You are on page 1of 30

CNN PRESENTS

God's Christian Warriors


Din Sava lar Hristiyanlar (2007)

UNIDENTIFIED MALE: Kutsal kitap, hayat n bir tasla/ d r.

CHRISTIANE AMANPOUR, CNN CHIEF INTERNATIONAL CORRESPONDENT (voice-over): Misyonlar ndan


eminler...

UNIDENTIFIED MALE: grevimiz tm dnyay gnahlar ndan ar nd rmak...

AMANPOUR: Riskler de gayet yksek...

Gerekten de ehit olmay diliyor musun?

UNIDENTIFIED MALE (THROUGH TRANSLATOR): Evet, en byk dile/im ehit olmak.

AMANPOUR: Hepsinin bir ortak noktas var.

UNIDENTIFIED FEMALE: Tanr , bu topraklara dnece/ine sz verdi.

AMANPOUR: Museviler de, Hristiyanlar da, Mslmanlar da...

UNIDENTIFIED FEMALE (THROUGH TRANSLATOR): En byk fedakarl k ruhunu Tanr ya, yaratana ve vatana
arma/an etmektir.

AMANPOUR: ...modern toplumun yoldan kt / na inan yor.

RON LUCE: Kald r mda gen bakire Amerikal lara tecavz ediyorlar ve herkes, sanki her ey normalmi gibi
yryp geiyor.

UNIDENTIFIED MALE: Bugnk medeniyetlerin en byk sorunu u: >nsanlara hangi yne gideceklerini
sylemiyorlar. >nsanlar hayattaki yerlerini bilmiyorlar.

TZIPPI SHISSEL: Tevrata gre ya amayan insanlar, Yahudi olman n ne demek oldu/unu anlam yorlar.
Hayatlar n bo a harc yorlar.

AMANPOUR: Cevab n Tanr oldu/unu sylyorlar.

REV. JERRY FALWELL: Amerikan n yeniden Tanr n n hizmetindeki bir ulusa dn t/n grmeyi ok isterim.

AMANPOUR: Ama dnyay kurtarmak iin verdikleri sava fkeye, blnmeye ve korkuya sebep oluyor.

UNIDENTIFIED MALE: >slam n gerek bir tehdit oldu/una inan yorum.

UNIDENTIFIED MALE: Bir eyler yanl gidiyor. Politikay ve inanlar m z fazla i ie geirdik.

UNIDENTIFIED FEMALE: Beni ldrerek cennete gidece/ini d nenlerden korkuyorum. Hayat mdan endi e
ediyorum.

AMANPOUR (on camera): Kuds... Bu eski ehir byk din olan Musevilik, Hristiyanl k ve >slam iin kutsal bir
yer.

Ben Christiane Amanpour.


Son 30 y l iinde tm inanlar, nemli birer siyasi gce dn tler. Arkalar nda, modern ve laik toplumdan hi
ho nut olmayan bir takipi ordusu ile Tanr ve ilerinde dini gnlk hayata, iktidar koltu/una geri getirme arzusu
var.

Biz onlara Tanr n n Sava lar diyoruz.

8 ay boyunca, bu insanlar n kim olduklar n , ne istediklerini ve onlar n deyimiyle kaybedilemeyecek kadar de/erli
sava lar n n nedenlerini ara t raca/ z.
S ra, Hr stiyan Din Sava lar nda. Onlar, Amerikan n dindar sa/c lar . >nan ve politikadan olu an bir kar mlar,
lkenin manzaras n de/i tirdiler.

FALWELL: >yi Hristiyanlardan iyi vatanda lar kar. Her seimde oy verin. Her kampanyaya dahil olun.

AMANPOUR: Ba lang ta, Jerry Falwell vard .

FALWELL: 55 y ll k papazl ktan sonra...

AMANPOUR: ... Sa/c Hristiyanlar n babas haline gelen bir vaizdi.

FALWELL: Politikac lar m z, inanlar n Kongre salonuna ve seim kabinine ta yacak kad n ve erkeklerden
olu mal .

AMANPOUR: Ba ndan beri de tart ma yarat yordu.

UNIDENTIFIED PROTESTERS: Evine dn! Evine dn!

AMANPOUR: nk Falwell dini politikaya sokuyordu. Onun misyonu, Amerikay de/i tirmekti.

FALWELL: Ba kan kendi taraf m zda tutal m. Bu ulusun temellerini olu turan, ahlki de/erlere inanan kad n ve
erkeklerle birlikte, Mecliste ve Beyaz Sarayda kontrol elden b rakmayal m.

AMANPOUR: Bahar aylar ndaki ani lmnden bir hafta nce onunla en son rportaj yapan gazeteci bendim.

FALWELL: Bunlar Blue Ridge Da/lar ...

AMANPOUR: Bana sahibi oldu/u Liberty niversitesini gezdirdi. Lynchburg, Virginiadaki niversitenin 10.000
/rencisi var.

(on camera): Geni liyor musunuz?

FALWELL: Y lda yakla k 1.000 yeni /renci ekleniyor.

Bu in a etti/imiz ilk /renci yurdu.

AMANPOUR: Bu mu?

FALWELL: Oradaki. zerinde 1 numara yaz yor. Burdan gzkmyor.

AMANPOUR: Gryorum.

FALWELL: yle mi?

AMANPOUR: Bir numaral k zlar yurdu.

(voice-over): Yurtlar, k zlar ve erkekler olarak ikiye ayr l yor. Liberty niversitesinde, yoldan kmak gibi bir
zgrlk yok.

FALWELL: Alkoln ve sigaran n yasak oldu/unu alanlar m z var. K z-erkek kar k yurtlar m z yok. E/er bir erke/i,
bir k z n odas nda yakalarsak, onu vurmay d nyoruz. Yapm yoruz, ama bunu d nyoruz.

AMANPOUR (voice-over): Burada e/itim mfredat n n en st s ras nda din var. Btn /renciler, Tevrat ve >ncil
zerine dersler, bilimle kutsal metinleri, evrimle Yarad l kar la t ran dersler al yorlar.

UNIDENTIFIED FEMALE: >sa iin e/itim grmek ve gl kutsal de/erlere sahip olmak istiyorum.

AMANPOUR: Liberty niversitesini in a etmek Falwellin 30 y l n alm .

UNIDENTIFIED MALE: Libertydeki ilk dnemim.

FALWELL: Ne okuyorsun?

UNIDENTIFIED MALE: > letme...

AMANPOUR: Bu /renciler, onun hal seferini srdrecek ve d ncelerinin ya amas n sa/layacak.


(on camera): D ar k p dnyay bo/az ndan yakalayacak bir pitbull nesli yeti tirdi/inizi sylyorsunuz.

Ne yapmalar n istiyorsunuz?

FALWELL: Mevcut kltre kar boy gsterebilecek gen insanlardan olu an bir nesil yeti tirmeye al yoruz.

UNIDENTIFIED PROTESTERS: Kiliseye de/il, devlete de/il!

AMANPOUR (voice-over): O, mevcut kltrn ciddi biimde yanl yolda oldu/una inan yor.

UNIDENTIFIED PROTESTERS: Evlilik bir ayr cal kt r.

FALWELL: Tanr y halk meydanlar ndan, devlet okullar ndan ve kamusal ya am m zdan karmaya al yoruz.
Bunu da gayet iyi ba ar yoruz.

AMANPOUR: Falwell 50 y l nce bakan oldu/unda, Amerika ok farkl yd . Okullar gne duayla ba lard ve krtaj
hakk , yasala mam t .

Sonra, 1960lardaki toplumsal devrim gerekle ti ve Amerikan ya am tarz de/i ti.

BRUCE LAWRENCE, DUKE UNIVERSITY: 60larda Amerikada a r ya kaan bir devrim ya and . Elvis,
uyu rurucular ve seks vard . Ayn zamanda lke d nda a/ r sonular olan bir sava ya an yordu. Vietnam
Sava ndan sz ediyorum.

AMANPOUR: Din tarihisi Bruce Lawrence...

LAWRENCE: Son derece tehlikeli ve belirsiz bir gelece/in habercisi olan btn bu ulusal ve uluslararas /eler,
insanlar ba ka cevaplar aramaya itiyordu.

UNIDENTIFIED WORSHIPERS (SINGING): Hristiyan askerleri ileri...

AMANPOUR: 1973 y l nda, Yarg tayda grlen Roe-Wade davas n n sonucunda, krtaj hakk verildi ve bylece
Hristiyan kar -devrimi de ba lam oldu.

FALWELL: Btn bunlar n iinden, Ahlak o/unluk hareketi do/du.

AMANPOUR: Bu, Amerikan politikas nda ve mahkemelerinde kkl bir de/i iklik anlam na geliyordu.

FALWELL: Ahlak o/unluku kurdu/umuzda acemiydik. O dnemde, kamu politikalar yla ilgilenen
papazlar m zdan o/unu bir telefon kulbesinde yakalayabilirdiniz.

AMANPOUR: Kurdu/u hareket, mezhepleri a maya ba lad .

UNIDENTIFIED WORSHIPERS (SINGING): Tanr Amerikay korusun.

AMANPOUR: Falwell, Katoliklerle, Mormonlarla ve toplumsal muhafazakalarla i birli/i yapt .

1980deki ba kanl k seiminde, Ahlak o/unluk milyonlarca semeni harekete geirdi. Ronald Reagan, Jimmy
Cartera kazand / zaferde hi yard ma ihtiya duymad ysa da, Falwellin i e dahil olmas sonucunda 12
Demokrat senatr, krtaj gibi konular nedeniyle koltuklar n kaybettiler.
FALWELL: Seime herkesin kat lmas n sa/lad k. Onlar sand /a gtrdk. Sand ktan Cumhuriyetiler kt ka
kt ve 12 liberal senatr, i siz kald .

AMANPOUR: Muhafazakar Hristiyanlar birdenbire politik bir g haline gelmi lerdi.

UNIDENTIFIED MALE: Babam z...

AMANPOUR: ... Kendilerini, de/erleri sald r alt nda kalan nesli tkenmi bir tr olarak gsteriyorlard . Sorunlar
art k Ahlak ko ullar iinde de/erlendirilecek, inan ve politika ayr lmaz bir ikili olacakt .

FALWELL: Ertesi gn bas n bizi ke fetti. ok da dikkat ekmiyorduk. Kk d rmek niyetiyle bize dinci sa/
kanat ad n takt lar ama benim ho uma gitti.

AMANPOUR: Diploma treninde, Cumhuriyeti y ld zlar ve gelece/in ba kan adaylar , Falwellin okuluna vefa
borlar n dyorlar.

2006 y l nda, John McCain, diploma trenindeki bir konu ma yapt .


2007 y l nda ise Newt Gingrich oradayd .

NEWT GINGRICH: Yarat c m z taraf ndan kurulan ve ayakta tutulan bir ulus oldu/umuzu unutmamal y z.

AMANPOUR: Peki zina olarak an lan bir a k ili kisiyle gndeme gelen Gingrich, Ahlak o/unluktaki /renciler
iin dor/u bir rnek miydi?

(on camera): Biraz ikiyzllk gibi gzken bu konuyu nas l zyorsunuz?

FALWELL: Bir papaz, Pazar Okulu /retmeni ya da ba papaz semeye al m yoruz. Bir bir ba kumandan
ar yoruz.

UNIDENTIFIED MALE: Iowaya ho geldiniz.

UNIDENTIFIED MALE: Te ekkrler. Burada olmak harika.

4 Temmuzunuz kutlu olsun.

UNIDENTIFIED MALE: Sizin de...

AMANPOUR: Ba ka bir deyi le, ba kanl k seimi dneminde Cumhuriyeti partinin Hristiyan taban n
heyecanland ran uygun bir Cumhuriyeti aday kmazsa, her trl fedakarl k yap labiliyor. Falwell, 2008 y l ndaki
Cumhuriyeti ba kan aday n n, s radan standartlar n n olduka d na kabilece/ini de sylyor.

(on camera): Dediniz ki, bir sonraki seimde... Yan l yorsam dzeltin...

FALWELL: Gvenlik meselesi.

AMANPOUR: Gvenlik mi?

FALWELL: Evet.

AMANPOUR: ok nem verdi/iniz toplumsal meselelerden ok bunu mu tercih ediyorsunuz?

FALWELL: Tabi ki, hem gvenlikle ilgili, hem de toplumsal meselelerde gl bir ba kan bulmay ok isterdik.
Bizim bulundu/umuz noktaya en yak n aday bulmal y z.

SEN. HILLARY RODHAM CLINTON (D), NEW YORK: Dualar n za inan yorum. Dua etmeye devam edin.

AMANPOUR: Senatr Clinton ve Obama gibi demokratlar grevden uzakla t rd .

FALWELL: Ayn o hikaye gibi. Chelsea Clinton, Iraktan dnen denizcilerle rportaj yap yormu .

Birine En ok korktu/un ey nedir? diye sormu .

Denizci de biraz d ndkten sonra Usame, Obama ve anan! demi .

Bunun gerekten ya and / n sylemiyorum ama byle d nyorum.

AMANPOUR (on camera): Byle mi d nyorsunuz?

FALWELL: Evet.

AMANPOUR (voice-over): Falwell, liberal inanlar , >slam terrizme ba/lamaya devam etti. 11 Eyll sald r lar n ,
Amerikada krtaj n yay lmas na ba/l yor.

(on camera): 11 Eyllden sonra, Tanr n n art k Amerikay korumamaya ba lad / n syledi/inizde, epey bir
tart ma yaratt n z.

FALWELL: Hala buna inan yorum. Bir lkenin...

AMANPOUR: Amerikan n bunu muhtemelen haketti/ini sylediniz.

FALWELL: Hay r, yle demedim. Sorumlu oldu/unu bildi/imiz insanlar n suu stlenmesi gerekir dedim.

AMANPOUR: Ama az nce syledi/im eyi syleyerek devam ettiniz.


FALWELL: Bu lkede krtaj yoluyla y lda bir milyon bebe/i ldryoruz. O zaman da syledim, imdi de
sylyorum. Asl nda, bu Musevi-Hristiyan ulusun zerine kurulu oldu/unu btn kurallar de/i tirirsek, Tanr n n
gemi te yapt / gibi bize kanat germesini bekleyemeyiz.

AMANPOUR: Hala bu sznzn arkas nda m s n z?

FALWELL: Kesinlikle arkas nday m.

UNIDENTIFIED MALE: Geri ekilin. A l n...


AMANPOUR (voice-over): Radikal muhalifler, uzun sredir krtaj kliniklerine kar sava yorlar.

UNIDENTIFIED MALE: Bu da neyin nesiydi?

AMANPOUR: Bir ok kad n korkutan bombalamalar, kundak l k ve suikastler ya and .

UNIDENTIFIED MALE: Do/rulanm bir lm vakas mevcut.

AMANPOUR: Birmingham Klini/indeki bu bombal sald r , bir polis memurunu ldrd. 90lar n ortalar nda,
Bostondan Floridaya kadar bir ok ehirde, fkeli ba/nazlar 3 doktor olmak zere 7 ki iyi ldrd. Bu iddet
gsterisi, sadece bir ka krtaj klini/inin kapanmas na sebep olmakla kalmad , halk nda tepkisini ekti.

FALWELL: Bunun sebebi ba/ r lar, /l klar, kliniklere yap lan bombalamalar ve d ar daki yry ker olmamal .
Gerekler yumu ak ve mant kl bir ekilde anlat lmal .

AMANPOUR: Mahkemeler, do/mam ocuklar zerine mcadele verilen cepheler haline geldi. Y llar boyunca,
dinci sa/c lar, krtaj konusundaki btn Yarg tay kararlar n kaybettiler. Falwell ve di/erleri, bu durumu tersine
evirmeye kararl yd . Bunun iin de, yeni hakimlerin Hristiyanlar n krtaj konusundaki muhafazakar testinden
gemesi iin politik nfuzlar n kullan yorlard .; Ba kan George Bush n Yarg taya aday gsterdi/i iki isim,
Ba hakim John Roberts ve Hakin Samuel Alto; bu testten ilk geen isimler oldu.

SEN. ARLEN SPECTER (R-PA), JUDICIARY COMMITTEE: Kutsal kitap zerine yemin ediyor musunuz?

GEORGE BUSH, PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Adayla birlikte bir finca kahve itik.

SAMUEL ALITO: Ben, Samuel A. Alito, yemin ederim...

FREDRICKA WHITFIELD, CNN ANCHOR: Amerikan Yarg tay bugn, krtaj haklar kar tlar na byk bir zafer
hediye etti.

AMANPOUR: Falwellin lmnden bir ay kadar nce Yarg tay, 5e 4lk bir oy oran yla k sm krtaj ad verilen
bir uygulaman n sonunu getirdi. Hakim Alito, 5. oyu veren ki i olmu tu.

FALWELL: Benim iin bu, 35 y ll k bir al man n sonucudur.

AMANPOUR: Jerry Falwelliin ho bir zaferdi ama henz yeterli de/ildi.

FALWELL: Bence Roe-Wade davas nda 5 oyu toplayamay z. Muhtemelen bir ya da iki oyumuz eksik kal r.

AMANPOUR: Hayat n n o son haftas nda konu urken, Falwell, btn krtajlar n sonunu getirecek sava n, ancak
yeni nesil Din Sava lar yla kazan labilece/ini farketti.

FALWELL: Byk ihtimalle ben de/il de, ocuklar m bu zaferi kazand / m z grecektir. Bence 50 y l gerideyiz. Bu
meseleye s k s k ya tutunmal e asla vazgememeliyiz.

UNIDENTIFIED WORSHIPERS (SINGING): Tanr ya btn ltuflar iin kredin.

AMANPOUR: Bu mezuniyet bir tr dini tren gibi gzkyor olabilir. Asl nda bir bak ma da yle...

UNIDENTIFIED WORSHIPERS (SINGING): Sesimi duy, Tanr m.

AMANPOUR: Bunlar, Liberty niversitesinin hukuk fakltesinin ilk mezunlar .

UNIDENTIFIED WORSHIPERS (SINGING): Amin.

AMANPOUR: Bu faklte, Jerry Falwellin son eseriydi. 10 Emir, bu fakltenin s n f kap lar n n zerine kaz nm
durumda.

MATTHEW STAVER, DEAN, LIBERTY UNIVERSITY SCHOOL OF LAW: Buras Yarg tay salonumuz. Amerikan
Yarg tay model al narak in a edilmi .

AMANPOUR: 9 hakim iin 9 sandalye var. Bu s n f, tam bir klon gibi.

(on camera): Tabi ki bu bir tesadf de/il. nk Yarg tay n verdi/i kararlar de/i tirmeye al yorsunuz.

STAVER: Evet, yle. Yarg tay Salonunun, kanunu sa/lamak iin sahip oldu/u yksek ngry yans tt / na
inan yoruz.

AMANPOUR (voice-over): Mathew Staver, hukuk fakltesinin dekan . O da krtaj meselesi nedeniyle avukat
olmu bir rahip. Anayasada byle bir hakk n varolmad / n sylyor.

STAVER: Bu bana hukuksal gelmiyor. Birileri yasa kisvesi alt nda kendi ideolojisini uyguluyor gibi geliyor.

Ltfen oturun.

AMANPOUR: Jerry Falwellin yeni nesil pitbulllar olarak adland rd / /rencilerini yeti tiren ki i Staver n ta
kendisi.

UNIDENTIFIED MALE: Mahkemenin huzurunda...


AMANPOUR (on camera): Pitbulllar n amac nedir?

STAVER: Dr. Falwelle ve ngrlerimize gre pitbulllar, yasan n artlar n anlayacak, Hristiyan geleneklerimizle
ve dnya gr mzle e/itim grm yeni bir nesil yeti tirmek anlam na geliyor.

AMANPOUR (voice-over): Staver, zihinleri ekillendirmekten daha fazlas n yap yor. Ayn zamanda lkedeki
mahkemelerde din zgrlkler konusunda mcadele veren Liberty Counsel adl yasal bir grubun da yneticisi. >ki
kez, gerek Yarg tay n nnde davas n savunmu .

UNIDENTIFIED FEMALE: Evlat vermeyi d nn. Kk bebe/inizi evlat edinmeyi ok isteriz.

AMANPOUR: ... >lkinde, krtaj kliniklerinde grev yapma konusundaki k s tlamalara kar mcadele etmi ti.

O gnk szleri yle:

STAVER: Krtaj konusu, Birinci Ahitin temelinde yer almaktad r.

AMANPOUR: Son seferinde de, Tanr n n kanunlar n savundu.

STAVER: Kentuckydeki 10 Emir davas n savundu/umda, Amerikan Yarg tay byleydi.

AMANPOUR: Sz etti/i davada, bir lke mahkemesinde, 10 Emirin kamuya a k bir ekilde yay nlanmas n
savunuyordu. Staver, 5e kar 4 oyla davay kaybetti.

Ama >ncilde, Staver n bir kez daha mahkemeye ba vurmas n engelleyen hibir ey yazm yor. Dolay s yla, Dixie
Countydeki Suwanne Nehrinin a a/ s nda bulunan Florida, dekan n 10 Emir meselesindeki yeni cephesi haline
geldi.

Yerli mezarta sat c s tarad ndan oyulan 6 tonluk bu granit an t, mahkeme salonunun merdivenlerinde yer al yor.
Bu, Yarg tay n msaade etmediklerine gayet iyi bir rnek. Bu heykel, Tanr !y sevmemizi ve 10 Emir!e uymam z
syleyen din bir mesaja sahip bir an t ve devlet mlknde yer al yor.

TOBY DICKEY, LOCAL RESIDENT: Belki de anayasada de/i tirilmesi gereken bir eyler vard r. Mesela bunun
gibi...

Yasa otoritesi falan de/ilim. Ama bu lkedeki insanlar n, bu heykeli istediklerini kesin olarak biliyorum.

AMANPOUR: Staver, bu kez kazanmay bekliyor.

Neden mi?

STAVER: Mahkemenin farkl bir karaktere sahip oldu/u ve byk ihtimalle de farkl bir karar vereceklerine dair
phem yok.
AMANPOUR: Yarg tay, hukukla din aras ndaki sava n merkezi haline geldi. Buras , Tanr n n kamu hayat ndaki
yerine dair son sz syleyecek.

Oraya, CNNin ba ar l hukuk analizcisi Jeffrey Toobinle birlikte gittim.

(on camera): Buras , hukuk ilminin muazzam kalesi.

>inde de 10 Emir var.

JEFFREY TOOBIN, CNN SENIOR LEGAL ANALYST: Birok farkl yerde, zellikle de mahkeme salonunun
tavan nda yer al yor.

AMANPOUR: Nas l oluyor da 10 Emir, Yarg tay Binas n n iine giriyor?

TOOBIN: Anasayada hibir yerde Tanr ya gnderme yap lamaz diye kesin bir yorum yok. Bir ok mahkeme
salonunda Tanr ya inan yoruz yaz yor.

AMANPOUR (voice-over): "Tanr ya inan yoruz", Amerikan diyalo/unun bir paras d r.

Yine de dinci sa/ kanat, kamusal ya am m zda Tanr dan hi bahsetmedi/imize bizi inand rabiliyor. Paralar n
zerinde bile yaz yor.

TOOBIN: Paran n zerinde yaz yor. Paran n zerinde yazd / iin de, okullarda, mahkemelerde ya da Kongre
Binas nda da olmas nda sorun olmad / n sylyorlar.

AMANPOUR: Ama ayn zamanda da ma/duru oynuyorlar.


Peki ma/durlar m ?

TOOBIN: Kltr sava n kaybettiklerini hissediyorlar. Toplumun giderek laikle ti/ini d nyorlar. Okullardan
dualar kararak, Mahkemelerden 10 Emiri kartarak, ma/durla t klar na inan yorlar.

MANDY CHAPMAN, LIBERTY UNIVERSITY STUDENT: Bu Tanr ya sayg dan daha fazlas .

AMANPOUR (voice-over): Liberty niversitesinde, ikiz k zkarde ler Mandy ve Megan Chapman, mahkemenin
dine kar ald / bir kararla ma/dur olduklar na inan yorlar. Bu olay, 2006 y l nda Kentuckynin k rsal
kesimlerindeki Russell County Lisesinden mezun olurlarken ya anm .

Megan, s n f n din grevlisiydi.

MEGAN CHAPMAN, LIBERTY UNIVERSITY STUDENT: >nanc m hayat md r. >nanc mla ya yorum.

Bu yzden hayata at ld / n zda ve i ler zorla t / nda...

AMANPOUR: Diploma treninde toplu dua etmek istemi ama hakim yapamayaca/ n sylemi .

MEGAN CHAPMAN: st s n flarla konu uyorduk. >lerinden biri, st s n f olarak hep birlikte dua etmeyi nerdi.

AMANPOUR: st s n flar, crretkar bir ekilde dua etmeye ba lad lar.

UNIDENTIFIED STUDENTS: Krall k gelecek, Dnya Cennete dnecek.

MEGAN CHAPMAN: Sonra, o kck spor salonumuzdaki 3000 ki ilik kalabal k aya/a kalkt ve tezahrat
yapmaya ba lad . >nan lmazd .

MANDY CHAPMAN: Hristiyanl / bir kez setikten sonra, bir kez do/ru yolun bu oldu/unu anlad ktan sonra; ne
olursa olsun Tanr n n bir sava s oluyorsunuz. O noktadan sonra tek soru, k l c n z al p sava a kat lacak
m s n z, yoksa oturacak m s n z?

AMANPOUR: Gelecekte Hristiyan Sava s olabilecek bu iki k z farkeden Dekan Staver, onlara Liberty
niversitesinde burs ayarlad . Megan, hukuk fakltesine gitmeyi umuyor.

(on camera): Sence Tanr bir hukuk diplomas al p avukat olarak ne yapman istiyor?

MEGAN CHAPMAN: Hristiyanlar ve genel anlamda insan haklar n korumam istiyor.


AMANPOUR: Senin iin nemli olan meseleler hangileri? Ahlak meseleler mi?

MEGAN CHAPMAN: Krtaj meselesi, e insel evlilikleri ve bunun gibi meseleler.

AMANPOUR: Megan ve Mandy, 7 ya ndayken kilisede kendilerini Tanr ya adam lar. Yurt odalar , inanlar n n
bir gstergesi gibi.

(on camera): Neden lkenin Hristiyanlara kar olan tepkisinin seni endi elendirdi/ini sylyorsun?

nk dinini istedi/in gibi uygulayabiliyorsun. >badet edebiliyorsun. >nanc n istedi/in gibi srdrebiliyorsun.

MEGAN CHAPMAN: Durumun heryerde byle olmad / n biliyoruz.

MANDY CHAPMAN: Henz olmu bitmi bir ey yok. Ama kk eyler, ilerde byk sonulara yol aabiliyor.

AMANPOUR (voice-over): Wu s ralar, kendilerininki gibi muhafazakara din kayg lara daha sempatik yakla an bir
Yarg tay bulmalar mmkn. Ba hakim John Roberts ve en yeni meslekta Samuel Alitoyla birlikte ilk y l n
dolduran Yarg tay, sa/ kanada do/ru belirgin bir kayma gsterdi.

STAVER: Art k yeni bir yarg tay ve yeni bir oyun sz konusu. Din sadece kamusal etkinli/ini artt rmayacak. Ba ka
alanlarda da yeni sonular ortaya kacak.

AMANPOUR: Ama btn de/i imler, 5e kar 4lk ok yak n sonularla geliyor. A k olan bir ey var. 2008deki
ba kanl k seimlerini kim kazan rsa kazans n, gelecek y llarda Yarg tay n kararlar n o ya da bu yne
kayd rabilecek.

TOOBIN: Yarg taydaki en byk iki liberal, 87 ya ndaki John Paul Stevens ve 75 ya ndaki Ruth Bader
Ginsberg. E/er onlar n yerine Ba hakim Roberts ve Hakim Alito gibi isimler geliese; dinci sa/ kanat Yarg tay
kazanm demektir ve yasalar byk lde de/i ecektir.

AMANPOUR: Peki bu Amerika iin ne anlama gelecek?

TOOBIN: lkenin byk bir blmnde krtaj yasad olacak. Okullarda dini geleneklere ok daha fazla izin
verilecek.

AMANPOUR (voice-over): Bu, Matt Staver ve kendisiyle /rencilerinin benimsedi/i Amerikal kesim iin ok gzel
bir haber. Hatta dualar n n cevab da denebilir...

STAVER: Yeni bir gn do/ana kadar Yarg tayda mcadelemize devam edece/iz. Asla ve asla vazgemeyece/iz.

JIMMY CARTER, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Sizi grmekten her zaman mutluluk
duyar m.

AMANPOUR: Nas ls n z?

Sizi grd/me sevindim.

(voice-over): Birazdan, inanc n sa/ kanattan geri almaya al an eski bir ba kanla gr ece/im.

CARTER: Bir kktendincinin hatal oldu/unu kabul etmesi imkans zd r nk ederse, Tanr n n hatal oldu/unu da
kabul etmi olur.

UNIDENTIFIED MALE: Sizlere zaman n geldi/ini sylyorum.

AMANPOUR (voice-over): Amerika, inan sahibi bir ulustur. Bu topraklar, dev kiliselerden kasabalardaki kk
kiliselere kadar ibadet mekanlar yla doludur.

UNIDENTIFIED MALE: En byk... (INAUDIBLE)...

AMANPOUR: ... Radyoda ve televizyonda srekli yay nlanan din, Amerikan hayat n n fon mzi/i gibidir.

UNIDENTIFIED MALE: Ona vg ve zafer verin. (INAUDIBLE).

AMANPOUR:
UNIDENTIFIED MALE: Peder, Senatonun duas n ynetecek.

UNIDENTIFIED MALE: Cennetteki babam z...

AMANPOUR: Ama Amerika ayn zamanda inan ve politikan n el ele verdi/i bir lkedir. Kongre yeleri,
parlamentonun merdivenlerinde dua eder.

REP. RANDY FORBES (R), VIRGINIA: Amerikan n etraf na ruhan bir dua duvar rece/iz.

AMANPOUR: Burada, ba kanlar n inanlar n ifade edi leri, bir Amerikan gelene/i halini alm t r.

BILL CLINTON, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Te ekkrler. Tanr sizi korusun.

RONALD REAGAN, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Tanr Amerikay korusun.

AMANPOUR: Ama ben, Jerry Falwell ve dinci sa/ kanad n do/u unu birinci elden ya ayan ba kanla gr mek
istedim. Kendisi, hala onlar n gnmzdeki etkileri konusunda endi eli.

(on camera): Sabah n bu kadar erken saatlerinde bizimle gr meyi kabul etti/iniz iin te ekkr ederiz.

(voice-over): Eski ba kan Jimmy Carterla, Atlantadaki Carter Merkezinde gr tm. Kendisi, s k bir Hristiyan
e/itimiyle bym . Yard mc papaz ve Pazar Okulunda /retmen olan babas , o/luna inan ve politikay
birbirine kar t rmamas gerekti/ini /retmi .

CARTER: Her zaman, bu lkeyi kuran atalar m z n ad na konu an Thomas Jefferson n szlerini hat rlar m. O,
kilise ve devlet aras na bir duvar rmemiz gerekti/ini sylemi ti.

AMANPOUR: Carter, ba kanl /a aday oldu/unda inanlar hakk nda gayet a kt . Kendini yeniden do/mu bir
Hristiyan olarak tan mlam t ve 1976 seimlerinde koyu Hristiyanlar n o/unun oyunu kazanm t .

CARTER: Beyaz Sarayda hi din tren yapmad k. Kendi Hristiyanl k inanc m , di/erleriyle k yaslad / ma dair
hibir ey sylemedim.

AMANPOUR: Ama onun ba kanl / bir bak ma dinle ve Din Sava lar n n dnya sahnesine k yla
tan mlanacakt . zellikle >ran Devrimi s ras nda, bir kktendinci lkeyi ele geirmi ve lkesiyle Tanr y , >ran >slam
Cumhuriyeti alt nda birle tirmi ti.

CARTER: >ranl lar, Amerikal lar esir ald / nda kktendincili/in ve >slam inanc n n ne oldu/unu ilk kez anlad m. .
Kktendinci Ayetullah Humeyni, yabanc lar esir alman n do/ru bir ey oldu/unu d nyordu.

AMANPOUR: 52 Amerikal , 444 gn boyunca esir kald . Carter n tek dnemlik bir ba kan olmas n n en byk
sebeplerinden biri de buydu. Amerikadaki dinciler de Carter n ba kanl k srecinin biti inde bir rol oynam t .
1976da Kendini i ine adam bu Hristiyan Demokrat destekleyen koyu Hristiyanlar, 4 y l sonra pek de kiliseye
gitmeyen bir Cumhuriyeti olan Ronald Reagana destek verdiler.

UNIDENTIFIED MALE: Sizi tebrik ederim, efendim.

AMANPOUR: Bir o/u Jerry Falwellin ve onun Amerikan kltr hakk ndaki ahlaki sulamalar n n etkisinde
kalm t .

FALWELL: >erde, Amerikan n ocuklar n sakat b rakan zehri sat yorlar.

AMANPOUR: Jerry Falwell ve dinci sa/ kanad n, Amerikan politikas na bu kadar dahil olaca/ n ve bu kadar
glenece/ini tahmin ediyor muydunuz?

CARTER: Hay r. Benim iin bir bak ma srpriz olmu tu.

AMANPOUR: Seimi kaybeden Carter, memleketi Plains, Georgiaya ve kilisesine dnd.

CARTER: Bu, Tanr n n kad nlar n kiliselerde nc bir rol oynamas n istedi/ine dair ilk gerek i arettir.

AMANPOUR: Pazar Okulunda /retmenlik yapt . Hala da yap yor. Ama 1990larda, yesi oldu/u Gney Vaftiz
Kilisesinin inanlar n n aksine, giderek daha muhafazakar ve siyasi izgiye kayd / n grd.

CARTER: Bana gre, Vaftiz Kilisesi her zaman temsil etti/i de/erlerden radikal biimde uzakla yordu. E/er bu
yaz l belgenin tamam na kat lm yorsan z, Gney Vaftiz Kilisesinde papaz olamayaca/ n z sylyorlard .
AMANPOUR: Ba kan iin zellikle sorun olan ey, 2000 y l nda grubun kad nlar n rol konusundaki inanlar n
ifade etti/i bir duyuru yay nlamas yd . Art k Gney Vaftiz Kilisesi de, Mslmanlar ve Ortodoks Museviler gibi
kad nlar n toplumdaki roln k s tlayacakt .

CARTER: Kad nlar kocalar na itaat etmeliydiler. Hibir kad n kilisede rahip, ya da yard mc rahip gibi bir lider
olamazd . Kad nlar n erkeklere direktif vermesine izin yoktu. Bu konular beni son derece endi elendirmi ti.

AMANPOUR: Kad nlar n rol konusunda olu turulan Gney Vaftiz Kurallar , 2000 y l nda kabul grd. Carter da
Kiliseyle olan ba/ n a k bir biimde kopard . Halen, kat , erkek-egemen ve d lay c zelliklere sahip bir ok
dindeki kktendinci etkilerin bymesini ele tiriyor.

CARTER: Bir kktendincinin hatal oldu/unu kabul etmesi imkans zd r nk ederse, Tanr n n hatal oldu/unu da
kabul etmi olur.

AMANPOUR: Jimmy Carter, inanc n geri almak iin u/ra yor.

CARTER: Bence Hristiyan Kilisesinin nndeki ilk kriz, btnyle ayr mc l kt r.

AMANPOUR: Carter, eski ba kan Bill Clintonla birlikte, Yeni Vaftiz Konvansiyonu olarak adland rd klar bir grup
kurdular. Hristiyanlar , krtaj ve e cinsel evlilikleri gibi blc konular yerine yoksulluk gibi meselelere
odaklanmaya a/ r yorlar.

CARTER: Bize k lavuz olmas iin, bar , adalet, alakgnllk, hizmet ve sevgi gibi ihtiyal insanlara yard m
edecek konulara dayanan bir dini ark setik.

AMANPOUR: Bu konular neyin yerine gemeli?

CARTER: rgtnze kimin ye olup kimin olamayaca/ na karar veren kktendinci bir anlay n yerine gemeli.

AMANPOUR: Ele tirmenler, Carter n liberallerin oyunu elde etmek iin kendi siyasi oyununu oynad / n
sylyorlar. O bunu reddediyor. Ama, koyu Hristiyanlardan ald / destekle greve gelen ve dindar sa/ kanad n
muhalefetiyle grevden ayr lan ba kan, bir sonraki seimler iin umutlu.

CARTER: Gerekten de kktendincili/in yksek gcnn zirveye ula t / na zaman n n, geti/ine inan yorum.

AMANPOUR: Birazdan, Bir Hristiyan, Yahudi devletini korumak iin mcadele ediyor.

JOHN HAGEE, PASTOR: Hristiyan Siyonizminin uyuyan devi, uyand . Art k birle tik. Ayr lmaz bir hale geldik ve
birlikte tarihi biimlendirebiliriz.

(COMMERCIAL BREAK)

AMANPOUR: Atlar n, s / rlar n ve kovboy apkalar n n ya am tarz n olu turdu/u Teksasa ho geldiniz. Buras ,
bu manzaray grmeyi bekleyece/iniz ilk yer de/ildir.

Bu gece, Teksas usul bir >srail Weref Gecesi dzenleniyor. Ama i ler daha da gariple ecek nk bu geceyi
destekleyenler, koyu Hristiyanlar. > in ba ndaki ki i, >srail iin mcadele eden bir Hristiyan sava ; Papaz John
Hagee.

HAGEE: Amerikaya bir mesaj gnderin. >srailin d manlar na ve >srail halk na bir mesaj gnderin. Yaln z
de/ilsin, >srail...

Ben >ncilin ve Tevrat n gerek oldu/una inan yorum. Bence Ya Tevrat n yolunu, ya da yanl yolu seersiniz.

AMANPOUR: Bu do/ru yol da, Hageenin >sraili ne pahas na olursa olsun korumas n ve savunmas n sylyor.
Hagee, Hristiyan bir siyonist.

HAGEE: Hristiyan bir Siyonist, >ncilin >sraili destekledi/ine inanan ki idir. Tanr , Yarad l n 12:3. ayetinde,
>srailin d i lerinden bahseder. Size dua edenleri kutsay n, size lanet edenleri lanetleyin der.

AMANPOUR: Tanr n n d i leri beyanat m dediniz?

HAGEE: Evet.

AMANPOUR: Tanr di i leri beyanat m vermi ?


HAGEE: Kesinlikle.

AMANPOUR: Hem de >srail yanl s m ?

HAGEE: Yahudilerle ilgili d i leri beyanat nda yle diyor.

AMANPOUR: Hagee'nin >sraile olan ba/l l / , 1978 y l nda Yahudi devletini ilk kez ziyaret edi iyle ba lam .

HAGEE: A/lama Duvar nda dua ederken dndm ve Musevi grdm. Din bir atk s vard ve Tevrat okuyarak bir
ileri, bir geri sallan yordu. O adam n, ruhan karde im oldu/unu hissettim.

AMANPOUR: Hagee, bu deneyimi San Antonio, Teksastaki kilisesinde ya atmak istemi


HAGEE: Kafan z toplay n.

AMANPOUR: Koyu Hristiyan cemaatinin say s 20.000i buluyor.

HAGEE: >zak Rabini grdm. Onunla Houstonda gr tm.

AMANPOUR: Mthi bir adam.

HAGEE: yleydi.

AMANPOUR: Ofisinde >srail ba bakanlar n n resimlerinin dizili oldu/u bir koridor var. Hageenin aheserinin
d nda da, Kudsteki A/lama Duvar n n bir benzeri bulunuyor.

Peder, burada neler oluyor? Muhafazakar bir Hristiyan kilisesindeyiz ama buras biraz >sraile benziyor.

HAGEE: Bir uzman m z >sraile gnderdik ve btn bu ta lar getirdik. Onlara buraya koyduk. Bylece mmkn
oldu/unca benzetmeye al t / m z bu duvarda dua etme anslar olsun istedik.

AMANPOUR: Ama bu, sadece Musevi inanc na bir vg de/il. E/er Tanr n n d i leri politikas n n kalbinde >srail
yat yorsa, Hagee bunun Amerikan n d politikas n da ekillendirmesini istiyor.

HAGEE: D i leri Bakanl / nda, Kuds ehrinin blnmesini isteyen insanlar var. Bylece Filistin Ba kentine yer
aacaklar. Wunu a kl/a kavu tural m. Ne imdi, ne de gelecekte blnmeyecek tek bir Kuds olacak!

AMANPOUR: Kendine ait >srail yanl s bir lobi grubu da var. Washingtondaki son toplant lar nda, Ba kan
Bushtan yaz l bir selam mektubu da ald lar.

NEWT GINGRICH, FORMER HOUSE SPEAKER: Te ekkrler.

AMANPOUR: Bu grup, eski Beyaz Saray szcs Newt Gingrich ve Senatr Lieberman ve McCain gibi isimleri de
yan na ekmi bir grup.

SEN. JOHN MCCAIN (R), ARIZONA: >srailde ba ar s z olursak, nerede ba ar l olaca/ z ki?

AMANPOUR: Hagee'nin grubu ayr ca Capitol Hille giderek Kongre yelerine >sraile verdikleri gl destekten
bahsettiler. Geen y lki ziyaretleri, >srail ve Lbnan aras ndaki sava n ya and / dneme denk geiyordu.
Amerikan n bu konuda ne yapmas n beklediklerini a ka belirttiler.

HAGEE: >sraile kendilerine sald ran insanlara cevap verme f rsat n n verilmesini istedik. Sava durdurmak iin
D i leri Bakanl / ndan birini gndermemelerini rica ettik.

AMANPOUR: Yani bu sava n yanl s m yd n z?

HAGEE: Asla sava yanl s de/iliz. Sadece >srailin kendilerine sald ranlara cevap verme f rsat elde etmesini
istiyoruz.

AMANPOUR: Hageeye gre >srailin hata yapmas sz konusu olamaz. Ayr ca Hagee, d manlar n da bellemi .
>ran ve cretkar Cumhurba kan n , hem Amerikaya, hem de >sraile bir tehdit olarak gryor.

HAGEE: >sraili haritadan silmekle tehdit ediyor. Amerika Birle ik Devletlerinin var olmad / bir gn hayal
edebildi/ini syledi. Nkleer silah elde etmek iin al yor ve ele geirirse de bat dnyas n n en byk kabusu
haline gelecek.
AMANPOUR: Hagee, >ran n nkleer amalar na u ekilde engel olunabilece/ini d nyor:

HAGEE: Bence Amerika, nkleer silahlar asla ele geirmemesi iin elinden geleni yapmal . E/er bunu diplomasi
yoluyla yapamazlarsa, bence nkleer kapasiteden yoksun b rakmak iin nleyici bir askeri sald r yap lmal .

AMANPOUR: Bir rahipten sava makla ilgili szler gelmesi ilgin ama bu peder, sava n Tanr n n bir plan
oldu/una inan yor. Bir milyondan fazla satan son Kitab , Kudse Do/ru Geri Say mda, Hagee kutsal kitaplardaki
kehanetlerle gncel olaylar harmanl yor ve k yamet gn senaryosu olarak iddet dolu bir g gsterisinden
bahsediyor.

Bu senaryoda, Rusya ve Arap mttefikler, >sraili i gal ediyorlar. Deccal, Avrupa Birli/inin ba kan olarak ortaya
k yor. Dev ordular var. Mah er gn son bir sava ya an yor ve >sa inanmayanlar katletmek zere dnmeden
ve bir bar dnemi hakim olmadan nce etraf kan glne dn yor.

HAGEE: Okumad n z...

AMANPOUR: Bu tart mal bir teolojik tutum. Ele tirmenler Hageeyi >sraili desteklemekle ve ikinci Geli i
h zland rmak iin >rana sava ama yanl s olmakla suluyor.

HAGEE: Wunu a ka belirteyim. >sraile olan deste/imizin kehanetle hibir ilgisi yoktur.

AMANPOUR: Baz Museviler de, Hristiyanlar n >sraile verdikleri destek konusunda temkinli davran yorlar.

UNIDENTIFIED MALE: Tanr n n szlerini okumak iin geldin.

AMANPOUR: nk biroklar , Yahudilerin kurtar labilmesi iin Hristiyanl / kabul etmesi gerekti/ine inan yor.

UNIDENTIFIED MALE: Musevilerin ve Hristiyanlar n anla amad / tek ey, Mesihin kim oldu/u.

HAGEE: O mutlak Tanr d r. Sadece anla amad / m z kabul etmemiz gerekiyor.

CROWD: Walom!

AMANPOUR: Hagee, Musevileri Hristiyanl /a dndrmeye al m yor ama >sa dnd/nde, Musevilerin de onu
tan yacaklar ndan ve mesihleri olarak kabul edeceklerinden emin.
HAGEE: San Antoniodaki ortodoks haham arkada ma da dedi/im gibi; ikimiz de Kuds sokaklar nda beklerken
ve yolun br ucundan mesih bize do/ru yrrken, iimizden birinin byk bir teolojik yanl dzeltmesi
gerekecek.

AMANPOUR: Bunu hanginiz yapacaks n z?

HAGEE: Tabi ki ben onun yapaca/ n , o da benim yapaca/ m d nyor. Heyecanl bir gn olacak. Hristiyan
Siyonizminin uyuyan devi art k uyand .

AMANPOUR: Wimdilik Hageenin sava , koyu Hristiyan Amerikal lar , >srailin yan nda siyasi olarak harekete
geirmek zerine kurulu...

HAGEE: >randaki Cumhurba kanl / saray n n mermer salonlar nda sesimiz yank lans n. >srail ok ya a!

AMANPOUR: Birazdan...

RICK SCARBOROUGH, PASTOR: Bir Hristiyan n oyunu tehlikeye atmak gnaht r.

AMANPOUR: Bu adam, seim sand klar nda Amerikay yeniden ele geirmek iin bir Hristiyan semen ordusu
kurmaya al yor.

(COMMERCIAL BREAK)

SCARBOROUGH: Durumun ne kadar ciddi oldu/unu anlamal y z. lkeyi mahvedenler solcular de/il. Hibir ey
yapmayan Hristiyanlar...

AMANPOUR: Peder Rick Scarborough, Amerika ap nda bir sefere kt .

SCARBOROUGH: Bir Hristiyan n oy vermemesi gnaht r.

AMANPOUR: 2008deki seim gnne kadar lkeyi dola arak kilise toplant lar dzenliyor.
SCARBOROUGH: > te grmeniz gereken tehlike burada.

AMANPOUR: Bir ok Hristiyan gibi o da, Amerikan n ahlak esaslar n kaybetti/ine inan yor.

SCARBOROUGH: Hristiyanlar pes edene kadar kaybetmezler.

AMANPOUR: Misyonu, bunu dzeltecek bir Hristiyan semen ordusu yaratmak.

SCARBOROUGH: Koyu Hristiyanlar n say s n n 50 ila 80 milyon kadar oldu/u hesaplan yor. Bizler Amerikadaki
en geni semen blo/uyuz. E/er yzde 75i de/erleri u/runa oy verirse, kazan r z.

Cumhuriyeti de de/ilim, Demokrat da... Ben Hristokrat m. Ben >saya sad / m. De/erlere sahip kan bir parti
karsa, o parti yapt / m i in faydas n grecektir.

AMANPOUR: Rick Scarborough, meslek olarak rahiplik yap yor.

SCARBOROUGH: >lerleme kaydediyoruz. Muhafazakar bir Kongremiz var. Ktye gidiyoruz.

AMANPOUR: Ayr ca Yetti art k! ya da Liberalizm ocuk Katilidir gibi provokatif isimleri olan kitaplar yaz yor.

Politikaya olan ilgisi, k z n n Teksastaki devlet lisesinde kat ld / , AIDSi nlemeye ynelik bir dersle ba lam .
Dersin ok a k seik oldu/unu ve ahlaks z bir mesaj oldu/unu d nm .

SCARBOROUGH: Cinselli/in her trls me rudur. Sadece prezervatif kulland / n zdan emin olun.

AMANPOUR: Scarborough, fkesini cemaate ta m .

SCARBOROUGH: Hayat m boyunca H ristiyan bir grubun bu kadar ileden kt / n grmemi tim. Kendimizi,
insanlar m z kamuda grev almalar iin ikna etmeye al rken bulduk.

AMANPOUR: Kilise yeleri, yerel okulun ynetim kurulunu ve ehir meclisini ele geirdiler. Zaferleri k sa srse de,
Scarborough kendine bir ama edinmi oldu. Mesaj n halka ta yabilmek iin Jerry Falwellin k lavuzlu/una
ba vurdu.

SCARBOROUGH: Bana Rick, ok tan nmad / n iin, sana isim ve n kazand racak tan nm insanlar bulmal s n
dedi.

AMANPOUR: Falwellin hay r dualar n ve deste/ini de alan Scarborough, 1998 y l nda Vision Amerikay kurdu.

SCARBOROUGH: Amerikay kurtarmak iin 70 hafta, bir gnlk sefer ve benzer eylerden bahsediyorum.

AMANPOUR: Amac a k: Pederlerin vaiz krssnden inmesini ve politikaya at lmas n sa/lamak istiyor.

SCARBOROUGH: Sahip oldu/umuz bu harika sistemde, en ok oyu alan kazan yor. Bir pederin, siyasete girmek
iin daha iyi bir sebebi olabilir mi?

AMANPOUR: O, Amerikan n din temellerine sald r ld / n d nd/nd/ yerlerde vazgeilmez biri haline
geldi. Bu yerlerden biri de Alabama. Burada, mahkeme taraf ndan kamuya ait bir mlke, 10 Emirin yer ald / bir
an t koyman n yasad oldu/una karar verilmi ti.

SCARBOROUGH: E/er bu lkedeki inanl insanlar anlam yorlarsa, kendimizi gsterip Yetti art k! demeliyiz.
Yoksa Hristiyanl k kltr kaybolacak.

AMANPOUR: Dinci sa/ kanad n liberalizme kar at / sava srdren Scarborough, as l sorun olarak
Amerikan n eylemci hakimlerini gsteriyor.

SCARBOROUGH: 1962 y l nda, devlet okulunda dua edemeyece/imizi syleyenler halk de/il, hakimlerdi. 1973
y l nda bir kad n n rahmindeki bebe/i ldrmeye hakk oldu/unu syleyenler halk de/il, hakimlerdi.
Massachusettsde, e cinsel evlilik seline kap aanlar halk de/il, hakimlerdi.

AMANPOUR: Scarborough'nun zm ne mi?

SCARBOROUGH: Krsden yasama yapan bir hakime itiraz edilmesi di/er hakimlere de rnek olacakt r. Art k
buna gz yumulmayaca/ n ve hakimlerin oraya i lerini yapmak iin getirildiklerini anlayacaklard r.

Bu dpedz kt ve hay rs z bir yasad r.


AMANPOUR: Federal nefret sular aras na e cinselleri de dahil eden yasa de/i ikli/inin kongrede as kya al nm
olmas , can n s k yor.

SCARBOROUGH: Ki isel olarak e cinsellere kar de/ilim. Ama bu yasaya gre e/er Tanr n n szleriyle vaaz
verip, Romal lar 1in bu toplum iin de geerli oldu/unu, ve e cinselli/in >ncilde de dendi/i gibi bir gnah
oldu/unu sylerseniz; gerekten nefret dolu bir konu ma yap yorsunuz demektir. Bir sonraki ad m, neye
inand / n syleyen bir pederi, bu yzden hapse atmak olacakt r.

AMANPOUR: Ele tirmenler bu meseleyi korku samak olarak alg l yor. Ahlak de/erlerini tm topluma empoze
etmek isteyen muhafazakar bir Hristiyan n, insanlar ileden karaca/ n sylyorlar.

SCARBOROUGH: Byle syledi/im iin beni affedin. Ama ocuklar m, kendilerine anal, oral ve di/er seks
biimlerinin normal oldu/unu /reten bir cinsellik e/itimi al nca ben de ileden k yorum. Yce Tanr , onun
/retilerini ibadet yerinde oldu/u kadar, toplum iinde de ya atmam z istiyor.

AMANPOUR: Bugnden ba lay p Seim Gnne kadar, Scarborough 140.000 ki iyle yzyze konu may
umuyor.

SCARBOROUGH: Bekiler olarak, tehlikenin geldi/ini grd/mzde insanlar uyarmal y z.

AMANPOUR: Onlar , ahlak de/erleri u/runa ve Amerikay de/i tirmek iin oy vermeye ikna ediyor.

SCARBOROUGH: Oy vermenin kutsal bir vazife oldu/una inan yoruz. nem verdi/imiz de/erleri payla an
Cumhuriyetiler, Demokratlar ve Ba/ ms zlara oy verece/iz.

AMANPOUR: Amerikada papazlar gerekten de bir seimin sonucunu de/i tirebilir mi?

RUSSELL JOHNSON, PASTOR: Bu, toplumumuzun Norman Rockwell tarz manzaras d r. >ki ynde de
kilometreler boyunca kilise anlar n grebilirsiniz.

AMANPOUR: Lancaster, Ohiolu (ohayolu) Papaz Russell Johnson, tam da bunu yap yor. Beni, bu tepeye
kar yor. Syledi/ine gre s k s k buraya gelip a a/ daki kasabas iin dua ediyor.

JOHNSON: Burada temel, kkl ve muhafazakar de/erlere sahip olan nesiller dolusu al kan insan ya yor.

AMANPOUR: Johnson, Fairfield Hristiyan Kilisesinin k demli papazlar ndan biri. Ohionun politika sahnesinde de
szn esirgemeyen biri.

JOHNSON: >sa, hayat boyunca inanl olun, cemaatiniz iin dua edin, ya l lara hizmet edin, ocuklara yard m
edin ve kaydolup oy verin demi tir.

AMANPOUR: Johnson, kendi Hristiyan okulunu idare ediyor ve o da Amerikan n ilerledi/i yoldan memnun de/il.

JOHNSON: Bu lkede, ocuklara >sa ad n ok yazmamalar sylendi/i olmu tur nk...

AMANPOUR: Devlet okullar ndan m bahsediyorsunuz?

JOHNSON: Devletten para alan laik okullardan bahsediyorum. Onlar devlet okulu de/il, laik okullar. Devlet okulu
olsayd , ocuklar Sessiz Geceyi syleyebilirlerdi. Ba/l l k yemini edebilirlerdi. Hem Yarat l , hem de evrim
teorisini birlikte /renebilirlerdi. Devlet okulu bu demektir.

AMANPOUR: Johnson, Amerikan n bir ok sorununun temelinde evrim teorisinin yatt / n sylyor.

JOHNSON: 50 y l boyunca ocuklara, hayvanlardan geldiklerini /rettik. Wimdi de hayvanlar gibi davran yorlar ve
bu onlar iin de, bizim iinde sorun oluyor.

AMANPOUR: Yani asosyal ocuklar n sorunu evrim teorisi mi?

JOHNSON: Sorunun bir k sm diyelim. Toplumsal evrim, glnn hayatta kalmas fikri ve sosyal Darwinizm,
Amerikada ciddi sorunlara sebep olmu tur. E/er Tanr ya, /retmenlerinize ve ailenize sayg duymazsan z
sorunlar ba lar.

AMANPOUR: Johnson, kendisinin ve di/er din liderlerin politik srete seslerinin duyuldu/undan emin olmak
istiyor.

JOHNSON: Papazlar , anayasada yazan din zgrl/ hakk ndan yararlanmaya davet ediyoruz. Krsde durarak
adaylara bu tr bir destek vermiyorum.
AMANPOUR: Bu tr meseleleri destekliyor musunuz?

JOHNSON: Evet, destekliyorum. Hayat, evlilik ve bu tr meseleleri destekliyorum. Bunlar Ohioda uygulamal y z.

AMANPOUR: 2004 y l nda, Johnson n cemaati, politik bir cepheye dn t. Ohio, bir sonraki ba kanl k
seiminde, byk nem ta yacak bir eyalet olarak grlyor. Johnson da, e cinsel evlilikleri meselesiyle
Ohionun Ba kan Busha meyil etmesini sa/lad .

JOHNSON: Sizleri evlendirmek, bize byk bir keyif ve mutluluk veriyor.

AMANPOUR: Evlili/in, bir kad nla bir erkek aras ndaki birlik oldu/unu belirten bir yasa tasar s na destek verdi.

JOHNSON: 2004 y l nda Ohioda 3.3 milyon insan, evlilikle ilgili yasa dzenlemesi iin oy verdi. >nsanlara kar
de/illerdi, ama evlili/i savunuyorlard .

AMANPOUR: Hemcinsler aras evlili/e kar oldu/undan m bahsediyorsunuz?

JOHNSON: Evlili/i savunuyorlard . Maddede, bunun herhangi birine kar oldu/una dair tek bir sz yok. ok
dikkatlice okudum.

AMANPOUR: Bu dzenleme, oylar n neredeyse te ikisini alarak kabul edildi.

JOHNSON: Ard ndan anketler yapt k. Ba kan George W. Busha gelen oy oran 6ya 1di.

JOHN GREEN, PEW FORUM ON RELIGION AND PUBLIC LIFE: Tabi ki her zaman, bir oy pusulas meselesi ya
da herhangi bir politik mesele yznden yak ndaki seimlerin nas l etkilendi/i zerine tart abilirsiniz.

AMANPOUR: John Green, Din ve Kamu Hayat zerine al an Pew Forumun k demli yelerinden biri.

GREEN: Ama en az ndan binlerce eylemcinin s k al mas n ve muhafazakar Hristiyan oylar n artt rmas n
sa/lad . Bu durum da sonuta byk ihtimalle Ba kan Bushun zaferine katk da bulundu.

JOHNSON: Bir gn, Amerikan Sivil zgrlkler Derne/i tarih olacak ve >sa boy gsterecek.

AMANPOUR: 2008 seimleri yakla rken, Russell Johnson ve Rick Scarborough tekrar yollara d tler. Hristiyan
inanlar n payla an ve onlara gre hareket etmek isteyen papazlar ve semenler bulmaya al yorlar.

JOHNSON: >nanlar m z n arkas nda duraca/ z. Herhangi bir politik makinenin bize sahip olmas na izin
vermeyece/iz. Vicdan m zla oy vermeye hakk m z var milyonlarca insan byle yapacak.

DANILLE TURISSINI, POSITIVE CHRISTIAN AGENDA: Alo, ben Danille...

AMANPOUR: Birazdan, telefonlar n ve e-postalar n Amerikay nas l de/i tirdi/ini grece/iz.

TURISSINI: Bekleyin, sizi ba/layay m.

AMANPOUR: Hristiyanli/in halk esas olan politikas harekete geiyor.

Ard ndan...

UNIDENTIFIED MALE: Bu gece sava /l / n z duyurun!

AMANPOUR: Genlerden olu an bir ordu, Tanr n n ad yla laik topluma kar sava yor.

UNIDENTIFIED MALE: Sonuta, >sa adl adama inanman z gerekiyor.

AMANPOUR (voice-over): Amerikada, muhafazakar Hristiyanlar siyasi ve kltrel manzaray epey


de/i tirmi lerdir. Onlar, herkesi ilgilendiren ayr mc l k konular nda n cephelerde sava yorlar.

UNIDENTIFIED PEOPLE: Krtaja kar y z!

AMANPOUR: Krtaj yasal olmal m ?

UNIDENTIFIED MALE: Sizce...


AMANPOUR: E cinsellerin evlenmeye hakk olmal m ? ocuklara okullarda ne /retilmeli? Hakimler anayasay
nas l yorumlamal ?

Tanr n n Hristiyan Sava lar , cevaplar bildiklerini sylyorlar. Modern laik toplumun Amerikay yozla t rd / n
ve kendi deyimleriyle lkenin din kkenlerine geri dnmesi gerekti/ini savunuyorlar.

UNIDENTIFIED FEMALE: >nsanlar, laiklik nedeniyle a r derecede hayal k r kl / ya ad lar. Bu nedenle de


kar kltre ait bir protesto geli ti.

AMANPOUR: Amerika yeni bir seim dnemine girerken, lkenin toplumsal, politik ve kltrel yn tehlikede...

Tanr n n Hristiyan Sava lar , lkenin ne ynde ilerlemesini istediklerini biliyorlar. Bu sava kazanana kadar da
mcadeleyi elden b rakmayacaklar.

UNIDENTIFIED PEOPLE: >sa krald r!

DANILLE TURISSINI, GRASSROOTS DIRECTOR, POSITIVE CHRISTIAN AGENDA: Ben Pozitif Hristiyan
Gndeminden Danille Turissini...

AMANPOUR: Danille Turissini, Amerikay telefonlar, e-postalar ve yasalarla bir bir de/i tirmeye al yor.

TURISSINI: Tamam. Onu aray p beni aramas n syler misiniz?

AMANPOUR: Halk esas alan politika bundan ibaret.

TURISSINI: Bekleyin, sizi ba/layay m.

AMANPOUR: Tanr n n Hristiyan Sava lar da bu konuda uzman.

TURISSINI: Alo?

Benim i im, Hristiyanlar n kamusal srelere dahil olmas n sa/lamak.

AMANPOUR (on camera): Tamam. Nedeni nedir?

TURISSINI: Hkmeti etkilemek iin...

AMANPOUR: Ne yapmalar iin etkileyeceksiniz?

TURISSINI: Bu lkenin vatanda lar olarak hkmeti etkilemek ve bizim gibi olmalar n sa/lamak istiyoruz. Ayr ca,
kabul ettirmeye al t klar yzlerce yasa tasar s n da sizlere sunuyoruz.

AMANPOUR (voice-over): Danillele ilk kez Papaz Rick Scarboroughnun konu ma yapt / bir konferansta
tan t k.

PASTOR RICK SCARBOROUGH, FOUNDER, VISION AMERICA: Adaylar seilirken seimleri etkileyecek
misiniz?

(APPLAUSE)

TURISSINI: E/er internet sitemizi ziyaret ederseniz...

AMANPOUR: Turissini, Hristiyanlar n politikay etkilemek zere seslerini ykseltmeleri ii al yor.

UNIDENTIFIED MALE: Evet. Krtaja kar al yorum.

AMANPOUR: Washington, Seattle n d ndaki evine gidiyorum ve i ini nas l yapt / na yak ndan bak yorum.

TURISSINI: Buras benim ofisim.

AMANPOUR (on camera): Birlikleri toplad / n z yer buras m ?

TURISSINI: Evet.

AMANPOUR: Oradaki resim nedir?

TURISSINI: Bu, Beyaz Saray n bat kanad ndaki Mavi Odada ekilmi bir resim. Eskiden Washington Eyalet
Kilisesinin yard m kolu koordinatrydm.

AMANPOUR: Ba kan size te ekkrlerini sunuyor.

TURISSINI: Evet, kendisi orada.

AMANPOUR: ... al kanl / n z ve mthi al man z nedeniyle, George Bush...

TURISSINI: Do/ru.

AMANPOUR (voice-over): Duvarlarda, Washington Eyaletinin yasama blgelerinin haritalar ve hedef ald /
meclis yelerinin resimleri bulunuyor.

TURISSINI: Buraya resim asmay seviyorum nk insanlarla u/ra yoruz. Bu nedenle...

AMANPOUR (on camera): Ama biroklar n n d ncelerini de/i tirmeye al yorsunuz.

TURISSINI: Evet, kesinlikle. Onlar anlay p bilgilendirmek istiyoruz.

AMANPOUR (voice-over): Son yasama dneminde, organizasyonunun 59.000 telefon ald / n ve haftada iki kez
yakla k 100.000 kadar insana uyar e-postalar gnderdi/ini sylyor.

TURISSINI: Asl nda bir tr hat rlatma gnderdik. Cuma gn byk bir uyar gndermemiz gerekti.

AMANPOUR (on camera): Yerel ortakl klar hakk nda m ?

TURISSINI: Evet, yerel ortakl klar hakk ndayd .

AMANPOUR: Gnde ka saatinizi bu i e harc yorsunuz?

TURISSINI: Sezon s ras nda muhtemelen gnde 12 saat kadar durmadan al yorum.

AMANPOUR (voice-over): Turissini, 20 y ldan uzun sre nce politikaya at lm bir anne ve bir bykanne... O
dnemlerde, kad nlar n krtaj hakk n savunuyormu . Ta ki, ikinci ocu/unun ultrasondaki resmini grene kadar...

TURISSINI: Birden ok olmu tum. Bekleyin bir dakika. Bu bir bebek! diye d ndm. O gn klinikten eve
dnerken, bebekleri ldrdklerini d ndm. Krtaj bebekleri ldryordu. Dolay s yla bu konuda neler
yapabilece/imi d nmeye ba lad m.

AMANPOUR (on camera): Yani o zaman m yasay de/i tirmek istedi/inize karar verdiniz?

TURISSINI: Wunu farkettim ki...

AMANPOUR: Panzehir bu muydu?

TURISSINI: ... Bu adaletsizli/in panzehiri, yasay de/i tirmekti.

DR. JOSEPH B. FUITEN, LEADER, POSITIVE CHRISTIAN AGENDA: Krtajlar azaltacak hibir ey istemiyorlar.

AMANPOUR (voice-over): Turissini, Pozitif Hristiyan Gndemi adl bir grup iin al yordu.

FUITEN: Danillein burada birlikleri toplamas iin ne yapmas gerekiyor?

AMANPOUR: Bu adam, Danillein patronu Joe Fruiten. O, eyaletin en etkin ve byk kiliselerinden birini yneten,
politik zihniyete sahip bir papaz.

FUITEN: >mparatorlu/a zarar vermek isteyen barbarlar uzak tutmaya al yoruz. Onlara hay r diyoruz.
Hristiyanl / n ahlak de/erleri, fikir meydanlar ndaki yerini almal . Herkesin grmesi ve zerine d nebilmesi iin
a /a kar lmal .

Say n cemaatim, Hannahy Tanr ya adayal m.

AMANPOUR: Fuiten, Washington Eyaletindeki evlilik yasas n n kad n ve erkek aras nda s n rland r lmas iin
verilen mcadelede etkili oldu. Amerikan yasalar , onun krsden adaylar desteklemesine izin vermese de,
cemiyet yelerini ki isel internet sitesinde yer alan Papaz n Setikleri k sm na ynlendirerek yasan n etraf ndan
dola yor.
FUITEN: Laikler her zaman, teokrasi kurmak istedi/imi sylerler. De/erlerimizi onlara empoze etmek istedi/imizi
sylerler.

Ben de kendi kendime, durun bir dakika! derim. Amerikada her zaman byle olmu tur. Laikli/i gndeme
getirirler. Biz de/il, onlar kendi de/erlerini Amerikaya empoze etmeye al rlar. Bizim de/erlerimiz hep
buradayd . Onlar nki d ar dan geldi. Buradaki yasad yabanc lar onlar. Biz de/iliz.

AMANPOUR: Danille ve grubu, ayr ca kayg lar n do/rudan meclis yelerine gtryorlar.

TURISSINI: Kubbenin ortas ndaki alt n mhrn yan nda bulu abilir miyiz?

AMANPOUR: Bu oturumda, krtajlarda ebeveynlerin bilgilendirilmesi, yerel ortakl k yasa tasar s ve cinsellik
e/itimi yasa tasar s zerine lobi al mas yap yorlar. Onunki gibi kk gruplar, ok etkili olabiliyor.

TURISSINI: Tabi ki. Te ekkrler.

MARK MILOSCIA, WASHINGTON STATE REPRESENTATIVE: >nsanlar, sadece dahil olarak bile elde ettikleri
gc anlam yorlar. >lk ba ta bir ka arkada n z oluyor. Sonra benim ve di/er seilmi yetkililerin dikkatini
ekiyorsunuz.

AMANPOUR: Amerikada bunu en iyi bilen ki i belki de Ralph Reeddir. O, Amerikan politikas ndaki en etkili
Hristiyanlardan biri.

RALPH REED, REPUBLICAN STRATEGIST: Il ml ve merkezi bir politik hareket olu turman n bu kadar zor
olmas n n en byk sebebi, gerekten de l ml olmalar . Yani, ad stnde, l ml lar...

(LAUGHTER)

REED: ... Ama as l heyecan verici olan, sa/c ve solcu btn insanlar n kendilerine gerekten adam olmalar .

Bana blgenin posta kodlar n bulabilir misin?

AMANPOUR: Reed, Hristiyan Koalisyonunun ard ndaki beyindi. Bu rgt, Amerikan politikas n de/i tiren ve halk
temelli bir rgtt. 1998 y l nda, Pat Robertson n ba ar s z olan ba kan adayl / ndan sonra kurulmu tu.

REED: 1980lerde, Robertsondan nceki muhafazakar Hristiyanlar, genel seimlerde Cumhuriyetilere oy


veriyorlard . Ama Cumhuriyeti partinin mekanizmas nda gerek i levleri yoktu. Robertson bunu gerekten
de/i tirdi.

AMANPOUR: Reed, onlar politik bir gce dn trd. Posta yoluyla semenleri harekete geirdi. Milyonlarca
semene, daha kk ve yerel seimlere odaklanan k lavuzlar gnderdi. Bu yeni bir seim kampanyas yd .
Radara yakalanmadan gizli bir politika ytlyordu.

REED: E/er Washingtona gelir ve yeni bir konferans dzenleyip Art k bu i in ba nda beni var m derseniz, bir
ok insan sizi topa tutuyor.

(LAUGHTER)

REED: Bu yzden okul ynetim kurullar , eyalet ve ehir meclislerine 1000 ki iyi aday gstermek daha ak ll ca.
stelik kimse size sald rm yor.

AMANPOUR: 1994 y l na gelindi/inde, Hristiyan Koalisyonunun 1 milyon 300 bin yesi vard . Ayn y l n
sonbahar nda, etkileri gerekten hissedilmi ti.

(BEGIN VIDEO CLIP)

NEWT GINGRICH, SPEAKER OF THE HOUSE: Dn ak am, Amerikan tarihinin en nemli seimlerinden biri
ya and .

(END VIDEO CLIP)

AMANPOUR: Cumhuriyetiler, 40 y ld r ilk kez Kongrede o/unlu/u kazanm lard . Bu oylar n yar s ndan o/unu
kazand ranlar n muhafazakarlar oldu/u syleniyordu.

Tanr n n Sava lar , art k Washingtonda dikkate al nmas gereken bir g haline gelmi lerdi.
Bugn, Washington Eyaletinde Demokratlar hakim. Danille Turissininin al mas ise sava kaybetmek zere.
Burada, Cumhuriyeti lider Richard DeBolttan gerekleri /reniyor.

RICHARD DEBOLT (R), WASHINGTON STATE REPRESENTATIVE: Bu sene hibir eyi durduramayacaks n z.
Yani...

TURISSINI: Tamam. Hi mi ans m z yok?

DEBOLT: Hay r. Onlar n borusu tyor. Kendi gndemleri var. Ne yapacaklar na odaklanm durumdalar. Bunu
l ml hale getirmeye pek de s cak bakm yorlar.

AMANPOUR: Szleri do/ru km t . Bu y lki Pozitif Hristiyan gndemi, ba ar l olamam t .

Danillee gre bu duraklama sadece srecin bir paras . Hala verilmesi gereken bir sr mcadele var.

TURISSINI: Bu yzden durmayaca/ m. Kendimi tm yre/imle bu yolda ilerlemek zorunda hissetti/im srece,
halk esas alarak al maya devam edece/im.

Alo? Ben Danille.

UNIDENTIFIED MALE: Bugn burada, lke ap nda Kutsal Ruhu temizlemeye ynelik bir al ma olaca/ n
duyurmaya geldik.

AMANPOUR: Gnmz Amerikas nda inanla politikay ay rmak mmkn m? Bunu /renmek iin Minesotaya,
cemaatini bu yzden tehlikeye atan bir pederi grmeye gidiyorum.

PASTOR GREG BOYD, WOODLAND HILLS CHURCH: Sa/ n zdaki ve solunuzdaki ki ilerin elini tutun ve hem
kalbinizle hem de zihninizle bana kat l n.

AMANPOUR: Greg Boyd, ortal / kar t racak birine benzemiyor.

BOYD: D man kt ama siz iyisiniz.

AMANPOUR: Ama grn ler sizi yan ltmas n...

BOYD: Srmekte olan ruhan bir sava var. Di/er insanlar zerinde hakimiyet kurmaya ynelik yozla t r c bir etki
var.

Amerika, Tanr n n krall / de/ildir.

AMANPOUR (on camera): Greg, senin ad n Googleda ararsam tek buldu/um ey kafir kelimesi oluyor.

(LAUGHTER)

BOYD: Sadece yle yazm yordur. Hadi ama, o kadar da kt olamaz.

AMANPOUR: Ar kovan na omak soktun.

BOYD: Evet, baz fikirlerimi evreleyen tart malar var.

AMANPOUR (voice-over): Greg Boyd, muhafazakar Hristiyanl kla sa/c politikalar n birle ti/i Amerikan
toplumunda, ayr l k vaktinin gelmesini istiyor.

BOYD: Dnya Krall / , ya da dnya politikas olarak adland r lan eyin, inanlar m zla bu kadar harmanlanmas
beni ok endi elendiriyor. Baz durumlarda neredeyse bir >slam Devleti, ya da bir Taliban gibi oluyoruz. Bir
Hristiyan toplumu kurup Hristiyan kanunlar uygulamak istiyoruz. Ben bunun kilise ve toplum iin son derece zarar
verici oldu/undan endi eleniyorum.

AMANPOUR: Boyd, Katolik bir ailede byd. Genli/inde inanc n kaybetti ve 17 ya nda yeniden do/du. Yale
Divinity Schoolda okudu ve Princeton >lahiyat Fakltesini bitirdi. Tam zamanl bir din adam olmadan nce 16 y l,
>lahiyat profesr olarak ders verdi.

BOYD: Tanr sizi korusun.

AMANPOUR (on camera): Buradaki srde ka insan vard r?

BOYD: Ne kadar dolu oldu/una bakarsak, ortalama bir haftasonunda 4.000 kadar insan gelir.
AMANPOUR: 4000 ok byk bir say .

BOYD: Evet.

(CROSSTALK)

BOYD: Yce >sadan g al n.

AMANPOUR (voice-over): Boydun kilisesini ziyaret etti/inizde, >sayla olan ki isel ili kinize odaklanan bir
Hristiyanl k mesaj duyacaks n z.

BOYD: Di/er taraftan, ben muhafazakar bir Hristiyan m. Varl / m n en derinliklerine kadar krtaj kar t y m. Ayr ca
e cinselli/in, Tanr n n onaylad / bir ey olmad / na inan yorum.

AMANPOUR: Boydun imdi syleyeceklerine iyi kulak verin.

BOYD: Ama >ncil ayn zamanda e cinselli/in hemen yan nda dedikodu, h rs ve oburluktan bahsediyor. Asl nda
h rs ve oburluk en s k i lenen iki gnaht r. Eski dnyada bu ikisi en byk gnah olarak grlrd. Ayr ca, >ncilde
de s k s k bu gnahlardan bahsedilir. E cinsellikten daha ok laf geer.

Baz insanlar n gnahlar neye gre derecelendirdiklerini hi anlam yorum. Baz gnahlar n di/erlerinden daha
kt oldu/una, hangi gnahlara kar gelece/imize karar veriyorlar.

AMANPOUR (on camera): rnek verir misiniz? Krtaja kar ysan z, Roe-Wade davas n n sonucunu de/i tirmeyi
misyon edinmi bir aday destekliyor musunuz?

BOYD: Christiane, byle d nmyorum.

Krtaja kar olmak, sadece rahimle ilgili bir mesele de/il. Ya amla ilgili bir mesele. rne/in, yoksullukla krtaj
aras ndaki ili ki nedir? Ara t rmalar, do/rudan bir ili kileri oldu/unu gsteriyor. Belki de toplumda krtaj
azaltman n en iyi yolu, fakirlik iin en iyi zm getiren aday semektir.

Bu yzden, tek bir de/erimizle, belirli bir oy elde edece/imizi d necek kadar saf olmamal y z. Hristiyanl /a oy
verme biiminize bir etiket yap t rmay n.

AMANPOUR (voice-over): Boyd'un inan ve politikan n iie gemesi konusundaki kayg lar ; ilk Krfez
Sava ndan hemen sonra ba lam . Ba ka bir kilisede, 4 Temmuz trenindeki bir video sunumuna kat ld / nda
farketmi .

BOYD: vatansever bir mzik al yordu ve arka planda bir bayrak dalgalan yordu. 3 tane ha n sileti vard . Daha
sonra 4 sava ua/ bir ha ekli izdi ve ayr ld lar. Arka planda da bayrak dalgalan yordu.

Baz insanlar aya/a kalkm t . Co ku doluydular. A/lamaya ba lad m. nk d manlar m z sevmemiz


gerekti/ini syleyen Mesihi takip eden bir insan toplulu/uyken, nas l oluyordu da sava uaklar n kutlayan, lm
makineleriyle >san n arm ha gerili ini harmanlayan bir toplulu/a dn m tk? Merak etmi tim.

San r m bu olay, uyanmam sa/lad . Amerikadaki koyu Hristiyanlar aras nda bunun ne kadar nemli bir sorun
oldu/unu farkettim.

AMANPOUR: Son ba kanl k seiminin ncesinde bu hisleri daha da glendi.

BOYD: Muhtemelen bir ok koyu Hristiyan papaz gibi ben de, sry belirli bir tarafa ynlendirmem iin bask
alt ndayd m. Onlara nas l oy vermeleri gerekti/ini sylemem bekleniyordu.

Asl nda bu bask , Cumhuriyetiler lehineydi.

AMANPOUR (on camera): Peki bu nas l oldu? Ne yapt lar? Sizi arad lar m ? Bana nas l oldu/unu anlat n.

BOYD: Wyle oldu: Hristiyan radyolar nda ve televizyonlar nda bir ok Hristiyan lider var. Cemaatinizdeki insanlar
da onlar seyrediyor. Dolay s yla cemaatten bir ok soru geliyor. Bana kime oy vereceklerini soruyorlar. Kime oy
verece/imi bilmek istiyorlar.

As l d man liberaller, ya da muhafazakarlar de/il. Krtaj yanl lar ya da e cinsel haklar eylemcileri de as l
d man m z de/il.

AMANPOUR (voice-over): Boyd, radikal bir ekilde farkl bir ey yapt . Ha ve K l ad nda 6 blmden olu an
bir vaaz verdi.

BOYD: Gndemlerini desteklemek iin >ncilden blmleri okuyan politikac lar buldu/umuzda, onlara hay r
diyenler bizler olmal y z.

AMANPOUR: Cemaatin bir ok yesi bu kat lmad ve bunu da belirttiler.

BOYD: Konu mamdan sonra mthi bir bayan yan ma geldi. Tanr onun kalbini korusun. Kan beynine s ram t .
Bana, krsden liberal politika yapmay b rakmazsam, gitmek zorunda kalaca/ m syledi.

Ben de ona Han mefendi, bunlar >sa syledi. Ben sadece al nt yap yorum dedim.

AMANPOUR (on camera): Cemaatinizin byk bir k sm gitti, de/il mi?

BOYD: Evet. Uzun vadede bu mesaj n sonucunda yakla k 1000 ki iyi kaybettik.

AMANPOUR (voice-over): Ama giden 1000 ki inin yerini yenileri ald .

BOYD: Ama unu sylemeliyim ki, tek bir kelimesinden pi manl k duymuyorum. Bu, cemaatimiz iin bir dnm
noktas yd . >lerletmiz gereken krall k vizyonunu a kl /a kavu turdu/umuzu hissettim.

AMANPOUR: Greg Boyd, farkl bir papaz. Partizan politikalar kiliseden uzak tutmaya al y or. O, >sa olsayd
kime oy verirdi? sorusunu reddediyor.

BOYD: >sa asla dneminin politikalar zerine yorum yapmad . stelik politik olarak kar k zamanlarda ya am t .
Bir ok ate li mesele vard . >sa da srekli olarak bunlar reddetti. Biz de onun izinden gitmeliyiz.

AMANPOUR: Birazdan, Tanr bir evreci mi olurdu? Buna evet dedi/i iin ate alt nda kalan bir Hristiyanla
gr ece/im.

RICHARD CIZIK, VICE PRESIDENT FOR GOVERNMENTAL AFFAIRS, NATIONAL ASSOCIATION OF


EVANGELICALS: Bize dnyaya gz kulak olmam z ve bakmam z syledi. Yarat l kitab nda, i te tam burada
sylyor.

AMANPOUR (voice-over): Ba kent Washingtonda rzgarl bir bahar gn... Bu adam ise, Hristiyan politika
dnyas nda f rt nalar kopar yor.

(on camera): Krtaj konusunda ne d nyorsunuz?

CIZIK: Muhafazakar ve krtaj kar t y m. 25 y ld r byleyim.

AMANPOUR: E cinsel evlilikleri konusunda?

CIZIK: Muhafazakar taraftay m. E cinsel evliliklerine kar y m.

AMANPOUR (voice-over): Bu tr ifadeler kullanmas na ra/men, neden dinci sa/ kanad n en nemli isimleri
Richard Cziki k n yorlar? nk ayn zamanda byle ifadeleri de var:

CIZIK: Asl nda Tanr , kendi szlerinde diyor ki: Ben, Tanr , dnyay yok edenleri yarg lay p yok edece/im.

AMANPOUR: Cizik, gezegeni kurtarmak zerine vaazlar veriyor.

CIZIK: Bu kutsal bir evreciliktir. Kutsald r. Dnyan n temsilcisi olmak gibi bir ey. >klim de/i ikli/i gibi milyonlarca
insan etkileyecek meselelerle ilgileniyorum.

Dnyadaki btn canl lar kollamak ve onlara bakmak iin bizlere verdi/in grevi benimsiyoruz.

AMANPOUR: Cizik Koyu Hristiyanlar Birli/inin ba kan yard mc s ve ayn zamanda da bir din adam . Bu birlik,
45.000 kiliseyi ve on milyonlarca Amerikal Hristiyan temsil eden bir grup. O, Tanr n n Dnyay yaratt / na ve
insanlar n dnyaya iyi bakamad / na inan yor. Cizik, kutsal sava n Yarat l n korunmas olarak adland rm .

CIZIK: >san n >ncilde, cehennemi Gahannaya benzetmesi bo una de/il. Gahanna, Kudsn hemen d nda bir
p y / n yd . Koyu Hristiyanlar olarak, Dnyay bir p y / n na dn trp, cehennemi dnyaya getirmek
istemiyoruz.
AMANPOUR: Cizik, istemeden bir evreci haline gelmi . 2002 y l nda, iklim de/i ikli/i zerine bir konferansa
a/r ld / nda, duyacaklar ndan bu kadar etkilenmeyi beklemiyormu .

CIZIK: Dnyan n en iyi bilimadamlar Oxfordda bir araya geldi ve ben de onlar dinliyordum. Gnmzdeki bilim,
gezegenin tehlike alt nda oldu/unu sylyordu. Durumun boyutunu grd/mde gzlerime inanamam t m.

AMANPOUR (on camera): Yani sizi bu sonuca iten ey, bilim olmu tu. Ancak baz koyu Hristiyan dostlar n z,
bulundu/unuz noktay ele tiriyor. Bilim ve bilime kar duyduklar phe, onlar ku kuland r yor ve yapt klar n z
reddediyorlar.

CIZIK: Evet, nk tarih boyunca koyu Hristiyanlar bu ili kiyi yle bir mant /a oturtmu lar: Bilimadamlar evrime
inan yor. Bilimadamlar bize iklim de/i ikli/inin gerek oldu/unu sylyorlar. Dolay s yla, bilimadamlar n n
dediklerine inanm yorlar. Bu hi mant kl de/il.

Bu hatal bir k yaslama. Ama olan biten aynen byle.

AMANPOUR (voice-over): Bu tav r, giderek de/i iyor. K sa sre nce yap lan bir ankete gre, koyu Hristiyanlar n
yzde 70i kresel s nmay gelecek nesiller iin ciddi bir tehdit olarak gryor.

Ama bir de, kresel s nma konusunun abart ld / n d nen Jerry Falwelli dinleyin...

(BEGIN VIDEO CLIP)

REVEREND JERRY FALWELL, CHANCELLOR, LIBERTY UNIVERSITY: Bu konuyu kimin destekledi/ine bir
bak n. Bir ok meselede Amerikan n kar s nda yer alan Birle mi Milletler, liberal din adamlar ve baz bilgisiz
Hristiyanlar.

(END VIDEO CLIP)

AMANPOUR: Bilgisiz derken, Richard Cizik gibi insanlardan bahsediyor. Beklenildi/i zere, tan nan 25 koyu
Hristiyan lider, Cizikin istifas n istediler.

Onu kresel s nmay kullanarak dikkatleri dnemin nemli ahlak meselelerinden, zellikle de insan hayat n n
kutsall / ndan, evlili/in btnl/nden ve ocuklar m za cinsel perhiz ve ahlak dersleri vermekten
uzakla t rmakla sulam lard .

Cizik, evreyi koruman n gnmzn en nemli ahlak meselelerinden biri oldu/unu sylyor.

CIZIK: Richard Cizikin koyu Hristiyanl / , toplumsal ve politik olarak muhafazakar bir hareket olmaktan kar p,
yeniden tan mlamakla sorumlu oldu/unu sylyorlar.

Ben de Orada durun bakal m diyorum. Ne zamandan beri koyu Hristiyanl k bir politik ya da ekonomik terim oldu?
Bu ncelikli olarak teolojik bir terimdir.

AMANPOUR (on camera): Bu konu da, teolojinin alan na m giriyor?

CIZIK: Kesinlikle. E/er bunu politik ya da ekonomik olarak tan ml yorlarsa, benim gzmde kafirden farklar
yoktur.

AMANPOUR: Kafir olduklar n m sylyorsunuz?

CIZIK: Kesinlikle kafir olanlar onlar...

AMANPOUR (voice-over): Amerikadaki muhafazakar semen blo/unun ilerledi/i yn tehlike alt nda. Bu grup,
genelde gsterildi/i kadar yekpare de/il.

JOHN GREEN, SENIOR FELLOW IN RELIGION AND AMERICAN POLITICS, PEW FORUM ON RELIGION
AND PUBLIC LIFE: ok fazla fikir ayr l / var.

AMANPOUR: John Green, Din ve Kamusal Hayat konusundaki PewFOrumun yelerinden biri.

GREEN: Amerikadaki btn koyu Hristiyanlar ya da btn Hristiyanlar ayn de/il. o/unun ok daha l ml
gndemleri var. Baz lar n n bir ok konuda gl liberal duru lar var.

(APPLAUSE) AMANPOUR: Son iki ba kanl k seiminde, muhafazakar Hristiyanlar Ba kan Bushun en gl
destekileri aras ndayd . Seim anketlerinde, gelecek dnemde de a/ rl kl olarak Cumhuriyetilere destek
verecekleri grlyor. Bu birlik, Jerry Falwellin Ahlak o/unluku kurmas ndan bu yana politikan n bir paras
haline geldi.

Ama bu bile kesin de/il.

GREEN: Hi belli olmaz. Gelecekte, toplumsal meseleler nemini kaybederse; evre ve ekonomi gibi konular a/ r
basarsa; koyu Hristiyanlar gemi e nazaran Demokratlara daha ok oy verebilirler.

AMANPOUR: Cizik, Cumhuriyetileri Demokrata dn trmek istemedi/ini sylyor. Sadece onlar Tanr n n en
de/er verdi/i mesele oldu/una inand / konuda ikna etmek istiyor. Bu konu Dnyay kurtarmak.

CIZIK: Bize gezegeni kollamam z ve ona bakmam z syledi. Tam burada, Yarat l Kitab nda sylyor.

AMANPOUR: Birazdan, Amerikan kltrnn ocuklar na ok zarar verdi/ine inanan bir aile, bu kltr terk
ediyor.

UNIDENTIFIED FEMALE: Kk aya nereden ba l yorsun?

AMANPOUR: Ard ndan, 22.000 Hristiyan n sava /l / n duyaca/ z.

ilerine dnen insanlar da mevcut.

UNIDENTIFIED MALE: 5 kere 1, 5 eder. 3 kere 0, 0 eder.

AMANPOUR: Bu tan d k bir sahne.

UNIDENTIFIED MALE: 5 kere 10, 50 eder.

AMANPOUR: Ama onlar dev yapm yorlar.

JENNIFER NEVARR, HOME SCHOOLING CHILDREN: Kk ay izerken...

AMANPOUR: Buras bir okul, ve anneleri de /retmenleri...

J. NEVARR: > te silgi. Al bakal m.

AMANPOUR: Jennifer Nevarr, ve kocas Mike, ocuklar iin tehlikeli oldu/unu d ndkleri bir kltre kar
sava an, sessiz sava lar. Onlar, kendilerini ekerek sava yorlar. ocuklar na evde e/itim veriyorlar nk
onlara gre devlet okullar , inantan ve ahlak de/erlerden yoksun.

MIKE NEVARR, HOME SCHOOLING CHILDREN: Okullar n o/u, e/itimlerinde hmanist olduklar n
d nyorlar ve laikler. Biz ocuklar m z bu ekilde yeti tirmek istemiyoruz.

AMANPOUR (on camera): ocuklar n z toplumsal evreden uzak tutmak istemenizin sebebi nedir?

M. NEVARR: Daha ok, onlara evde verebileceklerimizle ilgileniyoruz. D ar da /renemeyecekleri eyleri evde
/retmek istiyoruz. Bunlar Hristiyanl / n ahlak gr leridir.

AMANPOUR (voice-over): Mike, bir peyzaj irketi i letiyor. Ayn zamanda kk bir yerel kilisede yar zamanl
vaiz olarak al yor. Jennifer ev kad n ve 5 ocuklar n n as l /retmeni. ) ya ndaki Lucas, 7 ya ndaki Eden, 5
ya ndaki Trinity, 3 ya ndaki Ariel ve 1 ya ndaki Daniel. Tanr izin verirse daha da ocuk yapacaklar n
sylyorlar.

Jennifer' n gnleri tam bir karma a iinde geiyor. zellikle de etrafta emekleyen iki ocu/u yznden... Ama
anne de olsa, /retmen de olsa, her zaman s k bir ekilde Tanr ya odaklan yor.

J. NEVARR: Bakal m E harfini nas l yap yorsun?

UNIDENTIFIED FEMALE: (UNINTELLIGIBLE)

J. NEVARR: Ne oldu? Tanr onlar baheden kard nk kurallara uymad lar. De/il mi?

AMANPOUR: Evde e/itim hareketi, 1980lerden beri yay l yor. Yakla k 2 milyon ocuk evde e/itim gryor.
Biro/u da sadece din sebeplerden tr byle oluyor.

Bu, 1 Milyar dolarl k bir endstri haline geldi. Evde e/itim veren ailelere yard mc olacak kitaplar, dergiler ve
internet kaynaklar var.

J. NEVARR: Matematik /retmemizin tek sebebi, niversiteye gitmek ve i e sahibi olmak de/il. Matematik
/retiyoruz nk matemati/i Tanr yaratt ve onu ok seviyor.

AMANPOUR (on camera): Evde e/itim grmeyi seviyor musun? Kendini hi farkl hissetti/in oluyor mu?

UNIDENTIFIED MALE: Hay r. Hi olmuyor.

AMANPOUR: Evde neler /reniyorsun?

UNIDENTIFIED MALE: Matematik, fen, co/rafya, tarih ve Latince /reniyorum.

AMANPOUR (voice-over): Fen, zellikle de Darwinin evrim teorisi, bir ok muhafazakar Hristiyan ebeveyn iin bir
sava cephesi... Bu teori >ncilde yok. Bu yzden de yanl oldu/unu d nyorlar.

(on camera) ocuklar n za bilimle ilgili ne /reteceksiniz? Bizim nereden geldi/imi konusunda ne diyeceksiniz?

M. NEVARR: Onlara gere/i /retece/iz. Ba lang ta Tanr n n cenneti ve cehennemi yaratt / n /retece/iz.
Onlara kesinlikle evrimi, evrim hakk ndaki teorileri ve hipotezleri /retece/iz.

AMANPOUR: Hipotezler mi?

M. NEVARR: Kesinlikle. Bu kan tlanmam bir hipotez. Bence byle sylemek en mant kl s .

AMANPOUR: Onlara teorinin yanl oldu/unu mu syleyeceksiniz?

M. NEVARR: Evet, yle syleyece/iz.

AMANPOUR: Nas l bu kadar emin olabiliyorsunuz?

M. NEVARR: nk, mutlak gerek Tanr n n szleridir.

AMANPOUR (voice-over): Amerikal lar n yar s ndan o/u, hatta yzde 53, Yarad l a inan yor. Yarad l
kitab nda da denildi/i gibi Tanr n n dnyay ve zerindeki her eyi yaratt / na inan yorlar.

Amerikal lar n te biri, bu konuda eminler. Evrim teorisinin s n flardan kar lmas n ve yerine Yarad l
hikayesinin gelmesini istiyorlar.

Din tarihisi Karen Armstrongla, evrim hakk ndaki tepkilerin Amerikada neden bu kadar gl oldu/unu
konu tuk.

(on camera) Sizce, Amerikal lar n yar s ndan o/unun Yarad l a inanmas ne ifade ediyor?

KAREN ARMSTRONG, RELIGIOUS HISTORIAN: Yarad l Kitab n n ilk blmnn tarihsel ve bilimsel olarak
do/ru olmad / n sylerseniz, btn >ncilin hibir anlam kalm yor.

Dolay syla Darwinizm, art k sadece bilimsel bir hipotez de/il. Bu teori, modern dnyada ters giden her eyin bir
sembol haline geldi.

AMANPOUR (voice-over): Tanr n n Sava lar , y llar boyunca evrim teorisinin /retilmesine kar okulalrda ve
mahkemelerde mcadele verdiler. Yak n dnemde ya anan en dikkat ekici dava, Dover, Pensilvanyada
ya and .

Bu tart ma, Ak ll Tasar m teorisi zerineydi. Bu teoriye gre, evren o kadar karma k ki, btn bunlar yapan bir
ba mimar olmal . Dover Schoolun ynetim kurulundakiler, bu teorinin /retilebilece/ine karar verdiler. Ama
muhalifler, bunun k l k de/i tirmi bir Yarad l hikayesi oldu/unu syleyerek dava at lar.

STEPHEN HARVEY, PLAINTIFF'S ATTORNEY: Ak ll Tasar m n ve evrime kar geli tirilen din temelli
sald r lar n okulumuzun fen s n f nda yeri yoktur!

AMANPOUR: 2005 Aral k nda hakim bu d nceye kat ld / n a klad .

Eugenie Scott, Ulusal Bilim E/itimi Merkezini ynetiyor.

EUGENIE SCOTT, DIRECTOR, NATIONAL CENTER FOR SCIENCE EDUCATION: Dover karar yla, di/er
blgelerdeki okullar, Doverda oldu/u gibi Ak ll Tasar m mfredata dahil etmeye ekindiler.
AMANPOUR: Ama Yarad l hareketini gzlemleyen Scott, Dover karar n n tart malar n s n flara kadar
uzanmas n tam olarak da durduramad / n sylyor.

ARMSTRONG: Bana sylenene gre baz /retmenler, evrim teorisini rutin bir ekilde atl yorlar. Evrim teorisi bu
kadar ok tart maya yol at / iin bir ok /retmen /retmek istemiyor.

AMANPOUR: Nevarrlar n evinde dersler devam ediyor.

J. NEVARR: Saat u anda ka?

AMANPOUR: Bu Tanr ya dayanan bir e/itim. ocuklar na zarar verebilece/ine inand klar d manca ve laik bir
dnyaya kar koyulan koruyucu bir z rh...

M. NEVARR: A kas , neye maruz kald / m z kontrol edebilmek istiyoruz. Anlay n tam olarak geli tirememi
bu ocu/un, bu kadar ok fikre maruz kalmas n n sa/l kl bir ey oldu/undan emin de/ilim.

AMANPOUR (on camera): Sizce Tanr senin iin ne istiyor?

UNIDENTIFIED MALE: Bence evde e/itim grmemi istiyor.

J. NEVARR: Tanr ona ne yapmas n sylerse sylesin, bunu onur ve drstlkle yapmas n istiyorum. > ini iyi
yapmal . Sonuta Tanr n n nnde durup zaman m , yetene/imi ve servetimi senin zaferin iin kulland m
diyebilsin.

AMANPOUR: Sence hayatta ne olman istiyor?

UNIDENTIFIED MALE: Babam gibi vaiz olmam istiyor.

AMANPOUR (voice-over): Virginiadaki Nevarrs ailesi ve laik dnyaya kar verdikleri mcadeleyi b rak p, San
Franciscoya, ok daha farkl bir sava a/r s na gidiyoruz.

UNIDENTIFIED MALE: Bu gece sava /l / n z duymak istiyorum!

RON LUCE, BATTLECRY FOUNDER: Kim sesini daha ok duyurursa, kltr o kadar ok biimlendirebilir.
nmde, sesini duyurmak isteyen ve genlerden olu an bir ordu var.

AMANPOUR: San Franciscodaki , AT&T Park . Bunlar da BattleCry grubu. Ba/ ran bu 22.000 gen ve eri kinin
hepsi muhafazakar Hristiyanlar. >nanlar yla donanm ve belki de Amerikan n en liberal ehri olan San Francisco
iin sava a haz rlar.

Laik toplumun ve pop kltrnn ktlkleri olarak grdkleri eylere kar sava maya haz rlar. Seks, uyu turucu,
iddet , her yere yay lan pornografi, >nternet ve video oyunlar na kar lar. Onlar, Tanr n n >sa u/runa sava an
Sava lar .

LUCE: >syan... Buraya pop kltrn reddetmek ve Tanr n n bize verdi/i yarat c l kla yeniden yaratmaya geldik.

AMANPOUR: Bu mcadeleye nclk eden ki i, Ron Luce.

LUCE: Bu ak am size bir sorum olacak. Sesiniz k yor mu?

UNIDENTIFIED MALE: Evet!.

UNIDENTIFIED MALE: Evet


UNIDENTIFIED FEMALE: Evet.

LUCE: Duyamad m. Dedim ki, sesiniz k yor mu?

UNIDENTIFIED FEMALE: Christiane Amanpour, Ron Luce.

AMANPOUR: San Franciscoya gittim ve orada o geceki BattleCry organizasyonuna haz rlanan Lucela tan t m.

(on camera) Buras Saraybosna gibi... .

(voice-over) Amerikan ya am tarz na kar neden sava ilan etti/ini /renmek istiyordum.
LUCE: Onlara terristler diyoruz. ocuklar m z mahveden erdem terristleri...

AMANPOUR (on camera): Erdem terristleri mi?

LUCE: Kald r mda gen bakire Amerikal lara tecavz ediyorlar ve herkes, sanki her ey normalmi gibi yryp
geiyor. Hay r, bu normal de/il!

AMANPOUR (voice-over): A r ya kaan bir dilleri var ama bir ok Hristiyan ebeveyn, Lucea kat l yor.
ocuklar n n >ncilden ok Paris Hiltonu tan d / bir kltr istemiyorlar.

Ama Luceun krtaj ve e cinselli/e kar sert duru u, tart ma konusu.

UNIDENTIFIED MALE: BattleCry, zarars z bir hareket de/il. Program , kat bir ekilde kad nlara ve e cinsellere
kar . Sava ve itaati savunuyorlar.

AMANPOUR: Ele tirmenler, Luceun genleri kurtarmak kisvesi alt nda, muhafazakar de/erlerini topluma empoze
etti/ini sylyorlar.

UNIDENTIFIED MALE: Bu ok daha byk bir amac temsil ediyor. Sa/c bir Hristiyan teokrasisini amal yorlar.
Bu zincir, BattleCry n ba ndaki Ron Lucetan, Pat Robertsona ve George Busha kadar gidiyor.

AMANPOUR (on camera): Buna nas l yan t vereceksiniz? Bunun de/erlerinizi geri getirmek iin bir mesaj gibi
gzkt/n ama asl nda bir ho grszlk ve nefret mesaj oldu/unu sylyorlar.

LUCE: O halde ayr mc oldu/unu syleyebiliriz. Belki de ayr mc olmas gerekiyordur.

AMANPOUR (voice-over): Luce, 46 ya nda, koyu Hristiyan bir vaiz. Ayn zamanda Teen Mania olarak
adland rd / cemaatin de kurucusu.

LUCE: Sesini duyurmay bilmeyenler, pop kltr taraf ndan maniple edilenler iin mcadele ediyoruz. Henz
d nmek iin bile yeterince olgunla mad klar konulara kap l yorlar.

AMANPOUR: Tan t / m bir ok Hristiyan Sava gibi Luceun da sorunlu bir gemi i var.

LUCE: Ben de o ocuklardan biriydim. Tam bir parti delisiydim. Da/ lm t m. Annem ve babam bo anm lard . 15
ya mdayken babam bulmak iin evden kat m. Uyu turucu kullan yor ve esrar iiyordum. Hayat m darmada/ n
olmu tu.

AMANPOUR: Tam o s rada Tanr y buldu/unu sylyor. Bir arkada onu kiliseye davet etmi .

LUCE: Tanr beni iyile tirmeye ba lad . Zay f d m ruhumu ve kaybetti/im yolumu onard . Art k, Teen Mania ve
BattleCry n Tanr n n iimde de/i tirdiklerinin bir yans mas oldu/una inan yorum.

AMANPOUR: Cemaati, Teksas n do/usundaki k rsal blgedeki 472 dnmlk arazi zerinde yer al yor.

UNIDENTIFIED MALE: Daha iyi liderler ve Daha iyi >sa Sava lar olmay /renmeye geldi/imizde inan lmaz
vakit geirece/iz.

AMANPOUR: Burada, genlere mesaj n nas l yayacaklar n /retiyor.

UNIDENTIFIED FEMALE: Di/er genlerle nas l ba/ kurabilece/imizi /reniyoruz.

LUCE: Blmelerinin, kendi rahip krsleri oldu/unu sylyoruz. Onlara, nesillerini de/i tirmek iin teknolojiden
yararlanma anslar oldu/unu sylyoruz.

UNIDENTIFIED FEMALE: Kap lar amas yeterli.

AMANPOUR: Burada kalmak, /renci ba na ayl k 650 dolara maloluyor. Onlar, Ron Luceun Tanr iin toplad /
ordusunun erleri...

LUCE: Her y l 720 /renci gelip, bir y l boyunca onur, karakter ve Tanr tutkusunu /reniyor.

AMANPOUR: Ayn zamanda BattleCry n belkemi/ini olu turuyorlar. Organizasyonlar planl yor, onlarda grev
al yor ve gnmzn kitle ileti im dnyas yla mcadele etmek iin kendi aralar n yarat yorlar.

UNIDENTIFIED MALE: >statistiksel olarak genlerin ne durumda oldu/unu gsteriyor. Sonunda, tek bir k z n
elinde bir pankart kal yor. Pankartta, hepimize ula lmas gerek yaz yor.
LUCE: A k konu abilir miyiz? Pornografinin sizinle hibir ilgisi yok.

AMANPOUR: Teksasta Luceu ziyaret etti/imiz gn, /rencilerini pornografinin ba/ ml l k yapabilece/ine dair
uyar yordu.

LUCE: Evlenince her eyin bitece/ini sanmay n. nk bu sefer de ona yard mc olaca/ m. Onun grd/ eyleri
ba arman z mmkn de/il.

AMANPOUR: Kampste, /renciler kat kurallara uymak zorundalar.

UNIDENTIFIED MALE: Gnayd n.

AMANPOUR: Laik mzikler ya da televizyon yok. Ya s n rlamas olan filmler seyretmek yasak. Alkol, uyu turucu
ve flrt etmek de yasak.

(on camera) K zlar n belirli bir uzunlu/un alt nda etekler giyemedi/ini, erkeklerin denetlenmeden internete
girmesinin yasak oldu/unu okudu/umda, bunun totaliter bir rejime benzedi/ini d ndm.

LUCE: Hay r. Bunlar safl / sa/lamak iin gereken disiplinleri /renmekle ilgili. Ete/in uzun olmas n n sebebi,
erkeklerin dikkatini da/ tmamak. Dnyadaki her erke/in dikkati da/ l r. Fark nda olmadan dikkatleri da/ tmak
istemiyoruz.

AMANPOUR: Ama Ron, Taliban da ayn bunlar sylyor. Kad nlar n evden kmas na izin vermiyorlar nk
erkeklere gvenmediklerini sylyorlar.

LUCE: Onlar a r noktalardalar. Kampsmze geldiniz. Ekibiniz de geldi. A r noktalarda olmad / m z


grebilirler. ocuklar gayet normaller ve e/leniyorlar. Normal giysiler giyiyorlar. Sadece kltrmzdeki
cinselle meye ynelik giyim anlay n kabul etmiyoruz.

MINDY PETERSON, PARTICIPATING IN BATTLECRY: ok heyecanl y m. San Francisco ok byk bir yer.
Orada yakla k 26.000 ocuk olacak.

AMANPOUR (voice-over): Teksastaki akademide, Luceun sa/ kollar ndan biri olan 22 ya ndaki Mindy
Petersonla tan t k. Onu San Franciscodaki BattleCry gecesine kadar takip ettik.

PETERSON: Phyllis (ph), ben Mindy.

AMANPOUR: Mindynin de sorunlu bir gemi i var. Annesiyle hi tan mad / bir baba aras ndaki bir ili kinin
meyvesi.

PETERSON: Babam krtaj yanl s yd . O bir doktor. Krtaj da yap yor. Bunu /renmek bana a/ r gelmi ti. Babam
evliydi. Annem hamile kald ve babam beni krtajla almak istedi.

Krtaj n yanl oldu/una inan yorum. O bebek ben de olabilirdim. Tek diyece/im bu...

AMANPOUR: Lisedeki son senesine gemeden nce, Mindy bir haftasonu boyunca kilisede inzivaya ekilmi .
Orada Tanr y bulmu .

PETERSON: Tanr ya dua etmeye ba lad m. Herkesin byle bir seene/i var. >nan p inanmamak insanlar n
seimi...

AMANPOUR: Art k misyonu, di/er sorunlu genlere ula mak...

PETERSON: Evet, Kendimi Tanr n n bir sava s olarak gryorum. Sava , sava mak isteyen bir askerdir.

Bir tarafta Tanr , di/er tarafta da d man var. Tanr iin sava mak, hayat iin sava mak demektir. As l sava
odur.

AMANPOUR: >nanlar yla donanm ve gere/i yaymaya haz rlar...

UNIDENTIFIED FEMALE: Buraya ait de/iller.

AMANPOUR: Birazdan, BattleCry sava a gidecek.


UNIDENTIFIED MALE: Militarizm, sevgi demek de/ildir. Bir adam ve bir kad n aras ndaki evlilik, Hristiyanl / n s /
ve nefret dolu bir plan d r.

UNIDENTIFIED MALE: Hristiyan nefretinin nefret dolu bir plan d r.

AMANPOUR (voice-over): San Francisco... Ron Luce ve muhafazakar Hristiyan ordusuna kar bir protesto
dzenleniyor.

(on camera) Toplant ya gidiyoruz.

(voice-over) Lucela birlikte belediye binas na gittim. Burada o ve takipileri, kendi gsterilerini planl yorlard .

UNIDENTIFIED MALE: Tanr n n ordusuna kat lman istiyorlar.

AMANPOUR: fkeyi anlamad / n a ka itiraf ediyor.

(on camera) Ne bekliyorsunuz? Geen y l neler oldu?

LUCE: Geen y l, protestoculardan gelen fke ve d manl k kar s nda ok olduk.

UNIDENTIFIED FEMALE: Buraya ait de/iller.

AMANPOUR (voice-over): Peki ne kadar a rmal lar? Ne de olsa, BattleCry, Amerikan n belki de n liberal
ehrinde kurulmu durumda.

UNIDENTIFIED MALE: Bu ehir ne e demektir, nefret de/il.

UNIDENTIFIED MALE: BattleCry, ocuklar , kk ve tehlikeli zombilere dn trd/nz do/ru mu?

AMANPOUR: Bu y l da kar lamalar en az geen y lki kadar grltl olacak.

UNIDENTIFIED MALE: Sessiz kalmayaca/ z. Sesimizi duyuraca/ z.

AMANPOUR: Buras , inanc n ve laik dnyan n kesi me noktas .

UNIDENTIFIED MALE: >sa! >sa!

PETERSON: Burada bize verdi/in zgrlk iin te ekkrler, Tanr m.

AMANPOUR: Teksasta tan t / m z /renci Mindy Peterson da mitingdeydi ve BattleCry n kalabal / na dua
okutuyordu.

PETERSON: Tanr m, bu BattleCry gnnde, oradaki genlere kendini gstermeni rica ediyorum.

LUCE: Ka n z neslinizi de/i tirmek istiyorsunuz?

Hristiyanlarla alay eden bir kltrn ortas nda, bize ba/naz diyorlar. Bizi bast r yorlar. >yi haberleri kendimize
saklayamay z.

UNIDENTIFIED MALE: Sessiz kalmayaca/ z. Sesimizi duyuraca/ z.

UNIDENTIFIED MALE: Sizce e cinsel olmak bir su ya da bir gnah m d r?

LUCE: Su mu?

UNIDENTIFIED MALE: Su ya da gnah...

LUCE: Biz safl /a inan yoruz. >ncile gre, Tanr n n planlar nda e cinsellik yok. E cinel erkeklerin ok daha k sa
mrl olduklar na dair bir ok veri var.

UNIDENTIFIED MALE: Hayat m, bo ver...

AMANPOUR (on camera): San r m bir ok insan, kutupla malara ra/men bu mesaj neden bu zamanda bu
noktaya getirdi/inizi bilmek istiyordur. Bu mesaj n birle tirici olmad / n , son derece blc oldu/unu sylyorlar.

LUCE: >san n mesaj da blcyd. Kltrmzn byk bir k sm belirsizle ti. Art k tam bir do/ru ya da tam bir
yanl yok. Ama >ncilin mesaj bu ynde de/il. Yanl eyler size zarar verir ve sizi yok eder. Bu ocuklar, safl k
iin ya amay seerek do/ru eyi seiyorlar.

AMANPOUR (voice-over): Protestoya giden Mindyyi takip ettim.

PETERSON: Bugn burada yanl anla lan tek bir ey var. Bu insanlar, si/er insanlara sava at / m z
san yorlar. >nsano/luna sava at / m z d nyorlar. Ama yle de/il.

Biz genlerin kalbindeki ac ya ve depresyona, alkolizm ve bunun gibi genlerimizi mahveden eylere kar sava
at k.

AMANPOUR: Kalabal / n aras nda gezerken, Tanr n n ordusuna yaz lm 11 ya nda ocuklar grnce
a rd m.

(on camera) Okulda Hristiyan olmak nas l bir ey?

UNIDENTIFIED FEMALE: Bu kadar gen insanlar n, okul a/ ndaki bu insanlar n seks yapt / n ve hamile
kald / n grmek beni gerekten rktyor.

AMANPOUR: Senin ya ndaki insanlar n m ?

UNIDENTIFIED FEMALE: 6. s n fta seks yapm birini tan yorum.

AMANPOUR: S n f ndaki ocuklar uyu turucu kullan p, seks mi yap yorlar?

UNIDENTIFIED FEMALE: Evet yle. stelik bunun zerinde durup d nmyorlar bile. Sadece hareket olsun
diye yap yorlar.

AMANPOUR: Peki siz k zlar ne yapacaks n z? Evlenene kadar bakire mi kalacaks n z?

UNIDENTIFIED FEMALE: Saf kalaca/ z. Bir ba/l l k yemini ettik. Ar nd r ld k ve Tanr ya evlenene kadar saf
kalaca/ m za dair yemin ettik.

AMANPOUR (voice-over): Gsteriler bitmi ti ve BattleCry ba lamak zereydi. >ki gn boyunca genler, rock
konseriyle dini bir uyan n kar m n and ran bir toplant da kafalar n sallad lar. Ahlak de/erlerini ba/ rarak
gsterdiler.

UNIDENTIFIED MALE: Her birimizin kltr biimlendirmesi gerekiyor.

AMANPOUR: Zehirli ve laik olarak adland rd klar topluma kar sava yorlard .

LUCE: Peki bu gece, San Franciscoda Tanr ya olan bu saf tutkuyu canl tutmaya ne dersiniz? Gerek bir eyler
istiyorum. Hayat m n her alan nda, Tanr tutkusunu hissetmek istiyorum.

AMANPOUR: Btn o hararet ve grltnn ortas nda en ok dikkatimi eken ey, kanat takm bir kad nd .

JODIE DICKENS, FORMER HONOR ACADEMY INTERN (singing): Take my breath away.

AMANPOUR: Yaln zd ve tek ba na ark sylyordu. Transta gibiydi.

(on camera) Kime ark sylyorsunuz?

DICKENS: Tanr ya. Tanr ya ibadet ediyorum.

Bu cemaat hayat m de/i tirdi. Bu gerekten ok yo/un bir his nk insanlar buraya geliyorlar ve hayatlar
gerekten de de/i iyor. Wark sylyorum, nk iimdekilerin gerek oldu/unu biliyorum.

Kimlerin protesto etti/i nemli de/il. Kimlerin soru sordu/u nemli de/il. >imdekilerin gerek oldu/unu biliyorum.
Hayat m de/i ti. Bunu yapan bir adamd ve ad da >sa!

LUCE: Eski hayat n geride b rak. O ld art k.

AMANPOUR (voice-over): Sahnede, Ron Luce da ba/l l / grmek istiyordu. Takipilerini mihraba a/ rd ve
onlardan Tanr n n k lavuzlu/undaki bir hayat benimsemelerini istedi.

LUCE: Dizlerinizin zerine ktysenz, ona kalbinizi amaya ba lay n. Ona anlat n...
UNIDENTIFIED MALE: Sen bir ruhsun, Tanr m. (ph).

LUCE: Ona ait oldu/unuzu syleyin. D nn. Teslim olmaya haz r oldu/unuzda aya/a kalk n ve mmkn
oldu/unca yksek sesle ba/ r n. Ha istiyorum!

UNIDENTIFIED FEMALE: Ha seviyorum.

UNIDENTIFIED MALE: Ha istiyorum.

AMANPOUR: Gece sona ererken, Ron Luce kalabal / n aras nda yrd ve >sa ad na insanlara sar ld ve onlara
dokundu.

LUCE: ocuklar ac ekiyor. Gen insanlar ac ekmeye, kalpleri k r lmaya devam ettike i im bitmedi demektir.

AMANPOUR: 6 saat boyunca Tanr n n Sava lar serimizde grd/mz zere, inanalar n n grmezden
gelindi/ini ve kenara itildiklerini d nen milyonlarca insan var. Bu insanlar, dnyay nas l dzelteceklerini
bildiklerinden eminler.
Onlar grmezden gelemeyiz. Gelmemeliyiz de... Bu programla, dertlerini a klamaya al t k. Ben Christiane
Amanpour. Beni izledi/iniz iin te ekkrler.

You might also like