Professional Documents
Culture Documents
JORGE LUIS BORGES 1899'da Buenos Aires'te dodu. ngiliz asll annesi ve ngiliz
edebiyatna dkn babas sayesinde ngilizce'yi spanyolca'dan nce konutu. Orta
renimini Cenevre'de tamamlad ve daha sonra zel dersler ald. ykleri nce Ar
jantin'deki Sur dergisinde, daha sonra lspanya ve Fransa'da yaymland 1961'de ls
panya'da Formentor, 1962'de Fransa'da Commandeur de l'Ordre des Arts et Lettres
dllerini almasyla n btn dnyada yayld. eitli Amerikan, ngiliz ve Fransz
niversitelerinde ders verdi, bir sre Avupa'da dolat ve btn dnyada birok
dller ald. Borges, 14 Haziran 1986'da Cenevre' de, yirmi yldr tand ve son yl
larnda yanndan ayrlmayan Maria Kodama'yla evlendikten ksa bir sre sonra ld.
Balca yaptlar: Evaristo Carriego (1930), Discusin (1932), Historia niversal de la
infamia (1935), Ficciones (1944), El Aleph (1949), Otras inquisiciones (1952), El in
forme de Brodie (1970), El !ibra de arena (1975), La rosa profunda (1975), Siete noches
(1980), Nueve ensayos dantescos (1982), La menoria de Shahespeare (1983).
El Aleph (1949)
1989, Maria Kotlama
Bu kitabn yayn haklar The Wylie Agency (UK) Ltd . 'in araclyla alnmtr.
lletiim Yaynlar
Klodfarer Cad. lletim Han No. 7 Caalolu 34400 lstanbul
212.516 22 60-61-62 Fax: 212.516 12 58
Tel:
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr
JORGE LUIS BORGES
Alef
El Aleph
EVlRENLER
Tomris Uyar - Fatih zgven
Fatma Akerson - Peral Bayaz
e t m
Yaynevinin Notu:
letiim Yaynlar, J. L. Borges'in eserlerinin telif haklarn elinde bulundu
ran Jorge Luis Borges Vakf'yla yapt anlama uyarnca, Borges'in toplu
eserlerini orijinal basklarndaki yapya sadk kalarak yaymlayacaktr. Bor
ges'in balca eserlerinin gemi yllarda Trkiye'de eitli yaynevleri tara
fndan yaymland gznne alnrsa, ilk kez yasal telif haklar gzetile
rek yaplan bu almada, eski basklarda yer alan baz yklerin yinelen
mesinin bir gereklilik olduu anlalacaktr. Toplu Eserler'in ikinci cildi olan
A/ef'teki kimi ykler daha nce lm ve Pusula, Yollan atallanan Bah
e, Glgeye vg balkl kitaplarda, Alet yks ise Yazko dergisinde ve
Modern Dnya Edebiyat Antolojisi'nde yer almtr. Tomris Uyar, Fatih
zgven ve Fatma Akerson ykleri ngilizce'den, Peral Bayaz spanyol
ca'dan dilimize evirmitir.
Toplu Eserler' de yer alacak kitaplardan daha nce eitli yaynevlerince
yaymlananlar: Historia Universel de la lnfamia (Alakln Evrensel Tari
h), Siete Noches (Yedi Gece), El Libro de Arena (Kum Kitab), El lnforme
de Brodie (Brodie Raporu). lk kez yaymlanacak olanlar: Ficciones, Evaris
to Carriego, La Rosa Profunda, El Aleph, Discusion, Otras lnquisiciones,
El Hacedor, Nueve Ensayos Dantescos, La Memoria de Shakespeare, Bor
ges On Writing.
NDEKLER
lmsz .. ....... 9.
l . .............. ... 26
Tanrbilimciler .. . .. .. 33 .
Sava ile Tutsan yks .. . .. . . .. ..... . ... .......... 44
Tadeo lsidoro Cruz'un Yaam (1829-1874) . . . ............. 49
Emma Zunz .. . ..... ...... . . . .. .54
Asterion'un Evi .......... ....... 61
teki lm . .... 65
Deutsches Requiem . . .73
.
Averroes'in Aray . ....81
Zahir. . 91
Tanrnn Elyazs .... 102
Labirentinde len Kral bni Hakan el-Buhari .. . . ........... 108
ki Kral ve ki Labirent . . .119
Bekleyi... .. .......... 121
Eikteki Adam ....... 126
AleL.-. ..... 133
Cecilia Ingenieros'a
9
1
il
14
bir duvar kesti n n; te peden uzak bir k vurdu. akn
akn yukarlara baktm: badnclrc, cloruk ykseltiler
de yle mavi bir gk halkas grdm ki mora d nmt
sanki . Duvarda belli aralarla madeni halkalar duruyordu.
Yorgunluktan adm atamyordum ama trmanmay srdr
dm, arasra duralayarak sarsak sevin hkrklaryla sars
lyordum yalnz. Uzaktan, stun balklarn, dbkey per
vazlar, gen alnlklaryla mahzenleri, granit ile mermerin
karmak atafatn grdm Bylelikle de karanlk, iie la
birentlerin krdmnden grkemli Kent'e ama olana
na kavutum.
Kk bir alana, daha dorusu bir eit avluya ktm.
Mimarisi ve ykseltileri deiken bir tek yap evreliyordu
alan; eit eit kubbelerle stunlar, bu badamsz yap
nn birer parasyd. Karmdaki inanlmaz antn teki ni
teli klerinclen c,;ok, yapm y lnn sonsuz eskilii soluumu
kesti. nsan soyundan da eskiydi bana kalrsa, yeryznden
ele. Bu apak epeskilik (gze nedense korkun gelse de)
l msz yap ustalarnn yap tlaryla uyum luydu bence.
nceleri saknarak, sonralar kaytszca, en sonunda da l
gnca o mimariye vurdum kendimi; bu ic,;inden klmaz ya
p n n merd i venlerinde, eiklerinde gezind i m . (So nradan
basamaklarn ykseklikleriyle geniliklerinin farkl farkl
oldu unu rendim; bu gerek, trman rken duyduum
benzersiz bitkinliin nedenini anamam salad .) "Bu saray,
tanrlar n yap mdr olsa olsa , " diye dnmtm balan
gc,;ta. nsan aya dememi i b lgeleri dolanca ilk izle
ni mimi dzelttim: "Buray yapan tanrlar lmler. " Yap
nn garipli k lerinin ayrmna varnca da ded i m ki: "Buray
yaratan tanrlar zaten lgnmlar." Biliyorum, bu szleri ,
nedense pimanl andran bir tvbekarlk cluygusuyla, el
le tutulur bir korkudan ok, korku dncesiyle etmitim.
Bu engin epeskilik izlenimine zamanla yenileri eklendi: bi-
15
timsizlie, acmaszla, karmk b i r anlamszla ilikin
eyler. Bir labirenti katetmitim ve lmszlerin prltl
kenti, iimi rkyle, tiksintiyle dolduruyordu yine. Labi
rent, insanlar artmak zere kurulmu bir yapdr; simet
riden yana zengin mimarisi, bu amacn buyruuna sunul
mutur. Yarm yamalak aratrdm sarayn mimarisiyse,
byle bir kesinlikten yoksundu. Kr geitler, y ksek, ulal
maz pencereler, bir hcreye ya da bir uuruma alan uur
suz kaplar, basamaklar ve trabzanlar aalara sarka n ,
inanlmaz birtakm tepetaklak merdivenler grla gidiyordu.
Antsal duvarn kysna ireti yaslanan basamaklar da, kub
belerin grkemli karanlnda yle birka dn yaptktan
sonra hibir yere almadan lp gidiyorlard. Saydm r
nekler, aslna szc szcne bal m, b ilemem; tek
bildiim, yllar yl benim karabasanlarma tkleridir;
yle yle bir ayrnt, gerein mi yoksa gecelerimi rn
dan karan birtakm biimlerin mi suretidir, artk bilecek
durumda deilim. "Bu kent" ( diye dndm) " ylesine
dehet verici ki gizli bir ln ortasnda kurulmu olsa da,
yalnzca varl ve kalclyla gemii ve gelecei auluyor,
dahas, yldzlar bile her naslsa atee atabiliyor. O durduu
srece, dnyada hi kimse gl ya da mutlu olamaz. " Onu
tanmlamak istemiyorum; badamaz szcklerin bir kar
maas , d ilerin, organlarn ve kafalarn, elb i rli iyle, cana
varca bir remede, bir nefrette karar kld bir kaplan ya da
boa gvdesi (belki de) yaklak imgelerdir.
O tozlu, nemli yeralt kayalar arasndan geri dnmn
evrelerini anmsamyorum. Tek bildiim, son labi rentten k
tmda hain lmszler Kenti'ni yine evremde bulacam
korkusundan bir trl kurtulamamamd. Baka b i r ey anm
samyorum. Baedilmezleen u unutu, belki de bile-isteyey
di; belki de ka koullarm ylesine iticiydi ki onlar bir o
kadar unutulmaz baka bir gnde unutmaya ancli nitim.
16
111
iV
24
Son yaklatka, anmsanan birtakm imgeler kalmaz ar
tk, yalnzca szckler kalr. Zamann, bir zamanlar benim
szclm etmi szcklerle bana yzyllarca elik etmi
olan k imsenin yazgsn simgeleyen szckleri kartrmas
garip deil aslnda. Homeros olmuluum vardr; yaknda
Hi K imse olacam Ulysses gibi: yaknda Herkes olacam;
leceim.
25
L
26
bir tantma mektubu tututurmutur eline. O talora gemide
yer ayrtr; kar kyya geerken frtna kar, geminin ba
ka vurur, gcrtlar ykselir. Ertesi gn Otalora, kendine
yediremedii, belki de hi ummad bir sla zlemi iinde,
M ontevideo'yu boydan boya dolar. Azevedo Bandeira'y
bulamaz. Geceyarsna doru, kentin kuzey ucundaki b ir
ikievinde baz clavar tccarlar arasnda kan bir dalaa ta
nk o lur. Bir bak ldar. O talora'nn, kimin h akl kimin
haksz olduu konusunda hibir dncesi yoktur, yalnzca
tehlikenin kkrtsna kaplr, tpk tekilerin iskambil ka
tlarnn ya da mziin kk rtsna kaplmalar gibi. Kar
gaada, gauolardan birinin, kaba bir kyl panosuyla her
naslsa kara bir kentli melonapkas giymi bir a dama sa
vurduu ba yar yolda durdurur. Adamn Azevedo Ban
deira olduu anlalr. (Bunu reni r renmez O talora, hi
kimseye ykm duymamay yeleyerek mektubu yrtar. )
Azevedo Bandeira, iri kyun olmasna karn her nedense
eci-bc biri izlenimi vermektedir. Her zaman ok yakn
claym gibi g rnen ablak yz, Musevi, Zenci ve Kzlde
rili karmdr; d avranlarysa, kaplanla maymun. Yanan
kesen yara izgisi de tpk kara, fra-bty gibi tamamlay
c bir sstr.
Sarholuktan kaynaklanan bir fantezi ya da b i r yamlgdr
sanki, kavga balad kadar abuk biter. Otlora , tccar lar
la b i r kadeh atar, sonra onlarla birlikte gece-boyu sren bir
partiye, daha sonra da -gne tepeyi bulmutur artk- Eski
Kes im'deki bir hana gider. l erde, son avlunun plak zemi
nincle adamlar, uyumak zere yere koyun postu eyerlikleri
ni yayarlar. Otalora, bulank b ir kafayla, o geceyi nceki ge
ceyle karlatrr; ite artk salam yere basmaktadr, dost
lar arasndad tr. Yin e de Buenos A i res' ini zlemedii iin
duyduu pimanlk yakasn brakmamaktadr. Gece bast
rana kadar uyur, Bancl eira'yt b aklamaya alan dut gibi
27
sarho gauonun drtsyle uyanr. (Otalora, bu adamn
tekilerle keyifli geceyi paylatn, Bandeira'nn onu sa
yanna oturtup imeye zorladn anmsar.) Adam, patro
nun ardn syler. Giriteki geite alan b ir eit yaz
hanede (Otalora, daha nce yanlarda kaplar olan bir giri
grmemitir) , Azevedo Bandeira, souk davranl, gsteri
li bir kzl-sal kadnla b irlikte kendisini b eklemektedir.
Bandeira onu ve ve gklere karr, bir kadeh rom ikram
eder, ona yiit b ir adama yaraan zellikleri tadn sy
ler, tekilerle birlikte kuzeye, byk bir sr srsn geri
getirmeye gitmesini nerir. Otalora peki der; afaa doru
Tacuarembo'ya yola koyulurlar.
Otalora iin yeni bir yaam b iimi b alamtr, telere
savrulmu gndoumlaryla at kokan eyerler stnde uzun
gnler. Bilinmedik, bazan katlanlmaz bir yaamdr bu a ma
zaten Ot<:l.lora'nn kannda vardr, baz l kelerin i nsanlar
nasl d enize tapar, onun arsn duyarlarsa b iz Arjantinli
ler de ( bu simgeleri dokuyan adam da katalm) at toynak
lar altnda nlayan usuz b ucaksz dzlklere can atarz.
Otalora, srcler ve at arabaclar arasnda b ymtr.
Bir yl d olmadan, gauoluu be cerir. At eitmeyi, d avar
kstrp boazlamay, b ir hayvan sk yakalamak iin ke
ment atmay, yere ykmak iin ayaklarna kstek vurmay,
uykuya kar koymay, frtnalara, donlara ve gnee dayan
may, bir s ry slklarla h stlerle gtmeyi renir. Bu
uzun <,;rak lk sresince Azevedo Bandeira'nn yzn bir
kerecik g rr, ama onu hep aklnda tutar, nk Bande
ira'nn adamlarndan biri olmak, sayg ve korku uyandr
mak demektir, ayrca her baardan ya da zorlu iten sonra,
gauolar hep Bandeira'nn daha usta olduunu sylemekte
dirler. Birinin dediine gre Bandeira, Cuareim'in Brezilya
yakasnda, Rio Grande de Sul'da domutur; bu bilgi onu
Otalora'nn gznde kk dreceine -sk ormanlar,
28
bataklklar, iinden klmaz, n erdeyse bitimsiz uzaklklar
artrdndan- her nedense bytr. Yava yava Ot::ilo
ra, Bandeira'nn ilgi alanlarnn eitli olduunu, bunlarn
bandaysa kaakln geldiini kavrar. Davar tccar ol
mak, uaklktr; Ot::ilora kendini bir kaak dzeyine yk
seltmeye karar verir. Bir gece, iki arkada, sipari edilmi
romu getirmek zere snr aacaklar srada, Otalora ile
rinden biriyle kavga karr, onu yaralayp yerine geer. G
zn hem hrs b rmtr hem de b elirsiz bir ballk
duygusu. Adam (diye dn r) , benim , Uruguayllarnn
topunu cebimden karacam anlayacak sonunda.
L::ilora, M ontevideo'yu yeniden grmeden nce bir y tl
daha geer. Kentin eteklerinden merkeze atlarla girerler
(imdi ok kocaman grnr kent Ot::ilora'ya) ; patronun
evine varnca adamlar d ipteki avluda deklerini hazrlar
lar. Gnler geer, ne var ki Ot::ilora hala Bandeira' y t gre
memitir. Onun yataa dt fsldanr korku iinde; her
ikindi bir Zenci, bir demlik ve mate'yle kar Bandeira'nn
o dasna. Bir akam, bu grev Ot::ilora'ya verilir. Ot::ilora,
aalanrmlk duygusuna kaplr biraz ama ayn zamanda
houna da gider.
Yata k odas t, plak ve karanlktr. Gnbatm ma bakan bir
ba! kon ve stnde binici krbalar, boa kamlar, fiek
likler, ateli silahlar ve baklardan oluan t tltl bir ym
duran uzun bir masa vardr. tedeki duvarda b ir ayna var
d tr, cam siliklemitir. Bandeira srtst yatm, uykusunda
d grp sayklamaktadr; gnein son nlar, yznn
d izgilerini aydnla tmaktadr. Kocaman siyah karyola,
onu daha da ufak ve esmer gstermektedir sanki. Ot::ilora,
o nun aklaan san, bitkinliini, zayfln, yllarn i zi de
rin krklann fark eder. Bu ihtiyar tarafndan ynetilmek
arna gider.
Tek vurula onun iinin biteceini dnr. O anda, ay-
29
nadan birinin ieri girdiini grr. Kzl sal kadndr bu;
plak ayak, yar soyunuktur, Otalora'y souk b ir merakla
szer. Bandeira, yatanda dorulur; son iki ylda ilerin na
sl gittiinden konuurken mate stne mate ier, parmak
lar kadnn sa rgleriyle oynar. Sonunda, Otalora'n git
mesine izi n verir.
Birka gn sonra, yine kuzeye yollanmak zere emir alr
lar. Orada, bitimsiz dzlklerin herhangi bir noktas olabi
lecek b ir yerde ssz bir iftlie gelirler. Tek bir aa, b ir ay
bile yoktur. Gnein ilk ve son nlar, ortal kavurmak
tadr. Uzun boynuzlu davar iin ta itler vardr. Bu yknt
yaplar kmesinin ad "Son l-eki"tir.
Atein evresinde rgatlarla oturan Otalora, Bancleira'nm
ok yaknda Montevideo'dan geleceini renir. N edenini
sorar, adamlardan biri, aralarndaki sonradan gauo olmu
bir yabancnn ok fazla emir vermesi yznden, der. Ota
lora , bunu dosta bir aka sayar ve bu akann yannda ya
plabilmesinden gurur duyar. Sonralar, Bandeira'nn, deste
ini eken siyasi patronlardan biriyle arasnn aldn du
yar. Bu habere sevinir.
Sandklarla tfek gelir; kadnn yatak odas iin ikisi de
gmibr ild erle bir lavabo gelir, nakl am ipekl eri gel i r;
ve bir sabah, tepelerin ardndan bir a t l skn eder - g r
sakall, panolu, ask suratl bir a d an . Ad U lpiano Su
arez'dir, Azeveclo Band e ira'n sa-kolu ya da korumasd r.
ok az ve keskin bir Brezilya ivesiyle ko numaktadr. Ota
lora, ona souk davranmak yerine dmanca m davranaca
n, aalamay m yoksa yalnzca kabasabal m seece
ini kestiremez. Yine de kafasndaki tasary gerekletir
mek iin adamn dostluunu kazanmak zorunda olduunu
sezer.
Ben j arnin O ta lora' nn yksne imdi bir de Azevedo
Bandeira'nn gneyden getirdii, eyeri gm ilemeli, eyer
30
rts jaguar postuyla ssl, kara-bacakl bir doru at giri
yor. Bu delimen at, Bandeira'mn yetkisinin bir gstergesi
dir ve bu yzden -nerdeyse kine yakn- b ir alkla ltl
sal kadn isteyen gencin imrentisini uyandrr. Kadn,
eyer ve koca doru at, alaa etmeyi kurduu b ir adamn ni
telikleri ya da gsterili ssleri olur onun iin.
Bu noktada yk yeni bir dnemece girer. Azevedo Ban
d eira , sinsi gzdalar verme sanatnda, bir a dam a dm
a d m itenlikten hakarete srkley ecek ey tani tuzaklar
kurmada ustadr. Ot::ilora, bu belirsiz yntemi, kendi nn
de uzanan zorlu grevde kullanmaya karar verir. Azevedo
Bandeira'nn yerine gemeye ama bu arada tela etmemeye
karar verir. Ayn tehlikeyi paylatklar gnler srasnda Su
::irez'i n dostluunu k azanr. Tasarsn ona aar; Su::irez, ona
yardm edeceine andier. Sonra benim pek azn bildiim
bireyler olup bi tmeye balar. Ot::ilora, Bandeira'nn emirle
rine uymaz; onlar hie saymay, deitirmeyi, kafa tutmay
i edinir. Btn dnya onunla su ortaklna hazr, olaylar
h z lan cl ryordur sanki. Birle-st, Tacuarenbo yaknla
rnda bir yerd e , Brezilya'dan gelen bir eteyle aralarnda si
lahl atna kar; Ot::ilora, Bandeira'nn grevini stlenip
U ru guayll a ra emirler yad rr. Omuzundan bir kurunla
vur ulur, ama o ikindi "Son l-eki"e patronun at stnde
d ner, o akam yaras ndan a ka n kan, jaguar postunu kirle
tir, ve ayn gece, ltl sal kadnla yatar. Baka sylentiler
cle ol aylarn sras deiik, hepsinin ayn gnde o l duu ya
lanlanyor.
Yine de Banc leira, her ne kadar szele kalsa da patronlu
unu s rdrr. Yerine get irilmeyen emirler verir durur.
Benjamin Ot::ilora, onun yakasm brakr, alkanlkla acma
karm nedenle rden t r.
yknn kapan sahnesi, 1 894 ylnn son gecesindeki
kemekele akr. O gece, " Son -eki" alanla r, taze
31
kesilmi hayvan eti yer, iki yznden kavgaya tutuurlar;
biri, gitar almaya balar, bir milonga'y habire yineleyerek.
Sofrann banda Ot::ilora, ikinin etkisiyle cotuka coar,
bbrlendike bbrlenir; bu badndrc kule, kendi
kar konulmaz yazgsnn bir simgesidir. Bandeira, bar
lar arasnda sessiz kalp gecenin grltyle ilerlemesine ka
rmaz. Saat on ikiyi aldnda, bir ey yapacan o an
anmsam biri gibi ayaa kalkar. Kalkar ve kadnn kapsn
yumuaka tklatr. Kadn, hemen aar kap y, birisinin u
ramasn b ekliyormuasna. Bandeira, nerdeyse kad ns ,
yumuak, usul bir sesle emir verir kadna.
"Senle o Arjantinli birbirinize bylesine bal olduunuza
gre," der, "imdi herkesin nnde peceksin o nu . "
Pis bir ayrnt d a ekler. Kadn, kar koymaya alr ama
iki adam kollarna yapp onu Ot::ilora'nn stne [rlatm
lardr bile. Kadn gzlerinden yalar boanarak onun yz
n , gsn per. U lpiano Su::i rez, tabancasn ekmitir.
Ot::ilora, lmeden nce, daha b atan ihanete u rad n ,
lm cezasna arptrldn -akn, kumandann ve zafe
rin, arkadalarnn gznde l sayld iin, Banc l e ira iin
se zaten l ol duundan kendisine balandn- kavrar.
Su::irez, nerdeyse onu kmseyerek silahn ateler.
r::vREN Tomri _ycr
32
TANRIBLMCLER
33
rendi. Dalarda ark ve Ylan, Ha'n yerini almt. n
sanlar korku iindeydi, ama Tanr'nn yedinci nitelii zeri
ne yazd bir kitapla tannan Pannonyal Yohannes'in b u
tiksin sapknla sava aaca dedikodular insanlar biraz
olsun rahatlatyordu.
Bu haber, zellikle de haberin son b lm, A urelianus'un
cann skmt. Tanrbilim konusunda her yeniliin tehli
keli olacan biliyordu . Biraz dnnce d ngsel zaman
savnn nemli bir tehlike yaratamayacak kadar ortodoks
luktan uzak, fazlasyla artc olduuna karar verdi. (Asl
korkmamz gereken sapknlklar ortodoks inanlarla kar
trlabilecek o lanlardr. ) Daha ok da Pannonyal Yohan
nes'in adnn b u olaya karmas -davetsiz misafir- skmt
cann. lki yl nce bu adam De Sepiima affectione Dei s ive
de aeternitate'si ile zorbaca Aurelianus'un uzmanlk alanna
saldrmt; imdi de, sanki zaman onun konusuymu gibi,
kimbilir belki de Prokrustes'ten alntlar yaparak, belki de
Ylan'n rkn panzehirinden bin beter bir zehir kullana
rak Halhamslar'a doru yolu gstermeye kalkacakt. . O .
l Eski Ccrrnrn ve iskandinav halannda iki dman simge iic yaamay srd
ryorlar.
37
kabul gren Aurelianus'un takt ve tarikatlarn da utan
madan benimsedikleri lhiy zller 'dir. Frikya'da ve Darda
nia'da bunlara Hayaletler denirdi; aml Yahya bu tarikattan
olanlara B i imciler adn takt, buna Erfjord'un kar kt
n belirtmekte yarar var. Mezhep sapknlar zerinde ara
trmalar yapan hibir tanrbilimci l h iy zller'in l tan
mayan gelenekleri karsnda duyduu hayreti gizleyeme
mitir. Baz lhiyzller ilecilii tlyordu; bazs, Orige
nes gibi, bir yerlerini kesti; dierleri yerin altnda, lamlar
da yaadlar; kimileri gzlerini oydu; kimileri ise (Nitrial
Nabuhodonosor'lar) "kzler gibi otluyorlar ve salar kartal
tyleri gibi uzuyordu". kence ve insafszlk ok kez onlar
su ilemeye srkledi; baz topluluklar hrszl, bazlar
ise adam ldrmeyi, olancl, aile ii cinsel i likiyi ve
vaheti hogryle kar ladlar. Hepsi Tanrt anmazd ve
yalnzca Hristiyanlarn Tanrs'na beddua etmekle kalma
yp, kendi panteo nlarndaki tanrlara da kfr e derlerdi.
Uydurma kutsal kitaplar yazdlar. Bunlar n yok olmasna
ilahiyatlar hep esef etmilerdir. Sir Thomas Brown, yakla
k 1 658' clc "Zaman harislik rnei llziyzl 1ncilleri'ni yok
etti ama kfrlerinin k rbalad Tanr tammazlklar i le
baedcmedi" diye yazd. Erfjord bu " kfrlerin" ( k i bir Yu
nan kodeksinde korunuyorlar) kayp nciller olduunu ileri
srer. kiyzllerin evrenbilimini hakkyla bilmeden bu sa
v deerlendirmek olanaksz.
Hermesilik yanls ki taplarda aadakilerin yukardaki
lerle, yukardakilerin de aadakilerle ayn olduklar; Zo
har'da ise aadaki dnyann yukardakinin bir yansmas
o lduu yazl. lhiyiizller retilerini bu dnceyi saptra
rak gelitirmiler. Dnyada olanlarn cennette olacaklar et
kilediini gstermek iin Matta'nn 6 : 1 2 ("ve bize kar su
ileyen leri balad m z gibi sen de bizleri bala " ) ve
1 1 : 1 2 ( . . . gklerin hkmranl zorlanyor. . . ") blmleri-
"
38
ne bavurmular. Grdklerimizin yapmack olduunu ka
ntlamak iin ise Korintoslulara I. Mektup'tan ( " nk im
di aynada bir bilmece grr gibi gryoruz") esinlenmiler.
Belki de Monotonlar'a ykndkleri iin her insann bir
ifti olduunu dlemiler ve gerek olann br, gkteki
olduuna inanmlar. Ayrca her davranmzn iftimizin
davrannn ters yansmas o l duunu dnmler; yani
uyanksak br uyuyor, eer cinsel ilikide bulunuyorsak
br tvbeli, eer hrszsak br cmert. ldmzde
o'nunla birleeceiz, o olacaz. (Leon Bloy'da bu dnce
lerden baz izler kalmtr.) Baka bir Ihiyzller grubu da
belli sayda var olan olanaklarn tkenmesinin dnyann
sonu olaca sonucuna varmt, olanaklar yeniden yaratla
madna gre, adil olan alaka davranlar yok e decek
(alaka davranacak) ki bu tr davranlar gelecei lekele
mesin ve Gklerin Hkmranl bir an nce balasn. Bu
gr dnya tarihinin her insanda gerekletiini savunan
tarikatlarca kabul grmemitir. Baz Ihiy zller'in, zgr
lklerini kazanmadan nce Pythagoras gibi birok bedende
dolamalar gerekmitir. Dierleri, Proteuscular, "tek bir ya
am sresince aslan, ejderha, yaban domuzu, su, aa olur
lar" : Demosthcnes, Orpheus tarikatnda yeni yetmeleri a
murla arndrdklarndan sz e der; deikenler ele b e nzer
bir ynle mle, ruhlarn artmay ktlkte aradlar. Karpok
rates gibi onlar da borcunu son kuruuna dek de meden
kimsenin c ezaevinde n kamayacan (Luka 1 2 : 59) anla
mlard ve tvbekarlar u ayetle kandrmaya altlar:
"Bense onlara yaam olsun, hem de bol y aam olsun diye
gel dim" (Yuhanna 1 0 : 1 0) . Kt insan olmamann eytanca
bir kibir olduunu sylediler . . Ihiyzller birok kart mi
.
43
SAVAI LE TUTSAGIN YKS
44
kurtarabildii paras byle. Olayn hangi tarihte getiini
bile bilmiyorum: Longobardlarn ltalya dzlklerini yakp
yktklar altnc yzyl ortalarna doru mu, yoksa sekizin
ci yzylda, Ravenna'nn dize geliinden hemen nce mi?
Biz (bu, tarihsel bir alma olmadna gre) ilk tarihi be
nimseyelim.
Droctulft'u bir sub specie aetenitatis diye dnelim biz,
hi kukusuz tek, benzersiz v e anlalmaz birey (btn bi
reyler yledir) Droctulft kimlii deil: trn balatcs oy
du, o ve onu izleyenlerin oluturduu, unutuun ve belle
in b ir sonucu olan gelenein. Savalar, ormanlarla batak
lklarn karanlk corafyasndan geirip ta Tuna ve E lb e
boylanndan ltalya'ya getirmiti o n u , belki de gneye gitti
ini bilmiyordu, belki de Roma'ya kar savatn bilmi
yordu. Belki ele Oul'un grkemini Kutsal Baba'nn yanss
sayan Arrianist inanca balanmt, bence onu Toprak'a, s
t rtl putu kz arabalaryla kulbeden kulbeye gt
rClen Hertha'ya ya da tahtaya oyulmu, ev-dokusu giysilere
brnm, sikkeler ve pazubentler takmt o kaba-saba sa
va ve gkgrlts tanrlarna tapan biri diye dnmek
daha uygun. Yaban domuzuyla bizonun girift ormanlarn
dan gelmeydi o; ak tenli, yiit, masum, zalimdi, komuta
n na ve kabilesine sadkt, evrene deil. D erken savalar
onu Ravenna'ya getirir ve orada daha nce hi grmedii,
daha dorusu, tam olarak grmedii bir eyi grr. Gnd
z grr, selvileri grr, mermeri grr. eitlilii, dzen
sizliin eitliliine benzemeyen bir btn grr; bir kent
grr, yontulardan, tapnaklardan, bahelerden, o clalardan,
amfilerden, vazolardan, stunlardan, dzenli ve ak uzam
dan oluma bir ileyi grr. Bu yapmlarn hibiri , gzelli
iyle etkilemez onu (biliyorum); bugn b izim, ilevini kav
raya madmz, yine d e iziminden l msz bir zekan m
mutusunu karabildiimiz karmak bir mekanizma kar-
45
sndaki duygulanmz a ndrr duygulan. Belki d e
lmsz Roma harflerinden i inden klmaz yaztyla b ir
tek kemer grmek yetmitir ona. Birdenbire gzleri kamar
ve bu aydnlanmayla yenilenir: Kent'le. Onun i inde kendi
sinin bir kpek, b ir ocuk olacan ama ona akl erdirmeye
bile balayamayacan bilir, yine de onun kendi tanrlarn
dan, andyla baland inantan ve Almanya'nn btn ba
taklklarndan daha deerli olduunu kavrar. Droctul[t by
lece brakr yandalarm , Ravenna uruna savaa girer.
lnce gmtne kendisinin asla skemeyecei u szleri
kazarlar:
48
TADEO ISIDORO CRUZ'UN YAAMI (1829-1874)
49
yalnzca. Balangtaki alnt nl bir iirdendir - yani za
manla " herkese her ey" anlamna gelmi (Ben Korintliler
9 : 22) bir iirdendir, nk nice saysz deitirim , uyarlama
ve saptrma okunmutur sayfalarna. Tadeo lsidoro'nun y
ksne kuramlar getirenler -bir sr dnr- usuz bu
caksz dzlklerin onun kiiliindeki etkisi stnde durdu
lar ama ona tpatp benzeyen gauolar, Parana'nm aalk
kylarnda Uruguay'n dalk geri yrelerinde doup l
mtler. Cruz, doruyu sylemek gerekirse, kapank bir
barbarlk dnyasnda yaad. 1874'te iek salgnnda ld
nde ne bir da grmt, ne bir gaz memesi, ne bir yel
deirmeni tulumbas. Ne d e bir kent. 1 849'da Francisco
Xavier Acevedo'nun i[tliinden alnacak bir davar srs
n gtmek zere Buenos Aires'e gitti. teki davar tccarla
r, para yemeye kente indiler. Cruz, nedense biraz bitkin,
allarn bulunduu mahalledeki d knt handan p e k
uzaklamad. Orada t e k bana, yerde uyuyarak, mate'sini
demleyerek, tan aarrken kalkp akam alacasnda yataa
girerek gnlerini geirdi. Birdenbire (szcklere hatta alg
lara smayacak bir biimde) kentle baedemeyeceini an
lad. Tccarlardan biri, kafay iyice bulduunda onunla dal
ga gemeye balad. Cruz onu grmezden geldi, ama birka
kere eve d n y olunda, gece kamp ateinin evresinde
o tururlarken adam yine alaylarn srdrnce Cruz, (o ana
kadar ne bir fke ne de bir s klma belirtisi vermiti) ba
'
yla onun iini bitirdi.
Kaarken, bataklk allarna gizlenmek zorunda kald.
Birka gece son ra, rken bir yamur kuunun t, onu
uyard, polis evresini sarmt. Ban kaln bir al be
inde snad ve ayaklarna d olamasn diye mahmuzlarn
kard. Teslim olmak yerine savamay setiinden kolun
dan, omuzundan ve sol elinden yaraland. Parmaklarndan
szan kan hissedince daha da kyasya savat, peindeki
50
adamlarn en zorlularn ldresiye yaralad. Tan skm
ne yakn, kan kaybndan yorgun dnce yakay ele verdi.
O gnlerde ordu, bir eit cezaevi ilevini gryordu; Cruz,
kuzey snr b lgesindeki bir ileri karakola gnderildi. Sra
dan bir er kimliiyle i savalarda grev ald, bazan dodu
u eyalet adna bazan ona kar savaarak. 1 85 6'da Ocak
aynn yirmi nde, Cardoso bataklklarnda Baavu Eu
sebio Laprida komutasnda, iki yz atmada mzrakla ya
ralanmt. Kzlderili ile arpan o tuz beyaz adamdan bi
riydi.
Cruz'un bulank ve gzpek yaamyks boluk larla
dolu. 1 8 68 dolaylarnda Pergamino'dan bir daha haberini
a l yoruz, ya evliymi ya da bir kadmla yayormu, bir oul
babasym, kk bir topra varm. 18 69'da Cruz, yerel
jandarma efliine getirildi. Gemiindeki lekeyi silmiti ve
o gnlerde ola k i kendini mutlu b ir adam sayyordu, ta de
rinde deilse bile. (Onu pusuda bekleyen gelecekte gizlen
mi apak bir aydnlanma gecesiydi - neden sonra kendi
yzn grd gece, neden sonra kendi adn duyduu
gece. Besbelli o gece, zn damtyor yksnn; daha
dorusu o gecenin bir an, bir davran (nk davranlar
bizim s imgelerinizdir ). Herhangi bir yaam, istedii kadar
uzun ya da karmak olsun, teh bir an'dan oluur aslnda -
kii nin kim olduunu ke[ettii andan. Byk lskender' in
demirden geleceini Achilleus'un meselind e , lsve'in Xll.
arl'nnsa kendininkini lskender'in yks nde grd
sylenir. Okumay bilmeyen Tadeo lsidoro Cruz bu esini
bir kitapta b ulma d ; bir insan-avnda ve avlad adamda
rendi kim olduunu. Olay yle geti:
1870 Haziran' nn son gnlerinde Cruz, iki adam ldr
m bir kaa yakalamakla grevlendirildi. Adam, gney
snrndaki Albay Benito Machado birliklerinden firar et
miti; bir genelevde kan bir sarho kavgasnda bir zenciyi ,
51
bir bakasnda da Rosas'n yandalarndan birini ldrm
t. Hakkndaki rapora, en son Laguna Colorada yaknlarn
da grld de eklenmiti. Oras, krk yl kadar nce, ce
setlerinin akbabalarla kpeklere yem olmasyla sonulanan
feci servene kmadan nce gauo milis blnn ko
naklad yerdi. Ayn yerden , sonralar Buenos Aires'in mer
kezindeki alanda, son szlerini kalabala duyurmamak
zere alnan davullarla bir idam mangasnn nne dikilen
Manuel Mesa da kmt; ayn yerden, Cruz'un babas, Pe
ru ile Brezilya sava alanlarnda grev alm b ir klla kafa
tas yarlan o bilinmeyen adam da kmt. Cruz, yerin ad
n unutmutu. imdi, belirsiz ve bo calatc bir tedirginlik
ten sonra anmsyordu . . . Peinde askerlerle, at stnde ileri
geri savrularak uzun bir labirent rmt avlanlan adam,
y ine de on i k i Temmuz gec esi , b lkler i z i ni b u ldular.
Uzun sazlarn arasna snmt. Karanlkta gz gz gr
myordu nerdeyse; Cruz'la adanlan yaya olarak s i nsice
yaklatlar ortas dalgalanan al beinde gizlice bekleyen
ya da uyu klayan adama doru. rkm b ir yamur kuu
tt. Tadeo lsidoro Cruz, bu an daha nce yaam olduu
duygusuna kapld. Avlanlan adam , gizlendii yerden kp
onlarla aklkta dvmeye davrand. Cruz, iren karalt
y seti - darmadan salaryla, boz sakal yzn y iyip bi
tiriyordu sanki. Bunun ardndan gelen dv ince ince an
l a t ma m a k b i r n e d e n e ng e l l i y o r . Ya l n z c a k a a n
Cruz'un adamlarndan birounu kt yaraladn y a da
ldrdn belirteyim. Cruz karanltkta dvrken (gv
desi karanlkta dvrken) anlamaya balad. Hibir yaz
gn n tekinden daha iyi olmadn ama herkesin kendi
n inkine uymas gere ktiini anlad. O anda apoletinin ve
niformasnn yoluna d ikildiini anlad. Gerek yazgsnn,
srden bir kpek gibi deil, Lek bana bir kurt gibi yaa
mak olduunu anlad. br adamn kendisi o lduunu an-
52
lad. Snrsz dzle gn n klar vurdu. Cruz, kaske tini
a tt, yiit b i r adam ldrme suuna katlmayacan hay
krd ve kendi askerleriyle vurumaya balad. Kaakla,
Martin F ierro'yla o muz o muza .
EViREN Tomris Uyar
53
EMMA ZUNZ
60
ASTERION'UN EV
61
ayas gibi yass olan yzler. Gne oktan batmt, ama bir
ocuun aresiz alay ve inananlarn kaba saba yakarlar
bana tanndm anlatt. lnsanlar yakaryorlar, kayorlar,
karmda secde ediyorlard; b azlar Baltalar tapnandaki
stun tabanlna trmand, kimileriyse yerden talar topla
dlar. llerinden biri, sany orum, denize girip sakland. Bo
una deil annemin bir kralie olmas; alakgnllm bu
nu arzulasa da, avamn arasna karmam mmkn deil.
Gerei u ki, benzerim yok. Birinin b i r bakasna iletebi
lecekleri beni ilgilendirmiyor ; filozof gibi ben de yaz sanat
araclyla hibir eyin aktar lamayacana inanyorum.
Ivr zvr ve sudan ayrntlarn zihnimde yeri yok, r uhum
usuz bucaksz ve yce olan eylere hazr; iki harf arasnda
ki fark hi bir zaman renemedim. Yce gnll bir acele
cilik beni okuma renmekten alakoydu. Bazen buna ok
kederleniyorum, nk geceler, gndzler uzun.
Elbette, beni oyalayacak eyler yok deil. Tos vurmaya ha
zrlanan ko gibi, bam dnp yerlere yuvarlanncaya kadar
son hz kouyorum dehlizlerde. Bir havuzun kenarna ya da
bir keye iki bklm olup siniyorum, arkamdan takip eden
varm oyunu oynuyorum. Kanlar iinde kalncaya kadar
kendimi zerlerinden yerlere attm damlar var. stediim
zaman uyuyormu numaras yapar, gzlerimi kapar, sk sk
solurum. (Bazen gerekten uyuyorum, bazen gzlerimi at
mda -gnn rengi deimi oluyor.) Ama btn oyunlar
arasnda, en sevdiim teki Asterion oyunu. O beni ziyarete
geliyormu, ben de onu evimi gezdiriyormuum. Byk bir
sayg gsterisiyle ona yle diyorum; imdi i!h kavaa geri
dnyoruz ya da imdi bcha b i r avluya kacaz ya da su yo
lunu beeneceini biliyordum ya da imdi ii hum dolu b i r ha
vuz greceksin, ya da hah imdi, birazdan mahzenin yolunun
nasl alallandn grecek.sin. Bazen bir hata yapyorum, iki
miz birden katla katla glyoruz.
62
Sadece bu oyunlar hayal etmekle kalmadm, ayn zaian
,
da ev hakknda da dndm. Evin btn b lmleri bir
ok kere tekrarlanyor, heryer baka b ir yer. Tek b i r havuz,
avlu, yalak ya da samanlk yok; ondrt (sonsuz) samanlk,
'
yalak, avlu, havuz var. Ev dnyayla ayn byklkte; ya da
daha dorusu, dnyann ta kendisi. Gene de, havuzlu avlu
lar ve tozlu ta dehlizleri bitire bitire sokaa ktm ve Bal
talar tapnan ve denizi grdm. Bunun nasl o lduunu
anlamadm ta ki bir gece bana denizlerin ve tapnaklarn da
sayca ondrt (sonsuz) olduu malum oluncaya kadar. Her
ey birok kere tekrarlanyor, ondrt kere, ama dnyada sa
dece iki ey var ki onlar yalnzca bir tane galiba: yukarda,
iinden klmaz gne; aada, Asteri on. Belki yldzlar
ve gnei ve bu dev evi de b en yarattm, unuttum gitti.
Her dokuz ylda bir dokuz kii eve giriyorlar onlar b
tn ktlklerden kurtaraym diye. Ta dehlizlerin derin
liklerinde admlarn ve seslerini duyuyorum ve sevinle
onlar karlamaya kouyorum. Tren b irka dakika sr
yor. Benim ellerimi kana bulamam gerekmeden ardarda ye
re devriliyorlar. Devrildikleri yerde kalyorlar ve gvdel eri
bir dehlizi tekinden ayrdetmeme yaryor. Kim olduklarn
bilmiyorum, ama onlardan biri lm annda kehanette bu
lundu, gnn birinde kurtarcm gelecekmi. O zamandan
beridir yalnzlm ac vermiyor bana , nk biliy orum ki
kurtarcm yayor ve nihayet tozlar yarp karma dikile
cek. Kulaklarm yeryznn btn grltlerini seebil
seydi, ayak seslerini duyabilmem gerekirdi. Onun beni da
ha az dehlizleri ve kaplar olan bir yere gtreceini umud
ediyorum. Kurtarcm nasl b ir i o lacak, d iy e soruyorum
kendi kendime. Boa m olacak, insan m? insan yzl bir
boa m olacak, belki de? Yoksa benim gibi mi olacak?
63
Sabah gnei tun klca arpp geri dnd. zerinde ka
nn damlas bile yoktu artk.
"lnanr msn Ariadne? " dedi Teseus. "Minotauros k endi
ni savunmad bile . "
EvJREN Fatih zgven
64
TEKi LM
72
DEUTSCHES REQUIEM
Eyuh 1 3 : 1 5
73
Mahkeme srasnda hi konumadm, neyse ki ksa sr
d; orada kendimi hakl karmaya almak yargy engel
leyecek ve korkaklk gibi alglanacakt. Artk durum farkl;
infaz arefesinde korkusuzca konuab ilirim . Merhamet d i
lenmiyorum, nk kendimi sulu hissetmiyorum ; ama an
lalmay dilerim. Bana kulak vermeyi bilenler, Almanya'nn
tarihini ve dnyann gelecekteki tarihini kavrayacaklardr.
imdi kurald ve aknlk uyandrc olan b enimki gibi
vakalarn ok yaknda sradan vakalar dzeyine ineceini
biliyorum. Yarn leceim, ama gelecek kuaklarn bir sem
bolym.
75
un sapland ve bacam kesmek gerekti.3 Birka gn sonra
ord ularmz Bo hemya'ya gird iler. Si renler o nlarn giriini
haber verirken ben sakin bir hastahaned e yatm, kendimi
Schopenhauer'de kaybetmeye, unutmaya almaktayd n.
Kocaman, kendini brakm bir kedi, naar yazgmn sem
bol, pencerenin pervaznda uyumaktayd .
Parerga ve Paralipomena'n n birinci blmnde, insann
bana gelen her eyin, doum an ndan lmne kadar,
kendisi tarafndan belirlenmi olduunu bir kere daha oku
d um. Bu bakmdan, her ihmal kastl, her rastlansa! kar
lama bir randevu, baa gelen her rezillik b i r tvb e , her ba
arszlk esrarengiz bir zafer, her lm bir intihardr. Kendi
ba htszlklarmz kendimiz setiimiz fikri k u rnazca b i r
avuntudur; bu bireysel ereklilik gizli b i r dzeni varsayar ve
o bizi cmerte, tanrsallk atfederek lanetler. Hangi bilin
mez niyet (diye sorguluyord um bou bouna) o gn le
den sonra o mermileri ve o sakatl arayp buldurdu bana?
Elbette ki sava korkusu deil, onu biliyordum; daha der in
bir eydi. Sonunda buldum. B i r din uruna lme k o n u so
nuna kadar yaamaktan daha kolayd r; E l'cs'de vahi hay
vanlarla boumak o kadar da zor deild i r (ad san be l i rsiz
binle rce din ehidi yapm tr bunu) , l sa' nn h i zmetka r Pav
lus olma k ondan daha z o rd ur; tek eylem, tm b i r insan ya
amndan daha az nemli d i r. Sava ve zafer b irer lwlayll
l r; Raskolnikov'un giritii i Napolyon'unun kinden daha
eti neli. 7 ubat 1 94 l'de Tarnowitz toplama kampna m
dr yardmclna getirildim.
B u grevi ye rine getirmek ho dei l d i , ama hic,; aksatna
dn . Ko rkak kend ini ate altnda kantlar; merhamet sa hi bi,
sofu kendini hapislerde ve bakala rn n ektii aclarda s
nar. Esas itibariyle, Nazizm ahlaki b i r eylemdir, yaralarn
76
yeniden sarmak iin insanln rm yanlarn skp at
mak. Bu dnm savalarda, yzbalarn kard grl
t patrt ve haykrlar arasnda olaandr; sinsi, aldatan
merhametin bizi insanlk kadar eski bir yumuaklkla ba
tan karmaya alt sefil b ir hcrede ise yle deildir.
Bouna deil bu kelimeyi kada geiriyor olmam: bu Zer
dt stn insan iin, merhamet gnahlarn e n by.
nl air David Jerusalem'i bize yolladklarnda (itiraf edi
yorum) az kald bu gnah iliyordum.
Elli yalarndayd. Dnya nimetlerinden yana yoksul, ko
vulmu, itilmi, hakarete uramt, dehasn Mutluluu y
celtmeye adamt. Albert Soergel' in Dicl lung der Zeil adl
eserinde onu Whitman'la karlatrdn hatrlarm. Kar
latrma tam yerinde deil. Whitman evreni her eyi ncele
yen, soyut, neredeyse kaytsz bir biimde yceltir; Jerusa
lem ise her eyden sevin duyar, titiz ve kesin bir sevgiyle
sever onlar. Hibir zaman sayp dkme ve kataloglar yarat
ma yanlna dmez. O olaanst iiri Kaplanlar Ressam
Tc Yang'dan alt ll dizeler var hala aklmda, sanki izgi
izgi kaplanlarla b ezeli , iiri boylu boyunca geen, sessiz
kaplanlarla az na kadar ykl, kaplanlarla izik izik o
mthi i irden. Rosencrcnlz Mele/de Konuuyor adl tirad da
hib i r zaman unutmayaca m; bunda onaltn c yzylda
Londra'da yaayan b ir faizci, lm deinde iledii sular
nafile yere hakl karmaya alr, bilmez ki hayatnn b tn
anlam mterilerinden (bir kere grd ve hatrlamad)
bir tanesine S hy lock karakterini esinlenclirmek olmutur.
Akldan kmayacak gzleri , sararm b i r teni , neredeyse
kap kara bir sakal olan David j erusalem, tam bir Scfarad Ya
hudisi p rotipiydi, oysa ki aslnda yoldan km ve nefret
edilen Akenazlardand. Ona acmasz davrand m; ne mer
hametimin ne ele nnn beni dize getirmesine izi n verdim.
Yllar nce anlamtm ki, yeryznde olas bir Cehen nemin
77
tohumunu iermeyen hibir ey yoktur; bir yz, bir kelime,
bir pusul a, bir sigara reklam onlar unutamad takdirde
kiiyi ldrtabilirler. Gece gndz Macaristan haritasn ak
lndan karamayan bir adam ldrmaz m? Bu ilkeyi kam
pmzn disiplin rej imine uygulamaya karar verdim, ve . . 4 .
78
1 942'nin ekim ya da kasm aynda kardeim Friedrich,
ikinci El Alameyn meydan savanda, Msr llerinde ld
gitti. Aylar s o nra, bir hava b ombardman d o duum evi
yerle bir etti; 1 94 3 sonlarnda baka bir hava saldrsnda
laboratuvarm yokoldu. nc Reich lmekteydi, usuz
bucaksz ktalar tarafndan hrpalanarak; saysz dmanna
kar tekbana mcadele ediyordu. Derken akl almaz bir
olay old u, nemini ancak imdi anladm sanyorum. f
keyi yudum yudum itim bitirdim sanyordum ki, son yu
dumlarda azmda beklenmedik bir tatla karlatm , mut
luluun esrarl ve neredeyse d e hetengiz tadyla. eitli
aklamalar denedim, ama hibiri yeterli olmad. yle d
ndm: yenilgiden honutum nk iten ie sulu olduumu
biliyorum, beni selamete karacak tek ey var, o da cezaland
rlmak. yle dndm: yenilgiden honutum, nk bu bir
sondur ve ben ok yorgunum. yle dnd m : yenilgiden
honutum, nk gerekleti, o biz olan, biz olmu olan, biz
olacak olan biiin bu olaylarla ka(nlmaz olarak balanl l,
l tek bir olguyu dcli yok saymal yo da laneilcmck evre
nin adna lwra almaktr. Bunlarla oyalandm, en sonunda
doru aklamay buldum.
Her i nsann Aristotelesi ya da Platoncu doduu syle
nir. Bu, her soyut tartmann Aristoteles'in ya da Platon'un
polemikl erinde bir karl olduunu sylemekle ayn ey
d ir; yzyllar ve d iyarlar boyu, adlar, yzler ve leheler de
iir, fakat ebedi hasmlar deimez. U luslarn tarihi ele giz
li bir sreklilik kaydeder. Arminius, bir sazlkta Varus'un
tmenlerini bitiinde, Alman mparatorluunun nc l
olduunu bilmiyordu; ncil evirmeni Luther, hedefinin n
cil'i ebediyen yokedecek bir halk biimlendirmek olduu
nu kestiremezd i ; 1 758' de Rus kurunuyla len Christoph
zur Linde, bir bakma 1 9 1 4'n zaferlerini hazrlyordu. Hit
ler tek ulus iin savatna i nanyordu fakat aslnda herkes
79
iin, hatta ne[ret ettii ve saldrdklar iin de savamaktay
d . Kendi ben'inin bunu bilmemesi nemli deil; onun kan
ve onun iradesi bundan haberliydi. Dnya Yahudilikten ve
Yahudiliin bir hastal olan sa dininden lmekteydi; biz
ona iddeti ve klcn dinini rettik. O kl bizi katlediyor
ve bizler kendine bir labirent yapp mrnn sonu na kadar
o labirentte gezinip durmaya lanetlenen byc gibiyiz; ya
da Davut gibi ki, mehul bir a dam yarglam, lme mah
kum etmi, sonra da u hkm duymutu: O adam sensin.
Yeni Dzeni kurmak iin pek ok ey yokedilmek zorunda;
artk biliyoruz ki Almanya da bunlardan biriy di. Yaamlar
mzdan da fazlasn Hayatlarmzdan fazlasn gzden kar
dk, sevgili Anavatanmzn kaderini [eda ettik. Brakn ba
kalar ilensin, gzyalar d ksn; kaderimizin d ngsn
tamamladn ve kusursuz olduunu dnmek beni se
vi nlere garkediyor.
Amansz bir a balamakta. Bizler bunun mimarlaryz,
c;oktan onun kurban olan bizler. lngiltere'nin balyoz b izim
rs olma m z ne farkeder, ne mli olan, uaka Hristiyan p
srkl yerine iddetin hakim olmasdr. Zafer, adaletsizlik
v e mutluluk Almanya'nm k smeti c[eiJse, b rakn bakala
80
AVERROES'N ARAYII
90
ZAHR
Wa!!y Zenner'e
91
rece gzel olduu efsanesini yaratan, belki biraz da bu her
an gznnde bulunma zelliiydi; nk her p o rtresinin
bu sav kaytsz artsz dorulama d b i r ge rektir. Cle
mentina Villar gzellikten ok kusursuzlua dknd za
ten. branilerle inliler akla gelebilecek btn i nsani olas
lklar i[relemilerdir; Minah'da bir te rzinin Sept gnnde
alacakaranlk ktkten sonra elinde ineyle sokaa kma
mas gerektii sylenir. Trenler Kilab'ndaysa, konuun
kendisi ne ilk fincan sunulduunda arbal bir havaya b
rnmesi, ikinci fincan sunulduunda ise saygl bir honut
luk gste rmesi gere ktii yazl dr. ok daha ayrntl o lmak
la birlikte, Clemenlina Villar'n kendi kendinden bekledii
uzlamaz skclze ncle ele bu eitten bir eylere rastlamak
m m knd . Kon[ys'n izinde olan her mez y a da her
Talmucl'cu gibi, yapt btn ilerde kesin bir kusursuzluk
gzeti r di; stelik, onun abas bu yukardakilerden d aha
hayranlk verici ve yorucuydu , nk i mann n denektala
r ebedi de i l , Paris'le Hollywood'un durmadan deien
kaprislerine balyd. Cle mentina Villar gerekli yerle rde, ge
rekli saatte , gerekli takp tak t rma ve gerekli b k knl k la
boy gsterird i ; oysa b kknl k , takp Lakt rma, saat ve ye
rin neredeyse o an modas geer ve Cle ment ina Villar, e li n
de ancak bir beeni ucuzluun u tan m lamaya yarayacak ge
relerle kalakalrd . Flaubert gibi, o da m ut lak olan n aray
i indeyd i ; ancak onunkisi bir an s re n bir Mutlak't . r
n e k b i r yaam srdryordu, a m a i i ni sonu gelmez b i r
umarsz l k duygusu kemirip clurmaktayd. Kendi k e ndin
den kamak istercesine srekli ola rak yeni deiimler de
ne rdi ; sa nn rengiyle biimine gven o lm ayaca herkese
b ilin i rdi. Glmseyiini, ten in i , gz izgisini durmadan de
itirirdi. Otuz ikisini getii halde hala dal gib iydi. Sava
k nca kara kara dnmeye balad; Paris, Alman igali
a ltnda old uuna gre, moda nasl izlenecekti? Hibir za-
92
man gvenmedii bir yabanc, ona bir sr silindir apka
satacak kadar iyiniyetinden yararland; bir yl sonra bu an
lamsz modellerin Paris'tc hi giyilmemi o!clu ortaya kt
-demek ki bunlar apka filan deil, rastgele, ne id belir
siz, deli samas nesnelerdi ! - Belalar pepee gelir ya; Dr.
Villar, Araoz Soka'na tanmak zorunda kald, kznn res
miyse artk yz kremi ve o tomobil reklamlarn sslyordu.
(Bol bol s rnd yz kremiyle nicedir sahip olamad
o tomobiller.) Sanatn baaryla srdrebilmesi iin byk
bir servet gerektiini biliyordu ve yarm yamalak gz ka
matrmaktansa, sahneden ekilmeyi yeledi. Ayrca, ad sa
n belirsiz ne oldum delileriyle ak atmak zorunda kalmak
da arna gidiyordu. Araoz'daki kasvetli apartman dairesi
de ekilecek gibi deildi; Clementi na Villar, hazirann alt
snda Gney'deki mahallenin gbeinde lmek aykrln
da bulundu. Yreim Arjantinlilere zg tutkularn en ite
ni olan zppelikle dolup taarak ona ak olduu mu ve l
mnn beni gzyalarna boduunu aka syley eyim mi
dersiniz? Okur bunun oktan farkna varmtr b elki de.
Bir ly bekle tirken, r me srecinin cesede eski yz
l erin i kazandrd grlr. O telal alt h'1z iran gecesinin
bir an nda C lement i na Villar sank i b i r by sonucu yirmi
yl nc e k i ha lini ald ; yz izgileri gururun, para nn, genli
in , belli b i r stnle sahip olduu bilincinin, hayalgc
ktl nn, ks t l amalar n , vurdumduymaz l n verdii o
sertlie yeniden kavutu. N ed ense, diye d ndm, hi pe
i mi brak m ayan bu yzn h ibir hali belleimd e bunun
kadar uzun sre yer etmeyecek; bunun son yz olmas
ye rsiz deil, nk i lk yz de olabilirdi. Onu lmn ku
sursuzlatrcl kibriyle, ieklerin arasnda kaskat brak
tn. kp gittiimd e saat sabahn ikisi olmutu herhalde.
Darda, bir ya da iki katl tandk evler, gece, karanlk ve
sessizli k onlar iyice srad anlatrdnda edindikleri soyut
93
varlklarna brnmlerdi. N eredeyse tmyle b enlikten
arnm bir sofuluun verdii sarholukla, sokaklar boyun
ca yrdm. Chile ve Yacuari'nin kesitii kede ak b ir
d kkan grdm. Ve bu d kkanda, ansma kseyim,
adam kat oynuyordu.
'Oxymoron' diye adlandrlan benzetme trnde, szck
nne onun kart gibi grnen b ir sfat konularak nite
lendirilir; bu ilke uyarnca agnostikler kara ktan , simya
clar da kara gneten szetmilerdir. Clementina Villar'a
yaptm son ziyaretten kp doruca biqbarda iki imeye
gitmek benim iin bir eit 'oxymoron' olmutu; aklm e
len, bu yaptmn kabal, kolaylyd. (lerd e sr mekte
olan bir kat oyunu olduu iin aradaki ztlk d aha da be
lirgind i . ) Bir bardak ko nyak iste dim. Bana bozukluklarla
birlikte Zahir'i de verdiler. Paraya bir an baktm ve belki de
bir humma balangc iinde sokaa ktm. D nyadaki her
madeni para nn tarihte ve masallarda pnl prl parlayp du
ran o nl p aralar simgelediini aklmdan ge irdim. Ka
ron'a ver i len gm sikkeyi dndm; B elizarius'un dilen
dii g m sikkeyi; Yahuda'ya verilen otuz para gm;
nl fahie Lais'in drahmi lerini ; Yed i Uyuyanlar'dan b irinin
uzatt antik sikkeyi; B i n Bi r Gece Masallar ndaki by c
nn sonradan kal paralan olduu a n l a la n prl p rl pa
ralar n ; lsaac Laquedem'in harcamakla bitmeyen pen11y'sini;
bi r des ta n n her b i r d izesi h ; i n de nen v e Firdcvsl'nin altn
olmadklar iin padiaha geri yollad allm bin para g
m; Ahab'n gem i direine c.;iviledii altn spanyol para
s r; Leopolcl Bloon'un bozdurulanayan florinini; stnde
k i res im, kamakta olan XVL Lou i s'yi Varennes yaknlarn
da eleveren Iui'yi. Sanki bir ryadaydm, her bir madeni pa
rann bylesine gsterili armlarla ykl olmas bana
byk, ama aklanmas imkansz bir nem tayormu gibi
geldi. Bo alanlarla bo sokaklar boyunca, giderek daha hz-
94
l yrmeye baladm. Sonunda, bkknlk beni bir keye
frlatt att. Hep ayn yerde sabrla bekleyen demir parmak
lklar ve bunlarn gerisinde Consepcion'un karal b eyazl
parke talarn grdm. Bi r ember izmi ve bana Zahir'i
verdikleri dkkann bulunduu yerden bir ev tesine var
mtm.
Geri dndm. Karanlk pencere bana uzaktan dkkann
kapal olduunu gsteriyordu. Belgrano Soka'nda bir tak
siye bindim. Uykusuz, bylenmi gibi, neredeyse mutlu
lukla, cisimsel varl paradan daha az olan bir ey bulun
madn dndm; nk, aslna baklrsa, her bir made
ni para, ( diyelim yirmi ceniavo deerinde bir para) iinde
gelecek zamanlar barndryordu. Para soyuttur, diye tek
rarladm; para gelecek zaman kipidir. Banliyde bir gece ya
da Brahns'n besteledii mzik olabilir; haritalar, satran ya
da kahve olabilir; bize altn hor grmeyi reten Epikte
tos'un szleri olabilir; Faros adasndaki Proteus'dan ok da
ha deikendir o. nceden kestiri l emeyecek zamand r,
B ergsoncu zamandr, Mslmanln ya da Stoaclarn de
imez zaman deildir. Gerekirc iler dnyada, a n cak bir ey
lemin , yani gerekleip gereklemeyecei b e l li o l mayan
tek bir eylemin varolduu dncesine kar karlar; na
dcr paralar i nsann zgr iradesinin s imges idir. (Bu 'd
ncelerin', Zahir'e taban tabana zt b ir akl oyunu ve onun
iblise etkisinin balangc olduu aklma gelme di.) Epey
kafa yorduktan sonra, uyuyup kaldm , ama, dmde ken
dimi yar aslan yar kartal bir yaratn bekil ik ettii made
ni paralar olarak grdm.
Ertesi gn sarho olduuma karar verdim. Ayn zamanda
bam bu kadar artan paradan kurtu lmay da aklma koy
dum. Paraya baktm; stndeki birka izikten baka dik
kati ekecek yan yoktu. En iyisi onu baheye gmmek ya
da ktphanenin b ir kesin e gizlemekti, ama kendimi
95
onun ekim alanndan kurtarmak istiyordu m . S o n u n da
kaybetmeyi ye tuttum. O sabah Pilar'a ya da mezarla git
medim; metroyla Constitucion'a, oradan da San juan'la Bo
edo'nun kesitii keye gittim. imden gelen bir drtye
uyarak Urquiza'da indim, nce Bat, sonra Gney ynn
den yrdm. Amal bir baboluk iinde birtakm ke
leri dndm ve gzme btn tekiler gibi grnen bir so
kakla sefil kk bir tavernaya\girdim, iki istedim, karl
n da Zahir'le dedim. Kara gzlklerimin ardnda gzle
rimi iyice ksarak evlerin numaralarn ya da sokan adn
grmemeyi baardm. O gece bir veronal alarak deliksiz bir
uyku ektim.
Haziran sonuna kadar hayal rn bir hikaye yazmakla
uratm. Hikayed e b ir iki tane gize mli d olayl b enzetme
(ya da 'kcnning') vard; rne i n , kan yerine kl -suyu deni
yor, altn' n yerini ylc-ycla alyordu; hikaye birinci tekil
kii azndan anlatlyordu. Anlatc , insan to plumundan
kap vahi doann ortasnda yaamaya ekilen bir dervi
t ir. (Yerin ad Gnitaheidr'dir.) Yaamnn sadelii ve drst
l nedeniyle onun bir melek olduuna inananlar vardr;
ancak bu, sofuca bir abartmadr, nk g nahtan arnm
i nsan yoktur. Asl n ararsan z o da, b y a racl1yla snrsz
bi r serveti eline geire n kt nl byc babas n n boa
z n kesmitir. Bizim derviin, uruna yaam n adad
ama'. , bu hazineyi i nsanoullarn n lgnca agzl! n
de n korumaktr; gece gndz gizli hazinenin banda nbet
bekler. Yak nda, belki de ok yaknda gzcl son bula
cakt r; y ldzlar ona bu bekleyii sona erdirecek klcn ta
v nda cl vld n b il cl irnilerclir. (Bu klcn a d Gram'
d r. ) Dervi giderek karmaklaan bir retorik slubu iinde
bedeninin gzalchy l a devingenliinden szeder; bir pa
ragrafta clalgnl k la 'pullarndan' dem vurur; baka bir pa
ragraf ta bekiliini ettii hazinenin akp snen altnlarla
96
krmz halkalardan olutuunu syler. Sonunda derviin,
ylan Fafnir, zerine reklendii hazineninse, N ibelungla
rn hazinesi olduunu anlarz. Sigurd'un ortaya kmasyla
hikaye birdenbire son bulur.
Bu ufak el altrmasnn (iine, bilgilik taslamak zere
Fafnismal'dan bir iki dize de katmtm) b a na paray unut
ma frsat saladn sylemitim. Paray unutmaya baar
dmdan ylesine emin olduum geceler o l d u k i , o n u
mahsustan aklma getirdim. uras kesin, bunda d a arya
katm; bu ii balatmak, bitirmekten daha kolayd. Kendi
kendime bu tiksin nikel parann elden ele dolaan, birbiri
nin ei, saysz, zararsz b enzerlerinden farkl olmadn
bouna syledim. Bu dnceni n ekiciliine kaplarak ak
lma baka madeni paralar getirmeye altm; ama yapa
mad m. (Be ve on centavoluk ili paralar ve bir Uruguay
vint e n iyle giritiim, baarszlkla sonulanan bir deneyi
hatrlyorum.) Temmuzun onaltsnda elime bir lngiliz ster
lini geti. Gn boyu paraya bakmadm, ama o gece (ve teki
geceler) bytecin altna koyarak gl bir ampuln n
da inceledim. Sonra kurunkalemle kadn zerine izini
kardm. Ama n e parann lts ne d e ejderhayla Aziz Geor
ge bana yardmc oldular; saplantlarm deitirmek elim
den gelmiyordu.
Austosta bir psikiyatra danmaya karar verd im. Sama
hikayemin tmn anlatmadm o na ; uykusuzluktan ika
yeti olduumu, ey imgesinin . . -szgelimi bir poker fii ya
da madeni para- bir trl aklmdan kmadn syledim.
Bir sre so nra, Sarmiento Soka'ndaki bir kitapda j ulio
Barlach'n Urhunden zur Geschichte der Zahirsage / Zahir Ef
sanesinin Tarihesine llihi n Belgeler (Breslau, 1 899) adl ki
tabnn bir basm elime geti.
Bamdaki bela bu kitapta b tnyle akla kavuturu
luyordu. nsze baklrsa, yazar "Habicht koleksiyonun-
97
dan alnm drt belgeyi, Philip Meadows Taylor'n bu ko
nudaki incelemesinin zgn elyazmas da aralarnda olmak
zere Zahir inanyla ilgili b tn belgeleri her zaman elal
tnda bulunacak bir cep kitab boyutlarnda b i r araya getir
meyi" amalamt. Zahir'e duyulan inan slam kkenliydi
ve 1 8 . yzylda balad a nlalyordu. (Barlach, Zoten
berg'in Ebu'l-Fida'ya atfettii blmleri reddediyor.) 'Zahir',
Arapa'da "ad belli" , "gzle grlr" anlamna geliyordu;
bu anlamyla Allah'n doksandokuz adndan da b iriydi ve
halk (Mslman blgelerde yaayanlar) bu szc " unu
tulmaz olma denilen o korkun zellie sahip olan ve im
gesi insan sonunda delirten varlk ya da nesneleri " tanm
lamak iin kullanyordu. Bu konudaki ilk kesin tanklk,
ranl Ltf-Ali Azur'unclu. Ate Tapna adl yaam yksel
ansiklopedinin (. .. ) numaral sayfalarnda bu ok ynl ya
zar-dervi, iraz'daki bir okulda "bir bakann bir daha ak
lndan karamayaca b iimde yaplm" bakr bir usturlap
bulunduunu yazar; " yle k i , padiah, i n s a n l a r evre n i
unutmasnlar diye bunun d e n i z i n e n derin noktasna a tl
masn" buyurmu. Meadows Taylor' n incelemesi daha ay
rntl. (Haydarabacl Nizan'l'nin hizmetinde olan Taylor, B i r
Eliyw n 1li rc/1ar adl n l ro m an n d a yazardr. ) 1 8 3 2 s
rala rnda By Kentinin d mahallele r i n d e d e l i l i k ya da
aziz lik anlatmak zere kullanlan , pek duyulmam bir de
y i m alnm Taylor'n kulana; " kaplan grm gibi" . . .
Taylor'a sz edilen kaplann, mrnn sonu na kadar ak
lndan karamayaca iin, grenin -bir defa da olsa- yk
mna neden olan byl b ir kaplan olduunu sylem iler.
B i risi, bu bahtszlardan b i r inin Maysur'a kadar katn,
o rada kaplan n resm i n i bir sarayn duvarlarna izdiini
sylemi. Yllar sonra Tay lor, k ra lln hapishaneler inin du
varlarm gzden geiriyormu; Nittur'daki bir hapishanede
vali, ona, duvarlar, tavan ve taban bir Mslman dervii
98
tarafndan zamann silmeden nce yumuatt vahi renk
lerde boyanm bir eit " usuz bucaksz kaplan" resmiyle
kapl bir hcre gstermi. Bu kaplan, bakann ban dn
drecek kadar ok sayda kaplandan oluuyormu; yol yol
kaplanlarla, nokta nokta kaplanlarla doluymu, denizleri,
Himalayalar, b aktka iinde daha ok kaplanlar o lduu
grlen ordular varm. Ressam, yllar nce ayn hcrede
lmm; Sind'den, belki de Gzerat'tan geliyormu ve
asl amac bir dnya haritas izmekmi. Hatta, b u rkn
resimde bir haritann izlerini grmek de mmknm . . .
Taylor, hikayeyi Fort Williaml Muhammed El-Yemeni'ye
anlatm; Muhammed ona bu dnyada varolan her eyin
Zaher1 bii mine girebileceini., ama Her eye Kadir Olan'n,
bir tanesi ynlarn akln bandan almaya yettii iin, ay
n anda iki eyin bu biime girmesine izin vermediini an
latm. Ona dnyada her zaman bir Zahir bul unduunu
sylemi ta Cahiliye Devri'nde Yauk adl bir putmu bu; da
ha sonraysa yznde talarla ilenmi bir pee ya da altn
dan bir maske2 tayan Horasanl bir vel i , Allah'n adn
skmenin mmkn olamayacan d a sylemi.
Barlach'n monografisini o kud um - okudum, sonra d
np yine o kudum Duygularm be lirtmeye gerek o lduunu
sanmyorum. Beni hibir eyin kurtaramayacan anladm
zamanki aresizliimi. hatrlyorum; bamdaki belan n be
nim suum olmadn bilmenin verdii o rahatlk; Zahir'in
kendileri iin bir madeni para deil de bir mermer paras
ya da bir kaplan olduu kiilere duyduum kskanlk. B ir
kaplan dnmemek ne kolay o lurdu ! Aadaki blm
nasl garip bir gerginlik iinde okuduumu da hatrlyorum:
1 Taylor' imlas.
2 Barlach, Kuran'da Yauk'tan szedildiini, velininse El Mukanm (Peeli) oldu
unu ve Philip Mcadows Taylor ' n artc t an d nda h i kimsenin d e h u
ikisini ZJhir'lc ozdclct irnediini sylyor.
99
Glen - i Raz'n yorumc ularndan biri, Zahir'i grenin ok
gemeden Gl' de greceini syler; bunu syleyerek arka
sndan A LLar'n Esrnrndme's inde geen bir dizeyi aklarr: 'Za
hir, Gl'n Glgesi ve Perde'nin Almas'dr.'
O gece Clemenlina'n n evinde kk kzkardei Bayan
Abascal' gremeyince armllm. Ekimde arkadalarndan
biri, olup b ilenleri anlau: " Zavall J ulie! ylesi ne garip
davranr olm u ki , onu Bosch'a kapalmak zorunda kalm
lar. Ona kakla yemek yedirmek d urumunda olan hasLaba
kclarn lmn e neden olaca k! Biliyor m usun uz, Lpk Mo
rena Sacknann'n ofr gibi bir madeni para 11 111 szn
edip duruyormu."
Genellikle anlar hafleLen zaman , Zahir'e ilikin anlar
oal LmakLan baka ie yaramyor. nce n yzn sonra
da arka yzn gzmn n ne gelirebildiim zamanlar
olmutu. imdi her iki yzn de ayn anda grebiliyorum.
Yo k, Zahir krisLalden yaplm gibi deil; nk her iki yz
birbirinin zerine yan sm gibi g rnmyor; d aha o k ,
sanki baklarm kreselmi de, Zahir el e Lam merkezdey
mi gibi oluyor. Zahir o l mayan her ey bana sanki ok
uzaklardan geliyormu gibi blk pr k u !ayor; Cle
menlina'nn kibirli grnls; fiziksel a c. Ten nyso n bir za
manlar Lek bir iei anlayabilsek ken dimizin ve d nyann
ne olduunu b ilebileceimizi sylemili. B u nunla, ne kadar
nemsiz olursa olsun, evrenin Larihini ve o sonsuz neden
sou zinciri n i ilgilen cl i rneyen b ir olgu b u lun mayaca n
sylemek islemi olmal . Belki d e lracle'nin her bir bireyde
rLk biimde varo lduunu syleyen Schopen ha uer gibi, o
da gzle grd mz d nyann her grngde rLk bi
imde varolduunu sylemek islemilir. Kabala'clar i nsa
nn bir kk acun, evre nin simgesel bir aynas olduunu
syle rler; Tennyson'a gre, her ey byle olabilir. Her ey,
halla kallanlmas mmkn olmayan Zahir bile.
1 00
Julia'nn bana gelenler daha 1948'e girmeden b enim d e
bama gelecek. Beni d e yedirip giydirmek zorunda kala
caklar, leden sonra m sabah m olduunu bilemeyece
im. Bu yazgya korkun demek, bir szck oyunu olmak
tan ileriye gitmeyecek, nk koullarndan hibirine ger
ekten tank olmayacam. Ona baklrsa kafatasn atkla
rnda, bay ltlm bir adamn da korkun ac duyduu sy
lene bilir. Artk evreni alglamayacam; Zahir'i alglayaca
rn. id ealist retiye gre 'yaamak' ve 'd grmek' sz
ckleri arasnda kesin bir e anlamll k bulunmaktadr. B in
l erce imgeden bir tekine geeceim; son d erece karmak
bir dten son derece basit bir de geeceim. tekiler be
nim delirdi.imi dleyecek; ben Zahir'in dn grece
im. Dnya yzndeki btn insanlar, gece gndz Za
hir'in dn grrken hangisi d, hangisi gerek olacak
- yeryz m yoksa Zahir mi?
Gecenin ssz saatlerinde sokak sokak yryebiliyorum
henz. afak beni bir sabah Garay Park'ndaki bir srann
zerinde, Esrcnu1me'de Zahir' in G l'n G lgesi v e Per
de' i rt Almas olduunu s yleyen b lm dnrken
(dnmeye alrken) bastrabilir. Bu szleri u b i lgim le
badatr yorum: Sfiln Tan r'da yi tip gitm e k iin k e n d i
adlarn ya d a Tanr'nn doksan dokuz ad n , anlamszlarn
caya kadar tekrarlar. B u yoldan gitmek istiyoru m . B elki el e
ancak te krar tekrar aklma getirmek yoluyla Zahir'i tketip
bit i rece i m so nunda. B elki de o parann ard nda Tanr'y
bulacam.
Evl<EN Falil ()zgvcn
101
TANRININ ELYAZISI
1 02
nnda, ltl , oluklu bamla kurbanlarn gsn d c
mitim, oysa imdi, bir by yardmma yetimezse, u toz
topraktan yekinecek gcm yok.
Piramidin yakld gece, grkemli atlardan inen adamlar,
beni kzgn demirlerle daladlar, gizli bir hazinenin yerini
almak i stediler azmdan. Tanrnn putunu gzlerimin
nnde yere aldlar ama tanr b e n i brakmad, ben de i
kencelere sessizce katlandm. Beni kamladlar, hrpaladlar,
sakat braktlar ve neden sonra lml yaamm sresince
asla dna kmayacam bu zndanda gzlerimi atm.
1lle de bir eyler yapma, ne yapp e d ip zaman doldurma
aresizliinin kkrtsyla, kendi karanlmda, b ildikleri
min tmn anmaya altm. B itimsiz geceler i , taa-oyul
ma ylanlarn srasyla saysn ya da ifal bir aacn amaz
biimini anmaya adadm. Bylece geen yllarn gnln
aldm gitgide, bylece aslnda benim olan yeniden ele ge
irdim. Bir gece ok zel bir annn eiine yaklatm
sezd im; denizi grmeden nc e yolcu, kannda bir hzlanma
duyar. Saatler sonra bu annn d izgilerini semeye bala
dm. Bir ayetti. Tanr, zamann sonunda yana ve ykm ge
leceini nceden grerek, daha Yaratl'n ilk gnnde bu
ktl kleri savuturacak gte tlsml bir tmce yazmt.
yle yazl mt ki bu tmce, en te kuaklara eriebilece k ,
raslantnn oyununa dmeyecekti. Kimse onun nereye, na
sl harflerle yazldn bilmiyo r, ama gizli cl e n varo lcluu ,
bir gn bir cennetlike okunaca kesin. Her zamanki gibi
imdi de zamann sonunda durduumuzu dndm; yaz
gmn, tanrnn son rahibi sfatyla beni bu elyazsn sezgi
leme ayrcalyla donatacan dndm. Znclan duvarla
r arasna kstrlmam, umudumu engellemiyord u; belki de
Qu ahalom elyazsn daha nc e bin kere grmtm de
imdi yalnzca srrna ermem gerekiyordu.
Bu dalp-gitmeler yreklendirdi beni, sonra ela bir eit
1 03
badnmesiyle doldurdu . Yeryz, batan baa epeski bi
imlerle kapldr, bozulmayan, sonsuz biimlerle; aradm
simge o nlardan herhangi biri olabilird i. Bir da o labilirdi
tanrnn sylemi, bir rmak ya da imparatorluk ya da yldz
kmeleri. Ne var ki yzyllar srecinde da yasslr, rmak
yatan deitirir, imparatorluklar bakalamalara uraya
rak alaa edilir ve yldz kmeleri deiir. G kkubbede
deime vardr. Da ve yldz, bireydirler ve bireyler yoko
lur. Daha direngen, daha etkilenmez bir ey aryordum ben.
Gelmi gemi tahl, ot, ku, insan kuaklarn dndm.
Belki de o tlsm, sonunda benim yzme yazlacakt, belki
de araymn bitimi kendi m dim. Bu kuruntuyla kavrulur
ken birdenbire jaguarn, tanrnn niteliklerinden biri o ldu
unu anmsadm.
O an iim acyla doldu. Zamann ilk sabah gzlerimin
nne geldi; oyuklarda, ekerkam tarlalarnda, adalarda
durmakszn seviip reyecek jaguarlarn canl derisine tan
rnn bildirisini gizleyii ve bylelikle son insanlara devre
dii geldi gzlerimin nne. Bir tasary srdrme adna ot
laklara, srlere rk salan kaplanlar, o tklm tklm kap
lanlar labirenti geleli gzlerimin nne. br hcrede bir
jaguar vard, onun bunca yaknnda, varsaymrnn doru
landn, gizli bir baa kavutuumu algladm.
N ice yl beneklerin dzenini, kmeleniini renmeye
adadm. Karan lm her dneminde anlk bir k balan
yordu ve ben bylece sar krk boyunca akan kara lekeleri
titizlikle saptyordum. Bir b l sivri uluydu, bir bl
bacaklarn iinde aprazlama hatlar oluturuyord u; daha
baka bir blk, halhal b iim liler, sk yineleniyordu. Belki
de bunlarn tm tek b ir ses, tek bir szckt. ounun
ucu krmzyd.
Zorlu abamn glklerini sayp dkecek deilim. Ka
kere mahzene doru haykrdm, bu metni zmek olanak-
1 04
szdr diye. Gitgide, urunda Ler dktm somut bulmaca,
tanrnn yazd bir tmcenin tr-balatc bulmacasndan
daha az tedirgin etti beni. Mutlak bir mantk ( diye sor
dum kendime) ne eit bir tmce kurar? lnsan dillerinde
bile evrenin tmn imlemeyen tek nerme y o ktur diye
dnd m, kaplan dendikte, onu peydah l ayan kaplanlar,
ona yem olan geyiklerle kumrular, o geyiin beslendii i
men, imene analk eden toprak, topra douran gk de
denmitir. Tanrlarn dilinde her szcn o sonsuz olgular
zincirini aklayacan dn dm, stelik st-kapal de
il, apak bir biimde, zamanla baml olarak deil, ann
da. Zamanla, tanrsal tmce dncesi, ocuka, hatta zn
dka geldi bana. Bir tanrnn, diye dnc elere dalyor
dum, azndan kan her szckte mutlak bir tamlk ola
caktr. Onun azndan kan hibir szck, e vrenden aa,
ya da zamann toplamndan az olamaz. te o szcn, b ir
dil i , o dilin kapsayabileceklerini karlayacak g lgeleri ya
da kusurlu suretleri de zavall, hrsl i nsan szckleridir,
hepsi, dnya, evren.
Bir gn ya da bir gece -benim gnlerimlc gecelerim ara
snda n e ayrm olabilir k i?- zndan n z em i n i nde b i r kum
tanesi grdm d m d e . n emsemed i m , yine uyudum,
dmde uyandmda, zeminde iki k u m Lane si vard . Yine
uyudum, kum tanelerinin saysnn e ykseldiini gr
dm. Byle oalyor, sonunda zndan dolduruyorlard ,
b e n de o kum yarkresi nin altnda l yatyordum. D
grdm kavradm; byk b i r abayla s il k i n di m v e
uyandm . Uyanmann yarar yoktu; saysz kum taneleri bo
uyord u ben i . Biri dedi ki : Sen uyan kla elei!, nceki bir
de uycnmsn. O d:i, bir bak a dle sarmalld; o da bir
balwsyla ve bu byle sonsuza kadar gide; sonsuz da h u m l
nelerin in saysd: Geriye dnerken izlemen gereken yolun so
nu yoklur ve sen bir daha gerekten uyanmadan leceksin.
105
Yitmitim sanki. Kumlar dolmutu azma, yine de hay
krdm: Dlerin bir hum tanecii ldiiremez beni, ne de d
ler vardr dler ire. Bir k yalaznda uyandm. Tepedeki
karanlkta bir k halkas byyordu. Gardiyann yzn,
ellerini grdm, oluklu ark, halat, e t paralarn, su testi
lerini.
Kiiyi, yazgsnn biimlenii gitgide aknlatrr, nere
den baklsa o kii, iinde bulunduu koullardr. B ir i[re
zc ya da bir c-alan, tanrnn bir rahibi olmaktan te
bir tutukluydum ben. D lerin labirentinden, slaya dner
cesine acmasz zndanma dndm. Onun slakln kutsa
dm, kaplann kutsadm, o k szntsn kutsadm, kendi
ihtiyar, acl bedenimi kutsadm, karanl ve ta kutsadm.
Sonra unutamayacam, iletemeyeceim o ey oldu. Tan
rsalla, evrenle (bu szcklerin anlamlarnda bir ayrm var
m, bilmiyorum) birlik gen,;ekleti. Doruk-coku, simgeleri
ni yinelemez; Tanr, b ir yalazda, b ir klta ya da bir gln
halkalarnda grlmtr. Ben ok ulu b ir ark grd m,
gzlerimin nnde deildi, arkamda d a deildi , iki yanm
da da deildi ama her yerde ayn andayd. Sud an yaplmay
d bu ark, sudan ve ateten , ayrca (ucu grnd halde)
sonsuzdu. Gelecek, imdi, gemi ne varsa, iie b iim veri
yorlard ona, ben o to plam dokunun i pliklerinden b iriy
d im, ikencecim Pedro ele Alvaraclo da bir bakasyd. Ne
denlerle sonular apa k ortadayd i le, hepsine akl erdire
bilmek ii n o ark' grmem ye tmiti, sonu o lmayan. Ey
anlayn mutluluu, imgelemi ve duygulanmay aan mut
luluk. Evreni grdm, evrenin ok zel tasarlarn grdm.
lngiliz Kilisesi Kitab'nda anlatlan kayna grdm. Sular
dan y kselen dalar grdm , ilk orman adamlarn , onlar
dan yz eviren sarnlar, onlarn yzlerini paralayan k
pekleri grdm. teki tanrlarn arkasna gizlenmi yz
belirsiz tanry grdm. Bir tek esenlii o luturan sonsuz
1 06
sreler grdm ve hepsini anlaynca, kaplann elyazsn
da skebildim.
On drt geliigzel szckten (geliigzel gr nen) o lu
an bir forml bu, onu bir kerecik yksek sesle sylesem,
gcm tanr-gcne ulaacak. Onu sylemek bu ta znda
n ortadan kaldrmaya, geceme gn salmaya, gencelme
me, lmszlememe, kaplann d ilerinin Alvarado'yu
tmesine, kutsal b an spanyollarn gsn demesi
n e , piramidi yeniden, imparatorluu yeniden kurmaya ye
tecek. Tam krk hece, on d rt szck ve b e n , M o c tezu
ma'nn bir zamanlar y n ettii t opraklar y n e t ebilirim .
Ama bu szckleri sylemeyeceimi biliyorum, nk Tzi
nacan' anmsyorum artk.
Kaplanlarn derisine ilenen giz benimle le! Evreni gr
m, evrenin ateli tasarlarn gzlemi olan, tek kiiyle, o
kiinin baht ya da bahtszlklaryla snrl kalarak dne
mez ki, kendisi zbez o olsa da. O adam bir zamanlar ken
disiydi, ama artk umurunda bile deil. t e kinin yaam,
tekinin ulusu nedir onun g znde, kendisi artk hi kim
seyse. te bu yzden forml dile getirmiyorum, bu yz
den, burada karanlkta yatarak gnlerin unutua gmmesi
ne b rakyorum kendimi.
EViREN Tomris Uyar
1 07
LABRENTNDE LEN KRAL
BN HAKAN EL-BUHARi
I<r'a, XXIX, 40
1 08
fndan ldrld. Aradan bunca yl gemesine karn, l
m hakkndaki gerekler akla kavumu deil. "
Unwin, adeti olduu zere "Neden?" diye sordu.
"Birok nedeni var," karln ald. "Birincisi, b u yap bir
labirenttir. !kincisi, burann bekiliini yapanlar bir kleyle
bir asland. ncs, gizli bir hazine vard , o y oko l du.
Drdncs, cinayet ilendiinde katil lyd. Beincisi ... "
112
gemiyi gzlerimle grmedim, onun iin zihnimde yaatt
m imgesi oktan unuttuum Abukir ya da Trafalgar gemi
lerinin gravrlerinden etkilenmi olabilir. Ama sanyorum,
bu gemi yle ince ayrntlarla bezenmi bir gemiydi ki, bir
gemi mhendisind en ok bir marangozun, hatta bir tahta
oyma ustasnn elinden km gibiydi. Cilal, koyu renkli,
hzl ve sessiz bir gemiydi (gerekte deilse bile, en azndan
ryalarmda) , mrettebatysa Araplarla Malayallardan ku
ruluyd u.
"afakta demir att ve ayn gnn akam lbni Hasan, Al
laby'yi grmek iin papaz evine dald. Tam anlamyla mt
hi bir korkunun penesind eydi. Zeyd'in labirente geldiini
ve kleyle aslann ld rld n anlatncaya kadar akla
karay seti. Byk bir ciddiyetle yetkililerin kendisine yar
dm edip ed emeyeceklerini sordu. Allaby daha azn ap
bir ey sylemed en kt gitti el-Buhari; sanki ke ndisini
ikinci ve son kere papaz evine getiren o korkun dehetin
nne kaplm gidiyordu. Ktphanesinde tek bana ka
lan Allaby, aknlkla bu korkudan d patlam adamn
Sudan kabilelerine kl zoruyla boyun ediren adam oldu
unu, savan, l drmenin ne demek o lduunu b ildiini
dnd. Allaby, ertesi gn geminin yola ktn rendi .
(Sonradan anlald na gre Kzl Deniz'deki Suakin Lima
n na doru yola kmt. ) Klenin lmn d orulama g
revinin kendisine dt inancyla lab irente yolland . El
Buhari' nin soluk solua anlattklar ona tamamen akld
gelmiti, ama koridorun bir dnemecinde aslanla karlat,
aslan lyd, bir baka dnemete kleyi grd, o da ly
d. Tam ortadaki odadaysa yz tala ezil mi el-Buhari'yi
buldu. Ada mn ayaklarnn dibinde kk, sedef k akmal
bir sandk duruyordu; kilit zorlanarak krlmt, iinde tek
bir kuru bile yoktu . "
Arada , sylev ekiyormuasna duraklayan Dunraven
113
son cmlelerinin etkileyici olmasna almt. Unwin, ar
kadann bu cmleleri daha nce kimbilir ka kere, hep
ayn kendine gvenle, ama hep ayn yavan etkiyi uyandra
cak biimde tekrarladn dnd. llgilenmi grnmek
iin, "Aslanla kle nasl ldrlmler peki ? " diye sordu.
D inleyicisine aman vermemeye kararl ses, ktcl bir
kendinden honutlukla, " Onlarn suratlar da tala ezilmi
ti," diye getirdi gerisini.
imdi adamlarn ayak seslerine bir de yamurun bou k
[slts karmt. Unwin geceyi labirentte , labirentin mer
kezindeki odada geirmek zorunda kalacaklarn dnd,
bu skc zorunlua ilerde bir serven gzyle baklabilirdi
hi deilse. Sesini karmad. D unraven dayanama d, sonu
na kadar gitmeye kararl bir adam tavryla , "Bu hikayenin
aklamas olabilir mi? " diye sordu.
Unwin, sesli dnyormu gibi , "Aklamas olup olma
dn i bilmem. Tek bildiim yalan olduu," dedi.
Dunraven bunun zerine fkelendi, o lduka sert szler
sar[ederek btn Pentreath halknn sylediklerine tanklk
edeceini, masal uydurmak istese ok daha iyisini uydura
bilecei ni, ne el e olsa yazar o ld uunu ileri srd . En az
Dunraven kadar aran Unwin zr Clilccl i . Karanlkta za
man ge nilemi, yaylmt sanki; her ikisi de yollarn kay
bettiklerinden korkar, y orgunluklarn hissetmeye b alar
ken, yukardan gelen clz bir k dar bir merdivenin alt ba
samaklarn aydnlatt. Basamaklar knca, ykk bir odaya
girdiler. Kt yazgl kral, korkusuna tanklk eden iki ey
brakmt geride: batakla ve denize bakan ince, yark bi
iminde bir pencereyle tam merdivenin eimi zerine a
lan kapakl bir tuzak. Geni o lmasna karn, oda bir hapis
hane hcresini andryordu.
Yamurdan korunmaktan ok, dostlarna anlatacak ilgin
bir olay bulunsun diye, iki adam geceyi labirentte geirdi-
1 14
!er. Matematiki deliksiz uyudu; bir ie yaramadn b ildii
halde aklna gelen u dizelerden bir trl kurtulamayan a
irse gzn bile krpmad:
118
K KRAL VE K LABRENT1
119
ve Allah nasib ederse bu labirenti bir gn seve seve ona
gsterebileceini sylemi. Sonra Arabistan'a d nm, ko
mutanlarn ve ordularn toplayarak Babil zerine yr
m. Talihi ylesine yaver gitmi ki, lkenin kalelerini yer
lebir etmi, halkn kltan geirmi, kral da tutsak alm.
Onu hzl giden bir deveye balam ve le srm.
gn y o l almlar, sonunda galip kral: "Sen zamana sz ge
en, ey ann en yce kral ! Sen beni Babil'de saysz mer
divenle, kapyla, duvarla dolu tuntan bir labirente hapset
mek istemitin; ile imdi de Yce Allah bana seni kendi la
birenlime so kma frsat verdi. Bu yle bir labirent ki b unda
ne trmanlacak merdivenler, n e zorlanacak kaplar, ne insa
n yorgunluktan bitap drecek sonsuz koridorlar, ne de
birdenbire nne kan duvarlar var. "
Demi ve Babilli kraln iplerini zm; o nu orada, ln
ortasnda alk ve susuzluktan lmeye brakm. Hayy- La
yemut ( lmeyene and olsun) .
EViREN Fatih zgven
1 20
BEKLEY
121
oturduu yerden, bozuk paralardan birini geri vereli ona,
Melo'daki o teld e geen geceden beri cebinde duran yirmi
entavoluk bir Uruguay demir paras. Adam ona krk en
tavo uzattktan sonra hemen yle dnd: "Herkesin be
ni balamasn salayacak biimde davranm aly m . !ki
yanl yaptm: hem yabanc para kullandm hem de yapt
m yanl nemsediimi gsterdim."
Kadnn arkasndan, giriteki sofay geip ilk avluya girdi.
Onun iin ayrlan oda, iyi ki, ikinci avluya alyordu. Kar
yola demirdi, ustalarn elinde, dallar VP sarmaklar si m g>
leyen fantastik kvrmlarla b k lmt . Ayrca amdan
uzun bir giysi dolab, bir baucu sehpas , zemine bitiik, ki
tap dolu bir raf, iki farkl iskemle, bir de leeni, ta, sabun
lu ve bulank camdan iesiyle bir lavabo vard. Buenos Ai
res eyaletinin bir haritasyla bir ha, duvarlar sslyordu:
kuyruklar kabarm kocaman tavuskularyla bezeli duvar
kad kzld. Tek kap, avluya alyordu. Bavulu ieri sok
mak iin iskemlelerin yerini deitirmek gerekiyordu. Oda
y tutan, grd her eyden honuttu; kadn adn sordu
unda, Villari dedi; gizli bir meydan okuma anlamnda de
il, aslnda hi duymad utanc hafifletmek iin d e deil,
o addan tedirgin olduu iin, baka bir ad aklna bile gel
medii iin. Yoksa dmann adn benimsemenin ustaca
bir manevra olacan sanmak gibi edebi bir yanlgya d
medii kesindi.
Bay Villari, nceleri evden kma d; birka haf ta sonra,
gne batarken bir sre dolamay adet edindi. Bir gece,
blok tedeki sinemaya gitti. E n arka sradan b i r sra ne hi
oturmad, film bitmeden az nce kalkt hep. Yeralt dnya
sna ilikin trajik ykler izledii oluyordu; bu yklerde
yanllar vard kukusuz; bu ykler hi kukusuz kendi
nceki yaamndan imgeler i eriyordu; Villari onlar umur
samad, nk sanatla gerein denk gelebilecei dncesi
122
ona yabancyd. Bunlar zorla da o lsa sevmeye alyor,
gsterili amalarn sezmek istiyordu. Roman o kuyan kii
lerin aksine, kendini asla bir sanat yaptnn kiilerinden bi
ri gibi grmyordu.
Adresine ne mektup geliyordu, ne de bir sirkler ama o ,
belli belirsiz b i r umutla gazetenin bir kesini okumay sr
dryordu. l kindistleri, iskemlelerden birini kapya yak
latrp byk bir c iddiyetle mate'sini demleyip iiyordu,
gzleri ni, bitiikteki ok-katl yapnn duvarn kaplayan
sarmaa d ikerek. Yllarn yalnzl. ona kiinin belleinde
her gnn birbirine benzemeye yatkn olduunu, ama ma
pushanede ya da hastanede gese bile artmalar getirme
yen, en az artlardan rlme yan-saydam bir a deneme
yecek bir tek gnn bile olamayacan retmiti. Kapatl
d baka mekanlarda, gnlerle saatleri sayma kkrtsna
kaplmt, ama bu mapusluk farklyd , nk bitimsizdi -
bir sabah Alejandro Villari'nin ldn haber veren bir
gazete gelmedii srece. Villari'nin u anda l olmas da
szkonusuydu ama yleyse bu hayat bir dt yalnzca. Bu
olaslk, tedirgin ediyordu onu, nk ans m, ansszlk
m sayacan tamtamna kestiremiyo rdu; iinden sama
deyip gec,;ti. Gemi gnlerde, zamann eksikliinden deil,
giritii iki- eylemin silinmez etkisinden tr uzak gibi
gelen gnlerde su gtrmez bir tutkuyla birc,;ok eyi iste
miti; erkeklerin nefretini, baz kadnlarn sevgisin i eken
bu gl isten, zel bir ey istemiyordu artk; yalnzca di
renmek, son bulmamak istiyordu. Mate ile kara ttnn ta
d, avluyu gitgide saran glgelerin bymesi - bunlar yeter
li drtlerdi ite.
Evde artk ihtiyarlam bir kurt kpei vard. Villari dost
oldu onunla. Onunla spanyolca, talyanca konutu , ocu k
luunun kyl ivesinden izler tayan birka szckle. Vil
lari, imdiki zamanda yaamaya alyordu, ansz ve bek-
1 23
lentisiz; annn, beklenti kadar da nemi yoktu gznde.
Bulank bir bakla, zamann hammaddesinin gemi oldu
unu anladn sanyordu; zaman o yzden hemen gemi
e karyordu ya. Bir gn, b itki nlii bir honutluk duygusu
gibi geldi ona; byle anlarda, kpekten daha karmak say
lamazd.
Bir gece, aznn arkalarna anszn bastran bir can ac
syla irkilip titremeye balad. Bu feci mucize b irka dakika
srd, sonra sabaha doru bir daha yoklad. Ertesi gn Vil
lari, diiye gitmek zere bir araba ard; araba, onu nce
blg esindeki bir muayenehaneye gtrd . Orada d iini
ektirdi. Bu zorlu snav srasnda, bakalarndan ne daha
korkak ne d e daha serinkanlyd.
Bir baka gece, sinemadan dnerken ititirildiini fark et
ti. fkeyle, hakl bir hrsla, gizli bir gevemeyle dnp ter
biyesizle yz yze geld i . Kaba bir kfr savurdu; akna
dnen teki adam ard , kekeleyerek zr d i ledi. U zun
boylu, gen, siyah salyd, Alman gibi gzken bir kadnla
b i rlikteydi ; o gece Vil lari, onlar tanmadn mr l dand
durdu. Yine d e drt-be gn sokaa kmad.
Raftaki kitaplarn arasnda Ilahi Komedi cildi de vard,
Andreoli'nin bildik aklamasyla. Meraktan ok grev duy
gusuyla Villari bu dev yapt okumaya giriti; akam yemek
l erinden nce bir kanto okuyor, sonra sray aksatmadan
notl ara bakyordu. Cehennem cezalarn ina nlmaz ya da
ar bulmad, ayrca Dante'nin kendisini son halkaya, Ugo
lino'n i n d ilerinin durmakszn Ruggi eri'nin boynunu ke
m i rd ii blgeye atacana i nanmyordu.
Kzl duvar kadndaki tavuskular, srarc karabasanla
ra yem olmaya mahkum grnyorlard yine de Bay Villari ,
can l kulardan rlme iinden klmaz, mthi b i r arda
asla gzlerini n nne getirmiyordu. afak skerken z
ayn, koullar deiken bir d gryordu. lki adamla Vil-
1 24
lari, tabancalaryla odaya dalyorlard, ya da sinemadan
karken stne ullanyorlard ya da birden , ayn anda,
onu itekleyen yabanc oluyordu ya da avluda zntyle yo
lunu b ekliyor, onu tanmyormu gibi grnyorlard. D
n bitiminde Villari, baucu sehpasnn gzndeki taban
casn karyor (ekmecede tabanca saklad doruy du) ,
adamlara ate ayordu. Silahn sesi onu uyandryordu ama
hep bir dt grd ve baka bir dte saldr yineleni
yor, daha baka bir dte onlar yine ldrmek zorunda ka
lyordu.
Temmuz aynn kasvetli bir sabahnda, yabanclarn varl
yla (atklar kapnn sesiyle deil) uyand. Odann glge
lerinde uzun boylu, o glgeler araclyla garip bir biimde
yalnlatrlm (rktc dlerde hep daha ak-seikti
ler), tetikte, kprtsz ve telasz, baklar silahlarnn ar
lyla aa ekilmiesine , Alejandro Villari ile bir yaban
c, sonunda onu kstrmlard ite. Elini sallayarak bekle
melerini syledi onlara, sonra sanki uykusunu srdrmek
iin yzn duvara evirdi. Bunu, onu ldrenlerde acma
duygusu uyandrmak amacyla m yapmt, yoksa korkun
bir eyin olacan kurmak ve onu boyuna beklemekten da
ha kolay bir yolu mu semiti, yoksa -en akla yakn bu
belki- katillerin daha nce ka kereler ayn yerde, ayn sa
atteki gibi bir d olmalar iin mi?
Tam bu byy srdrecekken patlayan silah yok etti
onu.
:vtREN Tom ris Uya r
1 25
EKTEK ADAM
* * *
1 26
darn syleyeyim, o yllarda bir Mslman kentinde kar
klklklar hkm srmekteydi v e merkezi hkmet dze
ni salamak iin en iyi adamlarndan birini oraya yollad.
anl bir savalar klannn yesi olan bir lskoyalyd bu,
v e kannda iddetin mirasn tayordu. Yalnzca b ir kere
grdm onu, ama kuzgun karas salar, kk elmack ke
mikleri, yrtc burnu ve az, geni omuzlar, o gl Vi
king ats hala aklmdan kmaz. Bu gece anlatacam hi
kayede ona David Alexander Glencairn adn vereceim; bu
adlar ona uygun, nk demir asayla yneten krallarn ad
lar bunlar. David Alexander Glencairn (onu bu isimle a
rmaya a l mam gerekec e k ) , sanyorum, korkulan bir
adamd; geliinin duyulmas bile olaylar yattrmaya yet
miti. Bu gene de onu etkin bir takm nlemler almaktan
alakoymad. Aradan birka yl geti. Kentteki ve kent civa
rndaki olaylar yatmt; Sihler ve Mslmanlar ok eski
lere dayanan dmanlklarn bir yana b rakmlard ki,
Glencairn birden ortadan kayboldu. Gayet tabii, karld
ya da ldrld sylentilerinin ard a rkas kesilmedi.
Ben bunlar amirimden rendim, nk sk bir sansr
vard ve gazeteler Glencairn'in ortadan kayboluu hakknda
h ibir yorumda bulunmadlar (hatta bunu haber bile yap
madlar.) Hindistan dnyann kendisinden daha byktr
d iye b ir atasz vardr; kaderi, bir belgenin altna karalan
m bir imza marifetiyle bu kente bal olan Glencair n, lm
paratorluk ynetiminde kk bir diliden baka bir ey
deildi. Yerel p o lisin soruturmalarndan b ir ey kmad;
amirim, bir sivilin daha az kuku uyandracan ve daha
iyi sonu alacan dnyordu. ya da d rt gn sonra
(Hindistan'da mesafeler epeycedir,) greve al.andm ve nasl
olm usa koskoca bir adam yutmu alelade bir ehrin so
kaldarnda en ufak bir baar umut etmeksizin aratrmala
rma baladm.
127
Diyebilirim ki hemen o an, Glencairn'in bana gelenleri
ak etmemek zere planlanm bir komplonun grnmez
varln hissettim. Srra vakf olmayan ve onu saklamaya
yemin etmemi (bana yle geliyo rdu) tek bir kii yoktu.
Sorgulandklarnda, ou kii engin bir masumiyet iddiasy
la karma kyorlard; Glenca irn'in kim olduunu bilmi
yorlard, onu hi grmemilerdi, kimsenin ondan bahsetti
ini duymamlard. Bakalar ise , onu daha demin u ya da
b u kiiyle konuurken grmlerdi , beni alp b u i kisinin
girdikleri evin kapsna kadar gtryorlard ama evde o n
lar hakknda bir ey bilen yoktu, ya da evden daha d emi n
ayrlm o luyorlard. B u gayretke yalanclarn bazlarna
vurup yere indirecek kadar ileriye gittim. Tanklar isyanm
hakl buluyor ve b aka yalanlar uyd uruyorlard. O nlara
inanmyordum, ama sylediklerine kulaklarm kapatmaya
da cesaret e demiyordum. Bir gn akamzeri, iinde ze
rinde bir adres yazl bir kat paras bulunan bir zar[ veril
di bana.
Oraya vardmda gne alalmt. Mahalle fakirdi fakat
belal elei ldi; ev olduka alakt; sokak kapsndan baktm
da ardarda uzanan toprak zeminli i avlular grdm ha
trlyorum, ta gerilerde br yerele de b i r aklk. Orada bilme
d iim bir Mslman treni y erine getirilmekteydi; kr b ir
adam elinde krmzms ahap gvdeli bir udla ieri girdi.
Ayaklarmn dib inde, b i r eya kadar kprtsz, ihtiyar m
ihtiyar b i r adam eikte meli yordu. S i z e neye benzediini
anlataym, nk o hikaye min nemli b i r unsuru. Yaad
onca yl onu ufaltm, suyun bir ta ya da kuaklarca insa
nn tek bir cmleyi c ilalatt gibi iyice cilalayp przsz
lctirmil i. zerini uzun paavralar rtyordu, ya da bana
yle geldi, bann etra fna d o la d bez de o paavralardan
biriydi ite. Alacakaranlkta, b eyaz sakall esmer yzn
yukar doru kaldrd. La[ uzatmadan konuya g ir dim, artk
1 28
David Alexander Glencairn' b ulmaktan umudu tm yle
kesmitim nk. htiyar a dam beni anlamad (belki ele
duymad) , bu yzden ona Glencairn'n bir yarg olduunu
ve benim onu aramakta olduumu aklamak zorunda kal
dn. Bunlar sylerken bu yal adam sorgulamann anlam
szln hissettim, yaanan an artk bir sylentiden te de
ildi onun iin. Bu adam bana syan ya da Ekber hakknda
bireyler anlatabilirdi (yle dnyordum) ama Glencairn
hakknda deil. Bana syledikleri bu kukumu dorulad.
"Yarg ha ! " diye bard clz bir hayretle. "Bir yarg her
naslsa kendini kaybetmi de aranyor, yle mi. Ben kk
b ir ocukken olmutu byle bir olay. Tarih hatrlamyorum,
fakat N ikal Seyn ( N icholson) henz Delhi surlar nnde
ldrlmemiti. Gemi zaman bellekte srer gider; o za
manlar olup bitenleri hatrlyorum tabii. Allah gazaba gelip
insanlar yanl yollara srklediydi; insanlarn azlar k
fr, hile ve yalan, dolanla dolmutu. Ama herkes d e kt
deildi, kralienin bu lkede ngiltere'nin yasasn uygula
yacak birini yollayaca sylendiinde, daha az kt olanlar
sevinmilerdi nk yasa kargaadan yedir. Hristiyan b u
raya geldi, ama o da ok gemeden bizi aldatmaya ve ezme
ye balad, korkun crmleri gizlemeye, para karl h
km satmaya balad. nce suu ona bulmadk; datt
ngiliz adaletini kimse tanmyordu, yeni yargcn gr nr
deki arlklarnn b elki de b i r sebebi vard, herkese ma
lum olmayan b ir nedene dayanyordu. Onun kitabnda her
eyin bir nedeni olmal diye dnmek istedik, ama dnya
nn br kt niyetli yarglaryla benzerlii o kadar gr
mezden gelinmeyecek gibiydi ki, sonunda onun sadece za
lim bir adam olduunu i tiraf etmek z orunda kaldk. Bir
zorba olduu anlald ve gadre uramlar (bir zamanlar
ona baladklar, boa kan umutlarn intikamn almak
iin) onu karp yarglama fikrini akllarndan geirmeye
1 29
baladlar. Konumak yetmezdi; plandan uygulamaya ge
mek zorundaydlar. Belki de, ok saflar ve ok genler cl
nda hikimse bu cretli plann gerekletirilebileceini
dnmyordu, ama binlerce Sih ve Mslman szlerinde
durdu ve gnn birinde hepsine imkansz -aklalmaz- ge
len eyi yerine getirdiler. Yargc bir yerde kstrdlar ve e
hir dndaki bir iftlikte tutsak ettiler. Sonra hakszlk etti
i herkesi biraraya getirdiler, hatta yetim ve dullar da a
rdlar, nk btn o yllar boyunca celladn klc da bo
durmamt. Sonunda -belki de iin en zor ksm burasy
d- yargc yarglamak zere bir yarg arayp buldular. "
Hikayenin bu noktasnda yal adamn sz eve girmekte
olan birtakm kadnlar tarafndan kesild i.
Sonra ar ar devam etti:
"Bilinir ki, her kuakta dnyay gizlice ayakta tutan, dn
y ann temel direi d rt insan vardr v e bunlarn Tanr
nnde ele yz aktr: bunlardan bi r tanesi kusursuz bir
yarg aday olurd u. Ama yitik ve isimsiz bir h alde dnya
yznde dolap duruyorlar, rastlatklarnda birbirlerini
tanmyorlarsa ve seilmi o lduklar nn farknda deillerse,
nerede bulacaksn onlar? O zaman biri, kader bilge insan
lar el imizden almsa, delileri arayp bulalm, diye o rtaya
kt. Bu fikir beenildi. Mahkeme heyeti Kuran rencileri,
hukuk doktorlar, arslanlarn adn tayan ve tek bi r Tan
r'ya tapan Sihkr, trl trl tanrlara tapan Hinclula r, evre
nin bacaklar n iki yana am bir adan b iiminde olduu
retis ini yayan Mahavira keileri , atee tapanlar, kara Ya
huclilcr'clen meydana geliyordu fakat n ihai hkm bir d eli
ye bmklmt . "
Sznn buras treni terkeden kiiler tarafndan kesildi.
"Bi r deliye ki," diye tekrarlad , "Tanrnn b ilgelii kendi
ni onun azndan duyursun ve insann gururunu utandr
sn. Ad unutuldu, belki de h i bilinmiyordu, o sokaklarda
1 30
rlplak ya da paavralara sarnm o larak gezen , e linin
parmaklarn sayp duran, aalarla alay e de n biriyd i . "
Saduyum buna isyan etti. Yargy b i r deliye brakmann
mahkemenin deerini sfra indirmek olduunu syledim.
"Daval yargc kabul etti , " o ldu cevab , "belki de ibirlik
ilerin o nu serbest b ra kt k lar takdirde karlaacaklar
riskleri gze alamayacaklarn, sadece bir delinin azndan
idam hkmn duymayacan dnd. Ona yargcn kim
olduunu sylediklerinde glm, yle duydum. Mahkeme
gnlerce gecelerce srd, saylar giderek k.harnn t;cnklar
yznden uzamt . "
lhtiyar durdu. Onu rahatsz e den bir ey vard. Boluu
doldurmak iin, ka gn srd diye sordum.
"En az ondokuz, " cevabn verdi.
Treni terkedenler szn bir kere daha kestiler; arap
Mslmanlarca haramdr, fakat yzler ve sesler sarho yz
leriyle sesleriydi. Biri, yanndan geerken, adama bararak
bir ey syledi.
'Tam tamna ondokuz gn , " diye dzeltti. " mansz k
pek hkm dinledi, sonra b ak onun boaznn tad na
bakt. "
Yrtc b i r neeyle konumutu. Sonra, sesi deierek hi
kayesi ni bilird i. "Korkusuzca ld; en aalk insanlarda
bile bir para erdem vardr. "
"Btn b unlar nerede oldu?" diye sordum ona. " ift likte
m 7. n
llk kez gzlerimin iine bakt. Sonra tane tane, kelimeleri
tartarak aklad. "Bir iftlie hapsedilmili dedim, o rada
yarglanmt demedim. Bu ehirde yargland, herhangi bir
e v gibi, bunun gibi bir evde. Bir evle dieri arasnda bir fark
yoktur; nemli olan evin temelinin cennette mi cehennem
de mi olduunu bilebilmek. "
Ona ibirlikilere ne olduunu sordum.
131
"Bilmiyorum," dedi sabrn yitirmeksizin. "Bu olaylar ok
yllar nce yaand ve unutuldu. nsanlar belki onlarn yap
tklarn lanetledi ama Tanr lanetleme di."
Bunlar syleyerek ayaa kalkt. Bunu onun beni savd
anlamna aldm, o andan sonra artk onun iin varolmuyor
dum. Pencap'n drtbir kesinden bir sr insan evremizi
sardlar, dualar ediyorlar ilahiler sylyorlard , neredeyse
bir dalga gibi bizi atlar. Ancak uzun b irer koridor saylabi
lecek kadar dar avlulardan nasl olup da bunca insann
kageldiini dnerek ardm. Komu evlerden bakalar
da geliyordu; duvarlarn zerinden atlayp iniyorlard san
ki. Onlar itip kfrederek, zorla ieri girdim. En ierideki
avlunun tam ortasnda bana sar ieklerden bir ta takl
m plak bir adama rastgeldim, herkes onu pyor, oku
yordu, elinde bir kl vard. Kl kana bulanmt, nk
Glencairn'i l d ren darbeyi vuran klt. Paralanm gv
deyi ta arkalarda ahrlarn orada buldum.
EViREN Fatih zgven
1 32
ALEF*
Hamlet, I I, 2. * *
Estela Canto'y a
(*) AlcL lbrani alfabesinin i l k harfi, say iareti olarak birin karl . [ lbrani
alfabesinde yazl: N - .n.
(*.' ) Tanrm B i r fclk kabuuna sp, gene de kendimi hudutsuz lkelerin
hkmdar sayabilirdim . .
Hanlct, Il , 2
( * " * ) Ama biz Ebediyetin, imdiki Zamann durmas, (Okullardaki acllandrl
yla) Bir Nunc-stans (imdi olma) demek olduunu reteceklerdir; bunu
ne onlar ne de bakalar anlar. Mekann Sonsuz bykln, bir H i c
stans' da (burada olma) anlamadklar gibi.
Lcviatla, IV, 46
1 33
lmn Beatriz'i zaman zaman s km o lduunu b iliyor
dum; ama imdi lm olduuna gre, hayranln ansna
yneltebilirdim; bunun ucunda hibir umut yoktu, aa
lanma da olmayacakt. Otuz nisann Beatriz'in doum gn
olduunu hatrladm; otuz nisanda Beatriz'in Garay soka
ndaki evini ziyaret etmem ve babasyla kuzeni Carlos Ar
gentino Daneri'ye sayglarm sunmama hem kar kla
mayacak hem de nezaket kurallar asndan yerinde sayla
cak bir davran olacakt. O karmakark sofann lo n
da yeniden bekleyecek ve sofada duran fotoraflarnn ay
rntlarn yeniden inceleyebilecektim: Beatriz Viterbo pro
filden ve renkli; Beatriz 1 9 2 1 Karnaval'nda, maskeli; Beat
riz kiliseye kabul treninde; Beatriz Roberto Alessandri'yle
evlendii gn; Beatriz boandktan ksa bir sre sonra At
lk Kulbnde bir yemekte; Quilrnes'teki ky kasabasnda
Delia San Marco Porcel ve Carlos Argentino'yla; Beatriz Vil
legas Haedo'nun armaan p ekinua ss kpeiy le; Beatriz
nden; yandan; glmserken; eli enesinde . . . Orada bulu
nuumu eskiden olduu gibi, alakgnll bir tavrla kitap
lar sunarak hakl karmaya almayacaktm - aylar sonra
okunmam olduklarn grmemek iin, sonunda sayfalar
n nceden ap gtrmeyi .akl ettiim kitaplar.
Beat riz Vitcrbo l 929'da ld. O zama n dan beri evine git
memezlik ettiim tek bir otuz nisan gemedi. Genellikle tam
yediyi eyrek gee gider ve yirrnibe dakika kadar kalrdm.
Sonralar her yl biraz daha ge gitmeye ve biraz daha uzun
kalmaya baladm. l 933'te iddetli bir saanak imdadma ye
titi ve beni yemee alkoymak zorunda kaldlar. Tabii bu
olay rnek alma frsatn karmadm. 1 934'te, sekizi biraz
gee, byk bir kutu Santa Fe ekerlemesiyle gittim ve ok
doal bir ey yapyormuum gibi yemee kaldm. lte, yava
yava Carlos Argentino Daneri'nin gvenini kazanmam, bu
hznl ve umarsz ak yldnmleri araclyla oldu.
134
Beatriz uzun ve narindi, hafif ne eik dururdu; yry
nde (bu ters benzetmeye izin verilirse) gvensizlikle ka
rk bir incelik, bir b ekleyi vard. Carlos Argentino'ysa
krmz yzl ve imancayd, salar aarmaya balamt,
yz izgileri inceydi. Buenos Aires'in gney kesiminde kim
senin adn bilmedii bir kitaplkta, nemsiz bir grevi var
d. Szn geirird i ama etkileyici deildi. Yak n zamana
kadar geceleri ve tatil gnlerini evde oturmak iin frsat sa
yard . Aile talyan asllyd, ama aradan iki kuak getii
halde Carlos Argantino hala "'s"leri ltalyanlar gibi syler ve
ltalyanlar gibi el kol hareketleri yapard. Kafas durmadan
alrd, pek ok eyi hem de itenlikle dnrd, yalnz
bu abalardan kan sonular hep sama sapan eyler olu
yordu. Bir sr anlamsz benzetme yapar ve sama kurun
tularla urard. Elleri (Beatriz'inkiler gibi) byk, gzel
ve biimliydi. Bir ara birka ay sreyle Paul Fort'a sapland,
ama aslnda Paul Fort'un iirlerinden ok "doruuna ula
m n " ne taklmt. Ahmaka bir havayla "a irlerin
prensidir o " diye yineleyip duruyordu, " o nu klt meye
uraman bouna, hayu-oklarnn en zehirlisi bile onu ya
ralayamayacak . "
1 9 4 1 ' i n 3 0 nisannda ekerle melerin yanna bir ie d e
Arjantin konya katma cesareti ni gsterdim. Carlos Argcn
tino tatl , "ilgin" diye niteledi ve birka kadehten sonra
ada i nsan stne b ir vgye giriti.
"Ben, " dedi, hi ele gerei o lmayan bir heyecanla, "ada
insan yle gryorum: en gizli, en kutsal hcresine, sz
gelimi atosunun kulesine bile kapanm olsa, gene ele do
nanmtr; telefonlarla, telgraflarla, gramofonlarla, radyolar
la, sinema perdeleriyle, gstericilerle, szcklerle, tarifeler
le, e l kitaplaryla, bltenlerle . . . " Bylesine d o nanm bir
adam iin sahici bir yolculuun artk gereksiz olacan be
lirtt i. Yirminci yzylmz Muhammet'le dan yksn
135
tersine evirmiti. Bugn artk da ada Muhammet'e ge
liyordu.
Dnceleri bana o kadar sama, sunu bi imi o kadar
tantanal ve uzun geldi ki, hemen bunlarla edebiyat arasn
da bir balant kurdum ve niye yazmadn sordum. Kesti
rebilecei gibi zaten yazdn syledi, bu dnceleri ve
bunlardan hi de aa kalmayan bakalar yllardr stnde
alt uzun iirin "Sunu" ya da " Kehanet Trks" ya
da daha yaln bir deyile "Balang Trks" b lmnde
yerlerini almlard: yalnz. tabii kendinden sz ettirmeden.
grlt koparmadan, tm evrende alma ve yalnzlk diye
bilinen ve birbirinden ayrlmaz iki eye dayanarak yazyor
du. Dediine gre, nce her eyi hayal gcnn akna b
rakyor, sonra ara-gerelerini karp b unlar trplyor
mu. iir "Yeryz" adn tayormu; konu gezegenin anla
tlmasym ve tabii konu dna kan ok canl ve atak b
lmler de eksik deilmi.
Kendisinden bana, ksa bile olsa, bir blm okumasn ri
ca ettim. Yaz masasnn e kmecelerinden birini at, kaln
bir deste kat kard -katlar byk boyda bir bloknotun
yapraklaryd ve stlerinde J uan Cris6stomo Lafinur kitap
lnn anteti baslyd- ve, son derece kcyil1i bir sesle oku
maya balad:
1 36
"Hangi adan baklrsa baklsn, ok ilgin b ir drtlk,"
dedi, yargsn belirterek. "Birinci dize profesrlerin, akade
misyenlerin ve Yunancaclarn -bilmem yetimekte olan bi
lim adamlarn da katmaya gerek var m- vgsn kaza
nr, bunlar da zaten toplumun azmsanmayacak bir b l
m n o luturmaktadr. ikinci dize Homer'den Hesiod 'a
doru akyor (bylece daha balangta retici iirin baba
sna sayglar sunulmu oluyor) , bu arada kkeni Kutsal Ki
tab'a kadar inen e debi b ir gelenein d e yaatlmas ihmal
edilmiyor: sralama ardarda dizme, kmeleme. nc d izt>
-barok mu? d m simgeliyor? Ar biimleri kutsama
nn bir rnei mi?- edeerde iki yar dizeden olumakta.
Drdncs, ekinmeden iki ayr dilde sylenmi; katksz
elencenin verdii keyfe kar duyarl o lan herkesin beni
kayts z artsz desteklemesini salayacaktr. Ak konu
mam gerekirse, ikinci ve drdnc d izelerin o luturduu
arpc ve yeni uyak anlayna da dikkati ekmeliyim -ke
sinlikle kendime pay karmak istemiyo rum- ama drt d i
zeye edeb iyatla dolu otuz yzyl kapsayan ayr gnder
me sdrmama olanak salayan derin bilgi de gzd en ka
mamal - birincisi Odissea'ya, ikincisi "ller ve Gnler"e , *
nc d e bize Savoie'l Xaiver de Maistre'in e n kalemin
den mi ras kalan o lmsz uarlklara. ** ada sanatn
kahkah a gibi bir merheme, oynak b ir havaya gereksinmesi
ol duu gereini bir kez daha kavram b u lunu y o rum.
Kukusuz, s o n sz Golc\oni'ninc\ir \ "
Daneri bir sr baka drtlk daha okudu, hepsini gene
kendisi vd ve hepsi de gene uzun aklamalara yol at.
Bunlarn da dikkati ekecek hibir yan y oktu. Bence ilk
drtlkten daha iyi olmadklar gibi, daha kt de deildi-
(**) Xavicr ele Maistrc'in 'Autour ele na chanbre' adl bir yapt bulunmaktadr -
.n.
1 37
ler. iirde titiz bir uyarlamann yansra yeteneksizlie tesli
miyet ve oluruna brakma da vard; ama bence D aneri'nin
yapt asl i bu iiri y azmak deil, iire n e d e n hayran
olunmas gerektii konusundaki bulularyd. Ve tabii gs
terdii abann bu ikinci evresi kendi iirini, bakalarnn
gznde olmasa bile, kendi gznde bakalatryordu. Da
neri'nin okuma biimi olaanstyd, ama veznin ls
ylesine korkun bir tekdzelik iindeydi ki, bu olaans
tlk de ister istemez bir sre sonra azalyor ve donukla
yordu.1
Her biri 12 heceden oluan u onbebin dizelik "Polyon
bion"a hayatmda yalnz bir kere gz atma frsatn bulmu
tum; hani Michael Drayton'un lngiltere'nin hayvan ve bitki
rtsn, sularn, dalarn, manastrlarnn tarihini ve as
keri ge miini anlatan toporafik desta n . Hi kukum yok
ki, bu konusu snrl ama kendi byk rn Carlos Argen
tino'nun ayn derecede muazzam giriiminden gene de da
ha az skcyd. Daneri'nin amac gezegenin Lm yzeyini
koukla anlatmakt ve 1 9 4 l'de Queensland eyaletinin bir
ka dnmn, Ob rma b oyunca uzanan bir mile yakn
bir alan, Veracruz'un kuzeyinde bir gazhaneyi, Buenos Ai
res'in bir mahallesi olan Concepti6n'd aki belli bal dk
kanlar, Mariana Cambaceres de Alvcar'n Arjantin'in ba
kentinde, Belgrano semtindeki villasna ve nl Brighton
Deniz Mzcsi'nin yaknndaki Trk hamamlarn tamamla
m durumdayd. Daneri bana Avustralya blmnden de
baz uzun ve aprak ksmlar okudu. Bir yerinde durarak,
1 38
kendi rn olan bir szc , bir renk adn vd: " kuru
beyaz" . Ona gre bu szck gkyzn gerekten " tanm
lyordu" , u uzak klann doasnda da gkyz en nemli
elerden biriydi. Ama bu dank ve cansz alt vurgulu d i
zelerde "Sunu" denen blmdeki kadar bile gerilim yoktu.
Gece yarsna doru kalktm.
lki hafta sonra bir pazar Daneri bana telefon etti - herhal
de mrnde ilk kez. Saat drtte evinin bitiiindeki barn
al kokteyline birlikte gitmemizi nerdi, "bar ileri gr
l ev sahiplerim Zunino'yla Zungri -kuskusuz hat rlaya
caksn- ayorlar. Mutlaka grmek isteyecein bir yer. "
Sevinten ok bir boyun eme duygusuyla kabul eltim.
Vardmzda masa bulmak epey zor o ldu. Acmaszca a
da denmi olan "bar" beklediim kadar irkin deildi;
yan masalardaki heyecanl mteriler b irbirlerine Z u n i
no'yla Zungri'nin bar derken paray bir an bile dnme
diklerini, bu ie yatrm yaptklarn anlatyorlard. Carlos
Argentino klandrmayla ilgili baz zelli klere arm nu
maras yapt (oysa, bana kalrsa hepsini nceden grmt)
ve ciddi bir tavrla, "istesen de istemesen de, burasnn ayn
ayardaki baka yerlerden daha ok tutulacam kabul etme
lisin , " dedi.
Sonra bana iirinin deiik yerlerinden d rt be blm
balan okudu. Bu blmleri en sevgili ilkesine; yani dili
olabildiince adal kullanmak ilkesine gre dzeltm iti; ilk
yazlta "mavi" o na yeterli gibi gelmiti , ama imdi iir
"gkmavi"leri, " ini mavi" leri "deniz mavi"leriyle dolup ta
yordu. Altnda yn ykanan bir sundurmay iddial bir bi
imde betimlerken "st beyaz" szc kendisine fazla ko
l ay gelmiti, "st gibi beyaz " , "st ms" gibi szckleri
semiti, bir tanesini de kendi uydurmutu - "stsellikte " .
Bundan sonra, "dobra dobra" konuarak, bizim kitaplara
nsz yazdrmak y olundaki ada manyaklmz yerin
139
dibine batrd, "nitekim dahiler kral da Qiuj o te'a kendi
yazd o esiz nszde bu tutumla alay etmiti" . Ama gene
de kendi deiik almasnn bana dikkat ekecek birka
sz koymann ie yarayabilecei kansnda olduunu teslim
etti - "nl bir edebiyatnn elinden kacak bir nian, bir
kutlama gibi". iirin ilk bl mlerini bastrmay dnd
n syleyerek devam etti. Ben d e bunun stne b u bek
lenmedik telefonun niye edildiini anlar gibi oldum; Daneri
benden bilgilik kokan u sama sapan yazlarna bir nsz
isteyecekti. Ama korkum versiz kt. Carlos Argentino ede
biyat Alvaro Melian Lafinur'a eitli evrelerde gsterilen
saygy "salam" olarak nitelemesinin hi de yanl saylma
yacan gptayla kark bir hayranlkla belirtti ve eer ben
stelersen Lafinur'u n iirin giri blmne ho birka sz
yazmaktan fazlasyla memnun olacan syledi. Bir tatszl
a ve yanlla yol almamas iin de, benim kitabn tart
ma gtrmeyen iki deerinin - biimsel kusursuzluu ve
bilimsel amazlnn haberciliini yapmam gerektiini be
lirtti: "Bu geni apl benzetmeler, deyi biimleri ve ince
likler bahesinin tm aslnda en kk ayrntya varana
kadar gereklerden bir adm b ile uzaklam deildir. " Beat
riz'in Alvaro'yla hep ok iyi anlatn da ekledi.
Peki d e dim -heves l e p e k i el e d i m- ve i nandrc olmak
i in de, Alvaro'yla hemen ertesi gn, yani pazartesi konu
mayacam, perembeye kadar bekleyeceimi, nk per
embe gnleri Yazarlar Dernei'nde yaplan toplantlardan
sonra hep birlikte yemek yediimizi ve bu yemeklerin daha
dosta, itenlikli bir hava iinde getiini syledim. (Asln
da byle yemekler yendii falan yoktu, ama toplantlarn
pere mbe gnleri yaplmas gelenek haline gelmiti. Carlos
Argentino gndelik gazetelere bakarak bunun doruluunu
denetleyebilirdi, bylece b enim verdiim sze de belli bir
gereklik pay katlm oluyordu.) Biraz kehanette buluna-
1 40
rak, b iraz atarak, nsz sorununa gemeden nce yaptn
allagelmiin dndaki kurgusunu anlatacam syledim.
Bunun stne vedalatk.
Bernardo de Irigoyen kesini dnerken nmdeki see
nekleri mmkn olduu kadar yan tutmadan aklmdan ge
irdim. Bu seenekler unlard: a) Alvaro'yla konumak ve
kendisine Beatriz'in u kuzeninin (bu aklayc hsntabir*
Beatriz'in adn sylememe imkan tanyacakt) uydurukluk
ve karmakarkln salad olanaklar sonsuza kadar g
tren sama sapan bir eyler yazdm anlatmak; b) Alva
ro'ya btn bunlardan tek laf etmemek. Tembelliimin beni
b kkn semeye iteceini de aka gryordum.
Ama cuma sabah telefon alacak diye endielenmeye
baladm. Bir zamanlar Beatriz'in artk o geri gelmeyecek
sesini ileten, telefon denen b u bulu, imdi akn Carlos
Argentino Daneri'nin abes sitemlerini ve belki de kzgnl
n aktaran bir aygt durumuna decek kadar alalacakt.
N eyse ki, telefon almad - yalnz iimde kendisi iin nazik
bir i isteyen, sonra da bir daha arayp sormayan bu adama
kar yenemediim bir fke birikmeye balad.
Telefon eski dehetini yava yava kaybetti, ama ekimin
sonlarna doru bir gn ald , arayan Carlos Argentino'ydu.
Altst olmu bir durumday d, o kadar ki nce sesini tanya
madm. Hem zntl hem kzgn b ir sesle, artk zaptedil
mez hale gelen Zunino'yla Zungri'nin zaten imdi b ile gere
inden byk olan barlarn geniletmek bahanesiyle evine
el koymak ve evi ykmak zere olduklarn anlatt.
Durmadan, "benim evimi, benim atalarmdan kalan, be
nim Garay sokandaki eski ve kkl evimi ! " diye yineler
ken, bir yandan da kulland szcklerin mziine kaplp
acsn unutur gibi oluyordu.
(*) Hsntabir: rtmece sz. Ar ve kaba bir sz yerine ayn anlamda kullanlan
daha ince gzelletirisi sz - .n.
1 41
Skntsn anlamak benim iin hi de g deili. Elli ya
ndan sonra btn deiiklikler insana zamann getiini
gsteren iren simgeler gibi gelir. stelik b e ni m iin de,
gzmde hep Beatriz'in yerini tutmu olan bir ev sz konu
suydu. zntmn kaynakland bu ince kaygy akla
maya alt m , ama Daneri beni dinleyecek duru m da deil
di. Eer Zunino'yla Zungri bu cretkar giriimlerinde dire
nirlerse, avukat Zunni'nin fiilen 5 0 .000 dolarlk bir tazmi
nat davas aacan ve bu paray deteceini syledi.
Zunni ad beni etkiledi, brosu Caseros y Tacuar gibi ga
rip bir adreste olduu halde kkl ve gvenilir b ir yer diye
bilinirdi. Zunni'yi bu i iin resmen grevlendirip grevlen
dirnediini sordum. Daneri kendisine hemen o gn le
den sonra telefon edeceini syledi. Sonra biraz duralad ve
ok zel bir atklamada bulunulurken kullanlan tekdze
ve kiiliksiz b ir sesl e , iiri ev olmadan bitire m eyeceini ,
nk aada, bod rumda bir Alef olduunu syledi. Ve
Alef'in evrendeki btn teki noktalar ieren bir nokta ol
duunu aklad.
"Bodrum d a , yemek o das n m al t m d a , " d iy e s rdrd,
zntsne kendini ylesine kaptmn t ki, tumturaklt ko
numay b ile unutuyordu. "O benim - benim. Onu daha
ocukken, kendi bama bul mutum. Bodrumun merdiveni
ok d ik olduu iin yengemle amcam inmemi yasaklam
lard; ama bir keresinde birisinin aada bir dnya olduu
nu sylediini iitmitim. Sonradan sz konusu ettikleri e
yin moclast gec,;mi bir kre olduunu anladm, ama o za
man gerek dnyayt kastettiklerini sanmtnn . Bir gn evde
ki !Tse yo kken g i zli ce aat i neli m , ama ayam kayd ve
dtm. Gzlerimi ac,; nca da Ald'i grdm . "
"Alef m i ? " diye yineledim .
"Evet, yeryzndeki btn yerlerin, her adan, ak se
ik, birbirine karmadan, gz kamatrmadan grnd
1 42
tek yer, dnyadaki tek nokta. Bu kefimi kendime sakladm
ve her frsatta oraya girdim. ocukken bunun bana ilerde
iiri yazabi lmem iin bahe dilmi bir ayrc alk o l duunu
anlayamamtm. Zunino ve Zugri beni benim o landan ay
ramazlar - hayr, ve bin kere hayr! Doktor Zunni elindeki
yasa kitaplar yla benim Alef'imin devredilmez o l duunu
kantlayacaktr. "
Kendisiyle mantkl konumaya alarak: "Peki, bodrum
ok karanlk deil mi? " dedim. "Hakikat direnen bir zihne
zorla girmez. Eer evrendeki her yer Alef'in iindeyse, o za
man btn yldzlar, btn lambalar, btn k kaynaklar
da iindedir." "Bir yere gitme, hemen gelip greceim ," de
dim. Hayr demesine frsat brakmadan da telefonu kapattm.
lnsan bir olguyu birden ak seik kavraynca, o zamana
kadar kukulanmad bir sr eyin de aslnda b u olguyu
desteklediini gryor. O ana kadar Carlos Angentino'nun
deliliinden kukulanmam olmam beni iyice artt. Asl
n isterseniz btn Viterbo'lar b i raz deliydi . Beatriz (ben
kendim bunu sk sk sylerim) neredeyse rktc bir se
zinleme gc ne sahipti, ama unutkanhk, dalgnl k , nefret
edebilme gibi huylar o lan, arada bir zorbalk damar tutan
bir kadn , bir ocuktu ve belki de bunlar hastalkl bir yap
nn belirtileriydi. Carlos Argentino'nun delilii bende hain
ce bir gurur duygusu uyandrd. limizde bir yerl erde birbi
rimizden hep nefret etmitik.
Garay sokana geldiimd e hizmeti kz k ibarca bekle
men li syledi. Beyefendi her zaman o lduu gibi bodrumda
fo toraf basyordu. Kulla nlmayan piyan o nu n stnde,
iinde iek o lmayan bo ve byk b i r vazonun yannda
Beatriz'in abartlarak renklendirilmi kocaman bir fotoraf
gemie ait olmaktan ok zamann tesinde glmsyordu.
Bizi kimse gremezdi, altedemecliim bir efkat duygusuyla
portreye yaklatm ve ona: "Beatriz, Beatriz Elena, Beatriz
1 43
Elena Viterb o , sevgili Beatriz, artk hi dnmeyecek olan
Beatriz, benim, ben, Borges, " dedim.
Neden sonra Carlos geldi. Kuru bir sesle konuuyordu.
Alef'i kaybetmekten baka hibir ey dnmedii belliydi.
"nce u uydurma konyaktan bir kadeh i, " diye emretti,
"o ndan sonra doru bodruma ineceksin. Seni ,yaraym:
dmdz, srtst yatmalsn. Gr asnn tam bir karan
lk, tam bir hareketsizlik iinde belli bir noktaya ayarlanma
s gerekli. Gzn yerden ondokuzuncu basamaa dikmeli
sin. Seni aaya braktktan sonra merdivenin kapan ka
patacam, tamamen yalnz kalacaksn. Etrafta dolaan ke
mirgen yaratklardan korkman gerekmez ama, gene d e kor
kacan biliyorum. Bir ya da iki dakika sonra Alef'i gre
ceksin - Simyagerlerle Kabalaclarn minik dnyasn, bizim
ataszlerine gemi gerek dostumuz mu!Lum in parvo'yu ! *
Ye mek o dasna getiimizde ekledi: "Tabii, grmezsen,
senin bu beceriksizliin benim deneyimimi geersiz klmaz.
Haydi imdi aaya. Biraz sonra Beatriz'in btn hayalle
riyle istediin kadar gevezelik edebilirsin . "
Aptalca laflardan skldm iin hemen yola koyuldum.
Neredeyse kendi de merdiven kadar dar olan bodrum tuzak
ukuru gibi bir eydi. Gzlerim Carlos Argentino'nun sz
n ettii kreyi bulmak iin bo yere karanl aratrd
durdu. Bir keye bo ie kasalaryla yelken bezinden ya
plma uvallar ylmt. Carlos uvallardan birini ald, iki
ye katlad ve belli bir noktaya serdi.
"Yastk olarak," dedi, "pek iyi saylmaz, hav gitmi, ama
birka santim daha kabark olsa, burada hibir ey grme
den budala gibi yatarsn ve kendi halinden utanrsn. Hay
di, imdi u hantal gvdeni yere yay da, ondokuz basamak
say bakalm. "
144
Ald btn b u sama sapan nlemlere uydum ve so
nunda gitti. Kapak zenle kapatld. Sonradan bir yerden
ince bir k szdn grdm halde, karanlk gene de
mutlakm gibi geldi. Birdenbire iinde bulunduum tehli
keyi kavradm: bir delinin beni bir b odruma kitlemesine
izin vermitim, stelik bir bardak dolusu zehir yuvarladk
tan sonra\ Carlos'un btn vnmeleri benim vadiden mu
cizeyi grememe olaslndan duyduu derin e ndieyi giz
leyemiyordu, bundan korktuunu biliyordum. Deliliinin
ortaya kmamas, deli olduunu itiraf etmemesi iin Car
los'un beni ldrmesi gerekiyordu. Birdenbire bunaldm;
bir yandan da b u bunalm duygusunun itiim eyden deil
de, iinde bulunduum rahatsz durumdan ileri geldiine
kendimi inandrmaya alyordum. G zlerimi kapattm -
gzlerimi atm. Ve Alef'i grdm.
imdi ykmn anlatlmas, aktarlmas olanaksz zne
geliyorum. Ve bir yazar olarak kmazm da bu noktada ba
lyor. Dil tmyle bir simgeler dizgesidir, bu dizgenin o dili
konuanlar tarafndan kullanlmas ortak bir gemie daya
nr. Ama eer yleyse, ben zihnimin btn abalarna ra
men tmn kavrayamad snrsz Alef'i szcklere nasl
evirebilirim? Ayn sorunla kar karya kalan mistikler sim
gelerden medet ummular: Tanrnn ban tarif etmek iste
yen bir Acem, naslsa ayn anda btn kular birden olabilen
bir kutan; Alanus de Insulis merkezi her yerde ve evresi
hibir yerde olmayan bir kreden; Ezekiel ayn anda douya
ve batya, kuzeye ve gneye doru hareket edebilen drt su
ratl bir melekten sz etmiler. (Bu inanlmaz benzetmeleri
bouna saymyorum, hepsinin Alef'le bir balants var.) Bel
ki tanrlar bana da byle bir benzetme simgesi baheder, ama
o zaman u anlattma gene uydurmaclk, edebiyat bula
m olacak. Yapmak istediim ey gerekten de olanak d.
nk sonsuza kadar giden bir dizinin birimlerini sralamak
1 45
olanaksz. Ben bir tek dev saniye iinde hem fevkalade hem
korkun olan milyonlarca eylem grdm; hibiri de b eni,
hepsi mekanda ayn noktay kapladklar halde, birbirlerini
glgelememeleri, rtmemeleri kadar etkilemedi. G zlerimin
yakalad ey ezamanlyd, ama imdi yazacaklarm zaman
iinde sralanacak, nk dil sralaycdr.
Ne olursa olsun, hatrlayabildiim kadarn aktarmay de
neyeceim.
Basaman arka ksmnda, saa doru, neredeyse dayanl
maz bir parlaklkta, gkkuann tm renklerini ieren bir
ember grdm. nce dndn sandm, ama sonra b u
titreimin kapsad dnyann sersemleticiliinden gelen bir
yanlg olduunu anladm. Alef'in ap herhalde birka san
timden fazla deildi, ama tm alem gerekten ve eksiksiz
iindeydi. Her ey (szgelimi bir aynann yz) sonsuzdu;
nk her eyi evrendeki adan aka grebiliyordum. De
nizin dalgalann grdm, gnn ouunu, gnn bat
n grdm; Amerika'daki insan ynlarn grdm; siyah bir
piramidin ortasndaki gmrengi rmcek an grdm;
paralanm bir labirent grdm, (bu Londra'yd) ; bitmez
tkenmez sayda gzn bir aynaya bakar gibi bend e kendi
lerine baktklarn grdm ; yeryzndeki btn aynalar
grdm ve hibiri beni yanstmyordu; Soler sokandaki b i r
arka avluda otuz y l nce Frey Bentos'taki bir evin giriinde
grdm yer inilerinin aynlarn grdm; zm salkm
lar, kar ynlar, ttn, maden damarlar, buhar grdm;
tmseklerle dolu ekvator llerini ve hepsindeki kum tane
lerini teker teker grdm; lnverness'te hibir zaman unuta
mayacam bir kadn grdm; dank salarn, uzun enda
mn grdm; gsndeki kanseri grdm; bir yan sokakta
kurumu topraktan bir tmsek grdm, eskiden orada bir
aa vard; Adrogue'de bir yazlk ev grdm; Pliny'nin ilk
lngilizce evirisinin bir kopyasn grdm -Philemon Hol-
1 46
land'n yapt- ve ayn zamanda her sayfadaki her harfi gr
dm ( ocukken kapal bir kitabn iindeki harflerin nasl
birbirine karmadna, bir gecede kaybolup gitmediine
ardm) ; Queretaro'daki bir gn batmn grdm, Ben
gal'deki bir gln rengini yanstr gibiydi; bo yatak odam
grdm; Alkmaar'da kk bir odada iki ayna arasnda du
ran bir kre grdm, aynalar kreyi sonsuz sayda oalt
yorlard; Hazar denizinin bir kysnda akam st y eleleri
uuan atlar grdm; bir elin enfes kemik yapsn grdm;
bir savatan kan gazilerin resim l i kartlar postaladklarn
grdm; Mirzapur'da bir vitrinde bir deste spanyol oyun
kad grdm ; bir limonluun zeminine erelti o tlarnn
glgesinin vurduunu grdm; kaplanlar, pitonlar, bizonlar,
gel-gitler, ordular grdm; yeryzndeki btn karncalar
grdm; acem ii bir usturlap grdm; bir yaz masasnn
ekmecesinde (ve elyazs iimi titretti) Beatriz'in Carlos Ar
gentino'ya yazd inanlmaz, mstehcen, ayrntl mektup
lar grdm; Chacarita mezarlnda bulunan ok beendi
im bir ant grdm; bir zamanlar o esiz Beatriz Viterbo
olan rm kemikleri ve tozu grdm; kendi koyu kan
mn dolamn grdm; akn birletiriciliini ve lmn
deitiriciliini grdm; Alef'i her noktadan ve her adan
grdm; Alef'te dnyay, dnyada Alef'i grdm; kendi y
zm ve kendi barsaklarm grdm; senin yzn grdm;
sersemledim ve aladm; nk gzlerim herkesin adn bil
dii ve kimsenin b akamad o gizli ve ancak tahmin edile
bilecek eyi - tasavvur edilemez alemi grmlerdi.
Sonsuz hayranlk ve onsuz acma duydum.
"lin olmayan yerlere bu kadar uzun sre burnunu sok
tuktan sonra iyice arplm olmalsn, ha? " d edi nefret etti
im bir ses keyifle. "Beynini paralasan, b u esin kaynann
b edelini bana yz ylda bile deyemezsin. Kahre dici bir
gzlem, ha, Borges ? "
1 47
Carlos Argentino'nun ayaklar en st basarakta dikilmi
ti. Birdenbire beliren donuk kta kalkmay b ecerdim ve
" kahredici bir - evet, kahredici" diye geveledim. Sesimin
souk ve heyecansz tonu beni de artt. Carlos Argentino
biraz da skntyla devam etti.
"Sahiden her eyi grdn m - ak seik, renkli? "
lntikamm nasl alacam o an buldum. Bodrumun ko
nukseverlii iin Carlos Argentino'ya kendisine acdm
aka belli eden, efkatli ama b iraz gergin ve kaamakl bir
havayla teekkr ettim ve bu zararl byk kentten, hibiri
mizin gzyana bakmayan -inan bana, hibirimizin! dedim
evinin yklmasn frsat bilerek uzaklamasn nerdim. Alef
stne tartmay skunetle ama kesinlikle reddettim. Alla
hasmarladk derken de kendisine sarldm, krlarn , ak ha
vann ve sessizliin . en iyi doktorlar olduunu yineledim.
Sokaa ktmda, Constitucion istasyonunun merdiven
lerinden inerken, metroda grdm ehrelerin hepsi bana
tandk geldi. Artk yeryznde hibir eyin beni artma
yacandan korktum; grdklerimden hibir zaman kurtu
lamayacamdan korktum. N eyse ki birka uy kus uz gece
den sonra, unutkanlk bir kez daha imdadma yetiti.
1 48
nc dl Dr. Mario Bonfanti'ye veri ldi. nanmas zor
ama, benim kitabm " Kumarbazn Kartlar" bir tek oy b ile
almad. Zaferi bir kez daha aptallk ve kskanlk kazan
yordu! Daneri'yi uzun zamandr gremiyorum. iirin baka
baz blmlerinin baslmak zere olduu syleniyor. (Artk
Alef'in karmad) mutlu kalemi imdi ulusal kahraman
mz General San Martin iin bir destan yazma grevini yk
lenmi.
Son olarak iki gzlem daha eklemek istiyorum; birincisi
Alef'in z, ikincisi ad stne. Bilindii gibi Alef, lbrani al
fabesinin ilk harfidir. Benim ykmdeki garip kre iin bu
adn kullanlmas raslantsal o lmayabilir. Kabala'da bu harf
hem katksz hem sonsuz olan tanrnn, En Soph'un, ba
n tarif etmek iin kullanlr; Alef'in hem g hem yeri
gsteren bir insan biiminde o lduu da sylenir, b u insan
aadaki dnyann yukardakinin haritas ve aynas olduu
nu ifade edermi. Cantor'un Mengenlehre'sinde Alef sonsuz
tesi saylarn simgesidir;* bu saylarn herhangi bir paras
tm kadar byktr. Bu ad Carlos Argentino'nun kendi
sinin mi setiini, yoksa bir yerde mi okuduunu bilmek
isterdim -btn noktalar i eren tek nokta anlamnda
Alef'in b odrumda kendisine sunduu saysz metinlerden
birinde de okumu olabilir. imdi ileri sreceim ey her ne
1 49
dnyay yanstyormu. Burton baka alametler de sayyor
du: Keyhsrev'in yedi katl kasesi, Tark bin Ziyad'n b ir
kulede bulduu ayna (Binbirgece Masallar, 272) ; Luciano
de Samosata'nn ay stnde snad ayna {Historia Verda
dera, I, 26) ; Capella'nn Satirikon'unun ilk kitabnda Jpi
ter'e atfedilen aynaya benzer mzrak; Merlin'in 'yuvarlak ve
oyuk. .. camdan bir dnya gibi duran' evrensel aynas (Fa
erie Queene, III, 2, 19) - ve u garip bilgiyi de ekliyordu:
"Ancak bu saylan nesnelerin (hibirisinin gerekten varol
mad bir yana braklsa bile) hepsi yalnzca grsel aygt
lardr. Kahire'de Amr camisinde toplanan mminler camiin
orta avlusunu evreleyen st unlarn birinde tm alemin
yatt olgusunu bilirler. . . Tabii, kimse b unu gerekten g
remez, ama stunun yzeyine kulaklarn dayayanlar ksa
bir sre sonra youn bir grlt duyduklarn sylerler. Ca
mi yedinci yzyldan kalmadr; stunlar da lslam ncesi
dinlerine ait baka tapnaklardan getirilmitir. Nitekim lbn
Haldun'un yazd gibi; "Gebelerin kurduu devletlerde
duvarclkla ilgili her konuda yabanclarn yardm esastr."
u Alef bir tan yreinde mi? O bodrumda her eyi gr
dm zaman Alef'i mi grdm, ve imdi unuttum mu? Zi
hinlerimiz elek gibi, unutkanlk ieri szyor; ben d e aradan
geen ypratc yllarn etkisiyle Beatriz'in belleimdeki y
zn arptyorum ve yitiriyorum.
EViREN Fatma Aherson
1 50
EPLOG