You are on page 1of 96

BLECK EYH EDEBAL NVERSTES

Sosyal Bilimler Enstits


Kamu Ynetimi Anabilim Dal

ANTHONY GDDENSIN POLTK FELSEFES

Hasan ERYRK
Yksek Lisans Tezi

Danman

Yrd. Do. Dr. diris DEMREL

BLECK, 2013

Referans No: 457983


BLECK EYH EDEBAL NVERSTES
Sosyal Bilimler Enstits
Kamu Ynetimi Anabilim Dal

ANTHONY GDDENSIN POLTK FELSEFES

Hasan ERYRK
Yksek Lisans Tezi

Danman

Yrd. Do. Dr. diris DEMREL

BLECK, 2013

Referans No: 457983


TEEKKR

Yksek Lisans tez almamn her aamasnda engin bilgi ve deneyimlerinden


yararlandm, yakn ilgi ve nerileri ile beni ynlendirerek bu almann
gereklemesi ve ilerlemesi iin her aamada sabrla beni dinleyen, rahatlatan tavryla
kar karya kaldm problemleri zmemi basitletiren danman hocam Sayn Yrd.
Do. Dr. diris DEMRELe ncelikle can gnlden teekkrlerimi sunarm. Ayrca
belirtmek isterim ki; tez almam sresi iinde bilgisinin yan sra iine olan sevgisi,
dikkati ve bilhassa insani zelliklerinden rendiim ve rnek aldm edinimlerin
benim iin yadsnamaz derecede mhim bir yeri olduunu zellikle vurgulamak
isterim.

Bilecik, 2013 Hasan ERYRK

i
ZET

ANTHONY GIDDENSIN POLTK FELSEFES

Hasan ERYRK

Bu metin, temel olarak politik felsefe odakl bir almadr. almann eksen
kiisi ngiliz sosyal bilimcisi, daha zel olarak sosyologu Anthony Giddenstr.
Giddens 1938 ylnda ngilterede doan ve bu almann yapld zaman itibaryla da
yazmaya; retmeye; alannda ortaya yeni verimler koymaya devam eden bir
akademisyendir. Giddensn balca temel ilgisi, yukarda da deinildiince sosyoloji
olmakla beraber, yazarn inter-disipliner bir bak asna sahip olmas dolaysyla,
toplum-odakl sosyolojiden, piyasa/pazar-odakl iktisat alanna ve devlet/iktidar odakl
siyaset bilimi (politik bilim) alanna da girdii grlmektedir. Baka bir syleyile
Giddens, dier alanlardan yaltlanm bir sosyolojiden ok, ncelikle teki sosyal
bilim dallar olmak zere, insani-toplumsal bilginin hemen her alanna alan bir
gzerghta retmektedir. Bu nedenle yazarn politik felsefesi zerinde de durmak
anlaml olacaktr. Nitekim bu alma da, giri cmlesinde de belirtildiince onun
politik felsefesini temel eksen olarak almaktadr.

alma, blmden olumaktadr. lk blmde yazarn biyografisi, eserleri


ve genel dnce yaps gibi konulara yer verilmekte, ardndan kavramsal ve tarihsel
belirlemelere geilmektedir. kinci blm de Giddensn devlet tasavvuru ele
alnmaktadr. Devlet-eksenli bu zmlemede devlet yan sra iktidar, g, egemenlik,
refah gibi devletle yakndan alakal temalara da yer verilmektedir. nc blmde
Giddensn politik felsefesinde devlet dnda yer alan, bata modernlik, kreselleme
ve siyasal ideolojiler olmak zere dier politik felsefi belirlemeler yer almaktadr.
alma, bu blmn ardndan gelen sonu blmyle sona ermektedir.

Anahtar Szckler:

Felsefe, Politika, Devlet, Ulus, Birey, deoloji

ii
ABSTRACT
THE POLITICAL PHILOSOPHY OF ANTHONY GDDENS

Hasan ERYRK

This text is a study primarily focused on political philosophy. Axis of the study
contact the British social scientist, more specifically sociologist Anthony Giddens.
Giddens born in England in 1938 and as of this writing at the time of the study;
produce, a scholar in the field of continuing to put the new efficiencies. The main
fundamental interest in Giddens, sociology mentioned above, although the author's
perspective as it is inter-disciplinary, community-oriented sociology, market / market-
oriented economic area, and state / power-oriented political science (political science)
in the field reveals that. In other words, Giddens, a sociology out many other areas,
primarily to other branches of social science, almost every field of human-social
knowledge produces a pop-up route. For this reason, the author's stand on political
philosophy makes sense. Indeed, in this study, the input sentence is the specified as
his political philosophy is based on the axis.

The study consists of three parts. In the first part the author's biography, works
and including topics such as general thought is given, then the conceptual and historical
determinations, is introduced. Giddens' idea of the second section discusses the state.
State-axis, as well as the analysis of state power, power, sovereignty also contains the
state and closely related themes. Giddens third chapter of the non-state political
philosophy, particularly of modernity, globalization and other political philosophy,
including political ideologies are determinations. The study of the three part of the
section ends in the subsequent results.

Key Words:

Philosophy, Politics, State, Nation, deology

iii
NDEKLER

Sayfa No

TEEKKRLER. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . i

ZET. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ii

ABSTRACT. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . iii

NDEKLER. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .iv

TABLOLAR LSTES . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . vi

KISALTMALAR. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . vii

GR. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1

BRNC BLM
ANTHONY GDDENS VE KAVRAMSAL - TARHSEL BELRLEMELER

1. 1. GDDENSN BYOGRAF VE ESERLER...4

1. 1. 1. Giddensn dnce dnyasna genel baklar...9

1. 1. 2. Bir disiplin olarak politik felsefe ile ilgili kavramsal belirlemeler..........12

1. 1. 3. Politik felsefe ile ilgili tarihsel belirlemeler....16

1. 1. 4. Politik felsefe ve politik bilim.....20

KNC BLM
GIDDENSTA DEVLET VE LGL TEMALARA YNELK
BELRLEMELER

2. 1. DEVLET: KAVRAMSAL VE TARHSEL GELM....24

2. 1. 1. Giddens-ncesi anlay ve belirlemeler.27

2. 1. 2. Giddensta Devlet imgesi. ..........34

iv
NDEKLER (devam)

Sayfa No

NC BLM
GIDDENSTA POLTK FELSEFENN DEVLET-DII DER MERKEZ
KAVRAMLARI

3.1. MODERNLK......43

3.2. KRESELLEME.......46

3.3. MODERN POLTK DEOLOJLER..51

3. 3. 1. Marxizm......51

3. 3. 2. Sosyalizm............55

3. 3. 3. Sosyal Demokrasi.......59

3. 3. 4. nc yol......60

3. 3. 5. Muhafazakrlk...63

3. 3. 6. Liberalizm...........66

3. 3. 7. Milliyetilik........68

3. 3. 8. Feminizm....................................73

SONU.......77

KAYNAKLAR...........80

ZGEM.......86

v
TABLOLAR LSTES

Sayfa No

Tablo 1: Platon deal Devlet-nsan Ruhu ..17


Tablo 2: Platonun Siyasal Rejimlerinin Snflandrlmas.....18
Tablo 3: yi-Kt Yasalar Ya da Yasasz Siyasal Rejimler...18
Tablo 4: nsan-Devlet aresizlii...29
Tablo 5: ngrlemeyen X..30

vi
KISALTMALAR

Alm. Almanca
Bkz. Baknz
C. Cilt
ev. eviren, evirmen
Der. Derleyen
Ed. Editr
Fr. Franszca
Hazr. Hazrlayan
ng. ngilizce
LSE London School of Economics
M. . Milattan nce
M. S. Milattan Sonra
OXBRDGE Oxford niversitesi ve Cambridge niversitesi
S. Say
ss. Sayfalar
St. Saint
TDK Trk Dil Kurumu
Vd. Ve dierleri
yy. Yzyl
Yun. Yunanca

vii
GR

Adumbrata quidem omnia, sed haec fabula non aliter agitur (Erasmus, 2009:
1
104)

Anthony Giddens, Byk Britanyal bir sosyolog olarak tm dnya tarafndan


kabul grm sekin bir yere sahiptir. Sosyolojinin zaman ierisinde toplumlar
aklamada yetersiz kalna dayanarak, bilhassa sosyoloji kuramlarnn yap-eylem2
ikilisi anlamnda zayf hatta yetersiz olduu sylenebilir. Endstri devrimi ile beraber
farkllamaya balayan ve bu ynde srekli olarak da bu farkllamay koruyan
toplumsal yapnn ifade ediliindeki eksiklikleri fark eden Giddens; yap ve eylemin
ayr ayr ele alnndan yola karak yap-eylemi btnletirme baka bir ifade ile
birbirinden ayr deil de bir btn olarak deerlendirir. Zira, birbirinden kopuk olarak
deerlendirilen yap-eylem yetersizdir. Giddens, toplumlar snfl toplumlar, kabile
toplumlar eklinde ifade ederken varmak istedii nokta zaman ierisinde deien ve
farkllaan toplumlar iine alabilecek, aklayabilecek bir teoriye ulamay hedefledii
sylenebilir. Bu ise yaplama teorisi olarak karmza kmaktadr.

Teorinin, soyut ve felsefi ynnn arl ise; Giddensn felsefe okumak


isteyip de yetersizlikler nedeniyle sosyoloji alannda niversite eitimine devam etmesi
olarak aklanabilir. Gerekte almak istedii alan felsefe olmasna ramen
sosyoloji/psikoloji zerine niversite eitimine devam eden Giddensn,
gerekletiremedii bu arzusunu alm olduu pek ok alanda grebilmek
mmkndr. Giddensn felsefeye olan eilimini, olaylara bak penceresinin felsefi
derinlik/derinlikler tadn kendi yazd u kk soru-cevap cmlelerinde dhi
grebilmek mmkndr:

1
Her ey bir glgeden ibarettir, ama bu masal oynamann baka yolu yoktur (Erasmus, 2009: 103).
2
Bireyin maksatl ve ihtiyat ieren herhangi bir sosyal etkinliinin esi veya blm eylemdir (Bruce ve
Yearley, 2006: 3).

1
Soru: Tony Blair ve tanr arasndaki fark nedir?
Cevap: Tanr, Tony Blair olduunu dnmez
Soru: Tony Blair 3 ve tanr arasndaki fark nedir?
Cevap: Tanr dnyada her yerdedir. Tony Blair ise ngiltere hari her yerde.
(Giddens, 2007: 33).

Felsefe, ulalabilecek en doru hedefe ait yapnn, her ynyle byk


ounluklar tarafndan kabul grmesi olarak deerlendirilirse; Giddensn
almalarnda felsefi izler buluyor olmak artc olmasa gerek. Dier taraftan
Giddensn bir icinin olu olduu zamanlardan Lordlar kamarasna uzanan zamana
kadar bitmek bilmeyen mcadelesi felsefi olarak da kolay kolay aklanabilecek trden
bir gelime deildir. Bu noktada Senecann u szlerine yer vermek anlaml olacaktr:

Yara almam bir talih hibir darbeye kar koyamaz. Ama yaad
skntlarla srekli savam halinde olan kiinin derisi ald yaralarla kabuk balar,
hibir ktle yenilmez; dse bile, dizlerinin stnde dvr. yi insanlara kar
yrei sevgi dolu olan ve onlarn ok iyi, hatta mkemmel olmalarn isteyen
tanrnn, onlara mcadele edecekleri bir yazg bahetmesine arr msn? (Seneca,
2007: 37).

Senecann bahsettii mcadeleyi Giddensn kazand ileri srlebilir. Giddens


mcadelesindeki felsefi bak asn almalarna da tamtr. Bylece; yukarda
verilen felsefe tanmndan da hareketle yaplama teorisi, nc yol kreselleme,
modernlik, politika v.b. alanlarda kabul gren almalara imza atmtr.

Giddens, yaplama teorisi zerine dncelerini ortaya koyarken gze arpan


bu felsefi bak as ayn ekilde Giddensn politika, devlet, ulus v.b. kavramlarnda
da n plana kmaktadr. Bu nokta da toplumbilimsel anlamda klasik teorilerin
eksikliine yaplama teorisi ile zm arayan Giddens; nc yol kuramyla da
politik alanda zm aramaktadr. Politik alanda yapt almalarda da Giddensn
felsefi adan deerlendirmeler yapt ileri srlebilir. rnek olarak devlet ile ilgili
yapm olduu bir yorumunda; Devletin greceli zerkliinin neye dayand, ne kadar
greceli olduu ve ne ile greceli olduu ak deildir (Giddens, 2010: 77). gibi soyut
yn ar basan pek ok ifadesi vardr. Kreselleme ile beraber toplumun yapsnn

3
Anthony Giddens, eski ngiltere Babakan Tony Blair'in danman olarak grev yapmtr
(http://www.oxfordreference.com/view/10.1093/oi/authority.20110803095851643 (14 Ocak 2012)).

2
farkllamas bireyin hayatnn da deimesi olarak sonulanmaktadr. Politik
sistemlerin deimesi de bu gelimelerin bir sonucu olarak izlenebilir. Giddens, politik
bak asna geni yer ayrd nc yolda srekli gelien ve deien dnya
dzenine ayak uydurabilecek, uyum salayabilecek farkl yaklamlara, farkl politik
sistemlerin gerekliliine vurgu yapmaktadr.

Bu noktadan hareketle bu alma felsefe eitimi almak isteyen Anthony


Giddensn eserlerinin erevesinde onun bak asndaki felsefi derinlii merkezine
almaya almaktadr. Zira; Giddensn pek ok dncesinde ve yorumlarnda felsefe
ve politik felsefe ieren birtakm izler buluyor olmak gerekte onun aktelde dhi
felsefeye olan bu eiliminden ve gemiten gelen bir arzusunun tamamlayc
niteliinden kaynaklanyor olarak grlebilir/deerlendirilebilir.

Giddensn ok farkl alanlardaki kavram ve konulara ynelik gerekletirmi


olduu almalar anlamnda, Giddensn politik felsefesinin incelenmesi onu daha
farkl perspektiflerden yakalama/anlama ans elde etmek adna anlaml bir rnek tekil
etmektedir/edecektir.

3
BRNC BLM

ANTHONY GDDENS VE KAVRAMSAL - TARHSEL BELRLEMELER

1.1. GDDENSN BYOGRAF VE ESERLER

Ne var ki, insann kendini beenmilii, btn ahlakszlklarn kayna olan o


hayvanca tutkusu, dnya halknn doru yola girmesine engel olmutur. Kendini
beenmi adam, mutluluunu kendi rahatl stne deil, bakalarnn aclar stne
kurar; ezecei, kle gibi kullanaca insanlar olmazsa, mutluluunu bakalarnn
yoksulluu zerine kuramazsa, maln mlkn ortaya serip yoksullarn bellerini
bkmeyeceini, umutlarn krmayacan bilmezse, Tanr olmay bile istemez (More,
2000: 91).

ngilterede muhtemelen en nl sosyolog, Anthony Giddensdr (Bruce ve


Yearley, 2006: 124). Anthony Giddens, 1938 ylnda Edmonton kuzey Londra'da,
Londra tamaclkta alan bir ktibin olu olarak dodu. Yerel bir ilkretim
okulunda eitimini tamamlad ve daha sonra okul d konular olan psikoloji ve
sosyoloji alannda da Hull niversitesinde eitimine devam etti ve 1959 senesinde onur
derecesi ile niversiteden mezun oldu (Bryant ve Jary, 2003: 249). Giddens
niversiteye giriini ve okul d konular olan sosyoloji ve psikoloji alannda eitim
almasn u ekilde ifade eder:

Benden nce ailemden hi kimsenin niversite veya yksek eitimle ilgili


bir deneyimi olmamt. Gerekte iinde bir para kararln da var olduunu
dnmeme ramen, niversiteye gidi biimim bir insann hayatnda rastlantlarn
ne denli etkili olduuna iyi bir rnektir. niversiteye girmeyi denemem gerektiini
dnyordum, ama okulun bana ok az faydas dokunmutu; nk benim hayli
vasat bir renci olduumu dnyorlard. Ktphaneye gittim ve bir brorden
niversitelerin listesine baktm. Oxford4 ve Cambridge fazla yksekti, bu yzden
onlar aklmdan bile geirmedim. Benimle ilgileneceini dndm niversiteleri
iaretledim. Bylece Nottigham, Reading ve Hulla bavurdum. lk ikisinden daha
bata reddedildim. Ne var ki, o zamanlar Hull, farkl evrelerden gelen insanlarla
grmek gibi yeni bir uygulamay deniyordu; bu kiilerin yksek mezuniyet
puanlarna sahip olmas gerekli deildi. Mlakata girdim ve kabul edildim. Hulla

4
Ortaa Avrupa kltrne yapt nemli katklar bugnde srdren nl eitim ve aratrma merkezi.
On nc yzyldan itibaren gelien Oxford niversitesi, bu dnemde Avrupann eitim, bilgi ve
kltr merkezi Fransa olduu iin, Paris niversitesinin biraz glgesinde kalmtr (Felsefe Szl,
2010: 1210).

4
felsefe iin bavurmutum ve belki de benimle gren kii daha nce biraz felsefe
okumu olmamdan etkilenmiti. Sonradan rendim ki, bavurduum alanda
akademik kariyer yapma imkn yoktu; Hulldaki felsefe blm ok kkt ve
blm bakan bir yllna okuldan ayryd. Bylece baka bir alan semek zorunda
kaldm. Psikoloji blmnde karar kldm; ama bana psikolojiyi ancak sosyoloji ile
beraber alabileceimi sylediler (Giddens ve Pierson, 2001: 7-8).

Hull mezuniyetini takiben ada ngiltere de toplum ve spor konulu tezini


tamamlad Londra Ekonomi Okulunda yksek lisansn bitirdi. 1961e gelindiinde
Leicester niversitesi'nde sosyoloji alannda okutman olarak almaya balad (Bryant
ve Jary, 2003: 249). lk zamanlar elence amal grd blm ve memur olmak
isterken nasl olup da akademik dnyaya giri yaptn Giddens yle anlatr:

Eitime devam etmek iin Londra Ekonomi Okuluna gittim. Her zaman ki
gibi kafam karma karkken verdiim bir karard. Londra Ekonomi Okulu5
hakknda ok az ey biliyordum. Bu dnemde baz akademik hrslara kaplmtm,
ama en bata Mancester ve Oxfordla ilgileniyordum. Akademik kariyer yapmay
dnmyordum. Devlet memurluunu denemek istiyordum ve Londra Ekonomi
Okulu buna hazrlanmak iin iyi bir yer gibi grnyordu. Btn bunlar pek
ciddiye almadm, bu yzden elence amal bir blm yazdm itiraf etmeliyim.
Balangta niyetim elenmekti, ama sonra konunun ilgi ekici olduunu grdm
(Giddens ve Pierson, 2001: 10).

Hayatta dier birok nemli ey gibi, bu da olduka rastlantsal bir ekilde


meydana geldi. nsan kk ikilemler arasnda rpnrken byk kararlar hi
dnmeden veriyor. Hl memur olmay planlyordum, ama Tropp bana Leicester
niversitesin de alan sosyoloji retmenlii kadrosu ile ilgili bir ilan gsterdi. Bir
ansm olabileceini syledi ve pek de dnp tanmadan ie bavurdum
(Giddens ve Pierson, 2001: 13).

bavurusu kabul edilen Giddens, Leicester niversitesinde almaya balad


dnem itibari ile Ilya Neustadth6 ve Percy Cohen7 de (Modern Sosyal Teori-1968)
ayn niversitede altlar. Giddens 1961 senesinde katld Leicester niversitesinden
1969 senesinde ayrld (Bryant ve Jary, 2003: 250). Giddens, Leicester
niversitesinden ayrlmasn takiben Cambridge niversitesinde ve ayn gruba dhil olan

5
LSE - London School of Economics and Political Science (http://www2.lse.ac.uk/home.aspx (27 Mays
2012)).
6
Gney Rusya yaknlarndaki Odessa da, 1915 ylnda doan Neustadth, 1949-1962 yllar arasnda
Leicester niversitesinde Sosyoloji alannda okutmanlk yapmtr (http:// www. independent. co.uk /news
/people/obituary-professor-ilya-neustadt-1473958.html (14Aralk 2012)).
7
1928 doumlu olan Cohen, 1960 ve 1965 yllar arasnda Leicester niversitesi'nde sosyoloji alannda
retim grevlisi olarak almtr (http://www.guardian.co.uk/news/1999/oct/13/guardianobituaries4
(14 Aralk 2012)).

5
Kings Collegede lektr8 olarak almaya balad. 1986 senesine gelindiinde,
Cambridgein yeni fakltesi olan sosyal ve politik bilimler fakltesinin kurulmasnda
lider/klavuz rol oynad ve ilk dekan olarak atand (Bryant ve Jary, 2003: 251).
Giddens; 1996 senesine kadar Cambridge niversitesinde kald, fakat tm dnyadaki
dier enstit ve niversitelere saysz ziyaretler yapt (Bryant ve Jary, 2003: 252).
Giddens Cambridgede almaya balamas ile beraber yaad uyum sorununu ve
hayrete dt benzerlii yle ifade eder:

Cambridgete daha ok Oxbridgeden9 gelme insanlar arlktayd. Byk


ounluk akademik yaamlarnn en azndan bir ksmn Oxbridgete geirmiti.
Benim gibi tamamyla dardan gelmi insan yoktu. Bylesi bir ortama girmek iin
henz hazrlkl deildim. 1970lerin balarnda elitler ve iktidar meselesi zerine
alyordum. zellikle nceki kuaklar arlkl olmak zere, zel okullarda eitim
grp Oxbridgee ve oradan da hkmette, diplomaside, hukuk ve dier daha
kkl grevlerde almaya geenler arasnda nasl olaanst bir sreklilik
bulunduunu grnce hayrete kaplmtm. zel okullarn binalar Oxbridgein
binalarna benziyordu; bu binalarn her biri eitli iktidar koridorlarndan birini
andryordu. Dahas, Oxbridge dnda benzeri bir niversite sistemi yoktu; halen
de yok (Giddens ve Pierson, 2001: 21-22).

1997de LSEnin yneticiliine getirilen Giddens, ayrca 1985ten bu yana


kurucularndan olduu Polity Pressin10, 1989dan bu yana da Toplumsal Aratrmalar
Merkezinin bakanl ve yneticiliini yrtmektedir (Giddens, 2008: 1). ngiltere
Babakan Tony Blairin danmanln yaparak ve i Partisini destekleyerek siyasal
alanda aktif rol oynayan ve Haziran 2004te Baron unvan alan Giddens, halen
House of Lordsda11 i Partisini temsil etmektedir (Giddens, 2011: 2).

Giddensin yapm olduu yaynlarnn says dikkat ekici bir biimde gze
arpmaktadr; 1971-1997 yllar arasnda yazd 32 kitabn yazar ve editrdr, ki
bu kitaplar 22 dile evrilmitir. Ayrca; yaklak olarak belirtmek gerekirse, 200 civar
makale, deneme ve akademik dergilerde deerlendirmeleri, kitaplar ve sempozyum
katlmlar/sunumlar ve dergiler ile gazetelerde yaynlar vardr (Bryant ve Jary,
2003: 248). Farkl bir bak asyla deerlendirdii, temelde sosyolojinin
8
Okutman (http://www.oxfordreference.com/view/10.1093/oi/authority.20110803095851643(27 Mays
2012)).
9
Oxford niversitesi ve Cambridge niversitesi kelimelerinden tretilmi olan Oxbridge ifadesinin
resmiyeti olmamakla birlikte yaygn olarak kullanlmaktadr (http://www. oxforddictionaries. com (12
Haziran 2012)).
10
Cambridgede bulunan basm evi/firmas (http://www.polity.co.uk (14 Haziran 2012)).
11
Birleik Krallk parlamentosunun st kamaras/ Lordlar Kamaras. Lord nvan tayanlar yedir
(http://www.parliament.uk/lords (17 Haziran 2012)).

6
kurucularna paralel klasik sosyoloji ierikli ilk eseri diyebileceimiz kitab olan
Kapitalizm ve Modern Sosyal Teoriden yle bahseder:

Kitab yazdm sralar toplumsal dncenin tarihini yorumlayan en


nemli isim Talcott Parsonsd. Temel kitab olan nl Toplumsal Eylemin
Yapsnda Marxtan ok az bahsedilmi ve eserlerinden hibir alnt yaplmamt.
Genellikle yalnzca Marx temel alan Marksistlerle, ounlukla Durkheim ve
Weberle ilgilenen sosyologlar arasnda bir ayrma vard. Bu n tek bir ciltte
bir araya getirmeye ve hepsine eit muamelede bulunmaya altm. Daha sonra
Marx, Durkheim ve Weberden sosyolojinin klasik kurucusu olarak sz etmek
bir gelenek haline geldi. Ama kitab yazdm sralarda byle bir ey yoktu.
Ksmen, bir yandan Marx her ey olarak grp Marksizmin eylerin gerekliini
bir anlamda ortaya kardn dnen ve burjuva sosyologlar ihmal edilebilir
kabul eden yazarlara, dier yandan da Marxn, daha sonralar aslen Durkheim
ve Weber tarafndan gerek yerini bulmas salanan toplumsal teorinin geliiminde
erken bir evreye ait olduunu dnen Parsonscu dnceye kar yazdm. Ayrca
bu dnrlerin fikirlerinin ortaya kna daha tarihsel bir balam kazandrmak
istedim (Giddens ve Pierson, 2001: 31-32).

Giddens; Marx, Durkheim ve Weberden sosyolojinin klasik kurucusu


olarak bahsedilmesini, kendi yazm olduu eserin kazanm eklinde
deerlendirmektedir. 1977 senesinde yaynlanan Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar
sosyolojik doktrinlerden farkl bir yola ynelii ifade etmekle beraber daha sonra
gelecek pek ok kitabnn da temeli/plan/projesi niteliini tar. yle ki; 1979
senesinde yaynlanan Sosyal Teorinin Temel Problemleri ve 1984 ylnda yaynlanan
Toplumun Kuruluu adl eserlerinde hem yaplama teorisine bir giri nitelii tayan
bir yaklama hem de toplum hayatnn somut aamalarna bir k tutmak olan
yaklamlarna tanklk ederiz. Bu durum karmza farkl tanmlamalarla km olsa da
znde u ekilde ifade edilir:

Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar, diyalektik mantk ile sosyolojide


farkl, zt yaklamlarn birbirine telif edilerek, ztlarn birlii ilkesinin tezahr
ettirilmesiyle gerekletirilmitir. Giddensn almas, Comteun pozitivizmi gibi
bir meta-teoridir12. Comte, aydnlanmann baz kavramlar (ilerleme kanunu
Condorcet- ve toplumun doal yasalar Montesqiue-) ile muhafazakrln dzen
nosyonunu pozitivizmde birletirmi. Birbirine zt iki dncenin meta-teorisini
yapmtr. Giddens da benzer ekilde davranarak bir meta-teori gelitirmitir. Zt
dnceleri birbirleri ile telif ederek, st okuma ile onlardan meta-teoriler ina
etmek bat dncesinin ilerleme metodudur, Kant byle bir tavrn en nlsdr.
Belki de Hegelin insanlk dncesinin ilerleme mantnn diyalektik olarak
kavramasnn nedeni budur. ncelikle toplumu zne kabul eden holistik ve insan
zne kabul eden aksiyonel yaklamlarn eksiklikleri ve sivrilikleri birbirleri ile
giderilerek insan ve toplumun birbirlerini yaplatrdklar gsterilmeye allm.

12
Bir teori hakknda teori (http://www.britannica.com/EBchecked/topic/378037/metatheory ( 6 Temmuz
2012)).

7
Daha sonra anlamac/yorumsamac sosyal bilim anlay ve pozitivist sosyal bilim
anlaynn, tinsel bilim olarak sosyoloji ve doa bilim benzeri sosyoloji anlaylar
birbirleri ile telif edilerek, sosyolojinin, idealist znelci bilim ve doa bilim
benzeri kutuplamas giderilmeye allmtr. Bu bilim anlaylarnn ontolojileri
gerei, insan zne ve toplumu zne yapma giriimlerine karlk, yaplamac
ontolojinin uzants olarak, insann eylemini yapy hem koul hem de kstlayc bir
biimde kullandna dikkat ekilmi bylece insann toplumsal davrann ele alan
sosyolojinin yorumsamac ve aklayc olmas ile biimlendirilmesi ne
srlmtr (Akpolat, 2007: 70-71).

Akpolat, sosyolojinin kendi ierisinde kutuplatrlmasnn nne nasl


geileceini ve zm olarak hangi ynde ilerleneceini yukarda verdii
karsamalarla dile getirmeye almtr. Giddensn Modernliin Sonular adl
eserini ise modernlik zerine ina ettii/edilen, bir baka ifade ile var olan
binann/iskeletin tekrardan ele aln ve hatta baz kolonlar ve kirileri krarak yeni ve
baka odalar oluturulan ve baz kemikleri krarak farkl/baka uzuvlar sunabilme
istei/abas/gayreti gibi deerlendirebilmek mmkndr. Dier taraftan; Doa
bilimlerinde dngsellik, bilimin yalnzca yntem olduu gereiyle ilgilidir; yle ki,
tm benimsenmi bilgi biimleri reddedilmeye aktr. Toplum bilimleri ise modern
kurumlarn yapsal temelini oluturan iki boyutlu bir dngsellik varsayarlar (Giddens,
2010: 159). 1994 senesine geldiimizde Giddens; Sa Ve Solun tesinde-Radikal
Politikalarn Gelecei- kitab ile fundamentalizmin13 ykselii, politik sorunlar ve
cinsiyet ayrmlar gibi konulara deinen ve fakat klasik siyasi yelpazenin derinlerinde
politik adan radikal olmay yeni bir yaklam iinde paylamaktadr. Giddens;
radikalizmi bu kapsam iinde tarihle snrlar:

Radikalizm, yani her eyi kknden ele alma, yalnzca deiimi ortaya
karma deil, ayn zamanda tarihi ileri gtrmek iin bu deiimi denetleme
anlamna geliyordu. Bugn artk geersiz grnen de bu projedir ite. Byle bir
duruma nasl bir tepki gsterilmelidir? Bazlar radikal deiim olaslnn
kalmadn sylemektedir. Tarih, var olduysa bile, artk sona ermitir ve sosyalizm
ok uzak bir kprdr. Yine de, deiim olaslklarnn nnn kapanm
olmasndan deil, tersine bunlarn bolluundan sknt ektiimiz sylenemez mi?
nk gerekten de, sonsuz deiimin yalnzca rahatsz edici olmann tesinde

13
Fundamentalizm (dinsel) (fundamentalism-religious) : Bildirilmi dinin temel metinlerine ya da
"temeller'ine (fundamentals) geri dnmeyi isteyen bir hareket ya da inan. Dolaysyla fundamentalizm,
dinde modernizmve liberalizme zt bir izgidir. Fundamentalizm terimi, 1920'lerden beri Hristiyanlk
iindeki Protestan eilimler ve son zamanlarda slamiyet iindeki eilimler sz konusu olduunda
kullanlmaktadr. Teolojik bir nitelik tamasna ramen, genellikle toplumsal reform ve siyasal iktidarn
ele geirilmesi projeleriyle balantldr (Sosyoloji Szl, 1999: 251).

8
kesinlikle zararl da olduu bir nokta gelir ve toplumsal hayatn pek ok alannda bu
noktaya kesinlikle ulaldn ileri srmek mmkndr (Giddens, 2009: 9).

Giddensn bu yorumlarndan hareketle; deiim belirli snrlar atktan sonra


zarar veren bir srecin balad ileri srlebilir. Giddensn dikkat eken ve n planda
olan eserlerinden bir tanesi de 1998 senesinde yaynlanan nc Yol adl eserinin
devam nitelii tayan nc Yol Ve Eletirileri ismini verdii dier kitabdr. Her
ne kadar kitap isminden de anlalaca zere daha evvel karm olduu kitabn
savunmu gibi bir izlenim vermi olsa da gerekte ve belki de dolayl olarak ne kitabna
ne de kendine yaplan eletirilere bir cevap nitelii tar. Giddens bu kitabnda daha ok
ana erevede nc yol politikasna/fikrine/yaklamna yaplan eletiriler zerinde
durmaktadr. Yaayan en etkili toplumsal kuramclardan olan Giddensn ngilizce
eserlerinin yan sra Trkeye de evrilmi pek ok eseri de bulunmaktadr.

1.1.1. Giddensn Dnce Dnyasna Genel Baklar

nsann kendi uygarln doru perspektiften grmesi hi de kolay deildir.


Kendi uygarln doru perspektiften grmenin belli yolu vardr, bunlar da seyahat,
tarih ve antropolojidir (Russell, 2008: 125).

lk olarak Giddensn sosyal teoriye nasl, hangi artlarda dahas hangi


lekten baktna ve ne ya da neler ile snrlandrdna ve/veya snrlandna baka
bir deyile yukarlara kabilmek iin basama kulland ve fakat basaman varln
gei iin kabul edip ilerleyen aamada yokluunu kabul ediini onun teoriye bakn
ya da teoriye ykledii derin anlam olarak grebiliriz.

Sosyal teorinin kendini ncelikle on dokuzuncu yzyl toplum felsefesi ve


dncesinden miras kalan dalizmlerden; ikili kartlklardan kurtarmas gerektiini
dnen Giddens, bu dalizmlerin yaratt eylem (faillik)/yap, birey/toplum,
makro/mikro, determinizm/iradecilik, znelcilik/nesnelcilik ve nitel/nicel
14
metodolojik yaklamlar gibi ayrmlardan kurtulmann, eylem felsefesindeki

14
Metodoloji szc bazen, belirli bir disiplin dhilindeki ampirik aratrmaya, hatta geni apl
almaya dair yntemler ve genel yaklamlara gnderme yaparak kullanlsa da, "aratrma teknikleri"
terimi bu balamda daha yerinde olabilir. Metodolojinin temel ilgi oda, sosyal bilimlerdeki kapsaml
bilim felsefesi konular ile pratikte sosyologlarn ve dier sosyal bilimcilerin almalarnda nasl

9
tartmalardan eletirel gzle yararlanlan bir eylem sosyolojisi, daha dorusu uygun
bir faillik/yap anlay gelitirmekle mmkn olduunu dnr. Bu yzden o, yap-
eylem anlayn bir yanda yapsalclk ve ilevselcilik, te yandan yorumcu
sosyolojiler, yani sembolik etkileimcilik, fenomenolojik sosyoloji ve
etnometodoloji eletirisi balamnda gelitirir (Giddens, 2005: 4). kinci olarak,
Giddens, etnometodolojinin toplumsal hayatta refleksivitenin15 merkeziliini dier
yorumcu perspektiflerden daha kapsaml olarak yakaladna inanr. Bu eksende de
akland gibi, eylem kavramnn insan aktrlerin self-refleksiyon kapasitesi, kendi
davranlarn rasyonel olarak kontrol kapasitesiyle tamamlayc bir iliki iinde
olduunu ne srer. Giddensa gre, etnometodoloji dnda, ou Ortodoks
sosyolojide (Parsonsn ilevselcilii de dhil), refleksivite, etkileri mmkn olduu
kadar asgariye drebilecek ve mevcudiyeti sadece, olduka marjinal dzeyde,
eyyama uyma etkisi16, kendini dorulayan kehanetler v.b. biimde kabul
edilebilecek nemsiz bir ayrnt olarak alnr (Giddens, 2005: 12).

Yap ile znellik arasndaki iliki, buna paralel olarak da gerekircilik ve


iradecilik, toplum teorisinde durmadan insann karsna kan en zor meseleler
arasndadr. 1970lerin sonu ile 1980lerin banda yaymlanan birok metin de
grlen, 1984te de Toplumun Kuruluunun yaymlanmas ile en olgun biimine
kavuan yaplatrma teorisi asndan bu meseleye kendine zg bir zm getirmitir
(Giddens, 2001: 59). Giddens geleneksel yap ile znellik problemini yle dile
getirir:

Bu geleneksel bir problem deil, en azndan bu terimlerle ifade edilmedi.


Gemite bu konu, genellikle birey ve toplum, znellik ve toplumsal sistem
arasndaki ikilik olarak grld. Birey ve toplum arasndaki ilikiye dair bu
geleneksel soru zerine dnmek yaplatrma fikrinin dayand zemindir.
Bunlarn yeterince iyi ilenmemi kavramlar olduuna inanyordum. nsanlar
genellikle sanki bireyin ne olduu ok akm gibi bireyden sz ediyordu, ayn
ey ou zaman toplum iin de geerliydi. Bunlar incelemek ve daha elle tutulur
hale getirmek istedim. Yaplatrma (structuration) terimini Franszcadan aldm;
ngilizcede benden nce kullanldn sanmyorum. Bu terimle toplumsal hayatn

ilerlediklerinin, aratrmalarn ne ekilde yrttklerinin, kantlarn geerliliini nasl tespit ettiklerinin,


neyin doru neyin yanl olduuna nasl karar verdiklerinin incelenmesidir (Sosyoloji Szl, 1999:
498).
15
Felsefe asndan, bir ideolojinin; bir dnce sisteminin, aratrma nesnesi konusunda kulland
bak asn bunlar kullanarak ulat dnce ya da teorilere uygulamas (http://www.
oxforddictionaries. com (7 Mart 2012)).
16
inde yaanlan zamann artlarna uyma etkisi (Giddens, 2005: 12).

10
aktif devingenliine vurgu yapmak istedim. Toplumsal hayat yalnzca orada duran
toplum olarak veya buradaki bireyin eseri olarak grmek yerine, ayn zamanda
daha byk kurumlar yeniden reten, insanlarn eitli uygulamalar ve sre giden
faaliyet dizileri olarak dnmeliyiz. Altta yatan fikir buydu ve buradan hareketle
znellik ve yap zerine dnerek, temel terimleri gelitirmeye altm.
Bireyle veya toplumla balamak yerine, yinelenen toplumsal uygulamalar fikrini
toplum biliminin merkezine aldm (Giddens, 2001: 59-60).

Giddensn; zmlemelerinde zellikle zerinde durduu ikilii birletirme


gayreti geleneksel yap ve znellikle ilgili yapm olduu bu zmlemede de kendini
hissettirmektedir. Bir toplumsal sistemin yaplamasn incelemek, bu sistemin kurallar
ve kaynaklar aracl ile toplumsal etkileim iinde nasl retildiini ve yeniden
retildiini gstermek demektir. Toplumsal etkileim sistemleri olan toplumsal
sistemler her ne kadar zorunlu olarak yaplara sahip olsalar da kendileri yap deildir.
Yaplandrma srelerinin devam dnda toplumsal yaamda hibir yap yoktur
(Giddens, 2011: 127). Yaplatrma teorisinin ok daha karmak ilkeler rettii, yap
ile znellik arasnda ince ayrmlara dayanan bir ikilik gelitirdii, ama yap ile znellik
arasndaki ilikiye dair bu yaplarn bireysel znelerin yaptklarn belirleyen, etkileyen
ve kuran dsal sebepler olup olmadklaryla ilgili olarak esas sorunlarn stesinden
gelemediine dair bir gr de vardr (Giddens ve Pierson, 2001: 75). Bu paralelde
Giddens yapsal etkilerin kaynan ikiye ayrr:

Yapsal etkilerin gerekte iki kayna vardr. Bunlarn birincisi insanlarn


peinden gittikleri uzlamlarn srekliliiyle, dieriyse insanlarn yaptklarnn
amalanmam ve bir ekilde gelecekteki eylemlerini etkileyen sonularyla ilgili.
Benim benimsediim bak asna benzer bir ey olmakszn toplumsal hayata bir
anlam veremeyiz. Baka bir seenek gremiyorum. Ama ortada Durkheimn
toplumsal olgularndaki, hatta neo-klasik iktisatlarn yntembilim rneklerindeki
gibi baarsz seeneklerin olduunu pekl grebiliyorum. nsanlar kullandm
kavramlardan holanmayabilir, hatta diyelim Bourdienin veya baka birinin
yorumunu tercih edebilir; ama bu toplumsal hayatn ta kendisidir. Ne yaptn
bilen; insan zneler tarafndan srekli olarak, aralksz yeniden retilen, toplumsal
hayatta hem kararll hem de deimeyi salayan ey ite budur (Giddens, 2001:
76).

11
1.1.2. Bir Disiplin Olarak Politik Felsefe le lgili Kavramsal Belirlemeler

Bir zindanda hep zerimdeki otoriteye klelik ederek yaasam m acaba?


(Platon, 2006: 95)

Siyaset felsefesi; politik hayatn koullar/durumlar ve deerlerinin felsefeye


bal ieriini yanstan daldr. Politik felsefenin spesifik yntemleri dier
disiplinlerden ayrt edilebilir, rnein politik bilim ve tarihi eitli formlar ve ada
politik felsefe gibi eitleri gelimektedir (The Encyclopedia Of Political Science,
2011: 1268). Bir baka ifade ile politik yaam hedef alan ve devlet balantl objeleri
felsefi disiplin erevesinde inceleyen/aratran btn politik felsefe olarak
tanmlayabiliriz. Siyaset felsefesi pek ok dier alanda olduu gibi var olan/olmuu ve
bunlarn topluma yansmalar ile de ilgilenir ve fakat bunu yaparken, En iyi ynetim
biimi hangisidir? ya da Adalet, bir toplum/devlet iin gerekte nedir, ne
olmaldr? sorular rneinde olduunca, ihtimaller; olabilirler; gelecek tasavvurlar
zerinde durur ve var olmas gerekeni dnr, hayal eder ve sonulandrmaya alr:

Bir disiplini tanmlamak iin yaygn uygulama ya kendine zg


nesnelerinin temelinde ya da onun metodlarnn temelindedir. Onun nesnelerine
bakarak siyaset felsefesi, felsefenin siyaset almasna bal belirli bir dal olarak
tanmlanabilir. Siyaset filozoflarnn ana sorular: (1) meruiyet, (2) modlar ve
(3) siyasal iktidarn limiti/limitleridir. Birinciye ilikin politik gcn meruiyeti
politikalarn varln evreleyen siyaset filozoflarnn en temel sorulardr: Neden
ilk yerde/yerleim alannda politik bir g olmal? Neden insanlar hkmetler
altnda/ynetiminde yaar? Bir anari durumu tercih edilebilir bir yaam olabilir
mi? Bu sorular ok nemli felsefi sorunlara dokunur (The Encyclopedia Of
Political Science, 2011: 1268).

Baka bir ifade ile siyaset felsefesinin ana elementleri olarak iktidarn z, zn
varoluu ve var edilen (insanlarn kendi kendine var ettii ya da varln kabul ettii)
bu zn uygulan/kullan yntemi ve ortak akln kabul edilebilirlii en yksek pozitif
dnmeleri zerine almalar yaparak bir anlamda var olan yapnn evrimletirilmesi
gibi her zaman daha uzaklar grmeye, ulamaya; bir adm tesinde ise deitirmeye
alr ve/veya deitirilmesini salayan/salayacak projeleri kymetli bir ressam gibi
izer/izmeye alr. Bu noktadan hareketle politik felsefese iktidar, devlet,
egemenlik ve dolayl ya da dolaysz olarak birey elementler aras-elementler birey
aras etkileim ve de bu etkileim sonucu doan/gerekleen eski/yeni elementler

12
zerine dnce reten ve gelitiren bir disiplindir. Siyaset felsefesi kabul edilen
sorular ve sorunlar var olan dzenden (devlet, iktidar, egemenlik v. b. ) ziyade
dzenin varlk sebebini tm elementleri dhilinde sorgulayarak elementleri oluturan
atomlarn da derinine inerek atom neden vardr, neden elementleri oluturur en ideal
oluum nasl gerekleir, tm atomlarn kabul edebilecei bir oluum var mdr gibi
balklar sorgulayarak kabul edilebilir en iyiyi keza en ideali kefetmeye alr. Politik
felsefenin kavramsal olarak bu noktada bahsedilen ekliyle; elementsel olarak da
sralandnda brokrasi, hukuk, egemenlik, meruiyet, devlet, birey, yasa, hak,
ynetim, iktidar, sivil toplum kavramlarn/elementlerini aratrr/inceler. Sralanan
kavramlarn temeline zetle bakmak gerekliliiyle:

Meruiyet: Merulatrma (legitimacy, legitimation), gcn (iktidarn)


yalnzca kurumsallat bir sreci deil, ayn zamanda ve daha nemli olarak, ona
atfedilmi ahlki bir temeli de anlatr. Meruiyet (veya otorite), geerli saylan
istikrarl bir g (iktidar) dalmnn yanstt bir zelliktir (Sosyoloji Szl,
1999: 495). Eer iktidarn icrasnn dayand haklar yok ise, iktidarn icras meru
deildir. Aksi halde ise merudur (Scruton, 2007: 388).

Ynetimin yazl yasalar paralelindeki snrlar koruyarak otoritenin resmi bir


biimde kullanm, ynetme gcn yasalara uygun olarak devam ettirmesi olarak da
deerlendirilebilir.

ktidar: G (power), toplumsal tabakalamann merkezindeki kavram


iktidardr. Bu yzden, iktidarn anlam zerine ok sayda tartma kmas (baz
sosyologlarn bu terimi gemite hangi anlamda kullandklar da bu tartmalar
arasndadr) artc deildir (Sosyoloji Szl, 1999: 328).
Devletin siyasi otoritesini dolaysyla gcn elinde bulundurann buna bal
olarak halk ynetme gcn ifade eder.

Birey: Blnmeyen kendi iinde blnmez olan, kendine zgln


yitirmeden blnemeyen t e k varlk. Genel olarak her var olan bir birey olabilecei
gibi, bamsz bir kii olan insanda bir bireydir (Akarsu, 1975: 18). Bir trn kapsam
iine giren somut varlk (Byk Trke Szlk, 2007: 514) Kendine has kimlii ile

13
toplumun dierlerinden fark/farkllklar ile ayrlarak ne kan insandr. nsan; usu
olan canl varlk (Akarsu, 1975: 98).

Yasa: Yun. Nomos. Olaylar arasnda dzenli bir banty saptayan ve bir eyin
zorunlu olduunu dile getiren genel nerme. Hukukta: Toplumda bireylerin aras
ilikileri dzenlemek amacyla devlete konmu ynerge ve kurallar (Akarsu, 1975:
185). Dncenin mantksal bir deeri olmas iin uyulmas art olan temel (Byk
Trke Szlk, 2007: 3849). Dier bir ifade ile hukuku meydana getiren yazl
kurallarn her birisi olarak toplum iindeki bireyin/bireylerin eylem ve davranlarn
dzenler.

Hukuk: Siyasi aktrler veya vatandalarn davranlarn yneten, ya


birbirleriyle veya aktr ve baz genel g veya otorite arasnda tannan herhangi bir
sistem (Robertson, 2004: 274). Toplumu dzenleyen ve devletin yaptrm gcn
belirleyen yasalarn btn, tze (Byk Trke Szlk, 2007: 1630 ). Devletin
toplum ve dolaysyla da bireyin/bireylerin arasnda devlet ile olan ilikilerini
dzenleyen yazl kurallar ve yasalar sistemi olarak da adaleti salayan ve hakszla
engel olan bir btn olarak ortaya kmaktadr. Hukuk sosyolojisi ise (sociology of
law), hukuk (devlet ve benzeri otoriteler tarafndan saptanan hareket kurallar ya da
yasalar anlamnda), sosyolojinin btn kurucularnn kuramsal ve zel ilgilerinin balca
nesneleri arasnda yer almtr (Sosyoloji Szl, 1999: 307).

Devlet: Devlet (state, the state), toplumu yneten kurallar belirleme yetkisine
sahip olan zel bir kurumlar btndr. Max Weber'in szleriyle, devletin, belirli bir
toprak parasnda meru iddet kullanma tekeli vardr (Sosyoloji Szl, 1999:
146). Devlet, temel olarak sistem veya bir nesnenin yntemidir (Audi, 1999: 876).

ncelikli olarak toplum dzenini salayan ve toplum zerinde siyasi otorite


kuran varlk. Dier taraftan egemenlie sahip yegne siyasi kurum iken mevcudiyeti
gerei toplumu snr tesine kar korumak, snr iinde ise toplumsal dzeni
salamaktr.

Ynetim: Ynetmek ii, ekip evirmek, idare (Byk Trke Szlk, 2007:

14
3951). Herhangi bir kurum, tekilat ya da sistemli/sistemsiz yaplanmann uygun
biimde ve en iyi kty salayacak ekilde altrlmas, iletilmesi. Ve elbette iktidar
sahibinin toplumun btn zerine hkm etmesi/idare etmesi.

Egemenlik: Devletin belirli snrlar iinde, belli bir toplumda, serbeste iktidar
gcn kullanabilmesidir. Yani d ve i basklardan kurtularak kendini
ynetebilmesidir (Bolay, 2009: 103). Ynetimini hibir kstlama veya denetime bal
olmakszn srdren, baml olmayan, hkmran, hkim (Byk Trke Szlk,
2007: 3951). ktidar olmann doal sonucu olarak var olan gcn etkin olarak
ynetilmesi/idare edilmesi.

Hak: Sosyolojide haklar genellikle belirli topluluklarla birlikte ortaya km


grnmektedir: Haklar toplumsal bakmdan bir yenilik niteliindedir ve siyasal
yaamda nemli -ve itirazlarla karlaan- roller oynarlar (Sosyoloji Szl, 1999:
291).
Adaletin, hukukun, gerektirdii veya birine ayrd ey, kazan. Gemi ve
harcanm emek. Bireyin ftrata uygun ve yasalara aykr olmayan istekleridir (Byk
Trke Szlk, 2007: 1495). Hukuk sistemi snrlar kapsamnda bireye salanan yetki.

Brokrasi: Brokrasi (bureaucracy), yetkili idareciler topluluu ile belirli bir


idare sisteminde (rnein bir devlet ya da resmi rgtte) geerli prosedrler ve ilerden
oluur (Sosyoloji Szl, 1999: 85).
Kamu ynetimi. Krtasiyecilik (Byk Trke Szlk, 2007: 608). Devletin
ynetimindeki alanlarnn btn anlamnda resmi hiyerarik yapyla devlet ilerinin
yapl biimini ifade eden sistemdir.

Sivil Toplum: Sivil toplum her zaman iin toplumsal hareketlerin dinamii
olarak grlm ve onlar kapsayan bir nosyon olmutur. Sivil toplum ayrca, kazanlan
hak ile ykmllklerin birlemi haliyle, bunlarn sivil toplum dzeyinde pratie
geirilmesini, tartlmasn, yenilenmesini ve yeniden tanmlanmasn somutlayan
yurttalk kavramnn dinamik taraf olarak grlebilir (Sosyoloji Szl, 1999:
662). Herhangi bir ekilde devlet kurumuna ait olan ya da devlet kurumunun kts

15
olan sivil olarak deerlendirilemez. Kendi i dinamiini oluturarak ilgili haklarn,
hrriyetlerini devlet kurumlar dnda savunabilen zerk ve bamsz toplum paras.

1.1.3. Politik Felsefe le lgili Tarihsel Belirlemeler

nk Gne lkesi dnya tesine ncelik tanyan bir inanla donatlmtr ve


bu inancnsa kapsamad hibir alan yoktur (Campanella, 2009: 101).

Tarihsel olarak bakldnda politik felsefe eski yunan ile ve (Eflatun) Platonla
(M. . 427-347) balar. Sokratesin (M. . 469-399) yazl bir eserine vakf
olunmad iin genel olarak onun da Platondan renilmesi sz konusudur. Bu da
aa yukar 2500 yllk bir politik felsefe tarihi olduu anlamna gelir.

Platon aktel siyasal tartmalarda da yer kaplayan devlet, halk, ynetim


biimleri, demokrasi, katlm, farkl toplumsal snflar yurttalk yabanclk, din-
siyaset, eitim-siyaset, mlkiyet biimleri-siyaset v.b. ilikiler gibi konular zerinde
durmutur. yi bir ynetim iin adaletli devlet vurgusu yaparak adeta adalet
mlkn/devletin temelidir anlayn ncelemitir. Dolaysyla btn bir politik felsefe
tartmalar iin Platon hl nem tayan bir isimdir. Filozoflarn; bu anlamda da
bilgin/kil insanlarn toplumu idare etmesi/ynetmesi eklindeki eitsizlik ve
Aristokratik hava kokan ifadelerine lemmul bir anlam ykleyebilmek, dolaysyla da
bu insanlarn akllarnn stnln bir baka deyile bu akllardan kmas muhtemel
muhteem ve/veya sra d fikirlerin tabii sonucu aracl ile kukusuz ki ynetimin
akla ve dolaysyla da akil insanlara ait olduunu dnbilimsel izgide ispatlamaya
alr. Bu sebeptendir ki varl idea ve nesne, toplumu alan-altran/yneten-
ynetilen, evreni ise nesneler evreni-idealar evreni olarak ayrr. Bir baka ifade ile:

Platona gre ruh, yekpare bir yap gstermez, farkl ilevleri bulunan 3
blmden oluur: bu blmlerden ussal olan, insan beyninin faaliyetini yanstr ve
dnme gcn harekete geirir, kalpte bulunan 2. blm, cesaret ve fke gibi
tepkilerin yaratcsdr, 3. blm ise, arzular/hazlar/tutkular harekete geirendir.
Platona gre erdemli insan, bunlarn ne birden hkmedebilen, bu blmler
arasndaki dengeyi kurabilen insandr. Nasl birey, ruhunda bulunan blmn
uyumunu salayabildiinde huzura kavuuyor ve erdeme sahip olabiliyorsa, insann
btn yaamn dzenleyen devlet de, canl bir organizma gibi dzenlenmeli, ruhun
blmlerine karlk den 3 ayr snftan olumaldr. 1-) Siteyi aklla yneten filozof-
yneticiler, 2-) Siteyi cesaretle koruyan muhafz-savalar ve 3-) hazlarn doyurmak
iin alan zanaatkrlar/iiler (Yardmc ve vgn, 2007: 21).

16
Platonun yukarda belirtilen snflandrmas o dnem iin anlaml olabilir ne var
ki; aktelde akll yneticilerin aklnn lsnn ne olduu, cesur muhafzlarn
gerekten sadece savala m ilgilendii, iilerin ise tek amacnn hazlarn doyurmak
iin var olmak m istedii gibi almlar pekte anlaml gzkmemektedir. Dier taraftan
Platon; insanlarn toplu yaamalarna sebep olan ve de toplumu var eden ana nedenin
insann kendi kendine yeterli gelmeyerek varln devam ettirebilmesi iin gerekli
olan/olanlar karlama ihtiyac ile dier insanlara duyduu muhtalktr/gereksinimdir;
ki buradan toplumu yaratan kavram iblm olarak karmza kagelir. blm ile
birlikte toplum yapsn dile getirmeye balayan Platon besleyiciler ve koruyucular snf
ile ideal devletinin iki snfn ortaya karm olur. deal devlet insan ruhu gibi
dzenlenmelidir, ruhta 3 blm bulunur: akl, cesaret, arzu:

(Tablo 1: Platon deal Devlet-nsan Ruhu)

Ruh deal devletin unsurlar Erdemler


Akl Yneticiler Bilgelik, ihtiyat
Cesaret Muhafzlar/Koruyucular Cesaret, Doruluk
Arzu reticiler: Zanaatkrlar/iiler lllk
Kaynak: Yardmc ve vgn, 2007: 22.

Organizmac toplum tasvirlerini Platon, u ekilde srdrr: Nasl ki insann


temel nitelii vardr ve o, bunlarn fonksiyonlarna bal olarak var olmaktadr;
toplum da yledir. nsandaki nitelik; dnmek, fkelenmek ve itahadr. Bunlardan
her birinin, denk dt erdemler ise bilgelik, cesaret ve lllktr. Bir insann
doru insan olmas bu ynn dengesiyle mmkndr. Doru insan, itaha ve fkesini
akln kontrolne sokabilen insandr (Toku, 2005: 48).

Toku, yorumlamasnda akln itaha ve fkeyi bastrabilmesi ile doru insan


profilini izerken hakl olabilir, fakat ne var ki yle zamanlar yaanabilmektedir ki akln
mdahil edemedii fke veya itaha doru insan profili olarak belirebilir,
belirebilmektedir. Akln, itaha veya fkenin ekillenmesi ile doru insan, doru insan
ile beraber ise doru ynetimlere ulalabilir. Platonun ideal devletini de gz nne
alarak ynetim trlerini u ekilde sralamamz mmkndr: Patriarsi, Monari,
Aristokrasi, Timokrasi, Oligari, Demokrasi (Yasal Demokrasi-Yasasz Demokrasi),
Tiranlk. Mevcut snflandrmay bir tablo zerinde gsterecek olursak:

17
(Tablo 2: Platonun Siyasal Rejimlerinin Snflandrlmas)

Siyasal Rejimler nsan Ruhunun Baskn lkesi


deal devlet yilik: Akl
Timokrasi Kibir/Onur
Oligari Cimrilik
Demokrasi Yasasz zgrlk
Tiranlk Vahi/Yabani arzu
Kaynak: Yardmc ve vgn, 2007: 31.

(Tablo 3: yi-Kt Yasalar Ya da Yasasz Siyasal Rejimler)

Ynetimde Bulunan Kii yi Yasalarn Egemen Kt Yasalarla Ynetilen Ya Da


Says olduu Siyasal Rejimler Yasasz Olan Siyasal Rejimler
Tek Bir Kii 1. Anayasal Monari 6. Tiranlk
Aznlk 2. Aristokrasi 5. Oligari
ounluk 3. Ilml Demokrasi 4.Yasasz
Kaynak: Yardmc ve vgn, 2007: 34.

Platondan Aristotelese (M. . 384-322) gelindiinde, Aristotelesin bir


yandan bu kavram ve olgularn zerinden hocasndan yer yer etkilenerek, yer yer
farkllaarak getii grlr. Aristoteles; usuluk ve usu n plana eken/ekmeye
alan ifadeleri/yaklamlar ile dncelerini parltl bir deri zerinde her zaman
yannda tayan Platona kar, kinat ve kinatsal hakikatlara ait
zmlere/zmlemelere yeryznde cevap bulunabileceini dnr/inanr. yle ki
somut/gerek modellerin ve baka bir ifade ile rneklerin zaman zaman ya da sklkla
hemen yan bandaki evreden alr. Bu bazen eitlikle ilgili bir dnce olabilirken
bazen de Atinann anayasas olarak karmza kacak ve te yandan da anayasal
ynetim gibi Platonda olmayan yeni bir konuyu politik felsefeye kattna ahitlik
etmemizi salayabilecektir:

Anayasal ynetimin (yahut polity) yozlam hali Aristoteles tarafndan


demokrasi olarak adlandrlmaktadr ve yoksullarn ynetimde olduu bir sistem
olarak tanmlanmaktadr. Tpk tiranln bir kiinin kendi karna ynetimi, olduu ve
oligarinin az sayda mreffeh insann kendi snf karlarna uygun ynetimi olduu
gibi, demokraside yoksullarn yalnzca yoksullar iin ynetimidir (Ebenstein, 1996: 39)

18
Aristotelesin zirvede grd toplum dier toplumlar da kapsayan ve zirvedeki
iyilie trmanabilmenin yegane ama olduu polis olarak karmza kar ki bu; iyi ve
mutlu bir yaam gerekletirmek iin poliste kendini bulur. Yukarda da bahsi getii
zere 158 polisin anayasasn inceledii belirtilen Aristotelesin Atinallarn Devleti17
adl kitabnda anayasa ile ilgili ifadelere u ekilde yer vermitir:

Pythodoros'un arkhonluu ylnda bugn de geerli olan ynetim biimi


kurulmutu. Kendi gcyle Atina'ya dnen Halk Partisi hakl olarak iktidar yine
kendi eline almt. Bu, ncekiler de hesaba katlrsa Atina anayasasnn urad on
birinci deiiklikti.

-Birincisi balangtaki ilk durumun deimesiydi; on'un ve onunla birlikte


gelenlerin Atina'da yerlemesiyle olmutu. Halk o zaman drt kabileye blnm,
kabile krallar belirlenmiti.

- kincisi -ve gerek bir anayasa getiren ilki- Theseus'un krallktan birazck ayrlan
devletiydi. Ondan sonra Drakon'un yapt deiiklik geldi. Bu dnemde Drakon ilk
olarak yasalar yazd.

-nc olarak, ierdeki uzun dvmelerden sonra Solon'un deiiklii geldi.


Bununla demokratia balad.

-Drdncs, Peisistratos'un tyrannosluudur

-Beincisi, tyrannosluun devrilmesinden sonra Kleisthenes'in kurduu dzendir. Bu


dzen Solon'unkinden daha demokratikti.

-Altncs, Med savalarndan sonra Areopagos Meclisi'nin baa gemesiyle olan


deiikliktir.

-Bundan sonra gelen yedincisini Aristeides ortaya atm, Ephialetes Areopagos


Meclisi'nidatarak tamamlamtr. Bu dnemde kent, deniz egemenlii yznden ve
demagoglar elinde pek byk yanllar yapt.

-Sekizinci olarak Drtyzlerin ynetimi ele almalar,

-dokuzuncu olarak da bundan sonra demokratiann yeniden kuruluu gelir.

-Onuncu deiiklik, Otuzlarn ve onlarn tyrannosluudur.

-On birincisi, Phyle ve Peiraieus'taki srgn demokratlarn Atina'ya dnlerinden


sonra balayan ve bugn de srmekte olan ynetim biimidir. Bu arada, ounluk
durmadan yetkilerini artrd. Halk kendini her eyin ba kld. Her eyi halk meclisi
kararlar ve halk mahkemeleriyle halk ekip eviriyor. Buralarn biricik egemenidir.
nce Meclis elinde bulunan adli yetkiler halka geti. Byle olmas da her halde
dorudur. Az sayda kimse ounluktan daha kolay kazan ya da kii nfuzunun
basks altnda batan kabilirler. nce Halk Meclisi'ne geleceklere bir cret
verilmemesi kararlatrlmt. Toplantlara pek gelen olmadndan prytanlar
oylarn kullanmak zere ounluu toplayabilmek iin birok are dndler. lk

17
Kitapta anlatlan ve kitapta bulunmayan olaylara bakarak Aristoteles'in bu eserini sa'nn doumundan
nceki 329 ylyla 325 yl arasnda yazm olduu sylenebilir. Demek oluyor ki kitap Aristoteles'in son
yllarnn rndr (Aristoteles, 2005: 3).

19
olarak Agyrrios, Halk Meclisi toplantlarna gelenlere bir obolos verdirdi. Ondan
sonra kendisine Byk Kral ad verilen Klazomenailli Herakleides bu gndelii
iki obolosa, ardndan yine Agyrrios obolosa kard (Aristoteles, 2005: 27-28).

Aristotelesin yukardaki aklamalarn deerlendirerek denilebilir ki er ya da


ge halk kontrol ele geirir/geirecektir, zira burada anlatlan on bir deiikliin
sonuncusunda da halk kendini her eyin ba yapmtr. Platon ve Aristoteles sonrasn
da ayn yetkinlik ve apta bir baka yunan dnr ile karlalamamaktadr. Buradan
roma siyasal dncesine, Roma siyasal dncesinden orta a katolik hristiyan
siyasal dncesine (Saint Aurelius Augustinus (M. S. 354-430), St. Thomas Aquinas
(M. S. 1226-1274) gibi), oradan protestan hristiyan siyasal dncesine (Martin
Luther (M. S. 1483-1546) ve Jean Calvin (M. S. 1509-1564) gibi) ve oradan da
modern siyasal dnceye yani Niccol di Bernado dei Machiavelli (M. S. 1469-1527)
ile balayp rnein; Thomas Hobbes (M. S. 1588-1679), John Locke (M. S. 1632-
1704), Jean-Jacques Rousseau (M. S. 1712-1778) gibi toplum szlemeci dnrlere
ve daha sonraki Georg Wilhelm Friedrich Hegel (M. S. 1770-1831) ve Karl Heinrich
Marx (M. S. 1818-1883) gibi modernlerle devam eden politik felsefe izgisine
bakldnda devletten balamak zere daha sonra modern dnemde egemenliin
eklenmesi ile devam eden biimde politik felsefenin birok ana konusunun tarihsel
olarak da ele alndna ahit olunmaktadr. Dolayssyla bu durum bu tez almasnda
tarihsel belirlemelere neden yer aldnn bir aklamasn oluturmaktadr.

1.1.4. Politik Felsefe Ve Politik Bilim

Platon ortak alglar yalnzca gerekliin glgeleri olarak yorumlarken


holograf ilkesi de benzer bir yap sergiler ama benzetmeyi tersine evirir. Glgeler -
yass yaplar nedeniyle ancak daha dk boyutlu yzeylerde hayat bulan eyler-
gerektir, ama ok daha zengin yapl gibi duran, daha yksek boyutlu varlklar (
bizler; evremizdeki dnya) yalnzca glgelerin uucu izdmleridir (Greene, 2010:
580).

ngilizcedeki politics, polity ve policy kavramlarnn n de Trkede


siyaset ya da politika szcyle karlamaya alyoruz (ala, 2010: 11). Fakat dier

20
taraftan, politika/siyaset, politik bilim ve politik felsefe kavramlarna gemeden evvel;
bilim ve felsefenin ayrld snra/snrlara bakmak daha doru/daha faydal bir
yaklam olacaktr. yle ki Bilim [ng. science; Fr. Science; Alm. Wissenschaft]:
D dnyaya, nesnel gereklie ve bu gereklikte yer alan olgulara ilikin, tarafsz
gzlem ve sistematik deneye dayal zihinsel etkinliklerin ortak ad (Felsefe Szl,
2010: 241). eklinde tanmlanrken Felsefe [ng. Philosophy; Fr. Philosophie;
Alm. Philosophie]: Yunanca seviyorum, peinden kouyorum, aryorum anlamna
gelen phileo ve bilgi, bilgelik anlamna gelen sophia szcklerinden treyen
entelektel faaliyet ve disiplin (Felsefe Szl, 2010: 641). biiminde
tanmlanmaktadr. Bilimin felsefeden ayrld temel noktay biliyoruz. Felsefe olmas
gerekeni bilim ise olan inceler. Ele ald konularn nedenlerini ve nasllarn aratrr
(Klal, 2011: 19).

Politik felsefe kavramna geldiimizde ise u ekilde bir tanmla


karlamaktayz; Kolektif hayatmz dzenlemenin en iyi yolunun ne olduu,
politik kurumlarla sosyal pratiklerimizi en iyi ve en doru bir biimde nasl
dzenleyeceimiz zerine felsefi dnm. (Felsefe Szl, 2010: 1405). Platon
nderliinde Atinada balayan felsefi etkinlik pek ok konuda olduu gibi politika
zerine de youn tartmalarn yaplmasna sebep olurken; nihayetinde en iyi politik
dzen, en iyi ynetim v.b. konularda felsefe bal altnda fakat politik felsefe ayrm
ile yerini bulur. Daha sonralar Platonun rencisi Aristoteles ise (ki kendisi yzyllar
sonra politik bilimin kurucusu olarak karmza kacaktr ) farkl eserlerinde hem
politik felsefeden hem de politik bilim tartmalar ve yazlaryla gelecekte hayat
bulacaktr. Politik felsefe neyin, nasl daha iyi olabilirlii zerine dnr; yle ki,
devlete neden ihtiya vardr, hukuku meru klan nedir, hkmet nedir, hukuk-hkmet
arasndaki iliki nedir/bir iliki var mdr, zgrlk nasl-neden snrlanr gibi benzeri
sorulara felsefi dzlemde cevap arar ve var olan sisteme kar bir zm olarak ortaya
sunabilir.

Hemen nceki blmde de zerinde durulduu gibi Platonun Devlet adl


yapt, Aristotelesin Politika adl eserlerinden de varacamz sonu zere
ilkalardan buyana filozoflarn politika ve de dolaysyla politik felsefe paralelinde

21
dolaysz olarak politik bilim ile youn bir birliktelikleri olmutur. Zira bugn dahi
bahsi geen filozoflarn eserleri zerine iddetli tartmalar olmaktadr.

Anlald zere, filozoflar sadece teorik anlamda sorular sorup zm


aramakla yetinmemi; teorik dnmenin beklenen sonucu olarak az ve/veya ok
politik teorilerini hizmete dkme eiliminde de olmulardr. Politika, toplum ve devlet
ynetimi ekseninde var olan ve ilerisinde var olabilecek etkinlikleri iermektedir. Bu
anlamda; var olan veya var olabilecek olan politik ifadeler anlamnda durumla ilgili
olarak politik bilim-felsefe kendilerine has yntemlerle politikaya hem zm hem
sorun retir; yle ki Platondan bu yana yzlerce sene gemesine ramen, kkl-
bykl toplumlar zerinde mutlak ve kusursuz bir politikaya ulalamamtr.

Kusursuz olma durumu toplumdan topluma, kiiden kiiye deise de


muhtemeldir ki kusursuzluk tanm dahi kendi iinde kusurlar dourabilir. Politika
onlarca yzyllk bu doymak bilmeyen hatalar ile bir trtl misali nne gelen her eyi
kemirirken (ki buna varlklar aibeli zaman ve dnya adl gezegen de dhildir. )
esasnda tek yapt kendini zamann var olu izgisinde ba aaya asmaktan ibarettir.
yle ki; zaman geldiinde bu kadim kavram son kez deri deitirecek ve hemen
sertleerek kk trtln yapt gibi krizalit18 bir yap ierisinde geirdii uzun
zamandan sonra u an ngremediimiz farkl uzuvlarla ismi politika olmayan yeni bir
varlk olarak gezegende kendine yer bulacaktr. Bu noktadan hareketle trtla hadi u
bakalm naslsa kelebek olacaksn sen denilemeyecei gibi politikada da kusursuzluk
aramak kusursuz ynetimler beklemek, tm gezegen toplumlar iin trtla hadi u
bakalm demek kadar naif bir harekettir/beklentidir.

Grld zere braklan bir ak kap vardr ve fakat bu politikadan kelebek


olmaz demek anlam tamad gibi evet politika kelebek olabilir/olacak anlam da
tamamaldr. Zira; bu ksa betimlemeden de anlalaca zere politik felsefe
politikann ve ierdii unsurlarn neler olabileceine ya da neler olabilecei zerine
yaplan teorik bir eylem iken politik bilim trtln karnn doyurmasndan ibarettir ki en
fazla iyi yapraklar seebilecei pratik bir eylem olarak ifade edilebilir/karmza
kabilir.

18
Krizalit, bcein kelebek olmadan evvel koza iinde veya dndaki hali (http://www.
oxforddictionaries. com (4 ubat 2012)).

22
Politik felsefe insanlar tarafndan varl kabul edilen bir baka deyile var
olmu/var olan/var olacak politika stne felsefi bir dn etkinlii olarak karmza
karken; Politik bilim var olan olduu ekliyle anlamaya/aklamaya ve incelemeye
alr ki bylece politik olay ve trevleri zerine sistematik bir yaklam sergiler.
Politik bilimde balangca gittiimizde Politika adl eseri ile karmza Aristoteles
(M. . 384-322)kar. Aristoteles polislerin (158 polis) anayasalar hakknda eserler
yazarak bunlar birbirleri ile kyaslama yoluna gider19. Bu duruma u ekilde bir rnek
vermek mmkndr:

Devrimlerin ve anayasay etkileyen deiikliklerin nereden ktn


incelerken, temel nedenlerden balamamz gerekir. Bunlar gruptur ve ona gre
snflamalyz: Birincisi devrime yol aan koullar, ikincisi amalanan hedefler,
ncs de yurttalar arasnda siyasal karklklarn ve iddetli atmalarn btn
eitli kkenleri (Aristoteles, 2010: 143)

Aristoteles anayasay etkileyen eitli unsurlar anlatrken bilhassa bunlarn


kkenlerini bilmek ister/istemektedir. Zira bunlar bilerek anayasa ve devrimlerin neden
gerekletiini daha net grmek ister/istemektedir. Benzer ekilde; Niccol di Bernado
dei Machiavelli (M. S. 3 Mays 1469 21 Haziran 1527) politika bilimi dzleminde
Prens isimli eserinin pek ok yerinde getii gibi Ka eit prenslik vardr ve bunlar
hangi yollarla elde edilir? bal altnda da politik bilim erevesinde sonulara
ulamaya alacaktr/almtr:

nsanlar zerinde hkimiyet kuran devlet ve iktidarlarn hepsi, gemite


olduu gibi gnmzde de, ya cumhuriyet ya da prenslik olarak ortaya
kmlardr. Prenslikler ya mirasa dayanr ya da yenidirler. Bunlardan mirasa
dayal olanlarda, bir senyrn soyu uzun sre ynetimdedir (Machiavelli, 2010:
25).

Elbette bu aklamalar aktel olarak tam karlklarn ifade etmemi olsa da o


dnem itibari ile yaplan bu kk snflama, yukar doru uzanan politik bilim/politik
felsefe merdiveninin alt basamaklarndan biri olmas kapsamnda aktel bilimsel
erevelere sdrlabilir.

19
Aristoteles 158 kent devletinin anayasalar ile ilgili ayr ayr eserler vermi fakat geriye sadece bu
konuda Atinallarn Anayasas adl eseri kalmtr (Aristoteles, 2005: 7).

23
KNC BLM

GIDDENSTA DEVLET VE LGL TEMALARA YNELK


BELRLEMELER

almann bu blmnde, birinci blmdeki politik bilim/politik felsefe


erevesinde Giddens da devlet kavram ele alnacaktr. Bu kapsamda almaya
devletin kavramsal ve tarihsel geliimi ile balamak doru olacaktr.

2.1. DEVLET: KAVRAMSAL VE TARHSEL GELM

Gerek siyasi nitelikleri ne olursa olsun, bugn dnya da yneticileri


tarafndan demokrasi olduu ilan edilmemi ok az devlet vardr (Giddens, 2010:
14).

Devlet kavram da dier pek ok kavram gibi deiim ve deneyimin glgesinde


sancl izler brakarak kendini yenilemekte, gelitirmekte bir anlamda bunu yapmaya
zorlanmakta ve/veya mecbur braklmaktadr. Ak ki devlet insanlar eliyle oluturulan
kavramlardan biri olduu gibi hitap ettii snrda yine insanlarla ve insanlara dayanan
bir kavrayn kstl izgisi ierisinde varln devam ettirir/ettirmektedir. yle ki;
devlet kavramna yklediimiz ilk anlam ilkadan-aktel olana dein farkl anlamlar
ierisinde savrulmutur. Bu noktadan hareketle; ideologlar/teorisyenler/filozoflar
ve/veya aydnlar/fikir insanlar ortak bir dnce btnlnde buluamamlardr.
Devleti var eden ya da var olduuna bizi inandran oluumlar ya da kavramlar nelerdir,
byle kavramlar veya oluumlar nasl, neden ve hangi koullarda var olmaya
zorlanmtr, bunu/bunlar yapan kim ya da kimlerdir? Elbette bu ekilde bir sorunun

24
pek ok farkl anlamlar ve bambaka tartmalar ok ok uzun yllardan buyana devam
etmektedir ne var ki tm insanl mutlu/memnun edecek bir aklamaya
ulalamamtr. Byle bir baarya nail olamamann en mhim grlen
nedenselliklerinden gze arpan devlet kavramnn z/nitelii zerine yaanan,
kavramn geliimi iin ilk elerin farkl yorumlanmasna/yorumlanmalarna dayanan
birlikteliin oluturulamamasdr. Kavramn ilk zamanlarnda; haliyle gelimemi
toplumlarda/topluluklarda siyasi yaplanmann mevcudiyet kazanmad ve dolaysyla
da kavramn toplumun, toplumunda kavramn ierisinde olas bir varlk aray ile
zamanda i ie ilerlediklerini syleyebiliriz. Kavramn zihnimizde bir biime
kavumas zemininde:

Devlet [ng. state; Fr. etat; Alm. Staat]. Toplumu yneten kurallar ve
yasalar yaratma otoritesine sahip ayr bir kurumlar kmesi. Demokrasilerde
hkmetlerin gelip gittikleri dikkate alnrsa, salt hkmete edeer olmad gibi,
okullar, sivil toplum rgtleri benzeri rgtl ve srekli kurumlar ile davran
pratiklerinin btn bir alan olarak sivil topluma da kart olan btnsel politik
sistem. Kabul edilmi snrlar iinde veya belli bir toprak paras zerinde
yaayanlara g kullanma ve onlar kontrol etme aralarna sahip politik rgt,
halk, lke ve politik otorite gibi temel unsuru ihtiva eden siyasi rgtlenme.
Devleti ortaya karan, onu belirleyen birtakm temel zelliklerin olduu
sylenebilir. Bunlar arasnda en ok ne kan zellikler ise egemenlik, meruiyet,
corafya, kamusallk ve hkmetme zellikleridir. Buna gre, salt hkmetten
ibaret olmayan, sivil topluma kart durumda bulunan ve insanlar son tahlilde
kontrol edip, dzene sokan meru roller kmesinin belirledii sabit politik sistem
olarak devlet, her eyden nce toplumdaki btn topluluk ve gruplarn zerinde yer
alan mutlak ve snrlanmam iktidar ifade eder. Sz konusu egemenlik zelliinden
sonra gelen zellik kamusallk olup, o devletin ya da kamusal organlarn, sivil
toplumdaki bireysel ihtiyalar karlamaya ynelen aile benzeri zel ya da sivil
kurumlarn tam tersine, kolektif kararlar alp uyguladn ortaya koyar. Meruiyet
ise, devletin toplumun daimi karlarn ve ortak iyiyi yanstma zelliini
tanmlar. te yandan corafi alan zellii devletin sahip olduu nfuz alanlarn
belli bir corafya olduu, bu alann corafi olarak ifade edilebileceini ve onun
otoritesinin sz konusu corafya zerinde yaayan herkesi kapsadn ortaya koyar.
Buna mukabil hkmetme zellii, devletin otoritesinin zorla desteklenmesini,
onun yasalara itaat edilmesini ve yasalarn ihlalinin cezalandrlmasnn
salamasn ifade eder (Felsefe Szl, 2010: 430).

lk a insanlarnn devlet yorumu ile 21. yy insanlarnn devlet yorumu bu ok


uzun grnen zaman diliminde pek ok farkl tanmlarda kendine yer bulmu olsa da
aktel anlamda var olan tanmlamalarda hali hazrda ilkadan dolayl/dolaysz olarak
gelen aina olduumuz ipularna rastlarz. Kavrama daha yakn olma babnda tarihi
biraz daraltacak olursak 15. yy, 16. yy, 17. yydan itibaren kavram zerine daha
hissedilir bir scakln/temasn arttn grebiliriz. Buradan kast devlete mnhasr

25
zelliklerin bilhassa belirtilen yzyllar balang alnarak aktel olana yaknlk
anlamnda daha da belirginlemesidir. Kavramsal ve tarihsel boyutta farkl bir
pencereden bakmak adna Habermas bu konuyu u ekilde deerlendirmitir:

Devlete felsefi bir sylem olarak, ilk defa deinenlerden biri olan Platon'a
gre devlet, filozof-kraln bilgisinin ve insan ruhunun ideal bir form halinde
somutlamas; Aristoteles iin bireyin siyasi olarak mensup organik yaps; Hobbes
iin insann varln gvence altna alan siyasi g, Hegel'de tanrnn
yeryzndeki yansmasyd. Marx radikal bir biimde, egemenlerin bask arac
olarak tanmlad devleti. Heidegger tarihsel bir yazg olarak grd ve Nietzsche,
ateten kelimeleriyle, yalanlarn en by olarak niteledi. Lakin kim ne derse
desin, hi kukusuz modern dnyann ekillenmesinde, en byk katkya sahip olan
temel kurum, yine bizzat devletin kendisi oldu (Habermas, 2002: 8)

Yalanlarn en by olarak elde edilen bak tarihte beklemeye devam


ederken; aktel olarak bakldnda devlet, kara-deniz-hava snrlar belirlenmi ve
paralel anlamda rgtlenen/rgtlenmi, hkmetinin bamszl konusunda aibe
olmayan ve nihayetinde hak, grev v.b. bakmndan toplum adna davranan mmessil
olarak nitelendirilebilir. Sosyal intizamn salanmas, tehditlere kar nlemlerin
alnmas ve yine toplum iin hukuksal yasak/hak ve benzerlerinin
yaplmasn/uygulanmasn kapsamaktadr. Toplumda devlet kavram arandnda
dolaysz olarak byk bir ounluk tarafndan ilk akla gelen kamu hizmetleri olarak
ortaya kmaktadr. Bu kavramn iine ksa sreli bir bakla anlalaca zere;
toplumun genel olarak beklentisi birbirinden farkl hizmetlerin yerine getirilmesi bir
anlamda da bireyin ihtiyalar olarak yorumlanabilmektedir. yle ki; eitim, gvenlik,
salk, ulam v.b. gibi bireye sunulan dier bir anlamda da bireylerin toplam
anlamnda topluma sunulan hizmetleri dolayl/dolaysz olarak yerine getiren
kurum/kurumlar olarak tasvir edilebilir. Elbette devletin bu ve benzeri hizmetleri yerine
getiriyor oluu ona/onun bakaln kazandran bir farkllk olarak alglanmamaldr.
Zira bu hizmetlerin pek ou farkl biimlerde farkl piyasalar tarafndan da yerine
getirilebilmektedir. Bu anlamda devlet denildiinde baz izimlerin dnce
dnyamzda ekillenebilmesi adna unlar sralaya biliriz; kanun yapma yetkisi,
egemenlik, belirli snrlara sahip olma, halk gibi baz ve/veya benzer tanmlamalarn
yaplabilmesi gerekir ki devlet kavram kendini zihnimizde var kabul edebilsin.

Yaplan genel kavramsal ve tarihsel ifadelerden elde edilebilecek sonu/sonular


zerine devletin var olduuna iaret eden ipular anlamnda devlete mnhasr

26
rgtlenmenin/yaplanmann var oluu ve var olan yaplanmann ilevsellii boyutunda
devlet kavramndan bahsedilebileceidir. Bu anlam da; yasa koyma-
yrtme/uygulama-yorumlama/deerlendirme gibi etkin yaplanmalara/rgtlenmelere
haiz olmas aktel bir anlam da yorumlamamza yardmc olabilir. Bylece, uzak
tarihsel sre ierisinde devlet kavramna mal edilen bu gibi zelliklerden
uzaklatka/uzaklaldka devlet kavramndan o denli uzaklald/uzaklalaca
anlalmaktadr. Bu balamda da, Giddens ncesi kavraya belirtilen paralelde
deinmek yerinde olacaktr.

2.1.1. Giddens - ncesi Anlay Ve Belirlemeler

Devlet faaliyetlerinin genilemesi, ileriye dnk toplumsal bir reform


vadeden toplumsal bir dzenin geliiminde gerekli ve itiraz edilemez bir edir. Burada
devlet snf ayrmlarnn ve eitsizliklerinin ortadan kaldrlmasnn desteklenmesiyle
dorudan ilgilenen, yumuak huylu bir kurumlar dizisi olarak grlr (Giddens, 2010:
74).

Giddensdan evvelki; devlet kavramnn zaman izgisinde ald/alm olduu


farkl kazanmlara bakacak olursak kabaca u sray takip edebiliriz; lka deal
Devlet, Roma Dnemi Emperyal Devlet, Ortaa Tanrsal Devlet, Rnesans
dnemi Devlet ve Egemenlik, 17. yy ve 18. yy Szlemeci devlet teorileri, 19. yy
Marxist devlet teorisi, 20. yy Liberal devlet, Faist Devlet olarak
belirlenebilmektedir. Dier taraftan Torun, Devleti farkl bak as ierisinde
yorumlar:

Bir kurumlar btn, bir toprak birlii, felsefi bir dnce, bir zorlama ya
da bask arac gibi farkl ekillerde anlalan ve ele alnan devlete ynelik farkl
perspektifin var olduu dnlr. Bunlar; idealist, fonksiyonalist ve rgtsel
perspektiflerdir. dealist Yaklamn en tipik rneklerinden birini yanstan Hegel,
srasyla aile ve sivil toplum kavramlaryla aklad sosyal var oluu, devlet
unsuruyla tamamlamaktadr. nsanlarn, ocuklar ya da yal akrabalarnn iyilii
adna kendi karlarn bir kenara ittikleri zel altruizm in hakim olduu aileye
karlk, sivil toplumda insanlar, kendi karlarn dierlerinin stnde grdkleri
iin evrensel bir egoizm alan yaratrlar yani sivil toplumu. Devleti ise, Hegel, bu
adan, karlkl sempati yani evrensel altruizmle temellenen etik bir topluluk
eklinde kabul eder. Ancak Hegel'in dncelerinde rneklenen idealist perspektifin,
devlete eletirel tavr sergilemeyen bir saygy barndrmas, bir eksiklik olarak
grlmtr. Fonksiyonalist yaklam asndan ise, devlet kurumlarnn rol ve
amac n plana kmaktadr. Burada devletin, sosyal dzenin idamesi gibi temel bir

27
ilevi stlendii kabul sz konusudur. Zira bu yaklam asndan devlet, dzeni
destekledii gibi sosyal istikrar da salayan kurumlar dizisi biiminde zetlenir.
Fonksiyonalist devlet grne ynelik eletiri ise, aile, medya sendikalar ve kilise
gibi dzen salayc kurumlar devletle birletirmesidir. Son olarak rgtsel
yaklam, geni anlamyla ele alndnda, devleti, bir hkmet aygt eklinde
tanmlayarak sosyal varln kolektif rgtlenmesinden sorumlu olduu, giderleri
toplum tarafndan karlanan ve neticede bir dizi kamusal kurumun addr. Devletle
sivil toplumu birbirinden ayrmas hasebiyle bu yaklamn baarl olduu iddia
edilmektedir (Torun, 2011: 26-27)

ngiliz toplum bilimci Baron Giddensn 1938 senesinde doduu tarihi gz


nne alarak ilkadan-aktele kadar Giddens ncesi devlet anlay ve belirlemelere bu
ereve ierisinde antik yunandan balayarak devam edebiliriz. Bu anlamda da
karmza pek ok dier konuda olduu gibi Platon (M. . 427-347) kacaktr.
Soktaresin rencisi olan Platon tabiatyla hocasndan etkilenmitir. nsann sahip
olduu zellikler dhilinde politik sistem ierisinde yerini bulabileceini iaret eder.
Platon; devlet tanmlamalarnda da bu husus zerinden hareket ederek insanlarn farkl
niteliklere/zelliklere sahip olduunu vurgulayarak bu alanlarda, baka bir deyile o
insann doas20 paralelinde toplumda ve devamnda politik sistem ierisinde yerini
bulabileceine inanr. Platon farkl insan doalarnn paralelinde devletini kurmaktadr.
Zira aktr ki insan olarak tanmlanan varlk tek bana yetememekte, bakalarna
ihtiya duymakta ve bu dzlemde bir yerde aresizlik iinde toplum var olmaktadr. Bu
surette aresizlikten kast bakalarna ihtiya duymaksa eer diyebiliriz ki toplumu bir
arada tutan ey birey olarak insann aresizliidir. nsan aresizdir ama toplumu aresiz
olarak yorumlamak yetersiz ve yanl bir edinim olabilecei gibi toplum bir anlamda
devleti var eden ana genlerden birisi ise bu bahiste; devlet aresiz insanlarn
oluturduu aresiz olmayan topluluk zerine var olan yaplanma olarak karmza
kacaktr. Ne var ki aktel anlamda topluluklarda aresizlik ierisinde olabilmekte
sonu olarak devletler kendilerine yetemedikleri oranda aresiz kalmaktadrlar.
Platonun bu grnden hareketle birey olarak insan aresizdir ve toplumda yer bulur,
devlet olarak bir toplum aresizdir ve dier devletlerle dolayl/dolaysz olarak
birlemekte onlardan d tehditlere ya da retemedii teknolojiler anlamnda muhta
olmaktadr. yle ki; tamda Platonun aklad gibi kendi kendine yetememektedir,

20
Devleti oluturan snflar insan ruhunun parasna gre dzenlenmitir. nsan ruhunda
madde ve duyguya yatkn yeti, itaati ve retimi; cesarete yatkn yeti, korumay ve savamay akla
yatkn yeti ise ynetme ve bilgi edinmeyi iermektedir (Platon, 2007: 116).

28
yleyse diyebiliriz ki devlet/devletlerde aresizdir ve bu anlamda insann toplumda yer
bulmas gibi devlet/devletlerde uluslararas arenada-yeryznde biimce farkl gzkse
de farkl birlemelerle yerini bulmaktadr/bulacaktr. Bunu bir tablo ile ifade etmeye
alacak olursak:

(Tablo 4: nsan-Devlet aresizlii)

nsann Kendi Kendine Yetememesi Toplumu Oluturur


Devletin Kendi Kendine Yetememesi Devletler Topluluunu Oluturur

Bu noktada yanl anlalmamas gereken durum zellikle insan-toplum


yaplanmas ile devlet-devletler topluluu yaplanmalarnn ayn sebepten bir btnlk
arz ediyor olmasdr. ok farkl ihtiyalarn; insanlar bir topluluk haline srklemesi
gibi benzer sebepten/sebeplerden tr devletleri de devlet topluluklar haline
srklemitir.

Platon farkl insanlarn bir araya gelerek oluturduu toplum dzenini devlet
olarak niteler. Platon da devletin hedefi insanlarn bir araya gelerek oluturduu
toplumda mutluluun, adaletin, nizamn yerine getirilmesidir. Belirtilen unsurun
yerine getirilebilmesi iin herkesin ve her eyin zerinde kiilere gre deimeye
direnli baka bir deyile herkese gre farkllaan uygulamalardan kanlmas gerektii
gerekliliini ifade eder. Bat dncesinin en nemli iki filozofundan bir dieri ise
Aristoteles olarak karmza kar.

Aristotelese (M. . 384-322) gelindiinde ise Platonun pek ok fikrini ayn


ekilde nitelendirdiini grebiliriz. Aristoteles devleti ve en iyi devleti u ekilde ifade
etmektedir:

Kendi gzlemlerimiz bize, her devletin iyi bir amala kurulmu bir topluluk
olduunu syler. yi diyorum, nk gerekten btn insanlar eylemlerinde iyi
saydklar eyi elde etmeye alrlar. yleyse, btn topluluklar u ya da bu iyi
eyi amaladklarna gre topluluklarn en stn ve hepsini kapsayan da, en
yksek iyiyi ama edinecektir. Bu bizim devlet dediimiz topluluktur ve o topluluk
trne de siyasal denir (Aristoteles, 2010: 7).

En iyi Devlet'i gerekten yeterli bir biimde tartmak istiyorsak, nce en ok


istenilir yaamn ne olduuna, karar vermemiz gerekir; nk eer bunu bilmezsek,
aradmz en iyi anayasay da bir trl bulamayz. Kendi kaynaklarna dayanarak,
iyi dzenlenmi bir toplum yaayanlarn balarna kt rastlantlar gelmedike,
yaamlarn en iyi geiren kimseler olduklar kabul edilebilir. Onun iin, her

29
eyden nce, btn insanlar ya da hemen hemen herkes iin en ok istenilen
yaamn ne olduu konusunda bir anlamaya varmal, sonra da hem kitle halinde
hem de birey olarak insanlar iin ayn tr yaamn m yoksa bir bakasnn m en iyi
olduuna karar vermeliyiz (Aristoteles, 2010: 195).

Aristoteles yukardaki aklamalarnda en iyi devlet ekli olarak geldii


noktada koul olarak en ok istenilir yaamn ne olduu sorusuna cevap verilmesi
gerektiini vurgular, yle ki; gidilecek yer tespit edilmeden hangi ulam aracnn
hedef iin en iyi olaca/olduu bilinemez. Aristotelesin devlet ve en iyi devlet
dncelerine ek olarak William Ebenstein Aristotelesin devletine u ekilde
deinmektedir:

Aristoteles Politika'y iki nemli fikirle aar: (1) Devlet bir topluluktur ve
(2) topluluklarn en ycesidir, her eyi kapsar, herhangi, bir baka eyden ok
byk lde iyiye ynelir, en yce iyiye. Klasik a Yunanls, birinci tezi
tabiatyla savunacaktr: Onun Polis'i, kk bir alanda ve az bir nfusla yaayan
bir ehir devletiydi; eski imparatorluklarn veya modern milli devletlerin gayri
ahsi belirsizlii onda yoktu. inde, ilk New Englandn veya modern svire
topluluklarnn aktif yurttal, bir dini cemaatin scakl ve dostluu, sanatlarda
ve hayatn zevklerinde katlmc bir paylama derinlemiti (Ebenstein, 1996: 31-
32)

Aristoteles devletin oluumunu gruplarn/topluluklarn (Aile-Ky-ehir Devleti)


zaman ierisinde gelierek devleti oluturan topluma kadar ilerlediini; bu balamda da
sonraki bir aamann olmadna vurgu yapar. Elbette bu noktada devlet topluluuna
vurgu yapmak gerekir zira aileden ehir devletine doru bir deiim ve geliim sz
konusu ise ayn gerekelerle ehir devletinden sonra devletlerin bir araya gelerek
devletler topluluu oluturduu/oluturabildii dnlebilir. Bu durumu tablo eklinde
ifade etmeye alrsak:

(Tablo 5: ngrlemeyen X)

Aile Ky ehir M. Devlet Devletler Topluluu ngrlemeyen X


Devleti

Aile +Aile Ky +Ky . Devleti +. Devleti M. +M. Devletler +Devletler . X +. X


Devlet Devlet T. T.

30
Burada ifade edilmek istenen ngrlemeyen X kavram aile, ky, ehir
devleti, modern devletlerin/devletlerin bir araya gelmesi ile anlatlmak istenen devletler
topluluu ve devletler topluluklarnn bir araya gelmesi ile muhtemel bir
ngrlemeyen X kavram olarak aklanmaktadr. Bu noktada modern devleti genel
olarak tanmlayacak olursak:

Yunan'daki kent devletlerinin Roma'daki kabile federasyonlarnn, feodal


krallklarnn siyasi iktidar birliinden yoksun olduu feodal dnemde iktidarn
monarkn tekelinde olmayp, daha altta yer alan asiller hiyerarisi arasnda
blnd dikkate alnrsa, modern devlet ok merkezli ve oulcu iktidar
yapsndan tek blnmemi, merkezi bir iktidar yapsna geii ifade eder. Buna
gre, modern devlet, ncelikle tm dier toplumsal glerden ve kral ya da devlet
memurlarndan bamsz olmak durumundadr. Sarayla zdeletirilmek ve kraln
mlkiyetinde olan bir ey olarak grlmek yerine, modern devlet kraldan
bamszdr. Devlet, ikinci olarak otorite veya ilevinin Tanr'dan tretilememesi
veya yksek bir amatan karsanamamas anlamnda sekler bir gc temsil eder.
Bu, modern devletin eylemlerinin dini ilkeler yoluyla tasdik edilip hakl
klnamayaca anlamna gelir. u halde, modern devlet insan tarafndan salt
insani amalarla yaratlm olup, onun varl yine ayn amalarla devam ettirilir.
Bu balamda, modern devletin iki temel ideye dayandn syleyebiliriz: O, her
eyden nce, belli bir toprak parasndaki tm dier g ya da iktidar odaklarnn
g kullanmn engelleyen merkezilemi bir gtr. Onun iktidar, brokrasi,
yarg ve askeriye gibi kalc ve srekli kurumlar yoluyla hayata geirilir. Modern
devlet, ikincileyin, bir anlama ya da szlemeye, onu ynetenlerle onun
tarafndan ynetilenler arasndaki belli bir ilikiye dayanr. Bu adan
bakldnda, modern devlet teorisine, bireyin devletle olan ilikisiyle ilgilenen
egemenlik konusundan baka, devletin gcnn sivil toplumla nasl bir iliki iinde
olmas gerektii probleminin oluturduu genel balam iinde yaklaabileceimiz
sylenebilir. (Sosyoloji Szl, 2010: 431).

Daha sonralar ise; Ermi Augustinus (M. S. 354-430) Hristiyanlk idealizmini


farkl bir pencereden mevcut yaplanmann etrafnda yorumlamaya gayret eder. Evren
de ki; o tanmlamakta glk ektiimiz devasa savan Tanr devleti ve Dnya devleti
olarak tanmlad iki farkl devlet arasnda olduunu vurgulayarak insanlar da bylece
tanr devletini veya dnya devletini tercih etmesi anlamnda snflandrdn ki bu
noktadan hareketle doru olann tanr devleti, yanl olann ise dnya devleti olduunu
vurgulayarak az evvel bahsi geen savan bu iki millet, bu iki devlet arasnda
getiine/geeceine inanr. Augustinusa (M. S. 354-430) zg devlet izgisini
Ebenstein u ekilde ifade etmektedir:

Augustinus (354-430), Eflatuncu adalet kavram ile Aristotelesci iyi


hayat tasavvurunu mezcederek klasik devlet kuramna olan yaklam
Hristiyanlatrmaktadr ve onun retisi kuvvet veya hkmranlk iin tekel kuran

31
biimsel otorite yerine, ahlaki erek anlamnda devletin Greko-Romen ve Kutsal
kitap kavramlar iinde skca demirlenmitir. Augustinusa (354-430) Greko-
Romen kavramlarnn ve n kavramlarnn kuvvetli etkisi, onun klelik karsndaki
tavrnda da grlebilir. Esasnda bu, Aristoteles'in klelii akliletirmesinin
Hristiyanlatrlm versiyonudur. nsan Tanr'nn suretinde, ak olmayan
yaratklarn, hayvanlarn efendisi olmak zere yaratlmtr, kendi hemcinslerinin
deil. klelik, bu yzden insan tabiatnn Tanr tarafndan irade edilmi sonucu
deil, gnahn sonucudur . Klelik gnahn hem cezas hem de aresidir, nasl
ki Aristoteles iin klelik fazilete sahip olanlarla olmayanlar arasndaki hakl
mnasebetse. Augustinus, her trl kleliin her yedi ylda bir sona erdirilmesini
emreden Ahd-i Atik'in kanununa zellikle kar durur ve kt klelerin sa'y rnek
alarak iyi hale geleceklerini ve klelerin bozuk ahlakl efendilerine hizmet etmei
reddetmemeleri gerektiini ifade eder (Ebenstein, 1996: 75)

Augustinusu (M. S. 354-430) takiben Salisburyli John (M. S. 1120-1180),


Aquinumlu Thomas (M. S. 1226-1274) gibi farkl filozoflara rastlamak mmkn
iken bunlarn genel itibari ile Hristiyanlk anlay erevesinde dncelerini
anlatmaya aba sarf ettikleri gzlenmektedir.
Tanrnn ar ve bir trl gemek bilmeyen kara bulutlarnn glgesinde geen
uzunca bir dnemde, satarken papazlar kilisede cennetin anahtarlarn Ortaada da
sona gelinmekteydi elbette. Bylesine bir dnem itibari ile Niccolo Machiavellinin
(M. S. 1469-1527) politika zerine almalar dikkat ekicidir. Dnemi yanstmas
anlamnda Ebenstein:

Rnesans merkezleri arasnda Floransa her zaman bata geliyordu ve,


zirvesine Leonardo da Vinci (1452-1519) ile varmt. Leonardo, Rnesans'n
lemmul insan idealini en mkemmel ekliyle temsil etmi ve yaam biriydi;
resim ve sanat alannda yaratc, bilim ve mhendislikte kefedici, felsefe ve
edebiyatta baarlyd. Siyaset almalar alannda yeni bilgiler en ak ifadesini
Niccolo Machiavelli'de (l469-1527 ) buldu. Yirmi dokuz yanda, Machiavelli
kendi ehrinde idari grev ald ve orada on drt yl kald. Geri siyasi yapnn en
st seviyelerinde makam igal etmediyse de siyaset mekanizmasnn ilk elden
bilgisini elde edebilecek kadar idari evrelerin iine yaknd. O dnemde Floransa
bamsz bir cumhuriyetti ve Machiavelli sk sk diplomatik grevle dier talyan
ehirlerine ve Fransa ve Almanya gibi byk yabanc devletlere gnderiliyordu.
1412' de, Fransz desteindeki cumhuriyeti hkmet, papalk yardmyla iktidar
ihya edilen Medicilerin mutlakiyeti rejimiyle yer deitirince, iini kaybetti.
Machiavelli ciddi sulamalar altnda kald ve ikence grd, ama susuz bulunup
Floransa yaknlarndaki kk iftliine srld (Ebenstein, 1996: 136)

Machiavelli, bilinen en deerli eserlerinden biri olan Hkmdar isimli kitabn


da bu dnemde yazar. Machiavelli devletin amac olayn, politikay aan (ahlki, dini,
kltrel) terimlerle anlamay reddeder (Ebenstein, 1996: 136). Bu anlamda da
Machiavelli; iktidar olgusunu doruluktan, ahlktan, dinden ve metafizikten

32
ayrmakta ve devleti dier herhangi bir kaynaktan bamsz kendini var klan
(autonomous) deerler sistemi olarak ihdas etmektedir (Ebenstein, 1996: 137).
Machiavelliden sonra ise Jean Bodine (M. S. 1530-1596) geldiimizde Bodin;
dini anlamda insann mecburiyete srklenmesinin/braklmasnn her eyden evvel dine
aykr olduunu ifade eder ve bylece dolayl/dolaysz olarak kilise ile devletin
ayrlmasna/ayrlmas gerekliliine iaret etmektedir. Jean Bodine (1530-1596) gre
devlet, birok ailenin ve bu ailelerin ortak karlarnn egemen bir g tarafndan,
yasaya bal kalacak ekilde ynetilmesi anlamna gelir (Torun, 2011: 114).
Thomas Hobbesa (M. S. 1588-1679) gre ise gre devlet varlndan yoksun
olunduunda kiiler birbirlerini smrebilir ve bu ekilde kleletirilebilirler; dier
taraftan devletin varl ile birlikte medeni bir evre garanti altna alnmaktadr. Hobbes
devleti u ekilde tanmlamaktadr:

nsanlar yabanclarn saldrsndan ve birbirlerinin zararlarndan


koruyabilecek ve bylece, kendi emekleriyle ve yeryznn meyveleriyle kendilerini
besleyebilmelerini ve mutluluk iinde yaayabilmelerini salayacak bylesi bir genel
gc kurmann tek yolu; btn kudret ve glerini, tek bir kiiye veya hepsinin
iradesini oylarn okluu ile tek bir iradeye indirgeyecek bir heyete devretmeleridir.
Yani, kendi kiiliklerini tayacak tek bir kii veya bir heyet tayin etmeleri ve,
herkesin, bu kii veya heyetin, ortak bar ve gvenlikle ilgili ilerde yapaca ve
yapamayaca eylerin amili olmay kabul etmesi; ve kendi iradesini o kii veya
heyetin iradesine ve muhakemesini de onun muhakemesine tabi klmasdr. Bu
onaylamak ve ya rza gstermekten te bir eydir; herkes herkese, senin de hakkn
ona brakman ve onu btn eylemlerinde ayn ekilde yetkili klman artyla,
kendimi ynetme hakkn bu kiiye veya bu heyete brakyorum demiesine,
herkesin herkesle yapt bir ahit yoluyla, hepsinin bir ve ayn kiilikte gerekten
birlemeleridir. Bu yapldnda, tekbir kiilik halinde birlemi olan topluluk, bir
DEVLET, Latince CIVITAS, olarak adlandrlr (Hobbes, 2010: 136).

Takiben; Charles-Louis de Secondat, Baron de La Brde et de Montesquieu


(M. S. 1689-1755) ismi ile anlan ve 66 senelik hayatnda pek ok eser veren Fransz
filozof; baron sznden de tahmin edilebilecei zere soylu/itibarl bir aileye
mensuptur. Genel olarak bilinen adyla Montesquieu politik manada fikirleriyle pek
ok farkl ve arpc yaklamlarda bulunmutur. Bu paralelde Montesquieunun
demokratik ynetim biimine en nemli katks, dengeli anayasa ve bunun sonucunda
ortaya kan kuvvetler ayrl ilkesidir (Torun, 2011: 155).

J. J. Rousseauya (M. S. 1712-1778) gelindiinde ise karmza nl


eseri Toplum Szlemesi (Du contrat social ou Principes du droit politique)

33
kmaktadr. Politik bir yapnn oluturulabilmesi iin en iyi seenein toplumsal
szleme olduu ifade eden Rousseauya Ebenstein u ekilde deinir:

Rousseau Toplum Szlemesinde medeni toplumu, tabiat durumuyla


karlatrldnda nceki yazlarnda olduundan daha fazla takdirle karlar.
Tabiat halinde, der imdi Rousseau, insan sadece i gdyle ynlendirilir, halbuki
toplumda adalet ve ahlk ilhamyla hareket eder. Toplum szlemesi yoluyla insan
tabii hrriyetini ve elinin ezebildii her ey zerindeki snrsz hakkn kaybeder,
fakat medeni hrriyeti ve sahip olduu her ey zerindeki mlkiyet hakkn kazanr.
Tabiat halindeki hrriyet gerek bir hrriyet deildir, nk denetimsiz arzularn
kleliidir. Tersine, insann sadece medeni halde (devlette) elde edebildii,
ahlaki, hrriyet, insan kendisinin efendisi yapar, nk kendimize emir verdiimiz
bir kanuna itaat hrriyettir (Ebenstein, 1996: 136).

2.1.2. Giddensta Devlet imgesi

Devlet, bir snf devleti olmaktan daha ok, balatmaya ve devam ettirmeye
muktedir olduu yeniden-datm salayc ve eitliki politikalarla snfsal
farkllklarn kesinlikle stesinden gelecek bir aratr (Giddens, 2000: 226).

Giddens devlet tanmn u erevede yapar: Devlet bazen ynetim veya


iktidar aygt, bazen de bu ynetim veya iktidara maruz kalan tm toplumsal sistem
anlamna gelir (Giddens, 2008c: 28). Giddensn devlet imgesine dair genel bir bak
as kazandrmak adna u ifadelere yer vermek konunun geneli anlamnda faydal
olacaktr:

1-) Geleneksel devletler (snflara blnm toplumlar) esasen karakterde


paraldr. Bu devletlerde siyasal merkezin idari menzili olduka dktr; bu
nedenle siyasal aygtn mensuplar modern anlamda ynetmezler. Geleneksel
devletlerin snrlar deil, hudut blgeleri vardr. 2-) Mutlakyeti devlette,
geleneksel devlet biimlerinden, ulus-devletin mteakip geliiminin habercisi olan
bir kopu kefediyoruz. Egemenlik kavram, kiisel olmayan idari iktidar fikriyle
balantl olarak ve ilikili fikirler dizisi ile birlikte, mutlakyetilikten itibaren
modem devletin bir lde kurucu unsuru olur. 3-) Ulus-devletlerin geliimi,
geleneksel devletler asndan temel olan ehir/krsal kesim ilikilerinin zlmesini
varsayar ve yksek younlukta idari dzenlemelerin (snrlarla ilgili) ortaya
kmasn gerektirir. 4-) Ulus-devletler, kelimenin aada aklanan anlam ile
znde ok baldr (polyarchic). Ulus-devletlerin bu ok bal karakteri, idari
younlamalarndan (gzetlemenin genilemesi ile baarlan) ve bunun rettii
denetim diyalektiinin deiken doasndan kaynaklanr. 5-) Ulus-devletler,
yalnzca dier ulus-devletler ile olan sistematik ilikileri ierisinde var olurlar. En
bandan itibaren, ulus-devletlerin isel idari koordinasyonu, uluslararas bir
doann refleks olarak gzlenen koullarna baldr. Uluslararas ilikiler,
ulus-devletlerin kkenleri ile yattr. 6-) Geleneksel devletlerle kyaslandnda,

34
ulus-devletler ounlukla isel olarak pasifletirilmitir; yle ki iddet aralarnn
tekeli, normalde yalnzca dolayl olarak, o vastayla hkmedenlerin ynetimlerini
srdrdkleri kaynaktr. Modern devletlerdeki askeri ynetimler bu bakmdan
geleneksel ynetme biimlerinden olduka farkldr. Bu, 19. yzyl toplum
kuramnn askeri ve kapitalist toplumlar arasnda kurduu ztlktaki geerli
unsurdur. 16. yzyldan bu yana yeni bir dnya dzenin pekitirilmesi asndan
son derece esasl bir nem tekil etmektedir. Hem kapitalizm hem de sanayicilik
ulus devletlerin ykseliini kesinlikle etkilemitir, fakat ulus devlet sistemi bunlarn
mevcudiyetine indirgenerek aklanamaz. Modern dnya kapitalizm, sanayicilik ve
ulus-devlet sisteminin kesimesi sayesinde ekillenmitir. 7-) Savan sanayilemesi,
ulus-devletin ykseliine elik eden ve ulus-devlet sisteminin konumlann
ekillendiren anahtar bir sretir. Birinci kinci' ve nc dnyalar
arasndaki ayrmlar izen bir dnya askeri dzeninin yaratlmasna, yol amtr.
8-) 20. yzylda, devletlerin snrlarn aan kresel balantlarn gitgide artmas
bunlarn egemenliklerinin aslnda azalmas eklinde alglanmamaldr. Tersine, bu
durum, gnmzde ulus-devlet sisteminin dnya apnda yaylnn nemli lde
ba kouludur. 9-) Modernite ile zdeletirilen drt ''kurumsal kmeleme'' vardr:
Youn gzetleme, kapitalist giriim, endstriyel retim ve iddet aralarnn
merkezi denetiminin pekitirilmesi. Hibiri, btnyle bir dierine indirgenemez.
Her birinin sonularna gsterilen ilgi, eletirel kuram, kapitalizmin gelecekte
sosyal dnmlerin tek hedefi olarak sosyalizm tarafndan almasna
younlatrmaktan uzaklar. (Giddens, 2008c: 11-12).

Yukarda da bahsi getii zere Giddens da ulus, ulusuluk, ulus-devlet ifadeleri


farkl biimlerde kendi anlamlarn kazanmtr. Zira, Giddens bu kavramlar birbirinden
ayrmaktadr. Ulusuluk psikolojik bir -bireylerin; bir politik dzenin yeleri
arasndaki toplumsall vurgulayan semboller ve inanlar dizisiyle ilikisidir- olaydr.
(Giddens, 2008c: 159). Bu noktadan hareketle ulusuluk; tarih izgisi zerinde
edinilmi ortak kltrel deerler ve elbette ayn izgi zerinde kazanlm ortak dil ve
ortak tarih gibi unsurlara sahip insanlarn oluturmu olduu topluluun bilin
kazanm ile beraber yeryznde bu unsurlar koruma (haliyle snrlar-hudutlar
oluturma gerei) ve devamnn gvencesi paralelinde oluan ve nihayetinde bamsz
devlet kurma isteine de dnebilecek kavram olarak deerlendirmek yerinde
olacaktr. Snrlarn varl ve/veya varoluu, koruma/kontrol igds de
diyebileceimiz bir anlamda hem dier ulus ya da uluslara karn bir savunma/denetim
hem de iktidarn snrsz topraklarda yeterli ve etkin olamayacandan hareketle en
nemli etken olarak ilk tespitte nemli gerekliliklerden ve hatta en nemli gereklilik
olarak belirlenebilmektedir. Zira kendi topra ve elbette snrlar olmayan bir devletten
ya da buradaki gereklilik zere ulus-devletten bahsetmek mmkn
olamayacaktr/olmayacaktr. Bylece ; Ulus , hem dhili devlet ve hem de dier
devletler tarafndan tepkisel olarak gzetilen, niter bir ynetime konu olan ve aka
belirlenmi bir blge ierisinde var olan bir ortaklktr (Giddens, 2008c: 159). Giddens;

35
kavram ierisinde kullanlan dil unsurunun farkl bir durumuna rnek olarak Osmanl
imparatorluunu verir:

Snflara blnm toplumlarda hkmeden snflar fetihler ve ksmi


asimilasyonlarn sonucu olan kltrel birleme birlemelerin bir ifadesi olarak
genellikle ok dil bilir. rnein 16. yzylda Osmanl imparatorluk maiyetinin
lisan ok sayda Arapa, Farsa ve Trke kelime ve deyimlerden oluuyordu ve
maiyetin ou dier lisanlar konuabiliyordu (Giddens, 2008c: 160).

Dier ulus-devletler kompleksi ierisinde var olan Ulus-devlet iaretlenmi


hudutlar (snrlar) olan bir blge zerinde bir idari tekel srdren, hkm kanun ve i
ve d iddet aralarnn kontrol ile onaylanan bir kurumsal hkmet ekilleri dizisidir
(Giddens, 2008c: 165). Bu durumun da dhil edildii bir snflamaya giden Giddens
Ulus-Devlet trlerini u ekilde sralamaktadr:

1) Odak / Hegemonyac
2) Bitiik / Tabi
3) Merkez / Mttefik.
4) Merkez / Mttefik olmayan
5) evresel / Mttefik
6) evresel / Mttefik olmayan (Giddens, 2008c: 347).

Giddens, bu snflandrmalar devletlerin dnya zerinde sahip olduklar


etkilerine/glerine bal olarak ve sz sahibi devletlere mttefik olan-olmayan devlet
trleri anlamnda sonulandrmtr. Bu balamda, dnya sistemi kuram arlkl olarak
ekonomik etkiler zerinde younlar ve uluslar aras ilikiler kuramclarnca merkezi
bir nem verilen u olgular doyurucu bir biimde deerlendirmekte zorlanr: Ulus-
devletin ykselii ve ulus devlet sistemi (Giddens, 2010: 67). Ebette bu noktada bir
kavrama deinmekte fayda vardr; dnya sistemi teorisi:

Kendine temel epistemolojik nesne olarak genelde tarihsel sistemleri ve


zelde de son egemen tarihsel sistem niteliiyle dnya sistemini alan dnya sistemleri
analizi, bilimsel faaliyetin iinde yapland ortam ve kabullere kars ahlaki anlamda
bir siyasal protesto olmutur. On dokuzuncu yzylda kurumsallam haliyle sosyal
bilimsel erevelerin epistemolojik reddini de kucaklayan bu protesto, sosyal
bilimlerin rnein kanlmaz ilerlemeye duyulan pozitivist ve modernlemeci
inancnn reddine dein varmaktadr. Dnya sistemleri analizi, tarihsel sosyal
bilimlere ynelik bir meydan okumadr. Bu meydan okuma bir yandan yaratlan
kapitalist eitsizliklere kars ahlaki siyasal protesto ynyle; dier yandan bilimsel
bilginin Avrupamerkezcilik gibi epistemolojik ncllerini eletirme ynyle
gereklemektedir (Demirel, 2007: 56).

36
Temel olarak kavramlar merkez ve periferi olan sistemin merkezdeki gelimi
ulus devletlerini ve periferideki zayf ulus devletleri smrd sylenebilir. Periferinin
zaman ierisinde merkeze kar kazand/kazanmak isteyebilecei bir diren anlamnda
ulus-devletin ykseliini bilhassa bu snrlar ierisinde deerlendirebilmek mmkn
gzkebilir. Zira; periferideki olas artan bilinlilik glgesinde yerel snrlar reformlar
kazanm ile kazanlm yerlerin/alanlarn daha iyisinin talep edilebilmesi,
dnldnde hite mark bir talep olarak gzkmeyecektir. Dier yandan dnya
sistemi ierisinde merkezi anlamdaki ulus-devlet sisteminin doas ise bu isteklere ve
deiimlere gzlerini kapatmay srdrmek isteyecek ve dahas siyah siyahln
korumak isteyecek beyaz ise kendisine biilen rengi kabullenmeyebilecektir. Bu ise
neredeyse tm byk deiimlerde ve reformlarda kabullenile geldii zere zaman
izgisinde uzun bir alan kapsaya bilecektir/yaylabilecektir.

Kresellemi toplumsal ilikilerin geliimi muhtemelen ulus-devletlerle (ya da


baz devletlerle) balantl ulusuluk duygusunun baz ynlerini trplemeye hizmet
etmektedir. Ama, sz konusu geliim, daha yerellemi ulusuluk duygularnn
younlamasyla da nedensel olarak ilgili olabilir (Giddens, 2010: 63). Kresellemi
ilikiler politik anlamda ulus-devletlerin kavramda snrlanm haliyle kreye etki
etmeyeceini veya minimum bir dzeyde edeceini iaret etmektedir. Bu merkezdeki
veya evrede ki ulus-devlet olsun fark etmeyecektir; olas etki/etkiler ise muhtemelen
evre ya da merkez olmak zere ikiye ayrlacak merkez kreye daha ok etki ederken
evrenin kreye etkisi merkeze gre alm olduu pozisyon gerei snrl bulunacaktr.
Giddens bu politik durumu u ekilde rneklendirmektedir:

Politikann dar anlamnn varln srdrmesinin nedeni, ulus-devletin ve


idari aygtnn merkezi konumunu srdrecek gte olmasdr. Bir ulus-devlet daha
geni topluluklar balayan kararlar almak iin yaam politikasyla ilikili yasalar
kartamaz. Nitekim, rnein, bir devletin snrlar iinde genetik mhendislii
aratrmalarn kontrol altnda tutma karar bu alandaki bilimsel gelimeleri kresel
dzeyde daha snrl lde etkileyecektir (Giddens, 2010: 282).

Dier taraftan Giddens, ulus-devletin dnlemeyen/alglanamayan taraflarndan yle


bahseder , Hibir dnce geleneinde, modern devlet, askeri iddetin yaylmasyla
veya snrlar belirlenmi bir toprak alannn idari kontrolyle birletirilerek alglanmaz.
Devlet ksaca, dier ulus-devletlere kar potansiyel veya fiili dmanlk ilikileri

37
iinde var olan bir ulus-devlet olarak dnlmez (Giddens, 2010: 144) eklindeki
ifadesiyle kavrama farkl bir snr izmektedir.

Giddensda sosyal refah devletine baktmzda ise u ekilde bir tanmla


karlarz, sosyal refah devleti terimi kaynak ve koruyucu ulusal topluluk
dncesini Nazi Almanyasn da ki sava devleti dncesiyle kartlatrmak iin ilk
defa kinci Dnya Sava dneminde ortaya atlmtr (Giddens, 2011: 255-256).
Refah devletinin sosyal gvencesi balangta yurttal teminat altna almak-zenginleri
ve fakirleri ayn ekilde topluma balamak- iin tasarlanmtr (Giddens, 2001: 11).
Refah devleti her ne kadar toplumun karn/karlarn n planda kotursa da pek ok
tanmda da grdmz zere tm insanlar iin ayn eitlii salamak ayn hak ayn
yasay hibir ekilde taviz vermeden her insana uygulamak byk zorluklar ve engellere
gebedir. Bu anlamda; refah devleti de dhil devletin eitsizlik ve yoksullua sadece
tepki gstermek ile kalmayaca ileri srlr. Devlet, sz konusu bireylerin ve
gruplarn hayat koullarnn iine girer (Giddens, 2001: 112). yle ki, nihayetinde
mdahale edecektir; bylece refah sistemlerinin yeniden yaplanmasnn birka nihai
amacnn olmas gerekir ki bu da gereken yerler de maliyetlerde tasarrufa gitmek, fakat
ayn zamanda yeni sosyal ve ekonomik koullara tepki gstermek ve refah devletinin
neden olabilecei kt sonularla mcadele etmektir (Giddens, 2001: 112). Bu
kapsamda Giddens u rnei vermektedir:

sve, gemiteki birok eyi devam ettirmekle beraber, reform geirmi


refah devleti yolunda yrmektedir. Bu gelimenin sreklilii, ayn zamanda ,
devlet nclk ettii yola sk skya yapan Fransada da ak bir biimde
grlmektedir (Giddens, 2001: 29).

Pazar ekonomisinin yetersizliklerini ve muvaffakiyetsizliklerini uzaklatrma ve


bu anlayla doan/doabilecek zararlar/olumsuzluklar yok etme hedefi ile
mdahaleci/dzenleyici devlet ekli olarak bir tanm yaptmzda bunun ad refah
devleti olarak belirmektedir/belirginlemektedir. Mali refah, sosyal refah v.b.
trevlerde doabilecek aralar olarak da tanm zenginletirmek/renklendirmek snrlar
dhilinde mmkn olabilmektedir. Ama elbette bu renklere ilikin anlaylar ve
uygulaylar farkllklar arz edebilmektedir. phesiz bu durumda anayasal sistemin
konumu ve ilevsellii, mali yap ve refah devletinin renklerine olan ihtiyacn doru
tespit edilebiliyor olmas ayn paralellikte hedefi en yakn yerden vurabilme yeteneini
glendirmektedir. Bu noktadan hareketle; Hedef, bir taraftan mali sistemi

38
anayasal deiimle ve demokratiklemeyle, dier taraftan da refah devletinin pozitif
dnmyle btnletirmek olmaldr (Giddens, 2011: 320). Mali anlamda
yatrmlarn bir baka ifadenin izindeyse refah devleti renklerinin kayna olarak zel
sektr-devlet seeneklerini Giddens u ekilde ifade etmektedir:

Eitim yatrm gerektirmektedir, tpk ulam ve iletiim altyapsnn


gelitirilmesinin ve ayn zamanda salk, sosyal gvenlik, emeklilik ve refah
devletinin alanna giren dier birok eyin de gerektirdii gibi. Bu alanda baz
engeller bulunduunu herkes, her semen bilmektedir. Baz alanlarda yatrm belki
de zel sektrden gelir veya devletle i dnyasnn sermayesinin birleiminden
gelebilir (Giddens, 2011: 326).

Yatrmlarn hangi alana veya hangi gerekli renklere ynelik olarak


gerekletirilecei ve bunun/bunlarn sadece devlet-sadece zel sektr ya da devlet-zel
sektr birliktelii ile yaplaca ise bir anlamda dolaysz olarak ekonominin kapsama
alanna girmektedir/girebilmektedir. Devlet, yneticileri herkes kadar bunun
farkndadr ve daima ekonomiyi ynetmek ile urarlar (Giddens, 2010: 78). ki
farkl tarafn bulunuu birlikte hareket etme ve/veya kar karya kalma sonularn
douracaktr/dourabilmektedir. Bir btn olarak varln toplumun sahip olduu
varoluun yansmasndan edinen iktidar ve para (Burjuvazi), gcn yine toplumla
olan ilikileri zerinde kendi dorular ve yanllar dhilinde
kullanmaktadr/kullanabilmektedir.

Ekonomik dzeyde, sanayi ilikileri olarak adlandrla gelmi ilikileri siyasi


ilikilerle kar karya getirmemek iin, snf atmas, karakteristik olarak i
evreleri ve devlet tarafndan yaplan gl basklara maruz kalr (Giddens, 2010: 45).
Bylece devletin ve/veya ekonominin istedii dorultuda bir yn tayin
edilmektedir/edilebilmektedir. Bu yn iktidar muhaliflerinin aleyhine olabilecei gibi
para muhaliflerinin aleyhine sonular dourabilse de bu kii ya da kurumlar ya sistemin
ierisinde mecburi pozisyonlar sebebiyle ya da iktidar ve paraya ilerleyen zaman
zarfnda farkl dncelere sahip kii ya da kiilerin yn verebilecei midiyle snrl
tepki vererek bir baka kabulleni biimiyle ise hibir tepki vermeyerek basklara
boyun eebilmektedir. Bu noktalardan sonula anlald zere; Amasal-rasyonel
eylemin kurumsallat ve sistem btnlemesinin temelini oluturan iki ana alan
ekonomi ve devlettir. Birinci de baat dolam arac para iken, ikincide iktidardr
(Giddens, 2011: 222) . Giddens yeni ekonomi ve komusu olan teknolojik farkllklar
ise u ekilde yorumlar:

39
Hkmet, savunmaya getii takdirde, yeni ekonomide etkili bir rol
oynamayacaktr. dikkat ektiimiz dnmler21 gerekleirse yurttalarn devletin
yardmna gemite olduu kadar ok ihtiya duyacaktr; fakat devlet
mdahalesinin yeniden ynlendirilmesi arttr ve dier aktrlerle ibirliine gitmek
gerecektir (Giddens, 2001: 66).

Kapitalist devlet burjuvazinin proletarya zerinde ve/veya benzer niteliklere


vakf snflar zerindeki bask aygt olarak kapitalist retim birlikteliklerini muhafaza
etmek ve tekrardan retimi mmkn klmak amac tar/tamaktadr. Bu balamda,
Giddensda kapitalist devlet u ekilde karlk bulmaktadr/bulur; Kapitalizmi bir
olarak dierlerinden farkl klan ey, ekonomik olan siyasal olandan ayran zel
tecrit biimleridir. Ancak, kapitalist toplumlarda devlet, kendi i yntemine
bal olanlar sz konusu olduunda, snflara-blnm toplumlara gre ok daha
mnasebetsiz ve geni kapsaml bir kurumlar beinden oluur (Giddens, 2000: 181).
Ekonomik ve siyasal manada bir izolasyona ise Giddens u ekilde deinir:

Ekonomik olann siyasal olandan ayrlmas, en iyi biimde sermaye ile


cretli emek arasndaki ilikilerin siyaset-d tutulduu bir tecrit durumu olarak,
yani snai atmalarn devlet iindeki parti mcadelelerinden koparlmasna gre
betimlenebilir. Bu Dahrendorf , Lipset ve dierlerinin yirmi yl kadar nce formle
ettikleri snfsal atmann kurumsallamas tezinin geerli odak noktasdr.
Onlara gre, yine de, sanayideki snfsal mcadele ve devlet iindeki snfsal
mcadele farkllamas -Marx tarafndan analiz edilen- on dokuzuncu yzyln
giriimci kapitalizminin almasn engeller (Giddens, 2000: 137).

Kresel lekte bakldnda ise deimez ve/veya deimesi ok zor olan


benzer yaplanmalarn arkasnda dile getirilmese de iktidar ve parann hem o denli iie
hem de bsbtn uzak kalan grnts esasnda taraflarn muktedir olduklar
pozisyonlarn koruma ya da daha da iyiletirilmesini istemelerine
dayanmakta/dayanabilmekte ki bu ekilde isel mekanizmann uzand noktalar
ekonomik-siyasal izolasyondan uzak da yer edinebilmektedir. Ve fakat; kapitalist
toplumlarda, -ekonomik gc siyasal gten tecrit eden mekanizmalar araclyla-
giriim tarafndan gerekletirilen gzetimin bu iki boyutunun22 sistemli koordinasyonu,
devletin gzetim etkinliklerini organize etme biiminden hl byk lde bamszdr
(Giddens, 2000: 193). Dier taraftan, snflara blnm toplumlarda devlet,
kapitalizmdekine gre toplumun geri kalan kesiminden daha fazla ayr idi ya da

21
Teknolojik farkllk bata olmak zere yaanan farkllklar ve deiimler (Giddens, 2001: 66).
22
dari ve teknik denetim (Giddens, 2000: 190-192).

40
negatif bir tarzda sylersek, nfusun byk ounluunun gndelik yaam etkileme
derecesi daha dkt (Giddens, 2000: 180).

Giddens bilhassa kapitalist devletin piyasa zerindeki kontrol/denetimi


balamnda varlnn bamllna u ifadeler ile yer verir; Kapitalist devlet, ticari
faaliyetin baarl bir ekilde yerine getirilmesinden elde edilen gelirlere bamldr;
eer dorudan kontrol edemedii bu kontrol kapitalist snfn kendi alandr-
endstriyel giriimin zenginliine baml olmazsa varln srdremez (Giddens,
2010: 77). Gerekten de denetim ve kontrol mekanizmas etkin, hzl ve doru
sonular retebildii oranda devletin varlna desteini arttracak ve devletin varlnn
bu ynde glenmesi ile birlikte kontrol mekanizmalarnn daha da etkin bir rol almas
biiminde sonulanacaktr. Bu ekilde irdelendiinde kontrol/denetim
mekanizmalarnn glenmesi devletin varln salatrmas anlam tamakta ve bu
dng srekli ykselen bir trend de devletin lehine, devletin hanesine pozitif artlar
olarak dnebilmektedir/dnebilecektir. Giddens; Marxsist kapitalist devlet
yorumlarna ise cmlelerinde u erevede yer vermektedir:

Devlet zerine yazd ok az eyin byk blmn Hegel eletirisinden


karsayan Marxa gre kapitalist devlet yalancdr, nk (tm yurttalarn
zgrlk, eitlik ve saygya deer olduu ynndeki bildirilerde somutlaan)
evrensellik iddialarnn egemen kapitalist snfn zel karlarn korumak iin ele
alnd grlmtr. Marx burjuva zgrlkleri ve haklarnn tamamen zden
yoksun olduklarn dnm deildir, bu konu daha sonra Marksistlerin kapitalist
devleti analiz edileri bakmndan olduka nemli bir noktadr. Devlet, dar
anlamda, oy hakk ve dier siyasal katlm biimlerinin -Marxn zamannda
mlkiyet haklarna bal olmas, az ya da ok ak hakszlk biimlerine ve bu
nedenle burjuvazinin dolaysz ayrcalklarna tabi olmas nedeniyle yalancdr
(Giddens, 2000: 225).

Hizmet anlamnda ise; devlet toplumun bir anlamda da kamunun ihtiya


duyduklarn/ihtiya duyabileceklerini karlamak maksadyla farkl giriimlerde
bulunabilir. Bu balamda, devletin eliyle gerekletirilen bu giriimler toplumun
ihtiyalar temel alnarak onlarn refah ve mutluluu anlamnda maksimum bir dzeye
eriebilme arzusu da gzetilerek beklenen/gerekli hizmetlerin tespit edilmesi,
aratrlmas, bu hizmetlerin toplumla en hzl ve en verimli biimde btnlemesini
salayabilecek ortamlarn yaratlmas/oluturulmas amac olarak snrlandrlabilir. Bu
noktada vurgulanmas gereken toplumun/halkn genele yaylm bir anlamda ortak
ihtiyalarnn karlanmas olarak daraltmak mmkn olabilmektedir. Bylece Giddens;
ortak/genel hizmetler kavramlarna ve benzerlerine gndermede bulunarak bunlarn

41
maliyetlerinin nasl ve ne ekilde karlanmas gerektii ile ilgili olas
problemi/problemleri u ekilde yorumlamaktadr:

Devletin dzenlemesi gereken hizmetler, dolayl yoldan vergilendirme


yoluyla- elde edilen gelirle karlanmaldr. Ancak ekonomik yaama hkmedenler-
i dnyasnn nde gelenleri veya kapitalist snf-devletin, bu topluluk hizmetlerini
salamak zere ihtiya duyduu geliri gvence altna almaya ynelik giriimlerine
kar direnme eilimindedirler. Bunun sebebi, baz hizmetler (rnein, iyi bir yol
ann salanmas ve bakm) dierleri tarafndan olduu kadar, egemen snf
tarafndan da istenirken, ou hizmetin (rnein, refah yardmnn salanmas)
esas olarak toplumun alt tabakalarndaki kiiler tarafndan kullanlmasdr.
(Giddens, 2010: 79).

Modern devlet asndan bakldnda ise bahsi geen hizmetler kavramn


kendisinden beklenilen younlukta gerekli nlemlerin alnmas, toplumun beklentisi de
/beklentileri de gzetilerek toplumun refah temelinde oluturulmas ve paralelinde
ekonomik bymenin kontrol ve bu gibi hizmetler iin gerekli olan gelir balamnda
ise devletin bahsi geen gelire ulamnn farkllklar
bulunmaktadr/bulunabilmektedir. Giddens, bu durumu yorumlarken; Devlet
ekonomik bymeyi ynetmeye ne kadar ok alrsa alsn, geliri, esasen zel
mlkiyetli sermayeden ve irketlerden elde edilen servete, yani dorudan ynetmedii
srelere dayaldr (Giddens, 2010: 79). ifadesi ile modern devletin dorudan ve
dorudan olmayan gelirlerinin karlatrmasn yaparak dolayl olarak ynettii
srelerin bulunduu kanaldan elde edilen gelirin ar bastna dikkat
eker/ekmektedir.

42
NC BLM

GIDDENSTA POLTK FELSEFENN DEVLET-DII DER MERKEZ


KAVRAMLARI

almann bu blmnde, ikinci blmdeki tematik devlet analizinin hem bir


devam hem de orada da ki serimlemelerinin yeni bir blmdeki gereklilikleri
balamnda devlet d olmakla beraber politik felsefede onun kadar nem tayan dier
kavram ve olgular zerinde durulacaktr. Bu analize tarihsel ncelii de gz nnde
bulundurularak modernlik ile balamak uygun decektir.

3.1. MODERNLK

Yalnz kaldklarnda, Sanat, bilim epey ykl bir bedel demisiniz


mutluluunuz iin, dedi Vahi.Baka bir ey? (Huxley, 2007: 297)

Modern kelimesini aydnlanma hareketi paralelinde deerlendirmemizle beraber


ilk kez beinci yzylda Pagan ve Romal hafzay Hristiyan hafzadan ayrt edebilmek
maksadyla kullanld bilinmektedir/grlmektedir. Elbette byle bir kelimeyi sadece
hafza farkllklar yaratma ve/veya ayrma durumu olarak deerlendirmek doru
olmayacaktr; keza bu ekliyle istemeden de olsa snrlandrlm bir durum/alan ortaya
kmaktadr oysa tarih bunun aksini gstermektedir. Nihayetinde Modernlik , on
yedinci yzylda Avrupada balayan ve sonralar neredeyse btn dnyay etkisi altna
alan toplumsal yaam ve rgtlenme biimlerine iaret eder (Giddens, 2010: 9). Bugn
modernlik dnya leinde genelletii iin akln bana toplamaya zorlanmaktadr.
Dier kltrler zerindeki Bat hegemonyasnn sorgulanmam dayanaklar ve
modernliin ilkeleri ve toplumsal biimleri artk sorgulanmaya balanmtr (Giddens,
2011: 20). Ve nde gelen pek ok dnr modernliin olumsuz somutlarndan ziyade
belki de zellikle olumlu somutlarn grm ve/veya grmek istemilerdir:

43
Modernlik, yirminci yzyln kapan yllarnda yaayan herkesin
grebilecei gibi iki ynl bir olgudur. Modern toplumsal kurumlarn geliimi ve
bunlarn dnya apndaki yaygnl, insanolunun gvenli ve ok ho bir yaamn
tadn karmas iin modernlik ncesi sistemlerin herhangi bir eidinden ok daha
fazla frsat yaratm durumdadr. Fakat modernliin, bu yzyl iinde iyice
belirginlemi olan karanlk bir yn de vardr. Genelde, modernliin frsat
yn en etkin biimde toplumbilimin klasik kurucular tarafndan vurgulanmtr.
Marx ve Durkheim modern a sorunlu bir dnem olarak grdler. Fakat her ikisi
de modern an salad olumlu olanaklarn onun olumsuz karakteristiklerine
daha ar bastna inandlar (Giddens, 2010: 14).

Anlalmal ki; tketilmi zamanda, her ne kadar Pagan&Roma ve Hristiyan


tarihi farkllatrmak iin tretildii ve ad geen yerlere aitmi gibi bir imaj oluturulsa
da durum itibariyle modernliin geni bir yelpazede tm dnyay etkisi altna ald
aktr. Bu etki mevcudiyetinde modernliin tarih srecinde yok edemedii ya da ok
daha ge yok edebilecei belki de hibir zaman glgesi altna alamad/alamayaca
geleneklerde barndrmaktadr. Modernlik zamansal olarak yeni saylrken, gelenek
zamansal olarak eski ve modernlikten ncedir; hatta bu imgelerin baz gl
eitlemelerinde gelenek tarih d ve dolaysyla lmszdr (Wallerstein, 2009: 63).
Giddens ise durumu u ekilde ifade etmektedir:

Modernlik gelenei ykar. te yandan ok nemli bir husus vardr: Gelenek


ile modernlik arasndaki ibirlii modern toplumsal gelimenin ilk evreleri riskin
dsal etkilere gre hesaplanabildii dnem-iin hayati nem tamtr. Bu dnem,
yksek modernliin ya da Beckin deyiiyle dnmsel modernlemenin ortaya
kyla sona ermitir. Ondan sonra gelenek farkl bir nitelie brnmtr.
Modern ncesi uygarlklarn en gelimileri bile kararl ekilde geleneksel
kalmlardr (Giddens, 2011: 64).

Belki de; en nemlisi, modern terimi Batl demek olduu srece


gelenein modernlik iindeki srgit etkisi gizli kalmtr (Giddens, 2011: 20).
Modernlik, yalnzca kresel etkisi asndan deil, dinamik karakterinde temel olan
bilgi asndan da evrenselletiricidir. Acaba, modernlik bu ynden mi Batya zgdr?
(Giddens, 2010: 158). Bu cepheden baktmzda modernlik ierisinde zemin ta olarak
ele alnan bilgi aydn dncenin erevesinde yine bat kuanda kendini
bulabildiinden evet okta uzak bir cevap olmasa gerek. Heideggerin, Bat
metafizik geleneinin srekliliine vurguyla, metafizik dnce geleneinin devam
olarak grd modern ve aydnlanmac dnce, en yetkin ifadesini Descartesn

44
dnen znesinde bulan sbjektivist bir karaktere sahiptir (Kkalp, 2008: 17).
Kkalp; modern dncenin sbjektivistik karakteri ve bu karakterin zlmesinin
arka plann u ekilde anlatr:

Buradaki sbjektivizmin en bariz zellii ise, nesnellik ve evrenselliin


znenin kendisine referansla teminat altna alnmasdr. Dolaysyla, Heideggerci
balam ierisinde anlaldnda modern dnce asndan sbjektivite, sbjektif
ifadesindeki grelilikten ziyade, substance veya hypokeimenon, yani her eyin
temelinde olan, ya da literal anlamyla altta duran olarak tzsellie gnderme
yapar. Bylelikle modern dnce, hakikat ve anlamn zneye referansla belirlenip
evrensel bir boyuta tand bir felsefi anlayla badam olur (Kkalp, 2008:
18).

Modernlik, yapsal olarak kreselletiricidir ve bu olgunun sarsc sonular


modernliin dnmsel karakterinin dngselliiyle birleerek risk ve tehlikenin yeni
bir yapya brnd bir olaylar evreni oluturur. Modernliin kreselletirici
eilimleri ezamanl olarak hem yaygn hem de youn niteliktedir; hem yerel hem de
kresel kutuplarda karmak deiim diyalektiinin paras olarak bireyleri geni lekli
sistemlerle balantl duruma getirirler (Giddens, 2010: 160). Modernliin
kreselletirici sonucu balamnda Giddens, birinci ve nc dnya toplumlarnn
mevcut konum ve potansiyelini antropolojiyide iine alarak analiz eder:

Mstakil olarak antropolojinin kendine zgl, zellikle sosyolojiyle ilikisi


iinde, normalde, modern-olmayanla ilgisiyle balantl olarak dnlmtr. Oysa
sosyoloji modernliin doasyla ve etkisiyle ilgilenir. te yandan gnmzde modernlik
her yerdedir. Sosyologlar alma alanlarn ncelikle birinci dnya olarak grrken,
antropologlar nc dnyaya odaklanmaktadr. Ancak, kreselleme hzla gelitii
iin birinci dnya ile nc dnya toplumlar arasndaki blnmeler ortadan
kaybolmaktadr ve her koulda nc dnya modernliin dnda yer almaktan ziyade
onun rndr. Antropolojiyi modern olmayan kltrler ve toplumlar hakkndaki bir
alma alan olarak tanmlamakta srarc olmak disiplini bir tr mze almasna
dntrmek demektir (Giddens, 2011: 150).

Modernlik, kresel dzeyde deneysel hale gelmektedir denilebilir. Hepimiz ister


istemez byk bir deneyin iine dm durumdayz ve bu deney hem fail insan olarak
bizim tarafmzdan yaplmaktadr hem de llemeyecek derecede kontrolmz
dndadr (Giddens, 2011: 22). Giddens; kontrol dna kma anlamnda edinilmi
ve/veya benimsenmi bilgiden bir vazgei ya da geri dn kaps ortaya karr:

Yaratclarnn, eski dogmalarn yerine koyacak kesinlikler aramalarna


karn, modernlik etkin biimde kukunun kurumsallamasn iermektedir. Modernlik
koullarnda tm bilgi savlar yapsal olarak dngseldir; buradaki dngsellik

45
toplum bilimleriyle karlatrldnda, doa bilimlerinde farkl anlama gelse bile, bu
byledir. Doa bilimlerinde dngsellik, bilimin yalnzca yntem olduu gereiyle
ilgilidir; yle ki, tm benimsenmi bilgi biimleri reddedilmeye aktr. Toplum
bilimleri ise modern kurumlarn yapsal temelini oluturan iki boyutlu bir dngsellik
varsayarlar (Giddens, 2010: 159).

3.2. KRESELLEME

Medyann kreselletirici etkisi, kitlelere ynelik gazetelerin ilk geliim


dneminde birok yazar tarafndan dile getirildi. 1982 ylnda bir yorumcu, modern
gazetelerin kyla, kk bir kyde oturan bir kiinin ada olaylar yzyl
ncesinin babakanndan daha iyi anladn yazar (Giddens, 2010: 74).

Kreselleme: Bu terim 1980lerde icat edildi. Genellikle, ancak son on


yllarda ortaya kan dnya-ekonomisinin yeniden dzenlenmesine gnderme yapt
dnlr (Wallerstein, 2005: 143). Kresellemenin ne ifade ettii bilhassa,
devletlerin en knden en byne kadar kltrel, siyasi, toplumsal ve mali
alardan yaratt pozitif ve negatif ktlar zerine farkl fikirler ve tartmalar
yaplmaktadr/ortaya atlmaktadr. Giddens kresellemeye anlam verme zerine u
soruyu sorar:

Kreselleme hakknda herkes bir eyler sylemektedir, ama pek az insan bu


konuyu iyi anlamtr. 20. yzyln sonlarnda retilen bubyk fikir, zamanmzda
bir klieye dnme tehlikesi altndadr. Ona kesin bir anlam ve ierik verme
olanamz var m, yoksa kreselleme tarihin p kutusuna m atlmal? (Giddens,
2010: 71).

ok farkl anlamlarda ve farkl bak alaryla yaplan tanmlamalarda


kreselleme en fazla dile getirilen konu olarak liderliine devam etmektedir.
Kreselleme; modernizasyon srecinin bir paras olarak, zellikle yirminci yzyln
son eyreinde ve Dou Blounun yklmasndan sonra, tek kutuplu bir dnya da
zuhur eden kltrel sisteme, dnyann somut bir biimde tek bir btn olarak
yaplama srecine verilen isimdir. Daha nemlisi, kresellik dnyay tek bir yer olarak
kavrayan yeni bir bilincin ekillenmesini kapsamaktadr ve kreselleme bu dorultuda,
"bir btn olarak dnyann somut yaplamas" eklinde, yani "dnya"nn srekli
yeniden kurulan bir evre olduu dncesinin kresel dzeyde yaylmas ekseninde
tarif edilmitir (Sosyoloji Szl, 1999: 449).

46
Kreselleme toplumun sadece bir kesimini deil dolayl ya da dolaysz olarak
tamamn ilgilendiren bir balktr. ylesine ki; dnya da var olma bilincine sahip olan
ve/veya olmayan her varlk/nesne kresellemenin ya rndr ya da rn olacaktr.
Modern ve modern ncesi toplumlar yansmasnda olduu gibi kreselleme ve
kreselleme srecinde/ncesinde ki toplumlarn, yeniden kendini biimlendirmeye
balamas benzerliinde ulus-devletlerin de bylesine farkl bir deiim geirdiinden,
deieme zorlandndan sz edilebilir. Kreselleme dnya da siyasi, toplumsal, mali
ve neredeyse iinde insan olan her alanda/her ortamda mthi bir tek vcut olma
beraberinde hzl bir deiim sreci balangc olarak ulus-devletin temellerinde ok
boyutlu yeniliklere/deiimlere sebep olmutur. Elbette bu ciddi deiimler sadece
ulus-devlet ile erevelenemez. Zira; kresellemenin ciddiye alnmas
demokratiklemenin ulus-devlet dzeyiyle snrlandrlmayacann vurgulanmas
anlamna gelir (Giddens, 2001: 146). Giddens zamansal-mekansal yaknlamay da iine
ald genel dzeyde kresellemeden u ekilde bahseder:

Toplumsal etkinliin -modernitenin oluumuna katkda bulunan- kresellemesi,


baz alardan, gerek anlamda dnya apnda balantlarn, rnein kresel ulus-
devlet sistemiyle veya uluslar aras i blmyle ilikili balantlarn gelime srecidir.
Bununla beraber, genel dzeyde kreselleme, en iyi ekilde, zamansal-mekansal
uzaklamann temel boyutlarnn bir ifadesi olarak anlalabilir. Kreselleme orada-
bulunma ve bulunmama arasndaki kesimeyle (o an orada-bulunanlar ile orada-
bulunmayanlar arasndaki dolayl etkileimlerle), uzak toplumsal olaylar ve ilikilerin
yerel balamlarla iie gemesiyle ilintilidir (Giddens, 2010: 37).

Tanmdan da hareketle kreselleme Giddensta zamansal-meknsal bir


yrngede ilemektedir ve bunu ise ilkel alara bakarak ina eder. Nihayetin de snrl
olan birey snrl olan toplum ve devamnda ku bak bir alanda snrl olan/kalan bir
topluluk bu snrlamann doal sonucu olarak evresel/mekansal snra ve elbette
mekansallktan kaynaklanan snrl zamansalla tabi olacaktr. Bunu ise gnein
doup-bat belirleyecektir; tarmsal olarak spontane var olan zaman tanmn en iyi
tarmn getirdii zaman olarak adlandrmak daha doru bir ifade olacaktr. Zira
tohumlarn ekilmesi, hasatn yaplmas keyfi olarak yaplmamaktadr ki bu olaylarn

47
belirli gerekleme sreleri vardr ve bu da tarmn getirdii/yaratt zaman olarak
karmza kmaktadr. Benzer ekilde farkl blgelerde farkl ekilde hayat tarzn
benimsemi topluluklarda ayn uygulamalar sz konusudur.
Toplumlar, etkileimde belirli bir meknsal alann snrlar ile varln bulmakta
ya da kaybetmekteydi. Eski alarda toplumlar mekansal olarak darya kapal olduu
iin etkileim de bundan payna deni almakta ve bu durumun doal sonucu olarak
iletiim genel olarak bire bir yaplmaktayd. Bu gerekliin tabi sonucu olarak da o
dnemlerde snrlar ve alanlar ve evresel engelleri hie sayan bir iletiim/etkileim
a olmadndan bu topluluklar/toplumlar ne baka toplumlarla etkileiyor ne de baka
toplumlardan etkileniyorlard. Vurguland gibi, kresellemi dzenlerin ortaya
k, aktel olarak iinde yaadmz dnyann nceki alarn dnyasndan farkl
olmas anlamna gelmektedir. Kreselleme, bir lde dnya da yaayan hi kimsenin
kaamayaca yksek-etkili riskler nedeniyle, tm insan toplumlarn belirli noktalarda
birletirir (Giddens, 2010: 280). Zamansal-Mekansal snrlln kreselleme ile
beraber nasl biimlendiini ise Giddens yle anlatr:

Kreselleme sreleri insanlarn gnlk yaamlarn eitli ynlerden


etkiledii iin, bence basmakalp yoksulluk imajnn tesine gidilmeli ve yaygn tketim
modelleri olduklar gibi kabul edilmemelidir. Kreselleme, toplumsal kutuplamann
artmasna katkda bulunmutur. Fakat ayn zamanda snf yaplarn da
dntrmtr. Kreselleme bir yandan yeni ihtiyalar yaratarak bir yandan da
eriimsizliin geleneksel snrlarn ykarak, tketim gruplarnda krlmalara neden
olmutur. Kresellemenin tabakalama sistemleri zerinde bir etkisi varsa, yoksulluk
ve genel olarak kaynaklara eriim biimlerini de deiikliine uratabilir (Giddens,
2010: 317-318).

Kreselleme srecinin kiilerin aktel yaam zerindeki etkisi (mikro-


kreselleme) nedeniyle zengin toplumlardaki yoksulluk, eitli uyum salama
yollarn ve toplumsal baa kma biimlerini iine almtr ve bylelikle yoksulluun
alglan ve yaan konusunda daha karmak modeller ortaya kmtr (Giddens,
2010: 317). Kreselleme daha imdiden en zengin ve en yoksul lkeler arasndaki
uurumu geniletmi, toplumlar arasndaki ve iindeki ayrmlar daha da arttrmtr.
(Giddens, 2010: 75). Genileyen uurum ile birlikte younlaan kreselleme almas
g yeni engeller dourmaktadr ki bu engeller bir eitlikten ziyade eitsizliin
kendisine hizmet etmektedir. Younlaan kresellemeyle birlikte baz balamlarda
yeni ekonomik eitsizlik kaynaklar ortaya kmaktadr; ve bunlar hi de kar

48
konulacak trden grnmemektedir (Giddens, 2001: 63). Kresellemenin
younlamasnn, ok ksa bir demokrasi tarihine sahip uluslarda bile aktif bir ekilde
demokrasiyi gelitirdiini dnmemiz iin iyi nedenler vardr. Kreselleme byk
lde, gnlk hayattaki deiimlerle birlikte yurttalarn devletle olan ilikisini
deitiren yeni komnikasyon sistemleri araclyla etkili olmaktadr (Giddens, 2001:
146). Giddens bu dncesine paralel olarak medyann kresellemesi durumunu da u
ekilde ifade etmektedir:

Medyann artan kresellemesiyle, birok farkl ortam, esasen, ilikili


bilgileri toplamaya zen gsteren biri iin grnr hale getirir. Televizyon ve
gazetenin kolaj etkisi ortamlar ve potansiyel hayat tarz seimleri birlikteliine zel
biimler kazandrr. te yandan, kitle iletiim aralarnn etkisi aka tamamen
eitlenme ve paralanma ynnde deildir (Giddens, 2010: 114).

Kresellemenin dnyamz dntrmekte olduunu, ancak bu srecin


karmak, ok ynl ve dzenli yrdn grmekteyiz. Kreselleme uzun bir
gemie sahip olmasna karn, bugn daha nce olduundan hem lek hem de biim
bakmndan ok farkldr (Giddens, 2010: 74-75). Farkll temellendiren ise gelien
bilimsel ve teknolojik yaplanmalar ve elbette ayn yrngede iletiim zerinde de ciddi
farkllamalarn olmas byk engellerin alarak pek ok anlayn ve alglayn
deiimine olanak salamtr. Evrim srecine benzer bir yap gibi birey-toplum-devlet-
lke snr v. b. kavramlar gnll-gnlsz kreselleme rzgarndan nasibini almtr.
Bu ylesine gl bir rzgardr ki hzn kesmek bir yana her dokunduu bireyden g
alrcasna kuvvetlenerek yoluna devam etmektedir. ada kreselleme insan ilikileri
bakmndan yeni bir an balangc gsterir. Toplumlar ve dnya dzenini
dntrrken tpk Sanayi Devrimi ve 19. Yzyln kresel imparatorluklarnn
yaratt gibi derin bir etki brakmaktadr (Giddens, 2010: 74). Fakat bu etkiyi sadece
ekonomik anlamla snrlandrmak makul ve mantkl deildir yle ki Giddens bu
durumu u ekilde aklar:

Kreselleme doas, sebepleri ve sonular bakmndan hibir ekilde


tamamen iktisadi deildir. Kavram kresel piyasa alanyla snrlandrmak temel bir
hatadr. Kreselleme ayrca sosyal, siyasal ve kltrel bir olgudur. Bu dzeylerin
hepsinde de kreselleme, blk prk bir ekilde ve kartlklar ierisinde
ilerleyen son derece deiken bir dizi sretir. Hl sanayilemi uluslarn
egemenliinde olsa da Batllamayla ayn ey deildir-bugn dnyadaki tm
lkeler kreselleme srelerinden etkilenmektedir. rnein bilim ve teknolojideki
geliimler hem zengin hem de yoksul lkelerdeki insanlarn hayatlarn bugne
kadar yaananlardan daha hzl bir ekilde etkilemektedir (Giddens, 2001: 63).

49
Kreselleme dnyann belli bal blgeleri ve ok eitli etkinlik alanlar
arasndaki balardan oluur. Kreselleme tek bir sre deildir (Giddens, 2010: 71).
Kreselleme srecinin karmak ve heterojen bir doas olduuna gre, bu koullar
altnda yaplacak yoksulluk tanm greli olmak zorundadr. Ancak, ok hzl deitii
ve mekansal bir boyuta bal olmad iin bu greliliin snrlarn takip etmek gtr
(Giddens, 2010: 319). Bireyler-bireyleri devletler-devletleri ve toplumlar-toplumlar
etkilemektedir ve fakat en nemlisi bu etkileim herhangi bir mekansal-zamansal
snrlamaya tabi deildir. Bu ylesine bir etkileim ki; iletiim teknolojilerinin
ivmelenme etkisiyle kendine g bulmakta, on binlerce kilometre uzaklktaki bir
gelimeyle ilgili datalar e zamanl olarak gezegenin tm dier
toplumlarna/topluluklarna ulaabilmektedir. Ksacas, kreselleme, kltrden sua,
finanstan evreye kadar, dnyann farkl blgelerindeki balantlara ve zaman iinde bu
balantlarn deime ve genileme biimlerine ilikin bir konudur (Giddens, 2010: 71).

Kreselleme bilimsel yeniliklerle de balantl olduundan, yeni risklerin


yaratlmasna dorudan katkda bulunur; risk almann dinamik ve tehditkr yanlarnn
etkili ynetimine prim verir (Giddens, 2001: 61). Bilimsel yenilik bir baka anlamla da
bilimsel/teknolojik ilerleme olarak yeni doan risklerin var olan kurumlarn yenilenmesi
olarak ifade edilebilir. Kresel deiime yerel, ulusal ve dnya apnda bir dzeyde
cevap vermeliyiz. nc yol demokratlar mevcut kresel kurumlar dntrmeye
nem vermeli ve yenilerinin yaratlmasn desteklemelidir (Giddens, 2001: 49).
Kresellemenin ykselen trendi karsnda devam etmekte olan srete daha da
kuvvetlendii gz nne alnarak mevcut durumun tarifini kreselleme ve nc yol
balamnda Giddens u ekilde ifade eder:

Kreselleen siyasi bir felsefe olarak nc yol politikas, ne kadar zor


olabileceini tamamen kavrayarak ve nmzdeki olaslklar konusunda saf ya da
fazla iyimser olmada kresel entegrasyonun daha fazla gelitirilmesi zerinde
durulmaldr. Modernleen sosyal demokratlar, dnya toplumunda gerekleen
geilerle yzlemek zorundadr. Kresellemenin ilerleyii gemitekinden ok
daha gl olduundan kresel dzenin gemitekinden farkl olduunu dnmek
mantkldr (Giddens, 2001: 113).

Aktelde kreselleme siyasaldr. Tpk Sanayi Devriminin yeni snf siyaseti


trleri yaratm olmas gibi, kreselleme de snrlarmz iindeki demokratik kurumlar
ve uygulamalar taleplerin karlanmas iin yeniden ekillendirmeye almaktadr
(Giddens, 2010: 75). Tamda bu noktada yeniden ve/veya yenilenen obje her ne olursa

50
olsun deiimin doas gerei baz skntllarla birlikte gelecektir. Zira bu skntlara da
kolay kolay are bulunamamaktadr, nk kresellemenin arlnn artt bir ada
ulusal politikaclar yurttalarn etkileyen baz etmenler stnde gemie gre daha az
kontrole sahiptir (Giddens, 2001: 57). Durum her ne kadar bu ekilde gzkyor olsa
da gelimi/gelimekte olan lkeler temelinde daha farkl deerlendirmeler yapmakta
mnkndr. Gelimi lkelerde olduu gibi gelimekte olan lkelerde de, yeni saiin
kreselleme bir frsattr; eski sa iin ise bir tehdit; yeni sol iin de bir meydan
okuma (Giddens, 2001: 63).

3.3. MODERN POLTK DEOLOJLER

Giddensn dnce yapsnn ve zellikle felsefi bak asnn devam nitelii


tayan bu blmde; Giddensn modern politik ideolojiler kapsamnda arlkla felsefi
deerlendirmelerine yer verilmeye allmaktadr. Bylece, Giddensn politik felsefesi
erevesinde, eitli alardan modern politik ideolojiler zerinde durulmaktadr.

3.3.1. Marxizm

Marx, [Kapitalist giriim], Msr piramitlerini, Romann su kemerlerini ve


Gotik katedralleri kat be kat aan aheserler yaratt; daha nceki tarihsel gleri ve
hal seferlerini glgede brakan seferler dzenledi retimin srekli altst oluu,
btn toplumsal koullardaki dzenin kesintisiz bozuluu, sonu gelmez belirsizlik ve
hareketlilik burjuva an btn daha ncekilerden ayrt eder (Giddens, 2010:
148).

Marx, szc ifade edildiinde insan zihninde ilk zuhur eden ve en n saflarda
yer alan kavram Tarihsel Materyalizm Kuram' olarak karmza kmaktadr; yle ki
Marx tarihi ilerlemeyi sras ile ilkel komnal, kleci toplum, feodal toplum,
kapitalist toplum ayrmlar eklinde dile getirir. Kapitalist toplumun doasnda yaratt
ii snf artk srecin paras iinde toplumun devrimci niteliini uyandrarak sonraki
aama olan komnizme giden yolu oluturacak yegane gtr. 20. Yzyln sosyal
devrimlerinin ou, u ya da bu ekilde, Marksist dnceden etkilenmi veya ilham
almtr. Marksizm tam da bu adan sosyal bilimlerdeki dier kuramsal
perspektiflerden farkldr. Marksizm kart toplumsal hareketlerin oluumu yoluyla elde
edilen byk lekli toplumsal deiim dizisi iin bir ara grevi grmtr (Giddens,

51
2010: 87). Bu anlamda Marxizmin detayl bir tanmn yapmak ana hatlaryla kk
ayrntlar yakalayabilmemiz de etkin bir rol oynayacaktr:

Marx ve Engelsin eserlerinden kan, en azndan bu eserlerle


ilikilendirilen veya sz konusu eserlerin ilham verdii dnce btn, bu
anlamyla yirminci yzyln en etkili entelektel glerinden biri olan ve Ekim
Devriminden sonra, Komnist Partinin resmi ideolojisi haline gelirken, Marksizm-
Leninizm olarak da bilinmeye balayan, dolaysyla ok farkl formlar alan
Marksizmin ana kavramlar iki ana kaynaktan kar. Buna gre, bir tarafta Adam
Smith [Uluslarn Zenginlii, 1776] ve David Ricardo[Ekonomi Politiin lkeleri,
1817] gibi ngiliz iktisatlar tarafndan gelitirilen ekonomi politiin Marxn
ciltlik Kapital ile Ekonomi Politiin Eletirisine Katkda gelitirilip kapitalist
ekonomi zerine eletirel bir yorum ya da aklamaya dntrlmesi bulunur.
Dier tarafta ise, buna paralel bir biimde, Hegelci gelenekten tretilmi bir
kaynak olarak, tarihin itici gcnn sosyal snflar arasndaki atmann diyalektii
olduu dncesi zerinde odaklaan bir tarih felsefesi vardr. te bu ikincisi en
ak bir biimde, Marxn on dokuzuncu yzyl Fransasnn tarihi ve politikasn ele
alan politik eserlerinde ve zelliklede, Feverbach zerine Tezlerle birlikte, en ok
okunan eserini oluturan programatik Komnist Manifestoda ifade edilir.
Bunlardan Komnist Manifesto uluslar aras ii hareketine Proleterlerin
zincirlerinden baka kaybedecek eyleri yoktur. Kazanacaklar bir dnyalar vardr.
Btn lkelerin iileri, birlesin! eklindeki mehur slogann salarken,
Marksizmin felsefi-politik iddia ya da tutkularn Filozoflar dnyay imdiye
kadar sadece eitli ekillerde yorumladlar; ama imdi onu deitirmektir
sznde olabilecek en zl bir biimde ifade etmekteydi (Felsefe Szl, 2010:
1060).

Tarihsel ve diyalektik materyalizm nderliinde toplumun kuruluu, (ki


zellikle snfl toplum sz konusu) ilk oluumu kabul edilen toplumdan komnizme
giden blmleri ve ilerleyii bakmndan tarihsel ilerleyi/deiim ynnde olmayan bir
ilem aral tar. Burada Marx, var olann/gerek olann dnyay anlamak deil onu
deitirmek olduunu vurgular. Marksizm ve dier radikal sosyalist dnce biimleri
sanayi toplumunun ilk oluum evrelerinde youn snf atmalar yaratan gerilimlerin
ideolojik ifadeleri olarak grlrler (Giddens, 2005: 423). yle ki bu ideolojik
ifadelerin zellikle bat toplumlarnda byk tesirleri olmutur. Bat toplumlar
Marxtan bu yana, kesinlikle nemli lde deimitir ve bu deiiklik, nemli
lde, snf atmasnn bir sonucudur, fakat bu toplumlar halen kapitalist tir
(Giddens, 2010: 59).

Marxn dnceleri toplumsal/felsefi ve dolaysyla kuramsal sahada olduka


etkili akmlardan bir tanesi haline gelmitir. Ve fakat bu durum sadece Lenin v. b.
marxsist politikaclara ya da bizzat Marxa/Engelsa mal edilemeyecek kadar byk ve

52
geni derinlik tayarak ve bunun doal getirisi olarak marxsist dnen ve dnmeye
devam eden birden ok maddi-manevi biimlerde burada snrlayamayacamz bir
btn ifade eder. Karl Marx temel fikirlerinin bazlarn kendisinden nce gelen
toplum kuram, felsefe ve ekonomi alanlarndaki eitli dnce ekollerinden alm
olmasna ramen, kapitalist toplum dncesi herkesten nce Marxla ilikilendirilir
(Giddens, 2010: 32). Marksist dnce, Marxn yazd dnemden bu yana zengin ve
farkl bir biimde gelimitir. Marksizm, u ya da bu ekilde, doal olarak dnyann
ok nemli sektrlerine egemen olan hkmetler tarafndan izlenen resmi bir dnce
sistemi haline de gelmitir (Giddens, 2010: 149). Resmiyet kazandrlacak bir dnce
sistemi olmasnn/olabilmesinin Marksizmin ardnda yatan muhtemel nedenselliine
ise Giddens yle iaret eder:

Marx iin; kukusuz snf tarihin itici gc olduu kadar, zgrlemenin


failidir. nsanln genel zgrlemesi snfsz bir dzenin yaratlmasyla salanabilir.
Marksist olmayan yazarlara gre, zgrlemeci politikalar dier ayrlklar, yani
etnik ve cinsiyeti ayrmalar, ynetici ve tabi snf, zengin ve yoksul uluslar, mevcut
ve gelecek kuaklar ayrmalar asndan ok daha kapsaml bir neme sahiptir
(Giddens, 2010: 264).

Proletarya; Marxizmin tablosunda en dikkat ekici konumda, belki de en nemli


konumda bulunurken, Marx proletaryann sesini/sessizliini siyasi bir sese/sessizlie
dntrerek beklenen ya da ngrd deiiklii salamak adna tablosunda anlaml
bir renk oluturmutur. Fakat Marksist siyasi hareketler ve daha genel olarak ii
hareketleri 19. Yzyln son eyreinde daha gl bir hale gelince, Marxn fikirleri
saysz tartmalarn ve ihtilaflarn konusu haline gelmitir ve o zamandan beri de byle
kalmtr. Ne var ki bu dnceler, Marxn zamanndan beri srekli bir geliim
gstermitir; bugnk Marksizm, znde farkl bir dnce yapsn temsil eder
(Giddens, 2010: 32). Her ne kadar bahsi geen dnceler zerinde bir geliim konu
edilse ve sosyoloji gibi benzer disiplinler de balk itibariyle mevcut scakln korusa
da, net olarak deerlendirebileceimiz aklklarda/boluklarda mevcuttur. Marxn
yazlarnn sosyoloji iin hl nemli olduunu ve bu yazlarn sanayi toplumu
kuramyla ilgili varsaymlarn eletirilmesi iin ana temeller olduklarn belirtmek
istiyorum. diyen Giddens aslnda az evvel bahsettiimiz aklklara iaret etmektedir.
Nihayetin de Giddens yle devam eder; Ancak ayn zamanda, Marxn almasnda

53
grmezlikten gelinemeyecek bariz zayflklar da vardr (Giddens, 2010: 32). Giddens
benzer boluklar adn verdii bu snrlamay u ekilde anlatr:

Marxn ve ou liberal evrimci dnrn yazlarnda benzer boluklar vardr:


ekonomik gelimede devletin ve zorlayc bir g olarak askeri kuvvetin nemini
kmseme ve i deime dinamiklerine younlama. Marx kesinlikle, Bat
kapitalizminin dnya apndaki etkisini, genileme ynndeki kesintisiz itici gcn
ve geleneksel kltrler zerindeki ykc etkisini hakkyla deerlendirmitir. Bylece
Marx i dinamiki toplumsal deime modeli adn verdiim yaklamdan bir
lde kopabilmitir (Giddens, 2005: 406).

Dier taraftan; durum bu kadar netken proletarya ve burjuvazinin doal


oluumlar sonucu var ola gelen yasalar emein zgrlemesini engellemitir ve
engellemektedir. Birka satr evvel bahsettiimiz zamann ve zamann iinde oluan
yasalarn yklmas ile almas/deimesi ile komnizm zaman ve yasalar sancl
olarak doumunu gerekletirebilecektir. Bu anlamda Marx, snfsz bir toplum ekli
nerisinde bulunur.

Marx iin devletlerin kendilerinin, sivil toplumun zel karlarn uzlatrmak bir
yana, ksmi karlar temsil ettii aktr (West, 2008: 85). Dier taraftan, Marksist
olmayan ve Marksist yazarlar iin, devletin kendisinden ok, faaliyetlerinin beklenen
etkileri, benzer ekilde devletlerin odak noktas olmutur. Aslnda Marxn kendisi de
devletle ilgili yalnzca birka tamamlanmam metin brakmtr; enerjisini, ilk
ekonomi kuramn kendi alan iinde, yani kapitalist retimindeki ilikiler bakmndan
eletirmeye younlatrmtr (Giddens, 2010: 74).

Devlet merkezinden uzakta fakat devlet faaliyetinin iinde gibi grnen bu


durum sistem farkllamas ve modernlik zerinden farkl dncelerin bir araya
toplanmasna istemeden de olsa domasna sebebiyet verebilmektedir. Zira
Marksizmin yanlgs, sistem ve yaam dnyas zmlemesinin modernlikte gelimi
sistem farkllamas dzeyi ile bu farkllamann kurumsallamasnn snflara zg
biimleri arasnda yeterince net bir ayrm yapmaya imkn vermeyecek ekilde
diyalektik olarak i ie gemesine dayanmaktadr (Giddens, 2011: 230-231).

Son olarak evrimci bir teori u veya bu yorumuyla- Marxsizm iin temeldir ve
bu husus kesinlikle daha az nemli deildir. Marxa gre, sosyalizmin zaferi kabile
toplumundan olgun sosyalist bir dzene doru ilerleyen diyalektik harekete dayanr

54
(Giddens, 2005: 569). Durum byle iken; kapitalizmin temel elikisi, kesinlikle,
yeni bir toplumsal ve ekonomik dzen biiminin, yani sosyalizmin habercisi olan bir
ey olmak zorundadr (Giddens, 2005: 298).

3.3.2. Sosyalizm

eliki tarihteki roln kabile toplumunun snfszl ve sosyalizmin snfszl


arasnda yer alan sosyal dnmleri balatarak oynar (Giddens, 2005: 293).

Marxist dncede sosyalizm, kendiliinden snmlenerek komnist


yapya dnecek toplumu ifade ederken; sosyalizmden sonra teoride olumas
beklenen komnizm toplumunu ngrr. Toplumun komnist biimini Marx, iki farkl
yola blerek/dzene blerek komnizm - sosyalist toplum olarak ifade eder.
ncelikle sosyalizmi u ekilde ifade etmek mmkndr:

Aydnlanmann, Fransz Devriminin liberal ve eitliki ideallerinin ve


endstrileme srecinin rn olup, smren snf ya da snflar tasfiye ederek,
insann insan tarafndan istismar edilmesinin nne gemeyi, toplumda bireyler
arasnda karlkl bir ibirlii ve yardmlama yaratmay amalayan ve retim
aralarnn ortak mlkiyetiyle belirlenen toplumsal sistemdir. Var olan toplumsal
dzeni adaletsiz olduu gerekesiyle mahkum eden, ahlaki deerlere uygun den
yeni bir dzenin savunuculuunu yapan, bu idealin gerekletirilebilir bir ideal
olduuna inanan, sz konusu ideale ulama yolunda, insan doasn ya da
kurumlar yeni batan ekillendirecek bir eylem programn hayata geireceine
inanan siyasi dnce ya da ideoloji; olarak da tasvir edilebilir (Felsefe Szl,
2010: 1436).

Toplumun sosyalist yaps Marxa gre; sonraki basamak olan komnizmin


nceki basama olarak varlnda anlam bulur. Komnist toplum ise varlndaki
anlam sosyalist toplum sonras ulalabilecek son aama olarak tanmlayarak, ait
olduu alanda beklenilen doumu ile kendini yaamaya balayacaktr. Sosyalizmle
ilikili bir felsefi antropoloji, kapitalizmin yaratlm mekannn doymak bilmez
genilemesinin etkisi altna giren insan eitliliinden, neyi alkoyabileceimizle
yakndan ilgilenmelidir. nk , kapitalizmin ortaya km olduu dnyada, zaman
artk varln arac olarak anlalmaz; ve gnlk yaamn gelenee gre ayarlanmas,

55
yerini her gnk yaamn ii bo rutinlerine brakmtr (Giddens, 2000: 275). Bylece
kapitalizm ve sosyalizm arasnda var ola gelen durumu Giddens yle ifade etmektedir:

ada dnya da iki anlamda kapitalizm ile sosyalizm arasndayz. Sosyalizm


fiilen var olan bir gereklik, kapitalist devletlerle olan g blou sandviinin bir
yandr. Ancak, sosyalizm ayrca bir idealler btn, kayna kapitalist Bat olan
eitlik ve zgrlk vaadinin radikallemesini de temsil eder. Bu ikinci anlamda
kapitalizm ile sosyalizm arasnda olmay hl umabilir miyiz? Gnmzde,
siyaset teorisinde hibir soru kendini daha acil biimde ortaya koymamtr
(Giddens, 2000: 15).

Dncenin balangcnda sosyalizm retim ve iktidar aralarnn halk tara-


fndan kontrol edildii/edilebildii toplum ekline dayanan dnce sistemiyken
uygulama asndan zaman ierisinde farkllamtr/farkllatrlmtr. Temel kazlar
aydnlanma dncesinde ifade edilen sosyal/siyasal eitlik beklentisinde yaplmtr.
Herhangi bir eyi ummak; o ey iyi olduu iin mi umulur, yoksa beklenen ve bilinen
emberin ierisinde yer alan zararszl varsayld iin mi ummak kavram var
olmaktadr. Kapitalizm ve sosyalizm arasnda var olduumuz ne denli bir gereklik
tamaktadr ki; bizler bunun devamnn srekliliinin beklentisi ierisinde var
olalm/olabilelim. Bu noktadan hareketle ifade edilen gerekliin varln isel olarak
deerlendiren birey; birey olma/olabilmenin ve bilhassa yine her bir bireye zg olacak
ekilde kendine ait dnsel bir bilin kazanm ile kapitalizm ve sosyalizmin tam
olarak neresinde olduunu elmas parlaklnda deerlendirebilecektir: Evet
ortasndayz, hayr bsbtn dndayz. Elbette bu elmas parlaklndan ne
anladmzla da ilintilidir. yle ki, parlakln aibeli olduu da birey ve elbette
toplumun kabulleni biimleriyle de farkllklar arz eder/edebilir. Asrlar boyunca
bireyin dndaki adalette olduu gibi; adalet, dnebilen her varlkta en tepeye kadar
engelsiz kartlrken, konu bal bireyin kendi olduunda snrsz adaletsizliklere de
gebe braklabilmektedir. Kabul etmek gerek ki zaman/tarih ilerledike; bir ok farkl
biimi olan dnen /dnebilen varlklar en tepede de adem olunu etkilemekte ve de
zellikle farkllatrmaktadr/deitirmektedir. Giddens bahsi geen tarihsel ilerlemeye
u ekilde deinir:

56
Marx iin yine de, insan toplumunun tarihi tamamen aka, snf atmasnn
diyalektiine gre analiz edilebilecek bir birim ya da ilerlemeyi ierir. Bu tarihsel
ilerlemenin iki silsilesi vardr: retici glerin gelimesi ve insanlarn kendi yaam
koullarn anlama ve denetleme glerinin artmas. Bunlar, insanln maddi
dnyaya tam egemenlii olgunlarken ayn anda tarih ncesini arkasnda brakt
sosyalizmin gereklemesiyle el ele giderler (Giddens, 2000: 80).

Bilimsel sosyalizm olarak bilinen ve retim aralarnn burjuvazinin


hakimiyetinde olduu snf kavramn ruhuna yazan kapitalist devletin varln
yitirmesiyle, ruhunda snf kavram barndrmayan bir dzen karmza kmaktadr.
te yandan sosyalistler ana yollarda bulusalar da ilgili hedeflerine nasl ve hangi
artlarda/biimlerde varacaklarna dair, bilhassa da uygulanacak yntemler zerine fikir
sapmalar/kopmalar yaarlar, baka bir ifade ile bu anlamda birbirlerinden ayrlrlar.
Ana yoldan ayrlan bu tali yollarn/bu fikir kopmalarnn says kadar sosyalizm
eitliliinden bahsetmek hatal olmayacaktr. u an iin kapitalizm kavramnn
Marxn oluturduu dntrlm Hegelci ema iinde dzenlendii ekliyle- dnya
tarihinin zeti olarak neminin sosyalizmin damgasn vurduu devrimci bir kopu iin
ne kadar nemli olduunun belirtilmesi gerekir (Giddens, 2000: 81). Bir baka ifade
ile kapitalizm ve sosyalizmin birbirleri zerine etkileri vardr ve bu etki u ya da bu
ekilde devam etmektedir. Fakat; tm bunlar bir kede yaanrken dier taraftan,
imdiye kadar hi kimse snai rnler meyvelerini vermeyi srdrrken bu kitlesel
dnmlerin nasl salanabilecei hakknda zellikle inandrc aklamalar getiremese
de snflar, iblm, devletin ortadan kalkaca varsaylr (Giddens, 2000: 264).
Son olarak eer tarihsel materyalizm Marxn toplumlarn evrimi emasnn dnya
tarihinin analizinin savunulabilir bir temelini oluturduu anlamna geldiinde yine
reddedilebilir (Giddens, 2000: 2). Gemiten aktel olan zaman izgisine bakacak
olursak, nceleri sosyalist ifadeye topran eit olarak bireyler arasnda eit
datm/eit bllmesi benzeri anlamlar yklenirken bugnk anlamyla sosyalist
ifade ii snfnn rgtlenii ve siyasa ifadeleri/etkileimleri/katlmlar gibi
kendiliinden zamann destei ile evrimleerek anlamn/varln bulmaktadr.

deolojiler genel toplumsal gelime sreleriyle birlikte deiime


urasalar bile, kapitalizm sosyalizm tarafndan aldnda dhi ideolojinin sonundan
sz edilemez (Giddens, 2005: 351). Burada bahsedilen toplumsal gelime tam olarak
kkl bir deiimi mi ifade etmektedir; yoksa ekil olarak ayn fakat yap olarak renk

57
deitirebilen omurgal hayvan rneine mi brnmektedir. Bu rnee yaklat
barizdir ki, ziyadesiyle ideolojiler genelindeki yumuak ya da sert renk deiimleri
phesiz ki en az dierleri kadar sosyalizm ve kapitalizm zerinde de
grlecektir/grlmelidir. Bu bakn temelinde ise varlk bilinci kazanan omurgal gibi
ideolojide kazanm olduu/kazandna inand varln renk deitirmek pahasna
korumak isteyecektir. Elbette bu renk deiimi insanlar iin uzun fakat ideolojiler iin
ksa, farkl zaman aralklarnda ki sulamalara, zgrlklerin kstlanmasna ya da
yaratlmasna olanak salad bahsiyle badatrmak istenmeyecektir. Aktel olarak
hi kimse, Nazizm ve Stalinciliin tarihteki kt sonularndan sonra, artk
kapitalizmi toptan zgrlkten yoksunlukla veya sosyalizmi zgrlklerin zorunlu
olarak yaratlmas ve geniletilmesiyle ilikilendiremez (Giddens, 2005: 369).
Yeryznde bizlere sunulan ztlklarn snrll erevesinde; geleneksel ve sanayi
topluluklar farklln gzleyerek kapitalist ve sosyalist topluluklar etrafnda/iinde
ulalabilecek sonular itibariyle kstlandrlm bir zaman iin doru olan ya da doru
olduuna inandmz gereklerin varlna hayati bir ballk iinde olmak; olsa olsa
byk bir hatann ilk basama olacaktr. ki kutuplu geleneksel toplum/sanayi
toplumu ayrmn benimseyen yazarlar, hibir sosyalist toplum biiminin kapitalist
toplumlardan belirgin bir farkllk gsteremeyecei yargsna ulatlar: sosyalizm ve
kapitalizm, sanayi toplumunun sadece ksmen farkl iki alt tipidir (Giddens, 2005:
422). Sanayi kapitalizmi, aslnda hep kuvvetli ve grnte amansz bir ykm veya
yutma eilimi iinde olsa bile, (sosyalizm dhil) farkl toplum tipleriyle bir arada var
olmutur ve var olmaktadr (Giddens, 2005: 572).

Sosyalizme pek ok defalar bilhassa politik yaklam penceresin den farkl


anlamlar yklenmesine karn Giddens bu durumu yle ifade eder:

Eer sosyalizm szc hl politik yaklam tanmlamak iin


kullanlyorsa, sosyalizmin umursama tavryla tanmlanmasn neriyorum.
Umursama kiinin kendisi, bakalar ve maddi dnyann dokusu iin sorumlu
olmas etiini ima eder. Umursama egoizmin kartdr ama fedakrlkla da zde
grlmemelidir. . . Eer sosyalizm daima insanlarn karlkl dayanmasyla ilintili
grlrse, umursama etii sosyalist dncenin merkezi deerlerini korur
(Giddens, 2011: 304).

58
3.3.3. Sosyal Demokrasi

Souk sava dneminde birok insan, bir taraftan Sovyet komnizmine


alternatif olarak sosyal demokrasiyi bizzat nc yol olarak grmtr (Giddens,
2001: 1).

Sosyal demokrasi, geici bir nc yol arayndan daha etkili bir bak as
olan pragmatik bir temelde reformlar gerekletirme konusunda her zaman baarl
olmutur (Giddens, 2001: 16). Her eyden nce sosyal demokrasi kapitalizmin rettii
eitsizlik ve/veya adaletsizlikleri demokratik sistem btn iinde makul bir dzeye
ekmeye hedeflemektedir. nc yol ierik asndan botur, zira eski model sosyal
demokrasinin ve neo-liberalizmin aksine sadece negatif olarak tanmlanr (Giddens,
2001: 20). Bu noktadan hareketle ncelikli olarak sosyal demokrasi kavramn u
ereve ierisinde tanmlayabiliriz:

Alman dnrleri Bernstein ve Lasalle ile balayp, Fransz Jaures ve


Blum, ngiliz Cole gibi dnrlerin katklaryla gelien ve amac sosyal adalet,
insanlar iin daha iyi bir hayat, zgrlk ve bar olan akm. Kapitalizmin
karsnda olan ve insanlar bir avu kapitalistin egemenliinden kurtarmay
amalayan gr, snf savan kabul etmekle birlikte, ihtilalci deildir, totaliterlii
ve her trl dikta rejimini reddeder (Felsefe Szl, 2010: 1434).

Sosyal demokrasi yaratclk, eitlilik ve baardan ziyade cansz bir


konformizm ile ilikili hale gelmitir (Giddens, 2001: 6). Her ne kadar durum bu
ekilde ifade edilse de farkl tanmlamalar ve zellikle lkeler aras farkllklar bariz bir
ekilde kaln izgilerle ayrlabilmektedir. Eski tarz sosyal demokrasi, sanayi politikas
ve Keynesci talep ltleri stnde younlarken, neo-liberaller devlet mdahalesinin
kaldrlmas ve piyasann liberallemesi zerine odaklanmtr (Giddens, 2001: 67).
Zira emeki snflarn gerekletirdii, siyasal ve sosyal savam ile egemen olan
snflarn vazgeileri itibari ile vuku bulan anlamann sonucu olarak da karmza
kagelir. Baka bir adan ise; sanayi iilerinin taleplerinin ifade edilmesi olarak da
bir anlam yklemek mmkndr. Giddens yorumlarnda; eski tip sosyal demokrasiyi u
ekilde eletirir:

Komnizmin knden ve devleti eski tip sosyal demokrasi arzusundan


alnmas gereken derslerden birisi de istenilen sosyal hedefler dorultusunda
uygulansa bile- devlet gcnn boucu ve brokratik hale gelebileceidir (Giddens,
2001: 52).

59
Elbette zaman maddi/manevi pek ok eyi belki de her eyi deitiriyor,
farkllatryor. Bu anlamda sosyal demokratlar ve liberaller arasndaki
ayrmda/farkllkta sosyal demokratlarn devletin mlkiyet ve/veya ekonomi zerindeki
kontrol bahsinde sahip olduklar fikirleri nemli denecek oranda
zayflam/yumuatlm olarak karmza karmaktadr. Ve belki de bu tr bir deiim
ilerde yle bir seviyeye ulaabilecek ki artk farkllk olarak tanmlayabileceimiz
herhangi bir nesnel tanma ulaamayacaz.

3.3.4. nc Yol

nc yol politikasnda birazck hristiyan demokrasiyle Liberal Partinin


serpintilerinden daha fazla bir ey yoktur (Giddens, 2001: 16-17).

nc yolu savunanlar, kendilerini, merkez-sol olarak tanmlarlar, fakat


aslnda sadece saa doru hareket etmilerdir (Giddens, 2001: 20). deolojilere farkl
bir bak as kazandrma hedefi ile oluturulan ve sosyalizm-liberalizm ortasnda farkl
ama faydal/anlaml bir renk oluturabilme gayreti gze arpan Giddens; solu farkl bir
nehire ekmeye almaktadr/almtr ki; sol sadece sosyal adaletsizlikleri
engellemekle yetinmemelidir. Hristiyan demokratlar gibi, nc yol politikas da
devlet ar lde byd takdirde, tehdit altnda kalan sivil toplumun yeniden
canlandrlmasn gerektiini savunur. Ancak Navarro, devletin genilemesinin -en
azndan refah devleti rolnde- sivil toplumun temelini rteceini varsaymann bir
hata olduunu ileri srer (Giddens, 2001: 17). Bu yaklam glgesinde Giddens:

nc yolun Birleik Krallkta yeni bir politika olabilecei, fakat


Avrupada olduka eski olduu konusunda Navarro, Tuomioja katlr. Sosyal
Demokratlar bir reform srecine ihtiya duymaktadr, fakat nc bir yol
dorultusunda deil Gerek duyulduu grlen ey sosyal demokrasinin nc
yoldan bir eyler renmesi deil nc yolun klasik sosyal demokrasiden bir
eyler renmesidir (Giddens, 2001: 17).

Klasik sol ve klasik sa politikadan uzakta denilebilinecek nc yol bu


yaklamn beklenen sonucu olarak bu politikalara bal bulunan aralar teleyerek
modernleen, deien topluluklarn beklentileri dorultusunda eitliki, sosyal adaleti
ve nihayetinde insan haklarna dayal politik bir anlay biimi olarak ifade edilir.
nc yol politikas, grne gre, eski model sosyal demokrasi ve neo-liberalizmin
tesinde bir perspektif gelitirir (Giddens, 2001: 16). Nihayetinde; klasik sol ve sa

60
politikadan farkl olduu, farkl olduunu iddia ettii lde nc Yol olarak
isimlendirilir ya da Dahrendorfun deyimi ile Giddens-Blairin nc yol kavram
olarak u cmleler de hayat bulur:

Dahrendorf, gnmz versiyonu iersinde nc yol politikasnn


Anglo-Sakson kkenlere sahip bir proje olduunu iddia eder. Dahrendorfun
Giddens-Blairin nc yol kavram dedii ey, gnmz koullar iin byk
bir fikir gelitirme amacyla yaplan son derece baarsz bir giriimdir. nc
yol, zor seimler yapmak gerektiinden bahseden, fakat daha sonra herkesi
memnun etmek amacyla bu seimleri atlayan bir politikadr. Dahrendorfa
gre, bugn hepimizin nnde duran kocaman bir soru vardr; zgrl
gvence altna alan kurumlar iinde, srdrlebilir bir zenginlii sosyal
dayanmayla nasl birletirebiliriz? Fakat bu sorunun byk bir cevab yoktur
(Giddens, 2001: 18).

nc yol terimi siyasetle, bir Anglo-Sakson balamnda, bir kez daha


tantrlabilirdi, fakat nc yol politikasnn aka bir Anglo-Sakson projesi
olmadn iddetle vurgulamak istiyorum (Giddens, 2001: 27). diyen Giddens
bylelikle Dahrendorfun yapm olduu deerlendirmede bahsettii Anglo-Sakson
kkenlere dhil proje ifadesini de kesin bir dille reddeder. nc yol politikas, her
eyin tesinde, deiime cevap verme abasdr (Giddens, 2001: 25). Deiimi;
bilinmeyen ve herhangi bir harf kmesi ile tanmlayamayacamz bir
aralktan/dilimden sregelen bir anlamn iinde yorumlayarak, zamann
gnll/gnlsz mutlak klesi/iisi olarak betimlemek, tm bu karmakl
aklamada ilk basamak olarak fikrimizde zuhur etmektedir/etmelidir. Elbet de bu
deiim zamann iine dhil olan, bilinli ve/veya bilinsiz olan her madde ve de anti-
madde ya da u an iin bilemediimiz/snflandramadmz herhangi bir madde trevi
iin nerede ise bilimsel bir ilke olarak kendi gerekliini ve/veya iiliini kusursuz
olarak sunmaktadr. Politika olarak nc yol ise bu anlamda bir cevap vermeye bir
zm retmeye, baarsz olsa dhi en azndan bir deneme yapma abas ierisinde
olan siyasi bir duru olarak belirginleir.

Bir dier taraftansa gl ve zafer vadeden fikirler kararllktan ve istikrardan


mahrum ise deiim onlarn kapsn daha evvel almaktan ve yenilgilerini duyurarak
muhteem iiliini sergilemekten herhangi bir ekilde kanmayacaktr. nc yol
ise yukarda da dikkat ekildii zere zor seimlerden bahsederken, herkesi mutlu
etmeye doru bir farkllamadan bahseder ki; Giddens bu durumu u ekilde dile

61
getirir; nc yol, kaybedenlere hibir ey sunmaz-sunamaz nk kazananlarn
dnya grn benimsemitir (Giddens, 2001: 22).

nc yol piyasann esiridir, fakat kamusal alan piyasalar tarafndan


beslenebilecek bir saha deildir. Piyasa, gvenli mahalleler temiz sokaklar ve yollar
yaratmaz (Giddens, 2001: 18). Piyasay bu ekilde deerlendiren Giddens; kamusal
alan iin gerekletirilen farkl proje ve eylemlerin ilevsellii ve yapcl anlamnda,
bilhassa bu alana ynelik olarak piyasann farkl nedenlerden tr isteksiz
davranacan ngrrken zaten var olan reformlar devam nitelii tar; yle ki;
nc yol politikas sosyal demokratlarn oktan balattklar reform srelerini daha
da ileriye tamaya ynelik bir giriimdir ve bu srelerin ierisine konulabilecei bir
ereve sunar (Giddens, 2001: 29). Giddens; bu dncelerini derinletirerek
paralelinde kltrel aznlklarn korunmas iin verilen mcadeleden ve kt
adamlardan u ekilde bahsetmektedir:

Demokratik mekanizmalar srdrmek ve yaymak, irketlerin gcn


kontrol etmek ve kltrel aznlklar korumak iin verilen mcadele daha nceki
sosyal demokrasi ekillerinde olduu gibi nc yolda da temel ilkedir. Ancak bu
kayglar, hem eski soldakiler hem de neo-liberal sadakiler arasnda henz
kaybolmam olan slah etme politikasyla kartrmamaya dikkat etmeliyiz.
Geleneksel solun politikas, gemite ve gnmzde kt adamlar -Stuart Halln
dedii gibi hasmlar- bulmaya ve karlarna dikilmeye dayanmtr. Kt adamlar
kapitalistler, piyasalar, byk irketler, zenginler ya da emperyalist hrslaryla
ABDdir. Elbette san da kendine gre kt adam listesi vardr- byk hkmet,
kltrel rlativistler, yoksullar, dardan gelen gmenler ve sulular. Kt
adamlar etkisiz hale getir ya da onlardan kurtul, her ey yoluna girecektir. Fakat
Dnyann btn ktlklerinin toplanm olduu bir kaynak yoktur; slah
politikasn artk gemite brakmamz gerekiyor (Giddens, 2001: 35).

nc yol politikaclar merkeze kaymaktan veya yeni ortadan bahsettiinde


daha geleneksel soldakiler buna biraz daha alayl bir tavrla cevap verirler. zellikle de
radikal bir merkezin veya aktif bir ortann olabilecei iddiasna glerler (Giddens,
2001: 40). Radikal bir merkez ve/veya radikal politikalarn varlna paralel olarak
nc yol ierisinde var olmasna dair nemini; Giddens u ekilde dile
getirmektedir:

1989 ve sonrasnn mant -sol ve sa- hl gnmz politikasndan birok


eye aklk kazandrrken, bu muhalefetin daha fazla aydnlatmaya yardmc
olamad birok meselenin olduunu kabul eder. nc yolun siyasi merkeze
verdii nem bu geree dayanr. Verilen bu nem, nc yol politikasnn
radikal politikalar iermesi gerektii iddiasyla tamamen uyumaktadr (Giddens,
2001: 46).

62
3.3.5. Muhafazakrlk

On dokuzuncu yzyln banda muhafazakrlar bir anti-aydnlanma akm


oluturmulardr. Aslnda filozoflarn dncelerini rtmeye almayan,
muhafazakr aydnlanmaya ait tek bir alma, tek bir esasl fikir yoktur (Giddens,
2011: 163).

Politik bir vaziyet ve felsefi bir fikir bakmndan muhafazakrlk hali hazrda var
olan iktisadi, itimai ve politik nizamn olabildiince korunmas gerektiini dnr ki
bunun tahmin edilen/edilebilen sebebi var olann/gemite de var ola gelenin daha
kymetli olduuna inanlan inantan kaynaklanmaktadr. Muhafazakrlara gre, insan
eylemin temeli, teorik akl deil, teaml, nyarg ve alkanlklardr (Vural, 2007: 76).
Bu inancn kknde var olan ekirdee bakldnda, zaman ierisinde yaplan saysz
hata ve yanllarn doru olan olarak grlmesi bylece de geleneksel olann kendisini
kantlam olmasnda yatmaktadr. Zira 20li yalardaki bir insann kazanm ve
deneyimi ile mmkn olsa idi 420li yalardaki bir insann kazanm ve deneyimi ayn
anlama hibir ekilde gelmeyecek, bilimsel olarak ayn DNAya sahip olunmasna
karn 420 yldr yeryznde var olan bir insanla 20li yalardaki bir insann
kyaslanmas mmkn olmayacakt/olmayacaktr/olamayacaktr. Bu sebepledir ki
yzyllardr sregelen yaplarn/geleneklerin daha deerli olmas anlamn
tar/tayacaktr. Fakat ne yazk ki yeryznde 420 yanda bir insana
rastlayamayacamz gibi deiime ve bilhassa zamana kar koyabilecek hibir
bozulmam gelenek ve/veya geleneksel kuruma rastlayamayz/rastlayamayacaz.
Giddens, bu duruma u ekilde deinir:

Gnmzde muhafazakrlk ideolojik olarak yryebilecei bir yola sahip


deildir. Thatcherizm, her zaman muhafazakrlk konusunda yce gnll bir
acmaszlk vasfna sahip olmutur. Ancak muhafazakrln iaret edilen elikileri
gn na ktka, bu vasf pazar glerine inatla tapnma eklini almtr
(Giddens, 2011: 297).

Muhafazakrlk; politik bir hareket olarak Fransz devrimi, aydnlanma


dncesi ve esasnda bu deiimlerin sebep olduu farkllklara/deiikliklere kar
eski baz kural ve geleneklerin yannda olma eylemi amacyla 18. yy sonlarnda kendini
gstermeye balamtr. rneklenecek olunursa; Fransada muhafazakrlk daima

63
Katoliklie ve ok skm ama militanca mcadeleyi brakmayan toprak sahiplerinin,
rantlarn ve bamsz iftilerin iddialarna bal olmutur (Giddens, 2011: 181).

Muhafazakrlk; topik/teorik toplum modelleri gz nne alndnda gelenek


ve deneyimi n plana alarak var olan toplumu iaret eder ve savunur. Siyasi bir
muhafazakrlk ortamnda bunu grmek on ya da yirmi yl nce olduundan daha
kolaydr. nk baz mevcut muhafazakr hkmetler, refah hizmeti alanlarn
yeniden metalatrmak iin uzun zamandr grlenden daha srarl giriimlerde
bulunmaktadrlar (Giddens, 2010a: 80). Kavramsal olarak muhafazakrlk tanmna
dnecek olursak:

Reformcularn olanca iyi niyetlerine ramen beklenmedik sonulara yol


aabilen reformlara iyi gzle bakmayan, hele byk lekli toplumsal
dnmlere iddetle kar karken, bir toplumun geleneklerine byk deer
atfeden toplum ve siyaset gr. Mevcudu veya var olan eyleri, ya kendi
ilerinde iyi veya muhtemel alternatiflerinden daha iyi olduklar ya da bildik,
gvenlikli olduklar gerekesiyle muhafaza etme arzusunda tezahr eden sosyal ve
politik bak as (Felsefe Szl, 2010: 1123).

Wallerstein, muhafazakrla modern dnya sistemleri penceresi araclyla


baktnda otorite kaynaklarnn hikmetinden u ekilde bahsetmektedir:

Fransz Devrimin den bu yana modern dnya-sistemin temel


ideolojisinden birisi. Muhafazakrln pek ok versiyonu vardr. Hakim temalar
arasnda her zaman, meclis yasamasna dayal deiime kar kronik bir
kukuculuk ve geleneksel otorite kaynaklarnn hikmetine yaplan vurgu vardr
(Wallerstein, 2005: 145).

Farkl bir adan; var olan deerleri ve kazanmlar koruyan ve/veya koruma
amac gden; deiime kar diren gsteren ve bu anlamda kltrel ve topluma zg
olann muhafazasn savunan politik ideoloji olarak tanmlayabilmenin yannda;
birbirinin tersi hangi ideoloji olursa olsun hedefledikleri amalarna ulatklarnda
toplumsal olarak hedefledikleri ynetim/ynetim ekli bizzat muhafazakr olmayan bu
grup ya da topluluklarn muhafazakrlamasna yol amas da bu ideolojinin ironisi
olarak deerlendirilmesine yol aabilir. Zira ideolojiler var olduklar, bilindikleri
zaman sreci ierisinde ve geen/ilerleyen zamann glgesinde haliyle kendilerini u ya
da bu ekilde muhafaza ederek gelmilerdir; bu durumda garip bir geree iaret
etmektedir. Neden? Kendi ana hedefleri ve inanlarndan, inanlarndan kopamayan,
kopmayan ve fakat kendi iinde benzer fikirlerle farkl gruplamalara ayrlabilen
ideolojiler esasnda bu yntemleri ve yaaylar ile muhafazakrdrlar.

64
Dier taraftan devrimciliin kart olarak da; zamanla aama aama
gerekleen evrimle toplumun edindii deerlerin muhafaza edilmesi ihtiyacn
savunarak devrimciliin birdenbire ve ok byk deiimlerine kar dururlar. Bu
anlamda byk deiiklikler hayal eden sol ve sa politikalar kabul etmeyerek
toplumun deerlerini ve kurumlarn derinden ve kkl olarak deitirmeyecek bir
yaklam, fikri temel alan siyasi ideolojiyi benimsemektedirler. Her ne kadar sa ve
sol politikalardan uzak bir grnm sergileniyor olsa da; esasnda durumun pek de
byle olmadn ve hatta paralanm muhafazakrlk ile sa arasnda ba kuran
Giddens Sa ve Muhafazakrlk birlikteliine u ekilde deinir:

Muhafazakrln paralanm halinin kkenleri muhafazakrlk ile sa


arasnda genileyen yarkta yatmaktadr; bu iki terim bir zamanlar az ok ayn
anlama geliyordu. Muhafazakrln eitli derecelerde dallanp bu daklanm birok
farkl eidi vardr. Ancak, her ne surette olursa olsu, eer muhafaza etmek
anlam tamyorsa muhafazakrlk hibir anlam ifade etmez. zellikle,
muhafazakrlk gemi, bugn ve gelecek arasndaki organik balarn, gelenein
korunmasyla ilintilidir. Muhafazakrlk bir zamanlar sa ile e anlamlyd, nk
gelenein korunmas hiyerari ve aznln egemenliini savunmakla ayn ey demekti
(Giddens, 2011: 296).

Muhafazakrlk da esasl sorunlarla kar karyadr. Sosyalizm projesinin


dalmas sonucunda muhafazakrlk dnya leinde bir zafer kazanmadan bu nasl
olabilir? Ancak; burada muhafazakrl sadan ayrmamz gerekmektedir. Bugn
sa olarak anlalmaya balanan ey neo-liberalizmdir ve neo-liberalizmin
muhafazakrlkla olan balar en iyimser grle belirsizdir. Eer muhafazakrln
bir anlam varsa, o da muhafaza etme arzusudur ve zellikle gemiten miras
alnm irfan olarak gelenein muhafaza edilmesidir. Bu (gayet doal ) anlamda
neo-liberalizm muhafazakar deildir (Giddens, 2011: 276-277).

Tm bunlara ramen/karn; Bugn sa kendini hl muhafazakr olarak


grmektedir. Fakat muhafazakrlar bir zamanlar hor grdkleri rekabeti kapitalizmi
ve pazar kurallarn bugn itenlikle onaylamaktadrlar (Giddens, 2011: 276).
Wallerstein; bu paralelde koruyarak ilerlemeyi hedef edinen muhafazakrln, bir
baka ifade ile aydnlanm muhafazakrln ilk zamanlar diyebileceimiz bir dneme
dikkat eker:

Muhafazakrlar, 1848de bir devrimde kanabilen tek lkenin, nceki on


ylda Avrupadaki en ciddi radikal harekete sahne olmasna ramen ngiltere
olduunu fark ettiler. in srr, burada 1820 ile 1850 arasnda Sir Robert Peel
tarafndan vaaz edilen ve uygulanan muhafazakrlk tarzndayd ve Peelin tarz
da radikal eylemin uzun vadeli ekiciliini baltalamay hedefleyen zamannda
(ama snrl)tavizlerden oluuyordu. Sonra ki yirmi yl boyunca Avrupa,
aydnlanm muhafazakrlk olarak adlandrlmaya balanan Peelvari taktikleri
kk saldna ve yalnzca ngilterede deil Fransa ve Almanyada da glenerek
gelitiine tank oldu (Wallerstein, 2005: 101).

65
Devamnda, Liberaller iin hem eski muhafazakr rakipleriyle, hem de yeni
ortaya kan radikal rakipleriyle baa kabilmek anlamna geliyordu. Eer liberaller
kendilerini politik merkez olarak takdim etmek istiyorlarsa, talepleri itibariyle
merkezci olan bir programla ve onlar her tr deiime kar muhafazakr diren ile
ar derecede hzl deiim yanls radikal srar arasnda ortalara bir yere yerletirecek
taktikler kmesiyle almalydlar (Wallerstein, 2005: 101-102).

Aktel olarak gzlemlenen hali hazrda muhafaza etmek arzusunda ve abasnda


olan muhafazakr insanlar olmakla birlik de; ki bu kesimce muhafaza edilmek istenen
Geleneksel aile, devlet merutiyetinin geleneksel sembolleri, dini ve ulusal kimliidir.
Ancak, bu sz edilen deerler modern muhafazakrln destekledii pazar gleri
tarafndan andrlmakta, hatta aka paralanmaktadr (Giddens, 2011: 297). Bu
balamda muhafazakrln kendi kuyusunu kazmasna deinen Giddens; bu
deerlendirmesinden u ekilde bahseder:

Gl aileler, yeniden dirilen yerellikler, yeniden yaplandrlm yurttalk


kltr zerine konumak gemi ile gelecek arasndaki organik balarn yeniden
gelitirilmesi ve kuaklar arasnda yeniden kpr kurulmas gereine iaret
etmektedir. Bu tr fikirler bir zamanlar zellikle muhafazakr fikirlerdi, ama
muhafazakrlk kendi kuyusunu kazmaya balaynca bu fikirler birdenbire radikalleti
(Giddens, 2011: 306).

3.3.6. Liberalizm

Liberaller, Dzen Partisi olan muhafazakrlara kar kendilerini Hareket


Partisi olarak sunuyorlard (Wallerstein, 2005: 98).

Liberalizmi, yegne idare/ynetim birimi olarak karmza korkusuzca/insafszca


kan iktidara/iktidarlara kar bireyi ve dolaysyla da birey haklarn n plana tayan
bir bak anlamlandrmak iin oluturulmu yan yana gelen harflerin ho birliktelii
olarak niteleyebilmenin yannda terimsel/kavramsal olarak da:

En genel anlamyla, kkleri Rnesans ve Reformasyona dayanmakla birlikte,


daha ok on sekizinci yzylda, salam temellere oturan felsefi bir teori ve modern
dnyann temel politik ideolojilerinden biri olarak, bireylerin sivil ve politik
haklarna verdii nemle sekinleen gr. Buna gre, bir politika teorisi olarak

66
liberalizm politik bir deer olarak ncelii zgrle verir (Felsefe Szl, 2010:
1018).

zgrln birinci srada en n saflarda kendine yer bulduu/bulabildii,


bilhassa bireyin ifade zgrln kullanabildii, dncenin herhangi bir ekilde
snrlanmad devlet ve kurumlarnn snrlandrlabildii, hukuk stnlnn var
olduu devlet eklini ifade eden ideolojidir. Bylece liberal olan, temel insani haklar
kabul ederek bireyin bireyler iindeki eitlii, yaama hakk ve zgrl, mal-mlk
edinme hakk ve benzeri/benzerleri olarak ortaya kar; dolaysyla devletin
bireyin/bireylerin zerinde en alt dzeyde snrlandrc etkisine vurgu yapmaktadr.
Bylece birey zgrlklerini savunan, kar tarafnda ise devletin yetkilerini
snrlamay isteyen/savunan ve devletin ekonomi zerinde herhangi bir etkisini
istemeyen ekonomik/politik dncesi ile birlikte Laissez-faire penceresinde kendi
anlamn bulur. Liberalizmi birinci srada zgrlk, bireyin zgrl ikinci sra da
ise hukuki eitlik olarak zetlemek mmkndr. Bu balamda politik felsefeden
beklenen bireylerin farkl isteklerine cevap verebilen, dier taraftan da toplumu
emniyet erevesinde tutan/tutabilen hayat biimini dizayn etmektir. Dnya sistemleri
sahnesinde liberalizm; Immanuel Maurice Wallerstein tarafndan u ekilde
yorumlanmaktadr:

Fransz devriminin hemen ardndan ortaya kan bu ideolojiler lemesi


muhafazakrlk, liberalizm ve radikalizm - arasnda, en azndan ok uzun bir sre
iin dnya sistem sahnesine egemen olmay baaranlar merkezci liberaller oldu.
Yumuatlm deiim programlar her yerde yrrle konuldu ve gerek
muhafazakrlar gerekse radikalleri kendi konumlarn yumuatmaya ikna ettiler,
yle ki, gerek muhafazakrlar gerekse radikaller pratikte ve sonu olarak merkezci
liberalizmin temsilcileri haline geldiler (Wallerstein, 2005: 85).

lk bakta, bu durumun dikkat eken en nemli sebeplerinden biriside yine


dier ideolojilerin aksine liberalizmin znde sahip olduu dolaysz zgrlk
kavramnn yansmas olarak deerlendirmek mmkn grnmektedir. Dier taraftan
Giddens bu konuyu; Ar basitletirirsek, modern siyaset iinde genel yaklam -
radikalizm (bu kategoriye Marksizim dhildir), liberalizm ve muhafazakarlk- olduunu
kabul edersek, daha farkl biimlerde de olsa, zgrlemeci politikann onlarn tmn
hakimiyeti altna aldn syleyebiliriz (Giddens, 2010: 262). deerlendirmesinde
bulunarak konuya pek de farkl olmayan bir biimde Wallerstein penceresin den
yaklamtr.

67
Politik anlamda; liberal ilkeler kapsamnda yeniden dzenlenme istei ile kar
karya kalan devlet bu istekleri din savalarnn ve var olan dzenin
gerileyiinin/knn glgesinde gerekletirmitir, gerekletirmek zorunda
braklmtr. Feodal yaplarn isteksiz bir ekilde erimeye balamas paralelinde
snflarn yerini eit bireyler alrken, ayn bireyler mlkiyet hakkn da benimseyen
yasalar talep etmilerdir. Bu durumu jeokltr kapsamnda Wallerstein yle dile
getirir : Liberalizmin 19. Yzylda ve 20. Yzyln byk blmnde modern
dnya-sistemin jeokltrn tanmlamaktaki zaferi, kurumsal adan liberal devletin
yasal temellerinin gelitirilmesiyle mmkn olmutu (Wallerstein, 2005: 104).

Bu aamada son olarak belirleyebileceimiz en net sonu; liberalizmin kalbinde


dier bir anlamla liberal politikalarn znde birey ve/veya toplum ile devlet
birlikteliinde sz konusu olan ilikide kesin bir snr izgisinin bulunmas ve bu
izginin mmkn olabilecek en belirgin biimde var olabildii oranda liberalizmin
gerekliinden/olabilirliinden bahsetmenin mmkn klnabileceidir. Aksi takdir de
bahsi geen snr izgisi ne kadar effaflar ise o mesafede liberalizmden ve dolayl
olarak da liberalizm politikalarndan uzaklalm olunacaktr.

3.3.7. Milliyetilik

Ayrca, btn milliyetilikler kltrel homojenlik salamak iin ayn derecede


uramamtr. Tm milliyetilerin srarla istedii ey, tek bir halk kltrdr (Giddens
vd. , 2010: 264).

Milliyetilik kavramnda her eyden evvel ideolojik ve/veya teorik olarak


belirgin bir kimlik/kii ortaya kmyor/kamyor. Bu nedenledir ki milliyetilik
zerine yaplan almalarda ilk olarak nerede, ne zaman bu kavramn olutuuna dair
farkl zihinlerin son bulmayan/bulamayan tartmalar devam etmektedir. Burada bahsi
geen ilk kavramna bakldnda, milliyetiliin iki farkl kta zerinde farkl
balanglar ifade edebilecei gzlemlenmektedir. Bir tarafta Avrupada filizlendii ki
dolaysyla Fransz Devrimi paralelinde varlk kazanan/kazanabilen ve sonrasnda
Almanyada gerekleecek olan milliyetilik temelinde deerlendirilebilen; Milliyeti

68
ilke, aznlklarn varlndan etkilenmez (Giddens, 2010: 379). ; yaklam ilk bakta
kabul edilebilirlik erevesinde ele alnabilir, fakat bunlarn snflar arasnda yaylma
anlam da tayp tamad u ekilde ifade edilir:

1789 Devriminin ardndan Fransa araclyla yaylan milliyetilik aka


Almanyada bir yzyl sonra gzlenen devleti harekete geirme biiminden tamamen
farkl bir grnt sergiler-ve hemen hemen kesinlikle bir btn olarak nfus iindeki
farkl snflar araclyla ok daha geni lde yaylm gibi grnmektedir
(Giddens, 2000: 212).

Bahsedilen ekliyle deerlendirildiinde, Amerika ktasnda Avrupadan


gidenlerin ocuklarnn daha doru bir ifade ile Amerika da doan Avrupallarn ayn
dil-ayn gemii paylaan Criollo23 olarak anlanlarn milliyetilii eklinde ifade
edilenlerden rneklenen milliyetilik olduu belirtilebilir. Genel olarak durum byle
iken, kavramsal olarak yaplacak tanmda ise milliyetilik:

Milli kimliin politik ve kltrel olarak tannmas gereken bir temel olduunu,
milletlerin zerklik, self-determinasyon ve/veya egemenlik haklarna sahip
bulunduunu milletin yelerinin bu haklar savunmak iin bir araya gelmeleri
gerektiini ne sren reti, politik ideoloji. Buradan yola kldnda,
milliyetiliin her eyden nce millete duyulan ballk ve sadakatin nceliine
duyulan inanc ifade ettii, ikinci olarak milli egemenlik idealinin bir gerei olarak
milli devletin kuruluu veya devam ettirilmesiyle ilgili politik program tanmlad
sylenebilir (Felsefe Szl, 2010: 1104).

Giddens; milliyetilii fenomen olarak adlandrrken, bir taraftan Janus faced,


mutlakyeti devlet-ulus devlet yapsn tartr, dier taraf dan (M. S. Aralk 7, 1872
ubat 1, 1945) Johan Huizinga, (M. S. 30 Nisan 1812 17 Aralk 1833) Kaspar
Hauser, (M. S. ubat 23, 1901 Temmuz 14, 1960) Federico Chabodun yapm
olduklar milliyetilik tanmlarnn zayflna dikkat eker ve milliyetiliin yabanc
basklardan kurtulmaya alan toplumlar zerindeki imkanszln anlatr:

Milliyetilik, zellikle modern bir fenomendir ve bu yzden terimin,


Geertzin gelenek iinde temellenmi olan toplumsal yeniden retimin ilk (s)el
duygular olarak adlandrd eyin nemli lde zld her gnk yaamn
kkszlnden beslenen psikolojik duygular ifade ettiine dnyorum.
Gerekte, milliyetilik zerine yazan tm yazarlar onun ift- yzl (Janus-faced)
karakterine iaret ettiler. Milliyetilik, grnte aydnlanma ve adalet imgeleriyle
ilikili olabilir, ancak ayrca kltr emperyalizminin insanlktan uzak biimlerini
byl bir biimde aa kartr. Milliyetiliin ift-yzl karakterini, varln
gvende hissetme duygusunun her gnk yaamn orak alanndaki krlganl ile
aklayabileceimiz iddiasndaym (Giddens, 2000: 13).

23
Saf spanyol kkenli merkez Amerika veya gney ispanyadan kii (http: //www.oxforddictionaries.
com (26 Aralk 2011)).

69
Mutlakyeti devlet, bir ulus-devlet deildi ve baz yazarlarn grlerine ramen
genellikle milliyetilik duygularnn nadiren gelitii kabul edilir. Huizinga
milliyetiliin unsurlarnn Ortaa boyunca Avrupann farkl alanlarnda
grlebileceini ileri srd: Hauser onun kaynaklarn yzyl savalarnn sonuna
gtrrken, Chabod onu on altnc yzyln sonunda Fransa yaknnda geliirken
bulur. Ancak bu grler ya dikkatli incelemeye gelmezler ya da betimledikleri
olguyla ok az benzerlik gsteren, sonraki yzyllarda ortay kan ve gnmzde
dnyann byk bir blmnde tamamen ortadan kalkm olan milliyetilik
biimleriyle ilgili zayf bir milliyetilik tanmn kullanrlar (Giddens, 2000: 204).

Kedourie, milliyetilii bir antika, mnasebetsizlii, Alman dnrleri


ksmen yanl yne sevk eden zararl bir icat olarak grenlerin en tannmlar
arasnda yer alr. Kesinlikle byle bir gr, milliyeti duygular her eyden nce
siyasal yurttalkn liberal demokratik devleti ile ilikilendiren bir grten daha
fazla savunulabilir nitelikte deildir. On dokuzuncu ve yirminci yzyllarda
milliyetiliin Avrupadaki geliimiyle ilgili farkl tm yorumlar gz nne
almadan, milliyetiliin kendini yabanc basklardan kurtarmaya alan halklar
zerinde nemli bir etki yapm olduunu yadsmak hemen hemen imkanszdr
(Giddens, 2000: 211).

Giddens; Tm bunlar baz akademisyenleri milliyetiliin tutarl bir doktrin


olamayaca ve ne kadar ulus ya da milliyeti varsa o kadar milliyetilik olabilecei
sonucuna gtrmtr (Giddens vd., 2010: 262). ifadesinde kresel anlamda
yeryznde ne kadar farkl ulus/millet var ise o kadar ok ve belki de farkl bir ifade ile
yzlerce milliyetilik olmas gerektii sonucuna ular ki; bu da bildiimiz manada
milliyetilik kavramnn dnyann her farkl ulusunda farkl anlamlara brnebilecei
gibi bir sonuca varr ki; aslnda benzer bir durumda vardr diyebiliriz. Zira
cumhuriyetin bir tek tanm olmasna ramen yeryznde gereinden fazla tabela
cumhuriyetine rastlamak mmkndr, ya da ayn durum demokrasi kavram iinde
ayn eyleri ifade etmekte zorlanmayabilecektir. Dier taraftan, Temel nermeler ve
idealler milliyetiliin ie yarayan bir tanmn ortay koyar: Baz yeleri tarafndan bir
ulus oluturduu kabul edilen bir nfusun yararna zerklik, birlik ve kimlik
kazanlmas ve korunmasn hedefleyen ideolojik bir hareket (Giddens vd. , 2010: 263).
; olarak ortaya kartlrsa ve/veya tam olarak toplumun faydas bir harekete
dnrse/dntrlebilinirse anlaml bir gelecek beklemek hayal kurmak anlamna
gelmeyecektir. Bunun iinse taraf olmayan ayn nfusa dhil olanlarn eletirilerine ak
kap braklmamaldr. Elbette bu durumda gelecei ina edebilmek adna;
Milliyetilik eletirilerinin ounda grlen yanl anlay kavrayabilmek, o doktrinin
temel ilkelerin ve milliyeti hareketin temel ideallerini anmsamak zorundayz (Giddens

70
vd. , 2010: 262) ; ki beklenen pozitif ktlara ulaabilelim. Bylece; milliyetilik
balamnda uluslarn ekillendirilmesini Giddens u ekilde dile getirir:

Bu nermeler ve ideallerden, milliyetilik dnyasn teki sembolizm,


mitoloji ve sylem dnyalarndan ayran ve tm dnya da nfuslara hem g veren
hem de onlar yattran bir dizi sembol, mit ve kavram ortaya kmtr. Trenler,
semboller ve mitler milliyetiliin vazgeilmez eleridir. Uluslar bunlar yoluyla
ekillendirilir ve kutlanr (Giddens vd. , 2010: 263).

Tarih zerine yaplan pek ok aratrmay gz nne alarak bilhassa; Modern


tarih hakkndaki aratrmalarn ounda ulus-devlet ve milliyetilik terimleri az ok
ayn anlamda kullanlmlar. Ancak, ok farkl biimlerde ilikili olabilecekleri iin,
ayrm yapmann nemli olduunu dnyorum (Giddens, 2000: 13). diyen Giddens;
ulus-devlet ve milliyetilik ayrmn u ekilde yapmaktadr: Benim tanmma gre,
ulusu ulus-devletin gerekli unsuru haline getiren ey, milliyetilik duygularnn
varl deil, aksine gc kesinlikle belirlenmi alansal snrlar zerinde genileyen
ynetim aygtnn birliidir (Giddens, 2000: 13). ; tanmlamasn yaparken bu ekilde
bir ayrm yaplmazsa ortaya kabilecek olan kavram karmaasnn farkl yanl
anlalmalara yol aaca ngrsnde bulunan Giddens bu yanl anlalma durumunu
ncelikli olarak devlet karlarnn reel politik yaps iindeki bir ok olguda
gerekleeceini bekler. Bu anlamda kavramsal olarak milliyetilik tanmna ek olarak;
Milliyetilik, kurumsal bir olgu olan ulus-devletin aksine, nemli lde
gereksinimler ve eilimlerin hissedilmesini gerektiren psikolojik bir olgudur (Giddens,
2000: 212). Tpk yzyllar nce Criollolarn ortak bir dil ve ortak gemileri
etrafnda toplanarak ortak hareket etmeye balamalar deyim yerindeyse kmelemeye
balamalar ve btnlemeleri; Avrupa da ise yine dilin temel rol oynamas anlamnda
daha sonra geliecek dil ve ulus-devlet birlikteliini Giddens u ekilde dile
getirmektedir:

Milliyeti duygular gruplarn kendi ilerindeki ya da aralarndaki kltrel


benzerliklere yaknlk duyulmasn gerektirirler, hem de bunlar dorudan ifade
edebilirler ve dil bu trden benzerliklerin temel bir taycs dr. Bu nedenle, -
milliyetiliin ilk olarak ortaya kt- on dokuzuncu yzyl ile yirminci yzyl ba
Avrupasnda, dil milliyetiliin temel bir arac olarak kendini gsterir. nde
gelen ulus-devletler (farkl nemli istisnalaryla)iyice oturmu dil topluluklar
idiler. Milliyetiliin, baz alardan Avrupadaki ilk geliiminden tamamen farkl
olduunu ileri srdm, Avrupa-sonras genilemesinde ortak bir dil lt
kesinlikle yeni kurulmu ulus-devletlerin snrlaryla kolayca rtmez (Giddens,
2000: 213-214).

71
Milliyetilik bnyesinde hali hazr da ne kan bir kuramcya ya da teorisyene
sahip olunmamas dolaysyla pek ok zamanda ve pek ok farkl olay/olaylar karsnda
nasl bir zm/cevap vereceine dair k istikameti olarak dier ideolojilere ihtiya
duyulmaktadr. En Ortodoks Marksistler bile, Marxn yazlarnda milliyetiliin
ortaya kna ilikin bir yorumla ilgili ok az ey bulunduunu kabul etmeye
hazrdrlar; genellikle Marxn bir kapitalist devlet teorisinin ana hatlarndan fazlasn
ortaya koymad kabul edilir (Giddens, 2000: 11). derken vurgulanmak istenen
durumlardan bir tanesi de hali hazrdaki ideolojilerden yararlanrken dhi milliyetiliin
zorlanaca/zorlanabileceidir. Giddens; bu durumu u ekilde ifade eder:

Milliyetiliin, ulusal irade ya da ulusal snrlarn nasl saptanacana dair


herhangi bir kuram yoktur. Bu amaca ulaabilmek iin baka ideolojilere
gereksinim duyar. Bu nedenle de milliyetilik liberalizmden komnizme, hatta
rkla kadar her trl baka hareket ve ideoloji ile kartrlmtr. Milliyetiliin
z doktrini dnya da toplumsal ve siyasal dzenin kurulmas iin temel bir
ereveden baka bir ey salamaz (Giddens vd. , 2010: 263).

Uluslarn ve milliyetiliklerin siyasal zorunluluklar olarak kalmas gerektii


anlalmaktadr. nk sadece bunlar, halk egemenlii ilkeleri ve halk iradesi erevesi
iinde devletleraras dzeni salayabilirler (Giddens vd. , 2010: 266). Baka bir
deyile; milliyetiliin yapt ey, egemen devletlerin rekabetini kitle kltrne
dayanan bir tabana oturtmak ve bylece hzl toplumsal deiimlerin yaand
dnemlerde bir lde toplumsal ballk salamaktr. (Giddens vd. , 2010: 264). Son
olarak; Giddens milliyetiliin evrensel olduuna olan inancn da u ekilde dile
getirir:

Milliyeti dncenin etik ve evrensel olduu ileri srlebilir.


Milliyetilerin, kendi milletlerinden bamsz olarak, btn milletlere ayn haklarn
verilmesi gerektiini savunduklar olmutur. Btn milletlere kendi kkenlerine
sahip kma ve kendi atlar altnda yaama hakk verilmesi gerektiine inanrlar.
Milliyetilikte byle bir genelci yaklam olmadn savunacak resmi bir kaynak
yoktur (Giddens vd. , 2010: 378).

72
3.3.8. Feminizm

Feminizm, daha isabetli bir biimde, yaam politikalar alannn yolunu aan
bir hareket olarak grlebilir; ancak kukusuz, zgrlemeyle ilgili sorunlar kadn
hareketi iin merkezi nemini srdrr. Feminizm, en azndan ada biimde,
bireysel kimlik sorununa belirli lde ncelik tanmak zorunda kalmtr (Giddens,
2010b: 269)

Tarihsel olarak bakldnda tm toplumlarda kadnlarn ezildiini,


ikincilletirildiini grrz. yle ki Christine de Pizan (1364-1430), The Book of The
City of Ladies24 (1405) adl eserle ilk defa ortaada bu ezilmeye kar kma cesaretini
gsterir (rs Vd. , 2012: 416). lk k noktas olarak da deerlendirebileceimiz bu
sra d harekete paralel olarak; kadn-erkek eitlii ve kadnlarn da en az erkekler
kadar her konu ve alanda zgr olduunu/olabileceini ifade eden feminizm kavram:

On sekizinci yzylda ngiltere'de doan, cinsler arasndaki eitlii kadn


haklarnn geniletilmesiyle salamaya alan bir toplumsal hareket. Feminizm
terimi 1890'larda, zellikle, kadnlara oy hakk verilmesi ve kadnlarn eitim ve
alma olanana sahip olmalar iin kampanya yrten kadnlar ve erkekler iin
kullanlyordu. Oy hakknn (ABD'de 1920'de, Britanya'da 1928'de) kazanlmasndan
sonra, feminizm iindeki, kamusal alanda erkeklerle eit haklara sahip olma hedefi ile
ailenin zel alanndaki konumlarn iyiletirmeyi amalayan kadnlarn erkeklerden
farkllklarnn tannmas istemleri arasnda grlen kalc gerilim iyice su yzne
kacakt (Sosyoloji Szl, 1999: 240).

Filozof ve topik sosyalist olarak n plana kan Fransz Franois Marie Charles
Fourier (M. S. 7 Nisan 1772 - 10 Ekim 1837) kavramsal olarak 'feminizm' ifadesini
kullanan 'ilk kii' olarak tarih izgisindeki/zaman izgisindeki silinmesi pek de
muhtemel olmayan/olmayacak olan yerini ele geirmitir. Kk bir tccarn olu olan
Franois Marie Charles Fourier kadnlarn zgrlk alanlarnn
geniletilmesi/bytlmesi ile top yekn sosyolojik bir ilerlemenin mmkn
olabileceine inanyor ve bunu (kendisi aristokrat bir aileden gelmedii iin ok
istedii mimarl okuyamad bir dnemde yaamasna ramen.) savunmaktan
ekinmiyordu/geri kalmyordu. Teorik olarak bu dnce, aktelde kadn hareketleri25
olarak da ifade edilen yaplanmann snrlar ierisinde bulunmaktadr. Bu balamda

24
Kadnlar kentinin kitab.
25
Kadn haklarn destekleyen evrensel, sosyal hareket (www. kadinhareketidernegi. org. tr (9 Nisan
2012)).

73
rnek vermek amacyla Trkiyede ki kadn hareketi dernei ama ve hedeflerini u
ekilde sralamaktadr:

Ama: Trk kadnnn siyasi, sosyal, kltrel alanda daha aktif ve katlmc
olmasn salamaya almak, Trk toplumunda kadnn statsn ve nemini
kuvvetle vurgulamak, ayrmcl ve kadna kar her trl psikolojik ve fiziksel
iddeti nlemeye almaktr. Hedef-ilke: Trkiye Cumhuriyeti ve Atatrk
Milliyetiliinin hedef ve prensiplerine bal, laik hukuk devleti anlay
dorultusunda, Trk milletinin milli birlik ve beraberliini pekitirici, sosyal
dokuyu glendirici bir toplumsal yapy desteklemek, toplumda vicdani ve ahlaki
deerleri hkim klarak, Trk toplumunda kadn konusunda duyarllk yaratp
bilinci artrmaktr (http: //www. kadinhareketidernegi. org. tr/ilkelerimiz. php
(29EKM2011).

1960yllar itibari ile pek ok kez insanlarn karsna kan/kmaya devam


eden feminizm kavramnn var oluu ve/veya dinamii yine kavramla ayn ismi tayan
hareket olmutur. Kavram erkek-kadn ayrmclnn karsnda durarak her anlamda
eitlik arayan bir tanmlamann ierisinde bulunur. Feminist grler/teoriler genel
itibari ile ataerkil aile yaps, toplumsal yap, millet yaps ierisinde basitletirildiklerini
ve sonuta yeterince deerleri olmadklarn dnerek bu probleme zm retme
gayretindedirler.

Giddens; Kadn hareketi ak zgrlemeci amalara sahiptir. Onun amalar,


kadnlar geleneksel kstlamalardan zgrletirmek ve daha nceden erkeklerin
hkimiyeti altnda olan etkinlik alanlarna eit dzeyde katlmalarn salamaktr
(Giddens, 2010b: 284) derken feminizmin emberinde ayn odak noktasnda bulunan
ve kadn hareketi olarak vurgulanan gerekliin kadn-erkek eitlii ekseninde aslnda
zgrlk amac/amalar olarak tasvir edilenlerin erkeklerin hali hazrda sahip
olduklarndan fazlas olmadna vurgu yapar. yle ki; zgrlk hareketi olarak ne
kan bu durumun nndeki yegane engellerden bir tanesi geleneksel olarak toplumda
kadnn sktrld, hapsedildii bak/gr ve bir anlamda kadnn kltrel anlamda
toplumda oturduu/oturtulduu alana kar yaplan bir mcadele olduunu ifade
etmektedir. Balang noktasnda bu durum, her ne kadar erkek-kadn arasndaki
haklarn eitlenmesi olarak ifade edilse de ilerleyen aamalarnda toplumsal
dnmlere kaynak oluturan etmen olarak tanmlayabileceimiz bir deiimin
ierisinde benzer hareketlerle bir btnlk arz etmektedir:

74
Feminist hareket, modern adan nce ortaya kan sorunlara ynelse de,
bu konuda temel bir rnektir. Bu hareket ilk evresinde baskn bir biimde erkekler
ve kadnlar arasnda eit siyasal ve sosyal haklarn salanmasyla ilgilenmekteydi.
Bununla beraber, mevcut evresinde toplumsal dnmler iin bask yapmaktadr.
Baz insan haklar hareketleri trlerinde olduu gibi, evre ve bar hareketleri de
ge modern adaki bu duyarlln bir parasdr (Giddens, 2010b: 259).

Feminizm kendini ifade ederken farkl ideolojilerin nda farkl ekillerde


ifade edilmeye allsa da rnein Liberal feminizm, Marxsist feminizm v.b. gibi
esasnda bu yaklamlarn zamana boyun een baz deiimleri ve yansmalar
barndramad/gsteremedii sonucu ortaya kmaktadr:

1970lerden beri, feminist kuramlar, aralarndaki ztlklar daha fazla


belirginletirmek zere Marksist feminizm ya da radikal feminizm gibi
kategorilere ayrmak yaygn bir uygulama olmutur. Ancak 1990larda, baz feminist
yazarlar bu gibi kategorilerin artk yararl olmadn savunmutur. Bylesine kat
ayrmlarn yapay olduu ve yaklamlarnda ve ele aldklar balca noktalarda hem
ok ynl olduklar hem de birbirleriyle rttklerinden, bunlarn ada feminist
kuramlarn gelimilii, kapsam ve karmaklna drstlkle yaklamad
sylenmitir (Giddens vd. , 2010: 111).

Giddens; pekte ounluk tarafndan kabul edilemeyen bu durum ile ilgili olarak
keskin snrlarn varlndan bahsederek kendi dncelerini farkl bir slupla
zenginletirmektedir:

Snf, yoksulluk, din, aile ve yurttalk gibi eskimi kategorilere


baktmzda yeni bir tema grlr. Bu temann, bazen belirsizlik, endie,
ulalamam, ulalamayan arzular eklinde klk deitirmi, bazen ise pornografi,
feminizm ve terapi erevesi iinde keskin snrlar izilmi ve standartlar
saptanmtr (Giddens vd. , 2010: 198)

Sanki yzyllardr bir maarann ierisinde hapsolmu ya da binlerce metre


derinliklerde okyanusun dibinde nefessiz kalmasna binlerce yldan buyana
kadn/kadnlar kendine mal edilen pozisyonundan birdenbire ayrlma/kurtulma ve bu
pozisyonu mmkn olan/olabilecek en hzl biimde terk etme fikrine
kaplmtr/inanmtr. Toplum ierisinde geleneksel olarak kendisine verilen ev
kadnl, anne v.b. gibi sfatlar nispeten kabul ederek, nispeten reddederek hayatn
farkl alanlarnda da var olabileceini gstermitir/gstermek istemitir:

75
lk olarak, kadnlarn haklarn gelitirmekte, beklentilerini ve z sayglarn
artrmakta kadn hareketi ve feminizm nemli lde baar kaydetmitir. Bu
hareketler ev kadn ve anne gibi geleneksel klielere meydan okumutur.
Artk pek ok kadn ev kadnl ve annelii hayattaki temel rolleri olarak grmekle
yetinmemektedir (Giddens vd. , 2010: 428).

Giddens; son olarak feminizm kavram ierisinde Vatikan eletirmektedir.


zellikle Papa VI. Paul tarafndan 1968 ylnda Humanae Vitae26 adyla yaynlanan
aklamalarda kilisenin hedefinde feminizm ve kadnlara ynelik olarak yaplan
aklamalarn dolayl/dolaysz balantlarndan bahseder:

Humanae Vitae, Vatikann, belki de farknda olmadan, demokrasiye kar


mcadeleyi brakt, onun yerine feminizmle mcadeleye balad dayanak
noktasn temsil eder. Elbette, yapay doum kontrolne kar mcadeleye ilikin
antidemokratik eler bulunmaktadr. Fakat ncelikle mcadele feminizme,
kadnlarn saygnlna ve ahlak duygusuna kar verilen bir mcadeledir. Papann,
bekr rahiplii durmakszn savunmasnn ardnda da, yine bu ayn tutum yatar
(Giddens vd. , 2010: 474).

26
1968 ylnda kilisenin insan yaamna bak ile ilgili aklamalar. nsan yaamn devam
ettirmekle ykml grlen, remek ve ocuklar yetitirmekten sorumlu ebeveynlerin yaantlarnn
amalarn ve dzenini ele alr (http: //www. vatican.
va/holy_father/paul_vi/encyclicals/documents/hf_p-vi_enc_25071968_humanae-vitae_en. html (14
Kasm 2011)).

76
SONU

yle bir duygumuz vardr ki, btn olanakl bilimsel sorular yantlandnda
bile, yaam sorunlarmza daha hi dokunulmamtr. Tabi o zaman da hibir soru
kalmamtr; yant da tam budur (Wittgenstein, 2008: 171).

Arlkl olarak politik felsefe odakl bir uran rn olan bu almann


merkez kiisi; modern toplum, toplumbilimsel kurallar, ulus-devlet, kreselleme ve
nc yol gibi kavramlar ile uluslararas alanda adndan ska sz ettiren nl ngiliz
sosyolog Baron Anthony Giddenstr. Giddens niversitede felsefe eitimi almak
istemesine karn bu arzusunu gerekletirememitir. Bu durumu u ekilde dile getirir;
Hulla felsefe iin bavurmutum. Felsefe blm ok kkt ve blm bakan
okuldan bir yllna ayryd. Bylece baka alan semek zorunda kaldm (Giddens,
1998: 8). Spontane gelien olaylar zincirinin devamnda sosyoloji/psikoloji alannda
niversite eitimine balamtr. nter-disipliner bir nitelie sahip olan Giddensn; bu
zelliini kazanmasnda, felsefeye olan pozitif yaklamnn katk salad ileri
srlebilir. almalarnda toplum-odakl sosyolojiden, piyasa/pazar-odakl iktisat
alanna ve devlet/iktidar odakl siyaset bilimi (politik bilim) alanna da girdii
grlmektedir. Farkl bir ifadeyle Giddens insani-toplumsal bilginin hemen her alanna
ulamaktadr. Bu sebepler gz nne alndnda Giddensn politik felsefesi zerine
almak, yazarn inter-disipliner bak asn da grebilmek adna atlmtr. alma
ana blme ayrlarak, ilk blmde Giddensn biyografisine yer verilmitir. Burada
amalanan hedef Giddensn daha ok bilinmeyen ya da az bilinen ynlerini ortaya
koyarak, zellikle yazarn kendi ifadeleriyle biyografisine k tutmas adna, arlk
verilmitir. Ayn blm ierisinde Giddensn yazm olduu belli bal eserlerine
deinilmi ve politik felsefe erevesinde genel dnce yaps ortaya karlmaya
allmtr. Blmn devamnda politik bilim ve politik felsefe kavramlarnda tarihsel
sre de gz nne alnarak, merkez konu zerinden deerlendirmelere varmak
hedeflenmitir. kinci blm ile beraber Giddens da devlet tasavvuru zerine
allmtr. Blm itibari ile Giddensn devleti nasl deerlendirdii, ulus-devlet,
iktidar vd. ile ilgili kavramlar zerinde durularak Giddensn konumu netletirilmeye

77
allmtr. Son blmde ise Giddensn politik felsefesi dnda kalan kavramlara yer
verilerek, yazarn ok ynll ortaya konulmaya allmtr.

Giddensta ne kan balklarn politika (nc yol), yaplama ve


modernleme olduunu syleyebiliriz. Fakat; daha ok Yaplama Kuram ile tannan
Byk Britanyal sosyolog Baron Anthony Giddens, kuram erevesinde yap-eylem
zerinden toplumbilimsel alanda almalar yapmtr. ngiltere eski babakan Tony
Blairee danmanlk yaptn da gz nne alacak olursak; bu durumun da katklaryla
modernlie ve kresellemeye entegre bir ekilde diyebileceimiz nc yol ile
beraber politik alanda da etkili almalar yaptn syleyebiliriz.

Sosyolojinin toplumsal yaplar aklamaya alrken ileri srd teoriler


bireyi ya da toplumu merkeze alarak dierini (bireyi veya toplumu) saha dna
karmaktadr. Bu noktadan sonula Giddens bu sorunlarn almas anlamnda
yaplama kuramn gelitirerek, modern yaam eksenine sosyoloji teorilerini
oturtmaya almtr. Bir baka ifade ile eylem ve yapy yaplama kuram ad altnda
toplamak/birletirmek ister.

Farkl ve yeni politik dzenlemelerin, uygulamalarn karln Giddensta


nc yol olarak bulduumuz dile getirilebilir. Devlet ve hkmetin reformunda da
nc yol politikas yirminci yzyln sonundaki byk sosyal dnmlere cevap
vermeye zen gsterir (Giddens, 2001:60). yle ki; bu uygulamalar/dnmler
toplumsal gelimelerden uzaklaan, kopan ideolojilerle mmkn deildir. Kreselleme
ile beraber gelien ve deien toplum zmlemesi iin Giddensn n yol
politikalar reterek zm arad ileri srlebilir.

Giddensn yaplama teorisinde ve dier kuramlarnda da olduu gibi nc


yol teorisinde de ortak bak as; toplumu aklamada/zmlemede klasik teorilerin
yetersizliine benzer ekilde, kreselleme sreci ile beraber gelien/deien dnya iin
politik sistemlerin yetersizliini ne srer ve gelinen noktaya uygun zmler
bulunmas gerekliliinden karak nc yol kuramn ortaya att sylenebilir.

Sonu olarak bu alma, temelde Giddensin kaleme ald eserlere


bavurularak hazrlanm olan bir almadr. alma, szlkler ve dier kaynaklarn

78
yla daha da zenginletirilmek istenmitir. Ama ise Giddensin, bata politik
felsefesi olmak zere, dnce zenginliini belirgin biimde ortaya koymak olmutur.
Bu deerlendirmeler gerekletirilirken, ayn zamanda onun, politik felsefesi paralelinde
mevcut ideolojiler de serimlenerek, Giddensn farkl kavramlar ve alanlar arasnda
snrlar koymadan zm araylarnn devam ettii gsterilmeye allmtr.

79
KAYNAKLAR

Aristoteles, (2010), Politika, (ev. ) M. Tunay, Remzi Kitabevi, stanbul.

Aristoteles, (2005), Atinallarn Devleti, (ev. ) F. Akderin, Alfa Kitap Basm


Yayn, stanbul.

Akpolat, Y. , (2007), Durkheimdan Giddensa Pozitivist Sosyoloji , Atatrk


niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, X (2), ss. 70-71.

Akarsu, B. , (1975), Felsefe Terimleri , Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara.

Audi, R. , (1999), The Cambridge Dictionary Of Philosophy, Cambridge University


Press.

Bolay, S.H. , (2009), Felsefe Doktrinleri Ve Terimleri, Nobel Yayn Datm, Ankara.

Bottici, C. , (2011), Entries-P, (Ed. ) G. Kurian, The Encyclopedia Of Political


Science iinde , CQ Press, Washington, Blmn 1268-1271.

Britannica, (2012), Dictionary, http://www.britannica.com/EBchecked/topic /378037/


metatheory ( 6 Temmuz 2012).

Bruce S. ve Yearley S., (2006), The Sage Dictionary of Sociology, Sage


Publications, California.

Byk Trke Szlk, (2007), Trke Szlk , Ankara , Trk Dil Kurumu
Yaynlar.

ala, . , (2010), Siyaset Bilimi, Omnia Yaynlar, stanbul.

Campanella, T. , (2009), Gne lkesi, (ev.) H.Erdem, Arya yaynclk, stanbul.

80
Christopher P. ve Giddens, A. , (2001), Modernlii Anlamlandrmak, (ev. ) M.
Salam ve S. Uyurkulak, Alfa Yaynlar, stanbul.

rs, H. B. (Der. ) (2009), 19. Yzyldan 20. Yzyla Modern Siyasal deolojiler,
stanbul.

Demirel, . , (2007), Epistemolojik Adan Dnya Sistemleri Analizi, Yaynlanmam


Doktora Tezi, zmir.

Erasmus D. , (2007), Delilie vg, Kabalc Yaynevi, stanbul.

Kurian, G. , (Ed. ) (2011), The Encyclopedia Of Political Science, CQ Press,


Washington.

rs, H. B. , (Ed. ) (2012), Modern Siyasal deolojiler, Bilgi niversitesi Yaynlar,


stanbul.

Giddens, A. , (Ed. ) (2010), Sosyoloji Balang Okumalar, (ev. ) G. Altaylar,


Say Yaynlar, stanbul.

Ebenstein, W. , (1996), Siyasi Felsefenin Byk Dnrleri, (ev, ) . zel, le


Yaynlar, stanbul.

Felsefe Szl, (2010), Felsefe Szl , stanbul, Paradigma Yaynclk.

Giddens, A. , (1998), Modernlii Anlamlandrmak, stanbul, Alfa basm.

Gddens, A. , (2000a), Elimizden Kap Giden Dnya, (ev. ) O. Aknhay, Alfa


Yaynlar, stanbul.

81
Giddens, A. , (2000b), Tarihsel Materyalizmin ada Eletirisi, (ev. ) .
Tatlcan, Paradigma Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2001), nc Yol Ve Eletirileri, (ev. ) N. ad, Phoenix Yaynlar,


Ankara.

Giddens, A. , (2005), Sosyal Teorinin Temel Problemleri, (ev. ) . Tatlcan,


Paradigma Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2007), Over To You Mr Brown, Polity Press , Cambridge.

Giddens, A. , (2008a), Sosyoloji, (ev. ) H. zel, A. Snmez, Z. Mercan, .


Ylmaz, E. Rzvanolu, A. Sar, . Gzel, A. Sar, M. zcan, Krmz Yaynlar,
stanbul.

Giddens, A. , (2008b), Siyaset Sosyoloji Ve Toplumsal Teori, (ev. ) T. Birkan,


Metis Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2008c), Ulus Devlet Ve iddet, (ev. ) C. Atay, Kalkedon Yaynlar,


stanbul.

Giddens, A. , (2009), Sa Ve Solun tesinde, (ev. ) M. Szen ve S. Ycesoy,


Metis Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2010a), Sosyoloji Ksa Fakat Eletirel Bir Giri, (ev. ) . Yldz
Battal, Siyasal Kitabevi, Ankara.

Giddens, A. , (2010b), Modernite Ve Bireysel-Kimlik, (ev. ) . Tatlcan,


Paradigma Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2010c), Modernliin Sonular, (ev. ) E. Kudil, Ayrnt Yaynlar,


stanbul.

82
Giddens, A. , (2010d), Mahremiyetin Dnm, (ev. ) . ahin, Ayrnt
Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2010e), Kapitalizm Ve Modern Sosyal Teori, (ev. ) . Tatlcan,


letiim Yaynlar, stanbul.

Giddens, A. , (2011), Sosyolojinin Savunusu, (ev. ) . Kaya, Say Yaynlar,


stanbul.

Greene, B. , (2010), Evrenin Dokusu, Tbitak Popler Bilim Kitaplar, Ankara.

Guardian, (2012), LSE News, http://www.guardian.co.uk/news /1999/oct/13/


guardianobituaries4 (14 Aralk 2012).

Habermas, J. , (2002), Kreselleme ve Milli Devletlerin Akbeti, (ev. ) M.


Beyazta, Bak Kitapl Yaynevi, stanbul.

Hobbes, T. , (2005), Leviathan, (ev. ) S. Lim, Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk,
stanbul.

Huxley, A. , (2007), Cesur Yeni Dnya, (ev.) . Tosun, thaki yaynlar, stanbul.

ndependent, (2012), People, http:// www. independent. co.uk /news /people/obituary-


professor-ilya-neustadt-1473958.html (14Aralk 2012).

KHD, (2001), Ama Ve lkelerimiz, http: //www. kadinhareketidernegi. org.


tr/ilkelerimiz. php (29 Ekim 2011).

Klal, A. T. , (2011), Siyaset Bilimi, mge Kitabevi Yaynlar, Ankara.

Kkalp, D. , (2011), Siyaset Felsefesi, Say Yaynlar, stanbul.

Kkalp, K. , (2008), Bat Metafiziinin Dekonstrksiyonu, Sentez Yaynlar,


stanbul.

83
LSE, (2012), About LSE, http://www2.lse.ac.uk/home.aspx (27 Mays 2012).

Machiavelli, N. , (2008) Hkmdar, (ev. ) G. Demirciolu ve A. avdar, Dergah


Yaynlar, stanbul.

Machiavelli, N. , (2010) Prens, (ev. ) A. Tatler , Doruk Basm Yaymclk,


stanbul.

More, T. , (2009), Mkemmel Bir Devlet Modeli Ve Yeni Utopia Adas, (ev. ) .
Drken, Kabalc Yaynlar, stanbul.

More, T. , (2000), topya-Mina Urgan'n ncelemesiyle, (ev. ) V. Gnyol , S.


Eybolu ve M. Urgan, Bankas Kltr Yaynlar, stanbul.

Oxford Dictionary, (2011), Dictionary, http: //oxforddictionaries. com (26 Aralk


2011).

Oxford Reference, (2012), Reference, http://www.oxfordreference.com (23 Kasm


2012).

Parliament, (2012), Lords, http://www.parliament.uk/lords (17 Haziran 2012).

Platon, (2007), Devlet, (ev. ) N. Tun , Oda Yaynlar Turizm Sanayi Ve Ticaret
Limited irketi , stanbul.

Platon, (2006), Sokratesin Savunmas, (ev. ) E. Gren , Kabalc Yaynlar ,


stanbul.

Polity, (2012), About Us, http://www.polity.co.uk (14 Haziran 2012).

Redhouse Yeni Trke-ngilizce Szlk, (1993), Redhouse Yaynevi-Amerikan Board


Neriyat Dairesi, stanbul.

Robertson, D., (2004), The Routledge Dictionary Of Politics, Europa Publications,


London.

84
Russell, (2008), Aylakla vg, (ev. ) M. Ergin , Cem Yaynevi , stanbul.

Scruton, R. , ( 2007), The Palgrave Macmillan Dictionary of Political Thought,Palgrave


Macmillan, New York.

Seneca, L. A. , (2007), De Providentia, (ev. ) . Drken, Kabalc Yaynlar,


stanbul.

Sosyoloji Szl, (1999), Sosyoloji Szl , Ankara, Bilim Ve Sanat Yaynlar.

Toku, N. , (2005), Siyaset Felsefesine Giri, Kakns Yaynlar, stanbul.

Torun, Y. , (2011), Siyaset Felsefesi Tarihinde Devlet, Orion Yaynevi, Ankara.

TDK-Trke Szlk, (2005), 10. Bask, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara.
Vatican, (2011), Encyclcal Letter Humanae Vtae Of The Supreme Pontff, http:
//www. vatican. va/ holy_father/ paul_vi/ encyclicals/ documents/ hf_pvi_enc_ 250 719
6 8 _ humanae-vitae_en. html (14 Kasm 2011).

Vural, M. , (2007), Siyaset Felsefesi Asndan Muhafazakrlk, Elis Yaynlar,


Ankara.

Yardmc, R. Ve . vgn, (2007), Siyasal Dnceler Tarihi, Nobel Yayn


Datm, Ankara.

Wallerstein, I. , (2009), Tarihsel Kapitalizm, (ev. ) N. Alpay, Metis Yaynlar,


stanbul.

Wittgenstein, L. , (2008), Tractatus Logico-Philosophicus, (ev. ) O. Aruoba, Metis


Yaynlar, stanbul.

West, D. , (2008), Kta Avrupas Felsefesine Giri-Rousseau, Kant ve Hegelden


Foucault ve Derridaya, (ev. ) A. Cevizci, Paradigma Yaynclk, stanbul.

85
ZGEM Fotoraf

Kiisel Bilgiler
Ad Soyad : Hasan ERYRK
Doum Yeri ve Tarihi : Emirda, 27. 05. 1981

Eitim Durumu
Lisans renimi : Anadolu niversitesi-BF
Yksek Lisans renimi : Bilecik eyh Edebali niversitesi -Sosyal Bilimler Ens.
Bildii Yabanc Diller : ngilizce
Bilimsel Faaliyetleri : -

Deneyimi
Stajlar : -
Projeler : -
alt Kurumlar : Mu Alparslan niversitesi, Antalya Akdeniz
niversitesi, Afyon Kocatepe niversitesi

letiim
Adres: Emirda/Afyonkarahisar
Tel: 0 (542) 638 71 72
E-Posta Adresi : eryurukhasan@hotmail. com

Dier: -

Tarih: . . /. . /2013

mza:

86

You might also like