Professional Documents
Culture Documents
Orhan Koak
una szan bir "kltrel baat e" olduunu ne sren grlere katl
makla birlikte, bunun fazla btnc, fazla totalist bir yaklam olmasndan
da kayglym. iki kayt dmek istiyorum bu yaklama. Birincisi, postmo
dernizm olarak adlandrlan btnlk, biraz nce de sylediim gibi, daha
eski btnlk ve evrensellik. projelerinin ya da iddialarnn, rnein niler
ulusal devletin, rnein tek devrimci partinin, rnein Bali romannda beyaz
erkek kahramann fiziksel/ruhsal servenlerine dayal modelin zayflamas
ve derece derece zlerek paralanmas zerine kurulu.Yani, kendisi de
bamszlam paralardan oluan bir btnlk, enkazn, ykntnn, ka
lntnn btnl. Ve bu yzden de i elikiler, merkezka gler ieriyor.
Bir Umberto Eco postmodern, ama bir Garcia Marquez de postmodem. Bir
Orhan Pamuk postmodern, ama bir Latife Takin de bir baka ynden post
modern. John Cage'in, hatta Stockhausen'in mzii postmodern; ama
bugn Fa'taki bir kahveden, Atina'daki bir tavernaya ve lstarfbul sokak
larna kadar btn bir Akdeniz blgesinde kulaklarmz hurdaha eden ara
besk de John Cage'in 180 derece kartnda bir baka postmodern. Azna
kadar dolu bir uval bu, ama bu uvaln iinde kprdayan, itien, bouan
canllar var. te yandan, btn bu postmodern rnlerin yannda, modern
ist vaade bal kalmaya alan yaptlarn da retildiini gryoruz. Moder
nizmin bir z-eletirisi ama yine de modernist kalan bir z-eletiri olarak
deerlendirebileceimiz Samucl Beckett, 1980'lerin ortalarnda hala yaz
maya devam ediyordu. Ayrca bir de postmodernist ynelie u ya da bu
lde bulap da buradan yine modernist atlma veriler deviren, denebi
lirse postmodernden modeme malzeme salayan baz yazarlar da var: Avru
pa edebiyatnda John Bcrger'n yerini byle gryorum ben. Bizde de iirde
Enis Batur'la Lale Mldr, dzyazda da Hulki Aktun bu tavrn farkl
rnekleri olarak deerlendirebilir bence. Diyeceim, birlcmeyi,'zetlenme
yi reddeden bir btnlk karsndayz.
Bu da beni Jameson'un tezine dmek istediim ikinci kayda getiriyor.
Kltr dzgn bir sreklilik, huzurlu bir btnlk olarak almay reddeden
bir Marksist zmleme, sanat tarihinin gelimesini de dorusal bir gelime
gibi grmemek zorundadr. Egemen dnce, yani egemenlerin dncesi,
sanatn daha nceki evrelerini, imdiki duruma doru kanlmaz bir zorun
lulukla ilerleyen bir srecin uraklar olarak deerlendirir. Baka bir de
yile, egemen ideoloji, ister liberal, ister reaksiyoner, ister "sosyalist" bu
bakmdan aralarnda fark yoktur, evet btn bu eitlemeleri iinde egemen
ideoloji, domu ve lm btn akmlar, kendi varoluunu dorulayan bir
merdivenin baamaklar olarak grr. Bir zamanlar gerekilik vard, sonra
modernizmler geldi, sonra onlar ld, imdi de postmodcmizm var... Eer
sanat konusunda yavan ve bayat "hakikatlerde" taklp kalmak, Molicre'in
1O Defter
mas. Konu, hikaye, tahkiye, anlat olarak bilinen ey. modcmizmde varlan
ve alan bir urak durumundayd. Modcmizm, kendisine oranla kadim sa
nat saylabilecek safdil realizmin gerekliin hemen orda bulunabilecei ve
aynen aktarlabileceine inanmyordu: Gerekliin ne olduunu bilmiyor,
ama grnle gereklik ya da hakikat arasmda her zaman bir mcsafe, bir
boluk olduunu dnyordu. Bunun ahlaki bir boyutu da vard: G
rnle gereklik arasmdaki ayrm, olanla olmas gereken arasmdaki, dile
gelenle dile gelemeyen, ama gelmek isteyen arasmdaki farkla da ilikiliydi.
Modernizmc topik boyutunu veren, modcmist sanatlar sada ve solda
hep radikal akmlara yaklatran da sanrm buydu. Modcrnist sanat, bir
grn olarak ald ham gereklii (ki buna d dnyanm duygusal verile
ri kadar, sanatn kendi gereleri de dahildi) paralayarak, krarak, kuygula
yarak ve dzenleyerek, ksaca kendinden baka bir eye dntrerek bir
yere varabileceini umuyordu. Bcckett gibi "varlacak hibir yer yok" diye
homurdand zamanlarda bile... Postmodcm, modern ncesinin gereki,
nesnel hikaye anlatma ya da temsil etme tekniklerine geri dnyor. Ama bu
nunla eski sanau yeniden diriluiini sylemek de yanl olur. Eski yazar,
hereye karm kendi anlatsmn dnda da varolan bir gerei anlattm
sanyordu; demek gerekle temsil arasnda, zle grn arasnda yine de
bir ayrm olduuna inanyordu. Postmodem sanat da bir gerei anlatr
gibi grnyor, ama bunun da sadece bir grn olduunu baryor. Bir
gereklii deil, bir gereklik efektini, bir gereklik taklidini anlattm ve
bunun dmda da hibir gerekliin olmadn sylyor. Anlatmyor, bir
anlat efekti yaratyor, eski anlatlar taklit ediyor ve her anlatnm gerisinde
bir gerein, bir maddi ya da ruhsal hakikatin deil, baka anlatlarn dur
duunu sylyor. Postmodcrnizmin resimdeki ncs sayabileceimiz Ma
griuc'in bize resmin ancak resmi anlatabileceini anlatan resimleri, figratif
resim efektleriyle bu tavrn klasik rnei. Poslmodcm romanlardaki ayna
oyunlar da burada anlabilir.
Bu, daha genci planda, Jameson'un grnle gereklik arasndaki yo
rum mesafesinin, yorumsama srecinin ortadan kalkmas olarak niteledii
olguya balanabilir. Bunun rneklerini en iyi kuramsal planda gre
biliyoruz. Gerek skolastik felsefede, gerekse Humc ve Kant'a kadar yeni
a felsefesinde, hakikat zihinden bamsz ama her zaman orda olan ve be
lirli yntemlerle elde edilebilecek bir eydi. Kant'tan itibaren modem fel
sefe, grnle gereklik arasnda bir mesafe, bir alma, bir aykrlk
olduu dncesini benimsedi. Schleiermahchcr'dcn Dilthcy'a ve gn
mzde Gadamcr'c uzanan btn bir yorumsamac (hcrmcneutic) gelenek,
bilgiyi bu aykrlk zerinde temellendirdi. Ama grnle gereklik ara
sndaki fark, sadece yorumsamaclarn tekelinde de deil. Marx da Kapi-
14 Defter
tal'de bilimi gerekli klann tam da bu fark olduunu sylyordu. Freud iin
psikanalizi balatan, kuran ey, semptomlarla, belirtilerle, hastala yol aan
unutulmu, gizlenmi ilksel sahne arasndaki uzaklkll; dlerin grnr
ierii ile gizil ierii arasndaki farkllk da buraya aittir. Modem dilbilimde
Ferdinand de Saussure'n gstergeyi gsteren ve gsterilen olarak blmesi,
dil ile sz arasndaki farklla iaret etmesi de yine benzer bir mesafe bilin
cinin rndr. Antropolojide Lcvi-Strauss'un mitlerle ilgili almalar da
altta yatan yapy hibir zaman tam olarak ele gemeyen bir gizil anlam, bir
dourgan ve eliik anlam ya da bir eksik btn olarak ele almasyla onu bu
modemist dnce geleneine balar. Postmodem, daha dorusu post
yapsalc felsefe, gerekle grn arasnda bir yorum yolculuunu ya da
bir aklama abasn gerektiren bu mesafeyi ortadan kaldnyor. Bir rnek
vereceim: Foucault'nun Cinselliin Ta rihi nde Freud'un bilind kavra
'