Professional Documents
Culture Documents
oo SORUDA DZS : 46
Bilinci Bask :
Ocak 1976
Dizgi : Gl Matba.as
Bask: Yelken M atbaas
PROF. DR. CEMAL YILDIRIM
SORUDA
100
MAMTIK El KTABI
GERCEK.UYAY1NEV
Caalolu Yokuu, Saadet Han, Kat: 4
stanbul
NSZ
5
rn bir katalogu biiminde verirler. Oysa mantk ta
rihsel geliimi, bir yandan ,bilim ve matematikle,
te yandan gnlk dnmeyle ilikisi iinde ele
alndnda bir canllk kazanmakta, dn ortamn
da somut yerini bulmaktadr. Kitabn bu canllga
erimesi iin elden gelen hi bir aba esirgenmemi
tir. Amacm okuyucuya temel ilke ve kavramlar
zerinde derinlemesine bir anlay kazandrmak ol
mutur.
te yandan, teknik nitelik tayan birtakm te
mel bilgileri, ilk bakta yadrgamadan kurtulama
dmz sembolik formlleri tmyle bir yana itmek
olanakszdr. Aslnda buna gerek de yoktur. Konuya
ilgi duyan okuyucu, ok az bir aba ile, balangta
ki yadrgamay yenmekte, sembollerin dnmeye
umulmadk bir g ve etkinlik sagladgn grmekte
t,ecikmiyecektir. Bununla beraber, sembollerle ba
,ho olmayan okuyucu, Vl., VII. ve Vlll. Blmleri
okumadan gemek isterse, geriye kalan blmleri
anlamakta fazla bir gle ugramaz.
Bavurduum kaynaklar arasnda en byk yeri,
O.D.T.O.'nde ders kitab olarak kullandgm LOGIC:
The Study of Deductive Reasoning, adl kitabmn
6
1. BLM
7
nmedir. Bu nedenledir ki, mant doru dnme ku
rallarnn bilgisi diye tanmlamak yanl olmaz. phe
siz mant baka terimlerle de nitelemek mmkndr.
Nitekim eitli kaynaklarda, akl-yrtme bilimi, ka
ntlama veya kant tartma bilgisi, sonu ispatlama bi
limi g ibi tanmlara da raslamaktayz. nemli olan u
ya da bu tanm doru kabul edip benimsemekten ok.
manta konu olan dnme biimini akla kavutur
mak, mant ksal yaklamn zelliklerini belirtmektir.
mdi dnme st-rtk bir davrantr ve tm kii
li imize bal bir etkinliktir. Manta konu olan akl-yrt
me yannda alg lama, hayal kurma. tasarlama, hatrlama,
problem zme gibi ok kere mantksal hi bir kurala
bal grnmeyen dnme eitleri de vardr. Doru
luu ya da geerlii belli kurallara gre deerlendirile
meyen tm dnce biimleri mant n ilgi ve inceleme
alan d nda kalr. Bu gibi konular psikolojinin inceleme
alanna girer. Ne var ki, psikoloji ile mantk aras nda
konu ynnden kesin bir iblm olduu kolayca syle
nemez. nk psikoloji hi bir ayrm yapmakszn tm
zihinsel etkinlikleri, bu arada ma nta konu olan akl-y
rtmeyi de kapsamaktadr. Bu nedenle, mantk konusu
ynnden psikolojinin bir alt-blm saylabilir. ki disip
lin arasndaki temel fark konuda deil yaklamda bul
maktayz. Psikoloji ampirik bir bilim olarak gzlem veya
deney yoluyla saptad olgular betimleme ve aklama
amac gder. Bunlar iyi ya da kt, geerli ya da geer
siz diye bir deerlendirmeye tabi tutmaz. Psikoloji iin
doru ya da yanl dnme yoktur; dnme olgusu
vardr. Dnmenin deiik koullar altnda nasl olu
tuu, hangi koullar altnda etkinlik kazand inceleme
konusudur. Oysa mantk, dnmenin yalnz bir tr,
a kl-yrtme tr ile ilgilidir; akl-yrtmeyi, stelik, oir
olgu olarak ne betimleme, ne de aklama yoluna g ider;
8
sadece akl-yrtme biimlerini tantlama, bunlardan han
gilerinin geerli, hangilerinin geersiz olduunu kesinlikle
oyrdetmee yarayan lt veya kurallar saptamaya a
lr. Baka bir deyile, mantk iin dnme olgusal ni
teli kte bir gzlem konusu deil, nceden konmu birta
km lt veya kurallara uyup uymamas ynnden ele
tiri veya deerlendirme konusudur. lerde daha ayrntl
olarak belirteceimiz bu fark nemlidir: Kepler'den bu
ya na gezegenlerin yrngelerinin elips biiminde olduu
bilinmektedir. Ne Kepler ne de onu izleyen hi bir astro
nom bunun doru olmadn, gezegenlerin elips deil,
daha mkemmel bir ekil olan ember izmeleri gerek
tiini syleyemez. Sylerse ona artk bir bilim adam g
zyle baklmaz. Psi kolog da bir astronom g ibi davranr;
inceleme konusu olg uyu nesnel (objektif) yollardan ince
lerken herhangi bir deer yargs kullanmaz. Amac de
erlendirmek deil, anlamak ve aklamaktr. Mantrkc
ise verilen bir yarg veya akl-yrtmenin biimine ve bu
biimin geerlik kurallarna uyup uymadna bakar; ge
risi onu ilgilendirmez.
10
(4) Tm insanlar lmldr.
Sokrat bir insandr.
O halde, Sokrat lmldr.
Bu argman nerme (doru veya yanl olan cm
le) 'den kurulmutur. Bunlardan ilk ikisine ncl sonun
cusuna sonu denir. Sonu doruluu ne srlen ner
meyi, ncl ler de birlikte bu iddiaya dayanak veya kant
salayan nermeleri temsil etmektedir. 0 halde ise n
cllerle sonucu birbirine balamaktad r.
Her argman bir ispat amac gder, sonucun doru
olduunu ispat amac. Bu a macn gereklemesi iki te
mel koulun yerine getirilmesine baldr: (1 ) nc llerde
yer alan nermelerin doru olmas. (2) ncllerin sonucu
zorunlu klmas. Bu koullardan ilki mantknn grev
alan dndadr. Bir nermenin doruluk deerini saptama
mantknn deil, bilim adamnn iidir. Mantk ne her
hangi bir kiinin, ne de tm insanlar n gerekten lml
olup olmadn i rdeleme iini stlenmez; bu sorun han
gi bilim dalna giriyorsa orada ele alnr. kinci koula
gelince, bunun gerekleip gereklemediini irdelemek
mantknn grevidir. Bu koulun yerine gelmesi nclle
rin sonu iin yeterli olmas ile mmkndr. Mantk
birtakm lt veya kurallara bavurarak ncllerin so
nu iin yeterli olup olmadn, baka bir deyile ncl
leri doru kabul ettiimizde sonucu da doru kabul et
memizin zorunlu olup olmadn saptar. (1 ) deki rnei
mizde ncl sonu iin yeterli deildir. Ahmet'in politikac
olmas yalanc olmasn zorunlu klmamaktadr. el iki
ye dmeksizin birini kabul edip tekini inkr edebilirsiniz.
Oysa, (4) deki rneimizde sonu ncllerden mantksal
olarak karlabilir niteliktedir. Sokrat bir insansa ve in
sanlarn tm lml ise, Sokrat'n lmsz olmas ola
nakszdr. ilk i k i nermeyi doru kabul ettiimizde n-
11
c nermeyi (sonucu) de doru kabul etmemiz mantksal
bir zorunlu ktur. Hem tm insanlarn lml, Sokrat'n da
bir insan olduunu syleyelim, hem de Sokrat' n lmsz
olduunu ileri srelim, ite buna olanak yoktur. Byle
davranrsak dpedz elikiye d'm oluruz. Oysa man
tklar elikiden vebadan kaar gibi kaarlar. Biri or
ganizmann sal iin ne denli tehlikeli ise, tekisi de
zihin salmz iin o denli tehlikelidir. Tutarllk, mantk
sal dnmenin de tesinde, deyim yerinde ise, kafa ah
lknn bir gereidir.
12
etmektedir. l<inci cmlenin bu grevi nk keli mesiyle
iaretlenmitir. Ayn argman daha belirgin olarak yle
ifade edebi liriz :
(6) u tpteki sv mavi turnusol kdn
krmzya dntrmektedir, o halde, bu
sv asittir.
Burada 0 halde cmleyi ikiye blmekte, nce gelen
blmn ncl, sonra gelen blmn sonu olduunu gs
termektedir.
0 halde , nk, yle ise g ibi szler, iinde ge
ti kleri cmle veya cmle g ruplarnda bir akl-yrtmeyi
iaretlerler. 0 halde , yle ise ve demek ki gibi
szler sonucu; nk ise ncl veya nclleri sunmak
tadr.
Ak l-yrtmelerin (5) ve (6) 'da olduu gibi bileik bir
cmlede ifadesi ok kere yanl yorumlara yol atndan,
mantk retiminde biimi daha belirgin klmak iin n
cl ve sonu bir izgiyle ayrlr; ncl izginin stnde,
sonu altnda yer alr:
(7) u tpteki sv mavi turnusolu
krmzya dntrmektedir.
O halde, bu sv asittir.
Gnlk dilde kulaa pek ho gelmeyen veya aykr
kaan byle bir ifade, mant k ynnden istenilen aklk
ve kesinlii salayan dzgn biimi vermektedir. Man
tka dzgn biimi kullanmann yararn gstermesi bak
mndan u iki rnei ele alalm:
(8) Mevsim ksa, hava souktur.
(9) Mevsim k olduundan hava souktur.
13
lk bakta ayn eyi dile getirir grnen bu iki cm
le temelde ayrlmaktadr. rnek (B) 'deki cmle bir arg
man deildir; herhang i bir akl-yrtme ifade etmemekte,
sadece koulsal biimde bir nermedir. Bu cmleyi r
nek (7) 'deki biimde ifade etme olana yoktur. Oysa
rnek (9) 'daki cmle nerme biiminde bir argman'dr.
Mevsimin k olduu gerei havann souk olduu
iddiasn kan tlama amac gtmektedir. Nitekim bu cm
leyi, Hava souktur, nk mevsim ktn> diye evirdii
mizde argman daha belirg inlemekte ve aada grl
d g ibi rnek (7) 'deki kalba kolayca dklebilmekte
dir:
( 1 0) Mevsim ktr.
14
rakaml paralarn ayn sra iinde kma olasl 1 /1 000'
dir. Birden ona kadar rakaml paralarn ayn sra iinde
ckma olasl on milyarda 1 gibi inanlmas g bir de
receye der.
Ayn ekilde, hayatn gezegenimiz zerinde ortaya
kmas o kadar ok koulun bir araya gelmeslne bal
dr ki, bunun ans veya rastlant ile oluabi lecein i sy
lemeye hemen hemen olanak yoktur. Dnya, ekseni et
rafnda 1 000 mil hzla dnmektedir. Bu dn saatte 1 00
mil h zla olsayd, gndz ve gecelerimiz imdikinden 1 0
"at daha uzun olur, gndzleri gne tm bitkileri ka
vururken, geceleri geriye kalan her ey, souktan donup
kalrd. te yandan, hayat n kayna gnein yzeyindeki
scakln 5000 C'den daha yksek olduu gznnde tu
tulursa, bu cehennemi ate i n dnyadan bizi yeterince
stacak fakat yakmyacak bir uzaklkta olduu grlr.
Gneten imdiki nmnn ancak yarsn alsayd k, bir
anda donmaktan. iki kat kadar alsaydk bir anda kavrul
maktan kurtulamazdk.
Dnyann yrnge dzlemi ile ekvatr arasndaki 23
derecelik ac bize mevsimlerimizi vermektedir. Eer bu
ei klik olmasayd, okyanuslardan ykselen buharlar g
ney ve kuzeyde buz ktalar meydana getirirdi. Gene, ay
dnyamza imdiki uzaklkta dei l de 50.000 mil uzaklkta
olsayd okyanuslardaki gel-gitler ylesine byk olurdu
ki, tm ktalar gnde iki kere su alt nda kalr. erozyon
dalar bile silip gtrrd. Arzn kabuu, ok deil, 3 4-
15
ki, hayatn gezegenimiz zerinde ans veya rastlant so
nucu olutuuna milyarda 1 bile olanak yoktur.*
Bu uzun ca metin bir tek sonucu, Tanr'nn var ol
duu sonucunu, ispatlamaya almaktadr. Argman k
saca yle dile getirebi liriz :
Eer yce bir zek, Tanr. olmasayd. evren byle
mkemmel bir dzende olmayacakt .
Oysa evren mkemmel bir dzen iindedir.
16
nu da kabul etmek zorundaym. Bu zorunluk sadece ar
gmann mantksal ynden geerli olduunu gsterir;
yoksa sonucun doruluunun ispatn deil. Argmann
geerli olmas sonucun ispat iin gerekli fakat yeterli de
:ldir. ncllerin doru olmas gerei de vardr.
Grlyor ki, bir argmann geerlii ile argman
tekil eden nermelerin doruluk deeri arasnda bir
iliki yoktur. Geerlik bu nermelerin arg mandaki ili
kilerinin bir zelliidir. Eer sonucun ncllere olan ili
kisi, nclleri doru saydmzda sonucu da doru say
mamz zorunlu klc nitelikte ise, argman geerli de
mektir. Argmann geerli olmas ne ncllerin, ne de
sonucun doru olduunu gsterir; sadece argmann
geerli bir karm bicimine bal olduunu gsterir.
Doruluk ile geerlik arasndaki ilikiyi (ya da iliki
sizlii) daha fazla akla kavuturmak iin u nok
tay belirtmek yerinde olur :
a. Veri len bir argmann geerli ve ncllerinin do
ru olduunu biliyorsak, sonucun doru olduunu
kesinlikle syleyebiliriz.
b. Veri len bir argman geerli ve karlan sonu
yanlsa, ncl lerden h i deilse birinin yanl ol
duunu kesinli kle syleyebiliriz.
c. Verilen bir argmanda tm ncllerin doru, so
nucun ise yanl olduunu biliyorsak. argmann
geersiz olduunu kesinlikle syleyebiliriz.
Her halde de dayandmz temel ilke, doru n
cllerden yanl bir sonucun geerli olarak karlamaya
cadr. Bu, phesiz, yanl ncllerden doru veya yan
l bir sonucun geerli olarak karlamayaca anlamna
gelmez.
Ancak nermelerin doruluk deaerlni saptama man-
17
tkya d mediine gre, onun grevi argmanlarn ge
erli olup olmad n saptamakla snrl demektir. O bir
takm karm kurallarna bavurarak geerli argman
lar geersiz olanlardan ayrdetmee alr.
phesiz mantk tm argman lar tek tek testet
me yoluna gitmez. Buna ne olanak vardr, ne de gerek.
Geerlik biime bal bir zellik olduuna gre, somut
arg manlar yerine bunlara rnek tekil eden karm ka
lplar na bakmak yeter. Bu kalplar say ynnden snr
l, bicim ynnden ise geneldir. Hem bu noktay , hem de
mantksal geerliin ierie deil biime bal olduunu
gstermek iin (4) 'teki argman salt biim olarak vere
lim:
(1 1 ) Tm A'lar B'dir.
X bir A'dr.
18
(12) Tm filler kanatldr
Fino bir fildir
O halde, y, B deildir.
geerli deildir.*
Mantk bize, hangi karm kalplarnn geerli, han
gilerinin geersiz olduunu etkin ve kesinlikle ayrdet
memiz iin, karm kurallar denilen birtakm ltler
19
salar ve bu kurallarn uygulama tekniklerini retir. i
te bu nedenledir ki. daha nce, doru dnme kuralla
r nn bi lgisi diye ta nmladmz mant, geerl i ka
rm biim veya kalplarnn bilimi diye nitelememiz bel
ki daha doru olur.
20
Buna kar lk, (15) 'teki rneimizi aadaki gibi de
itirdiimizde,
(16) Bertrand Russell ateistti. Tm ateistler
komnisttir. yle ise Bertrand Russell
komnistti .
dedktif trden geerli bir argman elde etmekteyiz. Ger
ekten bu rnekte nclleri doru, sonucu yanl saymak
elikiye dmek olur. Bir eyin A gibi bir zellii varsa,
A zellii olan her eyin ayn zamanda B gibi bir zell ii
varsa, o eyin B zellii olmas kanlmazdr. Fakat bir
ey baka birtakm eylerle belli bir . zel lii paylayor
sa, bundan o eyin dier eylere ait baka bir zellii
de paylat sonucu kmaz.
Demek oluyor ki, bir argmann dedktif olmas onun
mutlaka geerli olduu anlamna gelmez. Ayn ekilde
bir argmann geerli olmas onun sonucunu ispatlad
demek de deildir. Sonucun doru olarak ispatlanmas
hem argmann geerli blmasn hem de ncllerin do
ru olmasn gerektirir. Nitekim rnek ( 1 6) 'daki argman
geerli olmasna ramen sonucunu ispatlayamamtr;
zira ncllerden biri ( Tm ateistler komnisttir) yan
l tr.
21
tir. Bu demektir ki, geerli argmanlar dedktif karm
lar n bir alt-grubunu tekil ederler.
Ne var ki, ak l-yrtmelerimizin tm dedktif tr
cen deildir ve bunlarn mantk ve matematik gibi ispa
ta ynelik alanlar dndaki etkinlii grmezlikten geline
mez. u rnekleri inceleyelim :
1 . Yerler slak, o halde yamu r yam olmal.
2. Ali ok imanlayacak, nk durmadan yi
yor.
3. imdiye kadar grdm kuularn hepsi be
yazd, yle ise tm kuular beyazdr.
4. Mars da dnya gibi atmosferi olan bir geze
gen, yle ise orada da hayat vardr.
Bunlarn hepsi dedktif olmayan trden ak l-yrt
meler. Birincisinde bir gzlemimiz (yerlerin slakl) bizi
gzlem konusu olmayan baka bir olguya gtrmekte.
Yamurun yam olduunu dnmekle yerlerin slakl
n aklam oluyoruz. Ne var ki, bu aklama zorunlu
deildir; yerler baka trl de slatlm olabilir. O halde
rerlerin slakl, yamurun yam olmasn dnmemiz
iin bir neden, hem de ok kere doru bir neden olmakla
beraber, yeter bir neden deildir. Baka bir deyile yer
lerin slak olmas yamurun yam olduuna yksek bir
olaslk salamakta fakat onu zorunlu klmamaktadr. Ni
tekim dzgn argman biiminde sz konusu akl-yrt
menin geerli olmad grlmektedir :
(17) Yerler slanm
22
luk yoktur. Argmann geerli olmas iin, genelleme ni
teliinde yle bir ncle daha dayanmamz gerekir: Yer
ler slaksa, yamur yam olmal. Ancak bu cmlenin n
cle eklenmesi ile argman nitel iini d.eitirmekte, de
dktif bir kimlik kazanmaktadr.
kinci rnek biri ncisinden pek fa rkl deildir. u ka
dar ki, burada ak l-yrtmemiz bir gzlemimizi, gzlem
d kalm bir olguya giderek aklamaya deil, bir gz
leme dayanarak henz olmam bir olguyu beklemeye
ynelik. Gemi yaant veya gzlemlerimizden ok ye
mekle imanlama aras nda bir i l ikinin va r olduunu
biliyoruz. iman bir kimse bize iyi beslenmi olduu
nu dndrebilecei gibi, ok yiyen bir kimsenin i
manlayacan da dnebiliriz. Ancak bu iliki gene
olaslktan te bir kesinlik salamamaktadr. Ali'nin cok
yemesine bakarak onun imanlayaca n bekleyebiliriz.
Fakat cok yeme, imanlama iin yeter bir neden olma
dndan, beklediimiz sonuc zorunlu deil, iki olgu ara
sndaki ilikinin kuvvet derecesine gre olasdr. Arg
man burada da geerli deildir :
(18) Ali durmadan yiyor
23
sonu karlr. Bu sonu ack ya da st rtk ncllerde
vardr: nclleri ierik ynnden ne amakta ne de on
lara yeni bir ey katmaktadr. Dolaysyla dedksiyona
bilgilerimizi artrc dei l, fakat bilgi veya hipotezlerimizi
tahlil edici bir metod gzyle bakabiliriz. Sokrat bir in
san ve tm insanlar da lml ise, Sokrat' n lml ol
duu bu iki iddiann ilikisinde var demektir. Dedksiyo
nun grevi cok kere st rtk olan bu sonucu sadece
aa karmaktan ibarettir.
Oysa endksiyona bir karm metodu deil bir va
rm metodu demek bel ki daha doru olur. Varlan sonuc
ister tmel ister tikel trden bir nerme olsun ncl, ya
da ncllerle, snrl kalmamakta onlar aan, onlarn d
nda bi r olgu veya bilgiye bizi gtren bir nitelik tamak
tadr. imdiye kadar grdm kuular tm kuularn
ancak bir blmn, belki de ok kk bir blmn
tekil eder. Onlarda gzlediimiz bir zellii tm kuulara
genellediimizde, ncllerin snrn amakta, mantkca
hakl olmayan yeni bir iddiaya gitmekteyiz. rneimizi
dzgn argman bicimine koyduumuzda bu zellik daha
belirginlemektedir.
Gzledii m birinci kuu beyazd.
ikinci
J) nc J) )) ncller
}) drdnc ))
24
sa ncller birlikte a ncak bu evrenin bir parasndan
szetmektedir. Bu para evreni temsil ettii lde, ba
ka bir deyile iyi bir rneklem olduu lde, sonucun
aoruluk olasl artar, fakat bu doruluk hi bir zaman
kesinlik kazanmaz. ncllerdeki gzlem saymz ne denli
artrrsak artralm, sonutaki iddiaya yetecek kant sa
lamak olanakszdr. nk mevcut kuularn tmn
gzleme g l bir yana, gemiteki ve gelecekteki
kuularn hepsini gzleme olanakszl ndan kurtulama
yz. ister istemez gzlemlerimiz bir rneklem snr iinde
kalacak, evrenin tmn kapsama olana bulamayacak
tr. Bu nedenle, ncllerin tm doru olsa bile, sonucun
doru olduu kesin olarak sylenemez.
Dedktif bir karm ya geerli, ya da geersizdir; ge
cerliin derecesi yqktur. Oysa endktif argmanda man
t:ksal geerlik sz konusu deildir; ncllerle sonu ara
sndaki il iki zayf veya kuvvetli olabi lir; ncllerin doru
luu sonucu n doruluunu gvence altna almamakla
beraber ona deien derecelerde olaslk verir. yi bir en
dktif argman, nclleri tekil eden rneklerin tm ev
reni temsil edecek yeterlikte olmasn gerektirir. . Bunu
salad mz lde endksiyon, mantksal geerlikten
yoksun olsa da, bilimsel ynden gvenilir bir metod ola
rak kabul edilebilir.
25
unu da biliyoruz; iki nesne arasndaki benzerlie baka
rak B'nin de y zelliini tadn 9nmemiz bu tr
akl-yrtmelerin esasn tekil eder. Bunu somut bir r
nekle gsterelim :
Elcin ile Yalcn eitli ynlerden birbirine benzemek
te: ikisi de solak ve resi m yapmaya dkn. Elcin'in bir
zelliini daha biliyoruz: renkler iinde en cok k rmzy
sevmekte. O halde, Yalcn da krmzy sever diye d
nebiliriz.
Grlyor ki, analojiye dayanan akl-yrtmelerde,
baz ynlerden benzerlik gsteren nesnelerin baka yn
lerden de benzer olaca g ibi bir varsaym g izlidir.
Yukardaki rneimizi dzgn argman biiminde
yle ifade edebiliriz :
Elcin'de gzlediimiz a. b, c zelliklerini
Yaln'da da bulmaktayz.
Elcin'de d zelliini de gzlemekteyiz.
26
tedir. Sonu nclleri aan bir nitelik tamaktadr. Gene
endktif argmanlarda olduu gibi, ncllerdeki kantla
rn miktar ve cinsine gre, sonucun doruluk olasl en
yksekten en de kadar deiik deerlerde olabilir.
Bu nedenledir ki, analojiye dayanan argmanlara cok ke
re endksiyonun bir tr gzyle baklmtr. Ne var ki,
birtakm ortak zelliklere dayanlara k bir baka zelliin
de ortak olaca sonucuna g itmek, temelde endktif nite
likte bir akl-yrtme olsa bile baz ynlerden farkl oldu
u sz gtrmez. Tipik endktit a rgmanda ncller tek
tek toplanan baz gzlemleri, sonu ise anca k bir rnek
lem tekil eden bu gzlemlere dayal bir genellemeyi dile
getirir. O halde. endktif akl-yrtmenin temel zellii,
baz nesneler icin doru olan bir zellii o nesneleri kap
sayan tm bir snf iin doru saymaktr. Oysa, ana lojiye
daya nan argman'da ne ncller bir rneklem nitelii
tamakta, ne de sonu bir genelleme ifade etmektedir.
Tam tersine, tikel bir nerme olan sonucun. ortak zel
liklerle bir baka zelliin arasndaki ilikiyi dile getiren
bir genellemeye dayand sylenebi lir. Nitekim, Bu el
ma da bundan nceki g ibi tatl olmal; nk ikisi de iri ve
krmzdr. gibi analojiye dayanan bir a kl-yrtmede,
ri ve krmz elmalar tatldr. genellemesi st-rtk
olarak vardr.
28
iddiay doru saymann ne tr koullara bal olduunu
gsterir. Bilimlerde olduu gibi gnlk dnmede de an
cak yeterince belgelenmi, ya da belgelenme olana va
adeden dncelere g venle baklabilir. Bir dnce ve
ya teori ne denli parlak ve akla yakn gr nrse grn
sn olgu larn snavndan gemedike doru saylmaz.
Mantkl dediimiz kii her eyden nce u iki geree
smsk baldr:
( 1 ) Tutarl olmak; baka bir deyile birbi
riyle el ien veya badamayan d
nce. inan veya iddialara zihninde
yer vermemek.
(2) Yeterince ve g venilir yoldan belge
lenmemi hi bir iddia veya teoriyi
doru kabul etmemek, ayn ekilde
yeterince belgelenmi iddia veya te
.
oriler karsnda u ya da bu nedenle
aya k dirememek.
Tutarllk ve olgusal kantlara sayg mantkl olma
nn bata gelen iki kouludur. Mantk bu gerekleri ak
lkla ortaya koymakla kiisel ve sosyal saysz sorunlar n
zmne olanak salayabilir.
29
Mant matematiin bir paras sayanlar olduu gibi,
matematiin manta indirgenebileceini savunanlar da
vardr. O halde entellektel disiplinler arasnda mantn
yeri nedir?
Hemen sylemeli ki, mantk rasyonel ya da mistik.
h er trl dnme biimleri arasnda en soyut ve genel
nitelikte olandr. Mantn genel ilkeleri evrensel geer
Jiktedir; hi bir konu veya olgu trnn koullarna ba
l deildir. Dnme alanmz ne olursa olsun belli bir
mant varsaymak zorunluundan kurtulunamaz. Daha
dorusu mantktan ba msz ne bilim, ne felsefe ne de
matematik dnlebilir. Oysa mantk icin herhangi bir
disiplini varsaymak, ona dayanmak zorunluu yoktur.
Mantk kel imenin tam anlamyla asal ve bamsz bir di
siplindir.
Ne var ki, mantn bu kimlii 1 9'uncu yzyln ikinci
yarsnda balayan gelimelerle belirginlik kazanr. Daha
nce (hatta gnmzde bile yer yer) bi lgi teorisi, met
fizi k ve ahlk gibi felsefenin bir kolu olarak grlm
tr. Hatta yzy lmzn ilk yarsnda felsefeyi metafizikten
arndrmak isteyen Russell ve Carnap gibi fi lozoflarda
7aman zaman felsefe ile mant zde grme, felsefeyi
mantksal bir tahlil metodu sayma eilimi gze arpar.
te yandan 1 9'uncu yzy lda Frege ve Peano gibi mate
matikiler ve yzylmzn balarnda Russell ve White
head gibi matematiki-filo zoflar elinde mantk matematik
sel bir nitelik kazanr, yle ki, birinin nerede bittii dieri
nin nerede balad kesinlikle belirlenemez olur artk.
Gerekte, mantk, hem konusu hem de metodu y
nnden matematikle zde olmasa bile ok yakn bir ben
zerli k iindedir. Her iki disiplin de olgusal ierikten yok
.sun birtakm soyut ve genel kavramlarla urar. kisi
30
de doruluu a priori bilinen nerme ve ilkelere dayanr.
kisinde de dnme dedktif karm biimindedir. ki
sinde de son yarg kat gzlem ve deneye dayal olgu
lar deil tutarlktr. Bu nedenlerle mant k ve matematii
bir yandan felsefe te yandan ampirik bilimler dnda
dormel disiplinler bal altnda ayr bir kategoride top
lamak yoluna gidilebilir. Aadaki snflama bu gr
yanstmaktadr:
A Felsefe
( 1 ) Metafizik
(2) Bilgi Teorisi (epistemoloji)
(3) Ahlak ve Estetik
B Formel Disiplinler
(1 ) Mant k
(2) Matematik
C Ampirik Bilimler
(1 ) Fizik Bilimler (Fizik, Kimya, Astronomi.
vb.)
(2) Hayat Bilimleri (Zooloji, Botan i k, Gene
tik, vb.)
(3) Davran Bilimleri (Psikoloji, Sosyolot.
Antropoloji, Ekonomi, vb.)
Formel disiplinler olgusal ierikten yoksun olmakla
ampirik bilimlerden. zorunlu karm veya dedktif ispata
dayanmakla felsefeden ayrlr. Onlar ne felsefede oldu
u gibi speklatif yoldan bir dnya gr oluturma, ne
de bilimlerde olduu gibi gzlem ve gzlemlere ilikin
teorilere bavurarak olgusal dnyay anlama ve aklama
amac gder. Onlar uygulama ve olgularca dorulanma
kaygs gtmeksizin yalnz soyut dzeyde tutarl ve zo
runlu olan birtakm bicimsel kavram ve sistemler gelitir-
31
mekle yetinirler. Bu kavram veya sistemlerin baz alan
larda uygulama olana bulmas kimisi iin bir mutlu ras
lant, kimisi iin bir mucize, kimisi iin ise doadan ne
kadar uzaklam grnrse grnsn insan zeksnn
tm etkinliklerinde doann bir paras olarak kald ve
btnln koruduu anlamna gelir.
32
il. BLM
NERMELER
33
(2) Snftaki renciler 4 eit gruba
ayrlabilir.
34
sralamas dilek kipinden bir elimle,
cAradm kitap masann stnde duruyor.
sralamas bildiri trnden bir cmle oluturmaktadr.
Bunlardan yalnz sonuncu tr nerme nitelii tamakta
dr. O halde, cmle ile nerme ayn ey deildir. Cmle
bir di lbilgisi, nerme ise bir mant k terimidir. Bir ner
me ancak belli trden bir cmle aracl ile dile getirilir;
fakat ikisi arasnda bire-bir karlam yoktur. Ayn ner
meyi deii k cmlelerle (hatta deiik dillere ait cmle
lerle) dile getirmek olana yannda bazen bir cmlenin
birden fazla nerme dile getirdii de gr lebilir. rnein,
35
rildikleri cmlelerin anlam ile bir tutmak, anlam ile do
ruluk deerini birbirine kartrma k olur. Oysa bundan
sonra greceimiz gibi bu iki kavram apayr eylerdir.
Bu aklamalarn nda bir mantk kavram olan ner
meyi, bild iri kipi nde bir cmle ile dile gelen, doru ya da
ya nl bir iddia veya yarg diye tanmlayabiliriz. ner
meler arasndaki ilikileri konu alan mantk, doru ya da
yanl bir iddia ortaya koymayan soru, emir, dilek kip
lerindeki cmlelerle veya bunlar arasndaki ilikilerle il
g i lenmez.
Mantksal ilikiler yalnz nerme trnden cmleler
arasnda gerekleir, nk, yalnz bu tr cmleler doru
ya da yanl birer yarg ifade ederler. rnein,
Dnya gne sisteminde bir gezegendir.
cmlesi doru bir nermeyi; buna karlk,
Ay da gne gibi bir k kaynadr.
cmlesi yanl bir nermeyi dile getirmektedir.
Verilen bir nermenin doruluk deerini (doru mu,
yanl m olduunu) bilemeyebiliriz: ancak her nerme
ya dorudur, ya da yanl. Mantkta ncl olarak kulla
nlan nermeler ister do ru. ister yanl olsun, doru sa
ylarak ilem grr. P gibi bir nerme O gibi bir nermeyi
ieriyorsa, P'yi doru saydmzda Q'yi de doru sayma
mz gerekir. P gerekten doru mu, yoksa yanl m?
sorusuna mantk deil, P'nin ait olduu bilim kolu cevap
arar. rnein,
H idroklorik asitte inko erir.
nermesinin doruluk deerini kimya bilimi,
Bolukta cisimler sabit bir ivmeyle derler.
36
nermesinin doruluk deerini fizik bilimi.
2 x 15 = 30
nermesinin doruluk deerini aritmetik saptar. Oysa
mantk,
2 x = 30
nermesi doru ise,
x = 15
nermesinin de doru olmas gerektii gibi ilikileri sap
tamakla yetinir.
37
rusu kulland cmle) anlamsz deil, olsa olsa o cm
lenin dile getirdii iddia yanltr.
Bir cmlenin anlaml veya anlamsz olmas a it olduu
dilin kurallarna gre kurulup kurulmamasna baldr. Di
n n kurallarna uygu'n kurulmu cmleler o dili bilenler iin
a nlaml, kurallara uygun kurulmam cmleler anlamsz
dr. Kurallar deyince sadece sentaks kurallarndan bahset
m iyoruz. nk sentaks ynnden, Dnya yuvarlaktr ,
cmlesi ile Ak yuvarlaktr, cmlesi arasnda bir fark
yoktur. Oysa birincisinin anlam zerinde bir teredddmz
ol mad halde, i kincisi bir oumuz iin ya dpedz an
lamsz, ya da sadece mecazi bir anlam tar. Anlamla
doruluk deerini yeterince ayrmak g olmakla beraber
bir noktaya daha deinebil iriz. Anlamsz bir cmleyle do
ru bir nermeyi dile getirmek yle dursun, herhangi bir
nermeyi bile dile getirmek olanakszdr. Bu demektir ki,
anlamllk doruluk deerinin bir gerei, bir n koulu
dur. Ak yuvarlaktr , cmlesinin bir iddia dile getirdi
ini varsaysak bile, iddia nn doru mu, yoksa yanl m
olduunu ortaya karmak iin, her eyden nce cmle
nin ne anl a ma geldiini saptamaya ihtiya vardr. Ba
ka bir deyile anlam sorunu, doruluk deeri sorunundan
nce gelir.
nermelerin doru ya da yanl olduunu saptama
manta den bir i olmamakla beraber, bir nermenin
doru ya da yanl olmas ne demektir? sorusu cevaplan
drlmak gerekir. Ate scaktr nermesini doru, Kar
siyahtr nermesini yanl sayarz. Birincisini doru, te
kisini ya nl saydra n ey nedir?
38
:i bir zellik tad, veya byle bir zellikten yoksun ol
duu iddias. Ate scaktr nermesi, ate denilen
nesnenin scak olduunu ileri srmektedir. Ate gerek
ten scaksa (ki bunu atee dokunarak dorudan a lgla
yabiliriz) . Ate scaktr nermesi doru, scak degilse
nerme yanl demektir. yle ise bir nermenin doru
luk deeri iddia konusu eyin var olup olmamasna ba
ldr. Nitekim gzlemlerimiz karn siyah deil, tersine be
yaz olduunu gsterir. Kar siyah olmad halde, Kar si
yahtr dersek yanl bir iddiada bulunmu oluruz. Ba
ka bir deyile iddiamzla, iddiamza konu olan nesnel dn
ya birbirini tuttuunda iddiamz doru, tutmadnda id
diamz yanl demektir. Bu ekilde, nermelerle nesnel _
39
er, nk iledii hata olgusal deil dpedz mantksal -
niteliktedir.
Doruluk deeri mantksal olan nermelerin doru
iseler doruluklar, yanl iseler yanllklar zorunludur.
Bu nedenle doru iseler doruluklarn elikiyi gze al
makszn inkr etmek olanakszdr.
Mantk dilinde olgusal ierikli nermelere sentetik,
olgusal ierikten yoksun nermelere analitik denir.
Sentetik nermelerin doruluk deerini aposteriori (ya
ant sonras veya gzleme bal), a nalitik nermelerin
doruluk deerini apriori {yaant ncesi veya gzleme
bal olmakszn) belirleyebiliriz. Daha ack bir deyile,
sentetik bir nermeni n doru ya da yanl olduu ancak
gzlem veya deneye bavurularak, analitik bir nerme
nin doruluu ise, gzlem ve deneye g itmeksizin belirle
nebilir. ki tr nermenin biimleri arasndaki temel far
ka bakmak bize bu ay rmn nedenini aklamaya yeter.
Son zmlemede btn sentetik nermeleri u te
mel biime indirgeyebiliriz: a, B'dir. Bu ifadede genellik
le a bir nesneyi, B de a 'y niteleyen bir zellii simge
ler. B yle bir zellik ki, a, B'din diyebileceimiz gi
bi a, B dei ldir de diyebiliriz. Baka bir deyile B'ye
a'nn tanmlayc bir zellii deil, deyi yerinde ise, e
reti bir zellii diyebiliriz.
Analitik nermelere gelince, bunlarn ald biimi
a, a'dr.
diye gsterebiliriz. Bu ifadede zne ile yklem zde
tir. Yklem zneyi ne nitelemekte, ne de ona yeni bir ey
katmakta, sadece yinelemektedir. Kara kedi ler karadr,
nermesi de analitik bir nerme olarak a b, a 'dr, de
mekten ileri gememektedir. Geri. bu rnekte zne ile
yklem tam zde deildir; fakat gene de yklem zde-
40
in bir paras olarak onu yinelemekle kalmaktadr. y
le ki, a b, a deildir, demek a, a deildir, demek
ten farkszdr; ikisine de elikiye dlmeksizin olanak
yoktur.
41
Ali kardeinden ksadr.
Ahmet Aye'den dolay Veli'yi kskanmaktadr.
2 + 5, 7'ye eittir.
g ibi nermeler (nk bu tr nermelerde zne belli ol
makla beraber y klem yoktur) il ikisel nermelerdir.
Eittir, . . . den ksadr, . . . dolay kskanmaktadr
biimindeki ifadeler zne-yklem arasnda bir iliki deil,
iki ya da daha fazla zne arasnda bi r iliki kurmaktadr.
Gerekten Ali kardeinden ksadr, cmlesinde Ali
de kardei de birer znedir; cmlede ksa yklem te
rimi gibi grnyorsa da aslnda yklem terimi yoktur.
likisel nerme den ilen bu tr nermelerin man
tksal zelliklerini ve bunlar aras nda ki ilikilere dayanan
akl-yrtmeleri ilerde ayr ntlar ile greceiz. imdi sa
dece bir noktaya deinmekle yetineceiz; bir iliki iin
en az iki terime ihtiya vardr ve iki terimli bir ilikiyi bi
cim ynnden yle bir kal pla gsterebiliriz: a R b. Bu
ifadede a terimi bir zneyi, b terimi baka bir zneyi
R ise ikisi arasndaki ilikiyi simgelemektedir.
nermeleri bir de basit - bileik diye ayrabiliriz.
rnein,
(1 ) Gk mavidir.
nermesi basit
(2) Gk mavi ise, gne scaktr.
nermesi bileik bir nermedir. Bileik nermeler, iki ya
da daha fazla nermelere zmlenebilen nermelerdir.
Nitekim (2) zmlendiinde Gk mavidir, ve Gne
scaktr, gibi iki ayr basit nerme ortaya kmaktadr.
Oysa basit bir nermenin (kendinden baka) hi bir b
lm bir nerme deildir. .
Bileik nermeler, cve, cveya , ise, deil gibi
42
eklemlerin aracl ile basit nermelerden kurulur. Basit
nermeler ounluk ya zne-yklem trnden, ya da ili
kisel nerme trnden nermelerdlr.
Bileik nermelerin kuruluu, doruluk deerlerinin
belirlenmesi ynnden trler! ve bunlara dayal akl-y
rtme biimleri zerinde ayrntl bilgi kitabmzn ner
meler mant ksmnda verilecektir. Fakat buna geme
den kategorik nermeleri esas alan klasik karmlar in
celiyeceiz.
43
kmesi olduu biiminde yorumlanabilir. Bu takdirde z
ne-yklem ilikisi bir alt-snf-snf il ikisi olarak belirir.
Son rneimiz, Paris Fransa'nn ba,kentidir, nermesi
bir zdelik ilikisine dayanmaktadr. Gerekten bu tr
rermelerde zne ile yklem terimleri ayn eyi simgele
mekted ir. . Paris neyi adlandryorsa, Fransa'nn ba
kenti de onu adlandrmaktadr. stee gre birini teki
nin yerine kullanabilirim. zdelik ilikisi zellikle tanm
ilemi gren nermelerde kendini gsterir. rnein,
gen, doru kenar olan, kapal dzlem bir ekildir,
tanmnda, gen ile C doru kenar olan, kapal dz
lem bi r ekil ayn eyi simgeleyen iki ayr terim olarak
belirlenmektedir. Biri yerine daima tekisini kullanabili
riz: u kadar ki, cgen tek ve ksa bir kelime olarak
kullanm daha kolay ve elverili olduundan tercih edi
lir.
zne-yklem ilikisine dayanan kategorik nerme
lerin bu fa rkl yorumlarn nda ele alnmas farkna
varlmadan dlen baz hata lar nlemesi bakmndan
nemlidir.
Mantk, ilemleri basitletirmek amacyla eitli bi
imlerde dile getirilen kategorik nermeleri nicelik ve
n itelik ltlerine vurarak snflamak yoluna gider.
Nicelik ynnden, tmel, tikel ve tekil olmak zere
l bir ayrm, nitelik ynnden evetleyici ve deilleyici
olmak zere i kili bir ayrm yaplr. Tmel. tikel ve tekil
nermeler eveteyici ve deilleyici olabileceklerine gre,
tm kategorik nermeleri alt bekte toplayabiliriz de
mektir. Aadaki tablo i ki lte gre yaplan snfla
may rnekleriyle gstermektedir.
44
-- .- ---
= 1
elik
ct
-
, [);tl};l
- - - --
- --
--
-
Nice Evetleylcl
S a P
47
P olmayan S yoktur demekte, S olmayan P'n i n var
veya yok olduundan sz etmemektedir.
(2) S e P: Hi bir S, P deildir.
Burada iki terim de datlmtr. rnein, Hi bir
yarg sulu deildir, nermesinde hem yarglarn, hem
de sulular n tm sz konusudur. Yarglarn tm, su
lularn tmnden ayrlmtr. Bu ayrlk Venn diyqgromlo
rndo yle gsterilir:
Se P
belirir:
s i p
Grld gibi, Baz politikaclar yalancdr, der
ken yalnz yalanc olan politikaclardan ve yal nz politi
kac olan yalanc lardan sz ediyoruz. Yalanc olan poli
tikaclarn politikac snfn t kettii sylenmedii gibi,
politikac olan yalanc larn da yalanc snfn tkettii id
dia konusu deildir.
(4) S o P : Baz S'ler P deildir.
Burada S terimi datlmam, P terim i datlm
tr. rnein. Baz kitaplar roman deildir, dendiinde
k itaplarn tmnden deil, bir blmnden, oysa roman
lar n tmnden sz edilmektedir. nk roman olmayan
kitaplar romanlarn bir blmnden deil, tmnden ay
rktr. Venn diyagram bu ilikiyi acka ortaya koymak
tadr:
s p
s o p
49
Gerekten X iareti S snfnn yalnz bir kesi
minde yer alrken, P snfnn bir kesiminin deil, tm
nn d nda kalmtr.
Terimlerin datm konusunda sylediklerimizi aa
daki ta blo topluca zetlemektedir.
1 Dtlm
--- - -- - --
atlmam
1 Czne) 1
Te er
5 ve
S a P S e P
----
S i P veo S P
50
r. ele alalm. Bylece konuma evrenimizi bu iki snf ve
bu iki snf n ilikilerinden meydana gelen baz alt-snflar
oluturacaktr. Aadaki diyagram konuma evrenin
gstermektedir.
1
1
l.
l
L_.--
l< o n u m a Ev re n i
51
yer alr. Diyagram bu ekli ile sz geen alt-snflarn ne
bo ne de dolu olduunu gstermekte, sadece bo ya da
dolu iddias iir olanak salamaktadr. Verilen nerme
her retmenin yazar olduunu sylyorsa 2 nolu kesim
bo demektir, bu o kesim tarana rak belirtilir. Tersine baz
retmen lerin yazar olmad (ya da yazar olmayan
retmenlerin var olduu) ileri srlyorsa, 2 nolu kesim
iaretiyle iaretleni r.
Ayrca diyagramn eitli kesimlerini simgeleyen SP,
SP, SP ve SP ifadeleri kullanlarak 4 standa rt-form kate
gorik nerme kalplarn (yani Sa P, SeP, SiP, SoP)
cebirsel denklem biiminde yazabiliriz:
SaP: SP = O - (SP kesimi botur.)
SeP: SP = O - (SP kesimi botur.)
SiP : SP =F O - (SP kesimi bo deildir.)
SoP: SP =F O - (SP kesimi bo deildir.)
nerme kalplannn cebirsel ifadeleri nermeler ara
sndaki ilikileri daha beli rgin kldktan baka, nermele
rin yorumlarn da kolaylatrmaktadr. Bu denklemlere
bakarak,
Tm S'ler P'dir
nerme kalbn
P olmayan S yoktur
ya da
Bir ey P deilse, S de deildir
diye yorumlayabiliriz. Ayn ekilde
Hi bir S' P deildir
.nerme kalbn
52
P olan S yoktur
ya da
Bir ey S ise P deildir
diye yorumlayabiliriz.
te yandan,
Baz S'ler P'dir
nerme kalbn
P olan S vardr
ya da
Hi deilse bir ey hem S hem de P'dir
diye yorumlarz. Ayn ekilde,
Baz S'ler P deildir
nerme kalbn
P olmayan S vardr
ya da
Hi deilse bir S, P deildir
diye yorumlarz.
Bu yorumlar, tmel nermelerin temelde hipotetik
veya koulsal, tikel nermelerin varlksal niteli kte oldu
unu gstermektedir.
53
111. BL M
54
p o
(1) D ?
(2) y ?
(1 ) D v
(2) y D
56
Buna gre P doru ise, O yanl: P yanl ise O do(i
rudur.
S a P
S P= o '
'
,- SP = O
' /
,
' /
' /
el i?ik
/ '
/ '\.
'
s i P / ' s oP
/ '
S P #- 0 s P ;f O
'M o d e r n K a r t l k K a r e si
Yukardaki kare, kategorik tmel nermeler (SaP ve
SeP) 'in modern veya hipotetik yorumunu yanstmaktadr.
Geleneksel (Arist) mantnda bu nermeler Varlksal
olarak yorumlanr. Bu, ksaca u demektir: Tm S'ler
P'dir, derken hem P olmayan S'nin yok olduunu (ya
da bir ey S ise ayn zamanda P'dir) hem de en az bir
eyin S olduunu (yani S snfnn bo olmadn) sy
lemi oluyoruz. Ksacas, geleneksel mantkta tmel ner
meler bir deil. iki iddia tamaktadr. Bunlardan biri iki
57
snfn ilikisini, ikincisi zne terimi S'nin simgeledii s
nfn bo oJmadn belirlemektedir. Varl ksal dedii
miz bu yorum altnda, drt temel nerme aras nda eli
iklik i likisi ile birlikte be iliki ortaya kmaktadr. Aa
daki ekil bu ilikileri gstermektedir:
s ;; p SeP
SP = O
/
SP : O /
"" le= / el ,f.
cJ I ' 1 111 / 111 . 1
.... 1 E
El 1
..... ' /
_. 1
l e l iik :;: 1
L-
..:
.n-
I
1
-, 1 -
_ 13 / 3 1 -
--' 1
1
1 RI /
"' 'V ;t
So P
'il /
Si p /
A l t K a r t l <l r
*
G e l e n e k se l Ka r t l k Karesi
Buna gre
(1 ) SaP ile SoP, SeP ile SIP a rasndaki ilikiler,
58
daha nce de sylediimiz gibi eliiklik,
(2) SaP ile SeP arasndaki iliki, cst kartlk,
(3) SiP ile SoP arasndaki iliki, alt-kartl k,
(4) SaP ile SiP arasndaki iliki bir ynden st ier-
me, br ynden
(5) Alt-ierme,
adlarn almaktadr. st-kart olan iki tmel nerme bir
lkte doru olamaz, fakat birlikte yanl olabilirler. Biri
cioru ise, br yanltr. Fakat biri yan l ise brnn
doru olmas gerekmez. Buna karlk, alt-kart olan ti
kel nermeler birli kte yanl olamaz, fakat birl ikte do
ru olabil irler. Yani, biri yanlsa br dorudur; fakat bi
rinin doru olduunu biliyorsak brnn yanl oldu
unu syleyemeyiz. st ierme ilikisinde SaP doru
ise SiP (ayn ekilde SeP doru ise SoP) 'in yanl ol
mas olanakszdr; ama tersi sylenemez: SiP doru ise
SaP yanl olabilir. Alt-ierme ilikisi nde ise. SiP yan
l ise SaP doru ola maz.
Unutmamak gerekir ki, bu ilikiler ayn zne ve yk
lem terimlerine dayal drt temel kategorik nerme ara
snda sz konusudur. zne veya yklem terimleri deiik
nermeler arasndaki ilikilere sras geldiinde deine
ceiz.
59
dir. Byle olunca eliiklik il ikisi dnda dier ilikilere
olanak kalmamakta; SaP ve SeP st-kart, SiP ve SoP
alt-kart olmakta n kmakta; tmel nermeler ayn n ite
likteki ti kelleri ierme gcn yitirmektedir. Gerekten
S snfn varlksal saymadmzda tmel nermelerin
yanl olma olana ortadan kalkar. Tm S'ler P'dir,
nermesinin yanl olmas iin P olmayan bir S'nin ol
mas gerekir; oysa S d iye bir ey yoksa, P olmayan
bir S'nin varl olanakszdr. Byle olunca Tm S'ler
P'dir, nermesini doru saymak gerekir. Ayn ey, Hi
bir S, P deildir, iin de geerlidir. Bu nermenin yan
l olmas iin P olan bir S'nin bulunmas gerekir. Oysa
S snf varlksal deilse byle bir eyin bulunmas ola
nakszdr. O halde SaP g ibi SeP'i de doru saymak
gerekir. ki nerme birlikte doru olduuna gre arala
rnda st-kartlk ilikisi ortadan kalkar. ve eliikleri
olan SiP ve SoP da birlikte yanl olabileceklerine gre
alt-kartlk il ikisi de yok olur. Bu yorumda SaP'in do
ru olmas , SiP'in doru olmas n gerektirmedii gibi, SiP'in
yanl olmas da SaP'in yanl olmasn zorunlu klma
maktadr. Tm S'ler P'dir, nermesi nin doru olmas
herhangi bir S'nin olmasn gerektirmez; oysa Baz S'ler
P'dir, nermesinin doruluu iin en az bir S'ye, P olan
bir S'ye ihtiya vardr. Ayn sonu SeP ile SoP'un ili
kisi ba kmndan da geerlidir. Bylece st ve alt ierme
ler de ortadan kalkmaktadr.
imdi sorulabilir: zne teriminin simgeledii snf var
lksal olarak yorumlamaktan kanmak niin? Geleneksel
mantn yapt gibi, tm S'ler P'dir, derken S'lerin
varln farzetmek daha doru olmaz m? Bilimde de, gn
lk yaamda da, biz anca k var olan eyler zerinde d
nr, konuuruz; bizi var olmayan ya da varln bilme
diimiz eyler neden ilgilendirsin?
60
Buna verilecek cevap u olabilir, ksaca: yalnz var
olan ya da varln bildiimiz eyler zerinde dnd
mz, konutuumuz doru deildir. Konuma ve dn
melerimiz ne bil imde, ne de gnlk yaamda var olan ve
ya varl bilinen eylerle snrldr. yle olsayd bilimde,
gnlk dnmede ilerleme diye bir ey olmayacak, dn
yamz son derece dar bir ereve iinde ka laca kt. Oysa
mitoloji, din, felsefe ve bilim dediimiz eyler insanln
dnyasn geniletme, gzlediinin, var saydnn tesine
geme abas nn birer aamasndan baka bir ey deil
dir. Hepsinde kiinin gereklii aan muhayyilesi stn
yer tutar. Balca zellii olgusal olan bilimin bile z hi
potetik dnmedir. Birtakm hipotez ya da teorilere git
meksizin, bilim yapmak yle dursun, basit gzlem dze.
yinde bile baarl bir adm atamayz.
Modern mantk, hipotetik yorumu benimsemekle, bi
lim ve matematiin gerekleri dnda kalmaktan kurtul
mutur.
te yandan hipotetik yorum manta varlksal olan
snflarn ilikileri gibi varlksal olmayan snflarn ilikile
rini de doru belirleme olana salamtr. Niteki m var
lksal-hipoteti k ayrmna gitmeksizin u iki nerme,
Tm imanlar oburdur.
Tm devler oburdur.
61
mesi doru olamaz; nk hipotetik bir nerme varlksal
bir nermeyi ieremez.
Geleneksel mantk tm nermeleri varl ksal saymak
la, bu farklar grmekten uzak kalmtr.
(1) D D
(2) v y
62
Temel kalplar evrikleri
Tm S'ler P'dir ( SaP> Tm P'ler S'dir CPaS)
Hi bir S, P deildir CSeP) Hi bir P, S deildir (PeSJ
Baz S'ler P'dir CSiP) Baz P'ler S'dir CPiS)
Baz S'ler P deildir (SoP) Baz P'ler S deildir CPoSJ
S e P S i P
evrilmesi geersiz asimetrik. nermeler :
S a P S oP
64
lbnn evriini elde etmek iin nce niteliini deitiririz:
Hic bir S, P deildir. Sonra yklem terimi, P:t yerine b
tnleyicisini, P'yi, koyarz: Hic bir S, P deildir. imdi drt
temel nerme kalb ile evriklerini gsterelim :
Temel kalplar Evrlkleri
Tm S'ler P'dir Hi bir S, P deildir.
Hi bir S, P deildir Tm S'ler P'dir.
Baz S'ler P'dir. Baz S'ler P deildir.
Baz S'ler P deildir. Baz S'ler P'dir.
65
evrik simetrik ise evrii al nr; (3) alnan evrgn yeni:
den evrii alnr. rne in, Tm S'ler P'dir, kalbnn ev
rii: Hi bir S, P deildir, bu simetrik olduundan evrii
alnabilir: Hi bir P, S deildir. Bunun evrii; Tm P'ler
S'dir, bize Tm S'ler P'dir kalbnn devriini verir. Oy
sa bu ilemi, Hi bir S, P deildir, kalbna tam uygula
yamayz, nk bu ka lp simetrik bir i likiye dayandn
dan, devriine dntrlmesi geerli deildir:
66
SaP "" Pas
SeP Pes
SiP PiS
Sop - PoS
Bu sonucu dilersek Venn diyagramlarnda da gstere
biliriz. Ayrca d iyagram gerek kartlk, gerek edeerlik
ilikilerini bir denetleme veya testetme a rac olarak da
kullanlabilir.
evirme, evirme ve devirme kurallarna dayanan d
ntrmeleri ve elde edilen edeerli kleri aadaki tab
lo topluca vermektedir.
Tm S'ler P dir SaP Temel Kalp
A SP = O Hi bir S, P deildir SeP Evrik
Tm P'ler S'dir Pas Devrik
Hi bir S, P deildir SeP Temel kalp
E SP - O Hi bir P, S deildir Pes evrik
Tm S'ler P'dir SaP Evrik
Baz S'ler P'dir SiP Temel kalp
1 SP =l= O Baz P'ler Sdir PiS evrik
Baz S'ler P deildir SoP Evrik
Baz S'ler P deildir SoP Temel kalp
O SP =l= O Baz S'ler P'dir SiP Evrik
Baz P'ler S deildir PoS Devrik
67
tegorik tasm diye bilinen iki ncll dolayl karmlar
ele alacaz.
Kategorik tasm biimini alan karmlar geleneksel
mantn z ve balca konusu olmutur. Tasm ikisi n
cl, biri sonuc olmak zere, c nermeden kurulu karm
trdr. nermeler kategorik bicimde olursa. karm
kategorik tasm ( Categorical Syllogism ) adn alr.
Tipik bir rnek olarak u karma ba kalm :
Tm airler yazard r.
68
olarak yer almakta, (3)'teki rnekte byk ncl hem ti
kel hem de deilleyici trdendir.
Hic bir dnr arlatan deildir.
(2) Tm filozoflar dnrdr.
69
imleri nasl ayrd edeceiz? Fakat bundan da nce. bir
karmn biimini nasl belirliyebiliriz?
'
70
alan orta terim (A) . (6) 'daki karmda nce zne sonra
yklem olarak yer almtr. ki tasm ka lb sralanm y
nnden benzer, konum yn nden farkl ise bicim ynn
den farkl demektir. nk biimin tam bel irlenmesinde
hem sralanm, hem konum vazgeilmez faktrlerdir.
Orta terimin ncllerde tutabilecei yer drt trl
olabileceine gre, konum ynnden tasm kalplarn
drt bekte toplayabil iriz. Aadaki tablo, drt konum
kalbn gstermektedir (Orta terimi M ile, byk terimi
P ile, kk terimi S ile simgeliyoruz) :
I. Konum il. Konum III. Konum IV. Konum
M - P P - M M - P P - M
S - M S - M M - S M - S
S - P S - P S - P S - P
71
tanlar ise gecersizdir. stelik 4 tanesinin (altlan cizgili)
gecerlilii, tmel nermelerin varlksal yorumuna bal
dr. Aadaki tablo gecerli tasm bicimlerini gstermek
tedir.*
A A A E A E I A I A E E
E A E A E E A 1 1 1 A 1
A 1 1 E 1 O OAO E I O
E 1 O AO O E 1 O E AO
E A O E A O
A E O
72
mu ynnden bu biimlerden birine uymuyorsa, o kar
mn mantksal geerli liinden sz edilemez.
Yukarda incelediimiz rneklerden ( 1 ) , (2) , (3) ve
(5)'deki karmlarn geerli, (4) ve (6) 'daki kar mlarn
geersiz olduunu sylemitik. Gerekten, sralanm
A O O ve konumu il olan (1 ) 'deki karmn, sralanm
E A E ve konumu 1 olan (2) 'deki ka rmn, sralanm
O A O ve konumu 1 1 1 olan (3) 'deki karmn, sralanm
E 1 O ve konumu iV olan (5) 'deki karmn tabloda yer
aldn; oysa sralanm E O ve konumu iV olan (4) 'de
ki karm ile sralanm E 1 O ve konumu 1 olan (6) 'dakl
karmn tabloda yer almadn gryoruz.
(1)
(2)
74
K
75
kan sonu, Baz hukukular cahil deildir, rnek
(4) 'deki sonucu ( Baz cahiller hukuku deildiri) tutma
maktadr. Demek oluyor ki, rnek (4) 'deki karmn ge
ersizlii ncllerin yetersizliinden deil, dpedz ka
rmn yanl olmasndandr. Nitekim Venn diyagramlar
teknii doru sonucu (Baz hukukular cahil deildin i)
ortaya koymakla karmn ne ynden geersiz olduunu
anlamamza da yardmc olmutur.
Kimi kez bir karmn geersizlii, akl yrtmedeki
hatadan ok. ncl lerin bir sonu iin yeterli olmamasn
dan ileri gelir. rnein nclleri u iki nerme.
76
M
n
7 8
MS p S PM
K o n u m a Ev r e n i
78
Kesim 7 : M 5 P Bu kesime ne mutlu ne de politika
c olan sefiller;
Kesim 8 : M 5 P Bu kesime ne mutlu, ne sefil ne de
politikac olan kiiler, girer.
79
Problemin Venn d iyagra myla zm:
F i z.
(1 6)
Kesim 1 : K M F
3 renci
Kesim 2: K M F
7 renci
Kesim 3: K F M
8 renci
Kesim 4: K M F
4 renci
Kesim 5: K M F
4 renci
Kesim 6: K F M
7 renci
Kesim 7: K M F
1 renci
Kesi m 8 : K M F O renci
Toplam 34
80
veya (antilogism) karlk tekil etmektedir. Dolaysyle bir
tutarsz lnn karlk tekil etmedii hi bir tasm
geerli sayamayz.
Bir tasmda sonucun deillenmesiyle elde edilen ye
ni ln tutarsz olup olmadn belirlemede iki yn
tem vardr. Bunlardan birine gre, deillenen (ya da e
liiine dntrlen) sonu ncllerden biriyle birleti
rilerek yeni bir sonu karlr; eer bu sonu geride ka
lan ncln eliii ise. yeni l tutarsz, dolaysyle test
konusu olan ilk tasmmz geerli demektir. Bu ilemi bir
rnek zerinde gstermek iin u tasm ele alalm:
(7) Hi bir S, P deildir.
Baz P'ler M'dir.
. . Tm M'ler S'dir.
Bu l tutarsz ise, sonu ile ncllerden birinin meyda
na getirdii ncllerden kan yeni sonucun kullanlma
yan nclle eliik olmas gerekir.
(9) Tm M'ler S'dir.
Hi bir S, P deildir.
. . Hi bir P, M deildir.
(Baknz: 82. sayfadaki ilk ekil.)
Gerekten geerlii Venn diyagram ile de dol}rulanan
yeni sonu,
81
p
Hi bir P, M deildir.
tutarszl denetlenen (8) 'deki clnn kullanlmayan n
cln, yani,
Baz P'ler M'dir.
nermesini deillemektedir. Bu bize (8)'deki lnn tu
tarsz olduunu. dolays ile (7) 'deki tasmn geerliliini
ispatlar.
(8)'deki lnn tutarszln (9)'daki karm yerine
u karmla da kantlayabiliriz:
( 1 0) Tm M'ler S'dir.
Baz P'ler M'dir.
82
Bu kar mda (9)'da kullanlmayan ncl, (8) 'in so
nucu ile birletirdik; elde ettiimiz yeni sonucun,
Baz S'ler_ P'dir.
bu kez kullanmadmz nclle
H i bir S, P deildir.
eliik olduunu grmekteyiz.
3. . " . MS = O
mdi cebirsel denklem biiminde ifade edilen bu l
tutarsz ise, (7) 'deki tasm geerli demektir. ly tutar
sz saymak iin u zellii tamas gerekir:
(a) lde iki tmel bir tikel nerme kalb olmal.
(b) ki tmel nerme kalbnda orta bir terim bulun
mal ve bu terim bir keresinde olumlu, bir kere
sinde olumsuz gemeli.
(c) Ortak terim dnda kalan dier iki terim tikel
nerme kalbnda aynen bulunmal.
(1 1 ) 'deki l bu koulu yerine getirmekte midir?
83
(Bu soruyu cevaplandrabi lmek iin tmel ve tikel ner
me kalplarn nasl ay rdettiimizi, bir terimin olumlu ve
olumsuz grnmn nas l belirlediimizi hatrlamaya ih
tiya vardr. Ksaca demek gerekirse, tmel nerme ka
lplarnn cebirsel ifadesi eitlik ( = ) . ti kel nerme kalp
larnn cebirsel ifadesi eitsizli k (=I=) biimindedir. Olum
lu terimler hi bir iaret ta mamakta, olumsuz terimler
klielerde stlerine konan bir izgi ile metinde ise siyah
dizilerek belirlenmektedir. rnein P olumlu, P olumsuz
bir terimi temsil etmektedir.)
Evet. (11 ) 'deki l tutarsz mdr? lde,
(a) ki tmel nerme kalb (SP = O ve MS = 0) ,
ve bir tikel nerme kqlb (PM =I= 0) vard r.
(b) ki tmel kalpta, bir keresinde olumlu (S),
bir keresinde olumsuz (5) gecen bir ortak
terim gryoruz;
(c) Geriye kalan iki terim (P ve M). tikel kalp-
ta birlemitir.
Koullarn c de yerine getirildiinden, ( 1 1 ) 'deki l tu
tarsz, karlk tekil ettii (7) 'deki tasm ise geerli de
mektir.
Yntemin uygulanmasn bir de geersiz bir karm
zerinde gstermek icin aadaki rnei alalm:
( 1 2) Tm S'ler P'dir
Baz M'ler S deildir
84
M
:. MP = O
tutarsz lmas, yani kouldan en az birini yerine ge
tirememesi gerekir. Nitekim lde yer alan nerme
kalbnn da tmel olmas birinci koulu bozmakta, by
lece, (12)'deki kar mn geersizlii ispatlanm olmak
tadr.
85
ve teorem olmak zere iki ana grupta topluyoruz. Bir sis
temde ( aksiyom veya postulat ispatlanmakszn do
ru kabul edilen, teorem- aksiyomlara dayanlarak ispat
lanan nermelere denir.)*
Aksiyom diye snflanan 5 ilkenin ilk ikisi nicelik,
de nitelik ile ilgili. Bu ilkelere gre geerli olan her
hangi bir tasmda,
A 1 : Orta terim hic deilse bir geiinde datl
m olmal:
A 2 : Bir terim ncllerde dat lm gemiyorsa, so
nuta datlm olamaz:
A 3 : ncllerin ikisi de deilleyici olamaz;
A 4 : ncllerden biri deilleyici ise, sonu da de
illeyicidir.
A 5 : ncllerden hi biri deilleyici deilse, sonu
evetleyicidir.
Teorem diye snflanan 4 ilke de unlardr:
T 1 : Sonuta dat lm terimlerin says, ncller
de datlm teri mlerin saysndan 1 tane az
dr.
spat : T1 'in ispat A 1 ve A2'ye bavurularak
yaplr. Gerekten (a) en az bir kez datlm
olmas gereken orta terim yalnz ncllerde
getiine. (b) ncllerde datlmam bir te
rimin sonuta datlm olmas sz konusu
olamayacana gre. sonuta datlm ge
cen terimlerin saysnn ncllerde geenler
den bir tane eksik olmas kanlmazdr.
86
T 2 : ki ncl de tikel olan bir tasmda sonu ge
erli olamaz.
spat: ki ncln tikel olmas u halden bi"
riyle mmkndr:
(a) ncllerin ikisinin deil leyici olmas; (b)
ncl lerin ikisinin evetleyici olmas; (c) ncl
lerden birinin evetleyici birinin deil leyici ol
mas. Oysa bunladan hi birine olanak yoktur.
(a) A3'e gre geerli bir tasmda ncllerin
ikisi deilleyici olamaz.
(b) Evetleyici-tikel nerme (Si P) 'de datl
m terim olmadndan, ncllerin ikisi
nin de bu trden olmas A 1 'e ters der.
(c) ncllerin birinin evetleyici birinin deille
yici olmas halinde, A4'e gre sonucun da
deilleyici olmas gerekir. Bu ise ispatlan
m T1 'e aykr der.* nk bu durumda
hem ncllerde hem de sonuta yalnz
birer (yani eit sayda) datlm terim
var demektir.
T 3 : ncllerden biri tikelse. sonu da tikeldir.
spat: Biri tmel. biri tikel olan iki ncln,
A3'e gre ikisinin de deilleyici olmas sz ko
nusu edilemeyeceine gre, ya (a) ikisi de
evetleyici. ya da (b) biri evetleyici biri deille
yicidir.
(a) kisi de evetleyici ise, ncllerden biri t
mel evetleyici (SaP) . tekisi tikel evetle
yici (SiP) 'dir. Ve ikisinde yal nz 1 tane da
tlm terim olduundan A1 'e gre, so
nuta datlm hi bir terimin olmamas
87
gerekir. Bu ise ancak sonucun tikel-evet
leyici (SiP) trnden bir nerme olmas ile
mmkndr.
(b) ncllerden biri evetleyici, biri deilleyi
ci ise, o zaman iki k karmza kmak
tadr:
(i) Tmel nerme evetleyici (yani SaP),
ti kel nerme deilleyici (yani SoP)
olabilir. Bunlarn herbirinde yalnz 1
tane datlm terim olduundan, n
cllerde iki datlm terim :var de
mektir. yle ise sonuta yalnz 1 da
tlm terim olabilir. mdi ncller
den biri deilleyici olduundan A4'e
gre sonu da deilleyici olmak zo
rundad r; ne var ki, bu nerme 2 da
tlm terimi olan tmel deilleyici
trden olamaz; o halde sonu tikel de
il leyicidir.
(ii) Tmel nerme deilleyici (yani SeP),
tikel nerme evetleyici (yani SiP) ola
bilir. Byle ise, ncllerde gene iki da
tlm terim olduundan, sonuta
ancak bir datlm terim olabilir. s
telik, bu bir datlm terimli ner
me, A4'e gre deilleyici olmak zo
runda, nk ncllerden biri deil
leyici nitelikte. Yalnz 1 terim i datl
m deil_leyici bir nerme ise tikel
deilleyici (yani SoP) trnden baka
olamaz.
l 4: Byk ncl tikel-evetleyici (SiP) . kk n-
88
cl tmel deilleyici (SeP) olan bir tasm ge
erli olamaz.
spat: Byle bir tasmda ncllerden biri de
illeyici olduundan A4'e gre sonucun da de
illeyici, biri tikel olduundan, ispatlanm T3'a
gre sonucun da tikel olmas gerekir. mdi,
hem tikel, hem de deilleyici olan bir nerme
(SoP)'de yklem terimi dat lmtr. Oysa bu
terimi iine almas gereken b_ yk ncl tl
kel-evetleyici (SiP) 'de ise hi bir terim datl
m deildir. O halde byle bir tasmda SiP
trnden bir nerme byk ncl olamaz; olur
sa tasm geerli deildir.
Bu enformal ispatlarla aksiyometik bir sistem* olu
turduunu gsterdiimiz dokuz ilke, bata da syledii
miz zere, kategorik tasmlarn geerli denetiminde her
biri gerekli bir koul olarak kullanlabilir. Bu demektir ki.
ilkelerden birine bile ters den hi bir tasm geerli ola
maz. te yandan ilkelerin dokuzu birlikte bize tm ge
erli tasmlar belirlemenin yeterli koulunu salayc g
tedir.
89
Entimem'leri trde toplayabiliriz. Byk ncl
sakl tutulan tas mlara birinci sradan entimem , kk
ncl sakl tutulan tasmlara ikinci sradan entimem,
sonucu sakl tutulan tas mlara nc sradan entimem
d iyoruz. Aada bunlarn her biri bir rnekle gsteril
mitir:
( 1 ) Spor yararldr; nk genliin beden geliimi
ni salar. Byk ncln sakl tutulduu bu karmda
sporun, genl iin beden geliimini salama nitelii yarar
l olduu iddiasna neden veya destek olarak verilmekte
dir. Ne varki, bu ekliyle karm zayf kalmakta. gste
rilen neden iddiay zorunlu klmaya yetmemektedir. An
cak karm, byk ncln ifadesiyle geerlik kazana
cak niteli ktedir.
Genliin beden geliimini salayan her ey
ya rarldr.
Spor genliin beden geliimini salar.
yle ise: Spor yararldr.
lk ekliyle endktif kan tlama zellii tayan arg
man n, byk ncl n bel irtik hale getirilmesiyle dedktif
n itelik kazand n gryoruz. Bu nedenle, birok endktif
kantlama veya akl yrtmeleri entimem saymak yanl
olmaz.
(2) kiye ar dknlk mr ksaltr; bu g idile
dostumuz X'in sonu yakndr.
Bu karmda ikinci ncl, dostumuz X ikiye ar
dkndr, sakl tutulmutur.
(3) Gzak politi kaclar yalan ve hilede hnerli
kimselerdir; Bay Emiral gzack politikacdr, gerekten.
Bu karmda sonu, Bay Emiral yalan ve hilede h
nerli kimsedir, sakl tutulmutur.
Konumada u veya bu entimem trne yer verme-
90
miz, amacmza, dinleyicimizin zelliine ve yaratmak is
tediimiz etkiye gre deiir. Byk ncl sakl tutma
mz ok kere karmn dayana ilkede a nlamazla d
me veya tartmaya yol ama endiesinden ileri gelir. Bu
endienin kkeninde ya kendi tereddt ve kukumuz, ya
da dinleyicimizden beklediimiz itiraz vardr. te yandan,
ikinci ncl veya sonucu sakl tutmamza bir itham veya
ktlemeyi acka ifadenin sakncalarn gz nne al
mamz yol aabilir. Asl nda entimemin tr ne olursa ol
sun. konumalarmzda her eyin acka sylenmemesi
ne, okuyucu veya dinleyiciyi dncemize ortak yapma
incelii, ya da dpedz, edebi slup veya ustalk gerei
diye de baklabilir. Dncelerimizi hep ta m tasm bii
minde dile getirdiimizi dnelim bir an; konumak ve
dinlemek ne ekilmez bi r yk olurdu hepimiz icin!
.
91
iV. BL M
92
arasnda deil nermeler arasnda iliki kurar. Basit ner
meleri bileik nermeler biiminde birletiren ve, Ve
ya , ise gibi keli melere nerme ekle:mleri d iyoruz.
Bileik nermenin biimi, nerme eklemine baldr. r
nein;
(a) Gk mavidir.
(b) Gne scaktr.
gibi biribiriyle ilikili veya ilikisiz herhangi iki nerme
den, nerme eklemleri aracl ile aadaki bi leik ner
meleri oluturabiliriz :
(1) Gk mavidir ve gne scaktr.
(2) Gk mavidir veya gne scaktr.
(3) Gk mavi ise gne scaktr.
(4) Ancak ve ancak gk mavi ise gne scaktr.
93
1ere seenekli , (3) 'teki nerme biiminde olanlara ko
ullu, (4)'teki nerme biiminde olanlara karlkl
koullu nerme diyoruz.
Koullu nermede nerme eklemi iseden nce ge-
. len nermeye n-bileen, iseden sonra gelen ner
.meye ard-bileen denir. Bileiin doru olmas iin u
kouldan birinin ol mas yeter: (a) Her iki bi leen do
rudur, (b) her iki bileen yanltr. veya (c) n-bileen
yanl, ard-bileen dorudur. n-bileen doru, ard-bile
en yanl olduunda ise. koullu bileik nerme yanl
tr. Bir cmlede toplamak gerekirse. koullu bilei k ner
meler, n-bileenin ya nl, veya ard-bileenin doru ol
duu tm hallerde do rudur, diyebiliriz.
n-bileeni ard-bileenin yeter koulu, ard-bileeni
n-bileenin gerekli koulu olarak yorumlamak yolundan,
biraz artc grnen bu tanmlamay , akla kavutu
rabiliriz belki. Bir koullu nerme, (n-bileeni P, ard bl
leeni O ile temsil edersek) ,
P nermesi doru ise 0 nermesi de doru
dur.
y a da,
0 nermesi yanlsa, P nermesi de yanl
tr.
demekle P'yi O'nun yeterli, O'yu P'nin gerekli koulu say
maktadr. P gerekletii halde .o gereklemezse o za
. man, ve yalnz o zaman, koullu bileik nerme yanltr.
Seenekli nermede veya eklemi biri zayf, dieri
kuvvetli olmak zere iki trl yorumlanabilir. Zayf yo
rumlamada,
P veya O
'bileik nerme kalb
94
ya P, ya O (veya her ikisi) dorudur.
kuvvetli yorumlamada
ya P, ya da O (ancak birisi) dorudur.
demektedir. Zayf yorumlamada bileik nermenin doru
luu iin seeneklerden en az biri nin doru olmas ye
terli; kuvvetli yorumlamada bileik nermenin doru.u
iin bir seenein doru ve bir seenein ya nl olmas
gerekli ve yeterlidir. Bu nedenle birinci tre badar
seenekli, ikinci tre badamaz-seenekli d iyebiliriz.
Kar lkl koullu nerme biiminde n ve ard bileen
ler biribiri iin hem yeterli hem gerekli koullardr. Bu ne
denle bileiin doru olmas iin, iki bileenin benzer do
ruluk deeri tamas , yani iki bileenin birlikte ya doru
ya da yanl olmas gerekir.
Grlyor ki, ksaca gzden geirdiimiz bileik ner
melerin tmnde, bileiin doruluk deeri bileenlerin
doruluk deerine baldr. Baka bir deyile biri tekinin
fonksiyonudur; bu nedenle, bu tr ilikileri salayan ner
me eklemlerine birer doruluk fonksiyonu gzyle baka
l:: i liriz.
95
.(a) On-bileenin evetlenmesi:
Kk ncl n-bileeni evetlediinde, ard-bile
en sonu olarak ortaya kar. rnein.
Yamur yayorsa, hava bulutludur
Yamur yayor
. . Hava bulutludur.
Modus ponens denilen bu karm geerlidir; k
;k ncl, n-bileeni evetlemekle, ard-bileenin doru
Juu iin yeterli koul yerine getirilmekte, bylece doru
luu zorunluk kazanan ard-bileen sonu olarak ileri s
rlebilmektedir. Burada gzden kamamas gereken hu
sus, koullu bir nerme olarak by k ncln, ard-bile
enin doruluunu belli bir koula bal tutmasdr. O ko
ulun gerekleip gereklemediini kk ncl bildirir.
Gereklemise, ard-bileenin doruluu kesinlik kaza
nr; a ma gereklememise, ard-bileenin yanll ke
sinlik kazanmaz. Bunun nedeni, n-bileenin ard-bileen
iin sadece yeterli bir koul olmas, hem yeterli hem ge
rekli koul olmamasdr. Baka bir deyile .n -bileeni_n
doruluu (eer doru ise) ard-bileenin doruluunu
ierdii halde, yanll (eer yanl ise) ard-bileenin
yanlln iermez.
Geerli olan yukardaki tasm salt biim olarak yle
.gsterebiliriz :
X, A ise y, B'dir
X, A dr
.. y, B'dir.
'.(b) n-bileenin deillenmesi :
Kk ncl n-bileen! delllediinde, ard-
96
bileenin deillenmesi zorunluk kazanmaz. Nitekim ard
bileeni deillenen aadaki karm geerli deildir:
X Alman ise, X Avrupaldr.
X Alman deildir .
. . X Avrupal deildir.
rnekten de grld gibi bir kisinin Alman olma
s onun Avrupal olduunu iermekte, fakat Alman olma
mas, onun Avrupal olmadn iermemektedir. O halde
n-bileenin inkr, ard-bileenin inkr iin yeterli deil
dir. ncl lerin doruluu, sonucun doruluunu zorunlu
klmamaktadr.
Geerli olmayan bu tasm salt bicim olarak yle gs
terilebilir :
X, A ise, X, B'dir
X, A deildir
. . X, B deildir.
(c) Ard-bileenin evetlenmesi:
Kk ncl ard-bileeni evetlediinde, n-bile
enin evetlenmesi zorunluk kazanmaz. Nitekim, ard-bile
eni evetlenen aadaki karm geerli deildir.
Bir yerde ate varsa, orada oksijen vardr.
Burada oksijen vardr.
97
Bu nedenle rneimizdeki karmda ncller doru ol
duu halde sonu ya nl olabilir. Geersiz olan bu tasm
salt-biim olarak yle gsterebiliriz :
X, A ise, y, B'dir
y, B'dir
. . X, A'dr.
(d) Ard-bileenin deillenmesi :
Kk ncl ard-bileeni deillediinde, n-bile
enin deillenmesi zorunluk kazanr. Koullu nermede
erci-bileen, n-bileenin gerekli kouludur; gerekli kou
lun gereklemedii halde, n-bileendeki hipotezi n do
ruluu olanakszdr. Aadaki rnek;
Bir ey tahta ise, o ey yanar.
Bu ey yanmyor.
. . Bu ey tahta deildir.
ard-bileenin inkrnn, n-bileenin sonuta inkrn zo
runlu kldn acka gstermektedir. ncllerin doru
olmas halinde, sonucun yanl olmasna olanak vermeyen
bir karm geerlidir. Modus tollens denen bu tas m
salt biim olarak yle gsterilebilir :
X, A ise, X, B'dir.
X, B deildir.
. . X, A deildir.
Yukarda aldmz rneklerde n-bileen ile ard-bile
ende sz gecen olgu veya nesneler biribiriyle ilikilidir.
Yamurun yamas - havann bulutlu olmas ; Alman ol
makla - Avrupal olmak; atein varl - oksijenin var-
98
l; tahta olmak - yanmak, olgusal dnyada biribirine
baml eylerdir. Oysa yukarda rneklerini verdiimiz
karmlarn geerlii, ya da geersizlii, olgularn bu
zelliklerinden bamszdr. rnein, aadaki rnekte
n-bileen ile ard-bileende verilen olaylar aras nda her
hangi bir iliki sz konusu olmad halde karm. biimi
gerei; geerlidir :
Kar beyazsa. dnya yuvarlaktr.
Dnya yuvarlak deildir.
99
(c) Bir gaz n hacm i byrse. basnc azalr.
(d) Ahmet snfn geerse. kafam keseri m.
100
iiklik yapm olurum: sadece verdiim sz tutmam
olurum.
likinin nitelii ynnden gzlediimiz bu farklara
karn, biim ynnden hepsinde ortak bir yan vardr: O
da iliki nin tr ne olursa olsun koullu bir nermede
n-bileen doru, ard-bileen yanl olamaz. Olursa . ner
me yanltr.
Koullu nerme kalbnn, iki deiik biimine de k
saca deinmek yerinde olur. Bunlardan biri
(e) Ancak hava souksa, kar yaar.
diOeri,
(f) Anca k ve ancak hava souksa, kar y.aar,
(e) 'deki nerme dzgn koullu biime evrildiinde
(g) Kar yaarsa, hava souktur.
olur. Baka bir deyile (e) ve (g) nermeleri e-deerdir.
(e) 'deki nerme bazen Hava soumadka, kar yamaz
veya Hava souk deilse kar yamaz, biimlerinde de
dile getirilir. Bunlar da (e) ile e-deer nermelerdir.
(f) 'deki nerme karlkl koullu biimdedir: dzgn ko
ullu biime evrildiinde u iki nermenin birlikte evet
lenmesiyle ifade edilir :
(i) Kar yaarsa, hava souktur ve hava so
guksa, kar yaar. Baka bir deyile (f) ve (i) nermeleri
e-deerdir.
1 01
verdiimizi, seenekli bir nermenin de badar see
nekli. badamaz seenekli olmak zere iki tr oldu
gunu daha nce belirtmitik. ki tr arasndaki fark ha
trlamak iin u rneklere bakalm :
Yarn hava ya rzgarl ya da yal olacak.
nermesinde havann rzgrl veya yal olmas ba
damaz nitelikte deildir; hava yalnz rzgrl, yalnz ya
l olabilecei gibi hem rzgrl hem yal da olabilir.
Oysa,
Yarn gnlerden ya arambadr, ya perembe.
nermesindeki seenek badamaz n iteliktedir. Birinin
olmas tekisini olanaksz yapma ktadr.
Seenekli tasmn yapsal zelliini ve geerli k ko
ullarn bel irlerken bu temel farkn gzden karlmamas
gerekir.
Seenekli tasm hangi trden olursa olsun, kk
ncl seeneklerden birini ya evetlemek ya da deillemek
biiminde ilev grr; byk ncldeki seenein trne
gre, evetlenmeyen veya deillenmeyen dier seenek
tasmn sonucu olarak ortaya kar. ki trde sonucun
geerl ii deiik koullara bal olduundan bunlar ayr
ayr ele alacaz.
Badar seenekli tasm: Bu tasmda byk nc
ln doruluu iin seeneklerden en az birinin dorulu
u yeterli olduunda n, seeneklerden birinin evetlenmesi,
dierinin deil lenmesini gerektirmez; fakat birinin deil
lenmesi dierinin evetlenmesini gerektirir. Bu nedenle,
Yarn hava ya rzgrl ya da yal olacak.
Yarn hava rzgrl olacak .
1 02
tasm geersiz, buna karlk
Varn hava ya rzgrl, ya da ya l olacak,
Varn hava rzgrl olmayacak .
103
Varn ya arambadr, ya Perembe.
Yarn aramba deildir.
. . Varn Perembedir.
tasm gibi,
Yarn ya a ra mbadr, ya Perembe.
Yarn Perembedir.
Geerli : Geerli :
X, ya A'dr, ya da B. X, Ya A'dr, ya da B.
X, A deildir. X, B'dir.
. X, B'dir. . . X, A deildir.
104
rdr. karmn amac bir sonucu kantlamadan ok,
tartmada muhalifimizi , kendisi iin hi de ho olmayan
iki seenek karsnda brakarak, kmaza sokmak, yle
ce yenilgiye uratmaktr. Bir kimsenin dilem veya ikilem
karsnda kalmas da bu demektir.
Dilem dediimiz karm veya akl yrtme biimleri,
koullu ve seenekl i tasmlarn bal olduu geerlik il .
kelerine baldr; sadece yapsal ynden bu tasmlardon
daha karmak olduklar iin zerlerinde durmay yarr
gryoruz. Bugnlerde memleketin politika tartmalarn
da aadaki rnee benzer akl yrtmelere sk sk
rastlamaktayz.
1 05
olduu gibi byk ncldeki n-bileenleri seenekli ola
rak evetler, ya da ard-bileenleri seenekli olarak deiller.
Birinci halde sonu ard-bileenleri seenekli olarak evet
ler (rneimizde olduu gibi ) ; ikinci halde sonu n-bile
enleri seenekli olarak deiller. Fakat iki halde de
karm geerlidir.
karm modus ponens biimi aldnda (yani kk
ncln n-bileenleri evetlemesi halinde) ortaya kan
i kileme. yapc dilem, karm modus tollens biimi ald
gnda (yani ard-bileenlerin deillenmesi halinde) ortaya
kan i kileme, ykc dilem denir.
Ayrca byk ncl oluturan koullu nermelerin
deiik olup olmamasna gre karm basit veya karma
k olabilir. rnein,
P doru ise O; R doru ise gene O dorudur.
gibi bir byk nclle kurulan karmlar basit, buna kar
lk
P doru ise O, R doru ise S dorudur.
gibi bir byk nclle kurulan karmlar karmak dilem
leri meydana getirir. Basit bir dilem yapc ya da ykc,
h:armak bir dilem yapc ya da ykc olabileceine gre
elimizde drt tr geerli dilem kalb var demektir. Bun
lar salt bicim olarak yle gsterebiliriz :
( 1 ) Basit yapc dilem kalb :
P doru ise O, R doru ise gene O dorudur.
Va P, ya da R dorudur.
:. O dorudur.
1 06
P doru ise O, P doru ise R dorudur.
Fakat ya O, ya da R doru deildir.
. . P doru deildir.
(3) Karma k yapc di lem ka lb
P doru ise O, R doru ise S dorudur.
Va P, ya da R dorudur.
: . Ya O. ya da S dorudur.
(4) Karmak y kc di lem kalb:
P doru ise O, R doru ise S dorudur.
Fakat ya O ya da S doru deildir.
: . Ya P. ya da R doru deildir.
1 07
kurtulmaya mantkta zel bir ad verilmitir: dilemi boy
nuzlarndan yakalamak. ki koullu nermenin birlikte
evetlenmesini iine alan byk ncl yanl saymak iin
koullu nermelerden birinin veya ikisinin yanl olduu
gsterilmelidir. Bir koullu nermenin yanll ise, n
bileenin doru, ard-bi leenin yanl olmas ile mmkn
olduundan, her ey nclde verilen ard-bileenlerin n
bileenlerce ierilmediini sylemeye kalyor demektir.
u rnei alalm:
Dine inanszlm a klarsam, ailemi gcendir
mi olurum, aklamazsam itensiz davranm
olurum. Fakat dine inanszlm ya aklamal
ym, ya da aklamamalym .
1 08
ta kiiyi gereinden ok kat ya da bilgi tasla gibi gs
termez mi? Hi deilse baz koullarda kiinin bir inan
veya dncesini aa vurmamasn onun itensizlii
saymyorsak, byk ncl yanllamak, dolaysyle, r
neimizdeki dilemden kurtulmak olana var demektir.
2. Kk ncldeki ikili seenei tketici saymamak
yoluyla dilemden kurtulmak. Mantkta, boynuzlar arasn
dan syr lma diye adlandrlan bu yntem, seeneklerin
btnleyici deil kart terimlere dayand hallerde kul
lanlabilir. Baka bir deyile seenekli bileii oluturan
nermelerin eliik deil kart olmalar halinde, bu yn
teme bavurulabilir. Yukardaki rneimizde aklama
ve aklamama terimleri biribirine kart deil, fakat bi
ribirini btnleyici olduundan o dilemi boynuzlar arasn
dan syrlma yoluyla reddetmek olanakszdr. Aadaki
rnekte bu olana bulmaktayz.
Yazdm kitap g olursa, okunmaz; kolay olursa
hafife alnr.
Fakat yazdm kitap ya g ya da kolay ola
caktr.
fe alnacaktr.
Gerekten g ve kolay terimleri biribirini b
tnleyici terimler de ildir. Bir eyin g deilse, kolay;
kolay dei lse g olmas gerekmez. rnein, bir kitab
veya bir dersi ne kolay ne de g saymayabiliriz. Baz
renciler iin kolay, baz renciler iin g olan bir ders,
dier baz renciler iin de tam kararnda olabilir. G
ve Kolay terimleri, siyah ve beyaz terimleri gibi kar
t terimlerdir; birlikte tketici deillerdir. Bu nedenle,
Yazdm kitap ya g, ya da kolay olacaktr.
1 09
nermesindeki ik seenekten birini mutlaka kabul etmek
zorunluu yoktur. nc bir seenee, yazdm kitabn
tam okuyucu dzeynae oma seeneine, olanak vardr.
kili seenein tketicilii varsaymna dayanan sonu da
bylece geerliini yitirmi olur.
edecek.
111
Politika tutkusu anne sevgisine ar basan oul- annesi-
ne yle ka r kar:
(2) Doruyu sylersem tanrlar, yalan sylersem
insanlar beni sever.
Ya doruyu syleyeceim, ya da yalan .
. . Ya O, ya da S dorudur
(2) P doru ise S yanlr, R doru ise O yan
ltr.
Ya P dorudur, ya da R.
. . Ya S yanltr, ya da O.
112
Ya S, ya da O yanltr.
derken en az birinin ya nl olduunu ileri sryoruz. Bu
kez S'nin yanl olduunu bildiimizi farzedel im. O'nun
doruluu S'nin yanll ile eliik olmak yle dursun,
her ynden badar niteliktedir. Bu nedenle rneimiz
deki iki dilemin biribirini mant ksal olara k rttn
ileri srmek olanakszdr.
1 13
rei kazanm kii bir iddia, sonu veya yargy doru
kabul etmeden nce, ona dayanak olan kant veya bel
geleri tartma gereini duyar. Bir iddia, ama ve kayna
ne olursa olsun. ancak yeterli say labi lecek gvenilir ka
nt veya belgelere dayan yorsa. geerli saylabilir. Mant
n salad eletirici bak a ltnda duygularmz oka
yan pek ok argmann bu nitelikten yoksun olduunu
kolayca ortaya karma olana vardr.
Dzgn bicimde olmayan bir karm veya argman
ma nt ksal ynden denetlemek iin izlenecek ilemde u
iki adm ayrdedebi liriz: (1) karmn paralarn belirle
mek; (2) karma uygun dzgn biimi bulmak.
Bilindii gibi her karmda bir sonu ve sonucun da
yand ncller vardr. O halde ilk i, bu ayrm yapmak.
neyin sonu, nelerin ncl olduunu belirlemektir. Genel
olarak denebilir ki, sonucu ayrdetmek nclleri belirle
mekten daha kolaydr. stelik sonu, ok kere 0 halde,
yle ise. Bu nedenle, Demek ki. g ibi szleri izledi
inden bu tr szlerden de yararlanlabilir. ncllere ge
lince, sonucu destekleyici nermeler aras nda bir ilke ve
ya genelleme niteliinde olan nermenin byk ncl,
bir durum veya olguyu dile getiren basit veya tikel nite
likteki nermenin kk ncl oluturduu sylenebilir.
nc llerin ay rdedilmesinde cnk ve benzeri kelime
lerden yararlanlabilir. Fakat asl olan mantk sezgimiz
d ir: birok hallerde ne sonucu ne de nclleri bu tr sz
veya kel imeler arayarak bel irleme olana bulamayabiliriz.
imdi hem karmn paralarn belirlemeyi, hem de
karmn biimini saptamay gstermek iin u rnei
alalm:
Adolf Eichman mahkemede, yaptklarndan sorumlu
tutulamayacan, nk Alman militarizminin temel pos
tulat olan 'emir, emirdir,' ilkesine uyma ktan, slerinin
114
emir ve direktiflerini yerine getirmekten baka bir hare
keti olmadn syleyerek kendisini savunur.
Eichman'n birtakm nedenler ileri srerek sorumlu
tutulamayaca iddias bir karm niteliindedi r. Bu iddia
a rgmann sonucunu, nk kelimesinden sonra gelen
ve neden olara k gsterilen iddialar ise nclleri olutur
maktadr. u kadar ki, byk ncl , slerinin emirleri
ni yerine getiren bir kimse yaptklar ndan sorumlu tutula
maz belirtik olara k verilmi deildir. Eichman'n sle
rinden ald emirleri yerine getirdii. iddias ise kk
ncl olarak bel irlenebilir. Ancak argmann geerli olup
clmadn kesinlikle belirleyebilmek iin, dzgn biime
indirgenmesi gerekir. Bu biimin tr arg mann yaps
na ve bizim seimimize gre deiebilir. rnein yukar
daki rneimizi, byk ncl kategorik, koullu veya se
enekli biime indirgeyerek deiik tasmlara evirebili
riz.
(1) Kategorik tasm olarak:
slerinden emir alanlar yaptklarndan so
rumlu tutulamazlar.
Eichman slerinden emir almtr.
maz.
115
(3) Seenekli tasm olarak:
Bir kimse ya slerinden ald emirleri yerine
getirmez, ya da yaptklarndan sorumlu tutu
lamaz.
Eichman slerinden ald emirleri yerine ge
tirmitir.
maz.
mdi dzg n biimdeki bu tasm trlerinin geerlik
kurallarn bildiimiz iin, herbirinde ncl leri doru ka
bul ettiimizde sonucu da doru kabul etmek zorunda ol
duumuzu. kolayca grebilmekteyiz. Baka bir deyile,
Eichman'n mahkeme nndeki savunmas mantksal bi
cim ynnden geerli bir karma dayanmtr. Ancak
unutmamak gerekir ki , nclleri, zellikle byk nclde
yer alan genel lemeyi, doru kabul edip etmemeyi bize
mantk deil, genel lemenin ait olduu bilim kolu veya ge
nel ahlak anlay bildirir.
1 16
V. BL M
MODERN MANTIGA GE
117
dern mantn gelimesi karsnda geerliini yitirmitir.
Modern mantn kuruluunda byk pay olan Bertrand
Russel l geleneksel mantn duraganl iin iki neden
gstermitir: Bunlarda n biri Aristo'nun gnmzde bile
yer yer sren byk otoritesine duyulan sayg, tekisi
mantn daha batan matematik ve bilimle deil, edebi
yat veya hitabetle iliki iinde ka lmas . Nitekim mant k
taki modern gelimeler matematikilerin manta el atma
sn beklemitir.
Bununla beraber Kant'n grnde bir gerek pay
da yok deildir. Aristo belli karm biimlerini (zellikle
<;zne-yklem ilikisine daya nan kategorik nermeler
den oluan tasmlar) kusursuz denebilecek bir alma
ile belirlemitir. Baka bir deyile, Aristo'nun dar bir er
eve iinde ele ald karm biimleri zerindeki tahlil
leri bugn bile geerliini srdrmektedir. Geleneksel
mantn eksii Aristo'nun ortaya koyduu sonularda de
il, mantn bu sonularla snrl saylm olmasndadr.
Bu mantk ne gnlk tartmalarda yer alan karmlarn
tmn, ne de matematiksel dnmenin dayand
karmlar zmleyebilecek yetkinlikte deildi. rnein,
geerlii bize apak gelen u basit karmn,
(1 ) Her at bir hayvandr; yle ise her atn ba
bir hayvann badr.
ispat n geleneksel mantn salad kurallarla vermek
olanakszdr. Bunun gibi matematikte ok gecen,
(2) A, B'ye, B de C'ye eitse, A, C'ye eittir.
trden bir ilikinin geerliini geleneksel mantkla belir
lemeye olanak yoktur.
Geleneksel mantk, nerme biimleri arasnda yalnz
zne-yklem biimini, karm biimleri arasnda yalnz
tasm biimini tanmakla, mantk bilimini hem kapsam
118
ynnden snrlam. hem de bu bilimin deiik nerme ve
karm bii mleri ieren matematikle ilikisini kesmitir.
Nitekim, yukarda ( 1 ) ve (2) 'de verilen rnekler, Aris
to mantna konu tekil eden snflar aras veya snf-ye
ilikisi trne indirgenemez. zne-yklem bants na da
yanmayan,
A, B'ye eittir.
C, D'den uzundur.
B, A ile C'nin aras ndad r.
gibi ilikisel nermeler vardr. A, B'ye eittir, ya da
A, B'den uzundur, dendiinde A'nn zne. B'nin yk
lem olduu sanlabilir. Oysa bu tr nermelerde yklem
yoktur; hem A hem B (hem de varsa C. D . . . . ) terimleri
zne niteliindedir. A'nn B'ye eit olmas veya A'nn B'den
uzun olmas A'y ve B'yi ilgilendiren bir durumdur. Oysa
A lmldr, veya A uzundur dedii mizde yalnz A'y
iigilendiren bir durum sz konusudur. ki nerme biimi
ilk bakta benzer grnse de temelde farkldr.
Geri Aristo'nun bu fark grmedii sylenemez. Ka
tegoriler zerindeki almas nda . . . den byktr gi
bi bir ilikinin iki terim gerektirdiini syler. Ne var ki, ne
O, ne de yzyllar boyu onu izleyenlerden hi biri bu tr
ilikilere dayal karmlarla urama yoluna gitmemitir.
Tasmsal karmlarla snrl kalmak mant giderek k
srlatrdktan baka, ona yapay bir grnm de vermi
tir. Bu gelene in zn basit samalk diye niteleyen
Russell yle demektedir:
Eski mant k dnceye pranga vurmutur,
oysa yeni mantk kanat takmtr. Kanmca, ye
ni mantn felsefeye getirdii gel imeyi Galileo'
nun fizie katksyle bir tutabiliriz. Her iki geli
mede de hangi problemlerin zmlenebilir ol-
119
duunu, hangilerinin insan gcn amas nede
niyle bir yana itilmesi gerektiini grmek ola
na ortaya ckmtr.*
Russell'n Aristo mat zeri ndeki olumsuz yargs
bu mantn uzun sre birtakm kalplar iinde ksr ve
duragan ka lmas ile ilgilidir. Yoksa Aristo'nun bu alanda
ki baars o kadar kolay kmsenecek trden bir geli
me deildir. Aristo ncesi Yunan dn ve tartma ya
amna ksa bir bak bu gerei akla kavuturmaya
yetebilir.
1 20
Bir bilim olarak mant k bu kurallarn belirtik hale getlrll
mesi ihtiyacndan domutur.
Tales suyu evrenin z maddesi sayyordu. Onu izle
yen dnrler biribirini inkr eden grler ileri srd
ler. rnein Anaximander Tales'e kar karak evrenin
znde tek bir ey deil, belirsiz birok eylerin yer ald
n iddia eder. Heraklit'e gre evrende her ey hareket
veya oluum halindeydi ; Parmenides ise tam tersine hi
bir eyin deimediinden sz eder. nsan her eyin l
sdr, diyen Protagoras, tm deer yarglarnn bal
c lduunu, Sokrat ise mutlak olduunu savunuyordu.
Bu grler rastgele ileri srlm birer iddia deil
dir. Her biri kendi iinde akla uygun saylabilecek birtakm
kantlamalara dayanyordu. Kendi grn savunmak ka
dar. baka bir gr rtmek de ancak kantlama yo
lundan yaplabilirdi. Ne var ki, bu kantlamalar n ou
mantksal ynden salam deildi. Geometrik teoremlerin
ispatnda salanan kesinlie her nedense dier alanlarda
eriilemiyordu. Aristo'yu mantk retisi ni kurmaya iten
nedenlerin banda yunan dn ve tartma yaamnda
biriken ve ilk bakta akla yakn gelen felsefi nitelikteki
baz kantlamalar eletirmek, genellikle ispat veya kant
lamada geerliin koullarn belirlemek ihtiyacyd. rne
in, Elea'l Zeno'nun bugn bile ilginliini yitirmemi
nl Ail ve kaplumbaa paradoksu Aristo'nun eletir
dii argmanlardan biridir.
Bir tanradan doan Ail hzl bir koucuydu, fakat
yarmaya nde balayan kaplumbaay hi bir zaman ya
kalamayacakt . nk, diyordu Zeno, Ail kaplumbaann
hareket noktasna gelinceye kadar geecek sre iinde
kaplumbaa az da olsa yeni bir mesafe katetmi olacak,
ve bu durum srp g idecektir. Gerci Ail kaplumbaaya
1 21
giderek yaklam olacaktr; fakat onu bir yerde yakala
mas olanakszdr.
Zeno, Parmenides gibi, hareketi n olanakszln sa
vunuyordu. Ona gre bize uma kta grnen bir ok asln
da hareketsizdir; nk bir eyin hareket halinde olmas
her an belli bir noktada bulunmas demektir; belli bir nok
tada bulunmak ise durmak demektir. Ok, yolu boyunca
her an bel li bir noktada bulunduuna gre hareket etmi
yor demektir.
Eflatun bu tr paradokslar ortaya atm Zeno iin
yle diyordu: yle bir konuma sanat vard ki, dinle
yicilerine bir eyi ayn zamanda hem tek, hem ok, hem
hareket halinde hem hareketsiz, hem kenaisi hem baka
bir ey imi g ibi gsterebilirdi . Eflatun'a gre, paradoks
larla insanlar artma. sofistlerin yapt gibi gerei
arama yerine szsel elikiler yaratarak tartmada stn
gelme abalar kiiyi gerek filozof deil, olsa olsa hatip
'leya air yapard.
Aristo mantna vcut veren ortamn oluumunda
sofistler de nemli rol oynamtr. Sofistler, yunan de
mokrasisinde halkn eitimini stlenen, ehir ehir dola
arak para kar lnda ders veren bir tr bilgin veya fi
lozoflard. lerinde rencilerine eitli konularda etkili
ve kandrc konuma yollarn, tartmada karsndakini
alt-etme sanatn retenler de vard. Onlarn uradklar
merkezlerde tartmalar izlemek iin byk kalabalklar
toplanr, heyecanl sahneler yaanrd. Sofistlerin en b
y saylan Protagoras'n h ukuk rencisi Euathlus ile
aras nda geen tartmay, daha nce dilem konusun
da grmtk.*
1 22
Matematikte olduu gibi felsefe ve huku kta da bir
iddiann ispat ne demektir?, geerli bir ispatn koul lar
nedir?, gibi sorulara ack cevap bulmak gerekiyordu. Aris
to mantk retisini yalnz sofistlerin argmanlar nn _ge
ersizliini gstermek iin deil, ayn zamanda genel ola
rak, geerli k kurallarn belirlemek, doru dnmenin
kanunlarn saptamak iin kurma yoluna g itmitir.
* *'
Aksiyome tik sistem kavram zerinde gerekli aklama
Blm IX'da verilmitir.
1 23
kurmasn izleyen alar boyunca, matematikte ulalan
soyut ispat metodunun dier bilim dallarnda da benim
senme abalar srmtr. zellikle Dekart'n geometriye
cebirsel yntemleri uygulamada gsterdii parlak baa
r, mantk iin de ayn sonucun alnabilecei umudunu ya
ratmtr. Thomas Hobbes ve daha bakalar soyut akl
y rtmeye bir tr hesaplama ilemi gzyle baklabile
ceinden sz etmilerdi. Bir akl yrtme hesab (cal
culus of reasoning) kurmann olanak d olmadn Leib
niz ok daha ack ve kesin bir biimde dile getirir. Ona
gre matematiksel sembolizmi andran evrensel bir dil
( characteristic(l universalis ) 'i kurmak yalnz mmkn
deil, ayn zamanda gereklidir. Byle bir dil her trl an
lam belirsizl iini veya kavram kargaaln nleyecek
aklkta ve kesinlikte olacaktr. Saylar zerinde olduu
kadar kavramlar zerinde de hesap yapabilmeliyiz. Bir
kere byle bir sistem kurulunca. matematikte olduu gi
b, felsefede de, bitip tkenmez tartmalar ve ekimeler
yerini kesin sonulara brakacakt . Bir ayrlk ortaya
karsa, felsefeciler de tpk muhasipler gibi, uzun uzun
tartp cekieceine, kalemlerini ellerine, katlarn n
lerine alp (dilerlerse bir arkadalarnn tanklnda) biri
birlerine, Haydi hesaplayalm! diyeceklerdir. Felsefe
kavramlarn birtakm simgelerle, kavramlar arasndaki
ilkileri de baz ilemlerle gstermenin bir yarar da fel
sefeye evrensel bir bilim kimlii kazandrmak olacakt.
Leibniz'i n ngrd bu program devrimsel nitelik
te idi; ne var ki, byle bir reformu gerekletirmenin ko
ullar yoktu o dnemde. Onun bu yolda beklenen cabay
gstermemi olmasn Aristo'ya kar besledii saygya
balayanlar da vardr. Gerekten, geleneksel mantn
vetersizliini cok iyi grmt Leibniz. Hatta Aristo'nun
tasmsal ckarm retisinin yer yer icine dt hata-
1 24
lan da biliyordu. Ne var l<i, Leibniz'in bu konuda blk
prk ve dank olan almalar kendi yaad dnem
c!e bilinmekten uzak kald. Onun dncelerini, ulat
baz sonular yaynlamaktan kanm olmas, mant k
adna bir talihsizl ik olmutur.* Gerekten XIX. yzy ln
ikinci yarsna kadar Leibniz'in ngrd ynde yeni bir
kprdama gze arpmaz.
125
etken olmutur. De Morgan Aristo mantnn yetersizli
ini gstermek iin u basit rnei vermitir :*
Her at bir hayvandr; o halde, bir at n ba
bir hayvann badr.
Bu karmda yer alan nermelerden biri zne-yklem
tr bir bantya dayanmad iin, karmn geerlii
sezgisel olarak ack olmakla beraber, geleneksel mantk
kurallar kullan larak denetlenememektedir.
De Morgan il iki ler mantna byk nem vermekle
mant kta. son derece nemli bir gelimeye kapy arala
mtr; fakat bu mantn bir sistem olarak kurulmas da
ha sonraya kalm. Amerikan mant kcs C. S. Peirce
(1839 - 1 91 4) ' n almasn beklemitir.
Mantn yeniletirilmesinde George Boole (181 5 -
1864)'n katks ok daha nemli saylabilir. Boole Snf
lar cebiri ( a lgebra of classes) ya da Boole Cebiri
diye bilinen sistemi n ncs, hatta kurucusudur. 1 847'de
.
yazd Mantn Matematiksel Tahlili adl kitab nda, De
kart'n cebire dayal geometrisine paralel cebire dayal bir
mantk denemesi yer almtr. Leibniz'in 1 50 yl nceki r
yas bylece gerekleme yoluna girmiti.
Boole mant matematikletirme yolundaki daha b
yk admn 1854'de yaynlanan Dnce'nin Kanunlar
adl yaptnda ortaya koyar. Ele ald temel kavram ve
il ikiler ynnden geleneksel mantn konusunu olutu
ran snflar aras ve snf-ye ilikisinin dna kt sy
lenemez. Anca k o bu tr ilikileri cebirsel olarak ileme
yntemleri getirmekle manta yeni bir yn ve hz kazan
d rr. rnein, Sa P. SeP, SiP ve SoP temel kategorik ner
melerin SP = O. SP = O, SP =f= O ve SP =f= O biiminde
1 26
den klemlerle ifade edilebileceini; bu nermeler arasn
daki ilikilere dayal karmlarn cebirsel kurallara ba
vurularak denetlenebileceini gsterir. Ksacas. Boole' n
ortaya koyduu cebirsel sistem, kategorik nermelerle
yaplan tm karmlar denklemler aras nda kurallar bel
li sembolik ilikilere indirgeme yntemini getirmitir.
Boole'n bu a lmas Schroeder (1841 - 1 902) . John
Venn (1834 - 1 923) ve Sta nley Jevon (1835 - 1 882) gibi
matematiki-mantklar elinde daha ileri gtrl r.
Boole bu almas dnda bileik nermeleri olu
turan nerme eklemleri zeri ndeki aratrmalaryla iler
Ge nermeler Hesab diye kurulan sistemin temelini de
atmtr. Bylece modern mant oluturan iki sistem,
nermeler mant ile niceleme mant, Boole'n att te
meller zerinde kurulma olana bulur. phesiz modern
mantn ortaya kmas nda pek ok kimsenin katks var
dr; fakat nc olarak hi biri De Morgan ve zellikle
Boole'le boy lme iddias nda olamaz.
1 27
tiin temellerini aratrmada etkili bir ara nitelii ka
zand rmaya yol acar. Tm bu almalar sonunda A. N.
Whitehead (1861 - 1 947) ile B. Russell (1 872 - 1 970) 'n on
yllk srekli ve youn ibirliinin rn ciltlik Principia
Mathematica (1910 - 1 913)'da btnleme olana bula
rak kesin ve olgun biimini alr. imdi modern mantn
klasik bayapt say lan bu alma , ayn zamanda, Frege'
nin loj istik tezini genelleyerek yalnz aritmetiin deil,
tm matematiin mantktan karlabileceini temellen
dirme abas n temsil etmektedir. yle ki, mantkla mate
matii biribirinden kesin izgilerle ayrma k art k kolay de
ildir. Bu sonucu Russell kendisi daha sonra yle dile
getirmitir :
Matematik ve mant k, tarihsel geliim ynnden,
tmyle farkl konular olmutur. Matematik bilimle, man
tk ise Greke ile birlikte yrmtr. Fakat her ikisinin
de modern alarda gelitiini grmekteyiz: mantk daha
cok matematiklemi, matematik mantksal nitel ik kazan
mtr. Sonu u ki, ikisi arasnda bir izgi cizmee artk
olanak yoktur. nk i kisi zdeir. Aralarndaki fark gene
le yetikin arasndaki farka benzer: mantk matematiin
genliini, matematik mantn olgunluk can temsil et
mekted ir. Bu gr hem mantklar, hem de matema
tikiler tepkiyle karlyorlar. Mant k lar n tepkisi, btn
zamanlarn klasik metinleri incelemeye verdikleri iin
sembolik terimlerle dile getirilmi her hangi bir akl-y
rtmeyi anlama yetersizliindn: matemati kilerin tepkisi
ise. renmi olduklar bir tekniin anlam ve rasyoneli ne
eilme zahmetini gze alamamaktan domaktadr. Neyse
k i , bu tepkiyi gsterenler her iki alanda da giderek azal
maktadr. ki konu eitli ynleriyle o derece kesimekte
dir ki. aralarndaki sk iliki konuyu bilen hi bir ren
cinin gznden kamayacak kadar aktr. ddia ettiimiz
1 28
zdeliin ispat ayrntlara inmei gerektiren bir sorun
dur. Manta ait olduu sz gtrmez ncllerden bala
yp, dedksiyonla, matematie ait olduu inkar edilemez
sonulara ulatmzda, iki konu arasnda hi bir nokta
da kesin bir ayrm yaplamyacan kolayca grrz. Bu
g n bile bu zdelii kabul etmeyenler karsa, onlar,
Principia Mathematica'n n zincirleme giden tanm ve ka
rmlarnn hangi noktasnda mantn bitip matematiin
baladn gstermee davet ederiz. Grlecektir ki, ve
recekleri cevap keyfi olmaktan ileri gemeyecektir. *
Matematiin mantkla zdelii veya manta indir
genmesi tezi u iki noktay ierir : (1 ) matematiksel kav
ramlar n tmn salt mantk kavramlarna dayanarak ta
nmlama: (2) matematiksel postulalarn tmn, salt man
t ksal olan ilkelerden karma. Russell, Princi p i a Mathe
matica'da bu iki koulun yeterince gerekletirildii inan
c ndadr. Ona gre, Salt matematiin tm (Aritmetik,
Analiz ve Geometri) mantn ilkel kavramlar birletirile
rek kurulabilir, ve matematiin tm nermeleri mantn
genel ilkelerinden karlabilir. * * Ne var ki, bu iddia bu
gn bile herkese kabul edilmi deildir. Ancak matema
tikle mant k arasndaki ilikiyle i lgili deiik grlerin
tartmasn ileriye brakarak, XIX. yzylda mantn yeni
lemesine yol aan, matematikteki baz kkl gelimeler!
gzden geirelim.
1 29
Soru 46 : klidcl olmyan geometrilerin etkisi ne ol
du?
1 30
keni mantksald. Bu noktann akla kavumas iin ye
ni geometrilerin oluumuna ksaca ba kmak gerekir.
klid geometrisinin dayal olduu aksiyom , postula
ve tanmlar sezgisel olarak apak, ispat gereksiz, do
ruluu zorunlu birer ilke saylyordu. Bunlar iinde yalnz
daha sonra paralel postulas denilen 5. postula ( ki
doruyu kesen bir dorunun bir yanda yapt i ki i a
nn toplam iki dik acnn toplamndan azsa, o iki doru
i aclar n bulunduu yanda yeterince uzatldnda biri
birini keser. ) biraz aykr grnyordu. Bir kere bu pos
tu lann ifadesi tekiler kadar ak ve basit deildi. Daha
nemlisi, bu postulann doruluu tekiler g ibi apak ve
zorunlu grnmyordu. Bu yzden pek ok kimse onu is
pat gereksiz bir ilke sayma yerine, ispat gerekli bir teo
rem saymay, sistemin mkemmeliyeti ynnden yel iyor
du. XIX. yzy la gelinceye dek bu ynde saysz giriimler
olmu, fakat hi biri beklenilen baary vermemiti.
Sz konusu postulann teorem olarak ispat her ey
den nce teki postulalardan bamsz olmadn gster
mei gerektirmekteydi. Bu da bu nermenin geriye kalan
drt postuladan mant ksal olarak karlabilir olduunu
gstermek demekti. Oysa, byle bir kar m iin her se
ferinde daha az karmak olmayan bir baka nermeyi
(rnein, Bir genin ic aclarnn toplam iki dik acnn
toplamna eittir, gibi bir teoremi) postula olarak kullan
may gerektiriyordu. Sonu baarl olmamakla beraber,
bir noktay gn na karmaya yaramt : 5. postula
baka bir nermenin dier postulalara eklenrreslyle ispat
E:dilebildiinden, yani sistemde teorem statsne d
' lebildiinden, sistem iin gerekli deil demekti. Nitekim
daha XVlll . yzylda Playfair aksiyomu denen u ner
menin
Bir doru dnda kalan herhangi
131
bir noktada n o doruya bir ve yalnz
bir paralel doru izilebilir.
5. postula yerine ayn etkinlikle kul lanlabilecei anlal
mt. Ne var ki. ne bu ne de baka herhangi bir ilkenin
5. postuladan daha ack ve basit olduu sylenemiyordu.
132
lama yolunda tedenberi srdrlen abalara da son ver
m i olur.
Gauss'n klidi-olmayan diye adlandrd yeni ge
ometri, klid teoremlerinden ok farkl teoremler ieriyor
du. rnein bu geometride bir doru zerinde olmayan
bir noktadan o doruya birden fazla paralel doru izile
bilecei; bir genin i aclarnn toplamnn iki dik ac
nn toplamndan daima az olduu; bir emberin evresi
nin apna olan orann 7T saysndan daha byk olduu
gibi teoremler sz konusuydu. Ne var ki, yalnz klid geo
metrisine deil, ortak-duyuya da aykr gelen bu teorem
ler kendi aralarnda tam bir tutarlk iindeydi.
Bylece, sonular biribiriyle elien fakat mantksal
tuta rlk ynnden edeer, eitli geometrilerin ortaya
kmas, yalnz matematikte deil, dier alanlarda da d
nce devrimi diyebileceimiz deiikliklere yol amak
ta gecikmez. klid'in doruluu zorunlu ve a pak say
lan ilkeleri gibi, geleneksel mantn kanunlar da biricik
doru olma niteliklerini kaybederler. Fakat matematikte
balayan devrim baka kaynaklardan da beslenerek b
ymesini srdrmekten geri kalmaz.
1 33
ve sonsuz say problemlerini ise George Cantor adnda
baka bir Alman matematikisi ele alr. Saysal sonsuz
luk Zeno'dan beri matematiki ve filozoflar uratran
bir sorundu. Ail ve kaplumbaa paradoksunu hatrlaya
lm: Ail'in bulunduu her noktaya kar kaplumbaann
igal ettii bir nokta vardr. Bylece iki yarnn her an
gemi olduklar duraklar n says biribirine eit demektir.
Oysa kaplumbaann ald mesafe Ail'in ald meso-
1eni n ancak kk bir blm kadardr. Ail'in hem ok
daha mesafe almas, hem de kaplumbaa ile bulunduklar
dura klarn saysnn ayn olmas akla aykr gelmektedir:
Btnden kk olmas gereken herhangi bir para, b
tne nas l eit olabilir? Cantor sonsuzluk teorisi ile bu
gl akla kavuturur. Sonsuz kmeler sz konusu
olduunda, para btn orasndaki eitsizlik eski anla
mn yitirir. Contor sonsuz bir kmeyi, herhangi bir b
lmnde kendisinde olduu kadar eleman bulunan yn
olarak tanmlar. rnein, pozitif tam saylar dizisini ele
alalm. Sonsuz olan bu kme tek ve ift saylardan olu
ur; baka bir deyile tek ve ift saylar kmenin birer
alt-kmeleridi r. Ne var ki, byk kmede bulunan her te
rime karl k onun bir paras olan ift-saylar (ya do tek
saylor) alt-kmesinde bir terim vardr. Yani iki dizi bire-bir
tam bir karlklk iindedir.
1, 2. 3, 4, 5, 6,
2, 4. 6, 8, 1 0, 12.
1 34
birine eit olmasnda ki garabete (garabet nk sonlu
kmelerde byle bir eitlik olanakszdr) Tristram Shandy
pa ra doksu adn verir.*
Cantor sonsuz kavramna kesin ve ack bir tanm bul
makla, yalnz Zeno'nun Aristo'dan beri pek ok filozof
ve matematiki iin ba ars olan problemini derinle
tirmek ve zmekle kalmaz, ayn zamanda tm matema
tiin temeli saylan kmeler (set) teorisini oluturur. Bu
teorinin mantk ynnden nemini ksaca u iki noktada
toplayabiliriz:
( 1 ) klidi-olmayan geometriler gibi bu teori de sez
gisel apa kl doruluk iin lt saymann yanll
n gsterir. Gerekten, Btn herhangi bir parasndan
daha byktr, nermesinden doruluu daha apak ne
olabilir? Oysa sonsuz kmeler sz konusu olduunda,
bu nermenin yanl olduunu yukarda grdk.
(2) Set teorisi, tm matematii sarsan beklenmedik
baz mantksal eliki ya da paradokslara yol aarak bun
larn giderilmesi grevini yklenen mantn gelimesini
kamlar. Bu grevinde mantk bir yandan matematiin
temellerini denetleme, te yandan akl yrtmede geer
liin kurallarn yeniden gzden geirme gibi iki kkl
aratrma iine girmekle yeni bir gelime aamas balar.
135
Soru 48 : Paradokslar nleme abas mants} nasl
etkiledi?
136
kmeleri kapsayan kme, bir kme olarak kendi yesidir;
oysa 1 975'deki g neli gnler kmesi g neli bir gn ol
mad iin kendi yesi olamaz. Kmelerin byk bir b
lm ikinci trden olduu iin bunlara normal, birinci tr
den olanlara da anormal kmeler diyebiliriz. mdi tm nor
mal kmeleri kapsayan kmeyi dnelirr ve buna A k
mesi diyelim : A kmesi normal bir kme midir, yoksa
anormal bir kme midir? Bu sorunun cevab ister nor
mal olsun. ister anormal olsun mantksal bir eliki
olmaktan kurtulamaz. yle ki, A kmesini, normal bir k
me isA anormal bir kme, anormal bir kme ise normal
bir kme saymak gerekir. nk A kmesi normal bir
kme ise kendi kapsamna girecek, bylece onu a normal
kme saymamz gerekecek. Tersine a normal bir kme
ise kendi kapsamna girmeyecek bylece onu normal k
me saymamz gerekecek.
Russell paradoksutnun eitli popler rnekleri ara
snda ilgine bulduumuz bir tanesini buraya a lmadan ge
meyeceiz : Uzak bir kyn biricik berberi tm kendini
tra etmeyenleri ve yalnz onlar tra ediyormu. Sora
lm: bu berber kendini tra etmell mi, etmemeli mi? Ce
vap etmeli ise, kendini tra etmemesi, etmemeli, ise
kendini tra etmesi gerekir.
Bu ve benzeri paradokslar incelendiinde hepsinde
gze arpan bir zellik vardr. Kendine yollama ( cself
reference) yapma. rnein,
Bu cmle doru deildir.
nermesini kendine yollama yapt iin doru ise yanl,
yanl ise doru saymak gerekir. Mantklar ilkin kendine
yollama yapan nermeleri anlamsz saymakla paradoks
iardan kurtulabileceklerini sanmlard. Fakat ok geme
den bu zmn, kendine yollama yapt halde herhangi
137
bir elikiye yol amayan birtakm nermeleri de yasak
ld grlerek bu yolda kat tutumdan vazgeilir. rne
gin,
Bu cmle ksadr,
Bu cmle Trkedir.
Bu cmle kelime kapsamaktadr.
gibi kendine yollama yapa n nermeler doru veya yan
l olabilir. (Nitekim ilk ikisi doru. ncs yanltr).
Fakat kullanmlar her hangi bir eliki dourmuyor.
Russell byle bir sakncas olmayan. takat ayn za
ma nda matematik ve mant kendi adn tayan trdeki
paradokslardan kurtarmak iin Tipler Teorisi dedii da
ha esnek bir yntem oluturur. Buna gre, dilin kullan
mnda deiik dzeyler ayrdedilerek baz snrlamalara
gitme gerekiyordu. Bir nesnenin zellii olabilecei gibi,
bir zelliin de zellii olabilir. kinci tr zellik daha st
dzeyde bir tipi oluturur. ki zellik ayn dzeyde imi
gibi bir dil kullanm mantksal glk yarat r. rnein
souk zellii souk deildir: ancak bir nesne souk ola
bilir. Oysa eski zellii eskidir: nk tarih ncesi dnem
lerde bile eski yeni ayrm _ vard.
Russell tipler arasnda h iyerari kuran teorisini ilkin
bireyler ve kmeler (veya snflar) acsndan formle et
miti. Bireyleri, bireyleri kapsayan kmelerden: bu sonun
cular kmeleri kapsayan k melerden ayrdetmek gerekir.
H iyerarinin taban nda yer alan bireyler Tip 1 'i, onun s
tndeki dzeyde yer alan bireyleri kapsayan kmeler Tip
2'yi ve genel olarak Tip m nesnelerini kapsayan kmeler
Tip m + 1 'i oluturur; ancak, bir tipi oluturan kmelerin
yeleri baka bir tipi oluturan kmelerin yesi olamaz.
Ayrca, X gibi bir nesnenin (bu bir birey veya bir kme
olabilir) A gibi bir kmenin yesi olabilmesi icin X'in A'ya
138
gre bir aa tipten olmas gerekir. Russell Paradoksu
trnden elikilere dmekten kanmak iin h iyerariyi
korumaya X'i, X'in, ya da A'y A'nn, yesi sayma gibi ha
talardan sa knmaya ihtiya vardr. Baka bir deyile nes
neler ve nesnelerden oluan kmeler ile ilgili nermeler
teorinin ngrd ayrmlara uymadka, anlaml sayl
mamak gerekir. Paradokslar ounluk bu tr nermeleri
anlaml saymadan domaktadr. Russell yle diyor :
Nasl ki normal olarak kiilerle mil letleri ayn d
zeyde eyler imi g ibi kartrmayz, snflar da snflarn
snf ile bir sayp ayn ileme tabi tutmazsak g lkler
den kurtulabiliriz. yle ise, paradokslarn domasna yol
aan biimde snflar kendi yeleri saymaktan vazge
memiz gerekir.*
Grlyor ki, gramer asndan dzgn olan her cm
leyi mantksal adan d zgn veya anlaml sayamayz.
Bu ayrm yapmakszn mant ksal g lklerden, zellikle
semantik trden paradokslardan, kurtul maya olanak yok
tur.
139
karn daima bir model olarak hayranlk konusu olmu
tur. Deii k postulalara dayal yeni geometrilerin ortaya
kmas, cok gemeden ayn metodun matematiin dier
alanlarnda, rnein a;itmetikte, denenmesine yol acar.
talyan matematikisi Peano'nun almas bu dene
menin h i de bo bir heves olmadn gsterir. Peano tm
aritmetie, birka temel kavram ve ilke etrafnda man
tksal bir dzen vermekle ka lmaz, kurduu sistemi olduk
a kolay bir mantk notasyonu ile ifade etmeyi de baa
rr. Bu notasyon, daha sonra Russell tarafndan gelitiri
lerek, tm matematiksel manta uygulanr.
Aksiyometik bir sistem, ilerde ayrntl olarak gre
ceimiz zere, tanmlanmakszn kabul edilen birka il
kel kavram veya terime, bu kavram veya terimlerin iliki
lerini dile getiren fakat ispatlanmakszn doru saylan
birka temel ilke veya postulaya dayanr. Peano sistemin
de o:sfr. say ve . . . den sonra gelen ilkel terimleri,
aadaki be nerme de aksiyom veya postulalar olu
turuyord u :
1. Sfr bir saydr.
2. Bir saydan sonra gelen de bir saydr.
3. Farkl saylardan sonra ayn say gelmez.
4. Sfr hi bir saydan sonra gelmez.
5. n gibi bir sayya ait bir zellik, n'den sonra
gelen sayya ve sfr saysna da aitse, tm
saylara ait demektir (Matematiksel endksi
yon ilkesi).
Ksaca, Peano postulalar, saylarn sfrla baladn,
her sayy bir ve yalnz bir saynn izlediini belirlemekte,
tm saylara ait genel zelliklerin matematiksel endk
siyon> denen ilkeyle saptandn dile getirmektedir.
Peano'nun aritmetii a kslyometikletirme almas
140
matemati in temelleri zerindeki calmalarn daha da yo
unlamasna yol acar. Bu konuda beliren c temel gr
arasndaki tartmann ard bugn bile alnm deildir.
Grlerden bi:-i ilk kez Frege tarafndan ortaya atlan;
daha sonra Russell tarafndan genelletirilen matemati
in mantkla zdelii tezini temsil etmektedir. kincisi
ma ntksa l bic.im ve tutarl! ! esas alan formalistlerin g
rdr. cnc gr bir tr pozitivist cizgi izleyip so
yutlamalardan ka nan sezgici (entvisyonist) ferin gr
dr.'1' Matem'.'.ltiin nitelii zerindeki bu grler, ayn
zamanda , mant klarn ilgisini ekmekle iki disipl inin ya
knlamasn ve karlkl etkilemesini salam, zellik
le mantn bir aratrma yntemi kimlii kazanmas na
yaramtr.
Peano'nun, daha nce Frege'nin ortaya koydu11, fa
kat karma kl nedeniyle pek ku llanl olmayan mant k
notasyonunu geni lde basitletirmek yoluyla da man
tn geliimini kolaylatrdn syleyebiliriz. Ne var ki,
Peano'nun aksiyometikletirme abasn rasyonel bir te
mele oturtma ii de Frege'ye der. Peano'nun aksiyom
lar mantk acsndan pek yeterli grnmyordu. Bir kere
matematiin temel ilkeleri olara k neden baka nerme
ler deil de bu nermeler alnsn? sorusuna doyurucu
cevap yoktu. Peano byle bir sorunla ilgilenmemiti bile.
Genel bir aklama bulma iini Frege'nin stlendiini g
ryoruz.
Frege, Peano'nun aksiyomlarn kendi mantk siste
minin birer sonucu veyd teoremi olarak gstermek sure
tiyle bunlarn keyfe bal deil zorunlu ilkeler olduunu
1 41
kantlamak istiyordu. Fakat bu sonuc ayn zamanda mate
matiin, hic deilse aritmetiin, mantktan ckarlabilir ve
ya manta indlrgenebilir olduunu gstermek demekti.
Bu yolda en nemli adm say kavramnn salt mant k te
rimleriyle tan mlanmasyd. Peano sisteminin dier ilkel
terimi den sonra gelen, zaten salt mant ksald. Rus
. .
1 42
Soru 50 : Sembolletirme niin nemlidir?
1 43
ilk karlat bir sembolu veya forml rkmeden beni m
siyebilir. Bu nedenle sembol deyince ounluk aklm
za garip bir nesne, esrarl bir ey gelir. Oysa sembol ol
ma ynnden mantk ve matematikteki iaretlerle, her gn
kullandmz kelimeler arasnda bir fark yoktur. Sadece,
oaha soyut olan birincilere yeterince alk deiliz, o ka
dar.
te modern mantk alk olmadmz bu yzden bi
ze garip gelen birtakm zel sembolleri oka kulland
iindir ki, sembolik veya matematiksel diye nitelen
diri lmektedir. Yoksa geni anlamda gelereksel mantk da
semboli ktir. Orada da terimleri S, P ve M gibi harflerle,
nerme kalplarn A. E, 1, O (veya Sa P. SeP, SiP, SoP) gibi
anlamaya bal iaretlerle temsil teknii kullanlmaktadr.
u kadar ki, bunlar hem say olarak az, hem de basit g
rnml olduundan yeni renenler iin fazla bir g
lk yaratmamaktadr. Matematik gibi modern mantn da,
geni lde sembollere, stelik pek alk olmadmz
sembollere dayanmas nedeniyle batan biraz karmak
veya rktc grnmesi olaandr.
imdi denebilir ki, ounluk yadrgadmz birtakm
iaretleri kullanmann gerei nedir? zel sembol kullan
makszn. dncelerimizi dile getiremez miyiz?
Sembolik notasyonun mantk iin nemini Hans Re
lchenbach cebirsel notasyonun matematiksel problemle
rin zmndeki nemiyle kyaslayarak u rnei verir :
Diyelim ki, yle bir problemin zm is
tenmitir bizden: Osman 5 ya kk olsayd,
Ali'nin 6 yl nceki yandan iki kat daha byk
olurdu; fakat Osman imdiki yandan 9 ya b
yk olsayd, Ali'nin 4 y l nceki yann kat
kadar yal olurdu. Osman ve Ali'nin imdiki ya
lar neciir?
1 44
Gerekten, Reichenbach'n dedii g ibi, bu problemi
herhangi bir notasyon kullanmakszn zme yoluna gi
dersek, ok gemeden kafamzn kartn, bir kmaza
g irdiimizi grrz. Oysa, Osman'n yan x, Ali'nin ya
n y ile gsterip problemi denklem biimine dntr
dmzde, zmn hi de gc olmad grlr.
Reichenbach benzer problemlerin mant kta da oldu
unu syleyerek bir rnek daha verir:
Kleopatra'nn 1 93B'de yaadn ve ne Hit
ler'le ne de Mussolini ile evlenmediini sylemek
yanltr.
Grld gibi bu cmlenin anlam ack deildir. Ayn
cmleyi sembolik notasyonla ifade edip bir iki e-de
j:ierlik kuralna gre dntrdmzde u anlamn
aklk kazandn grrz.
Kleopatra 1 93B'de sa olsayd, ya Hitler'le
ya da Mussolini ile evlenirdi.*
Soru 621 .
1 45
lara dayal problemlerin zmnde, kurallar belli bir
sembolik notasyon vazgeilmez bir aratr. Bunun en
canl rneini matematikte gryoruz. Herkes bilir ki, sa
ysal bir problemin zmnde cebir aritmetikten, arit
metik de parmakla saymadan daha etkin ve stndr. Et
kinlik derecesindeki artn sembollemede ulalan d
zeye dorudan bal olduunu bu yntemlere baktmz
da ac ka grmekteyiz.
Ksaca demek gerekirse.
( 1 ) Gnlk dille anlat lmas zor soyut kavram ve ilikile
ri daha kolay, ksa ve ack bir ekilde ifade etmek,
(2) Gnlk dilin ok kere yol at ok anlamll, anlam
bel irsizli ini nlemek,
(3) Dnmeyi etki n ve salkl klmak, birtakm somut
olgu veya iliki leri n dar erevesini aarak ona so
yut dzeyin zgrlnde alma, ilerleme olana
kazandrmak,
ancak iyi bir sembolik notasyonla salanabildiinden, ma
tematik gibi, mantk da sembolleme yoluna giderek bu-
'
146
VI. BLM
1 47
bileik nermelerin oluumuna yarar. Bunlara bu ilev
leri nedeniyle nerme eklemleri de denir. kinci grupta
yer alan tm, baz v.b. kel imeler niceleyici nitelikte
olup tmel ve tikel nermeleri bel irlerler. Modern mant
n i ki temel inceleme alan (Doruluk Fonksiyonu Man
t ile N iceleme Mant ) ite mantksal deimezler
arasndaki bu ayrma dayanmaktadr. Bala denilen
mantksal deimezler ya rdmyla basit nermelerden bi
leik nermelerin nasl kurulduu ve bunlara dayanan ba
lca karm rnekleri zerinde daha nce baz bilgiler
vermitik.* Bu bl mde doruluk fonksiyonu kavram
c;sndan bu bilgiler geniletilerek daha sistemli bir a
lmaya gireceiz.
Doruluk fonksiyonu mantndan yararlanarak gele
neksel mantn dar kalplarn kran, bu manta yepyeni
bir kimlik ve gelime olana kazandran Niceleme Man
t'n ise Vll. Blm'de ele a lacaz.
150
doru ise
Deniz tuzlu deildir.
bilek nermesi yanltr. Deniz tuzludur nermesini,
Denizin tuzlu olduu doru deildir.
veya
Denizin tuzlu olduu yanltr.
biimlerinde de deilleyebiliriz.
Deilleme basit bir nermeye olduu gibi bilei k bir
nermeye de uyg ulanabilir. rnein (3) 'deki bilei k ner
me deillendiinde u biimi alr:
Ahmet'in para kazandnda borcunu deye
ce i doru deildir.
Deniz tuzludur, nermesini P (veya Q, R, S . ) . .
D V
V D
Grlyor ki, ,..._,p bileii, bileeni. P. doru ise yan
l, yanlsa dorudur.
Birlikte-evetleme: ki nermeden ve balac yard
myla oluan bileie birlikte-evetleme denir. rnein,
Bu yaz tatil yaptm ile Bu yaz ders altm nerme-
1 51
!erinden oluan Bu yaz hem tatil yaptm. hem ders a
ltm veya Bu yaz tatil yaptm ve a ltm, birlikte
evetleyici bir bileik nermedir. Birlikte evetleme, ancak
ve ancak her iki bileen doruysa doru, bileenlerden
biri veya ikisi yanlsa, yanltr. Bu tanm doruluk l
zelgesinde yle grnr (Ve balacn /\ simgesiy
le, nermelerden birini P, dierini O ile temsil edersek):
p o p /\ o
D D D
D y y
y D y
y y y
Ksaca demek gerekirse, P /\ 0 biimindeki bir
bileiin doru olmas iin hem P'nin hem O'nun doru
olmas gerekir. :P /\ 0 bileii P ve O'yi birlikte
evetlemekte, baka bir deyile hem P , hem O doru
dur, demektedir.
Seeneklik: ki nermeden veya balac yardmy
la oluan bileie seceneklikt d iyoruz. rnein Kah
valtda cay ierim ile Kahvaltda st ierim nermele
rinin oluturduu, Kahvaltda ya ay, ya da st ierim
bileii seenekli bir nermedir. Seeneklik, ancak ve an
cak her iki bileen yanlsa yanl. bileenlerden biri, ya
da ikisi, doruysa, dorudur. Badar seceneklii belir
leyen bu tanm* doruluk izelgesinde yle grnr ( cve
ya balacn V simgesiyle gsteriyoruz) :
1 52
p o p v o
D D D
D y D
y D D
y y y
izelgeden de grld zere P V 0 biimini
alan seenekli bir bileik nerme (ki ya P, ya O veya
her ikisi dorudur. demektedir) nin yanl olmas iin her
iki seenein de yanl olmas gerekir.
Koulluk: ki nermeden . . . ise . . . balac yardmy
la oluan bileie, koullu nerme veya ksaca koul
luk diyoruz. rnein, bileenleri Yamur yaar ve
Yerler slanr, olan Yamur yaarsa, yerler slanr,,
bileii koullu bir nermedir. Koullu bir nerme n-bi
leeni doru, ard-bileeni yanl olduunda yanl, yoksa
dorudur. Doru luk izelgesi bu tanm yle belirlemek
tedir ( . . . ise balacn <eh> simgesiyle gsterirsek):
. . .
p o p -+ o
D D D
D y y
y D D
y y D
Buna gre koullu bir bileik nerme. n-bileenin
yanl veya ard-bileenin doru olduu her durumda do
rudur.
Karlkl - Koulluk: ki nermeden ancak ve an
cak . . . balac yardmyla oluan bileie karlkl-ko
ullu nerme veya ksaca karl kl-koulluk diyoruz.
rnein, Ancak ve ancak yamur yaarsa, yerler sla-
153
nr nermesi bu trden bir bileiktir. Karlkl koullu
1:-ir nerme, bi leenleri birli kte doru veya birlikte yanl
sa doru. bi leenlerden biri doru, biri yanlsa, yanltr.
Dorulu k izelgesinde bu tanm yle belirlenmektedir
( ancak ve anca k . . . balacn simgesiyle gsterir
sek) :
p o p o
- --
D D D
D y y
y D y
y y D
Demek oluyor ki, karlkl koullu bir nerme, ancak
ve ancak bileenler ayn doruluk deeri tayorsa do
rudur, yoksa yanltr. Baka bir deyile. karlkl koul
luun doruluu bileenlerin e-deerliliini gerektirir.
Aadaki izelgede, balalarn doruluk koullar
n topluca grmekteyiz:
izelge : 1
p o ,_. p .--Q p v o p A o p + Q P O
D D y y D D D D
D y y D D y y y
y D D y D y D y
y y D D y y D D
Aklama:
1 . Doruluk izelgesinde ift izginin solundakl
stunlara yollama ( reference) stunlar denir. Yolla
ma stunlar doruluk koul u belirlenmek istenen for
ml veya formllerde yer alan deiik nerme deiken
lerinin saysna gre bir, iki, veya daha fazla olabilir.
1 54
Yukardaki izelgede doruluk koullar belirlenen forml
lerde P ve O'den baka deiken olmadndan. biri P,
dieri O iin olmak zere yalnz iki yollama stunu var
dr.
2. Ayrca yollama stunlarnn saysna gre izel
gede satr says da deiir. nerme deikeni bir tek ol
c.uunda 2 satra, iki olduunda 4 satra, olduunda 8
satra ihtiya vardr. Genel olarak, bir izelgede satr sa
ys n u formlle belirleyebiliriz:
2n = satr says
Formlde 2, doruluk deer saysn (yani D ve Y'yi),
<<n deiken (veya yollama stun saysn) simgelemek
tedir.
Yollama stunlarnda doruluk deerlerinin dalm
belli bir sra veya dzene bal olmak gerekir. Basit bir
kural koymak iin yle bir yol izleyebiliriz. Cift izg iye
bitiik stundan balayarak sola doru stunlar ele al
nr. lk stuna D ve Y deerleri, tm satrlar doluncaya
kadar deiik olarak verilir. kinci stuna 2 D, 2 Y deer
leri. nc stuna (varsa) 4 D, 4 Y deerleri, drdnc
stuna (varsa) 8 D, 8 Y deerleri biribirini izlemek zere
yazlr.
1 55
p v Q
bilei k nerme kolbn ya P. ya a ya da her ikisi di
ye okur, bileenlerden birinin doruluunun bileiin do
ruluu iin yeterli olduunu grrz. Ayn ekilde izel
gede bi leenlerin birlikte yanl olmalar (yani ,_, P /\ - Q)
bileiin yanllk veya deillenme koulu olarak grn
mektedir. Baka bir deyile P V Q bileiinin yanl ol
mas, her iki bileenin yanl olmas demektir. Buna gre
bileiin deil lenmesi, yani
,..., (P V Q)
kalb ile bileiin yanllk koulu, yani
- P /\ - 0
kalb e-deer olmak gerekir. ki kalbn e-deer olup
olmad gene doruluk izelgesine bavurularak sapta
nabilir. (ki nerme veya nerme kalbnn e-deer olma
s tm koullar altnda ayn doruluk deeri almalar de
mek olduundan, sz konusu iki kalba ait doruluk i
zelgesi stunlarnda yer alan doruluk deerlerinin her
satrda zde olmas gerekir.) Aadaki izelge iki kal
bn e-deer olup olmadn gstermek iin dzenlen
mitir:
Cizelge : 2
1 2 3 4 5
p Q _,p ,_,Q p v Q ,_, (P V Q) p /\ ,_, Q
,_
-- -- --
D D y y D y y
D y y D D y y
y D D y D y y
y y o D y D o
1 56
Grld gibi, izelgenin 4 ve 5 nolu stunlarnda
ki dotuluk deerleri her satr zerinde zdetir. Bu. iki
1-' albn edeer olduunu, yani (e-deerlik ilikisini s
simgesiyle gsterirsek),
,._, (P V Q) "" ,..., P /\ ,.., Q
ispatlamaktadr.
Gene 1 nolu temel izelgeye bakarak, dier kalpla
rn ya nllk koullar ndan deillemelerinin e-deerlerini
saptayabiliriz. Nitekim,
p /\ Q
l<alb, ya P'nin, ya Q'nun, ya da her ikisinin yanl olma
lar (yani ,..., P V Q ) halinde yanl olduundan, bu
,._,
izelge : 3
1 2 3 4 5
p a P .-- Q p /\ Q ,..... (P /\ Q) p v ,.., a
-- --
,.._.
D D y y D y v
D y y D y D o
'( D D y y o o
y y o o y o o
1 57
p + Q
kalb P'nin doru, Q'nun yanl olmas halinde yanl ol-
duundan bu yanll k koulu ( P /\ ........, Q ) ile kalbn
dei llemesi [ ( P + O ) ] 'nin e-deer olmas
.-
........, ( P + Q ) = P /\ .- 0
gerekir. Bu e-deerliin ispat aadaki izelgede ve-
ti imitir:
izelge : 4
1 2 3 4
p Q -O p + Q ,_, (P + O) p /\ ,.._, Q
- - - - --
D D y D y y
D y D y D D
y D y D y y
y y D D y y
P Q
kalb P'nin doru, Q'nun yanl ya do Q'nun doru P'nin
yanl olmas hal lerinde yanl olduundan, bu yanllk
koullarn simgeleyen [ (P /\ ........, O) V ( ........, P /\ Q ) ]
forml ile deillemesi [ ( P Q ) ] 'nin e-deer olma
,.._,
s, yani
........, ( P Q ) .... [ ( P /\ ,..... Q ) V ! ,_, P /\ O ) ]
gerekir. ,A.adaki izelge bunu ispatlamaktadr:
158
izelge : 5
1 2 3 4 5 6 7
p o ,..... p ,_o PO - ( PO) p /\ ,_.o - P /\ O ( P /\ --0 ) V ( ,_. p /\ 0)
- - - - - --
o o y y o y y y y
o y y o y o o y o
y o o y y o y o o
y y o o o y y y y
- - - -
1 59
nce mantksal balalarn birbirine lndirgenebilirli
i zerinde duralm. Bundan nceki soruda deindiimiz
e-deerliklikler,
,...., ( P V O) =- ,.....,p /\ ..., Q
..., (P /\ O) !5! ,.....,p V ,...., o
,...., (?+O) e P /\ - O
,....., (PO) == [ (P/\ - 0) V ( ,_, P /\ 0) ]
baz indirgemelere olanak olduunu gstermektedir. r
nein, ,....., ve V ya da ,_, ve /\ balalar n ilkel
sayp tekilerini bunlarla tanmlayabiliriz. Baka bir de
yile doruluk fonksiyonu trnden tm bileikleri (veya
formlleri) yalnz ilkel saydmz balalar kullanarak
yazabiliriz. Aada ve V balalar kullanlarak
temel kal plar dile getirilmitir :
(P/\0) ,,,. ,....., ( - P V -0)
(?+O) '"'"' P V O
(PO) = ,....., [ ..., ( ,_, P V O) V ..., ( ,_, Q V P) ] *
Doruluk izelgesine bavurulan indirgeme yoluyla elde
edi len bu edeerlikler testedilebilir.
t7eri indirgeme yoluyla mant bir bakma sadele
tirdiimizi syleyebiliriz. Ne var ki, baka bir bakmdan
da iimiz tam tersine glemi oluyor. Yukardaki rnek
lere ba kldnda ne demek istediimiz kolayca anlalr.
zelli kle karlkl koul balacnn tanm ile ulalan e
deerl ik yazlmas ve okunmas h i de kolay olmayan
lalanna indirgenir .
160
uzunluktadr. Mantklar bu zorluklar gznnde tu
tarak balalarn beini de kullanmay yelerler ounluk.
zerinde durulmas gerekli bir baka nokta da ba
lalarn etki alann belirleme konusudur.
Ksaca demek gerekirse dellleme ( ) kendisini iz
1 61
ya da seceneklik,
(2) (P /\ O) V R
olarak yorumlayabiliriz. Bir formle verilecek yorum, o
Jormlde hangi balacn ba balac sayldna gre
deiir. (1 )'de ba balac /\ , (2)'de ise V dir.
Balalarn etki alanlarn belirlemek veya formller
de ba balac belirleyerek cok anlamll nlemek icin
kullanlan parantezler (.) den balayarak ihtiyaca gre
. l.] ve . iaretleri olabilir. Aadaki rnek, bu ia
162
(a) ( P V O) /\ R
,.._,
(b) P ,.._, V Q R /\
birincisi dzgn tam-deyim, ikincisi dzgn olmayan bir
deyimdir. kisi arasndaki fark sezgisel olarak grmekle
birlikte baz ltlere bavurarak nesnel bir ekilde belir
leyebiliriz. Bunun iin u lte (bunlara dzgn tam
deyim oluturma kurallar da diyebiliriz) bavurmak ye
ter :
(1 ) Basit her nerme veya nerme deikeni bir
dzgn tam-deyimdir.
(2) P bir dzgn tam-deyimse, p de yledir.
(3) P ve Q birer dzgn tam-deyimse, P /\ Q, P V Q,
p+Q ve P Q de birer dzgn tam-deyimdir.
imdi rneimize dnerek verilen bir formln bu l
tlere vurularak dzgn tam-deyim olup olmadn na
sl belirleyeceimizi gsterelim :
(a) 'daki forml [ ,.._, (P V Q) /\ R]' (3) 'deki lte g
re dzgn tam-deyim saymamz gerekir, eer bi
leenleri ,.._, ( P V O) ile R birer dzgn tam-deyim
iseler. ,.._, (P V O) forml (2) 'deki lte gre bir
dzgn tam-deyimdir, eer P V Q yle ise.
P V Q forml (3) 'deki lte, R ise (1 )'deki l
te gre birer dzgn tam-deyimlerdir. O halde,
(a)'daki forml bir dzgn tam-deyimdir. Oysa,
(b) 'deki forml ltlerden hi birine gre bir
dzgn tam-deyim saymaya olanak yoktur.
Bir forml veya nerme biimi dzgn tam-deyimse,
o biimi alan tm nermeler de yledir.
Batan beri nerme, onerme kalb veya ner
me biimi dediimizde, yalnz, dzgn tam-deyim olan-
1 63
lar kastetmitik. Bundan byle de yle anlalmamz ge
rekir.
164
O t"-0, biimi gerei yanltr. O deikenine ister do
ru, ister yanl deeri verelim, o daima yanl kalr. Tm
totolojik formller biribirine, tm eliik formller de biri
birine e-deerdir. Totolojik bir formln deillenmesi bir
elikiye, eliik bir formln deillenmesl de totolojiye
yol acar. Aadaki doruluk izelgesi, PV--P forml
nn totolojik, P /\ ,_. p formlnn ise eliik olduunu
gstermektedir (P ile .-p bal formllerdir) :
p ,.., p ;
, __P_V _!:_ _
P
_/\
_ ;P
1 V
o y
v D D
165
(3) nc kkn olanakszl ilkesi: Bir ner-
me ya doru ya da yanltr (PV --- P);
ilkeler totoloj ik nitelikte birer formldr. Bu formllere so
mut rnek tekil eden tm nermeler, xv . yzyl filo
zofu Leibniz'in dedii gibi, yalnz bizim dnyamzda deil,
mmkn btn dnyalarda dorudur.
P
-----
a P + a
--- -------
0 D D
V
D y y
D D
y y D
1 67
(3) p v o
,..., p
:. o
- o
o ol v v o v o o v
o v v l o o v o o o
V D ,1 O v o o v o o
v v o o v v y o o
izelgeden de grld gibi (3)'deki karma kar
lk olan A forml totolojik, (4)'deki karma karlk
elan B forml ise bal nitellktedir. Bu demektir ki, (3)'de
ki karm mantksal ynden geerli, (4)'dekl karm ge
ersizdir.
1 68
Soru 59 : Etkin bir teknik olan doruluk izelgesi ye
terince kullanl mdr?
:. o v s
geerlik testi iin 9 stun ve 16 satrlk bir izelgeye ih
tiya vardr. Deiken says be veya altya ktnda
izelgeyi d zenleme zorluu bir yana, salkl kullanma
olana kalmamaktadr. Bu nedenle izelgenln iini gre
cek daha kolay ve kullanl bir yntem bulunmutur.
Doruluk izelgesi ksa-kesme yntemi denen bu tek
nik dpedz geerlik kavramnn tanmna dayanmakta
dr: Geerli bir karmda ncller doru, sonu yanl
olamaz. yle ise geerli bir karmn evrilmesiyle elde
edilen koullu nerme veya nerme biiminde n-bilee
nin doru ard-bileenin yanl olmasna olanak yoktur.
Eer ard-bileeni yanl saydmzda n-bileeni doru
sayma olana yoksa. koullu bileiin karlk tekil et
tii kar m geerli, tersine ard-bileenl yanl saydmz
da n-bileeni doru sayma olana varsa. sz konusu
karm geersiz demektir.
Ksa kesme tekniinin uygulanmasnda u iki nok
tay gz nnde tutmaya ihtiya vardr :
( 1) Ard-bileene Y deeri verilir. Ard-bileen bileik
1 69
bir formlse, formln tmnn doruluk dee
rini Y yapacak ekilde deikenlere doruluk
deeri verilir. rnein ard-bileen P veya O gibi
basit bir formlse Y vermek yeter; ,_, p, P /\ O,
P V O. P+O veya Po gibi bileik bir formlse,
bunun yanllk kouluna gre deikenlere de
er veri lir. Szgelimi ard-bi leen P V O ise hem
P'ye hem O'ye Y vermek, P->-o ise P'ye D. O'ye
Y vermek gerekir.
(2) Ard-bileene Y deeri verildikten sonra, n-bile
enin tmnn doruluk deeri O yaplmaya a
llr. Ancak, ard-bileende yer alan deiken
veya deikenlere verilen doruluk deerleri n
bileen iin balaycdr; ayn deiken veya de
ikenler n-bileende getiinde ayn deerleri
alrlar. Yalnz n-bileende gecen deikenlere.
n-bileeni doru yapmak iin hangi deerleri
vermek gerekiyorsa o deerler serbeste verile
bilir.
imdi Soru 58'deki rneklerimize dnerek ksa-kes
me tekniinin ileyiini gsterelim.
A forml :
[ ( P V Q ) f\ P ] - Q
o y o
1
1
1
o y
' /
\' /
/
' /
,y/ y
1 70
A formlnde ard-bileene Y deeri verildiinde n-bile
enin doruluk deerini D yapmaya olanak yoktur. Bu,
formln karlk olduu karmn geerli olduunu gs
terir.
B forml :
[( P V O
1
) /\ P ] -+ - 0
1
1
1
o 1: D D
1
1
1
D D
\ I
\ I
\ I
\ I
'D ' y
171
sonrad r ki, koullu formln karlk tekil ettii kan
m geerli sayabiliriz.
Ksa-Kesme yntemi, doruluk izelgesine gre
daha kullanl olmakla birlikte, ard-bileenin birden fazla
ekilde Y almas halinde, pratik deerinden bir hayli yi
tirmektedir. Bu nedenle mantn zn oluturan geer
lik denetimini daha formel ve kullanl bir ynteme bal)
lamak yoluna gideceiz.
172
Vll . BL M
173
teliklerine gre, gruba ayrlmaktadr: (a) Modus po
nens, modus tollens, seenekli tasm . . . gibi, geerlii
doruluk izelgesi ile denetlenmi basit karm kalplar;
(b) gene doruluk izelgesiyle denetlenmi temel baz
e-deerlik kalplar ; (c) totolojik nitelikte baz temel for
mller. Metodun ileyiini kabaca gstermek iin bir r
nek alalm :
Snav baarrsam niversiteye gideceim:
baarmazsam i a rayacam.
Va evden uzaklaacam, ya da niversiteye
gitmeyeceim. Ama evden uzaklamayaca
m.
O halde: i a rayacam.
Bu karmn geerli olduu sezgisel olarak da belli
dir; a ncak karmn daha ka rmak olduu durumlarda bu
na ok kere olanak yoktur. Gerek karm, gerekse geer
_
, llin denetimini etkin ve nesnel klmak iin ister istemez
formel kar m metoduna bavurmak zorunluu vardr.
Metodu n uygulanmas nda ilk adm karmda yer alan
nermeleri sembolik olara k yazmaktr :
Snav baarrsam niversiteye gide
ceim P + Q
Snav baaramazsam, i a rayaca
m
Va evden uzaklaacam, ya da ni
versiteye gitmeyeceim s v - a
Ama evden uzaklamayacam ,..., s
O halde, i arayacam : . R
kinci adm nclleri rakamlarla belirlemek, sonucu
(verilmise) son ncln karsnda, yatk bir izgi ile
ayrarak gstermektir :
174
(1 ) 1. p + Q
2. p ->- R
3. s v - o
4. ,_, S I : R
.
yor ki, bir ispat veya karmn yapsnda her biri bir for-
ml olan bir dizi forml vardr. Bunlardan bir blm ve
rilmi ncllerdir; dierlerinden her biri ya bu ncllerden
ya da kendilerinden nce gelen formllerden en az bir
karm kuralna dayanlarak elde edilir.
rneimizde ilk drt adm ncl leri belirlemektedir.
Bunlar izleyen ve sonuca ulaan ad mlar birer kar m
olarak biz yazacaz.
5'inci admda, 3'nc ve 4'nc admlardaki ncl
lerden seenekli tasm (S.T.) kuralna dayanlarak --0
formln,
6'nc admda, 1 'inci ve 5'inci admlardaki formller
den modus tollens ( M .T.) kuralna dayanlara k - P for
mln,
7'nci admda, 2'nci ve 6'nc admlardaki formllerden
modus ponens ( M . P. ) kuralna dayanlarak R forml
n karrz. R forml dnda kullanacamz baka
bir forml kalmad ndan R'yi tm karmn sonucu
olarak belirleyebiliriz.
Grlyor ki, karmn yapsnda yer alan her adm,
daha nce geerlii denetlenmi kurallar yardmyla ken
disinden nce gelen bir veya daha fazla admlardan ka
rlmaktadr. karmn denetimine kolayl k salamak ze
1 75
rn her admda yer olan formln karsna, elde edildii
forml veya formllerin numaralar ile bavurulan ka
rm kalbnn ba harfleri yazlr. Bylece, aada grl
d gibi. karmn yaps biri karm admlarn, tekisi
her admn nerden ve nasl elde edildiini gsteren i ki s
tundan oluur. Birincisine karm stunuo, ikincisine,
gereke stunu diyebiliriz.
1. p + Q
2. ,..... p ->- R
3. s v - o
(2) 4. s I :. R
5. - Q 3,4, s.r.
6. p 1 ,5 M.T.
7. R 2,6 M.P.
Sonunda Ro formlne ulamakla verilen karm is
patlanm oluyor. Ancak, rneimiz yalnz nclleri ver
mekle kalsayd bile bu metod etkin bir ilem olarak sonu
cu, yani R formln, karmamz salar ve karm ya
gereke stununa bavurarak, ya da daha formel bir yol
dan (rnein, olmayana ergi yntemiyle) denetleme ola
nan verirdi.
1 76
aorudur; ancak bu kurallar tek tek ne gerekli, ne de bi
riciktir. Ayn sonuca deiik kurallarn uyg ulanmasyla da
ulalabilir. Baka bir deyile ispat veya karm dar an
lamda kurallar belli, mihaniki bir ilem deildir; karmda
mihaniki olan yalnz secilen kurallarn uygulanmasdr.
zellikle karma k ispatlarda deiik yaklam veya stra
tejilere olanak vardr. Formller orasndaki iliklleri alg
lama, bunlar belirlemeye elverili en basit ve etkili kural
lar seme, kiinin mantk bilgisi yannda, m uhayyile yeti
sini de gerektirecek niteliktedir. Bu nedenledir ki, mate
matikte bir teoremin ispat cok kere o teoremi bulmak ka
dar yaratc zekaya dayanan bir olay saylr.
rnei mize dnerek, ayn sonuca deiik kurallarla
nasl ulaabileceimizi gsterelim :
1. p + Q
2. P+ R
-
3. s v - o
4. - s / :. R
1n
noktamz deiti; 1 'inci ve 2'nci formller arasnda sezin
ledii miz il ikiyi ortaya karmak iin, nce 2'nci forml
devi rme kuralna bavurarak 5'inci admdaki e-deeri
olan formle dntrdk; bylece, 1 'inci ve 5'inci for
mllerden hipotetik tasm kural gereince 6'nc form
l karma olanan elde ettik. Ayn ekilde, 8'inci for
ml elde etmek iin (nk bu formlle 6'nc forml
bize 9'uncu adm yazma olana vermektedir,) 3'nc
ncl 7'nci admda ki e-deerine, bunu da 8'inci adm
daki e-deerine dntrdk. Geriye 4'nc nclle
9'uncu admdaki formlden R sonucunu karmak kal
vordu ki, bunu grmek zor deildi artk.
Bir nc, belki de bir drdnc ve bir beinci yol
izlemek de olanak d deildir. rnei n ie 3'nc nc
l, yer deitirme ve ierme kurallarn uygulayarak,
0 ->- S biimine dntrmekle de giriebiliriz. nemli
olan deiik yaklam olanaklar arasnda bizi sonuca en
kestirme yoldan gtrecek olan semektir. Nitekim (2) '
deki karmda sonuca sadece 7'nci admda ulatmz
halde (3) 'deki karmda ancak 1 0'uncu admda ulaabil
diimizi grmekteyiz. Ekonomide olduu gibi mantkta da
israftan kanma genel bir ilkedir. stelik mantknn be
enisi daha basit ve daha zarif olana yneliktir.
1 78
letirir; yle ki, sonuncu adm ncllerin ieriindeki so
nucu versin bize.
ncllerden sonuca gidite bavurulan kurallarn,
(a) basit karm kalplar, (b) e-deerlik ka lplar ve (c)
totolojik formller olmak zere tr olduuna daha n
ce deinmitik. imdi bu kurallar ayr ayr tantma yo
luna gideceiz.
P O P /\ O
p
:. p
o
p+ o p
o o
p :. p /\ o
P+ O (P + 0) /\ (R S)
O + R P V R
:. P R ." . O V S
1 79
(4) Seenekli Tasm (S.T.) (9) Ykc Dilem (Yk. Dil.)
P V O (P + Q) /\ (R S)
- p - Q v ...... s
:. Q : . ,...... P V - R
(5) Ekleme (Ek.)
p
p v Q
E-deerlik kalplan
,._, (P V Q) = ( - P /\ ,...... Q)
(2) Yer Deitirme (Y.D.)
(P /\ Q) !5i (Q /\ P)
(P V Q) .,.. (Q V P)
(3) Birleme (Bir.)
[ P /\ (Q /\ R) ] ... [ (P /\ Q) /\ R ]
[ P V (Q V R) ] ... [ (P V Q) V R ]
(4) Dalma (Da.)
[ P /\ (Q V R) ] = [ (P /\ Q) V (P /\ R) ]
[ P V (Q /\ R) ] ... [ (P V Q) /\ (P V R) ]
(5) ift Deilleme (.D.)
P a ,._, ..., p
1 80
(6) Devirme (Dev.)
(P + 0) '"" (-- O -+ - P)
(7) erme (.)
(P -+ O) .. (,_, P V 0)
(8) Karlkl Koul (K.K.)
(P +-+ Q) a [ (P -.+ 0) /\ (0 + P) ]
(9) Dalm (D.)
[ (P /\ 0) + R ] [ P -+ (0 + R) ]
E-deerliklerin karm kurallar olarak kullanlmala
rndaki genel ilke udur: E-deerliin bir yannda bulu
nan kalba uyan herhangi bir forml, br yannda bulu
nan kalba uyan bir formle dntrlebilir.
(1) P +-+ (P V P)
(2) P + (P V 0)
(3) (P /\ O) -.+ P
(4) (P /\ O) + (P V O)
Totolo ilerin karm kalplar olara k kullanlmalarn
daki genel ilke udur : mantksal dorular olan totolo iler
karmda ncl veya daha nce gelen formllere daya
nlmakszn yazlabilir; karma bir ey katmakszn bir
formlden baka bir formle gemeye olanak verdikleri
iin kullanlmalar bozan gerekli olabilir.
Tr ne olursa olsun karm kalplarnn grevi
karmda bir admdan bir baka adma gemeye izin ver
meleridir. Balca zellikleri doruluk tayclar olma
lardr. yle ki, doru formllerden kalktmzda bu ku
rallar bize yalnz doru formller verirler. Bu zellik ise,
mantksal geerliin anlam ile zdetir.
1 81
[Daha nce deindiimiz bir dntrmei (bkz. So
ru 50) imdi sembolik notasyonla gsterebiliriz. rnek
.uydu :
Kleopatra'nn 1 938'de yaadn ve ne
Hitler'le ne de Mussolini ile evlenmediin!
sylemek yanltr.
ifadesi olduka etrefil olan bu karma k nermeyi,
(1) Kleopatra'nn 1 938'de yaadn P ile,
(ii) Hitler'le evlendiini O ile,
(iii) Mussolini ile evlendiini R ile,
simgeleyerek yle yazabiliriz :
- [ P /\ ( ,...., O /\ ,.., R) ]
De Morgan kanunlar ndan birine gre ifadeyi yle aa
biliriz :
- P V - (,...., O /\ ,_, R)
Gene ayn kanuna gre bu sonu ncu ifadeyi e-deer ol
duu u ifadeye,
,.., P V (Q V R)
dntrebilir, bunu da erme kural gereince yle ya
zabiliriz :
_ P + (Q V R)
imdi bu ifadeyi nerme deikenlerine verdiimiz an
lamlara gre okuduumuzda,
Kleopatra 1938'de sa olsayd, ya
Hitler'le, ya da Mussolini ile evlenirdi,
nermesi ortaya kar. ]
182
Soru 63 : Verilen kurallar tm karmlar iin yeterli
midir?
rnek 2 : 1 . P /\ (O + R)
2. o v - p
3. T + - (R V S)
,_, I :. T
4. p 1 , Basit.
5. p y o
,_, 2. V.D.
6. o 4, 5, S.T.
7. O "" R 1 , Basit
8. R 13, 7, M.P.
9. R V S 8, Ek.
1 0. (R V S) "" T 3, Dev.
11. T 9, 1 0, M.P.
rnek 3 : 1. ( .... p /\ O)
,..._,
2. - p / .'. Q + R
3. ,_, p v
,_, o 1, DeM.
4. p v ,_, o 3, C.D.
5. - o 2, 4, S.T.
6. ,_, o v R 5, Ek.
7. O "" R 6, .
183
rnek 4 : 1 . P V (Q /\ R)
2. ,_, Q
3. (P /\ Q) ->- ,_, R :. ,_, Q v p
4. (P V Q) /\ (P V R) 1 , Da.
5. P V O 4, Basit.
6. Q v p 5, Y.D.
7. p 2, 6, S.T.
8. p + (Q ,.., R) 3, D.
9. a R...... 7, 8, M.P.
1 0. P V R 4. Basit.
1 1 . ,.., p + R 1 0. .
1 2. ,_, R + p 1 1 , Dev.
1 3. Q + P 9, 12, H.T.
1 4. ,_, Q v p 1 3, i .
1 84
p+ o
. . P + (P A 0)
Gerekten verdiimiz kurallardan hi biri bize bu karm
da nclden sonuca gitme olanan tanmamaktadr. By
le bir durumda yaplacak ey yeni bir kurala g itmektir.
:. P ( P /\ O)
karmnn geerlilii,
p + Q
(2) p
P A O
185
karmnn geerliine ba ldr. (2) 'deki karm geerli
ise, (1 )'deki karm da geerli demektir. O halde, ilk adm
(2)'deki karmn geerli olup olmadn belirlemektir :
1. p -+ o
2. p : . p /\ o
3. o 1 , 2, M . P.
4. p /\ o 2, 3, Top.
Grlyor ki, (2)'deki karm geerlidir; yle ise (1)'
deki karm da geerlidir. Nitekim doruluk deeri ve
rerek ( 1 ) 'deki karmn sonucunu yanl, ncln doru
yapmaya olanak yoktur.
mdi dalm kural gereince,
(3) (P -+ O) --+ [ P -+ (P /\ 0) ]
forml ile
(4) [ (P -+ Q) /\ P] + (P /\ 0)
forml edeerdir, ve her ikisi de totolojik nitelikte ol
mak gerekir: nk (3)'deki forml (1 ) 'deki geerli ka
rmn, (4) 'deki forml (2) 'deki geerli karmn koullu
nerme biimine dntrlmesinden elde edilmitir. Bu
demektir ki, (3) ve (4)'deki formller doruluk ynnden,
onlara karlk tekil eden ( 1 ) ve (2) 'deki karmlar da
geerl ik ynnden e-deerdirler. Bu bize, (2)'deki ka
rmn geerliliini ispat n, neden (1 )'deki karmn geer
liinin ispat demek olduunu aklamaktadr. Koulsal
ispat kuralnn dayand rasyoneli ite bu e-deerlik lll
kisinde a ramak gerekir.
186
lardan beri kullanlan bir ispat yoludur. Metodun z ge
erli bir karmda ncllerle sonucun tutarl bir btn
oluturduklar dncesine daya nr. Gerekten, bir ka
rmda ncllerle sonu tutarl ise. ayn ncllerle sonu
cun dei llenmesinin tutarsz, yani eliik olmas gerekir.
Baka bir deyile, bir sonucu ieren ncller, o sonucun
elikisiyle eliik der. Gerekten hem birtakm ncl
leri doru saymak, hem de onlarn ierdii bir sonucu in
kdr etmek mantksal olarak olanakszdr. Bir rnek ver
mek iin aadaki basit karm alalm:
1. p v o
2. Q + R
3. ,._, p /.". R
4. o 1 ,3, S.T.
5. R 2,4, M.P.
187
Metodun kullanm son derece basit: Bir karmn
geerliini bu yoldan ispat etmek iin, karmn deille
nen sonucu nclleriyle birletirilir; formel karm me
todu kullanlarak yeni bir sonuca gidilir. Ulalan yeni so
nu bir eliki ise. testettiimiz karm geerli, eliki
deilse, karm geersiz sayarz.
Dolayl ispata gnlk tartmalarda da sk sk bavu
rulduunu grmekteyiz. Karmzdakine iddiasnn yanl
olduunu gstermek iin tartmay ok kere yle yr
trz:
Dediin yanl, fakat bir an iin doru oldu
unu farzedelim: greceksin ki, bir sr sa
malk ortaya kacak. Buna nasl raz ola
biliriz?
Dolayl ispat metodu ile yalnz karmlarn geerll
ini deil, nerme veya nerme kalplarnn totolojik olup
olmadn da testedebiliriz. Bir nerme veya formln
inkdr bize eliik bir nerme veya forml veriyorsa, in
kdr ettiimiz nerme veya forml totolojik nitelikte de
mektir. rnein,
p v ....... p
forml totolojik n iteliktedir; nk deillemesi eliikli
e yol amaktadr:
1 . ,...,, (P V ,..., P) D..
2. ,....., P A P 1, De M .
3. P A ,....., P 2 , V.D.
Dolayl ispat her trl karma etkinlikle uygulanabl
len, zellikle geerliini dorudan saptamada glk e
kilen karmak karmlar testetmede kolaylk salayan
bir metoddur.
1 88
Soru 66: Geerlik yeterli midir?
1 89
ki olmad halde, tanm gerei geerlidir. Bu da gsteri
yor ki, salam bir akl-yrtme iin geerlik yeter deil
dir. Geerliin yansra, ncllerin kendi aralarnda tu
tarl. doru ve sonuca ilikin olmas gerekir.
rneimizi sembol ik dile evirerek, ncl lerin tutar
szln, sonucun ncllerden bamsz olduunu belirtik
hale getirelim:
1. p ---;> Q
2. p ->- R
,..._,
1 90
olursa olsun) sonucunun doruluunu kantlama olana
yoktur. Aslnda bir elikiyi doru saymaya mant ka ola
nak olmadndan, ncl olarak kullanmak mant ksal bir
aykrlktr. Her eyin ispatn salayan bir ey neye ya
rar? rnein,
Dnya yuvarlaktr (P)
Dnya yuvarlak deildir ( P)
gibi eliik iki nermeden
Ay kaar peynirinden yaplmtr (Q)
gibi yanl (veya sama) bir nermeyi karabiliriz:
1. p
2. ,.._, p :. Q
3. p v Q 1, Ek.
4. Q 2,3, S.T.
Ama bu karmla ispatlanan nedir? Sadece nclleri
doru, sonucu yanl kabul edemeyeceimiz, eliik olan
nclleri birlikte doru saymaya olanak olmadna gre,
bunlardan karlan sonucun doruluunun ispat d
nlemez bile. Bir sonucun doruluunun ispat iin ka
rmn geerli olmas yetmez; ncllerin doru olmas da
gerekir.
Sonucu totolojik nitelikte olan karmlarn geerli
ine gelince, bu da geerlik tanm ile ilgilidir. Bu tr
karmlar da ncller doru iken, sonucun yanl olmas
na olanak yoktur; nk, sonu yanl olamaz; -nclle
rin doruluk deeri ne olursa olsun, sonu daima doru
dur. Baka bir deyile, bileenlerine hangi doruluk de
eri verilirse verilsin totolojik bir forml hi bir zaman
yanllanamayacandan geersiz bir ka rmn sonucu
olamaz. rnein,
1 91
Ay kaar peynirinden yaplmtr (P)
1 92
Vlll. BLM
NCELEME MANTIGI
193
ri doruluk fonksiyonu terimleriyle srasyle P, O ve R
nerme deikenleri ile temsil edersek meydana gelen
karmn,
1. p
(2) 2. o
3. . ' . R
geerli olmadn grrz. Demek oluyor ki. (1 ) 'deki tr
den karmlar iin Doruluk Fonksiyonu Mantnn is
pat yntemleri yeterli deildir. nk bu tr kar mlarn
geerlii, basit nermeleri n - balalar yardmyla bileik
nermeleri oluturma biimlerine dayanmamaktadr. As
lnda Tm ve Baz ile balayan bu nermeleri bileik
bile saymayz. Bu tr karmlar n geerlii onlar olutu
ran nermelerin i mantksal yaps ile ilgilidir. te, Do
ruluk Fonksiyonu Mantnn yetersiz kald bu tr ka
rmlar geerlik ynnden degerendirmek zere gelitiri
len metod ve kurallar Niceleme Mant ad altnda in
celeyeceiz.
Niceleme Mant yalnz geleneksel mantkta ele al
nan kategorik nerme ve tasmlarla deil, ilikisel ner
melerle ve bu nermelerle kurulan tasm d daha kar
mak karmlarla da uraacak gtedir. Geleneksel
mantk karmak karmlar yle dursun, geerlii sezgi
sel olarak belli olan,
ocuklar hem tembel hem yaramazdr.
(3) Baz ocuklar marktr.
Baz tembel kimseler marktr.
. .
1 94
yal karmlar yeterince ifadeye elverili bir notasyona,
Doruluk Fonksiyonu Mantnn kural ve yntemleri ile
birletirdii gl bir ispatlama tekniine sahip olmakla.
modern manta byk gelime olana salamtr.
1 95
x
x rencidir, veya x bir rencidir, diye okunan bu
ifade bir nerme fonksiyonudur. fadenin bir nerme ol
mas iin x'in yerne a, b, C gibi bir bireysel de
imez koymamz gerekir.
Baz kimseler rencidir, gibi tikel bir nermeyi,
renci olan biri vardr, veya En az bir kimse ren
cidir, diye yorumlayarak niceleme notasyonunda yle
yazarz:
( 3 x) x
En az bir x vardr. yle ki, x rencidir, diye okudu
umuz bu ifadede Ex tikel veya varlksal niceleyiciyi
temsil etmektedir. Her ne kadar, X kendi bana bir
nerme fonksiyonu ise de, bir niceleyicinin etki alanna
girdiinden, tm ifade doruluk deeri olan bir nerme
olur. x, y, z gibi bireysel deikenler bir niceleyicinin
etki alannda serbestliini kaybetmekte, bal deiken
olmaktadr.
Herkes rencidir, gibi tmel bir nermeyi, (X)
semboln tmel niceleyici iin kullanarak yle yazarz:
(X) x
Burada da x deikeni serbest olmadndan, tm ifa
de bir nerme fonksiyonu deil, dpedz bir nermedir.
Grld gibi x gibi bir nerme fonksiyonundan
iki yoldan bir nerme elde edebiliriz: ( 1 ) nerme fonksi
yonunu bir niceleyicinin etki alanna koymak; (2 ) nerme
fonksiyonundaki serbest deikenin yerine bir bireysel
deimez koymak. Birinci ynteme genelleme, ikinci
sine rnekleme diyeceiz.
1 96
Tekil bir nermenin doruluk koulu, dile getirilen
durumun var olup olmamasdr. Ahmet gerekten ren
ci ise. a doru, deilse a yanltr.
Tikel bir nermenin doruluk koulu, sz konusu ev
rende en az bir bireyin iddia edilen zellikte olup olma
masdr. Baka bir deyile, ( =J x) x 'in doru olmas
iin, a, b . . . w gibi nermelerden en az birinin doru
olmas gerekli ve yeterdir.
Tmel bir nermenin doruluk koulu, sz konusu
evrendeki tm bireylerin iddia edilen zellie sahip olup
olmamasdr. (X) x nermesi, tm somut rneklerinin
(a, b . . . . . . w) birlikte doru olmas halinde doru, en
az qirinin yanl olmas halinde yanltr.
1 97
Hic kimse renci deildir.
nermesine dntnden,
,_, ( :jX) x = (x) ,__, x
edeerlii ortaya c kar. rneimizdeki tmel nerme
( Herkes rencidir,) deillendiinde,
Herkes renci deildir.
veya
En az bir kimse renci deildir.
nermesine dntnden,
,......, (x) x = ( 3x) ,_, x
edeerlii ortaya cka r.
Bu edeerliklerin incelenmesinden Niceleme Ede
erlii denen iki genel kural karabiliriz:
(1 ) Herhangi bir tikel nermede, varlksal nice
leyici terimi deilleme simgesini (,__,) izliyor
sa, o nerme tmel niceleyici terimini dei;lil
leme simgesinin izledii tmel bir nerme
ile yer deitirebilir; i ki nerme e deerdir.
(2) Herhangi bir tmel nermede tmel nicele
yicisi deilleme simgesini izliyorsa, o ner
me, varlksal niceleyicisini deilleme simge
sinin izledii ti kel bir nerme ile yer dei
tirebilir; iki nerme edeerdir.
Bu edeerlik kurallarndan ilerde karmlarn ispa
tnda yararlanacaz.
imdi bir adm daha atarak geleneksel manta konu
olan drt temel kategorik nermenin niceleme mantk
notasyonu ile ifadesini grelim.
1 98
A : Tm politikac lar yalancdr, nermesini.
Bir kimse politikac ise, o kimse yalancdr.
diye yorumlayarak yle yazar,
(X) (Px + Yx)
ve Tm x'ler iin, x politikac ise, x yalancdr, diye
okuruz.
E: Hi bir politikac yalanc deildir, nermesini,
Bir kimse politikac ise, o kimse yalanc de
ildir.
diye yorumlayarak. yle yazar.
(x) (Px + ,__, Yx)
ve, Tm x'ler iin. x politikac ise, x yalanc deildir,>
diye okuruz.
1 : Baz politikaclar yalancdr, nermesini,
En az bir kimse hem politikac hem yalancdr.
diye yorumlayarak, yle yazar,
( 3x) (P x !\ Y X)
ve. En az bir x vardr, yle ki; x hem politikac, hem
yalancdr, diye okuruz.
O: Baz politikac lar yalanc deildir, nermesini,
En az bir kimse politikacdr, fakat yalanc
deildir. (
diye yorumlayarak yle yazar,
(3 X) (Px !\ ,.._, Yx)
ve, En az bir x vardr, yle ki, x politikacdr, fakat x
yalanc deildir, diye okuruz.
199
Soru 70: Drt temel kategorik nerme arasndaki
ilikileri niceleme mantnda nasl belirle
riz?
me iaretleri.
Bu notasyonun kullanl, bundan nceki iki soruda
rnekler zerinde yeterince gsterildiinden, imdi ka
tegorik nermeler arasndaki ilikilere ve bunlara dayal
edeerliklerin kurulmasna geebiliriz.
Bilindii gibi drt temel nermeden,
A ile O
ve
E ile
biribirinin eliiidir. O halde aadaki edeerlik leri
yazabiliriz :
(a) ,.._, A e O ,..., (x) (Sx + Px = ( 3x) (Sx /\ ,.._, Px)
(b) A == ,.._, O (x) (Sx + Px) = ,......, ( 3x) Sx /\ - Px)
(c) ,..., E e 1 ,.._, (x) (Sx ->- - Px) = ( 3 x) (Sx /\ Px)
(d) E "" ,..., 1 (x) (Sx ->- - Px) = ,...._, ( x) (Sx /\ Px)
imdi, doruluk fonksiyonu karma kurallar ile daha n-
200
ce szn ettiimiz iki Niceleme Edeerlii (N. E.) kura
ln kullanarak yukardaki edeerliklerin ispatn verelim :
201
rnek 1 Tm bilg inler Filozoftur : (x) (Bx + Fx)
Oktay bir bilg i ndir Bo
Oktay bir filozoftur :
. . Fo
. .
203
Aadaki rnek iki kuraln da uygulanmasn gerektirmek
tedir :
rnek 3 ' Tm ocuklar yaramazdr.
Baz geneler yaramaz deildir.
Baz geneler ocuk deildir.
. .
204
rnekleme ile belirlenen birey, Tmel rnekleme iin ge
erlidir.
te yandan ncller arasnda birden fazla varlksal
nerme varsa. bunlar n rneklemesi deiik bireylerle ya
plmaldr. Yoksa, aslnda olmayan baz elikiler ortaya
kabilir. rnein, ncl olarak u iki nermenin verildi
inl dnelim :
1. ( ::xl ,._, Hx
2. ( 3 x) Hx
lk nerme, En az birey H deCjildir, i kinci nerme En
oz bir ey H'dir, diyor. ki nerme eliik deildir: nsan
lor arasnda hekim olanlar gibi hekim olmayanlar da var
dr. Birinin hekim olmas, bir dierinin hekim olmamas
ile badamaz deildir. Ne var ki. bu nermeleri ayn bi
reyle, rnein a ile rnekleme yoluna g idersek,
,..., Ha
Ha
gibi bir eliki ortaya kar: Ahmet hem hekim, hem de
hekim deil, olamaz. elikiyi nlemek iin birinci rnek
lemede a kullanyorsak, ikincide deiik bir bireysel
deimez rnein, b veya C, kullanrz.
206
yk harflerle, terim veya bireyleri de bireysel dolmez
lerle gstereceiz.)
u basit rneklerden balayalm :
Ahmet Mehmet'ten Uzundur.
nermesini,
U a m
diye yazar ve a'nn m ile U g ibi bir ilikisi vardr,>
diye okuruz.
Bu felketin bir nedeni vard r.
nermesini,
( 3 x) Cxf
d iye yazar ve Bir x vardr, yle ki, t ile C g ibi bir ili
Ki iindedir, d iye okuruz.
Herkes birini sever.
nermesini,
(x) ( 3 y) Sxy
d iye yazar ve Her x iin hi deilse bir y vardr, yle
ki. x'in y ile S g ibi bir ilikisi vardr, d iye okuruz.
Baz artistler baka artistleri sevmez.
( 3 x) [ AX /\ (y) (Ay ->- ,_, Sxy) ]
Byle ilikisel nermelerle kurulan karmlara bir r
nek vermek iin u rnei alalm:
Her ocuk ya olan ya da kzdr.
207
Niceleme notasyonunda,
(x) [ Cx -+ (Ox V Kx) ]
208
IX. BLM
AKSVOMETK METOT
209
siplinlerin tarihine baktmzda bu adan byk farklar
gze arpmaktadr. Geometri mantksal bir sistem ola
rak kuruluunu M .. 300'de tamamlad halde, bilimler
iinde matematie en yakn olan fizik bu aamaya ancak
Newton'la XVl l. yzyln sonlarnda ulaabilmitir. Sosyal
bilimlerin bugn bile bu aamaya yaklatklar sylene
mez. Bir konu veya alann aksiyometikletiril mesi iki ko
ulun gereklemesiyle olanak kazanr: ( 1 ) Tm terimle
rinin birkana dayanlarak tanmlanabilmesi , (2) Tm
nerme veya formllerinin birkana dayan larak ispatla
nabi lmesi. Her iki koulun gereklemesi ynnden en
byk olanaklar formel disiplinler dediimiz mantk ve
matematik tamaktadr.
Aksiyometik metodun yaps ve bilimler iin vadetti
i olanaklar ancak XIX. yzyln sonlarna doru tam ak
la kavumutur. Metodun ilk uygulama alan, biraz n
ce deindiimiz g ibi, mantk dei!, geometridir; ne var
ki, geliimi sembolik mantn ortaya kt, zel likle ma
tematiin temelleri zerindeki almalarn younluk ka
zand bir dneme. yani son yzyln ikinci yarsna rast
lar.
210
nan ncesi dnemlerin bir rndr. Pitagor'un ve daha
geni lde klid'in teorem olarak ispatlad geomet
rik nermelerin hemen tm Babilliler ve eski Msrllar
tarafndan biliniyordu. Ne var ki, doruluu lme ile bi
linen bu nermeler bir yn bilgi olmaktan ileri gemiyor
du. Geometrinin bir bilim kimlii kazanmas, bu nerme
ler arasndaki mantksal ilikilerin sezilmesini. bu iliki
lere dayal ispatlarn verilmesini beklemitir. klid'in yap
t kendi bana birer doru gibi grnen geometrik ner
meleri mantksal bir sistem iinde toplamak, geometriye
aksiyometik bir karakter vermek olmutur.
klid, sisteminde ncl vazifesi gren nermeleri,
o zamanki anlaya uyarak aksiyomlar ve postulatlan
diye iki bekte toplar. Aksiyomlar genel nitelikte olup,
tm bilimler iin doru olan ortak ilkelerdi. Balangta
says 9 olan bu ilkeler daha sonra 5'e indirildi. Postu
latlara gel ince, bunlar geometriye zg 5 nermeyi iine
alyordu. klid'e ve yzyllar boyunca onu izleyenlere
21 1
gre gerek aksiyomar, gerek postulatlar sradan nerme
ler olmayp, doruluklar zorunlu ve apak olan temel
nermelerdi. (Daha nce de belirttiimiz gibi bu yanl
onlay. klidi-olmayan geometrilerin ortaya kna ka
dar kendini srdrr.)
klid'in aksiyomlarla postulatlar aras nda yapt ay
rm bugn geerli sylmamakla beraber yaygn bir anla
ya dayanyordu. Nitekim klid'den nce Arlsto'nun bu
anlay yle dile getirdiini grmekteyiz:
spata dayanan her bilim, ispatlanamayan
ilkelerden balamak zorundadr; yoksa ispat zin
ciri sonsuza dek uzar. spatlanamayan bu ilke
lerden bir blm (a) tm bilimler iin ortak, di
erleri (b) her bilime gre deien, konuya z
g, ilkelerdir.
klid baz tanmlamalardan da yararlanarak aksiyom
ve postulat diye belirlenen nermelerden teorem de
nilen tm dier nermelerin (465 kadar) dedktif akl y
rtmeyle karlabilir olduunu gstermGkle geometriyi
ampirik dzeyden teorik bilim dzeyine karr. klid'in
almas kusursuz olmamakla beraber, aksiyometik bir
sistem olarak her alandaki bilim adamlar iin daima ze
nilen bir rnek olmutur. Gerekten. fizikten ahlk felsefe
sine kadar pek ok alanda aksiyomatikletirme dene
mesinin dn olduu gibi bugn de srdrlmekte olduu
nu grmekteyiz.
212
yarak gnmze kadar pek cok bilim adamnn (hatta bu
arada baz filozoflarn da) klid'in denemesine girdikleri
ni biliyoruz. Geometride ula lan aklk, kesinlik ve yap
sal incelik bugn bile hayranlk yaratmaktan geri kalma
maktadr. Bu yolda ilk atlm Antik an nl bilgini Ar
imed'den gelmitir.
Arimed, Yzen Nesneler zerine adl yaptnda hid
rostatik konusundaki bulgularn, klid'in verdii rnee
uygun bir mantksal dzen veya kalba dkerek verir. Te
mel sayd birka ilkeden, bulgularn dile. getiren tm
dier nermelere dedktif ckarm!a ular.* Rnesans n
cesi skolastik felsefede de benzer bir denemeye rastla
maktayz. Ortaca filozoflar Aristo ma ntn kullanarak
doruluunu apak saydklar baz temel inanlardan
dinin tm dier domalarn ispatlamaya alrlar. klid
modelinin temsil ettii kesi nlie ulama arzusu nu, Dekart,
Spinoza ve Leibniz gibi XVl l. yzyl rasyonalist filozofla
rn yazlarnda da bulmaktayz. Bunlar icinde Spinoza 'nn
cabas zellikle belirtilmee deer. Spinoza, Etik adl ya
ptnda ahlk retisini aksiyometik geometri modeline
uygun bir dzende sunar; tm ahlk kural ve ilkelerinin,
temel sayd birka genel ilkenin zorunlu sonular oldu
unu gstermee a l r.
Spinoza'nn daha fazla geometrileme dedii bu
cabann Arimed'den sonra ilk baarl rneine Newton'
n Doa Felsefesinin Matematiksel ilkeleri adl nl ya
ptnda rastlamaktayz. Newton, ktle, kuvvet v.b.
kavramlarla ilgili sekiz tanmla balar. Uzay, zaman,
hareket gibi terimleri tanmlamakszn kullanr. Sis
teminde ekim ilkesi ile hareket kanunlar aksiyomlar
21 3
temsil eder; mekaniin dier kanun veya genellemeleri
teorem olarak ispatlanr. Daha nce bulunan ve biribiriy
le il ikisiz grnen Kepler'in ve Galileo'nun kanunlar,
Newton'da mant ksal bir sisteme dnr. Yzyl sonra
Lagrange bu sistemi daha da ileyerek mkemmelleti
rir. Bylece fizi k aksiyometik yaps ile teorik dzeyde bi
lim niteliini kazanan ilk alan olmutur.
Baarlarnn tm parla klna karn. ne klid'in, ne
de Newton'un aksiyometik metodu tam ve kusursuz kul
land klar sylenemez. Bir kere her ikisinde de tanmlar
la aksiyomlarn kartrldn gryoruz. Gene verilen
ispatlarn yalnz aksiyom veya postulatlara dayand ko
layca sylenemez. Her iki sistemde de birta km st-rtk
varsaymlarn ie kart bilinmektedir.
Ne var ki, bu kusurlarn ortaya c kmas XIX. yzyln
ikinci ya rsndaki eletirileri ve gelimeleri beklemitir.
214
rn yol at baz almalara daha nce deinmitik.
klidi-olmayan geometrilerin ortaya kmasyla. aksi
yom veya postulat kavramlar zerindeki almalar da
ha da bir younluk kazanr. klid'in temsil ettii klasi k
anlayta aksiyom doruluu apak ve zorunlu bir il
kedir. Postulata da ayn gzle bakldi sylenebilir; u
farkla ki. aksiyom genel nitelikte, postulat ise belli bir
alan veya konuya ilikin birer dorudur. klidi-olmayan
geometrilerin ortaya kmas bu anlay ykmakla kalmaz,
aksiyomla postulat arasndaki farkn gereksizl iini de
gsterir. Mantk ve matematikte somut hi bir konuya
i l ikin olmayan veya yle grnmeyen formel sistemler
olanak kazanmaya balar. Aksiyometik bir sistemde man
tksal olarak dzenlenen nesneler olgusal d nya i le ilgili
nermeler olabilecei gibi, olgusal ierikten yoksun bi
rer forml de olabilir. Byle olunca bir sistemdeki ncl
leri aksiyom ve postulat diye ayrma gereini yitirir. Unu
tulmamaldr ki, Newton teorisi g ibi klid geometrisi de
salt formel bir sistem deil, uygulama alan belli bir bi
l imdi. Biri fiziksel nesneleri n hareketlerini, tekisi uzay
sal ilikileri konu almt. Oysa formel bir sistemde ncl
olarak kullanlan formller ya olgusal ierikten yoksun
birer totoloji, ya da henz yorumlanmam (konusu belir
siz) birer kalp kimliini tar. Byle bir sistemi, konusu ne
olursa olsun. dedktif nitelikte herha ngi bir teoriye uy
gulama olana vard r. Her uygulama sistemin bell i bir
yorumu demektir. nemli olan. kukusuz, sisteme herhan
gi bir yorum vermek deil, sistemin formllerini olgusal
ynden doru nermelere dntrecek yorum veya yo
rumlar bulmaktadr.
215
XIX. yzylda matematiin giderek daha fazla mantk
sal, dolaysyle daha fazla formel nitelik kazanmas, kla
sik aksiyometik teorilerle formel aksiyometik sistemler
arasndaki farkn belirginlemesi nemli bir gelimedir.
Klasi k sistemlerin yapsal kusurlarn g iderme abas bir
yandan ideal ve salt mantksal sistemlere yol aarken,
te yandan aksiyom ve postulat kavramlarnn dayand
geleneksel anlay kknden y kmtr. Ne aksiyomla
r inkr olanaksz, analitik dorular, ne de postulatlar
sezgisel olarak apak olgusal dorular sayma zorunlu
u vardr. Aksiyometik bir sistemin nclleri analitik ola
bilecei g ibi, olgusal da olabilir. Bir forml veya ner
menin aksiyom veya postulat olarak kabul edilmesi do
ruluunun sezgisel apaklna deil, sistemdeki yerine
ve oynayaca role baldr. Oysa klid geometrisinde
aksiyom diye belirlenen Ortak ilkeler, hem mantk il
keleri gibi doruluu zorunlu ve apak, hem de postu
latlar gibi uzaysal ilikilere uygulanabilen, dolaysyle do
ruluu olgusal olan nerme ilemi grmtr. Bu aksi
yomlar ya salt mant ksal ilkelerdir, ya da postulatlar gibi
geometriye ilikin nermelerdir; ikisi birden olamaz. Ak
siyomlar salt mantksal ilkelerse, veya bu ilkelerden
kar labilir nitelikte ise, o zaman bunlar geometrinin te
mel nclleri saymak yanltr. Deillerse, o zaman on
lar postulatlardan ayrmaya gerek yoktur. Bu nedenledir
ki, modern kullanmda iki terim zde anlam tamakta,
doruluu bilinen veya apak olan deil, doruluu var
saylan nerme veya formller olarak ilem grmektedir.
216
eitli ynlerden kusurlu veya yetersizdi. Teoremlerin is
pat aksiyomlar aan baz st-rtk varsaymlar gerek
tirdikten baka, aksiyomlar oluturan terimlerin anlam
larndan (hatta klid geometrisinde olduu zere birta
km diyagramlardan) da bamsz de ildi. Matematie da
ha kesin ve belirtik mantksal bir temel arayan mate
matikiler, aksiyomatiklemeyi daha soyut bir dzeyde
ele almakla birtakm gereksiz przlerden kurtulunulabi
leceini gsterirler. rnein, bu ynde ilk adm atanlar
dan Alman matematikisi Pasch yle diyordu:
Geometri gerekten dedktif bir bilim ola
caksa, karmlarn yapl biiminin tmyle ge
ometrik kavramlarn anlamndan ve de diyag
ramlardan bamsz olmas esastr. Tek gerekli
olan ey, ta nm grevi yapan temel nermeleri
oluturan bu kavramlar arasndaki ilikileri d
nmektir. karm ilemi srasnda kullan lan
geometrik kavramlarn anlamn gz nnde tut
mak kukusuz yararldr; fakat bu, hi bir yn
den gerekli deildir. Tam tersine, bu gerekli ol
duunda karmda bir kopukluk balar ve (akl
yrtmeyi deitirmekle eksikliin giderilemedi
i zaman) ispat iin bavurulan nermelerin ye
tersizliini kabul etmek zorunda kalrz.*
Geri Pasch'n henz her trl olgusal ierikten arn
m tam anlamyla soyut formel bir sistemi ngrd
sylenemez. Nitekim o, geometrik kavramlardan, ner
melerden sz etmekte, bunlarn anlamn teoremlerin is
pat iin gerekli grmemekle beraber, yararsz da say
mamaktadr. Fakat szlerinden formel bir sistemi belir-
217
leyen baz temel koullarn ktn syleyebiliriz. Bu ko
ullar giderek daha bel irginleerek u drt noktada top
lanmtr:
( 1 ) Sonraki tanmlamalarda kullanlmak zere sei
len ilkel terimlerin belirtik olarak sralanmas.
(2) Sonraki karm veya ispatlarda bavurulacak
temel nerme veya formllerin belirtik olarak s
ralanmas.
(3) lkel terimler arasndaki ilikilerin, o terimlere ve
rilecek anlamlarda n bamsz ola rak, salt man
tksal trden ilikiler olmas.
(4) karm veya ispatlarda yalnz bu ilikilerin esas
tutulmas , terimlere verilecek anlamlarla diyag
ramlara hi bir ekilde bal kal nmamas.
Bu koullar, herhangi bir sisteme zg terim ve ner
melerle, sistemin oluumunda mant ka daha nce var-
5aylon, terim ve nermeleri de oy rdetmemiz gereini
iermektedir. Hangi olanda olursa olsun, ilkel kabul edi
len terimlerin yon yo na getirilmesiyle aksiyom veya pos
tulotlar olumaz; bunun iin mantksal deimezler dedi
imiz Ve, veya, ise, deil. tm, baz gibi
nerme bala ve niceleicilerden yararlanma gerei
vardr. Ayn ekilde, karm veya ispatlar yalnz aksiyom
lara dayanlarak yaplamaz; aksiyomlarn ieriindeki i li
kileri tek tek belirtik hale getirecek birtakm geerli ka
rm kurallarndan yararlanmak zorundayz. Bu da gste
rir ki, herhangi bir alanda aksiyometik bir sistem kurmak
iin mant k bilgisine, daha dorusu mantn baz kavram
ve kurallarna ihtiya vardr.
Kald ki, sistem d varsaylan terim veya nermeler
bununla da kalmayabilir. rnein, geometrik bir sistem
iin mantkla birlikte aritmetie de bavurma zorunluu
218
vardr. Gerekten, gen teriminin tanm 3 saysnn
kullanlmasn gerektirir. Ayn ekilde, bir genin i a
larnn toplamnn iki dik acnn toplamna eit olduunu
ispatlamak iin, toplama ile ilgili aritmetik teoremin ge
erliini varsaymak zorundayz.
ok kere st-rtk yaplan bu tr varsaymlar, te
melde, formel sistemlerin ruhuna aykrdr. nk formel
bir sistemin bata gelen zellii sistemin dayand her
eyin bel irtik olmasdr. Ne var ki, bu gln kesin ve
yeterli bir zmn bulmak kolay deildir.
21 9
(a) tam-deyim kurallar
(b) karm kurallar
dediimiz yapsal eye ihtiya vardr. Bunlar ksaca
aklayalm.
Tanmlama. Tanmlama terimler arasndaki ilikile
ri kurma yolunda bavurulan bir operasyondur. lkel te
rimler dnda sisteme alnan terimler, ilkel terimlere da
yan larak tanmlanr. Buna belirtik tanmlama diyoruz.
Ayrca Aksiyom veya postulatlar, ilkel terimlerin anlam
lar n belirleyen birer st-rtk ta nm diye dnebili
riz. Nitekim baz matematikiler (rnein Poincare) k
lid geometrisinin tm aksiyom ve postulatlarn, o geo
metrinin ilkel terimlerinin, maskeli tanmlar saymlar
dr.
karm veya ispatlama. karm veya ispatlama
nerme veya formller arasndaki mantksal ilikileri be
lirti k hale getirmek, aksiyomlar doru kabul ettiimizde
daha hangi nerme veya formlleri doru kabul etmemiz
gerektiini gstermek iin bavurulan bir ilemdir.
Terimler. Sistemin vokablerini oluturan terimler
ilkel ve tretilen olmak zere ikiye ayrlr. lkel terimler,
sisteme ta nmlanmakszn kabul edilen terimlerdir. (An
cak, iinde getikleri aksiyomlarn bunlar st-rtk bi
cimde tanmladklar sylenebilir.) Tretilen terimler ilkel
terimlere dayanlarak belirtik bicimde tanmlanan, ve an
cak yle sisteme giren terimlerdir. rnein, geometride
ilkel saylan <<nokta, doru, arasnda gibi terimlere
dayanlarak doru paras ( ki tretilen bir terimdir)
yle tanmlanr:
Doru paras = ki nokta arasndaki doru.
mdi denebilir ki, sistemi oluturan terimlerden bir
blmn tanmlamakszn, bir blmn de tanmlayarak
220
alacamza. tmn tanmlamak yoluna gitsek daha iyi
olmaz m? lk ba kta iyi olur gibi. Fakat buna, dngl
tanmlama veya sonsuz geri-gidi denen tanmlama
yollarna dmeksizin olanak yoktur. Diyelim ki, sistemi
miz A, B. C, D teri mlerinden olumaktadr. A'y tanm
larken B'ye, B'yi tanmlarken C'ye, C'yi tanmlarken D'ye
ve D'yi tanmlarken A'ya bavurursak, dngl tanmla
maya dm oluruz. emberi daraltt mzda bu tpk
yaam terimini canllk, terim iyle, canllk terimini de
((yaam terimiyle tanmlama gibi yararsz olur.
te yandan her terimi tanmlama istei, dngl ta
nma dmekten kandmz farzedel im, bizi arkas gel
meyen bir tanmla ma zinciri iine sokar. rnein, A'y
B'ye, B'yi C'ye, C'yi D'ye, D'yi E'ye . . . bavurarak tanm
lamak gibi sonu olmayan bir kmaza dm oluruz ki,
bunun zmne teorik ynden bile olanak yoktur.
ite bu nedenlerledir ki, bir sisteme ister istemez ba
z terimleri ta nmlamaksz n kabul etme gerei vardr.
nermeler veya formller. Sistemin yapsn olutu
ran nerme veya formlleri de iki bekte topluyoruz. Sis
teme ispatlanmakszn alnanlara (<aksiyom veya ((post4-
lat, ispatlanarak alnanlara da (<teorem diyoruz.*
Aksiyometik bir sistemde tm terimleri tanmlama is
te i gibi tm nerme veya formlleri ispatlama istei de
salkl bir bicimde karlanamaz: dngl ispat veya so
nu gelmez ispatlamaya dmeyi gze almakszn baz
nerme veya formlleri ilkel saymaktan, yani ispatlamak
szn kabul etmekten. kurtulmaya olanak yoktur.
Kurallar. Sistemi oluturan nerme veya formlle-
221
rin, rastgele terim d izilerinden ibaret deil, sentaks y
nnden kurallara uygun tam-deyimler olduunu belirle
mek veya denetlemek iin birtakm kurallara ihtiya var
dr. Bunlara tam-deyim kurallar diyeceiz. te yandan,
teoremlerin ispatnda bavuru lan, modus ponens, modus
tollens, seenekli tasm, hipotetik tasm g ibi mantk ku
rallarna karm kurallar diyeceiz. Geerlii bamsz
yntemlerle belirlenmi karm kurallar olmakszn, ne
teoremlerin formel ispatn vermee, ne de verilen ispat
denetlemeye olanak vardr.
222
Aslnda aksiyometik bir sistemin yeterliini dayand
aksiyom veya postulatlarn mantksal niteli kleriyle be
lirleyebiliriz. Hemen sylemeli ki, u ya da bu nerme ve
ya formln aksiyom olarak seiminde hi bir zorunluk
yoktur; ama bu, seimin gel iigzel olabilecei anlamna
da gelmez.
Unutmamak gerekir ki. aksiyomlarn nemi ierme
glerine baldr. Deyim yerindeyse, dourganlk, yani
ok sayda teorem ierme gc aksiyomda aranan bir
zelliktir. Ne var ki, dourganln nesnel bir lt yok
tur; stelik karm veya ispat aksiyomlarn ierme g c
ne olduu kadar, bu gcn sezilmesine ve akl yoluyla or
taya karlmasna, yani aksiyomu kullanann akl-yrt
me gcne de baldr.
Aksiyomlar n seimi nde bir dier zellik de, bilimsel
nemi olan yorumlara elverililiktir. Burada da nesnel bir
lt gsteremeyiz. erme gc gibi yoruma elverililik
de, aksiyomlarn yapsal bir nitelii olmaktan ok, aksi
yomlar kullanann kafa gcne bal bir zelliktir.
Her iki zellik de nemli olmakla beraber, aksi
yomlar n deerlendirilmesi ynnden yeterince kullanl
deildir. Byle bir deerlendirme iin daha nesnel lt
lere bavurma gerei vardr.
Seilen aksiyomlarn her eyden nce kendi arala
rnda tutarl, sisteme yeterli ve biribirinden bamsz ol
malar gerekir. Baka bir deyile, tutarllk, tamlk ve ba
mszlk bir aksiyom takmnn yeterlik koullarn olu
turan temel zelliktir.
zellikten en nemlisi ve mantksal ynden vaz
geilmez olan tutarl lktr. Kendi ara larnda tutarsz ya
da badamaz olan ncllere dayanlarak yaplan ispat
lar bir deer tamaz; nk, daha nce de iaret ettii
miz gibi, eliik bir veya daha fazla nclden istenilen
223
her sonu mantksal olarak karlabilir. Her eyi ispatla
yan bir ey, hi bir ey ispatlamyor demektir.
Aksiyomlarmzn tutarl olup olmadn nasl belirle
yebiliriz? Sezgiye bavurulabilir. fakat bu, ou kere ne
yeter ne de gvenilir bir yoldur.
Tutarl l denetlemenin objektif bir yolu, aksiyomla
rmz n herhangi bir elikiye, rnein P ve ,._,P gibi
biribirini deilleyen iki nermenin ispatna olanak verip
vermediine bakmaktr. Ne var ki, bu yolun, tutarszl
rakalamaya elverili olmakla beraber, tutarll kesinlik
le belirleyebildii sylenemez. Gerekten aksiyomlarn
tm sonular tketilmedi ke, bir eliki vermeyecein
den nas l emin olunabil ir? Beklenmedik bir anda veya
uzak bir gelecekte bir eliki veya paradoksla karlaa
biliriz pekl. Nitekim byle bir olayn cmleler teorisin
de Russell'n bulduu paradoksla ortaya ktn daha
nce grmtk.
Baka bir yol da, sistemimizi. tutarl l daha nce bi
l i nen baka bir sistemi model alarak yorumlamaktr. r
nein, aritmetii veya geometriyi tutarl l yeterince be
lirlenmi model sayabiliriz. Kurduumuz sistemi bunlar
dan birine indirgeyebil iriz, ya da sistemimizle model ara
snda bire-bir uyuum salayabilirsek, bundan sistemimi
zi tutarl sayabiliriz. Bu yolu Poincare, Lobatchevski geo
metrisini klid geometrisine; Hilbert, klid geometrisini
aritmetie indirgeyerek baaryla denemilerdir.
Geerlii sz gtren bir yol da udur: Sistemimizi
bir olgu grubunu model alarak yorumlamak. Byle bir mo
del bulunduunda, ona indirgenebilen sistemimizi tutarl
sayabiliriz. Nitekim klid geometrisinin tutarlna olan
gvenimiz geni lde, uzaysa l ilikileri dile getiren teo
remlerin doru nermeler olmasnda aranmaldr.
Ne var ki, ksaca belirtmee altmz bu yollarn
224
hi biri tutarll dorudan ispat nitelii tamamaktadr.
Birinci yol bir tr bekle-gr yntemine benzetilebilir.
kinci yol, A tutarl ise B de tutarldr, gibi koulsal ol
maktan ileri gememekte, nc yol ise dolayl olarak
doay tutarl farzetmeyi iermektedir.
225
ya formln ispatlanabilir olduu kesinlikle saptanama
yabilir. Byle de olsa, o nerme veya forml iin sistem
de ispatlanabilme olana gryorsak, sistemi gevek an
lamda tam sayabi liriz. Bu anlamda bile tamlk koulunu
karlamak ok kere olanakszdr.
Aksiyomlarn bamszlk zelliine gelince, bu da
tamlk gibi mantksal bir zorunluk deil, sistemin basitlik
ve zarafeti ynnden aranan bir zelliktir.
Aksiyomlarn biribirinden ba msz olmas istei te
orem olarak ispatlanabilir bir nermenin aksiyomlar ara
snda yer almamas iindir. Bir aksiyomun dier aksiyom
lardan karlabilir olmas o aksiyomun baml olduunu,
daha dorusu o nermenin aksiyom deil teorem olduu
nu gsterir. O halde, setiimiz a ksiyomlarn bamsz
olduunu syleyebilmemiz iin, hi birinin tekilere da
yanlarak ispatlanamamas gerekir.
Bir aksiyomun bamsz olup olmadn olmayana
ergi ispat kuralna bavurarak saptayabiliriz. Buna gre,
aksiyomun deillemesini (veya eliiini) dier aksiyom-
226
lorla birletirir, kan sonularn tutarl olup olmadna
bakarz. Sonular tutarl ise (yani herhangi bir eliiklik
gstermiyorsa) sz konusu aksiyomu dierlerinden ba
msz; sonular tutarszlk iindeyse, o zaman o aksiyo
mu dierlerine baml saymak yoluna g ideriz. Baml bir
aksiyomu aksiyom olarak deil, teorem olarak ele almak
daha doru olur.
klid geometrisinde paralel postulat zerinde yz
yllar boyunca srdrlen almalar, bu nermeni n bir
teorem say lmas gerektiine ynelikti. Daha nce de be
lirttiimiz g ibi, sonuta klidi olmaya n geometriler;n
douuna yol acan bu almalar amacna ulaamam,
sz konusu postulatn bamsz olmadn kantlayama
mtr. Tam tersine. Saccheri, Lobachevsky ve dierleri
nin gsterdii zere. postulatn deillemesinin dier ak
siyom ve postulatlarla birletirilmesiyle ulalan sonular
mantksal olarak tam bir tutarllk iinde kalm, beklenl
len tutarszlk ortaya kmamtr.
227
ay oluturan kenarla rn karelerinin toplamna eittir.
imdi bu teoremin doru olduunu son derece duyarl
iletki ve cetvel yardm ile lerek gsterebiliriz. Hatta,
daha inandrc olmak iin, dzgn bir elik levha zerin
de dik al bir genin kenarlar zerine kareler izer,
sonra bunlar kesip tartar, hipotens zdrindeki karenin
dier iki kareye denk olduunu ortaya koyabiliriz. Ama
bu dorulamalardan ne biri, ne tekisi bir ispat saylabi
lir. nk bir kere bu tr deneyler tketici olmaktan uzak
tr. Belli bir dik acl gen zerindeki bulgumuzun tm
dik acl genler iin de doru olduunu nasl bilebili
riz? te yanda n, bu deneylerimizden bir veya birkann
teoremi dorulamadn dnelim. O zaman teoremi
yanl m sayacaz? Sayamayz, nk ne denli titiz dav
ranrsak davranalm, lme veya tartmamzn hatasz, kul
landmz lme ara ve gerelerinin kusursuz olduunu
syleyemeyiz. Oysa mant ksal bir ispat iin ne hatasz
bir lmeye, ne de kusursuz leme aralarna ihtiya var
dr. Mantksal ispat, bir nermeyi, baka nermelerin zo
runlu sonucu yapan ilikiyi kurmaktr; yoksa ne birinin
ne tekinin doru olduunu gstermek deildir.
yle ise, bir teoremin ispat, o teoremin doru oldu
unu deil, bir veya birka aksiyomdan karlabilir oldu
unu gstermek demektir.
Mantksal ispatla olgusal doruluk arasndaki bu ay
rm pek oumuz iin ilk bakta a rtc olabilir. Gerek
ten bir nermenin ispat o nermenin baka nermelerin
228
zorunlu sonucu olduunu gstermekten ibaretse. mate
matikteki dillere destan kesinlik nerde kalmaktadr? - s
pat, doruluun ispat de ilse. neye yarar; ispatladmz
teoremlerimiz yanl olursa, buna ispat denir mi?
229
hi bir genelleme, ne denli kan tlanm olursa olsun. do
ruluu ispatlanm saylamaz. En salam bildiimiz ge
nel lemelerin bile (rnei n : su slatr, ate yakar, v.b.) bir
gn yanllanmayaca kesin deildir. te yandan hangi
genellemelerin yeterince kantlanm, hangilerinin eksik
kantlanm olduunu belirlemek de mantn deil, genel
lemelerin ait olduu bilimin iidir. Mantk veya matema
tik sadece O gibi bir nermeyi doru saymamz iin P'yi
doru saymamz yeterli midir? ya da P'yi doru sayarsak,
Q'yu doru sayma mz gerekir mi? diye sorar. Russell'n
paradoksal grnen tanm bu gerei yanstmaktadr :
Matematik, ne neden szettiimizi, ne de
syledi klerimizin doru olup olmadn asla bil
mediimiz bir bilimdir.
Aksiyomlar doruluu sz gtrmez nermeler veya
yeterince kantlanm genel lemeler sayamayacamza
gre, o halde ne saymalyz? Bu sorunun cevab deiik
olabilir: mantk ve matematikte aksiyomlar teoremlerin
ispat iin yeterli formllerdir. Bunlar istersek doru sa
yabiliriz. Olgusal bilimlerde aksiyomlar hipotez veya var
saym niteliinde nermelerdir. Bunlar n mantksal so
nular olan teoremler doru veya yanl olabilir. Birer hi
potez niteliinde olan aksiyomlar, teoremlerin doruluu
nu gvence altna almaz. Tam tersine. teoremlerin gz
lem veya deney yolundan dorulanma lar hipotezlere do
ruluk olasl kazand rr. Baka bir deyile, bilimde aksi
yomlara bakarak teoremleri doru saymak yle dursun,
teoremlere bakarak aksiyomlar doru sayma yoluna g i
deriz.
Aslnda ne matemati kte. ne de bilimde aksiyomlar
230
teoremlerden daha kesin veya apak saymak iin bir ne
den yoktur. Byle saylmas eskiden beri srp gelen bir
n-yargdan, ya da, psikolojik bir yanlgdan baka bir ey
deildir.
231
eitli kalplara dklen bir teori icerii ynnden
nemsendii srece, deiik bicim veya kalplar fazla
nemli saylmayabilir. Ancak a ksiyomatikleme formel bir
kara kter kazannca, yani teoriye verilen biim olgusal ie
rikten soyutlannca. biimin nemi n plana geer. n
k byle bir bicim veya kalba yeni yorumlar vermek, teo
rinin ilk ieriinden baka ierikler bulmak olanan orta
ya karr. Demek oluyor ki, ierik ynnden belli bir teo
ri deiik kalplara dklebilecei gibi, ayn kalp veya
formel sistemi icerii deiik konularda yorumlayabiliriz.
Bu yorumlarn her biri ayn formel sistemin bir modeli sa
ylr. Tek bir sistemin deiik yorumlarn oluturan mo
dellere yapsal ynden zde veya izomorfik modeller de
nir. Mant k deiik bilim kollarnda veya deiik konularda
ortaya at lm baz somut ve olgusal ierikli teorilerin ya
psal ynden izomorfik olduklarn gsterebilirse, bu teo
rileri yalnz belli bir formel sistemin modelleri saymakla
kalmayz, ayn zamanda biribiri iin de model sayabiliriz.
Bu ise bu teorilerden herha ngi birini modellerine bakarak
daha iyi ve ayrntl anlamamza yardm eder.
Bir de, gene rneini geometri tarihinde bulduumuz
zerinde ve A'nn belli bir yannda B' gibi bir ve yalnz bir
nokta vardr, yle ki, A' B' doru paras A B doru parasyla
akr. Drdnc bekte yalnz paraleller aksiyomu vardr.
Son bekte yer alan iki aksiyom sreklilik ile ilgilidir.
(3) Son olarak aksiyomlarnn tutarllk ve bamszlk zel
liklerini saptama yolundaki almas. Hilbert'in balatt bu
alma ondan sonra gelen almalarn yn ve niteliini belir
lemede son derece etkili olmutur.
232
zere. herhangi_ bir teoriden, bir veya birka a ksiyomunu
rleitirmek yoluyla komu veya akraba teoriler tretme
olanadr. klidci olmayan geometrilerin ortaya kmas
byle olmutur.
mdi akraba teorilerin her biri deiik formel kalpla
ra dklebileceinden, ve bu kalplarn her biri ierii de
iik konularda yorumlanabileceinden, bir tek teoriden
saysz aksiyomatik kalplar ve saysz modeller tretmek
olana var demektir. u kadar ki. karikla yol ama
mak ynnden akraba teoriler, e-deer teoriler ve izo
morfik teoriler ay rmlarn gzden karmamak gerekir.
233
tir. imdi byle soyut bir sistem. bir yandan her trl sez
Gisel anlamn yol aaca kural d akl-yrtmelerden
sak nmay salamakta, te yandan deiik konu veya
alanlarda yorumlanma olana tamaktadr. Genel karak
terde olan salt . biimsel bir sistem aralar ve kural lar
nceden belirlenmi bir oyun (rnein satran) gibidir.
Byle bir sistemde herhangi bir karklk veya anlamz
lk sadece kurallara uymamaktan doabilir. Akl-yrtme
lerimiz kural ve tanmlara uygun sembolletirildii nde,
hata ihtimali azalr; en ufak hatalar bile saptama olanak
kazanr. Leibniz, bir dnme hesab tasarlamt; salt
biimsel bir sistem, dnmeye aritmetiksel bir ilemin
nesnel ve mekanik kimliini kaza ndrmakla, Leibniz'in r
yasn gerekletirme yolunu am grnyor geni l
de.
Aksiyometik bir teorinin formelletirilmesini gster
mek iin aadaki rnei alalm:
Aksiyom 1 . A ve B bir dzlemde farkl noktalar ise,
bu noktalar iine alan en az bir doru
vardr.
Aksiyom 2. A ve B bir dzlemde farkl noktalar ise,
bu noktalar iine a lan birden fazla do
ru yoktur.
Aksiyom 3. Bir dzlemde bulunan iki doru dzlemin
n az bir noktasna ortak sahiptirler.
Aksiyom 4. Bir dzlemde en az bir doru vardr.
234
Aksiyom 5. Her doru, dzlemin en az c noktasn
iine almaktadr.
Aksiyom 6. Dzlem zerindeki noktalarn tm ayn
doruya ait deildir.
Aksiyom 7. Hic bir doru dzlemin c noktasndan
daha fazlasn icine almamaktadr.
Grld g ibi bu aksiyomlar bir dzlem zerinde
nokta ve doru ilikilerini dile getirmektedir. Fakat nok
ta , doru ve dzlem denilen eyler ne tr nesneler
dir? oumuz bunlarn ne olduunu bildiimizi sanr. hat
ta bir kt paras zerinde kalem ve cetvel yardm ile
cizerek gstermek yoluna bile gidebiliriz. Ne var ki, aksi
yomlarda dile getirilen ilikilerle, kt zerine izdiimiz
geometrik ekillerin arasndaki ilikilerin ayn olduu id
dia edilebilir mi? Bir tutarszlk ortaya karsa. hangisini,
aksiyomlar m yoksa bu ekiller arasndaki gerek ili
kileri mi dzeltme yoluna gideceiz?
Aslnda salt matematik ve mantk acsndan ortada
byle bir sorun yoktur. Ne mantkc. ne de matematiki
aksiyomlarn gerek dnyaya uyup uymadna bakmaz,
ya da kt zerindeki ekillere bakarak aksiyomlar d
zeltme yoluna g itmez. Onlarn amac olgulara uyan bir sis
tem kurmak deil, kendi iinde tutarl bir sistem olutur
maktr.
Denebilir ki, aksiyomlar yalnz sz geen nesneler
aras ndaki ilikileri dile getirmekle kalmama kta, bu nes
neleri st-rtk bicimde tanmlamaktadr da. Bu doru
dur, phesiz. stelik nokta, doru, dzlem g ibi nesneler
g nlk yaa ntmzda sk sk sz gecen eylerdir. Sez
gisel de olsa anlamlar hakknda bir fikrimiz vardr. Ancak
aksiyometikleme ynnden bu anlamlar n bir nemi yok
tur veya olmamak gerekir. Aksiyomlar doru saydmz
da daha neleri doru saymamz gerektiini saptamda il-
235
kel terimlerin anlamlar bir rol oynamaz. Baka bir deyi
le, aksiyomlarla onlara dayanlarak ispatlanan teoremler
orasndaki iliki formel nitel ikte olup, ne aksiyomlarn ne
de onlarda yer alan ilkel terimlerin anlamna baldr. Nok
ta, doru, d zlem yerine, aksiyomlarca belirlenen ilikiler
dnda h i bir anlam olmayan birtakm iaret veya sem
boller de kullanlabilir. stelik byle bir soyutlama siste
min ma ntksal kesinliini artrma ynnden gereklidir de.
236
Aksiyom 5'. Her d-kmesi S'nin en az elemann
iine almaktadr.
Aksiyom 6'. S'nin tm elemanlar ayn d-kmesine
ait deildir.
Aksiyom 7'. Hi bir d-kmesi S'nin ten fazla ele
mann iine almamaktad r.
Burada dile getirilen ilikilerin konusu belli deildir.
Aksiyomlar k me, alt kme eleman gibi birtakm so
yut ve genel niteli kte nesnelerden sz etmekte, fakat bun
larn somut olarak neleri temsil ettii belirti lmemektedir.
Ayn ekilde eleman olma, iine alma ait olma gi
bi ilikiler de manta ait genel nitel ikte kavramlardr. Bu
redenle aksiyom lardan hi birine nerme gzyle baka
mayz. S , S'nin eleman ve d-kmesi gibi terimler
birer de iken olup, bunlar iine alan aksiyom lar birer
nerme-fonksiyonu veya nerme ka lb niteliindedir. De
ikenlere vereceimiz anlama gre aksiyomlar deiik
konulara ilikin nermeler nitelii kazanabil ir. rnein,
Soru 84'deki aksiyomlara uzaysal ilikileri dile getiren
nermeler olarak yukordaki nerme kalplarnn zel bir
yorumu gzyle ba kabiliriz. Deikenlere vereceimiz an
lamlara gre bu yorumlar istediimiz sayda artrabiliriz.
u kadar ki, seece imiz konu, aksiyomlarda dile getiri
len formel ilikileri salam olsun.
237
alt teorem bu trden nerme-fonksiyonu niteliinde cm
lelerdir : *
Teorem 1. A ve B eer S'nin farkl elemanlar ise,
A ve B'yi iine alan bir ve yalnz bir
d-kmesi vardr
(Bu teorem 1' ve 2' nolu Aksiyomlardan
kmaktadr.)
Teorem i l . Biribirinden farkl herhangi iki d-kmesl,
S'nin bir ve yalnz bir elemanna ortak
sahiptirler.
(Bu teorem 2' ve 3' nolu aksiyomlardan
kmaktadr.)
Teorem ili. S'nin hepsi ayn d-kmesinde olmayan
eleman vardr.
(Bu teorem 4', 5' ve 6' nolu aksiyomlar-
dan kmaktadr.)
Teorem iV. S'deki her d-kmesl, S'nin sadece
elemann iine almaktadr.
(Bu teorem 5' ve 7' nolu aksiyomdan
kmaktadr.)
lk drt teorem aksiyomlardan dorudan ktndan
bunlarn ispatn ayrca tartmaya gerek yoktur. Son iki
teoremin ispat ise bu denli ack ve dorudan deildir.
Teorem V. lk alt Aksiyoma tabi herhangi bir S k
mesi en az yedi eleman iine almak
tadr.
spat A, B, C'yi S'nin ayn d-kmesinde olma
yan eleman kabul edelim. Teorem
1 1 1 . buna olanak vermektedir. Buna g
re, Teorem 1 gereince, AB, BC, ve CA'."
238
y iine alan biribirinden farkl d-k
mesi olmak gerekir, ve Aksiyom 5' gere
ince, d-kmelerinden her birinin bir
nc elemann daha olmas ve bu ek
elemanlarn Aksiyom 2' gereince hem
biribirinden hem de A, B ve C'den farkl
olmas grekir.
imdi bu ek elemanlar D, E ve G
ile gsterirsek sz geen fa rkl
d-kmesi ABD, BCE. CAG diye belirlen
m i olur. Aksiyom 1' gereince, sz
edilen d-kmelerinden ayr olarak AE ve
BG de birer d-kmesi bel irler. Bunlarn
da Aksiyom 4' gereince S'nin bir ele
manna ortak sahip olmalar gerekir, ve
bu eleman Aksiyom 2' gereince zaten
belirlenmi olan elemanlardan biri ola
maz. Farkl olmas gereken bu elemana
F dersek, AEF ve BFG 'nin de birer d
kmesi olduu ortaya kar.
Bylece herhangi bir S kmesinde
A. B, C, D, E, F ve G olmak zere biri
birinden farkl en az yedi elemann ol
duu ispatlanm oluyor.
------.
241
mdi bu zorunluk nerden i leri gelmektedir? Birtakm ner
melerin bir baka nermeyi zorunlu klmas nasl mmkn
olmaktadr?
Bir karmn zorunluluu genellikle sonucun st r
tk de olsa ncl lerde var olduu dncesiyle a klan
mtr. Dier bir deyile. sonucun ncllerin tm veya bir
paras olmad hallerde zorunluk da sz konusu dei l
dir. Ancak bu koul zorunlu karm trivial klmamakta
mdr? Sonu ncl lerin bir tekrarndan ibaretse, kar
mn bir deeri olur mu? Geerl i bir karm bize yeni bir
ey retmiyorsa, satran oyunundan bir fark olduu
ylenebi lir mi? Sonucu ncllerinde var olmayan karm
mantksa l geerlikten yoksun, sonucu ncllerinde olan
karm ise bizi hi bir yeni eve gtrmyor demektir.
0 halde mantksal geerl ik neye yarar? diye sorulabilir.
Bu sorunun cevab, ona yol aan anlam kargaaln
gidermekle verilebilir. Daha dorusu iki terimin, ncl
lerde var olma ile yenilik terimlerinin anlamlarn be
lirlemekle paradoksal olan gl giderme olanan
arayabi liriz.
242
ta km nermenin bir baka nermeyi iermesi icinde ol
ma gibi fiziksel bir ilikiyi deil, mantksal bir ilikiyi be
lirler. rnein,
Ne kz, ne erkek kardeim var.
Ama o ocuun babas benim babamn oludur.
243
'5'inci postulat denilen u nermesinin.
Bir doru paralel iki doruyu kestii nde
ayn yanda meydana gelen i aclarn
toplam iki dik acnn toplamndan azsa,
o yanda iki doru yeteri nce uzatldnda
kesiirler.
e-deer ' olduunu hemen grebi lir? Oysa klid olduka
karmak bir ispatla, birinci nermenin ikincisinin zorun
lu bir sonucu olduunu gstermitir.
Demek oluyor ki. geerl i bir karmda (yani ncl
lerin sonucu zorunlu kld bir karmda) sonu nclle
re baml olduundan mant ksal bir yenilik sz konusu
de ildir; ne var ki bu. sonucun dayand ncllerin dpe
dz bir tekrar olduunu gstermez. Birok hallerde so
'fl U C hemen hepimiz icin, bazen artc olacak derecede,
psikolojik diyebileceimiz bir yenilik ta maktan geri kal
maz. Bu nedenle geerli karmlar trivial saymaya yer
yoktur.
244
tadan o doruya yalnz bir paralel do
ru izilebi lir.
Oysa, matematikiler d nda ka kii bu nermeyi
doru saydnda baka bir nermeyi,
Bir genin ic aclarnn toplam iki dik
acnn toplamna eittir.
diye dile getirilen nl teoremi, de doru saymak zorunda
olduunu grebilir? Gr lyor ki, bir nermenin ifade edil
dii dildeki anlamn anlamakla, o nermeni n ieriini
tam bilmek her zaman ayn ey deildir.
kinci nerme biri ncisinin ieriinde olmakla beraber,
dilsel ifadesi ndeki anlamnda yoktur. Baka bir deyile
tanmsal anlam ynnden farkl olan bu nermeler ierik
ynnden biribirine baldr. Fark yle de bel irtebiliriz:
nermenin anlam iin ifade edildii dili bilmek ok kere
yeterl idir; oysa ieriini kefetmek iin dil bilgisinin s
tnde, nermenin il ikin olduu alann uzmanlk bilg isine
de ihtiya vardr. Sonra, dilsel ifadesi deimeyen bir
nermenin ierii giderek byyebilir. eriin zeng inle
mesi tanmsal deil , aratrmaya bal bir olgudur. Ara
trma derinletike ayn postulat'dan daha nce bilinme
yen yeni baz teoremlerin de karlabilecei olasdr. Bi
lim ve matematik tarihinde bunun birok rnekleri gs
terilebilir.
Bir nermenin ierii ile dilsel anlam her zaman ay
n olsayd, mant ksal geerlik ile ilgili eletiriye hak ver
memek elden gelmezdi; nk sz konusu eletirlye yol
aan nedenlerden biri, belki de balcas . bu iki eyin ka
rtrlmas olmutur. Yukardaki ayrmdan gryoruz ki,
geerli bir karmda sonu kendisini zoru:lu klan ncl
lerden dilsel anlam ynnden farkl olmal<la yeni bir ey
getirmektE;Kfir. O halde geerli bir karm yalnz nclle-
245
rin ieriinin aa vurulmas olmakla kalmamakta, biz
ae ok kere beklemediimiz bir etki de yaratmaktadr.
246
rik ynnden ncllerini amayan bir karm mutlaka
dngl mdr? yle ise, o zaman tm geerl i karmlar
dngl demektir. u klasik rnei alalm:
Tm insanlar lmldr.
Sokrat bir insandr .
.. Sokrat lmldr.
Eletiricilere gre. bu karmda sonu ispatlanma
ma ktadr, nk Sokrat'n lml olduu idd ias kapsam
daha geni olan tm insa nlarn lml olduu iddiasnda
varsay lmtr. Her ferdin ayr ayr lml olduunu bil
medike tm insanlarn lml olduunu nasl syleyebi
liriz? Tm insanlarn lml olduunu syleyebilmemiz
iin, her fert gibi Sokrat'n da , lml olduunu kabul et
memiz gerekir. Bu demektir ki, karmda Sokrat'n lm
l olduunu ka ntlamak zere verilen ncl ( Tm insan
lar l mldr,)n doruluu, Sokrat'n lml olmasna
baldr. Baka bir deyile sonucu ispatlayan ncl do
ru saymamz iin her eyden nce sonucu doru kabul
etmemiz gerekiyor. Bu ise karmn dng l olduunu,
sonucun gerek anlamda ispatlanmadn gsterir.
lk bakta olduka hakl grnen bu eletiride gz
den kaan nemli bir nokta var. O da bir nermenin da
yand kantlarla, ierdii gzlemlerin ok kere akma
ddr. Eletiride farzedildii gibi, tm insanlarn lml
olduunu kabul etmemiz iin ayr ayr her ferdin, bu ara
da Sokrat'n lml olduunu bilmemiz gerekir m i gerek
ten?
Geri, Tm insanlar lmldr, nermesi belli gz
lemlere veya kantlara dayanan bir genellemedir; ancak
genellemenin dayand gzlemler, ierdii gzlemlerin
ancak bir alt blmdr, tm deildir. Gnlk konuma-
247
da olduu g ibi bilimde de birok genelleme, ilke veya ka
nun biim indeki nermeler hipotez niteliinde olup, kap
samlar na giren tm fertler veya somut rnekler bilinme
den, hatta incelenmeden, doru saylr veya ileri srlr.
Kopernik, tm gezegenler gne evresinde dolanmakta
dr, dediinde sadece be gezegen bi linmekteydi. Daha
sonra bulunan gezegenlerin hareketi idd iay kantlamas
na ramen, Kopernik'in genellemesinin doru olduu b\J
gn bile kesinlikle sylenemez; hareketi genellemeye uy
mayan bir veya daha fazla gezegenin i lerde ortaya karl
mas daima mmkndr. Fakat bu demek deildir ki, sz
konusu genel leme bilimsel gvenirlikten yoksun saylmak
tadr. Ayn ekilde. Newton teorisi kurulduunda ift yl
dzlarn kendi ortak ekim merkezleri evresinde eliptik
yrnge izerek dolandklar henz bilinmiyordu. Bunun
g ibi teorinin ieriinde sonra ortaya karlan daha baka
gzlemler de olabilir. Teorinin doruluunu, ierdii gz
lemlerin tmnn yaplmasna bala maya ne gerek ne de
yer va rdr. Newton, teorisini, birou henz bilin meyen
t:.:... tr gzlemleri betimled ii iin deil, bunlardan bilinen
leri a: klamak iin kurmutu. Teori ierdii olgularn t
mne dayanlarak kurul madna gre, ift yldzlarn ha
reketi gibi yeni olgularn teoriden kar lmas dngl bir
karm olamaz.
Tm insanlarn lml olduu iddias bir insa n olan
Sokrat'n lml olduunu iermektedir phesiz. Fakat
genellemenin doruluu Sokrot' n lml olduu gzlemi,
ne dayal olmadndan iermeni n dngl bir karm ol
duu gzlenemez. Bir ncln icerii dayand kantla
r ayorsa, o nclden yaplan karm dngl olamaz.
Geerli bir karmda sonu ncllerin ieriinde olmak
la beraber, ncllerin dayand kantlar pekdld aabilir.
Sonucun ncllerin ieriinde olmas karmn dngl
olduunu gstermez.
248
Soru 91 : Mantk'n temel ilkelerini dnce kanun
lar sayabilir miyiz?
249
sorunudur, dnmede bir disiplin gerektirir. Bu eitim ve
disiplinin olmad veya zayf kald yerde, tutarszlk,
celi' kiye dme, kanlmaz olmaktadr. Tutarszlk psi
koloj ik ynden deil, ma nt k ynnden kanlmas gere
ken bir haldir. Tutarszln yayg n olmas da gstermek
tedir ki, dnce kanunlar denen ilkelerin aslnda d
ncemizle pek fazla bir ilgisi yoktur. yle ise, bu ilkelerin
gerek nitelii nedir?
Bu soruyu cevaplamaya gemeden nce, sz gecen
c ilkenin iki ayr formle edili bicimine bakalm :
1
P) .
Ucnc kkn Bir nerme ya yanl ya do
. olanakszl : dorudur (P V -- P) .
250
nceden szetmemektedir. Gerekten de mantk ilkele
rini dnce kanunlar diye belirlemek geleneksel bir
yanl kullanmdan baka bir ey deildir.
251
Mant k dpedz nerme veya nerme kalplar arasnda
ki formel ilikilerle urar; bunlardan hangilerinin geer
li, hangilerinin geersiz kar mlara yol atn belirleme
e alr.
Mant k ilkelerinin genel ve zorunlu olmas , bu ilkele
rin varln genel niteliklerini dile getiren birer kanun ol
masn gerektirmez. lkelerin genel saylmas, her trl is
pat iin gerekli olmalarndan; zorunlu say lmas inkrla
rnn sz ve dncelerimizi bir sama yn yapmas ndan
ileri gelmektedir. Mant k ilkelerini varsayma kszn ne ma
tematik, ne bilim, hatta ne de gnlk dnce var olabi
lir.
Ne var ki. mantk ilkelerinin, bu arada dnce ka
nunu denen temel ilkenin, bu gereklilii ispatlana maz;
nk her ispat gibi bu ispat da sz konusu ilkeleri var
saymakla anca k balayabilir. u kadar ki, onlardan ba
msz ne bir ispata, ne de hatta tlitarl bir dnceye ola
nak olmadn gstermek bu gereklilii kabul etmemiz
iin yeter, artar bile.
252
den daha stn tutulmas ok kere psikolojik bir yanlg
dr; mantk ynnden geerli bir nedene dayand kolay
ca sylenemez.
temel ilkenin yeterlilii yle dursun. doru olma
dklar bile ne srlmtr. rnein, zdelik ilkesi, bi"
nerme doru ise, dorudur, diyor; ne var ki, bir eleti
riye gre, ayn nerme bazen doru bazen ya nl olabilir.
Nitekim. hava bulutludur, nermesi bug n doru, yarn
yanl olabilir.
Bu eletiri bir noktay gzden karma kta, o da, bu
tr nermelerin tam olmaddr. Hatta denebilir ki, hava
bulutludur, gibi bir ifade, bir nerme olmaktan ok bir
nerme kalbdr. fadenin tam bir nerm nitelii kazan
mas iin kesin bir yer ve zamann belirlenmesi gerekir.
Nitekim, Ankara'da 30 Eyll gn saat 1 1 .30'da hava bu
lutludur. cmlesi, bel li bir doruluk deeri ola n bir ner
medir; bugn doru, yarn yanl olamaz.
Ayn ekilde, elimezlik ilkesi de inkr edilmitir.
rnein, eliik olan u iki nermenin
Bu ocuk alyor.
Bu ocuk alamyor.
ikisi de doru olabilir, deniyor. lk bakta hakl gibi g
rnen bu eletirinin de gzden kard bir nokta var:
zamann belirlenmemesi. Bir ocuk imdi alyor, biraz
sonra alamyor ola bilir. Fakat bir ocuun belli bir an
da hem alamas, hem alamamas olanakszdr.
Yalan sylyorum gibi doru sayd mzda yanl,
yanl sayd mzda doru olan paradoksal nermeler
gsterilerek de el imezlik ilkesi ne kar klmtr. Ger
ekten bir kimse kp
imdi yalan sylyorum.
253
lierse, bu iddias doru mudur, yoksa yanl mdr? Doru
sayarsak adamn yalan sylediini, yanl sayarsak ada
mn doru sylediini kabul etmek zorundayz.
Bu tr paradokslarn nasl zmlendiini bundan
nce V. blmde gstermee almt:<. * Fakat sa
duyu bile eliikliin grnte kaldn, gerek olmad
n gstermee yeter. imdi ya lan sylyorum, deyip
baka bir ey sylemeyen kimse, aslnda herhangi bir
iddia ortaya atm dei ldir. Bu nedenle sylediinin do- .
ru mu, ya nl m olduu sz konusu bile edi lemez. imdi
yalan sylyorum, ifadesi kendi kendine deil, baka bir
nermeye yollama yapsayd nerme nitelii kazanrd. Tek
bana sadece bir cmle oluturan birtakm kelimeden
ibarettir.
nc kkn olanakszl il kesi de eletiriye ura
mtr. rne in, Depodaki su scaktr veya depoda ki su
souktur, seenekli bileiinde yer alan iki nermeden
birinin mutlaka doru olmas gerekmez; ikisi de yanl
olabi lir. Gerekten, depodaki su ne scak ne souk, fakat
lk olabilir. Ancak burada gzden karlan nokta scak
ve souk yklemlerinin btnleyici deil, kart terim
ler olmasdr. Eletiri, kart olan bu ned'3nle nc bir
kka olanak veren terimleri, btnleyici, yani evreni iki
kla t keten, nc kka olanak tanmaya n, terimler
sayma hatasndan domaktadr.
Bu ilkenin geerliini glgeleyen bir rnee de mo
dern fizi kte rastlamaktayz. Bilindii g ibi Heisenberg'in
Belirsizlik lkesi ne gre bir paracn (rnein bir
elektronun) konum ve hzn birlikte saptamaya olanak
yoktur. Herhangi bir anda bir elektronun konum ve hz
r.n u ve u olduunu veya olmadn syleyemeyiz. Bu
254
durum, Hans Reichenbach gibi baz filozoflar, nc
kkn Olanakszl ilkesinin terkedilmesi gerektii dn
cesine gtrmtr.
Grlyor ki, temel ilkeye yneltilen itirazlara
genelli kle gerekli ayrmlarn ya gzden karlmas , ya
ria yeteri kesinlikle yaplmamas yol amaktadr.
Mant k ilkelerinin doruluunun ne tr bir doruluk
olduunu bundan sonraki blmde ele o lacaz.
255
XI. BOLM
256
da nerme, geerlik gibi temel kavramlar doruluk kavra
mna bavurularak tanmlanmaktadr.
Mantkla ilgili hangi kitab aarsak aalm, nerme
nin doru ya da ya nl bir iddia, bir yarg; gecerliin ise
doruluu koruyucu bir iliki (doru ncllerden kal kt
mzda bizi doru sonuca gtren iliki) diye tanmlan
dn grrz. Her iki halde de, doru ilkel (tanmla
yc) bir terim olarak geer.
Dahas var: Modern mantn ok nemli . bir blm
n oluturan nermeler mant, ok kere, Doruluk
Fonksiyonu Ma nt bal altnda sunulur. Mantksal
balalar (nerme eklemlerini) tanmlamada, e-deerlik
ve geerli k denetiminde etkin bir ara olan doruluk
izelgesi de bu ilevlerin i doru ve yanl kavramla
rndan yararlanarak yerine getirir. Grlyor ki, doruluk
kavramn dnda tutan bir mantktan sz etmek gtr.
257
Ancak hemen belirtmeli ki, doruluk ya do doru
nerme derken Ouine, doruluu dpedz olgusal olan
nermelerden ok, doruluu mantksal olan nermeler
den sz etmektedir. yle de olsa. Ouine'n mantksal do
ruluk kavramn, genel doruluk kavramnn bir paras
sayd sylenebilir. Nitekim Ouine iin iki doruluk kav
ram orasndaki fark nitelik ynnden deil, n icelik y
nndendir. Doruluu ma ntksal olan bir nermeyi, olgu
sal olan bir nerme gibi, yanllama olana yok deildi r.
u kadar ki, bu son derece gtr; ok kere tm dnce
sistemimizin a lt-st olmasna yol aacak bir zorlamay
gerektirir.
Bu gr tmyle benimsemek gtr, phesiz.
Fakat mantksal doruluk ya do mantksal dorular
denilen kavramn geleneksel yorumlar nda do birtakm
glkler olduu gzden uzak tutulamaz.
258
ne gzleme ne de deneye bavurmaya ihtiya vardr. On
lar dile getiren cmleleri anlamak yeter, ok kere. Man
tk ve matematii oluturan bu tr nermelere mantksal
dorular diyoruz.
Mant ksal dorular, zellikle mantn temel ilkeleri,
teden beri bize apak gelen, ya da inkr bizi elikiye
dren dorular olarak nitelendirilmitir. Ancak hemen
belirtmeli ki, apa klk nesnel bir lt nitelii tamak
tan uzaktr. Birine apak olan, bir bakas na pheli, hat
ta yanl gelebilir. Apaklk kiilere, kltrel ve entellek
tel koullara bal bir zelliktir. Btn herhangi bir par
asndan daha byktr, nermesi uzun sre doruluu
apak, hatta kafa yapmzn bir gerei saylmken, ma
tematikteki yeni bulular karsnda, h i deilse baz uy
gulamalarnda, yanl olduu grlmtr.
Ayn ekilde, bunlar elikiyi gze almakszn inkr
olanaksz nermeler olarak n itelemek de yeteri akl
vermekten uzaktr. Kald ki, bundan nceki soruda da de
indiimiz gibi, bunlarn inkrn olanaksz saymayan a
da mantklar da vardr. yle ise. mantksal dorular
doru yapan ey nedir? Baka bir deyile, mantksal do
rular olgusal dorulardan ayran temel zellik nedir?
259
nerme yapsal biimini mantksal terimlerden a lmakta
dr; doruluu bu bicime bal olduu iin betimleyici te
rim ne olursa olsun doruluk deeri deimez. te be
timleyici terimleri deitii halde doruluk deeri dei
meyen rneimizdeki trden nermelere mantksal do
rular diyoruz. Oysa doruluu olguya bal nermelerde
betimleyici terim nemlidir. rnein, Bal tatldr, ner
mesinde hem bal, hem de tatl szckleri betimleyici
terimlerdir. Bunlarn birini veya he r ikisini baka betim
leyici terimlerle deitirdiimizde, nermenin doruluk
deeri de deiebilir. Nitekim,
Bal acdr.
Zehir tatldr.
Buz yakcdr.
gibi nermeler yapsal bicim ynnden rneimizden
farkl olmad halde, doruluk deeri ynnden farkldr.
nk doruluu olguya bal bu tr nermelerde .yapsal
biimi belirleyen mantksal terimler deil, icerii olutu
ran betimleyici terimler asal niteliktedir.
Mantksal dorular belirlememize nesnel bir lt
salayan bu ayrm ile ilgili bir iki noktann aklk kazan
masna ihtiya vardr. Her eyden nce mantksal terim
lerle, betimleyici terimleri her zaman tam bir kesinlikle
ayrabileceimiz phelidir. Kabaca, tm, baz, de
il, veya, ise gibi szckler mantksal terimleri, ma
sa, insan, renk, tatl, stnde, ortak gibi nes
ne, zellik ve iliki adlar betimleyici terimleri olutur
maktadr.
kinci bir nokta mantksal szce yer vermeyen bir
nerme olmad halde, betimleyici terime yer vermeyen
doruluk deeri mantksal olan baz nermeler vardr. r
nein,
260
Her ey kendisiyle zdetir.
Kendisiyle zde olmayan bir ey vardr.
g ibi nermelerde betimleyici terim gememektedir.
Son bir nokta da, mantksal dorular bu tr bir be
lirleme bizi herhangi bir metafizik reti veya gr var
saymaya zorlamamaktadr. Bu dorular evrenin en genel
nitel iklerini dile getiren nermeler sayabileceimiz gibi,
dnce kanunlar veya dpedz tanmsal ifadeler ola
rak da yorumlayabiliriz. Ancak, mantksal doruluu ner
melerin yapsal bicimine, bunu da mantk terimlerinin
nerme icinde asal olmalar na bal tutmamza bakarak,
mant ksal doruluun temelde szsel olduu sonucuna
gidilebilir. Bu gidie hak verebilir miyiz?
261
sonlu, ister sonsuz olsun sz gecen mantksal szckle
re mantklar n teden beri verdikleri anlamlar nermeyi
doru yapmaktan geri kalmayacaktr. Mantksal doruluk
taki kesinlik de buradan, yalnzca dilsel olmadan, gelmek
tedir.
Mantksal doruluu d ilsel sayanlar bu grlerini
cok kere mantksal, dolaysyle matematiksel, olan doru
lar tanm gerei dorular diye niteleyerek belirtirler.
262
neler zerindeki sayma ayn sonucu versin veya verme
sin, 365 - 1 = 364 nermesi, (nermede yer alan 365'
-1 = ve 364 gibi szcklerin allagelmi anlam
lar deimedike) daima dorudur. Kemeny'ye gre hem
<c365 - 1 d iyelim, hem de bunun 364 olmadn sy
leyelim, bu olanakszdr.
Analitik nermeleri, olas tm dnyalarda dorulu
unu srdren nermeler diye niteleyen Leibniz de, ma
tematiksel dorular tanm gerei dorular d iye yorumla
mtr. Leibniz 1 'i ilkel terim kabul ederek dier sayla
ra tanmlama ile gidilebilecetni,
263
yalnzca soyut karm biimleri ile uraan, bir alma
saymak doru mudur?
f3 u sorular bizi mantkla matemati in ilikislne ge
t-i rmektedir.
264
mektedir. ki kere iki ile drt terimleri e-deer, ya
do e-anlaml deyimlerdir. Leibniz'den beri giderek nem
kazanan bu gre gre matematik temelde mantkla z
detir; ikisinde de kesinlik tmyle tanmsaldr. Mantk
gibi matematii de dar anlamda bilim sayamayz; daha
dorusu olgusal icerii olan bilim sayamayz. Ne birinin
ne de tekisinin bu dnyann olgularna ilikin bir konu
su yoktur. Her i kisi de birtakm soyut kavramlarla veya
kavramsal nesnelerle urar. Bilimle ilikileri biimle
zn ilikisinden ileri gemez. kisi de, verilen nermele
ri baka nermelere dntrmee, ya da, verilen ner
melerden mantksal sonular tretmee yarayan dedk
tif metoda dayanmakta, dntrme ve karmlarn ge
erlik denetimini salayc kurallara bavurmaktadr.
ki disiplin arasndaki bu ortak zell iklerden hareket
ederek matematii manta indirgeme yolunda giriilen
abalara daha nce deinmitik.* x x. yzyln ikinci ya
rsnda Dedekind, Frege, Peano gibi matematikileri u
ratan bu indirgeme giriimi Russell'n elinde byk l
de gerekleir. Sonuca u i ki aamal yol izlenerek gi
dilmitir: nce matematik aritmetie i ndirgenmitir; son
ra Peono postulatlar aracl ile aritmetik manta indir
genmitir. Ne var ki, bu geilerde Russell'n, mantksal
nitelikte olduu sz gtren baz ilkelere, rnein son
suzluk aksiyomu ile sei aksiyomuna, daya nm olmas
265
programn tam gerekletii konusunda ciddi kukulara
yol amtr.
Russel'n mant klk tezi (logistic thesis) tmyle
hakl olmasa bile, matematiksel kesinlie aklk getirme
si ynnden nemlidir. Gerekten, iki kere iki drt eder,
gibi matematiksel bir dorunun, gzlemlerimiz ne olursa
olsun, daima doru ka lmas baka nasl aklanabilir?
Kant bu tr nermeleri se'ntetik a priori diye niteleye
rek iin iinden kmak istemitir. Fakat bir nerme hem
sentetik olsun, hem de doruluu a priori bilinsin, buna
olanak va r mdr?
Matematiin nitelii, gemite olduu gibi bugn de,
tartma konusudur. Ancak ne matematii doruluu sez
gisel veya akl yn nden apak birtakm deimez ilke
lere dayal bir bilim sayan geleneksel gr, ne de ma
tematiksel nermeleri sentetik a priori sayan Kant'n
zmn geerli saya mayz. Matematik bir yandan Russell'
n belirttii gibi,
P doru ise, O da dorudur.
biimini a lan nermelerden olumakta, te yandan bu
nermelerin tm olmasa bile byk bir blm, doru
luu a priori bilinen analitik veya totolojik niteliktedir.
Mantk gibi Matematiin kesinlii de olgusal ierikten
yoksun biimsel bir alma olmasyla aklanabilir. Eins
tein bu gr yle d ile getirmitir:
Matematiksel i lkeler gerek dnyaya ilikin
olduklar kadar, kesinlikten uza k; kesin oldukla
r kadar, gerek dnyaya ilikin deillerdir.
266
B BL YOGRAFYA
267
NDEKLER
Sayfa
nsz 5
1. BLM
il. B LM
NERMELER
268
Sayfa
III. B LM
iV. B LM
269
Sa.y(a
V. BLM
MODERN MANTIGA GE
VI. BLM
270
Kitap iade Fii
ADE TAH l l l l
VTI . BGLlJM
FORMEL IKARIM METODU
Soru 60 : Form.el karmdan ne anlyoruz? . . . . . . . . . . . . . . . 173
Soru 61 : Formel karm mihaniki bir metod mudur? 176
Soru 62 : kann kurallar nelerdir? Nasl niteleyebi-
liriz? . . . . . . . . . . . ... . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178
Soru 63 : Verilen kurallar tm karmlar iin yeterli
midir? .. . . . . . . . ..
. . . . . . . . .. .. . . . . ..
. . . . . . . . .. .. .... .... . . . . . . . . 183
Soru 64 : Koulsal ispat kural (K..l nedir? . . ..... . . . . . . . . 185
Soru 65 : Dolayl ispat m.1.) nedir? .......................... . 186
Soru 66 : Geerlik yeterli midir? ........ . . .. ..... . . .. . ....... . . . . 189
VIII. BLM
NCELEME MANTIGI
Soru 67 : Niceleme mantnn konu ve kapsam nedir? 193
Soru 68 : Niceleme mantnda sembolizasyon nasl ol-
maktadr? .. ........ . . . . . . . . .......... . . . . ... .. . . .. .. . . ...... 195
Soru 69 : Niceleme edeerliklerini nasl elde ederiz? 197
Soru 70 : Drt temel kategorik nerme arasndaki iliki-
leri niceleme mantnda nasl belirleriz? . . . 200
Soru 71 : Niceleme trnden karmlar iin baka.
kurallara. ihtiya var m? . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 201
Soru 72 : Mevcut kurallar, tasmsal olmayan karmla.
rn ispat iin de yeterli midir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . 205
IX. BLM
AKSYOMETK METOT
271
Soru 37 : Dil e m Sayfa
Soru (v eya "kle
38 : Dile md m ) ne dir?
')n n; en nasl kur .... . ..
X. B LM
XI. B LM
272