Professional Documents
Culture Documents
BNL-ARAB SZL
<
KABALCI YAYINEV: 250
Szlk Dizisi: 6
KABALCI YAYINEV
Himaye-i Etfal Sok. 8-B Caaloglu 34410 stanbul
Tel: (0212) 526 85 86 Faks: (0212) 513 63 05
www.kabalci.com.tr
yayinevi@kabalci.com.tr
IBNL-ARAB
9 9
SOZLUGU
eviren: Ekrem Demirli
Mc.nevi babam Efendimiz Ebul-Abbas ed-Dandaravy e ...
Harflerim senin Muhammedi niteliklerinin eiinde kalr,
noksan yapmaktan duyduum utan onlar ekillenmekten men
eder. Bylece aciz olarak gerisin geri dnerler. Senin yetkin
liinin gzellii ise, her anlatmn zerinde parlar.
"Allah'a, peygamberlerine, zet veya ayrntl olarak getirdikleri
ne iman ettik. Getirdii eylerin bir ksm zet, bir ksm ayrntl
olduu gibi, bir ksm bize ulam, bir ksm ulamam ve bizde
sabit olmamtr. Biz peygamberin getirdii her eye iman eden
leriz. Ben iman anam-babam taklit ederek aldm ve imanma
gre amel ettim, ta ki Allah benim gzm, kalp gzm ve
hayalimi aana kadar. Artk hakikat benim iin grlr hale; tak
lit sayesinde tahayyl ve vehmedilen hkm de gerek hale
gelmitir. imdi, sylediim ve yaptm eyi, kendi inancm,
mahedem ve grmem nedeniyle deil, Hz. Peygamber'in s
zne dayanarak sylemeye ve yapmaya devam ediyorum."
Szme stadm, deerli kaybmz, Baba Dr. Paul Nwyiaya derin teekkr ve tak
dirlerimi sunarak balamak istiyorum. stat, btn deneyimini, uzmanln, klt
rel ve dnsel birikimini benim dnsel ve yaznsal geliimimin nne parlatlm
bir ayna olarak koydu. O dncesinin etkinliiyle beni perdelememi, beni bu ya
pda olumam iin gayret sarf etmemi, bunun yerine ztm onun aynasnn doru
luunda parlamas ve billurlamas iin brakmtr. Bylece harflerin ardnda, keli
melerin ardnda karlatk.
Scak kranlarm ve samimi takdirlerimi, bu szln terimlerinin byk ks
mm okuma ltfunda bulunan ve cmertlii beni derin tasavvuf! birikiminden yarar-.
lanmaya hrslandran am Arap Dili Blm retim yesi Dr. Abdlkerim el-
Yafiye sunuyorum.
Ayrca bana yazma eserlerinden bu szln satrlarm ortaya karttm genel
ve zel ktphanelerin kaplarn am olan Muhammed Riyaz el-Malihe de k
ranlarm sunarm. O ne vakitte ne de gayrette bir cimrilik yapmam, srekli ara
trma ve aratrmaclarn hizmetinde olmutur.
Son olarak, bu etin iin dar patikasndaki yoldaa, eim Haan erefddine
kranlarm sunuyorum. En samimi kranlarm, sayesinde ayakta kaldm al
ma ciddiyetiyle kiisel kanaatine sunuyorum. Onun azmi mitsizlik anlarnda benim
azmimi glendirmi, onun tebessm, sabr ile beni yolu ikmale ulatrmak iin, en
karanlk alma gecelerimi aydnlatmak iin gelmitir.
KISALTMALAR
ANKA A r ik a -i M u r ib
CELALE K i t a b l - C e l l e
ESFAR Kil a b l - E s f a r
ESRAR R i s l e t 'l - E s r a r b i 'l - B a i Z u h u r u l - V c d
ESRARUL-KUDS M d h e d e t E s r a r i 'l - K u t s i y y e
FUSS F u s s u 'l - H i k e m
FTHT e l - E t h t l-M e k h iy y e
HALVET K i l a b l - H a lv e l
HATM H a t m l- E v liy a
IK. Klli
n s a n -1
RAD K ila b u \ -r $ a d
IRAD R i s l e t l - l r a d
S. ikinci Sifr
IARAT Ijarat'I-Kuran
1TT1HAD Risdletl-ltihadiJ-Kevn
KENZ M r i f e t l - K e n z i l - A z iT n
LAYEULU Risdie-i l a - Y e u l u A le y h
MEAH1D M e a h id 'l- E s r a r
MEVARD A k r a b u l- M e v d r id
M1RAT M i r a t l- A le m
MUCEM M u c e m - i M e k a y i s i 'l - L g a t
NSHA Nshaii'l-Hak
K ita b
NSHA N$fat7-Hah
RUH Ruhu'J-Kuds
AH1D K i t a b ' - a h i d
AKK a k h u 'l - C u y u b
SUCUN u c u n u l- M e s c u n
TAHRR T a h r i r U B e y a n J i - T a k r i r i u a b i ' l - l m a n
TECRD T e c r i d 'l - B e y a n
TEDBIRAT E t - T e d b i r a t l - ll h iy y e
TERAC1M K ita b - Te r a c i m
TERACIM K t a b u t - T e r a c im
TERCMAN Te r c m a n l - E v a k
TEZKRE T e z h ir e t V H a v a s
S. nc Sifr
VESAL VesaiM Sail
vr. varak
ZEHEB Mucem-i Z e h e b i
NSZ
9
NSZ
bnl-Arab ncesinde tasavvuf dili neredeyse tek bir esas tarafndan kuatlm
t. Bu esas, dilin dnme ve tecrbeyi ifade eden bir dil olmasyd. Bu nedenle o
dnem sfilerin sorunu, ifadeyle snrlyd ve onlar harfin snrlarndan ve snrsz
tecrbenin boyutlarn tamadaki yetersizliinden ikayet etmede gr birlii iin
deydiler. nk kelime yaanan bir hali genel olarak ifade edemediinde, tecrbeyle
rtmeye doru umutsuz bir aba iinde pek ok kelimenin art arda ve defalarca
zikredildigini grrz. Bu nedenle ilk dnem sfilerin eserlerinde harf ve kelime,
baka, teki ve ifade edilenin yannda ikinci olarak ortaya kt gibi kelimenin tec
rbeyi ifadedeki acizlii, hatta ieriiyle gerek anlamda bir olamay da ortaya
kar. Belki de bu acizliin sebebi, sfilerin bireysel doas olan zel bir tecrbeyi o
tecrbenin retmedii genel bir dille ifadeye alm olmalardr. Daha nemlisi i-
se, bu ifadenin bizzat tecrbenin iinden kaynaklanm olmasdr. atah, sarholuk,
fena, akln yitirme gibi slkta ortaya kan kendinden geme trleri altnda sylen
mi ifadeler bunu gsterir.
Ibnl-Arabl, tasavvufi tecrbesinden ayrlp onu tahlil edip vecd ve haller ala
nndan mantk ve teoriler alanna tayan ilk sfilerden birisidir. Bu nedenle baz
kimseler onun soukluunu kabul ederken, bazlar da bilinmeyen sfileri bu le
me tad iin onun stnln kabul etmitir. bnl-Arab, geni ve zengin tec
rbesinin yanna, bu tecrbeyi ifade ve aktarma yeteneini eklemiti. nk o, b
tn klasik aralarn vastasyla doru ifade edebilme yetisine sahipti. Bylece tek bir
dncesini szel sanatlarla ifade ettiini grdmz gibi, kelimenin de dnceyi
ifade iin deil, onu oluturmak iin ieriiyle birletiini grrz. Bylece kelime,
anlamn ikiletiren bir teki olmaktan uzaklaarak, ieriin kendisi haline gelerek
bire dnr. Bu nedenle bnl-Arabde kelimenin snrll ve tecrbeyi ifadedeki
yetersizlii hakknda bir ikayet bulamyoruz. Aksine kelime bizzat ierie dnr.
Dolaysyla lbnl-Arabde eanlaml kelimeler oalmaz, aksine her terim dierin
den farkldr. nk her terim bir hakikati simgelese bile, hakikatle ilikisi, sadece
kendisine zg ve bakasnn ortak olmad zel bir adan gerekleir. O halde ke
lime, tek ierie sahiptir. nk Ibnl-Arabde kelime, istenileni ifade gcne sa-
o
NSZ
bnl-Arabyle birlikte tasavvuf ufkunda yeni bir dil ortaya kmtr ki, bu dil,
yeni bir dnsel yntemin ve alt asr boyunca olgunlam lslami bir tecrbenin
ve kapsaml bir lem anlaynn rndr. Bu anlay, sadece lslami dzeyde deil,
evrensel dzeyde de mstesna ynteme dayanan orijinal bir anlaytr. tbnl-Arab,
ierdii btn boyutlaryla bu dncenin son merhalesi olabilmitir. Aristoteles
Yunan dncesinde bir aamay nasl sona erdirmise, eserleri nceki tasavvufi tec
rbeyi ieren ve bylece gemi alt asr kuatp gelecek alt asr da belirleyen bnl-
Arabye de byle bakmak gerekir. Baka bir ifadeyle, slam dindarlna ve dnce
ufkuna evrensel bir genilik kazandran bnl-Arabye bu byk zgnlk dzle
minde bakmalyz.
Acaba bu yeni dil kendisine dil ismini vermeyi hak edecek dzeye km mdr?
NSZ
12
NSZ
eydir. Burada Kalem tektir; kalem ise (belirsiz, kalem), edilgenlik ve diiliin kart
olarak erkeklik ve etki zellii demektir. bnl-Arabnin atmosferine aina olmayan
ve yaln anlatmn etkisindeki okuyucu, bu zel karsamalar deerlendiremeyebilir.
Fakat bnl-Arabnin teorilerini ortaya koyma slubunu bilen kimse, eserlerinin
fazlal ve terimlerinin danklna ramen, onun dncesinin dinamiklerine u-
lamamz salayabilir.
indeki her eyin hareket ettii fikr bir erevede terimlemi ve tanmlanm
her kelimenin mira ettiini [ykseldiini] grmekteyiz. Kelime, tek bir tanmda
kalmaz, aksine anlam farkl renkler kazanan bir erevede artar. Her renk, tecrbe
nin aamalarndan bir aamadr. En uygunu kelimenin diyalektii demek ise de, keli
menin Ibnl-Arabdeki servenini, miraca benzetebiliriz. Kelime, daha alt bir ie
rikten daha st bir anlama, sonra da daha st bir anlama doru ykselir. Herhangi
bir ierikte karar klmaz, bilakis bir noktada son bulmakszn srekli yeni bir anla
ma ulamak iin onu terk eder. Btn bunlar, her ierikte bir nceki ieriin orta
dan kalkmasnn tohumlarn tayan, kelimenin kendine zg dinamik bir ekilde
gerekleir. Sonsuza kadar byle srer, nk terakkinin bir sonu yoktur. Ibnl-
Arab, kelimelerin ieriklerindeki bu ykseliindeki tutumuna ... bundan daha stn
bir dille ... diyerek iaret eder.
13
NSZ
HAK VE HALK
bnl-Arabnin birliinde Hak ve halk arasnda bir iliki vardr ki, bu iliki tam bir
ayrma ulamay engelledii gibi ayn zamanda trde bir birlie ulamay da imkn
szlatrr. Bu iliki, her ikisini canl bir terkipte bir araya getirir ve halkn [yaratl
m, lem] Hak ile nasl giriik olduunu yorumlamaya alr. Bazen halk, bu ismi
yitirmeden, bir an gelir Hak olur. te Hakk- halk, veya Hakk- Hlik gibi terimlerin
olumasndaki ilk sebep bu tutum olmutur.
M
NSZ
b ir l ik v e o k l u k
Ibnl-Arabnin dncesi her canl olguda Hak ve halk uzlatrd gibi ayn ekil
de bunun benzer ekilde birlik ve oklua da nfuz ettiini grmekteyiz. bnl-
Arab birinci aamada olua bakar; bu, ftr [yaratltan gelen] diye niteleyebilecei
miz bir baktr. Sz konusu ftrlikte ise oluun okluunu bulur. Baka bir ifadeyle
okluk, grlr bir eydir. Sonra, ikinci aamada dnce ve aratrmasn olua yo
unlatrmada gecikmez; burada ise akledilir bir birlik bulur. Bu da, akledilir birlik
tir. nc aamada ise, herhangi birisini ortadan kaldrmadan belirli bir etkileim
le zikredilen iki sonucu ieren canl-diyalektik bir terkibe ular. te oklukta birlik,
birlikte okluk, ok-bir, bir-ok gibi terimler bu ekilde ortaya kar.
TENZH VE TEBH
15
NSZ
6
NSZ
rabde ieriinden btnyle boaltlm olarak yeni bir anlam kazanr. Eski an
lamdan soyutlanm bu kelime, kendine zg yeni anlamn, ancak bir metin iinde
bulabilir. Bu nedenle terimi" kendi anlamlarna, soyutlanmas ve yeniden tanm
lanmasyla yitirdii doasna dndren metinleri zikrettik.
Dorusu byle bir alma, projenin geniliine kyasla yetkin saylamaz. Bir ta-
savvufi szlk, terimlerini tasavvufi tecrbenin ve tasavvufi dilin btn trleriyle
felsefeye, astronomiye, cifre vb ilimlere ald bir alandan seer. Buna bir de
bnl-Arabnin rnlerinin fazlal eklenir. bnl-Arabnin eserlerinden sadece el-
Ftht'l-Mekkiyye bin ksur sayfadr. Byle bir almada yetkin bir dzeye u-
lamak, bir aratrmac topluluunun gayretine gereksinim duyar. nk bu du
rumda bir szlk onlarca cilt olabilir. Nitekim, Aqiunal Aziz Thomasnn terimle
riyle ilgili bir szlk, byk hacimli yirmi drt ciltten oluur ve bnl-Arabnin me
tinleri ondan az deildir. Yine de elinizdeki szlk, yetkin olmasa bile, bilimsel-
nesnel bir adm saylabilir.....
Beyrut, 1981
EVRMENN SUNUU
bn'l-Arab Szl, Lbnanl kadn aratrmac Suad el-Hakmin uzun yllar emek
verdii el-Mucemus-sufi: el-Hikmet Fi-Huddi'l-Kelime adl eserinin eviriidir. Sz
lk, yaklak yedi yz terimi iermektedir. Dr. Hakim, aratrmasna terimlerin n
celikle szlk anlamn vermekle balar ve bu konuda da genellikle el-Mucemu Meha-
yisil-Lga adl szle dayanmaktadr. Bazen farkl szlklere veya kimi tefsir kitap
lar gibi baka kaynaklara dayansa bile bu szlk, konusunda en ok kullanlan
eserdir. Kelimelerin kk harflerinden hareketle bir kk tanm yaplm - k i biz
bunlar Arapa harflerin adlaryla zikrettik- ve kkn kullanld genel anlamlar
zikredilmitir. Ancak her kelime Arapa-mastar kkne gre aratrld iin, Trk
e sralamaya gre bir karklk meydana gelebilir. Sz gelimi Baba diye evirdi
imiz kelime, Arapa aslyla eb [Elif ve Ba] harflerinden hareketle ele alnr veya
Mizan diye aktardmz kelime v-z-n kk harflerinden hareketle aratrlr. Bu
noktada Trkeyle Arapa kelimeler arasndaki farka dikkat etmek gerektii gibi
Trke karlk verilmeyen baz kelimelerde ise -ayet kelime tretilmi bir kelime
ise- kelimelerin kk harflerinin zikredildiine dikkat etmek gerekir.
Ardndan kelimenin ayetlerdeki kullanmlar zikredilir. Bunun iin kelimenin
dorudan getii ayetler seilmi ve bunlardan bnl-Arabnin zellikle tercih ettii
ve terimin ruhuna uygun olanlar seilmitir. Burada yazarn maksad, kelimeyi ak
lamak ve kimi anlam farklarna dikkat ekmek, ancak daha nemlisi bnl-Arab
nin kaynaklar hakknda bir fikir vermektir. Gerekten de, hangi felsefi ekolden et
kilenirse etkilensin, bnl-Arabnin temel referans metni ve kayna hi kukusuz
Kuran- Kerimdi. Bununla birlikte ayn ayetlerin veya belirli bir varlk grnn
yap talar haline gelen kelimelerin geleneksel anlamlarndan farkl yepyeni bir an
layla yorumlanmas, bir dnr olarak bnl-Arabnin slam dncesine katks
balamnda dikkate deerdir.
Son olarak bnl-Arabnin metinlerinde terimin nasl kullanld incelenmitir.
Bunun iin yazar, nce kendi deerlendirmelerini zikretmi ve her terim hakknda
bir giri yapm, ardndan kelimenin getii metinler rnekleme yoluyla zikredil
mitir. Bu ynyle kitap, teknik anlamyla bir szlkten daha ok, bnl-Arabnin
dncelerine ve metinlerine giri diye isimlendirilebilir ve zellikle baz terimlerde
bu durum daha ak grlr. Metinlerde dikkat edilmesi gereken bir husus da, uzun
metinlerin zetlenmesidir.
19
EVRMENN SUNUU
Eserde zerinde durulmas gereken baka bir konu dipnotlardr. Yazar, hacimli
saylabilecek eserine zengin ve geni dipnotlar eklemi. Bu dipnotlar, bazen bnl-
Arabnin farkl metinlerinden, bazen baka sfilerin metinlerinden, bazen farkl a-
lanlardaki metinlerden yaplm uzun alntlar, bazen szlk ii apraz atflar veya
ileri okumalar iin bn'l-Arabnin ve dier sfilerin eserlerine dnk atflardr.
Bunlarn hemen hepsini dipnotlarda zikretmeye altk, ancak zellikle saha dn
dan saydmz kimi metinlerin -s z gelimi imamet konusu getiinde ia kelamc-
lar ile Ehl-i Snnet kelamclar arasndaki gr ayrlklaryla ilgili uzun metinler ak
tarlmas- evirisini yapmayp sadece kaynan zikretmekle yetindik.
Szlk evirisi, herhangi bir kitap evirisinden farkl sorunlar tar. bnl-Arab
sz konusu olduunda ise, bu sorunlara baka sorunlar da eklenmekte. En nemli
sorunlardan birisi, metinlerin aktarm tarzndan kaynaklanmaktadr. Yazar, bazen
uzun metinleri zetleyerek aktarm, bazen de yazma halindeki baz eserlerden ba
lamn bilemediimiz birka cmle aktarm. Bu gibi durumlarda imkn lsnde
Ibnl-Arabnin eserlerine bavurarak sorunu amaya altk.
bnu 1-Arabye ilgi Trkiyede hibir zaman eksik olmamtr. Ancak son yllar
da tasavvuf ve slam felsefesi aratrmalarndaki greli art, lbnl-Arabye ilgiyi da
ha da pekitirmi, bu balamda eviri veya telif pek ok eser yaymlanmtr. Ancak
her eye ramen, bnu 1-Arabnin geni klliyatnn Trkeye kazandrlmadm ve
ikinci el kaynaklarn ve aratrmalarn ancak bir dereceye kadar yararl olabildiini
kabul etmek gerekir. Bu vesileyle bnl-Arab Szl, Ibnl-Arabinin eserlerinin
evirisiyle ilgili geni projenin ilk kitab olarak tasavvur edilmitir ve projenin ilk ki
tab olarak bir szln seilmesi, dier evriler iin bir hazrlk olma gayesi ta
maktadr. Szln ardndan ncelikle Fussu'l-Hikem [eviri ve erh] olmak zere,
bnl-Arabnin risaleleri Muhadaratl-Ebrar, Ina'd-Devair, Ukletl-Mstevfiz, Ted-
biratl-llahiyye, et-Jenezzlatl-Msiliyye, Tercmanl-Evak, et-Tecelliyat, Kitabul-
Vesaya gibi elinizdeki szln de temel kaynaklar olan eserlerin sre iinde ya
ymlanmas hedeflenmitir. Bata Ibnul-Arab Szl olmak zere, btn evirilerin
Trkiyedeki bnl-Arab ilgisini derinlikli bir aratrmaya dntren entelektel
bir zemin tekil etmesi en byk sevincimiz olacaktr.
13.7. 2005
Dr. Ekrem Demirli
demir liekrem@yahoo.com
20
TERMLERN LSTES
A b d .......................................................... .......................................................................................... 35
Aklayc Rehberlik Tevfik R e h b e r l i i ................................................................................. 38
A lk .................................................................................................................................................... 39
Adalet H zinesi.................................................................................................................................. 40
A dem ............................................................................................................................ 4
dem ................................................................................................................................................... 40
A d i........................................................................................................................................................ 45
Adn Cenneti..........................................................................................
Ahit Sahibi.......................................................................................................................................... 49
lemin Aynas.................................................................................................................................... 49
lemin Babas.................................................................................................................................... 49
lemin Btn.................................... ...................................... ..................................................... 49
lemin Mizan........ ........:................................................................................................................. 49
lemin zeti...................................................................................................................................... 49
lemin Ruhu...................................................................................................................................... 50
lemin T oplam ............................................................................................................................... 51
lemin Yce-Byk A nas............................................................................................................... 52
Alkanlk Perdeleriyle Gizlenme................................................................................................... 52
A llah ................................................................................................................................................... 53
Allahn A da..................................................................................................................................... 58
Allahn A r........................................................................................................................................ 58
Allahn Beyyinesi.............................................................................................................................. 59
Allahn Brakt.............................................................................................................................. 60
Allahn E v i......................................................................................................................................... 61
Allahn G lgesi.................................................................................................................................. 62
Allahn ia r...................................................................................................................................... 63
Allahtan Bakas S iv a ............................. ................................................................................... 64
Alt/Altta O lm a................................................................................................................................... 65
A m a '.......................................1........................................................................................................... 66
Ama1 A r...................................................................................... ..................................................... 70
Amel Cennetleri............................................................................................................................... 70
A n a ..................................................................................................................................................... 71
A n k a .................................................................................................................................................... 73
Araf..................................................................................................................................................... 74
Ariflerin ksiri.................................................................................................................................... 75
A r....................................................................................................................................................... 76
A rz....................................................................................................................................................... 78
A skerler............................................................................................................................................. 80
Asli ni.............................................................................................................................................. 81
Ate..................................................................................................................................................... 81
21
TERMLERN LSTES
22
TERMLERN LSTES
C in ........................................... 141
Cinslerin C in si...................... 142
Cmertlik Hzineleri............ 43
ok-Bir................................... H3
oklua Genel T ecelli......... 144
oklu k.................................... 144
oklukta Genel Tecelli........ 147
D akika.................................... 148
D alal........................................ 149
D in .......................................... 149
D ire k ....................................... 156
D ii.......................................... 137
Divan....................................... 160
D olunay.................................. 162
Dostluk................................... 163
Drt K u ................................. 164
Drt/Drtleme...................... 164
Duhan..................................... 165
Dnya N ehri......................... 166
Dnya ve Ahiretin O lu ..... 167
E cir.......................................... 167
Efrad....................................... 167
Elbiseyi Yam am ak............... 169
E lif.......................................... 169
Em anet................................... 171
En Byk D efter.................. 172
En Byk m am ................... 73
En Byk O lu..................... 173
En Byk T lsm .................. 173
En Byk U n su r.................. 173
En Mukaddes e rir............. 173
En Saygn K urban ............... 175
En Yakn P erd e.................... 176
En Yetkin Bernamec............ 176
En Yce Ev............................ 176
En Yce mam...................... 176
En Yce M anzara................ 176
En Yce Perde...................... 177
Erdemli ehir....................... 177
Eryen Kubbesi...................... 177
Eser, Messir, Messer-Fih 177
Eyann Hzineleri.............. 180
E v ........................................... 180
Evvel h ir .......................... 181
23
TERMLERN LSTES
24
TERMLERN LSTES
25
t e r im l e r in l is t e s i
26
TERMLERN LSTES
m an ................................................................................................................................................... 355
mar Edilmi E v ......................................................... 359
mkn G ayb .................................................................................................................................... 360
tmkn Y o k lu u ................................................................................................................................ 360
tmtihan N ehri................................................................................................................................... 360
nanca Bal H ak.............................................................................................................................. 361
nanlan ilah...................................................................................................................................... 361
nsan................................................................................................................................................... 364
insan Varlnn A yn as.................................................................................................................. 367
nsan- K m il.................................................................................................................................... 367
insann K oruyuculuu.................................................................................................................... 374
P ......................................................................................................................................................... 374
s r ..................................................................................................................................................... 375
sim .................................................................................................................................................... 376
smet................................................................................................................................................... 379
lsm-i A'zam ....................................................................................................................................... 383
smin smi.......................................................................................................................................... 384
Isra-U rc........................................................................................................................................... 385
stikamet............................................................................................................................................ 390
stiva................................................................................................................................................... 393
ttihat.................................................................................................................................................. 395
K a b z ................................................................................................................................................... 396
Kader S rr........................................................................................................................................ 398
Kadimin A ynas...................................................................... ......................................................... 398
Kadir Gecesi...................................................................................................................................... 398
Kalbine Gre O lm ak ....................................................................................................................... 399
Kalbin Safl.................................................................................................. ................................... 399
K alp.................................................................................................................................................... 399
Kmil Adamn A yn a s..................................................................................................................... 402
Kmil Kul/Toplayc K ul................................................................................................................. 402
Kara K ilim ........................................................................................................................................ 403
Karanln O lu ............................................................................................................................... 403
K arga.................................................................................................................................................. 404
Karlk Sevgisi/Inayet Sevgisi........................................................................................................ 405
Kartal................................................................................................................................................... 405
K elim e................................................................................................................................................ 405
K em l................................................................................................................................................. 409
Keram et.............................................................................................................................................. 410
Kerim A r ......................................................................................................................................... 417
Kesib Cenneti/Hakk Grme Cenneti.......................................................................................... 418
Kevn R ehber.................................................................................................................................... 419
K ir ....................................................................................................................................................... 419
Kitabn A n a s.................................................................................................................................... 420
Kitap........................................................... ....................................................................................... 421
27
TERMLERN l is t e s i
28
TERMLERN LSTES
Mutavvel-Bst................................................................................................................................. 476
Mutlak Birlik/Birin Mutlak Birligi/oklugun Birlii................................................................. 476
Mutlak G ayb ..................................................................................................................................... 480
Mutlak H ayal............................................ 480
Mutlak Katip..................................................................................................................................... 480
Mutlak K ul......................................................................................................................................... 481
Mutlak M el h .................................................................................................................................... 481
M h eyyem ..................................................................... 481
Mkemmilin Vrisi......................................................................................................................... 482
M m in............................................................................................................................................... 482
M nzele........................................................................................................................................... 483
M ahede......................................................................................................................................... 487
Mahede Edilen H a k .................................................................................................................... 487
Nafile ve Farz badetlerin Ulatrd M akam lar....................................................................... 487
Nam................................................................................................................................................... 489
N akb.................................................................................................................................................. 491
N ecib .................................................................................................................................................. 491
Nefesleri Bilen.................................................................................................................................. 491
N e fs.................................................................................................................................................... 491
N e h ir................................................................................................................................................... 492
Nikah.................................................................................................................................................. 493
N u n ..................................................................................................................................................... 494
N u r..................................................................................................................................................... 495
N bvvet............................................................................................................................................ 499
Nfz Eden........................................................................................................................................ 506
Nfz Edilen...................................................................................................................................... 506
N k te ...............................................................................................................
N sha................................................................................................................................................ 507
O u l.................................................................................................................................................... 508
Olua Ait sim .....................................................................................
l D iri............................................................................................................................................. 510
rtm ek.............................................................................................................................................. 510
zel H akikat..................................................................................................................................... 511
zel Kul Genel K ul....................................................................................................................... 512
zel Rahm et..................................................................................................................................... 512
zel Secde........................................................................................................................................ 513
zel Velayetin Sonu........................................................................................................................ 513
zel Y o l............................................................................................................................................. 513
zel Y n ............................................................................................................................................ 513
Perde Ardndan M ahede............................................................................................................ 515
Peygamber V ek illii........................................................................................................................ 515
Rab/Rubbiyet................................................................................................................................. 515
Rabbin lstivagh.............................................................................................................................. 518
Racl................................................................................................................................................... 519
29
TERMLERN LSTES
Rahman/Rahm................................................................................................................................ 522
Rahmann A r ................................................................................................................................ 522
Rahmanm G lgesi........................................................................................................................... 523
Rahmanm tstivagh/Snrh simlerin Istivagh....................................................................... 524
Rahmann Makam/Rabbanm M akam ...................................................................................... 524
Rahmann N efesi............................................................................................................................. 525
Rahmanm Vekili.............................................................................................................................. 528
Rahmann Zindan........................................................................................................................... 528
R ahm et............................................................................................ 528
Rahmetin O lu................................................................................................................................. 531
Rakka................................................................................................................................................. 531
R zk................................................................................................................................................... 535
R ida.................................................................................................................................................... 537
Risalet Peygam berlii...................................................................................................................... 539
Ruh..................................................................................................................................................... 539
Ruhlarn demi ............................................................................................................................... 540
Ruhlarn Babas................................................................................................................................ 540
Ruhlarn R u h u .................................................................................................... ............................. 541
Ruhun Ar ....................................................................................................................................... 541
Ruhun O lu ..................................................................................................................................... 541
Sabr................................................................................................................................................... 542
Sa'k..................................................................................................................................................... 543
Salat.................................................................................................................................................... 544
Slik.................................................................................................................................................... 546
Sam t................................................................................................................................................... 548
Saylan sim ler................................................................................................................................. 549
Seilmiin Vrisi............................................................................................................................... 550
S e fe r................................................................................................................................................... 551
S e ra p .................................................................................................................................................. 552
S d k .................................................................................................................................................... 553
S fat.................................................................................................................................................... 555
Snrl Ar........................................................................................................................................... 563
Snrl Nbvvet Snrsz N b vvet........................................................................................... 563
Srat- M stakim .............................................................................................................................. 563
Simsime............................................................................................................................................... 567
Sirac...................................................................................................................................................... 568
Sirayet Eden Kll Emir.................................................................................................................... 568
Sirayet Eden N b vvet.................................................................................................................... 569
Son o c u k .......................................................................................................................................... 569
Sonun S o n u ....................................................................................................................................... 570
Soylu Ev.............................................................................................................................................. 571
Su N e h ri............................................................................................................................................. 571
Suret.................................................................................................................................................... 571
Sbt................................................................................................................................................... 576
3
TERMLERN LSTES
31
TERMLERN stesi
32
terimlerin listesi
Yesrib................................................................................................................................................. 705
Yeil N ur............................................................................................................................................ 705
Yeil Zm rt..................................................................................................................................... 705
Yetkinletirici Peygamberlik.......................................................................................................... 706
Yokluun Y o klu u .......................................................................................................................... 706
Yokluk eylii................................................................................................................................... 707
Yolda M ahede............................................................................................................................ 707
Yce A r ............................................................................................................................................ 708
Yce Harf........................................................................................................................................... 708
Yce Kalem ....................................................................................................................................... 709
Yksek Cinsler................................................................................................................................. 713
Zahir Peygamberlik Batn Peygamberlik................................................................................... 714
Zahir Btn.................................................................................................................................... 714
Zamann dem i..................... 720
Zamann Rezili..................................... 720
Zt A r........................................................... :................................................................................. 720
Zt smi Mertebe ism i.................................................................................................................. 721
Zt Makam....................................................................................................................................... 721
Zt M ahedesi................................................................................................................................ 722
Zt Tecellisi....................................................................................................................................... 722
Zt badet Emir badeti............................................................................................................... 723
Z evk.................................................................................................................................................... 724
Z ik ir ................................................................................................................................................... 726
Zorunlu R ahm et.............................................................................................................................. 729
Zht.................................................................................................................................................... 730
33
Abd
Kuran ak bir ekilde Allah ve insan arasndaki ilikiyi aklamtr. Bu iliki bir ibadet ilikisidir ve Al
lahn dndaki her eyin Allah'a mensubiyeti, klenin efendi ve sahibine ait olmasna benzer. 0 halde
demden kyamete kadar btn insanlar Allah'n kullardr. Allah bu ismi aalamak maksadyla deil,
genellikle ereflendirmek iin insana verir. Abdi [benim kulum] ifadesi Allaha yakn kullara ve peygam
berlere zgdr. Allah yle buyurur:
Ben insanlar ve cinleri sadece bana ibadet etsinler diye yarattm. (51:56)
Her mmete Allaha ibadet etsinler diye bir eli gnderdik. (16:36)
ite bu sizin tek mmetinizdir, ben de sizin rabbinizim, artk bana ibadet edin. (29:56)
Ey iman edenler, Rabbinizden korkunuz. (39:10)
Ey kullarm benden korkunuz. (39:16)
Kulumuz Eyyb zikret! (38:41)
Kulunu [abdih] gece yrten [Allah] mnezzehtir. (17:1)
Kuran- Kerim hr insann kart olan kleye de abd diye iaret eder:
35
Abd
Abd bir isim deil, niteliktir. Ibnl-Arab onu belirli bir yerde isim olarak kullansa
bile, yine de o, yerin sahip olduu bir niteliktir. Bu durumda abdin ayrc zellikle
ri horluk, yoksunluk, zorlanma ve bilgisizliktir. Btn bu zellikler, tek varlk haki
katinin iki ynnden birisine iaret etmede zetlenir: halk [yaratlmlk] yn. Bu
yzden yaratlma ait en temel zellik ubdiyet, yani kulluktur:
Abd zelil [hor] demektir. Allah yle buyurur: Ben insanlar ve cinleri bana ibadet
etsinler diye yarattm." Ayetin tefsiri, 'benim iin zelil olsunlar demektir. ( ft h t ,
11:214)
Ben insanlar ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattm. Bylece yaratlmlar,
zelil olmak iin ve yoksunluk anlamndaki ibadet zelliiyle var olmulardr. Zelil
yer anlamnda arzun ma'bede denilir. (vesal, 7)
Allah yle buyurur: Gece vakti kulunu yrten mnezzehtir ( 17: 1) . Bylece onu
srf abd [kul] yapm, gece yry de dahil her eyden soyutlamtr. Bylece
Hak onu herhangi bir fiili ilemekte rubbiyetten pay sahibi olmayan mecbur bir
kul yapmtr, ( ftht, i:37i)
Bilgisizlik kul iin zt bir niteliktir ve btn lem kuldur. Bilgi ise Hak iin zt bir
zelliktir. (FTHT, ll:412)
Daha nce de belirttiimiz gibi abdin [kul] bir isim deil, nitelik olmas gibi, lbnl-
Arabnin onu zt [zne] deil bir mertebe saydn grmekteyiz. Kul, Rabbin (ru-
bbiyet [rablik] mertebesi) kart olarak ubdiyet [kulluk] mertebesidir. Bu iki
mertebe, btn mertebelerden farkl olarak mutlak anlamda birbirlerinin kartdr
ve bu nedenle tek bir adan bile asla birbirine karmazlar. Edilgenlik ve etkilenme
zelliindeki kulluk mertebesinin karsnda, rubbiyet mertebesini, etki ve tasarruf
zellii farkllatrr. Ubdiyeti bir mertebe saymakla lbnl-Arab zel birtakm te
rimleri retme imkn elde eder: rnek olarak abd-rab [rab-kul], rabfi ayni abd [ku
lun hakikatinde Rab] gibi insann rablm hissettiren kimi terimleri verebiliriz,
tbnl-Arabi teklif konusundaki tavrnda bile varln birliiyle uyumludur. Teklif,
zorunlu olarak, iki ztn varln, teklif edenin ve edilenin varln deil, sadece iki
mertebenin varln gsterir. Her iki mertebede de teklif eden, yaratlm kulun ma
hallindeki ilahi bir isimdir:
36
Abd
yandr. O halde kul ve Rab asla bir araya gelmez, ( ftht, i:37i)
Allah yle buyurmutur: "Onlar brakrsan, yani onlar brakrsan ve terk eder
sen, kullarn saptrrlar (71:27); yani kullarm aknla drrler ve bylece on
lar kulluktan kendilerindeki rubbiyet srlarn ortaya kartrlar. Onlar nefislerin
de kul iken, sonradan kendilerine rab diye bakarlar. Onlar, rab-kullardr. ( fus S, 74)
Kul-rab veya kulun hakikatindeki rab, kulun ulat tasarruf mertebesine iaret eden
ifadedir. Sz konusu mertebe rablik mertebesidir. Bu mertebe, z gerei kula ait
olmad iin, insana kul denilmesini ortadan kaldrmaz, hatta mertebe insann kul
luuna izafe edilir.' Belki de bu ifadelerin kayna, rabbani kul ifadesidir. Rabbani
kul, Ey Kulum! Bana itaat et ki, seni rabbani bir kul yapaym; bir eye ol dersin, o
da olur anlamndaki kudsi hadiste yer alr.
Teklif ve hitap, kulun kevni varlnda bir ilahi isimden baka bir ilahi isme doru
gerekleir. Bylece kul mkellef, hitap teklif diye isimlendirilmitir, ( ftht, i:403)
Teklif bir ilahi isimden meydana geldii iin her ilahi ismin kendine zg bir kullu
u olduunu grmekteyiz. Bu kullua o ismin kullar ibadet eder:
Her ilahi ismin kendine zg bir kulluu vardr. O kulluk ile yaratklardan bazlar
o isme ibadet eder.2 ( f t ht , i:92)
Artk geriye unu sormak kalr: bnl-Arabde Allahtan baka her eye nfuz eden
bu kulluk dzeninde insann zgrl nerede kalr? Aslnda bnl-Arab insann
nne ada felsefelerin meseleye baktklar gibi, zgr fiil alan brakmaz. O, insa
n dar bir cebrilie zorlayan kadim herhangi bir felsefeden daha cebridir. bnl-Ara
b bu cebrilikte insan, kendi zel leminde mmkn varln kabiliyetlerinde ortaya
kan ilahi bilgiye boyun edirir ( bkz. A y n - S b it e /A 'y n - S b lt e ) . nsan z gerei
ezeli olarak muhtatr3 ve bu muhtalk kulluktur. O halde insan daima kullukta bu-
37
A k l a y c R e h b e r lik T e v f ik R e h b e r li i
lunur. Fakat insan zgr olmak isteyebilir mi? Bu noktada, kulluktan kurtulmay
kulluun yetkinlii saymada Ibnl-Arablnin zgnl ortaya kar. Kul ancak
kmil kul mertebesine ulamakla kulluktan kabilir. Bu mertebede kul, btnyle
Hak haline gelen halktr [yaratlm]:
- Mmkn varlk kendi hakikatiyle beraber bulunduunda hrdr ve artk onda kul
luk bulunmaz; kabiliyetleriyle beraber olduunda ise, muhta ve yoksun hale gelir.
Bizim mutlak hrriyette bir makammz yoktur, ( f tu hat , 11:227)
Ey Gavs! Bana gre kullarn en faziletlisi, ebeveyni ve ocuu varken kalbi onlardan
boalm kuldur.4 Kul bu mertebe ve menzile ulatnda, bana gre o kul, babasz
ve ocuksuzdur ve onun hibir dengi yoktur. (g a v s y v e , 81 )
Demek ki, tbnl-Arabye gre klelikten azat olmak, kmil kulluk demektir.
N O TLAR:
1 nsan, Hak ve halk arasnda berzah olma zelliiyle yaratlm tek yaratktr; bkz. El-Ecvibe, 224.
2 lbnl-Arabl ilahi isimlerin kulu olmaktan genie sz eder ve her bir ismin kulu olmann farkn akla
yan sayfalarca bilgi yazmtr; Abdlkerim Abdlkadir deildir vs; bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s.
198, 317; ayrca bkz. Letaijul-A'lm, s. 120.
3 nsan yokluk halinde (sbt lemi) varla muhtatr, demek ki onun kulluu z gereidir; bkz. ba
d et.
4 lbnl-Arabide abd ve alt terimleri iin bkz. Mevakiu'n-Ncum, s. 89, 91, 104,138; Bulgatu'l-Gavvas, s, 95,
98; Kitabu'l-Kulub, s. 48; Fussul-Hikem, s. 5989, 195, 197; Istahat, s. 297; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s.
97, 216, 228, 255, 383, 487, 616; c. III, s. 309, 310, 321, 387, 402, 409, 437; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 42,
61, 65, 87,104, , 117,172,191, 213, 449.
38
Alk
ss*
Hidayet tevfiktir [Hakkn doruya ulatrmas], ( f th t , mi:498)
A l k [Alk anlamndaki cu' kelimesinin kk harfleri] dm, vav ve ayn tek kktr ve
Ibnl-Arab al, mchedenin artlarndan sayar, fakat ztt olan tka basa toklua
varmadan aln sonularna dnk bilimsel ve nesnel bir bakla ondan hemen u-
zaklar:
lahi ilimlerle beslenen ruhani latijenin [insann hakikati, ruh] kaps asla alk de
ildir. O kap meguliyetleri brakmak, lzumsuz ileri terk ve himmeti sadece Al
laha balamakla alr. Sfileri ala sevk eden ana etken nefsin glerinin zayfla
tlmas ve bu yolla nefsin gereksiz ilerini hafifletmek niyetidir. Bununla birlikte,
glendiklerinde, a ve tokken ilahi ihsanlarn kendilerine geldii adamlar grdm.
Alk bir art olsayd ortadan kalkmazd; aksi halde gelen tecelli artn bulunmay-
39
A m ak
N O TLAR:
1 Alk karsndaki bu tavr, bnl-Arabfnin sfilere ait grd yanl hareketlerden birisidir, bkz. el-
Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 658. Yahya b. Muazn ifadesi iin bkz. Serrac, el-Luma, s. 269.
2 Bkz. R acl.
3 Tarikatn esas drttr: alk, uzlet, uykusuzluk ve az konumak..." (Envar'l-Kudsiyye, s. 56).
A m a k bkz. F e t ih
Cmertlik hzinelerinden ... birisi itidal [denge] hzinesidir ve o her hak sahibine
hakkn verir. Bu ihsan hzinesi deil, adalet hzinesidir. Allah lemde kullar ara
snda adaleti o hzineden yerletirir. Bu, hkm kesilecek ve kaps kapanacak ha
zinedir. hsan hzinesi de, adalet hzinesine ynelir. Allah ihsan da ierdii iin
adaleti emretmitir, ( f th t , i:407)
A d a m bkz. R a c l
40
dem
alnmtr, (mucem )
SS>"
dem bilinen tarihi ahsiyettir ve insan trnn ilkidir. Allah onu iki eliyle yaratm, Cennette yaam,
Rabbine isyan etmi, halife3 olarak yeryzne indirilmitir.
Dedik ki: Ey dem sen ve ein cennete yerlein ve rahata orada yiyiniz. (2:35)
Ey dem, bu senin ve ein iin bir dmandr, sizi cennetten kartmasn. (2:117)
dem Rabbine isyan etmi ve taknlardan olmu. (20:121)
Birbirlerinizin dmanlar olarak ininiz.4 (2:39)
dem insan trnn ilki olduu iin btn insanlar onun oullar olmutur. Bu nedenle Hak insana hitap
ederken genellikle bu nispetle hitap eder:
Hak saysz gzel isimleri bakmndan o isimlerin hakikatlerini her eyi kuatan bir
varlkta grmek isteyince lemi ruhsuz bir ceset gibi yaratmtr. lem cilasz bir
ayna gibiydi, ilahi Emir lem aynasnn parlatlmasn gerektirdi. Bylece dem bu
aynann cilas ve o suretin ruhu10 oldu. Sz konusu kii, insan ve halife diye isim
lendirildi. (FUSS, 48-50)
Allah lemi dzenlenmi bir beden olarak yaratm, ruhunu da dem yapmtr.
dem ile insan leminin varln kast etmekteyim, ( n a k , 1)
Allah melekt lemini yarattnda demi iki eliyle unsurlardan meydana getirmi,
ondaki en gl ksm da soukluu ve kuruluu nedeniyle toprak yapm, kendi
sinden yaratld yeryzne halife olarak indirmitir, ( ftht, i:438)
dem Ey insanlar, sizi tek nefisten yaratp ondan eini yaratan ve ikisinden pek
ok kadn ve erkek meydana getiren Rabbinizden korkunuz (4:1) ayetindeki tek
nefstir. (FUSS, 56)
41
dem
dem edilgen11 kadnn (Havva) karsnda etkin erkeklik zellii, tafsil [ayrma]
mahalli karsnda mcmellik [zet, belirsizlik] mahallidir:
dem btn niteliklerin sahibidir. Havva ise ztlar ayrtrr; nk o fiilin ve yay
mann mahallidir, ( f th t , bs, 534)
dem nceki anlamda Havvann (tafsil ve ayrma mertebesi) karsnda icmal [zet
ve belirsizlik] mertebesini temsil ederken, burada Muhammedin karsnda -icm al
mertebesi- tafsil mertebesini temsil eder, ilkin dem (a.s.) Havvaya kar icmal
mertebesidir; nk onda mcmel [z halindeki] mevcutlar, kendi fiili sayesinde
Havvada ayrm olarak ortaya kar, ikinci olarak Muhammed (a.s.), zuhurda son
olsa bile birincil maksattr.12 Hz. dem btn varlklarn hakikatlerinin topland
ilk mazhar olduu iin Hz. Muhammedin karsnda13 tafsili [ayrma] temsil eder:
Rahim Muhammeddir. Bi-ism [ad ile] ise babamz demdir. Bununla iin balan
gcn ve sonunu kast etmekteyim ( fth t , is, 229).
iin balangc ve sonu ifadesinden u anlalr: dem btn hakikatlerle ilk zuhur
eden kii iken, Muhammed (a.s.) onlarla zuhur eden son kiidir.14
n o tlar:
Ene. Universalis deme bir blm ayrmtr. Ona gre dem Ibranicede zel deil, bir cins isimdir. Bu
anlamda kelime daima tekil olarak adam anlamnda kullanlr. Tevratn dem kelimesini yer anlamnda
ki edime yaklatrmas, aslnda lafzi bir benzetmedir; kken birliine dayanyor deildir. Bkz. Ene. Uni
versalis, Adan maddesi. Britannica ise zikredilen ansiklopediye demin Tekvin kitabnda insan trnn
babas olan ilk insan belirlemek zere kullanldn ekler. Ayrca Ibranicede edime [toprak] ve dem
42
dem
kelimeleri krmzhka gnderme yapan kkle ilgili olduklarm zikreder. Bkz. Ec. Britannica, Adam mad
desi.
1 Dr. Abdlkerim el-Yafi yle der: "Bana gre dem kelimesi insan trne veya toplumuna iaret eder;
nk insan tek bana tanmlanmaz, bakasyla birlikte tanmlanr. Buna gre insan kelimesinin anlam
uygunluk ve muvafakat demektir. Bu balamda insan kelimesinin kkeninin nsiyet kelimesi olduunu
syleyebiliriz.
3 demin yeryznde halife olmas, Rabbine itaatsizlik yapmasndan ncedir. Bu nedenle gnahn ardn
dan gelen ini, bir adan o gnahn nelicesiyken, te yandan Rabbin meleklere yeryznde bir halife
yaratacam demiti (2:30) ayetindeki hkmn gerekletirilmesidir.
4 inii cezalandrmaya balamak gerekmez; nk ini ayette selmet ve bereket kelimeleriyle irtibatldr
(bkz. 11:48). Baka bir ayetteki birbirinizin dmanlan olarak inin ifadesinde dman kelimesiyle insanla
rn birbirlerine dman olmalar kas edilmemitir. O dem oullar ile eytan arasndaki dmanlktr;
nk eytan da ini emri almtr ve o insann dmandr (20:117). Ayn zamanda lbnl-Arab burada
inii mertebe ve rtbeye deil, mekna balar. Bkz. H alife/H ilafet.
5 Jean During, slam le combat mystique, s. 209-212 (Adam).
6 tbnl-Arab yz bin demin varln ima eder. Geri bu dnce ak deildir; fakat aada aktaraca
mz iki metinle lbnl-Arabnin yz bin Adem derken neyi kast ettiini ve Allah srekli yaratan olduu
iin bunun yaratmayla ilgisini ortaya koymaya alacaz. yle der: "Allah bana ryaya benzer bir ey
de unu gstermitir: Kabede isimlerini bilmediim bir grup insanla birlikte tavaf ediyordum. Onlar
dan birisi bana hitap etti ve bilmediim bir isim syledi. Sonra bana dedi ki: Ben senin atalarndan biri
siyim. Ben de ne kadar nceden, dedim. yle cevap verdi: Krk bin ksur yl nceden. Ben de: dem
bile bu kadar nce deildi, dedim. Adam: Hangi dem'den sz ediyorsun, sana en yakn olandan m,
yoksa baka bir demden mi? Hemen Hz. Peygamberin bir hadisini hatrladm: Allah yz bin dem
yaratmtr (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 549). lbnl-Arab ayn ryay miracnda dris peygamberle
ilgili olarak zikreder: idris peygambere dedim ki: Vakamda tavaf ederken bir ahs grdm, bana atala
rmdan birisi olduunu ve adn syledi. Ona ne zaman vefat ettiini sordum, o da krk bin sene nce
vefat ettiini syledi. Bunun zerine ona demi sordum, o ise, Hangi demi soruyorsun, sana en yakn
demi mi? diye karlk verdi. dris peygamber yle dedi: Adam doru sylemi. Ben, peygamber ol
duum halde, lemin mddeti hakknda bir bilgiye sahip deilim. u var ki Allah, dnyada ahirette, s
rekli ve daimi yaratcdr.... Ben de dris peygambere: O zaman bana kyamet almetlerinden birisini
syle dedim, idris (a.s.) yle karlk verdi: demin var olmas kyamet almetlerinden birisidir (el-
Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 348). Kukusuz nispet edildiimiz babamz demden nce dem denilen
birtakm ahsiyetlerin varl, Islam-Arap kltrnde yaygndr. air el-Mearrnin msralarnda yle
geer: Bu Adem'den nce belki de/Kendisi gibi baka Ademler vard...."Allah yz bin dem yaratmtr"'ha-
disiyle ilgili bkz. Hadis Dizini.
7 dem lbnl-Arabnin pek ok metninde belirli bir ahsiyet olarak yer alr. rnek olarak bkz. el-
Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 293; el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 341; el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 111.
8 nsan hakikatinin btn lemlerde mazharlar vardr. Bu balamda birinci mazhar cebert leminde-
dir, o da lk Akl denilen Klli Ruhtur. Klli Ruh, dem; Havva ise, Klli Nefstir. Melekt leminde i-
se, bireysel nefislerin kendisinden meydana geldii Klli Nefstir. Burada Havva Tabiattr. Mlk lemin
de ise, insanln babas demdir. Bkz. Davud el-Kayseri, Matlaul-Kelim, s. 45.
9 Bkz. T o p la y c Olu. Gazl de demin kuatc varlna dikkat ekmitir: Allah deme nimet vermi
ve lemde bulunan her snf kendinde toplayan kuatc bir suret vermitir. dem adeta lemde bulu
nan her ey ve lemin zet bir nshasdr. demin bu sureti, Allahn yazsyla yazlmtr. Bu yzden o,
Hakkn harisiz yazsdr (Gazl, Mikatl-Envar, s. 71).
43
Adem
,0Davud el-Kayser Fussul-Hikemin bu paragrafn aklarken yle der: "Kevn-i cml, dem denilen in-
san- kmildir. Baka varlklarn bu zellii ve kabiliyeti yoktur. Kayseri, Matlau'l-Kelim, s. 14.
11 Bkz. lem in Ruhu.
12Bkz. Dii.
13Ebl-l Afifi yle der: dem, d varlk ile fertlerinde taayyn eden zahir insan iken, Hz. Muhammed
makl lemde taayyn eden btn insan olmutur (Tlikat, s. 322). u paragraf da bn'l-Arabnin Tez-
kiretl-havas isimli eserinden aktaryoruz: Allah dem'i -k i o insan trnn bir rneidir- grnr
varlkta manevi suret ve Muhammedi aaca gre yarattnda, isimlerin srlarn ona yerletirmitir.... (s.
38. 39)-
,4lnsan- kmil varlkta tektir ve o gerekte Muhammeddir (a.s.). O, devrinin kmilinin suretinde zuhur
eder. Bu nedenle de onun ilk mazhar demdir. Bkz. Insan- Km il.
A d e m (Mutlak yokluk, imknsz yokluk).1 [Kelimenin kk harfleri] ayr, dal ve mim tek
kktr ve "bir eyin bulunmamas ve gitmesi" anlamna gelir. Adem [yokluk] buradan
gelir. Bir eyin ademi, olmay demektir, ( m u c e m )
S?"
bnl-Arab ademi [yokluk] herhangi bir ekilde olabilirlik veya mutlaklkla smrla-
makszn kullanr ve okuyucusunu metnin balamndan terimi anlamaya terk eder.
Bu nedenle terimi iki ksma ayracaz: mutlak veya imknsz adem [yokluk], ki bu
imdi inceleyeceimiz ksmdr; kincisi ise daha sonra ele alacamz mmknn
yokluu ve imkn yokluudur. Mutlak yokluk imknszdr; mutlak ktlk ve srf
karanlk demektir.2 Mutlak yokluk, varln (mutlak iyilik, mutlak k, Hak) kart
olarak anlamszdr. bnl-Arab terimi aklamak yerine kendilerinden hareketle
adem grn kartabilmemiz iin terimin biimine gnderme yapar (ktlk,
karanlk, btl). Ulaabileceimiz nihai sonu, yokluun bir olumsuzluk ve olumsuz
luun da her ktln ilkesi olduudur.3
44
Ademl-Adem
Hak, hibir ekilde ktln bulunmad srf iyiliktir. Onun zdd ise, hibir iyi
liin bulunmad srf ktlk olan mutlak yokluktur.7 te bu, sz konusu bilgin
lerin yokluk srf ktlktr grlerinin anlamdr, ( f t h t , 1:46)
Cehalet bilginin olmaydr, baka bir anlam yoktur. Dolaysyla cehalet gereklie
sahip bir ey deildir. Adem ise ktlktr, ktlk, z gerei irkindir, ( f t h t ,
111:528)
imknszn yokluu karanlk, mmknn yokluu ise karanlk deil, bir glgedir.
(FTHT, 11:304)
Varlk nurdur, yokluk karanlktr. Ktlk ise yokluktur. Bizler varlktayz, dolay
syla hepimiz, hayr iinde bulunuruz, ( fth t , i:486)
N O TLAR:
A d e m l - A d e m bkz. Y o k lu u n Y o k lu u
d e t i A m a k bkz. K e r a m e t
A d i [Kelimenin kk harfleri] ayn, dal ve lam deta zt gibi kart anlaml iki kktr. Bi
rincisi dzgnle iaret ederken teki "eilmek" demektir. Birinci anlama gre adil
insan, gidiat dzgn, kendisinden honut olunmu kimse demektir. "Bu kii adildir"
anlamnda haza adlun denilir. "Bu ikisi adildir" anlamnda hazan adlun denilir. Bu an
45
Adi
lamda huma adlan [ikisi adildir] denilir. oul anlamnda hum uduI [onlar adildir] deni
lir. Adi "doru hkm vermek"tir. Bir ey baka bir eye denk olduunda hve adluhu
[onun dengidir] denilir. Adi, "bir eyin deeri ve karl" anlamnda kullanlr. Btn
bu anlamlar muadile, yani "eitlik" anlamndan gelir. Adi hakszln zdddr. ikinci k
ke gelince: Erilmek iin adele denilir, "bkld" ve "eildi" demektir, ( m u c e m )
m*
Onun adna bir efaat veya bedel2 (adi) kabul edilmez. (2:48)
Misil ve karlk:
Honut olunan, gidiat dzgn kimse. Bu anlamda mastardan tretilmi fiil adele fiilidir. Kuran Allah'n
denge zere yaratm olmasna iaret iin bedeni tesviye etmesinin ardndan bu kelimeyi zikretmitir. Bu
anlamda adalet, organlarn uyumlu veya kendilerine uygun glerle itidale sahip olmasdr:
Ey insan! Seni kerim Rabbine kar marur yapan nedir? O seni yaratm, tesviye etmi ve iti
dal vermitir4 (adalek). (827)
Allah'a irk koan mrik iin yadilu bi-rabbihi [Rabbine ortak kouyor] denilir. deta mrik, bu davran
yla Hakk bakasyla denk saym veya kendisine denk ve ortak yapmtr.
S?"
tbnl-Arab ad i 6 kelimesinin eilmek anlamndaki ikinci szlk anlamm alr ve onu
meyletmek eklinde yorumlar. Adi, meyil demektir. Bylece kelime (isim ve fiil ola
rak) yaratmann ilkesi olur.7
Adi meyil demektir. Yoldan ktnda adele ani't-tarlka denilir. nsan bir eye y
neldiinde adele ileyh [ona yneldi] denilir. Haktan ayrlmak zulm diye isimlendi
rildii gibi Hakka ynelmek de adi diye isimlendirilir. Allah yaratmay adi sayesin
de yapmtr demek, u anlama gelir: Zt, hviyeti bakmndan bir hak sahibi oldu
u gibi mertebesi - k i sz konusu mertebe ulhiyettir- bakmndan da bir hak sahi
bidir. Ztm mstahak olduu eyden ulhiyetin mstahak olduu eye meylettii
46
Adi
iin - k i ulhiyet kendisi iin mazhar talep eder- bu yneli adi diye isimlendirildi.
Baka bir ifadeyle bu yneli, ztn mstahak olduu eyden uluhiyetin mstahak
olduu eye ynelmektir ki, bu ynelii uluhiyetin hakk olan meluh [ilah olan] ta
lep etmitir. Bir hak sahibine hak ettii eyi veren adil, verme ise adi diye isimlendi
rilir. Burada sz konusu olan da Haktr.8 Bu yzden Hak yaratt eyleri hak ile
yaratmtr. Hak ile yaratmak, yaratl hak eden eylere bu hakk vermektir.
(FTHT, ll:60)
Bu garip mertebeden (adi mertebesi) Allah lemi kendi suretine9 gre yaratm,
bylece adil olmutur. Allah ztna zg zorunluluk mertebesinden bakasna bal
zorunluluk mertebesine, baka bir anlatmla imkn [olabilirlik] mertebesine y
nelmitir. Allah mmknleri sabitlik mertebelerinden dta varolduklar mertebe
lere meylettirmitir.10 u halde varlkta sadece adalet [meyil, yneli] dnlebilir.
nk varlk sadece meyil eylemiyle zuhur etmitir ki, sz konusu meyil adalet
demektir, ( f th t , iv :236)
Adi meyil demektir, meyil ise istikamete meyletmek olan bir ite, istikametin ta
kendisidir. Sz gelii aacn dallar birbirlerine girmi olsa da, gerekte eik ve me
yilli olularnda doru ve dzgndr; nk onlar, detin gerei olarak, doal ak
larna gre yaylmtr, ( fth t , iv:236-37)
Varlkta sadece takdir edilmi12 bir adalet vardr; onun vastasyla da benzerler13 zu
hur eder. Benzer adi diye isimlendirilir, ( f th t , iv :236)
Geen iki tanmda adlin belirsiz anlamda kullanldn grmekteyiz. Burada ise be
lirlidir. bnl-Arabnin kelimenin belirsiz ve belirli hallerindeki tutumu birbirinden
farkldr. Birincide terime bak, dilsel ve fiili zelliklerine yaylan genel bir ifade ol
makla farkllar, ikinci durumda ise bnl-Arab Adli kendisine zg bir hakikate,
buna bal olarak varlk anlaynda zel bir konuma sahip bir ahs diye tanmlar.
Bu anlamda Adi, yaratmann vastas olan adidir ki, o da ilk Akldr.
47
Adn Cenneti
111:444)
Bkz. il k A k l, M u h a m m e d i H a k ik a t , in s a n - K m il
N O T LA R :
' Mukatil Allah adli emreder" (16:90) ayetindeki adli tevhit diye yorumlar. Burada herhangi bir dilsel esa
sa dayanmayan simgesellik bellidir. Bkz. Exegese coranique, s. 45.
2 Ayetin yorumu iin bkz. Beyzvi, Envar, c. I, s. 25.
3 Ayetin yorumu iin bkz. A.g.y., c. I, s. 25.
4 Tesviye ve adi kelimeleri iin bkz. Beyzvi, Envar, c. II, s. 298.
3 bnl-Arabnin ayeti yorumlay iin bkz. el-Fthdt'l-Mekkiyye, c. IV, s. 236.
6 Adi, ihsan ve cmertlik ayrm iin bkz. Exegese coran\que, s. 298.
7 Bkz. Hak.
8 Bkz. S uret.
9 Bkz. Ayn- Sbite/A 'yn - S b lte
10Bkz. stik a m et.
Olu, varlkta zuhur edebilmek iin meyle muhtatr.
12nk kevn ortaya kabilmek iin meyde muhtatr.
'3Halk- cedite telmih.
14Adi Tsteriden alnmtr, ancak bu gerek anlamda bir al deildir. lbnl-Arabi lk Akl veya Mu
hammedi Hakikate eklenmi bir zellik olarak onu alm deildir; sadece bir denklik ortaya koymu
tur. Tsteriye gre adi, lbnl-Arabdeki Muhammedi Hakikate, lbn Berrecandaki el-Hak el-mahlk bihi
ve filozoflardaki lk Akla denktir.
15bnl-Arabde adi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 308; c. III, s. 88; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV,
s. 230, 237.
A d n C e n n e t i Adn cenneti en stn amel cennetidir, Allah onu eliyle yaratm, Tba
aacn eliyle' oraya dikmitir. Bu cennet sekinlere aittir ve sradan insanlar oraya gire
mez.
sp-
Amel cennetlerinin en stn Adn cennetidir. Buras cennetin merkezidir ve Kesib
orada bulunur. Adn, amel cennetlerinin en ykseidir, ( f th t , i:31 9)
Allah Adn cennetini kendi eliyle yaratm, oray hkmdarn kalesi gibi yapmtr.
Miskten beyaz Kesibi de Adn cennetine yerletirmitir. Tba aacn Allah Adn
cennetine kendi eliyle dikmitir. Onu uzatm, dallar Adn cennetinin surundan d
arya tam, dier cennetlere uzamtr, ( f th t , i;434)
48
Ahit Sahibi
l e m i n A s l bkz. n s a n - K m il
l e m i n H a k i k a t l e r i n i n H z i n e s i bkz. n s a n n K o r u y u c u lu u
l e m i n z e t i nsan, baka bir ifadeyle bir kayt ve art olmakszn insan oluu ba
kmndan insan' kk varlna byk lemde yaylm hakikatleri toplamtr.2 Bu
nedenle ona kk lem (lem-i sair)3 ve lemin zeti (muhtasar- lem) ad veril
mitir. Hayvan-insana4 gelince
49
lemin Ruhu
' nsan lemin zetidir. Bundan, Hakkn ve lemin zeti olan insandaki gibi, her insanm insan- kmil
olmas sonucu kmaz.
* Bu dnce, antik felsefeye dayanr. Laland, mikrokozmos ve makrokozmos kelimelerinin kkeninin
kesinlikle Yunan felsefelerine dayandn syler. Vocabulaire tuh. Et critiq. de la philo lalande, s. 5, 8, 7.
bkz. Aff, "Min eyne isteka Ibnl-Arabl felsefetuhus-sfyye, Mecelle-i Klliyetil-Adub, (1933), s. 27. Bu
makalede Afifi, lbnl-Arabnin bu nazariyede lhvan- safadan nasl yararlandn aklar. Ayrca bkz,
eceret'l-kevn, s. 9 vd.
3 Bkz. B y k A lem K k A lem .
4 Hayvan-insan kelimesi lbnl-Arabde sradan insan ile insan- kmili ayrt etmek iin geer.
lem karsnda insan onun ruhu; lem insann grnen suretidir. Ruh olmakszn
suret anlamsz olduu gibi sensiz lem anlamszdr, ( f t ht , i:363)
insan lemin ruhu, lem ise bedendir. Her ikisiyle birlikte iinde insann da bulun
duu btn lem byk bir insan olur.4 nsan dikkate almakszn sadece leme ba
karsan, onu ruhu olmadan dzenlenmi bir beden gibi bulursun. lemin yetkinlii,
bedenin kemli ruha bal olduu gibi, insana baldr. nsan lemin cismine flen-
mitir. Bu yzden insan lemin varlyla amalanan eydir, ( ft ht , li:67)
nsan- kmil, lemin ruhudur. Ona yakn olanlar, insann temel uzuvlar gibidir.
lemin geri kalan, insann dier suretlerine benzer, tnsann btn lemi bilmesi ve
btn hallerde hepsini hissedebilmesi iin bu diyarda btn lemin ona gre tek
ey olmas art deildir.5 ( bulga , 33)
lem bugn Muhammedin (a.s.) ruh, cisim, suret ve mn olarak zuhurundaki ku-
atclktan yoksunluu nedeniyle uykudadr; lm deildir. Onun ruhu - k i ruhu
5
lemin Sureti
Muhammeddir (a.s.)- uykudaki insann ruhu gibi, dirili gnne kadar mahallin
suretindedir,6 Dirili gn deta uyanma halidir. O halde btn lem, Hz. Pey
gamberim lmnden itibaren uykudadr.7 ( f tuh at , i:i87)
N O TLAR:
' lbnl-Arabye gre insan lemin kalbidir; isimlendirmenin nedeni ise insann her surete girmesidir.
Benzetmenin ieriine gelince, bu da insann lemin ruhu diye adlandrlmasyla ayn sebebe bal bir
durumdur. Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 295. Ayn konuda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s.
199; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 143; Kitabut-Tecelliyat, s. 37.
2 Bkz. insan- K m il, H ayvan -lnsan .
3 Bkz. Insan- Km il.
4 Bkz. BUyttk in sa n .
5 nsann her bir uzvunun kendine zg bir gc ve etkinlii vardr. Sz gelii kulak duyma gcne sa
hiptir. Fakat insan iaret edilen makama ancak kendi btnln idrak etmek sayesinde ulaabilir.
Baka bir iladeyle, istenilen gc vermede btn kuvvetleri onda eit hale gelir. Bu durumda herhangi
bir uzvuyla iitir hale gelir; nk her uzuv btn melekelerin zelliini kazanmtr.
6 aret edilen bu mahal bir anlamyla berzahtr. Bkz. B erzah .
7 lbnl-Arabde lemin ruhu iin bkz. Kitab- Eyyami-en, s. 3; Fussu'l-Hikem, s. 37,199; Anka-i Murib,
s. 40; Kitabut-Tecelliyat, s. 34; Naku'l-Fuss, s. 1; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. III, s. 187.
le m in S u r e t i bkz. S u r e t
Musann yer yzn zikretmi olmas5 her eyin kendisinde bulunmas nedeniyle
sahip olduu yetkinliktir. Her ey lemin hakikatlerinin toplam olan insandr.
(FTUHAT, 111:410)
51
Alemin Yce-Byk Anas
Allah yle der: Onlar Allah'n hidayet ettii kimselerdir, onlarn rehberliine de
uyulur (6:90). Ayette Allah onlara uyulur dememitir, bylece unu rendik:
Muhammed (a.s.) kendisini zikreden ve etmeyen btn peygamberlere denktir.
nk her peygamberin bir rehberlii vardr, fakat hepsinin rehberlii Muham-
medde toplanr. Onu gren Hakka yakn herkesi grm; ona uyan, btn pey
gamberlerin rehberliine uymu demektir.
NOTLAR:
lbnl-Arabfde mecmu [toplam] ifadesi muhtasar [zet], suret, nsha ile eanlamldr. Buna gre lemin
mecmuu, lemin zeli, sureli, nshas vb demektir.
2 Halife-insan iki sureti kendinde loplar. Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 45.
J Kmil, toplayc ve Hakk'n sureliyle zuhur eden kul. Kmil kul Hakkn suretidir (el-Ftht'l-Mek-
kiyye, c. IV, s. 132).
4 Bali Efendi kelimeyi hakikatler diye aktarr, bkz. erh, s. 284.
5 (14:8) ayete telmih.
lem Hakkn suretine benzer yaratlmtr. Kime tabiat yn baskn gelirse, daha
ok anasna benzer; nk lem tabiat ve Hak arasndadr, ( f th t , iv: i 51)
52
Allah
bir ifadeyle baz veliler lemde tasarruf eder ve olaanst olaylar gsterirler, ba
zlar ise, byle bir tasarruf gcne sahip olmakla birlikte, insanlarn Rablerinin ka
tndaki makamlarn renmemeleri iin alkanlk perdeleriyle gizlenir. Bu veliler,
lbnl-Arablnin kendilerine ahfiya, gizliler ve ebriya gibi bir grup ismi verdii Mel-
miler denilen kimselerdir.
N O TLA R :
A l l a h Allah btn gzel isim ve sfatlarn hakikatlerini kendinde toplayan fail ve etkin hakikat iin kul
lanlr;
De ki: ster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisiyle dua ederseniz en gzel isimler Ona ait
tir. (17:110)
Tefsir kitaplar bu kelimenin deryalarna dalm, anlam ve balamlarnn yorumundan uzun uzun sz et
mi, burada zikredemeyeceimiz dilbilgisi, kelam ve tasavvuf asndan sayfalar dolusu aklamalar
yapmtr.1Tefsir kitaplar Allah lafzn isim kelimesinin aklanmasndan sonra ele almtr. Bunun ne
deni, Kurandaki her surenin Besmele ile balam olmasdr. Hangi tefsir kitabna elimizi uzatsak, ayn
eyi grrz. Sz gelii Fahreddin Raznin tefsirinde (1:156-64) veya Alsnin Ruhul-Men (1:54-58) i-
simli tefsirine baklabilir.
bnl-Arab Allah2 ismiyle eanlamda Ism-i Cami [Toplayan sim], Ilh- Mutlak3
[Mutlak ilah], llah- Hak4 [Hak ilah], tlah- Mehl5 [Bilinmeyen lah] kelimelerini
kullanr. Allah btn isimlerin hakikatlerini kendinde toplayan ulhiyet mertebesi
ne verilmi zel zt ismidir. Allah en yetkin, kuatc, btn isimlerin -zt veya de
il- anlamlarn ieren isimdir. Allahtan baka tanmnda ztlar barndran baka
bir isim yoktur.
53
Allah
Allah Zta verilmi zel isimdir. Tremi olduu iddia edilirse, bu durumda o kast
edilmez. ( ka va d , 14)
Allah ismi zt ve varln ayndr, fakat bu, ulhiyet mertebesi bakmndan byledir.
(MERATB, 166)
Allah Zta zg yce ve snrsz isimdir. Bu isim en gzel isimlerin anlamlarn top
lar. Allah yazlta gzken drt harften oluur: elif, birinci lam, ikinci lam ve he.
( ucun , 62)
Bu iki isim -A llah ve Rahman- dier isimlere gre kapsaml ve yetkindir, ( bulga , 17 )
ilah btn isimlerin sahibi olan kimse, o ise Allah denilen hakikate zgdr.
(FTHT, IV:448)
Allah ismi, altndaki btn isimleri ierir. O dier isimler karsnda isimlerin an
lamlarn tayan zt gibidir, ( maksad , 152)
Allah birinci ierikte grdmz gibi zt ve uyumlu (cell ve ceml) btn isimleri
toplayan isimdir. O isimlerin anlamlarn kendinde toplad iin btn isimlerde
hkm sahibidir. Sz gelii Rab ismini, hkmnn ortaya kaca zel yerinde g
revlendirir veya grevinden azleder. Allah sabitlik niteliindeki Rab veya lah isim
lerinin kart olan isimler vastasyla deiir (O her gn bir itedir). Her varln A l
lah isminden zel bir pay, baka bir ifadeyle zel bir ilahi ismi vardr ve kul o ismin
mazhar ve tecellighdr. Bu isim gerekte o kulun Rabbidir* u halde ilahi isimler
54
Allah
Her ilahi isim o esnada hkm sahibi ve ynetici olan isme zt baka bir ismin var
olduunu bildii iin Allahtan korkar. Der ki: Allah hkmmn ortaya kt bu
zel mahalde ynetici deilken beni grevlendirdii gibi baka bir yneticiyle, yani
baka bir ilahi isim sayesinde beni azledebilir. Ben ilahi isimleri bilmiyorum ve on
lardan korkmuyorum, Allahtan korkuyorum. Nitekim Eyyb Rabbine Sknt bana
ulamtr diye dua etmitir. Bu durumda o Dar [zarar veren] isminin azledilmesini
ve hkmnn ortadan kaldrlmasn istemitir." ( f th t , IV:130)
lbnl-Arab srekli deien ulhiyet ile -nk Allah srekli suretlerde tecelli e-
der- her ilahi isme ait rablg ayrt eder. Rablk Allah adna sabittir ve bakalamaz:
Rab sabittir, ilah ise isimlere gre eitlenir. O her gn bir itedir.12 (FUSS, 73)
Nispet ve bantlardan arnm Ztn karsnda Allah btn isimleri [isim ve sfat
lar] kendinde toplar. Allah ancak lem vastasyla bilinebilir, baka bir ifadeyle ilah
melh [ilahn kulu] sayesinde bilinebilir; Zt nispetlerden soyutlansayd ilah ol
mazd. Bu nispetleri varlklarmz meydana getirmitir. Bylece biz melh olmakla
onu ilah yaptk. Biz O nu bilene kadar O bilinmez. Baz filozoflar leme bakmadan
Allahn bilinebileceini iddia etmilerdir ki, bu yanltr. Evet kadim ve ezeli bir Zt
bilinebilir, fakat melh bilinmeden onun ilah olduu bilinemez. Bu yzden o ken
disine delildir. Keif u bilgiyi vermitir: Hak kendisine ve ulhiyetine delilin ta
kendisidir. lem Hakkn varlklarn sabit hakikatlerine [a'yn- sabite, mmknle
rin ilahi ilimde sabit hakikatleri] tecellisinden ibarettir. Bu tecelli olmasayd mm
knler var olmayacakt. Hak a'yn- sbitenin hakikatlerine ve hallerine 13 gre su
retten surete girer ve bakalar, ( fuslis, s)
55
Allah
Sizi ilah yapalm diye bizi var edin; beni yok etme, sen de yok olursun, ( f tu h a t ,
IV:40)
Allah Hve [O] tecellisinin mazhardr: Birinci tanmda Allah ismini Ztn zel ismi
olarak grmekteyiz. Buna karn tbnl-Arab burada Allah ile Zt arasna Hve za
mirini [O, nc tekil ahs] yerletirir: Zt btn isimlerin anlamlarn ieren i-
simde, yani Allah isminde tecelli ve zuhur eden Hvede tecelli ve zuhur ederken A l
lah ismi btn isimlerde tecelli ve zuhur eder. u halde hviyet mertebesi her eit
snrlanma ve ilikiden mnezzeh hviyet mertebesiyle melha14 bal ve onunla ir
tibatl ulhiyet mertebesini ayrr.
Zt hem sfatlara hem de hviyete aittir. Bu anlamda Zta gre Hve, Zta gre s
fatlar gibidir. Allah ismine gre Hve sfatlara gre Zt gibidir. Hveye gre Allah
Zta gre sfatlar gibidir. Dier isimlere gre toplayc isim [Allah] sfatlara gre Zt
gibidir. Allah ismine gre dier isimler Zta gre sfatlar gibidir. Bu durumda Zt
Hve, Hve Allah ismi, Allah ismi [ism-i cami, btn isimlerin anlamlarn ken
dinde toplayan isim] ise btn isimler zerinde egemendir. nk btn isimler
ona, o Hveye, Hve ise Zt'a baldr. Hve Ztn tecelligh, Allah ismi Hvenin
tecelligh, btn isimler Allah isminin tecellileridir. ( akku 'L-cyb , 70)
Allah ismi, lem kaytsz artsz5 edilgen olduu gibi kaytsz artsz etkindir. Ibn'l-
Arab yle der:
Her ynde, durumda ve mertebede messir olan [tesir eden] Allah; her ynde, du
rumda ve mertebede edilgen olan ise lemdir, ( fuss, 183)
Gerek ilah yaratmaz ve kabule konu olmaz. nk onun ilahl kendiliinde ger
eklemitir. (vesaIl, 3)
Her dnce sahibi idrak mahallinde yaratt eye inanm ve tapmtr. Kalbinde
bulunan ise Mutlak lah deil, ancak yaratlm ilah olabilir, ( f th t , v:2n)
Rabln hibir ekilde katmad mutlak kulluk '7 sadece insan- kmil iin mm
kndr. Kulluun katmad rablk ise Allaha ait olabilir. u halde insan- kmil
mutlak kul, Hak ise Mutlak llahtr. ( f th t , i:603)
56
Allah
Kesin inan gelinceye kadar her tamlamada 18 Rabbine ibadet et. Hi kimse tamla
madan ve bantdan soyutlanm ilaha tapmamtr; nk yle bir ilah bilinmeyen
ilahtr, ( f th t , IV;417)
N O T LA R :
1 Bkz. Abdurrahman el-Krdi (Abdlgani en-Nablus'nin talebesi), Kitab- erhi'I-celle, s. 42. Bu kitap Al
lah ismine tahsis edilmitir ve yazar ismin anlamlarn, hakikat ve mertebelerini lbnl-Arab'nin yn
temine gre yorumlar. Konuyla ilgili baka kitaplar unlardr: ez-Zeccac, Tejsirii Esmaillahil-Hsna, s.
25; Muhammed Muhyiddin Abdlhamid, erhii Cevheret't-Tevhid, s. 10; el-Cveyni, Kitabl-lrad, s.
144; Ahmed Gazali, et-Tecridji-Kelimetit-Tevhid, s. 17.
2 lbn-Arabi ilah kelimesinin farkl kkn zikreder; bu tavr da dil bilginlerinin ve tefsircilerin g
ryle uyumludur. Bu balamda ilah: a. Tapnlan ekil, insan, aa, put vs. b. Tapnlan her ey, fakat
bazen gerek mbud olabilir. Bu nedenle lbnl-Arab onu bazen Allah anlamnda kullanr ve llh- Mut
lak veya llh- Hak der. Nitekim Allah lafznn eanlaml isimlerinde byle zikretmitir, c. Bazen ilah,
yaratlm ilah veya inanlan ilah eklinde kullanr. Nitekim inanlardaki ilah teriminde bunu greceiz.
Allah, gerek mbud demektir. lbnl-Arab Allahtan baka ilah yoktur" ifadesinden sz ederken yle
der: Allah'tan baka ilah yoktur: Bu ifadede olumsuzluk belirsize [ilah]; var sayma ise belirli Allah is
mine ynelmitir. lah kelimesinin belirsizlii, altndaki her tr iermesi iindir. Var olan her eyin
ulhiyette bir pay vardr. Bu nedenle de yok sayma hepsine ynelik olmutur" (el-Fthtl-Mekkiyye,
c. IV, s. 89). Ayn cmlenin aklamas iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, 224; Jean During, slam, ed.
Robert Laffont s. 194-95.
3 nanlardaki snrlanm ilahn kart olarak.
4 Aklcnn dncesinde yaratlm ilahn kart olarak.
5 tikatta bilinen ve tannan ilahn kart olarak: Allah inanlar deise bile her akidede tannandr (el-
Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 416).
6 Kr. Kayseri, Tevilatl-Kuran- Kerim, s. 167.
7 lbn-Arabi Allah ismini, rf-akl ve eriata iyi veya kt grlen btn nispet ve niteliklerin silindii
kemal mertebesine yerletirir. O tenzihe konu olan inanlardaki ilahn karsnda mutlak ilahtr.
8 Bkz. Rab/Rubblyet. lbnl-Arab ulhiyetin karsnda rubbiyete zel bir anlam verir.
9 Birlii asndan btn isimleri kendinde toplar.
Bu paragrafn yorumu iin bkz. Afifi, Tlikat, s. 85.
" Eyyb Rabbine sknt bana ulat diye nida ettiinde (21:83) ayetine telmih.
12Bkz. Hakkn e'nl. Bu cmlenin aklamas iin bkz. Afifi, Tlikat, s. 41.
57
Allahn Ada
13Bkz. Affnin bu paragrafla ilgili aklamas iin, a.g.y., s. 60-61. Ayrca bkz. el-Fthtl-Mekhiyye, c. IV,
s. 423.
14Bkz. Ulhlyet/U lhet.
13Bkz. E ser, M essir, M esser-Fih.
16Bkz. nanlan lah.
17 Bkz. M utlak Kul.
'Burada tamlama, Hakk'n kendisine izafe ettii ilahnz, rabbimiz gibi tamlamalardr.
Mmin iin mmin birbirini tutan bina3 gibidir. Mmin Allahn isimlerinden biri
sidir. (FTHT, IV:438)
N O T LA R :
1 Bkz. Mmin
2 Serryullah lbnl-Arab ncesinde yoktu; stelik terim, Ibnl-Arabnin grdm kitaplarnda sadece
bir kez geer. Bunun nedeni, terimin ilk bakta Kuran- Kerimin nassyla (19:65) eliir gelmesidir. Fa
kat, ayette geen semiyyullah ifadesinin bilhassa Allah olduu aktr. bnl-Arab! ise onunla Allah ve
insan arasnda ortak isimlerden birisim kast eder. Sadreddin Konev yle der: Baz Arapa limleri Al
lah isminin yedi zellie sahip olduunu, bu zelliklerin baka isimlerde bulunmadn ileri srmler
dir. Bunlarn birincisi udur: Hakkn btn isimleri bu isme nisbet edilirken, O bu isimlerden hibirisi
ne nispet edilmez. Bu zelliklerden birisi de, dier isimlerden farkl olarak, yaratklarndan hibir kim
senin bu isimle isimlendirilmemesidir. Bu konuda da Onun bir benzerini bilir misiniz" (Meryem, 65)
ayetinden delil getirmilerdir. Bu ayetin anlam, Allahtan baka Allah ismiyle isimlenmi herhangi bir
ey bilir misiniz, demektir" (caz'l-Beyan, s. 176).
3 lbnl-Arabnin bu cmleyle ilgili yorumu iin bkz. d-Ftuht'l-Mekhiyye, c. IV, s. 482.
Allahn dndaki her ey Allahn Ardr. Arn, aklc ve dier bilginlerden onu bi
len ariflerin kalplerinde byk bir deeri vardr, ( f t h t, iv :243)
zel anlamda Allahn Ar, btn isimlerin anlamlarn kendinde toplayan Allah is
58
Allahn Beyyinesi
minin mazhar olmas bakmndan insandr. nsan ism-i camiin (Allah ismi) istiva-
ghdr.
nsan Allahn Ardr. Burada insan ile btn insan suretlerinin kendisinde bulun
mas itibariyle salt insan ve insan- kmili kastetmekteyiz. Bu zellii ve bu yapda
olmas nedeniyle varlklar insana boyun emitir, (bulga, 11)
A l l a h n B e y y i n e s i Kuran'da beyyine [ak delil] tekil olarak ve neredeyse tek anlamda kulla
nlmtr, bu nedenle tek bir ayeti zikretmekle yetineceiz:1
De ki: Ben kukusuz Rabbimden bir beyyine zereyim ve siz onu yalanladnz. (6:57)
Kad Beyzv bu ayeti yle yorumlar: Delil doruyu yanltan ayran ak kant demektir. Bir gre g
re beyyine Kuran, vahiy, akli deliller ve bunlarn yerine geen eylerdir (Beyzv, Envart-Tenzil, 1:139).
H?"
Beyyine ehlinde ortaya kan ve sahih bilgiye ulatran yntemlerden birisidir. Eh
linde derken Rablerinden bir delil zerinde olan ve kesin bilgide Rableriyle2 arala
rndaki bir almete dayanan kimseleri kast etmekteyim. Bu beyyine, onlarda geree
ulamada dnceyi esas alan kimselerdeki kesin delil yerini tutar. Hak o kullarnn
renim3 iini stlenir ve onlara retir; kendilerine farz kld peygamber Muham-
medin (a.s.) eriatn anlamay nasip eder. Bu noktada hkm getiren vahiy sona er
mi, fakat onu bilmek ve anlamak, Hakkm kendilerine verdii bir delil sayesinde i-
lahi bir ayrcalktr. O insanlar gerek anlamda Hakk bilenlerdir.
Tanrnm kendi katndan senin iin beyyine olduunu belirttii ey bilinmez lem
lerinin gizliliklerinden Allah tarafndan kalbine gelen bir yolcudur. Bu ilahi hitap
mertebesinden ve Allahn kendi katindakini bildirdii mertebeden sana ayrlm
tr .4 Artk fikir sahibinin deliline yapt gibi ona sarl ve onun neyi getirdiini ince
le ve kabul et. Rabbinden bir beyyineye sahip olan kimse Allahtan bir nur ve dos
doru yol zeredir. Bu nur vastasyla eya gerekte bulunduklar hal zere bilinir
ve bu bilgide hibir kuku yoktur, ( f tuh at , i:634)
Bu rahip 5 Rabbinden bir beyyineye [ak delil] sahip kimselerden birisidir. Rabbi,
peygamberimiz Muhammedin (a.s.) eriatnn farz kld ve Rabbinden bilgi ald
tarzda kendi katndan onu retmitir. Bize gre byle bir durum gereklemi bir
tecrbedir. nk biz Muhammedin (a.s.) eriatnda yerlemi hkmlerin oun
luunu byle alrz. Bu yolla peygambere izafe edilen hadisleri tashih ederiz veya
onlar reddederiz .6 ( f th t , s, 330)
59
Allahn Brakt
N O T LA R :
' Bkz. Mcem-i Mjehres. Beyyine 19 kez geer, stelik bir surenin ad da Beyyine Suresidir.
1 Bu almet bazen duyulur bir almet olabilir.
3 Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, S, s. 331.
4 "Beyyine zerinde olan kimse basiretli bir ekilde Rabbine davet eder" el-Fthtul-Mekkiyye, S, s. 367.
s Rahib Ibn Bersmele'dir. Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, S, s. 330.
6 Sfiler bir hadisin peygambere ait olup olmad konusunda kukuya kapldklarnda, Allah'n tahsis et
tii yntemlerle bunu aratrrlar ve bir hkme varrlar. lbnl-Arabl yle der: Peygamberin vrisi bir
eriat icat etmez, sabit bir hkm de ortadan kaldrmaz. Fakat aklar; nk o Rabbinden bir delile
sahiptir" (el-Fthtl-Mekkiyye, DS, s. 119).
Allahn brakt (bakiyetullah) Kuran'da bir yerde geer ve Allah'n insana yasaklad eylerden sonra
helal braktklarna iaret eder:
Allahn brakt' sana helal klp yararlandn eydir. Onu braklm diye isimlen
dirdi; nk Allah yeryzndeki her eyi ncelikle insan iin yaratm, insan da bu
konuda tam tasarruf sahibi olmutur. Ardndan mutlak anlamda tasarruf yetkisi
verdii eylerin bir ksmn yasaklam, dilediklerini brakmtr. te o, Allahn b
raktdr. (FTHT, IV: 114)
Rzk iki trldr: Bir ksm haram; dieri helal diye isimlendirilir. Helal Allah'n
braktdr. Allahn brakt, baz rzklar yasaklayp insanlar onlardan men et
tikten sonra serbest brakt rzklardr. ( f th t , n.463)
Asl olan Allahn yeryzndeki her eyi bizim admza yaratm olmasdr. Ardn
dan bunlarn bir ksmn yasaklam, dierlerini brakmtr. Serbest yaptklarn Al
6o
Allahn Eli/ki El
G een ifad eleri yle zetleyeb iliriz: A lla h n b rakt h aram den ilen eyleri y asakla
d ktan sonra bize tasarruf y etk isi ve rd ii helallerdir. sim len d irm en in seb eb i h a k k n
da ise b n l-A rab yle d n r: A lla h n celik le y e ry z n d e k i h e r ey i b u eylerd e
m u tlak tasa rru f sah ib i olan insan iin yaratm , ik in ci aam ada ise o n larn b ir k sm
n yasaklam ve haram diye isim len dirm itir. Fakat gerekte insan v a r o ld u u n d an
itibaren k en d isiyle b irlik te yasak da v a r olm u tu r. d em A llah ken d isin e aaca y a k
lam ay y asaklad n d a cennetteydi!
n o tla r :
Abdlgani en-Nablsinin Bakiyyetullahi Hayrun Ba'del-Fen adl bir risalesi vardr. Ancak risaleyi incele
diimizde risalenin ismindeki bakiyyetullah ifadesinin tbnl-Arabtnin kast ettii eyle ilgili olmadn
grdk.
A l l a h n E l i / k i E l bkz. Y e d u lla h /Y e d a n
Sekin kulun kalbi, Allahn evi, bak yeri, ilimlerinin bulunduu maden, srlarnn
mertebesi, meleklerinin ini yeri,4 nurlarnn hzinesi, ynelinen Kabesi5, grlen
Arafatdr. ( m evak I, 14i)
lim , bilgisi her eye nfuz eden kimsedir. nsan ne zaman byle olabilir? Kalbi
Hakkn evi olduunda. Hak kalbinde bulunmakla kulu, kul da Allahn kulun b
tn kuvvetleri olmasyla Hakk brdnde bilgisi byle olabilir.6 Hak kuatan
dr, ilmi de Haktan baka bir ey deildir. Bu durumda kul her eyi bilir, ( f t h t ,
IV:437)
6
Allahn Glgesi
bnl-Arab son metinde tek hakikatin iki yn arasnda zuhurun yer deitirme
sine dikkat eker. Bu yer deitirme gerekte yaratklarn H akka yaklamasndan
ibarettir: kurb- nevfil [gnll ibadetlerle H akka yaknlk] ve kurb- feriz [farz
larla Hakka yaknlk] makamlar.7
N O TLA R :
' P. Nwiyamn sofilerin kalbe Allah'n evi diye iaretleriyle ilgili remiz ve benzetmelerine dair nesnel ve
bilimsel aratrmas iin bkz. Exegese Coranique, s. 325 vd.
1 Bkz. S uret.
3 Bkz. K alp.
4 Kalb beyt-i mamurdur ifadesine telmih.
5 Ibn'l-Arab yle der: Kalbi Mekke gibi yap: Rabbinin katndan her eyin mevyesi sana rzk olarak
gelsin. 5 u am'dan, bu Msrdan, o Yemenden, bu da Necdden. Kalbini Mekke gibi yaptnda, ilahi i-
simlerin ve varlklarn hakikatlerinin meyveleri ona gelir" (Teracim, s. 44).
6 Kulun kalbi Hakk'n evi haline geldiinde, Hak da onun evi haline gelir. Bkz. N afile v e F a n b ad etlerin
U latrd M akam lar.
7 Bkz. N afile v e F arz bad etlerin U latrd M akam lar.
s*
Allaha ait her mazhar veya suret, O nun glgesidir. Burada Allah derken, bnl-
Arab btn isimleri kendinde toplayan ismi kasteder. Allahn glgesi ilahi ztn
mazhar deil, btn isimleri ihata etmesi bakmndan Hakkn mazhardr. Bylece
Allahn glgesi, lem veya lbnl-Arabnin siva'l-Hak dedii Hakkn dndakiler
olmaktadr.
Sival-Hak [Haktan bakas] denilen veya lem diye isimlendirilen ey, Hakka nis
petle ahsa gre glge gibidir. lem Allahn glgesidir. Bu, varln leme nispeti
nin ta kendisidir. nk glge, hi kukusuz, duyuda mevcuttur. lem diye isim
lendirilen bu ilahi glgenin zuhur mahalli ise, mmknlerin ztlardr. Sz konusu
ztlar zerine bu glge uzar. Bylece bu glgeyi bu ztn varlnn kendisine yan
smas lsnde idrak edersin. Fakat Hakkn Nur ismi sayesinde idrak gerekleir
ve bu glge mmknlerin ztlar zerine bilinmeyen bir gayb suretinde uzar.
Grmez misin ki glgeler siyaha alar. Bu durum onlardaki gizlilie iaret eder. Bu
nun nedeni ise glgeler ile glgeleri olduklar ahslar arasndaki mnasebetin u-
zakldr.' (FUSS, 101-102)
Allahn glgesi, halifesi olmak zere, Hakkn bir zellii veya ismiyle zuhur eden
kimsedir. Halife (zahir halife ve btn halife, bkz. H a lif e /H ila f e t ) , o halde, Allahn
glgesidir.
62
Allahn iar
Zahiri hilafet:
Btni hilafet:
Allah herkesi kendisinden perdelemi, ancak insan- kmil iin zuhur etmitir, ln-
san- kmil, Hakkm uzam glgesi, belirlenmi Ar, varln kemaliyle nitelenmi
amalanm evidir, ( f th t , i:282)
Allah insan- kmili byk ve klli insann halifesi yapmtr. O Allahn yaratklar
iinde onlardan olan halifesidir. Bu nedenle de o halifedir. Onlar, kendilerini halife
atayan tek bir ztn halifeleri, dolaysyla O nun glgeleridir, ( f th t , 111:297)
Allahn ilk anahtar, insan- kmilin gaybdr. O, Hakkm dndaki her eyde
Hakkm glgesidir.2 ( f th t , i:279)
N O T LA R :
lemdeki her ey, o eyi kendisine delil yapmas bakmndan Allahn iardr. Allah
iarn yceltenleri nitelemi ve Allahn iarn yceltenlere gelince, bu davran
kalplerin takva sahibi olmasndan kaynaklanr demitir. Baka bir ifadeyle iarlarn
yceltilmesi, kalplerin takvasndan kaynaklanr. Allah teklif diyarndaki iarlarn
mkellefin btn grnr hareketlerinde tanmlamtr, ( f th t , 11:527)
63
Allahn Yolu
Allah seni yce diye nitelemi ve seni kendisini yceltmeye tevik etmitir, yle
buyurur: Allahn iarn ycelten kimselere gelince: bu davran kalplerin takva sa
hibi olmasndan kaynaklanr. Sen Allahn iarlarnn en bysn, ( f th t ,
11:641)
Allah sana bilmediin eyleri retmitir. O nun senin zerindeki ihsan pek b
yktr. Bylece Hak, bu mertebede senin nefsinin iarlarndan olmutur.' Bylece
sen kendi nefsini onunla bildin ve O nu da kendin sayesinde bildin. Bunu dn!
iarlarda bir araya geldik, srlarda ayrldk.2 Ondan bize ait olan tecelli, bizden ona
ait olan ise srlardr, ( f th t , iV:11o)
Sfat niteleneni ister. Bylece siz, Allah'n iar olmaktan ktnz ve Hak kendisine
delil oldu. Bir ey baka bir eye mutlak kesinlikle delil olamayacana ge, bir e
yin kendisinden daha iyi delil olamaz. Ak bir eyi tanmlamaya kalktnda, onu
belirsizletirirsn. ( fth t , i:226)
N O T LA R :
1 O sana bilmediin eyleri kendi nefsinden rettii iin, kendi nefsine delilsin.
2 insan kendisini Hak seyesinde tanr, Hakk da kendi nefsiyle tanr.
3 Ibnl-Arabde eair iin bkz. el-Ftuhll-Mekkiyye, c. II, s. 672; el-Ftuhtl-Mehkiyye, c. IV, s. 49,127,
2 4 b 339
A l l a h n Y o l u bkz. S r a t - M s t a k im
64
Alt/Altta Olma
Siva, Kuranda iki ey arasndaki denge ve istikamet anlamnda kullanlr. 'Baka' anlamndaki siva yer
almaz:
Bundan sonra inkr ederse dz yolun ortasndan (seva's-sebil) sapmtr. (5:12)
Kendilerini korkutsan da korkutmasan da onlar iin birdir (seva). (26:10)
S?"
Sfiler Allahn dndaki yaratklar siva diye isimlendirmede derece derecedir: Rab-
Allahm karsnda her merbub siva ve bakadr.
Her ilmin kayna, ilahi lemdir. nk Allahn dndaki her ey, Allahtan gelir.
(FTHT, S, 55)
Biliniz ki -A llah sizlere yardm etsin- Allah yle buyurur: Bana dua ediniz, size
icabet edeyim. Bunu rendiinde, Allahn her eyin Rabbi ve sahibi olduunu da
renirsin. Bu yzden Allahn dndaki her ey, Rabbin kullan, bu Gerek Sahibin
mlkdr, ( f tuh at , s, 133)
N O T LA R :
' lbnl-Arab'de siva terimi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, BS, s. 196; S, s. 39; AS, s. 4.
A lt/ A lt t a O lm a [Alt anlamndaki ta/t'n harfleri] ta, ha, te tek anlaml kktr; "bir
eyin alt" demektir. Kelimenin farkl bir ifadesi olan tahut ise "dk insan" demektir.
(mucem )
S9 "
Alt, Kuran'da pek ok yerde geer, fakat hi birisinde szlk anlamnn dna kmaz. Alt, stn zdd-
dr:
zerlerinden ve ayaklarnn altndan (tahte erclihim) yesinler diye... (5:66)
st ve alt (fevk, taht) konum anlam tayan iki iarettir; bu nedenle her iki terimi
65
Ama'
Allah insan kul olarak yaratm, o ise Rabbine byklenmi ve ululuk taslamtr.
Hak haddim hilmez bu kulun byklk taslamasna karn yine de onu altndan
korur.2 Buna Bir ip sarktsaydnz Allahn zerine derdi hadisiyle iaret edil
mitir. Bylece Hz. Peygamber alt ynnn Allaha nispet edilebileceine iaret et
mitir. st de zerlerindeki rablerinden korkarlar" ( 16:50) ve O kullan zerinde
kahr sahibidir (6:18) ayetiyle Hakka izafe edilmitir. u halde st ve alt Allaha ait
tir; bu nedenle alt yn insan vastasyla ortaya kar, ( fuss, 171 )
Fussu'l-Hikem rihi Bali Efendi metni yle yorumlar: Alt ve st ynlerinin nispe
tinin eitlii nedeniyle Hakkn st ve alt ynlerine sahip olmas insan vastasyla or
taya kar. Bu ynlerin Hakka nispetinin eitlii, Hakkn her ynden eyay kuat
m olduunu gsterir. Bylece st ve alt ynlerinin gerekte insana deil, Allaha ait
olduu anlalmtr. Cahil kul ise, bunu bilmez ve bu nedenle Rabbine kar ululuk
taslar ve byklenir. bnl-Arab st ve alt terimlerini bilgiye tamlama yaparak da
kullanr ve st ilimleri ve alt ilimlerinden sz eder. st ilimleri ile vehb [Allah ver
gisi] ilimlere iaret eder; bu balamda verilmi her ilim st ilimlerindendir. Alt ilim
leri ise almayla elde edilen ilimlere iaret eder. Gayret ve aba ile elde edilmi her
trl ilim, alt ilimlerdendir.
ilimler iki ksmdr: Bir ksm verilmi ilimlerdir, bunlar zerlerinden rzklanma-
lar iin (s.-66) ifadesiyle kastedilen ilimlerdir ve Allah korkusunun rn olan bil
gilerdir. kinci ksm ise kazanlan ilimlerdir. Ayaklarnn altndan (s.-66) ifadesi bu
ksma iaret eder. Bu ayet insanlarn aba ve gayretlerine iaret eder, (ftuhat, i:S94)
N O T LA R :
1 Bkz. Z ah ir Btn.
2 Hadis Dizini, no. 18.
A m a ' (Nefes i Rahman, el-Hak el-mahlk bih'i1 [yaratmada vasta olan Hak], hayal-i
mutlak [mutlak hayal], aynu'l-berzah [berzahn kendisi], insan- kmil mertebesi,
66
Ama'
hakikat'l-hakaik [hakikatlerin hakikati]) Ayn, mim ve illet harfi tek kktr ve "rtmek
ve perdelemek" anlamna gelir. "Sktrlm youn bulut" anlamndaki ama' bu kk
tendir. Bulutun bir paras amae'dir. Kissa yle der: "O ama'dadr," yani karanlktadr.
Bir gre gre ama', "toz" demektir, ( m u c e m )
S?"
Ama'mn Neles-i Rahmandan meydana gelii, onun sadece Rahman olmas ynn
den deil, ayn zamanda ilah olmas ynndendir de. Btn varlklar, Ama'da kn
[ol] veya ilahi el (Adn cenneti) veya iki el (dem) vastasyla zuhur etmitir. Ama'
ise zellikle nefes vastasyla ortaya kmtr. Bu zuhurun kayna bilinmez hazine
idim" hadisinde dile getirildii gibi sevgidir.6 Bu sevgi sayesinde teneffs gerekle
mi ve Nefes zuhur etmi, o da Ama' olmutur. Bu nedenle ari, ona ama' adn ver
mitir; nk bulut anlamndaki Ama' buharlardan doar, ( f th t , i:3io)
Nefes-i Rahmaniyi kabul eden ilk suret, Ama'mn suretidir. Ama', iinde rahmet bu
lunan, hatta rahmetin ta kendisi olan Rahmani bir buhardr. Bylece o, Hakkn ka
bul ettii ilk zarf olmutur, (ftht, i:43 o)
Hak yaratklarn yaratm ve onlar Ama'da ortaya kartmtr. Ama' Nefes-i Rah-
manidir. Bu yzden yaratlmlar, konuann nefesinde farkl mahrelerdeki harf
lere benzer, ( fth t , i:465)
67
Ama'
Ama', el-hak el-mahlk bifidir [yaratmada vasta olan Hak]: Ama, Hakkm dndaki
her eyin vastasyla yaratlm olduu Hak'tr. Ama', Hakk'm teneffsnn sureti ol
mas itibariyle Haktr; nk Hakkm teneffs kendisidir. Ama', Allahn dndaki
her eyin vastasyla yaratld eydir, nk Ama', btn suretleri kabul eden le
min cevheridir.
Ama', el-Hak el-mahlk bihi7 [yaratmada vasta olan hak] diye isimlendirilir. Sz ko
nusu Ama', lemin cevheri olmutur ve lemin suretlerini, ruhlarn ve btn tabi
atlarn kabul etmitir. O sonsuza kadar btn suretleri kabul edicidir. Ama1 Hakk-
m teneffsnden, lem diye ifade edilen suretler ise kn [ol] kelimesinden meydana
gelmitir, ( f th t , i:33i)
Ama' btn suretlerin ve eylerin asldr. O asldan meydana gelmi ilk /erdir.
(FTHT, lll:420)
Ama' btn lemin cevheridir. lem ancak hayalde zuhur etmitir. O, z gerei
tahayyl edilendir.8 ( f th t , ii:313)
Ama' meknlarn ilkidir, mertebe ve meknlara ait zarflar ondan ortaya kmtr. O
mmknlerin hakikatlerinin sabit olduu ve yerletii mndr, ( f t h t , i:283)
Ama kadimde kadim, yaratlmta hdistir. Ama, Varlk iin Tanrya izafe ederken
kadim, yaratlma izafe ederken hdis diye verilmi hkmn benzerine, hatta o
hkmn kendisine sahiptir. Ama' Hakkn bir nitelii olmas ynnden ilahi; le
min nitelii olmas ynnden hdistir [sonradan olmu], O halde nitelii olduu
68
Ama'
Mutlak Hayal, Ama1 denilen eydir. Allah bu Ama'da lemin btn suretlerini a
mtr. u var ki bu Ama' mutlak hayaldir: Mutlak hayal btn varlklarn suretle
rini kabul edicidir ve var olmayan eyleri de tasvir edebilir. Bunun nedeni, hayalin
geniliidir. te hayal Ama'nm ta kendisidir, baka bir ey deildir. (FTHT, i:3io)
Ama1, Hakkn bulunduu ilk yer ve mekn, zuhur etmi ilk ilahi mazhardr; Allahn
dndaki her ey, ondan zuhur etmitir. Ama1, Rab isminin istivaghdr.
Hak, meknlardan Ama'y'3 semi ve yaratklarn yaratmadan nce Ama' ona aitti.
Gl melekleri de ondan yaratmtr. Bylece Ama'y kendisi iin bir mekn yap
mtr. (FTHT, 11:174)
Allah altnda ve stnde hava bulunmayan Ama'da idi. Ama Hakkn kendisinde zu
hur ettii ilk ilahi mazhardr. ( fth t , c. 1,147)
Ama1'4 Rab isminin istivaghdr,'5 nitekim Ar da Rahman isminin istiva ettii yer
dir. (FTHT, 11:283)
N O T LA R :
el-Hak el-nahlk bihi lbnl-Arabnin bn Berrecandan ald bir terimdir. ki terim arasndaki Tark iin
bkz. Afifi, Min-eyne isteka bn'l-Arab fehefetuhu's-sfiyye.
2 Ama' hakknda bkz. Crcani, Trifat, s. 163; Kayseri, Matlau Hususil-kelim, s. 4; Izzeddin b. Abds-
selam, Istlahat, s. 86; Davud el-Kayseri, erhu Taiyye, s. 7; ehrazuri, Tenbihul-Ukul, s. 64; Nablusi,
Verdul-Vurud, s. 3; Abdlkerim el-Ctl, nsan-1 Kmil, s. 30-32; Letaiful-A'lm, s. 132; Tehanevi, Keaf, c.
V, s. 81.
3 Bkz. Hadis Dizini, 33.
4 lemin yaratlyla ilgili olduu iin rahmete nispet.
3 Bkz. K elim e.
6 Bkz. Hadis Dizini, 34.
69
Ama' Ar
A m a ' D e n i z i bkz. B a h r
70
Ana
Amel cennetleri yz derecedir: Her derece menzillere ayrlr. En stn Adn cen
netidir. tnsanlarn Hakk grmek iin toplanacaklar Kesib orada bulunur. Kesib,
Melikin diyar olmakla cennetlerdeki en ulvi yerdir. Onun etrafnda sekiz sur, her
iki sur arasnda bir cennet vardr.3 ( f th t , 1:319)
N O T LA R :
' Amel cennetinin karsnda amel cehennemi bulunur. Ibnl-Arab yle der: Atete amellerin karl
olan ate bulunur (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 440). Ayrca bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 4 41,
599; el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 327; F: IV , s. 402.
2 Bkz. C en n et.
3 B k z . el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 4.
A n a Her eyin asl ve kayna demektir (Firzbd, el-Muhit, IV76). ["Ana" anlamn
daki lim kelimesinin kk harfleri] e//Tve mim, tek kktr ve drt anlam tar. Bu drt
anlam asl, merci, topluluk ve dindir ( m u c e m ). m [ana] ayrca "reis" anlamna da gelir
(a.g.y., 31).
S9
m [ana] mml-kitap [kitabn anas] eklinde kitaba eklenerek, mm'l-kura [ehirlerin anas] eklinde
karye veya kura kelimesine, mm Musa [Musann anas], mm Isa [Isann anas], mmh [onun
anas], mmehatkm [analarnz] tarznda insana tamlama yaplarak kullanlr. Kelime insana tamlama
yapldnda daima ana demektir:
Klli nefs Yce Kalemin ilka [aktarma] mahallidir. Onun altndaki her ey treyi
lemindendir. Akl1 onun babas, nefs anasdr, ( f t h t , i: 4 2 9 )
Sylenen kelime havada anasn - k i anas onu syleyendir- bilen, tespih eden bir
melek eklinde teekkl eder; babas ise bilinmez, ( f t h t , IV:2 0 3 )
71
Ana
(FTUHAT, 11:276)
Ana doanda ortaya kan her zellii kendinde toplar ve anas olduu her ey ze
rinde hkmrandr.
mml-kitapta [Fatiha Suresi]4 gazap anlamna gelen hibir ayet yoktur; btn
ayetleri rahmettir. O ana olduu iin kitaptaki btn ayetler zerinde hkm sahi
bidir. (FTHT, 11:551)
Ana etkin babann karsnda etkilenen; bilen zelliin karsnda yapc zellik; et
kenin kart edilgendir. Btn etkilenenler ise, anadr, ( f th t , I:138)
Bir eyin ana olmas iin edilgen olmas yeterli deildir, bu durumda o sadece dii
dir. Analk zelliinin kazanlmas iin mutlaka baba gerekir. O halde analk babalk
ve ocuun varlyla gl bir ekilde irtibatldr. Ona ana adn verdiren ocuktur.
Yani bir eyi bilmek insan o eyin babas yapaca anlamna gelmez; bilginin eylem
le yaratmaya dnmesi gerekir. Yoksa bilen sadece bilgisi iin bir mahal olabilir.
stelik baba olmak bir yana bu durumda ana haline gelir. O halde babalk sonu ve
ren etkin ilim demektir.
Yapabilme zelliine sahip olmayan herhangi bir baba baba deildir, hatta o bilen
olsa ve anlamann gereklemesi iin iaret veya sz gibi aktarma aralarndan mah
rum kalp bilgisini eyleme geiremezse hibir adan baba deildir. O sadece sahip
olduu bilgiler dolaysyla ana haline gelir, ( fth t , 1:140)
Ana da bir adan varla verilen bir zellik ve bantdr.5 Bu sayede bir ey ayn
anda iki farkl ynden ana ve baba olabilir: zerinde bulunan eyden etkilenerek
ana, kendi altnda bulunan eyler iin de baba olmutur. Felekler erkektir; unsurlar
72
Anka
ise olu ve zuhur mahallidir. Felekler kendilerinde ortaya kan eyler iin ana ol
mulardr. Etkin olanlar melekler, edilgin olanlar ise feleklerdir, ( f th t , iv:337)
Kendisine ait eyi saklayan kimse doasnn arznda [yer] kalbini gizlemi demektir.
Byle bir insan anasnn oludur. Babas olsa bile ona nispet edilmez. rnek olarak
anasna nispet edilen Meryem olu tsay verebiliriz. Hz. tsa sadece cisimsel bir par
aya nispet edilmitir, (ftht, n.-32 o)
NOTLAR:
1 Akl=Ilk Akl=Yce Kalem.
2 Eb-Al Aff bu paragrafta geen tdbiyi, btni ilmi peygamberden miras alan Mslman mutasavvf
diye yorumlar (Silsikt't-Trasi'l-lnsaniyye, c. I, s. 160).
J (7:54) ve (13:3) ayetlerine telmih.
4 Bkz. K itab n A n as.
5 Bkz Dii.
6 Bkz. B a b a .
Anka nedir? diye sorulursa deriz ki, Hebadr. Heba, ne var ne yoktur, vakada orta
ya kar. (FTHT, ll:130)
73
A raf
Ben garip Ankaym.' Anam talanm Gvercin, babam gl Kartal; olum, simsi
yah Karga. Ben, k ve karanlk unsuru; emanetin ve thmetin mahalliyim. Saf a
dnmem; nk o benim zddm! Bilgiyi de tanmam, nk ben ne diriltildim ne
de ortaya karldm. Beni ven herkes, anlaytan uzak, vehim sultan altnda ezil
mi demektir. Ben yle bir hakikatim ki, katmdaki genilii, ona yerleen herkese
giydiririm. Hibir sureti tamaktan aciz deilim. Bilgin olmadm halde, bilgileri
vermek zellii bahedilmitir; hkm vermem ama, hkmleri ihsan ederim.
(TTHAD, 146)
N O T LA R :
1 Anka hakknda bkz. Ittihadul-Kevn, s. 141; ayrca bkz. Gazali, Risalett-Tayr, s. 50.
A r a f U rfu'l-cebel, "dan yksek yeri", yksek olan her eyin srt ve yceleri demektir.
oulu a ra f ve ire fe ' dir. Ayet-i kerimede "Araf zerinde rical vardr" (7:46) buyrulur.
Araf szlkte u rf, yani "yksek yer" demektir. Zeccac yle der: "Araf, surun yksekle
ri demektir." Bir tefsir bilgini yle der: "Araf, cennet ehli ile cehennem ehli arasndaki
surun yksek yerleri demektir." A r a f eh li'rim kim olduu hususunda gr ayrl ol
mu, baz bilginler: Onlar, iyilik ve ktlkleri eit gelip, iyilikleriyle cenneti, ktlkle
riyle de cehennemi hak edememi, cennet ile cehennem arasndaki bir perde zerinde
kalm kimselerdir, demilerdir. Ayette zikredilen "adamlar"n anlam, Allah daha iyisini
bilir ya, u da olabilir: Cennet ehlini ve cehennem ehlini bilen kimseler, ite Araf ze
rinde bulunan o kimselerdir. Baka bir grup lim yle demitir: Allah onlar cennete
sokacan bildirmemitir. Baka bir gre gre ise Araf zerinde bulunanlar peygam
berlerdir. Bir gre gre ise meleklerdir. Onlardan her birisi simalaryla tannrlar, bu
nun anlam ise udur: Onlar, cennet ehlini yzlerindeki nee, gl ve sevin sayesinde
tanrlar. Nitekim Allah yle buyurur: "O gn yzler vardr ki, aydnlk saar, gler, se
vinir" (80:38). Cehennemlikleri de kendi simalaryla tanrlar; onlarn simas, kara ve toz
ludur. Allah Teala yle buyurmutur: "O gn yzler vardr ki, aktr, baz yzler ise ka
radr." Araf Da ise bir tepe gibidir. Yeryznn u r f u, yksek yer demektir. oulu
ise a r a f tr. Tekili u rf tur. Haznn a 'ra f, "yksek arazi" demektir (Usan ).
s ?-
74
Ariflerin Gzlerinin Bakt Yer
Araf, cennet ile cehennem arasnda berzah zellii tayan engelleyici bir surdur (bu
surun ii rahmet, d azaptr). Araf, mutlular diyar ile mutsuzlar diyar arasndaki
snrdr; baka bir ifadeyle, grenler ile perdeliler diyar arasndaki snrdr, ( ft -
HT, S, 157)
Araf, cennet ile cehennem arasndaki surdur. Btnnda rahmet bulunur. Bu, A-
rafn cennete bakan yndr. Zahiri ise azaptr. Bu da, cehenneme bakan yn
dr. Tartsnn iki kefesi de denk gelen, Araf zerinde bulunur. Onlar bir yandan
atee, bir yandan cennete bakarlar ve bu iki yerden birisine girmelerini temin ede
cek bir stnlkleri yoktur. Onlar secdeye davet edildiklerinde - k i secde Kyamet
Gnne dek kalacak tek ykm llktr- secde eder. Bylece iyilikleri stn gelir
ve cennete girerler. Bazen Araf ehli gnahlar nedeniyle cehenneme bakarlar, bazen
de sahip olduklar iyilikler sayesinde cennete bakarlar, ( f th t , ds, 660)
Araf adamlar, snrda bulunanlardr. Allah yle buyurur; Araf zerinde adamlar
vardr. Onlar, korku sahibi ve ayrt eden insanlardr; her trl nitelikten arnm
lar, dolaysyla herhangi bir zellie sahip deillerdir, ( f t h t , s, 154)
Denilmitir ki: Onun himmeti Ara mensuptur. Bu ahsn makam, Araf'n btn
dr. O saadet ve ekavet ehli arasndaki surdur. Araf'n adamlar vardr, bunlar
zikredileceklerdir. Onlar, Eb Yezid Bestam ve bakalar gibi, herhangi bir niteliin
snrlamad kimselerdir. Onun makam Aral'n iidir; nk onun bilgisi rahma
nidir, himmeti arldir; nk Ar, Ramanm istivaghdr. Araf'n iinde rahmet
vardr, dnda ise azap bulunur, ( f th t , s , 276)
75
Ar
[Takliti] demin ilminden ilahi-zel vechi [yn] renir; zel vecih taklitiyi [o-
laylarn] sebep ve illetiyle yetinmekten al koyan Allahn dndaki her varla aittir.
Aklc ise2 [Allah ile varlklar arasndaki] bu zel yn hibir ekilde bilemez. Onu
bilmek iksiri bilmek demektir. te ariflerin iksiri budur. ( ftht, 11:273)
N O T LA R :
Bir tek kelime, blnmtr. Bu kelime Arta tektir. O Arta tek bir rahmettir ki,
her ey kendisine varr. Krside ise rahmet ve rahmetle kark gazaba dnr.
(FTHT, 111:432)
76
Ar
Ar nedir? diye sorarsan, deriz ki: Snrl isimlerin istivagh. Onda benzersizin
benzerinin sureti zuhur etmitir. te bu, sabit olan benzerdir, ( f t h t, ll:i29)
Mlk:
Ey samimi dost, Allah sana yardm etsin! Arapada ar mlk anlamnda kullanlr.
Ynetimine bir bozulma girdiinde selle arul-melik [hkmdarn mlk dald]
denilir. Bazen erir [taht] anlamnda kullanlr. Ar mlkten ibaret olduu iin, onu
tayanlar onu ayakta tutanlardr. Ar erir ise onu tayanlar, zerinde duranlar ve
ya srtlayanlar olur. Arn tayclar saylabilirdir, ( f th t , 1:147)
stila:
Zuhur ve tecelli:
Seni ehil edindiinde, ona kavumak iin bir mahal, istiva etmesi iin ar,1 tenezz
l iin gk, ayaklar iin ise krs haline getirir. Bylece senin adna kendinde Hak
77
Arz
hata [kuatma]:
Allah btn varlklar ihata eden kevn [olu] dairesini yaratmtr. Bu daire, en yce
erir olan Ar2 diye ifade edilmitir, ( esfar , 10)
N O T LA R :
A r z Aa olan ve gn karsnda bulunan her eye arz denilir. Atn st ksmna gk,
alt ksmna ve ayaklarna arz denilir. Atn semas yksek blgesi, arz ise ayaklardr. Arz
zerinde bulunduumuz yerdir ( m u c e m ). Arz hayvann ayaklarnn altdr. Ayrca ayak
larnn yerletii ve aadaki her ey arzdr. ( m u h t )
S?"
Arz Kuranda daima tekil yer almtr ve arzullah [Allahn arz], arz/ [benim arzm], arzukum [sizin arz
nz], arzuna [bizim arzmz], arzuhum [onlarn arzlar] gibi Allah ismine veya bitiik zamire tamlama ya
plm olsa bile oul zikredilmemitir. Arz kelimesinin genellikle sema [gk] kelimesinin kart olduunu
grmekteyiz. Her durumda kelime, insann zerinde yaad yeryz anlamnn dna kmamtr.
ss-
Arz Ibnl-Arabde tekil ve oul1 olarak gemi ve farkl anlamlar kazanmtr. Arz
Hakkn sfatlarnn karlnda (sema), yaratlmlarn sfatlar, yceliin zddna
sflilik,2 dzgn lemin (sema) kart olarak bozulu lemidir.
Arz ynn yerli yerindeyken sema [yce, gk] olursan: ite bu kemldir. Allah a-
damlanndan bazlar Onun zerindeki her ey fanidir (55:26) ayetine dayanarak
78
Arz
arz ynn yok eder. A rif ise arznn dndan iine intikal eder, dolaysyla ondan
fani olmak yerine gereini idrak eder. Sen de yle yap! ( f th t , iv :433)
Bu metinden arifin arz ynnn kendisindeki Hakka ait zelliklerinin kart olan
yaratlmlk zellikleri olduu ortaya kar. tbnl-Arab arifin bu zelliklerini yok
etmesi yerine, onlarn hakikatini idrak etmesinin gereini dile getirir.
Allah yle buyurmutur:3 Allah gkleri, arz ve aralarndaki eyleri hak ile yarat
mtr. Gkler ulvi lemler, arz sfli lemlerdir. Gk slah lemi, arz bozulu le
midir. Elbisede, yaprakta, ahapta meydana getirdii bozulma nedeniyle arza [gve,
kurtuk] denilen ey bundan tretilmitir, ( f th t , i:285)
Gklerde ve yerdeki herkes dileyerek veya zorla4 Allaha secde eder. Gkler der
ken grnen ve bilinen g kastetmiyorum. Gk ykseklii, arz ise dkl an
latr. Bu balamda bazen gkte arz ehlinden birisi bulunabilecei gibi, arzda da gk
ehli bulunabilir, ( f th t , v:438)
insan bedeniyle birlikte arzda bulunur. Arz insann kendisinden yaratld ve gda
snn geldii ve varlm bozulmadan koruyan eylerin bulunduu yerdir. Allah in
san det zere arzn dndan rzklandrmamtr. ( ftht, i:249)
Biz yeryznde [arz] bulunan her eyi onun iin zinet9 [ss] olarak yarattk. Arz
bu deerlendirmede halk diye isimlendirilen eydir; onun ss10 ise Hak denilen
yndr, ( f th t , iV:250)
N O T LA R :
Ibn'l-Arab arz kelimesini arzn eklinde oul yapmtr. Bkz. el-Fthl'l-Mekkiyye, c. III, s. 424.
lbn'l-Arabnin bu tavr fasih Arapayla uyumludur.
79
Arzu
2 lbnl-Arabde sfli, meknsal bir anlamdan edilgenlik niteliine dnmtr. Her sfli edilgendir.
Bkz. Sfli A n a . Arz da edilgen ve kabul edici anlamn kazanr. Shreverdde de byle geer ve geni bir
ekilde Sadrddin irazde de yer alr. Bkz. Henri Corbin, Terre celesle et corps, 1960, s. 104.
3 "Gkleri ve yeri ve aralarnda olanlar Hak ile yarattk" (15:85).
4 Gklerde ve yerde olan her ey isteyerek veya zorla Allaha secde eder (13:15).
3 Burada Hakim Tirmiznin Salat'l-Arifin ve Bustanul-Muvahhidin isimli eserinden yeryznn akll ve
diri bir varlk olarak tezahr ettii metni aktaracaz: Sevban (r.a.) Hz. Peygamberden yle bir hadis
aktarmtr: Yeryz her gn yetmi kere yle nida eder: Ey dem oullar! Dilediinizi ve arzulad
nz yiyiniz, yemin olsun ki ben de sizin etlerinizi ve derilerinizi yiyeceim. Bu, tehditkr ve kzgn bir
seslenitir. Yeryz, peygamber ve velilere sinirlenmez; onlarn kendisinde bulunmasndan sevin du
yar. Yeryz onlar iinde bulduunda ise, efkatli bir anann evladn himaye etmesi gibi, onlar sak
nr. Yeryz saygszlk yapmayacak kadar peygamber karsnda hor ve hakirdir (s. 227 vd).
6 Yeryz rzkn ortaya kt yerdir. Burada ortaya kt deyiminin altn iziyoruz; nk rzk, sadece
yeryznn verdii hayrlarla snrl deildir, insann varlnn kendisiyle ayakta durduu ey de rzk-
tr ki, o Allahtr. Bylece lem veya yeryz ya da insan bedeni ortaya kma mahalli olur. Bkz. Rzk
7 Ebl-Al Afifi erhinde yirmi beinci fata yle der: Yeryz ve onda biten bitki trleri lemin; bitki
leri topraklan kmaya, bymeye ve gelimeye iten su ise, varlktaki hayat ilkesinin simgesidir (Afifi,
a.g.y., s. 298).
8 insann bedeni iinde, yaad yeryzdr; fakat o, Allahn yeryz olduu iin (bkz. A llah n G e n i
A m ) kendi yeryz diyemiyoruz (insann arz).
9 Biz yeryzndeki eyleri onun iin bir ss yaptk ki, hangileri daha iyi amel ileyecek deneyelim (18:7).
lbn Abbasa gre yeryznn zineti iinde yaayan erkek ve kadnlar veya bitkiler, aalar ve hayvanlar
dr (Bkz. Tevirl-Mkyas Min-Tejsiri lbn Abbas, Beyrut, s. 244). Nesefiye gre yeryznn ss, yararl
metaldir (Bkz. Tefsirn-Nesefi, c. III, s. 3). Szlk anlamyla zinet Iss] bir eyin gzellii ve gzelletiril
mesi demektir (Mucem). bnl-Arab yorumunda bu izginin dna kmamtr. Byklarnz ksaltn,
sakal uzatn hadisinde geen sakalnz uzatn ifadesi hakknda yle der: Bu hadisten De ki Allahn
zinetini yasaklayan kimdir?' (7:32) ayetinde geen sslenmeyi anlarsa, sakalna bakar. ayet sakaln g
zellii uzatlmasn gerektiriyorsa, kesmeden brakr. ayet gzelletirme yze yakacak tarzda dzgn
olabilmesi iin biraz ksaltlmay gerektiriyorsa, keser (el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 303).
Zinet [ss] Kuran- Kerimde tekil, tamlama ve nitelenmi halde gemitir. Allah ismine izfe edilmi o-
larak (7:23), dnya hayatna (18:28, 18:46, 37:6, 24:31, 7:31), topluma (20:87) ve eitli zamirlere izfe edil
mitir.
A r z u bkz. H u b
kavm u denilir.
b n l-A ra b a sk erler kelim esin i cnd [asker] anlam nda k u llan r. A sk er, tam lam a
y a p ld eylere g re, farkl anlam lar kazan r. Bu b alam da cndr-riych [rzgar as
keri], cndt-tayr d e n [ku askeri] farkl o ld u u gibi, h er ikisi de m an evi a sk erler
d en farkld r. O n la rn ask er olm alar, gen ellikle, b e lirli b ir g l fiilin varln a ba-
80
Asli ni
A k bkz. H u b
8
Ate
Kuranda nar, zalim bedbahtlarn ahiretteki yerleridir. O, yakt insanlar ve talar olan gerek atetir. Bu
atein cennetin derecelerine karlk gelen derekeleri vardr. blis ateten yaratlmtr.
Ate, cennet ve onun yolunun kart olarak, ahiretteki iki konaklama yerinden biri
sidir. O insann grnr ve grnmeyen amellerinin ateidir. Baka bir ifadeyle, a-
mellerin neticesidir; yoksa Allahn kendiliinden verdii bir ceza veya cennet gibi
bir miras deilidir. Ate, yz derekesi olan fke diyardr.
Atete ne miras atei ve ne de tahsis edilmi bir ate vardr; orada sadece amellerin
atei vardr, ( f t h t , i:4 4 o )
Ate azametten yaratlmtr, cennet ise ltuftan mevcut olmutur, ( ftht, i:72)
Oraya uramak ve sunulmak yoluyla girenlere gelince: Ate cennet diyarna giden
bir yoldur, onlar ateten rahatsz olurlar. Ate ehli olan kimseler de ilk kez atee
girdiklerinde elem duyarlar. Cezalar sona erdiinde ise atete, ceza olarak deil,
ehli olduklar iin kalrlar. Bylece ate, onlarn hakknda bir nimete dnr. yle
ki, sz konusu insanlar cennete konulsalard, zlrlerdi.1 (ftht, iv:12o)
Byk gnah sahibi ateten kamaz; nk ate onun vatandr ve ondan yaratl
mtr. Hatta, sonunda ateten kartlsa bile, kukusuz ki bu durumdan elem du
yar. Bu yzden byle bir insan iin atete yerleik bir nimet vardr ve bunu sadece
Allah bilenler hissedebilir.2 ( f t h t , v:i37)
Ate fke diyardr. Hz. Peygamber Cebbar ayam atee koyar, ate ise Yeter, ye
ter! der, buyurur. Bu ayak Allahn gazabndan baka bir ey deildir. Bu yzden
82
Ate
Allah ayan atee koyduunda, ate dolar, nk oras gazap diyardr. Hak ise
engin rahmet niteliiyle nitelenmitir. Bylece Hakkm rahmeti, onu doldurduu
gazabyla birlikte, cehennemi de kapsar.'Buna gre, cehennem iine topladklaryla
lezzetlenir. Allah onun, yani cehennemin iinde bulunanlara merhamet etmitir.
Bylece onlar iin cehennemde bir nimet yaratmtr. (FTHT, 11:386)
Cennet yz katldr, her katnda bir rahmeti vardr. Atein de yz derekesi vardr,
her derekede ise bir gizli rahmet vardr; sz konusu rahmet, bir sre sonra, o dere
kede bulunan kimse adna ortaya kar, ( f th t , iv-,48)
Ate, amellerin atei olmakla snrldr: insann amelleri grnr ve gizli ameller di
ye iki ksma ayrld gibi, bu amellerin karl da, zahir ve btn ceza diye iki ks
ma ayrlr: Allahn atei, manevi-btmi amellerin neticesini gsteren atetir. Cehen
nem atei ise grlr-duyulur amellerin neticesi olan tutuma ateidir. Allahn atei,
insann varldr. nk bu ate, manevi atetir ve inkr ve iki yzllk gibi gizli
amellerinin neticesi olarak insann derununda zuhur eder.
Ate iki tanedir: Allahn atei ve alev atei. Diyarlar iki tanedir: kurtulu diyar ve
yok olu diyar. Allahn atei bazen nar diye kaytsz kullanlmken, Allahn yan
c atei ( 104:4) gibi ifadelerde ise tamlama olarak gelmitir. Kul, her iki durumda iki
atein de kaynadr. Bu yzden insana ancak kendisinin meydana getirdii ey a-
zap eder, ( f th t , HI-.385)
Cehennem atei, derileri piirir ve cisimleri paralar. Allahn atei ise misal tarznda
cesetlenmitir; nk o manevi-btmi amellerin neticesidir. Cehennem atei, gr-
nr-duyusal amellerin neticesidir. Bylece bu durumda olacak kimse, iki azab da
kendine toplar, ( ftht, i:387)
Allahn kalplere nfuz eden tutumu atei ( 1 04:6). Bu ate, insann btndr; bu
yzden o, insann kalbinde zuhur eden btmi atetir, ( f t h t , lll:385)
83
A y P e y g a m b e r li i G n e P e y g a m b e r li i
atetir. Zahir ameller, btn amellerden meydana geldii gibi, cehennem atei de Al
lahn ateinden meydana gelmitir.
Btn ateten zahir ate meydana gelmitir. Kul, her iki durumda, iki atein kayna
dr. (FTHT, 111:385)
NOTLAR:
Ay P e y g a m b e r li i G n e P e y g a m b e r li i Ibnl-Arab peygamberin ve
peygambere varis olan velinin peygamberliini anlatmak iin gne ve ayn r
neini kullanmtr. Veli ve varisin peygamberlii, n gne konumundaki pey
gamberlikten almas ynnden, aya benzer, mstakil deildir.
[Kelimenin fiil kalplar] kademe, kaddemet, tekaddeme: Btn bunlar, arkada kalmak anlamndaki teah-
here kelimesinin zdd olan ne gemek anlamndaki fiillerdir.
Kabirler deildiinde, herkes nden neyi gnderdiini (tekaddemef) ve neyi braktn bilir.
(82:5)
De ki: Size vaat edilen bir gndr ki, ondan bir saat geri de kalmazsnz, ileri de gemezsiniz
(testakdimun). (34:30)
nsann aya anlamnda kadem, derinlemek ve sabitlemek anlamnda mecazi bir kullanmdr:
84
Ayak/Aya zerinde Olmak
Rabbimiz, zerimize sabr dok, ayaklarmza (akdamena) sebat ve dayankllk ver. (2:250)
Allaha yardm ederseniz, o da size yardm eder ve ayaklarnz' (akdam) sabit klar. (477)
Ynelmek:
Onlarn yaptklar amellere ynelmiiz, onlar etrafa salm zerrelere evirmiiz. (25:23)
S?"
bnl-Arabde2 kadem, sabit olmak demektir.
Ibn Sevdekin bana yle demitir: Sana mutlaka yerine getirmen gereken bir nasi
hatte bulunaym ki, o Allah karsnda benim kademimdir [zellik, hal]. Asla kul
luktan ayrlma. (VESAlt, 6)
Bu ifadeden kademin10 Allah karsnda insann yerletii bir hal veya nitelik olduu
85
A'yn- Sbiteyi Mahede
NOTLAR:
Sbt mahede, a'yn- sbitenin ilahi ilimde sabitlik halindeki halleridir. A'yn-
sbite, bnl-Arabye gre, gerek sabitlik gerekse d varlktaki hallerinde, gerek
ve kendine ait varlk kazanm deildir. Buna gre, sbt leminde olduklarnda on
larn varl sbti varlk deil, sbti uhd olur. D varlkta olduklarnda ise, var
lklar gerekte varlk deil varlkta grlmek olur.
Kemle ermi ariflere gelince, onlarda asla gariplik bulunmaz ve onlar meknlarn
da sabit hakikatlerdir; vatanlarndan asla ayrlmamlardr. Hak, kendileri iin bir
ayna olduunda, suretleri aynada gzken suretler gibi o aynada zuhur etmitir. Bu
suretler onlarn hakikatleri deildir; nk onlar, aynann ekline gre ortaya k
mlardr. Bu suretler de ayna deildir. nk gerekte ayna, kendileri olmad
halde onlardan zuhur eden eyleri tafsilletirir. Onlar, (zuhur etmekle sbt haline)
yabanclamamlardr. Onlar varlkta1 uhd ehlidir ve hkmlerin ortaya kmas
nedeniyle varlk kendilerine izafe edilmitir, ( f th t , 11:529)
86
1 Yani, onlar varken bile yoklukta sabit olduklarn mahede ederler.
A y k l k bkz. S a h v
A y r a n i z g i bkz. n s a n - K m il
A y r a n S n r bkz. in s a r - K m il
A y n a [Ayna anlamndaki mira?n kk harfleri olan] ra, hemze ve ya "ba gz" veya
"basiretle grmek" anlamna gelen bir kktr. Rey, insann bir konudaki fikridir, ou
lu ara'dr. Rya, gzel grnm demektir. Mirat, bilinen bir eydir. Rya da malumdur.
(m u c e m )
S?"
Mallarn insanlara riya [gsteri] olsun diye intak edenler, Allah'a ve ahiret gnne inanmayan
lardr. (4:38)
Rya:
Ey topluluk! Rya tabirini biliyorsanz, benim ryam hakknda bir gr bildirin. (12:43)
87
Ayna
ratmtr.
Hak saysz gzel isimleri' asndan onlarn hakikatlerini btn varl kapsayan
kuatc bir varlkta grmek isteyince, btn lemi ruhu olmayan bir ceset gibi ya
ratmtr. lem parlatlmam bir ayna gibiydi. lahi Emir, lem aynasnn parlatl-
masm gerektirmi, dem de bu aynann2 cilasnn ta kendisi olmutur, ( fuss, 48)
nsan, meyvesi olmas ynnden, btn lemdir (kevn); ondan farkl oluu ynn
den de srrdr. nk insan, isim ve sfatlarnn zuhur etmesiyle, leme tecellisinin
yansd bir aynadr. Btn isimlerle gerekleen tam ve yetkin tecelli, ancak -
demin3 yani insan trnn ortaya kmasyla gerekleebilir, ( bulga , 12 )
Ayna eitli dellet ve gndermelere sahip bir simgedir: ncelikle lbnl-Arab tek
varlk hakikatinin iki vehesini (Hak ve halk) birbirlerini grecek ekilde kar kar
ya koyar: Hak=halkn aynas, halk=Hakk'm aynas. Bu balamda Hakka izafe edil
diinde aynann epistemolojik; halka izafe edildiinde ise ontolojik bir boyut kazan
dn grrz: a) Hak=halkn aynas=sonradan var olann aynas. Bu balamda
Hakkn grlmesi ve lbn'l-Arabnin konu karsndaki tutumuna eileceiz. Varl
n birliine inanm bir teoride ve -H ak ve onun isim ve sfatlarndan baka bir ey
olmad iin - her eyi Hakka irca eden bir varlk yapsnda, u tarz geleneksel bir
soru anlamszdr: Hakkn bu dnyada grlmesi mmkn mdr? Kukusuz ger
88
Ayna
ee ulam arif, Hakk her eyde grr. nk her ey, Hakkm bir tecellighdr.
Fakat arifin Hakk her eyde grmesi zikredilen geleneksel soruda kastedilen grme
deildir. nk o soruda kastedilen, tecellilerinde deil, kendi mertebesinde Hakk-
n grlmesinin mmkn olup olmaddr. Acaba bu anlamda grme tbnl-Arab-
ye gre mmkn mdr? Kul ulhiyetinin mertebesinde Hakk gremez, hatta ku
lun marifetinin zirvesinde Hakkm grlmesine imkn veren bir an vardr. Bu esna
da bile kul, ancak kendi hakikat ve suretini grebilir.4 Bu nedenle lbnl-Arabye
gre Hak kendini grmede kulun aynasdr. Hakk grmenin zirvesi, Muhammedi
grmeyle Muhammedi surette5 kendisini grmekten ibarettir.
Hak kendi nefsini grmende senin aynan, sen ise isimlerini ve o isimlerin hkmle
rinin ortaya ktn grmesinde O nun aynassn. ( fusCis, 62)
Hak lemin aynasdr. Bu aynada onlar, farkl derecelere gre, suretlerinin [ilahi i-
limde] bulunduklar hale gre grnrler, ( f th t , iv:42)
Bilen Hakkm aynasdr, arif veya fakih ise Hakkm aynas deillerdir.6 ( f t h t ,
IV:54)
89
Aynel-Yakn
N O T LA R :
A y n e l - Y a k n bkz. Y a k n
90
Ayn- Sbite/A'yn- Sabite
sbt, dta deil, akldaki bir varlk durumudur. lbnl-Arab yle der: Bir eyin
varl sabit ise veya nefyedildiginde [yok sayldnda], byle bir eyin bantyla ve
greceli olarak hem varlk ve hem de yoklukla nitelenmesi mmkndr. Buna gre
Zeyd arda somut varlnda mevcut, buna karn evde mdumdur [yok]. ayet
varlk ve yokluk siyah ve beyaz gibi mevcuda dnen niteliklerden olsayd, ayn anda
ikisiyle birlikte nitelenmesi mmkn olmazd. Bunun yerine sz gelii siyah olduu
zaman beyaz olamayaca gibi, mevcut olduunda da mdum olamazd. Kukusuz
bir eyin ayn anda varlk ve yokluk ile nasl nitelendii anlalmtr, ite bu greceli
varlk ve somut varl sabit iken yokluktur. Buna gre, herhangi bir grecelik ol
makszn, varln duyulur veya akledilir bir nitelenmie dayanan bir nitelik olmad
anlalnca, onun dou, bat, sa, sol, n ve arka gibi genel anlamda grecelik ve
bantlardan birisi olduu da sabit olur. u halde bu nitelie birisi deil de bir var
lk tahsis edilemez. yle bir iddia ileri srlebilir: Bir ey somut varlnda yok iken
baka bir lemde veya baka bir bantyla mevcut nasl olabilir? Bu durumda somut
varlnda mevcut, belirli bir bantyla mdum olabilir. Bu iddiaya yle cevap veri
riz: Evet, dorudur! Her eyin varlkta drt mertebesi vardr, bunun biricik istisnas
Allahtr. nk Allahn greceli varlkta mertebesi vardr. Birinci mertebe, bir
eyin kendi somut varlndaki varldr. Bu Tannmn yaratlma dair bilgisine gre
ikinci mertebedir, ikinci varl ise o eyin ilimdeki varldr. Bu ise Tanrmn bize
dair bilgisine gre ilk mertebedir. nc mertebe bir eyin lafzlardaki varldr.
Drdnc mertebe iaret ve gstergelerdeki varldr. (na, 7)
Var olan her suret, ayn- sbitenin ayns, varlk ise onun zerindeki bir elbise gibi
dir. (FTUHT, 111:47)
Sbt dta var olan bir ey deil, aklda, hatta greceli olarak var olan bir eydir.
(FTUHT, 1:302)
A'yn- sbite mutlak bilinmezliinde Hak ile duyulur lem arasndaki bir mertebeyi
oluturur.8 Buna gre onlar, bir yandan Tanrnm btmlk mertebesinden ilk tenez
zl - k i ilk tenezzl, Tanrnm a'yn- sbitenin9 suretlerinde kendisi nedeniyle
kendisiyle zuhur etmesinden ibaret olan feyz-i akdestir- te yandan d lemde bu
lunmayp Tannnn ilminde sbit olan ve btn varlklarda etki sahibi, hatta btn
varlklarn asl olan rneklerdir.
Sen (kul, insan) niteliklerin ynnden Tannmn nitelii deil, O nun aynsn; ztn
ynnden ise kendi ayn- sbitensin. Allah onu, kendisini kendisi nedeniyle izhar
ettii bir mazhar edinmitir, ( f tuh t , ii:513)
91
Ayn- Sbite/A'yn- Sbite
Allah bilenlere gre, O nun ilmi kadim olduuna gre, bizi de fiilen yaratan oldu
u sabit olmutur; yoksa bizim -b izi bilmesinin sureti olan- rneimizi kendi nef
sinde meydana getirmi deildir. nk bizim varlmz onun ilminde bulunduu
muz hale gredir. Byle olmasayd varla onun bilmedii bir ekilde km olur
duk. Allah bilmedii bir eyi irade etmez, irade etmedii bir eyi de bilmez ve var
etmez. O halde ya kendi kendimize ya da tesadfen var olduk. Kukusuz kant yok
luktan'0 var olduumuzu gstermitir ve Allah'n bizi bilip varlmz irade ettiini
ve bize dair bilgisinde sabit surete gre yarattn gstermitir. Bizler dtaki varlk
larmzda yok olucuyuz, dolaysyla misalde yoktan yaratma yoktur. O halde geride
fiilde yoktan yaratma kalmtr. Bu ise hakikatte misal olmad iin geerlidir.
(FTUHT, 1:91)
A'yn- sbiteleri ynnden mmknler ezelde Zorunlu Varlk ile eil olarak mev
cut deillerdir, ( f tuh at , i:429)
Sbt leminde hangi hal ile bulunmusan, ayet varln sabit olmusa, var oluun
da onunla ortaya kmsndr. ( fuss , 83)
Yokluk zelliindeki ve yoklukta sabit olan a'yn[- sbite] varlk kokusu koklama-
mtr. Buna gre onlar, mevcutlarn suretleri artsa bile, kendi hallerinde kalrlar.
(FUSS, 76)
92
Ayn- Sbite/A'yn- Sabite
Kukusuz sbut lemi, ilahi ilim veya btn varlklarn kendisinden ortaya ktklar
ilim mertebesidir. lim mertebesi, duyulur lemimizde ortaya kan btn mevcutla
r ieren (klli, mnevi, akli ve tikel) basit lemdir.
Sbt leminde btn haller dier halden ayrlmtr ve haller tek bir ayn olarak as
la bir araya gelmezler. Halbuki onlar, varln eyliinde tek ortaya karlar. Sz ge
lii Zeyd bir vakitte salkl, baka bir zaman ise hastadr. Sbt leminde ise byle
deildir. nk elem, rnein, elem duyann aynnda bulunmaz, kendi aynnda
bulunur. Buna gre elem bir yandan kendi aynnda [ayn- sabite], te yandan ken
disini duyan kiinin ve mahallin varlnda bulunmaktan lezzet alr. Bunun nedeni
udur: Sbt lemi bileik deil, yalndr, orada herhangi bir ey bakasyla var ol
maz. Varlkta ise sadece birleme, dolaysyla tayan ve tanan vardr. Buna gre
tanann varlktaki konumu her zaman sbt lemindeki konumu gibidir, tayan
ise byle deildir. Eyann dtaki varlnda sahip olduu her hal, sbt leminde
ki ynne bakar, onda tanmaz. u halde hakikat kendi ztyla, hal de kendi zty
la lezzetlenir. ( f TUHT, IV:81)
Yokluk hali ve ilimdeki sbt halinde mmin olan kimse, varlk halinde de bu e
kilde ortaya kar.12 (fuss, 178)
Bu nedenle rahmet inanlarda yaratlm Hakk a'yn- sbitedeki bir ayn- sabite
olarak grm, ona varlk vermekle kendisine merhamet etmitir, ( fuss, 178)
Geen ifadelerden, btn tikellerin kendilerini tayandan ayn olarak sbt lemin
de tikel bir tarzda bulunduunu grmekteyiz. Son szmz'3 ise udur: Tanrnn
zuhur yolundaki'4 tenezzllerinden kincisini temsil eden duyulur lem, varlyla
a'yn- sbite lemini ortadan kaldrmaz. O halde bn'l-Arab metafizik sisteminde
paralarna'5 varncaya kadar lem iin iki lem kabul eder: ilki (sbt lemi), die
rinde zuhur eden (duyulur lem) her eyin asldr. Kukusuz bu ikilii hissettiren i-
fadelerinden Ibnl-Arabde ayn anda iki lemin bulunduu neticesine ulatk.
Kula ayn- sbitesinden kef olunur ve sonsuz hallere konu olur, ( fuss , 60)
Kulun, ayn anda, duyulur lemde varl, a'yn- sbite leminde ise sabitlii vardr;
bununla birlikte hakikatinin sabitliim hissetmez. Hak ise srekli ve her nefeste'5
a'yn- sbitenin (feyz-i akdes) ve varlklarn suretlerinde tecelli eder (feyz-i mukad
des).
NOTLAR:
' bn'l-Arab mmkn kelimesini filozoflarn kullandklarndan farkl bir anlamda kullanr. Ona gre
mmkn bakas nedeniyle varl zorunlu olandr. u halde imkn [olabilirlik] zorunluluktur.
93
A y r k H a y a l
2 Ibnl-Arab yle der: Kutsi hadiste yle denilmitir: Ben gizli hzineydim, bilinmek istedim. 'Hazine
idim' ifadesinde Mutezilenin ileri srd a'yn- sbiteyi ispat vardr" (el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s.
232).
3 Ayn hakknda mstakil bir inceleme yapmadk; nk lbn'l-Arabnin zgnl bu kelimede deil,
onun tamlamalarndadr. Sz gelii ayn- sbite gibi. Geni bilgi iin bkz. (ayn, zt, hakikat, cevher ve
mhiyet anlamlarnn dna kmaz). el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. I, s. 45, 89, 108,162,168; c. II, s. 5, 54,155,
220, 162, 346, 475, 603; c. III, s. 3, 318, 323, 327, 397, 404; c. IV, s. 6-8, 19-22, 30, 65, 153, 213, 219; Fussu1-
Fkem, s. 61, 76, 82, 91, 125; Tecelliyat, s. 7; Mevakiu'n-Ncum, s. 23, 26; Kitabu'l-Mesail, s. 22.
4 Aristo felsefesinin etkisi altnda slam felsefesinde mahiyet ve varlk, yani harite gereklemesi veya
gereklememesi mmkn olan akledilir bir hakikat oluu ynnden ey ile harici lemdeki varl a
sndan ey arasndaki bu ayrm ortaya kmtr. Aristotelese gre, bir eyin mahiyetinin aklanyla
tanmlanmas onun var olmasn gerektirmez. nk bir eyin mahiyeti varlndan bakadr (bkz. Tez-
kari, s. 212).
3 Bkz. Sbt.
6 Burada lbnl-Arab Plotinusu hatrlatr, ancak Platonik ideler ile bnI-Arabnin a'yn- sbitesi ara
sndaki benzerlie ramen, bunlar znde birbirlerinden farkldrlar. Bkz. Afifi, Tezkari, s. 219.
7 Bu lbnl-Arabnin Mutezileden ald bir terimdir. Mutezile, mdumun (yok olan) bir ey, zt, ayn
olduu ve kendine zg nitelik ve zellikleri bulunduu fikrine varmtr. Bkz. Fahreddin Razi, Muhas-
sal, s. 37; ayrca bkz. Ibn Hazm, e-Fasi, c. IV, s. 42; ehristani, el-Milel, s. 151.
8 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 46 (burada sbt ve imkn varlk ve yokluk arasnda bir ara durum
olarak ortaya kar).
9 Bkz. F eyz.
Yokluktan, yani dta var olmayan bir eyden.
" bnl-Arabye gre lem kadim-hadistir. Tezkari, s. 213.
12Sbt leminin tikelleri ierdiini grmekteyiz ki, bu, lbnl-Arabnin Plotinustan ayrld noktalar
dan birisidir.
13 lbn'l-Arab'nin takipilerinin metinlerinde a'yn- sbite iin bkz. Kayseri, Risale Ji-ilmi-hakaik, c. V. s.
3; Kayseri, Risale fi-izah- esrar tevilatil-Kuran, s. 164; Nablusi, Verdl-Vrud, s. 2; ehrazuri, Tenbihu-
Ukul, s. 61; Gmhanevi, Camiu-Usul, s. 65.
14Bkz. F eyz.
's lbnl-Arabde ayn- sbite iin bkz. Fussul-Hikem, s. 39, 102, 203; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV. s. 86,
126, 210.
16 Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a .
A y r k H a y a l bkz. H a y a l
A z a b A yn, ze l ve ba sahih bir kktr. Fakat bu kkn kelimeleri kyasa dayanmaz, tek
anlamda toplanmalar da imknszdr. Bu kkten gelen bir kelime, azube el-m a [su
tatl oldu] ifadesidir. Bu anlamda su azb'dr, yani tatldr. Baka bir kelime ise, "bir ey
den yz evirmek ve onu terk etmek" anlamnda kullanlan azebe an ey/n'dir. "Bir e
yi terk etmek" demektir. Baka bir kelime ise ncekilere benzemez. Bu azap kelimesi-
94
Azab
dir. (mucem)
s?
Azap Kuran- Kerim'de tekil, nitelenmi, belirli veya tamlama halinde getii gibi, fiili de yer alr.
Nimet yatkn, azap ise yatkn olmayan eyden baka bir ey deildir.2 Azap hangi
tr olursa olsun ve nerede gerekleirse gereklesin, byledir. Her nerede, mizac
na yatkn olmayan bir eye maruz kalrsan, azap iindesin demektir, (ftht. ivus)
Allah sebepsiz yere azap etmez, bir karlk olarak azap eder; nk rahmet, azapta
arndrmak maksadyla bir karln bulunmasn gerektirmitir. ayet anndrma
olmasayd, azap sz konusu olmazd, (ftht, 111:352)
Azap, ate ve bunlardan treyip kt ameller karlnda ahirette elem ve ceza anla
m tayan her ey, cennet ve nimetler gibi, sonsuza dek bir sreklilie sahip deil
lerdir. Rahmetin geniliinin onlara nfuz edip, nimete dnmeleri gerekir, byle-
ce cehennem ehli atete nimetlenir.3 Azap da byledir. Cezalar yerine getirilip, g
nahlardan temizlenme bittiinde, cehennem ehli ateten kmaz; nk onlar oral
drlar. Bunun yerine azaplar tada dnr. Azabn azb [tat] diye isimlendirilmesinin
sebebi de tatl olmasdr.4
Azap azubetttn [tatllk] tretilmitir. Azubet bir eyden lezzet almak demektir. Eb
Yezid BestamI bir halinde yle demitir:
Burada Bestm azap demi, elem dememitir. Azab demesinin nedeni, anlamndaki
azubet'r. Azubet tat ile lezzetlenmektir; baka bir ifadeyle eya ile lezzetlenmek de
il, lezzet ile lezzetlenmektir, (ftht, iv:185)
Azap, azap diye isimlendirilmitir; nk azap belirli bir gruba onu isteyen miza
lar nedeniyle tat verir, (ftht, 111:573)
95
A z k
N O T LA R :
' Azap, nimet gibi, ihsan ve ltuftan kaynaklanmaz. Bkz. M innet v e stih kak.
! Bkz. lblisin cehennem souundaki azab iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 368.
3 Bkz. C e h e n n e m , A te .
4 lbnl-Arab iki asl birbirine ekler: azebe: terk etti ve engelledi; azube: tatt.
s Hallaca da nispet edilir, bkz. Divan.
6 lbnl-Arabde azab hakknda bkz. Fusstl-Hihem, 109; c. H, s. 95; el-Ftubatl-Mefehyy_ye, c. III, s. 315,
463, 466.
A z k bkz. R z k
A z i z i n Y o l u life S r a t - M s t a k im
A z r a Ayr, zel ve ra pek ok feri olan bir kktr ki, hi birisinin bir kyas yoktur. Kk
ten gelen btn kelimeler, bamsz kendi tarzlarndadr. zre, uzretu'l-cariye, uzrae,
cariyetn uzra, "hibir erkein temas etmedii bakire cariye" demektir. zre, "dodu
unda scakln artt yldz" demektir. zre, "iir yeteneedir, (m u c e m )
Ibnl-Arabde azra' bir ahs deil, bir niteliktir. Bu nitelik, hi kimsenin kefede
medii ulvi hakikatler veya Hakkn yaratklarndan perdeledii ve gizledii ahs de
mektir.
Kibrit-i ahmer, iksir-i ekber, faal, gzlerden mnezzeh, btn zelliklerin sahibi,
her eit afetten annm kii urus- azra [bakire gelin], var oluun derinliklerinde
korunmuluk perdesinde gzden gizlenmitir. Sen onu bir dkkanda kpekler
kendisini yalarken uzanm halde veya ta atan bir mecnun iken grrsn; hi kim
se ona bakmaz ve deer vermez. Hak, kskand iin onu bakalarndan gizlemi,
onu ihsanyla aziz klmtr. (m e v a k 1, 1 3 8 )
n o tla r:
B a / B H a r f i n i n N o k t a s Elif harfi nasl ilahi Zta dellet ediyorsa, b' harfi de sfata
dellet eder ve Bir ile ok arasnda vasta olan ilk taayynn simgesidir.2 B harfinin
[m ] noktas lemin varlna, baka bir ifadeyle var olanlara iaret eder. Noktann
96
Ba/B Harfinin Noktas
Bnin altnda olmas var olanlarn ilk taayyne3 tbi olmasn simgeler. Nokta ayn
zamanda sfilere gre insan- kmilin4 simgesidir.
B harfi ile varlk zuhur etmi, nokta ile ibadet eden edilenden ayrlmtr. mam
iblye Sen iblsin denilmi, bunun zerine Ben bnin altndaki noktaym5 de
mitir. Bu, nokta ayrt eder anlamndaki ifademizin benzeridir ve o, kulluun ge
rektirdii ekilde kulun varldr. eyh Eb Medyen yle derdi: Grdm her
ey zerine b yazlmt. B ulhiyet mertebesinde Hakkm katndan mevcutlara e
lik eder. Bunun baka bir ifadesi ise her ey benimle ayakta durdu ve zuhur etti"
eklindedir. B harfi ile elif arasnda fark vardr. nk elif Zt', b sfat gsterir. Bu
yaratmayla ilgili olan elif deil, altndaki noktasyla beraber b olmutur. Nokta b
tn varlklardr, ( e s r a r , vr. 1 2 3 ) 6
n o tlar:
' B dudak harflerindendir, byle isimlendirilmesinin nedeni iki dudak arasndan kmasdr (Lisan'l-
Arab).
2 Yani o, varln kendisiyle zuhur ettii hakikatler hakikatinin simgesidir. Bunun delili ise, Allah'n ilk
yaratt ey benim nurum, nurumdan ise her eyi yaratmtr anlamndaki hadistir. te b harfi, hadiste
anlatlmak istenilen nura iaret eder. Nitekim Letaifl-A'lm yazar yle der: lbnl-Arab Kitabu'l-Ba
isimli risalesinde yle der: Sfller b harfiyle var olan ilk mevcuda iaret ederler. O varln ikinci mer
tebesindedir. Gkler, yer ve ikisinin arasnda bulunan eyler onun vastasyla ayakta dururlar. Bkz. Ab-
dlkerim el-Cl, Meratibl-Vcd.
3 Mminlerin emiri Ali (r.a.) yle der: Ben b harfinin altndaki noktaym. Bylece b harfiyle ilk taayy
ne -k i o lk Akl'dr- iaret etmitir; nk b ikinci harftir. Bnin noktas, birinci taayynn altnda
meydana gelen lemin varln gsterir... (El-Ecvibe, s. 222)
4 O insan- kmili gsterir. Bu nedenle bizzat sfler sklkla kendilerini bnin noktas diye tanmlamlar
dr. Bkz. nsan- Km il.
5 bnl-Arab el-Ftiiht-Mekhiyyede (BS, s. 608) iblnin bu szne iaret eder. Abdurrahman el-
Krdi (Abdlgani en-Nablsnin talebesi, lm. 1195) erhul-Celle isimli eserinde yle der: ibl Ben
bnin altndaki noktaym, demi, yani izzet zelliindeki Mbuddan hakirlik zelliiyle ayrlm bir ku
lum.
6 Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 102.
1 nsanlar arasnda kmiller anlamndaki sekinlerin sekinlen bulunduu gibi, harfler arasnda da b insan
lar arasndaki insan- kmilin yerini alr.
97
Baba
Kuranda eb, insana tamlama yaplarak kullanlmtr. Babanz, babamz, babas (erkek ve dii iin), ba
balar gibi. Btn bu tamlamalarda kelime baba anlamyla snrldr.
Baba ilk demektir; her trn ilk bireyi btn fertlerin babasdr. Sz gelii ilk insan
deme ebl-beer [insanln babas] denilir.
dem insanln babasdr. dem insanln babas olduu gibi, her trn ilk bireyi
de babadr, ( f tuh at , iv-,298)
Baba bir arta bal olmakszn babadr, babalk ise insana bir ynden eklenen ve
onu btn alardan kuatmayan niteliktir, insan bir ynden olunun babas, baka
bir adan onun olu olabilir.
Hangi tarz ve trde olursa olsun zerinde babalk hakkna sahip herkes senin ba
ban; hangi tarz ve trde olursa olsun zerinde babalk hakkna sahip olduun her
kes olundur. Bu anlamda z baban bile kendi olun olabilir ve o zaman hem senin
onun zerinde ve hem de onun senin zerinde babalk hakk vardr, ( f t h t ,
IV: 156)
Babalk ve peygamberlik, birer bant ve tamlamadr. Baba olu olduu bir baba
nn olu, oul ise babas olduu bir oulun babas olabilir, ( f th t , 1:143)
Baba etkiye ve deiime konu olana (ana) gre etkin ve bakalatran, i yapc (ana)
nitelik karsnda bilici zellik, eyleme konu olana (ana)1 gre de etkin olandr:
Baba bedensel asln karlnda ocuun akl-ruhsal asldr. Her rn veya ocuk
bir neticedir ve netice iki nclden meydana gelebilir: ki ncl iki asildir.
Bir ey iki eyden, bir sonu iki nclden meydana gelebilir, ( f th t , bs, 30)
lem Hakka benzer var olmutur. Doann baskn geldii kimse daha ok anaya;
akl baskn olan ise, babasna benzer, ( fth t , v.151 )
98
Babalarmz
Baba oula yardm edendir,2 fakat babann yardm onu her ynden kuatmaz. Bu
nedenle oulun yardm ald ynden babaya ksmen mensup olduunu grmekte
yiz. nsan sz gelii bilgi veya mal nedeniyle bakasnn babas olabilir.
Toprak [tin] babas ile din babas arasndaki fark udur: Birincisi mal, kincisi bilgi
yi miras brakr. Senin baban sana nafaka verendir; sen de babana nafaka verirsen
onun babas olursun. ( terac m , 35)
N O T LA R :
1 Bkz. Ana.
2 Bkz. V rislerin B a b a s.
99
B a la m a k
' Kuran- Kerim'in her yerde nbvveti, iinde anlamndaki fi edatna, risaleti ise e anlamndaki ila edat
na balamadn grmekteyiz (bkz. 2:151, 62:2). Sizden Araplardan demektir, bkz. Nesefi, Tefsir, c. I, s.
83.
2 Her nereye peygamber gnderdiysek (7:94) ayetine telmih.
G-F-R Kuran'da znesi Tanr olan bir fiil kalbyla yer almtr. Sadece Tanr Gafur ve Gaffardr. Bu fiil
gnaha kar gerekleir, bu nedenle mafiret fiili, gnahkarn mafiret talebine bal olarak (istifar),
rahmet ve aff ierir. Btn bunlar rtmek demektir.
Onlara mafiret edersen" (5:1 s), yani itaatsizlikleri nedeniyle hak ettikleri azabn
gereklemesinden onlar gizlersen. Baka bir ifadeyle onlar iin kendilerini azaptan
nen ve bundan men eden bir gafr, yani rt yaratrsan, ( fuss , 14 9 )
Dilediini yap, kukusuz ki seni baladm, yani, kendimi senden dolay senden
gizledim. Benim katmda senin adna inayet takdir edilmi olduu iin, bakasn
cezalandrdmda, sen cezaya maruz kalmayacaksn. Bylece gnahn ilenmesin
den nce mafireti zikretmitir. Bu [Hz. Peygamberin gemi ve gelecek gnahla
rnn balandn belirten] geriye kalan (48:2) ifadesidir. Bylece gnah mafiret
edilmi, yani rtlm olarak gerekleir. Tanr gnah ile gnah ileyen arasndaki
bir perde ile onu rtmtr. Bylece gnahn hkm o ahsa tesir etmez, ( f t h t ,
IV: 145)
Allah gafur ve rahimdir," (25:70) yani Allah rter, bu rtme nedeniyle de Rahimdir.
(FTHT, 11:352)
Nuh kavmini mafiret iin [gizlemek, rtmek] davet etmi,' gstermek iin davet
T OO
Bahr
n o tla r :
' bnl-Arabde gafr iin bkz. Fussu'l-Hikem, s. 74, c. II, s. 38; el-Ftuhtul-Mekkiyye, c. III, s. 309; c. IV,
s. 107.
Bizden nceki mmetlerin kmil kutuplar, bana adlar Arapa zikredilmi bir top
luluktur. Bana onlar ara bir mertebede gsterilmi ve mahede ettirilmitir. Onlar
dan birisi Mufarrk [ayran], Mdavil-klm [hastalklar iyi eden], Bekk [ok a
layan], Mrtefi [ykselten], Vasi [geni] ve Bahrdr [Derya], Bunlar dem den Mu-
hammed (a.s.) zamanna kadar isimleri bize sylenmi kemle ulatran kimseler
dir. (FTHT, S, 567)
bnl-Arab bahri [deniz] grnr ve bedensel olan berrin [kara] kart olarak g
rnmeyen ve manevi olan anlatmak iin kullanr:
Seyr-i slk ve yolculukla Tanrya yaklamak sz konusu olunca, doru yolu bul
may temin iin Tanrnn zelliklerinden birisi Nur olmutur. Allah yle buyur
mutur: Yldzlar sizin iin yaratm, onlarla karalarn [ber] ve denizin [bahr] ka
ranlnda yolunuzu bulursunuz (6:97). Ayette geen ber [kara] beden amelleriyle
ortaya kan slk; bahr [derya] ise nefsin amelleriyle yaplan manevi ve btni
Slktr. (FTHT, S. 179)
o
Bahr
bnl-Arab bazen bahrin genilik, kapsam ve ihata gibi zelliklerini benzetme ola
rak kullanr. bnl-Arab bu zellikleri alr ve beht, Heba gibi terimlere ekler. Byle-
ce terimi mahiyet ve tanmndan kartp genellikle bilgi veya seyr-i slk dzlemin
de insanla ilikilendirir.2
Hzr geminin ucunda gagasyla denizden [bahr] bir ey alan kuu grdnde Mu
saya yle der: Suyu gagalarken bu kuun ne dediini biliyor musun? Musa (a s.)
Hayr bilmiyorum diye cevap vermi. Bunun zerine Hzr yle der: Musa! Bu
ku Allahn ilmi karsnda benim ve senin ilmin gagamla bu denizden aldm ka
dardr" diyor, ( fth t , DS, 137)
Gnl geni bir insansan Kuran bahnna [derya] dal! Aksi halde grnen anlamn
yorumlayan kitaplarla yetin ve o deryaya alma; helak olursun. nk Kuranm
deryas derindir, (ftht, bs, 625 )
Son iki ifadeden byk pirimize gre bahrm [derya] ilim anlamna geldii ortaya
102
Bahr
kar. u halde bahr ilimdir ve bu nedenle okuyucunun bu son metinde veya nceki
metinde tek bana geen bahr kelimesinin anlamn incelemesi gerekir. Metinler
deki bahr kelimesine bnl-Arabnin dile getirmi olduu kullanmlardan birisi uy
gu n decektir. rnein yle der:
Burada bidayet bahri, zerinde durulmas gereken yeni bir terim deildir; kelimenin
drdnc anlam onu ierir. Baka bir ifadeyle burada bidayet bahri balang ilmi
demektir, lbnu 1-Arabtde bu simgenin isim tamlamalarndaki kullann da belirtti
imiz erevede yorumlamak gerekir. Ibnl-Arab, konunun uzmanlarnn da bil
dii gibi tek varlk veya varln birlii anlamndaki retisini eitli benzetme ve an
latm kalplarnda ifade eder: zt ve glgeler, gne ve nlar, gk kuann renkle
ri vs gibi (Bu konuda bkz. V a h d e t -i V c d ) . O btn bu benzetmelerde bilinen ve
kabul grm eitli anlatm yntemleriyle vahdet-i vcudun anlamn okuyucusuna
ulatrmann yolunu arar. Bu balamda bnl-Arab! bir varlktan sz etmekte ve
varln resmini izmektedir: tek deniz, drt deniz ve drt nehir. Fakat derya ve ne
hir varln birliini gstermek iin neden kullanlmtr? Buna cevap olarak unu
syleyebiliriz: Burada biim bizatihi maksat deildir, aksine o bir mahede, bizim
ifademizle insann bilgisel tecrbesidir. O halde bahr simgesini epistemolojik bir
balamda kullanmasyla uyumlu olarak bnl-Arabnin, varl mahedede
sliklerin makamlarn ortaya koymak iin yine bahr simgesini kullandn grmek
teyiz. Onlarn bir ksm sddk, ehit, delil sahibi, afetler sahibi ve Hakka yakn kim
selerdir.
Hak bana nehirleri gstermitir. Bunlarn nereye aktklarn dn" dedi. Ben de
nehirlerin drt deryaya [bahr] aktn grdm. Birisi ruhlar deryasna akmaktayd;
kincisi hitap deryasna; ncs zaman ve kr deryasna, drdncs sevgi
deryasna akmaktayd. Bu nehirlerden birtakm kollar kmaktayd ve onlar ziraat
yapanlarn ekinlerini sulamaktayd. Sonra gzm bir deryaya diktim ve grdm
ki, hepsi de btn deryalar ieren tek bir deryaya akyorlar. Drt nehrin kuatc
deryadan ktklarn grdm. Bu drt denizle kartktan sonra tekrar ilk ktklar
deryaya dnmekteydiler. Bunun zerine Allah bana yle dedi: Bu kuatc derya
benim deryam, onlar ise deryalarmdr, fakat sahiller bu denizlerin kendilerine ait
olduunu iddia eder.5 Denizlerden ve nehirlerden nce kuatc deryay gren
kimse sddkn ta kendisidir.6 Onlar bir defada mahede eden kimse ahittir. n
ce denizleri ardndan deryay gren kimse ise delil sahibidir. nce deryalar, ardn
dan nehirleri sonra da tek deryay gren kimse ise afetlere maruz kalan kimsedir.
103
B a l N e h ri
ki deniz birbirine akmtr. Aralarnda bir berzah [engel, vasta] vardr, birbirleri
ne karmazlar. Artk Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsnz? (55:2i). Acaba
Hakkm kendisine balayp bizim gzlerimizden uzaklatrd bahri m, yoksa
kendisinden ayrp7 var olanlar veya Rahmann zerinde oturduu berzah diye i-
simlendirdigi bahri mi yalanlarsnz? ( f th t , bs, 482)
NOTLAR:
1 Bu terimin aratrlmas esnasnda bahr ile ilgili baz ikincil terimler ortaya kar: bahr'l-beht [susma
deryasl, bahru't-telef [yok olma deryasl, bahru'l-heb [heba deryas], bahru'l-ervh [ruhlar deryas),
bahrul-hitab [hitap deryas], bahru-hur [kr deryas], bahrul-hub [sevgi deryas], bahru'l-vahidi'l-
muhit [kuatc Birin deryas], bahru'l-biddyet [balang deryas], bahrul-Kuran [Kuran deryas], bahru
zti'z-zt [Ztin ztnn deryas], bahrul-ezel [ezel deryas], bahrul-ebed [ebed deryas], bahru'l-ucac,
bahrul-hakikat [hakikat deryas], bahrul-lednn [ledn deryas], biharu ardi'l-hakikat [hakikat arznn
deryalar].
2 lbni-Arabnin bahr kelimesini tamlama yapt bln kelimeleri saymak gtr, fakat geen terimleri
genel bir kaide kabul edip, lbn-Arabnin metinlerine tatbik edilmeleri mmkndr.
3 Bu terimle dolu metinlere bavurmak yeterlidir.
4 Derinliine ulalmaz deryalar: aktr ki, burada kast edilenler, ulalmaz sr ve bilgi deryalardr.
5 Vahdet-i vcuda iaret etmektedir.
6 Hz. Eb Bekirin Grdm her eyin ncesinde Allah grdm" deyiine gnderme.
7 Bkz. lbnl-Arabde bahr: Risle-i akkil-Cuyub, s. 8, 54; Anka, s. 67; el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 338,
397; el-Fthtl-Mekkiyye, B5, s. 433, 539; el-Ftht'l-Mekkiyye, S, s. 399, 408; el-Fthtl-Mekkiyye,
DS, S- 532, 533. 575
Bal nehri, farkl trlerine gre vahiy ilmidir. Bu nedenle melekler arap ienin sar
ho olmas gibi, vahyi iittiklerinde baylrlar, ( ftht, 11:441 )
B a s t bkz. K a b z
B a a k D e v l e t i Devlet veya dlet "mal veya savata kalan ey" demektir. Bir gre
gre dlet malda, devlet ise savata kalan eydir. Devlet, sknt halinden rahatla ge-
104
Baak Devleti
Kuran'da devi kk bir yerde ve Lisan'l-Arab'n iaret ettii anlamda geer. Bir kez birisine, bir kez de
dierine getiinde ganimet aralarnda devlet oldu denilir. Eb Ubeyd'e gre dlet, tedavl edilen eyin
ismidir. Allah yle buyurur:
Zenginleriniz arasnda dolaan bir dlet olmasn diye. (597)
s?-
Ibnl-Arabnin baak devleti ile ilgili metinleri izaha muhtatr, bu metnin kapal
yerlerini tmevarmsal bir yntemle aklayabiliriz:
Allah iki eliyle demin amurunu yourup, onun belini zrriyetinden gelecek bed
baht ve mutlularn mahalli yapp hepsini demin amuruna yerletirmi, onda
komuluk ilikisi vastasyla birletirmi, demi dorusal harekete sahip yaratm
tr. te bu baak devletinde gereklemitir, ( f th t , 1:123)
105
B t l
B t l bkz. H a k
B t n bkz. Z a h ir B t n
B a t m a k / B a t Y e r i bkz. u r k M e r k
Bedel Ba, dal ve lam tek kktr ve bir eyin, giden bir eyin yerini almas demektir.
'Bu unun bedeli ve karldr' denilir, ( m u c e m )
S?"
Bedel Kuranda belirttiimiz szlk anlamyla, yani fiil olarak geer: Beddele [deitirdi], beddelna [de
itirdik], beddel [deitirdiler], ybeddilu [deitirir].
te onlar Allahn gnahlarn iyiliklere evirdii [tebdil] kimselerdir. (2570)
s?
Velayet daha nce ki mam maddesinde sz ederken belirttiimiz gibi grnen
devletin karlnda bamsz bir devlettir.' Bu devleti Kutup veya Gavs ynetir.
Kutbu iki imam takip eder, sonra drt direk ve yedi bedel [ebdal-i seba] gelir.2 Bu
konuda sz uzatmak yerine unu belirtmekle yetineceiz: Ebdal terimini ne kelime,
ne de anlam olarak tbnl-Arab icat etmi deildir. Bu nedenle konu hakknda dier
sfilere gre tutumunu gstermek iin onun ifadelerini aktarmakla yetineceiz.3 Be
del olmak ortak anlamda bir hal veya makama isim olarak verilir. Bedel olmak, iyi
huylarn kt huylarn yerini almasdr; bedel olmak makam ise, belirli vasflarla ni
telenmi Ricalden bir gurubun makamdr. Bu say baz sfilere gre krk, bazlarna
gre ise yetmitir.
Bedel olmak:4 Kul geici zelliklerden kurtulduunda Hak kendisine kalc zellik
leri giydirir. Benimle iitir, benimle grr.5 Bylece beeri zellikler baka sfatlar
la ye r deitirir. te bu, hallerin en stndr. ( e c v be. V:9)
Ebdal yedi kiidir, saylar artmaz ve eksilmez. Allah onlar sayesinde yedi blgeyi6
korur. Her Bedelin ynettii kendine ait bir blgesi vardr. Onlardan birincisi Ha-
106
Bedenlerin Babas
llin (a.s.) kademi zerinde, kincisi Kelim Musann (a.s.), ncs Harunun,
drdncs drisin, beincisi Yusufun, akncs Yunusun, yedincisi ise demin
kademi zerindedir, Allahn selam hepsinin zerine olsun! Bunlar ebdal diye isim
lendirilmilerdir; nk onlar herhangi bir yerden ayrlp grdkleri bir maslahat
veya fayda nedeniyle geride birisinin kalmasn istediklerinde, kendileri gibi bir
ahs oraya brakrlar. Braklan ahs grenler onun gidenin ayns olduundan
kuku duymaz, halbuki o deildir. Braklan ruhani bir ahstr ve Bedel bilerek ve
onu kastla kendi yerine brakmtr. te bu gce sahip herkes Bedeldir. (ftht,
11:7)
NOTLAR:
B e d i r bkz. D o lu n a y
B e h m e Ba, he ve mim "bir eyin sebebinin bilinmeden kalm asfdr. "Bu belirsiz bir
107
B e h m e
Behme yerde en'ama tamlama yaplarak yer almtr ve hepsinde de temyiz gc olmayan canl
demektir:
Allah size hayvanlar [behmetl-en'am] hell klmtr.1 (5:1)
Allah'n rzk olarak verdii hayvanlar [behmetl-en'am] kurban ederken Allah'n adn zikret
sinler.2 (22:28)
108
Beka
NOTLAR:
B e k a Ba, k a fv e ya tek kktr ve "devam" demektir. Dilci Hall yle der: "Bir ey baki
kald denilir. Bu yok olmann zdddr." ibn Sikkt yle der: "B ekyt fla ne n, yani fa-
lancay gzettim ve bekledim." Beklemek, diren ve srekliliin bir trdr, ( mucem )
vs
Beka devam, sreklilik, ebedilik anlamyla Kuranda yer alr. Bu anlamyla bek ebedilik anlamna yakla
r. Fakat o, ezeliliin zdd deil, bitiin zdddr.
Fena kt zelliklerin insandan gitmesi, bek ise iyi hasletlerin insanda kalmas
109
Beka
demektir. Slikler fena ve bekada farkl farkl bulunurlar. Bir ksm ehvetinden,
yani kendisine haz veren dnyevi eylerden fani olmutur. Bir insan ehvetinden
fani olduunda, niyeti ve kulluktaki ihlas kendisinde bki kalr. Haset, kibir, nefret
gibi kt huylarndan fani olan kimse ftvvet (mertlik] ve doruluk gibi iyi huy
larda bki kalr. (RAD, n s )
Beka kulun herhangi bir ayrm olmakszn Allahn her eye egemen olduunu gr
mesidir. (FTHT, II: 133)
Ardndan fenann geldii bekaya itimat edilmez, bekya yol amayan fenaya itimat
edilmez. ( la-ye LU, 8)
Fena ve beka birbiriyle balantl, birbirlerini gerektiren, ayn anda fakat iki farkl
ynden meydana gelen iki haldir.3 Fena bireyin olu lemine, beka ise Hakka nispe
tidir. Beka yok olmayan bir bantdr ve fenann zddna ilahi bir niteliktir.4
Bize gre beka fenadan daha deerlidir; nk fena mertebe olarak daha dk bir
eyden olduu gibi, bek daha yksek bir eye baldr. Fen insan herhangi bir
eyden uzaklatrr; dolaysyla onun insan zerinde gc ve etkisi vardr. Bek, in
sann Hakka nispet ve izfesi, fena olua nispet edilmesidir. Dolaysyla insann
Hakka nispeti daha stndr. Bek ilk nispettir; nk fena ve bek birbiriyle ba
lantl iki haldir ve ancak fani bki kalabildii gibi, ayn ekilde ancak bki fani ola
bilir. Baka bir anlatmla fena zelliiyle nitelenen kimse mutlaka bek halindeki
kimse olduu gibi bek ile nitelenen de mutlaka fena halindedir. Bekda Hakkm
mahedesi sz konusudur; fenada ise halk [lem] grlr. Buna gre bek fena
halinden daha ycedir. Bununla birlikte onlar birbirlerini gerektirirler ve ayn anda
gerekleirler. nsan bir eyden fani klan sebep kendisiyle bki olduu eydir. Be
k yok olmayan ve deimeyen bir bantdr, hkm de Hak ve halk iin sabit ve
kalcdr. Bek ilahi bir zellik, fena yok olucu bir bant ve varla ait bir zellik
tir. (FTHT, 11:515)
Bek kulun sreklilie sahip sabit halidir; nk onun ayn- sbitesinin yok olmas
imknszdr.5Bek cevherin zelliidir, fena ise arazn zelliidir, ( f t h t , ii:516)
o
Beled-i Emn
Onlar [keif ehli] Allahn her nefeste tecelli ettiini ve tecellisinin tekrar etmediini
grrler. Ayn zamanda her tecellinin yeni bir yaratma getirip dierini gtrd
n de mahede ederler. Bu yzden tecellinin gidii bir tecellide fenann ve dier
tecellide bekann ta kendisidir .8 (fuss, i 26)
NOTLAR:
' Bkz. Keml Yazc, Mealim-i Fikril-Arabi, s. 273 (Hint dncesinin tasavvufa etkisi);
z lbnl-Arab ncesinde konu hakkndaki geni bilgi iin bkz. Kelabazi, et-Taarruj, s. 147; Kueyri, Risale,
s. 36; Slem, Tabakatu's-Sfiyye, 378; Dr. brahim Besyuni, Neet't-Tasavvufi'l-lslami, s. 238; Shreverd,
Avrijl-Mearif, s. 524; Ensri, erh-i Risale, c. II, s. 60; Exegese Coranique, terimler dizini; Cmi, Terc-
me-i Levaih, s. 4; Abdurrahman Bedevi, atahat- Sjiyye, s. 123; Serrac, e\-Lma\ s. 417; Nicholson, Fit-
Tasavvufi'l-hlami, s. 23 (ev. Afifi); Desclee de Brouwer, La Mystique et les mystiques, s. 628; R. Arlandeze,
La mystique musulmane.
3 Ebl-Al Afifi, amzdaki ilk Ibnl-Arab aratrmaclarndan birisi olmasna ramen bnl-Arabnin
fena ve beka terimlerine zel baknn farkna varamam, onlarn ardk iki hal olduunu dnm
tr. Fussu'l-Hihem erhinde yle der: Sfinin fena hali salt olumsuz bir hal deildir, ardndan onu be
ka, yani Hak sayesinde baki kalmak takip eder (s. 72).
4 Beka Hakka ait bir zelliktir, nk Hak Baki diye isimlendirilir. Kelm bilginleri sfatlar incelemiler
ve eitli mezheplere ayrlmlar, bu balamda Bki ve bek hakknda da konumulardr. Bkz. Ear,
Makalat, c. II, s. 53 vd.
5 Kulun yok olmas (fena) lbnl-Arabye gre imknszdr; nk onun ayn- sbitesinin yok olmas im
knszdr. u halde kulun sabit olmas, onun bki kalmasdr.
6 Bkz. K em l. tbnl-Arabde bek iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 45; Fussu'l-Hikem, c. II, s. 72,
214; Meahidul-Esrar, s. 6; Kitabu't-Teracim, s. 7: Fen iin bkz. Kitabul-Hve, s. 189; akkul-Cuyub, s. 55;
Divan, s. 50; Vesail-i Sail, s. 44; Mevakiu'n-Ncum, s. 15; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 107.
7 Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a .
8 Bunun anlam lemin her an yok olma ve bki kalma halinde olduudur.
B e l e d - i E m n bkz. G v e n ilir e h ir
B e l k s Belks ad Kuran'da gemez, Sleyman ile birlikte zikredildii mehur hikayede kendisine ka
dn diye gnderme yaplr:
Ben orada onlara hkmdarlk eden, kendisine her ey verilmi, yce bir taht olan bir kadn
buldum. (27:23)
in
Belks
>>"
bnl-Arabde Belks elikiler barndran farkl grnmler alr. Bu durum, duru
bir dnceye, mantk berraklna ve ifadesinin her boyutunda yetkin bir kavraya
aina olduumuz Ibnu 1-Arabnin metinlerinde olduka ender rastlanan bir durum
dur. Belks hakkndaki bu sorunun sebebi nedir? bnl-Arab ona nasl bakar? Bel-
ks insan ve cin evliliinden domu bir diidir. Babas cin, anas insandr. bnl-
Arab Tercmanl-Evak'la (s. 15) yle der:
lim ve amel arasnda meydana geldii iin onu Belks diye isimlendirmitir. Amel
youn, ilim latiftir. Belks da insan ve cin evliliinden domutur; nk onun ana
s insan, babas cindir. Babas insan, anas cin olsayd, cinlerin yannda doar, ken
disine egemen olan ey de ruhanilik olurdu. Anas insan olduu iin Belks insan
leminde domutur.
Belks yle demitir: "deta odur."1 Gerekte grd taht kendi tahtndan bakas
deildi. Biz Belksm bu durumu bilmeyip, deta o" demesinin sebebini aratrdk
ve rendik ki: Grd tahtn kendi taht olduundan kukuya kaplmasnn ne
deni uzak bir mesafenin kat edilmesinde ne kadar hareket gerektiini bilmesiydi.
Bence Belkstan kan bu ifade, onun rivayete gre insan ve cinden domadn
gsterir. nk yle domu olsayd, babasn tand -rivayete gre onun babas
cinlerdendi- ve kendisinde bu konuda bir g grmesi sayesinde byle bir eye -
ina olabilirdi. ( ft h T, i:495)
112
Belks
rum Belksn ksa bir srede uzak bir mesafeyi kat etme gcne sahip cinlerden
gelmediini gsterir. O halde deta odur ifadesi Belksn tam anlamyla insan ol
duuna tanklk eder ve cin ve insandan doduuna dair rivayetleri kantlanmaya
muhta hale getirir. Belks sradan bir kadn deil, yksek anlayl, snrl inantan
uzak durabilen bir kadnd. Onun iman peygamberlerin inancyla ayn tabiattaki s
nrlanmayan imand. Belksm Kurann bildirdii bu tarz Mslmanl stnln
ve biricikliini, buna bal olarak bnl-Arabnin kendisine yce bir kadn ahsiyet
diye saygsn ifade eder.
i 3
Berk
N O TLAR:
' Belks, Sebede brakt tahtna benzeyen taht Sleyman'n saraynda grdnde arm ve bu senin
tahtn m sorusuna, ona benziyor diye cevap vermitir.
! Indeha [onun yannda] ifadesi, insanlardan olduuyla ilgili ikinci anlamdaki sreklilii ifade eder. Onun
aslna bir cin karmamtr. Bu nedenle tahtn bu ksa zamanda intikalini imknsz grmtr.
* bnl-Arab Belksn tahtmn tanmasn yeniden yaratma teorisiyle aklar.
4 Taht bizzat o tahttr. Bkz. Y en id en Y ara tm a .
5 Tecdid zaman, yeniden yaratma, benzerlerin yaratlmasdr. Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a .
B e r k bkz. Z t M a h e d e s i
Berzah Kuranda zikredilen iki szlk anlamyla geer, ilki, iki ey arasndaki engel anlamndadr:
n
Berzah
Dnya insan ile hmiledir; mr onun doum aydr. Bylece onu karnndan Ber
zaha atar. Berzah ahiret menzillerinden bir menzildir, insan orada ocuun eitim
grd gibi bytlr, ( f t h t, iv :282)
Gizlenme ve zuhur gibi iki mertebe arasnda berzah tecellisi gerekleir; 'nk ber
zah iki ucun varln korur. Bu iki taraftan her birisi dierinin hkmn gremez;
halbuki berzah iki tarafta da hkm sahibidir. lem ebed ve ezel arasndadr; ara
larnda ebedin ezelden ayrlmasn salayan bir berzah vardr. ayet bu berzah ol
masayd ezel ve ebedin hkm ortaya kmaz, bu durumda i aynlmadan tek bir
ey olarak kalrd, ( f t h t, iii :108)
115
Berzah
Kar karya gelen her iki ey arasnda onlarn birlemesini engelleyen bir berzah
vardr. Baka bir ifadeyle bunlardan birisi, ikisini ayran dierine zg zellii al
maz. Berzah varlk ve yokluu ayran hal gibidir. Sz konusu hal ne vardr ne de
yoktur; nk onu varla nispet edersen, bunun nedeni sabit olduu iin onda
bulduun kokudur; yoklua nispet edersen yine haklsn, nk yoktur. Varlk ve
yokluk arasndaki mmknden ibaret bu berzah, yokluk bantsyla birlikte sabit
lik bantsn da kendisine eklemenin sebebidir. nk o, iki uca bakmaktadr.
(FTHT, 111:47)
nsan deta lem ve Hak arasnda bir berzah, Hak ve halk birletiren vastadr. O
ilahi ve kevn [olu] mertebeler arasndaki ayrc izgi; glge ve gne arasndaki
ayrc izgidir. te bu insann hakikatidir. (na, 22)
Allah insan iki taraf birletiren bir berzah olarak yaratmtr, (ukle, 42)
Hakkn kat [hazret] mertebedir: btn, zahir ve orta. Orta, sayesinde zahirin b
tndan ayrt ve koptuu mertebedir ve bir berzahtr.12 Buna gre orta mertebe
nin bir yz btna [i], bir yz ise zahire [d] bakar. Daha dorusu o bu yzlerin
kendisidir, nk berzah blnmez. Orta mertebe insan- kmildir; Allah onu Hak
ve lem arasnda bir berzah olarak yerletirmitir.13 Insan- kmil ilahi isimlerle zu
hur eder ve Hak olur; imknn hakikatiyle zuhur eder ve bylece halk olur.
(FTHT, 11:391)
116
Berzah Peygamberlii
1 Sehl b. Abdullah et-Tster berzah yorumlarken yle der: Berzah, baar ve korunmuluktur. Bkz.
Tefsirul-Azim, s. 97. Kueyri'nin yorumu iin bkz. Letif, c. VI, s. 75.
2 Berzahn tasavvuftaki anlam iin bkz. Kn; Letiful'-A'lm; Crcn, Trifat, s. 45; Kayser!, Matlaul-
Kelim, s. 21; Ecvibe, s. 22; Tehanev, Keaf, s. 114.
3 bnl-Aabfde berzahn anlam hakknda bkz. el-Fthtiil-Mckkiyye, c. I, s. 5; c. III, s. 12, 188, 270, 353,
433, 250, 204; FususuI-Hihem, s. 213; el-Fthtl-Mekkiyye., DS, s. 15,189.
4 Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 46.
5 Ibnl-Arabde berzahn ikinci anlam hakknda bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 54, 163; c. II, s. 46,
158; c. III, s. 139, 274; c. IV, s. 328; Tercmnl-Evak, s. 34; Kitbul-Celle, s. 3; Anka-i Murib, s. 53; Ru
hul-Kuds, s. 64; Istlahar, s. 296.
6 Berzah iki taraf birletirdii iin, iki tarafa ait kemle de haiz olmutur. ki ey arasnda berzah olan o
iki eyden stndr; nk o, onlar kendinde toplar. lbnl-Arab yle der: Berzah mertebelerin or
tancasdr. O iki denizin birleim yeridir: mnlar denizi ve duyulur eylerin denizi. O mnlar somut
latrr ve duyulur eyleri de latifletirir (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 361).
7 Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, DS, s. 413.
8 Bkz. el-Fthtl-Mehkiyye, DS, s. 576.
9B kz. Sbt.
10Bkz. Insan- Km il.
" Bkz. Insan- Km il.
12Bkz. Miratl-rifm, s. 6.
13Bkz. erhul-Celle, s. 4.
B e e r Ba, in ve ra tek kktr. "Bir eyin gzellik ve iyilikle ortaya kmas" demektir.
Beere, "insan cildinin grnen yz"dr. Beere er-racCl el-m er'e de [erkein kadna
yaklamas] buradan gelir; nk cinsel birleme erkein derisini kadnn derisine te
mas ettirmesiyle gerekleir. Beer de ortaya kt iin beer diye isimlendirilmitir.
Ber "gzel yzl" demektir. Bearet "gzellik" demektir, ( mucem )
s?-
Beer Kuranda pek ok yerde geer. Fakat yaratklardan sadece insan cinsine zg olarak zikredil
mitir:'
H 7
B eere
stelik siz yaratlm beersiniz, Allah dilediini balar ve dilediine azap eder. (5:18)
S?"
insan beer adn Tanrnn kendisini iki eliyle yaratmasndan almtr. O halde iki
nokta beer cinsinin dier yaratklardan ayrmasn temin eder: Birincisi Tanrnn
onu dorudan yaratmas; kincisi yaratmann Tanrmn iki eliyle gereklemesidir.
Bunun Ibnl-Arabnin diliyle ifadesi, Hakkn isim ve sfatlarnn btn kemllerini
beer cinsinde ortaya koymu olmasdr. Bu sayede beer cinsi Tanrmn suretine g
re var olmay hak etmitir.
Allah onu (dem) iki eliyle yarattnda mertebesine yarar ekilde kendisine izfe
edilmi iki eliyle temas ettii iin onu beer diye isimlendirmitir.2( f u s s , 144)
IV:329)
NOTLAR:
' Bkz. el-Mcemu'l-Mfehres, Beer maddesi.
2 Paragrafn aklamas iin bkz. Aff, Tlikat, s. 196.
3 (38:75) ayetine telmih.
nayet ehlini Rableri kendi katndan bir rahmet ve honutluk ile mjdelemitir.
Mahrumiyet ehli iin elim bir azap ile mjdele (9:3) denilmitir; nk onlardan
118
Beyaz nci
her birisi mjdelenenin cildinde bir etki meydana getirmitir. (FTHT, IV:41o)
Hak her iki grup [mutlular ve bedhahlar] hakknda da mjde demitir. Yani her bi
risi iin derilerine tesir eden bir sz sylemi, bylece her birisinin derisi daha nce
tamad bir renge dnr. Hak, mutlular hakknda Rableri kendi katndan bir
rahmet ve honutluk ile onlar mjdelemitir (9:21), bedhahlar hakknda ise Onla
r elim bir azap ile mjdele" (9:3) demitir. Bylece bu szn etkisinden nefislerinde
meydana gelen ey her kesimin cildine etki etmitir. (FUSS, i is )
n o tlar:
B e y a z n c i [inci (d rr) kelimesinin kk harfleri olan] dal, ra iki kktr: Birincisi, "bir
eyin dierinden meydana gelmesi"; kincisi ise "dalgalanma" demektir. D rr,' "byk
inci" demektir. Byle isimlendirilmesinin nedeni, parlaklndan dolay kendisinde gr
len dalgalanmadr. deta o, dalgalanan su demektir, (m u c e m )
Ahmed b. Fris'e gre, Kevkeb-i drri, parlak", "aydnlatc demektir. Beyazl nedeniyle inciye benze
tilmi ve ona nispet edilmitir, ( mucem )
S?"
bnl-Arabde2 Beyaz inci3 lk A kla veya retk [z, ayrmam] halindeki Muham-
medin Nuruna4 iaret eder. Retk, lemin ilk Aklda btn olarak bulunduu hal
dir.5
Retk,6 sahih hadislerde bildirildii gibi, btn lemin srf akl olduu haldir. Hz.
Peygamber, yle buyurmutur: Allahn ilk yaratt ey, beyaz bir incidir. te bu
inci, Hz. Peygamberin yaratlan ilk ey diye bildirdii lk Akldr. Bu akl, sahabe
Cbirin rivayet ettiine gre, Hz. Peygamberin nurudur. Cbir, yle der: Hz.
Peygambere Allahn ilk yaratt eyin ne olduunu sordum, o da: Ey Cabir! Al
lahn ilk yaratt ey senin peygamberinin nurudur. Allah nce onu yaratm, ar
dndan btn hayrlar onda yaratmtr; daha sonra da btn yaratklarm yarat
mtr.7 Bu hadis ile Hz. Peygamberin btn lem olduu ve lemin her bir par
asnn kendisiyle bir olmas ynnden onun bir mazhar, paras ve ksm olduu
anlalmtr; bunun yan sra lemin her bir paras, kendi zellii ve farkll a
119
Beyaz lm
Sen [halife insan], Beyaz lncisin! Senin vstanla tenezzl ettim, senin zerinde yer
letim [istiva], sana geldim, senin vastanla yaratklarma tecelli ettim. (sra, 69)
Sorarsan: Yeil Zmrt nedir? Cevap veririz: Beyaz lnciden km nefstir. Sorar
san: Beyaz nci nedir? Cevap veririz: 'Susam ilminin sahibi, lk Akldr. ( f t h t,
ll: 1 3 0 )
N O T LA R :
120
Beyt
Siyah lm, skntya tahammldr. Skntya tahamml nefse gam verir; gam, nef
sin karanl, karanlk ise siyaha benzer, ( f th t , i:258)
Yeil lm, yamal elbiseler giymektir. Mminlerin emiri iken mer b. Hattabm
giydii on yamal elbisesi vard ki, birisi deri parasyd, ( f th t , ii:187)
N O T LA R :
1 Bu metin iin bkz. Mnv, Tabakdtu's-Sfiyye, s. 96; ayn metin iin, Slemi, Tabaktu's-Sfiyye, s. 93.
2 lm trleri hakknda bkz. el-FCUuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 187 (siyah lm); c. IV, s. 352 (yeil lm, si
yah lm, beyaz lm); RluI-Kuds (yeil lm), s. 23. .
B e y t bkz. A lla h n E v i
B i l d i r m e P e y g a m b e r l i i / e r i a t P e y g a m b e r l i i Bildirme peygamberlii, te
rii [yasa koyucu] peygamberliinin kart, hkm koyma zellii olmayan genel
peygamberliktir.
Veli amel asndan olmakszn mutluyu belirler. Bylece kfir hakknda kfirlik ha
linde mutlu; mmin hakknda mmin iken bedbaht der. Bylece her birisi iin
mutluluu ve bedbahtl gerektiren sebeple hkm verir. Bu kadar terii peygam
berliinden deil, bildirme peygamberliinden velilere kalan ksmdr, ( f t h t ,
11:258)
B i l i n m e y e n l a h bkz. A lla h
121
B ilin m e y e n Y o ld a
B i r bkz. V a h id
Hakikatler yok olmakla nitelenemez. Bir eyin vechi, onun hakikati demektir.
( f th t , iu o o )
Hakkm vechi:
O byk gnde Hak byklk rts vechindeyken kullarna tecelli edecektir. Bir
eyin vechi o eyin zt demektir, ( f th t , IV:245)
Yaratklarn vechi:
122
Birin Bire zel Tecellisi
Ztn zt:
Arif, dnya ve ahirette yz kara, vechin vechi ise dnya ve ahirette aydnlktr.
(FTHT, 1V:349)
B i r - o k bnl-Arab btn birlerde zuhur eden birlie bakm ve onun saf ve duru
bir birlik deil, gerekte okluun birlii olduunu grmtr. O halde Hak; in
san, lem, nefes gibi her bir, bir-oktur. Hak, Bir-oktur, yani lemlerden mstani
[mnezzeh] zt ynnden bir, isim ve sfatlar ynnden oktur. nsan bir-oktur;
yani kendine zg hakikati ynnden bir, uzuvlar ynnden oktur. lem bir
oktur; yani cevheri ynnden bir, sureti asndan oktur. Nefes bir-oktur, yani
kendine zg hakikati ynnden bir, harfleri meydana getiren boumlar ynnden
oktur.
Bir-ok olarak Tanr:
Kukusuz Allah apak hakikat, baka bir ifadeyle zuhur eden Haktr. u halde
Hak, Bir-oktur. ( ftht, taao)
Onun benzeri gibi yoktur. O iiten ve grendir (42:11 ). Tenzihin tebih ile ilikisi
nedir? Hakikat ise birdir. Btn bunlar, tek bir hakikatteki farkl hkmlerdir, ( f
t h t , lll:325)
Hibir ey onun dna kmaz; her ey, ondan meydana gelmi ve yine ona vara
caktr. Dairenin evresi, Hakkn isimleri, merkez nokta, ztdr. Hak sayca birdir
ve bir-oktur. Sadece insann gz kendisine bakar. ayet gz bebei olmasayd, in
sann gz gremezdi. Buna gre insan gzbebeiyle grd gibi, Hak da Hak sa
yesinde zuhur etmitir.
Biz Onun iin Hak da dedik
Halk da dedik, ( f th t , i:45i)
Allahn doksandokuz ismi vardr. nk Allah tektir ve teki sever. Allah Vahid-
123
Birinci Baba
lem in cevheri, cevherlik ve hakikat itibariyle tek, suret ve suretlere ilien arazlar
nedeniyle farkldr. lem, birleen ve ayran, b ir ve ok olandr, ( f t h t , i:46i)
Tanr insanda dnme gcn en yetkin tarzda yaratm, ardndan onun iin ne
feste yirmisekiz boum yaratmtr. Her boumda, digerindekinden farkl bir harf
ortaya kar. Nefesten farkl olmad halde, yine de boumu farkl say! Nefes olma
s ynnden hakikat tek, boumlar ynnden oktur, ( f t h t , i:39i)
Bylece ortaya kar ki, bir-ok; okluu bir, birlii ise oklukta ortaya kan ey de
mektir.
okluun birlii, okluu bir olandr, ( f t h t , IV:372)
N O T LA R :
124
Birinci Baba
basdr. bnl-Arabde birinci baba kavramn iki temel kta ele alabiliriz: Birinci
Baba demdir.1 Geen ifadelerden beer trnn bireyleri iin ilk babann dem
olduu anlalmtr; nk o bedenlerin kendisinden kt ilk cisimdir.
lk ortaya kan insan bedeni demdir. dem insan trnn ilk babasdr. O bu
cinsten ortaya kan ilk kiidir. Allahn ihsan O nun kudretine baldr, ilk baba
bu ii kendisi nedeniyle gerektirmi deildir, ( fth t , i:i 36)
Allahn ilk yaratt ey Akldr. O dier akllarn meydana geldikleri varlk, dolay
syla ilk babadr. Allah ona ruh demi ve kendisine izafe etmitir. Onu tesviye edip,
kendi ruhumdan flediimde (29:15). te o, bu en byk akldr, ( f t h t , ll:67)
Nefisler tek bir kaynaktan yaratlmlardr. O sizi tek bir nefisten yaratmtr
(6:39). Allah bedenin yaratlndan sonra O na kendi ruhumdan fledim (15:29)
buyurdu. O halde tek ruhtan flenilen eyde flenen eyin srr bulunmutur, o da
nefistir, ( f th t , i:272)
NOTLAR:
Babamz anlamndaki ebna veya vlidna kelimeleri Ibn'l-Arablde ska bir aklama olmakszn tam
lama halinde geer. Buradaki oul zamiriyle insanlk kast edilir. Bu durumda babamz insanln babas,
yani dem olur: Allah babamz (dem) halifesi yapmtr (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 26). Melekler
ilk babann rencileridir. Onlarn peygamberlik hakkndaki bilgileri peygamberlerin babalarndan g-
125
B it i ik H a y a l
rendikleri kadardr (deme isimleri retmi ve onu meleklere arz etmitir (2:31) ayetine telmih). Mele-
i a'l bizimle babamz (dem) arasnda vastadr (el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 361).
2 Bkz. Ruhlarn B a b a s.
3 Bkz. Ulvi B ab a.
4 Bkz. M uham m edi H akikat.
B i t i i k H a y a l bkz H a y a l
Dalar donuk grrsn, onlar deta bulutlar gibi hareket ederler. (27:88)
Gk ve yer arasnda (rzgara tbi) bulutlarda {sehab) akln kullanan bir toplum iin deliller var
dr. (2:164)
Bulut, yldz, aa, deniz, nehir vb kevn unsurlar bnT-Arabde simgesel bir ba
lamda ilev grrler. Fakat bu simgesellik nasl meydana gelir? Baka bir ifadeyle -
lemin herhangi bir unsuru bir simgeye nasl dnr? Birinci aamada, kevn [olua
ilikin] bir enin gc kendisinde baskn olan bir zelliin etrafnda odaklar, ar
dndan sz konusu zellik, ontolojik ve epistemolojik lemin yapsndaki ilevinin
gerekletii bir varlk mertebesinden o eye benzetilir, ite bu benzerlikten simge
meydana gelir ve gcn kazanr. Ayn bulut iin dnlebilir: Bulut, kendisine
egemen bir zellik etrafnda odaklar, bu zellik rtmektir. Bu zellik ynnden de
bulut, bnT-Arabde kfr (inkr=rtmek) terimine benzer. nk kfr szlkte
rtmek anlamndaki setr demektir.
126
Byk Alem Kk lem
Byk inci, insan- kmili gsterir. Ibnl-Arab bu ismi Beyaz nci [drre-i beyza]
diye de isimlendirdii insan- kmile vermitir.
Zta zg hakikatin sahibi, klli zt, yce rtbenin, stn mertebenin, dnya ve
dinin sahibi, byk inci, gizli-tlsml hazine ve korunmu-gizli sr. ( akku 'L-cuyb ,
17)
Btn lem byk bir insandr, lemin ruhu3 da insan trnden insan- kmildir.
nsan- kmil yardm etme ve dilemenin aracdr.4 ( bulga , 30)
Cismi, lemin cisminden kk olsa bile insan byk lemin hakikatlerini kendin-
127
Byk nsan
nsan kk lem, lem byk insandr. Bylece insan lemde domu son varlk
tr. Allah onu btn lemin hakikatlerini kendinde toplayan varlk olarak yaratm,
halifesi yapm,6 lemdeki her suretin gcn ona vermitir, ( f th t , ii:150)
lemdeki her eyin ilahi suretten bir pay vardr. Btn lem ilahi surete benzer ya
ratlmtr; insan- kmil ise hepsine ermitir. lemin sureti insann varlyla yet
kinliine ulamtr. Halbuki insan- kmil lemden ayrdr, bununla birlikte o le
me muhta olmadan tek bana surete gre yaratlmakla lemin suretinin yetkinle
me sebebidir. (FTHT, lV:23i)
nsan hakikatleri asndan lemin bir toplamdr. Buna gre o tek bana bir lem
dir. Onun dndakiler ise lemin bir parasdr. nsan lemin ruhu, lem ise ceset
tir.8 Her ikisiyle birlikte btn lem byk insan olur, ( f t ht , i:67)
NOTLAR:
1 nsan lemin veya oluun suretidir. Bkz. N sh a.
3 Bedevi, insan- Kmil Fi'l-Islam, s. 26; Filozoflarn lem byk insandr sznn anlam iin bkz. Risd-
le-i lhvat- Safa, c. III, s. 212; c. II, s. 24; M ecd k-i M ank, s. 1967, 460. Osman Yahya burada insan- kebir
[byk insan] tbirini ilk kullananlarn lhvan- Safa olduunu belirtir.
5 Bkz. lem in Ruhu.
4 lbnl-Arabde insan- kebir hakknda bkz. el-Fthtl-Mekkiyye , c. III, s. 74, c. IV, s. 45, 141, 260, 409;
Nakul-Fusus, s. 1; Bulgatul-Gavvas, s. 13.
5 Bkz. M uhtasar.
6 Allah, insann halife olamayaca kadar bir srelik, insan lemden sonra yaratmtr. Bkz. H llafet/H alife
128
Byk Kuran
NOTLAR:
1 Ge dnemden bir sfi, Kuran kelimesini ak bir cmlede Muhammedi hakikate iaret etmek iin
ayn anlamda kullanmtr. yle der: Allah'm! lahi hakikatler Kuranna merhamet eyle! (Ahmed b.
ldris, Ahzabu'n-Nasr, s. 84).
2 Bkz. B y k le m -K k lem , B y k nsan.
3 Bkz. Harf.
4 (41:53) ayete telmih. Burada byk kitap, insann kart olarak kullanlr.
bnl-Arab Kuran- Kebir ve Kuran, byk lem ile onun nshas kk lem (in
san) arasndaki benzerlie iaret iin kullanr. Kuran- kebir ile byk mushaf ean
lamldr.
NOTLAR:
129
Cehennem
Ibnl-Arab Cehennemin ve bu ismi alma sebebiyle ilgili Arap dilinden bir gereke
arar. Ona gre bu isimlendirmenin sebebi uzakl gstermesidir (biru cuhnam derin
kuyu demekti). Fakat aklamalarnda bu anlamdan sz etmez, onun yerine isim
lendirmeye Cehennemin zelliklerinden baka bir neden aradn grrz. bnl-
Arabye gre bu isimlendirmenin sebebi Cehennemin grntsnn irkinliidir.
lah olduunu iddia edeni Cehennemle cezalandrrz. Yani onu kendi aslna dn
drrz, o da uzaklktr.1 Bir eyin dibi uzak olduunda derin kuyu anlamnda
biru cuhnam denilir. Byle bir iddiada bulunan kimsenin cezas Cehennemdir, yani
diliyle syledii eyden gerekte uzaklatrlmasdr. Bu da en hayrl cezadr.
(FTHT, IV: 136)
Cehennem insann hayvani nefsiyle girdii atein yedi kapsndan2 birisidir. Ibnl-
Arab onu bazen Cennetin kart olarak ate anlamnda kullanr 3
Atein yedi kapsnn isimlerine gelince: Bunlar Cehennem kaps, Cahm kaps, Sa
ir kaps, Sakar kaps, Lezza kaps, Hutme kaps, Siccin kaps. Bir de kapal kap
vardr ki, o da almayan sekizinci kapdr, bu perdedir, ( f t h t, i:36o)
130
Cell
Ahirette iki menzil vardr: Cennet ve Cehennem. Dnyada da iki menzil vardr: a-
zap ve nimet, ( f th t , n.-37o)
nsann Cehennemi onun doasdr. Fakat bnl-Arabi burada onu bir form ve ben
zetme olarak kullanmtr: Doamz (Cehennem) zerindeki eriat kprsnde y
rymz betimlemek iin Cehennem, zerindeki kprsyle ahiretin yapsn
benzetme olarak kullanmtr.
Gerekte olduu gibi bana kul olmayan kimse kendi tabiatnn -Cehennem demek
tir- kulu ve onun saltanat altnda hor ve zelil olacaktr, ( f th t , iv :20)
NOTLAR:
C e l l bkz. S f a t
C e m ' Cim, m im ve ayn tek kktr ve bir eyin toplanmas anlamna gelir. C e m a 't e-
eye [bir eyi topladm] denilir, ( mucem )
s?
Cem1 Kuranda farkl anlamlarda yer alr, hepsi de belirtilen szlk anlamnn dna kmaz (Bkz.
Mucemu'l-Mfehres, Cem"' maddesi).
Maln toplayan [cemea] ve sayan. (104:2)
Sizi toplanma [cem] gn bir araya getirecektir. (64:9)
S?"
131
Cem'
Bu anlamda cem 1Hak olmakszn halka iaret eden fark teriminin zdddr .4 kinci
aamada Ibnl-Arab nceki sfilerin grlerini aktarr, hatta kendi ifadeleri bile
nceki sfilerin cem 1ve cem'l-cem'e 5 dair szleridir. Bunlarn karsna da kendi
zel grlerini koyar:
Bize gre cem' kendini nitelediin Hakka ait isim ve sfatlar kendi zerinde;
Hakkn kendisini isimlendirdii isim ve sfatlarndan sana ait eyleri de kendi ze
rinde birletirmendir [cem1]. Bylece sen sen, o da o olur. Cem'l-cem 1 ise ona ait
eyleri onda ve sana ait eyleri de onda toplamaktr. Bylece her ey ona dner. -
lemde Hakkm isim ve sfatlarndan baka bir ey yoktur. Akl- selim sahibine
sfilerin cem' gr yeterlidir; nk o oklua ve ok ztlar arasnda ayrma izin
veren bir lafzdr. Bylece ayrm ynnden cem' tefrikann [farklln] ayn iken,
tefrika cem' deildir, ( fth t , ii:516)
bnl-Arab burada cem'e Hak ve halk birletiren bir hal olarak bakan klasik tasav-
vufi grten ayrlp onun zdd bir gre varr. Ona gre cem Hak ve halk [lem]
arasnda kdem ve hdislik [sonradan olan] zellikleri arasndaki farklln [tefrika]
aynsdr. O halde cem' ayn anda gerekleen iki ilemdir: Kadimligin btn gr
nmlerini birinci aamada toplayp [cemi1], onlar asllanna, yani Hakka gnder
mek; ikinci aamada ise ister kadimde ister hadiste tecelli etsin, btn hdislik zel
liklerini toplayp onlar da kendi asllanna, yani halka gndermek .6 O halde cem'
mazharlarn toplanp, iki alanda ayrtrlmalar ve asllanna dndrlmeleridir. Bu
rada cem' tefrikann7 ayns olarak ortaya kar (bunun tersi doru deildir). nk
cem 1kelimesinin kendisi okluu ispat eder; nk biz ancak dalm okluu top
layabiliriz. Cem'l-cem '8 ise hakikatin iki ynnn [Hak-halk, kdem-hdislik] o-
nun birliinde yok olmasdr. O halde Hak ve halk, kdem ve hdislik, gerekte bir
hakikatin iki ynnden baka bir ey deildir; cem'l-cem halinde onlarn birliini
alglarz. Cem 1birlemenin 9 karlnda okluktur. Buna gre varlk okluktur, birlik
ise mevcut deildir, akledilirdir. O halde cem 1birlemenin kart, tefrika okluk ve
hakikatler arasnda ayrmn eanlamlsdr.
Birlik her oklua elik eder; dolaysyla birde okluun, oklukta birin bulunmas
arttr. Allah yle buyurmutur: Her nerede iseniz o sizinle birliktedir" (57:4). Be
raberlik elik etmektir ve elik etmek bir okluktur. Hakkm lemle birlikte olmas
132
Cem'
Bu emri (Allahn kendisini vekil edinmemiz emrini) mahede edenin artk kendi
siyle tasarruf edebilecei bir himmeti nasl kalabilir ki? Himmet sahibinin himmeti
ni ynelttii eyin dnda bir eye ynelme imkn kalmad [btn gcn ve ni
yetin birletirilmesi anlamndaki] cem'iyet ile yapldnda etkin olabilir. te gerek
marifet bu cemiyet halinden ortaya kar, ( fuss, 128)
Allah insan kendisine getirdiinde, artk hibir danklk kalmayacak ekilde onun
himmetini birletirir. Bylece Allah kendisine vermek istedii ve ilminde belirlen
mi eyleri ona baheder. Bu hal ve mahede makamndan ktnda ise cem'iyet
halinden tefrika [danklk, farkllk] haline gemi demektir .'4 (FTHT, ll:632)
lbnl-Arabl bazen cem 1'5 terimini tafsilin'6 [ayrma] kart olarak icmal [zet] ke
limesiyle eanlamda kullanr. Buna gre tafsilden nceki her icmal cem'dir. Sz ge
lii vahiy cem 1leminden tafsil lemine iner. Elif harfi cem' makammdadr ve sirayet
ettii harflerde ayrr .'7
Elif cem' makamnda bulunur, ilahi isimlerden Allah ismi Elife aittir; sfatlardan ise
kayymluk [eyay ayakta tutmak] zellii ona ayrlmtr, ( f t h t , 1:65)
133
Cem'iyyet
1 lbn'l-Arab ncesinde cem hakknda bkz. Herevi, Menazil, s. 225; Tst, el-Luma, s. 549; Slem,
Tabakt, "Cem"' maddesi; Kueyri, Risale, s. 35.
2 Cem'u'l-cem1 hali insana tefrika (danklk) halinde deil, cem halinde gelir.
3 Ayn metin iin bkz. stlaha!, s. 287.
4 Bkz. istlahat, s. 287.
5 Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 516.
6 Bu cem1 mazharlara aittir ve mazharlann asllarna dndrlmesi amel veya akli bir eydir. Bkz. el-
Fthdtil-Mehhryye, c. II, s. 396.
7 lbnl-Arab yle der: Takva sahibi olana Allah bir furkan verir (bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s.
318).
8 lbnl-Arab bazen cemul-ceme sadece cem1 diyerek iaret eder. el-Fthl'l-Mekkiyye, c. IV, s. 82.
9 Burada tevhit, varlk zaviyesinden varlkta tevhit anlamnda alnmtr.
' Varlkta tevhit mkul bir eydir, yani akl onu vakadan soyutlamtr. u halde tevhit aklda gerekleir.
11 Tevhit salt akl dzleminde gerekleirken, cem, akli ve harici varl ierir.
2lbnl-Arab her zaman olduu gibi, btn ahlaki ve tasavvufi kavramlar var olusal bir tarzda yorum
lar. Sirk de byledir. irk ibadet ederken Allaha ortak komak deildir, varlkta Allaha ortak klmaktr.
13Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s. 155.
4Bkz. Fussul-Hikem, c. II, s. 66.
s bnl-ArabTde cem iin bkz. Kitb- Tecelliyat, 26; Kitahul-lrad, 148; Mevakiun-Ncm, s. 20; Risle-i
Ruhu'l-Kuds, s. 151.
,6Bkz. Aff, Tlikat, s. 94.
17 Bkz. Elif.
C e m ' i y y e t bkz. C em *
C e m u l - c e m bkz. C e m '
C e m l bkz. S f a t
Bahe olarak:'
Sizden biriniz kendisinin bir cenneti [bahe] olmasn istemez mi? (2:266)
Yeryzne inmeden nce dem'in kald yer olarak:
deme dedik ki: Sen ve ein Cennette dilediiniz kadar kaln. (2:35)
Ahiret karl olarak: Oras (gazap mahalli olan) atein karlnda Tanrnn kullarndan honut olduu
ebedi honutluk yeridir.
Kim ateten uzaklatrlp Cennete yaklatrlrsa kurtulmutur. (3:185)
Cennete giriniz, sizin iin korku yoktur ve zlmeyeceksiniz. (7:49)
134
Cennet
tbnul-Arab Cenneti szlk, yani rtmek3 anlamnda ele alr. Buna gre Cennet her
nefes yenilenen rtl nimet demektir. Cennet ate veya Cehennemin (Hakkn b
yklnden meydana gelmi gazap mahalli) kart olarak ltuf, Hakka yaknlk,
cmertlikten meydana gelmi iyilik diyardr.4
Cennet latifligi ve ruhaniligi nedeniyle gizlenmek anlamna gelir, (ucn, vr. 28)
Cennette hibir gzn grmedii ve hibir kulan iitmedii ve hibir insann kal
bine gelmeyen eyler vardr. Cennetin cennet diye isimlendirilmesinin yegne se
bebi belirttiimiz bu durumdur; nk o, cennet kelimesiyle ifade edilmi olan r
tnmek" demektir, ( f tuh at , mi.-540)
Nefs (raz olmu nefs) Hakkn cennetine, yani rts ve perdesi altna girer.
(FTHT, 11:396)
Nefse gre geici ve yeni bir eyle lezzetlenmek sreklilii olan eyden daha stn
dr. Cennet nimetlerinin her an yenilenmesinin bir srr budur .5 (tercman, 45)
Cennet yaknlk diyar, Hakk grme yeridir. Oras arzular ve genel lezzetler yeri
dir. (FTHT, IV: 112)
Ahirette iki menzil vardr: Cennet ve Cehennem. Dnyada iki menzil vardr: azap
ve nimet veya znt ve lezzet, ( ftht, i:307)
Cennet rtmektir; bu nedenle rtme zelliine sahip her ey cennettir, insan belirli
bir ilahi ismin tecelligh olmas ynnden Hakk rter. Bylece o kendisinde tecelli
eden isim ynnden Hakkn cenneti, baka bir ifadeyle Rabbinin cennetidir.5 Cen
net Peygamberin mertebesidir.
135
Cennet
Cennetime gir (89:3o). Ben [Hak] onunla rtnrm. Benim [Hak] cennetim sen
den [insan] baka bir ey deildir ;7 nk sen kendi ztnla beni rtmektesin. Ben
senin vastan ile bilinirim, sen de benim vastamla bilinirsin. O halde seni bilen,
beni bilmitir. Ben bilinmezsem, sen de bilinmezsin. O'nun cennetine girdiinde ise
[Rabbinin cenneti] nefsine girdin demektir. Bylece kendi nefsini bilirsin ( fuss ,
92)
Cennet iki tanedir: duyulur ve manevi cennet. Nitekim lem de ikidir: latif [ince,
effaf] ve kesif lem veya gayb ve ehadet [grnr ve grnmez] lemi. Muhatap
ve sorumlu nefs-i ntkann [dnen nefs, insan] tad ilim ve marifetler karl
nda bir nimeti; lezzet ve arzular karlnda baka bir nimeti vardr. Allah duyu
lur cennetin ruhu olan manevi cenneti yetkinlik, mutluluk ve sevin gibi Hak kay
nakl nee zelliklerinden yaratlmtr. Bylece duyulur cennet beden, akledilir
cennet ise ruh gibi olmutur, ( f th t , 1:317)
136
Cennet ars
Btn cennetler Me'v Cenneti, Adn, Vesile, Firdevs, Huld, Nam, Selm, Mukame
cennetleri, tek hakikattir ve bu hkmler ona aittir,13 (FTHT, i:24i)
N O T LA R :
S?"
Kuran- Kerimde suk kelimesi zikredilen iki szlk anlamyla gemitir: Gnahkrlar Cehenneme sevk
ederiz. (19:86)
Cennet ars (skul-cennet) Kuran- Kerimde gemez; terimin dayana bir hadistir. Bu hadisi Tirmiz
137
Cennet ars
Snerfinde zikreder (Eb Isa Tirmiz, h. 209-279; hadis no: 2553): Ahmet b. Mni bize yle demitir:
Hz. Peygamber yle buyurur: Cennette bir ar vardr ki, orada al veri yoktur, sadece adam ve ka
dn suretleri bulunur. nsan hangi sureti isterse, ona girer. Eb Isa yle demitir: Bu hadis, garip hadis
tir.'
Cennet ehli bu arya gelir, oraya girdiklerinde hangi sureti isterse ona girer ve
ardan bir ihtiyacn alp geri dnm gibi, o suretle ailesine dner. Bazen bir
grup, bir suret grr ve her birisi o sureti giyinmek ister, o surete girerler ve onu
elde ederler. O gruptaki herkes de ayn sureti elde eder ve ardan ayrlrlar. Sz
konusu suret ise arda bulunduu hal zere kalmtr; oradan ayrlmamtr. Bu
iin hakikatini ahiret hayatn bilenler anlayabilir.3 Nitekim Hak da pek ok surette
tecelli eder ve o suretlerde halden hale girer, hakikat ise birdir .4 ( ftuhat, iiisis)
nsan ruhu Cennet arsna girip, oradaki suretleri grdnde, hangi sureti g
rp beenirse, o surette diriltilecektir. nsan sonsuza kadar bir suretten baka bir
surete geecek, bylece ilahi genilii renecektir, ( f t h t , i:628)
N O TLAR:
138
Ceres
C e r e s Cim, ra ve sin, tek kkten gelir ve sesle ilgili bir anlam vardr. Bunun dndaki
ler ise ilk anlama dner. Ceres "asl an" demektir. Hadiste "Melekler iinde an bulu
nan yere girmez" denildii gibi, "sz syledin" anlamnda cereste b i'l-kel m denilir.
(m u c e m )
Ceres, kapal kelm, baka bir ifadeyle icmal [zet, ayrmamlk] mertebesinden
ayrma [tafsil] mertebesine dnk kelmdr. bnl-Arab kapal kelm neden ceres
diye isimlendirdiine dair bize bilgi vermez. Bu nedenle yapabileceimiz ey hadiste
geen salsalctl-ceres [an sesi] ifadesi vastasyla kapal sz ile ceres arasndaki ben
zerlii incelemektir. Salsalatl-ceres bizi vahye, o da Kuran- Kerime gtrr. By-
lece grrz ki, Fatiha Suresi Kitapm anasdr; nk o Kitapm ayrntl anlattkla
rn zetler. O halde ceres Fatiha Suresinin Kuran- Kerimi zetlemesi' gibi kelmn
zetlenmesidir. Bu balamda zetin her trl kapallk ve belirsizlikten uzak sadece
ayrmtlandrlmay gerekli klan bir ey olduunu belirtmeliyiz.
Ceres zet kelm,2 hares ise kapal kap demektir. Kim kelmn zetini ve kilidini
aarsa, bilinmeyen bir ii renir, akl sahiplerinin arasna katlr ve kabuun koru
duu ze erer. (FTHT, IV:234)
n o tlar:
1 Bkz. K itab n A n a s.
2 Bkz. Istlahat, s. 294.
Dedim ki: Rabbim! Ayetler eit eittir. Bunu sylerken bana u ayet indirildi: De
ki: Allaha iman ettim, bize ve brahime, smaile, shaka, Yakuba ve kendilerinden
sonra gelenlere indirilene, Musaya, saya ve nebilere Rablerinden verilmi olanlara
iman ettim. Onlarn arasndan hi birisini ayrt etmeyiz. Bizler ona teslim olmuuz
139
C e v h e r -i F e r d in A s l
(3:84). Bu ayette bana Allah btn ayetleri vermi, gerek bana yaklatrlm, onu
benim iin btn ilimlerin anahtar yapmtr. Bylece unu rendim: Ben bana
zikredilen peygamberlerin toplamym. Bu mjde ile Hz. Muhammedin kuatcl-
gnn vrislerinden Muhammedin merebinde olduumu anladm. nk o son
peygamber ve vahiy gnderilen son kimsedir. Allah ona cevmil-kelim zellii
vermitir, ( f t u h a t , i:350)
Muhammedi der ki: Benim endeki hayretimi artr1. Hayret eden dner ve o dng-
sel hareketin sahibidir.5 Dngsel hareket sahibinin bir balang noktas yoktur ki,
birisi ona [nere]-den diye sorabilsin; varaca bir gaye yoktur ki, kendisine [nereye]
-e diye sorabilsin. Dolaysyla en tam varlk onundur. O cevmil-kelim verilen
kimsedir, ( fuss , 73)
Allah deme btn isimleri6 retmi, baka bir ifadeyle onu btn isimlerin maz-
har yapmtr. Halbuki Allah Muhammede (a.s.) dem'de zuhur etmi bu isimlerin
hakikatlerini vermitir. u halde dem grnr ve d varlk ile ortaya km insan
dr. Muhammed (a.s.) ise akledilir7lemde ortaya km btn insandr.
N O T LA R :
C e v h e r - i F e r d i n A s l bkz. n s a n - K m il
mam- mbn [apak nder] doru szldr. O parlak nur ve cevherlerin cevhe-
140
Cibril/Cebrail
ridir. O bilinen ve bilinmeyeni, ayran ve zet kalan sayar. Her biimin onda bir
hakikati, onun her biimde bir bulunuu vardr. Yardm eder ve kendisinden yar
dm istenilir. Hepimiz ondan ortaya ktk, ( f t h t , iv : 3 2 7 )
C i b r i l / C e b r a i l bkz. V a h iy
V?"
Cin kendi peygamberleri olan sorumlu, g ve yetenei snrl bir toplumdur. blis de onlardan birisidir.
Ey cin ve insan toplumu! Size benim ayetlerimi okuyan aranzdan eliler gelmedi mi? (6:130)
nsanlar ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattm. (51:56)
Ey insan ve cin topluluu! kabilirseniz yerin ve gn eperlerinden kn. (55:33)
Hepsi secde etti, sadece iblis secde etmedi. Cinlerden idi ve Rabbinin emrinin dna kt.
(18:50)
ss*
C in canl, d n en ve atele h avan n b ileim in d en yaratlm b ir va rlk tr. C in ler y a
ratllarn d aki hava u n su ru y la isted ikleri b iim e girerler; ate u n su ru vastasyla da
b y k le n ir ve b b rlen irler. n san larn g zlerin d en gizlen irler ve bu n ed en le o ism i
alm lardr. C in in d nn [ins] kart in san n iidir.
Cinler tanmda insan ile ortaktrlar; nk cin de dnen canldr, ( ftht, i:49i)
Cinler iki unsurdan yaratlmlardr: hava ve ate. dem de iki unsurdan yaratlm
tr: su ve toprak. Bylece bunlar kartrlm ve suya amur ismi verilmitir. Ayn
ekilde atein hava ile karmasna da maric ismi verilmitir. Hak bu marite cinle
rin suretini amtr.' Cinler hava unsuru sayesinde diledikleri surete girerler; ate
zelliiyle de egemen olmak, byklenmek ve stnlk talep ederler; nk ate
konum olarak unsurlarn en stndr, tblisin deme secde etmeyi reddetmesi
nin sebebi budur. ( f t h t , Is , 4 2 6 )
Allah nur ve nardan [ate] ruhlar, baka bir ifadeyle melekleri ve cinleri yarattn
da onlar bir zellikte ortak yapmtr: insanlara grnmemek. Bu nedenle ruhlarn
141
C in s le r in C in s i
bir gurubu cin, yani bizden gizli olanlar ve dolaysyla gremediimiz ruhlar diye
isimlendirilmitir. Allah gizlenmede melekleri ve cinleri ortak yaptnda hepsini
cinnet diye isimlendirmitir. eytanlar hakknda yle buyurmutur: nsanlarn
gnllerine vesvese veren cinlerinden [cinnet] olan eytanlarn errinden Allaha s
nrm ( 14:5). Burada cinnet ile eytanlar kastedilir. Melekler hakknda yle der:
Onlar ile cinler arasnda nesep icat etmilerdir (37:158). ( ft ht , i:367)
Bu, cinler insann btnndan ibaret olmadklarnda byledir. deta Allah yle der:
Ben cinleri -ki o insandan gizli kalan ve ondan btn olan eydir- ve insanlar -ki o
zuhur ettii iin insandan grlen ksmdr- bana ibadet etsin diye yarattm, (f t
h t , 111:3 5 4 )
Cinler de bir toplumdur, onlarn bir ksm itaatkr, bir ksm gnahkrdr. Gnah
kr ve kfir olanlar Allahn rahmetinden uzaklatrlm anlamndaki eytan ismini
hak ederler. Cinler ise doal lemde Allah en az bilenlerdir.
Cinlerin bir ksm bizler gibi itaatkr, bir ksm isyankrdr. Onlar melekler gibi e
kilden ekle girerler, ( f t h t , Is , 429)
Cinler tabi lemde Allah en az bilen kimselerdir. Bu nedenle onlarla ili dl olup
kendilerinden Allaha dair ilimden bir tek cmle bile elde etmi hi kimse gremez
sin. Cin ruhlarnn ilgi gsterdikleri insann nihayette elde ettii bilgi, bitkilerin,
talarn ve isimlerin3 zelliklerinden kendisine verdikleri bilgidir, ( f t h t , DS, 3 u )
N O T LA R :
1 lbn'l-Arabi yaratma fiilini anlatmak iin kapnn al esnasnda anahtarn hareketini benzetme olarak
kullanr.
! Bkz. blis.
5 bnl-Arab cinlerden uzun uzadya sz etmitir: onlarn oalndan, evlenmelerinden, hallerinden vs.
Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, S, s. 431, 34, 39 vd.
C i n s l e r i n C i n s i (cins'l-eam m [en genel cins]) cim , nun ve sin tek kktr ve "bir
eyin tr" demektir. Dilci Hall yle der: "Her tr cinstir. Cins insanlardan, kulardan
ve eyadan bir btndr." Dilci ibn Derid yle der: "[Dilci] Esmai genelin grn
reddetmekteydi. Bu unla ayn cinstir [mcan/s]. Bunun iin kelime sahih Arapa deil-
14 2
Cmertlik Hzineleri
n c h a k ik a t b t n h a k ik a t le r d ir . Onu h a k i k a t l - h a k a i k v e y a h e y u la v e y a c in s
le r in c i n s i d iy e is im le n d i r e b i li r s in . ( n a , 19 )
Bkz. H a k ik a t le r in H a k ik a t i.
Allahn lemde yaratt her eyin -ki yarattndan daha yetkin bir ey yoktur-
Krssndeki Cmertlik Hazinelerinde mutlaka bir rnei vardr. Hzinelerin
saklad rneklerin ahslan sonsuzdur. Her eyin rnei dnya ve ahirette her
onda bulunur, ( f t ht , i:36o)
okluun, okluun birlii1 denilen birlii olmas gibi birliin de birin okluu di
ye isimlendirilen okluu vardr. Bu yzden Tanr, ok-bir, bir-oktur. ( f th t ,
IV:232 )
[Sz gelii] Alinin bireysel bir hakikati olduu malumdur: Alinin eli, aya veya
ba veya gz veya ka deildir, u halde o, ok-birdir: sureti itibariyle ok, haki-
H3
oklua Genel Tecelli
kati itibariyle birdir. nsan, kukusuz, hakikati itibariyle tektir. Bu balamda, Ali
nin Mehmet veya Ahmet veya Halit olmadndan kuku duymayz. Bununla birlik
te tek hakikatin ahslar varlk olarak sonsuzdur. u halde o, hakikati itibariyle bir
olsa bile, suret ve ahslar itibariyle oktur. ( f u s Cis , 1 8 3 )
N O TLAR:
Tanr zuhur ederken ve Ben sizin Rabbiniz deil miyim?"' diye sorduunda orada
kilerin bir ksm inkr edebilmitir. Hak sz2 ald surette tecelli etseydi, hepsi onu
kabul ederlerdi. te b u oklua genel tecellidir, ( f t h t , i: 4 6 s)
N O T LA R :
144
okluk
dirilmitir. (mucem )
okluk, kukusuz akledilirdir, fakat dta var mdr, yok mudur? Bu konuda gr
ayrl vardr. Baz kimseler unu ileri srmlerdir: Dta ortaya kan okluk, bir
tek hakikat sayesinde ayakta duran eitli hallerdir, onlarn varl o tek hakikatte
sz konusudur.3 Bu yoruma gre okluk, bantlardr, d varlkla gereklii yok
M5
okluk
tur. Baka bir grup unu ileri srmtr: okluk iin tek hakikat deil, hakikatler
vardr. okluk mazharlarda da zuhur etmez; nk okluk deil, ok olan grlr.
u halde okluk akledilirdir, ok ise mevcuttur ve grlr, ( f th t , i:50o)
okluu sabit var say, varlkta ise yok say. Varlkta birlii varsay, sabitlikte ise yok
Say. (FTHT, 11:502)
Geree ulam kii, okluu birde grr, nitekim hakikatleri farkl ve ok olsa bi
le ilahi isimlerin gsterdikleri eyin tek hakikat olduu malumdur, ite burada sz
konusu olan, tek hakikatteki akledilir okluktur. Bylece, tecellide tek hakikatte
grlr okluk bulunur, ( fuss, 124)
Ibnl-Arab akledilir okluk ve grlr okluu ispattan bir yandan lemde grlen
okluun kkenini yorumlamada yararlanrken, te yandan insann bir suret ve
nsha oluunu pekitiren grleriyle de uyumlu hareket etmitir. Dtaki varlklara
zg grlr okluun sebebi, makul okluk, yani ilahi isimlerin ve sfatlarn oklu
udur. Bu balamda, Birden bir kar. u halde, Birden ancak mmknn haki
kati bir olarak sudr etmitir. Yaratlmlarn okluuna gelince: Bu okluun kay
na Tanrnn, baka bir ifadeyle isimlerinin okluudur. okluu kabul eden her
kes, kukusuz, varlk hakikatine lemdeki zuhuru ynnden bakmtr. Bu, hakikat
lerdeki okluktur. Ayn zamanda, sz konusu hakikate ilahi isimlerde tecelli edii
asndan bakar. Bu da, ayn zamanda akledilir bir okluktur. Birlii benimseyen ise,
varlk hakikatine hibir ekilde oklua konu olmayan zt ynnden bakar. Bu yz
den o zt, akl dzeyindeki greceli okluktan bile mnezzehtir; sz konusu greceli
okluk, isimlerle vasflanma okluudur. u halde zt, niteliklerden bile mnez
zehtir. O halde sadece okluu kabul eden kii, perdelidir; nk o hakikatin bir
yzn grr; okluk olmakszn birlii kabul eden de byledir. nk o da haki
katin dier ynn grmez. Gerei kendiliinde bilen ise birlii oklukta, okluu
birlikte, veya okluun birliini ve birliin okluunu mahede eder. Bununla
birlikte bnl-Arab okluun kendiliinde ve kendi nedeniyle varl olmay y
nnden, sadece birlii dile getirir.
lemin birlii (hakikati), onun okluu, Hakkn birlii (zt) ise okluudur (isim
leri): Filozoflar Birden bir kar demilerdir. lem ok olduuna gre, ancak ok-
tan meydana gelebilir; ok olan, ilahi isimlerdir. Hak, birdir, isimlerinin okluu da
birlie sahiptir.4 Filozoflar Birden bir kar benimsemekle birlikte Birden ok
luun ktn grdklerinde nceki kabulleriyle bu durum onlar bu Birde farkl
ynleri dikkate almaya zorlamtr. Sz konusu ynler sayesinde okluk ortaya k
mtr. Bir iin bu ynler, ilahi isimlerin Allah ile ilikisi gibidir, ( f t h t , v:23i)
14 6
oklukta Genel Tecelli
okluu dikkate alan kimse, lem, ilahi isimler ve lemin isimleriyle beraberdir.
Birlii esas alan kimse ise, lemlerden mstani zt ynnden Tanr ile beraberdir.
Tanrmn zt lemlerden mstani ise, bu mstanilik, ayn zamanda isimlerin
kendisine nispet edilmesinden de mstaniliktir. (fu s S, 1 0 4 )
in d e o k lu k b u lu n m a y a n b ir lik , im k n s z d r , ( f t h t , i: 4 8 3 )
ahs bir olsa bile, grntde tek glgesi ve tek sureti olduu sylenemez. Karsn
da bulunan klarn saysnca bir ahs iin glgeler ortaya kar. nsan, zt ynn
den tek, suretlerde tecellisi veya klardaki glgeleri ynnden oktur. Grnt ve
tecelliler oktur, ahs deil. Suretler ise, ondan bakas deildir. ( t e c e l l y a t , 31)
N O TLAR:
' Sz gelii bazlar Tanr-lem ikiliini benimserler. Dolaysyla birlik Tanr, okluk ise leme aittir. Birli
i benimseyenler ise okluu birlikte ve birlii oklukta grrler.
2 Bkz. V a h d e t ve A hadiyet-I K e s re t.
3 bnl-Arab bu grtedir ve aadaki satrlarda bu konudaki tavr anlalacaktr.
4 Bkz. M utlak Blrlik/BIrMn M utlak B lrlll/okluun Birlii.
5 Ztn birlii karsnda sfatlarn okluu hakknda bkz. Gazali, el-Maznunul-Kebir, (Cllnin Insan- K-
milinin iinde) c. II, s. 64; bu szlkte, sfat maddesi.
6 Bkz. Blr-ok.
7 Bkz. V c d .
8 Bkz. Kn.
M7
D a ir e n in M e r k e z i
Allah bilenler Hakkn her suretin ayn olduunu bildikleri iin srekli tecelli iin
dedirler.3 Bununla birlikte onlarn Kesibte genel bir tecellileri vardr; nk bu te
celli baka bir bilgi verir, ( f tu h a t, iv m s )
N O T LA R :
' Allah Kyamet Gn tecelli ettiinde baz insanlar onu inkr edeceklerdir, ardndan Allah onlarn kendi
inalarna gre tecelli eder. Bkz. nanlan lah.
2 Hak kendisini grmeleri iin Cennet ehline nida eder. Tecelli tek, fakat tecelliye mazhar olanlarn dere
celeri farkldr.
3 Bkz. S rek li T e c e lli.
D a i r e n i n M e r k e z i bkz. n s a n - K m il
Dakik, gizli ve rtl olmas nedeniyle, idrake arpan hakikat demektir. Bu nedenle
de sadece byk limler ona dikkat ekmilerdir. Baka bir gre gre dakika, tesir
gibi, hakikate ait btn zelliklerden beslenen ara hakikatler demektir. Dakika hak
knda el-Fthtl-Mekkiyye'den aktaracamz u blm terimin anlamna ksmen
k tutabilir:
Mmin yardm edilendir: Ey iman edenler! Allaha yardm ederseniz, Allah da size
yardm eder ve ayaklarnz sabitletirir (47:7). Sadece iman etmek, yeterli deildir,
iman gc de gerekir. Bunun delili, herhangi bir peygamberin Hakka imannn g
c sayesinde, asla hezimete maruz kalmam olmasdr. Hakka inanmann gc,
mmini Allaha yardm uruna cann vermeye sevk eder. Ey iman edenler! Kfir
lerle karlatnzda onlara srtnz dnmeyiniz. Sava iin yer deitiren, yahut
baka bir birlie katlan dnda, o gn kim arkasn onlara dnerse, Allahn gaza
bna urar (8 :15-16). Kim Allaha yardm ederse Allah da ona yardm eder. Bu ne
denle iman gl kimse, hi kukusuz Hakkn yardmna mazhar olur.
148
Dalal
Baz durumlarda Allahn mmine kar kfire yardm ettiini grmekteyiz. Bu nok
tada lbnl-Arabde dakika terimi ortaya kar. man, Allahn gnderdii salt bir ey
lemdir ve onu ancak birtakm hallerin karinelerine tahsis etmitir. Hak, imanlarna
bozukluk girip, hezimete uradklarnda delilini ortaya koymak iin, kfire iman fii
lini nispet ettii gibi, mmine de inkr fiilini nispet etmitir. Bu yzden bu durumda
kfir mmine kar muzaffer olmam, sadece imandaki bir bozukluk ynyle ona
galip gelmitir.
te bu, Allahn btl ehlini mminler,' hak ehlini ise kfirler2 diye isimlendirme
sindeki hikmettir, ite ey dostum! Bu dakikadan [sr]3 habersiz klma! nk o bir
hakikattir ki, Cehennem ehlinin nihayette rahmete kavumasnda da tesir sahibidir.
(F T H T, IV:284 )
Onu dakikada kul ile Rabbi arasndaki bir iliki nedeniyle, ak yapmtr; sz konu
su dakikada Rab kulun kalbine marifet indirir, (t e r c m a n , s. 1 0 7 )
n o tlar:
NOTLAR:
D e l i l H a z n e l e r i bkz. H c c e t H z in e le r i
D in Dal, ye ve nun btn alt anlamlarn kendisine dnd tek kktr. Din bir tr
boyun eme ve itaattir. Din itaat etmek demektir. "dete din denilir" ifadesine gelin
ce, bu ifade doru ise kayna udur: Nefs bir eyi det ettiinde onunla birlikte gider
ve ona boyun eer. "Din gnnn sahibi" (1:4) ifadesi de buradan gelir. Din gn h
km gn demektir. Baz bilginler hesap ve ceza gn olduunu ileri srmtr. Han
gisi olursa olsun, din "itaat edilen emir" demektir, ( m u c e m )
S?"
Din dane [boyun edi] fiilinden tretilmitir ve Kuran'da eitli tarz ve ynleriyle bu anlam korumutur.
Din kelimesinin Kuranda geen anlamlar unlardr:'
Tevhit: Tevhit Allaha itaatle birlikte Ondan baka ilah olmadna tanklk etmektir.
14 9
Din
Allah sadece kendisine ibadet etmenizi emretmitir, ite bu dosdoru dindir. (10:40)
Din cezadr, baka bir ifadeyle (kiiyi] mutlu eden ve etmeyen ey ile karlk ver
mektir.5 Mutluluk veren ceza Allah onlardan raz olmu, onlar da ondan raz ol
mulardr ( 1 19:5) ayetinde dile getirilmitir. Sizden hakszlk yapanlara byk bir
azap tattrrz (1975) ayetinde belirtilen ise, mutluluk vermeyen ey ile cezalan
drmaktr. Onlarn gnahlarn affederiz (16:46). Bu da cezadr. Bylece dinin ceza
demek olduu anlalmtr, ( fuss, 96)
Hz. Peygamber yle buyurur: Dinini deitiren kimse...."6 Bylece irke din de
memitir; nk din ceza [karlk] demektir ve mrik7 olarak iledii iyilikte ne
gemite ne de gelecekte bir karlk yoktur. Mrik, mekn olan ve hibir zaman
kmayaca atee vardnda ise bu da, kesinlikle bir ceza deil, her eyi kuatm
rahmetin belirledii bir tahsistir. Bylece Hz. Peygamber 'din derken, karlnda
hayr ve ktlkte karl olan dini kastetmitir, ( f th t , v:i3i)
Geen metinden anlaldna gre, cezann imkn dini var eden ey olduu gibi,
bunun tersi de dorudur. Baka bir ifadeyle din cezann sebebidir. Bunun nedeni,
irk varken herhangi bir amelin fayda vermeyiine baldr. Mrik yararl amel ve
iyilikler ilediinde, bunlara bir karlk, yani ceza ve onun olabilirliini meydana
150
Din
[Allah katnda din Islamdr ayetindeki] Din belirlilik ifade eden harf-i tarif taksyla
gelmitir. Sz konusu din, bilinen ve tannan bir dindir. slam boyun emek de
mektir. O halde din, senin boyun emenden ibarettir. Allahn farz kld eye bo
yun emek zelliiyle nitelenen, dini yerine getiren ve onu namaz yerine getirdii
gibi yerine getirendir. O halde kul, dini ina eden, Hak hkmleri koyandr.9 Bo
yun emek senin fiilinin kendisidir, din de senin fiilindendir. ( fuss, 94-95)
Allah dini det [dnmek] diye aklamtr; nk halinin gerektirdii ve talep ettii
ey kula dnmtr. O halde din det demektir. detin anlam, iin kendi haline
dnmesi demektir. Bu ise burada deildir; nk det ayn zamanda tekrar demek
tir. Biz biliyoruz ki: nsan olmada Ali Mehmetin ayndr, halbuki insanlk tekrar-
lanmamtr. nsanlk tekrarlanm olsayd, oalm olurdu. nsanlk, tek hakikat
tir. Oysa duyu dzleminde yle diyoruz: Bu benzerlik nedeniyle insanlk tekrar
lanmtr. Sahih hkmde ise tekrarlanmadn syleriz, ( fuss, 96-97)
151
Din
Dinlerin birlii mi, tek din mi? Acaba Ibnl-Arab dinlerin birlii'4 grnde mi
dir? Onun dinler karsndaki tavr nedir? Dinlerin birlii ifadesi bnl-Arabinin e-
serlerinde yer almaz, terimi sonradan gelenler, byle bir eyi ilham eden sz ve dize
lerinden kartmlardr. Fakat bu sz ve iirleri incelemeden nce tbnu 1-Arabnin
dinler karsndaki gerek tavrn aklamak istiyoruz. Ardndan o tavrn nda,
sz geen dnceyi ilham eden sz ve iirlerini ele alacaz. ada aratrmaclar
kendisine syletmek isteseler de, bnl-Arabl dinlerin birliinden sz etmemitir.
stelik bnl-Arab tek dinin farkl ve ayr biimleri olmalar ynnden dinler ara
snda bir ayrma gider; sz konusu tek din, farkl dinlerin formlaryla zuhur ederken
farkllar. Din, demden Hz. Muhammede kadar tektir. Btn eriatlar ise inan
tohumlarna veya birbirine bal halkalara benzer. Fussul-Hikem, lbnl-Arabnin
dinlerin farklln ortaya koyduu en nefis kitaptr. Buna gre her peygamberin di
er peygamberlerin eriat ve hakikatinden ayr ve farkl bir eriat ve yntemi vardr.
Bylece birletirici hakikate veya cevmil-kelime ular ki, o da Muhammed
peygamberdir ve onunla bu tek din sona erer. Bir insan dinlerin birlii ile tek din
arasnda nasl bir fark bulunduunu sorarsa, yle cevap veririz: Bunlar zaman kav
ram ayrr. Din aslnda tektir ve Yahudilik, Hristiyanlk gibi dinlerin suretlerinde
farkllamtr. eyh-i Ekber dinlerin birlii fikrinde olsayd, bu zamanda da - k i bu
zaman Islamiyetin zamandr- gemi btn dinleri, gemi ve nceki bir hakikat
gibi deil, hali hazrda geerli bir hakikat olarak kabul etmek zorunda kalrd. O
halde tek din fikri, belirli bir zamanda sadece bir eriat benimsemeyi gerektirir. Bu
na yle bir rnek verebiliriz: Hristiyanlk dneminde Yahudilik gemi bir hkm
olarak kabul edilir, gemi bir hkm olarak ona inanmak gerekir. Fakat Hristiyan
lk devrinde Yahudiler Hristiyanlarla birlikte tek din mensubu saylmamlar, ak
152
Din
sine bu durumda Hristiyanlk gerek din, Yahudilik ise dinler tarihi kapsamna gi
rer. Ayn ey slam diniyle gemi dinlerin ilikisinde sz konusudur. lbnl-Arab
dinlerin birlii fikrinde olmamtr, bunun yerine tek din inancna iaret etmitir.
Bu tek din, belirli bir zamanda tek bir ariat kabul eder ki, o da devrin eriatdr ve
Hz. Muhammed ile sona ermitir. Bu bititen u sonu kar: Bu din, btn boyutla
ryla kuatclk zelliine sahiptir. Bylece Ibnul-Arabde grdmz ve ada
aratrmaclarn iddia ettikleri gibi dinlerin birlii fikrini artran her ifade, ger
ekte baka bir eye deil, Muhammed! dinin kuatclna iaret eder (bu meseleye
gelecek paragraflarda iaret edeceiz).
nk o ifadesindeki zamir, dini gsterir. Allah yle buyurur: Her biriniz iin
bir yntem ve eriat kldk (5:48). Burada sizden her biriniz, mmetlere deil,
peygamberlere iaret eder. Hz. Peygamber yle buyurur: Sizden kim dinini dei
tirirse, onu ldrnz.17 nsanlar, bir Yahudi Hristiyan olduunda veya Hristiyan
Yahudilii setiinde ldrlp ldrlmemesi konusunda gr ayrlna d
mlerdir; halbuki onlardan birisi Mslman olduunda byle bir gr ayrl
sz konusu olmamtr. nk Hz. Peygamber insanlar slama davet iin gelmitir.
ekilci limler, Yahudi ve Hristiyanlarn dinlerini slam ile deitirmelerinin art
olduunu dnmlerdir, bize gre byle deildir: Hristiyan ve btn Ehl-i Ki
tap,18 Mslman olduklarnda dinlerini deitirmi olmazlar; nk Hz. Muham-
mede iman ve onun eriatna girmek, Ehl-i Kitabn dinlerinde de vardr. Hz. Pey
gamberin risaleti herkese yneliktir. O halde din ehlinden hi kimse Mslman ol
duunda dinini deitirmi olmaz, ( ftliht , v:i3i)
153
Din
154
Din
lah da sizi sevsin (3:31) ayetinde bulunur. te sevgi dini, ayette iaret edilen sevgi
dir. bnl-Arabinin ben onun gereklerine yneldim ifadesine gelince: Ayet, ak
bir ekilde uymann ynn ve ieriini tanmlamam, onu Hz. Muhammede ba
lamtr. Bylece bir adan alan, yani uyma alan olabildiince genilerken (Kuran-
Kerim, Snnet, Hz. Peygamberin eriatndan renmi olduumuz her eye uymak),
te yandan olabildiince daralr (Allah sevgisini kazanmann tek yolu vardr, o da
Hz. Muhammede uymaktr). O halde lbn'l-Arab unu ortaya koyar: Kalbi btn
suretleri kabul edici hale gelmi, Bylece dini sevgi dini olmutur. Bu din, istedii
ekilde tecelli etsin. Halbuki O sadece Hz. Muhammede uymak eklinde tezahr
eder.
NOTLAR:
' Tefsire: Mukatil b. Sleyman Kuran- Kerim'de din kelimesinin eanlamls bulunduunu belirtir:
tevhit, hesap, hkm. Bkz. Exegese coranique, s. 148.
2 Bkz. Exegese coranique, s. 148.
3 Bkz. Cami, erh-i Fussul-Hikem, c. II, s. 22.
4 Genellikle lbn'l-Arablde yeni bir anlam kazanmam kelimeleri gz ard ediyoruz, fakat din kelimesi,
yeni bir anlam kazanmam olsa bile, ehemmiyetini kazanmtr. lbn'l-Arab ona mstakil bir fas tahsis
etmitir (sekizinci fas).
5 Bkz. Cezann anlam. lbn'l-Arab, Fussu'l-Hikem, c. II, s. 102.
6 Bkz. Hadis Dizini, no. 22.
7 Mrik semav kitab olmayan kimsedir; bu nedenle de kitap ehlinin zdddr. Bkz. el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. IV, s. 131.
8 Ahiretteki hesabn gayesi Cennete girmeye hazrlktr. Cennete girmek imknsz ise hesabn anlam
kalmaz. Allah irki balamayacana gre (4:8), mrik hibir zaman Cenete giremeyecektir. $u halde
onun hesaba ekilmesinin bir anlam yoktur.
9 Din burada iki ynl tek hakikat olarak ortaya kmaktadr: Hak ve halk. Fakat halkn rol -IbnT-Ara-
bnin olumluluk ilham eden cmlelerine ramen- ieriinde olumsuzlamaya devam eder. nk hal
kn fiilinin z olan boyun emek, eziklik, kulluk ve olumsuzlamadr. nk burada halk, egemen o-
lan ilahi ismin deimesine gre hkmlere konu olan bir bakalama mahalline dnmektedir ve bu
bakalamaya boyun eer.
Molla Cm'nin 'din' kelimesinin anlamlarndan 'boyun emek hakkndaki gr iin bkz. erh-i
Fussul-Hikem, c. II, s. 22.
" lbn'l-Arab bu sevgiye Sev dinini benimsedim (Tercman, s. 44) diye iaret eder.
12 yi bir adet balatan kimseye mkafat verilmesi de bu kabildendir. Bu konudaki hadis iin bkz. lbn
Mace, Snen. Mukaddime, s. 14.
3Bkz. Muhasibi, er-Riaye, s. 38.
4HaIlac'ta dinlerin birlii hakknda bkz. Mustafa Hilmi, Kitabul-Hayatir-Ruhiyye fil-lslam, s. 121.
15Metinde yemutu eklindedir, ancak bunun bir yazm hatas olduu iirin lsnden de bellidir.
16Bkz. V ah ld.
7 Hadis Dizini, no. 22.
8Ibnl-Arabye gre din sadece kitap ehline aittir, mriklerin dini olamaz.
155
Direk
19Afifi tbnl-Arabnin dinlerin birlii fikrinde olduunu iddia ederek, yle der: Vahdet-i vcd dn
cesi, tbn'l-Arab'nin kalbine hkim olur ve bununla varlk, itikat, estetik ve ahlak alanndaki her eyi
aklar. Bu balamda, mesel varlk alanndaki dnceleri akladmz tarzdadr tikat alannda ise -
ki bu, dindir- biimleri ogalsa ve farkllasa bile btn dinlerdeki mutlak anlamda Mabudun bir oldu
unu dnr. nk bu suretlerde ve biimlerde tecell eden Haktr. Kmil arif de, tecelli ettii btn
suretlerde Hakk bilen kiidir. Arif olmayan ise sadece kendi inancnn suretinde Hakk tanr ve baka
snn inan suretinde Hakk inkr eder. Bunun iin lbnl-Arab, dinlerin birlii ve btn dinleri kendi
sinden bakasna ibadet edilmeyen bir tek mabuda ulatran yollar olarak kabul fikrine arr. Bu ba
lamda yle der:
nsanlar ilah hakknda inanlar ortaya koymulardr
Onlarn iddia ettikleri her eye ben inandm
Hak onlarda farkl suretlerde gzknce
Grdklerini benimsemiler ve inkra kalkmamlar
Kukusuz, sadece muvahhi eriat mazurdur
Mrikler ise ibadet etmi olsalar bile bedbah olmulardr
(Afifi, el-Ftht'l-Mehkiyye li-Muhyiddiml-Arabi [slam Dncesi zerine Makaleler, ev. Ekrem Demir
li, z Yaynclk] s. 167). Kanaatimize gre Dr. Afifi, varlk dzleminde iki ifade arasndaki farkll gr
mezden gelerek, tbn'l-Arab'nin btn dinlerde mabud tektir ifadesinden dinlerin birlii fikrine inti
kal etmektedir. Birincisi mabudun tekliini, dieri ise dinlerin birliini dile getirmektedir. Mabudun
birliine gelince, bnl-Arab bunu sklkla belirtir ve daha ileri giderek, tapnlan her eydeki gerek
mabudun Allah olduunu vurgular.
20Bkz. mm ilik.
bnl-Arab lemin nizamn koruyan ve yok olmaktan engelleyen bir direin varl
ndan sz eder. Bu direk, duyulur deil, manevi bir direktir. Sz konusu direk, le
min sayesinde yaratlm olmas ynnden insandr. Bylece lem insann var olma
syla var olur ve ahirete gmesiyle o da ger. u halde insan lemin direidir.1
156
Diri Gnah
Direk, tutan demektir. Bir eyin ayakta tutulmasna neden olan ey, o eyin tutam
dr; bir eyin mevcut olmasna neden olan ey, var olan eyin sebebidir, (ftht, c.
1.4)
Mnlar misal leminde cesetlenir ve mterek cisimde suretler olarak zuhur eder
ler. Mesela din kayt, bilgi st, insan ise direk suretinde cesetlenir. (tercman, 92)
bnl-Arab diree insan trnn kmili anlamn verdii gibi, burada ise piramitsel
bir ekilde (Ferd, Veted) bu cinsin kmiline (Hz. Muhammed) doru aama aama
ktn grmekteyiz ve direk kavramn sadece ona tahsis eder.
Hak peygamberlerden eriat sahibi olanlar semi, yaratklarndan da bir tek kiiyi
semitir. Bu tek kii, hem onlardandr ve hem de deildir. O btn yaratklarn
zerinde hkmrandr. Allah onu bir direk2 yapm ve varln kubbesini ona da
yandrmtr; o tek kii, Allahn peygamberi Muhammeddir (a.s.), (ftht, i:74)
N O T LA R :
1 Ayn anlamda Abdlkerim el-Cl "nasut leminin koruyucusu" anlamnda hafizul-lemir-nasuti deyimi
ni kullanr. Bkz. tnsan- Kmil, s. 28.
2 Direk (amed) hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 340; el-FtuhLl-Mekkiyye, c. III, s. 424;
Fussu'l-Hikem, s. 38.
D ir i G n a h bkz. is m e t
D i i (Havva ve Levha) Dilci Hall yle der: "Dii erkein zdddr. Klcn keskinlii krel-
diinde seyf e n isi'l-h ad id [krelmi kl] denilir."1 ( m u c e m )
Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir diiden yarattk ve gruplara ayrdk. (49:13)
s?-
bnl-Arab insan hakikatinin iki vehesinden birisi olarak kadna baktnda onu
erkein yars diye grr. O da erkein ulat makamlara, mertebelere ve zellikle
re ular, bunlara Kutupluk mertebesi de dahildir, insanlk hakikati2 btn ierik ve
157
Dii
hkmleriyle erkek ve diiye verilen biricik hakikattir. Bu yzden erkek ve dii ikin
ci anlamda greceimiz gibi ancak netice kartmada birbirlerinden ayrlrlar.
Btn bunlar (hilafet, keramet) kadn ve erkeklerin ortak olduklar hallerdir ve ka-
dn-erkek Kutupluk da dahil btn mertebelerde ortaktrlar. Hz. Peygamberin
Kadnlar erkeklerin yansdr"3 hadisi olmasayd devlet bakanlnda da kadnlar
ortak olabilirdi. Baka bir ifadeyle erkein ulaabilecei btn makam, mertebe ve
zelliklere Allahn diledii kadnlar da ulaabilirdi. ( fTht, i:B9)
Her insann halife olmas Hz. Peygamberin her biriniz oban, hepiniz gttkleri
nizden mesulsnz4 hadisinden kar. Bu durum sadece erkek olmayla snrl de
ildir. Bu yzden kadn ve erkek her birimiz kmil olabilir; nk insanlk erkek
lii ve diilii ierir. Erkeklik ve diilik insanln hakikati deil, iki arazdr. Bunun
la birlikte insanlk hakikatinden baka birtakm sonular da kar. (n sa n , s. 2 )
Havva demden yaratlmtr, dolaysyla onun iki hkm vardr: kayna nedeniy
le erkeklik ve dolayl olarak da diilik, (ftht, iv:84)
Ibnl-Arab insanlk hakikatinden ortaya km olsa bile ayr ve bamsz bir haki
kat olarak ona baktnda kadn, zel birtakm niteliklere dnr, bunlarn btn
kadn veya diiyi oluturur: Buna gre dii veya Havva etkenlik zelliinin (erkek]
karsnda edilgenlik ve yaratma mahalli veya zelliidir. O icmal mertebesi (erkek-
dem) karsnda ayrma mertebesidir. Bylece kadn, zelliklerine sahip olann -
erkek 5bile olsa- dii haline geldii mertebeye dnr:
Kadnlar her trn benzerlerinin ortaya kmas iin reme ve edilgenlik mahalli
dir.7 ( F T H T , IV:s. 454)
Erkek karsnda kadn ilahi emir karsnda doa gibidir. lahi emir iin doa ci
simlerin ortaya kmas iin bir mahal olduu gibi, kadn da ocuklarn var olduu
158
Dii
Kadnn erkeine sevgisi parann btne, ferin aslna, yolcunun vatanna zlemi
gibidir. Erkein kadna sevgisi btnn parasna sevgisidir. nk o para saye
sinde kendisine btn ismi verilmitir. Para ortadan kalkm olsayd o ismi ala
mazd. Ayrca bu sevgi asln ferine sevgisidir. nk asl ferine yardm eder, fer ol
masayd asl iin yardm etme zellii ortaya kmazd, (ftht, i:88)
NOTLAR:
1 Yani yumuak. Zdd seyj-i zehir (erkek kl), yani sert kltr.
2B kz. nsan.
3 Bkz. Dizin, no. 16. Erkeklerin kadnlardan bir derece sn olduuna iaret eden ayeti yorumlay iin
bkz. bnl-Arabt el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 87.
4 Bkz. Dizin, No. 10.
5 bnl-Arabde kadn ve erkek konusunda bkz. lbnl-Arab, Fussul-Hifeem, (Muhammed Fass), s. 214.
Burada lbnl-Arab kadnlarn Peygambere sevdirilmesinden ve erkein Hakk kadnda mahedesi
nin en yetkin mahede -nk bu durumda fil-mnfil [etken-edilgen] oluu ynnden mahede
edilmektedir- oluundan sz eder; Tercmari-Evak, Giri, s. 7 vd. Burada kadn, snrl gzelliiyle
mutlak gzelliin ifade edildii bir simgeye dnr. lbnl-Arabnin kadna verdii derece ve nem
pek az sfi tarafndan verilmitir: Hak kadnda mahede edilir, Hakka ondan gidilir. Bu durum, vah-
159
Divan
det-i vcdu benimseyen bir retide artc deildir: Sadece Zt, o Ztn isimleri, sfatlar ve tecellile
ri vardr. Tecellide Hakk' mahede ederiz ve ondan Hakka gideriz; Ebl-l Afifi, A zra fi-H ayatis-
S/i, Mecelle Hilal, s. 1947; lbn'l-Arab, d-Fthtl-Mekhiyye, c. III, s. 87; Kitabul-Elif, s. 8; M enzul-
Kutub, s. 13.
6 Acaba kadn erkein kaburgasndan m yaratlmtr? Kuran- Kerim byle bir eye iaret etmez, stelik
kaburga kelimesi Kuran- Kerimde gemez. Kuran- Kerimin kadnn yaratlmas hakkndaki aklama
s, onu tek nefse nispet etmekten ibarettir (7:189, 31:28, 39:6). Bu konudaki hadislere gelince: imam Bu
har, deme veya baka bir erkee izafe edilmeden, kadnn kaburgaya benzetildigi birtakm hadisler
rivayet etmitir: Kadnlara tavsiyede bulununuz: onlar kaburgadan yaratlmlardr" (Buhar i, c. IV, s.
161). Kadnlar kaburgaya benzerler (Buhari, c. VII, s. 33). Kadn kaburga gibidir: dzeltirsen, krarsn, b
rakrsan eilir (Buhari, c. VII, s. 33).
7 Kadnn edilgenlik ve yaratma mahalli oluuyla ilgili bkz. d-Ftht'l-Mehkiyye, c. IV, s. 150, c. II, s. 471.
8 Bkz. lem in Y ce -B y k A nas.
9Kitabul-Cem vet-Ta/sl f-E sra r Meanic-Tenzil. 64 ciltlik Kuran- Kerim tefsiri. Her ayet ynden yo
rumlanr: ilki cell ynnden, kincisi ceml, ncs ise keml ynndendir. Bkz. Osman Yahya,
Hisl. Et dass. R. G. s. 172.
10Bkz. Evvel- h lr.
lbnl-Arab devrinin kltrnden ve yaayan dilden kopuk bir insan deildi. 1b-
nl-Arabnin yaad H. VI. asr, daha nceden slama sirayet etmi, devlet ve kl
tr anlaynn geliimine ve idari tekilatlarn olumasna katk salam Hellen kay
nakl dncelerden etkilendii ve onlar iselletirdii bir dnem olarak tebarz et
mitir. Belki de divan lafz, kaynan bu kltrel-dilsel ortamda bulabilir. Divan
lbnu 1-Arabde, iki anlama gelir: a) Kaydn yapld yer. b) Herhangi bir ite mesul
ve sorumlu saylan merci, sz gelii muhasebe divan gibi. Muhasebe divan, kullarn
hesabinin alnmasnda mercidir ve her hesap ii ona dner. Allaha izafesinde, yani
divan- ilahi terimi anlamn Hakka izafesi ynnden almaz, bunun yerine metnin
160
Divan
verdii ikinci bir izafenin varln daha aratrmalyz. Sz gelii, divan-i ilahi-i
vcd, anlamn Hakka deil, vcda [varlk] tamlama olmakla kazanr. Bylece
divan-i ilahi-i vcd deyimi, Yce Kalem ve lk Akldan son var olana kadar, var
lktr ki, sz konusu olan onlarn ahslar deil, mahiyetleridir.
11: 6 4 0 )
Btn vris ve arifleri vkf klan beni de vkf klm, mahede ve bulunma yerle
rinde, ilahi srlara ulatrm, kef ve zuhur divannda sabit klm, sidretl-mnte-
ha ile Beyt-i Ma'mur arasnda gidip gelmemi salamtr. Oras sddklk derecesi
dir. ( M E A H D , v r. 4 )
NOTLAR:
' Bkz. Dizin, no. 23.
1 bnl-Arab'de Divan iin bkz. el-Fthl'l-Mekkiyye, c. IV, s. 302, 305.
3 (13:39) ayete telmih.
l6 i
D o ru Y o l
D o ru Y o l bkz. S r a t - M s t a k im
Bedir Mekke ve Medine arasndaki bir sudur. Bu su Bedir adndaki bir adamnd ve onun adyla isimlen
dirilmitir. Bedir Kuranda sava alan diye geer:
Ayn belirli bir dnemindeki ismi olan dolunay ise, Kuran- Kerim kaynakl deildir.
SP"
Bedr veya oulu ebdr lbnl-Arabnin tecelli, nur ve hilafet grlerinin bir yn
n aklamak iin yararland benzetmelerden birisidir. Buna gre n kayna
olan gne ayda ortaya kp onu btnyle aydnlatt ve belirlediinde ay bedr
diye isimlendirilir. Allah da isim ve hkmleriyle halifenin zt zerindeki en kmil
tecellisinde Ebdr [en parlak], halife ise Bedirdir.
Allahn kendisinde hkmyle tecelli etmesinin bir rnei olarak leme yerletirdii
dolunay (ebdr) lemde Allahn isim ve hkmleriyle zuhur eden Hakkm halifesi
demektir. Gne de ayn ztnda gzkr ve onu btnyle aydnlatr ve bu du
rumda dolunay diye isimlendirilir. Bu durumda gne kendi ztm bedrin ztnn
aynasnda grr ve ona bedir diye isimlendirilmesini salayan bir nur giydirir. Hak
da kendisini halifesi olan kimsenin ztnda grr. Bylece halife lemde Allahn
hkmyle hkmeder. Allah yle buyurmutur: Ben yeryznde bir halife yarata
cam (2:3). Allah ona btn isimleri1 retmi ve melekler kendisine secde etmi
lerdir.2 nk o meleklerin Hakka secde ettiklerini bilmekteydi. Bilindii gibi hali
fe kimin adna halife olduysa onun zelliiyle ortaya kar ve bu durumda hkm
ranlk kendisini halife yapana aittir. Tanr, Eb Yezid el-Bestamye yle demi:
Halka benim iki sfatm ile gzk! Bu durumda seni gren beni grm, sana hr
met eden bana hrmet etmitir.3 Allah gne ile birlikte bedii [dolunay] ilahi hila
fetin bir simgesi yapmtr, (f t h t , i:556)
NOTLAR:
162
Dostluk
S9
Allah bilmek kulun paralarna yaylp blnmez her parasn kapsar. Bu arif, b
tn paralaryla birlikte Allah! bilen kimsedir. Byle olmasayd paralar dzene
kavumam ve terkibi ortaya kmam olurdu. Btn iler mn, duyu ve hayal
dzeyinde Allah sayesinde dzene girer, insan zikrettiimiz hususu anlayp vecd ve
mahede yoluyla o bilgiye erdiinde dost olur. Bu makama ulaann leme yerle
mesi Hakkm bir zelliidir, (f t h t , i: 3 6 2 )
163
D rt K u
mmini, kfiri, iyisi ve ktsyle Allahn btn yaratklarna kar iyilik yapmal
dr. Ayrca merhametinin genellii ve ihsannn kapsayclg nedeniyle gc yettii
halde btn lemde adaleti tatbik etmelidir; stelik bu adaletin kendisinden oldu
unu da insanlara hissettirmemelidir. Kul bu hale erdiinde Hak ile dostluu geer
li hale gelir. Halilin hali de byledir, o, bsbtn merhamettir. Artk sen de bra
himin zelliklerini aratr ve onlar yerine getir! Belki Allah seni de onun bereketiy
le rzklandrr. ( f th t , 11:362-3)
NOTLAR:
' Leta/til-A'lm'da vahdet-i vcd pirlerinin tanmlad kadaryla hulleti yle aklayabiliriz: Avamn
hllesi, Hak ve halkn bir sfatlaryla sfatlanmas demektir. Sekinlerin hulleti, kulun Hakkn sfatlary
la ahlaklanma yoluyla zuhur etmesidir. yle ki kul, beerilik sfatlarndan arnp, hakikatinin sfatlaryla
bezenmeye alr. Ayrca kul, Hakkm sfatlarnn kendisiyle zuhur etmesiyle gerekleen tecelliye arzu
duyar. Kmil hullet, zti mnsebettir. Bu mnsebet, Hakkn sfatlaryla tam olarak tahakkuk etmeyi
gerektirir (Letaif, s. 78).
2 Bkz. A yak/A ya zerin d e Olm ak.
S?"
bnl-Arab! drt varlk mertebesine drt ku ismiyle iaret eder. lbnl-Arab bu
simgesellii anlamsz yere yapmaz, ku ile mertebeyi yaknlatran bir zellik nede
niyle bunu yapar. Bu drt ku, Anka, Gvercin, Karga ve Kartaldr.
Sen nerede, bilinmez Anka nerede? Sen nerede, talanm Gvercin nerede? Sen
nerede simsiyah Karga nerede? Sen nerede, gl Kartal nerede? (TThad , 142)
Bkz. A n k a , G v e r c in , K a r g a , K a r t a l.
164
Duhan
Varlk drt zerine kuruludur: lem hakikati ynnden cisimlik ve ruhani sure
tinde drt rkn zerine kurulmutur. Buna gre lem tabiat asndan drtgen
olduu gibi, ruhsal adan da drtgendir. O cesedi ynnden drt unsurdan mey
dana gelmi drt tabiattan olumu; ruhu asndan ise baba, ana, fleme ve yne
liten meydana gelmitir. Bylece rahmet leme drt ynden gelmitir, ( f th t ,
111:261)
Bir terkibin drtten fazla kkten meydana gelmesi mmkn deildir; nk drt
saylarn kkdr. Artk dilediin sayy olutur, drt saysndan baka bunu vere
bilecek say yoktur, ( f th t , bs, 408)
Hakka ait drt ey ilim, irade, kudret ve szdr. Tabiat ve tabiatn dndaki ruhlar
lemi, bu drt eyden meydana gelmilerdir. Sonra Hak, bu drt ilahi eyden tabia
t drt ey zerinde ortaya koymutur. Kesif ve latifiyle cisimler lemini onlardan
ortaya kartt gibi, bu drt ilahi eyden de yaz ve tedvin [kitap halinde toplama]
leminden olan akl, nefs, tabiat ve heyulay cisimler yaratlmazdan nce ortaya
koymutur. Hak rknleri drt olarak ortaya kartmtr: ate, hava, su, toprak;
canllarn yapsn da drt karma dayandrm, bu drt kanm drt kuvvet
yapmtr: ekici, tutucu, hazmedici ve itici. Bylece varl drt zerine yerletir
mi, onu kendisi iin drt rkn zerine kurulu bir ev gibi yapmtr. nk Allah
Evvel, hir, Zahir, Btndr. ( f th t , i:i 98)
Duhan Dal, ha ve nun, tek anlaml bir kktr ve "yanmadan ortaya kan rn"dr.
Kart veya benzer baz eyler ona benzetilmitir. Duhan, bilinen bir eydir, oulu k
yas d olarak devahin'dr. Hadiste zikredilen hdne ala duhanin [duman stnde o-
turmak] ifadesi ise, sevimsiz ilerde istikrar kazanmak demektir, Duhne bir renktir, "kir
li siyah" anlamna gelir, ( m u c e m )
S?"
Duhan tekil olarak Kuranda iki yerde geer. Birincisi zikredilen szlk anlamyla, yani bilinen duman an
lamnda.
165
D um an
Sonra ge yneldi ve gk duhan idi. Bunun zerine ona ve yeryzne isteyerek veya isteme
yerek gelin' dedi. Onlar da isteyerek geldik dediler. (41:10)
Tefsir bilgini Kad Beyzv bu ayeti yorumlarken yle der: 'O dumand': karanlk bir durumdayd, belki
-de Allah bununla gn maddesini kast etmitir (Beyzv, Envar, 11:186).
s?
bnT-Arab yedi gk ve altnda bulunan her eye duhan ismini vermitir; bunun ne
deni duhamn deime ve bakalamaya konu olan bir cisim olmasdr. Buna karn
cennetler ebedilik zelliine sahiptir. Mrsiyeli Hakimin betimleyiine gre, olu
[kevn], dairelerdir ve kendisinin altndaki btn gkleri, yerleri ve unsurlar kapsa
yan yedinci gk, duhamn son noktasdr, baka bir ifadeyle bakalamaya urayan
cisimlerin sonudur. Onun zerinde bulunanlar ise [ki bunlar cennetlerdir] sabittir
ve deiime konu olmazlar. bnT-Arab bakalama fikrini -duhan terimini deil
Allah'n belirledii vakitlerde gk ve yerin bakalaacana iaret eden ayetten alm
olabilir: O gn gkler ve yer bakasyla deitirilir. Onlar bir ve kahhar Allah iin
ortaya karlar (14:48).
Yedinci gk, duhamn bittii yerdir. Yedinci gn ve altnda bulunan her eyin
(unsurlar, yerler), gk olmadan nceki suretlerine veya onlarn benzerlerine 'd
nmeleri' gerekir, ( f th t , i:280)
NOTLAR:
D u m a n bkz. D u h a n
166
Dnya ve Ahiretin Olu
Ge ve nemseme! Dnya bir nehir ve derya! Onda gel-git egemendir. nsan dnya
nehri zerindeki bir kpr! (arat, 52)
Dnyann oullar vardr, ahiretin oullar vardr, her ikisinin oullar vardr. Bizim
dmzdaki insanlar dnya ve ahiretin ocuklarna dikkat ekmemilerdir. Bize g
re sait [mutlu] iki oulluu birletiren kimsedir. O kemle erdiren vristir, ( f t -
HT, IV:180)
NOTLAR:
1 Cneyd, ibl ve Yahya b. Muazin zht hakkndaki ifadeleri iin bkz. Serrac, el-Luma, s. 72 vd.
3 Bkz. K em l.
3 'Mecmu bnl-ArabT'de buradaki anlamndan tamamen farkl bir terimdir, bkz. lem in Toplam .
E b bkz. B a b a
E c i r Ecir Ibnl-Arabide terimsel bir anlam tamaz, anlamn kulla ilikisine gre
kazanr. Ecir kulluu yerine getirirken karlk bekleyen kimsedir, oysa kulun kar
lk beklememesi gerekir. Ecir terimi kulun Yaratan karsndaki durumunu ifade et
tii gibi, buna bal olarak da kuldan ayrlr ve ondan daha dk mertebede bu
lunur; nk ecr, ibadeti karlnda bedel bekler.
Az ibadet yapan ciddi olan gemedii gibi, ecr de kula denk deildir, ( fuss, 112 )
167
E fra d
Onlardan bir snf da, Efraddr. Efrad snrlayacak bir say yoktur. Onlar eriat di
liyle Hakka yaknlam kimselerdir. Efrad, Kutbun dairesinin dndaki kimseler
dir. Hzr da onlardandr ve onlarn meleklerden olan benzerleri Allahn cellin
deki gl meleklerdir. Bu melekler, Kerrubiyyn melekleridir, ( ftht, i:i9)
Efrad, sekinlerdir:
Efrad, Ahfiyadr:
Efrad Haktan bakasn grmez. Onlar Kutbun -ki Kutup mamdr- hkmnn
dndadrlar ve Kutup da onlardan birisidir, ( f th t , 11:675)
Efrad Ebriyadr:
Nefs kendi trnn oullarna kar sevgi ve Allah katndaki deerini ortaya kart
mak duygusuyla yaratlmtr. Bu nedenle velilerin bykleri olan Ahfiya [Gizliler]
16 8
Elbiseyi Yamamak
ve Ebriya zerinde mertebe ve yaknlk eseri grlmez. stelik onlar ile avam ayrt
edemeyiz, ( fth t , iv:178)
NOTLAR:
1 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 78. bnl-Arabt yle der: Hz. Peygambere cevmiu'l-kelim zellii
verilmitir. Hz. Muhammedin kademi zerinde olan Efrad vardr ki, onlarn says bilinmez. Onlar ya
ratklar iindeki Gizlilerdir.
2 Terim el-Ftht'l-Mekkiyyede geer. Ibn'l-Arabt yle der: Bana yle rivayet edilmitir: sorumluluk
aktaranndr. lbn'1-Faid, nnde sadece Peygamberinin ayan grmtr. Bu ise ancak zamannn
Fertleri iin mmkndr. Kii Fert deilse, zamannn kutbunu nnde grmesi gerekir (el-Fluhtl-
Mekkiyye, c. I, s. 201). Burada vaktin Fertleri Kutbun hkmnn dndaki kimselerdir.
3 Bkz. bnl-Arab, Kitabu'l-Mesail, s .28.
4 Bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 178.
s bnl-ArabTde Efrad iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 199, 229; c. II, s. 19, 53, 340; el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. IV, s. 78,178; Kitabu'l-Mesail, s. 28; Risaletu'l-Ahtab, s. 118.
Sofiler, kyafet giyme alkanlnda farkl farkldrlar. Baz sfiler yamal elbiseler
giyerken, baz sfiler ipek ve yumuak kumalardan yaplm elbiseleri tercih etmi
lerdir .1bnl-Arab ise yamal elbiseler giymeyi desteklemez, onu drt lmde Al
lah ehline tahsis eder.
NOTLAR:
lemdir. Onlar da, bilinen lem gibi eitli ksmlara ayrlr: Bir ksm ceberut lemi,
bir ksm en st lem, bir ksm orta lem, bir ksm ise sfli lemdir. Buras mlk
ve ahdet lemidir. Her lemin kendi cinsinden bir peygamberi ve onunla ibadet
ettikleri bir eriat vardr. Onlarn arasnda da sekinler, sekinlerin sekinleri ve
sekinlerin sekinlerinin sekinleri bulunur, ( f th t , i:58)
Harfler lemi ve ksmlar hakknda bir fikir verebilmek iin e l-F t h t l-M e k k iy -
yeden bu paragraf alntladk, yoksa bnl-Arabdeki tasavvufi-irfani terimlerin an
lamlarn aratrmakla snrl almamzda konuyu btnyle ele almak imknsz
dr. Harfler kendi balarna bir lemdir, mstakil ele alnmalar gerekir. Fakat elif
harfinin neyin simgesi olduunu ve yerini konumuzla dorudan ilgili metinlerden
hareketle ksaca gsterebiliriz. Bunu yaparken de metinleri aklamayacaz ve derin
konulara dalmayacaz.3
Elif hakikatlerin kokusunu duymu kimseye gre harf deildir, fakat sradan insan
lar ona harf derler. Geree ulam kii Elifin harf olduunu sylemise, yazda
yle olduunu grd iin yle demitir. Elif birletirir, ilahi isimlerden ona zg
isim Allah, sfatlardan ise kayymluk [ayakta tutmak, varl srdrmek] niteliidir.
Btn mertebeler Elife ait olduu gibi, harfler leminin toplam ve mertebeleri de
ona zgdr, ( f th t , i:6s)
Elif, bir says btn saylara yayld gibi, btn mahrelere4 yaylr. O harflerin
dayanadr, her ey ona iliir, o hibir eye ilimez. Bu zelliiyle de Bir'e benzer,
nk saylarn varlklar ona iliir, o ise hi birisine bal deildir. Bir, btn say
lar ortaya kartr, saylar ise onu ortaya kartamazlar. Bir herhangi bir mertebeyle
snrlanmad gibi, elif de bir mertebeyle snrlanmaz. Elifin ismi btn mertebe
lerde gizlenir, bylece bir yerde ismi B, bir yerde C, bir yerde H olur. Btn mn
ve harfler Elifindir.5 (ELF, 12-13)
NOTLAR:
1 Kan, Elifi Mutlak Zta, yani ezellerin ezelinde eyadan nce olmas ynnden Hakk'a iaret eden
harf diye tanmlar, bkz. Istlahat, no. 685. Bu tanm, Gmahanevt'de de tekrarlanr. Cmiu'l-Usul, s. 54.
lzzeddin b. Abdsselm'n tanm iin de bkz. Risle-i htlahalu's-Sfiyye, s. 76.
3 lbnl-Arab Iaratl-Kuran'dst (s. 60) yle der: Elif, btn harflerin dayanadr.
5 Geni bilgi iin bkz. Kitabu'l-Elif ve Kitabul-Hurf.
170
Emanet
4 lbn-Arabi ayn dnceyi el-Mknifi-Izah's-Sehli'l-Mmteni'de tekrarlar, s. 143 vd. yle der: Allah
ismi farkl trlerine gre isimlere sirayet ettii gibi, elifler de lafz farkllklarna ramen harflere nfuz
etmitir."
5 Burada genellikle lsmaillerin ve iann tatbik ettii tarzyla cifre baklabilir. Massignon, Passion Tz s.
103-110; Nwyia, Exegese coranique s. 164-68.
S?"
Emanet Kuranda bir yerde geer:
Biz emaneti gklere ve yere sunduk, fakat onu stlenmediler ve ondan ekindiler; insan ise onu
yklenmitir, insan zalim ve cahildir. (3372)
Kuran- Kerim emanet kelimesini genel anlamda kullanm ve ne getii ayette ne de baka bir yerde
onu tanmlamamtr. Bu belirsizlik yorumcularn terimin ieriini belirlemede akl yrtmelerine yol a
m ve bu konudaki gr ayrlklar artmtr.'
S?"
Terimi yorumlayanlarn byk ksmna gre emanet Allahn insann kalbine, ruhu
na veya nefsine yerletirdii bir g, nitelik veya inantr vb. Fakat bnl-Arab ma
halden hale geer. Baka bir ifadeyle mahalli (kalp, ruh, nefs) insann stlendii e-
manet sayar .2 bnl-Arabde emanet terimini birka kelimeyle zetleyebiliriz, fakat
bu onun dncesiyle yakndan irtibatldr. Emanet Allahn dem zerinde yaratt
surettir.3dem bu sayede halife4 olma hakkn elde etmitir. Bu nedenle bnl-Ara
b emanete bazen em anet -i m u a re [dn emanet] ismini verir; nk insann hali
felii gerek hkmranln onu halife yapann elinde olduunun kantdr. Buna
gre insann halifelii asl deil dntr.
Oluun neticesi ve varln gayesi olan ayrt etme ve dnme zelliindeki nefs-i
natka [dnen nefs] iki ksma ayrlr: Hakka mensup ve kula mensup nefs.5
Hakka nispet edilen nefs-i natka btn varlklarn dayand Varln sahibi Allah
n srrdr ve Hz. Peygamber ona Nefsini bilen Rabbini bilmitir6 deyiiyle iaret
En Byk Berzah
Hakka naiplik elbisesi giydirildiinde Eb Yezide [el-Bestamt] Hak yle der: zel
liklerimle yaratklarn nne k! Bunun zerine Rabbinin emrine balanmaktan
baka are bulamam, Rabbinden nefsine doru bir adm atm, baylp dm ve
yle barmtr: Beni sevgilime gtrnz!7 Bylece dn emanetin sorumlulu
undan kmtr, (ftuhat, s. 36)
NOTLAR:
' Kueyri emanet kelimesini yle yorumlar: Emanet farz ve nafile ibadetleri yerine getirmektir. Bir g
re gre emanet, inanta tevhidi, gayrette ykmllkleri yerine getirmektir. Letaij, c. V, s. 173. Bey-
zvnin gr iin bkz. Envar, c. II, s. 136.
2 Gazlt bu grte tbni-Arabfyi ncelemitir. Emanet onda terim anlamyla iki ktr: birincisi marifet
ve tevhit; kincisi kalp, akl ve srdr. Bkz. Cebr, Mcem-i Gazali, s. 8-9.
J B k z . S u ret
A Bkz. H alifelH llafet. Ayrca bkz. Emir Abdlkadir el-Cezairi, el-Mevakf, s. 395.
s Hakka nispet edilen nefs Hakk'n suretine gre yaratlm, kula nispet edilen nefs ise, ktlenmi
nefstir.
6 Bkz. Hadis Dizini, no. 13.
1Bkz. Abdurrahman Bedevi, atahat- Sfiyye, c. I, s. 116.
E n B y k B e r z a h bkz. H a y a l
172
En Byk mam
E n B y k m a m Son imam. Ibnl-Arab onu Mehdi veya Mehdi mam diye isim
lendirir. Bkz. m m e t /m a m
E n B y k O l u (lk Olu, ikinci Olu, Hakkm zeti, lemin zeti; Byk lem,
Kk lem, En Byk lem ve En Kk lem) Daha nce, filozoflarn insan ve
lem arasnda dndkleri ve bu balamda birtakm terimler gelitirmeye giri
tikleri benzerlikten sz etmitik. Bunlardan birisi de, byk lem ve kk lem' te
rimleriydi. Ibnl-Arab! sz konusu terimlere dilsel zenginlikten yararland pek
ok eanlaml terimi eklemitir ki bunlara rnek olarak en byk olu ve en kk
olu terimlerini verebiliriz.
NOTLAR:
E n B y k l m bkz. K k l m
nsan lemin tlsm, baka bir ifadeyle lemin srrdr. ayet insan lemden gitmi
olsayd, kukusuz ki, lem yok olurdu (kyamet). Son insann lmyle de dnya
hayatnn mamurluu ahirete intikal eder. Bu nedenle insan lemin srr ve en b
yk tlsmdr.
Hz. Peygamber bu en byk tlsm taknm olarak geldii iin -ki Allah lemi bu
tlsma balamtr- Peygamber lemin mknats olmutur, (bulga, 93)
s?-
173
En Byk Unsur
tbnu 1-Arab filozoflarn drt unsuru lemin yaratlnn ilkesi ve ilk maddesi, hatta
btn deimelerin kayna ve dayana yaptklar tek unsura ircayla ilgili mteaddit
abalarna yabanc deildi. Bu noktada o en byk unsurun su olduunu tespit e-
der. nk su Her eyi sudan canl yaptk (21:30) ayetine binaen yaamn kayna
ve ilkesidir. Burada u noktalara gz atacaz, bu noktalar bnl-Arab! ile filozofla
rn tutumlarn ayrt eder: 1) bnl-Arabnin en byk unsur sayd su, lemimiz
deki (olu ve bozulu lemi) suya sadece ismiyle benzer. Bizim lemimizdeki su, sa
dece tad bir nitelik (canllk vermek) nedeniyle onun adyla isimlendirilmitir.2
2) Filozoflara gre en byk unsur, olu ve bozulu leminin ilk maddesidir. Fakat
lbnl-Arabl onu btn yaratlmlara yaylan bir nitelik yapar (Gkler, ulv lem ve
yeryz). 3) En byk unsur, gerekte, sebebi su olan hayattr. Daha dikkatli bir
bakla, yaratlmlarda tecelli etmi hayatn ilahi bir ismin mazhar ve tecellighlar
olduklarn grmekteyiz: el-Hay ismi. u halde el-Hay, gerekte en byk unsur-
dur.3
Allah yle buyurur: Her eyi sudan canl yaptk" (21:31). Su hakknda ise Onun
Ar su zerinde idi (11:7) der. Yani Allah imtihan etmek iin sizleri izhar etmitir.
Allah baka bir balamda yle buyurur: Sizi imtihan etmek zere lm ve hayat
yaratan Allahtr (2:67). Burada sizi imtihan etmek iin ifadesini hayatn yanna
koymutur; nk l imtihan edilemez. Her eyi sudan canl yaptk" ifadesi, en
byk unsurdur. Bununla hayat feleini kastetmekteyim. Hayat felei, isimlerin is
mi4 ve onlarn nderidir ve onunla var olmulardr.5 Allahn her eyi sudan canl
yaptk ifadesi, suyun cevherlii ynnden deil, canl olmas ynnden sylen
mitir. (UKLE, 5 3 )
lemin ilk maddesini tekil eden en byk unsur, byk eyhimize gre, hakikatl-
hakaike [hakikatlerin hakikati] denktir. Aada, en byk unsurun hakikatl-haka-
ik olduuna iaret eden baz metinler zikredeceiz.
En byk unsurun tedvin ve yaz lemine zel bir ynelii vardr. Bu lemin dta
174
En Mukaddes Feyiz
En byk ve deerli unsur,8 lemin kresi iin bir nokta, Yce Kalem ise o krenin
evresi, Levha (mahfz), nokta ile evre arasnda bulunur. Nokta evreye bakt
gibi, bu unsur da, akln btn ynlerinin karsnda bulunur. O ynler, unsurda
tek; aklda ise unsurdan kabul ettii eyin artna gre oalrlar. Gerekte un
surun tek bir ynelii vardr, akln ise bu ynelii kabulde vecihleri vardr, ( ukle, 82 )
n o tlar:
1 Bkz. En B yk Unsur.
! bnl-Arabl'de bir isim zellikte ayn olan iki farkl ahsa verilebilir. Bkz. Ukle, s. 49.
3 Bkz. Ukle, s. 49.
4 Bkz. lahi sim.
5 el-Hay ismiyle ilgili bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. I, s. 100.
6 Bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 169.
7 Bkz. lk A kl
8 lbnl-Arabide unsur- a'zam [en byk unsur] iin bkz. Miratl-Arifin, s. 1; Ukle, s. 41, 49; el-
Ftuht'l-Mekkiyye, c. I, s. 133.
S?
Serr-i akdes, bnl-Arab'de Artr.
Allah Ar diye ifade edilen kuatc olu (kevn) dairesini yaratmtr. Ar, en mu
kaddes erirdir, ( esfar , 10)
Ayrntl ve ynetici bilgi btn varlklar kuatsn diye, erir daire olmutur. Byle-
ce serr, bizzat, eyaya temas etmi ve onlara uygun eyleri kendilerine vermitir.
(FTHT, IV:329)
175
En Saygn Kurban
N O T LA R :
N O T LA R :
17 6
En Yce Perde
Allah kullarna genel ziyarette tecelli etmek istediinde, bir telll btn cennetlerde
nida eder. "Ey Cennet ehli! Haydin en byk ihsana, en yce mertebeye, en yce
manzaraya! Adn Cennetinde Rabbinizi ziyarete geliniz. (ftht, bs, 29)
ki gz sahibi herkes, altnla gmn farkm, baka bir ifadeyle, hayvan insan ile
Rahmann suretine gre yaratlm insan arasndaki fark bilir. Sz konusu insan,
yetkin rnek ve erdemli ehirdir (medine-i fzla), (ftht, IV:398)
n o tlar:
1 Medine-i fzla teriminin Ibnl-Arabinin filozoflardan farkl bir tavrna iaret edebilir. Frb gibi d
nrler, toplumun slahn siyasi bir felsefede bulurlar. Halbuki bnl-Arab bireyi slahn ekirdei sa
yar.
Eitimli der ki: Alimlerden drt kii, istiva izgisinin altnda Eryen Kubbesinde bu
lumutur. (ftht, BS, 184)
Bir eyi nemi ve kymeti nedeniyle ne almak ve tercih etmek anlamnda sere olarak:
177
Eser, Messir, Messer-Fih
Kalnt olarak:
Allahn rahmetinin eserlerine bak! lmnden sonra yeryzn nasl diriltmekte! (30:50)
S?"
Eser, messir ve messer-fih ,2 baka bir ifadeyle etken-edilgen veya sebep-sonu a-
rasndaki hareketten oluan netice ve sonu demektir. bnl-Arab eser terimini etki
ve edilgenlik kategorilerine dahil eder. Messir, sebep ve fail demektir. bnl-Ara-
bnin birlik ile dolmu dnce yapsnda btn messirler tek messirde birleir;
fiiller btn fiillerin kt gerek-biricik faile katlr. Her durumda ve her ynden
ve her mertebede messir, Allahtr .3 Bu saptamalardan iki noktada belirginleecek
messirin birlii sonucuna ularz: a) Aklk olarak: Messirin Allah olduu net bir
ekilde anlalr, b) Dolayl olarak: Tesir ve fiil iki ey arasnda sz konusu olabilir,
byle bir ey bnl-Arabnin dncesiyle eliir. O halde mevcut asla messir de
ildir; nk o yaratlmtr. Dolaysyla kendisi nedeniyle deil, mertebesi bakmn
dan baka bir eye tesir edebilir. Fakat btn bu durumlarda gerek fail Allahtr. u
halde messir Hak veya Hakkm onun vastasyla fiilini icra ettii gerekte var olma
yan bir nispettir.4 Messer-fih her durumda ve her ynyle ve her mertebede lem,
yani halktr. Mmknden ortaya kan her tesir kendi aslyla eliir.5 Bu durumda
tesirin kaynann aratrlmas ve gerek mertebesine, yani Hakka dndrlmesi
gerekir. nk o gerek fail ve yegne messirdir. Messir ve messer-fih ikilii
hibir ekilde blnmeyen tek hakikatin zelliklerinin ikiliidir. Hibir ey etkin
cevher ve edilgen cevher diye iki farkl cevherin var olduu yanlgsna yol aacak
ekilde z gerei ikili deildir. Bu balamda vahdet-i vcdu benimseyen bir insa
nn tek varln niteliklerinde ikilii benimsemesine bir engel yoktur. Nitekim
Spinoza da btn varlklarn asl olan tek cevherde dnme ve inayet zelliinin
bulunduunu ileri srmtr.6
Varlk messir [etki eden] ve messer-fih [etkiye konu olan] olmak zere iki ksma
ayrlr. Her durumda, halde ve mertebede messir Allah; her adan, her halde ve
her mertebede messer-fih lemdir.7 ( fuss. s. 1 83)
Gerekte hibir eyin baka bir mevcutta tesiri yoktur: Tesir var olanda ve olma
yanda mduma8 [yok olan ey] aittir. nk tesir bantlara aittir ve bantlar var
olmayan eylerdir. Bu durum sz gelii saltanat mertebesinde olduu gibi, mertebe
178
Eser, Messir, Messer-Fih
lerde aka ortaya kar. Sultan idaresi altndakilerde saltanat mertebesinin gerek
tirdii ekilde hkm verir, halbuki saltanatn dta varl yoktur, ( ftht, i:452)
lemin kendisinden kaynaklanan bir tesiri yoktur. Allah lemdeki her ey iin tesir
etme ve tesire konu olmada bir mertebe yaratm, her mertebe sahibini kendi mer
tebesine yerletirmitir. Bylece dilediklerini onlarda icra eder ve dilerse onlar o
mertebeden drr. Allah bu yerletirmeyi izin diye isimlendirmitir.9 Bylece
Hak, lemin kendi bana tesirinin olamayacam ve vastalarn ardndaki -vastalar
nedeniyle deil- gerek messirin kendisi olduunu aka belirtmitir, ( bulga, 81 -
81 )
n o tlar:
179
E t k i, E t k e n , E d ilg e n
heplerin sebebidir. Bu nedenle de hastal ve ilac yaratmtr. ifa vermeyi ise, kendisine ayrmtr. u
halde ifa, hastaln giderilmesinin illetidir, halbuki her illet ifa deildir" (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II,
s. 490).
" Muiddat [hazrlayclar] istidat ve kabiliyet anlamna gelir. Bunlar neticenin gereklemesinde hazrlay
c ilevi grrler. nk fiil etkiye konu olan eyin istidadndan sonra gerekleebilir.
Eya, yokluk halinde Hakk tarafndan grlrdr. Hak onlar a'yn [hakikatler] ile
ayrt eder; kendilerindeki kapall ve belirsizlii ayntrr. Hakkm hzineleri, ba
ka bir ifadeyle saklananlar barndran anlamndaki eyann hzineleri onlann
mmkn hakikatleridir, baka bir ey deildir. Eyann [ilahi ilimdeki] a'yn- sabi
te hallerinde varlklar yoktur; bu durumda sadece sabitlik sz konusudur. Hak on
lar kendi katndan onlar koruyan hzinelerine indirmitir. nk olabilirlik
hkm onlardan ayrlmaz. ayet onlar hzinelerindeki eyler olmasayd, hazine ol
duklar hkm verilmezdi. mkn bir an bile kendilerini terk etmediine ve imkn
halinden kmalar mmkn olmadna gre, srekli kendileriyle birlikte varlkla
rn yoklua tercih eden birisi [Hak] vardr. nk varlk ve yokluk gibi iki muh
temel hkme konu olmalar arttr, (ftht, 111:193)
E t k i, E t k e n , E d ilg e n bkz. E s e r , M e s s ir , M e s s e r -F ih
Tamlama olmakszn sadece ev2 kelimesi Ibnl-Arabde bir anlam tamaz. O anla
mn tamlamalardan kazanan izafetli kelimelerden birisidir. Bu noktada kelimenin
180
Evvel Ahir
NOTLAR:
E v v e l h ir Hemze, vav ve lam iki kktr: iin balangc ve son noktas. Birinci an
lam ilk demektir. lk bir eyin balangcdr, ikinci kk ise le-yelu, yani "dnmek" de
mektir. ( m u c e m ) Hemze, ha ve ra btn alt anlamlar kendisine dnen tek kktr. An
lam ise "nde olma"nn zdddr. ( m u c e m )
Kueyri Letaif'l-larataU tefsirinde bu ayeti yle yorumlar: Allah ezelilik zelliini hak ettii iin evvel
[ilk]; yok olamayaca iin son; ykseklik ve ycelikle zuhur eden, ilim ve hikmetle btn kalandr. Bir g
re gre Evvel varlnn balangc olmayan; Ahir sabitliinde kesinti olmayan; Zahir izzetinin cellinde
gizlilik olmayan; Btn idrakine yol olmayan demektir. Baka bir gre gre ise balangc olmayan Ev
vel; sonu olmayan Ahir; gizlilii olmayan Zahir; ykseklik ve ulvilik zelliiyle nitelenmi anlamnda Btn
denilir.2 u halde evvel ve ahir Kuranda ezel ve ebed3 terimlerine eit bir zamansal ierik almtr.
tbnl-Arab Hakkn Kuran- Kerim kaynakl iki ismi olan Evvel ve Ahiri4 halk vas
tasyla ortaya kan ve anlalan anlamnda kendilerine zg gereklikleri olmayan
iki greceli isim sayar. bnl-Arabnin halk5 [lem] Evvel ve Ahir arasnda berzah6
saymada ne derece baarl olabildiini greceiz. tbnl-Arab halk kelimesini genel
anlamda kullanr ve bundan iki Hak arasnda vasta olan insan kasteder. Buna gre
insann kendisiyle nitelendii her zelliin kayna Hak olduu gibi (Evvel), bunla
Evvel hir
rn nihayette varaca ey de Haktr (hir). Sz gelii insann varl Hakka ait iki
varlk arasnda geici bir varlktr. Birincisi insann varlndan nceki varlk (Evvel),
kincisi ise insann varlnn kendisinde bittii varlk (Ahir). Ayn ey insann btn
zellik ve nitelikleri iin sz konusudur. Bunlardan ikisine iaret etmekle yetiniyo
ruz: varlk ve emir. Varlk ynnden baklacak olursa, Evvel ve Ahir [lk ve Son]
kendilerine zg bir gereklie sahip olmadklar iin anlamlarm belirleyen halk tr.
Baka bir ifadeyle Evvel ve Ahir lem ynnden Hakka bak amza baldr. Hal
kn varln dikkate aldmzda, Hak lemin varlnn kayna olmas anlamnda
onun varlndan nce; halkn varlnn kendisinde sona ermesi anlamnda halkn
varlndan sonradr (hir).
kinci husus ise emirde bu isimlerle ilikidir. Bu noktada Ibnl-Arab insann halife
olmasna dikkat eker. Buna gre insann yaratlmasndan nce emir, Allaha aittir;
sonra insan yaratm ve onu yeryznde halifesi yapm, emri kendisine nispet et
mitir. nsann lm ve yok olmasndan sonra emir, tekrar Allaha dner. O halde
insann halifelii ve emrin kendisine nispet edilmesi, Evvel ve hir arasnda bir ber
zahtr.7
182
Evvel hir
Evvellik Hak iin gerek deil greceli bir isimdir. nk bizim varlmz ve ztla
rmzn yaratlmasyla Hak iin evvellik [ilk olmak] hkm ortaya kt gibi ztla
rmzn yokluunun belirlenmesiyle de hirlik [son olmak] hkm ortaya kar.
Bizler hakikat ynnden ayn haldeyiz. Kukusuz biz sizi yarattk ve siz bir ey
deildiniz (19:9). Baka bir ayetle ise zikre ayan bir ey deildiniz denilir (26:1).
Biz deta var olmadk, bu durumda ne evvellik ve ne de hirlik sz konusu olabilir;
nk biz yokuz ve sadece o kalr, istenilen de budur. ( celle, 5)
Hakkm Hay ismi herhangi bir ilahi isminden nce gelirse bu durumda o ncelik
mertebesinin sahibidir. Hay ismi bu durumda Evvel ile gerek anlamda nitelenmi
demektir. Her canl lemdedir ve lemde canl olmayan bir ey yoktur; bu du
rumda lemdeki her canl bu asln feridir. Hay lemde zuhur eden her eye yardm
eder. Ayn ey Hay isminin dier isimlerle ilikisinde sz konusudur. Btn isimler
gerei aratrdnda Hay ismine dner. Bylece bu ismin srr btn leme sirayet
eder ve lemdeki her ey kendisine nispet edilen9 Hakkn hamdini tespih etmek
zelliiyle zuhur eder, ( ftliht, i:324 )
Son ifade evvelligin ncelik10 mertebesinin sahibinin bir nitelii olduunu aklar.
u halde Evvel ierikli ilahi isimlerden birisi deildir, sadece onlardan birisini ni
teler. Btn isimlerden nce olan Hay ismi Evvel diye nitelenmitir. Burada el-Evvel
ile ilgili mhim bir meseleye daha iaret etmek yerinde olacaktr: Her evvel [ilk]
kendisinden sonrakine sirayet eder. Bylece evvel grnmeyen btnn kendisi o-
lur." Baka bir ifadeyle ilk olann zellii kendisinden sonrakine sirayet etmektir.
Hatta bnl-Arabnin btn ifadelerinde sri [yaylan, sirayet eden] kelimelerini ev
vel ile deitirmek mmkndr. Sz gelii nikdh- sri [sirayet eden nikah] keli
mesinin yerine rikah- evvel [ilk nikah]; ulvi-byk varlklardaki eb-i sri [sirayet e
183
Evvel hir
den baba] ve mm-i sriye [sirayet eden anne] terimlerinin yerine ilk baba ve ilk an
ne anlamndaki eb-i evvel ve mm-i evvel demek mmkndr.12 Bu nedenle bir n
ceki metinde Evvel diye nitelenmi Hakkm Hay ismi kendisinden sonra gelen her
eye sirayet etmi, Bylece lemdeki her eyi diri, bilen ve Hakk tespih eden olarak
ortaya kartmtr.3 Geen ifadelerden Evvelin Ahirin ayn olduu ortaya kmtr
ve ayniyet, akla gelebilecei gibi, iki adan deil, lbnu 1-Arabninki gibi hakikatleri
ve onlarn greceli okluklarn birletiren bir sisteme gre tek adan sabittir. Evvel
ve Ahir bir hakikatin iki vehesi deil, her ikisi de bir adan srekli tek hakikattir.
Nitekim ayn eyi varlk ve emirde [i] grmtk: Hak halkn varlndan nce ve
halkn varlndan sonradr. Buna gre o burada varlktr. Ayn ey el-Evvel ve el-
Ahir iin sz konusudur. O halde Evvel hirin ayndr ve bu bir adan byledir.
[Kalbe gelen) ahit yle der: Ezel bulunduu hal zereyken ebed onun zerine
yerleir, iin sonu bann ayndr. Artk glk ekme. ( ahID, 18)
Hak akl gcnn verdii hkmn zddna tek bir ynden ilktir, sondur, zahirdir,
btndr. nk akl kendi ulat hkm asndan Hakk bir adan ilk, baka
bir adan son diye grr. Halbuki i byle deildir.M( erh, 85)
Btn hayr ilklerdedir. Grmez misin ki: lk dnce asla yanlmayan Hak kay
nakl doru dncedir. Ayn ekilde ilk bak, ilk iitme ve ilk hareket de byledir.
lkler ortaya km nclerdir. lk dnceden sonra gelen her ey nefsin konu
masdr ve ilk dncenin izini takip ederek gelir. Halbuki ilk dnce herhangi bir
eyi takip etmeden kendiliinden gelir, ( ftht, iv:152)
lk mertebe doruluk sahibidir ve srmez. Ayn ekilde ilk bak, ilk hareket ve ilk
iitme de byledir. Her ilk Hak kaynakl ve dorudur. Bu yzden bir ey yanld
nda, o ey ilk deildir.5 ( ftht, i:564)
NOTLAR:
Osman Yahya Huve el-evvelu ve'l-hiru ayetinin tefsiriyle ilgili Hakim Tirmiztye ait bir yazmaya iaret
etmitir. Bkz. Tirmizi, Hafmu'I-Evliya, tahkik: Osman Yahya, s. 64. Sehl b. Tsteri de bu ayeti yorumlar,
bkz. Tefsirul-Azim, s. 98.
2 Kueyri yaklak iki sayfa Ewel-Ahir ve Zahir-Btn isimlerinin eanlamllarna iirsel bir slupla yer ve
rir. c. VI, s. 99.
3 Bilginlerin kdem ve evvel arasnda bir fark grdklerine deinmek yerindedir. Bkz. erh-i Cevhereti't-
Tevhid, s. 74.
4 Evvel-Ahir terimlerini birlikte inceledik, nk birisi hakkndaki bak dierine de uymaktadr. Buna
gre Evveli evvel yapan sebep. Ahiri de ahir yapmtr.
18 4
Ezeli nsan
5 Burada halk derken yaratma eylemi kastedilmez, aksine yaratlmlar, zellikle de insan anlamnda i-
simdir.
6 Bkz. B erzah .
7 Halk grdnde, Evveli, Ahiri, Zahiri ve Btn grmsn demektir (Fussu'l-Hikem, s. 152). n
k halk [yaratklar], Evvel ve Ahir arasnda bir berzahtr. Berzah, iki tarafn hakikatlerini kendinde top
lar. u halde halk grdmzde. Evvel ve Ahiri de grmz demektir.
8 Afifi bu cmleyi Hakkm ilk ve son oluunun yaratklarn kendisine muhtalyla ilgili olarak aklar.
9 Her ey Rabbinin hamdini tespih eder (17:44).
'Crcn Evveli "Kendi cinsinden ondan nce veya kendisiyle e zamanl kimsenin olmad varlk diye
tanmlar (Tarijat, s. 40).
11 lbnl-Arab yle der: O evvel'dir, nk O vard ve yaratklar yoktu (Fussul-Hlkem, s. 112).
12Bkz. lem in Y ce-B y k A n a s, Birin ci B aba.
13Bkz. H ayat.
14te lbnl-Arabnin metniyle elien Affye ait bir metin: Varlk tek hakikattir: Bir adan baktmz
da, onu Hak, baka bir adan baktmzda ise halk olarak isimlendiririz; ya da, hakikate zt asndan
bakarsak bir, sfat ve isimleri asndan baktmzda ise ok ve mteaddit olduunu syleriz. Hal by-
leyken birlii bakmndan varla baktmzda onun zt ile yce olduunu syleriz; okluu asndan
baktmzda ise, onun izafi olarak yce olduunu syleriz.... Ayn ekilde Evvel, Ahir, Zahir ve Btn
gibi, Hakkm kendileriyle nitelendii zt sfatlarda da durum byledir. Hak, zt asndan Evvel ve B
tn; sft ve isimleri asndan Ahir ve Zahirdir, ya da, birlii asndan Evvel ve Btn; okluu asn
dan ise, Zahir ve Ahirdir (Tlikat, s. 50). Afifinin grlerini iki nemli adan eletirebiliriz: a) Afifi,
Evvel ve Btn' Ahir ve Zahir'in mukabilinde ayn anlamda kullanr. Halbuki bu iki terim lbnl-
Arabde ayn anlama gelmezler, b) Afifi, zahir ve mazharlar kartrmaktadr. Bu balamda baka bir
cmlede yle der: Hak, zt asndan Evvel ve Btn; sfat ve isimleri asndan Ahir ve Zahirdir, ya da,
birlii asndan Evvel ve Btn; okluu asndan ise, Zahir ve Ahirdir (Fussu'l-Hikem, s. 50).
15Ayn metin iin bkz. lbnul-Arab, Kzf'l-Gayat, ed. Osman Yahya, 1967, s. 157. Evvele bu bak tbnl-
Arab tarafndan ilk kez dile getirilmi deildir, Gazl onu daha nce ifade etmitir. Bkz. Ferid Cebr,
Mcem-i Gazali, s. 18-19.
185
Fakirlik
Ey insanlar, sizler Allah'a muhtasnz (fukara), Allah kukusuz zengin ve vlendir. (35:15)
S?"
18 6
Fakirlik
Allah lemi bir ey hari tek zellikte yaratmtr; o da muhtalktr. Muhtalk lem
iin z gereidir, zenginlik ise geicidir, ( f th t , i:373)
Allah yle buyurur: Ey insanlar siz Allaha muhtasnz, O ise zengindir (35:15). Ya
ni isimleriyle zengindir. Nitekim bizler de, O nun isimlerine muhtacz. Bu nedenle
ayette, btn ilahi isimleri6 toplayan isim gelmitir (Allah). Muhtalk kapsnda,
genilii ve hkmnn genellii nedeniyle, bir izdiham olmaz. Fakirlik terk edilen
bir niteliktir, halbuki hi kimse ondan yoksun kalamaz. O her fakirde hakikatinin
verdii hkme gre bulunur. Fakirlik arifin ulat nimetlerin en lezzetlisidir,7
nk fakirlik, arifi Hakkm huzuruna sokar ve Hak kendisini kabul eder. Bu ma
kama, fakirliin kardei de yakndr ki, o da zillettir. Eb Yezid el-Bestam yle
der: Hak bana yle demitir: Bana ait olmayan eylerle bana yakla: zillet ve muh
talk. Bunlar mmknlere ait iki zelliktir. Vacibul-Vcdun [Zorunlu Varlk]
bu iki nitelikten bir pay yoktur. Ey insanlar siz Allaha muhtasnz" (35:15) aye
tinde Allah, bakasna muhta olunmasn kskand iin, muhta olunan her eyin
ismiyle bizim iin isimlendirilmitir. Buna gre fakir her eye muhta, hibir eyin
muhta olmad kimsedir. te bu, tam kuldur. Byle bir kulun varlk halindeki
durumu, yokluk eyliindeki [ayn- sabite mertebesi] hali gibidir, ( f t h t , i:263)
18 7
F a rk
Her greceli mevcut, farknda olmasa bile, muhtatr. Onu bilse bile, fakirlik diye
isimlendirilen eyin bu olduunu bilemez. Fakirlik, zden kaynaklanan zorunlu bir
niteliktir. ( fth At , i:264)
Arn rabbi bana dedi ki: Ey Gavs! Benim katmda fakir hibir eyi olmayan deil
dir. Fakir her varlkta kendisine ait bir ey bulunan kimsedir. Bir eye ol" dediin
de, o ey oluverir. Ey Gavs! Sevdiklerine ve dostlarna de ki: Benimle sohbet etmek
isteyen, fakirlii,8 ardndan fakirliin fakirliini, sonra da fakirliin fakirliinden de
fakirlii tercih etmelidir. Bu yzden fakirlikleri tamamlandnda, onlar benden9
baka olmazlar. ( gavs yye , 79)
n o tla r:
1 Fakr iin bkz. Letifu'l-A'lm, s. 143; Muhasibi, Kitbu'l-Mesail, s. 51; Kueyri, Risale, s. 122; Serrac, el-
Lna, s. 74; Hakikat'l-Yakn, s. 8.
2 Bkz. Ayn- Sblte/A 'yn - S a b ite .
3 Ibnl-Arabde yaratma her nefeste yenilenir. Her yaratmada bir tercih edenin bulunmas gerekir.
4 Bkz. A dem , Ayn-l Sbite/A 'yn- S b ite .
3 Bkz. lahi sim.
6 Bkz. T o p la y a n sim.
1 Burada slktaki fakrdan sz etmektedir. tbnl-Arabnin sz arasnda nazariyeden nazariyeye nasl
getiini ve okuyucusunu uyarmadn hatrlamalyz.
8 Ibnl-Arabde fakr konusunda bkz. Fussu'l-Hikem, s. 105; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 170, 262, 264.
9 Bkz. N afile v e F arz b ad etlerin U latrd M akam lar.
F a r k bkz. C e m '1
N O T LA R :
1 Bkz. lbn'l-Arabde fark iin bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. I, 114; c. M, 133, c. IV, s. 54; Tercmn'l-
Evak, s. 59; Istlahat, s. 287.
F e n a bkz. B e k a
F e r a s e t Feraset insann ferasete konu olan eyde istidlal edebilecei birtakm ema
reler grmesini mmkn klar. Feraset ksmdr: Hkm feraset, iman feraseti, i-
lahi feraset.
Allahn nuru ile grmektir anlamnda:
188
Ferdiyet
Allah yle buyurur: Bunda anlayl kimseler (mtevessimin) iin ayetler vardr.
Kastedilen, feraset sahipleridir. Hz. Peygamber de yle buyurur: Mminin ferase
tinden korkunuz, nk O Allahn nuruyla bakar.1 (BULCA, 31)
Kul feraset ile nitelendiinde, ferasetine konu olan eyde kendileriyle istidlal [akl
yrtme] edebilecei belirtiler bulunur. Sz konusu belirtilerin bir ksm mizaca ait
doal belirtilerdir. te bu hkm ferasettir. (FTHT, 11:235)
nce iman feraseti bilinmelidir ve biz de onunla balyoruz, iman feraseti, basiret
gz iin Allahn mmine verdii ilahi bir nurdur. Bylece basiret ba gznn
nuru gibi olur. Ferasete konu olan eydeki belirti ise grlr eylerin gze grl
mesini salayan gne gibidir, ( fth t , 11:235)
Ferasete konu olan eydeki belirtilerden bir ksm ise ruhani-nefsi ve imanidir. Bu,
ilahi feraset, mminin basiretindeki ilahi nurdur; kendisine aldnda ferasetine
konu olan eyde gerekleen eyi onun vastasyla bilir.2 ( f th t , 11:235)
n o tlar:
F e r d iy e t Fa, ra ve dal "birlik" anlamna gelen tek kktr. "Tek" anlamndaki fert de
buradan gelir. Zabiyyetn farid ["Srden ayr ceylan"] demektir. Efrad'n-nucum
"gkyzndeki yldzlar" demektir, ( m u c e m )
S?"
Fert, Kuran- Kerimde szlk anlamyla geer:
Zekeriyyay da zikret. Hani Rabbine 'Rabbim beni tek bama (ferd) brakma, sen varislerin en
hayrlssn diye yalvarmt.1 (21:89)
De ki: Size sadece bir tek t vereceim. Allah iin ikier, er ve teker teker2 [turada) kalkar
snz. (34:46)
s?
Ibnl-Arabye gre fert, kendisine zg bir nitelik sayesinde isimlendirmeyi hak
etmitir. Acaba kelime hangi eyden ayrlmtr? Onu ayr klan zellik nedir? Fert,
Ferdiyet
birlie benzemekle iftten ayrlmtr. Fert, saylar iinde ayr bir mertebe olmas ve
ikiye birlik mertebesini veren bir olmas itibariyle bire benzer; ikinin var olmasn
dan sonra bulunmas ynyle de birlikten ayrlr.
Ferdiyet insaf sahibi tarafndan ancak fert diye isimlendirilenin ayrt eyde bu
lunmayan bir zellik sayesinde ondan ayrt baka bir eyi dnmekle anlala
bilir. nk ayn zellik onda da bulunsayd, ayrmas geerli olmazd. u halde
kendisinden ayrt eyin akledilir olmas gereklidir. Sz konusu ey ise, ifttir.
Ferdin ayrt ey, birlie benzemektir. Fertlerin ilki de tr. Buna gre Bir say
s, fert deildir, (ftuhat, 111:499)
Fert, her sayda ve daha fazlasndan ortaya kar ve blnmesi mmkn deil
dir.3 Fert mertebelerde Bir gibi ayrr. Fertlerin ilki tr. Bu nedenle insann sr
rnn fertlii onun birliinden farkldr. nk onun fertligi, ikinin ortaya kma
syla sabit olur. Sz konusu iki, bedenin tesviye edilmesi ve klli ruhun ona ynel
mesidir. Bylece czi nefs ortaya kmtr ki, insani latife denen ey odur. Bylece
tikel nefs fert olmutur, (elif, 6-7)
Btn neticeler, fertten ortaya karlar: Mantklarda iki ncl, eyden oluur.
Birincisi iki nermede de tekrarlanr. Bylece drt ortaya kar ki, bunlar gerekte
tr. Bu e ferdiyeti veren o bir olmasayd hibir netice sahih olmazd. Ayn e
kilde, aralarnda cinsel iliki olmasayd, erkek ve dii de bir rn meydana getire
mezlerdi. Bu da ferdiyettir. (ktab'L-MM, 3-4)
Fert, ikinin bulunmasndan sonra gerekletii iin, ahadiyet [mutlak birlik] kadar
gl olamamtr. (elIf, 9)
, fertlerin ilkidir. Bylece yaratma, Birden deil, Fertten ortaya kmtr, (ft-
HT, IV:8 9 )
190
Fetih
tnsan- kmil ferdiyette ilktir. Allah yle buyurur: insan bir amur znden ya
ratmtr (23 :12). Bu ilk mertebedir. Ardndan salam bir meknda bir nutfe iine
koyduk" (23 :13). Bu da kincidir. Sonra nutfeyi sperm haline getirdik ( 23 :14). Bu da
ferdiyet6 mertebesidir ve hepsini ierir, (ftht, i:6 4 i)
NOTLAR:
1 Bkz. BeyzvI, Envar't-Tenzil, c. II, s. 38. lbn'l-Arab fert ve vahidi ayrt etmitir, bkz. Kitabu'l-Elif, s. 9.
1 Kad Beyzvnin mesna ve slase [ikier ve er] deyimini yorumlay iin bkz. Bkz. Beyzv, Envart-
Tenzil, c. I, s. 142.
3 lk tek say tr, ardndan be, yedi, dokuz, onbir vs. gelir. Bylece teklik saylarda ortaya kar ve fer
diyet, saylarda ortaya kan ahadiyete benzer. Bir, say deildir, fakat saylarda zuhur eder.
4 Zt, irade ve sz. lbnl-Arab bu ly Bir eyi irade ettiimizde ona szmz ol'dur ve o da olur"
(16:40) ayetinden kartmtr,
5 Her ilk, lbnl-Arabye gre, sirayet edicidir. Teslis ilk sonu kartan ey olduu iin, her trl sonu
kartmaya sirayet etmitir.
6 lbn'l-Arabide fert iin bkz. Istlahat, s. 289; Kitabu'l-Elif, s. 9; Risale iler-Razi, s. 12; el-Etuht'l-
Mekkiyye, c. I, s. 168; c. II, s. 69; c. III, s. 172, 326, 462; c. IV, s. 32; Fussul-Hikem, s. 115.
Gndermek anlamnda:
Allah insanlara bir rahmet feth ederse [gnderirse], onu engelleyecek yoktur. (35:2)
Aklamak anlamnda:
Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansnlar diye mi tutup Allahn aklad
(fetehe) hakikati onlara sylyorsunuz. (2:76)
Yardm -baka bir gre gre- hkm ve yardm dilemek [istiftah] anlamnda:
191
Fetih
S?
bnl-Arabl fethe iki ekilde bakar: 1) Kendisinden nceki hibir sufinin ufkunun
ulaamad irfani bak. Geri bnl-Arab bu bahisteki ifadelerinde nceki sofiler
den yararlanmtr; rnein halavet fethi, ibare fethi, mkaefe fethi vs. Bu fetih, in
sana aittir, bilgiyle ilgilidir ve irfani bir fetihtir. 2) Ibnl-Arabnin ikinci bak, var
lk tecellisini hatrlatan yaratc ynne bakdr.' Bu, zel bir baktr ve bnl-Ara-
bnin feyiz ve tecelliler grne gl bir ekilde baldr. Dolaysyla bu bahisteki
ifadeleri zel bir terim slubunu tar. Mefath-i vel [ilk anahtarlar], mefath-i sevni
[ikincil anahtarlar], mefatih-i esbab [sebep anahtarlar]. Bu anlamda fetih, Tanrya ait
yaratc bir fetihtir ve hi bir yaratlmn onda pay yoktur. Sz konusu fetih, ya
ratma ve meydana getirme fethidir. Y a ra tc Fetih: lbnl-Arab esasn aan-anah-
tar-amak ve 'alann (fatih-miftah-feth ve meftuh) tekil ettii bir benzetme kalb
kullanr. Bu, Ibnl-Arabnin tecelliler grnn biimlendirdii ekliyle, yaratma
eylemi iin verilmi bir rnektir. Burada benzetmenin simgesel nemi ortaya ksn
diye benzetme formundaki her enin karln tespit edeceiz: Fatih [Aan]=Her
zaman Allah. Miftah [anahtar] =Alan eyin deimesiyle birlikte deiir. Bir anah
tar, tahsis edildii eyi aabilir (mefath-i vel [ilk anahtarlar], mefatih-i sevni [ikincil
anahtarlar], mefatih-i esbab [sebep anahtarlar] vs). Feth [amak]=Ilahi hareket. A
esnasnda anahtarn hareketi. Bu, yaratma eylemiyle, yaratln eyaya ilime halidir.
Bu nedenle de sadece Allaha tahsis edilmitir: Onlar sadece Allah bilir" (6:59).
Meftuh [alan] =Gayb. Fakat kap veya rtden ibaret gayb, ama eylemiyle ama
lanm ey deildir, aksine maksat o kapnn ardnda bulunan, baka bir ifadeyle r
tnn gizlediidir. Buna gre feth, grnmeyeni ortaya kartmaya gayret eder, bu
nunla birlikte anahtar, kapya iliir.
192
Fetih
(FTHT, 111:279)
Gayb Allah bilir. Btn bunlar (nur, karanlk) gaybm anahtarlardr, fakat anahtar
olduklarn sadece Allah bilir. Allah yle buyurur: Gaybm anahtarlar Onun ka
tindadr, onlar sadece kendisi bilir (6:59). Bu anahtarlar bizim aramzda mevcut
olsalar bile onlarn gaybm anahtarlar olduklarn bilemeyiz. Bildirilmesiyle anahtar
olduklarn rendiimizde ise, onlar vastasyla kendisini amcaya kadar gayb bi
lemeyiz. Bu durum, bir evin anahtarn bulup da, bu anahtarla aaca evi bilmeyen
kimsenin haline benzer, ( ftht, i:648 )
Bilinmeyenlerden bir ksm, bir veya daha fazla anahtara sahiptir, ilk anahtara va
rncaya kadar, her anahtar baka bir anahtar iin gaybdir. (mftah, 79)
Tanr lemi ilahi bir hareketten yaratmtr. Bu, a esnasndaki ama (feth) hare
ketidir. (FTHT, 111:279)
193
Fetih
Saylan isimlerden daha fazla olan fakat mutluluk vermeleri ynnden onlarn al
tnda bulunan gzel isimler, lemde etkin isimlerdir. Onlar, sadece Allahn bildii
ilk anahtarlardr, ( f t ht , 1:99)
Hamd Allah'a mahsustur. O ilk isimlerin mahsus olduu ezelde konuan; anahtar
lar vastasyla kalplerin kilitlerini aandr. Bylece varlklar zuhur etmi ve tohum
lar almtr. ( m IFTAH, 76)
lk anahtarlar sadece Allah bilebilir, ikincil anahtarlar6 ise bizce bilinir. Bunlar
O'nun isimleridir ve onlar vastasyla mmknlerin gayblerini aar. Bylece onlar
mmknlerin ztlarnda daha nce yok iken zuhur etmilerdir. (mftah, 93)
Allah'n Nefes-i Rahmaniden yaratt ilk ey, Akldr. Sz konusu Nefes, lemin
suretlerinin ald Amdr. Bu Akl, Kalem'dir, onun ardndan Nefs yaratlmtr
ki, o da Levhadr. ( f t ht , i:395)
Bilgi Fethi: Geen ifadelerde lbnl-Arabye gre yaratmann birtakm almalar veya
tecelliler silsilesi olduunu zetledik, insan silsilenin sonuncusu7 olduuna gre, bu
rada silsilenin, lbnu 1-Arabde yaratma alndan bilgisel bir ala8 dndn
grmekteyiz. Burada gayb anahtara, anahtar gaybe dnr. u halde, Haktan insa
na inen her fetih yaratma; sayesinde insann Hakka ykseldii her fetih ise bilgi fet
hidir.
Bu ikincil anahtarlardan inen eyler, derece derece inerler. Bunlar, son sebebe va
rncaya kadar, sebep anahtarlan vb. eylerdir ve dta yaratma gaybnn anahtarlar
diye isimlendirilirler. Sonra i varlktan sonra terse dner. nk son varlk insan
194
Fetih
dr: O halde insan, terse dnendir ve bylece gayb anahtar, anahtar ise gayba
dndrr. nsan, son sebebi anahtar olarak alr ve onun vastasyla sebebinin gayb
alr, son sebebe ular. te bu, muhakkiklere gre, irfani varlk gaybm n anahtar
lar, muhakkiklere gre ise varlk-bilgi anahtarlar diye isimlendirilir. ( m Iftah , 93)
Farkl trlerine gre bir fetih geldiinde, bu kulun adil bir tarty ortaya koymas
gerekir. Buna gre kul, kendi hali ile fetih arasnda bir lt kurar. Fetih hale uy
gun ise, o halinin neticesidir. Bu durumda, baka bir lt ortaya koyar. O da, fet
hin miktarna ve halinin gcne bakmaktr. Bunlar denk ise fetih, hi kukusuz bir
sonutur. Kul bu durumda Hakkn o fetihte kendisini tuzaa drmesinden sa
knmaldr. nk bu, mahallinin dnda bir neticedir. Fetih edebi ve ykselmeyi
salayan trde ise, bu aldatma deildir, aksine O Allahn kuluna fethini artrmak
iin inayetidir. Fethin miktar ile halin gc arasna lt yerletirip, fethin halden
fazla olduunu grdnde, halin miktarn der ve arda kalan, ftuhtur.
(F T H T , 11:5 0 5 )
195
Fetret Hzinesi
arpma fethi, sofilerce istenilen bir fetih deildir. 2) Bir arpma olmakszn kendili
inden gelen fetih. Fetih ve fth trleri hakknda9 bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II,
s. 505, 508, 556; c. III, s. 153; c. IV, s. 220.
NOTLAR:
' Bkz. T e c e lli.
2 lk Anahtarlar iin bkz. Kayseri, Risale fi-llmi'l-Hakik, s. 4; Cl, erh-i Mkilati'l-el-Fniht'l-Mekkiyye,
s. 5-6; Letai/ul-A'ln, s. 186.
3 kincil anahtarlar iin bkz. Cl, erh-i Mkilati'l-el-Ftht'l-Mekkiyye, s. 5.
4 Bkz. F eyz.
s Bkz. Ibnu 1-Arabi, Miftahul-Gayb, s. 93.
6 Gayb anahtarlar hakknda bkz. el-Fthtl-Mehhiyye. c. III, s. 321; jaratul-Kuran, s. 56; Kn,
iMaiful-A'lm, s. 181.
7 Btn lemin yantl demin veya insan trnn yaratlmasndan ncedir. Bunun eitli anlamlar
vardr; sz gelii, insann iki surete sahip olabilmesi.
8 Gayb anahtarlar deyimini lbnl-Arab yaratma ve bilgiyle ilgili anahtarlar iin kullanr. nk her iki
durumda da gayb, Yaratana gre deil -nk Hak iin gayb olamaz- yaratlm iin vardr.
9 Bkz. Kn, Letaiful-A'lm, s. 141.
F e y z Fa, ya ve dat tek kktr ve bir eyin kolaylkla akmas demektir. Ardndan bu
kke kyas yaplmtr. Bunlardan birisi, "suyun akmas" anlamndaki fade e/-mau'dur.
Baka bir kullanm ise insanlar Arafat'tan ayrldklarnda sylenen efade en-nasu min-
Arafat ifadesidir, insanlarn Arafat'tan ayrllar, deta bir sel akntsna benzer.
(m u ce m )
Peygambere indirileni dinledikleri zaman onun hak olduuna ainalklarndan gzlerinin yalar
la dolup boaldn (tefidu) grrsn. (5:83)
nsanlarn Arafattan inmeleri anlamnda:
nsanlarn akn ettii (efadu) yerden siz de dnn ve Allahtan balanma dileyin. (2:199)
Hangi durumda bulunsanz, Kuran'dan her ne okusanz ve her ne i yapsanz, siz ona dalp co
arken (tfidu) biz sizin zerinize ahidiz. (10:61)
Kuran- Kerimin feyzi Hakka izafe etmedii gibi, yaratma eylemine balamadn da zikretmek gerekir.
S?"
Ibnl-Arab varln birlii fikrinden ayrlmakszn yaratma eylemini ve Tanrnn
yannda yaratlmlarn varlm yorumlamaya alr. Bu balamda, grlen ikilie
ramen, varln birliini korumaya alan birtakm terimler gelitirmitir: hak-
halk, aynalar-grntler, tecellighlar-feyizler vs. Ibnl-Arabnin sisteminde yarat
ma, yoktan var etme deildir, aksine o saysz varlklarn suretlerindeki ilahi tecelli
ve zuhurdur. Tanr varlklar yaratr, Ibnl-Arabnin ifadesiyle, onlarn suretlerinde
tecelli eder. Bu ilahi feyiz,1 gerekte deil, varlk sisteminin mantnda iki aamal
dr: feyz-i akdes ve feyz-i mukaddes.2 Feyz-i akdes varoluun mantnda feyz-i mu
kaddesten ncedir, bununla birlikte bnl-Arabye gre feyiz srekli ve daimidir.
Feyz-i Akdes: Am3 mertebesidir. Bu, her adan bir olan Ztm varlklarn kendisin
de bil kuvve tasavvur ettii mmknlerin suretlerinde kendisi nedeniyle tecelli et
mesidir. Feyz-i akdes, Mutlak Varlkm taayynlerinin ilk derecesidir. Fakat bu su
retler akledilirdir ve duyulur varlklar leminde varlklar yoktur; onlar, Varln so
yut kabiliyetleridir. Mmknlere ait bu akledilir hakikatler veya akledilir suretler,
tbnl-Arabnin varlklarn4 a'yn- sbitesi5 [sabit hakikatler] dedii eylerdir. Ib-
nl-Arab bazen feyz-i akdese sri [yaylan] kelimesini de ekler ve feyz-i akdes es-sri
der. Bunun nedeni, sz konusu feyzin mukaddese gre ilk olmasdr, ilk olan her
ey yaylr.6 Feyz-i Mukaddes: Daha nce varlk tecellisinden7 sz ederken bundan da
bahsetmitik. Feyz-i mukaddes, Birin okluk suretlerinde tecellisi, baka bir ifadeyle
a'yn- sbitenin akledilir lemden duyulur leme kmas veya bil kuvve olann bil
fiil olanlarn suretlerinde zuhuru; dta var olanlarn ezeli sabitlik hallerindeki du
rumlarna gre zuhurlardr Feyz-i akdesin Tanrnn varlklarn akledilir suretle
rinde kendisi iin tecellisi olduunu sylediimiz gibi, feyz-i mukaddesin de Tan-
rnn varlklarn suretlerindeki tecellisi olduunu syleyebiliriz. Bu yzden feyz-i
mukaddes, Mutlak Varln tabiatndaki ikinci taayyn derecesidir. Srekli Feyiz: Ya
ratma eylemi, feyz-i mukaddes ile bir sona varmaz, nk byle bir ey sz konusu
olsayd, yaratlm olan, Yaratandan mstanilikle nitelenmi olurdu. O halde feyz-i
mukaddes yaratlmlar duyulur lemde var eder, fakat bu yaratlmlarn temel -
zellikleri yok olmaktr. Onlar, yoklukta sabit olduklar iin, hemen yok olurlar.9 O
halde, bu yaratlmlar her anda var edecek srekli yaratma ve daimi feyiz gerekir;
nk onlar her anda yok olurlar.10 Srekli feyiz Tanrnn duyulur lemin suretle
197
Feyz
rindeki srekli tecellisidir, baka bir ifadeyle feyz-i mukaddesin sreklilii ve deva
mdr. Bu balamda bnl-Arab baz kimselerin zannettikleri gibi, yaratma eylemini
etkinlikten soyutlamaz,'1 aksine yaratma biricik srekli eylemdir, dolaysyla Allah
srekli yaratandr.
lahi hkmn zellii udur: Hak bir mahalli dzenlediinde, o yer ilahi bir ruh
kabul eder, bu kabul oraya flemek diye ifade edilmitir. Halbuki o, srekli ve da
imi tecelli feyzini kabul ettii iin, dzenlenmi suretin istidadnn gereklemesin
den ibarettir. Geriye feyzi kabul eden kalmtr, kabul eden ise onun feyz-i mukad
desinden meydana gelmitir.12 (fuss, 49)
Hak srekli verir, daima feyiz veren'5 mahal ise srekli kabul eder, (ftht, i:5 7 )
n otlar :
lbn'l-Arab feyiz lak] terimiyle yaratma grn ifade ederken, Yeni Platoncu felsefenin dilini ve an
latm slubunu kullanm olsa da, kendi feyiz gr Yeni Platoncu felsefenin grnden farkldr.
Ibnl-Arabiye gre feyizler tek hakikatin farkl suretlerdeki tecellilerinden ibarettir, halbuki Plotinusta
varlklarn silsilesi sz konusudur: her birisi kendisinden nceki varlktan meydana gelmi, sonucun
sebebine bal olduu gibi, ona balanmtr. Platonik feyizler, tek bir esasa dayansalar bile, ne o Bir ve
ne de Birin mazharlardr. Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s. 9-10, 151.
! Feyz-i akdes ve feyz-i mukaddes, gayb tecellisi ve ehadet tecellisi ile eanlamldr. Buna gre Hakkn
gayb lemindeki tecellisi, kendi zt iin kendi ztnda mmknlerin hakikatlerinin akledilir suretlerin
deki tecellisidir; ehadetteki tecellisi ise d lemde mmknlerin ztlannda tecellisinden ibarettir.
lbnl-Arab yle der: Allahn iki tecellisi vardr: gayb tecellisi ve ehadet tecellisi. Buna gre gayb te
cellisinden kalbin zerinde bulunduu istidat verilir. Kalp iin bu istidat gerekletiinde, ehadet le
minde ehadet tecellisi gerekleir. Bylece onu grr ve tecellighn suretiyle zuhur eder (Fussu'l-
Hikem, s. 120). Metnin aklamas iin bkz. Aff, Tlikat, c. II, s. 145; ayrca bkz. G ay b T e c e llls l- a h a d a t
T e c e llis i
3 Bkz. A m a'.
4 Bkz. Ayn- Sbite/A 'yn - S b ite
5 Bkz. Aff, Tlikat, c. II, s. 8-9.
6 Bkz. E vvel Ahir.
7 Bkz. e y d e T e c e lli.
8 Bkz. Aff, Tlikat, c. II, s. 9.
9 Bkz. Ayn- Sbite/A 'yn - S b ite .
10Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a .
11 Aratrmaclar Ibnl-Arabde yaratma eylemine Tek Varlk zaviyesinden bakmlardr. Yaratlmlarn
gerek bir varl yoktur, u halde Yaratann gerek anlamda bir yaratma eylemi yoktur, buna bal ola
rak da yaratma anlamn yitirir. Bkz. Afifinin deerlendirmesi iin, Tlikat, c. II, s. 7-8. Buna karn
bnl-Arabye gre yaratma eylemi, yaratlmlarn Hakka muhtalk zelliiyle nitelenmeleriyle btn
anlamn kazanr. Yaratlmlar mstakil varlklara sahip olsalard, bu durumda Yaratandan mstani,
198
Feyz Veren
buna bal olarak da yaratma eylemi, znde bu sreklilii barndrmayan gemi zamanda olmu bit
mi bir hadise deildir.
12 Metnin yorumu iin bkz. Afifi, Tlikat, c. II, s. 8-o.
Yani a'yn- sabite.
,4A'yn- sbiteye ynelik Kn [Ol] (16:40) emrine telmih. Bu emir zerine onlar d lemde var olmular
dr.
15bn'l-Arab'de feyz iin bkz. htihadu'l-Kevn, s. 145; Kitabul-Hak, s. 29; Kitabut-Tecelliyat, s. 1; Kitabu'l-
Mesail, s. ; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 62; Fussu'l-Hikem, c. II, s. 27, 101,179, 197, 244, 245, 337; Di
van, s. 38.
F e y z V e r e n bkz. I n s a n - K m il
F t r a t Her doan ocuun zerinde doduu ftrat [yaratl] rabl ikrardr. Bu,
rablna tank tutup evet dediklerinde, Tanrnn insanlardan ald ilk szdr.
Ftrat Hakk'n yaratklarm zerinde yaratt tevhit bilgisidir.' Hak onlar bellerin
den alp tank tutmu Ben sizin Rabbiniz deil miyim" diye sormu, onlar da Evet
sen bizim Rabbimizsin demilerdir. Bylece onlar, her eyden nce, rablga tank
lk etmilerdir, (ftht, 8S, 437)
Hz. Peygamber yle buyurur: Her doan ftrat zerinde doar.2 Bu, Hakkn
kendisi iin ald Misaktr. (ftht, iv:57)
N O T LA R :
' Ibnl-Arab ve Cneyd-i Badadinin risalelerindeki tevhit anlaynda Misakn nemi karlatrlabilir.
nk Cneyd, tevhit grn misak fikrine ve insann oradaki durumuna dayandrr.
2 Bkz. Hadis Dizini, no. 37.
F t r H a y a t Ftr hayat insan, hayvan, bitki ve cansz gibi varln btn paralar
na yaylm hayattr. Bkz. H a y a t .
F u r k a n bkz. K u r a n
F t h bkz. F e t ih
199
F t v v e t
Dediler ki: Onlardan bahseden bir gen (fet) iittik, ona brahim derler. (20:60)
Huylar trdr: Geiken huy, geiken olmayan huy ve ortak huy. Geiken
huy, iki ksma ayrlr: cmertlik ve ftvvet gibi bir yarar salayan; affetmek, ho
gr ve cezalandrmaya gc ve kudreti yettii halde tahamml gibi bir zarar u-
zaklatrmakla geiken olan, (ftht, s, 91)
Ftvvet, iinde zayflk bulunmayan bir eydir. nk ftvvet, yallk ile ocuk
luk arasndaki bir haldir. Bu, insan mrnn krk yama ulam olduu dnemdir.
Allah bu makam hakknda yle buyurur: Allah sizi gszlkten yaratp, gsz
lkten sonra kuvvet verendir (30:54). te bu ftvvet halidir ve bu halde insan feta
diye isimlendirilir, (ftht, ds, 3 8 )
200
Gavs
NOTLAR:
' Bkz. Afifi, Melmiyye ve's-Sfiyye, s. 12 [Trkesi iin bkz. slam Dncesi zerinde Makaleler, ev. Ek
rem Demirli, z Yaynclk, 2000. Bu eviri Afifnin dier makalelerin evirisini de iermektedir 1.
! Afifi'nin Melmileri ve ftvvet ehlini ayrt edii iin bkz. a.g.y., s. 27.
3 bnl-Arabde ftvvet iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, DS, s. 41, DS, s. 35.
Gavs Gayn, vav ve se tek kktr ve /ase'den gelir, iae "skntda yardm etmek" de
mektir. ( mucem )
SS*
Gavs, Kuranda fiil olarak ve szlk anlamyla yer alr:
Rabbinizden yardm dilediinizde (lesteisun), size karlk vermitir. (81:9)
G ayb Gayn, ya ve ba, tek kktr ve "bir eyin gzlerden gizlenmesi" demektir. Ar
dndan gayb tretilmitir. Gayb, sadece Allah'n bildiidir, ( mucem )
S?"
Gayb Kuran- Kerimde kapal bir ekilde yer almtr, terimsel bir grnm tam olsa bile, kullanm
nn yaygnln ilham eden balam, kelimeyi birtakm bant ve tamlamalarla snrlar. Bylece terime
zg herhangi bir tanma ulalamaz. Gayb herhangi bir terimsel younluu olmakszn ortaya km ve
bu geni anlamllk hicri birinci asrlardaki sfilerin metinlerinde aktr. Gayble ilgili zikredilecek btn
noktalar yle bir cmleyle zetleyebiliriz: Gayb mekan1 ve zamansak gizliliktir.3
Olacak olan anlamnda:4
Sana saatin (Kyamet) ne zaman geleceini sorarlar, onun ilmi Rabbimin katindadr. (7:187)
201
Gayb
Tefsirci Mukatil b. Sleyman bu ayetteki gayb kelimesini Kuran- Kerim7 diye yorumlar. Bu durumda aye
tin anlam, Kuran- Kerime iman edenler olur. Belki de, Mukatil'i gayb Kuran- Kerim diye yorumlamaya
ynelten ey, te bu gaybn haberlerindendir, sana onlar vahyederiz" (12:102) anlamndaki ayetti. Bu
balamda belirtmeliyiz ki, Kuran- Kerim Tanr iin gayb lafzn kullanmam ve dolaysyla Allah Gaybtr
anlamnda bir ayet bulamyoruz, aksine gayb Allaha aittir ve O gayb bilendir.
Allah demi yaratm, bana iki gz, iki kulak yerletirmitir ki, onlarla eyann
grnen tarafn grr ve iitir. Gsne de bir et paras koymutur, o et paras
nn da gaybe nfuz eden iki i gz ve iki kula vardr. Allah o et parasn kalp ve
fuad diye isimlendirmitir. Sz konusu iki gz, fuadn zerinde bulunur ve grmek
fuada aittir; nk Allah, Fuad grdn yalanlamamtr (5 3 :1 1) buyurur, (tezki
re, 6 4 )
tbnl-Arab gayb ve gaybde bulunan ayrt eder ve onlar rt ve rtnen veya kap
ve ev gibi sayar. Ev kap olmad gibi, gayb de gaybde bulunan ey deildir. Buna
gre gayb belirli ve ayr bir mahiyettir. Gayb, bir nitelik veya birbirinden farkl, zt
ve ayr mahiyetler arasnda mterek nitelikler topluluudur. Gayb, trde olmayan
mahiyetleri ieren bir lemin niteliidir; sz konusu mahiyetlerin grnmez olmala
r ve yaratklardan gizlenmi olmalar, yaratklara gre, onlar gayb yapar. Bu ba
lamda yle bir rnek verebiliriz: ehadet lemi birbirine zt birey ve mahiyetleri
toplar: insan, hayvan, bitki vs. Btn bu varlklar, bizlere grnr olmalar zellii
202
Gayb
Gayb, kap ve rt gibi, bir perdedir. Kap evin kendisi olmad gibi, rt de rt-
leninin kendisi deildir. (mIftah, 79)
Allah lemi yarattnda, onun iin d ve i de yaratm, lemin bir ksmm gayb,
bir ksmn ehadet yapmtr. lem iinde lemden gizli kalan ey, gaybdir. lemin
lemde grd ksm ise ehadettir. Hepsi de Allah iin ehadet ve grnendir. Al
lah kalbi gayb leminden,'5 yz ise ehadet leminden yapmtr, (ftht, 111303)
Allah gaybleri en iyi bilendir ( 1 1 : 7 8 ) . Bu yzden sadece Allah gayb idrak edebilir.
Gayb huzurun [bulunmak, bilin] zdddr. Allah sizi gaybe ulatracak deildir
(3:179). nk bu idrake yaratlmn gc yetmez. Allah yaratm kendisine gayb
olan eye ulatrdnda, o gayb sz konusu yaratk iin meydana getirmi demek
tir ki, artk gayb deildir. (TEZKRE, 43)
lem ikidir, ncs yoktur: birincisi duyunun idrak ettii lem, o, ehadet diye
ifade edilen lemdir. kincisi duyunun idrak edemedii lemdir, o da gayb diye ifa
de edilen lemdir. Bir ey bir vakit gizli, baka bir vakitte duyuya grnr hale
gelmise, o gayb diye isimlendirilmez. Gayb aklla bilinebilen, fakat duyunun asla
idrak edemedii eydir. Akl ise gayb ya kesin delil veya doru haber sayesinde bi
lebilir.16 ( F T H T , 111:78 )
203
Gayb
Allah lemi var oluta iki ksma ayrmtr: Gayb ve ehadet, zahir ve btn, ilk ve
son. Btn, sonu ve gayb ise tek tarz yapmtr, (e t h t , i: 4 0 s )
Ermi gayb ehadetiyle birleip, tek ey haline gelen kimsedir. Mahede sahibi,
gzyle gaybn ve ehadetini grendir. Arif, ehadetini ve gaybm bilip her birisine
hakkm verendir. Ak kendisinden perdeli olan seven kimsedir ki, perdelenen 0-
nun gaybdr. Kmil gaybde ehadeti, ehadette gayb mahede eden kimsedir.
Slik, ehadetinden gaybna sefer eden kimsedir. Keif sahibi, latiflikte ehadeti ve
gayb eit olan kimsedir. Tasarruf eden, gayb ehadetine baskn gelen kimsedir. Fa
ni, kendisinde gayb ehadetine egemen olmu kimsedir. Birleyen, ne ehadeti ve ne
de gayb olan kimsedir. Perdeli, ehadetiyle gaybden geri kalan kimsedir.'9 Gayb
Hak, ehadet ise halktr. Gayb senin hviyetin, ehadet ise benliindir. Gayb bt
nn, ehadet ise zahirindir. Gayb emir lemi, ehadet yaratma lemidir. Mn ise
birdir, ( h k m , 1 1 - 1 2 )
lbnl-Arab! gayb ikiye ayrr: mutlak gayb veya en mukaddes gayb anlamndaki
gayb- akdes. Bu, asla idrak edilemez ve sadece Hakkn hviyetidir. kinci gayb ise
iinde bulunann grnr ve zuhur lemine kabildii mmkn-izafi gaybdir. Bu
ikinci gayb, bnl-Arabye gre sbt lemidir.
Gayb ikiye ayrlr: Hibir zaman bilinmeyen gayb; bu, Hakk'm hviyetidir ve asla
bilinemeyen nispetidir. Dier ksm ise greceli gaybdir. Bir kimseye grlr olan,
baka birisine gre gayb olabilir. Varlkta hi kimsenin grmedii gayb yoktur. Var-
lktakilerin en latifi, mevcudun herkesten gaip olan kendi nefsini idrak etmesidir.
Bu yzden her gayb, kendisini grmeyen kimse iin gayb iken, bakas tarafndan
grlr. (F T H T , IV :1 2 8 )
204
Gayb
Dta bulunmayan hkm ve eseri zuhur etmi her ey, gerekte gayb diye ifade e-
dilen eydir. nk dta gzkmeyen gaybdir. (ftht, 111:397)
Gayb ehadet lemi iin bir zarftr. ehadet lemi, ister yaratlm ister yaratlmam
veya yaratlm da gaybe gnderilmi olsun, Allahtan baka btn var olanlardr.
Her ey Allah iin grlendir, bu nedenle Allah, grneni bilir dedik. Hak lemi
gaybden peyderpey kartmaya devam eder. Allah onlar (cisimleri ve arazlar)
gaybden kendi ehadetlerine kartr. Bu yzden Allah gayb ve ehadeti bilendir.
(FTHT, 111:10:11)
Gayb22 perdesinden, baka bir ifadeyle ilimden23 harice ilk kan nur, peygamberi
miz Muhammedin24 (a.s.) nurudur. Yani mnlar leminde btn olan nurani zt
dr. (tezkire, 51)
N O T LA R :
20 5
Gayb Hzinesi
ya haber vastasyla idrak edebilir. yle bir rnek verebiliriz: Yeniden dirilie, cennete, Cehenneme ve
hallerine inanmak, gaybe inanmaktr, akl da doru haber vastasyla onu idrak eder.
17(41-42) ayetlere telmih.
18Bkz. En B y k Unsur.
'sMutlak gayb kastedilmektedir.
2Bkz. Sbt.
21 Bu anlamda gayb iin bkz. Letaiful-A'lm, s. 147.
22lbnl-Arabde gayb iin bkz. insan-1 Klli, s. 4; Miftahul-Gayb, s. 82; Celle, s. 3; el-Ftuhtl-Mekkiyye,
c. III, s. 12, 78, 79, 279, 350, 470, 488.
23Gayb ilahi ilme gTe sbt anlamna da gelir. Bkz. Sbt.
24Bkz. M uham m edi H akikat.
Hak insana yle der: Sen benim aynamsm, sen benim evimsin, sen benim meske-
nimsin ve gayb hazinemsin. (meahD, vr. 5 0 -5 1 )
Gaybet, baka bir terimle diyalektik ilikisinde, belirli bir dereceye kadar ekillenen
terimlerden birisidir. Bu dier terim nedir? O huzurdur. Gaybet ve huzur, fena ve
206
Gaybn Gayb
bek gibi, birbirlerini tamamlayan iki anlamdr. Gaybet tam olduunda huzur da
tam olur; insan yaratklardan gaip olduunda, Hak ile hazr olur.2
Ben bazen gaybet3 hallerimde bulunurum, bu halde ztm ok yaygn bir nurda
mahede--ederim. En byk tecelli, yce Ar ile birlikte, ben hareketten soyutlan
m ve kendimden ayrlm iken, ztma dua eder, (f t h t , d s , 114)
NOTLAR:
tbn'l-Arab terimdeki birinci gayb sr anlamnda alr. Buna gre gaybn gayb
ehadet leminin zdd bir anlama gelir: btmlm btn.
NOTLAR:
Bkz. En B yk Unsur.
Musa bana kef, aklama ve gece ile gndz deitirmenin bilgisini vermitir. Bu
bilgi bende meydana gelince, gece gitmi ve btn gnde gndz kalmtr. Artk
gne benim iin ne doar ne de batar. Bu keif, Allah tarafndan ahirette bedbaht
lkta paym olmayaca hakkndaki bir bildirmesiydi. ( f t h t , v : 7 7 )
207
G ece
(71:5); suret ve duyularnn d ynnden ise gndz vakti" (7i:5) davet etmitir.
Nuh davetinde bu ikisini birletirmemitir. Halbuki Muhammed (a.s.) kavmini gece
ve gndz davet etmemitir, hatta gndz iinde gecede ve gece iinde gndzde
davet etmitir, ( fuss, 70)
Gece bakan kiiye kendisini verir. Gece idrak eder, idraki ise salamaz. nk o
grnmezlik ve karanlktr. Grnmezlik ve karanlk alglar, algy salamaz, ( ft -
HT, ll:379)
Bu pek deerli bir kitaptr. Ben onu eksikliimden yetkinliime, douumdan bat
ma, gndzmden gecelerime doru yazdm. (It t Ihad , 140)
Gece bat demektir, bu durumda, u ekli alr: ya gecenin batyla zdd ortaya
kar (bilhassa kavram ve dncelerde gerekleir: adaletin gecesi=zulm); veya ge
cenin bat, karanla bakmakszn, bilinmezlik anlamm korur. Birinci yorum:
Ardndan aralarnda (birinci asr ve ikinci asr) kesinti dnemleri gelmi, hadiseler
gereklemi, hevesler azm, kan dklm, ehirlerde kargaalar km, bozgun
culuk oalm, zulmler artm, adalet gndz gecesine dnerek, zulm ile yer
deitirmitir, ( ftht, i:328 )
kinci yorum:
Aydnlk bir nur, gecenin karanlndan nefret eder, hatta o nefretin kendisidir, bu
nunla birlikte gece, gece olarak kalr. Gecenin varlnn art, karanln var olmas
deildir. Gecenin anlam, mahalli gnein ndan baka bir k veya karanlk
kaplam olsa da olmasa da, dou vaktine kadar gnein batm olmasdr. Bylece
gecenin mahiyeti zerinde bir karklk ortaya kmtr. Allah Dindii vakit gece
ye yemin olsun" (93:2) buyurur. Gecenin mahiyeti karanlk olsayd, Allah onu din
dii vakit" diye nitelemezdi. Kukusuz bir karanlk olmakszn, gece olabilir, ( ft
h t, IV:390)
bnl-Arabde iki ifade ska geer: insann gecesi ve bu gecenin son te biri veya
kalan te birlik ksm veya gecenin son te birlik blm: Bu gecenin mahiyeti
nedir? lbnl-Arabye gre insann yaps btnyle gecedir. Bu balamda lbnl-
Arab onu e taksim etmitir: birinci te birlik blm, topraktan olan heykel, yani
ceset; kincisi, hayvani ruh, yani nefstir; son te birlik blm ise flenen ruh, yani
ruhtur.
208
Genel Hazine
nsan gecesinin2 son te birinde Hak iner ve tvbekar, dua eden ve balanmak
dileyen kullarna ihsanlarn datr, ( fu th t , iv:347)
NOTLAR:
' lbn'l-Arab'de gece hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 660; c. IV, s. 61; Tacu'r-Resail, s. 48;
Kimya-i Saadet, s. 3.
2 Bkz. Hadis Dizini, no. 42.
Gayb btn varln kendisiyle zuhur ettii genel ve parlak nurdur ve dta gzk
mez. Gayb genel hazinedir, (ftht, 111397)
Genel nbvvetin eriat getirmesi sz konusu deildir. zel nbvvet ise eriat ge
tiren nbvvettir. Bu yzden bu nbvvetin kaps, kapaldr, (ftht, 111:513)
Tanr kullar iin teriin [yasa koyma] bulunmad nbvveti baki klm, sadece
itihatta terii brakmtr, (fuss, 135)
Yaratlm her eyde, kendisinden lemde bir fayda ve zarar ortaya kt iin, bir
rablk iddias bulunur. lemdeki her bir ey, fayda ve zarar vericidir. Bu kadar,
genel rablktan kendisinde bulunan ksmdr ve onun sayesinde yaratklarn zilleti
kendisine ynelir. Nitekim insan, kendisine fayda vereceini bildii iin, sevmedii
ilac imeye muhta kalr. Bu durumda, farknda olmadan ona kulluk etmitir.
209
Genel Velayetin Sonu
nk lemde bulunan her eyde bir zarar ve fayda vardr ve bu ilahi zelliiyle
de, fayday elde etmeye ve zarar gidermeye gereksinim duyduklar iin, kendisine
muhta olanlarn nefislerini celbeder. Bu durum, farknda olmasalar bile, yaratklar
eyaya kullua yneltir. Allah yaratklarna tevdi ettii zellii bildii iin, Dikkat
ediniz, halis din Allaha aittir (39:3) buyurur. O din, varlklarn rablgnm etkisin
den arndrlm dindir. nk Allah onlara ilgi gsterdiinde, kendilerini szn
ettiimiz sebeplerin rablgTndan kurtarmtr, ( f t h t , 11: 2 2 1 )
Allah eyay yarattnda, sebepleri koymu ve onlar kendisi iin deta perde yap
mtr. Bu yzden eya, kendilerini 'perde diye bilen herkesi Hakk'a erdirirken, on
lar rab edinen herkesi de kendisinden uzaklatrr, ( f th t , W:416)
Allah onu [sa (a.s.)] katna ykseltmi, sonra hir zamanda velilerin sonuncusu ola
rak onu indirecek, o da Muhammed eriatyla Muhammed mmeti iinde hkm
210
Genel Velayetin Sonu
N OTLAR:
211
Gerek lah
s tbnl-Arablnin kelimelere dair zel bir yorumunun olduunu belinmitik. Kelime, ona gre, bir yan
dan isim olarak, te yandan sfat olarak anlam kazanr. Hatta, genellikle de kendisini elde eden herkese
verilen bir sfata dnr. Bkz. Lovh-I M ahfuz Halbuki hatml-evliya bir nitelik deil, belirli bir ahs
tr.
6 Ibnl-Arabi yle der: Saylar belli olan Allah adamlarndan birisi de, Hatemdir. Hatem, lemde tek
kiidir ve Allah onunla Muhammedi velayeti mhrler. Muhammedi veliler iinde ondan daha by
olmaz" (el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 9).
7 Bkz. H alem .
8 Hatem fikri bnl-Arabt'deki temel dncelerden birisidir, tasavvufi bilgi hakkndaki nazariyesini ina
etmek iin Hatemdeki belirli zellikler zerinde odaklar. bnl-Arab peygamberler iinde Muham-
med (a.s.) ile veliler iinde Hatem arasnda tam bir paralellik kurar: nr- Muhammedi'nin ezeliliine
inand gibi, hatml-velayetin ezeliliini de vurguladn ve Hatmn-nbvvetin hak ettii kazanm-
lar onun ahsna da verdiini grmekteyiz. Bu balamda Hatem olmak, tam anlamyla Hz. Muham-
medin kalbi zerinde olmak demektir (bkz. A yak/A ya zerin d e O lm ak). Aradaki benzerlii gster
mek iin yle bir karlatrma yapabiliriz:
lbnI-Arab yle der: Hz. Peygamber dem henz toprak ve su arasndayken ben peygamberdim
demitir. Halbuki btn peygamberler ancak peygamber olarak gnderildiklerinde peygamber olmu
lardr. Hatml-Evliya da dem toprak ve su arasndayken veliydi..." (Fussu'l-Hikem, s. 64). Dier ko
nulardaki metinler iin bkz. el-Flht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 442; el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 151;
Fussu'l-Hikem, s. 62.
9 Michel Hayek lbnl-Arabnin eserlerinde Mesihin hatml-evliya oluunu incelemitir, bkz. Le chrisi de
L lslam, ed. Du seuil, s. 260-264
10Bkz. M uham m edi K ad em in V risi.
" Bkz. Davud Kayseri, erh-i Taiyye, s. 33.
,2lbn Teymiyye Hakim Tirmizl ve lbn'l-Arabdeki hatm'l-velye fikrini eletirmi ve onun Eb Be
kir'den daha stn olmayacandan hareket etmitir. Halbuki, hatm'l-velyenin hir zamanda zuhur
edecek bir veli deil, veli olarak inecek bir peygamber (Hz. sa) olacann farknda deildir. Hz. sa
risleli ynnden Eb Bekirden daha stndr, lbn Teymiyenin eletirisi iin bkz. Kitabut-Tirm iz,
Hatml-evliya, s. 506.
,J Bkz. Efrad.
4Bkz. Efrad.
19Bkz. Kutup.
16lbn'i-Arabde Hatem konusu iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 7-8, 150; c. II, s. 50; c. III, s. 328,
400, 507, 514; c. IV, s. 27, 75, 76, 116; Iarat'l-Kuran, s. 53; Tecelliydi, s. 8; Bulgatul-Gavvas, s. 11; Anka- i
Murib, s. 18.
17 Mutlak nbvvet, velayet demektir.
G e r e k l a h bkz. A lla h
212
Gerek Varlk
G e r e k l e m i H a y a l bkz. H a y a l
G d a bkz. R z k
G i z l i E m i r A k E m i r bkz. T e k v in i E m ir T e k lif i E m ir
Tannmn hazine2 olmasnn anlam btnl demektir. Bu, isimlerin bir isimlendiri
lene dellet edite birlemeleridir ki, isimlendirilen hkm, bant ve tamlamalar
dan soyutlanm zttr, ( bulga , 98)
N O T LA R :
G i z l i l e r (Ahfiya) bkz. E fr a d
G l g e Gnein bulunup da ayrld her yer z il ve fe y [glge] ismini alr. Z il 'n oulu
ezlal, zila l ve z u lu l' dur. Zilal, "bulut ve benzeri glgelendiren eyler"dir. Zil, gerekte 1-
nlar olmakszn, gnein aydnldr. Hava bulutlu olduunda ezalle yevm ina haza
denilir. Araplar yle derler: "Tatan daha glgeli, aatan daha stc bir ey yoktur."
Hangi ey daha geni ve daha derin olursa o eyin glgesinin karanl daha oktur. Al
213
Glge
lah yle buyurur: "Gklerde ve yerde bulunan her ey dileyerek veya zorla Allah'a
secde ederler. Glgeleri ise akam ve sabah secde eder." Yani, onlarn glgeleri de
secde eder. Tefsir'de yle denilmitir: "Kfir Allah'tan bakasna secde eder, glgesi
ise Allah'a secde eder." Bir gre gre "glgeleri", "ahslar" demektir ki, bu genel
yoruma aykrdr. Baka bir ayette ise yle denilmitir: "Ne de glge ile scaklk denk
tir" (35:21). Tefsir bilgini Saleb yle der: "Bir gre gre burada glge. Cennet; ate
ise Cehennem demektir. 'zerinize bulutu glge yaptk' (2:57) ayetine gelince: Bir g
re gre, mukaddes arza ktklarnda kendilerini glgelendirmek iin bulutu onlara
amade kalm demektir. Ayrca onlara bldrcn ve helva indirmitir. Seni glgelendiren
her ey, senin glgendir. Ayette 'Rabbini grmez misin ki: Glgeyi nasl uzatmakta
dr?' (25:45) denilmitir. Her eyin glgesi, onun karanlk mekndaki ahsdr." (usan)
S?"
Ibnl-Arab bir eyin suretini, ve glge veya glgelerini mecaz olarak alr ve bu
unsur ile unlar yorumlar: 1) Yaratma ve oalma. 2) Hak ve yaratklar arasnda
ki iliki. 3) Fiilin birlii. Glge, bnl-Arabide, kendine zg bir anlama sahip de
ildir. Glge, lbnl-Arabinin mazharlarda oalan tek varla dair dncesini an
lalr klmak iin benzetme olarak kulland bir kelimedir. Bu benzetme biimi,
tbnl-Arabnin teorisiyle biimlenme gcne sahiptir ve bu nedenle de btnyle
ona uygundur. Bylece Ibnl-Arab onu bir yandan tmellere uyarlarken, bir yan
dan da tikellere uygulamtr. imdi, bnT-Arabnin bu benzetmede ne derece ba
arl olduuna bakalm! Varlk birdir ve bnT-Arabnin mazharlar veya tecelligh-
lar veya glgeler diye ifade ettii suretlerde oalr. Glge, n karsnda bir eyin
eklidir. Bu nedenle glge, suret tarznda olsa bile, aslna nispet edilmesi uzak bir
nispettir. Bu, ahs ile glgesi arasndaki ilikiye benzer. Glge, varlk mertebesinde
dk derecede bulunur ve daima dk mertebeye iaret eder. Mesela bir insann
bedeni hakikatinin glgesidir.
ahs bir olsa dahi, tek sureti veya glgesi olaca iddia edilemez. Karsndaki k
larn adedince, ahs adna glgeler; karsndaki aynalar adedince de suretler orta
ya kar. Halbuki ahs kendi zt asndan bir, suretlerde tecellisi veya klardaki
glgeleri ynnden ise oktur. Sz konusu glgeler oalr, yoksa ahs oalmaz;
suretler ise kendisinden baka bir ey deillerdir. (TERACiM, 31)
214
Glge
Tabiat iki g ile nitelenmi ve eriat diliyle Levh-i Mahfuz [Korunmu Levha] diye
isimlendirilmi Klli Nefsin glgesidir. Nefsin glgesinden uzamayp, kendisinde
kalan ksm, sayesinde aydnlk ve aydnlatma derecesinde Akla inmesini salayan
ksmdr. Nefsin glgesinden uzayan ksm ise tabiat diye isimlendirilir; uzama, Kl
li Heyulann ztnda gerekleir, ( f th t , i:296)
lbnl-Arab Hak ve halk arasndaki ilikiyi suret ve asl arasndaki iliki gibi d
nr. Suret, gerekte varl olmayan bir eydir, varln asim varl sayesinde kaza
nr. Suret, asldan baka bir ey olsa bile, belirli bir ekilde asla ulatran ve ona de
llet eden eydir.
Gndz gecenin glgesi saylmtr, nk gece asildir, ayn ekilde cisim de asildir.
nk dzenlendikten sonra, aydnlanmayla beraber gndz geceden kar. Gn
dz ilahi nefhay hissettiinde, ona komu, Bylece kendisinden soyutlanan ey or
taya kmtr, ( eyy a m , 9)
Glgeler, k olmad iin, bir varla sahip deillerdir. Sonra glgeyi kolaylkla
kendimize ekeriz (25:46). Onu kendisine ekmitir, nk o Hakkm glgesidir.
Her ey ondan zuhur etmi ve yine ona dnecektir. Bu yzden kan odur, ondan
bakas deildir. drak ettiimiz her ey, mmknlerin ztlarnda Hakkm varl
dr. Suretlerin deimesiyle glge ismi ondan gitmez. Glge olmasnn birlii y
nnden de o Haktr, nk Hak bir ve tektir. ( fuss, 103)
Allah glgeleri rahat etmen iin uzatmamtr, Hakkm bilgisine ulamanda bir
merdiven olsun diye uzatmtr. Sen, o glgesin ve Hak seni kendisine ekecektir.
(AHD, 3)
Glgeler fiilin mutlak birliinde etkin deillerdir: Ibnl-Arabi varlktaki btn fiille
ri birletirir ve onlar sadece Hakka nispet eder. Hak her fiildeki faildir. Kukusuz
lemdeki btn fiillerin ala tabi olduunu ifadede glgeden daha yetkin bir ben
zetme yoktur. Glgede grlen hareket gerekte asla aittir, Bylece lemdeki btn
fiillere, nce fiili nefyedp, ardndan ispat eden Attnda sen atmadn, fakat Allah
atmtr ayeti mutabk olur. Bylece ayet fiili nce yok saym, ardndan da ispat
etmi ve btn fiilleri Allaha nispet etmitir.
215
G l H k m d a r n H a lif e s i
Senin glgen suretine gre, sen de suretine gresin. Bu yzden sen de bir glgesin.
Hareket ettirmenin sana deil, Hakka ait olduuna apak delil vardr. Hareket et
tirmek, glgeye' deil, sana aittir. ( terac Im , 30)
n otlar :
' Bkz. lbnl-Arabt'de zil (glge] hakknda bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 299, 303, el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. III, s. 47,106, 304; Meahidu. Esraril-Kudsiyye, s. 25.
G l H k m d a r n H a lif e s i
ifadeden burada hitap edilenin Mehdi olduu anlalr. Mehdi zuhur edecek ve zu
huruyla da hakszlk ile dolmu yeryz adaletle dolacaktr.
BkzM e h d i.
G n Sfilere gre zaman hale baldr. Bu nedenle saat ve saniyelerle deil, halin
deimesi veya sabitliiyle llr. Buna gre zaman, ilahi tecellilerden etkileniiyle
derunun hareketiyle hareket eder. Gn tasavvuftaki zaman mefhumuna baldr.
Bylece gn, vakte veya hale bal bir birlik oluturarak, ona gre ksalr ve uzar. Bu
hal, bazen ksalr ve nefesi bile amayabilir. Bu en ksa gndr. Bazen ise uzar ve
zamansal mr dnyann mr kadar olur. Bu, dnyann gndr. Bazen ise hkim
olan hale gre ok uzun olur.
Halin birlii anlamnda gn:
Bize gre gn yirmi drt saattir. Gn hakknda Allah her gn bir ite olduunu
bildirip de ilerde demeyince, onun saatlerinin tek bir hkm altnda bulundu
unu rendik. Buna gre sahih gnmz, btn saatleri eit olan eydir. Buna g
re saatleri farkllarsa, tek bir gn deildir, ( eyy a m , 10)
Eb Yezid el-Ekber yle demi: Bana gre zht bir makam deildir. Ben gn
zahit idim. Birinci gnde dnyaya kar zahit oldum, ikinci gn ahirete, nc
gn ise Allahtan baka her eye kar zahit oldum, ( ftht, i:78)
216
Gndz
Allahn insandan kalbi semesine gelince, kalp Allah sdran eydir. nk Allah
her gn bir itedir. Gn ise, birim zamanda, teneffs edenin nefesi kadardr. Bu ne
denle de bakalat iin kalp diye isimlendirilmitir, ( f th t , II:171)
ler Allahn her gn kendilerinde, hatta ilerinde bulunduu eylerdir. Her gn,
gnlerin en k olan her nefes demektir, ( f th t , i:520)
Deccalin gnlerinden bir gn bir sene gibi, bir gn bir ay gibi, bir gn bir hafta gi
bi, dier gnleri ise bilinen gnlerimiz gibidir, ( ftht, i:548)
N O T LA R :
' lbnl-Arabde yevm hakknda bkz. el-FUtht'l-Mekkiyye, c. I, s. 109 (Rabbin gnleri, mira sahibi
gnler, Allah'n gnleri), 121 (mira sahibi gnler, Rabbin gn), 140 (gn); c. II, 82 (dnya gnleri,
Rabbin gn), 441 (Rab isminin gn, mira sahibi gnler); c. III, 434 (i gnleri), 438 (zaman ve gn),
548 (kk zaman, kk gn); c. IV, s. 11 (ebed gn), 134 (nefesler gn), 2S2 (ahiret gn), 374
(gn); Kitabu'-e'n, s. 6 (cismani gn, ruhani gn), 9 (gnn zahiri ve btn vardr), 18 (benzer gn,
Rabbin gn, Ay gn, Zuhal gn).
G n d z bkz. G e c e
N O T LA R :
217
H a c is
NOTLAR:
Bkz. Drt K u . Ayrca bkz. Risaletu'l-lttihadi'l-Kevnl, s. 142, 46. Burada Ibn'l-Arab Anka, Gvercin, Kar
tal ve Kargadan sz eder.
Hacis nefisteki dnce demektir; bazen ilk dnce iin kullanlr. lk dnce, a-
mele gre, niyetten ncedir.
Hacisi sfiler ilk dnceyi ifade iin kullanrlar. lk dnce, rabbani dncedir'
ve asla yanlmaz. Sehl et-Tsteri onu ilk sebep ve dncenin arpmas anlamnda
ncferul-hatr2 diye isimlendirmitir. Nefiste gerekletiinde irade, nc tekrarn
da himmet; drdnc tekrarnda azim; kalbe ynelii esnasnda -bir eylem dn
cesi ise- kast ve -fiille ezamanl ise- niyet diye isimlendirirler, ( is t il a h at , 284)
218
Hak
1 Crcani Tarijat'ta (s. io i) yle der: "Hatr: Kalbe gelen hitap veya vrid. Bunda kulun gayreti sz konu
su deildir. Hitap olan hatr drt ksradr: rabbani hatr. Bu asla yanlmaz ve ilk hatrdr. Gcyle, e-
gemen olmasyla ve uzaklatrlamayyla bilinir. kincisi meleki hatrdr. Bu, iyi davranlara sevk eden
dncedir ve ilham diye isimlendirilir. Nefsani hatr: Nefsin paynn bulunduu dnce ve hacis di
ye isimlendirilir. eytani hatr: Hakka itaatsizlie davet eden hatr.
2 lbnl-Arabl yle der: Pirimiz Sehl b. Abdullah bu meseleyi aratrmt. O nahrul-hatr konusuna
dikkat ekmi ve yle demitir: Niyet ite bu haristir.' Bu ilk dnce, himmetlerin, azmin, iradenin ve
yneliin ilk sebebidir. Bu nedenle de ona itimat edilir" (el-Ftuhtl-Mekhiyye, S, s. 276).
H a k Ha ve kaf, tek kktr. Bir eyi salamlatrmak ve o eyin salkl oluu anlamna
gelir. Hak btln zdddr. Bu kkten km btn kelimeler uygun bir iliki ve bant
nedeniyle bu anlama dndrlr. Bir ey zorunlu oldu anlamnda hakka e-eyy deni
lir. Herkes hak iddia ettiinde insanlar borta hak iddia etti anlamnda ihtakka en-nas
fi'd-deyn denilir. Muhtak ldren demektir. Hakka kyamet demektir; nk o her eyi
yok eder. Yeminde "gerekten bunu yapmayacam" anlamnda hakkan la-efalu zaiike
denilir. Bir ey hakknda kesin bilgi rendim ve onu tahkik ettim anlamnda hakkakt
el-emre veahkakth denilir, (m u c e m )
v?-
Hak Allahtr.' Bunun kant Allahn Hak, onlarn taptklarnn ise btl olmasdr. (22:62)
Hak peygamberlerin getirdii eriat veya hkm demektir. Bu eriat veya hkm insanlara kendisiyle ve
birbirleriyle ilikilerinde canl bir yntem sunar [btln zddna].
Adalet anlamnda:
Ey Davudi Biz seni yeryznde halife yaptk, insanlar arasnda hak ile hkm ver. (38:26)
219
Hak
Ibnl-Arabde3 Hak her trl zellik ve ilikiden soyut zt asndan deil, lemin
ilah oluu asndan Allahtr.4
Hak btn eyann suretlerinde tecelli eder. nk eya Hak ile zuhur etmitir. Bu
nedenle arif bilir ki: Grd her ey Haktr.5 (ftht, rv:i8 4 )
Allah lemi ktlkten ibaret yokluktan6 srf iyilik olsun diye kartmtr. Hakkm
bundan murad ise, sadece varlktr. nk dnya diyarnn bir yz mevcut olma
s itibariyle Hakka bakar; iindeki eylerin yok olmas ve kendisinden ayrlmas iti
bariyle dier yz Hakkn dndaki eye bakar, (ftht, MI-.377)
Kesinlikle btl yoktur. Varlk btnyle Haktr. Btl yokluu gsterir. (mevak, 79)
Btl yokluktur, onun varlkta bir gereklii yoktur. Varl olsayd, o da hak [ger
ek] olurdu. (F T H T , IV :4 0 2 )
Varlk hakikati znde tek iki vehesi itibariyle ise ift ynldr. Sz konusu iki
vehe Hak ve halk, Rab-kul, bir-ok, kadim-hdis gibi bnl-Arabnin ska tekrar
lad ift terimlerle anlatlan veheleridir. Burada Hak hakikatin btn kadimlik
zelliklerini kendinde toplayan vehesiyken, halk hakikatin dier vehesidir ve son
radan olmuluk zelliklerini kendinde toplar. Fakat bnl-Arab bu ikilik snrnda
durmaz, oradan birlie geer ve hakikatin hak ynn halk ynne egemen klar.
Halk gerekte Hakkm bir mazhar, belirlenimi7 ve tecellighdr. O halde Hak varl
n asl ve hakikatidir.8
Hak lemi ynlendirir, lem de Hakk. Hakkm yle sylediini grmez misin:
Bana dua ettiinde dua edenin duasn kabul ederim ( 2 :1 8 6 ) . Duaya karlk ver
mek ynlendirilme deil midir? ( f t h t , lll:S 4 5 )
Btn olu beden ve ruhtur, varln yaps bu ikisiyle ayakta durur. Hak karsnda
lem ruh karsndaki beden gibidir, (ftht, i:3 i 5)
Tanrmn hviyeti kulun iitmesi, grmesi ve btn kuvvetleridir.9 Kul ise kendi
kuvvetleriyle vardr. O halde kul Hak sayesinde vardr. Kulun d yaratlmlnn
sureti, ii ve hakikati ise Hakkm hviyetidir, (ftht, iV:1 4 o)
220
Hak
Hak yaratlm her eyde zuhur eder ve gzkr.10 O halde Hak her anlayta bili
nen ve her anlaytan gizli kalandr. Bunun biricik istisnas lem Hakkm sureti ve
hviyetidir diyen kimsenin anlaydr: u halde Hak Zahirdir. Ayn zamanda Hak
zuhur eden her eyin ruhudur, bu durumda Hak Btmdr. (fu s s . 68)
Hak adalet ve insaf anlamna gelir. Bunlar ise, insan- kmilin zelliidir.
nsan- kmil her hak sahibine hakkn" verir; Allah da her eye yaratln vermi
tir (20:50). Hakk'a zg olan i yaratma [halk], insan- kmilin lemden ayrld
yn ise12 haktr [insann hakikatinde kevn ve ilahi hakikatleri birlikte iermesine
gnderme yapmaktadr. Halbuki lemdeki her ey sadece bir grup hakikati ierir].
Bu sayede insan- kmil var olan her eyin neyi hak ettiim bilir ve ona hakkm ve
rir. ite bu zellik insaf diye isimlendirilir, ( ftht , i:398)
Hak, doasnn karlnda insann takip edecei bir yntem olarak farz klnm e
riat13 anlamndadr.
Hak [eriat] dnyaya, tabiat ise ahirete aittir. nk tabiat her eyi mubah sayar,
hak ise yasaklar, ( f t h t , i v : 1 2 4 )
Gybet, hak [mutlak doru] deildir, ama dorudur. Gybet, kovuculuk vb. eyler
dorudur, ama hak deillerdir; nk hak zorunlu olandr. Doru [sdk] ise, oldu
u hal zere bildirilen eydir. Bu bazen gerekli olabilir ve bu durumda hak olur;
bazen ise gerekli olmaz, bu durumda hakMdeil, ama dorudur, (ftht, i:4 6 8 )
Hz. Yusuf yle der: te bu benim daha nce grdm ryadr, rabbim onu hak
yapmtr (12:100). Baka bir ifadeyle Tanr daha nce hayal suretindeyken ryam
duyulur dzlemde izhar etmitir. Ryann hak olmasnn anlam, duyulur yani his
sedilir olmasdr, (fu s s , 101)
Hak onu [lk Akl] Kuranda Hak, Kalem, Ruh diye isimlendirmitir; hadiste ise A-
kl diye isimlendirilmitir. (n sa n , vr. 4 )
NOTLAR:
' Kuranda hak kelimesinin kullanm iin bkz. Mcem-i Mjehres li-el-Fazil-Kuran, Hak" maddesi;
Tirmiz, Tahsilli Nezairi'I-Kuran, s. 153. (Hak=AUah=Kuran- Kerim=islam=rislet=Muhammed (a.s.))
2 Ayetin yorumu iin bkz. Beyzv, Envar, c. I, s. 24.
221
Hak ile Oturan
3 Sofilerde hak kelimesi hakknda bkz. Ibn Haldun, ifa-i Sait, s. 39, 43, 62; Slem, Tabakat, s. 106, 167,
177-
4 Plotinusun felsefesindeki Bir ile eanlamldr. Bkz. lahi sim.
5 Ibn'l-Arabide Hakkn Allah olduunu ispatlayacak metinler zikretmeye gerek yoktur, nk btn
sayfalar bunu ispatlar. Bkz. Vahdet-I V c d .
6 bnl-Arabnin iyilik ktlk varlk yokluk grn yokluk kelimesini aklarken belirtmitik.
7 Bkz. T e c e lllg h , Z a h lr-B tn
8 lbnl-Arab ve Plotinusta Hak iin bkz. Afifi, Min-eyne isteka tbn'l-Arabi tasavvufu, s. 23 [slam Dn
cesi zerine Makaleler, ev. Ekrem Demirli-Abdullah Kartal, iz Yaynclk].
9 Bkz. F arzlarla S e v ilm e k N a file b a d etlerle S ev ilm ek.
Bu nedenle lbnl-Arab Hakkn tammlanamayacam belirtmitir. nk Hakk'n tanm, lemdeki
btn suretlerin tanmdr (Fussu'l-Hikem, s. 68).
" Bkz. Afftnin yorumu iin, Tlikat, s. 334.
12Bkz. Halk.
'3Tirmiz Hakk'ullah terimini Hakkn eriat anlamnda kullanmtr. Bkz. Hatml-Evliya, s. 117.
14lbnl-Arab hak ve doruluk arasndaki aynm her zaman srdrmez, bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II,
s. 562.
15 Hak, tbnl-Arabde, yokluk ve ktln karsnda varlk ve hayr demektir. Burada ise, farkl merte
belerdeki varl deil, zel anlamda duyulur varl hak diye isimlendirmitir. Btn anlamlaryla
bnl-Arabde hak kelimesi iin bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. I, s. 4; c. IV, s. 63, 150,190, 247; Fussul-
Hikem, s. 24, 28, 30, 33, 34; Kitabu'-ahid, s. 2; Mevakiun-Ncm, s. 20; Kitabu'l-Ktub, s. 24; Ruhu'l-Kuds,
s. 33.
Bu kk Kuranda tek bir yerde meclis eklinde mekn ismi olarak geer ve oturulan yer demektir:
59
Zikir zikredeni kuatmak iin dil dzeyini atnda znesini zikredilenle huzur ha
line ulatrr. Baka bir ifadeyle Hakk zikreden, zikredilen isim ynnden Hakkn
mertebesine ular. O [zkir] Hakkn mertebesine ulatnda ise zikir sresince
Hak ile oturur. Bu durumda o Hak ile oturandr.1
Zikir ehli Hak ile oturanlardr. Zikrettikleri lde Hak da kendileriyle oturur. Zik
ri sayesinde zikrettii hakknda bilgisi artmayan kimse, diliyle zikretmi olsa bile
gerek zkir deildir. nk zkir [zikreden] zikri her ynn kaplayan kimsedir,
yle bir insan Hak ile oturandr.2 (ftht, 111:457)
222
Hakikat
Zkirler kendisini zikrettikleri isim bakmndan Hak ile otururlar, (ftht, i:474)
Allah zikredenler ile beraber oturan Allahtr. Siz zkirler! Hak ile oturanlarsnz.
(FTHT, 1V:334)
Hz. Peygamber her annda Allah zikrederdi ve Allah kendisini zikredenle beraber
oturur. u halde Hak srekli Hak ile beraber oturur, ( f th t , iv:1 84)
O halde zkir Allah ile oturan kimsedir ve Kuran- Kerim Beni zikrediniz ki ben de
sizi zikredeyim (2:152) buyurup Hakkm kendisini zikredeni zikredeceini vurgula
d gibi, ayn zamanda Hak kendisini zikredenle oturur.
Hak ynnden elimizde bulunan tek ey zikirdir. Hak yle der: Ben beni zikre
denle birlikteyim." ( ftht, v:4 4 i)
NOTLAR:
1 Hadis insann Kuran- Kerimle ve Kahiyle babaa kalmasna iaret eder. Bkz. Hadis Dizini, no. 19.
2 Celisullah Slemnin Tabakat'mda brahim b. Edhem ile ilgili bir olay balamnda geer, fakat orada, bu
bir terim deildir, bkz., s. 32.
Hak a'yn- sbitenin hakikat [mahiyet] ve hallerine gre eitlenir ve suretten sure
te girer. ( fus S, 81)
Hak, Hak; insan insan ve lem lemdir. Ztlarn ayrmasn salayan bir hakikat
olmasayd bir ey baka bir eye denktir" diyemezdik, bunun yerine o eyin ayn
dr derdik, ( f th t , i:343)
223
Hakikat
diye isimlendirir.4 Sz gelii eitli ayr ve tikel hakikatlerden meydana gelmi insan
hakikati gibi.5 3) nceki paragrafta tikel hakikatlerden olutuu belirtilen hakikatler
iki asla irca edilerek yeni bir esasa gre snflanmtr. Bu iki asl gerekte byk tek
hakikatin6 iki yndr: Hak-halk, Kadim-hdis.
Varlktaki her ey hakikattir ve senden ona, ondan sana bir bag vardr. Sz konusu
balarn says hakikatlerin says kadardr. ( na , 4 )
lahi isimler diye ifade edilmi bu bag ve tamlamalar kabul eden bir hakikat vardr.
Gerek ortaya kan sonsuz saydaki her bir ismin dier isimlerden ayrmasn sa
layan tek hakikati olduu bilgisini verir. Bir ismin dierlerinden ayrmasn sala
yan belirtilen hakikat dier isimlerle ortak bir ey deil, ismin kendisidir, (fu s s , 65)
NOTLAR:
' Bkz. Hallacn kendilerinden hakikate bakt ynler: hakikat ilmi, hakikatin hakikati, hakikatin hakk.
Tavasn, s. 194.
2 bnT-Arab'nin varlk corafyas Yunanl aslna uzaktan benzer, fakat o, Yunan asln kendine zg bir
ekilde kullanr.
3 Bkz. Harf.
1 Bkz. H arf, K elim e.
5 Bkz. bnl-Arabde hakikatlerin bileimi. Bu durum demin meleklere isimleri retip hakikatleri bir
letirmesinden ortaya kmaktadr (Nshatul-Hak, s. 28).
6 Bkz V ah d et-i V c d.
7 Sofiler hakikatken sz ederken, fakihlerin kendilerine ynelttikleri bir eletiriden korkuya kaplrlar:
Sfiler, eriat ehli deil, hakikat ehlidir. Cneyd yle der: Kii, hakknda bin drst insan zndktr
demedike, hakikat mertebesine ulaamaz. Bu nedenle bnl-Arabnin srekli hakikat kelimesinin ar
dndan eriat kelimesini getirdiini grmekteyiz. Bylece okuyucu, metnin hakikat ve eriatla ilgili ol
duunu zanneder. Halbuki metin gerekte bnl-Arabde hakikat ile ilgilidir. Onun eriatla eanlaml
olmas, sadece dikkat ekilen korkudan kaynaklanr. Bununla birlikte lbnl-Arab'de hakikatin eriatla
eanlaml olmadn da zannetmemek gerekir.
224
Hakikat Arz
8 Sfiler, tarikat, hakikat ve eriat ayrt ederler, tbnl-Arab! yle der: "Magripliler hakikat ehlidir, tari
kat ehli deillerdir, denilir. unlar tarikat ehlidir, hakikat ehli deillerdir denilir. Sadece bu ifade bile
bozgunculuk olarak yeter. nk tarikata ulamadan hibir hakikat elde edilemez." Eb Sleyman ed-
Drn yle der: Baz insanlar esaslar -k i esaslar tarikattr- ihmal ettikleri iin hakikatten mahrum
kalmlardr (Ruhul-Kuds, s. 21); Risle-i Gavsiyye, s. 78.
9 lbn'l-Arab'de hakikat iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 73; Risle-i la-Yeulu Aleyh, s. 2; Kitabuj-
ahid, s. 2; Kitabul-Kutub, s. 1; Kitb- Teracim, s. 8
,0Bkz. V ahdet-I VUcd
Allah yaratlm ilk insan bedeni olan demi yaratp onu beer bedenlerin varl
nn asl yapmtr. demin toprann kalan da Allahn kendisinden bir hurma ya
ratt bir fazlalktr. Bu hurma 2 demin kz kardei, bizim halamzdr .3 Allah hur
may yarattktan sonra kalan amur bir simsime [susam] kadard, ardndan kalnt
da geni bir arz yaratmtr. Ar, Krsi gklerin, yerlerin ve toprak altnn, cennet
lerin ve cehennemin ierdii her ey eer orada bulunsayd bir nokta kadar olur
lard. Bu arzda miktar hesaplanamayacak gariplikler ve bilinmezlikler vardr. Al
lahn bykl o arz iinde ortaya kmtr. Hakkn kudretini mahede edene
Allahn bykl orada grnmtr. Akim imknsz olduunu iddia ettii pek
ok ey o arzda mevcuttur. Oras ariflerin gzlerinin bakt yerdir. Arifler oraya
bedenleriyle deil, ruhlaryla girerler. Oraya girerken beden heykellerini bu dnya
da brakrlar ve onlardan soyutlanrlar. Bu arz iine giren herkese btn dilleri an
lama zellii kazandrr. Ben de o arza girdim: krmz-yumuak altndan yaplm
bir yerdi. Oradaki aalarn hepsi altndr. O arzn iindeki baka bir arza daha gir
dim, oras grnte beyaz gmten, aalar, nehirleri ve ho meyveleri olan bir
yerdi. Hepsi gmt. Bir arza daha girdim ki, beyaz kafurdand. Bu byk arzn
iindeki meknlar olan bu arzlar o kadar bykt ki, gk onlarn iine konsayd bir
nokta kadar kalrd. Hakikat arznn sakinleri orada reme olmakszn bitkiler gibi
yerden biterler. Onlarn karada ve denizde yryleri, gzn ve grenin idrak e-
demeyecei kadar hzldr. Bu arzda su gibi akan topraktan bir derya grdm; b
yk ve kk talarn, mknatsn demiri ektii gibi, birbirlerini ektiklerini gr
dm. Bu talar birbirleriyle uyumlu idiler. Talardan bir gemi yapldnda, o yer
sakinleri talar toprak deryasna atarlar ve onlara binerler, diledikleri yerlere gider
lerdi. Hakikat arznn ehirleri saylamayacak kadar oktur. Oray yneten hkm
225
Hakikat Arz
darlarn says onsekizdir. Hakikat arznn ahalisi Allah en iyi bilen insanlardr.
Akim bizce imknsz sayd bir eyi orada gereklemi grdk. Bylece rendik
ki: Akllar eksiktir ve Allah iki zdd bir araya getirme gcne sahiptir: Beden iki
ayr meknda bulunabilir, yer kendi bana bulunabilir ve hareket edebilir. Melek
ve cin gibi ruhanilerin bulunduu her ceset, uykuda insann nefsini grd her
suret bu arzn cesetlerindendir. (ftHt, 1:1 2 6 )
Btn lem suretlere yerletirilmi rnekler gibidir. Buna gre varlk mertebesi, ha
yal mertebesidir, ardndan grdn suretler duyulur ve tahayyl edilen suretlere
ayrlr, aslnda hepsi tahayyl edilen eylerdir. Burada belirttiimiz hususu anlayan
kii demin toprann kalntsndan yaratlm lemi, bunun yan sra btn le
min hatta var olan her eyin o arzn imar edicileri olduklarm da renir, (ftht,
111:5 2 5 )
226
Hakikat Arz
aldklarnda kap kendilerine alr ve oraya ykselirler. Tbi Yusuf (a.s.) ile, aklc
ise Zhre gezegeniyle karlar. Zhre, yannda konuu olduu halde Yusufa gelir.
Yusufun konuu daha nce belirttiimiz gibi tbidir. Yusuf hayal ve temess'l ile il
gili Hakkn kendisine tahsis ettii bilgileri ona retir.... Allah demin kalntsn
dan yaratm olduu arz [yer] kendi nne getirir. ( ftht. ii, 275)
n o tlar:
' tbnl-Arab Anka-i Mtribte yle der: Hz. Peygamber, Hatml-Velye ile demin kendisinden yara
tld yerde bir araya gelmitir. Sz konusu yerde duymaya bile g yetirilemeyecek garip ve acayip
eyler vard. Ben o yeri ve garipliklerini el-llam bima kalekellahu-acaibe jiTard'l-let hulikat min bakiyyeti
tneti Adem diye isimlendirdiim bir kitapta zikrettim. Kitap hakknda bkz. Osman Yahya, Hist. Et class.
T 309 R. C 281 a.
2 Henri Corbine gre hurma semavi arzn simgesidir (bkz. Terre celeste, s. 213). Baka bir yerde ise, hur
mann nemine iaret eder ve altnda Meryemin say dourduu hurma ile demin kzkardei olan
hurmay karlatrr. Bkz. a.g.y., s. 214.
3 Bir hadise telmih: Halanz hurmaya sayg gsteriniz, nk o, babanz demin toprann kalntsn
dan yaratlmtr. Allaha altnda Meryemin say dourduu hurmadan daha sevimli gelen bir aa
yoktur." Bkz. Hadis Dizini.
4 Bkz. Ibnl-Arab, eceret'l-Kevn, s. 9 vd. Ibnl-Arab insan tr ile mlk lemi arasnda tam bir ben
zerlik ortaya koyar.
5 Ibnl-Arab el-Ftiihtul-Mekkiyyede yle der: Bir rivayette yle bildirilmitir: Allah Adn Cennetini
eliyle yaratm, Tevrat eliyle yazmtr, Tba aacn eliyle dikmitir. demi -insan- eliyle yaratm,
ardndan insan onurlandrmak iin Iblise yle hitap etmitir: ki elimle yarattma secde etmekten
seni alkoyan nedir? (38:75). Bkz. Hadis Dizini, no. 7.
6 Henri Corbin, Terre Celeste et corps de Resurrection adyla bir kitap yazmtr. Bu kitap eski rann sema
vi arz dncesinin kklerine dayanr. Sz konusu dnceler Shreverd [l. 587) ve Abdulksm
lbrahimiye kadar (l. 1314) srmtr. Ayrca kitapta baz nemli Arapa metinlerin evirileri de yer
almtr (lbnul-Arabfnin el-Fthtl-Mefekiyye'sinden hakikat arz bahsi, Terre Celeste, s. 213-223;
Davud el-Kaysernin Fussul-Hikem erhinin misal leminden sz eden altnc blm, s. 227-231; Ab-
dlkerim el-Clnin Insan- Kdmilinden hayal ile ilgili blm (237-246).
7 Abdlkerim el-Cl ilahi sfatlarn insan- kmildeki tecellilerinden eserinin ondrdnc blmnde sz
eder. Kudret sfatna geldiinde ise, onu aklamaya giriir ve kudretin tecellilerinden birisinin hayal -
lemi ve dem'in toprann kalntsndan yaratlm simsime arz olduunu belirtir. Bkz. Abdlkerim el-
Cl, lnsan- Kmil, c. 41.
8 Bkz. H ayal. Abdlkerim el-Cl yle der: Hayal, asla zeval bulmayan ve gece ve gndzn uramad
bir srdr. Allah onu demin toprann kalntsndan yaratmtr (nsan-1 Kmil, c. II, s. 27).
227
Hakikatlerin Hakikati
228
Hakikatlerin Topland Yer
Hakikatl-hakaik: Sofiler bununla birliin iini kastederler. Bu, daha nce de belirttiimiz gibi, Zt-
Akdesin mertebelerinin ilki olan birinci taayyndr. Bunun nedeni, bu mertebenin tmellii ve her ta
ayyn ve itibarn asl; ilahi ve kevn her hakikatin btn; btn bunlarn kendisinden meydana geldii
bir asl olmasdr. Hakikatl-Hakaik, birinci, en byk, btn berzahlar ieren asl olan en nceki ber
zahn kendisidir. Bir yoruma gre Hakikatl-Hakaik, birlii ve isim ve sfatlar ihata ve iermesi itiba
riyle vahdeti ile nitelenmi Ztm dikkate alnmasdr. Ayn zamanda mertebet'l-cem vel-vcd,
hazret-cem vel-vcd diye de isimlendirilir (Letaif'l-A'lm, s. 82). Ayrca bkz. Tehanev, Keaf, c. II,
334; Gazali, Mihat'l-Envar, s. 55.
2 Ama mertebesinin hakikatl-hakaik olduu anlalmaktadr.
3 Yani o akli bir hakikattir. Akli varlk ise, ne varlk ne de yoklukla nitelenebilir.
4 Hdislik veya kdem zelliiyle nitelenmez.
5 Ibnu 1-Arabde Hakikatl-Hakaik iin bkz. Fussu'l-Hikem, s. 49; lnad-Devai, s. 36; Tedbirat, s. 120;
el-Fthtul-Mekkiyye, c. I, s. 119
6 Bkz. Sfat.
IV:61)
NOTLAR:
H a k i k a t l - Y a k n bkz. Y a k n
H a k k a l - Y a k n bkz. Y a k n
229
Hakkn Gelinleri
a yapraklar da sefir diye isimlendirilmitir, nk onu rzgar sefer ettirir. Sifr, "yaz
mak", sefere ise "katipler" demektir, (mucem )
s?
Zikredilen szlk anlamyla:
Kim hasta veya seferde ise tutamad kadar sonra tutsun. (2:184)
Kitap anlamnda (esfar):
Kendilerine kitap verilip de, onu tamayanlarn durumu, ciltlerce kitap tayan eeklere benzer.
(62:5)
Ktip anlamnda:
Mfessir Kad Beyzv sefere kelimesini aklarken yle der: Ketebe [ktipler] vahiyden veya levhadan
kitaplar oaltan melek veya peygamberlerdir. Sfera: Onlar vahyi Allah resulleri veya mmeti arasnda
yazarlar (Envart-Tenzil, c. 11, s. 296).
vs*
Hakkn yaratklarna gnderdii sefiri [eli], en zel anlamda Cebraildir; nk o
vahyi ulatrr ve onlara Tanrnn muradn bildirir. Genel anlamda ise btn me
lekler Hakkn sefirleridir, onlar lemin maslahatlarn yeryzne getirirler.
Allah yeryzn imar edecek halifeler yaratmak istediinde, onlar ile kendi arasn
da bir sefir grevlendirmitir, ite o sefir, Ruhul-emindir [Cebrail], Ayrca onlar i-
in bir kitap yazm, sefirler [melekler] onlar insanlara getirmitir, ( f th t , iv :26)
230
Hakkn Gerek ahitleri
NOTLAR:
Onlar lem iin iman1 ederek tanklk ederler, nk Allah kendilerine burada bir
lem olduunu bildirmitir. Bylece onlar leme inanrlar ve onu grmezler. Nite
kim lem de Hakka iman eder ve fakat Hakk grmez. Bu yzden bu kimseler,
Hakkm gerek ahitleridir. Onlar ulatklar makamlarda doruluk duranda bu
lunurlar. ayet onlara ahit ve ahitlik edilen sznz bir ayrmdr, denilse, buna
kar yle cevap verirler: Sen ztnla kendin hakknda tanklk etmez misin? O
halde sen kendinden bakasn. Onlarn btn bu konulardaki ifadeleri, Hak ile be
raber bir mahede, imann ve edebin gerei olarak burada bir lemin bulunduu
na inanmadr. te bu kimseler, gerek anlamda mminler, drst limlerdir.
(F T H T , IV :7 4 )
NOTLAR:
man ederek tanklk ederler. Yani, ilahi haber vastasyla iman onlarda tanklktkta grmenin yerini
alr. Baka bir ifadeyle imana bal tanklk, habere bal tanklk demektir.
Hakkm hakk onun rabl, halkn [yaratlmlar] hakk ise Hakka kulluktur. O
halde biz Onun zellikleriyle nitelensek bile kullarz; bizim zelliklerimizle nite
231
Hakkn Hzineleri
NOTLAR:
H a k k n s t i v a s / R a h m a n n s t i v a s
lahi istivada istivann dairenin orta noktasnda, Rahmann istivasnda ise Hak dai
reyi kapsar -daire Artr. Birincide kalp Hakk sdrr, halbuki kincide Hak Ar
kuatr ve onda istiva eder. Bu yzden Hak, ilahi istivada Rahmanm istiva ediinde
ki Ar; kalp ise Hak mesabesindedir. O halde lahi istiva, Hakkn insan kalbine te
cellisi ve kalbin Hakk sdrmasdr.2 Hak kulun kalbine tecelli eder, kulun kalbi
ise Hak her nereye dnerse onunla dner. Kalbin zellii olan bu dnme, kendisine
Hakk sdrma imkn verir. O halde, bu insan kalbinden baka Hakkm tecellileri
232
Hakkn Kabri
nin geliini sdrabilecek hibir yaratk yoktur. Rahmani istiva, Hakkm Ar istila
etmesi ve onda sabit olmasdr. Kukusuz ki bnl-Arabi Rahmani istivay Ara tah
sis etmitir; nk Ar mevcutlar, Rahman ise mevcutlara varlk verendir.3 O halde
Rahman, varlk ile yardm ettii mevcutlar zerinde istiva eder.
NOTLAR:
n o tlar:
Metinde gafiller anlamnda gafilin geer; ancak dorusunun arifler olduu anlalmaktadr.
H a k k n K u l u n V e k i l i O l m a s bkz. V e k il lik
233
Hakkn zeti
H a k k n S u r e t i / H a k k n Z a h i r S u r e t i bkz. S u r e t
e'n kelimesi Kuran- Kerim'de drt yerde geer. Bunlarn nde e'n insana izafe edilmiken, bir yer
de ilahi mertebeye izafe edilmitir. Kelimenin insana izafe ediliinde, hal1 anlamndan baka bir anlam
tamaz. e'n, insan btnyle kuatan itir. Buna gre insana ait e'n, imdiki anda insan megul e-
den eydir:
Gklerde ve yerde olan herkes ondan ister. O her gn bir itedir. (55:29)
s?"
Ib n l-A rab e'nden s z ed erk en o k u y u cu y a h issettirm eden o n u n fo rm un a geer ve
o k u y u c u y u e'nin m ahiyeti k o n u su n d a aknla d r r. bnu 1-A rab b a z m etin
lerin d e e'ni ilahi isim diye y o ru m la rk en , b a z m etin lerde ise ilahi e'nlerin m m
k n le r o ld u u n a iaret eder, a) lahi e'n s rek li tecellidir: 1) ilah i e'n, varlk ta s
re k li gerekleen ilah i tecellidir. H a k k m e'ni, h er nefeste v a rlk larn suretlerin de
tecelli3 etm ektir. 2) Bu tecellin in o d a k n oktas, ilahi isim lerd ir,4 n k H ak varlk ta
isim leri y n n d e n tecelli eder. Bu n ed en le b n l-A rab ilahi e'ni ilahi isim ile ifade-
etm itir. lahi e'n in sureti, ilahi tecellin in veya ism in suretidir. B ylece suret, m m
k n olur. n k m m k n H a k k m isim leri vastasyla tecelli ettii su ret veya m a-
h a ld ir.5 B ylece ilahi e'nler, b n l-A rabn in ift terim lerle yaratc b ir slu p la dile
getirdii, b iric ik h a k ik atin ik i y n n d e n b irisid ir (h alk y n ): zt ve isim leri, zt ve
tecellileri, zt ve e'n leri, H ak v e halk, b) M m k n n ii (e'n), bak alam ak ve d e
im ektir. n k m m k n iki nefesten fazla bir anda tek h al zere kalam az. M m
234
Hakkn e'ni
Tecelli sayesinde a'yn- sbitenin [ilahi ilimde sabit hakikatler] hali sabitlikten var
la doru farkllar ve varlklar halden hale geer. Hakkm e'ni, tecelli; var olanla-
rmki ise, bir halden baka bir hale intikal etmek suretiyle deimektir. Her gn o
bir e'ndedir (55:29). Bu, mmkn hakikatlerde isimlerle gerekleen ilahi haller
dir; sz konusu halleri belirleyen ise kevne ait deiimlerdir. Bylece tek hakikat,
lemin farkl varlklarnda tecelli etmitir, ( fth t , i:304)
Hakkm e'nleri, yolcularn halleridir. Hak, o halleri yolcular iin her anda yeniden
yaratr. Bu yzden lem iin tek bir halde ve e'nde istikrar sz konusu deildir. -
lem srekli e'nlerdedir. nk her hakikatin bir hah vardr: Hakkm e'nleri, bi
zim ise hallerimiz vardr, ( fth t , iv :267)
Allah kendisi hakknda yle demitir: O her gn bir itedir (e'n) (55:29). Hak,
varln srdrecek eyi onda yaratmakla, lemin her bir parasnda bir e'ndedir.
Bu e'nler, mahal mesabesindeki yaratklarn halleridir. Allah, onlarda e'nleri s
rekli yaratr. Haller, Allahtan varlklara ilien arazlardr. Allah arazlar onlarda ya
ratr, bu e'n diye ifade edilir. e'n dnya ve ahirette ondadr. Bu, ilahi konularn
kendisine dnd hallerin asldr, ( f th t , 11:384-385)
235
Hakkn Tecellisinin Aynas
taya kartr .7
Hayal hkm ahirette insana ve Hakka elik eder. Bu durum, her ikisinden
Hakkn bulunduu e'n ile ifade edilmitir. O her gn bir itedir. Bu hal ezeli ve
sreklidir. e'nin hayal diye isimlendirilmesinin nedeni, bildiimiz gibi, onun eye
deil, bakana bal olmasdr. Buna gre ey, kendiliinde sabittir, hakikatinde bir
deime olmaz. nk hakikatler deimez ve bakana trl suretlerde gzkrler.
Sbt tek biimde kalmay kabul etmez, trden tre girmek onun gerek zellii
dir. Bylece deriz ki: Falan kii bir halden baka bir hale, bir biimden baka bir
biime gemitir. byle olmasayd, hali deitiinde onu tanyamazdk, ( fth t ,
111:470)
NOTLAR:
1 Hal kelimesi Kuran- Kerimde gemez. Bununla birlikte insan sz konusu olduunda e'n kelimesine
hal denir.
7 Ayetin yorumu iin bkz. Kad Beyzvi, Envar't-Tenzil, c. II, s. 241. Beyzv ve Nesef, ayetin yorumunda
hadise dayanmlardr, ancak sfler ilahi e'n terimiyle daha derinden ilgilenmilerdir. Bkz. Tehanevi,
Keaf, c. III, s. 767.
3 Abdlkerim Cil de e'n teriminde bnl-Arabyi takip etmitir, bkz. nsan- Kmil, s. 63.
4 Bkz. T e c e lli, lahi sim.
s lhi e'n, varlm koruduu iin mmkn ve onun hallerini de ierir.
6 Bkz. S fat.
7 Bkz. H ayal.
tnsan, meyvesi olmas ynnden, btn lemdir; ondan farkl oluu ynnden de
srrdr. nk insan isim ve sfatlarnn zuhur etmesiyle Hakk'm leme tecellisinin
aynasdr. Btn isimlerle gerekleen tam ve yetkin tecelli, -ancak demin, yani in
san trnn zuhuruyla gerekleebilir, ( bulga , 12)
Kelime Kuran'da yer almaz, fakat szlk anlamyla hadiste zikredilmitir: Rab her birinizle Rabbi arada
bir tercman olmakszn konuacaktr. (Mucemu'l-Mfehres, c. v, s. 56)
236
Hakkn Terifats
SP-
Dil, gnln tercman,' gnl ise Rahman barndrr. Sen btn yaratklarna
Hakkn tercmansn. ( f T H t , I V :3 6 3 )
Herhangi bir insan deil, o halde, halife insan2 Hakkm tercmandr. bnl-Arab
tercman kelimesini zikrettiimiz her iki szlk anlamyla da kullanmtr: nsan
Hakkm hitabn mn ve iaret dilinden halkn diline, baka bir ifadeyle lafz ve
harflerin diline tercme eder. O Hakkm hitabn halka ulatrr, nk insan ilahi
surete gre yaratlm ve ilahi isimlerin kemlleriyle lemde ortaya km yegne
varlktr.3
NOTLAR:
1 Gazlde tercman terimi iin bkz. Ferid Cebr, Mcem-i Gazl. s. 45.
2 Bkz. H alife; el-Fthtl-Mekhiyye, S, s. 520.
s Bkz. S uret.
11:3 6 6 )
Ceres [zil], kapal bir ifade, hares ise kapal bir kapdr. Onun kapalln ayrntl
237
Hakkn Vechf/Hakkn Eyadaki Vechi
hale getiren ve kilidini aan kii pek garip bir eyi renmi, perdeye2 ve terifat
lara3 hrmet etmi olur. Kapallk [icmal] hikmet, hares ise korumadr. Onlar skn
t ortadan kalkt iin en byk nimete ererler, ( f tuh at , v:334)
Burada una iaret etmemiz uygun olacaktr: Hakkm mertebesi ile slik-mrit ara
sndaki bu vastalar Hakk kendi mertebesinde yaratklarndan ayr ve uzak brak
maz. Hak varlk tecellighlarnda4 yaratklarna ah damarlarndan5 bile daha yakn,
bulunduu mertebede bilinmek, tannmak ve yaklalmaktan mnezzehtir.
NOTLAR:
Bu zikre sarlan, Hakkm her eydeki vechinin bilgisini renir. O grd her
eyde Hakkm vechini grr, ( fth t , iv:170)
Hakkn ibadet edilen her eyde bir vechi1 vardr ki, bilenler onu bilir, bilmeyenler
bilmez, ( fuss, 72)
n o tlar:
' Hakkn tapnlan her eydeki grnm. Bu, Rabbin sadece kendisine ibadet etmenize hkmetmitir
(17:23) ayetine telmih. Bkz. nanlan lah.
H a k k n V e k i l i bkz. V e k il lik
238
Hakkn Yaratmas
Hak ile aramzdaki vesika, ona ait olup bize ait olmayan, ona ait olmayp da bize ait
eyleri belirleyen bir vesikadr, ( f th t , iv:382)
Onlara Hakkm eyada bulunan yz tecelli edince, artk gzlerini ondan ayrmaz
lar. Gzlerini ondan ayrmalar mmkn de deildir; nk O ztyla kendisine
bakan her eyi snrlar. Bu konuda Kuran- Kerimde gzlerini ayrma (18:28) ek
linde yasaklama gelmitir;1 nk onlar, yzn ayns deillerdir, bilakis onu m
ahede edenlerdir, ( f th t , iv:17o)
NOTLAR:
1 (18:28) ayete telmih.
v?*
Kuran'da heleke lm ve yok olu anlamndaki zikredilen szlk anlamyla yer alr. Helak, Allahn dn
daki her ey iin kullanlan bir fiildir:
Kuran- Kerim helak kelimesini cezalandrma balamnda genel bir nitelikle kullanmtr, bu helak sahi
bine hak ettii bir sebeple ular. stihlak ise Kuranda yer almaz:
Zalim bir gruhtan baka kim helak olur ki? (6:47)
239
Hal
s?*
tbnl-Arab baz tarzlarnda fena ile eanlaml olan Allahta kendini yitirmek an
lamndaki heyman fillah iin Hakta istihlak terimini kullanr. Hakta mstehlek olan,
ona tutulmutur: artk bakasna ynelme gc yoktur.
Erenler mertebe mertebedir. Bir ksm Zta ait bir isme ermitir; bu zellikteki er
miin hali istihlaktir [kendini kaybetmek, fena]. Bu ksma rnek Allahn cellinde
kendisini yitirmi melekleri ve melaike-i kerrubiyyun'u verebiliriz. Onlar, Haktan
bakasn tanmazlar ve bakas da onlar bilmez, ( f t h t, d s, 125)
n o tlar:
' bnl-Arab el-Ftht'l-Mekkiyye'de 97. cevapta bu ayeti yorumlar. Soru udur: Onun vechi mstes
na her ey helak olacaktr (28:88) ayetinden mminlerin nasibi nedir? lbnl-Arab yle cevap verir:
eylik ve vech: Yok olu, ey ismini alan her eye ular (el-Ftuhtul-Mekkiyye, c. II, s. 99).
H a l Ha, t/av ve lam tek kktr, anlam ise "dnmek, dnmek" demektir. Havi
"dnmek, dnmek" demektir ( m u c e m ). Ha ve lam pek ok alt anlam ve meselesi o-
lan bir kktr. Hepsinin asl bir eyin almas ve hibir eyin onun dnda kalmamas
dr. Bir ey geniletildiinde "onu genilettim" anlamnda h a le lt e-eye denir. Keli
menin baka bir anlam ise "inmek" anlamndaki n e zele' dir. ( m u c e m )
Bir eyin zellii veya durumu veya nitelii anlamnda hal Kuranda yer almaz. Kuran'da men etti anla
mndaki hale-yehulu yer alr.
240
Hal
Allah hali yarattnda, onu yaratt kimseden baka yerleebilecei bir yeri olma
mtr. Bylece hal var olduu anda o kimseye yerleir. Bu nedenle baz kimseler
onu hulul [yerleme] saymlardr: Hulul bir mahalle yerlemek ve konaklamak
demektir. (FTHT, ll:385)
Hal aba ve gayret olmakszn kalbe gelen eydir. Bir eyin hal olabilmesi, yok olma
s ve saflancaya kadar benzerinin ardndan gelmesi artna baldr. Bazen benzeri
kendisini takip etmez. Bu noktada hallerin sreklilii konusunda sfiler arasnda
gr ayrl kmtr. Hallerin art arda geldiini grp benzer olmadklarn iddia
eden kimse, halin srekliliini ve onun hull kelimesinden trediini ileri srer. Bu
gr kabul etmeyen ise halin sreksizliini ileri srm, kayboldu anlamndaki
hale-yehuludan trediini kabul etmitir. Byle dnenlerin gr u msrada dile
getirilmitir:
Hal yok olan ey demektir. Btn varlk haldir, herhangi bir ite kalclk yoktur.
(FTHT, IV-.370)
Allaha giden yol drt ubedir: miller, arlar, ahlak ve hakikatler. Btn bunlar5
haller ve makamlar diye isimlendirilir. Makam tvbe gibi6 kendisinde derinleme
nin art, ayrlmann geerli olmad eylerdir. Hal ise sekr [sarholuk], mahv [si
linme] , gaybet [kendinden geme], rza [honutluk] gibi belirli vakitlerde olan ey
dir. Bazen halin var olmas herhangi bir arta baldr. Bu durumda art ortadan
241
Hal
kalkt iin kendisi de yok olur. Bu ksma rnek olarak belayla birlikte sabr vere
biliriz.7(FTHT, 1:33:34)
Hal bir aba ve ura olmakszn kalbe gelen eydir, bylece sahibinin zellikleri
hal nedeniyle deiir. Halin srekli olup olmad konusunda gr ayrl vardr.
Haller kulun elde ettii eyler deil, kendisine verilenlerdir. Hal ilahi bir zelliktir.
Allah kendisi hakknda yle buyurmutur: O her gn bir itedir [e'n]" (55:29).
Hakkn kendilerinde bulunduu bu e'nler yaratklarn halleridir. Onlar kendile
rinde bulunduklar iin o hallerin mahalleridir. Haller varlklara Allah tarafndan
gelen birtakm arazlardr. Allah bu arazlar onlarda yaratm ve onu e'n kelimesiyle
ifade etmitir. te bu ilahi konularda kendisine ba vurulan hallerin asldr.9
(FTHT, 11:384-85)
Hal sreklidir. Grmyor musun ki: Hak kelmnda bize olmu birtakm eylerden
haber verir, onlar gemi zaman ile ifade eder; gelecek birtakm olaylar ise gelecek
zaman kipiyle bildirir; hali hazrda olanlar ise imdiki zaman ile [hal] bildirir.10
Hal: Her gn o bir e'ndedir." ( fth t , i:546:47)
Hal srekli vardr. O hkm srekli ve gerekli olandr. Halin dndakiler ise yok
luktur11 ve varlkta paylar yoktur, ( fth t , v:362)
242
Hal
Allah ilmi sadece sevdiine, hali sevdiine ve sevmediine verir. nk ilim sabit,
hal gidicidir. (FTHT, IV:151)
Hikmetli kiiye hakim denir; hal sahibi ise kendi halinin otoritesi altnda hkme
konu olandr. De ki: Rabbim! Benim ilmimi artr (2 0 :1 1 4 ). ( k t a b u ' l-y a , 14)
Makam sahibi hkm vermek isterse, bu iniin makamna tesir edeceini bilmezse
hale iner. nk hkm vermek, hallere aittir. Kii gerek bir eyhten bu makam
sahibinin [ilim ve marifet makam] btn makamlarn sahibi olduunu iittiinde,
onun hali deil ilmi artar. nk kmil kii, makamda ykseldiinde hali eksilir.
Mahede Haktan bakay grmekten alkoyduu gibi, makam'3 da halleri gide
rir.'4 ( f t h t , U:3 19)
Haller var olmayan eylerdir. Onlarn gereklikleri yok, hkmleri vardr. Haller
ztlar ile asl arasnda ayrmn kaynadr.
Haller akledilir mnlarn hkmleri veya bantlardr. Bunlar bilgi, kudret, beyaz,
siyah ve hamaset gibi eylerdir. (FTHT, 111:399)
Bunlarn gereklii yoktur; sz konusu eyler, akl ve dilin kabul ettii hkm sahi
bi olan eylerdir.'5( tecellYAT, 46)
Hakikatler bir halden dierine gemez, haller onlara hkmler giydirir ve onlar da
bu hkmleri giyerler. Bylece bilgisiz insan hakikatin intikal ettiini zanneder. a
yet haller olmasayd varlklar farkllamazd. nk ortada tek bir ayn [hakikat]
vardr, o z gerei Vacibl-Vcddan [Zorunlu Varlk] farkllamtr. Bu aynn
sabit olmas zorunludur.'6 Bu ayna gre hkmler Hak iin ilahi isimler gibidir.
Bylece bu ayn iin Varlk ile keml meydana gelmitir. Sz konusu varlk a'yn-
sbite zerinde bakalaan hallerden birisidir. yle ki: Hak halden hale geer, hal
ler ise Hak iin yenilenmez. lemin hakikati [ayn] ise byle deildir, o hallerin de
imesine konu olur. Bylece lemin hakikatinde hallerin hkmleri zuhur eder.
Hakikatlerini izhar etmek zere halden hale deimek Hakka aittir, ( f t h t, i:3i4)
243
Hal
lbnl-Arab hali belirli-etkin, doal bir terkip diye ortaya koyar. Bu, szn aksine,
btn olandr. Sz gelii Allaha dua etmek veya ondan bir ey istemek veya bir cevap
veya insandan kan bir fiil ya hal ile veya sz ile gerekleir. Tasarruf bile ya hal ile
veya sz -em ir demektir- ile gerekleir.
Dua iki trldr: nutk [konuma] ve dil ile yaplan dua; hal diliyle yaplan dua.
(FTHT, IV:256)
NOTLAR:
' slam dncesinde hal ve makamlarla ilgili bkz. Kueyri, Risale, s. 32; Serrac, el-Luma, s. 65;
Shreverd, Avarif, s. 469.
2 Necmeddin Kbra'nm hal ve makamlar gr iin bkz. Fevaihul-Ceml, s. 41
9 Bkz. sUt.
4 Ayn- sbiteye sbt leminde elik eden haller, harici-varlk leminde de kendisine yerleir.
5 Bkz. el-Fthdt'l-Mekkiyye, c. I, s. 33.
6 nsan makamdan ayrlmaz. Bu Ibn'l-Arab'deki nemli fikirlerden birisidir.
244
Halife/Hilafet
7 Ayn metin Bedr el-Habeinin el-lnbah ala-larikillah (Ibn'l-Arabnin ifadelerinden derlenmitir) geer,
s. 55.
8 Bkz. M akam .
9 lbnl-Arab'ye gre, lemde zuhur eden her ey, ilahi bir isme, sfata veya nate ve asla dayanr. Halin
dayand asl ise, e'ndir.
Burada kaine [olanl kelimesi varlk ve sreklilik anlam tar.
11 Burada adem [yokluk] olumsuzluk anlamnda kullanlmtr, yoksa sbt lemindeki yokluk deil.
12Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 457.
15bnl-Arabl yle der: Makam, ulhiyette derin izi olan her eydir; bu zettie sahip olmayan bir ey
makam deil, gelip geen bir haldir (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 184).
'4Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 478.
15Bkz. Kef'l-Gayat, s, 448.
Bkz. S b t ve m kn Y o klu u .
17el-Ftht'l-Mekkiyyenin blmlerine ksa bir gz at, bn'l-Arablnin hal ve makam grn yeterli
lde verir.
8bnl-Arab iaret ettiimiz hususu el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 33-34te aklar. Allah'a giden yol drt
eye dayanr: saikler, arlar, huylar ve hakikatler. Btn bu zikrettiklerimiz lbnl-Arablnin hal ve
makamlar dedii eylerdir.
5bnl-Arab yle der: Bilgi meydana getirmeyen hale itibar olunmaz" (Risdle-i layeulu aleyh, s. 3).
Bkz. el-M enk, s. 12.
Ardklk:
Gklerin ve yerin yaratlmasnda, gece ve gndzn birbiri ardnca gelmesinde [ihtilaf] akl sa
hipleri iin ayetler vardr. (3:190)
eliki:
Allahtan bakasnn katndan gelseydi, onda pek ok 'ihtilaf1 bulurlard. (4:82)
245
Halife/Hilafet
Yeryznde hkmranlk ve tasarruf mertebesi (bu mertebe asalet yoluyla Hakka, vekalet yoluyla ise
kula aittir.). Bu mertebe, zelde peygamberlere, genelde ise insanlara aittir:
Sonra onlarn ardndan sizi yeryzne halifeler yaptk ki, bakalm nasl ameller ileyeceksiniz.
(10:14)
Hani Rabbin meleklere Ben yeryznde bir halife yaratacam demiti.' (2:30)
s?"
lbnl-Arab'ye gre hilafet, faillerinin ahslarndan ayr bir tr vekilliktir. Baka bi
risinin vekili olarak tasarruf eden herkes, kendisine tasarruf yetkisi verdii konular
da halifedir. Bylece halifelik fiillerinin artyla halifelerin says da artar. Birincisi,
halife Allahtr.
Hz. Peygamber yolculuktaki bir duasnda rabbine yle hitap etmitir: Sen yolda
arkada, evde halifesin." Allahn evde halife olmasnn nedeni, hane halknn Pey
gamberden yoksun kalmalardr. Bylece Allah, her eyin yerini almtr; baka bir
ifadeyle, hviyetiyle onlarn iinde o eyin yerini almtr, ( f t h t , iv :13s)
Halife (insan) halife olduunda, ona halifelik izni verenin malnda ve btn halle
rinde halifedir. Kul rabbini vekil edindiinde bu halifelik, koulsuz halifeliktir.
Rabbin kulu halife yapmas, ztnn ve yaratlnn gereine gre, snrl halifeliktir.
(FTHT, 111:299)
Halifelik Sizi halife yapt (tasarrufunu size brakt) eylerden harcayn ayetinde
belirtildii gibi btn insan trne girmitir. nsan tr, gc lsnde, Hak tara
fndan halife yaplmtr. Bunun en basiti nefsine halife yaplan; en yetkini ise, b
tn leme halife atanandr, ( bulga , 23)
246
Halife/Hilafet
Halifelik lemdeki baka bir varla deil, sadece deme verilmitir;4 nk dem,
Hakkm sureti zerinde yaratlmtr, ( ft ht , 1:263)
Halife hak edi yoluyla ilahi isimleri elde eden olabilir.5 Baka bir ifadeyle, ilahi i-
simleri kabul edecek zel bir yaratla sahip kimse halife olabilir. nk herkesin
yaratl onlar kabul edemez, ( ft ht , i:44i)
Allan insann yaratln kemle erdirmek istediinde, onu iki elinin arasna alm,
lemin btn hakikatlerini kendisine vermi, btn isimlerde onun adna tecelli et
mitir. Bylece insann yaratl, ilahi ve kevn suretlere sahip olmutur. nsan el-
Cm, yani Allah isminin mazhar olunca, ztyla iki mertebeye [ilahi ve kevn]
benzer olmutur. Bylece, halifelii ve lemi idare etmesi genellemitir.6 (ftht,
11:468)
Halife, halife olduu ite kendisini halife atayann suretiyle ortaya kmaldr; aksi
halde onun halifesi deildir. Onu halife atayan, kendisine emir ve yasaklama yetkisi
vermi, onu halife diye isimlendirmitir, ( f t ht , 1:263)
nsan Allahn lemdeki maksad, gerek anlamda halifesi, ve ilahi isimlerin zuhur
mahallidir. O, lemin btn hakikatlerini kendinde toplayandr, ( f t ht , 1:125)
nsan Allahn kulu, leme gre ise Rabdr. Bu nedenle Allah dem'i halife yapm,
oullar da halife olmutur, (nf, 2)
nsan kendisini halife ve naip yapann onun grmesi, iitmesi vs haline gelmedii
srece halife olamaz. Bu zellie sahip olmad srece insan ne halifedir ne de na
ip. (FTHT, lll:280)
Eb Yezid el-Bestamye Hakka vekillik elbisesi giydirildiinde, Hak ona yle der:
Benim zelliklerimle yaratklarn nne k ki, seni gren beni grm olsun.
(FTHT, 1:167)
Allahn halifesi olmann insanda tezahr eden alt ekli vardr, bunlar, farkl gr
247
Halife/Hilafet
insanln anlam, Allahn halifesi olmaktr, Allahn halifesi olmak8 velayet, nbv
vet, risalet, imamet, emir ve mlk ieren kuatc bir mertebedir. nsann kemli,
btn bu mertebelerin kemle ermesine baldr; bu keml, demden son doana
kadar insanda bilkuvve bulunur, ( bulga , 54)
Bu tarzlardan her birisine, halifeyle ilikisi ve farklln aklamak iin, ksaca dei
neceiz. a) Velayet: Allahn halifesi olmak, risalette, risaletin kesilmesinden sona ise,
velayette ortaya kar.9 Halife, velilerden birisidir ve kutupluk10 ve hilafet mertebe
siyle onlardan ayrlmtr.
Hz. Peygamber vefat etmi ve ardndan kimin halife olacan karara balamam ve
tespit etmemitir. Bunun nedeni, Hz. Peygamberin mmeti iinde Allahtan halifeli
i alacak kimselerin bulunduunu bilmesidir; Bylece o kimse, Allahn halifesi o-
lur, bununla birlikte meru hkme de uyar. (FUSS, 163)
Halife ile veli arasndaki fark udur: Halife, halife atand ite tasarruf sahibidir. Bu
durum, kendisini yaratklara ynelmek zorunda brakr.
inde rablk kokusu grlen her zellik velayet deil, hilafet ile ilgilidir. Veli yar
dm eder, yardm edilmez; halife yardm eder ve yardma mazhar olur. Zaman, mu
haliften yoksun kalmaz: Veli msamaha gstermez, msamaha12 ederse veli deil
dir; halife ise bir vakit Allaha, baka bir vakitte ise leme aittir. Bir vakit Allahn
katn tercih ederken, baka bir vakit lemi tercih eder. Bylece, velinin tepki gs
termesine neden olan fiilleri karlnda, lemdekiler iin balanma diler. Halife
zerinde haller deiir, halbuki veli iin byle bir ey sz konusu deildir. Veli asla
itham edilmez, halife ise, zerinde halinin deimesi nedeniyle ithama maruz kala
bilir. (FTHT, IV:60)
248
Halife/Hilafet
nel hilafet (genel nbvvet) ve terii hilafet [terii nbvvet].3 c) Risalet: Allah ka
tndan gelen hilafet, bir yandan risalettir ve risaletin sona ermesiyle geriye Allah ka
tndan olan halifelik kalr. te yandan halifelik, risaletin pasif ieriinden urunda
klla cihad gerektiren dinamik ierie tamtr. Hilafet, varlnda gerekliliinin
kesinliini tayan dinamik ve etkin risalettir.
Allahn resulleri -ki onlar Allahn halifeleridir- insanlarn mahal olarak en temizle
ridir. Onlar, korunmu [masum] kimselerdir.4 ( f th t , iv:279)
ilahi ikrmlar halife grevinde olduu srece Allah katndan halifelerine iner. Hali
fe lnceye kadar resuldr; vefat ettiinde -Allahn bildirmesiyle- dilediini yerine
halife atar veya ii istireye brakr; ta ki, Allah kendi katndan bir peygamber gn
derip insanlarn arasnda baka bir halife grevlendirinceye kadar. Son halife sz
konusu olduunda ise durum farkldr.5 O zaman Allah son halifenin vekillerini
grevlendirir. Bylece onlar Allah katndan halifenin halifesi olurlar. Onlar, Allahn
halifesi peygamberlerle ayn mesabede deillerdir, ( f t ht . iv :27)
Rabbim bana hkm vermitir (26:21) ayetinde hilafet, Beni elilerden yapmtr
(26:21 ) ayetinde ise risalet kastedilir. Her resul halife deildir. Halife kl, yetki ve
velayet sahibiyken, resul byle deildir. Onun grevi sadece getirdii vahyi tebli
etmektir. ayet vahyi urunda savar ve tebliini klla himaye ederse, o halife-
resuldur. Buna gre her nebi resul olmad gibi, her resul de halife deildir. Baka
bir ifadeyle her resule hkmranlk ve yneticilik hakk verilmemitir, ( fuss , 207)
d) imamet: Halife, herkesin nne getii ve yerini ald kimsenin btn zellikle
riyle zuhur etmesi gerektii iin, imamdr. Halifelik, imamlktan farkldr; nk ha
life olmak, asil bulunmad anlamna gelir. Halifelik, asalet yoluyla bakasna ait bir
eyin dn alnmasdr, imam ise, hak edi ve asalet yoluyla imam olabilir.6
ekimenin iki nedeni vardr: birincisi imamet anlamndaki halifelik, dieri surete
gre yaratlm olmaktr. Halifenin yerini ald kimsenin btn niteliklerine sahip
olmas, dolaysyla lemin talep ettii btn ilahi isim ve sfatlan tamas gerekir.
lemdeki her vekil btn isimlerle zuhur edebilir, ( f t ht . v:3)
249
Halife/Hilafet
Ben yeryznde bir halife yaratacam (2:30). Allah insan halife yapm, imamlk
zelliiyle zikretmemitir. nk halife, bu isim nedeniyle kendisini halife atayann
zerinde olmasn talep eder. Bylece [hkim deil] mahkm ve ezilen olduunu
renir. Dolaysyla Allah insan uyar bulunan bir isimle anmtr; nk insann
yaratltan gelen zellii unutmak, yanlmak ve gaflettir. Bylece halife ismi, insana
kendisini halife yapan hatrlatr. ayet onu imam yapsayd, imam olmas nedeniyle
kendisini imam atayandan habersiz kalabilirdi. nk imamlkta halifelikteki kadar
hatrlatma gc yoktur. Ayn ekilde, Allah kmil bir grup hakknda Sizi yery
znde halifeler yapt (35:39) demitir. Bu hitap onlann kulaklarna yer etmi, onlar
da lemde hilafet hkmne gre tasarruf etmilerdir, ( f t ht , i:4io)
f) Mlk: Hilafet, grnr ve grnmez mlk ieren bir mertebedir. Hakkn halife
si, yani hilafeti Allahtan alan kimse, yaratklar iinde halifelik zelliiyle kmaya
g yetiremezse, grnr halifenin ahsyla perdelenir ve hkm ve tasarrufta ona
yardm eder.
Hz. Peygamber yle buyurmutur: Benden sonra halifelik otuz sene srer, ondan
sonra ise sultanla17 dnr. nk Hakkn halifesi'8 - k i o, Peygamberin varisi
Kutuptu r- halifeliini ortaya koyamazsa, grnrde halife olan sultan19 vastasyla
perdelenir. lemin beksnn srmesi iin bu sultana da halife ismi20 verilir. Kutup
olan gerek halife ise, ona bakar, onu ayakta tutar, hkmdarn istidat ve yetenei
ne gre ona yardm eder, ( b u lg a , 60)
250
Halife/Hilafet
Kul Hakkn veya kendisi gibi baka bir kulun halifesi ise, yerini ald kimsenin
ona hilafet mertebesinin gerektirdii zellikleri giydirmesi arttr. Hilafet byk ve
ya kk hilafettir. Byk hilafet - k i ondan by yo ktu r- lemdeki byk i-
mamlktr; kk hilafet ise, insann kendisine halife olmasdr. Bu ikisinin arasnda
ise, sttekine gre kk, alttakine gre ise byk saylabilecek hilafetler bulunur.
(FTHT, 111:408)
ikinci olarak, belirli [marife] halife, iki anlama gtrr: Halife; insan- kmil, Kutup,
Vaktin Sahibi olabilir. Bu durumda halifenin says, zamann deimesiyle artar22 ve
ya o, btn zamanlarda Vaktin Sahibinin veya Kutbun suretiyle zuhur eden tek ha
lifedir.
Melekler demin yeryznde daha nceki bir insann deil, Allahn halifesi oldu
unu anlamlardr. demden sonra ise kmil insanlar kmillerden halifelii alrlar.
Bylece halifelik, en byk ve kemli mahede edilmi Hz. Muhammede (a.s.) u-
lar. Hz. Muhammed en yce halife ve en byk imam olmutur, ( f th t , 111400)
lahi suret ile zuhur eden insan- kmile Allah bu kemli, ancak Allahn yerini al
sn diye vermitir. Bu nedenle de onu halife diye isimlendirmitir.23 Ardndan gelen
benzerleri ise, onun halifeleridir. Dolaysyla sadece ilki, Hakkm halifesidir. Cisim
ler leminde ondan ortaya kan benzerleri ise, bu halifenin halifeleri; ilk halifeye
ait olmas geerli her ite onun vekilidir. (FTHT, lll:28o)
NOTLAR:
25i
Hall
7 Ibn'l-Arab okurlarnn yaptklar byk bir hata, bu alt tarzdan her birisinin halifenin mahiyeti oldu
unu zannetmeleridir. Bylece hilafetin imamet veya nbvvet olduunu iddia ederler. Bu nedenle hila
fetin insanda onaya kmasnn herhangi bir tarzla snrl olmadna dikkat ekiyoruz.
8 Ibn'l-Arabl yle der: nsann mertebelerinin en stn Allaha halife olmak; bunun en stn ise,
risalet; risaletin en stn, byk peygamberlerin mertebesidir. Onlar, klla gnderilmilerdir. Byk
peygamberlerin en stn ve daveti en kapsaml olan ise, Muhammedi risalettir (Bulgatu'l-Gavvas, s.
49)-
9 Bkz. Vell/Velayet.
10Bkz. Kutup.
11 Kutup genel nbvvetin varisidir, terii nbvvetin deil.
,2Bu durum, velinin dk ahlakl, gnl affa yanamayan birisi olduu anlamna gelmez. Veli, kendi a-
dna merhameti ve hogrldr, fakat Hak sz konusu olduunda kat ve tavizsizdir.
^Bkz. Fussu'l-Hikem, s. 222.
,l Bkz. smet.
'5Hateml-hulefa, burada, resul-nebilerin sonuncusudur.
16Bkz. Immet/lmam.
17 Bkz. Hadis Dizini, no. 22.
18Yani btn almet, almet sahibi.
19lk halifeler zamannda zahir halife ayn zamanda btn halife yani Kutuptu. Fakat bu devrin bitiinin
ardndan btn halife, zahir halife olarak zuhur etmemi, bylece halifelik btn ve zahir halifelik diye
iki ksma ayrlmtr. Birincisi velayet, dieri ise, siyaset mertebesidir. Btn halife, zahir halifeyi tasarruf
ve hkmde kendisine yardm ettii bir perde edinmitir. Bkz. mam.
2Halife ismi asaletle halifeye, yani Kutba aittir. nk Ben yeryznde bir halife yaratacam (2:30) aye
tiyle ona iaret edilmitir. Fakat zahiri hkmdarla perdelendiinde ona da halife denilir.
21 Bkz. hayvan-insann karsnda halife-insan.
22Bkz. Insan- Kmil, Kutup.
2Bkz. lbnl-Arabde halife, el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 36; el-Fthtl-Mehfeiyye, c. II, s. 2, 68, 207; c.
III, s. 89, 143, 164, 382, 399, 469; c. IV, s. 26-45; Fussul-Hikem, s. 13, 161, 162; Bulgatul-Gavvas, s. 65;
Tecelliyat, s. 30.
S?"
Kuran- Kerim hullefi sadece brahim peygamberin ahsna tahsis etmi ve onu hall diye isimlendir
mitir:
Allah brahim'i 'hall'1 edinmitir. (4:125)
s?-
N O T LA R :
252
Halis Kul
H a lis K u l Halis kul, nefsini Allahtan baka herhangi bir eye kulluk etmekten kur
tarm kimsedir. Bylece O kulluunda ihlas sahibi olur.
Kul Allahtan baka birisine ibadet etmezse, sadece Allaha kul olmutur, ( f t h t ,
IV:64)
H a lk Ha, lam ve ka f, iki kktr: Birincisi "bir eyi takdir etmek, ekillendirmek"; kincisi
ise "bir eyi dzlemek" demektir. Birinci anlama rnek olarak, Araplarn "deriyi tulum
iin takdir ettim" anlamnda h a la kt 'l-e d im e li's-sika deyileri verilebilir. Ahlak anlamn
daki hu lk da buradan gelir. Hulk, seciye demektir, nk' sahibi ona gre yaratlmtr.
Sz gelii falan kii yle yaratlmtr denilir. Bunun anlam onda bu zelliin takdir e-
dilmesidir. "oka uyduran adam" anlamnda raculn m u h te lik de bu kkten gelir. Bu
rada geen halk, "uydurmak" demektir. Bu, yalann uydurulmas, oluturulmas ve ne
fiste planlanmasdr. Allah yle buyurmutur: "Onlar bir iftira uydururlar ( tah liku ne
ifk e n )" (29:17). Kelimenin ikinci anlam ise sahra-i halka, "dzeltilmi kaya" demektir.
hlevleka es-sehabu, "bulut yayld, istiva etti" demektir, ( mucem )
S?"
Halk, esasta Tanrya ait bir fiildir ve ulhiyetle ilikilidir. Bazen fiil insana izafe edilir ve Hak, stnlk i-
fade eden kalpla kendisini yaratanlarn en gzeli diye niteler:
De ki: Allahtan baka dua ettiklerinizi grdnz m? Onlarn yeryznde neyi yarattklarn ba
na gsteriniz? (46:4)
Allahtan baka taptklarnz birleseler bir sivri sinei bile yaratamazlar. (22:73)
Yaratan yaratamayan gibi midir, dnmyor musunuz? (16:17)
Sonra onu yeni bir yaratlla yaratrz, Allah yaratanlarn en gzelidir. (23:14)
Yaratma Allahn dndaki her eye nfuz etmi bir eylemdir. Allah Yaratan; kendisinin dndakiler ise,
yaratmasna konu olan eylerdir (halk ismi bu nedenle yaratlma verilir):
Onun nasl bir ocuu olabilir, bir ei yoktur ve her eyi yaratmtr. (6:101)
O gece ve gndz, gnei ve ay yaratandr. (21:23)
Hanginizin daha gzel amel yaptn denemek iin lm ve hayat yaratan Allahtr. (67:2).
Kuranda yaratmayla ayn anlamda tesviye, tasvir ve takdir gibi fiiller yer almtr. Btn bu fiiller, Yara
tan ve yaratlan ikiliini hissettirir:
Her eyi yaratt ve takdir etti. (25:2)
Gkleri ve yeri hak ile yaratt, ve sizi en gzel surette tasvir etti. (64:3)
En yce Rabbinin ismini tespih et! O yaratm ve tesviye etmitir. (87:2)
253
Halk
Dikkat ediniz: Yaratma ve emir Ona aittir, lemlerin rabbi ne ycedir. (7:54)
Bu balamda Kuran'n yaratmann gerek bir yokluktan m olduunu aydnlatacak bir k sunmadn
da zikretmek gerekir.
S?"
Mrsiyeli dnre gre yaratmann en bariz zelliklerini aadaki noktalarda zet
leyebiliriz: a) Halk [yaratma], yokluktan deildir. Yaratma, ilmi varlktan d varla
dorudur. bnl-Arabnin dncesinde Allah Yaratandr demek, Allahn a'yn-
sbiteyi d-duyulur varla kartt veya izhar ettii anlamna gelir. Bunu sadece
Allah yapabilir, hibir yaratlmn iradesi ayn- sbiteyi izhar edemez, b) Halk belirli
bir zamanda gereklemi deildir, aksine o, her nefeste devam eden srekli bir ey
lemdir. Hak srekli ve ebedi Yaratan; lem ise srekli ve ebedi yok olandr, c) Halk
fiili, Yaratan ve yaratlan ikiliini artrmaz. Bu noktada Ibnl-Arab halk fiilinin
yerine birtakm benzetmeler ve ibareler koyar ve onlarda tek hakikatin iki vehesi
arasndaki ilikiyi izaha alr. Bu balamda,'bazen k ve glge, bazen suret ve ay
nalar, bazen mazharlar ve zahir [zuhur eden] gibi ifadelere bavurduunu grmek
teyiz; btn bunlar, histe grlen ve var olduu zannedilen2 bu ikilii imann, m
ahedenin ve kefin birliinde eritmek iindir. Buna gre yaratma veya halk, Hakk-
n lemin suretlerinde tecellisidir. Bu yzden Hak, her mazharda zuhur edendir, d)
Ibnl-Arab halk [yaratma] lafzna drt adan bakar: 1) Halk [yaratma] =icat yarat
mas. Bu, ilahi iradenin ortaya kartmak istedii eye ilimesidir. 2) Halk=takdir ya
ratmas. Bu, mmknn varln ortaya kartmak iin vaktin belirlenmesidir. 3)
Halk=yaratma fiili. 4) Halk=isim. Baka bir ifadeyle halk yaratlm olan anlamnda
yaratlann ismidir ve hakikatin iki vehesinden birisidir: Hak ve halk. Halk fiil, te
sir, mutlak mstanilik [Hak] gibi zelliklerin mukabilinde, edilgenlik, teessr,
muhtalk, malul olmak gibi btn nitelikleri temsil eder. Ayrca, insann dnda
yaratlm her eyin bir tek boyutu vardr ki, o da halk, yani yaratlmlk yndr.
Halbuki insan, iki boyut ile btn yaratklardan ayrlr: Hak ve halk boyutlar.
254
Halk
de hangi hal zere ise, ona gre yaratr ve var eder. Bu yzden Allah ona sadece i-
cat diye isimlendirilen bir ilimeyle 'varlk elbisesini giydirir. Hakkn 'keif yoluy
la diledii mmkn hakikatlere vakf kld kimse, onlar yaratmaya g yetiremez.
Baka bir ifadeyle, mmknn3 ayn- sbitesinin gydigi varlk elbisesi elinde deil
dir. Sylemek istediim ey, bunu dorudan yapamayacadr, fakat onun himmeti
vardr.4 Himmet, Haktan o eyin var olmasn istemektir, yoksa onun yaratlmasn
istemek deildir. nk o kii bilir ki, byle bir ey kendisi iin imknszdr. nsa
nn himmeti, ayn- sbitenin var olmasna iliirse, Hak da yaratma szne ynelir.5
(FTHT, IV:86)
Hakkn dnda dalaletten baka ne vardr ki? Hakkn dnda sadece halk [yara
tlm] vardr. Dalalet, hayret demektir, halk vastasyla dalalet ortaya kmttr.
Halkn halk diye isimlendirilmesinin nedeni, yaratlm olduu eydir. Buna gre
halk yenidir ve uydurma [ihtlak] yeni teriminde bulunur. nsan bir adan ona ba
kar ve Haktr der; bir adan bakar ve halktr der. Halbuki o, gerekte ne Hak
tr ve ne de Haktan baka bir eydir. Ona Hak veya Halk ismini vermek, deta bir
uydurmadr. Bylece bu hkm ona galip gelmi ve Halk diye isimlendirilmitir.
Hak ise, Hak ismiyle yegne kalmtr, ( ftht, iv:279)
Kul uzuv ve kuvvetlerinden baka bir ey deildir. Bu yzden o, var sanlan halkta
mahede edilen Hak'tr. Buna gre halk makul, Hak ise mminlere ve keif ve
vcd ehline gre hissedilen ve mahede edilendir. Bu iki snfn dndakilerde
ise, Hak makul, halk grlendir, ( fuss, i 08)
Halk bazen icat, bazen de takdir anlamnda olabilir,6 bazen de fiil anlamnda, bazen
ise yaratlm anlamndaki mahlk anlamnda olabilir, ( ftht, i:i7 i)
insann dndaki her ey, halktr. Halbuki insan hem Hak, hem de halktr, ( ft
h t , 11:396)
Varlk yokluun zddna [btl] btnyle haktr [gerek]. Bu nedenle de var olan
255
Halkn Aynas
her ey, haktr. Hak olma zellii her eyi kuattktan sonra bnu 1-Arab Yaratan ve
yaratlm arasnda bir ayrm yapmak iin, hakk- Hlkn [Rab-kadim-messir] kar
t olarak hakk- halktan [kul, sonradan var olmu-mteessir] sz eder.
Allah kendisini Hak diye isimlendirmi, kevn [olu] ile nitelemitir. Yaratan Al
lahn isimleri yaratlm mazharlar zerine yaylmtr. Bylece var olanlar ve var
lklar takdir edilmi eyler, hak diye isimlendirilmitir. O halde lm [mevt], hal
kn hakk, ldrmek ise Yaratanm hakkdr; hayat halkn hakkdr, hayat vermek
ise, Yaratanm hakkdr; kabre girmek halkn hakkdr, kabre koymak ise Yaratann
hakkdr, (bulga, vr. 103-104)
Halkn hakk, tek hakikatin iki vehesini [hak ve halk] birletiren berzahtr. O, iki
mertebenin, ilahi ve kevn mertebenin bir zeti olmas ynnden insandr.8
notlar :
H a l k n H a k k bkz. H a k k n H a k k
256
Halkta Hak
H a l k t a H a k Varl.k iki veheli bir hakikattir: Hak ve halk [lem]. Bunlar birbirine
gemitir ve nasl Hak ancak halkta mahede edilirse, halk da Hakka dayanabilir.
H a lv e t bkz. Tahalli/Halvet
H a r f Ha, ra ve fe kktr: "Bir eyin snr ve ucu", "dnmek" ve "bir eyi takdir et
mek." H adde gelince: Her eyin harfi sz gelii klcn harfi o eyin snr ve ucudur. -
kinci kk ise sz tahrif etmek gibi bir eyden sapmaktr, ( m ucem )
Harf Kuran'da zikredilen iki anlamyla da gemitir: birincisi had ve u, kincisi ise sapmak.
insanlardan kimi de Allaha kydan kyya (ala harfin)' ibadet eder. Kendisine bir hayr doku
nursa, mutmain olur. (22:11)
Onlardan bir zmre vard ki, Allah'n kelmn dinlerlerdi de akllar aldktan sonra onu bile bile
tahrif ederlerdi. (2:75)
S?"
Harf herhangi bir lemdeki tikel hakikattir. Sz konusu hakikat sbt leminde g
rnmez harf, d varlk leminde ise haric harf diye isimlendirilir.3 Bu hakikatle
rin birleimiyle kelimeler ortaya kar: Buna gre insan sz gelii ztnda eitli haki
katleri toplamas ynnden bir kelimedir.
257
H a r f le r i A y a k t a T u t a n
N O T LA R :
H a r f le r i A y a k t a T u t a n bkz. Elif
H a r f le r in A s l bkz. Elif
H a te m H, te ve mim tek kktr. "Bir eyin sonuna ulamak" demektir. "i bitirdim"
anlamnda hatemt el-amele denilir. Kuran- Kerim okuyan sureyi hatmeder, yani biti
rir. Hatem ayrca, bir ey zerindeki mhrdr. nk i sonuna ulatnda mhrle
nir. Hatem [yzk] kelimesi de ondan tretilmitir. Yzk mhr basmak iin kullanlr.
Hatim de denilir. Hz. Peygamber hatem'l-enbiya, yani peygamberlerin mhrdr [so
nuncusu]. ( m u c e m )
s ?-
Kfirlerin melekeleri zerinde fiil ilerken Allaha nispet edilmi olarak yer alr. Bu durumda fiil gizlemek,
mhrlemek, habersiz klmak, katlatrmak ve belirti gibi anlamlar tar:
258
Hatem
Allah onlarn kalplerini mhrlemitir [hateme], kulaklarna ve gzlerine perde ekmitir. Onlar
iin iddetli azap vardr. (2:7)
Son anlamnda hatem:
Muhammed herhangi birinizin babas deildir, o Allah'n peygamberi ve nebilerin sonuncusudur
[hatem]. (33:40)
Onun bitii [hitam] misktir, ite yaracaklar bunda yarsnlar (83:26).
S?"
Bir eyin hatmi snr ve sonudur. Hatem bir eyin snrdr, nk o sona erdirdii
trde dalm btn zt zellikleri toplar, dolaysyla onun yetkinlii bitirdiklerin
den birisini darda brakmaz. Burada hatm mefhumuna giren zamansal unsurlar
sz konusu deildir. Bazen hatem trn ilki ve ortancas olabilir. Hatemin bir eyin
sonu olmas ortaya kt zellikle kendisinden sonra zuhur edecek baka birisinin
olmay demektir. Sz gelii, Muhammed (a.s.) peygamberlerin sonuncusudur [ha
tem], kendisinden sonra asla peygamber gelemez.
71)
Hatem snr ve son olmak demektir. Dolaysyla Hatemden sonra hi kimse onun
zelliiyle ortaya kamaz, ( b u l g a , vr. 53)
259
H tr
H t r Ha, ta ve ra iki kktr: Birincisi "deer ve mertebe" anlamna gelir. kincisi ise,
"zorlanma ve hareket" demektir. Birinci anlam Araplarn bir eyin benzeri iin syledik
leri htr ifadesidir. Bir eyin nemini dile getirmek iin li-flanin hatarun "falancann
bende deeri vardr" derler. kincisi ise Araplarn hatere el-bair bi zenbihi "deve kuy
ruuyla hareket ettirildi" deyileridir. Ayn zamanda hatere bi-bali keza, "aklma bir ey
geldi" denilir. Byle sylenmesinin nedeni, kalbe o eyin bir anda gelip gitmesidir.
(m u c e m )
S9
[Yaratklara] inen her ilahi emir, ilahi bir isimdir; bu isim, Akl, Nefs, Ar, Krsi3
mertebelerinden geer. Bu yzden o, insana ulama srecinde urad btn eyle
rin suretlerinin toplamdr. O, kreleri yarar, tabiat kabul ettii lde btn k
relere tesir eder, yeryzne ular.4 Burada yaratklarn kalplerine tecelli eder ve
onlarn istidatlarna gre kendilerini deitirir. Kalplerin sz konusu tecelliyi kabul
leri trl trldr. te bunlar insanlarn kalplerinde bulduklar htralardr. Byle-
ce onlarla iitirler, onlar vastasyla arzu duyarlar ve hareket ederler; hareket itaat
olabilecei gibi, gnah veya mubah bir hareket de olabilir. Bu yzden maden, bitki,
hayvan, insan, gksel veya yeryzne ait melek gibi lemdeki her eyin hareketleri,
yeryzne inen bu ilahi emirden kaynaklanan bu tecelliden ortaya kar.5 Bunun
neticesinde insanlar nefislerinde kaynan bilemedikleri birtakm htralar bulur
lar, ite onlarn asllar bu tecellidir. Bu tecelliden ulv ve sfli tesirler ortaya kar.
Tecelli yaratklarda emrini yerine getirip dnmek istediinde, her varlk trnn
elileri kendisine gelir. Eliler ilahi emrin gnderildii kimselerin suretleriyle ona
gzkrler ve sz konusu suretleri ilahi emre irkin veya gzel olarak giydirirler.
lahi emir de geldii ynden ykseliine balar ve Rabbinin nnde her suretle zu
hur eden ilahi bir isim olarak durur. Hak, bu suretlerden dilediini kabul eder ve
dilediini kendisine uygun suretlerle sahibine iade eder. ( f t h t , i:3o)
260
H avf
Hatr kalbe gelen gizli hitaptr. Bu hitap rabbani olabilecei gibi, byle olmayabilir
de, fakat kalbe yerlemez. Kalbe yerleen nefsin konumasdr [i konuma], (f t -
H T , 1 1 :1 3 2 )
Htralar, tecelliler deiller ilahi hitaplardr, bu nedenle Allah onlar Amda -ki o
Nefes-i Rahmndir- meydana gelen suretler olarak yaratmtr. Onlar grp zik
rettiimiz bilgiyle Allahn kendisini rzklandrmad kimse -sureti grnce- ht
ralarn ilahi tecelli olduunu zanneder. te bu onlarn hatr diye isimlendirilmele-
rinin nedenidir. Onlar dil tarafndan telaffuz edildikten sonra harfin suretinin var
lkta kalmad gibi sabit kalmazlar. Harfin suretinin telaffuz edildii zamann d
nda bir kalcl yoktur, telaffuz edildikten sonra ise yok olur ve iitenin kulan
da onun suretinin benzeri kalr. iten ise hatrn kaldn zanneder. Nitekim Zn-
nn el-Msr Ben sizin Rabbiniz deil miyim ayeti hakknda byle bir zanna ka
plm, deta hitap imdi bile kulamdadr demi. Halbuki kulanda kalan, ora
da iittii kelm deil, anlama gcnn kelmn suretinden ald benzerdir. Bu sa
yede hitap nefste sabitleir. (F T H T , 11:5 6 5 -6 6 )
N OTLAR:
1 B k z . H a tr h a k k n d a S e r r a c , e l- L u m a , s. 4 18 ; E b T a l i b e l - M e k k , K u t u l- K u lu b , s . 231; K u e y r i , R is a le , s.
43-
2 I b n l - A r a b n i n h a t r t e r i m i n i t a n m v e t a s n i f i y n n d e n k e n d i s i n d e n n c e k i s f i l e r i t a k i p e t t i i m e t i n
le r i in b k z . e l- F t h t l- M e k k iy y e , c . I, s . 28 2 v d ; e l- F t h t l- M e k k iy y e , c . II, s . 7 7 , 5 6 4 ; e l- F t h d t 'l-
3 la h i e m i r y e r y z n e i n e r k e n f a r k l l e m l e r d e n g e e r v e u r a d l e m l e r d e o n l a r n z e l l i k l e r i y l e b o y a
n r . S z g e l i i e m i r , K a l e m v e y a i l k A k l a ; s o n r a L e v h a y a v e y a K l l i N e f s e , s o n r a A r a u r a r . B u m e r t e
4 la h i e m ir H a k t a n y a r a t k la r a u r a d b t n le m le r i y a r a r a k u la r . B u b a la m d a o , A k l, N e fs , A r ,
K r s i y e v s . u r a r . Y e d i k a t g y a r a r g e e r . Y e d i n c i k a t s e m a y a - y a k n s e m a - g e l d i i n d e i s e , o r a d a n
y e r y z n e in e r . B u s e fe r in m d d e t i is e s e n e d ir : B u n e d e n le , y e r y z n e u la m a d a n n c e b u e m r i k e
5 l b n l - A r a b n i n i l a h i e m r i i k i k s m a a y r d n h a t r l a y a l m : t e k v i n - i l a h i e m i r , t e k l i f i - i l a h i e m i r . B u a y
r m a g r e b n l - A r a b g n a h n a s l n d a i l a h i b i r e m r e d a y a n n a k l a r . B k z . lahi Emir.
H a v f bkz. T a r i k
H a v v a bkz. D i i
H a y a bkz. T a r ik
H a y a l (O rta lem [lem-i e v sa f], en byk berzah [berzah- a'zam ], orta m ertebe
[hazret-i vusta], hayal m ertebesi [hazret-i hayal]) h, ya ve lam renklenm edeki hareket
261
Hayal
anlam na gelir. Hayal de bu kkten gelir. Hayal, grnt dem ektir. Bunun asl, insann
uykuda grd eydir; nk uykuda grlen ey renkten renge girer ve belirsizleir.
Hayl [at] bilinen bir isim dir, m arur oluu nedeniyle byle isim lendirilm itir; nk
m arur yryl hareketinde renkten renge girer. Y a m u r yad rm ak iin gk hazr
olduunda tehayyelet es-sema "ya m u r ya acak" denilir.
Hayal Kuranda gemez, sadece gerek ve kesinliin yerine yanlsama ve kartrma anlamnda fiil kal
bnda yer almtr:
Bir de bakt ki, onlarn ipleri ve sopalar kendisine kouyorlarm gibi geldi [yuhayyil ileyhi],
(20:66)
Hayal ilmi; berzah1 ilmi, ayrca ruhaniligin2 ortaya kt cisimler leminin ilmidir.
O, Cennet arsnn3 ilmi, kyamette farkl suretlerde4 gerekleecek ilahi tecellinin
ilmi, mnlarn zuhur ilmidir. Sz konusu mnlar, lmn ko suretinde5 olmas
gibi, kendi kendilerine somutlam olarak ayakta duramazlar. Ayrca o, insanlarn
uykuda6 grdkleri ryann ilmi, insanlarn lmden sonra ve diriliten7 nce bu
lunacaklar yerin ilmidir. O, suretlerin ilmidir; ayna8 gibi parlatlm cisimlerde g
rlen suretler onda ortaya kar. lahi isimleri veya tecelliyi ve onun genelliini bu
esastan [hayal] daha iyi bilecek bir ey yoktur. nk hayal, balama vastasdr:
Duyular ona ykselir, mnlar ona iner. Hayal srekli kendi yerinde iken her eyin
rn onda toplanr. Hayal, mnya tayp mny diledii surette cesetlendirdigi
iksirin9 sahibidir. Hayal tam tasarruf sahibi olarak grlr. Mnlar cisimlere kay
natrmak hayalin iidir. ( f t H t , 11:3 0 9 )
Allah menzili hayalden daha byk ve hkm ondan daha yaygn bir ey yaratma
mtr. Hayalin hkm mevcut-mdum [olmayan] ve imknszlara vb. sirayet eder.
lah kudret yaratt eylerde hayalden daha byk bir ey var etmemitir. lahi
kudret de ondan zuhur etmitir. Hayal, kymette ve inanlarda Hakkn tecel-
262
Hayal
Duyulur, akledilir, suret ve mnlarda her durumda ve her ekilde hkmm sahi
binin hayal olduu sabittir. Hayalin zellii, her durumda deimektir ve btn su
retlerde gzkr. Allahtan baka deime kabul etmeyen gerek bir varlk yok
tur.10 Gerek varlkta ise Allahtan bakas yoktur. Allahn dndakiler ise hayali
varlkta bulunurlar. Hakkm ztnn dndaki her ey deiken bir hayal, yok olucu
bir glgedir. Hakkn, yani Allahn ztnn dnda hibir varlk, tek bir hal zerin
de kalmaz. Her ey, srekli bir suretten baka bir surete geer. te hayal da bu de
mektir. Ama, btn lemin cevheridir. lem ancak hayalde zuhur etmitir. u hal
de lem, kendisi hakknda hayal edendir. Buna gre lem lemdir, fakat o, o deil
dir. Bu grmz, Attnda sen atmadn, Allah att (8:17) ayeti destekler. By-
lece Allah ispat edilmi bir eyi, yani.kendin attn zannn yok saymtr, ( ftht,
11:313)
Ibnl-Arab hayali drt ksma ayrr: mutlak hayal, gereklemi hayal, ayrk hayal
ve bitiik hayal.
O farkl trlerine gre btn var olanlarn suretlerinde ekillenmeyi kabul eder.
Mutlak hayal, Amdr (var olanlarn suretlerinde ekillenmeyi kabul etmesi ynn
den). Gereklemi hayal, mutlak hayal veya varlklarn suretlerini kabul ettikten
sonra bizzat Amdr. Ayrk hayal, kendine zg bir mertebesi olan hayaldir. Histe
zuhur eder ve tahayyl eden ve grenin ahsndan ayr idrak edilir; rnek olarak
Cebrailin, sahabeden Dihyetl-Kelbinin suretinde peygambere gzkmesini vere
biliriz. Bitiik hayal insandaki tahayyl gcdr. Bu kuvvetin sahibiyle birlikte varl
n srdrecek suretleri yaratma gc yoktur.
263
Hayal
Mutlak hayalin hakikati, Amdr. Am, Hakkn bulunduu ilk mertebedir. Allah
bu Amda lemin btn suretlerini aar. u var ki Am, hayal-i muhakkaktr.
Grmez misin ki: O, btn var olanlarn suretlerini kabul eder ve var olmayan eyi
de biimlendirir. Bunu yapabilmesinin nedeni geniliidir. u halde gereklemi
hayal, Amdr. ( f tuh at , 11310)
lemin suretleri, suret olmalar itibariyle, tahayyl edilen eylerdir. Ortaya ktkla
r Ama ise, hayaldir. ( f th t , i:3i)
Hayalin iki durumu vardr: birincisi bitime halidir. ttisal insann veya baz canlla
rn varlna bitimektir. Dieri ise, ayrklk halidir. Bu, hayalden bamsz olarak
duyuca idrak edilen eydir. Buna rnek olarak Dhye suretinde Cebraili veya g
rnmez lemden cin veya melek gibi eylerin grlmesini verebiliriz, ( f t h t ,
111:442)
lbnl-Arab varl iki ksma ayrr: gerek ve hayal. Gerek varlk Allah, hayali var
lk ise Allahn dndaki her eydir. Bu tespit, bizi lbnu 1-Arab'de iki ynl gzken
tek hakikate ynlendirir: Hak ve halk. H akka ait yn, gerek varln, halk yn ise,
hayali ve mevhum varln sahibidir. lem hayaldir. Fakat burada sz konusu olan,
yzeysel ve geiken anlamda deil, olumlu, nesnel lemde grlen bir etkinlik sa
hibi olarak hayalin ierdii btn gleriyle hayaldir. Kukusuz ki Ibnl-Arab! le
mi bu ekilde snflarken bir hadise dayanr: insanlar uykudadrlar, ldklerinde
uyanacaklardr. Uykuda grlen her eyin bir hayal olduu bellidir. O halde lem
hayal, yaratlmlar ise uykuda, yani uyku mertebelerindedir. tbnl-Arab FussuI-
Hikem'de lemin hayal olduunu ortaya koyan bir blm yazmtr.11
264
Hayal Hzinesi
tim" vb diyecektir. Hz. Muhammed (a.s.) ile Hz. Yusuf arasnda ne byk idrak
fark vardr, grnz! ( fu s s , 99)
Sretlerin farkllamasyla lem glge adm yitirmeyecei gibi, lem veya Hakkn
dndakiler ismi de ortadan kalkmayacaktr. Bu yzden lem vehim rndr,
gerek varl yoktur; ite hayal bu demektir. Yani gerekte yle olmad halde
kendi bana ayakta duran ve Haktan bamsz bir ey varm gibi gelir. Kendin ve
hakknda ben deilim dediin her ey hayaldir. O halde btn varlk'3 hayal iinde
hayaldir. Gerek Varlk sadece isimleri asndan deil, zt ve hakikati asndan
Allahtr.'4 Olutaki her ey mutlak birlii gsterirken, hayaldeki her ey okluu
gsterir, ( fu s s , 103-104)
N OTLAR:
1 H a y a l b e r z a h z e lli i n e s a h ip t ir , n k o , s o y u t a n la m la r ile d u y u lu r e y le r le m i a r a s n d a o r ta m e r t e
b e d ir .
2 C e b r a ilin p e y g a m b e r e y a k k l b ir A r a p s u r e t in d e g z k m e s i g ib i. R u h u n b u t a r z b e d e n l e n m e s i , a n c a k
h a y a l le m in d e n g e r e k le ir .
3 Bkz C e n n e t a rs.
4H a k k n k y a m e t g n in a n la r d a k i s u r e tle r e g r e t e c e llile r i v a r d r , b y le c e b a z k im s e le r c e k a b u l e d ilir ,
b a z e n d e in k a r e d ilir . H a k k n s u r e t i o lm a d n a g r e , b u ta s a v v u r h a y a l le m in d e n d ir .
s K y a m e t G n , Y a h y a ( a .s . ) l m b i r k o s u r e t i n d e k u r b a n e d e r , b k z . f o e g e s e coratique, s . 10 6 .
6 R y a la r n s o y u t a n la m la r ile d u y u lu r g e r e k l i k a r a s n d a b ir v a r lk la r o la b ilir .
7 B e r z a h b ir a n la m y la d n y a v e a h ir e t a r a s n d a k i le m e i a r e t e d e r . B u o r ta h a k ik a t d e , h a y a l le m in e
m e n su p tu r.
8 a h s la r n a y n a la r d a k i v a r l d u y u lu r v e a k le d ilir e y le r in a r a s n d a o r ta b ir v a r l a s a h ip t ir . B u d a h a y a l
le m in d e n d ir .
9 l b n l - A r a b y e g r e h a y a l , b e d e n l e n m e i k s i r i d i r . Y a n i , u l h i y e t g i b i e n u l v i m n d a d a h i l o l m a k z e r e ,
is tis n a s z h e r m n h a y a l le m in d e b e d e n le n ir . H i b ir b e n z e r i o lm a y a n H a k d a h a y a l le m in d e in a n la n
m e k te d ir.
1
12 I b n u - A r a b 'd e h a y a l i i n b k z . F u s s 'I-H iJ z e m , s . 9 9 , 1 0 6 , 159 ; el-Fthtl-Mekkiyye, c II, s . 113; e l - F t -
Edebil-Arabi, s . 372 v d .
13 I b n u l - A r a b n i n l e m i n v e h i m v e h a y a l o l d u u i f a d e s i y l e b n S e b i n i n v e h i m e b a k k a r l a t r l a b i l i r ,
lb n S e b i n k it a b n n h e r b l m n e S a d e c e A lla h d iy e b a la r . O n a g r e A lla h v a r lk , v e h im is e , y o k o l u c u
Yusuf "On bir yldz, gnei ve ay bana secde ederken grdm" dedi (12:4). Gr
d hakknda dinleyenlerin bir bilgisi olmad iin, Yusuf'un idraki kendi hayal
265
Hayali Varlk
H a y a t [Hayat kelimesinin kk harfleri olan] ha, ya ve vav iki kktr: birincisi lmn
zdd, dieri ise arszln zdd utanmaktr. Birinci anlamda kelime hayat ve hayevan dr
[canllk]. Yamur hay [canl] diye isimlendirilir. Bunun nedeni yeryznn canllnn
ona bal olmasdr, ( m u c e m )
Kuran hayat lmn kart olarak kullanr. lm ve hayat, lmsz el-Hayn [Allah] kart olan insan
da veya eyada gerekleir.
O Allah, hanginizin daha iyi amel ilediini denemek iin lm ve hayat yaratmtr. (67:2)
Biz l bir beldeyi onunla suladk ve yeryz lmnn ardndan o suyla hayat buldu. (35:9)
lmsz olan el-Haya tevekkl et ve onun hamdini tespih et. (25:58)
Bazen Kuran, insanlar aldatan dnya hayatn da zikreder ve insanlarn ona balanmalarn ve ahiret
hayatna tercih etmelerini yadrgar. Bu dnya hayat sadece bir elence ve oyundur (29:64).
'Var olan ey, canl (insan, hayvan ve bitki gibi) denilsin veya denilmesin (cemad,
donuklar)2 lbnl-Arablye gre diridir. Canllk btn varlklara yaylmtr (hepsi
de bir ilahi isme dayanrlar: el-Hay. lbnl-Arabnin her eyde hayat bulunduunu
teyit iin kulland kyas udur: Birinci ncl: Her ey Allah tespih eder3 kinci
ncl: Tespih eden her ey canldr. Bu iki nclden kan netice: Her ey canldr.
Bu netice mmin veya keif sahibi tarafndan kabul edilebilir. Birincisi zikredilen
ayete inanarak, kincisi ise mahede vastasyla kabul eder. Keif sahibi, nce cansz
[donuk] ve dier btn yaratklarn Hakk tespih ettiini, dolaysyla hepsinin canl
olduunu mahede eder. Ibnl-Arabnin metinlerine dnelim.
Her ey ya hay-ntk [hayat sahibi dnen] veya hayvan- ntktr [dnen canl],
Cemad [donuk] veya bitki veya l4 diye isimlendirilen her ey byledir. nk
gerek kendi kendine ayakta duran ve gerekse varl bakasna bal her ey, Al
lahn vgsn tespih eder. Tespih etmek dirilik zelliiyle nitelenmi kimseye ait
olabilir, ( f th t , i:49o-)
Her ey canldr. nk her ey Allahn vgsn tespih eder, fakat onlarn tespih
lerini Hakk'n bildirmesiyle anlayabiliriz. Sadece canl tespih edebilir. O halde her
266
Hayat
Allah baz kullarnn gzlerini var olan her eye yaylm bu hayat ve idraki gr
mekten mahrum brakmtr. Canll ortaya km ey diri, canl diye isimlendiri-
lirken, canll gizli kalp her gze gzkmeyen ise bitki ve cemad [donuk] diye i-
simlendirilmitir. Bylece perdeli kimselerde i ikiye ayrlmken, keif ehlinde ay
rlmamtr. Keif sahibi bu balamda yle der: iittik ve grdk. Mmin ise yle
der: nandk ve onayladk. Allah yle buyurmutur: Her ey Rabbinin vgsn
tespih eder (13:13). Her ey canl ve dnendir, (ftht, i:2 5 8 )
Allah bizim gzlerimizi cemad [donuk] ve bitki diye isimlendirilen eylerin canll
n grmekten alkoymutur. Bununla birlikte onlarn canl olduklarna inanrz.
nk onlar da Allah tespih eder ve tespih eden her ey canl ve ntktr [d
nen], ( f th t , IV: 177)
Allah hayvan -bitki ve cemadn [donuk] zddna- acy ve lezzeti kabul edecek
mizata yaratmtr. Bitki ve cemad keif ehline gre canllk zelliine sahip olsalar
bile, lezzet ve acy kabul etmeyen bir mizata yaratlmlardr, ( f t h t , mi:264)
Canl olmann art belirttiimiz zere hissetmek olmad gibi, bnl-Arabye gre
canllk ruhtan da farkldr; her canl ruh deildir.
Hayvann dndakilerde bir eyin ruhu onun hayatdr, baka bir ey deildir. By
lece da [Hak kendisine tecelli edip de paralandnda] da adm yitirmemi, Musa
ise baylmakla Musa ismini kaybetmedii gibi, insan ismini de yitirmemitir. Nite
kim Musa aylm, fakat da, kendisini ayakta tutabilecek bir ruhu olmad iin,
paralandktan sonra da olarak geri dnmemitir. nk ruhlarn eyadaki h
kmleri, hayatn onlardaki hkmyle bir deildir. Bu yzden hayat, her eyde bu
lunur; ruhlar ise valilere benzer. Vali, bazen azledilir, bazen valilik yapar, bazen va
lilikten habersiz kald halde valilii kalr. Valilik bu hayvan bedeni idare ettii s
267
Hayat
rece, lm onu azleder. Uyku ise, valilik zellii kendisinde kalmak zere, ondan
habersiz kaldr, ( f t h t , i:5 4 o )
bnl-Arab btn var olanlar diri sayacak tarzda, hayat6 genelletirmiken, baka
bir adan onu hayatn Allaha balamak mertebesine ulaan kimselere tahsis eder.
Bu mertebeye ulaan, emaneti,7 baka bir ifadeyle lemde Allahn halifesi olma gre
vini stlenmi insan- kmildir.8 Bylece o, her hak sahibine hakkn9 verir.
Dnya hayat10 onun nimetinden baka bir ey deildir. Dnya nimetinden bir eyi
karm kimseye nimet tam verilmemitir, (f t h t , IV :1 2 1 )
n o tlar:
h a y a t il e , s l i k i n m u a y e n e m a k a m n n z e r i n d e k i m a k a m a u l a m a s n k a s t e d e r l e r ; m u a y e n e m a k a m is e ,
m a h e d e , m a h e d e is e m k e f e m a k a m n d a n d a h a s t n d r . N i t e k i m i l g i l i b l m l e r d e b u n l a r a k
2 Donuklarn canllyla ilgili bu teorinin kklerini lbn Kaside bulmaktayz. Bkz. Aff, E b l- K a s m b.
s Bkz. (17:44).
6 lbnl-Arabde hayat iin bkz. B u lg a t u 'l- G a v v a s , 5. 84; e l- F t h t l- M e h k iy y e , c. IV, s. 365; F u s s u l - H i k e m
(terimler dizini).
7 Bkz. Insan- K m il.
8 Bkz. E m anet.
9 Bkz. Hak.
10 b n l - A r a b d n y a h a y a t H a k k a y a k n l a i a r e t e d e r " d e r , b k z . e l - F t h t l - M e k k i y y e , c . IV , s . 18 9 .
268
Hayat Ar
Hayat Ar, hviyet Ardr. O meiyet Ardr ve Ztm istivaghdr. Allah yle
buyurur: Onun Ar suyun zerindeydi (11:7). Bylece Allah ayette Ar hviyete
izafe etmi ve suyun zerinde olduunu bildirmitir. Bu nedenle biz onun hayat
Ar olduunu belirttik. Allah yle buyurur: Her eyi sudan yarattk" (2130). Ar
hakknda ise Onun Ar su zerindeydi demitir. Bunun anlam sizi denemek i-
in sizde hayat izhar etti, demektir, (ukle, 52)
Bu cismi kabul eden ilk ekil, dairesel klli ekildir. Bylece o felek olmutur. Allah
onu Ar diye isimlendirmi, Rahman ismiyle zerinde istiva etmitir. Bu istiva, sa
dece kendisinin bildii, tarz ve nitelii kendisine yaraan bir tarzdadr. Ar, terkip
leminin ilkidir ve istiva onun zerinde gereklemitir. O Hayat Ardr ve altnc
Artr. O nisp Artr ve ancak nisp varl olabilir. Bu nedenle onu Arta sayma
dk. Bu derya, Hakk ve halk ayrr ve O izzet perdesidir.1 (Insan-I KLL, 6 )
NOTLAR:
Velilerin kalplerine inen melekleri Allah her gn hayat nehrinde Cebrailin silkini
inden dklen damlalardan yaratr. Allah Cebrailin her gn hayat nehrine bir kez
dalmasn takdir etmitir, (ftht, IL443)
269
Hayr
N O T LA R :
' Hayat nehri iin bkz. el-Ftuhdtl-Mekkiyye, c. II, s. 171 (Hayat suyunun damlalar), 453 (Hayat suyu
nun damlalar); c. III, s. 32 (hayat nehri), 341.
Tirmiz Kuranda hayr1 diye isimlendirilen be ey bulunduunu belirtir: 1) Mal anlamnda kullanlr: Mal
hayrdr, nk her eye tercih edilir. Dolaysyla tercihe ayan olan maldr, bu nedenle de hayr diye i-
simlendirilmitir
2) man ve slam: Bunlar ahiret iin tercih edilmeleri nedeniyle hayr diye isimlendirilmitir. 3) Vefa ve
nderlik: Hayr vefa ve imamlk haline gelmitir, nk Allah imam semitir. 4) mkn ve zenginlik. Ha
yr, kendisini dnya iin seen kimse hakknda imkn ve genilik anlamna gelmitir. 5) Sevin: Hayr,
btn eyaya kar tercih edildii iin sevin olmutur (Tahsil Nezairil-Kuran, s. 78). Kuranda hayr ke
limesi zikredilen anlamlarda getii gibi, ayn zamanda errin [ktlk] kart 'daha iyi' anlamnda stn
lk bildiren tafdil kalbyla da zikredilir; er ise daha kt anlamnda ism-i tafdil kalbdr:
[eytan] Ben ondan daha hayrlym, dedi. Beni ateten onu ise topraktan yarattn. (38:76)
Rabbinin rahmeti ise, onlarn topladklarndan daha hayrldr. (43:32)
Allah'n kendilerine verdikleriyle cimrilik yapanlar, sakladklarnn kendileri iin daha hayrl ol
duunu zannetmesinler. Aksine topladklar onlar iin daha ktdr. (3:180)
Kuranda hayr, eriat veya akla gre makbul ve gzel saylan her eyi altnda toplayarak, kt ve irki
nin kart olarak zikredilir.
Kime hikmet verilmise, ona ok hayr verilmitir. (2:269)
Hayr senin elindedir, sen muhakkak ki her eye kadirsin. (3:26)
270
Hayr
\9 "
lem Allahtan olmas gerektii gibi zuhur etmitir. Esasta hibir ktlk sz konu
su deildir. Ktlkler neye istinat edeceklerdi ki? lem Allahn elindedir. Srf ha
yr ise mutlak varlktr. u var ki, mmkne yokluun bir bak olduu iin, bu
bak lsnde kendisine belirli bir ktlk nispet edilmitir.7 nk mmknn
zorunluluun kayna kendisi deildir. te mmkne ktlk ilitiinde, kayna
burasdr. Ktlk mmknde srekli deildir ve sabit olmaz. nk mmkn
mutlak iyilii ve varl elinde bulunur, (ftht, 111:315)
Hz. Peygamber bir duasnda Allaha yle hitap etmitir: Hayr btnyle senin e-
lindedir, ktlk sana ulaamaz. nk ktlk hayrn zdddr; hayrdan sadece
hayr doabilir. Ktlk hayrn yoksunluudur. Hayr, btnyle varlk, er bt
nyle yokluktur. nk ktlk aslnda gereklii olmayan bir eyin ortaya kma
sdr. Bu yzden ktlk bir yargdr, yarglar ise bantlardr, (ftht, lll:3 7 3 )
Allah yokluktan -ki ktlk demektir- lemi srf iyilik ve hayr iin kartmtr.
Hayr ile kastedilen sadece varlktr, (ftht, l:3 7 7 )
27i
Hayr
H a y r8 ile k u lu n m a k s a tla rn a u y g u n , ta b ia tn a ve m iz a c n a y a tk n e y le ri ka s te t
lbnl-Arabnin tutumunda ilk bakta gze arpan ahlaki ciddiyet aktr. nk,
Mrsiyeli bilgede ahlak hakknda sradan bir teori veya sradan insanlarn takip et
tikleri ahlaki ltler bulamayz. bnl-Arabnin yaratcl, her eyde zgn olma
sn dilemitir. Fakat daha teknik ve derin bir bakla, sradan insanlarn her fiil ha
yr olduuna gre dilediimi yaparm iddiasyla, onun ahlak grnn neticele
rinden bir yarar elde edemeyeceini grrz. Asla! lbnl-Arabnin ahlak, sradan
insanlarn alkanlklarndan uzak olsa bile, kukusuz ki, srekli Hak ile huzur ha
linde olan sekinler ve mahede ehli tarafndan takip edilir. Onlar, ellerinde ger
ekleen fiilleri srekle kontrol ederler, kesin bir inanla kendilerinin sadece bir
tecelligh olduklarn grrler. u halde lbnl-Arabnin ahlak, Allah ile srekli be
raber olan ariflerin ve mahede sahiplerinin kalplerine tecelli ettii tarzda sekinli
in zirvesindeki bir ahlaktr.
N O T LA R :
1 Tirmiznin hayr tanm iin bkz. Tahsil Nezair, s. 78. Paul Nwyiamn deerlendirmesi iin bkz. Exegese
coranique, s. 128; Ayrca bkz. Tirmiz, NevadirTUsul, s. 89 vd.
2 Ktlk probleminin felsefi yn iin bkz. Etiene Borne, Le probleme du mal col SUP et sturtout, blm
4-
3 bniil-Arab Allah' Plotinus gibi Srf Hayr diye isimlendirir.
4 Burada lbnu 1-Arab'nin hayr ve er grn birlik filozoflarndan lbn Sebin ile karlatrmak yerin-
dedir. Ona gre hayr ve er arasnda varlk ynnden fark yoktur. nk varlk tek hkmldr, o da
srf hayrdr. Fark meydana getiren vehimdir. Bkz. Ebul-Vefa, lbn Sebin ve Felse/etuh, s. 193, 386 vd;
Attar'n gr iin bkz. Mantkt-Tayr, s. 185.
3 yilik ve ktlk, ister akl isterse eriat tarafndan idrak edilsin, Ehl-i Snnet mezhebine gre, fiillerde
ki gerek niteliklere raci olmayan greceli eylerdir. Bir amel bir eye veya zamana gre kt olabilir
ken, baka bir zaman veya eye gre de iyi olabilir. Mutezile ise, grecelilii kabul etmemitir, lbnl-
Arab ise, hayr ve erri yorumlarken Ehl-i Snnetin grn esas alm, fakat bu grecelilii sadece
ktlk iin dnmtr. Kelm ekollerinin konuyla ilgili grleri iin bkz. Nihayet'l-lkdam, s. 98;
Muhammed Yusuf Musa, Felsefetl-Ahlakfi'l-lslam, s. 44.
6 lbn-Arabi'nin tavr, mspet oluun her trl hayrn kayna, selbi oluun ise her trl ktln
kayna olduunu dnen Spinozann tavrna benzer. Bkz. Afifi, The Mystical Philosaphy, s. 157; La mo
rale de Spinoza, Sylvain col. SUP. s. 61-74
7 Ktlk yaratlmlara nispet edilir, nk onlarn bir ynleri yoklua bakmaktadr. lbn-Arabi'nin
ktl yaratlmlara irca eden ifadelerini bu esasa gre yorumlamak gerekir.
272
Hayret
lbnl-Arabde hayr ve ktlk iin bkz. el-Ftht'l-Mekhiyye, c. II, s. 157, 303; el-Fthtl-Mekhiyye,
c. III, s. 389; Fussul-Hikem, s. 18.
H a yre t Ha, ya ve ra tek kktr ve "bir eyde tereddt etmek, kukuya kaplmak" de
mektir. Hayret de buradan gelir. Bir ite hayret edilir. Dolu her ey iin mtehayyir de
nilir. (mucem)
s ?-
Mfessir Kad Beyzv bu ayetteki "hayran [akn] kelimesini yoldan kmak diye yorumlar: (Hayran)
yoldan sapm ve hayrette kalm kii (Beyzv, Envar't-Tenzil, 1:141).
Allah sizi ve amellerinizi yaratmtr" (37:96), Attnda sen atmadn, Allah att
veya Onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrmtr" ayetleri hayret ko
( 8:17 ),
nusuyla ilgilidir. ldrmek ancak yaratlma ait bir eylem olarak grlr. Ayet ise
duyuda zorunlu bilgiyle gerekleen bir olay reddeder. Hz. Peygamber bu ayetlerin
kapsamnda yle buyurmutur: Ben senin vgn hakkyla yerine getiremem, sen
kendini nasl vdysen ylesin.3 ite bu kavuma halidir. Eb Bekir es-Sddk ise
bu balamda yle der: drakin yetersizliini idrak idraktir." Bylece o da hayrete
dm ve dolaysyla ermitir. O halde Tanrda hayrete ulamak, Ona ulamann
ta kendisidir. En byk hayret, tek hakikatte suretlerin farkllamas nedeniyle te
celli ehlinde gerekleir.
Allah bilenler drt snftr: Birinci ksm Allaha dair ilimlerinin kayna dnce
olan alimlerdir; ikinci snf Allaha dair ilimlerinin tecelli yoluyla gerekletii k
smdr; nc snf Allaha dair ilimlerinin mahede ile dnce arasnda gerek
letii kimselerdir; drdnc snf ise Allahn her trl -nasl olursa olsun- inan
suretine konu olabileceini bilenlerdir. Bu son snf iki ksma ayrlr: Birincisi
Hakkm mmknlerin suretlerinde tecelli edenin ayn olduunu kabul edenler; i
273
Hayret
kinci ksm ise mmknlerin hkmlerinin Vcd- Hakta [Gerek Varlk] zuhur
eden suretler olduunu kabul edenlerdir. Hepsi de gerei dile getirmilerdir. Bu
noktada bu bilginin sahiplerinde bir hayret ortaya kar. Sz konusu hayret gerek
te doru yolu bulmann ta kendisidir. u halde hayret ile kalan kimse, arr; hay
retin varl ile kalan ise doru yolu bulmu ve ermitir, (ftht, v:4 2 ^t3 )
Bu ifadeden hayretin tezahr ettii yksek mertebe ortaya kar. Sz konusu merte
be vahdet-i vcdu [varlk birlii] kabul eden drdnc snfn ulatklar son mer
tebedir. Bu snf iki ksma ayrlr; Birincisi Hakkm mmknlerin suretlerinde tecelli
ettiini kabul edenler, kincisi ise suretlerin Gerek Varlkta zuhur ettiklerini kabul
edenlerdir: her iki ksm da doruyu dile getirir. O halde hayret nihai hakikatin zt-
lar kendinde birletirmesinden kaynaklanr. Bu durum byk lde Rabbini nasl
bildin? diye sorulduunda Eb Said el-Harrazm verdii ki zdd birletirmesiyle
bildim4 cevabna benzer. Ztlarm bir araya gelmesi bir hayrete yol aar. Fakat sz
konusu hayret, Harrazn ifadesinde bildim deyii gibi, bilginin ta kendisi olan bir
hayrettir. O halde burada dile getirilen hayret marifetten kaynaklanan bir hayrettir
(nk o hayretin kendisiyle deil, varlyla bulunma durumudur). Hayretin ko
numunu tespitten sonra Ibnl-Arabdeki tanmn yapabiliriz: Hayret tecellilerinin
srekliliine bakmak ve her tecellide5 kendisini tanmakla birlikte Allah bilmenin
dalgalarnda6 boulmaktr. te bu, aklc ve dini dncenin veya Allah bilme yo
lundaki her slkun vard son noktadr.7 Bu tanmdan hayret ile ilim arasndaki
fark da grebilmekteyiz. Buna gre bilen bilgisini kuatt gibi, hayret de sahibini
kuatr. O halde hayrete den ilim deryasnda boulan kimsedir. Fakat bu boul
ma,8 insan ilahi tecellilerin art arda geliini idrakten habersiz yapmaz.
Hz. Peygamberin Rabbine hitap ederken endeki hayretimi artr12 dedii rivayet
edilmitir. Bunun sebebi Hz. Peygamberin suretlerin farkllamas nedeniyle tecelli
274
Hayret
O halde hayret ehli delilleri inceleyip (akl ve vahiy delili) onlar tam aratrmann
kendilerini Allah hakknda aknlk ve acizlie ulatrd kimselerdir. Peygamber
veya Eb Bekir es-Sddk'tan yle aktarlmtr: Allahm! endeki hayretimi artr.
Hak kendisine dair ilmini artrdnda, bu ilim Hz. Peygamberin daha fazla hayrete
dmesine yol amaktayd, (ftht, 1:270-71)
eriatn getirdii bilgiyi tevil etseydik onu akla havale etmi olurduk. Bu durumda
akllarmza tapm ve Tanrnn varln varlmza dayandrm olurduk. Allah
kyas yoluyla idrak edilemez. Bylece ilahmz tenzihimiz bizi hayrete ulatrr.
nk btn yollar karmak hale gelmi, hayret ise er' ve akl dncenin vard
bir merkeze dnmtr. Baka bir ifadeyle akl hayrete ulatrd gibi, tecelli
de hayrete ulatrr. O halde ortada sadece aran vardr, hkm sahibi de sadece
hayrettir, (ftht, iv:1 9 7 -9 8 )
Hakk bilmek hayret olduu gibi halk [lem] bilmek de hayrettir. Sekinler hibir
zaman ilim elde etmeye almamlardr. Onlar ilahi fetih [alma] sayesinde ula
tklarn mahede etmilerdir. Bu da onlarn hayrete inanlarm ve onun hkmne
teslimiyetlerini artrmtr, (ftht, iv:2 7 )
Onun benzeri gibisi yoktur, o iiten ve grendir." Bu apak bir iyiliktir. Ben ona
Sen" derim. O da bana Sen der. Ben ona Ben derim. O da bana Hayr, ben
der. Bunun zerine ona Nedir bu durum? derim. Bunun zerine der ki: Grd
n gibi." Ben de derim ki: Hayretten baka bir ey grmyorum. Ne benden bir
ey meydana geliyor, ne sen beni erdiriyorsun. O da der ki: Seni erdirdim." Ben
de derim ki: Elimde bir ey yok ki!" O da yle karlk verir: te, erdirildiinin
almeti budur, sen de ona itimat et. (ftht, iv:1 23)
Bu son ifadeden hayretin sliklerin vard son mertebe oluunun nitelii ortaya
kar. Buna gre elde edilecek nihai ey ermek, fakat hayrete ermektir. te bu bnl-
Arabnin hidayeti hayret diye tanmlamasnn anlamdr:
275
Hayvan/Hayvaniyet
Hidayet insann hayrete3 ulamasdr, Bylece unu grr: in sonu hayret imi.
Hayret hareket ve tedirginlik demektir. Hareket hayattr. O halde ne sakinlik, ne
lm , ne varlk ve ne yokluk sz konusudur, ( fuss. 199:200)
N O TL A R :
1 Hayran kelimesinin hadiste gemesi hakknda bkz. Snen-i Tirmizi, c. VII, s. 127.
1 Bkz. D alal. Ayrca Osman Yahyamn lbnl-Arabtdeki hayret trleri hakkndaki deerlendirmesi iin
bkz. Mecelletl-Mark, s. 733. Sz konusu trler, cehalet hayreti ve marifet hayretidir.
3 Bkz. Hadis Dizini, no. 20.
4 Bkz. Hakim Tirmizi, Hatml-Evliya, s. 144.
s lk bakta hayretten anlalan ey, kendisinden bir dalaletin ortaya kt kavramdr. Fakat lbnl-
Arab hayreti ilmin olmay deil, ilmin okluu anlamnda tanmlamtr. Buna gre ilmi artan kimse,
hayrete der. Bu nedenle hayret yle tanmlanmtr: Hayret bilgi deryalarnda boulmaktr.
6 lbnl-Arab bir kitabnda hayrete mstakil bir bahis ayrr: Mehedul-Hayret bi-Tulu-i Necmil-Adem.
Burada Niffernin etkisini aka gzlemlemekteyizr. Bkz. Meahidu'l-Esrar, s. 60.
7 Hayreti daha iyi anlatmak iin mecaz yoluyla bir rnek verebiliriz: Ykseke bir yerden aaya bakt
mzda bamz dner. te hayret de ilahi tecellileri btn geniliklerine ramen aratrmaya alma
dan doan bir ba dnmesidir. Tecellinin genilii bilgidir, fakat o, yaratklar ba dnmesine yani hay
rete sevk eder. Bylece, Allah' bilen veya Hakk'm yzn her tecelliden tanyan kimsenin nihayetle u-
lat ey, bu ba dnmesi, yani hayret olur.
8 Gark [boulma] hakknda bkz. Paul Nviyann Lbnan Ansiklopedsine yazd istirak maddesi.
9 Bkz. Cami, erh-i Fussul-Hikem, c. I, s. 127.
Affnin hayret ve Muhammed kelimelerini belirgin bir ekilde ayrt etmediini, bunun yerine iki lafz
dan olumu bileik tek kelime saydn grmekteyiz (bkz. Afifi, Tlikat, c. II, s. 41). Dorusu, Kayseri,
Cami, Nabls gibi Fussul-Hikem yorumcularnn grlerini inceledikten sonra onlarn bu iki kelime
yi ayrdklarn grdk. Bkz. Cami, erh, c. I, s. 129. Nablsnin deerlendirmesi iin bkz. erh, c. I, s.
117; KayserInin ifadesi iin bkz. Kayseri, Matla, s. 96.
" Cminin bu metni yorumlay iin bkz. erh-i Fussu'l-Hikem, s. 129.
14 Hadis Dizini, no. 21.
13Sfiler marifet hayretinin artmasn istemilerdir. Halla da Arafatta vakfe ederken Allah hakkndaki
hayretinin artmasn istemitir. Bkz. Massignon, Passion, s. 266-67, Ibnul-Farzn ifadesi iin bkz. Divan,
s. 142; Feridddin Atar da Mantkut-Tayrda zel bir blm hayrete tahsis etmitir. Abdullah Ensri ise,
hayreti sliklerin menzilleri arasnda zikretmemitir.
tdris mutlak bir hayvan olur. Bylece insan ve cinlerin dndaki her ey kendisine
276
Hayvan-nsan
Bu makamn [Kutup] sahibinin nikah, Cennet ehlinin nikah gibi salt ehvet ama
ldr ve salt ehevi ama tayan hayvanlarn nikahnn yerini alr. Kukusuz insan
lar bu deerden habersiz kalmlar ve onu hayvani bir ehvet saymlar, nefislerini
ondan uzak tutmular, yine de onu en deerli isimle isimlendirmilerdir. Bu deerli
isim onlarn hayvani, yani hayvann zelliklerinden birisi deyileridir. Hayattan
[hayvan kelimesi hayat kelimesinden tremitir] daha deerli bir ey olabilir mi? Bu
yzden insanlarn onlar hakknda irkin diye inandklar ey vgnn kendisidir.
(FTUHAT, 11:574)
Hayvanlara gelince: Bizim onlardan baz pirlerimiz vardr, itimat ettiim eyhlerden
birisi atlardr, nk atn ibadeti pek gariptir. Ayrca ahin, kpek, kaplan, karnca
vb hayvanlar da vardr. Onlarn ibadetlerini kendi yaptklar gibi beceremedim. B
tn yapabildiim belirli bir vakitte o ibadeti yerine getirebilmemdir. Halbuki onlar
srekli bu ibadeti yerine getirirler. Bununla birlikte onlar her an benim onlarn e-
fendisi olduuma da inanrlar, beni knarlar ve eletirirler, ( ruh , 147)
NOTLAR:
' tbnl-Arab bazen hayvaniyet terimini kullanr ve onunla eksiklik anlamndaki klasik yorumuyla kulla
nr. Bkz. el-FthtI-Mekkiyye, c. IV, s. 125.
2 6kz. H ayat.
3 Bkz. B eh lm e, H ayvan/H ayvanlyet.
4 Bkz. B a h im e, H ayvan/H ayvaniyet.
5 l her eye sirayet eden hayat sayesinde diri grlr, nitekim bunu lbnl-Arabde hayat bahsinde be
lirtmitik. Ayrca skin de konuandr. nk her ey, Allahn hamdini tespih etmektedir. O halde ses
siz bir ey yoktur, her ey konumaktadr.
6 (27:88) ayete telmih.
7 Bkz. Aftfnin hayvaniyet yorumu. Tlikat, s. 274; Fussul-Hikem, s. 192.
277
Hayvan-nsan
nsanlk ve halifelik sayesinde insan tam olarak Tanr'nn suretine benzemitir. Her
insan halife deildir. nk hayvan-insan bize gre halife deildir. Halifelik de sa
dece erkeklere zg deildir. O halde biz kadn ve erkek kmillerden sz etmekte
yiz. (KLE, 46)
Hayvan-insan bir haeredir. Kemle erdiinde ise halifedir. Hayvan-insan ile halife
olan insan- kmili ayrt etmemizin nedeni "Ey insan! Seni kerim Rabbine kar k
krtan nedir? O seni yaratm, tesviye etmi, l ve itidal vermitir3 ayetidir. Bu
rada sz konusu olan insann tabi ve unsurlardan olumu yaratlnn yetkinlii
dir. Ardndan yle der: "Diledii bir surette seni terkip etmitir. Hak dilerse seni
yetkin bir biimde var eder, Bylece seni lemde halifesi yapar; veya hayvan sure
tinde meydana getirir ve bu durumda da insan denilenlere ait olabilecek ztnn ku
rucu zelliiyle birlikte bir hayvan o l u r s u n , ( f t h t , lli: 2 9 7 )
lbnl-Arab insann bir nsha veya suret olmas grnde, Arap dncesine lh-
van- safa kanalyla girmi kadim felsefelerden yararlanm, fakat yararland kay
na iki noktada amtr: 1) Beer trnn btn bireyleri srf insan olduklar iin
insanlk mertebesinden pay almada, baka bir ifadeyle insann varlnda barndrd
hakikatleri tamada denk deillerdir. bnl-Arab insanlar ayrt eder: Bu ba
lamda halife insan ve hayvan-insan vardr. Bu ayrm nceki felsefelerde bulunmayan
bir eydir; onlara gre her insan insanlk mertebesine ait niteliklerden yararlanr. 2)
Suret ve nsha terimlerinden sz eden felsefelere gre insan kk varlnda byk
lemin hakikatlerini toplamtr. O halde insan lemin nshas veya lemin sureti
2 78
Hazret
NOTLAR:
' lnsan- kmil iki eyin suretidir: Hakkm ve lemin sureti. Bkz. N sh a, S u re t, Insan- Km il.
2 Bkz. Rzk.
3 Bkz. (82:6, 7, 8).
4 Bkz. B erza h , M uh tasar, ln san- K m il. Ayrca bkz. Voc. Tech. Et critiue de la philisophie, "microcosmos
macrocosme maddesi. lbnl-Arab'de hayvan-insan ve halife-insan hakknda geni bilgi iin bkz. el-
FthtI-Mekkiyye, c. III, s. 355, 372, 409; c. IV, s. 56,112,364, 398.
H azret Ha, dat ve ra "bir eyi getirmek", "bir eyin gelmesi ve grlmesi" demektir.
Kk tek olsa bile bundan uzak baka anlamlara da gelmitir. Hazret'r-racl, "ada
mn yok olmas" demektir, ( mucem )
H akka ve olua mensup her hakikat1 btn lemlerdeki mazharlaryla birlikte bir
hazret tekil eder ve sz konusu hakikatin hazreti denilir. Sz gelii kudret ilahi bir
hakikattir. Her lemdeki kudret ilahi kudretin mazhar ve tecellisi olmas bakmn
dan btn lemlerdeki mazharlar ona dner. te btn mazharlar ve tecellighlar
ile birlikte baka ilahi hakikatlerden ayrmas ynnden ilahi kudret bir hazret te
kil eder: kudret hazreti.
Allah yle buyurmutur: En gzel isimler Ona aittir (7:180). Bunlar ilahi hazret
lerden baka bir ey deillerdir. O halde Allahn gzel isimler diye dile getirdii i-
lahi hazretleri, hazret diye zikredelim ve bunlarn saysn yz ile snrlayalm.2 On
lardan birisi de ilahi hazrettir. O hazret Allah ismidir. lahi hazret btn hazretleri
kendinde toplar, ( f th t , iv : 196)
lahi hazretler, sayca neredeyse snrszdr, nk onlar nispetlerdir. Her ilahi isim,
bir hazrettir, Hakkm isimlerinin ise bir ksmn biliriz, bir ksmn bilmeyiz. Muh
ta olunan her ey, ilahi isimlerden birisidir.3 ( fth t , v:3is)
lemi gzellii nedeniyle seven, kukusuz Allah sevmitir. Hakkm lemin dnda
bir tecelligh yoktur. Burada bana peygamberlik mertebesinden tahsis edilmi ila-
hi-nebevi bir sr vardr. Bununla birlikte ben peygamber deilim, sadece vrisim.
(FTHT. IV:269)
279
Hazret
Onun (Samed isminin tecellisinin) drt bin hazreti vardr. (mevakI, 159)
Hazret zel bir ekilde bir araya gelmi, kendine zg nitelikleri ve ak bir sureti
olan yeni, birleik bir hakikat meydana getiren hakikatler toplamdr. Sz gelii ha
yal, belirli bir ekilde bir araya gelmi ve meydana getirdikleri eye ak ve nesnel
zellikler kazandrm tikel hakikatlerin toplamndan olumu bileik bir hakikattir.
te bu meydana gelen yeni hakikat, hayal hazreti diye isimlendirilir. bnl-Arab
birlik oluturmu hakikatler toplamna da hazret der.
nsan hazreti5 de ilahi hazret gibi, hatta onun ayns olarak mertebedir: mlk,
melekt ve cebert.6 Bu mertebelerden her birisi e ayrlr, Bylece hepsi dokuz
olur. Bu yzden Hakka ait dokuz hakikatten leme ait dokuz hakikate birtakm sr
lar ulat gibi lemin dokuz hakikatinden de Hakkn dokuz hakikatine birtakm
srlar ynelir. (FTHT, 1:54)
brahim oluna yle der: Ben ryamda kendimi seni boazlar grmekteyim"
(37:102). Uyku hayal hazretidir, bu nedenle brahim ryasn tbir etmemitir. Hal
buki hayal hazretindeki tecelli, sayesinde Hakkn o suret ile neyi kast ettiini ak
layan baka bir ilme muhtatr. Tbir grd suretten baka bir eye gemek de
mektir. Hayal mertebesi, tbiri gerektirir.7 ( fuss , 85-86)
Hak ve halk arasndaki her bant bir hazret8 meydana getirir; bunun anlam kulun
o hazrette sz konusu bant ynnden Hak ile beraber9 olmas demektir.
280
Heba
ahede hazreddir. Mahede hazreti tek bir hazret hepsini ierse de farkl mertebe
lere sahiptir. Bir dieri ise karlkl konuma hazreti, bir dieri iitme [semai, bir
dieri retme hazreddir. ( f th t , i:60i)
NOTLAR:
' Bkz. H ak ikat.
2 Her ilahi ismin bir mertebesi vardr. Mertebe, ilahi isim ve lemlerdeki tecellilerinden oluur. Bunlar
dan birkan rnek olarak zikredebiliriz: Hazretu'r-rabbiyyet, hazretur-rahmut, hazret'l-mlk, haz-
rett-takdis, hazrets-selm, hazretl-eman, hazret-ehadet, hazret'l-izzet vs (bunlarn says yz
tanedir) bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 198-226.
3 Burada ilahi hazretlerin ilahi isimler olduklarn, fakat nceki metinde olduu gibi, yz saysyla snrl
olmadklarn grmekteyiz, bkz. lahi sim.
4 Bkz. M akam .
5 Hakika-i insaniyye bir birlik oluturan hakikatlerden meydana gelmitir. Sz konusu birlik hazrettir.
6 Bkz. B y k le m -K k Alem .
Bylece Ibnl-Arab hayale bir mertebe tahsis eder. nk o, kendine zg nitelikleri olan bir lemdir.
bnl-Arablde hayal hakknda bkz. Fussul-Hikem, s. 85, 86, 99, 100, 123; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III,
s. 198, 361, 364, 365, 509.
8 lbn'l-Arabde hazret terimi iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 37, 136, 234, 345, 364, 370; el-
Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 306, 407; Risle-i la-Yeulu Aleyh, s. 3; lsra ila Makami'l-tsra, s. 53; lnad-
Devair, s .31; Menzilu'l-Ktub, s. 4: Mevakiu'n-Ncm, s. 20, 152 vd.; stlaha!, s. 297; Fussul-Hikem, c. II,
s. 29.
9 Nablsnin hazret yorumu iin bkz. Salatl-Kbra, s. 6
H e b a He, ba ve ille t harfi "toz" ve "tozun incelii" anlamna gelir. Heba, "topran
tozu" demektir. Gne nda grlen dalm ey, hebadr, (mucem )
s?
Heba iinde Allahn lemin suretlerini yaratt sonradan var olmu maddedir. He
ba, lemin cisimlerinin suretlerini kabul etmi karanlk cevher, filozoflarn (suretin
mukabilinde) madde diye isimlendirdikleri eydir. Heba, belirsiz mnlar kabul e-
dici bir cevher olan maddiliinde mevcut ve belirlenmi Klli Cisimden farkldr.
Heba, lemdeki cisimlerin suretlerinin maddesidir.
Buharn benzedii yaratlm en yce ey, Allahn lemin suretlerini iinde yaratt
28i
Hecr
Hebadr. ( f t ht , c. i.78)
lemdeki yalnzln kayna, lemin doldurduu haladr [boluk]. Onu ilk doldu
ran Hebadr. Heba, halay kendi varlyla doldurmu karanlk cevherdir. Ardndan
Hak en-Nur ismiyle ona tecelli etmi, bu cevher onunla boyanm, karanlk-ki ka
ranlk yokluktur- kaybolmutur. Bylece Heba, varlk ile nitelenmi, boyand
nurla kendisini izhar etmitir, ( f t ht , i:i50)
ekli kabul eden cisim, Hebadr. nk Heba, ekiller alr, her ekil kendisinde
zuhur eder. ekilde Hebadan bir para bulunmad gibi eklin ayns da deildir.
(FTHT, 11:433)
Heba, her sureti kabul etse de, heba olma zellii deimez. Bu suretler, Heba cev
herindeki mnlardr, ( f th t , IV:19)
Hebada -ki filozoflar madde derler- ztlarnn Klli Cisimde ortaya kndan n
ce keif sahibinin -Hebay mahede ettiinde- grd lemin suretlerinin ilmi
vardr, ( f t ht . i:i07)
Tabiat ve Heba, tek bir ana-babadan olma karde ve kz kardetir. Tabiat Hebay
nikahlam, aralarnda Klli Cisim meydana gelmitir. Klli Cisim, zuhur eden ilk
cisimdir. Bylece Tabiat baba olmutur, nk tesir ona aittir; Heba ise anne1 ol
mutur. (FTHT, c . 1,140)
N O T LA R :
' tbnl-Arabde Heba iin bkz. el-RUultI-Mehhiyye, c. I, s. 8, 121; c. II, s. 433; c. III, s. 420, 444; Uhle,
s- 56. 59-
Hecr sadece dille deil, i ve kalp diliyle oka yaplmas gereken zikirdir.
Hecir, kulun yerine getirmesi gereken herhangi bir zikirdir. Her zikrin kendine z
g bir neticesi vardr, ( f th t , iv:88)
282
Her Nefeste Yaratma
Hecrin insana yegne faydas, sahibine fetih vermesidir. Fetih nasip olmam he-
cir sahibi grdnde, bil ki, o d dilinin i diline uygun hareket etmedii zikrin
sahibidir. Bu kimse, hecr ehli derken kast ettiimiz kimse deildir, ( f t ht . iv :1 27)
H e r e y bkz. le m in T o p la m
Allahn rahmeti, ancak insan trnde gazabm gemitir. Dier yaratklar ise rah
metin gazab gemesi ynnden deil, her eyi kuatmas ynnden rahmete konu
olurlar. Bu yzden sadece insanda her eyi kuatan rahmet ve gazab gemi rahmet
bulunur. Bylece rahmet iki adan insan talep eder: nsann dndaki yaratklar
iin ise rahmetin byle bir hkm yoktur, ( ft ht , 11:565)
NOTLAR:
1 Bkz. Hadis Dizini, no. 25.
2 Bkz. Ih san R ahm eti.
H e r e y i l e S l k E d e n bkz. S l i k
Arapada kelimenin oulu olarak hazain yerine hizane-i kll ey deyimini kullan
mamtr. Bu, bir adan kelimeyi oul zikreden Kuran- Kerimn lafzyla uyum
283
Her eyin Ruhu
NOTLAR:
Bkz. N e f e s -i R a h m a n i.'
NOTLAR:
1 lbn'l-Arabde ruhul-kl deyimi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 12, 346, 461, 516; c. II, s. 394;
Tecelliyat, s. 25; Tercman'l-Evak, s. 49.
H e v a bkz. H u b
S?"
Heybet ve ns, slikin korku ve mit (birinci aama) ve daralma ve almadan (ikin
ci aama) sonra ulat seyr-i slk makamlarndan iki ift kavramdr.1 Heybet,, kal
bin ilahi mertebenin cemlinin cell tecellisinden bulduu eydir. ns ise varl ve
imknlar ns terimini incelerken ele aldmz bir tartma konusudur. ns, kalbin
ceml tecellisinden kaynaklanan halidir. Heybet ve ns, dnya ve ahirette insana e
lik eden iki haldir, nk ilahi tecelli, dnya ve ahirette, sreklidir. Heybet, kalbin
halidir.
Heybet Tanrnn cemlinin cell tecellisinin yol at kalbin halidir. Bir insann
Heybet ilahi mertebenin zti niteliidir dediini iittiinde, bunun doru bir d
284
Heybet ve ns
Heybetin azamet, azametin ise azamet verenin haline dnk olduunu renmi
sen, onun kalbin hali olduunu renmisindir demektir. Bu hal, varla ait bir
haldir, ( f th t , i:54o)
Cell, kalplere heybet ve tazim duygusunu veren ilahi bir niteliktir, ( f th t , 11:541)
ns kalbin halidir:
Sfilere gre ns, Hak tarafndan kuluna dnk olarak genilemenin gerekleme
sini salayan eydir. Bu genileme hali, bazen bir perdeden, bazen ise keiften ola
bilir. ns, kalbin ceml tecellisinden kaynaklanan bir halidir. Dolaysyla ns, sofi
lerin ounluuna gre, ceml tecellisinden kaynaklanr. Bu durum, sfilerin bu
bahiste yaptklar eitli srmelerden birisidir, ( f th t , ll:54o)
Tasavvufi makamlarn bir ksm, insann hem dnyada ve hem de ahirette nitelen
mesi gereken makamlardr; rnek olarak mahede, cell, ceml, ns, heybet ve
bast gibi makamlar verebiliriz, ( f th t , bs, 98)
n o tlar:
Kueyri Risale'de yle der (s. 213 (eviride s. 187): Heybet ve ns kabz ve havftan stn bir haldir. Kabz
da havftan stn bir mertebe, bast da recann stnde bir derecedir. Heybet kabzdan daha yksek, ns
ise basttan daha yetkindir. Heybet ve ns stn haller olsalar bile, hakikat ehli onlar eksik sayar. n-
285
Heyula Cevheri
k onlar kulun deimesi anlamm tarlar. Temkin ehli, halleri deimekten korunmu kimselerdir.
Onlar, Hakkn varlnda silinmilerdir. Artk ne heybetleri ne nsleri, ne ilimleri ne de hisleri vardr."
2 bnl-Arab burada Kueyri'den farkl dnr, Kueyri yle der: Heybetin hakk gaybettir. Her hey
bet sahibi gaiptir. Heybet sahipleri gaybet halindeki farkllklarna gre farkl derecelerde bulunurlar.
nsn hakk, gerek anlamda ayklktr. Her ns sahibi ayktr. Onlar da, 'urb halindeki farkllklarna
gre ayklkta farkl derecelerde bulunurlar (Risale, s. 213).
H e y u l a C e v h e r i Heba.
s?
H-D-R kk iki anlamda yer almtr: Yeil renk. Bu anlamda kelime kuruluk ve lmn kart olan ha
yat ifade iin kullanlmtr.
[Ayn kkten gelen] Hzr insan ismidir. Kuran- Kerim isim vermeden kullarmzdan birisi diye ona iaret
etmitir. O Allahn lednni ilmi rettii kulu temsil eder; Musa Peygamberden de sz konusu lednni
ilimleri renmede kendisine uymasn istemitir:
Musa kullarmzdan bir gen buldu. Ona biz katmzdan bir rahmet vermitik ve kendi katmz
dan ona bir ilim retmitik. Musa ona yle der: Sana retilen ilimden bana da retmen
artyla sana tbi olabilir miyim? (18:65-66)
Ardndan gelen ayetler (Kehf suresi 65-82) Hzr ve Musa arasndaki hadiseyi anlatr.
s?"
Hzr bnl-Arabnin dncesinin temel bir nitelii olan zt kavram iftlerinde
simgesel bir anlam tar. Bu balamda bnl-Arab Hzr llyasm kart sayar, bi
rincisi ile bast, kincisi ile ise kabz hali ifade edilir. bnl-Arabnin kart iki isim
saymasna yol aan Hzr ve tlyas arasndaki ilikiye k tutabilsek bile, Hzr ve bast
286
Hicab
[alma] ile llyas ve kabz arasndaki iliki hakknda g bela bir tahmin yapabiliriz.
Hzr ve llyas bnl-Arabye gre tek zellik birletirir: hayat. nk Ilyas - k i o
Idristir- Allah yksek bir mertebeye ykseltmitir. O halihazrda canldr. Hzr da
bu srekli hayattan nasiplenir. te yandan sahibu z-zaman [zamann sahibi] veya
Kutup, sonucunu nefislerinde kabz veya bast hali olarak bulduklar, birtakm tecelli
lerle sliklere veya mminlere yardm eder (bu iki sonu iki ismin gereidir: Cell
ve Ceml). Kutup bu yardm iki yoldan ulatrr: llyas ve Hzr. Birincisi kabz, kin
cisi bast haliyle ilgilidir. Hzr ve bast, llyas ve kabz arasnda ilikinin sebebini 1b-
nl-Arabnin metinlerinde bulamyoruz. Bu durum bizi birtakm tahminlere sevk
eder. Bu tahminlerde peygamber biyografilerinin ve kitaplarnn betimledikleri ze
re, sz konusu ilikinin tohumlarnn tlyasm ve Hzrn psikolojik tabiatlarnda
bulmaktayz veya bu basit ilikinin kayna, yazarken ya da sylerken iki ismin, yani
Hzr ve llyas isimlerinin nefse verdii ilhamlardr'.
Gavs nedir? Zamann Teki ve sahibidir. Kutup bazen verdiklerini llyas vastasyla
verir. Dersen ki: llyas nedir? Deriz ki: Kabzdan ibarettir. Bazen Kutup verdiklerini
Hzr eliyle verir. Dersen ki: Hzr nedir? Deriz ki: Hzr basttan ibarettir, ( f t h t ,
11:131)
S?
Hicab engel ve mani eklindeki szlk anlamn Kuranda korur. Bu balamda lafz-maddi engel anla
mnda:
Onlardan bir meta talep ettiinizde, bir perdenin ardndan isteyiniz. (33:53)
Bizim ile senin aranda bir engel vardr, sen de yap, biz de yapacaz. (41:5)
Mecazi anlamda:
Allah bir perde [hicab] ardndan olmakszn hi kimse ile konumamtr. (42:51)
Hayr! Onlar o gn Rablerinden perdeli [hicab] olacklardr. (83:15)
287
Hicab
Hicab' lbnu 1-Arabnin etkin-olumlu tavryla ele alnncaya kadar sfilerin ekindik
leri ve gzlerinden rak tuttuklar olumsuzlukla2 dolu bir terim olagelmitir. bn'l-
Arab ile birlikte perde, perdelenene ulatran bir kap ve yol haline gelmitir. Bu
yzden perdelenmie ancak perdeden ulalabilir. O halde perde engelleyen deil
kavuturan bir ayrcdr.3 Fakat nedir bu perde? Neye perdedir? Doal olarak
bnl-Arab ve dier sfiler sadece ilahi zta ulamaya alrlar, dolaysyla gayeleri
Haktr. Bylece onlarn ilahi zt dorudan grmelerinin yolunda duran her ey
perdedir. O halde hicab ayran ve Hakka ulatran her eydir. Bu tanm btn varlk
dzlemlerinde her eit oluu ve yarat ierir. O halde perde Varln vehelerin
den birisi haline gelen [varln iki yn: Hak-halk] halktr [lem, masiva].4 Ibnl-
Arabde hicab taayynn ta kendisidir.
Bir devirde Gavs ve Kutup diye isimlendirilen tek kii vardr. Kutup Hakkn kendi
siyle btn yaratklarndan ayr kald kimsedir. Sz konusu kul btn zamanlar
da Allahn ayndr, kendi dneminde Hak ondan bakasna bakmaz. O en stn
perdedir (hicab- al). ( ftht , 11555)
Birinci metinde mmknn hakikati5 en yakn perdedir, baka bir ifadeyle Allahn
bilgisine ulatran en kestirme yoldur. Verdiimiz bu anlam lbnl-Arabnin cmle
sindeki sebeplilik bantsndan ortaya kar: Sen, kendinden Hakk' tanrsn, baka
sndan O nu tanyamazsn. nk sen en yakn perdesin. Bilmenin sebebi perde ise,
bu durumda perde bilgiye ulatran bir yola dnr. tbnl-Arabnin ikinci metni
ne gelince: Burada perde en st noktaya kar. En st nokta bir mekn deil, merte
be bildirir. u halde en stn perde Gavs ve Kutuptur.6 bnl-Arab Kutba perde
diyorsa, sadece bu bile terimin mertebesini gstermek iin yeterlidir. nk Kutup
kendi dnemindeki en st rtbeli insan- kmildir ve ancak yksek diye nitelenebi
lir. O halde lbnl-Arabde hicab, yani perde terimi mahrumiyet, engel, kesmek,
uzaklk, eksiklik gibi eski anlamlarn srdrmez. Zikredilen iki metin hicabn bil
giye ulatran bir yol ve delil oluunun yan sra, Ztn bir taayyn7 oluunu da a-
klar. nk mmknn hakikati ve Kutup gerekte Ztn taayynlerindendir.
Ayrca bnl-Arab hicabn [perde] bizzat talep edilen bir eye nasl dntn
288
Hicab
yle aklar:
Hicab [perde] rahmet; delil ise perdeleri yakmaktr.8 Perde ceza; kesin kant ise
perdeyle kapnn ardndakine ulamak deil, dereke [kat, mertebe]9 mensuplarna
gelen eydir.10 Kap ardnda bulunan ulalamaz ise, katnda konaklamak ve yer
lemek mmkn deilse byledir. Bu durumda kap istenilen olur, (f t h t , I V :3 4 2 )
Bu ekilde perde Ibnl-Arabide, yani her trl terim iftlerinin sonuta yetkin bir
lik oluturmak iin birletii bir dnce sisteminde insan gayesine ulatrmaktan
engelleyen bir ey deildir; bu birlemeyle perde maksat, kap talep edilen haline ge
lir. nk perde delil ve yol demektir. Fakat burada nemli bir yn ortaya kar:
Perdeler slikin ap, ardnda perdenin bulunmad makama ulat bir yn veya
sayyla snrl deillerdir. nk perdeli perdeden ayrlmaz ki, daha yakn veya yk
sek bir perdeye ulaabilsin.11 Hak yaratlma perde olmakszn asla tecelli etmez, in
san ile Hak arasndaki son perde insann kendi varldr.
Hak kendisini karanlk -onlar doal cisimlerdir- ve nurani -onlar latif nrlardr-
perdelerle nitelemitir. lem ise younluk ve latiflik arasnda bulunur ve o bizzat
kendisine perdedir. u halde lem Hakk, Hakkm kendisini idrak ettii gibi idrak
edemez. Dolaysyla kendisine muhta olmakla, Yaratanmdan ayr olduunu bil
mekle birlikte, asla ortadan kalkmayan bir perde iindedir.12 ( f u s s , 5 4 )
NOTLAR:
289
H id a y e t D a la le t i
lbn'l-Arab'de her mevcut Hakka perde olmaktan, iinden Hakkn mertebesine girilen bir kapya d
nr. nk her mevcut Hakkn bir tecellisi ve taayyndr. Bylece de, perde olsa bile, Hakka ula
trma imknn kendinde tar. Bkz. Risle-i Tenkhu'l-Hcum, s. 30.
Perdeler tek mertebede deillerdir; ulv perdeler olduu gibi, sfli perdeler de vardr. Sfli perdeler,
nefs, tabiat ve ehvet perdeleridir. Ulvi perdeler ise, taayynler, bilgi ve sevgi gibi eylerdir. Bkz. bnl-
Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 308; Ris!e-i Gavsiyye, s. 79.
,2Metinin yorumu iin bkz. Nabls, erh-i Cevhirin-Nusus Ji-Hallil-Fusus, s. 44.
Hem isim olarak Kuran'da gemez, hemme [niyet etti], hemmet (kadn) ve hemmu (oul) gibi, fiil kalp
larnda yer alr.
S?"
Himmet, insanda etkin eylem ve yapabilme gcdr, bu gcn iki kayna vardr:
birincisi yaratl, kincisi ise eitim ve kazanmadr. bnl-Arab ncesinde himmetin
kaynaklarna dikkat eken kimse grmedik, o ise hem istidada ve hem de terbiyeye
hakkn vermitir. Himmetin yaratltaki varl, bir imkndr, bu nedenle himmetin
kulda yetkinlemesi, ilgileri zaviyesinden ve sevginin etkisi sayesinde imknlarnn
almasdr.
Kuvvet olarak himmet:
290
Himmet
Lut Peygamberin ayet benim size kar kuvvetim olsayd (i:8o) ifadesinde geen
kuvvet, etkin himmet demektir, ( f th t , iv:53)
Himmetin kuldaki varl, iki trldr ve iki mertebesi vardr: kulun yaratlnda
ve doasnda bulunan himmet ve yokken kul adna gerekleen himmet. nsan
himmeti nefsinde bulduunda, onu diledii eylere yneltir, rnek olarak beikte
sann konumas ve Meryemin himmetini verebiliriz. Btn bu durumlarda him
met, bize gre sebeplerdir: Allah onlar sebebiyle deil, onlar vesilesiyle eyleri yara
tr.2 (MEVAK, 84)
Gayret ve Ak:
Elif ve lam bir araya geldiinde her birisine bir meyil elik etmitir. Meyil, istek ve
ama demektir ve ancak istekli bir hareketten kaynaklanr. Bylece lam bu balam
da eli/ten daha gl olmutur. nk onun sevgisi daha oktur. Bu yzden onun
himmeti, varlk itibariyle yetkin, fiil olarak daha tamdr. Elif, sevgisi az olandr, bu
nedenle himmeti lama daha az iliir ve bylece de onun gereksinimlerini karlaya
maz. Btn bunlar (elif ve lamn birbirlerine meyletmesi), sevgi ortaya kartr.
Sevgide drstlk, sevilene ynelii salar, doru yneli ise sevilenin sevene ka
vumasn salar, ( f th t , bs, 618)
Burada himmetin aslnda insandaki iliebilen bir g (herhangi bir eye ynelmemi
genel bir g) olduu ortaya kar. Bu gcn iliebilirlik zelliinden ise terbiye ve
gayretin ondaki ilevi ve de imknlarnn almasn salayan ynlendirebilirlik im
kn ortaya kar. bnl-Arabnin metinlerinden himmetin yneldii eyleri belirle
yen bir kavram ortaya kar ki, bu kavram insan iradesidir, insan, zikredilen metin
lerde, himmeti ynlendiren ve onu kontrol eden bir varlktr. u halde irade, him
meti konularna ynlendirmektir. Bu balamda iradenin mrit kelimesiyle ilikisi,
buna bal olarak da himmet sayesinde fiil makamna ulamada slkun ilevi de
Himmet
Bu makamlar nasl aamaz ki? Bu makama ulama kerametler nasl tahsis edilmez
ki? Bu ahsn himmeti senin buramdr [binek]. Burak salam bir eve uradnda,
onu yarp geer, ( kutub , 3)
292
Himmet
Ays diye ifade edilmi himmetleri onlar nereye gtrm ve nerede eitmitir.
( tercm an , 71)
imdi de, sfilere gre himmetin snf hakkmdaki metinlerini aktaracaz. kaz
himmeti:
kaz himmeti kuruntulara kar kalbin uyank hale gelmesidir; sz konusu kurun
tular imknsz olabilecei gibi, mmkn eyler de olabilir. Himmet, kalbi kurun
tulardan arndrr. O, kalbi kuruntunun mahiyetine baktrr. Bu inceleme kuruntu
dan vazgemesini salarsa vazgeer; srar etmesi gereini verirse, azim gsterir, ( f
t h t , ll:526)
rade himmeti:
rade himmeti, mridin ilk doruluk halidir. Buna gre irade himmeti [niyeti topla
mak anlamndaki] cem-i himmet halinden ibarettir. Bylece mridin baka bir gayesi
kalmaz. nk nefs, bir noktada odaklatmda lemin cisimleri ve hallerinde tesir
eder, hibir ey kendisine kar gelemez, ( f th t , i:526)
Hakikat himmeti:
Himmet yksekliinin doal bir sonucu olarak ilgiler ortadan kalkar, hatta himmet
293
Himmet
iin Hakkm dnda herhangi bir konu kalmaz; himmetler tek himmete dnrler.
te bu aamada tezahr eden ak dilinden idrak ettiimiz ey budur. Sz konusu
aama, himmetin srd son aamadr ve fenadan nceki ikilii vurgular. Bu aa
mada birlik makamnda bulunduklar iin, fiil ve tesir himmet sayesinde ortaya
kar. Himmet insandaki btn! bir g olarak, ancak konularyla gerekleebilir, do
laysyla ortaya k, taalluk dzleminde mmkndr. Ahmet Ziyaddin Gm-
haneviden aktardmz metin bunu pekitirir: Himmetin tarikata yeni katlan kim
selerdeki grnm, velayet derecesine ulam kimselerdeki grnmnden, bu da
hakikatlere ulam kimselerdeki grnmnden farkldr. Bu farklln kayna ise
grdmz gibi, konunun farkllamasdr. Himmetin, bir g olmas itibariyle bir
fiili vardr ve her insanda mevcuttur. Himmetin fiili her eylemde aktr. Sfiler, bir
g olarak himmetten yararlanp, onun eylemini d dzlemden (yani himmetin in
san vastasyla ve onun asndan duyulur eylere tesir etmesi) i dzleme (insan an
cak sebepler vastasyla yaplabilecek eyleri himmet sayesinde yapar) tamaktan
fazla bir yapmamlardr. Bu aktarmay gerekletirdiklerinde, himmet sfilere gre
fiilin sahip olduu btn bilgi ve varlk boyutlaryla tesir ve eylem arac olarak orta
ya kmtr. Bylece himmet, keramet ve harikulade boyutunu kazanmtr.
Himmetin fiili:
nsann bedeniyle veya grnr bir sebep vastasyla ulaabildii her eye peygam
ber veya veli himmetiyle ular. Sadece bu kadar deil, insann takatini aan eylere
de himmet gcyle ulalr. ( m evak , 83)
Himmetin tesiri:
Sultana de ki: Bu bir himmettir, meyve veren aaca tesir etmitir. Peki, mazlum bir
toplumun himmetleri zalimlerin kkn kurutmada ne kadar etkin olur! (BULGA, 69)
294
Himmet
Himme sahibi, muhakkiklere gre mutlaka fiil sahibidir. Bu, sfilerin pay ve ma
kamdr. (FTHT, BS, 619)
insan, vehim gcyle ancak hayal gcnde var olabilen eyleri yaratr. Bu, yaygn
durumdur. Arif ise himmet gcyle, dta varl olan eyi yaratr.6 Fakat himmeti
yaratt eyi korumaya devam eder.7 ( fuss, 88)
Bu fiil aklda canlanan harf vastasyla gerekleir. Bu harf, konu hakknda bilgisi
olmayan baz kimselerce himmet, doruluk diye ifade edilmitir. Halbuki dorusu
byle deildir. Himmet akla getirilen harf iin bir ruh olsa bile, akla getirilen eklin
ayns deildir. Bu mertebe, lafzl ve rakamsal btn harfleri ierir, ( f th t , s ,
174)
O halde harf vastasyla fiil, harfi telaffuz edenin himmetini gerektirmez. Himmetin
hak ettii doruluk vb isimler buradan gelir. nk fiilin nedeni onlardr. Bu nok
tada himmet, sfilerde bir bilgi arac olarak ortaya kar:
Halvete sarl! Himmeti Rahman Allaha bala ki, ren, (ftht, bs, 6 2 2 )
Dediimizi anlayamaz
Himmet sahibi olandan bakas, ( fuss , 122)
Halvette Allah ile beraberken ve onun sayesinde -ihsanlan yce ve ltf byk ol
sun- yeryzndeki btn kelam bilginlerinin habersiz olduu bilgiler alr. Ayn
hale sahip olmayan akl ve delil sahipleri, o bilgilerden habersizdir. nk onlar
dncenin tesindedirler. ( ft ht , bs , 65)
295
Himmet
Geen tanm ve metinlerden himmetin sfinin yararland bir tesir ve fiil vastas
olduu ortaya kmtr. Buna gre sfi mevcuttur, diler ve yapar. Bu, Allah'a gidi
inde talep ettii gayeyle, baka bir ifadeyle egosunu yok etmek ve seimi brakmak
amacyla eliir. Bundan u sonu kar: Himmet vastasyla fiil ve bilgi diyalektik bir
iliki iindedir; birisi eksildiinde dieri artar. Bu i, himmetle ilenen fiilin gc
nn kemline ve marifetin tesiriyle fiilde iradenin terkine ulancaya kadar srer.
Birisi yle sorabilir: Onu (Lut peygamberi) etkin himmetten ah koyan neydi? Et
kin himmet peygamberlerin takipisi slklerde bulunduuna gre, onlar buna sa
hip olmada daha ncelikli deiller midir? Deriz ki: Haklsn, fakat baka bir bilgi
de eksiin var: Marifet himmete tasarruf imkn brakmaz. nsann marifeti artt
nda, himmet vastasyla tasarrufu eksilir. (fuss, 1 2 7 )
Bizler tasarrufu zariflik olsun diye terk etmedik. Lut bakasn tercih yoluyla tasar
rufu terk etmitir; biz ise marifetin yetkinlii nedeniyle terk etmiizdir. nk ma
rifet, irade ederek tasarrufu gerekli klmaz. Arif lemde himmet ile tasarruf ederse,
bunun nedeni, kendi iradesi deil, ilahi bir emir ve zorlamadr, (fuss, i 2 9 )
Himmet harekete geiren bir g olarak uygulannda ilevinin nne kan engel
lerle karlar. Btn bu engeller, himmetin gcnde bulunan zayflklarda snrl
dr, zayflklarn kayna ise acizlii hissetmektir. Buna gre himmet sahibi acizlik
hissettiinde, himmeti zayflar.
296
Himmetlerin Yardmcs
zelliidir. Kelamclarda himmet ihlas, sfilerde huzur, ariflerde ise himmettir. 1b-
n'l-Arab ise onu ilahi inayet diye isimlendirmeyi tercih eder. Belki de bu isimlen
dirmenin kayna, himmetin imknlarnn ilahi bir inayet olarak, yaratln aslnda
bulunmasdr.
Bir insann amin demesi, gerek gayb mertebesinde meleklerin amin demesine mu
vafk gelebilir. Fakihlerin geneli insann amin demesiyle meleklerinin amin deyileri
arasndaki uyumu ihlas, sfiler huzur, muhakkikler ise himmet diye isimlendirir.
Biz ve bizim gibiler ise inayet diye isimlendiririz, ( f t h t, bs, 494)
NOTLAR:
1 nsan kelime sayan bir dncede, harfler insan hakknda sylenen eylerin kendileriyle rttg
simgelere dnr. Bu nedenle bnl-Arab'nin harfler hakkmdaki metinlerini insan hakknda sylen
mi ifadeler kabul edebiliriz. Bu balamda himmetini harekete getiren harf grmekteyiz veya insan
sz konusu olduunda, insan himmetini harekete geirir." Himmeti ve onunla ilgili terimleri inceler
ken bizim ele alacamz veya bizzat kendisini ortaya atan soru udur: Himmet mi insan hareket ettirir.
Yoksa insan m himmetini hareket geirir? Bu sorunun cevab terim hakkmdaki aklamayla ortaya
kacaktr.
J Himmetin fiili vardr. Bunu ileride inceleyeceiz.
3 Bkz. Hadis Dizini, no. 44.
4 Bkz. Hadis Dizini, no. 45.
s Gmhanevi himmetin bidayet ve nihayet makamlar arasnda nasl ykseldiini betimler. Burada,
himmet ile irade arasndaki diyalektik ilikiyi anlamaya yardmc olacak bir cmlesini aktaracaz, yle
der: "Himmet: nsann her eyiyle Hakka ynelmesi demektir" (yedi satr eksik). Bkz. Camil-Usl, s.
37
6 Himmet darda var olan eyleri yaratabilir. Bu onu harikuladelerin nc tr olan sihirden ayrt e-
den zelliktir. Bkz. K era m et.
7 Metnin yorumu iin bkz. Aff, Tlikal, c. II, s. 78.
8 Himmet hakknda bkz. Tsl, ei-Lma, s. 425; Gazl, Eyyuhe'l-Veted, s. 42; Gazl, Medhalus-Slk, s. 425;
Gazali, Srnl-Alemeyn, s. 42; Necmeddin Kbra, Fevaihul-Ceml, s. 13; lbn Farz, Divan, s. 171.
297
Hizane
H i z a n e H, ze ve nun tek kkt r ve "bir eyi ko rum ak" d em ektir. "Paray sakladm "
anlam nd a hazint ed-dirheme denilir. "Srr saklad m " anlam nda hazint es-srre deni
lir. ( mucem )
59"
Hizane oul olarak Hakkn zenginliine iaret etmek zere Allaha izfe edilerek zikredilir:
Ben size Allah'n hzineleri yanmdadr demiyorum. (11:31)
59"
Hakkn katnda bulunan hazineler iki ksmdr: bir ksm saklanan mevcut hzine
lerdir. Bu ksma rnek olarak herhangi bir insann elindeki cariye veya kleyi vere
biliriz. Bu rnekte insan sz konusu eylerin sahibi, onlar da saklanan eylerdir; her
ikisi de Allah katnda bulunur. nk btn eya Allahn mlkdr. Sz gelii Ah
met, Mehmetin elindeki eyde Allaha muhta olur. Allah da Mehmetin kalbine e-
lindeki mal Ahmete vermesini ilham eder; o da mal verir. te bu gibi bir ey, Al
lahn katndaki hzinelerdendir. Btn lem bu anlamda bir ksm dier bir ksm
nn hzinesi, ayn zamanda saklanan eyin kendisidir. lem saklanan eyin hzi
nesi, saklanan eyin bir hzineden dierine getii yerdir. Muhtalk bir hzineden
baka bir hzineyedir. Her ey Allahn mlknde ve katindadr, ( f t h t , IV:295)
bnl-Arab pozitif teorisinden ieriksiz bir anlama sahip (saklama yeri) hzineye,
onun sakinliini ve donukluunu ilgin bir dinamizme eviren bir anlam yklemi
tir. Bu, herhangi bir dnrn nadiren yararlanabildii, belki sadece bnl-Arab-
ye zg bir yetenektir. nk bir dnrn deti, analizi kolaylaabilsin diye di
namik olgular donuklatrmakken, Ibnl-Arab durgun her eyi hareketlendirir.
bn'l-Arabde deyim yerindeyse vastasyla durgun her eyin canland bir yaam
oca vardr.2 Bu balamda hizane iinde eyann sakland bir mahal olmak yerine
298
Hizane
eyann sudur ettii imkn, varlk ve ilim elde ettii bir asl haline gelir. lemdeki
her ey veya her hakikat ztna braklm hakikat ve kuvvetler iin bir koruyucu
[hizane] haline gelmitir.
Her eyin hzineleri Onun katindadr. Bir ey sakladyla birlikte hazine olabilir.
Eya Allah katnda sabitlik hallerinde saklanmtr. Allah onlar yaratmak istediin
de, bu hzinelerden onlar indirir ve ol diye emreder. Bylece onlar varlk kisvesi
giyerler ve dta varlklar ortaya kar, ( f t h t , IV:293)
nsanda toplanm hakikatler lemde dank halde bulunur. Hak lemin her yann
dan onlar arr ve onlar da toplanr. Bunlarn bir araya gelmesinden ise insan
meydana gelir. Bylece insan onlarn koruyucusu [hizane] olur. lemin yz insa
nn bu koruyuculuuna evrilmitir, ( f t h t , i:390)
nsan ltfn ta kendisi olduuna gre sen bir hzinesin. lem ilahi ltuflarn hzi
nesidir, dolaysyla Hakkn ltuflar bizde saklanmtr. Hak bizim iin bir mekn
deildir, biz Onun iin bir meknz. Bu yzden bizim varlklarmz Onun zuhur
etmesi iin mekndr, ( f t h t , i:74)
De ki: ster Allah deyin, ister Rahman, hangisiyle dua ederseniz edin en gzel isim
ler Ona aittir (1 7 :1 1 0 ). Biz sadece tek ilaha dua ederiz. Farkl isim, hakikat ve an
lamlar Ona aittir. Bu isimler daima kendisine aittir ve onlar ilahi hzinelerdir. E
yann sakland bu imknlar da o isimlerde g iz lid i r , ( f t h t , HI:193)
tbnl-Arabye gre var olan her eyin kendisinde braklm kuvvetler iin bir ko
ruyucu hale geldiini ortaya koyan metinlere gelince, bu konuda IbnT-Arabnin
hazainul-hccet, yani delil hazinelerinden sz ettii tek bir metnini aktarmakla yeti
neceiz. Bunun yan sra konuyla ilgili ba vurulmas uygun kaynaklara ynlendire
ceiz. Bu noktada hizane tamlamalarnn zenginliinden iaret ettiimiz eyin boyut
lar ortaya kar.3
Delil hzineleri gizli sz anlamndaki kelm ile ilgilidir. rnek olarak Kuran- Ke-
rimi verebiliriz. Kuran- Kerim bir kelm delilidir. De ki: O surenin bir benzerini
getiriniz" (2 :2 3 ). Kuran delil hzinelerinden gelmitir, ( h a t m , 323)
299
Hub
1 Ayetin yorumu iin bkz. Kd Beyzv, E n va r, c. I, s. 268; Hakk'n hzineleri gerekte onun kudretine
konu olan eylerdir. Bir gre gre, yeryzndeki hzineleri Allah bilenlerin kalpleridir ( L e t a i j 'l -
Ia ra t, c. III, s. 266).
2 lbnl-Arabnin lemi hareketli, dinamik ve canl bir lemdir, donuk eyler ve hayvanlar da dahil ol
mak zere, ondaki her ey hareket eder, yrr.
3 Bkz. bnl-Arab, K it b - T e r a c im , 26; e l - F t h t l - M e k k i y y e , c. II, s. 252; e l - F t h t l - M e k k i y y e , c. II, s.
252; e l - F t h t ' l - M e k k iy y e , c . III, s. 360, 434; e l - F t h t l - M e k k iy y e , c. IV:s. 108, 166, 295; F u s s u 'l - H i k e m ,
S?"
Kuran insann Tanny zel bir anlamda sevebileceini ve bu sevginin nedeninin sadece ulhiyet merte
besi olduunu belirtir. Kuran ulhiyetin dnda insanlar Tanry sevmeye davet edebilecek baka bir
sebebe iaret etmemitir.
nsanlardan bazlar Allahtan baka dostlar edinirler ve onlar Allah sever gibi severler. (2:165)
Allahn insan sevmesine gelince: a) nsann bu sevgiyi hak etmesini salayan bir sebebe iaret etmek
sizin zikredilir, b) nsan bir zelliiyle bu sevgiyi hak etmitir, c) Peygambere uyduu iin bu sevgiyi hak
etmitir. Birinci duruma u ayetleri rnek verebiliriz:
Allah bir kavim getirir. O onlar, onlar da Allah severler. Onlar mminlere kar pek alak g
nlldrler. (5:54)
nsann Tanr tarafndan sevilmesini salayan zellikleri sekizdir:2
300
Hub
nsann Peygambere uyarak Tanrnn sevgisini hak etmesine ise u ayeti rnek verebiliriz:
De ki: Allah seviyorsanz, bana uyun; Allah da sizi sevsin. (3:30)
Hub [sevgi] iradenin zel3 bir tarzdr ve bulunmayan bir eye ynelebilir. Seven bu
ilimeyle sevilenin zelliine intikal eder.4 Sevgi btn hal ve makamlara sirayet e-
der; nk esasta sevgi vardr.
Sevgi iradenin zel bir yneliidir5ve ancak o esnada bulunmayan bir eye iliebilir.
nk sevilen gerekte yoktur. Kuranda ne gzel sylenmitir: O onlar sever,
onlar da Onu sever (5:54). Burada sevgi nc ahs zamiriyle ve fiil de gelecek
zaman kipiyle gelmitir. O halde sevginin konusu ancak nc ahs ve bulunma
yan bir ey olabilir. Grnmeyen her ey greceli olarak yoktur. ( f T h T, 11:327)
Allah lemi sevgiden8 meydana getirmitir. O halde sevgi btn hallere ve makam
lara, dolaysyla btn ilere elik eder.9 ( f t h t , iv :104)
Hevann11 iki tarz olduu sylenmitir: Birincisi onun kalbe dmesidir. Bu hevanm
kalpte bilinmezlikten grnrde ortaya kmasdr. Yldz dt [kayd] anlamnda
Heve en-Necm denilir. Kelimenin fiili heva-yehvi [sevdi-sever] eklindedir. Bundan
isim ise hev ve hevei-hevdr [hevann hevas]. Bu isim dmek anlamndaki
hevdan tretilmi gemi zaman fiilidir. kinci hev ise eriat hkmyle birlikte
var olduunda sz konusu olabilir. Bu hkm Allahn Davud (a.s.) Peygambere
ynelik nsanlar arasnda dorulukla hkm ver ve hevna uyma (3 8 :2 6 ) ayetinde
dile getirilmitir. Ayette kastedilen arzuna uyma demektir. Burada hev insann ar
zusu anlamndadr.12 Hub13 [sevgi] hevanm baka eylerden kopup sadece Allaha
ynelmesidir. Bu yzden hev Hak uruna olduunda ve baka ortak katlmadn
da, armml ve duruluu nedeniyle hub diye isimlendirilir.14 Ayn ekilde yara
tklardaki sevgi de Hakkm mertebesine iliip baka ortaklarla ilikisinden kurtul
301
Hub
duunda hub diye isimlendirilir. Nitekim Allah man edenler ise en ok Allah se
verler [hub] (2 :1 6 5 ) buyurmutur. Ak sevgide arlk, baka bir ifadeyle ar sevgi
demektir. Buna gre sevgi [hub] insan btnyle kuatp, sahibini sevdiinden ba
ka her eye kar kr yaptnda ve bu hakikat bedeninin btn paralarna, kuv
vetlerine ve ruhuna ilediinde kann damar ve ette akmas gibi aktnda btn ek
lemlerini titrettiinde, varlyla birletiinde, beden ve ruh olarak btn paralar
n sardnda ve artk o kiide baka bir eyi sdracak bir nokta kalmadnda, ite
bu durumda sevgi ak diye isimlendirilir.5 Vd6 sevginin [hub] veya arzunun veya
akn herhangi bir zelliinin sreklilii demektir. Sevgi trlerinden birisine sahip
olan kii o halde diren gsterip hibir hali deimedii ve sevgisinin hkmn gi
dermediinde, bu tr sevgi vd diye isimlendirilir. "Rahman onlar iin bir vd kla
caktr ( i 9 :9 6 ). Yani onlar adna Allah katnda sevgide sebat ve diren yaratacaktr.
Sevginin pek ok hali vardr; rnek olarak evk, garam [tutku], heyam [kendinden
geme], he!/ [dknlk], beka [alamak], hzn, kebed [yorgunluk], zebul [bitkin
lik], inkisar [krklk] vb'7 durumlar verebiliriz, ( f t u h a t , i:335, 337)
Hub [sevgi] ilahi bir makamdr: Hak kendisini onunla nitelemi ve Vedd diye i-
simlendirmitir. Bu makamn drt ad vardr: hub; vd, aaka kelimesinden tretil
mi ak ve hev. ( f T h t , 11:323)
Bylece muhabbetin veya hakikatinin tek bir duygu olduu ortaya kar; bu duygu
tavrdan tavra geer ve ykselir. Ykseldii her merhalede bir isim alr: hub, heva,
ak, vd, garam, heyam vb. bnl-Arab sevgiyi insann varlnn ierdii btn a-
amalarda sevdiine varmaya alt beeri bir ifade olarak da incelemitir. Bu ba
lamda ilahi sevgi,18 ruhani sevgi, tabi! sevgi ve maddi sevgiden sz edilebilir. bnl-
Arab ada terimleriyle hmanist felsefeler dzlemine varmamtr, ancak yine de
balang noktasn saptamada onlara katlr: insan. Bu yzden insan onun dnce
lerinin merkezi ve odadr. Bununla birlikte onun zihn dnyasnda ada felsefe
lerdeki formundan farkldr.
lahi sevgi Allahn bizi sevmesidir. Bizim Allah sevmemize de bazen ilahi ismi ve
rilmitir. Ruhani sevgi kiinin sevdiini honut edecek ilere kotuu sevgidir; sev
dii karsnda artk hibir kiisel gayesi veya iradesi kalmaz, o zel olarak ken
disinden beklenilen haldedir. Tabi sevgi ise, sevilen bundan memnun olsun veya
olmasn, sayesinde btn gayelere ulamann beklendii sevgidir, ( f t h t, i:327)
302
Hub
ey, ima ve simgelerin [Hind, Esma] ardndaki gerekten de ilahi sevgi midir? Bu
simgelerin onlarn sevgilerindeki pay nedir?20 tbnl-Arab bu belirsiz konuda ol
duka zengin bir malzemedir. Onun divan Tercmanl-Evak, bizzat kendisinin
erh etmesine yol aacak derecede soyut ifadelerden daha fazlasn ierir. Sz konu
su erhte tbnl-Arab eserindeki duyusal eleri ilahi mertebeyle balantlandrma-
ya zen gstermitir. Bu divan ve erhine bakmak ilahi mertebe ile onun simgeleri
arasndaki ayrmn boyutunu renmek iin yeterlidir ve bu bak Ibnl-Arabnin
keskin zeksn belirli bir ereveye yerletirir, tbnl-Arabinin sz konusu divann
dan kadnn payn nesnel olarak btnyle dlayanlayz. Byle bir davran bizi
bnl-Arabnin ilahi sevgi konusundaki teorisinde bir ksr dngye drr.21 Ona
gre gerek varlk birdir ve o da Haktr. Bu lemde grlen btn yaratklar simge,
tecellighlar ve tam perdelerdir. O halde bnl-Arab bir remizler ve simgeler le
minde yaar. Bu yzden her neye zlem duysa, o gerekte bir simge ve Hakka per
dedir. Hak ise simge perdesi ardndan gerek sevilendir. Bu simgeler aralarnda
farkllar, nk gsterdikleri eye, yani Hakka dellet gleri farkl farkldr, ite
kadn bu noktada ortaya kar, nk kadn btn simgeler arasnda sliki Hakk
en yetkin tarzda mahedeye sevk edebilen yegne simgedir. Ayn ekilde kadn b
nl-Arabnin kendisini ycelttii ve ona ibadet ettii Mutlak Gzelliin [Ceml-i
Mutlak] yansd tecellighlardan birisi olarak grnr. O halde kadn dorudan
ehvet mahalli deil, aksine o bu kapsayc gzelliin bir simgesi, deyim yerindeyse
Hakka ulatran bir yoldur.22 Bu yzden kadna sevginin ve duygularn ynlendiril
mesi gerekte kadn vastasyla kendisine iaret edilen Hakka yneliktir. O halde s-
nrl-duyulur gzellik mutlak gzellik zerinde ak bir kapdr; simgeyle snrlan
mayan kimse onu dile getirir.
O (Allah) seven herkese sevilen her eyde grnr. Btn lem seven ve sevilen
dir.23 lemde Allahtan bakasna ibadet edilmedii gibi, btn sevgiler de Allaha
dner. Ayn ekilde hi kimse Yaratanmdan bakasn sevmemitir, fakat Allah Zey
nep veya Suadn sevgisiyle ondan perdelenmitir. lemdeki btn sevilenler, far
knda olmadklar halde, szleriyle airleri yok etmilerdir. Arifler ise hangi gazeli
ve iiri duysalar, suret perdelerinin ardndan onda Hakk grrler. Bunun nedeni
bakasnn sevilmesine kar ilahi kskanlktr. Bu yzden her halkrda sevginin
konusu ancak Allahtr. ( f THT, 11:326)
303
Hub
NOTLAR:
' Sfiler, mahiyet ve ayrntlarna dalmadan nce, hub kelimesinin dilsel kkeni hakknda gr belirt
milerdir. Bkz. Lisanddin b. El-Hatib, R a v z a t u 't - T a r i f , s. 334.
2 Tadklar nitelik sayesinde Allahn sevgisini kazanan bu insanlarn karsnda Kuran- Kerimde ta
dklar zellikle Allahn sevmedii kullan yer alr. Sz gelii, ar gidenler veya emanete hiyanet eden
ler gibi.
3 lbnl-Arab yle der: ler, tanmlanan ve tanmlanamayan iler diye iki ksmdr: Sevgi, uzmanlarna
gre, tanmlanmayan ilerden birisidir. Sadece yaayan onu bilebilir" ( e l- F t h t l- M e k k iy y e , c. II, s.
325)
4 Sevgiden sz etmek, ancak Hakka duyduu derin sevgiyle tasavvuf dncesini renklendiren ak, zahit
ve bid kadndan sz edildiinde tat verir: Rabia. Tasavvufi hayat H. I. asr ila ll. asrn yarsna kadar
Haan el-Basrinin yaad zhtte temessl etmiti. Bu zhdn esasn Cehennem ateinden korkmak ve
Cennet mkafatna arzu tekil etmekteydi. te bu dnemde, tasavvufi hayatn ufkunda zahit ve k ka
dn domutur: onun zhd dnya ve ahireti kapsamaktayd, sevgisi Cehennem korkusuna baskn
gelmekteydi. Bu durumda sadece Hakkn ezeli gzelliini temaa kalmt. Rabia, tereddt etmeksizin,
sevgi ve ak terimlerini ilk kullanan kiiydi. nk kendisinden nce Malik b. Dinar, Abdulvahid b.
Zeyd gibi sfiler bu terimleri kullanmada tereddt ederken, Rabiadan sonra Marf el-Kerhi, Cneyd
vb. gibi sfiler terimi aka kullanmlardr. Tasavvuf tarihinde sevgi hakknda bkz. Muhammed Hilmi,
fbl-Fariz ve H u b b u l - l l a h i , s. 139; Muhammed Mustafa Hilmi, H a y a t u 'r - R u h i y y e f i l - l s l a m | s l a m d a M a
v e l - H a y a t ' r - R u h i y y e f i ' l - l s l a m , s. 132; Eb Talib el-Mekki, K u t u l - K l b , c. II, s. 99; Serrac, el-Lma, s. 86;
K u e y i, R is a le , s. 143; Ebl-l Afifi, e s - S e v r e t u 'r - R u h iy y e f i 'l - l s l a m , s. 220.
5 lbn'l-Hatib irade ve sevgiyi irtibatlandrr. Bkz. R a v z a t u 't - T a r i f , s. 338
6 Acaba sevenin sevdiinin zelliklerine intikal etmesi, yani yaratklarn Yaratann zelliklerini kazanmas
fakihlerin teklifin dmesi dedikleri hale sevk eder mi? Dorusu, ak btn varln kuattnda bile
bnl-Arab'nin ayk olduunu ve her mertebeye hakkm verdiini grmekteyiz. O, sekr sahipleri gibi
mertebeleri birbirine kartrmaz. Bkz. sevgi, dostluk ve teklifin dmesi hakknda, Jean Chevalier, le
s o u fis m e s. 244.; Fritjof Shuon, C o m p r e n d r e L 'I s I a m , s . 138.
7 Cneyde Muhabbet nedir?" diye soruldu, Sevilenin zelliklerinin sevenin zelliklerinin yerini almas
dr" diye cevap verdi. Serrac, E l- L m a , s. 88.
8 Bilinmez hzineydim, bilinmek istedim, lemi yarattm" hadisine telmih. O halde sevgi lemin varl
nn sebebidir.
9 Varln aslnda bulunan sevgi her eye sirayet etmitir. Bu, Ibnl-Arabdeki temel fikirlerden birisidir;
nk her ilk, kendisinden sonraya nfuz eder.
Bkz. lbnl-Hatib, R a v z a tu t-T a r if, s. 340 vd.
304
Hullet
" Ebl-l Aff yle der: Heva lbnl-Arabye gre Allahn bir ismidir [slam'da Manev Hayat, s. 227]
Halbuki tbnl-Arab Hakkn hub [sevgi] ve vdden ismi olduunu (El-Muhib ve el-Vedd) kabul eder
ken hevdan ismi olabileceini reddeder. Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 322. bnl-Arab'de hev
konusu iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 259; Tercmanl-Evak, s. 14; Fuisu'l-Hikem, s. 288,
12Bu anlamda hev iin bkz. Hcviri, Kef'l-Mahcb, c. II, s. 427.
13Ibnl-Arabde sevgi hakknda bkz. Tercmanl-Evak, s. 41; Risle-i Gavsiyye, s. 79; Bulgatul-Gavvas, s.
18; Rislet'l-lrad, s. 159; el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 449.
14Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 259,414.
15 Bkz. Tac'r-Resail, s. 26.
,6Vd hakknda bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 259; c. II, s. 322; Tercmanl-Evak, s. 14.
17Bu hallerin ayrnts iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 339.
,8Ruzbihan el-Baklinin [h , 522-606) sevgiye bak kendisinden nceki sfilerin bakndan farkldr. O,
ilahi sevgi ile beeri sevgiyi ayrt etmez. Histoire de la philosophie Eney. De la peiade, c. 3, s. 1099; ayrca
bkz. Dirasat Fenniyye Ji'l-Edebi'l-Arabi, s. 306.
,9Ibnl-Arab btn b ksmlardan sze brakmayacak lde genie bahsetmitir. Bkz. el-Fthtl-
Mekkiyye, c. II, s. 320-41.
Platonik ak genellikle tasavvufi iirlerde ve ilahi sevgilerinde ortaya kar. Bkz. Jean Chevalier, le
soufisme et la Tradition islamique, s. 242; Henri Corbin, Hisf. De la Philo. s. 278.
21 Kadnn yaratma ve zuhurdaki nemi iin bkz. D ii, A n a , Levf-i M ahfuz
22lbnl-Arabnin kadn grnn srrealist airlerin grleriyle karlatrmak mmkndr, bkz.
Michel Carrouges: Andre Breton et les donnees fondamentales du surrealisme col. Idees, s. 284-92.
2JAllah, suret perdesi ardndan, tapnlan her eyde ibadet edilendir el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 353.
^ Bana dnyanzdan ey sevdirildi, hadisine telmih. lbnl-Arab Fussu'l-Hikemin son fass Mu-
hammed fassn bu hadise dayandrr.
H u l l e t bkz. D o s t lu k
H u z u r Huzur kulun kalbine gelen eye dair zel bir dikkat demektir; Bylece kul o
ey ile hazr [onun bilincinde] olur.1 Bu esnada dikkatin yneldii eyin2 dndaki
her eyden habersiz kalmak gerekir [gaybet].3 (Huzur, gaybet halinin zdddr.)
Hak dnya hayatndaki geici eylerin kendilerini bu halde olmaktan (btn inan
suretlerinin bir heyulas olmak. Bkz. nanlan lah) ah koymamas iin ariflerin
kalplerini uyarmtr. nk insan hangi nefesinde leceini bilmez. Bu yzden in
san bir gaflet halinde lebilir; bu durumda huzur4 halinde len kimseyle denk de
ildir. (MEVAK, 1 8 )
Huzur,6 halktan habersiz kaldnda [gaybet] kalbin Hak ile hazr olmasdr [Hakk-
n farknda olmas, huzur biI-Hafcl- (istIlhat, 288)
Grld gibi huzur kalpte gerekleen ve etkisi uzuvlarda gzken bir dikkatten
305
H c c e t H z in e le r i
Meryem grd eyden [Cebrail] kendisini korumas iin btn gcyle [cem-i
himmet] Allaha snmtr. Bylece Meryem iin Allaha dair tam huzur9 meydana
gelmitir. (fusS, 1 3 9 )
notlar :
1 Bu belirli ey sfilere gre daima Hakr: Huzur, Hak ile beraber olmaktr, bakasyla Huzur gaybet ha
lidir. Hak sfilerin szlerinde her eyin odadr.
7 Bkz. Kueyri, Risale, s. 37.
3 Gaybet ve huzur arasndaki ters ilikiye dikkat ekiyoruz. lbnl-Arab yle der: Gaybet halindeki
herkes, aslnda huzur sahibi; her huzur sahibi ise gaybet halindedir (el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s.
544)'
* Dnmek bir eyi zikretmek ve hakknda dnmek demektir. Bir eyi zikretmek ise, o eyle beraber
olmann ilk mertebesi, hatta onunla beraber olmann biricik yoludur.
s Kalp insandaki temel noktadr. Vecdler uzuvlara kalpten yaylr ve ortaya kar. Sz gelii kulak ancak
kalb huzur halinde ise Hak ile huzur makamna ular. Kalp gafil ise, hibir uzuv huzur haline
ulaamaz.
6 Bkz. Kitabul-trad, s. 149.
7 lbnl-Arab huzuru e ayrr: avamn huzuru, sekinlerin huzuru ve sekinlerin sekinlerinin huzuru.
Bkz. Ecvibe, s. 8.
8 Bkz. Zikir.
9 Tam huzur halinin ancak niyetin toplanmasndan ortaya kabilecei anlalmaktadr. Bunun anlam,
insann btn glerini birletirmesi ve kendisiyle olmak istenilen kimseye yneltilmeleri demektir.
Bkz. el-Fthtl-Mehhiyye, c. III, s. 376.
Hccet hzineleri gizli sz anlamndaki kelm ile ilgilidir. rnek olarak Kuran-
Kerimi verebiliriz. Kuran- Kerim bir sz delilidir. De ki: O surenin bir benzerini
getiriniz ( 2:23). Kuran- Kerim hccet hzinelerinden gelmitir, ( h a tm , 323)
H cum He, cim ve mim tek kktr ve "bir eyin anszn gelmesi" demektir. Ardndan
bu anlamdan baka kelimeler tretilmitir. Hecmet'-ita, "kn ok souk olmas"dr.
Bu, kelimenin ilk anlamndan gelir; nk kn souu, anszn gelir. Hecmet's-sayf
ise "yaz scann ok olmas"dr. (usan)
306
Hda
SS
Hcum kulun gayreti olmakszn bulunulan hale dair bir ikazla kalbe gelen eydir.1
Bevadih ise kalbe gaybden anszn gelen eydir; bu da, ya neelenmeye veya zn
tye yol aar.
Bevadih ve hcum, gaybden gelen eylerdir. Bunlar kalbe gelirler ve sahibinde fark
l haller meydana getirirler. Sfiler bu hale vrid derler. Kulun bu vridleri elde et
mede bir katks yoktur; bununla birlikte onlar, istidatla kalbe gelirler. Buna gre,
kendi zorlamas olmakszn bir vrid kulun kalbine gelir (hcum), vakti karm
olmasnn zntsn ona verir; bylece halin hkmnden habersiz kimseyi ikaz
etmitir. O kii vaktinin gerei olan edebi yerine getirmemitir ve Hak inayetiyle
onu ikaz etmek istemitir. Bylece Hak bu varidi vaktini kardm aklayan bir
eli olarak gndermitir, ite bu, hcumun faydasdr: kulun kard vakti hatr
latmak. Bevadihe gelince: O da ilahi kaynakl bir gelitir ve gayb mertebesinden
kalplere vaktin hkmyle gelir. Bevadih hviyet mertebesinden olduu iin, geli
zaman bilinememitir. Bevadih geldiinde, anszn ve habersizce gelir. Bunun ar
dndan getirdii eyi kula verir ve ayrlr. Bevadih, bir kez geldiinde, yanlmaz ve
getirdikleri her trl bilgide tam isabetlidir. ( fthT, 11:557)
NOTLAR:
1 tbnl-Arab bevadih ve hcum terimlerinde yeni bir tanm vermemitir. Onun zgnl kulun hcum
halindeki durumunu analizinde ortaya kar. Bkz. Kueyri, Risale, s. 251; bnl-Arab, el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. II, s. 557
H d a He, dal ve ya iki kktr: Birincisi "irad etmek iin ne gemek", kincisi "ih-
san"dr. Birinci anlam "ona yolu gsterdim" anlamndaki hedeyth et-tarke
hidayeten ifadesidir. Yani, "onu doru yola ilettim". Byle bir ey iin ne geen her
kes, hidayet edicidir. Hda, dalletin zdddr. ( m u c e m )
s?-
3 7
H k m v e A y r m A r
Herkes iin zerinde bulunduu hali dile getirmi, hayret ortaya kmtr. Hayret,
sahipleri iin hidayetin ta kendisidir. Bu yzden hayret ile birlikte kalan kimse, a
rr; hayretin varlyla birlikte kalan kimse ise hidayete ulamtr ve ermitir.
(FTHT, IV:43)
Bunlardan bazlar da, maherin sureti, maherin ierdii ztlar, mertebeler; hkm
ve ayrm ar ve ar meleklerin tamasdr, ( ftht. i:42s)
Hkm vermek ve ayrmak iin Hak arta tecelli eder. Melekler de orada bu arn
nnde yedi saf olurlar, insanlar ve cinler, Ar ile meleklerin saflar nnde bulu
nurlar. Kpr ise bir daireyi ikiye ayran izgi gibi konulmutur, (ftht, i:42i)
308
Hr
H r Ha ve ra iki kktr: Birincisi kleliin zdd, 'ayp ve eksiklikten uzak olan' demek
tir. O hrdr (hrriyet veya hururiyyet) denilir. kincisi souun zdddr. Haza yevm n
h a rr 'bu gn scak bir gndr' denilir, ( m u c e m )
s?
Kelimenin kk Kuranda zikredilen her iki anlamda da gemitir.
Kleliin zdd:
Bir mmini yanllkla ldren mmin bir kleyi azat [tahrir, hr brakmak] etmelidir. (4:92)
ldrmede zerinize ksas yazlmtr: hr karlnda hr, kle karlnda kle. (2:178)
Scaklk:
De ki: Cehennem atei daha scaktr [har], keke anlasalard. (9:81)
bnu 1-Arab hrriyeti leme kul olmann kart olarak ele alr; nk zelde bnl-
Arab genelde btn sfiler iin leme kulluktan kurtulmak veya azatlk olabilir;
hatta gerekli bir eydir. Hrriyet Hakka kulluun kart olarak ele alnrsa, ondan
azatlk asla mmkn deildir. Bu yzden insan Hakka kulluktan asla ayrlamaz;
hatta ancak Hakka tam kullukta hrriyete erebilir. Baka bir ifadeyle kmil kul hr
kiidir.
Sfilere gre hr, Allahtan baka hibir varln sahip olamad kimsedir. Hr, Al
lahtan bakalarndan hr olandr. Baka bir ifadeyle hrriyet, Allaha gerek kul
luktur. (FTHT, IV:227)
H v e He, 1/av: Asl h harfidir, vav harfi ona eklenmitir. Baz Araplar bunu hvve, ba
zlar ise h v eklinde okumulardr, ( m u c e m )
s?*
s?*
309
badet
Ihsan Allah grrcesine ibadet etmendir. Buradan hve bilinir. Eer dersen ki:
Hvenin mahiyeti nedir? Deriz ki: Mahede edilemeyen gaybdir. O ne zuhur eden
ne de mazhar olandr. ( f t h T, l: 128)
Nurlar grnenler, Hak ise nurdur. Bu nedenle mahede edilir ve grlr. Srlar
gaybdir, bu nedenle Hve onlara aittir. u halde Hve zuhur etmez. Hak da, Hve
oluu ynnden mahede edilemez. Hakkn hviyeti, onun hakikatidir. (FTHT,
IV:443)
Msamere, gece sohbeti demektir. Gece ise gayb ve Zttr, Zt lemden gizlidir ve
onun delili de Hvedir. (TERCMAN, 66)
N OTLAR:
Hve zamirini bnl-Arab genellikle Allaha izafe eder, bu nedenle de belirlidir. Bazen ise insann ama1
mertebesi anlamnda insana izafe edebilir. Bkz. KitabuVYa, s. 12.
310
badet
badet insan iin znden kaynaklanan bir haldir ve kendisi yaratlmam olduu
iin ona yaratlm bir ecir verilmesi sahih deildir. Allahn dndaki btn ztlar,
yaratlm, mevcut ve sonradan olma, onlardaki ibadet ise yaratlm deildir. n
k bu ztlar, yani lemdeki varlklar yokluk hallerinde olduu gibi, varlk halle
rinde de bu ibadete sahiptirler. Bu ibadet sayesinde mmkn zt, Allahn yarat
mayla ilgili emrini kabul edebilmitir. Bu yzden yokluk halinde mmkn iin sz
konusu olan ibadet hkm, ibadetin varlk halinde de srmesine hkmetmitir.
nk mmknn varlk halinde belirli bir ekilde efendilik iddiasna sahip olmas
gerekir, ( f th t , 11:539)
ibadet, zti olmas ynnden, mmknn varln yokluu tercih edene (Hak)
muhtaldr, ( fth t , iv:197)
badet amel sahih olsa bile mahedesiz sahih deildir. O halde amel ibadet deil
dir. nk ibadet yaratklarda zleriyle ilgili bir eydir, ( f t h t , IV:118)
NOTLAR:
b l i s [blis' in kk harfleri olan] ba, lam ve sin tek kktr, bunun dndakilere itimat
edilmez. Kelimenin asl ye/s'tir. 'Umutsuz oldu' anlamnda eblese kelimesi kullanlr. b
lis ismi de bundan tretilmitir ve Allah'n rahmetinden mit kesmi kimse demektir.
( mucem )
iblis meleklerden birisiydi.1Rabbinin emrine kar km bylece ilk isyankr, dolaysyla da kfirlerden
olmutur. blis insann dmandr. O gnah ve inkr kendisine gzel gstermekle insan yanltmak ve
yanl ynlendirmekten bkmaz:
Meleklere deme secde edin dediimizde, hepsi secde etmiler, iblis ise secde etmemi ve
kar kmtr. (2:34)
Sadece blis secde etmemitir, direnmi, byklenmi ve nankrlerden olmutur. (38:74.)
Ey dem oullar! eytan, babanz Cennetten kard gibi sizleri de kandrmasn. (7:27)
Iblise yer veren her felsefede onun ktln kayna haline geldiini ve mkellef
lerin fiillerini ve hallerini, iyiliin kayna ile bltn grmekteyiz. u var ki b
lis lbnl-Arabde ktln kayna haline gelmez; bunun yerine insan yanltma
mertebesinde kalr.2 Iblisin bu noktay aamaynn sebebi Ibnl-Arabnin iyilik ve
ktlk dncesine dner. Ibnl-Arab kendisinden nce Mutezile mezhebi gibi fi
il hakknda hkm vermedii gibi ayn zamanda ona gre varlk iyilik, ktlk ise
yokluktur.3 lblisin ktln kayna olmayyla bnu 1-Arab fiilde birlii salama
ya alr. Gerek fil Allahtr ve onun gerek kullar zerinde blisin otoritesi4 yok
tur. Dolaysyla blis veya eytan aslnda sadece Allahn saptrdn saptrabilir.5
bnl-Arablde tblisi szlk anlamyla tanmlamak mmkndr. eytan ve blis
bnl-Arabnin tam anlamyla eanlamda kulland iki kelimedir. Buna gre eytan
Allahn rahmetinden uzaklatrlm, blis de Allahn rahmetinden kovduu kimse
dir. iblis cinlerden ilk isyankrdr, ilk cin deildir.
312
blis
Yaratklara ynelik ilahi teklif iki ksmdr: emir ve yasak. Teklif ufkunda sz emir
ile balad iin Hak lblise deme secde et diye emretmitir. Bu emirde mmk
nn asl olan yokluktan k sz konusudur.6 Bunun ardndan yasak ile teklif iki
lenmi, dem ve Havvaya u aaca yaklamaynz demitir. Bu yasaklamada da on
larn aslna uygunluk sz konusudur. Bu yzden Allah onlara deta kendi asl
nzdan uzaklamaynz demitir. Emir yasaa gre nefse daha ar gelir. lahi teklif
muhatabndan iki ksmda isyanla karlamtr: dem Hakkn yasana kar kt
gibi, blis de emrine kar kmtr. Bu nedenle bnl-Arab blisi demin kar
sna yerletirir: Birincisi emre muhatap olmu ve emre isyan etmi; kincisi yasaa
muhatap olmu ve yasaa kar kmtr. Fakat dem hatasn itiraf etmiken, lb-
lisin iddias nedeniyle taknl artm ve Cehennemi hak etmitir. Bununla birlikte
o bedbahtlardan olsa bile esasta mriklerden deildir. blis iddia ve taknlnda
irk komu, taknlk mertebesinin sahibi olmutur.
Allah lblise deme secde et demi, bylece emre muhatap olmutur. dem ve
Havvaya bu aaca yaklamaynz demi, onlar hakknda ise yasak ortaya kmtr.
Teklif emir ve yasak olmak zere iki ksma ayrlr: Bu tabi lemde ortaya km ilk
emir ve ilk yasaktr ve bu nedenle de kar klmas sz konusu olduunda ceza
landrma gereklemi, ceza ihmal edilmemitir. Nitekim Allah yapma emri eklin
deki yasa deme tahsis etmitir; mmknn hakikati yapmamaktr. Allah -
deme deta yle der: Aslndan ayrlma. Emir ise byle deildir. nk emir var
olan bir eyi ierir, o da yapmaktr. Allah lblise adeta yle der: Aslndan k. E-
mir yasaktan nefse daha ar gelir; nk o bir anlamda asldan kmaktr. blis ce
za, azap ve gnahlar kazanmak iin insanlar saptrmak gayesiyle indirilmitir.
nk onun gnah bahtszln ebediliini gerektirmemitir, nk o irke d
memitir. tblis Allahn kendisini zerinde yaratt zellik nedeniyle gururlanm,
Allah da onu bahtsz diye yazmtr. Bahtszlk diyar irk ehline zgdr, Allah da
irke dsn diye onu yeryzne indirmitir. Bu yzden onun saptrmasyla insan
lar irke dp blis kendilerinden yz evirdiinde bu yz evirme ona bir fayda
vermeyecektir. nk insana inkr et" diyen lblistir. Bylece kendisi muvahhid
[birleyen] olsa bile lemde irk suu ilemi herkesin gnah onun boynuna ykle
nir. Dolaysyla blis Allaha ilk ortak koan,7 irke ilk den kimsedir. O lemdeki-
lerin en mutsuzudur, ( ftuh at , s , 402:407)
3H
blis
Allah kendisini azarlama niyetiyle lblisten yle bilgi vermitir: ki elimle yaratt
ma secde etmekten seni alkoyan nedir? Kibirlendin mi, yoksa byklerden mi
oldun (38:75). Burada blis ile kastedilen ameli ssleyen nefstir; bunun delili ise u
ayettir: Aksine nefisleriniz size onu gzel gstermitir.9 Bu nefs Hz. Peygamberin
herkesin bir eytan var mdr diye sorulduunda Evet diye cevaplad eytandr.
Hz. Peygambere Senin de bir eytann var mdr diye sorduklarnda ise Benim de
vardr, fakat Allah bana ona kar yardm etmi ve o da Mslman olmutur"'0 de
mitir. (ucun, 21-22)
NOTLAR:
1 Meleklere deme secde edin diye emrettiimizde, hepsi secde etmi, blis secde etmemitir. u halde
blis meleklerden birisiydi, aksi halde onlara ynelik emir kendisini de iermezdi (Bu konuda bkz. Kd
Beyzv, Envart-Tenzil, c. I, s. 21)
2 Bkz. Harrazn blis hakkndaki ifadesi, el-Tarik llellah, s. 29. Sz konusu kitap lbnl-Arab ncesinde
blis hakknda sylenenleri ierir.
Bkz. Hayr.
4 (15:42) ayete telmih.
s (13:23) ve (6:39) ayetlere telmih.
6 Bkz. Adem.
7 lbn'l-Arab esasta Allah' birleyenken, lblisin nasl mrik olduunu aklar: blis insanlar Allaha or
tak komaya tevik ettii iin, izhar etmek istedii eyin bir rneinin kendi nefsinde de bulunmas ge
rekir. Baka bir ifadeyle ortak tasavvuruna sahip olmas gerekir (bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, S, s. 364).
8 Bkz. lbnu 1-Arabnin, arifin hatas ve gnahkr insann hatas hakkndaki ayrm iin bkz. el-Flhtl-
Mefekiyye, S, s. 366.
314
brahim
ss-
Ibrahim, olgunlama aamalar boyunca beer fikrinin salt geree ulama abasn temsil eder. Bu
balamda onu nce duyulur eylerde, ardndan sreklilik niteliinden hareketle soyutlamayla Yaratann
bulmaya alrken grmekteyiz. Baz kelm bilginleri Yaratann varln kantlamada Hz. brahimin
geici eyler ilah olamaz tarzndaki akl yrtmesine ba vururlar;
zerini gece kaplaynca bir yldz grd Buymu Rabbim dedi. Batverince de Ben byle ba
tanlar sevmem, dedi. (6:76-79)
Kuran brahimin ulat derecelere iaret etmitir:4 brahim sddk, nebi, resl, imam ve Tanrnn
hallidir5[dost],
3 5
brahim
S?"
brahim bir yandan ilahi hakikatlerin topland, te yandan Tanrnm en yetkin
tecelligh ve mazhar olan insan- kmilin simgesidir.9 tbnl-Arab bu mertebeyi
aklarken hal]10 kelimesine dayanr. Tanr brahimin suretine nfuz etmiken
(ta h a llu l ) brahim de ilahi Ztn btn niteliklerini kazanmtr. Burada tahallul [b
rahim Peygamberin lakab olan dost anlamndaki hu!let veya hllet kknden tre
tilmi ve nfuz etmek anlamndaki m ezit mastar] eylemi karlkldr. Gerekleti
inin kant ise Tanr ve yaratlmlarn birbirlerinin zellikleriyle nitelenmeleridir.
Gerekte tahallul eden ve edilen zahir ve btndan [d ve i] bakas deildir.
Halil halil diye isimlendirilmitir, bunun nedeni ilahi Ztn btn niteliklerini ken
dinde toplam ve onlarla nitelenmi olmasdr. air'2 yle der:
Ruhun bedene sirayet ettii gibi sen de bana tahallul [sirayet] ettin
Bu sirayet nedeniyle Halil halil diye isimlendirilmitir.
Renk de renkli eye sirayet eder. Baka bir gre gre brahime halil denmesinin
sebebi Tanrnm brahimin varlna tahallul [nfz] etmesidir. Tanr yaratlm
larn, yaratlm da Tanrnn zellikleriyle gzkr. Bir eye sirayet eden, o eyle
perdelenmitir. Burada ism-i mefl zuhur eden, fail ise rtlm ve gizli olandr.
(fuss, 70)
316
brahim
Halil halil adn almasn salayan mertebenin sahibidir, bu nedenle ziyafet verme
yi19 snnet ve alkanlk edinmitir. bn Meserre el-Cebel de onu rzk datma i-
inde byk melek Mikile ortak saymtr. Gda beslenenin btn paralarna ya
ylr, halbuki gerekte para yoktur. Hal byleyken, Hakkm ztnn zuhur ettii ve
isimler denilen ilahi makamlarla brahimin nitelenmesi arttr, (fuss, s . 8 4 )
NOTLAR:
' "Kelime Arapa deildir, demek, slamiyet ncesi Araplarn konutuklar dillerden birisi deildir, de
mektir. brahim Sam-Arapa bir isimdir ve merhametli" demektir.
! Firuzbd el-Kamus'ta baka bir okunu daha zikreder: Ibrahum. Belki de o eski Arapadaki bir
okuyutur.
3 brahim kelimesinin kkeni hakknda gr ayrlklan vardr, baz bilginler onu Sryaniceye (Suyut)
veya Arapann dndaki bir dile (Lisanl-Arab) balarlar. ngilizce szlkler Arapa saymlardr. Do
rusu, daha nce de belirttiimiz gibi Sami-Arapa kkenli olduudur.
4 Bu keml mertebelerinin bir ksm geneldir, rnein peygamberlik gibi; bir ksm zeldir, imamlk ve
dostluk gibi. Bkz. Im m et/lm am . D ostluk.
5 Dini ve tarihi bir ahsiyet olarak brahim hakknda bkz. slam Ansiklopedisi (Arapa bask), brahim"
maddesi; Salebi, Ktsasul-Enbiya, s. 43, 47,59, 60; Ksal, Ksasul-Enbiya, s. 128, 145,153; Taberi, Tarih, c. I,
s. 220, 225; bnl-Esir, Tarih, c. I, s. 67, 98. Sz konusu kaynaklar dini ve tarihi boyutlaryla brahimin
portresini genellikle Kuran- Kerimden kartmlar ve bylece brahim (a.s.) hanif, Mslman ve Ms
lmanlarn babas olarak gzkr. Yabanc ve Hristiyan kaynaklardaki brahim imajyla karlatrmak
iin bkz. Ene. Americana, International, ed. 1972, Abraham maddesi; Ene. Britannica, 1972, Abraham
maddesi; Ene. Universales, Abraham maddesi; Vocabulaire de theologie Bibliue, 1974 Abraham maddesi.
6 Haan el-Levasan, Tevarihl-Enbiya, Beyrut, 1964, s. 65.
7 Haan el-Levasan, Tevarihl-Enbiya, s. 65.
8 Ad geen kaynak hanijlik'in brahimin dini olduunu belirtir. Hamilik Allahn brahime ve mmetine
uymalar iin emrettii on adettir. Bkz. a.g.y., s. 66.
9 brahim kendi devrindeki insan- kmil olmas ynnden en yetkin tecellightr. lnsn- kmil hilafet
mertebelerinde ykselir. nsann kmil olmas halifeliinin de kmil olmasn gerektirmez. lbnl-Arabi
yle der: nsanln anlam Allaha halife olmaktr; Allah'a halife olmak velayet, peygamberlik, elilik,
imamlk, emirlik ve ynetmeyi ieren genel bir kavramdr. Allah brahim'de velayet, nbvvet, rislet
zelliklerini birletirmi, imamln ortaya koymutur (Bulgalul-Cavvas, s. 54). Bkz. H alife/H ilafet.
Eb'l-l Afifi erhinde (Tlikat A'l Fussu'l-Hikem: Eussu'l-Hikem Okumalar in Anahtar, ev. Ekrem
Demirli) yle der: Halil sadakat anlamndaki hullet yerine, tahallul ve sirayet etmek alndnda -
317
dris
mellifin yapt gibi- brahim'in niin insan- kmilin en stn rnei sayldn anlarz. Afifi, A.g.y., s.
57. Anlald kadaryla Ibn'l-Arab hullet kelimesinden cahallul kelimesine gemi deildir. Hullet ve
tahallul ayn kktendir; dil bunu destekledii gibi Kuran- Kerim tefsirleri de -sz gelii Kdi Beyzv
(Envar't-Tenzil, c. I, s. 103)- bunu destekler. Ibnl-Arab'nin hullet ve tahallul kelimeleri hakkndaki
tavr el-Fthtul-Mekkiyyedeki bir cmlesinden ortaya kar; Allahn isimleri onu gsteren deliller de
il, onun ayndrlar. Bu isimlerle ahlaklanan kmil kii, onlara tahallul etmi, dolaysyla halli olmutur.
Hz. Muhammed de (a s.) mmetinin duas sayesinde hullet [dostluk] ve vesile makamna ulamtr (el-
Fthdtul-Mekkiyye, c. IV, s. 404). Bkz. D ostluk.
" brahim insan suretinde Hakkm suretini simgeler. Bununla birlikte brahim bu zellikte tek deildir;
nk Hak btn suretlere tahallul [nfuz, sirayet] eder ve her bir mmknde zuhur eder. u var ki
yetkin tarzda zuhuru, tecellisi ve tahalluh brahim peygamberde gereklemitir. Bkz. Z a h lr-B tn .
17 Sz konusu air Bear'dr. Saleb yle der: Halil sevgisi kalbe nfuz edip [tahallul], bakasna hibir
boluk brakmad iin bu ismi almtr (Maverd, Edeh'd-Dnya ve'd-Din, Matbaa-i Saadet, 1921, s. 21)
13Bkz. F a n la r la S e v llm s k -N a flle b a d e tle rle S ev ilm ek .
4Hullet ve tahallul sevgisinde ifrata kam an zelliidir. Bu nedenle byk eyhimiz Fussul-
Hikemde brahim fassm Fassu hikmeti mheyyeme [kendinden gemi] fi-kelimeti Ibrahimiyye diye isim
lendirmitir. Ayrca bkz. Corbin, Limagination creatice, s. 231.
s S. Kierkakard Craite et tremblement Korhu ve Titreme] isimli eserinde baz anlarda Allah ile hkmsz
lk arasnda bir iliki meydana geldiini dnr. Bu esnada ahlak ilkeleri ortadan kalkar. Bu dnce
nda brahim ve olunu kurban etmesinden sz eder. Ibnl-Arab ise dncesinde hayal ve hayalin
imgeleri ve tabir edilmesi gerekli grntlerinden yararlanr. yle der; Uyku hayal mertebesidir, b
rahim ise ryasn tbir etmemitir. Halbuki hayal mertebesindeki tecelli, baka bir ilme muhtatr, bu
sayede Hakkn ryadaki suretle neyi kast ettii anlalr (Pususu'l-Hikem, s. 85).
16Bkz. Besleme ve sevgi ve hullet terimleriyle ilikisi iin Corbin, L'imagination creatice, s. 99.
17 Mmknn hakikati, melh olmakla Hakk ilah yapan eydir.
8Mmknn varl Hakka dayanr. Gerek varlk sadece Allah'ndr. Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a , V c d .
19 Konukluk. brahim'in det edindii on alkanlk iin bkz. Haan el-Levasani, Tevarihul-Enbiya, s. 65.
20Bkz. k i n c i Baba.
d r i s Idris'in Nuh peygamberden nce yaad sylenmitir. Tarihi Ibn ishak yle
der: "dris, peygamberlik verilmi ilk dem oludur. O, Uhnuh b. Yrad b. Mehlayil b.
Enu b. Teynan b, it b. dem'dir." dris Sryanice bir isimdir. Bir gre gre dris,
sahifeleri oka okuduu iin, 'tedris etmek' anlamndaki diraset kelimesinden tretil
mi Arapa bir kelimedir, ibn Hayyan'n Sahih'inde ise, idris eriat getirmi bir pey
gamberdir ve Kalemle ilk yazan kiidir (Suyuti, El-itkan fi-ulumi'l-Kuran, c. II, s. 138).
S?"
dris Kuranda bir sddk ve peygamberdir, Allah kendisini yksek1 bir dereceye kartmtr. 0 , salih in
sanlardan ve sabredenlerden birisidir.
Kitapta drisi de zikret: 0 sddk ve nebi idi, onu yksek bir mertebeye ykselttik. (19:56-57)
smail, dris, Zlkifl; hepsi de sabredenlerdendi. Onlar rahmetimize dahil ettik; onlar salihler-
318
dris
dendi. (21:85-86)
Kft, Yakub, ibn Ebi Useybia gibi Mslman yazarlar, Kuran'da ad geen Idrisin Msr ve Yunanllara
gre hikmet ilah Hermes;2ayn zamanda Yahudi Uhnuh3peygamber olduu grndedirler. Kukusuz
ki, bu karmak dnceye eski Msr ve Yunanllardaki hikmet ilah Hermes'in bir yandan Harran pa
ganlarnn elinde, te yandan Yahudi ve Mslmanlarn elinde geirmi olduu tarihi gelimeler yol a
mtr.4 Bylece idris peygamberin ahsiyeti, Ibn'l-Arab devrine Msr, Yunan, Yahudi ve Arap dn
cesindeki yolcuunda kazand anlaylarla harmanlam bir halde ulamtr.
Ibnl-Arab bir peygambere iki tam fas ayrmtr ki, bu peygamber dris veya Ilyas
peygamberdir, idris kelimesindeki kudds hikmet. Ilyas kelimesindeki insiyye
hikmeti (yirmi ikinci fas) Idrise tahsis edilmi bu biriciklik, Ibnl-Arabye gre,
ldrisin iki yaratlla btn peygamberlerden ayrlyla ilgilidir. Birincisinde idris,
Nuhtan nce peygamberdir, ardndan stn bir mertebeye ykseltilmi, ardndan
Allah kendisini ikinci yaratlnda resul olarak yaratmtr ve gnmze kadar ha
yatn srdrmektedir .5
Bu Ilyas-ldris peygamberin hikmetini renmek isteyen bilmelidir ki: Allah onu iki
kez yaratmtr.6 dris, Nuhtan nce peygamberdi, sonra onu ykseltmi, ardndan
da peygamber olarak indirmitir, (fuslis, iss)
Mekn ykseklii, Onu yce bir mekna ykselttik ayetidir. En yksek mekn,
felekler leminin ruhunun etrafnda dnd mekndr ki, o, Gne feleidir. dris
peygamberin ruhaniliginin makam ondadr. (fuss, 75)
Ilyas, Nuhtan nce peygamberdi. Allah kendisini yksek bir mekna ykseltmitir;
319
dris
ikinci tavrda Ibnl-Arab dris peygambere bir simge olarak bakar. Bu da iki ksma
ayrlr: Birinci ksmda, bedenle btn ilikilerinden soyutlanmas esnasnda veya
Allaha dair bilginin10 kemline ulamas esnasnda srf akln simgesidir. O, velilere
yardm eden ruhani kutuptur. Ibnl-Arabnin atmosferine yabanc bir dnr, in
sann Hakk bilmede varmaya alt zirvenin btn bedeni ilikilerden soyutlan
m, srf akl olduunu zanneder. Bu gr, ncelikli bir sfi, ikinci olarak da bir fi
lozof iin mantkl ve doaldr. Tasavvuf, bedenle ilikilerden arnmay gerekli g
rr. Felsefe ise, akim bedenin ve nefsin kirlerinden arnmas gerektiini dnr.
Fakat Ibnu 1-Arab byle dnmez, aksine o farkl bir deerlendirme ortaya koyar.
Buna gre srf akl, Hakka dair bilgisinde tek yne ulaabilir; halbuki Hakkm iki
yn vardr. Sz gelii akl sadece tebih veya tenzihi benimser. Bu yzden akl, ten
zih eder, Hak ise sadece mnezzeh deildir; bunun yerine o hem mnezzeh ve hem
de tebih edilebilirdir. Hak tenzihte tebih ve tebihte tenzih edilendir." dris, b
yk lde Nuh peygambere benzer. Kukusuz eyh-i Ekber, Nuhu subbh hik
mete tahsis etmitir; drisi ise kuddusi hikmete tahsis etmitir. Tespih ve takdisin
Nuh ve ldrisin davetinde tezahr eden akim bir etkinlii olduunu aklamaya ge
rek yok. bnl-Arab! Nuh ve idris peygamberin karsna Muhammedi (a.s.) yerle
tirmitir. Muhammed (a.s.) Hakka dair iki bilgiyi birletirmitir. Nuh ve dris ayr
mak anlamndaki furkan, tenzih ve akla tahsis edilmilerken, Muhammed (a.s.) bir
letirmek anlamndaki Kurana, tebihteki tenzihe, tenzihteki tebihe, akl ve vehme
tahsis edilmitir.12
dris Ba'lebekke kyne gnderilmitir. Ba'l, bir put addr, bek ise, o kyn sulta
ndr. Ba'l diye isimlendirilen bu put, hkmdara aitti, llyas -ki o drisdr- hacet
anlamna gelen lbaneden tretilmi Lbnan diye isimlendirilen dan paralanma
s, ateten bir at olarak temsil olundu. Onun btn ayetleri, atetendi. Kendisini
grdnde, zerine bindi ve kendisinden ehvet dt. Bylece ehvetsiz akl ol
du13 ve nefsani gayelerin yneldii herhangi bir gayesi kalmad. Hakk tenzih etmi
ve bylece Allaha dair bilginin yarsna sahip olmu. nk akl soyutladnda Al
laha dair bilgi tebih deil, tenzihe dayanr. Allah kendisine tecelli ederek tam ma
rifet verdiinde ise bilgisi yetkinlemi, bir yerde tenzih etmi, bir yerde ise tebih
etmitir. Bu tam marifet, Allah katndan indirilmi eriatlarn getirdii eriatlarn
320
dris
Yedi kii vardr ki onlara Ebdal denir. Allah onlarn vastasyla yedi blgeyi korur
ve her Bedelin bir blgesi vardr. Yedi gklerin ruhanilikleri onlara bakar. Eb-
daldan her birisinin bu gklerde bulunan peygamberlerin ruhaniyetinden gelen bir
gc vardr. Bu peygamberler brahim Halil, onu takip eden Musa, sonra Harun,
ardndan dris, ardndan Yusuf, ardndan sa, ardndan ldristir. Pazar gn olan
her ilmi faaliyet, Idrisin (a.s.) maddesinden gerekleir. Bu blgeye mahsus Abdal
lardan zel ahs iin meydana gelen ilimler, ruhanilerin srlarnn ilmidir, ( f th t ,
S, 376-77)
Drdnc sema, lemin ve gklerin kalbidir. Allah oraya beeri ruhlarn kutbunu
yerletirmitir ki, o idris peygamberdir, ( f th t , ii :4 4 5 )
Hzr bast17 halinin simgesiyse, kinci ksm - k i o dristir kabz halinin simgesidir.
Geri Ibnu 1-Arabde kabz ve llyas arasndaki ilikinin niteliini aklayp, bunu dile
getiren bir metin bulamyoruz, bu nedenle Seyit erif Crcaninin tanmn zikret
mekle yetineceiz:
llyas, kabz ifade eder, nk o ldristir. dris ruhani leme ykseltildii iin, miza
kuvvetleri gaybde silinmi ve onda kabz olmutur. Bu nedenle kabz dris ile ifade
edilmitir. (Tarifat, 36 )
N O T LA R :
321
h la s
3 Tarihilerimiz ldris'in Uhnuh olduunda hemfikirdir, bkz. Levsn, Tevarihu'l-Enbiya, s. 21; Beyzv,
Envar, c. II, s. 18; Mesudi, Murucu'z-Zeheb, c. I, s. 73; Ibnl-esir, el-Kmil, c. I, s. 44
4 Bkz. Aff, Tlihat, s. 44-45
5 Bkz. Abdurrahman Cmnin tdris hakkndaki ifadesi iin Abdurrahman Cm, erh-i Fussu'l-Hikem, c.
II, s. 266.
6 dris iki kez har edilecektir: birincisi, nbvvet ve risalet sancayla nebi ve resuller iinde; kincisi ise
Hz. Muhammedin sanca altnda veliler iinde veli olarak, bkz. lbnl-Arab, el-Ftht'l-Mekkiyye,
S, s. 175.
7 lbnl-Arab Hermese iaret etmemitir, fakat Aff onun Hermetik kaynaklardan yararlandn vurgu
lar. bkz. Tlikat, s. 258
8 Salebinin Ksasul-Hnbiyasnda ldrisin sonsuza dek yaayyla ilgili anlatt hikaye iin bkz. s. 51.
9 Gklerin kalbi, gkler yedi tane olduuna gre, drdnc kat gktr.
10lbnl-Arabideki dris simgesi, burada, Greklerdeki Hermese benzer.
" Bkz. Fussul-Hikem, nc ve drdnc fas.
Bkz. Kuran.
3Buradaki benzetmenin simgeselligi, ldrisin olay hakknda vard neticesiyle ortaya kmaktadr. Ku
kusuz ki, dris ehvetsiz akl haline gelmitir. O halde neticeden baktmzda: Hadise, insann akl ile
bedeni arasndaki ilikiyi ve kontrol altnda tutabilmek iin nefse tatbik edilen mchedeleri izah et
mektedir. Bu balamda Lbnan da insan bedeninin simgesi; ateten yaratlm at, Eflatunun kendisini
niteledii gibi, insann hayvani nefsidir. Ateten meydana gelmi aletler ise, bedenin ehvet ve arzular
dr. Ata binmek ise, ehevi nefsin nefs-i natkann [akl] nefse egemen olmasn engellenmesinin nne
gemektir. Bkz. Aff, Tlikat, s. 258.
'4Bkz. Vehim .
15Bkz. lbn'l-Arabi, Fususul-Hikem, s. 70.
16idris velilere yardm eder, bu nedenle Ibnl-Arab ykseklik ve ycelik makam derken ona iaret ede
bilir. Bkz. Dr. Zeki Necib, Tartkatu'r-Remz inde lbnl-Arabi Kirb- Tezkari, s. 78.
7llyas hakknda bkz. Letaif'l-Alm, s. 32
18Bkz. V ak tin Sahibi.
19Bkz. K abz.
h l a s bkz. S d k
N O TLAR:
1 Geni-rahmet Rahmetim her eyi kaplamtr (7:156) ayetinden tretilmitir. Bu rahmet, ameline bak
makszn herkes kendisine nail olduu iin, gerekte ihsan rahmetidir. Bkz. Bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye,
c. III, s. 496.
2 Kapsayc rahmet, her eyi ierdii iin, ihsan rahmetidir. Bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 70.
322
htiyar
3 Genel veya umumi rahmete rahmetler arasnda bir yer ayrmak mmkndr, nk o zel rahmete
karlk gelir, fakat baka bir adan ihsan rametine dahildir. nk ulat eyde bir arta bal olma
yan her genel ey, ihsandan kaynaklanr. Bkz. d-Ftuht'l-Mehhiyye, c. III, s. 377.
4 Mutlak rahmet, her eye mildir; rahmete konu olan eyde bulunmas gerekli bir nitelikle snrlanmaz.
O halde mutlak rahmet ihsan rahmetidir. Bkz. el-Ftuhti1-Mekhiyyef c. II, s. 676.
S ?"
323
htiyar
Hakikat, ihtiyar reddeder ve iradeyi kabul eder. Geri Rabbin dilediini yaratr ve
seer [ihtiyar] (28:68) ayetinde kelime gemitir. Ancak Allah ihtiyar sahibi anla
mnda muhtar deil, irade eden anlamnda 'mrittir. Varlkta asla mmkn bir
ey yoktur. Varlk, varl zorunlu ve imknszda snrldr. Bu yzden imkn ve ih
tiyara dellet eden ve hakikatlerin reddettii tarzda zikrettiim her ey, yaygn anla
tm ve ifade tarz nedeniyle zikredilmitir.6 (na , 10-11 )
Allahn seen olduunu bilmeye gelince: htiyar meiyetin mutlak birlii reddeder.
htiyar Hakka nispet edilecekse, bu, mmknn durumuna gre yaplm bir nis
pettir, yoksa Hakkn durumuna gre deil, (ftht, s, 57)
324
ki Deniz
Her mellif, kendi seiminin [ihtiyar] altndadr. Bununla birlikte insan, seiminde
mecburdur. Biz ise, eserlerimizde byle deiliz, ( f th t , bs, 265)
Ztn bulunduklar hale gre mmknlere ilimesi ihtiyar; ilmin mmknn varl
ndan nce gelmesi ynnden ztn onlara ilimesi, meiyet; mmkn iin sz ko
nusu iki ihtimalden birisini belirlemek zere kendisine ilimesi irade diye isim
lendirilir.9 (FTHT, 1:44)
n o tlar:
Bu ayette Hakkn dilemesi hrriyete benzer bir ekilde ortaya kmaktadr. Yani Allah dilediini seer
ve yaratr. Beyzvi, bu ayeti Hakkn iradesine bir engel ve mani yoktur diye yorumlar. Burada ihtiyar,
yapma hrriyetidir. Bkz. Envar, c. II, s. 102. Tirmiz ise ihtiyar ve hayr terimlerini irtibatlandrr. Hayr
Allahn iradesinin kendisinde gerekletii eydir. Bkz. Tirmiz, Tahsil Nezair, s. 78.
2 Burada iradeyi insan iradesi dzleminde deil, ilahi irade dzleminde ele almaktayz.
5 Kelmclarda insan iradesi hakknda bkz. Macid Fahri, Dirasat fi'l-Eikril-Arabi, s. 77-79
4 (Vcd, imkn, malum) Voir Massignon passion ed. Gallimand, c. 3 82-83.
5 Bkz. M eiyet.
6 lbnu 1-Arabde ihtiyarla ilgili olarak geen btn metinleri byle anlamak gerekir, bkz. htiyar hakkn-
daki ifadesi iin, Divan, s. 37.
1 Yani gayb mertebesinden zuhurda iradenin rol.
8 Abdlkerim el-Cl, lbnl-Arabnin ihtiyar grn eletirir, bkz. tnsan- Kmil, s. 49.
9 htiyar, meiyet ve iradenin bu tanmlarn tam olarak lbn'l-Arabfde grmekteyiz. Kitabu'l-Mesail, s. 34.
i k i D e n i z bkz. B a h r
325
kinci Baba
yaadklar siyasi rejim gibi dzenlenmitir. Bu devlette Gavs veya Kutup diye isim
lendirilen bir halife,1onun da iki veziri vardr, ite iki imam o vezirlerdir.
Onlarn bir ksm imamlardr. Bunlarn says hibir zaman ikiyi gemez ve nc-
leri yoktur. Birincisi Abdrrab, dieri Abdlmeliktir. Kutup ise Abdullahtr. Her
kulun kendine zg ve onunla dua ettii bir ilahi ismi vardr.2 Btn Kutuplar Al
lahn kulu, tm zamanlardaki imamlar er-Rab ve el-Melik isimlerinin kullardr. Bu
iki imam Kutup ldnde onun yerine bakar ve iki vezir gibidirler. Birisi melekt
[emir lemi, ruhan lem], dieri mlk [grnen lem] lemini gzetmekle grevli
dir. (FTHT, 11:6)
Kutbun vezirleri iki imamdr. Kutup onlar iki zamanda iki imam yapmtr.3 (FT
HT, 1:4)
lbnl-Arab Kutup ve iki imam4 betimler: Tahtta oturan bir halife, sanda bir i-
mam 5-el-M elikin kulu olan ruhani im am - solunda en kmil imam 6 ve Rabbin kulu
bulunur. Kutbun lmesiyle sr ikinci imama geer .7
N O T LA R :
1 Bkz. Kutup.
2 Yani bu ilahi isim, adamn bulunduu mertebenin ismidir.
3 Melekt ve mlk lemi.
4 Crcnnin iki imam tanm iin bkz. Tarijat, s. 36; Tehanevi, Keaf, no. 685, ayrca Kutup maddesi.
5 Bkz. Risle-i Menzil-i Kutub, s. 12,13.
6 Bkz. Risle-i Menzil-i Kutub, s. 8-12.
7 lbn-Arabt Kutup ve iki imam hakknda mstakil bir risale yazmtr. Orada Kutbun mertebesi ve iki
imamn yeri ve srlarn genie ele alr.
326
kinci Baba
mini uygulayandr, b) kinci ncl veya lemin ortaya kmasna etki eden ikinci asl
olmas ynnden ikinci babadr.3Akl, ilk asildir.
Klli nefs, Yce Kalemin yaz mahallidir. Altndaki her ey reme lemindendir ve
Akl onun babas, Nefs anasdr, ( ftht , ii, 4 2 9 )
Ondan ana diye isimlendirdii ikinci baba meydana gelmitir. Bu durumda birinci
baba kinciden daha stn olmutur, nk onun asldr, ( f t h t , i,i 36)
kinci baba Tabiattr. ) lemin ulvi babalan, drttr: lk Akl, Klli Nefs, Tabiat ve
Heba, ilk Akl, daima birinci babadr. Klli nefs, Yce Kalemin etkisine ak olmas
nedeniyle ana diye yorumlanabilirken, ardndan konumunu Tabiata brakr. Tabiat,
Hebda messir ve etkindir. Bylece tabiat ikinci baba, baka bir ifadeyle ilk Akl
dan sonra ikinci messir ve faildir. O halde bu drt baba lemin ayr ayr asllar de
illerdir, i ie gemi ve birbirlerinden meydana gelmilerdir. Baka bir ifadeyle on
larn lemin babalar olmalar kendi aralarnda ana olmalarna engel deildir.
Mmknlerden ikinci babann [klli nefs] mahiyetini ve onun Yce Kalem kar
snda ikinci ana olduunu rendin. Klli Nefs ikiz douran ilk ana idi. nce Tabi
at meydana getirmi, ardndan Heba domutur. Tabiat Heby nikahlam, klli
cismin sureti domutur. Klli cisim, zuhur eden ilk cisimdir. Bylece, bir rn
olduu iin, Tabiat baba, Heba ana olmutur. nk rn onda ortaya kmtr.
(FTHT, 1:140)
Geen ifadelerden anlald gibi, Tabiat Hebaya tesir etmesi ve lk Akldan sonra
gelmesi ynnden babadr. Tabiat, lemin varl iin ikinci ncl veya ikinci asl
olmas ynnden ikinci baba kabul edilir; bununla birlikte Hakkn fiiline konu ol
mas ynnden ieriinde analk zellii de bulunur. Bkz. le m in Y c e - B y k A -
n a s .
327
kinci Fark
Bireysel nefslerin babalar4 ynnden asllar [lk Akl veya Klli Ruhi temizdir. O
Baba, sadece bedenle zuhur ettii iin, tabiat ikinci baba olmutur, ( ftht, i:272 )
n o t la r :
k i n c i l A n a h t a r l a r bkz. F e t ih
l a h i A h i t (Misak) lahi ahit, Rableri olduuna dair insanlar kendilerine kar tank
tuttuunda, Allahn dem oullarndan ald szdr.
Ardndan yumuak ve narin bir zellikle dua gelir. Bu duada Allahn dem oulla
rndan a ld ilahi ahdin genellii bulunur, ( ftht , 111-473)
Saf ahit, Allahn dem oullarndan ald ahittir. Bu ahdi bellerinden zrriyetlerini
kartp kendilerini kendilerine tank tuttuu zaman almtr.3 Sonra her demolu
328
Misak/Zerre lemindeki Misak
ftrat zerinde domutur. Bu durum, Hz. Peygamberin Her doan ftrat zerinde
doar hadisinde dile getirilmitir. Ftrat, Hakka mahsus saf hittir. Bkz. M is a k /Z e r
re le m in d e k i M is a k
NOTLAR:
' lbnl-Arab sfiler arasnda sklkla kullanlan terimlere genellikle pek ilgi gstermemitir. Kendi felse
fesinden yeni bir biim kazandrd terimler bunun dndadr.
2 kinci fark iin bkz. Letaiful-A'lm, s. 142. Ayrca bkz. Kn, stlaha!-! Sfiyye, s. 86.
3 Ben sizin Rabbiniz deil miyim ayetine telmih.
Ben biliyyeli Allah ve arife bir kadna hizmet ettim. Ad Fatma b. El-Msni
el-Kurtub idi. O bana yle derdi: Ben senin ilahi annenim [mm-i ilhiyye], top
raktan olan annenin nuruyum." ( ftht , c. 11,347)
N OTLAR:
' Bu konuda bkz. lbn Haldun, ifa's-Sail, s. 61 vd; bn bad en-Rendi, er-Resail-i Sura, s. 130 vd.
2 Shreverd Avarif'l-Mearifte yle der: Mrit, tabi doumda ocuun babasnn bir paras olduu
gibi, eyhin bir paras haline gelir s. 85. ki doum tarzyla ilgili bkz. Shreverd, a.g.y., s. 84-88. Sad-
reddin Konev ikinci douma Risle-i Tevecchte iaret etmitir.
3 Anadaki bu nispetteki denklii ocuktaki denklik takip eder. Bu balamda din ve tn Itoprak] ocuu
vardr. lbnl-Arab yle der: Tn [toprak) ocuu ile din ocuu arasnda fark vardr (Kitb- Terclm,
s. 35).
SP"
329
T e k v in i E m ir T e k lif i E m ir
Dar anlamda gnah genel anlamda ktlk problemi insan dncesinin temel so
runu olagelmi, dnrler gerek ahlaki ve gerekse din alannda elikilere dme
den bu sorunun amazlarndan kmaya almlardr. Kelm bilginleri bu amaz
dan kurtulmaya alp gnah dnce yaplarnda ilahi irade, meiyet, adalet ve in
sann hrriyeti balamnda ele aldklar gibi4 bnl-Arab de ayn sorunlar zmeye
almtr. Fakat o kelmclar ve filozoflar iki adan amtr: birincisi zaman za
man kulland airane ynelimi, kincisi ise beeri-tasavvufi tecrbesine cesaretle
uymas. lahi emre kar ilk gnah deme secde5 etmekle ilgili ilahi emre blisin
kar kmasyd. Bu durum sfilerin, zellikle de blis ve dem hikyesine yksek
bir ilgi gsterenlerin nne geni bir alan amtr. Onlar bazen simgesel, bazen ia
ret diliyle, nadiren de ak konumulardr. Hatta bu balamda ak konumalar i-
aret ve simgesel dilden daha kapal olmutur. Halla el-Mansur blis ile tartm ve
bu tartmada akl semitir. Bylece Halla lblisin ftvvetini [mertlik, yiitlik]
kabul cretini gstermitir.6 bnl-Arab tasavvufi tecrbesinde Hallactan geri
kalmaz; bununla birlikte ibarelerinde ar gitmemi, iaret ve imayla yetinmi, genel
teorik dzleminde mevzudan sz etmi, ykye deinmeden ilkelerden konumu
tur. Gnah znde ilahi irade karsna ilahi emrin konmasyla drt soruna yol a
mtr: a) lahi emre isyan edilebilir mi? b) Bir fiilin ilahi iradenin dna kmas
mmkn mdr? c) Allahn istemedii bir fiili emretmesi dnlebilir mi? d) Allah
gnah ve ktl dilemi midir? Ibnl-Arab bu sorulara cevap vermeye alr.
Bunu yaparken de ilahi emri ikiye ayrr: Birincisi mutlaka gereklemesi gereken
dorudan ilahi emir, dieri ise dolayl ilahi emir. Bu ikinci k gerekleebilecei gibi
gereklemeyebilir de. bnl-Arab birinciyi tekvin emir, kinciyi teklifi emir diye
isimlendirmitir. Bkz. T ek vin Em irT ek lifi Em ir
N O T LA R :
1 Tehnev emir lafz ve emir kipini dil ve tasavvuf ynnden genie aklamtr. Bkz. Keaf, c. I, s. 68.
2 Bu be esasn ayrnts iin bkz. a.g.y., c. I, s. 137.
3 Bkz. Mcem-i Mfehres, Emir" maddesi.
4 Bkz. Ear, Makalatl-hlamiyyn, s. 100-102; Gazl, el-lktisad fil-ltikad, s.105; Abdurrahman Bedevi,
Mezahibul-lslamiyyn, s. 563; Fahreddin Razi, el-Muhassal, s. 140 vd. Bu blm ok nemlidir; nk ya
zar burada filozof ve kelmclarm tavrn ak bir ekilde nitelemektedir; Ferid Cebr, Mcem-i Gazl, s.
4-7-
5 Rabbin meleklere deme secde edin dediinde (2:34) ayetine telmih.
6 Halla hakknda bkz. Kitabu't-Tavsin, ed. Massignon, Paris 1913 s. 145 vd. Emir ve irade gr iin,
a.g.y., s. 41-55. Halla Firavun ve blis ile mnazara ederken blis kendisine yle der: deme secde et-
330
lahi Emrin Hizmetkr
eydim, ftvvet makamndan derdim. Halla szn yle tamamlam: blis ve Firavun benim re
fikim ve pirimdr," s. 91. Halla, lblisin gnah hakkndaki dncesi balamnda, emir ile emrin za
manda icras arasnda aynma gider ve icray anlama ve bilgiye balar. Buna karn Nifferinin tersine
bilgiyi ayrc sayp reddettiini grmekteyiz. nk ilahi emir bilgi olmakszn icray gerektirir. ayet
bilgi varsa, bu durumda insan emre deil, emri bilmesine itaat etmi demektir. Yani insan bu durumda
Allah'n emrine deil, kendi bilgisine itaat etmitir. Nifferinin tavr iin bkz. Kitabu'l-Mevkf, s. 28.
Resul ve vrisleri iin genel anlamda ilahi emrin hizmetkrlar denilir. Gerekten de
resul ve vris iradeye dayanan ilahi emrin hadimidir, iradenin hadimi deillerdir.
Resl mkellefin mutluluunu istedii iin kendisine onu getirmitir. Eer pey
gamber ilahi iradeye hizmet etseydi, nasihat etmezdi; halbuki o irade ile nasihat et
mitir. Resul ve vris, nefisler iin uhrevi doktorlar gibidir. O emrettiinde Allahn
emrine boyun eer. Allahn emrine bakar ve iradesine bakar. Bylece Allahn ira
desine aykr bir eyi emrettiini grr; Allahn irade ettii ey ise gerekleir.2 E-
mir de byledir. Allah emri dilemitir ve o da gereklemitir. Resl bir tebligcidir.
Allahn basiretini at kimseden baka, hi kimse irade edilen eyin gerekleme
sinden nce iradenin hkmn bilemez. Allahn gzn at kimse ise, ilahi ilim
de sabit olduklar tarzda mmknlerin hakikatlerini idrak etmitir.3( fuss, 98 )
n o tlar:
331
lahi Gelinler
S9
NOTLAR:
1 bnl-Arabtde aras- ilhiyye hakknda bkz. Mevakiu'n-Ncum, s. 45; Tacu'r-Resail, s. 48; el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. III, s. 515, 516; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 32
En gzel isimler Ona aittir (17:110). Biz farkl isim, hakikat ve anlamlarn ait olduu
bir ilaha dua ederiz. Bu isimler daima kendisine aittir ve onlar ilahi hzinelerdir.
Eyann sakland bu imknlar da o isimlerde gizlidir, ( ftht, i:i93)
l a h i H a z r e t Her ilahi isim varlktaki tecellileriyle birlikte ilahi bir hazrettir. lahi
Hazret ise, insan hazretinin kart olarak (ilahi hazretin mazharlar ve tecellileri) s
fat ve fiilleriyle birlikte ilahi Zt'tr.
dem ilahi hazretin zelliklerini kendinde toplayan bir nshadr. lahi hazret zt,
sfat ve fiillerdir, ( fuss, 199)
332
lahi Hitap
Tanr Kuran'da' yaratklarndan uzak bir ekilde semasnda bulunuyor deildir, bilakis yceliine ve m-
nezzehliine ramen Tanr ile yaratklar arasnda ince kprler vardr. Allahn grlmesi konusunda
gr ayrlklar sz konusu ise de, Kuran Allah'n yaratklaryla konutuunu ve onlara hitap ettiini a-
ka dile getirir.2
Allah bir vahiy veya perde ardndan olmakszn hi kimse ile konumamtr.3 (42:51)
Allah Musa ile konumutur, (4:164)
Halka dnk ilahi hitap4 tektir, muhatabn ve hitabn gerekletii lemin dei
mesiyle kendisine verilen isimler deiir. Bu yzden ilahi hitap tektir, muhatabn
[halk] artlarna gre oalr: sz [kavi], kelm,5 muhdese [karlkl konuma], m-
smere [sohbet], fehvniyye [ifahilik], a) Muhatabn zellii: Tanrnn hitabn ii
ten, mdum [mevcut olmayan] bir ey ise kavi, mevcut bir ey ise kelm diye isim
lendirilir.
Kelm ve kavi [sz], Allaha ait iki zelliktir. Kavli var olmayan iitir. Bir eyi irade
ettiimizde ona szmz [kavi] oldur ve o da hemen olur (16:40) ayetinde belirti
len ey budur. Kelm ise mevcut iitir. Bu da Allah Musa ile konumutur [ke
lm] ( 4 : 1 6 4 ) ayetinde dile getirilir. Bu yzden kavlin yok olanda [mdum] bir eseri
vardr, o da var olmaktr; kelmn da mevcutta bir eseri vardr, o da bilgidir.6
(F T H T , ll:4 0 0 )
Fem yolundan yani fehvanlik, dil ve lisan yolundan. Bu nedenle (sann makam
333
lahi Hitap
2) Muhadese: Muhadese Musaya aatan nida etme rneinde olduu gibi, Hakkn
ariflere mlk leminden hitap etmesidir. Muhadese mahedenin feridir. 3) Msa-
mere: Msamere Tanrnn ariflere gayb ve srlar leminden hitabdr, Ruhul-Emin
onu kalplerine indirmitir. Msamere muhadesenin zel bir trdr.
Muhatabn artlarna gre hitap oald gibi, ulat yollarn artyla da oalr:
peygambere vahiy4 -perde ardndan hitap.
Byk pirimizin dnce dnyasna egemen olan varlk birlii gr onu varlktaki
btn grnmleri bir ilahi zellik veya isimde birletirmeye sevk eder. Ayn za
manda, kim sylerse sylesin, lemde sesin btn tezahrleri ilahi bir hitap veya ke
lmdr. Baka bir ifadeyle Hak, konuanlarn dillerinde dile gelendir.
lahi haberler iki ksmdr: birinci ksm, Allah katndan gelen ve sayfalar, Tevrat,
Incil, Kuran veya Zebur diye isimlendirilen eylerdir. Ksaca Allahtan bir melein
veya peygamberin bildirdii her ey birinci ksma girer. Dier ksm ise, lemde
syleyen kim olursa olsun her trl haberdir. Btn mevcutlarn dillerinde syle
nen ilahi hitap, bunu bilenler az'5 bile olsa, gerekte ilahi hitaptr, ( f t h t . v.204)
334
lahi radenin Hizmetkar
Hitap kelimesi Kuran- Kerim kaynakl deildir; fakat bn'l-Arabtde kendi bana deil de trleriyle
bulunduu iin, burada da ayn yntemi takip ettik ve eitli ekilleriyle Kuran- Kerim'de geiini ele
aldk,
2 lbn Kayyim el-Cevzi Medaric's-Slihin'de zel ve genel hidayet trlerini zikretmitir, bkz. s. 37, 52.
3 Bu ayet Allah'n insanlarla konuabileceini ve bu konumann tarzlarn ortaya koyar.
4 Hitap terimi altnda birtakm ilikili terimleri daha topladk; nk hitap, gerekte kendisinin benzer
leri olan baz terimleri ieren bir izgidir [msamere, muhadese, kelam, kavi gibi). Bu anlamda hitap
canllk gibi bir st kavramdr: Aslan canldr, insan canldr vs. deriz. Ayn ekilde kelam hitaptr, m
samere hitaptr deriz.
5 bn'l-Arabnin Allahn szel kelam hakkndaki gr iin bkz. S fa t, K e lim e . Ayrca bkz. el-
Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 400; c. IV, s. 90.
6 lbnl-Arab kelamn yara anlamndaki kelinden trediini belirtir. Bkz. el-Fthtl-Mehkiyye, c. IV, s.
431-
7 Osman Yahya bu terimin bnl-Arabye zg olduunu vurgular. Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s.
9-
8 Fehvanyye Hakkn hitabn dorudan iitmek demektir. Nitekim lbnl-Arab Hakkn suretinin doru
dan grleceine de iaret eder, bkz. el-Fthtul-Mekkyye, c. IV, s. 19.
5 Clnin fehvaniyye gr iin bkz. Cl, HaHkat'l-Yakin, s. 8.
10lbnu 1-Arabide fehvanyye hakknda bkz. Istlahal, 297; Tecelliyat, s. 2 vd.; Tercman'l-Evak, s. 23, 49;
nsan-1 Klli, s. 2; Uklet'l-Mstevfiz, s. 43.
" Nablsnin tanm iin bkz. erh-i Salati'l-Kbra, s. 20.
12Muhadese iin bkz. Istlahat, 291; Risdle-i la Yeulu Aleyh, s. 10; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 353.
13ilahi hitap, syleyenlerin dillerinde yaygndr, nitekim hitabn nc anlamndan bu anlalmaktadr.
Bu nedenle onu duymay uhd diye isimlendirmitir.
4Bkz. V ah iy.
s Bkz. S fat.
l a h i s i m lahi isim1 terimini bnl-Arabde ancak zel bir konum asndan anla
yabiliriz ki, bu konum msemmayla ilikisidir. O halde isim ve msemma, ilahi ismi
tanmlayabileceimiz yegne kapmzdr. Fakat birlie balanm bir sistemde ismin
msemmayla2 ilikisinin mahiyeti ne olabilir? sim, msemmay gsteren delil, ona
giden yol, ayn zamanda msemmann kendisidir. te belirttiimiz hususu akla
yan metinler;
Her ismin iki delleti3 vardr: smin konumu ne kadar da gariptir! Tanmda verdii
sonu da ne kadar gariptir. Hak dua edene karlk verir ve Ona ancak isimleriyle
dua edilir, ( fth t , iv :393)
335
lahi sim
s i m m s e m m a d r . 5 ( f t h t , i: 2 i 6 )
s i m , m s e m m a v e is i m le n d ir m e a r a s n d a k i f a r k l l k , la f z f a r k l l d r , ( f t h t , bs,
205)
Duyu mertebesine gelince, o duyulur eyleri toplar. Hayal, onlarn emiridir ve onun
topladnn sahibi ise duyudur. Duyular, farkl trlerine gre, hissedilirleri alr ve
onlar sahiplerine verir. Hayal onlar hayal hzinesine ykseltir. Orada yksel
tildikleri mertebenin cinsinden bir isim kazanrlar ve duyulurlarn ismi kendi
lerinden silinir, tahayyl edilenlerin ismi verilir. Hayal zikir sultan altnda hara
sahibi olur ve onlar korur. Burada tahayyl edilenlerin ismi zikredilenler ve ezber-
lenenlere dnr. Bylece kendilerinin intikal etmesiyle isimleri de yenilenir. Hal
buki onlar kendiliklerinde birdir. ( t e d b Ir a t , 187-89)
Say bir olarak grlr, fakat mertebelerde dolar. Bu dolamayla saylarn varlk
lar ortaya kar. Mertebeleri farkllatka da isimleri deiir. Herhangi bir merte
bede o mertebenin gerektirdii isim ile isimlendirilir, ( el - f e n a , 2 -3 )
okluk isimlerdedir ve onlar nispetler, nispetler ise yok olan7 eylerdir. Tek haki
kat vardr ki, o da Zttr. ( f u s S, 76)
okluu dikkate alan, lem ve ilahi isimleri dikkate alr; birlii esas alan ise zt a
sndan Hak ile beraberdir. Allahn bizi talep eden ilahi isimler asndan birlii,
okluun birliidir; bizden ve isimlerinden mstani olan zt ynnden Allahn
birlii ise hakikatin birliidir, (fu s s, 10 1)
sim, ztn8 tecelli edip, makul ve ayr bir ilahi hakikat haline geldii varlk merte
besidir.9
336
lahi sim
l ve zuhur etmi msemmaya dellet eden lafz ise ismin ismidir.12 Allah ismi, her
hangi klli bir ite taayyn itibariyle Haktan ayrdr ve zuhur etmitir. 'Allah is
miyle isimlendirmede dnlen ey, mertebeyle birlikte varlk; Rahman ile isim
lendirmede dnlen ise genel anlamda yayl asndan varlktr, ( g a y a t , 4 19 )
l a h i is i m l e r d e r k e n n is p e t le r in h a k i k a t l e r in i k a s t e t m e k t e y im . ( f u s S, i 53)
ilahi ismin nc anlam ise mazhar ile ilgilidir. Btn varlk, ilahi isimlerin
mazhar ve tecellighdr;'4 bu nedenle mecazi olarak leme ilahi isimleri verebiliriz.15
Buna gre btn lem, Allahn kendisine vermi olduu isimlerdir. lbnl-Arab da
ha ileri giderek, her ismin hatta kul isminin bile ilahi isimlerden olduunu d
nr. Bu isimler, leme ancak ahlaklanmak yoluyla verilebilir.
Hak, saysz esm-i hsns [en gzel isimler] asndan onlarn a'ymn btn emri
kapsayan cm bir varlkta grmek istemitir... Emr, lem aynasnn cilalanmasn
iktiza etmitir. dem, bu aynann cilas ve bu suretin ruhu olmutur. Bylece ilahi
surette bulunan btn isimler, bu insani surette toplanmtr.16 ( f u s s , 48-s o )
Hakka isimleriyle hamd edilir ve vlr. simlerinin neye dellet ettikleri ise ancak
bizimle anlalr, (f t h t, i v :3 14 )
Var olan bir kulun mahallinde ilahi bir isimden baka bir ilahi isme teklif ve hitap
gereklemitir, ( f t h t , i:403)
Hak bana yle demitir: Sen olmasaydn, makamlar zuhur etmez ve menziller ter
tip edilmezdi. Bu yzden sen benim isimlerim ve ztmn delilisin. Seni gren, mut
laka beni grmtr. ( m e a h d . so )
Sevenin zellii, isimleriyle Hakka sefer edici olmasdr: Hak sevene lemin ve ken
disinin en gzel isimlerinde tecelli etmitir. Bylece bu kii, Hakkn lemin isim
lerinde tecelli ediinde tecellinin Haktan bir ini olduunu tahayyl etmitir.
Hakkn gzel isimleriyle ahlaklandnda ise Allah ehlinin yolunun deti olan ah
laklanmak kendisine egemen olur. Bu kii, lemin isimlerinin Allah iin deil, ken
disi iin yaratlm olduunu ve Hakkn bu isimlerdeki menzilinin kulun Hakkn
337
lahi sim
esma-i hsnasndaki durumu gibi olduunu zanneder. Bunun zerine yle der: Al
lahn huzuruna ancak kendi isimlerimle (lemin isimleri) girerim. Yaratklarnn
huzuruna ktmda ise ahlaklanm olarak Allahn gzel isimleriyle kanm. Kul,
Allahn huzuruna kendisinin zannettii isimlerle -ki bu isimler lemin isimleridir-
girdiinde, peygamberlerin isra ve miralarnda ufuklarda ve nefislerde grm ol
duklar ayetleri grr.'7 Bylece grr ki, hepsi Allaha aittir ve kulun'8 ismi yoktur,
hatta kul ismi bile kendisine ait deildir ve dier gzel isimler gibi onunla sadece i-
simlenmitir. Bylece renir ki, Hakka gitmek, huzuruna girmek, katnda hazr
olmak, ancak Onun isimleriyle gerekleebilir ve lemin isimleri de onun isimleri
dir.'9 te bu deerli bir tecellightr.20 Bu, peygamber ve resullerin dnda kimse
iin zel anlamda gerekletiini grmediim baka bir yoldur. B'u mahede u
bilgiyi verir: leme ait her ismin asl gerekte Allaha ait, mn olarak deil sadece
lafz olarak kula aittir, kul bu isimle sadece ahlaklamr. ( ftht, i:3So)
ilahi isim, varlkta21 tesir sahibi ve lemin muhta olduu her eydir.
Kul her ilahi ismin eserinin zuhur ettii mahaldir. Kul bir ilahi ismin altnda olmak
zorundadr. Kul, o isme ve hakikatinin verdii eye baldr, (f t h t, i v :98)
Her vakitte kulun zerinde hkm sahibi23 olan, herhangi bir ilahi isimdir.24
(iSTILAHAT, 293)
tlahi isimler, lemin muhta olduu her eydir. lem kendisi gibi bir eye muhta
olabilecei gibi, muhta olduu ey Tanrdan bir ey de olabilir.25 ( f u s s , 1 0 5 )
Muhta olunan her ey, Allahn ismidir; nk ancak Ona muhta olunabilir. Bu
yzden Hak, varlkta tesir sahibi ve lemdeki herhangi bir eyin ismi olan her eyle
isimlendirilmitir, ( f t h t , iv :1 96)
NOTLAR:
' ilahi isimler Kuran- Kerimde geen gzel isimlerdir ve lbnl-Arab onlar ayn anlamda kullanr. Bkz.
sim.
2 s i m v e o n d a n k a n k o n u l a r , t e f s i r , h a d i s , f k h , t a s a v v u f , k e l a m v e f e ls e f e a r a s n d a g r a y r l k l a r n a
338
lahi sim
M e k k iy y e , c . IV, s . 2 2 ).
5 S a d r e d d i n K o n e v i s m i 'i s m i n i s m i v e h a k k i i s i m d i y e i k i y e a y r r ( L e t a i f u 'l- l m , s . 2 2 ).
6 B k z . D a v u d e l- K a y s e r i, M a t l a u l - H u s u s i l - K e l i m , s. 26.
7 l b n l - A r a b d e i s i m l e r z t v e l e m a r a s n d a k i m a k u l n i s p e t l e r d i r . N i s p e t , k e n d i l i i n d e , k a d i m v e y a h a
d is h k m a lm a z , n k n is p e t g e r e k t e y o k t u r .
9 B u f a r k l il a h i h a k i k a t , i l a h i i s i m v e m a z h a r la r n n r a b b id ir , b k z . D a v u d e l- K a y s e r i, M a t l a u l - F l u s u s i l-
K e lim , s. 24 .
10S a d r e d d i n K o n e v y l e d e r : V a r l k t a z u h u r e d i p , f a r k l i m t i y a z v e z u h u r t r l e r i n e g r e G a y b d a n a y r
la n h e r e y , is im d ir (F a t i h a T e fs ir i, s . 9 3 ). H a k i k a t t e t a h k i k is i m , m m k n n i l i m d e s a b i t h a k i k a t i n i
b u a y n n m e r t e b e s in d e t a a y y n y n n d e n d ir . O h a ld e m a z h a r o la n m m k n h a k ik a t , k e n d is iy le v e
,s B u k o n u d a b k z . F u s s u l- H ih e m , c . I, s . 7 9 . A f i f i b u b l m n e r h i n d e y l e d e r : V a r l k l a r n a 'y n , il a h i
i s i m l e r i n o l d u u g i b i b i r o l a n Z t m s u r e t l e r i o l a r a k k a b u l e d i l i r s e , o n l a r n d a h a n c e i a r e t e t t i i m i z a n
la m d a , y a n i z t n v a r l m ik r a r e t m e k is t e d i i m i z d e z t o l d u k l a r n s y le y e b ilir iz . F a k a t O z a m ir in i,
Z t n m s e m m s - A l l a h - o l a r a k a n l a d m z d a d a v a r l k l a r n s u r e t l e r i ' O d u r d i y e b i l i r i z . Y a n i , b u s u
r e t le r H a k k n v a r l n n m a z h a r v e t e c e llig h la r o lm a la r a n la m n d a , 'O d u r , y o k s a H r is t iy a n l a r n M e
s ih h a k k n d a id d ia e t t ik le r i g ib i h e r b ir te c e llig h m u t la k Z t d e ild ir . A y n z a m a n d a , h e r h a n g i b ir
S a d r e d d in K o n e v , I c a z u l-B e y n (F a t i h a T e f s ir i), s . 19 5. y l e d e r : H a k , l e m i n f e r t l e r i n d e n h e r b i r i s i n i ,
k e n d is i g ib i z e l b ir e y in d e lili v e a l m e ti y a p m tr . B u y z d e n h e r b ir fe r t, ta a y y n e tm i v a r l a
s n d a n 'i s i m ' d i y e i s i m l e n d i r i l e n u l h i y e t n i s p e t l e r i n d e n h e r h a n g i b i r i s i n i n a l a m e t i d i r . D e l i l o l a n b u e y ,
o i s m i n m a z h a r d r . A y n - s b i t e s i a s n d a n is e o f e r t , k e n d i s i g i b i b i r a y n - s b i t e n i n d e l i l i d i r ; t a a y y n
e t m i b i r v a r l k i l e m u t t a s f o l m u a y n - s a b i t e o l m a s a s n d a n is e k e n d i s i g i b i v a r l k i l e n i t e l e n m i
16 B u v a r l k , b u i s i m l e r i n m a z h a r v e t e c e l l i g h l a r n d a n i b a r e t d e i l m i d i r ? H a t t a l b n l - A r a b n i n s y l e d i i
g i b i , l e m , A l l a h n k e n d i n e f s i n e v e r m i o l d u u i s i m l e r d e n b a k a b i r e y m i d i r ? B k z . A f f , T lik a t, s . 6.
17 B k z . s r a - U r c
,8 B k z . A bd.
9A y n k o n u b k z . e l- F t u h t l- M e k k iy y e , c . IV, s . 13. B u r a d a l b n l - A r a b b t n i s i m l e r i n , h a t t a l e m i n i-
s i m l e r i n i n b i l e g e r e k t e i l a h i i s i m l e r o l d u u n u b e l i r t i r . K u l u n n i t e l i k l e r i d e g e r e k t e A l l a h 'a a i t t i r . K u l
e d e p g e r e i o n l a r l a n i t e l e n m e y i k a b u l e t m i t ir .
B k z . lb n l- A r a b , e l- F t u h t l- M e k k iy y e , c . II. s. 350.
21 B k z . D a v u d e l - K a y s e r i , M a t l a u l - H u s u s i 'l - K e l i m , s . 14.
23 B k z . D a v u d e l - K a y s e r i , M a t l a u l - H u s u s i 'l - K e l i m , s . 10 , 27.
24 B k z . A b d l k e r i m e l - C l , El-Esfar, s. 40.
339
lahi simlere Varislik
l e r i n e s a s l a r d r , la h i i s i m l e r , a y n z a m a n d a , l e m i n k e n d i b e n z e r i y a d a H a k k n k e n d is i a s n d a n
m e y d a n a g e le n b t n e y a n n is im le r in i k a p s a r ( A fifi, Tlikat, s . 1 1 7 ).
limden tevars edilen en iyi ey, ilahi isimlerden tevars edilendir. Dersen ki: lahi
isimlere nasl vris olunur, varislik lmden sonra nasl mmkndr? Deriz ki: te
byle sylyorum. Ben bu tr ilimle Hakkm senden ortaya kan ve senin yaptn
eyleri kendiliinden yapabileceini kastetmekteyim, ( ftuhat, i:324)
Aff, metni yle yorumlar: Saylar snrsz ilahi isimler de saylar belirli genel asl-
lara dndrlebilirler. Bu asllar, isimlerin analardr ve esma-i hsna ve hazerat-
esma diye bilinirler. Buna gre Rahmann mertebesi ilahi rahmetin zuhur ettii
tecellighlarn toplamdr. Bununla birlikte rahmet halleri snrszdr; nk rahme
te konu olan varlklar sayca snrszdr (Afifi, Talikat, s. 26). Bu metinden u sonu
lar kartabiliriz: ilahi isimler=Ilahi isimlerin mazharlar. Ana=lemdeki her ey -
zerinde hkm sahibi ve onlar kendinde birletiren. Esma-i hsna [gzel isimler] =
Genel olarak mazharlar veya tecellileri toplayan asllar. O halde isimlerin analar,
esma-i hsna veya hazerat- esmadr [isimlerin mertebeleri]. lahi isimler ile kastedi
len lemi yaratmaya3 ynelmi esma-i hsnadr. Ommehatl-esma teriminin anla
lmas iin aadaki karlatrmalar yapyoruz: lahi tsimler= lemi yaratmaya y
nelmi esma-i hsna [gzel isimler]. Ana=Toplayan ve hkm sahibi. O halde m-
340
lahi zin
Biz lemin yaratlmas iin gerekli isimleri kastettik. Bu isimler lemin varl iin
bilmemiz gereken isimlerdir.4 Onlar isimlerin rableri, dier isimler ise onlarn ko
ruyucular gibidir. Bu isimlerin bir ksm da dierleri iin koruyucu gibidir. sim
lerin analar unlardr:5 el-Hay [Diri], el-lm [Bilen], el-Mrid [Dileyen], el-Kadir
[G yetiren], el-Kail [Syleyen], el-Cevad [Cmert] ve el-Mukst [Adaletli], ( ft-
HT, 1:1oo)
NOTLAR:
1 Bkz. Ana.
2 Bkz. lahi sim.
3 Bkz. lahi sim.
4 leme bakmakszn, isimlerin imamlar drt isimdir: el-Hay, el-Mtekellim, es-Semi, el-Bsir (el-Ft-
htul-Mekkiyye>c. I, s. oo).
5 B u y e d i a n a - i s i m , b n l - A r a b n i n A l l a h d e m i k e n d i s u r e t i n e g r e y a r a t m , o n u y e d i i s i m l e i s i m l e n
l a h i i z i n Elif, zelve nun anlamca "yakn ",1lafzca uzak iki kktr. Birisi zn [kulak],
dieri "bilmek" demektir. Kalptaki btn kelimeler bu iki kkten tremitir. Bilmek an
lamndaki kke gelince: Araplar "bu ii bildim" anlamnda ezent bi-haze'l-emr derler.
Mastar izn veya zan'dr. ( mucem )
SP"
zin Kuranda ilahi emir veya gerek fil Allaha dikkat eken Hakkn msaadesi anlamnda yer alr.
(59:5)
Bilgi ve bildirme anlamnda:
Eer byle yapmazsanz, Allah ve Onun elisi tarafndan bir ezan [sava ilan] olacan bilin.5
(2:279)
insanlara hacc ilan et ( ezzin).6 (22:27)
ayet yz evirirlerse, size dpedz akladm (azent).7(21:109)
341
lahi zin
S?"
lahi izin dzenlenmi bir mahalli koruyan ilahi g veya etkin nitelik veya messire
tesir imkn vermek demektir. yle ki: Sebep kendi bana i yapamaz, Allah ona fi
il gc verir ve bu imkn vermeye ilahi izin denilir. lahi izin sebep ve onun ileviyle
irtibatldr. Sebep ve illet sonu ve malln ortaya kmas iin yeterli deillerdir;
Allah fiili onlarn vesilesiyle yaratr. Gren kimse ise sebebin kendi bana fiilini icra
ettiini zanneder, halbuki ondaki gerek fil Allahtr.8 Gren kii sonucun sebepten
kndaki ardkl dikkate alr ve neticenin sebebe ait olduunu zanneder. Hal
buki sebep ile sonu arasndaki bu ardklk gerekte ilahi izin denilen eydir.
lem kendi bana tesir edemez. Hak lemdeki her ey iin etki ve etkilenmede bir
mertebe belirlemitir. Her mertebe sahibini g sahibi yapm, onlar farkl mertebe
ve makamlara yerletirmitir. Allah bu yerletirmeyi izin deyimiyle ifade ettii gibi,
bunun olmayn da izin kelimesiyle ifade etmitir. O halde izin messirin tesir ya
pabilmesini salamak demektir, bsbtn serbest ve zgr brakmak deildir. Ser
best brakmak anlamnda olsayd, Allah Onlar Allahn izni olmadan kimseye zarar
verici deillerdir (2:102) demezdi. Btn yaratlmlarn eylemleri Allahn iznine
baldr. Allahn izni onlara imkn vermesi ve onlar tesir mertebesine yerletirmesi
demektir. Bununla birlikte Allahtan baka fil yoktur ve varlklarn etkileri Hakkm
kendilerini tesir mertebesine yerletirmesi ve bunun srmesi ynnden gerekleir.
( b u l g a , 81)
lhi izin istidat vastasyla sonuta ortaya kan ilahi emir demektir. O kaderin olu
umunda ilahi meiyetin ikizidir. bnl-Arab ilahi izin terimini emrin eanlamls
olarak kullanr ki, ilk anlama benzer. nk emir messirin tesirine konu olan ey
de etkin olmasn salayan Hakkm imkn vermesidir. bnl-Arab Bir hurma aac
kestiniz ya da kkleri zerinde dikili braktysanz, hepsi Allahn izniyledir (59:5)
ayetinjn yorumunda yle der:
zin ilahi emir demektir. Hz. Peygamber baz aalarn braklmasn emretmi, on
lar da kalm, baz aalarn ise budanmasn emretmi, onlar da insanlar nedeniyle
deil, Allahn izniyle budanmlardr. Allahn aalara dair budama fiilinde gz
ken izni istidata benzer. Aa budanabilir ve budayan insann fiiline konu olur. Al
lahn izni ile ise, aa iin Benim iznimle bir ku olur ayetinin ifade ettii anlam
ifade eder, ( f t lih t , ii :142)
342
lahi Kul
lbnl-Arab kaderi de iki ynl grr: meiyet ve izin. Kader Allahn diledii [mei-
yet] ve izin verdii [izn], Bylece de meydana gelen eydir.
Hz. Peygamber (a.s.) nceki mmetler gibi kaderi unutmak nedeniyle yok olmama
lar konusunda mmetini uyarmtr. Kader meiyet9 ve izin demektir. nk ne
fisler sebeplere skca balanrlar ve aina olurlar, ( bulga , 85)
N O T LA R :
' zn [kulak] ile izn arasndaki benzerlii aklamak iin Arapaya bavurmak gerekir. Duyu organ an
lamndaki zn, bilgi anlamndaki izn kelimesinden tretilmitir. Psikolojik aratrmalar bu salam ili
kiyi ortaya koyar: iitme duyusunun bilginin alglannda byk nemi vardr.
2 Bkz. Beyzv, 2:97 ve 2:102 ayetlerinin tefsiri. Burada izn ilahi emir diye tanmlanr (Envart-Tenzil, c. I,
s. 32).
3 Beyzv, Ali lmran suresi 49. ayet hakknda yle der: Ku Allahn emriyle canlanr. Bylece Allah 1-
sann kua hayat vermesinin kendisinden deil, Allahtan olduuna dikkat ekmitir. Allah, sa hakkn-
daki ilahlk yanlgsn ortadan kaldrmak iin -nk diriltmek insann yapabilecei bir i deildir- Al
lahn izni kelimesini vurgulamtr (Beyzv, Envar't-Tenzil, c. I, s. 67).
4 Bkz. Beyzv, Envar't-Tenzil, c. II, s. 255.
5 Bkz. Beyzv, Envar't-Tenzil, c. I, s. 60.
6 lzin=ilim. Namaz vakitlerinde ezan, bildirmek anlamna gelir.
7 Azentakum=a'lemtukum [bildirdim!.
8 Bkz. E ser, M essir, M esser-Fih.
9 Ibnl-Arab kaderi yle tanmlar: Kader, bir ekleme olmakszn, bulunduklar hal zere eyann vak
tini belirlemektir" (Fussul-Hihem, s. 131). Tanm meiyet ve izne iaret eder. nk meiyet eyann
hakikatlerinde bulunduklar hal; izin ise belirlemektir. Bkz. M eiyet.
l a h i K u l Tanrnn dndaki her ey, Hakkn kuludur. Kullar ilahi surette farkl
N O T LA R :
l a h i M a k a m lahi makam ulhiyet ynnden Tanrya ait her trl isim veya ma
kamdr. Bkz. R a h m a n n M a k a m /R a b b a n n M a k a m
Sevgi ilahi bir makamdr, nk Tanr kendisini onunla nitelemi ve Vedd diye i-
simlendirilmitir. Allahn Tevratta Musaya vahyettigi eylerden birisi udur: 'Ey
demolu! Kukusuz ben seni, sana olan hakkm iin severim; sen de zerindeki
343
lahi Mazharlarn Tecelligh
hakkm nedeniyle beni sev. Gerek Hak ve gerekse yaratlmlar hakknda sevmek
Kuran- Kerim ve Snnette yer almtr, ( f t h t , i:322)
Kutup Hakkn aynas, nezih niteliklerinin tecelligh, ilahi mazharlarn tecelli ettii
yer [mecla] ve vaktin sahibidir, ( f t ht , i:573)
l a h i S z bkz. la h i H it a p
Allah yle der: Hepsi bir felekte yzerler ( 21 :33). Her hareket, ilahi bir ynelitir.
Yani dileyen olmas ynnden Tannnm zel bir ilimesidir. Maksatlarn deime
siyle yneliler de deiir, ( f th t , i:266)
Tanr kendi bana ve kendisi iin kalsayd, lem olmazd. leme yneldiinde ise,
lemin varl ortaya kmtr. Bylece lem, bantlar farkl bu yneliten var ol
mutur. (FTHT, 1:165)
tidal, yaratma menzili deil, mevcut iin varl koruma menzilidir. nk yarat
ma, sapma ve meyilden meydana gelebilir. Sz konusu meyil ve sapma, Allah hak
knda iradeye bal yneli (tevecch) diye isimlendirilir, ( f t ht , i:93)
Eya greceli ey vastasyla zuhur etmitir; bunlar her trl sonu kartmann
esasdr. Sz konusu ey, zt olmak, kadir olmak ve tevecchtr. Bunlar sayesin
de varlklar zuhur etmitir. ( m m ve ' l-va v , 4)
Zt, kadir olu ve yaratmaya yneli olmakszn herhangi bir eyi meydana getirir
miydi? Tanrnn bir eye ynelmesi, onun kadir olmasndan farkldr. te bu, tesli
sin hkmdr. (ELF, 12)
Bir eyi var etmek istediimizde ona szmz ol olur ve o da olur ( 16 A0). Ayette
344
lk Akl
Kendisinin ve her eyin yaratlm ilahi ynelite1 kn szne ait grmeyen kimseye
gvenilmez, ( la yeu lu , 20)
NOTLAR:
l k A k l Ayr, k a f ve lam tek kkt r ve bu kkten gelen kelim elerin ou, "bir eyde
hapsetm ek" veya yakn anlam lara dellet eder. Akl da buradan gelir. A kl, kt fiil ve
szden engelleyen dem ektir. Dilci Halil yle der: "A kl, cehaletin zdddr. Daha nce
bilm edii bir eyi rendiinde veya yapt bir iten uzaklatrldnda, akele, ya'kilu,
aklen 'bildi, bilir ve bilm ek' den ilir." A kl, "diyet" dem ektir. Diyetini dediinde, akalt
el-katile, "lnn diyetini dedim " denilir. Diyetin akl diye isim lendirilm esinin nedeni,
diyetlerde alnan develerin toplanm as ve lenin karlnda diyet olarak verilm esidir.
Diyet, bu nedenle, verilen altn ve dirhem bile olsa, akl diye isim lendirilm itir. Baka bir
gre gre ise, kan dklm esini engelledii iin akl diye isim lendirilm itir. nsan iin
sylenen kavm inin 'akilesi' ifadesine gelince: A kile, kavm in en ereflisi ve hayrlsdr.
Efendi de byle isim lendirilir. Efendi, kavm inin akilesidir. Her eyin akilesi, en ereflisi
dir. (m u c e m )
Akl Kuran- Kerimde fiil kipinde geer (aklederseniz anlamnda takilun, yakilun, yakilu gibi). Kelime isim
olarak gememitir. Akl, belirli bir tecrbeye dayanan (iitmek, grmek) anlaya, taknlktan uzak
durmaya ve doru yola girmeye sevk eden idrake iaret eder:
Onlar Allahn kelamn iitirler, aklettikten sonra onu tahrif ederler. (275)
Allah sizin iin ayetlerini aklar, belki de akledersiniz. (2:242)
Biz onu Arapa Kuran yaptk ki, akledesiniz. (43:3)
Sardrlar, krdrler, artk onlar dnmezler {yakilun). (2:171)
Kuran akl kalbin bir nitelii yapmtr, bunu yle kalplatrabiliriz: Akletme fiilinin yeri kalptir:
s?
bnu 1-Arabnin beeri bir g olarak akla kar tutumunu grebilmek iin meseleyi
lk Akl aratrmakla zetleyeceiz. bnl-Arab filozof ve dnrlerin aksine, ta
savvuf ve sfilerin yolunda giderek, akl snrl bir alann esiri sayar. Akl, duyulur-
345
lk Akl
grnr ereveyi aamaz ve dolaysyla ulvi byk hakikatlerin nnde aciz kalr.
bnl-Arabl dilsel adan akim kkenini devenin baland ip anlamndaki ikal ke
limesine balarlar, bylece akla zg snrlama zelliini ifade eder.
tbnl-Arab varlkta zuhur etmi ilk yaratlma on isim verir :1Akl- Evvel [ilk Akl],
Kalem-i A'l [Yce Kalem], el-Hak el-Mahlk Bihi [Yaratmada vasta olan Hak], Adi
[Adalet], lmam- Mbin [Apak imam], Muhammedi Hakikat, Beyaz inci, Muham-
medin Nuru vs .2 simlerdeki bu okluk, byk eyhimizin dncesinin bariz zel
liklerinden birisidir. lbnl-Arabdeki felsefi yap, kendisi gerekte oalmad hal
de, farkl bak alarndan isimleri oalan bir hakikate dayanr. Fakat isimlerdeki
bu okluk, esas tam ve yetkin bir eanlamlln oluturduu bir laf ebelii deildir.
O hakikate bak farkndan ve bu bak alarnn dier hakikatlerle ilikisinden kay
naklanm bir okluktur. Varlk hakikati, tek olsa bile, bant, tamlama ve ynler
den ibarettir: Buna gre ilk yaratlm, akl ismini almasn salayan ynden farkl
bir adan Kalemdir vs. lk Akl isminin ilk yaratlm hakikate verilmi olmasnn
nedeni, Haktan akleden gl ruhlarn ilkinin kendisi olmasdr. Bylece, bu tecelli
sayesinde Kyamet Gnne kadar var olacaklarn bilgisi kendisine nakedilmi olur.
Bylece, akl ismini kazanabilmek iin, ycelik zellii ayrr. Bu isimlendirmenin
kayna bir hadis-i eriftir: Allahn ilk yaratt ey akldr .3
Snrlanm ve muhta zuhur etmi ilk mevcut, ilk Akl diye isimlendirilir. Ayrca O
Klli Ruh, Kalem, Adi, Ar, el-Hak el-Mahlk Bihi, Muhammedi Hakikat, Ruhu'l-
Ervah, lmaml-Mbin ve Her ey diye isimlendirilir. Bu ilk yaratlm eyin kendi
sindeki ynler nedeniyle pek ok ismi vardr. (mesal. 9)
Yce Kalem, kalem olmas ynnden yz altm die sahiptir; akl oluu ynn
den de yz altm yze sahiptir. (na, 55)
Allahn ynetici akllar leminden yaratt ilk ey niteliksiz bir cevherdir. Onun
makam, Yaratanna, Mucidine ve Brsine muhtalk, Onun karsnda zillettir.
Onun pek ok bants, tamlamas ve ynleri vardr; bunlarn oalmasyla ise o
kendiliinde oalmaz. Bu akl, iki tr feyiz verir: zti ve iradi feyiz.4 z gerei
Yaratanna muhtatr. Hak Kuran- Kerimde onu Hak, Kalem, Ruh diye isimlen
346
lk Akl
Nefes-i Rahmanyi kabul eden ilk suret, Ama'mn suretidir (bkz. A m a ') . Ardndan
Ama'nn cevheri ruhlarn suretlerini kabul eder. Onlar gl ruhlardr. Bu ruhlar,
iinde ve vastasyla zuhur ettikleri cevherden bakasn tanmamlardr. Sz konu
su cevher onlarn asldr. Bylece ruhlar, kendilerinden gemilerdir. Ardndan bu
ruhsal suretlerden birisinde zel ve ilm-tecelliyle, kendilerinden gemi ruhlarn
bilmedikleri, kyamete kadar var olacaklarn bilgisi nakedilmitir. Bu Akl, Hakkm
lemi Amada yarattn renmi, Ama' cevherinde insan- kmilin suretini gr
mtr. Hak iin insan- kmil, bir insan iin insann glgesi gibidir. Akl, insann
sahip olduu bu dereceden kendisinin yoksun olduunu grmtr. nk insan-
kmildeki keml bilfiil iken, lk Aklda bilkuvvedir. ( ftht , i:4 3 o)
kinci metinden yeni bir gerek ortaya kar. stidlal [akl yrtme ]6 yoluyla insan-
kmille eanlaml olduunu kabul etsek bile, lk Akl onun mertebesine7 ulaama
maktadr. nsan- kmil Suretin, yani Tanrnn suretinin sahibidir. Halbuki lk Akl
Suretin parasdr .8
Allah insan- kmili yarattnda ona lk Akl mertebesini vermi, Akln bilmedii
ilahi surete ait hakikati ona retmitir; sz konusu hakikat, akln Hak katndan
sahip olduu zel yndr. Bu sayede btn yaratklara stn gelmi, lemin ya
ratlmasndaki maksat olmutur. Var olan her suret, ancak insan- kmil vastasyla
zuhur eder. lk Akl da byklne ramen bu suretin bir ksmdr, ( ftht ,
ll:6 4 2 )
lk Akl, Nefs ve Levhin kart olarak, etkinlik (Nefs ve Levh edilgenlik merte
besidir), diiliin kart olarak erillik mertebesidir.9
Failin mertebesi nerede, edilgenin mertebesi nerede! Allah lemin zuhuru iin ilk
Akl ile Klli Nefsi evlendirdiinde, Klli Nefsten ilk doan ey Klli Tabiat ol
mutur. ( F T H T , lll:9 9 )
Bilgiyi z gerei deil renmeyle kabul eden ilk renci lk Akldr. Bylece o
rettii eyleri Allahtan akletmi; Allah da rettii eyleri kendisinden yaratt
Levh-i Mahfza yazmasn emretmitir. lemdeki ilk stat lk Akldr. Yaratlm
bir stattan ilk renen ise Levh-i Mahfzdur [Korunmu Levha]. Levh-i Mahfzun
aklclara gre ismi Klli Nefstir. Klli Nefs, Akldan meydana gelmi ilk edilgen
mevcuttur. O akl karsnda, dem karsnda Havva gibidir. Havva ondan yara
tlm ve onunla evlendirilmi, bylece iki tane olmulardr, ( ftht , Iil:3 9 9 )
347
lk Anahtarlar
Ayrca bkz. Y c e K a le m , M u h a m m e d i H a k ik a t .
NOTLAR:
1 Hicri ilk asrlardaki tasavvuf metinleri genellikle tasavvufi tecrbe alannda gelimi ve vecdlerin glge
si altnda nev nema bulmutu. Buna bal olarak da, ortaya kan terminolojide psikolojik grntler
ve boyutlar veya mahede ve kefin rnleri younlukla yer almtr. O halde bu dnemde, teorik ta
savvufun doumuyla tasavvuf eserlerini dolduran varlk ve olula ilgili terimler bulamyoruz. Vecdlerin
tasavvufu kalbe gelen eye bir isim koyarken, nazari tasavvuf bir terimler ve isimlendirmeler seline yol
amtr. Bylece, tek bir eye on ksur isim vermitir. Sz gelii lbn Sebin, bir tek mertebeye lafzda
farkl ierikte ayn pek ok isim verir. Bkz. Bedu'l-Arif, s. 33.
2 Bkz. Insan- K m il, eanlaml terimler.
1 Allahn ilk yaratt ey Kalemdir bkz. Hadis Dizini.
4 ilk Akl lbnl-Arabi tarafndan bir hadise dayandrlm olsa bile, Yeni Platoncu felsefenin ondaki etkisi
inkr edilemez (bkz. Afifi, Min-Eye steka lbnl-Arab Fese/eluhu, s. 24). lbnl-Arabnin ifadesi iin
bkz. d-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 95.
5 lbnl-Arab yle der: Hz. Peygamber bildirmitir: Allahn yaratt ilk ey, beyaz bir incidi idi." Bu
inci, Hz. Peygamberin Allahn yaratt ilk ey' diye bildirdii, ilk Akldr. Bu akl, Cbrin Hz. Pey
gamberden aktard hadiste belirtilen, ilk yaratlm nurdur" (Bulgatt'l-Gavvas, s. 8).
6 Bkz. Insan- Km il, eanlaml terimler.
7 lbnl-Arab lemi, yani mmknleri ekilde dzenlemitir: zuhur esasna gre, var olu meknna
gre ve deer esasna gre. Bkz. el-Ftuhll-Mekkiyye, c. III, s. 443.
8 Bkz. S uret.
9 Bkz. D, Levh-I M a h l
l k A n a h t a r l a r bkz. F e t ih ( Y a r a t c F e t h i)
stersen onu hakikatl-hakaik veya Heyula veya ilk madde veya cinslerin cinsi diye
isimlendirebilirsin. Bu nc eyin (hakikatl-hakaik] ierdii eyler ise ilk ha
kikatler veya ulvi cinsler diye isimlendirilir. (na, 19)
l k S o n bkz. E v v e l h ir
348
mmet/mam
mam ister ahs isler kitap olsun, ne gemi ve uyulan kimse anlamnda kullanlr.
Ben seni insanlara imam yapacam dedi. ( 2 :1 2 4 )
Onu onlardan bir ahit okur, ncesinde de Musa'nn kitab imam ve rahmet olarak bulunur.
(11:17)
Her insan [ilahi] surete benzer yaratlmtr.9 Bu nedenle imamet btn insanlarn
34 9
Immet/mam
hakkdr ve imam olmada hepsi ayn hakka sahiptir. Ynetilen ise geniler veya da
ralr. mam her an ynettiklerinin hallerini gzetler. Byle hareket eden kii Al
lahn kendisini zerlerine imam yapt ve nlerine geirdii kimselerin deerini
bilen imamdr. mam kendi iine ve keyfine dalp ynetimindekilerin meseleleriyle
ilgilenmezse, kendini imamlktan azletmi, imamlk mertebesi onu dlam, Allah
katnda mesul kalmtr, (ftuhat, iv:5 -6 )
350
mmet/mam
Beyat belirlenmi arta gre yaplr. Bazen bir ahsa beyat edilir;14 imamlk almeti
ise bakasnda bulunur.15 Bu durumda beyat mkul zelliklere gre gerekleir. Bu
beyatlemede16 gerek halife kutsiyet leminden elini eksik halifeye uzatr. Bylece
grlmedii halde beyatleme onun eli zerinde gerekleir.17 ( an k a , 62)
En byk imam uyulan, otoriter, ilerin onda bittii, mmetin btn meselelerinin
havale edildii kimsedir. Byk imam kendi almetiyle ortaya ktnda hibir i-
mam ona kar kamaz. Btn imamlar o byk imamn emrinde olduu gibi en
byk imam da kudretli ve gl imamn emri altndadr. Bu yzden o dorudan
Haktan alandr, hakkaniyetle verendir. Ona kar kmaynz ve yardm ediniz
(ANKA, 6i)
Allah en byk imam ve uyulacak en yce kimse olduu iin Sana beyat edenler
gerekte Allaha beyat etmilerdir buyurmutur, ( an k a , 63)
N O T LA R :
351
mam- Azam
1 imam ii mahfillerinde daima tanma konusu olagelmi, bu balamda onlar, lsmailiyye, Oniki mam,
Karamatlik vb eitli gruplara ayrlmlardr. Ehl-i Snnet ise, genellikle yaayan halifeyi imam saym
tr. Acaba sfiler de tam olarak Ehl-i Snnet ile ayn izgide mi olmulardr? unu belirtmeliyiz ki:
Sofiler, Ehl-i Snnet gibi, artlar haiz olmadnda veya gnah ilediinde halifeye isyan etmek veya
ona kar gelmeyi doru bulmamlar, ancak bu durum onlarn toplumsal hayattan uzaklamalanna ve
uzlete ynelmelerine yol amtr. Baka bir ifadeyle sofilerin bir halifeden honut olmaylar takiyye
yaparak baka imama inanmalarn salamam, bunun yerine imamn iki ilevini ayrt etmilerdir: dini
ve siyasi ilev. Yani ilk halifeler dneminde olduu gibi, dini ve siyasi nderi tek kii saymamlardr.
Bunun yerine halife, siyasi lider haline gelmi, veli veya Kutup ise, din-uyulan imam haline gelmitir.
6 Ibnl-Arab imam kelimesinin emame [n] kelimesinden tretilmesi hakknda yle der: nsan- kmil,
almet olmadan ve almet verilmeden imaml elde edemez. Hak bu durumda onun dn haline gelir.
Her yn n haline gelmedike de Hakka benzeyemez. ayet her yn n haline gelmise, o imamdr
(el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 385).
7 mamet bnl-Arabde hilafete benzer. Aradaki fark iin bkz. Halife/HIlafat. Ayrca, Fussu'l-Hikem, s.
162; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 410.
8 Bkz. Hadis Dizini, no: 10
9 Hakkm sureti sayesinde insan imam olabilmitir. Bkz. Surat.
'Ibni-Arab Anka-i Muribte (s. 6) yle der: Aklm bana imam yap, ondan iimde ve dmdaki edebi
reneyim. Dnyam ve ahiretimi dzeltmem iin ona biat edeyim.
" lbn Hazm yle der: Fakih veya namaz kldran kimselere imam denilebilir mi? Evet, denilebilir, fakat
mutlak anlamda deil. Mutlak anlamda imam, sadece slam mmetinin ilerini yneten kimseye denile
bilir" (El-Fasl, c. IV, s. 90). Burada lbn Hazmn grn aktarmamzn nedeni, lbnl-Arabnin mez
hepte ona nispet edilmesidir, lbnu 1-Arabl Divatnda (s. 47) yle der:
Beni lbn Hazma nispet etmiler. Oysa ben
lbn Hazm dedi ki diyenlerden deilim
Ne lbn Hazm ne de bir bakas. Benim szlerim
'Kitap byle dedidir; benim bildiim budur
12Dr. eybinin lbn'l-Arabde zahir ve btm imam deerlendirmesi iin bkz. es-Sla Beynet-Tasavvuf vet-
Teeyyu, s. 378; Ayrca bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 3.
13Ibnl-Arab imam olmann artlan olarak unlar zikreder: Erkek olmak, yetikin olmak, akl, bilgi,
hr, takva sahibi olmak, cesaret, yeterlilik, Kureyli olmak, duyularn salam ve yerinde olmas (el-
Fthtl-Mekkiyye, BS, 229).
u Zahiri-siyasi imamet.
15Batn imamn almetleri.
16Btn imam zahir imama yardm eder ve daha nce de belirtildii gibi onun eksikliklerini giderir.
17 Bu metinde bnl-Arabnin Snni tavr aka grlr: Btn imam, kendi bana ve zahir imamdan
bamsz tasarruf ve hkmetme yetkisine sahip deildir; aksine zahir imama yardm eder ve onu destek
ler. Bu nedenle Ehl-i Snnet, hkmdar ve yneticiye isyan kabul etmez; nk o, btn imamdan da
destek gren zahir imamdr.
352
mam- Mbn
Hz. Peygam berin Musa yaasayd, bana uym aktan baka bir ey yapm azd" deyii
ne baknz!1 O kendisine uyulacan belirtm i, kendisine ise peygam berlere deil
dine ve peygam berlerin hidayetine uym ak em redilm itir.2 n k en yce im am
bu lu n d uu n da vekilinin h km kalm az; bulunm adnda ise naibleri on u n s n ne
tiyle h k m verir. O [imam- azam] gr n rken ve gr nm ezken h k m ran olan
dr. ( F T H T , S, 4 5 2 )
NOTLAR:
Birinci ayetteki imam- mbn tefsir kitaplarnn gr birliiyle Levh-i Mahfzdur [Korunmu Levha],1i-
kinci ayetteki imam- mbn ile ak yol2kastedilmitir.
S?"
Ibnl-Arabnin imam- mbn hakkmdaki ifadeleri baz glkler arz eder. O i-
mam- mbnin Levh-i Mahfz [Korunmu Levha] olduu konusunda tefsirlerle
hemfikirdir; bununla birlikte bazen onun ilk Akl veya Yce Kalem olduunu aka
dile getirir. Acaba bnl-Arab elikiye mi dmektedir? Asla! Fakat bu noktada bir
zt veya mertebe ismi sayldnda terimin tbnl-Arabde eitli anlamlar kazanabil
diine dikkat ekmeliyiz. Bu durum bnl-Arabide terimleri aratrmacnn elinden
kayp giden bir ey haline getirir. Imam- mbne bir birey ismi diye baktmzda o
Kitap, yani Kuran- Kerim3ve Levh-i Mahfzdur.4
A llah yle buyurm utur: O nlarn ellerindekini ihata etmi ve her eyi say olarak
saym tr ( 7 2 :2 8 ) . Kitapta ise K k b y k her ne varsa onlar saym tr dem itir
(1 8 :49 ). Buras divan sahibi ktibin m akam dr ve o ilahi m ertebenin ktibidir. Bu
katip im am - m bndir. Allah yle buyurm utur: Her eyi im am - m bn de say
d k (36:12). m am n imam ise Kitaptr. O da, silm eyi ve brakm ay ieren Levh-i
M ahfzdur. Bu y zd en her ey ondadr. (f t h t , iv :8 3 )
353
mam- Mbln
Bir mertebe ismi olarak baktmzda imam- mbln sayma mertebesidir. Buna gre
bir grup zellik veya hakikati sayan her ma [nedir] ve min [-den] edat sayd ey i-
in imam- mbndir. Bu adan Yce Kalem veya lk Akl veya insan- kmil imam-
mbln olur. nk sz konusu ifadeyle iaret edilen zt almlarn olu lemin
de5 grdmz btn hakikatleri sayar.
Yce Kalem anlamndaki ilk Aklm yaratlmas: Allahn ilk yaratt ey basit bir
cevherdi. Allah onu Kuranda hak, kalem ve ruh6 diye isimlendirmi, hadiste ise a-
kl7 diye isimlendirilmitir. O yaz ve telif leminin ilk varldr. Bu yzden o akl
dr, kalemdir, ruhtur, Artr; saymas ynnden de imam- mbndir [apak i-
mam], (n sa n , vr. 4 b )
Menzillerin menzili Artan topraa kadar dnyada ortaya kan btn menzilleri
kendinde toplayan menzildir. O imam-r mbn diye isimlendirilir; nk onda Al
lahn lemi yaratmasndan dnya hayatnn bitip ahiret hayatna varncaya kadar
var olacak eyler bulunur, ( f t l i h t , s , 1 2 l )
NOTLAR:
' Ayetin yorumu iin bkz. Kueyri, Letaifl-larat, c. V, s. 213; Beyzvt, Envart-Tenzil, c. II, s. 149
! Ayetin yorumu iin bkz. Kueyri, Letaifl-larat, c. III, s. 278; Beyzv, Envart-TenzU, c. I, s. 271.
3 Bkz. K itap , Kuran. lbnl-Arabnin imam- mbnin kitap olduu konusundaki delilleri: Kk byk
her ey imam- mbndedir (10:61), Her ey imam- mbndedir (11:6) Ya ve kuru her ey imam-
mbndedir (6:59).
4 Bkz. Levh-I M ahfuz.
s Imam- mbln Her eyi imam- mbinde saydk" (36:12) ayetinde iaret edilen sayma yeridir.
6 Gkleri ve yeri hak ile yaratt (6:73) Kalemle retti (96:4) ayetlerine telmih.
7 Allahn ilk yaratt ey akldr hadisine telmih. Bkz. Hadis Dizini, no. 12.
8 Bkz. Cl, Mkilatul-Fthtil-Mckkiyye, s. 9-11. Cli aklamalarna yle balar: Imam- mbnin srr:
O, [lbnl-Arabnin] el-Fthtl-Mekkiyye'nm birinci babnda sz ettii Ruhtur. O Hatemin hakikati
dir.
9 Bkz. nsan- Km il.
354
man
i m a n Hem ze, mim ve nun iki yakn kkt r: Birincisi hainliin zdd olan em net - " k a l
bin dinginlii" d e m e k tir- dieri ise "tasd k" dem ektir. "Sen bizi do rulayacak [m m in]
deilsin" ( 1 2 : 1 7 ). 'Bizi tasdk ed ecek d eilsin,' dem ektir, ( m u c e m )
man kalbin gayb [grnmeyen, bilinmeyen] tasdik etmesidir. Tasdik Kurann iman inanszln kar
sna koymas ynnden imann eanlamlsdr.
mann kalbin tasdiki demek olduunun kaml, Kurann imann mahallini kalp yapp dilin dorulamas
anlamndaki Islama bititirmesidir.1
Tanmda zikredilen gayb kelimesi imann esaslarndan, baka bir ifadeyle imann konusundan ortaya
kar. mann konusu Allah, melekleri, peygamberleri, kitaplar, ahiret gn ve kaderdir.2
Allaha ve ahiret gnne man ediyorsanz, onu Allah'a ve peygamberine havale ediniz. (4:59)
Sana ve senden ncekilere indirilene man edenler. (2:4)
s?
bnl-Arabde3imann iki anlam vardr. Birincisi iman genel anlamda tasdik [do
rulama] eylemidir ve zdd inkrdr. Burada iman slam terimiyle irtibatl deildir.
man mevzusundan ayr genel anlamda tasdik eyleminden ibarettir. Buna gre tas
dik eden herkes konusu sapknlk olsa bile iman etmitir. Bu noktada Ibnl-Arabi
Kurann yntemini takip eder.
mana gelince, o genel4 bir itir; zdd inkr da byledir. nk Allah Hakkas iman
edeni mmin, btla6 iman edeni de mmin; Allah7 inkr edeni kfir ve tautu8
inkr edeni de kfir diye isimlendirmitir, (ftht, 111.337)
IbnT-Arab baka bir ifadesinde imann genel anlamda tasdik demek olduunu ve
kulun her tr iman fiilinde mmin diye isimlendirildiini belirtir. Fakat insann A l
laha iman etmesi ona hanif, yani ynelen ismini kazandrr.
355
man
iman Allahn bir nurudur '0 ve zellii de O nun katndan gelen her eyi kabul edici
olmaktr. Bu nur kulun kalbinde bulunur ve onu gvene ulatrr." u halde iman,
mahededen nce ve sonra tasdik ve tasdike istidatl olmaktr .12
Baka bir metninde iman belirli bir nassa inanmak deil, iman kabul gc olarak
ortaya kar, bu da lbnl-Arablnin temel dncelerinden birisidir. nk insann
hayal ve dnce gibi kuvvetleri kendilerine ulaan bir sureti kabul edecek gce d
nrler. Bu yzden insann kuvvetlerinden her birisinin bilgisinin yetkinlii'5bil
diklerinden arnp istidata'6 dnmesiyle gerekleir.
Allaha, peygamberlerine, zet veya ayrntl olarak getirdiklerine iman ettik. Bun
larn bir ksm zet, bir ksm ayrntl olduu gibi, bir ksm bize ulam, bir ksm
ulamam17 ve bizde sabit olmamtr. Biz peygamberin getirdii her eye iman e-
denleriz. Ben iman ana-babam taklit ederek aldm ve imanma gre amel ettim, ta
ki, Allah benim gzm, kalp gzm ve hayalimi at. Artk hakikat benim iin
grlr; taklit sayesinde tahayyl edilen hkm de mevcut hale gelmitir. imdi,
sylediim ve yaptm eyi, kendi inancm, mahedem ve grmem nedeniyle de
il, Hz. Peygamberin szne dayanarak sylemeye ve yapmaya devam ediyorum.
Artk iman ve mahede arasnda bir yol tuttum ki18 byle bir eyin gereklemesi
ok zordur. nk byklerin ayaklar ite bu noktada kayar. Baka bir anlatmla,
mahede imann alanna giren bir eyde gerekleip imana gre deil de mahe
deye gre amel edilip ikisi birletirilmediginde, ayaklarn kaymas sz konusudr.
Kmil ise, mahede zevkiyle beraber, imana gre amel eden kimsedir. O imandan
ayrlmaz ve mahedenin onda etkisi yoktur, (ftht, i:323)
356
man
de onun yapcs deil kabul edicisi saymakla ada psikolojiden ayrlr. Ibnl-
Arablye gre iman Allahtan gelen bir nur, sevdiklerine ve ltfuna ulaanlara bir he
diyesidir.
man gnee benzer. O perde olmakszn kalp gzlerine vurur. Bu durum sfilerin
stlahnda kef sabahnn domas diye isimlendirilir ve o aynul-yakn [grme ke
sinlii] makamdr, iman gnei ile kalp gz arasna gaflet ve arzu perdeleri girdi
inde aydnlanma eksilir. Perdeler ve arzular kalktnda aydnlk artar ve kalbe
yerleir, nefs dinginleir, uzuvlar ibadete21 yatknlar. Nur22 Allahn ihsanna eren
lere23 ve sevdiklerine, dostlarna ve velilerine bir hediyesidir, ( tezkire, 79)
NOTLAR:
' mann ihsan ve slam arasnda zikredildii bir hadis bu meseleyi aklar: slam, dilin tasdiki, iman
kalbin grnmeyeni tasdiki, ihsan ise, grerek tasdik etmektir Bkz. Hadis Dizini, no. 14.
2 Cebrailin sorusuna karlk Hz. Peygamberin man Allaha, meleklerine, kitaplarna vs. iman etmen
dir anlamndaki hadise telmih. Hadis ve ksa aklamas iin bkz. Hafz Deylemi, u a b l- I m a n , s. 8 vd.
3 Ibnl-Arabde imandan sz ederken, kendisinden sonra slam lemini megul etmi bir meseleye de
temas etmek gerekir, bu, Firavunun iman meselesidir. Ibnl-Arab ncesinde Firavunun kfir oldu
una dair neredeyse bir gr birlii vard; nk Firavun, lm annda inanmt ve mitsizlik ann
daki imann bir deeri yoktur (Geri Halla, iblis ve Firavunu ftvvet ehlinden sayar, bkz. T a v a s in , s.
172). Fakat Ibnl-Arab Firavuna baka adan bakar, ona gre Firavun o esnada iman etmedi, daha
nce inanm ve imann lm annda izhar etmiti. yle der: Firavun Musann doru sylediini an
lam ve inancn iinde gizlemi, boulurken mitsizlii grdnde izhar etmiti (e l - F t h t ' l -
M e k k iy y e , c. III, s. 421). Ayrca bkz. e l - F t h t l - M e k k i y y e , c. III, s. 217, c. III, s. 697; F u s s u l- H ik e m , s.
201. Abdurrahman Cmnin izahlar iin bkz. erh- i F u s s u l- H ik e m , c. II, s. 313. lbnul-Arabden sonra
pek cok Mslman dnr megul eden konuyla ilgili bkz. Gmlcin; Risale F i-lm a n - F ir a v u n ;
357
man
llkleri yerine getirmektir. Niyet ise, ameli sadece Allah adna yapmaktr (lbnl-Arab, Tezkiret'l-
Havas, s. 51).
5 Allaha iman etmek btn ayetlerde egemen olarak yer ald iin bizzat bir ayete iaret etmiyoruz.
6 Btla m iman etmekteler?" (29:67) ayetine telmih.
7 Kfirin Kuran- Kerim de isimlendirilmesinde bu baskndr.
8 Kim ki tautu inkr ederse..." (2:256) ayetine telmih.
9 Allah iin hanifler olarak..." (22:31) ayetine telmih.
10Arif ve mmin fark ve mmin Allah'n nuruyla bakarken, arifin Allah ile bakmas hakknda bkz. Ts,
el-Lma, s. 63.
" Burada iman derken sadece Allaha inanmak kastedilmektedir.
,!lbnl-Arab'de imann derecesi iin bkz. Kitb- Tahririi-Beyanf-Takriri uabil-lman, s. 8. Bu dere
celerin ncsnden slik ihsan mertebesine ular. el-Ftht'l-Mekkiyye'de ise iman bee taksim
eder: taklit iman, bilgi iman, grme iman, hak iman, hakikat iman. Hakim Tirmiznin Tahsil-
Nezairil-Kuran- Kerim isimli eserine gre, mann Kuran- Kerimdeki eanlamllar: tasdik, tevhit. Bkz.
a.g.y., s. 124; Exegese Coranique, s. 151.
13Bkz. Mmin.
Mlbnl-Arabye gre imann yeri, Islamm yeri olan sadrn karsnda kalptir. Bu ayrm Kuran- Kerim
kaynakldr; nk Kuran- Kerim, iman kalbe, slm ise sadra balar. Sehl et-Tsteride Tefsirimde
yle der: mann yeri kalp; lslamn yeri sadr'dr." Tefsir-i Kuran- Kerim, s. 24. Ayn yaklam Hakim
Tirmizi'nin Beyn'l-Fark Beyne's-Sadri ve!-Kalbi ve'l-Fuadi ve'l-Lbbi isimli eserinde grmekteyiz, s. 41.
s Bkz. K em l.
8Bu durum aadaki msralardan ortaya kar:
Kalbim her sureti kabul edici hale gelmitir
Aklarn sma, Ruhbanlarn manastr.
Burada Ibn-Arab kalbin keml mertebesine ulamasna dikkat ekmektedir. nk kalbin kemli,
iaret ettiimiz istidat haline ulamasyla gerekleir. Bu kemle ulatnda ise, her sureti kabul edici
hale gelir. iirin yorumu iin bkz. Din.
17Bu cmle, lbnl-Arabde imann tasdik istidad anlamna geldiini gsterir. Bilkuvve tasdik, bilfiil tas
dikten daha fazla bir eydir. Buna gre iman, Hakkn katndan gelen her eyi kabul eden bu nurdur.
18Slikler slam, iman ve ihsan arasndaki farka gre derecelenirler; bu noktada da bir hadise dayanrlar:
Onlar, Islam birinci mertebe saymlardr, bu mertebeden imana ykselinin Mahede ve keif ger
ekletiinde ise ihsan mertebesine ykselinin" Fakat burada ince bir ayrm vardr: Slik, st mertebeye
ulatnda alt mertebeyi brakmaz. Baka bir ifadeyle sz gelii mahede iman ortadan kaldrmaz, i-
man ondan nce olduu gibi, sonra da var olacaktr. Bu durum Ibnl-Arabnin iman ve Islam birletir
dim ifadesinden ortaya kar. Bu metin balamnda hadisteki slam, iman ve ihsan ayrmnn lbnl-
Arabde de bulunduu anlalmaktadr. tbnl-Arab yle der: slam amel, iman tasdik, ihsan ise,
grmek veya grmek gibidir. Bu zellikleri birletiren, Hakkn kendisine her surette tecelli ettii kim
sedir" (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 73). bnl-Arabl toplamak anlamndaki cemea fiilini kullandna
gre, bir st mertebeye ykselmekle slikin nceki mertebeyi terk etmeyeceiyle ilgili grmz do-
rulanmaktadr. Aksi halde st mertebeye ulaan anlamnda vesale ifadesini kullanrd. Bkz. Hadis Dizi
ni.
9Burada mmin, talebinde tereddtl olmayan kii anlamnda, Hakka eren kii makamndadr.
7Bkz. H ayret.
21 Bkz. U bd lyet-U b d et.
35
man Nuru
!2lbnu l-Arab bilgi ve Kuran- Kerim ile kendisini karlatrmak iin, imann nurani tabiatn esas alm
tr. Bkz. Tezkirec'l-Havas, s. 80.
23Bkz. Minnet.
24Bkz. bilhassa iman ve ihsan hakknda: Gazlt, hya-1 Ulumiddin, c. I, s. 116; Abdlgani en-Nabls, el-Ha-
dikatun-Nediyye erh-i Tarlkatil-Muhammediye, s. 190. Burada iman ve slam, szlk anlamlar farkl ol
sa bile, dini adan ayn olduklar belirtilir; Kueyri, Letaifl-lfaral, s. 12; Eb Talib el-Mekk, llmul-
Kulub, s. 53. Yazar, eserinde zahiri ve btn iman ve slam mesabesinde sayar; Kutul-Kulub, c. II, s. 123;
Sehl b. Abdullah et-Tsteri, Tefsiri'l-Kurani'l-Azim, s. 283; Hakim Tirmiz, Tahsilli Nezairil-Kuran, s. 122.
m a n N u r u bkz. N u r
Allah yedinci kat gkte bir bina yapmtr, o Beytul-Mamurdur [imar edilmi ev].
(FTHT, 111:438)
Allah ayn eyi varlklar iinde yapt gibi, her i cinsinden birisini semi, ilahi i-
simlerinden Allah ismini semi; insanlardan peygamberlerini, evlerden ise Beytul-
Mamuru semitir. Beytl-Mamuru semesinin nedeni, o evin meleklerin imar et
tii ev olmasdr. O melekler her gn Cebrailden dklen damlalardan meydana
gelen hayat suyu3 damlalarndan yaratlrlar. Cebrail Beytl-Mamuru imar eden bu
meleklerin yaratlmas iin her gn hayat nehrine bir dalar. Onlar yetmi bin me
lektir ve bir kez ktklarnda artk tekrar oraya dnmezler, ( f th t , im 69)
imar Edilmi Ev, Hakk sdran kalp; Hak ise o kalbi imar edendir, ( f t h t , i:526)
NOTLAR:
' Beytl-Ma'mur Kuran- Kerim kaynakl bir deyimdir (52:4). Yerinin altnc kat gkte, bir gre gre
yedinci kat gkte olduu sylenmitir. Melekler kesintisiz ekilde oray imar ederler. O, gkte, etrafnda
insanlarn srekli tavaf ettikleri yeryzndeki Kbe gibidir. Bkz. Muhadaratl-Ebrar, c. I, s. 400. Kuey-
359
m k n G a y b
riye gre ise, drdnc kat semdadr; Beyzvnin gr iin bkz. Envar, c. II, s. 232; Tirmiz,
Hatm'l-Evliya, s. 138.
! Ibn'l-Arabde Beytl-Ma'mur iin bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 328.
1 Hayat Nehri, bir hadiste kaynam bulduumuz ifadedir. Hz. Peygamber Cennetin girilerinden biri
sinde byle bir nehir bulunduunu ve adnn Hayat Nehri olduunu belirtmitir. Bkz. Sahih Mslim, c.
I, Kitab'l-Iman, s. 302.
m k n H z i n e l e r i bkz. la h i H a z in e le r
Mevcutlarn yokluk ile nitelendikleri esnada sabit ztlar vardr; yokluk, imknsz
iin deil, var olmas mmkn iin sz konusudur, ( ft Ciht , i:60s)
n otlar :
' 'Kdemde yokluk a'yn- sbitenin yokluu, yani Allahn kadim ilminde sabit olmasdr. lbnl-Arab
yle der: Vatan kadimlikte yokluk olann gurbeti varlktr" (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 370).
2 Bkz. Ayn- Sbite/A 'yn- S b ite .
3 Bkz. Sbt anlamnda yokluk iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 132,150; Fussu'l-Hikem, s. 128.
Bize ilimden az bir pay verilmitir. mtihan1 Nehri iki yn arasnda akar: uzak ve
yakn, tmtihan ve snanma mutlaka gerekleir. Nitekim susayan da suyla denen
mitir. Allah her eyi sudan canl yapmtr.2 ( fth t , v:35i)
360
nanca Bal Hak
NOTLAR:
1 Terim hakknda ayrca bkz. el-Ftuhti-Mekhyye, c. II, s. 395 (dnya=imtihan yeri), 453.
2 (21:30) ayete telmih.
361
nanlan lah
bir yaratktr, baka bir ifadeyle Allahn rahmetine konu olan, yani yaratm olduu
ilahi tecellilerinden birisidir. O halde kul farknda olsa da olmasa da, tapnlan her
varlk veya ibadet edilen her suret Hakkn bir tecellighdr. Hibir ey bu dairenin
dna kmaz. Baka bir ifadeyle sadece zt ve onun tecellileri vardr. Bir aaca veya
yldza veya puta tapan, gerekte herhangi bir tecellighnda Allaha ibadet etmitir.
Ibnl-Arab Rabbiniz kendisinden bakasna ibadet etmeyin diye hkmetmitir
(17:23) ayetini byle yorumlar. Fakat bnl-Arab ulhiyetin bir tecelligh veya bir
suretiyle yetinip Allaha onda tapmakla yetinenlerden deildir. Bunun yerine o, elini
tan altna koyarak, zel tecrbesi ve sliklerin ba vurduklar murakabe yntemin
den hareket ederek hullu reddeder. Bu balamda yaratlm ilahn kullarnn -
aklclar- en byk hatalar udur: Akl snrlar ve belirler, farkl kalplara giremez,
baka bir ifadeyle Hakkn tecellileriyle birlikte halden hale geemez. Halbuki kalp
halden hale geebilir.6 Bylece bnl-Arab nceki btn mutasavvflardan farkl
dnr: nceki sfilere gre Hak kulun kalbine onun istidat ve gc lsnde
tecelli eder. bnl-Arabye gre ise kalp Hakkm tecellileriyle birlikte halden hale
geer.7 O halde atlmas gereken ilk adm kalbi akim8 yerine koymak ve keml mer
tebesine, baka bir ifadeyle mutlak alclk mertebesine onunla ulamaktr.
Kalp keml mertebesine ulatnda belirli bir inanla snrlanmaz, bunun yerine b
tn inanlar iin bir heyula [biimlenmemi madde] haline gelir .9 Aada Ibnl-
Arabnin ila h - m utekad [inanlan ilah] grn aklayan ifadelerini zikredeceiz:
Allah hakknda fikir yrten kii dncesiyle nefsinde inand eyi yaratm, d
ncesiyle yaratt ilaha tapmtr. Ona ol demi, o da olmutur. Bu nedenle in
sanlara peygamberin bildirdii ve Kitabn anlatt Allaha inanmalarn emrettik. O
ilaha ibadet ettiinde yaratlmam ilaha, yani seni yaratana ibadet etmi olursun.
nk Allah bilmek ancak [Peygamberi] taklit ederek gerekleebilir, ( f t h t ,
IV: 143)
Herkes kendi dncesinin ulatrd sonucu kabul etmi, herkese gre ilah falan
nitelikteki kimse olmutur. nsan byle bir ilahn kendisinin yaratt bir ey oldu
unun farknda bile deildir. O halde herkes kendi nefsinde ve inancnda yarat
eye tapmtr. Bu balamda yaratlmam bir ilaha tapan grlmemitir, insan iba
det ettii ve hakknda hkm verdii ilah kendi nefsinde yaratr. Allah ise hkm
verendir, ( f th t , IV:279)
Yaratklarn inandklar ilaha taptklar bir olgudur. O halde sadece yaratlm bir
362
nanlan lah
eye ibadet edilir. Bunun delili Allahn Kyamet Gn suretten surete girmesidir.'0
Kyamet Gn" almet ortaya kmasayd, hi kimse kendi almetini tanmayacakt.
O gn Allah hem tannr ve hem de inkr edilir: Her inan sahibi kendisine aykr
olann kart iken, inancyla uyuanla uyuur. u halde herkes putperesttir, ( f t -
HT, IV:386)
Kulun kendi dncesiyle veya taklit ederek kalbinde yaratt Hak inanlan ilahtr
[ilah- mutekad]. ( fuss, 225)
Hak ile kulu arasndaki perde kalkar ve kul Hakk inand tarzda grr. Bu du
rumda Hak inand eyin ta kendisidir. O halde kalp ve gz Hakka dair inanlm
bir sureti grebilir. nanlan Hak, sureti12 kalbi kaplayan ve kendisine tecelli edip
kulun tanyaca Haktr. O halde gz inanlan Hakk grebilir.'3( fuss, 121 )
Bu son iki ifade kulun mahedesinde Hakk deil, inanlan Hakk, daha zel an
lamda ise inand Hakk mahede edebileceini anlatr. u halde sfilerin Hakkm
grlmesiyle ilgili ifadeleri inandklar eyin suretini grmelerinden ibarettir.
Her ahsn Rabbi hakknda bir inanc olmaldr; bu inan vastasyla Hakka dner
ve Hakk onda arar. Hak bu inanta tecelli ettiinde kul onu kabul eder, baka bir
surette tecelli ettiinde ise inkr eder ve Ondan uzaklar. O halde herkes nefsinde
yaratt ilaha tapar, tnanlardaki ilah yaratlm ilahtr. Dolaysyla herkes kendi
nefsini ve onda yaratt eyi grmtr.14 O halde ey insan! Belirli bir inanla snr
l kalp dierlerini inkr etmeyesin! Byle bir ey yaparsan pek ok iyilii yitirirsin.
Btn itikat biimlerinin bir heyulas haline gel. nk Allah belirli bir inancn s-
mrlayamayaca kadar byk ve ycedir, ( fuss, 11 a)
363
nsan
' lbnl-Arab burada retisinin eitli ynlerini sunan bir dnr olarak deil, bir eletirmen, yani
Hakk' inanlarnda snrlayan devrinin insanlarn eletiren birisi olarak gzkmektedir. Dolaysyla i-
fadelerini olduu gibi benimsemek gerekmez. Nitekim 'Herkes puta tapar ifadesinde de o bir eletir
men olarak gzkr.
2 Beni arzm ve semam sdramad, mmin kulumun kalbi sdrd" hadisine telmih.
3 Bkz. A llah.
4 Yani, kendi yaratt bir ilaha tapar. Bu nedenle lbnl-Arab Allah' bilmeyi (Peygamberi] taklit ynte
minde snrlar.
s Bkz. Hadis Dizini, no. 8; Henri Corbin, Limagination, s. 224.
6 Bkz. Fussu'l-Hikem, s. 124
7 Bkz. Henri Corbin, Limagination, s. 146
8 Bkz. K alp . Ayrca bkz. Abdlazz Seyyid, Muhyiddin bnl-Arab min-i'rihi, s. 242.
9 Bkz. Din.
10Ilh- mutekad terimi Hakk'n eitli suretlere gireceini kantlar. Bu bn'l-Arabdeki nemli grler
den birisidir. Bkz. S u ret.
" Hakkn kyamette eitli suretlerde tecelli edeceiyle ilgili hadise telmih. Bu hadisle lbn'l-Arab ilh-
mutekad fikrini destekler.
12Bkz. lbnl-Arab, el-Fthtl-Mehkiyye, c. IV, s. 340, bilhassa kalpte inanlan Hak.
3Bkz. Paragrafn yorumu iin, Aff, a.g.y., c. II, s. 146.
14Bkz. Bkz. Fussul-Fiikem, s. 178, aklamas iin, s. 249; Bu nedenle Hak beni yaratmtr cmlesinin a-
klamast iin bkz. Aff, Tlikat, s. 66,340; Henri Corbin, Limagination, s. 145.
's Rabbin kendisinden bakasna ibadet etmemesine hkmetti (17:23) ayetine telmih.
,6Bkz. Metnin aklamas iin Tlikat, s. 285.
17Bu Ibnl-Arab'deki nemli dncelerden birisidir ve fiille ilgili hal ve makamlarla ilgili tavrnda orta
ya kar. Gerek fail, istesek de dirensek de, Allahtr. Bu nedenle tevekkl ve benzeri makam ve haller
anlamn yitirir. Tevekkl edenle etmeyeni ayrt eden ey, tevekkln kendisi deil, birincinin Hakkm
gerek fil olduunun bilincinde olmaktr. u halde biricik ayrc bilgidir.
n s a n Hemze, nun ve 5e tek kktr ve "bir eyin ortaya kmas"; yabancln zdd
olan her ey demektir, ins, cinnin [gizli, grnmeyen] zdddr denilmitir; gzktkleri
iin byle isimlendirilmilerdir. Bir eyi grdnde anest e-eye "o eyi grdm"
denilir, ( mucem ) Ibn'l-Arab'ye gre insana insan denmesinin sebebi keml mertebe
sine yatknldr (nsiyet). O halde nsiyet ve insan arasnda bir ba vardr.
S?"
nsan Allahn iki yaratlndan sz ettii tek varlktr. Birincisi amur ve piirilmi toprak, dieri meni. n
san her iki durumda da en gzel surette (95:4) yaratlmtr. nsann Kurandaki en bariz zellikleri un
lardr: aceleci, nankr, zalim, cahil, zayf ve mitsiz.
364
nsan meniden [alak] yaratt. (96:2)
nsan aceleci yaratlmtr. (70:19)
insann can ksn, ne kadar da nankrdr! (70:17)
nsan o emneti yklenmitir, o zalim ve cahildir. (33:72)
nsan zayf yaratlmtr. (4:28)
insana katmzdan rahmeti tattrp, sonra onu geri alsak, hemen mitsiz olurdu. (11:9)
s?
nsanlk mertebesi yegnedir,2 o da insan- kmilde ortaya kar. bnl-Arab insan-
kmili insan diye isimlendirirken, onun dndakileri zellik veya biim olarak ken
disine benzedikleri iin insan diye isimlendirir. Bu balamda ekil benzerliine ge
lince: Beer trnn her bir ferdi insanlk mertebesine ulasa da ulamasa da insan
diye isimlendirilir. Fakat isimlendirmenin genellenmesi yerinde deildir; nk o-
nun hareket noktas beer cinsinin bireyleri arasndaki ekilsel benzerliktir. Bu yz
den insan- kmil ve hayvan-insana ekildeki benzerliklerine gre insan denilir.
Insan- kmil3 iin kmil dedik, nk insan ismi ekilde kendisine benzeyene de
verilir. Nitekim Ahmet iin Ahmet insandr, Mehmet iin de Mehmet insandr deni
lir; halbuki Ahmette ilahi hakikatler zuhur etmi Mehmette etmemitir. Bu durum
da Mehmet gerekte insan eklinde h a y v a n d r .4 ( f t h t , i:396)
Ibnl-Arab insan adn farkl varlk mertebesine verir: insanlk mertebesi veya
insan- kmil -lem veya byk insan- Kuran- Kerim veya kll insan. Bunlar in
san kelimesinden ortaya kan terimde aratracamz konulardr: Bu kelime
insan- kmil, insan- kebir [byk insan] ve insan- kllidir [kll insan],
Varlkta insan vardr: tik ve kll insan, lem insan ve dem insan ( f t h t,
111:231)
Hepsi [canszlar, bitkiler ve canllar] keif ehline gre hayvan- ntk [dnen can
l], hatta hayy- ntkur [dnen diri]. u var ki bu zel karm biimsel ynyle
insan diye isimlendirilmitir. Bylece yaratklar arasnda stnlk ortaya kmtr.
Allah yle buyurmutur: Her ey Rabbinin hamdini tespih eder.6 Ayette ey ke
limesi belirsizdir, ancak canl ve neyi tespih ettiini bilen tespih edebilir. Bir hadise
gre sesinin ulat yerlerdeki kuru ya her ey mezzinin lehinde tanklk edecek-
365
nsan
t ir . (FTHT, 1:147)
Bu metinden nutkun insana zg bir zellik olmad anlalr. Her ey, hatta cansz
lar bile keif ehline gre nutk sahibidir. lbnl-Arab bu konuda iki delil sunar: Bi
rincisi ayettir (Her ey Rabbinin hamdini tespih eder): Ancak canl ve akll tespih
edebilir; kincisi ise hadistir. Bu hadiste Hz. Peygamber sesinin ulat her yerdeki
kuru ve ya [cansz-canl] eylerin mezzinin lehinde tanklk edeceini belirtir.7 An
cak canl ve akll olan tanklk yapabilir. O halde Aristonun insan tanm keif ehli
nin mahedesiyle uyumlu deildir.
Hve (O-Hak) kendisine ait kemle gre kendisini grmek istemitir. Bylece
Onun hakknda [bilinmezlik] hkm ortadan kalkar. Bunun iin a'yn- sbiteye8
bakm, sadece insan- kmilin hakikatinin bu endik [benlik]9 mertebesi olabilece
ini grmtr. Bunun zerine bu mertebeyi insan- kmilin hakikatine gre takdir
etmi ve onun karsna yerletirmitir. Hakkn bu benlik mertebesi insan- kmilin
hakikatinden bir tek ynden fazla gelmitir. Bu tek yn Hakkm mertebesinin kay
nann kendisi ve Hakkn onu kendisi nedeniyle var etmi olmasdr. Bylece iki
suret btn ynlerden rtmtr. Bu hakikat insann varlndan nce yaratlm
akl, nefis, Heb, cisim, felek, unsur ve treyenler [donuk eyler-bitkiler ve canllar]
gibi her eyden daha deerli olmutur. Dolaysyla onlarn iinde sadece insann
varl Hakka yetkinlik mertebesini verebilmi, bu nedenle onu insan diye isimlen
dirmitir; nk o keml mertebesiyle nsiyet etmitir. Bylece grdyle eyle
arasnda bir nsiyet meydana gelmi, onu -mran vezninde- insan diye isimlen
dirmitir. (FTHT, 11:642, 43)
insanlk Allaha halife olmak demektir. Allahn halifesi olmak ise velilik, pey
gamberlik, rislet, imamlk, emirlik ve ynetmeyi ieren genel bir mertebedir. nsa
nn yetkinlii btn bu mertebelerin yetkinliine baldr. Bu zellik demden son
doan kiiye kadar btn insanlarda bilkuvve bulunur, ( bulga, 54)
366
insan Varlnn Aynas
hayvan-insandr.12
NOTLAR:
1 n s a n n d o u m n c e s in d e g e ir d i i a a m a la r n a d a b ili m le y o r u m la n m a s h a k k n d a b k z . M a u r ic e
d r ( B u l a t u 'I - G a v v a s , s . 30 ).
3 l n s a n - k m i l b u r a d a t e r i m a n l a m y l a a l n m a m t r , b a k a b i r i f a d e y l e l b n ' l - A r a b l i n s a n - k m i l ile -
in i g r e c e iz . n k s a d e c e o , in s a n is m in i h a k e d e n v a r lk tr .
6 B k z . 17 :4 4 .
7B k z . H a d i s D i z i n i , n o . 15.
l0Bkz. N sha.
11 Bkz. M uhtasar.
12 Bkz. H ayvan -lnsan , Insan- Km il.
367
nsan- Kmil
Mfizw [Feyiz veren], merkez-i daire11 [dairenin merkezi], Akl- Evvel12 [lk Akl], Ka-
lem-i A'l' 3 [Yce Kalem), Ukab [Kartal], Drre-i Beyza [Beyaz nci], Ar-1 Mecid. ' 4
[Yce Ar], imam- mbln'5 [apak imam], Rh- Klli'6 [Klli Ruh], RuhuI-lem [-
lemin Ruhu], Nr- Muhammed [Muhammedin Nuru], Taayyun- Evvel [lk Taay
yn], Levh-i Mahfz' 7 [Korunmu Levha], Arullah' 8 [Allahn Ar], Halife, Naib
anillah [Allahn Vekili], Zillullah' 9 [Allahn Glgesi], Nsha-i Uzma [Byk Nsha]
veya nsha-i camia [birletirici nsha] veya nsha-i kmile2 0 [yetkin nsha], kelime-i
camia21 [birletirici hakikat], beyt-i a'l2 2 [yce ev], muhtasar-1 erif 3 [kymetli zet],
aynul-cem ve'l-vcd [varlk ve birliin ayn], mmid-i evvel2 4 [ilk yardm eden], mu-
allim-i evvel [ilk retmen], bernamec-i cmi [birletirici program], miratl-Hak ve'l-
hakikat [Hakkn ve hakikatin aynas], berzah, insan- ezeli25 [ezeli insan]. Geen ifa
delerde insan- kmil ifadesiyle eanlaml baz26 terimleri zikrettik, bunun amac
okuyucunun bnl-Arabde bu dncenin derinliine, terimin ierdii zellik, ha
kikat, bant ve mefhumlarn zirvesine girebilmek iin ainalk kazanmasn sala
makt. Bu balamda eanlaml terimlerin okluunun iki temel sebebi vardr: Birin
cisi bnu 1-Arabdeki her terim herhangi bir hakikati gsteren bir kelimedir. Bu ha
kikat gerekte tektir, fakat farkl ynlere sahiptir. Muhammedi Hakikat sz gelii tek
bir hakikattir ve eitli ynlerinde ve balantlarnda oalr. Bylece her yn kendi
sine zg bir nitelik, buna bal olarak da baka bir isim kazanr. te bylece ean
laml terimler oalr. Her terimin bu tek hakikatle bir balants vardr ve onu gs
terdii iin de ayn zamanda o hakikattir. Terimlerin okluunun ikinci sebebi u
dur: H. IV. ve V. asrlarda slami dncenin bariz zellii olan din ile felsefeyi uzla
trma temayl bnl-Arabde de geni lde yer bulmutur. Dolaysyla o btn
fikri gelimeler ve akmlar iine alan bir uzlatrma eiliminin sahibidir ve felsefi
tavrnda gemi ekollerin birbirleriyle elien inanlarn birletirmitir. O geni uf
ku sayesinde birbirlerinden uzak eski terim ve anlaylar teorisine sdrabilmitir.
Bu birletirici eilim eanlaml terimlerin artmasna ve onlarn Ibnl-Arabnin teo
rik tavryla uyumlu yeni anlamlar kazanmalarna yol amtr. Tedbirat'l-llhiyye'-
den Ibnl-Arabnin birbiriyle elien terim ve anlaylar birletirmesinin ve yakla
trmasnn mahiyetini aklayan bir metni zetleyeceiz.
368
nsan- Kmil
369
fnsan- Kmil
kendisine ve Allaha dair bilginin kemline ulaan kimsedir. O halde insan bilgisinde
de kmildir.34 Bylece kemlin ahlaki deil, ontolojik ve epistemolojik bir anlam
olduunu grmekteyiz. Burada her trl karkl gidermek iin insan- kmil ile
kastedilen kimsenin Muhammed (a.s.) olduuna dikkat ekmeliyiz. bnl-Arab a-
ratrmaclar iin bundan daha karmak bir terim yoktur. nk bizzat bnl-
Arab insan- kmil terimini bazen Muhammedi Hakikatten sz ederken, bazen -
demi, bazen Eb Yezid el-Bestam gibi insanlar anlatmak iin kullanr. u halde b
tn bu isimler iinde insan- kmil kimdir? Acaba insan- kmil iine pek ok tikeli
alan bir cins midir, yoksa tek ve ayr bir hakikatin ismi midir? Insn- kmil Mu
hammed (a.s.), baka bir ifadeyle Muhammedi Hakikattir. Fakat bu hakikat kemle
ulamak isteyen herkesin srekli etrafnda dnd bir Kutuptur. Kemle ermek is
teyen herkes srekli dner, baka bir ifadeyle Muhammedi zelliklerle bezenir ve
dner. Dnlerde dairenin kadran klr de klr, ta ki btnyle silinir.
Bylece slik dairenin merkeziyle, baka bir ifadeyle Muhammedi Hakikat ile bir ol
duu mertebeye ular. Bu makama ulatnda insana o makama ulaan kimsenin
ad, yani insan- kmil ad verilir. u halde insan- kmil ifadesi gerek sahibi Hz.
Muhammed iin kullanlr. Bununla birlikte o mertebeye ermi ve fena haline ula
m kimselere de verilir. nk onlar da Muhammedin ayns haline gelmilerdir35
(zellik itibariyle). Dolaysyla terim esasta insan- kmil olarak yaratlm sahibine,
nitelenme ynyle de ona ulama yolunda alan kmil insanlara verilen bir isim
dir.36 Terimin ieriine gelince: bnu 1-Arabnin keml gr hakkndaki aklama
larmz insan- kmil teriminin ieriini de belirler. nk her iki kemlin de bir i
levi vardr: Ontolojik ynden, yani birinci anlamyla kemle baktmzda insan-
kmilin ontolojik ilevi yle tanmlanr: insan- kmil Hak ve lem arasndaki ayr
c ve birletirici snrdr.37 Buna gre o bir yandan iki sureti birletirir:38 ilahi isimler
le zuhur eder, bylece Hak olur, imknn hakikatiyle zuhur eder; bylece halk olur.
te yandan insan- kmil hakikatin iki ynn ayrr. Bylece lemin kendisinden
ortaya kt bilinmezlie tekrar dnmesini engeller. Insan- kmil, d ve i arasn
daki snrdr: dn ie girmesini engeller.39 Ayn zamanda insan- kmil lemin var
lk sebebi ve onun koruyucusudur.40
Hak insan- kmili Hak ve lem arasnda bir berzah [engel, vasta] olarak yerletir
mitir. Bylece ilahi isimlerle zuhur eder ve Hak olur; imknn hakikatiyle zuhur
eder ve halk olur, ( ftht, i:39 i)
370
Insan- Kmil
Allah insan- kmili en gzel kvamda yaratm, onu lemin hakikatlerini ve Ka-
dimin isimlerini tam olarak ieren yetkin bir nsha olarak var etmitir. Allah onu
iki taraf [Hak ve halk] birletiren bir berzah olarak yaratmtr, ( ukle , 42)
Allaha halifelik insan- kmil iin geerli olabilir. Bu nedenle Allah onun grnr
suretini lemin hakikat ve suretlerinden; grnmeyen suretini ise kendi suretine
gre yaratmtr. Onun hakknda yle der: Ben onun iiten kula, gren gz o-
lurum." Onun kula ve gz olurum demedi. Bylece iki sureti ayrt etmitir.
( fuss , 55)
Halifelerin kmili buday taneleri gibidir. Her buday tanesi esas budayn verdi
ini verir; nk o tam olarak kendisine benzerdir. Hak karsnda halifenin dn
daki kimseler ise bitkinin yapraklar, dallar, iekleri ve kkleri gibidir, ( f tu hat ,
111:370)
lahi surete benzer yaratlm yegne varlk insan- kmildir. Bu nedenle kmil diye
isimlendirilmitir ve o lemin ruhudur. lem ise ulvisiyle sflisiyle ona amade k
lnmtr. Hayvan insan ise insan- kmile amade klnm lemin bir parasdr.
(FTHT, 111:266)
nsan, lem ve Hak arasnda bir berzahtr, Hak ve halk birletirir. nsan glgeyi ve
gnei ayrt eden bir izgi gibi Hakka ve olua ait mertebeleri ayrt eden snrdr.
Snr olmak insann hakikatidir. (na, s . 22)
Ibnl-Arabde kemli epistemolojik anlamda, yani ikinci anlamyla ele alrsak in-
san- kmilin epistemolojik ilevi oalr. Buna gre insan- kmil peygamberler de
dahil olmak zere btn ariflerin marifetlerini ve bilginlerin ilimlerini aldklar bir
kandildir. Bu anlamda insan- kmil himmetlere yardm edendir. nsan- kmil var
oluta Hak ve halk arasnda bir berzah olduu gibi ilim ve marifette4' de lem ve
Hak arasnda bir berzahtr.
371
nsan- Kmil
lnsan- kmil birletirici hakikattir. Allah ona yle bir kuvvet vermitir ki, onunla
tek bakla iki mertebeye birden bakar. Bylece Haktan alr ve halka verir, (ftuhat,
11:446)
N O T LA R :
372
nsan- Kmil
23lnsan- ezeli deyiminde insan ezele nispet edilmitir, insanda ezel gizlenmitir; nk ztnda ak de
ildir. Ezel insann varlnn bir ynne aittir (el-Fthtl-Mekkiyye, c. I. s. 54)
26 Burada eanlaml terimlerin sadece bir ksmn zikrettik.
27 Muallim-i Evvel [lk retmen], demin melekler karsndaki konumuna iaret eder, Aristoteles ile
ilgisi yoktur.
23 Endls sfilerinden birisi, Merake'te 537 ylnda vefat etmitir.
29 Eb Medyen uayb b. Hseyin ec-Tilimsani el-Endlsi isimli bu mehur mutasavvfn mezar Tilimsan
ehrindedir, l. 594. Geni bir biyografisi iin bkz. Nejhu't-Tb, c. VII, s. 136-44; Nadili, et-Teevvu/ila Ri-
calit-Tasavvuf, s. 316.
30 Bkz. Tedbirat ilgili blm.
31 lnsan- kmil tbnl-Arab sonrasnda da tasavvuf dncesinde nemli bir yer tutmutur ve insan-
kmil tanmlar lbn'l-Arab etkisinden yoksun deildir. rnek olarak bkz. Crcn, Tarifat, s. 39. ln-
san- kmil, ilahi ve kevn lemlerin btn zelliklerini kendinde toplayan kimsedir: hakikat-i insaniye-
ti'l-kemliyye: ulhiyet mertebesidir. Bu mertebe, mnlar hazreti ve ikinci taayyn diye de isimlendiri
lir. nsana ait keml hakikati olmasnn anlam u demektir: Insan- kmilin suretinin bir mns vardr,
bu mnnn bir hakikati vardr ve bu hakikat de ikinci taayyn diye isimlendirilen ulhiyet mertebesi
dir. Bylece insan- kmil, ikinci taayynn mazhan olmutur. En kmil insan ise, hakikatlerin hakikati
diye isimlendirilen ilk taayynn mazhardr (Kan, Letaijul-A'lm [Tasavvuf Szl, ev. Ekrem De
mirli, z Yaynclk, 2004]). Burada yazarn insan- kmil ile insan- ekmel arasnda bir ayrm yaparak,
insan- kmili ikinci taayynle ayn sayd grlr. lbnl-Arab ise, insan- kmili birinci taayyn ile
eit sayar. Insan- kmilin mertebesi, ilahi ve kevn mertebeleri toplamaktan ibarettir; sz konusu mer
tebeler iinde kll-czi akllar, nefisler, tabiat mertebeleri vardr (Davud el-Kayser, Matlaul-Kdim, s.
4); el-Ecvibe an-lnsan- Kmil (yazar mehul), s. 215). Ayrca, tohumlan lbnl-Arabye ait olan mstakil
bir nazariye sahibi olarak grlen Abdlkerim el-Clnin eserine de bavurulabilir. ada almalar
hakknda bkz. Abdurrahman Bedevi, Kitb- Insan- Kmil j i l-lslam, s. 79-112 (Massignonun makalesinin
tercme edildii blm), s. 63-72 (Hans H. Shaderin Ibnl-Arabnin yararland tarihsel kaynaklar
aklad blm); Micheal Hayek, Isan- Kmil ve Meyyizethun-Nnyyefi'l-lslam, Mecelle-i Mark,
Beyrut, 1958, s. 129-155; Ebl-l Aff, Nazariyyatul-lslamiyyinfil-Kelime, Mecelle-i Klliyetil-Adab, 1944;
Nicholson (ev. Ebl-l Aff), Fi't-Tasavvu/il-Islami ve Tarihuhu, s. 85-88; Louis Gardet, Etudes de
philosophie et de mystique comparees, ed. J. Vrin. s. 217-28 (Burada Hristiyanlktaki d fikri tasavvuf
taki insan- kmil ile mukayese edilir).
32 Nicholson'a gre insan- kmil terimini kullanan ilk kii lbnl-Arabdir. Dr. Kmil eybi ise, tbn'l-
Arabnin terimi Ihvan- Safadan aldn iddia eder. Bkz. eybi, es-Sla Beyne't-Tasavvuf ve't-Teeyyu, s.
464; Hans Henry Shader ise, zellikle eski Iran kaynaklarnn insan- kmil terimini nceledigini ileri
srmektedir. Bkz. Abdurrahman Bedevi, lnsan- Kmil fil-lslam, s. 34.
33Ebl-l Aff, Makalatu'l-Islamiyyin (yazar Stoaclarn lbnl-Arabnin insan- kmil grne etkilerini
aklar), s. 59-60; Dr. Muhammed Ceml Cafer, Miet-Trasis-S/i: Seh 1 b. Abdullah, c. I, birinci bask,
1974, Darl-Mearif, s. 296-310. Dr. Cafer Sfyan es-Sevrinin Umudu'n-Nur [nur direkleri) grn be
nimseyen Tsteride Muhammedi Hakikat grn aklar. Tsteri Muhammedi varln lemin varl
ndan nceliine iaret eder, ancak, peygamberin ezelilii fikrinde Halla kadar ak konumaz; P.
Nwyia, Exegeses coranique, s. 384. lnsan- kmil fikrinin tarihsel kaynaklan hakknda bkz. Massignon,
a.g.y. (Bedevinin kitabnda), s. 113).
34 Bkz. Aff, Nazariyyat'l-Mslimin, s. 62; Aff'ye gre lbn'l-Arab iki teoriyi kartrmakta, daha doru
su iki teori arasnda gidip gelmektedir: nsan varlktaki en yetkin yaratlm gren felsefi teori; nefs ve
373
nsann Gecesi
Allaha dair bilginin kemline ulaan tasavvufi teori. Fakat Ibnl-Arab Aff'nin zannettii gibi, onlar
birbirine kartrmaz, bilakis insan- kmilin iki ilevini ortaya koyar: ontolojik ve epistemolojik ilev.
35 Bkz. A yak/A ya zerin d e O lm ak.
36 bnl-Arab bazen insan- kmilin surete gre yaratldn ve btn hakikatleri kendinde topladn
belirtir; bazen ise onu, btn hakikatleri kabul edici diye niteler. Birinci durumda bil fiil insan- kmili,
yani Muhammedi (a.s.); ikinci durumda ise, bil kuvve insan- kmili kast ettii bellidir: btn ilahi-
kevn isimleri kabul eden insan- kmilin nefsi (el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 267). nsan lemin btn
srlarn kendinde drm ve toplamtr (Bulgatul-Gavvas, s. 38).
37 O hadis-ezeli insan; toplayan ve ayran kelimedir (Fussul-Hikem, s. 50).
38 nsan iki surete gre yaratlmtr: Hakkn ve lemin sureti. Bkz. S u ret.
3,lnsan- kmilin mertebesi, ez-Zahir isminin btndr. O, mutlak btnlk ve mutlak zahirlik arasndaki
bir berzahtr... (El-Ecvibe, s. 220).
4lnsan- kmilin bu zelliinden msik [direk] terimi aklanrken sz edilecektir.
4'Tehanev Keaf ta (c. I, s. 77) yle der: Konev el-Fkufta der ki: nsan- kmil vcb ve imkn arasn
da bir berzh, zt ile kdem ve hadisler ve hkmlerinden ibaret olan mertebe arasnda bir ayna gibidir.
nsan, halk ve Hak arasnda vastadr. Allahtan baka her eyin beksnn sebebi olan Hakkn feyzi ve
yardm, onun ile ve onun mertebesinden ulvi ve sfli btn leme ular. Eer iki ynden de baka ol
mayan berzhlg asndan insan olmasayd, lemdeki hibir ey, irtibat ve mnsebet olmadndan
dolay ilahi yardm kabul edemezdi ve bu yardm ona ulamazd.
42Bkz. K elim e.
n s a n n G e c e s i bkz. G e c e
nsanda toplanm hakikatler lemde dank halde bulunur. Hak, lemin her ya
nndan onlar arr ve onlar da toplanr. Bunlarn bir araya gelmesinden ise insan
meydana gelir. Bylece insan onlarn koruyucusu olur. lem1 insann bu koruyucu
luuna evrilmitir, ( ftuhat , i:39o)
n otlar :
lbnl-Arab yle der: Bu hzinelerin [cmertlik hzineleri] yerinin Krsi olduunu kabul ettik, nk
Krsi, szlkte bilgi demektir" (el-Fthdl-Mekkiyye, c. III, s. 361).
p p anlamndaki habl kelimesinin kk harfleri olan] ha, ba ve lam tek kktr; "bir e
yin uzamas" demektir. Ardndan bu kke baka anlamlar yklenm itir. Bu kkten
kan btn kelimelerin kayna tektir. Habl "yular, ip" demektir; oulu hibal'dir.
(m u ce m )
374
rade
Benzetme:
Hepiniz Allahn ipine sarln2ve ayrla dmeyin. (3:103)
Biz ona hable'l-veriden [ah damar] daha yaknz. (50:16)
S?"
pi bnl-Arab kavuturma zelliiyle tanmlar. Habl kavumaktr, nk o kavu
turur. Kuranda Hakkm bize h ablel-v e r id d t n [ah damar] daha yakn olduu ifade
si Hakkn kullarna iki yaknlna iaret eder: birincisi hablel-verid yaknl ve
hablel-verid yaknlndan daha da yaknlk. Hablel-verid [ah damar] yaknln
dan daha yakn ne olabilir? Baka bir ifadeyle, ahdamarmdan daha birletirici ka
vuma nedir?
Allah bize ahdamarmdan daha yakndr. Allah Ben size yaknm, dua edene kar
lk veririm3 buyurmutur. Baka bir ayette ise kullarn iiten ve onlara yakn oldu
unu belirtmitir.4 O halde Hak Artan dnya semasna inmesiyle yakndr. stelik
Hak daha da yakndr; nk her nerede olursak olalm bizimle beraberdir. Hak
en yaknn yakn diye isimlendirilmitir. Hak bize bizden daha yakndr. nk
hablel-verid [ahdamar] bizimdir. Habl kavumak demektir, Hak ise en yakn o-
landr; nk kavumak ancak Hakkn vastasyla gerekleir. Bu nedenle biz, an
cak Hak ile iitiriz, grrz, ayaa kalkarz, otururuz, dileriz ve hkm veririz. Bu
hkmler hable ait deildir, (ftuhat, v.272)
N O T LA R :
r a d e bkz. M eiyet
375
s b a t
Biz sizleri Allah rzas iin yediriyoruz, karlnda sizden teekkr ve dl bekle
miyoruz (76:9). Kerem, isteyince vermektir. Cd [cmertlik], istemeden vermektir.
Seha, gerektii kadar vermektir. sr verirken -cmertliin en stndr- veya ge
lecekte muhta olacan eyi vermektir. kinci durumdaki kii birinci durumda ve
ren kiiden aa mertebededir. Her ikramn bir ilahi ismi vardr, srn ise yoktur.
Allah el-Vehhab, el-Kerim, el-Cevad ve es-Sahidir. Ancak onun iin el-Msr [ba
kasn tercih eden] denilemez.2 ( ftht, v:263 )
Ibn'l-Arab sr kelimesini bir terim olarak zenginletirmi olmasa bile, ona teori
sinde ayrcalkl bir yer vermitir. sr dostlua ulatrr; nk o, Hz. brahim ziya
fet3 vermeyi alkanlk edindii gibi, byk cmertliktir.
N O T LA R :
' Isar hakknda bkz. Mahmud el-Menufi, erh-i menazil, temkin, Daru'n-nehda, Kahire, s. 137; Kueyri, Ri
sale, cud, seha, s. 112, ayrca seha, kerem, sr-, Slem, Tabakatu's-Sjiyye, s. 120; bn Haldun, ijas-Sail,
s. 44; Letaifl-A'lm, 37-39. Bu eser eitli sr trlerinden sz eder, sz gelii, eriat sn, hakikat sr,
melmilerin sr, takva sahiplerinin sr vb.
2 Tanr katnda bakasn tercih [sr] sz konusu olamaz. nk Hak neye muhtatr ki, onu bakasna
versin.
3 Bkz. D ostluk.
s b a t bkz. M a h v v e is p a t
s i m Sin, m im ve vav szlkte 'ykseklik' anlamna gelen bir kktr. Bir gre gre
'isim' kelimesinin asl s im v ' dir. Simv, ykseklikten gelir, isim, mnya atf ve dellet
eder (m u c e m ). Bir eyin ismi alameti demektir, isim, ayrt etmek iin cevher ve araz iin
sylenmi lafzdr1 (Firuzabadi, Kamus, c. IV, s. 344). isim Basrallara gre sm v, Kfe-
lilere gre ise sim e kknden tretilmitir (Fahreddin Razi, Levam i'i-beyyinat, 10).
s?
sim, Kuran- Kerimde tekil-izafeyle yer almtr. Allah ismine (5:4,6:118,22:28) veya Rab ismine.
376
sim
5P "
tbnl-Arab3 sim terimini aklarken iki sorun vardr: Bir adan tbnl-Arab lafz
dan kastedilen tr veya yn4 aklamaz ve onu gizler. Bu durum, onu elikiye
dmekle sulamamza yol aar. rnein bnu 1-Arab isim dediinde bununla ismin
hakikati veya ismin ayn veya ismin mertebesi veya ismin lafz veya mahiyeti gibi i-
sim lafznn konu olabilecei pek ok eyi kastedebilir.5 te yandan, genel olarak i-
sim zel olarak da ilahi isim, iki kutup tekil ederler ki, lbnl-Arab! giriik bir e
kilde, ayn anda bu iki kutbun etrafnda dner. Bununla birlikte grnrde bu iki
kutup birbirinden uzaktr.6 Bu balamda Ibnl-Arab! arm denebilecek hzl bir
ekilde, isim ile ilahi isim arasnda ayrma gider veya deta isim iin genel tanmlar
verir ve bu tanmlardan ilahi isme ular. Genel anlamda isim ile ilahi isim arasn
daki bu geililik, okuyucuyu ayrt edememekten doan bir aknla drr. Bu
rada genel anlamda ismi (mahiyetini-hakikatini) incelemekle yetineceiz, bununla
birlikte daha sonra ilahi isme de mstakil bir blm ayracaz. sim Nedir? sim,
zndeki mnya iaret etmeksizin, bakasndan ayrt etmek iin herhangi bir haki
kate verilen addr.7 Bylece isim, hakikatin zndeki mnya iaret etmemekle, sfat
ve na'ttan8 ayrlr.
simler Allah iin ortaya konulmutur. sim isimlendirilendeki bir mnya dellet
eden anlam tarsa, o isim deildir. nk isimlerin verilmesinin sebebi, zel ola
rak, hakikatleri birbirlerinden ayrt etmektir. Nitelikler ise nitelenende bulunan
mnlara verilir ve sfatlar diye isimlendirilirler. Szgelii lim [bilen], ilim sfat
nn bulunduu kimsenin ismidir. Baka bir ifadeyle ilim bilenin ismi deil, sfatdr;
ad ise sz gelii Alidir veya Ahmettir vs. te bu, o ahsn ztna dellet eden ismi
377
sim
dir. ayet bir insan Ahmet, Ali diye isimlendirildii gibi, lim diye isimlendirilse, bu
ismi verenin maksad, o insanda ilim zelliinin bulunmas deildir. Bu yzden is
mi koyan byle bir vehimde bulunduu srece, gerekte isimlendiren deil, nite
leyendir. Dolaysyla, isimlendirilende bulunan bir zellie dellet eden her isim,
gerekte bir nitelemedir. Bu durumda kastedilen ise sfat ve zt asndan deil, bu
sfat ynnden varlktr. te bu, isim ve sfat arasndaki farktr. Sadece Zta dellet
ettiklerinde Bar Telmn isimlerinde9 de ayn durum sz konusudur. Na't, isim ve
sfat arasndaki fark udur: Na'tlar, el-Evvel gibi, izafe asndan Zta dellet eden
lafzlardr. simler ise mahiyet hakknda bir bilgi veya kendisinde bulunan anlamlar
hakknda herhangi bir ey vermeksizin varla dellet ederler; na't ise belirli bir e
kilde mahiyete dellet eder; vasf ise zttaki bir mnya dellet eder. (EZEL, 13-16)
smin10 iki delleti vardr: birincisi msemmaya [isimlendirilen], dieri kendi haki
katine dellet. smin msemmaya delletine ismin msemmayla ilikisinden sz e-
derken temas edeceiz. smin kendi hakikatine delleti iin unlar syleyebiliriz:
Her ismin kendisini dier isimlerden ayrt eden bir hakikati vardr. el-Muizz ismi el-
Mzill isminden farkldr; el-lim ve el-Mrid isimleri dier isimlerden kendilerine
zg hakikatleriyle ayrlrlar.11 Bu yzden ilahi isimler, sayca ok olsalar bile, arala
rnda eanlamls12 yoktur.
sim lerin ik i delleti vardr: btn isim lerin kendisinde topland ve b ir olan m
semmaya delletleri;14 isim lerin anlamca birbirlerinden ayrmasn salayan eye
dellet, ( ftht, iv:369)
Her isim,15 bir yandan zta, te yandan ismin hakikatinin talep ettii mnya dellet
eder. Zta delleti ynnden btn isimler birdir. Er-Rab, el-Halk, el-Musavvir gi
bi sadece kendisine ait mnya dellet etmesi16 ynnden ise dier isimlerden ay
rlr. (FUSS, 79)
el-Muiz [aziz eden] isimlendirileni ynnden el-Mzildir [hor eden]; halbuki ken
disi ve hakikati ynnden el-Mzil deildir, ( fuss, 93)
n otlar :
378
smet
Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 197; baka bir metin iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 57. lbnl-
Arabnin isimler taksimiyle ilgili gr Fahreddin Razi'nin grne byk lde benzer. Bkz. Razi,
Mefatihu'l-Gayb, s. 319-20. Ayrca bkz. Fahreddin Razi, a.g.y., c. I, s. 40 vd.
4 Burada nev derken be ksm kastedilir.
5 Sofilerin bu tarz gizleyileri garip deildir, bkz. Letaifil-Alm, s. 21.
6 smin lafz lbnl-Arabde ismin ismidir.
7 Abdlkerim Clnin isim gr iin bkz. nsan-1 Kmil, s. 16.
8 Bu tanm ayn zamanda zel ismin tanmdr. Bkz. Kitabul-Ezel, s. 13.
9 lbnl-Arabnin isim, sfat ve na't arasndaki fark aklad mstakil bir eseri vardr. Bu risale, Affnin
yaymlad lbnl-Arabnin Dizininde yer almtr. Bkz. Mecellet Klliyetil-Adab, s. 207; ayrca bkz.
Osman Yahya, Hist. Et class, c. I, 5. 320. Geri bu risale mevcut deildir, Osman Yahyann deti bir kitap
bulunmadnda, el-Fthtl-MelJyyede ayn ierii tadn dnd blme iaret etmek ek
lindedir. Bu ynteme biz de itimat ediyoruz ve sz konusu kitabn ieriinin KitafcuI-Ezede bulundu
unu zannediyoruz, s. 12.
,0lbnl-Arab herhangi bir sfat Allaha vermenin edepsizlik olduu fikrindedir, nk Allah, kendisini
insanlarn nitelemelerinden tenzih etmitir. O halde Allaha verilen her ey sfat deil, isimdir. Bkz. el-
Ftuht'l-Mekkiyye 1:s. 204. Ayrca bkz. Sfat.
Burada isim bnl-Arabde geen btn isimleri -zel isim hari- karlar. Ayn zamanda mutlak an
lamda ismi ve ilahi ismi de karlar. nk bnl-Arabnin ilahi isimdeki zamiri, metni kendileriyle a-
klad misallerden ortaya kar.
12bnl-Arabnin hakikatleri ynnden isimlerin farklln aklad bir metin iin bkz el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. I, s. 210.
3 Gazlye gre Allahn doksan dokuz ismi iinde ayn eanlaml bir isim yoktur, bkz. el-Maksadu'l-Esna,
s. 36
14Bkz. Sadreddin Konev, cazl-Beyan, s. 108.
13Btn bu ilahi isimlerle isimlendirilenin aslnda tek olduu bellidir. Buna gre Zt tektir, pek ok ismi
vardr. Bu isimler bu zta dellet etmeleri ynnden ortaktrlar. Btn isimler, Zta, yani tek isimlendi
rilene ulatran yollardr. Ona ulatrdklarna gre, dolaysyla hepsi de onda toplanrlar. bnl-Arab-
nin bu konuyla ilgili ifadesi iin bkz. Anka-i Murib, s. 33. te yandan bu ilahi isimler, kendi hakikatleri
nedeniyle birbirlerinden ayrdrlar. Bu isimlerin ortakl, tek zta dellet etmeleridir. u halde Zt, i-
simleri birletirendir, btn isimler onda birleirler.
16lhi isimler, lbnl-Arabye gre, oul yaplabilir (esma), fakat isimlenen her zaman tektir. Bu isim
lerden her birisi, btn isimlerle isimlendirilen tek Zta dellat ederler. Bu nedenle her bir isim, btn
isimlerle isimlenme gcne sahiptir; nk isimlendirilen gerekte birdir. Bkz. Tercmanul-Evak, s.
153; lbn Kasinin ifadesi iin bkz. Halu'n-Naleyn, s. 77 (Aff'nin bn Kasi ve bnl-Arabnin Halu'n-
Naleyn erhi hakknda bir incelemesi vardr, bkz. Ibn Kasi ve Flaln-Naleyn simli Kitab, s. 75).
s?
379
smet
A-S-M kk men etmek, tutmak, iltica ve himaye anlamlarna dellet etmek zere, zikredilen szlk an
lamyla geer:
Yemin ederim ki: Ben onunla birlikte olmak isledim de o iffetini koruyup (istesame) bana ya
namad. (12:32)
Nuh 'Bugn Allahn emrinden koruyacak (asm) yoktur, meer ki o rahmet ede,1dedi. (11:43)
Hepiniz Allahn ipine sarlnz (itisam) ve ayrla dmeyiniz. (3:103)
Ben beni sudan koruyacak (yasimur1) bir daa snacam, dedi. (11:43)
Kelamclarn ve slam filozoflarnn gr ayrlna dtkleri (gnahtan msumluk anlamndaki) ismete
gelince: Kuran- Kerim byle bir eyin varlna iaret etmemitir; stelik gnahn peygamberler de dahil,
btn yaratklara elik ettii belirtmitir: "Allah senin gemi ve gelecek gnahlarn balasn diye...
(48:2). Gnah olmakszn mafiretin olamayaca kesindir, nk gnah yoksa balamann anlam
yoktur. Savunusunu yapanlarn belirttikleri anlamda ismet [korunmuluk], gnaha imkn vermez.
5?"
Ibnl-Arab1 ismete dair klasik bak snrnda durur ve onun Allahn tam muvaffa
kiyeti olduunu dnp eitli anlamlar ykler: 1) eytann mdahalesinden [id
rak] mahallin korunmas (bu anlamda ismet peygamberlere zgdr, veliler iin ise
hfz sz konusudur). 2) eytann girmesinden suretin korunmas (ismet). (Hz. Mu-
hammede zgdr). 3) Kalbin kt dncelerden korunmas (velilere zgdr). 4)
Mahallin gnahtan korunmas (Kuran- Kerim bunu Hz. Muhammed iin tespit et
mitir).
Kul Mevlsndan btn hallerinde kendisine elik edecek ve bylece hibir zaman
Hakka isyan etmeyecei tam bir tevfk istemitir. Kul iin tevfk belirttiimiz an
lamda kemle ererse, bu, muhafaza ve ismet diye ifade edilen eydir. ( m e v a k , 12-13)
Hz. Peygamberi ryasnda gren, grd suret farkl olmad srece, uyankken
onu grm gibidir. nk eytan Peygamberin suretine giremez. Peygamberin su
reti diri ve l iken korunmutur. (FTHT, IV:28)
380
smet
Ayetin yle nida ettiini duyarsn: Eer biz sana sebat vermemi olsaydk, nerede
ise onlara meyledecektin. O takdirde muhakkak ki hayatn da lmn de katmerli
acsn tattrrdk2 (17:74-75). Yeryzndekilerin ouna uyarsan, seni Allahn yo
lundan saptrrlar3 (6:116). Kuranda buna benzer nice ifade vardr. Mesela: Allah
seni affetti ya! Neden beklemedin de onlara izin verdin4 (9:43). Kukusuz Allah
peygamberin tvbesini kabul etmitir (9:117). Sz konusu olan Peygamber ise, artk
kim masum olabilir ki? ( b u l g a , vr. 6 5 )
(Gavs) dedi ki: Hangi msumluk senin katnda daha stndr? Cevap verdi Hak:
Tvbekarlarn msumlugu. ( g a v s Iy y e , vr. 80)
Gnah, kendisini ileyen arifin o esnada Allah ile huzur halinde olmas sayesinde,
ilahi bir ruh tayan diri gnah olur ve bu ruh kyamet gnne kadar o amele ma
firet diler. Allah da, cezasn mkafata evirdii gibi, amelin ktln iyilie e
virir. (FTHT, ll:652)
Salih amel deitiricidir. Allah gnahkarn gnahlarn iyiliklere evirir. yle ki,
gnahkar lemdeki herkesin ilemi olduu btn byk gnahlar bu deimeyi
38
smet
lbnu 1-Arabt gnahn suret ve hakikatini ayrt eder. Masumdan gnahn sureti zuhur
edebilir, fakat gerekte itaasizligin onda asla etkisi olamaz. Bunun anlam udur:
Masum mutlak muhtalk makamna ulam kimsedir. Bylece de dtaki varlnda
sbttaki yokluundan ayrlmamtr.5 Bunun yerine o tesir etmeksizin suretlerin
zerinde bakalat bir mahal olarak kalr, ite bu kul, kendisinden gnah ksa
bile, takdir edildii ldedir. Kul da gnah gaflet halinde deil, mahede ve hu
zur halinde iler.
Mminde gnah, farknda olmadan veya tevil etmesinden meydana gelir. Byle bir
amel mahede sahibinden meydana gelirse, halk arasnda gnah adn alsa bile, Al
lah katnda gnah diye isimlendirilmez. Onu ileyen de gerekte gnahkr diye
isimlendirilmez. rnek olarak, bir insan ldrrken Hzrn Hz. Musayla olan
meselesini verebiliriz. te bu, mahede ehlinin halidir. Onlar, varlkta takdir e-
dilmi olan gereklemeden nce mahede ederler ve bylece onu basiret zere
yerine getirirler. Dolaysyla onlar Rablerinden kesin bir delil zerindedirler.
(FTHT. IV: 125)
Hak sorumlu kuluna bakar ve onu ibadet sahibi grr. Kulda amel ibadetine ta
bidir. Bu kul, amellerden yz evirmekle veya onlara ynelmekle nitelenmez. O
hibir deime olmakszn, yokluk halinde bulunduu hal zeredir. Allah onu hali
zere brakr6 ve gafleti kendisinden perdeler, ite bu genel korunmuluktur. ayet
kuldan emre bir muhalafet gerekleirse, bu, onda gereklemesi takdir edilmi ol
malar itibariyle, kaza ve kader sayesinde gerekletii gibi, ayn ey itaatlerde sz
konusudur. Bu yzden kuldan meydana gelen herhangi bir ey, Allahn o mahalde
o fiili yaratmasnn ta kendisidir. Onun grn fiilin gnahn sureti, gerekte ise
Allahn o mahalde yaratm olduu eyin kendisidir. Bu muhalefetin onda bir izi
olmad gibi, itaatin de yoktur. Sz konusu olan, suretlerin bu mahalde yaratlma
sdr. (FTHT, lll:540)
NOTLAR:
' Filozof ve kelamclarda ismet (korunmuluk) meselesi hakknda bkz. Tehanevi, Keaf, c. IV, s. 1047.
2 Ayet (17:74).
3 Ayet (6:116).
4 Ayet (9:43).
3 Bkz. Ayn- Sbite/A'yn- Sabite.
6 Yani burada kul mdum sabitliinden ayrlmamtr. Fakat sbt bnl-Arab'de btn var olanlara si
rayet eder. Bu kulu dierlerinden ayran ey nedir? Sbt halini mahede etmesi. Btn kullar muh
talkta ve yokluktan ayrlmayta ortak iken, bu kul, sz konusu muhtal ve yokluu mahede e-
der, bylece kaderin ak altnda dinginleir.
382
sm-i A'zam
s m - i A ' z a m lsm-i a'zam [Tanrnn en byk ismi], genel ve sekin btn sofilerce
bilinen bir kelimedir. Bu lafzn anlamlar, sfiler arasndaki kullanm ve yorumlan
mas nedeniyle oalmtr. Bir tasavvuf eyhine ism-i a'zam hakknda soru sormak,
sorann' aklna gelen ilk eydir. Hatta bu soru, soruya cevap verenin makamn bil
menin lt olmutur. bnl-Arabde ism-i a'zam iki kka ayrabiliriz: birinci an
lam, tasavvufi evrelerde aktarlan anlama yaknken, ikinci anlam bnl-Arabye
zgdr. Birinci anlamda ism-i a'zam, saylan isimleri2 yze tamamlayan ve zellik
vastasyla fiil icra eden ilahi bir isimdir. Bu zelliiyle3 de, kendisini telaffuz edenin
doruluuna4 bal olarak fiil ileyen Allah isminden ayrlr.
Avam ve sekinler bilirler ki, ism-i a'zam [en byk isim] diye isimlendirilmi genel
bir isim vardr. Bu isim, Ayetel-Krside ve Ali Imran suresinin banda bulunur.
(FTHT, 11:200)
Allah, esma-i hsna [en gzel isimler] ve lafzen zikredilmemi ism-i a'zamn say
snca, her cennette yz derece yaratmtr.5 lsm-i a'zam, sayesinde Hakkm lemden
ayrld isimdir, ( fth t , mi:435)
lsm -i a'zam [en byk isimi ile isimler yze tamamlanmtr.6 ( f th t , viss)
lsm-i a'zam [en byk isim], Allah7 ismidir dersen, derim ki: Bilmiyorum. nk
O zellik vastasyla fiil iler, Allah isminin fiili ise kulun doruluuna baldr.
( f th t , II: 120)
bnl-Arabye zg ikinci anlamyla ism-i a'zam ise iki kelimeye ayrlan bir lafzdr:
isim ve a'zam [en byk] burada ismin anlamn isimlendirilene delil diye aldmz
da, bu durumda ism-i azam, isimlendirilene iaret eden en byk delil olur. Buna
gre: Isim=delil veya isimlendirileni gsteren ey. lsm-i azam [en byk i-
sim] isim lendirilene en byk delil.8 lemdeki her bir ferd isimlendirilenin -k i
Haktr- delili, insan ise lemdeki en kmil fert olduuna gre, insan en kmil delil
dir. lemdeki her fert isimlendirilene delil veya onu gsterir, insan. simlendirileni
gsteren en byk delil. O halde geen ifadelerden u sonu kar: insan, ism-i
a'zam, yani Allahn byk ismidir.
(Ey insan!) Hakkn isimlerinden birisi, hatta onlarn en kmili olduunu bilmen
gerekir. Ahmed b. Seydebun ile Mrsiyede karlatm. Ona birisi ism-i a'zamn
hangisi olduunu sormu. Elindeki birka akl zerine atm ve sen Allahn en
byk ismisin demitir. nk, isimler dellet etsin diye konulurlar. nsan ise Al
laha en yetkin delildir. Sen de, Allah iin en yetkin delil ve btn yaratklar iinde
en bysn, ( fth t , i:64i)
383
smin smi
Acaba, btn insanlar Allaha dellet etmede eit midir? Bilenlerle bilmeyenler eit
midir? Asla! Bu nedenle Hz. Peygamber insanlk mertebesine tahsis edilmitir ve
buna bal olarak da zel anlamda Allaha iaret eden en byk delildir.9 nsan, Al
lahn en byk delilidir ve o Allah iin en byk isimdir. Hz. Peygamber ise zel
anlamda ism-i a'zamdr. Sonu itibariyle Hz. Muhammed peygamber, ism-i a'zam-
dr.'
N OTLAR:
1 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 120; Hakim Tirmiz, Kitb- Hatmi'l-Evliya, s. 305; el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. II, s. 641; Sillemi, Tabahatus-S/iyye, s. 30; Necmeddin Kbra, Fevaihu'l-Ceml, s. 65.
2 Bkz. Saylan simler.
3 sm-i a'zam zellii sayesinde etkin olur, yani harflerinin bileimi esnasnda yneldii eya kendisinden
etkilenir. lbnl-Arabnin bu konudaki ifadesi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 300. yle der:
"Harfler de tabiatlar, hatta btn eya gibidir. Her birisinin kendine zg nitelikleri vardr. Ayrca bir
lemelerinden de baz zellikler ortaya kar." Ayrca bkz. Ear, Makalatu'l-lslamiyyin, s. 67; sm-i
a'zamn harflerinin zellikleri iin bkz. bnl-Arab, el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 122.
4 Doruluk ve Allah ismi, ikisinden de eyann etkilenmesi ynnden, ortaktr. Bu nedenle doruluk, ba
z ariflerde ism-i a'zamn yerini alr. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 329.
5 Allahn doksan dokuz ismi vardr" hadisine telmih, bkz. Sahih-i Buhari, c. IV, s. 145.
6 Allahn doksan dokuz ismi vardr" hadisine telmih, bkz. Sahih-i Buhar, c. IV, s. 145.
7 lbnl-Arabnin buradaki grnden farkl bir ifadesi iin bkz. Anka-i Mugrib, s. 35. Btn isimler Al
lahn en byk ismine; Allahn en byk ismi ise Zta dayanr.
8 Bkz. lahi sim.
9 Her isim Zta delildir; isimlerin Zta dellet edite en by, Allah ismidir. Muhammedi Hakikat, Al
lah isminin mazhardr. Bkz. Davud el-Kayseri, Matla- Hususi'l-Kelim, s. 34
,0Bkz. Crcani, Tarijat, s. 24; Ayrca bkz. Sadreddin Konev, lcazl-Beyan, s. 195; Afifi, Tlikat, s. 319.
" Kayserinin benzer ifadesi iin bkz. Davud el-Kayseri, Matla- Hususil-Kelim, s. 1
12Bkz. Insan- Kmil ve eanlaml terimler.
s m i n s m i smin ismi,1 isme dellet iin konulmu lafzdr. Burada ismin, isimlen
dirilenin yerini ald anlalr, isim ise szln tanmlad ekliyle, isim lafzdr.2
Bizde yazl ve telaffuz edilen isimler, o ilahi isimlerin isimleridir, ( ftuhat, v:2ia)
smin iki sureti vardr: birisi, bizim kendi nefislerimizden ve harflerimizin terkip et
tii surettir. Bu, suret kendisiyle Hakka dua ettiimiz isimlerdir. Sz konusu isim
ler, ilahi isimlerin isimleridir, ( ftht, i:396 )
384
sra-Urc
' Sadreddin Konev Fatiha Tefsirinde (IcazI-Beyan, s. no) ismi ve ismin ismini yle tanmlar: Akledilen
her trl farkllama ve oal isimdir; bu eyden, sz konusu farkllk cihetinden farkllaan eyin ha
kikati, oalmann bu ey iin gerekli olduu ve farkllaan bu eyin, Asl'n bilinmesinde art olduu
renilir; bu asl, oalmann ve farkllamann kaynadr. Ayrca bundan, bu Asl'm mertebe itibaryla
oalma ve farkllamadan nce geldii de renilir. Bunun isim olmasnn nedeni. Asl zerinde bir a-
lamet olmasdr. Asln, kendisini temyiz edecek bir mmeyyiz bir ey ve temeyyz olmakszn taayy
n mmkn deildir. Buna gre, taaddt, yani oalma ve temeyyz, isim ve lafzn lazm olan iki h
kmdr. Asla dellet eden ayrt edici mnya, yani mmeyyiz mn dellet eden ey ise ismin ismidir,
yani isml-isimdir.
2 Bu tanm ismin szlk anlamna yakndr. Bkz. sim; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 419; c. II, s. 684;
Letaiful-Am, s. 83.
s r a - U r c sra; sra, hda vezninde, "gece yry" demektir (Kam usu'l-M uhit, c.
IV, s. 341). Urc; arece, urcer ve ma'recen, "ykseldi" demektir. M ira ve m/'rec,
"merdiven" anlamna gelir, (kamus , 1:199)
Kuran- Kerim'de arece kelimesinin kk, indi anlamndaki nezele kelimesinin kart olarak ykseldi ve
terakki etti anlamnda yer alr:
Yere gireni ve ondan kan bilir; gkten ineni ve oraya ykseleni (yarucu) bilir. Her nerede 0-
lursanz o sizinle birliktedir. (57:4)
sra ise bilinen bir ayetin dnda baka bir yerde gemez:
Kulunu gece vakti Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yrten Allah mnezzehtir. (17:1)
Bu ayete pek ok yorum getirilmitir, yine de isra, szlkteki gece yrmek anlamnn dna kmaz.
Aralarndaki belirli bir farka ramen, isra ye mira kelimelerini bir arada zikrettik.
nk slam dncesi bunlar bir ynden irtibatl ifade etmitir. Bu nedenle isra
zikredildii her durumda ardndan mira da zikredilir. Muhammedi isra, ayn za
manda miratr. nk Hz. Peygamber gece yrynde (isra) ge ykselmitir.
Dar anlamda sylersek isra, deyim yerindeyse, Muhammedi yolculuun ilk aamas,
mira ikinci merhalesidir. Hz. Peygamberin miracnn incelenmesini genel anlamda
sfilerin miracndan nce ele aldk, nk Ibnu 1-Arabnin peygamberin mirac ile
ilgili gr, dolayl olarak, isra ve miralarndaki hedefini de belirleyecektir.
385
sra-Urc
Allah mnezzehtir.2 tsrayla ilgili kutsi hadiste Allah yle der: Onu sadece ayet
leri gstermek iin yrttm, yoksa kendime yrtmedim. nk beni herhangi
bir mekan sgdramaz, btn mekanlar bana gre eittir." Allah kulu Muhammede
diledii ayetlerinden bir ksmn gstermek istediinde, sebepleri ispat etmek ve
kendisini takviye iin Cebraili Burak ismindeki bir binekle Muhammede gnder
mi, bylece sebeplere dair ilmi zevk yoluyla kendisine gstermitir, (ftht, 111.340)
Allah Muhammede kendi nefsinde nereden geldiini bilmedii yle bir ilim ver
mitir ki, o ilim sayesinde daha nce vahiy yoluyla renmedii eyleri renmi
tir.3 Bylece Hakkm katna girmek iin izin istemi, Eb Bekirin sesine benzeyen
bir ses duymu, bu ses Dur Muhammedi Rabbin namaz klmaktadr diyordu. Al
lah bu duru4 esnasnda kendisine vahyedecegi eyleri vahyetmitir. Ardndan kat
na girmesini emretmi, ieri girdiinde bildiinin aynsn grmtr ve grd
nn sureti inandndan farkl deildi. Bunun ardndan Allah kendisine vahyettii
eyler arasnda elli rekat namaz da farz klm, fecir dogmadan nce de yeryzne
inmitir. Hz. Peygamberin otuz isras, bedeniyle gereklemi tek isras vardr.5
Dierleri ise grd ryalar tarznda, ruhuyla yapt isralardr. ( f t ht , i:342)
Mirata peygambere ve mmetine elli vakit namaz farz klnmtr. Dolaysyla Hz.
Peygamberin mirac hkm getiren bir miratr, velinin ise byle bir mirac ola
maz. (FTHT, 111:55)
386
sra-Urc
derecesine ulamaktr. Fakat her hakkn bir hakikati vardr, o halde hakkal-yaknin
hakikati nedir?7 Terii [hkm koyma]. Terii burada hakikatl-yakn mertebesi o-
lur. Bu durum peygamberin miracnn grnt deil, gerek ve bedensel bir mira
olduunun ak kantdr.8 te bu hakikat ile Hz. Peygamberin -mirac bizzat pey
gamberin dier isra ve miralarndan ayrld gibi, ayn zamanda velilerin isra ve
miralarndan da ayrlr. Genel anlamda sfiler, peygamberin miracndan kendi
himmetlerini (bkz. Himmet) tututuran bir misal ve rnek edinmiler, ardndan n
celikle kadem-i Muhammed zerinde yrmeye almlar (bkz. Ayak/Aya ze
rinde Olm ak), mirala ilgili olarak onu sadece anlamakla yetinmilerdir. Bylece u-
latklar en nemli nokta, ierdii insani boyutlar ve fikri tecrbesiyle, Muhamme
di ahsiyetin hakikatine derin bir ekilde nfuz olmutur.9 Fakat tasavvufi tecrbe
nin gelimesiyle birlikte, sfilerin makam ve mertebelerinin deimesine bal olarak
farkllaan birtakm isra ve miralar olmutur. Bununla birlikte sz konusu isra ve
miralar, znde ve trnde Muhammedi miratan farkldr. Ibnl-Arab zellikle
iirsellikle dolu dnce yapsnda miraca yer verir. Bu balamda onun pek ok mi
rac vardr ve yazdklarnn byk ksmn bunlara adamtr ki, konuyla ilgili me
tinler eksik deildir.
Velilere gelince: Onlarn [ruh ve duyu arasnda anlamndaki] ara mertebede ruhsal
isralar vardr. Bu isralarda hayal iin hissedilir suretlerde cesetlenmi mnlar m
ahede ederler ve onlara bu mn suretlerinin ierdii eylere dair ilim verilir. On
lar, yeryznde ve havada isra ederler. u var ki, gkte belirli bir paylar yoktur.
Hz. Peygamber ise cismiyle isra etmek, gkleri ve felekleri bedeniyle amak ve ger
ek mesafeleri kat etmek zelliiyle veliler toplumuna kar fazlal vardr. Btn
bunlar, duyulur ekilde deil, manevi olarak varislerine de aittir. imdi, Allah ehli
nin isralarndan Allahn bana mahede ettirdiklerini zikredelim.10 Onlarn isralar
birbirinden farkldr ve bedenle yaplan isramn aksine, cesetlenmi mnlardr. Bu
yzden velilerin miralar, ruhlarn miralar, kalplerin grmeleri ve berzah suretle
ridir.11 ( F T H T , 3 4 2 -4 3 )
Geen metinden sfinin mirac ile peygamberin miracm ayrt eden aadaki nok
talar ortaya kar: ) Sfi mira, ruhsal-berzah! miratr. Baka bir ifadeyle mnlarn
hayalin hissedebilecei ekilde suretlerde cesetlendii orta lemden gerekleir (Bkz.
Berzah, H ayal), halbuki Peygamberin mirac byle deildir (bedenle gerekleen
duyulur miratr). 2) Sfi mira, bilgi ve retim12 miracdr, hatta ilimden mahe
deye, daha stn bir bilgi veren mahedeye ykselmektir.13 Halbuki peygamber
mirac tad ilim ve retici zelliinin yannda, hkm koyan bir miratr. 1b-
nl-Arab geen iki paragrafta urcu [ykselmek] mekn yksekliine balamtr,
387
Isra-Urc
fakat bu paragrafta urc ile mekn yksekliinden, meknet, baka bir ifadeyle mer
tebe ykseklii zelliine dner. Bu zellik, H akka aittir ve her nerede olursa olsun
Hakka tabidir. O halde urc, duyu ve hayalle ykselmeyi gerektirmez, aksine O
yle bir tanm kazanr: Urc, iniin kart olarak Hakka bakmak, nzul ise halka
bakmaktr.
Meleklerin bize inmesi urc diye isimlendirilmitir. Urc, ykselmeyi talep etmek
tir. nk Allahn her mevcutta bir tecellisi ve zel vechi [yn] vardr ki, bu tecelli
ve vech vastasyla mevcudu korur. Hak genel anlamda ykseklik zelliine sahip
olduu iin, ister sfli ister ulvi eylerde tecelli etsin, her trl ycelik kendisine a-
ittir. Melekler de, bulunduklar makamlardan tevecch ettiklerinde, baka bir ey
iin deil sadece Allah iin ynelirler. Bu yzden onlar, her indikleri eyde Hakka
bakarlar. Bu balamda meleklerin tenezzl ettikleri eye bakmalar ynnden me
lekler tenezzl etti denilir; indikleri eyde Hakka bakmalar ynnden ise melek
lerin ykselmesinden sz edilir. Bu yzden melekler, inilerinde ykselenlerdir.
Dolaysyla onlarn yaratklara inileri Hakka ykselitir. Makamlarna dndkle
rinde ise bize gre, dndler denilir; kendilerine gre ise Hakka dnmlerdir. O
halde her kimden olursa olsun yaratklara bakmak, nzul [ini]; her kimden olursa
olsun Hakka bakmak ise ykselitir, ( f t ht , i:54)
Ardndan Rabbe miracn mahiyetini sordum, bana yle cevap verdi: Ey gavsl-
a'zam! Mira her eyden ykselmektir.'4 ( g a v s Iy y e , vr. 3)
Bilhassa sfinin mirac ie dnmek,'5 iniin kart olarak unsurlarn (erkan-1 erbaa)
zlmesidir (tahlil). ni ise, zuhur ve bileimdir. Bu durumu aadaki ekille gs
termek mmkndr: Mira-Unsurlarm zlmesi, Zahir-Btm Terkip-tenezzl
Allah, isimlerimden olan isimlerinde ayetlerinin bir ksmn gstermek iin beni y
rttnde -ki bizim isradan paymz budur- meknmdan silmi, imkn burama
ykseltmitir. Bu esnada Hak beni rknlerimde hapsetmitir. Bir de baktm ki,
kendi arz'm bana elik etmiyor.'6 Su unsurundan ayrldmda, bir blmm yi
tirdim. Bylece iki param (arz ve su) benden eksildi. Hava unsuruna geldiimde,
havalar benim zerimde bakalat. Ben de hava unsurunu orada braktm. Ate un
suruna geldiimde, birinci semaya girdim. Benimle birlikte, bedensel varlmdan
kendisine itimat edebileceim bir ey geri kalmamtr.'7 ( f t h t , 111345)
nsan, isradaki zlmede [tahlil], her lemde o leme uygun unsuru brakr.'8 Ge
ride sadece flenmi ilahi sr kalr. Bylece insan, Hakkn katnda Hak ile ve Onun
dilediiyle kalr. Ardndan Hak kulunu Arna ve mlkne gnderir. Bylece
Hakkn katndan ayrlr ve her leme (karken) brakt eyi alr, ta ki, yeryzne
ininceye kadar, (ter c m a n , 120)
388
Isra-Urc
NOTLAR:
1 lbnl-Arab ayette geen leyleri [geceleyin]' kelimesinin miracn bedenle gerekletiini ispatladn be
lirtir. Bkz. Kitabul-Esfar, s. 18.
2 Bkz. (17:1).
3 Burada lbnl-Arabde vahyin neticesi olan ilmel-yakne [bilgi kesinlii] tekabl eden ilmin isra ve mi
ratan nce geldiini grmekteyiz. Isra ve mira ise kesinlik merdiveninde grme decesini olutururlar.
sra ise metinlerden anlald kadaryla, grmek, dolaysyla aynel-yakmdir.
4 Hz. Muhammede Dur Rabbin namaz klmakta dendiinde, bu duru vahiyden yoksun bir duru de
ildi. Allah o esnada diledii eyleri vahy etmitir; nk Hakk hibir ey megul etmez.
5 Burada Ibnl-Arab isra ve mira kelimelerini birletirir: sra -yolculuun ilk aamas- Kabeden
Mescid-i Aksa'ya kadar olan ksmdr. Bu, gerekte mesafelerin almasdr. Veliler iin de isra bedenle
gerekleir. Fakat Hz. Muhammedden baka kimsenin paynn bulunmad, bedenle miratr. Yani,
gkte gerek anlamda mesafeleri kat etmek.
6 Bkz. Y ak in .
7 "Her hakkn hakikati vardr hadisine telmih, bkz. Hadis Dizini, no. 26.
8 Bkz. Y ak n .
9 Mira Hz. Muhammedin ahsna zg formundan beeri-zel bir tecrbeye doru geliim gstermitir.
Bkz. Exegese coranique, s. 90; Massignon, Passio, s. 847. lsrann nasl olduu meselesine gelince: nce
kiler onun mahiyetini aklayamamlardr. Cafer Sadk'tan mirac aklamas istenmi, yle cevap
vermitir: Btn gcne ramen Cebrailin bile gcn aan bir makam nasl tasvir edeyim ki? Bkz.
Exegese coramque, s. 184.
bnl-Arabnin aktard kadaryla velilerin isralar hakknda bkz. el-Ftuhtul-Mekkiyye, c. III, s. 343.
11 Bkz. B erzah .
12lbn'l-Arab Muhammedi makam sahibi olduu iin mirac da onun kademi zerindeki kimsenin mi
rac olmutur. lbnl-Arab miracnda her semada kendisine bir bilgi reten peygamberle karlamt.
Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 346
3Miraca bu bak, kklerini Hakaik-i Tasavvuf isimli kitabnda bn Acibede bulur. Bkz. Jean Louis
Michon, Le soufi marocain Ahmad bn Ajiba et son miraj Lib. J. Vrin. 142.
,4RisaletI-Gavsiyyenin Halep nshas Abdlkadir Geylaniye nispet edilmiken, Zahiriyye nshas Ibnl-
Arabye ait gzkmektedir. Bkz. Osman Yahya, Hist. Et class R. G. 194.
15 Ibnl-Arabnin mira hakkndaki en zgn eseri muhtemelen Ittihadul-Kevnt fi-Hazret-lhadil-
Ayndir. Bkz. a.g.y. s. 141; Divan, s. 34; KitabuTlsra. Ayrca lbnl-Arab, el-Ftht'TMekkiyye'de ms
takil bir blmde (Kimya-i Saadet) tasavvufi mirac anlatmtr. Burada aklc yntemle kefe dayanan ta-
savvufi yntemleri karlatrmtr.
16Benim arzm: Varlmdaki toprak yn.
17 bnl-Arabnin anasr- erbaasnda (toprak, su, hava ve ate) Yunan Felsefesinin etkisi aka grlr:
Geri o bunlardan simgesel bir dille sz eder; nk bu ayrm greceli bir ayrmdr; duyulur varlk
dzleminde gereklie sahip deildir; etkisi bilgi olarak meydana gelen berzah-hayal dzleminde ortaya
kar.
18nsan birinci semaya ykseliinde unsuru terk eder: su, hava ve ate. Her rkne veya leme urad
nda kendisinde o lemden bulunan eyi terk eder.
389
stikamet
s t i d r a c bkz. M e k r
Peygamber bir izgi izmi, bu izginin kenarlarndan baka izgiler izmitir, ilk
izgi, onun eriat ve getirdii yol idi. Kendisine denilmitir ki: mmetine de ki:
Bu yolu takip etsinler ve ondan ayrlmasnlar. Dier izgiler ise nceki peygamber
lerin eriatlaryd. Bunlar, ortaya konulmu hikmet kanunlaryd. Sonra elini izgi
zerine koymu ve u ayeti okumutur: "Bu benim dosdoru yolumdur. Bylece
onu kendisine izafe etmi ve Allahn yolu dememitir.3 te bu, kurtulula ilgili isti
kametin anlamdr, ( f t h t , ii :2 17 )
Metinden istikametin ahirette kurtulua ermek iin nefisle Muhammedi yol zerinde
yrmek olduu anlalr, ikinci anlamyla istikameti Allahn hikmeti4 talep eder.
Hikmet, btn var olua sirayet etmi ilahi ve kevn zelliktir. Buna gre istikamet,
doru olan eyin hakikatinin ortaya kmasdr. Bir eyin istikameti, yaratl gaye
sidir.
Erilik ve istikamet yrd eyle yryene nispet edilir, onunla yryen kimseye
nispet edilmez. Yaratklarla yryen Haktr. Hak ise srat- mstakim zere oldu
unu belirtmitir. Erilik de, gerekte istikamet olabilir, sz gelii kavisin erilii
gibi. Bu yzden kavis iin istenilen doruluk, ayn zamanda onun eriliidir. u
halde lemdeki her ey, istikamet sahibidir. nk onun pereminden tutmu olan
kendisiyle yryendir, o da srat- mstakim zeredir, ( f t h t , i:S63)
390
stikamet
N O T LA R :
1 Letiful-A'lm yazan istikameti yle tanmlar: Amelleri ihya eden ve hallerin arnmasn salayan bir
ruh. Allah yle buyurmaktadr: 'O kimseler ki, rabbimiz Allah'tr deyip dosdoru olmulardr.' Ayette
ki 'sonra dosdoru olmulardr (istikamet) ifadesi, cevmil-kelimdendir. nk bu ifade, btn emir
leri yerine getirip, yasaklardan saknma fiillerini iermektedir, insan, btn itaatleri yerine getirip, b
tn hatalardan saknd halde, bir buday tanesi alsa, bu davran nedeniyle, hi kukusuz ki, isti
kamet izgisinden km olurdu. stikamet, ksmdr: Avamn istikameti, Amellerde mutedil olmak;
bu itidal, amellerdeki arlk ve eksiklik arasnda orta yolu bulmaktr. Allah yle buyurmaktadr: On
larn bazs, iktisat zeridir, bazs ise ileri gitmitir. Amellerde orta yolun bulunmas, ibadette kulun
sorumlu tutulduu ama olmas zelliiyle, eriatn hkmlerinin dna kmamaya baldr. Sekinle
rin istikameti, Hallerde istikamet. Gereklemesi ise keif yoluyla -alarak deil- hakikatin mahede
391
stikamet
sine baldr. Bu hakikatin alarak mahede edilemeyiinin nedeni, abann nefsin amellerinden ol
mas, hakikatin ise nefsin varlyla birlikte ortaya kmaydr. nk nefis, karanlk ve bakalktr;
hakikat ise nur ve biricikliktir. Nur, karanl, teklik ise bakalar ortadan kaldrr. Sekinlerin sekinle
rinin istikameti, istikameti grmeyi terk, onu aramaktan habersiz olmak. Bu ise Hakkm varl bakas
na deil, kendi ztna; Hakkm dndakiler ise sadece her eyi var eden Hakka dayanrlar."
2 stikamet hakknda bkz. Kueyri, Risale, s. 94-95. Kueyri istikameti Mensurul-Hitab (ed. Dr. Kasm
Semarrai, Mecellet Mecmai'l-Umiyyi'l-lrak, VIII. cilt, 1969, s. 276) isimli eserinde de yle tanmlar: sti
kamet: Nefy etmeksizin durmak, safada kalmak, onun sevdiklerini tercih ederek kapsnda beklemek,
ruhu feda, nefsi zorla deitirmek, keramete ynelmemek, Melmilie iltifat etmemek, kerametin de
vamyla sohbeti tamamlamak." Mahmud Ebu'l-Feyzin erh-i Menazilde temkin" maddesinde yazar,
Herevinin istikamet ve dereceleri hakkndaki amelleri canl klan bir ruh eklindeki ifadesini aklar.
Gmhanevi ise Camiu'l-Usulde istikamet'i yle tanmlar: stikamet szlkte eriliin zdddr. Ha
kikat ehlinin dilinde ise hitlere vefa, srat- mstakime balanmak demektir. Srat- mstakim ise b
tn emirlerde orta yolu ve dengeyi benimsemektir." Bkz. Camiu'l-usul, s. 101.
3 Cabir b. Abdullah'tan aktarlan bir hadiste yle denilir: Hz. Peygamberle otururken, bir izgi izmi,
ardndan sandan ve solundan ikier izgi daha izmi. Sonra elini orta izgiye koymu ve te bu Al
lah'n yoludur demitir. Daha sonra da te bu benim dosdoru yolumdur (Enam, s. 153) ayetini oku
mutur (Snen-i Ibn Mace, c. I, s. 6).
1 lbn'l-Arab hikmeti Allah'n el-Haktm ismine balar. El-Haklm, bu grlr lemimizde ve bedihi ola
rak bildiimiz eylerde hkmran olan isimdir. Bu balamda lemimizin hikmet lemi olduunu sy
leyebiliriz. Buna karn kudret sz gelii akln reddettii her eyin gerekletii hakikat yeri gibi ikinci
lemlerde hkmrandr. Akln reddettii fakat orada gerekleen iler arasnda devenin ine deliin
den' gemesini verebiliriz. 'Hikmet leminin karsnda bu lemi 'kudret lemi diye isimlendirebiliriz.
Bkz. H ak ik at A m .
3 Zikredilen istikametten anlalan onun birinci anlamyla istikamet olduudur. nk Muhammedi eri
at, yegne yoldur, ona uyan istikamete ermitir. Kevn mertebeleri dikkate aldmzda ise bnl-
Arab'ye gre istikamet yollan sonsuzdur. nk onlar, doru yolda olann hakikatini izhar ederler.
Hakikatler ise varlklarn saysnca artar. stikamet yollarnn mertebeleri snrlanamaz ve belirlenemez.
Onlar saylamazlar, nk pek okturlar (el-Ftuhtul-Mekkiyye, c. II, s. 219).
6 iki ayr ahstan kan bir tek fiil farkl sonulara yol aar: Bunun nedeni, ahsn fiil mahalli olmasdr.
drak iki ahs arasnda farkl gerekleir. ayet il gnah ise insan iin 'ayn- sbitesinde sabit olmu
demektir ve ondan ka yoktur. Fakat kulun fiilin gereklemesini murakabe etmesi ve onu gnah id
raki, istikamettir. lbnl-Arab yle der: lmi artann hikmeti de artar. Hakk'n emrettii ve yasaklad
ilere baknz! Sen Hakkn emrettii veya yasaklad eyin var olmas iin bir mahalsin. Byle bakabi-
len kimseye gre emrin konusu, bekleyerek mahalli hazrlamaktan ibarettir. lahi emir geldiinde ise
nce kalbindeki eserine bakar. ayet kalbinde ona kar bir diren olutuunu grrse, hsrana ura
mtr ve hsran da kendisinden kaynaklanmtr. nk O Hakk'a kendisine dair bilgiyi veren sabit
hakikatin mertebesinde bu ekildeydi. Bu yzden srekli olarak Hak katndan bize dair ilmin ne oldu
unu gzleriz ki, bylece ilahi ilimde nasl olduumuzu renelim. nk Allah hakkmzda bizim va
stamzla hkm verir. Murakabesinde bu hal zere olan kimse, kendisinden emre aykr bir i ksa bi
le, bu durum kendisine zarar vermez ve Allah katnda naks olmasn salamaz. nk saadeti salayan
maksat gereklemitir. Bu, yaratnda Allah gzlemektir. te bu. anlayan iin kader srrdr. Bu hale
sahip olan, istikamet derecesini elde etmitir (el-Ftuhdt'l-Mekhiyye, c. IV, s. 182). Bkz. lahi Emir, Ayrn
Sblte/A 'yn- S b lte .
7 Burada istikamet, lbnl-Arablnin hakikati demektir.
392
stiva
s t iv a Sin, vav ve ya "iki ey arasndaki denge ve itidal"e dellet eden bir kktr.
(m u ce m )
'*
Kuran- Kerimde istiva kelimesiyle ilgili yer alan anlamlar da terimsel deil, szlk anlamlardr.
radeyle ynelmek sylemek anlamnda istiva:
Sonra ge ynelmi1(isteva) ve onu yedi kat gk olarak tesviye etmitir. (2:29)
Sonra ge ynelmi,2 gk duman idi. (41:11)
stikamet anlamnda istiva:
Filizini kartm, onu glendirmi, sonra kalnlap sap zerine dimdik dorulmu3 (istiva).
(48-29)
Bir g sahibi, hemen doruldu (istiva).4(53:6)
Allah gkleri bir direk olmakszn ykseltmi, sonra da Arta istiva6 etmitir. (13:2)
Rahman Ar zerinde istiva7 etmitir. (20:5)
s?
stiva bir fiildir ve fiil, fail ve mefl, baka bir ifadeyle tesir eden ile edilen arasndaki
bir ilikidir.3 Burada ise istiva eden ile edilen arasnda bir nispettir. Buna gre istiva,
fail ve meflnn artmasyla artar ve eitlenir;9 dolaysyla onu sabit ierii olan
mstakil bir terim sayamayz. Fakat, bir tek izginin bir araya getirdii birtakm -
zellikleri zikretmeye alp, yetkin ve bamsz bir tanm ortaya kartacaz, isti
vann btn eanlaml terimlerini iki kka ayrabiliriz: birinci ksm, bnl-Ara-
bnin tevile yneldii ve Mutezili izgiyi takip ederek Arta istivayla ilgili ayetleri
mecaz sayd ksmdr; kincisi ise bnl-Arabye zg olan ksmdr. Bu ksm,
onun vahdet-i vcd teorisinin rndr, ite iki tanm: a) stiva, Hakkm Ar10
393
stiva
zerindeki zelliidir. Bu nedenle tevile11 konu olur. Bazen istiva, istikrar veya y
nelmek veya istila veya sabit olmak12 anlamnda da kullanlabilir.
Grld gibi, istivann bu tanm slam dncesindeki ieriine yeni bir ey kat
maz; nk kelimenin szlk anlamndan uzak deildir, b) stiva, istivaghta zuhur
ve tecelli etmektir. Bu durumda istiva eden Hak, istivann gerekletii ey ise Ar,
yani halktr, istiva ise tecelli ve zuhur etmektir, istivay zuhur ile yorumlamakla ilgili
bu ynelim, byk eyhin metinlerinden ak bir ekilde ortay akmaz. Bununla
birlikte ifadelerini kuatan ve bu ierikle dolu genel atmosferden hareket ederek
byle bir izlenim edinebiliriz. lbnl-Arab el-Esfar an Netaicil-Esfarda sefer trlerini
zikreder. Bizi burada ilgilendiren, ilk iki seferdir. Bunlar, Ama'dan istiva arna d
nk Rabbani sefer -k i bunu er-Rahman ismine izafe eder- kincisi ise yaratma ve
emir seferidir ki, var etmek seferidir. stiva kelimesini evreleyen havadan onun bir
zuhur ve tecelli ifade ettiini kartabiliriz. zellikle de bu iki sefer, zuhurun iki a-
amasn meydana getirir. Buna gre birinci sefer, feyz-i akdes, kincisi ise feyz-i
mukaddestir,14 dier seferler ise varlk ve zuhurdan sonradr.
Beden arz yetkinleip melekeleri belirlenip canl ve bitki olarak ona zg ekme,
hazmetme, tutma ve itme kuvvetleri gibi kuvvetler kendisinde gerekletiinde, in
sana sirayet etmi ilahi sr istiva eder [itidale kavuur). te bu, seferdir ve Efen
disinin mnezzehliine dellet eder ve ulvi lemin zuhurundan ortaya kar, ( esfar,
13-14)
394
ttihat
Ibnl-Arab kapal ve iaretle ifade etmi15 olsa bile, Abdlkerim el-Clnin onun i-
aretlerinden yararlanp, sonra da terimi akladn grmekteyiz. Bylece Ibnl-
Arabde istivann ve istivaghm anlam ortaya kar. Cl yle der: er-Rahman ismi,
rubbiyette kemlin btn gerekleriyle birlikte zuhur eden isimdir. Bu zuhur, b
tn varlklara sirayet etmesi ve hkmnn onlara egemen olmasn salayacak ekil
dedir. Sz konusu egemenlik Hakkm Ar zerinde istivasdr. nk Allahn zt
nn kendisinde istila tarznda bulunduu her varlk, Artr. Rahmann istilas ise,
Hakkm kudret, bilgi, ihata zellikleriyle btn yaratklarna hkim olmasdr. Bu
nunla birlikte onlarda hull ve temastan mnezzeh istiva hkmyle onlarda bulu
nur. Allah varlklarn ayn iken, hull ve temas nasl mmkn olabilir ki? u halde
Allahn varlklardaki bulunuu bu ekilde, yani onlarda egemen olma (istiva) ek
lindedir (Cl, lnsan- Kmil, c. I, s. 28). Nitekim devamnda yle der: Rubbiyet,
Ar, baka bir ifadeyle kendisinde zuhur ettii bir mazhar olmutur. Rahman, onun
la yaratklarna bakmtr (lnsan- Kmil, s. 29). Benzer ifadeleri Ruzbihan Baklide
de grmekteyiz, yle der: Dedim ki: lahi! Rahman Ar zerinde istiva eti ne de
mektir? Allah dedi ki: Tecelli ettiimde, bu Ar zerinde istiva etmektir.16
NOTLAR:
395
yilik
ttihattan sakn! nk o geerli deildir. ki zt tek olamaz, onlar iki ayr ahstr.
Hak ise iki mertebede tektir, ( elif, s)
ttihat iki ztn bir zta dnmesi demek ise, byle bir ey imknszdr. nk:
onlardan her birisi bir olmak esnasnda mevcut ise onlar iki kiidir; birisi yok ve
dieri baki ise ilkinin bir snr yoktur. ttihat bir saysnn say mertebelerinde g
zkp, saylar var etmesi tarznda ise bu mmkndr. ttihat, bize gre, himmeti
ve iradesini ynlendirmesi sayesinde, kulun kendisinden ayrlma makamnda bu
lunmas anlamna da gelebilir. Bylece, gerekte Allaha ait bir zellikle gzkmesi,
ittihat diye isimlendirilir. Bunun nedeni, Hakkn kulun suretinde ve kulun Hakkm
suretinde zuhur etmesidir. Bazen ittihat, bizim yolumuzda, Hakktn ve halkn zel
liklerindeki giriiklie denir. Bylece bizler de, hayat, ilim vb Hakka ait keml zel
likleriyle nitelenmi olduk. Bunlar Hakka aittir. Hak da kendisini bize ait zellik
lerle nitelemitir. Bu vasflar, bizim ve Hakkn arasnda ortak olunca, bu durumu
'tedahl diye isimlendirdik; nk Hak bizim, biz de Hakkn zellikleriyle zuhur
ettik. Bylece aadaki msrada anlatlan durum geerli olur:
steyen benim
s te n ile n de be n. ( merat Ib, 2 9 )
396
Kabz
Arif hallerden birisinde sebebini bilmedii bir kabz ve bast bulur. Bu durum, tasav
vuf ehline gre nemli bir sorundur. Bunun ardndan unu renir: Bunun nedeni,
iradesinde kalbini kontroldeki gafleti veya bu niteliin ortaya kartt ile kendi
halinin ilikisini grmedeki eksikliidir.4 (ftht, bs, 442)
Behlllerin bilinmesi gerekir: Onlarn bir ksm, mutlu bir ksm zntldr. On
lar akllarn yitirenler gibidir. ayet kahr vridi gelirse, kabz eder; ltuf vridi ge
lirse onlar bast eder, (ftht, ds, 110)
NOTLAR:
1 Kueyri yle der: "Heybet ve ns, kabz ve bas halinin zerindedir. Kabz havln zerinde olduu gibi,
bast da rec halinin zerindedir. Heybet ise kabzdan daha stn, ns ise basttan stndr" (Kueyri,
Risale, s. 33). Crcani ise Tari/al'ta (s. 178) yle der: Kabz ve bast: Bunlar, kulun havf ve reca halinden
ykseldikten sonra ulat iki haldir. Arif iin kabz, ns halindeki iin korku gibidir.
2 Kueyri yle der: Kabz ve havf, bast ve ns arasndaki ayrm udur: Havf, gelecekteki bir eyden ola
bilir. Kabz ise imdiki anda meydana gelmi bir mndr. Bast da byledir. Buna gre havf ve recnn
sahibi, kalbi iki halde de ahirete ilimitir (Risale, s. 32).
3 Cneyd Badadi yle der: Allah'tan gelen kabz beni daraltr, beni aan rec da ondan gelir. Hakikat
ise beni birletirir. Hak ise beni ayrr. (Kueyri, Risale, s. 33).
397
Kadem / Kademinde Olmak
4 Sfler kabz ve bastn gerkelerinde bir kesinlie ulamadan tahminde bulunurlar. Bkz. Kueyri, Risale, s.
3 3 ).
K a d e m / K a d e m i n d e O l m a k bkz. A y a k /A y a z e r in d e O lm a k
Fakat neden bnT-Arab sahibu'l-vakte [vaktin sahibi] kader srr adn verir? Asln
da elimizde bu isimlendirmeyi delillendirebilecek bir metin yoktur; bu nedenle be
lirli bir lde kiisel yorumlamayla isimlendirmenin nedenini bulabiliriz. Kaderin
konusu mmkndr, halbuki kaza mutlaka mmknle ilikili deildir. Bu nedenle
bnT-Arab sahibul-vaktten kaza srr diye sz etmez. Bu yzden kaza Hakka aittir
(Allah una hkmeder gibi) ve kazasm belirli l anlamnda kader ile mmkne
indirir. Bu balamda kaza deitirilemeyecei halde, kader artma ve eksilme kabul
eder. Bu nedenle bir duada yle denilmitir:
398
Kalbine Gre Olmak
Sen Kadir Gecesisin, nk sen Tabiat ve Haktan meydana gelmisin. Kuran- Ke-
rimin sana iniinden nce, kadrinin byklne tanklk yapmtr, ( f tu h a t . IV:44)
Selim akl, bozuk inanlardan arnm ve ilk yaratld gibi kalm kalp demektir.
(FUSS, 264)
K a l e m / K a l e m - i A ' l bkz. Y c e K a le m
K a l p Kalp "bir eyi yznden deitirmek" demektir. Kallebe ei-umure, "ileri ara
trmak ve neticelerine bakmak" demektir. Ayette "Senin iin ileri aratrrlar" (9:48)
denilir. Tekallub fi'l-umur ve fi'l-bilad, "diledii gibi oralarda tasarruf etmek"tir. Ayette
"Onlarn beldelerde diledikleri gibi tasarruf etmeleri ( tekallubuhum fi'l-bilad) seni ya
nltmasn" (40:4) denilir. Bunun anlam udur: O ehirlerde tasarruf ederken gvende
olmalar seni aldatmasn, nk ilerinin sonucu yok olutur. Raculun kulleb "her kla
giren" insan demektir. Allah "Onda kalpler ve gzler deiir (tetekallebu) (24:37) bu
yurur. Ez-Zeccac yle demitir: "Bunun anlam korkudan ve rkmeden titremek ve
sarslmak demektir." Munkaleb kullarn ahirette varacaklar yerdir. "Zulmedenler nere
ye varacaklarn ( munkaleb) bileceklerdir" (26:227). Allah "Cebrail onu senin kalbine in
dirmitir" (26:194) buyurur. Zeccac yle demitir: "Bunun anlam Cebrail'in onu sana
indirdii, kalbinin ise idrak ettiidir." Ferra, "kalbi olan kimse iin bunda t vardr"
(5:37) ayetinde geen kalb'i akl diye yorumlamtr. Ferra yle demitir: "Arapada
399
Kalp
yle sylenilebilir: Kalbin seninle birlikte deildir, akln seninle deildir." Bir gre g
re, kalbin 'kalp' diye isimlendirilmesinin nedeni, bakalamasdr. air yle der:
Bakalat iin kalp denilmitir
Fikir insan tavrdan tavra gtrr.
Hz. Peygamber'den yle aktarlmtr: "Kalpleri evireni tenzih ederim." Allah yle
buyurur: "Onlarn kalplerini ve gzlerini eviririz" (6:110). (Us a n )
S?
Sfiler kalbi keif ve ilham mahalli, bilme vastas, gaybm anlamlarnn yansd ve
hikmetlerin indii bir ayna saymada, Kurann yolunda yrmlerdir. Kalp, ksaca,
ilahi hakikatleri kuku karmakszm ak ve net bir ekilde alglayan gizli kuvvettir.
Allah yle buyurmam myd. Onlar Kuran dnmezler mi, yoksa kalpleri ze
rinde kilit mi vardr? (47:24). Allah, kalbi iman, anlama ve dnme mahalli yap
mtr. Kuran- Kerimde kalp, Allahtan renen akldr. Dolaysyla lbnl-Arab
Kuran-tasavvufi izginin dna kmam, kalbin gz ve yz vs olduundan sz
edip bu yola uymutur. Sz bnl-Arabnin metinlerine brakalm, onlar ak ve
nettir: 1) simlendirmenin nedeni: Kalp Akl deildir:
Kalp her nefeste srekli olarak, hal ve ilerde bakalat iin kalp diye isimlendi
rilmitir. (FTUHAT, IV, 7 7 )
"Bunda kalbi olan kimseler iin t vardr ( 5 0 :3 7 ). Hak eitli suretlerde ve zel
liklerde halden hale girer. Ayette akl sahibi iin t vardr denilmemitir, nk
akletme bir snrlamadr, akl gerei tek bir nitelikte snrlar. Hakikat ise snr
lanmaya direnir. Bu yzden Kuran, akl sahibi iin bir t deildir, akl sahipleri,
inan mensuplardr. Bu nedenle Allah yle buyurur: Kalbi olan iin. Bylece
Hakkn suretlerde halden hale nasl girdii renilmi olur, ( fuss, 1 2 2 )
400
Kalp
Kalp bedenin reisidir, muhatap saylan organdr. O dncesini Allahtan alan akl
dr. O itaat edilen hkmdardr; hakknda Hz. Peygamber yle demitir: Bedende
bir organ vardr ki, dzgn olduunda beden dzelir, bozuk olduunda, btn be
den bozulur, dikkat ediniz bu organ kalptir. ( m e v a k I, 144)
Kalp insanda muhatap saylan uzuvdur, bu nedenle lbnl-Arab zaciri [itaate zor
layan vrid] veya bunun oulu zevaciri - k i bu Kuran-tasavvufi bir terimdir ve do
ruyu tleyen ve Allaha aran eyler anlamna gelir- mminin kalbine yerletir
mitir.2
zellii birlik, yetkinlik, kuatclk olan ve parlak bir ayna olan bu ilahi kalp, haki
kati, Hakk sdrmtr. Bu nedenle de Tanr beni yer ve gm sdramam,
mmin kulumun kalbi beni sdrmtr ifadesiyle onu vmtr, ( a k k u 'i -c u y b ,
58)
Kalp inanlarn dnce ve delilleri vastasyla ina ettikleri Tanr hakkndaki suret
lerin mahallidir.3 O deliller, sz konusu suretlerin zerinde rtdr, bu nedenle a
hs grr ve neye inandn grmez; sadece, inanc rten perde baka bir perde ile
yer deitirir, ( f th t , iv:214)
Kulun kalbi Hakk sdrm, btn varlklardan arnmtr. Hak o kalpte ztyla
zuhur eder. Kalbin Hakla ilikisi, Onun suretine gre yaratlmas, bylece iine
bakasnn giremeyiidir. ( f th t , i: 150)
Beyt-i Atik [soylu ev] takva sahibi temiz arif kulun kalbidir. Bu kalp Hakk ve
Onun hakikatini sdrmtr. ( tercm an , 115 )
40 1
Kalp Gz
Sevinle tebessm ettim ve sonra konutum. Daha sonra kalbimin yzn ondan
evirdim, onunla Rabbime yneldim, ( f th t , c. i,so)
Kalp, hakikat ve keif ehli arasndaki gr ayrlna ramen, alt yzl dairesel bir
aynaya benzer. Baz kimseler sekiz yzl olduunu ileri srmlerdir. Allah kalbin
her yznn karsna ilahi-ana mertebelerden bir mertebe koymutur. Kalbin yz
lerinden birisi cilalandnda, karsndaki mertebe ona yansr, ( esrar, 71)
Kalp gz olarak:
Kalp gz4 ba gzne benzer. O da, kendisiyle grecei eyler arasna engel diye
konulmu yedi tabakaya iledikten sonra grebilir. Bu tabakalar getikten sonra i-
se, gaybn ilk mertebesine nfuz eder. ( h d , 15)
NOTLAR:
K a l p G z bkz. K a lp
K m il K u l/T o p la y c K u l
Toplayc ve kmil kul, Hakkn suretiyle zuhur eden kuldur. Kmil kul, Hakkn
toplamdr. Halbuki Hak kmil kulun toplamdr denilemez. Bununla birlikte
Hakkn lemde bulunmayan kendine zg nitelii vardr. lemin de Hak iin asla
sz konusu olmayan bir zellii vardr; bu zellik, horluk ve yoksunluktur, ( f t
h t , IV: 132)
Kmil kul, Hakkn konuma gc, iitmesi, grmesi, kuvvetleri ve organlar oldu-
402
Kara Kilim
Azatlk kulu kulluktan kartan bir eydir. Kulluktan ise ancak Hakkm iitmesi,
grmesi ve btn kuvvetleri olduu kimse kabilir. Bu durumda kul, btnyle
Hak olur, (ftht, IV:9 5 )
Geen ifadelerden tam kulluun insan kulluktan azat edebildii anlalr. Bylece
kul, btnyle Hak olmak iin, yaratl dairesinden kar. Bu makam nafile ibadet
lerle Hakka yaklamak (kurb- nevjil) makamdr. Sz konusu makamda Hak, ku
lun iitmesi, grmesi ve dier uzuvlar olur. Burada kul Hakkm eliyle tutar, onun
gzyle grr. Kmil kul, u halde, kurb- nevfil makamna ulaan kimsedir.
K a r a K i l i m Kilim anlam ndaki subh 'u n kk harfleri olan] sin, ba ve ha iki kkt r. Bi
rincisi ibadet, kincisi ise gayret t r d r. Birinci anlam da O subha, yani n am azdr.
Subha fa rz olm ayan nafile n am azlara denilir. Fakihler yle derler: Yo lcu iki nam az bir
arada klar ve bunlarn arasnda tespih etm ez, yani bu iki n am az arasnda nafile nam az
klm az. Tespih de bu kapsam dadr ve o A llah ' her trl eksiklikten tenzih dem ektir. A l
lah'n sfatlarndan birisi de Su b b h 'tu r. Bu sfat, belirttiim iz anlam yla, H akk'n kendi
sine yaram ayan her eyden m nezzeh olm as dem ektir, ( m u c e m )
s?
Subha-i sevda lemdeki cisimlerin suretlerinin kendisinde ortaya kt Heba, baka
bir ifadeyle Tmel Cisimdir. Terimdeki karanlk anlamndaki sevda nitelii, tabiat
nn kara olmasndan kaynaklanr.
Tmel Cisim karanlktr. Bu nedenle onu kara kilime (subha-i sevda) benzetmiler
dir. Bu isimlendirmenin nedeni, doasnn karanldr, ( f t ht , i:296)
403
Karga
ta r z d a b ir le ir le r . B k z . k v e k a r a n lk k a r s n d a g lg e ; a y n a v e g r e n k a r s n d a s u re t.
K a r g a Gurab karga dem ektir. Byle isimlendirilm'esinin nedeni siyah olm asdr. A ye t
teki "garabib-i sd" [ku zg u n siyahlar] (35:27) ifadesi buradan gelir. Bunlar ayn anlam
daki iki kelim edir. Raid b. S a'd 'n rivayet ettii bir hadiste Hz. Peygam ber yle buyu
rur: "A llah eyh-i garbe [san siyahlatran yal] buz e d e r. Raid b. S a'd , kelim eyi
"siyaha bo yatan" diye yorum lam tr. oulu gurban, aribe, garabin ve g u reb ; kn
yesi Eb H atim , Eb C ah ad if, Eb'l-C errah'tr (D im yeri, Hayat'l-Hayvan, c. II, s. 189).1
s?*
Gurab, nceki szlk anlamda iaret edilmi kutur:
Karga (gurab) ayaa kalkm ve yle demi: Ben nurlarn heykeli, nitelik ve nice
liin mahalliyim. Ben bakan ve uyulamm; duyu ve duyumsanan bana aittir. Re
simler benimle zuhur etmi, cisimler lemi benden var olmutur. Ben ekillerin as
lym, benim suretlerimin mertebeleri vastasyla misaller verilir. Ben Felein sureti,
Melikin [Hkmdar] mahalliyim. stiva [yerleme, istikrar] benim zerimde ger
ekleir. lstivagh benim simgemdir. Ben, ard olmayan arka, nnde kimsenin bu
lunmad ncym. Nitekim Kartal3 da ncs olmayan ncdr. O ilk, ben so
num.4 Btn [i] ona, zahir5 [d] bana aittir. Varl benim ile onun arasnda taksim
etmitir. Ben onun izzetini ortaya karttm. (tthao, 146)
NOTLAR:
404
Kark Nur
65-
9 B kz. K artal.
4 B kz. E v v elhir.
5 B kz. Z ah irBtn.
K a r k N u r bkz. N u r
NOTLAR:
K a r t a l [K artal anlam ndaki ukab kelim esinin kk harfleri olan] ayn, k a fv e ba iki kk
t r. Birincisi 'bir eyin geciktirilm esi ve baka bir eyin ardndan getirilm esi' dem ektir,
ikinci kk ise 'ykseklik, iddet ve glk' anlam na gelir. Kartal anlam nd aki ukab bu
ikinci kkten gelir. Byle isim lendirilm esinin nedeni, gl ve kuvvetli olm asdr. oulu
ise a 'ka b ve u k b a n 'dr. Kartal yrtc kulardandr.
vs*
lbnl-Arab lk Akl veya Yce Kalemi ukab, kartal kelimesiyle ifade etmitir. Bu i-
simlendirmenin iki nedeni olabilir. Bunlar ukabda ortaya km ve ilk Akl veya
Yce Kalemle rten engelleme ve ycelik zellikleridir. Bkz. lk A k l, Y c e K a
le m . Ayrca bkz. Istlahat, s. 293; Divan- Ibnl-Arab, s. 38-39; Ittihadul-Kevn, s. 142,
145,146,147.
K e l i m e Kaf, lam ve m im iki kkt r. Birincisi 'anlalr s z'; dieri 'yara' anlam na gelir
(,kelm ). Birincisi kelam dr: k e lim t h 'onu syledim ', eklem u hu 'sylerim ' deriz. A rd n
dan anlam geniletm iler ve anlalr tek lafza kelim e dem ilerdir. Kssa da kelim edir.
Kaside uzunluuna ram en kelim edir. Kelim enin oulu k e lim a tv e k e lim ' dr. (m u c e m )
S?"
405
Kelime
sa anlamnda:
Mesih Meryemin olu ve Allahn kelimesidir. (4:171)
Kelime belirsizlie yol aacak tarzda kabaca zikredilmi, dnrler de teorilerine uydurmak iin ondan
yararlanmlardr. Bu balamda kelime, sz gelii, Ibnl-Arabde var olan gsterir (Kelimat=Mevcutlar):
406
Kelime
Subbuhiyye [Tanry tenzih] sfat Nuh Kelimesinde vs. ifade edilmitir, lbnl-
Arabnin Fussul-Hikem'i bu anlamda Kelime hakkndaki teorisinin ynlerini temsil
eden yetkin ve ak bir eserden baka bir ey deildir. Tekil-belirli: Kelime lafzn
tbnl-Arab sadece Muhammedi Hakikat iin kullanr. Tekil-belirsiz kelime lafzn
ilk anlamyla aldmzda (kelime: mevcut) Kelime, ontolojik roln kazanr; baka
bir ifadeyle Tanr ile yaratlmlar arasndaki arac ve yaratklarn vastas anlamna
gelir. nsan- kmilden sz ederken bundan bahs etmitik. Ibnu 1-Arab kelimeyi bu
noktada toplayan ve ayran diye niteler. Buna gre Kelime, lemde ayrm btn
hakikatleri toplar, yani o bir suret ve nshadr; ayn zamanda Tanr ile yaratklar
veya grnmez ve grnr lemi birbirinden ayrr ve kincinin birinciye girmesini
engeller.6
lnsan- kmil, toplayan kelimedir. Allah ona yle bir kuvvet vermitir ki, bir bakta
iki leme birden bakar. Bylece Tanrdan alr ve yaratklara verir, ( f th t , i:446)
oul formunda kelime: Kelime, ilk anlamda birinci ve ikinci klaryla dikkate ald
mzda, oul kipini kabul eder, halbuki ikinci anlamyla kesinlikle oulu olmaz.
407
Kelime
Kelimeler (kelimat) varlklardr. Her cevher, btn buhardan meydana gelir. Nok
tayla sadece kendisi yazlabilir. (tecellyat, 41)
n o tlar:
408
Keml
da ortaya kmtr. O kevn-i cm fdir (kapsayc kevn). O hayatn kayna, ruhuyla btn czlerinde
zahir olan, onlara her trl bilgiyi ve marifeti ulatran eydir. Yuhanna Incilini incelediimizde Keli
me" kavramnn neredeyse Philonun tanmyla ayn olduunu grrz. u var ki. Yuhanna Kelime ile
Mesihi kastederken, Philon bununla bizzat bir ahs kast etmez ve genel anlamda kullanr. Ayrca Keli-
me'nin Teslste (uknm) bir yeri olduunu dikkate almalyz; nk Yuhannaya gre Kelime Teslsteki
ikinci uknmdur. Kelime, farkl oba bile, Bahadan ayr deildir. Aziz elemente ise Philonun verdii
anlamla kark bir halde Yunan filozoflarnn ykledikleri anlama balayarak Kelimeyi ynetici akl
kuvveti anlamnda kullanmtr ya da O varl Mesihin varlndan nce olan ezel ve kadim kuvvettir.
Bylece Clemente gre Oul, beer surette bedenlemeden nce varlkta bulunan bu akletme kuvve
tidir. Bu kuvvet, bilginin ve vahyin kayna olduu gibi, lemdeki hayatn da kaynadr. Musann ve
dier nebilerin lisanyla konutuu gibi, Yunan hakimlerinin vastasyla da konumu, onlara hikmetle
rini ilham etmitir. Artk, bu ksa aklamalar ile Kelime"nin slam felsefesinden nceki felsefelerde ge
irdii deiim; terimin ilk szlk mnsndan nasl kp, aa yukar bu szlk anlam ile hi bir ili
kisinin kalmay ortaya kmtr. Ayrca, Yunan nazariyelerinin Yahudi dncesine, Yahudi kanalyla
da Hristiyanlk dncesine hangi lde tesir ettii ortaya kmtr (Aff, Mslmanlarn Logos Naza-
riyeleri, slam Dncesi zerinde Makaleler iinde, s. 6 ve devam [ev. Ekrem Demirli, z Yaynclk,
2000I).
3 De ki, Denizler, Rabbimin kelimelerini yazmak iin mrekkep olsa idi, rabbimin kelimeleri tkenme
den denizler tkenirdi. sterse bir misli deniz daha yardm etse bile" (18:109) ayetine telmih.
4 Bkz. K a le m , Levh-l M ahfuz
5 Bkz. Kuran.
6 Bu nitelik daha nce Philonun szn ettii Kelimenin Allah ile lem arasnda berzah olmasn sala
yan niteliktir.
7 lbnl-Arabde Kelime iin bkz. Fussu'l-Hikem, Giri, s. 24, 37; c. II, 12, 181, 187, 221; laratul-Kuran, s.
64; Bulgatu'l-Gavvas, s. 96, 125; Ruhu'I-Kuds, s. 155; Ukletu'l-Mstevjiz, s. 43; Anka-i Mrib, s. 47; el-
Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 113; II, s. 259, 331, 400,552; c. III, s. 284, 413, 432, 453, 481, 488, 532. Ayrca bkz.
Aff, Mslmanlarn Kelime Nazariyeleri [Islm Dncesi zerine Makaleler iinde]. Aff, sz konusu
makalesinin banda slam ncesi felsefelerdeki serencamm zetle ele alr.
Kem l Kaf, mim ve lam tek kktr ve bir eyin taml anlamna gelir. Bir ey tamam
land anlamnda kemle e-ey ( ism-i fail kmil) denilir, ( m u c e m )
Bugn sizin iin dininizi tamamladm (ekmeltO) ve size olan nimetimi tamamladm. (5:3)
Bunlar on kmil gndr. (2:196)
Kuran- Kerimin lafz balamda kemli insana tamlama yapmadn belirtmek yerinde olacaktr. Bunun
la birlikte bata Hz. Muhammed olmak zere peygamberle ilgili olduunda pek ok ayet byle bir anlam
zmnen ierir:
Kukusuz sen byk bir ahlak zerindesin. (68:4)
409
Keramet
Hal byleyken, sz veya amelde senden grnte ancak kemlin zirvesinde yaratl
m bir eyin kmas iin al. Eksikliin varln kemlinden olmas seni aldatma
sn. nk o, varln kemlindendir, senden meydana gelen eyin kemlinden de
ildir. (FTLIHT, IV: 188)
Kendisi nedeniyle yce olan, kemlin sahibidir. Bu keml ile btn var olan eyleri
ve yokluk bantlarn ierir. yle ki, ister eriat, rf ve akla gre iyi, ister kt ola
rak grlsn, sz konusu eylerden herhangi bir zellii yitirmez. Bu keml ve y
celik, zel olarak, Allah diye isimlendirilen Zta zgdr.3 (FUSS, 79)
NOTLAR:
1 Bkz. S uret.
: Bkz. T e c e lli.
3 Ibnl-Arabide keml hakknda bkz. Kitabu'l-Vesail, s. 51; Bulgatul-Gavvas, s. 5, 15, 28, 51, 125; el-
Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 129,137, 244, 272, 525,588, 589; c. III, s. 177, 405, 459; Mevakiu'n-Ncum, s. 12;
Kitabu'l-Esjar, s. 26; Ayrca bkz. Ecvibe, s. 219, 224; bn Debbag, Meank, s. 39.
4 10
Keramet
"bedelini almak iin, hediye etmeyecek miyim" demektir. "Allah kimi hor ve zelil eder
se, artk ona ikram eden (mkrim) yoktur" (22:18) ayetindeki mkrim'i baz kimseler
mkrem [ikram edilen] eklinde okumulardr. Anlam, 'keramet' demektir. 'Onun
bende kerameti vardr', 'bende saygndr' demektir. Lihyan yle der: "Bunu senin iin
(kerameten leke) yaparm." yle denilir: "Pekiyi, severek ve keramet olarak." Kera
met, ikram iin konulmu bir isimdir, nitekim taat de, itaat iin konulmu bir isimdir.
(Usan)
S?"
K-R-M, Kuranda keramet eklinde isim deil, fiil kalbnda yer alr:
Allah katnda en deerli olannz (ekremekum) en takva sahibi olannzdr. (49:13)
S?"
Sfi tarihilerin metinleri velilerin1 kerametlerini kabulde hemfikirdir, yine de onlar,
kerameti mucizeden ayrt etmilerdir. Bu balamda Tsi, Kueyri ve onlardan riva
yette bulunmu eski ve yeni yazarlar, peygamberlik ve velilikteki rollerini dikkate
alarak, mucize ile kerameti ayrt etmilerdir.2 Sfilerin en bariz yanllarndan birisi,
velayeti keramete balamaktr. Yine de onlar, baka bir balamda, kerametin bazen
hile ve aldatma ierebileceini ve velayetin artnn grnr keramet olmadn ifa
de etmekle bizzat kendileriyle eliirler.3 Bu hatann iki nedeni vardr: Birincisi, biz
zat velayet teriminin kendisidir. Velayet sfilerin metinlerinde -zellikle H. VII. asr
dan sonra- rast gele birtakm grntlere ve kiilere isim diye verilmitir, iyilik ve
takvasyla veya harikulade bir olay veya Tanrya yaknlk zelliiyle ortaya km
veya mritlerin terbiyesini stlenmi kimselere veli denilmitir; halbuki o veli deil
dir, nk velayet Tanr tarafndan belirlenir.
Bu ismin (veli) kula verilmemesi gerekir. ayet Tanr bu ismi vermise, bu durum
kendisine aittir, ( ftht, s, 357)
kincisi, keramet eletirel tasavvufi duygudan yoksun bir ekilde, sradan insanlarn
arasnda meydana gelmi ve gelimitir. Baka bir ifadeyle keramet, genellikle, mrit
meclislerinin aktardklar rivayetlerdir. Kerametin o meclislerde ortaya knn ne
deni, veli veya salih kimsenin kerametini gizlemesidir.4 Dolaysyla kerametler, o
unlukla sfilerin eletiri konusu haline gelmelerine yol aan efsane ve hurafeler ta
yarak, veli ve salih kimselerden uzak bir ekilde aktarlm ve yaylmtr. bnl-
Arabnin tasavvurunda lemler oktur: Bir lem vardr ki, kudret sfatna dayanr
(bkz. H a k ik a t A r z ) , bir lem hikmete ve sebepleri sonularna balamaya dayanr (i-
inde yaadmz lem). Bizim lemimizdeki dzen ve alkanlk, zaman, mekn ve
4 11
Keramet
Hallerin sirayet ediinin srrna baknz! Hibir ey, Allah tarafndan konulmu se
bepleri ispat iin, duyulur bir hareket olmakszn ortaya kmaz. Bylece, ilahi em
rin bozulmayaca ve onun gerekte bu ekilde olduu bilinir. Arif ise bundan ilahi
isimlerin nispetlerini ve onlarla irtibatl olgularn varln, bunun yan sra, bu du
rumun ilahi mertebece gerektirildiini renir. Gerek bilgin ise bu iler ve ilahi
ikazlar sayesinde, hikmetin zuhur eden eyde olduunu, bu durumun deimeye
ceini ve sebeplerin asla ortadan kalkmayacan renir, ( f tuh at , s , 340)
lahi kudret her eye nfuz etmitir. Bu yzden her ey, o kudret sayesinde fayda
veya zarar verir, onunla konuur, onunla hareket eder. Allah lemi suretlerle per-
delemitir. Bylece lemdekiler, her eyi kendi nefislerine ve eyaya nispet etmi
lerdir. Allah yle der: Ey insanlar, siz Allaha muhtasnz. (FTHT, S, 343)
Allahn kullarna farz kld her ibadet, ilahi bir isimle irtibatldr. Sz konusu ilahi
isimden Allah bu ibadeti yapana birtakm eyler verir. Bunlar, dnyada ibadet sahi
binin kalbine verdii ikramlar, ilimler ve marifetler; hallerine verdii keramet ve
delilleri; kulun ahiret hayatnda ise Cennetteki derecelerdir.5( f th t , os, i 65)
Ibnl-Arab bir yandan mucize ile kerameti ayrt ederken, te yandan keramet ile
sihri de ayrt eder. Keramet ve mucize arasndaki fark udur: Keramet kulun him
4 12
Keramet
Bilmelisin ki: detlerin almas ksmdr: Birinci ksm (sihir), gzn veya baka
bir melekenin idrak ettii eylerle ilgilidir. Gerekte ise sz konusu melekenin id
rak ettiinden farkldr. Bu ksm, insann kudreti dahilindedir. Sihir iki ksmdr:
bir ksm, nefsin gcne dayanr, ikinci ksm ise isimlerin zelliklerine dayanr.
Sz konusu isimler telaffuz edildiinde, bu suretler grenin gznde veya kulan
da hayal olarak gzkrler, halbuki bu sihirbazn eylemidir. Sihirbaz, gerekleen
olaylarn hi birisinin gz ve kulaklarda gereklemediini bilir. Ayrca bilir ki, ha
riten de bir ey yoktur; sadece orada bulunanlarn hayali zerinde bir etkisi vardr
ve bylece bakanlarn gzlerini esir eder. Bakan kii de, uyuyann ryasnda gr
d gibi, hayalinde birtakm suretler grr, halbuki dta alglanandan bir eser
yoktur, (ftht, s, 374)
Allah Hz. Musann asas hakknda yle der: Elindeki nedir, ey Musa? Asamdr,
demitir" (20:17). Sonra "Brak onu, ey Musa, demi, brakt onu, bir de ne grsn,
asa bir ylan olmu kouyor (20:19). Musa (a.s.) ondan korktuunda -ki insanlarn
ylandan korkmalar doaldr- ondan kam. Bunun zerine Allah yle buyurur:
Onu tut ve korkma. Biz onu nceki haline dndreceiz. Yani, daha nceki gibi
asa olacak veya sen onu yine asa greceksin. Ayet yoruma aktr. Sihirbazlarn ile
ri gerekleip vadi onlarn ipleriyle ve asalaryla dolduunda, Musa onlar grm
ve iinde bir korku duymu. Sihirbazlar Musann grdnden korktuunu fark
edince, korkunun sebebini anlamamlardr. Musa neden korkmutu? Bylece Mu
sada sihir sanatna dair bir bilgi olmadn anlamlard. nk sihirbaz, sihrin
dta bir gerekliinin olmadn bildii iin, bir sihirbazn yaptndan korkmaz.
Musa asasn yere attnda ise bir ylan haline gelmi ve btn sihirbazlar bu esna
da Musann yaptnn kendilerini imana davet ettii Allah katndan olan bilinme
yen bir i olduunu anlamlard. Musada sihir hakknda bir bilgi yoktu. Ardndan
bu ylan (Musann asas) ylan suretlerini yutmaya balam, ipler ve asalar oldukla
r gibi grnmeye balamlar. nk Allah yaptklarn yutar (20:69) demitir.
413
Keramet
Halbuki Allah Onlarn asalarm ve iplerini yutar dememitir. Musa kendi himme
tinin veya ona verilmi isimlerin gcnden yararlanarak asay ylan haline getirmi
olsayd, hakknda dnp kt ve arkasna bile bakmad (27:io) denilmezdi. Bu
noktada Hakkm katma zg ve onun ilmindeki baz eyleri de rendik (keramet),
bu suretin vastasyla gerekletii kimse onlar bilemez. Bu mertebe, bir aldatma
dan kaynaklanmay itibariyle, peygamberlerin getirmi olduklar mucizelere ya
kndr. Ancak kerametler, peygamberlerin mucizeleri gibi de deildir. nk pey
gamberlerin mucizeleri hakknda bilgileri yoktur. Kerametler ise velilerden onlarn
himmetleri veya nefislerinin gleri veya doruluklar -nasl istersen yle syle-
sayesinde ortaya kmtr. Bu nedenle de kendilerine keramet denilmi, mucize
denilmemi, sihir diye de isimlendirilmemilerdir. ( f th t , s , 376)
Sihir, gerek olmad halde, kendisinde geree dnk bir yn gzken eydir. Si
hir, seher kelimesinden tretilmitir. Seher, aydnlk ve karanln elikisi demek
tir; o ne gecedir, nk ona sabahn karmtr; ne de sabahtr, nk gne
henz domamtr. Sihir demlen eyler de tamamen bo, dolaysyla var olmayan
bir ey de deildir. nk gz bir eyi alglamtr. Sihir tamamen gerek de de
ildir, nk onun gzde bir varl vardr, gzn grd ve bakann zannettii
gibi kendiliinde bir gereklii yoktur. Velilerin kerametleri ise bir gereklie sahip
olduklar iin sihre benzemezler. Onlar mucize de deillerdir, nk keramet, bir
bilgi ve himmet gcnden ortaya kar. detin almasnn himmetinin dnda ger
ekletii bir veli, bu olayn himmeti vastasyla gerekleen veliden peygamberlie
daha yakndr, ( f th t , S, 380)
lbnl-Arabnin tasavvuf anlaynda irs [veraset] nemli bir yer tutar. Bu balamda
onun veraset ilminden sz ettiini gryoruz. Eyaya tesir ettii iin bilginin nemi
bellidir. Yannda kitaptan bir ilim bulunan kimse ise Ben sana onu gzn krp
madan nce getiririm, dedi (27:40). te bu, eyann etkilendii ilimdir. Kerametler
de byledir. Keramette veli -deyim yerindeyse- tabilikte peygamberle beraberdir.
Kerametler, tbi olunan peygamberlerin mucizelerinin deimesine gre, velilerde
eitlenir. Bu balamda Muhammedi, sevi, Musevi veliler vardr.
Bu mmetten sevi merep olanlarn havada yrmek gibi kerametleri olmaz, onlar
4 14
Keramet
Hepsini olmasa da rnek olarak yerin drlmesi, su zerinde yrmek ve bir eyin
yeri ve vaktinin dnda ortaya kmas gibi olaylar bilinen rneklere ekleyebiliriz.
Halin sirayeti:
Kerametlerden bir ksm yledir: sevi merepliler, keif yoluyla veya Tanrnn
bildirmesiyle bir ahsta yetenek grp sahip olduklar ve etkileri atndaki hallerden
birisini ona vermek istediklerinde, hemen o ahsa temas ederler veya ona sarlrlar
veya perler veya ona elbiselerinden bir para verirler veya elbiseni a derler ve
vermek istedikleri eyleri avula ona doldururlar. Bakan kii de, onlarn havay a-
vuladklarn zanneder, ( fth t , s, 338)
Deitirme:
415
Keramet
Allah Melmilerin zahirlerini det ve zahir ibadetler, farz ve nafile ibadetlere sabrla
devam etmek gibi ibadet adrlarna hapsetmitir. Onlar, detin7 almasnn ne ol
duunu bilmezler, bylece hrmet de grmezler, insanlarn deti olduu zere, iyi
likleriyle parmakla da gsterilmezler. Bununla birlikte kendilerinden bir ktlk de
ortaya kmaz, ( f th t , s, 125)
n o tlar:
1 Sofiler velilerin kerametlerini kabulde gr birliindedir. Bu konuda Kuran- Kerim ve hadisten birta
km kantlara ba vururlar. Kelabazi (et-Tearuf, s. 44) iki ayet zikreder: "Gzn ap kapatmadan ben
sana onu getireceim (27:40) ve O Rabbimin katndandr (3:37). Kasem meselesi bnl-Arab'de
sfinin Rabbinin katndaki derecesiyle ilgilidir. lk kez de Maruf el-Kerhiyle (lm. 200) birlikte ortaya
kmtr (Bkz. et-Tasavvuffi-Medreseti Badat, s. 134). Hz. Peygamberden yle rivayet edilmitir: Nice
zayf kimse vardr ki, Allah adna yemin etseler, Allah onlarn yeminlerini yerine getirirdi (lbn Cevzi,
Sjatui-Sfiyye, c. I, s. 256). Burada keramet, velayeti destekler ve ahsn Allah kaundaki derecesini bil
dirir.
2 Tsi farkl alardan keramet ve mucize arasndaki farklar zikreder, bunlar yle zetleyebiliriz: a)
Peygamberler mucizelerini gstermek, veliler ise gizlemek zorundalar, b) Mucize peygamberin ortak
koana kar delilidir. Keramet ise velinin neftine kar delilidir. Bylece ktl emredici olan nefs
inanr ve tatmin bulur, c) Mucizeler arttka, peygamberlerin dereceleri artar; kerametler arttka, veli
ler hileye ve tuzaa maruz kalma korkusuyla ekingenlikleri artar. KelbzI bunlara velinin kerameti
nin farknda olmadan gerekleir, mucizeler ise peygamberlerin bilgisi dahilinde gereklemesi eklin
de baka bir fark ekler.
3 Ataullah Iskenderi yle demitir: Genellikle keramet istikameti kemle ermemi kimseye verilir. Ksa
ca kerametin zuhuru, istikamete dellet etse bile, kemli gstermez (Bu ifade ve aklamas iin bkz.
eyh Ahmed Zeruk, erh-i Hikem-i Ataiyye, s. 295).
4 Eb Hafs Niabr Veli kimdir? sorusuna yle cevap vermitir: "Kendisine keramet verildii halde
onlar grmeyen kimsedir" (Slemi,Tabahatu's-S/iyye, s. 121). Eb Ahmed b. Ebil-Verd yle demitir:
Sofilerin ermilii be eye baldr: Kapya balanmak, itaatsizlii terk, hizmete balanmak, musibetle
re sabr, kerametleri saklamak" (Slemi, Tabakatus-Sfiyye, s. 250). Eb Amr ed-Dmek, Allah pey
gamberlere mucizelerini gstermeyi emrettii gibi, velilere de kerametlerini gizlemeyi emretmitir. By
lece insanlar onlar nedeniyle yoldan kmazlar" (Slemi, Tabakatus-SCifiyye, s. 277). Muhammed b.
Ulyan: Kerametini izhar eden kimse, iddiacdr; kerametler zerinde gzken ise velidir (Slemi,
Tabahatu's-Sfiyye, s. 418). Cneyd el-Badadi yle der: Perdeler tr: Nefsin perdeleri, halk perdele
ri, dnya perdeleri. Bu ey genel perdelerdir. zel perdeler ise unlardr: taati grmek, sevab gr
mek ve kerameti grmek. Arifin zelil olmas, el-Kerim'i brakp, keramete sapmaktr (Attar, Tezkiretul-
Evliya, c. II, s. 34).
5 Ts el-Lmada Sehl b. Abdullah'n yle bir ifadesini aktarr: Krk gn dnyadan yz evirip, bu ko
nuda drst ve ihlasl olan kimseye Allah katndan kerametler gelir. Keramet gelmeyen kimsenin zh
dnde ihlas ve drstlk yok demektir. Bu ifadeden kerametin bazen ibadetin neticesi olabilecei ve
Kerim Ar
mutlaka velayete bal olmayabilecei sonucu kar. nk veli, krk gnlk ibadeti veya zhd nede
niyle veli olmaz. Velayet Allah vergisidir.
6 Tasavvufta keramet meselesi hakknda bkz. a) Okuyucuyu ierdii garip hadiseler karsnda dehete
dren keramet hikayeleriyle dolu tasavvuf tarihi kitaplar. Buna aktarann eletirel tavrm yitirmesini
de eklemeliyiz. Bu kitaplarn en ok bilinenleri arasnda unlar zikredebiliriz: Eb Nuaym, Hilyetu'l-
Evlrya; bn Cevzi, Sfalu's-Sajvet; Kueyri, Risale; Slemi, Tabakal Cami, Nefehatul-ns; Badadi, Tarih-i
Badat. Bu balamda lbnl-Arabinin el-Ftht'l-Mekkiyyesinde eyhin yorumlayabildii ve merula
trd baz rivayetler vardr, b) Es-Sla Beyne't-Tasavvuj vet-Teeyyu, s. 391-97; Adam Metz, Hadaratu'l-
Islamiyye, c. II, s. 32; Kasm Gani, Tarih-i Tasavvuf, s. 335-76. Yazara gre keramet ve harikulade ayn
eydir. Ayn zamanda keramet veya harikulade olay gsterebilmeyi velayetin bir belirtisi sayar ve kera
metin velide fena halindeyken gerekletii syler.
7 bnl-Arabde keramet hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, BS, s. 26 (keramet felekleri), 553 (haller ve
kerametler) 556 (ahlak ve kerametler); S , s. 327 (harikulade); S, s. 281; DS, s. 131, 307, 308; BS, s. 38; AS,
s. 125, 365.
bnl-Arab ulv ve sfli lem ve bunlarn sralanyla ilgili yazd iirinde yle
der:
Saygn Ar, lbnu 1-Arabnin iki ayan konulduu Krsi iin kulland bir terimdir.
Saygn Ar, iki ayan konulduu Krsidir. Kelime Arta tektir, nk Ar terkip
leminin ilkidir. Ardndan Kelime iin Krside iki nispet ortaya kar, nk o i-
kinci felektir. Bylece bu ikinci felek sayesinde Kelime blnr; sz konusu Kelime
burada iki ayak diye isimlendirilir, nitekim kelam da tek olsa bile, emir ve yasakla-
417
K e s ib C e n n e t i/H a k k G r m e C e n n e t i
maya ayrlr. Bu iki felekten (Ar ve Krs) unsurlar leminde garip ekiller meyda
na gelir (harikulade olaylar-hayal). ( u k l e , 5 9 )
Kesib Adn Cennetindeki beyaz bir misktir. Hak bu Kesibe minberler, oturaklar,
krsler ve mertebeler koymutur. Kesib ehli drt gruptur: Mminler, veliler, ne
biler ve resller. Her snftaki bireylerin bir ksm dierlerinden stndr, yine de
bulunduklar mahalde ortaktrlar. Bylece btn demogullar oraya girer. nsanlar
Cennetteki menzillerini aldklarnda Hak onlar kendisini grmeye davet eder, bu
nun zerine onlar koarlar ve hepsi Kesibde toplanr. Her birey kendi mertebesini
zorunlu bir bilgiyle bilir ve demir mknatsa akt gibi o mertebeye koar. Herkes
vard yerde emelinin nihayetine ve maksadna ular. Bylece o kendi mertebe
sinde bulunan eye doal ve znden gelen bir duyguyla byk bir ak duyar.4
n o tlar:
' Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 428; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 434, 442; Tercman'l-Evak, 110
1 Oras, Hakk'n kendisini grmeleri iin yaratklarna tecelli edecei mekn olduu iin, Grme Kesibi
diye isimlendirilmitir.
1 Beyaz miskten yaratld iin Kesib-i ebyaz denilmitir.
4 Bkz. Metnin tamam, el-Fthtl-Mekkiyye. Burada bn'l-Arab grme trlerini aklar.
5 Bkz. Abdlkerim el-Clnin erh'l-Rislet'l-Envar, s. 59.
Kef
K e f bkz. M a h e d e 1
n o tlar:
1 tbnul-Arabde keif ve trleri hakknda geni bilgi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, 41, 55; II, 498,
65; III, 465, 473, 49, 57; Mevakiun-Ncum, 70 (keif trleri); Risale la-Yeulu Aleyh, 2; ucun- Mesct, 31;
na'd-Devar , 35; Kitabu'l-Mesail, 28; Fussul-Hikem, 66,170, 309, 310.
Kevn rehber, Allah katndan bir peygamber olabilir. Bu durumda o tebli edendir;
hidayet veren deildir. Bunun anlam, hidayete erdiren deil, aklayc anlamyla
rehber olmasdr, (ftht, i:4 9 8 )
K r m z l m Bkz. B e y a z l m
K z l Y a k u t bkz. Y e i l Z m r t
K ir Gayyene ala k a lb ih i denilir. "ehvet onu kaplad" demektir. Bir gre gre
ayyene ala k a lb ih i "rt geldi ve kartrd" demektir. Ayn ekilde gayyene ala racl,
"onu kuatt" demektir. Bir hadiste yle geer: "Kalbime bir karart gelir de, gnde
yetmi kere tvbe ederim." ayn, 'bulut' demektir. Bir gre gre ayn, bir eit a-
atr. Hz. Peygamber, insann kurtulamad yanlgy kastetmitir. nk onun kalbi
daima Allah ile meguld. Herhangi bir vakitte kendisine beeri bir duygu iliip onu din
ve mmetin i ve maslahatlarndan alkoyduunda bu, gnah ve kusur saylmtr. Bu
nedenle de balanma istemeye komutur. (Usan)
Sfiler ayn ve reyni kalbin perdeleri anlamnda kullanrlar. u var ki ayn ince
perdedir ve pasa benzer; reyn ise kaln perde demektir.1 bnl-Arab ztn karsn
da bakay gstermek zere aynmn zddna ayn kullanr.
n o tlar:
4 19
Kitabn Anas
Tafsllemi eyleri iermesi ynnden ona Kitabn Anas, mcmel [zet, kapal)
eylerin tafsillemesi ynyle ona kitab- mbn denilir. ( m rat , 121 )
Bylece kitabn anas; kitap, yani kitab- mbn [apak kitap] kelimesiyle kastedilen
anlama bal olur,3 bununla birlikte zellii deimez. Sz konusu zellik onun her
zaman mbn, yani ak olmasdr. u var ki, onun zt ve mahiyeti anlatlmak iste
nilen leme gre deiir. Bu giriten hareket ederek lbnl-Arabde Kitabn Anas ile
kastedilen anlamlar imkn lsnde zetleyebiliriz: Kitabn Anas=Hakkn zt:4
Hakkm zt Hakkn ilminde tafslleen ilahi hakikatlerin mml-kitabdr.
Kitabn Anas (mml-Kitap) Yce Kalemdir.5 Yce Kalem Levh-i Mahfzda [Ko
runmu Levha] tafslleen lemin hakikatleri iin mml-Kitaptr:
Lakab kitabn anas olan, kitab- mbn denilen Levh-i Mahfza retmitir.
(MRAT, 120)
420
Kitap
Kitapta ayrntl bulunan eyler Fatihada zetle bulunur. Kitapta zet bulunan ey
lerin tafsllemesi itibariyle Kitabn Anas diye isimlendirilir. ( m r a t , 120)
NOTLAR:
' Kuran- Kerimde mml-Kitap, Kitabn Anas yerde geer: 3:7, 13:39, 43:4. bn Abbas ve Nesefiye
gre Kitabn Anas (mm-Kitap), kitabn asl yani Korunmu Levhadr. Kitap ise, Kuran- Kerim'dir.
Bkz. Nesefi, Tefsir, c. I, s. 146; bn Abbas, Tefsir, s. 43.
2 Kitb- mbn Kuran- Kerim kaynakl bir ifade olarak sadece Kuran- Kerime iaret ederken, bn-
Arabl onu eitli anlamlarda kullanr,
3 Bkz. K itap.
4 Kitabn Anas Ztn mahiyeti, kitap ise, mutlak varlkcr. Cl, Insn- Kmil, c. I, s. 65; bkz. a.g.y., s. 23,
65-
5 Bkz. K alem . Ayrca Anka-i Murib, s. 42.
6 Kitab Kuran- Kerim olduuna gre, Fatiha suresi de mm-Kuran [Kurann Anas] ve Kitabn Anas
olur. Fatiha'mn byle adlandrlmasyla ilgili bkz. Fahreddin Razi, Mefatihul-Gayb, c. I, s. 173.
7 Ba harfinin noktasnda, her eyi ieren ve DrreLl-Beyza denilen Beyaz Inci'ye iaret vardr. Bkz. B e y a z
. nci. Hallacta nokta iin bkz. Slem, Hakaikut-Tefsir-, Essai, s. 368, no. 41.
K it a p Kitap bilinen bir eydir, oulu k t b ' tr. Ketebe e-eye 'bir eyi yazd' ve kita
ben [mastar, yazmak]. Ezheri yle der: "Kitap yazlan eylerin addr. Kuran'da 'Onlar
yaz, nk onlar sabah akam sana imla ettirilir" (5:25); hadiste ise "Benden Kuran'dan
baka bir ey yazmaynz" denilmitir. Genel anlamda kullanldnda Kitap Tevrat'tr.
Zeccac "Kendilerine kitap verilenlerin bir ksm" (2:101) ayetindeki Kitab byle yorum
lamtr. Allah'n kitab Kuran- Kerim olabilecei gibi, Tevrat da olabilir; nk Pey
gamberi inkr edenlere Tevrat verilmiti. "Tur ve yazlm kitaba yemin olsun ki" (2:52)
ayetine gelince: Bir gre gre kitap dem oullarnn kayda geirilmi amelleridir.
Kitap, sahife demektir; devat ise Lihyanice'den gelir. K tta p katipler demektir, ibn'l-
Arabi yle der: "Onlara gre ktip, bilen demektir. Allah yle buyurur: "Onlarn ya
nnda gayb vard da onlar yazyorlar myd?" (52:41). Kitap arz, hkm ve kader de
mektir. Allah yle buyurur: "zerenize oru yazlmtr" (2:183). Farz klnmtr demek
tir. (Usan)
S?"
bnl-Arab ketebe [fiil-yazd] kelimesini gerektirdi anlamnda kullanmtr.
421
Kitap
Her eyin ynetiminin elinde bulunduu Allaha muhtalk sabit olmu ve mevcut
tur. Buna yle iaret edilmitir: Sylediklerini yazacaz ( 3. 181). Yani, onu gerekli
klacaz. Baka bir ifadeyle onlar, muhtaln zorunlu bir nitelik olduunu ve
bunda kuku duyamayacaklarn renecekler, ( ftht, i:264)
(Fatiha suresi) kitabn girii diye isimlendirilmitir, yani Allahn kitabnn anlamla
rn aar. Fatiha jeteha fiilinin ism-i failidir. Kitap, harfleri birbirlerine katmaktr;
harfler birbirine eklendiinde anlam gerekleir, ( fatiha, 1 2 7 )
Kitap, yazl harfler demektir. Bu tanmda yazl kelimesi, nceki anlama eklenmitir.
Dolaysyla, bir eyin kitap olmas iin, toplamak ve birletirmek yeterli deildir.
Kelam iki ksma ayrlr: harfler diye isimlendirilmi maddelerdeki kelam. Bu da iki
ksma ayrlr: ya yazldr, ki burada harfleri kast etmekteyim, bu durumda kitap di
ye isimlendirilir; veya telaffuz edilir, bu da sz ve kelam diye isimlendirilir.
(FTHT, IV:25)
Her ey, mr uzasa bile, kendi aslna dner. nk mr snrl nefesler ve veril
mi, snrl srelerden ibarettir. Kitap bu nefeslerde kendi eceline ular, herkes
umduunu grr, ( ftht, i:440)
Geen anlamlara baktmzda, bnl-Arabde kitaplar oktur. Buna gre her topla
ma ve birletirme mertebesi bir kitaptr; yazl her ey kitaptr; Allahn yaratklarn
da infaz ettii her ilim kitaptr. Bunlara semavi kitaplar da eklenir. imdi imkn l
snde bu kitaplar snflamaya alacaz;
lahi Kitap anlamnda:
[Kalbe gelen] ahit demitir ki: Allahn kitab, Onun ilmidir. Yaratklarnda hk
m infaz etmek, onun iidir. O bilgiye gre hakknda ne hkm vermise, sen ona
aitsin. ( a h d , 9 )
Yaratan ve yaratlm iin ilahi kitabn nceden tespit ettiinin dnda bir hkm
yoktur. Bu nedenle Hak yle der: Ben kullanma zalim deilim (so:29). Baka bir
ifadeyle ben, kullarm hakknda bilgimin belirlediini uygularm, bilgimin belirledi
i eye gre hkm veririm. te bu, kulu yerletirdii eitlik mertebesidir.
(FTHT, IV: 15)
422
Kitap
Btn lem yazlm bir kitaptr. u halde lem, drlm deil, yaylmtr. Byle-
ce alm olmakla onun rahmet nedeniyle yaratlm olduu bilinir. Ortaya kma
syla da, iindeki eyler bilinir ve anlalr. Harflerini birbirine ekleyerek, kendisini
bir kitap yapmtr. Bu belirttiimiz tarzda lemin dzenidir. Onun alm olmas
nn rahmetten kaynaklandn belirttik; nk o, rahmetten gelmitir. Nitekim Al
lah yle buyurmutur: Rahman ve Rahmin indirdii. Ayetleri tafsil edilmi ki
tap. Baka bir ayette ise Hikmet sahibi ve haberdan Allahn katndan indirilmi
tir. Tafsil eden herkes, hikmet sahibi deildir. lem ise, hikmetle meydana geldi
ine ve Hakkn ayetlerin hkmlerini bildiine ve ayetlere ve mevcutlara merha
met ettiine kanttr. Mevcutlar, ilahi kitaptr, ( ftht, im:455)
Btn lem demin tafsili, dem ise toplayc kitaptr. leme gre dem ceset iin
beden gibidir. O halde insan lemin ruhu, lem ise bedendir, ( ftht, i:67)
O Kitabn giriidir, nk kitap iaret yoluyla ilk yaratlm demektir. Kitap, girii
ve baka eyleri ierir, nk bunlar onun ksmlardr. Bunlar, varlk kitabnn ilk
kez kendileriyle alm olmas nedeniyle, Fatiha ismini almlardr, ( ftht, i-.i i )
Sen bir kitapsn, yazl her ey endedir, kendinden her eyi silebilirsin, dilersen
okursun. Ancak sen varsn, bu yzden senin zahirin dnya, btnn ahirettir.
(UCUN, 21)
Zannetme ki, Hakkn sana ve senin trnn oullarna okuduu bu Kuranm zel
ksnlan, sfinin pay deildir. Eer bilgili isen, kendisinden renmen iin, btn
varl Hak sana okur. Bu deerli zeti -ki o sensin- dikkate almaktan perdelen
mez. nk Hak, bazen dtaki byk kitaptan, bazen iinden sana okur. ( mevak ,
72)
aretli Kitap anlamnda: lbnl-Arabi iaretli kitap ifadesini belirli ve belirsiz kul
423
Kitap
lanr; belirli kullandnda btn varla iaret ederken, belirsiz kullandnda yazl
sz anlamna gelir.
Varlk iaretli bir kitaptr. Hakka yakn kullar onu mahede ederken, yakn olma
yanlar onu bilemez. Bu kitab talandrmak, hakikatleri kendinde toplayan kimse
vastasyla mmkndr. Btn hakikatleri kendinde toplamak, lemi Yaratann a-
lametidir. O halde zt Rabbine en ak delil olan insan- kmil, mlkn tacdr. u
halde o da, insan- kmildir, (ftht, IM0 4 )
Gste bedenin iindeki kalbi, Allah bir mushaf ve iaretli kitap yapmtr. Nefs-i
natka, o kitaba bakar ve bakt ayete gre bilgiyle nitelenir ve onunla bezenir.
Nefs-i natka, Hak kalbi kelamnn mahalli yapp alameti de onda bulunduu iin,
renmesini salayan kalbe muhtatr, ( ftht, IH1 1 5 7 )
Yazl Kitap anlamnda: tbnl-Arab yazl kitap terimini iaretli kitap terimiyle ayn
ierikte kullanr. Buna gre kelime belirli kullanlm ise varlk; belirsiz olduunda
ise yazl sz demektir.
lem yaylm sayfada yazlm bir kitaptr. O varlktr ve dolaysyla zuhur etmitir
ve yaylmtr, drlm deildir. Yaylm olmasyla, rahmet uruna yaratlm ol
duu; zuhur etmesiyle de, iinde bulunan ve Hakka dellet eden eyler bilinir, d
nlr. Allah, harflerini birbirine katarak onu bir kitap yapmtr, ( ft h t , i:455)
Her kalp, iindeki dnce ve ilimler iin yazlm bir kitaptr; onun da Mushaf
sayfalan gibi tabakalar vardr. ( m e v a k I, 67)
Aydnlatc, aklayan, sayan, aziz, iaretli, zahirde yazlm, btnda yazlm, ken
dilerine uyan kimseleri toplayan kitaptr. Aydnlatc olmas, delil sahipleri iin; a-
klayclg, hakikat ehli iin; sayc olmas, murakabe ehli iin; aziz oluu, ko
runmular iin; hikmetler, peygamberler ve vrisleri iin; zahirde yazl olmas, tevil
edip ibret almalar gayesiyle iman ehli iin; btnda yazl olmas ise ibret almalar
iin ibaha ehli iin; toplaycl ise ruhaniler iindir. ( m e v a k I, 87)
Kitaplar oktur: rahmet kitab, gazap kitab, snrl rahmet kitab, snrl gazap kita
b, korunmu kitap, silme kitab, rahmete mazhar olanlarn isimlerinin kitab, bed
bahtlarn adlarnn kitab, say kitab, apak kitap, hikmetli kitap, iaretli kitap, ya-
424
Konuan t Susan t
zilmi kitap, azz kitap, ntk kitap vs. Bunlardan her birisi, Hakkm yaratklarnda
icra ettii bir i iindir.2 Sz konusu i, Allah katnda saklanr ve Bylece deimez.
(hId, 9)
N O T LA R :
Davud el-Kayseri Fussu'l-Hihem eririnin giriinde (s. 22). yle der: lahi kitaplar, Ar, Krsi, Gkler,
Unsurlar ve bileik eylerdendir. nk bu mertebelerden her birisi, altlarndaki hakikat ve varlklar
ieren ilahi bir kitaptr."
2 bnl-Arabde kitap hakknda bkz. d-Ftuhtl-Mehkiyye, c. I, s. 63 (bilinmeyen kitap ve yazlm ki
tap), 111 (yazlm kitap, rakaml kitap); c. II, s. 163 (ilahi yazlm kitap), 473 (yazlm kitap); III, s. 122
(kitap mertebeleri), 308 (zt kitab), 366 (Kuran ve kitab), 402 (yazlm kitap); IV, s. 16, 24 (katip), 26
(gizli kitap), 106, 165, 371; Miratu'l-Arifim, 1-10; Fussul-Hikem, 171 (yazlm kitap). Ayrca bkz. Tirmiz,
Tahsil Nezairi'l-Kuran, s. 77; Schuon, Comprendre L'Islam, s. 55.
K o r u n m u L e v h a bkz. L e v h -i M a h fu z
K o r u n m u l u k bkz. is m e t
K t l k bkz. H a y r
K u l bkz. A b d
K u l l u k M a k a m bkz. A b d
Ey kul! Evinin duvarlar yklmadan nce, karanlk evini nurlandr, belirsiz srrm
ortaya kart, ( ftht, IV:387)
425
K u lu n H a k ik a t in d e R a b
' Bu aydnlk kalp, kul Hakk'm evi haline geldiinde elde ettii bir mertebedir. Bkz. Hakkn Evi (Beyt'l-
Hak), mevcutlarn evi.
K u l u n H a k i k a t i n d e R a b bkz. A b d
Kuran2 Allahn elisi, son peygamber Abdullah olu Muhammede (a.s.) indirilmi kitabn zel addr. 0
son gksel kitaptr. Kuran- Kerimin inii Mekke'de balam, yirmi sene, zayf bir gre gre ise
yirmi sene srdkten sonra tamamlanmtr. Kuran- Kerimin inen ilk ayeti, Hz. Peygamber yalnz ba
na Hira maarasnda ibadet ederken vahyedilmi Yaratan Rabbinin adyla oku, o insan bir kandan ya
ratmtr (96:1-2) ayetleridir. Bu ilk ayetlerin ardndan ayetlerin gelii olaylarn gereklemesine gre
devam etmitir. Hz. Peygamber, gelen ayetleri yazan baz katipler grevlendirmitir. Bunlarn arasnda3
Eb Bekir, mer, Osman, Ali, Zbeyr b. Avam, Halid ve Eban b. Said b. el-As, Ala b. el-Hadrami, Ebi b.
Ka'b gibi pek ok sahabe vardr. Cebrail, gnmzde surelerdeki ayetlerin sralanna gre, peygam
bere falan ayeti falan yere koymasn retmekteydi. Surelerin sralan ise pek ok Mslmann gr
ne gre, sahabenin itihaddr. Sahabe iinde Hz. Peygamberin devrinde btn Kuran- Kerimi bir
araya getirmi olanlar vard. Ebi b. Ka'b, Muaz s. Cebel, Zeyd b. Sabit, Eb Yezid b. Said, Abdullah b.
Mesud, Amr b. As, Ali b. Eb Talib, Osman b. Affan, Eb Bekir es-Sddk, mer b. el-Hattab, Aie,
Hafsa, llmm Seleme gibi pek ok sahabe bunlarn arasndadr. Fakat bunlardan bir ksm, Kuran- Ke
rimi toplama iini Hz. Peygamberin vefatndan sonra tamamlamtr. Hz. Peygamberin vefatndan son
ra Yemame blgesinde peygamberlik iddiasnda bulunan Mseyleme ortaya kp Araplardan pek ou
nu etkileyince, Eb Bekir bir ordu gndermi, onunla savam ve yenmitir. Bu savata yetmi hafz
426
Kuran
ehit dmtr. Bunun zerine Hz. mer Hz. Eb Bekire hafzlar iinde lmlerin artacan ve Ku-
ran- Kerimin byk ksmnn kaybolacandan endie etmekteyim, benim grm Kuran toplamaktr
demitir. Eb Bekir ise yetmi hafzn lmnden nce mer'in fikri karsnda tereddtte iken, bu olay
dan sonra ise Zeyd b. Sabiti semi ve Kuran- Kerimin toplanmas grevini ona vermitir. Zeyd b. Sa
bit btn hafzlar ve Kuran- Kerimden yazlm her eyi toplam, hepsini tek bir kitapta bir araya ge
tirmitir. Sz konusu tek nshay nce Eb Bekir, ardndan mer saklam, sonra kz Hafsaya emanet
brakmtr. Mslmanlar eitli blgelere dalnca, ivelerinin farkllna gre Kuran- Kerim'in okunup
okunamayaca konusunda gr ayrlklarna dmlerdir. Sz gelii tabut kelimesi baz kimselerce
t harfi ile okunurken, baz iveler kelimeyi h harfiyle okumaktaydlar. Hz. Osman Mslmanlarn baka-
nyken durum kendisine bildirilmi, Hz. Hafsadaki Eb Bekir nshas dn alnm ve bundan drt
nsha oaltlmtr. Hz. Osman Kuran- Kerimi nazil olduu Kurey lehesine gre oaltm, ardndan
her ehre bir mushaf gndermi ve insanlara mushaflarn ondan oaltmalarn, bu nshalarla elien
her eyin yaklmasn tavsiye etmitir. Bu olay, h. 30da gereklemitir.4 Kuran- Kerim Mslmanlarn
dsturudur, onlarn ilikilerini dzenler: Tanr ile, peygamberle, kendileriyle, baka insanlarla. Bu ilikileri
dzenlemesi, insanln geliim aamalar boyunca, insana uygun dinamik bir hareketle gerekleir.
S?"
Kuran ve furkan Kuran- Kerimde vahye gnderme yapmak iin kullanlmlardr.
Fakat bnl-Arab greceimiz gibi, onlar ayrt eder: Kuran Furkanm [tefrika, a-
yrmak] zddna toplamak demektir. tbnl-Arabye gre Hz. Muhammedin dier
btn hakikatler5 iinden Kuran- Kerime tahsis edilmesinin nedeni, baka pey
gamberlerden (furkan=tenzih) farkl olarak, Tanrya davetinde bulunan tenzih ve
tebihin birletirilmesi zelliiyle ilgilidir.
Kuran- Kerim (Nuhun diliyle) yle demitir: Ey Rabbim! Ben kavmimi gece
gndz davet ettim. Fakat benim arm sadece onlarn kamalarn artrd (71:6).
Allah bilenler, kavminin Nuhun arsna o ardaki furkan (ayrlk=tenzih) ne
deniyle icabet etmediklerini bilirler. Gerek ise ayrlma deil, toplamaktr (Kuran).
Kurana yerletirilmi kimse, Kuranda furkan bulunsa bile, furkana kulak vermez.
nk Kuran furkan ierir, halbuki furkan Kuran iermez.6 Bu nedenle Kuran
[toplamak] ancak Hz. Muhammede tahsis edilmitir. Ona cevmil-kelim [btn
hakikatleri toplamak]7 verilmitir. Muhammed (a.s.) kavmini [Nuh gibi] gece gn
dz davet etmemi, gndz iinde gecede, gece iinde gndzde davet etmitir.
( f u s s , 71)
Takva sahibi Allahtan sakndnda Allah ona bir furkan verir. Sz konusu furkan,
kapal ilerde, veciz konularn aklanmda ve anlam belirsiz eyleri belirli olan
427
Kuran
lara katmak gerektiinde, nemli meselelerde gerek ile yanl8 ayrt etmeyi sala
yan bir bilgidir. nk Allah Kuran anlam belirsiz ve veciz ayetler olarak indir
mi, ardndan bu veciz ayetlerin geni aklamasn diledii kullarna vermitir.
( ftht, iv, 2 1 9 )
Allah yle der: Bugn sizler iin dininizi ikmal ettin.' (5:3). Bu, Allah ehline gre,
iki durumu ayrt etmek demektir. nk Allah ehli, Hz. Peygamberi keiflerinde
grmler ve o da onlara gre zayf nakille gelmi haberleri tashih etmitir. Bu ne
denle onlar, rivayet yoluyla sabit olmu baz haberleri reddederler, ( ftht, iv:2 8 )
Allah insan yaratm ve ona beyan retmitir (55:4). Beyan, furkan [ayrmak, so
yutlamak] demektir, ( ftht, iv:36)
N O TLA R :
428
Kuran Ar
5 Kuran- Kerim'in Hz. Peygambere tahsis edilmesi Muhammedilerin tevars ettikleri bir mirastr, bkz.
M uham m edi H akikat.
6 Kuran- Kerim furkan ierir, furkan ise Kuran iermez.
7 Bkz. C ev m i l-Kellm .
8 Ayn konu iin bkz. Maurice Gaudefroy Demombynes, Mahomet, s. 305.
9 Ibnl-Arabt'de Kuran ve furkan iin bkz. d-Fluht'l-Mekhiyye, c. 1, s. 56; c. III, s. 329, 366, 402, 472; c.
IV, s. 51, 133, 151
Davud el-Kayser yle der: lmi hakikatlerin bir ksm, anlaml bir cmleye dellet eder, bunlar ayet
tir; bu cmleleri ieren bir ksm suredir. Akledilir eylerin ve mevcutlarn toplam, tafsil itibariyle
furkan; birlik itibariyle ise Kurandr. Bunlarn insann nefsinde toplanmalar itibariyle ise insan Kuran
diye isimlendirilir (Risale fi-llmi'l-Hakaik, s. 3).
11 Bkz. H ak ikatlerin T o p lan d Y e r, M uh tasar, S u re t, H akikatlerin H akikati. Btn bunlar, bnl-
Arabnin Muhammedi Hakikat'in iki mertebenin hakikatlerini kendinde toplamasn anlatmak iin kul
land lafzlardr.
12Afif! bu paragraf aklarken yle der: Yani, bu meseleyi ancak insan- kmil bilebilir. nsan- kmil,
btn varlk hakikatlerini nefsinde toplayan ve btn ilahi isim ve sfatlarn kendisinde temessl ettii
kimsedir. O her eyi kuatan Kuran gibidir Tlikat, s. 82.
Muttaki, ver sahibi mminin kalbi, Hakkt sdrabilmiti. te byle bir kalp
Hakkm istivagh olabilen Artr. Hak, dereceleri ykseltendir ve Ar sahibidir. Al
lahn kalbi zevk ve tecelli olarak Kuran Ar olan bu kiinin makamna dikkat
ekmi olmas ne de gzeldir! Hak Rahmanm Ar zerinde istiva etmitir. Artk
sen de o kimseden bunun anlamn sor, yani bu zellikte olan kimseden bunun ha
berini sor. O kii istivay bildii gibi, Rahmanm istiva ettii Ar da kendisine re
tilir. nk onun kalbi, Kuran- Kerimi barndrd iin Ar olmutur, ( f t h t ,
111:128)
429
Kuranda Furkan
hammed ahsiyette ve onun var oluunda sonsuz ufuklar alr. u halde, Kuran-
Kerimi ancak Muhammed ihata edebilmitir, bu nedenle de, Kuran nehri Muham-
meddir (a.s.) Hz. Muhammed sonraki insanlar iin tketemeden itikleri bir nehir
dir.
Kuran nehrine gir, btn saadet yollarna er! nk O dem (a.s.) toprak ve su a-
rasmdayken peygamberlii gereklemi Muhammedin nehridir, ( ftht, i:28o)
K u ra n d a F u rk a n bkz. K u ran 1
NOTLAR:
1 Bkz. el-Ftuhdtl-Mekkiyye, c. IV, s. 156. Terkibin zdd doru deildir, yani Furkan iindeki Kuran di
yemeyiz. nk danklk toplanmay iermez.
Burada her asrda sadece bir tane bulunan kutuplan kastetmiyoruz. Kastettiimiz
bir blge ve ynde insan topluluunun ilerinin etrafnda dnd kimselerdir.
Abdallar yedi blgede bulunur. Her blgenin10 bir Bedeli vardr ki, o blgenin
Kutbudur veya drt Evtad [direkler]" gibi. Evtadm drt blgesi vardr. Allah onlar
vastasyla drt blgeyi korur. Ayn ey, makam mensuplan iin sz konusudur. Bu
yzden zahitlerin bir Kutbunun olmas gerekir ki, kendi dneminde etrafnda
zhdn dnd ana nokta odur. Tevekkl, muhabbet, marifet ve dier makam ve
430
Kutup
haller iin de ayn ey sz konusudur. Her snfn kendi erbabndan bir kutbunun
olmas gerekir ki, makam, onun etrafnda dner, ( aktab , 117)
Allah bana tevekkl edenlerin Kutbunu bildirmi, tevekkl onun zerinde dner
ken grdm. deta o, ekseni etrafnda dnen bir deirmen gibiydi, ( f th t , iv, 76)
Bu drt kiiden birisinin (dris, llyas, sa, Hzr) karlnda, her dnemde bu m
metten onlarn kalpleri zerinde bulunan bir ahs vardr. Onlar sz konusu insan
larn vekilleridir. Veli dostlarmzn pek ou, ne Kulbu ne ki Imam ne Direki
bilir; onlar peygamberleri deil, vekillerini tanrlar. Bu nedenle, mmetten her biri
si, bu makamlara (Kutupluk, mamlk, Direklik) ulamak ister. Bu makamlara ula
tklarnda veya tahsis edildiklerinde, Kutbun vekillerini olduklarm anlarlar. 1-
mamn vekili, tmamn kendisi deil, vekili olduunu bilir, ( f th t , i:6)
idris, gnmze dein lmemi Kutuptur, aramzdaki kutuplar ise onun vekilleri
dir. (FTHT, 11:455)
Kutupluk bir mertebe ve makamdr. Deyim yerindeyse, ada bir dille tanmlayabi
431
Kutup
lirsek, yle deriz: Kutupluk yasama gcn temsil eden ilahi bilginin icra gcdr.
Bu meseleyi defalarca iaret ettiimiz ekilde aklayalm: Sfiler grnen devlet gibi
grnmeyen, etkin, manevi bir devlet ortaya koymulardr. Bu devlette de grnr
devletteki halifenin karlnda bir halife vardr, o kutuptur; iki mam vardr ,14bun
lar Kutup Halifenin iki veziridir.15Kutupluk veya bu grnmez devletin halifelii (i-
kinci anlamdaki kutupluk), kendisine lemde tasarruf imkn salayan Kutbun ula
t bir mertebedir; fakat sz konusu tasarruf, snrn ilahi bilginin belirledii icrac
bir tasarruftur. Kutup, zamanda tek kiidir, btn yaratklarn kalplerine uzayan
balar vardr. lemin ihtiyalarnn kendisine bal olmas ynnden bu balar za
viyesinden Kutup yaratklarn gereksinimlerini karlar. Kutup tasarrufunun dn
daki yce melekler ve velilerin Efrad snf hari, ulvi ve sfli btn sorumlular ken
disine biat etmedii srece, kutupluk grevini ifa etmi saylmaz.
Zamanda Gavs ve Kutup diye isimlendirilen tek kii bulunur. O Hakkn kendisine
ayrd ve ba baa kald kimsedir. O nurlu bedenini terk ettiinde, Hak baka
bir ahs seer. Hak bir zamanda iki ahs birden semez. Bu kul, her zamanda Al
lahn gzdr. Hak onun zamannda ancak kendisine bakar. O en stn perde
dir.6 ( fOTHT, 11:555)
Kutup dairenin merkezi, evresi ve Hakkn aynasdr; lem onun zerinde dner.
O iyilik veya ktlk eklinde, btn yaratklarn kalplerine uzayan balara sahip
tir; iyilik ve ktlkten herhangi birisini sahibi hakknda tercih etmez, onun katn
da ne iyilik ve ne de ktlk vardr; onun katndaki varlktr, ( kutub , 2)
Allah leme gz kulak olmak greviyle birisini grevlendirdiinde -ki ona Kutup,
zamann biricii, Gavs, Halife denilir- misal leminde onun iin bir dek koyar ve
onu zerine oturtur. Byle bir dek onun adna yerletirildiinde, lemin talep et-
432
Kutup
tigi ve onlarn da lemi talep ettii btn isimleri ona giydirir. Bu isimler sayesinde
Kutup, ho ve sslenmi olarak ortaya kar. Kutup erir zerinde ilahi suretle o-
turduunda Allah leme iitmek ve itaat etmek zere kendisine biat etmesini emre
der. Bylece ulvisi (Mele-i A'l, ilk Akl, Nefs) ve sflisiyle (hayvan ve bitki) herkes
kendisine biat eder. En yce melekler bu biatin dndadr. Onlar, emir nedeniyle
deil, zt geregi ibadet eden gl meleklerdir. Kutbun tasarruf dairesine girmeyen
ve hkmne muhatap olmayan Efrad da bu biate dahil deildir. Onlar da Kutup gi
bi kmil kimselerdir ve o ahsn ulat kutupluk mertebesine ulamaya ehildirler.
(FTHT, 111:136)
Genel biat, zamann teki iin zel olarak gerekleir, nk zamann teki, lemlerde
ilahi suret zere zuhur eden kimsedir.'7 ( f th t , iiI:136)
NOTLAR:
' Dr. Muhammed Mustafa Hilmi lbnl-Fanzda kutupluk meselesine mstakil bir bahis tahsis etmitir.
Balangta, Kutup kelimesinin slam tasavvufundaki anlam ve yeri zerinde durur (Kutbun tasavvufta
iki anlam vardr: demden kyamete kadar tek olan manevi Kutup; O kutuplarn kutbu veya Muham
medi Hakikattir; dieri ise kutupluu kendisinden ncekinden alan yaratlm-grlen kutup), lbnl-
Farz'n kutup grn aklar, ardndan onun tavrn lbnul-Arab ve Cl ile karlatrr. Dr.
Taftazani de lbn Sebin aratrmasnda lbn Sebinde 'muhakkik' veya Vrisin anlamn inceleyip bu iki
terimin lbnl-Arab ve lbnl-Farzdaki Kutup ve insan- kmil ile karlatrrken kutuplua iki ms
takil blm ayrr, 268. Bu iki aratrmann Ibnl-Arabde insan- kmil ve Kutbu eanlaml saydna
iaret etmek gerekir, halbuki lbn'l-Arab bunlar eanlaml saymamtr. lbnl-Arab'de kutupluk mer
tebesi, insan- kmil mertebesinden farkldr. Bkz. bn'l-Fanz ve'l-Hubbil-llahi, Darl-Mearif, s. 352;
Taftazani, lbn Sebin ve Felsefetuhu, s. 268-285. Ayrca Kutup hakknda bkz. Tehanevi, Keaf, c. V. s. 1166;
Letaiful-A'lm, s. 140; erh-i Tecelliyat, s. 30.
2 Bkz. lbnl-Arab, el-Ftuht'l-Mehkiyye, c. III, s. 136.
3 Kutbul-vakt ve kutbuz-zaman ifadeleri el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 76da geer.
4 Vahiduz-zaman el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 136da geer.
5 Bkz. Menzilu'l-kutub, s. 5.
6 Bkz. a.g.y., s. 5.
7 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 6.
8 Bkz. a.g.y., c. II, s. 555.
9 Bkz. a.g.y., c. II, 573.
'Bkz. Adi.
11 Bkz. R acl.
12Bkz. bir mertebe olarak kutupluk.
3Bkz. Ferd.
14Bkz. H alife.
13Bkz. Im m et/lm am .
,6 Kutup, insann amasnn mmkn olmad son perde olmas ynnden, Hak zerindeki en yce per
dedir. Buna gre Hak, hkmlerini ve ilmini Kutup perdesinin ardndan icra eder. O halde Kutup, en
st perde, baka bir ifadeyle son perdedir. te yandan, burada ykseklii mertebe ykseklii olarak da
433
Kutuplarn Kutbu
yorumlayabiliriz. Bu durumda Kutbun sahip olduu yksek mertebe ynnden ona 'ykseklik' niteli
ini vermekteyiz. 5 u halde Kutup, mertebe ynnden Hakka en yksek perdedir.
7 lbnl-Arabde Kutup hakknda bkz. el-Ftuht&l-Mekkiyye, c. I, s. 59, 78; el-Ftuhll-Mekkiyye, c. II, s.
131, 182, 571, 675. bnl-Arabnin Kutup hakkndaki yazdklarnn en nemlillerinden birisini el-
Ftht'l-Mekhiyye'de grmekteyiz, c. II, s. 573. nemi de tbnul-Arabnin Kutup hakknda dile getirdi
i somut elerde gizlenmitir. nk metin Kutbun ahsiyetinin ksmlarndan sz eder, bylece vela
yette bir makam olmasnn yannda kutupluu somut bir varlk haline getirir. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c.
III, s. 86, 89, 138; c. IV, s. 74-78, 194; Menzihl-Kutub, s. 6; Risaletl-Envar, s. 16; Mevakiun-Ncum, s. 18,
151; Risalefi-Marifetil-Aktab, s. 117; Kitabu't-Tecelliyat, s. 25.
n otlar :
' Bkz. Fussu'l-Hikem, s. 38-39; Afifi, Nazariyyatl-islamiyyir, Mecellef klliyetil-adab, s. 70; Letaifu'l-
A'ldm, s. 140; Dr. Muhammed Hilmi, lbnul-Fariz vel-Flubbii-llahi, s. 352-81.
s?
Kyamet Kuranda yetmiten fazla yerde geer, her defasnda da gn kelimesine tamlama yaplr:
yevml-kyamet [Kyamet Gn], Bu tamlamada kelime zikredilen szlk anlam, yani dirili gnnn
dna kmamtr.
S?"
bnT-Arab kulun iki kyametini ayrt eder: kk kyamet ve byk kyamet. B
yk kyamet, btn insanlarn yeniden dirilecekleri genel kyamettir. O en byk
Toplanma Gndr. Kk kyamet iki eye denilir: birincisi insann lm, nk
insan ldnde kabir hayatnda zel kyameti gereklemi demektir. kincisi ise
sliklerin mahedelerinde grdkleri ve ahiret hayatnn rneini veren kyamettir.
434
Kk lm
Bkz. C e n n e t , N a lm
man, genel bir itir.' mann zdd olan kfr de yledir. nk Allah geree ina
nan mmin diye isimlendirdii gibi, btla inanan da mmin diye isimlendirmitir.
Allah inkr eden kfir, putlar inkr eden de kfir diye isimlendirilmitir, ( f t h t ,
111:388)
rtmek anlamnda:
435
Kll Secde
Allah kfirleri sevmez. Kfir, rten demektir. Allah kuluna bir nimet verdiinde, ni
metlerini onda grmek ister. Allahn nimetini gizleyen, kukusuz, o nimete kar
kfir olmutur, ( ftu hat . iv :104)
blis her eyi kuatan ilahi rahmete tamah etmi, rahmete tamah da, ihsann ken
disinden kaynaklanmt. nk tblis, aslnda birleyen olduunun farkndayd. Al
lah ona blis kfirlerdendi ayetinde kfir demitir. nk o gc lsnde, eri
atn insan iin getirdii mutluluk yollarn rter. Bu nedenle Allah iblis hakknda
yle der: Direndi ve byklendi, kfirlerden oldu. Allah blis iin mriklerden
oldu dememitir, ( ftht , i:382)
Allah Allah Meryem olu Mesihtir diyenler kfir olmulardr buyurur. Burada k
fir olmak, zel olarak, iaret yoluyla rtmek demektir, yani Mesihin Hakk rtmesi
anlamna gelir. Allah en iyisini bilendir. ( v e s a l, 48)
NOTLAR:
Fussu'l-Hikem, s. 4 3 , 202.
K l l i S e c d e Sin, d m ve dal tek kkt r ve zelillie ve eilm eye iaret eder. "Eildi"
436
Kll Secde
anlam nda secede denilir. Bu balam da zelil olan her ey, secde etm itir. Eb A m r y
le der: "in san ban yere koyduunda ve ediinde secede er-Raculu [A d am secde et
ti]" denilir, (m ucem )
vp
SS*
Secde, kulun taptyla' ilikisinin bedensel bir durumunu ifade eder, bu nedenle de
secde edenin yneldii eylerin oalmasyla birlikte, eitli tarzlar kazanr. Buna
gre secdenin trn secde edenin secde tarz belirler. bnT-Arab iki secde trn
ayrt eder: Kll secde, zel secde veya kalbin secdesi. nsan lemin toplam olmas
ynnden secde ettiinde (bkz. lem in Toplam ), secdesi kll secde olur. Kll sec
de, kulun hakikatlerinin toplam - k i bu hakikatler lemin hakikatlerinin toplam
d r- ynnden ettii secdedir; kendisini Hakka balayan zel ynden ettii secde
ise zel secde veya kalbin secdesidir. Bu secde, hibir okluk emaresinin bulun
mad yerde, Hakta yok oluu esnasnda kulun secdesidir.2
Kll Secde-zel Secde:
ki hakikate sahip olarak yaratldn iin Allah'n senin zerinde iki secde hakk
vardr: Hakka btnn asndan (kll secde) secde et. Bu btn lemin secdesi
dir. Bu durumda lemin hakikatlerini secdende ifa etmi olarak bulursun. Bunu g
remezsen, secde etmi deilsin (kll secde). Kll secdenin mahiyetini renmek
istersen, secdede Hakkm nidasna kulak ver! nk Hak, kll secdede btn sec
de sahiplerinin diliyle sana nida eder. Sen de, bu niday iittiinde, kll secde etti
ini anlarsn.3 Bunun yan sra, genel olmayan ikinci bir secde ile Hakka secde et!
Bu da, zel secdedir. Hak, bu secdede hi kimsenin ortak olmad senin hakikatine
zg dil ile sana nida eder, ite bu, kalbin secdesidir. ( h d , 2 )
437
Kn
kaldrmaz; kefe dayanmadan secde eden ise ban kaldrr. nsann secdeden ba
n kaldrmas Allahtan gafil olmak ve Onu eyada unutmak diye isimlendirilen
eydir. Bu yzden kalbinin secdesinde ban secdeden kaldrmayan kimse, her
eyde srekli olarak Hakk mahede eder. Bu kii, grd her eyin ncesinde
Allah grr, ( f tu hat . i:303)
NOTLAR:
1 lbnl-Arab yle der: htisas secdesi kalbin secdesidir. Her kalbin secdesi, bilgisine, bilgisi ise Hakkm
kendisine tecellisine baldr (Kitabu-ahid, s. 2-3).
2 Secde, yere varncaya kadar ba eme zelliiyle birlikte, gerekte boyun emenin belirtisidir. Bu ne
denle ba emek, yceliin zdd saylmtr. Bkz. el-Ftuhtul-Mekkiyye, c. IV, s. 189.
1Yani var oluun ynnden btnnle secde edip etmediini renmek istediinde.
Kn varlkla ilgili bir harftir ve ondan ancak varlk meydana gelir, yokluk gelmez.
nk yokluk olmaz. Kevn varlktr, (ftht, i:280)
Kn iki ele2 iaret eder: sz konusu iki el bnl-Arabye gre etkinlik ve edilgenlik
sfatlarn veya zorunluluk ve olabilirlik mertebelerini ifade eder .3
Tanr bu nitelikleri, yani tekrarlanan iki nitelii etkinlik-edilgenlik, bazen de iki el,
bazen de iki harf ile ifade etmitir; iki harf, fendir [kn]. ( bulga , 125)
438
Kn
Ben kevne ve nasl meydana getirildiine, saklanana ve nasl tedvin edildiine bak
tm ve btn kevnin bir aa olduunu grdm. Bu aacn nurunun asl kn tohu
mundan idi. Bylece K cevherinden iki farkl anlam ortaya kmtr. Birisi 'keml
ksi, Bugn sizin iin dininizi kemle erdirdim (5:3), dieri kfr Ksi, Onlarn bir
ksm iman etmi, bir ksm ise kfir olmutur (2:253). Ardndan N (Nun) cevheri
ortaya kmtr: belirsizlik N'si ve belirlilik Nsi. Tanr onlar yokluktan4 iradesinin
hkmne gre izhar ettiinde nurundan zerlerine sam, bu nurun isabet ettii,
tan tohumundan ortaya km olu aacnn grntsne gzlerini diker. Bylece
onun Ksinin srrnda Siz en hayrl mmetsiniz (3:11 o) ifadesinin timsali parlar.
Nunun erhinden ise Allah kimin kalbini slama aarsa, o Rabbinden bir nur ze
rindedir (39:22) ayeti anlalr hale gelir. Bu nurun skalad kimse ise kn5 harfiyle
anlatlmak istenilen anlam aklamas istenilir, o da harfin hecelerinde yanlr. Ar
dndan kn kelimesinin misaline bakar ve zanneder ki o belirsizlik Nunu ile kfr
Ksidir. Bylece kfirlerden olur. Yaratlm herkesin Kn kelimesinden pay, hece
lerinden bilindii kadardr. Bir kii keml Ksine ve belirlilik Nsine tanklk eder
ken, birisi de Kfr Ksine ve belirsizlik Nsine tanklk eder. (ecers, 2-3)
Allahn kelimeleri olan varlklara dair tutumuyla paralel bir ekilde, bnl-Arabinin
kn lemin asl yaptn grmekteyiz. Buna gre kelime, mevcutlarn hakikatidir.
Bu nedenle Ibnl-Arab k n de iki nitelii grmtr; sz konusu iki niteliin zt
lndan ise yaratklar hidayet ve dalalet, kfr ve iman gibi zt snflara ayrmlar
dr.
Mertebe kelimesi (fim), bazen ztlar da olabilir. Sz konusu ztlar, zel kullardan
olup, Knden etkilenen eylerin etkilendii kimse ise kelime zerinde bir rtdr
ve kelime de onun sayesinde rtlmtr. Bylece kendilerine yneldiinde sonu
lar ortaya kt iin, o zta da kelime denilir. Allah sa (a.s.) hakknda yle de
mitir: Meryem olu Mesih Allahn peygamberi ve Onun kelimesidir. Onu Mer
yeme atmtr ve kendisinden bir ruhtur (4:171 ). (KTABU'L-HAK, 33)
NOTLAR:
4 39
Levaih, Tavali, Levami
Levaih, bir halden dier bir hale, ykseklikten parlayan srlardr. Bize gre ise dla
snrlanmadnda gze parlayan eyler ve -kalp ynnden deil- zt kaynakl nur
lardr. Tavali, marifet ehlinin kalplerine doan ve dier nurlar sndren tevhit
nurlar demektir. Levami ise tecelli nurlarndan iki vakit veya buna yakn bir srede
devam eden eylerdir, ( istilahat , 291)
NOTLAR:
1 Tsl ve Kueyri nceki sfilerin levaih, tavali ve levami hakkndaki gr ve ifadelerini zetlemilerdir.
Kueyri yle der: Bu stlah, kalp ile ykselme halinde olan ve yukar doru kan balang halin
deki kimselerin zellikleridir. Onlar henz marifet gneleriyle aydnlatlmam kimselerdir. Onlar
perdeliyken bir anda levaihi gzlerler. Nitekim bir air yle demitir: Ey parlayan imek! imdi se
mann hangi tarafn aydnlatmaktasn. nce levaih, sonra levami, sonra da tavali gerekleir. Levaih
imek gibidir, grnr grnmez kaybolur. air der ki, Uzun bir sre ayr kaldk, kavuunca selam
vermesiyle ayrlmas bir oldu. Levami levaihten daha aktr ve onun kadar hzla kaybolmaz.... Tavali
daha uzun sre devam eder, daha gldr, daha uzun sre devam eder. Karanl daha iyi giderir...
(bkz. Kueyri, Risale, s. 209 [ev. Sleyman Uluda]. Ayrca bkz. Serrac, el-Luma, s. 412.
440
Levh-i Mahfuz
Levh-i Mahfz [Korunmu Levha], Kuranda bir kez zikredilmi, yce Kur'an iin mahal yaplmtr:
O kymetli bir Kurandr, Levh-i Mahfzdadr.2 (85:22)
Yorumcularn ve tefsir bilginlerinin teorilerine girmeksizin, ayetin zahiri yorumunu aratrmak eklindeki
detimize uyarak, zel bir gr belirtmeksizin bu ifadenin belirsizliinin nnde duruyoruz. nk bir
gr belirtmek, incelemekten kandmz dier teorilere eklenen baka bir teori olabilir. Levh, Mu
sa'ya (a.s.) izafe edilen ayette oul kalbyla (e/va/1)3geer:
bnl-Arabnin varla yazlm kitap diye baktna ve buna bal olarak kalem,
levha, okka, harfler ve levhalar gibi yazyla ilgili terimlere dikkat ekmitik. Levh-i
Mahfzun zel anlamna gelince: Levh-i Mahfz [Korunmu Levha] Yce Kalemi
ikileyen varlk mertebesidir, bylece sudur eden ilk yaratlm olur ve Kalemin (fail)
karsnda edilgenlik, Kalemin karsnda (erillik) diilik, Kalemin (mcmellik) kar
snda tafsil mertebesini tekil eder.
Levh-i Mahfz, aklclara gre. Klli Nefstir. Klli Nefs, ilk sudur eden varlktr ve
Akldan meydana gelmitir. O Akl karsnda dem iin Havva gibidir; ondan ya
ratlm, onunla iftlemi ve bylece iki tane olmulardr. (ftHt, 111399)
Levh, bu ilahi yce Kalemin yazd eyler iin mekn ve mevzi idi. O sudur yoluy
la ilk var olandr, (ftuhat, 1:139).
Kalem ile Levha arasnda manevi ve akledilir bir nikah, grlen-duyulur bir netice
vardr. Levhaya braklm netice, diinin rahmindeki meni gibidir. Yazdan mey
dana gelen anlam ise, onlarn bedenlerine braklm evlatlarn ruhlar gibidir.5 (f-
T H T , 1 :1 2 9 )
Levh, akim ifade mahallidir ve akl karsnda dem iin Havva mesabesindedir.
Nefs diye isimlendirilmitir, nk Nefes-i Rahmnden var olmutur. Bylece Al
lah onu Akldan meydana getirmitir. nk onu akln aktaraca eyler iin ma
hal, yazaca eyler iin Levha yapmtr, (ukle, 55)
Korunmu Levha, kyamete kadar lemdeki btn ilimleri ierir. O kitaplarn indi-
4 41
Levh-i Mahfuz
Tanr yaratmak istedii eylerle Kaleme retme mertebesinde tecelli etmi, Kalem
de olacak eylerin bilgisini ve bu lemin sudur etmesini talep eden Tanrmn ilahi
isimlerinin bilgisini kabul etmitir. Akldan baka bir varlk tremi, Tanr onu lev
ha diye isimlendirmi ve Akla ona doru eilmesini emretmi, Kyamet Gnne
kadar olacak eyleri o Levhaya tevdi etmitir. Bu levha, Kyamet Gnne kadar -
lemdeki ilimleri ierir.6 ( f th t , c. i,148)
Klli Nefste -ki Hz. Peygamber Allahtan ald bilgiyle onu Korunmu Levha diye
isimlendirmitir- Allah yazdklarm saklamtr. Bylece yazlanlar, herhangi bir si
linme ve deiiklie konu olmaz. Her ey, onun iindedir. O Kuranda her ey diye
isimlendirilmitir ki, bu Tanrnn isimlendirmesidir. Allah, peygamberlerine indir
mi olduu kitap ve sayfalar sz konusu Levhadan yazmtr. Nitekim bir ayette
Her eyi Levhalarda yazdk (7:145) buyurur. O Levh-i Mahfuzdur [Korunmu Lev
ha]. (FTHT, lll:260)
Kalemler silme ve ispat levhalarnda7 yazarlar. Allah dilediini siler ve ispat eder
(13:39) ayetinin anlam budur. Bu levhalardan peygamberlere (a.s.) eriatlar, sayfalar
ve kitaplar iner, bu nedenle de eriatlar neshe [hkmn kalkmas] konu olurlar.
(FTHT, 111:61)
Korunmu Levha, Yce Kalemden iki zelliiyle ayrlr: bilgi ve amel, baka bir ifa
deyle etkinlik ve edilgenlik. Levha Kaleme gre edilgendir; kendisinden sonra gelen
eylere, yani Tabiata gre ise etkendir. Halbuki Kalem etkin olarak zuhur eder. Bu
nedenle bnl-Arab Tanrnm aynada mahede ediliini en yetkin mahede sayar,
nk o, etkin ve edilgen olmas ynnden Tanrnn mahedesidir.8
Tanr Levhada iki zellik yaratmtr: bilgi ve amel. Buna gre bilici zellik, baba
dr; nk o etkindir; amel zellii ise anadr, nk o etkiye konu olandr ve su
retler ondan meydana gelmitir, ( f th t , 1:139)
bnl-Arab Levh-i Mahfz ile bazen varlnda btn isim ve zellikleri birletirip
kymetli zet olan insana iaret eder. Burada, sz konusu kuatclg silinmek ve is
pattan koruyan insan- kmili kastettii bellidir.9
Allah yle buyurur: Aksine o mecid Kuran'dr" (as:2i ). Yani o kymetli bir toplam
dr. Burada kastedilen onun isim ve zellikleridir. Levh-i Mahfzdr" (5:22). Levh-i
mahfz, iaret ve yorum yoluyla sensin. ( f th t , iv:193)
442
Levh-i Mahfz
Levh-i Mahfz [Korunmu Levha] kendi altnda bulunan eyler iin Kalemdir. Ayn
ekilde her etkin ve edilgen de Levh ve Kalemdir. ( u k l e , 56)
Geree ulam eyh iin talebeler, eyhin yaz ve iareti iin ilenmi levhalar; ne
fesi iin istidatl kabiliyetler gibidir. (MEVAK, 126)
Kalem ve Levha," yaz ve tedvin leminin ilk varlklardr, onlarn zellii de, ulvi
ve sfli, manevi ve duyulur btn varlklara sirayet etmitir, ( f t h t , i:22i)
N O T LA R :
1 lbnl-Arabi yle der: Bu nefs Korunmu Levha'dr. O saygn meleklerden birisidir ve 'Levhalarda her
eyi yazdk1 (7:145) ayetinde her ey diye ifade edilen eydir (Ukletu'l-Mstevfiz, s. 54).
2 Kad Beyzvnin yorumu iin bkz. Envart-Tenzil, c. II, s. 302. Beyzv yle der: Korunmu, yani tah
riften korunmu. Faydal anlamnda 'nafi' okunuu da vardr. Kuran- Kerimin niteliidir
5 Levhalarn on veya yedi olup olmad konusunda gr ayrl vardr. Bunlar yakut veya zmrtten
vs. idi. Allah onlar Musa (a.s.) iin yumuatmtr. Tevrat onlarn iindeydi (Beyzv, Envar, c. I, s.
173)-
4 Tevrat'n yedi levha iinde bulunduu rivayet edilmitir. Musa onlan attnda krlmlardr Bkz.
Beyzv, Envar, c. I, s. 174.
* Bkz. Y c e K alem .
6 Clnin bu konudaki ifadeleri iin bkz. Insan- Kmil, c. II, s. 6.
7 Mahv ve ispat levhalar kk lem, yani insandaki karlklaryla anlalr. lbnl-Arab yle der: Kul
dine gre hayr veya kt saylan ilahi fiillerin mahallidir. O mahv ve ispat levhasdr. Allah dilediini
siler ve brakr (13:39). Kitabn Anas onun yanndadr. Kulun aklna herhangi bir eyi yapmayla ilgili bir
dnce gelir, ardndan baka bir dnce onu siler. Bylece insan birinciyi siler, kinciyi ise ispat eder.
Bu durum, kul dnceleriyle perdeli kald srece byle devam eder. Peygamber msumiyet, veli ise
korunmuluk zelliiyle desteklendiinde, kalbi silmekten korunmu mukaddes bir levhaya dner. Ar
tk onun hakknda mahv ve ispat levhas denilemez, nk kul keif sahibi olmutur. Bu makamlar
byle isimlendirdik, nk insan byk lemin nshasdr (bnl-Arab, Mevafeiun-Ncum, s. 79).
Kalbin iki yn vardr: d ve i. i silmeye (mahv). konu olmaz, O sadece ispat eder, insann d ise
mavhva konu olur. O mavh ve ispat levhasdr. Bylece herhangi bir zaman bir i ondan sabit kalr
(Ibn'l-Arab, KUabu'l-Fena, s. 7). Ayrca bkz. Dr. Abdlkerim el-Yafi, Di rasat, s. 391
8 Bu konuyu 'sevgi den sz ederken ele almtk, bkz. Hub.
44 3
M adca'
9 Bkz. Daha nce belirttiimiz kulun Hakkn iinin mahalli olmasyla ilgili ifade. Keif sahibinin kalbinin
silmekten korunmu mukaddes bir levha olduunu da belirtmitik. D ise dncelerde gider gelir.
10ada psikoloji geen yllarda erkeklik ve diilii birbirinden ayr saymaktayd. Gnmzde ise u so
nuca ulamtr: nsan ayn anda erkek ve diidir, ztnda erkeklik ve diilik zelliklerini tar. Halbuki
lbnl-Arab bu gerei yllar nceden bildirmitir. Psikologlar onlarn grlerinden nasl yararlanmay
bilselerdi, sfilerin psikolojiye ne byk katklar olurdu!
" Bkz. lbnl-Arab'de levh-i mahfiz hakknda. d-Ftuht-Mekkiyye, c. I, s. 46; II, s. 130, 282, 427, 428; III,
s. 12, 28, 317, 322, 342, 430, 444; c. IV, s. 26; MT, s. 168; lnsan- Klli, s. 5; Blgatu'l-Gavvas, s. 132; Meva-
kiu'n-Ncum, s. 98, 126.
N O TLA R :
M a h d a ' Ha, dat ve ayn tek kkt r. Dilci Hall yle der: "hda bir eyi gizlem ek de
m ektir. H azine bu nedenle m uhdi' diye isim lendirilm itir. 'T kr a znda saklad'
anlam nd a hadea er-rika fi'l-fem den ilir." ( m u c em )
NOTLAR:
444
Mahk
Sahk, kahrn altnda terkibinin ortadan kalkmas, mahk ise Hakta fani olmandr.
( IS T IL A H A T , 2 9 0 )
Mahk, halifelik ve naiplik yoluyla, lemde Hak ile zuhur etmendir. Bylece lemde
hkm gcn olur. Muhikku'l-muhik ise Hakka perde ve rt olarak zuhur etmen
dir. Bu durumda sen, Onu perdelersin. Bylece lemin mahedesi senin zerinde
Haksz halk olarak gerekleir. Muhikkul-muhikin -ki mbalaa anlam tar- ben
zeri yokluun yokluudur, (ftht, i:5 5 4 )
NOTLAR:
' Serrac el-Lumada yle der (s. 431): Mahk, mahv demektir. u var ki, mahk daha yetkindir. nk o
daha hzl kaybolur....
1 Mahk sahfean stndr. nk kul, fenann olumlu ynn elde edebilmesi iin, terkibinin gitmesinin
olumsuzluundan kurtulmutur. Bkz. F en a.
3 Mahk lbnl-Arabtnn rettii bir terim deildir, kendisinden nceki btn tasavvuf metinlerinde bu
terimi grmekteyiz. Halbuki mahku'l-mahk lbnl-Arabye zg bir terimdir. Bkz. el-Ftuhtl-
mekkiyye, c. II, s. 132.
Mahv, alkanlk zelliklerinin silinmesidir. Bir gre gre mahv, sebepleri orta
dan kaldrmak, bir gre gre ise Tanrnn rtt ve ortadan kaldrd eydir.
spat ise, ibadeti yerine getirmek, bir gre gre ise ulatran eyleri2 ortaya koy
maktr.3 (ISTILAHAT, 2 8 8 )
Elif btn ynlerden yetkindir; nun harfi ise eksiktir. Gne yetkin, ay eksiktir;
nk ay siliktir (mahv). Ay nn zellii, dn alnm olmaktr; sz konusu
k, aya verilmi emanettir Ayn o silmesi (mahv) ve gizlemesi lsnde ispa
t ve ortaya kmas mmkn olur, (ftht, bs, 479)
4 45
Makam
tvbe, derinleme gereken ve ayrlmann mmkn olmad eylerdir. Hal ise sar
holuk, mahv, gaybet, rza gibi, herhangi bir vakitte iinde bulunulanlardr veya be
la karsnda sabretme, nimete kar kretme rneklerinde olduu gibi varl be
lirli bir arta bal olup, art kalktnda kendisi de ortadan kalkan eylerdir, ( ft -
HT, BS, 96)
NOTLAR:
' Tsi yle der: Mahv, eseri kalmad srece, bir eyin gitmesidir. Eseri geride kalrsa, tames adn alr"
Bkz. el-Luma, s. 431.
2 Ibn'l-Arabnin bu ifadesi Kueyri'den alnmtr. Bkz. Risale, s. 39.
3 Mahv ve ispat hakknda bkz. Gmhanevi, Camiu'l-Usl, s. 180.
M akam Kaf, vav ve mim iki k kt r; birincisi "insan to plulu u" (k av m ), dieri "a z
m etm ek" ve "dikilm ek" dem ektir ( m u c em ). "Bir m ekna yerlem ek" dem ektir. M akam
"o turulan yer" dem ektir. Karne ve kavm, "ik m e t" dem ektir ve yer iin de kullanrlar
(Firu zab ad i, Kamus).
vs*
Makam ya tamlama veya nitelenmi olarak geer. Bu durumlarda u anlamlara gelir;
Mekn ve oturma yeri:
Allah yolundaki her makam kazanlmtr ve sabittir; haller ise verilmitir, dolay
syla ne kazanlm ve ne de sabittir. Hal, akan bir imee benzer. Bir imek ak
tnda ya kendisiyle elien bir ey nedeniyle veya benzerlerinin gelmesiyle ortadan
kalkar.4 (ftht, im 7 6 )
Emre konu olmu her ey, kazanlan bir makamdr.5 Bu nedenle sfi taifesi yle
der: Makamlar kazanmlar, haller ilahi vergilerdir.6 (ftht, i:i57)
446
Makam
Bir makamdan ayrlmak, makam terk etmek eklinde gereklemez. Bu, iinde bu
lunulan makamdan ayrlmakszn daha stn bir makam elde etmek eklinde ger
ekleir. u halde bir makamdan ayrlmak, o makamdan bakasna gitmek deil,
onunla beraber baka bir makama intikaldir, (ftht, 111:225)
Makamn bilfiil var olduunu ortaya koyan son paragraf, ayn zamanda lbnl-
Arabnin makama baknn nceki sfilerin bakndan farkn da yanstr. Buna g
re slik, belirli bir makamda, daha nce ulat makamlar ardna atmaz, onlar de
rinliklerinde tar ve hibir eyi ardna atmaz.
Yce mertebeler, mertebe olular ynnden varla sahip deildir, onlar kendileri
ne bakan kimsenin varlyla mevcuttur. Bu ksma rnek olarak, makamlar verebi
liriz. Makamlar yerleenin varlyla mevcuttur. Bir yerde makam yoksa, orada yer
leen kimse yok demektir, (tercman, 13)
Bu ifade makamn manevi bir olgu olduunu ve yerleenin onu mevcut yaptn a-
klar. Tvbe sz gelii tvbekrdan bamsz bir varla sahip deildir; tvbekr,
ona yerlemekle tvbe makamm meydana getirendir. eyh-i Ekberin makamlarn
derinlemesine aratrmaya kalksaydk, zel bir blm ayrmak gerekirdi. Bu ba
lamda o sliklerin yz menziline yzlercesini7 daha eklemitir. nemli bir noktaya
dikkat ekmek faydal olacaktr: bnl-Arab ncekilerin makamlarla ilgili grle
rini tartr ve aklar, bunu yaparken de metinlerden uzaklamaz; bunun yerine on
larn grlerini aklama yntemi, onlarn e l-F t h t l-M e k k iy y e n in bir ksm veya
kendi makamlarnn balangc olduunu hissettirir. Sz gelii eletirmeden veya s
z kendisine balamaktan uzaklamadan, selefe gre tvbe8 makamn aklar ve ta
nmlar; ikinci aamada bir makamla daha yksek bir makama geer. Bu durumda
iki tercihimiz vardr: ibnl-Arab iin makam ykselmek demektir, bu durumda
ncekilerin makamlar onun makamlarnn balangc olur veya tbnl-Arab nceki
sfilerin makam grlerini onlar geersiz klmak ve basitliklerini aklamak iin
ortaya koyar. Bu balamda biz her iki fikri uzlatrma eilimindeyiz. bnl-Arab bir
yandan birletirici eilimiyle grnr her okluu kuatrken, te yandan meselelere
zel bakyla nceki sfilerden ayrlr. bnl-Arabnin yaratklar iin dile getirmi
olduu yzlerce makam bir makamla zetleyebiliriz. Bu zetlemedeki kantmz, ge
liim ve ykseli aamalarnn son merhalesinde btn makamlar arasndaki mte
rek tek zelliktir. bnl-Arab tevekkl ve tevekkl terk makamndan sz eder;
kr ve kr terk makamndan; kesinlik ve kesinlii terk makamndan; sabr ve
sabr terk makamndan sz eder. te bylece, btn makamlar daha stn makam
larla birlikte sralar ki, stn makam terk makamdr.9 Sliki terk etmekle bir ma-
447
M a n e v i l m
kamdan ykselmeye sevk eden mil, muhta ve mmkn oluunu grmesidir. Slik
yoklukta sabittir,'0 Tanr karsnda varla sahip deildir. O halde makam terk, da
ha stndr. Bu esasa gre btn makamlar tek makamla zetleyebiliriz: muhtalk
veya kulluk makam. Tanrya giden kii isimleri deise bile kul makamnda" bulu
nur. Bu nedenle bnl-Arab Allaha giden yolun nihayetsiz olduunu dnr, hal
buki makamlar snrldr.12 Kul makam makamlarn sonu ve en stndr; sz ko
nusu makam, Ibnl-Arabnin ayrlmak mmkn deildir anlamndaki ifadesinin
birebir rtt eydir. u halde kulluk insana zgdr ve ondan ayrlmamz
mmkn deildir.
N OTLAR:
' ibn'l-Arabde halden sz ederken makam hakknda da bilgi vermitik. Bkz. Hal. zellikle makamn
kaynaklar halin kaynaklarna racidir. nk tasavvufi dnce her iki terimi karlatrmayla ele alr.
2 bnl-Arab yle der: Pirlerimizin bu makama dair (tvbe) pek ok tanmlar vardr, bunlar imkn
lsnde zikredeceiz. ayet ifadelerini bulabilirsek, btn makamlarda da byle yapacaz -Allah izin
verirse. u var ki pirler, kendilerine bir eyin mahiyetinden sorulduunda, o eyin mahiyet tanmyla
cevap vermemiler, bunun yerine o makamn kendisiyle nitelenmi kimsedeki sonularndan hareketle
cevap vermilerdir. Bizzat bu cevap, makamn kendileri iin zevk ve hal olarak gerekletiini gsterir
el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 143.
3 Bu tanm hal ve daha nce zikredilen meseleyle ilgili anlamlarn zdr.
4 Bkz. Y e n id e n Y a ra tm a .
5 Yani Kuran- Kerimde size emredilen takva, tvbe vs gibi emirler bunlarn insan tarafndan kazanlabi
lecek makamlar olduklarm gsterir. nk insann abas olmakszn sadece vehbi olarak gerekleebi
lecek bir eyi emretmenin hibir anlam yoktur.
6 Acaba btn bu makamlar lbnl-Arabye gre alarak m elde edilmektedir? Ona kulak verelim:
"Nbvvet ve velayet, akln takatinin tesindeki iki makamdr; bunlar akln elde etmesi mmkn de
ildir; bu iki makam, Allahn diledii kullarna bahettii iki ltuftur Kitabut-Tecelliyat, s. 4.
7 Konunun Ibnl-Arabdeki geniliini gstermek iin ei-Fthfl-Mdhiyyenin taksimini zikretmek ye-
terlidir: Bu kitapta alt byk ksma taksim edilmi 560 blm vardr: Marifetler (73 blm), muamele
ler (116 blm), haller (80 blm), menziller (114 blm), mnzeleler (78 blm), makamlar (99 b
lm) Osman Yahya, el-Ftht'l-Mekkiyye, Giri, c. I, s. 30).
8 Bkz. G en el N b v vet- zel N bvvet.
5 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 139-370. Bu sayfalarda bnl-Arab mstakil olarak makamlardan ve
onlar terkten sz eder.
,0Bkz. Ayn- Sblte/A yn- S a b ite
Bkz. Abd.
12Ibnl-Arab yle der: Sadece bidyet vardr. Nihayet ise dile gelir, makul deildir (el-Ftuhdfl-
Mekkiyye, c. II, s. 177). lahi vridler sonsuz olsalar bile, hi kukusuz makamlar sonludur (Terc-
man'l-Evak, s. 21).
448
Masik
kalmasdr.
Bedeniyle len kimsenin vlen ve yerilen btn nitelikleri ortadan kalkt gibi,
manevi lm ile len kimsenin de vlen ve yerilen btn nitelikleri kaybolur. Al
lah her halinde onun yerini alr; ztnn yerini Allahn zt alr, sfatlarnn yerini
Allahn nitelikleri alr. Bu nedenle Hz. Peygamber yle buyurur: lmeden nce
lnz. Kutsi bir hadiste ise yle buyrulmutur: Kulum bana nafile ibadetlerle
yaklar, ta ki, onu severim, onu sevdiimde ise onun iittii kula, grd gz,
tuttuu eli vs olurum. (kITAB'L-hVE, 197)
M a s ik bkz. D ir e k
M a s iv a bkz. A lla h t a n B a k a s / S iv a
M a t la ' Ta, lam ve ayr tek kktr ve "bir eyin ortaya kmas ve domas" anlamna
gelir. "Gne dodu anlamnda" Taleat e-emsu denilir (mastar tulu, mimli mastar
ise matla'dr). Matla', "gnein doum yeri" demektir. Bir kii geldiinde talea aleyna
flann denilir. Talla', "gnein zerine doduu yer"dir. Bir hadiste "zerine gnein
doduu her yer ( tallau'l-ard) altn olsayd" denilmitir. Tulea ise "merakl" .demektir.
imreetn tulaatn "merakl kadn" demektir. Tal, iinde kafur bulunan iyi cins hurma
demektir. Matla', "geli yeri" demektir. "Bu iin matla' neredir?" demek "nereden ge
lir" demektir, (mucem )
59
Gnei gryorsun ya, doduu (fafaaf) vakit maaralarnda sa tarafa meyleder. (18:17)
Gne domadan [tulu) ve batmadan nce Rabbinin hamdini tespih et. (50:39)
Gnein doduu yere (matla) ulatnda ise... (18:90)
Ibnl-Arab Her ayetin bir zahiri, bir btn, bir haddi ve bir de matla' vardr 2 an
lamndaki hadisi esas alr ve onu btn olgulara ve varlklara genelletirir. Ona gre
449
M e c u l la h
her eyin bir zahiri, bir btn, bir haddi ve bir de matla' vardr. Bir eyin zahiri ve
btn hakknda daha nce mstakil bir blmde sz etmitik. Bir eyin haddi, o e
yin mahiyeti, hakikati veya ayn- sbitesi3 demektir; matla' ise Hakkn o eydeki
vechidir. Bu noktada ey, Hakkn grlmesini engelleyen bir perde ve simgeden
O na ulatran bir yol haline gelir. Bylece mazhardan zuhur edene, var olanlardaki
greceli okluktan Hakkn birliine intikal ederiz. Bu mertebeye ulaanlara bn'l-
Arab! u isimleri verir: Ehl-i matla1,4 ashab- mahede-i vech [Hakkn yzn [z
tn] eyada mahede edenler] ,5Melmiyye [Melmiler] 6
Btn ilerin drt hkm vardr: zahir hkm, btn hkm, had hkm ve matla1
hkm. Hakkm her eydeki vechi, matla'dr. nsan eyaya bakm ve gzleri eyay
grmemi, eyada bulunan Hakkn vechi zerine dmtr. Eya, varlklarnda o
vecih ile irtibatldrlar ve ondan zuhur etmilerdir, ( f th t , hm 77)
Matla1, olu lemine bakmaktr. Bakan ise izzet perdesidir. O Am7 ve hayrettir.8
(iSTILAHAT, 297)
NOTLAR:
M e c u l l a h bkz. n a n la n la h
450
Medine-i Fzla
rerek Allaha ibadet etmesidir. Bu ibadet, seime baldr ve kul onlarda zgrdr
(oru, namaz vb). O halde bu ibadet tr, seime bal ibadettir ve onlar yerine ge
tirmede kul zgrdr.
Farz ibadetler gerek ve zorunlu ibadetlerdir. Nafile ibadetler ise ihtiyari ibadetler
dir; bunlarda rubbiyet kokusu bulunur, ( fth t , IV:12)
Bizler (insanlar), farzlar yerine getirirken mecbur, nafileleri yerine getirirken zgr
kullarz, ( f th t , iv:3o)
Kul farz ibadette zorunlu ve hi kukusuz mecbur kuldur. Bylece kendi nefsinde
edilgen olmutur. Varlkta sadece Rab ve merbub [kul] vardr. Ardndan Hak kulu
na nafile diye isimlendirilen ibadette ilahi irade hkmn vermi, bylece ona
kendi elbisesini giydirmitir. Hatta kul zorunluluk zelliinden daha ok seim -
zelliine layktr.' nk mmkn olmas nedeniyle z gerei tereddttedir.
(FTHT, IV:103)
NOTLAR:
1 Bkz. htiyar.
M e d i n e - i F z l a bkz. E r d e m li e h ir
451
Mehdi
Hz. Peygamber kendisinden sonra gelip, vrisi olan ve yolunu takip edip, yanlma
yan din imamlarndan Mehdiden baka kimseyi belirtmemitir; ayn zamanda onun
verdii hkmlerde korunmuluguna da tanklk yapmtr. (FTHT, 111:338)
Allahn ortaya kacak bir halifesi vardr. Daha nce yeryz hakszlk ile dolmu
ken, o adalet ile dolduracaktr. Dnyann sadece bir gn bile kalm olsa, bu hali
fenin gelmesi iin Allah o gn uzatrd, ( f th t , i:327)
Mehdi mal eit datr ve halka adil davranr. Bir adam ona gelir ve Ey Mehdi, ba
na ver! der. Mehdinin nnde mal vardr ve tayabilecei kadar mal elbisesine
doldurur, ( f th t . i:327)
lbnl-Arab'den byle bir ifadenin kmas, iki nedenle ilgintir: birincisi ona gre
velilerin yardm bilgi ve ruhani yardmdr; kincisi, H. VI asr mal, imam veya veli
nin ahsndaki yetkinliin dinamiklerinden birisi saymaktan uzaktr. Acaba burada
Ibn'l-Arab Mehdinin yetkinliini zuhuru annda gleri birletirmesinin kemli
mi sayar. Vakaya doru bir ekilde bakldnda, ada lemin etkin iktisadi gle-
452
Mehdi
rinden birisi olarak maln nemi aktr. Mehdi zayfl kuvvete dntrr:
Cemaatin gc:
Mehdi slama ruh fler ve zelil hale gelmiken slam onun sayesinde izzet kazanr.
O dinden iin gereini, Hz. Peygamber olsayd verecei hkm ortaya kartr,2
mezhepleri kaldrr. Yeryznde sadece saf din kalr. Mehdinin dmanlan, itihat
ehli bilginlerin taklitileridir, (ftht, i:327 )
NOTLAR:
' Mehdi fikrinin ada kaynaklan iin bkz, Muhammed ah Kemiri el-Hindi (h . 1292-1352), et-Tasrih
Bima Tevatere fi Nzulil-Mesih (bilhassa s. 294-96); Snnilikte Mehdi fikri iin bkz. Sadk el-Mehdi,
Yeseluneke Anil-Mehdiyyet (eserde Mehdi fikrinin tarihi Islami kaynaklar incelendii gibi, Mehdilik id
dialarndan da sz edilir). iilikte Mehdilik iin bkz. Muhammed Bakr, Bahs Havlel-Velyet; Sadreddin
es-Sadr, Mehdi, (On ki imam iiliinde Mehdi fikri).
2 bnl-Arab burada Islami adan ok nemli bir meseleyi ortaya atmakta ve kelime veya metin ile a-
hs-insam ayrr. Gnmzde Mslman, Hz. Muhammedin snnetine uysa bile, onu birtakm kelime
ler ve eylemler diye alglar. Burada ortaya atlan ise bizzat ahstr. nk o kelimenin ve eylemin ru
hudur ve deimelerinde sabit kalandr. Bu ruh gnmz Mslmann anlayamad eydir, nk o
kelime ve eylemlerin esiri haline gelmitir. te yandan kelimeler ve eylemler bizi gemie tar. Dolay
453
Mehdi mam
syla o teye dntr. Halbuki ahs, zamanla etkileim iinde olan ve ona gre deiebilen dinamik
bir gtr. Bkz. V srset/V rls.
3 Hz. Muhammed, imkn olduu halde, Hz. Sleyman gibi zengin ve gl grnmemitir. Bu nedenle
Mehdi Sleymann tarzn Muhammedi bir miras olarak tevars eder. Dolaysyla o Peygamber Mu-
hammedin (a s.) velayetinin bir tezahrdr. Bu nedenle lbnl-Arab yle der: Hz Muhammed'in
hkmranl, Mehdi vastasyla tamamlanr.
M e h d i m a m bkz. E n B y k m a m
M e k r Mekr, Tanr katndan gelen tuzaa iaret iin tasavvufi metinlerin byk ks
454
Melmiyye
NOTLAR:
455
M e n z il
M e n z i l Tanrmn kuluna indii makamdr. Menzil, iki taraftan bir ini olmay, sa
dece Tanr tarafndan kula ini olmas ynnden mnzeleden ayrlr.
Menzil, iinde Tannnn sana veya senin ona indiin makamdr. Hakkm sana ini
iyle senin ona iniin arasndaki fark da bilmelisin. ( fTht, i:577)
Her amelin bir lemden bir de Tanrdan neticesi vardr. Amelin lemden neticesini
Ibnl-Arab keramet, Haktan neticesini ise menzil diye isimlendirir. Menzilin ou
lu menazil de slikin ulat makamlardr.
Her amelin lemden bir neticesi, vardr ki bu neticeye keramet denilir ve onu ame
lin hali ortaya kartr. Keramet mkellefin uzvuna ve amelin haline uygun gerek
leir. Amelin bir de Tanr katndan kendisine ayrlm neticesi vardr ki, bu neticeye
menzil denilir. Bu neticeyi, sz konusu amelin makam ortaya kartr ve bu menzil
Allah katnda mkellefin uzvuna uygundur. Bu uzva zg makamn tafsilleri, men
zilleri farkl trlerine gre ayrr, ( ftht, iv:169)
Hak yle der: Seni glkten feraha erdirmek iin, sana inmeye niyetlendim, by-
lece meakkat olmakszn sana veririz v e ihsan ederiz, ( f t h t, iiim 5 5 )
O makama ermek, farkl derecelerde gerekleir ki, biz ona mnzele1 dedik.
( mevakI)
N O T LA R :
' lbn'l-Arabde menzil iin bkz. el-Ftuhtl-Mckkiyye, c. II, s. 67; c. III, s. 421,433; c. IV, s. 81, 364, 370.
M e r t e b e A d a m l a r bkz. R a c l
M e r t e b e K e l i m e s i bkz. K n
M e i y e t S zlk, m eiyet ve iradeyi eanlam l zikred er. Firuzbd yle d er: i'tehu,
eyen, meaetve meaiyyet, bir eyi irade etm ektir" ( el-Muhit, c. I, s. 19).
Kuran- Kerimde meiyet ve irade arasndaki ayrm iin bir l bulabileceimiz gibi bazen de eanlaml
kullanlrlar:
ayet Allah bir ocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacandan dileyeceini (yea) seerdi.
(39:4)
456
Meiyet
Her kim pein isterse, ona, dnyada istediimiz (nridu) kimseye dilediimiz kadar (neau) pe
in veririz. (17:18)
Allah dileseydi, onlar ldrlmezlerdi. Fakat Allah dilediini yapandr. (2:253)
Daha sonra aklayacamz gibi, bnl-Arab irade ile meiyet arasna bir ayrma gidebilmek iin, Ku-
ran- Kerim'in koyduu farktan esinlenecektir.
Meiyet, dier terimlerle o derece i iedir ki, ayrt edilmesi imknsz hale gelmitir.
Bu balamda meiyet, irade, emir, ilim gibi ilahi niteliklerle i ie girmitir. Meiye-
tin bu nispetlerle ilikisine temas ederek, belirli bir anlamda meiyetin tanmna u-
lamaya alacaz. Arapa, bu iki kelimenin ieriiyle ilgili aratrmacnn kabul
edebilecei belirgin bir ayrma gitmemitir.1 Dnrlerimiz de, bu iki terim arasn
da zorunlu bir ayrm yapmann farknda olmamlar, onlar eit saymakla aralarnda
bir ayrma gitme arasnda kalm, bnl-Arab bile bu tereddtten kurtulamamtr.
Bu balamda bnl-Arabde bazen iki terimi birletiren, bazen ayran metinler bu
labilmekteyiz.2 bnl-Arab meiyet ile irade arasndaki ayrm Kuran- Kerimden
veya daha nce ieriini aklamakszm bu ayrma dikkat ekmi Halla el-Man-
surdan alm olabilir. O halde tbnl-Arabnin metinlerinin bu iki terim arasndaki
fark aka ortaya koymasn beklemeyeceiz, iaretleriyle yetineceiz. Ortak nokta
lar: a) Her ikisi de ilahi nispettir. tbnl-Arabnin birlik gr, varlk alannda sa
dece ilahi Zta ve onun nispetlerine imkn tanr. O halde sadece bir yanda Zt, te
yandan Ztm nispetleri, sfatlar, isimleri veya tecellighlar bulunur. Meiyet ve ira
de3 bu Ztn iki nispetidir:
Meiyet ile tabiatn eseri zuhur etmitir ki, o grlmez. Meiyet, bu gaybm anahta
rdr. Meiyet varl olmayan ilahi bir nispettir. Anahtar grlmez, ( f t h t, 111: 3 9 7 )
457
Meiyet
(KTB, 53)
mkn akledilir deil, mevhum [vehme dayal] bir hkmdr. Sadece kendisi dola
ysyla zorunlu ve Onun sayesinde zorunlu olan vardr.10 Tanrnn eyadaki
meiyeti tektir. lahi meiyette eya hakknda tek emir bulunur. Tanrnm meiyeti,
eyin kendinde bulunduu haldir. O halde Hakkn eya hakkmdaki meiyeti, o
eylerin kendiliklerinde bulunduklar haldir. nk meiyet, olann dnda bir ey
kabul edilirse, iki ihtimal vardr: Meiyet, ya emre1 tabidir ki, byle bir ey imkn
szdr ya da emir kendisine tabidir ki, bu da imknszdr, ( ftht, i:356)
Bugn lemde infaz edilen her hkm, eriat diye isimlendirilmi hkmle gr
458
Meiyet
Bu ifadelerden aadaki tanma ulaabiliriz: Meiyet, ilahi bir nispettir, konusu tek
tir, btn varla yaylm etkin gc temsil eder; varlktaki bilfiil veya bilkuvve her
eyin bulunduu hal zere olmasn gerektirir. Meiyet varlktr veya Eb Talib el-
Mekkinin isimlendirdii gibi, Ztm Ardr.
459
Meiyet
Meiyet tek eye iliir,18 O ilme tbi bir bantdr, ilim ise bilinene tbi bir nispettir.
Bilinen ise sen ve hallerindir, ( fuss , 82)
lahi Ztn mmkne var olmadan nce ilimesi, meiyet diye isimlendirilir, (km ,
34)
Meiyet tek bir eye iliebilir,19 onda [iki eyden birisini tercih anlamndaki] ihtiyar
sz konusu deildir, ( ftu hat , i:375)
Meiyet Ztm Ardr, ondan bakasnda ortaya kacak bir nispet veya eser sz
konusu deildir. Meiyet, varlktr. Ondan farkl hibir varlk yoktur; olsayd, yok
olurdu, silinirdi, kalmazd, ( ftht , iv :45)
N O TLAR:
460
Meiyet Emri / Dolayl Emir
9Bkz. htiyar.
20Bkz. stiva.
21 Bkz. Aff, Tlikat, s. 227.
M e i y e t E m r i / D o l a y l E m i r bkz. T e k v i n i E m ir T e k l if i E m ir
461
M in a s s a
trr, her eyi aslna gnderir. Bylece lm, bedeni asl olan topraa katar ve ruh
ile birlikte ykselir, ( f th t , v:38i)
lm, snm hayattr. nk hayat ikiye ayrlr. Birincisi grlen hayattr; bu, bi
leik canllktr. kinci ksm ise snm hayattr. Bu da paralarn ayrmasdr ve
lm diye isimlendirilir, ( bulga , 84)
Nefsin gdas kesildiinde, hareketleri zayflar, arzular kesilir. Nefsin arzulan kesil
diinde, ehvet atei de (ate unsuru) sner ve lr. Nefsin lmesi, atein tata giz
lenmesi gibi, rm kemikte gizlenmesidir. Nasl ki ate tata sakldr ve ancak
akmak tayla vurmakla dar kar, rm kemikte saklanm hayat da ikinci
fleme vastasyla ortaya kabilir. Sz konusu fleme, dirilitir, ( akku 'L-cuyb , 25)
n o tlar:
1 A l l a h y o l u n d a l d r l e n l e r i l s a y m a y n z " (3 :1 6 9 ) a y e t e t e l m i h .
M i n a s s a [Kk harfleri olan] nun ve sad tek kktr ve "ykselmek, ykseklik, bir ey
de neticelenmek" anlamna gelir. "Hadisi falana ykseltti" anlamndaki Nassa el-Hadise
ila fulanin buradan gelir. "Gvey otura" anlamndaki minassatu'l-arus da buradan
gelir, ( m u ce m )
S ?"
462
Minnet ve stihkak
Allah yle buyurur: De ki: Eer Allah sevdiinizi iddia ediyorsanz, bana uyun
ki, Allah da sizi sevsin.6 te bu, karlk sevgisidir. Birinci sevgi ise seni Peygam-
bere uymaya sevk eden sevgidir. Bylece senin sevgini Allah iki ilahi sevgi arasna
yerletirmitir: ihsan sevgisi ve karlk sevgisi, (ftht, iv-,4 5 6 )
Gnll amel, Allahn kulu sevmesini salar. Bu, zel ve yaplan amelin karl
olan sevgidir; ltuf sevgisi deildir. nk ltuf sevgisi, Allah katnda btn saitle-
rin ortak olduu sevgidir, (ftht, 1:203)
Bylece metinlerden Allahn kulu iki ekilde sevdii ortaya kar: Birinci sevgi, b
tn saadet ehlini ieren karlksz sevgi; ikinci ise kulun nafile bir amelin veya yeri
ne getirmi olduu zel bir amelin neticesi olarak hak ettii sevgidir. Allahn kuluna
bahettii tvbe de iki trldr: Ibnl-Arab onlar ihsan tvbesi ve amelin karl
olan tvbe diye isimlendirir.
Allah tvbe etmeleri iin kullarna dner.7 te bu ilk tvbe, ihsan tvbesidir. Allah
onlarn tvbe etmesinden sonra balamakla kullarna dndnde ise, bu ikinci
ilahi tvbe, karlk olur, (ftht, iv:3 0 3 )
O halde Allahtan ilk tvbe, balanmas iin kulun amel etmesini salayan karlk
sz tvbedir. Amel sayesinde kul, bir karlk olarak elde ettii ikinci tvbeye ular.
Ecir ve ceza, hak etmek anlamna gelir. Tvbe ve muhabbette Ibnl-Arabnin cezay
[karlk] ihsannn karsna nasl yerletirdiini grdk. u halde ceza, gerekte,
hak etmektir. Fakat burada tbnl-Arab ceza kelimesine vifak kelimesini ekler. By
lece ltuf anlam kazanan hibe ve kerem terimlerinin karsnda uygun ceza, hak
etmek anlamna gelir.8 Cezadaki durumun ayns ecirde sz konusudur: Ecir, amel
karlndaki bir bedeldir, o halde ecir, hak etmektir. Fakat burada bnl-Arab ih
sann gerektirdii ecri hak edi ecrinin karsna yerletirir.
Mahede menzilinde uygun karln bilgisi vardr. Allah karlk olmayan bir ey
verdiinde, bu fazlalk el-Vahib ve el-Vehhab isimlerinden bir ihsandr, (ftht.
463
Minnet ve stihkak
111:468)
u halde uygun karlk,10 mmknn hakikatine bal ilahi vergidir; vergi karlk
sz ise bu durumda Allahn ihsan ve ltfudur.
Ecri bazen kerem, bazen zorunluluk gerektirebilir, kincisi ilkinden daha stndr.
(FTHT, IV:24)
Allah peygamberleri vastasyla imana hidayet etmi olmakla, kullan zerinde ihsan
sahibidir; kullarn da Allaha kretmeleri farz olmutur. Bu araclk nedeniyle pey
gamberin cretini ise Allah onlar adna der. Bir insan imann btn ubelerini
kendisinde toplar, bu durumda Allah peygamberin cretini o ahs adna peygam
bere verir. Peygamberin ne kadar ecir aldna baknz! Demek ki, tebli etmenin
dl, bir hak edi dldr, ( f th t , iv :23)
Demek ki bnl-Arab Peygamber sz konusu olduunda tebli ameli gibi hak edi
dln bir amelin gerektirdii cret diye grr. Bu noktada amelin gerekli klma
d, Tanrnn cmertliinin gerei olan bir dl daha vardr. Ata [vergi, ihsan]:
Verginin bir ksm zorunlu, bir ksm ltuftur. Hakkn leme varlk vermesi ihsan,
lemdeki her mevcudu yaratmas zorunlu vergidir, ( f th t , iv:274)
Hak edene hak ettiini veren adil, vermesi de adalet" diye isimlendirilir, ( f th t ,
ll:60)
Bylece vergi, zorunlu vergi ve ltuf vergisi olur. Zorunlu vergi, verilen eyin veri
lenle uyumlu olduu; ltuf vergisi ise varlkta olduu gibi, herkesi kuatan vergidir.
Tanrnn leme varlk vermesi, Ibnl-Arabnin belirttii gibi, bir ltuftur ki, bu
cmle, her eyi kapsayan zorunlu rahmete iaret eder ve var olan her eye varlk
464
Minnet ve stihkak
Cennet ve nimet, ilahi ihsann iki zelliidir, bu nedenle iki kkyla vergi onlar ta
kip eder: zorunlu ve ltuf vergisi. Amel cennetleri, mminin ameli karlnda ka
zand; ihtisas cenneti ise amel vastasyla kazanlmayan Allahn inayeti ve ltfudur.
Kardn amel cenneti12 karsnda zlmen gerekir. htisas cennetine bel bala,
nk o bu dnya hayatnda iyi amellere erdirilmek gibidir; iyi amellere, almayla
deil, ancak ltufla ulalr, ( fth t , iv:402)
Geen metinden, ilahi ltuftan kaynaklanan nimetin Tanrnn herhangi bir amele
balamad veya herhangi bir kavme tahsis etmedii nimet olduu ortaya kar. O
sre olarak uygun karlk nimetine tabidir; baka bir ifadeyle, gklerin ve yerin
mrnn sona ermesiyle uygun karlk bitince, sait kii, bitmesi sz konusu olma
yan ilahi ihsan nimetine intikal eder. bnl-Arabye gre rahmet, iki tanedir: Birin
cisi Rahman isminin ihsan ettii genel rahmettir. Bu, ihsan veya ltuf rahmetidir; i-
kincisi ise Rahim isminin gerektirdii zel rahmettir, bu, zorunluluk veya honutluk
rahmetidir.'3 Ardndan bnl-Arab zorunluluk rahmetini de ihsan rahmetine kat
mada gecikmez, nk o, gerekte Allahn kendiliinden ihsan ettii bir amele ba
ldr.
Allahn bir rahmeti vardr ki, belirli varlklara zgdr. Bazen rahmet, zorunluluk
rahmeti eklinde belirli bir nitelikle nitelenmi bir grupta bulunur. Sz konusu
465
Minnet ve stihkak
rahmete belirli bir nitelik vastasyla ulaamayan kimseyi, onu hak eden kimsenin
ulat gibi, rahmet ihsan kapsndan rahmete erdirir. Sz konusu kii rahmeti
rahmetin verdii ve kendisinin de nitelendii nitelik sayesinde ulamtr. Bylece
rahmet onun hakknda zorunlu olmutur. u halde herkes, ltuf yolu zerinde bu
lunur: ya kendisi rahmete ular veya rahmet ona ular. Bu yzden asl ve fer ola
rak sadece ltuf rahmeti vardr, ( f th t , i:526)
Allah, genel rahmeti nedeniyle Rahmandr. Genel rahmet, ltuf rahmetidir. Allah,
zel rahmeti sayesinde rahimdir. zel rahmet, "O rahmeti takva sahiplerine yaza
cam'4 (7:156) ve Rabbiniz zerine rahmeti yazmtr (6:12) ayetinde belirtildii
gibi, vacip rahmettir.5 Ltuf rahmetine gelince, o herhangi bir amel vastasyla hak
etmeden ulaan rahmettir. O inayet rahmetidir, ( f th t , i:550)
Nitekim aadaki metinden de, ltuf rahmetinin genel ve koulsuz rahmet; vacip
rahmetin ise snrl rahmet olduu ortaya kar.16
Sleymann (a.s.) Arapa yorumuyla Rahman ve Rahim olan iki isimde zikrettii iki
rahmete gelince: burada snrl olan zorunluluk rahmeti, geni olan ise ltuf rahme
tidir. ( fuss, 152)
N O T LA R :
1 H a k i m T i r m i z N e z a i r u l - K u r a n d a f a d l k e l i m e s i n i a k l a r b k z . Tahsil, s. 12 6 .
27-
5 B u l b n ' l - A r a b d e k i t e m e l f i k i r l e r d e n b i r i s i d i r . B e l i r l i b i r m e t i n d e g e m e s e b i l e , o n u b t n i l a h i i h s a n
la r a y a y g n l a t r a b i l i r i z . B u t a v r , d o r u s u , t a s a v v u f i b i r t a v r d r . n k o k e l a m c l a r n i l a h i a d a l e t a n l a
10 2 . K e l a m c l a n p e y g a m b e r l i i b i r i h s a n s a y m l a r , a n c a k o n u n b i r m k a f a t m , y o k s a k e n d i l i i n d e n b i r
i h s a n m o l d u u k o n u s u n d a g r a y r l n a d m l e r d i r . I b n l - A r a b 'n i n i h s a n v e m i n n e t k o n u s u n
d a k i g r d e b y l e d i r . B u n a g r e m k a f a t z o r u n l u l u k , k e n d i l i i n d e n o l a n is e i h s a n d r . B k z . E a r ,
ih s a n v e c im r ili i k a r la tr r .
4 K u lu n s a y e s in d e m k a fa t k a z a n d a m e l, ila h i b ir ih s a n d r . n k k u l, A lla h k e n d is in e a m e li y a p m a y
h i d a y e t e t m e s e y d i , o f iil i y a p a m a y a c a k t . B u h i d a y e t , k e n d i l i i n d e n b i r l t u f t u r . K u l o n u e y l e m i y l e h a k
5 A l l a h k e n d i s i n i s e v e n , k e n d i s i n i n d e o n l a r s e v d i i b i r t o p l u l u k g e t i r i r a y e t i n e t e l m i h (5:54 ).
6 B k z . (3:31)
7 B k z . (9 :118 )
8 U y g u n c e z a t e r i m i n i n K u r a n - K e r i m k a y n a k l o l d u u n u b e l i r t m e l i y i z . B k z . (7 8 :2 6 ).
9 D e k i , E y k u l l a r m k e n d i n i z e z u l m e t m e y i n (3 9 :5 3) a y e t i n e t e l m i h .
466
Miras Cenneti
o r a d a 'a m e l i n k a r l c e n n e t i d e y i m i n i k u l l a n r .
15 I b n l - A r a b i y l e d e r : R z a r a h m e t i , i h s a n r a h m e t i v e d i e r r a h m e t t r l e r i " (el-Ftuht'l-Mekkiyye, c.
III, s. 4 7 4 ) .
4 B e n o r a h m e t i t a k v a s a h i p l e r i n e v e z e k a t v e r e n l e r e y a z a c a m " ( 7 :1 5 6 ) a y e t e t e l m i h .
IS N e f s i z e r i n e r a h m e t i y a z m t r " (6 :1 2 ) a y e t i n e t e l m i h .
6 b n l - A r a b d e i k i r a h m e t h a k k n d a b k z , el-Ftuhtl-Mekkiyye, c . IV, s . 16 3. B u r a d a y l e d e r : B i z d e n
( m m k n le r ) b ir k s m n z r a h m e ti z o r u n l u l u k y o l u y l a a lr , b ir k s m n z is e ih s a n v e l t u f y o lu y la a lr ;
k i y o r u m la r i in b k z . Fussul-Hikem, c. II, s . 2 0 5 . A f f y e g r e g e n e l i h s a n r a h m e t i , v a r l k t r .
N O T LA R :
1 M i r a s c e n n e t i n i n k a r l c e h e n e m d e b u l u n m a z . el-Fthtl-Mekhiyye, c . III, s . 4 4 0 .
3 Bkz. C en n eti.
S ?"
467
Misak/Zerre lemindeki Misak
S ?"
Yzleri kararanlara gelince: Onlara, iman etmenizden sonra inkr m ettiniz deni
lir. nkrnz karlnda azab tadnz. Onlarn daha nceki imanlar, zerreler -
lemi, yani belden nesillerin alnd zamanki imanlardr. Kfir, o ahdi unutmutur.
(FTHT, 1V:349)
Kul, daha nce zerreler leminde olduu gibi, kulluunu Allaha tahsis eder. (FT-
HT, lll:378)
Hak demin srtm tutmu ve ondan demin oullarn zerreler gibi kartmtr.
Kuranda belirtildii gibi, onlar kendilerine kar tank tutmu, onlar da tanklk
yapmlardr, ( f th t , v:58)
Allah onlar kendilerine kar tank tutmutur. Ben sizin Rabbiniz deil miyim?
468
Mzan
Evet Rabbimizsin demilerdir. Allah onlara Ben tek deil miyim? diye sorma
mtr, nk Allah onlar yarattnda bir ksmnn kendisine irk koacan, bir
ksmnn birleyeceini bilmekteydi. Hepsi Tannmn rablgn kabul etmiler. Mrik
ise buna bir de orta eklemitir, ( f th t , i:247)
Hz. Peygamber Her doan slam ftrat zerinde doar demitir. Bu ftrat, Tanrya
verilmi saf ahittir. Hi kimse onu zorla alp Haktan soyutlayamaz. Bu ahit daima
ona tahsis edilmitir, ( f th t , iv:57)
Hak yaratklarna onlardan ahit ald surete gre tecelli etmi olsayd, hi kimse
onu inkr etmeyecekti, tnkrn gereklemesinden sonra, yaratklarndan misak al
d surete gre tecelli eder ve bylece herkes onu kabul eder. nk onlar Hakk
tanmlar ve kabullerinin delillerine sahiptirler, ( f th t , i:465)
n otlar :
' Bkz. Resail-i Cneyd. Ayrca misak hakknda bkz. Hakim Tirmiz, Kitabu'r-Riyazet, s. 40; Gazlt, ed-
Drret'l-Fhire, s. 119; arani, el-Yevakit vel-Cevflhir, c. 1,-s. 102.
469
Mufassal
nin kincinin hakikatlerinin zeti olmas bakmndan insan ve lem arasndaki iliki
ye iaret iin kullanr. te yandan lem de insandaki hakikatlerin mufassal hale
gelmesidir. Bkz. Byk lem -K k lem , Byk nsan.
M u h a d e s e bkz. la h i H it a p
470
Muhammedin Nuru
M u h a m m e d in N u r u bkz. M u h a m m e d i H a k ik a t
Btn peygamberlerin Hz. Muhammedin vekili veya naibi olmalar olgusunun esasl
bir ekilde onun vrislerin babas olmasyla i ie girdii grlr. Bu balamda her
eriat ve ilim, Muhammedi bir mirastr.
Hz. Muhammed demden son vrise varncaya kadar btn vrislejin babasdr.
demden kyamete kadar btn zamanlarda ve peygamberlerde ortaya km her
eriat ve ilim, Muhammedi bir mirastr. Bylece hepsinin hkm, demin ve Mu
hammedin suretinde zuhur etmitir, ( fth t , i:457)
M u h a m m e d i bkz. M u h a m m e d i K a d e m in V r is i
47i
Muhammedi Hakikat
Hak kendisine dair bilgi vastasyla bildii tarz zere, lemi var etmek ve yaratln
balatmak istediinde, bu yce iradeden klli hakikate dnk tenzih tecellileri tar
zndaki bir tecelli ortaya km, bu tmel hakikatten Hakkn diledii suret ve e
killeri amak [yaratmak] iin Heb diye isimlendirilen bir hakikat ortaya kmtr.
te o lemde var plan ilk eydir. Ardndan Hak nuruyla Hebya tecelli etmitir.
Btn lem bilkuvve onda bulunmaktayd. Bylece evin duvarlar kandilin n
kabul ettikleri gibi lem de kendi istidat ve kuvvetine gre Haktan her eyi Hebda
kabul etmitir. Bunlarn iinde kabul edicilikte Hakka en yakn akl diye isimlen
dirilen Muhammedin hakikati olmutur. Bylece o btn lemin efendisi ve lem
de ilk zuhur eden olmutur. Onun varl da o ilahi nurdan, Hebdan ve klli ha
kikatten meydana gelmitir. Baka bir ifadeyle Hebda Muhammedin hakikati ve
lemin hakikati Hakkm tecellisinden meydana gelmitir.10 ( f th t , m 19)
Son ifadeden Muhammedi Hakikatin varlkta ilk zuhur eden ey olduu ortaya
kar. Bununla birlikte o, Hebdan ve hakikatler hakikatinden (hakikatl-hakaik)
meydana gelmitir. Buna gre ilk olan, yani Heb, dta var olmayan akledilir bir
hakikattir, ikinci, yani hakikatl-hakaik ise ne varlk ne de yokluk ile nitelenebilir.
O halde geriye sadece Muhammedi Hakikat kalr. O varlkta ortaya kan ilk eydir
ve onun tecellisinden de lem zuhur etmitir:11
4 72
Muhammedi Hakikat
NOTLAR:
' Ayn zamanda insan- kmilin eanlaml terimlerine de baklabilir; nk o da znde ayn hakikate i-
aret eder.
2 Hakikat-i Muhammediye: Bununla hakikatl-hakaik diye isimlendirilen hakikate iaret ederler. Bu
mertebe, btn hakikatleri kuatan ve klllii ile klln czlerine sirayet etmesi gibi btn czlerine
sirayet eden hakikattir. Bunun nedeni, hakikat-i Muhammediyenin orta-berzah ve itidal alannda sabit
olmasdr; yle ki, hibir isim veya sfat kendisine baskn gelmez. Nitekim bu konuyu intiha tvbesin
den sz ederken belirtmitik. Bylece bu orta berzahlk, Hz. Peygamberin Allahn ilk yaratt ey be
nim nurumdur hadisinde iaret edilen Ahmed nrdur (Kaani, Letaifl-A'lm).
} Bkz. nsan- Km il.
4 Bkz. T o p la y a n sim , lsm -1 A 'zam .
5 lbnl-Arab Allahn yaratt ilk ey benim nurumdur hadisini Nur- Muhammed ve Muhammedin
(a.s.) bedeninde zuhuruna kadar ayrntl olarak zikreder. Bkz. Bulgalu'l-Gavvas, s. 8 -9 .
473
Muhammedi Kademin Vrisi
Muhammediye, her peygamberde belirli bir ekilde zuhur eder (Muhammed'in naipleri), u var ki, o-
nun eksiksiz mazhar tektir. O da, Hz. Muhammed'in ahsdr. Bu nedenle tbnl-Arabi her ikisini ay
rm yapmadan, hatta eanlaml kullanr. Bu balamda bn'l-Arabnin Hz. Muhammed hakkmdaki ifa
delerinin byk ksm Hakikat-i Muhammediye ile de ilgilidir. Byle bir ayniyet baka bir peygamber
iin sz konusu deildir.
9 Bkz. H eba.
loBkz. bn'l-Arabnin lemin Hakikat-i Muhammediyeden nasl ve hangi mertebelerle meydana geldi
iyle ilgili ifadesi, Aka, s. 40-43.
" Vardmz bu kanaat Aff'nin sz geen makalesindeki gryle eliir; nk o, hakikat-i
Muhammediye ile Hakikat'l-Hakaiki ayn sayar.
l!Bkz. mm lik.
tbn'l-Arabde Hakikat-i Muhammediye iin bkz. el-Fthtl-Mehkiyye, c. III, s. 444; Bulgatul-Gavvas,
s. 8-11; Kitab- TeceUiyat, s. 674; Crcni, Trifat, hakikat-i Muhammediye maddesi; Halla, Tavasin, s.
191-194; Gazl, el-Maznn Bihi Ala-Gayri Ehlihi, s. 184.
'4Bkz. Hadis Dizini, no. 2.
Muhammedin kademinin vrisi, her asrn banda gelir ve insanlara din ilerini
retir. Nitekim Hz. Peygamber yle buyurur: Her asrn banda mmetimden birisi
gelir... Sz konusu insan devrinin dem idir. ( akku 'L-cuyb , 28)
M u h a m m e d i M a k a m bkz. M u h a m m e d i K a d e m in V r is i
M u h a m m e d i R u h bkz. M u h a m m e d i H a k ik a t
474
Mukaddes Feyiz
zeti], ierikte eanlaml terimler: Nsha, suret, lem-i sair [kk lem], berna-
mec-i cm [kuatc program], kelime-i camia [kuatc hakikat], insan- kmil, hali
fe, kevn-i cm [kuatc olu], lbnl-Arab insann hakikatinde btn kemlleri
toplar. Bylece insan kk cisminde lemde yaylm btn hakikatleri birletirir.2
Fakat bnl-Arab insan kk lem saymakla yetinmez, onun ilahi hakikatleri
kendinde tppladgn da belirtir. Bylece Ibnu 1-Arabnin insana en byk kemli at
fettiini grmekteyiz. nk insan ilahi mertebenin btn hakikatlerini ierir ve
onlar kendinde toplar.3 Burada insan ile kastedilen insan- kmildir.4 O iki merte
benin, yani ilahi ve kevn mertebelerin hakikatlerini kendinde toplayan bir zettir.5
tnsan lemde en son var olandr, nk zet uzam bir eyden yaplabilir, insan
lemin ve Hakkm zetidir, bu yzden insan, yani insan- kmil zetin zetidir.
(FTHT, 111:315)
Mutavvel [uzam] ile genel lemi, zet ile ise insan- kmili kastetmekteyim.
(FTHT, 111:315)
Allah demi kendi suretine benzer yaratmtr.6 dem yetkin, zet, sonradan var
olmu ve kadm gibi oluun btn hakikatleriyle zuhur eden insandr.7 ( f th t ,
II:391)
dem Hakkm suretine gre var olmutur. nk btn varlk zet olarak onda
bulunur, ( f th t , v:4s)
Allah insan byk lemin btn mnlarm kendinde toplad8 deerli bir zet;
byk lemde ve ilahi mertebede bulunan isimleri toplayan bir nsha yapmtr.
(KLE, 45)
NOTLAR:
475
Mukaddes zelliklerin Tecelligh
M u r a k a b e bkz. T a r i k
S ?"
S9-
nsann kk bir lem, lemin ise byk bir insan olduunu ileri sren Yunan d
ncesi, Ibnl-Arabnin terminolojisini zenginletiren kimi terimlerin gelimesini
ve ortaya kmasn salamtr. Mutavvel-bst terimi de lemin baka bir ismidir.
Baka bir ifadeyle o, zet insann mukabilinde, byk insandr.
N OTLAR:
476
Mutlak Birlik/Birin Mutlak Birlii/okluun Birlii
Birincisi belirlilik ekiyle Ahadiyet [bunu Trkede byk harfle Ahadiyet diye ifade
edebiliriz], kincisi ise belirsiz ahadiyettir. Buna gre Hakka zg olan Ahadiyet, ya
ratklara zg olan ise ahadiyettir. Bu durumda Ahadiyet Ahadn veya Vahidin bir
liidir. eyh-i Ekber ona Zta ait birlik anlamnda ahadiyet-i ztiyye der. O Allaha
zgdr ve hibir yaratlmn onda pay yoktur. Bu ahadiyet, Abdlkerim el-Cl,
Ahmed Ziyaddin Gmhanevi ve Letaifu'l-A'lm yazarnn ifadelerinin kendisiyle
rtt eydir. Belirsiz ikinci ahadiyet ise, okluun birliidir. bnu 1-Arab varl
nn srebilmesi iin her oklukta varln koruyan ve onu baka varlklardan ayrt
eden bir birliin (ahadiyet) olmas gerektiini dnr. Bu Abdlkerim el-Clnin
duvarn zel yaps diye isimlendirdii eydir. Geen ifadeleri aadaki genelleme
lerle aklayabiliriz: a) Her okluun bir birlii vardr. Bu, ahadiyet-i kesret, yani
okluun birliidir. okluk ancak birlii sayesinde var olabilir. Sz gelii duvar,
amur, tula, kire ve ahabn toplamndan meydana gelmez, onu meydana getiren
zel bir bileimin bulunmas gerekir. te bu bileim, btn bu toplamdan farkl o-
lan o duvarn birliidir. Bu durumda birlik, zel bir tarzda, btnn bileimi olur,
b) Her birliin bir okluu vardr ki, bu okluk, Birin okluudur. Birdeki okluk,
Birin farkl bant ve ynlerinden ibarettir. Ulhiyet, sz gelii, birdir, isimleri, ba
ntlar ve itibarlar sayesinde oalr. Fakat Her birliin (ahadiyet) bir okluu
vardr diyerek bir genelleme yapamyoruz.2 Bu yzden ahadiyette okluk sz konu
su deildir, o [her trl okluktan arnm anlamnda] mutlak ve srftr. Ahadiyet,
teklii ynnden ve herhangi bir eye ilimeyii ynnden Zta verilebilir. O halde
Ibnl-Arabye gre iki ahadiyet vardr: ncelikle ilahi Ztn ahadiyetini grm ve
onu teklii nedeniyle Ahad diye isimlendirmi; lemdeki oklua bakm ve onun
kendi birlii sayesinde ayakta durduunu grm, bu birlie de ahadiyet demitir.
Bunun nedeni, temel zellii temyiz olan sz konusu ahadiyetin de bu zellikte
Ahadm birliine ortakldr. u halde yaratlmlardaki birlik (ahadiyet) okluun
birlii, yani ahadiyet-i kesret veya temyiz birliidir. Temyiz, daha teknik bir bakla,
tek olmaktr. u halde okluun birliinin ahadiyet diye isimlendirilmesini nedeni
yegne niteliktir: Teklik. Bu okluk birlii, bnl-Arabnin dnce sisteminde ka
nlmazdr, nk bundan insan Birin birliinin bilgisine intikal eder. Hak birlii
her eye nfuz ettirmi, bylece her ey, birlii renir ve zevk yoluyla da bu bilgi
den Birin birliini renir. bnl-Arabnin tutumunu yle zetleyebiliriz: Ztn
birlii, Ahadm birlii veya sadece Ahadiyettir. Ulhiyet ise Ahadm birlii ve oklu
un birliinin sahibidir. nsan okluun birliinin veya temyiz birliinin sahibidir;
hibir zaman insana Ahadm birlii izafe edilemez.3
Ahad: Hakkm ve lemin nitelii:
477
Mutlak Birlik/Birin Mutlak Birlii/okluun Birlii
Ahad; melek, felek, yldz, tabiat, unsur, maden bitki vb her eye verilen bir isim
dir. Bununla birlikte o De ki: Allah Ahaddr ( 112 :1 ) ayetine gre, ilahi bir nitelik
tir. Hi kimse (ahad) Rabbinin ibadetine ortak komasn (i8:io) ayetinde ise, onu
lemin bir nitelii yapmtr, ( f tuh at , i:22i)
Hakkn nitelii, ahadiyettir. lemin her bir parasnn da, kimsenin ortak olmad
ve sayesinde baka her eyden ayrt ve farkllat kendisine zg bir birlii
(ahadiyet) vardr; bununla birlikte bakalaryla ortak olduu zellikleri de vardr.
(FTHT, 111:18i)
Rabbinin ibadetine hi kimse (ahad) ortak komasn" ( 18:110). Ayette ahad belirsiz
zikredilmi, bylece ahadiyet zelliindeki her ey kapsamna girmitir. Her eyin
kendisine zg bir birlii vardr, ( f th t . i:47a)
Mukaddes Zt, mutlak birlii ynnden hibir eyin4 kayna deildir ve hibir ni
telikle nitelenmemi ve hibir isimle isimlendirilmemitir. ( bulga , 100)
Bizi talep eden ilahi isimler ynnden Allahn birlii, okluun birlii bizden ve i-
simlerden mstani kal ynnden Allahn birlii ise hakikat birliidir. ( fus S,
105)
Allah zt asndan tek isimleri itibariyle ise oktur. Her mevcudun Allahtan zel
bir Rabbi vardr, btne sahip olmas imknszdr. Hakkn birliinde hi kimsenin
pay yoktur. Hakkn birlii, hepsinin bil kuvve toplamndan ibarettir.6 ( fusS, 90)
Allah ismi, zta ait, yce, bir, btn isimleri toplayan isimdir. O hepsinin kendisine
dellet ve iaret etmeleri ve ona ilimeleri ynnden, btn gzel isimlerin topla
mnn birliinden ibarettir. ( akku L-cuyb , 62)
Birlik Hakka zgdr. Bu, okluun birlii deil, Ztn birliidir. okluun birlii,
478
Mutlak Birlk/Birin Mutlak Birlii/okluun Birlii
Harfler de doalar hatta btn eya gibi, kendilerine zg niteliklere sahip olduu
gibi, birlemelerine bal zelliklere de sahiptir. Birlemelerinden meydana gelen
zellikleri kendi hakikatlerinden deil, toplamn birliinden kaynaklanr, ( f th t ,
11:300)
Ahadiyet Hakka zg olsun diye kula okluk verilmi; kendisinde ahadiyet zevk
olarak bulunsun diye, her yaratlma temyiz ahadiyeti [bir eyi dierlerinden ayrt
eden kendine zglk, kendi birlii] verilmitir. Herkes kendisinde birliin bulun
duunu bilir, bundan ise ilahi birlii renir ve Allaha tanklk eder. nk yara
tlm, sayesinde baka yaratklardan ayrld birlii zevk olarak bilmeseydi, saye
sinde Allahn yaratklarndan farkllat bir birliinin olduunu bilemezdi. u
halde bu birlik mutlaka vardr ve okluk iin sz konusu olan, okluun birlii,
ahadiyet-i kesrettir.8(ftht, i:3 7 s)
NOTLAR:
1 Abdlkerim el-Cl ahadiyet hakknda yle der: Ahadiyet Ztn tecellighdr. simlerin veya sfatlarn
veya onlarn neticelerinin ahadiyette zuhur etmeleri sz konusu deildir. Buna gre o, Hakka ve halka
ait nispet ve izafetlerden arnm srf Ztm ismidir. Ahadiyet tecellisinin varlklar iinde senden daha
kmil mazhar yoktur.... te insann bu hali, varlklar iinde ahadiyetin en yetkin mazhardr (nsar-
Kmil, c. I, s. 25). Gmhanevi de ahadiyeti yle tanmlar: Ahadiyet btn isim, nispet ve sfatlarnn
dmesi itibariyle Ztn ismidir" (CaniuI-l/sul, s. 54). Letaiful-A'lm yazan da ahadiyet trlerinden sz
ederek yle der: Ahadiyet: Hi bir ey ile arasnda bir iliki veya hibir eyin kendisine bir nispetinin
olmay ynnden Zt. Ahadiyet denilen bu itibar nedeniyle Zt lemlerden mstanidir; nk bu a-
dan Zt ile eya arasnda hi bir iliki ve nispet yoktur. Ahadiyet denilen bu ynden Zt hi bir ekilde
idrak ve ihata edilemez; nk btn itibarlar, bu mertebede dmtr. te bu, daha nce de belirtti
imiz gibi, Zta 'Ahad denilmesini temin eden itibardr; sz konusu itibarn konusu ise Ztn btnlg,
mutlaklg ve ezeliligidir. Ahadiyyetuz-ztiyye'. Ztn hibir eyle ve hi bir eyin Zt ile ilikisinin (nis
pet) olmay asndan dikkate alnmas. Nitekim daha nce bunu belirtmitik. Zt, bu ynyle hibir
ekilde idrak ve ihata edilmez ve bu ynden lemlerden mstanidir. Ahadiyyet-i sjatyye: sim ve sfat
larn Ztta bir olmas ve ondan meydana gelmeleri. Bu itibar, ilgili blmde zikredilecei gibi,
vahidiyet-i zt (ztn birlii) diye de isimlendirilir. Bu itibar sayesinde isimler, aralarndaki farkllklara
479
Mutlak Gayb
ramen, bir olurlar ve her bir isim dierine dellet eder; bununla birlikte her isimden kendisini dier i-
simlerden ayrt eden bir mn anlalr. Ahadiyyet-i esim: Sfatlara ait birlik. Nitekim daha nce bunu
belirtmitik. Ahadiyyet-i jiiiyye: Fiillerde vastalarn ortadan kalkp, btn fiilleri sadece Hak Tealann
fiilleri olarak grmek. Bu fiil birliinin iki itibar olduu bilinmelidir: Birisi, vastalarn ortadan kalkma
sdr ki, bu, Hak'ta fani olanlarn halidir; kincisi ise en st keml makammn sahiplerince mahede e-
dilen birlik itibardr. Bu anlamda vastalarn ortadan kalkmas, fiilin Hakka nispet edili ynn halka
nispet ynnden ayrt etmektir. Yoksa kmilin grnde vastalarn kalkmas onlar dikkate almamak
deildir; nk bu, daha nce de belirttiimiz gibi, fena sahiplerinin halidir. Ahadiyet-i cem: Hazret-i
ahadiyet-i cem ve ahadiyel-i cem mertebesi de denilir. Ztn ilk taayyn ve birinci mertebesi. Ayrca
Tehanevinin Keafm da baklabilir, c. VI, s. 1463.
1 unu syleyebiliriz: Her okluun birlii vardr. Fakat her birliin bir okluu vardr diyemeyiz; nk
Bir'in birliinde (vahidiyet) hibir ekilde okluk yoktur. lbn'l-Arab yle der: okluun okluk bir
lii' denilen bir birlii olduu gibi, birliin de Birin okluu denilen bir okluu vardr (el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. IV, s. 232).
5 lbnl-Arabnin ahadiyeti hangisini kastettiini anlamay salayacak bir nitelikle snrlamadan kaytsz
kullandna dikkat ekmek gerekir. Eserlerini inceleyenler, ahadiyeti belirten nitelii idrak
edemezlerse, bazen onu elimekle sulayabilirler.
4 lbnl-Arab yle der: Yaratma ahadiyete deil, ferdiyete baldr" (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 89).
Bkz. F erd iyet, T e s lis.
5 Cl ahadiyet ve vahidiyeti ayrt ederken yle der: Ahadiyet, vahidiyet ve ulhiyet arasndaki fark u
dur: Ahadiyette isim ve sfatlar ortaya kmaz. O kendi ztna zg durumunda srf Zttan ibarettir.
Vahidiyet ise tesirlerine konu olan eylerle birlikte isim ve sfatlarn zuhur etmesidir. Fakat sz konusu
eyler, farkl olarak deil, (onlarn birliini salayan). Zta gre ortaya karlar. Bu nedenle onlardan
her birisi dierinin ayndr. Ulhiyet ise isim ve sfatlarn her birisinin sahip olduu hkmle zuhur et
tii mertebedir. Burada Munim ismi Munakim isminin zdd olarak zuhur eder. Dier isim ve sfatlar
da byledir... (tnsan- Kmil, c. I, s. 17).
6 Bkz. Paragrafn yorumu iin, Afifi, Tlikat, c. II, s. 86.
7 Bkz. T o p la y c Olu.
8 bnl-Arabde ahadiyet iin bkz. Tercmanul-Evak, s. 49; akku'l-Cuyub, s. 72; Eyyamu'-e'n, s. ; Ri
sale la-Yeu!u Aleyh, s. 12; Fussul-Hihem, s. 82, 93, 153, 159, 195, 200; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 31, 65,
110, 289, 290, 291, 293, 440,582; c. III, s. 81, 86,194, 289, 310, 318,338,344, 348, 357, 371, 462, 475, 483; c. IV,
s. 31, 55, 80, 88, 107, 132, 136, 146, 183, 197, 276, 294, 335, 349, 367, 376. Ayrca bkz. Ilmul-Hakaik, s. 4;
/Imut-Tasavvuf, s. 59; Istlahat, s. 76; Matlan Hususi'l-Kelim, s. 4; erhu Taiyye, s. 7; Salatl-Kbra, s. 18;
Tlikat, c. II, s. 88.
M u t l a k l a h bkz. A lla h
M u t l a k K t i p Tanr.
480
Mutlak Kul
Mutlak Katip demek, okkas kalemi, kalemi parma, parma zt olan kimse de
mektir. Bylece o, bir bakas deil, o olur. Her yazar bir araca muhtatr. Bu yz
den Tanr varlklarn oluunu yazan katiptir. lem de ondan yazlm bir kitap diye
ortaya kmtr, ( maksad , 1 56)
Rablgm hibir ekilde katmad mutlak kulluk, insan- kmil iin mmknken,
kulluun hibir ekilde katmad Rablk Allah iin geerli olabilir. u halde in-
san- kmil mutlak melh, Tanr mutlak ilahtr, ( f th t , i:603)
Mutlak melh terimi sradan insan iin kullanlmaz; nk onun zt bakasna kar
iddia ettii rablk kukularndan btnyle arnm deildir. Bkz. nsan- Km il.
M u t l a k P e y g a m b e r l i i n S o n u bkz. N b v v e t
M c h e d e bkz. T a r ik
M c m e l bkz. M u f a s s a l
481
M hr
Grmyor musun, bunlar her vadide akn akn dolarlar (yehimune). (26:225)
M h r bkz. H a t e m
Haruna (a.s.) selam verdim, o da, selamm ald; ho geldin ve merhaba deyip yle
dedi: Merhaba mkemmilin vrisi [kemle erdirenin vrisi] dedim ki: Sen, pey
gamber ve nebi olmakla birlikte, halifenin halifesisin. ( f th t , lll:349)
482
Mnzele
bnu 1-Arab bir nceki paragraf tamamlar ve alim [bilen] ile mmini ayrt eder:
Mmin Hakkm katnda eman alm kimsedir. Mmin lemdeki canllara haklarn
demekle eman veren kimsedir. Bylece btn insanlar mminin kendi haklarna
tecavz etmeyeceinden gven iindedir. Byle olmad srece insan mmin de
ildir. (FTHT, IV: 148)
Ibnl-Arab baka bir ifadesinde yle der: Mmin korkusu ve midi [havf ve rec]
denk olan kimsedir ve bunlardan birisi ona gre dierinden daha ayrcalkl deil
dir; nk o her eyi yerli yerince kullanmtr.5
NOTLAR:
1 Mmin, Allahn ismidir. Bkz. A llah n Ada$. Burada mmin kelimesinin ieriinin tasdikten her eye
hakkn vermek anlamna doru nasl intikal ettii ortaya kar. Bu ilahi bir zelliktir ve lbnl-Arablnin
bu bahisteki dayana Her eye hakkn vermitir" (20:50) ayetidir.
2 Mmin gven veren veya kendisine itaat edenleri azabndan emin klan veya zulmnden yaratklarn
emin olduu kimse demektir. Kelime emtden tretilmitir.
3 Bkz. isim.
4 Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. IV, s. 176.
s bnl-Arabl bu cmlesiyle dnya hayatn kastetmitir. Buna gre dnya hayatnda mmin, Allahn
haklarn ihlal etmemesi iin midi korkusuna; Hakkn rahmetinden mitsizlie kaplmamas iin de
korkusu midine baskn gelmeyen kimsedir. Her iki halde de mmin yzn aartr. Buna gre m
min btn haklara riayet eden ve her eyi yerli yerince kullanan; dnya hayatnda korku ve midi eit
kimse demektir.
Mnzele Tanr'nm sana inmek istemesi ve kalbinde ona varmak iin bir talep ya
ratmasdr. Ardndan himmet, ona varmak iin, ruhani ve gizlice harekete geer.
Bylece iki ini arasnda, onunla birleme gerekleir. Sz konusu iki ini, menzile
ulamadan nce senin iniin ve ondan sana ini, yani menzile ulamadan nce, her
hangi bir ilahi ismin sana ynelmesidir. Var yerlerinin dndaki bir yerde bu bir
lemenin gereklemesi, mnzele diye isimlendirilir, ( f t h t , 11:577)
483
M r d /M u r a d
Mnzele, iki znenin eylemidir. Mnzele, birisi dierine veya dieri vastasyla
inebilmek iin -hangisi sylenirse sylensin- iki eyin iniidir. Bu iki ey, yolda be
lirli bir yerde kavuurlar. te bu, mnzele diye isimlendirilir. Talep her birisine
aittir. Kuldan ortaya kan bu ini de, aslnda, ykselitir. Onu ini diye isimlendir
dik; nk bu ykseliiyle kul, Hak vastasyla inmek ister, ( f th t , i:523)
Btn mnzeleler, berzaha nispet edilir. Baka bir ifadeyle ilk ve son, zahir ve b
tn, lemin ve tecellinin suretleri arasnda gerekleir, ( ftht, i:526)
M r d / M u r a d bkz. T a r ik
M s a m e r e bkz. la h i H it a p
ss> -
Sfilerde fetih trl ekiller kazanr, derece ve varl deiir, bylece bizzat tasavvu-
fi tecrbenin boyutlaryla birlikte artan terimler retir. Sfi, mchedelerinde keif,
mahede, ilham vb fetihlerle karlar. Mahede aslnda grmek demektir, u var
ki o grlene dair bir bilgiden sonra gerekleir. Bu nedenle kabul veya inkra konu
484
Mahede
Sofilere gre mahede tevhit delilleriyle eyay grmek,' Hakk eyada grmektir.
Ryetin z ise, hi kukusuz, yakndir [kesin inan], (ftuhat , i:495)
Mahededeki gzle grmeye itimat edilmez. Sz konusu olan basiret gz ise, ona
da gvenilmez. Bu burhan diye isimlendirilen eydir. Grmek kanta muhta ol
maz diye iddia edilirse, buna da gvenilmez, ( l a y e u l u , 19)
Nimete mazhar olan herkes kalbine egemen olan ahidi vastasyla mazhar olmu
tur.2 ahit, Haktan sende bulunan eydir ve o da senin gibi bir yaratlmtr. Ma
hede esnasnda Hak ile nimetlenmek mmkn deildir. nk mahede, lezzetin
bulunmad bir fenadr. ( terac M, 16)
485
Mahede
Mahede ile birlikte anlamak olmaz. Anlamak, incelemek, incelemek tahlil, tahlil
ise ancak isimlerde ve bakalarda sz konusudur. Nitekim hayret de nitelenmeyen
kimsede sz konusudur. (t e r a c Im , 54)
Mahedede ahit:
Mahede, bilgiye giden bir yol, keif ise yolun sonudur. Keif, nefste bilginin 0-
lumasdr. Hak sana hitap edip, bu hitab sana iittirdiinde, bu kulak mahede
sidir. nk mahede, her zaman, duyu glerine zgdr. Keif ise manevi g
lere zgdr. ( F T H T , ll:4 9 7 )
Keif mahededen daha stn ve daha yetkindir.5 Keif, ayn fiilde meydana gelmi
olsa bile, mahedenin hakikati gibidir.
Mkaefe bize gre mahededen daha yetkindir. u var ki, Hakkm ztm ma
hede mmkn olsayd, bu durumda mahede mkaefeden daha yetkin olurdu;
byle bir ey ise mmkn deildir. Bu nedenle unu dedik: Mkaefe daha yetkin
dir, nk o daha latiftir. Mkaefe, kesifi latifletirir, halbuki mahede latifi kesif
letirir.6 Mkaefe manevi bir idraktir, dolaysyla mnlara zgdr, (f t h t ,
11:4 9 6 )
486
Mahede Edilen Hak
' Tevhide, yani inanlara bal bir grme. nsan mahededeki grmeyi Kitap ve Snnete bavurduktan
sonra kabul edebilir: Onlara uygun ise alr, uygun deilse reddeder.
2 Bkz. ah ld .
3 Davud Kayserinin aklamas iin bkz. Matlau Hsusil-Kelim, s. 21.
4 Mahede, ahid ve keif vastasyla bilgiye ulama yoludur. Allah bilme yolu ksmdr: delil vasta
syla bilmek, mahede vastasyla bilmek ve bildirme yoluyla bilmek. En stn bildirme vastasyla
bilmektir. lbnl-Arab yle der: Allah bilmenin bir yolu, Onu delil vastasyla bilmektir. Baka bir
yolu, tecellide mahede yoluyla bilmektir. Baka bir yolu ise Hakkn kendisini bildirmesi yoluyla bil
mek. Bu Allah bilmenin en sahih yoludur (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 32).
5 Bkz. Bedrl-Habei, el-lnbah Ala-Tarikillah, s. 50.
6 bnl-Arabde mahede hakknda bkz. Kitabu't-Tecelliyat, s. 2; TercmanI-Evafe, s. 17; el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. IV, s. 81.
NOTLAR:
1 Yani, mminler ve ehl-i kef vel-vcd eyann kendilerini kuatan snrlaryla kalmazlar, onlarda Hakk
grrler. Hak onlara gre yaratlmlarn suretlerinde mahede edilir. Yaratlmlar ise, Hakkn ma
hedesinin ardndan akledilirler.
M a h e d e N u r u bkz. N u r
487
N a f ile v e F a r z b a d e t le r in U la t r d M a k a m la r
Allah sahih bir hadiste yle buyurur: Kul bana nafile ibadetlerle yaklamay sr
drr, ta ki, onu severim. Sevdiimde ise sayesinde iittii kula, grd gz
haline gelirim.2 Bu, farz ibadetlerin ve zorunlu kulluun sevgisinin neticesidir. O n
lar, yakc dalgalarn ve gerek makamlarn mensuplardr ve birinci makamn zd-
ddr. Onlarn durumunda tenezzl gerekleir. Bu yzden onlar, Hakkm kula,
gz, eli ve dilidir. Hak onlarla iitir, onlarla grr, onlar vastasyla konuur, onlar
vastasyla tutar vb. (tenkIh, 30)
488
Nam
' Tanrnn kullara, yaratklarn Tanrya yaklamas hakknda bkz. P. Nwiya, Exege.se., s. 50-52 (Mukatil b.
Sleyman: Allah ilmiyle kullarna yakndr), s. 253-55 (Harraz'n es-Sfat isimli kitabndaki yaklamyla
yaknlk), s. 252 (ilk mutasavvflarn tavr, Mukatil vs. Onlar Hakkn yaknl gibi ifadeler kullanmak
tan ekinmiler, Hakkn bilgisiyle yaratklarna yaknl deyimini kullanmlardr. Yaratklarn Hakka
yaknlndan ise sz etmemilerdir. Yaratklarn Hakka yaknl, buna bal olarak da Hakka slk
ortaya knca, makam ve menzillerle yaknl tespit etmitir. Bylece sfiler Kuran- Kerim ve hadisle
rin dile getirdii yaknlk dilini benimsemilerdir. Kurb hakknda bkz. Kueyri, Risale, s. 42; Serrac, el-
Luma, s. 84; Gazl, Ravzatu'l-Talibin, s. 59; Gazl, Mzanul-Amel, s. 169; Nifferi, el-Mevakf, s. 2.
2 Bkz. Hadis Dizini, no 41.
3 lbnl-Arab'de kurb- nevfil, makam- kurb-i feriz hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 173
(kurb- nevfil), c. III, s. 13 (kurb- nevfil=velyette kesb), s. 143 (kurb- feriz=ilahi makamlarn en s
tn), c. IV, s. 22 (kurb- nevfil, makam- kurb-i feriz), s. 103 (mecbur kul, iradeli kul); Bulgatu'l-
Gavvas, s. 18; Tahriru'l-Beyan, s. 9; Risaletu'l-Gavsiyye, s. 80; Tercman, s. 125.
N a m Nun, ayr ve mim pek ok alt anlama sahiptir. Bize gre, okluklarna ramen,
hepsi tek kke baldr, o da refah, iyi yaam ve iyiliktir, ( mucem )
S?"
Kuranda nam, Cehennemin kart olarak Cennetle beraber ve onunla eanlaml yer almtr.
ss*
b n l-A rab C e n n e t s rf n im et yeri olsa bile, n am v e C en n et kelim elerin i ean lam da
ku llan m am tr. u var ki, C e n n e t n im eti surlaryla sn rlam az veya k e n d i m ah alleri
ne h ap setm ez. N im et, b t n lem lere sirayet ed er ve m izaca u y g u n h er eyd e o n u n
b ir y n b u lu n u r .1
Nam, mizaca yatkn, azap ise yatkn olmayan demektir. Her nerede bulunursan
bulun, sana isabet eden her hangi bir ey mizacna yatkn ise nimettesin demektir;
isabet eden eyler mizacna yatkn deilse, azaptasn demektir. Her mekn ehline
sevdirilmitir: atetekiler, onun ehli, ate de onlarn vatanlardr; ondan yaratlm
lar ve oraya dneceklerdir. Meknn lezzeti, ehline zgdr, ( ftht, IV: 1 5 )
B y k eyh nim eti m izaca y a tk n olan d iye tan m ladktan so n ra, h er eyi kap sayan
rahm et fikrin in y o l at so ru n lar z l r. C e h e n n em lik ler eb ed iy en orada k a la
ca k k en , nasl o laca k da so n lar rahm ete varacaktr? Ib n l-A ra b ye g re C e h e n n em
ehlin e cezalarn u ygu lan m a sn n sona erm esin d en sonra, onlar da rah m et ku atr ve
atelerine sirayet eder. B ylece ce h en n em atei, brah im in atei gibi o lu r, baka bir
489
Nalm
Cehennem (nar=ate) ehline gelince, onlar da nimete ulaacaklardr, fakat bu, atete
gerekleecektir. nk cezalandrma sresi sona erince, atein iindekiler hakkn
da serin ve selametli olmas gerekir. Bu, Cehennem ehlinin nimetidir. O halde Ce
hennemliklerin nimete ulamas cezalarnn2 tamamlanmasndan sonra, atee atld
nda Halilullahn (a.s.) nimetine benzer. nk brahim (a s.) atein kendisine
yaklaan canllara elem veren bir ey olmas itibariyle, grmekle ve o konudaki bil
gisi nedeniyle azaba maruz kalmtr, (fu s s , 1 69)
Cehennem ehli, azap ektikten sonra, rahmete nail olurlar ve Rahim isminin gerei
kendilerine sirayet eder. Bylece ate, nimet haline gelir; orada cennettekiler gibi
nimete mazhar olurlar. Hatta Cehennemlikler Cennete sokulsalard, bundan elem
duyarlard. (v e s a Il , 1 2 )
N O T LA R :
490
Naklb
2 Byk ihtimalle lbnul-Arabt ahirette duyusal azap ve nimeti kabul etmektedir. Fakat cezalar tamam
landktan sonra, her ey rahmete dnecek, yaratklar duyusal nimet ve azaptan mnevi akli nimete
geeceklerdir. Bu nedenle duyusal azap ve nimeti artran her ey cezalarn tamamlanmasndan n
cedir. yle der: "Btn lem nimet iindedir. Cennete olan da byle, cehennemde olan da ilmi ve akli
bir nimet iindedir. Bu nimet duyusal deildir (Tacur-Resai 1, s. 42).
3 Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s. 123.
N a k b Nakbin oulu olan nukeb, her zamanda oniki kiidir, saylar artmaz ve
eksuulez. Onlar tbnl-Arabfde saylar belli adamlardandr. bnl-Arabnin nakbi
nakabe fiiliyle ilikilendirdii grlr. Bu anlamda nakb, deta, marifet hzinesini
aratrp, nefsinden onu ortaya kartmak isteyen kimsedir.
N a m a z bkz. S a la t
N s u t bkz. T a b u t .
Nceb [necipler] her zamanda sekiz kiidir, saylar ne artar, ne de eksilir. Onlar,
kendilerinden ve kendileri hakknda hallerinden kabul belirtilerinin ortaya kt
kimselerdir. Geri onlarn bu konuda bir seimleri yoktur; fakat hal kendilerine ga
lip gelir. Bu durumu sadece stlerindekiler bilebilir, altlarmdakiler bilemez.
Nceb, sekiz sfatn bilgisinin ehlidir. Bunlardan yedisi mehur zellikler, sekizin-
cisi ise idraktir. Makamlar Krsidir. ( fth t , ts)
N e f e s - i R a h m a n i bkz. R a h m a n n N e f e s i
491
Nefsiyle Slk Eden
Velilerin nefesi;
Bu kitap bize gre o tarz kitaplardan birisidir. nk Allaha yemin ederim ki, ben
bu kitaptan her harfi ilahi bir yazdrma, rabbani bir ilka veya srrmdaki ruhani bir
nefesten' yazdm. (FTHT, 111:456)
NOTLAR:
1 lbnl-Arabde nefes iin bkz. Mevafciun-Nom, s. 5; Fussul-Hifeem, s 47; el-Fiituhtl-Mekkiyye, c. III,
s. 370; c. IV, s. 327.
N e f s i y l e S l k E d e n bkz. S l l k
N e h i r tbnl-Arabnin leminde her ey bir nitelie veya herhangi bir simgeye gei
len bir nitelikler toplamna dnr. Bu balamda bnl-Arabnin lemi bir simge
ler, nitelikler lemidir. Nehir, sz gelii, ona gre sadece akan su deildir, bunun
yerine, yapy analiz eder ve sonra her bir parasna (su, ak) bamsz olarak bakar;
paralarn zelliklerini ortaya kartr, ardndan paralarnn zelliklerinin bileimi
ni temsil eden yeni formlar oluturur. Nehir sularnn iilebilirlik zellii, terime sa
dece insann tabiatnn snrlayabilecei sonsuz paral bir boyut vermitir. u halde,
insann nasibi olan her ilim veya amel, bir nehirdir. Bu balamda nehir, insann iyi
veya kt ilmi ve ameli ieceidir. Ibnl-Arab bu noktada nehirleri size amade
klmtr (14:32) ayetindeki snr insan olan mutlak anlamda amadelikten sz eden
Kuranm bakyla uyumludur. Halbuki denizler, insana snrl olarak amade kln
mtr. Nehir insan doasyla irtibatldr ve onun ieceidir. Bunu pekitiren bir ey,
Cennette nehirlerin bulunup, denizlerin bulunmaydr. Nehrin akcl ve bu ne
denle de suyunu tutmay, nehre insandan ayrlma ve kuatlamazlk imkn ver
mitir. nsan da nasibini nehirden alr, fakat ona sahip olamaz. Bylece Ibnl-
Arabnin nehir hakkmdaki terimleri oalr:1 Dnya, ahirete akan bir nehirdir;
dnya nehri, geici zevkleridir vb. B kz. H a y a t N e h r i, m t ih a n N e h r i, B a l N e h r i, S u
N e h r i, S t N e h r i, a r a p N e h ri.
492
Nikh
1 Nehir hakknda bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 279 (drt nehir), s. 550 (cennet nehirleri); c. III, s.
342 (zahiri ve btn iki nehir); c. IV, s. 353 (nehir), s. 374 (nehir), s. 397 (nehirlerde sr ilmi); Meahid, s.
57 (Hak bana nehirleri gsterdi).
meydana getirmek iin iki eyin birlemesidir. bnl-Arab onu bazen teslis [le
me] diye isimlendirir. Bu nedenle nikah trleri, iki taraf arasndaki ilikilerin sonu
larnn artyla oalr.
Nikah=teslis, manevi nikah=mnlarn meydana gelmesi=akledilir nikah;
Yaratmann esas, her iki taraftan da, yani Hak ve yaratlm ynlerinden teslise da
yanr. Bu durum deliller yardmyla mnlarn meydana getirilmesine de sirayet
etmitir. Aratrmac, delilini iki nclden oluturur. Her ncl, iki terim ierir,
bylece drt olur. Bu drtten birisi, birisini dierine balamak iin, iki nclde tek
rarlanr. Bu durum nikaha benzer, bylece meydana gelir, nk bir ikisinde
tekrarlanmtr. (FUSS, 11 6 )
Yaratlm bir ztn varl, iki ve nc bir eyin bulunmasna baldr. Bunun an
lam, akl ve nakil yoluyla bilinen tarzda, akledilir ve duyulur bir nikah vastasyla
rnlerin ortaya kmas iin ncllerin oluturulmasdr, ( ft ht , iv :334)
O rahimlerde sizi diledii gibi tasvir edendir. Rahimlerin birisi hayaldir; bylece
manevi bir nikah ve terkip vastasyla tahayyl edilen eylerden dilediklerini onda
ekillendirir. Allah o rahimde mnlar aar, diledii surette birletirir, insana Ms
lmanl ve Kuran- Kerimi ya ve bal tarznda gsterir, ( ftht , tsos)
Allah yle buyurur: Geceyi gndze, gndz geceye dahil etmitir (35:13). Allah
eya gece ve gndzde meydana geldii iin bu griikligi bir nikah yapmtr. Bu
anlam da gece gndz rter (7:54) ayetiyle pekitirmitir. Baka bir ayette Onu
sardnda, hafif bir yk yklenmitir" (7 :18 9 ) demitir. Allah nikah kastetmi, o da
meydana gelmitir, ( eyyam , 7)
Doal Nikah:
49 3
N im e t
Doal nikahn neticesinde aata meydana gelen ey, bu aktarma esnasnda tohu
mun verdiidir. Aalarn nikahnn gerekleme zaman, suyun dallara yrme za
mandr. (FTHT, 111:517)
ilahi nikah:
lahi nikah, sevincin gereklemesi iin, sevgi kaynakl irade vastasyla Tanrnn
imkn mertebesinde mmkne ynelmesidir, ( f t h t , iii:516)
lem bir neticedir ve netice iki nclden meydana gelir. te bu, ilahi tenasln an
lamdr. Bu nedenle Allah, btn yaratlm trlerde ocuun babaya benzemesi gi
bi, lemi kendi suretine gre yaratmtr, ( f t ht , iii:106)
Gayb nikah, anlam ve ruhlarn nikahdr; ilahi tecelli bilgisi bu meseleyle ilgilidir.
(FTHT, 11:656)
N i m e t bkz. N a m
N i t e l i i n B i r l i i bkz. S f a t
494
Nur
1 Nun ve Kalem kartlnn kaynan Nun'a, Kaleme ve yazdklarna yemin olsun" (Kalem, 68:) aye
tinde bulur. Sehl b. Abdullah Tsteri Te/sirinde (s. 106) yle der: Nun Allahn isimlerinden birisidir.
Surelerin bandaki (Elif-Lam-Ra, Ha-Mim ve Nun) harfleri bir araya geldiinde er-Rahman ismi mey
dana gelir.
2 Ibnl-Arabde Nun iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, BS, s. 369 (Nun=harO, 373, 381, 386, 388-90, 394,
426, 584, 610; S, 205, 209, 212, 215-16.
Nur olmasayd mmknler adna bir hakikat zuhur etmeyecekti. Hz. Peygamber
bir duasnda yle buyurur: Allahm! Kulama bir nur ver, gzme bir nur ver,
sama bir nur ver. Nihayette, beni nur yap demitir. Hz. Peygamber, gerekte
nurdu, sadece nur olduunu duyulur lemde de grmek istemiti, ( ftht , 111392)
nsan kalp aynasna ynelip, Kuran- Kerimi okumakla onu cilaladnda, bir nur
meydana gelir. Allahn btn varlklar zerine yaylan bir nuru vardr ki, sz ko
nusu nur, varln nuru diye isimlendirilir, ( ftht, 11241)
Nur ism i vastasyla id rak gerekleir ve glge bilinm eyen gaybda m m k nlerin
hakikatlerine yaylm tr. (FUSS, 102)
Nefsini bilen Rabbini bilmitir. Bylece onun Hak olduu bilinir. Buna gre m-
min-rif, Hakkm kendisine verdii velayetiyle, Hakk gayb karanlndan mahe-
4 95
Nur
d e n u r u n a k a r t r , k e n d is in c e b il in m e z o la n e y i m a h e d e e d e r . (F T H T , IVM4 7 )
Allahn kalbini iman nuruyla aydnlatt kimse inanabilir. nsan iman denilen bu
nur vastasyla bakmad srece, mucize ona bir fayda vermeyecektir, ( fuss, 130)
Ibnl-Arab Nur ismini varlk ve idrakin ilkesi yapmtr, bu nedenle varlk ve iyilik,
yokluk ve ktln karlnda ilahi kkeni nedeniyle nurdur.
Allahn yaratp da yaratl zerinde dosdoru kalm hibir cisim gremezsin; var
olan her ey, dairesel olarak temayl eder. Burada sz konusu olan cisim, donuklar,
bitki, hayvan olabilecei gibi, gk, yer, da, yaprak, ta da olabilir. Bunun nedeni,
her eyin aslna dnmesidir, her eyin asl ise nurdur, ( ftht , ll:647)
Glge ve aydnln meydana geldii karanlk ve nurun mahiyeti nedir? Cevap: Nur,
varl karanlktan uzaklatran her trl ilahi tecellidir, ( ftht, ii: 13)
Tecelli ona grdne dair bilgi verir, yoksa kendisine varlk verenin o olduunu
bildirmez. Nur ile boyandnda, sola dner ve yokluu grr ve onunla btnleir.
Bir anda, karsna k geldiinde ahstan ortaya kan glge gibi, ondan yokluk
sudur eder. Bu nedir, der. Sa tarafndaki nur yle cevap verir: Bu sensin, ayet
nur olsaydn, glgenin varl ortaya kmazd. te ben nurum ve ben glgeyi gide
ririm. Senin nurun, ztnn benim paralelimde bulunmasndan meydana gelmitir.
Bylece kendinin ben olmadm renirsin. Ben ise glgesi olmayan nurum; sen,
mmkn olman nedeniyle, kark nursun. ayet bana nispet edilmisen, ben seni
kabul ederim; yoklua nispet edilirsen, o seni kabul eder. u halde sen, varlk ve
yokluk arasmdasm. ( ftht, i:304)
496
Nur
Nur nura girmemitir, yaratlm suretinde tek nur vardr. Bu ismin ne kadar garip
olduuna bak! Yaratlm karanlktr, nura sahip deildir, nur ondan nefret eder.
Karanlk nuru grmez, var olan nur Hakkm nurudur, ( ftht, iv :39)
Nur ve Cam:
Kk-byk, duru-daha duru her zel glge karsnda Tanr, grenden perde
lenmesine nispetle, camdaki nur gibidir; camn rengiyle renklenir, gerekte ise ren
gi yoktur, ( fuss. 103)
bnl-Arab Nur ismini idrakin ilkesi saymasyla paralel, oulu olan envar episte-
molojik bir balamda kullanr ki, burada hakikatler anlamna gelir:
Sfilere gre tecelli, kalplere alan gayb nurlardr. Tecelli farkl makamlarda ger
ekleir: Bir ksm, maddelerden soyut mnlara ilien srlar ve marifetler; baka bir
ksm, nurlarn nurlarna ilienler; baka bir ksm, ruhlarn nurlarna ilien ksm-,
dr ki, bu ruhlar meleklerdir; baka bir ksm, rzgarlarn nurlarna iliir; baka bir
ksm, tabiat nurlarna iliir; baka bir ksm, isimlerin nurlarna, baka bir ksm,
tremi eylerin, ana trlerin, illetlerin, mertebelerine gre sebeplerin nurlarna ili
en tecellilerdir. Bu nurlardan her birisi, ufuktan doup, krlkten, rtden, pas
tan, grme bozukluu ve gzn afetlerinden korunmu basiret gzne temas etti
inde, zerine yayld her eyi ortaya kartr, ( ftht, ii:485)
Nur yaratmann ve idrakin kaynadr; o gerekte yok eder ve onda idrak sz konu
su deildir, insan, [saf k ve karanln karm] ziyada idrak eder. Nur Yaratma
nn kaynadr; yok eder;
Hak bana (kul) dedi ki: Bu nurun ne kadar karanlk olduunu grdn. Elini kart,
onu gremeyeceksin. Bunun zerine elimi karttm, onu gremedim. Bana dedi ki:
497
Nur
Bana dedi ki: te imdi sen sensin. Sonra bana dedi ki: Bu karanln ne kadar
gzel ve nn ne kadar iddetli ve nurunun ne kadar parlak olduunu gryor
sun. te bu karanlk, btn nurlarn doduu yer,6 sr pnarlarnn memba, mad
delerin esidir. Bu karanlktan seni yaratrm, seni ona gnderirim ve ondan
kartmam.7 Sonra bana, bir ine delii kadar bir yer ald ve onun zerine ktm,
gl bir parlaklk ve k grdm. Bunun zerine bana yle dedi: Hak bana dedi
ki: Bu nurun ne kadar karanlk olduunu grdn. Elini kart, onu gremeyecek
sin. Elimi karttm, onu gremedim." Bana dedi ki: Bu benim nurumdur, onda
kendisinden bakas grlmez. Sonra dedi ki: Karanlna dn, nk sen tr
nn oullarndan uzaklatrlmsndr. Sonra dedi ki: Karanlktan yaratlm sen
den bakas yoktur ve senden bakasn onda yaratmadm." Sonra bana dedi ki:
Senin dndaki her varl, nurdan8 yarattm, sen yle deilsin, nk seni karan
lktan yarattm. ( esrar, 39)
Metindeki senin dndaki her varl nurdan yarattm, sen yle deilsin, nk seni
karanlktan yarattm cmlesi, muhatabn Muhammedi makam ile birleme merte
besine ulatn gsterir. Bylece makam iinde kendisine hitap edilmitir, nk
metin Muhammedi Hakikate nispet edildiinde anlamldr. Bu yzden sadece Mu-
498
Nbvvet
NOTLAR:
1 Nur varlklar ve eseri siler, nk nur zddn siler. Onlar ise karanlk ve yokluk olduklar iin, nurun
zdddr.
2 Hakkin perdesinin nur olduuna telmih.
3 Nur gl olduunda bakasnca grlmesine imkn vermez. Bu nedenle lbnl-Arab ziyadan sz et-
midr.
4 Mahededen dnte.
s Mahede yok eder. Bu nedenle kul onda lezzet bulmaz. Lezzeti kul mahededen ktktan sonra geri
de kalan ahit vesilesiyle bulabilir.Bkz. ah id.
6 Burada nurlar" hakikatler anlamnda kullanlmtr.
7 Burada karanlk, ulhiyetin karsnda srf kulluk veya ulhiyet karsnda yokluk diye yorumlanabi
lir. nk kul kulluunun dna kmaz. Kulluu onun yokluu, mmkn oluu, baka bir ifadeyle
yokluktaki sabitliidir.
8 bn-Arabde nur iin bkz. d-Fluht'l-Mekkiyye, c. II, s. 305, 454, 488, 632; c. III, s. 350, 357; c. IV, s.
147, 282, 313, 363, 403; el-Ftuhtl-Mekkiyye, BS, s. 1, 31, 33, 98, 194, 322, 240, 333, 545; Fussu'l-FIikem, c.
II, s. 105, 106; Kimya-i Saadet, s. 4-5. Ibnu 1-Arabnin nur grne etki eden kaynaklar hakknda bkz.
Afifi, Tlikat, c. II, s. 108; Hakim Tirmiz, Kitabu Beyanil-Fark, s. 87; Tirmiz, Kitabur-Riyazet, s. 41;
Tirmizi, Hatmul-Evliya, s. 121; Gazali, Mifmtl-Etvar, s. 5, 6, 7,14.
ss*
499
Nbvvet
Nebiler Kuran'da1akl, ahlak ve amel asndan insanlarn sekinleri olarak tezahr eder. Allah sevgisini
ve rzasn onlara tahsis etmi, onlar Tanr'nn, birliinin ve niteliklerinin bilinmesinin yegne yoludur. Bu
bilme, akln ve felsefi bir kavrayn neticesi deil, iinde grnmeyene iman da bulunduu iin, Tan-
rnn bildirmesiyle mmkn olabilir. Nebiler insanln sekinleridir:
brahim'i de gnderdik, hani o kavmine demiti ki: Hep Allaha ibadet edin ve O'ndan korkun;
bu sizin iin daha hayrldr, eer bilirseniz. Siz Allah brakp da sadece birtakm putlara tap
yorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Haberiniz olsun ki, o sizin Allahtan baka taptklarnz size
bir rzk verme gcne sahip olamazlar. Onun iin rzk Allah katnda arayn ve Ona kulluk e-
dip, Ona kredin. Hep dndrlp O'na dneceksiniz. (29:16-17).
brahim peygamberin davetinin btn peygamberlerin kendisine davet ettikleri tevhit olduunu zikre ge
rek yoktur. Allah' bilmede ilahi bildirmenin rol:
te sana bylece emrimizden bir ruh vahy ettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ama
biz onu bir nur kldk. Onunla kullarmzdan dilediimize hidayet edeceiz. Ve emin ol sen de
doru bir yola armaktasn. (42:52)
O arzusundan sylemiyor, o sadece vahyolunan bir vahiydir, (53:3-4)
s?
500
Nbvvet
Bir muhakkik-ariften anlam belirsiz bir sz olarak yle bir ifade duyabilirsiniz:
Velayet byk peygamberliktir. Arif-velinin mertebesi, peygamberinkinden stn
dr. Halbuki peygamber, velayet, marifet ve nbvvet mertebesinin sahibidir. Ve
layet ve marifet mertebeleri sreklidir, resulluk mertebesi ise kesilir. Bu yzden bir
peygamberin veli ve arif yn, peygamberlik ynnden daha stn ve daha erefli
dir. Peygamber, tek, fakat mertebeleri farkldr; yoksa byle bir ifadenin anlam, i-
imizden bir velinin peygamberden stn olduu anlamna gelmez. Hsrana ura
maktan Allaha snnz. (kurbet, 9)
501
Nbvvet
Nbvvet, rabbani ini ve Tanrnn bilgi vermesi veya genel olarak melein inmesi
dir. Buna gre nbvvet geneldir, bu niteliiyle de kesilmez ve iki tarzda devam e-
der: a) Velayet b) Veraset. Genel nbvvetin en bariz zelliklerinden birisi, hkm
koymakszn, peygamberlerin sonuncusunun (Muhammed a.s.) onda hkm sahibi
olmasdr, tbnl-Arabi bu nbvvete iaret iin birtakm terimler kullanr, bu ba
lamda onu btn nbvvet, genel nbvvet, bildirme nbvveti, nebevi veraset,2
mutlak nbvvet, yaygn nbvvet, vrisin nbvveti, velinin nbvveti, kamer
nbvvet diye isimlendirir. bnl-Arab btn bu isimleri, peygamberlerin nbv
vetlerinin kart olarak (zel bir eriat olan nbvvet), peygamber olmayan velile
rin ve vrislerin nbvveti iin kullanr; peygamberlerin nbvveti iin de birtakm
isimler kullanr ki, bunlar terii nbvvet, teklif nbvveti, zel nbvvet, snrl
nbvvet, kemle erdiren nbvvet, risalet nbvveti, ems nbvvet, zahir n
bvvet. *
Nbwet=Hakkn vahyi indirmesi-Hakkn bildirmesi-melein gelmesi:
502
Nbvvet
Onlar, Allahn takip etmeleri iin zorunlu kld yola gre dosdoru hareket et
miler, melekler zerlerine inmitir. te bu ini, genel nbvvettir, terii nbvvet
deildir; melekler mjdeler tayarak onlara iner. Yani, korkmayn ve zlmeyin
derler. ( fTh t , 11:217)
Beeri nbvvet, iki ksma ayrlr:4 Bir ksm, Allah ile kul arasnda melein aracl
olmakszn, kulun nefsinde bulduu ilahi bildirimler veya tecellilerde gerekleir;
bu bildirim, hell klmak veya yasaklamak hkmleriyle ilgili deildir, onlar,
Hakkm bildirmesi ve O na dair daha fazla bilgi veya meru ve sabit hkmn do
ruluunu tasdikten ibarettir. Kulun mertebesi uymaktr, dolaysyla uyandr, uyu
lan deildir; hkm veren deil, hkme boyun eendir. Kulun yolunda peygamber
ve nderinin izini gzlemesi arttr. Kesibe varncaya kadar ondan yz evirmesi
mmkn deildir. Beeri nbvvetin ikinci ksm ise Melikin nndeki renciler
gibi olan kimselerdir. Onlarn zerine Cebrail, yani Ruhul-Emin, kendisiyle ibadet
edecekleri Allahtan getirdii bir eriatla iner. Bylece Allah onlara dilediini hell
klar, dilediini yasaklar ve onlar peygamberlere uymak zorunda brakmaz. Btn
bunlar, Hz. Muhammedin peygamber olarak gnderilmesinden nceydi, artk g
nmzde bu makamn eseri kalmamtr. (FTHT, 11:254)
Velayet, her eyi (nebi ve velileri) ieren kuatc Felektir. Bu yzden onlar, velayet
mertebesinde mterek olsalar bile, velayetlerinin mertebeleri vardr. (ftht, 111:14)
Bazen veli mjdeleyen ve korkutan olabilir; fakat eriat getiren peygamber olamaz.
nk nbvvet, risalet ve eriat koymak, kukusuz, bitmitir. Hz. Muham-
medden sonra ne bir resul ve ne nebi vardr, dolaysyla ne eriat getiren birisi ve
ne eriat sz konusudur, (ftht, i:3 7 6 )
Velayet, ncelik sahibidir; ardndan elik eder, sabit olur ve yok olmaz. Onun bir
derecesi de nbvvet ve risalettir. Bylece baz insanlar ona ular. Gnmzde,
nbvvet, yani terii nbvvet derecesine hi kimse ulaamaz; nk kaps ka
panmtr. Velayet ise dnya ve ahirette ortadan kalkmaz. Allahn isimlerinden bi
503
Nbvvet
risi de Velidir, isimleri arasnda nebi veya resul yoktur. Bu nedenle de risalet ve
nbvvet kesilmitir. nk onlarn ilahi isimler iinde dayandklar bir isim yok
tur. Velayet ise kesilmez, nk Allahn Veli ismi, onu korur, ( f t ht , a o )
Genel nbwet=Veraset:
Yakn gelinceye kadar eriata nitelenmi Rabbine ibadet et. Bylece rt alr,
gz keskinleir, uyduun peygamberin grdn grrsn, duyduunu duyarsn
ve -terii nbvvetten payn olm akszn- derecesinde ona katlrsn. Bu durumda
ulalan derece, dorulayan ve uyan bir nefsin gerek varisliidir, ( f t h t , 111.311)
Son metinden genel nbvvetin velinin peygamberden tevars ettii bir makam ol
duu anlalr. Nbvvet, asalet yoluyla peygamberin, ayn nn gnein na
(peygamberin nbvvetinin rnei) uymas gibi, tbilik yoluyla velinindir. Terii
nbwet=Peygamberlerin nbvveti, sona ermitir:
Nebiler (genel nbvvet) iki eittir: birincisi eriat getiren peygamberler, kincisi
eriat olmayan peygamberlerdir. eriat getiren peygamberler de iki ksma ayrlr:
birinci ksm kendi zel gruplarna eriat getiren kimseler, bu ksma rnek
lsrailogullarmn kendi nefsine haram kldklar hari (3:93) ayeti verilebilir; ikinci
ksm ise bakalar hakknda da hkm getiren peygamberler; bunlar resullerdir.6
(FTHT, ll:76)
504
Nbvvet
Hz. Muhammedde terii nbvveti kesilmitir ve artk ondan sonra yle bir pey
gamber gelmeyecektir. Yani, eriat getiren veya kendisine eriat verilmi bir nebi
veya eriat getiren bir resul gelmeyecektir. Bu ifade, Allahn velilerinin nebi olarak
zuhur etmelerini engellemitir. nk hadis tam ve kmil kulluk zevkinin kesildii
anlamna gelir. u halde kula, nbvvete zg nebi ismi verilmez. nk kul, an
cak isimde efendisine ortak olmak ister -o da Allahtr. Allah ise nebi veya resul di
ye isimlendirilmemi, veli diye isimlendirilmitir. Allah yle buyurur: Allah iman
edenlerin velisidir (2:257). Baka bir ayette ise yle buyurur: O veli ve hamiddir
(42:28) (FUSS, 135)
505
N fu z E d e n
NOTLAR:
' Kuranda peygamberlik ve peygamberler hakknda bkz. Ebu'l-Hasen en-Nedvi, en-Nbvvet vel-Enbiya.
2 Gazali bu genel nbvvete kazanlm nbvvet diye benzer bir isim verir. Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s.
176; Gazl, Mearicu'l-Kuds, s. 143.
3 Bkz. Metnin yorumu iin, Fussu'l-Hikem, c. II, s. 174.
4 Gmhanevi Camiu'l-Usulde (s. 72) yle der: Peygamberlik ilahi haberleri, yani ilahi Zt, sfatlarn
ve hkmlerinin bilgisini bildirmektir. kiye ayrlr: tarif nbvveti ve terii nbvveti. Birincisi zt, s
fat ve hkmlerden haber vermek, kincisi ise bunlarn yan sra hkmleri tebli, ahlak retmek,
hikmeti retmek, siyaseti icra etmektir. Bu nbvvet risalete zgdr."
3 Bkz. Hadis Dizini, no. 43.
6 lbnl-Arab yle der: nsanlar iinde risalet ancak dnyada olabilir ve ahirette hkm kesilir. Cenne
te girdikten sonra terii nbvvet de biter. Genel nbvvet ise bitmez. Risaletin ilahi isimlerdeki asl ve
hakikati, el-Mtekellim isminden kelam duyanlara ulatrmaktr. Dolaysyla o bir haldir, makam de
ildir ve tebliin bitiinden sonra kalclklar yoktur (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 257).
7 Burada aktr ki, bnl-Arabl terii nbvveti belirtmek istediinde 'nbvvet kelimesini kullanr. Ve
lilerin nbvvetinden sz etmek istediinde ise buna ayrca iaret eder ve kaytl olarak kullanr. Hal
buki ilkini genel anlamda ve kaytsz kullanr.
8 lbnl-Arabde nbvvet hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 5, 19, 24, 41, 58, 90,125, 252, 254,
255. 375; el-Ftuhtl-Mehkiyye, c. III, s. 14, 38, 311, 326, 456, 513, 326, 456, 513, 326; el-Ftuht'l-Mekkiyye,
c. IV, s. 115, 116, 369; Fussu'l-Hikem, c. I, s. 62; c. II, s. 171, 217; akku'l-Cuyub, s. 53; Meahid, s. 10;
Risaletul-Envar, s. 15; Tercmanu'l-Evah, s. 16.
N k te Nekt, "denekle yeri izmek, bylece sopann bir ucunu yere batrmak"tr.
Hadiste yle geer: "Dnrken elinde bir denekle yeri izmekteydi." Yani, dn
mekte ve kendi kendine konumaktayd. Kk "tala yeri izmek" demektir, ( u sa n )
Nkte, ince bakla ve derin dnceyle kartlan ince bir meseledir. Buna gre,
ona tesir ettiinde ok yere batrlmtr anlamnda ehete kelimesi kullanlr. nce
506
Nsha
Kalbi ve zekas olanlar iin Her semaya emrini vahyetmitir" ( 4 1 :1 2 ') ayetinde nk
teler vardr. Allah kyamete kadar kullarnda icra edecei ileri Korunmu Levhaya
tevdi ettiini bildirmitir. Bylece Levhadan keif yoluyla, gkten ise dnce ve
aratrma yoluyla bilgiler alnr, (ftht, BS, 8 8 )
Ib n l-A ra b bir eyin n k te si ifadesini o eyi ayakta tutan sr ve y a m ih ver anlam nda
da k u llan r. Bu b alam da p eyga m b er, lem in srr ve n ktesidir.
lemin srr ve nktesi, lemin gayesi ve hedefi zerine dualar olsun. O sadk efen
di, Rabbine davet eden, kayan Yldzdr, (ftht, bs, 10)
N sh a Nun, sin ve ha tek kktr, fakat farkl anlamlara sahiptir. Bir grup yle de
mitir: "Nesh, bir eyi kaldrmak ve yerine baka ey koymak demektir." Baka bir grup
ise yle demitir: "Bir eyi baka bir eye dntrmektir." yle de denmitir: Nesh
kitabn neshidir. Nesh, amel edilen, sonra baka bir olayla kaldrlan emirdir, rnein i-
inde bir emrin inip, baka bir ayet ile kaldrlan (nesh) ayet gibi. Bir eyin ardndan ge
len, onu nesh etmitir. Sz gelii, gne glgeyi, yallk genlii nesh eder. Nesh, ko
vandaki baln ve arnn baka bir kovana aktarlmasdr. Kitabn neshinin de bu anlam
dan tretildii iddia edilmitir, (mucem)
Nsha=Kitaplar:
Musann fkesi geince, levhalar ald. Onlarn nshalarnda1 srf Rabbinden korkanlar iin bir
hidayet ve rahmet vard. (7:154)
tb n l-A rab suret ve zet k elim elerin i n sh a kelim esiyle b ire b ir ean lam l ku llan r.
N ered eyse onlar ayrt eden b ir b elirti g rem iy o ru z, hatta b u n lard a n ortaya kan
term in o lo jik ifadeler bile b ird ir. 1) G r n r n sh a anlam nd a n sh a-i zah ire = le
m in n sh as = g r n r suret = lem in sureti = lem in zeti. 2) Btn n sh a =
H a k k m n shas = btn suret = H a k k n sureti = H a k k m zeti. 3) K m il n sh a =
to p layc n sh a = b y k nsha = in san - k m il = k m il ve to p la yc n sh a = k y m etli
zet = H ak ve lem in m u h tasar.2
5 7
o
1 Kad Beyzv yle der: Onlarn nshalarnda, yani, yazlm eylerde. Burada fiil mefl anlamnda kul
lanlmtr (Envar, c. I, s. 174).
2 lbnl-Arab'de nsha terimi hakknda bkz. Injaud-Devair, s. 1, 21; Ukletul-Mstev/iz, s. 42, 51; el-
Ftuhdt'l-Mekkiyye, c. I, s. 136; c. II, s. 496; c. IV, s. 497; Tecelliyat, s. 11; Anka-i Muib, s. 18; Mevakiun-
Ncum-, Insan- Klli, s. 2; Risale fi-Mrifet'l-Kenz'l-Azm, s. 153; Miram-rifin, s. 121.
O bkz. Hve
O u l [Oul anlamndaki ibn kelimesinin kk harfleri olan] elif, ba ve nun tek kktr;
"bir eyden domu olan" demektir. rnek olarak insandan doan veya baka bir
canlnn yavrusunu verebiliriz, (mucem)
bn [oul] veya oulu: a) Bir ahsa tamlama yaplarak bn Meryem veya Beni dem, Beni srail1tarzn
da yer alr, Bu tamlamalarda kelime oul anlamna gelir, b) Mecazi izfetlerle yer alr: ibns-sebil [yol
olu] gibi (4:36,3:215). c) Bazen ise bakalarndan aktarm tarznda Allaha tamlama yaplarak yer alm
tr:
Hristiyanlar Mesih Allahn oludur (ibnullah) demilerdir. (9:30)
Yahudiler, zeyr Allahn oludur demilerdir. (9:30)
Kelimenin bu tarz Allaha izafesi, reddetme balamnda yer almtr, nk Allah dourmamtr ve do-
rulmamtr (112:3). d) bnin yan sra benatve nas [kzlar] kelimelerinin karlnda /'rfin oulu tam-
lamasz yer alr.
Onlara sor bir: Kzlar Allahn da erkekler (benn) kendilerinin midir? (37:149)
Rabbiniz sizi ocuklarla sekin bir duruma getirdi de, kendisi meleklerden diiler mi edindi?
(1 7 :4 0 )
s?-
bn bint [kz ocuu] k elim esin in kart olm ad gib i sad ece in san t r n n olu a n
lam yla da snrl deildir; o d oan h er eyi iin e alan gen el b ir terim dir. Bu y zd en
ibn h an gi va rlk d zlem in d e (m ad d i, m anevi veya ru h a n i lem gibi) d o u m g e re k
leirse gereklesin d o an her eyin gen el ism idir; o ik i eyin (ana ve baba) b irle
m esin den m eydan a gelm i b ir r n veya n eticed ir.2
508
Olua Ait sim
lumu suretler lemindeki nikah; nurani ruhlar leminde himmet; mnlarda ise
netice kartmak iin ncller dzenlemektir.5 (fuss. 21a)
NOTLAR:
' Yani Yakub. Tarihiler Yakub yerine srail ismini kullanmlardr. Bkz. bn Haldun, Mukaddime, s. 2 2 1 .
2 Bkz. A n a , B ab a.
3 Bkz. lem in Y ce -B y k A nas.
4 Bkz. Fetih.
5 Eb'l-l Affnin metnin yorumu iin bkz. Tdlihai, s. 232.
Hangi trden, zahir veya btn hangi surette olursa olsun, senin zerinde babal
olan her ey, senin babandr; bu, ilahi veya kevn bir isim olabilir. Olu isimleri -k i
onlar varlktaki kevn suretlere isim olarak verilirler- var olan hakikatin isimleridir.
Allah delil gstermek balamnda "De ki: Onlar isimlendirdiniz (1 3:33) buyurur,
insanlar onlar isimlendirdiklerinde, u aatr, bu tatr demilerdir. Hepsi kul is
midir veya hangi isim olursa olsun ibadet edilenlerin ismidir. Allah ismi ise onlara
verilmez, ( ft h t , v: 11)
509
O l D ir i
N O TLA R :
1 Olusun isimleri (esmal-kevn) hakknda bkz. el-Ftht'l-Mekkyye, c. II, s. 350; c. III, s. 415.
2 lemin isimleri hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 89, 250.
3 Bkz. Esmal-halk ve Hakkm isimleriyle ilikileri, el-Fiituhtul-Mekkiyye, c. IV, s. 366.
4 Kevn ismi derken, olu mertebesinin ismi kast edilmektedir; gerekte O bir nitelik ve zelliktir. Sz ge
lii kul, kevn mertebenin veya hakikatin bir vehesinin addr. Gerekte ise ad -sz gelii- Mehmet o-
lan bir ahsn addr.
5 Afifi yle der: tbnl-Arab, Hallc'a ait bu dnceyi benimsemi, fakat, laht ve nastu tek hakikatin
iki ayr tabiat olarak deil, iki soyut yn olarak kabul etmitir. Bu hakikatin harici suretine bakt
mzda, onu nast diye isimlendiririz, btnna ve hakikatine baktmzda ise laht olarak isimlendiririz.
Bu anlamda laht ve nast, sadece insanda deil, varlklarn her birisinde tahakkuk eden iki sfattr.
Bunlar, btn ve zahir ya da cevher ve araz sfatlarnn mteradifidirler (Afifi, Fussul-Flikem erhi, Giri,
s. 36).
6 Bkz. Ebul-l Afifi, Kitab- Tezkari, s. 15; Tlikat, s. 27.
7 lbnl-Arab bu ortakl ayrntl aklar: Halk -k i lem demektir- Hakk'n isim ve sfatlarn kabul
eder, ayn ekilde Hak da lemin sfatlarn kabul eder; isimlerini deil. Hakkn lemin isimlerini kabul
etmeyii derken zel isimleri kastetmekteyiz. Bunun dndaki isimleri ise kabul eder." Bkz. el-
Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 544; Ayrca bkz. Fussul-Flikem, s. 106: Bizim isimlerimiz Allah'n isimleri
dir."
ki ynl olan kii ztyla nefsini ikili hale getirmitir. Bu y zden yle birisi berzah
gibidir. rn ek olarak kabrindeki ly verebiliriz. O , iiten ve grene gre l;
M nker ve N ekir m eleklerine gre diridir. O l-diri olduu gibi, ayn zam anda
konuan-susandr. ( ftht, v-,396 )
l m bkz. M e v t
n d e r / n d e r l i k bkz. m m e t /im a m
Kuran okurken seninle ahirete inanmayanlarn arasna rtl bir perde koyarz. (17:45)
510
zel Hakikat
Btn iler birbirleri iin rtdr. Kalbin H akk sdrm as H akkm zerind e rt
dr. n k kalp, insanlarn gr ve delilleriyle ina ettikleri H akka dair inan su
retlerinin m ahallidir. O halde bunlar, ilahi suretler zerinde rt d r.3 Bu nedenle
de ahs gr lr, neye inand grlm ez. u var ki, bir rt baka bir rt vasta
syla ortadan kalktnda, insann neye inand grlebilir. Bu yeni rt, Rabbine
dair inancnn ifadesidir. O halde ibare, neye inanldn gsterse de, o da, bizzat
dellet ettii ey zerinde rtdr, ilahi isim ler, ism i olduklar zta dellet etseler
de, zt zerinde rtdr. rtler, delil olsalar bile, kapal delillerdir. O halde lem,
hatta btn varlk, rtm ek, rtlen ve rtendir. n k rtm ek rten ile rtlen a-
rasnda srekli bir vastadr.4 O halde rtm ek, her ikisi iin de bir perdedir. A l
lahn herhangi bir insan ile vahiy veya perde ardndan olm akszn konum as
m m k n deild ir ( 42 :51 ) ayeti de bir rtdr. Veya eli gn d erir. O da bir rt
d r.5 Bu noktada rt, ku lu n kendisinde gzkt suretten baka bir ey deildir.
Bu y zd en b t n bu suretler, perde suretleridir, ( f th t , iv:214, 215)
u halde setr [rt], Hakka dellet eden bir perdedir ki, o da Hakkn tecelligh-
dr.6
N O T LA R :
Her nefsin kendisine zg bir sfat veya hakikati vardr; onun sayesinde lem deki
her eyden ayrlr. lahi em ir sz konusu zel hakikat yn nd en kendisine geldi
inde, bu sayedeki bilgisi [zevk] kendisine zg olur. te bu, nefsin T an rnm yce
m akam ndan en d k payd r.1 ( ftht, i:4 is)
zel Kul Genel Kul
1 Hakkn izzeti kendi makamnda bakalarndan korunmu olduu gibi, onun izzetine hi kimse
ulaamaz.
Allahn kullan iki eittir: eytann etki edemedii' kul -k i ihtisas kuludur. O Al
lah vastasyla konuan ve duyan kimsedir. Genel kul ise Allah'n Kullarm beni
senden sorarlar, de ki: Ben onlara ok yaknm, dua edenin duasn kabul ederim
( 2 : 186) ifadesiyle bildirdikleridir. Allah ayrt etmeden, btn kullar kendisine izafe
etmitir. Baka bir ayet ise udur: Ey ar giden kullarm (39:53). Burada Allah,
gnahkr olsalar bile, btn kullarm kendisine izafe etmitir, ( f t h t , iv :4)
tbnl-Arab, kullar Hakka nispet ederken, lafzn gzkmedii nispetin iki trn
ayrt eder. Sz konusu iki nispet, tahsis ve ayrcalk nispeti, dieri ise herkesi ieren
genel nispettir. Bunlardan birincisi Kullarmn zerinde senin egemenliin yoktur
(15:42) ayetinde ortaya kar. Bu ayette kullarn Hakka nispetleri, btnden onlar
ayrt eden bir ayrcala dellet eder. Bununla birlikte btn kullar, Hakka kul ol
maktan da kmazlar, ikinci nispet ise Kullarm beni senden sorarlar, de ki: Ben on
lara ok yaknm, dua edenin duasn kabul ederim (2:186) ve Ey ar giden kulla
rm (39:53) ayetlerinde tezahr eder. Sz konusu iki ayette kullarn Hakka nispetle
ri, hepsini ieren genel bir nispettir ve yaratklardan hibir kimse bu dairenin dn
da kalmaz. Bu yzden bu anlamda herkes kuldur.
NOTLAR:
512
zel Secde
Allah kuluna ya zel rahmet ile -k i zel rahmet vacip rahmettir- veya genel rahmet
ile -ki o da ihsan rahmetidir- merhamet eder, ( ftht, iii:147)
N O T LA R :
Nefs bilmediini rendi, meleklerden sahip olmad bilgileri ald. Nefs, takip etti
inde her eyin kayna Allahtan dorudan bilgi alaca bir yol ve Tanr ile arasn
da kendisine zg zel bir kap olduunu bilmiyordu, ( f t h t , iii:176)
Arifin himmeti, kendisine zg ilahi yn gzyle var olan her eyde bulunan
513
zel Yn
Allah bir peygambere vastalar ortadan kaldrp, zel ynden vahyedip peygamber
de onu bize ulatrdnda bu, Hakkn bizimle perde ardndan ulaan kelamdr.
(FTHT, 111:526)
Allah'n her mevcutta zel bir vechi vardr ki, o ynden mevcuda baka bir ynden
verilmeyen eyleri ulatrr. Bu ynden mmkn Tanrya muhtatr, ( f th t , 11:423)
Efraddan olmayan kul imam ise peygamberinin izinin yan sra, vaktinin
Kutbunun izini de takip etmesi gerekir; direk ise, nnde iz grmelidir; Ab
daldan ise nnde drt iz grmesi gerekir. u var ki, bu kiinin uyma makamnda
bulunmas gerekir. ayet ittiba makamnda bulunmayp yol ile kk oda arasnda
yolun sandan dnm ise bu durumda nnde hibir iz gremez. te bu, Tan-
rdan mevcutlara dnk zel yoldur. Bu zel ynden velilere keif gelir, ( f t h t ,
1: 201 )
Ben lmamm derken, Hakk zel ynden mahede ettiini kast eder, ( f th t ,
1:178)'
Arifler, (tenzih ve tebih arasnda Tanry nitelemeyi anlatan) O'nun benzeri gibisi
yoktur ayetinin hkm iindedir. Dolaysyla melekler onlarn nereye gittiklerini
bilemez, ite bunlar, sahip olduklar halleri Allahtan zel ynden alm kimseler
dir. (FTHT, lll:385)
Gaybn bu tr, zel ynden olabilir ve ne melek ne bir bakas onu bilebilir.
(FTHT, IV: 128)
lahi sr, Haktan kula dnk zel yndr. Tek bana kaldnda ise sr perdesi de
kalkar ve sadece Tanr ile beraber kalr, ( f th t , i:343)
5M
Perde Ardndan Mahede
Belirsiz olarak zel yn: tbnl-Arab Allah (Allah ismi btn ynleri kendinde top
lar) isminin zddna, zel yn terimini herhangi bir ynyle, baka bir ifadeyle her
hangi bir ismi ynnden ulhiyete iaret iin kullanr.
NOTLAR:
1 lbni-Arablde zel vecih hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 273 (zel vechi bilmek ariflerin
iksiridir); el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. III, s. 489 (zel vech), 503, 516; c. IV, s. 31 (her varlkta bulunan zel
vech), 116, 351, 351 (kendi vechini bilen kimse kemle ermitir).
Sen onu grmesen de, o seni grr. Baka bir ifadeyle, onun seni grdn akln
da tut. te bu, perde ardndan mahedenin baka bir trdr. Bu mahedede,
ibadet ettiin ztn -senin grmediin ve iitmediin bir ynden- seni grdn
ve iittiini bilirsin, ( f th t , i:309)
P e r d e A r d n d a n V e k i l bkz. V e k illik .
P e y g a m b e r l i k bkz. N b v v e t
R a b / R u b b i y e t R a, ba eitli kklere dellet ed er. Birincisi "b ir eyi slah etm ek" ve
"onun banda d u rm ak". Bu anlam da Rab, M elik [h k m d ar], Halik [Y a ra ta n ] ve
Sahib'tir. Rab bir eyi slah ed endir. A llah Rabdir; nk yaratklarnn ilerini slah eder.
515
Rab/Rubbiyet
( m u cem )
s?"
Rab Kuran- Kerim'de belirtilen szlk anlamyla geer' (Efendi, Mlik, Muslih [Islah eden] Mrebbi [ter
biye eden]. Fakat merbuba (insan, ar, lemler, her ey) tamlama yapldnda ise anlam ulhiyet er
evesiyle snrldr.
Namazm, orucum, lmm ve diriliim lemlerin Rabbi iindir.2 (6:162)
De ki: Allahtan bakasn m isteyeyim: O her eyin Rabbidir. (6:164)
Bir ksmnz dierlerini Allahn dnda rabler edinmesin. (3:64)
S?"
tbnl-Arab, anlamn Allah ile insan arasnda ortakl kabul edecek ekilde dilsel
bir ereveyle snrlayarak, birinci aamada rab kelimesini dini delletlerinden ve
lafznn ulhiyeti ima ediinden soyutlamtr.3 Buna gre Rab; Efendi, Mlik, Muslih
[slah eden], Mrebbi [terbiye eden] ve Sabittir.4
[Hak ve lem arasnda] Ortak isimlere rnek olarak, Mmin5 ve Rab isimlerini ve
rebiliriz. Mmin tasdik eden anlamna geldii gibi, eman veren anlamna da ge
lir. Rab da mlik demektir. Rab slah eden6 demektir. Ayrca Rab, Efendidir,
Rab mrebbidir, Rab sbit olandr. (FTHT, 11:303)
Rablk ile kulluu herhangi bir ynden birletiren bir ey yoktur ve bu ikisi birbiri
ne bsbtn zttr. Herhangi iki benzer, birbirlerinin kart olsalar bile, yine ortak
trlar. Sz gelii beyaz ve siyah, birbirlerinin zdd olsalar bile, ikisini birletiren ey
renktir; hareket ve duraanl birletiren olutur. Var olanlar ve renkleri birleti
ren, hepsinin araz olmasdr. Her iki zt ey, birbirlerinin kart olsalar bile, birle
tikleri ortak bir noktaya sahiptir. Kul ve Rab byle deildir. nk onlardan her
birisi, dieriyle bir araya gelmez, ( f tih t , i:37i)
bnu 1-Arab ubudiyeti [kulluk], fiil ve tesir zellie sahip rablgn karsna yerleti
rir. Bylece Rab lafznn anlamn ulhiyete tahsis eder ve bu admyla da birinci an
516
Rab/Rubbiyet
Varlklarn Bir ve Gerek Varlk ile irtibatlar, onun taayynleri asndan olabilir ve
bu taayynler Hakkn isimleridir. Her varlk bir ilahi isim ile irtibatldr. yle ki:
Her varln Varlktan pay, kendisine eklenip de mevcut hale geldii bir isim y
nnden ortaya kabilir. Ayrca ikinci aamada,9 varlnn beksnn kendisine ba
l olduu ilahi yardm da, bu isim vastasyla kendisine ulaabilir.'0 Bylece isim,
gerekte onun Rabbi olmutur. Allah ismi ise hepsini iermesi ynnden, btn
varlklarn Rabbidir. (MERATB, 166 )
Her ilahi isim btn ilahi isimleri ierir. Her ilahi isim, kendi ufkunda, btn isim
lerle nitelenir. Aksi halde Hak kullarnn Rabbi nasl olabilirdi ki? (ftht, 1:101)
Allah diye isimlendirilen, zt itibariyle tek, sfatlar itibariyle ise oktur. Her varln
bir rabbi vardr ki, onun btn tekil etmesi mmkn deildir. Mutlu, Rabbinin
kendisinden honut kald kimsedir. [Herkesin kendi rabbi olduuna gre] Bu du
rumda Rabbinin katnda honut olunmayan kimse yoktur; nk o isim, Rabligini
kul zerinde srdrr. Bir kul zel rabbinin katnda honut oldu diye, baka bir
kulun rabbinin katnda da kendisinden honut olunmas gerekmez. O btnden
ancak kendine uygun pay almtr; ald da onun rabbidir. Bylece, kullar arasn
da ayrm gerekletii gibi, rabler arasnda da ayrm gerekleir." (fuss, 9 0 )
Ulhiyet melh, rubbiyet ise merbub talep eder. Hak ise zt ynnden lemler
den mstanidir. Rubbiyetin ise bu hkm yoktur. Bylece i rubbiyetin talebi
ile ztn lemden mstagniligi arasnda kalmtr. Rubbiyet, gerekte, bu hakikat
ten ibarettir, (fuss, 1 1 9 )
Nuh Rabbim'3 dedi, ilahi! demedi. Zira Rab'4 sabittir. Halbuki ilah, isimlerle e
itlenir. Rab, her an bir itedir.5 Nuh Rab diyerek Onun halden hale girmesini
kast etmitir. nk ancak bu olabilirdi, (fuss, 73)
517
Rabbin stivagh
1 Rab kelimesi Kuran- Kerimde tamlama olarak yer almtr. Bkz. Mucemul-Mfehres, Rab" maddesi.
2 Beyzvi Rab kelimesini Rab terbiye anlamnda bir mastardr, bir eye peyder pey kemlini ulatrmak
demektir diye yorumlar, bkz. Kad Beyzvi, Evar't-Tenzil, c. I, s. 3. Sehl b. Abdullah Tsteri ise -
lemlerin Rabbi, onlarn efendisi ve mrebbisi, ilerini deruhde edendir diye yorumlar, bkz. Tefsirul-
Kuranil-Azim, s. 7.
3 Rab, insan oluu ynnden -kul oluu ynnden deil- Allah ile insan arasndaki ortak isimlerden biri
sidir. lbnl-Arabl yle der: nsan iki nispet sahibidir: birisiyle ilahi mertebeye, dieri ise olu merte
belerine dahil olmasn salayan nispettir. Bylece, sorumlu olmas ynnden ona kul denilir; Rabbin
halifesi olmas ynnden ise ona rab denilir." Bkz. Ecvibe, s. 224.
4 Bkz. Rab.
5 Bkz. Mmin, A llah n A d a .
6 tbnl-Arab yle der: Rab slah eden demektir, nk Allah Kyamet Gn kullarnn arasn dzeltir
(el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. III, s. 383).
7 Bkz. G en el Rablk.
8 Bkz. E ser, M essir, M esser-Fih.
9 Her kul, dolaysyla her varlk her an yok olur ve var olur (bkz. Y e n id e n Y ara tm a ).
' lbnl-Arabiye gre her kul bir ilahi ismin mazhardr, bylece kullar arasnda farkllk meydana gelir.
Sz gelii Abdullah (Hz. Muhammed) btn ilahi isimleri kendinde toplayan Allah isminin mazhar ol
mas ynnden yaratklarn en kmilidir. Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 196-326. Bu blmde
lbnl-Arab ilahi isimlerin her bir mazharnm ieriini genie aklar.
" Mslman bir dnrn rabler kelimesine yer vermesi ilgintir. Fakat Ibnl-Arabnin bu tutumunu
hret bulduu birliki ve monist yntemiyle uzlatran nedir? bnl-Arabi, bir yandan varlk hakikati
nin iki yn arasndaki ikilii ortadan kaldrarak, varl bir yaparken, te yandan isim ve sfatlar saye
sinde ulhiyet mefhumunu oaltan bir dnr deil midir? Mslman bir dnr olarak lbnl-
Arabnin bu tavrn nasl aklayabiliriz? Bunu iki ekilde cevap verebiliriz: a) lbnl-Arab rableri Al
lahn dnda eyler saymaz, bu anlamda var olanlarn ve sebeplerin rablna kar kar ve her trl
rabl Allaha tahsis eder, b) Rabler arasndaki ayrm, ztlarn oalmasna yol aacak gerek bir ayrm
deil, kayna tek zt olan greceli bir ayrmdr. Buna gre zt hakikati itibariyle tek, isimleri itibariyle
oktur. Zt ve ilahi isimler, tecelli ve mazharlaryla birlikte tek zttr.
12Bkz. tbnl-Arab'de ulhiyet ve rablk iin, Henri Corbin, Hist. De la Philo. De la pleiade T 3 1110.
3Nuh: Rabbim! Yeryzndeki kfirlerden kimse brakma dedi" (71:26).
'4lbnl-Arabde rab kelimesi iin bkz. el-Ftuhtl-Mekhiyye, c. I, s. 61, 99; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s.
251, 437; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. III, s. 73,129,340, 355, 369, 383, 387, 420; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s.
30, 62, 64, 97, 165, 169, 198 vd; Fussu'l-Hikem, s. 215; c. II, s. 41, 42, 83 vd; Anka-i Mugrib, s. 27; aratl-
Kuran, s. 61; Tac'r-Resail, s. 33.
15 Bkz. H akkn e'n l.
R a b b i n K u l u bkz. A b d
518
Rabbin Yolu
R a b b in Y o lu bkz. S r a t - M s t a k im
R a b b iy le S l k E d e n bkz. S lik
R acl Ra, dm ve lam "ayak" anlamna gelir. Ayak, her ayaklnn uzvudur. Rid,
reccale, yani "yaya yryen" demektir. Byle isimlendirilmelerinin nedeni, ayaklar ze
rinde yrmeleridir. Rcal ve rcali ise adamlar demektir. Bu babn istisnalarndan biri
si, racl'dr. Racl, "bir adam" demektir. Bazen Araplar kadna da racle derler.
(m u c em )
Racl kk Kuran- Kerimde yer alr. Rid: Ayakl canllarn organ; radl, ayaklar zerinde yryen kim
se demektir:
Canllarn bir ksm iki aya (ala ricleyn) zerinde yrr, bazs ise drt aya zerinde yrr.
(2 4 :4 5 )
insanlara hacc ilan et, binek zerinde veya yaya (ala rical} sana gelirler. (2 2 :2 7 )
ayet iki erkek (racleyn) yok ise raz olacanz ahitlerden bir erkek ve iki kadn yeter. ( 2 : 2 8 2 )
bnl-Arab ra c l [adam] kadnn karsna yerletirir; fakat bu, bir cinsiyet ztl
deil, zellik ve mertebelerinden kaynaklanan bir mtekabiliyettir. Buna gre ra c l,
ister erkek ister dii olsun, rac let [adamlk] zelliini elde eden, makam ve merte
besine ulam kimse demektir (Hakkm suretiyle zuhur: tasarruf, fiil ve adalet vb).
k e k is t e r k a d n o ls u n , in s a n t r n k a s t e t m i t ir , ( f t h t , i v .-i o )
Adam, mutlak kulluk mertebesinde, Hakkm suretiyle zuhur eden herkestir. Byle-
ce o, her eye hakkn verir, (f t h t , i v :1 12)
519
Racl
520
Racl
cal], ( tane). ) Racll-berzah [Berzah adam], (bir tane). 12. Sakitr-refref bin
Saktl-Ars (bir tane). 13) Racll-ani billah [Allah ile zengin olan adam], (iki ta
ne). 14) Racl-i ayn-i tahkim vez-zevaid (on tane). 15) Bdela [bedeller] =Ebdal (on
iki tane). 16) Ricall-itiyak [arzu ricali], (be tane). 17) Ricall-eyyamis-sitte [alt
gn ricali], (alt tane), b) Mertebe Ricali: i) Melmiyye= Ricalul-matla'.9 2) Fukara. 3)
Sfiyye. 4) bad [kullar]. 5) Zuhhad [zahitler], 6) Ricall-ma [su adamlar].107) Efrad
[Tekler], 8) mena [Eminler]. 9) Kurra [Okuyanlar], 10) Ahbab. 11) Muhaddesn
[sezgi sahipleri], 12) Ahilla [dostlar], 13) Smera [sohbet adamlar], 14) Verese [Varis
ler], 15) Evliya. Bunlar eitli ksmlara ayrlr: 1) Enbiya. 2). Sddklar. 3) ehitler. 4)
Salihler. 5) Mslmanlar (kadn erkek). 6) Mminler (kadm-erkek). 7) Kanitn. 8)
Sadklar (kadn erkek). 9) Sabredenler (kadn erkek). o) Huu sahipleri (kadn er
kek). 11) Oru tutanlar (kadn-erkek). 12) Allahn belirledii snrlar koruyanlar
(kadn erkek). 13) Allah oka zikredenler (kadn erkek). 14) Tvbekarlar. 15) Te-
mizlenenler. 16) Hamd edenler. 17) Seyahat edenler. 18) Rku edenler. 19) Secde e-
denler. 20) Yasaktan al koyanlar. 21) Hilim sahipleri. 22) oka ah edenler. 23) la
hi Askerler. 24) Hayrllar. 25) Piman olanlar. 26) Secdeye kapananlar. 27) Mnibn
(ynelenler). 28) Mubsirn (grenler). 29) Hicret edenler 30) Mfikler 31) Allahn
ahdini yerine getirenler 32) Allahn birletirmeyi emrettiini birletirenler 33) Kor
kanlar. 34) Allahn yz evirmeyi emrettiinden yz evirenler 35) Krema [kerim
ler], Bu tasvirden sonra, okuyucuya bu meselenin ieriini incelemesi iin, eyh-i
Ekberin e l-F t h t 'l-M e k k iy y e 'sin d e c. II, s. 3-39 arasn incelemeyi salk veriyoruz.
NOTLAR:
521
Rahman/Rahim
teydi" (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 14). Abdlkerim Cilt de ondan sz eder, bkz. Hakikat'l-Hakaik, s.
7-
9 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 188.
"Mbnl-Arab yle der: Su adamlar, deniz ve nehir kenarlarnda Allaha ibadet eden ve kimsenin tan
mad insanlardr" (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 19).
Bu iki isim -Allah ve Rahman- dier btn isimlere gre keml ve ihata mertebesi
nin sahibidir, ( bulga , 1 7 )
Rahman srf varlk olmas ynnden Hakkm ismidir, nk O her eyi kapsayan
rahmetten tretilmi mbalaa kalb, bylece de varln btn taayynlerini ier
mesi zelliiyle varln ismi olmutur. Varln btn taayynleri, hidayet, saptr
ma, af, ltuf, intikam, kahr vb ynnden kendisine eittir. Rahim ise bu kuatc ve
mil rahmetten tretilmi varln ismidir. Fakat sz konusu olan varlk, varln
kendisinin mutlaklk mertebesinden -k i burada hidayet ve saptrma gibi nispetleri
kendisine eittir- hidayet, nuranilik ve kef vb bakmndan taayyne ynelmi var
lktr. (MERATB, vr. 166)
notlar:
522
Rahmanm Glgesi Szlk ve Kurani anlam iin
onda ilahi kelime veya emir, henz blnmemitir. lahi emir ilk kez, iki ayan ko
nulduu Krside blnr. Ar, Hebay kabul eden ilk ekildir:
Bu cismi (Heba) ilk kabul eden ekil, kresel ekildir ve o bylece Felek olmutur.
Hak ona Ar demi, Rahman ismiyle zerinde istiva etmitir. Bu istiva, benzersiz ve
keyfiyetsiz, kimsenin bilmedii anna yarar tarzda gereklemitir, ( ukle, 87 )
Ar=Rahmanm istivagh:
Bunlardan birisi de, stiva Ar ve Krsinin sureti, iki ayak, Arm iinde bulundu
u su, suyu ve karanl tutan havadr. (fthT, 111:4 2 2 )
Drt mevcudu kendinde toplayan Rahman Ar: Bu drt mevcut; tabiat, heba, cisim
ve felektir. (UKLE, 5 6 )
Allahn leme ynelik en byk ihsan Rahman ismi vastasyla lemi kuatan Arta
istiva etmi olmasdr. Btn i Arta biter, (ftht, i:4 6 3 )
Ar=Kelimenin birlii:
NOTLAR:
' Bkz. Kitabu'l-Celle, s. 4. bnl-Arab yle der: Her eyin bir glgesi vardr, Allahn glgesi ise Artr.
u var ki her glge uzamaz; Ar'n ulhiyette uzamayan bir glgesi vardr.
s?
523
Rahmann stivagh/Smrl isimlerin stivagh
Her eyin bir glgesi vardr, Allahn glgesi de Artr. u var ki her glge uzamaz.
Ar, ulhiyette uzamayan bir glgedir. Fakat o gaybdir. Grmez misin ki, duyulur
glgeleri olan cisimler klarca kuatldklarnda, glgeleri ilerinde kalr. In
glgesi de kendisinde, karanln aydnl kendisindedir. O halde zuhur eden Ar,
Rahmann glgesidir, insana nispet edilen Ar ise Allahn glgesidir, (c e la l, 4)
Bu ifadeden u tespit ortaya kar: lbn'l-Arabye gre Allah, Rab ve Rahman isimle
ri belirli nitelikler tayan dier ilahi isimlerin dayand temel isimlerdir.6 Byk o-
laslkla sfat isimlerinden her birisi, sz konusu temel ilahi isimden birisine da
yanr ve burada makam tanmlanr. Sz gelii Vedud, Allah ismine dnnde ilahi
bir makam ad alr; Rab ismine dnnde rabbani bir makam adn alr. fadeleri
mize byk olaslkla diyerek baladk, nk elimizde bn'l-Arabnin dncele
rini aklayacak metinler bulunmuyor.
N O T LA R :
' lbnl-Arab yle der: Bir grup unu ileri srmtr: Marifet makam rabbani, ilim makam ise ilahi
dir. Ben de bu fikirdeyim. Bir grup ise unu ileri srmtr: Mrifet makam ilahi, ilim makam ise o-
nun altndadr. Bence de yledir (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 318).
2 Bkz. Rab.
3 Bkz. Rahman/Rahim.
4 Bkz. lahi M akam .
5 Bkz Isra.
6 Bkz. S fat.
524
Rahmann Nefesi
S?"
Tanr kendisini Nefes-i Rahmn ile nitelemitir; bir sfatla nitelenen herkesin sz
konusu sfat btn gereklerinde takip etmesi gerekir. Daha nce nefesin teneffs
edende neyi meydana getirdiini belirtmitik. Bu nedenle ilahi nefes lemin suretle
rini kabul etmitir. Bu yzden nefes bu suretler iin heyulani cevher gibidir; o ise
tabiattr. ( fus S, 143)
Nefes Hakk'm kendisi iin zuhur etmi ilk gaybdir. Bylece onda Hak, Rahman is
miyle zerinde istiva ettii Ar gibi olmutur, ( ft ht , lll:420)
525
Rahmann Nefesi
yara demektir. Bu nedenle messirdir dedik. Nitekim yara da yaral cisme tesir e-
der. Mmknlerin kulana ilk arpan ey k iin [ol] kelimesidir. lem, kelam zelli
inden zuhur etmitir, o da Nefes-i Rahmniden herhangi bir hakikate dnk bir
ynelitir. Bu nefeste amalanan o eyin bireysellii alr. Bu olu, kelam diye ifade
edilmi; olutuu eye ise nefes denilmitir. Nitekim bir harfi meydana getirmek is
teyen kimseden nefes ortaya kar; bylece, ses diye isimlendirilen nefes kar. Ne
fesin uzamasnn bittii bir yerde, meydana getirilmek istenilen varln zt ortaya
kar, (ftht, II:181)
simlendirmenin gerekeleri:
526
Rahmann Nefesi
eder. Buna gre glk, kendi rablklarmm zuhuru iin oluu talep eden ilahi isim
ler dzleminde mevcuttur.
Levh akln ifade mahallidir ve akl karsnda dem iin Havva mesabesindedir.
Nefs diye isimlendirilmitir, nk Nefes-i Rahmaniden var olmutur. Bylece Al
lah onu Akldan meydana getirmitir. nk onu akln aktaraca eyler iin ma
hal, yazacaklar iin Levha yapmtr. (UKLE, 55)
Nefes nedir? diye sorarsan, deriz ki: Nefes hakikat sultannn ycelii nedeniyle, Al
lahn ktlklerini sndrmek iin kalp ateine musallat ettii bir nurdur.
(FTHT, 11:1 3 2 )
Mahede ettiin bir suretten meydana gelmemi hibir nefese2 itimat edilmez.
( layeulu , 8)
ilahi nefeslerin ykselileri vardr ki, onlarn zerinde tuzaa ykselirsin. Allahn
baz kullarna nefesler ayaklarnn altndan gelir, nk onlar bu nefesleri talep et
milerdir. Dolaysyla bu nefesler onlarn kazammlardr, bu nedenle ayaklarnn3
altndan gelmitir, (ftht, IV:4 1 8 )
NOTLAR:
527
Rahmann Vekili
n o tl a r :
Bir grup Cennette, bir grup ise atetedir (42:7). Oras Rahmann zindandr. Biz
Cehennemi kfirler iin bir hisar yapacaz." Allah kfirleri iinde hapsettii zin
dan kasteder. Mutlu grup Hakkn ikram diyarnda konaklar. Bu diyar ayakta tu
tan ey, (Hakkm kullarndan) raz olmasdr. Dier yerin idarecisi ise -k i oras zin
dandr- Mlik, yani Gldr. yice yorulduunda hamuru iyi yourdum anla
mnda m e li k t 'l- a c i n e denilir, ( ft ht , iv :26)
bnl-Arab Kuran- Kerime uyarak, Cehenneme ve atee zindan ismini verir, fakat
Kuran- Kerim zindan herhangi bir ilahi isme izafe etmezken bnl-Arab onu
Rahman ismine tahsis eder. Burada Ibnl-Arabinin ierdii rahmetle birlikte Rah
man ismini semi olmas, bizi yle bir kukuya drr:2 Acaba bnl-Arab ken
disine rahmet nfuz ettikten sonraki Cehennemi mi kasteder? Bu rahmetin ulama
sndan sonra Cehennemin azab tatl hale gelir ve sakinlerine daimi bir nimet olur.3
Baka bir ifadeyle bnl-Arab burada ehline azabn sona ermesinden sonraki Ce
hennemi mi kasteder. Bylece onlar Cehennemde nimetlenirler, ancak oradan ay
rlmalarna msaade edilmez. Belki de bu nedenle Cehennem ile Cennet menzili,
Cehennem nimetiyle Cennet nimeti arasnda fark grmtr ki, bu fark, nimet ol
masna remen, mensuplar iin bir zindan olmasdr.
NOTLAR:
Rahm et Ra, ha ve mim tek anlaml bir kktr ve "incelik, yumuaklk, ilgi ve merha
528
Rahmet
met" anlamna gelir. Rahim, akrabalk ilikisi demektir. Kadnlarn rahmi de bu nedenle
rahim diye isimlendirilmitir, nk acnan ve esirgenen ocuk ondan doar, (mucem )
Bu noktada Tirmiznin1 tavrn takip edeceiz. Tirmiz Kuran- Kerim'deki balamndan hareket ederek
kelimenin on eanlaml terimini zikretmitir: peygamberlik, slam, rzk, yardm, fetih, sevgi, afiyet, ya
mur, Kuran- Kerim, Cennet2 (Bkz. Tirmizi, Tahsil Nezairil-Kuran, s. 47-48). Bu rneklere Ey kendileri
ne hakszlk yapan kullarm! Allahn rahmetinden mit kesmeyiniz" (39:53) ayetinde geen mafireti ek
lemeliyiz.
529
Rahmet
Rahmet her eyi hkm ve varlk itibariyle kapsamtr. Bu balamda gazap bile Al
lahn ona olan rahmetinden meydana gelmitir. Her hakikatin Allahtan talep ettii
bir varl olduu iin, Hakkn rahmeti btn hakikatleri kapsamtr. nk Allah
rahmetiyle, her eyin hakikatindeki istei kabul etmi, bylece onlar yaratmtr.
Rahmette bir gayenin gereklemesi veya doaya uygunluk dikkate alnmaz, ilahi
rahmet btn bunlar varlk itibariyle kuatmtr.5 Rahmetin eyay zikretmesi, on
lar var etmesinin ta kendisidir. O halde her mevcut, rahmete konu olandr. Bilmek
gerekir ki, rahmet yaratmada geneldir.6 (FUSS, 177, 78)
Sadece ne gemi rahmet ve bu rahmetin ardnda kalm gazap vardr. Sonra, her
eye sirayet eden kuatc rahmet vardr. Bu yzden rahmet, hem ndedir ve hem
sonradr. Hak hem gazap eder ve hem raz olur. nk Hak, gazaba olan rahme
tinden gazaplanr, bylece gazap ortadan kalkar. Baknz! Hakkn gazaba gelmesi
rahmeti gazaba nasl da dahil etmitir? Bylece gazab ortadan kaldrr. Neticede ga
zabn hkm silinir, bunun ardndan rahmet, haklarnda gazabn takdir edildii
kimseleri bile kuatr. Bu yzden Allah azap ettii kimseye de rahmetiyle azap eder;
nk azap olmasayd, Hakkn gazab ebedi olurdu, ( ft ht , iv :7o)
ilahi rahmete Tanrnm azizlii elik etmeseydi ve rahmet efkatten yoksun olma
sayd, Allah yaratklarndan hi kimseye azap etmezdi, ( f t ht , IV:48)
Rahmetin azap suretinde bir tecellisi olduu gibi, nimet suretinde de bir tecellisi
vardr. Bylece rahmet, iki zt sureti kabul etmitir; bu ise pek garip bir itir.7
(FTHT, lll:497)
NOTLAR:
530
Rahmetin Olu
R a h m e tin O lu ilahi rahmet her eyi iermesi ve her eye yaylmas itibariyle b
tn varlklarn anasdr.1 Allah yle buyurmutur: Azabm benim istediklerime ula
r, rahmetim her eyi kuatr (7:156). O halde: Ana=Toplayan ve hkm sahibi
varlklarn anas=Rahmet. te yandan, rahmet varlktr.2 Rahmetin olu varln o
ludur. Mevcut ancak varlkta meydana gelebilir. Rahmet=Varlk. Rahmetin o
lu =mevcut [var olan].
Allahn rahmeti genitir, o her eyi kapsar, hibir yer ona baskn gelemez, bir yerde
snrl kalmaz. Btn varlklar onun oullardr. Peki nasl olur da onlara zarar ve
rebilir! Rahmet oullarna ancak iyilik ve nimetlerini verebilir. Rahmet anadr.
n o tl a r :
1 Bkz. A na.
2 lbnl-Arabl rahmeti bilinegelen anlamndan varlk anlamna tar. Allah bize merhamet eder, yani bizi
var eder. Bkz. R ah m et.
R a k k a Ra ve k a f iki kktr. Birincisi cefa ve skntnn zdd bir niteliktir. kincisi ise s
v bir eydeki hareketliliktir. Birincisi rikkat' tir. "Y u m u a k oldu" anlam nd a rakka denilir.
M astar rikkat' tir. ikinci kk ise "bir ey parlad" anlam nda terakraka fiilidir, ( m u ce m )
S?"
531
Rakika
larn eyh-i Ekberin lemindeki ilevleri nedir? Rekik, hakikatler veya ztlar ara
snda uzayan balardr; bunlar, gze ulaan gne nlarna benzer. Bu rekik sade
ce yaylmaz, ayn zamanda bize de ular. Rakka, kendisinden kt her hakikati
daha st veya daha aa hakiktlere balar. Bu hakikatler sayesinde st hakikatler
den alttakilere varlk ve bilgi yardm ular. Yeniden yaratma fikrini benimseyen bir
dnce yapsnda yardmn nemi bellidir, bu yzden yardm yeniden yaratmann
ana damardr. nk mmkn, her anda varlk yardmn almazsa, yoklua der.
Bu nedenle ve bu yardm sayesinde Ibnl-Arabnin hakikatler ile mertebeler ara
snda sreklilie sahip bir rakka, bir ba tasavvur ettiini grmekteyiz. Bu ba, be
dendeki damarlara ve sinirlere benzer.
Allah insan btn lemin rakkalarnn toplam yapmtr.2 nsandan lemdeki her
eye uzanan bir rakka vardr. Allahn insana ulatrmas iin o eye emanet olarak
verdii her ne varsa, bu rakkadan insana ular. Arif bu rakka sayesinde o eyi di
ledii gibi hareket ettirir. Bu yzden lemdeki her bir eyin insanda bir izi bulun
duu gibi, insann da her eyde bir eseri vardr, ( ftht, m 57)
nsan btn lemi kendi mertebesinde mahede etmi, lemin her bir paras ile
arasndaki rakkalar grm, bu sayede kendisinden o rakkaya ihsanda bulunm u
tur. (FTHT, 111:407)
Bylece rakkann mhiyeti ortaya kar. Rakka, tesir ve teessre imkn verecek e
kilde, uygun eyleri birbirlerine balar.
lika [aktarmak] iin Hakkn dokuz felei, telakki [almak] iin ise insann dokuz fe
lei vardr. Hakka ait dokuz hakikatin her birisinden halka [lem] ait dokuz felee
rakkalar uzar (nzul, ilka); halka ait dokuz felekten de Hakka ait feleklere
rakkalar ykselir (urc, telakki), ( ftht, 1:54)
Bu ulvi feleklerin suretleriyle unsurlar lemindeki sfli suretler arasnda ilahi isim
532
Rakka
ler ve rabbani hakikatlere uzanan rakkalar vardr. Bunlar, zel ynlerdir; zel yn
ler, iradesinden kaynaklanan ynelile ol kelimesinden Haktan sudur eden her
mmkne aittir. Bu zel yn kendisinden meydana gelenden bakas bilemez.
(FTCiHT, 111:260)
lemler arasnda (ulvi ve sfli lem), her suretten kendi benzerine uzam kesintisiz
rakkalar vardr. Urc ve nzul [ykseli ve ini] bunlarn zerinde gerekleir.
(FTHT, 111:260)
nsan ile Hak arasnda rakkalar, damarlarda hayatn dolamas gibi dolar. Bylece
hayat muhafaza ederler ve sen de onu mahede edersin.3 ( terac m , s)
Muhakkiklerin elinde bir tek ilahi fkh kalmtr, o da srlar ile gelir. Bu fkh, basi
ret ehlince bilinir, ba gzyle grenlerce bilinmez. Bu fkh sayesinde btn varlk
larn, karalarn ve deryann Rabbini tespihlerini anlarz. Artk nemseme! Kendi
hakikatinin gemi senin rakkan elinde tutana aittir; artk ona teslim ol! ( arat , 6i)
Varlklarn bir ksm maddeden soyut mevcut olmulardr; bunlar nurani rakkalara
sahip ekil ve surete konu olan ruhani-ayrk akllardr ve melekler diye isimlendiri
lirler. (NA, 20)
Rakka Zt iin eli ve ondan kan nlar mesabesinde olduu iin, bnl-Arabnin
terminolojisinde bamsz ve ayr bir anlam yoktur; bunun yerine o, kendisini gn
deren Ztm zelliini alr; bazen de gerekte, o Ztm bir ynne veya bir zeliine
veya bir nispetine tekabl eder.
Cebrail, Mikail, srafil, Azrail ve dier byk meleklerden her birisi, Rabbinin hu
zurunda durur; bakas onlar Rablerinden al koyamaz. te bu ulvi ve nurani klli
hakikatler -k i onlar Muhammedi hakikatin rakkalardr- bu ruhlarn hakikatleri
dir; sz konusu ruhlar ise, tikel rakkalardr. ( akku ' l-cuyb , 21 )
533
Rakka
Erkek ve dii hakikatte ortak ve her ikisi de yaratl dairesine girseler bile, kuku
suz, rakkanm farkll nedeniyle mertebeleri farkllar. (I arat, 61 )
Allah dilerse, daire ve kanallar ina ederiz, balan ve rakkalan uzatrz, kkleri ve
dallar izhar ederiz, ayrlanlar, birleenleri ve bunlarn arasnda ortaya kan isim
leri ayrt ederiz. (NA, 6)
Peygambere vahiy veren ruhtan, peygamberin varisi olan adamn kalbine grnr
de melein suretiyle karm bir halde, bir meleki rakka uzanr. Sz konusu
rakkaya o ruhun ismi verilir, ( f th t , i:8o)
Bazen ona (peygamber veya veliye) rakka, insan veya hayvan suretinde gzkr ve
getirdii eyi ona syler. ayet bu kii bir veli ise kendisine geleni Kitap ve snnete
sunar: gelen eyler Kitap ve snnete uygun deilse, onu Hakkm bir imtihan say
maldr. Bylece kesin olarak anlar ki: Bu rakka bir melek rakkas deildir ve ilahi
bir meclisle gelmemitir; tersine eytani raklkadr.4 ( f th t , lll:39)
NOTLAR:
534
Reca
5 Rakkalar ini, bilgi vermek veya tecelli iindir; bunun karlnda kuldan ykseli vardr.
A bnl-Arabl'de rakkalar iin bkz. el-Ftuhtul-Mekhiyye, c. I, s. 55; c. IV, s. 328; Kitabu'l-Kurbet, s. 8; An-
ka-i Magrib, s. 50; Fussu'l-Hhem, s. 237; had-Devair, s. 34; Divan, s. 38.
R e c a bkz. T a r ik
R e h b e r l i k bkz. H iid a
R e y y bkz. u rb
R z a bkz. T a r ik
R z k Ra, ze ve kaf "belirli bir vakit iin ikram" anlamna gelen tek kktr. Ardndan
vakte bal olmayan ikram da buna yorumlanmtr. Rzk, Allah'n ihsandr. "Allah onu
rzklandrd" anlamnda Rezekallahu rzken denilir. smi rzktr. (mucem)
s?-
Rzk Kuran- Kerim'de genel anlamda mevcuda tahsis edilen ilahi nimet demektir. Bu nimet mutlaka
mevcuda ular, nk rzk veren sadece Haktr.
Hibir kimse rzkn tamamlamadan lmez. Senin rzkn varlm ayakta tutan g
ve hayatn srdrmeni salayan eydir, topladn ve biriktirdiklerin deildir.
nk bunlar senin de olabilir, bakasnn da olabilir. Bir eyi yiyip o ey ztna si
rayet edince, onun senin rzkn olduunu bilirsin, ( ftht, ivu m )
535
Rzk
Hayvan insan1 hayvann rzkyla rzklamr. tnsan- kmil2 iin de hem bu rzk ve
hem de fazlas vardr. nk kmil insan iin bir de ilahi rzk vardr ki, hayvan in
san bu rzka ulaamaz. Bu, insan- kmilin beslendii ilimler, kef, zevk ve sahih
dncedir.3 ( f tu h at , i:357)
Sana rettim (Tanr kuluna), sen de esma-i hsnanm [gzel isimler] hak ettii, ha
yat ve varlklarnn bal olduu rzk rendin.7 Seni de bu rzk vastasyla onlara
ynelttim. simlerime lemden bu rzkn ulamas arttr, ( f t ht , v :ii4 )
Hak, yaratlan ve icat edilen her eyin hakikatine sirayet etmitir. Hal byle olma
sayd, varlk olmazd.
536
Rida
Sen hkmlerle Hakkn gdas; O ise varlk ile senin gdandr.9 (Fiss, 83)
NOTLAR:
1 Bkz. H ayvan -lnsan .
2 Bkz. Insan- Km il.
3 Bkz. Emir Abdlkadir el-Cezairi, El-Mevakf, s. 53. Yazar Sizi gkten ve yerden kim rzklandrr" (10:31)
ayetinde gk rzkm'' akllarn yararland bilgi ve marifetler diye yorumlar; yer azklar ise bedenlerin
beslendii eylerdir.
4 lbnl-Arabfnin bu bahisteki grlerine ainalk kazanabilmek iin bkz. Attar, Mantku't-Tayr, s. 222.
s Yaratklaryla beslenen" Hak, isim ve sfatlar ynnden Haktr, lemlere muhta olmayan zt ynn
den Hak deildir. Affnin yorumu iin bkz. Tlikat, s. 278.
6 Bu ifade, yaratklarn ilahi isimlerin gdas olduuna dair grmz teyit eder.
7 Bu ifade, yaratklarn ilahi isimlerin gdas olduuna dair grmz teyit eder.
8 Yaratlmn varl.
9 Bkz. Fussul-Hiken, s. 64, 67,190.
Rida bir perde ailesi meydana getiren kelimelere eklenebilecek bir terimdir. Rida,
perde demektir, fakat tbnl-Arabnin ridanm eitli armlarndan ve nitelikle
rinden kartt birtakm zel nitelikleri vardr. Bylece rida, perde kelimesinin ge
nelliinden, kendisini anlamnn dna kartmayan ve eyh-i Ekberde kazand
olumlu anlamn da kaybettirmeyen bir zellie doru kayar (kavuturan perde,
hicab- msil). lbnl-Arabye gre ridanm iki kk vardr ve o her iki kk ridanm
iki grnmnn hizmetine sunar: Rida, sahibinde bsbtn silinmilii ynnden
kendine ait bir varla sahip deildir; te yandan rida, rtnenin suretine sahiptir,
nk onun suretinde olmasayd, rtemezdi. Genel anlamda perde, zel anlamda
ridanm iki yn, setr ve kef [rtnme ve alma] ile yer deitirir, hatta rtnme ve
alma rtnende, yani Hakta onlar birletirir.
Reda [helak olmak] anlamnda reda;
537
Rida
Dersen ki: Reda nedir? Deriz ki: Kevnde Hakkn zellikleriyle grnmektir. Dersen
ki: Kevn nedir? Deriz ki: Varlkla ilgili her itir. Kevn btln [bo, anlamsz] zdd-
dir. (FTHT, 11:129)
Rida nedir diye sorulursa cevap udur: Suret zerinde yaratlm kmil kuldur. O
ilahi ve mmkn hakikatleri kendinde toplayan, kendisinden daha yetkini olmayan
en kmil mazhardr. Eb Hamid onun hakknda yle demitir: Bu lemden daha
gzeli mmkn deildir." Bunun nedeni, btn hakikatlerin yetkin olarak lemde
bulunmasdr. te O halife," naib diye isimlendirilmesi yerinde olan kuldur. O
btn mmknlerde tam messirdir ve o tam meiyet sahibidir, ( ftht, ii:103)
538
Risalet Peygamberlii
Nbvvet ile -ki sz konusu olan terii nbvvetidir- sddklk makam arasnda
ne bir makam ne de menzil vardr. Sddklk ban aan, risalet nbvvetine der.
Hz. Muhammedden sonra terii nbvveti iddiasnda bulunan, hi kukusuz ya
lanc, Allahn doru szl elisinin getirmi olduklarm yalanlam ve inkr etmi
tir. (FTHT, 11:24)
R iy a z e t bkz. T a r ik
Ruh Ra, vavve ha pek ok anlama gelen bir kktr. Ruh genilik, imkn ve sreklilik
demektir. Btn bunlarn kk ise rzgar anlamndaki rh'tir. Rh kelimesindeki ya har
finin asl vav'dr, kendisinden nceki kesrenin harekesine dnmtr. Ruh insann
ruhudur ve o rh kelimesinden tremitir. Kelimenin btn bablar byledir. Ravh esinti
demektir, insan teneffs ettiinde erahe'l-insan denilir. Er-Ruh, Cebrail'dir, ( m u cem )
s?
Paul Nwyia, Exegese Coranique adl kitabnda Kuran- Kerimde ruh kelimesini nceki sfilerden ki
inin grleri erevesinde aratrmtr. Bu sfi, Mukatil, Tirmiz ve Harrazdr. Sz konusu sfilerin
grlerini u hususlarla zetleyebiliriz: Ruh=Cebrail (Kuds).1 Ruh=Vahiy.2 Ruhullah=Allahn rahmeti.3
Ruh=Yaratmann balangc, peygamberlik, Kuran- Kerim ve vahiy.4 Ruh=Bedene hayat veren ey.5
Paul Nvvyiann Kuran- Kerimde ruh hakkndaki aralrmasna deinmekle yetiniyoruz, geni bilgi iin o
almaya baklabilir.6
lahi hkmn zellii udur: Herhangi bir sureti tesviye ettiinde oras bir ruh ka
539
Ruhlarn demi
bul eder ve bu o eye flemek diye ifade edilir. Ruh, srekli ve daimi ebedi tecelli
feyzini kabul iin tesviye edilmi surette istidadn meydana gelmesidir. 8 (fuss, 49)
Cisim grlr, hkm ise ruha aittir. Zuhur eden Haktr, hkm ruha aittir. Ruh,
zuhur eden Hakta farkllklar izhar eden lemin istidadr.9 (ftht, 11:3 9 6 )
Ruhlarn eyadaki hkm onlardaki hayat ile denk deildir. Bu yzden hayat, her
eyde bulunur; ruhlar ise valilere benzer. Vali, bazen azledilir, bazen vali olur, ba
zen valilikten habersiz kald halde valilii srer. Valilik bu hayvan bedeni idare
ettii srece, lm onu azleder. Uyku ise valilik zellii kendisinde kalmak zere,
ondan habersiz ka ld r. ( ftht, i:54 o)
N OTLAR:
1 yetler: 70:4, 97:4, 16:102, 19:17, 21:91, 26:193. lbnl-Arab ruhul-kudsu Cebrail diye tanmlar. Bkz. el-
Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 31,167, c. III, s. 370; c. IV, s. 51,147, 202; Inad-Devair, s. 15-21.
2 Bkz (16:2), (40:15), (42:52) ayetleri.
3 (12:87).
4 (16:2), (4:15).
s (17:85).
6 Bkz. Zbcegese coranique, s. 56, 154
7 Ruh konusunda bkz. Gazl, Mifeati-Evar, s. 35; Kueyri, Risale, s. 45; Tirmiz, Beyanl-Fark, s. 96.
8 Bu srekli ve daimi tecelli, yeniden yaratmadr.
9 Bkz. T e c e lli.
,0lbn'I-Arabde ruh konusunda bkz. Fussu'l-Hikem, s. 66, 109, 142, 144, 176; Ukle, s. 51; el-Ftuhtl-
Mekkiyye, c. 1, s. 85, 143, 151; c, III, s. 315, 385, 430; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 25, 109, 202; Kitabut-
Tecelliyat, s. 26; nad-Devair, s. 33; Tercmanl-Evak, s. 96; Anka-i Murib, s. 47.
dem ruhlarn babas olduu gibi Muhammed (a.s.) ruhlarn demidir. (tezkire, 52)
Ruhlarmzn asl Ruh- Muhammeddir. O ruhlar iin ilk babadr. Var olan ilk in
san ruhu Ruh- Muhammeddir [Muhammedin ruhu], ( ftht. i:50)
NOTLAR:
' Bu anlam sfiler arasnda yaygndr. Cabir b. Abdtllah Hz. Peygamber'e Allahn yaratt ilk eyden
sormu, o da Peygamberinin nurudur demitir. Bkz. Hadis Dizini.
540
Ruhlarn Ruhu
nsan- kmilde lemin btn hakikatleri bulunur. O halde insan- kmil,5 hakikat
lerin hakikati, ruhlarn ruhu ve kesin delil sahibidir, (kenz, 154)
Snrl ve muhta olarak zuhur eden ilk mevcut ilk Akl,6 ayrca Muhammedi Haki
kat7 ve ruhlarn ruhu diye isimlendirilmitir. (mesaL, 9 , 1 0 )
notlar:
Nefs-i ntka Arur-ruh (Ruhun Ar), akl ise istivann suretidir, (ftht, ts)
541
Ruka1
Allah insan tryle ilikisi uzak bir peygamber semitir. Onun yans beer, dier
yars temiz ruh ve melekti. nk Cebrail onu Meryeme dzgn bir insan olarak
vermitir.3 ( f th t , iv:195)
Bazlarnn bir babas olsa bile ona nispet edilmez.4 rnek olarak Meryem olu 1-
say verebiliriz. sa (a.s.) Meryeme nispet edilmitir. Halbuki onu Meryeme veren
Cebraildi, ( f th t , i:320)
N O T LA R :
R u k a ' bkz. E lb is e y i Y a m a m a k
S a b r Sad, ba ve ra kktr: Birincisi cins, kincisi, bir eyin ykseklii, ncs, bir
ta trdr. Birincisi sabrdr. Sabr, hapis demektir. Nefsimi u ie hapsettim anlamn
da Sabert nefsi ala zaliuke'l-emri denilir. kincisi ise her eyin yksei anlamnda
subru kll ey denilir. nc kke gelince: subre cinsindeki ta, sert ve kat ta de
mektir. oulu sibardr. (mucem)
542
Sabit Hakikat
s?
Ibnl-Arabden nceki sfiler, sabr kelimesini incelemek ve onun mhiyetini
sfinin slukunun ksmlarna yaymakta uzmanlamlar, sabr tecrbesinde birta
km boyutlar ve dereceler meydana getirecek ekilde derinlemilerdir. Bu dereceler,
sabredenin ztm sabrnn mevzuuna balayan baz harf-i erlerde ortaya kmtr.
Bylece sabr, bir eye kar sabr, bir eyden dolay sabr, bir eyde sabr vb haline
gelmitir.1 Ibnl-Arab sabr uygun mahallerine koymu ve onu btn hayrlar top
layan be btmi temel amelden birisi yapmtr. Nefsin en zor amellerinden birisi
olmas, sabrn deeri iin yeterlidir. nk sabr, nefsi talep ettii bir eyden ah kor
veya kand bir eyi srekli yerine getirmeye zorlar.
Sabr nefsi hapsetmektir. Kul nefsini Hakkn eniriyle hakikatinin gerektirdii yeme
ve imeden al koymutur, ( ftht, bs, 76)
NOTLAR:
' Tasavvuf eserlerinde sabr iin bkz. Ts, el-Luma, s. 76-77; Kueyri, Risdle, s. 85-86; Crcani, lnjat, s.
136; Sillemi,Tabakatus-Sfiyye, s. 113 .
S a b it H a k ik a t bkz. A y n - S b it e /A 'y n - S a b it e
S a h v bkz. V r id
S a 'k Sad, ayn ve fcaf tek kktr ve "yksek ses" ve "arma" anlamna gelir. Sa'k da
bundan gelir. Sa'k, "yksek ses" demektir. Saika kelimesi de bundan gelir. Saika, "gk
grltsnden meydana gelen byk grlts" demektir. Suak "ykses ses" anla
mnda kullanlr. Birisi ldnde, "ld" anlamnda saika denilir; deta ona bir saika
isabet etmitir, ( m u cem )
5 ? "
Saika: ld anlamnda:
543
Salat
Sa'k: Rabbinin daa tecellisini grdnde Hz. Musa'nn haline iaret eder.
Rabbi daa tecelli ettiinde, da parampara oldu ve Musa bayld dt (sa'k). (7:143)
S?"
Bu ifadede, Ibnl-Arabinin Kuran- Kerimin yolunu takip ederek, fenay ilahi tecel
liye baladn gzlemlemekteyiz: Rabbi daa tecelli ettiinde da parampara et
mi ve Musa baylm dmtr (7:143). Kuran- Kerim, sa'k rabbani tecelliden do
an bir fena hali diye nitelemitir.
S a l a t Sad, Lam ve ille t harfi iki kktr: Birincisi, ate veya ona benzer scaklk demek
tir; kincisi ise bir ibadet cinsidir. Birinci anlam, salleyt el-ade bi'n-nar, "odunu atele
yaktm" ifadesinde geer. kinci anlamda salat dua demektir. Salat, eriatn getirmi
olduu rk ve secde gibi ibadetlerdir. Allah'n salat etmesi, rahmettir. Bu kalptan is
tisna olarak bir kelime gelir ki, o da bir hadiste gemitir: "eytann yardmcs ve
m esali 'si vardr." M esali, (tekili m usillat) ortaklar demektir, (mucem)
Kulun duas:
Allahn salat:
54 4
Salat
Kuran- Kerimdeki iki salat (Allahn ve kulun salal) hakknda bkz. Paul Nwyia, Exegese coranique, s.
134- 36 . Bu eserinde yazar, Trmiz'nin Tahsilu Nezairi'l-Kuran isimli eserindeki tutumunu aklar.1
Ibnl-Arab Kuran- Kerimin ortaya koyduu salatn iki ynn dikkate alr ki, bu
iki yn Tannnn ve yaratklarn salandr. Bazen bu iki yn nceki Islami dnce
nin kolaylkla kabul edebilecei ekilde yorumladn grrken, bazen de onlar
kendi teorilerine bal anlamla snrladn grmekteyiz. Bu nedenle salatn anlam
n bnl-Arabde iki ksma ayracaz. Hakkm salat, Hakkn kuluna merhameti;
kulun salat ise Hakk mahede etmesidir.
Hz. Peygamber yle buyurur: Gzmn nuru namaz (salat) klnmtr. Bu, seve
nin gzlerini aydnlatan sevilenin mahedesidir. Bu nedenle Hz. Peygamber na
mazda bir yne ynelmeyi yasaklamtr; nk ynelmek, eytann namazdan
alddr. Bylece kulu sevdiini mahededen mahrum brakr. ( fus S, 224-25)
Zikredilen iki metinden u sonuca ulaabiliriz: Kulun salat, Hakka tam anlamyla
erebilmek iin, yaratklardan yz evirmesidir. Buna gre salat, bakaya3 her eit
yneliten uzak, kul ile Rabbi arasndaki bir iliki4 veya kavumadan ibarettir,
lbnl-Arabi kendi dncesi balamnda, Hakkm ve kulun saltm her ikisini de
yusalli [namaz klar] fiiliyle ilikilendirerek aklamtr. Fiilin znesi namaz klan
anlamndaki musa/lidir. Musalli, birinci anlamndaki mcellinin kart olarak yar
ta birinciden sonra gelen, yani ikinci demektir. Bu balamda Hak musallidir, halk da
musallidir; fakat iki farkl ynden. Hak musallidir, yani Hakkn bilinmesi yaratn
bilinmesinden sonradr. O halde sz konusu sonralk, bilinmedeki sonralktr. Halk
musallidir, yani mertebesi Rabbinin mertebesinden sonra gelir. Buradaki sonralk
mertebe sonraldr.
Kukusuz Allah kendisi iin salat etmemizi bize emretmi ve Onun da bizim adm
za salat ettiini bildirmitir. D halde salat bizden ve ondandr. Bu durumda Hak
musalli olduunda, hi kukusuz hir ismiyle musalli olur. Bu durumda kulun var
lnn ardnda kalr. Burada sz konusu olan Hak, kulun kendi fikri dncesiyle
veya [bakasn] taklit etmesiyle kalbinde yaratt Hakkm kendisidir. O ildh-
mutekaddr. 5 nk musalli, yarta birincinin ardndan gelen demektir. Allah yle
buyurur: Herkes salatm ve tespihini bilmitir (24:4i). Yani Rabbine ibadet edite
545
Slik
Allah salat eder. Bylece kendisini zikirde kulun zikrinden sonra gelme zelliiyle
nitelemitir, (ftht. iv:190)
N O T LA R :
1 Paul Nwyia salat ve balama, vg, dua ve zikir arasndaki ilikiyi aklamtr, bkz. Exegese coraniquc,
ayrca bkz. Tirmizi, Nezairu'l-Kuran-t Kerim, s. 71-75; Sehl Tsteri, Tefsirul-Azm, s. 14.
! Bkz.Tirmiznin Haan Basri'den rivayet etlii hadis iin, Tirmiz, Nezairu'l-Kuran- Kerim, s. 74.
3 Namaz kavumadr; fakat o ancak farz klnm bilinen namaz sayesinde gerekleir. lbnl-Arabi "na
maz sevgiliyi mahededir dediine gre, farz klnm namaz kuldan dmez: nk sevgiliyi ma
hede ettiren her ey aslnda namazdr. Nitekim lbnu 1-Arab farz klnm namaz ispatlamak iin zikre
dilen ifadeleri kullanmtr.
4 Bkz. Tirmiz, Kitabus-Salat, s. 5.
5 Bkz. nan lan lah.
6 Bkz. paragrafn aklamas iin, Aff, Tlikat, c. II, s. 344.
S l i k Sin, lam, k e f tek kktr ve bir eyin baka bir eyin iine girmesi, ona nfuz
etmesi demektir. "Yolu takip etim" anlamnda selikt et-tarike, imdiki zaman kipinde
ise eslek denilir. Selekt e-eye fi'-eyi ise "bir eyi bir eye girdirdim" demektir.
( m u c em )
Yeryzn sizin iin bir dek yapan, sizin iin orada yollar aan (seleke) Odur. (20:53)
te onu bu ekilde gnahkrlarn kalbine salarz (selekna). (26:200)
59"
bnI-Arab slk iin iki kk dikkate alr: katlmak ve intikal (makamlar zerinde
yrmek). Burada sz konusu olan, mn, suret ve bilgide bir yerden baka bir yere
intikaldir. Bu nedenle bnl-Arabnin metinleri her iki anlamla snrldr.
546
Slik
Slik nedir? Deriz ki: Bilgisiyle deil, haliyle makamlarda gezendir. Bu balamda
hal, ameldir, ( fth t , 11:134)
Slk manen bir ibadet menzilinden baka bir ibadet menziline; suret itibariyle de
Allaha yaklamak iin farz klnm bir meru amelden yapmak veya yapmamak
eklinde Allaha yaknlamay salayan baka bir meru amele; bilgi itibariyle ise bir
makamdan baka bir makama, bir isimden baka bir isme, bir tecelliden baka bir
tecelliye, bir nefsten baka bir nefse intikaldir. ntikal eden, sliktir. ( f t h t , i:380-
1)
Ibnl-Arab slikleri Allah bilme derecelerine gre drt ksma ayrr: nefsiyle slk
eden, Rabbiyle slk eden, her ikisiyle slk eden, slik olmayan slik. Nefsiyle
slk eden, kendi bana Allaha yaklamaya alan kimsedir. Yaklama, Kulum
bana nafile ibadetlerle yaklar, ta ki onu severim kutsi hadisinde ifade edildii gibi,
Allahn sevgisine ulatran farz ve nafile ibadetlerle gerekleir. Rabbiyle slk eden,
Allahn sevdiidir. Bu kiinin hakikati yoklukta sabittir. Hak, onun iitmesi ve gr
mesi olmutur. Nitekim bir ksmn zikrettiimiz hadisin Onu severim, onu sevdi
imde ise gren gz, iiten kula olurum anlamndaki ikinci ksmnda bu belir
tilmitir. Kul nafile ibadetleri hakkyla yerine getirdiinde Rabbiyle slk eden hali
ne gelir. Hem nefsiyle ve hem de rabbiyle slk edene gelince o, nce nefsiyle slk
eder, kurb- nevfil mertebesine ulatnda ise Hakkn onun iitme ve grme gc
olduunu zevk yoluyla idrak eder ve Rabbiyle slk eden haline gelir. Bylece kii,
ilim vastasyla her ikisiyle birlikte slk eden olmutur. Slik olmayan slik ise
Ibnl-Arabnin yorumlad ekliyle Attnda sen atmadn, Allah att anlamndaki
ayetinin uygun dt kimsedir. bnl-Arabye gre bu ayette nefiy [yok saymak]
ve ispat vardr, ite bu makama ulaan, slik olmayan sliktir.
Slikler drt ksma aynlrlar: Rabbiyle slk eden slik, nefsiyle slk eden slik,
her ikisiyle slk eden slik ve slik olmayan slik. Bu yzden slikin gayesine ve
Allah bilmedeki mertebesine gre slk da farkl trlere ayrlr, ( f t h t , i:38i)
Nefsiyle slk eden kii, Hakkm sevgisini kazandran farz ve nafile hayrlar yapa
rak Rabbine yaklaan kimsedir. Slik, Hakkm sorumlu tuttuu amelleri yerine geti
rir ve emrettii ileri yerine getirmek iin gcn ve kuvvetini harcar, ( f th t ,
11:381 )
547
Slik Olmayan Slik
Rabbiyle slk eden ise Hakkm grmesi, iitmesi ve btn kuvvetleri olduu kim
sedir. nk onun hakikati (yoklukta) sabittir, ( ftht, i:38i)
Hem Hak ve hem de nefsiyle slk edene gelince: Slik, Hakkm kendisinin iitme
si, grmesi ve btn kuvvetleri olduunu renir. Ardndan, nefsini tam olarak
mahede etmedii halde, nefsiyle slk ettiini genel anlamda bilir. Hakkm ken
disinin iitme gc olduunu renip, iitme vastasyla duyann iitmenin kendisi
olmadn anladnda, Rabbiyle ve nefsiyle slk eden kimse olur, (ftht, i:38i)
Drdnc ksm ise slik olmayan sliktir. Bu slik, Hak bir zellii olmad sre
ce, nefsinin kendi kendine slk edemeyeceini grr. Mkellefin nefsi mevcut ve
deta sz konusu zellik iin bir mahal olmad srece, zellik de kendi kendine
slk edemez. Bylece, her ikisiyle birlikte slk ettii ortaya kar. Bu kii, nefsi
ve Hak ile birlikte slk ettiini anlaynca, mazharn gerekte var olmad ve zu
hur edenin [Haki mazharn istidadyla snrland ortaya kar. Hakkm attnda
sen atmadn, Allah att" buyurduunu grr. Birinci kta olduu gibi, atmad de
se de geerli olurdu. te nefsinden bu bilgiye ulaan, slik olmayan sliktir. ( ft
ht , ll:382)
Allah att. Allah ayn hakikat iin fiili ne kadar hzl nefyetmi ve ne kadar hzl var
klmtr. Bu nedenle bu menziller, suyun akna benzetilerek, akkan menzil diye
isimlendirilmitir. Su zerinden getii her eye izini brakr. Bu menzilin adamlar
da, bizzat bir ey zerinde sabit deillerdir, ( ftht, i:505)
S l i k O l m a y a n S l i k bkz. S l ik
Bununla birlikte susmak anlamndaki samte Kuran- Kerimde konumamak" kelimesiyle pek ok kez
iaret edilmitir:
548
Saylan simler
S?"
Kueyri Risdlesinde sfilerin samt [susmak] hakkmdaki grlerini ayrntyla zikre
der ve bu grlerin samtm kaynak ve derecelerine gre aklayc bir sralamayla
snflanmalar mmkndr. Sfilerin ifadelerinde yer ald kadaryla, samtn kay
naklarn drde ayrabiliriz: Edep susmas, bir sebepten dolay susmak, ibadet sus
mas, riyazet susmas. Edep susmas: Sfilerin adabndan birisi olarak susmaktr. Bir
sebepten dolay susmak: Mridin susmasnn sebebi, bazen kendisini dilsiz brakan
bir keif veya ilahi feyiz olabilir. Bu duruda mrit ne konuabilir, ne de ifade edebi
lir. ibadet susmas: Topluluk dedikodu ve gybete baladklarnda insann susmas
dr. Riyazet susmas: Bu, Bir b. el-Hrisin u ifadesinde dile getirilmitir: Konu
mak houna gittiinde sus; susmak houna gittiinde konu. Susmann dereceleri ise
unlardr: Dilin susmas, kalbin susmas, srrn susmas (Bkz. Kueyrinin dipnottaki
ifadesi).' lbnl-Arab daha nce ifade edilmi susmann ilkeleri ve onun, Eb Talib
el-Mekkinin Kutul-Kulbiz drt diye zikrettii, tasavvufun esaslarndan birisi oldu
u fikrinin dna neredeyse kmaz (drt esas, susmak, uykusuzluk, uzlet ve alk
tr).
(Ey bu yola giren kii!) Amellerin drd zahirinde, bei ise btnmdadr. Zahirin
dekiler alk, uykusuzluk, susmak ve uzlettir. Bunlardan iki tanesi etkindir -uzlet
ve alk- iki tanesi ise edilgendir -uyumamak ve susmaktr. Susmak derken insan
larla konumay brakp kalbin zikriyle ilgilenmeyi, Fatiha suresini okumak ve ge
rekli tespih ve zikirleri sylemek gibi, Allahn farz kldgi eylerin dnda nefsin ve
dilin susmasn kastetmekteyim, (ftht, ds, 343)
Samta [susmak] gelince: Susmak seyahat veya uzletinde karlatn vahi yaratklar
ve haeratla konumamandr. Kiinin i konumasn brakmas ise, nefsinin Al
lahtan umduu herhangi bir eyi konumamasdr. Tekrar i konumasna dnd
nde, kendisiyle kalbinde Allah zikretmek arasna bir engel ortaya kar. nk
kalp ayn anda zikri ve konumay sdramaz. (ftht, ds, 351)
N O T LA R :
549
S e ilm i in V r is i
doksan dokuz ismi vardr,2 onlar hsa3 eden Cennete4 girer." bnl-Arabnin bu
hadisten hareket ettiine dair delilimiz ise hadis ile bnl-Arabnin terimi arasnda
mterek hsa kelimesidir.
NOTLAR:
1 Bu terimin aklannda zandan hareket ediyoruz, nk onun ieriini aklayacak metinler elimizde
mevcut deildir. lbnl-Arab ona aklama veya yorum yapmadan deinir. Kaynan renmede hadise
bavurmamza gelince, bunun iki sebebi vardr: Birincisi, isimler lbnl-Arabde okluun kaynadr;
btn isimleri toplayan esas isimlere iaret etmek istediinde mmehat deyimini kullanr. u halde
mmehatl-ihsa deyimi znde Ibn-Arabfnin dnce yapsyla uyumaz; nk ilahi isimler ona gre
snrszdr, ikinci sebep: lbn-Arabi kulland lafzlarn byk ksmn Kuran- Kerim ve hadisten der
lemi, onlara kendi dnce yapsyla uyumlu anlamlar ve boyutlar vermitir. Bu terimi ve ieriini de
hadisten kartm olmaldr.
2 Hadis hakknda bkz. Fahreddin Razi, Uvamiul-Beyyinat, s. 54.
3 Ihsann anlam iin bkz. Gmhanevi, Camiu'l-Usul, s. 54; Eb Ishak ez-Zeccac (lm. 311), Tefsiru
Esmaillahil-Hsna, s. 56.
4 Allahn doksan dokuz ismi vardr" hadisi iin bkz. Hadis Dizini, no. 28.
5 ibnl-Arab burada esma-i hsnay ilahi ismin nc anlamyla ele almaktadr. Bu anlamda gzel i-
simler, varlklardaki mazharlar olmaktadr ve saylar da mazharlarnm saysnca artmaktadr. Bu ba
lamda, saylan isimler" ana mazharlar" mesabesindedir.
6 Bkz. el-Mnavi, Feyz'l-Kadir, c. II, s. 488.
7 Sadreddin Konev lbn-Arabl'nin talebesi ve evlatldr. Onun felsefesi, bn-Arabnin dncesinin
devam gibidir; bu nedenle lbn-Arabde gerekli metni bulamadmzda Sadreddin Konev'nin metin
lerine mracaat ediyoruz.
8 Bkz. Hadis Dizini, no. 29.
55
Sefer
59"
s?
lbnl-Arab seleflerinden kendisine ulat ekliyle, sefer kelimesinin ieriine zikre
deer yeni bir anlam eklememitir. Sefer, zikir vastasyla Hakka ynelite kalbin
yolculuudur. Buna gre kelimenin terimsel anlam, bnl-Arabde ieriini korur,
bununla birlikte teorilerin balamna giren baz farkllklar kazanmtr.1
Kul Hakkn szne verdii cevab duymak iin, sz menzilinden, iitme menziline
yolculuk eder. te bu seferdir. ( ftCiht , s, 182)
229)
551
Sekr
Sefer, tenzihtir. Bu tenzih, retimde onu telaffuz ediinden renen ve iiten hali
ne intikal etmendir. Bylece bu intikal, duyann nefsinde ilmin gereklemesini sa
lar. (FTHT, B5, 270)
NOTLAR:
1 Tasavvuf terimleriyle ilgili btn kitaplar seferin anlam, mertebeleri, maksatlar ve neticesi hakknda
gr birliine varmlardr. Bkz. Crcani, Trifat, s. 134; Gmhanevi, Camiu'I-Usul, s. 62 ; Tirmiz,
Hatml-Evliya, s. 503.
S e k r bkz. V r id
S e m a bkz. A r z
s?
Terim Kuran- Kerim'de szlk anlamnn dnda yer almamtr.
0 ikisi, iki denizin birletii yere geldiklerinde balklarn unuttular, balk da serap olarak denizde
yolunu tuttu. (18:61)
Dalar hareket eder ve deta bir serap olur. (78:20)
SP"
Serap vahdet-i vcdun glgesinde yaratlm ile Hak ilikisini ifade edebilmek iin
bnT-Arabnin yararland pek ok simgesel kalptan birisidir. Nitekim bu ba
lamda bn'l-Arab mmknn varlndaki yoksunluu ifade edebilmek iin, glge
ve k, gda ve beslenme, suretler ve aynalar gibi baka kalplar da kullanmtr.
imdi de Araplarca bulunmamasna ramen suyu artrmas anlamyla bilinen se
rab kullanr.
552
1 Bkz. V ah d et-l V c d.
S e t r bkz. rtm ek
S e v g i bkz. Hub
S d k Sac/, dat, kaf sz veya baka bir eydeki gce dellet eden bir kktr. Yalann
zdd sdk [doruluk] buradan gelir. Gc nedeniyle sdk diye isimlendirilmitir; yalann
gc yoktur ve o geersizdir. Bunun esas Araplarn "dayanakl ey" anlamndaki eyun
sdkun ifadeleridir. Sddk, "sdka elik eden"dir. Sadak, "kadnn mihri" demektir; by
le isimlendirilmesinin nedeni, gc ve zorunlu bir hak olmas nedeniyledir. Sadakat,
dostlukta drst olmaktan tretilmitir. Bir, iki veya oul veya kadn iin sadk denilir.
( mucem ). Sdkn en az, gizlinin ve aleninin eit olmasdr. Sadk, sznde doru olan
kimsedir. Sddk ise btn szlerinde, fiillerinde ve hallerinde drst kimsedir (Kueyri,
Risale, s. 97).
S?"
S-D-K kk farkl tarzlarda Kuran- Kerim'de geer:
Yalann zdd olarak: Allahtan daha doru szl (asdaku ) kimse var mdr? (4:87)
Sadaka:
Onlarn mallarndan kendilerini temizleyen ve arndran sadakay al. (9:103)
Sddk:
Kitapta brahim'i de zikret, o sddk bir peygamber idi. (19:41)
Kadnn mihri:
Kadnlara mihirlerini (sadaka) verin. (4:4)
553
S d k
lemitir. Buna gre sadk, sddk haline gelir, sddklk ise bir m akam dr4 Sdk, H.
VI. asra tasavvufi vicdana yerlemi bir halde ulamtr, dolaysyla Ibnl-Arab!
sfilerin slkundaki akl nedeniyle, nemini sndrmeye almam, onu m
ridin btn btn amellerinin nne geirmitir.
Btn be amele gelince (ki eyhe intisap etmeden nce mridin yerine getirmek
zorunda olduu amellerdir) onlar, sdk, tevekkl, sabr, azimet ve yakndir. Bu do
kuz amel (drt zahir amel ile birlikte: alk, uykusuzluk, susmak ve uzlet) iyilikle
rin esaslardr ve her eit hayr ierir. Tarikat da bunlarda toplanmtr. Bu yzden
sen de bir eyh buluncaya kadar bu dokuz amele sarl, ( ftuhat , ds, 344)
Sdkn stn mevki sahibi olmas iin lbnl-Arabnin yle tanmlad sddklk
mertebesine ulatran bir yol olmas yeterlidir:
Sddklk, iki nur arasndaki yeil bir nurdur. Bu nur vastasyla haber verenin
bilinmezlik perdesinin ardndan kerem nuru vastasyla getirdii eyi mahede
mmkn olur, ( ftuhat, i:92)
O halde sdk, insan haber verenin getirdii eyi, baka bir ifadeyle doru haberin ta
kendisini mahedeye ulatrr. Bu yorumu, byk sahabi Eb Bekire uyarlamaya
altmzda ve peygamberin onu sddk diye nitelemesinin nedenini aratrd
mzda, bnl-Arabde geen ifadelerin nda Eb Bekirin bu ismi almasnn ne
deninin u olduunu grrz: Sddk, Allahn elisi her ne zaman bir haber verse
veya hikye veya herhangi bir ey aktarsa, Doru syledin ey Allah'n peygamberi!
diyendir. Peygamberi tasdikindeki drstl nedeniyle de haber verenin getirdii
eyin kendisini mahede etmi, bylece sddk olmutur. Bu noktada sdk teriminin
asl ve yan anlamna bal baka bir terime de dikkat ekmek yerinde olacaktr. Sz
konusu terim, ihlastr. lhlas, Ibnl-Arab ncesindeki5 tasavvufta bilinen nemine
ramen, yan anlam durumunda kalmtr, lhlas ancak amel veya fiil var olduktan
sonra sz konusu olabilir. Bu anlamda lbnl-Arabye gre ihlas, niyete benzer, bu
nedenle de amelle6 irtibatldr.
thlas istihlas kelimesinden gelir. nk insan bazen niyetini eytan adna halis ya
pabilir ve ihlasl diye isimlendirilir. Bu durumda onun amelinde Allah adna olan
bir ey bulunmaz. Bazen Allaha ortak koulan bir ey iin ihlasl olabilir, bazen de
Allah iin ihlasl olabilir. Allah yle buyurur: Dini onun iin halis klarlar bakas
veya Allaha ortak koulan ey iin deil, ( ftht , s , 269 )
554
Sfat
Baz kimselerin amin deyileri, gerek gayb mertebesinde meleklerin amin deyiine
katlr. Fakihler bu rtmeyi niyet, sfiler huzur, muhakkikler himmet, biz ve bi
zim gibi olanlar ise inayet diye isimlendirmekteyiz, ( ftuhat , bs, 494)
n otlar :
1 Sfilerin sdk [doruluk] hakkndaki grle, iin bkz. Kueyri, Risale, s. 97; Slemi, Tabakatu's-
Sfiyye, s. 20, 96,144, 203, 378.
1 Bkz. Tirmiz, Hatm'l-Velaye, s. 98.
3 Bkz. A.g.y., s. 105.
4 A.g.y., s. 330.
3 Sfilerm ihlas hakkndaki grleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 95-96.
6 Crcani'nin ihlas tanm iin bkz. Trijat, hlas maddesi.
S f a t Vav, sad ve fe tek kktr ve bir eyi sslemek demektir. Sfat, bir eyin ayrlmaz
zellii olan belirti demektir, ( m u c e m )
s?
Sfat Kuran'da gemez, bunun yerine tek bir yerde ve tehdit balamnda, vasf geer:
Kelimenin fiil kalb ise tasifu [nitelersin], tasifun [nitelersiniz], yasilun [nitelerler] tarznda gelmitir. Btn
bu kullanmlarda kelime, geersiz iliki ve yanl kanaat, baka bir ifadeyle geree aykr ve vakayla
elien hkm demektir.
Onlarn dilleri en gzel akbetin kendilerinin olduuna ait yalan sylyor {tasifu). (16:62)
Bir de gmleinin zerinde yalan bir kan getirdiler. Babalar dedi ki: Hayr nefisleriniz sizi al
datm, sizi byle bir ie sevk etmitir. Artk bana den gzelce sabretmektir. Sizin nitele
meleriniz (tasifun) karsnda yardmna snlacak Allah'tr ancak.' (12:18)
Dediler ki: O almsa, bundan nce bir kardei de almt. O vakit Yusuf bunu iine att ve on
lara belli etmeden Siz ok kt bir durumdasnz, neyi nitelediinizi (tasifun) Allah biliyor
dedi. (12:77)
Allah onlarn nitelemelerinden mnezzehtir. (6:100)
G ve kuvvet sahibi Rabbin onlarn isnat ettikleri vasflardan mnezzehtir. (37:180)
555
Sfat
sinde sfat yerine nispet [bant] ve isime doru ynelir; sonra ismi nispete tercih
eder, nk Kuran isimlere yer vermitir.
Her ismin Tannnn ztna nispet edilen kendine zg bir anlam vardr. simler,
aklc kelm bilginlerine gre sfat, muhakkiklere gre nispet diye isimlendirilir. -
lim [Bilen] ismi Kadir [g yetiren] isminin vermedii bilgiyi verir; Hakm ismi
baka bir ismin vermediini verir. Btn bunlar nispet, isim veya sfat sayabilirsin.
En dorusu isim olmalardr ve byle saymak gerekir. nk ilahi eriat, Hakka
dair sfatlardan veya nispetlerden sz etmemi, isimlerden sz etmi ve En gzel i-
simler O'nundur (7:iso) demitir, ( f th t , IV:294)
lh sfatlar, slam dnce tarihinde iki sorunla ilikili olmutur: tevhit ve tenzih.
bnl-Arabnin sfatn nitelenen ile ilikisini ortaya koyarken iki noktaya yneldii
ni greceiz: bir yandan, edebin gerei Hakk' sfattan tenzih eder; nk Hak ken
disi iin sfat lafzn kullanmamtr ve sfat snrlamadr. Hak snrlanmadan, dolay
syla da sfattan mnezzehtir.
Allah kendisi nedeniyle iiten, kendisi nedeniyle gren, kendisi nedeniyle bilendir.
Allah isimlendirdiin -veya Allah karsnda edebe riayet etmezsen- onu niteledi
in veya tasvir ettiin her eyde durum byledir. Edebe aykr hareket, Allaha nis
pet edilen eye sfat veya na't lafzn vermekten kaynaklanr. nk Allah bu du
rumlarda sadece isim lafzn kullanm ve yle demitir: Rabbinin ismini tenzih
et (87: ). Rabbinin ismi ycedir (55:78). Mriklerden sz ederken de yle demi
tir: De ki: Onlar isimlendirin (13:33). Halbuki, bunun yerine onlar niteleyin veya
betimleyin dememitir. Sfat hakknda yle demitir: G ve kuvvet sahibi
Rabbin onlarn isnat ettikleri vasflardan mnezzehtir (37:180). Bylece Allah -ayet
edepli isen- kendisini lafz ve anlam olarak vasftan2 tenzih etmitir, ( f th t , i:204)
556
Sfat
bnl-Arabde sfat12 akli bir olgudur; dta13 yoktur, hkm vardr; blnmeyen
tmel bir eydir.
557
Sfat
Bu balamda, iinde sfatn ayr, bamsz ve belirli bir hakikat olarak tezahr ettii
bir metin aktarabiliriz, bu metinde bnl-Arab sfat hakikat yerine kullanr:
Sfat,'5 isimlenene dayanan bir anlama dellet eden isimdir. bnl-Arabnin btn
ilahi sfatlar'6 gerekte sfatlarn isimleri yaptna dikkat ekmitik; fakat sfat isim
lerini genelde isimlerden ayran ey, onlarn treyileri ve isimlenene bal gerek
bir anlama dellet etmeleridir.
sim tretilebilen ve varl isimlenene dayanan bir anlama dellet eden her isim,
gerekte bir niteliktir. Sfat ile kastedilen de, zt ynnden deil, bu sfat asndan
olan belirlenmedir, ( ezel, 13)
Sfat, lim [bilen] gibi bir anlam talep eden eydir, ( istilahat , 29?)
Sfat, lim gibi, var olan bir anlam talep eden ey demektir, ( f t h t , iim 29)
Sfat nitelenende bulunan bir anlama dellet eder; bu durumda ise nitelenin mhi
yetini vermez ve sfat zaviyesinden mhiyetine ulamak mmkn deildir. nk
sfat7 nitelenenin mhiyetini bildirmez, ( ezel, 16)
lahi sfatlar lemde etkin eylerdir, hatta lem onlarn mazhar ve tecellighdr, bu
nedenle de leme ilahi sfatlar demekteyiz. Bu yzden btn lem Tanrnn yce s
fatlardr.
Allahn dndaki her eyi yaratmaya ynelen, ulhiyet, onun hkmleri, isim ve
sfatlar denilen nispetleri ve bantlardr. Bunlar, rnlerini talep eden eylerdir.
(MESAL, 9)
558
Sfat
Allah kendisini aziz kitabnda hidayet verme, raz olma, ltuf ve inayet zellikleriyle
niteledii gibi, saptrma, kzma, kahr gibi zelliklerle de nitelemitir. Bu zellikler
den her birisinin kulun nefsinde ortaya kan kendine zg bir sonucu, belirii bir
neticesi vardr. (m e r a t b , 1 67)
lem Allahn gzel isimleri, yce nitelikleridir. Tanr, her insan bu isimlerin suret
lerine muhta olduunda, farkl suretlerde kullarnn gzlerine srekli tecelli ve
zuhur eder. nsann bu surete ihtiyac kalmadnda, sz konusu suret o kiide halk
[yaratlm], yine muhta olduunda ise Haktr. O suretin ismi de Hakkm ismidir.
(F T H T , 111:4 0 5)
nsan lemin btn srlarn ieren zellikte, btn sfat ve mertebeleri kabul edici
yaratlmtr, ( bulga , 39)
Allah, Kuran azim diye niteledii gibi, Hz. Peyganberin yaratln da azamet'8
zelliiyle nitelemi, bu nedenle Kuran9 Hz. Peygamberin ahlak olmutur. Bu
yzden mmetinden kendisine yetiememi kimselerden onu grmek isteyenler,
Kurana bakmaldr. Bir insan Kuran- Kerime bakarsa, ona bakmakla Peygambere
bakmak arasnda hibir fark yoktur. Bylece Kuran- Kerim deta bir beden sure
tinde ina edilmi de ona Abdulmuttalib olu Abdullahn olu Muhammed den
mitir. Kuran- Kerim, Allahn kelam, kelam ise Onun niteliidir. Bylece Mu
hammed (a.s.) de Allahn sfat olmutur, ( fth t , IV:61 )
Btn lemin Hakkm yce sfatlar olduu anlaldktan sonra, yaratlmn da Yara-
tann sfat olduuna dikkat ekmek gerekir; oysa yaratlmn sfatlar, Yaratanm s
fatlar deildir. u halde Hakkm sfatlar mmknn sfatlardr. Bu, Ibnl-
Arabdeki temel dncelerden birisidir ve onu zellikte birlik diye isimlendirir.20
Mmknlerden herkesin gz gerekte Hakkm gzdr.
559
Sfat
nsan kulluundan habersiz kalr ve ihmalkrlk ederse, kendisi gibi bir insana kar
stnlk taslar. stelik stnlk taslad kimse klesi olabilir veya bu gafil h
kmdar veya vali gibi bir ynetici olabilir. Kendisini stn grmesini salayan me
ziyeti -ayet ynetici ise- yerletirildii mertebeye; bilgi, erdemli davranlar gibi
Tanrnn ltfunun neticesi olarak kendisinde bulunan bir zellie ait grmez ve
mertebeyle kendisini, sfatla onunla niteleneni ayrt etmez. Nefsini bilen ise byle
hareket etmez. O stnl sfata verir, kendisine deil. nk bu stnle kendi
kendine deil Tanrnn ihsanyla ulamtr, (ftht, i:380)
Mnezzeh olan sadece yce Allahtr. O cell zellikleriyle kullarna zuhur edendir.
(FTHT, BS. 287)
Heybet ve ns:
Heybet Allahn cellini mahede etmenin kalpte brakt izdir; bazen cellin ce
mli olan cemli mahede etmeden de doabilir. ns ise, ilahi mertebenin cemli
ni mahede etmenin kalpteki izidir, ( istilahat , 287)
n o tlar:
' Ayetin yorumu iin bkz. Beyzv, Envar, c. I, s. 242. Beyzvt'nin ifadelerinden Yakubun oullarnn Yu
suf'u kurdun yediiyle ilgili iddialanna inanmad anlalr. Gmleini paralamadan kurt Yusufu nasl
yiyebilir ki? O halde onlarn iddialar kuru bir iddiadr.
560
Sfat
! Anlald kadaryla ayet Hakk nitelikten deil, yaratklarn haksz bir ekilde kendisine ekledikleri
bo vasflardan tenzih etmektedir.
3 Bkz. sim.
4 Sfatn ismin anlam olmas, lbnl-Arabden nceye ait bir fikirdir. Bkz. Eb Talib el-Mekki, Kutu'l-
Kulub, c. I. yle der: Kul Allaha dua etliinde, isimlerinin anlamlaryla ona dua etmelidir. nk on
lar Hakkm nitelikleridir.
5 Sfat gerekte vasf demektir. lbnl-Arab sfatla vasf ayrt eder. Buna gre Hakkm ztnn sfat, bizim
kendisini bilmemizden uzak, Hakkn tenzihidir. Halbuki vasf, sfatn ismi demektir. Sfat iin vasf, i-
simlendirilen karsnda isim gibidir.
6 tbnl-Arab, sfatlar ztn ayn saymamakla Mutezileden ayrlr. Ona gre sfatlar, tanmdan da ortaya
kaca gibi, zt ile lem arasndaki nispetlerdir.
7 bnl-Arabnin yntemi kendisinden ncekileri reddetmek ve onlarla tartmak deildir; sadece kendi
fikrinin kaynan ve kendisinden nceki dnrlerden hangi noktada ayrldn belirtmekle yetinir.
el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 204te, zellikle Eariler, Bakillani ve Esferai olmak zere, zt sfat iliki
sindeki ikinci akm eletirir; onlarn sfatlarn ne ayns ne de ondan bakas olarak Zta dayanan an
lamlar olduklar iddialarna kar kar. Buras bnl-Arabnin Earileri eletirdii yegne yer deildir.
lahi sfatlarla ilgili grlerinde pek ok yerde bazen iddetle bazen de yumuak bir slupla, fakat ge
nellikle her durumda Earilere kar ktm grmekteyiz. yle der: yle iddia edebiliriz: Bu nispet
ler, Hakkm ztna ilave eylerdir ve onlar gerek eylerdir, Hakkn kemli de ancak onlara baldr.
ayet bu nispetler olmasayd Hak z gerei eksik kalr, ilave nispetlerle kemle ererdi. Yine desek ki:
Bunlar ne Hak ne de ondan bakadrlar. Byle bir iddiada bulunsaydk, bu, yanl bir dnce, ruhsuz
bir iddia olurdu. Ayrca byle bir dnce, syleyeninin aklnn eksikliini ve dncesindeki kusuru
nu gsterirdi" (el-Ftuhtl-Mehkiyye, c. IV, s. 197).
8 lbnl-Arabye gre ilim, bilen ve bilinen arasndaki bir nispettir. Ibnl-Arab ilmi iki varlk arasnda
bir nispet saymakla, akli bir varl kendisine izafe etmeyi salayacak d varlktan ilmi yoksun brak
mtr. Bkz. Bulgetu'l-Gavvas, s. 99.
9 bnl-Arabnin sfatlarn harite var olmad gr, tevhit gryle uyumlu bir abadr.
' Davud el-Kayseri bu metinin yorumunda yle der: Hakkin sfatlar ztna ilave eyler deillerdir; z
tn ayndrlar ve ancak akln deerlendirmesine gre bir fark sz konusudur. Hakkin sfatlar ne o ne
de ondan bakadr' diyen kimseler, 'akla gre o deil, gerekte ise ondan ayr deillerdir demek iste
mitir (Kayseri, Risale fi-lzah Baz Esrar Tevilatil-Kuran, s. 169). Bu ifadenin yorumu iin ayrca bkz.
Gazl, el-Maznun, s. 134. Gazl yle der: Sfatlarn ztn ne ayn ne de ondan bakadr, diyen kimse
doru sylemitir.
Zt ve sfatlar arasndaki bu tr bir iliki, bnl-Arabnin bilgi nazariyesinde bir atmaya yol aar. Bir
yandan zt sfatlarn ayndr: sfatlar bilinemezler, dolaysyla mmknn ilahi sfatlarn bilgisine ula
mas imknszdr. te yandan, sfatlar zttan farkldrlar ve mmknlerdir. O halde sfatlar bilmek, z
t bilmenin en geni kapsdr. lbnl-Arab yle der: Hakkm zt bilinemez ve tebih edilemez; sfatla
r da ztnn gereklerinden olduuna gre, sfatlarnn da benzersiz olmas sonucu kmtr. Biz bildi
imiz eyleri ancak benzerlik yoluyla bilebilmekteyiz ve sfatlarn herhangi bir benzeri yoktur ... Kuku
suz ki, bizim kudretimiz, bilgimiz, iitmemiz, grmemiz vardr ve btn sfatlarmz kendimiz gibi ya
ratlmtr. Bylece isimlerin ortak olduun zanneder ve Hakkn da iiten, gren, bilen, kudretli oldu
unu bildiimizi dnrz ve byle biliriz. Halbuki i byle deildir, biz kendi niteliklerimizi bilmi-
izdir, Hak ise yce ve mnezzehtir" (Risale ucunil-Mescun, s. 36). Mabudun hibir sfat gerek an
lamda bilinemez. nsan sadece kendi varlnda bulunan niteliklerini bilir. nsann sfatlar ztna biti
mi, bilginin onlarn mhiyetine ulamas imknsz olmutur. Kukusuz ki, zt gibi Allah'n sfatlan da
56
Sfat
yaratlm bilgiye konu olmaktan mnezzehtir (Anka-i Murib, 30). Burada Abdlkerim el-Clnin pek
ok dnrden farkl hareket ettiini gsteren bir metnini aktaryoruz: Ona gre zt bilmek, sfatlar
bilmekten daha yakndr. Muhakkike gre sfat, idrak edilemeyen eydir ve onun bir sonu yoktur; zt
ise yle deildir. nk zt idrak edilir ve Allahn zt olduu bilinir. Fakat sfatlarnn gerektirdii
keml bilinmez. Dolaysyla insan, Rabbinin zt hakknda belirgin bir bilgiye sahiptir, fakat sfatlar
hakknda byle deildir. u halde zt. idrak edilir, bilinir ve kesinkes renilebilir; sfatlar ise bilinmez
ve sonsuzdur. Yaratklar iin de ayn ey sz konusudur: Btn sfatlar sende drlmtr, fakat sen
onlar ne idrak edersin ne de grebilirsen" (insan-1 Kmil, c. I, s. 20). Sfatlar bilmek, daha mmkn
dr. Bu nedenle Allahn kelamnda, Hz. Peygamberin hadislerinde ve Allah bilenlerin ifadelerinde i-
lim, kudret, irade ve hayat gibi sfatlar oka zikredilmilerdir. Ksaca Hakkn nitelikleri yaratklarn ni
teliklerine benzemez. Artk sen de byle bir eyden uzak dur ki, Hakka kul olabilesin" (el-Ecvibe, s. 2).
Kayseri yle der: Zt sfatlarla, sfatlar fiillerle, fiiller ise varlklar ve eserleriyle perdelenmilerdir. Var
lklarn perdesinin kalkmasyla fiillerin tecelli ettii kimse, tevekkl eder; fiil perdelerinin kalkmasyla
sfatlarn tecelli ettii kimse ise raz olur ve teslim olur; sfat perdelerinin kalkmasyla ztn tecelli ettii
kimse ise birlikte silinir" (Risale fi-tzah, s. 168).
12Burada Ibnl-Arabnin sfatlar karsndaki tavryla ilgili bir noktaya eilmemiz yerinde olacaktr; B
tn sfatlar, zt dolaysyla kendi aralarnda tek ve birdir. Onlar ancak mmknlerde ayrrlar Buna
gre ilim kudretin ve iradenin ayndr ve bilinenlerde veya kudrete konu olan eylerdeki neticelerinde
ayrrlar. Sfatlar bu anlamda ztn ayndrlar. Bkz, ucunu'l-Mescun, s. 37. tbnl-Arab! yle der: Hak
iin ilim ve kudret dediimiz eyler arasnda bir ayrlk yoktur. Hakkn zt btn sfatlarna yeterlidir.
lim sfat, bilinenlere gre ilimdir. Ayrca bkz. Bulgatu'l-Gavvas, s. 97. Sfatlar hakkmdaki bu gr,
Mutezile'ye aittir ve ehristani ve ehrazuri'nin yorumuna gre Ebul-Huzeyl el-Hallaf, Empedoklesten
bunu aktarm ve savunmutur. Bkz. Ebul-l Afifinin bu konudaki deenlendirmesi iin Ibnl-
Arab'de A'ydt- Sabite ve Muteziledeki Mdumlar.
11 Mdumun lbnl-Arabide ancak sbti varl vardr, bkz. Ayn- Sbite/A 'yn- s a b ite .
14 lbnl-Arabi Cebrail'den sz etmek istediinde Cebraili lafeiftat der. Bu tavr, nitelii hakikat anlamnda
kullanmaktr. Bkz. Bulgatul-Gavvas, s. 131.
's Cl sfat yle tanmlar: Sfat, sahibinin halini bildiren eydir. Yani, insann sfat sahibinin halini
renmesini, insandaki biimini, vehim gcnde toplann, dncesinde belirgin hale geliini, aklna
yaklamasn salayan eydir. Bylece sfat sayesinde sahibinin durumunu idrak eder (Insan- Kmil, s.
20).
s lbn'l-Arab, daha nce Mutezilenin yapt gibi, sfatlar nefsi sfatlar ve manevi sfatlar diye ikiye ay
rr, yle der: Sfatlar iki trdr: nefsi ve manevi sfatlar. Manevi sfatlar, yok sayldklarnda kendile
riyle nitelenen ztn ortadan kalkmad sfatlardr. Nefsi sfatlar ise ortadan kalktklarnda kendileriyle
nitelenen kimsenin ztnn da ortadan kalkt sfatlardr. Bu durumda bu sfatlarla nitelenen kimsenin
ne aklda ne de dta bir varl olmaz (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 218). Sfat ve na't arasndaki fark
ise udur: Na'tlar, sahibinde bulunan bir anlama dellet etmeyen lafzlardr. Na'tlar, izafet ynnden
zta dellet eden lafzlardr. Bu nedenle onlar el-Evvel gibi izafet isimleri diye adlandrrz" (Kitabu'l-
Ezel, s. 15).
7 Cl yle der: Zt grlr, sfatlar bilinmez. Sfatn eseri grlr. Sfatn kendisi ise asla ve asla
grlmez. Sz gelii cesaretli bir insandan sava alannda grlen ey, onun atlganldr. Atlganlk, ce
saret deil, onun eseridir. nk sfat zta gizlenmitir ve ortaya kmas mmkn deildir. Ortaya
kmas mmkn olsayd, zttan ayrlmas da mmkn olabilirdi ki, byle bir ey imknszdr (nsan-
Kmil, s. 25).
Sen yce bir ahlak zeresin" (68:4) ayetine telmih.
562
Snrl Ar
Allah btn yaratklarn kendisini grmekten men etmi ve ancak insan- kmile
grnmtr. nsan- kmil Allahn uzayan glgesi, snrl Ar, varln kemaliyle
nitelenmi kendisine ynelmen evidir, ( f tu h a t, i:282)
Srat, Kuran- Kerim'de yol anlamnda gemitir ve anlamn da nitelendii sfattan alr:
563
Srat- Mstakm
Srat nitelenmeden belirli olarak da gemitir, bu durumda 'srat- mstakm'e iaret eder:
Srat- mstakim kldan ince, kltan keskin darack yol demektir. Bu yol, Kyamet Gn Har ile Cen
net arasnda Cehennemin zerine uzatlr. Mmin nndeki nur vastasyla bu kpry geer:
Srat- mstakim, yol demektir. Sz konusu yol, ilahi mertebeye gre sfallara nispet edilir; insana gre
ise manevi, slkla3 ilgili ve dinamik bir yoldur.
Hibir canl yoktur ki, Rabbin onun pereminden tutmu olmasn. Rabbim kukusuz ki srat-
mstakim4 zeredir. (11:56)
Bana tbi ol, seni dzgn bir yola ulatraym (sratan seviyyen). (19:43)
O ve adaleti emreden kimse bir olur mu? Adaleti emreden, srat- mstakim5 zeredir. (1676)
SS"
564
Srat- Mstakm
Sratur-Rab, Allahn yolu, fakat isimleri ynnden Allahn yolu demektir. Sratur-
Rab, teklifin nda onu mstakm hale getirmek iin merbubunu [yaratk] talep
eder.
Senin Rabbinin yoluna gelince, Allah ona Allah kime hidayet etmek isterse, gnl
n Islama aar, her kimi de sapkla brakmak isterse, onun kalbini daraltr, yle
sktmr ki, sanrsn fkesinden ge kacak (6:125) ayetinde iaret etmitir. Bunun
anlam, onun deta kendi tabiatndan kmas demektir ki, bir ey hakikatinin d
na kamaz. Bu srat, sratur-rab diye isimlendirilmitir. Bunun nedeni merbub ge
rektirmesi ve onu dzgn hale getirmesidir. O yolun dna kan, sapm ve isti
kametten ayrlmtr. Sratur-Rab, teklife baldr. Teklif kalktnda ise onun ger
ek varl13 kalmaz. Bu nedenle de var rahmete14 olacaktr, ( ftht, iii:412-13)
izzet yolu izzet sahibi ve vlenin yoluna (14:1) ayetinde iaret edilen yoldur. Ona,
zevk yoluyla ancak nefsini bir veya btn ynlerden Rab ve efendi olmaktan uzak
latran kimse ulaabilir. Bu kii, isim perdesi ardndan Hakkn ayn olmas ynn
den izzet sahibidir. Bu da, hibir yaratn kendisini bilme imkn bulunmayan el-
Azzin yoludur. nk o, Allahn yaratklarna indii Allah yoludur. Bu yolda Al
lah her nerede olursak olalm bizimle beraberdir. Bu yol, ini yoludur, hibir yara
565
Srat- Mstakim
tlm ona ykselemez. Bir yaratlm ona ulaabilseydi, o zaman aziz olmazd. Hak
bize kendimiz ile inmitir, dolaysyla zellik O'na deil, bize aittir.5 O halde bizler,
bu yolun ta kendisiyiz. lnsan- kmil, izzet sahibinin yolu olduuna gre, Hak zel
likle ona iner. Gerekte arif, ancak Allahta slk eder. u halde Allah onun srat,
bu da onun eriatdr. Ben o yola balym, O da, bize baldr: O benim yolum,
ben de Onun yoluyum. Allah, sratu'l-azz zerindedir; nk o yaratandr, dolay
syla hibir mahluk Ona ulaamaz, ( ftht, i:4i)
Yaratan kelimesi ile izzet sahibinin yolunun herhangi bir yaratlmn ulamasnn
mmkn olmad bir yol olduu anlalr. Bu yol, yaratmadr. Dolaysyla yaratl
mlar zuhur ve tecellisinde Hakkm yoludur, insan en yetkin mazhar ve tecelligh,
lemin var edilmesinin maksad olduuna gre, o s ra tu l-a z z d ir . Srat- hass veya s-
rat- Muhammed, btn eriatlar toplayan Muhammedin (a.s.) eriat, o da Kuran-
Kerimdir.6
Srat- hass, peygamberin yoludur ve sadece kendisine tahsis edilmitir. Bu yol; Ku-
ran- Kerim, Allahn sapasalam ipi, kuatc eriatdr.7 te bu benim dosdoru
yolumdur, artk ona tbi olun, sizi onun yolundan saptrp, paralayacak baka yol
lara uymayn. (6:153) Burada kastedilen, Peygambere izafe edilen yol8 demektir.
(FTHT, 111:413)
NOTLAR:
566
Simsime
km olan sran istiyorum." Rubbiyet lisan ise yle cevap verir: Btn yollar:sratlar mstakimdir.
nk ben, btn yollann gayesiyim. Btn yollarda yryen kimseler, nihayette bana ulaacaklardr.
O halde, sen talebinde bunlardan hangisini istiyorsun? Bunun zerine ubdiyet lisan yle der: B
tn bunlarn arasndan kendilerine nimet verdiklerinin yolunu istiyorum. Rubbiyet lisan, yle der:
Ben, kime nimet vermedim ki? Varlkta, benim rahmetimin kuatmad ve nimetimin kapsamad bir
ey var mdr?"
" Bkz. Allah.
12Benzer bir ifade Eb Bekir Tamestaniye (l. 340) nispet edilir, bkz. Slemi,Tabakatu's-5fyye, s. 472.
13Burada sz konusu olan teklifin kalkmas ynndendir. Teklif ise lmle kalkar.Bu durumda ilahi isim
lerin etkileri gider ve i btn isimlerin anlamlarn kendinde toplayan Rahman Allaha varr. Rahman,
akisiyle saidiyle btn yaratklara mildir.
14Bkz. R ah m et.
5Aziz sfat insana gredir, Hakka gre deil. O herhangi bir yaratlmn zerinde yryemeyecei ka
dar ycedir.
16Bkz. Kuran.
13Peygamberlerle zuhur eden btn hakikatleri iermesi nedeniyle Hz. Muhammedin eriatnn btn
eriatlar iermesine telmih. Hz. Peygamber kehme-i camiadr [toplayc hakikat], Bkz. C e v m iu l-Kelim .
18lbnl-Arabde btn ynleriyle srat- mstakim iin bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 217 vd; c. III, s.
162, 410, 413; Fussu'l-Hikem, s. 106,109.
Simsime, son derece gizli srl bilgidir. Dile gelmez,2 bir aacn meyvesi olsa bile, i-
arete konu olmaz. Sz konusu aa, insan- kmildir, ( ftht, ii:13)
567
Sirac
' lbnl-Arabfnin lbn Kasi'nin Hal-1 Naley kitabna yazd erhinde yle der: lbn Kasi 'simsime' der
ken bir miktar kast etmitir, yoksa kapallk ve belirsizlii kastetmi deildir (Bkz. s. 169).
3 Ayn tanm iin bkz. Letaif'l-Alm, s. 103; Gmhanevi, Camiul-Usul, s. 6 2 ; Crcani, Tri/at, s. 127.
1 Henri Corbin, Terre celeste, s. 214.
4 Bkz. Kef'l-Gayat ma-lktejet Aleyhi et-Tecelliyat, s. 457. Burada arih, simsimeyi Kuran- Kerimdeki zer
renin karlnda kullanmtr.
5 Abdlkerim el-Clinin gr iin bkz. tnsn- Kmil, s. 41; c. II, s. 26.
S i r a c Sirac "geceyi aydnlatan parlak gl lamba" demektir. oulu surc tur. Bir
hadiste yle geer: "m er Cennet ehlinin siracdr." yle denilmitir: "Hz. Peygamber
bu ifadesiyle mer ile tamam lanan Krk kiinin hepsinin Cennet ehli olduklarn kas
tetmitir ve mer onlarn arasnda deta bir kandil gibidir. nk onlar, mer'in Ms
lman olmas sayesinde glenmi ve insanlara Mslmanlklarn izhar etmilerdir."
Siracn baka bir anlam gnetir. (Usan)
S?"
Ge burlar koyan ve sirac yerletiren, ay ise k veren olarak yerletiren Allah mnezzehtir.
(25:61)
Mlessir Kad Beyzv yle demitir: Oraya sirac koymutur. Burada sirac ile kastedilen, gnetir.
nk baka bir ayette Gnei sirac yapmtr buyurur (Beyzv, Envart-Tenzil, c. II, 74).
Zeyt kelimesi btn nura iaret ederken, sirac grnr nura iaret eder.
Ey perdeli kii! Karanlkta, kta, basitte, bileikte, seyrekte, younda, ksaca her
eyde Hakkm vechini [yz, yn] neden grmezsin? Bylece ayrlk sknts
hissetmez ve talep ettiin hibir ey senden uzak kalmaz. Allahn vechini grebil
mek bu makama zgdr ve btn var olanlara yaylan tmel tecelliden perdeli o-
lanlardan gizlenmitir, ( tercman, 63)
Ulhiyet varlklara sirayet etmitir. Byle olmasayd varlklar ayakta duramaz, ayak
ta durmasalard, varlklarn srdremezlerdi. (Iarat, 56)
568
Sirayet Eden Nbvvet
Nbvvet, eriat getiren nbvvet kesilse bile, kyamete kadar yaratklara sirayet
eder. Terii ise nbvvetin bir parasdr. Allahn haber ve bildiriminin kesilmesi
imknszdr; bildirim kesilmi olsayd, lemin varln srdrmek iin beslenecei
bir gda kalmazd, ( ftht, i:9o)
Ona katmzdan bir rahmet verdik ve ilim rettik (18:65). Bu nbvvet, hayvanla
ra da sirayet eder; nitekim ayette Rabbin arya vahyetmitir" ( 16:68) buyurur. Fakat
bundan dolay herhangi birisine nebi ve resul denilmez, ( ftht, i:254)
S i y a h l m bkz. B e y a z l m
Bu insan trnde doacak son kii, iin kademi [izi] zerinde bulunur ve onun
srlarnn taycsdr. Ondan sonra bu trden doacak kii yoktur.1 Bu nedenle o
son ocuktur (halem-i evlad). Onunla beraber kz kardei doar. Ondan nce kar
ve kendisi ba onun iki ayann yannda olduu halde kz kardeinden sonra
kar. Bu ocuk inde doar, dili de ehrinin dilidir. Erkek ve kadnda ksrlk yay
lr. Bylece onlarda doum olmayan nikah artar. ocuk onlar Allaha davet eder,
kendisine icabet edilmez. Allah Tel onun cann aldnda kendi devrindeki m
minlerin de cann alr. Artk kalanlar hayvanlar gibi yaarlar; ne bir hell bilirler,
ne haram bilir. te kyamet de onlarn zerine kopar, ( fuss, 67)
569
Sonun Sonu
5 70
1 Bkz. H atem .
2 Bkz. H allfe/H llafet.
3 Bkz. H atem .
4 Bkz. C evrn ll-Kelim .
5 Bkz. M uham m edi H akikat.
Ezeli ve atk ev, Hakk ve hakikatini sdran arif, takva sahibi temiz kulun kalbi
dir.
Herkes kendi merebini bilmitir. Birinci nehir, su nehridir. Bu su, tad bozulma
yan1 hayat ilmidir, ( ftht, i:44i)
NOTLAR:
s?
el-Musavvir, Allahtr.
O Allah, el-Musavvir ve el-Baridir. (59:24)
57i
Suret
Hak bu Ama'da1 sureti asndan yok olucu dedii lemin suretlerini var etmitir.
Onun vechi bakidir ( 18:88). Baka bir ifadeyle hakikati ynnden lem bakidir;
nk lemin hakikati, yok olucu deildir. Onun vechi" kelimesindeki zamir, eye
(lem) dner. Buna yle bir rnek verebiliriz: insann sureti yok olup varlkta izi
kalmadnda, hakikati ortadan kalkmaz. nsann hakikati, tanmn ayrt ettii ey
dir ve o insann tanmnn ta kendisidir. Bylece deriz ki: nsan dnen canldr.
nk bu hakikat, varlkta bir sureti bulunmasa bile daima insana aittir. ( fth T,
111:420)
Hakkn suretiyle3 eanlaml terimler, Hakkm zahir sureti, Hakkm zahiridir. Hak
gzel isimlerinin eserlerini grmek istemi, bu nedenle lemi bir ayna olarak yarat
mtr. Fakat bu lemin hibir parasnn tek bana Hakkn suretine gc yetme
mi, bu nedenle Hak iki eliyle demi, baka bir ifadeyle insan- kmili yaratm, o
da iki el ile yaratlm olduu iin suret sahibi olma hakkn kazanm, surete4 gre
yaratlm olduu iin de halife olabilmitir.5 Bylece suret, kelimenin ierdii btn
boyutlaryla,6 iki el ile yaratlmlk zelliiyle ncelenmi, iki suret ile ortaya k
mak gibi halifede bulunmas gerekli zelliklerle hilafete tbi olmutur; iki suret,
Hakkn ve halkn suretidir.
572
Suret
min iindeki hibir para, Hakkn sureti zerinde yaratlm deildir, ( ftht, iv:8)
dem iki el vastasyla yaratlm olduu iin, sureti hak kazanm, lemin btn
hakikatleri kendisinde toplanmtr. lem ilahi isimleri talep eder, kukusuz btn
ilahi isimler dem de toplanmtr, ( f th t , 1:263)
Hilafet lemdeki varlklar iinde sadece deme ait olmutur; nk Allah onu
kendi suretine gre yaratmtr. Halifenin halife olduu konuda kimin adna halife
ise onun suretiyle ortaya kmas gerekir, aksi halde halife olduu kimselerde onun
halifesi olamaz, ( fth t , 1:263)
lem Hakkn sureti zerindedir. nsan- kmil ise hem lemin ve hem de Hakkm
sureti zerindedir, ( f th t , v:2 i)
lemin sureti:
[Hakkm sureti anlamnda] Suret kmil nefse aittir; kmil nefisler, peygamberler ve
insanlardan kemle ulaan kimselerin nefisleridir, ( f th t , ii:19S)
nsan, insan olmas ynnden sureti kabul edicidir, insana suret verildiinde, onu
kabulden sarf- nazar etmez. Halife, suret sahibi demektir, (ftht, iv:85)
Hz. Peygamber yle der: Allah insan kendi suretinde yaratmtr. Bunun nedeni,
iki el ile yaratlm olmasdr. Allah hilafet nedeniyle insan kendi sureti zerinde
yaratmtr. Bu da mertebe demektir. ( h a tm 'l-evly a , 208)
O suret asndan insandr, bu sayede btn mertebelerde tasarruf eder. nsan suret
573
Suret
Hz. Peygamber Allah demi kendi sureti zerinde yaratmtr buyurur.8 Bu insa
nn zelliidir. Allah insan iki eliyle yarattnda, ona keml zelliini verdiini an
ladk. Bylece insan yetkin ve toplayc yaratm, bu nedenle insan, btn ilahi i-
simleri kabul etmitir, (ftht. i:6 7 )
lnsan- kmil Hakkn suretidir. Bunun anlam Hakkm ztna zg vaciplik dnda
ki btn ilahi isimlerin insan- kmile verilebileceidir. O halde Hakkm sureti,
Hakkn isim ve sfatlarna ait bir mazhardr.
Allah insan bo yere yaratmamtr, aksine onu sadece kendi suretinde olmas iin
yaratmtr. Bu yzden lemdeki her ey, btnden habersiz, paray ise bilendir.
Insan- kmil ise byle deildir. nk Allah insana btn isimleri retmi, btn
hakikatleri vermitir. Bylece insann sureti kemle ermi, Hakkm ve lemin sure
tini kendisinde birletirmitir. Bylece insan Hak ve lem arasnda bir berzah, dikili
bir ayna olmutur. Hak insan aynasnda kendi suretini grr. nsan aynasnda
Hakkm suretinin grlmesinin anlam, btn ilahi isimlerin ona verilmesidir. O
halde insan, sz konusu zelliklerle nitelenmitir, el-Hay [diri], el-lim (bilen), el-
Mrit (isteyen), es-Semi [iiten], el-Bsir [gren], el-Mtekellim [konuan], el-Kadir
[g yetiren] ve bu yedi ilahi ismin altndaki btn ilahi isimlerle isimlendirilmitir.
(FTHT, 111:398)
Kuran- Kerimde yer alan benzerlik, akli deil, dilsel benzerliktir; nk akli ben
zerlik, Allah hakknda imknszdr. Sz gelii, Ali gc itibariyle aslandr veya iir
de Zehra iektir denilir. Bir mevcut bir veya iki zellikle nitelenip ardndan ba
kas bu zellikle nitelendiinde, dier hakikatler ynnden birbirlerinden farkl ol
salar bile, bu sfatn anlam ve ruhunda ortak olurlar. Bu yzden bu durumda ben
zetmeye konu olanlardan her birisi sz konusu zellikte dierinin sureti zerinde
bulunur, (ftht, Is, 123)
574
Suret
luun kaynadr ve varlk birliinde bir derecelenme vardr. Mutlak Varlk (Hak),
sonsuz saydaki suretlerde tecelli eder; sz konusu suretler, kendi kendilerine var
olamazlar, aksine onlar, var olularnda her an Hakka muhtatrlar.10
Hakkn dndaki her ey, kendisini yaratann suretine gre zuhur etmitir. Bu
yzden Hak kendisini izhar etmitir. lem tam olarak Hakkn mazhardr. Allah a-
lemin btn hakikatlerini en yetkin tarzda ieren bu lemden bir zet ve toplam
kartm ve onu dem diye isimlendirmi, onu kendi sureti zerinde yarattn
bildirmitir. (fThAt, lll:1l)
Bir eyin kendisini kendisinde grmesi, ayna gibi baka bir eyde grmesine benze
mez. nk bu durumda nefsi kendisine baklan suretin verdii bir surette gz
kr. (FUSS, 48-49)
ahs, tek olsa bile, onun tek glgesi veya tek sureti olduu denilemez. Karsnda
yer alan klar adedince ahsn glgelerinin ortaya kt gibi, aynalar adedince de
ahs iin suretler ortaya kar. Bu yzden o ahs, kendiliinde birdir, suretlerde
tecellisi veya glgelerdeki nurlar asndan oalr. O halde sz konusu glgeler
oalr, kendisi deil, suretler ise ondan baka bir ey deillerdir, (tecelyat, 31)
N O T LA R :
575
Suret Sahibi
S u re t S a h ib i bkz . Suret
N O TLAR:
S fli A n a A n a ' kelim esi daha n ce zikretti im iz ana kelim esin in b irin ci ve n c
anlam larn tar. Sfli [dk, edilgen] d iye n itelen m esin in n ed en i u lv i [etkin, y k
sek] anann tersine ed ilgen olm asdr. Sfli ana terim ini ak lay a b ilm ek iin b n l-
A ra b de yaratl teorisin e e ilm ek gerekir. n k lem sfli analarn u lv i babalarla
b irlem esin d en m eyd an a gelm i b ir r n v e o c u k tu r .2 Ibn l-A ra b ide yaratm a y o k
tan yaratm ak deildir; yaratm a V c d -i M u tla k in 3 [M utlak Varlk] tabiatnda iki a-
am ada tam am lanm b ir tecellidir. b n l-A rab b u ik i m erhaleye feyz-i a k d e s [en
m u k ad d es ak] v e feyz-i m u k ad d es 4 [m u kaddes ak] adn verir. Z u h u ru n h er iki
aam asnda da sfli analar v e ulvi babalar b u lu n u r. Bu n ed en le o n lar ayrt etm ek
gerekir, b y lece u so n u ortaya kar: Sfli ana m m k n m d u m u n eyliid ir [ayn-
1 sbite, y an i m m k n n h akik ati]. Y aratm an n ilk aam asnda H ak va rlk larn
ak led ilir fo rm larn d a 5 tecelli eder. Bu form lar va rlk karsn da salt k a b iliyetlerd ir
[edilgen, k a b u l edici] v e b n l-A rab onlara a'yn - sbite 6 der. A yn - sbite veya
m m k n n m d u m eylii [ilahi ilim d ek i bulun u] lem i m eyd an a getirm ek iin i-
lahi isim lerin etkisin i k a b u l ed en ilk ey olm as y n n d e n va rlk larn ilk sfli an as
dr.
Her sfli ana etkiye konu olan eydir. Sfli analarn ilki mmkn mdumun eyli
idir. lk nikah emre ynelmek,7 ilk ocuk bu eyliin hakikatidir, (ftht, i:139)
576
Srekli Tecelli
Tabiat lemindeki unsurlar drttr [erkn- erbaa, drt rkn, e]. Ulvi lemin bu
drt unsuru nikahlamasyla Allah treyen eyleri [mvelledat] yaratr. Bu balamda
baz insanlar bu drt unsurdan her birisinin kendi bana asl olduunu zannetmi,
baka bir grup ate unsurunun esas olduunu, baka bir grup hava, baka bir grup
ise bu drt unsur deil de beinci bir unsurun asl olduunu iddia etmitir. Bize g
re beinci gr dorudur ve sz konusu beinci unsur Tabiat denilen eydir.8 Ta
biat akledilir tek bir eydir, ate ve dier btn unsurlar ondan karlar, ( f t h t ,
1:38)
Allah lemin btn cisimlerini yaratl kabul edici nitelikte yarattnda yakn se
mann biti yerinden yeryznn iine kadar olan yeri Tabiat lemi yapm, onu
ana mesabesine koymutur, ( ftht , 1:141)
NOTLAR:
' lbnl-Arabde bu terim genellikle oul ikinci ahs zamirine tamlama yaplarak geer ve insan- kmil
kastedilir: mmehatna es-sjliyyat [sfli analarmz). Bunun iki sebebi vardr: a) nsan ve lem birbiriyle
uyumludur, b) nsan lemin yaratl gayesidir. lbnl-Arab yle der: nsan lemin ruhu olduu iin
gurura kaplp, ben lemden daha kymetliyim demez. nk lem senin kardeindir (Kitab-i Teracim,
s. 34). Bu lemden gaye insan, insan da imam olduu iin, baba ve analar ona izle ettik ve ulvi babala
rmz [abanal-ulvyyat] ve sfli analarmz [abanas-sfliyyal] dedik (el-Fthll-Mekkiyye, c. I, s. 138).
2 Bkz. Y c e B ab a.
3 Bkz. Ebl-l Afifi, Tlikat, c. II, s. 9.
4 Bkz. F eyz.
s Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s. 9.
6 Bkz. Fussul-Hikem, c. II, s. 9.
7 Bir eyi irade ettiimizde (16:40) ayetine telmih.
8 Kr. En B y k Unsur.
Allah bilenler Hakkm her suretin ayns olduunu bildikleri iin srekli tecelli i-
inde bulunurlar.1
N OTLAR:
Bkz. d - F t h t l - M e k k i y y e , c. II, s. n.
577
St Nehri
a h it -H-D hazr olmaya, bilgi ve bildirmeye dellet eden bir kktr. Kelimenin btn
trevleri, zikredilen anlamn dna kmaz. Bunlardan birisi olan ehadet, belirttiimiz
btn esaslar, hazr olmay, bilgiyi ve bildirmeyi kapsar. ehide, "ahit oldu", yehedu
"ahit olur" denilir, ( m ucem )
V?"
Kuran- Kerimde ahit bir meselede tanklk eden anlamndaki szlk anlamn korur:
s?
ahit mahede edenin nefsinde mahede ettii eyin suretinin kalmasdr. ahit,
grlenin mahede esnasnda nefste meydana gelmesidir, bylece o grmenin
verdiinden baka bir ey verir, ( ftht , 11:567)
Grlen her eyin grenin nefsinde bulduu bir eseri vardr ki, o mahede diye i-
simlendirilir. nk fena, bize gre iki trldr: kendisi gittikten sonra ahidini
bulduumuz ey, doru fena; ardnda ahit brakmayan ise kalbin uyumas diye i
578
arap Nehri
ahide ahit denmesinin nedeni, inand eyin doruluuyla, kulun grd eye
ahitlik etmesidir, ( f th t , i:567)
b n l-A rabi n cek i anlam da getii zere, g r len ile ah id i ayrt ettikten so n ra, b u
k e z ilahi b ir b alam da onlar b irle tirm ek iin va rlk b irli i g r n e d n er. Buna
g re A lla h tan baka ne g ren ve ne de g r len vardr. ahit ve g r len arasn daki
fark udu r:
arap nehri, ienlere lezzet verir. O haller ilmidir, bu nedenle onu iende nee ve
lezzet meydana gelir, (ftht, 11544)
579
a 'ver
atah, iddia ve dava kokusu bulunan bir szdr, muhakkiklerde pek nadir bulu
nur. (ISTILAHAT, 285)
NOTLAR:
e c e re n, d m ve ra i ie girmi yakn anlaml iki kktr. Her ikisi de, bir eyin die
rine girmesi, bir eydeki ykseklik ve irtifa anlamna sahiptir. Bu balamda ecer keli
mesi malumdur, tekili ecere'dir [aa]. ecere, ykseklik ve dallarnn i ie girmesin
den uzak deildir. ecer, kkl bitkilerdir. Baka bir anlamda ise, szleri birbirine girdi
i iin macere diye isimlendirilmitir, ( m u cem )
S?"
ecere Kuran- Kerimde zikredilen iki szlk anlamyla da yer almtr. Bir topluluk gr ayrlna d
tnde ve tarttklarnda aralarnda gr ayrl kt anlamnda ecere beyrel-kavrrt el-Emr deni
lir:
Hayr, Rabbinin zerine yemin olsun ki: Aralarndaki tartmalarda (ecere) seni hakem tayin
etmedike mmin olamazlar. (4:65)
580
Aa anlamnda:
b n l-A rab in san - k m ili ifade iin ecere ke lim esin d ek i tartm a ve y k s e k lik n ite
lik le rin d en yararlan m tr. stelik b ir b irim olm as y n n d e n aa, lb n l-A ra b yi
in san- k m ili ken d isin e b e n zetm eye se v k etm itir. A a, k e n d i t r n d e, m tek m il
b ir birliktir: to h u m lar, k k , d a llan , y ap rak la r, iek leri, m eyveleri, stelik o n d an
m eyd an a g e lece k bir aacn e k ird e i de k en d isin d e b u lu n u r. O h ald e aa, b itk i t
r n d e y etk in d ir. Bu, Ib n l-A ra b y i in san - k m ili aaca b e n zetm eye se v k ed en en
g l n ed en d ir.
Muhammedi suret ve kll-birletirici insan aac ortaya km, lisan- haliyle yle
demitir: Beni falancanm eli ebedilik bostamna dikmitir. Ben nur aacym, kelam
aacym, Musann gz aydnlym. Sa cihet benimdir. Meknlardan ise mukad
des vadi benimdir; benim zamanm ise imdidir. Yollardan ise dzgnlk ve un
surlarn1 itidali izgisi benimdir. Ben uzayan glgeyim ve varlk kelimesiyim. Ben,
cevmiul-kelimim, sr ve hikmetler madeniyim. (TEZKRE, 57)
Olua ve onun yaratlna baktm, gizliye ve onun tedvinine baktm. Grdm ki:
Btn olu bir aam. Onun nurunun kayna da kn [ol] tohumundadr.2 Yarat
mayla ilgili K (fen'n Ksi) sizi yarattk (halaknakm) ifadesindeki K ile birlemi,
bundan Her eyi bir l ile yarattk3 rn meydana gelmitir. Bundan ise iki
farkl dal ortaya kmtr ki, bunlarn asl birdir. Bu asl iradedir; dal ise kudrettir.
Bylece K cevherinden iki farkl anlam ortaya kmtr: Bugn sizin iin (lekm)
dininizi tamamladm (ekmelt) " 4 ayetinde geen tamamlk Ksi ve Onlarn bir ksm
iman etmi, bir ksm ise inkr etmitir (kfr)5 ayetinde geen kfrn Ksi. Ayrca
58
ehadet
nun cevheri ortaya kmtr: belirsizlik unu ve belirlilik nunu. Allah onlar yok
luktan6 kadim iradesine gre ortaya kartmak isteyip, nurundan zerlerine sam
tr. Bu nur kime isabet etmi ve kn [ol] tohumundan kartlm olu aacnn su
retine gzn dikmise, onun Ksinin srrnda Siz en hayrl mmetsiniz7 nuru
parldamtr. Nsinin erhinde ise Allahn kalbini slama at kimse, Rabbinden
bir nur zerindedir8 parlamtr. Yaratlm her eyin kn kelimesinden pay, onun
hece harflerini bildii kadardr. (ECERE, 2)
b n 'l-A rab bu sim geyi so n n oktasn a va rd rm a k tan geri kalm az. B ylece b u aaca 9
b t n o lu m ertebelerin i dayan drr: m lk lem i, m eleku t lem i, ceb eru t lem i, A r,
M u h am m ed i N u r v b . B tn b u n lar, n cek i m etn i aln tladm z sim gesel slu b u yla
ifade e d ilir .10
NOTLAR:
1 Bkz. Tezkiretl-Gavas girii, s. 89. Roger Deladriere, bu Muhammedi aa ile Kuran- Kerimde geen
mbarek aac karlatrr.
2 Ayetler: 2:117, 3:47, 3:59,16:40,19:35, 36:82, 40:68.
3 Ayet 54:49.
4 Ayet 5:3.
5 Ayet 2:253.
6 Bkz. dem .
7 Ayet 3:100.
8 Ayet 39:22.
9 Ibnl-Arab'de ecere (aa) haknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 315, 420; Ithadul-Kevnt, s. 143.
Ayn konuda bkz. Letaiful-Alm, s. 95; Halla, Tavasn, 3/6; erh-i Tecelliyat, s. 300.
'Bkz. Dr. Mustafa Hilmi, Kunuzun fi-Rumuzin, s. 59 vd. Burada yazar eceretl-kevn ve aacn simgeselli
ini ve lbn-Arabnin buradan olu mertebelerine geiini inceler.
s?
ehadetin Islam da b ilin en b ir ro l vard r; o geree ulam an n y o lu , n ered eyse b iri
c ik y o lu d u r. H kim , iki g ven ilir ahit b u lu n d u u n d a h k m verir. O halde
eh adet, tem el h k m le rin o dadr. b n l-A rab ah itlik trleri arasnda b ir d e re ce
lem e y ap ar v e va h iy veya rivayete dayan an ah itlii akl ile y ap la n ah itlik ten daha
g ven ilir sayar. N ed en ? H a lb u k i d n ce , ka lb in itm in an [h uzu r, tatm in] b u lm a sn
d aki en u y g u n y n te m d ir. B u n u n delili, K u ran - K erim de brah im p eygam b erin
l lerin n asl d iriltild i in i g rm ek istem esidir. brah im p eygam b ere n an m yo r m u
su n ? d en ild i in d e, in an y o ru m da, k a lb im m utm ain [tatm in olm u] o lsun
istiy o ru m dem itir. O halde ka lb in m utm ainlii, k esin li in in zirvesin e g rm ek le.
582
ehadet
Grdne gre hkm verme ve Allah yarattm en iyi bilendir de! nsann arz
onun bedenidir. Beden, tadklaryla birlikte, insan aleyhine tanklk eder. Beden
bilmedii eyle insan hakknda tanklk etmitir. Grmez misin ki: Allah katndan
gelmi ilahi bir vahiy olmakszn bilmitir. Nitekim bizler de, Allahn vahyettii
peygamberlerin mmetleriyle arasnda geen kssalarla gemi mmetler hakknda
tanklk ederiz. Allah yaratmaya vahyeder, o da meydana gelir. Diledii ahitlik e-
der. Bylece sadk habere dayanarak tanklk etmek, hibir kukunun bulunmad
grerek tanklk gibidir. Buna rnek olarak Huzeymeyi verebiliriz. Hz. Peygamber
tanklkta onu iki erkek ahidin yerine saym, onun tek bana ahitliiyle hkm
vermitir. u halde vahye dayanarak ahitlik etmek, grmeye dayanarak ahitlik
etmekten daha salamdr.
Gz bir yoldur, ilim ise kesinletirmedir (tahkik). Tanklk, hazr olmadr ve nur
stne nurdur. Habere dayanarak ahitlik, gzn tanklndan hkmde daha
gl hkmldr. Gzn maruz kald kartrma olmasayd, sahabe insan olma
d halde Cebrailin insan olduuna tanklk etmezlerdi. Grlen ey, cesetlenmi
bir ruh olmasayd, Dihye olurdu, ( fth t , iv:338)
b n l-A ra b de eh adet, lem e izafeyle de geer. yle ki, A lla h lem i gayb [g r l
m eyen] ve ehadet [grnen] diye ayrm tr. G ayb lem i, b tm lk tr, eh adet lem i
ise in san n ken d isin i g rd g r len lem , baka b ir ifadeyle n u ra n i zu h u r etm i
lem dir. H a lb u k i h er ik i lem de H a k k a g re g r l r lem dir; n k h ib ir ey A l
lah tan g izli kalm az. ehadet lem i, gayb lem in in tersine, suretlere b l n m t r.
ehadet ve gayb:
583
er
Bilene gizli kalan gayb; grd ise ehadet lemidir: Her ikisi de, Allaha gre g
rnen ve ehadet lemidir. Allah kalbi gayb leminden, yz ehadet leminden
yapmtr, ( f tuh a t , i:303)
nsann yaratl, lem ile Hakk'n nnde meydana gelmitir. Buna gre, insana
bakan ksm ehadet; ardnda kalan ise kendisi iin gayb olmutur. nsan nnde
kendisi vastasyla korunur, ardndan ise Rabbiyle korunur, ( f th t , iv:193)
ehadet ve nur:
Nurlar ehadet, Hak ise nurdur, bu nedenle de mahede edilir ve grlr. Srlar
gaybdir, onlar Hveye aittir. Hve ise asla zuhur etmez. Hakkn hviyeti ve haki
kati mahede edilmez; suretlerde tecellisi ynnden ise grlr, ( f t h t , iv:443)
Allah lemi iki varla ayrmtr: gayb ve ehadet, zahir ve btn, evvel ve ahir. Al
lah, btn, evveli, gayb tek bir ksm, evveli, zahiri ve ehadeti de baka bir ksm
yapmtr, ( f th t , i:504)
tbrakayn Ztn iki mahede mertebesidir: birisi gaybde, dieri ise ehadettedir.
Gayb, trlere ayrmaz, nk o selbdir; ehadet ise nevilere ayrr, nk o su
retlerdedir. ( te , 37)
NOTLAR:
' uhd ve mahede iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 392, 323; el-Ftuhtl-Mekhiyye, c. IV, s. 41;
TecelliyaC, s. 46.
e r bkz. H ayr
lm sana gelinceye kadar eriatta nitelenmi Rabbe ibadet et. Bylece perde orta
dan kalkar, ( f th t , 111.311)
Bu ifadeden eriatta nitelenmi Rabbin ilah- mutekad [inanlan ilah] olduu ortaya
kar. Bkz. nanlan lah.
584
eyde Tecelli
Klli nefsin Allaha dnk bir yz vardr, lk Akl onu bilmez, nk bu yz Allah
ile her yarat arasnda Allahn srrdr. Bu srrn balants bilinmez ve
anlatlamaz. te bu eyadaki tecellidir ve onlarn hakikatlerini baki klar. Eyaya te
celli ise tecellighta3 baz halleri siler, baz halleri kazandrr. Bu yzden tecelli vas
tasyla a'yn- sbitenin halleri sabitlik halinden varlk haline intikal eder; varlklar
bir halden dierine intikal edebilirler, ( f tuh at , i:304)
O halde tecelli vastasyla m evcu tla r z u h u r etm i (eyd ek i tecelli, va rlk tecellisi) ve
halleri bakalam tr (bir eye va rl n d a n sonra tecelli: ilm i tecelli).
NOTLAR:
' Ibnl-Arab burada var olan her eyi iermesi nedeniyle ey kelimesini zikretmitir. eye tecelli, onu
var etmek ve varln srdrmektir.
2 Bkz. T e c e lli.
3 Ayn metin iin bkz. lbnl-Arab, Risle-i Kavaid, s. 15.
Sonra olgunluk anza, sonra da yal (eyh) olmanz iin bytyor. (40:67)
\9"
eyh , s filerd e in san m r n d e k i zam an sal b ir d n em e iaret etm ekten b ir m ertebe
v e ileve d n m t r. M rid in k e n d i adna y ap t m ch e d e le rd en d o an tasavvu-
fi tecr b e, b ir atm aya girer. Bu atm ada d m an lar p e k o k gizli silah a sah ip tir
ki, belk i de b u n larn en cid d isi, eylem lerin i m eru latrab ilm ek iin nefsin akla b o
y u n e d irm esid ir. A k l nefse b o y u n ed iin d e, insan b t n varlyla nefse b o y u n
eer. Bu d u ru m d a insan, y ap t h er eyin akld an ka y n a k la n d n zan n etm eye ba-
585
eylik
Be batini amel ise (eitmen bir eyhin varlndan nce mride gereken be amel),
doruluk, tevekkl, sabr, azimet, yakndir. Bu dokuz amel (drt de zahir amel
vard), btn hayrlar ieren temel hayrlardr. Tasavvuf yolu bu hayrlarda top
lanmtr, artk bir eyh buluncaya kadar sen de bu amellere sarl, ( f tu h at , ds . 344)
e y lik (S b t eylii, varlk eylii) ey bilinmesi ve hakknda bilgi verilm esi geerli
olandr. ey, m m kn veya im knsz, kadim veya sonradan yaratlm , m evcut ve
m dum u kap sar. Terim sel olarak ise ister dta ve isterse de zihinde olsun, sadece var
olana zg d r. A lla h 'n , zelin zeli olm as gibi, ey de genelin genelidir. Kelim e, eril
dir, eril ve diile, zo ru n lu , m m kn ve im knsza verilir. Kk itibariyle de, ae [diledi] fii
linin mastardr, ( m uh it , 1:1144)
Aratrmac, ey kelimesinin var olan her eyi, olgular ve ileri kuatan younluunun glkleri kar
snda durur. ey kelimesi, en genel ve tanmdan en uzak kelime, hatta mutlak anlamda belirsiz bir keli
medir. Bu itibarla onu mecazi olarak suya benzetebiliriz. Su konulduu kabn eklini ald gibi, eylik de
kendisine verildii eyin cinsini alr. Kuran- Kerim ey kelimesini, trleri farkl olsa bile, Allah'n dndaki
her eye verir. Hepsini olmasa da, rnek kabilinden u anlamlar zikredeceiz: ey=i:
586
eytan
ayet bana uyarsan, ben bahsetmeden hibir ey hakknda bana soru sorma. (187)
S9"
ey terim i b n l-A ra b de ayn 1 k elim esin in eanlam lsdr. Buna g re va rlk tan ve
varlk ta ortaya k a n her ey, eydir. A y n zam an da m u tla kl y n n d e n ayn ile, h a
rici varla km ad an nce ilm im m erteb esin d eki sabitlii h alin d e m h iyet ile ean
lam ld r. Buna g re eylik: a) A y n - sbiteye m u tab ktr (s b t eylii), b) Zam an ve
m ekn d a gereklem i m evcu t varla u y g u n d u r (varlk eylii).
Allah yle buyurur: Ben seni daha nce ey deilken yarattm" ( 1 9 :9 ) . Baka bir
ayette ise yle buyurur: Bir eyi irade ettiimizde ona szmz" ( 3 6 :8 2 ) . Bylece
Allah, bir yandan eylii nefyetmi [olumsuzlam]2 (birinci ayet), ardndan ispat
etmitir [olumlamtr]. Hakikat ise ayn hakikattir, bakas deildir, (f t h t , i:5 6 )
Dnce der ki: (Yaratln balangc hakknda) Bir ey yoktu, ardndan hilikten
bir ey zuhur etti. Aklama der ki: Bu doru bir grtr. Aslnda yle eklemek
gerekir: Bir ey vard, sonra o ey olu haline gelmitir. Grnmezdi, grlr oldu.
(F T H T , 11:4 0 2 )
NOTLAR:
1 b n 'l - A r a b A l l a h n d n d a k i h e r e y e e y d e r : B i z e y l a f z m A l l a h n z t n a v e r m e y i z , n k n e
Makalatl-lslamiyyin, c . II, s . 24 1.
2 bnl-Arabde eylik hakknda bkz. Fussu'l-Hikem, c. I, s. 177 ; c. II, s. 280 , 344 ; el-Ftuhtl-Mekkiyye,
c. I, s. 139 ; c. II, s. 9 5 , 99 ; c. III, s. 267 .
3 S b t e y li i v e v a r lk e y li i i in b k z . el-Ftuht'l-Mekkiyye, c . III, s . 2 5 4 ; el-Ftuht-Mekkiyye, c . IV,
s. 19 , 6 8 , 2 6 7 .
e y t a n bkz. blis
iir n, ayr ve ra iki kktr; birincisi sebata, kincisi ise bilmeye ve iarete dellet e
587
uhd
der. ( m u c em )
'&
Kelimenin kk Kuran- Kerim'de pek ok kalpta geer. Bunlardan sadece bir tanesi iir anlamndadr
ki, olumsuz bir balamda kullanlmtr:
Biz ona iir retmedik, buna ihtiyac da yoktur; ona retilen sadece apak Kurandr. (36:69)
bnl-Arabde iir geen her yerde, aklama ve tafsil yerine zetleme amalanm
tr. Bu nedenle Ibnl-Arab iir ile aklamak istediinde, kapal ifadeye iaret eder.
Bu kitabn her blmnn bandaki her kaside, nesir blmnde ayrntl zikre
dilmi eyleri zetlemek ve onlardan sz etmek amacyla zikredilmemitir; aksine
iir, zikredildii blmn aklanmas kapsamndadr. Bu yzden, iirden sonra ge
len szde bir tekrar yoktur. Her blmn aklanmasnda nesre olduu gibi, iire
de baklsn! iirde konunun nesir olarak sz edilmemi meseleleri vardr, ( f t ht .
11:665)
uur ve bilgi:
uur kapnn kapanmas, bilgi ise almasyla birliktedir. Bu yzden bilen, bildiini
iddia ettii konuda ithama maruz kalyorsa, bilen deildir; nk bu durumda sz
konusu olan bilgi deil uurdur. ayet bildii hakkmdaki kuku ortadan kalkarsa, o
bilgidir. uurun bilgiden pay, kapnn ardnda bir eyin bulunduunu kabaca bil
mektir; yoksa onun mhiyetim bilmek deildir, ( ft ht , i:458)
NOTLAR:
588
urb
srekli aki nasl olabilir ki? Nur bedbahtlk leminden deildir. (fTht, H.-486)
ahit, uhd esnasnda grlenin suretinin nefste var olmasdr, (ftht, i:567)
N O T LA R :
1 Mahedeye gre uhd hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 392, 323; el-Ftuht'l-Mekkiyye,
c . IV, S. 41, 46.
u rb n, ra ve ba tek kktr, anlam m alum dur. A rdndan yakn anlam lar m ecazi ve
ya benzetm e yoluyla kendisine ham ledilm itir. "Suyu itim " anlam nd a eribt el-Mae,
erebuhu [ierim ], erben [im ek] - k i bu m a stard r- denilir. irb isim dir. e-ireb'l-
kavm ienler dem ektir. irb, sudan olan paydr. M erebe, insanlarn itikleri yerdir.
Kalbini ona kaptrdnda "O nun sevgisini im i" anlam nd a Erebe flan hubbe
flanin denilir. eybani yle dem itir: "erb, anlay dem ektir. Bir eyi anladnda
erebe, yerubu, [m astar] erben denilir, ( m u c e m )
b n l-A rab ilk i z e v k (zev k k e n d isin d e n daha st n bir m akam a g t r r), n ihayeti
ise re y y 1 [kanm ak, doym ak] olan tecellilerin ortancasn ifade iin n cek i tasavvufta
da b ilin en urb b en zetm esin d en ve o n u n zama1 [susuzluk] ve reyy arasn da b u lu n u
u n d an yararlan r. Bu balam da, s z gelii, yle balar: Z e v k (en st n m akam ),
a rd n d an u rb ve daha sonra re y y gelir (m akam n da sah ibini sabit klar) veya zev k
(en stn m a kam n hali), u rb ve re y y gibi.
Zevk ilahi tecellilerin balangc, urb ise, her makamda nihayeti olan tecellilerin or
tancasdr. (iSTILAHAT, 288)
ekilci limlerin byk ksm, bu konunun bilgisinden hem zevk ve hem de urb
yoluyla mahrum kalmlardr, (ftht, ds, 303)
N O T LA R :
589
urk Merk
s?
Mekn anlamnda, gnein doduu yn, merk:
Kilapta Meryemi zikret, ailesinden ayrlp dou' (meknen arkiyyen) bir yere gitmiti. (19:16)
S**
tbnl-Arabye gre varlk tek hakikattir ve bu hakikat, iki ynl ortaya kar: zahir
ve btn veya rnein Ibnl-Arabnin ska tekrarlad ikili terimlerden gayb-
ehadet, gece-gndz, k-karanlk, ark ve garb iftlerini zikredebiliriz. O halde
ark ve garp [dou ve bat], varlktan zuhur eden eylere (ark=zahir) ve gizli kalan
ve btn olan eylere (garp=btn) iaret eder. Bu balamda zuhur eden her eye
bnl-Arab ark derken, btn olan her ey de garbidir.
Domak zuhura, mlk ve ehadet lemine aittir; batmak ise rtnmeye, gayb ve
melekut lemine aittir. ( f Th t , i:646)
Allah yle buyurur: Dounun ve batnn rabbi (26:28). Bylece ayet zuhur eden
ve gizlenenleri dile getirmitir. O zahir ve btndr. ( fusS, 208)
Beyt-i Mmurun iki kaps vardr. Her gn yetmibin melek oraya girer ve melekler
oraya dou (ark) kapsndan girer, -n k oras nurlarn doduu kapdr- bat
(garb) kapsndan karlar -n k bat, nurlarn gizlenme kapsdr, (fht, 11:443)
Bu kymetli bir kitaptr, ben onu doumdan batma ,4 gndzmden geceme, aydn
lmdan karanlma doru yazdm. ( t t Ihad , 140)
590
T b i P e y g a m b e r e ria t G e tire n P e y g a m b e r
Nebiler iki mertebededir: eriat nebileri, tbi nebiler. eriat nebileri, resullerin i-
kinci rtbesinde bulunurlar. Tbi nebiler ise ikinci rtbededir. Tbi nebiler, n
c mertebededir. nc mertebe ise iki ksma ayrlr: bir ksm nebiler, dier
ksm veliler diye isimlendirilir, (ftht, i:84 )
ekli kabul eden cisim hebadr. nk o, z gerei ekilleri kabul eder, bylece
btn ekiller onda ortaya kar. ekilde hebadan bir ey bulunmad gibi, o eklin
ayns da deildir. Unsurlar treyen eylerin hebasdr. te bu, tabii hebadr. Demir
ve benzeri eyler ise onlardan yaplan bak, kl, mzrak, keser, anahtar vb eyler
iin hebadr. Btn bunlar, ekillerin suretleridir ve bu anlamda heba, snai heba
diye isimlendirilir, ( ftht, i:433 )
Bizlerden merhametli olan iki rahmete sahiptir: tabii rahmet -bu, z gerei kendi
sine aittir ve mizac onu gerektirmitir- kincisi ise Tanrnn suretine gre yaratl
m olmak nedeniyle, Allah tarafndan yerletirilmi rahmet. efaatiler, yerletiril
mi rahmet ile deil, tabii rahmet vastasyla efaat eder. nk insana yerletirilmi
ilahi rahmete izzet ve g elik eder; bu yzden bu rahmet efkatten kaynaklanmaz.
Tabii rahmet ise efkati meydana getirir. Yerletirilmi rahmet, halifelerde bulunur.
Grmez misin ki? nsan halifenin insanlar cezalandrdn, onlara zulm yaptn
ve hakszlk yaptm grr, mazlumlara ve cezalandrlan kimselere kar kendinde
nasl da efkat bulur ve yle der: Bu adamda hi merhamet yok, ben onun yerinde
olsaydm, vallahi, onlara merhamet ederdim! Byle iddia eden kimse ayn greve
591
Tabut
gelmi olsayd, Allah efkati meydana getiren tabii rahmetten onu yoksun brakr,
izzet ve gcn elik ettii rahmeti onda yaratrd. Bylece, efkat ile deil, meiyet
ile merhamet ederdi. (FTHT, v:48)
Musann tabuta konulup nehre atlmasna gelince: Tabut onun nsut [beerilik]
yndr.3 ( fuss, 198)
bn T -A rab ilk in d en daha d erin ve daha zg n baka bir b en zetm e kalbnd a tabutu
ku llan m tr. T ab u t ie rd ii m eakkatlerle k u lu n k albin d e m anevi olarak, u z u v la rn
da ise d u y u sa l b ir ekilde ortaya kan ilahi y k m l l k le re iaret eder:
592
Tahalli/Halvet
reye vardklarm grr.9 Bu ykleri tadnda kendisine ait olacaklar kul iin bir
mjde olarak ortaya kar.10 Bylece tamas ve himmetini onlara yneltmesi kolay
lar, tarken glk ekmez. Bakas ise -kefi olmayan mmin- yklerin arlk
larna bakar ve tadklarn ar eyler olarak grr. ( fTht, il: 649-50 )
n o t la r :
Siz bana benden nce nice nesiller gemiken [halet\ tekrar karlacam m vaat ediyorsu
nuz. (46:17)
Gemi gnlerde yaptklarnz karlnda afiyetle yiyiniz. (69:24)
Hala ve huluv, yalnz kalmak anlamnda kullanlr:
Ba baa kaldklarnda Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansnlar diye mi tutup
Allahn size aklad hakikati onlara sylyorsunuz derler. (2:76)
Yalnz kaldklarnda size olan kinlerinden aleyhinizde parmaklarn srrlar. (3:119)
Kuranda sfilerin benimsedikleri halvete lafz1olarak iaret eden bir ayet yer almamtr.
593
Tahalli/Halvet
v^
Tahalli, varlklarla ilikiyi keserek, kalbi tecellilere hazrlamay salayan halveti2 ter
cih etmektir. Halvetin birtakm artlar vardr ki, bunlarda zamann belirlemeksizin
halvete girmek isteyenin durumuna, yerine, uzlet ve mchede olarak daha nce
yapt amellere baklr. Halvet, umulan amacn [kalbin hazrlanmas ve ilikilerin
kesilmesi] gereklemesiyle sona erer.
Sekin kullarna halvet yapmay ilham eden Allaha hamd olsun! Allah bu halvetleri
pek ok adan ve cihetlerden birliinin rnei olarak ortaya koymutur, ( halvet, vr.
149)
Halvet, uzlet btn bunlar, ilikileri keserek kalbi hazrlamak iin yaplr. (vesaIl,
37 )
Her peygamber hazrlk yapm ve Rabbi ile yalnz kalmtr, ( halvet, vr. 154)
Halvet iin belirli ve net bir sre vermiyorum. Samedani halvet4 ise bunun dnda
dr, nk mizalar farkldr ve btn yaratklarn kalplerinin varlklardan syrl
mas, ayn derecede gereklemez. Bazen bir kii iin bakasna iki ayda meydana
gelen fetihler gerekleirken, baka birisi iin hi gereklemez. Bu yzden halvette
zaman snrlamas tasavvur edilemez, ( halvet, vr. 152-53)
Bazen halvet cem' [lemi grmemek] halinde gerekleir ,5 fakat bu durum kuvvetle
ri blnmeyen ve dalmayan 6 kimseler iindir, ( ucun , vr. 18)
Halvet eden iin bu hal [yani ilikileri kesmekle idrak mahallinin hazrlanmas] ger
ekletiinde, halvete ihtiya duymaz hale gelir ve halveti celveti haline gelir .7
5 94
Tahalli/Halvet
(VESAL, 37)
Bu anlamda tahalli" pratik bir anlaytan teorik ve akidevi bir tavra dnr.
Tahalli, varlkta Allaha ortak olmadmza inanmaktr. Bu yzden bizler,
mazharlardan baka bir ey deiliz. Bu yorum, tahallinin pratik ilevini ortadan kal
595
Tahsis Cenneti
dran olumsuz bir yorumlama deildir, aksine o, amelin zirvesini tekil eden bir bil
gidir. nk insan, bize gre, kendi varlna inanmaktan tahalli edip, kendisini bir
mazhar saydnda, ayn anda, g veya fiil gibi btn iddialardan da soyutlanr
[tahalli] ve znden kaynaklanan her trl yneliten syrlr. Tahallinin zirvesi, var
l Allaha, her fiildeki gerek file izafe ederek, insana ait her trl fiilden tahalli
etmektir.
NOTLAR:
' Sfilerin halvete delil gsterdikleri ayetlere rnek olarak (7:142) ve (19:49) ayetlerini zikredebiliriz.
2 tbnl-Arab ncesinde halvet iin bkz. Exegese coranique, s. 303; Kueyri, Risale, s. 50; brahim Besyuni,
Neet-i Tasavvufil-lslami, s. 157; Necmeddin Kbra, Fevaihu'l-Ceml; lbn el-Mulakkan, Tabakatu'l-Evliya.
3 Ibnl-Arabnin dile getirdii bu niteleme, hibir menzile uymaz, geride sadece halvet kalr. Onun evi
de insann bedenidir, insan ancak kendi bedeninde yalnz kalr. lbnul-Arab ucunul-Mescmda (s. 18)
yle der: Bu diyarda halvet yeri yoktur, onu iinde ara."
4 Samedani halvet, uykusuz ve yemeksiz otuz gndr (Kitabu'l-Halvet, s. 162).
5 Burada cem derken cem makam deil, insan toplumu kastedilir.
6 Bkz. Fark.
7 Celvet, kulun halvetten ilahi zelliklerle nitelenmi olarak kmasdr (Crcani, Tarifat). Ayrca bkz. el-
Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 491.
8 Himmet.
5 Arif-kmil kii, yaratklardan iittii her sze ilahi bir hitap diye bakar. Bu nedenle onun celvet halinde
olmas halvet halinden iyidir.
Bkz. Sbt.
tbni-Arabde halvet hakknda bkz. Kitabul-Halvet, s. 1 5 4 , 1 5 7 , 1 6 2 ; el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s.
491.
htisas2 Cenneti Hakka ait bir cennettir. Oraya amel seviyesine ulamam ocuklar
girer. Bu cennetin mensuplarndan birisi de deliler, baka bir grubu bilgi seviyesin
deki tevhide ulaanlar, baka bir grubu peygamber gelmemi devrelerde yaayp
peygamber daveti ulamam kimselerdir, ( ftht, 1:317)
Kalbe gelen vrid yle dedi: Sadece Tahsis Cennetine itimat et! nk o bu dn
yada yararl amellere muvaffak klnmak gibidir. O Cennete almakla deil, ancak
ilahi ltuf sayesinde ulamak mmkndr.3 ( ftht, iv:402)
NOTLAR:
' Allahn hsam olan Cennet Cehennemin zdd deildir. nk Cehennemde ihsan olarak verilen bir a-
te yoktur (el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 440).
2 Bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 280.
596
Taife
lbnl-Arab'nin htisas Cenneti hakkndaki metinleri iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 260, 327,
435; c. II, s. 441 , 599 -
T a if e Ta, vav ve fe tek kktr ve "bir eyin baka bir eyin etrafnda dnmesi" anla
mna gelir, insan taifesine gelince: Bir kiinin veya bir eyin etrafnda dnen bir grup
anlamna gelir. Araplar genellikle taifeyi belirli bir say ile snrlamazlar. Ancak fakihler
ve tefsirciler, taifenin drt veya daha fazla olmas gerektiini ileri srmlerdir. Baka
bir gre gre, taife kiidir. Onlarn bu bahiste pek ok grleri vardr, ( m ucem )
s?
Taife Kuran- Kerim'de insan topluluu anlamnda gemitir:
Bir taife inkr etmitir. Biz ise iman edenleri dmanlarna kar destekledik. (61:14)
Taife IbnT-Arabde belirsiz ve belirli olarak getiinde farkl anlam tar. Belirsiz
olarak taife, bir inancn bir ite toplad insan topluluu demektir.
Her taife, Allah hakknda belirli bir inanca sahip olmutur. ayet Allah inandkla
rndan baka bir ekilde tecelli etse, inkr ederlerdi, ( ftuhat, ds , 250)
Allaha ulamak baka her eyi keser. Bylece ermi insan, Rabbinden alan haline
gelir. Durumun byle olduu, sfi topluluu (et-taife) tarafndan gr birliiyle
kabul edilmitir, ( ftht, ds , 122)
181)
NOTLAR:
' lbnl-Arab'de taife hakknda bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, DS, s. 40, 86, 247, 250, 254, 293, 296, 321, 346,
357, 367, 374. 375, 34 . 388, 412, 485, 599, 606.
T a k d ir Y a r a t m a s / c a t Y a r a t m a s bkz. Halk
597
Tanrnn Geni Arz
(m ucem )
59"
Dayf Kuran- Kerim'de konukluk anlamnda gemitir ki, oul veya tekil olabilir:
NOTLAR:
' iirin tamam ve edebi-tarihsel bir aratrma iin bkz. Dirasat Fenniyye fil-Edebil-Arabiyye, s. 330. Ayrca
bkz. D. Kmil eyb, Serim Divani'l-Hallac, s. 351-357; Kmil eybi, Divanul-Hallac, s. 82; Massignon,
Ahbarul-Halla, s. 35; Risalet'I-Itisar, s. 14; Paul Nwyia, Studia lslamica, XL. s. 110-111.
2 bnl-Arabde sfi terimi iin bkz. Meahidul-Esrari'l-Kudsiyye, s. 18, 24; el-Etuhtii'l-Mekkiyye, c. IV, s.
358
598
Tarik
Senin beden arzn Tanrnn iinde kendisine tapman emrettii geni-gerek arz
dr.5 nk Tanr ruhun beden arznda bulunduu srece arznda kendisine ibadet
etmeni emretmitir. Ruh beden arzndan ayrldnda ise bedenin yeryznde g
ml olsa bile ibadet sorumluluu senden der. Bylece arz denilen yerin kendi
bedeninden ibaret olduunu anlarsn. Allah ierdiin kuvvet ve mnlar nedeniyle
onu geni yapmtr; sz konusu mn ve kuvvetler sadece insann beden arznda6
bulunabilir. Ayette gecen oraya hicret ediniz7 ifadesine gelince: O arz bir yandan
arzularn, te yandan akln yeridir. Siz arzularn arzndan akim arzna g ediniz.
Her iki durumda da insan beden arznn dna km deildir, ( ftht, 111:249)
Geen iki metinden u hususlar anlalr: Arz, insan bedenidir (Bkz. Arz). Sz konu
su arz, rabln [rubbiyet] mahalli olmas ynnden Allaha izfe edilmitir. Geni
[vsia] ise, ierdii kuvvet ve mnlar nedeniyle genilii ifade eder. u halde arzul-
ilhiyyeti'i-vsia [ilahi geni arz]8 kulun bedeninden ibarettir.
NOTLAR:
' badet arz Allahn geni arzdr; bu yorum, el-Ftht'l-Mekkiyyenin 3 5 5 . blmnn (c. III, s. 247)
balndan kmaktadr: badet arz ve onun genilii. Ey kullarm! Benim arzm genitir, ancak bana
ibadet ediniz" (29:56).
2 lbn'l-Arabt Kitabt-Teradmdeki bir ifadesinde arz ikiye ayrr: ibadet arz ve nimet arz. Bu yorum,
hak edi ve ltuf rahmeti ve ikram eklinde ikram ve rahmete ynelik bakyla tam uyumludur. Her
trl ihsan veya rahmet veya dl ya kulca hak edilir ve zorunlu olur veya Allah onu ltfeder ve bu ih
san cinsinden bir ey olur. lbnl-Arab yle der: Arz iki tanedir: ibadet arz ve nimet arz. badet arz,
Allahn iyi kullarnn vris olduu arzdr (Kitabt-Teracim, s. 43). Ayrca bkz. Minnet ve stihkak
[ltuf ve hak edi].
3 Ey kullarm! Benim arzm genitir, ancak bana ibadet ediniz (29:56).
4 lbnl-Arab 590 tarihinden itibaren bu arzda bulunduunu ifadelerine ekler. Bkz. ef-FthdtT-
Mekkiyye, c. III, s. 224).
5 Ey kullarm! Benim arzm genitir, ancak bana ibadet ediniz (29:56) ayetine telmih.
6 nsann kevn-i cm [toplayc varlk], nsha-i camia [toplayc nsha] oluuna ima. Ad geen terimlere
baklabilir.
7 Allah'n arz geni deil miydi, hicret etseydiniz ya" (4:97) ayetine telmih.
8 Bu konuda el-Fthtl-Mekhiyye'de mstakil bir blm vardr bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s.
247)-
T a r i k Ta, ra ve kaf drt kktr. Birincisi "akam gelii" demektir, kincisi "vurmak",
ncs bir eit "rahatlk", drdncs ise "bir eyin baka bir eyin zerine konul
mas" demektir. Birincisi turktur. Araplar geceleyin ailesine varncaya kadar yryen
insan iin raculun tarakatn derler. Yldz da tarik diye isimlendirirler, nk yldz ge
celeyin doar. Bu kkten gelen kelimelerden birisi de, tark kelimesidir, nk tarik u-
latrr. Baka bir kkten gelmesi de mmkndr. Bu da, daha nce zikrettiimiz, "bir
599
Tarik
S?"
Yldz anlamnda:
Tarikin ne olduunu nereden bileceksin? Kayan yldzdr o. (86:2)
S?"
Tarik, tasavvufta kabaca Allaha giden yol anlamna gelmi, bu nedenle de altnda ta-
savvufi tecrbenin btnyle bulunduu kapsaml bir kelime olmutur. Sz konusu
tecrbe, kalbin gafletten uyanmasndan balayarak, nefsin mchede ve riyazetini
geip, ruhsal dinlie ve ruhun etkinliinin almasna ular. Bu ruhsal etkinliin i-
inden birtakm terimler oluur ve geliir ki, bunlar pratik tasavvufun terimlerini
tekil eder. Bu balamda iinden tasavvufi tecrbe hakknda bir fikir oluturmak i-
in, tecrbenin en nemli anahtar terimlerine eilebiliriz. Teslk [slk ettirmek]:
Sfi, Tanr katma ulama iradesinde, eilim ve arzularnda, taknlklar ve onlarn
kontrol edilmesinde insan nefsinin kapsaml bir idrak ve dirayete sahip olmasn ge
rektiren dahili tecrbenin glklerine ayam atar. Nefsin zayflktan gcn zirve
sine varncaya kadar farkl aamalarda ortaya kan bir gcnn olduu malumdur.
Bu nedenle bu yolda grevleri ermek isteyen sfiyi gayesine erdirmek ve onu ilahi
mertebenin adabna ehil hale getirmek olan uzman mritler vardr. te teslk, mr
idin veya eyhin ferdi veya mridi ilahi mertebeye ulatrmak iini deruhte ettii bu
ameliyedir. O farkl kuvvetlerin etkisinde birtakm millere boyun een bir abadr.
Sz konusu kuvvetler, mridin tr -takati- nefsinin isyan eden kuvvetleri ve ei
limlerinin taknl -ruhsal yatknl- mridin yetkinlii -icazet derecesi- vs.
Baka bir bakla teslk, nefsin eitimi dzleminde ortaya kt zere insann ruhsal
ve zihinsel terbiyesidir. Buna gre nefs, insann iine giren en kolay yol imkn oldu
u gibi, ayn zamanda bu derunun en uygun ifadedir. Bu nedenle nefsin derinlikle
rini gsteren ve aan aralar olarak sfilerin ryalara gsterdikleri ilgi ortaya kar.
Bu esasa gre de slk derecelenir. Teslk, ada terminolojiyle, eitim iin gereken
btn yntem ve ilkelerden yararlanan pratik dzeydeki bir eitimdir. Bu nedenle
de tasavvufi yollar oktur. Bu balamda gerek mritle gerekse bizzat Allaha giden
yolun merhaleleriyle ilgili olsun, her tarikatn yntem ve ilkeleri vardr. Bu merhale
ler, sfilerce haller ve makamlar diye isimlendirilen eylerdir. Haller ve makamlar,
600
Tarik
tasavvufi slkta belirli ilkelere baldr. nk sfilere gre, mridin yerine getir
dii farz veya nafile ibadet veya riyazet veya mchede trnden her amelin bir hal
ve makam vardr. Her amelin bir hal ve makam olmasna dayanarak, amellerle sa
lamlatrlmasndan balayarak slk, bilgiye benzer bir yol takip eder. Bu slk,
tam da eitim gibi, eitli merhalelere ayrlr (balang, yetitirici, ikinci, kuatc),
her merhalenin de belirli bir mridi vardr. Balangcn mrit veya eyhi bu mer
haleyi am bir mride mritlik yapamaz, onu daha stn bir mride veya eyhe
havale eder. Bu nedenle mehur bir sfinin Allah yolundaki eyhlerini zikrettii sfi
metinler pek oktur (sz gelii Hasen e-azili, Ahmed er-Rifai ve Ibnl-Arab gibi).
Bu grmz eyhlerin icazetlerinin fazlal da teyit eder. Her eyh, kendi im
knlarn tanmlayan birtakm icazetlere sahiptir. Baz eyhler ahit almaya icazetlidir,
baz eyhler zaviyenin kendisine teslim edilmesine icazetlidir vs. Bylece eyhlerin
en stnne ularz. O bizzat slk ynteminin sahibidir (Mesela Rifai, azili, Kadi
ri gibi). Sz konusu eyh icazete verilmez, aksine o silsiledeki eyhlerin halkasna
dahildir. Silsile, peygamberden balar ve yntem sahibi eyhe ular; ardndan da
mritler ve takipiler arasnda icazetler eklinde yaygnlar. Sfiler H. VI. asrdan
nce slk hakknda eserler yazmakla ilgilenmemilerdir, bunun yerine tasavvufi
dnceyle ilgili eserler yazmlar, tasavvufi slka uygun yaamlardr. Pratik ta
savvuf ve slkla ilgili eserler ise tasavvufun tarikat terbiyesi ve slk yntemleri
merhalesine girmi olduu VI. ve VII. asrdan itibaren artmtr. Bu dnemde tasav
vufun mritlerinin says artm, dnrleri ise azalmtr.
Allaha giden tarik [yol], drt ubedir: miller, arlar, ahlak ve hakikatler. ar
lar, be tanedir: bir sebebe bal ve nakru'l-hatr diye isimlendirilen ar; sonra ira
de, azim, himmet, sonra da niyet gelir. Bu arlara ait miller ise tanedir: istek,
korku ve tazim. stek iki tanedir: komu olmay istemek, grmeyi istemek. yle de
denilebilir: Katnda bulunan istemek, onda bulunan istemek. Korku da ikidir: a-
zaptan korkmak ve perdelenmekten korkmak. Tazim ise Hakkn senden mnez-
zehligi ve senin onunla birlemen. Ahlak trdr: geili ahlak (bir menfaat elde
etmek veya bir skntdan kurtulmak iin bakasna ulaan), geili olmayan ahlak
(tevekkl gibi), mterek ahlak. Hakikatler ise drttr: mukaddes zta rci hakikat
ler, mnezzeh sfatlara rci hakikatler, fiillere rci hakikatler ve mefllere dnen
hakikatler. Zikrettiklerimizin hepsi, haller ve makamlar diye isimlendirilir.
(FTHT, BS, 88-96)
Slk yntemi:
Riyazete ait bu amel ve mchedelerden her birisinin belirli neticeleri vardr. Her
amelin bir hali ve makam vardr. (FTHT, ds, i 63)
60 1
Tarik
eyhin zorunluluu:
Mrit-Murat (istenen ve istenilen): Mrit istedi" anlamndaki erade fiilinin fail kipi
dir. Tasavvufta mrit bu ismi iki nedenden tr almtr:1 Birincisi, mrit Hakkn
bilgisine veya ilahi mertebeye ulamak istemitir. kincisi ise mrit, iradesini teslim
etmekle kendisinden uzaklatrm kimsedir. Bu nedenle mrit ism-i faildir. rade
nin teslim edilmesi ise Allaha vuslata nail olmaktr. Tasavvufi yntemde Hakkn
bilgisine ulamak, belirli bir slka dayanr. Sz konusu slk, kiinin bireysel ira
desiyle balar, iradenin belirli bir ekilde teslimiyetinden geer (bakasna teslim e-
derek iradenin ve gcnn nefsten soyutlanmas-mchede ve riyazetler), ilahi mer
tebenin edebine ular (mrit bilgi almaya uygun hale gelir). Bu noktada insann
ameli sona erer, nk bu noktada ehil hale gelebilmitir; bilgiye ulamak ise
Hakkm vergisidir.2 Bu aamaya varncaya kadar slk btn slikleri iine alacak
ekilde tektir. Bu balamda mride hal ve makamlar kazandran riyazet ve
mchedeleri btn mritler yerine getirir. Fakat tek slka ramen azili, Ibnl-
Arab gibi sfi ahslar, farkl ekillerde tezahr ederler. Bu husus iki eyi gsterir:
Birincisi insan Hakkm katndan bilgi almak iin ehliyet kazanr. Baka bir ifadeyle
insan mchede ve riyazet gibi tasavvufi slkun uygulamalaryla sadece ilahi vergi
lere ynelmeyi baarabilir, yoksa bizzat onlar elde etmeyi baaramaz; onlar, ilahi ik
ramlardr. kincisi iradenin tasavvufi slkta bakasna teslimi, mridin ahsna o-
lumsuz anlamda tesir etmez. Bu durum, tam olarak da, mridin mchede ve riya
zetten sonraki bireyselliinde ve zelliinde ortaya kar. Sfiler, isteyen anlamnda
ki mrit ile istenilen anlamndaki murat lafzlarn ayrt etmede uzmanlamlardr.3
Mrit daha nce de belirttiimiz gibi kendi bana slk etmek isteyen demektir
(buna karn bu durumda murat, yani istenilen Haktr). Murat ise Hakkm iradesi
nin konusu olduunda slike verilir (bu durumda mrit Haktr). Bu yzden bu es
nada slik kendisini irade eden Hakka ekilmitir. Bu ekilmenin ilahi ihsana daya
nan tavrdaki nemi bellidir.
Mrit iradesinden4 soyutlanan demektir. Murat ise ilerin hazr hale gelmesiyle, i-
radesinden ekilmi kimse demektir. Bylece o btn makamlar ve alkanlklar
hibir glk ekmeden aar, ( is t ila h a t , 284)
602
Tarik
Allaha iman eden kimselerin akllar, teorik delilleriyle kendisini tandktan sonra,
Allahn kendilerinden Onu tanmalarn istediini grdklerinde, unu renmi
lerdir: Burada, kendisine tefekkr vastasyla ulalmayan Allaha dair baka bir ilim
daha vardr. Bunun zerine riyazet ve mchedelere balamlar, halvetlere girmi
ler, ilgilerini koparmlar, yalnz kalmlar, kalplerini temizleyerek Allah ile ba ba
a kalmlar, kalplerini her trl kukulardan arndrmalardr. Sz konusu akl sa
hipleri, bu yntemi peygamber ve resullerden renmilerdir. (FTHT, ds. 4 4 i)
t e b u , e r ' i- l e d n n i i l i m d i r ; n k b u b il g i r iy a z e t v e m c h e d e d e n m e y d a n a g e
l i r . (FTHT, BS. 14 2)
Riyazet, edep riyazetidir. Bu, nefsin tabiatndan kmaktr ve onu terbiye etmek bir
taleptir. Bu, amalanan eyin sahih olmasdr. Riyazet, nefsin huylarm gzelletir
mekten ibarettir. Mchede ise nefsi bedeni skntlara zorlamak, her durumda ar
zuya kar koymaktr, ( is t ila h a t , 290)
603
Tarik
ra rnek olarak zht, tvbe, ver, mchede, riyazet, 7 kt huylardan arnmak, iyi
huylarla bezenmek gibi halleri verebiliriz, (ftuhat, bs, 97)
Makamlarn bir ksm, zht, tvbe, ver, mchede, riyazet, kt huylardan arn
mak, iyi huylarla bezenmek gibi, Hakka yaklamak yolunda kulun lnceye kadar
vasflanaca makamlardr. Cennette ise bunlar kendisinden der.11 (ftht, bs, 9 8 )
604
Tarik
bilir. Bu durum, kiiyi mahede ve mkaefenin edebine ehil hale getirir. Muraka
be utanma duygusuna yol aar, utanmak, ilahi kata yaraan edebin tamamlanmas
iin zorunludur. Bu yzden eyh veya mridin grevi, srekli murakabe ve hayay
la, mridi ilahi mertebenin gerektirdii edebe sahip klmaktr. O halde murakabe,
huzur haliyle iman diri tutmaktr, haya ise bu huzurdan meydana gelen bir sonu
tur. bnul-Arab sadece haya zelliini sadece nefse vermez, onu btn uzuvlara
yaygnlatrr. Kulan hayas vardr, gzn hayas vardr vs.
Bu, kalplerimizi teorik dnceden arndrmak, zikrederek Hak ile edep, murakabe
ve huzur yaygsnda oturmak, Haktan bize gelecek eylere hazrlanmak suretiyle
gerekleir, (ftht, Is, 45)
Her nefeste gizlilikte ve akta Hakk murakabe edebilmek insann takatini aar. Bu
yzden velilikler, genellikle, huzur sahibi olma ve murakabede btn hallerinde
gcn sarf etmekle gerekleir, ( f t h t, bs, 258)
Haya:
Kii kendi yannda bulunmayan bir ey hakknda dnrse, sfilere gre aklsz
dr. Bu, zikre devam etmek ve Allah ehli ile beraber oturmaktan baka ilac olma
yan bir hastalktr; sz konusu Allah ehli, zahirlerinde murakabe ve Allahtan haya
etmenin egemen olduu kimselerdir, (ftht, ds, 321)
Kul iin gven (eman) lezzeti meydana gelip, salih amellere baladnda ve mahal
lini temizleyip el-Melik olann katnda oturmaya istidad kazandnda, ve onun
mertebesinin layk olduu haklar rendiinde ve kendisine Hakkm verdii eyle
r in deerini bildiinde, bsbtn haya sahibi olur, ( f t h t, d s , 16 0 )
Farz olan haya, Hakkn seni haram kld ilerde grmesinden veya sana emrettii
ilerde bulamamasndan utanmaktr. Snnet olan haya ise avret mahallini yalnzken
amaktan utanmandr. nk Allah kendisinden utanlmaya en layk olandr.
(FTHT, BS, 20 3)
206)
605
Tarik
t n s a n a y a r a a n , h a y a d u y g u s u n u k u la n d a o ld u u g ib i g z n d e d e e t k in k l m a s
Kutu'l-Kulub yazar eyh Eb Talib el-Mekki ve Ehlullahtan baka sfiler yle der
ler: Allah iki ayr ahsa tek bir surette veya bir surete iki kez asla tecelli etmemitir.
Bu nedenle lemde tecellinin eserleri birbirlerinden farkl olmu, bu eserler rza ve
gazap terimleriyle ifade edilmilerdir, (ftht, ds, 2 4 a)
Bazen glmek ve sevinmek, kabul ve rzaya kabilir. nk kendisi adna bir fiil
ilediin kimse, bu nedenle sana gler ve neesini gsterir. Bu durumda o, bu fiili
kabul etmi ve ondan honut olmutur. Bu yzden Hakkn glmesi ve neelenmesi,
fiilimizi kabul etmesi ve ondan honut olmasdr, (ftht, Is, 117)
notlar:
1 rade tasavvufta nemli bir rol oynar, Kueyri, Risalesinde ona zel bir blm ayrmtr. Bkz. Kueyri,
Risale, s. 92 -9 3 .
! Tasavvufla irade konusunda geni bilgi iin bkz. Abdlvehhab e-arani, el-Envarul-Kudsiyye fi-Mrijeti
Kavaidi's-Sfiyye, c. I, II.
1 lk sofilerin mrit-murat hakkndaki ifadeleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 93 -94 .
4 Mchede ve riyazetin gereklilii konusunda tasavvuf metinleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 4 9 ;
Gmhanevi, Camiu'l-Usul, s. 133; brahim Besyuni, Neetut-Tasavmfil-hlami, s. 20 -23 ; Abdlkadir
Geylani, el-Gunye h-Talibiyi'l-Hak, c. II, s. 182; Abdlkadir sa, Hakaik Anit-Tasavvuf, s. 112; Muhasibi,
Kitabul-Mesail, s. 127.
! Bkz. Tirmiz, er-Riyozet ve Edebun-Nefs, s. 99 .
6 lbnl-Arabde riyazet ve mchede iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, S, 139; S, 115; DS, 162; BS, s. 522.
1 Cneyd el-Lumada yle der: Kabz ve Bas: Korku ve mit anlamna gelirler. Uml insan itaate aar,
korku ise gnahtan alkoyar Bkz. Serrac, el-Luma, s. 420.
8 Sofilerin kabz ve bast hakndaki ifadeleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 59, 60, 61, 62-63.
606
Tasrif
9 Ayn ifadeyi Ali er-Ruzbaride grmekteyiz, bkz. Kueyri, Risale, s. 62. Korku ve mit kuun iki kanad
gibidir; dengeli olduklarnda ku da dengede olur ve uabilir; eksik olduklarnda ku da eksik kalr.
'tbn'l-Arabi'den nce bunu Muaz b. Cebel dile getirmitir, bkz. Kueyri, Risale, s. 60.
11 Murakabe, sadece bilgi ve iman olmakla. Rabbin btn hallerinde kuldan haberdar olmasyla birleir;
murakabe, inan ve bilgiye dayanan Hak ile bu beraberliktir. Mahede ise murakabe halinde bilgi ve
huzur halinde olan eyin kef olmasdr. Bkz. Gmhanevi, Camm'l-Usul, s. 211.
,2Sfilerin haya hakkndaki ifadeleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 9 8 ; Slemi, Tabahatus-Sjiyye, s. 162,
468.
13Sofilerin rza hakkndaki baz ifadeleri iin bkz. Kueyri, Risale, s. 89.
S?"
S?"
T e c e l l i (Feyiz [ak, tama], zuhur [ortaya kma, gzkme], tenezzl [inmek], fetih
[alma]) d m , la m ve llet harfi tek kktr. Bir eyin almas ve ortaya kmas demek
tir. Bir ey ortaya ktnda tecella e-eyu denilir. hreti nedeniyle tannan mehur
kimseye Ibn Cela denilir, ( m ucem )
S?"
Tecelli kk Kuranda zikredilen szlk anlamyla geer:
S?"
607
Tecelli
Tecelli2 tbnl-Arabnin dnce yapsnn her ynne sirayet eder ve btn teorile
riyle i ie girer. Hatta tecelli bnl-Arabnin vahdet-i vcd teorisinin zerine ku
rulduu dayanaktr. nk yaratma,3 varlk oalmakszn okluun birlikten4 k
mas ve tasavvuf! bilgi ancak tecelliyle yorumlanabilir. Abdurrahman Cmyi takip
ederek tecelliyi iki kka ayracaz: varlk tecellisi5 ve mahede tecellisi6 veya ilm-
irfan tecelli. Varlk tecellisi:7 Btn lem ez-Zahir [zuhur eden] ismi ynnden ilahi
tecellinin suretidir. Hak eyada8 tecelli eder, yani onlarda zuhur eder ve bu tecelliyle
eyaya varlk9 verir. lemde her nefes devam eden10 bu tecelli tektir ve tecellighm
istidadnn deimesiyle mazharlarda11 oalr.
Gayb veya ehadet [grnmez ve grnr] hangi lemde ve hangi eye tecelli eder
se etsin Hakkn tecellisi ez-Zahir12 isminden gerekleir. el-Btm ismine gelince: bu
isimde ne dnyada ne de ahirette13 tecelli sz konusu deildir. ( fTHt , 1:166)
lem Hakkm mmknlerin ilahi ilimde sabit hakikatlerine, yani a'yn- sbiteye
tecelli etmesinden ibarettir.14 A'yn- sabite Hak olmadan var olmalar imknsz ey
lerdir. Hak ise onlarn hakikat ve hallerine gre eitlenir ve suretlere girer, ( fuss,
81 )
lahi tecelli m m knlere varlk k azan drr!5 ( f th t , i:80)
Hak leme srekli ve genel tecellisiyle16 tecelli eder ve bu tecellide lemin mertebe
leri gerekte farkl olduklar iin farkllar. nk Hak lemdekilerin istidatlarna
gre tecelli eder. (FTHT, 11:556)
Bir tek ey bakanlarn gznde trlere ayrr, ilahi tecelli de byledir. ( fuss, 170)
Tesir eden birdir, tesir ise [onu kabul eden] kabiliyet ve istidatlara gre deiir. Ni
tekim bir tek fleme kandili tututururken, yanc odunu da yakar, ( bulga , 35)
uhd tecelli veya ilm-irfan mahede: Bu anlamda tecelli kefin bir tr olmas
ynnden marifetle birleir ve tecelligh silip [fena] bilgi kazandrr. bnu 1-Arabye
gre Allaha dair bilgi ancak bu yolla olabilir. Bu tecelli birdir ve mahallin istidadna
gre deiir.
Yetkin bilgi ancak ilahi tecellide ve Hakkm kalp ve ba gzlerinden perdeleri ama
syla gerekleebilir. Bylece kii ezeli ve sonradan yaratlmn hakikat ve mhiyet
lerinde bulunduklar hale gre ileri idrak eder, ( fuss, 133)
Kefin bir tr akl, bir ksm Hak kaynakldr [rabban], kinci tr tecelli yoluyla
gerekleir. Bu tr keif isim mertebelerinin artmasyla oalr. nk Hakkn b
tn isim mertebelerinden tecellileri vardr. Bunlarn en stn -kuatc ve birlik
zelliindeki ilahi tecellidir- tmel keifleri verir. Bunun zerinde ise zt tecellisi
608
Tecelli
v a r d r .'7 (n a , 35)
Tecelli20 zevkin kendisiyle gerekletii istidadna gre gerekleir. Her eyi de isti
dadna gre idrak edebilirsin, ( fuss , 134)
NOTLAR:
609
Tecelligh
,s Bu srekli tecelli yeniden yaratmadr. lbnl-Arab yle der: "Hakkn ii tecelli etmek; mevcudun ii
ise srekli bakalamaktr" (Risle-i Kavaidi'l-Klliyye, s. 15).
17 Bkz. Z t T e c e llis i
l8Varlk tecellisi tecellli ettii eyi var ederken, marifet tecellisi yok eder.
19bn'l-Arabde tecelli belirsiz olarak geer, nk tecelli ya varlk veya bilgiyle ilgilidir. Hangisiyle ilgili
olduunu getii metindeki nitelik ve zelliklerini incelemeyi gerektirir. Burada tecelli, sz gelii, fani
klar, nk baki kaldnda ona itimat edilmez. O halde sz konusu olan bilgi tecellisidir.
tbn'l-Arab'nin tecelli gr hakknda geni bilgi iin bkz. el-Ftht-Mekkiyye, c. II, s. 71, 305, 307,
606; c. II, s. 107, 201, 311, 315, 321; Tecur-Resail, s. 32; Tercmanl-Eyvak, s. 148; Mevakiu'n-Ncum, s. 158;
Uklet-Mstevfiz, s. 52; Fussul-Hikem, s. 23, 26.
T e c e l l i g h lem btn paralaryla birlikte ilahi tecelli ile var olmutur ve varl
n srdrr; bu yzden o Hakkm meclas [tecelligh] veya ilahi isim ve sfatlarn
mazhar veya tecellighdr.1 En yetkin ve kmil mecla ise btn ilahi kemllerle or
taya kmas ve lemde tecelli etmi hakikatleri ztnda toplamas ynnden insan-
kmil, o da Muhammeddir (a.s.).
Sz konusu olan Hakkm tecelligh ise mutlaka tecellighlar [meclalar] arasnda bir
stnlk vardr.2 ( fuss , 79)
N O T LA R :
T e c r d bkz. T e f r d
T e ffrfd Tefrd slikin tecritten sonra ulat merhaledir. Slik kalbinden varl ve
Hakkn dndaki her eyi uzaklatrdnda, Biri birlemi olur. Ibnl-Arab ncesi'
sfiler bu iki terime ainaydlar. Ts (l. 378) bunlar yle tanmlar: Tefrd
610
Tek Varlk
ferdaniyet hakikatleri ile kadim Allah birlenmesinde kulun tek kalmasdr. Bir sfi
yle demitir: Mminlerden muvahhitler [birleyenler] oktur, lkin onlar iinde
mferritler azdr. Hseyin b. Mansur el-Hallac lm annda yle demitir: Vecd
sahibine yeterli gelen, Biri tek klmaktr. Tecrd ise kulun kalbinin beeri bulank
lklardan arndnda ilahi mahedelerle ba baa kalmasdr. Tecrd sorulduunda
bir eyh yle demitir: "Tecrd hakkn cereyan eden her eyden ayrlp tek kalmas
ve kulun da kendisine gzken her eyden kesilmesidir.'
Tecrit kalpten ve srdan lemin ve Hakkn dndaki her eyin silinmesidir. Tefrd
ise Hak ile ba baa kalmaktr, ( istilahat , 289)
N O T LA R :
' Tecrd ve tefrd hakknda ayrntl bir deerlendirme iin bkz. Gmhanevi, Camiul-Usu\, s. 214.
* Bu blmn evirisi iin bkz. Serrac, el-Lum'a: slam Tasavvufu, ev. Prof. Dr. Haan Kmil Ylmaz, s.
34'
T e k V a r l k bkz. V a h d e t -i V c u d
T e k l e r bkz. E fr a d
Hibir ey ilahi meiyetin dnda gereklemez veya varln dna kmaz. lahi
emre gnah diye isimlendirilen bir eylemle kar kldnda, sz konusu olan tek
vini emir deil dolayl emirdir. nk meiyet emri ynnden yapt bir ite hi
kimse Allaha kar gelemez. Kar gelmek dolayl emir ynnden gerekleebilir.
(FUSS, 165)
6
Tekvin Emir Teklifi Emir
lahi emir ilahi iradeye kar gelmez. nk o ilahi iradenin tanm ve mhiyetine
girer. Burada karklk emir kipini -byle olmad halde- emir diye isimlendir
mekle ortaya kmtr. Kip irade edilmitir. Hakkn emirleri Peygamberlerin diliyle
ifade edildiklerinde emir deil emir kipleridir; dolaysyla onlara isyan edilebilir.
Bazen gereklemesi istenmeyen bir ey bu anlamda emredilebilir. O halde hi kim
se Allahn emrine isyan etmemitir. demin muhatap olduu aaca yaklamakla il
gili yasan yasa bildiren melein diliyle olduunu anladk. Bunun zerine dem
Rabbine isyan etti denilmitir, ( f th t , iv:43o)
Yukardaki metinlerden emrin her iki kknn zellikleri ortaya kmtr: Tekvin!
emir vastalarn2 ortadan kalkmasna bal gerek emirdir ve iradeye uygundur. Sz
konusu emir kn [ol]3 vastasyla gerekletii iin kar gelinmesi mmkn deildir.
Teklif! emir ise gerekte emir deil, emir kipidir. Bu emir peygamber4 vastasyla
mkellefe ular ve ancak gerekletikten sonra bilinebilir; baka bir bilinme yolu,
Allahn mmknn ilahi ilimdeki sabit hlini gstermesidir.5 Daha nce ortaya att
mz iki sorunun cevabn verdiimizi dnyoruz. Bunlar, ilahi emre isyan etmek
mmkn mdr ve bir fiilin ilahi iradenin dna kmas mmkn mdr sorular
dr. imdi ise nc soruya geebiliriz: Allahn irade etmedii bir fiili emretmesi
dnlebilir mi? lbnu 1-Arabnin bu konuyla ilgili ifadeleri gayet aktr:
Peygamber ve onun vrisi ilahi iradenin deil iradeye bal ilahi emrin hizmetkar
dr.6 Peygamber sorumlu kimselerin mutluluklarn dileyerek onlara ilahi emri u-
latrr, dolaysyla bir teblicidir. Bu nedenle Hz. Peygamber iinde emrolundu-
un gibi dosdoru ol (ii:i 12) ayeti bulunan Hud suresi ve kardeleri beni ihtiyar
latt"7 demitir. Dosdoru ol" ayeti Peygamberi ihtiyarlatmtr. nk Peygamber,
unu bilmiyordu: Ald emir iradeye uygun olup gerekleecek bir emir miydi?
Yoksa ilahi iradeye aykr ve gereklemeyecek bir emir miydi? Hi kimse irade edi
len ey gereklemeden iradenin hkmn bilemez. Allahn basiretini ap
mmknn ilahi ilimdeki halini gsterdii kimse ise gereklemeden nce bunu
bilebilir, ( fuss, 98-99)
Hz. Peygamber yle demitir: Beni Hud suresi ve kardeleri ihtiyarlatt."8 Hkm
bilgiye baldr, emre deil.9 Allah kullarna hakszlk yapmaz, nk Allah sadece
bilinenlerin [ilahi ilimde sabit mmknlerin hakikatleri, a'yn- sabite, malumlar]
verdikleri eyi bilmitir. lim bilinene tbidir.10 Her ey bilinenin kendiliinde bu
lunduu hale gre ortaya kmtr. Bylece Allahn O kullan iin inanszl ho
grmez (39:7) ayeti dorulanmtr. Rza [honutluk] bir iradedir ve irade ile emir
612
Tekvin Emir Teklifi Emir
arasnda eliki dnlemez. eliki ilim ile bilinene bal ilmin verdii hkm
arasnda olabilir. Allah dilediini yapandr ve sadece ilmin gerektirdiini diler. lahi
emirden bizde bulunan emrin kipidir. Bu yzden sana neyin emredildiine veya
neyden yasaklandna bak! Bu dnce sahibine gre emrin konusu bekleyerek
mahallini hazrlamaktr. Dorudan ilahi emir geldiinde nce kalpteki izine baklr:
Kalpte bir diren meydana geldii grlrse sahibinin hsrana uram ve hsrann
da kendisinden kaynakland anlalr. nk o Allaha bilgi veren hakikatinin sa
bit olduu mertebede byle idi. insan kalbinde baka bir ey, yani kabul bulursa, o
da ayn ekildedir. u halde Haktan gelen ilmin hkmn srekli gzlemlemeliyiz
ki bulunduumuz hali renelim. nk Allah bizde ancak bizim vastamzla h
km verir. Gzleminde bu hal zere olan kimse, emredilene kar ksa bile, bu du
rum ona zarar vermez ve onun Allah katndaki deerini eksiltmez. nk istenilen
gereklemitir, o da yaratmasnda Allah gzlemektir, ( f tu hat , iv :182)
bnl-Arab emir ile irade ilikisinde ortaya kan dnce sorununu bilgi balant
sn konuya katmakla aar. rade ilahi ilim ile ilahi emir arasnda bir farklla yol
amaz. Daha dorusu peygamberler vastasyla mkelleflere gelen ilahi emir kipiyle,
sbt mertebesinde bilinenden alnan ilahi ilim arasnda bir eliki bulunmaz. Aca
ba bnl-Arab sorunu zebilmi midir? Aslnda o hem ilahi irade ve hem de insan
iradesi hakknda zorunluluk hkmn vermitir ve hkmn kime ait olduu
bilinmez. lahi irade ilahi ilme tbidir; ilahi ilim bilinene tbi, bilinen ise a'yn- s-
bitemizdir. lahi emir bir mmkn hakknda hkm verdiinde mmknn kendi
sine bal olan ilahi ilme zt hkm vermez. Gerekte mmkn hakknda hkm
bizzat mmkn verir. bnl-Arabnin ifadesiyle hakkmzda hkm veren bizleriz.
te yandan insan iradesi btn fiillerinde zorunludur, nk insan ilahi ilimde nasl
sabit olmusa, dta da yle ortaya kmtr.12 te bu mmkn iin dardan deil,
znden kaynaklanan cebrliktir [zorunluluk]. bnl-Arab bylece yansmas ahlak
ynteminde tezahr eden belirli bir cebrilie ular. Bu cebrilik insann keml mer
tebelerine ykseli abasn dumura uratr ve u noktada snrlar: olumlu bir tutum
olarak beklemek ve gzlemek. imdiye kadar sorunun cevabn vermeye altk,
geride drdnc ve son soru kalmtr: Allah gnah ve ktl dilemi midir? B
tn fiiller bnl-Arabiye gre znde iyidir. Bunlar geici olarak kt diye nitele
nebilir.3 lahi rahmet4 iyi kt, itaat ve gnah arasnda bir ayrm yokken btn e
yay var etmitir.5
n o tlar:
1 bnT-Arab gizli emir ve ak emir terimlerini tekvini emir ve teklifi emir terimlerinin eanlamls olarak
kullanr. yle der: Hakkn emirlerine, kyamet saatine kadar uyulmu ve iitilmitir. Fakat bunlar giz-
613
Telvin
li emirlerdir, ak emirleri deil. nk Hakkn eriat koymas emrindendir. Fakat her duyan onu ge
rei gibi takdir edememitir, insan emrin kadrini bilemeyince, Hakkn emir ve yasana kar itaatsizlik
yapmtr" (el-Fthtl-Mefcfeiyye, c. IV, s. 350).
2 Bu ilahi emir vastalarn ortadan kalkmasyla Allah ile yaratk arasndaki zel ynden gerekleir. lahi
ilim, ya ilmimi yaratklarma yaz diye ifade edilmi Kalem vastasyla veya Allah ile arasndaki zel
ynden mmkn hakknda hkm verir. zel ynden gelen her ihsan, ilahi emir; Kalem vastasyla ge
len her iyilik, yaratlmtr (halk). Bu nedenle Dikkat ediniz, emir ve yaratma ona aittir (7:54) buyur
mutur. Bunu dorudan ve dolayl ihsan diye de isimlendirebiliriz. lbnl-Arabnin metni iin bkz. el-
Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 422.
3 lbnl-Arab burada Bir eyin olmasn istediinde ona ol der ve o da olur (36:82) ayetini takip eder.
Ayette tekvini emir iradeye balanmaktadr. u halde ilahi iradeye uygun olmadan fiil gerekleemez.
4 lk sfiler ilahi emir konusunda fazla derine inmemilerdir. ounluu tekvini emirle ilgilenmemi, do
layl ilahi emir -k i o eriattr- hakknda konumulardr. Mukatil b. Sleymann dolayl emir hakkn-
daki ifadesi iin bkz. Exeges coranique, s. 42, Tirmizye gre emrin hikmetle ilikisi ve bilginlerin emri
bililerine gre snflanmas iin bkz. a.g.y., s. 141.
5 Bkz. Sbt.
6 Bkz. lahi Emrin H izm etk r, lahi radenin H izm etkr.
7 Bkz. Hadis Dizini, no. 9.
8 Bkz. Hadis Dizini, no. 9.
9 Kul hakknda hkm ilahi ilme aittir, ilahi emre deil. Burada ilahi emir ile kastedilen, tekvini deil,
teklifi emirdir.
10lahi ilmin bilinenlere bal olmas meselesi, Abdlkerim el-Clnin bnl-Arabyle ters dt konu
lardan birisidir. Bkz. Insn- Kmil, s. 46. ili, lbn'l-Arabyi eletirirken, Hakkn leme muhta olma
yna dayanmaktayd. tbnl-Arabnin ise, bilginin bilinene tbilii grnde ilahi dairenin dna
kmad aktr. Buna gre burada bilinen ilahi ilmin dnda mevcut deildir; bilakis o, deyim
yerindeyse, ilahi ilmin nvelerine benzer. Bu anlamda ilahi ilim bilinene tbidir ve bu durum lemin
yaratlmasndan ncedir. lemin yaratlmasndan sonra ise, mevcut ilahi ilme tbidir. u halde Hakkm
bilgisinin bilinene tbi olmas gerekte kendi ztna tbi olmas demektir. Hakkn lemlere muhta ol
may ise, daimdir. Bkz. Ayn- Sbite/A'yn- s b ite .
" lbnl-Arab aka bir eyin yaratlmasnn Allah'n emrinden olmasnn ne anlama geldiini dile getirir.
Allahn emri o eyi var eden deildir. yle der: Yaratma emrinin katnda mevcut deilken o eyi var
eden kendisidir. Bylece Hak bir eyi var edenin Hak deil kendisi olduunu ortaya koymutur. Yarat
mada Hakka ait olan emretmesidir. Nitekim Bir eyi irade ettiimizde ona szmz oldur ve o da o-
lur" ayetinde bu durumu belirtmitir. Allah var olmay, Allahn emrinden kaynaklanarak eyin kendisi
ne nispet etmitir. Bu da, gerekte makul bir eydir (Fussu'l-Hikem, s. 115).
12Bkz. Ayn-l Sblte/A 'yn- S b ite.
13lbnl-Arabnin Allahn gnahlar iyiliklerle deitirmesiyle ilgili bir metni iin bkz. d-Fthtl-
Mekkiyye, c. II, s. 140.
14Bkz. R ah m et.
15Bkz. Fussu'l-Hikem, c. II, s. 120.
T e l v i n [Telvin kelim esinin tretildii] Levn siyahlk ve krm zlk gibi bir haldir. Her e
yin rengi, onu bakasndan ayran zelliktir. Elvan, "e itler", levn ise "t r" dem ektir.
Bir insan bir tek huyda kalm azsa, "renkli anlam nd a" m televven denilir, ( u s a n )
614
Telvin
Levn zikredilen iki szlk anlamyla Kuranda geer. Krmzlk ve siyahlk gibi bir renk olarak:
Dediler ki: Bizim iin Rabbine dua et, onun rengini (levn) aklasn. (2:69)
Tr anlamnda:
insanlardan, hayvanlardan renkleri (elvan) farkl olanlar vardr. (35:28)
Telvin kulun hallerinde intikal ettirilmesidir. Telvin, pek ok sfiye gre, eksik ma
kamdr, bize gre ise makamlarn en yetkinidir. Bu halde kulun durumu O her
gn bir itedir (55:29) ayetinde belirtildii gibidir. Temkin, bize gre, telvinde tem
kin sahibi olmaktr. Bir gre gre ise temkin erenlerin halidir, ( istilahat , 291)
eytan ariflere farz ibadetler getirir. Onlar, Allah karsnda herhangi bir ibadeti ye
rine getirmeye niyetleninceye kadar onlara elik eder. Geriye sadece yapmak kaln
ca, eytan arife yaptndan dince daha kymetli bir amel gsterir, arif de, birinci i-
badetle zamann ldrdn dnr, hemen o ibadeti terk eder ve kinciye ba
lar. blis, sz vermi iken Allah'a verdii ahdini bozmasn salad iin sevinir, ari
fin ise bundan haberi yoktur. Arif, iin banda, bunun eytandan kaynaklandn
bilmi olsayd, sa (a.s.) ve Allah ehlinden temekkn sahibi kimseler gibi, o ibadeti
nasl terk edeceini ve dierini nasl alacan bilirdi.2 ( f t HT, DS, 394)
N O T LA R :
1 Serrac telvin terimini yle tanmlar: Telvin, kulun hallerinde halden hale girmesi demektir. Bir grup,
hakikatin belirtisinin telvin olduunu iddia etmitir. nk telvin el-Kadirin kudretinin ortaya kma
sdr. Telvin, deimek demektir. Kalplerin ve hallerin deimesine iaret eden kimse ise hakikatin be
lirtisi telvinin kalkmasdr demitir... Bkz. Serrac, el-Luma, s. 443. Gmhanevi ise yle der: Musa
(a.s.) telvin sahibiydi, nk O Allahn kelamn duyma ve grme isteinden, halinin neticesi olarak
yzn rtmeye intikal etmitir. Muhammed (a.s.) ise temkin sahibi idi. Mira gecesi gittii gibi geri
dnm, o gece grd ve duyduu ey kendisine etki etmemitir (CamiuI-UsuI, s. 157).
615
Teslik/Slk
2 lbn'l-Arab'de telvin hakknda bkz. el-Ftuht'l-Mehkiyye, BS, s. 334; S, s. 20, 21, 27; S, s. 38; BS, s.
328.
T e s l i k / S l k bkz. T a rik
T e s l i m Sin, lam, mim ounlukla "salk ve afiyet" anlamna gelir. Baz istisnai kulla
nmlar da vardr, ancak azdr. Bilginler yle demitir: Allah, yaratklara ait her trl a-
yp, eksiklik ve yok oluculuk gibi niteliklerden 'salim' olmas nedeniyle, es-Selam'dr. s
lam kelimesi de bu kkten gelir. slam boyun emek demektir; nk O direnmek ve
imtina etmekten salim olmaktr ( mucem). Teslim, selam'dan tretilmitir. Es-Selam, ayp
ve eksiklikten mnezzeh olduu iin Allah'n ismidir, ( lisan)
Teslim Kuran- Kerimde Allahn hkm karsnda tam honutluk anlamnda kullanlmtr:
Verdiin hkmde nefislerinde bir sknt duymadan tam teslim olmadklar srece iman etmi
deillerdir. (4:65)
S?"
Teslim byk eyhimizde nceki sfilerin tanmlarnn dna kmaz. Crcanl terim
zerindeki tanmlar Hakkn kaza ve kaderini honutlukla karlamak ve bela gel
diinde dta ve ite bir deiiklik olmakszn sebat zere bulunmak diye zetlemi
tir. Geri lbnl-Arab teslimi edebe balamak zerinde srar eder: Kul, Allah kar
sndaki edebin gerei, kendiliinden teslim haline giremez; bunun yerine, Hakkn
kendisini yerletirdii teslim veya onun yoksunluu gibi bir makamda bulunur.
Nun harfinin yazlnda -ki o felein yarsdr- yle gariplikler vardr ki, sadece
teslim haliyle desteklenen ve lmn ruhuyla tahakkuk eden onlar dinleyebilir,
lm ruhu bir kimsede bulunduunda, onun itiraz etmesi veya gayret sarf etmesi
dnlemez, (f t h t , BS, 3 8 8 )
Teslimin belirlenmi mahal ve mevzileri vardr ki, edepli insanlar hal olarak ona ri
ayet etmilerken, hal ehli habersiz kalmtr. Teslimin olmaynn da belirli yeri ve
mevzisi vardr.2 Buna gre edepli kimse, ari, hkm verinceye kadar, hkm ver
meden bekleyen demektir. O hkm verenlerin en hayrlsdr, ( f th t , bs, 325)
N O T LA R :
6l6
Teslis
<>
S?"
Ibnl-Arabde teslis fikrini ve felsefesindeki yerini anlayabilmek iin kimi aratr
maclar gibi onu Hristiyanlktaki benzeriyle karlatrmayacaz,2 sadece drtleme
terimini hatrlatmakla yetineceiz. Teslis yaratmann asl ve duyusal, mantksal ve
manevi varlk dzlemlerinde sonu tretmenin ilkesidir. Yaratmak teslis [leme)
artlarn tadnda gerekleebilir: Buna gre teslis (yaratlmn somut varlnn
dayand) terbiin [drtleme] kart olarak yaratlmn varlnn asl ve ilkesidir.
Emir [yaratma] teklie dayanr ve onun teslisi vardr. Bu teslis de ve onun ze-
rindendir. teklerin ilkidir. lem de bu ilahi mertebeden meydana gelmitir. Al
lah "Bir eyi irade etliimizde ona szmz 'Ol' [Kn] demekten ibarettir. O ey de
hemen olur (16:40). buyurmutur. Bylece zt, irade ve sz sahibidir. Sonra n
birlii o eyde de ortaya km ve onun sayesinde kendi cihetinden yaratlmas ve
varlk ile nitelenmesi mmkn olmutur. Bu ey, yaratlann eylii, kendisini
yaratma eylemiyle meydana getiren Yaratannn [ol] emrini duymas ve emre uyma
sdr. Bu eye eyle karlk verir: kendisini yaratann ztnn karlnda sabit
zt, Yaratanm iradesinin karlnda iitmesi, Ol sznn karlnda bu yaratma
szne itaat etmesi. Bylece yaratmann esas iki taraftan da teslise dayanmtr:
Hak ve halk ynnden. Sonra bu zellik her eye sirayet etmitir. u halde varln
asl ve ilkesi teslistir, (fu s s , 115)
Bir ey iki eyden meydana gelebilir, iki nclden netice meydana gelebilir.
( F T H T , l:S )
O halde teslis yaratmann ve bir rn meydana getirmenin3 esasdr. Bu, aslda by-
617
Tespih
leydi (halkn teslisi4 karlnda Hakkm teslisi), dolaysyla lemdeki her sonuca ve
rne de sirayet etmitir. nk her ilk kendi altndakilere sirayet eder. Bylece tes
lis bnl-Arabnin sevgiden meydana geldiini syledii olgular ve mnlar lemin
deki her eye ve neticeye sirayet eder.5
N O T LA R :
' lbnl-Arab yle der: diyen deil, Allah n ncsdr diyen kfir olmutur. ayet Allah iki
nin ncsdr demi olsayd, doru sylemi olurdu. Allahn ncleri olduu iki kii (Hz. Mu-
hammed ve Eb Bekir) hakknda ne dnebilirsin ki? Allah onlarn ncs olmakla, hicret ederken
maarada onlar koruduunu kast etmitir (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. IV, s. 370).
2 Ebl-l Afifi, Hristiyan felsefesinin ^Itnda, tbnl-Arabde teslisi yorumlamtr. Teslisi Hristi
yan kaynana irca ederken yle der: Teslis bnl-Arabnin dncesinde olduka nemli bir rol oy
nar. Gerekten de Mslman bir sfinin dncesinde teslisin byle bir rolnn olmas ilgintir, fakat
o, Mslmanlarca benimsenen ve aina olunan her eye kar kmken, iktibas ettii eyleri vahdet-i
vcd retisinin boyasyla renklendirebildii srece niin dierlerinden olduu gibi Hristiyanlardan
da iktibasta bulunmasn ki?" (Tlihat, s. 132). Baka bir yerde ise yle der: Bu lslami nazariyede Hris
tiyan tesirinin grlmesi iin, nazariyenin bandan sonuna kadar teslis dncesinin bulunmas yeter-
lidir (Mslmanlarn Logos Nazariyeleri, slam Dncesi zerine Makaleler iinde, s. 68). Aff'den teslisi
lbnl-Arabde say felsefesinde yetkin bir nazariye olarak yerli yerine koymasn beklerdik. Kukusuz
say bnl-Arabnin felsefesinde Yunan felsefesinde olduu gibi nemli bir rol oynamtr. ayet teslisi
Hristiyan felsefesinden aldyla ilgili Affyle bir tartmaya girseydik, unu sormak gerekirdi: Peki
tbnl-Arab birlii, ikilii, drtl vs. nereden almtr? Her saynn bnl-Arab metafiziinde bir ro
l vardr. Buna gre bir, varlk hakkndaki nazariyenin esas ve merkezidir. ki saysnn tek varlk ha
kikatinin iki ynn yorumlamasnda nemli bir rol vardr. Drt, bnl-Arabnin eyann ayakta du
ruunu kendisine gre yorumlad bir saydr. Be, mertebelerin saysdr vs. Burada Affnin Haktaki
teslise iaret iin sals'l-Hak terimini kullandna iaret edelim (Tlikat, s. 133). Halbuki bu, lbn'l-
Arabnin kullanmad bir terimdir. lbnl-Arab ferdiyet kelimesini kullanmtr. Bu balamda
Hakkn ferdiyeti demek gerekirdi.
3 lbnl-Arabde teslis iin bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. III, s. 129,172, 496 (rahmet teslisi.); ei-Ffht'-
Mekkiyye, c. I, s. 39; el-Fthtl-Mekkiyye, S, s. 167 (besmeledeki teslis); Fussu'l-Hikem, s. 115,117, 214.
4 Tek bana birden bir sonu kmaz. Bir sonu olabilmesi iin gerekir. bnl-Arabnin says
hakkndaki bu teorisi her trl yaratma ve sonu kartmakla rtr. Hakk'n teslisi yaratlm her
eyde bulunan ynlerden birisidir. Hakkn bu anlamdaki teslisi belki de Affyi lbnl-Arabnin
hakkndaki nazariyesini Hristiyan felsefesiyle mukayese etmeye yneltmitir. Fakat Hristiyanlarn tesli
si ahslarla ve bir hedefle belirlenmitir, yaratma ve sonu kartmayla ilgisizdir. Halbuki lbnl-
Arab'nin teslisi her trl yaratma ve sonu kartmaya nfuz eder. stelik lbnu 1-Arabnin teslisi Hris
tiyan teorisinin zdddr. Hristiyanlar ufenumu bir yaparlarken, lbnl-Arab Biri ler. yle der:
"Sevgilim, bir iken, oldu" (Tercman'l-Evak, s. 46). Buna gre tek olan Hak, yaratma mertebesinde
bir sonu meydana getirmek iin olmutur.
s Mnlar leminde bir sonucun kmas iin iki ncln birlemesi gerekir, bunlarn arasnda bir hare
ket meydana gelir ki, ona nikah denilir.
T e s p i h Sin, ba ve ha iki kktr. Birincisi ibadet, kincisi ise gayret trdr. Birinci an
lamda O subha, yani namazdr. Subha farz olmayan nafile namazlara denilir. Fakihler
618
Tevekkl
yle derler: Yolcu iki namaz bir arada klar ve bunlarn arasnda tespih etm ez, yani bu
iki namaz arasnda nafile namaz klmaz. Tespih de bu kapsamdadr ve o Allah' her tr
l eksiklikten tenzih demektir. Allah'n sfatlarndan birisi de es-Subbh'tur. Bu sfat,
belirttiimiz anlamyla, Hakk'n kendisine yaramayan her eyden mnezzeh olmas
demektir, (m u c em )
V?"
Tespih Kuranda gece, melekler, insan, rzgar vb her eye izafe edilerek bir ibadet tr olarak zikredil
mitir.
Gklerde ve yerde ve ikisinin arasnda olan her ey Allah tespih eder. (64:1)
Rzgar onun hamdini tespih eder ve melekler de tespih eder. (13:13)
bnl-Arab her eyin Allah tespih ettiini dile getiren ayetten donuk eyler de da
hil olmak zere, her eyin hayat sahibi olduunu kartr. nk ancak canl tespih
edebilir (Bkz. Hayat).
N O T LA R :
Tespihin tanm iin bkz. CrcnI, Tarifat; Hakim Tirmiz, Hatml-Evliya, s. 83.
2 bnl-Arabde tespih iin bkz. el-Ftuhtl-Mehkiyye, BS, s. 353,585; AS, s. 420, 421.
s?
Tanr Kuranda kendisine tevekkl etmeyi emretmitir ve mminleri de tevekkl edenlere olan sevgisine
tevik etmitir. Allah Mslman ve mminin vekilidir:
Azmettiinde, artk Allaha tevekkl et, kukusuz Allah tevekkl edenleri sever. (3:159)
Allah'a iman etmiseniz, Mslmanlar iseniz, Ona tevekkl ediniz. (10:84)
619
Tevekkl
s?-
Tevekkl, kalbin glk ekmeden Allaha itimat etmesi, O nun katnda bulunan e
ye gvenmesidir. Tevekkl, hal ve makamlardan birisidir. tbnl-Arab yle der:
Allah yle buyurur: Allahtan baka ilh yoktur, Onu vekil edininiz" (73:9). Allah
bununla sadece ilah olann vekil olabileceine dikkat ekmitir; nk ilah yaratc
lar olduu iin insanlarn maslahatlarm en iyi bilendir. Dolaysyla bu gerei bi
len mmin Hakk vekil edinir ve ilerini ona teslim eder; gerekte de yle olduu
gibi, ilerinin kontroln onun eline verir. Bu yzden insan byle yapmakla, vaka
ya bir ey katm olmaz, ( ftht, i:20o)
Vekalet, canllk gibi btn leme sirayet eden ilahi bir rtbedir. lemdeki her ey
canl olduu gibi ayn zamanda tevekkl edicidir. Hakka szyle tevekkl etme
yen, haliyle eder ve hakknda delil ortaya kar; Hakka szyle tevekkl ederse de,
hakknda delil ortaya kar. nk vekil, mvekkilinin tasarruf izni verip, diledii
ilerde vekillik yetkisi verdii konularn dnda tasarruf edemez. Bu balamda pey
gamberler tebli konusunda vekildirler, (f t h t , IV -.2 8 1 )
Gerek tevekkl varlk halinde mmknden ortaya kmaz. Gerek tevekkl, yok
luk halinde mduma aittir. Mdum var oluncaya kadar gerek tevekkl zelliiyle
nitelenmitir; var olduunda ise tevekkl der.2 (ftht, i:20i)
n otlar :
' Sfilerin tevekklle ilgili ifadeleri genellikle lbnl-Arab'nin zikretlii birinci anlamla snrldr.
Kueyride (s. 415-35) sfilerin tevekkl anlaylarnn boyutlarn ak bir ekilde grdmz mstakil
620
Tevekkl Klc
bir blm vardr. Sehl b. Abdullah yle demitir: "Tevekklde ilk makam, Allah'n karsnda hareket
gc olmayan gassal elindeki l gibi olmaktr. Hamdun yle der: Tevekkl Allaha smsk sarlman
ve Ona itimat etmendir. Tevekkln mahalli kalptir. Dta hareket etmek, tevekkle aykr deildir.
Adamn birisi deve zerinde Peygambere gelmi ve Ey Allahn elisi! Deveyi balayaym m, Allaha m
tevekkl edeyim? diye sormu. Hz. Peygamber Bala ve tevekkl et. Bir Hafi, Bir adam Allaha te
vekkl ettim diyor, halbuki Allaha iftira ediyor. Allaha gerekten tevekkl etseydi, hakkndaki muame
leye de raz olurdu. bn Ata tevekkln hakikatiyle ilgili bir soruya yle cevap vermitir: ok muhta
olmana ramen sebeplere ynelmemektir.
2 lbnl-Arabde tevekkl iin bkz. el-Ftuhtul-Mekkiyye, BS, s. 383; S, s. 155; DS, s. 21; BS, s. 120; AS, s.
5*7-
Tanrmn lemle beraberlii srekli olduu iin, varlkta ve yoklukta okluk hkm
ezeli olmutur. Hak, yokluk halinde mmknle beraber olduu gibi, varlk halinde
de onunla beraberdir. Bu yzden her nerede olursak olalm, Allah bizimle beraber
62i
Tevhit
dir. u halde tevhit mevcut deil, akledilirdir; birlik de mevcut deil akledilirdir.
Hak birlii dilemi olsayd, lemi yaratmazd. Allah ilk ortak klan kimsedir, nk
O kendisiyle beraber lemi varla ortak yapmtr. limin gzn amas veya nef
sini basiretli yapmas, varlkta ortak olmasyla gereklemitir, u halde onun tev
hitte bir zevki yoktur. O halde tevhidi nereden bilecektir? Ona Yaratann birle
dendiinde, bu hitab anlamamtr. Bunun zerine bu hitap tekrarlanm ve peki
tirilmi ve ona Birden sadr oldun denilmitir. Bunun zerine lim yle cevap
vermitir: Ne dediini bilmiyorum? Ortaklktan baka bir eyi anlamyorum? n
k, benim ile onun arasnda bir nispet yok iken, tek bir zttan meydana geliim
mmkn deildir. Dolaysyla, aramzda bilgiye veya kudrete dayanan bir bant
olmaldr ki, bu zorunludur. Sonra, ayet beni Yaratan kudret sahibi ise bu durum
da aramzda ikinci bir ortaklk olmaldr. Bu ikinci ortaklk benim ztmda onun
kudret eylemini ve varlmda tesir ediini kabul zelliinin bulunmasdr. u halde
ben Birden sudur etmedim, ben, kudret fiilinin tesirini kabul eden bir eyde kadir
olan Zttan sudur ettim; bu durumu illetleri benimseyen kimselerin gryle i-
fade edersem, illetin hkmnden ve maluln kabulnden sudur ettim. Dolaysyla,
vahdetin varlkta bir tadnn olduunu bilmiyorum.
Ey birleyen nereye gidiyorsun! Sen birledin, birlemen irk kotuuna tanklk eder.
nk tevhit, birleyen ve birlenin varlyla mmkndr.1 u halde bir okluun
bulunmas gerekir, o halde ortaklk zorunludur, ( ftliht, iv :307)
Tevhit, ilim, sonra hal, sonra ilimdir. Birinci ilim, delilin tevhididir ki, bu, avamn
tevhididir. Avam derken ekilci bilginleri kast etmekteyim. Hal tevhidi, Hakkn se
nin niteliin olmasdr. Bylece o sen olmaz, sende olur. Attnda sen atmadn, Al
lah att ( 8 : 1 7 ). Halden sonraki ikinci ilim ise mahede2 tevhididir. Bylece eyay
birlik ynnden grrsn. Bu durumda ancak Biri grrsn. ( tecellIyat , 27)
622
Tevhit
Allah tektir ve orta yoktur. O nun orta varlnn kayna kendisi olandr, Al
lahn varlyla var olan deildir. Varlnn kayna kendisi olan, Hakka muhta
olmaz; ikinci Rab haline gelirdi, bu ise imknszdr. O halde Allahn asla orta
yoktur. Allahn yannda kendi bana var olan baka bir eyi mmkn gren kim
se, irk komutur, ( hve , 190)
bnl-Arab Kran- Kerime bakm ve onda Tanrnm tevhidi otuzalt blme ayr
dn grm, ardndan her zel tevhit kalbna bir isim vermitir. Aada, zetle
bu 36 ksm zikredeceiz, nk bu tevhit trlerinden her birisi, gerekte, bir te
rimdir, fakat imknmz bunlar aklamaya el vermez, bu konularda daha fazla ak
lama grmek isteyenler el-Ftht'l-Mekkiyye'ye 3 bavurabilir. Birinci tevhit, Birin
birlenmesidir. u ayette dile getirilmitir: Sizin ilahnz tek ilahtr, Ondan baka ilah yoktur,
rahim ve rahmandr (2:163). ikinci tevhit, hviyet veya tenzihin birlenmesidir. Allah, kendi
sinden baka ilah olmayandr, 0 el-Hay ve el-Kayyumdur (2:255). nc tevhit, nefesin harfle
rinin tevhididir. Bu harfler elif, lam ve mmdir: Elif Lam Mim! Allah, kendisinden baka ilah
olmayandr. 0 el-Hay ve el-Kayyum'dur (3:2). Drdnc tevhit, meiyetin birlenmesidir. 0
sizi rahimlerde diledii gibi tasvir edendir. O'ndan baka ilah yoktur, azizdir ve hakimdir (3:6). Beinci
tevhit, ehadet veya adaletin birlenmesidir. Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahip
leri Ondan baka ilah olmadna tanklk etmilerdir (3:18). Altnc tevhit, takdir ve belirlemeyi
kendinde toplayan isimle nitelenmi hviyetin birlenmesidir. Allah, sizi kendisinde kuku
bulunmayan gnde toplayacak olandr ve Ondan baka ilah yoktur (4:87). Yedinci tevhit, Rabbi
Yaratan ismiyle birlemektir. te O Rabbinizdir, Ondan baka ilah yoktur. Her eyin Yaratan'dr.
Ona ibadet ediniz (6:102). Sekizinci tevhit, uyma tevhididir. Sana Rabbinden vahyedilen eye
tbi ol. O'ndan baka ilah yoktur ve irk koanlardan yz evir (6:106). Dokuzuncu tevhit, el-
623
Tevhit
Mrsil isminde Hakk birlemek veya mlkn birlenmesidir. Ben sizin hepinize Allah'n
elisiyim, O gklerin ve yerin mlknn sahibidir ve Ondan baka ilh yoktur. O diriltir ve ldrr
(7:157). Onuncu tevhit, kulluu emreden birlemedir. Ancak tek bir ilaha ibadet etmekle me
mursun. Ondan baka ilah yoktur ve O irk kotuklarnzdan mnezzehtir (9:31). Onbirinci tevhit,
yeterlilik tevhididir. ayet yz evirirlerse, de ki: Allah bana yeter, O ndan baka i-
lah yoktur, O'na tevekkl ettim ve O yce Arn Rabbdr (9:129). Onikinci tevhit,
yardm dileme veya kavumann tevhididir. Boulmaya yz tutunca, O'ndan baka ilah olma
dna inandm, Israiloullarnn inandna iman ettim (10:90). Onnc tevhit, Hve tevhidi
veya karlk istemenin tevhidi. ayet size icabet etmezlerse, biliniz ki, onun Allahn ilmiyle indi
rildiini ve Allahtan baka ilah olmadn biliniz. Artk teslim oldunuz mu? (11:14). Ondrdnc
tevhit, dn tevhididir. Onlar Rahman inkr ederler, de ki O'ndan baka ilah yoktur, O'na te
vekkl ettim ve dn onadr (13:30). Onbeinci tevhit, korkutma veya tvbe tevhididir.
Melekler Onun emrinden Ruh ile birlikte onlar korkutmak ve Benden baka ilah yoktur ve sadece ben
den korkun diye, diledii kullarnn zerine iner (16:2). Onaltnc tevhit, deitirme tevhididir.
O gizliyi ve a bilir, Ondan baka ilah yoktur ve gzel isimler onundur (20:8). Onyedinci tevhit,
iitme tevhididir. Ben seni setim ve vahy edilene kulak ver: Ben Allah'n, Benden baka ilh yoktur
ve bana ibadet et (20:13). Onsekizinci tevhit, kuatma tevhididir. Sizin ilahnz kendisinden
baka ilah olmayan Allahtr, O her eyi ilim itibariyle kuatmtr (20:98). Ondokuzuncu tevhit,
uyma ve tanmlama tevhididir. Senden nce gnderdiimiz her eliyi Ondan baka ilh olmad
n vahyettik (21:25). Yirminci tevhit, ifahi hitap veya rahatlatma tevhididir. Ona g yeti-
remeyeceimizi zannetti (21:38). Yirmibirinci tevhit, Hakkn tevhididir. Melik ve Hak mnez
zehtir. O'ndan baka ilah yoktur (23:116). Yirmiikinci tevhit, gizlilik tevhididir. Allah kendisin
den baka ilah olmayandr (27:26). Yirminc tevhit, seme tevhididir. Allah kendisinden
baka ilah olmayandr (28:70). Yirmidrdnc tevhit, tevhide gre hkm verme tevhi
didir. Allah ile birlikte baka ilaha dua etme. Ondan baka ilah yoktur ve Onun vechi mstesna her
ey helak olacaktr (28:88). Yirmibeinci tevhit, sebeplerin birletirilmesidir. Allahtan baka
bir Yaratan m vardr? Gkten ve yerden sizi rzklandrr, Ondan baka ilah yoktur (35:3).
Yirmialtnc tevhit, aknlk tevhididir. Onlar, kendilerine Allahtan baka ilah yoktur denildi
inde byklk taslarlar (37:35). Yirmiyedinci tevhit, iaret tevhididir. te o sizin rabbinizdir,
Ondan baka ilah yoktur (39:6). Yirmisekizinci tevhit, dnme tevhididir. Cezalandrmas
iddetledir. O'ndan baka ilah yoktur (40:3). Yirmidokuzuncu tevhit, ihsan tevhididir, ite o
sizin Rabbinizdir. Her eyin yaratmdr, Ondan baka ilah yoktur (40:62). Otuzuncu tevhit, hayat
veya her eyin tevhididir. O diridir, kendisinden baka ilah yoktur. Ihlasl bir ekilde Ona dua edi
niz (40:65). Otuzbirinci tevhit, bereket tevhididir. O'ndan baka ilah yoktur, ldrr ve diriltir.
Sizin ve babalarnzn Rabbidir (44:8). Otuzikinci tevhit, t tevhididir. O'ndan baka ilah
yoktur ve senin ve btn kadn-erkek mminlerin gnah iin dua et (47:19). Otuznc tevhit, i-
624
T ls m l H a z in e
lim tevhididir. Allah, kendisinden baka ilah olmayandr. 0 gayb ve ehadeti bilendir. O rahman ve
rahimdir (59:22). Otuzdrdnc tevhit, sfatlarn tevhididir. O Allah ki ondan baka ilah yok
tur. O el-Melik ve el-Kuddustur (59:23). Ozbeinci tevhit, vakar ve dn tevhididir. Allah
kendisinden baka ilah olmayandr. Mminler sadece Allah'a tevekkl etsinler (64:13). Otuzaltnc
tevhit, vekalet4 tevhididir. Dounun ve batnn Rabbdr, Ondan baka ilah yoktur ve onu vekil e-
dininiz (73:9).
N O T LA R :
' Bu ifade Hallacn szn hatrlatmaktadr: Hallaca Allaha nasl gidilir?" diye sorulmu. O da yle ce
vap vermi: Gitmek iki kii arasnda olabilir, Allah ile beraber baka kimse yoktur. Bkz. Abdlkerim
YaK, Di rasat, s. 324.
2 tbnl-Arabde mahede mertebesine ermilerin tevhidi iin bkz. Kimya-i Saadet, s. 6.
3 Bkz. lbnl-Arab, el-Fcuht'l-Mekkiyye, c. 11,5.405.
4 lbnl-Arabde tevhit hakknda bkz. Kitabu'l-Hve, s. 204; Ruhu'l-Kuds, s. 76; Risale ileyeyh, s. 10; Risa
le la-Yeulu Aleyh, s. 13; el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. III, s. 38, 311; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. IV, s. 133,137, 366;
Tecelliyat, s. 29-39. Ayrca bkz. Risale, s. 134; Gazali, Ravzatut-Talibin, s. 35; Besyuni, Tasavvuf, s. 282;
Ahmed Gazl, et-Tecrid f-Kelimetit-Tevhid.
T ls m l H a z in e
T o p l a n m D a l m bkz. B ir - o k
62 5
Toplayc Bemamec
ve ayr bir hakikate gre gerekleir. Bu yzden el-Kadir ismi, el-lim isminden
farkldr. Her isim kendine zg bir hakikate sahip iken, Allah btn ilahi hakikat
leri ve isimleri kendinde toplar. Bu isim, belirli bir nispet veya zel bir hakikat itiba
riyle zta dellet etmez.' Bu nedenle btn isimleri toplayan isim Allah ismi olmu
tur.
NOTLAR:
1 Sadreddin Konev yle der: Bu isim (Allah), klli ve cm bir isimcT; mhiyeti asndan bu isim hak
knda herhangi bir hamd veya hkm taayyn etmez ve hibir eyin ona isnad sahih deildir. Bu isme
izafe edilen her istek, tevecch ve iltica, tevecch sahibi, isteyenin ve mltecinin haline gre, bu cz ve
snrl nisbet ile izafe olunur. Bu isim, hakikat asndan deil, sadece lafz asndan zikredilir ve tekrar
lanr. Mesela hasla, Ey Allah' dedii vakit, afi ve salk bahedici olmas asndan bu isme iltica eder;
ayn ekilde boulan kimse de, Ey Allah dedii vakit, btn isimleri birletiren bu isme kurtarc ve
yardmc olmas asndan iltica eder vb" (cazl-Beyan, s. 167).
lsm-i cm hakknda bkz. Letaij'l-A'ldm, s. 22; Ayrca bkz. el-FtuhdtI-Mekkiyye, c. IV, s. 99;
Mevakiu'n-Ncum, s. 11.
Farsa kaynakl be rna m ec 'i Ibnl-Arab nsha, suret veya zet anlamnda kullanr.
Ona gre insan lemin bernamecidir. Bu ifade bnl-Arabnin dncesinde lemin
nshas, lemin zeti ve lemin sureti kelimelerinin karldr. nsan bir ynden
kk varlna byk lemde dalm hakikatleri toplayan bir bernamec iken, te
yandan Hakkn bir nshas veya sureti olmas ynyle de ztyla Hakkm mertebe
sine bakar. O halde insan- kmil iki mertebenin suretidir: Hak ve halk mertebeleri.
Dolaysyla o iki sureti ieren bir bemamecdir.
626
Toplayc Olu
Hz. Peygamber ilahi mertebenin zelliklerini -zt, sfat ve fiiller- kendinde topla
yan bir bernamec [zet] olan demin yaratl hakknda yle der: Allah demi
kendi suretine benzer yaratmtr ( fuss, 199)
T o p l a y c O l u Kaf, vav ve nun gemi veya imdiki zamanda bir eyin gerekleti
ini bildirmek anlamna gelen bir kktr. Bir ey gerekletiinde ve olduunda yle
derler: kane e-eyu "bir ey oldu", yekunu "olur", kevn "olmak". Allah yle buyurur:
"Zorluk olursa" (2:280), yani 'zorluk gelir ve mevcut olursa'. "K oldu ve geldi" anla
mnda kane e-ita derler. Gemi zaman kullanmnda ise kane Zeyd emiren, "Zeyd
emir idi" denilir. Bu ifadeyle, olayn gemite gerekletii kastedilmitir. Dilciler yle
demilerdir: Mekn kelimesi de kane'den tretilmitir. Kelime oka kullanldnda, m
harfinin kk harfi olduu zannedilmi ve temekkene denilmitir, ( m u ce m )
Dediler ki: "Bize sadece Allaha ibadet edelim ve daha nce babalarmzn taptklarn (kane
ya'budu) brakalm diye mi geldin. (7:70)
Bir eyin veya niteliin srekliliini ve gereklemesini ifade ettii gibi, sreklilik zelliindeki bir eyden
haber vermeyi ifade eder:
s?
Toplayc olu (k e v n -i cm ) teriminin ieriini incelemeden nce eyh-i Ekberin
kevn, a yn ve varlk terimleri arasna bir ayrma gittiine dikkat ekmek istiyoruz.
Kevn grnr varlkta gerekleen her eydir; ayn ise a'yn- sabite ve grnr var
lkta ortaya km varlklar ieren bir kelimedir.' K e v n den meknl varlk anlalr
ken, ayn'dan mhiyet anlalr. Varlk birdir, var olanlarn (ekvan ) suretlerinde oa
lr. Kevn Tanrya ait niteliklerin toplam karsnda yaratlma ait niteliklerdir.
Kevn, varla ait her itir. Bu anlamda btln zdddr. Dersen ki: Allah ehli btl
627
Toplayc Olu
Asli tecelli varlklar meydana getirir ve mmknlerin suretleri dtaki ztlarda ger
ekleir. (FTHT, lll:525)
Allah tekvini kendi emrinden2 bizzat eye nispet etmitir. Tekvin3 teslise dayanm
tr, u halde var oluun asl teslistir, ( fuss, 116 )
Tanr fani olmann ardndan zuhur ettiinde, zuhuruyla onu grmen iin seni baki
klar ve sana hilatler giydirir. nk sen onu mahede mertebesindesin. Bu du
rumda, Onun hilalleri senin zerinde olduu iin, kem'siz sensindir. ( terac Im , 7)
O btn feevtdir
O yle birdir ki,
Varlm varlna dayanr4
Bu nedenle besler dedim, ( fuss, m )
Allah, kevnin mstahak olduu zelliklerle ztn mstahak olduu zellikleri ayrt
etmitir. (FTHT, IV:191)
Hidayet ilahi bir rndr. Ayette yle buyrulmutur: Allah kimi saptrrsa, onun
iin bir hidayeti bulunmaz" (7:186). ( f th t , i:498)
Toplayc olu varlnda iki mertebenin, yani Hak ve halk mertebelerinin hakikatle
rini toplamas ynnden lbnl-Arabnin insan- kmile verdii bir isimdir. Kevn-i
cm, kymetli zet, toplayc hakikat, iki mertebenin sureti, Hak ve lemin nshas
gibi tbnl-Arabnin insan- kmilin tad kuatclk zelliini ifade iin kulland
terimlerle eanlamldr.
Hak kendi hakikatini her eyi ieren kevn-i camide6 grmek isleyince, btn lemi
dzgn bir beden gibi yaratmtr. Bu bedenin ruhu yoktu ve cilalanmam bir ayna
gibiydi, ite dem bu aynann cilas olmutu, ( fuss, 48)
628
Tvbe
vs*
Tabe [tvbe etti] fiili Kuranda szlk anlamyla znelerine izfe edilerek yer alr. Tvbenin fili bir yan
dan Hak, te yandan insandr. Kelime Hakka izfe edildiinde ala edatyla kullanlr:
Sonra onlarn tvbesini kabul etmi [tabe aleyhim], bylece onlar Allaha ynelmilerdir [tabu
ilellah], Allah et-Tevvab ve er-Rahmdir. (9:118)
Yaratklara izfe edildiinde ise, -e anlamndaki il edatyla kullanlr:1
Kukusuz ben sana dndm (tbt Ileyke) ve ben Mslmanlardan birisiyim. (46:15)
Kulun tvbesinin Hakkn iki tvbesinin arasnda bulunduunu grmekleyiz: Birincisi Hakkn kendiliin
den tvbesi; dieri Hakkn dl anlamndaki tvbesi [af].
s?
629
Tvbe
Tvbenin lanm imdiki anda gnah terk, gemi hakknda pimanlk duymak ve
vazgetii eye bir daha dnmemeye kesin karar vermektir. Allah bundan sonra di
lediini yapar. imdiki anda gnah terk etmek mutlaka gereklidir.3 Tvbenin i-
kinci art -gemie pimanlk4 duymak- ise fkh bilginlerine gre en nemli art
tr. Arifler demin torunlardr,5 onlar (dem peygamber gibi) Rablerinin kendile
rine dnmelerini ister. Onlarn tvbeden paylar gnah itiraf ve balanma dile
mekten ibarettir, baka bir ey deil. nk Allaha dnmek sz vermekle gerekle
ir. Tvbe eden kul Allahn ilminde neyin bulunduunu bilemez, dolaysyla bura
da byk bir tehlike vardr. nk Allahn ilminde kulun tekrar gnah ileyecei
bulunabilir, bu durumda verdii sz zorunlu olarak bozulur. Bylece kul
misakndan sonra Allahn ahdini bozanlar (2:27) ayetinde zikredilenler ksmna
katlr. Bu yzden demden daha bilgili kimse grlmemitir. O gnahm itiraf
etmi ve balanmay niyaz etmitir, fakat Allah karsnda tekrar gnah ilemeye
ceine dair bir sz vermemitir. Halbuki ekilci-fkh bilginleri bunu tvbede art
komulardr. Byle bir karar Allaha kar her ynyle edepsizliktir.6 ( f t HT,
11:139-42)
O halde tvbe gnah itiraf, sz vermeden veya tekrar gnaha dnmemek niyetini
belirtmeden sadece balanmay dilemektir. Tvbe, kukusuz tvbekar kulun fiilini
gerekli klan gnah var saymay gerektirir.7 Bu varsaym bnl-Arabnin failin bir
lii grnn ilkeleriyle eliir; nk ona gre lemdeki her fiilin gerek ve biri
cik faili Tanrdr.8 O halde kendisi irk komak olmasa bile kul tvbede kendi fiilini
Hakkn varl ve fiili karsnda ispat eder. Bu durumda tvbe en azndan irke
yaklar. Bu nedenle tvbe, Allahn gc ve kuvveti karsnda kulun g ve kuvve
tinden uzaklamas diye tanmlanabilir.
Kyamet Gn ktlk yapan kii der ki: Keke hayr yapsaydm! yilik yapan ise,
keke daha fazlasn yapsaydm der. Arif ise hibir ey sylemez, nk dnya ha
yatnda olduu gibi ahiret hayatnda da arifin hali deimez. Arifin hali derken o-
nun Rabbini mahedesi, bir eye sahip olma iddias ve tasarruftan yz evirmesini
kast ediyorum. Dolaysyla rif iin daha fazlasn yapmad veya urunda daha
fazla almad iin znt duyaca bir amel ortaya konulmaz. eriatn tvbesi
yasaklanm eylerden dnmek; gerek tvbe ise Allahn g ve kuvvetiyle g ve
kuvvete tvbedir (onlar brakmak), ( f tuh at , iv:49)
630
Tvbe
lbnl-Arab tvbeyi szlk, yani dnmek anlamnda kullanr. Fakat tvbe Ibnl-
Arabden nceki bilginlerin dndkleri gibi bir halden baka bir hale, sz gelii
Hakka isyan ve gnah ilemek halinden itaat haline dnmek deildir. Bu dn var
lk vastasyla dnmektir: Kul btn varlyla Hakka dner. Allaha dnd anla
mndaki tabe ile lla h 'm anlam ister isyan ister itaat olsun, her durumda Hakka dn
mek demektir. O halde bnl-Arab tvbeyi gnaha9 balamaz, tvbe her halkrda
Hakka dnmektir. Hak her eye yakn olduu iin, bu dn insan bilincinde olsa
da olmasa da dnya leminde gerekleir. O halde tvbekar, isyan halinde bile olsa,
Hakka varlk vastasyla dnnn bilincine eren kimsedir.
Her nerede olursanz o sizinledir (57:4), O her eyi kuatr (41:54), Allahn gr
dn bilmez misin?" (96:14), Biz ona ah damarndan daha yaknz" (50:16), Biz
ona sizden daha yaknz, fakat siz grmezsiniz" (56:85) ayetlerindeki hkm kimin
zellii haline gelirse, artk o tvbe etmez. Tvbeyi bu yaknln bilincinde olma
yan ve onu grmeyen kimse yapar. Allah emrine uysalar da gnah da ileseler ken
disine dnenleri sever. Tvbe yaplamaz, nk tvbe dnmek demektir ve ancak
daha nce aynimmi bir eye dnlebilir. Gerekte ise Haktan ayrlmak sz konu
su deildir, ( ftuh at . ii:143, 44)
N OTLAR:
1 Bu, lbnl-Arab'nin karlk tvbesi ve ihsan tvbesi tbirine gredir, bkz. M innet v e stih kak.
! bnl-Arab ncesinde tvbe hakkndaki kaynaklar pek oktur, bunun nedeni tvbenin fakihlerin, ke
lm bilginlerinin ve sfilerin ilgisini eken bir konu olmasdr.,Geni bilgi iin bkz. Kelmda: Amidi,
Gyet'l-Meram; lbn Hazm, Kitabu'1-Fasl, c. IV, s. 61, 376; Cveyni, rad, s. 403; Matridi, Tevilat, c. I, s.
128. Tasavvufta: Letaifl-Alm, tvbe trleri, tvbe maddesi; Semerkandi, Tenbih'l-Ga/ilin, s. 35;
Slem, Tabakatus-Sfyye, tvbe" maddesi; lbn el-Mulakkan, Tabakatl-EvHya\ Muhasibi, er-Riaye, s.
68 vd; Kueyri, Risle, s. 45; Gazl, Minhac'l-Abidin, s. 10, lhya- Ulumiddin, c. IV, s. 2-60; Eb Tlib el-
Mekk, Kutul-Kulub, s. 364; Ts, el-Luma, s. 68; Shreverd, Avrif, s. 487.
3 bnl-Arab burada kulun eyleminin Hakkn iradesine bal olduuna dikkat eker.
4 lbnl-Arabnin fakihleri rkten ve sradan mmini ekingenlie sevk eden grlerinden en ilginci,
belki de, ilenmemi byk gnahlar karsndaki pimanlktr. Tvbenin ikinci artnda yle der: n
sanlardan bir ksm ise, yapmad byk gnahlar nedeniyle pimanlk duyanlardr. nk o, btn
gnahlarn kendilerine denk iyiliklere dneceini grecektir" (el-Fthdtul-Mekkiyye, c. II, s. 140).
5 Arif tvbesinde babas deme intisap eder. dem, fiili tekrar ilemeyeceine niyetlenmeden veya sz
vermeden, sadece gnahn itiraf etmi ve balanmak istemitir.
6 lbnl-Arabi yle der: Tvbenin art vardr: gnaha pimanlk, imdiki zamanda gnah terk ve
tekrar gnah ilememeye niyetlenmek (Kitabu'l-lrad, s. 150). tbnul-Arab baka metinlerde Hakka
kar edepsizlik sayd eyi burada nc art olarak zikretmitir. Belki de bunun sebebi, burada tv
benin tanmn ve artlarn kula ve Hakka nispet ederken et-Tevvab isminin aklamasna verdii l-
63i
T m e l H a k ik a t
de incelememi olmasdr: Kulun tvbe fiili tekrarlanan ve sonsuza kadar srekli bir eylemdir. Buna,
Hakkn kabul fiili srekli ve daim olarak mukabele eder.
7 Gnaha dnmek lbnl-Arabnin yeniden yaratma gryle uyumlu deildir, insan gnaha dnmez,
onun benzerine dner (el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II, s. 142)
8 lbn'l-Arabnin olua srekli varlk retisiyle uyumlu hareket etiini mahede etmekteyiz, hatta o,
beer fikrinde esas alnm btn taksimleri (ahlak, iyilik, ktlk vb) -her birisinin kendisine zg ni
telii silerek- potasna dahil ettiini grmekteyiz. Bylece iyilik veya ktlkle ilgili her mefhum, ahlaki
ilkelerle ilikisi olmayan, varolusal anlamlara dnr. mkn elverseydi, bu durumun yol at a
da varoluu filozoflarn grleriyle byk ve derin benzerliklere dikkat ekerdik.
9 Ibn'l-Arab Risle-i Gavsiyye'de (s. 80) yle der: "Dedim ki: Senin katndaki en stn tvbe nedir? Ce
vap verdi: Masumlarn tvbesi!
Ubdiyet ubdete nispet edilir; ubdet ise ne Allaha ve ne de kendisine nispet edi
lir. Bu nedenle de nispet taks almamtr. En zelil kimse, kendisiyle iftihar etmesi
iin, bir zelile nispet edilen eydir.8 Bu nedenle zerinde zelil kimseler dolat i-
n, yeryz hakknda zelul [ok zelil] denmitir. Buna gre yeryz, zerinde do
laanlardan daha zelildir. Ubdiyet makam, zelillik ve muhtalk makamdr.3
(FTHT, 11:24)
NOTLAR:
1 Tirmiz 'ubudiyet' ve bdeti ayrt eder, bkz. Hatmul-Evliya.
632
Ulhiyet Ulhet
Ulhiyet Allahn ztndan baka bir ey deildir. u var ki anlam zt oluu ynn
den Hakkn anlamndan farkldr. Bylece ulhiyet kendisinden baka bir ey de
ilken, Hakkn ztn iki yapmtr, (ftht, i:3i4)
Ibnl-Arabde ulhiyet Hakkn ilah -yani mbud [taplan]- olmas ynnden nite
lendii ilahi isimler (El-Kudds, es-Subbh gibi) grubudur. Rubbiyet ise varl
yneten ve onda tasarruf sahibi olmas ynnden Hakkn nitelendii isimler -el-
Hlik [Yaratan], el-Mdebbir [Yneten] gibi- grubudur. O halde ulhiyet merb-
bun5 [Rabbin kulu] dileklerini ynelttii rubbiyetin karsnda ibadet ve tenzih edi
lir olmas ynnden Ztm mertebesidir.
Ulhiyetin esasta hepsi bir olan baz hkmleri vardr. Bu hkmlerin suretlerinde
ahiret6 hayatnda tecelli gerekleir. nk Peygamberin Rabbini grp grmedii
konusunda gr ayrl vardr, (ftht, l:4 l)
Akllarn zel ileri algladklar bir nuru vardr. Akim nuru vastasyla ulhiyet ve
ulhiyet hakknda gerekli ve imknsz meseleler renilir.7
633
Ulvi Baba
lir. Ulhiyetin leme dnk bir yz vardr, onunla halkn suretlerinde tecelli eder;
Zta dnk bir yz vardr, onun vastasyla zta gzkr. Yaratlm Zt bu ber
zah -ulhiyet- ardndan bilebilir. Zt da yaratlmta o berzah -ulhiyet- sayesinde
hkmn icra eder. Ulhiyeti aratrdk ve grdk ki, O kendileriyle dua ettiimiz
ilahi isimlerdir.10 (ftuhat. iv:207-209 )
n o tlar:
lbnl-Arab ulhiyet ve ulhet terimlerini eanlaml kullanr. Aadaki metinde inanlarn ilahndan
sz eder ve ona ulhiyet ismini verir: Ulhiyet, ibadet edene kendisinin mbudun mertebesi olduunu
zannettirir. Halbuki o, gerekte, kulun gznde Hakkn tecellighdr" (Fussu'l-Hikem, s. 195). Ulhi-
yetin baz hkmleri vardr. Bu hkmlerin suretlerinde ahiret hayatnda tecelli gerekleir (el-Fthd-
t'l-MeMiyye, c. I, s. 41).
2 Bkz. lbnl-Arab, lstlahat, s. 295.
3 Bkz. Allah ve ilah- mutekad, nk ulhiyet Allaha dnk bir nispettir ve onun gibi isim ve sfatlara
kar stnl vardr. Kendisine zg hkmlerle de Zttan ve rubbiyetten ayrlr.
4 Daha nce de belirtmi olduumuz gibi zt lemlere muhta deilken, ulhiyet melhuna muhtatr.
! Bkz. Rubbiyet ve Allah kelimesinin ikinci anlam. Ayrca nc fata (fussu'l-Hkem) Nuh'un ilahm
deyiine baklabilir. Aklamas iin Aff, Tdlikat, s. 41-42
6 Hakkn Kyamet Gn inan suretlerinde tecelli edeceini belirten hadise telmih.
7 Bkz. nan lan lah. Burada tbnl-Arab akl kalbin karsna koyar. Birincisi snrlama ve belirleme, i-
kincisi ise, tecellilerle birlikte halden hale geme zelliindedir. lbnl-Arab'de ulhet genellikle inan
lan Tanr mertebesidir. Tehanev ise Keaf-1 Istlahatil-Fnun'da (c. I, s. 103) 'Ulhiyet btn isim ve s
fatlar kendinde toplayan kuatc ve toplayc mertebedir" der.
8 Eb Talib el-Mekkye gre cebert azamet lemidir, bununla ilahi isim ve sfatlar lemini kastetmitir.
Pek ok kimseye gre ise orta lemdir (Crcn, Trifat, s. 77).
9 Bkz. B erzah .
Bkz. sim.
" Bu paragrafn aklamas iin bkz. Aff, Tdlikat, s. 34.
634
Ulvi Baba
deil isimleri ynnden dner. O halde isimler kendilerini izhar etmek iin a'yn-
sbiteye [mmknlerin ilahi ilimdeki hakikatleri] ynelen eylerdir.4 Bylece lemin
varln ortaya kartmaya dnk ilk yneli sebebi, onun iin ulvi babadr.
Yce ilahi isimlerin [lemi var etmeye] ynelilerini grseydin onun byk bir i
olduunu anlardn. lk baba btn isimlerin bal olduu el-Cm (btn isimlerin
anlamlarm kendinde toplayan isim,5Allah ismi) ismidir, ( f th t , 1:139)
Ulvi Babalar drttr:6 lk Akl, Klli Nefs, Klli Tabiat ve Heba. Ulvi Babalarn ikinci
ierii, baka bir ifadeyle lk Akl, Klli Nefs, Klli Tabiat ve Heba birinci ierikten
(ilahi isimler) farkl olarak Tanr tarafndan konulmu sebeplerdir.
Allah lemin cisimlerini yaratp yakn sema feleinin balangcndan son felee ka
dar olanlar baba yapmtr, ( f th t , i:i4i)
Drt babann bulunduu bu yce lemin tabiat leminin drt unsuruna ynelmesiy
le Allah unsurlardan meydana gelen eyleri yaratr:
bnl-Arabnin aadaki ifadelerinden ulvi babalara ilk Akl, Klli Nefs, Klli Tabi
at ve Heb9 anlamn ykleyii ortaya kar:
Mmknlerden ikinci babann mhiyetini ve onun Yce Kaleme gre (Birinci Baba)
ikinci ana olduunu rendin, ( f th t , I:14)
Ruhsal aktarm tarzyla [varlk ve bilgi] verilenler Tabiat, Hebdr. Tabiat ve Heb
tek baba ve anadan doma erkek ve kz kardelerdir. Tabiat Heby nikahlam ve
ilk ortaya kan cisim Klli Cisim domu, sonra da reme topraa inmitir, ( f t -
HT. 1:140)
N O T LA R :
635
U z a k lk K a r g a s
3 Bkz. M eiyo t
4 Burada Ibnl-Arab ilk sfli anann mmknn eylii; ilk ulvi babann ise a'yn- sbiceyi dta var et
meye ynelmi ilahi isimler olduunu belirtir. yle der: "lk ulvi baba malumdur; ilk sfli ana ise
mmkn-mdumun eyliidir. lk nikah ol emrini vermek iin ynelmek; ilk oul bu eyliin dta var
olmasdr (el-Fthtl-Mekhiyye, c. I, s. 139).
5 Ism-i cami Allah ismidir.
6 bn'l-Arab babalar ulviyyat diye niteler ve bunlar drt tanedir. Sz konusu olan gzel isimlere ise
ulvyye der ki, bunlarn says oktur. Bu ayrm Arapayla tam anlamyla uyumludur [Yazar burada dille
ilgili bir metin aktarr. Metnin kayna iin bkz. Hariri, Drretl-Cavvas, s. 117].
7 bnl-Arab ulvi babalara bazen ulv lem veya ruhlar diyerek iaret eder ve sz gelii Ulvi lemin nika
h vastasyla (el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 138) veya btn ruhlar babadr (el-Ftht'l-Mekkiyye, c.
I, s. 138) veya Ben temiz ruhlarn babalarnn oluyum (el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 138) der.
8 lbnl-Arab ulvi babalar lemin yaratl sebebi saymaz; onlar yaratmann kendilerinde gerekletii
vesilelerdir. Bu durumda gerek fail Allahtr. bnl-Arab yle der: Allah bana kret (31:14) demi
tir. Bylece kendisinin ilk sebep olduunu bildirmek istemi, ardndan ana babana da kret demitir.
Ana-baba ise Allahn seni yaratmasnn vesilesidir.
5 Ulvi babalar hakknda geni bilgi iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 138 vd.
Allah herkesi kendisinden perdelemi, insan- kmil iin zuhur etmitir. nsan-
kmil Hakkn uzam glgesi, belirlenmi Ar, varln kemliyle nitelenmi ama-
636
l a n m e v i d i r , ( f t h t , i:282 )
l e m e bkz. T e s l i s
m bkz. A n a
637
ns/nsiyet
1 Halla mmilii himmetin toplanmasna balar. Byk ihtimalle Halla bu fikrini mml-Kura, yani
ehirlerin Anas deyiminden almtr. nk bu deyimin karlnda Mekke veya Harem deyimini kul
lanr. yle der: Hak niyetini toplad iin, onu mm diye isimlendirmitir" Tavasin, s. 191.
Allah ile nsiyet etmeyi ifade eden bir ayet yoktur, bununla birlikte Kuran- Kerim insann Yaratan ile i-
likisinde nsiyetin ok ilerisindeki sevgi kavramna gider. Kuranda yle denilmitir:
S?
ns terimi lbnl-Arabye btn boyutlarnda nceki sfilerin grlerinin youn
lukla bulunduu bir dolulukla ulamtr. Bu nedenle aina olduumuz yaratc ve
zgn tabiatna gre tbnl-Arabnin terimi derin dnce potasna sokup yeni ve
kendine zg bir kisveyle tasavvufi dnceye katmas gerekir. O halde ns terimi
lbnl-Arabnin dncesinde eitli aamalardan gemitir. bnl-Arab sfileri n-
s3 tanmlaylarnda sulam, onlarn tanmlarn reddederken bir anda Allah ile
nsiyeti de redde varmtr. Fakat bu ret daha sonra greceimiz gibi ikinci merha
lede yeni ve baka bir nsiyetle yer deitirecek anlk bir rettir.
Sfilere gre ns Hak katndan kullar iin gerekleen bast halidir. ns kalbin ce
ml tecellisindeki halidir.4 nsiyet konusu sfilerin hata yaptklar konulardan biri
sidir. Allah ile nsiyetin sahibinde5 bir belirtisi vardr; nk nsiyet bu yolun
mensuplarnn byk ksmnn yanldklar bir meseledir. Onlar bir halde bir nsi
yet bulurlar. Zannederler ki, o hal Allah ile nsiyettir. Hal kaybolduunda ise Allah
ile nsiyet hali kaybolur. Bize ve muhakkiklere gre o kiinin yaad Allah ile de
il, kalbine gelmi halle nsiyet idi. nk Allah ile nsiyet gerekletiinde her
halkarda o kulda kalmaya devam eder.6 ( ftliht, i:540-4i)
Bunun zerine Allah Kartala der ki: Sen (lk Akl) gurbet mahallindesin, bana ya
kn olsan bile seninle hemcins deiliz. Dolaysyla nefsinin benden ekinmesi ka
nlmazdr. Sende kurret-i ayn [gz aydnl] bulunur, onu ortaya kart; bylece
ona komu olmakla nsiyet elde et. nk benim ile nsiyet imknszdr.7 (ttIhad,
144)
638
ns/nsiyet
bnl-Arab! bylece akl ynnden8 Allah ile nsiyeti reddeder. Bu konudaki delili
ise nsiyetin trde olmay gerektirmesidir. Hemcins olmak Allah ve insan arasnda
imknszdr. Fakat Allah ile insan arasndaki nsiyeti her durumda reddetmez, n
k Allah ile insann ayn cinsten olmalar mmkn deilse bile, baz grler ikisi
arasnda bir mnsebet bulunduunu ileri srer. lbnl-Arabnin de bu grleri
kabul ettii malumdur.9
Gerek ns mnasip [uygun, benzer] olanladr. Allah ile insan arasnda mnasebeti
kabul eden Onunla nsiyetin olabileceini de kabul eder. Mnasebetin olmadm
ileri sren ise Allah ile nsiyetin veya ondan kamann sz konusu olmadn iddia
eder, ( ftht, i:54i)
tbnl-Arab hemcinslik olmad iin Allah ile nsiyetin kapsn kaparken, bu kap
y mnasebet terimiyle yeniden aar ve nsiyeti reddetmesi sadece Allah ismiyle s
nrl hale gelir. Bu isim btn isimleri kendinde toplayan isimdir ve o isim ynn
den hibir yaratk hakknda bir hkm sz konusu deildir. O halde akl asndan
Allah ile nsiyet Allah ismi ynnden deil, baka bir ilahi isim ynnden kabul
edilebilir.10
Muhakkiklere gre Allah ile nsiyet olamaz. nsiyet Allah ismi ile deil, belirli ve
zel bir ilahi isim sayesinde olabilir. Allahtan kula ulaan her eyde durum byle-
dir. Bunlarn Allah isminden olmas mmkn deildir; nk o isim btn ilahi
hakikatleri kendinde birletiren isimdir. O halde insan iin herhangi bir i ancak
belirli bir isim ynnden olabilir, ( ftht, i:5 4 i)
Ibnl-Arab Allah ile nsiyeti reddedip, onu ilahi bir isme tahsis ettikten sonra,
vahdet-i vcd grnden esinlenerek, var olan her eye birletirici bir gzle ba
kar. Sz konusu eyde Hakkn bir tecellisi ve sureti grlr. Bylece var olan her
ey, Allahn bir tecellighdr ilkesi burada, nsiyet edilen her ey, o tecellightr ha
line dnr. O halde bir ey ile nsiyet, Allahn bir tecellisinin suretiyle nsiyet
olduu iin, gerekte Allah ile nsiyettir.
Btn lem Allah ile nsiyet eder, fakat bir ksm Allah ile nsiyet ettiinin bilin
cinde deildir. nk insann bir eye kar srekli bir yaknlk bulmas veya bi
rinden dierine gemek suretiyle baka bir eye kar yaknlk bulmas gerekir. Her
eyde hkm sadece Allaha aittir, o halde farknda olmasa bile herkes Allah ile n
siyet eder. nsiyet edildii dnlen ey Hakkn bir suretidir, fakat bu durum ba
zen bilinir, bazen bilinmez. Bylece kul nsiyet ettii eyin kendisinden ekinir, fa
kat suretler deitii iin bunun bilincinde deildir. O halde hi kimse Allah ile n
siyet halini yitirmedii gibi, hi kimse de Allahtan bakasndan ekinmemitir, (f-
639
st
T H T , 11 :5 4 1 )
N O T LA R :
s t bkz. A lt
V a h d a n i y e t bkz. Vahid
640
Vahdet
s?
Rakam gstermek zere vahid [bir] ve vahide [vahidin diili] kalbnda gelmitir:
Hani yle demitiniz: Ey Musa, biz tek (vahid) yemee sabredemeyiz. (2:61)
Bu benim kardeimdir, onun doksandokuz dii koyunu var, benim ise tek koyunum var (vahide).
(38:23)
V-H-D kk esasta birlik ifade eden ulhiyetin bir nitelii olarak vahid kalbnda gelmi, ardndan ilahi i-
simlerden birisi olmutur:
Ayr ayr ilahlar m, yoksa bir (Vahid) ve kahredici Allah m hayrldr? (12:39)
Sizin ilahnz tek (vahid) ilahtr, artk ona teslim olunuz. (22:34)
lahlar tek (vahid) ilah yapmaktasn, bu grlmemi bir itir. (38:5)
S?"
N O T LA R :
1 Terim hakknda geni bilgi iin bkz. lbnl-Arab, d-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 288; c. III, s. 325, 483,
488; Fussu'l-Hiken, s. 24; c. II, s. 145; Divan, s. 43. Ayrca bkz. Tenbihul-Ukul, s. 63; Kayseri, Matlau Hu-
susil-Kelim, s. 3.
641
Vahdet-i Vcd
Varlkta Allahtan baka bir ey yoktur. Hakikat, mahedede ogalsa bile, varlkta
birdir, ( fth t , iv:357)
642
Vahdet-i Vcd
Vahdet-i vcd Nedir? lbnl-Arab deryasna dalanlar onun vahdet-i vcd anlay
nn kapallklarn zmeye almlardr. Bu balamda baz kimseler, bu kapall
n anahtarnn7 Kaannin nirah suresinin tefsirinde olduunu ileri srmlerdir;
643
Vahdet-i Vcd
nk bu ayette Glkle beraber kolaylk vardr ayeti pe pee iki kez tekrarlan
mtr. Tefsirciler zahir diliyle bu tekrar pekitirme ve teyit diye yorumlamlardr.
u var ki Kaan! ak bir ekilde bu iki ayetin peygamberin ruhsal ykseli aamala
rndan ikisine bal olduuna dikkat ekmitir: ykseli ve ini. Bunlar veliye aittir;
nk veli, peygambere tam varislik makamn bu iki merhalelere ulamakla elde
edebilir. bnl-Arabnin durumu da byledir. Ykselme aamasnda Peygamber
okluun bilgisiyle perdelidir, bu ilk perdelenme ve ilk glktr. Birin bilgisine
ulatnda ise kendisine gre, ilk kolaylk gerekleir. Burada Allahn bilgisi, oklu
un bilgisini perdeler. Bu ikinci perdelenme ve ikinci glk saylr; nk burada
peygamber, Hak sayesinde yaratklardan perdelenmitir ve peygamberlik ykn
tayamaz. Bu nedenle Allah onun gnln aar ve Hak nedeniyle yaratklardan
perdelenmek eklindeki ikinci perdelilii, baka bir ifadeyle ikinci gl kaldrr,
ikinci kolaylk meydana gelir ve Bir ve ou birletirme gc elde eder. Gnl yeni
bir ontolojik boyutla Hakk ve halk sdrr. Kaan! sz konusu boyuta verilmi
gerek varlk anlamnda el-vcdl-mevhubil-hakkani" der. Burada Peygamberin
marifeti tamdr: Birden bamsz olarak ou bilmek, Biri oktan bamsz olarak
bilmek ve Bir ve ou birletiren bilgi. Bu birletirici marifet, kmil vris, yani insan-
kmilin marifetidir. Burada, F u s s u 'l-H ik e m ve baka eserlerinde ortaya kt ka
daryla, bnl-Arabnin vahdet-i vcd yorumu gizlidir. Nablusi ise vahdet-i vc
dun anahtarnn gerek varlk teriminde gizli olduunu dnr: Mmkn Haktan
bamsz bir varla sahip deildir. O halde Nablusi vahdet-i vcd meselesini sade
ce Hakka tahsis etmekle varlk kavram ekseninde zmeye almtr. Nablusinin
tavr el-Kayyum ismini verdiimizde anlalr olur: Hak yaratlmlarn suretlerini
ayakta tutandr (kayyum), mmknler ise kendi balarna varlklarn srdremez
ler; onlarn varlklarn srdrmeleri, el-Kayyum sayesinde mmkndr. O halde,
Vcd [Varlk] gerekte mmknlerin varlklarnn kendisine bal olduu Birdir.8
Aslnda vahdet-i vcd, deyim bnl-Arabnin birliiyle rtrse, bnl-Arabde
tevhidin bir neticesidir.9 Tevhit akidenin oda, hatta bizzat kendisi olmas ynn
den, slam dncesinde en genel kavramdr. Bu nedenle her Mslman, gc ve
yetenei10 lsnde, kendisini tevhide verir. bnl-Arabnin ise slk ve dnce
hayatnda tevhitten11 fazlasna, daha dorusu tevhit kavramnn ve ieriinden daha
fazlasna temas etmesi gerekir. Bu nedenle byk eyhimizin tevhidi hakknda d
nce ve felsefe kaynakl teorik bir tevhittir diyemiyoruz; dolaysyla onu teori ve
dnce dzleminde aratramyoruz. te yandan bnl-Arabnin mahedede bo
ulmu ve vecd halinin tesiri altnda konumu, tevhidinin de kendisinden gemi
insanlarn tevhidi olduunu da iddia edemiyoruz. Asla! Kukusuz bnl-Arabnin
644
Vahdet-i Vcd
64 5
Vahdet-i Vcd
Hak vcd [varlk] ynnden mevcutlarn ayndr. Buna gre yaratlmlar demlen
eyler, ondan bakas deildir. nk yokluk zelliindeki a'yn- sbite, yoklukta
sabittir ve mevcutlardan bir koku almamlardr, ( fuslis, 76)
Hak:
Sadece Allah ve mmknler vardr. Allah var olan, mmknler ise [yoklukta] sabit
olandr, ( fth t . v:4io)
Hak her cihete tecelli eden, her delilde aranan, her gzle baklan, ibadet edilen her
eyde ibadet edilen, grnen ve grnmeyenlerde maksat olandr. O hi kimsenin
ftrat ve yaratlyla kendisinden yoksun kalmaddr. Btn lem, onun iin na
maz klaT ve ona secde eder, ( f t h t, 111.4 4 9 )
Bir Vcd vardr ve eya da onunla mevcut, kendi balarna mdumdur [yok].
( m Irat , 122)
Allah Muhammed'e (a.s.) biat edilmesini emretmi ve ona biat edenleri de Allaha
biat etmilerdir diye nitelemitir (48:10).
Halk: zellikle, halk ile ilgili metinler iin bkz. Yeniden Yaratm a.
646
Vahdet-i Vcd
Hayali varla Hak yle der: Dta var ol (l6;4o). Bu ilahi emri iiten ey de, duyu-
larca idrak edilebilen dtaki bir varlk olur. Akllar burada aknla dmtr:
Acaba bu idrak vastalar ile idrak edilen ve varlk zelliiyle nitelenmi ayn- sabite,
yokluk halinden varlk haline mi intikal etmitir? Yoksa, kendisi yoklukta sabitken,
aynada grlen suret gibi, zuhur yoluyla Hakkm varlna m ilimitir? Bu du
rumda mmknlerin hakikatleri Hakkm varlnn aynasnda birbirlerini idrak e-
derler, bununla birlikte a'yn- sabite yoklukta sabit kalmaya devam eder veya
Hakkm Varl bu a'yn- sbiteye zuhur mu etmitir? Bu durumda a'yn- sbite
Hakkm varlnn mazhardr, Hakkn zuhuru esnasnda, a'yn- sbite birbirlerini
idrak eder ve sz konusu olan Hakkm zuhuru olduu halde a'yn- sbite varlk
kazand denilir. Bu son ihtimal, bir ynden geree en uygun durumdur. Baka bir
ihtimal ise baka bir adan geree yakndr: Bu da, Hakkm mmknlerin h
kmlerinin zuhur mahalli olmasdr. u var ki mmknler her iki durumda da d
varlklar yoktur ve sbt mertebesinde sabittirler, (ftht, iv:2 1 1 )
bnl-Arab! varln birlii grnn glgesinde Hak-halk ilikisini ifade iin baz
benzetme kalplar kullanmtr. Fakat bazen en ince ayrntlara varncaya kadar
benzetme kalplaryla srklenir ve somutlatrmaya uygun olmayan anlamlar so
mutlatrr, okuyucuyu benzetmenin gstergelerinden ayrntlara tar, yle ki,
okuyucu benzetmedeki amacn bu ayrntlar olduunu zannedebilir. Bu nedenle bu
tarz benzetmelerin sadece bnl-Arabnin maksadm anlalr klan baz kalplar ol
duunu hatrlatyoruz. Bununla birlikte, varlk dzleminde, aklanmak istenilen i-
likiyle onun benzetmesi arasndaki farkn korunmas gerekir. bnl-Arabnin eser
lerindeki btn benzetme kalplarn burada sayamayacaz, bir ksmn ortaya
koymakla yetineceiz, nk bu kadar maksad anlatmak iin yeterlidir. ) Gda ve
beslenen: Rzktan sz ederken bu benzetmeden sz etmitik. 2) Ik ve glge:
Ibnl-Arab bir yandan yaratlmlarn varlnn Hakkm varlna bal oluunu,
te yandan tek olduu halde zerlerine dt eyann okluuyla oalan a i-
aret iin k ve glge benzetmesini kullanmtr.
Mmkn bulunduu tertibe gre var olmutur.'5 Hak mmkne varl vermitir.
Burada sz konusu olan ey, mmknn hakikatinin tecelli nurunun zerine d-
647
Vahdet-i Vcd
3) Gne ve :
Btn mevcutlar kudret gneinin nurlarndan bir nurdur. Gne karsnda gne
, onunla beraber olan deil, deta bir mumdur. Bu meselenin gereini ren
diinde, her eyin hali hazrda yok olucu olduunu grrsn. Eyann var olurken
yok olmas, tututuu esnada mumun ateinin tkenmesine benzer. Bu rnek, yola
yeni katlana anlatmak iindir; nk bir eyin varl esnasnda yok olmas yadr
ganr. Hakta kendisini kaybetmi kimsenin gznde, eyann yok oluuna gelince:
bunun anlam, ok incedir ve gzle grlmez. Ehli onu remiz, ima ve zevk yoluyla
bilebilir. ( ecv Ibe, 6)
4) Hakikat ve hayal:
Sonra bana dedi ki: Varlk bendendir, senden deildir; sana baldr,'8 bana deil.'9
Sonra bana dedi ki: Seni bulan, beni bulmutur.20 Sonra dedi ki: Seni yitiren, beni
de yitirir. Sonra dedi ki: Seni bulan beni yitirmi, seni yitiren beni bulmutur.2'
648
Vahdet-i Vcd
Sonra dedi ki: Bulmak ve yitirmek sana aittir, bana deil. Sonra dedi ki: Bulmak ve
yitirmek bana aittir. Sonra dedi ki: Sntrlanmlk zelliindeki her ey sana, snrsz
her ey ise benimdir.22 Sonra dedi ki: Snrl varlk benimdir, senin deil.23 ( meahd,
36)
NOTLAR:
' V a h d e t - i v c d a s l n d a l b n 'l - A r a b t e r i m l e r i i i n d e d e i l d i r ; n k v a h d e t - i v c d , b i r y a n d a n I b n l-
A r a b 'd e g e m e d i i g i b i , l e y a n d a n d e r i n k k l e r i f e l s e f i n a z a r i y e l e r i n t a r i h i n d e b u l u n a n b i r d n c e y i
t e k il e d e r . F a k a t y i n e d e b u i f a d e y i g r m e z l i k t e n g e l e m e z d i k , n k n e m i n e b i n a e n v a h d e t - i v c d
I b n l - A r a b t n i n d n c e l e r i n i n i e r i i n d e b u l u n m a k t a d r . l b n l - A r a b n i n t e r i m l e r i v a h d e t - i v c d n a -
z a r i y e s i n d e b i l l u r l a r v e a a k a r , l b n l - A r a b t n i n g e r e k y z o n d a b e l i r g i n l e i r . B y l e c e b n l-
A r a b d e d n c e v e m a n t n y a n n d a , m a h e d e v e ta s a v v u fu d a g r r z .
2 B e l k i d e I b n T e y m i y y e ( l. 7 2 7 ) v a h d e t - i v c d t e r i m i n i i l k k u l l a n a n k i m s e d i r . B k z . Resail, c . I, s . 17 6 ).
H a ld u n , Mukaddime, s . 4 11).
3 b r a h im M e z k r y le d e r : V a h d e t - i v c d f ik r i o r ta a n v e y a m o d e r n d n e m in b ir r n d e ild ir ,
G n o s t ik le r d e b ili n d i i g ib i, Y u n a n fe ls e fe s in d e d e t e z a h r le r i o r ta y a k m t.
4A f i f i y l e d e r : B y e z i d B e s t m , H a l l a , h a t t a l b n l - A r a b n i n m u a s r o l a n b n l - F r i z d e n r i v a y e t e d i
l e n s z l e r , b a n a g r e , o n l a r n v a h d e t - i v c d a i n a n d k l a r n a d e l i l d e i l d i r . O n l a r , A l l a h 'a o l a n s e v g i l e r i
ile k e n d il e r in d e n v e A ll a h ta n b a k a h e r e y d e n fa n i o l m u la r , y z e v ir m i le r , v a r l k t a d a o n d a n b a k a
s n m a h e d e e t m e m i l e r d i r . B u is e v a h d e t - i v c d d e i l , v a h d e t - i u h d d u r . C e z b e h a l i n d e s y l e n e n
y a n i b i r c e z b e h a l i n d e E n e l - H a k d i y e f e r y a t e d e n H a l l c v e y a s e v d i i n e k a r d u y d u u s e v g i n i n k e n d i
s n d a f a r k v a r d r : l b n ' l - F r i z , y l e d e r : N e z a m a n k i, B e n O y u m , s z m d e n c a y d m v e y a b u n u d e
r i m . H a a k i , O b e n d e h u l l e t m i o l s u n .' u n u i l e r i s r y o r u m : B u i k i k i i i l e , i l a h i z t l a b i r l i i n d e n
v e y a s e v d i in d e fa n i o lm a s n d a n d o la y d e il, h i b ir m p h e m li e v e k u k u y a m a h a l b r a k m a y a c a k b ir
a k l k t a H a k k n v e h a l k n b i r l i i n i b e n i m s e y e n l b n l - A r a b ! a r a s n d a f a r k v a r d r ( A f i f i , Tlikal, G ir i ) .
5 A f f , t b n l - A r a b n i n l e m , k e s i f v e l a t i f a r a s m d a d r v e o b i z z a t k e n d i s i n e p e r d e d i r . B u n a g r e l e m ,
H a k k n k e n d i s i n i i d r a k e t t i i g i b i H a k k i d r a k e d e m e z " i f a d e s i n i y l e a k l a r : l e m d e c i s i m l e r v e
r u h l a r b u l u n m a k t a d r k i , b u n l a r , k e s i f v e l a t i f d i y e i f a d e e d i l m i t i r . B u n l a r n h e p s i , z t - i l a h i y y e y i r
te n v e h e r t r l t a a y y n d e n b a m s z o la r a k z u h u r u n u e n g e lle y e n p e r d e le r d ir . A y n z a m a n d a b u n la r ,
b u z t h a k ik a ti z e r e id r a k im iz e m a n i o lu r la r . S file r , b u fik r e s k a te k r a r la y p , h e r t r l y o r u m a ta b i
t u t t u k l a r b i r h a d i s i l e d e l i l g e t i r i r l e r . B u d a A l l a h n n u r d a n v e k a r a n l k t a n y e t m i b i n p e r d e s i v a r d r .
E e r o n la r a m o ls a y d , v e h in in h e y b e ti, y a r a tk la r n d a n k e n d is in i g r e n h e r e y i y a k a r d h a d is id ir .
V a h d e t - i v c d m e n s u p l a n , 'v e c h i l e k a s t o l u n a n n z t - i l h i y y e , p e r d e l e r i l e k a s t o l u n a n n is e k e v n
t a a y y n le r o ld u u n u id d ia e t m i le r d ir (A fifi, Tlikat). A f f y e u e l e t i r i y i y n e l t e b i l i r i z : V a h d e t - i v c
d u b e n i m s e m e k , k e s i n o l a r a k l e m i n H a k k i d r a k e t m e s i n i g e r e k t i r m e z . B u n u n y e r i n e l e m i n s a d e c e
H a k k ' n m a z h a n o l d u u n u k a b u l e t m e y i g e r e k t i r i r .
6 B kz. Y ak in .
7 R o g e r D e la d r ie r e , dans son livre la projession deJoi d'lbn Arabi, n s z , s . LXXII.
8A.g.y., s. LXXII-V.
9 K n i n i n y a n l l k l a t b n 'l - A r a b y e a i t s a n l a n t e f s i r i . B u t e f s i r l b n l - A r a b t e f s i r i d i y e y a y n l a n m t r .
649
Vahid
n tla r : a v a m n a k id e s i, s e k in le r in a k id e s i v s.
12Bkz. T ev h it.
,J B e r z e n c i y e g r e v a r l n b i r l i i n i b e n i m s e y e n l e r i k i k s m a a y r l r : s a p k n l a r v e t e v h i t e h l i ; ( o n l a r a g r e )
B a ri T e a la , c is im le r v e r u h la r le m le r in in v a r l n d a n b a m s z m s ta k il b ir v a r lk la h a r i te m e v c u t d e
ild ir . O l e m i n t o p l a m d r . l e m A l l a h t r , k e n d i s i n e A l l a h d e n i l e c e k l e m d e n b a k a b i r e y y o k t u r .
B y l e b i r f i k i r k e s i n l i k l e i n a n s z l k t r ( el-Cazib , s . 2 9 6 ) . N i t e k i m D e l a d r i e r e d e u n a d i k k a t e k m i t i r :
b n l - A r a b y l e i l g i l i a d a a r a t r m a l a r , o n u n i n a n l v e i t i k a t s a h i b i o l d u u n u k u k u s u z b i r e k i l d e
k a n tla m tr . z e ll i k le B u r c k a r d t , v e Fussn'l-Hikem z e r i n d e k i a d a a l m a s y l a I z u t s u n u n e s e r l e r i
LX.
14 B e r z e n c i , l b n l - A r a b 'd e m u t l a k v a r l k h a k k n d a y l e d e r : M u t l a k l k z d d s n r l a n m a o l a n m u t l a k l k
d e i l d i r . H a k k n m u t l a k l , k a y t l a r l a z u h u r e d e r k e n b a k a s y l a s n r l a n m a y k a b u l e t m e m e k t i r . O n e
k a y t l a r d a z u h u r e t m i n e d e z u h u r u o n l a r n d n d a d r " ( el-Cazibul-Gaybi , s . 3 0 9 ) .
15 N u r t e k t i r , m m k n h a k i k a t l e r i n f a r k l l , g l g e l e r i n f a r k l l n a y o l a m t r . B u n l a r v a r l k m e r t e b e l e
r i d i r ; l b n l - A r a b o n l a r a g e r e k l e m i d z e n d i y e i a r e t e t m i t i r .
16 B k z . V c d , H ayal.
17 l b n l - A r a b d e v a h d e t - i v c d h a k k n d a b k z . A f i f i , The Myslical, s . 13-15. A f i f l y e g r e l b n l - A r a b n i n
r in d e v a h d e t - i v c d a k a r k a n T a ft a z a n i, B ik a i, A li e l- B u h a r i g ib i b ilg in le r i e le tir ir .
18 M m k n d e v a r l k o n u n a y n d e i l , a k s i n e m m k n o n u n l a a y a k t a d u r u r . B u n e d e n l e b n u l - A r a b V a r
l k H a k 't a n s a n a d r " d e r .
l9 V a r l k H a k i l e o l a m a z , n k v a r l k o n u n a y n d r . Z o r u n l u v a r l k t a v a r l k o n u n a y n d r .
20Y a r a t k l a r H a k k n f ii l i , d o l a y s y l a d a k e n d i s i n e u l a t r a n d e l i l l e r d i r .
21 S e n i b u l a n b e n i y i t i r m i t i r : y a n i , s e n i n g e r e k v a r l k s a h i b i o l d u u n u k a b u l e d e n o n u n l a p e r d e l e n m i v e
b e n i y i t i r m i d e m e k t i r . S e n i y i t i r e n b e n i b u l m u t u r : S e n i n y o k l u u n d a b e n i i s p a t e d e n is e b e n i b u l d u
u n d a s u r e tle r i a y a k ta tu ta n n b e n o ld u u m u g r r .
22 l e m i i n s n r l v a r l k o l d u u g i b i , h a k i i n m u t l a k v a r l k v a r d r .
O n u n d u r .
V a h i d lbnl-Arab vahid1 [bir] lafzn zamann teki olan Kutba iaret iin kullan
mtr.
650
Vahid
Bir "Her nerede olursanz O sizinle beraberdir (57:4) ayetinde belirtildii gibi btn
saylara elik eder. Yani sizin Birin dnda belirli bir varlnz yoktur. Saylarn
varlklar Bir vastasyla ortaya kar. Bir hangi sayyla arplrsa arplsn, o say ne
artar ne de katlanr.3 nk onu arpan bir, okluun birliinde onu arpm, bu
nedenle oklukta bir art ortaya kmamtr. Bir ne kendiliinde ne de arpld
eyde artmaya konu olmaz. Bir, herhangi bir eye yerlemekten veya bir eyin ona
yerlemesinden pek ycedir. Bir, hakikatleri bulunduklar hal zere bakalatrma
dan brakr. nk hakikatler deiseydi, Bir de deiirdi. Hakikatlerin deimesi,
mmkn deildir, ( f t h t, 111: 4 9 4 )
Elif btn harflerin mahrelerine yaylr. Bu, Birin say mertebelerine yayldr.
(ELF, 12)
tbnl-Arab el-Vahidi [Bir] el-Ahadn [Mutlak Bir4] karsnda Ztn ismi yapm
tr. Bazen Bir, kendilerini ayakta tutan nitelik nedeniyle halka verilir. Ibnl-Arabi
nin el-Ahad ismini isim ve sfatlardan soyutlanm ilahi zta ve bu isim ve sfatlarla
nitelenmi Hakka verdiine dikkat etmemiz gerekir. Hakikat birliinin Hakka zg
olduunu ve lemin onunla nitelenmesinin sz konusu olmadn belirtmeye gerek
yoktur. Halbuki lem okluun birliinde Hakka ortaktr. Bu nedenle, bir elikinin
bulunduunu zannetmeden, bnl-Arabnin ahadiyeti yaratklara vermenin imkn
n reddettii her ifadeyi hakikat birlii, halka verdiinde ise onu okluun birlii di
ye anlamak gerekir.
Her ikisine de (okluk birlii, hakikat birlii) el-Ahad denilir, (fuss, 105)
Hak bana ahadiyet mertebesini mahede ettirdi, sonra bana dedi ki: Sen bir, ben
ise Ehadm. Ahadiyetten habersiz olan kimse, seni grr; ahadiyet ile birlikte olan
ise kendisini grr. (meahd, 62)
651
Vahid
edilemeyeceidir. Allah deta yle der: Hi kimse rabl asndan Ona ibadet
edemez. Rab seni yaratmtr, sen de ona balan, karsnda kl, rubbiyete
ahadiyeti ortak klma. Byle yaparsan, rubbiyet karsnda kldn gibi,
ahadiyet iin de klrsn. Halbuki ahadiyet seni tanmaz5 ve seni kabul etmez;
bylece, ibadete konu olmayan bir eye ibadet etmi olursun.6 Ahadiyet, Allah iin
sabittir, masvia iin ise kaytsz anlamda ahadiyet sz konusu olamaz.7 te bu, biz
ce Kuran- Kerimi tefsir yntemimize gre, ayetin anlamdr, ( f th t , i:58i)
Hamd birliinden nce bir nce olmayan Allaha aittir; nce de Odur. Onun tekli
inin tesinde sonra yoktur ve sonra Odur. O birlik olmakszn Bir, teklik olmaks
zn el-Ferddir. sim ve isimlendirilenden olumu deildir. Bu nedenle O isim ve
msemmadan ibarettir. (HVE, 186)
Ahadiyet sana aittir, kul iin olan ahadiyet deil, bir olmaktr. Kul, kendisiyle deil,
bakas vastasyla akledilir. Ahadiyette asla bakalk kokusu yoktur. Ahadiyet Hak
652
Vahid
iin bazen akledilir, bazen tamlamayla akledilir. nk hepsi Ona aittir, hatta O
her eyin ayndr. Sz konusu olan, birleik btn deil, okluun kendisinden
meydana geldii birliin hakikatidir, ( ftht , i:3i)
Her eyde bulunup da Allahn birliini gsteren bu ayet, o eyin kendi birliinden
baka bir ey deildir. Varlkta donuk veya baka bir ey, ulvi ve sfli hi kimse
yoktur ki, Yaratannn tekliini bilmesin. Buna gre her ey birdir. Zannetme ki,
Hakka ortak koan kimse Biri itiraf etmez. Bu mrik, ibadet edilenin ztnn birli
ini ve ortan birliini var saymtr. ( elIf, 4 )
air, her eye zg nitelie iaret etmi -ki sz konusu nitelik o eyin birliidir, onu
653
Vahiy
n otlar :
V a h i y Vav, ha, ve llet harfi [ye] "gizli veya baka bir ekilde, bir bilgiyi bakasna u-
latrm ak" anlam na gelen bir kkt r. Vahy, "iaret" dem ektir. Vahy, "kitap lar ve risa
le" dem ektir. Her ne ekilde olursa olsun, renm esi iin bakasna ulatrdn her ey
vahiydir. A llah bakasna bir bilgi vahyeder. Vahiyle ilgili her konu zikretti im iz bu esa
sa d n er, (mucem)
NP"
Kuranda vahy, znesi deitii (Allah, eytan) var saylan ve uyulmas beklenen bir bilgiyi vermek de
mektir. u var ki Kuran metinlerinin byk ksm vahyi Hak kaynakl sayar. lahi vahy, insan ve hayvan
btn yaratklarna ynelik hitap ekillerinden birisidir. Vahyin balamlar eitlidir:
Kuranda vahyi veren (Allah, insan, eytan):
Allah vahiy veya perde ardndan olmakszn hibir insan ile konumamtr. (42:51)
Ben seni setim, vahy edilene kulak ver. (20:13)
Vahiy uyulmay gerektirir:
654
Vahiy
Senden nce gnderdiimiz herkese zikir ehline sorun diye vahyettik. (16:43)
Senden nce gnderdiimiz herkese, benden baka ilah yoktur, bana ibadet edin diye
vahyettik. (21:25)
St>"
Vahiy btn varlklara ynelik kapsaml ve genel ilahi hitaptr. Hitabn kendisi, ara
ya bir ayrm veya ifade girmeksizin, bu hitaba mazhar olann onu anlamasnn ta
kendisidir. Bu kapsaml ve genel hitab Ibnl-Arab -k i buna Kurandan dayanak
bulur- arz vahiy (bu vahiy belirli vakitlerde gelir) karsnda zt! vahiy diye isim
lendirir. lahi vahiy, kapsaml ve geneldir:
Bilmedii eyi renen herkes ilham almtr. Vahiy geneldir ve eksik ve yetkin
herkese iner, ( f th t , iv:389)
Sekinler iin ilahi vahiy zel yoldan gelir. Vahiy geneldir, fakat akllar ona
ulaamaz. Her ahsa Allah zel ynden vahiyle hitap eder, ( f th t , iv:388)
Tanrnn btn varlklara hitap etmesi ve gk, yer, da, aa gibi btn her eye
vahyi mmkn, hatta vki ve sahihtir, ( f th t , 111393)
Vahiy iareti temin eden ve ibare olmakszn ibarenin yerini alan eydir. nk iba
re, anlatlmak istenilen eye gei yaplan eydir ve bu nedenle de ibare diye isim
lendirilmitir. Vahiy olan iaret ise, byle deildir. nk iaret, iaret edilenin
kendisidir. Vahiy ise ilk anlalan, ilk anlatlan eydir. Vahiy, anlamann, anlatma
nn ve anlalann aynsdr. Bu nkteyi anlamadysan, vahiy sahibi deilsindir.
655
Vahiy
(FTHT, 11:78)
nsanda bulunan sa, deri, et, sinir, kan, ruh, nefs, trnak vs her ey, Tanrnn ken
disine tecelli ettii vahiy sayesinde ftraten Allah bilir. u halde insan "tafsili y
nnden vahiy sahibi; mcmel oluu ynnden ise her vakitte vahiy sahibi deil
dir. (FTHT, 11:78)
Yaratklardan her snf veya ahstaki vahiy, ilhamdr, nk hibir canl vahiyden
yoksun deildir. (FTHT, 11:58)
Geen metinlerden kapsaml ve genel vahyin nefislere gelen ilahi vahye benzedii
anlalr; bu, herhangi bir vasta olmakszn, eyann itaat ettii dorudan tekliftir.
ve d, afak ve enfs arasndaki bu dengenin Kuranda kayna vardr. Bu ahenk,
bnl-Arabnin arya olan vahyi anlamasn salarken, onun kabiliyeti ise eyay i-
simlendirmesinde ortaya kar. Sz gelii bu vahyi, insana sadece belirli vakitlerde
gelen arz vahyin karsnda, zt vahiy, yani zttan kaynaklanan vahiy diye isimlen
dirmitir. lahi vahiy, beer cinsinin baz fertlerine ynelik ilahi hitaptr. Bu ilahi hi
tabn mahalli, kalptir ve vahiy, doru ryalar, aktarma, indirme ve ilham gibi vahyin
derece ve eitlerini oluturan pek ok trn ismidir. Bu balamda vahiy, dier ilahi
vridat trlerinden iki niteliiyle ayrlr. Birincisi hzdr. Vahiy hzldr, nk vah-
656
Vahiy
nsan kalp aynasna ynelip zikir ve Kuran okumakla onu parlattnda, bir nur
meydana gelir. Allahn da btn var olanlarn zerine yaylm bir nuru vardr ki,
bu nura, varlk nuru denilir. ki nur birletiinde, bilinmezler, bulunduklar hale
gre ortaya karlar. Cmertlik mertebesinden bilinmezlik lemine yaylan nur, b
tn mertebeleri iermez; kefe eren kimse iin o nurdan varlk mertebelerindeki bi
linmezler zerine yaylan nur, Allahn diledii kadardr. te bu, vahiy makamdr.
(FTHT, 11:241)
Velilerin vahyi;
Allah bir velisine bir eyi vahyetmek istediinde, o velinin hakikati iin o eyin su
retinde tecelli eder. Veli de bu tecelliden Hakkn bildirmek istedii eyi renir,
bilmedii eyin bilgisini nefsinde bulur, ( ft ht , i:47)
Allah Hz. Muhammede (a.s.) btn vahiy trlerini vermi, ryalar, kalplere ve ku
laklara indirmek veya ykselmek veya ykselmemek gibi vahiy denilen her ekilde
vahyetmitir. ( ftht, i:i4 s)
Vahiy, ilk anlalan ve ilk anlatlan eydir. Anlamann, anlatmann ve anlalan eyin
bir olmasndan daha hzl bir ey yoktur. Vahiy hz demektir ve zikrettiimizden
daha hzl bir ey de yoktur. te bu kelam, vahiy diye isimlendirilir. Vahiy Tanr
kelamndan duyann nefsine hzla ulaan eydir, ( f t ht , M:7s )
657
Vahiy
Allah Hz. Muhammede btn erdemlerde yetkinlii tahsis etmitir. Bunlardan biri
si de, vahyin kemlini ona tahsis etmesidir. Bu, Hz. Muhammedin vahyinin vahyin
btn tr ve eitlerini iermesidir. Bu yzden vahyin her tr Hz. Muhammede
verilmitir, ( f th t , i:58)
Vahyin balangc, ister uykuda ister uyanklkta olsun, soyut-akl anlamlarn hayal
mertebesinde smrl-duyusal kalplara indirilmesidir. Bu durum, duyulur lemde
hissin idrak ettii eylerdendir. Mesela Ona bir beer suretinde gzkt (19:17).
Hayal mertebesinde ise Hz. Peygamberin bilgiyi st suretinde grm olmas bu
ksma girer, nitekim ryasn byle tabir etmitir. Hz. Aie yle demitir: Pey
gamberin ilk vahyi rya idi. ( ftht, i:58)
Melekler ve insann dndaki canl trnde ve canl trnn dnda vahiy alan b
tn snflarda vahyin balangc, ilhamdr, ( ftht, i:58)
Allahn her mmete farz kld eyleri kullarnn kalplerine ulatrmada iki yol
vardr. Birincisi, Cebrail diye isimlendirilen Ruh- Emini veya bir melei kullarn
dan birisinin kalbine gndermesi. Bu kul, melein kendisine gelmesi nedeniyle, re
658
Vahiy
Allah tarafndan bize ait olan ilham ve vahiydir; nk vahiy yolu, Peygamberin -
lmyle kesilmitir, ( ftht, i:238)
Ruhlarn zelliklerinden birisi de, bir eye temas ettiklerinde o eyin canlanmas ve
canlln ona sirayetidir. Samiri melein Cebrail olduunu anlaynca, bast yere
hayatn sirayet etmi olduunu da anlam, peygamberin ayann izinden bir avu
alm ve buzaya atm, buza hareketlenmitir. Eyaya sirayet eden bu hayat,
lht diye isimlendirilir. Nst ise bu ruhun bulunduu mahaldir.2 ( fusS:1 38)
Vahiyle ilgili aratrmann sonunda yle bir soru ortaya atyoruz: Muhammedi Ha-
kikati ilk yaratlm ve varln ondan meydana geldiini kabul eden bir dncede
vahyin ilevi ne olabilir? Muhammedi Hakikatin varl Cebrailin varlndan daha
nce ve Cebrailin bilgisi onun ilminin bir feyzi iken, Cebrail ona risaleti nasl geti
rebilir? Bu soru bizi Ibnl-Arabnin teorilerinin karsna yerletirir ve bylece sz
lkte kendimiz iin belirlediimiz snrn dna kartr. Fakat bizi bu konuya sevk
eden ey, lbnl-Arab aratrmaclarnn byk ksmnn vahyi bu noktadan hare
ketle tanmlamalardr. Sz konusu aratrmaclar, buna bal olarak, onun ayrntl
bir ekilde ortaya koyduu vahyin tanm ve mertebeleri hakknda zikrettiimiz her
659
Vahet
n o tlar:
s?
tbnl-Arab ve sfiler, vahet ve istiha [kamak, rkmek, yabanclamak] terimle
rini ns teriminin karsna koymulardr (bkz. ns).
660
Vakfe
V a k f e Vav, kaf ve fe "bir eyde yerlemek" anlamna gelen tek kktr ve sonra bu
anlamdan kelimeler tretilmitir. Vakaft vukufen [durdum]. u var ki Araplar, bir
eyde bulunup da sonra ondan ayrlana da kad avkafe derler, ( mucem )
Vakfe her ikisinin hkmnden de kt iin slikin iki makam arasnda beklemesi
dir. Bu esnada slik, ayrld makamn gereklerini yerine getirmi, ardndan gelen
makamn adabna ise henz girmemitir.
Slik, salamca tamamlayp ahlak, zevk ve edep olarak elde ettii bir makamdan el
de etmek istedii baka bir makama intikal ettiinde, iki makam arasnda vakfe e-
der. Bu vakfenin hkm iki makamn da dndadr, iki makam arasndaki bu vak
fede slike ykseldii makamn adab ve o makamda Hakka kar nasl hareket e-
decei retilir, ( ft ht , a s , 65)
V a k t Vav, kaf ve te "zaman veya baka bir eyde bir eyin snr ve nihayeti" anlamna
gelen bir kktr. Bu kkten gelen vakt, bilinen zamandr. Mevkut ise "snrl" demektir.
Mikat, "vakti belirlenmi var yeri" demektir. Allah yle buyurur: "Namaz mminler
zerinde vakti belirli ( mevkut) olarak yazlmtr" (103:4).
V
661
Vakt
Vaktin mhiyeti nedir? diye sorulursa, cevap veririz. Gemi veya gelecek zamana
bakmadan, iinde bulunduun durumdur, ( ftht, :133)
Sfi ibnul-vakttT' [vaktin olu]. ayet vakti shhat ise kendisi de hasta veya iddetli
hasta deildir. Yzn evirmesin! Vehim, bilgi zerinde hkmran olamaz.
( ftht, bs, 53 0
Hak katndan bilinen vakit, eriatn imdiki zamanda sana hitap ettiidir, ( ftht,
ll:539)
Vaktin ulhiyette dayana, Hakkm kendisini her gn bir ite olarak nitelemi
olmasdr. Vakt, aslnda, Hakkm kendisiyle olduu eydir; onun varl ferde -fer
lemdir- ortaya kar. Bylece, Hakkm e'nleri, mmknlerin hakikatlerinde zu
hur eder. Vakt, gerekte, kulun kendisiyle olduu haldir; kendisiyle olduun ey
ise istidadnn aynsdr. Sende Hakkm kendilerinde olduu enlerinden ancak is
tidadnn talep ettii zuhur edebilir. u halde [Hakkn kendisinde bulunduu] en,
esasta Hak zerinde hkm verir. nk mmknn imkn olan istidad, Hakkn
iinin yaratma olmasn gerektirmitir. Grmez misin ki: mknsz olan yaratmay
kabul etmez. O halde vaktin asl Hakta deil, lemdedir, dolaysyla onunla ilgili
hkm de, lemin hkmdr.2 ( ftht, i:539)
NOTLAR:
1 Kueyri Risalesinde bnl-Arabyle bazen uyumlu bazen ise elien nceki sofilerin vakt hakkndaki
grlerini aktarr: Vakt tahkik ehline gre tasavvur edilen bir hadisenin bal olduu gereklemesi
kesin baka bir hadisedir. Gereklemesi kesin olan hadise tasavvur edilen iin vakttir. Zeki, vaktinin
hkmne gre hareket edendir. Vakti ayklk ise eriatn hkmn yerine getirir, vakti fena ise hakikat
662
Vaktin Efendisi
kendisine egemen olur. Eb Ali ed-Dekkakn yle sylediini duydum: Vakit iinde bulunduun an
dr. Dnyaya bal isen vakiin dnya; ahirete balanmsan vaktin ahiret; neeli isen vaktin srr, mah
zun ise vaktin znt" (Risale, s. 31).
2 lbnl-Arabde vakt iin bkz. ei-Ftuhtl-Mehkiyye, c. II, s. 455,538, 540; BS, 36, 126; S, 88,127; BS, 255,
257, 523, 536, 537; Fussu'l-Hikem, c. II, s. 21, 239; Sfatu Culusil-Halvet, s. 7; Irad, s. 147; ayrca bkz. el-
Nifferi, el-Mevakf, s. 6.
V a k t i n E f e n d i s i bkz. V a k t in S a h ib i
V a k t i n m a m bkz. V a k t in S a h ib i
Sahib bir isme izafe edilir ve izafe edildii eyin ehli anlamna gelir:
ss*
Sahibul-vakt, iki kelimeden meydana gelmitir ve terimin btn zenginlii ikinci
kelime olan vakt kelimesinde gizlenmitir. Bu nedenle bir tanma ulamak iin vakt
zerinde duracaz. Vakt, sfiye hkim hal demektir. Bu iki kelime, vakit hakknda
6 63
Vaktin Sahibi
Onlardan (sekinlerin sekinleri) birisi de, btn halleri kendinde toplayan ve efa
at makamna yerletirilen kimsedir. Sz konusu ahs, kavmin efendisi, vaktin sahi
bi, Allahn yeryzndeki12 halifesi, peygamberlerin efendisinin mmeti3 iindeki
naibi; seilmiligin ve deme ait zelliin vrisidir.14 ( e c v Ibet 'l-la ka a n es Ilet I'l fa k a .
9)
Hakk hak olarak gren kimse var ya, ite ona uy! O hevasna hkim olmu ve onu
boyun edirmitir. te bu kii, vaktin efendisidir ve sen de ona uy! Bu kii, Hakkn
suretidir.15 Hak, onu uzak bir yerde bir beden olarak yaratmtr, ( f th t , 11:454)
664
Vaktin Sahibi
O kutupluk ve hilafeti koyar. Buna gre Kutup, Hz. Muhammedin (a.s.) naibidir.
Geri Kutup Hz. Muhammedin peygamberlik ve risaletinin ufkuna ykselmemi ol
sa bile, kendi devrinde Hz. Muhammedin eriatna gre hkm verir. Bu nokta -
nemlidir ve pozitif bir etkiye sahiptir, yle ki: Bu yaklam zamanyla ilikili olarak
dine bir lde diri bir nitelik verir. Bu tavryla bnl-Arab! eriatlarn donukluu
ve sabit kanun kalplarnda lmesinin nne geer. Bu yzden peygamberlik Hak ile
yaratklar arasndaki dinamik etkileimin zirvesi olduuna gre, nbvvet naiblii
de, baka, fakat dinamik bir ekildeki etkileimdir. Sahibul-vakt, birinci anlamyla
kendisine lemde tasarruf gc verilmi olan zamann biricik Kutbudur, bu ynyle
O halifedir. Fakat hilafet, iki ksma, zahir hilafet ve btn hilafet diye ayrlmasyla
sahibul-vakt kavramn da ikiye ayrr. ) Btnda sahibul-vakt. Bu, daha nce iaret
ettiimiz Kutuptur. Kukusuz btndaki sahibul-vakt bazen zahirde de sahibul-vakt
olabilir. Bylece iki hilafeti, zahir ve btn halifelii kendinde birletirir (sahibul-
vakt: velayet makam). 2) Zahirde sahibul-vakt. Bu, zahirde hkm sahibi16 olan ha
lifedir (sahibul-vakt: siyasi makam). Zahir hilafet tespit edildikten sonra bnl-
Arabnin ierdii kutupluk boyutlaryla sahibul-vakt terimini firavun gibi kimselere
vermesini yadrgamayz.
Aama aama, bnu 1-Arabinin bir terim ile zel bir ahsn isminden kendisinde zel
bir niteliin ortaya kt btn ahslara getiine tank olduk. Burada da, her za
man yapt gibi, sahibul-vakti Kutbun ahs ile tanmladktan sonra, terimi bir sfa
ta verdiini grmekteyiz. Vakit, hkmetme zellii demektir. Sahibul-vakt ise h
km sahibi, baka bir ifadeyle hkim demektir. Buna gre insan zerinde hkm
sahibi olan herkes, sahibul-vakttir.
Gerekte vakt, kendisiyle olduun eydir. Senin kendisiyle olduun ise istidadndr.
Hakkm e'nlerinden -ki Hak enlerindedir- istidadnn talep ettikleri sende zuhur
edebilir. O halde e'n, asalet yoluyla hkme konu olandr. Mmknn istidad im
kn hkmn iermesi, Hakkn kendisindeki e'ninin yaratma olmasn gerektir
mitir. O halde vaktin asl Haktan deil, lemdendir. Dolaysyla sahibul-vakt,18
665
Vrid
NOTLAR:
S?
Medyen suyuna geldiinde orada hayvanlarn sulayan bir kme insan buldu. (28:23)
Susuzluk anlamnda:
666
Vrid
Vrid, her ilahi isimden kulun kalbine gelip, bir ilim verdikten sonra ayrlan ey
demektir. Bu tanm, genellii nedeniyle, tanmdan beklenen nemini yitirir. Bu ne
denle, bnl-Arab ona, mertebelerine veya geli tarzna veya ieriine veya gcne
gre, kendisine zg nitelikler verir. Bu zel anlamyla vrid, bevadih veya hcum
gibi eitli isimler kazanr veya kahr vridi veya bast varidi gibi aklayc anlamlar
ona eklenir.
Vrid taifeye ve bize gre, bir ilahi isimden kalbe gelen ey demektir. Bu balamda
vridden sz etmek, getirdii ey itibariyle deil, gelmi olmas itibariyle ondan sz
etmektir. Vrid, sahv [uyanklk] ve sekr [sarholuk] veya kabz [darlk] ve saysz
eyler getirebilir. Bunlarn hepsi vriddir: Her ilahi vrid, bir fayda getirir ve hepsi
ni kuatan genel fayda, bu geli sayesinde sahibinde meydana gelen ilimdir. Bu il
min kiiyi mesrur etmesi veya zmesi art deildir. nk sz konusu ihtimal, v-
ridin hkm deildir. Varidin hkm, meydana gelen ilimdir, ayrlr ve ayrlmas
da gerekir. Getirdii eyi mahallinde brakarak gider, ( ftht, i:566 )
75)
Vridin geli halleri deiebilir. Bu balamda vrid bazen bevadih ve hcum gibi
anszn gelir, bazen ise slik, tad baz alamet ve belirtiler sayesinde varidin far
kna varr; bu belirti ve alametler, mahallin istidadnn talep ettii belirli bir eyin
geliini anlatr, ( f th t , i:566)
Dikkate alnmas gereken husus, geli hallerinin farkllna gre, bir varidin farkl
isimler almasdr. Vrid tektir, fakat mahalle gre isimleri oalr.
Vrid bazen sahv [ayamklk], bazen sekr [sarholuk], bazen kabz [darlk], bazen
bast [genilik], bazen heybet, bazen ns vb saysz ey getirebilir. Btn bunlar
vriddir. ( f th t , i:566)
Vrid bazen ilim getirir, bazen amel getirir, bazen ilim ve ameli birletirir; bazen hal
getirir, bazen ilim ve hal getirir; bazen amel ve hal, bazen ilim, amel ve hal getirir.
Vrid yaratlm deilse, bu durumda kul ile Allah arasndaki vastalarn ortadan
kalkmas diye ifade edilir. Bu vrid, kul ile Allah arasndaki zel ynden gelen tecel
lidir. (FTHT, 11:567)
667
Vrid
Behlllerden bir ksm neeli, bir ksm mahzundur. Onlar, bu hallerde akllarn
gideren varide baldrlar. Sz konusu olan kahr varidi ise onlar daraltr; ltuf va
ridi ise onlar aar, ( ft ht , d s , 110)
155)
Bu metinlerden anlald zere vrid bir ierikle deil, fakat bir hkmle snrlanr
ki, o da ilimdir. Bu yzden varidin art, bir ilim getirmesidir.
Vrid tasavvufi dncede art arda gelen iki terimle irtibatldr ki, bunlar sekr ve
sahvdr [sarholuk ve ayklk], Sekr, sfilerin ve bnl-Arabnin tanmlad gibi,
gl bir vrid nedeniyle kendinden gemektir. Fakat o gaybet, fena, sahv gibi ta
savvufi slktaki kendinden geme trlerinden iki noktada ayrlr: Birincisi sekr du
yudaki bilinsizlik deildir, o neeyle elien her eyden uzaklamak demektir. Sekr,
insanda bir nee, genilik, yaylma meydana getirir ve ilahi srlan ifaya yol aar. n
sann his duyusunu yitirmesine yol aan gaybet hali, sekr deil, fena veya mahk [yok
olmak] veya baka bir eydir. kinci nokta ise sekrin ardndan sahv halinin gelmesi
dir. Sahv, uyku ve uyanklk rneinde olduu gibi, nceki bir sekr halinden sonra
meydana gelir; halbuki gaybet-huzr, fena-beka arasnda bu ardkl grmyoruz.
Bu farkllklara sekrin baz mertebeleri olduunu da ekleyebiliriz. Sekrin ilk merte
besi, doal seferdir ki, bu, mminlerin sekri ve hayaldeki etkinliidir; ikinci mertebe
ise akl se/erdir. Bu, riflerin sekri ve onun akldaki etkinliidir; nc sekr merte
668
Vrid
besi ise ilahi seferdir. Bu, kmil insanlarn sekridir ve hayret halinde ortaya kar.
Slik her sekr halinden sahv vridi ile kurtulur. Sz konusu sahv vridi, sekr vari
diyle ayn mertebe ve dzlemdedir, nk her sekrin bir sahv vardr. Sekr mer
tebe olduu gibi, sahv da kendisini mertebeyle takip eder. Sekr ve dier gaybet
trleri arasndaki fark udur:
Mahede bir kimseyi sarho etmise, asla ayk olamaz. Neeye, sevince, cokuya,
markla ve ilahi srlar ifaya yol amayan hibir hal, sekr deildir. Bu gibi hal
ler, gaybet, fena veya mahk olabilir. Sofilerin Allah yolundaki sekri arap ienlerin
sarholuuyla karlatrlamaz. nk arap sarholuu, ieni gam, znt ve d
nceye sevk edebilir. Bunun nedeni iilen arabn mizacndan kaynaklanr. Hal
buki sekr halindeki kiinin kendinden gemesi, duyularndan gemek deildir, o
sadece neeyle elien eylerden uzaklar. Bu anlamda sekr, dier kendinden ge
melerden ayrlr. nk sahv, bir sekrden sonra olabilir. Bu nedenle sekr, sahvdan
ncedir. Halbuki huzr ve gaybet veya fena-beka ilikisi byle deildir. Sekr-sahv
ilikisi, uyku uyanklk ve baylma ve aylma ilikisine benzer. Sekr sahibi duyular
n yitirmez; uzaklarsa, bize gre, sekr halinden fena veya gaybet veya mahk haline
gemi demektir. Bu durumda da, onun sekrini sahv hali takip etmemitir.
(FTHT, 11:545)
Sekrin mertebeleri:
669
Vrisin Nbvveti
Sahv ve mertebeleri:
Sfi taifesine gre sahv [ayklk], gl bir vrid sayesinde kendinden gemiken
tekrar bilin haline dnmektir. Bu yolda sahv halinin bir sekrden sonra olduu bi
linmelidir; sekrden nce gerekleirse, sahibi ayk olmad gibi, sahv sahibi de de
ildir. Onun hakknda sekr sahibi deil, huzur veya beka vb sahibi denilebilir. Her
sarhoun aykl sarholuuna gre, geerli bir lte gre deerlendirilir. Bilgi
vermeyen vrid, tasavvufta ne sahv ne de sekrdir. Daha nce sekrin mertebeleri
zikredilmiti, bu snflama sahv da ierir. nk, sekr sahibi o halde lmemise,
her sekrin bir sahv vardr.' ( ftht, i:546 )
N O T LA R :
1 bnl-Arabde vrid iin bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, BS, s. 96,361; S, s. 178; S, s. 266, 286; DS, s. 14, 96,
102; BS, s. 44, 443, 461; AS, s. 445; Trifat, s. 388. Ayrca sahv ve sekr iin bkz. Kueyri, Risale, s. 236, 267.
Vris nbvveti, kameri, yani aya mensup; nebi ve resuln nbvveti emsi, yani
gne mesabesindeki peygamberliktir, ( ftht, iv:33 o)
N O T LA R :
1 dem toprak ve su arasndayken ben peygamberdim hadisine telmih. Bkz. Hadis Dizini.
670
Varln Analar
Allah lemi yaratp onunla boluu doldurduunda, lemde eksik veya fazla bir
cevher kalmamtr. lem cevher olarak tektir. Hak izhar ettii suretler ve meydana
getirdii arazlarla bu tek cevherde srekli Yaratcdr. Bu yzden Hak bu tek cev
herden sonra artk cevher yaratmaz, bu cevherde yaratr. Bu tek cevher halay [bo
luk] doldurur ve formel cevher, araz, zaman ve mekn bu tek cevherde ortaya
kar. Bu drt ey varln analardr. Bunlara eklenen hal, vad [konum], izafet, nice
lik, etki ve edilgenlik gibi kategoriler5ise onlardan bileim yoluyla meydana gelmi
tir. (FTHT, 111:404)
NOTLAR:
1 tbnl-Arab hakikatleri ikiye ayrr: canllk, bilgi, dnme, duyu gibi aklda tek bana bulunan haki
katler; gk, lem, insan ve ta gibi bileik olarak aklda bulunan hakikatler (el-Fthtl-Mekkiyye, c. I,
s- 55-
2 Aristoteles'in on diye snflad kategorileri, Stoaclar drde indirmiler. Mslman dnrler ise, Yu
nan dncesinden farkl yol takip etmilerdir. Bkz. Ali Sami en-Near, Menahic'l-Bahs inde Mjekhi-
rl-lslam, Msr, 1965). Shreverdnin kategoriler ve Aristoteles yorumu iin bkz. el-Mejart, s. 221-277.
67i
Varln Birlii
3 lbn'l-Arabnin kategorileri ona irca ettii metni 598 senesinde Tunus'ta yazm olduu naud-
Devairde yer alr.
4 slam leminin kategoriler hakknda yeni grler ortaya koymakla nasl fraksiyonlara ayrldn ve on
lar drtle snrlaylarn belirtmitik: cevher, nitelik, nicelik ve nispet. Shreverdnin gr iin bkz.
Telvihat, s. 4,17.
s Shreverd kategorileri el-Mearl ve'l-Mutarahat isimli eserinde inceler. Bkz. s. 221-33 [cevher], 233-50
[nicelik], 250-63 [nitelik], 263-73 [izafet], 273-74 [mekn], 274 [zaman], 275-276 [konum], 276-277 [iyelik],
277 [etki-edilgenlik].
Varln kalbi lemin suretine yardm eder; o lem ve btn paralar iin bir kalp
tir. Sz konusu kalp hepsinin [cem1] kalbidir. O varlk suretinin ierdii grnr ve
grnmez hakikatlerden ibarettir, (ftht, 111:199)
NOTLAR:
V a r l k bkz. Vcd
Hakkm katndaki hazineler iki1 trldr: Bir ksm saklanan mevcut bir eye ait
varlk hzineleridir. Sz gelii bir insann yannda bulunan ey gibi. Bu durumda
ahs o eyin hzinesi, ey ise saklanandr; her ikisi birden Allah katindadr.2
(FTHT, 11:295)
NOTLAR:
1 Bkz. H c c e t H azneleri.
672
2 n k H ak her eyin gerek sahibi ve her eydeki g erek faildir.
V a r l k N u r u bkz. N u r
V a r l k l a r n A n a s bkz. R a h m e t in O lu
Hak btn varlklarn evidir, nk o Varlktr. Kulun kalbi ise Hakkm evidir,1
nk o Hakk sdrmtr. Fakat sz konusu olan bakasnn deil mminin kal
bidir.
bnl-Arab bu metinde unu saptar: ) Hak varlklarn kuatmas itibariyle var olu
ynnden varlklarn evidir. Bylece hibir mevcut Hakkn dnda bulunamaz,
nk Hak Varlktr. O halde Hak varlklarn evidir. 2) Birinci noktada Hakkm
halkna genel anlamdaki yaknln grdk, ikinci noktada ise zel yaknlk ile yeti
niyoruz, o da kurbul-ferizdir. bnl-Arab btn varlklar Haktaki varlklarna
ortak yaptktan sonra, ikinci aamada Hak ile zuhur etmeleriyle kendisine yakn zel
bir grubu belirlemitir (kalpleri Hakk sdran mmin topluluu).
NOTLAR:
V a r l k t a u h d bkz- M a h e d e
673
Vecd
NOTLAR:
' Bir eyin kevni o eyin varlk mertebesidir. Nitekim aadaki metinden bu anlalr. Ibn'l-Arab yle
der: Firavun dedi ki: Benim mertebem sende fiille hkmran olmaktr. Musa da bunu anlaynca kendi
kevninde [mertebesinde) ona hakkn vermitir" ( F u s s u 'l - H i k e m , s. 209). Bkz. Toplayc Olu.
2 Sadreddin Konevt, m m e h a t l- c h v a n a mmehatl-ulviyye der. Bkz. Konevl, I c a z 'l- B e y a n , s. 3, 4, 5; Afifi,
T lik a t, s. 291.
3 mmehatl-ekvan Ibnl-Arabde be mertebedir.
V e c h - H a s bkz. zel Yn
s?
Onlara (Cehennem ehli) vehim musallat olur. Bylece, azab iinde bulunduklar
durumdan daha iddetle duyumsarlar. ektikleri azap, nefislerinde vehmin verdii
kuruntu sayesinde, bedenlerine temas eden duyulur atein azabndan daha iddetli
olur, (ftht, bs, 47)
kinci metinde vehim karsnda ilmin nemi ortaya kar. Ayrca vehim kendisine
egemen olup eylemini geersiz klmasndan nce bilgiye dikkat ekmek gerekir.
674
Veli/Velyet
NOTLAR:
' bnl-Arabnin bu benzerlii ortaya koyan ifadeleri iin bkz. el-Ftuht'l-Mekhiyye, c. II, s. 78 (Hakk'n
naibi=Kutup); 129 (Hakkn naibi=Onun suretiyle zuhur eden); 365 (eyhler=Hakkn naipleri, vrisler);
605 (Hakkn kullar iindeki naipleri); el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. III, s. 326 (Allahn naibi olmak), 417
(halife ve naipler); c. IV, s. 3 (Hakkn naibi, halifeler); 114 (Hakkn naibi); 302 (Hakkn naipleri); Risale
la-Yeulu Aleyh, 19 (Hakka naiplik).
S?"
Velayet Kuranda yardm ve ynetme anlam kazanr. Allah, bazen kaytsz veya baz kullarna izafeyle
onu ztna isim yapmtr. Ayn zamanda Allah onu kullarna veya birbirlerine izafeyle isim yapmtr. Al
lahn ad olarak Veli:
Yoksa onlar Allah'tan baka dostlar m edindiler. Fakat gerek dost (Veli) Allah'tr, lleri o diril
tir ve her eye gc yeten de Odur. (42:9)
Allah veli olarak kafidir, Allah yardmc olarak kafidir. (4:45)
675
Veli/Velyet
S?"
Velayet [velilik] biim sel olarak olgunluuna ermi bir ekilde bnl-Arabye ula
mtr. Kukusuz velayet, ilk slam topulum u iinde bize kadar gelen ve baz sahabe
ler adna yardm, honutluk ve harikulade olaylar gibi H akka yaknlklarnn izleri
nin yansd eitli hadiselerde dom utur.1 slam'n ilk dnem indeki insanlar bu
gibi eyleri velayete balamay nemsememilerdir; bunlar kendilerinin bir talebi
olm akszn kendiliinden gerekleen eylerdi. Onlarn rolleri ise bu hadiselere d ik
kat ekm ek ve sonraki nesillere aktarmakt. Velayet mertebesi zerinde dnm ek,
mamn ahs zerindeki ii dnceyle birlikte ortaya km tr. Buna gre imamet,
ahslardan zel bir tavr ortaya koym utur; bu tavrlarn tasavvufi dncenin geli
iminde yanks olmutur. Bu durum , pek ok aratrmacy velayet ve imamet k o
nusunda tasavvuf ve iilik arasndaki iliki ve benzerlik ynne eilm eye sevk etm i
tir.2 Velayet fikri H. II. ve III. asr sfileriyle birlikte balamtr. Velayetin ortaya k
Fudayl b. lyaz (lm. 187), M aruf el-Kerhi (lm. 200), C neyd (lm. 297), Muhasibi
(lm. 243), Znnun el-Msri (lm. 245), Bayezid el-Bestam (lm. 261) gibi sfilerle
birlikte ortaya kmaya balam,3 fakat, esas olarak Hakim Tirm iznin cretli tav
rnda vurgulanmtr. Tirm iz, velayeti tasavvuf felsefesinin m ihveri ve vard kana
atlerin byk ksm nn esas yapmtr. Bu durum Tirm iznin I l m u l - E v l i y a , H a t m u ' l -
E v liy a , S i r e t u l- E v liy a gibi kitaplarnn isimlerinde bile ortaya kar. Tirm iznin vela
yete verdii bu nem, onun sonuta tasavvufunun btnyle velayete dair etkin bir
teori olmasna yol amtr.4 H. III. asrdan sonra tasavvufta slk ve eitimin bala
masyla birlikte, velayet sliklerin slkunun ilan edilmi veya edilmemi hedefi ha
line gelerek zel bir nem kazanmtr. Bu ekilde velayet, Kuran-Snnet, ii im a
met, teorik ve pratik tasavvuf ve kelam ekollerinin5 tesirini tayarak bnl-Arabye
ulamtr ki, btn bunlarn n nemlisi, Hakm Tirm iznin velayet grdr.
Byk eyhim iz velayette Tirm izyi takip etmitir ve biimsel noktalarda derinleen
aydnlatmalarn ve velayeti kapsaml bir Islami dncede pekitirm enin dnda bu
konuya zikre deer eklem eler yapmamtr. bnu 1-Arabnin Tirm iznin yolunu ta
kip ettiinin en iyi kant, tasavvufi bilgi ve tecrbesinin bykln kantlam ak i-
in Tirm iznin sorularna (155 soru) e l- F t h t l- M e k k i y y e 'd e verdii cevaplardr:
676
Veli/Velyet
Tasavvuf yolunda ehil olmayan eski ve yeni kimseler velayet konusunu uzun uzad
ya ele alnca, mam, tam zevk sahibi, Muhammed b. Ali et-Tirmizi el-Hakm, birta
km aratrma ve inceleme sorular ortaya atmtr ki, bunlarn says yz elli betir.
Bu sorularn cevab ancak zevk yoluyla bilinebilir. nk onlara teorik dnceyle
veya akllarn zorunlu hkmleriyle ulamak mmkn deildir. Bylece bu cevap
larn herhangi bir mazharda bilinmez bir mertebedeki ilahi tecelliden elde edebile
cekleri ortaya kmtr. te ben de, bu blm Allahn izniyle onlarn ortaya ko
nulaca bir yer yaptm. ( f T H t , ll:3 9 )
Bu paragraf, bizleri velayet hakknda teori sahibi bir sfiyle yzyze getirir ki, sz
konusu sfi, bnl-Arabden imam, tam zevk sahibi vgsn alabilmitir.6 Ibnl-
Arab bu tam zevk ile Tirm iznin etkisinden uzak olmamt. Bu durum , Ibnl-
Arablde velayet tanmndan ortaya kacaktr. Velayet7 H akka yaknlk m ertebele
rinden birisidir ve bu mertebede Hak gzel isimleri ynnden - k i isimler rablardr-
kulu dost edinir. Bu ilahi yaknlk, gerekte, zel bir nispet yaknldr. Buna gre
veli, bu m ertebede H akka aittir ve ona intisap eder. Bu nedenle de Hak kendisini
dost edinir. H akka ait bu zel nispet, hibir ekilde kazanm deildir, ilahi bir belir
lemedir: Hak, velilerini belirler. Bu nokta velayet teorisinde olduka nem lidir. Ta-
savvufi metinler zerinde alan baz kim seler, velayeti ncelikle ilahi bir ihsan,
buna bal olarak da insann almasnn neticesi sayarlar. Bu ayrm tasavvufi m e
tinlerin yanl ve acemice yorum lanm asndan baka bir ey deildir. Velayet daima
ilahi bir belirlem edir ve ancak Tanr velilerini belirleyebilir, insann gayreti ise bu i-
lahi ihsana ynelm ek, istidat kazanmaya almak ve H aktan meydana geliini b ek
lem ekten ibarettir. Bu yzden insan, ne kadar alrsa ve m chede ederse etsin,
velayete asla ulaamayacaktr. nk velayet, ilahi kaynakldr. Bu zellik, velayeti
tasavvufi slkun rnlerinden ve dier yaknlk trlerinden ayran bir eydir.
nk amellerle mchede etm ek, bir ilim, hal, ve m akam dourur; burada ara
trmac veya sradan M slm an sz konusu eylerin velayetin grnm leri olduu
nu zannedebilir. Halbuki ilim, hal ve makam gerekte sadece iyi hal ve slkun g
rnm leridir. Velayet ise, protokol diliyle ifade edilebilirse, isim belirlem e m erasim
lerine benzer: Falanca, falanca ... ve falanca benim dostlarmdr. Bu isimler belirlen
dikten sonra ise zel bir ilahi isim veya varlklarnn dayand ilahi bir nitelik ileri
ni stlenir, onlar H akka ait kim selerdir.
Kim O nun olursa, kukusuz emeline ulamtr. V elinin yaratklar hakknda verdi
i bir hkm Hak yerine getirir, (f t h t , IV :3 7 6 )
677
Veli/Velyet
Birinci metin Allaha ait olma bantsnn nem ini aklar. Bu durum u teyit eden bir
eyi de mam Buharinin Eb Hureyreden aktard bir hadiste bulm aktayz: Hz.
Peygamber yle buyurur: Allah yle buyurur: Benim bir velime dm anlk edene
sava aarm. Kulum bana farz kldm eylerden daha sevimli bir eyle yaklam a
mtr. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklamaya devam eder, sonunda onu severim.
O nu sevince de kendisiyle iittii kula, grd gz, kendisiyle tuttuu eli, ken
disiyle yrd aya olurum . Benden bir ey isterse, mutlaka veririm , bana s
nrsa mutlaka onu korurum . M m inin cann alrken tereddt ettiim kadar hibir
eyde tereddt etmedim; o lm den holanmaz ve ben ise onun gecikm esinden ho
lanm am. Allah herhangi bir veliye dm anlk eden dem emi, benim velim e
dm anlk eden demitir. Benim ifadesi H akla zel balanty ortaya kartr. u
halde veli, H akka zg ve ona aittir. Ardm dan hadis, H akka yaknln nem ini a-
klayarak, aama aama ilerler. Nafile ibadetlerle gerekleen yaknlk, H akkn kulu
sevmesini ve bu sevgiye bal olarak da H akkn kulun yerini almasn temin eder.
Ibnl-Arab bu konuda Tirm izden etkilenerek, velayeti genel ve kuatc felek sa
yar ve ona genel peygam berlik der. Bu, zel peygam berliin kart olarak eriat ge
tirmenin bulunm ad peygam berliktir. Bu genel peygam berlik veya velayet, ahsn
kendisinde, yani bizzat peygam berin ahsnda hkm getiren peygam berlikten daha
yksektir. O halde veli asla peygam berden stn deildir ve onun genel peygam
berlii peygamberin peygam berliinin mirasdr. Veli hibir eye kendi genel pey
gamberlii ynnden ulam deildir, hepsi peygam berinin nbvveti ynnden
ulalm eylerdir. Bu nedenle, veli ile peygam ber arasndaki stnlk konusunu
aratrmaya gerek bile yoktur, fakat bizzat peygam berin velilik ve peygam berlii ara
sndaki stnlk konusu ele alnabilir.
Velayet genel ve kuatc felektir (Peygamberler, nebiler ve veliler):
Allah yle buyurur: Allahn velileri iin ne korku vardr ne de mahzun olacaklar
dr." Bu hkm mutlak anlamda byledir, yoksa Allah sadece ahiret iin bunu zik-
retmemitir. Veli, halinde Rabbinden ak bir delil zerindedir. Bylece, kendisinin
tasdik edecei ekilde Hakkn bildirmesiyle sonunu bilir. Velinin mjdelenmesi
gerek, sz doru, hkm ayrcdr. Buna gre kesinlik gereklemitir. Veli,
mjdelenmi kimse demektir. Nitekim Allah yle buyurur: Dnya ve ahiret haya
tnda onlar iin mjdeler vardr. Allahn kelimelerinin deimesi mmkn deil
dir, ite bu, byk kazantr. Hibir ekilde tevile konu olmayan byk bir iyilikle
678
Veli/Velyet
mjdelenme karsnda hangi korku ve hzn kalabilir ki? te bu, ayette veli der
ken kastedilen kimsedir. Velayet ehli, pek ok ksma ayrlr; nk velayet, en ge
nel ve kuatc felektir. Allahn izni ile insanlardan velayet ehli olanlar zikredece
iz. Onlar, saylarn snrlad, fakat saynn snrlamad bu kitapta daha nce
zikredilmi kimsele ilave olarak zikredeceimiz snrlardr. Bu balamda, velilerin
bir ksm nebilerdir. Allah onlar peygamberlikle dost edinmitir. Velayet, genel
peygamberliktir. Kendisiyle birlikte eriatn da bulunduu nbvvet ise zel n
bvvettir. Velilerden bir snf da, resullerdir. Allah onlar da risaletle dost edinmi
tir. (FTHT, 11:24)
Veli, nbvveti ancak peygamberden alabilir. Bu ise ancak Allahn kendisini pey
gamberlere vris yapmasndan sonradr. Baz veliler ise nbvveti peygambere vris
olarak alrlar, ( ftht, i:253)
Velayet Allah ile mminler arasnda ortaktr. Allah doruyu syler ve doru yola
679
Veli/Velyet
Kulun Rabbine velayeti ve Rabbin kuluna velayeti u ayette dile getirilmitir: Eer
Allaha yardm ederseniz, o da size yardm eder (47:7). ki velayet arasnda ince bir
fark vardr. Buna gre Allah kuluna yardm etmesini bir karlk yapmtr, bunun
gereklemesini ise insana balamtr. Nitekim sana dair bilgide seni ona dair bil
ginin nne geirmitir. Bunun nedeni, senin ilminin mertebeni bilinendir. Byle-
ce, onun seni bilmesini de renirsin, ( ftuhat, iv:147)
Velayet diye ifade edilmi bu yardm ilahi zelliktir ve Hak kendisini onunla isim
lendirmitir. Bu, Hakkn el-Veli ismidir ve genellikle de Allah iman edenlerin veli
sidir (2:257) gibi belirli olarak zikredilir. Bu yardm, ilah olmasa da ilahi diye isim
lendirilen velayetin nispet edildii her eye sirayet etmitir. Bir mrik, bu nispetin
Hakkn karsnda gerektirdii edebi ve saygy yerine getirdiinde ve ona muvah-
hidden daha fazla sayg gsterdiinde, iki grup karlasa mrik muvahhide galip
gelir. nk Allah yle buyurur: Mminlere yardm etmek zerimize haktr"
(30:47). Ulhiyete hangi ahs hrmet eder ve onu aklnda tutarsa, nispette hata etse
bile, ilahi yardm onunla beraberdir. Bunun nedeni ilahi makam hususunda Hakk-
n kskanldr. Hak birleyene deil, inanana yardm kendisine vacip klmtr. Bu
yzden Allah dmana yardm etmi deildir, sadece inancna giren bu bozukluk
nedeniyle mmin bozguna uramtr. Bu hata mmini bozguna uratnca, kendi
sini destekleyen bir ey bulamam ve hezimete uramtr. u halde Allah dmana
yardm etmemi, sadece mmin hezimete uramtr, ( f t h t , i:247)
Nurun velayetiyle aydnlk ortaya kar, bylece insana eyann varlklan gzkr,
sknt ve kederler dalr. Artk grlen her eyde onun iin bir dinlenme, bilgi ve
aklk vardr, ( ftht, IV:439)
Karanln valeyetiyle [hkm] karanlk yok olur, karanln rtt her ey silinir
ve himmeti toplanr. nk, onun karanlkta kalp kendi kendine karanlktan kur
tulmas mmkn deildir. ayet insana gaybn srryla karanlkta fetih gelir ve eha-
dete gre mertebesi ycelirse, karanlkla sevinci daha yetkin olur, ( ftht , iv :429)
Velayet Ibnl-Arabde iki temel grnm kazanmtr: bilgi ve amel. Dorusu, bun-
68o
Veli/Velyet
NOTLAR:
1 Hakim Tirmiznin velayet gr iin bkz. Hatmu'l-Evliya, s. 14-22 (Kulu makamlar araclyla Allah'a
ve yce kata balayan iliki).
2 Bkz. a.g.y., s. 26-30 (imamet ve velayet: keramet, ismet); Kmil $eybi, es-Stla Beynet-Tasavvuf; Kmil
eybi, el-Fikru'-ii ve'n-Nuzalis-S/iyye, (Dizin); Haim Maruf, Beyne't-TasavvuJ ve't-Teeyyu; Henri
Corbin, Histoire de la philosophie, s. 275.
3 Dr. Abdlfettah Abdullah Bereke, el-Hakim Tirmizi ve Nazariyettuhu f'l-Velaye isimli kitabnda brahim
Edhem'den (lm. 160), Cneyde (lm. 297) kadar Tirmiz'den nceki sfilerin velyet tavrlarn ayrnt
l olarak zetler. Ayrca, nazariye, pratik deeri, tekliflerin dmesi, korunmuluk, gnah ilemek, aba,
bilgi, keramet, makamlar, stnlk gibi velyetle ilgili eitli konulan ele almaktadr. Bkz. s. 58 vd.
4 Bkz. Nicholson, es-Sfiyye fil-tslam, s. 120 (tasavvuf: veli yetitirme okulu).
s Bkz. Dr. Abdlfettah Abdullah Bereke, Hakim Tirmizi ve Nazariyetuhu, s. 30-33.
6 Hakim TirmizIde velyet konusunda bkz. Abdlfettah Abdullah Hakim Tirmizi ve Nazariyetuhu; Henri
Corbin, Histoire de la philosophie, s. 273-75. Hakim Tirmiznin maneviyat gr, velayete dayanr ve ge
nel velyet ile zel velyeti ayrr (bu ayrm lbn'l-Arabde de grmekteyiz).
7 Abdlfettah Abdullah Bereke'nin ad geen kitabndan yararlanmadk, o velyeti yle tanmlar (s. 65):
nsan genie okusa ve derin aratrmalar yapsa da sfiler arasnda kullanlan velyet hakknda bir ta
nma ulamas olduka gtr. nk onlar bununla neyi anlatmak istediklerini pek nadir aklarlar.
Evet! Sfiler velilerin halleri ve nitelikleri hakknda velayetin ayrntlar ve tezahrleri olan geni ak
lamalar yapmlardr. Fakat zel bir ekilde kulu Rabbine balayan velayetin mhiyeti ve nitelii, nasl
gerekletiini neredeyse hi renemiyoruz. Hatta velilerden veli diye sz etmek, onlara sfi denilme
sine oranla pek azdr." Kueyri ise Risalede velyeti yle tanmlar (s. 664): Velinin anlam nedir? diye
sorulursa, cevap veririz. ki anlama gelebilir: Birincisi 'alm ve kadir gibi bir eyin oka yapldn be
lirten mbalaa kipinde bir isimdir. Bu durumda anlam, araya kesinti girmeksizin itaatleri srekli olan
kimse demektir. kinci yorum ise katlin ldrlen anlamna gelmesi gibi, mefl anlamna gelmesidir.
Allah yle buyurmutur: Allah salih kimseleri dost edinir (7:196).
8 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 248 (Allahn dndaki eylerin Allah'a yardm etmesi, mmknlerin
Allaha yardm etmesidir. Bu da, var olmalardr. Bu yardm yoklua kar varln yardmdr).
9 lbnl-Arabide 'velyet konusunda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye. c. II, s. 246 (velyet makam ve srlar) s.
248 (beeri velyet makam ve srlar), 249 (meleki velyet). Ayrca bkz. el-Ftht'l-Mekkiyye, c. II,
68
Velilerin Nebileri
(lbn'l-Arabnin Hakm Tirmiz'ye cevaplan, birinci cevap (s. 40, velilerin menzilleri), cevap 13 (s. 49,
Hatemu'l-Evliya), cevab 19 (s. 53, veli nebilerin makam), cevap 21 (s. 54, Hakkm isimlerinden velilerin
paylan), cevap 29 (velilerin stnlkleri), cevap 54 (s. 76, veli muhaddisler), cevap 70 (s. 58, Velilerin
Allah karsndaki nasipleri). el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. IV, (hilafet edebi, velayet edebi), s. 153 (veli kul),
305. Risaletul-Envar, s. 15 (velayet ve nbvvetin ortak noktalar); Risale la-Yeulu Aleyh.
Velilerin bir ksm da nebilerdir. Velayet genel nbvvettir. inde hkm koyma
nn bulunduu nbvvet ise zel nbvvettir. (FTHT, 11:24)
NOTLAR:
682
Verset/Vris
(19:1). Yani benden sonra yaasn ve benim mirasmn sahibi olsun. bn Side yle der:
"Bana ve Yakuboullarna vris olsun" ifadesiyle peygamberlie vrislii kast etmitir.
Hz. Peygamber yle buyurur: "Biz peygamberler topluluu geride braktmz eyleri
miras olarak brakmayz, onlar sadakadr." Allah yle buyurur: "Sleyman Davud'a v
ris olmutur" (27:16). Dilci Zeccac yle demitir: "Tefsirde Sleyman'n Davud pey
gambere peygamberlikte ve ynetiminde vris olduu zikredilmitir. Rivayete gre,
Davud Peygamberin doksandokuz olu vard ve onlarn arasndan Sleyman peygam
berlik ve ynetimde kendisine vris olmutur." bn'l-Arab yle demitir: "Virs, vers,
irs, viras, iras ve tras hepsi birdir." ibn Side yle demitir: "Vers, irs, tras, miras, mi
ras braklan eydir." Bir gre gre, ver ve miras malda, irs ise mevkidedir. Bir hadiste
Hz. Peygamber duasnda yle demitir: "Allah'm! Gzm ve kulamla beni nimetlen-
dir, onlar bana vris kl." bn umeyl yle demitir: "Yani, lnceye kadar, onlar be
nim iin sahih ve salim olarak baki kl." Baka bir gre gre. Peygamber yallk ve
nefsani glerin zlmesi esnasnda da bu iki kuvvetin bki kalmasn ve gnlerini
srdrmelerini kast etmitir. Bylece kulak ve gz, dier kuvvetlerin vrisi olurlar ve
onlardan sonra varlklarn srdrrler. (Usan)
S?"
bnl-Arab Kuran takip ederek el-Vrisi hem Allaha ve hem de insana verilen or
tak isimlerden sayar. Buna gre el-Vris, ilahi bir isim olduu gibi, ayn zamanda in
sandr.
Allah lm ile bize vris olur; biz ise tenzih etmekle ona vris oluruz, ( ftht,
IV:317 )
Tanr kullarna vris olacan takdir etmitir. Bu u ayette dile getirilmitir: Sizi
deneyeceiz, ta ki bilelim (47:3i). Allah, kullarndan cihat edenleri ve sabredenleri
renmek, haberlerini almak iin, kendilerini denedii eylerle onlar istihdam et
mitir. Hakka ait dier ilim ise veraset ilmi deil, sadece ilimdir, ( ftht, iv :52)
bnl-Arab de dahil olmak zere sfiler tasavvufi bilgi iin iki yntem kabul etmi
lerdir. Birincisi, Allahtan almak: insann mchede, arnma, tefekkr, ilgilerini b
683
Verset/Vris
rakmak gibi kef, mahede ve tecellilere ulatran abasna bal yol; ikinci yol ise
peygamberlerden almaktr: Bu, insann ilahi ilme vris olmasdr ve peygambere uy
makla gerekleir. Bu ikinci yol da, gerekte, miras braklm peygamber ilmini Al
lahtan almaktr.
Arifler, iki ksma ayrlr: bir ksm vris olanlar, dierleri vris olmayanlardr, ( kuds,
156)
Bu kitaba vakf olmak, ariflere veya vakf olanlara deil, vrislere uygundur. nk
mrifet, hayrettir, vakf olan ise baka bir eyi iddia eder. ( meah Id, 2)
Nazari-dnce ynnden Allah daha nceden tanm bir veli, veli olsa bile, se
ilmi olmad gibi, Allahn kitabna vris kldklarndan da deildir, ( ftht,
111:402)
Veraset ameliyesi tanm n grr: vris olunan, miras ve vris. Vris olunan pey
gamberdir, fakat vris ile arasnda dorudan bir iliki yoktur; bunun yerine Allah,
kendisine uyan vris iin, peygamberin ilmini miras brakr. Mirasa gelince, pey
gamberler geriye ne mal, ne meta brakrlar, onlarn braktklar eyler sadakadr.
Peygamberlerin takipilerine braktklar ey sadece ilimdir. lim, limler peygam
berlerin vrisleridir hadisinin gsterdii gibi, vrislerin peygamberden tevars et
tikleri eydir. Veraset ise ancak vris olunann hayattan gmesi halinde mmkn
dr. Veraset manevi ve zel bir ey olduuna gre, vrisin aldyla ondan bir eyin
eksilmesi sz konusu deildir. Vris, bakasnn ortak olamayaca kendisine zg
hususlarn dnda, peygambere uyan ve onun szlerine, amellerine ve hallerine u-
yan kimsedir. Tevars edilen ilim, kanaat getirme ve mahede yoluyla deil, iman
ve uyma yoluyla nas ile amel etmenin neticesidir. Peygamber Muhammede (a.s.)
vris olan kimseyi bnl-Arab Muhammedi diye isimlendirir. Sz konusu kii,
peygamberle olan nesep banda Muhammed mmetinden herhangi bir Msl-
manla ortaktr. Fakat Muhammedi taklit sayesinde zel bir nesep ba kazanm,
bylece peygamber ile arasnda btni ve ruhsal zel bir nesep meydana gelmitir.
Bu zel nesep, Peygambere uymann, onu taklidin ve onun ahsiyetinin zelliklerini
kazanmann neticesidir.
ayet veli isen Peygamberin vrisisin. Bu durumda sana gelen ey, verasetten olan
nasibin ve payn kadardr, ( ftht, iv :398)
Snrllk konusunu incelerken ilahi bir imek akt, bu imekte Allahn diledii
bilgileri grdm. Nitekim Hendek kazarken Hz. Peygamberin karsna kan b
yk bir kayaya vurduunda, bir imek km ve onda Allahn mmetine verecei
684
Verset/Vris
fetihleri grmtr. Bu da, Allaha hamd olsun, Peygambere vris olarak, benim bu
meseleyle ilgilenirken grdgmdr. Ben de o imekte ve onun sayesinde grdk
lerimi grdm, ( ftht, IV:101)
Veli iin vris denilir; onun varislii ilahi zelliktir. nk Allah kendisi hakknda
O vrislerin en hayrlsdr (21:89) demitir. Veli, Hak onlarn vrisi yaptktan son
ra, peygamberlii peygamberden tevars eder, ( ftht, i:253)
eriatta nitelenmi Rabbine ibadet et ki, sana yakn gelsin. Yakn gelince perde kal
kar, gz keskinleir, bylece Peygamberin grdn grrsn, duyduunu duyar
sn, derecesine katlrsn; burada sz konusu olan eriat getiren peygamberlik deil,
dorulayan ve uyan bir nefsin gerek varisliidir, ( ftht, III:311)
Muhammed (a.s.) en yce halife, en byk imam olduu gibi mmeti de insanlar
iin kartlm en hayrl mmettir. Allah onun vrislerini de peygamber ve resulle
rin konumlarna yerletirmi, onlara itihat yetkisini vermitir. tihat, hkm
koymaktr, (ftht, i:4 0 o)
Allah vrisler iin terii alannda itihat yetkisini baki klmtr. Bu bahiste, vrisle
rin itihat edip, ortaya koyduklar hkmlerden baka bir ey yoktur. (FUSS, 135)
eriat fakihe iyi bir det ortaya koyma yetkisi vermitir. Bu, peygamberden tevars
edilen bilgiler iindedir, ( ftht, ll: 168)
Allah, kendi isimlerimden isimlerini gstermek iin - k i bu bizim isradan olan pa-
ymzdr geceleyin yrtmek isteyince (isra), beni meknmdan kaldrd, kendi
685
Verset/Vris
Peygamberler gkte duyulur bir etkiye sahip deillerdir. Hz. Peygamber ise bede
niyle gk ve felekleri duyulur bir ekilde yarmas, mesafeyi gerek ve duyulur bir
ekilde kat etmesiyle peygamberler cemaatinden stn olmutur. Btn bunlar,
duyulur bir ekilde deil, manevi olarak vrisleri iin de sz konusudur, ( ftht,
111:343)
Allah akl sahiplerini kitaba vris klmtr. Onlar, bu nedenle, el-Veli'nin deil,
peygamberin vrisleridir. nk evinden ayrlm lye vris olunur, Hak ise evin
den ayrlmaz, bu hakikatleri dn! ( ftht, iv :397)
Risaletin kesilmesi halinde, insan- kmil vris haline gelir. Vris peygamberle bir
likte ortaya kmaz, vrislik vris olunan kimsenin lmne baldr, ( ftht,
111:270)
Vris, vrisi olduu kimsenin biriktirdii eyleri tevars eden demektir. u var ki,
peygambere vris olmak rneinde vrisin payvn almasyla vris olunann ilmi
eksilmez. Mal ve mlk vrislii buradaki miraslktan farkldr, ( ftht, v:52)
Allah, iman kardelii yok ise nesep kardelii iin mirasta hak brakmamtr. Bu
na gre mirasta hak iddia eden kimse, ancak iman kardei olabilir. Bir insann ken
di dininden olmayan nesep kardei vefat ettiinde, ona kendi dinda olan nesep
kardei vris olabilir. Bizim ile Hak arasndaki iliki de nesep ve dindir. Bu nedenle
Allah yeryzne insan- kmilin lmnden sonra vris olabilir. Bylece miras an
cak miras hak edende kalr, ( ftht, iii:13s)
686
Verset/Vris
Vris iki eittir: manevi ve duyulur vris. Duyulur eylerdeki vris, lafzlar, fiiller
ve hallerden ortaya kan eylerle ilgili konularda vristir. Fiillere gelince: Vris,
peygambere zg olmayp, kendisinin de taklit edebilecei fiillere bakar; peygam
berden aktarlm ve onun fiillerim nasl yaptn aklayan haberlerde bu fiillere
uyar. Bu kii, lafz dzeyinde vris olan kimsedir. Sen de her fiilinde Peygambere
tabi olmalsn, nk Allah yle buyurur: Sizin iin Allahn peygamberinde gzel
bir rnek vardr (33 :21 ). Bunun yan sra, yapmana msaade edilmi fiillerinden ve
ortaya kan hallerinden hibir eyi bolama, gcn lsnde onun adabna sarl.
Manevi vrise gelince: Bu, nefsi temizlemek ve Hz. Peygamberin btn hallerinde
Rabbini zikretmek gibi, hallerin btnyla ilgili konulardaki varisliktir; peygamberin
hali, srekli huzur ve murakabeydi, ( f th t , lll:S0l)
Hal vrisi inzali hisseder ve ondan ancak kendisi gibi olanlarn bildikleri bir lezzet
alr. te bu kimse, hal mirasnn sahibidir, ( ftht, i:4 i 4 )
687
Verset/Vris
Bir peygamber veya eliye varislik, sz, fiil veya halde olabilir. Kmil vris, bu
varislii kendinde toplayan; eksik vris ise bu mertebelerden bir ksmyla yetinen
dir. (FTHT, 111:414)
Bu son metin Hz. Muhammedin (a.s.) Allah isminin nasl mazhar olduunu aklar.
Bunun nedeni, onun btn peygamberlerin zelliklerini kendinde toplamasdr, ni
tekim Allah ismi de, btn ilahi isimleri kendinde toplar. Bu yzden Hz. Muham
med, ilahi isimleri toplayan ismin mazhardr. Her peygamber gerekte, bir ilahi is
min mazhardr ki, o isim kendisinin niteliidir (ilahi isim=peygamberin nitelii).
Hz. Muhammedin vrisi (vris-i Muhammedi) dier peygamberlerin vrislerinden
farkldr (btn nitelikleri kendinde toplamak zellii):
Muhammedi vrisin Rabbine dair ilmi artt lde, yaknl da artar. Bu yzden
onlar Hakka yakn kimselerdir. Onlarn grnr halleri ise sradandr. Bylece
kendileri tanr, fakat tannmazlar. Allahn verdii ilimden mmete nasihat etmek
amacyla verir. Onlar peygamberlerin vrisleridir, ( ftuhat, iv:5o)
Hz. Muhammedin vrisi iin darlk sz konusu deildir. Onun genilii, Hakkn
geniliidir. Hakta ise varlnn son bulaca herhangi bir nihayeti yoktur. Hak
Muhammedi vris tarafndan mahede edilir, dolaysyla onun mahedesinde de
snr yoktur. Baka peygambere vris olan ise kendi imknn mahede eder. O-
nun yerletii her makam veya hal, bitimlidir. ( ftht, i:506)
688
Vesile Cenneti
Kymetli dost, bilesin ki: Isaya (a.s.) veya Musaya veya aralarndaki bir peygambe
rin ilmine vris olsan bile, gerekte Muhammede ait bir ilme vris1 ve Hz. Mu-
hammedin peygamberliinin genellii sayesinde o ilimde sz konusu peygambere
denk olmusundur. ( ftht, IV:398 )
NOTLAR:
1 bnl-Arabde vris iin bkz. el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. II, s. 22, 134, 135, 138, 220; c. III, s. 51, 231, 322,
348, 414, 502, 507; c. IV, s. 27, 51, 117, 129, 163, 179, 317, 326, 417; Tercmanul-Evak, s. 97, 143; Bulgatul-
Gavvas, s. 62; Mevakiun-Ncum, 5. 154.
NOTLAR:
V e t e d bkz. R a c l
689
Vcd
V-C-D kk Kuranda, imdiki ve gelecek zaman fiil kalbyla yer almtr. Varlk anlamndaki vcd
mastar ise Kuranda zikredilmez. Bunun yan sra kelime, herhangi bir terimsel anlam kazanmam, zik
redilen szlk anlamn korumutur:
Zekeriya mihraba her girdiinde onun (Meryemin) yannda rzkn bulmutur (vecede). (3:37)
De ki: Hi kimse Allaha kar bana yardm etmez ve O'ndan baka snlacak kimse bulamam
(ec/tfu). (72:22)
Dedi ki: Beni Allahn izniyle sabredenlerden bulacaksn (seteddun). (18:69)
ss*
tbnl-Arab vcddan tasavvufi tecrbenin ve makamlarn diliyle sz etmitir. Sfi
snflardan sz ederken eh!-i v c d ve e h l-i k e j v e l-v c d der; bununla Tanry
vecdlerinde bulan kimseleri kasteder. Bu balamda sema, herhangi bir sfiyi nitelii
bilinmez bir ekilde, iinde Hakkm bulunmas ile geerli bir kef haline gelebilen
vecd haline ulatrr.
Vcda sadece var olana kar zahit davranan kimse ulaabilir, ( ftuhat, iv:B78)
Burada vcd elde edilebilen bir makamdr ve bunun elde edilmesi de var olanlar
anlamnda mevcuda, baka bir ifadeyle, Hakkn dndaki her eyden uzak durmak
tr.
Vcd [varlk] Hakkn vecdde bulunmasdr. Sfiler yle derler: Vecd sahibi ol
duunu iddia edip Hakk mahede etmemisen vecd sahibi deilsin; Hakk m
ahede kendini ve varlklar grmekten seni uzaklatrr." Bu durumda kefinde
Hak bulunmu deildir. Hakkm vecdde bulunuu bilinmeyen bir niteliktedir.
(FTHT, 11:538)
Vcudu yokken kulaklarda gerekleen eyi duyduunu iddia eden kimse perdeli
dir, perdeli ise uzaklatrlandr. Knden [ol] varlktan baka ne zuhur edebilir ki?
Bu durum, btn varlklara nfuz etmitir, ( ftht, v:36s)
kelimesi k 'den meydana gelen dtaki varla intikal ettiini grmekteyiz. Bu, ken
di ncllerinden olan sonularnn ortaya kmasna gre dzenlenmi tek bir konu
balamndaki bir intikaldir. Acaba bu karmn gerekleebilmesi iin bnl-
Arabnin ortaya koyduu denkletirme nedir? Vecdde meydana gelen vcd sema
dan meydana geldii gibi d lemdeki vcd da iitmek anlamndaki sem'den yani
mmknn Hakkm k n emrini iitmesinden meydana gelmitir. u halde sem ', se
mann karl olur. Vecddeki vcd, d taayyndeki varln mukabilidir. Se
ma- vecd=vcd. Sem'-vcd=harici taayyn. bnl-Arab vcd lafzn sbt -
leminin karsnda, bireylerin d varlkta ortaya klar anlamnda kullanr. Bu an
lamda vcd, akledilir lemin karlnda duyulur lemdir.
Sbt lemindeki elem, elem duyann ztnda deil, kendi hakikatindeki elemdir.
Bunun sebebi udur: Sbt basittir, tekildir ve orada herhangi bir ey bakasna
dayanmaz. Vcdda ise sadece bileiklik vardr, bu nedenle de tayan ve tanan
dr. Sbttaki komuluk varlktaki hululdr, (ftht, IV:81)
Mmkn ayn zamanda2 hem yokluk ve hem varlk ile nitelenebilmitir. ite bu,
hakikat sabit olsa bile, greceli varlk ve yokluktur.3 (na, 7)
691
Vcd
trm demektir. Kartrmann baka bir nedeni ise vcd ve cinsin hkmleri ara
snda gizli bir karklk olmasdr. Vcd, gerek, taayynleri ise grecelidir. Tmel
ise grecelidir, taayynleri gerektir. Bylece varlk ve cins, hakikat ve taayyn y
nnden ayrlmlar, oklukta birlik ve birlikte okluk ynnden ise birlemilerdir.5
O halde, vcd bnl-Arabide ahslar mevcutlar olan bir cins kategorisi deildir.
Felsefe ve kelam kadmin ve sonradan yaratlmn varln ayrt etmede farkl tavr
lar sergilemilerdir, fakat lbnl-Arab bu izgiyi takip etmemitir, bunun yerine o-
nun vcdu Kadme tahsis ettiini ve yaratlmn varln reddettiini grmekte
yiz. u halde, burada sonradan yaratlm varlk deil, sonradan yaratlm mevcut
lar vardr.6 Bu noktada lbnl-Arab vcd ile mevcudu ayrt eder:7 Mevcutlar, son
radan yaratlm bir varlk ile mevcut deillerdir, aksine onlar Tanr vastasyla mev
cut olmulardr. zel varla gelince mevcutlar iin bu da sz konusu deildir. Ba
ka bir ifadeyle mevcutlar iin bir varlk yoktur, onlar yoklukta sabittirler ve ondan
ayrlmamlardr. Ibnl-Arab bazen mevcutlara vcd niteliini izafe eder, fakat bu
ismin verilmesini, anlamda deil lafzdaki ortaklk diye anlamak gerekir. u halde
Vcd Hakka, yokluk ise mmkne aittir. Gerek varln veya Mutlak ve srf Var
ln - k i srf varlk Hakkndr- mukabilinde mmknn varln ifade iin, lbnl-
Arabnin vcda ykledii zellikler buradan doar, sz gelii hayali vcd,8 gre
celi vcd, mmkn vcd, kazanlm vcd, dn alnm vcd, mecazi vcd
vb gibi mmknn varlnn doasna dellet eden ifadeler. bnl-Arab mevcutlar
yoklua yerletirip, Hakkn srekli yaratc olmas ynnden onlar srekli Tanrya
muhta yapmakla yaratlmlarn varl sorunundan kurtulmutur. Bylece mevcut
larn varl Hakkn varlndan baka bir ey deildir.9
Varlk Hakka, yokluk mmkne aittir:
Sadece Hakkn varl olabilir. Varlk kazanmayla nitelenen ise asl zerinde bulu
nur ve olabilirlik zelliinden ayrlmamtr. Onun hkm baki, hakikati sabittir.
Bylece de yaratmaya10 konu olmutur. Mmknn yaratmaya konu olmasnn biz
ce anlam, senin anladndan farkldr. Mmknn yaratmaya konu olmas, Tan-
rnn mazhar olmas demektir. Bu durum olur ayetinin anlamdr. Yoksa mm
kn varlk kazanm deildir, sadece mazhar olma zelliim elde etmitir. Bu yz
den Hak zuhurda her eyin ayndr, ztlarnda eyann ayn deildir. Bilakis O
O dur, eya da eyadr, (ftht, i:4 8 4 )
Batmak, domak, bakalamak ve yok olmak, bir halden baka bir hale gemek ya
ratlmlara srekli arz olur. Sizi yaratt gibi dneceksiniz" (7 :2 9 ). Onlar bakas
vastasyla mevcut olmulardr. Varlk onlar hakknda dn, mecazi ve geicidir;
ayet gerek olsayd, hi kukusuz Hakka benzemi olurlard. Allah yaratklarnn
692
Vcd
NOTLAR:
1 Varlktan sz etmek ncelikle varln anlamm aklamay gerektirir. Mesele u noktada odaklar: ster
Kadmin isterse de yaratlmn bir nitelii olsun, varlk ztn ayn mdr, yoksa zttan farkl mdr? Bil
ginler bu konuda gr ayrlna dmlerdir. Hbul-Hasen el-Ear, varln ztn ayns olduu fik
rindedir. Bu yaklama gre varlk ztn bir niteliidir denilemez. nk sfat, nitelenin ztna ilave bir
eydir. Buna gre, kelamclarda varlk Hakkn zorunlu niteliklerinden birisi olmaktadr.
2 O bizzat var olan Zeyddir. arda mevcut, evde ise yoktur. Dolaysyla, ayn anda varlk ve yoklukla
nitelenmitir.
3 Bkz. V c d .
4 bnl-Arab yle der: Allah zt itibariyle tek, isimleriyle kldr (Pususul-Hifeem, s. 90).
5 Bkz. Berzenci, el-Cazibul-Gaybi. s. 319.
6 lbnl-Arab yle der: Varlklar farkl farkldr: a) mutlak varlk, bunun mhiyeti bilinemez ve mhiye
tinden de sz edilemez. Bu Allahtr, b) Maddeden soyut mevcut. Bunlar, ekil ve surete konu olan ayrk
ruhn-akllardr ki, melekler diye isimlendirilirler, c) Mekn ve yerlemeye konu olan mevcut; bunlar
da cisimlerdir, d) z gerei mekn kabul etmedii halde, dolayl olarak mekna yerleen; bunlar a
69 3
Vcud Ehli
razlardr" (Inad-Devair, s. 20). Burada tbn'l-Arabnin Allahtan sz ederken vcd, buna karn
Hakkn dndaki eylerden sz ederken mevcud kelimesini tercih ettiini grmekteyiz.
7 Nablusiye gre kelam bilginleri vcd ve mevcudu kartrmlardr. Bkz. Izahu'l-Maksud.
8 Berzenci el-Cazibul-Gaybide (s. 326) yle der: Hakkn dnda deime kabul etmeyen sadece Hakkn
ztdr. Gerek varlkta sadece Allah vardr, O'nun dndakiler ise hayali varla sahiptirler. Hakkn d
ndaki her ey, deime halindedir. Hakk'n ztndan baka tek hal zere bulunan kimse yoktur. Her
ey, bir suretten bakasna dnr, hayal da budur."
9 Bkz. Nablusi, Izahu'l-Maksud.
10Ol ve olur" ayetinde mmkn yaratmaya konu olur.
" (2:117, 3:47, 3:59, 6:73,16:40,19:35, 36:82, 4:68 ayetlerine gnderme.
12 lbn'l-Arab'de vcd konusunda bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 70 (snrl varlk), 368 (vecd), 535-
37 (tevacd-vcd); c. III, s. 46 (bilinenler, mutlak vcd), 313 (vcd), 344 (vcd: vcdun zuhuru),
396 (vcd ve sbt), 43, 462, 511; c. IV, s. 70 (tek vcd), 82 (Vcd=Hakk'n varl), 92, 147,190, 257,
280, 293, 331, 364; Meahidul-Esrar, s. 22, 39, 42; Risale la-Yeulu Aleyh, s. 1; Kitabut-Teracim, s. 5, 30;
Fussu'l-Hikem, s. 77, 96,128,132, 203, 204, 211.
V c d E h l i bkz. V c d
V d bkz. H u b
Ruhul-ya: Biz bu ifademizle Hakkm Ben ona kendi ruhumdan [ruh (Ya harfi)]
fledim (1 5:29), (38:72) ayetinde kendisine izafe ettii iyelik zamirini kast ettik
(FTHT, 11:569)
Yabanc srlara gelince, bu ismi almalarm yle izah edebiliriz: [Acemnin zdd o-
lan] Arabi diye isimlendirilen srlar, suretlerini anlama gcnn idrak edebildii
srlardr. Bu ksma rnek olarak Kuran- Kerimdeki muhkem ayetleri verebiliriz.
Acemi srlar ise yorum ile deil, sadece Hakkn bildirmesiyle renilebilir. Bu ks
ma rnek olarak Kuran- Kerimdeki mteabih ayetleri verebiliriz. Bu yzden bu
ayetlerin tevillerini sadece Allah veya Allahn rettii kimseler bilebilir; dnce
gcnn bunlarn bilgisine ulamas sz konusu deildir, ( f th t , iii, 517 )
694
Yaknlk Makam
makamdr.
Terii nbvvet ile sddklk makam arasnda ne bir makam ne de bir menzil var
dr. Sdklarn boyunduruunu aan, risalet nbvveti iine der. Hz. Muham-
medden sonra terii nbvvet iddiasnda bulunan kukusuz yalan sylemi ve in
kr etmitir. Bu noktada yaknlk makam vardr ki, o genel peygamberliktir,2 yoksa
terii nbvvet3 deildir. Bu makam Efrada zgdr ve Allah katnda terii nbv
vetten aada, sddklk makamnn zerinde bulunur. Bu, sr diye iaret edilen
makamdr; o sr, Eb Bekirin gnlne yerlemi ve bu sayede Eb Bekir sddklann
en faziletlisi olmutur.4 (ftht, i:2 4 )
Ibnu 1-Arab, Hakm Tirmiznin5 dile getirdii ikinci soruya verdii cevapta yaknlk
makamna ulaanlarla ilgili yle demitir:
bnul-Arab bu makama dair K it a b u l-M a h a m il-K u rb e t adl zel bir risale yazmtr.
Bu kitab yazmasnn temel nedeni ise nceki sfilerin bu meseleye8 iaret etmeyile
ri, stelik Gazal!9 gibi bazlarnn onu inkr etmi olmalardr. Bu makam10 bnl-
Arabde Efrad ve makamlar anlalmadan hakkyla grenilemeyecektir.
N OTLAR:
' Kurbet (Yaknlk) makam sddk ve peygamber arasnda deil, sddklk ve peygamberlik arasndaki bir
makamdr. nk bunlarn arasnda bir ahs yoktur. Sddk yaknlk makamnda bulunur, tbnl-
Arab yle der: Eb Bekir ile Hz. Peygamber arasnda hibir kimse yoktur. nk Eb Bekir sddklk
makamnn ve srrn sahibidir. O sr sahibi olduu iin, sddklk ve peygamberlik makam arasnda bu
lunur (el-Etuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 25).
2 Bkz. G e n e l N U bvvet- zel N bvvet.
3 Bkz. G e n e l N ttb v v e t- z e l N bvvet.
4 Eb Bekir sizlerden namaz ve orucu nedeniyle deil, gnlnde yerleik bir sr nedeniyle stndr"
hadisine telmih. Bkz. Hadis Dizini, no. 40.
5 Hakm Tirmiznin Yaknlk Menzilleri balkl bir risalesi vardr. Veliyddin Efendi ktphanesi (s
tanbul), 770 (bkz. Hatmul-Evliya, s. 84),
6 Sura flenir ve -Allahn diledikleri hari- gklerde ve yerde olan herkes baylr (39:68) ayetine telmih.
7 Bkz. Hakm Tirmiz, Hatmu'l-Evliya, s. 144 ve dipnot 42. Tirmiznin sorusu ve lbnl-Arabnin el-
Cevabu'l-Mstakim adl cevab.
8 bnul-Arab Ki tabu Makami'l-Kurbet'te yle der: Bu kitab yazmak ve bu makam (kurbet) aklamada
ki gayemi belirterek bitiriyorum. Dostlarmzdan hi kimsenin kurbet makamna dikkat ektiini ve ona
695
Yakn
tevik ettiini grmedim. Hatta pek ou, slikleri ondan uzaklatrmlar ve sadece kendileri onu bil
milerdir. Ben de kar kanlar nedeniyle ona temas edemiyordum. Ta ki. Eb Abdurrahman
Slemi'nin bir kitabnda (Ealitu's-Sfiyye ) ona temas edildiini grdm. ulemi onu kurbet makam
diye isimlendirmitir. Ben de sevindim. Bkz. Massignon, Essai, Dizin, kurbet, s. 32.
9 Bkz. Tercmanul-Evak, s. 132.
Kurbet hakknda bkz. el-Ftuhtl-Mehkiyye , c. III, s. 103; H atm uVEvliya, Terimler Dizini, kurbet",
kurbet mahalli, kurbet menzili, byk kurbet maddeleri; Risalet Makami'l-Kurbet (Darl-ktbil-
msryye'de yazma), s. 154.
Y a k n Yakn kukunun zdddr. Allah "O kesin haktr" der. Bylece hak yakn kelime
sine eklenmitir. Burada sz konusu olan bir eyin kendi kendisine izafe edilmesi de
ildir, nk Hak yakn'den baka bir eydir. O yaknin halisi ve gereidir. "Sana yakn
gelinceye kadar Rabbine ibadet et" ayetinde geen yakn ise lm demektir. (U san )
Onlarn bu konuda bir bilgileri yoktur, sadece zanna uyarlar, onu kesin (yakn) olarak ldrme
diler. (4:157)
Kuran hakk saf ve sahih yakn sayarak, hak ile yakni ayrt etmitir:
s?*
Her dnce, kukunun herhangi bir ekilde giremeyecei bir kesinlii gerekle
tirmeyi hedefler.' Buna ulamak iin her dnce sistemi, kendi zaviyesinden bu ke
sinliin gerekletii alan veya dzleme bakar. Sz gelii, felsefeyi nemseyen mate
matikinin felsefi sisteminin matematiki yaklamn yansttn grmekteyiz. Bu
durum, ynteminin kesinliine doru ykseliinde zellikle ortaya kar. Bu ba
lamda onun kesinlik gr, total bir yapda dncelerinin tikellerine egemen olur.
696
Yakn
697
Yakn
Yakn ilmin nefste yerlemesinden ibarettir. Yerlemek ise yerleenin ayns deildir,
zelliidir. O psikolojik deil, manevi bir hakikattir, ( ftht, i:629)
Allah peygamberini yle uyarmtr: Yakn gelinceye kadar Rabbine ibadet et." Bu
rada yakn lm demektir; nk lm kesin bir eydir, hibir canl gerekleece
inden kuku duymaz; sadece mhiyetinde gr ayrl vardr, ( ftht , i:295)
Yaknin ilim, ayn [grme], hak ve hakikat dereceleri vardr. Yakn iin ilim, ayn ve
hak dereceleri kabul edilmitir. nk yakn, ilim, ayn ve hak olmad halde
yakn olabilir. Byle bir yakn sahibi kesin kanaat verir. Halbuki o ilme'l-yakn sa
hibi deil, sadece yakn sahibidir, ( ftht, 11:204)
ilmel-yakn:
lmel-yakn nedir? Deriz ki, dnceden kaynaklanan kukularn yer almad deli
lin verdii kesinliktir. (FTHT, 11:132)
Aynel-yakn:
Hakkal-yakn:
698
Yakn
Hakkal-yakn nedir? diye sorarsan deriz ki, o, sebebin bilgisinden meydana gelen
eydir. Fakat bu aynel-yaknden sonra gerekleir. Aynel-yakn nedir diye sorarsan
deriz ki, mahede ve kefin kendiliinden ve bilgiden sonra verdii eydir.
( f T H T , 1 1 :1 3 2 )
Nefsini bilen Rabbini bilmitir. Ayn ekilde nefsini mahede eden de Rabbini m
ahede etmitir. Bu durumda insan bilgi kesinliinden grme kesinliine intikal e-
der. Onun zirvesine ulatnda ise, grme kesinliinden bilgi kesinliine deil,
hakkel-yaklne ulam olur, (ftht, i:3 9 o)
Sfilere gre mahede, birlik kantlaryla eyay grmek ve Hakk eyada grmek
demektir. Onun hakikati ise, hi kukusuz kesinliktir. Nitekim keif sahibi kendisini
feleklerin her bir tabakasnda grr. nk onun her bir felekte bir sureti vardr.
Sz konusu suretleri tek bir ruh ynetir ki, bu ruh sz gelii Ahmetin ruhudur. Bu
Hakkm halkta mahede edilmesidir. Sfiler mahedenin anlam iin kullanla
can belirtmilerdir:
Birincisi halk [lem] Hakta mahede etmektir. Bu, eyay daha nce belirttiimiz
gibi, birlik kantlaryla mahede etmektir. kincisi ise, Hakk halkta mahede et
mektir. Bu, Hakk eyada grmektir. ncs ise, Hakk halk olmakszn ma
hede etmektir. te bu, hakikatl-yakndir. (ftht, 11:4 9 5 )
NOTLAR:
1 Yakn hakknda bkz. lbnu 1-Arabde: el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 570; Kitabu-Kitabul-Mesail, s. 35;
Tuh/etus-Se/ere, s. 92; Bulgatul-Gavvas, s. 124. Tasavvuf dncesinde: el-Mekki, mul-Kulub, s. 119;
699
Y a r a t a n n H a k k
Tirmiz, Risalet Edebi'r-Nefs, s. 93; Serrac, el-Luma, s. 102; Kueyri, Risale, s. 44; Sheverdi, Avrifu'l-
Merif, s. 528; Gazl, Mkaefetul-Kulub, s. 143; Ctl, el-Menazirul-lldhiyye, s. 34; Makul ve'l-la Makul, s.
326.
2 Bkz. Hadis Dizini, s. 26.
Y a r a t a n n H a k k bkz. H a k k m H a k k
Y a r a t l m H a k bkz. in a n la n la h
Y a r a t l m l a h bkz. n a n la n la h
Allah bir ey var etmek istediinde, o eyin varlndan nce gelen ve anlayanlar i-
in konulmu birtakm belirtilerle ona iaret eder. Sz konusu belirtiler, olu n
clleri diye isimlendirilir ve bilin sahipleri onlar anlar. Bunlar, daha ok grnr
lemde gerekleir. Bilhassa uygunsuz bir noktada byle belirtiler ortaya ktnda,
kendisine uygun bir neticenin ortaya kmasndan korkulur, ( esfar, 22)
700
Yedullah/Yedan
NOTLAR:
Allah namaz kendisiyle kulu arasnda blmtr: Namazn birinci ksm, Fatiha
suresinden Din Gnnn sahibi ayetine kadarki ksmdr. Bu blm, kulun sa
eli gibidir; nk btn kuvvet Allaha aittir ve biz sa eli ona vermiizdir. Dier
ksm ise kula zgdr. Bu ikinci ksm, sol el mesabesindedir, o da imal yn gi
bidir; nk zayf yndr, ( f tuh at , 111:379)
zellikte birlik:
Attnda sen atmadn, fakat Allah atmtr" (8:17) ayetine gelince, burada Allah in
sann atmadn belirtmitir. Allah atmtr ise, gren ve grmeyenin eit olduu
bir eye iaret eder. Buna gre Allahn eli, ztlar deise bile, varlklarn elleridir.
(FTHT. IV:335)
Tanr Kuranda bir eli (Allahn eli onlarn ellerinin zerindedir [48:10]) ve iki eli
(iki elimle yarattma secde etmekten seni alkoyan nedir [38:75]) olduunu be
lirtmitir. Daha nce, elin anlamnn g olduunu belirtmitik. Acaba, Allah kendi
si adna neden iki elden sz etmitir, halbuki nitelikteki birlik kaynaktaki bu ikilikle
701
Yeniden Yaratma
Hak kendisini cemil ve cell sahibi diye nitelemi, bizi de heybet ve ns zelliinde
yaratmtr. Ayn ey Hakkn kendisini isimlendirdii ve kendisine nispet ettii b
tn zellikler iin geerlidir. Bu iki zellik, iki el ile ifade edilmitir ve bunlar
Hakkm insan- kmili yaratt iki eldir. nk insan- kmil lemin btn haki
katlerini kendisinde toplar. Allahn insan iki eliyle yaratmas onu ereflendirmek
amac tar. Bu nedenle lblise yle demitir: ki elimle yarattma secde etmekten
seni alkoyan nedir? (38:75). Sz konusu olan insann iki sureti kendinde toplamas
dr: lemin ve Hakkn suretleri. Bunlar Tanrnn iki elidir, ( fuss, 54)
n otlar :
1 Crcani iki el" hakknda yle der: "Etkenlik ve edilgenlik gibi, Allahn zt isimleri. simler mertebesi,
vcub ve imkn mertebesinin bileimidir. Bu nedenle bazlar, iki el vcub ve imkn mertebeleridir
demilerdir. Dorusu, sz konusu ztlk bundan daha geneldir. Bkz. Crcani, Trijat, s .279.
702
Yeniden Yaratma
His leminde ve sabit oluta her nefeste deimeler vardr, fakat zellikle kelm ve
hareketlerin dndaki durumlarda ne gzler ne de duyular bu deimeyi idrak e-
debilir. Bunun, yani bir suretin benzeri bir surete veya zdd bir surete dnmesi
nin esas, kendisine yardm eden asln bakalamasdr. Bu, suretlerdeki ilahi baka
lamadr ve O her gn bir itedir (55:29) ayetinde dile getirilmitir. Allah her gn
bir ite olunca, onun sureti zerinde yaratlm lem de her nefeste bir halden bir
dierine dnmtr. Bu yzden lem, hibir zaman tek bir hal zere kalmaz;
nk Allah srekli yaratandr. lem iki anda bir hal zere kalm olsayd, Al
lahtan mstanilik zelliiyle nitelenmi olurdu. Fakat insanlar yeni yaratmadan
kuku iindedir. ( fth T, ili: 198-99)
lemin cevheri, esasta birdir, hakikatini yitirmez; kendisinde ortaya kan her suret
ise arazdr ve her bir zaman diliminde bakalar. Hak, srekli benzerleri yaratr,
nk O srekli Yaratandr. Mmknler ise, daima yokluk ve varl kabule hazr
halde bulunur, ( f th t , i:452)
Yaratma her nefes yenilenir. Yok oma an, benzer suretin var olma andr. Bu du
rum, Earlerin grnde arazlarn yenilenmesine benzer, ( fuss, 156)
703
Y e ry z n n D oum V a k ti
Allah her nefeste tecelli eder ve tecellisi tekrarlanmaz. Keif ehli unu mahede e-
der: Her tecelli yeni bir yaratmay verir, bir yaratmay gtrr.4 Bir yaratmann gi
dii, tecelliden fani olmak ve dier tecellinin verdii ey ile bki kalmaktr. (FUSS,
126)
nsann yaratl her nefes yenilenir ve o bunun farknda deildir. Bu durum bil
mediiniz ekilde sizi ina ederiz (56.6i) ayetinde dile getirilmitir. Burada kastedi
len her nefes yaratmadr. Bu yzden her nefeste Allahn bizde yeni bir yarat var
dr. Bunu bilmeyenler, yeniden yaratmadan kuku iinde olanlardr (50:is).
(FTHT, ll:46)
NOTLAR:
1 Ibnu 1-Arab aratrmaclar halk- cedit terimini lbnl-Arab felsefesinde ba terimlerden birisi saym
lardr. Bu balamda bkz. Afifi, Mit Eyne isteka Muhyiddin Ibnl-Arab Felsefetuhus-Sfiyye, s. 39 (Burada
Afifi Ibnl-Arabnin yeniden yaratma grnde Earilerin iki anda varl srmeyen cevher ve araz
grlerinden yararlandn ortaya koyar); Afifi, Tlikat; Taftazani, Medhal ile't-Tasavvufi'l-lslami, s. 245;
Seyyid Hseyin Nasr, Selaset Hkema-i Mslim [ Mslman Bilge), s. 146 vd; Henri Corbin,
L'imagination, s. 149; Jean During, slam, s. 208. Halk- cedit Kuran- Kerim kaynakldr (35:16), (17:49)
Ancak lbnl-Arabnin sklkla kulland ayet ise (50:15) ayetidir.
2 Bkz. Ayn- Sblte/A 'yn- S a b ite .
3 Yaratlm hibir ey yaratamaz, nk o kendi asl zerinde -k i asl yokluktur- kalmaya devam eder.
4 Ibnl-Arabde halk- cedit iin bkz. el-Fthtl-Mekkiyye, c. I, s. 79, 118, 162, 188; c. II, s. 142. 205; el-
Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 253-54, 288, 348; c. IV, s. 146, 320; FussuI-Hikem, s. 125; Kitabu'l-Mesail, s. 23;
Risa!e-i la Yeulu Aleyh, s. 14.
Kelime Kuranda szlk anlamyla geer. Mahz kadnn doum haline iaret eder:
Ibnl-Arabl yeryzne tamlama yapmak iin kadnn doum halinin formundan bir
anlam dn alm, yeniden dirilii benimseyen dinlerin tasavvur ettikleri ekliyle
sadece bu iki kelimede (mehadl-arz) kyameti en nefis ve yetkin tarzda betimlemi
tir. Hatta neredeyse hibir dnrde insan olunun bu en zor saatlerinde btn
varl sevgiyle kaplayan bylesine scak bir duyguyu bulamayz.
704
Yesrib
Ey Hve [O]! Bizi kendimizden habersiz braktnda, biz de bir bilinmezlik iinde
kendimizden kurtulduk. Ardndan kendimizden habersiz kalmz ynnden sen
den bizce bilinmeyen eyleri istedik. Sonu olmayan eyi ve nihayeti olmayan eyi is
tedik. Bunun zerine bize hitap edildi: Ey Yesribliler! Sizin iin bir makam yoktur,
geriye dnnz." Sonu, ba, evveli ve hiri olmayan eyi talep ederek, topuklarmz
zerine geri dndk. Bir de baktk ki, Hve yle nida etmekte: Ey kullarm! Ben
den iinde kendimden bakasnn beni grmedii bir makam istediniz. Senin kr
ln bittiinde benim ama [krlk] mertebeme ularsn. Senin krln onu asla
sona erdirmeyecektir. (ktabu'l-ya, 129)
Y e i l l m bkz. B e y a z l m
S?"
7 5
Y e t k in le t ir ic i P e y g a m b e r lik
bebi udur: Zmrt saydam ve yemyeil bir tatr; talarn en yeili ve cevheri itiba
riyle de en safdr. Nefs, ilk Akldan daha az nurndir. Buna gre nur bir karanlkla
birletiinde, koyu yeile dner, ite bu nedenle nefs yeil bir zmrttr.
Yeil Zmrt, Beyaz nciden ortaya kan (Klli) Nefstir. (futht, 11.130)
Klli Nefs -ki o eriat dilinde korunmu levha (levh-i mahfuz) diye ifade edilir- ye
il zmrt diye isimlendirilmitir. nk O ilk Akla gre daha az nurndir.7
(F T H T , lll:2 9 6 )
N O TLA R :
' Bkz. Farabi'nin tanm iin, Essai sur la mineralogie arabe par. M. Celement-Mullet, Paris 1868, s. 65.
2 Aristonun tanm iin bkz. a.g.y.
3 ihabddin Ahmed b. Yusuf et-Teyfai'nin (640/1242) eitli kitaplar vardr: Kitabu'l-Ahcar, Kitab-
Ezhari'l-Efkar. Bkz. a.g.y., s. 10-12.
4 Bkz. ag.y., s. 64-67, 67-71.
5 bnl-Arab talarn renklerinin kullanmlarnda bazen Kuran- Kerim'in atmosferine yaklar. Bkz
(55:58), (24:35), (22:23), (35:33).
6 Baz kitaplar Klli Nefse yeil zmrt krmz yakut' diye atf yaparlar, ancak bir tek eyin bu iki farkl
nitelii kendinde toplayabilmesinin nedenine iaret etmezler. Bkz. Gmhanevi, Camiul-Usul, s. 61, 75;
Crcani, Trifat, s. 120, 279; LeCaifu'l-lm, s. 97. Ibnl-Arabnin Krmz Yakutu, Klli Nefsin simgesi
yapp yapmadna dair elimizde bir metin yok; fakat o, Krmz Yakut ile tikel nefse iaret etmi olmal
dr. Bazen krmz, nefsin ehvetlerini gstermek iin kullanlr. Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. I, s. 5;
farkl ta renk ve trleri iin bkz. Essai sur la mineralogie arabe, s. 30-32.
7 lbnl-Arabde zmrt iin bkz. htahat, s. 293; Esrar, s. 69; Ukle, s. 56; Insan- Klli, s. 6; el-Ftuhtul-
Mekkiyye, c. II, s. 675.
706
Yokluk
NOTLAR:
' bnl-Arabnin Eyay yokluktan ve yokluun yokluundan izhar eden Allah'a hamd olsun ifadesi el-
Ftht'l-Mehkiyyenin giri cmlesidir. Clnin lbnl-Arabyi eletirisi iin bkz. Insn- kmil, c. I, s.
49. C1 Hakkn eyay srf yokluktan yarattn vurgular. Ayrca bkz. Ebui-Vefa Taftazani, tbn Sebin ve
Felsejetuhu's-Sfyye, s. Z05.
2 Bkz. el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 310.
3 Bkz. fnsn- kmil, c. I, s. 49.
Y o k l u k bkz. A d e m
Kulun varlk eyliindeki hali, yokluk eyliindeki hali gibidir, (ftht, i:2 6 3 )
Bkz. e y lik .
Y o l bkz. T a r ik
nsan muhta ve aciz yaratlmtr. Bu nedenle kendisine elik edecek kimseyi ara
m, Hakk' en gzel refakati bulmu, Onunla beraber olmann -bakasna izafe
edilse bile- gerekte lemdeki her trl beraberlik olduunu renmitir. Beraber
lii bakasna izafe eden, Her nerede olursanz o sizinle beraberdir (57:4) ayetini
bilmeyendir. Hak, bulunduumuz her ynde bizim refikimizdir. u var ki bizler,
bundan perdelendik. Duyularla idrak edilen bu varlktan lm vastasyla ayrl
mz, Allaha kavumak diye isimlendirilmitir. Bu bir kavuma deildir, aksine bi
ze elik edeni grmektir. Allah gzlerimizi ondan alkoymu ve yle buyurur: "Al
laha kavumak isteyen kimsenin Allah da kendisine kavumasn sever. (ftht,
IV:2 7 7 )
7 07
Yce Ar
Y c e A r Bu terim iki farkl eye iaret eder: Yce Ar iki lafzdan meydana gel
mitir. Birincisi belirli anlamyla ar, yani Rahmann Ar; kincisi ise azim kelimesi
dir. Bu, arn niteliidir ve cisminin bykl nedeniyle kendisine verilmitir.
Bylece burada Yce Ar, Rahmanm Ardr. Yce Ar, bnl-Arabnin Levh-i
Mahfz [Korunmu Levha] anlamnda kulland bir terimdir:
Yce Ar, Levh-i Mahfz, o da klli ve sabit dnen nefistir.' (ukle, 53)
Yce Ar, Ibnl-Arabde iki ara veya iki zta iaret iin kullanlan bir terimdir. Y
ce Ar, iki kelimeden meydana gelmitir: birincisi el-Artr, ki bu, Rahmanm
Ardr; kincisi ycedir [mecid], bu da deeri nedeniyle Rahmanm Arma veril
mi bir niteliktir. Yce Ar, zelliklerinden birisiyle nitelenmi arn kendisidir.
Baka bir anlamda Ar- Mecid [Yce Ar], herhangi bir nitelik veya isme blnmeyi
kabul etmeyen terimsel ifadedir. O sadece bnl-Arabnin akl iin kulland iki la
fzdan olumu bileik bir isimdir.
NOTLAR:
1 Ayn metin iin bkz. Insan- Klli, s. 4.
708
Yce Kalem
' lbn'l-Arab harf-1 ali [yce harf] derken neyi anlatmak istediini aklamamtr. B nedenle konu hak
knda pek ok gr ieri srlm, gr ayrlklar ortaya kmtr. Davud Kayseri Risle-i llm-i
Hakaik'le (s. 4) onu a'yn- sabite diye yorumlar. Yani bizler Tanrnn bilgisinde sabit hakikatlerdik.
Ahmed Hayri bnl-Arabinin bu iki msrasm aklamak iin 230 sayfalk bir kitap yazmtr (Izaletu
ubuhaL an-Kavli'l-stazi Knna Hurufen Aliyat) Bkz. s. 35. Nablsi ise, msradaki yce kelimesini olua
ait zelliklerden mnezzeh diye yorumlar. Nabls, Verdu'l-Vrud, s. 14.
2 Bkz. Kayseri, Risale fi-ilm-i Hakaik, s. 4.
Y c e K a l e m (lahi kalem , ilahi yce Kalem , ulhiyet levhas1) kaf, lam ve mim tek
kktr ve "bir eyi d zeltm ek ve eitlem ek" dem ektir. Kalemt ez-zafr [Trna t rp
ledim ] denilir. Zayf kim se iin maklumu'l-ezfar [trnaklar t rplenm i] denilir. Kalem
de bu kkten gelir. Bir gre gre kalem , trn ak gibi kesilm esi nedeniyle bu ad alm
tr. (mucem)
S ?"
Kuran- Kerimde kalem tekil (iki ayette) ve oul (iki ayette) yer alr. Vahiy, kalemin anlamn aka be
lirtmemi, belirsiz ve mphem zikretmitir; yine de zerine yaplan yemin ona belirli bir kutsiyet vermitir:
Nun! Kaleme2 ve yazdklarna yemin olsun. (68:1)
Yeryzndeki aalar kalem olsa, deniz de mrekkep, ardndan yedi deniz ona yardm etse,
Rabbinin kelimeleri tkenmezdi. (31:27)
Hangisi Meryem'i himayesine alacak diye kalemleriyle4 kura atarken de, ekiirlerken de sen
yanlarnda deildin. (3:44)
S?"
lbnl-Arab Tanry ilk bilen5 ve btn lemin kendisinden meydana geldii ilk var
la, hakikatinin birliini zedelemeyen bir grup isim verir: ilk Akl, yaratmada vasta
olan Hak, Yce Kalem6 (K a le m -i A l ), Kll Ruh, Adalet, ilahi isimlerin istivagh,
tedvin ve yaz leminin sultan, isimlerinin okluu Tanrmn birliine zarar verme
dii gibi, bu ilk varln isimlerinin okluu da isimlendirilenin hakikatinin tekliine
zarar vermez.7 Bu isimleri, tek hakikate ait bant ve ynler meydana getirmitir.
Buna gre bu ilk yaratlm, Tanrmn Muiz ve Mzil8 gibi isimlerinde olduu gibi,
bir adan Kalem diye isimlendirilirken, baka bir adan Akl diye isimlendirilmi
tir. Acaba o hangi ynden kalem ismini hak etmitir? bnl-Arabl varla yazlm
bir kitap diye bakar. Ondaki her tikel hakikat bir harf,9 birleik her hakikat bir ke
709
Yce Kalem
limedir.10 Bu lem tedvin ve yaz lemi diye isimlendirilmitir. Bu lemdeki ilk var
lk, doal olarak, Kalemdir, onun vastasyla tesir gereklemi, varlk (kitap) mey
dana gelmitir, isimlendirilen tek, isimler oktur:
lk Akla kalem dememizi salayan ynden farkl baka bir sebeple akl deriz. Ka
lem demeyi gerektiren yn, ruh demeyi gerektiren ynden farkl, o da kalp demeyi
gerektiren ynden farkldr. Hakikat tek, verilen hkm farkldr. Bu nedenle ruh
lar ve suretler eitlenmitir. Ayn ey Tanr iin sz konusudur. Onun hakikati de
bir olsa bile, Hay, Kayyum, Aziz, Mtekebbir, Cebbar gibi doksan dokuza kadar
varan isimle isimlendirilmitir. u halde hakikat tek, hkmler farkldr." ( f t ht ,
11:394)
z gerei deil, renme yoluyla bilgiyi alan ilk renci, lk Akldr. Bylece Al
lahn bildirdiklerini renmi, Allah ona rendiklerini kendisinden yaratt Ko
runmu Levhaya yazmasn emretmi, onu Kalem diye isimlendirilmitir, ( f t h t ,
111:399)
Tanr irade kalemini bilgi12 okkasna batrm, kudret eliyle Korunmu Levhaya
olmu, olan, olacak ve olmayacak her eyi yazmtr. Olmayacak derken, Hak olma
sn dileseydi -ki dilememitir- meydana gelecek eyleri kast etmekteyim, ( f t ht ,
1:3)
Kalem okkaya gre ayrntlandrma; Levhaya gre zetleme mahallidir. Okur, Ka-
lemi bazen ayrnt bazen zetleme mahalli yapan bnl-Arabnin elitiini zanne
der. Bu noktada IbnT-Arabnin anlatmak istedii yn ve durum karsnda srekli
uyank olmak gerekir. bnl-Arabnin btn felsefesi, deta bir bant ve grecelik
felsefesidir. Hibir hakikat bnl-Arabde duraan ve tanmlanm mhiyetle ba
msz deildir; her hakikat birtakm isim, tamlama ve bant toplamndan ibarettir.
Kalemin zerinde olup okka denilen -ki Nundur- ve ondan alan yaratlm bir
varlk yoktur. Onun Nun olmas -okka demektir- ztnda zetlenmi halde tad
ilimlerden ibarettir. Sz konusu ilimlerin ayrntl halde zuhuru, Levha, yani Levh-i
Mahfzda gerekleir. Bu yzden kalem, zetleme, Nefs ise tafsil mahallidir, (u kle,
ss)
710
Yce Kalem
Kalem zikredilen iki anlamda zel bir zt ve ahsiyete sahiptir; nk belirli zellik
ve niteliklere sahip bamsz bir hakikattir. Fakat kendisini elde eden herkese veril
mi bir nitelik olmak iin, somut anlamn yitirir.4 Bu anlamda Kalem, edilgenliin
kart olarak etkinlik; diiliin kart olarak erkeklik zelliidir.5 Fiil zelliine sa
hip herkes Levha olsa bile, Kalemdir. Mehur Yce Kalem bile, Tanrnm etkisine
vasta ve konu olmas ynnden baktmzda, Levha haline gelir. lemdeki her e-
ser, iki nclden6 meydana gelmi bir neticedir; sz konusu iki ncl bnl-Arab-
nin diliyle etken ve edilgen veya Kalem ve Levhadr. Eser, lbnl-Arabnin nikh di
ye isimlendirdii Kalem ve Levha arasndaki zel bir hareket sayesinde meydana ge
lir. Kalemler ve Levhalar varlkta oalr, nk onlar her fiil ve eserde meydana ge
lir.
Fiil zellii olarak Kalem:
Korunmu Levha kendi altndakiler iin Kalemdir. Her etkin ve edilgen, ayn za
manda Levha ve Kalemdir. (ukle. 5 6 )
Hakikate ermi bir eyhin talebe ve akirtleri, onun yaz ve harfleri iin ortaya ko
nulmu oyulmu levhalar, flemesi iin istidat kazanm kabiliyetlerdir. Bylece,
onlara srekli sr ruhlar flenir ve kutsi mnlarn harfleri izilir. (mevakI, 126)
Levha, Akim ifade mahallidir. O Akl iin (ilk Akl: Kalem-i A'l), dem iin Havva
ne ise odur. Nefes-i Rahmnden meydana geldii iin nefs diye isimlendirilmitir.
Allah onu Akldan meydana getirmi, kendisine aktarlan kabul mahalli, yazlacak
eyler iin de levha yapmtr, (ukle, 55)
nsan ahsm (Varln Levhasnda) izen Kalem iki tanedir: birincisi fleme diye i-
simlendirilmi Kalem; dieri erkeklik zellii olan Kalem. Sz konusu Kalem ile ya
zan ilk kii, beeriyetin annesinin Levhasmda insanln babas olmutur. Kalem
erkek; Levha kadndr. Bazen adam, fleme diye ifade edilmi Kalem iin bir Lev
ha'7 olabilir. Bu duruma rnek olarak Hz. sa8 ve Meryemi verebiliriz. Duyulur'9
Kalemin duyulur Levhaya iziinden zelde kii kurtulmutur: dem, Allah
onu iki eliyle yaratmtr; Havva ve sa (a.s.) ise bu izilmenin yarsndan salim
kalmlardr. (mevakI. 125)
Levha, sz konusu llahi-Yce Kalemin yazm olduu eyler iin bir mahal ve mev
zi idi. Bylece Kalem ve Levha arasnda, makul ve manevi bir nikh,20 grlr, du
yulur bir netice (Klli Tabiat) vard, (ftuhat, 1:139)
lbnl-Arab tekil kalem ile oulu a k la m ' [kalemler] ayrt eder, bu noktada Kuran-
7H
Yce Kalem
n o tlar:
' lbnl-Arab yle der: Gklerin ve yerin kendisi vastasyla yaratld Hak -k i o Ulhiyet Levhas ve
Yce Kalemidir- zuhur ettiinde (Kitabu'l-Mesail, s. ). Burada Yce Kalemin Ulhiyet Levhas diye
isimlendirildiini grmekteyiz. Bunun nedeni, onun ulhiyein etkisine ak olmasdr.
2 Kalem Levhay izen veya kendisiyle izilen eydir. nemine binaen Allah Kalem zerine yemin etmi
tir (Beyzv, Envar, c. II, s. 373).
J Kalem ile retendir." Yani Kalemle yazmay retendir.
4 (Kalemlerini): Yani kura ekmek iin kadehlerini atarlar. Bir gre gre, Tevrat yazmak iin teberrk
niyetiyle kalemleriyle kura atarlar demektir (a.g.y., c. I, s. 67).
5 Bkz. lk A kl.
6 Clnin Yce Kalemi tanmlamas iin bkz. G l, Insan- Kmil, c. II, s. 5.
7 Bkz. lahi sim.
8 Bkz. lahi sim.
9 Bkz. Harf.
Bkz. K elim e.
11 Bkz. lahi sim.
12lbnl-Arabl Kalem ve okkay bilgi ve irade mesabesinde sayar. Bu benzetmedeki biimsel dellet ak
tr. Buna gre ilahi ilim (meiyet), iradeden daha geni ve kapsamldr. nk irade, varlkla ilmin bil
dii eyleri belirler. Ayn ekilde Kalem de okka gibi kapsaml deildir, bilakis okkadan birtakm keli
meleri harite belirler. Bkz. M eiyet.
,JNun=okka veya mrekke. Nun hakknda bkz. Istlaha!, s. 294; el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II, s. 130;
Istlahat, s. 85; Sehl b. Abdullah, Tefsiru'l-Azim, s. 106; Aff, lbn Kas i ve Hah'n-Na'leyn, s. 83.
14Burada Kalemin yce niteliinden ayr olduu grlmektedir.
19Bkz. Levh-I M ahfuz Dii.
,sBkz. E ser, M essir, M osser-Flh ve T e s lis.
17 Levha olarak, yani edilgen veya dii olarak, bkz. Dii.
,8lsa (a.s.) iki eyden var olmutur: ilahi fleme ve Meryem. Hz. sa erkek olsa bile, deyim yerindeyse,
burada Kalem mertebesini tekil eden ilahi flemenin etkisine konu olmutur.
712
Yksek Cinsler
15bnl-Arab duyulur Kalem ve Levha ile duyulur etken ve edilgeni veya erkek ve diiyi kast eder. Bu
husus, lbnl-Arabinin zikrettii rnekten ortaya kmaktadr: Adem, Havva ve sa. dem, maddi
bir ana ve baba, yani erkek ve kadndan var olmamtr; Havva tek maddi asldan var olmutur -k i o
Ademdir- bylece de bu izginin yarsndan salim olmutur. sa ise Havva gibi, tek bir asldan var ol
mutur. O asl da Meryemdir ve bylece de sa bu izginin yarsndan kurtulmutur.
lbnl-Arab insan sevgisinin durumlar hakknda maddi formlar ve yaygn lafzlar benzetme olarak
kullanmtr. O bu tavryla ada analitik psikolojiye yabanc bir konu deildir. Burada sadece Dr.
Yafi'nin u satrlarn aktarmakla yetineceiz. amzda analitik psikoloji ekollerinin ve Freud, Adler,
Jung ve onlar takip eden byk statlarn eserlerinin yaygnlamasyla birlikte Hristiyan mistisizmi -
zerinde birtakm almalar yaplmtr. Aratrmaclar, kendi tabirlerince, bu mistiklerin libidonun ar
zularn kontrol etmek ve cinsel isteklerine gem vurmak istediklerini dnmlerdir. Mistikler bu ne
denle de ibadet, zht ve tefekkr yntemlerine ba vurmulardr. Fakat ilk arzu ve istekler, kendi bi
linleri dnda, tekrar kendilerine egemen olmu ve ifade biimlerini etkilemitir. Kilise babalarnn bir
ksm ise onlarn grlerini reddetmilerdir." Dr. Yafi, bu sulamay reddeden aadaki kymetli eser
lere bavurmamz nerir: James Leuba, Psychologie du mysticisme religieu, x.; Rev Franaise, de
psychanalyse, 1948 N 2; Emmanuel Aegerter. Le mysticisme, ed. Flammarion (bu kitapta doktorlarn ruh
sal cezbe halleriyle histerik halleri karlatrdklar Le mysticisme psychologique' balkl bir blm var
dr. Baka bir blmde ise sfi gveylerden sz edilir. Bu blmde, aziz ve azizelerin syleyegeldikleri,
vuslata benzeyen baz ar ifadeler zikredilir. Bilhassa Mystique et conlnence La sigmjication du symbolisme
conjugal dans la vie mysticjue (eser, Katolik dindarlarn dini bir kongre vesilesiyle yazdklar aratrmalar
ierir). Bkz. Dr. Abdlkerim Yafi, Dirasat- Fenniye, s. 306-314. Dr. Yafi eserinde Hristiyan mistiklerin i-
fadelerinde geen duyusal tabirler sorununun Msmlan sfilerin ifadeleriyle de ne oranda rttgne
dikkat eker. Ardndan da her zaman aina olduumuz bilimsel bir yntemle bunlarn gerek sebebini
aklayarak szlerini tamamlar.
2' Bkz. Hadis Dizini, no. 23.
22Ibn'l-Arab'de Kalem hakknda bkz. nsan- Klli, s. 4 (Kalem=ilk Akl=el-Hak el-mahlk bihi); el-Mim
vel-Vav, s. 13 (Kalem=Vav); Bulgatu'l-Gavvas, s. 9 (Kalem), 131 (Yce Kalem).; Ukletu'l-Mstevfiz. s. 52
(Kalem); Ukletu'l-Mstevfiz, s. 52 (Kalem); el-Ftuht'l-Mekkiyye, c. I, s. 148 (Kalem, Levha); c. II, s. 95
(lk Akl), 130 (Kalem, Nun), 250 (Yce Kalem); c. III, s. 28 (Kalem: Akl), 342, 444; el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. IV, s. 387 (Kalem-Aklam); Divan, s. 46; DrretI-Beyza. Burada bnl-Arab Yce Kalem
mertebesinden sz eder; Mevahiu'n-Ncum, s. 79. (Burada anlald kadaryla tbnl-Arabi Kalemi ter
cman anlamnda kullanr. Sz gelii Dil kalbin kalemidir" der).
23 Bkz. Levh-I M ahfuz.
24Burada bnl-Arab kalemlerin saysn 360 yapar. Bu rakam, baka bir balamda lbnl-Arabnin Yce
Kalem'in ynleri sayd rakamdr. Buna gre Kalemler, Yce Kalemin ynleridir (.el-Ftuht'l-
Mekkiyye, c. I, s. 148).
Bu nc eyin ierdii hakikatler ilk hakikatler veya yksek cinsler diye isimlen
dirilmitir. (na, 19)
713
Z a c ir
Z a c i r bkz. K a lp
S?"
Zuhur: Galip gelmek.
Yaknlarm sizin iin Allah'tan daha m nemli ki, O'nu ardna atp (zahriyyen), unuttunuz.
(11:92)
Zihar: Erkein boanma maksadyla eine Senin srtn bana anamn srt gibidir demesi.
Zihar yaptnz (tzahirune) elerinizi analarnz yerine koymamtr. (33:4)
S?"
bnl-Arab gerekten de klcn iki ucu, yani zahir ve btn ynleri zerinde maha
retle yryen kimselerden saylr. Bazen sayfalar dolusu zahir diliyle2 konuur ve
okuyucusu onun zahir mezhebinde olduunu zanneder; ardndan sfiliinin gizem
li ynyle, btn meselelere dalmakta gecikmez ve onun btn olduunu dn-
714
Zahir Btn
rz. En dorusu, Ibnl-Arab aratrmaclar gibi acele edip onu bu iki nitelikle nite-
lememektir. Aksi halde bu acelemize lbnl-Arabye kar su-i zann da eklemi olu
ruz ve deriz ki: lbnl-Arab! btn! inancn avamn nnde sergiledii zahir diliyle
gizler.3 Byle yapmak yerine bnl-Arabnin zahir ve btn karsndaki tutumunu
incelemeliyiz. Ibnl-Arab srekli Muhammedi makamda4 bulunduunu tekrarlar.
Bu durum, bilinen kadem zere olmak anlamna gelir. Hz. Muhammedin peygam
berlii avam ve sekin btn insanlar kapsad gibi, bnl-Arab! de yazlarnda eit
derecede sekinlere ve avama ynelir ve btn zahirde gizlemez; bunun yerine btn
zahiri teyit eder ve kemle erdirir. nk bnl-Arabnin felsefesinin ierii, zahir
ve btnn beraberce bulunmasyla kemle erebilirdi.5 lbnl-Arabnin zahirilie ve
ya btmlige nispeti zerinde pek durmayacaz, bunu bnl-Arabnin teorilerini
aratranlara brakp bnl-Arabnin dncesinde zahir ve btnn anlamn gre
bilmek iin metinlerine geeceiz. lbnl-Arab el-Evvel [ilk] ve el-hire [son] ele a-
lnan konunun dnda, ncelik ve sonralk anlamyla bakar. Dolaysyla ona gre bu
iki terim, mevzuun tanmna girmez. Sz gelii insan ele aldmzda, evvel ve hir,
deyim yerindeyse, mebde ve merci mesabesindedir. Buna karn zahir ve btn insa
nn tanmna girer. Dolaysyla bnl-Arabnin sz konusu iki terime bak tekvn
bir baktr. Varlktaki her eyin zahir ve btn vardr: Hak, olu, insan, mnlar ve
fiiller vs. O halde hangi zahir ve btn kastettiini renebilmek iin, lbnl-
Arabin zahir veya btn ibaresini tekrarlad her cmleye dikkat gerekir.
Hak kendisini zahir ve btn diye nitelemi, bu nedenle lemi de gayb lemi ve
ehadet lemi diye yaratmtr. Bylece btn gayb ynmzle, zahiri de ehadet
ynmzle idrak ederiz.6 ( fuss, 5 4 )
Kevn [olu] zahir ve btna ayrlr. Allah btn emir, zahiri ise halk diye isimlendi
rilmitir ve yle buyurur: Dikkat ediniz: Halk ve emir Ona aittir" (7:54). Baka bir
ayette ise Ruh Rabbimin emrindendir" buyurur (17:85). ite emir lemi, gayb le
midir.7 (BG .128)
Her ey zahir ve btn olarak Tanrnn nimetidir. Zahir nimet grlen eylerdir; b
tn nimet8 ise bilinen fakat grlmeyen nimetlerdir, ( ftuhat, IV:97)
Aadaki metinlerde dier eyadan sarf- nazar ederek, sadece Hakkn zahir ve b
tnn inceleyeceiz. nk, onlar bnl-Arabnin varl ve yaratmay yorumlay-
nda bir boyut kazanrlar. ez-Zahir lemdeki suretlerin, el-Btm ise mnlarn asl
ve kaynadr. Bu noktada suret ve mnlarn ikiliini dikkate almalyz.
7H
Zahir Btn
Hakkn ez-Zahir ismi lemdeki btn suretleri verir. El-Btn ise grnen suretle
rin gizledii mnlar verir, ( ftht, iv:214)
Geen ifadelerde zahir ve btn ikiliini ve her birisinin kendi ieriiyle dierinden
ayrln grmekteyiz. Fakat bnl-Arabnin dnce dnyasna nfuz etmi birle
tirici tavrnn ortaya kmas gecikmez. Bylece Ibnl-Arab greceli bir ikilikten
gerek birlie geer ve zahir ve btn tek varln getii bir merhale haline gelir.
Tek varln bir zuhuru -ki, o lemdir- bir bnnl" vardr -ki o da isimlerdir-12
bir de zahir ve btnlg birletiren ve ayran orta mertebesi vardr. Bu berzah ile
zuhur btnlktan ayrlr.'3 Sz konusu berzah, insan- kmildir.14 Zuhur btnln
aynas, btnlk ise zuhurun aynasdr. Bunlarn arasnda bulunan ise zet ve mufas
sal olarak, her ikisinin de aynasdr. (mrat, 6 )
Ibn'l-Arab bu metinde lemin zahir, isimlerin btn, insann ise isimlerin hakikat
leri ile zuhur eden olduuna iaret eder. Bu noktada aknz: ez-Zahir lem, el-Btm
ise isimler nasl olabilir? Ez-Zahir de isimlerden birisi deil miydi? Ez-Zahir nasl o-
lur da lem olur ve el-Btna ilahi bir isim olmas ynnden tbi olur? Aadaki
metne bakalm! Ibnl-Arab birlik grne dalar ve zahir ve btn tek varln
merhalelerinden birisi saymak yerine - k i byle bir tavr bu merhalelerin ikiliini
kabul demektir- bunlardan her birisini dierine irca eder. Buna gre, zahir btn,
btn da zahirin ta kendisidir:
Hak btnlmda zahir, zuhurunda btn, hirliginde evveldir. Hak, el-Evvel, el-
hir, el-Btm, ez-Zahiri kuatmtr. Nitekim Allah yle buyurur: Allah arkala
rndan onlar kuatmtr" (8 5 :2 0 ). (TEZKRE, 60)
Acaba lbnl-Arab lemi bir kez zuhur eden, baka bir defa mazharlar yaparken e
Zahir Btn
liiyor mu? Asla! nk daha nce evvelin anlamnda da grdmz gibi, varlk
taki her eyin bir zahiri ve btn olduu gibi, ez-Zahir isminin de bir zahiri ve bir
btn vardr. ez-Zahir isminin zahiri onun mazhandr, baka bir ifadeyle ez-Zahir
isminin zahiri lem ve insann zahiridir; btn ise ilahi bir isim olarak, kendi haki
katidir, ki o da insann b tn d r.tb n l-Arab buna iaret etmeden, ez-Zahir ismi
nin zahirinden ve btnndan sz eder ve okuyucusunu aknlkta brakr:
Hz. Peygamber yle buyurur: Allah demi kendi sureti6 zerinde yaratmtr.
Dolaysyla dem btnnda halden hale girer, zahirinde ise sabittir. Zahirde bu
lunmayan hibir organ fazladan meydana gelmez, btnnda ise tek bir hal zere
kalmaz. O halde dem sabittir ve deikendir. Hak da zuhur edici ve btn olmakla
nitelenmitir. O halde Hakkn zahiri eitlenir, btn sabittir. Hakkn btn insa
nn zahirinin ayn, Hakkn zahiri ise insann btnnn ayndr. Ey yaratlm! Senin
zahirin Hakkn el-Btn ismi, btnn ise Hakkn ez-Zahir isminin zelliinde yara
tlmtr. (FTHT, IV: 135)
717
Zahir Btn
Hak mmknde zuhur eden, mmkn ise Hakkm mazhardr. Mazharn istidad
vastasyla zuhur edene isim verilir. Bu yzden zuhur edene ismi veren mazhardr.21
Hakkn mmkn hakikatlerin mazharlarnda zuhuru, mmknlerin istidatlarna
baldr. Bu nedenle zuhur edenin zellikleri deiir. nk Hakkn zuhur ettii
hakikatler deimitir, ( ftht, ii: 1 6 6 )
Hak, lemdeki mazharlarda zuhur edendir. lem, onda zuhur edeni kendisinden
uzaklatrmak veya 'mazhar olmamak gcne sahip deildir. lem 'imkn diye ifa
de edilen eydir.23 lemin hakikati imkn [var olmas ve olmamas eit] olmasayd,
nuru kabul edemezdi. Nuru kabul etmek, Hakkm kendisinde,zuhur etmesidir. -
lemdeki eylerin hakikatleri, kendiliklerinde bir istidat zerindedirler ve onlar,
kendilerinde zuhur edende hakikatlerinin gerektirdii eye gre hkm verir. By-
lece suretleri, kendilerini kuatanda ortaya kmtr ki, onlar ihata eden Haktr.
Bylece Ar, Krsi, felekler, melekler, unsurlar ve treyenlerden sz edilmitir.
Halbuki sadece Allah vardr, ( ftht, i t i i )
Hak zuhur edenin ayndr,24 zuhur eden ise Onun ayn deildir.25 Hak zahir oldu
u gibi ayn zamanda zuhur ederken de btndr. Hak eyann benzeridir, eya ise
Onun gibi deildir. nk Hak onlarn ayn, onlar ise Hakkn ayn deillerdir.
(FTHT, ll:488)
Eyann ayn olduu halde26 eyay izhar edeni tenzih ederim. (FUSS, 25)
N O TLA R :
1 IbnI-Arab yle der: Ama O evveldir, hirdir, zahirdir, batndr (57:3) ayetinde ifade edilen, Hakkn
zahiridir.
2 Zahir eriat dili, btn ise hakikat dilidir. lbnul-Arab her iki kelimeyi, (2:129) ayette geen hikmet ve ki
tapla eanlaml kullanr. Ayn zamanda onlar bilgi ve anlayla eanlaml da kullanr, bkz. Tezhari. s. 9-
10.
7 T8
Zahir Btn
719
Z a m a n n d e m i
Z a m a n n d e m i
Bu ifadeden zamann deminin her devirde tek kii olduu anlalr. Bazen o,
sfilerin ve bnl-Arabnin Kutup dedikleri kimsedir; fakat onu kutuptan ayrt e-
den bir zellii vardr, o da kadem-i Muhammeddir. Kutup bazen sev, bazen Mu
sev merepte olabilir, fakat zamann veya devrinin demi sadece Hz. Muham-
medin merebinde olabilir. u halde insan- kmil Muhammeddir (a.s.) ve o devrin
kmili eklinde gzkr. Bu nedenle Ibnl-Arab demin ilk tafsl4 ve Muham-
medin (a.s.) kuatclmn ilk tezhr olduu grndedir. Dolaysyla zamann
demi, baka bir ifadeyle, zamana bal ortaya kan hakikatlerin kendisinde pe
pee zuhur ettii kimse insan- kmildir. Buna dem kelimesindeki hilafet5 kavra
mna dair gndermeleri de eklemeliyiz.
N O T LA R :
N O T LA R :
Meiyet, Arn zt, yani onun mlkdr. Baka bir ifadeyle iradenin ilimesi iin,
720
Zt smi Mertebe smi
Meiyet Arr ztdr; onda bakasna ynelik ortaya kacak bir balant veya eser
yoktur, ( ftht, iv:4s)
lahi isimlerin ilki el-Vahid el-Ahaddr [Bir, Mutlak Bir). Bu, bileik bir isimdir ve
bununla iki ismi kastetmiyoruz. el-Vahid el-Ahad, isimlerin ilkidir; nk isim, de
llet etsin diye konulmutur. Bu isim, Ztn kendisine dellet eden bir zel isimdir.
Fakat onun Zta delleti, eyaya ait donuk isimler gibi isimlerle nitelenmilii y
nnden deildir. Ztm zel ismi olmada el-Vahid el-Ahad isimlerinden daha zel
bir isim yoktur;' nk O Hakkm ztna zg bir isimdir ve bu kelime rtme yo
luyla onu ifade eder. Dersen ki. Allah ismi el-Vahid el-Ahad isminden daha nce
olmaldr, nk Allah ismi el-Vahid el-Ahad ismiyle nitelenir, bunun tersi doru
deildir. Deriz ki, Allah isminin gsterdii ey, iindekilerle birlikte lemin varln
talep eder. Bu yzden bu isim, bir hkmdar veya sultan ismi gibi kendisine aittir;
dolaysyla Allah ismi zta deil, mertebeye ait bir isimdir. El-Ahad ise zta zg bir
isimdir ve hakikatten baka bir eye delleti dnlemez. Bu nedenle Allah ismi
nin isimlerin ilki olmas geerli deildir. O halde geriye sadece el-Vahid ismi kal
mtr, nk bu isimden bir terkip olmakszn hakikat akla gelir, ( ftht, 11:56-57)
N O TLAR:
' Bkz. Ibnl-Arabde isim ve ismin ksmlar. bnl-Arab sadece Allah ismini Hakkm zel ismi yapmak
ta ve onu Zt'a tam olarak dellet eden isim olarak grmektedir.
Z t M a k a m Zt makam ulhiyet gibi herhangi bir bant veya bir isim ve nitelik
ynnden deil, lemlerden mstani zt ynnden Tanrya zg makamlardr.
Hrriyet ilahi deil, zta zg bir makamdr. Kul asla mutlak hrriyete ulaamaz,
nk o Allahn kuludur ve kulluk azatlk kabul etmez. Tamlama ve rablk varken
hrriyet mmkn deildir. Ulhiyet bir tamlamadr. Tanr ile yaratklar arasnda
721
Zt Mahedesi
bir iliki, hatta herhangi bir tamlama bulunmayp, o lemlerden mstani olduuna
gre, hrriyet sadece Onun zt iin sz konusudur. Hibir varlk o ztla irtibatl
deildir, ( f t h t , 11:226)
Sadece bir imek ister ifadesine gelince: Hakk mahede edecekleri bir mekn on
lara gerekir. Onu imee benzetmitir, bunun nedeni zti uhdun ve me
kndan hzla ayrlmas nedeniyle imee benzemesidir. imein mahededen
sonra bulunduu mekn ise brak, yani imein kendisinde bulunduu mekndr.
( tercman, 60)
Zt! mehed:
imek aydnl, ztn mahede edildii mahal, yani mehed-i ztidir, ( tercman,
66 )
te bu, velilerin skunet bulduklar dinginlikleridir. Bu hal onlar iin srekli
gereklemez, onlar bu halde imekler gibi bir anda bulunurlar. Sz konusu din
ginlik hali, kalc olmamakta, Ztn mahede edildii mahedelere benzer.
(FTHT, 11:98)
Z t T e c e llis i Zt tecellisi, Tanrnn ztyla eyaya veya eya iin tecelli etmesidir.
Her iki halde de hakikat ehli onu kabul etmez. nk Hakkn tecellisi yaratklar
nn suretlerinde, baka bir ifadeyle mazharlarda olabilir. Hakkm mazharlarda tecel
lisi, tecelli hakikatler hakikatine dair bir bilgi verirse zt! tecelli diye isimlendirilir.
722
Zat badet Emir badeti
NOTLAR:
' Ibnl-Arab Kitabl-Mesail'de (s. 7) yle der: Zttan kaynaklanan tecelli anlatlamaz, mahede edilir
ve sadece sekinlerce mahede edilebilir....
2 Bkz. H ak ikatlerin H akikati
"Gklerde ve yerde bulunan her ey, gne, ay, yldzlar ve dalar Ona secde e-
der? (22:18). Burada sz konusu olan, bir tecelliden kaynaklanan zti ve ftr ibadet
tir. Hak kendilerine tecelli etmi, onlar da Hakk sevmiler ve herhangi bir teklif
olmakszn zlerinden kaynaklanan bir sebeple onu vmeye ynelmilerdir. Bu,
mstahak olduu vg nedeniyle, Hakkn o varlklara yerletirdii zt ibadettir.
(FTHT, 11:328)
Allah yle buyurur: nsanlar ve cinleri bana ibadet etmeleri iin yarattm" (51:56).
Onlar, kendisini bilmeden Hakka ibadet edemez. Onu bildiklerinde ise zlerinden
kaynaklanan ibadeti yerine getirir. Hak ibadet etmelerini emrettiinde ise nceki
zti-genel ibadet devam etmekle birlikte, Ona boyun eerek ibadet ederler.
(FTHT, 11:41o)
Asl ibadet, mmknlerin mmkn olular itibariyle talep ettikleri eydir. Feri i-
badet ise efendisinin mstahak olduu vg ve insann kulluunun gerektirdii
ynden, kulun kendilerinde ilahi bir bildirime muhta olduu amellerdir, ( ftht,
11:308)
Allah'n dndaki her eyde bulunan ibadet iki ksma ayrlr: birincisi zt ibadettir.
Bu, Hakkm mstahak olduu ibadettir ve bir ilahi tecelliden kaynaklanr. kincisi
ise emre bal vad ibadettir. Bunu bildiren de peygamberliktir, ( ftht, i:256)
723
Zevk
Z e v k Zel, vav ve k a f tek anlam l bir kkt r. "Bir eyi tatm a duyusuyla ren m ek"
dem ektir. Sonra bu anlam dan m ecaz an lam lar tretilm itir. Dilci Halil'in kitabnda: "n
sana gelen her sevim siz eyi, insan tatm tr (ze vk )" denilir, ( m u c em )
Zevk kelimesinin kk anlam Kuran- Kerimde geer. Bir eyi tatma duyusuyla renmek.
Derileri olgunlatnda, azab tatmalar (zevk) iin derilerini bakasyla deitiririz. (4:56)
SP"
Basitliine ramen zevk tasavvufi bilginin yapsnda byk bir neme sahiptir, n
k: 1) Zevk sfilerle yaplan btn tartmalarda ayrm noktasn temsil eder. Bu an
lamda zevk, tasavvufi tecrbeyle, hatta ortak olunamayan her ey ile yakndan ilgili
dir. Sfiler, zevkten tasavvufi tecrbeyi tatmayan kimseye kar bir set meydana ge
tirerek, zel dnme tarzlaryla sfi olmayanlardan bu sayede ayrlrlar. 2) Sfilere
gre zevk bilgi yntemidir. Zevk yoluyla elde edilen bir ey, ancak zevk vastasyla
renilebilir, bu ilimden nasiplenmek sadece tadana mahsustur. Bu son noktann en
keskin delili, tasavvufi mahfillerdeki hretinde kendisiyle Eb Medyenin1 Raiyye"
kasidesinin boy lebildii, bn Bint el-Melkin mehur Haiyye kasidesidir. air
kasidenin giriinde yle der:
Kavme [sfiler] gre zevk, tecellinin ilk balangcdr. Zevk kulun kalbine anszn
gelen bir haldir. Bu hal kalpte iki nefes mddetince kalrsa rb adn alr. irb'den
sonra tadlacak bir ey var mdr, yok mudur? Bu konuda sfiler gr ayrlgmda-
drlar. ( ftht, i:548)
Sfilerin zevk, tecellinin ilk balangcdr ifadeleri, her tecellide bir asln bulun
72 4
Zevk
Sofiler bylece, zevki tecelliye balarlar ve onu reyy ve irb1ten [imek] nce sayar
lar. bnl-Arabi zevkin tecelliye balan yntemini aratrr ve zevk ile riyazet ve
mchedenin hkmne bal tecelli arasnda diyalektik bir iliki kurar. Buna gre
zevk, bir yandan tecelliyi verir: tecellinin deerlendirilmesi; te yandan tecelli, zevki
verir: tarzn.
Zevk tecellinin farkllamasyla farkllar. ayet tecelli suretlerde ise zevk, hayaldir;
ilahi ve kevn isimlerde ise zevk akldir. Hayal zevk, sonucu nefste gzken, akl
zevk ise sonucu kalpte gzken zevktir. Nefsin zevki, alk ve susuzluk gibi
mchedelere yol aarken, akl zevki, nefs riyazetlere ve huylar gzelletirmeye
yol aar, (ftht, i:5 4 8 -9 )
Sfilerin bu konudaki (irb'den sonra reyy veya baka bir eyin olup olmad ko
nusunda) grleri birbirinden ayrdr, (ftht, H:5 4 s)
Bir ey rendiinde, insana o eye dair zevk sahibiymi gibi gelir, halbuki gerek
yle deildir. nk zevk, tecelliden olabilir, ilim ise bazen doru ve gerek haberi
nakletmek sayesinde de gerekleebilir, (ftht, i:S46)
725
Zikir
Hzr, bulunduu makam hakknda Musann bir bilgisi olmadn rendi, Hzrn
da Musann sahip olduu ve Allahn kendisine rettii ilim hakknda bir zevki
yoktu, (ftuhat, s, 217)
Allah sizleri Ruhul-Kuds ile desteklesin! Daha nce size bildirmitim ki, sev olan
Kutup, iki mirasn kendisinde birletii kimsedir: edilgenlie yol aan ruhani miras
ve Muhammedi miras. Fakat bu sann zevkindendir. (ftuhat, s, 3 3 8 )
Her makam iin yle bir art yoktur: nsan bir makama zevk yoluyla girdiinde, o
makamn ierdii btn bilgileri ayrntl bir ekilde elde eder, (ftht, as, 606)
NOTLAR:
Eb Medyen'in kasidesi yle balar: Yaamann keyfi fakirlerle sohbetten baka nedir/Onlar sultanlar, e-
mirler ve efendilerdir
1 Ibnl-Farz yle der: Telvih: Yani tadann anlad/Atklamaya gerek olmayacak ekilde
Z ik ir Zel, kafve ra, iki kke sahiptir ki, dier alt an lam lar bu iki kkten ortaya km
lardr. " o cu klarn d an ka erke ktir" anlam nd a Kem ez-zikeret min-veledike? denilir.
D ier kk ise nesit [u n u ttum ] kelim esinin zdd olarak zekert [hatrlad m ] kkdr.
Sonra dil ile zikretm ek de buna dayandrlm tr. "O nu u n u tm a" anlam nd a calhu
minke ala zikr denilm itir. Zikir, "ykseklik ve ere f" dem ektir, (mucem)
S?"
Tirmiz Kuran- Kerim'de1zikir kelimesinin benzerlerini belirlemi ve bunlar dokuz ile snrlamtr.
Namaz:
eref:
726
Zikir
Allah kendisini zikredenle8 birlikte oturur. Oturan ise zikredene grlr. Zikreden
kendisiyle birlikte oturan Hakk grmezse, gerek zkir deildir. nk Allah
zikretmek kulun her ynne yaylr, fakat insann sadece diliyle yapt zikirden
byle bir sonu kmaz, (fuss, 168)
727
Zikir
Hz. Aie Hz. Peygamberin her annda Allah zikrettiini aktarr. Bununla birlikte o,
kklerle, yallarla hair neir olurdu. Btn bunlar lemde Allah zikretmektir;
nk her ey Allah zikreder. Bu yzden herhangi bir eyin Allah zikretmediini
gren, gerekte o eyi grmemitir. nk Allah her eyi varla zikredici olarak
yerletirmitir, (ftht. iv:1o)
b) Varln birliini - k i fiilin birlii de bunun bir gereidir- kabul eden bir teoride,
her durumda ve her eydeki gerek fail ve etkin Haktr. Biricik hakikatteki ikinci
yn ise, halk yndr, o da her durumda mteessir ve edilgendir. O halde zikir, bir
.mahalde - k i mahal kuldur- Hakka ait bir fiildir. Kulun yapaca, mahalli hazrlaya
bilmek iin, her trl etkiden tam anlamyla soyutlanmasyla snrldr. O halde
Hak, zikreden anlamnda zkir, kul ise zikredilen anlamnda mezkrdr.
Gnle belirli bir zikir geldiinde,10 slk sakin olmal, gayretiyle onda acele etme
melidir. Bunun yerine mahallin zikreden deil zikredilen olmas iin sakin olmal
dr. Bu durumda gelen vrid, gcn brakr ve kendi bana gider. Himmet gayret
edip kul da zikredici olmak zelliiyle nitelendiinde," bu belirli bir zikirdir. Bu
durumda mahal snrlanm, mutlakla ulatran tam hazrlk halinden km olur.
(VESAL, 1 9 -2 0 )
c) Geen iki paragrafta tbnl-Arabnin bir hakikatin iki vehesinin btn grnm
lerini birletiriini grdk; bununla birlikte bunlarn arasndaki fark da korur. Bu
rada ise her birisine giriiklik, karm ve kapsaml birlikleriyle tahakkuk zellii ka
zandrmak iin, bnl-Arabnin bu iki yn ayran btn engelleri ortadan kaldr
dn mahede etmekteyiz. Buna gre znde bulunmamak, uzaklk, ayrlk ve
zikreden ve zikredilen ikilii anlamlarn tayan zikir, eyh'l-Ekberin dnce
dnyasna egemen olan varlk birlii dncesi tarafndan reddedilir. Bu yorumda
zikir, Hak ile huzur, onda fani olmak, Hak ile birlik makamna ulamaktr. Bu du
rumda zikreden ve zikredilen arasndaki bir bant mesabesindeki zikir ortadan
kalkar ve der.
Zikir -delil12 gibi- zikredileni perdeler. Delil delalet ettii eyi gsterdiinde artk
kendisi ortadan kalkar. Sen de zikredilenle birlikte olursan, artk zikir sz konusu
deildir.
728
Zorunlu Rahmet
N O T LA R :
N O T LA R :
' Yazlm rahmet'in asl iki ayette bulunur. Rabbiniz zerine rahmeti yazmtr (6:54). Ben rahmetimi
takva sahiplerine yazacam" (7:156). kinci ayette Hak rahmetini takva duygusuyla snrlamtr.
2 bnl-Arab yle der: Rahim rahmet zorunlu rahmettir" (Mirat-rifm, s. 127).
729
Zht
Z h t Ze, he ve dal "bir eyin azl" anlam nda bir kkt r. Zehd "a z ey" dem ektir.
Hz. Peygam ber yle buyurur: "nsanlarn en faziletlisi zahit m m in d ir." Dilci Halil yle
dem itir: "Sz konusu olan dnyalk bir ey ise zhade, dinle ilgili bir ey ise z h t deni
lir." (mucem)
S?"
Zht kelimesi Kuran- Kerimde tek bir yerde geer:
Onu pek ucuza satn aldlar, onlar bu alverite zahit idiler. (12:20)
Bu ayette geen kelimenin herhangi bir manevi delleti veya anlam olmad anlalr.
Zht ve zahitler H. II. asrn ikinci yarsndan itibaren bir grubun zel ismi haline
gelmitir. Her iki kelimenin de bir terim olarak ge ortaya kmasnn nedeni, Ku-
ran- Kerimdeki zhdn slam maneviyat nderleri iin bir tevik tekil etmemi
olmasdr.' Bu nderler, Peygamber devrinde zahitlik hayatn betimleyen iki grup
olarak gzkmekteydi: kurra taifesi [okuyanlar] ve ehl-i suffe [Hz. Peygamberin
mescidinin sundurmasnda kalanlar]. Bu iki grubun yan sra, belirli halkalara ka
tlmayan bireyler tarznda tevvabn [ok tvbe edenler] ve bekkain de [alayanlar]
vard. Zht hareketi, Emevi ynetimi devrinde naslara bal Snni bir nitelikte orta
ya km, ardndan aama aama tasavvuftan bildiimiz en eski tarzna doru geli
mitir. Sfi irfann geliimiyle birlikte zht, ncelikle slk makamlarndan birisine
dnm, ardndan ikinci aamada bizzat kendisi bir tartma ve gr ayrl ko
nusu haline gelmitir. bnl-Arab e l-F t h t l-M e k k iy y e 'd e bize kendi devrindeki
zhd aktarr, a) Fakire zahit denilebilir mi? Tasavvuf metinlerindeki zhdn mhi
yeti nedir? bnl-Arab bu iki soruya ak ifadelerle cevap verir.
Zht elde edilmi mlkte (zahidin elde ettii mlk) sz konusu olabilir. Talep de
(dnyay istemek) mlkte olabilir. O halde talepte zht, gerek zhttr. nk bi
zim arkadalarmz (sfiler) hibir mlk olmayan fakir hakknda gr ayrlna
dmlerdir: Acaba fakire zahit ismi verilebilir mi veya onun bu makamda ad
gemez mi? Bizim grmz udur: Fakir de dnyay istemek ve henz elde ede
memi olsa bile onu elde etmeye almak gcne sahiptir. O halde fakirin bu u-
gurdaki abay ve talebi terk edip, ondan yz evirmesi, hi kukusuz, zht diye i-
simlendirilir.2 (ftht, 11:177)
730
Zht
Ahlak geiken deildir; rnek olarak vera, zht ve tevekkl verebiliriz. ( fTh t ,
BS, 91)
Huylar iki ksma ayrlr: bir ksm, kemli insann zahirinde ve btnnda bulunan
lardr; rnek olarak ver ve tvbeyi verebiliriz; dier ksm ise kemli insann bt
nnda bulunanlardr. Ardndan zahir btna tabi olursa, bunda bir mahzur yoktur.
Bu ksma rnek olarak zht ve tevekkl verebiliriz. Bu yolda insann btnnda
bulunmayp, sadece zahirinde bulunan herhangi bir huy yoktur. (FTHT, bs, 97)
Makamlarn bir ksm, zht, tvbe, ver, mchede, riyazet, kt huylardan arn
ma, iyi huylarla bezenmek gibi, kulun Hakka yaklama yolunda lene dek nitele
necei makamlardr, ( ftliht , bs , 98)
Bir makam olarak zhdn tarzlar ve mertebeleri vardr ki, bunlar lemlere ve insa
na (insann slam veya iman veya ihsan makamnda bulunmas) baldr.
nsann mlkte (mlk lemi) Mslman olmas durumunda, zht varlklara yne
liktir. Bu tarz zht, en uzak ve ileri perdedir. Ceberutta (ceberut lemi) mmin ola
rak bulunan insann zhdnn konusu nefsidir. Bu, daha ve dk yakn perdedir.
Melekutta (melekut lemi) ihsan sahibi olmas ynnden, zhdn konusu Allahn
dndaki her eydir. Burada yoldaki engel ortadan kalkar, ( f tu h at , ii:178)
Zht, keif gelmedii srece, kula elik eden bir makamdr. Perde kalp gznden
kalktnda ise insan zht etmez ve zhde gerek de olmaz. nk kul, kendisi iin
yaratlm bir eye kar zahit davranmaz. Bir insan, kendisi uruna yaratlm bir
eye kar zahit olabilir; kefe ulaan kimse iin ise byle bir ey sz konusu deil
dir. u halde zhd kabul etmek, gerekte tam bir bilgisizliktir. nk benim
kendisine kar zahit davranacam herhangi bir eyim yoktur. Bana ait olan ise,
kendisinden ayrlmamama imkn vermez. Peki, zht nerede kald? ( f t h t , ii:178)
731
Zht
O halde zht, tbnl-Aab nin gznde, gereklik dzleminde hi bir zaman mevcut
deildir.
NOTLAR:
' Zht tevik edilerek kurumlamamtr; nk Kuranda Allah zahitleri sever" diye bir ifade yoktur.
2 lbnl-Arab insann sadece talebi terk etmek suretiyle zahit olduuna delil getirir: Zevk sahibinin dn
yay ve ona arzu duymay terk iin kalbinde ilahi bir eser bulmas gerekir." (el-Ftuhtl-Mekkiyye, c. II,
s. 178)
3 Sofilerin tasavvuf hakkndaki grleri eliiktir, ancak bunlar e ayrmak mmkndr: a) zht zahi
re yneliktir, Haan Basri, Abdullah b. Mbarek, b) Zht hem zahir, hem de btna ynelik olmaldr,
Cneyd-i Badadi, c) Zhd btna ynelik gren, Sfyan Sevri gibi (Bkz. Kueyri, Risale, s. 55 vd). Zht
hakknda bkz. Kueyri, Risale, s. 55vd; Muhasibi, Kitabul-Mesail, s. 44; Ahmed b. Hanbel, Kitabuz-Zhd.
732
KAYNAKA
733
KAYNAKA
Basl Eserler:
734
KAYNAKA
735
kaynaka
736
kaynaka
Matbu Kaynaklar:
737
KAYNAKA
738
KAYNAKA
739
kaynaka
740
HADS DZN
3) Cevmil-kelim ile gnderildim, kalplere korku salmakla yardm olundum, uyurken bana yeryznn
hzineleri verildi ve elime kondu.
Bu hadisi Buhari, Mslim ve Nesai Eb Hureyreden rivayet etmitir. Sahih hadistir. Bkz.
Suyuti, el-Cami's-sair, Feyzl-kadir metni, c. III, 203, hadis no. 3149. Ayn zamanda
hadisi Beyhaki e-uabda, Eb Yala mer b. el-Hattabtan rivayet etmitir. bn ihab
Buharinin Sahihinde naklettii kadaryla yle demitir: Cevmil-kelim hakknda ba
na Allahn kendisinden nceki kitaplarda pek ok ey olarak yazlm eyleri bir veya iki
ey olarak toplayaca ulamtr. Sleyman en-Nevfeli yle demitir: Hz. Peygamber
az syler, onunla ok anlam ifade ederdi. Bkz. Acluni, Kefl-hafa, c. I, 287.
5) Allah bu mmet iin her asrn banda dinleri yenileyen birisini gnderir.
Hadisi Sehavi el-Mekasidl-hasenede aktarm ve yle demitir: Hadisi Eb Davud S-
neninin el-Melahim blmnde Ibn Vehbden ve Taberani de el-Evsatta aktarmtr.
74i
HADtS DZN
6) Halanz hurmaya sayg gsteriniz. nk hurma babanz demin toprandan yaratlmtr. Altnda
Meryem b. Imrann doum yapt aatan Allah'a daha sevimli gelen bir aa yoktur. Elerinize taze
hurma yediriniz. Bulamazsanz, temr yediriniz
Eb Ya'la ve tbn Ebi Hatem ve el-Ukayli zayf hadisler iinde zikretmitir, lbn Adi, lbn
Snni ve Ebu Nuaym Tfa'ta, ve lbn Merdeveyh Aliden rivayet etmitir. Bkz. en-Nebhani,
el-Fethiil-kebir, c. I, 227 (bs. el-Babl-haleb). Ayrca bkz. erhl-hadis fi-feyzi'l-kadir, c.
II, 94-
7) Allah Adn cennetini yaratm ve aalarn eliyle dikmitir. Ardndan benimle konu demi o da yle
demitir: Kukusuz ki mminler kurtulua ermitir.
Hadisi el-Hakem Tefsirde Enesten aktarm ve sahih" demitir. Bkz. Feyz'l-kadir, c. III,
444-
8) Allah yaratklara yadrgayacaklar bir surette tecelli eder ve Ben sizin en yce Rabbinizim der. Bu
nun zerine onlar "Senden Allaha snrz" derler.
Hadisin ba yledir: Kyamet gn Allah bildiklerinden baka bir surette kendilerine
gelir ve Ben sizin Rabbinizim der. Onlar ise Senden Allaha snrz, biz Rabbimiz bi
ze gelinceye kadar burda bekleyeceiz, Rabbimiz bize geldiinde ise onu tanrz derler.
Allah kendilerinin tandklar surette onlara gelir ve Ben sizin Rabbinizim der. Bunun
zerine onlar Sen Rabbimizsin derler ve ona uyarlar. Cehennem kprs kurulur ve
Allah buyurur ki: Herhangi bir eye tapan varsa imdi ona uysun. Hadisi lbnl-Arab
Eb mame senediyle Mikatl-envarmda zikreder. arih yle demitir: Bu hadisi
Mslim Eb mame hadisinden aktarmtr.
11) Cabir b. Abdullahtan: mer b. el-Hattab elinde bir ehl-i kitaptan alm oluduu bir sayfayla Peygam
berin huzuruna gelmi, onu Peygambere okumu, bunun zerine Peygamber kzm ve yle demi:
742
HADS DZN
Canm elinde tutana yemin ederim ki, ben size onun temiz ve durusunu getirdim. Onlara hibir ey
sormayn. Bir ey sorarsanz size doruyu sylerler siz ise onu yalanlarsnz veya size bir btl getirirler
siz de onu tasdik edersiniz. Canm elinde tutana yemin olsun ki, ayet Musa diri olsayd, bana uyard.1'
Ahmed b. Hanbel, Msned, c. III, 387.
12) Allah'n yaratt ilk ey akldr. Ardndan ona ynel demi o da ynelmi. Sonra yle demi: izze
tim ve celalim hakk iin! Bana senden daha erefli gelen bir ey yaratmadm. Seninle alrm, seninle
cezalandrrm.
Saan, gr birliiyle uydurma bir hadis olduunu sylemitir. Bkz. Acluni, Keful-
hafa, c. I, 263.
13) Allah beyaz bir inci yaratm, o inciden parlak bir anber yaratmtr. Bu anber ile Ayet'l-Krsiyi
yazm, izzet ve kudreti zerine yemin etmi ki: Kim bir ayet renir ve hakkn verirse, Allah ona Cen
netin sekiz kapsn acaktr; o da bu kaplardan dilediinden girer.
Bu hadisi lbn Irak, el-Mevzuatta c. I, 297de zikretmi ve yle demitir: Darimi onu tbn
Abbas hadisinden aktarm ve yle demi: 'Dedim ki: Bu hadiste bir topluluk var ki, on
lar tammyorm, Allah en iyisini bilir. Bkz. lbn Irak, Tenzihu-eria anil-ahadisil-
mevzua, c. I, 297, bs. Mektebetl-kahire, Msr.
15) merin yle syledii rivayet edilir: Bir gn Hz. Peygamberin yanndayken anszn elbisesi bembe
yaz, sa simsiyah bir adam kageldi. Uzun bir yoldan gelmi gibi grnmyordu ve bizden kimse onu
tanmyordu. Adam, Hz. Peygamberin nnde oturmu dizlerini dizlerine dayam ve ellerini dizlerinin
zerine koymu ve yle demi: Ey Muhammedi Bana Mslmanln ne olduunu bildir? Bunun ze
rine Hz. Peygamber yle demi: Mslmanlk Allahtan baka ilah olmadna ve Muhammedin Al
lah'n peygamberi olduuna tanklk etmen; namaz klman, zekt vermen, oru tutman, gcn yetiyorsa
hacca gitmendir. Adam, Doru syledin demi. mer yle demi: Adamn hem soru sorup ardndan
tasdik etmesine ardk. Ardndan "Bana imandan haber ver? demi. Bunun zerine Hz. Peygamber:
Allaha, meleklerine, kitaplarna, peygambelerine ve ahiret gnne inanman, kadere ve iyiliine ve kt
lne inanmandr. Adam Doru syledin demi. Ardndan Bana ihsann ne olduunu bildir? demi.
Hz. Peygamber yle demi: hsan Allah' grrcesine ibadet etmendir. Sen Onu grmesen bile O seni
grr.
743
HADS dizini
Hadisin erhi iin bkz. bn Receb el-Hanbeli, Kitabu camiil-ulum vel-hikem, s. 20, bs. el-
Babl-halebi, Msr, 1950. Ayrca, Feyzl-kadir, c. III, 173. Hadisi Buhari, e!-Camiinde, c.
I, 192, man blmnde zikretmitir. Mslim, c. I, 18, man" kitabnn banda; Eb
Davud Seninde II/526 (bs. el-Babl-halebi), Snnet ve kader blmnde; Tirmiz, 1-
man blmnde, no. 2613; bn Mace, c. I, 17, man; Ahmed b. Hanbel, Msned, c. I, 27,
51, 53. 3' 9. c. II, 107, 426; c. IV, 129,164. Bkz. lbnl-Arab, Tuh/et's-sefere, 81, (bs. Darl-
ktbil-Lbnani, Beyrut, 1973).
16) Mezzin iin sesinin ulat yere kadar sesini duyan ya kuru her ey mafiret diler.
Hadisi Ahmed Eb Hureyreden rivayet etmitir, bkz. el-Fethl-kebir, c. I, 364; Suyuti, el-
Camiul-kebir, c. III, 1949, (bs. Mecmaul-buhusil-islamiyye, Msr). Suyuti hadisi
Ahmedin Msnedinde zikrettiini ve bn Macenin de Sneninde c. I, 240da Eb
Hureyreden zikrettiini sylemitir.
18) Hz. Peygambere Herkesin bir eytan var mdr?" diye soruldu. 0 da yle dedi: Evet! Vardr." e
ninde mi, Ey Allahn peygamberi?" denilince yle cevap verdi: Evet benim de, fakat Allah bana ona
kar yardm etti ve o da Mslman oldu.
Mslim, bn Mesuddan mnafklarn zellikleri bahsinde, c. IV, 2168; Tirmizi, er-Rada,
c. IV, 132. Ebu sa Tirmizi yle demitir: Bu bu ynden garip hadistir.
744
HADS DIZNt
23) Benden sonra mmetim iinde hilafet otuz senedir, ardndan padiahlk balar.
Ahmed Msnedinde zikretmi, Tirmizi ve Eb Ya'la Msnedinde zikretmitir, lbn Hbban
Hz. Peygamberin klesi Sefineden rivayet etmitir. Ebu Davud Snnette, Nesai
Menakbda zikretmitir. Bkz. el-Mnavi, el-Feyz'l-kadir, c. III, 509). Ayrca mam Ahmed
Msnedinde; Tirmizi ve Ebu Ya'la Msnedinde; lbn Hbban Safihinde Sfeyneden riva
yet etmi ve Suyuti de hadisin sahih olduuna iaret etmitir (Bkz. Suyuti, el-Camis-
sair, III, 509). Kr. Rdvan Seyyidin aratrmas, Hilafet vel-Mlk, Mecelle-i uunu
arabiyye, s. II, 1981.
24) Hz. Peygamber gece yolculuunda kalemlerin czrtsn duyduu bir yere kadar yrtldn zik
retmitir.
Buhari Salat bahsinde, lbn Abbas'tan c. IV, 6, Bedl-halk bahsinde Enesten, 14/2;
Mslim, man" bahsinde, Enesten Buharinin hadisinin benzeri olarak c. I, 148te;
Ahmed Msnedinde V, 144te Enesten aktarmtr. Suyutinin Hasaist-talibul-lebibde I,
180 (bs. Darl-kutubil-ilmiyye, Lbnan, tarihsiz) zikredilir. Hz. Peygamber yle demi
tir: Yedinci ge ulatmda ise artk kalemlerin czrtsn duymadm."
25) Bir Bedevi gelmi, devesini ktrm ve balam. Hz. Peygamber namaz kldnda, bineini ge
tirmi ve ban zm, sonra binmi ve yle barm: Allah'm! Bana ve Muhammede merhamet
eyle, bize kimseyi ortak koma. Bunun zerine Hz. Peygamber "Adam m sapm yoksa devesi mi, ne
dersiniz? Ne sylediini duymuyor musunuz? demi. Onlar da Evet duyduk diye cevap vermi. Hz.
Peygamber yle demi: Allahn geni rahmetini daraltt. Allah yz rahmet yaratm ve bir rahmetini in
dirmi. Onun sayesinde cinleri, insanlar, hayvanlaryla btn yaratklar birbirine merhamet ederler.
Doksan dokuz rahmet ise kendi katindadr. Ne dersiniz, adam m sapm yoksa devesi mi?
Eb Davud zetle zikretmi, Ahmed ve Taberani Cndbten rivayet etmitir. Ahmedin
isnadndaki adamlar Eb Abdullah el-Ceminin dndakiler gvenilirdir. Hi kimse onu
zayf grmemitir.
26) Allah yaratklarn yarattnda, eliyle kendisi hakknda yle yazmtr: Kukusuz rahmetim gaza
bm gemitir.
Suyuti, el-Camil-kebir, c. III, 1604; Suyuti hadisi lbn Macenin Eb Hureyreden aktard
m sylemitir. el-Mnavi el-Feyzde c. III, 259, Tirmizi ve lbn Macenin hadisi Eb
Hureyreden rivayet ettiklerini sylemi ve sahih olduuna iaret etmitir.
27) Hz. Peygamber yrrken, ensardan bir gen Peygamberle karlam. Peygamber ona unu sor
mu: Harise! Nasl sabahladn? Harise: Allaha gerekten iman eden birisi olarak sabahladm. Hz.
Peygamber, yle demi: Bak bakalm! Her szn bir hakikati vardr? Haris yle cevap vermi: Ey
Allahn peygamberi! Nefsimi dnyadan tecrit ettim, geceleri namaz klyorum, gndzleri oruluyum.
Sanki, Rabbimin Ar zuhur etmi, ben de Cennet ehlinin ziyaretletiklerini; Cehennem ehlinin de, ate
745
HADS DZN!
te yardmlatklarn grmekteyim. Hz. Peygamber yle karlk vermi: Byle devam et! Bu, Allah'n
kalbini nurlandrd bir kuldur."
Taberani el-Kebirde
29) Allah'n doksan dokuz ismi vardr, kim onlar ezberlerse cennete girer.
Buhari, Mslim, Tirmiz ve lbn Macenin Ebu Hureyreden aktardklar bir hadis. bn
Asakir de Tarih'e mer b. el-Hattabdan aktarmtr. Suyuti Cemul-cevmide c. IV, 2367
aktarm ve yle demitir: Buhari, Mslim, Tirmiz, lbn Mace ve lbn Hbban Eb
Hureyreden aktarmtr."
30) Kukusuz Allahn yz rahmeti vardr. Bundan birisini yaratklarna taksim etmitir. Doksan dokuzunu
ise Kyamet Gnne ayrmtr.
Hafz Heysemi Mecmauz-zevaidde c. X, 214, yle demitir: Taberani ve Bezzar lbn
Abbastan aktarmtr ve isnad hasendir.
32) Her ayetin bir zahiri, bir batn, haddi ve matla vardr.
fhyada (c. I, 99) Kurann bir zahiri, bir batn, haddi ve matlai vardr" lafzyla geen bir
hadistir. Hafz el-Irak el-Mugnide yle demitir: Bu hadisi lbn Hbban lbn Mesud ha
disinden kartmtr."
746
HADS DZN
34) Yaratklarn yaratmazdan nce Rabbimiz neredeydi? Hz. Peygamber yle cevap vermitir: Altnda
ve stnde hava bulunmayan Ama'dayd. Ar da suyun stndeydi.
Tirmizi Camiinde Tefsir" blmnde (c. VIII, s. 280) Ibn Rezinden aktarmtr. Eb sa
hasen hadistir demitir. Ibn Mace ise el-Mukaddime'de (c. I, s. 64), Ahmed Msnedinde
(c. IV, s. 11) Eb Rezinden aktarmtr.
35) Bilinmez bir hzineydim, bilinmek istedim, lemi yarattm ki, onunla bilineyim.
Sehavi el-Mekasdl-hasene, s. 327de Peygamberin sz deil ve sahih veya zayf bir se
nedi bilinmemektedir demitir. Keful-hafada ise yle denilmitir: Fakat anlam sahih
tir ve Ben insanlar ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattm ayetinden kartlmtr.
Bunun anlam, Ibn Abbasn tefsirine gre, beni bilsinler diye demektir. Bu sfilerin sz
lerinde genellikle geer, bu hadise itimat ederler ve ilkelerini ona dayandrr.
36) Kim ki mere kzar, bana da kzm demektir; kim ki mer'i sever beni de sevmi demektir. Allah
insanlara genel olarak deer verir, mer'e ise zel olarak deer verir. Allah'n peygamber gnderdii
her mmette bir sezgi sahibi vardr. Benim mmetim iinde yle birisi varsa o da mer'dir. Bunun zeri
ne Ey Allahn peygamberi! Sezgi sahibi nasl olur? diye sormu. Hz. Peygamber Melekler onun diliyle
konuur diye cevap vermitir.
Taberani el-Evsatta Ibn Said el-Hudriden aktarm ve yle demi: snatta Hasen
Basrinin hizmetkar Eb Sa'd vardr. Onu tanmam, dier raviler gvenilirdir. Heysemi,
Mecmcz-zevaid, c. IX, s. 69.
38) Her doan ftrat zerine doar. Ebeveyni onu Yahudiletirir, Hristiyanlatrr.
Taberani el-Kebirde (c. 1, s. 260) no: 826, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35 Esved b. Seriden
aktarm, arih hadisi Ahmedin c. III, s. 435 ve c. IV, s. 24te rivayet ettiini sylemitir.
Mecma'z-zevaid, c. V, s. 316. Ahmedin isnadndaki baz raviler gvenilir ravilerdir.
Darimi hadisi 2466 numarayla, Hakim c. II, s. 123, Beyhaki ise c. IX, s. 77de zikretmitir.
Hakim Buhari ve Mslimin artlarna gre hadisi sahih saym, Zehebi de kendisine ka
tlmtr.
74 7
HADS DZN
41) Eb Bekir ok namaz kld veya oru tuttuu iin deil, gnlndeki bir sr nedeniyle sizden stn
olmutur.
Gazalinin hya'da (c. I, s. 23) zikrettii bir hadis. Hafz rak! Hakim Tirmizi'nin en-
Nevadirde Eb Bekir Abdullah b. el-Mzninin sz olarak aktardn sylemitir.
Merfu olduuna rastlamadm demitir.
42) Hz. Peygamber yle demitir: Kim benim bir velime dmanlk ederse, ben ona sava ilan ederim.
Kulum bana kendisine farz kldm eylerden baka bir ey ile yaklaamaz. Kulum bana srekli nafile
ibadetlerle yaklamaya devam eder. Ta ki ben onu severim, onu sevince de kendisiyle duyduu kula,
grd gz, kendisiyle tuttuu eli, yrd aya olurum. Benden bir ey isterse onu veririm. Bana
bir eyden snrsa, onu korurum. Mmin kulumun cann alrken ki kadar yaptm hibir ii kerih gr
medim ve tereddt etmedim. Kulum lm irkin grr, ben ise onun gecikmesini istemem.
lbnl-Arab bu hadisi Mikat'l-envarda (s. 77) zikretmitir. arihi de hadisi Buharinin
rekaik bahsinde Ebu Hureyre hadisi olarak aktardn syler. Ahmed, Hakim, Ebu Yala,
Taberani ve Ebu Nuaym b. Asakir ise mminlerin annesi Aieden aktarmlardr.
Taberani ise Eb mameden el-Kebirinde zikreder, lbn Snni Meymuneden, Kueyri
ise Resalesinde Enesten aktarr. Hadis sahih v esabit bir hadistir.
43) Rabbimiz her gece gecenin son te birlik vaktinde yakn semaya iner ve yle der: Bana dua ede
ne icabet ederim, benden isteyene veririm. Benden balanma dileyene mafiret ederim."
mam Ahmed Msnedinde, Buhari, Mslim, Ebu Davud, lbn Mace Ebu Hureyreden ri
vayet etmilerdir.
44) Ey insanlar! Dikkat ediniz, benden sonra peygamber sizden sonra da mmet yoktur. Dikkat ediniz!
Rabbinize ibadet ediniz ve be vakit namaznz klnz, orucunuzu tutunuz, mallarnzn zekatn
saeside nefislerinizi temizlemek iin veriniz. darecelerinizin emrine itaat ediniz. Bylece Rabbinrizin
huzuruna girersiniz.
Taberani el-Kebirde VIII, 136da no: 7535, 7617, 7622, 7664 ile Ebu mame el-Bahiliden
zikretmitir. arih hadisi Ahmedin Msnedinde V, 251 ve 262; Tirmizi 611; lbn Hbban
795; Hakim I, 9 ve 389da zikretmi ve Mslimin sahihlik artlarna gre hadisi sahih
saym, Zehebi de kendisine katlmtr.
45) Kuran' rendiiniz gibi kendisini tanyncaya kadar kesin inanc renmeye alnz. nk ben
de onu reniyorum.
Ebu Nuaym Hilyede c. VI, 95te Sevr b. Yezid rivayetinden mrsel olarak zikretmitir,
lbn Ebi Dnya da Halid b. Mahdanm sz olarak yakin hakknda onu zikretmitir. Hafz
rak! onu Tahric'l-ihyada c. I, 72de onu zikretmitir.
748