You are on page 1of 32

slm Aratrmalar Dergisi, Say 15, 2006, 83-114

bn Haldnun Asabiyet Kavram:


Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Akif Kayapnar

The Concept of Asabiyyah in Ibn Khaldun: A New Approach in the Theory


of Politics
Why do states rise and fall? Why are some polities able to develop successful
social and political organizations, while others are not? Are polities sooner or
later destined to collapse? What is it that gives life to a polity? There have
always been attempts to answer these and related questions. Recently, how-
ever, the attempts seem to have intensified. The decline of the explanatory
power of earlier theoretical frameworks based particularly on the Enlighten-
ment approach seems to be the primary reason lying behind the interest in
the rising interest of these kind of historical-sociological researches. The
weakening of the power of these frameworks, in return, depends upon a com-
prehensive change taking place all around the world. It is this cultural con-
text that brought Abd al-Rahman Ibn Khaldun, the 14th century North
African Muslim historian and philosopher, to the fore in the circles of various
social and human sciences. Ibn Khaldun developed a comprehensive theory
upon human collectivities, at the center of which lies the rise and fall of states.
The core parameter of Ibn Khalduns social philosophy is asabiyyah, with-
out which no collective political action can take place. Despite its centrality,
however, asabiyyah has not been clearly defined yet. It is, therefore, a must
for us to understand and define asabiyyah in a productive way to be able to
make use of Ibn Khalduns social philosophy in understanding and explain-
ing the transformations we undergo today. Thus, throughout this paper I will
look for the answers of three basic questions. In the first place, what does it
mean for a group to have asabiyyah? Secondly, how does asabiyyah
comes into existence? Finally, what is asabiyyah? Defined in a comprehen-
sive way, asabiyyah would be a productive parameter in social sciences.
Key words: Ibn Khaldun, Asabiyyah, Political Organization, Political Teory,
State.

Giri

Devletler neden ykselir ve der? Neden baz toplumlar daha baarl bir
siyas ve sosyal yap gelitirebilirken dier bazlar bu konuda yetersiz kalr?
Her siyas rgt nnde sonunda yok olmaya mahkm mudur? Bir siyas ya-

* State University of New York (SUNY), Binghamton.

SAM, stanbul 2006


slm Aratrmalar Dergisi

pya hayat veren temel dinamik nedir? Tarih boyunca bu tr sorular cevap-
lama abalar eksik olmamtr. Ne var ki, son zamanlarda bu konudaki a-
lmalarn younlat grlyor. Tarihsel sosyolojinin ve makro tarihiliin
ykselii bile tek bana bu younlamann bariz bir gstergesi olarak algla-
nabilir. Randall Collinsin ifadesiyle akademik almalarda 1960larn orta-
larndan itibaren bugne gelene kadar geen sre, makro tarihiliin altn
a olarak adlandrlmay hak eder.1 Aydnlanma dncesi zerine ykse-
len geleneksel teorik yaklamlarn son zamanlarda hayatn hemen her ala-
nna nfuz etmi kresel deime ve gelimeleri anlama ve aklama nokta-
sndaki zaaflar, tarihsel-sosyolojik aratrmalara ynelen bu ilginin ardndaki
baat neden olarak grlebilir. inden gemekte olduumuz kresel deiim
ve dnm, yle kapsaml bir yap arz etmektedir ki bu srecin siyas, kl-
trel ve ekonomik unsurlarn yan sra, temel felsef (zellikle epistemolojik)
alglamalara da sirayet ettii gzden karlmamaldr. Byle kapsaml bir d-
nm anlayabilmek ve aklayabilmek de btncl ve disiplinleraras bir
yaklam zorunlu klar. Dolaysyla, tarihsel sosyolojinin, makro tarihiliin
ya da medeniyetler tarihiliinin ihtiya duyulan btncl yaklama yatkn
disiplinler olarak byle gei dnemlerinde ne kmas anlalr bir durumdur.

Gerek etkileri kresel boyutta hissedilen bu deiim ve dnm sreci-


nin kapsam ve gerekse son birka yzyldr hemen her trl bilimsel faali-
yete zemin tekil etmi olan aydnlanma dncesinin bu deiimi ve dn-
m aklama noktasndaki yetersizlii, aratrmaclar ister istemez moder-
nite ncesi ve Bat-d yaklamlar anlamaya itti. te bir 14. yzyl Kuzey
Afrika Mslman dnr olan Abdurrahman bn Haldn da bu kltrel
balamda yeniden kefedildi. Bat entelektel evreler tarafndan bn Haldn
bugne dein pek duyulmam bir isim saylmasa da2, son zamanlarda bn
Haldnu anlamaya ynelik abalarn basit oryantalist merak aan bir yn
vardr. Zira L. N. Gumilevin kkrtc ifadesiyle sylemek gerekirse onlar
[oryantalistler] kitap okumazlar, sadece metinleri tercme ederler.3 Bugn-
lerde ise bn Haldn sosyal bilimciler ve beer bilimlerdeki dier aratrmac-
lar tarafndan, gemiten kalan otantik ve ilgin bir bak sunmaktan ziyade,

1 Randall Collins, Introduction: The Golden Age of Macro-Historical Sociology, University


of Pennsylvania, May 10, 1998, bk. www.hatford-hwp.com.
2 Batda ilk olarak 1810 ylnda bn Haldnun Mukaddimesinin baz blmleri arkiyat
Silvestre de Sacy tarafndan yaymlanmt. Bk. M. Mahmoud Rabi, The Political Theory of
Ibn Khaldun (Leiden: E. J. Brill, 1967), s. 1.
3 L. N. Gumilev, Etnogenez: Halklarn ekillenii, Ykseli ve Dleri, ev. Ahsen Batur
(stanbul: Selenge Yaynlar, 2003), s. 42.

84
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

sosyopolitik deiimi anlama noktasnda alternatif bir yaklam sunduu iin


allmaktadr.4 Bu balamda, bn Haldnun nemi Aydnlanmac dnya
grnn dnda bir tarihsel-sosyolojik ereve gelitirme imkn sunma-
snda yatar. Dier bir deyile, bn Haldnun yaklam, dierlerinden sadece
deiimi aklama noktasnda vurgulad sosyal ya da siyas parametreler
asndan farkllamaz. bn Haldn ayn zamanda aydnlanma dncesi ze-
mininde ilemeye alm zihinler iin alternatif bir ontolojiye ve epistemolo-
jiye dayal bir tarihsel-sosyolojik aklama erevesi sunar.

bn Haldn deiim kavram etrafnda ekillenen bir siyaset felsefesi ge-


litirmitir. Ona gre sosyopolitik sistemleri anlamaya ynelik her aba zn-
de, dnemlerin deimesiyle birlikte toplumlarn tabiatnn da deitii fikrini
barndrmaldr. lgin olan, deiimin insanlarn tabiatlarna, ehirlerin sosyal
yaplarna ve devletlerin siyas dinamiklerine de sirayet ediyor olmasdr. Bu-
gn insan tabiat terkibinin, tanm gerei, bir deimezlik ifade ettii
yaygnca savunulmasna ramen, bn Haldnun sosyal ve siyas yaplara
paralel olarak insan tabiatnn da deiime maruz kald grnn alt i-
zilmelidir. Bu balamda dinamik insan tabiat alglamas, bn Haldnun si-
yaset teorisinin temel parametrelerinden birini tekil eder. Dahas, deiim
son derece yava, derin ve gizli bir sretir. Dolaysyla ok az saydaki bilge
kii haricinde, deiimin popler dzlemde fark edilmesi ve deiim srecine
mdahale edilmesi mmkn olmaz. Bu da deiimin konjonktrel mdaha-
lelerle engellenemeyecei anlamna gelir. Bylece deiim, bireysel ya da ko-
lektif iradeyi aan bir dzenlilik sergiler. Deiim srecinin son derece yava
seyrettiini ve o srecin bizzat iinde yaayanlarn bile bu sreci alglamala-
rnn mmkn olmadn, dolaysyla srecin geri dndrlemez olduunu
iddia eden 20. yzyln nde gelen medeniyet tarihilerinden Fernand Bra-
udel de bu hususta bn Haldna yaklar.5

bn Haldnun ngrd sosyopolitik deiim modelini inceleyen Peter


Turchine gre sosyal sistemler, dz bir izgi takip etmeyen, dinamik yaplar-

4 rnein, bn Haldnun devlet konusundaki grleri, uluslararas ilikiler teorilerindeki


devlet ve egemenlik tartmalarna k tutabilecek bir mahiyet arz etmektedir. 20. yzyln
ikinci yarsnda disipline hkim olan ve devleti dnsel sistemlerinin merkezine alan rea-
list yaklamn aksine, bn Haldn devletin, toplumlarn hayat dnglerinin belli baz
safhalarnn bir rn olduunu syleyerek devlet merkezli bak asna ciddi bir meydan
okuma tekil eder. Bu konudaki tartmalara rnek olarak bk. Robert Cox, Approaches to
World Order (Cambridge: Cambridge University Press, 1996), s. 157.
5 Fernand Braudel, A History of Civilizations (New York: Penguin Books, 1995), s. 31.

85
slm Aratrmalar Dergisi

dr.6 Her ne kadar bn Haldndan pek haberdar olmasa da, Charles Dorann
izgisel (lineer) olmayan dnemlerde izgisel dnmek, ancak deiimin
ivmesini artrr ynndeki yargs da bn Haldnun deiim teorisinin anla-
lmasna yardmc olur.7 bn Haldn, bu ekilde sreklilik ve dzenlilik arz
eden deiimin genel kurallarn ve temel dinamiklerini kefettiini iddia eder.
Ona gre her bir dnemin kendine has dzenleyici bir kanunu vardr8 ve o
dnemdeki sosyo politik ve ekonomik gelimeleri anlayabilmek iin o dne-
min dzenleyici kanununu bilmek gerekir.

bn Haldn, deiimi bir tek unsura indirger: asabiyet. Fizikteki madde


gibi der Lenn Evan Goodman, asabiyette en dk ortak payda, siyas de-
iimin blnemez en kk bileenidir.9 Deiimin yrngesini tayin etmek
amacyla benzer deikenler neren baka dnrler de olmutur. Hegelin
volksgeist ve Gumilevin passionaritesi bunlara rnek olarak verilebilir.
Ne var ki bu dnrler, bu tr dinamikleri haric deiken olarak grmeye
meyyal iken, bn Haldn asabiyeti, dnm sistemdeki dier tm faktr-
lerle irtibatl olan dahil bir deiken olarak ele almtr. Bu adan genel olarak
bn Haldnun siyaset felsefesinin, zel olarak da asabiyet teorisinin ada
siyaset felsefesinin bugn iinde bulunduu kmaza bir cevap sunabilecei
iddia edilebilir.

ada siyaset felsefesinin esas itibariyle iki kamp arasndaki tartmalar-


dan mteekkil olduu sylenebilir. Bir tarafta liberal demokrasi (faydaclk,
liberal eitilik ve liberterlik), dier tarafta ise liberal demokrasiye yneltilmi
eletiriler (Marksizm, cemaatilik, feminizm) yer alr.10 1990lardan itibaren
Marksizmin eletirel kamptaki merkezliinin sona erdiini ve yerini cema-
atilie braktn iddia etmek yanl olmaz. Sosyal paralanma ve atomizm
gibi toplumsal problemlerden yola kan cemaatilik, liberal demokrasiye

6 Peter Turchin, Historical Dynamics: Why States Rise and Fall (Princeton: Princeton
University Press, 2003), s. 3.
7 Bk. Charles F. Doran, Systems in Crisis: New Imperatives of High Politics at Centurys
End (New York: Cambridge University Press, 1991).
8 mdi alar, o alarda meydana gelen meselelerin, kabilelerin ve asabiyetlerin deime-
siyle deiir. Maslahatlarn deimesiyle farkllk gsterir. Her an kendine has bir hkm
vardr. bn Haldn, Mukaddime, ev. Sleyman Uluda (stanbul: Dergh Yaynlar, 1988),
s. 583. Ayrca belirtilmedii takdirde Mukaddimeye ynelik tm referanslar bu baskya
verilecektir.
9 Lenn Evan Goodman, Ibn Khaldun and Thucydides, Journal of the American Oriental
Society, 92/2 (1972), s. 258.
10 Will Kymlicka, ada Siyaset Felsefesine Giri, ev. Ebru Kl (stanbul: Bilgi niversite-
si Yaynlar, 2004), s. xiii.

86
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

kkl eletiriler yneltebilmitir. Ne var ki, pratik adan gl bir sylem ge-
litirebilse de, kapsayc bir ontoloji ve epistemoloji oluturamam olan ce-
maatilik kuramsal adan liberal demokrasinin alternatifi olmaktan ok uzak
grnyor.11 te yandan, pratik adan derin bir kriz yaadn iddia edebi-
leceimiz liberal demokrasi ise kuramsal olarak Aydnlanma gelenei gibi,
Batda henz alternatifi ekillenmemi gl ve kuatc bir felsef gelenee
yaslanyor. Dolaysyla cemaatilerle liberal demokratlar arasndaki tartma-
nn, biri dierine stn gelemeden, Batda bir sre daha devam edeceini
tahmin edebiliriz.

bn Haldnun sosyal-siyaset felsefesi bir nc yol olarak pratik adan


cemaatilie, kuramsal adan da liberal demokrasiye alternatif olabilecek bir
ereve sunar. Zira bn Haldnun yaklam, pratik adan cemaatiliin bi-
rey ile toplum arasndaki mevcut dengesizlie dair kayglarn bertaraf edebi-
lirken, kuramsal dzlemde Aydnlanma dncesinin yerini alabilecek onto-
lojik ve epistemolojik adan son derece kuatc ve derin bir dnce gelene-
ine yaslanmaktadr. Dolaysyla bn Haldnun teorisinin zn tekil eden
asabiyet kavram da bugn siyaset felsefesinin zerine bina edildii eitlik,
zgrlk, zerklik, g, erdem, hak, adalet, meruiyet gibi parametrelerden
biri, hatta bunlarn arasnda en merkez olabilecek kadar aklama gc yk-
sek kavramdr. Dahas tm bu kavramlarn yetersiz kald deiimi anlama
ve aklama noktasnda da alternatifi mevcut deildir.

Asabiyet, bn Haldnun sosyal felsefesinin omurgasn tekil etse de, u


ana kadar asabiyetin kapsaml ve zerinde uzlalm bir tanm yaplabilmi
deildir. Bat dillerine group feeling, esprit de corps, esprit de clan, ge-
meinsinn, nationalitatsidee, corporate spirit, feeling of solidarity,
group solidarity, group will, communal spirit, social cohesion, mar-
tial spirit, solidarity, striking power ve social solidarity12 gibi kelime ve

11 Siyaset teorisindeki yeni yaklamlarn ksa bir deerlendirmesi iin bk. Andrew Haywood,
Political Theory: An Introduction (New York: St. Martins Press, 1999), s. 11.
12 Franz Rosenthal (group feeling), De Slane (esprit de corps), Vincent Monteil (esprit de clan),
Von Kremer (gemeinsinn ve nationalitatsidee), H. Ritter (feeling of solidarity), M. Halpern
(group solidarity), S. H. Bahsh ve H. Shirvani (communal spirit), Hourani (corporate spir-
it), Aziz el-Azmeh (group will), Ernest Gellner (social cohesion and martial spirit), Erwin
Rosenthal (solidarity and striking power), D. S. Margoliouth (clannishness) ve M. Mahdi
(social solidarity). Bk. Sleyman Uluda, Giri: bn Haldn ve Mukaddime, Mukaddime,
ev. Sleyman Uluda (stanbul: Dergh Yaynlar, 1988), s. 120, 21; Yavuz Yldrm, bn
Haldnun Bedavet Teorisi (doktora tezi, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
1998), s. 83, 84.

87
slm Aratrmalar Dergisi

terkiplerle aktarlan asabiyet, Arnason ve Stauthun ifadeleriyle bn Hal-


dnun en tercme edilemez terimi13 olarak ortaya kmaktadr. Zorluk ksmen,
kavrama geleneksel kullanmndan daha geni bir anlam yklemesine14 ra-
men, bn Haldnun asabiyeti kapsaml bir ekilde tarif etmemesinden15 ksmen
asabiyeti bazen geleneksel anlamyla bazen de kendi ykledii geni anla-
myla teknik bir terim olarak kullanmasndan16 kaynaklanr. Bazlar ise bu
zorluu bn Haldnun asabiyeti kullanrken gsterdii geveklie balar.17
Mukaddimenin pek ok yerinde asabiyetin kaynandan ve fonksiyonundan
geni bir ekilde bahsedilse de, asabiyetin bn Haldnun sosyal sisteminde-
ki merkezlii ve siyas rgtlenmelerdeki hayat rol gz nne alndnda,
bu ksm tarif ve tasvirlerin yetersiz kald ortadadr.

Biz bu almamz asabiyetin tanm ile snrlandracaz. Bu erevede de


asabiyetin bedavet ile ilikisi, asabiyetin ortaya k artlar ve asabiyetin bi-
leenlerini tartma konusu edeceiz. Asabiyetin anlalmas noktasnda son
derece nemli olan umran, bedavet, hadaret, riyaset, mlk ve insan tabiat
gibi konulara ancak yeri geldiinde ksaca deinmekle yetineceiz.

Asabiyet Bedavette Ortaya kar

bn Haldna gre bdiyede ikamet etmek, ancak asabiyet sahibi kimse-


lerin g yetirebilecei bir durumdur.18 Zira insan tabiatnda ktlk de iyi-
lik kadar yer etmitir. Dier bir deyile, insanlar arasnda grlen karlkl
iddet, toplumsal hayatn tabii bir unsurudur. Hadarette yaayan insanlar,
kendilerine gelebilecek saldrlara kar kanunlarla, polis tekilatyla, ehir
duvarlaryla, profesyonel askerlerle vs. korunabilmekte iken, bdiyede bu tr
yaplara rastlanmaz. Zira bu tr kurum ve rgtler ancak merkez otoritenin
ve siyas hiyerarinin ynetimi ve denetimi altnda vcut bulabilir ki, beda-
vette byle bir merkez otorite sz konusu deildir. Bedavette insanlar dier

13 J. P. Arnason-G. Stauth, Civilization and State Formation in the Islamic Context: Re-read-
ing Ibn Khaldun, Thesis Eleven, 76/2 (2004), s. 33.
14 Franz Rosenthal, Introduction, The Muqaddimah: An Introduction to History (New
Jersey: Princeton University Press, 1980), I, s. lxxvii.
15 Yldrm, bn Haldnun Bedavet Teorisi, s. 82.
16 Muhsin Mahdi, Ibn Khalduns Philosophy of History (London: George Allen and Unwin
Ltd., 1957), s. 196.
17 T. Khemiri, Der Asabija-Begriff in der Muqaddima des Ibn Haldn, Der Islam, 23 (1936),
s. 163-88.
18 bn Haldn, Mukaddime, s. 429.

88
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

insanlardan gelebilecek iddete kar koruyacak, kendi cesaret ve kuvvetleri-


nin dnda, yegne unsur ayn kaderi paylat insanlarn yardm ve deste-
idir. Dolaysyla bdiyenin kendine zg zor artlarnda birlikte yaad in-
sanlarn, genellikle de yakn aile fertlerinin, destei ve yardm olmadan kimse
hayatta kalamaz.

bn Haldn asabiyetin sadece nesep birliinden (el-iltihm bin-neseb)


veya o mndaki dier bir eyden hasl olduunu ileri srer.19 Zira akraba-
lk ba, insanlarn tabiatlarnda olan ok temel bir hususiyettir. nsann, ak-
rabalarndan birinin bana kt bir hl geldiinde, mesela zulme ve tecav-
ze uramas durumunda, yreinde hissettii znt ve zillet hissi ve onun
yardmna koma istei bu tabii ban ak bir gstergesi olarak okunabilir.

Buradan yola karak asabiyetin, akrabalk bann yakn ve uzak oluu-


na gre farkl derecelerde olduunu anlayabiliriz. Eer aradaki kan ba ya-
knsa, o kii ya da kiilere duyulan yaknlk ve yardm etme arzusu da o de-
rece kuvvetli olur. Dolaysyla, bir kiinin akrabalar iin duyduu yaknlk
hissi, kendi ailesinden balayarak suya atlm tan oluturduu halkalar mi-
sali younluunu kaybede kaybede mensubu olduu ve gerilerde bir yerde
ayn atadan geldiini dnd insanlardan oluan en geni grubun yele-
rine varncaya kadar yaylr.

Burada, sz konusu akrabalk bann nerede son bulaca sorulabilir. As-


lolan Ben Talip asabiyeti midir, yoksa Ben Haim asabiyeti ya da Ben Ab-
dmenaf asabiyeti, Kurey asabiyeti, Mudar asabiyeti, Adnan asabiyeti, Arap
ya da smailoullar asabiyeti mi? Bu zincir geriye doru geniletilerek uzat-
labilir.20 Hatta akrabalk ba zihinsel bir kurgu ise eer, mantken ortak ata
zinciri Hz. deme kadar geri gtrlebilir ve tm insanlarn birbiri ile akra-
ba olduu iddias ortaya atlabilir. Dorusu, bn Haldnda bu soruya verile-
cek ak bir cevaba rastlamak zordur. Nitekim 20. yzylda Avrupal mste-
rikler arasnda (zellikle de F. Gabrieli ile T. Khemiri arasnda) asabiyetin ta-
nmna dair yaplan tartma da bn Haldnun asabiyetin nerede son bulaca-
noktasndaki mulak tutumundan kaynaklanmaktadr. Zira bn Haldn
bazen Kurey asabiyetinden bahseder,21 bazen de Arap asabiyetinden.22 Bu-

19 bn Haldn, Mukaddime, s. 431.


20 slm ncesi asabiyet ve kabile yapsna dair bk. Adem Apak, Asabiyet ve Erken Dnem
slm Siyas Tarihindeki Etkileri (stanbul: Dnce Yaynlar, 2004).
21 bn Haldn, Mukaddime, s. 555-57.
22 bn Haldn, Mukaddime, s. 612.

89
slm Aratrmalar Dergisi

nunla birlikte bn Haldnun bu soruya verebilecei muhtemel cevaplar ze-


rinde durulabilir. Nitekim Mukaddimenin tm gz nne alndnda akra-
balk bann, fonksiyonel bir biimde, asabiyeti douracak hissiyatn (veh-
min) oluabilecei en geni grupta sona erecei sylenebilir. Bu da zamana
ve artlara gre deiebilir. Asabiyet bazen Haimoullar ile snrl kalr, ba-
zense btn Araplar kuatan bir smailoullar asabiyeti eklinde ortaya -
kabilir. Eer Haimoullar ile meyyeoullar arasnda bir niza sz konusu
ise asabiyet Haimoullar asabiyeti ve meyyeoullar asabiyeti seviyesin-
de son bulur. Eer niza smailoullar ile shakoullar arasnda ba gsterirse
o zaman Arap asabiyetinden bahsedilebilir.

bn Haldna gre grup yelerinin says arttka aradaki kan ba haki-


kat olmaktan kar ve vehm bir inanca dnr. Sadece geimlerini kazan-
mak iin setikleri deve yetitiricilii nedeniyle ln derinliklerine kadar so-
kulmu olan, bu nedenle de nispeten izole bir hayat sren bedevilerde nesep
irtibatnn bozulmadan muhafaza edildii dnlebilir. Onun dnda, ehir-
lerde ve hatta ehre yakn bdiyelerde neseplerin birbirine karmadan mu-
hafaza edilmi olmas mmkn deildir. Ne var ki asabiyet sz konusu oldu-
unda, aslolan kan bann hakikaten mevcut olup olmamas deil, yakn ir-
tibat ve karlkl yardmlamay douracak akrabalk ba inancnn var ol-
masdr.23

Hakiki ya da vehm kan ba, asabiyetin en basit ve tabii kayna olmak-


la birlikte, bn Haldn asabiyeti kan ba ile snrlandrmaz. Velyet (vel)
ve ittifak (hilf) da bn Haldna gre asabiyeti douran ilikilerdendir.24
Vel ya da hilf ba ile irtibatl insanlar arasndaki asabiyetin gstergesi de,
tpk kan bandan kaynaklanan asabiyette olduu gibi, bu insanlardan her-
hangi birinin zulm grmesi ya da aalanmas durumunda, yakn akraba-
ya kar duyulan hissin benzeri ya da eiti bir zlme ve zillet hissinin insan
ruhunda olumasdr. Zira vel sebebiyle hasl olan kaynama (iltiham), ne-
sep sebebiyle vcuda gelen kaynama gibidir veya ona yakndr.25 Burada
alt izilmesi gereken ifade kaynama, yani iltihamdr. Aadaki pasaj bn
Haldnun asabiyetten ve iltihamdan neyi kastettiini daha iyi ortaya koyar:

23 bn Haldn, Mukaddime, s. 431.


24 bn Haldn, Mukaddime, s. 431.
25 bn Haldn, Mukaddime, s. 431.

90
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Asabiyetteki mdafaa ve mcadeleden kast olunan husus, sadece neseple


tam olarak gerekleir. Zira yardmlama hli, hsm ve akraba arasnda
birbirini yardmsz brakarak; dalma hli ise yabanc ve uzak olanlar ara-
snda grlr Hilf veya rkk ile, yani ahidleme ve azat etme durumu ile
husule gelen velayet ve muhalata (ili dl olma) da o duruma gelir; zira
her ne kadar nesep tabii bir eyse de, nihayet o da vehmdir. Kaynama-
nn husule gelmesine esas olan (gerek) husus ise, bir arada yaama, yek-
dierini savunma, uzun sren mmarese, birlikte yetime ve st emme
durumunun meydana getirdii rabta ile hayat ve mematla ilgili olan sair
hllerden ibarettir. Sz konusu durumla kaynama (iltiham) hasl olunca,
imdada koma ve yardmlama hli onu takiben ortaya kar.26

Grld gibi bn Haldnun asabiyet tanm genetik deil, fonksiyonel-


dir. Bu adan, Franz Rosenthalin de ifade ettii gibi, bn Haldnun asabi-
yete ykledii anlam, asabiyetin geleneksel kullanmndan ok farkldr. Ge-
leneksel kullanmnda asabiyet, kabile rgtlenmesinin bir karakteridir ve
dlayc bir mahiyet arz eder ki bu da merkez devlet ya da imparatorluk gi-
bi kabile-st bir siyas rgtlenmenin ortaya kmasn engeller. Baka bir
deyile, geleneksel anlamda asabiyet, kabile-ii toplumsal btnl pekiti-
rirken, kabileler-st bir birliktelii imknsz klar.27 bn Haldn ise esas iti-
bariyle kabile-st yaplar gz nne almakta ve Araplara has bir sosyo po-
litik rgtlenmeden te, evrensel geerlilii olan bir siyas dnm teorisi
gelitirmeyi amalamaktadr. Dolaysyla bn Haldn asabiyet teriminin kap-
samn geniletmi, kaynamay (iltiham) esas alrken, kan ban ya da kay-
namay douran dier iliki biimlerini rz grmtr.

Asabiyetin Kayna Mahrumiyet ve Meydan Okumadr

Yukardaki ekilde bakldnda, hadar hayat biiminin gelimesiyle bir-


likte ortaya kan lks ve konforun asabiyeti neden zayflatt konusu da da-
ha kolay anlalr. Eer kan ba asabiyetin asl kayna olsayd, hadaret asa-
biyeti etkilemezdi. Zira lks ve konfor, ilikinin biyolojik ynn deil, iliki-
nin sosyo psikolojik sonularn, yani kaynamay (iltiham) etkilemektedir.
Bu noktada asabiyetin bdiyede neden daha gl olduunu, daha ak g-
rebiliriz. nk bdiyenin zor koullarnda daha gl bir kaynama hasl ol-
maktadr. Bedavette hi kimse ait olduu grubun haricinde hayatta kalama-

26 bn Haldn, Mukaddime, s. 531.


27 Nitekim bn Haldnun, bedevi Araplarn ancak din bir inan sayesinde kabile merkezli
ayrmay aarak bir araya gelebileceklerini ve ancak o zaman mlke eriebileceklerini belir-
tirken iaret ettii gerek budur. Bk. bn Haldn, Mukaddime, s. 472.

91
slm Aratrmalar Dergisi

yaca iin, birey deta toplumla zdelemi gibidir. Bdiyede insanlar ha-
yatlarnn neredeyse her annda birbirlerine ihtiya duyarlar. Birlikte al-
mak, canlarn ve mallarn birlikte muhafaza etmek zorunluluklar vardr. Ya-
am alanlar, hadarettekinin aksine, i ie gemitir. Dolaysyla da iltiham-
dan kaynaklanan asabiyet, bdiyede ok daha gldr.

bn Haldn, her ne kadar aka tartmasa da, bu akl yrtmeyi sonuna


dein srdrdmzde, kaynamann itibar bir terim olduu grlr. Baz
artlar psikolojik olarak daha youn bir kaynamaya neden olurken, dier
baz artlarda oluan kaynama hli daha gevektir. Bu adan artlar ne ka-
dar zorsa, bu zor artlarda kurulan ilikiden doan kaynama hlinin de o de-
rece youn olaca tahmin edilebilir. Dolaysyla en youn kaynama duru-
munun sava ya da soykrm hllerinde olduu gibi, lm-kalm tecrbeleri-
nin paylalmasnda ortaya kacan syleyebiliriz.

Bylelikle asabiyetin niye ve nasl olutuunu daha net grebiliriz. Asabi-


yet bedavetin; yani hadaret, mlk ve mlkten hasl olan nimetlerin dnda
olmann/kalmann bir sonucudur. Asabiyetin en nemli bileenlerinden biri
olan an ve erefi anlatrken bn Haldn bu hususu yle dile getirir: Derler
ki, erefin kayna darda olmaktr. Ki bu da, riyasetin, erefin dnda ve
aa, dk ve andan yoksun olma hlidir.28

Asabiyeti douran temel amil, tek kelime ile mahrumiyettir. Dier insan-
larn yardm ve destei olmakszn bdiyede (yani darda) yaamak, nere-
deyse mmkn deildir. Dolaysyla bdiye hayat, bir arada yaama, yek-
dierini savunma, uzun sren mmarese, birlikte yetime ve st emme du-
rumunun meydana getirdii rabta ile hayat ve mematla ilgili olan sair halleri
beraberinde getirir ki bu hususlar neticede asabiyeti dourur. Dier bir deyi-
le, bn Haldnun sebep-sonu ilikilerini merkeze alan metodunu gz nn-
de tutarsak, yle anlalyor ki, insanlarn kaynamasna sebep olan husus
asabiyet deildir. Tam aksine asabiyet, zaman ierisinde, zor artlarn bera-
berinde getirdii kaynamann (iltihamn) bir neticesi olarak ortaya kar.
Mantken, zor artlara maruz kalmak ile asabiyetin olumas arasnda bir za-
man fark sz konusudur. Ne var ki bir kere olutu mu, asabiyet insanlarn

28 Burada Franz Rosenthalin tercmesini tercih ettik. Nobility originates in the state of being
outside, as has been said. That is, being outside of leadership and nobility and being in a
vile, humble station, devoid of prestige. Bk. The Muqaddimah, I, 279. Burada bn Haldn
ayn zamanda, eref ve asaletin kalc olmadn, bir sreliine var olduunu vurgulamak
iin byle bir ifade kullanmtr.

92
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

siyas olarak kolektif hareket etmelerine neden olur. bn Haldn asabiyeti


mnhasran siyas balamlarda kullanmaktadr. Bu balamda asabiyet, z
itibariyle siyas bir terimdir.29 Dolaysyla asabiyeti douran mahrumiyetin
byk oranda siyas bir mahrumiyet olduu dnlebilir.

Sebep-sonu ilikisini bu ekilde tespit etmek bize bdiyenin zor artlar ile
asabiyeti birbirinden ayrma imkn verir. Baka bir deyile, her zor art asa-
biyeti beraberinde getirmez. srailoullarnn Kurn- Kermde zikredilen ve
bn Haldn tarafndan da iktibas edilen tecrbeleri asabiyet ile bdiyenin zor
artlar arasndaki ilikinin daha iyi anlalmasna yardmc olur:30

20. Bir zamanlar Musa, kavmine yle demiti: Ey kavmim! Allahn size
(ltfettii) nimetini hatrlayn; zira O, iinizden peygamberler kard ve sizi
hkmdarlar kld. lemlerde hibir kimseye vermediini size verdi.

21. Ey kavmim! Allahn size (vatan olarak) yazd mukaddes topraa


girin ve arkanza dnmeyin, yoksa kaybederek dnm olursunuz.

22. Onlar u cevab verdiler: Ya Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar
oradan kmadka biz oraya asla girmeyeceiz. Eer oradan karlarsa biz de
hemen gireriz.

23. Korkanlarn iinden Allahn kendilerine ltufta bulunduu iki kii


yle dedi: Onlarn zerine kapdan girin; oraya bir girdiniz mi artk siz zaferi
kazanmsnzdr. Eer mminler iseniz ancak Allaha gvenin.

24. Ey Musa! Onlar orada bulunduklar mddete biz oraya asla girme-
yiz; u halde sen ve Rabbin gidin savan; biz burada oturacaz dediler.

25. Musa: Rabbim! Ben kendimden ve kardeimden bakasna hkim


olamyorum; bizimle, yoldan km bu toplumun arasn ayr dedi.

26. Allah, yleyse oras (arz- mukaddes) onlara krk yl yasaklanmtr;


(bu mddet iinde) yeryznde akn akn dolaacaklar. Artk sen, yoldan
km toplum iin zlme dedi.

bn Haldna gre Msrdaki Kpt idaresinin srailoullarna uygulad


bask, onlarn asabiyetini yok etmiti.31 Dolaysyla Allah onlarn Msr ve

29 Yves Lacoste, Ibn Khaldun: The Birth of History and the Past of the Third World (London:
Verso, 1984), s. 100.
30 el-Mide 5/20-26.
31 bn Haldn, Mukaddime, I, 454-55.

93
slm Aratrmalar Dergisi

Suriye arasndaki Tih lnde krk yl kalmalarn murat etti. Bu sre zarfn-
da srailoullar hibir ehirde ikamet etmemiler ve hibir umran ile mna-
sebet iinde olmamlard. srailoullarnn tam krk sene, hibir yerde ikamet
etmeden Tih lnde babo dolamalarnn hikmeti zillet, kahr ve kuvvet
penesinden (ezilmi olma hlinden) yeni kan, aalanmay ve horlanma-
y huy hline getiren ve asabiyetleri bozulan bir neslin lde yok olmas, ar-
kasnn gelmesi ve lde dier bir neslin ortaya kmasdr.32 bn Haldna
gre krk yl, bir neslin yerine yenisinin gelmesi iin gerekli olan asgari sre-
dir. Dolaysyla bu tecrbe neticesinde srailoullar ierisinden aalanma ve
zillet nedir bilmeyen bir nesil gelmitir. Artk bu nesil zelil deil, azizdir.
Ahkm, kanun ve kahr nedir bilmemektedir; zerinde zillet damgas tama-
maktadr. Bu suretle dier bir asabiyet vcuda gelmi olmaktadr. Bu millet bu
asabiyetle hakkn aramaya ve tagallbe muktedir bulunmaktadr.33

Msrda yaayan srailoullar ne iktidarda idiler ve ne de iktidarn nimet-


lerinden faydalanan bir sosyopolitik pozisyona sahiptiler. Yani kelimenin tam
anlam ile mlkten ve mlkn tm nimetlerinden mahrum idiler. Buna ra-
men asabiyetlerini kaybettiler. Halbuki, yukarda asabiyeti ortaya karan du-
rumun zor artlar ve mahrumiyet olduu belirtilmiti. Bu durum bir izah ge-
rektiriyor.

bn Haldna gre asabiyetin niha gayesi mlktr.34 Ne var ki, asabiye-


ti, henz mlke tam anlamyla ulamadan, azaltan ya da yok eden iki durum
sz konusudur. Bunlardan birincisi lks ve refahtr. Baz asabiyet sahibi grup-
lar, mlk tam anlamyla ele geirme imknna sahip olamasalar da, asabi-
yetleri nispetinde mlkten hisse alrlar ve yine bu nispette bir lks ve refaha
sahip olurlar. Sz konusu grup, sahip olduu ile yetinir, hkim asabiyetin g-
cne boyun eer ve mlkn tamamna sahip olmak iin mcadele etmez.
Btn himmetleri, rahata ve huzura ulalacak derecede devletin glgesinde
skn, bol geim imknlar, kazan, nimet iinde yaamaktan; konak yapma,
(pahal) elbise edinme ve bunlar oaltma hususunda mlk sahiplerinin yo-
lunu tutmaktan ve onlar takip etmekten ibaret olur.35 Bunun neticesinde bu
grubun bedevilikten getirdii hasletler ve bu hasletlerle birlikte de asabiyetleri
ortadan kalkar.

32 bn Haldn, Mukaddime, I, 455.


33 bn Haldn, Mukaddime, I, 455.
34 bn Haldn, Mukaddime, I, 450.
35 bn Haldn, Mukaddime, I, 453.

94
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Asabiyeti ortadan kaldran ikinci husus ise mezelletin ve bakalarna in-


kyad etme hlinin husule gelmesidir.36 Asabiyet sahibi bir grup, iradeleri-
nin hilafna, bir siyas otoriteye boyun emeye zorlanrsa bu zaman iinde
onlarn mukavemetlerini krar, cesaretlerini ldrr ve onlar mutalebeden
alkor. Bu hl birka nesil sonra, sz konusu gruba mensup insanlarn tabi-
at hline gelir. nsanlarn kendi iradelerinin hilafna boyun edikleri kanun
ve kurallar da byledir.37 Asabiyetin ve mukavemet gcnn zayflamas,
kahrn ve zorlamann iddetine gre deiir.

Grld gibi mahrumiyet, asabiyetin vcuda gelmesinin bir art ol-


makla birlikte; bu, asabiyet sahibi baka gruplarn eliyle, kendisine kar ko-
nulamayacak bir derecede ve insanlarn iradelerinin hilafna zorla oluyorsa,
mahrumiyet asabiyeti zayflatan ve yok eden bir etkiye sahiptir. te srailo-
ullarnn maruz kald mahrumiyet byle bir mahrumiyettir. Msrda
Kptlerin kahr ve zorlamalar neticesinde ortaya kan mahrumiyet hli, s-
railoullarnn asabiyetini yok ederken, Tih lnde baka insanlarn zorla-
masndan uzak, fiziksel artlarn neticesinde ortaya kan, ba edilebilecek bir
zorluk derecesindeki mahrumiyet hli, srailoullarnda yeni bir asabiyetin
olumasn salamtr.

bn Haldnun 20. yzyldaki takipisi olarak kabul edilen ngiliz tarihi


Arnold Toynbeenin medeniyetlerin ortaya k, ykselii ve kne dair
gelitirdii meydan okuma ve cevap verme tezi,38 belki bn Haldnun asa-
biyet hakknda bo brakt alanlarn doldurulmasnda, ya da ok net olma-
d noktalarn aydnlatlmasnda yardmc olabilir. Toynbeeye gre medeni-
yetlerin ortaya kmas insanlarn bir dizi meydan okumaya ya da zorlua
verdikleri cevap sayesinde mmkn olmaktadr. Ne var ki, bu meydan oku-
ma ve zorluun derecesi noktasnda Toynbee dikkatlidir.

Meydan okumann iddetini sonsuza dek (ad infinitum) artrsak, acaba


uyarcnn younluunun da o derece artacan ve baar ile alt edildii
takdirde bu meydan okumaya verilen cevabn ayn oranda gl olaca-
n garanti edebilir miyiz? Ya da daha tesine geildii takdirde, meydan
okumann iddetinin artmasnn, verimin azalmasna neden olduu bir
noktaya ulaabilir miyiz? Hatta bu seviyenin tesine geersek meydan
okumann iddetinin artk baar ile alt edilmesinin mmkn olmad bir

36 bn Haldn, Mukaddime, I, 454.


37 bn Haldn, Mukaddime, I, 425.
38 Bk. D. C. Somervell, Study of History: Abridgement of Volumes I-X by Arnold Toynbee
(New York: Oxford University Press, 1947).

95
slm Aratrmalar Dergisi

dereceye ulat baka bir nokta sz konusu mudur? Bu durumda kural,


tevik edici meydan okumann iddetinin ar olan nokta ile yetersiz olan
nokta arasnda orta bir yerde olduu ynndedir.39

Toynbee bu noktay meydan okumann optimum dzeyi eklinde tarif


eder. Toynbeenin bu formlasyonu, fizik corafya ile umran arasndaki ili-
kiyi anlatrken, st rtl olarak bn Haldnda da mevcuttur. Nitekim, Mu-
kaddimenin banda, Batlamyus ve erif el-drisden naklen, bn Haldn
yerkreyi yedi iklim blgesine ayrr ve umrann ortaya kmas iin gerekli
artlarn ila altnc iklim blgeleri arasnda mevcut olduunu kaydeder.40
Dier bir deyile, fizik corafya ve iklim asndan yerkrenin dier blgeleri
insan umrana msait deildir. Yani buralardaki meydan okuma, insanlarn
alt edebilecekleri seviyenin ok stndedir.

nsanlarn takatinin yettii miktardaki meydan okuma ise bedevilerin Mu-


kaddimede anlatlan hasletlerinden de anlalaca zere, alt edildii takdir-
de insanlarn gcn, cesaretini, metanetini ve dier iyi hasletlerini artrr.
Dolaysyla mantk olarak meydan okuma ve cevap verme tezi, Toyn-
beedeki kadar net ve sarih olmamakla birlikte, bn Haldnun sisteminin ru-
hunda mevcuttur.

Bu noktada, asabiyetin bir meydan okumann neticesinde ortaya ktn


ileri srmek bizce makul grnyor. Ne var ki, Toynbeenin terminolojisini bi-
raz deitirerek kullanmak gerekirse, bu meydan okuma hem fiziksel olarak
hem de mahiyet itibariyle ar ya da yetersiz olmamaldr. Fiziksel olarak a-
r meydan okumann ne umran ne de umrann zn tekil eden asabiyeti
mmkn kldn bn Haldn yerkrenin coraf zelliklerinden bahsederken
aka ifade ediyor. Bu anlamda ila altnc iklim blgelerinin dnda yaa-
yan insanlarn, iinde yaadklar fiziksel artlar nedeniyle, bir asabiyet geli-
tirmeleri mmkn deildir. Mahiyet itibariyle meydan okumann ar olmas-
n ise, kahr ve zorlama yoluyla ve insan iradesinin hilafna bir siyas otori-
teye boyun eme eklinde tarif edebiliriz. Yani eer kendi bana bir asabiyet
gelitirme potansiyeli olan bir gruba mensup insanlarn, iinde yaadklar si-
yas birimin bandaki otoriteye itaat etmemeye gleri yetmiyorsa, orada
mahiyet itibariyle ar bir meydan okuma sz konusudur. Meydan okumann
ars ise asabiyeti yok eder.

39 Somervell, Study of History, I, 140.


40 bn Haldn, Mukaddime, I, 283.

96
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Meydan okumann yetersiz kalmasn ise yine byle bir grubun mlkn
tamamn ele geirmeden ulatklar refah ve lks hayat artlar eklinde tarif
edebiliriz. Bu durumda da, bedeviliin getirdii uyarlar kaybolmu, insanla-
rn hayatlarn srdrmek iin fazla bir gayret sarfetmeleri durumu ortadan
kalkmtr. Bylece, zor artlara birlikte gs germekten kaynaklanan kay-
nama (iltiham) hli ve bu hlin zaman ierisinde tekil ettii asabiyet de
kaybolur.

Bu blme son vermeden nce birka hususun alt izilmelidir. Her ey-
den nce asabiyet siyas bir zelliktir. Mevcut olmas hlinde grup yelerini
siyas anlamda kolektif eyleme sevk eder. Onlar, sahip olduklar siyas po-
zisyondan daha st bir pozisyonu talep etmeye iter. kincisi, asabiyeti ortaya
karan hususiyet zor artlar ve mahrumiyettir. Baka bir deyile asabiyet,
mlkn ve mlkten kaynaklanan refah ve konforun dnda kalmaktan hu-
sule gelir. Son olarak mahrumiyet, baka insanlarn elinden ve bir zorlama
neticesinde oluuyorsa, bu durum asabiyeti dourmaktan ziyade var olan
asabiyeti de yok eder. Ksaca asabiyet, optimum dzeyde bir meydan okuma
neticesinde husule gelir.

Asabiyetin Dier Bileenleri

Asabiyet, bedevilerin ayrt edici vasflarndan biridir. Ne var ki asabiyet


bedevilerin sahip olduu tek zellik deildir. Yani asabiyet daima yine bede-
vilere has olan dier baz zelliklerle birlikte var olur. imdi bu zelliklere de-
inelim. lk olarak, bn Haldna gre bedeviler hayra hadarlerden daha
yakndr.41 lk yaratlnda (ftratul-l) insan tabiat hayra da erre de eit
uzaklktadr. Potansiyel olarak hayra meyletme ve hayr seme kabiliyeti var-
sa da, insan tabiat hayrdan da erden de etkilenmeye msaittir. Dolaysyla
bunlardan hangisi insan ruhuna daha nce eriirse, orada nce o yer eder. Bu
ikisinden birinin insan ruhunda yer etmesi lsnde de dieri insan ruhun-
dan uzaklar. Sonradan da uzaklaann yer edinmesi gleir. evre artla-
rndan etkilenmemi zerk akln var olmasnn zorluu da gz nne alnd-
nda, insan ruhunun iyilii ya da ktl byk oranda iinde yaad
dnyann artlarna baldr.

41 bn Haldn, Mukaddime, I, 420.

97
slm Aratrmalar Dergisi

bn Haldn, tabiat itibariyle hadaretteki davran kalplarnn kt ya da


ktle gtrc olduu kanaatindedir. Hadarler, eit eit haz ve zevk-
lerle, refahn getirdii det ve itiyatlarla, dnyaya ve madd menfaatlerine
ynelmekle, dnyev ehvetleri ve arzular zerinde srarla durmakla sk sk
karlatklar iin, birok huy ve erle nefisleri kirlenmitir. Sz konusu du-
rum kendileri iin hasl olduu nispette, hayr ve fazilet yollar ve vastalar
kendilerinden uzaklamtr.42 Yatay ve dikey insan hareketliliinin son de-
rece youn olduu hadarette utanma hissi de kaybolmu, sosyal kontrol
mekanizmalar devre d kalmtr. Dolaysyla hadarette insanlar ktlk
yapmaktan alkoyacak haric kstlamalar ortadan kalkar.

Dier taraftan, sahip olduklar tm zaman ve enerjiyi hayatta kalabilmek


iin ihtiya duyduklar asgari miktar retmeye harcayan bedevilerde durum
farkldr. Onlar insan nefsi iin bozucu etkileri olan lksten, konfordan, ata-
fattan ve ehvetten uzak, sade bir hayat yaarlar. Bu nedenle hadarlere g-
re bedevilerde kt huylara daha az rastlanr.

Bedevilerin hayra daha yakn olmalarnn bir dier sebebi de bedavetin ilk
tabii hle, bn Haldnun ifadesi ile ilk ftrata (ftratul-l) daha yakn olma-
sdr. lk ftrat insan iradesinin henz etkilerinin grlmedii, sadece Allahn
iradesinin ekillendirdii, dolaysyla her trl ktlkten uzak olan hl de-
mektir. bn Haldnun da zikrettii, Hz. Peygamberin Her ocuk ftrat ze-
re doar. Sonra ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan ya da Mecusi olarak yetiti-
rir hadisi de bu duruma iaret eder. Bedavet, umrann balangc; hadaret ise
sonudur. Dolaysyla hem bedeviler birey olarak hem de bedavet sosyoeko-
nomik bir yap olarak tabii hle (iyilie) hadaretten daha yakndr.

kinci olarak bedeviler, hadarlerden daha cesurdur.43 Lks ve konforlu bir


hayat yaamaya alm olan hadarlerde tembellik artar; zora katlanma, ac-
lara kar koyma zellikleri kaybolur. Son derece gelimi bir i blmnn
bulunduu hadarette insanlar ihtiyalarn fazla aba harcamadan elde ede-
bilirler. Hepsinden nemlisi de hadarette insanlar gvenlik problemini siyas
otoriteye havale etmekle kendilerini garanti altna almlardr. Bu ekilde ya-
ayan nesiller birbirini takip eder ve zaman iinde krlganlk, dikkatsizlik,
tembellik hadarlerin tabiatlarnn bir paras hline gelir.

42 bn Haldn, Mukaddime, I, 420.


43 bn Haldn, Mukaddime, I, 424.

98
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Bedavette ise gvenliin havale edilecei bir siyas otorite ya da gvenlik


gc yoktur. Bedeviler canlarnn ve mallarnn gvenliinden kendileri so-
rumludur. Bu ekilde birbiri ardna yetien nesillerde de cesaret, zorluklara
katlanma direnci, ataklk, dikkatlilik bir huy hline gelir. Zira nsan, detle-
rinin ve lfet ettii eylerin ocuu ve rndr. Tabiatnn ve mizacnn o-
cuu ve mahsul deildir. Bir kimse huy, meleke ve det vaziyetine gelecek
derecede birtakm hllerle lfet ve nsiyet ederse, artk bu hller o kimsenin
tabiat ve cibilliyeti durumuna gelir.44

bn Haldna gre hadarlerin cesaretlerini yitirmelerinin bir dier nedeni


de kanunlara bam olmalardr.45 Kanunlarn zor kullanarak uygulanmas,
kanunlara uymaktan kananlarn, lm dahil, deiik ekillerde cezaland-
rlmas hadaretin bir zelliidir. nsan iradesinin hilafna bu kanunlara uy-
mak zorunda kalmak ise uzun vadede insan ruhundaki cesareti ve metane-
ti zayflatr. Zira kiisel iradeyi bastrmak suretiyle haric bir otoriteye boyun
emek zorunda kalmak, aalk duygusunun ortaya kmasna ve zgve-
nin yitirilmesine neden olur. Siyas rejimin baskc karakteri arttka, o rejim
altnda yaayan insanlarn cesaret ve metanetleri de o oranda zayflar. Ka-
nunlarn zor ve dayatma ile iletilmedii bdiyede ise byle bir durum sz
konusu deildir. Aslnda bdiyede kanunlardan da sz etmek doru olmaz.
Bedavet hayatn dzenleyen prensipler, kanunlar gibi kurumsallamam
olan rf, det ve geleneklerdir. Bedeviler, belli bir dereceye kadar, herhangi
bir kstlamaya maruz kalmakszn istedikleri gibi yaarlar. Bu adan vahi
karakterlerini bu ekilde muhafaza eden bedeviler, herhangi bir haric d-
zenlemeye gelemezler.

Burada alt izilmesi gereken iki husus, cesaret ve metaneti kran uygula-
mann insan iradesinin hilafna ve haric bir otorite tarafndan tatbik edilme-
sidir. Dier bir deyile, karakterin bu ekilde deimesi iin, belli bir yndeki
davrann bireyin ierisinde bir gerilime neden olmas zorunludur. Byle bir
i-gerilimin olmad durumlarda kanunlara itaat etmek, kiisel z-gveni za-
afa uratmaz. Nitekim bn Haldn bu hususta ilk Mslman toplumun duru-
munu rnek olarak tartr.46 Sahabenin davranlar Hz. Peygamberin getir-
dii yeni kural ve dzenlemelerle kstlanmasna ramen, bu, onlarn metanet
ve mukavemetini zedelemedi. Tam aksine sahabe, slm ncesi durumlarna

44 bn Haldn, Mukaddime, I, 425.


45 bn Haldn, Mukaddime, I, 425.
46 bn Haldn, Mukaddime, I, 427-28.

99
slm Aratrmalar Dergisi

nazaran, daha cesur ve metanet sahibi idi. bn Haldna gre ashap, imanla-
rnn gcnden dolay, Hz. Peygamberin getirdii kanun ve dzenlemeleri
yle bir iselletirdiler ki, artk bu kanunlarn kstlayc etkilerinin haric olma
vasf kalmad. Kstlamalar insanlarn ierisinden geliyordu ve bu da kiisel
iradenin bastrlmas neticesinde ortaya kan psikolojik gerilime neden olmu-
yordu. Ne var ki nesiller getike insanlarn iman zayflad; kstlamalar isel
olma zelliini yitirdi. Kanunlar dsal otoriteler eliyle kiisel iradeler hilafna
uygulanmaya balad. Bu durumda da insanlar sahip olduklar metanetleri ve
mukavemet gcn yitirdiler.

nc olarak bn Haldna gre Aile (beyt) ve eref, esas ve hakikat iti-


bariyle asabiyet sahiplerine mahsustur; bakalarnda ise bu hususlar mecaz ve
benzeme itibariyle mevcut olur.47 Asabiyetin bedavette ortaya kt ve be-
davetin bir hususiyeti olduu gz nne alndnda, aile ve erefin de esas iti-
bariyle bedevilere ait olmas gerekir. bn Haldn aile (beyt) sahibi olmay, ara-
larnda cesaret, metanet, kahramanlk, cmertlik, tevazu gibi deer verilen ki-
isel hususiyetlere sahip erafn ileri gelenlerinin bulunduu insanlarn zrri-
yetinden gelmek eklinde tarif eder. Eer bir insan byle bir soydan geliyorsa
asil saylr. evresindeki insanlar ona sayg duyarlar ve herhangi bir ekilde li-
derlik iin ortaya atldnda ona itaat etmeye hazrdrlar. Bir ailenin (beyt) e-
refinin derecesi asabiyetleri nispetindedir; zira asabiyet, erefin srrdr.48

Asabiyet, hadarette azald ve sonunda da yok olduu iin hadarler sa-


dece mecaz anlamda eref ve asalete sahip olurlar. Bu demektir ki eref ve
asalet, zaman iinde ortaya kan ve zaman iinde de yok olan bir hususiyet-
tir. lelebet srmez. Zira bir ailenin erefinin olumas uzun zaman alr ve mu-
hafazas da olaanst dikkat ve zveri gerektirir. Asabiyeti zayflayan, ce-
sareti ve metaneti kaybolan, lks ve konforun bozucu etkilerine maruz kal-
m insanlarn erefe bu ihtimam gstermeleri imknszdr. Dolaysyla eref
ve asalet zaman ierisinde yok olur. bn Haldna gre bu sre drt nesildir.49

Toparlamak gerekirse, asabiyet sahibi insanlar hayra daha yakndr; daha


cesur ve metanetlidir, erefli ve asil bir aileye mensuptur. Grld gibi asa-
biyetin, dayanma tesinde de hususiyetleri vardr. Baka bir ifade ile, her-
hangi bir siyas dava iin birbirleri ile dayanma iinde olan insanlar iyi bir
karaktere sahiptir, daha cesurdur ve aileleri itibariyle de sekindir.

47 bn Haldn, Mukaddime, I, 439.


48 bn Haldn, Mukaddime, I, 441.
49 bn Haldn, Mukaddime, I, 445.

100
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Asabiyet ve Din

Burada sorulmas gereken, dinin asabiyetin bir bileeni mi (mtemmim


cz), yoksa asabiyetin haricinde bir unsur mu olduu sorusudur? Nitekim
bu sorunun cevabna asabiyetin hakkyla tanmlanabilmesi iin de ihtiya
duymaktayz. bn Haldnun bu konuda da ok net olduunu sylemek zor.
Zira Mukaddimenin btnne sirayet etmi olan bak as gz nne aln-
dnda asabiyetin, umrann ortaya kmasndan son bulmasna dein geir-
dii dnmn muharrik gc olduu noktasnda, bn Haldn uzmanlar
arasnda bir ihtilaf sz konusu deildir. Bununla birlikte, bn Haldn bir yer-
de Mlk ve byk hanedanlk sadece kabile ve asabiyetle hasl olur50 der-
ken, baka bir yerde mlkn vcuda gelmesinde asabiyetin yan sra, din
zelliklerin de mevcut olmas gerektii noktasnda srar eder.

mdi bir kimse iin, kudreti tekeffl eden asabiyet husule gelir ve o kimse
halk arasnda Allahn ahkmn tenfize mnasip den hayrl hasletlerin
kendisinden zuhur etmesini itiyat edinirse artk o kimse kullar arasndaki
(ilah) hilafete ve halk iindeki (Rabban) kefalete hazrlanm ve ona
aday olmutur. Verilen izahattan aka anlalmaktadr ki, iyi ve gzel
hasletler, kendisinde asabiyet mevcut olan ahslarda mlkn de mevcut
olduuna ahitlik eder.51

Bu pasajdan, bn Haldnun din hasletleri asabiyetin haricinde bir unsur


olarak grd yargsna ulalabilir. te yandan, bu yargy pekitirircesine,
bn Haldn din davetin asabiyete dayanmadan tamamlanamayacan iddia
ederek52 asabiyet ile din arasnda bir ayrm gzettii imajn verir. Nitekim bn
Haldna gre halkn ve umumun sevk edildii her hususta mutlaka asabi-
yete ihtiya vardr.53 Din davet de halkn ve umumun sevkini ieren ve bu-
nun iin de davetinin arkasnda gl bir destei gerektiren kolektif bir eylem
olduu iin asabiyet olmakszn din davetin tamamlanamayaca aktr. Hat-
ta bn Haldn, hakl bile olsa asabiyetten yoksun bir davetinin yalnz kala-
can, kendisini felakete srkleyeceini ileri srer.54 Ayn ekilde bn
Haldn, nbvvet veya velayet veyahut da umumi olarak dinden gelen b-
yk bir tesir gibi din bir renk55 olmadan Araplarn mlke ulamasnn mm-
kn olmadn belirtirken de asabiyet ile dini birbirinden ayryormu grnr.

50 bn Haldn, Mukaddime, I, 479.


51 bn Haldn, Mukaddime, I, 459.
52 bn Haldn, Mukaddime, I, 488.
53 bn Haldn, Mukaddime, I, 488.
54 bn Haldn, Mukaddime, I, 489.
55 bn Haldn, Mukaddime, I, 472.

101
slm Aratrmalar Dergisi

Ne var ki, bn Haldnun din ile asabiyeti birbirinden kesin izgilerle ayr-
d yargsna varmakta acele etmemek gerekir. Zira bn Haldn Mukaddi-
menin muhtelif yerlerindeki tartmalarnda din ile asabiyeti i ie gemi ve
birbirlerini tamamlayan czler eklinde ele alr. Birincisi, bir nceki blmde-
ki aklamalardan hatrlanaca zere, asabiyet sahibi insanlar bedavete has
bir zellik olarak hayra daha yakndr. Zira insanlar ilk ftrat zere doarlar.
lk ftrat hlinin, bir ftrat dini olan slm hli olduu noktasnda da ulema
arasnda bir uzla mevcuttur. Ayrca bn Haldna gre insan tabiat, kendi-
sine hayr ve erden hangisi ilk ularsa onun rengi ile boyanr. Bdiye de, ilk
ftrata en yakn sosyoekonomik rgtlenme biimi olmann yan sra, hada-
rette olduunun aksine, insanlarn ftratlarnda olan safl bozucu artlar haiz
deildir. Zira bedeviler her trl lks ve israftan uzak, hayatta kalma seviye-
sinde bir hayat srerler. Dolaysyla bedavette ftrat zere doan insanlara ilk
olarak hayr ular ve zaman iinde iyilik bu insanlarn tabiat hline gelir.

Ayrca bn Haldn hakk ve hidayeti en abuk kabul eden milletin Araplar


olduunu savunur. nk tabiatlar (ehirlerdeki) eri br melekelerden
selmette kalm ve kt huylardan ber olmutur. Sadece vahi bir karakter-
leri vardr. Bu vahilik de mmarese ve terbiye ile ksa srede hayr kabul et-
meye elverili bir hle gelir.56 Baka bir ifadeyle, Araplar bedevi bir topluluk
olduu iin hayra ya da hayr kabule daha yakndr. te yandan yine yukar-
da yaptmz izahatlardan hatrlanaca zere, asabiyet de bedevilerin baskn
bir karakteri olduuna gre, iyilik (din) ya asabiyetin bir tamamlayc bileeni
ya da ayrlmaz ei durumundadr.

kincisi, tpk hayra daha yakn olmak gibi, gerek anlamda eref ve ana
sahip olmak da bedevilere has bir zelliktir. eref ve an ise zorunlu olarak
iyi hasletlerle zdelemitir. te yandan asabiyet erefin srrdr. Dolaysy-
la asabiyet ile iyi hasletlerle (din hasletler) donanmak arasnda zorunlu bir
balant sz konusudur. Bu konuda bn Haldn ok nettir.

ann zerine bina edildii bir asl ve kk vardr. Onun hakikati bu esas-
la gerekleir. Bu da asabiyet ve airetten ibarettir. ann bir de feri ve da-
l vardr. Onun varl bu sayede tam ve kmil hale gelir. Bu fer (itima
ve ferd) hasletlerdir. Mlk, asabiyetin gayesi olduu gibi, onun fr ve
mtemmimat olan hasletlerin de gayesidir. Zira tamamlayc unsurlar ol-
madan mlkn mevcut olmas, organlar kesik olan bir ahsn varl gibi-
dir veya halk arasna plak olarak kan bir kimseye benzer.57

56 bn Haldn, Mukaddime, I, 473.


57 bn Haldn, Mukaddime, I, 458.

102
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

ncs, bn Haldn mlkn hasl olmas iin iyi (din) hasletlerle do-
nanmann zorunlu olduunu hilafet teorisine bavurarak ispatlamaya alr.
Ona gre hilafet ve mlk, Allahn ahkmnn yeryznde tatbiki iin zorun-
ludur. Allahn ahkm ise srf hayrdr. Byle bir durumda, Allahn ahkm-
n yeryznde tatbik edecek kiilerin hayrl vasflarla donanmalar zorunlu-
dur. Bu durumda da mlkn kayna olan asabiyet, hayrl vasflarla btn-
lemektedir.58

Drdncs, bn Haldn mlkn sadece tagallple hasl olduunu; tagal-


lbn ise sadece asabiyete ve arzularn mutalebe zerinde birlemesine da-
yandn; kalpleri bir noktada toplama ve kaynatrma hlinin ise ancak din
ile mmkn olduunu iddia eder.59 Bylelikle de din esasna sahip hanedan-
lklarn sahasnn geni ve hkimiyetlerinin byk olacan savunur.60

Beincisi, yine bn Haldn dinin asabiyet sahipleri arasnda mevcut olan


rekabeti ve hasedi kaldrarak kalpleri bir noktada teksif ettiini, bylelikle de
asabiyetle ilgili kuvvete kuvvet kattn syler.61

Altncs, bn Haldnun asabiyet ile din arasndaki tamamlayc ilikiyi


son derece ak bir ekilde dile getirdii pasajlardan biri de yledir:

Bu [asabiyet sahiplerine ait olan iyi hasletler] gibi hasletler sebebiyle


hkimiyetleri altnda bulunanlar veya umumi olarak herkesi idare etmeyi
ve siyaseti olmay hak etmilerdir. Bu, galebelerine ve asabiyetlerine m-
nasip olmak zere, Allah Tealann onlara sevk etmi olduu bir hayrdr.
Yoksa bu gibi hasletler, asabiyet ve galibiyet dikkate alnmadan geliig-
zel onlara verilmi ve abes olarak onlardan vcuda gelmi deildir. Asabi-
yetlerine uygun den hayrlarn ve makamlarn en mnasibi mlktr. -
te bunun neticesinde, mlk hususunda Allahn onlara izin verdiini ve
bunu kendilerine sevk ettiini anlam oluruz.62

Yedincisi, bn Haldnun, slm kabul ettikten sonra bedevi Araplarn


asabiyetinin azalmad, tam aksine daha da artt ynndeki tespitidir.63
Yukarda bahsi getii zere, normal artlar altnda kanun ve kurallara uy-
mak, asabiyeti ve mukavemet gcn krar. Ne var ki, Mslman olduktan
sonra, slm kural ve kaidelere gre bir hayat sren bedevi Araplarda byle

58 bn Haldn, Mukaddime, I, 457.


59 bn Haldn, Mukaddime, I, 485.
60 bn Haldn, Mukaddime, I, 485.
61 bn Haldn, Mukaddime, I, 486-87.
62 bn Haldn, Mukaddime, I, 460.
63 bn Haldn, Mukaddime, I, 427-28.

103
slm Aratrmalar Dergisi

bir durum sz konusu olmamtr. Tam aksine cesaretleri ve mukavemet g-


leri artmtr.

Sekizincisi, bn Haldn mlk asabiyetinin yan sra, bir de hilafet asa-


biyetinden bahseder. slm toplumunda ilk nce mlk bulunmakszn hila-
fetin teekkl ettiini, daha sonra mlk ve hilafetin mn olarak i ie geti-
ini, ardndan da mlk asabiyetinin hilafet asabiyetinden ayrlarak mnferi-
den mevcut olduunu syler.64

Son olarak tpk devletin kurulmas gibi, devletin yklmasnda da aslolann


ahlk dejenerasyon olduu hususunda bn Haldn mulakla mahal brakmaz:

Bir milletin sahip olduu mlkn inkraza urayaca ve harap olaca yo-
lunda Allahtan izin kt vakit, Hak Teala sz konusu mlk sahiplerini
kt eyler yapmaya, rezalet nevinden olan ileri benimsemeye ve bunun
yollarn tutmaya sevk eder. Bylece kendilerinde var olan siyasetin fazi-
letleri tamamen kaybolur. Mlk, ellerinden kp bakalarna geinceye ka-
dar faziletler eksilmeye devam eder durur.65

Ne var ki, Mukaddimenin dier baz merkez pasajlarndan biliyoruz ki


devletin yklmas, asabiyetin zayflayp yok olmasna kouttur. Dolaysyla
bn Haldnun ahlk dejenerasyon ile asabiyetin zayflayp yok olmas ara-
snda bir zdelik kurduunu dnebiliriz.

Tm bu rneklerden de anlalaca zere, din ile asabiyet arasnda ya ta-


mamlayc bir iliki ya da mlk balamnda ayrlmaz bir birliktelik sz konusu-
dur. Bu birliktelikten ya da zdelikten yola karak Goodman, dini asabiyetin
metamorfozunu ergenlik dnemi olarak niteler. Zira asabiyet bu safhada si-
yas toplumun temeli hline gelir. Sadece din, asabiyetin ocukluk safhasna
ait paralanma olgusunu aarak siyas bir btn kurabilir.66

Bu noktada dinin grd ilevi, nispeten daha ksa sreler iin geerli ol-
sa da, ideolojilerin de grebileceini ifade etmeliyiz. Nitekim Hellmut Ritterin
de belirttii gibi, bn Haldn iin tek bir ideoloji mevcuttu, o da din idi. Tpk
Goodman gibi, Ritter de asabiyete sahip topluluklarn ancak bir ideolojinin
salad rehberlik sayesinde anlaml bir amaca ynelik olarak eylemde bu-
lunacaklarn iddia eder.67

64 bn Haldn, Mukaddime, I, 576.


65 bn Haldn, Mukaddime, I, 460.
66 Goodman, Ibn Khaldun and Thucydides, s. 259.
67 Hellmut Ritter, Irrational Solidarity Groups: A Socio-Psychological Study in Connection
with Ibn Khaldun, Oriens, 1 (1948), s. 31.

104
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

Tm bu rneklerden ve aklamalardan anlald zere, mevcut enerjiyi


sosyal, kltrel ve ekonomik erevesi belli bir siyas hedefe ynlendiren din
(ya da ideoloji) ile asabiyet arasnda bir i ie gemilik mevcuttur. Dinden
soyutlanm bir asabiyet, btnletirici olmak bir tarafa, blc ve paralay-
cdr. bn Haldn ise btnletirici, devlet ve imparatorluk kurucu bir asabi-
yet anlayna sahip olduu iin, dinin ya da o anlamda bir ideolojinin asabi-
yetin temel bileenlerinden biri olduunu syleyebiliriz.

Asabiyet Nedir?

yleyse tm bu tartmalarn ardndan asabiyeti nasl tanmlayabiliriz? lk


olarak bn Haldnun dolaysz ifadelerine bir gz atalm: Asabiyet bir hakime
(yneticiye) insanlar zabturapt altna alma ve kendi yoluna sevk etme g-
cn veren unsurdur.68 Asabiyetin varl sayesinde ancak insanlar samimi
bir ekilde bir siyas otoriteye boyun eerler.69 Asabiyet sadece nesep birli-
inden veya o mndaki dier bir eyden hasl olan bir unsurdur.70 Asabiyet
kabilelerin tm boylar ve kollarn kuatacak lekte geni olabilen, ayn za-
manda daha alt siyas ve sosyal birimlerde de grlebilen, i ie geen halka-
lar misali, farkl leklerde ve farkl derecelerde tezahr edebilen bir unsur-
dur.71 Asabiyet aile ve erefin kaynadr.72 Asabiyet erefin srrdr.73 Asa-
biyet niha gayesi mlk olan bir unsurdur.74 Asabiyet; himaye, mdafaa ve
hak aramann ancak kendisiyle mmkn olduu bir unsurdur.75 Dier bir de-
yile asabiyet, her trl kolektif eylemin gereklemesi iin zorunlu olarak
bulunmas gereken bir unsurdur.76 Asabiyet, bir rtbeye ve kademeye ula-
nca sahibinin onun stndekini talep etmesine neden olan bir unsurdur.77
Bir blgede birden fazla asabiyet mevcutsa, en byk ve gl olan asabiyet
dierlerine galip gelir ve onlar kendine tabi klar. Byle bir durumda asabi-
yetlerin hepsi bu asabiyetin iinde kaynar. Ortaya byk bir asabiyet -

68 bn Haldn, Mukaddime, I, 274.


69 bn Haldn, Mukaddime, I, 451.
70 bn Haldn, Mukaddime, I, 431.
71 bn Haldn, Mukaddime, I, 435.
72 bn Haldn, Mukaddime, I, 439.
73 bn Haldn, Mukaddime, I, 441.
74 bn Haldn, Mukaddime, I, 450.
75 bn Haldn, Mukaddime, I, 450.
76 bn Haldn, Mukaddime, I, 450.
77 bn Haldn, Mukaddime, I, 450.
78 bn Haldn, Mukaddime, I, 451.

105
slm Aratrmalar Dergisi

kar.78 En gl asabiyet, kendi kabilesi zerinde hkimiyet kurduktan sonra


dier asabiyetler zerinde de hkimiyet kurmak ister.79

Eer gleri birbirine denk olduu iin farkl asabiyetler birbirlerine galip
gelemezlerse o zaman kendi blgelerinde hkimiyet kurarlar ki dnyadaki
farkl asabiyetlerin (devletlerin) e zamanl varl byledir.80 Asabiyet ml-
ke ulamadan nce sahiplerinin nimetlere dalmalar nedeniyle zayflayan bir
unsurdur.81 Asabiyet iyi ve gzel hasletlerle bir arada bulunduunda mlk
hasl eden bir unsurdur.82 Allah, galebelerine ve asabiyetlerine mnasip ol-
mak zere iyi ve gzel hasletleri asabiyet sahiplerine sevk etmitir. Yoksa bu
gibi hasletler, asabiyet ve galibiyet dikkate alnmadan geliigzel onlara ve-
rilmi ve abes olarak onlardan vcuda gelmi deildir.83 d, Semd, Amli-
ka, Himyer, Himyerli Tb, Ezv ve Mudar ayn asabiyete mensup farkl
boylardr. Kayyanler ile Ssnler ve Yunanllar ile Romallar arasndaki iliki
de byledir.84

Asabiyet nesilden nesile farkllk gsteren, refahn artmas ve eksilmesiyle


ters orantl olarak artp eksilen bir unsurdur.85

Asabiyet, mcadele ve kar koymann sadece kendisinin mevcudiyeti ile


gerekletii ve mensuplarnn birbirleri iin gnll olarak canlarn feda et-
melerini salayan bir unsurdur.86 Asabiyet devlet oturduktan ve ileri yoluna
girdikten sonra kendisine ihtiya hissedilmeyen bir unsurdur.87 Halife Muta-
sm ve olu Vsk zamannda bozulan bir Arap asabiyeti sz konusudur.88
Asabiyet sahiplerinden bakas iin mlk tam olarak gereklemez.89

Asabiyet sahipleri arasnda dinin ortadan kaldrd bir rekabet ve haset


mevcut olur.90 Asabiyet din davetin kendisiyle tamamland bir unsur-
dur.91Asabiyet halkn ve umumun sevk edildii her hususta kendisine ihtiya

79 bn Haldn, Mukaddime, I, 451.


80 bn Haldn, Mukaddime, I, 451.
81 bn Haldn, Mukaddime, I, 453.
82 bn Haldn, Mukaddime, I, 459.
83 bn Haldn, Mukaddime, I, 460.
84 bn Haldn, Mukaddime, I, 463-65.
85 bn Haldn, Mukaddime, I, 465.
86 bn Haldn, Mukaddime, I, 479.
87 bn Haldn, Mukaddime, I, 480.
88 bn Haldn, Mukaddime, I, 482.
89 bn Haldn, Mukaddime, I, 484.
90 bn Haldn, Mukaddime, I, 486.
91 bn Haldn, Mukaddime, I, 488.

106
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

hissedilen bir unsurdur.92 Asabiyet say okluundan ibarettir.93 Asabiyet


birok asabenin birlemesinden ve kaynamasndan meydana gelen bir un-
surdur.94 Asabiyet sahipleri metanetli ve dayankldr.95 Her asabiyetin ml-
k yoktur. Hakiki mnda mlk sadece gcnn stnde kahir bir g bu-
lunmayan asabiyete mahsustur.96 Asabiyet Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasn-
daki fitne hadisesinin sebebidir.97

slmn ilk dnemlerinde mevcut olan asabiyet asabiyetl-hilfet iken,


sonradan bu asabiyetl-mlke dnmtr.98 Asabiyet ayrlma ve da-
lma hline kar konulan vaziin ve meyyidenin srr, birleme ve anlamann
menei, er maksat ve hkmlerin teminatdr.99 ra, hall ve akt sadece
asabiyet sahiplerine aittir.100 Asker ve ordu tabir edilen, evket ve asabiyet-
tir.101 Asabiyet nesebin haricinde meydana gelen kaynama ve birleme ile
de hasl olur.102 Baz hllerde ayaktakm ve ekya arasnda da kaynama
ve asabiyet hasl olabilir.103

Tm bu rneklerden anlalaca zere, her ne kadar asabiyete dair oku-


yucuda genel bir kanaat olusa da, Mukaddimede asabiyetin tanm ve
fonksiyonuna dair elikili ya da farkl ifadeler mevcuttur. Bu durumu baz
aratrmaclar, bn Haldnun Mukaddimede asabiyet kavramn gevek bir
ekilde kullanmasna balarken; M. Mahdi, bn Haldnun asabiyeti her za-
man teknik bir terim olarak kullanmam olduu iddiasyla aklar.104 uras

92 bn Haldn, Mukaddime, I, 488.


93 bn Haldn, Mukaddime, I, 496.
94 bn Haldn, Mukaddime, I, 499.
95 bn Haldn, Mukaddime, I, 502.
96 bn Haldn, Mukaddime, I, 537.
97 bn Haldn, Mukaddime, I, 571.
98 bn Haldn, Mukaddime, I, 576.
99 bn Haldn, Mukaddime, I, 586.
100 bn Haldn, Mukaddime, I, 603.
101 bn Haldn, Mukaddime, I, 723.
102 bn Haldn, Mukaddime, II, 887.
103 bn Haldn, Mukaddime, II, 889.
104 Mahdiye gre De Slanenin asabiyeti balamna gre farkl ekillerde tercme etmesi de bu
yzdendir. Teknik bir terim olarak asabiyeti esprit de corps terkibi ile karlayan De Slane,
dier balamlarda asabiyeti aile, akraba, arkada grubu, toplum, sempati, vatanseverlik,
kabile ruhu, ulusal ruh, g, destek, ordu vs. eklinde tercme etmeyi yelemitir. Bk.
Lacoste, Ibn Khaldun, s. 103. Ancak asabiyete yeni anlamlar ykleyerek kavram yaygn
anlamndan ok daha farkl bir biimde yeniden tanmlayan bn Haldnun, asabiyeti
nerede teknik anlamyla nerede dier anlamlaryla kullandnn tespiti pek kolay olmayan
bir durumdur. Dolaysyla De Slanenin hangi kritere gre asabiyeti farkl kelimelerle
karlad net deildir.

107
slm Aratrmalar Dergisi

bir gerektir ki, Mukaddimenin btn gz nne alndnda, sz konusu


edilen siyas dnm srecini ynlendiren ve belirleyen ok net bir asabiyet
nosyonunun varl inkr edilemez. Dolaysyla asabiyetin tanmna dair yu-
karda verilen ifadelerin eitlilii noktasnda, Mahdinin daha hakl olduu
grlyor. Ne var ki, Mahdinin iddias da sorunun tamamn zmeye yet-
mez. Zira bn Haldnun farkl anlamlar ykleyerek asabiyeti yeniden tanmla-
d konusunda uzmanlar hemfikirdir. Hl byle olunca, bn Haldnun asabi-
yeti hangi balamlarda ve anlamlarda teknik bir terim olarak kulland kolayca
bilinemez. Mahdinin uyarsn gz nne alsak bile, bn Haldnun asabiyeti
bir defada deil de, Mukaddime boyunca kmlatif bir biimde tanmlam ol-
duunu kabul etmemiz gerekiyor. Dolaysyla asabiyeti doru bir ekilde anla-
yabilmek iin yukarda verilen tanmlar bir araya getirmek ve bu birliktelii de
Mukaddimenin ruhuna uygun bir biimde yorumlamak icap eder.

Gndelik anlamyla asabiyet, bir kiinin mensup olduu kabileye kaytsz


ve artsz desteini, hatta yeri geldiinde can dhil her eyini feda etmesini
salayan ve kan bandan mlhem bir aidiyet hissidir.105 Bu balamda asa-
biyet zellikle bedevi Arap toplumunda ve kabile rgtlenmesinde grlen bir
hususiyet arz eder.106 slm ncesi Arap tarihinde de kolaylkla gzlemlene-
cei gibi, byle bir asabiyet, kabile ii dayanmay ve dzeni muhafaza ede-
bildii hlde, kabile st bir siyas rgtlenmeyi imknsz klmaktadr. Dola-
ysyla bn Haldnun, mesela Romadan bahsederken, bu asabiyeti kastet-
mesi mmkn deildir.

bn Haldnun ufku ve ilgi alan slm ncesi Arap kabile rgtlenmesinin


ok tesindedir. O, yerel kabile rgtlenmelerinin yan sra, Emeviler ile Ab-
basiler, Abbasiler ile Seluklular, Keynler ile Ssnler, Yunanllar ile Roma-
llar gibi byk lekli siyas yaplar ve bu yaplar arasndaki ilikileri anla-
ma ve aklama araynda olduu iin, bn Haldnun teknik olarak yeniden
kurgulad asabiyet ok daha geni kapsaml ve dinamik bir kavram olarak
ortaya kar. Yukarda da izah etmeye altmz gibi asabiyet; ierisinde da-
yanma, gven, zgven, aidiyet, g, meruiyet, eref, cesaret ve metanet,
zgrlk, gzel ahlk gibi siyas adan son derece nemli pek ok unsurun

105 Bu konuda bk. Apak, Asabiyet; ayrca bk. M. arc, Asabiyet, TDV slm Ansiklopedisi
(DA), III, 453-55.
106 Lacoste, bn Haldnun asabiyeti Maribe ve kabile rgtlenmesine mnhasr bir kavram
olarak kullandn, dolaysyla asabiyete evrensellik atfetmenin mmkn olmadn iddia
etse de, bu doru deildir. Bk. Lacoste, Ibn Khaldun.

108
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

bir araya geldii bir dinamiktir. Bu nedenle, yaygn olarak yapld gibi asa-
biyeti dayanma olarak tarif etmek yeterli deildir. Zira sosyolojik bir un-
sur olarak dayanma, asabiyetin aksine, dayanma ruhuna sahip bu grubu
zorunlu olarak daha st siyas taleplere yneltmez. Dolaysyla asabiyeti Ku-
zey Afrikann yerel artlar107 ya da patrimonyal siyas oluumlar108 ile s-
nrlandrmak hem Mukaddimenin ruhu hem de bn Haldnun amac ile e-
liir.

Hellmut Ritter, asabiyet ile Makyavelin virt kavram arasnda baz te-
mel benzerlikler grr.109 Kardei Gerhard Ritterden iktibas ederek virtyu
yle tanmlar:

Birey sz konusu olduunda bu (virt) genel olarak u anlama gelir: si-


yas kabiliyet, irade gc ile zeknn tabii birliktelii Virtnun bu biimi
pr olarak savama kabiliyetidir ne var ki ahlk akl deildir. Aslan
ile tilkinin kombinasyonu belki bunu sembolize edebilir dolaysyla ak
iddet terrnden farkl ve daha gl birliktelik salayabilecek farkl bir
virt eidine daha ihtiya duymaktayz. Makyavel byle bir unsurun
kaynan eski Roma Cumhuriyetinin sahip olduu kamusal ruhta (public
spirit) bulur.110

Rittere gre asabiyet bu iki farkl virt anlaynn bir sentezidir. Ne var
ki, aralarndaki gl benzerlie ramen, ierdii gayri-ahlklikten dolay,
virtnun asabiyet ile ok temel bir zeminde elitii sylenebilir. Zira yukarda
da deinildii gibi, ahlk meziyetler asabiyetin en mhim bileenleri olmakla
kalmaz; bu meziyetlerin yozlamasna kout bir biimde asabiyet de gittike
zayflar ve yok olur gider.

Milliyetiliin hem teorik tartmalarn merkezinde yer ald hem de pra-


tik siyas gelimelerin baat unsuru olduu 19. yzyln son ve 20. yzyln
ilk eyreklerinde asabiyeti milliyetilik olarak grme eilimi mevcuttur. Me-
sela A. von Kremer, asabiyeti Nationalittsidee, Nationalittsgefhl, Na-
tionalitt ve nationaler Geist gibi terimlerle karlarken, T. Khemiri pozitif
asabiyeti bir tr Nationalismus, negatif kabile asabiyetini de Chauvinismus

107 rnek olarak bk. Lacoste, Ibn Khaldun.


108 rnek olarak bk. Robert Simon, Ibn Khaldun: History as Science and the Patrimonial
Empire (Budapest: Akademiai Kiado, 2002).
109 Ritter, Irrational Solidarity Groups, s. 2.
110 Gerhard Ritter, Machtstaat und Utopie, Vom Streit um die Damonie der Macht seit
Machiavell und Morus (Mnchen 1940), gsterildii yer Ritter, Irrational Solidarity
Groups, s. 2, 3.

109
slm Aratrmalar Dergisi

olarak anlar.111 Francesco Gabrieli ise asabiyeti milliyetilik ile zde gren
bu yaklam ar bir biimde eletirir; Kremer ve Khemiri gibi isimleri de
anakronizme (modernisierung) dmekle itham eder.112 Kanaatimizce milli-
yetiliin, en azndan baz eitlerinin, asabiyetin bir tezahr olduu kabul
edilebilir. Zira milliyetilik de nihayetinde, kalpleri ve zihinleri ortak bir ama
iin birletiren ve insanlar kolektif siyas eyleme ynelten bir dinamiktir. Ne
var ki, asabiyeti milliyetilik ile zdeletirmek byk bir hatadr. Milliyeti-
lik modern bir fenomen olmasna ramen asabiyet, bn Haldnun iddias
dorultusunda, insanlk tarihi boyunca siyas dnmn motoru olmutur.
Dolaysyla asabiyet milliyetilikten ok daha geni ve nevi ahsna mnha-
sr bir istikamet takip eden canl bir unsurdur.

Dierlerinin arasnda Kmil Ayadn asabiyet konusundaki gr haki-


kate daha yakn grnyor. Ayad, bn Haldnun asabiyeti u drt farkl an-
lamda kullandn syler: 1. Mutlak olarak kan akrabal. 2. Kan akrabal-
olan kimselere taraftar olma. 3. Kan akrabalnn haricinde bir sebeple bir
araya gelmi gruplarn yelerinin karlkl taraftarl. 4. Kendisini mteca-
nis bir irade ile ortaya koyan bir kabilenin ya da halkn yaam gc.113

Bu kullanmlardan sadece sonuncusu teknik bir tabir olarak asabiyeti kar-


lamaktadr. Zira asabiyet umrandaki dinamizmin (dnmn) i muharrik
gc, motoru, etkin nedenidir.114 Toynbee, asabiyeti tm siyas ve sosyal ya-
plarn kendisinden neet ettii psiik protoplazma olarak tarif eder.115 Bu
anlamda asabiyet, tpk hcreye canllk veren madde gibi, siyas ve sosyal
yaplara hayatiyetini kazandran bir dinamiktir.

Asabiyetin diyalektik bir karakteri vardr. Bnyesinde anti-tezini barnd-


rr. Niha gayesi iktidardr. ktidar ise asabiyeti yok eden bir unsurdur. Dola-
ysyla asabiyet, z itibariyle akl-d (extra-rational),116 hatta bazen akl-
kart (irrational)117 bir siyas enerjidir ve entropi kanununa tabidir. Yani

111 Simon, Ibn Khaldun, s. 149.


112 F. Gabrieli, Asabiyya, The Encyclopedia of Islam (EI 2), I, 681.
113 M. Kamil Ayad, Die Geschichts und Gesellschaftslehre Ibn Haldns (Stuttgart: J. G.
Cottasche Buchhandlung Nachfolger, 1930), s. 203-4.
114 Mahdi, Ibn Khalduns Philosophy of History, s. 253.
115 ... this esprit de corps is the psychic protoplasm out of which all bodies politic and bodies
social are built up... A. Toynbee, A Study of History (London: Oxford University Press,
1934), III, 474.
116 Bk. Turchin, Historical Dynamics, s. 48.
117 Bk. Ritter, Irrational Solidarity Groups.

110
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

sonsuza dein etkin bir biimde var olamaz. Goodmann dile getirdii gibi
Asabiyetin metamorfozu, siyasetin de metamorfozudur, asabiyetin imknlar
ve snrlar, siyas deiimin de imknlarn ve snrlarn tayin eder. Asabiye-
tin kanunlar, tarihin de kanunlardr.118

Siyas bir dinamik olmakla birlikte, asabiyet psikoontolojik bir sre ze-
rinden iler. nsan tekinin toplum ve devlet ile ilikisini, dolaysyla da varo-
luunu yeniden tanmlar. Bireyi vatanda, ynlar da siyas adan i-b-
tnlkl toplumlara dntrr. nsan tekini, zerkliini ve zgr iradesini
muhafaza ederken bir btnn paras hline getirir. Bu anlamda asabiyet,
birey ile grubun zdelemesini salayan bir unsurdur. Bunu yaparken de bi-
reyin zerkliini ve zgrln muhafaza eder; zira insan davranlarn
ieriden (psikoontolojik olarak) deitirir, dardan (ekonomi-politik olarak)
deil. Yani gl bir asabiyete sahip bir toplumda, siyas hak ve ykmllk-
ler sz konusu olduunda, birey hibir zaman haric unsurlarla snrlandrl-
dn ve ynlendirildiini hissetmez. Byle hissetmeye balad andan itiba-
ren zaten asabiyet de zayflamaya balam demektir. Asabiyet grup yeleri-
nin en dk dzeyde birlikte hareket etmelerini, en st dzeyde ise grup u-
runa z varlklarn feda etmelerini salar.119

Bilmek gerekir ki, her trl siyas yapnn akbetini birey ile ait olduu
grup arasndaki ilikinin mahiyeti belirler. Birey ile siyas otorite arasndaki
iliki, zoraki bir iliki ise, o devletin salkl bir yapsnn olduundan bahse-
dilemez. Zira devlet sadece insanlardan, kurumlardan, kanun ve kurallardan
mteekkil bir yap deildir. Bu yapya can veren, bireylerin siyas varolula-
rn anlaml klan, vatandalar arasndaki gveni ve dayanmay salayan,
adalet ve meruiyeti tesis eden, bireysel iradeleri mtecanis bir kolektif iradeye
dntren bir ruha ihtiya vardr. te bu ruh da asabiyettir.

Ksaca asabiyet, bir siyas yapnn salkl olmasn salayan, bununla bir-
likte grnmeyen, elle tutulamayan ruhtur. Siyas yaplara hayat veren bir
ruhtan bahseden tek dnr bn Haldn deildir elbette. Ne var ki, bn
Haldnun asabiyet kavramsallatrmas endojendir. Yani asabiyet, bn Hal-
dnun sistemindeki dier deikenlerle irtibatl bir deikendir. Dolaysyla
ortaya k ve deiimi hem takip edilebilir hem de sebep-sonu ilikileri
balamnda aklanabilir.

118 Goodman, Ibn Khaldun and Thucydides, s. 257.


119 Goodman, Ibn Khaldun and Thucydides.

111
slm Aratrmalar Dergisi

Sonu

Bir sredir siyaset teorisi uzmanlar arasnda yaygn bir biimde hissedi-
len yaln bir gerei, yeni milenyumun eiinde Noel OSullivan u ifadelerle
dile getirmitir:

Baz zamanlar vardr ki, bu zamanlarda kullanlagelen oturmu kavramlar


ile bu kavramlarn aklamay hedefledii sosyal gereklik arasndaki uu-
rum dier zamanlardan daha genitir. te iinde bulunduumuz dnem
byle bir zaman olarak betimlenebilir. Dolaysyla, bir btn olarak mo-
dern siyaset terminolojisinin artk uygulama alannn kalmad ynndeki
iddia dikkate deer.120

Sullivana gre, son zamanlardaki siyaset teorisi tartmalarna hkim


olan drt meseleden en nde geleni bireyin tabiat ve onun toplum ile ilikisi
iken, dierleri eitlilii yksek bir siyas toplumda vatandalk kavram, k-
reselleme ve siyaset teorisinin kar karya kald tkanklktr.121

Siyaset teorisinin bunalm aslnda Bat siyaset teorisinde Aydnlanma


sonras dnem boyunca baskn ve merkez ideoloji olagelmi ve dier tm
ideolojilerden ok daha kkl bir biimde Aydnlanma geleneine yaslanan
liberal demokrasinin bunalmdr.122 Dolaysyla siyaset teorisinin bunalm,
bir mnda, Aydnlanma paradigmasna sirayet etmi olan daha geni kap-
saml bir bunalmn semptomu olarak alglanmaldr.

Mezkr dnem boyunca, niha gaye olarak benimsenen bireyin mutlulu-


u da dahil, siyaset teorisinin ele ald meseleler birka merkez deerden
mteekkil, son derece mekanik ve tek boyutlu bir denkleme sktrld: Do-
utan zgr ve eit, belli gaye, kar ve idealler edinebilen ve bunlarn pe-
inde koabilen insan teki, zgrlk ideali, devletin faaliyet alannn minimu-
ma indirilmesi; serbest piyasa ekonomisi, ilerleme dncesi.123 Liberal de-
mokratik dncenin gzard ettii ve serbest piyasa ekonomisinin neden ol-
duu sosyoekonomik adaletsizlikler en bandan itibaren, yine Aydnlanma
geleneinin bir rn olan124 sosyalist ve komnist ideolojilerin varlk nede-

120 Noel OSullivan, Introduction, Political Theory in Transition, ed. Noel OSullivan (New
York: Routledge, 2000), s. 1.
121 OSullivan, Introduction, s. 1.
122 Bk. Michael Freeden, Ideologies and Political Theory: A Conceptual Approach (New York:
Oxford University Press, 1996), s. 141.
123 Bk. Matthew Festenstein, Contemporary Liberalism, New Political Thought, ed. Adam
Lent (London: Lawrence & Wishart, 1998), s. 14.
124 Karl Marx ile Aydnlanma arasndaki irtibata dair bk. Ian Shapiro, The Moral Foundations
of Politics (New Haven: Yale University Press, 2003), s. 71.

112
bn Haldnun Asabiyet Kavram: Siyaset Teorisinde Yeni Bir Alm

nini tekil etti. nsan hayatnn dier alanlarna dair meseleler ise kelimenin
tam anlamyla ihmal ve hatta inkr edildi. Bu durum, ortaya kan siyas,
ekonomik, kltrel, ekolojik ve bilimsel gelimeler nedeniyle liberal demok-
rasi tarafndan ihmal edilen hayat unsurlarn artk absorbe edilemeyecek bir
dereceye ulat birka sene ncesine kadar byle devam etti. Dolaysyla bir
sredir liberal demokrasinin temellerine ve dolaysyla da aydnlanma dn-
cesine ynelik kkl eletirilerin, entelektel tartmalara egemen olmaya
balad gzden karlmamaldr.125

Klasik dnem boyunca, asl amac insan ruhunun tekml ve bunun iin
de iyi toplum dncesi olan siyaset bilimi, byk oranda ahlk dncesinin
uzants olarak kabul grd. Modern dnemlerde ise, aydnlanma dncesinin
getirdii epistemolojik gerekelerle, daha somut olmak gerekirse 19. yzyl pozi-
tivizminin ve 20. yzyl mantksal pozitivizminin n-kabulleri uyarnca siyaset,
ahlk temellerinden arndrld ve gzle grnr, etkileri ve deerleri llebilir
madd kurumsal mekanizmalara indirgendi. Sadece bu mekanizmalarn insann
tekinin zgrln ve haklarn muhafaza edebileceine inanld.126 Bu bilim-
selletirme sreci boyunca iki ykc metodolojik yaklam benimsendi. lk ola-
rak disiplinleraras (ya da ok-disiplinli) yaklam terk edildi. Dier sosyal bilim
disiplinlerinin her biri gibi, siyaset de metodu, problemleri ve bu problemlere ver-
dii cevaplar asndan kendi kendine yeter olarak grld. kincisi ise Aydnlan-
ma paradigmasnn ilerleme dncesinden ve evrenselcilik iddiasndan mlhem
olarak siyasetin zaman ve mekn baml (spatio-temporal) karakteri grmez-
den gelindi. Baka bir ifade ile, belli bir zamanda ve belli bir yerde ortaya km
olan problemlere verilmi cevaplar mutlaklatrld, evrenselletirildi ve dier za-
man ve meknlara dayatld. Modern siyaset teorisinin rettii hemen her bilgi
krntsnda bu zellikleri grmek mmknse de, bu yaklamn en bariz rnei
kinci Dnya Sava sonrasnda formle edilmi ve yeni ulus-devletlerin ortaya -
kna elik etmi olan Modernleme Kuramdr.127

Siyaset niha kertede ezamanl sorulan ben kimim? ve biz kimiz?


sorularna verilen en geni lekli cevaptr.128 Dier bir deyile siyaset iki

125 Bu konudaki tartmalarn bir zeti iin bk. Lent, New Political Thought.
126 Klasik siyaset felsefesi ile modern siyaset felsefesi arasndaki farklara dair bir tartma iin
bk. Leo Strauss, What is Political Philosophy?, On Classical Political Philosophy ve
Three Waves of Modernity, Political Philosophy: Six Essays by Leo Strauss, ed. Hilail
Gildin (New York: Pegasus, 1975).
127 Bk. Fahrettin Altun, Modernleme Kuram: Eletirel Bir Giri (stanbul: Kre Yaynlar, 2005).
128 Tracy B. Strong, The Idea of Political Theory: Reflections on the Self in Political Time and
Space (Notre Dame: University of Notre Dame Press, 1990), s. 3.

113
slm Aratrmalar Dergisi

ynl bir uratr. z itibariyle bireyleraras dnyay tekil etmeyi hedef-


lerken, esas amac bireyin muhafazasdr. Liberal demokrasi ise tek boyut-
lu insan alglamasyla, siyasetin bireyleraras dnyaya ynelik boyutunu
inkr edip bireye younlam, bylelikle de, hi arzu etmese bile, bireyin
felaketini hazrlamtr. Tarihsel adan ifade etmek gerekirse, Tanrnn
lm, toplumun lmn; o da insann lmn beraberinde getir-
mitir.

Bu netice, son zamanlarda artan bir ivme ile anti-liberal, anti-pozitivist


ve anti-aydnlanmac yaklamlarn siyaset teorisinde ne kmasnn en
mhim gerekesidir. Liberal demokrasi, bugne dein sosyalist ve komnist
ideolojilerin eletirilerine direnebildi; zira bu ideolojiler liberal demokrasinin
zerine ina edildii felsef temelleri hibir zaman sorgulamadlar. Dolaysy-
la liberal demokrasi benimsedii baz kk deiikliklerle bu meydan
okumay baar ile atlatabildi. Ne var ki, liberal demokrasinin felsef n-ka-
bullerine ynelen yeni eletirilerin kk deiikliklerle bertaraf edileme-
yecei ikr. Bununla birlikte Batda liberal demokrasiye ynelen eletiri-
lerin kuatc ve i-btnlkl bir felsef gelenee yaslanmad gereinin
de alt izilmelidir. Dolaysyla varln aka dayatan pratik ve teorik bu-
nalma ramen, Batda liberal demokrasinin alternatifinin henz ekillen-
medii de bilinmelidir.

te bn Haldnun asabiyet kavram bu noktada nem kazanyor. Asabi-


yet, bir yandan kuatc ve i-btnlkl bir dnce geleneine dayanrken
dier yandan liberal demokrasiye yneltilen eletirilerde dile getirilen pek ok
temel meseleye de are sunabilmektedir. Hepsinden nemlisi de metodolojik
olarak bn Haldnun asabiyet kavram siyasete zaman ve mekn boyutunu
getirirken, ok-disiplinli yaklam da zorunlu klmaktadr.

Son olarak bir hususun daha alt izilmelidir. bn Haldn, asabiyet kavra-
mn formle etmekle byk bir eser ortaya koymu olsa da, bizim bu form-
lasyon ierisine hapsolma gibi bir zorunluluumuz yoktur. Baka bir deyile,
bn Haldnu bir k noktas olarak kabul etmek ve metodolojik adan tu-
tarl olmak artyla, asabiyet kavramnn erevesi, ada siyas gelimele-
rin anlalmas ve aklanmas amacyla daha da geniletilebilir. zerinde a-
lld takdirde asabiyet, siyaset felsefesinde byk almlar salayabilecek,
aklama gc yksek bir parametre hline gelebilir. Zira asabiyet, devlet-alt,
devletler-aras ve medeniyet gibi devlet-st yaplar dzeyinde kullanlabilecek
bir siyas kavramdr.

114

You might also like