You are on page 1of 153

JORGE LUlS BORGES Alef

JORGE LUIS BORGES 1899'da Buenos Aires'te dodu. ngiliz asll annesi ve ngiliz
edebiyatna dkn babas sayesinde ngilizce'yi spanyolca'dan nce konutu. Orta
renimini Cenevre'de tamamlad ve daha sonra zel dersler ald. ykleri nce Ar
jantin'deki Sur dergisinde, daha sonra lspanya ve Fransa'da yaymland 1961'de ls
panya'da Formentor, 1962'de Fransa'da Commandeur de l'Ordre des Arts et Lettres
dllerini almasyla n btn dnyada yayld. eitli Amerikan, ngiliz ve Fransz
niversitelerinde ders verdi, bir sre Avupa'da dolat ve btn dnyada birok
dller ald. Borges, 14 Haziran 1986'da Cenevre' de, yirmi yldr tand ve son yl
larnda yanndan ayrlmayan Maria Kodama'yla evlendikten ksa bir sre sonra ld.
Balca yaptlar: Evaristo Carriego (1930), Discusin (1932), Historia niversal de la
infamia (1935), Ficciones (1944), El Aleph (1949), Otras inquisiciones (1952), El in
forme de Brodie (1970), El !ibra de arena (1975), La rosa profunda (1975), Siete noches
(1980), Nueve ensayos dantescos (1982), La menoria de Shahespeare (1983).

El Aleph (1949)
1989, Maria Kotlama
Bu kitabn yayn haklar The Wylie Agency (UK) Ltd . 'in araclyla alnmtr.

lletim Yaynlan 499 ada Dnya Edebiyat 106


ISBN 975-470-709-X
1998 lletiim Yaynclk A. $.
1. BASKI 1998, lstanbul
2. BASKI 2000, lstanbul (500 adet)
3. BASKI 2001, lstanbul (500 adet)

llll'lN SORUMLUSU Osman Yener


D1Z1 KAPAK TASARIMI mit Kvan
KAPAK Fato Gencosman
DiZGi Remzi Abba s - Maraton Dizgievi
UYGULAMA H sn Abbas
DZELTi erife nal
BASKI ve CiLT Sena Ofset

lletiim Yaynlar
Klodfarer Cad. lletim Han No. 7 Caalolu 34400 lstanbul
212.516 22 60-61-62 Fax: 212.516 12 58
Tel:
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr web: www.iletisim.com.tr
JORGE LUIS BORGES

Alef
El Aleph

EVlRENLER
Tomris Uyar - Fatih zgven
Fatma Akerson - Peral Bayaz

e t m
Yaynevinin Notu:
letiim Yaynlar, J. L. Borges'in eserlerinin telif haklarn elinde bulundu
ran Jorge Luis Borges Vakf'yla yapt anlama uyarnca, Borges'in toplu
eserlerini orijinal basklarndaki yapya sadk kalarak yaymlayacaktr. Bor
ges'in balca eserlerinin gemi yllarda Trkiye'de eitli yaynevleri tara
fndan yaymland gznne alnrsa, ilk kez yasal telif haklar gzetile
rek yaplan bu almada, eski basklarda yer alan baz yklerin yinelen
mesinin bir gereklilik olduu anlalacaktr. Toplu Eserler'in ikinci cildi olan
A/ef'teki kimi ykler daha nce lm ve Pusula, Yollan atallanan Bah
e, Glgeye vg balkl kitaplarda, Alet yks ise Yazko dergisinde ve
Modern Dnya Edebiyat Antolojisi'nde yer almtr. Tomris Uyar, Fatih
zgven ve Fatma Akerson ykleri ngilizce'den, Peral Bayaz spanyol
ca'dan dilimize evirmitir.
Toplu Eserler' de yer alacak kitaplardan daha nce eitli yaynevlerince
yaymlananlar: Historia Universel de la lnfamia (Alakln Evrensel Tari
h), Siete Noches (Yedi Gece), El Libro de Arena (Kum Kitab), El lnforme
de Brodie (Brodie Raporu). lk kez yaymlanacak olanlar: Ficciones, Evaris
to Carriego, La Rosa Profunda, El Aleph, Discusion, Otras lnquisiciones,
El Hacedor, Nueve Ensayos Dantescos, La Memoria de Shakespeare, Bor
ges On Writing.
NDEKLER

lmsz .. ....... 9.
l . .............. ... 26
Tanrbilimciler .. . .. .. 33 .
Sava ile Tutsan yks .. . .. . . .. ..... . ... .......... 44
Tadeo lsidoro Cruz'un Yaam (1829-1874) . . . ............. 49
Emma Zunz .. . ..... ...... . . . .. .54
Asterion'un Evi .......... ....... 61
teki lm . .... 65
Deutsches Requiem . . .73
.
Averroes'in Aray . ....81
Zahir. . 91
Tanrnn Elyazs .... 102
Labirentinde len Kral bni Hakan el-Buhari .. . . ........... 108
ki Kral ve ki Labirent . . .119
Bekleyi... .. .......... 121
Eikteki Adam ....... 126
AleL.-. ..... 133

Epilog ... ..........151


LMSZ

Sleyman, Yeryznde yeni bir ey yohlur diye


buyurur. Bylece nasl Eflatun, htn bilginin
yal z ca ansma olduu.m lunmscr, Sleyman
da btn yen i l i h, yalnzca unututur yargsn .
verir.

Francis BACON: Denemeler, LVIII

Cecilia Ingenieros'a

Londra'd a, 1 929 Haziran balarnda, zmirli antikac J o


seph Cartaphilus, Lusanya Prensesi'ne Popeun kk boy,
alt ciltlik Iliad'n ( 1 7 1 5 - 1 720) sunmu. Prenses yapt al
m; bu arada antikacyla iki ift laf etmi. Bize anlattna
gre adam, bitkin, topraks, kl gzl, kl sakall, yz iz
gileri alacak siliklikte biriymi. Akc bir anlatmla ve bi
lisizce:, birok d ilde anlatyormu d erdini; b irka dakika
iinde, Franszcadan ngilizceye, ngilizceden de Selanik s
panyolcas ve Makao Portekizcesinin garip b ir b ileimine
gemi. Ekim aynda P re nses, Zeus'un bir yolcusundan,
Cartaphilus'un zmir'e dnerken deniz stnd e ldn
ve Ios adasna gmldn renmi. Iliad'n son cild in
de, u garip elyazmasyla karlam.
zgn metin, Latince deyilerle dolu bir ngilizceyle ya
z1lmtr. Bizim sund uumuz, aslna szc szcne
bal bir uyarlamadr.

9
1

Anmsayabildiim kadaryla zorlu abalarm, Diocl etian'n


imparatorluu dneminde T heba i Hekatompylos'taki bir
bahede balad. Son Msr savalarna katlmtm (pek an
eref derlemeksizin) , Kzl Deniz'e bakan Berenice'de bir t
men karargahnn halk yargcydm; humma ve by, yiit
likte elikten geri kalmayan nice adamn kanna girmiti. Mo
ritanyallar sonunda yenilmiti; bata asi kentlerin elinde olan
toprak, artk sonsuza kadar, tatan Pluton tanrlarna adan
mt; lskencleriye, dize getirildikten sonra, Caesar'dan bou
bouna ba dilemiti; bir yla kalmadan tmenlerden utku
haberleri ulat ama ben Mars'n yzn ancak uzaktan, y
le bir grebildim. Bu d krkl i ime aclar sald ve belk i
de beni pek ince uzun dnmeksizin o korkun, usuz bu
caksz llerde gizli lmszler Kenti'ni aramaya yneltti.
Zorlu abalarmn Thebai'de bir bahede b aladn sy
lemitim. Gece boyunca gzme uyku girmedi, yreimde
bir rpntdr gitti. Tan aarmadan uyandm; klelerim
uyuyorlard, ay, sonsuz kumun rengindeydi. Doudan, bit
kin, kanlar iinde bir atl kageldi. Birka adm tede atn
dan yuvar land. Gsz, yatmaz bir sesle kentin surlarn
yalayan rma n adn sordu bana Latince. Yalarla beslen
mi Ms r 1 rma'dr dedim. "Benim aradm baka rmak,"
dedi znle, "lmlleri arndran g izl i rma k. " Gsn
den kara bir pht fkrd. Bana, anayur dunun Ganj'n te
yakasnda b i r da olduunu ve bu dada, d enildiine gre,
batya, yan i dnyann b i timine doru gi d il d ikte, sular
lmszlk balayan rmaa varlacan anlatt. Kynn
ta ilerinde, lmszler Kenti'nin n ice tabyas, amf i si ve ta
pnayla ykseldiini de szlerine ekledi. Tan aarmadan
ld, gelgelelim ben o kenti ve rman bulmay aklma
koymutum. Celladn sorguya ektii baz Moritanyal tu-
10
tuklular yolcunun szlerini doruladlar; biri, insan yaa
mnn kesintiye uramad vadiyi, Elysium'u anmsad; bir
bakas, insanlarn bir yzyl yaadklar Pactolos'un yk
seldii doruklar. Rona'da i nsann yaamn uzatmann,
ektii acy da uzatmak, lmlerini oaltmak olduunu
dnen feylesof1arla konutum. Aslnda lmszler Ken
ti'ne batanberi hi i nandm m, bilmiyorum: galiba o d
nemde onu arama abas yeterli geliyordu. Getulia prekon
sl Flavius bu giriim iin iki yz asker verdi buyruuma.
Ayrca yollar bildiklerini syleyen birtakm paral askerler
de tuttum, bizi ilk brakp kaan onlar oldular.
Sonraki olaylar, yolculuumuzun ilk gnlerinin a nsn
arp tp tannmaz latrd. Arsinoe'den ayrlarak kavrulan
le daldk. Ylan y utan, szel alveriten habersiz maara
adamlarnn lkesinden getik; kadnlarn ortaklaa kulla
nan, aslan etiyle beslenen garamant'larn lkesinden; yal
nzca Tartaros'a tapan augyl'lerin lkesinden getik. Kumla
rn kapkara kesildii, yolcunun gnn scana dayanama
yp gecenin saatlerine el koymak zorunda kald baka l
ler ele tkettik. Uzaklardan, Okya nus'a a d n veren da
yle bir grdm: yamalarnda aular etkisiz klan stle
en bitkisi byyor; doruunda satyr'lcr, kendilerini kara
ksnyc adam kyc ve yabanl bir ulus yayor. Top ran
canavarlar dourduu bu barbar yrelerin derinliklerinde
byle nl bir kentin barnabilmesi usd geliyordu hepi
mize . Yrmeyi srdrdk, d nmek onursuzluk olurdu.
Birka gzkara, yzleri aya d nk uyudular; humma ka
sp kavurdu onlar; sarnlarn rm suyundan lgnlk
ve lm iti kimileri de. te o zaman kamalar balad; ok
gemeden de bakaldrlar. Onlar bastrmada sertlik uygu
lamaktan kanmadm. Hakseverlii elden brakmyordum
ama nbetilerden biri, f itnecilerin (i lerinden birinin ar
mha gerilmesinin cn hemen almak amacyla) beni l-
11
drmeyi tasarladklarn bildirdi. Bana bal birka askerle
birlikte konak yerinden kat m. Onlar lde, kum frtna
larnda ve engin gecede yitirdim. Bir Girit okuyla yaralan
dm. Gnlerce su bulamadan dolatm durdum, b elki d e
gnele, susuzluumla ya d a susuzluk korkumla k a kere
ler arpmlanm bir tek koca gnd. zleyeceim yolu, at
mn sezgisine braktm. Tan aarrken uzaklklar, piramit
lerle, kulelerle tarazland. Dayanma gcm yitirerek, son
suz uf aklkta, ltl bir labirent dledim: ortasnda bir su
testisi duruyordu; ellerim nerdeyse testiye dokunacakt,
gzlerim onu grebiliyordu ne var ki kvrmlar ylesine in
celikli ve karmakt ki ona erimeden leceimi bildim.

il

Neden sonra bu karabasandan silkindim, kendimi, ellerim


bal , sarp bir da yama cna stnkr kazlm, sradan
bir gmtten byk saylamayacak ta bir oyukta buldum.
Kenarlar slakt, insan gcyle deil zamann eliyle cilalan
mt. Gsumde sancl b ir zonklama duydum, susuzluk
tan kavrulduumu duydum. U fka bakp clz bir sesle hay
krdm. Dan eteinde sular bulank bir ay, ses etmeden
geniliyordu, selinti ve moloz doluydu; kar yakada (son
ya da ilk gnein klarnda) a k seik parld yordu lm
szler Kenti. Surlar, kemerler, cepheler grdn: zemin, ta
bir kntyd. Benimkine benzer yz kadar i rili ufakl oyuk,
da ile vadiyi yaryordu. Kumda s ukurlar vard , bu bi
im siz hendeklerle kovuklardan plak, tenleri kara-san,
d iken-sakall adamlar uramt. Onlar tan yormuum gibi
geleli: Arap Krfezi kylaryla Etiyopya maanlarn doldu
ran hayvans naarallar soyundan gelmeyd i lcr; konuama
ma larna, ylan yutmalarna amadm.
12
Susuzluumun kat lanltnazl b e n i gzpek klmt.
Kumlard an on metre ykseklikte olduumu hesapladm;
gzlerim yumulu, ellerim ensemde, baaa attm kendimi
yamatan. Kanayan yzm karanlk sulara verdim. Hay
vanlar nasl su ierse, yle itim kana kana. Kendimi yeni
den uykuda ve sanrda yitirmeden nce her nedense b i rta
km Yunanca szckler yineledim: Aisepos'un zehirl i suyunu
ien Ze!ea! varsl Troya!lar.
Tepemde ka gn , ka gece devrildi b ilmiyorum. Aclar
iinde, maaralarn korunan bir daha ele geiremeden, o
b il inmez kumlarda rlplak, ay ile gnein kumarna b
raktm zavall yazgmn sonucunu. Maarallar, ocuksu bar
barlklaryla ne sa kalmama yardm ediyorlard, n e de lme
me. Beni ldrmeleri iin bouna yakardm. Bir gn bir ak
maktana srtp kopardm balarm. Bir baka gn ayaa
kalktm ve ben -bir Roma tmeninin askeri halk yargc
Marcus Flaminius Rufus- ylan etinden payma den ilk tik
sin tayn dilenerek ya da alarak ele etmeyi baardm.
lni.szleri grme, ins anst kente d o kunma heves i ,
uyumam engelliyordu. B e n i m amacm kavramasna
maara adamlar da uyumuyorlard; nceleri beni gzetle
diklerini d ndm, sonralar, bendeki tedirginliin onlara
da bulatn anladm, kpeklerde de grlebi l ir bu eilim.
Barbar kyden ayrlrken en ilek saati setim, hemen her
kesin oyuklardan hendeklerden urayp batan gnee gr
meksiz in bakt akamst saatin i . Tanrsal baa sn
maktan ok, dile getirilen szcklerle kabileyi yldrmak
adna, yksek sesle yakardm bir sre. Kum tepecikleriyle
ak kesilen rman kar kysna getim, Ken t'e ynel
dim. akna dnen iki- kii, a rd ma dt ler. Soyu n
br bireyleri gibi o nlar d a u fak-tefektiler; korkudan ok
yadrgama uyandryorlard. Ta oca izlenimi veren i ri l i
ufakl b i r sr koyan evresinden dolandm: Grkemine
13
kapldmdan, Kent'i yak nlarda sanmtm. Geceyarsna
doru, surlarn sapsar kumda putsever suretlerle dikelen
kara glgelerine adm atabildim. Kutsal bir rk soluumu
kesiyordu. Yenilik ve l ylesine kanlasdr ki insano
lunun gznde, maarallardan birinin beni sonuna kadar
izlemesi houma gitmiti. Gzlerimi yumdum ve (uyuma
dan) gnn i lk klarn bekledim.
Kent'in ta bir knt stnde kurulduundan szetmi
tim . Yksek bir kayay andran bu knt, almazlktan ya
na surlardan geri. kalmyordu. Bouna yordum kendimi; ka
ra zeminin dzeninde en ufak bir sapma grlmyor, de
imez duvarlar tek geit vermiyordu. Gnein yakc etki
siyle bir maaraya snmak zorunda kaldm; arkalarda bir
ukur vard, ukurda da aalardaki karanla inen dipsiz
bir merdiven. Merdivenden indim; i kapayc bir geitler
kargaasndan geerek engin, yuvarlak bir o daya ulatm,
glkle seiliyordu. Tam dokuz kap vard bu mahzende;
sekizi , haince yine ayn o dada son bulan bir labirente al
yordu; dokuzuncu (o da labirentti ya) b irincinin tpks
ikinci bir yuvarlak o daya alyordu. Bu o dalarn toplam sa
ysn bilemiyorum; kara yazgmla kuruntularm, gerek sa
yy birka katyla arpm olmalyd. Sessizlik d mancay
d ve hemen hemen tamd; bu derin ta-ada nereden geldi
ini karamadm bir yeralt esintisinden baka ses yoktu;
kck pasl su altlar , yarklarn arasnda sessizce yi
tip gidiyorlard. Dehet verici bir uyarlama gsterdim bu ne
i d belirsiz dnyaya; dokuz kapl dehlizlerden, uzun
uzun dalbudak salan mahzenlerden baka bir eyin varl
na inanmaz hale geldim; yeraltnda ne sre dolatm, bilmi
yorum, tek bildii , ayn yurtsamann etkisiyle bir keresin
de o d olambalarda, barbarlarn acmasz kyyle kendi z
kent i mi kartrmamdr.
Geitl erden birinin derinliklerinde, nceden grnmeyen

14
bir duvar kesti n n; te peden uzak bir k vurdu. akn
akn yukarlara baktm: badnclrc, cloruk ykseltiler
de yle mavi bir gk halkas grdm ki mora d nmt
sanki . Duvarda belli aralarla madeni halkalar duruyordu.
Yorgunluktan adm atamyordum ama trmanmay srdr
dm, arasra duralayarak sarsak sevin hkrklaryla sars
lyordum yalnz. Uzaktan, stun balklarn, dbkey per
vazlar, gen alnlklaryla mahzenleri, granit ile mermerin
karmak atafatn grdm Bylelikle de karanlk, iie la
birentlerin krdmnden grkemli Kent'e ama olana
na kavutum.
Kk bir alana, daha dorusu bir eit avluya ktm.
Mimarisi ve ykseltileri deiken bir tek yap evreliyordu
alan; eit eit kubbelerle stunlar, bu badamsz yap
nn birer parasyd. Karmdaki inanlmaz antn teki ni
teli klerinclen c,;ok, yapm y lnn sonsuz eskilii soluumu
kesti. nsan soyundan da eskiydi bana kalrsa, yeryznden
ele. Bu apak epeskilik (gze nedense korkun gelse de)
l msz yap ustalarnn yap tlaryla uyum luydu bence.
nceleri saknarak, sonralar kaytszca, en sonunda da l
gnca o mimariye vurdum kendimi; bu ic,;inden klmaz ya
p n n merd i venlerinde, eiklerinde gezind i m . (So nradan
basamaklarn ykseklikleriyle geniliklerinin farkl farkl
oldu unu rendim; bu gerek, trman rken duyduum
benzersiz bitkinliin nedenini anamam salad .) "Bu saray,
tanrlar n yap mdr olsa olsa , " diye dnmtm balan
gc,;ta. nsan aya dememi i b lgeleri dolanca ilk izle
ni mimi dzelttim: "Buray yapan tanrlar lmler. " Yap
nn garipli k lerinin ayrmna varnca da ded i m ki: "Buray
yaratan tanrlar zaten lgnmlar." Biliyorum, bu szleri ,
nedense pimanl andran bir tvbekarlk cluygusuyla, el
le tutulur bir korkudan ok, korku dncesiyle etmitim.
Bu engin epeskilik izlenimine zamanla yenileri eklendi: bi-
15
timsizlie, acmaszla, karmk b i r anlamszla ilikin
eyler. Bir labirenti katetmitim ve lmszlerin prltl
kenti, iimi rkyle, tiksintiyle dolduruyordu yine. Labi
rent, insanlar artmak zere kurulmu bir yapdr; simet
riden yana zengin mimarisi, bu amacn buyruuna sunul
mutur. Yarm yamalak aratrdm sarayn mimarisiyse,
byle bir kesinlikten yoksundu. Kr geitler, y ksek, ulal
maz pencereler, bir hcreye ya da bir uuruma alan uur
suz kaplar, basamaklar ve trabzanlar aalara sarka n ,
inanlmaz birtakm tepetaklak merdivenler grla gidiyordu.
Antsal duvarn kysna ireti yaslanan basamaklar da, kub
belerin grkemli karanlnda yle birka dn yaptktan
sonra hibir yere almadan lp gidiyorlard. Saydm r
nekler, aslna szc szcne bal m, b ilemem; tek
bildiim, yllar yl benim karabasanlarma tkleridir;
yle yle bir ayrnt, gerein mi yoksa gecelerimi rn
dan karan birtakm biimlerin mi suretidir, artk bilecek
durumda deilim. "Bu kent" ( diye dndm) " ylesine
dehet verici ki gizli bir ln ortasnda kurulmu olsa da,
yalnzca varl ve kalclyla gemii ve gelecei auluyor,
dahas, yldzlar bile her naslsa atee atabiliyor. O durduu
srece, dnyada hi kimse gl ya da mutlu olamaz. " Onu
tanmlamak istemiyorum; badamaz szcklerin bir kar
maas , d ilerin, organlarn ve kafalarn, elb i rli iyle, cana
varca bir remede, bir nefrette karar kld bir kaplan ya da
boa gvdesi (belki de) yaklak imgelerdir.
O tozlu, nemli yeralt kayalar arasndan geri dnmn
evrelerini anmsamyorum. Tek bildiim, son labi rentten k
tmda hain lmszler Kenti'ni yine evremde bulacam
korkusundan bir trl kurtulamamamd. Baka b i r ey anm
samyorum. Baedilmezleen u unutu, belki de bile-isteyey
di; belki de ka koullarm ylesine iticiydi ki onlar bir o
kadar unutulmaz baka bir gnde unutmaya ancli nitim.
16
111

Zorlu abalarmn yksn d ikkatle okuyanlar, kabileden


bir adamn, bir kpek gibi ardma dp beni surlarn irili
ufakl glgelerine kadar izlediini anmsayacak lardr. Son
mahzend en ktmda, onu maarann az nda buldum.
Kumlara uzanmt, zenle bir dizi harf iziyor, izip izip
siliyordu, tpk dlerimizdekiler gibi kavran snrna va
rr varmaz dalp giden harfler. nce, bunu ilkel bir yaz
sand m; sonra da sesli konuma evresine gelmemi insanla
rn yaz yazma evresine eriebileceklerini dnmenin sa
mal n kavrad m. stelik, ekillerden hibiri birbirine
benzemiyordu, bu da harfl erde simgesellik olasln hep
i.en ortadan kaldryor, en azndan azaltyordu. Adam, harf
leri izdikten sonra onlar inceliyor, dzeltmeler yapyordu.
Bird en, bu oyundan bezmiesine, ayasyla bileini kuma
srtp sildi hepsini . Yzme bakt, beni tanmam gibiydi.
Gelgele lim beni sarmalayan huzur ylesine bykt ki (ya
da yalnzln ylesine byk ve rknt ki) maarann
zemininden bana bakan trnn ilki bu maaralnn yolu
mu gzlediini sandm. Gne, dzl kavuruyorclu; b iz
ilk yld zlarn altnda kye dne getiimizde, kumlar ya
nyordu ayaklarmzn altnda. Maaral , nden yryordu;
o gece, ona b irtakm harfleri semeyi, belki birka szc
de yinelemeyi retmek geti iimden. Kpekle at (diye d
ndm) birinciyi becerirler; Sezar-blbl gibi b irok ku
tr de ikinciyi. Ne kadar yontulmam olursa olsun, i nsan
kafas, saduyudan yoksun yaratklarn ki nden stn o la
caktr her zaman.
Maaralnn yumuak ball, zavalll, belleime Odys
seia'daki can ekien ihtiyar kpek Argos'un imgesini getirdi,
b e n de ona Argos adn taktm ve adn retmeye altm .
Bir trl baaramyordum. G n l alma, sertlik, zorlama bana
17
msn demiyordu. Hi kprdamadan, donuk gzlerle bak
yor, kendisine yklediim sesleri alglamam gibi duruyor
du . Birka adm terndeyken nasl da uzak gibiydi bana.
Kumlarda, kmen, kyc bir lav sfenksi gibi yatarken, te
pesindeki gklerin tann alacasndan akamn karanlna
dnmesine ses etmiyordu. Amacm sezmemesi olanakszd
bence. Etiyopyallarn yaygn bir inancn anmsadm, may
munlar almak zorunda braklmamak iin konumazhk
tan gelirlermi, ben de Argos'un suskunluunu, kukuya ya
da rkye yordum. Bu imgelem rnnden daha bakalar
na , daha e ngi n ola n lara getim. Argos ile benim baka baka
evrenler paylatmz dndm; alglarmz aynyd ama o ,
b u alglar baka trl youruyor, onlardan baka nesneler
yaratyordu; belki de onun iin nesneler de yoktur, diye d
ndm, son derece ksa izlenimlerin badndrc, kesinti
siz bir oyunu vardr yalnzca. Belleksiz, zamansz bir dnya
dndm; iinde adlar bulunmayan bir dilin, nc kiide
ekilen bir edimler dilinin ya da ekime gelmeyen bir sfatlar
dil inin olaslklarn tarttm. Gnler bylece tkenmeye ba
lad, onlarla birlikte de yllar, ama bir sabah mutlulua ok
yakn bir ey oldu. Yamur yad gl bir istenle.
l geceleri souk olabil ir ama o gece atetendi. Tese l
ya'daki bir rman (sularna altn baln geri ve rmitim)
yardmma kotuunu grdm dmde; kzl kumdan, ka
ra kay; dan aarak yaklan duydum; havann serinlii ve
yamurun tkenmez mr lts beni uyandrd. Onu karla
maya kotum mlplak. Gece soluyordu; sar bulutlarn al
tnda sevinten yana benden hi geri kalmayan kabile hal
k, bir tr do ruk-coku iinde kendilerini diriltici saanaa
brakmlard. Tanrsal gcn buyruunda Co rybant'lar gi
biydil er. Argos, gzleri gklere evrilmi, inliyordu; yzn
den seller a kyordu, yalnz yamur deil (sonralar rene
cektim) gzya selleri. Argos, diye haykrdm, Argos.
18
Sonra sessiz bir tansmayla, uz un bir sre nc e yitirip
unuttuu bir eyi kefedercesine u szleri kekeledi Argos:
"Argos, Ulysses'in kpei." Ve sonra yine yzme bakma
dan, " Gbrede debelenen kpek . "
Gerei kolay benimseriz, belki de hibir eyin gerek ol
madm sez diimizden, Odysseia stne neler bildiini
sordum ona. Yunanca konumak g geliyordu besbelli; so
rumu yi nelemem gerekti.
"ok az ," d ed i . "En zavalh dize-ustasnn bildiinden el e
az. O destan anlatmc l a n bu yana bin ksur yl geti."

iV

lte o gn her ey aydnland gzmde. Maarallar, lm


szler'cl i ler; sular bulank aysa, Atl 'nn arad I rmak.
n Ganj'a kadar yaylm kente gelince, lmszler onu
y c r l c bi r edel i d okuz ksur yzyl gemiti. Onun kalntla
ryla ayn yere l e , benim katettiim u lgn kenti kurmu
lard : b e lki b i r yanslama, bir parodi anlam nda, ama ayn
zamanda, insana benzemerneleri dnda hibir zell iklerini
bil ned ii niz tanrlara bir tapnak olarak. lmszle rin ya
rat naya gnl i nd irdikl eri son simgeydi bu yap; giriimle
rinin tmnn bounaln kavradklar ve bundan byle
yal n zca dn dn yasnda, katksz kest i ri m le r ardn d a
yaamaya karar verd ikleri bir dnemin temel ta . Yaplar n
kurdular, sonra o n u unutarak maaralarda yaamaya gitti
ler. Dnceye ylesine dalmlard ki, fi zikse l d nyay b i le
zar-zor alglyorlard .
Bunlar Ho rneros anlatt bana, bir ocua a nlatrcasna.
lhtiyarln, tpk U lysses gibi, ayn drtyle son bir yolcu
lua ktn el a anlatt , d eniz nedir bilmeyen, terbiye edil
mi et y emeyen, k rek nedir grmemi adaml ara ulama
19
amacn. Yzyl sreyle lmszlerin Kenti'nde o turmu.
O yerlebir edildiinde, bir bakasnn kurulmasn tle
mi. Buna amayalm: llio n savann trksnden sonra,
kurbaalarla sanlar arasndaki savan trksn yakt,
herkese bilinir. nce bir acun yaratp sonra da p ekala kar
gaa yaratacak bir tanr gibiydi o.
l mszlk anlamszd r; insan dnda btn yaratklar
lmszdrler, nk lmden habersizdirler; tanrsal,
korkun, anlalmaz o lansa, kendi lmszln bilmek
tir. Onca dine karn bu inancn pek yanda bulamadm
gzlemlemiimdir. srailliler, Hristiyanlar ve Mslmanlar
geri lmszle belbalarlat ama bu dnyaya besledikle
ri sayg, yaln zca ona inandklarn kantlar, br dnyala
rn tmne, sonsuz sayda dnyaya, bu dnyann b ir dl
ya da cezas o lma yazgsn yklediklerine gre. Baz Hint
dinlerinin tekerlei, saduyuya daha yakn geliyor bana;
ba sonu o lmayan tekerlekte, her yaam bir ncekinin so
nucudur ve bir sonrakini dourmaktadr, gelgelelim hibiri
asl toplamda kesin bir b elirleyici deildir. .. Yzyllk uygu
lamalarn retisi nda lmszler cumhuriyeti, hog
rnn kusursuzluuna, handiyse kaytszln kusursuzlu
una ermiti. So nsuz bir zaman dilimi iinde her insann
bana her eyin geleceini biliyorlard. G emiteki ya da
gelecekteki erdemlerinden tr her insan, her iyilikten
payn alacakt ama gemiteki ya da gelecekteki lekesinden
tr her sapknlktan da alacakt payn. Bylelikle, raslan
tl oyunlarnda tek ve ift saylar aralarnda nasl bir denge
ye doru giderlerse zeka ile donukluk da birbirini giderir,
dzeltir, belki de Cid'in Deslwu adl kabasaba iir, Eclogu
es'dan bir yerginin ya da Heraklitos'tan bir nktenin gerekli
kld kar dengeyi o luturur. En tez akl dnce, g
rnmez bir tasarnn buyruundadr, gizli bir biimi talan
drp, yetkili klabilir. Gelecek yzyllarda yeerece k iyilik,
20
hatta gemi yllarda yeermesi beklenmi iyilikler uruna
ne ktlkler yapanlar tanrm. Bu adan b akldnda, b
tn edimlerimiz hakldr, ayrca duygusallktan uzaktr, ka
ytszdr. Ne ahlak deerleri vardr ne aydnca deerler. Ho
meros Odysseic'y yazd ama sonsuz koullar ve deimele
riyle sonsuz bir sre alndnda Odysseia'nn bir kerecik
yazldn dnmek olanakszdr. Hi kimse, rasgele b iri
deildir, b ir tek lmszse, insanlarn tmdr. Co rnelius
Agrippa gibi b en de tanrym, kahramanm , f eyleso fum,
eytanm ve dnyaym ben, varolmadm sylemenin bez
d irici b ir yolu bu.
Dnyann klklna b ir denkleti rme sistemi olduu g
r, lmszl eri derinden etkilemiti. ncelikle kendile
rini acma duygusuna kapadlar. Kar yakadaki tarlalar ya
kan ta o caklarndan sz etmitim: bir keresinde bir adam
tepest en derin o caa yuvarlanm; ne yara alm ne l
m, yalnz susuzluktan yanp tutumu; lmszler aa
ya bir ip sallandrana kadar y etmi yl gemi aradan. Kendi
yazglaryla da ilgilenmiyorlard onlar. Onlarn gznde b e
den, uysal, evcil bir hayvand , o n a h e r a y b irka saat uyku,
b iraz su, bir lo kma et vermek yeter de artard. Kimse, b izle
ri ilekeler dzeyine indirm eye kalkmasn. Dncenin
get irdii nden daha karmak bir tad yoktur, b i z de kendi
mizi bu tada b raktk. Arasra o laanst b ir uyar, b izi f i
ziksel dnyaya dndryordu. Szgelimi o sabahki, eski, il
k e l yamur sevinci. Bu srmeler sk o lmuyordu a m a ;
lmszlerin tm katksz b i r huzura u lamay b eceri
yo rlard; hel e ilerinde biri vard ki ayaa kalktn hi gr
medim; gsnde bir ku yuva yapmt.
Karl baka bir yerde b ulunmayan hibir ey yo ktur
yo l lu bu retinin ilk dolaysz nerilerinden b i ri, kuramsal
adan pek nemsiz olmasna karn , b izleri o nuncu yzy
ln sonuna ya da bana do ru yeryzne dalmaya yne lt-
21
t i. u szcklerle aklanabilir: "Sulan lmszlk bala
yan bir rmak vardr; demek ki bir baka yrede sulan bu
lmszl gideren bir rmak da o l ma ldr. " Irmak larn
says sonsuz deildir; dnyay kateden bir sonsuzluk yol
cusu, eninde sonunda bir gn hepsi n i n suyundan i m i
o lacaktr. te b i z o rma kefe kalktk topluca.
lm (ya da lmn imleri) insanlar krlgan ve ackl k
lar. Hayaletleri andrmalaryla iimizi yakarlar: her edimleri
son edimleri olabili r ; dte g ib i , dalp gitmenin snrn da
durmayan tek yz grmezler. lmszlerde her edim (ve her
dnce) grnr bir balangc olmakszn, gemite gerek
letirdiklerinin bir yanksdr ya da gelecekte badndrc
bir boyutta yineleneceklerinin gvenilir bir nsezisidir. Usan
drc aynalarn dolambalarnda yitmigibihkten te hibir
ey yoktur. Hibir ey bir tek kerelik deildir, hibir ey st
ne titrenilecek k adar k rlgan deildir. Yasllk, arballk ,
resmilik, b u tavrlar ilemez lmszlere. H omeros i l e Tanca
kaplarnda ayrldk; galiba birbirimize hoc,;akal bile demedik.

Yeni krallklara, yeni imparatorluklara yolculuk ettim. 1 06 6


gznde S t anford Kprs'nde arptm, ama yazgsna
kavumakta gecikmeyen H arold'un birliklerinde mi, yoksa
alt kadem lngiliz topra (belki bi raz daha fazla) fetheden
b ic,;are H arold Hadrdracl a 'nnkilerde mi b i lmiyo rum. H icr1
takv in cc yedi nci yzylda, B ulak mahallesinde, \.tiz bir el
yazsyla, u anda unuttuum bir d i l ve b ilmediim bir abe
ce ile Si ndbad'n yedi servenini ve elik Kenti' nin tarihe
sini kaleme aldm. Semerkan t'ta bir zindan avlusunda uzun
sre satranc,; oynadm. B ikaner'de yldz (alna verdim ken
d irn i, Bohemya'da da, 1 638'de Kolozsvar'cla, sonra Leip-
22
zig'deydim. Aberdccn'dc, yl 1 7 1 4, Pope'un Iliad'nn alt
ciltlik dizisine abone oldum; sayfalarn sk sk keyifle ka
rtrdm biliyorum. 1 729'larda bir konuma-sanat pro
fesryle o iirin kaynan tarttm, ad sanrm Giambat
tista'yd; ileri srd savlar rtlmez grnmt bana.
1 9 2 1 Ekiminin drdnde, beni Bombay'a gt ren Patna,
Eritre kylarnda bir_ limana demirlemek zorunda kald . 1
Kyya ktm; baka epeski sabahlar, yine Kzl Deniz'e b a
km anmsadm, Roma halk yargc olduum, hummann ,
bynn, czzamn askerleri k r p g e irdii g n l e r i .
Kent'in eteklerinde duru bir pnar grdm; alkanlkla su
yundan itim. Kyya trmanrken, dikenli bir ot elimi izdi.
Olaand bir ac, iliklerime iledi. Gzlerime inanamadan,
dilim tutulmu, mutluluktan akn, youn kan damlasnn
o esiz biimleniini gzledim. Bir kere daha lmlym i
te diye yineledim kendi kendime, bir kere daha br insan
lar gibiyim. O gece tan aarana kadar deliksiz uyudum. ..
Bir yl sonra b u sayfalar gzden geirmi bulunuyorum.
Gerei yansttklarna gveniyorum, yine de ilk blmler
de, dahas teki blmlerin baz paragraflarnda b i r dzme
cdik kokusu alyorum sanki . Belki de b u, durumla ilgili ay
rntlarn ktye kullanlmasndan kaynaklanyor, bu yn
temi ozanlardan rendim, her eye dzmece bir hava bu
latryor ; nk ayrntlar, gereklerle dolup taabilirler
ama gereklerin anlaryla asla. Yine de daha zel bir neden
kefe ttiimi sanyoru m . uraya y azyorum ite; d i ley en,
dlkle sulasn beni:
AnlaLLgm ybi gereld grnyor, nl i l i ayn liinin
bardar geenler iie verilmi. Birinci blmd e, atl , The
bai' nin surlarn yalayan rman adn renmek istiy or;
k ente daha nce Hekatompyles sfatn yaktran Flaminius

1 Elyazmasnda bir silinti var; belki de limann ad sonr adan silin


Rufus, Msr Irma'dr diyor ona; bu szlerin i k isi de onun
deil H omeros'undur, k endisi l!iacla'da Thebai Hekatompy
les'd en aka sz eder ve Oclysseia'da Proteus ile Ulysses'in
azlarndan Nil yerine Msr demekte diretir. i kinci blm
d e, bengisud an ien Romal , Yunanca birtakm szck ler
mrldanyor; bu szler de H omeros'undur ve o nl gemiler
listesinin sonunda aranabilir. Sonralar, o badndrc sa
rayda, "pimanl andran bir tvbekarl k "tan sz ediyor;
bu szler de o deheti bir zamanlar yanslam Honeros'un
dur. Bu tr savrukluklar tedirgin etti beni ; estetik balam na
girecek bir blk savrukluklarsa doruyu bulmam salad.
Bunlar son blmde yer alyor; Stanford Kprs'nde ar
ptm yazyor orada, Bulak'ta, Denizci Sindbad'n yolcu
luklarn kaleme aldm, Abercleen'de Pope'un 1liacl' nn n
gilizce basmna abone olduum v.b . , lnter alia yle o kuyo
ruz: "Bikaner'cle ele ylclzfal rendim, Bohemya'da da." Bu
ifadelerin i kisi de dzmece deil, d i k kati eken, vurgular.
Birinci , bir savaya uygun, i k incisindeyse anlatcnn, sa
vatan ok insanlarn yazgsyla ilgilendii sonucuna varyo
ruz. Sonr aki ifadeler daha da tuhaf. Kara nlk, ilksel bir sa
duyunun itisiyle kayda geirdim onlar; acnlas olduklarn
bi ldiim iin. Bu szleri syleyen, Romal Flaminius Rufus
deil e lb et. Onlar H omeros sylemitir; szkonusu zatn,
on nc yzylda Sindbad'n yani bir baka Ulysses'in se
rvenlerini gemesi , birok yzyl sonra da bir kuzey krall
nda k endi 1liaclc'snn stelik kalplarn barbar bir dilde
bulmas gerekten garip. Bikaner'in sznn getii tmce
ye gelince, bunun epey o kumu yazm, grkemli szckler
sergilemeye tutkun (tpk ge m i listesi yazar gibi) bir o ku
muun rn olduu anlalyor.2

2 Encs to Sabao, antikac l.anaphilm ile Ilicda'rnn o l uumunu tmtan "Giam


battista"n G i a nb a ttis t a Vico old ugu grnde; bu talyan, 1-loncros\n da
Ellatun ve Akl!lcus gibi simgesel bir kiilik olduunu savunmutu.

24
Son yaklatka, anmsanan birtakm imgeler kalmaz ar
tk, yalnzca szckler kalr. Zamann, bir zamanlar benim
szclm etmi szcklerle bana yzyllarca elik etmi
olan k imsenin yazgsn simgeleyen szckleri kartrmas
garip deil aslnda. Homeros olmuluum vardr; yaknda
Hi K imse olacam Ulysses gibi: yaknda Herkes olacam;
leceim.

Not (1950): B ir nceki basmdan esinlenen yorumlar ara


snda en kentili deilse bile en garibi, 1 ncilsel b ir balk ta
yor. A coat of mwy colours (Manchester, 1 94 3) Doktor
Nahum Cordovero'nun ylmak bilmez kaleminden km.
Yaklak yz sayfalk. Yazar, Yunan derleme kouklarndan,
son dnem Latin derleme kouklarndan, adalarn S e
neca'dan alntlarla tanmlayan Ben j ohnson'dan, Alexander
Ross'un Vigilius E vangel izans' m dan, George M oore ile Eli
ot'un zentilerinden, en so nu nda da "antikac joseph Car
taphilus'a atfedilen metin"den sz etmektedir. Birinci b
lmde, Plinius' c\an ksack hrszlamalar (Historia natura/is,
V, 8) yakalamtr; ikincid e , Thomas de Quincey'den (Wri
tings III. 4.39); ncde, Descartes'n eli Pierre Chaut'ya
yazd bir nameden; drdncde, Bernard Shaw'dan (Baclz
lo Melsclal V). Bu saptamalarla alntlara bakarak belge
nin tmnn sahte olduu sonucunu karr.
Bana sorarsa nz , byle bir zm benimsen ir gibi deil
dir. "Son yalzlatlza," diye yazmt Carpathilus, "wHmsa-

mm birlalwn i mgeler lztilnaz artl; yaln zca szclzler lwlr."


Szckler, srgn edilmi, sakatlanm szckler, bakala
rnn kulland szckler, saatlerin ve yzyllarn verdii
tek saclakayd ona.
EVlREN Tomris Uyar

25
L

Buenos Aires gibi bir kentin dndaki gecekondulardan


gelme birinin, gzkaralndan baka vgye deer pek
bir zelli i olmayan zavall bir kabadayn n , Brezilya ile
Uruguay arasndaki o yabanl uyuturucu b lgesine kapa
atp bir kaaklar etesinin b akan olmas, ilk bakta ina
nlmaz grnyor. yle dnenlere, yetitii yrede belki '
tek ans bile kalmam ve Rio Grande de Sul snrnda bir
yerde bir kurun yiyerek hak ettii gibi bir lme kavu
mu Benjarnin Otalora'nn bandan geenleri anlatmak is
tiyorum. Servenlerinin ayrntlar konusunda yeterli bil
gin yok; bir gn gerekleri renirsem bu sayfalar dzel
tip yazacam. Ama b u arada, bu zet biraz yararl olabilir.
Benjamin Otalora, yaklak 1891 'de, on dokuzunda iriya
r bir gentir. Bask bir aln, candan, mavi gzleri ve Bask
kkenlilere zg tara delikanls grnm vardr. ansl
bir bak sallay araclyla ayn zamanda cesur olduunu
kavramtr; hasmnn lm de kayglandrmamtr onu,
lkeden kamak zorunluu da. O yrenin siyasi patronu,
Uruguay'da bulunan Azevedo Bandeira'ya verilmek zere

26
bir tantma mektubu tututurmutur eline. O talora gemide
yer ayrtr; kar kyya geerken frtna kar, geminin ba
ka vurur, gcrtlar ykselir. Ertesi gn Otalora, kendine
yediremedii, belki de hi ummad bir sla zlemi iinde,
M ontevideo'yu boydan boya dolar. Azevedo Bandeira'y
bulamaz. Geceyarsna doru, kentin kuzey ucundaki b ir
ikievinde baz clavar tccarlar arasnda kan bir dalaa ta
nk o lur. Bir bak ldar. O talora'nn, kimin h akl kimin
haksz olduu konusunda hibir dncesi yoktur, yalnzca
tehlikenin kkrtsna kaplr, tpk tekilerin iskambil ka
tlarnn ya da mziin kk rtsna kaplmalar gibi. Kar
gaada, gauolardan birinin, kaba bir kyl panosuyla her
naslsa kara bir kentli melonapkas giymi bir a dama sa
vurduu ba yar yolda durdurur. Adamn Azevedo Ban
deira olduu anlalr. (Bunu reni r renmez O talora, hi
kimseye ykm duymamay yeleyerek mektubu yrtar. )
Azevedo Bandeira, iri kyun olmasna karn her nedense
eci-bc biri izlenimi vermektedir. Her zaman ok yakn
claym gibi g rnen ablak yz, Musevi, Zenci ve Kzlde
rili karmdr; d avranlarysa, kaplanla maymun. Yanan
kesen yara izgisi de tpk kara, fra-bty gibi tamamlay
c bir sstr.
Sarholuktan kaynaklanan bir fantezi ya da b i r yamlgdr
sanki, kavga balad kadar abuk biter. Otlora , tccar lar
la b i r kadeh atar, sonra onlarla birlikte gece-boyu sren bir
partiye, daha sonra da -gne tepeyi bulmutur artk- Eski
Kes im'deki bir hana gider. l erde, son avlunun plak zemi
nincle adamlar, uyumak zere yere koyun postu eyerlikleri
ni yayarlar. Otalora, bulank b ir kafayla, o geceyi nceki ge
ceyle karlatrr; ite artk salam yere basmaktadr, dost
lar arasndad tr. Yin e de Buenos A i res' ini zlemedii iin
duyduu pimanlk yakasn brakmamaktadr. Gece bast
rana kadar uyur, Bancl eira'yt b aklamaya alan dut gibi
27
sarho gauonun drtsyle uyanr. (Otalora, bu adamn
tekilerle keyifli geceyi paylatn, Bandeira'nn onu sa
yanna oturtup imeye zorladn anmsar.) Adam, patro
nun ardn syler. Giriteki geite alan b ir eit yaz
hanede (Otalora, daha nce yanlarda kaplar olan bir giri
grmemitir) , Azevedo Bandeira, souk davranl, gsteri
li bir kzl-sal kadnla b irlikte kendisini b eklemektedir.
Bandeira onu ve ve gklere karr, bir kadeh rom ikram
eder, ona yiit b ir adama yaraan zellikleri tadn sy
ler, tekilerle birlikte kuzeye, byk bir sr srsn geri
getirmeye gitmesini nerir. Otalora peki der; afaa doru
Tacuarembo'ya yola koyulurlar.
Otalora iin yeni bir yaam b iimi b alamtr, telere
savrulmu gndoumlaryla at kokan eyerler stnde uzun
gnler. Bilinmedik, bazan katlanlmaz bir yaamdr bu a ma
zaten Ot<:l.lora'nn kannda vardr, baz l kelerin i nsanlar
nasl d enize tapar, onun arsn duyarlarsa b iz Arjantinli
ler de ( bu simgeleri dokuyan adam da katalm) at toynak
lar altnda nlayan usuz b ucaksz dzlklere can atarz.
Otalora, srcler ve at arabaclar arasnda b ymtr.
Bir yl d olmadan, gauoluu be cerir. At eitmeyi, d avar
kstrp boazlamay, b ir hayvan sk yakalamak iin ke
ment atmay, yere ykmak iin ayaklarna kstek vurmay,
uykuya kar koymay, frtnalara, donlara ve gnee dayan
may, bir s ry slklarla h stlerle gtmeyi renir. Bu
uzun <,;rak lk sresince Azevedo Bandeira'nn yzn bir
kerecik g rr, ama onu hep aklnda tutar, nk Bande
ira'nn adamlarndan biri olmak, sayg ve korku uyandr
mak demektir, ayrca her baardan ya da zorlu iten sonra,
gauolar hep Bandeira'nn daha usta olduunu sylemekte
dirler. Birinin dediine gre Bandeira, Cuareim'in Brezilya
yakasnda, Rio Grande de Sul'da domutur; bu bilgi onu
Otalora'nn gznde kk dreceine -sk ormanlar,
28
bataklklar, iinden klmaz, n erdeyse bitimsiz uzaklklar
artrdndan- her nedense bytr. Yava yava Ot::ilo
ra, Bandeira'nn ilgi alanlarnn eitli olduunu, bunlarn
bandaysa kaakln geldiini kavrar. Davar tccar ol
mak, uaklktr; Ot::ilora kendini bir kaak dzeyine yk
seltmeye karar verir. Bir gece, iki arkada, sipari edilmi
romu getirmek zere snr aacaklar srada, Otalora ile
rinden biriyle kavga karr, onu yaralayp yerine geer. G
zn hem hrs b rmtr hem de b elirsiz bir ballk
duygusu. Adam (diye dn r) , benim , Uruguayllarnn
topunu cebimden karacam anlayacak sonunda.
L::ilora, M ontevideo'yu yeniden grmeden nce bir y tl
daha geer. Kentin eteklerinden merkeze atlarla girerler
(imdi ok kocaman grnr kent Ot::ilora'ya) ; patronun
evine varnca adamlar d ipteki avluda deklerini hazrlar
lar. Gnler geer, ne var ki Ot::ilora hala Bandeira' y t gre
memitir. Onun yataa dt fsldanr korku iinde; her
ikindi bir Zenci, bir demlik ve mate'yle kar Bandeira'nn
o dasna. Bir akam, bu grev Ot::ilora'ya verilir. Ot::ilora,
aalanrmlk duygusuna kaplr biraz ama ayn zamanda
houna da gider.
Yata k odas t, plak ve karanlktr. Gnbatm ma bakan bir
ba! kon ve stnde binici krbalar, boa kamlar, fiek
likler, ateli silahlar ve baklardan oluan t tltl bir ym
duran uzun bir masa vardr. tedeki duvarda b ir ayna var
d tr, cam siliklemitir. Bandeira srtst yatm, uykusunda
d grp sayklamaktadr; gnein son nlar, yznn
d izgilerini aydnla tmaktadr. Kocaman siyah karyola,
onu daha da ufak ve esmer gstermektedir sanki. Ot::ilora,
o nun aklaan san, bitkinliini, zayfln, yllarn i zi de
rin krklann fark eder. Bu ihtiyar tarafndan ynetilmek
arna gider.
Tek vurula onun iinin biteceini dnr. O anda, ay-
29
nadan birinin ieri girdiini grr. Kzl sal kadndr bu;
plak ayak, yar soyunuktur, Otalora'y souk b ir merakla
szer. Bandeira, yatanda dorulur; son iki ylda ilerin na
sl gittiinden konuurken mate stne mate ier, parmak
lar kadnn sa rgleriyle oynar. Sonunda, Otalora'n git
mesine izi n verir.
Birka gn sonra, yine kuzeye yollanmak zere emir alr
lar. Orada, bitimsiz dzlklerin herhangi bir noktas olabi
lecek b ir yerde ssz bir iftlie gelirler. Tek bir aa, b ir ay
bile yoktur. Gnein ilk ve son nlar, ortal kavurmak
tadr. Uzun boynuzlu davar iin ta itler vardr. Bu yknt
yaplar kmesinin ad "Son l-eki"tir.
Atein evresinde rgatlarla oturan Otalora, Bancleira'nm
ok yaknda Montevideo'dan geleceini renir. N edenini
sorar, adamlardan biri, aralarndaki sonradan gauo olmu
bir yabancnn ok fazla emir vermesi yznden, der. Ota
lora , bunu dosta bir aka sayar ve bu akann yannda ya
plabilmesinden gurur duyar. Sonralar, Bandeira'nn, deste
ini eken siyasi patronlardan biriyle arasnn aldn du
yar. Bu habere sevinir.
Sandklarla tfek gelir; kadnn yatak odas iin ikisi de
gmibr ild erle bir lavabo gelir, nakl am ipekl eri gel i r;
ve bir sabah, tepelerin ardndan bir a t l skn eder - g r
sakall, panolu, ask suratl bir a d an . Ad U lpiano Su
arez'dir, Azeveclo Band e ira'n sa-kolu ya da korumasd r.
ok az ve keskin bir Brezilya ivesiyle ko numaktadr. Ota
lora, ona souk davranmak yerine dmanca m davranaca
n, aalamay m yoksa yalnzca kabasabal m seece
ini kestiremez. Yine de kafasndaki tasary gerekletir
mek iin adamn dostluunu kazanmak zorunda olduunu
sezer.
Ben j arnin O ta lora' nn yksne imdi bir de Azevedo
Bandeira'nn gneyden getirdii, eyeri gm ilemeli, eyer
30
rts jaguar postuyla ssl, kara-bacakl bir doru at giri
yor. Bu delimen at, Bandeira'mn yetkisinin bir gstergesi
dir ve bu yzden -nerdeyse kine yakn- b ir alkla ltl
sal kadn isteyen gencin imrentisini uyandrr. Kadn,
eyer ve koca doru at, alaa etmeyi kurduu b ir adamn ni
telikleri ya da gsterili ssleri olur onun iin.
Bu noktada yk yeni bir dnemece girer. Azevedo Ban
d eira , sinsi gzdalar verme sanatnda, bir a dam a dm
a d m itenlikten hakarete srkley ecek ey tani tuzaklar
kurmada ustadr. Ot::ilora, bu belirsiz yntemi, kendi nn
de uzanan zorlu grevde kullanmaya karar verir. Azevedo
Bandeira'nn yerine gemeye ama bu arada tela etmemeye
karar verir. Ayn tehlikeyi paylatklar gnler srasnda Su
::irez'i n dostluunu k azanr. Tasarsn ona aar; Su::irez, ona
yardm edeceine andier. Sonra benim pek azn bildiim
bireyler olup bi tmeye balar. Ot::ilora, Bandeira'nn emirle
rine uymaz; onlar hie saymay, deitirmeyi, kafa tutmay
i edinir. Btn dnya onunla su ortaklna hazr, olaylar
h z lan cl ryordur sanki. Birle-st, Tacuarenbo yaknla
rnda bir yerd e , Brezilya'dan gelen bir eteyle aralarnda si
lahl atna kar; Ot::ilora, Bandeira'nn grevini stlenip
U ru guayll a ra emirler yad rr. Omuzundan bir kurunla
vur ulur, ama o ikindi "Son l-eki"e patronun at stnde
d ner, o akam yaras ndan a ka n kan, jaguar postunu kirle
tir, ve ayn gece, ltl sal kadnla yatar. Baka sylentiler
cle ol aylarn sras deiik, hepsinin ayn gnde o l duu ya
lanlanyor.
Yine de Banc leira, her ne kadar szele kalsa da patronlu
unu s rdrr. Yerine get irilmeyen emirler verir durur.
Benjamin Ot::ilora, onun yakasm brakr, alkanlkla acma
karm nedenle rden t r.
yknn kapan sahnesi, 1 894 ylnn son gecesindeki
kemekele akr. O gece, " Son -eki" alanla r, taze
31
kesilmi hayvan eti yer, iki yznden kavgaya tutuurlar;
biri, gitar almaya balar, bir milonga'y habire yineleyerek.
Sofrann banda Ot::ilora, ikinin etkisiyle cotuka coar,
bbrlendike bbrlenir; bu badndrc kule, kendi
kar konulmaz yazgsnn bir simgesidir. Bandeira, bar
lar arasnda sessiz kalp gecenin grltyle ilerlemesine ka
rmaz. Saat on ikiyi aldnda, bir ey yapacan o an
anmsam biri gibi ayaa kalkar. Kalkar ve kadnn kapsn
yumuaka tklatr. Kadn, hemen aar kap y, birisinin u
ramasn b ekliyormuasna. Bandeira, nerdeyse kad ns ,
yumuak, usul bir sesle emir verir kadna.
"Senle o Arjantinli birbirinize bylesine bal olduunuza
gre," der, "imdi herkesin nnde peceksin o nu . "
Pis bir ayrnt d a ekler. Kadn, kar koymaya alr ama
iki adam kollarna yapp onu Ot::ilora'nn stne [rlatm
lardr bile. Kadn gzlerinden yalar boanarak onun yz
n , gsn per. U lpiano Su::i rez, tabancasn ekmitir.
Ot::ilora, lmeden nce, daha b atan ihanete u rad n ,
lm cezasna arptrldn -akn, kumandann ve zafe
rin, arkadalarnn gznde l sayld iin, Banc l e ira iin
se zaten l ol duundan kendisine balandn- kavrar.
Su::irez, nerdeyse onu kmseyerek silahn ateler.
r::vREN Tomri _ycr

32
TANRIBLMCLER

Hunlar atlar zerinde Manastrn bahesini yerle bir ettiler,


sunaklar ve kutsal anaklar ineyere k, ktphaneye gir
diler. Anlamadklar kitaplar lanetlediler, parampara etti
ler ve atee verdiler. Belki de yazlarda demir b ir yataan
olan tanrlarna svlmesinden korkuyorlardt . P alimpsest
ler ve kodeksler cayr cayr yand, ama Civilas Dei'nin oni
kinci cildi atein tam orta yerinde, kllerin arasnda, pek
zarar grmeden kald. Bu kitapta Platon'un yzyllar sonra
her eyin daha nceki durumuna dnecei ve kendisinin
yine Atina'da, ayn dinleyicilere yeniden ayn doktrini re
tecei yolunda ders verdii anlatlyordu. Atelerin bala
dt metin ze l bir sayg grd ve o uzak lkede bu metni
tekrar tekrar okuyanlar sonunda yazarn bu savlar yalnzca
retisini daha iyi rtebilmek iin ortaya attn unuttu
lar. Bir yzyl sonra Akilea piskoposunun yardmcs olan
Aurelianus, Tuna nehri kylarnda Monolon!ar adl (bunlara
ayn zamanda Ha!hams lar da deniyordu) yepyeni bir tari
katn tarihin b ir dng olduunu, daha nce var olmayann
ne bugn ne de gelecekte var olacan ne srd klerini

33
rendi. Dalarda ark ve Ylan, Ha'n yerini almt. n
sanlar korku iindeydi, ama Tanr'nn yedinci nitelii zeri
ne yazd bir kitapla tannan Pannonyal Yohannes'in b u
tiksin sapknla sava aaca dedikodular insanlar biraz
olsun rahatlatyordu.
Bu haber, zellikle de haberin son b lm, A urelianus'un
cann skmt. Tanrbilim konusunda her yeniliin tehli
keli olacan biliyordu . Biraz dnnce d ngsel zaman
savnn nemli bir tehlike yaratamayacak kadar ortodoks
luktan uzak, fazlasyla artc olduuna karar verdi. (Asl
korkmamz gereken sapknlklar ortodoks inanlarla kar
trlabilecek o lanlardr. ) Daha ok da Pannonyal Yohan
nes'in adnn b u olaya karmas -davetsiz misafir- skmt
cann. lki yl nce bu adam De Sepiima affectione Dei s ive
de aeternitate'si ile zorbaca Aurelianus'un uzmanlk alanna
saldrmt; imdi de, sanki zaman onun konusuymu gibi,
kimbilir belki de Prokrustes'ten alntlar yaparak, belki de
Ylan'n rkn panzehirinden bin beter bir zehir kullana
rak Halhamslar'a doru yolu gstermeye kalkacakt. . O .

gece Aurelianus, Plutarkhos'n gksel aklama zerine eski


diyaloglarn gzden geirdi. Yirmi dokuz uncu paragrafta
saysz gneleri , aylar, Apollon'lar, D iana'lar ve Pose
idon'lan olan sonsuz dnyalara inanan S toac larla ince ince
alay ediliyordu . Bu b ulgusunu iyi bir kehanet olarak yo
rumlach. Pannonyal Yo hann es'den d aha ab u k davranp
ark sapknlarnn tezlerini rtmeye karar verdi.
Kimileri bir kadnn akn on u unutmak, bir daha onu
dnmemek iin isterler. A ur elianus da Pannonyal Yo
hannes'i gemeyi, ondan daha iyi olmay ona kar d uydu
u kind en k urt ulmak iin istiyord u , ona k tlk etmek
iin deil. Kendini almaya verdi ve iindeki kini birtakm
kyaslamalar yaparak, hakare tler icat ederek, nego v e autem
ve neq uaquam'larla u nutabildi. Sanki aalamak istercesine
34
zensiz ve szdizimi yanllaryla dolu, sk sk erhlerle ke
silen uzun ve iinden klmaz tmceler yazd. Kaka[oniyi
ara olarak kulland. Yohannes'in Halkamslar bir peygam
ber arballyla yaylm ateine tutmasna frsat brakma
dan, ve onunla ayn izgide olmamak iin, alayslama yolu
nu seti. Augustinus, lsa'nn gsterdii yolun bizi tanntan
mazlarn d ngsel labirentlerinde kaybolmaktan kurtaran
doru yol olduunu yazmt. Aurelianus bu sav zenle ba
sitletire rek sap knlar l xion 'la, Prometheus 'un cieriyle,
Sisyphos'la, hani u iki gne grm Thebai k ralyla, ke
kemelikle, papaanlarla, aynalarla, yanklarla, dolap beygir
leriyle, i[t boynuzlu tasmlarla bir tuttu. (Pagan sylence
ler, ancak ss olarak varlklarn srdryorlard.) Kitaplk
sahibi tm insanlar gibi Aurelianus da sahip o lduu btn
kitaplar hakkn vererek okumam olmakla sulard ken
dini. Bu Lartma ona kitaplnn raflarnda i h mal e dildik
leri ii n ayplar gibi du ran birok k itab gzden geirme [r
satt verdi . Origenes'in De principiis adl y apttndan alnt
olarak lskariycli Yahuda'nn lsa'ya bir kez daha ihanel ccl c
cci ni v e Paulus'un Kuds'tc Stdanus'un ehit ol masma La
nklk edeceini yadsyan bir paragraf ald t. B i r alnt da Ci
ccro'nun Academica pri o ra snclan yapt. B u saltrlarda C ice
'

ro , kendisi Lucullus'la konuurken , baka baka Cicero'la


rn baka Lucullus'larla birbirinin ayn say stz dnyalarda,
aym and a , ko nuluklarn v e ayn eyleri syled ikle rini
dleyenlerlc alay ediyordu. Sonra Plutarkhos'un metnini
Mo11 olo111 c r a kar silah olarak kulland ve bir putatapann
'

lunc 11c l urca'ya bir inanlnn Tanr szne verdii deer


den daha [azla deer vermesinin ne denli utan ve rici oldu
unu duyurdu. Bu i dokuz gnn alcl t ; onuncu gn Pan
nonyal Yo hannes'in sapknlarn tezle rin i rten yaz tstnn
bir kopyas ulat e line.
N erdeyse nemsiz d enecek kadar ksaydt ; Aurelianus ya-
35
zya nce kmseyerek, sonra da rkerek bakt. llk satr
lar branilere Mektup'un dokuzuncu blmnn son ayet
lerinin yorumuna ayrlmt. Bu ayetlerde lsa'nn dnyann
varoluundan beri kendini birok kez sunmayp yalnzca
alarn kapannda bir kez sunduu anlatlyordu. Yaznn
ikinci paragrafnda tanrtanmazlar gibi yapmayp, ncil'in
emirlerine uygun olarak, bo tekerlemelerden kanlmas
salk veriliyor (Matta 6 : 7) , Plinius'un kitabndaki u suz bu
caksz evrende birbirinin ayn iki yzn var olmadn sy
leyen o pasaj anmsatlyordu: Kendisi, Pannonyal Yohan
nes d e , iki ruhun birbirine b enzemediini ve en kt g
nahkarn bile lsa'nn onun iin dkt kan kadar deerli
olduunu savunuyordu. Bir tek insann bir tek davrannn
tek merkezli dokuz kat gkyznden daha deerli olduu
nu ileri sryor ve bu davrann boa harcanp sonra yeni
d en var o lacan dnmek grkemli bir uukluk olur di
yordu. Zaman kaybettiklerimizi geri vermez; sonsuzluk on
lar cenne t ya da cehennem i i n saklar. Yaznn ierii ok
ak v e evrenseldi, sanki somut bir insan tarafndan kaleme
alnmam da herhangi bir insan ya da tm insanlarca yazl
mtt.
Aurelianus aalan dn n e redeyse tm b e deninde du
yumsad t . Yazdklarn yrtp atmay, yeni den d zenlemeyi
d nd ; ama sonunda kinci bir drstlkl e bir tek harfini
bile deitirmeden yazy Roma'ya gn derdi. Aylar sonra
Pergamon Konsil'i toplandnda Monolonlar'n y anllarn
ortaya karmakla grevlendirilen tanrbilimci (beklenilece
i gibi) Pannonyal Yohannes oldu. Bilgelii ve kar savlan
rtmede gsterdii ll beceri sapkn Euphorbus'un
yaklarak ldrlmesi iin yeterli oldu. Daha nce de oldu,
bundan sonra da olacak dedi Euphorbus. Atee verdiiniz bir
odun y1111 deil, siz ateten bir labirent yapyorsunuz. Yahl
clm tm ateler h rada bir araya gelse dnyada yer halncz-
36
d ve biitiin melehler hr olurdu. Bu szleri ha hez syledim.
Sonra bir lk a tt , artk alevler evresini sarmt.
Ha'n1 karsnda ark yenik dt, ama Aurelianus ve
Yohannes aralarndaki gizli sava srdrdler. Ayn orduda
saf tu tuyorlar, ayn dln zlemini ekiyorlar, ayn D
mana kar savayorlard; ama aktan aa olmasa da Au
relianus Yo hannes'in yazdklarn alt e tmeyi a malamayan
tek bir szck yazmad. Gzle grlemeyen b ir delloydu
onlarnki. Eer o uzun dizinler b eni yanl tmyorsa, Aureli
us'un Migne Pa troloji'sinde zenle saklanan cil t cil t ki tapla
rnda tehinin ad bir kez olsun gemiyordu. (Yo hannes'in
yaptlarndan yalnzca yirmi szck varlklarn srdrebil
miti . ) lkisi de lkinci Konstantinopolis Konsil'inde alnan
aforoz kararlarna kar kmlard; her ikisi d e lsa'nn Tan
r' nn olu olduunu ka bul etmeyen Arrianclarn peini b
rakmamt; ikisi de Cosmas'n Topographia christiana smda '

yazd gibi dnyann, branilerin kutsal sand sakladkla


r adr gibi dikdrtgen olduunu ne sren or todoks re
tileri desteklemilerdi. Ne yazk ki o sralar, dnyann d rt
bucama , ftr tma gibi baka b ir sapkn reti d a h a yayl
maktayd. Msr kkenli ya d a Asya'dan gelen b u reti (bu
konudaki farkl tanklklar var, rnein Bousset, Harnack'n
kan tlarn kabul e tmiyor) dou illerini pislie bulad ve
Make donya, Kartaca ve Treveris'te bu tarikatlarn tapnakla
r yksel di. Sanki sapk nl k her tan a ltndan kyordu;
Bri taya piskoposluundaki armha gerilmi lsa yo ntular
n n baaa ed ildii, Caesarea'daki !sa ikonlarnn kaldr
lp yerine aynalarn asld syleniyordu.
Bu tarikatlar tari h e deiik adlarla ge tiler (Saydamlar,
Dipsizler, Kabilciler), ama b tn bu adlar arasnda en ok

l Eski Ccrrnrn ve iskandinav halannda iki dman simge iic yaamay srd
ryorlar.

37
kabul gren Aurelianus'un takt ve tarikatlarn da utan
madan benimsedikleri lhiy zller 'dir. Frikya'da ve Darda
nia'da bunlara Hayaletler denirdi; aml Yahya bu tarikattan
olanlara B i imciler adn takt, buna Erfjord'un kar kt
n belirtmekte yarar var. Mezhep sapknlar zerinde ara
trmalar yapan hibir tanrbilimci l h iy zller'in l tan
mayan gelenekleri karsnda duyduu hayreti gizleyeme
mitir. Baz lhiyzller ilecilii tlyordu; bazs, Orige
nes gibi, bir yerlerini kesti; dierleri yerin altnda, lamlar
da yaadlar; kimileri gzlerini oydu; kimileri ise (Nitrial
Nabuhodonosor'lar) "kzler gibi otluyorlar ve salar kartal
tyleri gibi uzuyordu". kence ve insafszlk ok kez onlar
su ilemeye srkledi; baz topluluklar hrszl, bazlar
ise adam ldrmeyi, olancl, aile ii cinsel i likiyi ve
vaheti hogryle kar ladlar. Hepsi Tanrt anmazd ve
yalnzca Hristiyanlarn Tanrs'na beddua etmekle kalma
yp, kendi panteo nlarndaki tanrlara da kfr e derlerdi.
Uydurma kutsal kitaplar yazdlar. Bunlar n yok olmasna
ilahiyatlar hep esef etmilerdir. Sir Thomas Brown, yakla
k 1 658' clc "Zaman harislik rnei llziyzl 1ncilleri'ni yok
etti ama kfrlerinin k rbalad Tanr tammazlklar i le
baedcmedi" diye yazd. Erfjord bu " kfrlerin" ( k i bir Yu
nan kodeksinde korunuyorlar) kayp nciller olduunu ileri
srer. kiyzllerin evrenbilimini hakkyla bilmeden bu sa
v deerlendirmek olanaksz.
Hermesilik yanls ki taplarda aadakilerin yukardaki
lerle, yukardakilerin de aadakilerle ayn olduklar; Zo
har'da ise aadaki dnyann yukardakinin bir yansmas
o lduu yazl. lhiyiizller retilerini bu dnceyi saptra
rak gelitirmiler. Dnyada olanlarn cennette olacaklar et
kilediini gstermek iin Matta'nn 6 : 1 2 ("ve bize kar su
ileyen leri balad m z gibi sen de bizleri bala " ) ve
1 1 : 1 2 ( . . . gklerin hkmranl zorlanyor. . . ") blmleri-
"

38
ne bavurmular. Grdklerimizin yapmack olduunu ka
ntlamak iin ise Korintoslulara I. Mektup'tan ( " nk im
di aynada bir bilmece grr gibi gryoruz") esinlenmiler.
Belki de Monotonlar'a ykndkleri iin her insann bir
ifti olduunu dlemiler ve gerek olann br, gkteki
olduuna inanmlar. Ayrca her davranmzn iftimizin
davrannn ters yansmas o l duunu dnmler; yani
uyanksak br uyuyor, eer cinsel ilikide bulunuyorsak
br tvbeli, eer hrszsak br cmert. ldmzde
o'nunla birleeceiz, o olacaz. (Leon Bloy'da bu dnce
lerden baz izler kalmtr.) Baka bir Ihiyzller grubu da
belli sayda var olan olanaklarn tkenmesinin dnyann
sonu olaca sonucuna varmt, olanaklar yeniden yaratla
madna gre, adil olan alaka davranlar yok e decek
(alaka davranacak) ki bu tr davranlar gelecei lekele
mesin ve Gklerin Hkmranl bir an nce balasn. Bu
gr dnya tarihinin her insanda gerekletiini savunan
tarikatlarca kabul grmemitir. Baz Ihiy zller'in, zgr
lklerini kazanmadan nce Pythagoras gibi birok bedende
dolamalar gerekmitir. Dierleri, Proteuscular, "tek bir ya
am sresince aslan, ejderha, yaban domuzu, su, aa olur
lar" : Demosthcnes, Orpheus tarikatnda yeni yetmeleri a
murla arndrdklarndan sz e der; deikenler ele b e nzer
bir ynle mle, ruhlarn artmay ktlkte aradlar. Karpok
rates gibi onlar da borcunu son kuruuna dek de meden
kimsenin c ezaevinde n kamayacan (Luka 1 2 : 59) anla
mlard ve tvbekarlar u ayetle kandrmaya altlar:
"Bense onlara yaam olsun, hem de bol y aam olsun diye
gel dim" (Yuhanna 1 0 : 1 0) . Kt insan olmamann eytanca
bir kibir olduunu sylediler . . Ihiyzller birok kart mi
.

toloji tezgahladlar, kimileri ilecihi, kimileri babozuklu


u tled iler. Ama btn l h iy zl retilerinde kargaa
bata geliyordu. Berenice'li bir Ihiyzl olal'l Theo pompus
39
tm kurmacalar reddetti ve her insann Tanr'nn dnyay
duyumsamak iin tasarlad bir ara olduunu syledi.
Aurelianus'un Piskoposluundaki sapknlar yeryznde
ki davranlarn cennete yansdna inananlardan deiller
di , onlar zamann tekrarlara gz yummadn savunuyor
lard. Bu tuhaf bir durumdu. Aurelianus Romal yetkililere
gnderdii bir bildiride bu konuya deindi. Bildiriyi alacak
olan yksek rtbeli din adam ayn zamanda lmparatori
e'ye gnah kartan papazd. Bu zorlu grevin tanrbilim
alannda sregiden kurgulamalarn nefis gizleriyle ilgilen
mesine izin vermedii herkese biliniyordu. Yazmanln
yapan rahip -Pannonyal Yohannes'in eski alma arkada,
yeni dman- ayrlk retilere sempati duyanlarn ac
masz engizisyon yargc olarak n kazanmt. Aurelianus
bildirisine 1hiyz11er'in Genua ve Akilea'daki gizli toplant
larndaki sapkn lklar olduu gibi aktaran bir aklama ek
ledi. Birka paragraf daha yazd; birbirine eit iki an olma
dn savunan rkn tezi yazmak istediinde kalemi dur
du. Kafasndan geirdiklerini kada aktarmak iin d oru
szckleri bulamyordu. Yeni retinin uyarlar ("nsanla
rn gzleriyle gremediklerini grmek ister misin? Aya bak.
Kulaklarn duymadn duymak ister misin? Kuun l
n dinle. Ellerin dokunamadna dokunmak ister mis in?
Topraa dokun. Asl demek istediim: u anda Tanr dn
yay yaratmak zere. " ) yazyla anlatlamayacak kadar yap
mac k! ve eretilemelerle d o luydu. Birden aklna yirmi
szckten oluan bir tmce geldi. Keyiflenerek hemen ka
leme ald, ama yazar yazmaz, bu kez de, bakasna ait olabi
lecei kukusu dt iine. Ertesi gn bu tmceyi yllar n
ce Pannonyal Yohannes'in A dversw; cnnularcs'inde okudu
unu anmsad. Alnty dorulamak iin kitaba bakt, evet
oradayd . Kararszlk Aurelianus'u rahatsz etti. Tmceyi
deitirse veya hi yazmasa anlatm zayflyordu; olduu
40
gibi braksa nefret ettii bir adamdan alnt yapm olacak
t; kaynak verse kimin yazdn herkese duyuracakt. Tan
r'ya yardm etmesi iin yakard. kinci gn afak skerken
koruyucu melei ona bir orta yol gsterdi. Aurelianus tm
ceyi olduu gibi b rakt ama b a na yle bir n o t dt:
Sapknlarn imdilerde inanllarn akllarn kartrmak iin
havladklarn, bu yzyln en bilge k iisi s u ilemekten ok
dnmeden sylemi. Sonra korkun, beklenilen, kanl
maz olay oldu. Aurelianus bu bilge kiinin kim olduunu
aklamak zorunda kald. Pannonyal Yo hannes sapkn fi
kirler yaymakla suland.
Drt ay sonra lki yzller' i n kandrmacalary la gz d
nen Aventi nuslu bir de mird kk olunun iftini kovmak
iin ocuun omuzlarna koca man bir demir kre koydu.
ocuk ld. Cinayetin korkunluu Yohannes'in yarglar
n daha acmasz kararlar alm aya zorlad. Yohannes szn
geri almak istemedi, savn yadsmann M onotonlar'n tik
sin sapknlklarn kabullenmek olacan yineledi durdu.
M onotonlar'dan sz etmenin unutulan yeni clen anmsat
mak olduunu anla mad (anlamak iste medi). natla parlak
d nemlerini, kalem kavgalarn yine le yerek bouna ne fes
tketti ; yarglar bir zamanlar ok beendikleri fikirlerini
dinlemedi ler bile. En ufak bir lkiyzliil /1 l ekes i nden bile
arnmaya almas gerekirken yargla r n su o larak gs
terdikleri savnn sapknlk deil, katksz ortodoksluk ol
duunu kantlamaya alt. Yazgs iki dud aklarnn arasn
da olan insanlarla tartrken alayc ve yaratc d eyiler kul
lanma yanlna dt. Ekim aynn yirmialtsnda, yarglar
gn gece sren bir tartmadan sonra Yohannes'in ya
klarak ldrlmesine karar verdiler.
Aurelianus infazda hazr bulundu, nk gitmemek su
unu kabul etmek olurdu. nfaz bir tepede gerekletirildi.
Yemyeil tepenin doruuna bir kazk aklm, kazn ev-
41
resine odunlar ylmt. Bir b arahip mahkeme kararn
okudu. le gneinde Pannonyal Yohannes yerde, yz
gz toz iinde, hayvans lklar atyor, trnaklaryla top
ra kazyordu. Cellatlar Yohannes'i zorla yerd en kaldrd
lar, soydular ve d iree baladlar. Bana kkrte batrlm
samandan bir ta geirdiler ; yanna Adversus annulares'in
bir nshasn koydular. Bir gece nceki yamurda slanan
odunlar alev almakta zorlanyordu. Pannonyal Yohannes
nce Yunanca, sonra bilinmeyen bir dilde dua etti. Tam
alevler arasnda kaybolmak zereydi ki Aurelianus gzleri
ni kaldrp bakmak cesaretini gsterdi. Kzgn parltlar bir
an yok oldu , Aurelianus ilk ve son kez nefret ettii adamn
yzn grd. Bu yz ona daha ncecl en tand b irini
annsatt ama kim olduunu karamad. Sonra Yo hannes
alevler arasnda kaybolup gitti; arkasndan bir lk duyul
du, sanki yangnn lyd .
Plutarkhos, julius Caesar'n P ompeius'un lmne ala
dndan sz eder; Aurelianus Yo hannes'in lmne ala
mad , ama ta iind e , yaanmn b ir paras haline gelmi
lmcl bir hastalktan kurtulan bir adamn du)'abilecekle
rini duyumsad . Akilea'da , E fes'te, Makedonya'da yllarn
zerinden akn izledi. mparatorluun zorlu snrlarnda,
durgun bataklklarnda, usuz bucaksz llerinde sonunun
ne olacan anlamak iin yalnzlktan medet umdu . Mori
tanya'cla bir hcrede, aslanlarla evrili bir gececl e Pannon
yal Yo hannes'in mahk u m olmasna neden o lan karmak
sular dnd ve bilmem kanc kez kendi kendine yar
gnn haklln kan tlad. En ok da Yohannes'i sinsice
sulamasn hakl karmakta zorland. Rusaddir'de Ikla
rn lanetlinin bedeninde ldad diye anakronik bir vaaz
verdi. Bir gece Hibernia'da ormann ortasndaki bir manas
tr kulbesinde, sabaha kar yamurun sesiyle uyand. Ro
ma'da benzer b i r hom urtuyla uyand b aka bir geceyi
42
anmsad. le zeri den yldrm aalar tututurdu ve
bylece Aurelianus da Yohannes gibi yanarak le bildi.
yknn son blm gkler hkmranlnda getiin
den ve orada zaman diye bir ey olmadndan ancak ere
tilemelerle balanabilir. Belki yky yle bi tirebiliriz: Au
relianus Tanr'yla konutu ve Tanr dinsel ayrlklara ok az
nem verdii iin onu Pannonyal Yohannes sand. Ancak
bu szlerden Tanr'nn zihni karktr anlam da karlabi
lir. O zaman, Aurelianus Cennet'te, Ulu Tanr'nn gznde
kendisi ve Pannonyal Yohannes'in (Ortodoks ve sapknn,
nefret eden ve nefret edilenin, sulayann ve kurbann), ay
n insan olduklarn anlad demek daha doru olur.
EViREN Peral B ayaz

43
SAVAI LE TUTSAGIN YKS

Ulrihe von Khlmann'a

La poesia (Bari, 1 94 2) adl kitabnn 2 78. sayfasnda Croce,


tarihi Diyakoz P e ter'in bir Latince metnini zet lerken
Droctulft'un yazgsn anlatr ve onun gmt yaztn akta
rr; her ikisi de benzersiz bir etki brakmtr bende; nede
nini sonralar kavradm. D roctulft, Ravenna'nn kuatlmas
srasnda arkadalarnn safndan ayrlan, nceleri saldrya
getii kenti savunurken c an veren bir Lonbard savasy
d. Rave n nall a r, onun gm l me tre nini bir tapnakta d
z enlediler v e ykmlerini b i r gmt y aztyla dile getirerek
(conlemps il caros, dum nas amalille, pcrenles) bu barbarn
yrtc grnyle yalnl , iyi y reklilii arasndaki garip
kartl belirttiler:

Tcrribilis vis.f ccics, scd men le bcnignus.


Lo11gaquc rolmslo p cslorc barbafil!1
D roctulft'un, Rona'y savunurken can veren barbarn y
ks, ya da yk nn Diyakoz Peter'in zamann kymndan

1 (ibbo da (Dcclic acl Fail, XLV) b u dizeleri aktarr.

44
kurtarabildii paras byle. Olayn hangi tarihte getiini
bile bilmiyorum: Longobardlarn ltalya dzlklerini yakp
yktklar altnc yzyl ortalarna doru mu, yoksa sekizin
ci yzylda, Ravenna'nn dize geliinden hemen nce mi?
Biz (bu, tarihsel bir alma olmadna gre) ilk tarihi be
nimseyelim.
Droctulft'u bir sub specie aetenitatis diye dnelim biz,
hi kukusuz tek, benzersiz v e anlalmaz birey (btn bi
reyler yledir) Droctulft kimlii deil: trn balatcs oy
du, o ve onu izleyenlerin oluturduu, unutuun ve belle
in b ir sonucu olan gelenein. Savalar, ormanlarla batak
lklarn karanlk corafyasndan geirip ta Tuna ve E lb e
boylanndan ltalya'ya getirmiti o n u , belki de gneye gitti
ini bilmiyordu, belki de Roma'ya kar savatn bilmi
yordu. Belki ele Oul'un grkemini Kutsal Baba'nn yanss
sayan Arrianist inanca balanmt, bence onu Toprak'a, s
t rtl putu kz arabalaryla kulbeden kulbeye gt
rClen Hertha'ya ya da tahtaya oyulmu, ev-dokusu giysilere
brnm, sikkeler ve pazubentler takmt o kaba-saba sa
va ve gkgrlts tanrlarna tapan biri diye dnmek
daha uygun. Yaban domuzuyla bizonun girift ormanlarn
dan gelmeydi o; ak tenli, yiit, masum, zalimdi, komuta
n na ve kabilesine sadkt, evrene deil. D erken savalar
onu Ravenna'ya getirir ve orada daha nce hi grmedii,
daha dorusu, tam olarak grmedii bir eyi grr. Gnd
z grr, selvileri grr, mermeri grr. eitlilii, dzen
sizliin eitliliine benzemeyen bir btn grr; bir kent
grr, yontulardan, tapnaklardan, bahelerden, o clalardan,
amfilerden, vazolardan, stunlardan, dzenli ve ak uzam
dan oluma bir ileyi grr. Bu yapmlarn hibiri , gzelli
iyle etkilemez onu (biliyorum); bugn b izim, ilevini kav
raya madmz, yine d e iziminden l msz bir zekan m
mutusunu karabildiimiz karmak bir mekanizma kar-
45
sndaki duygulanmz a ndrr duygulan. Belki d e
lmsz Roma harflerinden i inden klmaz yaztyla b ir
tek kemer grmek yetmitir ona. Birdenbire gzleri kamar
ve bu aydnlanmayla yenilenir: Kent'le. Onun i inde kendi
sinin bir kpek, b ir ocuk olacan ama ona akl erdirmeye
bile balayamayacan bilir, yine de onun kendi tanrlarn
dan, andyla baland inantan ve Almanya'nn btn ba
taklklarndan daha deerli olduunu kavrar. Droctul[t by
lece brakr yandalarm , Ravenna uruna savaa girer.
lnce gmtne kendisinin asla skemeyecei u szleri
kazarlar:

Contempsit caros, dum nas amat ille, parentes


Hane patriam reputans esse, Ravenna, s uana.

O, hain deildi (hainler, byle saygn yaztlara bindebir


esin kayna kayna olabilirler); bir aydnlanmt o, bir er
miti. Birka kuak gemeden bu dnei karglayan Lon
gobardlar da onun izinden gittiler; talyan oldular, Lom
bardlar oldular ve belki de Alighieri'nin atasnn atalar on
larn kanndan biri, Aldiger'd ir. . . Droctul[t'un bu edimine
sryle varsaym uygulanabilir; benimki, e n kestirmes i; ol
gu olarak deilse de simge olarak doru.
Bu savann yksn C:roce'n in kitabnda okuduum
da, almadm lde duygulandm, bir zamanlar benim
olan bir eyi deiik bir biimde yeniden ele geirmi tim
sanki. O anda hemen, in'i sonsuz bir otlaa evirmeye a
baladktan sonra, yerlebir etmeye can attklar kentlerde ih
tiyarlayan Mool atllarn dnd m ; ama ardna dt
m an bu de i l di. Neden sonra buldum aradm: imdi
lm olan ngiliz asll ninemden duyduum bir ykyd.
1 872'dc, d edem Borges, Buenos Aires'in, kuzey ve bat
Sanla Fe'nin gney snrnda ko mutanm. Karargah, ju
nin'deymi; telerinde birka fersah arayla ileri karakollar
46
zinciri, onun da tesinde, o zamanki adyla pampa ya da " i
blge". Bir keresinde ninem -yar akn, yar buruk- yer
yznn o ucuna srlm yapayalnz bir ngiliz kz sfa
tyla yazgsn yorumlamaya kalkmt: orada, tek ngiliz
kznn kendisi olmadn sylemilermi ona, aylar sonra
da alan usul admlarla geen Kzlderili bir kz uzaktan
gstermilermi. Kz, iki alacal b attaniyeye sarnmm,
ayaklar plakm; salar sarym. Bir asker ona, baka bir
ngiliz kznn kendisiyle konumak istediini sylemi. Pe
ki , demi kz; karargaha korkusuzca ama b iraz kukuyla
girmi. Yabanl renklerle svanm bakrs yznde gzleri,
ngilizlerin gri dedii o ekimser mavi renkteymi. Bedeni,
bir geyiinki gibi kvrakm , elleriyse gl ve kemikli.
Bozkrdan, i blgeden geliyormu ve her ey o k ufak g
rnyormu gzne: kaplar, duvarlar, eya.
ki kadn, belki de bir an bir kardelik duygusu paylat
lar; sevgili adalarndan ok uzaktaydlar, akl-sr ermez bir .
lkedeydilcr. N inem ona bir soru sormaya yeltenmi; ka
dn, glkle yantlam soruyu, szck arayarak, eski e
niy i bulduuna aarcasna szckleri yineleyerek. On be
yl kadar ana dilini konumadndan yeniden balamak
g geliyormu. Yorkshircl olduunu, ana-babasnn Bu
enos Aires'e gtklerini, onlar bir Kzlderili baskn s ra
snda yitird iini, kendisinin Kzlder ililcrce karldn ,
imdi b i r kabile reisi nin kars olduunu, daha im diden
ona iki oul verdiini, kocasnn yiitliini anlatm. Bunla
r Arauko ve Pampa d illeriyle karm kaba b ir ngilizceyle
anlatm; yknn berisinde de yabanl b ir yaam biimi
se i liyormu: at postundan barnaklar, tezek ateleri, a tete
kzarm et ya da i barsak lenleri, tan aarrken sinsice
yola koyulmalar, allara dzenlenen talanlar, haykrmalar
la yamalar, savalar, plak atllarn byk iftliklere akn
lar , ok-karllk dzeni, o le kokusu, kr inanlar. De-
47
mek bir lngiliz kz, kendini b ylesi bir barbarlk dzeyine
indirmimi. Duyduu acma ve dehetin etkisiyle ninem,
geri dnmesi iin stelemi. Onu koruyacana, ocuklarn
getirteceine sz vermi. Kz , mutlu olduunu sylemi ve
o gece le dnm, Francisco Borges, ksa bir sre sonra,
yetmi drt ayaklanmasnda ld ; belki de ninem o zaman,
teki kadnda, amansz bir anakaraya tutsak dp onun
deitirimine urayan bu ikinci kadnda, kendi yazgsnn
tyler rperten aynasn grmt . . .
Daha nce her yl, sarn Kzlderili kz, junin'deki y a da
F ort Lavalle'deki ky iliklerine gelip incik b oncuk, Para
guay ay malzemesi alrm; ninemle konutuktan sonra
bir daha o rtalkta grnmemi. Ama birbirlerini son bir ke
re grmler. N inem ava km bir gn; i[tlikte, kan u
kurunun bandaki bir adam , hayvan kesiyormu. Kzlde
r ili kz, bir dteymiesi ne , at srtnda gemi y oldan.
Kendini hemen yere atm, scak kan doyasya imi. Ar tk
baka trl davranamad iin mi, yoksa bir yzleme, bir
gsterge adna m byle yaptn bilmiyorum.
Bin yz yl ve o kyanu s , tutsan yazgsyla D ro c
tul[t'un yazgs arasnda duruyor hala. lkisi d e eit lde
ele ge mez d ir imdi. Ravenna'nn davasna barn aan
barbarn suretiyle o rak lkeyi yurt seen Avrupal kadn
sureti kart deb ilirler. Ama her ikisi ele gizli, saduyudan
daha kkl bir drtye kaplmlard, her ikisi de nasl sa
vunacaklarn bilemeyecekleri bu drtye kulak vermiler
di. Belki de anlattm ykler bir tek ykdr. Bu demir
parann turas da, yazs da, Tanr biliyor ya, ayndr.
Ev1REN Tomris Uyar

48
TADEO ISIDORO CRUZ'UN YAAMI (1829-1874)

Yzm aryorum bir zamanki


Dnya yaratlmadan nceki

YEATS: Hem Gen Hem Yal Bir Kadn

6 ubat 1 829'da, btn gn Lavalle tarafndan tartaklanan


bir blk gauo milisi, kuzeye, Lopez komutasndaki ordu
ya katlmaya giderken, yry srasnda P ergamino'nun
dokuz-on mil tesindeki adn b ilmed ikleri bir iftlikte mo
la verdiler. Tan aarrken adamlardan b iri uursuz bir kara
basan grd ve yatt barakann lo glgelerinde kopard
akn lk, yatandaki k a dn uyandrd. Kimse o nu n
uykusunda ne grdn renemedi, nk o ikindi, saat
drt sularnda gauolar, Su'arez kuvvetlerinden bir svari
mfrezesinin basknna urayp yirmi milden fazla sren ve
bastran alacakaranlkta uzun bataklk sazlar arasnda son
bulan bir kovalamacada yenik dtklerinde adam, kafatas
Peru ve Brezilya savalarnda grev alm bir klla yarlm
olarak bir hendekte can verdi. Kadnn ad lsidora Cruz'du.
Dourduu olana Tadeo lsidoro ad verildi.
Burada amacm, onun zel yaamn tmyle anlatmak
deil. Onun yaamn oluturan sryle gn ve gece iinde
yalnzca bir tek gece ekiyor ilgimi; geri kalana ge lince, o
gecenin tam olarak anlalmas iin gerekenleri aktaracam

49
yalnzca. Balangtaki alnt nl bir iirdendir - yani za
manla " herkese her ey" anlamna gelmi (Ben Korintliler
9 : 22) bir iirdendir, nk nice saysz deitirim , uyarlama
ve saptrma okunmutur sayfalarna. Tadeo lsidoro'nun y
ksne kuramlar getirenler -bir sr dnr- usuz bu
caksz dzlklerin onun kiiliindeki etkisi stnde durdu
lar ama ona tpatp benzeyen gauolar, Parana'nm aalk
kylarnda Uruguay'n dalk geri yrelerinde doup l
mtler. Cruz, doruyu sylemek gerekirse, kapank bir
barbarlk dnyasnda yaad. 1874'te iek salgnnda ld
nde ne bir da grmt, ne bir gaz memesi, ne bir yel
deirmeni tulumbas. Ne d e bir kent. 1 849'da Francisco
Xavier Acevedo'nun i[tliinden alnacak bir davar srs
n gtmek zere Buenos Aires'e gitti. teki davar tccarla
r, para yemeye kente indiler. Cruz, nedense biraz bitkin,
allarn bulunduu mahalledeki d knt handan p e k
uzaklamad. Orada t e k bana, yerde uyuyarak, mate'sini
demleyerek, tan aarrken kalkp akam alacasnda yataa
girerek gnlerini geirdi. Birdenbire (szcklere hatta alg
lara smayacak bir biimde) kentle baedemeyeceini an
lad. Tccarlardan biri, kafay iyice bulduunda onunla dal
ga gemeye balad. Cruz onu grmezden geldi, ama birka
kere eve d n y olunda, gece kamp ateinin evresinde
o tururlarken adam yine alaylarn srdrnce Cruz, (o ana
kadar ne bir fke ne de bir s klma belirtisi vermiti) ba
'
yla onun iini bitirdi.
Kaarken, bataklk allarna gizlenmek zorunda kald.
Birka gece son ra, rken bir yamur kuunun t, onu
uyard, polis evresini sarmt. Ban kaln bir al be
inde snad ve ayaklarna d olamasn diye mahmuzlarn
kard. Teslim olmak yerine savamay setiinden kolun
dan, omuzundan ve sol elinden yaraland. Parmaklarndan
szan kan hissedince daha da kyasya savat, peindeki
50
adamlarn en zorlularn ldresiye yaralad. Tan skm
ne yakn, kan kaybndan yorgun dnce yakay ele verdi.
O gnlerde ordu, bir eit cezaevi ilevini gryordu; Cruz,
kuzey snr b lgesindeki bir ileri karakola gnderildi. Sra
dan bir er kimliiyle i savalarda grev ald, bazan dodu
u eyalet adna bazan ona kar savaarak. 1 85 6'da Ocak
aynn yirmi nde, Cardoso bataklklarnda Baavu Eu
sebio Laprida komutasnda, iki yz atmada mzrakla ya
ralanmt. Kzlderili ile arpan o tuz beyaz adamdan bi
riydi.
Cruz'un bulank ve gzpek yaamyks boluk larla
dolu. 1 8 68 dolaylarnda Pergamino'dan bir daha haberini
a l yoruz, ya evliymi ya da bir kadmla yayormu, bir oul
babasym, kk bir topra varm. 18 69'da Cruz, yerel
jandarma efliine getirildi. Gemiindeki lekeyi silmiti ve
o gnlerde ola k i kendini mutlu b ir adam sayyordu, ta de
rinde deilse bile. (Onu pusuda bekleyen gelecekte gizlen
mi apak bir aydnlanma gecesiydi - neden sonra kendi
yzn grd gece, neden sonra kendi adn duyduu
gece. Besbelli o gece, zn damtyor yksnn; daha
dorusu o gecenin bir an, bir davran (nk davranlar
bizim s imgelerinizdir ). Herhangi bir yaam, istedii kadar
uzun ya da karmak olsun, teh bir an'dan oluur aslnda -
kii nin kim olduunu ke[ettii andan. Byk lskender' in
demirden geleceini Achilleus'un meselind e , lsve'in Xll.
arl'nnsa kendininkini lskender'in yks nde grd
sylenir. Okumay bilmeyen Tadeo lsidoro Cruz bu esini
bir kitapta b ulma d ; bir insan-avnda ve avlad adamda
rendi kim olduunu. Olay yle geti:
1870 Haziran' nn son gnlerinde Cruz, iki adam ldr
m bir kaa yakalamakla grevlendirildi. Adam, gney
snrndaki Albay Benito Machado birliklerinden firar et
miti; bir genelevde kan bir sarho kavgasnda bir zenciyi ,
51
bir bakasnda da Rosas'n yandalarndan birini ldrm
t. Hakkndaki rapora, en son Laguna Colorada yaknlarn
da grld de eklenmiti. Oras, krk yl kadar nce, ce
setlerinin akbabalarla kpeklere yem olmasyla sonulanan
feci servene kmadan nce gauo milis blnn ko
naklad yerdi. Ayn yerden , sonralar Buenos Aires'in mer
kezindeki alanda, son szlerini kalabala duyurmamak
zere alnan davullarla bir idam mangasnn nne dikilen
Manuel Mesa da kmt; ayn yerden, Cruz'un babas, Pe
ru ile Brezilya sava alanlarnda grev alm b ir klla kafa
tas yarlan o bilinmeyen adam da kmt. Cruz, yerin ad
n unutmutu. imdi, belirsiz ve bo calatc bir tedirginlik
ten sonra anmsyordu . . . Peinde askerlerle, at stnde ileri
geri savrularak uzun bir labirent rmt avlanlan adam,
y ine de on i k i Temmuz gec esi , b lkler i z i ni b u ldular.
Uzun sazlarn arasna snmt. Karanlkta gz gz gr
myordu nerdeyse; Cruz'la adanlan yaya olarak s i nsice
yaklatlar ortas dalgalanan al beinde gizlice bekleyen
ya da uyu klayan adama doru. rkm b ir yamur kuu
tt. Tadeo lsidoro Cruz, bu an daha nce yaam olduu
duygusuna kapld. Avlanlan adam , gizlendii yerden kp
onlarla aklkta dvmeye davrand. Cruz, iren karalt
y seti - darmadan salaryla, boz sakal yzn y iyip bi
tiriyordu sanki. Bunun ardndan gelen dv ince ince an
l a t ma m a k b i r n e d e n e ng e l l i y o r . Ya l n z c a k a a n
Cruz'un adamlarndan birounu kt yaraladn y a da
ldrdn belirteyim. Cruz karanltkta dvrken (gv
desi karanlkta dvrken) anlamaya balad. Hibir yaz
gn n tekinden daha iyi olmadn ama herkesin kendi
n inkine uymas gere ktiini anlad. O anda apoletinin ve
niformasnn yoluna d ikildiini anlad. Gerek yazgsnn,
srden bir kpek gibi deil, Lek bana bir kurt gibi yaa
mak olduunu anlad. br adamn kendisi o lduunu an-
52
lad. Snrsz dzle gn n klar vurdu. Cruz, kaske tini
a tt, yiit b i r adam ldrme suuna katlmayacan hay
krd ve kendi askerleriyle vurumaya balad. Kaakla,
Martin F ierro'yla o muz o muza .
EViREN Tomris Uyar

53
EMMA ZUNZ

Ocak aynn on-drdnde E mma Zunz, Tarb u c h ve Lo


ewenthal dokuma fab rikasndan ev ine d nd nde , giri
kapsnn altnda B rezilya'dan gelen ve babasnn ldn
b ildiren bir mektup buldu. nce, pul ve zar[ artt onu;
sonra tanmad bu elyazsndan tedirginlie kapld. Say[a
y kaplayacak biimde iziktirilmi sekiz-on szck. E mma,
Bay Maier'in yanllkla yksek dozda veronal ald n, ayn
nde Bage hastanesinc\e ldn okudu. Mektubu ba
basnn pansiyon komula rndan b i r i i mzalamt, Rio
G rande'den postalamt, Fein ya da Fain; lnn kzna
seslendiini bilmesi olanak dyd elbet.
Emma, elinden drd kad. llk izlenimi, midesinde
ve dizl erinde bir zlmeydi; sonra kara bir sululuk duy
gusu, bir gerekdlk, b i r soukluk, bir ko rku; daha sonra
Enma, keke u anda yarn olsayd d iye dnd. Hemen
sonra da bu dileinin bounaln kavrad, nk babas
nn lm, dnyann tek olgusuydu ve bundan byle son
suza kadar y inelenecekti. Kad yerclen kaldrd , odasna
yrd. Sinsice, geliecek .olaylar naslsa o anda biliyor-
54
muasna mektubu bir ekmeceye gizledi. Belki de daha o
anda bireylerden kukulanmaya balamt; belki de daha
o anda ilerki kiiliine brnmt bile.
Bastran karanlkta Emma, gnn bitimine kadar Manuel
Maier'in, eski mutlu gnlerdeki Emanuel Zunz'un intihar
na gzya dkt. Gualeguay yaknlarndaki kk bir i[t
likteki yaz tatillerini anmsad, annesini anmsad (anmsa
maya alt) , Lanus'ta ak arttrmayla satlan kk evi
anmsad, bir pencerenin sar bezeklerini anmsad, tutukla
ma emrini , o alal anmsad, gazetenin "zimmetine para
geiren veznedar" balyla verdii haberin yansra yaym
lanan onur krc imzasz me ktuplar anmsad, son gece,
babasnn gerek hrszn Loewenthal olduuna andiiini
anmsad (onu hi unutmamt) . Loewenthal, Aaron Lo
ewenthal, fab rikann eski y neticis i , imdi ortaklarndan
biri. Emma bu gizi, 1 9 1 6'dan beri korumutu. Hi kimseye,
en iyi arkada Elsa Urstein'a bile amamt. Belki de by
lesine usa smaz bir alakl dlyordu, belki de bu gizin,
kendisiyle yiten babas arasnda bir ilmek oluturduuna
inanyordu. Leowenthal, E mma'nn bildiini b ilmiyordu;
bu nemsiz gerek Emma Zunz'a gllk duygusu verdi.
O gece hi uyumad, tann ilk pencerenin drtgenini
belirlediinde tasar hemen hemen olgunlamt. Kendisi
ne bitimsiz gelen bu gn herhangi bir gn gibi yaamaya
alt. Fabrikada grev sylentileri dolayordu. E mma her
zamanki tutumuyla zorbaln her eidine kar olduunu
bildird i. Saat altda paydostan sonra Elsa'yla b irlikte cim
nastik salonuyla yzme havuzu olan bir kadnlar kulbne
gitti. mzalarn attlar; Emma, adyla soyadm yinelemek,
sonra hecelemek zorunda kald, salk denetimini izleyen
kabasaba taklmalar gslemek zorunda kald. E lsa ve
Kron[uss'larn en kk kzlaryla, Pazar leden sonras
hangi filme gideceklerini tarttlar. Sonra sevgililerden sz
55
atlar, kzlarn hibiri Emma'nn sze karmasn bekle
medi. N isan'da on dokuzuna basacakt yine d e erkekler, on
da sayrla varan bir korku uyandryorlard. .. Eve dn
dkten sonra tapyoka orbas piirdi, b i raz sebze halad,
yemeini erkenden yedi, yatana uzanarak kendini uyu
maya zorlad. Bylelikle yorucu ama sradan bir gn olarak
geti ayn on-bei, Cuma gn, olaydan nceki gn.
Cumartesi sabah, sabrszln drtsyle uyand. Sabr
szlkt bu, tedirginlik deil ve en sonunda beklenen gne
varmann getirdii zel erin. Artk tasarlamak, dlemek
zorunda deildi; b irka saat iinde gnlk gereklerin ya
lnlna erecekti. La Prensa'da Malm kl Nordstj ar
nan n 3 Numaral Rhtm'dan hateket edeceini okudu. Le
'

owenthal'e telefon etti, greve ilikin baz zel b ilgiler aktar


mak istediini tlatt ona, teki kzlarn kulana gitmeme
liydi, gece, yazhanesine uramaya sz verdi. Sesi titriyor
du; ama bir muhbire uygun dyordu ses titremesi. O sa
bah stnde durulmaya deer baka bir ey olmad. E nna,
saat on ikiye kadar alt, sonra Elsa ve Perla Kron[uss'la
Pazar gezintisinin ayrntlarn kararlatrdlar. le yeme
inden sonra uzand, gzlerini yumarak gelitirdii tasa ry
bir daha belleinden geirdi. Ataca son a dmn ilk ad
mndan ok daha korkun olacan, kendisine hi kuku
suz bir utku ve adalet sevinci tattracam dnd. Ans
zn rkye kaplarak frlad, ekmeceye kotu. At ekme
ceyi; Milton Sills'in resminin altnda, bir gece nce koydu
u yerde duruyordu Fain'in mektubu. Kimse grm ola
mazd; okumaya balamken yr tp att.
O i kindi olup bitenleri ille de bir tr gereklie balamak
g , dahas hakszca olabilir. Cehennemsi bir deneyin bir
nitelii de gerekd lktr, belki de deneyin sald korkula
r yattran ve abartan bir nitelik. Gerekletirenin kendi
nin bile inanamad bir eylem nasl usa yakn klnabilir.
56
Emma Zunz'un bugnk belleinin yadsd, bulank gr
d o ksa kemeke bugn nasl yeniden yerli y erine
oturtulabilir? Emma, Almagro'da, Liniers Soka'nda oturu
yordu; o ikindi liman boyunda yrdn kesinlikle bili
yoruz. Belki de ad ktye km Paseo de julio'da, klar
la aa vurulan, a baklarla soyulan bedeninin aynalarda
oalan yanssn grmtr, yine de ilkin, hi kimsenin
gzne arpmadan o kaytsz kemeraltndan szldn
varsaymak saduyuya daha uygun . . . Emma iki- bara gir
di, oradaki kadnlarn davran zelliklerini, yntemlerini
gzlemledi. Sonunda Nordstjarman'dan birtakm denizcilere
raslad. lerinden birinin, ok gen bir delikanlnn, yre
inde bir sevecenlik duygusu uyandrmasndan korktuun
dan, bir bakasn seti, ola ki, kendisinden daha ksa boy
lu, kaba birini, yeter ki dehetin katkszl bozulmasn
d. Adam, bir kapya gtrd onu, sonra kasvetli b ir giri
ten geirerek dnen bir merdivene, oradan kapal bir geite
(geitteki pencerede Lanus'taki evdekine tpatp benzeyen
bezekler vard) , sonra da bir sayvandan, daha girer girmez
ardndan kapanan bir kapya. Ciddi olaylar, zaman-ddr,
ya yakn gemiin gelecekten kopukmu gibi grnmesin
den, ya da bu olaylar oluturan paralarn ardk grn
memesinden.
lte zaman-dndaki o zaman boyunca kopuk ve aman
sz duyularn etrefil dzensizliinde acaba Emma Zunz,
bir hereci h olsun, bu kurbanlk zverisini harekete geiren
ly dnd m?
Bence bir kerecik dnd ve o anda da umutsuzca giri
imini atee atm oldu. Dnd (dnme yetisi yok ol
mutu ): u anda kendisine yaplan iren eyi babas da an
nesine yapmt. Bitkin bir aknlkla dnd bunu ve he
men badnmesinde arad snam. Adam, b ir sveli ya
da Finlan d iyal'yd, spanyolca b ilmiyordu. Emma onun
57
iin nasl bir arasa, o da Emma'nn aracyd, ne var ki Em
ma haz adna hizmetini sunuyordu ona, onun sunduu hiz
metse adalet adnayd.
Yalnz kaldnda Emma, hemen amad gzlerini. Bau
cundaki sehpada adamn brakt para duruyordu: Emma
doruldu, daha nce mektubu nasl yrttysa yle yrtt,
paralad paray. Para yrtmak kfrdr, ekmek atmak gibi;
Emma, hemen yaptna piman oldu. B i r kibir b elirtisiydi
bu, hem de byle bir gnde . . . Korkusu, bedeninin yasnda,
duyduu tiksintide b ouldu gitti. Yas ve bulant yakasna
yapmt yine de Emma usulca yerinden kalkt, giyinmeye
b alad. Odada parlak renk kalmamt art k : gnn son
klar gittike silikleiyordu. Emma, kimseye grnmeden
odadan knay baara bildi, kede, batya giden Lacroze
tramvayna atlad. Tasars gerei, yz seilmesin diye ne
yakn kuytu bir keye oturdu. Sokaklarda badndrc
bir hzla kaymak ve bylelikle urad saldrnn olaylarn
akna bir yozluk katmayacan dorulamak avutuyordu
onu belki de. Hzla klen, k-geirmez kent-d mahal
lelerden geti, grd anda gzden yitiriveriyorlard. War
nes'n yan sokakla rndan birinde tramvaydan indi. Bir eli
kiydi belki a ma yorgunluu yeni bir gce d nyordu,
onu serveninin ayrntlar stnde ince ince d nmeye
zorladndan ve bu ayrntlarn geri plan ve ndeki erei
gizlediinden tr.
Herkes Aaron Loewenthal'i ciddi bir adam olarak tanrd,
yakn dostlar cimriliini bilirlerdi . . . Fabrikann st katnda
tek bana otururdu. Kentin eteklerinden ok uzakta, bu k
ra yrede hrszlardan d kopard; fabrikann avlusunda
iri bir kpek vard, masasnn gznde de -herkes bilirdi
bir tabanca. Bir yl nce karsnn -Gauss ailesinin kzyd,
evlenirken zengin bir drahoma getirmiti- yasn saygyla
tutmutu ama asl tutkusu parayd. inden, biraz da skla-
58
rak, para kazanna yetisinin paray biriktirme yetisine gre
yaya kaldn bilirdi. ok d indard; Tanri.'yla gizli bir an
lama yaptna inanrd, bu anlama uyarnca, dualar ve
sofuca tutumu karlnda Tanr o nu b akalarna iyilik
yapmaktan kesinlikle bak tutuyordu. D azlak, iman
haliyle, yakasnda yas eridi, camlar dumanl gzl, sar
sakalyla pencerenin yannda dikilmi, iisi Zunz'un gizli
ihbarn d inlemeye hazrlanyordu.
Kzn demir bahe kapsn ittiini (kendisi onun iin a
mt nceden ) , karanlk avluyu getiini grd. Zincire
bal kpek havlamaya baladnda Emma'nn azck yana
katn grd. Emma'nn d udaklar, alak sesle dua mrl
d anan birinin dudaklar gibi hzla kprdyor, bitkin bir ses
le Bay Loewenthal'in lmeden nce duyaca son tmceyi
yineliyordu.
Olaylar, Emma Zunz'un umduu gibi gelimedi. Bir gn
nceden bu yana ka kereler, amaz tabancasn d orulttu
u, alak yarat alaka suunu itirafa zorlad ve b yle
likle Tanrsal Adaletin insan adaleti stnd e kesin bir u tku
kazanmasn salayan o gzpek sava tuz.an aklayaca
an dlemiti. (Korktuundan deildi, ama kendisi Ada
let'in szcs olduundan cezalandrlmak istemiyord u . )
Sonra, gsnn ortasna yiyecei t e k kurun, L oewent
hal'in yazgsn mhrleyiverecekti. Ne var k i o laylar bu
dorultuda gelimedi.
Aaron Loewenthal'le kar karya geldiinde Emma, ba
basnn cn her ne pahasna olursa olsun almaktan ok,
kendi ektii aalanmann acsn detmek gereksinimini
duydu. Urad iren saldrdan sonra bu adam ldr
mezlik edemezdi. Sahneyi etkili klacak hilelere ayracak
zaman yoktu. Bir kenara ilierek birtakm szler geveledi,
(muhbir ayrcal olarak) Bay Loewenthal'den anlatacakla
rnn kesinlikle aralarnda kalacana ilikin sz istedi, bir-
59
ka ad sayd, birka kiinin kimliini dolayl olarak b ildir
di, sonra birdenbire, korkuya yenilmiesine sustu. Lo
ewenthal'in bir bardak su getirmek iin o dadan kmasn
salamay baard. Loewenthal geri bu telaa bir anlam ve
rememiti ama hogrl davranp da yine yemek odasn
dan dndnde E n ma, ar tabancay ekmeceden kar
mt bile. Tetie iki kere bast. lri gvde, duyduklarndan
ve dumandan etkilenmiesine yere ykld, su barda par
alara ayrld, yerdeki yz , E m ma'ya aknlkla, fkeyle
bakt, yzdeki az ona lspanyolca v e Yidie svgler ya
drd. Svglerin ard arkas k esilmiyordu; Enma bir daha
ate etmek zorunda kald. Avluda, zincire bal kpek bir
havlama tutturdu ve iren dudaklardan fkran kan, saka
la ve giysilere akt. Enna, hazrlad sulamay sylemeye
balad ('Babamn cn aldm ve kimse beni cezalandra
mayacak. . . ') gelgelelim szlerini bitiremedi, nk Bay Lo
ewenthal lmt bile. Onun, dediklerini anlayp anlama
dn asla renemeyecekti E mma.
Kesilmeyen havlamalar E mma'ya dinlenme srasnn daha
gelmediini anmsatt. Sedirin stn datt, lnn ceket
dmelerini zd, kanla l ekele n m i gzl kararak
dosya d olabnn stne brakt. So nra almac kavrad, o an
da ve sonralar ka kereler, kimi zaman bu szcklerle, ki
m i zaman baka szc klerle yineleyecei eyleri syledi:
inanlmaz bir ey o ldu . . . Bay Loewenthal grevi i leri srerek
beni evine ard. .. Onurumu lekeledi, onu ldrdm. . .
Aslnda b u yk inanlmaz bir ykyd gerekten, yine
de znde doru o ld uundan, herkesi e t k i l e d i . E mma
Zunz'un tns doruydu, utanc doruydu, kini doruydu.
Urad saldr da d oruydu; yalnzca durumlar yaland,
zaman, bir de birka zel ad.
EVlREN Tomris Uyar

60
ASTERION'UN EV

Ve halie Asterio ah verilen bir


ocuh dourdu.
APOLLODORUS: Biblioteca, , I

Marta Mosquera Eastman'a

Beni kibirli olmakla suladklarn biliyorum ve belki de in


sanlardan kamakla v e b el k i de delilikle. Bu sulamalar
(vakti gelince cezasn vereceim bunlarn) benimle alay et
mek iin. Evimden hi kmadm doru, ama evimin kap
larnn (ki saylar sonsuzdur) 1 gece ve gndz insanlara ve
hayvanlara da ak olduu doru. steyen girebilir. leri gi
ren ne kadn ss psleri ne de zari[ saray adetleriyle karla
acak, sadece sessizlik ve yalnzlk bulacak. Ayrca yery
znde bir benzeri daha bulunmayan bir evle k arlaacak.
(Msr'da buna benzeyen bir tane olduunu syleyenler var,
ama yalan sylyorlar.) Bana iftira edenler b ile evde leh bir
mobilya bile olmadn kabul e derler. Bir d ier g ln yalan
da benim, Asterion'un tutsak olduum. K ilitli kap olmad
n tekrarlayaym m, kilit diye bir ey olmadn da ekle
yeyim mi? Ayrca, bir akamzeri darya ktm da; gece
o lmadan geri d ndmse bu sradan i nsanlarn y zlerinin
b ende uyandrd korku yzndendir, rengi a tm v e el

1 zgn metin ondrt diyor, ama Astcrion\111 kulland a n lamyla bu saymn


sonsuz demek o kluunu dndrecek saysz neden var.

61
ayas gibi yass olan yzler. Gne oktan batmt, ama bir
ocuun aresiz alay ve inananlarn kaba saba yakarlar
bana tanndm anlatt. lnsanlar yakaryorlar, kayorlar,
karmda secde ediyorlard; b azlar Baltalar tapnandaki
stun tabanlna trmand, kimileriyse yerden talar topla
dlar. llerinden biri, sany orum, denize girip sakland. Bo
una deil annemin bir kralie olmas; alakgnllm bu
nu arzulasa da, avamn arasna karmam mmkn deil.
Gerei u ki, benzerim yok. Birinin b i r bakasna iletebi
lecekleri beni ilgilendirmiyor ; filozof gibi ben de yaz sanat
araclyla hibir eyin aktar lamayacana inanyorum.
Ivr zvr ve sudan ayrntlarn zihnimde yeri yok, r uhum
usuz bucaksz ve yce olan eylere hazr; iki harf arasnda
ki fark hi bir zaman renemedim. Yce gnll bir acele
cilik beni okuma renmekten alakoydu. Bazen buna ok
kederleniyorum, nk geceler, gndzler uzun.
Elbette, beni oyalayacak eyler yok deil. Tos vurmaya ha
zrlanan ko gibi, bam dnp yerlere yuvarlanncaya kadar
son hz kouyorum dehlizlerde. Bir havuzun kenarna ya da
bir keye iki bklm olup siniyorum, arkamdan takip eden
varm oyunu oynuyorum. Kanlar iinde kalncaya kadar
kendimi zerlerinden yerlere attm damlar var. stediim
zaman uyuyormu numaras yapar, gzlerimi kapar, sk sk
solurum. (Bazen gerekten uyuyorum, bazen gzlerimi at
mda -gnn rengi deimi oluyor.) Ama btn oyunlar
arasnda, en sevdiim teki Asterion oyunu. O beni ziyarete
geliyormu, ben de onu evimi gezdiriyormuum. Byk bir
sayg gsterisiyle ona yle diyorum; imdi i!h kavaa geri
dnyoruz ya da imdi bcha b i r avluya kacaz ya da su yo
lunu beeneceini biliyordum ya da imdi ii hum dolu b i r ha
vuz greceksin, ya da hah imdi, birazdan mahzenin yolunun
nasl alallandn grecek.sin. Bazen bir hata yapyorum, iki
miz birden katla katla glyoruz.
62
Sadece bu oyunlar hayal etmekle kalmadm, ayn zaian
,
da ev hakknda da dndm. Evin btn b lmleri bir
ok kere tekrarlanyor, heryer baka b ir yer. Tek b i r havuz,
avlu, yalak ya da samanlk yok; ondrt (sonsuz) samanlk,
'
yalak, avlu, havuz var. Ev dnyayla ayn byklkte; ya da
daha dorusu, dnyann ta kendisi. Gene de, havuzlu avlu
lar ve tozlu ta dehlizleri bitire bitire sokaa ktm ve Bal
talar tapnan ve denizi grdm. Bunun nasl o lduunu
anlamadm ta ki bir gece bana denizlerin ve tapnaklarn da
sayca ondrt (sonsuz) olduu malum oluncaya kadar. Her
ey birok kere tekrarlanyor, ondrt kere, ama dnyada sa
dece iki ey var ki onlar yalnzca bir tane galiba: yukarda,
iinden klmaz gne; aada, Asteri on. Belki yldzlar
ve gnei ve bu dev evi de b en yarattm, unuttum gitti.
Her dokuz ylda bir dokuz kii eve giriyorlar onlar b
tn ktlklerden kurtaraym diye. Ta dehlizlerin derin
liklerinde admlarn ve seslerini duyuyorum ve sevinle
onlar karlamaya kouyorum. Tren b irka dakika sr
yor. Benim ellerimi kana bulamam gerekmeden ardarda ye
re devriliyorlar. Devrildikleri yerde kalyorlar ve gvdel eri
bir dehlizi tekinden ayrdetmeme yaryor. Kim olduklarn
bilmiyorum, ama onlardan biri lm annda kehanette bu
lundu, gnn birinde kurtarcm gelecekmi. O zamandan
beridir yalnzlm ac vermiyor bana , nk biliy orum ki
kurtarcm yayor ve nihayet tozlar yarp karma dikile
cek. Kulaklarm yeryznn btn grltlerini seebil
seydi, ayak seslerini duyabilmem gerekirdi. Onun beni da
ha az dehlizleri ve kaplar olan bir yere gtreceini umud
ediyorum. Kurtarcm nasl b ir i o lacak, d iy e soruyorum
kendi kendime. Boa m olacak, insan m? insan yzl bir
boa m olacak, belki de? Yoksa benim gibi mi olacak?

63
Sabah gnei tun klca arpp geri dnd. zerinde ka
nn damlas bile yoktu artk.
"lnanr msn Ariadne? " dedi Teseus. "Minotauros k endi
ni savunmad bile . "
EvJREN Fatih zgven

64
TEKi LM

Mektubu nereye koy duumu bilmiyorum ama birka yl


nce Gannon, bana Gualeguaychu tepe lerindeki iftliin
clen yazdnda Ralph Waldo Emerson'n "Gemi" adl i
irinin bir evirisini, belki de spanyolcaya ilk evirisini y ol
layacan sylemiti, sondaki nota da belki anmsayacam
don Pedro Damian'n geenlerde bir gece akcier rahatszl
ndan ldn eklemiti. Adamcaz (Gannon'un dedii
ne gre) ateler iinde yanarken Masoller arpmasnn
uzun zorlu snavn sayklam nbet srasnda. Bu haberde
bence mantksz ya da olaand bir zellik yoktu, ne de
olsa don Pedro daha o n dokuzunda ya da yirmisindeyken
Aparicio Saravia'nn bayran tayanlardand. 1 904 ayak
lanmas patladnda P edro Damian, kuzeyde, Rio N egro ya
da Paysandu'daki bir iftlikte rgatt. Entre Rios eyaletinin
Gualeguaychu yresinden gelmesine karn arkadalarna
takld, onlar kadar kendini b eenmi ve cahil olduundan,
asi orduya katld. Birka nemsiz atmada ve son arp
mada savat. 190 5'te evine dndkten sonra Damian, bir
tr alakgnll inatla yine sr obanlna balad. Bildi-
65
im kadaryla da bir daha doduu eyaletten ayrlmad. Son
otuz yln N ancay'dan sekiz o n mil tedeki k k , ssz bir
kulbede geirdi. Onunla 194 2 ylnda, bu gzden rak yer
de konutum bir akam (yani bir akam konumaya al
tm) ; szck daarc kstl, pek zeki saylmayacak biriydi.
Anlalan, Masoller kiisel tarihinin tmyd. O yzden sa
van ses ve hmn lm annda bir daha yaadn du
yunca armadm. Damian' artk gremeyeceimi kavra
ynca, onu anmsamak istedim, ne yazk ki yz konusunda
belleim o kadar fakird ir ki tek anmsayabildiim, Gan
non'un ektii ipak oldu. Adam 1 942 balarnda bir ke
recik grdm ama resmine ka kere baktm gz nnde
tutulursa bunun olaand bir yan yok. Gannon bana fo
toraf gndermiti ama onu da bulamyorum. Dnyo
rum da imdi bulsam ko rkardm.
!kinci olay, aylar so nra Montevideo'da geti. D o n Ped
ro'nun ateli nbeti ve azab , bende Masoller yen ilgisi st
ne bir fantastik yk yazma d ncesi uyandrd ; konuyu
atm E m ir Rodriguez Monegal, beni o seferde savaan
Albay Dionisio Taberes'e tantan bir mektup yolla d . Albay,
bir akam yemekten so nra kabul etti beni. Yan avludaki bir
sallanan sandalyede eski gnleri byk bir cokuyla a ma
tarih sralamasnda aksayarak anlatt . Asla eline gemeyen
cephaneden, bitkin halde erien i h tiyar atlardan, yrrken
labirentler izen uykulu, ter-toz iindeki adamlardan, istese
atn Mo ntevideo'ya srebilecekken "gauoda kent ko rkusu
var" d edirterek yaknlardan geen Saravia'dan, bir kulaktan
brne kesilen boazlardan, bana askeri bir harekattan
ok bir davar hrsznn ya d a yasa-d birinin d rn
izlenimi veren bir i savatan sz etti. arpma adlar sayl
makla b itmiyordu: lllescas, Tupambae, Masoller. Albay'n
duraksamalar ylesine etkili, tavr o kadar canlyd ki ayn
eyleri birok kere yinelediini sezdim, szlerinin gerisinde
66
hemen hemen hi gerek an kalmamasndan korktum. So
luklanmak iin durduunda Dmian'n adn araya sktr
may baardm.
"Damian? P ed ro Damian m? " dedi A lbay. "Benimleydi.
Kk bir melez. Hi unutmam, ocuklar ona Dayman der
lerdi - rman adyla. " Albay, gmbrtl bir kahkaha att ,
sonra birden sustu. Tedirginliinin gerek mi yapay m ol
duunu kestiremedim.
Bambaka bir sesle, savan, tpk kadnlar gibi, erkekleri
snava sokmaya ya radn, hi kimsenin ate altnda kalma
dan kendini gerekten tanyamayacan belirtti. B ir e rkek
kendini korkak sanabilir ama aslnda cesur olabilirdi. Bunun
tersi de geerliydi, tpk Blanco'luunu gsteren beyaz eri
tiyle i kievlerine cakayla girip kan, sonra da Masollr'de
dizlerinin ba zlen zavall Damian'n bana geldii gibi.
Dzenli orduyla kan b ir silahl atmada erkeke davran
mt ama iki o rdu kar karya gelip de toplar gmbrde
meye baladnda, herkes, be bin kiinin bir olup canna
kastedecei duygusuna kapldnda i deimiti. Zavall o
lan, yaam sresince bir iftlikte koyun kesmiken birdenbi
re yerinden edilip savan ac gereinde buluy or kend ini . . .
Sa\'ma sapan b i r nedenden tr, yk nn Tabares' i n an
latt ekli beni tedi rgin etmiti. O laylarn baka trl ge
mesini yele rdi m . Bilincine var maksz n i htiy ar D arnian'
-yllar nce bir akam, bir kerecik grdm bir ada m- g
zmde putlatrmtm. Tabares'in yks her eyi alaa et
miti. Birdenbire, Damian'n kendini uzak tutmak ve tek ba
na kalmaktaki inadnn nedeni aydnland gz nde. Bun
lar, alakgnl llkten dei l , u tantan kaynaklan y ordu.
Kendimi, gsterdii dleklii aklndan atamayan b ir aclamm,
yalnzca cesur bir adamdan daha karmak v e daha ilgin ol
duuna i nand rma c;abam bounayd. Martin F i erro'yu, Lord
jim'den ya da Razumov'clan daha az anmsanmaya deer bu-
67
luyordum. Evet ama Damian -zellikle U ruguayl gauolarn
iinde- Martin Fierro olsa gerekti. Tabares'in st kapal ge
tiklerinden, U ruguay'n Arjantin'den daha ilkel ve o yzden
de daha cesur olduu varsaymn (belki kar konulmaz b i r
ge rek) benimsediini sezdim. O gece, b ir b irimize b i raz
abartl bir itenlikle iyi geceler dilediimiz aklmda.
Kn, ykm iin gerekli birka ayrnt (yk bir b iim
de olgunlayordu ka[amcla) yine Albay Taba res'e urama
ma yol at. Onu Paysandulu kendi yanda b i r adamla, Dr.
j uan Francisco Amaro adnda bir iyle babaa buldum, o da
Saravia ayaklanmasnda savamt. Doal olarak Masoller
konusunu atlar.
Amaro, bi rka olay anlatt, sonra yksek sesle d nen
b ir inin tavry la yavaa e kled i , "Gece, Sanla Ircne'dc ko
naklamtk, anmsy o rum, ev reden baz adamla r da b ize
katldlar. Aralarnda, arpmadan b i r gece nce len bir
F ransz veterinerle, Ent re Rioslu bir koyun krpcs olan
da vard. Ad Pedro Damian'd."
Hemen szn kes t im. "Evet, b i l iyo rum , " dedim. " Kur
unlardan d kopan A rjantinli."
Sustum. !ki adam, akn baklarla b eni szyorlard.
"Yamlyorsunuz de dim," eled i An a ro b i r sre sonra.
"Pedro Danian her e rkein zleyecei ekilde ld. l kincli
st saat d rt sularyd. Dzenli b i rl i k ler, b i r te pen i n s
tnde siperlenmiti, b izim adam larmz mzraklarla saldr
ya gem ilerdi on lara kar. Damian balarnday d, hayk r
yordu, derken bir kurun, gsnn o rtasna sapland. Da
mian, zengilcrine kt, sesi kesilene kadar haykrd ve ye
re, a t larn toynaklar altna yuvarlan d. lmt ve son Ma
soller aknnclakilcrin hepsi onu ineyerek geti. ylesine
ko rkusuzdu, ste lik daha yirmisinde bile deilken . "
Hi kukusuz baka bir Damian'dan sz ediyordu ama iim
den bir ses, beni olann ne diye haykrdn sormaya itti.
68
"Kfrler savuruyord u," dedi Albay "Erkekler, savar
ken k frederler. "
"Belki kfrd , " dedi Amaro, "ama ayn zamanda 'Urqu
iza ok yaa ! ' diye de haykryordu . "
Hepimiz susmutuk. N eden sonra Albay, "Maso ller'de de
il de yz yl nce Cagancha'da ya da India Muerta'cla sava
yormuuz gib i , " d iye m rldand. Gerekten a fallamt,
ekled i , "O birliklere ben komuta ettim ama Da mian'n adn
ilk kere duyduuma kalb m basabiliri m . "
Albay'a o n u anmsatmak abamz sonu verme d i .
B uenos Aires'e dndmde , b u u nutkanlnn bende
yaratt akn lk yatmak b ilmedi . ngiliz kitabevi Mitc
hell'm bodrumunda Emerson'n yaptlarndan on bir keyifli
cildi gzden geirirken bir ikindi Patricio Gannon'la kar
latm. Ondan "Gemi"in evirisini istedim. Bana evirinin
ezberinde olmadn , aynca spanyol edebiyatn ok skc
bulduunu, o yzd en Emerson'n da kend i sine epey ar
geldiini sy ledi. Bana Damian'n lmn b ildirdii mek
tupta eviriyi yollayacana sz verdiini an msatt m. Dani
an'n kim olduunu sordu. Bouna anlatmaya abaladm.
Gittike artan bir rkyle, dediklerimi bir tuhaf d i nl edii n i
fark etli n ve hencn talihsiz P oe' clan kat kat karma k , \: o k
d a h a usta, gerekten olaand b i r a i r olan Em ers on' kar
layanlar stne atm bir edebiyat tartmas na sncl n.
Baz ek b i lgiler vermem art. N isanda, Albay D io nisio Ta
bares'ten bir mektup aldm; zihni artk bula n k deildi , Masol
ler'cleki aknda nzrakbalk yapan, o gece adamlarnn tepe
nin d i binde bir mezara gmdkleri Entre Rioslu olan iyice
an msyord u . Tennuz'da Gualeguaychu'dan getim; Dani
an' n kul besine raslamadm, oradaki kimse o n u anmsa m
yordu artk. Dam ian'n lmn gre n ustaba Diego Aba
roa'ya soru sormak istedi m , n e var ki Abaroa, k-ban d a
kend i l iinden lm t . Damian'n y z izgi lerini gzmde
69
canlandrmaya altm; aylar sonra, baz eski albmleri kar
trrken, canlandrmaya altm esmer yzn, aslnda Ot
hello'yu oynayan nl tenor Tamberlik olduu o rtaya kt.
imdi kestirimlere geiyorum. En kolay, ama ayn zaman
da en az doyurucu olana gre i k i Damian var: 1 94 6 dolayla
rnda Entre Rios'ta len dlekle 1 904'te Masoller'de can ve
ren yi it. Ama bu kestirim, asl bulmacalar aklamakta ya
ya kalyor: bunlardan biri , Albay Tabares'in belleindeki ga
rip deiimler, bir de bu kadar abuk geri dnm bir ada
mn imgesini, hatla adn bunca ksa srede silebilen genel
u nutkanlk. (Daha basit bir olasl kabul e demem , etmek
de istemem - yani ilk adam benim uydurduumu. Ulrike
von Khlnann'n yrtt doast varsaymsa daha tu
haf. Ulrike, Pedro Damian'n arpmada ldn ve l m
annda Tanr'ya kendisini E ntre Rios'a gtrmesi iin yalvar
dn i leri srmt. Tanr, bu duay yerine getirmeden n
ce bir an duralam, o arada adam lmt bile, yere dt
bakalarnca da grlmt. Gemii bozamayan ama
onun imgelerine sz geirebilen Tanr, Damian'n zorlu l
mnn imgesini bir baygnla evird i . Doduu eyalete ge
ri d nen, asl nda olann lsyd. D nd ama b ir hortlak
olarak, unutmayalm. Kadnsz, dostsuz, yapayalnz yaad ;
her eyi seviyordu, her ey i vard ama belli b ir uzaklkta, ay
nann br yzndeymi gibi; sonunda " ld" ve soluk gl
gesi kayplara kart, suya damlayan su gibi. Bu olduka ak
sak bir kestirim, yine de beni doruya (imdi doruluuna
i nand n) daha basit, ayn zamanda daha raslanmadk kes
tirine g trmekle bel ki pay vardr. Gizemli bir b iimde Pa
radiso'nun XXI. Kan to'sunda Dami an' n kimlik sorununa
eilen i k i clize clcn yola ka rak Pier Damiani'nin bili msel i n
celemesi D O n ipolclidda arad m buldum. lnceleme
nin beinci b l m nde Picr Damia n i , -Aristoteles ve Fred e
garjus de To urs'a kar karak- Tanr'nrn bir zaman olmu
70
bir eyi hi olmama evirme gc tadn ileri srer. Bu
dinbilimsel tartmalar okurken, Pedro Damian'n trajik y
ksn kavramaya baladm.

Benim zmm u. Damian, Masoller'de, sava alannda


bir korkak gibi davranm ve yaamnn geri kalan blm
n bu utan verici zayfln dzeltmeye adamt. Entre Ri
os'a dnd; hi kimseye el kaldrmad, hi kimseyi boazla
mad, cesur bir adam sfatyla nlenmeye kalkmad. Tam
tersine, Nancay'in tepelerinde yaad, kra toprakla, yabani
davarla uraarak kendini sert ve dayankl hale getirdi. Ola
ki farknda olmadan mucizeye giden yolu hazrlyordu. Ta
iinden, Yazg bana bir sava daha sunarsa, ona hazr olaca
m, diyordu. Krk yl boyunca bekledi durdu, sze dkl
memi bir umutla, sonunda lm annda yazg, o na zledii
sava sundu. Sava, bir sayklama kisvesine brnp geldi,
nk Yunanllarn bildii gibi hepimiz bir dn glgeleri
yiz. Can ekiirken, savan yine yaad, erkeke davrand
ve son akna nclk ederken bir kurunla gsnn orta
sndan vuruldu. Bylece 1 946 ylnda, uzun ve iin iin ya
nan b ir tutkunun ileyii sonucunda Pedro Damian, 1 904
kyla bahar arasndaki Masoller yenilgisinde ld.
Summa Tlcologiae'de, Tanr'nn gemii bozabileceine
kar k l r ama nedenlerle sonularn karmak sralama
snc lan sz edilmez , bu yles i ne engin ve kendi ne zg bir
sralamadr k i b elki de bir teh y adrg gerei, ne kadar
nemsiz gzkrse gzksn, imdiyi geersiz klmadan
ortadan kaldrmak olas deildir. Gemii azck deitir
mek, bir tek gerei deitirmek deildir; o gerein sonsuz
olmaya y atkn sonularn da ortadan kaldrmaktr. Baka
bir deyile, iki evrensel tarihin yaratlmas demektir. Diye
lim ki, ilk keresinde Pedro Damian, Entre Rios'ta l 946'da
ld; ikincisinde, Masoller'de 1 904'te. Bizim u anda yaa-
71
<lmz, ikinci tarih; yine de b irinci hemen rtbas edilmedi
ve demin deindiim garip elikilere yolat. Farkl evrele
rin deiimi Albay Dionisio Tabares'te ortaya kt. nce
Damian'n dleklik e ttiini anmsad; sonra onu hepten
unuttu, daha sonra da Damian'n yiite lmn anmsa
d. Ustaba Abaroa'nn bana gelenler de az aydnlatc de
il bence, don Pedro Damian'a ilikin anlarnn arln
kaldramad iin lmek zorunda kald o.
Bana gelince, benzer bir riski gze aldm sanmyorum.
Ben insann aklnn ermedii bir ilemi varsayarak ie ko
yuldum, bir tr mantk gsterisine giritim; ama be nim bu
ayrcalmn sakncalarn azaltacak baz koullar sz ko
nusu. u anda hep doruyu yazdmdan kukuluyum. Ga
liba ykmde birka uydurma an var. P edro D amian' n
(eer bir zaman yaadysa) , P edro Damian adn tadn
dan kukuluyum, acaba bir gn, bu yky btnyle Pier
Damiani'nin incelemesinden esinlenerek kurduuma inan
mak iin mi Pedro Damian diye anmsyorum adn . Ayn
ey, ilk paragra[ta szn ettiim, gemiin geri gelmezli i
ni odak alan iir iin de sylenebilir. Bundan birka yl son
ra , Cantastik bir yk yazdma i nanacam ve bir zaman
lar gerekten yaanm b ir o lay kayda geirmi saylaca
m, tpk iki bin yl nce bir adamn doumunu anlattna
byk bir saflkla inanarak lsa'nn doumunu nceden bil
diren Virgilius gibi .
Zaval l Damian! lm, onu yirmi yandayken hazin ve
pek duyulmadk bir savan blgesel bir arpmasnda ya
kalamt, ama sonunda yrekten istediini elde etti, ve o
uurda ok uzun sre alt, belki de bundan daha byk
bir mutluluk yoktur.
EVREN Tomris Uyar

72
DEUTSCHES REQUIEM

Beni ldiirse de, gveneceim ona.

Eyuh 1 3 : 1 5

Adn Otto Dietrich zur Linde. Atalarmdan biri, Christoph


zur Linde , Zorndorf zaferinin kaderini b elirleyen svari
saldrs nda ld . Anne tarafndan b ykbabam U lri c h
Forkel, 1 870 ylnn sonlarna doru Marchenoir o rmann
da Ji'anc-tireur'ler tarafndan vurularak ldrld; babam,
y zba D ietrich z ur Linde, 1 9 1 4'de N an ur kuatmasnda,
iki yl sonra da Tuna'nn geilmesi srasmda yararlk gs
terd i . 1 Bana gelince, ben ikenceci ve katil olarak ldr l e
ceim. Mahkeme heyeti adil karar verd i; bandan beri su
umu kabul ettim. Yarn, hapishane nin saati do kuzu vur
duund a , lmn diyarna ayak basm o l acam; u anda
atalarm dnmekliim o k doal, d eil mi ki onlar n
glgelerine bunca yakn m , d eil mi ki, bir b akma, o ktan
onlarla zdeim.

Alatc, atalarndan en nls, tarihi ve Yahudi dini aratrcs .Jolannes


Forkel'dcn ( 1 799- 1 846) bahsetmemesi manidardr. Forkcl, l lcgd diyalektiini
1-lristiya din bilimine uyarlam, saysz Apokrifal kitaplar olduu g i b i aktaran
evirileri l Icgstcnberg'i sansr ile Thilo ve Gesenius'un onayna mazhar ol
mutur - yaym hazrlayann notu.

73
Mahkeme srasnda hi konumadm, neyse ki ksa sr
d; orada kendimi hakl karmaya almak yargy engel
leyecek ve korkaklk gibi alglanacakt. Artk durum farkl;
infaz arefesinde korkusuzca konuab ilirim . Merhamet d i
lenmiyorum, nk kendimi sulu hissetmiyorum ; ama an
lalmay dilerim. Bana kulak vermeyi bilenler, Almanya'nn
tarihini ve dnyann gelecekteki tarihini kavrayacaklardr.
imdi kurald ve aknlk uyandrc olan b enimki gibi
vakalarn ok yaknda sradan vakalar dzeyine ineceini
biliyorum. Yarn leceim, ama gelecek kuaklarn bir sem
bolym.

1 9 08'de Marienburg'da d odum. imdilerde hemen he


men unutulmaya yz tutmu iki konuya olan tutkum, nice
mutsuz yllarn ykn y iite hatta mutlulukla tamama
yolat: mzik ve m e tafizik. B tn hamilerimi aklayamam
a m a sylemeden geemeyeceim iki tanesi var k i , biri
Brahms, dieri Schopenhauer. iirle de uratm; yukarda
ki ikisine mthi Cermenvari baka bir ismi, William Sha
kespeare'i de eklemek isterim. Esk iden dinbilinle de ilgi
lenmitim, ama beni bu hayal rn disiplinden (ve Hristi
yanlk inancnclan) alp gtren, dorudan savlaryla Scho
pcn hau c r old u ; dnyalarnn sonsuz eitliliiyle de Sha
kcspeare v e Brahns. Bu kutlu yara tc larn eserinin herhan
gi bir vehesi nnde kalbi sevec e nlik ve minnetle arpa
rak, hayranl k i<,;inde duralayan herkes bilsinki, ben de dur
dum onlarn durduu yerde, o tiksin ben.
Nietzsche ve Spengler hayatma 192 7 sralarnda girdi .
Bir onsekizinci yzyl yazar kiinin adalarna borlu ol
mak istemediini syler. Ben de, zerimde bask kurduu
nu dndm bu etkiden kurtulmak amacyla Abrech
rmg m i l Spengler bal kl bir makale kaleme aldm ve bu
yazda, yazarn Faustvari dedii zelliklere dikilmi en ben-
74
zersiz antn Goethe'nin kaynaklar belirsiz piyesi2 deil, fa
kat yirmi asr nce kaleme alnm De rerum natura adl bir
iir olduunu ne srdm. Gene de, tarih filozofunun, z
d eksel alman cerndeutsch) ve askercil ruhuna saygda ku
sur etmedim. l 9 29'da parti yesi oldum.
raklk yllarm konusunda pek fazla bir ey sylemeye
ceim. Benim iin tekiler iin olduundan daha zor geti
bu y llar, nk cesaretsiz b i r insan olmamakla b irlikte,
iddetten tiksinirim. Gene de yeni bir d nemin e iinde
bulunduumuzu ve Mslmanln ve Hristiyanln erken
dnemleriyle karlatrlabilecek olan b u dnemin yeni bir
insan gereksindiini anlad m . Kiisel olarak dava arkada
larrn tiknsinclirici buluyordum; bizi biraraya getiren yce
ama iin bireyselliimizi bastrmamz gerektiini hatrlatp
durdum kendi kendime, ama bouna.
Din bi lginleri Tanr nn , dikkatini, u kelimeleri yazan sa
elden bir an bile ekmesi halinde, e lin o an, sanki alevsiz
bir atele tutumucasna hilie gmleceini ileri srer
ler. Bence hikimse ne varln srdrebilir, ne bir bardak
su ic,;ebilir ne de bir para ekmek kopabilir yaptnn bir
gerekesi olmakszn. Her insan ic,;in bu gereke farkldr;
ben inancmz hakl karacak acmasz savan bek leyii
iindeydim. Onun muharebelerinde bir nefer olaca m bil
mek bana yetiyordu. Kimi zaman lngilizlerle Ruslar n kor
kakl nn a ma c m z baltalayaca ndan korktum. A ma
rastlant ya da kader geleceime farkl bir yn verdi. 1 Mart
l 939'da, gece olurken, Tilsit'de gazetelere gemeyen olaylar
oldu; Havra'nn arkasndaki bir sokakta, bacama iki kur-

2 tek i uluslar masumca, keml i ilerinde ve kendileri iin , mi neraller ya cL gk


cisimkri gibi yaayp gidiyorlar; Almanya ise her eyi yanslayan evrensel ayna,
clnyan bilincidir (da., Wel tlcwsstsein). Goethe o ekmcn i k kavrny pro
tot i p i cl i r. Onu yaclsmyonn, ama onda Spengler ' i n tezindeki Faustvari insan
ela greni yoru.

75
un sapland ve bacam kesmek gerekti.3 Birka gn sonra
ord ularmz Bo hemya'ya gird iler. Si renler o nlarn giriini
haber verirken ben sakin bir hastahaned e yatm, kendimi
Schopenhauer'de kaybetmeye, unutmaya almaktayd n.
Kocaman, kendini brakm bir kedi, naar yazgmn sem
bol, pencerenin pervaznda uyumaktayd .
Parerga ve Paralipomena'n n birinci blmnde, insann
bana gelen her eyin, doum an ndan lmne kadar,
kendisi tarafndan belirlenmi olduunu bir kere daha oku
d um. Bu bakmdan, her ihmal kastl, her rastlansa! kar
lama bir randevu, baa gelen her rezillik b i r tvb e , her ba
arszlk esrarengiz bir zafer, her lm bir intihardr. Kendi
ba htszlklarmz kendimiz setiimiz fikri k u rnazca b i r
avuntudur; bu bireysel ereklilik gizli b i r dzeni varsayar ve
o bizi cmerte, tanrsallk atfederek lanetler. Hangi bilin
mez niyet (diye sorguluyord um bou bouna) o gn le
den sonra o mermileri ve o sakatl arayp buldurdu bana?
Elbette ki sava korkusu deil, onu biliyordum; daha der in
bir eydi. Sonunda buldum. B i r din uruna lme k o n u so
nuna kadar yaamaktan daha kolayd r; E l'cs'de vahi hay
vanlarla boumak o kadar da zor deild i r (ad san be l i rsiz
binle rce din ehidi yapm tr bunu) , l sa' nn h i zmetka r Pav
lus olma k ondan daha z o rd ur; tek eylem, tm b i r insan ya
amndan daha az nemli d i r. Sava ve zafer b irer lwlayll
l r; Raskolnikov'un giritii i Napolyon'unun kinden daha
eti neli. 7 ubat 1 94 l'de Tarnowitz toplama kampna m
dr yardmclna getirildim.
B u grevi ye rine getirmek ho dei l d i , ama hic,; aksatna
dn . Ko rkak kend ini ate altnda kantlar; merhamet sa hi bi,
sofu kendini hapislerde ve bakala rn n ektii aclarda s
nar. Esas itibariyle, Nazizm ahlaki b i r eylemdir, yaralarn

3 Du yarann :o k ciddi somlma yolall sylentisi yaylnll. (Yay haz. notu.)

76
yeniden sarmak iin insanln rm yanlarn skp at
mak. Bu dnm savalarda, yzbalarn kard grl
t patrt ve haykrlar arasnda olaandr; sinsi, aldatan
merhametin bizi insanlk kadar eski bir yumuaklkla ba
tan karmaya alt sefil b ir hcrede ise yle deildir.
Bouna deil bu kelimeyi kada geiriyor olmam: bu Zer
dt stn insan iin, merhamet gnahlarn e n by.
nl air David Jerusalem'i bize yolladklarnda (itiraf edi
yorum) az kald bu gnah iliyordum.
Elli yalarndayd. Dnya nimetlerinden yana yoksul, ko
vulmu, itilmi, hakarete uramt, dehasn Mutluluu y
celtmeye adamt. Albert Soergel' in Dicl lung der Zeil adl
eserinde onu Whitman'la karlatrdn hatrlarm. Kar
latrma tam yerinde deil. Whitman evreni her eyi ncele
yen, soyut, neredeyse kaytsz bir biimde yceltir; Jerusa
lem ise her eyden sevin duyar, titiz ve kesin bir sevgiyle
sever onlar. Hibir zaman sayp dkme ve kataloglar yarat
ma yanlna dmez. O olaanst iiri Kaplanlar Ressam
Tc Yang'dan alt ll dizeler var hala aklmda, sanki izgi
izgi kaplanlarla b ezeli , iiri boylu boyunca geen, sessiz
kaplanlarla az na kadar ykl, kaplanlarla izik izik o
mthi i irden. Rosencrcnlz Mele/de Konuuyor adl tirad da
hib i r zaman unutmayaca m; bunda onaltn c yzylda
Londra'da yaayan b ir faizci, lm deinde iledii sular
nafile yere hakl karmaya alr, bilmez ki hayatnn b tn
anlam mterilerinden (bir kere grd ve hatrlamad)
bir tanesine S hy lock karakterini esinlenclirmek olmutur.
Akldan kmayacak gzleri , sararm b i r teni , neredeyse
kap kara bir sakal olan David j erusalem, tam bir Scfarad Ya
hudisi p rotipiydi, oysa ki aslnda yoldan km ve nefret
edilen Akenazlardand. Ona acmasz davrand m; ne mer
hametimin ne ele nnn beni dize getirmesine izi n verdim.
Yllar nce anlamtm ki, yeryznde olas bir Cehen nemin
77
tohumunu iermeyen hibir ey yoktur; bir yz, bir kelime,
bir pusul a, bir sigara reklam onlar unutamad takdirde
kiiyi ldrtabilirler. Gece gndz Macaristan haritasn ak
lndan karamayan bir adam ldrmaz m? Bu ilkeyi kam
pmzn disiplin rej imine uygulamaya karar verdim, ve . . 4 .

1 94 2 ylnn sonunda, jcrusalem akln karm bulunuyor


du; nihayet, 1 Mart 1 943'de kendini ldrmeyi baard.5
jerusalem, onu ortadan kaldrdmsa bunu kendi merha
metimi ortadan kaldrmak iin yaptm anlad m, bilmi
yorum. Benim gzmde o bir insan deildi, bir Yahudi bile
deildi; ruhumun irendiim b ir b lgesi olup kmt.
Onunla azap ektim, o nunla ldm ve bir anlamda o nun
yansra yittim; bu yzden, acmaszlm sonsuzdu.
Bu arada baarlarla dolu bir savan gnlerini, gecelerini
kutlanaktayclk. Soluduumuz havann ta kendisinde ak
ancl rcl sylenebilecek bireyler vard. Kalplerimiz heye
can ve cokuyla arpyordu, sanki deniz yanbamzdayd.
Her ey yeni ve farklyd o gnlerde, ryalarmzn azda
brakt tad bile. (Ben , belki de hibir zaman tamamen
mutlu olamadm. Ama biliriz ki mutsuzluk yitik cennetler
gerektirir. ) Her insan hayatn olanca doluluuna yknr,
yani tadna varabilecei yaantlarn tmn yaamak iste r;
hibir kii yoktur ki , bu sonsuz mirasn bir ksmnn kendi
sinden alnacandan korkmasn. Fakat diyebilirim ki be
nim kuam her eyi u noktalarda yaad, nk nce za
feri tat! k, ardndan yenilgiyi.

4 Burada bir i k i cmleyi karmak zirudaydk - yay haz. notu.

5 )cnsalc"in ada hibir yerde, Soergel"i eserinde h i l e rastlayamadk. Alnan


edeliyatlarn tarihinde de ad gc.;niyor. Gene de onun uydurma olduunu
sanmyorum Tarnowitz'de Otto Dietricl zur Lincle'nin emriyle hir ok Yaludi
aydm ikence grnt\tt\; hunlar arasda piyanist Enma Roscnzwcig da var
d r. 'David _ jerusakm' belki de birok kiinin simgesi olan b i r i d i r. 1 Mart
l 943'de ld soylcniyor; anlatcn Ti lsit'te yaraland tarih ele 1 Mart
1 939'dur - yay haz. notu.

78
1 942'nin ekim ya da kasm aynda kardeim Friedrich,
ikinci El Alameyn meydan savanda, Msr llerinde ld
gitti. Aylar s o nra, bir hava b ombardman d o duum evi
yerle bir etti; 1 94 3 sonlarnda baka bir hava saldrsnda
laboratuvarm yokoldu. nc Reich lmekteydi, usuz
bucaksz ktalar tarafndan hrpalanarak; saysz dmanna
kar tekbana mcadele ediyordu. Derken akl almaz bir
olay old u, nemini ancak imdi anladm sanyorum. f
keyi yudum yudum itim bitirdim sanyordum ki, son yu
dumlarda azmda beklenmedik bir tatla karlatm , mut
luluun esrarl ve neredeyse d e hetengiz tadyla. eitli
aklamalar denedim, ama hibiri yeterli olmad. yle d
ndm: yenilgiden honutum nk iten ie sulu olduumu
biliyorum, beni selamete karacak tek ey var, o da cezaland
rlmak. yle dndm: yenilgiden honutum, nk bu bir
sondur ve ben ok yorgunum. yle dnd m : yenilgiden
honutum, nk gerekleti, o biz olan, biz olmu olan, biz
olacak olan biiin bu olaylarla ka(nlmaz olarak balanl l,
l tek bir olguyu dcli yok saymal yo da laneilcmck evre
nin adna lwra almaktr. Bunlarla oyalandm, en sonunda
doru aklamay buldum.
Her i nsann Aristotelesi ya da Platoncu doduu syle
nir. Bu, her soyut tartmann Aristoteles'in ya da Platon'un
polemikl erinde bir karl olduunu sylemekle ayn ey
d ir; yzyllar ve d iyarlar boyu, adlar, yzler ve leheler de
iir, fakat ebedi hasmlar deimez. U luslarn tarihi ele giz
li bir sreklilik kaydeder. Arminius, bir sazlkta Varus'un
tmenlerini bitiinde, Alman mparatorluunun nc l
olduunu bilmiyordu; ncil evirmeni Luther, hedefinin n
cil'i ebediyen yokedecek bir halk biimlendirmek olduu
nu kestiremezd i ; 1 758' de Rus kurunuyla len Christoph
zur Linde, bir bakma 1 9 1 4'n zaferlerini hazrlyordu. Hit
ler tek ulus iin savatna i nanyordu fakat aslnda herkes
79
iin, hatta ne[ret ettii ve saldrdklar iin de savamaktay
d . Kendi ben'inin bunu bilmemesi nemli deil; onun kan
ve onun iradesi bundan haberliydi. Dnya Yahudilikten ve
Yahudiliin bir hastal olan sa dininden lmekteydi; biz
ona iddeti ve klcn dinini rettik. O kl bizi katlediyor
ve bizler kendine bir labirent yapp mrnn sonu na kadar
o labirentte gezinip durmaya lanetlenen byc gibiyiz; ya
da Davut gibi ki, mehul bir a dam yarglam, lme mah
kum etmi, sonra da u hkm duymutu: O adam sensin.
Yeni Dzeni kurmak iin pek ok ey yokedilmek zorunda;
artk biliyoruz ki Almanya da bunlardan biriy di. Yaamlar
mzdan da fazlasn Hayatlarmzdan fazlasn gzden kar
dk, sevgili Anavatanmzn kaderini [eda ettik. Brakn ba
kalar ilensin, gzyalar d ksn; kaderimizin d ngsn
tamamladn ve kusursuz olduunu dnmek beni se
vi nlere garkediyor.
Amansz bir a balamakta. Bizler bunun mimarlaryz,
c;oktan onun kurban olan bizler. lngiltere'nin balyoz b izim
rs olma m z ne farkeder, ne mli olan, uaka Hristiyan p
srkl yerine iddetin hakim olmasdr. Zafer, adaletsizlik
v e mutluluk Almanya'nm k smeti c[eiJse, b rakn bakala

r nn olsun. Yeter ki Cennet varolsun, bizim mekanmz Ce


hennem olsa eh
Ay naya bakyoru m kimim ben, birka saat sonra, lmle
yzyze geldiimde, nasl davranacam bilmek istiyorum.
Tenim korkabilir; ben korkmuyorum.
EviREN Fatih zgver

80
AVERROES'N ARAYII

Tragedya'nn vg sanatndan baka bir ey


olmad n dlerken . . .

Ernest RENA N : Avcnocs, 4 8 (1851)

Abdlhalid Mu hammed, lbni Ahmed, lbni Muhammed, lb


ni R d , (bu uzun adn Averroes oluu bir yzy l s recek,
nce Benraist, sonra Avnryz, dahas Aben-Read ve Filius
Rosaid evrelerinden geecekti) Tahafut-l-tahaful (Ykmn
Ykm) adl yaptnn on birinci b lmn yazmaktayd,
b u yaptta Tahafut-l-falasifa'nn (Feylesoflarn Ykm) ya
zar Dervi Gazali'nin grne kar karak, tanrsaln
yalnzca evrenin genel yasalarn, bireye deil trlere ilikin
yasalarn bildii gr ileri srlr. Usul bir gvenle sa
dan sola doru yazyordu; tasmlar biimle nd irme, koca
man paragraflar birbirine balama abas , evresindeki l o,
d erin evi bir esenlik durumu gibi alglamaktan alkoymu
yordu onu. lesonu ekerlemesinin derinliklerinden ak
kumrular, bouk tlerle seslendiler; grnmeyen bir av
ludan bir fskiyenin sesi ykseldi; atalan Arabistan llerin
d en gelen Averroes, suyun bu srekliliine kre tti. Aa
da bahe ve meyva aalar uzanyordu; aada ilek G u
adalkuivir, sonra e n a z Badat y a d a Kahire kadar esiz, sev
gili Kordoba kenti uzanyord u , tpk karma1k, ince cik b ir
81
gere gibi ve her yanda (Averroes bunu da duyuyordu) yer
yznn snrlarna uzanan spanyol topra, ok az eyi
olan ama o az eylerin herbirinin zengin-zl ve ncesiz
sonrasz varolduu izlenimini veren bir toprak.
Kalemi sayfada ilerliyordu, savlar sarmap rtlmezle
iyordu, gelgelelim ufak bir kayg Averroes'in neesini ka
rartyordu. Esin rn b ir yapt saylan Talafui de ildi bu
kaygnn neden i, kendisini insanlarn gznde aklayacak
ant-yaptna, Aristoteles yorumun a ilikin d il bilimsel bir
sorundu. Felsefenin pnarba denilecek o Yunanl , insanla
ra biline bilecek her eyi retmek zere balanmt;
Averroes'in zorlu abas da onu, ulemann Kur'an' yorum
lay gibi yorumlamakt. Bu Arap fiz ikini n , kend isind en
on d rt yzy l arayla yaa m b i r adamn dncelerine
bylesine adanndan daha gzel, daha dokunakl olaylara
tarihte pek az raslanr. in znden gelen glklere bir de
Sryanice ve Yunanca bilmeyen Averroes'in bir evirinin e
virisiyle uratn katmamz gerek. B i r gece nce, Kouh
Y n iemi 'nin daha balar nda, iki belirsiz sz karsnda du
ralamt. Bu szckler tragedya ve komedya idi . Yllar nce
bunlara Sz Sanat'nn nc kitabnda raslamt; slam
dnyasnda bunlarn ne anlama gelebileceklerin i tek kii
bile kestire memiti. Aphrodisiasl skender'in sayfalarn
bouna kartrm, N asturycn Huneyn bni shak ile Ebu
Beer Mata'n n uyarlamal a r n bouna karlatrmt. Bu
iki karanlk szck, Ko:;uh Yntemi m e tnind e dalbudak sal
mlard; onlardan ka m ak olanakszd.
Averroes, kalemi b rakt . Kendi kendine (d ediklerine faz
laca bel balamadan) aradmzn ou kere yanbamzda
old uun u syledi, Tahaful yazmasn kapad, kr bni Si
na'nn , ranl hattatlarn elinden kma Molham ciltlerinin
dizil i durduu rafa yrd. Onlara daha nce bavurmad
n dnmek, dpedz ken dini aldatmak demekti ya yine
82
de sayfalar tembel tembel kartrma keyfini engelleyemedi.
Bu yorucu oyalanmadan, kulana alnan bir ezgiyle silkin
d i . Balkondaki kafesin arasndan bakt; aa da, darack,
toprak avluda, yar plak ocuklar oynuyorlard. Biri, teki
nin o muzlarna km, besbelli mezzine yknyordu,
gzleri smsk yumulu, "Tanr'dan baka yoktur tapaca k,"
diye haykryordu. Onu hi kmldamadan srtnda tayan
ocuksa, minareydi; bir baka ocuk, toprakta secdeye var
m cemaati canlandryordu. Oyun uzun srmedi, herkes
mezzin olmak istiyor, kimse cemaat ya da min are olmaya
yanamyordu. Averroes onlarn kaba leheyle, yani yarma
dann Mslman halknn k o nutuu ham lspanyo lcayla
tarttklarn duydu. Celil'in Kiicb l ayn'n at, emir Ya
kub Elmansur'un kendisine ta Tanca'dan gnderdii bu ku
sursuz yaptn Kordoba'da, (belki de btn Endls'te) bir
kopyasnn daha bulunmadn dnerek gururla nd. Bu
llnamn adn annca, Fas'tan dnen gugin Kasm El-Ea
ri'yle o akam yemei Kuran bilgini Farah'n evinde yiyecek
l eri aklna geldi. Eblkasm, Sin ( in) imparatorl uunun
kaplarna vardn sylerdi; hasmlarysa, kin duygusun
dan kay naklanan o anlalmaz us yrt biim iyle onun
i n'e a d m atmadna ama o lkenin topraklarn da Allah' n
adna kara aldna yemin ederlerdi. Top lant uzun sre
cekti belli; Averroes, Tchcfut'u yazmaya balad kal d yer
den. O aka m n alacakaranlna kadar alt.
Farah'n evinde konuma d nd dolat, valinin bulu n
maz erdemlerinden kardei emirin erdemlerine dayand,
sonra bahede, gllerden sz e dildi. Gllere bir kerecik ol
sun bakmayan Eblkasm, Endls'n kr evl erini ssleyen
u gller gibi gl olmayacana yemin etti. Faral kend ini
vgye kaptracaklardan deildi; lbni Katiba'nn Hindistan
bahelerinde yetien lmsz bir gl trnn kusursuz bir
rneinden, kan-krmz tayapraklarnda "Tanr'dan baka
83
yoktur tapacak ve Muhammed Tanr'nn Elisi'clir" harfleri
ok unan bir gld en sz ettiine d eineli. E b lkasm'n o g
l grd nden k uku d u ymadn ela ekled i szle rin e .
Eblkasm, o n u kaygyla szd. Evet el ese, evresindekiler,
h e m ele h akl olarak, dzenbazlarn en tezcanls, en gn l
ls sayacaklard o n u ; hay r ele s e , kafir ol acakt . U z u n
uzun dald ktan sonra Tann' nn b t n gizlerin anahtar n
e linde t uttuunu, yeryz n d e O ' n u n Kitabna gem emi
bir tek bahar ve gz rn b u lunmad n syledi. B u sz
ckler Kur'an'n b irinci blmnck yn almaktadr; evre
den b i r honutl uk m r lts ykseldi. S e rgi ledii tartma
h nerinden ba dnen E blkasm , lam Tan n'nn yaratla
rncla eksi ksiz ve us e rdirilmez ol d u un u ileri srecek ti ki
Averrocs, so runsal gn m zde ele s ren H ume' un gel ecek
teki tan tlarn ngrerek el ed i ki:
"Bilge l bni Katiba'nm ya ela h attatlarn yanlgsn kabul
etmek, baa yeryznde i nan-szcs g lle rin b ulundu
unu b enimsemekten daha az g geli yo r. "
" Doru. By k, doru szl er b unlar," eledi E b lkasm.
" Gezginin biri," d i y e anmsad air A b d lmelik, "y ei l
ku lan meyveler veren b i r aatan sz ediyo r. Ona inanmak
hat l g lle re inanm aktan d a h a az z o rl a yc g e l i y o r bana
hakas."
" Kukula rn rengi b u tansa k t ut u yor zaten," el e d i
Averroes, "Hem neyvalarla kular, doal d nyann parala
rd rla r, oysa yaz , b i r sanatt r. Yap raklardan k ulara var
mak, gllerden ha rnere va rmaktan kolaydr elbet . "
B i r baka ko n uk, zgn Kur'an'n -Kitabn Anas- Ya rat
l'tan nceye dayandn ve cennette saklanldn anm
satarak yaz nn bir sanat tr saylmasna fkeyle kar k
t. Bi r bakas, Kur'an, i nsan ya ela hayvan kalbna girebilen
bir t z cl r diyen Basral aliz'clen sz at, kutsal ki taba if
te yz yaktranl arn d nceleriyle uyu m l u yd u b u g r.
84
En sonunda Farah temel retiyi a mlad. Kur'an (dedi)
tanrnn nitel iklerinden b iridir, tpk O'nun dillerde gezen
takvas gib i ; bir k itaba geirilmi, dile getirilm i, y rekte
an lm tr, o d i l , o harfler, o yaz i nsan elinden kmadr
ama Kur'an ele-gemez clir ve ncesiz-sonraszdr. Devlet s
t ne bir yorum yazm olan Averroes, Kitabn Anas'nn Ef
latun modelini olduka and rd n syleyebilirdi tab i i ama
d i nbilimin Eblkasm'a t myle kapal bir konu olduunu
sezmiti .
Bu zellii ayrdeden teki konuklar da F hlkasm' t an
sklar anlatmaya zorladlar. O zamanlarda da d n ya i mdiki
gibi b ir canavarlar yatayd; gzpe kler de d olanyordu or
talarda, sonuna kadar alalabilen hainler ele. E b lkasn' n
bellei, zel gizli korkakl klarn b i r aynasyd. Ne anlatabi
lirdi ki? Dahas, ondan tansk bekliyorlard ve tansklar ola
ki iletilmeye gelmezdi ; Bengal'in ay , Yemen'deki ayn tpk
s deild ir ama ayn szc klerle betimleneb ilir. Eb lkasn
bocalad; sonra konutu:
"eit eit i kli mler ve kentler g re n kii , " d e di hog
ryle, " vgye deer nice eyle karlaacakt r. imdi size
u anlatacaklarm , szgelim i , yalnzca b ir k eres inde Trk
l eri n Han'na anlatmtm . Olay, Sin Kalan'da Bengisu Irna
'nn denize kart yerde gemitir. "
Farah, kenti n lskcnder Z l Karneyn'in (Makedonya'l B
y k lskencler) Mecc ve Yec c ak mlarna kar y aptrd
seciden uzakln sordu.
"Arada l vardr," dedi Eb lkasm b ilinsi z bir kib irle.
"Derler ki bir kafile, ancak krk g n y o l aldktan sonra ken
tin kuleleri ni greb ilirmi, b ir k rk g n de k e nte varmak
ekermi. Sin Kalan'da, oray gren ya da oray greni g
ren tek kiiye raslamadn . "
Yrtc bitinsizl iin, katksz boluun, katksz mad
deni n rks kaplad Averroes'i b i r an. S i metrik baheye
85
bakt: inde bir yallk , bir bounalk, bir gerekd Llk
duydu. Eblkasm srdryordu:
"Bir ikindi, Sin Katanl mslman tacirler beni bir sr
insann birlikte oturduu, ahap kaplamalar b oya l bir eve
gtrdler. Evi tanmlamak olanaksz ya, daha ok stste
dizilmi sra sra blmelerden, balkonlardan oluan bir tek
oday andryordu. Bu o yuk lard a yeyip ienler gze arp
yordu, yerlerde de taraada da. Taraadakilcr, davul ve !ut
alyorlard , Tanr'ya yakaran, ark syleyen ve konuan on
be-yirmi kiiyi (kzl maskeliydiler) saymazsak. Zndan i
kencesi ekiyorlard ama kimse zndan falan gremiyordu;
at srtnda gidiyorlard ama at falan grnmyordu; arp
yorlard ama kllar kamtand; ldkleri an, yine doru
luyorlard . "
"Delilerin edimleri," dedi F arah "uslularn ngrdkleri
ni kat kat aar. "
" O n l a r d eli d eildiler, " d iye aklamak z o ru nda kald
Eblkas m. "Tacirin anlattna gre bir yky canlandn
yorlarn."
Kimse bir ey anlamamt b u szlerden, anlamak d a iste
miyordu. akna dnen Eblkasn, anlatsn yanda kesip
beceriksiz bir aklamaya giriti. Ellerinin yardmyla eledi ki:
"Tutalm ki biri, bir yk anlatacana o yky canlan
drnaya kal ksn . Bu yk ele E fes'li yedi uyurlar o lsun
s zg elimi . Onlarn maaraya ekililerini gryoruz, gzle
ri ak uykuya dallarn gryoruz, uyurken yalanlarn
gryoruz, yz dokuz y l son ra uyanlarn gryoruz,
tacire eski bir demir para verilerini, Cennet'te uyanlarn,
o kpe k le uyanlarn gryoruz. O gn taraadakiler bize
buna benzer eyler gzlett iler. "
"Konuuyorlar myd ? " diye sordu Farah.
"Tabii konuuyorlard," dedi Eblkasm, bir zamanlar ka
f af;n old uka kartrm, artk g l kl e ammsad b i r
86
gsterinin szcs kesilere k , "Hem konuuy orlar, ark
sylyorlar, hem de sylevler veriyorlard . "
"Bu durumda," dedi Farah, "yirmi kiiye gerek yok. Bir tek
konumac istediini anlatabilir, ne kadar g olursa olsun."
Herkes bu sava katld. Arapann erdemleri saylp d
kld -Tann'nn mele klerine seslendii dil olan Arapa
nn- sonra da Arap iirinin erdemleri. Abdlmelik bu iiri
gereince vp deerlendirdikten sonra am'da ya da Kor
doba'da obanl imgelere ve B edevi az na yasl iirler yaz
may srdren airleri a-gemi olarak niteledi. Gzleri
nin nnde Guadalkuivir uzanan birinin, kuyu suyunu y
celtmesini gln bulduunu syledi. E ski benzetmeleri ta
zelemenin kolaylna dikkati ekti. Zhayr'n yazgy kr
bir deveye benzettii dnemde, byle bir benzetmenin in
sanlar etkileyebildiini ama be y zyllk srekli tansma
nn onu artk deersiz kldn syle di. Bu gr daha n
ce bir o k kere, b irok a z d a n duyanlar o na katldlar.
Averroes ses etmedi. E n sonunda, onlardan ok kendisine
sylercesine konutu:
"Bir zamanlar," dedi, "bunca tumturakl szler e demeden,
ama ilikili birtakm savlar getirerek ben de Abdlrnelik'in
nerisini savunmutum. lskenderiye'de, gnah ileyemeye
cek kiilerin, bir kere gnah ileyip de tvbe e denler olduu
sylenir; bir yanlgdan kurtulmak iin , diye ekleyebiliriz,
nce ona dm olmak gerektir. Zhayr, Mual laha'snda,
seksen yllk aclar ve utkular sresince yazgnn tpk b i r
kr deve gibi insanlar ineyip geiini s k s k grdn
sylyor; Abdlmelik bu benzetmenin b izi artk artmad
kansnda. Bu kar-sava eitli yantlar getirilebilir. Birin
cisi, iirin amac bizi artmaksa yzy llarla deil gnlerle,
saatlerle, hatta dakikalarla llecektir. !kincisi, nl bir a
ir, bir bulgucudan ok bir kaiftir. Berial lbni eref'i ven
ler, tan aarrken yldzlarn yavaa, bir aacn yapraklar
87
gibi dmesi imgesini yalnzca onun dleyebileceini yine
lemilerdir; gerekten yle olsayd, imgenin sradanlnn
bir kant saylabilirdi bu. Bir kiinin oluturduu bir imge,
bakasna ilemeyen imgedir. Yeryznde saysz ey var;
herbiri, bir bakasna b enzetilebilir. Yldzlar yapraklara
benzetmek, en az balklara ya da kulara benzetmek kadar
raslansaldr. yleyken, yazgnn sarsak ve gl, susuz ve
insanlk-d olduunu yaamnn bir dneminde ta derin
den duymam tek kii yoktur. te, ister geici, ister kalc
olsun, ille de kimsenin kanamad bu inan uruna yazl
mt Zhayr'in iiri. Orada sylenen, daha iyi sylenemez.
Ayrca (belki de dncelerimin temel gesidir bu) atolar
yerlebir eden zaman, dizeleri zenginletirir. Zhayr'in Ara
bistan'da kurduu dizeler, iki imgeyi, ihtiyar deveyle yazgy
kar karya getirmeye yaryordu; oysa biz imdi onlar yi
nelerken, Zhayr' da anmamza, bahtszlmz artk lm
olan o Arab n bahtszlna katmamza yaryorlar. O zaman
iki gcliydi bu benzeti, imdiyse d rt geli. Zaman, dizele
r in kapsamn geniletir, hele baz dizeler vardr ki tpk mu
siki gibi herkese her ey derler. mdi, ben yllar nce Fas'ta,
Kordoba'nn anlaryla yan p tutuurken, Abdurrahman'n
Rufaza bahelerindeki Afrika palmiyesine u sesleniini yi
nelemekten byk tat alrdm:

Sen de ey palmiye! sen de


Yabancsn b topraa. . .

iirin benzersiz doyumu bu: Dou'ya zlem duyan bir kra


ln sralad bu szckler, Arrika'ya srgn e dilen benim, s
panya'ya duyduum sla zlemini anlatmaya yarard. "
Sonra Averroes il k airlerden, slam'dan nceki Cahiliye
Dnemi'nde sylenebilecek her eyi llerin sonsuz dilinde
syleyenlerden sz etti. lbni eref'in safsatalarndan kayg
lanarak -haksz da saylmazd- eski ustalarda ve Kur'an'da
88
iir adna ne varsa tmnn bulunduunu ileri srd, yeni
likilik tutkusunu bilisizlikle, bounalkla sulad. tekiler
keyifle dinliyorlard nk gelenekseli doruluyordu.
Averroes kitaplna girdiinde, mezzinler cemaati sa
bah namazna aryordu. (Haremde, kara sal cariyeler,
kzl sal b i r cariyeye ikence etmilerdi, bunu leden
sonra renecekti Averroes. ) O iki karanlk szcn anla
mn bir baka ey aklamt. Salam zenli bir yazyla u
satrlar ekledi yaptna: "Ariustu , kasidelere tragedya, tala
malarla karglamalara da k o medya adn veriyor. Gerek
Kur'an'n sayfalar, gerek tapnan m uallalw'lar yetkin tra
gedyalar ve komedyalarla doludur. "
Uykusu gelmiti, yordu da biraz. Sarn kardktan
sonra madeni bir aynada kendine bakt. Gzlerinin neler
grdn bilmiyorum, hibir tarihi o yzn zelliklerini
anlatmad ki. Tek bildiim, birdenbire, grnmez bir atele
tutumuasna yokoluudur, onunla biri ikte evin , grn
mez fskiyenin, kitaplarn ve el yazmasnn ve kumrularn
ve saysz kara sal cariyenin ve korkud,,m ti treyen kzl
sal cariyenin ve F arah'n ve Eblkasm'n ve gl fidanlar
nn ve belki de Guadalkuivir'in yokoluudur.
Bu ykde, bir yenilgi srecini anlatmaya altm. nce,
bir Tanr'nn varlm kantlamay slenen Canterbury Pis
koposunu dndm; sonra felsefe tan arayan simyacla
r; daha so nra genin umarsz e b lclcriyle yuvarla
n kareletiricilerini. Daha sonra, kendisinden baka k im
seye yasaklanmam bir eree gz diken bir adamdan sz
etmek daha iirsel geldi. lslam'n kapal kresinde tragedya
ve Jwmedya szcklerinin anlamn asla zcn cyccck lbni
Rd', Averroes'i andm. O nun servenini aktard m ; yaz
dka, Burton'n sz ettii tanrnn, hani u boa yarataym
derken yaban kz yaratan tanrnn duyduklarn duy
dum. Yaptm, benimle dalga geiyormu gibi geldi. Tiyat-
89
ronun ne olabileceini bile bilmeden bir oyunun ne olabile
ceini tasarlamaya alan Averroes, Renan'dan, Lane'den
ve Asin Palacios'tan birka blk p rk alnt dan b aka
kayna olmakszn Averroes'i tasarlamaya alan b en den
daha gln deil gibime geldi. Son sayfaya vardm da,
anlam, metni kaleme alan kendimin, o sreteki kiili
imin bir simgesiymi gibi geldi, metni kaleme almak iin o
adam olmak zorundaydm, ve o adam olmak iin de o met
ni kaleme almak zorunday dm, sonsuza kadar uzayabilir
bu. (Kendisine inanmaktan caydm anda "Averroes" de
uup g i diyor. )
EViREN Tomris Uyar

90
ZAHR

Wa!!y Zenner'e

Zahir, Buenos Aires'te yirmi centavo deerincle ok rastla


nan bir paradr. Bir yznde N T harfleri ve 2 say tst jiletk
ya da akyla kaznm gib idir; br y znde ki tarihse
1 929'dur. (Gzerat'ta, 18. yzyln sonuna doru, Zahir bir
kapland; Cava'da, inananlarn talad, Sukarta Camii'n
den gelme kr bir adamd; lran'da, Nadir ah'n denizin d i
bine attrd, yldzlarn yksekliini saptamaya yarayan
bir gkbilim aleti, bir 'usturlap't; 1 8 9 2 sralarnda Meh
di'nin zindanlarnda, Rudolf Karl von Slatin' in eliyle do
kunduu sarn katlar arasna gizlenmi kk bir pusu
layd ; Zolenberg'e gre Kurtuba Camii'nde on iki bin s
tundan b iri nin mermerindeki bir damard ; Tetuan getto
sunda bir kuyunun dibiydi.) Bugn kasmn o n ; Zahir
haziranda afak vakti elime geti. Ben artk bu anlatdaki
'ben' d eilim; ama olanlar hatrlamam, hatta b elki anlat
mam bile hala mmkn. N e kadar b lk prk de o lsa ,
hala Borges'im.
Clementina Villar, alt haziranda ld. 1 930'larda sosyete
dergilerinde onun resimlerinden geilmezdi. Onun son de-

91
rece gzel olduu efsanesini yaratan, belki biraz da bu her
an gznnde bulunma zelliiydi; nk her p o rtresinin
bu sav kaytsz artsz dorulama d b i r ge rektir. Cle
mentina Villar gzellikten ok kusursuzlua dknd za
ten. branilerle inliler akla gelebilecek btn i nsani olas
lklar i[relemilerdir; Minah'da bir te rzinin Sept gnnde
alacakaranlk ktkten sonra elinde ineyle sokaa kma
mas gerektii sylenir. Trenler Kilab'ndaysa, konuun
kendisi ne ilk fincan sunulduunda arbal bir havaya b
rnmesi, ikinci fincan sunulduunda ise saygl bir honut
luk gste rmesi gere ktii yazl dr. ok daha ayrntl o lmak
la birlikte, Clemenlina Villar'n kendi kendinden bekledii
uzlamaz skclze ncle ele bu eitten bir eylere rastlamak
m m knd . Kon[ys'n izinde olan her mez y a da her
Talmucl'cu gibi, yapt btn ilerde kesin bir kusursuzluk
gzeti r di; stelik, onun abas bu yukardakilerden d aha
hayranlk verici ve yorucuydu , nk i mann n denektala
r ebedi de i l , Paris'le Hollywood'un durmadan deien
kaprislerine balyd. Cle mentina Villar gerekli yerle rde, ge
rekli saatte , gerekli takp tak t rma ve gerekli b k knl k la
boy gsterird i ; oysa b kknl k , takp Lakt rma, saat ve ye
rin neredeyse o an modas geer ve Cle ment ina Villar, e li n
de ancak bir beeni ucuzluun u tan m lamaya yarayacak ge
relerle kalakalrd . Flaubert gibi, o da m ut lak olan n aray
i indeyd i ; ancak onunkisi bir an s re n bir Mutlak't . r
n e k b i r yaam srdryordu, a m a i i ni sonu gelmez b i r
umarsz l k duygusu kemirip clurmaktayd. Kendi k e ndin
den kamak istercesine srekli ola rak yeni deiimler de
ne rdi ; sa nn rengiyle biimine gven o lm ayaca herkese
b ilin i rdi. Glmseyiini, ten in i , gz izgisini durmadan de
itirirdi. Otuz ikisini getii halde hala dal gib iydi. Sava
k nca kara kara dnmeye balad; Paris, Alman igali
a ltnda old uuna gre, moda nasl izlenecekti? Hibir za-
92
man gvenmedii bir yabanc, ona bir sr silindir apka
satacak kadar iyiniyetinden yararland; bir yl sonra bu an
lamsz modellerin Paris'tc hi giyilmemi o!clu ortaya kt
-demek ki bunlar apka filan deil, rastgele, ne id belir
siz, deli samas nesnelerdi ! - Belalar pepee gelir ya; Dr.
Villar, Araoz Soka'na tanmak zorunda kald, kznn res
miyse artk yz kremi ve o tomobil reklamlarn sslyordu.
(Bol bol s rnd yz kremiyle nicedir sahip olamad
o tomobiller.) Sanatn baaryla srdrebilmesi iin byk
bir servet gerektiini biliyordu ve yarm yamalak gz ka
matrmaktansa, sahneden ekilmeyi yeledi. Ayrca, ad sa
n belirsiz ne oldum delileriyle ak atmak zorunda kalmak
da arna gidiyordu. Araoz'daki kasvetli apartman dairesi
de ekilecek gibi deildi; Clementi na Villar, hazirann alt
snda Gney'deki mahallenin gbeinde lmek aykrln
da bulundu. Yreim Arjantinlilere zg tutkularn en ite
ni olan zppelikle dolup taarak ona ak olduu mu ve l
mnn beni gzyalarna boduunu aka syley eyim mi
dersiniz? Okur bunun oktan farkna varmtr b elki de.
Bir ly bekle tirken, r me srecinin cesede eski yz
l erin i kazandrd grlr. O telal alt h'1z iran gecesinin
bir an nda C lement i na Villar sank i b i r by sonucu yirmi
yl nc e k i ha lini ald ; yz izgileri gururun, para nn, genli
in , belli b i r stnle sahip olduu bilincinin, hayalgc
ktl nn, ks t l amalar n , vurdumduymaz l n verdii o
sertlie yeniden kavutu. N ed ense, diye d ndm, hi pe
i mi brak m ayan bu yzn h ibir hali belleimd e bunun
kadar uzun sre yer etmeyecek; bunun son yz olmas
ye rsiz deil, nk i lk yz de olabilirdi. Onu lmn ku
sursuzlatrcl kibriyle, ieklerin arasnda kaskat brak
tn. kp gittiimd e saat sabahn ikisi olmutu herhalde.
Darda, bir ya da iki katl tandk evler, gece, karanlk ve
sessizli k onlar iyice srad anlatrdnda edindikleri soyut
93
varlklarna brnmlerdi. N eredeyse tmyle b enlikten
arnm bir sofuluun verdii sarholukla, sokaklar boyun
ca yrdm. Chile ve Yacuari'nin kesitii kede ak b ir
d kkan grdm. Ve bu d kkanda, ansma kseyim,
adam kat oynuyordu.
'Oxymoron' diye adlandrlan benzetme trnde, szck
nne onun kart gibi grnen b ir sfat konularak nite
lendirilir; bu ilke uyarnca agnostikler kara ktan , simya
clar da kara gneten szetmilerdir. Clementina Villar'a
yaptm son ziyaretten kp doruca biqbarda iki imeye
gitmek benim iin bir eit 'oxymoron' olmutu; aklm e
len, bu yaptmn kabal, kolaylyd. (lerd e sr mekte
olan bir kat oyunu olduu iin aradaki ztlk d aha da be
lirgind i . ) Bir bardak ko nyak iste dim. Bana bozukluklarla
birlikte Zahir'i de verdiler. Paraya bir an baktm ve belki de
bir humma balangc iinde sokaa ktm. D nyadaki her
madeni para nn tarihte ve masallarda pnl prl parlayp du
ran o nl p aralar simgelediini aklmdan ge irdim. Ka
ron'a ver i len gm sikkeyi dndm; B elizarius'un dilen
dii g m sikkeyi; Yahuda'ya verilen otuz para gm;
nl fahie Lais'in drahmi lerini ; Yed i Uyuyanlar'dan b irinin
uzatt antik sikkeyi; B i n Bi r Gece Masallar ndaki by c
nn sonradan kal paralan olduu a n l a la n prl p rl pa
ralar n ; lsaac Laquedem'in harcamakla bitmeyen pen11y'sini;
bi r des ta n n her b i r d izesi h ; i n de nen v e Firdcvsl'nin altn
olmadklar iin padiaha geri yollad allm bin para g
m; Ahab'n gem i direine c.;iviledii altn spanyol para
s r; Leopolcl Bloon'un bozdurulanayan florinini; stnde
k i res im, kamakta olan XVL Lou i s'yi Varennes yaknlarn
da eleveren Iui'yi. Sanki bir ryadaydm, her bir madeni pa
rann bylesine gsterili armlarla ykl olmas bana
byk, ama aklanmas imkansz bir nem tayormu gibi
geldi. Bo alanlarla bo sokaklar boyunca, giderek daha hz-
94
l yrmeye baladm. Sonunda, bkknlk beni bir keye
frlatt att. Hep ayn yerde sabrla bekleyen demir parmak
lklar ve bunlarn gerisinde Consepcion'un karal b eyazl
parke talarn grdm. Bi r ember izmi ve bana Zahir'i
verdikleri dkkann bulunduu yerden bir ev tesine var
mtm.
Geri dndm. Karanlk pencere bana uzaktan dkkann
kapal olduunu gsteriyordu. Belgrano Soka'nda bir tak
siye bindim. Uykusuz, bylenmi gibi, neredeyse mutlu
lukla, cisimsel varl paradan daha az olan bir ey bulun
madn dndm; nk, aslna baklrsa, her bir made
ni para, ( diyelim yirmi ceniavo deerinde bir para) iinde
gelecek zamanlar barndryordu. Para soyuttur, diye tek
rarladm; para gelecek zaman kipidir. Banliyde bir gece ya
da Brahns'n besteledii mzik olabilir; haritalar, satran ya
da kahve olabilir; bize altn hor grmeyi reten Epikte
tos'un szleri olabilir; Faros adasndaki Proteus'dan ok da
ha deikendir o. nceden kestiri l emeyecek zamand r,
B ergsoncu zamandr, Mslmanln ya da Stoaclarn de
imez zaman deildir. Gerekirc iler dnyada, a n cak bir ey
lemin , yani gerekleip gereklemeyecei b e l li o l mayan
tek bir eylemin varolduu dncesine kar karlar; na
dcr paralar i nsann zgr iradesinin s imges idir. (Bu 'd
ncelerin', Zahir'e taban tabana zt b ir akl oyunu ve onun
iblise etkisinin balangc olduu aklma gelme di.) Epey
kafa yorduktan sonra, uyuyup kaldm , ama, dmde ken
dimi yar aslan yar kartal bir yaratn bekil ik ettii made
ni paralar olarak grdm.
Ertesi gn sarho olduuma karar verdim. Ayn zamanda
bam bu kadar artan paradan kurtu lmay da aklma koy
dum. Paraya baktm; stndeki birka izikten baka dik
kati ekecek yan yoktu. En iyisi onu baheye gmmek ya
da ktphanenin b ir kesin e gizlemekti, ama kendimi
95
onun ekim alanndan kurtarmak istiyordu m . S o n u n da
kaybetmeyi ye tuttum. O sabah Pilar'a ya da mezarla git
medim; metroyla Constitucion'a, oradan da San juan'la Bo
edo'nun kesitii keye gittim. imden gelen bir drtye
uyarak Urquiza'da indim, nce Bat, sonra Gney ynn
den yrdm. Amal bir baboluk iinde birtakm ke
leri dndm ve gzme btn tekiler gibi grnen bir so
kakla sefil kk bir tavernaya\girdim, iki istedim, karl
n da Zahir'le dedim. Kara gzlklerimin ardnda gzle
rimi iyice ksarak evlerin numaralarn ya da sokan adn
grmemeyi baardm. O gece bir veronal alarak deliksiz bir
uyku ektim.
Haziran sonuna kadar hayal rn bir hikaye yazmakla
uratm. Hikayed e b ir iki tane gize mli d olayl b enzetme
(ya da 'kcnning') vard; rne i n , kan yerine kl -suyu deni
yor, altn' n yerini ylc-ycla alyordu; hikaye birinci tekil
kii azndan anlatlyordu. Anlatc , insan to plumundan
kap vahi doann ortasnda yaamaya ekilen bir dervi
t ir. (Yerin ad Gnitaheidr'dir.) Yaamnn sadelii ve drst
l nedeniyle onun bir melek olduuna inananlar vardr;
ancak bu, sofuca bir abartmadr, nk g nahtan arnm
i nsan yoktur. Asl n ararsan z o da, b y a racl1yla snrsz
bi r serveti eline geire n kt nl byc babas n n boa
z n kesmitir. Bizim derviin, uruna yaam n adad
ama'. , bu hazineyi i nsanoullarn n lgnca agzl! n
de n korumaktr; gece gndz gizli hazinenin banda nbet
bekler. Yak nda, belki de ok yaknda gzcl son bula
cakt r; y ldzlar ona bu bekleyii sona erdirecek klcn ta
v nda cl vld n b il cl irnilerclir. (Bu klcn a d Gram'
d r. ) Dervi giderek karmaklaan bir retorik slubu iinde
bedeninin gzalchy l a devingenliinden szeder; bir pa
ragrafta clalgnl k la 'pullarndan' dem vurur; baka bir pa
ragraf ta bekiliini ettii hazinenin akp snen altnlarla
96
krmz halkalardan olutuunu syler. Sonunda derviin,
ylan Fafnir, zerine reklendii hazineninse, N ibelungla
rn hazinesi olduunu anlarz. Sigurd'un ortaya kmasyla
hikaye birdenbire son bulur.
Bu ufak el altrmasnn (iine, bilgilik taslamak zere
Fafnismal'dan bir iki dize de katmtm) b a na paray unut
ma frsat saladn sylemitim. Paray unutmaya baar
dmdan ylesine emin olduum geceler o l d u k i , o n u
mahsustan aklma getirdim. uras kesin, bunda d a arya
katm; bu ii balatmak, bitirmekten daha kolayd. Kendi
kendime bu tiksin nikel parann elden ele dolaan, birbiri
nin ei, saysz, zararsz b enzerlerinden farkl olmadn
bouna syledim. Bu dnceni n ekiciliine kaplarak ak
lma baka madeni paralar getirmeye altm; ama yapa
mad m. (Be ve on centavoluk ili paralar ve bir Uruguay
vint e n iyle giritiim, baarszlkla sonulanan bir deneyi
hatrlyorum.) Temmuzun onaltsnda elime bir lngiliz ster
lini geti. Gn boyu paraya bakmadm, ama o gece (ve teki
geceler) bytecin altna koyarak gl bir ampuln n
da inceledim. Sonra kurunkalemle kadn zerine izini
kardm. Ama n e parann lts ne d e ejderhayla Aziz Geor
ge bana yardmc oldular; saplantlarm deitirmek elim
den gelmiyordu.
Austosta bir psikiyatra danmaya karar verd im. Sama
hikayemin tmn anlatmadm o na ; uykusuzluktan ika
yeti olduumu, ey imgesinin . . -szgelimi bir poker fii ya
da madeni para- bir trl aklmdan kmadn syledim.
Bir sre so nra, Sarmiento Soka'ndaki bir kitapda j ulio
Barlach'n Urhunden zur Geschichte der Zahirsage / Zahir Ef
sanesinin Tarihesine llihi n Belgeler (Breslau, 1 899) adl ki
tabnn bir basm elime geti.
Bamdaki bela bu kitapta b tnyle akla kavuturu
luyordu. nsze baklrsa, yazar "Habicht koleksiyonun-
97
dan alnm drt belgeyi, Philip Meadows Taylor'n bu ko
nudaki incelemesinin zgn elyazmas da aralarnda olmak
zere Zahir inanyla ilgili b tn belgeleri her zaman elal
tnda bulunacak bir cep kitab boyutlarnda b i r araya getir
meyi" amalamt. Zahir'e duyulan inan slam kkenliydi
ve 1 8 . yzylda balad a nlalyordu. (Barlach, Zoten
berg'in Ebu'l-Fida'ya atfettii blmleri reddediyor.) 'Zahir',
Arapa'da "ad belli" , "gzle grlr" anlamna geliyordu;
bu anlamyla Allah'n doksandokuz adndan da b iriydi ve
halk (Mslman blgelerde yaayanlar) bu szc " unu
tulmaz olma denilen o korkun zellie sahip olan ve im
gesi insan sonunda delirten varlk ya da nesneleri " tanm
lamak iin kullanyordu. Bu konudaki ilk kesin tanklk,
ranl Ltf-Ali Azur'unclu. Ate Tapna adl yaam yksel
ansiklopedinin (. .. ) numaral sayfalarnda bu ok ynl ya
zar-dervi, iraz'daki bir okulda "bir bakann bir daha ak
lndan karamayaca b iimde yaplm" bakr bir usturlap
bulunduunu yazar; " yle k i , padiah, i n s a n l a r evre n i
unutmasnlar diye bunun d e n i z i n e n derin noktasna a tl
masn" buyurmu. Meadows Taylor' n incelemesi daha ay
rntl. (Haydarabacl Nizan'l'nin hizmetinde olan Taylor, B i r
Eliyw n 1li rc/1ar adl n l ro m an n d a yazardr. ) 1 8 3 2 s
rala rnda By Kentinin d mahallele r i n d e d e l i l i k ya da
aziz lik anlatmak zere kullanlan , pek duyulmam bir de
y i m alnm Taylor'n kulana; " kaplan grm gibi" . . .
Taylor'a sz edilen kaplann, mrnn sonu na kadar ak
lndan karamayaca iin, grenin -bir defa da olsa- yk
mna neden olan byl b ir kaplan olduunu sylem iler.
B i risi, bu bahtszlardan b i r inin Maysur'a kadar katn,
o rada kaplan n resm i n i bir sarayn duvarlarna izdiini
sylemi. Yllar sonra Tay lor, k ra lln hapishaneler inin du
varlarm gzden geiriyormu; Nittur'daki bir hapishanede
vali, ona, duvarlar, tavan ve taban bir Mslman dervii
98
tarafndan zamann silmeden nce yumuatt vahi renk
lerde boyanm bir eit " usuz bucaksz kaplan" resmiyle
kapl bir hcre gstermi. Bu kaplan, bakann ban dn
drecek kadar ok sayda kaplandan oluuyormu; yol yol
kaplanlarla, nokta nokta kaplanlarla doluymu, denizleri,
Himalayalar, b aktka iinde daha ok kaplanlar o lduu
grlen ordular varm. Ressam, yllar nce ayn hcrede
lmm; Sind'den, belki de Gzerat'tan geliyormu ve
asl amac bir dnya haritas izmekmi. Hatta, b u rkn
resimde bir haritann izlerini grmek de mmknm . . .
Taylor, hikayeyi Fort Williaml Muhammed El-Yemeni'ye
anlatm; Muhammed ona bu dnyada varolan her eyin
Zaher1 bii mine girebileceini., ama Her eye Kadir Olan'n,
bir tanesi ynlarn akln bandan almaya yettii iin, ay
n anda iki eyin bu biime girmesine izin vermediini an
latm. Ona dnyada her zaman bir Zahir bul unduunu
sylemi ta Cahiliye Devri'nde Yauk adl bir putmu bu; da
ha sonraysa yznde talarla ilenmi bir pee ya da altn
dan bir maske2 tayan Horasanl bir vel i , Allah'n adn
skmenin mmkn olamayacan d a sylemi.
Barlach'n monografisini o kud um - okudum, sonra d
np yine o kudum Duygularm be lirtmeye gerek o lduunu
sanmyorum. Beni hibir eyin kurtaramayacan anladm
zamanki aresizliimi. hatrlyorum; bamdaki belan n be
nim suum olmadn bilmenin verdii o rahatlk; Zahir'in
kendileri iin bir madeni para deil de bir mermer paras
ya da bir kaplan olduu kiilere duyduum kskanlk. B ir
kaplan dnmemek ne kolay o lurdu ! Aadaki blm
nasl garip bir gerginlik iinde okuduumu da hatrlyorum:

1 Taylor' imlas.
2 Barlach, Kuran'da Yauk'tan szedildiini, velininse El Mukanm (Peeli) oldu
unu ve Philip Mcadows Taylor ' n artc t an d nda h i kimsenin d e h u
ikisini ZJhir'lc ozdclct irnediini sylyor.

99
Glen - i Raz'n yorumc ularndan biri, Zahir'i grenin ok
gemeden Gl' de greceini syler; bunu syleyerek arka
sndan A LLar'n Esrnrndme's inde geen bir dizeyi aklarr: 'Za
hir, Gl'n Glgesi ve Perde'nin Almas'dr.'
O gece Clemenlina'n n evinde kk kzkardei Bayan
Abascal' gremeyince armllm. Ekimde arkadalarndan
biri, olup b ilenleri anlau: " Zavall J ulie! ylesi ne garip
davranr olm u ki , onu Bosch'a kapalmak zorunda kalm
lar. Ona kakla yemek yedirmek d urumunda olan hasLaba
kclarn lmn e neden olaca k! Biliyor m usun uz, Lpk Mo
rena Sacknann'n ofr gibi bir madeni para 11 111 szn
edip duruyormu."
Genellikle anlar hafleLen zaman , Zahir'e ilikin anlar
oal LmakLan baka ie yaramyor. nce n yzn sonra
da arka yzn gzmn n ne gelirebildiim zamanlar
olmutu. imdi her iki yzn de ayn anda grebiliyorum.
Yo k, Zahir krisLalden yaplm gibi deil; nk her iki yz
birbirinin zerine yan sm gibi g rnmyor; d aha o k ,
sanki baklarm kreselmi de, Zahir el e Lam merkezdey
mi gibi oluyor. Zahir o l mayan her ey bana sanki ok
uzaklardan geliyormu gibi blk pr k u !ayor; Cle
menlina'nn kibirli grnls; fiziksel a c. Ten nyso n bir za
manlar Lek bir iei anlayabilsek ken dimizin ve d nyann
ne olduunu b ilebileceimizi sylemili. B u nunla, ne kadar
nemsiz olursa olsun, evrenin Larihini ve o sonsuz neden
sou zinciri n i ilgilen cl i rneyen b ir olgu b u lun mayaca n
sylemek islemi olmal . Belki d e lracle'nin her bir bireyde
rLk biimde varo lduunu syleyen Schopen ha uer gibi, o
da gzle grd mz d nyann her grngde rLk bi
imde varolduunu sylemek islemilir. Kabala'clar i nsa
nn bir kk acun, evre nin simgesel bir aynas olduunu
syle rler; Tennyson'a gre, her ey byle olabilir. Her ey,
halla kallanlmas mmkn olmayan Zahir bile.
1 00
Julia'nn bana gelenler daha 1948'e girmeden b enim d e
bama gelecek. Beni d e yedirip giydirmek zorunda kala
caklar, leden sonra m sabah m olduunu bilemeyece
im. Bu yazgya korkun demek, bir szck oyunu olmak
tan ileriye gitmeyecek, nk koullarndan hibirine ger
ekten tank olmayacam. Ona baklrsa kafatasn atkla
rnda, bay ltlm bir adamn da korkun ac duyduu sy
lene bilir. Artk evreni alglamayacam; Zahir'i alglayaca
rn. id ealist retiye gre 'yaamak' ve 'd grmek' sz
ckleri arasnda kesin bir e anlamll k bulunmaktadr. B in
l erce imgeden bir tekine geeceim; son d erece karmak
bir dten son derece basit bir de geeceim. tekiler be
nim delirdi.imi dleyecek; ben Zahir'in dn grece
im. Dnya yzndeki btn insanlar, gece gndz Za
hir'in dn grrken hangisi d, hangisi gerek olacak
- yeryz m yoksa Zahir mi?
Gecenin ssz saatlerinde sokak sokak yryebiliyorum
henz. afak beni bir sabah Garay Park'ndaki bir srann
zerinde, Esrcnu1me'de Zahir' in G l'n G lgesi v e Per
de' i rt Almas olduunu s yleyen b lm dnrken
(dnmeye alrken) bastrabilir. Bu szleri u b i lgim le
badatr yorum: Sfiln Tan r'da yi tip gitm e k iin k e n d i
adlarn ya d a Tanr'nn doksan dokuz ad n , anlamszlarn
caya kadar tekrarlar. B u yoldan gitmek istiyoru m . B elki el e
ancak te krar tekrar aklma getirmek yoluyla Zahir'i tketip
bit i rece i m so nunda. B elki de o parann ard nda Tanr'y
bulacam.
Evl<EN Falil ()zgvcn

101
TANRININ ELYAZISI

Ena Risso Plalero'ya

Zndan derindir, taur; geri zemin (ki o da tatr) tam an


lamyla geni bir ember saylamaz ve bu olgu her nedense
bir kstrlmlk ve onun yansra b ir bilimsizlik duygusu
artrr ama yapnn biimi hemen h emen kusursuz bir
yarkredir. Ortadan bir duvar geer; ok yksek o lmasna
karn bu duvar mahzenin st ksmna ulaamaz; hcrele
rin birinde ben varm. Pedro de Alvarado'nun atee verdii
Quaholom p iramidinin sihirbaz Tzinacan'm ben; brn
d e, tutsakln zaman n ve uzamn sinsi, dzenli admlarla
arnlayan bir jaguar var. Zeminden balayan parmaklkl
koca bir pencere ortadaki duvar kesiyor. G lgesiz saatte
(lest) tepelerdeki tavandan bir kapak kalkyor, yllarn
gitgide silikletirdii bir gardiyan, oluklu ark evirerek bi
ze bir halatn ucunda su testileri, et paralar sarktyor. Ik
szyor mahzene; o an jaguar grebiliyorum.
Karanlkta yattm yllarn saysn unuttum; bir zaman
gen, bu zndanda volta atabilen benken, imdi beklemek
ten, hem de lm oturuunda, tanrlarn kararlatrd yaz
gm beklemekten baka bir ey elimden gelmiyor. Zama-

1 02
nnda, ltl , oluklu bamla kurbanlarn gsn d c
mitim, oysa imdi, bir by yardmma yetimezse, u toz
topraktan yekinecek gcm yok.
Piramidin yakld gece, grkemli atlardan inen adamlar,
beni kzgn demirlerle daladlar, gizli bir hazinenin yerini
almak i stediler azmdan. Tanrnn putunu gzlerimin
nnde yere aldlar ama tanr b e n i brakmad, ben de i
kencelere sessizce katlandm. Beni kamladlar, hrpaladlar,
sakat braktlar ve neden sonra lml yaamm sresince
asla dna kmayacam bu zndanda gzlerimi atm.
1lle de bir eyler yapma, ne yapp e d ip zaman doldurma
aresizliinin kkrtsyla, kendi karanlmda, b ildikleri
min tmn anmaya altm. B itimsiz geceler i , taa-oyul
ma ylanlarn srasyla saysn ya da ifal bir aacn amaz
biimini anmaya adadm. Bylece geen yllarn gnln
aldm gitgide, bylece aslnda benim olan yeniden ele ge
irdim. Bir gece ok zel bir annn eiine yaklatm
sezd im; denizi grmeden nc e yolcu, kannda bir hzlanma
duyar. Saatler sonra bu annn d izgilerini semeye bala
dm. Bir ayetti. Tanr, zamann sonunda yana ve ykm ge
leceini nceden grerek, daha Yaratl'n ilk gnnde bu
ktl kleri savuturacak gte tlsml bir tmce yazmt.
yle yazl mt ki bu tmce, en te kuaklara eriebilece k ,
raslantnn oyununa dmeyecekti. Kimse onun nereye, na
sl harflerle yazldn bilmiyo r, ama gizli cl e n varo lcluu ,
bir gn bir cennetlike okunaca kesin. Her zamanki gibi
imdi de zamann sonunda durduumuzu dndm; yaz
gmn, tanrnn son rahibi sfatyla beni bu elyazsn sezgi
leme ayrcalyla donatacan dndm. Znclan duvarla
r arasna kstrlmam, umudumu engellemiyord u; belki de
Qu ahalom elyazsn daha nc e bin kere grmtm de
imdi yalnzca srrna ermem gerekiyordu.
Bu dalp-gitmeler yreklendirdi beni, sonra ela bir eit
1 03
badnmesiyle doldurdu . Yeryz, batan baa epeski bi
imlerle kapldr, bozulmayan, sonsuz biimlerle; aradm
simge o nlardan herhangi biri olabilird i. Bir da o labilirdi
tanrnn sylemi, bir rmak ya da imparatorluk ya da yldz
kmeleri. Ne var ki yzyllar srecinde da yasslr, rmak
yatan deitirir, imparatorluklar bakalamalara uraya
rak alaa edilir ve yldz kmeleri deiir. G kkubbede
deime vardr. Da ve yldz, bireydirler ve bireyler yoko
lur. Daha direngen, daha etkilenmez bir ey aryordum ben.
Gelmi gemi tahl, ot, ku, insan kuaklarn dndm.
Belki de o tlsm, sonunda benim yzme yazlacakt, belki
de araymn bitimi kendi m dim. Bu kuruntuyla kavrulur
ken birdenbire jaguarn, tanrnn niteliklerinden biri o ldu
unu anmsadm.
O an iim acyla doldu. Zamann ilk sabah gzlerimin
nne geldi; oyuklarda, ekerkam tarlalarnda, adalarda
durmakszn seviip reyecek jaguarlarn canl derisine tan
rnn bildirisini gizleyii ve bylelikle son insanlara devre
dii geldi gzlerimin nne. Bir tasary srdrme adna ot
laklara, srlere rk salan kaplanlar, o tklm tklm kap
lanlar labirenti geleli gzlerimin nne. br hcrede bir
jaguar vard, onun bunca yaknnda, varsaymrnn doru
landn, gizli bir baa kavutuumu algladm.
N ice yl beneklerin dzenini, kmeleniini renmeye
adadm. Karan lm her dneminde anlk bir k balan
yordu ve ben bylece sar krk boyunca akan kara lekeleri
titizlikle saptyordum. Bir b l sivri uluydu, bir bl
bacaklarn iinde aprazlama hatlar oluturuyord u; daha
baka bir blk, halhal b iim liler, sk yineleniyordu. Belki
de bunlarn tm tek b ir ses, tek bir szckt. ounun
ucu krmzyd.
Zorlu abamn glklerini sayp dkecek deilim. Ka
kere mahzene doru haykrdm, bu metni zmek olanak-
1 04
szdr diye. Gitgide, urunda Ler dktm somut bulmaca,
tanrnn yazd bir tmcenin tr-balatc bulmacasndan
daha az tedirgin etti beni. Mutlak bir mantk ( diye sor
dum kendime) ne eit bir tmce kurar? lnsan dillerinde
bile evrenin tmn imlemeyen tek nerme y o ktur diye
dnd m, kaplan dendikte, onu peydah l ayan kaplanlar,
ona yem olan geyiklerle kumrular, o geyiin beslendii i
men, imene analk eden toprak, topra douran gk de
denmitir. Tanrlarn dilinde her szcn o sonsuz olgular
zincirini aklayacan dn dm, stelik st-kapal de
il, apak bir biimde, zamanla baml olarak deil, ann
da. Zamanla, tanrsal tmce dncesi, ocuka, hatta zn
dka geldi bana. Bir tanrnn, diye dnc elere dalyor
dum, azndan kan her szckte mutlak bir tamlk ola
caktr. Onun azndan kan hibir szck, e vrenden aa,
ya da zamann toplamndan az olamaz. te o szcn, b ir
dil i , o dilin kapsayabileceklerini karlayacak g lgeleri ya
da kusurlu suretleri de zavall, hrsl i nsan szckleridir,
hepsi, dnya, evren.
Bir gn ya da bir gece -benim gnlerimlc gecelerim ara
snda n e ayrm olabilir k i?- zndan n z em i n i nde b i r kum
tanesi grdm d m d e . n emsemed i m , yine uyudum,
dmde uyandmda, zeminde iki k u m Lane si vard . Yine
uyudum, kum tanelerinin saysnn e ykseldiini gr
dm. Byle oalyor, sonunda zndan dolduruyorlard ,
b e n de o kum yarkresi nin altnda l yatyordum. D
grdm kavradm; byk b i r abayla s il k i n di m v e
uyandm . Uyanmann yarar yoktu; saysz kum taneleri bo
uyord u ben i . Biri dedi ki : Sen uyan kla elei!, nceki bir
de uycnmsn. O d:i, bir bak a dle sarmalld; o da bir
balwsyla ve bu byle sonsuza kadar gide; sonsuz da h u m l
nelerin in saysd: Geriye dnerken izlemen gereken yolun so
nu yoklur ve sen bir daha gerekten uyanmadan leceksin.
105
Yitmitim sanki. Kumlar dolmutu azma, yine de hay
krdm: Dlerin bir hum tanecii ldiiremez beni, ne de d
ler vardr dler ire. Bir k yalaznda uyandm. Tepedeki
karanlkta bir k halkas byyordu. Gardiyann yzn,
ellerini grdm, oluklu ark, halat, e t paralarn, su testi
lerini.
Kiiyi, yazgsnn biimlenii gitgide aknlatrr, nere
den baklsa o kii, iinde bulunduu koullardr. B ir i[re
zc ya da bir c-alan, tanrnn bir rahibi olmaktan te
bir tutukluydum ben. D lerin labirentinden, slaya dner
cesine acmasz zndanma dndm. Onun slakln kutsa
dm, kaplann kutsadm, o k szntsn kutsadm, kendi
ihtiyar, acl bedenimi kutsadm, karanl ve ta kutsadm.
Sonra unutamayacam, iletemeyeceim o ey oldu. Tan
rsalla, evrenle (bu szcklerin anlamlarnda bir ayrm var
m, bilmiyorum) birlik gen,;ekleti. Doruk-coku, simgeleri
ni yinelemez; Tanr, b ir yalazda, b ir klta ya da bir gln
halkalarnda grlmtr. Ben ok ulu b ir ark grd m,
gzlerimin nnde deildi, arkamda d a deildi , iki yanm
da da deildi ama her yerde ayn andayd. Sud an yaplmay
d bu ark, sudan ve ateten , ayrca (ucu grnd halde)
sonsuzdu. Gelecek, imdi, gemi ne varsa, iie b iim veri
yorlard ona, ben o to plam dokunun i pliklerinden b iriy
d im, ikencecim Pedro ele Alvaraclo da bir bakasyd. Ne
denlerle sonular apa k ortadayd i le, hepsine akl erdire
bilmek ii n o ark' grmem ye tmiti, sonu o lmayan. Ey
anlayn mutluluu, imgelemi ve duygulanmay aan mut
luluk. Evreni grdm, evrenin ok zel tasarlarn grdm.
lngiliz Kilisesi Kitab'nda anlatlan kayna grdm. Sular
dan y kselen dalar grdm , ilk orman adamlarn , onlar
dan yz eviren sarnlar, onlarn yzlerini paralayan k
pekleri grdm. teki tanrlarn arkasna gizlenmi yz
belirsiz tanry grdm. Bir tek esenlii o luturan sonsuz
1 06
sreler grdm ve hepsini anlaynca, kaplann elyazsn
da skebildim.
On drt geliigzel szckten (geliigzel gr nen) o lu
an bir forml bu, onu bir kerecik yksek sesle sylesem,
gcm tanr-gcne ulaacak. Onu sylemek bu ta znda
n ortadan kaldrmaya, geceme gn salmaya, gencelme
me, lmszlememe, kaplann d ilerinin Alvarado'yu
tmesine, kutsal b an spanyollarn gsn demesi
n e , piramidi yeniden, imparatorluu yeniden kurmaya ye
tecek. Tam krk hece, on d rt szck ve b e n , M o c tezu
ma'nn bir zamanlar y n ettii t opraklar y n e t ebilirim .
Ama bu szckleri sylemeyeceimi biliyorum, nk Tzi
nacan' anmsyorum artk.
Kaplanlarn derisine ilenen giz benimle le! Evreni gr
m, evrenin ateli tasarlarn gzlemi olan, tek kiiyle, o
kiinin baht ya da bahtszlklaryla snrl kalarak dne
mez ki, kendisi zbez o olsa da. O adam bir zamanlar ken
disiydi, ama artk umurunda bile deil. t e kinin yaam,
tekinin ulusu nedir onun g znde, kendisi artk hi kim
seyse. te bu yzden forml dile getirmiyorum, bu yz
den, burada karanlkta yatarak gnlerin unutua gmmesi
ne b rakyorum kendimi.
EViREN Tomris Uyar

1 07
LABRENTNDE LEN KRAL
BN HAKAN EL-BUHARi

" . . . hendisine bir yva yapan riimcel gibi;


oysa yuvalarn en ii r:iii riimceh ad r "

I<r'a, XXIX, 40

"lte , " dedi Dunraven, kasvetli batakla, denize, kum tepe


lerine, oktand r onarlmam bir ahr andran gsterili,
ama ykk dkk yapya puslu yldzlar da katan bir el ha
reketiyle: "Atalarmn topraklar buras."
Yolda Unwin piposunu azndan karp onay anlamna
gelen b i r eyler mrl dand . 1 9 1 4 y l n n i l k akamyd;
onurlu tehlikelerden yoksun b ir dnyadan b km bu iki
arkada, Cornwall'n iyice d ndaki bu yerleri ok nemsi
yorlard . Dunravcn ka ra bir sakal b ra kmt. Kendisini, ko
nusunu henz b i lmed i i , ama yaz ldnda adalar nn
ancak sayfal arn kartrmakla yetinebilecekleri koskoca
bir destan n yazar o larak gryordu. Unwin'inse Fermat
tarafndan Diophantes'in sayfalarnn b irinin kenarnda ya
zld san lan kuram zerine bir incelemesi yaymlanmt.
Her iki erkek de -sylemeye gerek var m?- gen ve heye
canlydlar, balarnda kavak yelleri esiyordu .
"Bundan bir eyrek yzyl nce," dedi Dunraven, "bil
mem hangi Nil kabilesinin ba ya da kral lbni Hakan el
Buhari, bu yap nn ortasna den odada yeeni Zeyd tara-

1 08
fndan ldrld. Aradan bunca yl gemesine karn, l
m hakkndaki gerekler akla kavumu deil. "
Unwin, adeti olduu zere "Neden?" diye sordu.
"Birok nedeni var," karln ald. "Birincisi, b u yap bir
labirenttir. !kincisi, burann bekiliini yapanlar bir kleyle
bir asland. ncs, gizli bir hazine vard , o y oko l du.
Drdncs, cinayet ilendiinde katil lyd. Beincisi ... "

Sklan Unwin onun szn kesti:


"Bilinmeyenleri oaltp durma, " dedi. " Olaylarn sadeli
i bozulmamal . Poe'nun alnan mektubun u , Zangwill'in
kilitli o dasn unutma. "
"Ya d a karmaklatrlmal her ey, " dedi Dunraven. "Sen
d e evreni unutma. "
Dik kum tepelerini trmanarak labirente ulamlard. Bu
kadar yak n dan bakldnda, bir insan b o yu ndan biraz da
ha yksek, svasz tuladan rl, dmdz, neredeyse son
suza dek uzanan bir duvar gibi grn y ord u . D unraven,
yapnn bir ember biiminde olduunu syledi; ember o
kadar geniti ki eimi neredeyse kayb olmutu. U nwin'in
aklna dz bir izgiyi sonsuz bir emberin eimi sayan Cu
sa'l N ich olas geldi. Yrdler, yrdler; geceyarsna
doru kmaz, tehlikeli bir geite alan dar bir delik bul
dular. D unraven evin iin de birok ata1lanan yol olduu
nu, ama hep sola dnerlerse bir saatten ksa bir srede labi
rentin tam merkezine ulaabileceklerini syledi. U nwin bu
neriyi kabul etti. lki erkein temkinli adm lar ta deli
zeminde nlad; koridor atallanyor, daha dar baka kori
dorlara al yordu. Tavan , o nlar evin iine hapsetmek ister
miesine iyice alald. Koyu karanln iinde tek sra ha
linde yrmek zorunda kaldlar. Unwin nden gidiyor, ka
ba rlm duvarlarla d nemelerin skl yznden sk
sk admlarn yavalatmak zorunda kalyordu. Gr nme
yen duvar, elinin altnda sonsuza dek akp gitmekteydi. Ka-
1 09
tanlkta hz kesilen Unwin, arkadann azndan Hakan'n
lmnn hikayesini dinledi:
"Belki de ilk anlarmdan biri," d edi Dunraven, "lbni Ha
kan el-Buhari'nin Pen treath l ima nnda b oy gst eriid ir.
Ayaklarnn d ibinde aslan olan bir zenciyle hem d e - hi
kuku yok ki, lncil'deki gravrler dnda hayatmda grd
m ilk zenci ve ilk aslan. Daha ocuktum, ama gne ren
gi hayvanla gece rengi adamn beni lbni Hakan'n kendisi
kadar etkilemediklerini hatr lyorum. Gzme ok uzun
boylu grnmt; kara sar suratl , kara gzleri yar rtk,
burnu dnyaya meydan okuyan, etli dud akl, safran rengi
sakall, geni gsl, yry kendinden emin ve sessiz
b ir adamd . Evde, 'Gemiy l e b i r kral geld i , ' dedi m. Daha
sonra, duvarclar burada ie koyulduklarnda, nvan geni
lettim, Babil Kral dedim ona.
"Bu yabancnn Penlreath'da ye rleecei haberi sevinle
karlandysa da, evinin boy utlar ve biimi honutsuzluk
ve aknla yola t. Bir evin tek bir o clayla millerce kori
dordan olumas doru deildi. 'Yabanclar arasnda byle
evler yaygn olabilir,' diyordu herkes, ama, burada, l ngilte
re'de, olacak i dei l ! ' Allmn dnda eyler okumaya
merakl olan rahibimiz Mr. Allaby bir yerlerden bir Dou
masal bulup kard ; bu, bir labirent ina ettii iin Tanr
tarafndan cezalandrlan kraln masalyd , bize krsden
okudu. Hemen ertesi gn , lbni Haka n, rahibin evine bir zi
yaret ya pt ; ikisinin arasnda geen ksa konumann ayrn
tlar o sralarda bilinmiyordu, ama kilisede b ir daha gurur
denen gnaha ilikin vaaz dinlemedik, Magripli de duvarc
bulmakta glk ekmed i. Yllar sonra, lbni Hakan ld
nde, Allaby yetkililere aralarnda geen konumann ie
riini aklad.
"Kendisine gsterilen iskemleye oturmay redd ed en lbni
Hakan ona aa yukar u szleri sylemiti: 'Benim yap-
110
makta olduum ii hibir insanolu yarglayamaz. yle g
nahlar iledim ki, Tanr'nn adn yzlerce, yzlerce yl bo
yu tekrarlasam da ekeceim azaplarn bir tekinden b ile
kurtulamam; yle gnahlar iledim ki, seni u ellerimle l
drsem Peder Allaby, Yce Yarg'nn benim iin uygun gr
d ikenceleri bir nebze o lsun artrmaz bu. nmn ya
ylmad lke yok yeryznde. lbni Hakan el-Buhari b e
nim adm; zamannda elimde demir asayla l kabilelerine
hkmettim. Yllar boyu, yeenim Zeyd' in yardmyla inim
inim inlettim onlar. Sonunda Tanr yakarlarn duydu d a
b a n a bakaldrmalarna gzyumdu. Ordularm dald , k
ltan geirildi; yamaclk yaptm gnlerde biriktirdiim
servetle birlikte kamay baard m. Zeycl beni tam bir km
betin dibinde yatan kutlu adamn trbesine gtrd. Kle
me gzn lden ayrmamasn syledim. Zeyd ve ben al
tn sikkelerle dolu sandrnzla ieri girdik, bitkin b ir halde
uykuya daldk. O gece, kvl kvl ylanlarn tuzana dt
m grdm ryamda. Dehet iinde uyandm . afak vak
tiyd i, Zeyd yanmda uyuyordu; bana bu ryay bedenime
srnen bir rmcek a grdrmt. Korka n teki olan
Zcyd'in bylesine deliksiz uyumas arma gittt. Elimdeki
n i n bi tmek tkenmek bilmez bir servet olmad n , Zcycl'in
ele bund an pay isteyecei n i d n dm. G m kabzal
haneri m kem erimde duruyordu; knndan syrp boazn
kestim onun. Ac iinde kvranrken t am olarak anlayama
dm bir eyler fsldad. Bakt m ona. lyd, ama olur da
dirilir diye k leme lnn yzn ar bir tala ezmesini
syledim. Sonra gne altnda epeyce yol aldk, bir gn b ir
deniz grdk. o k uzun direkli gemiler y o l alyordu bu de
nizde. Bir lnn bu denizleri aamayacan dndm,
uzak lkelere kamaya karar verdim. Gemiyle y o l a kt
m z n i l k gecesi, Zeycl 'i ldrdm grdm ryam da.
Her ey ayn b i imd e olup bitti, yalnz bu d e fa syledikleri-
111
ni anladm. Dedi ki: 'Nerede gizlenirsen gizlen, imdi senin
beni ldrdn gibi, ben de bir gn seni ldreceim.' Bu
tehdidi boa karmaya ant i tim. Zeyd'in ruh u yolunu kay
betsin diye, kendimi bir labirentin yreine gizleyecei m.'
"Bunlar syledikten sonra kt gitti. Allaby, Magripli'nin
kak olduunu ve deli samas labirentinin de kaldnn
apak bir belirtisi olduunu varsaymak iin elinden geleni
yapt. Arkasndan da bu aklamann ei grlmemi yapy
la ei duyulmam hikayeye uyduunu dnd. Ne var ki,
lbni Hakan denen adamn kendi zerinde brakt gl '
izlenim buna uymuyordu. Kimbilir, belki de byle m asallar
Msr'n kum llerinde yaygnd; byle garip yaplarsa (Pli
ms'un ej derhalar gibi) bir kiiden ok, bir kltrn mal
olabilirdi. Londra'ya bir iniinde, Allaby, Times'n eski say
larn kartrd; ayaklanma n n ve el-Buhari'yle korkakl
herkese bilinen vezirinin bunu izleyen dlerinin ger
ek olduunu grd.
"Duvarclar ilerini b itirir b itirmez, el-Buhari, labirentin
merkezine yerleti. Onu kentte bir daha gren olmad; ara
sra Allaby, Zeyd'in kral yakalayp ldrd kukusuna
kap lyord u. Geceley in, rzgar, b ize aslann k kremesini
ulatryor, aldaki koyunlar yzy tllann tesinden gelen
bir korkuyla b irbirlerine sokul uyorlard.
"Dou l imanlarndan gelip Cardiff'c ya da Bristol'c giden
gemilerin kk k rfeze demirlemeleri ad ettend i. Kle la
birentten kp (lab irent o s rada imdik i gibi soluk pembe
d e il kml renkteydi) l imana iner, gemilerin tayfalaryla
grtlaktan gelen sesler kararak b ir eyler konuur, sanki
adamlarn arasnda vezirin hayaletini arard. Bu gemilerin
yasak mallar tadklar bilinird i, alkol ya da kaak fildii ta
yan gemiler neden l adam tamasn?
"Yapn n b itiriliinden yl kadar sonra, bir ekim sabah
Sharon Gl tam elik kayalklarn orada demirledi. Ben bu

112
gemiyi gzlerimle grmedim, onun iin zihnimde yaatt
m imgesi oktan unuttuum Abukir ya da Trafalgar gemi
lerinin gravrlerinden etkilenmi olabilir. Ama sanyorum,
bu gemi yle ince ayrntlarla bezenmi bir gemiydi ki, bir
gemi mhendisind en ok bir marangozun, hatta bir tahta
oyma ustasnn elinden km gibiydi. Cilal, koyu renkli,
hzl ve sessiz bir gemiydi (gerekte deilse bile, en azndan
ryalarmda) , mrettebatysa Araplarla Malayallardan ku
ruluyd u.
"afakta demir att ve ayn gnn akam lbni Hasan, Al
laby'yi grmek iin papaz evine dald. Tam anlamyla mt
hi bir korkunun penesind eydi. Zeyd'in labirente geldiini
ve kleyle aslann ld rld n anlatncaya kadar akla
karay seti. Byk bir ciddiyetle yetkililerin kendisine yar
dm edip ed emeyeceklerini sordu. Allaby daha azn ap
bir ey sylemed en kt gitti el-Buhari; sanki ke ndisini
ikinci ve son kere papaz evine getiren o korkun dehetin
nne kaplm gidiyordu. Ktphanesinde tek bana ka
lan Allaby, aknlkla bu korkudan d patlam adamn
Sudan kabilelerine kl zoruyla boyun ediren adam oldu
unu, savan, l drmenin ne demek o lduunu b ildiini
dnd. Allaby, ertesi gn geminin yola ktn rendi .
(Sonradan anlald na gre Kzl Deniz'deki Suakin Lima
n na doru yola kmt. ) Klenin lmn d orulama g
revinin kendisine dt inancyla lab irente yolland . El
Buhari' nin soluk solua anlattklar ona tamamen akld
gelmiti, ama koridorun bir dnemecinde aslanla karlat,
aslan lyd, bir baka dnemete kleyi grd, o da ly
d. Tam ortadaki odadaysa yz tala ezil mi el-Buhari'yi
buldu. Ada mn ayaklarnn dibinde kk, sedef k akmal
bir sandk duruyordu; kilit zorlanarak krlmt, iinde tek
bir kuru bile yoktu . "
Arada , sylev ekiyormuasna duraklayan Dunraven
113
son cmlelerinin etkileyici olmasna almt. Unwin, ar
kadann bu cmleleri daha nce kimbilir ka kere, hep
ayn kendine gvenle, ama hep ayn yavan etkiyi uyandra
cak biimde tekrarladn dnd. llgilenmi grnmek
iin, "Aslanla kle nasl ldrlmler peki ? " diye sordu.
D inleyicisine aman vermemeye kararl ses, ktcl bir
kendinden honutlukla, " Onlarn suratlar da tala ezilmi
ti," diye getirdi gerisini.
imdi adamlarn ayak seslerine bir de yamurun bou k
[slts karmt. Unwin geceyi labirentte , labirentin mer
kezindeki odada geirmek zorunda kalacaklarn dnd,
bu skc zorunlua ilerde bir serven gzyle baklabilirdi
hi deilse. Sesini karmad. D unraven dayanama d, sonu
na kadar gitmeye kararl bir adam tavryla , "Bu hikayenin
aklamas olabilir mi? " diye sordu.
Unwin, sesli dnyormu gibi , "Aklamas olup olma
dn i bilmem. Tek bildiim yalan olduu," dedi.
Dunraven bunun zerine fkelendi, o lduka sert szler
sar[ederek btn Pentreath halknn sylediklerine tanklk
edeceini, masal uydurmak istese ok daha iyisini uydura
bilecei ni, ne el e olsa yazar o ld uunu ileri srd . En az
Dunraven kadar aran Unwin zr Clilccl i . Karanlkta za
man ge nilemi, yaylmt sanki; her ikisi de yollarn kay
bettiklerinden korkar, y orgunluklarn hissetmeye b alar
ken, yukardan gelen clz bir k dar bir merdivenin alt ba
samaklarn aydnlatt. Basamaklar knca, ykk bir odaya
girdiler. Kt yazgl kral, korkusuna tanklk eden iki ey
brakmt geride: batakla ve denize bakan ince, yark bi
iminde bir pencereyle tam merdivenin eimi zerine a
lan kapakl bir tuzak. Geni o lmasna karn, oda bir hapis
hane hcresini andryordu.
Yamurdan korunmaktan ok, dostlarna anlatacak ilgin
bir olay bulunsun diye, iki adam geceyi labirentte geirdi-
1 14
!er. Matematiki deliksiz uyudu; bir ie yaramadn b ildii
halde aklna gelen u dizelerden bir trl kurtulamayan a
irse gzn bile krpmad:

S urat yoh o somurthan, o horhun as1ann


Surat yoh hor hudan di1i tutu1an h1enin
Surat yoh Kra1'n . . .

Unwin, el-Buhari'nin lm h ikayesine kar kaytsz


kaldn sanyordu, ama bilmeceyi zdnden emin o la
rak uyand. Gn boyunca, kafas meguld, ters davrand,
bulmacann paralarn bir araya getirmeye alt. lki gece
sonra Londra'da bir pub'da Dunraven'e rastlad ve ona zet
le unlar syledi: " Cornwall'da sana, anlattn hikayenin
yalan olduunu syledim. Veri1er gerekti ya da gerek ol
duldar varsaylabilirdi, ama senin anlattn biimiyle ya
lan olduklar ok akt. Yalanlarn en bynden balaya
cam - o akl almaz labirentten. Bir kaak labirente saklan
maz. Kendisine d enize bakan dik bir kayaln tepesinde
her gemideki mrettebatn en uzaktan bile grebilecei k
zl renkte bir labirent yaptrmaz. Btn dnya zaten bir la
birenlken kendine ne diye labirent yaptrsn? Londra, ger
ekten saklanmak isteyen biri iin, btn korido rlar b i r
gzetleme kulesine kan b i r yapdan daha i y i b ir labirent
tir. Bu basit sonuca, geen gece seninle birlikte dam dven
yamuru dinler ve uykuya dalmay beklerken vard m. Ya
murun etkisiyle, senin samaladklarn salim ka[ayla d
nmeye altm . "
"Diziler kuramn m yoksa uzamn drdn c boyutunu
mu dn dn? " diye sordu Dunraven.
"Hayr," dedi Unwin, ciddiydi. " Girit Labirentini dn
dm. Merkezinde boa kafal bir adam ola n labire n t i . "
Ded ektif hikayelerine s o n derece d kn o la n Dunraven,
esrarengiz bir olayn zmnn olayn kendisinden daha
115
az ilgin olduunu dnrd. Esrarengiz olaylarda doa
st, hatta Tanrsal bir yan vard; zmlerse her zaman bir
tr 'elabukluu'ndan zarar grrd. Kanlmaz sonucu
geciktirmek zere, "Paralarn zerinde ve heykellerde Mi
no tauros'un boa kafal o lduu grlr. Dante, M i nota
uros'u boa gvdeli ama insan kafal bir yaratk olarak d
nmt, " dedi.
"O gr de benim zmne uyar," diye onaylad Un
win. " nemli olan hem inin hem de inde yaayan canava
rn korkun olmalar. Minotauros lahirenline yakr, o nu
hakl klar. Ryada savrulan bir teh dit iinse ayn ey syle
nemez. Minotauros imgesini yakaladmda (iinde labirent
olan byle esrarengiz bir olayda kanlmaz elbet) mesele
yar yarya zlmt diyebilirim. Gene de ak syleye
yin, bu antik imgenin nasl olayn anahtar o labileceini
l a m anlayamamtm, senin anlattklarnda b ir ayrnt yaka
ladm - r mcek a . "
" rmcek a m ? " diye tekrarlad D u nrave n, afallamt .
"Evet. rmcek a (Plato ncu rmcek a - bunu akln
dan karna) , katile (nk ortada bir katil var) iledii ci
naye t i hatrlatmsa h i \'. amam. Trbedeyken , el-Buha
ri'nin ryasnda kvl kv l y lanlar grdn , uyand n
daysa bu ryaya neden o lan n bir rmcek a o lduunu
anlattn hat rlarsn . El-Buha ri'nin o ryay grd gece
ye dn elim. Yenilgiye urayan kral, vezir ve kle, yanlarn
da haz i n eyle birlikte lde kayorlar. Geceyi geirmek iin
bir trbeye snyorlar. Korkak bildiimiz vezir uykuya da
lyor; yrekli bildiimiz kral uyumuyor. Hazineyi payla
mamak i i n kral veziri baklyor. Birka gece sonra vezirin
hayaleti kral ryasnda tehdit ediyor. Btn bunlar inand
rc deil. Benim yorumuma gre, olaylar baka trl geli
ti: O gece yrekli bir adam olan kral uyudu, korkak Zeyd
ise gzn bile krpmad. Uyumak her eyi u nu tmaktr ve
116
byle bir unutu da, arkandan eli bakl adamlarn ge l dii
ni biliyorsan, mmkn deildir. Gzn hrs bryen Zeyd
uyumakta o lan kralnn zerine eildi. Onu ldrmeyi d
nd (hatta belki bayla da oynad ), ama cesaret ede
medi. Tavan uykusunda o la n k leyi uyandrd, hazinenin
bir b lmn trbeye gmdl er ve nce Suakin'e, oradan
da l ngiltere'ye katlar. Kendilerini el-Buhari'den gizlemek
iin deil , ama o nu bulunduklar yere ekip ldrebilmek
iin, rmcein an rmesi gibi , denize b a kan y ksek le
p elerin zerindeki kzl renkli la birenli yaptrdlar. Vezir,
gemilerin kzl sakal l adam, kle ve aslan sylentisini Su
dan kylarna layacaklarm biliyordu. Er ya da ge e l-Bu
hari gelecek, la birentlerinde onlar arayacakt. Lab irentin
son d nemecind e, tuzak bekliyordu o nu. E l-Buhari, Zeyd'i
hibir zaman ciddiye almamt, imdi d e en ufak nlem bi
le almaya gerek grmedi. En sonunda, b eklenen gn geldi;
lbni Hakan lngiltere'ye vard, dosdoru labirenlin kapsna
dayand, o nu n kmaz koridor1arnda d olat ve b el k i d e
merdivenin i l k basamana ayan henz atml ki , veziri
onu tabandaki kapakl tuzan o radan vurarak ldrd -
tabanca kurunuyla m, bilmiyorum. Kle, aslan rn iini bi
tirecek, tek bir kurun da klenin iini bit i recekti. Sonra
Zeyd , bir kayayla her nn de suratla r n ezdi. Byle
yapmas gerekiyordu; surat kayayla ezilmi tek bir a dam,
ortada bir kimlik sorunu o lduunu akla getir irdi, ama hay
van, kara d eril i adam ve kral b ir dizi o luluruyorlard ve ilk
' ikisi gznnde tutulduunda, sonuncusu doal grne
cekti. Allaby'le konuurken korku iinde o lduuna ama
mak gerek; korkun eylemini yeni tamamlam t , l ngilte
re'den kap hazineyi bulacakt . "
Dunraven, Unwin'in szlerini dalgn b i r sessizli k v e belki
de inanmazlkla karlad. Karar vermeden nce bir b yk
b i ra daha smarlad.
117
"Benim lbni Hakan'n aslnda Zeyd olabileceini itiraf
ederim," dedi. "Bylesi dnmler oyunun klasik kuralla
r, okurun srarla bekledii geleneksel kurmaca gereklerin
dendir. tiraf etmeye yanamayacam eye gelince de senin
hazinenin bir blmnn Sudan'da gml olduu yolun
daki varsaymn. Zeyd'in hem kraldan hem d e kraln d
manlarndan katn unutma; b irazn gmerek zaman
kaybetmektense btn hazineyi aldn dnmek daha
.
akla yakn. Sonunda, sandkta tek kuru bile bulunmamas
b tn parann harcanm o lmasndandr belki de. N ib e
lunglarn krmz altn gibi tkenmek bilmez olmayan altn
tamamen duvarclara harcanm olabilir. O zaman lbni Ha
kan oktan yenip bitirilmi bir hazineyi ele geirmek zere
denizler am demektir. "
"Bence yenip bitirilmi denemez , " dedi Unwin. "Vezir bir
gavur adasnda, yalnzca kral kendine ekmek iin deil,
ayn zamanda krala mezar olsun diye ember biimind e ,
byk b ir tuzak kurmaya yatrd o paray. Tahminim do
ruysa, nefret ve korkuyla hareket ett i , hrsla deil. Hazineyi
ald ve ancak bundan sonra aslnda baka bir eyin pein
de olduunu farketti. Aslnda lbni Hakan'n lmn gr
mek istiyordu. Kendini lbni Hakan'm gibi yapt, onu l
drd ve sonunda da lbni Hakan oldu. "
"Evet," d iyerek bu gre katld Dunraven. "le yaramaz
serserinin tekiydi; b ir tek dilei vard, o da lp de bir hi
olmadan nce, geriye baktnda bir zamanlar kral olmu
olduunu ya da herkesi kral o lduuna inandrdn hatrla
mak. . . "

gv!REN Fatih zgven

118
K KRAL VE K LABRENT1

Szne gvenilir tarihilerin anlattna gre (geri her eyi


bilen b ir tek Allah'tr) eski zamanlarda Babil'de hkm s
ren bi r kral varm. Bu kral btn mimarlaryla sihirbazlar
n arm ve aklbanda hibir insann iine girmeye ce
saret edemeyecei kadar dolambal, girenlerin de yollarn
kaybedecekleri kadar ince tuzaklarla dolu bir labirent ina
etmelerini buyurmu. Byle bir giriim " kfr" saylrm,
nk insan artmak da mucizeler yaratmak da yalnzca
Allah'a zgdr. Gel zaman git zaman, bu kraln sarayna
Arap krallarndan biri gelmi; Babilli kral da ( konuunun
saflyla elenmek zere) konuk kral labire nte sokmu.
Konuk kral labirentte drt d nerek korku ve aknlk iin
de k yolunu araya araya akam etmi. Sonunda tek a
renin Allah'tan geleceini grerek Onun yardmna snm
ve ok gemeden kapy b ulmu. Dar ktnda azn
ap d a tek bir serzenite bulunmam. Bunun yerine Babilli
krala kendi yurdunda kendisinin de bir labirenti olduunu

l Lalirelicle lc Kral, lmi Hala el-Buhiiri hikayesinde, Rahip A llaby'nin ra


hip krssnden anlatt menkbedir.

119
ve Allah nasib ederse bu labirenti bir gn seve seve ona
gsterebileceini sylemi. Sonra Arabistan'a d nm, ko
mutanlarn ve ordularn toplayarak Babil zerine yr
m. Talihi ylesine yaver gitmi ki, lkenin kalelerini yer
lebir etmi, halkn kltan geirmi, kral da tutsak alm.
Onu hzl giden bir deveye balam ve le srm.
gn y o l almlar, sonunda galip kral: "Sen zamana sz ge
en, ey ann en yce kral ! Sen beni Babil'de saysz mer
divenle, kapyla, duvarla dolu tuntan bir labirente hapset
mek istemitin; ile imdi de Yce Allah bana seni kendi la
birenlime so kma frsat verdi. Bu yle bir labirent ki b unda
ne trmanlacak merdivenler, n e zorlanacak kaplar, ne insa
n yorgunluktan bitap drecek sonsuz koridorlar, ne de
birdenbire nne kan duvarlar var. "
Demi ve Babilli kraln iplerini zm; o nu orada, ln
ortasnda alk ve susuzluktan lmeye brakm. Hayy- La
yemut ( lmeyene and olsun) .
EViREN Fatih zgven

1 20
BEKLEY

Araba onu B uenos Aires'in gneybat kesimindeki o sokak


la, drt bin drt numarann nnde b rakt. Sabahn doku
z u olmamt daha; adam, benekli am aalarn, her biri
nin d ibindeki drtgen toprak dilimin i, kk balkonlu ki
bar evlerini, yandaki eczaneyi, boya ve hrdavat dkkannn
d o n u k, ekenar d rtgen talarn h o n u t l u k l a gzledi.
Uzun, penceresiz bir hastane duvar, sokan br yannda
ki kaldrmn arkasna dyordu; gne daha da aalarda
birtak m eylerden yansyor d u . Adam btn bu eylerin
(imdilik saymaca ve raslansal, ayrca zel bir dzende ol
maya n, dlerde grlen eyler gibi) zamanla, Tan r izin

verirse deimez, gerekli ve bild ik hale gel ece ni dnd .
Eczanenin camnda porselen harflerle "Breuslauer" a d ya
zlyd; Yahudiler, bir zamanlar Creol'lar yerinden etmi s
panyollar yerlerinden e d i y orlard; b ylesi daha iyiy d i;
adam, kendi trnden olanlarn aralarna karmamay ye
liyordu .
Taksici, bavulu indirmesine yardmc o l d u ; dalgn ya da
yorgun grnml bir kadn sonunda kapy at. Taksici,

121
oturduu yerden, bozuk paralardan birini geri vereli ona,
Melo'daki o teld e geen geceden beri cebinde duran yirmi
entavoluk bir Uruguay demir paras. Adam ona krk en
tavo uzattktan sonra hemen yle dnd: "Herkesin be
ni balamasn salayacak biimde davranm aly m . !ki
yanl yaptm: hem yabanc para kullandm hem de yapt
m yanl nemsediimi gsterdim."
Kadnn arkasndan, giriteki sofay geip ilk avluya girdi.
Onun iin ayrlan oda, iyi ki, ikinci avluya alyordu. Kar
yola demirdi, ustalarn elinde, dallar VP sarmaklar si m g>
leyen fantastik kvrmlarla b k lmt . Ayrca amdan
uzun bir giysi dolab, bir baucu sehpas , zemine bitiik, ki
tap dolu bir raf, iki farkl iskemle, bir de leeni, ta, sabun
lu ve bulank camdan iesiyle bir lavabo vard. Buenos Ai
res eyaletinin bir haritasyla bir ha, duvarlar sslyordu:
kuyruklar kabarm kocaman tavuskularyla bezeli duvar
kad kzld. Tek kap, avluya alyordu. Bavulu ieri sok
mak iin iskemlelerin yerini deitirmek gerekiyordu. Oda
y tutan, grd her eyden honuttu; kadn adn sordu
unda, Villari dedi; gizli bir meydan okuma anlamnda de
il, aslnda hi duymad utanc hafifletmek iin d e deil,
o addan tedirgin olduu iin, baka bir ad aklna bile gel
medii iin. Yoksa dmann adn benimsemenin ustaca
bir manevra olacan sanmak gibi edebi bir yanlgya d
medii kesindi.
Bay Villari, nceleri evden kma d; birka haf ta sonra,
gne batarken bir sre dolamay adet edindi. Bir gece,
blok tedeki sinemaya gitti. E n arka sradan b i r sra ne hi
oturmad, film bitmeden az nce kalkt hep. Yeralt dnya
sna ilikin trajik ykler izledii oluyordu; bu yklerde
yanllar vard kukusuz; bu ykler hi kukusuz kendi
nceki yaamndan imgeler i eriyordu; Villari onlar umur
samad, nk sanatla gerein denk gelebilecei dncesi
122
ona yabancyd. Bunlar zorla da o lsa sevmeye alyor,
gsterili amalarn sezmek istiyordu. Roman o kuyan kii
lerin aksine, kendini asla bir sanat yaptnn kiilerinden bi
ri gibi grmyordu.
Adresine ne mektup geliyordu, ne de bir sirkler ama o ,
belli belirsiz b i r umutla gazetenin bir kesini okumay sr
dryordu. l kindistleri, iskemlelerden birini kapya yak
latrp byk bir c iddiyetle mate'sini demleyip iiyordu,
gzleri ni, bitiikteki ok-katl yapnn duvarn kaplayan
sarmaa d ikerek. Yllarn yalnzl. ona kiinin belleinde
her gnn birbirine benzemeye yatkn olduunu, ama ma
pushanede ya da hastanede gese bile artmalar getirme
yen, en az artlardan rlme yan-saydam bir a deneme
yecek bir tek gnn bile olamayacan retmiti. Kapatl
d baka mekanlarda, gnlerle saatleri sayma kkrtsna
kaplmt, ama bu mapusluk farklyd , nk bitimsizdi -
bir sabah Alejandro Villari'nin ldn haber veren bir
gazete gelmedii srece. Villari'nin u anda l olmas da
szkonusuydu ama yleyse bu hayat bir dt yalnzca. Bu
olaslk, tedirgin ediyordu onu, nk ans m, ansszlk
m sayacan tamtamna kestiremiyo rdu; iinden sama
deyip gec,;ti. Gemi gnlerde, zamann eksikliinden deil,
giritii iki- eylemin silinmez etkisinden tr uzak gibi
gelen gnlerde su gtrmez bir tutkuyla birc,;ok eyi iste
miti; erkeklerin nefretini, baz kadnlarn sevgisin i eken
bu gl isten, zel bir ey istemiyordu artk; yalnzca di
renmek, son bulmamak istiyordu. Mate ile kara ttnn ta
d, avluyu gitgide saran glgelerin bymesi - bunlar yeter
li drtlerdi ite.
Evde artk ihtiyarlam bir kurt kpei vard. Villari dost
oldu onunla. Onunla spanyolca, talyanca konutu , ocu k
luunun kyl ivesinden izler tayan birka szckle. Vil
lari, imdiki zamanda yaamaya alyordu, ansz ve bek-
1 23
lentisiz; annn, beklenti kadar da nemi yoktu gznde.
Bulank bir bakla, zamann hammaddesinin gemi oldu
unu anladn sanyordu; zaman o yzden hemen gemi
e karyordu ya. Bir gn, b itki nlii bir honutluk duygusu
gibi geldi ona; byle anlarda, kpekten daha karmak say
lamazd.
Bir gece, aznn arkalarna anszn bastran bir can ac
syla irkilip titremeye balad. Bu feci mucize b irka dakika
srd, sonra sabaha doru bir daha yoklad. Ertesi gn Vil
lari, diiye gitmek zere bir araba ard; araba, onu nce
blg esindeki bir muayenehaneye gtrd . Orada d iini
ektirdi. Bu zorlu snav srasnda, bakalarndan ne daha
korkak ne d e daha serinkanlyd.
Bir baka gece, sinemadan dnerken ititirildiini fark et
ti. fkeyle, hakl bir hrsla, gizli bir gevemeyle dnp ter
biyesizle yz yze geld i . Kaba bir kfr savurdu; akna
dnen teki adam ard , kekeleyerek zr d i ledi. U zun
boylu, gen, siyah salyd, Alman gibi gzken bir kadnla
b i rlikteydi ; o gece Vil lari, onlar tanmadn mr l dand
durdu. Yine d e drt-be gn sokaa kmad.
Raftaki kitaplarn arasnda Ilahi Komedi cildi de vard,
Andreoli'nin bildik aklamasyla. Meraktan ok grev duy
gusuyla Villari bu dev yapt okumaya giriti; akam yemek
l erinden nce bir kanto okuyor, sonra sray aksatmadan
notl ara bakyordu. Cehennem cezalarn ina nlmaz ya da
ar bulmad, ayrca Dante'nin kendisini son halkaya, Ugo
lino'n i n d ilerinin durmakszn Ruggi eri'nin boynunu ke
m i rd ii blgeye atacana i nanmyordu.
Kzl duvar kadndaki tavuskular, srarc karabasanla
ra yem olmaya mahkum grnyorlard yine de Bay Villari ,
can l kulardan rlme iinden klmaz, mthi b i r arda
asla gzlerini n nne getirmiyordu. afak skerken z
ayn, koullar deiken bir d gryordu. lki adamla Vil-
1 24
lari, tabancalaryla odaya dalyorlard, ya da sinemadan
karken stne ullanyorlard ya da birden , ayn anda,
onu itekleyen yabanc oluyordu ya da avluda zntyle yo
lunu b ekliyor, onu tanmyormu gibi grnyorlard. D
n bitiminde Villari, baucu sehpasnn gzndeki taban
casn karyor (ekmecede tabanca saklad doruy du) ,
adamlara ate ayordu. Silahn sesi onu uyandryordu ama
hep bir dt grd ve baka bir dte saldr yineleni
yor, daha baka bir dte onlar yine ldrmek zorunda ka
lyordu.
Temmuz aynn kasvetli bir sabahnda, yabanclarn varl
yla (atklar kapnn sesiyle deil) uyand. Odann glge
lerinde uzun boylu, o glgeler araclyla garip bir biimde
yalnlatrlm (rktc dlerde hep daha ak-seikti
ler), tetikte, kprtsz ve telasz, baklar silahlarnn ar
lyla aa ekilmiesine , Alejandro Villari ile bir yaban
c, sonunda onu kstrmlard ite. Elini sallayarak bekle
melerini syledi onlara, sonra sanki uykusunu srdrmek
iin yzn duvara evirdi. Bunu, onu ldrenlerde acma
duygusu uyandrmak amacyla m yapmt, yoksa korkun
bir eyin olacan kurmak ve onu boyuna beklemekten da
ha kolay bir yolu mu semiti, yoksa -en akla yakn bu
belki- katillerin daha nce ka kereler ayn yerde, ayn sa
atteki gibi bir d olmalar iin mi?
Tam bu byy srdrecekken patlayan silah yok etti
onu.
:vtREN Tom ris Uya r

1 25
EKTEK ADAM

Bioy Casares, Londra'dan gelirken yannda gen bir az ve


'H' biiminde kabzas olan garip b ir kama getird i ; bir dostu
muz, lngiliz Kltr Heyeti'nden Christopher D ewey, bu si
lahlarn Hindistan'da yaygn olarak kullanldklarn syledi.
Bunu syleyince iki sava aras o lkede grevli olduunu
da syle mesi gerekti. (" Ultra Auroran el Gwgen," dediini
hatrlyorum, Juvenales'in bir szn yanl alntlayarak.)
O gece bize anlatt hikayelerden, u aadakini aktarmak
isterim. Onun anlatna sadk kalacam; Allah yardmcm
olsun, anlatrken fazladan ayrntlar ekleyecek ya da hikaye
nin Doulu karakterini Kipli ngvari mdahalelerle aaya
ekecek deilim. Hikayede, belli bir eskil sadelik olduunu
sylemek gerek, bunun gzden karlmas yazk olur - do
ruca Bibir Gece Masallan'nclan frlama bir ey

* * *

Anlatacam olaylarn getii corafyann (dedi Dewey)


pek nemi ;ok. Zate n, Amritsar ya da U dh adlar Buenos
Aires'de kimin iin bir anlam ifade eder ki? Yalnzca u ka-

1 26
darn syleyeyim, o yllarda bir Mslman kentinde kar
klklklar hkm srmekteydi v e merkezi hkmet dze
ni salamak iin en iyi adamlarndan birini oraya yollad.
anl bir savalar klannn yesi olan bir lskoyalyd bu,
v e kannda iddetin mirasn tayordu. Yalnzca b ir kere
grdm onu, ama kuzgun karas salar, kk elmack ke
mikleri, yrtc burnu ve az, geni omuzlar, o gl Vi
king ats hala aklmdan kmaz. Bu gece anlatacam hi
kayede ona David Alexander Glencairn adn vereceim; bu
adlar ona uygun, nk demir asayla yneten krallarn ad
lar bunlar. David Alexander Glencairn (onu bu isimle a
rmaya a l mam gerekec e k ) , sanyorum, korkulan bir
adamd; geliinin duyulmas bile olaylar yattrmaya yet
miti. Bu gene de onu etkin bir takm nlemler almaktan
alakoymad. Aradan birka yl geti. Kentteki ve kent civa
rndaki olaylar yatmt; Sihler ve Mslmanlar ok eski
lere dayanan dmanlklarn bir yana b rakmlard ki,
Glencairn birden ortadan kayboldu. Gayet tabii, karld
ya da ldrld sylentilerinin ard a rkas kesilmedi.
Ben bunlar amirimden rendim, nk sk bir sansr
vard ve gazeteler Glencairn'in ortadan kayboluu hakknda
h ibir yorumda bulunmadlar (hatta bunu haber bile yap
madlar.) Hindistan dnyann kendisinden daha byktr
d iye b ir atasz vardr; kaderi, bir belgenin altna karalan
m bir imza marifetiyle bu kente bal olan Glencair n, lm
paratorluk ynetiminde kk bir diliden baka bir ey
deildi. Yerel p o lisin soruturmalarndan b ir ey kmad;
amirim, bir sivilin daha az kuku uyandracan ve daha
iyi sonu alacan dnyordu. ya da d rt gn sonra
(Hindistan'da mesafeler epeycedir,) greve al.andm ve nasl
olm usa koskoca bir adam yutmu alelade bir ehrin so
kaldarnda en ufak bir baar umut etmeksizin aratrmala
rma baladm.
127
Diyebilirim ki hemen o an, Glencairn'in bana gelenleri
ak etmemek zere planlanm bir komplonun grnmez
varln hissettim. Srra vakf olmayan ve onu saklamaya
yemin etmemi (bana yle geliyo rdu) tek bir kii yoktu.
Sorgulandklarnda, ou kii engin bir masumiyet iddiasy
la karma kyorlard; Glenca irn'in kim olduunu bilmi
yorlard, onu hi grmemilerdi, kimsenin ondan bahsetti
ini duymamlard. Bakalar ise , onu daha demin u ya da
b u kiiyle konuurken grmlerdi , beni alp b u i kisinin
girdikleri evin kapsna kadar gtryorlard ama evde o n
lar hakknda bir ey bilen yoktu, ya da evden daha d emi n
ayrlm o luyorlard. B u gayretke yalanclarn bazlarna
vurup yere indirecek kadar ileriye gittim. Tanklar isyanm
hakl buluyor ve b aka yalanlar uyd uruyorlard. O nlara
inanmyordum, ama sylediklerine kulaklarm kapatmaya
da cesaret e demiyordum. Bir gn akamzeri, iinde ze
rinde bir adres yazl bir kat paras bulunan bir zar[ veril
di bana.
Oraya vardmda gne alalmt. Mahalle fakirdi fakat
belal elei ldi; ev olduka alakt; sokak kapsndan baktm
da ardarda uzanan toprak zeminli i avlular grdm ha
trlyorum, ta gerilerde br yerele de b i r aklk. Orada bilme
d iim bir Mslman treni y erine getirilmekteydi; kr b ir
adam elinde krmzms ahap gvdeli bir udla ieri girdi.
Ayaklarmn dib inde, b i r eya kadar kprtsz, ihtiyar m
ihtiyar b i r adam eikte meli yordu. S i z e neye benzediini
anlataym, nk o hikaye min nemli b i r unsuru. Yaad
onca yl onu ufaltm, suyun bir ta ya da kuaklarca insa
nn tek bir cmleyi c ilalatt gibi iyice cilalayp przsz
lctirmil i. zerini uzun paavralar rtyordu, ya da bana
yle geldi, bann etra fna d o la d bez de o paavralardan
biriydi ite. Alacakaranlkta, b eyaz sakall esmer yzn
yukar doru kaldrd. La[ uzatmadan konuya g ir dim, artk
1 28
David Alexander Glencairn' b ulmaktan umudu tm yle
kesmitim nk. htiyar a dam beni anlamad (belki ele
duymad) , bu yzden ona Glencairn'n bir yarg olduunu
ve benim onu aramakta olduumu aklamak zorunda kal
dn. Bunlar sylerken bu yal adam sorgulamann anlam
szln hissettim, yaanan an artk bir sylentiden te de
ildi onun iin. Bu adam bana syan ya da Ekber hakknda
bireyler anlatabilirdi (yle dnyordum) ama Glencairn
hakknda deil. Bana syledikleri bu kukumu dorulad.
"Yarg ha ! " diye bard clz bir hayretle. "Bir yarg her
naslsa kendini kaybetmi de aranyor, yle mi. Ben kk
b ir ocukken olmutu byle bir olay. Tarih hatrlamyorum,
fakat N ikal Seyn ( N icholson) henz Delhi surlar nnde
ldrlmemiti. Gemi zaman bellekte srer gider; o za
manlar olup bitenleri hatrlyorum tabii. Allah gazaba gelip
insanlar yanl yollara srklediydi; insanlarn azlar k
fr, hile ve yalan, dolanla dolmutu. Ama herkes d e kt
deildi, kralienin bu lkede ngiltere'nin yasasn uygula
yacak birini yollayaca sylendiinde, daha az kt olanlar
sevinmilerdi nk yasa kargaadan yedir. Hristiyan b u
raya geldi, ama o da ok gemeden bizi aldatmaya ve ezme
ye balad, korkun crmleri gizlemeye, para karl h
km satmaya balad. nce suu ona bulmadk; datt
ngiliz adaletini kimse tanmyordu, yeni yargcn gr nr
deki arlklarnn b elki de b i r sebebi vard, herkese ma
lum olmayan b ir nedene dayanyordu. Onun kitabnda her
eyin bir nedeni olmal diye dnmek istedik, ama dnya
nn br kt niyetli yarglaryla benzerlii o kadar gr
mezden gelinmeyecek gibiydi ki, sonunda onun sadece za
lim bir adam olduunu i tiraf etmek z orunda kaldk. Bir
zorba olduu anlald ve gadre uramlar (bir zamanlar
ona baladklar, boa kan umutlarn intikamn almak
iin) onu karp yarglama fikrini akllarndan geirmeye
1 29
baladlar. Konumak yetmezdi; plandan uygulamaya ge
mek zorundaydlar. Belki de, ok saflar ve ok genler cl
nda hikimse bu cretli plann gerekletirilebileceini
dnmyordu, ama binlerce Sih ve Mslman szlerinde
durdu ve gnn birinde hepsine imkansz -aklalmaz- ge
len eyi yerine getirdiler. Yargc bir yerde kstrdlar ve e
hir dndaki bir iftlikte tutsak ettiler. Sonra hakszlk etti
i herkesi biraraya getirdiler, hatta yetim ve dullar da a
rdlar, nk btn o yllar boyunca celladn klc da bo
durmamt. Sonunda -belki de iin en zor ksm burasy
d- yargc yarglamak zere bir yarg arayp buldular. "
Hikayenin bu noktasnda yal adamn sz eve girmekte
olan birtakm kadnlar tarafndan kesild i.
Sonra ar ar devam etti:
"Bilinir ki, her kuakta dnyay gizlice ayakta tutan, dn
y ann temel direi d rt insan vardr v e bunlarn Tanr
nnde ele yz aktr: bunlardan bi r tanesi kusursuz bir
yarg aday olurd u. Ama yitik ve isimsiz bir h alde dnya
yznde dolap duruyorlar, rastlatklarnda birbirlerini
tanmyorlarsa ve seilmi o lduklar nn farknda deillerse,
nerede bulacaksn onlar? O zaman biri, kader bilge insan
lar el imizden almsa, delileri arayp bulalm, diye o rtaya
kt. Bu fikir beenildi. Mahkeme heyeti Kuran rencileri,
hukuk doktorlar, arslanlarn adn tayan ve tek bi r Tan
r'ya tapan Sihkr, trl trl tanrlara tapan Hinclula r, evre
nin bacaklar n iki yana am bir adan b iiminde olduu
retis ini yayan Mahavira keileri , atee tapanlar, kara Ya
huclilcr'clen meydana geliyordu fakat n ihai hkm bir d eli
ye bmklmt . "
Sznn buras treni terkeden kiiler tarafndan kesildi.
"Bi r deliye ki," diye tekrarlad , "Tanrnn b ilgelii kendi
ni onun azndan duyursun ve insann gururunu utandr
sn. Ad unutuldu, belki de h i bilinmiyordu, o sokaklarda
1 30
rlplak ya da paavralara sarnm o larak gezen , e linin
parmaklarn sayp duran, aalarla alay e de n biriyd i . "
Saduyum buna isyan etti. Yargy b i r deliye brakmann
mahkemenin deerini sfra indirmek olduunu syledim.
"Daval yargc kabul etti , " o ldu cevab , "belki de ibirlik
ilerin o nu serbest b ra kt k lar takdirde karlaacaklar
riskleri gze alamayacaklarn, sadece bir delinin azndan
idam hkmn duymayacan dnd. Ona yargcn kim
olduunu sylediklerinde glm, yle duydum. Mahkeme
gnlerce gecelerce srd, saylar giderek k.harnn t;cnklar
yznden uzamt . "
lhtiyar durdu. Onu rahatsz e den bir ey vard. Boluu
doldurmak iin, ka gn srd diye sordum.
"En az ondokuz, " cevabn verdi.
Treni terkedenler szn bir kere daha kestiler; arap
Mslmanlarca haramdr, fakat yzler ve sesler sarho yz
leriyle sesleriydi. Biri, yanndan geerken, adama bararak
bir ey syledi.
'Tam tamna ondokuz gn , " diye dzeltti. " mansz k
pek hkm dinledi, sonra b ak onun boaznn tad na
bakt. "
Yrtc b i r neeyle konumutu. Sonra, sesi deierek hi
kayesi ni bilird i. "Korkusuzca ld; en aalk insanlarda
bile bir para erdem vardr. "
"Btn b unlar nerede oldu?" diye sordum ona. " ift likte

m 7. n
llk kez gzlerimin iine bakt. Sonra tane tane, kelimeleri
tartarak aklad. "Bir iftlie hapsedilmili dedim, o rada
yarglanmt demedim. Bu ehirde yargland, herhangi bir
e v gibi, bunun gibi bir evde. Bir evle dieri arasnda bir fark
yoktur; nemli olan evin temelinin cennette mi cehennem
de mi olduunu bilebilmek. "
Ona ibirlikilere ne olduunu sordum.
131
"Bilmiyorum," dedi sabrn yitirmeksizin. "Bu olaylar ok
yllar nce yaand ve unutuldu. nsanlar belki onlarn yap
tklarn lanetledi ama Tanr lanetleme di."
Bunlar syleyerek ayaa kalkt. Bunu onun beni savd
anlamna aldm, o andan sonra artk onun iin varolmuyor
dum. Pencap'n drtbir kesinden bir sr insan evremizi
sardlar, dualar ediyorlar ilahiler sylyorlard , neredeyse
bir dalga gibi bizi atlar. Ancak uzun b irer koridor saylabi
lecek kadar dar avlulardan nasl olup da bunca insann
kageldiini dnerek ardm. Komu evlerden bakalar
da geliyordu; duvarlarn zerinden atlayp iniyorlard san
ki. Onlar itip kfrederek, zorla ieri girdim. En ierideki
avlunun tam ortasnda bana sar ieklerden bir ta takl
m plak bir adama rastgeldim, herkes onu pyor, oku
yordu, elinde bir kl vard. Kl kana bulanmt, nk
Glencairn'i l d ren darbeyi vuran klt. Paralanm gv
deyi ta arkalarda ahrlarn orada buldum.
EViREN Fatih zgven

1 32
ALEF*

O God, I could be bounded in a nutshell and


count myself a King of infinite space.

Hamlet, I I, 2. * *

But they will t each us t h at Et ernity is the


Standing still of t he Present Time, a Nunc-stans
(as the Schools cali it ) ; which neither they, nor
any else under stand, no more t han they would
; Hic-stms for an Infinite greatncssc of Placc.

Leviathan, IV, 46. * * *

Estela Canto'y a

Ortaln scaktan kavrulduu o ubat sabahnda, Bea triz


Viterbo kendini bir an bile korkuya ve duygusalla kaptr
madan, kahramanca can ekierek ldkten sonra, Consti
tucion alanna ktm ve ilan tahtalarndan birine b ilmem
hangi marka Amerikan sigarasnn reklamn yapan yeni bir
yafta yaptrlm olduunu grdm. Bu gzlem beni ok
sarst. nk bu kk deiikliin sonsuz bir deimeler
dizisinin ilki olduunu sezmitim; ucu buca olmayan, du
raksz evren Beatriz'den uzaklamaya balamt bile. Biraz
da hznle kark bir gururla, evren deiebilir ama b en
deimeyeceim, diye dndm. Sonusuz kalan hayran-

(*) AlcL lbrani alfabesinin i l k harfi, say iareti olarak birin karl . [ lbrani
alfabesinde yazl: N - .n.
(*.' ) Tanrm B i r fclk kabuuna sp, gene de kendimi hudutsuz lkelerin
hkmdar sayabilirdim . .
Hanlct, Il , 2
( * " * ) Ama biz Ebediyetin, imdiki Zamann durmas, (Okullardaki acllandrl
yla) Bir Nunc-stans (imdi olma) demek olduunu reteceklerdir; bunu
ne onlar ne de bakalar anlar. Mekann Sonsuz bykln, bir H i c
stans' da (burada olma) anlamadklar gibi.
Lcviatla, IV, 46

1 33
lmn Beatriz'i zaman zaman s km o lduunu b iliyor
dum; ama imdi lm olduuna gre, hayranln ansna
yneltebilirdim; bunun ucunda hibir umut yoktu, aa
lanma da olmayacakt. Otuz nisann Beatriz'in doum gn
olduunu hatrladm; otuz nisanda Beatriz'in Garay soka
ndaki evini ziyaret etmem ve babasyla kuzeni Carlos Ar
gentino Daneri'ye sayglarm sunmama hem kar kla
mayacak hem de nezaket kurallar asndan yerinde sayla
cak bir davran olacakt. O karmakark sofann lo n
da yeniden bekleyecek ve sofada duran fotoraflarnn ay
rntlarn yeniden inceleyebilecektim: Beatriz Viterbo pro
filden ve renkli; Beatriz 1 9 2 1 Karnaval'nda, maskeli; Beat
riz kiliseye kabul treninde; Beatriz Roberto Alessandri'yle
evlendii gn; Beatriz boandktan ksa bir sre sonra At
lk Kulbnde bir yemekte; Quilrnes'teki ky kasabasnda
Delia San Marco Porcel ve Carlos Argentino'yla; Beatriz Vil
legas Haedo'nun armaan p ekinua ss kpeiy le; Beatriz
nden; yandan; glmserken; eli enesinde . . . Orada bulu
nuumu eskiden olduu gibi, alakgnll bir tavrla kitap
lar sunarak hakl karmaya almayacaktm - aylar sonra
okunmam olduklarn grmemek iin, sonunda sayfalar
n nceden ap gtrmeyi .akl ettiim kitaplar.
Beat riz Vitcrbo l 929'da ld. O zama n dan beri evine git
memezlik ettiim tek bir otuz nisan gemedi. Genellikle tam
yediyi eyrek gee gider ve yirrnibe dakika kadar kalrdm.
Sonralar her yl biraz daha ge gitmeye ve biraz daha uzun
kalmaya baladm. l 933'te iddetli bir saanak imdadma ye
titi ve beni yemee alkoymak zorunda kaldlar. Tabii bu
olay rnek alma frsatn karmadm. 1 934'te, sekizi biraz
gee, byk bir kutu Santa Fe ekerlemesiyle gittim ve ok
doal bir ey yapyormuum gibi yemee kaldm. lte, yava
yava Carlos Argentino Daneri'nin gvenini kazanmam, bu
hznl ve umarsz ak yldnmleri araclyla oldu.
134
Beatriz uzun ve narindi, hafif ne eik dururdu; yry
nde (bu ters benzetmeye izin verilirse) gvensizlikle ka
rk bir incelik, bir b ekleyi vard. Carlos Argentino'ysa
krmz yzl ve imancayd, salar aarmaya balamt,
yz izgileri inceydi. Buenos Aires'in gney kesiminde kim
senin adn bilmedii bir kitaplkta, nemsiz bir grevi var
d. Szn geirird i ama etkileyici deildi. Yak n zamana
kadar geceleri ve tatil gnlerini evde oturmak iin frsat sa
yard . Aile talyan asllyd, ama aradan iki kuak getii
halde Carlos Argantino hala "'s"leri ltalyanlar gibi syler ve
ltalyanlar gibi el kol hareketleri yapard. Kafas durmadan
alrd, pek ok eyi hem de itenlikle dnrd, yalnz
bu abalardan kan sonular hep sama sapan eyler olu
yordu. Bir sr anlamsz benzetme yapar ve sama kurun
tularla urard. Elleri (Beatriz'inkiler gibi) byk, gzel
ve biimliydi. Bir ara birka ay sreyle Paul Fort'a sapland,
ama aslnda Paul Fort'un iirlerinden ok "doruuna ula
m n " ne taklmt. Ahmaka bir havayla "a irlerin
prensidir o " diye yineleyip duruyordu, " o nu klt meye
uraman bouna, hayu-oklarnn en zehirlisi bile onu ya
ralayamayacak . "
1 9 4 1 ' i n 3 0 nisannda ekerle melerin yanna bir ie d e
Arjantin konya katma cesareti ni gsterdim. Carlos Argcn
tino tatl , "ilgin" diye niteledi ve birka kadehten sonra
ada i nsan stne b ir vgye giriti.
"Ben, " dedi, hi ele gerei o lmayan bir heyecanla, "ada
insan yle gryorum: en gizli, en kutsal hcresine, sz
gelimi atosunun kulesine bile kapanm olsa, gene ele do
nanmtr; telefonlarla, telgraflarla, gramofonlarla, radyolar
la, sinema perdeleriyle, gstericilerle, szcklerle, tarifeler
le, e l kitaplaryla, bltenlerle . . . " Bylesine d o nanm bir
adam iin sahici bir yolculuun artk gereksiz olacan be
lirtt i. Yirminci yzylmz Muhammet'le dan yksn
135
tersine evirmiti. Bugn artk da ada Muhammet'e ge
liyordu.
Dnceleri bana o kadar sama, sunu bi imi o kadar
tantanal ve uzun geldi ki, hemen bunlarla edebiyat arasn
da bir balant kurdum ve niye yazmadn sordum. Kesti
rebilecei gibi zaten yazdn syledi, bu dnceleri ve
bunlardan hi de aa kalmayan bakalar yllardr stnde
alt uzun iirin "Sunu" ya da " Kehanet Trks" ya
da daha yaln bir deyile "Balang Trks" b lmnde
yerlerini almlard: yalnz. tabii kendinden sz ettirmeden.
grlt koparmadan, tm evrende alma ve yalnzlk diye
bilinen ve birbirinden ayrlmaz iki eye dayanarak yazyor
du. Dediine gre, nce her eyi hayal gcnn akna b
rakyor, sonra ara-gerelerini karp b unlar trplyor
mu. iir "Yeryz" adn tayormu; konu gezegenin anla
tlmasym ve tabii konu dna kan ok canl ve atak b
lmler de eksik deilmi.
Kendisinden bana, ksa bile olsa, bir blm okumasn ri
ca ettim. Yaz masasnn e kmecelerinden birini at, kaln
bir deste kat kard -katlar byk boyda bir bloknotun
yapraklaryd ve stlerinde J uan Cris6stomo Lafinur kitap
lnn anteti baslyd- ve, son derece kcyil1i bir sesle oku
maya balad:

Gzlerim, Yunanl'nnhiler gibi, insann kentlerini


ve rnn bil,
lnsan n ilerini ve aydmlhlan hehl ibara dnen
gnlerini;
Hibir olguy deitirmedim ve arptnadan b ibir ad
Giritiim voyage* ite . . . autour de ma chambre. * *

(*) Voyage: Yolculuk - . n .

(**) Autour de n a clanbrc: Odamn evresinde - . n .

1 36
"Hangi adan baklrsa baklsn, ok ilgin b ir drtlk,"
dedi, yargsn belirterek. "Birinci dize profesrlerin, akade
misyenlerin ve Yunancaclarn -bilmem yetimekte olan bi
lim adamlarn da katmaya gerek var m- vgsn kaza
nr, bunlar da zaten toplumun azmsanmayacak bir b l
m n o luturmaktadr. ikinci dize Homer'den Hesiod 'a
doru akyor (bylece daha balangta retici iirin baba
sna sayglar sunulmu oluyor) , bu arada kkeni Kutsal Ki
tab'a kadar inen e debi b ir gelenein d e yaatlmas ihmal
edilmiyor: sralama ardarda dizme, kmeleme. nc d izt>
-barok mu? d m simgeliyor? Ar biimleri kutsama
nn bir rnei mi?- edeerde iki yar dizeden olumakta.
Drdncs, ekinmeden iki ayr dilde sylenmi; katksz
elencenin verdii keyfe kar duyarl o lan herkesin beni
kayts z artsz desteklemesini salayacaktr. Ak konu
mam gerekirse, ikinci ve drdnc d izelerin o luturduu
arpc ve yeni uyak anlayna da dikkati ekmeliyim -ke
sinlikle kendime pay karmak istemiyo rum- ama drt d i
zeye edeb iyatla dolu otuz yzyl kapsayan ayr gnder
me sdrmama olanak salayan derin bilgi de gzd en ka
mamal - birincisi Odissea'ya, ikincisi "ller ve Gnler"e , *
nc d e bize Savoie'l Xaiver de Maistre'in e n kalemin
den mi ras kalan o lmsz uarlklara. ** ada sanatn
kahkah a gibi bir merheme, oynak b ir havaya gereksinmesi
ol duu gereini bir kez daha kavram b u lunu y o rum.
Kukusuz, s o n sz Golc\oni'ninc\ir \ "
Daneri bir sr baka drtlk daha okudu, hepsini gene
kendisi vd ve hepsi de gene uzun aklamalara yol at.
Bunlarn da dikkati ekecek hibir yan y oktu. Bence ilk
drtlkten daha iyi olmadklar gibi, daha kt de deildi-

("<) ler ve Gnler: Hcsiocl'un yapt - .n.

(**) Xavicr ele Maistrc'in 'Autour ele na chanbre' adl bir yapt bulunmaktadr -
.n.

1 37
ler. iirde titiz bir uyarlamann yansra yeteneksizlie tesli
miyet ve oluruna brakma da vard; ama bence D aneri'nin
yapt asl i bu iiri y azmak deil, iire n e d e n hayran
olunmas gerektii konusundaki bulularyd. Ve tabii gs
terdii abann bu ikinci evresi kendi iirini, bakalarnn
gznde olmasa bile, kendi gznde bakalatryordu. Da
neri'nin okuma biimi olaanstyd, ama veznin ls
ylesine korkun bir tekdzelik iindeydi ki, bu olaans
tlk de ister istemez bir sre sonra azalyor ve donukla
yordu.1
Her biri 12 heceden oluan u onbebin dizelik "Polyon
bion"a hayatmda yalnz bir kere gz atma frsatn bulmu
tum; hani Michael Drayton'un lngiltere'nin hayvan ve bitki
rtsn, sularn, dalarn, manastrlarnn tarihini ve as
keri ge miini anlatan toporafik desta n . Hi kukum yok
ki, bu konusu snrl ama kendi byk rn Carlos Argen
tino'nun ayn derecede muazzam giriiminden gene de da
ha az skcyd. Daneri'nin amac gezegenin Lm yzeyini
koukla anlatmakt ve 1 9 4 l'de Queensland eyaletinin bir
ka dnmn, Ob rma b oyunca uzanan bir mile yakn
bir alan, Veracruz'un kuzeyinde bir gazhaneyi, Buenos Ai
res'in bir mahallesi olan Concepti6n'd aki belli bal dk
kanlar, Mariana Cambaceres de Alvcar'n Arjantin'in ba
kentinde, Belgrano semtindeki villasna ve nl Brighton
Deniz Mzcsi'nin yaknndaki Trk hamamlarn tamamla
m durumdayd. Daneri bana Avustralya blmnden de
baz uzun ve aprak ksmlar okudu. Bir yerinde durarak,

Okuduklar arasnda hiciv trne giren hirka dize olduunu d a anmsyo


rum. Daneri hunlarda acmaszca kt airlere saldryordu. Bunun sonuna
aadaki dize yazlacak:

Ama al. e yazl li en nemli olguyu un ut.urlar - GZELL1Gl!


(Bana dediine gre) amansz ve gl dmanlardan oluan hir ordu yarat
maktan ekindii iin iirini korkusuzca yaymlanyordu.

1 38
kendi rn olan bir szc , bir renk adn vd: " kuru
beyaz" . Ona gre bu szck gkyzn gerekten " tanm
lyordu" , u uzak klann doasnda da gkyz en nemli
elerden biriydi. Ama bu dank ve cansz alt vurgulu d i
zelerde "Sunu" denen blmdeki kadar bile gerilim yoktu.
Gece yarsna doru kalktm.
lki hafta sonra bir pazar Daneri bana telefon etti - herhal
de mrnde ilk kez. Saat drtte evinin bitiiindeki barn
al kokteyline birlikte gitmemizi nerdi, "bar ileri gr
l ev sahiplerim Zunino'yla Zungri -kuskusuz hat rlaya
caksn- ayorlar. Mutlaka grmek isteyecein bir yer. "
Sevinten ok bir boyun eme duygusuyla kabul eltim.
Vardmzda masa bulmak epey zor o ldu. Acmaszca a
da denmi olan "bar" beklediim kadar irkin deildi;
yan masalardaki heyecanl mteriler b irbirlerine Z u n i
no'yla Zungri'nin bar derken paray bir an bile dnme
diklerini, bu ie yatrm yaptklarn anlatyorlard. Carlos
Argentino klandrmayla ilgili baz zelli klere arm nu
maras yapt (oysa, bana kalrsa hepsini nceden grmt)
ve ciddi bir tavrla, "istesen de istemesen de, burasnn ayn
ayardaki baka yerlerden daha ok tutulacam kabul etme
lisin , " dedi.
Sonra bana iirinin deiik yerlerinden d rt be blm
balan okudu. Bu blmleri en sevgili ilkesine; yani dili
olabildiince adal kullanmak ilkesine gre dzeltm iti; ilk
yazlta "mavi" o na yeterli gibi gelmiti , ama imdi iir
"gkmavi"leri, " ini mavi" leri "deniz mavi"leriyle dolup ta
yordu. Altnda yn ykanan bir sundurmay iddial bir bi
imde betimlerken "st beyaz" szc kendisine fazla ko
l ay gelmiti, "st gibi beyaz " , "st ms" gibi szckleri
semiti, bir tanesini de kendi uydurmutu - "stsellikte " .
Bundan sonra, "dobra dobra" konuarak, bizim kitaplara
nsz yazdrmak y olundaki ada manyaklmz yerin
139
dibine batrd, "nitekim dahiler kral da Qiuj o te'a kendi
yazd o esiz nszde bu tutumla alay etmiti" . Ama gene
de kendi deiik almasnn bana dikkat ekecek birka
sz koymann ie yarayabilecei kansnda olduunu teslim
etti - "nl bir edebiyatnn elinden kacak bir nian, bir
kutlama gibi". iirin ilk bl mlerini bastrmay dnd
n syleyerek devam etti. Ben d e bunun stne b u bek
lenmedik telefonun niye edildiini anlar gibi oldum; Daneri
benden bilgilik kokan u sama sapan yazlarna bir nsz
isteyecekti. Ama korkum versiz kt. Carlos Argentino ede
biyat Alvaro Melian Lafinur'a eitli evrelerde gsterilen
saygy "salam" olarak nitelemesinin hi de yanl saylma
yacan gptayla kark bir hayranlkla belirtti ve eer ben
stelersen Lafinur'u n iirin giri blmne ho birka sz
yazmaktan fazlasyla memnun olacan syledi. Bir tatszl
a ve yanlla yol almamas iin de, benim kitabn tart
ma gtrmeyen iki deerinin - biimsel kusursuzluu ve
bilimsel amazlnn haberciliini yapmam gerektiini be
lirtti: "Bu geni apl benzetmeler, deyi biimleri ve ince
likler bahesinin tm aslnda en kk ayrntya varana
kadar gereklerden bir adm b ile uzaklam deildir. " Beat
riz'in Alvaro'yla hep ok iyi anlatn da ekledi.
Peki d e dim -heves l e p e k i el e d i m- ve i nandrc olmak
i in de, Alvaro'yla hemen ertesi gn, yani pazartesi konu
mayacam, perembeye kadar bekleyeceimi, nk per
embe gnleri Yazarlar Dernei'nde yaplan toplantlardan
sonra hep birlikte yemek yediimizi ve bu yemeklerin daha
dosta, itenlikli bir hava iinde getiini syledim. (Asln
da byle yemekler yendii falan yoktu, ama toplantlarn
pere mbe gnleri yaplmas gelenek haline gelmiti. Carlos
Argentino gndelik gazetelere bakarak bunun doruluunu
denetleyebilirdi, bylece b enim verdiim sze de belli bir
gereklik pay katlm oluyordu.) Biraz kehanette buluna-
1 40
rak, b iraz atarak, nsz sorununa gemeden nce yaptn
allagelmiin dndaki kurgusunu anlatacam syledim.
Bunun stne vedalatk.
Bernardo de Irigoyen kesini dnerken nmdeki see
nekleri mmkn olduu kadar yan tutmadan aklmdan ge
irdim. Bu seenekler unlard: a) Alvaro'yla konumak ve
kendisine Beatriz'in u kuzeninin (bu aklayc hsntabir*
Beatriz'in adn sylememe imkan tanyacakt) uydurukluk
ve karmakarkln salad olanaklar sonsuza kadar g
tren sama sapan bir eyler yazdm anlatmak; b) Alva
ro'ya btn bunlardan tek laf etmemek. Tembelliimin beni
b kkn semeye iteceini de aka gryordum.
Ama cuma sabah telefon alacak diye endielenmeye
baladm. Bir zamanlar Beatriz'in artk o geri gelmeyecek
sesini ileten, telefon denen b u bulu, imdi akn Carlos
Argentino Daneri'nin abes sitemlerini ve belki de kzgnl
n aktaran bir aygt durumuna decek kadar alalacakt.
N eyse ki, telefon almad - yalnz iimde kendisi iin nazik
bir i isteyen, sonra da bir daha arayp sormayan bu adama
kar yenemediim bir fke birikmeye balad.
Telefon eski dehetini yava yava kaybetti, ama ekimin
sonlarna doru bir gn ald , arayan Carlos Argentino'ydu.
Altst olmu bir durumday d, o kadar ki nce sesini tanya
madm. Hem zntl hem kzgn b ir sesle, artk zaptedil
mez hale gelen Zunino'yla Zungri'nin zaten imdi b ile gere
inden byk olan barlarn geniletmek bahanesiyle evine
el koymak ve evi ykmak zere olduklarn anlatt.
Durmadan, "benim evimi, benim atalarmdan kalan, be
nim Garay sokandaki eski ve kkl evimi ! " diye yineler
ken, bir yandan da kulland szcklerin mziine kaplp
acsn unutur gibi oluyordu.

(*) Hsntabir: rtmece sz. Ar ve kaba bir sz yerine ayn anlamda kullanlan
daha ince gzelletirisi sz - .n.

1 41
Skntsn anlamak benim iin hi de g deili. Elli ya
ndan sonra btn deiiklikler insana zamann getiini
gsteren iren simgeler gibi gelir. stelik b e ni m iin de,
gzmde hep Beatriz'in yerini tutmu olan bir ev sz konu
suydu. zntmn kaynakland bu ince kaygy akla
maya alt m , ama Daneri beni dinleyecek duru m da deil
di. Eer Zunino'yla Zungri bu cretkar giriimlerinde dire
nirlerse, avukat Zunni'nin fiilen 5 0 .000 dolarlk bir tazmi
nat davas aacan ve bu paray deteceini syledi.
Zunni ad beni etkiledi, brosu Caseros y Tacuar gibi ga
rip bir adreste olduu halde kkl ve gvenilir b ir yer diye
bilinirdi. Zunni'yi bu i iin resmen grevlendirip grevlen
dirnediini sordum. Daneri kendisine hemen o gn le
den sonra telefon edeceini syledi. Sonra biraz duralad ve
ok zel bir atklamada bulunulurken kullanlan tekdze
ve kiiliksiz b ir sesl e , iiri ev olmadan bitire m eyeceini ,
nk aada, bod rumda bir Alef olduunu syledi. Ve
Alef'in evrendeki btn teki noktalar ieren bir nokta ol
duunu aklad.
"Bodrum d a , yemek o das n m al t m d a , " d iy e s rdrd,
zntsne kendini ylesine kaptmn t ki, tumturaklt ko
numay b ile unutuyordu. "O benim - benim. Onu daha
ocukken, kendi bama bul mutum. Bodrumun merdiveni
ok d ik olduu iin yengemle amcam inmemi yasaklam
lard; ama bir keresinde birisinin aada bir dnya olduu
nu sylediini iitmitim. Sonradan sz konusu ettikleri e
yin moclast gec,;mi bir kre olduunu anladm, ama o za
man gerek dnyayt kastettiklerini sanmtnn . Bir gn evde
ki !Tse yo kken g i zli ce aat i neli m , ama ayam kayd ve
dtm. Gzlerimi ac,; nca da Ald'i grdm . "
"Alef m i ? " diye yineledim .
"Evet, yeryzndeki btn yerlerin, her adan, ak se
ik, birbirine karmadan, gz kamatrmadan grnd
1 42
tek yer, dnyadaki tek nokta. Bu kefimi kendime sakladm
ve her frsatta oraya girdim. ocukken bunun bana ilerde
iiri yazabi lmem iin bahe dilmi bir ayrc alk o l duunu
anlayamamtm. Zunino ve Zugri beni benim o landan ay
ramazlar - hayr, ve bin kere hayr! Doktor Zunni elindeki
yasa kitaplar yla benim Alef'imin devredilmez o l duunu
kantlayacaktr. "
Kendisiyle mantkl konumaya alarak: "Peki, bodrum
ok karanlk deil mi? " dedim. "Hakikat direnen bir zihne
zorla girmez. Eer evrendeki her yer Alef'in iindeyse, o za
man btn yldzlar, btn lambalar, btn k kaynaklar
da iindedir." "Bir yere gitme, hemen gelip greceim ," de
dim. Hayr demesine frsat brakmadan da telefonu kapattm.
lnsan bir olguyu birden ak seik kavraynca, o zamana
kadar kukulanmad bir sr eyin de aslnda b u olguyu
desteklediini gryor. O ana kadar Carlos Angentino'nun
deliliinden kukulanmam olmam beni iyice artt. Asl
n isterseniz btn Viterbo'lar b i raz deliydi . Beatriz (ben
kendim bunu sk sk sylerim) neredeyse rktc bir se
zinleme gc ne sahipti, ama unutkanhk, dalgnl k , nefret
edebilme gibi huylar o lan, arada bir zorbalk damar tutan
bir kadn , bir ocuktu ve belki de bunlar hastalkl bir yap
nn belirtileriydi. Carlos Argentino'nun delilii bende hain
ce bir gurur duygusu uyandrd. limizde bir yerl erde birbi
rimizden hep nefret etmitik.
Garay sokana geldiimd e hizmeti kz k ibarca bekle
men li syledi. Beyefendi her zaman o lduu gibi bodrumda
fo toraf basyordu. Kulla nlmayan piyan o nu n stnde,
iinde iek o lmayan bo ve byk b i r vazonun yannda
Beatriz'in abartlarak renklendirilmi kocaman bir fotoraf
gemie ait olmaktan ok zamann tesinde glmsyordu.
Bizi kimse gremezdi, altedemecliim bir efkat duygusuyla
portreye yaklatm ve ona: "Beatriz, Beatriz Elena, Beatriz
1 43
Elena Viterb o , sevgili Beatriz, artk hi dnmeyecek olan
Beatriz, benim, ben, Borges, " dedim.
Neden sonra Carlos geldi. Kuru bir sesle konuuyordu.
Alef'i kaybetmekten baka hibir ey dnmedii belliydi.
"nce u uydurma konyaktan bir kadeh i, " diye emretti,
"o ndan sonra doru bodruma ineceksin. Seni ,yaraym:
dmdz, srtst yatmalsn. Gr asnn tam bir karan
lk, tam bir hareketsizlik iinde belli bir noktaya ayarlanma
s gerekli. Gzn yerden ondokuzuncu basamaa dikmeli
sin. Seni aaya braktktan sonra merdivenin kapan ka
patacam, tamamen yalnz kalacaksn. Etrafta dolaan ke
mirgen yaratklardan korkman gerekmez ama, gene d e kor
kacan biliyorum. Bir ya da iki dakika sonra Alef'i gre
ceksin - Simyagerlerle Kabalaclarn minik dnyasn, bizim
ataszlerine gemi gerek dostumuz mu!Lum in parvo'yu ! *
Ye mek o dasna getiimizde ekledi: "Tabii, grmezsen,
senin bu beceriksizliin benim deneyimimi geersiz klmaz.
Haydi imdi aaya. Biraz sonra Beatriz'in btn hayalle
riyle istediin kadar gevezelik edebilirsin . "
Aptalca laflardan skldm iin hemen yola koyuldum.
Neredeyse kendi de merdiven kadar dar olan bodrum tuzak
ukuru gibi bir eydi. Gzlerim Carlos Argentino'nun sz
n ettii kreyi bulmak iin bo yere karanl aratrd
durdu. Bir keye bo ie kasalaryla yelken bezinden ya
plma uvallar ylmt. Carlos uvallardan birini ald, iki
ye katlad ve belli bir noktaya serdi.
"Yastk olarak," dedi, "pek iyi saylmaz, hav gitmi, ama
birka santim daha kabark olsa, burada hibir ey grme
den budala gibi yatarsn ve kendi halinden utanrsn. Hay
di, imdi u hantal gvdeni yere yay da, ondokuz basamak
say bakalm. "

( * ) Multum in parvo: azda okluk - .n.

144
Ald btn b u sama sapan nlemlere uydum ve so
nunda gitti. Kapak zenle kapatld. Sonradan bir yerden
ince bir k szdn grdm halde, karanlk gene de
mutlakm gibi geldi. Birdenbire iinde bulunduum tehli
keyi kavradm: bir delinin beni bir b odruma kitlemesine
izin vermitim, stelik bir bardak dolusu zehir yuvarladk
tan sonra\ Carlos'un btn vnmeleri benim vadiden mu
cizeyi grememe olaslndan duyduu derin e ndieyi giz
leyemiyordu, bundan korktuunu biliyordum. Deliliinin
ortaya kmamas, deli olduunu itiraf etmemesi iin Car
los'un beni ldrmesi gerekiyordu. Birdenbire bunaldm;
bir yandan da b u bunalm duygusunun itiim eyden deil
de, iinde bulunduum rahatsz durumdan ileri geldiine
kendimi inandrmaya alyordum. G zlerimi kapattm -
gzlerimi atm. Ve Alef'i grdm.
imdi ykmn anlatlmas, aktarlmas olanaksz zne
geliyorum. Ve bir yazar olarak kmazm da bu noktada ba
lyor. Dil tmyle bir simgeler dizgesidir, bu dizgenin o dili
konuanlar tarafndan kullanlmas ortak bir gemie daya
nr. Ama eer yleyse, ben zihnimin btn abalarna ra
men tmn kavrayamad snrsz Alef'i szcklere nasl
evirebilirim? Ayn sorunla kar karya kalan mistikler sim
gelerden medet ummular: Tanrnn ban tarif etmek iste
yen bir Acem, naslsa ayn anda btn kular birden olabilen
bir kutan; Alanus de Insulis merkezi her yerde ve evresi
hibir yerde olmayan bir kreden; Ezekiel ayn anda douya
ve batya, kuzeye ve gneye doru hareket edebilen drt su
ratl bir melekten sz etmiler. (Bu inanlmaz benzetmeleri
bouna saymyorum, hepsinin Alef'le bir balants var.) Bel
ki tanrlar bana da byle bir benzetme simgesi baheder, ama
o zaman u anlattma gene uydurmaclk, edebiyat bula
m olacak. Yapmak istediim ey gerekten de olanak d.
nk sonsuza kadar giden bir dizinin birimlerini sralamak
1 45
olanaksz. Ben bir tek dev saniye iinde hem fevkalade hem
korkun olan milyonlarca eylem grdm; hibiri de b eni,
hepsi mekanda ayn noktay kapladklar halde, birbirlerini
glgelememeleri, rtmemeleri kadar etkilemedi. G zlerimin
yakalad ey ezamanlyd, ama imdi yazacaklarm zaman
iinde sralanacak, nk dil sralaycdr.
Ne olursa olsun, hatrlayabildiim kadarn aktarmay de
neyeceim.
Basaman arka ksmnda, saa doru, neredeyse dayanl
maz bir parlaklkta, gkkuann tm renklerini ieren bir
ember grdm. nce dndn sandm, ama sonra b u
titreimin kapsad dnyann sersemleticiliinden gelen bir
yanlg olduunu anladm. Alef'in ap herhalde birka san
timden fazla deildi, ama tm alem gerekten ve eksiksiz
iindeydi. Her ey (szgelimi bir aynann yz) sonsuzdu;
nk her eyi evrendeki adan aka grebiliyordum. De
nizin dalgalann grdm, gnn ouunu, gnn bat
n grdm; Amerika'daki insan ynlarn grdm; siyah bir
piramidin ortasndaki gmrengi rmcek an grdm;
paralanm bir labirent grdm, (bu Londra'yd) ; bitmez
tkenmez sayda gzn bir aynaya bakar gibi bend e kendi
lerine baktklarn grdm ; yeryzndeki btn aynalar
grdm ve hibiri beni yanstmyordu; Soler sokandaki b i r
arka avluda otuz y l nce Frey Bentos'taki bir evin giriinde
grdm yer inilerinin aynlarn grdm; zm salkm
lar, kar ynlar, ttn, maden damarlar, buhar grdm;
tmseklerle dolu ekvator llerini ve hepsindeki kum tane
lerini teker teker grdm; lnverness'te hibir zaman unuta
mayacam bir kadn grdm; dank salarn, uzun enda
mn grdm; gsndeki kanseri grdm; bir yan sokakta
kurumu topraktan bir tmsek grdm, eskiden orada bir
aa vard; Adrogue'de bir yazlk ev grdm; Pliny'nin ilk
lngilizce evirisinin bir kopyasn grdm -Philemon Hol-
1 46
land'n yapt- ve ayn zamanda her sayfadaki her harfi gr
dm ( ocukken kapal bir kitabn iindeki harflerin nasl
birbirine karmadna, bir gecede kaybolup gitmediine
ardm) ; Queretaro'daki bir gn batmn grdm, Ben
gal'deki bir gln rengini yanstr gibiydi; bo yatak odam
grdm; Alkmaar'da kk bir odada iki ayna arasnda du
ran bir kre grdm, aynalar kreyi sonsuz sayda oalt
yorlard; Hazar denizinin bir kysnda akam st y eleleri
uuan atlar grdm; bir elin enfes kemik yapsn grdm;
bir savatan kan gazilerin resim l i kartlar postaladklarn
grdm; Mirzapur'da bir vitrinde bir deste spanyol oyun
kad grdm ; bir limonluun zeminine erelti o tlarnn
glgesinin vurduunu grdm; kaplanlar, pitonlar, bizonlar,
gel-gitler, ordular grdm; yeryzndeki btn karncalar
grdm; acem ii bir usturlap grdm; bir yaz masasnn
ekmecesinde (ve elyazs iimi titretti) Beatriz'in Carlos Ar
gentino'ya yazd inanlmaz, mstehcen, ayrntl mektup
lar grdm; Chacarita mezarlnda bulunan ok beendi
im bir ant grdm; bir zamanlar o esiz Beatriz Viterbo
olan rm kemikleri ve tozu grdm; kendi koyu kan
mn dolamn grdm; akn birletiriciliini ve lmn
deitiriciliini grdm; Alef'i her noktadan ve her adan
grdm; Alef'te dnyay, dnyada Alef'i grdm; kendi y
zm ve kendi barsaklarm grdm; senin yzn grdm;
sersemledim ve aladm; nk gzlerim herkesin adn bil
dii ve kimsenin b akamad o gizli ve ancak tahmin edile
bilecek eyi - tasavvur edilemez alemi grmlerdi.
Sonsuz hayranlk ve onsuz acma duydum.
"lin olmayan yerlere bu kadar uzun sre burnunu sok
tuktan sonra iyice arplm olmalsn, ha? " d edi nefret etti
im bir ses keyifle. "Beynini paralasan, b u esin kaynann
b edelini bana yz ylda bile deyemezsin. Kahre dici bir
gzlem, ha, Borges ? "
1 47
Carlos Argentino'nun ayaklar en st basarakta dikilmi
ti. Birdenbire beliren donuk kta kalkmay b ecerdim ve
" kahredici bir - evet, kahredici" diye geveledim. Sesimin
souk ve heyecansz tonu beni de artt. Carlos Argentino
biraz da skntyla devam etti.
"Sahiden her eyi grdn m - ak seik, renkli? "
lntikamm nasl alacam o an buldum. Bodrumun ko
nukseverlii iin Carlos Argentino'ya kendisine acdm
aka belli eden, efkatli ama b iraz gergin ve kaamakl bir
havayla teekkr ettim ve bu zararl byk kentten, hibiri
mizin gzyana bakmayan -inan bana, hibirimizin! dedim
evinin yklmasn frsat bilerek uzaklamasn nerdim. Alef
stne tartmay skunetle ama kesinlikle reddettim. Alla
hasmarladk derken de kendisine sarldm, krlarn , ak ha
vann ve sessizliin . en iyi doktorlar olduunu yineledim.
Sokaa ktmda, Constitucion istasyonunun merdiven
lerinden inerken, metroda grdm ehrelerin hepsi bana
tandk geldi. Artk yeryznde hibir eyin beni artma
yacandan korktum; grdklerimden hibir zaman kurtu
lamayacamdan korktum. N eyse ki birka uy kus uz gece
den sonra, unutkanlk bir kez daha imdadma yetiti.

1 Mart 1 943 'te yazlan eh: Garay sokandaki o mahut


evin yklndan alt ay kadar sonra, Procrusto ve Ort . Yay
nevi Daneri'nin iirinin hatr saylr derecede uzun olma
sndan ylmayarak "Arjantin Kesimleri"nden baz semeler
yaymlad. Bundan sonra o lu p bitenleri yinelemek hemen
hemen gereksiz. Carlos Argentino Daneri Ulusal Edebiyat
Yarmas'nda ikinci dl ald.2 Birinci dl Dr. Aita'ya;

2 "Acyla kark kutlamalarnla aklm," diye yazyordu bana. "Kskanlktan at


lyorsun, zavall dostum -ama boulur gibi olsan el a!- itiraf etmelisin ki, bu
kez trbanm halifelere layk bir yakut, balm tylerin en krmzs talan
dryor."

1 48
nc dl Dr. Mario Bonfanti'ye veri ldi. nanmas zor
ama, benim kitabm " Kumarbazn Kartlar" bir tek oy b ile
almad. Zaferi bir kez daha aptallk ve kskanlk kazan
yordu! Daneri'yi uzun zamandr gremiyorum. iirin baka
baz blmlerinin baslmak zere olduu syleniyor. (Artk
Alef'in karmad) mutlu kalemi imdi ulusal kahraman
mz General San Martin iin bir destan yazma grevini yk
lenmi.
Son olarak iki gzlem daha eklemek istiyorum; birincisi
Alef'in z, ikincisi ad stne. Bilindii gibi Alef, lbrani al
fabesinin ilk harfidir. Benim ykmdeki garip kre iin bu
adn kullanlmas raslantsal o lmayabilir. Kabala'da bu harf
hem katksz hem sonsuz olan tanrnn, En Soph'un, ba
n tarif etmek iin kullanlr; Alef'in hem g hem yeri
gsteren bir insan biiminde o lduu da sylenir, b u insan
aadaki dnyann yukardakinin haritas ve aynas olduu
nu ifade edermi. Cantor'un Mengenlehre'sinde Alef sonsuz
tesi saylarn simgesidir;* bu saylarn herhangi bir paras
tm kadar byktr. Bu ad Carlos Argentino'nun kendi
sinin mi setiini, yoksa bir yerde mi okuduunu bilmek
isterdim -btn noktalar i eren tek nokta anlamnda
Alef'in b odrumda kendisine sunduu saysz metinlerden
birinde de okumu olabilir. imdi ileri sreceim ey her ne

kadar inandrc olmayacaksa da, bence, Garay sokandaki


Alef yalanc bir Alef'ti.
lte kantlarm: 1 8 6 7'lerde Yzba Burton lngiliz Konso
losu olarak Brezilya'da bulunmutu. 1 942 Hazirannda P ed
r o Henriquez Urena, Santos'taki bir kitaplkta Burton'un bir
e lyazmasna rastlad; burada D ou'lularn lskender Zl
Karneyn'e ya da Makedonyal Alexandre Bicornis'e atfettik
leri bir aynadan szediliyordu. Bu aynann kristali tm

( * ) Mengenlehre: Matematikte nicelikler retisi - .n.

1 49
dnyay yanstyormu. Burton baka alametler de sayyor
du: Keyhsrev'in yedi katl kasesi, Tark bin Ziyad'n b ir
kulede bulduu ayna (Binbirgece Masallar, 272) ; Luciano
de Samosata'nn ay stnde snad ayna {Historia Verda
dera, I, 26) ; Capella'nn Satirikon'unun ilk kitabnda Jpi
ter'e atfedilen aynaya benzer mzrak; Merlin'in 'yuvarlak ve
oyuk. .. camdan bir dnya gibi duran' evrensel aynas (Fa
erie Queene, III, 2, 19) - ve u garip bilgiyi de ekliyordu:
"Ancak bu saylan nesnelerin (hibirisinin gerekten varol
mad bir yana braklsa bile) hepsi yalnzca grsel aygt
lardr. Kahire'de Amr camisinde toplanan mminler camiin
orta avlusunu evreleyen st unlarn birinde tm alemin
yatt olgusunu bilirler. . . Tabii, kimse b unu gerekten g
remez, ama stunun yzeyine kulaklarn dayayanlar ksa
bir sre sonra youn bir grlt duyduklarn sylerler. Ca
mi yedinci yzyldan kalmadr; stunlar da lslam ncesi
dinlerine ait baka tapnaklardan getirilmitir. Nitekim lbn
Haldun'un yazd gibi; "Gebelerin kurduu devletlerde
duvarclkla ilgili her konuda yabanclarn yardm esastr."
u Alef bir tan yreinde mi? O bodrumda her eyi gr
dm zaman Alef'i mi grdm, ve imdi unuttum mu? Zi
hinlerimiz elek gibi, unutkanlk ieri szyor; ben d e aradan
geen ypratc yllarn etkisiyle Beatriz'in belleimdeki y
zn arptyorum ve yitiriyorum.
EViREN Fatma Aherson

1 50
EPLOG

Emma Zung ( Cecilia lngenieros'dan aldm b u ilgin konu


aslnda yazdaki ekingen anlatm bi iminden ok daha
olaanst) ve iki gerek olay aktarmay amalayan Sava
ve Tutsan Oy hs'nn dnda bu kitaptaki b tn dier
ykler fantastik. llk yk zerinde en fazla allm ola
n; lmszln insanlar zerinde yarataca etkiyi konu
alyor. lmszler iin bir etik aratrmas olan b u yky
Ol izliyor: Azevedo Bandeira bu ykde Rivera'l ya da
Cerro Largo'lu bir adam; kaba saba bir gzel insan, Ches
terton'un Sunday'inin bir tr zenci-melez ve kaak kle
versiyonu. (Decline and Fall of the Roman Empire'n XXIX
blmnde benzer bir yazg, Otalora'nn yazgs anlatlyor,
ama Azevedo Bandeira'nn yazgs onunkinden ok da ha
yce ve inanlmaz.) Tanrbilimciler'in bir d olduunu sy
lemem yeterli, melankolik bir kiisel kimlik aray d;
Tadeo Isidoro Cruz ise Martin F ierro zerine eletirel bir yo
rum. Asterin'un E v i'ni ve zavall kahramannn zyapsn
Watts'n 1896;da y-apt b it. !l1Y. borluyum. Otehi O!m
.
Pier Darniani'nin anlattklarnn nda zaman zerine bir
1 51
fantezi. Son savata Almanya'nn yenilmesini hi kimse be
nim kadar istemi olamaz; Almanlarn trajik yazgsna da
hi kimse benim kadar zlmemitir; Deutsches Requiem,
Almanya hakknda hibir ey bilmeyen "Almanseverlerimi
zin" arkasndan alamay bilemedikleri, anlamay bile d e
nemedikleri bu yazgy kavramak amacyla yazld. Tanrnn
Elyazs cmerte yargland; j aguar beni bir Kabalac ya da
bir tanrbilimcinin savlarn " Qaholom piramidinin sihirba
z"na syletmeye zorlad.. El Zahir' ve El Aleph d e Wells'in
'

The Cristal Egg'inin ( 1899) etkisini grr gibiyim.


].L.B.
Buenos Aires, 3 Mart 1 949

Sondeyi, 1 952: Bu yeni baskya drt yk daha ekledim.


Labirentinde len Kral, Ibni Halan El Buhari rktc ad
na karn. pek anlmaya deer deil (olmadna beni inan
drdlar) . Bu yknn, kopyaclarn Binbir Gece elyazmala
rn altanlarn araya sktrdklar , saduyulu Galland'n
ise es getii Ili Kral ve lli Labirent'in zerine bir eitleme
o lduunu dnebiliriz. Beldey i iin, on yl kadar nce,
Tanr'ya verilen saynn 23 1 oldundan ba.ka hibir ey
hatrlamadm Brksel Bibliyografya En,s tits'nn el kita
bna gre ki tap snflandrmas yaptmz: srada Alfredo
Doblas'n bana okuduu bir polisiye kronikten esinlendii
mi syleyebilirim. Kronikteki kahraman Trk't, ben onu
daha kolayca anlamak, anlatabilmek iin ltalyan yaptm.
Buenos Aires'te, Parana sokann kesindeki evin bir an
lk ve y inelenen grnts bana Eilteli Adam adm verdi
im yky yazdrd; inanlmazhn biraz ekilir hale ge
tirmek iin yky Hindistan'da geiyormu gibi anlattm.
].L.B.
EViREN Peral Bayaz
1 52

You might also like