olarak temsil edilebildii
bir yntem kurdular, Doallkla, bu, her kehanet fi
grnde anlamn sezgisel bir bilgisini ngrr. Bun
dan tr, 7 Ching altm drt yorum un toplamn
dan oluur. Bu yorumlarda, olanakl Yin-Yang birle
imlerinin herbirinin anlam zlmektedir. Bu yo
rumlar, iteki bilind bilgiyi ortaya koyar. Bu bilgi
o andaki bilin durum una karlk gelir. Bu psikolo
jik durum, yntem in o defaki uygulanmasnda rast-
gelen sonucu ile kesiir. Akas psikolojik durum
paralarn dmesi ya da kandil iei saplarnn b
lnmesi ile ortaya kan tek-ift saylar ile k e s i ir 18.
Btn bilicilik ya da sezgi teknikleri gibi, bu yn
tem de nedensellik d ya da sinkronistik bir ilkeye
d a y a n r . 59 Uygulamada, n yargsz herkesin kabul
edecei gibi, deney srasnda birok belirgin sinkro
nisite durum u ortaya kar. Bu durumlar, usa uygun
olarak, bir lde de keyfi olarak, salt yanstmalar di
ye aklanabilirdi. Ama gerekten grndkleri ey
olduklarn kabul edersek, bunlar yalnzca anlaml
denk geliler olabilirler. Bildiimiz kadar ile bu du
rumlarn nedensel aklamalar yok. Yntem krk do
58 leride b u konuya gene deinilecektir.
59 Bu terimi ilkin Richard W ilhelmin ansna yazdm yazda kul
landm (10 Mays 1930, Mnih). Daha sonra bu yaz AUtn iein
Gizi'ne nsz olarak ortaya kt. Ben orada unlar yazmtm I
Chingin bilimi nedensellik ilkesine deil benim imdilik sinkronis
tik ilke dediim (bizimle karlamad iin imdiye d ek adszd)
balayc bir ilkeye dayanr, (s. 141 Richard Wilhelm: In Memori-
a m )
53
kuz kandil iei sapn geliigzel iki bee ayrp
onlar er, beer saymak ya da bozuk paray alt
kez atmaktan oluur. Alt izginin her izgisi yaz ile
turann saysal deeri ile belirlenir (yaz, 2, tura, 3) 0
Deney l ilkeye (iki -izgi) dayanr, altm drt
mutasyonu vardr. Bunlarn her biri belli bir ruhsal
duruma karlk gelir. Bunlar m etinde ona eklenen
yorumlarda uzun uzun betimlenir. Pek eski kkenli
Batl bir yntem de var.61 1 Ching gibi o da ayn ge
nel ilkeye dayanr. Tek ayrm bu ilkenin l deil
drtl olmasdr. Byle olmas yeterince anlamldr.
Sonu Yang ile Yingin oluturduu bir altizgi deil
tek-ift saylardan oluan on alt saydr. Bunlarn on
ikisi, belli kurallara gre astrolojik evlerde dzenlen
mitir. Deney, rastgele sayda nokta ieren 4 X 4 iz
giden oluur. Bu noktalar soruyu soran kii tarafn
dan kuma ya da kda sadan sola iaretlemitir.62
Bu etkenlerin birleiminin I Chingden epeyce fazla
ayrntya girmesi tam Batya zg bir tutumdur. Bu
rada da anlaml denk geliler olsa bile, genelde bun
lar anlamak daha gtr. Bu yzden, yntem 1
Chingden daha bulanktr. On nc yzyldan be
ri Ars Gemantica ya da Noktalama Sanat olarak bili
nen, Batda ok m oda olmu olan bu yntem de ger
ek yorumlar yoktur.63 nk o bilicilikte kullanl
yordu, 1 Ching gibi felsef kullanm yoktu.
60 1 Ching, s. 267
6 1 Sevilli sidore tarafndan, Liber etym ologiam m adl yaptnda
(VIII, ix, 13) anlr.
62 Msr taneleri ya da zar da kullanlabilir.
63 Bu konuda en iyi aklama Robert Fludd'da (1574-1637)
bulunur. De arte geomantica. Lynn Thorndikenin A History o f
Magic a n d Experirnental Science II. p. 10 ile karlatrn.
56
iki ilemin sonulan da istenen dorultuya ynel-
se bile istatistiksel deerlendirmeye temel salamaz
lar. Bu yzden, baka bir sezgisel teknik arar iken,
karma astroloji kt. Astroloji, en azndan yeni a
daki biiminde, bireyin kiiliinin az ok btnlkl
bir resmini verdiini ileri srmektedir. Burada yorum
ktl yoktur; gerekte yorumlarn artc bolluu
ile yzyzeyiz. Bu da yorum un ne yaln ne de kesin
olduunun kesin bir gstergesidir. Aradmz anlam
l denk geli astrolojide hem en grlr. nk astro
loglar, astronomik verilerin kiiliin bireysel zellik
lerine karlk geldiini sylerler. En eski alardan
beri eitli gezegenlerin, evlerin, zodyak burlarnn,
gezegenlerin birbirlerine gre durumlarnn belli an
lamlar vard. Bunlarn anlamlar karakter aratrmas
ya da belli bir durum un yorumlanmas iin temel ola
rak hizmet edegeldi. Sonucun sz konusu durum ya
da karakter konusundaki psikolojik bilgimizle uyu
madn syleyip, yorum a kar kmak her zaman
olanakldr. Karakter biliminde yle ya da byle l
lebilecek ya da hesaplanabilecek amaz ya da
hatta gvenilir imler yoktur. Bu yzden, karakter bil
gisinin pek znel bir i olduu savn rtm ek de
zordur- Uygulamada yaygn biimde kabul edilse bi
le yazbilime de uyan bir kar ktr bu.
Bir yandan karakterin belirleyici zellikleri iin
gvenilir ltlerin bulunmamas, bir yandan da
eletirilen bu znellik yn, yldz falnn yapsnda
ki anlaml denk gelii oluturur. Astrolojinin varsay
d bireysel karakter burada tartlan amaca uygula
namaz gibi grnyor. Bu yzden, astrolojiden olgu
57
larn nedensellik d balants konusunda bir eyler
sylemesini istersek, astrolojinin karakter tanma ko
nusundaki belirsiz savn bir yana brakmalyz. Ka
rakter tansnn yerine, saltk, kesin, kukuya yer b
rakmayan baka bir olgu koymalyz. Bu olgu, iki ki
i arasndaki evlilik badr.64
Eski Yunandan beri evlilik iin balca geleneksel
astrolojik, simyasal uyuma coniunctio Solis ( 0 ) et
Lunae ( ), coniunctio Lunae et Lunae, ayn ykse
len ile kavumas olmutur.65 Baka kavuumlar da
64 teki belirgin olgular adam ldrm e ile kendi canna kyma
olabilirdi. H erbert von Kloeckerde istatistikler vardr (Astrologie als
Erfahnnsvissem chaft, s. 232, 260) ancak ne yazk ki norm al orta
lama deerler, karlatrmalar veremez. Bu istatistikler bizim amac
mz bakmndan kullanlamaz. te yandan, Paul Flambart ( Preves
et bases de Vastrologie scientijique, s. 79) belirgin biimde zeki 123
kiinin ykseleni zerine istatistiklerin bir grafiini verir. Bu kiiler
de, hava lsnn (E tim ) kesinde kesin birikm eler olmaktadr.
Bu sonu baka 300 olgu ile dorulanmtr.
65. Bu gr Ptolemaiosa dek gider. Apponit [Ptolemaeus] autem
tres gradus concordiae: Primus cum Sol in viro, e t Sol vel Hexago-
no aspectu Secundus cum in viro Luna, in uxore Sol eodem modo
disponuntur. Tertius si cum hoc alter alterum recipiat. (Ptolemma-
eus uyum kertesi varsayar. Birinci uyum dzeyi, erkein [yldz
falndaki] gne ile kadnn gnei ya da aynn birbirine gre yer
lerinde l ya da altl durum da olmasdr. kinci dzey, erkein
[yldz falndaki] gnei ile kadnn [yldz falndaki] gneinin ayn
biimde kmelenmesidir. nc dzey birinin teki iin alc oldu
u zamandr.) Ayn sayfada, Cardan, Ptolem aiosdan alnt yapar {De
iudiciis astrorum ): O m pio vero constantes et diurni convictus per-
m anent quando in utriusque conjugis geniutra luminaria contigerit
configura esse concorditer (G enel konuulursa, iftlerin ikisinin de
kl cisimleri (gne ile ay) uyum lu olarak toplanm sa birlikte ya
anlan uzun, srekli olacaktr). Ptolemaios eril ay le diil gnein
kavuum unu evlilik iin zellikle uygun sayar. -Jerome Cardan,
Com mentaria in Ptolem aeum de astrorum iudiciis, IV. Kitap (O nun
O pera O m niasnda V. Kitap s. 332)1
58
vardr, ancak bunlar gelenein ana akntsna girmez
ler. Ykselen alalan ekseninin gelenekte ortaya
konmasnn nedeni, oktan beri bu eksenin kiilii
zellikle nemli lde etkilediine inanlmasdr.66
Mars (<J) Vens () kavuumu ile kartlna da
ha sonra deineceim. ki gezegenin kavuumu ile
kartl ak ilikisini gsterir. Ne ki, bu ak ilikisin
den evlilik kabilecei gibi kmaya da bilir. Benim
deneyimde, evli iftlerin yldz fallarnda, kesien
0 , , ile (YK.) bak alarnn, evli olma
yan iftlere gre durum unu aratracaz. Yukardaki
bak alarnn, ana gelenekte pek yer alamayan ba
k alaryla ilikisi de karlatrlacak. Byle bir de
neyi gerekletirmek iin astrolojiye inanm ak gerek
miyor. Yalnzca doum gnleri, astronom ik takvim,
horoskop zerinde almak iin logaritma tablolar
gereklidir.
67
lk K m enin zmlemesi
Biz ilkin 180 evli, 32, 220 evli olmayan ift iin 0
(tef YK. AL. arasndaki btn kavuumlar ile
kartlklar hesapladk. Sonular Tablo l'd e gsteril
mektedir. Orada, bak alarnn, onlarn evli iftler
ile evli olmayan iftlerde ortaya kma sklklan kul
lanlarak dzenlendii grlecektir.
Tablo l in 2. stunu ile 4. stununda gsterilen
ortaya kma sklklar, evli iftler ile evli olmayan
iftlerde, bak alarnn ortaya kmalar bakmn
dan dorudan karlatrlamaz. B unun yaplamaya
ca besbellidir, nk 2. stun, bak alarnn 180
iftteki ortaya kmalarn, drdnc stn ise 32.220
iftteki ortaya kmalarn gsterir.5 Bundan tr,
stun 5te 180/32.220 arpan ile arplan saylar
gsteriyoruz. Tablo II, skla gre dzenlenen Tab
lo Iin 2. stunu ile, 5. stunundaki saylar arasnda
ki oranlar verir. rnein ay gne kavuum unun
oran 18: 8.4= 2.14 olur.
Bir istatistiki asndan, bu sonular hibir eyi
dorulamak iin kullanlamaz, bu yzden de deer
sizdir. Bunun nedeni onlarn rastgele dalmlar ol
masdr. Ne var ki, ben psikolojik temelde ya ln zca
rastgele saylarla uratmz dncesini bir yana
braktm. Doal olaylarn btn sz konusu oldu
5 Bu yolla kaba bir kontrol grubu elde edilir. B ununla birlikte,
onun evli iftlerden ok daha byk sayda iftten tretildii anla
lacaktr: 180e karlk 32.220. Bu, 180 iftteki ans niteliini gs
termeyi olanakl klar. Btn saylann ansa bal olduunu varsa
yarak daha byk saylarda daha byk kesinlik, sonu olarak da
ok daha kk bir dalm bekleriz.* Bu byledir. nk 180 evli
iftte dalm 18-2- 16dr. oysa 180 evli olm ayan iftte biz 9-6-
7.4-2.2yi elde ederiz. EDTRLER
68
unda, kurala aykr durumlar, ortalamalar lsnde
nemli saylr. statistiksel resmin yanl budur: ista
tistiksel tablo, gerekliin yalnzca ortalama ynn
temsil ettii, toplam resmi dlad iin tek yanldr.
statistiksel dnya gr yalnzca bir soyutlamadr.
Dolaysyla da btnlkten yoksundur, yanltcdr bi
le. Hele hele insan psikolojisi ile urarken... Deil
mi ki rastlantnn en alt dzeyi ile en st dzeyi or
taya kmaktadr, yleyse bunlar da benim doasn
aratrmaya girieceim olgulardr.
69
TABLO I (devam )
70
TABLO H
71
Tablo Ilde bizi arpan, sklk deerlerindeki eit
siz dalmdr. Tepedeki yedi bak as ile alttaki al
t bak as birlikte olduka gl bir dalm sergi
ler. Bu arada, ortadaki deerler, 1:1 orannda salkm-
Ianma eilimindedir. Bu tuhaf dalma, zel bir gra
fiin yardm ile dneceim. (Beti 2)
Evlilik ile ay-gne bak alar arasndaki gele
neksel astrolojik, simyasal rtm enin dorulanmas
ilgin bir noktadr.
73
74
Evli iftler iin orta deer 8 durumdur. Oysa ev
lenmemi iftlerin birleimlerinde orta deer daha
yksektir; akas 8.4tr (Beti 3 ile karlatrn). Ev
lenmemi iftler iin orta deer aritmetik ortalamaya
denk gelir -ikisi de 8.4tr) Oysa evli iftler iin orta
deer, buna karlk gelen 8.4lk ortalama deerden
dktr. Bu, evli iftlerin deerlerinin daha dk
olmasndan kaynaklanr. Beti 2de deerlerde geni
bir dalm ortaya kar. Bu geni dalm, Beti 3teki
8.4 ortalamasnn evresinde ortaya kan toplanmay
la keskin bir kartlk oluturur. Burada 9-6dan b
yk skl olan bak as yoktur (Beti 3 ile karla
trn). Oysa evli iftlerde bir bak asnn skl di
erinin yaklak iki katma akas 18e ular (Beti 2
ile karlatrn).
TABLO m
75
B tn Kmelerin Karlatrlmas
Beti 2de belirgin olan dalmn ansa bal oldu
unu kabul ederek, evlilie ilikin daha ok sayda
yldz faln aratrdm. 180 evli iften oluan ilk k
me ile 220 evli iftten oluan ikinci bei birletire
rek toplam 400 (ya da tek tek 800) yldz fal elde et
tim. Sonular Tablo IlIde gsterilmektedir. Bununla
birlikte bu tabloda orta deeri aka aan en yksek
sonularla yetindim. Sonular yzdeler olarak veril
mektedir.
tik stundaki 180 ift, ilk koleksiyonun sonula-
rn-gsterir. kinci stundaki 220 ift bir yl akn bir
sre sonra topland. kinci stun birinciden yalnzca
bak alar bakmndan ayrlmaz; sklk deerlerin
de belirgin bir azalma da sergiler. Klasik
temsil eden tepedeki sonu, bunun dnda kalan tek
durumdur.dur. Bu, ilk stundaki, ayn ldelc klasik
n yerini alr. lk stundaki o n drt bak a-
sndan yalnzca drd yeniden ortaya kmtr. Ama
bunlar iinde ay bak as olanlar ten az deildi.
Bu da astrolojik beklenti ile uyumludur. lk stun ile
ikinci stunlar arasnda rtm e bulunmamas mater
yaldeki byk eitsizlii, akas geni dalm gs
terir. 400 iftin toplam sonularndan unu grebili
riz: Dalmdaki eitlenmenin bir sonucu olarak, hep
si belirgin bir azalma sergiler. Bu nc kmenin
eklendii Tablo IVde daha ak ortaya karlr.
76
TABLO IV
80
dir. Bu ruhsal durum un ayrc nitelii udur: Onda
igr ile karar, istence kar kan bilindnn al
maz engeliyle yz yze kalr. Bilinli usun glerinin
bu greli yenilgisi, yattrc bir arketip ile bir arada
dr. lk durum da bu arketipin Mars, akas duygu
sal maleficus (by gibi kt etkisi olan ev.) oldu
u grnr. kinci durum da kiilii glendiren den
geleyici eksen dizgesi olarak ortaya kar. nc
durum da yce kartlklarn bieros gam osu ya da co-
n iu n c tid su olarak grnr.8 Ruhsal olgu ile fiziksel
olgu, (akas znenin sorunlar ile yldz fal seimi)
arka plandaki arketipin doas ile rtr. Dolaysy
la da bunlar sinkronistik bir olguyu temsil eder gibi
dir.
Yksek matematikte pek iyi deilim. Bundan
tr bir profesyonelin yardmna dayanmak iin Ba-
zelli Profesr Markus Fierz'den, en yksek sonula
rn olasln hesaplamasn istedim. Byk bir ince
lik gsterip isteimi yerine getirdi. En yksek sonu
larn ilk ikisi iin 1: 10.000; ncs iin 1: 1300 ola
sla ulat. Hesaplamay Poison dalmn kullana
rak yapt. Daha sonra, hesabn salamasn yaparken
bir yanl buldu, bu yanln dzeltilmesi, en yksek
ilk iki deerin olasln DOOe ykseltti.9 Daha ile
84
nemlidir. Hatta kural d olmasa istatistiin anlam
olmazd. Her koulda doru olan bir kural yoktur.
nk, istatistiin dnyas deil, gerek bir dnyadr
bu. istatistik yntem ancak ortalama ynleri gsterdi
inden, gerekliin yapay, arlkl olarak kavramsal
bir resmini retir. Bu yzden doann tam bir betim
lemesi, aklamas iin btnleyici bir ilkeye gerek
duyarz.
imdi, Rhinenin deneylerini dnrsek, zellikle
de onlarn znenin etkin ilgisine bal olduklarn11
gz nne alrsak, bizim durum um uzda ortaya ka
na sinkronistik bir grng gzyle bakabiliriz. sta
tistiksel materyal, hem uygulama hem de kuram ba
kmndan olaslk d bir ans birleiminin ortaya k
tn gsteriyor. Sz konusu birleim, ok ok dik
kat ekici bir biimde geleneksel astrolojinin beklen
tileriyle kesiir. Sonuta byle bir kesimenin olmas
yle olaslk d, yle inanlmazdr ki, kimse bu ko
nuda nceden bir ey dem ee kalkamazd. Doru
su olumlu bir sonu grnts verm ek iin istatistik
materyale hile kartrlm; materyal bu amala d
zenlenmi gibidir. Sinkronistik grngnn zorunlu
okusal arketipik koullar nceden vard. Hem ben
hem de alma arkadalarm deney sonucuna canl
bir ilgi gsteriyorduk. Ayrca sinkronisite sorunu yl
lardr dikkatimi ekiyordu. Gerekten grne gre,
tarihte daha nce birok kez ortaya km olabilecek
-uzun astrolojik gelenei anmsadmzda grne
11 G. Schmiedler, Rorschach Aratrmalarnn gsterdii biimi
ile DA'nn Kiilikle Balantlar ile karlatrn. Yazar DAnn
olasln kabul edenlerin beklenenin zerinde sonular aldn,
onu yadsyanlarn olum suz sonular aldn gsterir.
85
gre sk sk da ortaya kan- bir sonu elde ettik. Ast
rologlar (bir ka bunun dnda kalr) istatistiklerle
daha fazla ilgilenselerdi, yorumlarnn geerliliini bi
limsel ruhla sorgulasalard unu ok nce bulacaklar
d: nermeleri gvenilmez bir temel zerinde dur
maktadr. Ama sanyorum benim durum um daki gibi
onlarn durum unda da, astrologun tensel durum u ile
tinsel durumu arasnda gizli bir su ortakl vard.
Bu rtme, baka ho ya da tatsz bir rastlant gibi
yaln biimde vardr. Bilimsel olarak bundan fazlas
nn kantlanabileceinden kukuluyum .12 Rastlant
insan yanltabilir. Ama kii u olgudan etkilenm e
mek iin ok kaln derili olmaldr: Geleneksel olarak
tipik saylan bak alar, elli olasln iinden
kez en yksek sklkta (tepe noktas) ortaya km
tr.
Bu rktc sonucu daha da etkileyici klmak is
tercesine bilind aldanm ann kullanldn bulduk.
statistiklerin ilk zm lem esinde ok sayda yanl
beni yoldan karmt. Onlar zam an iinde ansn
yardm ile buldum. Bu gl atktan sonra, bu ki
tabn svire basksnda, karnca karlatrmasnn bi
zim deneyimize ancak srasyla iki ya da karnca
kabul edilmesi durum unda uyacan sylemeyi
unuttum. Bu sonularmzn olaslk diiliini nemli
lde azaltmaktadr. Ardndan, Profesr Fierz olas
lk hesaplarn denetlerken son dakikada arpan 5in
12 Benim istatistiimin gsterdii gibi, saylar bydke sonu
bulanklar. Dolaysyla, daha ok materyal toplanm olsayd, bu
materyal artk benzer sonulan retm eyecekti. yleyse, esizlii
besbelli olan hsus n a tu ra e (doann oyunu) ile yetinmeliyiz, onun
esiz olmas hibir biimde olgular etkilemez.
86
onu yanlttn buldu. Sonularmzn olaslk diilii
gene azald. Yine de olas diye betimlenebilecek ker
teye ulamad. B t n yanllar, sonulan astroloji
n in iine gelecek bir biim de abartm aya eilimliydi.
Bu yanllar, olgularn yapay ya da aldatc olduu iz
lenimine katk yapt, hem de en kuku uyandrc bi
imde. Bu, ilgililer iin ylesine alaltcyd ki, belki
de bu konuda susmay yeleyeceklerdi.
Gelin grn ki, byle eyler benim bama ok
gelmitir. Sinkronistik grnglerin bir yolunu bulup
gzlemciyi olan bitenin iine ektiini bilirim. Ara
ara da onu bir su orta durum una drrler. Bu
tehlike, btn parapisikolojik deneylerin yapsnda
bulunur. DA okusal bir etkene baldr, denek de
sz konusu durum un bir rneidir. Dolaysyla sonu
cun olabildiince tam bir dkm n vermeyi bilim
sel bir dev sayyorum; yalnzca istatistik materyali
nin deil, iin iindeki kiilerin ruhsal srecinin de
sinkronistik dzenlem eden nasl etkilendiini gster
m ek de bir dev bence. Eskiden bama gelenler y
znden ayam denk alp (svire basksndaki) te
mel hesaplamay drt uzm an kiiye brakacak lde
dikkatliydim. Bunlarn iinde iki de matematiki var
d. G ene de kendimi gvenlik duygusunun getirdii
uyuuklua ok abuk kaptrdm.
Burada yaplan dzeltm e hibir biimde u ger
ei deitirmez: En yksek sklklar klasik ay ba
k as ile birliktedir.
Sonucun yapsnn rastlant olduuna inanmaki-
in, istatistiksel bir deney daha yaptm. zgn, rast
lantsal kronolojik dzen ile km eden oluan rast
87
lantsal dzeni bozdum . lk 150 evlilik ile son 150 ev
lilii kartrdm. Son 150 evlilii ters sra ile aldm,
akas ilk evlilii sonuncunun stne koydum;
kincisini sondan bir ncekinin zerine koydum.
Byle devam ettim. Ardndan 300 evlililii yzerli
kmeye ayrdm. Sonu aadaki gibiydi.
baarsna byk deer verilmeli, istatistiksel yn
tem, genelde, allmam olgularn hakkn vermee
uygun deildir. G ene de Rhinenin deneyleri istatis
tiklerin ykc etkisine kar ayakta kalmtr. Bu yz
den sinkronistik grnglere ilikin her trl deer
lendirm ede onlarn sonular dikkate alnmaldr.
Sinkronisitenin saysal belirlemesinde istatistik
yntemin eitleyici, dzleyici etkisi vardr. Bunu gz
nnde bulundurarak, Rhinenin olumlu sonular al
may nasl baardn sormalyz. Deneylerini tek de
nekle ya da bir ka denekle yapsayd elde ettii so
nular alamayacan ileri sryorum .D Rhine, de
neylerde ilginin srekli tazelenmesine, terazinin ke
fesine bilindnn ar basmasn salayacak biim
de dokunan, ayrc nitelii abaissem ent m ental olan
bir duygu patlamasna gerek duydu. Zaman ile uzam
ancak bu yolla, bir lde greceli durum a getirile
bilir, bylece de nedensel sre frsatlar azalr. Bura
da olan bir tr creatio ex nihilo'dur (yoktan yarat
ma): Nedensel olarak aklanamayan bir yaratma ey
lemi. Bilicilik sreleri etkililiklerini okusallkla ay
n baa borludurlar: Bilind bir yetiye dokunarak
ilgi, merak, beklenti, umut, korku uyandrr; bilind-
nn bununla rten egemenliine yol aarlar. Bi-
lindnda etkili (numinz) olan etkenler, arketipier-
dir. Benim gzleyip zmleme frsat bulduum
kendiliinden sinkrolistik grnglerin ounun, bir
arketiple dorudan ba olduu kolayca kantlanabi
lir. Bu, ortak bilindnn, gsterilemeyen psikoid bir
92
saym gibi, deneysel nedensellik kavram ile at
maz. Ayrca suigeneris bir ilke de saylabilir. Anlam
l balant varsaym, doa aklamasnn ilkelerine
ilikin imdiye kadarki anlaymz dzeltmemizi ge
rektirmez. G ene de en azndan onlara eklem e yap
may gerektirir. Bu eklemeyi ancak en inandrc ge
rekeler hakl klabilir. Daha nceki deinilerimde
iyice dnlm esi gereken bir kant ortaya koyduu
ma inanyorum. Psikolojisi, uzun erim de bu tr de
neyleri kk grm ee dayanamaz. Bunlar, felsefi
sonularndan tm den ayr olarak, bilindnn anla
lmas bakm ndan ok ok nemlidir.
2. BLME EK
95
3 EZAMANLILIK DNCESNN
NCLER
Gn a genitir
an gzleri kalndr, gene de hibir ey kayp git
m ez (Bl. LXXIII.)
6 Chinesische Lebensweisheit. s. 19
100
yann artk kart olmad durum, Taonun zerinde
dnd deimez noktadr.7 Gzlerin yalnzca va
roluun kk blm lerine taklp kalrsa Tao belir
sizleir8 Chuang Tzu Temelde snrlamalar yaamn
anlamna dayandrlamaz. znde szcklerin dei
mez anlamlar yoktur. Ayrlklar, eylere znel bak
tan doar yalnzca.9 derken amzn bilimsel dn
ya grn eletirir gibidir. Chuang Tzu Eskinin
bilgeleri, balang olarak eylerin varolmad bir
durum u setiler. Bu, tesine geem eyecein en u s
nrdr. kinci varsaym, eylerin var olduu ama ayrl
mad durumdur. Sonraki, eylerin bir anlamda ay
rld ama dorulama ile yanllamann balamad
durumdu. Dorulama ile yanllama baladnda
Tao soldu. Tao solduktan sonra tek yanl ballklar
geldi. der10. Dardan duyulan kulaktarf teye git
memeli; anlama yetisi ayn bir varolua yol amaya
almamak, bylece ruh bo olabilir btn dnyay
sogurabilir. Bu boluu dolduran Taodur. Kavray
n varsa der Chuang tzu, "eylerin yreine girmek
iin i gzn, i kulan kullanrsn-, anlama yetisi
nin bilgisine gerek kalmaz11.
Bu Taocu gr, in dncesinde yaygndr. Bu
dnce, olanakl olduunca, b tn bakm ndan
dnm edir. in psikolojsi zerine gvenilir bir yet
103
zer biimde, Platinusta bir tek Dnya Ruhundan do
an tek tek ruhlar, birbirlerine sem pati ya da antipa-
ti ile baldr. Bu bakm dan uzakln nem i yoktur. *9
Benzer grler Pico Della Mirandolada da buluna
bilir:
ilkin eylerde, her eyin kendisi ile bir olmas
n, kendi kendisinden olumasn, kendisi ile tu
tarl olmasn salayan birlik vardr. kincisi, yara
tklarn tekilerle birletirildii, dnyann btn
paralarnn bir dnya oluturduu birlik vardr.
nc, en nemli (birlik) ile, ordunun kum anda
n ile bir olmas gibi btn acun Yaratc ile bir
olur.20
Pico, bu katl birlikten, leme gibi yn
olan, yaln bir birlii anlar. l nitelii ile ayrt edi
len, ama gene de birliin yalnlndan kmayan bir
birlik21. O nun iin dnya bir varlktr, grnr bir
tanrdr. O nda her ey, daha en bata, yaayan bir or
ganizmann paralar gibi, doal biimde dzenlen
mitir. Dnya, Tanrnn corpts mysticuriu olarak
grlr, tpk Klienin Isann corpus m ysticum u ol
duu gibi ya da tam disiplinli bir ordunun, kum an
dann elindeki kl diye adlandrlabilecei gibi. Her
19. Eneads, IV, 3 , 8 , 4.32 ( A. C H. Drews, Plolin u n d d er Unler-
g ang der a nliken WeUascbauung, s. 179
20 Heptaplus, VI, prooern, in Opera otnnia, s. 40. ( Est enim pri
mlim ea in rebus unitas, qa unum q u o d q u e sibi est unum sibique
constat atque cohaeret. Est ea secundo, p er quam altera alteri cre-
tura unitur, et per quam dem um om nes m undi partes unus sunt
mundus. Tertia atque om nium principalissima est, qua totum univer-
sum cum suo opice quasi exercitus cum su o d uce est unum .)
21 unitas ita ternario distincta , ut ab unitatis simplicitate non dis-
cetat.
104
eyin tanrnn isteine gre dzenlendii gr ne
densellie pek az yer brakan grlerden biridir. Di
ri bir gvdede deiik paralar uyum iinde alr,
birbirlerine anlaml bir biimde ayarlanmlardr.
Dnyadaki olaylar da byle, ikin bir nedensellikten
tretilemeyecek anlaml bir iliki iindedir. Bunun
nedeni, iki durum da da paralarn davranlarnn,
onlar zerinde bir dzenleyici olan merkezi bir de
netime bal olmasdr.
De H om inis dignitate adl incelemesinde Pico
yle der: Baba, insanolu doduu zaman, ona,
zgn yaamn btn ekirdeklerini, her trn to
humlarn ekti.22 Nasl Tanr dnyann koa* ise,
yaratlm dnya iinde de insan bir koatr. nsa
n kendi imgemize gre yapalm. O drdnc dn
ya deildir, yeni bir doa trnden bir ey de deil
dir. Tersine o dnyann (gksel tesi, gksel, ay
alt) eriyip kaynamasdr, onlarn bir bireimidir.25
Gvde ile tin iinde insan dnyann kk tanrs
dr, mikrokozmozdur.24 Dolaysyla, Tanr gibi in
san da evresinde dnen her eyin merkezidir.25
acl usa btn btn yabanc olan bu dnce, in
109
disin incelemesinde bulunabilir.40 Simgelerin tarihi
asndan zellikle nem li olduu iin, bunlardan
yalnzca scala u n ita ttfi anacam: Yod [tetragram-
matondaki, tanr adnn ilk harfi] -anima m undi [dn
yann can]- sol [gne]- lapis philosophorum [felsefe
ta] -cor [yrek]- Lucifer [iblis].41 Ben bunun bir ar-
ketipler sradzeni kurma giriimi olduunu; bilin-
dnda bu tr eilimlerin varlnn kantlanabilece
ini sylemekle yetineceim.42
Agrippa, Theophrastus Paracelsusun yal bir
adayd, onun zerinde epeyce etkisi olduu bi
linmektedir .4 3 . Bundan tr, Paracelsusun dn
mesinin, rtme dncesini iyice sindirmi olm a
snda alacak bir ey yoktur. Paracelsus unlan sy
ler:
Bir adam yolunu armadan filozof olacaksa, fel
sefesinin temellerini yer ile g bir mikrokozmoz
yaparak atmaldr; byle yaparsa kl kadar yanl yap
m olmaz. yleyse tbbn temellerini atmak isteyen
biri de, en kk yanltan bile korunmal; yer ile g
n dnn m ikrokozm ozdan oluturmaldr. By-
lece filozof yer ile gkte insanda da bulunm ayan hi
bir ey bulmaz. Hekim insanda yer ile gkte olmayan
hibirey bulamaz. Bu ikisi olsa olsa d biimde ay
rdr. Gene de iki yanda da biim bir ey ile ilgili ola-
48 Agy. No 64.
49 No 65b
112
kanba olan yaknlarnda in constellationibus coeles-
tibus bir rtmeye yol amas da baka bir harika
dr. Bir anann karnndaki ocuk bydnde, do
al doum zaman yaklatnda, doa gklerden
tr (yani astrolojik bakm dan) doum iin annenin
erkek kardeinin ya da babasnn doum una karlk
gelen bir gn, bir saat seer. Bu non qualitative, sed
astronomice et quantitatived ir.50
Drdncs, her doa kendi characterem coeles-
femini bilmekle kalmaz, her gnn gksel kmele
melerini, aklarn da bilir. Bir gezegen de praesenti
kendi characteris ascendenterriine ya da loca praeci-
p u a 'sin i zellikle de Natalitidsnad giderse buna
tepki verir; bylece deiik biimlerde etkilenip uya-
r lr .5 2
54 Kepler, Opera, editr. Frissch, V, s. 254; ayn zam anda II, s. 270
ile VI, s. 178 ile de karlatrn. ...formatrix facultas est in visceri-
bus terrae, quae fem inae praegnantis more occursantes foris res hu-
m anas veluti eas videret, in fssibilibus lapidibus exprimit, ut mli-
tum, m onarchorum , pontificum, regum et quid q u id n ore hom inum
est...
55 "... quod sel. principatus causae in terra sedat, non n planetis
ipsis. Agy. II, s. 642.], zdek deil a n im a te lln rtftir.
56 ut om ne genus naturalium vel animalium facultatum in cor-
poribus Dei quandam gerat sim ilitudinem . Agy. I Keplere bu dei
ni iin Dr. Liliane Frey-Rohn ile Dr. Marie-Louse von Franz a teek
kr borluyum.
114
u erde bu gre yeniaa zg belirlenimci bir renk
verilmitir. Leibnizin durum unda ise nedenselliin
yerine bir lde nceden gelen dzen konmutur.
Leibniz iin Tanr dzenin yaratcsdr. O, ruh ile
gvdeyi ezamanl iki saatle karlatrr.57
57 G.W. Leibniz, Tzler arasnda iletiim Dizgesinin kinci Ak
lamas" (Leibnizin Felsefe Yaptlar, ev. G.M. D uncan, s. 90, 91):
Tanr, batan bu iki tz yle bir doada yaratt ki salt varlnn al
d zgn yasalar izleyerek, tpk karlkl bir etkileim varm ya
da tann, genel ibirliine ek olarak hep olaya el koyuyorm u gibi,
biri teki ile uyum iindedir."
Profesr Paulinin incelik gsterip dikkat ektii gibi, Leibniz'in e
zamanl klnm saatler dncesini Flaman filozof Arnold Ge-
ulincksten (1625-99) alm olmas olasdr. Metaphysica vera adl ki
tabnn III. blm nde Octava scientiaya ilikin b ir not vardr, (s
195). yle d er (s. 296): "...horologim voluntatis nostrae quadret
cum horologio motus in co rp o re (stencimizin saati, fiziksel devini
mimizin saati ile e zamanldr) Baka b ir notta (s. 297) u aklam a
y yapar: Voluntas nostra nullum habet influxum, causalitem, deter-
minationem aut efficaciam quam cunque in m otum ... cum cogitati-
ones nostras b en e excutim us, nullam apud nos nvenimus ideam
seu notionem determinationis... Restat igitur Deus solus primus mo
tor et solus motor, quiat et ita motum ordinat atque disponit et ita
simul voluntati nostrae licet libere moderatur, u t eodem tem poris
m om ento conspiret et voluntas nostra ad projiciendum v.g. pecles
inter am bulandum , et simus ipsa illa pedum projectio seu ambula-
tio." (stencimizin etkisi yoktur, neden olucu ya da belirleyici gc
yoktur, devinimlerimiz zerinde hibir trde etkisi yoktur. ...Dn
celerimizi dikkatle incelersek kendim izde belirleme ideas ya da
kavramn bulamayz. ...Dolaysyla, ilk devindirici olarak geriye yal
nzca tanr kalr. nk devinimleri ayarlayp dzenleyen odur.Tan-
n devinimleri, bizim istencimiz ile diledii gibi egdmler. Bylece
yrrken, istemimiz, ayamz ayn anda ileri atm ak ister; o anda
ileri doru devinim ile yreme ortaya kar. "Nona scientaya bir
notta unlan ekler. (S. 298): Mens nostra ... penitus independens est
ab illo ((sel. corpore) .... omnia quae de corpore scimus jam praevie
quasi ante nostram cognitionem esse in corpore. Ut lla quodam
modo nos in corpore legamu, non vero inseribamus, quad Deo
115
Leibniz, monadlarn ya da entelekyalarn birbiri
ile ilikilerini aklamak iin de ayn benzerlii kulla
nr. Ancak monadlar birbirini dorudan etkileyemez.
nk, Lebnizin dedii gibi, onlarn pencereleri
yoktur58 Leibniz, her monad kk bir dnya ola
rak, ya da etkin blnmez bir ayna olarak anlar.551
insan btn kuatan bir mikrokozmozdur. Yalnzca
insan deildir, entelekya ya da m onad da gerekte
byle bir mikrokozmozdur. Her yaln tzn tekile
rin tmn aa vuran balantlar vardr. O evre
nin srekli canl kalan bir aynasdr.60 Leibniz canl
organizmalarn monadlarn ruhlar diye adlandrr.
Ruh, kendi yasalarna uyar, gvde de benzer biim
de kendininkilere uyar; onlar, btn tzler arasnda
nceden kurulu uyum dan tr ahenklidir. nk
hepsi bir, tek evreni temsil ederler.61 Bu, insann bir
mikrokozmoz olduu dncesini yanstr aka. Le
ibniz Ruhlar genelde yaratlm eyler evreninin can
l aynalar ya da imgeleridir. der. O, uslar ile cisim
proprium esi. (Usumuz ... gvdem izden btn btn bam szdr ...
gvdeye ilikin bildiimiz her ey, dncem izden nce zaten gv
d ede vardr. Bylece biz kendimizi sanki gvdem izde okuyabiliriz
ama onun zerinde etkili olamayz. Etkilemeyi, tann yapabilir an
cak.) Bu dnce Leibnizin saat karlatrmasndan daha eskidir.)
58 Monadoloji 7: M onadlann bir eyin ieri girebilecei ya da
kabilecei pencereleri yoktur... Dolaysyla bir m onada tekinden
ne bir tz ne de bir ilinek girebilir.
59 Baylenin szlndeki szlere yant, Kenere pbilosopbiscbe
Scbriften, XI, s. 105
60 Monadoloji, 56 Btn yaratlm eylerin h e r tek ile, her tekin
tekilerle bu uyum u, ba u anlama gelir: Her yaln tzn, dier
yaln tzlerin varln belirten ilikileri vardr; sonuta o, evrenin
srekli yaayan bir aynasdr.
61 ag.y, 78
116
leri ayrt eder. Uslar Tanrnn imgeleridir... onlar ev
renin dizgesini bilebilirler; mimari modeller aracl
ile evrendeki baz eyleri taklit edebilirler, her us
kendi blm nde kk bir tanr gibidir.62 Cisimler
devinimler aracl ile etker nedenlerin yasalarna
gre etki ederler oysa ruhlarn etkinlikleri, erek ne
denin yasalarna uygun olan istekler, amalar, aralar
dorultusunda geliir.6^ Monad ya da ruhta deiim
ler yer alr, bunlarn nedeni itahtr.64 Leibniz, Ba
sit tzde ya da birlikte okluu ieren, onu temsil
eden geici hl, algdr. der.65 Alg, m onadn d
ardaki eyleri temsil eden i durum udur. O bilin
li tam algdan ayrlmaldr. nk alg bilind-
dr66 Bylece Descartesilerin byk yanlgsn or
taya koyar. Onlar tam alglanmayan alglar hesaba
katmadlar.67 Monadn alglayc yetisi bilgi ile, itah
duyucu yetisi istekle rtr, akas bunlar Tanrda
dr.68
Bu alntlardan u aktr: Leibniz, nedensel ba
lantnn yan sra, olgular arasnda nceden kurulmu
tam bir koutluk varsayar. Bu varsayma gre, m ona
dn hem iinde hem de dndaki olaylarda byle bir
koutluk vardr. Bylece ezamanllk ilkesi btn
62 83 (s. 35, karlatrn T)eodicy% 147)
63 Monadoloji, Biblos yay. 79 s. 33- .v. O. t_k
64 ag.y 15, s 11
65. 514]
66 Doga ile Tannsal kayrann Aklda temellenmi lkeleri 4 (Mo-
ris ed, s. 22)
67 Monadoloji S 14 (s 10); Ayn zam anda Dr. Maric-Lousie von
Franzn Zeitlose D ocm ente der Seeldde D escartesin d n e ilikin
yazs
68 Monadoloji, s. 48; (T heodice S. 149)
117
olaylarda genel geer bir yasa olur. Burada iteki bir
olay, dardaki ile ayn anda ortaya kar. Ne ki,
sinkronistik grngler genelde deneyle doallana
maz. Tersine, bu grnglerin, insanlarn ounun
onun varlndan kuku duymalarna neden olacak
lde kurald olduu unutulmamaldr. Gerekte
dnldnden ya da kantlanabilenden ok daha
sk ortaya ktklar kesindir. Gelin grn ki, onlarn
deneyin herhangi bir alannda, bir yasaya uyduklar
n syleyebileceimiz sklkta, dzende ortaya kp
kmadklarn bilmiyoruz imdilik.69 Bildiimiz yal
nzca u: Temelde, btn bu tr (ilikili) grngleri
aklayabilecek bir ilke bulunsa gerek.
lkel doa grleri, nedenselliin yan sra bu tr
ilkelerin var olduunu kabul ederler. Klasik dnem
deki, Ortaalardaki doa grleri de yle... Hatta
Leibnizde nedensellik ne tek ne de baskn grtr.
Sonradan, onsekizinci yzylda nedensellik doa bi
limlerinin biricik ilkesi oldu. O ndokuzuncu yzylda,
fizik bilimlerinin ykselii ile birlikte, rtm e kura
m bsbtn silindi. Eski alarn byl dnyas g
rne gre tm den ortadan kalkt. Ta ki ondoku
zuncu yzyln sonlarna doru Ruhsal Aratrma
Topluluunun kurucular telepatik grng aratr
malar aracl ile bir kez daha sorunun tm n or
taya seresiye.
En uzak alardan beri, insan yaamnda nemli
69 Gvde ile ruh arasndaki ban sinkronistik bir iliki olarak an
lalabilme olaslnn altn izmeliyim. Bu ba kantlanrsa, benim
sinkronisitenin olduka seyrek bir grng olduu savm n dzeltil
mesi gerekecek. Kar tatrn Meierin Zeitgemaesse Probleme der
Traum forscbung, s.22daki gzlemleri
118
bir rol oynayan bysel sreler ile bilicilikle ilgili
srelerin tm nn altnda yukarda betimlediim
Ortaaa zg us tutum u vardr. Ortaa usu, Rhi
n enin labratuvarda dzenlenen deneylerini by uy
gulamalar sayard. Dolaysyla bunlarn sonucu pek
artc grnmeyecek; bu ilem enerji aktarm di
ye yorumlanacakt. G nm zde de durum genellikle
budur. Oysa, daha nce dediim gibi, aktarc bir
medyum bakmndan deneyle doallanabilen bir
kavram oluturm ak olanakszdr.
lkel us iin sinkronisitenin apak bir olgu oldu
una dikkat ekm ee pek gerek yok. Sonuta ilkel
lik aamasnda rastlant diye bir ey yoktur. Rastgele
ya da doal sonulara yklenebilen bir kaza, sayr
lk, lm yoktur. Her ey, yle ya da byle, bysel
bir etkiye baldr. Suda ykanan adam yakalayan
timsah bir byc gndermitir. Sayrla u ya da
bu tin neden olmutur. Birinin anasnn mezarnn
zerinde grlen ylan, dpedz annenin ruhudur,
vb. Sinkronisite ilkel dzeyde kendi bana bir d
nce olarak deil bysel nedensellik olarak g
rlr. Bu bizim klasik nedensellik dncemizin eski
bir biimidir. Oysa in felsefesinin geliimi, bysel
olann anlamndan, nedensellie dayal bilimi deil
Taoyu, anlaml rastlant kavramn retti.
Sinkronisite, insan ile ilikisinde nsel olan, apa
k insann dnda olan bir anlam varsayar.70 Byle
128
si komada iken doktorun dt aresizlii, histe
rik davrann anmsatt. Hemire bu eletiriye id
detle kar kt. Hastann o srada btn btn bi
linsiz olduuna, bu yzden de sahneyi bilemeyece
ine inanyordu. Ancak hasta kom a srasnda olan bi
teni btn ayrnts ile anmsadnda, hastann duru
mu gerekten olduu gibi algladn kabul etmek
zorunda kald.
Bunun ruhsal kkenli bir alaca karanlk durumu
olduu; bilincin blnm blm nn i grmei
srdrd varsayabilir. Bununla birlikte, hasta hi
bir zaman histerik olmam, beyne kan gitmedii iin
gerek bir kalp knts geirmi, ardndan bay
gnlk yaamt. Gerekte komadayd, bu durumda,
ak bir gzlemin, salam bir yarglamann olanaksz
olduu tam bir bilin yitimi sz konusu olmalyd.
Dikkat ekici bir ey vard: Durum dolayl ya da bi
linsiz gzlem aracl ile dorudan gzlenmemiti.
Hastam durum u olduu gibi, yukardan, onun deyi
iyle sanki gzleri tavandaym gibi grmt.
Gerekten, iddetli kom a durum unda, genellikle
youn olan bu tr ruhsal srelerin nasl yaand
n, nasl anmsandn aklamak kolay deildir. Has
tann kapal gzlerle gerek olaylar somut ayrntlar
ile anmsamasn aklamak da... Byle bir durumda
beyne kan gitmedii bellidir. Kan gitmemesinin bu
tr st dzeyde karmak ruhsal srelerin ortaya
kn olumsuz ynde etkilemesi ya da nlemesi bek
lenir.
Sir Auckland Geddes, 26 ubat 1927de, Royal
Society of Medicinee pek benzer bir durum sundu.
129
Ne ki burada DA ok ileri gitmiti. Hasta, km e
durum unda btn bir bilincin gvdesel bilincinden
ayrldn belirtti. G vde bilinci ar ar organ birle
enlerinden zlp ayrlmt. teki bilin dorula
nabilir DAya sahipti2
Bu deneyler, baygnlk durumlarnda, bilincin,
anmsanabilir dncelerin, yarglama edimlerinin,
alglarn var olmay srdrdklerini gsterir gibidir.
Bu gibi durumlarda bilin etkinlii, duyu algs btn
insanca ltler bakm ndan askya alnmtr kesin
likle. Bu duruma elik eden ykselme duygusu, g
r asndaki deime, duymann ortadan kalkmas,
altnc duyuya ilikin alglar, bilincin yerinin deiti
ini gsterir. G vdeden ya da bilin grngsnn
yerletii kabul edilen serebral korteksten ya da se-
rebrum dan (asl beyinden) bir tr ayrlma sz konu
sudur. Bu varsaymmz doruysa, bizde, serebrum -
dan baka dnp alglayan sinirsel bir katman
olup olmadn sormalyz kendi kendimize. Bilin
yitimi srasnda bizde sren ruhsal srelerin sinkro
nistik grngler, akas organik srelerle neden
sel balants olmayan olaylar olup olmadn da so
rabiliriz. Bu son olaslk, DAnn, akas biyolojik
katmandaki sreler olarak aklanamayan, uzam ile
zamandan bamsz alglarn varl gz nnde tutu
lursa hem en yadsnamaz. Duyu alglarnn daha en
batan olanaksz olduu yerde, sinkronisiteden ba
ka bir ey sz konusu olamaz pek. Ama ilkece alg
y, tamalgy olanakl klacak uzamsal, zamansal ko
131
rebral korteksimizin ulat sonulara ulamay ba
ard besbellidir Ayrca arlarn bilinsiz olduklarna
ilikin bir kant da yoktur.
Dolaysyla u sonucu karrz ister istemez. Se-
rebrosipinal dizgeden kken, ilev bakm ndan bam
baka olan, sempatik dizgeye benzeyen bir sinir kat
man, kolayca serebrospinal dizge gibi dnceler,
alglar retebilmektedir. Bu besbelli, yle ise om ur
gallarn sempatik sistemi konusunda ne dnece
iz. O da zelde ruhsal olan sreleri retebilir ya da
aktarabilir mi? Von Frischin gzlemleri transserebral
(beyni aan) dnceler ile alglarn varln kantlar.
Bilind koma srasnda bilincin baz biimlerinin
nasl varolduunu aklamak istiyorsak bu olasl
usum uzda tutmalyz. Koma srasnda sem patik dizge
felce uramaz. Dolaysyla da onun ruhsal ilevlerin
olas bir taycs olduu dnlebilir. Sempatik diz
ge ruhsal ilevlerin taycsysa, uykudaki olaan bi
linsizlik durum u ile bilinli olma gizil gcn ta
yan dlerin de ayn kta grlp grlem eyecei
sorulabilir. Baka deyile, dlerin uyuyan korteksin
deil uyumayan sempatik dizgenin etkinlii ile reti
lip retilmedii; dolaysyla da doaca transserebral
olup olmadklar sorulmaldr.
Psikofizik koutluk dnyasnn dnda - u anda
bunu anladmz ileri sremeyiz- sinkronisite d
zenlilii kolay kantlanan bir. grng deildir. eyle
rin uyumsuzluu insan ne lde etkiliyorsa, onlarn
ara sra ortaya kan uyum u da o lsnde etkiler.
nceden kurulu uyum dncesinin tersine, senkro-
nistik etken, entellektel bakm dan zorunlu bir ilke
132
nin varln gerektirir. Bu ilke uzam, zaman, neden
sellikten oluan lye, drdnc olarak eklenebilir.
Bu etkenler zorunlu olsalar da mutlak deildirler -
ruhsal ieriklerin ou uzamsal deildir, zaman ile
uzam, ruhsal bakm dan grelidir-. Ayn biimde, sint-
ronistik etken de ancak koullu olarak geerli olabi
lir. Nedensellik makrofizik dnyann tm resminde
hkm srer. O nun evrensel egemenlii ancak b
ykln belli alt dzeylerinde krlr. Oysa sinkroni
site, ncelikle nhsal koullara, akas bilind s
relere bal bir grng gibidir. Sinkronistik grn
gler, sezgisel, "bysel srelerde belli bir dzen
lilik, sklk dzeyinde ortaya kar. Onlar, bu sre
lerde, znel bakmdan inandrc olsalar da nesnel
bakmdan dorulanmalar son kertede gtr.^statis
tik aracl ile de deerlendirilemezler (en azndan
imdilik).
Organik dzeyde biyolojik morfogeneze [Cenin
de eitli organlar, oluumlar meydana getirmek
zere ortaya kan doku farkllamas] sinkronistik et
ken nda bakm ak olanakldr. Profesr A.M.
Dolcq (Brkselli) biimi, m adde ile bana karn bir
sreklilik diye anlar. Bu sreklilik canl organizma
larn zerindeki bir dzendir.4 Sir James Jeans rad
yoaktivite bozulmasn nedensiz olaylar arasnda sa
yar. G rdm z gibi, bu nedensiz olaylar sinkroni-
siteyi de ierir. Jeans Radyoaktif bozulmann neden
siz bir sonu olduu grlyor. Bu da doann en
son yasalarnn her zam an nedensel olmadn d
4 La M orphogenese dans la cadre de la biologie generale * Yu ka
nda zoolog A. C. Hardynin ulat b enzer sonula karlatnn.
133
ndryor. der.5 Bu hayli padradoksal szler, bir fi
zikinin kaleminden kar. Radyoaktif bozulmann
bizi kar karya brakt entellektel amaz bak
mndan, tipik bir aklamadr bu. Bozulma ya da ya
r m r olgusu nedensiz bir dzenlilik durum u ola
rak ortaya kar. -Aa da yeniden dneceim bu
kavram sinkronisiteyi de ierir.
Sinkronisite felsef bir gr deildir, entellektel
deneysel bir kavramdr. Sz konusu kavram, zorunlu
bir ilkenin varln kabul eder. Buna zdekilik ya
da metafizik denilemez. Hibir ciddi aratrmac, va
rolduu gzlenen eyin doas ile gzleyenin, ak
as ruhun doasnn bilinen, saptanm nicelikler ol
duunu ileri srmez. Bilimin en son sonulan, bir
yandan uzam ile zaman, te yandan nedensellik ile
sinkronisite ile tanm lanan bir tek varlk olduu d
ncesine yaklatka yaklayor. Bu dncenin z
dekilikle ilgisi yoktur. Tersine, bu dnce, gzle
yenle gzlenen arasndaki tr farkn ortadan kaldrr.
Bu durum da sonu, bir varlk birlii olacaktr. Bunun
yeni bir kavramsal dille -W. Paulinin dedii gibi
"yansz bir dil- anlatlmas gerek.
yleyse klasik fiziin uzam, zaman, nedensellik
ls, sinkronsite faktr ile desteklenmeli; bu
l bir drtl, btn bir yargy olanakl klan bir qu-
aternio olmaldr:
136
Radyoaktivitenin bulunuuyla ortaya kan dev
rim, fiziin klasik grlerini nemli lde deitir
mitir. Bak asndaki deime ylesine byktr
ki, yukarda kullandm klasik emay deitirmek
zorunda kaldk. Profesr Pauli almama dosta ilgi
gsterdi.Bu sayede, bu ilke sorunlarn iin iindeki
bir fiziki ile tartabildim. Pauli benim psikolojik
savlanm da deerlendirebiliyordu. Bu yzden, a
cl fizii de dikkate alan bir varsaym ileri srecek
durumdaym. Pauli klasik emadaki uzam-zaman
kartlnn yerine enerji (korunum u) ile uzam ile za
mann srekliliinin gemesini nerdi. Bu sav, teki
kart iftini -nedensellik ile sinkronisite- daha iyi ta
nmlamam salad. Bu tanmlama, ayr trden iki
kavram arasnda bir tr balant kurmay amalyor
du. Sonunda aadaki q u a tern i da karar kldk.
B o z u l m a z E n e rji
O lu m s a l lk a r a c l ile
E tk i a r a c l ile S r e k li b a l a n t
N e d e n s e llik s re k s iz b a la n t
d e n k l i k , y a d a A n l a m
( S in k r o n is it e )
U z a m - Z a m a n S r e k lili i
140
unun bulunmas) nedenselliin egemenliine son
verdi. Bylece ilkelerin lln de sona erdirdi.
Bu lnn yitirdii toprak daha nceleri rtme,
sempati alanna aitti. Bu kavramlar, Leibnizin nce
den kurulu uyum dncesinde en yksek geliimle
rine ulatlar. Schopenhauer, rtm enin grgl te
melleri konusunda pek az ey biliyordu. Bu yzden,
nedenselci aklama giriiminin ne lde umutsuz
olduunu kavrayamad. Bugn, DA deneyleri saye
sinde, elimizin altnda epeyce grgl materyal var. G.
E. H utchinsond an 15 S. G. Soal ile K.M. Goldneyin
yrtt DA deneylerinin 1: O35 olasl olduu
nu rendiimizde, deneylerin gvenilirliine ilikin
kafamzda bir kavram oluturabiliriz. Bu 250,000 ton
sudaki molekllerin saysna denktir. Sonular her
yerde neredeyse kesinlik kertesine yaklaan doa bi
limleri alannda DAya oranla daha az deney vardr.
DA konusunda arya kaan kuku zerre kadar
hakl deildir. Bu kukunun ana nedeni, bilisizliktir
yalnzca. G nm zde bilisizlik, uzmanln kanl
maz elikisi gibi grnyor. Uzmann aratrma ev
reninin zorunlu olarak snrl olmas daha yksek, da
ha geni bak alarn nler. Hem de en istenmeyen
biimde. ou kez, bo inanlar denilenlerin, bilin
mee deer bir hakikat ekirdei ieJii grnr.
Dilek szcnn kkeninde bysel bir anlam
bulunabilir. Dilek ubuunda (yer altnda su ya da
m aden damar bulm ak iin kullanlan sopa ya da b
yl asa) bu anlam imdi de korunmaktadr. Burada
dilek szc, istek deil by eylemi anlamna ge
15 S. G. Soal, Science a n d TelepathyT s. 6
141
lir.16 Duann etkisine olan geleneksel inan da, du
aya elik eden sinkronistik grngye dayanr.
Ezamanllk, fizikteki sreksizliklerden daha a
rtc, daha gizemli deildir. Nedenselliin hkm
sren gcne duyulan kkl inan, entellektel ba
kmdan bir glk karmaktadr. Bu inan yzn
den, nedensiz olaylarn var olduu, hatta olabilecei
dnlemeyecek bir ey gibi grnr. Ama neden
siz olaylar varsa, bizim onlar yaratma edimi sayma
mz gerekir. Bunlar, en batan beri var olan, kendini
ara ara yineleyen, bilinen ncllerin hibirinden t-
retilemeyen bir kalbn srekli yarats diye grlme
li17 Elbette nedeni bilinmeyen her olayn nedensiz
Jacob Grimm, Tettonic Mytboogy, ev. J. S. Stallybrass, I, s.
137. Dilek nesneleri, rnein O din'in mzra Gungnir, Thoru n e
kici Mjollnir, Freyann klc ccelerin yapt by aralardr (II, s
870). Dilemek gotes krafCtr (tanrnn gc). Got hat an sich wunch
geleit und der w nschelruoten hort" (Tanr ona dilei (sihiri), dilek
(sihir) deynegini balamtr) B eschoenen mit w unsches gewalte"
(dilein gc ile gzelletirm ek iin) (IV, p. 1329). Dilek Sanskrit-
e m anoratha szc ile karlanr. Bu szck harfi harfine usun
(ya da ruhun) arabas akas, dilek, istek, dlem anlamna gelir
(A. A. Macdonell, A Praclical Sanskrit Dictionary)
17 Srekli yarat, salt birbirini izleyen b ir dizi yaratma eylemi ola
rak dnlmemeli; b ir yaratc eylemin bengi varoluu olarak da
dnlmeli, ikinci durum da srekli yaratma, Tanrnn her zaman
baba olmas, her zam an O ulu yaratmas" (O rigenes, D eprtncipiis,
1, 2, 3) ya da onun uslarn bengi yaratcs (Augustine, Confessi-
on, XI, 31, ev F.J. Sheed, p. 232) olmas demektir. Tann yaratsnda
ierilir, "Tann, yaptlar onun bannabilecegi bir yermi gibi, onlarda
bir yeri oluyormu gibi gerek duym az yaptlanna, kendi bengiliini
srdrr, orada yerleir, yerde gkte houna gideni yaratr. (Augus
tine s. 113: 14 , Fjcpositions on th e B o o k o f Psaltn^da)- Zaman iinde
art arda olan, ayn anda tanrnn usunda da olur: Yerinden oyna
maz bir dzen, kmldayan eyleri b ir kalp, b ir rnek iinde tutar.
Bu dzende, zaman iinde ezamanl olm ayan eyler zam ann dn-
142
olduunu dnrken uyank olmalyz. Daha nce
vurguladm gibi, bu, ancak nedenin dnlemedi-
i durumlarda kabul edilebilir. Gelin grn ki d-
nlebilirliin ta kendisi en iddetli biimde eletiril
mesi gereken bir kavramdr. Atom,18 zgn felsefi
kavranyla rtseydi, onun ekirdeinin paralana
bilecei dnlem ezdi bile. Anlaml denk gelilerin
saf rastlant olduu dnlebilir. Ama bu denk ge
liler artp bydke, daha san bir rtme olduk
a, onlarn olaslklar azalr, dnlemezlikleri artar.
Bir yer gelir artk onlar salt ans sayamaz oluruz.
te o zaman, nedensel aklamalar olmad iin, bu
denk gelilerin, anlaml dzenlem eler olduunu d
nm ek gerekir. Dediim gibi, bunlarn aklana-
mazl nedenin bilinmemesine deil, nedenin en
tellektel terimlerle dnlem em esine baldr. Za
man ile uzam anlamlarn yitirip greli olduklarnda,
nedensel aklama yaplamaz olmas, zorunlu bir du-
\m olur. nk, bu koullarda, sreklilii bakmn
dan uzam ile zaman ngren bir nedenselliin var
lndan sz edilem ez artk. Uzam ile zamann olm a
d yerde nedensellik btn btn dnlem ez
olur kar.
Bu nedenlerden tr, uzamn, zamann, neden
da e zamanl olarak vardr. (Prosper o f Aquitaine, Sententiae e x A-
g uslino delibatae, XU (Mingc, P.L., Ll, kol. 433)- Zamansal ardk
lk, Tanrnn bengi bilgeliinde zamanszdr. (Minge, kol. 4551) Yara
dltan nce zam an yoktu- zam an ancak yaradlm eylerle bala
d: Zaman yaradlm olandan kt; yaradlm olanlar zam andan
kmad." (CCLXXX IMinge. kol. 468]). Zam andan nce zam an yok
tu, zaman dnya ile birlikte yaratld." (Anon, De trfpltci babitaculo,
VI [Minge, P.L., XL, kol. 995)
18 a to g a 'ta n akas "blnm ez, kesilem ez olan'dan gelir. .v.
145
selliin yan sra bir kategori daha ortaya koymak
bence zorunlu. Bu kategori, sinkronistik grngleri
zel bir olgu snf diye anlamamz olanakl klar. Ay
rca olumsal bir lde en batan beri var olan, ev
rensel bir etken; bir lde de zamanda ortaya kan
saysz tek tek yaratma eyleminin toplam olarak an
lamaya olanak verir.
EK
EZAMANLILIK ZERNE1
G rne gre, serimlemeyle ilgili kavram ta
nmlayarak balamam iyi olacak. Ne ki, ben konuya
baka bir yoldan yaklamak, nce ezamanllk kav
ramnn kapsamay amalad olgularn ksa bir be
timlemesini verm ek istiyorum. Kkenbilimin gster
dii gibi, bu terim, zamanla ya da daha kesin olarak,
bir eit e zamanllkla ilgilidir. Ezamanllk yerine
iki ya da daha fazla olayn anla m h denk gelii kavra
mn da kullanabilirdik. Burada iin iinde ansn ola
slndan baka bir ey vardr. Olgularn istatistiksel
-akas olas- bir arada olular, rnein hastaneler
de grlen olgularn ikilenmesi, rastlant kategori
sine girer. Bu trde bir araya gelmeler, herhangi bir
sayda eden oluabilir; gene de bu olgular olas
150
inanlmaz grnmelerini salayacak lde yksek
tir. Burada bu trden yalnzca bir olguyu betimleye
ceim. Amacm bu grng kategorisinin tm ndeki
rnek nitelii vermek, ister bu zel olguya inann, is
ter a d hoc (durum a uyan) bir aklamayla bir yana
brakn farketmez. Bu trden ok fazla yk anlata
bilirdik. Bunlar, ilkece; Rhinenin vard, nitle-
meyen sonulardan daha artc ya da daha inanl
maz deildir. ok gem eden hem en her durum un
kendine zg bir aklama gerektirdiini greceksi
niz. Ne ki, doa bilimleri asndan tek olanakl ak
lama olan nedensel aklama, uzam ile zamann ru
ha greli oluundan tr ker. nk uzam ile za
man, birlikte, neden-sonu ilikisinin kanlmaz n
cllerini olutururlar.
rneim gen bir kadn hastamla ilgili. Hasta
hem benim hem de kendisinin abasna karn psi
kolojik bakm dan ulalmaz olduunu kantlamt.
Dorusu, sorunun kayna onun her konuda en iyi
yi bildiine inanmasyd. Yetkin bir eitim ona bu ba
kmdan ideal bir savut salamt. Bu savut, gerekli
e ilikin kusursuz geom etri3 ideas ile iyice cilalan
m Descartesi usuluktu. O nun usuluunu biraz
daha insanca bir anlayla tatlandrmak iin bir sr
bo giriim yaptm. Sonra, iser istemez, beklenmedik,
usd bireyler olmasn ummakla yetindim. O nun
kendi kendini kilitledii entellektel tepkiyi patlata
cak, yarp aacak bir ey bekliyordum. Bir gn onun
karsnda oturuyordum , srtm pencereye dnkt,
onun retoriinin akn dinliyordum. Hastam bir ge
3 Descartes savlarm Geometrik yntemle" kantlad.
151
ce nce etkileyici bir d grm, dte birileri ona
altn bir bokbcei vermiti. O bana bu d anlatr
ken, arkamda usul usul pencereye vurulduunu duy
dum. Arkama dndm , epeyce byk uan bir bce
in dardan pencereye arptn grdm. Lo oda
ya girmee alyordu besbelli. Bu bana pek tuhaf
grnd. H em en pencereyi ap bcei uarken ha
vada yakaladm. Bu bir bokbcei ya da adi gl b
ceiydi ( Cetonia arata). Altn yeili rengi ile Msr
llar iin kutsal saylan altn bokbceinin hem en he
men en yakn benzeriydi, ite senin bokbcein di
yerek bcei eline verdim. Bu deneyim onun usu
luunda istenen delii at, entellektel direncinin
buzlarn krd. Bundan sonra, saaltm, doyurucu so
nularla srebilirdi.
Bu yk saysz anlaml denk geli durum una bir
rnek olsun diye anlatld. Bunlar yalnzca ben gz
lemedim, baka birok kii de gzledi. Sz konusu
durumlar byk kolleksiyonlarda topland. Bunlar
gelecei grmek, telepati vb. adyla bilinen her eyi
ierirler. Swedenholm un Stockholmdeki byk yan
gnna ilikin grsnden, Hava Mareali Sir Victor
G oddardn son raporuna dek her ey bu alana girer.
Sz konusu rapor, G oddartn uann geirecei ka
zay dnde gren bilinmeyen subayn dne ili
kindir.4
Sz ettiim grnglerin tm kategoride top
lanabilir.
1- Gzlemcinin ruhsal durum unun, bu ruhsal du
1 0
K aynaka
161
taria in Ptolemaeum De astrorum judiciis. Opera Om-
n id mn iinde, Lyons, 1663. 10. cilt (V. 93-368)
DANS, FRTZ. Das Schwaermen des Palolo, Der Na-
turforscher (Berlin), VIII (1932) 379- 82
DALCQ, A. M. La Morphogenese dans la carde de la
biologie generale, Verhandlungen der Schveizerissc-
hen naturforschenden Geselschaft (129. Lozan yllk
Toplantsnda: Aarada basld_ 1949, 37-72
DtETERCH, ALBRECHT, Eine Mithrasliturgie, Leipzig,
1903; 2. bask. , 1910.
DRESCH, HANS, Philosophie des Organischen. Lepzig,
1909. 2. cilt. 2. bask. Leipzig, 1921.. eviri iin The Sci
ence and Philosophy o f Organism. 2. bask, Londra,
1929.
, Die Seele" als elementarer Naturfactor. Leipzig,
1903.
DUNNE, JOHN WLLlAM. An Experinment with Time.
Londra, 1927; 1927; 2. bask, New York, 1938.
ECKERMANN, J. P. Conversations unth Goethe. R.D. Mo-
on evirisi. Londra [1951]
FERZ, MARKUS. Zur Physikalischen Erkentnis, Era-
nos-Jahrbuch 1948 (Zrich, 1949) 433-460
FLAMBART , PAUL , Preuves et bases de lastrologie sci-
entifique. Paris, 1921
FLAMMARION, CAMILLE , The Unknoum Londra, New-
York. 1900
FLUDO, ROBERT. [De arte geomantica] Animae intel-
lectualis scientia seu De Geomantica. Fasciculus ge-
omantus, in quo varia vartorum opera geomantica.
iinde Verona. 1687. Verona, 1687.)
FRANZ, MARE LOUSE VON.Die Parabel von der Fon-
162
tina des Grafen von Tarvis. Yaynlanmam.
, Die Passio Perpetuae. C.G. JUNGun At-
ONunun iinde. Zrih, 1951.
FRSH, KARL VON. The Darcing Bees. eviri Dora lse,
New York - Londra, 1954.
GEULINGCX, ARNOLD, Opera philosophica, Editr
J.P.N. Land. Lahey, 1891-99. 3. cilt (Cilt II: Metaphysica
veral)
GRMM, JACOB. Teutonic Mytology. J. S. Stallybarass e
virisi,Londra, 1883-88
GURNEY, EDMUND; MYERS, FREDERC W. H.; POD-
MORE, FRANK. Phantasms o f Living, London, 1881, 2
cilt. Londra, 1886. 2 cilt
HARDY , A.C. Bkz. The Scientific Evidence for Extra-
Sensory Perception, Newcastle'daki Ing'liz Topluluu
Toplantsnda rapor. 31. Austos -7 Eyll., 1949. Disco-
very (Londra) X (1949).,, 348.
HtPPOCRATES (onun olduu dnlyor) De Alirnen-
to. Hippodcrates on Diet and Hygiene iinde. John Pre-
cope evirisi. Londra, 1952.
1 Ching, Almancaya eviren Richand Wilhelm, Trkeye
eviren Levent zar. Biblos Yaynevi, Bursa.
ISODORE OF SEVLLE , SANT, Liher etymologiarum.
bkz. Minge, P.L., par. 73-728
JAFFE, ANlELA, Bilder und Symbole aus E T. A. Hoff-
manns Maerchen. Der Goldene Topf. C. G. Jungda .
Gelsattungen des Unbemsten, Zrih, 1950.
JANTZ, HUBERT ile BERNGER, KURT, Das Syndrom
des Schvvebeerlebnises unmittelbar nach Kopfverletzun-
gen, Der Nervenartz (Berlin), XVII (1944), 197-206
JEANS, JAMES, Physics and Philosophy. Cambridge,
16 3
1942.
JORDAN PASCUAL., Positivistiche Bemerkungen ber
die parapsychischen Erscheinungen. Zertralblatt f r
psychotheraphie (Leipzig), IX (1936) 3-17.
. Verdraengung u nd Komplementaritaet. Ham
burg, 1947.
JUNG, CARL, GUSTAV. Collected Papers on Analytical
Psychology. Editr Constance E. Long, Deiik evir
menler tarafndan evrildi. Londra-New York, 1916 2.
bask, 1917
The Secret O f Golden Flovef zerine Yorum.
Simyasal Aratrmalardaa, Bkz. RICHARD, WILHELM.
- Mandala Simgecilii ile lgili. Arketipesand the
Collective Unconscios, Btn Yaptlar, 9, i
---------- Dou Meditasyonunn Psikolojisi zerine
Psychology and Religiorids.-. West an d East, Btn Yapt
lar, 9,1
"Tinsel bir Grng olarak Paracelsus, Alche-
michal Studies iinde. Btn Yaptlar 13.
leme Domasna Psikolojik Bir Yaklam.
Psychology and Religion. West a nd East ta. Btn Yapt
lar
-----------Psychology a nd Alchemy. Btn Yaptlar 12.
----------- The Spirit Mercurius. Alchemical Studies
iinde. Btn Yaptlar, 13
----------- Studies in Word Association." Experimental
Researches Blm I. Btn yaptlar, 2.
-----------Bireyleme Sreci zerine Bir Aratrma. The
Archetypes a nd Collective Unconscios. Btn Yaptlar,
9..
KAMMERER, PAUL., Das G esetzderSerie. Stuttgart - Ber-
164
1in.
KANT, MMANUEL. Dreams o f a Spirit-Seer, Illustrated
by Deams o f Metaphysics. Emanuel F. Goenvitz evirisi,
Londra 1900
KEPLERR, JOHANNES. Gesammelte Werke. Editr Max
Caspar ile dierledi. Mnih, 1937 ( Cilt IV: Kleinere
SchrifleniI02-l6ll). Editr Max Caspar ile Franz Ham-
mer. 1941.
[KEPLER, JOHANNES Joannis Kepleri astronomi Opera
omnia. Editr C. Frisch. Frankfurt -Erlangen, 1858-71. 8
cilt
KLOECKLER, HERBERT VON. Astrologie als Erfanruns-
unssenschaft. Leipzig. 1927.
KNOL, MAX. Transformation of Science in Our Age.
Man and Timdde.
KRAFT, K. E; BUDA, E.; FERRERE, A. Le Premier Tra-
ite d astro-biologie. Paris, 1939.
KRAEMER, AUGSTN FREDRCH. ber den Bau der
Koralenriffle. Kiel - Leipzig. 1897
KRONECKER, LEOPOLD. Werke, Leipzig. 1883. 1930, 5.
cilt
LEBNZ, GOTTFRED WLHELM. Klienere Philolophic-
he Schiriflen. Editr R. Habs. Leipzig, 1883. 3 cilt
----------- Philosophical Writtings. Marry Morris tarafn
dan seilip evrilmitir. (Monadology, s. 3-20; Principles
ofNature and O f Grace, founden on Reason. . s. 21-31
[----------- ] The philosophical Works o f Leibniz; a Selec-
tion. eviri G.M. DUncan. New Haven, 1890.
----------- . Theodicy. E. M. HUggard evirisi. Editr Aus
tin Farrer. Londra. 1951 [1952]
METER, C ARL ALFRED. Zeitgemaesse Probleme der
165
Traumforschung. (Eigenssische Technische Hochschu-
le: Kultur- und Staats-wissenschaftliche eriften, 75.) Z
rih, 1950.
MIGNE, JACQUES PAUL Patrologlae cursus completus
[P.L.] Latin Dizisi. Paris 1844-64. 221 cilt
[P.G.] Antik YUnan Dizisi. Paris 1857-66. 166 cilt
Bunlar sayfalara deil paragraflara deinmektedir.
ORIGEN. De Principiis. Bkz. MNGE, P. G., cilt 11 pa
ragraf. 115-414. eviri iin: On First Principles. eviri G.
W. BUtterwort. Londra, 1936
PARACELSUS (HohenheimlTheophrastus Bombastes)
Das Buch Paragranum. Editr Franz Strunz, Leipzig,
1903)
............... Saemtliche Werke. Editrler Kari Sudhoff
Wilhelm Mathiessen Mnih Berlin, 1922-35. 15. vilt
PAUL, W. Arketipik dealarn Keplerin Bilimsel Kura
mna Etkisi. . eviri Priscilla Silz. The interpretation of
Nature and the Psyche de. New York (Bodllingen Seies
LI)-Londra, 1955
PHLO JUDAEUS. De opificio mundi. [ Works] da eviri
F. H. Colson, G?H. Whitaker. (Loeb Classical Library.)
New Yok il Londra., 1929- 12. cilt (1,2- 137)
PCO DELLA MRANDOLA. Opera Omnia. Bazel, 1557
PLOTNUS. ENNEADS. eviren Stephen Mackenna. 2.
basm, gzden geiren B.S. Page. Londra, 1956
PRATT, J.G.- RHNE, J.B.; STUART, C. E.; SMTH, B. M.
; GREENWOOD, J. A. Extra-Sensory Percepon after
Sixty Years. New York, 1940.
PTOLEMAEUS (Ptolemy). Bkz. CARDAN , JEROME
RED, THOMAS. Essays on the Active Povers o f Man.
Edinburgh, 1788.
166
RHNE, J.B. . Extra-Sensory Perception. Boston, 1934
-------------A n Introductuon to Work o f Extra-Senrory
Perception." Transactions of the New Yok Academy of
Sciences. (New York), Ser. II, XII (1950) 164-68.
----------- Nem Frontiers o f the M ind. New York and
London, 1937.
----------- The Reach o f Mind. London" 1948. Yenide
basm Harmondsworth (Penguin Books), 1954
----------- de HUMPREY, BETY M. A Transoceanic ESP
Experiment, Journal o f Parapsychology (Durham, Ku
zey Carolna) VI (1942), 52-74
RCHET, CHARLES. Relations de diverses experiences
sur transmission mentale, la lucidete, et autres , Proce-
edins of Society fo r Psychical Research (Londra) V
(1888), 18-168
SCHILLER, FRiEDRCH. The Crane of Ibicus The Po-
emdin iinde. eviri E.P. Arnold-Foster. Londra. 1901
SCHMIEDER, G. R. Personality Correlates of ESP as
Schotvn by Rorschach Studies, Journal of Parapsycho
logy (Durham, Kuzey Carolina) XIII (1949), 23-31-
SCHOLZ, WlLHELM VON. Der Zufall: eine Vorform des
Schicksals. Stuttgart, 1924.
SCHOPENHAUER, ARTHUR Parerga und Paralipome-
na. Editr, R. von Koeber. Berlin, 1891., 2 cilt
SOAL, S. G. Science and Telepathy, Enquiry (Londra)
L 2 (1948), 5-7
SOAL, S. G LE BATEMAN F. Modern Epxperiments in
Telepathy London, 1954.
SPElSER, ANDREAS ber die Freibeit. (Basler Universi-
taetsreden, 28) Basel, 1950.
THORNDKE, LYNN. A History o f Magic and Fxperi-
167
mentalSciece. New York, 1929-41. 6 cilt
TYRRELL, G. N, M. T he Personaltiy o f Man. London.
1947.
VlRGlLYUS [Yaptlar] H. Rushton Fairclough. (Loeb
Classical Library] LondraNew York
WALEY, ARTHUR (eviri) The Way a nd its Power. Lond
ra, 1934
[WE PO YANG] Tsan Tung Chi adl Simya zerine
Antik bir in incelemesi (Lu-chiang Wu evirisi , sis
(Bnges), XVIII (1932) 210-89
WEYL, HERMANN Wissenschaft als symbolischer
Konstruction des Mesnschen. Eranos-Jahrbuch 1948.
(Zrih, 1949 375-439.
WlLHELM, HELMLMUTH Deiimler Kitabnda Zaman
Kavram. Man and Timdda
WtLHEM, RICHARD. Chinesiche Lebensveisheit. Dars-
tadt. 192.
---------- (ev. ) The Secret o f The Golden Flover.
Jungun anma yazs, yorumu ile birlikte. Londra-New
York. 1931; 2. bask. Alchemical Studies de Jungun yo
rumu gzden geirilmitir.
---------- Das utahre Buch vom sdlichen Bltenland.
Jena, 1912.
---- Ayn zamanda I Chinge de bakn
ZELLER, EDUARD. Die Philosophie der Greichen in ih-
rer geschichtlichen Entuicklung dargestelt. Tbingen,
1856.
168