You are on page 1of 10

MODERNZM VE POSTMODERNZM

Orhan Koak

Postmodemizmden sz etmek isteyen herkes bir riski stlenmek durumun


dadr. Sanattan sz ettiini sanrken birdenbire modann alanna kayma ris
kidir bu, felsefeden sz ederken gazeteciliin ve ruhsal rportajn alanna
ekilme riski... Ama postmodem de bununla ilgilidir zaten: Smrlann yava
a erimesi, mesafelerin ortadan kalkmas, ayrm izgilerinin belirsizle
mesi. Postmodemizmin bugnk anlamnn balanglarn, terimin 1930'
lardaki kullanmnda aramak faydasz olur. Kavram, ancak 1970'1erde beli
ren bir biti duygusuyla, bir "sona eri" bilinci ya da yanlsamasyla birlikte
bugnk rezonansn kazanabilmitir. 1975'te bir Amerikan gazetesinin sa
nat sayfasnda, "modemizmin ld ve yerini post-postmodemizme brak
t" ne srlebiliyordu. 1980'1erde ise postmodemizm teriminin gittike
kzan, siyasal ve ideolojik tonlar kazanan bir tanmann oda haline gel
diini gryoruz. Onu hala geici bir heves, bir tarz, bir moda olarak de
erlendiren grler yok deil. Szgelimi-lngillerc'nin "Cumhuriyet" gaze
tesi sayabileceimiz Guardian'n 1 Aralk 1986 tarihli saysnda bir ele
tirmen, postmodemizm konusunda unu sylyor: "Postmodemizm olarak
bilinen bu kltrel ve estetik akm, gnmzde btn Bali dnyasn etkisi
altna alan siyasal gericiliin bir yansmas olarak kavramak zor deildir."
Ayn gazetede iki gn sonra bir baka. yazar da yle diyor: "niversitelerde
duvarlar kitaplarla kapl odalarndan kltrel sahneyi seyreden gnmzn
cretli teorisyenleri srekli olarak yeni akmlar icat etmek zorundadrlar,
nk maietleri buna baldr."
Son yaptm almt nemlibir doruluk pay ierse de, 1980'1erin sonu
na doru postmodemizmi artk geici bir akm, bir heves olarak greme
yeceimizi dnyorum. Srf bu konuda yazlan yazlarm miktar ve ya
plan tartmalarn harareti bile daha kkl, daha kapsaml bir gereklikle
yz yze olduumuzu gsteriyor. Siyasal gericilie gelince... Bu da o kadar
geici bir durum deil bence, hele Amerika'nm 1975'tc Vienam'dan ekil
mesinden sonra, klasik anlamyla "ilerici" ya da "devrimci" olarak tanm-

Kasm 1991'de Bilar A..'de ayn balkla verilen seminer metni.


8 Defter

lanabilecek hibir kalc dnmn gereklemediini dnrsek... Yine


de sorun bu "siyasal gericilik" nitelemesinin izdii ereveden biraz daha
kark bana kalrsa. nk son 20 yl iinde hibir sosyalist devrim ol
mad, tam tersine varolan "sosyaJizmler" de rk di gibi dkld, ama bir
yandan da genel olarak "demokratikleme" ve "aznlk haklar" balklar
altnda toplayabileceimiz nemli gelimeler yaand (hatta ou zaman,
eski sosyalizmleri deviren ya da devre d brakan da bu aznlk hareketleri
oldu). ite postmodem durumun eliik varln belirleyen de bu iki olgu
nun birlii: Bir yandan, toplumdaki btn farkl zgrlk taleplerini kendi
potasnda eritme iddiasnda olan eski niter devrimci yneJiin zlmesi,
yenilmesi, ama te yandan da yeni baz eitliki ve zgrlk akmlarn
sahneye k. Postmodem durumun bir yn, eski btnlklerin para
lanmas ve paralarn kendi balarna ortaya kmasyla ilgili - kimi zaman
kendilerini yeni btnlere dntrme iddiasyla, kimi zaman da sadece bir
para, bir ksm olduunu kabullenerek ve yeni bir evrensellik, yeni bir
tmellik talebi ne srmeden...
Bir nokta belki dikkat ekmitir: le "postmodemizm" diyerek bala
dm, sonra da"postmodem durum"dan sz eder oldum. nk postmodemi
bir akm olarak, geici bir slup zeHii olarak grmeyenJcrin yaklamn
benimsiyorum ben de. Bu yaklamn sol yakadaki en sistemli temsilcisi,
Amerikal Marksist eletirmen Fred Jameson. Jameson'un bu konudaki tar
tmann k noktalarndan biri saylan "Postmodemizm - Ge Kapitaliz
min Kltrel Mant" balkl 1984 tarihli yazs, geen yJ Ky Yaynlar'
nn Postmodernizm derlemesinde kt. Kitapta tartmann taraflarn olu
turan iki yazarn daha metinleri yer alyor: Biri, modemizmi aydnlanmann
bir devam olarak ele alan ve postmodemizmi de nerdeyse bir ihanet olarak
gren Jrgen Habermas, teki de Fransa'da postmodem ya da post-yap
sak felsefenin renkli temsiJcilerinden J.F. Lyotard. Bu yazarlarn grle
rinin i elikiler ve boluklar iermediini syleyemem. Ama zellikle
Jameson'un yaklamnda bana yakn gelen ey, postmoderni gene) bir
ereve olarak ele almas: inde farkl, hatta kart akmlarn yer ald gene)
bir kltrel ereve. Jameson, postmodemizmin tekeJci kapitalizmin tari
hinde il. Dnya Savandan sonra balayan bir yeni evreye "tekabl etti
ini" ne sryor. Kimi yerde buna "okuJuslu kapitalizm" ya da "medya
kapitalizmi" gibi biraz mulak kavramlarla yaklayor. Ben burada postmo
demizmi kltrel bir olgu olarak ele alacam, daha dorusu postmodemin
kltre) boyutundan sz edeceim, zeHikJe de edebi postmodem. Ama ko
nuya gemeden nce unu sylemek istiyorum: Postmodernizmin bal
bana bir akm ya da slup deil de belirli bir tarihse) dnemde btn farkl
slup ve akmlar etkileyen, onlar zerinde bir basn yaratan, hatta bir o-
Modc m ve Postmodcmizm

una szan bir "kltrel baat e" olduunu ne sren grlere katl
makla birlikte, bunun fazla btnc, fazla totalist bir yaklam olmasndan
da kayglym. iki kayt dmek istiyorum bu yaklama. Birincisi, postmo
dernizm olarak adlandrlan btnlk, biraz nce de sylediim gibi, daha
eski btnlk ve evrensellik. projelerinin ya da iddialarnn, rnein niler
ulusal devletin, rnein tek devrimci partinin, rnein Bali romannda beyaz
erkek kahramann fiziksel/ruhsal servenlerine dayal modelin zayflamas
ve derece derece zlerek paralanmas zerine kurulu.Yani, kendisi de
bamszlam paralardan oluan bir btnlk, enkazn, ykntnn, ka
lntnn btnl. Ve bu yzden de i elikiler, merkezka gler ieriyor.
Bir Umberto Eco postmodern, ama bir Garcia Marquez de postmodem. Bir
Orhan Pamuk postmodern, ama bir Latife Takin de bir baka ynden post
modern. John Cage'in, hatta Stockhausen'in mzii postmodern; ama
bugn Fa'taki bir kahveden, Atina'daki bir tavernaya ve lstarfbul sokak
larna kadar btn bir Akdeniz blgesinde kulaklarmz hurdaha eden ara
besk de John Cage'in 180 derece kartnda bir baka postmodern. Azna
kadar dolu bir uval bu, ama bu uvaln iinde kprdayan, itien, bouan
canllar var. te yandan, btn bu postmodern rnlerin yannda, modern
ist vaade bal kalmaya alan yaptlarn da retildiini gryoruz. Moder
nizmin bir z-eletirisi ama yine de modernist kalan bir z-eletiri olarak
deerlendirebileceimiz Samucl Beckett, 1980'lerin ortalarnda hala yaz
maya devam ediyordu. Ayrca bir de postmodernist ynelie u ya da bu
lde bulap da buradan yine modernist atlma veriler deviren, denebi
lirse postmodernden modeme malzeme salayan baz yazarlar da var: Avru
pa edebiyatnda John Bcrger'n yerini byle gryorum ben. Bizde de iirde
Enis Batur'la Lale Mldr, dzyazda da Hulki Aktun bu tavrn farkl
rnekleri olarak deerlendirebilir bence. Diyeceim, birlcmeyi,'zetlenme
yi reddeden bir btnlk karsndayz.
Bu da beni Jameson'un tezine dmek istediim ikinci kayda getiriyor.
Kltr dzgn bir sreklilik, huzurlu bir btnlk olarak almay reddeden
bir Marksist zmleme, sanat tarihinin gelimesini de dorusal bir gelime
gibi grmemek zorundadr. Egemen dnce, yani egemenlerin dncesi,
sanatn daha nceki evrelerini, imdiki duruma doru kanlmaz bir zorun
lulukla ilerleyen bir srecin uraklar olarak deerlendirir. Baka bir de
yile, egemen ideoloji, ister liberal, ister reaksiyoner, ister "sosyalist" bu
bakmdan aralarnda fark yoktur, evet btn bu eitlemeleri iinde egemen
ideoloji, domu ve lm btn akmlar, kendi varoluunu dorulayan bir
merdivenin baamaklar olarak grr. Bir zamanlar gerekilik vard, sonra
modernizmler geldi, sonra onlar ld, imdi de postmodcmizm var... Eer
sanat konusunda yavan ve bayat "hakikatlerde" taklp kalmak, Molicre'in
1O Defter

kibarlk budalasnn durumuna dmek istemiyorsak, byle tarihsel sra


lamalardan kanmamz gerekir. En kuvvetli, en keskin sanat eletinnenleri,
tarihte srek1i1ik kadar kopular ve kayplar da grebilenler arasndan
kmtr: Gericilerin arasnda T.S. Eliot, Ezra Pound, sol yakada Walter
Benjatnin, Theodor Adorno ve Mihail Bahtin, postmodemJcrden de Paul de
Man, farkl vurgularla da olsa, dorrusal bir ilerleme anlayn berhava eden
bir negatif doruyla yzleebilmilerdir. u: Bir sanal akm, bir rn, ya da
o rnde dile gelen hakikat ierii, bir gn lebilir ve yerini bakasna
brakabilir; ama lenin temsil ettii ya da dile getirdii sorunun stesinden
gelinmcm.isc, sadece kltrel alanda deil, tarihsel pratikte de stesinden
gelinmemise, o sorun en umulmayan yerde hortlayacak, srarc bir hayaJct
gibi bizi uratrmaya devam edecektir. Bu dncenin en net, en grafik an
latmn, Trkiye'de modemist iirin en nemli temsiJcilerinden birinin, Ece
Ayhan'n "Zambakl Padiah" iirinin son dizelerinde bulabiliriz: "Azizim!
Gzel atlar gzel iirler gibidirler/ ldkten sonra da tersine yarrlar,
vesselam!"
Buradan, birbiriyle bantl iki sonu karabiJiriz. Birincisi, eer mo
demizmin vaadi gereklememise, modernizm de tmyle yok olmam
demektir; Habermas'n deyimiyle "tamamlanmam bir proje" olarak bizi
huzursuz etmeye devam edecek, unutulduu yerde yeniden ortaya kacak,
yeni tamamlanma, gerekleme yoHar arayacaktr.Tabii, unu da grmek
gerekir: Modemizmin kendisi de baka bir eyi bastrmsa, zmeksizin,
stesinden gelmeksizin bastrmsa, o bastrlan ey de modemizmin za
yflad, yorgun dt, dalgnlat ya da zld durumlarda, mo
dernizmin atlaklar arasndan szacak, yze kacaktr. Postmodemizmi bi
raz da byle grebiliriz: Modemin unuttuu, kovduu, zmeksizin d
lad ve imdi alrcana geri gelen ey. Bu, ze11ik1e resmiletirilen, bir
devlet politikas haline getirilen ve bu yzden de yzeysel kalan modernizm
lerin, daha dorusu modernlemelerin karlat bir akbet.
kinci olarak, uraya gelmek istiyorum: Eer kltr tarihinde dorusal
bir evrim yoksa, modemizm ile postmodemizm arasndakine benzeyen bir
kartln her dnemde hem farkl akmlar arasnda hem de her akmn ya
da bireysel sanatnn kendi iinde ortaya ktn da grmemiz gerekir. Bu
rada "kadim" terimine de bavuracam. Kadim sanat, modernlik ve post
modemlik, belki belirli tarihsel dnemlerdir; ama her sanat olgusunun kendi
i dinamiinde de bu tarihsel dnemi birer olaslk, HegeJci anlamda birer
urak olarak saptayabiliriz sanyorum. Kadimlik, her bilinli sanatsal at
lmn tarih-ncesidir. Her baarl erkein ardnda rkek, sessiz, sabrl ama
yeri geldii zaman canavarlaabiJcn bir kadn olmas gibi, her modem yapt
ya da akm da kendi kadim, arkaik gemiinin iinden syrlarak buraya gel-
Mod mim ve Postmodcmizm 1

mitir. Kadim sanat, ruhun ya da tinin henz zerklemedii, dsal gler


tarafndan ynetildii bir sanattr. Bu dsal gler, kimi zaman dindir,
inanlardr, devlettir, kimi zaman da sanatn kendi isel sanlan gereleri ve
kurallardr. Kadim sanat, kuraln, gerecin ve konunun emrinde olan sa
naur; bunlar terek, bir konstrksiyon srecinden geirerek kendine mal
edememi, iselletirememi, tinselletirememitir.
Sanat bunu yapt anda modernlik urana gemi olur. Modem sa
nat, her eyi, konuyu, harnmaddeyi, gereleri, daha eski gelenekleri ve ku
rallar, halla sanatnn kendi zel eilimlerini ve balangtaki niyetlerini bi
le yapln biim yasasnn buyruuna veren bir almadr. Bu biim yasas,
yapllan nce yoktur; belki sanatnn belli belirsiz iiuii bir ardr, mal
zemenin iinde debelenen ve ordan kurtulmak isteyen bir ekillenme potan
siyelidir ya da malzemenin, sanatnn kulland dilin, eski yklerinden
kurtularak, eskimi ve koflam anlamlardan arnarak, btn kodlarn beri
sinde yeni bir susuzluk durumuna dnme isteidir. Ama nasl tanmlarsak
tanmlayalm, yapt kendi kadim gemiinden ayrarak tinselletiren, zerk
letiren, bir i zorunluluun rn haline getiren biim yasasnn, yapuan
nce varolan bir kurul olmadn grmemiz gerekir. Bir kurgulamadan ok,
bir tme olarak almak gerekir bunu. Hem sanatnn bilinli abas vardr
iin iinde (bu, srecin znel yndr, kurgulama yn), hem de bu bilinli
aba sadece kendisine ait olmayan bir srece teslim olarak yeni bir nesnel
lie, yeni bir dsalla ular. Modemizmin byk yaplllarnda, balangta
zorunlu olan znelliin, iselliin de alm olduunu grrz: Kendi
kiisel, duygusal, isel balanglarn bsbtn yok etmeksizin am,
Hegel'deki aufhebung anlamnda am ve bir tr evrensellie, gayriah
silie ulam bir yapt vardr artk karmzda. Bu evrenselliin zerinde
daha sonra durmak istiyorum. Biraz nce dinsel inancn modem sanat iin
dsal g olduunu ne srdm. Din, ou zaman, sanatn dndan .ona
kendi buyruklarn gnderir, onun kendi elisi olmasn ister. Bunu yapan
sanat da artk modem deildir, ya da henz modern deildir. iyi ama ya
ptlarnda youn bir dinsellik bulunan modem sanatlar yok mudur? Var
dr. Resimde ekspresyonistlerde Emil Nolde ve Rouault, iirde William
Butler Yeats ve T.S. Eliot ilk akla gelen rnekler. Ama bu sanatlarda din,
tanr fikri, balangta sanatya verilmi olmayan, yaptn kendi iinden
dourduu, kendi isel zorunluluuyla yarau bir rn, bir sonu, bir ka
vuma olarak ortaya kar. ou zaman da kavumann imkanszln his
settiren bir araytr. Trkiye'de Mehmed Akifin dini hemen orda buluna
bilecek ve stlenilecek bir veri olarak alan kadim iiriyle, Necip Fazl. bir
dneminde Fazl Hsn Dalarca, Sezai Karako gibi modern Mslman
airler arasndaki nemli bir fark da budur sanyorum.
12 Defter

Tanpnar'n Dede Efcndi'nin mziine ilikin yorumu, eskinin iinde bu


gne malcdilmeyi bekleyen "modern ekirdei" temalatrabildii iin de
nemlidir: "Musiki duaya benzer. Dua, Allah', kendi rpmmzla ii
mizden bir ey gibi yaraur. i:','Telilen her ey, b tn akideler, korkular, cn
geler, insann kendi stne katland anda, varlndaki biareliin uurun
erdii, onu ezici kainatla kar karya grd bu yalnzlk annda hepsi
unutulur. Bu biarelik uurunun, bu yalnzln arasndan Allah btn par
laklyla doar. Musiki de yledir. Kendi zerine dndke kendisini, he
defini, konusunu yarallr. Musikinin maddesi yoktur. Balangc vardr. Bu,
Valery'nin deyimiyle, haneremizin veya asabmzm bir gcklandr. Geri
taraf, asl kuma, kendiliinden ve kainatyla beraber doar."
Demin sz elliin znel moment ve nesnellik ya da evrensellik ilikisini
Tanpnar smail Dcdc'dc gryor ve onu modem olarak tanmlyor. Benim
Tanpmar'n ki kadar uhrevi olmayan daha baya, daha dnyevi zevklerime
gre, Dede hereye karn bir Iadimdi; ondan hemen sonra gelen Hac Arif
Bey, dnyeviliiyle, burada kullandm anlamda modemi temsil ediyordu,
ama bir bakma da oktan "postmodem"e gemiti. Kendi kiisel kederleri
nin ya da hazlarnn dzeyinde kalmasyla, ve gemiten devrald ge
releri dntremcmesiyle, dntrmeye kalku anda da sanat dna,
basit anlamda insani ve kiisel olann, ruhsal rportajn iine dmesiyle...
Bylece postmodeme geldik. Kadim, dsal olann, kuraln ve gerecin
buyruunda bir sanattr demitim; modern, bu dsaln dntrlmesi,
tlmesiyle balyordu. Postmodemizm, sanatn bu dntrme sreci
nin gerilimine katlanamayarak yorgun dtilg, zld ve yeniden gere
cin buyruuna girdii noktada ortaya kyor. Postmodem sanat, ortaya
yeni teknikler karmyor; modem sanatn bir dntrme arac olarak kul
land ve kendilerini de dntrd teknikleri bir ama haline getiriyor.
yle de diyebiliriz: Modemde bir srecin, zamansal bir ilerlemenin u
raklar olan clcr, postmodemde tme/tlme srecinin dna de
rek bir tortu gibi keliyor.
Birka rnek olgu sralayabilirim. Biri, modernde duygu ya da ruh olan
eyin, postmodemde ya tmyle ortadan kalkmas, ya da bir duygu takli
dine, bir duygu efektine, kodlanm bir duyguya dnmesi. Modem ede
biyat ve mzikte, modern resimde, duygu, varl hissedilen ama ou za
man adlandrlamayan, adlandmld anda da oktan uup gitmi olan bir
yaantyd. Postmodem, duyguyu tmyle kurulmad zaman, onu bir at
mosfer bir mood, bir hava haline getiriyor. Yapuaki her ey, bu atmosferi,
bu havay hazrlayan ve bizim onu kolayca adlandrmamz salayan bir ara
durumuna drlyor.
Postmodemin bir baka zellii, yeniden konuya, anlatya teslim ol-
Mod mim ve Postmodcmizm 3

mas. Konu, hikaye, tahkiye, anlat olarak bilinen ey. modcmizmde varlan
ve alan bir urak durumundayd. Modcmizm, kendisine oranla kadim sa
nat saylabilecek safdil realizmin gerekliin hemen orda bulunabilecei ve
aynen aktarlabileceine inanmyordu: Gerekliin ne olduunu bilmiyor,
ama grnle gereklik ya da hakikat arasmda her zaman bir mcsafe, bir
boluk olduunu dnyordu. Bunun ahlaki bir boyutu da vard: G
rnle gereklik arasmdaki ayrm, olanla olmas gereken arasmdaki, dile
gelenle dile gelemeyen, ama gelmek isteyen arasmdaki farkla da ilikiliydi.
Modernizmc topik boyutunu veren, modcmist sanatlar sada ve solda
hep radikal akmlara yaklatran da sanrm buydu. Modcrnist sanat, bir
grn olarak ald ham gereklii (ki buna d dnyanm duygusal verile
ri kadar, sanatn kendi gereleri de dahildi) paralayarak, krarak, kuygula
yarak ve dzenleyerek, ksaca kendinden baka bir eye dntrerek bir
yere varabileceini umuyordu. Bcckett gibi "varlacak hibir yer yok" diye
homurdand zamanlarda bile... Postmodcm, modern ncesinin gereki,
nesnel hikaye anlatma ya da temsil etme tekniklerine geri dnyor. Ama bu
nunla eski sanau yeniden diriluiini sylemek de yanl olur. Eski yazar,
hereye karm kendi anlatsmn dnda da varolan bir gerei anlattm
sanyordu; demek gerekle temsil arasnda, zle grn arasnda yine de
bir ayrm olduuna inanyordu. Postmodem sanat da bir gerei anlatr
gibi grnyor, ama bunun da sadece bir grn olduunu baryor. Bir
gereklii deil, bir gereklik efektini, bir gereklik taklidini anlattm ve
bunun dmda da hibir gerekliin olmadn sylyor. Anlatmyor, bir
anlat efekti yaratyor, eski anlatlar taklit ediyor ve her anlatnm gerisinde
bir gerein, bir maddi ya da ruhsal hakikatin deil, baka anlatlarn dur
duunu sylyor. Postmodcrnizmin resimdeki ncs sayabileceimiz Ma
griuc'in bize resmin ancak resmi anlatabileceini anlatan resimleri, figratif
resim efektleriyle bu tavrn klasik rnei. Poslmodcm romanlardaki ayna
oyunlar da burada anlabilir.
Bu, daha genci planda, Jameson'un grnle gereklik arasndaki yo
rum mesafesinin, yorumsama srecinin ortadan kalkmas olarak niteledii
olguya balanabilir. Bunun rneklerini en iyi kuramsal planda gre
biliyoruz. Gerek skolastik felsefede, gerekse Humc ve Kant'a kadar yeni
a felsefesinde, hakikat zihinden bamsz ama her zaman orda olan ve be
lirli yntemlerle elde edilebilecek bir eydi. Kant'tan itibaren modem fel
sefe, grnle gereklik arasnda bir mesafe, bir alma, bir aykrlk
olduu dncesini benimsedi. Schleiermahchcr'dcn Dilthcy'a ve gn
mzde Gadamcr'c uzanan btn bir yorumsamac (hcrmcneutic) gelenek,
bilgiyi bu aykrlk zerinde temellendirdi. Ama grnle gereklik ara
sndaki fark, sadece yorumsamaclarn tekelinde de deil. Marx da Kapi-
14 Defter

tal'de bilimi gerekli klann tam da bu fark olduunu sylyordu. Freud iin
psikanalizi balatan, kuran ey, semptomlarla, belirtilerle, hastala yol aan
unutulmu, gizlenmi ilksel sahne arasndaki uzaklkll; dlerin grnr
ierii ile gizil ierii arasndaki farkllk da buraya aittir. Modem dilbilimde
Ferdinand de Saussure'n gstergeyi gsteren ve gsterilen olarak blmesi,
dil ile sz arasndaki farklla iaret etmesi de yine benzer bir mesafe bilin
cinin rndr. Antropolojide Lcvi-Strauss'un mitlerle ilgili almalar da
altta yatan yapy hibir zaman tam olarak ele gemeyen bir gizil anlam, bir
dourgan ve eliik anlam ya da bir eksik btn olarak ele almasyla onu bu
modemist dnce geleneine balar. Postmodem, daha dorusu post
yapsalc felsefe, gerekle grn arasnda bir yorum yolculuunu ya da
bir aklama abasn gerektiren bu mesafeyi ortadan kaldnyor. Bir rnek
vereceim: Foucault'nun Cinselliin Ta rihi nde Freud'un bilind kavra
'

mna ynelttii eletiri. Foucault, kabaca zetlersek, bilin dn oluturan


yasaklanm cinselliin modern ada biraz da Freud'un abalaryla sze
dklmesi, dile gelmesiyle birlikte bilind diye kavramn gereksizleti
ini ne srer.
Freud bilindm yaratan ilksel sahnenin hibir zaman tam olarak bi
lince kamayacan syler oysa; ona gre, bilind bir sosyolojik, halla
, yaantsal kavram deildir; Her zaman yaantnn ncesinde yer alan, insani
yaanty balatan ama yaantnn kendisi olmayan bir ilksel yarlmann, bir
kkensel blnmenin rndr. Bu yzden hasta onu hastalandran bi
lind materyali kendi bana anmsayamaz, kendi analizini, kendi terapisi
ni gerekletiremez. Bilind, insann bireysel yaantsna dsal bir ey
dir, insann iindeki bir bakalkur. Bu yzden, ancak bir bakasnn yard
myla, analistin yorumlar ve kurgularyla kendi iindeki bu bakaln ky
sna varabilir. Ama ayak bast aday hibir zaman btnyle, ku bak
gremez.
Her zaman yoruma yer vardr, ama yorum da yeterli deildir. Postmo
dem felsefede bu gerginliin ortadan kalktn dnyorum ben.
Son olarak, modemizmin anmasnda ortaya kan nemli bir kavram
sal mtasyona daha deinmek gerekir. Zamansal kavramlarn yerini me
kansal kavramlarn almas, dncenin ve yaamn mekfsallamasdr bu.
Modemist sanattan sz ederken, Hegelci anlamda "urak" ya da "an" kav
ramlarn kullandm ve yaptn iinde gerekleen bir dnmden sz ettim.
Bunlar, an, urak, dnm, tme, hepsi zamanla ilgili eyler, zamann
geiini ifade eden eyler. ite postmodcmde bunlar ortadan kalkyor; bir zi
hinsel ve maddi dnm sreci, birdenbire birbirine akmayan, birbirine
dnmeyen, sadece yana yana duran clcr halinde, paralar halinde
keliyor. Bunu daha iyi anlamak iin biraz felsefe tarihine, biraz da mo-
Modcmizm ve Postmodcmizm 5

dem mimarln tarihine bakalm. Yenian balangcndan beri, filozoflar,


zaman ve mekann dnyay kavramak ve insan yaantsn anlamlandrmak
iin vazgeilmez kavram1'1r olduunu sylemilerdir. Descartcs'a gre,
maddenin z mekanda yaylmadr. Ama maddenin bir sresi de vardr: Bir
andan tekine geerek varolur. Bunlardan zaman, daha sorunsuz bir kav
ramdr, nk gsterilebilir ve nesnel olarak llebilir. Ama zaman daha
zor, daha sorunlu bir boyuttur, nk Dcscartcs'a gre bir cisim kendini bir
andan tekine atacak iradeye, yani zaman istencine sahip deildir. yleyse
maddenin srmesini isteyen, onu zaman iinde hareket ettiren de ancak
Tanr olabilir. Zamana tanrsal bir nitelik vermesine ramen, Descartes'n
felsefesinde bunlarn yine de eit arlkta kavramlar olduu sylenebilir. En
azndan, aralarnda bir atma yoktur. Kant'a ve Hegcl'c gelince durum
deiir. Modemizmin felsefedeki ncs sayabileceimiz Kant, her zaman
ve mekan znelletirir, insann znel yaantsnn boyutlar olduklarn
syler, hem de zaman aka mekana stn klar. Saf Akln Eletirisi' ndc,
yaant ve onunla birlikte bilgiyi mmkn klann zaman olduunu syler.
Kant'a gre, zaman mekandan daha kapsayc bir kategoridir, nk baz
eylerin, rnein dncenin ve ruhun mekansal bir varl yoktur, ama her
eyin zaman iinde bir varl vardr. Hcgcl'de zamann stn klnmas
daha da belirginleir. Hcgel felsefesinde her eyin asl olan, yknn asl
kahraman olan idea, kendini iki boyutta gerekletirir: Biri mekan ya da
doadr, teki zaman ya da tarihtir. Doa, ideann hareketsiz, donmu,
mekanda phtlam halidir. Zaman ise ldca'nn ya da Tin'in hareketidir, bu
hareketten tarih doar. Tarih, Doa'da uykuya yatm ldca'nn kendi kendi
nin bilincine varmasn salayacaktr. Bu yzden, canlln, ruhsalln ve
tinselliin asl ilkesi, mekan deil zamandr. Zaman kavram, gittike prob
lematiklcmckle birlikte, 1930'1arn sonuna kadar modem felsefe edebiyatn
itici gc olmaya devam eder. Felsefede Bergson, Dilhcy, Simmcl, Hci
dcggcr'i urallran ey zamandr. Edebiyatta da P.roust'un, Thomas Mann'
n, Faulkncr'n, Thomas Wolfc'un ve Virginia Woolfun romanlarnn asl
kahraman, grnmeyen kahraman zamandr. Ama genci olarak yaanty
temel alan, grnmez bir gereklie ulamaya abalayan btn modcmist
edebiyatta da zaman sorunu merkezi bir yer tutar. phesiz, modcmizmde
Hegcl'de olduu kadar gvenli, huzurlu ve problemsiz bir yeri yoktur za
man kategorisinin. Modcmizmlcr, gelecek zamandan ok, geen zamanla il
gilidirler; geen zamandan ok, kaan zamanla, bLd her an bolukla yz
yze getiren zamanla bylenmilerdir. Ama posmodcrndc bu gei, yok
olu, boluun iine srkleni duygusu bile ortadan kalkm gibidir.
Boluk da bir cmbtr burada: Srekli tekrarn orgazma giden ritmine a
yarl bir haz yaants.
16 Defter

Mimaride zaman, demitim. Anladm bir konu deil, ancak izlenimle


rimi aktarabilirim. Le Corbusier'nin konstrksiyonlarnn tarihsel evreyi,
tarihsel dokuyu yadsd, sildii, iptal ellii sylenir. Doru olabilir bu.
Her eyi akim, tasarm yetisinin soyut olaslklarndan ve yeni malzemenin
sunduu imkanlardan tretme, yoktan varctmc abas, clbctlc gemie kar
da kmseyici bir tutum alacaktr. Buna karlk, postmodem mimari, tari
hi yaatma adna. gemi sluplar yamalamaya ynelir. Bunun her zaman
beceriksizce gerekletirilmediini de gryoruz. Ama ou zaman bylece
muhafaza edilen tarih, bir tarih mzesi bile olmuyor, sadece bir "tarih Dis
neyland'" karyor ortaya. Sadece gemii, eski sluplar deil. gemile
imdi arasndaki uurumu, demek zamann kendisini de karikatrletiren bir
"tarihselcilik" bu. Buna kar, Corbusier'nin tarihi kastl olarak olumsuz
layan yaklamnn, geen zaman, yiten zaman ok daha kuvvetli bir bi
imde "duyurduu" sylenebilir. Betonarme ve cam konstrksiyonla doal
ve tarihsel doku arasndaki kartlk, zaman, gemii, yitirilenleri, hibir za
man lam yitirilmeyen bir "ufuk duygusu" halinde grnnn bir parasna
dntryor. Ama belki de bunu grmek iin Corbusier'ye deil de, res
sam Chirico'nun "metafizik dnem" tablolarna bakmak daha doru olur.
Dikey fabrika bacalaryla arazinin ve eski binalarn yatay izgileri arasndaki
kartlk, ayn zamanda giderilmez bir zlemin, yitirilmi doaya ve ana rah
mine duyulan o bulank, i bulandrc zlemin de ifadesidir burada. Tarih
gitmiyor, ama geri de gelmiyor.
Modcmizmin "radikalliinden" sz edilebilirse, kayna da burada aran
mal: Gemile imdi arasndaki uzaklk, gelecekle imdi arasndaki fark
lln da temeliydi. Modemizmin bugn asl nemli grnen yam da tek
ilii, otoriterlii ya da elilistlii deil, yeninin, henz olmayann tasarlan
masna imkan veren bu yitik zaman dncesidir.

You might also like