Professional Documents
Culture Documents
UNIDENTIFIED FEMALE (THROUGH TRANSLATOR): En byk fedakarl k ruhunu Tanr ya, yaratana ve vatana
arma/an etmektir.
RON LUCE: Kald r mda gen bakire Amerikal lara tecavz ediyorlar ve herkes, sanki her ey normalmi gibi
yryp geiyor.
UNIDENTIFIED MALE: Bugnk medeniyetlerin en byk sorunu u: >nsanlara hangi yne gideceklerini
sylemiyorlar. >nsanlar hayattaki yerlerini bilmiyorlar.
TZIPPI SHISSEL: Tevrata gre ya amayan insanlar, Yahudi olman n ne demek oldu/unu anlam yorlar.
Hayatlar n bo a harc yorlar.
REV. JERRY FALWELL: Amerikan n yeniden Tanr n n hizmetindeki bir ulusa dn t/n grmeyi ok isterim.
AMANPOUR: Ama dnyay kurtarmak iin verdikleri sava fkeye, blnmeye ve korkuya sebep oluyor.
UNIDENTIFIED MALE: Bir eyler yanl gidiyor. Politikay ve inanlar m z fazla i ie geirdik.
UNIDENTIFIED FEMALE: Beni ldrerek cennete gidece/ini d nenlerden korkuyorum. Hayat mdan endi e
ediyorum.
AMANPOUR (on camera): Kuds... Bu eski ehir byk din olan Musevilik, Hristiyanl k ve >slam iin kutsal bir
yer.
8 ay boyunca, bu insanlar n kim olduklar n , ne istediklerini ve onlar n deyimiyle kaybedilemeyecek kadar de/erli
sava lar n n nedenlerini ara t raca/ z.
S ra, Hr stiyan Din Sava lar nda. Onlar, Amerikan n dindar sa/c lar . >nan ve politikadan olu an bir kar mlar,
lkenin manzaras n de/i tirdiler.
FALWELL: >yi Hristiyanlardan iyi vatanda lar kar. Her seimde oy verin. Her kampanyaya dahil olun.
FALWELL: Politikac lar m z, inanlar n Kongre salonuna ve seim kabinine ta yacak kad n ve erkeklerden
olu mal .
AMANPOUR: nk Falwell dini politikaya sokuyordu. Onun misyonu, Amerikay de/i tirmekti.
FALWELL: Ba kan kendi taraf m zda tutal m. Bu ulusun temellerini olu turan, ahlki de/erlere inanan kad n ve
erkeklerle birlikte, Mecliste ve Beyaz Sarayda kontrol elden b rakmayal m.
AMANPOUR: Bahar aylar ndaki ani lmnden bir hafta nce onunla en son rportaj yapan gazeteci bendim.
AMANPOUR: Bana sahibi oldu/u Liberty niversitesini gezdirdi. Lynchburg, Virginiadaki niversitenin 10.000
/rencisi var.
AMANPOUR: Bu mu?
AMANPOUR: Gryorum.
(voice-over): Yurtlar, k zlar ve erkekler olarak ikiye ayr l yor. Liberty niversitesinde, yoldan kmak gibi bir
zgrlk yok.
FALWELL: Alkoln ve sigaran n yasak oldu/unu alanlar m z var. K z-erkek kar k yurtlar m z yok. E/er bir erke/i,
bir k z n odas nda yakalarsak, onu vurmay d nyoruz. Yapm yoruz, ama bunu d nyoruz.
AMANPOUR (voice-over): Burada e/itim mfredat n n en st s ras nda din var. Btn /renciler, Tevrat ve >ncil
zerine dersler, bilimle kutsal metinleri, evrimle Yarad l kar la t ran dersler al yorlar.
UNIDENTIFIED FEMALE: >sa iin e/itim grmek ve gl kutsal de/erlere sahip olmak istiyorum.
FALWELL: Ne okuyorsun?
Ne yapmalar n istiyorsunuz?
FALWELL: Mevcut kltre kar boy gsterebilecek gen insanlardan olu an bir nesil yeti tirmeye al yoruz.
AMANPOUR (voice-over): O, mevcut kltrn ciddi biimde yanl yolda oldu/una inan yor.
FALWELL: Tanr y halk meydanlar ndan, devlet okullar ndan ve kamusal ya am m zdan karmaya al yoruz.
Bunu da gayet iyi ba ar yoruz.
AMANPOUR: Falwell 50 y l nce bakan oldu/unda, Amerika ok farkl yd . Okullar gne duayla ba lard ve krtaj
hakk , yasala mam t .
BRUCE LAWRENCE, DUKE UNIVERSITY: 60larda Amerikada a r ya kaan bir devrim ya and . Elvis,
uyu rurucular ve seks vard . Ayn zamanda lke d nda a/ r sonular olan bir sava ya an yordu. Vietnam
Sava ndan sz ediyorum.
LAWRENCE: Son derece tehlikeli ve belirsiz bir gelece/in habercisi olan btn bu ulusal ve uluslararas /eler,
insanlar ba ka cevaplar aramaya itiyordu.
AMANPOUR: 1973 y l nda, Yarg tayda grlen Roe-Wade davas n n sonucunda, krtaj hakk verildi ve bylece
Hristiyan kar -devrimi de ba lam oldu.
AMANPOUR: Bu, Amerikan politikas nda ve mahkemelerinde kkl bir de/i iklik anlam na geliyordu.
FALWELL: Ahlak o/unluku kurdu/umuzda acemiydik. O dnemde, kamu politikalar yla ilgilenen
papazlar m zdan o/unu bir telefon kulbesinde yakalayabilirdiniz.
1980deki ba kanl k seiminde, Ahlak o/unluk milyonlarca semeni harekete geirdi. Ronald Reagan, Jimmy
Cartera kazand / zaferde hi yard ma ihtiya duymad ysa da, Falwellin i e dahil olmas sonucunda 12
Demokrat senatr, krtaj gibi konular nedeniyle koltuklar n kaybettiler.
FALWELL: Seime herkesin kat lmas n sa/lad k. Onlar sand /a gtrdk. Sand ktan Cumhuriyetiler kt ka
kt ve 12 liberal senatr, i siz kald .
AMANPOUR: ... Kendilerini, de/erleri sald r alt nda kalan nesli tkenmi bir tr olarak gsteriyorlard . Sorunlar
art k Ahlak ko ullar iinde de/erlendirilecek, inan ve politika ayr lmaz bir ikili olacakt .
FALWELL: Ertesi gn bas n bizi ke fetti. ok da dikkat ekmiyorduk. Kk d rmek niyetiyle bize dinci sa/
kanat ad n takt lar ama benim ho uma gitti.
AMANPOUR: Diploma treninde, Cumhuriyeti y ld zlar ve gelece/in ba kan adaylar , Falwellin okuluna vefa
borlar n dyorlar.
NEWT GINGRICH: Yarat c m z taraf ndan kurulan ve ayakta tutulan bir ulus oldu/umuzu unutmamal y z.
AMANPOUR: Peki zina olarak an lan bir a k ili kisiyle gndeme gelen Gingrich, Ahlak o/unluktaki /renciler
iin dor/u bir rnek miydi?
FALWELL: Bir papaz, Pazar Okulu /retmeni ya da ba papaz semeye al m yoruz. Bir bir ba kumandan
ar yoruz.
AMANPOUR: Ba ka bir deyi le, ba kanl k seimi dneminde Cumhuriyeti partinin Hristiyan taban n
heyecanland ran uygun bir Cumhuriyeti aday kmazsa, her trl fedakarl k yap labiliyor. Falwell, 2008 y l ndaki
Cumhuriyeti ba kan aday n n, s radan standartlar n n olduka d na kabilece/ini de sylyor.
(on camera): Dediniz ki, bir sonraki seimde... Yan l yorsam dzeltin...
FALWELL: Evet.
FALWELL: Tabi ki, hem gvenlikle ilgili, hem de toplumsal meselelerde gl bir ba kan bulmay ok isterdik.
Bizim bulundu/umuz noktaya en yak n aday bulmal y z.
SEN. HILLARY RODHAM CLINTON (D), NEW YORK: Dualar n za inan yorum. Dua etmeye devam edin.
FALWELL: Ayn o hikaye gibi. Chelsea Clinton, Iraktan dnen denizcilerle rportaj yap yormu .
FALWELL: Evet.
AMANPOUR (voice-over): Falwell, liberal inanlar , >slam terrizme ba/lamaya devam etti. 11 Eyll sald r lar n ,
Amerikada krtaj n yay lmas na ba/l yor.
(on camera): 11 Eyllden sonra, Tanr n n art k Amerikay korumamaya ba lad / n syledi/inizde, epey bir
tart ma yaratt n z.
FALWELL: Hay r, yle demedim. Sorumlu oldu/unu bildi/imiz insanlar n suu stlenmesi gerekir dedim.
AMANPOUR: Birmingham Klini/indeki bu bombal sald r , bir polis memurunu ldrd. 90lar n ortalar nda,
Bostondan Floridaya kadar bir ok ehirde, fkeli ba/nazlar 3 doktor olmak zere 7 ki iyi ldrd. Bu iddet
gsterisi, sadece bir ka krtaj klini/inin kapanmas na sebep olmakla kalmad , halk nda tepkisini ekti.
FALWELL: Bunun sebebi ba/ r lar, /l klar, kliniklere yap lan bombalamalar ve d ar daki yry ker olmamal .
Gerekler yumu ak ve mant kl bir ekilde anlat lmal .
AMANPOUR: Mahkemeler, do/mam ocuklar zerine mcadele verilen cepheler haline geldi. Y llar boyunca,
dinci sa/c lar, krtaj konusundaki btn Yarg tay kararlar n kaybettiler. Falwell ve di/erleri, bu durumu tersine
evirmeye kararl yd . Bunun iin de, yeni hakimlerin Hristiyanlar n krtaj konusundaki muhafazakar testinden
gemesi iin politik nfuzlar n kullan yorlard .; Ba kan George Bush n Yarg taya aday gsterdi/i iki isim,
Ba hakim John Roberts ve Hakin Samuel Alto; bu testten ilk geen isimler oldu.
SEN. ARLEN SPECTER (R-PA), JUDICIARY COMMITTEE: Kutsal kitap zerine yemin ediyor musunuz?
GEORGE BUSH, PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Adayla birlikte bir finca kahve itik.
FREDRICKA WHITFIELD, CNN ANCHOR: Amerikan Yarg tay bugn, krtaj haklar kar tlar na byk bir zafer
hediye etti.
AMANPOUR: Falwellin lmnden bir ay kadar nce Yarg tay, 5e 4lk bir oy oran yla k sm krtaj ad verilen
bir uygulaman n sonunu getirdi. Hakim Alito, 5. oyu veren ki i olmu tu.
FALWELL: Bence Roe-Wade davas nda 5 oyu toplayamay z. Muhtemelen bir ya da iki oyumuz eksik kal r.
AMANPOUR: Hayat n n o son haftas nda konu urken, Falwell, btn krtajlar n sonunu getirecek sava n, ancak
yeni nesil Din Sava lar yla kazan labilece/ini farketti.
FALWELL: Byk ihtimalle ben de/il de, ocuklar m bu zaferi kazand / m z grecektir. Bence 50 y l gerideyiz. Bu
meseleye s k s k ya tutunmal e asla vazgememeliyiz.
AMANPOUR: Bu mezuniyet bir tr dini tren gibi gzkyor olabilir. Asl nda bir bak ma da yle...
AMANPOUR: Bu faklte, Jerry Falwellin son eseriydi. 10 Emir, bu fakltenin s n f kap lar n n zerine kaz nm
durumda.
MATTHEW STAVER, DEAN, LIBERTY UNIVERSITY SCHOOL OF LAW: Buras Yarg tay salonumuz. Amerikan
Yarg tay model al narak in a edilmi .
(on camera): Tabi ki bu bir tesadf de/il. nk Yarg tay n verdi/i kararlar de/i tirmeye al yorsunuz.
STAVER: Evet, yle. Yarg tay Salonunun, kanunu sa/lamak iin sahip oldu/u yksek ngry yans tt / na
inan yoruz.
AMANPOUR (voice-over): Mathew Staver, hukuk fakltesinin dekan . O da krtaj meselesi nedeniyle avukat
olmu bir rahip. Anayasada byle bir hakk n varolmad / n sylyor.
STAVER: Bu bana hukuksal gelmiyor. Birileri yasa kisvesi alt nda kendi ideolojisini uyguluyor gibi geliyor.
Ltfen oturun.
AMANPOUR: Jerry Falwellin yeni nesil pitbulllar olarak adland rd / /rencilerini yeti tiren ki i Staver n ta
kendisi.
STAVER: Dr. Falwelle ve ngrlerimize gre pitbulllar, yasan n artlar n anlayacak, Hristiyan geleneklerimizle
ve dnya gr mzle e/itim grm yeni bir nesil yeti tirmek anlam na geliyor.
AMANPOUR (voice-over): Staver, zihinleri ekillendirmekten daha fazlas n yap yor. Ayn zamanda lkedeki
mahkemelerde din zgrlkler konusunda mcadele veren Liberty Counsel adl yasal bir grubun da yneticisi. >ki
kez, gerek Yarg tay n nnde davas n savunmu .
AMANPOUR: ... >lkinde, krtaj kliniklerinde grev yapma konusundaki k s tlamalara kar mcadele etmi ti.
AMANPOUR: Sz etti/i davada, bir lke mahkemesinde, 10 Emirin kamuya a k bir ekilde yay nlanmas n
savunuyordu. Staver, 5e kar 4 oyla davay kaybetti.
Ama >ncilde, Staver n bir kez daha mahkemeye ba vurmas n engelleyen hibir ey yazm yor. Dolay s yla, Dixie
Countydeki Suwanne Nehrinin a a/ s nda bulunan Florida, dekan n 10 Emir meselesindeki yeni cephesi haline
geldi.
Yerli mezarta sat c s tarad ndan oyulan 6 tonluk bu granit an t, mahkeme salonunun merdivenlerinde yer al yor.
Bu, Yarg tay n msaade etmediklerine gayet iyi bir rnek. Bu heykel, Tanr !y sevmemizi ve 10 Emir!e uymam z
syleyen din bir mesaja sahip bir an t ve devlet mlknde yer al yor.
TOBY DICKEY, LOCAL RESIDENT: Belki de anayasada de/i tirilmesi gereken bir eyler vard r. Mesela bunun
gibi...
Yasa otoritesi falan de/ilim. Ama bu lkedeki insanlar n, bu heykeli istediklerini kesin olarak biliyorum.
Neden mi?
STAVER: Mahkemenin farkl bir karaktere sahip oldu/u ve byk ihtimalle de farkl bir karar vereceklerine dair
phem yok.
AMANPOUR: Yarg tay, hukukla din aras ndaki sava n merkezi haline geldi. Buras , Tanr n n kamu hayat ndaki
yerine dair son sz syleyecek.
JEFFREY TOOBIN, CNN SENIOR LEGAL ANALYST: Birok farkl yerde, zellikle de mahkeme salonunun
tavan nda yer al yor.
TOOBIN: Anasayada hibir yerde Tanr ya gnderme yap lamaz diye kesin bir yorum yok. Bir ok mahkeme
salonunda Tanr ya inan yoruz yaz yor.
Yine de dinci sa/ kanat, kamusal ya am m zda Tanr dan hi bahsetmedi/imize bizi inand rabiliyor. Paralar n
zerinde bile yaz yor.
TOOBIN: Paran n zerinde yaz yor. Paran n zerinde yazd / iin de, okullarda, mahkemelerde ya da Kongre
Binas nda da olmas nda sorun olmad / n sylyorlar.
TOOBIN: Kltr sava n kaybettiklerini hissediyorlar. Toplumun giderek laikle ti/ini d nyorlar. Okullardan
dualar kararak, Mahkemelerden 10 Emiri kartarak, ma/durla t klar na inan yorlar.
MANDY CHAPMAN, LIBERTY UNIVERSITY STUDENT: Bu Tanr ya sayg dan daha fazlas .
AMANPOUR (voice-over): Liberty niversitesinde, ikiz k zkarde ler Mandy ve Megan Chapman, mahkemenin
dine kar ald / bir kararla ma/dur olduklar na inan yorlar. Bu olay, 2006 y l nda Kentuckynin k rsal
kesimlerindeki Russell County Lisesinden mezun olurlarken ya anm .
MEGAN CHAPMAN, LIBERTY UNIVERSITY STUDENT: >nanc m hayat md r. >nanc mla ya yorum.
AMANPOUR: Diploma treninde toplu dua etmek istemi ama hakim yapamayaca/ n sylemi .
MEGAN CHAPMAN: st s n flarla konu uyorduk. >lerinden biri, st s n f olarak hep birlikte dua etmeyi nerdi.
MEGAN CHAPMAN: Sonra, o kck spor salonumuzdaki 3000 ki ilik kalabal k aya/a kalkt ve tezahrat
yapmaya ba lad . >nan lmazd .
MANDY CHAPMAN: Hristiyanl / bir kez setikten sonra, bir kez do/ru yolun bu oldu/unu anlad ktan sonra; ne
olursa olsun Tanr n n bir sava s oluyorsunuz. O noktadan sonra tek soru, k l c n z al p sava a kat lacak
m s n z, yoksa oturacak m s n z?
AMANPOUR: Gelecekte Hristiyan Sava s olabilecek bu iki k z farkeden Dekan Staver, onlara Liberty
niversitesinde burs ayarlad . Megan, hukuk fakltesine gitmeyi umuyor.
(on camera): Sence Tanr bir hukuk diplomas al p avukat olarak ne yapman istiyor?
AMANPOUR: Megan ve Mandy, 7 ya ndayken kilisede kendilerini Tanr ya adam lar. Yurt odalar , inanlar n n
bir gstergesi gibi.
(on camera): Neden lkenin Hristiyanlara kar olan tepkisinin seni endi elendirdi/ini sylyorsun?
nk dinini istedi/in gibi uygulayabiliyorsun. >badet edebiliyorsun. >nanc n istedi/in gibi srdrebiliyorsun.
MANDY CHAPMAN: Henz olmu bitmi bir ey yok. Ama kk eyler, ilerde byk sonulara yol aabiliyor.
AMANPOUR (voice-over): Wu s ralar, kendilerininki gibi muhafazakara din kayg lara daha sempatik yakla an bir
Yarg tay bulmalar mmkn. Ba hakim John Roberts ve en yeni meslekta Samuel Alitoyla birlikte ilk y l n
dolduran Yarg tay, sa/ kanada do/ru belirgin bir kayma gsterdi.
STAVER: Art k yeni bir yarg tay ve yeni bir oyun sz konusu. Din sadece kamusal etkinli/ini artt rmayacak. Ba ka
alanlarda da yeni sonular ortaya kacak.
AMANPOUR: Ama btn de/i imler, 5e kar 4lk ok yak n sonularla geliyor. A k olan bir ey var. 2008deki
ba kanl k seimlerini kim kazan rsa kazans n, gelecek y llarda Yarg tay n kararlar n o ya da bu yne
kayd rabilecek.
TOOBIN: Yarg taydaki en byk iki liberal, 87 ya ndaki John Paul Stevens ve 75 ya ndaki Ruth Bader
Ginsberg. E/er onlar n yerine Ba hakim Roberts ve Hakim Alito gibi isimler geliese; dinci sa/ kanat Yarg tay
kazanm demektir ve yasalar byk lde de/i ecektir.
TOOBIN: lkenin byk bir blmnde krtaj yasad olacak. Okullarda dini geleneklere ok daha fazla izin
verilecek.
AMANPOUR (voice-over): Bu, Matt Staver ve kendisiyle /rencilerinin benimsedi/i Amerikal kesim iin ok gzel
bir haber. Hatta dualar n n cevab da denebilir...
STAVER: Yeni bir gn do/ana kadar Yarg tayda mcadelemize devam edece/iz. Asla ve asla vazgemeyece/iz.
JIMMY CARTER, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Sizi grmekten her zaman mutluluk
duyar m.
AMANPOUR: Nas ls n z?
(voice-over): Birazdan, inanc n sa/ kanattan geri almaya al an eski bir ba kanla gr ece/im.
CARTER: Bir kktendincinin hatal oldu/unu kabul etmesi imkans zd r nk ederse, Tanr n n hatal oldu/unu da
kabul etmi olur.
AMANPOUR (voice-over): Amerika, inan sahibi bir ulustur. Bu topraklar, dev kiliselerden kasabalardaki kk
kiliselere kadar ibadet mekanlar yla doludur.
AMANPOUR: ... Radyoda ve televizyonda srekli yay nlanan din, Amerikan hayat n n fon mzi/i gibidir.
AMANPOUR:
UNIDENTIFIED MALE: Peder, Senatonun duas n ynetecek.
AMANPOUR: Ama Amerika ayn zamanda inan ve politikan n el ele verdi/i bir lkedir. Kongre yeleri,
parlamentonun merdivenlerinde dua eder.
REP. RANDY FORBES (R), VIRGINIA: Amerikan n etraf na ruhan bir dua duvar rece/iz.
AMANPOUR: Burada, ba kanlar n inanlar n ifade edi leri, bir Amerikan gelene/i halini alm t r.
BILL CLINTON, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Te ekkrler. Tanr sizi korusun.
RONALD REAGAN, FORMER PRESIDENT OF THE UNITED STATES: Tanr Amerikay korusun.
AMANPOUR: Ama ben, Jerry Falwell ve dinci sa/ kanad n do/u unu birinci elden ya ayan ba kanla gr mek
istedim. Kendisi, hala onlar n gnmzdeki etkileri konusunda endi eli.
(on camera): Sabah n bu kadar erken saatlerinde bizimle gr meyi kabul etti/iniz iin te ekkr ederiz.
(voice-over): Eski ba kan Jimmy Carterla, Atlantadaki Carter Merkezinde gr tm. Kendisi, s k bir Hristiyan
e/itimiyle bym . Yard mc papaz ve Pazar Okulunda /retmen olan babas , o/luna inan ve politikay
birbirine kar t rmamas gerekti/ini /retmi .
CARTER: Her zaman, bu lkeyi kuran atalar m z n ad na konu an Thomas Jefferson n szlerini hat rlar m. O,
kilise ve devlet aras na bir duvar rmemiz gerekti/ini sylemi ti.
AMANPOUR: Carter, ba kanl /a aday oldu/unda inanlar hakk nda gayet a kt . Kendini yeniden do/mu bir
Hristiyan olarak tan mlam t ve 1976 seimlerinde koyu Hristiyanlar n o/unun oyunu kazanm t .
CARTER: Beyaz Sarayda hi din tren yapmad k. Kendi Hristiyanl k inanc m , di/erleriyle k yaslad / ma dair
hibir ey sylemedim.
AMANPOUR: Ama onun ba kanl / bir bak ma dinle ve Din Sava lar n n dnya sahnesine k yla
tan mlanacakt . zellikle >ran Devrimi s ras nda, bir kktendinci lkeyi ele geirmi ve lkesiyle Tanr y , >ran >slam
Cumhuriyeti alt nda birle tirmi ti.
CARTER: >ranl lar, Amerikal lar esir ald / nda kktendincili/in ve >slam inanc n n ne oldu/unu ilk kez anlad m. .
Kktendinci Ayetullah Humeyni, yabanc lar esir alman n do/ru bir ey oldu/unu d nyordu.
AMANPOUR: 52 Amerikal , 444 gn boyunca esir kald . Carter n tek dnemlik bir ba kan olmas n n en byk
sebeplerinden biri de buydu. Amerikadaki dinciler de Carter n ba kanl k srecinin biti inde bir rol oynam t .
1976da Kendini i ine adam bu Hristiyan Demokrat destekleyen koyu Hristiyanlar, 4 y l sonra pek de kiliseye
gitmeyen bir Cumhuriyeti olan Ronald Reagana destek verdiler.
AMANPOUR: Bir o/u Jerry Falwellin ve onun Amerikan kltr hakk ndaki ahlaki sulamalar n n etkisinde
kalm t .
AMANPOUR: Jerry Falwell ve dinci sa/ kanad n, Amerikan politikas na bu kadar dahil olaca/ n ve bu kadar
glenece/ini tahmin ediyor muydunuz?
CARTER: Bu, Tanr n n kad nlar n kiliselerde nc bir rol oynamas n istedi/ine dair ilk gerek i arettir.
AMANPOUR: Pazar Okulunda /retmenlik yapt . Hala da yap yor. Ama 1990larda, yesi oldu/u Gney Vaftiz
Kilisesinin inanlar n n aksine, giderek daha muhafazakar ve siyasi izgiye kayd / n grd.
CARTER: Bana gre, Vaftiz Kilisesi her zaman temsil etti/i de/erlerden radikal biimde uzakla yordu. E/er bu
yaz l belgenin tamam na kat lm yorsan z, Gney Vaftiz Kilisesinde papaz olamayaca/ n z sylyorlard .
AMANPOUR: Ba kan iin zellikle sorun olan ey, 2000 y l nda grubun kad nlar n rol konusundaki inanlar n
ifade etti/i bir duyuru yay nlamas yd . Art k Gney Vaftiz Kilisesi de, Mslmanlar ve Ortodoks Museviler gibi
kad nlar n toplumdaki roln k s tlayacakt .
CARTER: Kad nlar kocalar na itaat etmeliydiler. Hibir kad n kilisede rahip, ya da yard mc rahip gibi bir lider
olamazd . Kad nlar n erkeklere direktif vermesine izin yoktu. Bu konular beni son derece endi elendirmi ti.
AMANPOUR: Kad nlar n rol konusunda olu turulan Gney Vaftiz Kurallar , 2000 y l nda kabul grd. Carter da
Kiliseyle olan ba/ n a k bir biimde kopard . Halen, kat , erkek-egemen ve d lay c zelliklere sahip bir ok
dindeki kktendinci etkilerin bymesini ele tiriyor.
CARTER: Bir kktendincinin hatal oldu/unu kabul etmesi imkans zd r nk ederse, Tanr n n hatal oldu/unu da
kabul etmi olur.
AMANPOUR: Carter, eski ba kan Bill Clintonla birlikte, Yeni Vaftiz Konvansiyonu olarak adland rd klar bir grup
kurdular. Hristiyanlar , krtaj ve e cinsel evlilikleri gibi blc konular yerine yoksulluk gibi meselelere
odaklanmaya a/ r yorlar.
CARTER: Bize k lavuz olmas iin, bar , adalet, alakgnllk, hizmet ve sevgi gibi ihtiyal insanlara yard m
edecek konulara dayanan bir dini ark setik.
CARTER: rgtnze kimin ye olup kimin olamayaca/ na karar veren kktendinci bir anlay n yerine gemeli.
AMANPOUR: Ele tirmenler, Carter n liberallerin oyunu elde etmek iin kendi siyasi oyununu oynad / n
sylyorlar. O bunu reddediyor. Ama, koyu Hristiyanlardan ald / destekle greve gelen ve dindar sa/ kanad n
muhalefetiyle grevden ayr lan ba kan, bir sonraki seimler iin umutlu.
CARTER: Gerekten de kktendincili/in yksek gcnn zirveye ula t / na zaman n n, geti/ine inan yorum.
AMANPOUR: Birazdan, Bir Hristiyan, Yahudi devletini korumak iin mcadele ediyor.
JOHN HAGEE, PASTOR: Hristiyan Siyonizminin uyuyan devi, uyand . Art k birle tik. Ayr lmaz bir hale geldik ve
birlikte tarihi biimlendirebiliriz.
(COMMERCIAL BREAK)
AMANPOUR: Atlar n, s / rlar n ve kovboy apkalar n n ya am tarz n olu turdu/u Teksasa ho geldiniz. Buras ,
bu manzaray grmeyi bekleyece/iniz ilk yer de/ildir.
Bu gece, Teksas usul bir >srail Weref Gecesi dzenleniyor. Ama i ler daha da gariple ecek nk bu geceyi
destekleyenler, koyu Hristiyanlar. > in ba ndaki ki i, >srail iin mcadele eden bir Hristiyan sava ; Papaz John
Hagee.
HAGEE: Amerikaya bir mesaj gnderin. >srailin d manlar na ve >srail halk na bir mesaj gnderin. Yaln z
de/ilsin, >srail...
Ben >ncilin ve Tevrat n gerek oldu/una inan yorum. Bence Ya Tevrat n yolunu, ya da yanl yolu seersiniz.
AMANPOUR: Bu do/ru yol da, Hageenin >sraili ne pahas na olursa olsun korumas n ve savunmas n sylyor.
Hagee, Hristiyan bir siyonist.
HAGEE: Hristiyan bir Siyonist, >ncilin >sraili destekledi/ine inanan ki idir. Tanr , Yarad l n 12:3. ayetinde,
>srailin d i lerinden bahseder. Size dua edenleri kutsay n, size lanet edenleri lanetleyin der.
HAGEE: Evet.
AMANPOUR: Hagee'nin >sraile olan ba/l l / , 1978 y l nda Yahudi devletini ilk kez ziyaret edi iyle ba lam .
HAGEE: A/lama Duvar nda dua ederken dndm ve Musevi grdm. Din bir atk s vard ve Tevrat okuyarak bir
ileri, bir geri sallan yordu. O adam n, ruhan karde im oldu/unu hissettim.
HAGEE: yleydi.
AMANPOUR: Ofisinde >srail ba bakanlar n n resimlerinin dizili oldu/u bir koridor var. Hageenin aheserinin
d nda da, Kudsteki A/lama Duvar n n bir benzeri bulunuyor.
Peder, burada neler oluyor? Muhafazakar bir Hristiyan kilisesindeyiz ama buras biraz >sraile benziyor.
HAGEE: Bir uzman m z >sraile gnderdik ve btn bu ta lar getirdik. Onlara buraya koyduk. Bylece mmkn
oldu/unca benzetmeye al t / m z bu duvarda dua etme anslar olsun istedik.
AMANPOUR: Ama bu, sadece Musevi inanc na bir vg de/il. E/er Tanr n n d i leri politikas n n kalbinde >srail
yat yorsa, Hagee bunun Amerikan n d politikas n da ekillendirmesini istiyor.
HAGEE: D i leri Bakanl / nda, Kuds ehrinin blnmesini isteyen insanlar var. Bylece Filistin Ba kentine yer
aacaklar. Wunu a kl/a kavu tural m. Ne imdi, ne de gelecekte blnmeyecek tek bir Kuds olacak!
AMANPOUR: Kendine ait >srail yanl s bir lobi grubu da var. Washingtondaki son toplant lar nda, Ba kan
Bushtan yaz l bir selam mektubu da ald lar.
AMANPOUR: Bu grup, eski Beyaz Saray szcs Newt Gingrich ve Senatr Lieberman ve McCain gibi isimleri de
yan na ekmi bir grup.
SEN. JOHN MCCAIN (R), ARIZONA: >srailde ba ar s z olursak, nerede ba ar l olaca/ z ki?
AMANPOUR: Hagee'nin grubu ayr ca Capitol Hille giderek Kongre yelerine >sraile verdikleri gl destekten
bahsettiler. Geen y lki ziyaretleri, >srail ve Lbnan aras ndaki sava n ya and / dneme denk geiyordu.
Amerikan n bu konuda ne yapmas n beklediklerini a ka belirttiler.
HAGEE: >sraile kendilerine sald ran insanlara cevap verme f rsat n n verilmesini istedik. Sava durdurmak iin
D i leri Bakanl / ndan birini gndermemelerini rica ettik.
HAGEE: Asla sava yanl s de/iliz. Sadece >srailin kendilerine sald ranlara cevap verme f rsat elde etmesini
istiyoruz.
AMANPOUR: Hageeye gre >srailin hata yapmas sz konusu olamaz. Ayr ca Hagee, d manlar n da bellemi .
>ran ve cretkar Cumhurba kan n , hem Amerikaya, hem de >sraile bir tehdit olarak gryor.
HAGEE: >sraili haritadan silmekle tehdit ediyor. Amerika Birle ik Devletlerinin var olmad / bir gn hayal
edebildi/ini syledi. Nkleer silah elde etmek iin al yor ve ele geirirse de bat dnyas n n en byk kabusu
haline gelecek.
AMANPOUR: Hagee, >ran n nkleer amalar na u ekilde engel olunabilece/ini d nyor:
HAGEE: Bence Amerika, nkleer silahlar asla ele geirmemesi iin elinden geleni yapmal . E/er bunu diplomasi
yoluyla yapamazlarsa, bence nkleer kapasiteden yoksun b rakmak iin nleyici bir askeri sald r yap lmal .
AMANPOUR: Bir rahipten sava makla ilgili szler gelmesi ilgin ama bu peder, sava n Tanr n n bir plan
oldu/una inan yor. Bir milyondan fazla satan son Kitab , Kudse Do/ru Geri Say mda, Hagee kutsal kitaplardaki
kehanetlerle gncel olaylar harmanl yor ve k yamet gn senaryosu olarak iddet dolu bir g gsterisinden
bahsediyor.
Bu senaryoda, Rusya ve Arap mttefikler, >sraili i gal ediyorlar. Deccal, Avrupa Birli/inin ba kan olarak ortaya
k yor. Dev ordular var. Mah er gn son bir sava ya an yor ve >sa inanmayanlar katletmek zere dnmeden
ve bir bar dnemi hakim olmadan nce etraf kan glne dn yor.
AMANPOUR: Bu tart mal bir teolojik tutum. Ele tirmenler Hageeyi >sraili desteklemekle ve ikinci Geli i
h zland rmak iin >rana sava ama yanl s olmakla suluyor.
HAGEE: Wunu a ka belirteyim. >sraile olan deste/imizin kehanetle hibir ilgisi yoktur.
AMANPOUR: Baz Museviler de, Hristiyanlar n >sraile verdikleri destek konusunda temkinli davran yorlar.
AMANPOUR: nk biroklar , Yahudilerin kurtar labilmesi iin Hristiyanl / kabul etmesi gerekti/ine inan yor.
UNIDENTIFIED MALE: Musevilerin ve Hristiyanlar n anla amad / tek ey, Mesihin kim oldu/u.
CROWD: Walom!
AMANPOUR: Hagee, Musevileri Hristiyanl /a dndrmeye al m yor ama >sa dnd/nde, Musevilerin de onu
tan yacaklar ndan ve mesihleri olarak kabul edeceklerinden emin.
HAGEE: San Antoniodaki ortodoks haham arkada ma da dedi/im gibi; ikimiz de Kuds sokaklar nda beklerken
ve yolun br ucundan mesih bize do/ru yrrken, iimizden birinin byk bir teolojik yanl dzeltmesi
gerekecek.
HAGEE: Tabi ki ben onun yapaca/ n , o da benim yapaca/ m d nyor. Heyecanl bir gn olacak. Hristiyan
Siyonizminin uyuyan devi art k uyand .
AMANPOUR: Wimdilik Hageenin sava , koyu Hristiyan Amerikal lar , >srailin yan nda siyasi olarak harekete
geirmek zerine kurulu...
HAGEE: >randaki Cumhurba kanl / saray n n mermer salonlar nda sesimiz yank lans n. >srail ok ya a!
AMANPOUR: Birazdan...
AMANPOUR: Bu adam, seim sand klar nda Amerikay yeniden ele geirmek iin bir Hristiyan semen ordusu
kurmaya al yor.
(COMMERCIAL BREAK)
SCARBOROUGH: Durumun ne kadar ciddi oldu/unu anlamal y z. lkeyi mahvedenler solcular de/il. Hibir ey
yapmayan Hristiyanlar...
AMANPOUR: 2008deki seim gnne kadar lkeyi dola arak kilise toplant lar dzenliyor.
SCARBOROUGH: > te grmeniz gereken tehlike burada.
AMANPOUR: Bir ok Hristiyan gibi o da, Amerikan n ahlak esaslar n kaybetti/ine inan yor.
SCARBOROUGH: Koyu Hristiyanlar n say s n n 50 ila 80 milyon kadar oldu/u hesaplan yor. Bizler Amerikadaki
en geni semen blo/uyuz. E/er yzde 75i de/erleri u/runa oy verirse, kazan r z.
Cumhuriyeti de de/ilim, Demokrat da... Ben Hristokrat m. Ben >saya sad / m. De/erlere sahip kan bir parti
karsa, o parti yapt / m i in faydas n grecektir.
AMANPOUR: Ayr ca Yetti art k! ya da Liberalizm ocuk Katilidir gibi provokatif isimleri olan kitaplar yaz yor.
Politikaya olan ilgisi, k z n n Teksastaki devlet lisesinde kat ld / , AIDSi nlemeye ynelik bir dersle ba lam .
Dersin ok a k seik oldu/unu ve ahlaks z bir mesaj oldu/unu d nm .
SCARBOROUGH: Cinselli/in her trls me rudur. Sadece prezervatif kulland / n zdan emin olun.
SCARBOROUGH: Hayat m boyunca H ristiyan bir grubun bu kadar ileden kt / n grmemi tim. Kendimizi,
insanlar m z kamuda grev almalar iin ikna etmeye al rken bulduk.
AMANPOUR: Kilise yeleri, yerel okulun ynetim kurulunu ve ehir meclisini ele geirdiler. Zaferleri k sa srse de,
Scarborough kendine bir ama edinmi oldu. Mesaj n halka ta yabilmek iin Jerry Falwellin k lavuzlu/una
ba vurdu.
SCARBOROUGH: Bana Rick, ok tan nmad / n iin, sana isim ve n kazand racak tan nm insanlar bulmal s n
dedi.
AMANPOUR: Falwellin hay r dualar n ve deste/ini de alan Scarborough, 1998 y l nda Vision Amerikay kurdu.
SCARBOROUGH: Amerikay kurtarmak iin 70 hafta, bir gnlk sefer ve benzer eylerden bahsediyorum.
AMANPOUR: Amac a k: Pederlerin vaiz krssnden inmesini ve politikaya at lmas n sa/lamak istiyor.
SCARBOROUGH: Sahip oldu/umuz bu harika sistemde, en ok oyu alan kazan yor. Bir pederin, siyasete girmek
iin daha iyi bir sebebi olabilir mi?
AMANPOUR: O, Amerikan n din temellerine sald r ld / n d nd/nd/ yerlerde vazgeilmez biri haline
geldi. Bu yerlerden biri de Alabama. Burada, mahkeme taraf ndan kamuya ait bir mlke, 10 Emirin yer ald / bir
an t koyman n yasad oldu/una karar verilmi ti.
SCARBOROUGH: E/er bu lkedeki inanl insanlar anlam yorlarsa, kendimizi gsterip Yetti art k! demeliyiz.
Yoksa Hristiyanl k kltr kaybolacak.
AMANPOUR: Dinci sa/ kanad n liberalizme kar at / sava srdren Scarborough, as l sorun olarak
Amerikan n eylemci hakimlerini gsteriyor.
SCARBOROUGH: 1962 y l nda, devlet okulunda dua edemeyece/imizi syleyenler halk de/il, hakimlerdi. 1973
y l nda bir kad n n rahmindeki bebe/i ldrmeye hakk oldu/unu syleyenler halk de/il, hakimlerdi.
Massachusettsde, e cinsel evlilik seline kap aanlar halk de/il, hakimlerdi.
SCARBOROUGH: Krsden yasama yapan bir hakime itiraz edilmesi di/er hakimlere de rnek olacakt r. Art k
buna gz yumulmayaca/ n ve hakimlerin oraya i lerini yapmak iin getirildiklerini anlayacaklard r.
SCARBOROUGH: Ki isel olarak e cinsellere kar de/ilim. Ama bu yasaya gre e/er Tanr n n szleriyle vaaz
verip, Romal lar 1in bu toplum iin de geerli oldu/unu, ve e cinselli/in >ncilde de dendi/i gibi bir gnah
oldu/unu sylerseniz; gerekten nefret dolu bir konu ma yap yorsunuz demektir. Bir sonraki ad m, neye
inand / n syleyen bir pederi, bu yzden hapse atmak olacakt r.
AMANPOUR: Ele tirmenler bu meseleyi korku samak olarak alg l yor. Ahlak de/erlerini tm topluma empoze
etmek isteyen muhafazakar bir Hristiyan n, insanlar ileden karaca/ n sylyorlar.
SCARBOROUGH: Byle syledi/im iin beni affedin. Ama ocuklar m, kendilerine anal, oral ve di/er seks
biimlerinin normal oldu/unu /reten bir cinsellik e/itimi al nca ben de ileden k yorum. Yce Tanr , onun
/retilerini ibadet yerinde oldu/u kadar, toplum iinde de ya atmam z istiyor.
AMANPOUR: Bugnden ba lay p Seim Gnne kadar, Scarborough 140.000 ki iyle yzyze konu may
umuyor.
AMANPOUR: Onlar , ahlak de/erleri u/runa ve Amerikay de/i tirmek iin oy vermeye ikna ediyor.
SCARBOROUGH: Oy vermenin kutsal bir vazife oldu/una inan yoruz. nem verdi/imiz de/erleri payla an
Cumhuriyetiler, Demokratlar ve Ba/ ms zlara oy verece/iz.
AMANPOUR: Amerikada papazlar gerekten de bir seimin sonucunu de/i tirebilir mi?
RUSSELL JOHNSON, PASTOR: Bu, toplumumuzun Norman Rockwell tarz manzaras d r. >ki ynde de
kilometreler boyunca kilise anlar n grebilirsiniz.
AMANPOUR: Lancaster, Ohiolu (ohayolu) Papaz Russell Johnson, tam da bunu yap yor. Beni, bu tepeye
kar yor. Syledi/ine gre s k s k buraya gelip a a/ daki kasabas iin dua ediyor.
JOHNSON: Burada temel, kkl ve muhafazakar de/erlere sahip olan nesiller dolusu al kan insan ya yor.
AMANPOUR: Johnson, Fairfield Hristiyan Kilisesinin k demli papazlar ndan biri. Ohionun politika sahnesinde de
szn esirgemeyen biri.
JOHNSON: >sa, hayat boyunca inanl olun, cemaatiniz iin dua edin, ya l lara hizmet edin, ocuklara yard m
edin ve kaydolup oy verin demi tir.
AMANPOUR: Johnson, kendi Hristiyan okulunu idare ediyor ve o da Amerikan n ilerledi/i yoldan memnun de/il.
JOHNSON: Devletten para alan laik okullardan bahsediyorum. Onlar devlet okulu de/il, laik okullar. Devlet okulu
olsayd , ocuklar Sessiz Geceyi syleyebilirlerdi. Ba/l l k yemini edebilirlerdi. Hem Yarat l , hem de evrim
teorisini birlikte /renebilirlerdi. Devlet okulu bu demektir.
AMANPOUR: Johnson, Amerikan n bir ok sorununun temelinde evrim teorisinin yatt / n sylyor.
JOHNSON: 50 y l boyunca ocuklara, hayvanlardan geldiklerini /rettik. Wimdi de hayvanlar gibi davran yorlar ve
bu onlar iin de, bizim iinde sorun oluyor.
JOHNSON: Sorunun bir k sm diyelim. Toplumsal evrim, glnn hayatta kalmas fikri ve sosyal Darwinizm,
Amerikada ciddi sorunlara sebep olmu tur. E/er Tanr ya, /retmenlerinize ve ailenize sayg duymazsan z
sorunlar ba lar.
AMANPOUR: Johnson, kendisinin ve di/er din liderlerin politik srete seslerinin duyuldu/undan emin olmak
istiyor.
JOHNSON: Papazlar , anayasada yazan din zgrl/ hakk ndan yararlanmaya davet ediyoruz. Krsde durarak
adaylara bu tr bir destek vermiyorum.
AMANPOUR: Bu tr meseleleri destekliyor musunuz?
JOHNSON: Evet, destekliyorum. Hayat, evlilik ve bu tr meseleleri destekliyorum. Bunlar Ohioda uygulamal y z.
AMANPOUR: 2004 y l nda, Johnson n cemaati, politik bir cepheye dn t. Ohio, bir sonraki ba kanl k
seiminde, byk nem ta yacak bir eyalet olarak grlyor. Johnson da, e cinsel evlilikleri meselesiyle
Ohionun Ba kan Busha meyil etmesini sa/lad .
AMANPOUR: Evlili/in, bir kad nla bir erkek aras ndaki birlik oldu/unu belirten bir yasa tasar s na destek verdi.
JOHNSON: 2004 y l nda Ohioda 3.3 milyon insan, evlilikle ilgili yasa dzenlemesi iin oy verdi. >nsanlara kar
de/illerdi, ama evlili/i savunuyorlard .
JOHNSON: Evlili/i savunuyorlard . Maddede, bunun herhangi birine kar oldu/una dair tek bir sz yok. ok
dikkatlice okudum.
JOHNSON: Ard ndan anketler yapt k. Ba kan George W. Busha gelen oy oran 6ya 1di.
JOHN GREEN, PEW FORUM ON RELIGION AND PUBLIC LIFE: Tabi ki her zaman, bir oy pusulas meselesi ya
da herhangi bir politik mesele yznden yak ndaki seimlerin nas l etkilendi/i zerine tart abilirsiniz.
AMANPOUR: John Green, Din ve Kamu Hayat zerine al an Pew Forumun k demli yelerinden biri.
GREEN: Ama en az ndan binlerce eylemcinin s k al mas n ve muhafazakar Hristiyan oylar n artt rmas n
sa/lad . Bu durum da sonuta byk ihtimalle Ba kan Bushun zaferine katk da bulundu.
JOHNSON: Bir gn, Amerikan Sivil zgrlkler Derne/i tarih olacak ve >sa boy gsterecek.
AMANPOUR: 2008 seimleri yakla rken, Russell Johnson ve Rick Scarborough tekrar yollara d tler. Hristiyan
inanlar n payla an ve onlara gre hareket etmek isteyen papazlar ve semenler bulmaya al yorlar.
JOHNSON: >nanlar m z n arkas nda duraca/ z. Herhangi bir politik makinenin bize sahip olmas na izin
vermeyece/iz. Vicdan m zla oy vermeye hakk m z var milyonlarca insan byle yapacak.
Ard ndan...
AMANPOUR: Genlerden olu an bir ordu, Tanr n n ad yla laik topluma kar sava yor.
Tanr n n Hristiyan Sava lar , cevaplar bildiklerini sylyorlar. Modern laik toplumun Amerikay yozla t rd / n
ve kendi deyimleriyle lkenin din kkenlerine geri dnmesi gerekti/ini savunuyorlar.
AMANPOUR: Amerika yeni bir seim dnemine girerken, lkenin toplumsal, politik ve kltrel yn tehlikede...
Tanr n n Hristiyan Sava lar , lkenin ne ynde ilerlemesini istediklerini biliyorlar. Bu sava kazanana kadar da
mcadeleyi elden b rakmayacaklar.
DANILLE TURISSINI, GRASSROOTS DIRECTOR, POSITIVE CHRISTIAN AGENDA: Ben Pozitif Hristiyan
Gndeminden Danille Turissini...
AMANPOUR: Danille Turissini, Amerikay telefonlar, e-postalar ve yasalarla bir bir de/i tirmeye al yor.
TURISSINI: Alo?
TURISSINI: Bu lkenin vatanda lar olarak hkmeti etkilemek ve bizim gibi olmalar n sa/lamak istiyoruz. Ayr ca,
kabul ettirmeye al t klar yzlerce yasa tasar s n da sizlere sunuyoruz.
AMANPOUR (voice-over): Danillele ilk kez Papaz Rick Scarboroughnun konu ma yapt / bir konferansta
tan t k.
PASTOR RICK SCARBOROUGH, FOUNDER, VISION AMERICA: Adaylar seilirken seimleri etkileyecek
misiniz?
(APPLAUSE)
AMANPOUR: Washington, Seattle n d ndaki evine gidiyorum ve i ini nas l yapt / na yak ndan bak yorum.
TURISSINI: Evet.
TURISSINI: Bu, Beyaz Saray n bat kanad ndaki Mavi Odada ekilmi bir resim. Eskiden Washington Eyalet
Kilisesinin yard m kolu koordinatrydm.
TURISSINI: Do/ru.
AMANPOUR (voice-over): Duvarlarda, Washington Eyaletinin yasama blgelerinin haritalar ve hedef ald /
meclis yelerinin resimleri bulunuyor.
AMANPOUR (voice-over): Son yasama dneminde, organizasyonunun 59.000 telefon ald / n ve haftada iki kez
yakla k 100.000 kadar insana uyar e-postalar gnderdi/ini sylyor.
TURISSINI: Asl nda bir tr hat rlatma gnderdik. Cuma gn byk bir uyar gndermemiz gerekti.
TURISSINI: Sezon s ras nda muhtemelen gnde 12 saat kadar durmadan al yorum.
AMANPOUR (voice-over): Turissini, 20 y ldan uzun sre nce politikaya at lm bir anne ve bir bykanne... O
dnemlerde, kad nlar n krtaj hakk n savunuyormu . Ta ki, ikinci ocu/unun ultrasondaki resmini grene kadar...
TURISSINI: Birden ok olmu tum. Bekleyin bir dakika. Bu bir bebek! diye d ndm. O gn klinikten eve
dnerken, bebekleri ldrdklerini d ndm. Krtaj bebekleri ldryordu. Dolay s yla bu konuda neler
yapabilece/imi d nmeye ba lad m.
AMANPOUR (on camera): Yani o zaman m yasay de/i tirmek istedi/inize karar verdiniz?
DR. JOSEPH B. FUITEN, LEADER, POSITIVE CHRISTIAN AGENDA: Krtajlar azaltacak hibir ey istemiyorlar.
AMANPOUR (voice-over): Turissini, Pozitif Hristiyan Gndemi adl bir grup iin al yordu.
AMANPOUR: Bu adam, Danillein patronu Joe Fruiten. O, eyaletin en etkin ve byk kiliselerinden birini yneten,
politik zihniyete sahip bir papaz.
FUITEN: >mparatorlu/a zarar vermek isteyen barbarlar uzak tutmaya al yoruz. Onlara hay r diyoruz.
Hristiyanl / n ahlak de/erleri, fikir meydanlar ndaki yerini almal . Herkesin grmesi ve zerine d nebilmesi iin
a /a kar lmal .
AMANPOUR: Fuiten, Washington Eyaletindeki evlilik yasas n n kad n ve erkek aras nda s n rland r lmas iin
verilen mcadelede etkili oldu. Amerikan yasalar , onun krsden adaylar desteklemesine izin vermese de,
cemiyet yelerini ki isel internet sitesinde yer alan Papaz n Setikleri k sm na ynlendirerek yasan n etraf ndan
dola yor.
FUITEN: Laikler her zaman, teokrasi kurmak istedi/imi sylerler. De/erlerimizi onlara empoze etmek istedi/imizi
sylerler.
Ben de kendi kendime, durun bir dakika! derim. Amerikada her zaman byle olmu tur. Laikli/i gndeme
getirirler. Biz de/il, onlar kendi de/erlerini Amerikaya empoze etmeye al rlar. Bizim de/erlerimiz hep
buradayd . Onlar nki d ar dan geldi. Buradaki yasad yabanc lar onlar. Biz de/iliz.
AMANPOUR: Danille ve grubu, ayr ca kayg lar n do/rudan meclis yelerine gtryorlar.
TURISSINI: Kubbenin ortas ndaki alt n mhrn yan nda bulu abilir miyiz?
AMANPOUR: Bu oturumda, krtajlarda ebeveynlerin bilgilendirilmesi, yerel ortakl k yasa tasar s ve cinsellik
e/itimi yasa tasar s zerine lobi al mas yap yorlar. Onunki gibi kk gruplar, ok etkili olabiliyor.
MARK MILOSCIA, WASHINGTON STATE REPRESENTATIVE: >nsanlar, sadece dahil olarak bile elde ettikleri
gc anlam yorlar. >lk ba ta bir ka arkada n z oluyor. Sonra benim ve di/er seilmi yetkililerin dikkatini
ekiyorsunuz.
AMANPOUR: Amerikada bunu en iyi bilen ki i belki de Ralph Reeddir. O, Amerikan politikas ndaki en etkili
Hristiyanlardan biri.
RALPH REED, REPUBLICAN STRATEGIST: Il ml ve merkezi bir politik hareket olu turman n bu kadar zor
olmas n n en byk sebebi, gerekten de l ml olmalar . Yani, ad stnde, l ml lar...
(LAUGHTER)
REED: ... Ama as l heyecan verici olan, sa/c ve solcu btn insanlar n kendilerine gerekten adam olmalar .
AMANPOUR: Reed, Hristiyan Koalisyonunun ard ndaki beyindi. Bu rgt, Amerikan politikas n de/i tiren ve halk
temelli bir rgtt. 1998 y l nda, Pat Robertson n ba ar s z olan ba kan adayl / ndan sonra kurulmu tu.
AMANPOUR: Reed, onlar politik bir gce dn trd. Posta yoluyla semenleri harekete geirdi. Milyonlarca
semene, daha kk ve yerel seimlere odaklanan k lavuzlar gnderdi. Bu yeni bir seim kampanyas yd .
Radara yakalanmadan gizli bir politika ytlyordu.
REED: E/er Washingtona gelir ve yeni bir konferans dzenleyip Art k bu i in ba nda beni var m derseniz, bir
ok insan sizi topa tutuyor.
(LAUGHTER)
REED: Bu yzden okul ynetim kurullar , eyalet ve ehir meclislerine 1000 ki iyi aday gstermek daha ak ll ca.
stelik kimse size sald rm yor.
AMANPOUR: 1994 y l na gelindi/inde, Hristiyan Koalisyonunun 1 milyon 300 bin yesi vard . Ayn y l n
sonbahar nda, etkileri gerekten hissedilmi ti.
NEWT GINGRICH, SPEAKER OF THE HOUSE: Dn ak am, Amerikan tarihinin en nemli seimlerinden biri
ya and .
AMANPOUR: Cumhuriyetiler, 40 y ld r ilk kez Kongrede o/unlu/u kazanm lard . Bu oylar n yar s ndan o/unu
kazand ranlar n muhafazakarlar oldu/u syleniyordu.
Tanr n n Sava lar , art k Washingtonda dikkate al nmas gereken bir g haline gelmi lerdi.
Bugn, Washington Eyaletinde Demokratlar hakim. Danille Turissininin al mas ise sava kaybetmek zere.
Burada, Cumhuriyeti lider Richard DeBolttan gerekleri /reniyor.
RICHARD DEBOLT (R), WASHINGTON STATE REPRESENTATIVE: Bu sene hibir eyi durduramayacaks n z.
Yani...
DEBOLT: Hay r. Onlar n borusu tyor. Kendi gndemleri var. Ne yapacaklar na odaklanm durumdalar. Bunu
l ml hale getirmeye pek de s cak bakm yorlar.
Danillee gre bu duraklama sadece srecin bir paras . Hala verilmesi gereken bir sr mcadele var.
TURISSINI: Bu yzden durmayaca/ m. Kendimi tm yre/imle bu yolda ilerlemek zorunda hissetti/im srece,
halk esas alarak al maya devam edece/im.
UNIDENTIFIED MALE: Bugn burada, lke ap nda Kutsal Ruhu temizlemeye ynelik bir al ma olaca/ n
duyurmaya geldik.
AMANPOUR: Gnmz Amerikas nda inanla politikay ay rmak mmkn m? Bunu /renmek iin Minesotaya,
cemaatini bu yzden tehlikeye atan bir pederi grmeye gidiyorum.
PASTOR GREG BOYD, WOODLAND HILLS CHURCH: Sa/ n zdaki ve solunuzdaki ki ilerin elini tutun ve hem
kalbinizle hem de zihninizle bana kat l n.
BOYD: Srmekte olan ruhan bir sava var. Di/er insanlar zerinde hakimiyet kurmaya ynelik yozla t r c bir etki
var.
AMANPOUR (on camera): Greg, senin ad n Googleda ararsam tek buldu/um ey kafir kelimesi oluyor.
(LAUGHTER)
AMANPOUR (voice-over): Greg Boyd, muhafazakar Hristiyanl kla sa/c politikalar n birle ti/i Amerikan
toplumunda, ayr l k vaktinin gelmesini istiyor.
BOYD: Dnya Krall / , ya da dnya politikas olarak adland r lan eyin, inanlar m zla bu kadar harmanlanmas
beni ok endi elendiriyor. Baz durumlarda neredeyse bir >slam Devleti, ya da bir Taliban gibi oluyoruz. Bir
Hristiyan toplumu kurup Hristiyan kanunlar uygulamak istiyoruz. Ben bunun kilise ve toplum iin son derece zarar
verici oldu/undan endi eleniyorum.
AMANPOUR: Boyd, Katolik bir ailede byd. Genli/inde inanc n kaybetti ve 17 ya nda yeniden do/du. Yale
Divinity Schoolda okudu ve Princeton >lahiyat Fakltesini bitirdi. Tam zamanl bir din adam olmadan nce 16 y l,
>lahiyat profesr olarak ders verdi.
BOYD: Ne kadar dolu oldu/una bakarsak, ortalama bir haftasonunda 4.000 kadar insan gelir.
AMANPOUR: 4000 ok byk bir say .
BOYD: Evet.
(CROSSTALK)
AMANPOUR (voice-over): Boydun kilisesini ziyaret etti/inizde, >sayla olan ki isel ili kinize odaklanan bir
Hristiyanl k mesaj duyacaks n z.
BOYD: Di/er taraftan, ben muhafazakar bir Hristiyan m. Varl / m n en derinliklerine kadar krtaj kar t y m. Ayr ca
e cinselli/in, Tanr n n onaylad / bir ey olmad / na inan yorum.
BOYD: Ama >ncil ayn zamanda e cinselli/in hemen yan nda dedikodu, h rs ve oburluktan bahsediyor. Asl nda
h rs ve oburluk en s k i lenen iki gnaht r. Eski dnyada bu ikisi en byk gnah olarak grlrd. Ayr ca, >ncilde
de s k s k bu gnahlardan bahsedilir. E cinsellikten daha ok laf geer.
Baz insanlar n gnahlar neye gre derecelendirdiklerini hi anlam yorum. Baz gnahlar n di/erlerinden daha
kt oldu/una, hangi gnahlara kar gelece/imize karar veriyorlar.
AMANPOUR (on camera): rnek verir misiniz? Krtaja kar ysan z, Roe-Wade davas n n sonucunu de/i tirmeyi
misyon edinmi bir aday destekliyor musunuz?
Krtaja kar olmak, sadece rahimle ilgili bir mesele de/il. Ya amla ilgili bir mesele. rne/in, yoksullukla krtaj
aras ndaki ili ki nedir? Ara t rmalar, do/rudan bir ili kileri oldu/unu gsteriyor. Belki de toplumda krtaj
azaltman n en iyi yolu, fakirlik iin en iyi zm getiren aday semektir.
Bu yzden, tek bir de/erimizle, belirli bir oy elde edece/imizi d necek kadar saf olmamal y z. Hristiyanl /a oy
verme biiminize bir etiket yap t rmay n.
AMANPOUR (voice-over): Boyd'un inan ve politikan n iie gemesi konusundaki kayg lar ; ilk Krfez
Sava ndan hemen sonra ba lam . Ba ka bir kilisede, 4 Temmuz trenindeki bir video sunumuna kat ld / nda
farketmi .
BOYD: vatansever bir mzik al yordu ve arka planda bir bayrak dalgalan yordu. 3 tane ha n sileti vard . Daha
sonra 4 sava ua/ bir ha ekli izdi ve ayr ld lar. Arka planda da bayrak dalgalan yordu.
San r m bu olay, uyanmam sa/lad . Amerikadaki koyu Hristiyanlar aras nda bunun ne kadar nemli bir sorun
oldu/unu farkettim.
BOYD: Muhtemelen bir ok koyu Hristiyan papaz gibi ben de, sry belirli bir tarafa ynlendirmem iin bask
alt ndayd m. Onlara nas l oy vermeleri gerekti/ini sylemem bekleniyordu.
AMANPOUR (on camera): Peki bu nas l oldu? Ne yapt lar? Sizi arad lar m ? Bana nas l oldu/unu anlat n.
BOYD: Wyle oldu: Hristiyan radyolar nda ve televizyonlar nda bir ok Hristiyan lider var. Cemaatinizdeki insanlar
da onlar seyrediyor. Dolay s yla cemaatten bir ok soru geliyor. Bana kime oy vereceklerini soruyorlar. Kime oy
verece/imi bilmek istiyorlar.
As l d man liberaller, ya da muhafazakarlar de/il. Krtaj yanl lar ya da e cinsel haklar eylemcileri de as l
d man m z de/il.
AMANPOUR (voice-over): Boyd, radikal bir ekilde farkl bir ey yapt . Ha ve K l ad nda 6 blmden olu an
bir vaaz verdi.
BOYD: Gndemlerini desteklemek iin >ncilden blmleri okuyan politikac lar buldu/umuzda, onlara hay r
diyenler bizler olmal y z.
BOYD: Konu mamdan sonra mthi bir bayan yan ma geldi. Tanr onun kalbini korusun. Kan beynine s ram t .
Bana, krsden liberal politika yapmay b rakmazsam, gitmek zorunda kalaca/ m syledi.
Ben de ona Han mefendi, bunlar >sa syledi. Ben sadece al nt yap yorum dedim.
BOYD: Evet. Uzun vadede bu mesaj n sonucunda yakla k 1000 ki iyi kaybettik.
BOYD: Ama unu sylemeliyim ki, tek bir kelimesinden pi manl k duymuyorum. Bu, cemaatimiz iin bir dnm
noktas yd . >lerletmiz gereken krall k vizyonunu a kl /a kavu turdu/umuzu hissettim.
AMANPOUR: Greg Boyd, farkl bir papaz. Partizan politikalar kiliseden uzak tutmaya al y or. O, >sa olsayd
kime oy verirdi? sorusunu reddediyor.
BOYD: >sa asla dneminin politikalar zerine yorum yapmad . stelik politik olarak kar k zamanlarda ya am t .
Bir ok ate li mesele vard . >sa da srekli olarak bunlar reddetti. Biz de onun izinden gitmeliyiz.
AMANPOUR: Birazdan, Tanr bir evreci mi olurdu? Buna evet dedi/i iin ate alt nda kalan bir Hristiyanla
gr ece/im.
AMANPOUR (voice-over): Ba kent Washingtonda rzgarl bir bahar gn... Bu adam ise, Hristiyan politika
dnyas nda f rt nalar kopar yor.
AMANPOUR (voice-over): Bu tr ifadeler kullanmas na ra/men, neden dinci sa/ kanad n en nemli isimleri
Richard Cziki k n yorlar? nk ayn zamanda byle ifadeleri de var:
CIZIK: Asl nda Tanr , kendi szlerinde diyor ki: Ben, Tanr , dnyay yok edenleri yarg lay p yok edece/im.
CIZIK: Bu kutsal bir evreciliktir. Kutsald r. Dnyan n temsilcisi olmak gibi bir ey. >klim de/i ikli/i gibi milyonlarca
insan etkileyecek meselelerle ilgileniyorum.
Dnyadaki btn canl lar kollamak ve onlara bakmak iin bizlere verdi/in grevi benimsiyoruz.
AMANPOUR: Cizik Koyu Hristiyanlar Birli/inin ba kan yard mc s ve ayn zamanda da bir din adam . Bu birlik,
45.000 kiliseyi ve on milyonlarca Amerikal Hristiyan temsil eden bir grup. O, Tanr n n Dnyay yaratt / na ve
insanlar n dnyaya iyi bakamad / na inan yor. Cizik, kutsal sava n Yarat l n korunmas olarak adland rm .
CIZIK: >san n >ncilde, cehennemi Gahannaya benzetmesi bo una de/il. Gahanna, Kudsn hemen d nda bir
p y / n yd . Koyu Hristiyanlar olarak, Dnyay bir p y / n na dn trp, cehennemi dnyaya getirmek
istemiyoruz.
AMANPOUR: Cizik, istemeden bir evreci haline gelmi . 2002 y l nda, iklim de/i ikli/i zerine bir konferansa
a/r ld / nda, duyacaklar ndan bu kadar etkilenmeyi beklemiyormu .
CIZIK: Dnyan n en iyi bilimadamlar Oxfordda bir araya geldi ve ben de onlar dinliyordum. Gnmzdeki bilim,
gezegenin tehlike alt nda oldu/unu sylyordu. Durumun boyutunu grd/mde gzlerime inanamam t m.
AMANPOUR (on camera): Yani sizi bu sonuca iten ey, bilim olmu tu. Ancak baz koyu Hristiyan dostlar n z,
bulundu/unuz noktay ele tiriyor. Bilim ve bilime kar duyduklar phe, onlar ku kuland r yor ve yapt klar n z
reddediyorlar.
CIZIK: Evet, nk tarih boyunca koyu Hristiyanlar bu ili kiyi yle bir mant /a oturtmu lar: Bilimadamlar evrime
inan yor. Bilimadamlar bize iklim de/i ikli/inin gerek oldu/unu sylyorlar. Dolay s yla, bilimadamlar n n
dediklerine inanm yorlar. Bu hi mant kl de/il.
AMANPOUR (voice-over): Bu tav r, giderek de/i iyor. K sa sre nce yap lan bir ankete gre, koyu Hristiyanlar n
yzde 70i kresel s nmay gelecek nesiller iin ciddi bir tehdit olarak gryor.
Ama bir de, kresel s nma konusunun abart ld / n d nen Jerry Falwelli dinleyin...
REVEREND JERRY FALWELL, CHANCELLOR, LIBERTY UNIVERSITY: Bu konuyu kimin destekledi/ine bir
bak n. Bir ok meselede Amerikan n kar s nda yer alan Birle mi Milletler, liberal din adamlar ve baz bilgisiz
Hristiyanlar.
AMANPOUR: Bilgisiz derken, Richard Cizik gibi insanlardan bahsediyor. Beklenildi/i zere, tan nan 25 koyu
Hristiyan lider, Cizikin istifas n istediler.
Onu kresel s nmay kullanarak dikkatleri dnemin nemli ahlak meselelerinden, zellikle de insan hayat n n
kutsall / ndan, evlili/in btnl/nden ve ocuklar m za cinsel perhiz ve ahlak dersleri vermekten
uzakla t rmakla sulam lard .
Cizik, evreyi koruman n gnmzn en nemli ahlak meselelerinden biri oldu/unu sylyor.
CIZIK: Richard Cizikin koyu Hristiyanl / , toplumsal ve politik olarak muhafazakar bir hareket olmaktan kar p,
yeniden tan mlamakla sorumlu oldu/unu sylyorlar.
Ben de Orada durun bakal m diyorum. Ne zamandan beri koyu Hristiyanl k bir politik ya da ekonomik terim oldu?
Bu ncelikli olarak teolojik bir terimdir.
CIZIK: Kesinlikle. E/er bunu politik ya da ekonomik olarak tan ml yorlarsa, benim gzmde kafirden farklar
yoktur.
AMANPOUR (voice-over): Amerikadaki muhafazakar semen blo/unun ilerledi/i yn tehlike alt nda. Bu grup,
genelde gsterildi/i kadar yekpare de/il.
JOHN GREEN, SENIOR FELLOW IN RELIGION AND AMERICAN POLITICS, PEW FORUM ON RELIGION
AND PUBLIC LIFE: ok fazla fikir ayr l / var.
AMANPOUR: John Green, Din ve Kamusal Hayat konusundaki PewFOrumun yelerinden biri.
GREEN: Amerikadaki btn koyu Hristiyanlar ya da btn Hristiyanlar ayn de/il. o/unun ok daha l ml
gndemleri var. Baz lar n n bir ok konuda gl liberal duru lar var.
(APPLAUSE) AMANPOUR: Son iki ba kanl k seiminde, muhafazakar Hristiyanlar Ba kan Bushun en gl
destekileri aras ndayd . Seim anketlerinde, gelecek dnemde de a/ rl kl olarak Cumhuriyetilere destek
verecekleri grlyor. Bu birlik, Jerry Falwellin Ahlak o/unluku kurmas ndan bu yana politikan n bir paras
haline geldi.
GREEN: Hi belli olmaz. Gelecekte, toplumsal meseleler nemini kaybederse; evre ve ekonomi gibi konular a/ r
basarsa; koyu Hristiyanlar gemi e nazaran Demokratlara daha ok oy verebilirler.
AMANPOUR: Cizik, Cumhuriyetileri Demokrata dn trmek istemedi/ini sylyor. Sadece onlar Tanr n n en
de/er verdi/i mesele oldu/una inand / konuda ikna etmek istiyor. Bu konu Dnyay kurtarmak.
CIZIK: Bize gezegeni kollamam z ve ona bakmam z syledi. Tam burada, Yarat l Kitab nda sylyor.
AMANPOUR: Birazdan, Amerikan kltrnn ocuklar na ok zarar verdi/ine inanan bir aile, bu kltr terk
ediyor.
AMANPOUR: Jennifer Nevarr, ve kocas Mike, ocuklar iin tehlikeli oldu/unu d ndkleri bir kltre kar
sava an, sessiz sava lar. Onlar, kendilerini ekerek sava yorlar. ocuklar na evde e/itim veriyorlar nk
onlara gre devlet okullar , inantan ve ahlak de/erlerden yoksun.
MIKE NEVARR, HOME SCHOOLING CHILDREN: Okullar n o/u, e/itimlerinde hmanist olduklar n
d nyorlar ve laikler. Biz ocuklar m z bu ekilde yeti tirmek istemiyoruz.
AMANPOUR (on camera): ocuklar n z toplumsal evreden uzak tutmak istemenizin sebebi nedir?
M. NEVARR: Daha ok, onlara evde verebileceklerimizle ilgileniyoruz. D ar da /renemeyecekleri eyleri evde
/retmek istiyoruz. Bunlar Hristiyanl / n ahlak gr leridir.
AMANPOUR (voice-over): Mike, bir peyzaj irketi i letiyor. Ayn zamanda kk bir yerel kilisede yar zamanl
vaiz olarak al yor. Jennifer ev kad n ve 5 ocuklar n n as l /retmeni. ) ya ndaki Lucas, 7 ya ndaki Eden, 5
ya ndaki Trinity, 3 ya ndaki Ariel ve 1 ya ndaki Daniel. Tanr izin verirse daha da ocuk yapacaklar n
sylyorlar.
Jennifer' n gnleri tam bir karma a iinde geiyor. zellikle de etrafta emekleyen iki ocu/u yznden... Ama
anne de olsa, /retmen de olsa, her zaman s k bir ekilde Tanr ya odaklan yor.
J. NEVARR: Ne oldu? Tanr onlar baheden kard nk kurallara uymad lar. De/il mi?
AMANPOUR: Evde e/itim hareketi, 1980lerden beri yay l yor. Yakla k 2 milyon ocuk evde e/itim gryor.
Biro/u da sadece din sebeplerden tr byle oluyor.
Bu, 1 Milyar dolarl k bir endstri haline geldi. Evde e/itim veren ailelere yard mc olacak kitaplar, dergiler ve
internet kaynaklar var.
J. NEVARR: Matematik /retmemizin tek sebebi, niversiteye gitmek ve i e sahibi olmak de/il. Matematik
/retiyoruz nk matemati/i Tanr yaratt ve onu ok seviyor.
AMANPOUR (on camera): Evde e/itim grmeyi seviyor musun? Kendini hi farkl hissetti/in oluyor mu?
AMANPOUR (voice-over): Fen, zellikle de Darwinin evrim teorisi, bir ok muhafazakar Hristiyan ebeveyn iin bir
sava cephesi... Bu teori >ncilde yok. Bu yzden de yanl oldu/unu d nyorlar.
(on camera) ocuklar n za bilimle ilgili ne /reteceksiniz? Bizim nereden geldi/imi konusunda ne diyeceksiniz?
M. NEVARR: Onlara gere/i /retece/iz. Ba lang ta Tanr n n cenneti ve cehennemi yaratt / n /retece/iz.
Onlara kesinlikle evrimi, evrim hakk ndaki teorileri ve hipotezleri /retece/iz.
M. NEVARR: Kesinlikle. Bu kan tlanmam bir hipotez. Bence byle sylemek en mant kl s .
AMANPOUR (voice-over): Amerikal lar n yar s ndan o/u, hatta yzde 53, Yarad l a inan yor. Yarad l
kitab nda da denildi/i gibi Tanr n n dnyay ve zerindeki her eyi yaratt / na inan yorlar.
Amerikal lar n te biri, bu konuda eminler. Evrim teorisinin s n flardan kar lmas n ve yerine Yarad l
hikayesinin gelmesini istiyorlar.
Din tarihisi Karen Armstrongla, evrim hakk ndaki tepkilerin Amerikada neden bu kadar gl oldu/unu
konu tuk.
(on camera) Sizce, Amerikal lar n yar s ndan o/unun Yarad l a inanmas ne ifade ediyor?
KAREN ARMSTRONG, RELIGIOUS HISTORIAN: Yarad l Kitab n n ilk blmnn tarihsel ve bilimsel olarak
do/ru olmad / n sylerseniz, btn >ncilin hibir anlam kalm yor.
Dolay syla Darwinizm, art k sadece bilimsel bir hipotez de/il. Bu teori, modern dnyada ters giden her eyin bir
sembol haline geldi.
AMANPOUR (voice-over): Tanr n n Sava lar , y llar boyunca evrim teorisinin /retilmesine kar okulalrda ve
mahkemelerde mcadele verdiler. Yak n dnemde ya anan en dikkat ekici dava, Dover, Pensilvanyada
ya and .
Bu tart ma, Ak ll Tasar m teorisi zerineydi. Bu teoriye gre, evren o kadar karma k ki, btn bunlar yapan bir
ba mimar olmal . Dover Schoolun ynetim kurulundakiler, bu teorinin /retilebilece/ine karar verdiler. Ama
muhalifler, bunun k l k de/i tirmi bir Yarad l hikayesi oldu/unu syleyerek dava at lar.
STEPHEN HARVEY, PLAINTIFF'S ATTORNEY: Ak ll Tasar m n ve evrime kar geli tirilen din temelli
sald r lar n okulumuzun fen s n f nda yeri yoktur!
EUGENIE SCOTT, DIRECTOR, NATIONAL CENTER FOR SCIENCE EDUCATION: Dover karar yla, di/er
blgelerdeki okullar, Doverda oldu/u gibi Ak ll Tasar m mfredata dahil etmeye ekindiler.
AMANPOUR: Ama Yarad l hareketini gzlemleyen Scott, Dover karar n n tart malar n s n flara kadar
uzanmas n tam olarak da durduramad / n sylyor.
ARMSTRONG: Bana sylenene gre baz /retmenler, evrim teorisini rutin bir ekilde atl yorlar. Evrim teorisi bu
kadar ok tart maya yol at / iin bir ok /retmen /retmek istemiyor.
AMANPOUR: Bu Tanr ya dayanan bir e/itim. ocuklar na zarar verebilece/ine inand klar d manca ve laik bir
dnyaya kar koyulan koruyucu bir z rh...
M. NEVARR: A kas , neye maruz kald / m z kontrol edebilmek istiyoruz. Anlay n tam olarak geli tirememi
bu ocu/un, bu kadar ok fikre maruz kalmas n n sa/l kl bir ey oldu/undan emin de/ilim.
J. NEVARR: Tanr ona ne yapmas n sylerse sylesin, bunu onur ve drstlkle yapmas n istiyorum. > ini iyi
yapmal . Sonuta Tanr n n nnde durup zaman m , yetene/imi ve servetimi senin zaferin iin kulland m
diyebilsin.
AMANPOUR (voice-over): Virginiadaki Nevarrs ailesi ve laik dnyaya kar verdikleri mcadeleyi b rak p, San
Franciscoya, ok daha farkl bir sava a/r s na gidiyoruz.
RON LUCE, BATTLECRY FOUNDER: Kim sesini daha ok duyurursa, kltr o kadar ok biimlendirebilir.
nmde, sesini duyurmak isteyen ve genlerden olu an bir ordu var.
AMANPOUR: San Franciscodaki , AT&T Park . Bunlar da BattleCry grubu. Ba/ ran bu 22.000 gen ve eri kinin
hepsi muhafazakar Hristiyanlar. >nanlar yla donanm ve belki de Amerikan n en liberal ehri olan San Francisco
iin sava a haz rlar.
Laik toplumun ve pop kltrnn ktlkleri olarak grdkleri eylere kar sava maya haz rlar. Seks, uyu turucu,
iddet , her yere yay lan pornografi, >nternet ve video oyunlar na kar lar. Onlar, Tanr n n >sa u/runa sava an
Sava lar .
LUCE: >syan... Buraya pop kltrn reddetmek ve Tanr n n bize verdi/i yarat c l kla yeniden yaratmaya geldik.
AMANPOUR: San Franciscoya gittim ve orada o geceki BattleCry organizasyonuna haz rlanan Lucela tan t m.
(voice-over) Amerikan ya am tarz na kar neden sava ilan etti/ini /renmek istiyordum.
LUCE: Onlara terristler diyoruz. ocuklar m z mahveden erdem terristleri...
LUCE: Kald r mda gen bakire Amerikal lara tecavz ediyorlar ve herkes, sanki her ey normalmi gibi yryp
geiyor. Hay r, bu normal de/il!
AMANPOUR (voice-over): A r ya kaan bir dilleri var ama bir ok Hristiyan ebeveyn, Lucea kat l yor.
ocuklar n n >ncilden ok Paris Hiltonu tan d / bir kltr istemiyorlar.
UNIDENTIFIED MALE: BattleCry, zarars z bir hareket de/il. Program , kat bir ekilde kad nlara ve e cinsellere
kar . Sava ve itaati savunuyorlar.
AMANPOUR: Ele tirmenler, Luceun genleri kurtarmak kisvesi alt nda, muhafazakar de/erlerini topluma empoze
etti/ini sylyorlar.
UNIDENTIFIED MALE: Bu ok daha byk bir amac temsil ediyor. Sa/c bir Hristiyan teokrasisini amal yorlar.
Bu zincir, BattleCry n ba ndaki Ron Lucetan, Pat Robertsona ve George Busha kadar gidiyor.
AMANPOUR (on camera): Buna nas l yan t vereceksiniz? Bunun de/erlerinizi geri getirmek iin bir mesaj gibi
gzkt/n ama asl nda bir ho grszlk ve nefret mesaj oldu/unu sylyorlar.
AMANPOUR (voice-over): Luce, 46 ya nda, koyu Hristiyan bir vaiz. Ayn zamanda Teen Mania olarak
adland rd / cemaatin de kurucusu.
LUCE: Sesini duyurmay bilmeyenler, pop kltr taraf ndan maniple edilenler iin mcadele ediyoruz. Henz
d nmek iin bile yeterince olgunla mad klar konulara kap l yorlar.
AMANPOUR: Tan t / m bir ok Hristiyan Sava gibi Luceun da sorunlu bir gemi i var.
LUCE: Ben de o ocuklardan biriydim. Tam bir parti delisiydim. Da/ lm t m. Annem ve babam bo anm lard . 15
ya mdayken babam bulmak iin evden kat m. Uyu turucu kullan yor ve esrar iiyordum. Hayat m darmada/ n
olmu tu.
AMANPOUR: Tam o s rada Tanr y buldu/unu sylyor. Bir arkada onu kiliseye davet etmi .
LUCE: Tanr beni iyile tirmeye ba lad . Zay f d m ruhumu ve kaybetti/im yolumu onard . Art k, Teen Mania ve
BattleCry n Tanr n n iimde de/i tirdiklerinin bir yans mas oldu/una inan yorum.
AMANPOUR: Cemaati, Teksas n do/usundaki k rsal blgedeki 472 dnmlk arazi zerinde yer al yor.
UNIDENTIFIED MALE: Daha iyi liderler ve Daha iyi >sa Sava lar olmay /renmeye geldi/imizde inan lmaz
vakit geirece/iz.
LUCE: Blmelerinin, kendi rahip krsleri oldu/unu sylyoruz. Onlara, nesillerini de/i tirmek iin teknolojiden
yararlanma anslar oldu/unu sylyoruz.
AMANPOUR: Burada kalmak, /renci ba na ayl k 650 dolara maloluyor. Onlar, Ron Luceun Tanr iin toplad /
ordusunun erleri...
LUCE: Her y l 720 /renci gelip, bir y l boyunca onur, karakter ve Tanr tutkusunu /reniyor.
AMANPOUR: Ayn zamanda BattleCry n belkemi/ini olu turuyorlar. Organizasyonlar planl yor, onlarda grev
al yor ve gnmzn kitle ileti im dnyas yla mcadele etmek iin kendi aralar n yarat yorlar.
UNIDENTIFIED MALE: >statistiksel olarak genlerin ne durumda oldu/unu gsteriyor. Sonunda, tek bir k z n
elinde bir pankart kal yor. Pankartta, hepimize ula lmas gerek yaz yor.
LUCE: A k konu abilir miyiz? Pornografinin sizinle hibir ilgisi yok.
AMANPOUR: Teksasta Luceu ziyaret etti/imiz gn, /rencilerini pornografinin ba/ ml l k yapabilece/ine dair
uyar yordu.
LUCE: Evlenince her eyin bitece/ini sanmay n. nk bu sefer de ona yard mc olaca/ m. Onun grd/ eyleri
ba arman z mmkn de/il.
AMANPOUR: Laik mzikler ya da televizyon yok. Ya s n rlamas olan filmler seyretmek yasak. Alkol, uyu turucu
ve flrt etmek de yasak.
(on camera) K zlar n belirli bir uzunlu/un alt nda etekler giyemedi/ini, erkeklerin denetlenmeden internete
girmesinin yasak oldu/unu okudu/umda, bunun totaliter bir rejime benzedi/ini d ndm.
LUCE: Hay r. Bunlar safl / sa/lamak iin gereken disiplinleri /renmekle ilgili. Ete/in uzun olmas n n sebebi,
erkeklerin dikkatini da/ tmamak. Dnyadaki her erke/in dikkati da/ l r. Fark nda olmadan dikkatleri da/ tmak
istemiyoruz.
AMANPOUR: Ama Ron, Taliban da ayn bunlar sylyor. Kad nlar n evden kmas na izin vermiyorlar nk
erkeklere gvenmediklerini sylyorlar.
MINDY PETERSON, PARTICIPATING IN BATTLECRY: ok heyecanl y m. San Francisco ok byk bir yer.
Orada yakla k 26.000 ocuk olacak.
AMANPOUR (voice-over): Teksastaki akademide, Luceun sa/ kollar ndan biri olan 22 ya ndaki Mindy
Petersonla tan t k. Onu San Franciscodaki BattleCry gecesine kadar takip ettik.
AMANPOUR: Mindynin de sorunlu bir gemi i var. Annesiyle hi tan mad / bir baba aras ndaki bir ili kinin
meyvesi.
PETERSON: Babam krtaj yanl s yd . O bir doktor. Krtaj da yap yor. Bunu /renmek bana a/ r gelmi ti. Babam
evliydi. Annem hamile kald ve babam beni krtajla almak istedi.
Krtaj n yanl oldu/una inan yorum. O bebek ben de olabilirdim. Tek diyece/im bu...
AMANPOUR: Lisedeki son senesine gemeden nce, Mindy bir haftasonu boyunca kilisede inzivaya ekilmi .
Orada Tanr y bulmu .
PETERSON: Tanr ya dua etmeye ba lad m. Herkesin byle bir seene/i var. >nan p inanmamak insanlar n
seimi...
PETERSON: Evet, Kendimi Tanr n n bir sava s olarak gryorum. Sava , sava mak isteyen bir askerdir.
Bir tarafta Tanr , di/er tarafta da d man var. Tanr iin sava mak, hayat iin sava mak demektir. As l sava
odur.
AMANPOUR (voice-over): San Francisco... Ron Luce ve muhafazakar Hristiyan ordusuna kar bir protesto
dzenleniyor.
(voice-over) Lucela birlikte belediye binas na gittim. Burada o ve takipileri, kendi gsterilerini planl yorlard .
AMANPOUR (voice-over): Peki ne kadar a rmal lar? Ne de olsa, BattleCry, Amerikan n belki de n liberal
ehrinde kurulmu durumda.
AMANPOUR: Teksasta tan t / m z /renci Mindy Peterson da mitingdeydi ve BattleCry n kalabal / na dua
okutuyordu.
PETERSON: Tanr m, bu BattleCry gnnde, oradaki genlere kendini gstermeni rica ediyorum.
Hristiyanlarla alay eden bir kltrn ortas nda, bize ba/naz diyorlar. Bizi bast r yorlar. >yi haberleri kendimize
saklayamay z.
LUCE: Su mu?
LUCE: Biz safl /a inan yoruz. >ncile gre, Tanr n n planlar nda e cinsellik yok. E cinel erkeklerin ok daha k sa
mrl olduklar na dair bir ok veri var.
AMANPOUR (on camera): San r m bir ok insan, kutupla malara ra/men bu mesaj neden bu zamanda bu
noktaya getirdi/inizi bilmek istiyordur. Bu mesaj n birle tirici olmad / n , son derece blc oldu/unu sylyorlar.
LUCE: >san n mesaj da blcyd. Kltrmzn byk bir k sm belirsizle ti. Art k tam bir do/ru ya da tam bir
yanl yok. Ama >ncilin mesaj bu ynde de/il. Yanl eyler size zarar verir ve sizi yok eder. Bu ocuklar, safl k
iin ya amay seerek do/ru eyi seiyorlar.
PETERSON: Bugn burada yanl anla lan tek bir ey var. Bu insanlar, si/er insanlara sava at / m z
san yorlar. >nsano/luna sava at / m z d nyorlar. Ama yle de/il.
Biz genlerin kalbindeki ac ya ve depresyona, alkolizm ve bunun gibi genlerimizi mahveden eylere kar sava
at k.
AMANPOUR: Kalabal / n aras nda gezerken, Tanr n n ordusuna yaz lm 11 ya nda ocuklar grnce
a rd m.
UNIDENTIFIED FEMALE: Bu kadar gen insanlar n, okul a/ ndaki bu insanlar n seks yapt / n ve hamile
kald / n grmek beni gerekten rktyor.
UNIDENTIFIED FEMALE: Evet yle. stelik bunun zerinde durup d nmyorlar bile. Sadece hareket olsun
diye yap yorlar.
UNIDENTIFIED FEMALE: Saf kalaca/ z. Bir ba/l l k yemini ettik. Ar nd r ld k ve Tanr ya evlenene kadar saf
kalaca/ m za dair yemin ettik.
AMANPOUR (voice-over): Gsteriler bitmi ti ve BattleCry ba lamak zereydi. >ki gn boyunca genler, rock
konseriyle dini bir uyan n kar m n and ran bir toplant da kafalar n sallad lar. Ahlak de/erlerini ba/ rarak
gsterdiler.
AMANPOUR: Zehirli ve laik olarak adland rd klar topluma kar sava yorlard .
LUCE: Peki bu gece, San Franciscoda Tanr ya olan bu saf tutkuyu canl tutmaya ne dersiniz? Gerek bir eyler
istiyorum. Hayat m n her alan nda, Tanr tutkusunu hissetmek istiyorum.
AMANPOUR: Btn o hararet ve grltnn ortas nda en ok dikkatimi eken ey, kanat takm bir kad nd .
JODIE DICKENS, FORMER HONOR ACADEMY INTERN (singing): Take my breath away.
Bu cemaat hayat m de/i tirdi. Bu gerekten ok yo/un bir his nk insanlar buraya geliyorlar ve hayatlar
gerekten de de/i iyor. Wark sylyorum, nk iimdekilerin gerek oldu/unu biliyorum.
Kimlerin protesto etti/i nemli de/il. Kimlerin soru sordu/u nemli de/il. >imdekilerin gerek oldu/unu biliyorum.
Hayat m de/i ti. Bunu yapan bir adamd ve ad da >sa!
AMANPOUR (voice-over): Sahnede, Ron Luce da ba/l l / grmek istiyordu. Takipilerini mihraba a/ rd ve
onlardan Tanr n n k lavuzlu/undaki bir hayat benimsemelerini istedi.
LUCE: Dizlerinizin zerine ktysenz, ona kalbinizi amaya ba lay n. Ona anlat n...
UNIDENTIFIED MALE: Sen bir ruhsun, Tanr m. (ph).
LUCE: Ona ait oldu/unuzu syleyin. D nn. Teslim olmaya haz r oldu/unuzda aya/a kalk n ve mmkn
oldu/unca yksek sesle ba/ r n. Ha istiyorum!
AMANPOUR: Gece sona ererken, Ron Luce kalabal / n aras nda yrd ve >sa ad na insanlara sar ld ve onlara
dokundu.
LUCE: ocuklar ac ekiyor. Gen insanlar ac ekmeye, kalpleri k r lmaya devam ettike i im bitmedi demektir.
AMANPOUR: 6 saat boyunca Tanr n n Sava lar serimizde grd/mz zere, inanalar n n grmezden
gelindi/ini ve kenara itildiklerini d nen milyonlarca insan var. Bu insanlar, dnyay nas l dzelteceklerini
bildiklerinden eminler.
Onlar grmezden gelemeyiz. Gelmemeliyiz de... Bu programla, dertlerini a klamaya al t k. Ben Christiane
Amanpour. Beni izledi/iniz iin te ekkrler.