You are on page 1of 264

RUH ADAM http://www.TurkcuTuranci.

com

HSEYIN NIHAL ATSIZ

1. BLM

Kamlanu lkesine bahar gelip de kuslar tsmeye baslayinca, agalarda ve yerlerde iekler ainca
Yzbasi Burkay yine o byk am agacinin yanina geldi. Parlak bakisli, ay yzl kizi orada grd.
Yregine od dst. Yer yz gzne karanlik oldu. Ona yaklasip syle dedi: Yzn aya benziyor. Kasin
yaya benziyor. Gzlerin yesil alasi. Salarin arslan yelesi. Yrysn turna gibi. Salinisin suna gibi. Hangi
yerden, kaynaktansin? Hangi boydan, oymaktansin?

Parlak bakisli, ay yzl kiz bir sey sylemedi. Yalniz gzlerini kaldirarak Burkaya bakti. Bu
bakisla onun kanini kaynatti. Yregini oynatti. Iine od dst. Yer yz gzne karanlik oldu. Kiza syle
dedi: Bakislarin isik mi? Salarin sarmasik mi? Yildiz misin, gnes mi? Alev misin, ates mi? Neden sessiz
bakiyorsun? Beni niin yakiyorsun? iek gibi her bir yanin. Syle, nedir senin adin, sanin?

Parlak bakisli, ay yzl kiz bir sey sylemedi. Glmseyerek Burkaya bakti. Bu bakisla onun
aklini basindan aldi. Yregini derde saldi. Iine od dst. Yer yz gzne karanlik oldu. Kiza syle
dedi: Beni niin zyorsun? Gzlerini szyorsun. Kirpiklerin paraliyor. Bakislarin yaraliyor. Rengin
sanki iekten. Bilmem hangi iekten? Ister daril, ister kiz. Tek adini syle kiz!

Parlak bakisli, ay yzl kiz gzlerini Burkayin gzlerine dikti. Kayalardan dklen sularin, kirlarda esen
rzgarin, ormanda ten kuslarin sesinden daha gzel sesiyle syle dedi: Besbalikta dogdumsa da
Karluk kiziyim. Nice erin yreginde sakli siziyim. Yregine od dstyse zorlayip sndr. Bilen bilir;
adim,sanim: Aigma-Kndr. lmemeyi istiyorsan yaklasma bana. Belam oktur, grnmeden
dokunur sana

Burkayin yregine od dst. Yer yz gzne karanlik oldu. Iyi yrekli kisi idi. Tanriya ve
insanlara karsi su islememisti. Tapincaga gidip Tanriya yalvardi. Tanrim! Yregimdeki odu sndr
dedi.

Kirk gn byk am agacinin yanina gitti. Her gidiste Aigma-Kn orada grd. Her gidiste iindeki
ates yalazlandi. Her dnste tapincakta Tanriya yalvardi. Her yalvaristan sonra bir daha am agacinin
yanina gitmemeye karar verdi. Fakat gnesin her yeni dogusunda kizin hasretine dayanamadi. Verdigi
karari unutup am agacinin yanina geldi. Kizin yesil ala gzleriyle bylenip kendinden geti.

Kirk birinci gn am agacinin yanina gelince kizi bulamadi. Gzleri bulandi. Yregi yandi. Ii
sikintiyla doldu. Gn batincaya kadar bekledi. Aigma-Kn gelmeyince onu am agacina sordu. Aga ah
edip agladi. Onu ben de bekliyorum. Artik gelip bana yaslanmayacak dedi.. Yapraklari dklp
kurudu. Uan bir akdogan ah edip agladi. Onu ben de bekliyorum. Artik gelip beni koluna almayacak
dedi. Kanatlari irpmaz olup otlara dst, ld. Yesil otlara sordu. Otlar ah edip agladilar. Onu biz de
bekliyoruz. Artik gelip bizi ignemeyecek dediler. Yanip duman oldular.

Burkay bezginlesip yerine ,yurduna dnd. Aigma-Knden baska bir sey dsnmez oldu.
Tapincaga gidip yalvardi, olmadi. Eksi kimiz iip esridi, kar etmedi. Tatli sarap iip kendinden geti,
fayda vermedi. Kagan savas ainca o da katildi. lmek iin atina zirhsiz bindi. Oklar sagindan solundan
utu; biri degmedi. Kalkansiz, tulgasiz vurustu. Kililar sagindan,solundan geti; biri vurmadi.

Yine yurduna dnd. Aigma-Knden baska bir sey dsnmez oldu. Benzi sarardi. Hasta olup
yataga dst. Burkayin iyi yrekli bir evdesi vardi. Erkegi iyi olsun diye okuyucular, bakicilar, kamlar,
baksilar getirtti. Hibir ila, dua, hibir by fayda vermedi.. Gnden gne eridi, soldu, bitti. lecek hale
geldi. Bir gece Aigma-Knn adini sayiklayinca kadin isi anladi. Btn Kamlanuya adamlar ikartti.
Kirk gn aradilar, taradilar. Aigma-Kn bulunmadi. Bir gn ihtiyar, irkin bir byc kadin geldi. Bunun
derdine ancak Kilimbi are bulabilir. O, seytanlarin akillisidir dedi. Burkayi seytan Kilimbiye gtrd.
Burkay ona yregini ati. Sevdigi kizi anlatti. Bana onu verirsen senin ordunda eri olurum dedi. Kilimbi
basini salladi. Yregin byk derde girmis. Kurtulmak zor. Buna areyi bulsa bulsa Seytanlar Basi
Madar bulur dedi. Burkayin ii yandi. Gz dumanlandi. Hibir are yok mu diye sordu. Madar,
basini salladi. Ellerini ati. Var dedi. Eger evdesini gtrp Ejderler Kagani Narantaya kurban adarsan
Aigma-Kn kaybettigin yerde bulursun.

Burkay hibir sey dsnmeden kabul etti. Gzn sevda brms, kanin ilginlik yrmst. Evdesini
Narantaya adak verdi. Naranta, onu ldrp yedi. Kadin lrken ellerini gge kaldirip beddua etti:
Burkay! Iyilige kemlik ettin. Tanri seni bedbaht etsin. Kiyamete kadar, dnyaya her gelisinde ruhun
iztirap iinde alkalansin dedi. Tanri bu dilegi kabul etti.

Burkay, seytan Madarin dediklerini yaptiktan sonra am agacinin oldugu yere gitti. Kiz gitti diye
yapraklari dklp kuruyan am yine yesermisti. Aigma-Kn onun gvdesine yaslanarak duruyordu.
Burkay yaklasip syle dedi: Nerede kaldin ay bakisli? Neden gittin inci disli? Senin iin hasta dstm.
Eller gezip daglar astim. Artik bana varmaz misin? Derdime em vermez misin? Gel,benim ol iek
yzlm! Ipek salim, isik gzlm!

Aigma-Kn bir sey demedi. Byl gzlerle Burkaya bakarak glmsedi. Burkayin akli basindan
gitti. Az kaldi kimiz gibi eriyip akacakti. Kiza yaklasarak siki siki tuttu. iek kokan yzn pt. Onu
evine getirip es edindi. Fakat bununla derdi bitmedi. Aigma-Kn her gn biraz daha ok sevdi.
pmekle doyamadi. Sevmekle kanmadi. Uan kustan kiskandi. Esintiden yksnd. Sen insan
degilsin. Peri Kan Katunsun dedi. Sevgisi durulmadi. Arzusu kirilmadi. pmekle kanmaz oldu. Sevgisi
dinmez oldu. Sen Peri Kan Katun degilsin. Tanri Katunsun dedi.

Bir gn ihtiyar, irkin byc kadin yine geldi. Bunun derdine ancak Madar are bulabilir
dedi. Birlikte Madara gittiler. Madar gld. Sen Nizvani cehennemine dsmssn. Eger o da sana bir
defa seni seviyorum derse bundan kurtulursun dedi.

Burkay yurduna dnd. Aigma-Kne Beni seviyor musun? diye sordu. Kadin, salariyla onu
sararak ne soracagini unutturdu. Bir ay geti. Burkay Beni seviyor musun? diye yine sordu. Kadin onu
perek ne soracagini unutturdu.

Byle aylar geti. Yillar geti. Burkay sevgiden ilgina dnd. Iztirap iztirap stne, keder keder stne
ekti. Hekimler geldi, ila bulamadi. Bakislar geldi, are edemedi. Seni ancak lm kurtarir.
Aigma-Kn, Tanrinin cezasidir dediler. Burkay byk iztiraplar iinde ld. lrken yine Beni
seviyor musun? diye sordu. Kadin onu salariyla sardi, kollariyla sikti, pt. Fakat bir sey demedi
.Burkayin ldgn grnce gzleri yasardi. Inci gibi yaslar akti. Iztirap ekiyorum diye inledi. Fakat
Ben de seni seviyorum demedi.

Burkay lmekle iztiraptan kurtulmus olmadi. Her yil bahar olup iekler atika, Aigma-Kn grp
sevdigi am agacinin yaninda ruhu dolasiyor. Iztirap ekiyorum. Sen de beni seviyor musun diye
inliyor. O gnden bu gne kadar bin yil getigi halde Burkay her bahar orada agliyor. Yaninda duran
Aigma-Kn Sus sus, ben de iztirap ekiyorum diye yanip yakiliyor. Fakat Ben de seni seviyorum
demiyor ve yillar bylece akip geiyor.

* * *

Yazi masasinin nnde oturarak bu masali okuyan kadin gzlerini kaldirdi. Byk odada
muttarid adimlarla gezerek Uygur masalini dinleyen erkege sordu:

- Nasil buldun? Begendin mi?

Bol isikla aydinlanan odada btn duvar kitap raflariyla doluydu. Kk bir masanin zerindeki
saat,vaktin gece yarisina yaklastigini gsteriyor,saatin yaninda keskin bir ikiyle dolu srahi, bir de kadeh
bulunuyordu. Erkek, doldurdugu kadehi itikten sonra istihfaf edici bir yzle: Masal diye bir cevap
verdi.

Biraz kirilmis gibi olan, fakat hibir sey belli etmeyen kadin tekrar sordu:

- Evet, masal Dokuzuncu asirda, en ge onuncu asrin basinda yazilmis bir masal Fakat sen
bunda edebi bir taraf, edebi bir unsur bulmuyor musun?

Erkek bu sefer istihfafi istihzaya evirdi:

- Edebi taraf, bedii unsur gibi yksek kiymetlere akil erdiremem. Bir degeri varsa anlat da
grenelim

- O halde tercme hakkindaki fikrini syle

Erkek yrmekte oldugu sert bir hareketle durdu:

- Tercme mi? Dedi. Bunun Uygur masali oldugunu sylemistin. Uygurca dedigin dil Trke degil
mi?

Kadin zoraki bir skunetle cevap verdi:

- Uygurca sphesiz Trkedir. Fakat bugn konustugumuz Trkeye benzemez. Sana okudugum
masal Uygurca metnin bugnk Trkeye tercmesidir. Tercmeyi basarip basaramadigim hakkinda
fikrini grenmek istemistim de

Erkek, bir kadeh daha itikten sonra ciddi mi, alay mi oldugunu anlasilmayan bir eda ile:

- Fena degil, dedi. Fakat hibir tercme, aslinda gzelligi muhafaza edemez. Eger aslinda bir
gzellik varsa Ve kadinin cevap vermesinden nce davranarak ilave etti:
- Benim bu gibi meseleler zerinde fikir yrtmem sphesiz haddimi bilmemek oluyor. nk
romanlarin ne zaman degerli sayilacagi hakkinda en iptidai bilgiye bile malik degilim.

Kadin agir ve ciddi bir tavirla onun szn kesti:

- Roman degil. Masal

Beriki ok aci bir glmseyisle cevap verdi:

- yle mi? Romanla masali ayni sey sandigim iin zr dilerim. Demek ki aralarinda mhim farklar
varmis

Kadinin yzne dikkatle bakarak bir kadeh daha iti:

- Fakat ne ikar? Ben kayisi ile zerdaliyi de birbirine karistiririm. Benim bu byk hatam yznden
insanliga zarar erismedikten sonra

Kadin biraz daha ciddilesti:

- Senin iin degeri olmayan bu masallarin da erbabi yaninda ehemmiyeti vardir. Sen kayisi ile
zerdaliyi birbirine karistirirsin ama manav karistirmaz.

- Su halde manav da benden stn bir sahsiyetmis demek

Bunu syleyerek bir kadeh daha doldurdu. Kadina dogru uzatarak gayet ciddi bir tavirla:
- Benden stn ve zeki olan manavlarin serefine dedi ve bir dikiste bitirdigi kadehi olduka sert bir
vurusla masaya koyarak odadaki gezinmesine devam etti. Bir mddet birbirlerine hi bakmadilar. Sonra
erkek, masanin nnde durarak:

- Rica ederim, bana bu masalin degeri hakkinda birka sz syler misin? Dedi. Kadin hibir
kirginlik eseri gstermedi:

- Bir kere bu masal hemen hemen tam olarak ele gemis bir Uygur metnidir. Yalniz basinda bir iki
satir eksik. Sonra dil bakimindan Uygurcanin yabanci tesirlere maruz kalmamis bir rnegidir. Mhim bir
hususiyet de hem Budizm, hem maniheizm hem de samanizmin izlerini ayni zamanda tasimasidir. Bir de
mazhariyeti var. Bir Trk tarafindan bulunan ilk Uygurca paradir.

Erkek kayitsizlikla sordu:

- Bundan ncekiler kimin tarafindan bulunmustu?

- Bilhassa Almanlar tarafindan Fakat onlarin bulup nesrettikleri paralar sirf dini mahiyette idi.
Bunda da dini izler bulunmasina ragmen gryorsun ki, daha ziyade ladini mahiyettedir ve ahlaki bir gaye
ile yazilmistir.

- Ne gibi?

- Eserin tezi fenaligin ceza grmesi zerine oturtulmustur. Bundan baska

Erkek onun szn kesti:

- Evet ama ahlaki bir ders vermek iin de bir ask efsanesi uydurmustur. Bu kadar olmayacak bir
aski masala temel yapmak bana pek iptidai bir dsnce gibi geliyor. Hem de bir adamin kiyamet
kopuncaya kadar iztirap ekmesi ldkten sonra da iztirap ekmesi Bunlar ne sahane yalanlar
Hele o kadin O isik bakisli kadin Neydi onun adi?
- Aigma-Kn.

- Evet,Aigma-Kn O ne biim kadin yle? Gerekte byle bir kadinin, bu derece kudretli bir
kadinin bulunmasina imkan var mi? Bu kadar uydurma bir araya gelince onu p tenekesine atmak icab
ederken siz tutuyor, edebi degerinden bahsederek gklere ikariyorsunuz. Insanlarin beynini safsatalarla
doldurmak bence yanlis bir harekettir

ok sert bir tavirla sylenen bu szlere kadin yine kizmadi. Ayni sakin haliyle cevap verdi:

- Edebiyat, hakikatlerin hayalle sslenmesidir. Btn masallar ve destanlar gibi bunun da eski bir
hakikati saklamis olmasi muhtemeldir

Erkek bu sefer hakikaten ilgilendi:

- Sahi mi sylyorsun? Bu uydurmanin neresinde bir hakikat gizli acaba?

Kadin glmsedi:

- Masal en ge onuncu asrin baslarinda yazildigina ve anlattigi vakadan beri bin yil getigini
bildirdigine gre ok eski zaman ait bir ask hikayesini bize kadar getiriyor demekti. Yazildigi tarihten
nceki bin yili hakikat diye kabul edersek, asagi yukari milat yillarinda cereyan etmis bir hadisenin
edebiyatla mbalegalanmis sekli karsisindayiz.

- Bu kadar mbaleganin arasindaki hakikat kirintilarini hangi teleskopla grp kesfedecegiz?

- Teleskopa ihtiyacimiz yok. Yalniz akil ve ilim adesesiyle bakacagiz. Masalin ihtiva ettigi
Samanizm unsurlari da, onuncu asirdan nceki bir zamana ait oldugunu ispat eder. nk onuncu asir
Uygurlari arasinda artik Samanizm yasamiyordu. Masal kahramaninin yzbasi olmasi da ok eski bir
devrin, belki Hunlar aginin izlerini sakliyor. Agizdan agza nakil onulurken ok degistigi muhakkak olan ve
Budist Uygurlar arasinda kitaba geirildigi zaman Budizm karakteri verilen masalda, her seye ragmen,
samanizmin ve ok eski devirlerin hatiralari, kirintilari kalmistir ki, bunlar sayesinde ait oldugu devri
anlamak,biraz hata ile kabil oluyor.
Erkek bir kadeh daha iti. Alayci bir tavirla kadina bakti:

- Fakat btn bu szlerden bir netice ikaramiyorum. Bir manavin kabiliyetine malik olsaydim
sphesiz mhim hakikatleri anlayacak, bedii unsurlari bulacak ve belki de edebi hlyalara dalarak birka
dakika huzur iinde yasayacaktim. Su zavalli talihsiz Yzbasi Burkay beni ilgilendirmedi dersem yalan
olur. Yalniz, bir subay iin byk askeri ve vatani fikirler dururken gzel bir kiza bu kadar yakinlik duyup
mahvolmayi kabul edemiyorum. ok rica ederim, bu masaldaki hakikat ne ise, yahut ne olabilirse basit
bir dille izah et de kafamdaki dgmler zlsn.

Kadin hala sakindi. Odada muttarid adimlarla gezen ve kendisine bakmayan erkegi gzlerliyle
takip ederek anlatti:

- Hakikat su olabilir: Bugnden belki iki bin yil nce , o zamanki Trk devletinin ordusunda taninmis
bir subay byk bir su veyahut byk bir gnah isledi. Bu gnahi islemesindeki amil ok gzel bir
kadindi. Bu subay, suunun veya gnahinin cezasini ok pahali bir sekilde , byk maddi veya manevi
iztiraplarla dedi. Fakat bu yle bir vaka idi ki, halk bunu asirlarca unutamadi. Subayin ektigi cezayi
umumi vicdan kafi grmedigi iin onun ruhunun da iztirap iinde kivranmasini ve dnyaya her gelisinde
ayni cezanin tekerrrn arzu etti. Ceza pek siddetli oldugu ve masal iki bin yil ncesini anlattigina gre
bu vaka Mata zamaninda gemis olabilir. Senin sevgili Metenin zamaninda

Metenin adi geince erkegin gzleri parladi:

- Bu igren asirda yasamaktansa Mete zamaninda dnyaya gelmis olmayi tercih ederim.

Kadin, onun bu safiyane arzusu zerine sakaya basladi:

- Kim bilir? Belki o zamanda da yasamissindir. Bu masalda nasil Mete devrinin izleri, unsurlari varsa
sende de o zamana ait ok seylerin bulundugu muhakkak Su farkla ki, masalda o zaman ait seyler
kirinti olarak yasiyor. Denilebilir ki, sen Mete ordusunun hi ihtiyarlamadan bugne erismis bir subayisin.
Tenash akidesinin lehinde delil arayanlar seni grmelidir. Hos, zaten o nazariye de pek ceffelkalem
reddolunacak bir fikir degil ya

Erkek glmsedi. Ikiyle kizarmis yznde simdi bir ocuk safiyeti vardi. Kadehini doldurarak:
Tenash uydurmasini bir yana birakalim dedi. Sonra sert bir hareketle esas vaziyeti aldi. Sol eli, askeri
talimnamenin tarifine tipatip uygun bir sekilde pantolonuna yapismis oldugu halde kadeh tutan sag elini
kaldirdi:

- Byk asker Metenin lmez hatirasi serefine, dedi.

Kadin glmseyerek nazikane basini egdi: Afiyet olsun diye karsilik verdi. Son kadeh
iilmisti. Odada uzun bir sessizlik oldu

2. BLM

Kiz Lisesinin mdr zile basarak hademenin gelmesini beklerken bir yandan da nndeki kagidi dikkatle
okuyordu. Hademeye bas muavin hanimi agirmasini emrettikten sonra tekrar kagida daldi. Boyali,
sisman, ok gekin bir kadindi. Bu yasa gelmis oldugu halde evlenememenin verdigi iztirap ve yzlerce
gen, gzel, neseli kizin ortasinda bulunarak onlarin yarin evleneceklerini dsnmekten dogan gizli bir
kiskanligin azabi ehresinde okunuyordu. Odaya giren bas muavin hanima yer gsterdi:

- Buyrun Faika Hanim.

Faika Hanim da kendisi gibi evde kalmis, yipranmis kizlardan bir oldugu iin mdr onu,
kaynagini anlamadigi duygularla severdi. Endiseli bir yzle bakarak:

- Nihayet korktugum basima geldi dedi ve bas muavinin gzlerindeki spheyi dagitmak iin anlatti:

- Edebiyat gretmeni Ayse Pusat tekrar geliyor. Bu kadinin buraya gnderilmemesi iin o kadar
ugrastim olmadi. Galiba bakanlikta kendisini tutan birisi var.

- Zannetmem efendim. Belki derslerindeki basarisindan dolayi tekrar buraya tayin etmislerdir.

Mdr asabilesti:
- Canim efendim, basarisindan bize ne? Talebeyi zehirleyecek kabiliyette olduktan sonraTasidigi
soyadinin menfi tesiri kafi degil mi?

Bas muavin eskiden Ayse Pusati taniyordu. Onun hi de fena bir kadin olmadigini, basina sirf
kocasi yznden bir takim isler geldigini biliyordu.Fakat onun hatiri iin de mdrle ekismeye lzum
grmediginden susmayi tercih etti. Mdr ise Ayse Pusati mrnde hi grmemisti. Liseye mdr olarak
geldigi zaman Ayse Pusat oradan ayrilmis bulunuyordu. Fakat btn gazetelerin aylarca bu soyadi
aleyhinde yazilar yazmis olmasi dolayisiyla ondan nefret ediyordu. stelik bu kadinin lisede mdr
otoritesini sifira indirdigi, kendisini talebeye ok sevdirdigi ve bylece istedigi telkinleri yaptigi da
syleniyordu. Mdr bu telkinlerin ne oldugunu aik olarak bilmiyordu ama zararli seyler oldugundan
hibir sphesi yoktu. Nihayet milli ve vatani duygulari bile Ayse Pusatin aleyhinde bulunmasina kafi
sebeplerdi. Ciddi bir tavirla bas muavine direktif vermeye basladi:

- Faika Hanim! Ayse Pusat buradan yil nce gitmisti, degil mi? Demek ki o zaman kk olan
grencileri simdi bydler. senede onu unutmus olacaklarini sanmiyorum. Liseye geldigi gn

talebenin bir sevgi nmayisi yaparak idare otoritesini alt st etmelerine msaade edemem. Bunlar nihayet
ocuktur. Iyiyi, kty ayirt edemezler. Geldigi gn Ayse Pusati btn siniflara siz gtrp takdim ediniz
ve bu takdimi, ok rica ederim, gayet sert bir tavirla yapiniz. Ne talebe ne de, neydi onun adi, Ayse
Pusat simarip labalilige kalkamasinlar. Sonraaaa Evet sonra, gretmen arkadaslara da itlatiniz. Bu
kadinin pek gvenilir bir mahluk olmadigini bilsinler. Onunla fazla temas etmesinler.

Bas muavin burada itiraz etti:

- Aman mdre hanim, ben bunu nasil sylerim? Belki ilerinde onun ahbaplari, arkadaslari vardir.
Bunu ne sifatla sylyorsun derler. Bunu sizin itlatmaniz daha dogru olur. Hem gretmen arkadaslar size
karsi da gelemezler.

- Peki peki Bunu bana birakin ve siz yalniz sinif mmessillerine bunu uygun bir dille anlatin ve
Ayse Pusat geldikten sonra teneffslerde siki bir kontrol temin edin. Bilhassa onun nbet tutacagi
gnlerde talebe ile hususi sekilde mnasebet kurmasinin nne gein.

- Bas stne efendim.

* * *
Ayni gn edebiyat gretmeni Ayse Pusat, yil nce zorla ekilip atildigi lisesine yeniden dnmek zere
yola ikiyordu. Bu dns onun duygulu ve romantik muhayelesi iin pek mhim bir hadiseydi. Vaktiyle
kendisinin de iinde talebe olarak bulundugu bu lise btn gen kizlik hatiralariyla dolup tasan, yari
mukaddes bir yer gibiydi. Edebiyat Fakltesini bitirdikten sonra bir yil bir ortaokulda stajyerlik yapmis,
sonra buraya tayin edilerek btn aski ve sevki, btn enerjisi ve iyi niyetiyle ise sarilmisti. Iyi alisiyor,
talebe yetistirmekte ok basarili oluyordu. grencilerini ok seviyor onlar tarafindan ok seviliyordu.
Labalilige kamadan, ciddiyeti birakmadan kurabildigi samimiyet verimli neticeler sagliyordu. Fazla
sikmadan alistirmak, dersi ok gzel anlatarak talebeye merakla dinletmek, ok iyi muamele ederek
kendisini saydirmak Ayse Pusat gibi pek nadir hocalarin mazhariyetlerindendi. Her iste itidalle hareket
ederdi. Kizlarinin hususi durumlarini da grenir, soru sorar ve not verirken bunlari hesaba katardi.
Evindeki elverissiz sartlar yznden dersini iyi hazirlayamamis bir talebeyi, birok baska gretmenler gibi
sikmaz, ona elverisli sartlar bulmaya abalardi.

Lisedeki btn kadin gretmenler arasinda sade giyinen, boyanmayan biricik kadin kendisiydi.
Evliydi ve Tosun adinda kk, sevimli, grbz bir oglu vardi. mrnn byk kismi eviyle lise arasinda
geer, evini becerilikle idare ettigi gibi okulda da gerek arkadaslariyla gerek talebeleriyle iyi anlasir, iyi
alisirdi. Enerjik ve saglam bir kadindi. Gr ve kara salari omuzlarina dklr, gzleri glmseyerek
bakar, dzgn konusmasiyla derhal iyi bir intiba birakirdi. Hayatindan, vazifesinden memnundu. Simdiye
kadar bir tek dersini ihmal etmemisti.

Eger byk bir aksilik, mthis bir talihsizlik, hatta felaket de diyebilecegimiz bir hadise olmasaydi, bu
bahtiyar ve sakin hayat sarsintisiz devam edecek, bu kadar maddi ve manevi kayiplarla dolan yili ziyan
olmayacakti. Ayse Pusat kin tutmaz, kendisine yapilan fenaliklari abuk affeder, unuturdu. Fakat kocasina
yapilan muameleyi bir trl unutamiyor, onun yikilan byk mitleriyle birlikte kendi saadetinin de
temelinden sarsildigina inanarak buna sebep olan muhteris insanlari bagislayamiyordu.

Ziyan olmus yil.. Fakat o da her insan gibi bir teselli bulmakta gecikmiyordu. Insanlarin daha
iyi tanimak firsatini kendisine bu yil vermisti. Hayatin akisinda hibir ehemmiyeti olmamasi gereken bir
kanaat ve fikir meselesini dallandirip budaklandirarak btn memlekete samil bir konu haline getirenler,
sahsi kin ve garezleriyle hareket edenler, kocasinin istikbalini yikmaya alismislar, fakat hakikatte kendi
saadetini yikmislardi. Insanlardan igrenerek her seyi gln, herkesi hakir grmeye baslayan bir erkekle
yasamak hi de kolay degildi. Bundan baska etrafin rkek ve spheli gzlerle mtemadiyen kendisini
szmesi de hos olmuyordu. Kocasi iki yil hapiste yatip ikmis, fakat isin mahiyeti biroklari tarafindan
anlasilamamisti. Hapse katiller,hirsizlarla beraber fikir ve kanaat sahipleri de giriyor, fakat yigin bu iki
zmreyi birbirinden ayiramiyor, yahut ayirmaya lzum grmyordu. Gazetelerin yalan yanlis nesriyati da
daima aleyhte olmus, bylelikle Pusat adi adeta bir numarali halk dsmani mahiyetini almisti.

Geri isin i yzn bilenler, gelip dostluk gsterenler de bulunmuyor degildi. Fakat bunlar o kadar azdi
ki, bu azlikla o oklugu dogru yola getirmenin imkani yoktu.
Ayse Pusat dindardi. Ilahi bir adalete daima inanmisti. Dindar olmamakla birlikte, eskiden kendi dini
duygularina saygi gsteren kocasi simdi buna da aldiris etmiyor, bu da Ayseyi ayrica kiriyordu. Her ne
kadar kocasi aiktan aiga hibir sey sylemiyorsa da bu konular grslrken yznde beliren izgilerde
yahut bakislarinda, Ayse bir istihfaf sezer gibi oluyordu. Simdi kocasinin inandigi, saygi gsterdigi tek
hakikat lmd. O eskiden de lme saygi gsterir, vazife ugrunda, fikir ugrunda lmekte essiz bir
gzellik ve byklk bulurdu. Artik bunun etrafinda hibir mnakasa kabul etmemekle beraber lm
adeta zler gibi bir hali vardi. Kahramanca lms olanlar hakkindaki yazilari tekrar tekrar okudugu
Aysenin gznden kamiyordu. ok maddi gzkmesine ragmen mistik bir ruh haleti iinde bir lm
dasilasa ortasinda yasiyor, yasiyor degil snyordu.

Ayse Pusat, kocasini daima asiri bulmustu. Evlenirken onun bu asiriligi hosuna gitmis olmakla
beraber zamanla bunun biraz durulmasini beklemis, fakat midi bosa ikmisti. Bu adamda gizli
kaynaklardan gelen bir ates vardi ki,onu daima asiriliga, tehlikeye,kendini harcamaya srklyordu.
Muayyen kanatlarinin disindaki btn meselelerde bir ocuk kadar saf ve bilgisiz olan, abuk aldatilan
kocasi, herkese ve her seye inanan kocasi simdi mthis bir mnkirdi. Artik onu aldatmaya imkan yoktu.
Fakat bunun yavas yavas hayatla ilgi kesmek gibi bir sey oldugunu gren Ayse Pusat derin derin
zlyor, hayatla ve her seyle ilgisini kesen kocasinin kendisini de unuttugunu zannediyor, bu zan, zamanla
bir iman haline geliyordu. Onu hayata baglamak iin yaptigi ugrasmalar bostu. Bununla beraber kocasinin
henz kesin karar verememis oldugunu, iinde korkun bir mcadele cereyan ettigini biliyor,yaman bir
sezgi ile bu deruni mcadelenin neticesinden rkyordu.Btn hayatinca geri dnmek ve pisman olmak
nedir bilmeyen bir adamin ruhundaki kavganin sonundan cidden korkulurdu. Kocasi o kadar byk bir
dsmanlik ve kin ekmisti ki, bu kinin sinirlari genislemis, Ayse Pusata kadar uzanmisti. Bu yzden huzur
ve zevk iinde vazifesini yaptigi liseden ikarilmis, bakanlik emrine alinmis, hatta sorguya ekilerek
kocasinin aleyhinde ifade vermeye zorlanmisti.

Btn bu zorluklara byk bir metanetle ggs germis, maddi sikintilari sabirla karsilamis, hakkini
aramak iin kanuni yollara basvurmus fakat hakkini alamamisti. Kk Tosunun mahrumiyetleri ok aci
gelmekle beraber Allaha bel baglayarak bunu da atlatmis, nihayet kocasinin mahkumiyeti tamamlandiktan
epey sonra tekrar eski vazifesine alinmisti.

yillik ayriliktan sonra hazin bir sevinle grevine dnerken iyi karsilanmayacagini biliyordu.
Heyecanliydi. Fakat gnl Tanriya karsi minnetlerle doluydu. Trenden indikten sonra saatine bakti.
Teneffs zamaniydi. ocuklar bahedeyken onlarin gz nnde okula girmek istemedi. Simdi byms,
birer gen kiz olmus olan yil nceki talebelerine karsi garip bir ekingenlik duyuyordu. Kocasinin
mahkum olup kendisinin kk ocugu ile parasiz ve aresiz kaldigi gnlerde onu aramayan, aramak ve
yardim etmek syle dursun, grdkleri zaman grmemezlige gelen iyi gn dostlari gibi belki bu gen kizlar
da baslarini evirirler, hattahatta bir vatan hainin esine belki imali szler de syleyebilirlerdi. Yahut
belki de byle yapmazlar, liseden ikarildigi gn aglastiklari gibi simdi de sevinle bagrisirlar, yanina
gelirler, kendisini ve okul idaresini g duruma sokarlardi. Ayse bunlarin hibirisini istemiyordu.
Istasyonun bekleme odasinda biraz oyalanmayi dogru buldu.

Sonbaharin gzel, hznl,serin bir gnyd. Havada bulutlar kosusuyor, rzgar Ayseye yil nceki bir
gn hatirlatiyor, yznde kindar ve istihfaf edici bir tebessm oldugu halde sngllerin arasinda yryen
elleri kelepeli kocasini tekrar grr gibi oluyordu. Tedailer kendisini buraya getirince birdenbire
toparlandi. Bunun sonu belki gz yaslarina varabilir diye dsnd. Korkulu bir rya gren, fakat bunun
rya oldugunu bilen insanlarin silkinisi ile fena hatiralari atti. Gkte uusan bulutlara bakarak istasyondan
ikti. Agir adimlarla lisenin yolunu tuttu.

Bahe kapisindan ieri girerken heyecanliydi. Mehuller bize daima heyecan verir. Nasil
karsilanacagi mehul oldugu iin o da heyecan duyuyor, g anlarda her zaman yaptigi gibi kendisine zorla
metanet telkin ediyor, bunda da muvaffak oluyordu.Idarenin iyi karsilamayacagini biliyor,bundan o kadar
zlmyordu. Asil mesele talebenin takinacagi durumda idi. Hayatlarinin henz baharinda olan,dnyanin
ve hayatin irkefiyle temas etmemis bulunan kizlarinda gnllerinde vefadan iz kalmamis olmasi herhalde
insani zecek bir seydi. Yasli insanlar hayatin ktlklerini gre gre ktlesiyorlar, gnl safligini, insan
duygusunun btn iyi taraflarini kaybediyorlardi. Bu belki normaldi ama yrekleri yalniz iyilikle arpan,
dnyada yalniz iyi seyler bulundugunu sanan gen kizlarin da kt duygulara kapilmis olmasi korkuntu.

Kapici yil nceki kapiciydi. nne bakarak hizli adimlarla yrmek isteyen Ayseye dogru ilerledi.
Safiyetle glerek selamladi ve samimi bir sesle Hos geldiniz Ayse Hanim dedi. Ayse birdenbire durdu.
Bu basit, zavalli kylnn su nezaketi onu adeta rpertmisti. Ummadik yerden gelen iyilik ve nezaket
insanlari daha ok sarsar ve sarsar. Ayse de ayni duygu ile sarsildi. Kara gzleri parladi. Iki damla yasi
byk bir cehitle gzlerine iirerek elini uzatti:

- Hos bulduk Hseyin. Nasilsin?

Kapici, Aysenin elini saygiyla sikti:

- Duaciyim efendim.

Sonra basini egerek ilave etti:

- ok zlmstm ama elimden ne gelirdi ki? Duadan gayri

Ayse hemen sz degistirdi:


- Derse gireli ok oldu mu?

- Hemen simdi girdiler efendim.

Ayse bu iyi yrekli adama iyi bir seyler sylemek istiyor fakat bulamiyordu. Susmanin bazen ok gzel
szlerden bile stn oldugunu hi sphesiz bu kapici bilmiyordu. Onun iin mutlaka bir sey sylemesi
lazimdi. Bu dsnce ile:

- Eksik olma Hseyin. Allah gnlne gre versin dedi ve hizla mektep kapisina dogru yrd. Ders
zili yeni almis, birok siniflara henz gretmenler girmemisti. Ayse,sinif pencerelerine birok baslarin
toplandigini sezdi. Yavas ve heyecanli fisiltilar oldugunu, kendi adinin birka defa sylendigini duydu.

Mdr odasina girdigi zaman artik kendisinde heyecandan eser kalmamisti. Gzlklerini takmis
oldugu halde bir takim evraki okuyan mdr, basini hi kaldirmadi. Ayse byle karsilanacagini ok iyi
biliyordu. Hi kizmadan, zlmeden durdu ve mdrn yapmakta oldugu rol bitirmesini bekledi.

Bir, belki de iki dakika geti. Mdrn okudugu bes alti satirlik kagit ne kadar aprasik ifadeli olursa
olsun bu mddet zarfinda birka defa okunabilirdi. Fakat o, basini kaldirmamakta inat ediyor, Ayseyi
ayakta bekletmekle ihtimal otoritesini gstermek istiyor, yahut ona hakarette bulunuyordu.

Nihayet alti satirin okunmasi bitti. Gzlerini kagittan kaldiran mdr yzn burusturarak Ayseye bakti.
Birok resimlerini grms oldugu iin onu taniyordu. Buna ragmen sert bir sesle: Ne istiyorsunuz?
demekten geri kalmadi. Ayse gayet sogukkanli idi. Yznde hibir izgi belirmeden, bakislarinda hibir
degisiklik olmadan cevap verdi:

- Lisenizin yeni edebiyat gretmeniyim

Mdr, ehemmiyet vermez grnmek isteyen btn insanlar gibi Ayseni adini gya hatirlamadi:

- Haa.. Siz seysiniz, degil mi?


- Evet, Ayse Pusat benim.

Ve gayet ciddi, agir, ezici bir sesle bunu syledikten sonra mdrden hibir teklif almadan
masanin nndeki sandalyeyi ekip oturdu.

Iste mdrn btn isittikleri dogru ikiyordu. Bu kstah kadin Ayse Pusat adini gururla sylyor ve
kendisi yer gstermeden iskemle ekip oturmaya cret edebiliyordu. Ona bir ders, bir gzdagi vermek
ok isabetli olacakti. Igreniyormus gibi yzn burusturarak gzlgn ikardi. En sert bakisiyla bakarak:

- Sizin buraya gelmenize mani olmak iin btn gayretimi sarfettim, diye sze basladi ve bu szlerin
yapacagi tepeden inme tesiri grmek iin gzlerini Aysenin gzlerine dikti. Fakat hayret!.. Aysenin
yznde hibir degisiklik yoktu. Tas gibi sessiz,hareketsiz ve donuk bir durusla dinliyordu.

- nk, grencilere srekli propaganda yaparak onlari menfi yollara srkleyen bir gretmeni,
mdr sifati ile istememekle hakliyim.

Mdr bunu syleyerek durdu. Karsisindakinin sogukkanliligi nnde szlerinin, arkasini getirememisti.
Edebiyat gretmeni, belli belirsiz bir glmseme ile karsilik verdi:

- Bu propagandanin ne oldugunu grenebilir miyim? Hakkimda resmi bir sikayet yapilmis mi?

Mdr hararetlendi:

- Hayir. Hakkinizda resmi sikayet veya tahkikat yok.

- O halde?

- Siz propagandayi o kadar ustaca yapiyorsunuz ki, sizi yakalamak mmkn olmuyor.
- Yaptigim propaganda ne imis?

- Onu bir bilsem Onu bir bilsem, sizi buraya sokar miydim?

Ayse Pusat, karsisindaki yasli kadina aciyarak hatta istihfafla bakti ve kocasinin, durusma sirasindaki bir
szn, acizleri, layik olmadiklari mevkilere geiren bir devlet batar diye haykirmasini dsnerek ona
hak verdi. Bu kadar basit dsnceli bir kadin kendisine amirlik edecek, derslerinde basari gsterip
gstermedigi hakkinda gizli rapor yazarak kendi mukadderatini tayin edecek ve yzlerce gen kizin
saglam seciye ve ahlakla yetismesini saglayacakti. Ister istemez glmseyerek:

- Mdr Hanim! Bilmediginiz bir sey hakkinda nasil bir hkm verebiliyorsunuz? diye sordu.

Bu sual tekini sasirtmisti. Sasirdiklari zaman btn idarecilerin, btn amirlerin yaptigi gibi yalan
veya mugaleta yollarinda birine sapacagi muhakkakti:

- Herkes yle sylyor efendim Hem elbette benim de bildigim bazi seyler vardir dedi ve sz
dellosu bahsinda bu kadinla ugrasamayacagini bildigi iin bir yandan zile basarken bir yandan da kesin
emrini verdi:

- Sizden ricam propagandayi kesmeniz ve evvelki metodunuzu degistirerek yalniz derslerinizle


mesgul olmanizdir.

3. BLM

Ayse Pusat bas muavinle birlikte gretmenler odasina geldigi zaman kendisinde bir yorgunluk duyuyordu
.Odada, pencerenin nne oturmus oldugu halde gazete okuyan bir erkek hocadan baska kimse yoktu.
Bas muavin,duvardaki ders programina bakarak bugn yalniz drdnc,besinci saat dersleriniz var.Iki
saat bekleyeceksiniz dedi. gretmenler iin en g sey bos saatleri beklemek oldugu iin Ayse Pusattan
bir sikayet umuyordu. Fakat o, ne itiraz etti ne de sikayet Bas muavin bir mddet ekingen tavirla
Ayseye baktiktan sonra Ders saatleriniz gelince sizi siniflara takdim ederim dedi ve onun itirazina
mahal birakmamak dsncesiyle ksede gazetesini okuyan gretmene seslendi:

- Riza Beg, bakin, Ayse Pusat geldi.


Cebir gretmeni Riza Beg lisenin eski hocalarindandi. Yasi altmisa yaklasmis btn gretmenler
gibi yorgun ve konuskan bir adamdi. Vaktiyle Ayse Pusata hocalik etmisti. Gazetesini indirip baktiktan
sonra sevinle yerinde kalkti:

- Oooo Hos geldiniz kizim Hos geldin Ayse Vallahi zlemistim diyerek ona dogru yrd.
Hararetle elini sikti.

Bas muavin hanim, kendisini mskilattan kurtarmisti. Sessizce odayi terk etti. Riza Beg, evresini
abuk bir bakisla kolladiktan sonra yalniz olduklarini grnce Ayseye dogru egilip sesini alaltarak:

- Kocan ne oldu? Hapisten ikti mi diye sordu.

Aysenin gzlerinde hazin bir isik yanip snd. Kocasini sormak ltufkarligini gsterenlerden
ogu da iste byle gizlice, yalniz olduklari zaman,seslerini kisarak soruyorlardi. Muayyen bir fikre, bir
hadiseye takilip titizlenen insanlar gibi Ayse de buna tutuluyor, gizli soranlarin hi sormamakla daha dogru
yapacaklarini dsnyor, kiziyor fakat hi belli etmiyordu. Simdi karsisindaki adam kendi hocasi olmasa
belki cevap vermezdi. Bununla beraber iindeki isyanin sesini dinlemekten ve yzne karsi daima tenkit
ettigi kocasina kalbinin btn samimiyetiyle hak vermekten geri kalmadi. Kocasi bir tartismalarinin
sonunda melankolik bir tavirla Bana insanlardan mi bahsediyorsun? demisti. Insanlar mazide ve
tarihin yapraklari arasinda kaldilar. Bu grdklerin birer karikatrden baska bir sey degildir

Ayse bunlari dsnrken ihtiyar cebir gretmeni ok konusma aliskanliginin sevkiyle:

- Kizim, Ayse dedi. Seni severim, bilirsin. Kocani da ok takdir ederim. Fakat ne yaparsan ki,
biraz da zaman uymak lazim. Insan her hakikati dosdogru syleyemez ki Bu kadar atilganlik
etmeyecekti. Yazik degil mi? Btn istikbali mahvoldu.

Bunlar herkesin syledigi szlerdi. Bunlari dinlemekten artik usan gelmisti. Hakikaten su insanlar
pek mzi mahluklardi. Kendi akillarinin stnlgne inanarak baskalarina gt vermekten
vazgemiyorlar, fakat kendi glnlklerini zavalliliklarini da bir trl idrak edemiyorlardi.

Ayse bugn liseye zaten sinir imtihani geirmek zere gelmis oldugundan ihtiyar cebircinin karsisinda ok
hakim bir durusla duruyordu. Galiba teki de bunun farkindaydi ve tehlikeli bir konuyu kurcalamakta
oldugunu anlamisti. Ayse zorla glmsedi:

- Hapisten ikti ama ikmadi desem de yalan olmaz. nk kendi kendisini eve hapsetti. Bir yere
ikmiyor.

- Neden?

- Insanlardan igreniyor. Kimseyi grmeye tahamml yok.

Yasli gretmen kuvvetli bir sezisle bu szlerden kendisine hisse ikarmisti. Szde teessr duyan insanlarin
yaptigi gibi derin bir ah ekerek yerine oturdu. Gazetesine daldi. Ayse memnundu. O da hi kimse
tarafindan rahatsiz edilmek istemiyordu. Baskalarinin kendisiyle mesgul olmasindan sikiliyordu. Bir kseye
ekilerek antasindan Abdlhak Hamidin Makberini ikardi. Bu sabah liseye gelmek zere evden
ikarken antasina bu kitabi koymustu .Niin Makberi semisti. Bunu bilmiyordu. Birka defa okudugu,
belki yarisini ezbere bildigi bu kitabin kendisince mehul tarafi kalmadigi halde gayrisuuri bir hareketle
Makberi ekip almisti. Kim bilir, belki de bir mersiye oldugu iin onu tercih etmisti. Okumaya basladi.
Fakat daha ikinci misrada birdenbire durdu:

Gnlm dolu ah u zar kaldi

Ansizin bu misradaki hznn ta yregine isledigini fark etti. Makberin en alelade hatta dil bakimindan da
przl olan bu misrainda ne vardi da bu kadar iine isliyordu? Yoksa kendisi mi romantik bir aninda idi?

Siirlerin ne zaman tesirli olduklari hakkinda biraz dsnd. Tedailer kendisini yildirim hiziyla ok
uzaklara srklerken beyninde bir noktanin aydinlandigini sezer gibi oldu. Insanlar kendi duyumlarina
uygun bir misradan, bir beyitten zevk aliyorlar, hznleniyorlar, keder duyuyorlardi. Ayse kendi gnln
yokladi. Bu gnl ah u zar ile doluydu.Su farkla ki Hamid,kendi ah u zarini bir firtina igligi halinde
dnyaya ve zamanlara firlatabildigi halde Aysenin ah uzari gnlnn sinirlari iinde mahpus kalmaya
mahkumdu. Kendisini bu kadar duygulandiran da galiba bir dert ortaginin olmayisi, hatta derdini isitecek
bir yabancinin bulunmayisi idi. Bunu kesfettikten sonra tekrar kitaba daldi:

Gnlm dolu ah u zar kaldi


Bir gnln ah u zar ile dolmasinin ne demek oldugunu gnl rahat olmayanlar anlayamazdi.

Btn liseyi saran bir zil sesi Ayseyi hlyalarindan uyandirdi. Elli dakika nasil olmustu da
gemisti? Halbuki o hala Makberin ilk sayfasinda idi. Bazen hizli, bazen yavas geen su zaman ne izafi
mefhumdu! Basini kaldirdigi zaman cebir gretmeniyle gz gze geldi ve onun deminden beri kendisini
kontrol etmekte oldugunun farkina vardi. Ihtiyar hoca kendisine galiba bir seyler syleyecekti. Fakat daha
sze baslamadan oda kapisi aildi ve dersten ikan gretmenler birer ikiser gelmeye basladi.

Bunlarin ogu yil nceki kimselerdi. Ayseyi karsilayis ve selamlayislarinda gizli bir yapmacik vardi.
Bazilari sanki hibir sey olmamis, yillik bir felaket devresi gelip gememis ve bu kadar iztirap
ekilmemis gibi davraniyorlar, suni bir nese ile konusarak onun canini sikiyorlardi. Kocasiyla tanismis
olanlarin onun hakkinda agiz aip bir sey sormamalari dikkati ekecek kadar belliydi. Bereket versin bu
can sikma treni uzun srmedi.Takindigi resmiyet, cali tavirlilari yanindan uzaklastirdi ve elinde
Makberiyle Ayse, pencere dibindeki iskemlesinde yalniz kaldi.

Baheden ocuklarin sesleri geliyor, bazi isimlere asina ikiyordu. Ayaga kalkip baheye baksa
bir ogunu taniyacagi muhakkakti. Fakat kendini gstermekten ekinerek kalkmiyor, oturdugu yerden
gge ve ufuklara bakarak daliyordu. yildir sarfettigi zihni faaliyet onda suur alti hareketlerini ok
uyandirmisti. Iki seyi birden dsnebiliyor, ilk nce farkina varmadigi ikinci dsnce biraz sonra btn
aydinligi ile suuruna ikabiliyordu. Ayse ufuklara bakarken Kafam bir seyle mesgul diye dsnd ve
ok gemeden bunun ne oldugunu buldu. Bir iki dakikadan beri birok kizlar gretmen odasina
giriyorlar,gretmenlerden herhangi birisine bir sey sorar gibi davranip kendisine bakiyorlardi. Yeni bir
gretmen geldigi zaman yalniz merak dolayisiyla yapilan bu hareket bugn baska bir mana tasiyordu.
Ayse bu manayi dsnd. Onu da buldu. Bu, hasret veya nefret olabilirdi. Bunu anlamak iin birdenbire
dayanilmaz bir istek duydu. Bu istekle basini evirerek kapi tarafina bakti. gen kiz bir gretmenle
konusuyor ve belli etmeden kendisini szyordu. Ayse hasretle mi, nefretle mi karsilanacagini anlamak
isteyince btn cesaretini takinmisti. Bu cesaretle kara nlkl, beyaz yakali kizlara bakti ve onlarla gz
gze geldi.Bu bakislar ok sevimli ve sevinliydi. Gnl ah u zar ile dolu olan edebiyat gretmeni,ruhunun
karanlik hcresinde bir panjurun aildigini ve oradan ieriye isik ve serinlik doldugunu hissetti.Gzlerini
gzel kizin yzlerinde ve salarinda gezdirdi. Sagda ve solda duranlari derhal tanidi. yil nce kk
birer ocuk olarak biraktigi bu talebeler geliserek ince, gzel, manali, endamli birer gen kiz olmuslardi.
Isimlerini hatirlamiyordu ama btn halleri, aliskanliklari, yaramazliklari, hatta sinifta oturduklari yerler
sinema seridi gibi hafizasindan geiyordu . Bu iki gen kiz da sanki o dakikada ayni seyi dsnyormus
gibi hafife glmsediler ve baslariyla Ayseyi selamladilar.

Ortadaki kiz utanga bir tebessmle bakiyor ve ara sira basini ne egiyordu. Ayse onu da tanimak iin
ugrasiyor, fakat taniyamiyordu. Zihnini yorarken bazen de taniyacak gibi oluyor, fakat kim oldugunu bir
trl bulamiyordu. Rengi uzaktan anlasilmayan ve menekseye benzeyen gzleriyle, gr ve aik kumral
salariyla, fakat bilhassa mahcup glmseyisiyle bir siir kadar gzel olan bu kizda, baktika kendini belli
eden bir hususiyet vardi.
Ayse bu hususiyetin ne oldugunu anlamak ister gibi ona bakarken daha dogrusu onu incelerken
gz gze geldiler. Biraz nce ekingen ve kaamakli bakislar firlatan menekse gzlerin manasi degisti.
Yirtici bir hal aldi. Fakat yildan beri ruh mtehassisi haline gelen Ayse bu yirticiligin kendisine
ynelmemis oldugunu anlamakta gecikmedi. Bu sert bakislar etrafa meydan okuyordu. Ayse Pusat,
menekse gzl kizin kendisine gldgn ve iinde ekingenlikten eser bulunmayan bir tavirla selam
verdigini grnce birdenbire bu mehul kiza karsi bir sevgi duydu. Kendisi de glmsedi. Ayni aik ve
samimi tavirla, verilen selami aldi.

Birka saniye iinde gzlerle yapilan bu gizli konusmayi yalniz cebir gretmeni Riza Beg grmst. Kadin
hocalarin,etrafi unutacak ve grmeyecek kadar hararetle havadan,sudan konustuklari bir sirada o Ayse
Pusata ve kizlara bakmis, her seyi grms, neticeden de memnun olmustu. Bu memnuniyetin dogurdugu
gayri ihtiyari bir hareketle ayaga kalkarak Ayseye yaklasti. Eski hocaligin verdigi laubali bir tavirla
Ayse! Son siniflara dersin var mi? diye sordu.

- Var efendim.

- ok gzel.Bilhassa fen subesinden ok memnun kalacaksin.

Ayse,btn gretmen odalarinin bitip tkenmez ekisme konusu olan edebiyat-fen davasini
hatirlayarak glmsedi.Riza Beg bu glmseyisin sebebini anlamisti.

- Hayir, hayir! Onun iin sylemiyorum, dedi. Bu siniftan cidden memnun kalacaksin. On kisiden
mrekkep fevkalade bir siniftir. Bilhassa ilerinde Aydolu, Gntl veVe

Bu isimler Ayseye hi yabanci gelmemis ve hosuna gitmisti. Cebir gretmeninin nc ismi


bulmakta biraz glge ugramasini firsat bilerek onun szn kesti:

- Aydolu ile Gntl m dediniz?

- Evet.

- Ne gzel isimler! Bunlar kardes mi?


- Hayir, kardes degil. Fakat kardesten daha yakin. Bir arkadaslari daha var Nurkan. Bu
birbirinden hi ayrilmaz. Biraz nce buradaydilar. Gya fizik hocasina bir seyler soruyorlardi ama
hakikatte seni grmek ve hos geldin demek istiyorlardi...

Birdenbire, Aysenin dimaginda bir dgm zld. Deminki kizin ikisini, sagda ve solda
duranlarin adlarini hatirlayarak tanidi. Gnes gibi sari salisi Aydolu, kestane renkli ve rgl salisi da
Nurkandi. Ya ortada duran menekse gzl kiz? Herhalde o da Gntl olacakti.

- Ortada duran kizi hatirlayamadim. Acaba Gntl o mu?

- Ta kendisiTanimamakla mazursun. nk senin grencin olmadi. Sen gittikten sonra geldi ve


derhal teki ikisiyle kaynasti. Bu siniflarinin ve lisenin gzbebegi, iftiharidir. Ama btn derslerden
byledirler.

Sonra isi sakaya vurdu:

- Insaallah bunlari siir deryasina batirip fen derslerini ihmal ettirmezsin

Yeni derse girilecegini bildiren zil alarken Ayse tekrar kendi i alemine dalmisti. Deruni bir
rahatlik duyuyordu. Mektebin en iyi talebesinin takindigi rahat tavir nasil karsilanacagini belli ediyordu.
Demek ki gen kizlarin gnllerinde vefa duygusu silinmemisti. Hele Gntl, kendisini ilk defa grdg
halde en samimi tavriyla selam vermis, bu selami verirken etrafin ne dsnecegine aldirmamis, hatta etrafa
meydan okumustu. Kendilerini yalniz ve kimsesiz sananlar, evrelerinde dostlar grdkleri zaman nasil bir
insirah duyarlarsa Ayse de onu duyuyor, gnlnn ah u zar ile dolu olmasina ragmen yasamaktaki zevki
tadiyordu.

Yasamaktaki zevki dsnmek, Ayseye birdenbire kocasini hatirlatti ve onun bu zevki


mebbeden kaybetmis oldugunu dsnerek ii sizladi. Felaketler ve kederler gibi bahtiyarliklar da
geiciydi. Iinde ferahlik duymasiyla gnlnn kararmasi bir oluyor ve hep byle devam edip gidiyordu.
Acaba simdi kocasi ne yapiyordu? Herhalde evde bir kseden ufka melankolik bakislarla dalmis
olmaliydi. Yahut odada muttarid adimlarla geziniyordu. Belki de harb tarihine ait kitaplara egilmisti.

Ayse birdenbire iinin merhametle doldugunu hissetti ve Zavalli Selim diye sylendi.
Selim Pusat yil ncesine kadar ordunun iyi bir yzbasisiydi ve Harp Akademisinin son
sinifinda bulunuyordu. Askerligi bir meslek degil, bir inan olarak kabul etmisti.Kendisine babasindan ve
dedesinden miras kalmis olan askerlikten gayri bir seyin mevcut olabilecegini dsnmezdi. Ona gre
insanlar kumanda edenlerle kumanda edilenlerden ibaretti ve hayat denen nesne,sng takip avci hattinda
yrmekten baska bir sey degildi. Selim Pusat, grnse gre parlak istikbale namzetti. Asiri dsnceleri,
inandigi fikirler ugrundaki sebati yznden kendisini mahvetti. nk o krallik taraftariydi ve cumhuriyet
rejimiyle idare olunan bir memlekette kralci olmanin doguracagi tehlikeleri umursamiyordu. Harb tarihine
iyice nfuz etmis ve bu nfuz edis onu kralciliga gtrmst.

Yzbasi Selim Pusat bu kalbi taraftarligini ne kimseye amis ne de kimseden saklamisti. Ona gre esas
gaye harb sanati idi ve kralligi da harb sanati iin iyi bir gelisme ortami diye kabul ediyordu. Lzumsuz
yere konusmasini, sorulmadan fikir yrtmesini sevmedigi iin kralci oldugunu sylemeye imkan
bulamamisti. Fakat kimseden de gizli bir seyi olmadigi iin bunu saklamaya lzum grmezdi. Esasen bir
askere asla yakismayan yalani syleyecek olduktan sonra seilecek birok meslekler bulunabilirdi.

Selimin felaketini hazirlayan sey Harb Tarihi vazifelerinin birinde kullandigi bir cmle olmustu.
Plevne kahramani Gazi Osman Pasa iin Trk Harb tarihinin son byk simasidir demesi firtinayi
koparmisti. gretmenleri olan albay,vazifelerin mnakasasi yapilirken bu cmledeki fikri siddetle ve Gazi
Osman Pasayi kltecek sekilde tenkit etmis, bir askere degil, bir siyasetiye, bir firka adamina yakisan
bir dille bu cmleyi dzeltmesini alenen talep etmisti. Yzbasi Selim Pusat, kanaatinde samimi idi. Bir
adama ihtarla kanaat degistirtmekteki samaligi kavriyordu. mrnde geri dnmemis, belaya dogru adim
atarken bile pismanlik duymamis ve askeri ahlak, dsnce gibi prensiplere Kuvvetle baglanmisti. Onu
hayrette birakan sey, simdiye kadar tam bir asker olarak tanidigi albayin birdenbire basibozuk halini
almasi, bir propagandaci haline inmesiydi. Fikrini degistirmesi hakkindaki talebi, askeri terbiyenin disina
asla ikmayan sert bir ses ve sert bir hareketle reddetmis, Evet albayim!Askerlik sanati bakimindan son
byk eser Plevne savunmasidir demisti.

Albay fkelenmisti. Onu kiskivrak yakalamak iin mutad taktigi kullanmaktan geri kalmamisti.

- anakkale ve Sakaryayi hatirlamiyor musun?

- anakkale erlerin, Sakarya subaylarin zaferidir. Bu muharebelerde kumandanlik sanatinin rol


azdir.

- Bu ikisi kaybedilseydi ne olurdu,bir lahza dsndn m?


- Bir lahzadan daha fazla dsndm albayim. anakkale ile Sakaryanin askeri sonulari degil siyasi
neticeleri mhim olmustur. Dersimiz harb sanati olduguna gre hkmlerimizi askeri zihniyetle vermek
dogru olur kanaatindeyim!

Otuz kisilik sinif bu kavgayi byk bir dikkatle dinliyordu.Ses ikarmadiklari halde bir kisminin
albaya, bir kisminin da Selim Pusata hak verdigi yzlerindeki manadan anlasiliyordu.

Yzbasiyla albayin konusmasi bir tartisma olmaktan ikiyor,sz dgs haline giriyordu. Ders
salonunda ilmi bir mesele zerinde fikir yrtmeye ve itiraz etmeye cevaz olmakla birlikte bu kadari askeri
disipline aykiri idi.

Selim Pusat her taarruzu yksnmeden karsilardi. Askeri lise grencisi oldugu zamanlardan beri
kendisinde hakim olan bu mcadele ruhu dolayisiyla biroklari, hatta yakinlarindan bazilari onun asil adini
bilmezler, yalniz Pusat diye anarlardi. Simdi karsisindaki albay tartismayi baska bir mecraya srklerken
bunu da kabul ediyor, taarruz hangi cepheden gelirse gelsin derhal karsi cephe almaktan ve mukabil
taarruza gemekten geri kalmiyordu. Plevne ile anakkale ve Sakaryanin mukayesesinden baslayan
hirin konusma Moha, aldiran,Kosova ve Nigboluya kadar uzandi. Sonra albayin fke ve istihza
iinde:

- Kurmay adayi! Padisahlik devrine ne kadar hasret ekiyorsun. Bu rejime yemin vermis oldugun
halde tipki bir kralci gibi konusuyorsun, demesiyle en buhranli noktasina erdi.

Pusatin siniftaki dostlari,buna verecegi cevapla mahvolacagini anlamakta gecikmediler. Selim


hala esas vaziyetinde oldugu halde en sert eda ile:

- Evet albayim! Bu rejime vermis oldugum halde fikren kralciyim. nk birinci sinif askerler ancak
kralliklarda ikar. Siz de vaktiyle kralliga sadakat yemini etmis oldugu halde bugn cumhuriyeti
gzkyorsunuz, diye karsilik verdi.

Bu cevap o ana kadar devam eden askeri disiplini bozmaya kafi gelmisti. Btn sinif ayaga
kalkmisti. Suur durmus, yerini fke tutmustu. Karsilikli sert szler de sylenmisti. Durum ok vahimdi.

Bu hal birka dakika sonra Harb Akademisi Kumandani olan general tarafindan duyulmus
general, baslarinda bir yzbasi olan sng takmis bir takimla sinifa gelerek hadiseyi albaydan dinlemis,
Yzbasi Selim Pusatla tartismada ona taraftarlik eden Yzbasi Serefi hapsedip ihtilattan menetmis, sekiz
subayi da gz hapsine alarak meseleyi resmiyete koymustu.

Albay, hadiseyi ok mbalegali bir sekilde anlatmisti. Ona inanmak gerekirse Yzbasi Pusati bir
vatan haini saymak gerekecekti. Nitekim umumi telakki de bu merkezde idi. O bir kstah, bir vatan haini,
belki de bir casustu. Bu kadar cretkar olabilmesi iin mutlaka bir dis kuvvete dayanmasi lazimdi.
Siniftaki taraftarlarinin oklugu da akil sahipleri iin gizli bir teskilatin mevcudiyetini muhakkak kiliyordu.
Bunlarin yok edilmesi milli ve vatani bir zaruretti

4. BLM

Yzbasi Pusat gnlerce sorgusuz sualsiz bir odada tutuklu kaldi. Ay basi geldigi zaman maasini
vermediler. Ihtilattan men edilmis oldugu iin kimseyle grstrmediler. Gazete ve kitap okumasina da
engel oldular. Bunlara ehemmiyet verdigi yoktu. Onca asil zlecek nokta askeri terbiyenin azalmis
olmasiydi. Tutuk evine memur olan subaylar arasinda rtbece kendisinden kk olanlar kapisini atiklari
zaman selam vermiyorlar hatta sngller bile ayni saygisizligi gsteriyorlardi. Bu kaygi arasinda esiyle
oglunu dsnecek vakit bulamiyordu. Ayse her gn gelerek kendisine bir para yiyecek getiriyor, fakat
grsmek imkani olmuyordu.

Bir gn Aysenin getirdigi amasir paketi Pusat iin lm darbesi oldu. amasirlar gn nceki bir
gazeteye sarilmis, gazete okumasi yasak oldugu halde nbetiler nasilsa dikkat etmemislerdi. Gazeteyi
ilanlarina kadar okuyarak oyalanmak, hatta sonundaki bulmaca ile mesgul olmak hi de fena olmayacakti.
Fakat bu oyalanmaya firsat kalmadi. nk ilk sayfanin ortasinda byk harflerle dizilmis bulunan Selim
Pusat Meselesi basligi birdenbire siddetle gzlerine arpti.

Satirlari okurken nce sasirdi. Sonra mthis bir fkeye kapildi.Kan beynine siramis, yzn yakiyordu.
Daha sonra byk bir ktmserlige dst. Herhalde kani ekilmis olacakti ki, bu ilik bahar havasinda
syordu.

Gazetenin inanilir kaynaklardan alinan haberler diye heyecanla naklettigi satirlar bastan basa yalan, iftira
ve tahriften ibaretti. Pusat, mrnde ilk defa kendisinden sphe ederek acaba yanlis mi anladim diye
gazeteyi bir kez daha okudu. Hayir, yanlis anlamamisti. Hatta eksik anlamisti. nk bu gazete memleket
rejimini degistirmek iin yapilan hain tesebbsten, yabanci is birliginden bahsediyor ve bu fesati
tesebbsn ele basisi olarak Yzbasi Selim Pusati, en yakin arkadasi olarak da Yzbasi Serefi
gsteriyordu. Tanidigi, tanimadigi birok isimler daha sayiliyor, bir ok evlerin arandigindan bahs
olunuyordu. Buna dair havadislerin sonunda Ayse Pusatin da sorguya ekildigi ve lisedeki vazifesine son
verildigi bildiriliyordu.

Pusat gazeteyi yatagina firlatarak kk odasinda gezinmeye basladi. Bir ok erkek gibi o da
gezindigi zaman daha iyi dsnebiliyordu. Fakat bir mddet sonra aciyla farkina vardi ki, btn
gezinmesine ragmen artik bir sey dsnemiyor, muhakeme yapmak kabiliyetinden mahrum bulunuyordu.
Bu umulmadik darbe kendisini sersemletmis,beynini uyusturmustu. O zaman kendisinin bir kurmay adayi
oldugunu, bir kurmay iin sasirmanin yasak bulundugunu hatirladi ve demir parmaklikli kk pencereden
ufuklara derin derin baktiktan sonra:

- Kendi ordusu btn mevcudu ile dsman safina geen bir kurmay ne yapabilir?diye dsnd.

* * *

Ertesi sabah ne olursa olsun deyip bir tesebbste bulundu. Neferlerden birine para vererek o
gnn gazetesini gizlice aldirdi.Bununla darbe tamamlaniyordu. Dn okudugu satirlara hayasiz bir gazeteci
sarlatanligi diye bakmak midi, kendisinin vatan haini oldugu hakkinda resmi tebligle tamamen kirilmisti.
Pusat bunu okuyunca,en sez yerinden lmcl yara alanlar gibi gklere bakarak Allahi aradi. Bosluktan
baska hibir sey yoktu. Iinde azgin duygularin sahlandigini hissetti ve milyonlarca insana karsi tek basina
kudurmusasina dgsmek iin korkun bir ihtiras duydu. Yazik, dgsebilmek saadetinden de
mahrumdu Byk bir ugultu duyuyordu. Birok motorun birlikte islemesinden dogan bir ses gibi bu
ugultu kendisini neredeyse sagir edecekti. Bu sesin nereden geldigini anlamak iin pencereden btn grs
sahasina syle bir bakindi. Hibir sey yoktu. Bu grlt insanlik, erkeklik, askerlik gibi byk yapinin
kmesinden geliyor ve bu yiginlarin altinda kalan seref ve haysiyet heykelleri de tuzla buz olarak ortadan
kayboluyordu.

Hasta degildi.Fakat basinda ates vardi. Hibir sey dsnmeden muttarid adimlarla geziyordu.
Dsnmyor, fakat beyni mtemadi faaliyetten yoruluyordu. Ge vakit yatagina uzandiktan sonra da
dimaginin bu hummali faaliyeti devam etmisti. Uyku ile uyaniklik arasinda, yattika yorularak saatler
geerken yavasa kapi aildi. Ayse beyazlar giymis ve Tosunun elinden tutmus oldugu halde ieri girdi.
Yzne glge vurmus oldugu iin iyi seilemiyordu. Pusat,ii hznle dolu oldugu halde gzlerini ati.
Birsam-i saadet biraz daha grndkten sonra yavas yavas kayboldu. O zaman Ayse ile Tosun karsi
dayanilmaz bir zleyis duydu ve dnyada bir kadinla bir ocuktan baska kimsesi kalmadigini dsnerek
yalnizligi karsisinda irkildi. O sabah odaya gelen inzibat tegmeni, Pusati askerce selamladigi zaman artik
karsisinda bir yzbasi degil, yaralanmis, igrenmis kin ile isba haline gelmis bir adam vardi.

- Bir emriniz var mi yzbasim?

- Rica ederim tegmen, bana artik byle hitap etmeyiniz ve beni selamlamayiniz!..

Bunu syleyerek gazeteyi gsteriyordu.Tegmen,onun her seyi bildigini anlayarak biraz sasirdi ve
syleyecek sz bulamadi.
Pusat,iyi markali altin saatini tegmene uzatti:

- Bunu sattirmanizi ve parasini, yzbasi degil akibeti anlasilmis bir tutuklu olan bana getirmenizi rica
ediyorum.

Tegmen halden anliyordu.Onu zmeyecek bir cevap verdi:

- Peki efendim!..

- Bir de zevcem geldigi zaman artik her gn bana yemek tasimak iin zahmet
etmemesini,ihtiyalarimin buradan saglandigini bildiriniz.

- Peki efendim!

- Tesekkr ederim.

- Bir sey degil efendim.

Yalniz kaldigi zaman Pusat kendinde bir degisiklik duydu.mrnde ilk olarak kendisini dsnyordu.
Kudurmus bir firtinadan denize dsen bir insan gibi mitsizdi. Fakat kendisini hain dalgalara teslim
etmeyecek, ok uzaktaki karaya varmak iin kulalar atacakti.

Ya Ayse? caba o ne yapiyordu? Onun ne suu vardi da vazifesinden ikariliyor ve kk bir ocukla
birlikte sefaletin kucagina birakiliyordu? Bunlar hangi hak,hangi vicdan, hangi kanun, hangi mantikla
yapiliyordu? Pusat yine mrnde ilk olarak parayi dsnd. Kendisine haksiz yere ve keyfi olarak maasini
vermemisler, esini hasiz yere ve keyfi olarak gretmenlikten ikarmislardi. Bu sartlar iinde para ihtiyaci
birdenbire kendini gsteriyor ve para gibi asagilik bir nesneye muhta olmak da onun gururunu
zedeliyordu.
Inzibat tegmeni altin saati satip parasini getirdigi zaman ondan Aysenin durumu hakkinda izahat aldi.
Bakanlik emrine alinmanin ne demek oldugunu ve Aysenin drtte bir nisbetinde aylik alabilecegini
grendi. Saat parasinin bir kismini inzibat tegmenine vererek Ayseye gtrmesini ve saatin satildigindan,
kendisinin maas alamadigindan bahsedilememesini rica etti. Fakat bu taktik de bosuna idi. Tegmen parayi
da geri getirmisti. Ayse kendisinin paraya ihtiyaci olmadigini bildiriyor ve yine her gn gelecegini haber
veriyordu.

Ayse her seyi biliyor ve Pusatin maas alamadigindan haberdar bulunuyordu. O zaman Selim yapacak isi
kalmayan ve mukadderati bekleyen insanlarin sessizligi ile karyolasina uzandi. Kendisini insanlarin bu
kadar irkeflestigi bir asirda dnyaya getiren kadere lanet ederek dinlenmek ve toparlanmak istedi.
Kurmay olarak yetismekte bulundugundan abuk karar vermesini biliyordu. Nitekim biraz sonra kararini
vermis ve bu yzden de skunet bulmustu.

Kapisi ailip da bir binbasi ieri girdigi zaman Pusat, karyolasina uzanmis ve ayaklarini karyola
demirlerine dayamis oldugu halde hafif hafif islik aliyordu. Binbasiyla gz gze geldikleri zaman
durumunu hi degistirmedi. Bir ste karsi yapilan bu saygisizlik daha birka gn ncesine kadar onun asla
bagislamayacagi, hele bizzat kendisi tarafindan yapilacagini aklina bile getiremeyecegi bir davranisti. Fakat
askerlik ldkten ve yurt iin gzn kirpmadan lme atilacak yaratilista olan kendisi gibi bir askere
vatan haini damgasi vurulduktan sonra artik askeri terbiye, stlk, astlik denilen seyler manali mefhumlar
sayilamazdi.

Binbasi hakarete ugradiginin farkinda idi. Fakat Pusatin gzlerindeki kinli isik ve bakislarindaki
cretkarlik onu susmaya mecbur etti ve kisaca:

- Hazirlanin. Orgenerale ikacaksiniz, dedi.

Baska bir zamanda olsaydi orgenerali bekletmemek iin en byk hizla hazirlanir ve hazirim binbasim
diye mukabele ederdi. Simdi, belki kasdi bir agirlikla hazirlaniyor ve ceketle kasket giymekten ibaret olan
bu hazirligi yaparken Harb Okulu Marsini aliyordu. Her sey tamamlaninca binbasiyla bakistilar. Bu
bakismalarda iyi niyetten bir zerre bile yoktu. Birbirlerine atilmaya hazir iki dsman gibiydiler. Pusat hibir
sz etmeden kstah bir tavirla nden yrd ve binbasi onu takibe mecbur kaldi.Bir palaskali ve iki
sngl de arkalarindan geliyordu.

Ordu mfettisinin odasina girdikleri zaman verdigi, iinde askeri ruh ve sertlikten eser bulunmayan selam,
onun orgeneralligine degil, yasina verilmisti. Yasli asker asik yz, atik kaslariyla onu szyor, topuklarini
bitistirmesini, esas vaziyetini almasini bekliyordu. Sahsina karsi saygisizlik gstermese bu yzbasiya karsi
yumusak davranacakti. Fakat beriki zorla belayi agirir gibi kavgaci bakislarla bakiyor, toplanmiyor,
aradaki byk rtbe farkini hesaba katmiyordu. Orgeneral gerekten fkelenmisti. Kurmay baskaninin ve
binbasinin yaninda bir yzbasidan saygisizlik grmek gcne gitmisti. Sert bir sesle Yzbasi!Vaziyetini
dzelt diye ikisti. Pusat bu ihtara aldirmadi.Gzlerini orgeneralin gzlerine dikmekle mukabele etti.

Bazen szle ifade edilmeyen seyler gzlerle ifade edilir. Simdi yle bir anda bulunuyorlardi. Bazen sert
bakmasina ragmen saygili olan gzler bazen en nazik bakislarla hakaret edebilirler. Simdi yle bir anda
bulunuyorlardi.

Orgeneral bu yumusak,fakat israrli bakislardan rahatsiz olarak daha sert bir sesle bagirdi:

- Sana sylyorum yzbasi! Vaziyetini dzelt!

Pusat yumusak ve sakin bir sesle cevap verdi:

- Benim vaziyetimin dzeltilecek bir tarafi kalmamistir general!..

Bu eda ve bu cmle ordu mfettisini kudurtmustu. Kendisine orgeneralim demesi lazimken general
diye hitap ediyor ve bunu bir siville konusan baska bir sivil gibi sylyordu.

Ileriye dogru siddetli bir adim attiktan sonra yz kipkirmizi oldugu halde haykirdi:

- Bana hakaret ediyorsun! Esas vaziyeti al!

- Bir vatan haininden saygi beklemeyiniz general!

Ayni sakin sesle verdigi bu karsiliktan sonra cebinden bir mendil ikardi ve alnini sildi. Btn skunetine
ragmen laubalilesen tavri karsisinda bir an ne yapacagini sasiran, hatta tabancasini ekip onu vurmayi bile
dsnen ordu mfettisi birden vatan haini szlerine takildi. O, karsisinda pek byk sulu bir subay
grmekle beraber vatan hainligini hi hesaba katmamisti. Onca ne gazetelerin nesriyati, ne hkmetin
resmi tebligi bir mana tasiyordu. Her sey Divan-i Harbde anlasilacakti. Simdi bu gen yzbasi bir vatan
haininden saygi beklemeyiniz derken orgeneralin kafasi birden buna takildi ve sordu:
- Hangi vatan hainligi? Ne demek istiyorsun?

Sz buraya gelince Pusat sogukkanliligini muhafaza edemedi. En hazimli insanin bile kabul edemeyecegi
seyler vardir. Btn mrnce vatan ve seref mefhumlari iin yasayan bir insana vatan haini demek onu
ildirtmak, her seyin inkarina yol amak, bu byk iftira karsisinda susanlar da dahil oldugu halde herkese
kin beslemesine sebep olmak demekti. Evet!.. Artik sogukkanliligini muhafaza edemezdi. Artik elleri
pantolonunun zirhina yapismis oldugu halde konusacagi gnler gemisti. Orgeneralin masasinda duran bir
gazeteye dogru sehadet parmagini tehditkar bir tavirla uzatarak sert bir sesle Gazeteleri okumadiniz mi
general? diye grledi. General itidalini kaybetmisti. Yola getiremedigi bir astla askeri disiplin ve
terbiyenin disinda konusmak onu sasirtmisti. Gazetelerden sana ne? diye karsilik verdi. Pusat aci aci
glmsedi:

- Yaaa Demek ben kendi serefimle ilgilenmeyecegim! O resmi tebligden sonra insanligin ve
serefin bos mefhumlar oldugunu anlamistim. Onun iin karsinizda istediginiz gibi duramiyorum

Bunu syleyerek kstahligi biraz daha arttirdi. Mendiliyle alnini biraz daha sildikten sonra ellerini arkasina
gtrerek kavusturdu.

Orgeneral bunu grmemezlikten gelmeye mecburdu. nk karsisinda her seyi kabul etmis, her neticeyi
gze almis bir ilgin vardi. Fakat bu yzbasinin iinden neler getigini de merak etmiyor degildi:

- Sen, dedi, serefine bu kadar bagli oluyorsun da neden kiralcilik ediyorsun?

- Kiralcilik serefsizlik midir? O halde siz ve btn stsubaylar da serefsizsiniz. nk siz, simdi
aleyhinde bulundugunuz kirala vaktiyle sadakat yemini etmistiniz. mrnde bir kere serefsiz olan bir
insanin sonra yeniden serefli oldugunu bilmiyorum. Ben ise bu fikre mesleki bir zaruretle gelmis
bulunuyorum. Bu fikrimi de sirf bana soruldugu iin, yalan sylememek kaygisiyla aiga vurdum.

Orgeneral, bu apaik szlerden sonra ileden ikti. Korkun bir sesle bagirdi:

- Terbiyeni takin yzbasi! Kanina mi susadin? Hala asker oldugunu unutma!


Pusat sesini diklestirdi:

- Askerlik ld general! Sinsi siyasetilere sirf niformali olduklari iin asker diyemem! Asker
olduklarini kapimda bekleyen inzibat tegmenleriyle erlerine gretiniz. niformali politikacilardan aldiklari
telkinlerle bana, nyzbasi Selim Pusata selam vermiyorlar. nyzbasi Selim Pusat da onlardan aldigi
dersi daha yukarilara ulastirmaktan baska bir sey yapmiyor

Fazla konusmak bosuna idi.Pusat,odasina gnderildi ve o andan itibaren hakkinda daha sert muamele
tatbik olunmaya basladi. Onu daha kk bir odaya,hcre denilecek kadar dar bir delige tiktilar. Burasi
havasiz, gnessi, pis bir yerdi. Bu muamelelerden ve insanlarin topyekn kahpelesmesinden sonra artik
onun ruhu lmst. Ruhsuz bir ceset iinse zlmeye degmezdi.

Siki kontrole ragmen ara sira gelen gazeteler vasitasiyla hakkinda yazilanlari okuyor, bu kadar ok
namussuz insan ve serefsiz kalemin mevcudiyetinin simdiye kadar nasil bir gafletle anlayamadigi iin
sasiyordu. Bu alkanti, bu firtina sahsi bir kanaatini aiga vurdugu iin ikiyor, kendisine iftira atanlar
biroklari tarafindan riyakar jestlerle alkislaniyor ve kendisi yalan, iftira, isnad tufanlariyla bogulmak
isteniyordu.

Pusat ayakta dimdik duruyordu. Solgun ve zayiflamis olmasina ragmen btn bu gruhla tek basina bir
lm-dirim dgsne hazirdi. Fakat bu imkani bulamadi.

Divan-i Harbde durusmalar baslarken, ordu mfettisiyle arasindaki sert konusmanin karsiligi olarak
ellerine kelepe vurulmustu. Bileklere takilan bir iftihar madalyasi gibi kelepeyi tasiyarak dudaklarinda
kindar bir tebessm, gzlerinde lanet okuyan bir parilti oldugu halde mahkeme salonuna girerken
bakislariyla etrafi arastirdi. Ayse orada idi. Hazin bakislarla kendisini szyor ve evreyi saran dsman
yiginina karsi gsterdigi istigna ile kendi yaninda oldugunu belirtiyordu.

Yzbasi Seref, tipki kendi ugradigi hakaretlere ugramis oldugunu belirten ok agir ve ciddi bir yzle
uzaklara bakiyor, daha serbest olan teki sekiz subay ise aksine,daha endiseli gzkyordu. nk
onlarin kaybetmek kadar kazanmak sanslari da vardi.

Durusma szde aleni idi. Fakat tutuklu subaylarin esleriyle annelerinden baska kimse ieri
alinmamisti.Dinleyici siralarini inzibat subaylariyla kralciliga dsman astsubaylar ve generaller, bir de sivil
polislerle Milli Emniyet memurlari dolduruyordu.
Rzgarli, serin, gamli bir gnd. Salonun aik pencerelerinden giren esinti bunaltici manevi havayi
hafifletiyordu. Savci akla gelmez uydurmalar ve yakistirmalarla dolu iddianamesini okudugu zaman
saniklar memlekete kralligi geri getirmek iin gizli cemiyet kurmak ve orduyu buna alet etmekle
sulandiklarini grendiler. Sorgular abuk yapiliyordu. Selim Pusatla Seref kesin,kisa,sert cevaplar
veriyorlar, kaamak yapmiyorlar, askeri terbiyenin gerektirdigi saygiyi gstermiyorlardi. teki sekiz kisi
askeri terbiyenin icablarina riayet ediyorlardi. Zaten savci da onlar iin hafifletici sebepler ileri srmst.
Selimle Seref iin istenen ceza ok agirdi.

Haftada gn yapilan durusmalar savci ile Selim ve Seref arasindaki sert mnakasalar halinde geiyor,
yargilar da tarafsizliklarini unutarak bu tartismalara savci lehinde mdahalelerle bulunuyorlardi. Bazen
krallik ve cumhuriyet zerine akademik bir konusma basliyor, o zaman iki vatan haini yzbasi yargilarla
savciyi g durumda birakiyorlardi. Onlar her seyi kabul ediyorlar, fakat kralligi iade, gizli cemiyet,
dsmanla isbirligi isnadlarini siddetle, asabiyetle, karsilarindakileri tahkir edici edalarla reddediyorlardi.
Selim yargilara Kirallik terbiyesiyle yetisen ve sadakat yemini eden sizlerin de kalben hala kralci
oldugundan eminim derken Seref, Kiralci olmak iin tarihin en muhterem simalarini bir kez dsnmek
kafidir diye tamamliyordu. Tartismalar bazen igirindan ikarak teferruata saplaniyor ve yargilarin,
bilhassa, iki yzbasiyi zayif noktalarindan yakalamak iin yaptiklari tesebbsler halinde uzayip gidiyordu.

Ayse heyecanla bunlari dinliyor, fakat Selimi fikrinden evirmek imkansizligini bildigi iin mtevekkil
davraniyordu. Hangi sorulara Selimin ne sekilde cevap verecegini biliyordu. Onu ilgilendiren cihet
durusmalarin sonu idi.

Bu son yalniz kendileri iin degil, adalet ve ahlak iin de pek feci olmustu: Selim ve Seref on beser yila
mahkum edilmisler, diger sekiz kisinin bazilari hafif cezalarla, bir ikisi de beraatle isin iinden siyrilmislardi.
Askeri Yargitay daha cezayi tasdik etmeden acele ve kasdi bir merasimle ikisinin apoletleri sklms ve
zindanlara gtrlmslerdi.

Fakat nasil oldu bilinmez, galiba Allahin bir mdahalesiydi. Yargitay, karari kknden bozdu. Baska
yargilar nnde yapilan ve pek abuk bitirilen durusmada iki yzbasi asiri disiplinsizlige uyan
maddelerden ikiser yila mahkum edilip, vatana ihanetten beraat ettiler. Fakat onlarin yz bunlara da
glmyordu. Hapiste iki yildan ok yatmislar ve asker olarak girdikleri tutuk evinden mesleksiz olarak
ikmislardi.

Ikisi birka defa bulustuktan, fakat hibir sey konusmayarak dalgin bakislarla sustuktan sonra
yeryznde hi kimsesi olmayan Seref, bir gn Pusata kisa bir yazi gndererek intihar etti. Yolladigi
kagida Tiyatro bitti. Beklemeye lzum grmyorum yaziliydi.

Pusat, arkadasi iin hibir tren yaptirmadi. Para ile tuttugu kisiye kendisi de katilarak onun tabutunu
en yakin mezarliga kadar bizzat gtrd. Tabut kabre konduktan sonra zerine kk bir bayrakla bir
kitap birakti. Mezarin topragini tek basina doldurduktan sonra bas ucuna bir tahta parasi dikti. Bunun
zerinde Arkadasim Seref kelimeleri yaziliydi

5. BLM

Ayse, maziyi bir sinema filimi gibi gzlerinin nnden geiren tahayylati biraktigi zaman drdnc dersin
zili almisti. Bas muavin yani basinda peyda olarak zoraki bir glmseyisle Sizi sinifa takdim edeyim
dedi. Sonra Ayseye bir seyler itlatmak lzumunu duyarak:

- Simdi fen subesine dersiniz var. Bu siniftan ok memnun kalacaksiniz. ok iyi kizlardir.
Derslerinden baska bir seyle mesgul olmazlar, diye ilave etti.

Ayse Pusat bu szlerle kendisine kiralcilik propagandasi yapmamasinin ihtar olundugunu anliyordu. Geri
onun bu gibi islerle hibir ilisigi yoktu, ama kocasina yapilan isnadlarin izi kafalardan hala silinememis,
kocasi bile baska sebeplerle hapis yattigi halde herkes krkrne,onun aleyhindeki propagandaya
inanmisti.

Ayse, bas muavinin imasini anlamamazliktan geldi.Birlikte son sinifin fen subesine dogru yrdler.

On kiz birden ayaga kalkti. Hepsi sirin ve ciddi kizlardi. Fakat gzlerinin ii glyordu. Bas muavin
somurtkan bir tavirla Ayseyi tanitti:

- Yeni edebiyat gretmeniniz ok alisiniz ve kendisinden istifade ediniz

Bu tanitma ne kadar soguk ve kaba idi. Yeni gretmenin adi dahi sylenmemisti. Kizlar sessizlik iinde
bas muavinin gitmesini beklediler ve o gidinceye kadar ayakta durdular. O zaman Ayse oturmalarini isaret
etti ve deminden beri gzleriyle glen kizlar bu sefer dudaklariyla hafife ve nazikane glmsediler.

Ayse sinifa bir gz gezdirdi. On kisinin dokuzu yil nceki talebeleriydi. nde yan yana oturan Aydolu
ve Nurkan yalniz gzellikleriyle degil, aliskanliklariyla da en ileride bulunan kizlardi. Digerlerine de birer
birer bakip isimlerini hatirladiktan sonra arkada bir siraya tek basina oturmus olan Gntlde bakislari
durdu ve onun gr ve aik kumral salarla evrelenmis ince ve manali yzn takdirle seyretti. Bu kizin
kendisine karsi bir dost kalbi tasidigi muhakkakti. Nereden, niin, nasil? Bunlari bilmiyor, bilmeye de
lzum grmyordu. Ayse'nin dost kalplere ihtiyaci vardi. Kendisi iin fenalik istemeyen insanlara hasretti.
Byle bir kalp tasiyan insan bir talebe bile olsa makbuld. Yeter ki menfaatsiz olarak dostluk duygulari
beslesin

Gntl, utanga glmsemelerle kendisine bakiyor ve yz pembelesiyordu. Sabahleyin menekseye


benzeyen gzleri simdi ela idi.

Ayse, bu ilk derste onlarin ders durumunu anlamak iin yerlerinden kaldirmadan edebiyata ait sorular
soruyor, hem onlarin bilgi derecesini greniyor, hem de oktandir hasret kaldigi lisenin bir sinifinda
gretmenlik zevkini tadiyordu.

Aldigi cevaplar en mskilpesend hocayi bile memnun edecek mahiyette idi. Bu kizlar fen talebesi
olduklari halde edebiyati iyi biliyorlar, aruzdan anliyorlar, siirin zevkini duyuyorlar ve edebiyat hakkinda
esasli fikir ve kanata sahip bulunuyorlardi. Hele Nurkan ve sinif mmessili bulunan Aydolu fevkalade
idiler.

Simdi sira sonuncuya, Gntlye gelmisti. Ela gzl, mahcup tebessml kiz kendisine hitap olununca
ayaga kalkti ve Ayse, btn digerleri gibi onun da oturarak cevap vermesini arzu ettigi halde sirf utanip
kizarmasin diye, bir sey sylemedi.

- Edebiyat hakkindaki duygularin nasildir, Gntl?

Bu sual, edebiyat gretmeninin mutadi olan sorulardan degildi. Bu kiz orijinal buldugu iin byle bir sey
sormustu. Aldigi cevap hosuna gitti:

- Ders olarak da, sanat olarak da ok severim efendim.

S leri pek hafif peltek olarak sylyor ve bu hafif pelteklik onun konusmasina gzellik veriyordu. Sesi
de ok esrarli ve ruha isleyici idi.Ayse,edebiyati olmanin verdigi kabiliyetle gzellikleri ekip ikarmakta
ustaydi. Glmseyerek tekrar sordu:

- Niin seversin Gntl?


Gntl, hocasina hayretle bakarak birka defa gzlerine bakti ve ayni esrarla sesle cevap verdi:

- Sevginin niini olmaz ki efendim Dsnsem belki makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki
sebep olmaz. nk biz nce severiz. Sonra sevdigimiz seyin gzel taraflarini bulmaya alisiriz. Bu da
hodbinligimizden dogar efendim.

Ayse Pusat, kizin cmlelerine dalmisti. ok dzgn, gramer bakimindan yanlissiz cmlelerle
konusuyordu. Hele simdi gzleri yine degismis, dalgin bir hal almisti. Rengi de galiba yesildi. Nereye
baktigi belli olmuyor, fakat byk bir ruh kudreti tasiyordu. Onu btn sinif da hayranlikla dinliyor,
bilhassa samimi arkadaslari olan Aydolu ile Nurkan bu gzel konusma karsisindaki memnuniyetlerini yz
izgileriyle belli ediyorlardi.

Ayse, byle bir talebesi oldugu iin sevin duydu. Gittike artan bir merak iinde sualini yeniledi:

- Peki Gntl, bildigin siirler arasinda en ok begendiklerinden birkaini sayar misin?

Gen kiz, basini biraz kaldirarak dsnd. Sonra gretmenine bakarak yavas yavas anlatmaya basladi:

- Efendim! Fuzulinin siirleri arasinda:

Can verme gam-i aska ki ask afet-i candir,

Ask afet-i can oldugu meshur-i cihandir

diye baslayan gazeli begeniyorum. Fuzulinin en gzel siiri sphesiz bu degildir. Fakat bunu anlayabildigim
ve ahengine kapildigim iin olacak, tercih ediyorum. Tasavvuf hakkinda bilgim olmadigi iin siirlerinden
birogunu anlayamiyorum. Nedimi daha kolay anliyor, fakat umumi telakki hilafina sarkilarindan zevk
almiyorum.

Bir nim nese bu cihanin baharini,

Bir sagar-i kesideye tut lalezarini


diye baslayan gazelini ok begeniyorum. Namik Kemalin meshur Vatan kasidesi olmakla beraber bana
beyitler arasinda bir birlik yok gibi geliyor. Her beyit ayri ayri gzel. Fakat terkip kuvvetli degil. Onun iin
ben Namik Kemalin siirleri arasinda:

Degismez bir fen mi vardir,mstakir esya mi kalmistir

diye baslayan murabbai seviyorum. Hamide gelince onun eserleri arasinda pek azini grp okuyabildim.
Bazilarini hi anlamadim. Esberin Iskenderle konusmasini gzel buluyorum

Buraya gelince Gntl birdenbire sustu. Halbuki Ayse onun konusmakta devam etmesini istiyordu.
Trende hizla giderken bazen gzel manzaralar grlr. Yolcu biraz sonra bu manzaranin degisecegini ve
onun yerine ruhsuz bir grns gelecegini bilerek zlr, gzel manzaranin hi bitmemesini temenni eder.
Onun gibi, Aysede bu kizin susmamasini, hep konusmasini istiyordu. Bir gretmen iin en byk haz
aliskan, akilli ve kavrayisli bir talebenin sorulara cevap vermesidir. Bu hazzin devami istegiyle yeniden
sordu:

- Hamidden sonrakilerin siirleri arasinda begendiklerin yok mu Gntl?

- Var efendim. Tercih yapmak iin dsnyordum. Bunlarin pek ogunu okudum. Bir haylisi da
ezberimdedir. okluk arasindan tercih yapmak g oluyor efendim. Msaade ederseniz siir ismi degil de
sair adi syleyeyim. nce Yahya Kemalle Faruk Nafizin, sonra da Ali Mmtazin siirlerini begeniyorum.
Bunlardan baska taninmis veya taninmamis birok sairlerin eserlerinden ok hosuma giden paralar da
yok degil. Bazen alelade sairlerden birinin bir tek siiri, bazen bir siirin herhangi bir drtlg veya beyit,
bazen de tek misra bende kuvvetli bir intiba birakiyor, tesir yapiyor. Ezberimde sahiplerinin adini
bilmedigim epey misra var. Mesela sairinin kim oldugunu unuttugum, nerede okudugumu hatirlamadigim
bir misra var ki ok hosuma gider:

Bizi arza baglayan: Yaratmak ihtiyaci.

Belki bu misrada siir sanati bakimindan bir stnlk yoktur. Fakat yasamayi gzel bir
sebebe bagladigi iin ok hosuma gidiyor efendim.

Gntl yine sustu. Ayse takdirle glmsyordu:


- Bu misra Osman Faruk Verimindir. Bizi Arza Baglayan adindaki kk bir siir mecmuasinin ilk
manzumesidir dedi ve bugnlere gre daha kuvvetli talebelerin yetistigi kendi zamaninda bile bu kadar
sekin bir kizin bulunmadigini dsnerek onu daha ok sevdi.

Btn sinif dikkatle Ayseye bakiyordu.Onda yillik iztirabin biraktigi izleri arastiriyordu. Gen
hocalarinin omuzlarina dklen salarindaki ak teller gze arpacak kadar ogalmisti. Kara salar
zerinde daha kolay belli olan bu beyazlar yillik ilenin hatiralari idi.

Ayse, onlarin gnllerinden geen seyleri hemen hemen anliyordu. O dakikada kalbi onlar iin o kadar
byk bir sefkatle doluydu ki, bir yandan sorularla mesgulken bir yandan da Yarabbi! Bu kizlardan
hibirinin mukadderati benimkine benzemesin diye dua ediyordu.

Gntl, sirasinin yaninda ayakta durarak beklerken elini yznde gezdirerek zarif bir hareketle salarini
dzeltti ve yine o mahcup glmseyisle gretmenine bakti. Ayse suallerini kesmiyordu:

- Ya en ok begendigin roman hangisi Gntl?

- Roman hususunda galiba biraz msklpesendlik ediyorum efendim. Manzumeler kisa oldugu iin
tesiri ani ve kuvvetli oluyor. Roman uzun oldugundan herhangi bir yerindeki aksaklik, kuvvetli taraflarinin
tesirini gideriyor ve ben hissi hareket ettigim iin onun gzel ve kuvvetli kisimlarini da inkar ediyorum. Bu
yzden,en ok begendigim roman, bir kadin romancinin o kadar taninmamis bir eseri oldu efendim.

Gntl biraz durdu ve Ayse zntyle iinin burkuldugunu hissetti. Gntlnn ocuka bir tercih
yaparak bayagi romancilardan birinin bayagi bir eserini sylemesinden korkuyordu. Bu kiz ilk grste o
kadar begenmisti ki onun bilmeyerek kt bir romani sevmesini bile istemiyordu. Bu suali sorduguna
pisman olmustu. Alacagi cevaptan ekinerek:

- O romani syler misin Gntl, dedi.

- Safiye Erolun Cigerdeleni efendim.

Ayse genis bir nefes aldi ve glerek:


- Sana tamamiyla hak veriyorum Gntl. Ben de senin fikrine istirak ediyorum, diye cevap verdi.

Gen kiz, gzel bir glmseme ile sevincini gsterdi ve yine menekseye benzemeye baslayan gzlerini
Ayse Pusata evirerek yeni sualleri bekledi.

Ayse memnundu. Bu kiz yetistirilirse Edebiyat Fakltesi krslerinden birini byk bir ehliyetle
doldurabilirdi diye dsnd ve bu dsncenin sevkiyle birdenbire:

- Liseyi bitirince nereye gitmeyi dsnyorsun Gntl? Diye sordu. O, yz hafife pembeleserek
cevap verdi:

- ocuk doktoru olmak istiyorum efendim.

- Herhalde bu meslegi niin setigini izah edebilirsin Gntl

Gen kiz glmsedi:

- Sphesiz efendim. ocuklari ok severim de Onlara faydali olabilmek iin uzun tip tahsilini
gze alabiliyorum.

Ayse de btn gretmenler gibi kabiliyetli talebelerinin kendi meslegine girmesini isterdi. Gntlye
syleyecek pek ok sz,verecek hayli gtleri vardi ama daha ilk derste samimiyeti ileri gtrmek
istemiyordu. Mdrn bu sabahki davranisini dsnerek nesesini kaybeder gibi oldu. Fakat duygulariyla
mcadeleyi grenmisti. Gnlne dolmak zere olan kederi yenerek sordu:

- Tabiatst masal unsurlariyla dolu olan milli destanlarin hakikatle bir ilgisi var midir?

- Herhalde vardir efendim. Fakat vakalar, sahislar, sahislarin karakterleri o kadar degistiriliyor ki,
hakikati anlamak glesiyor efendim.
Burada btn sinif Ayse Pusatin yznden bir keder dalgasinin hizla geip kayboldugunun farkina vardi.
Gntl devam etti:

- Mesela bizim Oguz Han destanindaki mbalegalar ve fevkaladelikler arasinda ikarabilecegimiz

netice: Destanin Oguz Han adini verdigi bir sahsiyetin byk ftuhat yapmis olmasidir. Hatta belki de bu
Oguz Han hakikatte bir tek sahis degildir de birbiri ardinca gelen birka hkmdardir.Hatta belki de
hkmdarlardan hibirinin adi Oguz degildir de bu adi destana dini bir sebeple veya itimai bu zaruretle
daha sonraki asirlarin destancilari sokmustur. Bir de destanlar milletlerin lksnn tohumlarini tasirlar
efendim. Bu bakimdan gemisi anlattiklari kadar gelecegi de tasavvur ve tahmin eder. Tabii, istikbal
hakkindaki tasavvur ve tahminler vuzuhsuz ve gayrisuuri bir haldedir.

- ok gzel anlattin Gntl. Simdi biraz da vezinler hakkinda dsnce ve kanaatlerini anlat.

- Bugnlk aruz daha ok hosuma gidiyor efendim. Ama bunun niinine cevap verebilirim. Daha
byk stadlar elinde islenip olgunlasmistir. Zannedersem ileride hece, ahenk bakimindan aruzu geecek
fakat heceyi tekaml ettirecek byk sairler aruzun ahenginden,musikisinden ok istifade edeceklerdir.
Belki de hece ile aruzun birlesip kaynasmasindan yeni bir vezin dogacak ve bu yeni vezin aruzun ritmini,
hecenin mana kuvveti iin elzem olan serbestligini kendisinde toplayacaktir. Bugn serbest vezin denilen
seyi begenmiyor ve bu trl yazilara serbest vezinli degil, vezinsiz demenin daha ok yakisacagini
zannediyorum. Fikrimce serbest vezin,yine vezinli olmak sartiyla, misralarin birbirlerine tabi olmayarak
serbest bulunmasidir. Onun iin divan sairlerinin mstezadlari serbest veznin ilk rnekleri sayilabilecegi gibi
yenilerden Orhan Seyfinin Firtina ve Kar adli gzel manzumesiyle Enis Behicin Gemiciler,
Svariler gibi siirleri serbest veznin yeni ve gzel rnekleridir. Mesela Svariler siirinde:

Ey vatan!

Gzel Turan!

Sana feda biz variz.

Dsman oglu meydana ik!

Kahramanlik kimde ise anlariz

misralarinda hecelerin yavas yavas ogalmasi keyfi degil, ritmik bir kanuna gredir. Fakat bu kanun ifade
edilmekten ziyade hissedilir mahiyettedir. Serbest vezinli denilen yeni yazilarda ise bu ritim olmadigi iin
bunlar manzume olmak vasfini tasimiyor.
Ayse hazla dinlerken bu kadar saglam bir edebi zevke malik olan bu kiz tip meslegine girecegi iin cidden
esef duyuyordu.

- Peki Gntl, sana bir de kendin hakkinda soru sormak istiyorum. Geri fen talebesisin ama bu
nihayet son yillarin sana verdirdigi bir kararin neticesidir. Ondan nce, birok grenciler gibi sen de siir
yazmak arzusuna kapildin, manzume yazdin mi?

- Hayir efendim. Edebiyati daima sevmeme ragmen manzume yazmayi denemedi ve dsnmedim.

Ayse kol saatine bakti. Ders bitmek zere idi:

- Son olarak sana aruzla yazilmis bazi misralar soracagim. Sen de bana onlarin veznini bulacaksin
Gntl.

- Peki efendim!

Ayse bu kadar ok isindigi bu kizin hibir soruyu cevapsiz birakmamasi iin ilk nce basit ve kolay
vezinlerle ise girismek istiyordu. Hafizasini yoklayarak sormaya basladi:

- Simdi ay bir serv-i simidir suda

- Failatn failatn failn.

- Gecenin bir kederli zairiyim.

Gntl bir saniye dsnd ve derhal Feilatn mefailn feiln diye cevap verdi.
Sanki kendisi imtihandaymis gibi Aysenin ii titriyordu. Bununla beraber talebeler iin daha g sayilan
vezinlere gitmekten geri kalmiyordu:

- Simsek gibi bir semte atildik yedi koldan.

Gntl misrai tekrar ettikten sonra dalgin bakislarini Ayseye evirdi ve yine eliyle salarini dzelterek
vezni syledi:

- Meful mefail mefail feuln.

Ayse memnundu. Artik son vezni de bilmese zlmeyecekti. Aruzun en g veznini sormaktan ekinmedi:

- Ilk hasretiyle genligimin ilk elemleri

Ey pasli tellerinde glen,aglayan aruz!

Gntlnn yzne birdenbire o tatli pembelik basti. Kendi kendine ilk misrai bir iki defa tekrarladi.
Tekrarlarken parmaklarini gayet hafif sekilde,tirampet alar gibi siranin stne vuruyordu. teki kizlar da
kendi aralarinda bunun veznini bulmaya alisiyorlardi. Hatta birkai kagit zerine hat,nokta izerek veznini
bulmak istiyorlardi. Fakat Gntl onlardan nce buldu:

- Meful failat mefail failn.

- Aferin Gntl

Btn sinif memnun ve mftehirdi. Aysenin soracak bir seyi kalmamisti. Fakat zil henz almadigi iin
bos durmak da istemedi ve son sualini sordu:

- Simdiye kadar ben misra syledim,sen de veznini buldun Gntl. Simdi ben vezni syleyecegim,
sen de o vezinde bir misra bulacaksin. Bana meful mefailn feuln vezninde bir misra bulabilir misin?
Gntl yine basini hafife kaldirdi. Aklindan birok siirler getigi muhakkakti. Daha ilk derste onu bu
kadar agir sorguya ekmek haksizlikti, ama bununla yil sonundaki numarasini da simdiden almis olacakti.
Arkadaslari da yzlerini merakla ona evirmislerdi. Gntl bunun farkinda olmadan cevabini verdi:

Gnlm dolu ah u zar kaldi!

Aysenin daima glmseyen yzndeki tebessm bir anda silindi. Gen kiz bunun farkindaydi. Telasla
Yanlis mi syledim efendim? diye sordu. gretmen zoraki olarak yeniden glmsedi: Hayir Gntl.
ok dogru syledin ve sinif kapilarinda inlayan zil dersin bittigini haber verdi.

6. BLM

Ayse eve geldigi zaman Selim masanin basinda harp tarihine ait kitaplarla mesguld. Epey zamandan beri
bir gazeteye mstear isimle askeri makaleler yaziyor, Aysenin omuzlarindaki agir yk bylelikle
hafifletmeye ugrasiyordu. Fakat btn bunlarin zoraki bir didinme ile, kendisini sikarak yaptigi belliydi.
Eskiden o kadar faal olan Selim simdi durgun, dsnceli, mahzun bir adam olmustu. Pencereden ufka
dalarak ldrdg saatler, haftalarca glmeden geirdigi zamanlar ruhi bir buhranin oldugu kadar mthis
bir kararsizligin da alametleri olabilirdi. Hibir seyden sikayet etmiyor, fakat hibir seyi de begenmiyordu.
Hayattan zevk almak hassasini da kaybetmisti. Hibir yere ikmiyor, hibir eglenceye gitmiyor, kimseyi
aramiyor, kendisini ziyaret edenlerin yzne bakmiyordu. ok az konusuyordu.

Eskiden sik sik iki ier, itigi zaman ok neselenir, yanindakilerle sakalasirdi. Simdi daha ok iiyordu.
Fakat asiri derecede imesine ragmen yz glmyor, aksine daha karanlik ve kederli bir hal aliyordu.
Garip garip huylar edinmisti. Byle gecelerde apoletleri sklms subay niformasini giyiyor, evin en genis
odasi olan alisma odasinda muttarid adimlarla dolasiyordu. Marslar alindigi zaman radyoyu dinliyor,
iiyor, iiyor, bazen sendeleyecek kadar sarhos oluyor, fakat neselenemiyordu.

Odada gezinirken bazen kitaplarin nnde duruyor, byk meydan savaslarindan birini anlatan
bir cildi ekiyor, sayfalarindan birine yahut haritasina baktiktan sonra yerine koyuyordu.

Selim Pusat harb tarihine ait tetkikler de hazirliyordu. Bunlarla mesgulken ruhen rahat oldugu yznden
anlasiliyordu. Bilhassa Mete ile Anibali yaptiklari imha savaslarina gre mukayese eden etd orijinaldi.
Fakat onu da bitirmeden birakmisti.
Sevdigi byk askerler arasinda Mete basta gelirdi. nk o hem asker hem de teskilatiydi.
Ordu degil millet yaratan adamdi. Aylarca ugrasarak yaptigi haritalar zerinde Bilge Tonyukuk ve Kl
Teginin seferlerini incelemis ve bu iki kumandana hayran olmustu. Seluklulardan agri Beyi ok
begenir, fakat kumandandan ziyade kahramandir derdi. Her girdigi savasi kazanan Afsin Beg
hakkindaki bilginin eksik olmasina acinirdi.

Byk kumandanlar ve byk imha savaslari zerinde ugrasa ugrasa savas ve kumandanlik
felsefesine girmis, byk askerlerin hangi sartlar altinda yetistigini arastirmisti. Vardigi sonu suydu:

Byk askerler kiralliklarda yetisir!

Selim Pusat tam bir asker oldugu iin siyasi bir mesele olan rejim isleri zerinde fikir yormamisti.
Ona gre rejim asagi yukari milletlerin,cemiyetlerin elbisesiydi. Elbiselerin sihhi ve gayrisihhi olanlari,
yakisanlari, yakismayanlari bulundugu gibi rejimlerin de yarayanlari,yaramayanlari vardi. Cumhuriyet belki
ok gzel bir rejimdi. Fakat byk kumandan yetistirmek bakimindan kifayetsizdi.

Bu tipki sicak iklimler iin pek sihhi olan beyaz, aik, keten elbiselerin Sibirya blgesinde, zararli
ldrc olusuna benziyordu. Bu kanaatindan dolayi ugradigi haksizlik ve iftiralar aklina geldike ilgin bir
fkeyle sarsiliyor, gznde kan ttyordu. Daima asiri oldugu iin kendisine dsmanlik edenlere karsi
duydugu nefreti yavas yavas baska insanlara da tesmil etmisti. Ktlkleri grdke hayatta faziletli
olarak kalinamayacagini kabul ediyor, kendisi bu yola asla giremeyecegi iin yasamaktan soguyor, robot
haline geliyordu. Denilebilir ki, Selimin kalbinde sevginin eseri kalmamis,onun yerine kin ve tiksinti
dolmustu. Ayseyi zen nokta bu idi. Gnlnde sevginin eseri kalmamis olan kocasi kendisine ne
verebilirdi? Onun gzlerinde sevgiyle yanan eski isiklari bosuna aramisti. Vaktiyle o kadar canli olan bu
adam artik bir glge, bir hayal, bir ruh gibi dolasiyordu. Bununla beraber Ayse henz btn mitlerini
kaybetmemisti. Onda ara sira bu dnyaya ait insanligin izlerini, kivilcimlarini gryordu. Bir gece radyoda
Eski Arkadaslar marsi alinirken gzleri nce enerjik bir sevinle parlamis, sonra hafife nemlenmisti.
Baska bir gn Ayseye eski edebiyatin garami sairleri hakkinda sualler sormustu. Garami siirlerle mesgul
olmak hayata dnmenin isareti gibi idi. Ayse bunu o kadar istiyordu ki, kocasinin kalbinde yeniden atesin
yanmasi iin onun bir baskasini sevmesine bile raziydi.

Arasira, onu nisbeten sakin ve yumusak grdg zamanlarda mnakasa aar, biraz neselenmesi, gezip
tozmasi iin israr eder, dil dker,fakat sessiz ve hissiz bir mukavemetle karsilasirdi. Pusat artik hibir seye
inanmiyor, herkesi igren gryor, her zevki bayagi buluyor, her seyle ince ince istihza ediyordu.

O yarali bir insandi. Kalben ve hissen askerlige bagli kalmis, fakat bu irkef asirda bazi
askerlerde bile askerlik ruhunun tavsadigini grerek en derin yerinden incinmisti. En alak iftiralarin
amuruyla bogulurken, grlmemis haksizliklara ugrarken Tanri kendisine yardim etmemis,ummanlar gibi
olan rahmetinden bir damlacik bile samamisti. Ahlaki, adaleti, insanligi, dostlugu,her seyi grms,bunlarin
birer serap oldugunu aci tecrbelerle grenmisti . Alti uurum olan rk bir tahta kpr zerinde
kendisini nasil emniyette sayardi. Ayse ile Tosun olmasa

O zaman arkadasi Serefi hatirlardi.Tiyatro bitti,beklemege lzum grmyorum

Acaba kendisi neyi bekliyordu? Iinde anlasilmaz bir duygu vardi ki, ona bir sey bekledigini sylyordu.
Bunun ne oldugunu dsnyordu. Bazen bir sesin kendisine belani bekliyorsun dedigini duyar gibi
oluyor, sonra iradi bir cihetle bunun tesirinden kurtularak harb tarihine, gezinmesine veya kederine
daliyordu.

Ayse odaya girince Selim basini kaldirdi ve onun glmseyen gzlerine hznl bakislarla karsilik
verdi. Ayse bugn bahtiyardi. Kocasi biraz neseli olsa, daha da mesut olacakti. Saadetlerin de
baskalarina geici oldugunu bildigi iin Selime bazi seyler sylemek istiyordu. Hapisten ikalidan beri ona
nasilsin demeyi birakmisti. Kocasi iyi degildi ve iyi olmadigini bilen Aysenin nasilsin diye sormasina
hiddetleniyordu. Onun iin her karsilasmalarinda ayri bir sey sylemek icab ediyordu. Iyi alisabildin
mi? diye sordu.Pusat dudagini bkerek bir memnuniyetsizlik hareketi yaptiktan sonra masadan kalkti,
gezinmeye basladi.

Ayse eskiden kocasiyla dertlesir, gndz grdklerinden ilgi ekici bulduklarini ona anlatir, onun da
kendisine anlatmasini beklerdi. Fakat artik Pusat byle seyleri dinlemiyordu. Dinliyor gibi gzktg
zamanlarda da kafasi daima baska seyle mesguld. Ayse de bunu bildigi iin Selimi ilgilendirecek sekilde
bir seyler sylemeye arzu duyuyordu:

- Dnyada herkes kt ve vefasiz degilmis. Bize dost olanlar da varmis, diye basladi. Bu szle
beraber kocasinin yznde istihza izgilerinin belirmesi bir oldu. Ayse, istihzanin sze inkilabini nlemek
iin hemen devam etti:

- Kizlarin beni karsilayisini grseydin szme hak verirdin!

- Kizlar dedigin ocuklar senin kim oldugu ne bilecekler?

- Hemen hemen hepsi eski talebelerim. Yeniler de kim oldugumu eskilerden grenmislerdir.
- Bu eski vefali ocuklar yil nceki vukuati hatirlayabilirler mi acaba?

- Niye hatirlayamasinlar? yil nedir ki?

Pusat geziniyor ve Ayseye bakmiyordu. Herhalde alay olacakti: Bu kadar kesin hafizali talebelerin
oldugu iin tebrik ederim, dedi.

Eskiden olsaydi Ayse bu szlerle gnlnn ta iinden kirilirdi. Fakat gnl kirila kirila toz haline
gelmis, kirilacak tarafi kalmamisti. Hayatin ah u zar ile doldurdugu bir kalb, yine hayatin kirdigi birisinin
istihzarindan yksnecek degildi ya. O zaten kendisinin bir hastabakici oldugunu biliyordu. Fakat yle bir
hastabakici ki, hastasinin derdi anlasilmiyor ve hasta sikayet etmiyordu. Selimi hayata karistirmak iin her
seyi deniyor, fakat hibirinde muvaffak olamiyordu. Sebati karakteri olmasa simdiye oktan vazgeer,
kocasini kendi haline birakarak hayattan kendisi de meyus olurdu. Arasira bezginlik duymasina ragmen
ugrasmaktan caymiyor, yeni usullerle onu oyalayacak isler bulmaya, zevk alacagi seyleri kesfe alisiyordu.
Selimin cesaretten hoslandigini bildigi iin kizlarinin cesur hareketlerinden sz ati:

- Muhitten korkmayan kizlarmis. Idarenin bariz sekilde yaptigi baskiya ragmen dostluk hislerini
gstermekten ekinmediler. Hele bir tanesi vardi ki

Ayse sustu. Bir kasitla degil, Gntly hatirlayarak, bazen dalgin, bazen yirtici, bazen mahcup
bakan ve rengi anlasilamayan gzlerini dsnerek, uzun ve muntazam cmlelerini duyar gibi sustu .Pusat
gezinmesine devam ederek sordu:

- Evet, o bir tanesi ne yapti? Kiralci oldugunu mu syledi?

Selim her zaman,her yerde byle konusuyordu. Alay ediyordu. Yahut samimi idi de alay intibai
birakiyordu. Ayse bunlara alismisti. Mazinin kuvvetli baglari olmasa, msterek felaket ikisini birbirine
yaklastirmis bulunmasa ona bir lahza bile tahamml edemezdi. Fakat mazinin bagi ve istikbalin midi
kendisini tahammle sevkediyor, cefakes bir dervis her seye katlaniyordu. Nitekim kocasi da hayat
cehennemine, ne oldugu Ayse tarafindan ok merak edilen mehul bir sey iin dayaniyordu.

- Kiralci oldugunu tabii sylemedi. Fakat eski talebem olmadigi halde dersten nce gretmen
odasina gelerek etrafa meydan okurcasina beni selamladi.
- Byk kahramanlik! Alkislanmaya layik kizmis.

Bu szler byk bir ciddiyetle sylenmisti. Fakat o kadar byk bir istihza hamulesi sakliyordu ki, bu
kadarina Ayse bile tahamml edemedi. Isyan edecekti. Bir hastayi kirmaktan ekinerek bu alayi sineye
ekti:

- On kisiden mrekkep fevkalade bir sinifim var. Hele ilerinden tanesi bulunmaz ocuklar.
Isimleri de ok gzel

- Biliyorum. Ya Oyadir, ya Birsendir, yahut Fgen

Ayse glmsedi. Btn istihzasina ragmen kocasinin bu kadar konusmasi yine bir seydi.

- Bilemedin, dedi. yle moda isimlerden degil .Bak, seninde hosuna gidecek. Aydolu, Nurkan ve
Gntl

Ayse, kizlarin adini sylerken Selim, Napolyonun harblerine ait bir cildi gzden ekmis, karistiriyordu.
Hizla basini evirerek:

- Gntl m dedin? diye sordu.

- Evet.

- Ne garip ad! tekiler neydi?

- Nurkan, Aydolu.

Pusat, kitabi aldigi yere koyarak gezinmeye basladi. ok dalgin bir hali vardi. Yine Ayseye bakmadan
sordu:

- Bu eserlerde bir telif zaafi grmyor musun?

Ayse sasirmisti:

- Hangi eserlerinden bahsediyorsun?

teki hafife glmsedi:

- zr dilerim. Napoleona ait eserle senin sevgili kahraman kizlarini karistirdim. Yani bu kizlarin
adinda dil bakimindan bir gayritabiilik bulmuyor musun demek istemistim.

- Hayir.

- Yaaa Nurkan ne demek acaba?

- Nur kanli demek.

- Ya Aydolu?

- Ayin on besi.

Pusat basini salladi.

- Zoraki yakistirma Dolu ay demek lazimdi. Ama sen yledir dersen yledir. Gntly de ben
kabul ediyorum. Vaktiyle okudugum fars derlerine gre ikinci nevi izafet terkibidir. Her ne kadar gnn
tl olmasa da gramer bakimindan dogrudur.

Ayse memnundu. oktandir duymadigi bir nese ile devam etti.

- Bir grsen sen de ok seversin. Pek zeki ve bilgili kizlar. stelik o kadar da gzel seyler ki
Birer siir kadar

- Bir imha savasi kadar da gzel mi?

Ayse onun bu gibi garipliklerine alisik olmakla beraber yine nesesini kairan bir hayrete dserek
bakmaktan da kendini alamadi:

- Imha savasi gzel bile olsa bir kizin gzelligi ile onun arasinda nasil bir benzerlik kurabiliyorsun?

- Kizlarin gzelligini siire benzetmistin de

- Evet?

- Siir ince sanatlardan birisi oldugu iin siirin gzelligini kizlarin gzelligine benzettin. Harb sanati ince
sanatlarin basinda gelir. En gzel rneklerini de imha savaslarinda bulabilirsin.

Ayse kocasini kirmamaya alisarak itiraz etti:

- Kabul ama,bu ince sanat kan ve lmle doludur.Bir gen kizin gzelligine benzer mi?

- Siir gz yasiyla, harb kanla doludur. Kizin gzelligini siire benzetirken kizla siirin benzer taraflari
olarak neleri buluyorsun? Siir ince,kiz da ince Siir hosa gidiyor, kiz da hosa gidiyor Siir gz yasi
dktryor, kiz da gz yasi dktryor, degil mi?
Ayse neticenin nereye varacagini kestiremeden basiyla bir kabul isareti yapti. Selim odada gezinerek ve
Ayseye bakmayarak devam etti:

- Birka kisiye gz yasi dktren bir kizi gzel kabul ediyorsun da bir kalabaligi kana bulayan kiza
neden ok gzel demiyorsun? Imha savasi yksek ve ince bir sanatla ve cesaret mayasini kullanmak
suretiyle vcuda getirilmis bir eserdir. Sermayesi candir. Imha savasina benzeyen bir kiz, sphesiz siire
benzeyen bir kizdan, daha gzeldir. nk imha savasinda bir kesin sonu vardir. Siirde ise hibir sey

Ayse sefkatle glmsedi. Selim yine asirilik ediyordu:

- Dikkat et, dedi. Siiri bu kadar kmserken kendinin de sair oldugunu unutuyorsun.

Kocasi birdenbire durdu.Dikkatle Ayseye bakarak yzndeki manayi okumaya alistiktan


sonra:

- Bir edebiyat gretmeni olarak beni sair telakki edebilir misin? diye sordu. Ayse ciddileserek
cevap verdi:

- Elbette. Senin bazi siirlerin antolojilere alinabilecek degerdedir.

Selim Pusat, askeri lise talebesi oldugu zamanlardan beri siir yazardi. Harb Okulunda bu merak
devam etmis, subayligi sirasinda da siirle ugrasacak vakit bulabilmisti. Fakat Harb Akademisine girince
her seyi birakmis ve sanatlarin en ciddisi, gzel sanatlarin en stn olarak harb sanatini kabul etmisti.
Yazdigi siirler arasinda coskun mizacinin mahsul olan birka lirik misra yok degildi. Fakat kendisini hibir
zaman sair saymamis, daha sonra da siirden nefret etmisti. Basina felaket geldikten sonra ise dnyada siir
sanati diye bir sanat oldugunu hatirlamaz olmus,hele kendisinin de bir zamanlar siir yazmis oldugunu
tamamiyla unutmustu.

Ayse kendisine sair oldugunu hatirlatinca eski yazilarini hafizasinda bulmaya alisti:

Askinla senin bunca gnl etmede nale


Ugrunda akan gz yasimiz oldu selale.

Onmaz kara sevdamizi kan sndrecektir

Bunlarda ne vardi? Hi Iinde aruzun ahenginden baska bir sey bulunmayan bu misralari Selim gln
buldu.

O fsunkar ve gzel gzleri her kalbi desen

yle bir nazli kizin askina dstm ben ki

Selim bunun arkasini hatirlamak istemedi. Nazli kizlardan nefret ediyordu. Btn kadinlarin ve
kizlarin Ayse gibi enerjik ve metin olmasini istiyordu. Bir anda talebelik zamaninin hatiralari beyninden
geti, bu arada birka kizin hayali hafizasinda parladi. Artik onlar kendisine yabanci llerin isimleri gibi
bos ve ruhsuz geliyordu. Aruzla yazilmis olan bu misralarda hibir gzellik yoktu. Birdenbire aruza karsi
bir igrenti duydu ve onu boya ile irkinligini saklayan bir kadina benzetti.

Simdi hece vezniyle yazmis oldugu misralari hatirlamaya ugrasiyordu. Kafasina bir takim
mphem beyitler gelir gibi oluyor ve hepsi birbirine benziyordu: Ask, ask, ask. Kendi kendine Ne kadar
da ok ask diye mirildandi. Yalan oldugu bundan da belli Birdenbire dudaklarindan hafife iki
misra dkld:

Ey bir esi bulunmaz fedakar,mert arkadas!

Kiskandirdin bizi sen,bak lmn ne sanli!

Sanli lm anilinca Pusat heyecanlandi ve bunun ne zaman,kimin iin yazildigini dsnmeye koyuldu.
Aklina iki misra daha geliyordu:

Arkadasimizin mert ve san dolu ggsnde

Sehitligin nisani bir kizil gl aildi

Selim pencereden ufka bakarak arkadasi Serefi dsnd. Acaba bu beyitler eski ve unutulmaz bir
manzumenin paralari miydi? Yoksa simdi Serefi hatirlayarak irticalen mi sylemisti? Ne garip!.. Yine
beyninde garip bir seyler oluyor, kendisini ok eski zamanlara gtryordu. Son gnlerde onda acayip bir
hal peyda olmustu: Bir hadise,bir sz onda acayip tedailer yaparak asirlarca evvelki bir zamani, bir sahsi
dsndryor, kendisi o zaman varmis da,o hadiseyi veya sahsi hatirliyormus gibi oluyordu. Simdi yine
iinde, kk ok eskilerde olan bir sikinti vardi. Bu yle yil nceki bir iztirabin eseri degildi. Birdenbire
Ayseye bakti ve gayriihtiyari, biraz nce begenmedigi misrai okudu:

Onmaz karasevdamizi kan sndrecektir.

7. BLM

Selim Pusat, odanin iinde kilometrelerce yrmeye alismisti. Yrmek ne gzel seydi. Piyade subayi
oldugu iin yrmeyi sevmis, sonra bu,kendisinde itiyad haline gelmisti. Hapiste iken hcrenin metrelik
mesafesinde saatlerce yrr, halsiz kalincaya kadar gezinirdi. Simdi o hcreye gre bir talim meydani
kadar genis olan odada gidip gelirken sphesiz daha memnundu. Fakat artik sevin ve kederden bir sey
anlamiyordu. Alistigi hzn esas tabiati olmustu.

Arasira amli Koruya gidiyor, fakat kimsenin bulunmadigi aksam saatlerini yahut yagmurlu ve
rzgarli havalari seiyordu. Son zamanlarda sik sik bir yere gittigi de Aysenin dikkatinden kamamisti.
nceleri, bazen yaptigi gibi kirlara, tepelere gittigini sanmisti. Sonra bu ziyaretlerin issiz kirlara degil, daha
issiz bir yere, Serefin mezarina yapildigini kesfetti.

Selimin yasayanlarla ilgisi kalmamisti. Kendisi de yasiyor sayilmazdi. Inandigi mefhumlar arasinda
arkadaslik diye bir sey vardi ki, onu Serefin mezarinda buluyor ve oraya, yasayan bir insana gider gibi
gidiyordu. Zaten Selime gre yasamak sadece yasamak, lm ise hatiralarda,gnllerde, tabiatta ve
ebedi karanlikta yasamakti. Yahut da sadece hatiralarda, hatiralardan silindikten sonra, tabiatta, tabiatta
paralandiktan sonra ebedi karanlikta yasamakti. O karanlikta kaybolmak,unutulmak ne gzeldi!
Dnyanin btn gzelliklerine veda etmekte byk bir fedakarlik vardi ve her fedakarlik gibi bu da
muhtesem bir seydi. Ayse ile Tosun olmasa Pusat simdiye kadar oktan ebedi karanliga gmlr, giderdi.

Tek basina amli Koruda dolasirken lm dsnr, hayatin manasizligi karsisinda onun derin
manasini daha ok kavrardi. Insanlar su manasiz hayata siki sikiya yapismis olduklari iin Selimin onlarla
anlasmasina imkan yoktu. Bundan dolayi amli Koruya kimsenin bulunmadigi zamanlarda gidiyordu. Iste
surasi sevisenlerin dolastigi yerdi. Berideki dzlk kk ocuklu annelerin ksesiydi. Asagida yaslilar ve
hastalar gezinirdi.
* * *

ok yagmurlu bir aksamdi. Arasira yagmur da iseliyordu. Rzgarin dallara arparken ikardigi rpertici
ses en hasmetli musikiden daha gzeldi. Selim Pusat tek basina dolasiyor, anlasilmaz bir atesle yanan
bagrini serinletmeye alisiyordu.

Byle yapayalniz, tabiatla bas basa kalarak dsnmek, duymak, yalnizlik Fakat Selim yalniz
olmadigini seziyordu. Ona bir seslenen vardi. Ama nereden, nasil? Bunlari anlamak iin etrafina bakmaya
lzum grmyordu. Hibir seye aldiris etmek aliskanligini kazanmisti. Gece iyice bastirirken rzgarin en
ahenkli inladigi yerde, tahta bir kanepeye ilisti. Serin rzgar, sefkatli bir ana gibi onu sariyor, alnindaki
harareti aliyor, yzn oksayarak herkesin anlayamayacagi bir dille teselliler sunuyordu. Pusat bu
avutmalarla oyalanirken uzaklardan mi, iinden mi geldigi belli olmayan seslenmeleri dinliyor, dinledike
mest oluyordu:

Ggsnde vurup paralanan kalbi,nihayet

Bir salari kan,gzleri keskin disi eldi.

Artik bitecek ruhunu sarsan bu seamet.

Zira sai kan sevgilisinin ismi eceldi

Selim lme susamis bir gnll gibi bu sesten haz duyarken birdenbire Ayseyi hatirlayarak
dalginligindan uyandi ve kendisini bu kadar tatli ve ilahi bir sesi duymaktan alikoyan zevcesine karsi derin
bir igbirar hissetti. Fakat igbirarini abuk unuttu. Ses o kadar yakindan geliyordu ki, basini evirse sahibini
grecegi muhakkakti. Byle olmakla beraber garip bir duyguyla basini evirmiyor, sesi dinliyordu. Bu ses
esrarli, ruha isleyici bir kadin sesiydi:

Itin ecel zehrini sen kendi elinle

Hala bu gnl hangi uzak glgeyi bekler?

Bak,haykiriyor bostur mitler diye dinle,

Zulmette keder besleyen gamli kpekler.

Selim rperiyor, korkuya benzer bir sey duyuyordu. mrnde korku nedir bilmis olan Selim Pusat simdi
karanliktaki mehul, esrarli kadindan mi korkacakti? Asla! Yregindeki duygu korku degil, zevkten
rperise benzeyen bir seydi. Kendisini ebedi karanliga agiran bu kadin sesini o, bir yerde daha
duymustu. Fakat simdi nerede duydugunu hatirlamak iin zihnini yoramiyordu. nk kendisini sesin gzel
ahengine kaptirmisti:

Bir dinle adem lkesinin ruhunu: Yer yer

Davet ediyor bak seni binlerce kucaklar

Bir sir gibi,sevda gibi sessiz gezinenler

Bir gn seni otlarda uzanmis bulacaklar

Bir fisilti halindeki sesle gasyoluyor ve titriyordu. Karanliktaki kadin ok yakinda,yani basindaydi. Selim
kendi yreginin atisiyla birlikte onun kalb irpintilarini da duyuyordu. Niin basini evirip bakmiyordu?
nk iinden gelen bir kuvvet yle emrediyordu. Bu mehul kadinin sesi simdi daha kuvvetli, daha
rpertici, daha esrarli ve amirdi:

Kalbin benim olsun diyorum,nk mukadder

Cismin sana yetmez mi?abuk kalbini sk ver!

Yoktur te alemde de kurtulmaya bir yer!

Mutlak seveceksin beni,bundan kaamazsin

Selim birdenbire unutulmus eski bir sevgiliyi hatirlar gibi oldu. Ses onun sesiydi. Enerjik bir zihin
hamlesiyle eskiden az veya ok gnl yakinligi duydugu btn sevgilileri aklindan geirdi. Bu ses onlardan
hibirisinin degildi. Fakat tanidigina o kadar emindi ki,yanilmasina imkan yoktu. Hatirlamak istedikleri bir
adi dsnen, bulamayan, dilinin ucuna kadar geldigi halde syleyemeyen insanlarin sikintisi ile elini alnina
gtrd. Evet biliyordu, bu sesi ok iyi biliyordu. Fakat iindeki garip bir duygu bu bilis ve hatirlayisin
zamanini ok eski, inanilmayacak kadar eski zamanlara gtryordu. Alnindaki eli yagmurla islanirken ses
yeniden hitaba basladi:

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin

Yazmis kaderin:Askima mrnce esirsin!

Aklinla,suurunla,hayalinle bilirsin.

Mutlak seveceksin beni,bundan kaamazsin


Selim simdi anlasilmaz sekilde iztirap duyuyordu. Hibir maddi aciya benzemeyen bu iztirap bir insani
delirtebilirdi. Kendisini oraya baglayan esrarli sese ragmen sert bir hareketle ayaga kalkti. amli
Korudan ikarak eve gidecekti. Birdenbire durdu. Tahta kanepenin teki ucunda gen bir kadin
oturuyor ve dikkatle kendisine bakiyordu.Yaninda bir baskasinin durmus olmasi siddetle canini sikti.
Yryecekti. Fakat onun yakin bir dost gibi baktigini grnce bir anlik tereddt geirdi. Kadin hafife
glmsedi ve Rica ederim, gitmeyiniz dedi.

Selim biraz nce duydugu szlerin bu kadin tarafindan sylenmediginden emindi. Rica ederim,
gitmeyiniz diyen zntl sesinde fevkaladelik, hibir esrar yoktu. Soguk bir sesle:

- Ne zamandan beri burada oturuyorsunuz?, diye sordu. Gen kadin kederli, hatta belki de biraz
nemli gzlerini ona dikti:

- Hemen simdi geldim,dedi.Ben oturur oturmaz siz kalktiniz.

Pusat o zaman karanligin msaadesi nisbetinde ona bakti. Peri yzl ok gen bir kadin, hatta bir kizdi.
Ayni soguk sesle yeniden sordu:

- Kimsiniz? Niin kalmami istiyorsunuz?

Samimi bir tebessmle glmsedi:

- Beni tanimadiniz mi Selim Beg?

Selim bir adim daha yaklasarak onu dikkatle szd ve soguk bir kayitsizlikla:

- Sizi ilk defa gryorum, diye cevap verdi.

- Unutmus olacaksiniz.
Selim Pusat simdi blgne kumanda veren bir yzbasi gibiydi.Dik bir sesle:

- Peki! Farzedelim ki unuttum. Benden istediginiz nedir? diye sordu.

Kiz ayaga kalkti. Ileride bir yeri isaret ederek:

- Onunla karsilasmak istemiyorum. Beni evime kadar gtrr msnz? dedi. Pusat isaret edilen
yere bakti. Bir lambanin isigi altinda kiliksiz, ok irkin yzl bir adamin kendilerine bakarak aksak
adimlarla geip gittigini grd. Aralarinda epey mesafe olmasina ragmen ondan yle bir tiksinti duydu ki,
fkeyle Kim bu mendebur herif? demekten kendini alamadi. Kiz korkuyor gibiydi. Gayriihtiyari bir
hareketle Selimin koluna girdi ve ona sokuldu. Vcudunun titremesi korku ve heyecaninin derecesini belli
ediyor, fakat Pusat igrenilmesi gereken bir adamdan bu kadar korkmayi mazur grmyordu:

- Kolumdan ikin ve yryn. Sizi evinize gtrecegim, dedi. Bu szler hoyrata bir eda ile ve
kumanda eder gibi sylenmisti. Fakat kiz itaat etmedi. Bilakis Selimin kolunu daha siki tuttu ve: Hayir
diyerek ileriye bakti.

Selim otomatik bir hareketle basini onun baktigi yere evirdi. Hayret! Biraz nceki manzarayi
tekrar ve aynen gryordu. Lambanin isigi altinda kiliksiz ve irkin yzl adam kendilerine bakarak aksak
adimlarla geiyordu. Lambanin aydinlattigi kisa mesafeyi simdiye kadar onun oktan geip gitmis olmasi
icab ederdi. Tanimadigi kizla konusmasi sirasinda geen zaman buna kafiydi. Byle oldugu halde, bir filimi
iki defa seyreder gibi ayni seyi kisa bir zamanda iki defa grmesi garipti. Selim,bu garabeti tamamlamak
iin,deminki szn tekrarlamaktan kendini alamadi:

- Kim bu mendebur herif?

- Dnyanin en fena adamiSik sik karsima ikiyor ve bana

Kiz, szn bitiremedi ve Selimin kolunu tekrar kuvvetle kavradi. Pusat, onun szlerinin
manasini anlayamamisti. nk o dakikada zihni, kizin szleriyle degil, sesiyle mesguld. Bu ses ,o ses
degildi. Ondaki rpertici ve esrarli ahenk bunda yoktu. Bunu kesin olarak bilince dikkatle ehresini
gzden geirdi. Gzel, fakat hibir hususiyeti olmayan bir yzd. Byle hususiyetsiz yz olan bir kizin
sesinde de bir fevkaladelik olamazdi. Selim birdenbire ona karsi bir nefret duydu ve iinden gelen onu
kolundan silkip atmak arzusuna glkle karsi koydu. Merhamet de duymuyordu. Eski zamanlardan
kalma bir aliskanlikla kendisinden yardim isteyen birisinin arzusunu yerine getirecekti. O kadar

Yryorlardi .Selim, korkunun ve korkagin her trlsnden igrendigi iin koluna bu yabanci kizin
yapismis olmasindan byk bir azap duyuyor, ruhunun yalnizliktan duydugu tatli rpertiyi bozan bu
mahlugu bir an nce evine gtrp birakmaktan baska bir sey dsnmyordu. Demin,isiginin altinda o
kiliksiz ve irkin adami grdkleri adami grdkleri lambaya varinca Selim Pusat etrafina bakinarak onu
aradi. Yoktu. Bu kadar kisa zamanda onun aksak adimlarla gzden kaybolacak kadar uzaklasmasina
imkan olmamakla beraber buna da hayret etmedi. Sert bir sesle:

- Nereye gidecegiz? diye sordu.

Kiz hala titriyordu. Eliyle nemli gzlerini silerek hafife glmsedi:

- Evim size pek uzak sayilmaz. Yabanci da sayilmaz. Beni hatirlayacaksiniz.

Cevap alamayinca devam etti:

- Ayse Hanimin talebesiyim

Selim, geit resminde selam vermek iin bas evirenlere yakisir sert bir hareketle ona bakti.
Birka saniye dikkatle szd. Sonra yznde bir istihza izgisi belirdigi halde sordu:

- Sakin o kahraman kizlardan biri olmayasiniz?

- Hangi kahraman kizlar?

Bu sual o kadar garip bir safiyetle sorulmus ve yabanci kiz, Selime yle bir hayretle bakmisti ki,
glmsememek elinden gelmedi ve sesinde aiga vurulan bir alayla:
- Isimlerinde telif zaafi olan kizlar diye cevap verdi ve o hala saskin bakislarla kendisini szerken
lambanin isigi altinda btn izgileri iyice grlen yzne dikkatle bakarak:

- Hayir! Aysenin tarifine gre onlardan biri olamazsiniz. nk siir kadar gzel degilsiniz, dedi.

Yrmekte devam ediyorlardi .Hala Selimin kolundan ikmamis olan kizin titremesi gemis, yerini hayret
ve merak kaplamisti. Hibir sey anlamamakla beraber bu szlerden hoslanmisti.

Selim Pusat birdenbire durdu. fkelenmisti. Son zamanlarda iine dstg ruhi bir hal ile byle
ani buhranlari, fkeleri, kprmeleri oluyor, kk bir kibritin byk bir barut fiisini parlatmasi gibi en
ehemmiyetsiz bir sebeple kizdigi ok grlyordu. Simdi yine bir an iindeki agrisimlarla o buhranli
noktaya gelmisti. Sert bir sesle:

- Liseli bir kiz, bu zamanda, burada, yapayalniz ne ariyor? diye sordu.

- Bana mi sylyorsunuz Selim Beg? Ben liseli degilim ki gretmenim

Selim yine hznl ciddiyetini takinmisti.

- Aysenin talebesi oldugunuzu sylemediniz mi?

- Eski talebesiyim. Ayse Hanim beni size tanitmisti. Birka defa da grsmstk.

Bu kizin Selim iin Aysenin eski bir talebesi olmaktan baska manasi kalmamisti. Bir takim kiz isimlerinin
birbirine karistigi hafizasini yorarak bunlarin arasinda semek ve onu kolundaki kiza yakistirmak sikici bir
isti. Sikintiya gitmedi:

- Adinizi syler misiniz? Dedi.


- Leyla Leyla Mutlak

Selim Pusat bir hayal kirikligi, hayir, hayal kirikligi degil, fenayi umarken iyiyi bulan insanin ruh hali iinde
yeniden kiz bakti. Bu hayal kirikligi, yahut bu ummadigini bulus nereden geliyordu? Kizin adindan mi?
Yine o garip kiz isimlerinden biriyle karsilasacagini sanmisti? Yoksa Sakin Acaba?..

Biraz nceki kadin sesi neler sylyordu? Selim birdenbire:

Mutlak seveceksin beni,bundan kaamazsin

misraini hatirladi ve yanindaki kizin Leyla Mutlak diye adini sylerken sesinden ykselen ahengi
mehul sesin ahengiyle birlestirdi.

Selimin iradesiyle durdular. Yz sertlesmis hatta biraz da heyecanli bir hal almisti. Leyla Mutlak
Mutlak seveceksin Mutlak Mutlak.

Bu ses o sesti. Zaten baska trl olmasina da imkan var miydi? Kizin gzlerinin iine bakarak:

- Deminki siiri bir daha okur musunuz? dedi.

Leylada karsisindaki adami garip bulan,fakat tabii karsilayan bir hal vardi:

- Hangi siiri?

- Mutlak seveceksin beni bundan kaamazsin, diye biten siiri

- Ben bu siiri bilmiyorum kiEdebiyati degilim.


- Zarar yok. Misrai tekrarlayin!

Leyla duraksadi ve Selime bakti. Selim sabirsizlandi:

- Akliniza hibir ihtimal getirmeden tekrarlayin: Mutlak seveceksin beni, bundan kaamazsin.

- Bir daha!

Misra tekrarlandi. Kizin yzne bakmadan dikkatle dinleyen Selim Hayir dedi ve Bu ses o ses degil
diye dsnd.

O halde demin Leyla Mutlak derken sesi teki sese nasil benzemisti? O siiri okuyan kadin
Leyla degilse kimdi? Selim Pusatin beyni bir anda karisti. Ruhunu sarsacak bir ihtilal baslamak zereydi.
Her zaman yaptigi gibi iradesini takindi ve aldirmamak itiyadini kullanarak sarsintiyi atlatti. Suurundaki son
menfi intibalari da silmek iin Leylaya sordu:

- Ne okutuyorsunuz?

- Tarih.

- Ne tarihi?

- Umumi tarih.

Selim Pusat her zamanki mstehzi halini almisti:

- Yani ocuklara masal anlatiyorsunuz.


Ihtisasina saygisizlik gsterilince Leyla degisti:

- Tarihi masal mi sayiyorsunuz?

- Tamamile!

- Nasil olur Selim Beg? Ben sizin meydan savaslari hakkindaki bir yazinizi okumustum.

- Bana seref vermissiniz. Insanlar gzleriyle grdkleri basit vakalari bile birbirinden ayri sekilde
anlatirken, vesika denilen kirintilarin yardimiyla binlerce yillik hadiseleri tesbit etmek iddiasi size ciddi
geliyor mu? Vesikalari birakanlarin aklindan,grs kabiliyetinden ve bilhassa vicdani ile namusundan emin
misiniz?

- Fakat metod? Tarih metodu?

- Metod dediginiz uydurmanin riyazi bir katiyeti var mi? Insanlar hem dogruyu bulmak hem de
aldanmak iin yaratilmistir. Hadiselerin kirk vehesi bulunduka ve insanlar kirkina birden nfuz
imkanindan mahrum kaldika gelip geen seyleri kendine dar erevelerinden grmekte devam
edeceklerdir. Krlerle filin hikayesini biliyorsunuz degil mi?

- O halde sizin meydan savaslariniz da birer dedikodudan, birer masaldan mi ibaret?

- Onun hakikati yle bir meydan savasinin gerekte veya tasavvurda yapilmis olmasindan ibarettir.
Yoksa o savasin gn de, askerlerin sayisi da,harbin yapildigi yer de, hatta bazen ordulara kumanda
edenler de yz kesinlikle belli degildir. Tarihin yari buuk hakikate yaklasan kismi askeri tarih oldugu
halde meydan savaslarinin bile mehuliyet perdesi arkasindan grldg muhakkaktir. Geri bir meydan
savasini anlatan eserler yazilir, krokiler izilir, harita zerinde o muharebenin hareketleri gsterilse de
bunun degeri nazari olarak o meydan savasinin orada anlatildigi sekilde cereyan etmis olmasina gredir. O
savas o sekilde olmayip da baska bir sekilde olsa yine kurmayin ondan alacagi bir ders vardir. Malazgird
Savasi 26 Agustos 1071 yerine 26 Mart 1761 de geseydi kurmay iin daha serin bir havada ve bazi
atesli silahlarla yapilmis olmasi gibi bir degisiklik gstermesinden baska ne fark olabilir? Kurmaylar iin
kitap ve harita zerinde, vaktiyle yapilmis muharebeleri incelemekle tamamen hayali muharebeleri
incelemek arasinda bir fark yoktur. Maksat onun beynini muhtemel durumlara gre isleri bir hale
getirmeye alistirmaktir. Askeri tarih bu bakimdan ehemmiyetlidir. nk tek ve byk sanatin, yani
askerligin hazirlayici ve yetistirici unsurlarindan birisidir. Kalaninin masaldan farki yoktur. Siz, tarih
gretmeni! Mesela Yildirim Bayezidin Harbde esir edilip esaret ldgne veya intihar ettigine emin
misiniz?

- Elbette eminim. Btn kaynaklar agiz birligi ile yazdiktan sonra.

Selimin yz istihfaf ve istihkarla degisti:

- Kaynaklar O kaynaklar agiz birligiyle benim de vatan haini oldugumu yazmislardi. Buna da
inaniyor musunuz?

ilginca bir fkeyle sylenen son cmle Leylayi rktmst:

- O baska Size iftira attilar

Selim sustu. Yeniden bir tedai silsilesiyle deminden beri beyninin iinde kurcalanan noktayi buldu:

- Sizi, birisiyle karsilasmak istemediginiz iin evinize gtrdgm biliyorum. Fakat tek basiniza
byle islak ve karanlik bir gecede amli Koruda dolasmanizin sebebini bilmiyorum.

- Muhakkak bir sebep mi lazim?

- Sphesiz

- Bu, sizi buraya getiren sebep gibi bir sey olamaz mi?

Selimin yznde yeniden bir istihfaf belirdi:


- Beni buraya getiren sebebi biliyor musunuz?

- Tahmin ediyorum.

* * *

Leylanin kapisina gelinceye kadar bir kelime konusmadilar

8. BLM

Selim o gece alisma odasinda muttarid adimlarla gezinmeye baslarken Leylayi da, siiri de tamamile
unuttu. Daha dogrusu iradi bir didinme ile Leylanin ve siirin beynindeki izlerini suurunun arkasindaki en
karanlik yere, daha nce gelisigzel yigilmis baska izlerin yanina atti.

Biraz nce Tosunu yatirmis olan Ayse masa basinda vazife tashih ediyordu. Kagitlari dikkatle gzden
geirip bazi kelime veya satirlarin altini renkli kalemle iziyor, okunmasi biten kagitlarin btnne bir defa
daha baktiktan sonra talebenin notunu koyuyordu. Besinci kagit mi, onuncu kagit mi ne, fazla dikkatini
ekti ve bir kizin byke ocuka bir yanlisi ile glmsedi:

- Selim, bak. Bir talebe ne yazmis!

Selim bir sey sylemeden gezinmesine devam ediyordu. Adeti byleydi. Ne yazmis? yahut Evet,
dinliyorum. demezdi. Ayse glmsemeye devam ederek anlatti:

- Orkun yazitlari hakkinda bir soru vermistim. Kizlardan biri ne yazmis, biliyor musun? Orkun
yazitlari on altinci asirda Gk Trklerin Cumhurbaskani Kl Tegin adina dikilmistir diye yazmis

- Gzel yazmis! Herhalde disisleri bakaninin kizi olacak


- Neden?

- Bu kadar siyasi olabilmek ancak onun harcidir.

Ayse hala glmsyordu:

- Sekizinci asir yerine on altinci asir diye yazmasa pek byk bir yanlis degildi ama

- Yine de byk sayilmaz. Nihayet bir kiz ocugudur ve ona gre mazideki sekiz asirlik fark
istikbaldeki bir gn kadar mhim degildir. Bir prensle bir cumhurbaskanini karistirmak da mazurdur. Onun
iin ehemmiyetli olan hayalindeki prenstir.

- Yani yarinki hayat arkadasi. Evlenecegi adam

Pusat hi ara vermeden geziniyor ve Aysenin yzne bakmadan konusuyordu. Ayse bu konusma
tatsizlasmasin diye sz biraz evirmeyi dogru buldu:

- Daha tuhafi var. Felsefe gretmeni anlatiyordu. Geen devrelerin birinde, Kant idealist midir, realist
midir sorusunu bir kiz Kant ne realisttir, ne de idealisttir, Kant Almandir. diye cevap vermis.

Pusat istihza ile Ayseye bakti:

- gretmen de buna glms, degil mi?

- Elbette.

- Ben gretmeni daha gln bulurum.


- Niin?

- nk idealist veya realist olmak Kanta baskalarinin yakistirdigi sifatlardir. Bu bakimdan sphelidir.
Alman olmak ise tabiatin ona verdigi kesin ve su gtrmez sifattir. Bu bakimdan kiz haklidir.

Ayse, susmak icab ettigini anlayarak sustu. Selim masasinin nnde durmustu:

- On altinci asirdaki Trk cumhuriyetini yaratan kizin adini syler misin?

- Inci Devrim.

- Tebrik ederim.

- Kimi?

- Ikinizi de

Ayse endiseli gzlerle bakti:

- Ikimizi de mi?Anlamadim!

- Onun soyadina sadakat gstererek verdigi cevap iin Seni de

- Beni de?..

- Bu hata kahraman kizlardan sadik olmadigi iin


Ayse mahiyeti belirsiz bir ferahlama ile glmsedi:

- Okudugum kagitlar onuncu sinifin kagitlari

Selim yine istihzaya basladi:

- Yaaa Onuncu sinif Orkun yazitlarini okursa son sinif kim bilir neler okur Degil mi?

Ayse bu bitip tkenmez alaylardan usan getirmisti. Fakat bir sey belli etmeden, en byk sabirla cevap
verdi:

- Son sinif Tanzimattan sonraki edebiyat tarihini okur ve gnmzdeki nevilerle mesgul olur.

Selim geziniyor:

- Edebiyat tarihiTanzimattan sonraki edebiyat tarihi Bunlarin yerine hakiki tarihi, ciddi tarihi
okutsaniz olmaz mi?

- Ciddi tarih mi? Yani?..

- Yani askeri tarih Meydan savaslari

- Kiz ocuklarina bunun faydasi ne?

- Kahraman anasi olmak!.. Hi olmazsa kahraman anasi olmayi istemek Sana soruyorum. Kl
Teginin adina dikilen tas parasi mi mhimdir, yoksa onun savaslari mi? O taslarin stndeki yazinin
lehesi mi ehemmiyetlidir yoksa Kl Teginin kendisi mi? Oglunu kahraman olarak yetistirdigini yazitlardan
grendigimiz o Umay gibi kadin, yani Kl Teginin anasi hi sphesiz edebiyat tarihi okumamisti. Ama
mazideki savaslari herhalde biliyordu. Yarinki su muhterem profesrn, yahut muhterem bakanin, yahut
muhterem cumhurbaskaninin ve hatta belki de muhterem baskumandanin bu sartlar altinda mevkiine layik
bir adam olacagindan emin misin?

Ayse konusmayi atigina pismandi. Zaten hep byle olurdu. Selimi daldigi mezar sessizliginden, yrek
paralayici hznnden ayirmak ve siyirmak iin bir konusma aar, fakat sonunda onun garip fikirleriyle
muhayyalesi tirmalanarak ve bazen kalbi kirilarak pismanlik duyar, stelik Selim de biraz ncekinden
daha agir, daha ciddi, daha vahim bir ruh buhranina gmlerek sonsuz sessizligine, sonsuz gezinmesine
devam ederdi. Yine yle oldu ve Selimin ne demek istedigini anlamayarak sormak mecburiyetinde kaldi:

- Hangi muhterem profesr veya bakan? Hangi sartlar?

- Muhterem Inci Hanimin yarinki ocugu Ve su muhtesem ders programi ile yetisen annesinin
ona verecegi terbiye

Ayse kocasiyla mnakasa etmeyi yalniz bir tek sebepten dolayi arzu ederdi. Bu suretle onun lm
sessizligine aralik verilir ve Selim sert tesbihler, kirici istihzalarla bir fikri savunurken geici bir zaman iin
hayata baglanmis olurdu. Fakat onu incitmemek sartti. Geri incindigini belli edecek bir tepki gstermezdi
ama Ayse onu anlardi. O zaman Selim daha sessizlesir, gezinmeleri daha uzar, ufka dalislari daha ok
srerdi.

- Inci ok iyi kizdir, dedi. Yalniz derslerini abuk kavrayamaz.

- Zaten sana gre dnyada kusurlu insan yoktur ki

- yle degil mi ya? Hukuk ilminin bas kaidesi: Beraat_i zimmet asildir.

Selim yz aci bir istihza ile degisti:

- Hukuk da mi ilim? Ne de ok ilim varmis Bu hukukun askerlige yardimci bir tarafi olmadigi
halde acaba ne diye ilim sirasina koymuslar?
Ayse glyordu:

- Selim, asirilik ediyorsun. Dnyanin btn niversitelerinde ilim diye okutulan ve Romalilar
zamanindan beri mevcut olan hukuku inkar etmek haksizlik olur.

- Eksik syledin.Romalilardan daha nce, belki yamyamlik aginda da hukuk vardi ve sphesiz o
hukuk, kendi apinda ve erevesinde simdikinden daha faydali ve adil bir messese idi. nk vicdana
ve adalete degil, sihirli ve semavi kuvvetlere dayaniyordu. Fakat o zamandan bugne kadar geen
tekaml devresinde hukuk yine bir sihir isi,hatta sihirbazlik isi olarak kalmistir.Hukuk ve ilimGln
yakistirma Ittifakla idam karari Yargitay bozdu Bu sefer ittifakla beraat Ayni su, ayni sanik,
ayni yargilar, ayni kanun kitabi ve nce idam sonra beraat Bu ne gzel ilim byle? Sen herhangi bir
yilin herhangi bir ayinda, yz derecelik isida kaynayan bir suyun, birka ay sonra ayni hararette
dondugunu isittin mi?

Aysenin glmseyisi yavas yavas kayboluyordu:

- Askerlik de yle degil mi? Mesela

Sz, Aysenin dudaklarinda kaldi ve sert bir Hayirla kesildi:

- Hayir!.. Askerlikte tek degismez kanun vardir: stn olan kazanir. stnlk maddi ve manevi
kuvvetlerin muhassalasidir. aldiran Savasinda Safevi ordusunun basinda Sah Ismail olmayip da Aksak
Temir bulunsaydi belki Safevi ordusu kazanirdi. nk Temirin zekasi ve kumandanlik vasfi, Safevi
ordusunun kefesine eklenince agir basacakti. Halbuki hukuk, mahkemede verilecek kararlarin muhtelif
hakimlere gre degisebilecegini kabul etmiyor. Karar adaletin sesidir diyor Hem, senin benden byle
bir konferans dinlemeye ihtiyacin yok Grdn Adaleti, hukuku, her seyi birlikte grdk Eger
unutmadinsa

Konusma bu sekle dklnce Ayse onun nereden basladigini unuttu ve syleyecek bir sz bulamadi.
Selim devam etti:

- Inci Hanim a gelince: Msaade et de onun iyi bir kiz oldugu hakkindaki hkm biraz sonraya
kalsin.
- Ben onu eskiden de tanirdim. Hocasi olarak, hakkinda bir hkm vermemi erken mi sayiyorsun?

- ok erken. Bir insan hakkindaki hkm ancak onun tabutu getikten sonra verilebilir.

Ayse itiraz etti:

- Yoo Bu biraz fazla ihtiyatkarlik olur. Tarihe geen sahsiyetler iin belki fikrin dogrudur. Fakat
herkes iin? Asla

Selim yine istihza ile glmsedi:

- Tarihe geen sahsiyetler iin lmden sonra bile kesin bir karar verilemez. nk zaman onlarin
degerini degistirebilir. Sizin bir sairiniz vardi, neydi onun adi? Hani sen anlatmistin. Vaktiyle edebi
evrelerde kmsenmis de sonra yirminci asirda birinci sinif bir sair oldugu kesfolunmus, sylesene
adini

- Yunus Emre!

- Evet, Yunus Emre. Kainci asrin adamiydi o?

- On drdnc asir baslarinda lmstr.

- Demek ki zavalli sair hakkinda dogru bir hkm vermek iin alti asir beklemek lazim gelmis.
Acaba on asir sonra anlasilacak insanlar yok mu? Acaba ebediyen yanlis anlasilarak yanlis hkm
giymeye mahkum bedbahtlar yok mu? Aksine, ilahlastirilan alaklarin bulunabilecegini kabul etmez misin?

Ayse kocasinin cosmaya baslamasindan korkuyordu. Skunetle coskunluk arasindaki mutedil noktayi bir
trl grenemeyen Selimi yatistirmak iin:
- Ifrat tarafi ikarilirsa fikirlerin hakikati ifade ediyor. Sen de kabul et ki, tarihte tamamiyle yanlis
anlasilmis insan pek yoktur,dedi.

Fakat artik onu yatistirmanin imkani kalmamisti. Grnsnde fazla bir heyecan yoktu . nk
heyecanini, kederini ve sevincini hareketlerle ve sesinin tonu ile belli etmezdi. Onu yalniz Ayse anlardi. Ne
zaman bir kederle lecek hale gelmistir, ne zaman heyecanla yregi duracak gibidir ve ne zaman korkun
bir melankoliye gmlmstr, bunlari yalnizca Ayse bilirdi. Iste yine cosuyordu. Hirsla ve kinle. fke ve
hinla kabarip tasan bir irmaga benziyor, bu duygularin tek grns de glmseyisinde belli oluyordu. Bu
onun tabii glmseyisi degildi:

- Demek tarihte tamamiyle yanlis anlasilmis insan yok, yle mi? Senin tarih dedigin hoparlr yalniz
imparatorluklarla meshur insanlarin degil,hakikatlerin de mezaridir. Ne yapalim ki, muhterem tarih bizatihi
mevcut degildir ve biz onu yine tarihin ocugu olan bir insanin agzindan dinlemeye mecburuz. Tarih,
insanlari; insanlar da tarihi yarattigina gre ebediyete kadar devam edecek bir fasid dairesinin iinde
kapaliyiz demektir ve tarihin bedbahtligi da kendisinin,menfaat grdkleri zaman en ilahi hakikati bile red,
inkar, tahrif, veya ihfa edebilen insanlar tarafindan hikaye edilmesindendir. Uzaga gitmeden, atirtilari hala
isitilen bir haileyi misal vererek fikrimi ispat edecegim: Ikinci Abdlhamit ok kt bir adamdir ve onun
sadrazami Said Pasa da istibdada alet olmus kt bir vezirdir, degil mi? Tarih byle yaziyor.

- Evet!

- Evet degil, hayir! Tarihin suuru ve vicdani olsaydi byle demeyecekti. nk tarih Sultan
Hamidle sadrazamini bize onlarin dsmanlari olan hrriyetperverlerin agzi ve gzyle anlatiyor ve esref-i
mahlukat sayilan, fakat hakikatte bir srden baska bir sey olmayan insanlar da bu sahane safsatayi kabul
ediyor. Acaba Sultan Hamidin gzyle tarih yazilsaydi hrriyetiler iin verilen hkm ne olacakti? Bu
hkmn dogrulugu ne malum diyeceksi. Suradan malum ki, Sultan Hamidin siyasi idamlar yapmadan
otuz yil ayakta tuttugu imparatorlugu hrriyeti takim siyasi idamlar, korkun istibdadlar arasinda ve on
yilda tasfiye ettiler. Simdi su kiyaslamaya gre daha baska neticelerde kendiliginden ikmaz mi? Hrriyet
kahramanlari ortaya firlamasaydi da Abdlhamid yerinde kalsaydi Balkan Harbi ikmayacakti. iksa bile
Abdlhamidin siyasi dehasi Balkanlilarin arasina tefrika sokacak ve belki birini kendine ekecekti.
ekmese bile memlekette hrriyet, yani partizanlik,yani hastalik olmadigi iin Trk ordusu normal
kuvvetleriyle ve tabii bir netice olarak Balkanlilari birka ayda yenecek ve Abdlhamid onlardan hibir
toprak almamak suretiyle Avrupanin gzn boyayarak Balkan muvazenesi bozulmadigi iin de, bu
muvazenenin bozulmasindan dogan Birinci Cihan Harbi ikmayacakti. Hem Trkiye hem de Avrupalilar
iin bu kadar felaketli neticeler doguran,adeta ahlaksizligin ve komnizmin temellerini atan Cihan Harbine
mani olmak az sey midir? Mantiki bir neticeler silsilesine dayanmak iin bunlari kabul etmesek bile
Osmanli Imparatorlugunu onun otuz yil yasatilmasiyla berikilerin kertilmesi, ikincilerin birinci hakkinda
verdigi hkmn sahteligini, glnlgn ortaya koymaya yetmez mi? Onlar ne feci mahluklardir ki hrriyet
ve adalet igirtkanligi ile srleri peslerine taktiklari halde is basina geldikten sonra istibdadin koyusunu ve
zulmn en hasini yaptilar. Iste bu feci mahluklarin grsyle yazilan, yani daha baslangita yanlis bir
hkmle ise koyulan tarih, Abdlhamidi ve onun veziri Said Pasayi hicvederse ben ona nasil inanirim?
Manzarayi iyi kavra. Biri kuruntulu, spheci, fakat ayni zamanda hamiyetli, vicdanli ve siyasi dehaya malik
bir kiral, bir imparator,Ikinci Abdlhamid. Zaafindan kendisinin sorumlu olmadigi koca bir lkeyi idare
ediyor. Otuz milyonluk bir mahser ki, iinde dinler, milliyetler ve ihtiraslar arpismakta ve dis alemin azgin
bakislari karsisindaki hakim unsurun sayisi te biri nisbetini bile doldurmamaktadir. Ikincisi,fikirlerinde en
ufak bir hafiflik olmayan ciddi, saglam muhakemeli, memleketin ilesi ve kahri iinde yetismis, uzagi gren
bir vezir, Said Pasa. Hayir, mesrutiyet girerse hakim unsurun Mecliste azlikta kalacagindan korkuyor.
teki disipline ve hiyerarsiye aliskin bir toplulugun bir basibozuk sarhoslugu arasinda muvazeneyi
kaybedeceginden rkyor. Netice? Netice meydanda: Kfrlerle ve iftiralarla yerin dibine geirilen iki
kisinin hakli oldugunu zaman ispat etti. Ya hrriyet kahramanlari? Onlar meydanda yok

Burada Selim Pusatin yz degisti. Kmsemekle igrenme arasinda bir ismizazla devam etti:

- nk onlar zaten yoktu. Onlar hibir zaman yoktu. nk yanlis ve yalan davalar daima parlak
gzkr . Fuhsun felsefesini yapmak, namusun mdafaasini yapmaktan daha kolay oldugu gibi

Ayse bunalmisti. Bu ekismenin nereden baslayip nerede bitecegini de kestiremez olmustu. Fakat kocasi,
basladiklari noktaya gelmekte gecikmedi:

- Artik bu kadar misallerden sonra Inci Hanim hakkindaki hkm sonraya kalsin dersem kabul
etmez misin? Insanlar okunmamis birer kitaptir. En basitleri hakkindaki hkm bile tamaminin okumasina
birakmali. Biraz derince olanlarin ise,iyice okunduktan sonra zerinde az veya ok dsnmek lazim.

Sustular. Ayse kagitlara bakiyor, fakat tashih etmiyordu. Iinden Yarabbi! Bu adam niin byle ? Artik
hi degismeyecek mi? Ne yapmali da onu biraz degistirmeli? diye dsnyor ve Selim gezinmesinde
devam ediyordu. Kitapliktan Moha seferine ait bir cilt ekerek ati. Bir iki yerine bakti ve meseleyi
kapanmis sanarak yeniden vazife tashihine baslamak zere bulunan Ayseye dnd.

- Kanuni Sultan Sleyman hakkindaki fikrin nedir? Edebiyati olmak dolayisiyla belki bunun
zerinde durmadin. Duranlarin dsncesi nedir? Niin btn yaptiklari hakkinda ayni bilgiye sahip olan
insanlar onun zerinde zit fikirler yrtyor? Oglunu ldrttg iin zayif midir? Kanun ve nizam adami
oldugu iin byk mdr? lkeler aldigi iin kahraman midir? O serseri ve dalkavuk devsirmeyi
ykselttigi iin alalmis midir? Gryorsun ki, tarihin isildaklari altindaki bir adam iin bile,lmnden beri
asagi yukari buuk asir getigi halde degismez hkm verilemiyor. nk herkes her hadiseyi yalniz
kendi grs noktasindan seyrediyor. Acaba kahraman sehzadesini ldrmekle hakli degil miydi? Hurrem
Sultan a esir olmasi tabii sayilmaz miydi? Devsirme Ibrahimi nce ykseltip sonra idam ettirmesinde
yksek bir devlet politikasi yok muydu? Bunlar o kadar dsnlmyor
Selim son cmlelerini sylerken Ayse dikkatle onun yzne bakiyordu. Selimin sesi bir tuhaflasmisti.
Hakli degil miydi,tabii sayilamaz miydi, yksek bir devlet politikasi yok muydu? derken ciddi mi
syledigi, yoksa alay mi ettigi belli degildi. Kanuni muhtesem bir kiral, bir imparator oldugu iin Selimin
onunla eglenmeyecegi muhakkakti. yleyse ne oluyordu? Bu, simdiye kadar Aysenin onda grmedigi
bir haldi. Vazife tahsisi isini bir tarafa birakmisti:

Selim, dedi. Hadiselerin en deruni saikleri hibir zaman anlasilamayacaktir. Bunlari anlamak iin insan
ruhunun o pek aprasik mekanizmasini iyice bilmek lazim. Bu da kabil olmadigina gre her hadisede
bizce mehul taraflar bir ukde olarak kalacaktir. Insanlar ve hadiseler hakkindaki hkmlerimiz btn bu
mehullerin halline birakirsak hibir hadise anlasilmayacak demektir. Mutlak olarak sunu iddia

Aysenin sz yarida kaldi. Selim mutlak kelimesini isitince arkasini duymadi ve ona bakarak adeta
azarlar gibi:

- Mutlak mi? Diye sordu.

Ayse bir sey anlamamisti:

- Evet. Mutlak?, diye cevap verdi.

Selim bir anda Leylayi da, karanliktaki mehul kadin sesini de hatirladi ve unutmus oldugu halde
birdenbire gnlne yeniden dogan misrai iinden tekrarladi:

Mutlak seveceksin beni,bundan kaamazsin!..

9. BLM

Ertesi aksam, hava yagmurlu ve rzgarli olmadigi halde, Selim Pusat iinden gelen bir drtyle yine amli
Koruya gitti. Gnlnde dayanilmaz bir ibtila duyuyordu. Karanliktaki mehul kadin sesini isitmezse,
muayyen zamanda morfin bulamayan hastalarin tutulacagi buhran gibi ruhi bir sarsintiya ugrayacagini
biliyordu. Neticeye bakan ve teferruata kamayan asker kafasiyla karanliktaki seste bir gayritabiilik
bulmuyor, fakat bundan kimseye bahsolunmayacagini gayet iyi anliyordu. O ses, o esrarli ses Selimi bir
defa daha kendinden geirmisti. Selime azap veren sey, o kendinden geisin zamanini hatirlayamamakti.
Zihnini bununla yorarken sakaklarindan asagiya dogru anlatilmaz bir seyin indigini ve beyninin iinde ince
ve rseleyici bir seyyalenin dolastigini seziyordu. Bu dolasma sirasinda zaman zaman kafasinin iinde bir
yer aydinlanir gibi oluyor, mehul sesi tanimasina ramak kaliyor,sonra yine karanlik basarak Selim
Pusatin iinde derin bir aci birakiyordu.
evresini grmeyerek yrrken birdenbire kendisini dn aksamki tahta kanepenin nnde buldu ve
istigrak halinde oturarak havanin biraz daha karamasini,mehul kadin sesinin esrarli ve emreden sesiyle
konusmaya baslamasini bekledi. Fakat daha bir dakika gemeden yaninda isittigi tikirti ile basini evirince
sirasinin teki ucunda Leylanin oturdugunu grd ve hayal kirikligi ile arzu arasinda bir tereddd
geirdikten sonra memnuniyetsizligini yendi. Leyla glmsyordu:

- Bu aksam da geleceginizi biliyordum Selim Beg, dedi ve bunu sylemesiyle istihza tufanina
bogulmasi bir oldu:

- Maziyi bilmek olan tarih, demek sizde gelecegi de bilmek kabiliyetini gelistirmis.

- Alay etmeyin. Geleceginizi tabii bir netice olarak biliyordum. Saatin sekizden sonra dokuz
olacagini daha nceden nasil biliyorsam,bunu da byle biliyordum.

- Bazen mnasebetsiz bir el saati geriye alabilir. O zaman sekizden sonra dokuz degil, yedi gelir.

Bu aksam Leylada baska trl bir hal vardi. O da alaya basladi:

- Fakat siz, hibir mnasebetsiz elin uzanamayacagi bir saatsiniz.

Selim sert sert bakti:

- Byle giderse o el siz olabilirsiniz

Leyla Mutlak kizmadi, alinmadi. Glmsyordu. Suh denecek bir nese iinde Selime bir seyler anlatiyor,
hatta eski dostlara yarasan samimi bir tavir takiniyordu. teki, sylenenlerin manasini kavramaktan
uzakti. Yalniz Leylanin sesini dinliyor,diledigi kelimelerin bazi hecelerindeki seslere takilarak bunlari dn
geceki sesle mukayese ediyordu. Ne kadar zaman geti, farkinda degildi.
Leylanin sustugunu grnce:

- Her zaman bu sesle mi konusursunuz?, diye sordu. Gen kiz dn geceyi hatirladi:

- Dn de bana byle garip sualler sormus ve bir siir okutmustunuz. Beni birisine mi
benzetiyorsunuz?

- Kendinizden baska kimseye benzemediginiz muhakkak. Yalniz

Pusat birdenbire sustu. Leyla biraz daha yakina geldi ve ayni suh eda ile:

- Galiba sizi buraya getiren meseleye yaklastik,dedi.

Selimi glge gibi takip eden istihza kaybolmus, yerine glgeden daha yakin bir sey, bizzat kendisi
diyebilecegimiz bir hal, hzn gelmisti. Kararan gge baktiktan sonra:

- Bu gece o aksak mendeburun karsiniza ikacagindan korkmuyor musunuz?, diye sordu.

Leyla glyordu:

- Yanimda siz varsiniz.

- Bana o kadar gvenmeyin.

- Neden?
- Insanlar gvenilmeye layik degildir.

Leyla suh bir eda ile gld ve hznl gzlerle ona bakan Selim, yanindaki gen kizin cidden gzel, hele
glerken ok daha gzel oldugunu fark etti.

- Insanlarin ogu belki gvenilmeye layik degildir. Fakat sizSelim Pusat Size gvenilir.
nk siz, baska hibir sey olmasaniz bile kirallik taraftarisiniz!..

Selim hayatinda pek seyrek sasirirdi. Herkesin hayretten dondugu nice zamanlarda onun buz gibi
kayitsizlikla hayretleri zerine ektigi ok grlmst. Fakat simdi bu gen kizin szleri onu birdenbire
saskina evirmisti. Bununla beraber o bir kurmaydi. Sasirmasi uzun sremezdi. Bir darbe yiyen usta bir
mubariz gibi derhal mukabil darbeyi savurdu:

- Hanimefendi (kizdigi zaman byle hitap ederdi)! Ben sizin hakiki mesleginizi gretmenlik
saniyordum. Stratejik basariniza diyecek yok. Fakat tabiyede acemisiniz!..

Leylanin gler yz birdenbire kederle degisti. Sesinde ili bir elem titredigi halde Pusata bakti:

- Yaniliyorsunuz Selim Beg, dedi ve yere bakarak ilave etti:

- Beni ok kirdiniz.

Selim kendisini kiranlara karsi tepki gstermedigi gibi kirdiklarina da aldiris etmezdi. Fakat simdi bu gen
kizin kederinde bir gzellik, bir sahanelik vardi. Erkeklerin, bilhassa romantik erkeklerin tahayyllerindeki
prenseslere benziyordu. Af dilememek prensibi olmasaydi onun gnln almaya alisir, hatta tarziye de
verirdi. Fakat tarziye vermek, yani geri dnmek Bu, onun yapabilecegi sey degildi. Tekrar dikkatle ona
bakti ve Iki sahsiyetli kiz diye dsnd. Sesi nasil zaman zaman iki ayri insanin sesi oluyorsa, yznn
manasi da iki ayri insani gsteriyordu. Dn geceki hususiyetsiz kizla bu simdiki mana dolu kizin ayni insan
olmasi inanilir sey degildi.

Selim Pusat da btn insanlar gibi kendisini biraz yanlis ve eksik taniyordu. O, yalniz kuvvete saygi
gsterdigini sandigi halde gzellige karsi da ayni hrmeti beslediginin hi farkinda degildi. Askerlikte
kuvvet birbirini tamamlayan iki sey oldugu iin Selim kuvvete deger veriyor ve gzelligi de askeri
kabiliyetin, meydan savaslarinin grnsnde ve yapilisinda buluyordu. Kadin gzelligi bunlarla ilgili
olmadigi iin ondan ancak bir erkek olarak zevk aldigini zannediyordu. Fakat yaniliyordu. Hem de ok
yaniliyordu. Selim,kadin gzelliginden zevk aliyor degil, bu gzellige saygi duyuyordu. Ancak onun ruhunu
dolduran askerlik baska her seyi o kadar ezip kirmisti ki, kadin gzelligine karsi olan duygulari da kalbinin
derinliklerine sinmis ve artik kendisi de bu hissinin varligindan habersiz yasamaya alismisti. Bu yzden
simdi yani basinda duran kederli kizin sahane gzelligi karsisinda duydugu saygiyi merhamet saniyor ve
onu kirmis oldugu iin gnln almak lzumunu duyuyordu. Bu istekle:

- Yryn! Sizi evinize gtrecegim, dedi.

Leylanin bakislari hala yere sapliydi. Yavas yavas gzlerini kaldirarak Selim Pusata bakti. Kendisini
sasilacak kadar asil gsteren garip,essiz bir hznle:

- Size sikinti vermezse ok memnun olurum, diye cevap verdi.

Konusmadan yrmeye basladilar. Selim bir eksiklik hissediyordu. Birka adim sonra bunun ne oldugunu
kesfetti ve kendisine kizdi.Dn gece oldugu gibi kizin yine koluna girmesini beklemisti. Bu hayali,yahut
daha dogrusu bu midi attiktan sonra Leylanin yzndeki gzelligi seyretmeye daldi. Bunu, Leylaya hi
bakmadan yapiyordu. Bakmadan grmesini iyi bilirdi.

Iinde Leylaya karsi anlasilmaz bir yakinlik duyuyordu. Bu bir sevgi, yahut kadin gzelligine karsi
duyulan bir ilgi degildi. Selim bunu merhamet sandigi iin kendisine ierliyor, fakat bu garip yakinliktan da
bir trl kurtulamiyordu. Byle dgmlenmis hisler arasinda onu evine kadar gtrd. Mutad veda
kelimelerinden baska bir sey konusmadan ayrildilar.

Selim iin artik bu gecenin manasi kalmamisti. Esrarli kadin sesini duymak iin geldigi halde Leylaya
karsi anlasilmaz bir his duyarak dnyordu. Beyni bu mnasebetler zerinde yorulurken birdenbire durdu
ve irkildi. Gzleri sert bakislarla karsiya dikildi ve kaamakli sekilde evresine bakindi. Hayret!.. Eve
dnmek zere Leyladan ayrilmisti ve eve dogru gittigini saniyordu. Halbuki hi farkina varmadan tekrar
amli Korunun yolunu tutmus ve Korunun kiyisina, byk lambanin altina kadar gelmisti. Ancak,
Selimi sasirtan ve irkilten sey farkina varmadan buraya gelmesi degil, dn geceki mendebur herifi
karsisinda bulmasiydi. Simdi, biraz da Leylayi kirmis olmanin verdigi fkeyle bu irkin ve igren mahluka
ikismaya, hatta onu tepelemeye hazirdi. Bu dsnceyle daha sertlesen bakislarini israrla ona dikmis ve
agir oldugu kadar azimkar adimlarla yrmeye baslamisti. Fakat arzusunu yerine getiremedi. nk
teki, Selimin yaklastigini grnce berbat bir glsle gld ve zelilane bir sekilde egilerek onu selamladi.
Aksakligindan baska hafife kanbur oldugunu da grerek aciyacak yerde bsbtn igrenen Pusat onun
ipil ve riyakar gzlerine bakarken, Leylaya takilan bu miskinin yasini anlamak iin dikkatle yzn
szd. Ne tuhaf! Bu mendebur yaratigin yasini anlamaya imkan yoktu. Selim dogrudan dogruya maksada
ve hedefe yryen askeri mizaci ile ona Ka yasindasin miyminti mahluk? diye soracakti. Fakat miyminti
mahluk Selimden atik davranarak:

- Geceniz hayirli olsun Selim Beg, dedi ve tekrar egildi.

- Sen beni nereden taniyorsun?

Bu szler fke ve tahkirle sylenmisti. Selim Pusat,mendeburun zerine atilmak zere idi. Kck bir
sebep, bahane, firsat bu sinir bozucu herifi yere sermeye yetecekti. Fakat o her hakareti kabul eden bir
tavirla yine glmsedi, egildi ve:

- Shretiniz dolayisiyla sizi tanimamaya imkan var mi?, diye cevap verdi.

Selim btn dikkatini karsisindaki adamin yzne yneltmisti. Bu yz, yipranmis bir gencin yzne oldugu
kadar, gen kalmis bir ihtiyarin yzne de benziyordu. Fakat sasilacak kadar irkin bir grns vardi.
Insana istemeksizin tiksinti veriyordu. O kadar igrenti ki, Selim, bu ehreyi tasiyan adama, temasin
verecegi byk tiksinme dolayisiyla el kaldirilmayacagini derhal anladi ve askeri bir eda ile sordu:

- Kimsin? Adin ne?

Adam, riyakarlikla hiylenin btn hususiyetlerini tasiyan ehresinde trl ismizazlar olarak hafife egildi:

- Yek efendim, Yek bendeniz

Bu Yekten Selim bir sey anlamisti. Herhalde bu herif yalniz soyadini syleyen bir asrilik dsknyd.
Sesini ykselterek:

- Bu sama soyadini birak da asil adini syle, dedi.

teki yine hafife egildi ve biraz glmsedi:


- Bendenizin ayrica bir soyadim yoktur efendim. Adim, soyadim, hepsi Yek

- Yek mi? Sen Acem misin?

- Ya nesin?

- Bendeniz ayrica hibir millete mensup degilim. Sadece Yekim.

Selim Pusat kizmisti:

-Serseri! Milliyetsiz adam olur mu?

Yek riyakar bir tavirla ellerini ogusturdu:

- Yasamak iin muhakkak bir millete mensup olmak mi lazim, Selim Beg?

- Elbette. Hayvanlarin milliyeti olmaz!

- Ne ikar efendim? Insan, hayvan Hatta ot ve camadHepimiz ayni kkten gelmiyor muyuz?

Selimin yz fke ve istihza ile karisti:

- Ne derin fikirler!.. Fakat bugnn gerekleriyle bagdasmasina imkan yok. Milletler olmayinca
birbiriyle arpisacak ordulari nasil kuracaksin? Bir tarafta insanlar, bir tarafta da otlar veya madenler mi
bulunacak?
Yek, Selimi ileden ikaracak kadar riyakar olan egilimlerinden birini daha yaparak cevap verdi:

- Ordular kurup arpismak iin bir mecburiyet yok ki Selim Beg! Bu dnyanin nimetlerinden bol bol
faydalanmak dururken neden ordular kurulsun? Neden kanlar dklp kahramanlar topraga serilsin?

- Ya ne yapilsin?

- Yasansin efendim, yasansin

Selimin ne kadar igrendigi yznn izgilerinden ve bakislarindan belli oluyordu. Karsisinda yalniz yz
degil, dsnceleri de igren bir soysuz vardi. Ancak zevki dsnen, kutlu bir sey tanimayan soysuzlardan
biri

Hem hakaret, hem de alay dolu bir eda ile cevap verdi.:

- Evet yasansin Ciddi maksatlar kaybolsun. Yalniz eglenilsin ve kudurmus kart kpekler, zevk
felsefesi ugruna torunu yasindaki kizlara sarkintilik etsin, degil mi?

Yek, Selim Pusatin hakaret dolu szlerini bile skunet ve saygi ile dinliyordu. Hilekar gzlerinde garip
bir isilti vardi:

- Yaniliyorsunuz Selim Beg, dedi. Beni o gen kizin yaninda grmeniz size yanlis hkm
verdirmesin. Ona bsbtn baska sebeplerle yaklasiyorum.

Selim glmsemeye basladi:

- Kim bilir ne yksek ve insani maksadlarin vardir. Fakat ne are ki, o cahil kiz bunu anlamiyor.
Bilhassa senin kadar yakisikli bir erkegi reddetmekle neler kaybettiginin farkinda degil
Selim bunu syleyerek kisa ve tok bir kahkaha atti. Nefret ettigi zaman duygusunu byle ifade ederdi.
Yek, basini sallayarak cevap verdi:

- Benim grdklerimi gren, ektiklerimi eken kim olsa bana benzerdi.

Bu szler Selimi lzumundan fazla ciddilestirdi. Yksek bir sesle:

- Neler ekti?, dedi. Ordudan mi kovuldun? Sana vatan haini mi dediler? Seref gibi bir arkadas mi
kaybettin? Ne oldu?

Yek glmsyordu:

- Hayir Selim Beg! Bunlarin hibiri degil. Dsncelerimiz aykiri oldugu iin bize keder verecek
seyler baska baskadir. Byle oldugu halde iimde baskalarinin anlayamadigi byk zntlerin birikmesi
ve insanlarin beni oldugumdan daha kt taniyarak daima lanetle anmasi az sey midir? Insanlar acayip
yaratiklar. Bir seyi bir defa nasil bellerlerse sonuna kadar yle gidiyorlar. Artik hibir sey onlarin gzn
amiyor. Beni bir kere fena tanidilar. En byk hakikati syledigim zaman da inanmiyorlar. Siz de gerek
btn maziniz ve bilhassa basinizdan geen mahkemedeki szleriniz dolayisiyla dogru bir insan olarak
tanindiniz. Artik gnn birinde bir yalan syleseniz bile kimse buna ihtimal vermez. Hatta yalaniniz ispat
olunsa da yine inanmazlar. Yanlislik derler. Isin iinde is var derler. Fakat Selim Pusat yalan syledi
demezler. Insanlarin sik sik Gzmle grsem inanmam dediklerine dikkat etmissinizdir. Bu ne demektir?
Insan gzyle grdgne de inanmayacaksa grmenin manasi kalir mi? Bu dogrudan dogruya ilk inanca
sadik kalmanin neticesidir. Yani insanlar bir nevi hastadir

Pusat yine alayla glmsedi:

- Meger sen ne muhtesem filozofmussun. Ama neyleyeyim ki, oturup eser yazmak, insanlari
aydinlatmak dururken bunu yapmiyor da kendi prsk gnln aydinlatmak sevdasina kapiliyor, bunun
iin de gen ve gzel bir kiza musallat olup kendini bsbtn kepaze ediyorsun Btn insanlara birden
Ilk inanca sadik kalma hastaligi teshisi koyan nl filozof, acaba kendisinin bu igren hastaligina ne ad
takiyor?

Yek yine ayni riyakar tavirla egildi:


- Yaniliyorsunuz yzbasim! Ask her ne kadar yas diye bir engel tanimazsa da ben Leylaya bir ask
iin degil, bsbtn baska ve asktan daha ciddi bir mesele yznden sokulmaya alisiyorum. Fakat ne
yazik ki

Selim,onun szn siddetle kesti:

- Aski ciddi bir mesele saydigina gre ne kiratta adam oldugun anlasiliyor. Leylaya bahsetmek
istedigin asktan daha ciddi bir mesele de sphesiz evlenmedir. Dogrusu bu yas ve bu suratla da ona
fevkalade yakisirsin

Yek yine egildi:

- Yasi karistirmayin yzbasi beg. Siz de kendinizden yirmi bes yas kk bir kiza asik olabilirsiniz.
Pusat, bu szler zerine fkeli ve alayli bir bakisla bakarken Yek, szlerini syle bitirdi:

- Ve olacaksiniz da

Selimin alayli sesi inladi:

- Sen ne cevhermissin! Ask ve felsefeden baska gelecegi kesfetmek ilmine de mi vakifsin? Bu


hezeyani hangi fal kitabinda grdn? Yahut hangi ingene karisindan grendin?

Yek sasilacak derecede ciddileserek cevap verdi:

- Hibir fal kitabinda okumadim.

- Ya nereden biliyorsun?
Yek, Selim Pusatin yzndeki btn istihza izgilerini silen bir sogukkanlilikla:

- Levh-i Mahfuzda okumustum, diye karsilik verdi.

Birka saniye bakistilar. Pusat anlamisti. Bu kambur mendebur deliydi.

Selimin fkesi kabarmaya basliyordu:

- Leylaya da Levh-i Mahfuzda grdklerini mi anlatmaya alisiyordun?

- Hayir!

- Ya ne sylyordun da kizcagizi rktyordun?

- Ben kimseyi rktmem. rktmek elimden gelmez.

- Ama o rkyordu.

- Szlerimden degil, zevkinin ve heyecaninin byklgnden rkyordu.

- Kim bilir ne bilmedigi seylerden bahsediyordun!

- Hayir! Bildigi seylerden bahsediyordum.

Selimin gzleri simseklendi:


- Budala! Insan bildigi seyi baskasindan duyunca rker mi?

Yek ok sakindi. Glmseyerek egildi.

- Bildigi seyden degil, tavsiyelerimden rkyordu.

- Ne tavsiye ediyordun?

- Harekete gemesini

Selim her saniye fkesi artarak kinli gzlerle bakarken Yek szlerini tamamladi:

- Leyla Mutlak tahtin varisidir!

Selim Pusat, bu snepe deliye daha fazla tahamml edemezdi. ilginca bir fkenin verdigi kuvvetle
nlerindeki tahta kanepeyi kaldirarak korkun bir hizla kafasina indirdi. Ayni anda btn sehirde isilar
kesilmis, ortalik zifiri karanliga gmlmst. Yekin byle bir vurus altinda sag kalmasina imkan yoktu.
Pusat, tekrar yanan elektriklerin isigi altinda kanepenin paralandigi yere bakti. Yekten eser yoktu

10. BLM

Ayse Pusat kocasindaki endise verici degisikligin sebebini anlayamamisti. Selimin bu durumu hibir
zaman iyiye dogru gitmiyordu.ama bu derece hizli bir degisme de simdiye kadar grlmemisti. Disaridan
grdg sey sadece fkeli bir susustu. Bu susma o kadar korkun bir hal almisti ki, Ayse sormadan sz
sylemiyor,dakikalarca gzlerini bir yere dikerek kipirdamadan durdugu oluyordu. Bunlar iyi belirtiler
degildi. Fakat bir taraftan da o kadar enerjik ve mcadeleci bir hali vardi ki, bir ruh ve akil hastasinda
bulunmasina imkan yoktu.

Ayse, yalnizlik insani yipratir diye dsnyor, Selimi yalnizliktan bir kurtarabilse, bazi kimselerle
hasir nesir edebilse bu hzn ve aiga vurulmayan fkeden onu siyirabilecegini saniyordu. Selim,
hoslanmasa da yine esinin tekliflerini reddetmezdi. Ayse buna gvenerek:

- Selim! Yarin hem arkadaslarim, hem de talebelerim gelecek. Seninle de tanismak istiyorlar.
Kabul edersin degil mi? Diye sordu.

Selim, dzensiz birlik grms subay gibi bakti:

- Arkadaslarin gretmen mi?

- Evet.

- gretmenlerle grencileri ayni zamanda agirmakta bir disiplin mahzuru yok mu?

Ayse sefkatle glmsedi:

- Neden mahzur olsun?

- Nedeni var mi? Kumanda edenlerle edilenler ayni odada oturup hosbes ederse bundan bir
laubalilik dogmaz mi?

- Biz asker degiliz ki. Bizde kumanda eden veya edilen diye bir sey yok ki? greten ve grenen
var. Ders disinda talebelerimizle pek samimi sekilde konusur, hatta dertlesiriz bile. Laubalilige kamak
istidadi gsterenleri de usul ile uyaririz.

Pusat, bir memnuniyetsizlik ifadesiyle:

- Bunlar basibozuk dsnceler, diye sylendikten sonra,talebelerin herhalde su kahraman kizlar


olmali, diye ilave etti.
- Evet onlar. Arkadaslarim da fizik ve tarih hocalari.

Tarih hocasinin gelecegini duyunca Selim garip bir rperti duydu. Bir an iin gzlerinin nnden
Leyla Mutlak geti. Sonra her zamanki gibi iine gmlerek:

- Peki, dedim. Tanisalim.

* * *

Ertesi gn kapi alindigi zaman Pusat, oglu Tosunla konusuyor, onun ocuka sorularina yari
saka yari ciddi cevaplar veriyordu. Zil sesini isitince onu kucagindan indirerek:

- Kahramanlara saygi gsterelim oglum, dedi.

Yanilmamisti. Ayse, odaya kizla beraber giriyordu. Selim, sokakta ve vasitalarda grdg
irkin ve bayagi kizlardan o kadar bezmisti ki, birden bire karsisinda tane gzel ve kibar duruslu kiz
grnce ferahlamis ve onlar iin Siir kadar gzel diyen esine iinden hak vermisti.

Ayse, neseli bir sesle:

- Sana talebelerimi takdim edeyim, diye sze basladi. Fakat Selim takdime mani oldu:

- Ben onlari taniyorum

Ve ellerini sikarken ilave etti:

- Hocaniz sizi bana ezberletti..


Bununla beraber Selim Pusat siir kadar gzel kizlarla hi ilgilenmemisti. Leylanin gelmesini
bekliyordu. Kizlar da az konusuyor, Ayseyi dinliyor ve Selimi tetkik ediyorlardi.

Zilin yeniden almasi onda garip bir duygu yaratti ve Ayse misafirleri karsilamak iin odadan
ikarken:

- Tarih hocaniz nasil bir kadindir? Diye sordu.

Kizlardan birden glmsedi. Bu glmsemelerde, evresine nese saan bir insanin


hatirlanisindaki hususiyet vardi. Gntl cevap verdi:

- ok iyidir efendim. Dersini ok iyi gretir. Fakat zavalli ok bedbaht. Kisa araliklarla kardesini,
kocasini ve ocugunu kaybetti.

Selim bir an daldi. amli Korudaki bu yalniz dolasmalar gen bir dulun avunmasina mi isaret
diye dsnd. Disaridan glsme sesleri geliyordu.

Pusat hemen igneleyici tavrini takinmisti:

- Bu kahkahalar byk bir kederin ifadesi mi oluyor?

Gen kiz hayretle bakti. Bakislari gzel ve tesirliydi. Fakat Selim bunun farkina varmadan
gretmen hanimlar ieriye girdiler. Selim,kapiya sert bir nazar firlatti. Leyla Mutlak yoktu. Aysenin sesi
Selimin zihnini kargasaliktan kurtardi:

- Fizik hocasi Leman Pinar Tarih hocasi Kadriye Kozanli

Selim aradigini bulamamisti. Oturdugu yerde Leylayi dsnyor,konusulanlari dinlemiyor,


sorulanlara tek kelimeyle cevap veriyordu. Onu yine daldigini,konusulanlari duymadigini Ayse anlamisti.
Kadriye Kozanli pek neseli bir kadindi. Belki de geirdigi felaketlerin verdigi kalenderlikle byle zoraki
sekilde nese yaratir olmustu. Bu dnyada herkes bir yol tutturmus gidiyordu. Bu talihsiz kadin herhalde
mihneti kendine zevk etmekte bir teselli bulmustu. Mecliste en ok konusan oydu. Vakalar,fikralar
anlatiyor, dinleyenleri gldryor, kendisi de glyordu.

Selim bir aralik kendisini zorlayarak konusulanlari dinlemek istedi. Umumiyetle dersler, mektep,
mektep hatiralari zerinde geen szlerin hibir ekici tarafi yoktu. Fakat su da vardi ki,kizlar
gretmenleri karsisinda ok saygili idiler. Bu hal, Selim Pusatin hosuna gitti ve yeniden dsncelerine
dalmak zere iken, gretmenlerin konusmalari arasinda, Gntlnn kendisini seyretmekte oldugunu fark
ederek gzlerini ona evirdi. Bu kiz taniyordu. Fakat nereden? Iste yine o garip ve anlasilmaz sikintiya
dsyordu. Kendisine bakan bu yesil gzler hi de yabancisi olmadigi halde asinaliginin ok eski, tasavvur
olunamayacak kadar eski bir zamanda olmasi intibai Selimi ileden ikariyordu. Gntl, btn odayi
kaplayan kitaplari isaret ederek:

- Hepsi askerlige mi ait? diye sordu.

Selim bu soruyla birdenbire canlandi:

- Baska ne olabilir ki?.. Tabii, hocanizinkiler mstesna

- Askerligin disinda hibir seyle ilgilenmez misiniz?

- Askerligin disinda kayda deger bir sey var midir?

Gntl mahcup ve tatli bakislarini Selime dikerek sustu. Nurkan sordu:

- Mzik de sizi ilgilendirmez mi?

- Askeri mzigi ok severim.


- Yani?

- Marslari

Pusat tok ve keskin konusuyordu. Aydolu, gzlerinden ziyade dudaklariyla glmseyerek sze
karisti:

- Nurkanin piyanosunu dinlerseniz fikrinizi degistirirsiniz saniyorum.

- Nurkan Hanim mars almaz mi?

- Mars da alar, ama ondan bir defa ardasi yahut Karmen Silvayi dinlemezseniz yazik olur

Gntl, gzlerini kitaplara dikmisti. Basini evirmeden:

- Nurkan, Eski Arkadaslar Marsini da ok gzel alar, dedi. Herhalde bu marsi ok seversiniz.

Selim, kendi gizli veya hususi dsncelerini, zevklerini, isteklerini,bilenlerden hazzetmezdi. Alayli
bir tavirla sordu:

- Keramet sahibi misiniz?

Gen kiz gzlerini kitaplardan evirerek Selim Pusata bakti:

- Keramet degil, istihra, dedi ve aikladi. Asker oldugunuz iin marslari seviyorsunuz. Marslar
arasinda tercihiniz de sphesiz bestelerine ve isimlerine gre olacaktir. Eski Arkadaslar isminde bir
gzellik oldugunu kabul etmiyor musunuz? Eski Arkadaslar denilince aik veya silik birok hatiralariniz
canlanmiyor mu? Arkadasligin en zls askerlikte olacagina gre sizin gibi firtinali bir hayat yasamis bir
askerin bu kelimelerden ve bu marstan zevk almasina imkan var mi?
Selim Pusat bu szlerde kendisine medyan okuma oldugunu vehmetti. Fakat bunun zerinde durmayarak
kizin gzlerine daldi. Bu gzleri nerede grms oldugunu hatirlamaya alisiyordu. Bakislarini, kizin hem
munis, hem de yirtici gzlerinden ayirmayarak:

- Soyunuzda, akrabanizda hi asker var mi? Diye sordu.

- Yok! Yalniz kardesimin deniz subayi olmak ihtimali var.

- Neden kara subayi degil de deniz subayi?

- Deniz subayligi daha eglenceli, daha hos

Selim Pusat birdenbire parladi:

- Askerligin bir eglence meslegi oldugunu da hocalarinizdan mi grendiniz? Eglence arayanlar subay
degil, Holivut sanatkari olsunlar. Bir bakima gre dnya zevk arayan insanlarla doludur. ve askerler de
zevk pesindedir. Ancak askerlerinki asagilik zevkler degil, fedakarlik etme, bir fikir ugrunda can verme
zevkidir. Hepsi de zevktir diye asil zevklerle adi zevkleri birbirine karistirmayiniz

Gntl nazik bir glmseyisle ve dikkat kesilmis oldugu halde bu szleri dinliyordu. Yz
pembelesmisti. Deminden beri kendi aralarinda konusan gretmenler de Selimin son sert szleri zerine
susmuslar, onu dinlemislerdi. Ayse sze karisti:

- Kizlarimi azarlama Selim! Askeri dsncelerinle onlari korkutacaksin. Unutma ki, onlarin de,
askerlikten sonra en byk fedakarlik meslegi olan doktorluga intisap edecekler.

Kadriye Kozanli, Selimin fkelendigini anlamisti. Bu adamin muayyen kanatlari ugrunda zaman
ve mekan dinlemeden ikislar yaptigini isitmisti. Isi tatliya baglamak iin yine saka yoluna sapti:
- Selim Beg, dedi. Siz askerlerle bizim doktor adayi kizlarimiz meslektas sayilirsiniz. Kk bir
farkiniz var. Siz insanlari aik havada ldrrsnz, onlar da dam altinda ldrr. Onlar da, siz de
ldrdgnz insanlardan sorumlu olmazsiniz.

Kadriye,serlesen havayi yumusatmisti. Selim simdi onun sakaci fikralarini dikkatle dinliyor ve
oyalaniyordu. Hatta digerlerini gldren hikayelere glmsemeye bile baslamisti. Sekizinci sinif kizlarindan
birinin Lale Devri hakkindaki soruyu: Efendim, Lale Devrinde laleler ati diye zetleyivermesi ok
hosuna gitmisti.

Kadriye Kozanli, fikralarinin bu asik yzl eski subay tarafindan da begenildigini grnce sevke
geldi:

- Selim Beg! Askerlik bilgisi bakimindan bizim kizlari hi begenmeyeceksiniz dedi. Bir altinci sinifim
var. Ilkokuldan yeni gelmis kck kizlar. Bir gn bu siniftan bir kiz ne dedi, dnyada tasavvur
edemezsiniz. Makedonyali Iskenderin ordusu hakkinda kitabin verdigi bilgiyi iyi kavrayamayan kizcagiz,
Iskenderin hibir dsman askerini ldrmeden bu zaferi nasil kazandigini sordu. Bunu nereden
ikariyorsun dedim. Meger kiz ne zannedermis biliyor musunuz? Kitaplarindaki ,Iskender ordusu dirsek
dirsege harbederdi cmlesini, dsmana dirsekleriyle vurarak harbederdi diye anlamis. Dirsek vurusu ile de
insan lmeyecegi iin

Tarih gretmeninin hikayesi glsmelerle kesilirken Selim'in alayci szleri isitildi:

- Byle annelerin yetistirecegi askerler tarafindan korunacak memleketin parlak gelecegi insanin
gzlerini kamastiriyor!..

Aydolu itiraz etti:

- Efendim, iyi ki hocamiz degilsiniz. Altinci sinif ocuklarina bile msamaha etmedikten sonra bizi
mutlaka topyekn sinifta birakirdiniz.

- Altinci sinif ocuklarini bebek mi farzediyorsunuz? On bir, on iki, on yaslarindaki kizlar bir
harbin nasil yapildigini bilmezle mi? Bu kkler moda cereyanlarini, artist isimlerini, dans nevilerini kimse
kendilerine gretmeden biliyorlar. nk evrelerinin manevi havasi onu icab ettiriyor. Byle menfi bir
manevi hava yerine msbet bir manevi hava iinde olsalardi askerligin de ne oldugunu grenir ve kafalarini
havayi seyler yerine gerek fazilet prensipleriyle doldururlardi.

Selim birdenbire durdu. Bosuna konusmus kanaatina varmis ve her zaman oldugu gibi
melankolisine gmlmst. Artik konusmuyor,baktigini grmyor, sylenenleri isitmiyordu. Beyni iki
nokta arasinda gidip geliyordu. Leyla ve Gntl Leylayi neden dsndgn bilmiyordu. Gntlnn
gzlerini,bu gzleri nerede grdgn dsnyordu. Bu gzler Selim Pusata bir seyler sylyor, bir
seyler hatirlatiyordu. zc olan sey bu syleyis ve hatirlayisin aik ve aydinlatici degil de sisli ve dumanli
olmasiydi. Bir ara, acaba kizin gzelliginin altinda mi kaldim diye dsnd ve n dikkatle szd. Hayir,
hayir!.. yle olsa ilk nce Aydolunun tesirinde kalmasi icab ederdi. nk bu kizin o kadar dzgn
izgileri vardi ki, onu begenmeyecek, tesirinde kalamayacak erkek dsnlemezdi. Ya Nurkan? Onda
arpici degil, isleyici bir gzellik gzleri kamastiriyor, insan ona baktika daha gzel buluyor, gzel
bulduka tesiri altinda kaliyordu. Kiz kelimesi btn inceligi bu muhtesem kizda tecelli etmisti. Gntl
ise ne biri kadar arpici, ne teki kadar isleyici idi. Ama garip bir bys, kuvvetli bir ekiciligi vardi.
Galiba bu ekicilik bakislarindaki fsundan geliyordu. Fakat onu nerede grmst? Selim, yznn
kizardigini sezdi ve iinde yaman bir sikinti duydu. Bu meclisten ekilmek istiyordu.

Kizlarin gitmek zere Ayseden msaade almalari onu birdenbire ferahlatti. Kabustan kurtulmus
bir insan gibi yz aydinlandi. Fizik gretmeni Leman Pinar da kizlarla birlikte kalkmisti. Vedalastilar.

Ayse, misafirleri geirmek iin iktigi zaman, tarih gretmeninin kitap raflarini dolastigini ve bir
kitabi ekerek karistirdigini grd. Kadriye Kozanli glmseyerek Su kitabi okumak isterdim dedi.
Elinde Fuzulinin Leyla ve Mecnunu vardi. Selim, Leyla kelimesiyle birden Leylayi hatirladi ve byk
bir bilmeceyi zmek isteyen insanlarin sabirsiz meraki ile sordu:

- Meslekdasiniz Leyla Hanimi tanir misiniz?

Tarih gretmeni elindeki kitabi yerine koyarak cevap verdi:

- Prenses Leylayi mi soruyorsunuz?

Selim sasirir gibi oldu:

- Hayir efendim. Tarih gretmeni Leyla Leyla Mutlak


Kadriye Kozanli, Pusati donduran bir sogukkanlilik iinde cevabi verdi:

- Evet! Ben de ondan bahsediyorum. Yalniz adini biraz yanlis grenmissiniz. Leyla Mutlak
degil,Leyla Mutlu olacak. Su gen tarih hocasi. Prenses Leyla

11. BLM

O gece yemekten ve Tosunun uyumasindan sonra alisma odasina getikleri zaman Ayse Pusat
memnundu. Hatta kocasinin kk masa zerine iki sisesiyle kadehini koymasindan da, her zamankinin
aksine olarak huzursuzluk degil, sevin duymustu. Selimin bugnk konusmalari, ilk grdg kimselerle
askerlikten baska konular zerinde de bir iki sz etmesi hayirli bir baslangiti. Kocasi kendi kendisine
benzemekten kurtulup herkese benzemeye baslasa, btn erkekler gibi kadin meclislerinden zevk alma
yoluna girse, gen ve gzel kizlarin sohbetinden hoslansa iine gmldg ruh hastaligindan kurtulacak,
hayati sevecek, Aysede aile ocaginda bahtiyar olacakti.

Selim o gece yemegi ok az yemis,kitap odasindaki masasina hi oturmamisti. Ayse kendi


masasina geip vazife kagitlarini yaydigi zaman o muttarid, sonsuz gezinmesine baslamisti. Bu gezinme
yalniz iki imek iin arada bir bozuluyordu. Ayse bu ikiyi,bu gezinmeyi, bu skutu hayata dnmenin
baslangici diye kabul ediyor, Selim zerinde yeni bir deneme yapmak istiyordu. Bir mddet, kendisinse
hi bakmadan gezinen kocasini seyrettikten sonra:

- Kadriyenin fikralari ne kadar hostu degil mi? diye sze basladi.

Selimin cevabi kuru bir evet oldu ve Ayse, onun bu cevabi otomatik olarak verdigini,baska bir
konu zerinde derin bir dsnceye dalmis oldugunu anladi.

Selimin kafasi Leylaya, daha dogrusu Prenses Leylaya, tahtin varisi Leylaya, Leyla Mutlak
yahut Leyla Mutluya takilmisti.

O mendebur Yek, Leyla iin tahtin varisi derken Selim bunu bir delinin hezeyani, yahut kendisinin
kralci sahsiyetiyle alay eden bir kstahin uydurmasi diye dinlemisti. Kadriye Kozanli da deli degildi ya
Fakat kimin, neyin, hangi hanedanin prensesiydi? Trkiyede prenslik, prenseslik bulunmadigina gre bu
unvan nereden ikiyordu? Sphesiz Kadriye ve Yek kendisini sasirtmak iin sz birligi etmis olamazlardi.
Ayse, tesebbslerinden kolay vazgemezdi. Yeniden konusmaya basladi:

- Kizlarimin zekasini, kltrn nasil buldun?

Selim ikiyi siklastirmis ve yz kizarmisti. Mstehzi tavrini takinarak cevap verdi:

- Zeka testi yapmadigim iin zekalari hakkinda bir sey diyemem. Kltrlerini lmeye de benim
kltrm elverisli degil. Fakat zihniyetlerini hi begenmedigim syleyebilirim.

- Ne kusurlarini grdn?

- Askerligin hos ve eglenceli taraflarini arayan bir zihniyet elbette kusurludur.

Ayse, kocasina inati ve masum bir ocuga bakar gibi bakmaya alismisti:

- Bu bir kusur olsa bile bunu bir tanesi syledi. tekilerin zihniyetinin de ayni oldugunu nereden
ikariyorsun?

Pusat bir kadeh daha iti:

- Karsi ki aliliktan dsman atesi geliyorsa onun saginda veya solunda da dsman ver demektir.

Ayse glmsedi:

- Kusur saydigin taraflarini biraksan da yalniz meziyetlerini grsen onlara daha ok isinmaz misin?

- Insan meziyet sahibi olmaya mecburdur. Anormal olan kusurdur. Bir asker cesurdur diye
alkislanmaz ama korkarsa ayiplanir.

- Su sert askeri dsncelerinle etrafi ne kadar korkuttugunu bir bilsen.

Selim buna cevap vermedi.Uzun bir gezinmeden sonra birdenbire:

- Fuzulinin Leyla ve Mecnunu mhim bir eser midir? diye sordu. Ayse, isi sakaya vurdu:

- Mhim bir eserdir ama iinde hibir askeri fikir yok!

Selim gzlerini Ayseye dikti. Israrla bakiyordu. Bu bakis bir hiddetlenmenin degil, teredddn
mahsul idi. Nihayet teredddn yendi:

- Senin de Leyla adinda bir taleben vardi, degil mi?

- Evet. Seni onunla tanistirmistim ya

Selim bu tanismayi degil,fakat Leylanin tanismistik demesini hatirliyordu:

--Leyla Mutlu idi, degil mi?

- Soyadi pek belli degil. Mutlu veya Mutlak olacak.

Bu cevap ok ilgi ekici idi. Selim, esinin nnde durarak:

- Bu nasil is? dedi. Bir insanin adi spheli olur mu? Nfus kagidinda ne yaziyorsa odur.
Ayse hayretle kocasina bakiyor, durup dururken Leylayi nereden ikardigina sasiyordu. Selim
masanin basindan ekilmemisti:

- Peki! Bu kizin prensesligi nerden geliyor? diye sordu.

Aysenin meraki katmerlenmisti. Kocasinin bir insanla bu kadar ilgilenmesi fevkalade bir seydi.
Hazir, Selim konusmaya,sualler sormaya baslamisken ondaki bu dis alakayi kesmekten korkarak derhal
cevap verdi.

- Prensesligin nereden geldigini bilmiyorum. Talebe iken de giyabinda hep prenses derlerdi.
Zannedersem bu, fevkalade kibar halinden dolayi takilmis bir lakapti. Bu kizin yle vakur ve asil bir hali
vardi ki,gretmenlere bile saygi telkin ederdi. aliskanligi,zekasi normaldi. Normalin stnde olan tarafi
asaleti idi. Bir de pek esrarengiz bir kizdi. Fakat telkin ettigi hrmet dolayisiyla kimse mahremiyetine
sokulmaya cesaret edemezdi.

- Sen gretmen olarak talebelerinden Leylayi mi stn bulursun, yoksa bugnk kahraman
kizlarini mi?

Ayse biraz dsnd:

- Leylayi ortaokulda ve bir yil okuttum. Aradan yedi sekiz yil getigi iin intibalarim zayiflamistir.
Fakat ocuklarin bilgi ve aliskanlik bakimindan her sene biraz daha geriledigini dikkate alarak diyebilirim
ki, benim kahraman kizlarim senin Leylandan stndr.

Selim,Ayseye bakti:

- Neden benim Leylam oluyormus? Sen de herkes gibi bana mecnun diye mi bakmaya basladin?

Ayse yine sefkatle glmsyordu:


- Prenses olunca elbet senin olacak, dedi ve aklina gelen sakayi yapip yapmamak hususunda bir
tereddd geirdikten sonra ilave etti:

- Prensesi kabul etmezsen onu da ben alirim. Fakat kahraman kizlarimi almak istersen
Vermem!..

Selimin yz fkeden kipkirmizi oldu:

- Prensesler kiral dogurduklari iin mhimdir. Leyla Hanim hibir zaman bu serefe erisemeyecegine
gre gerekten prenses olsa bile

Cmlenin arkasi gelmedi. nne yaydigi kagitlarla mesgul bulunan Ayse, niin szn kesti diye
kocasina bakmak iin basini kaldirinca onun pencere nnde durmus oldugunu grd. Selim tl perdeyi
kaldirmis, dikkatle ve gayet sert bir yzle sokagi seyrediyordu. Gnn her saatinde tenha olan sokagin,bu
gece vaktinde bsbtn bos olmasi gerekirken Selim, gzlerini neye dikmis olabilirdi?

Onu byle dikkatle ve hiddetle sokaga baktiran sey o ugursuz kamburun aksak adimlarla
gemesiydi. Pusat, iki gece nce olanlari hatirladi. Tahta kanepeyi kaldirip Yekin tepesine indirmisti. O
simsek gibi hizli darbeden kurtulmak iin bu ihtiyarin ne evik ve ne atik bir insan olmasi lazimdi. Iste, belli
ki, kendisine hibir sey olmamisti.

Darbeyi indirdikten sonra kanepenin altinda kimsenin bulunmadigini grdg zaman Selim bu
kadar hayrat etmemisti. Simdi melunu tekrar grnce hadisenin sasilacak taraflarini idrak edemiyordu.
Ihtiyari disinda dudaklarindan alak kelimesi dkld. Ayse heyecanlanmisti. Adeta bagirarak:

- Kime sylyorsun Selim?, diye sordu.

Selim perdeyi birakirken:

- Kime olacak? Yek adindaki su melun herife, diye cevap verdi. Ayse yerinden firlayarak
pencereye yaklasti. Uzun sokak bombostu. Kocasi bir hayalet mi grmst? O zaman kafasinda bir
aydinlanma oldu. Selime bakarak sordu:
- Ne dedin? Yek mi dedin?

- Evet!

- Bu bir insan adi mi?

- Insan degil, insan msveddesi

- Fakat sokakta hi kimse yok.

- O melun yledir. Bir anda kaybolur.

Aysenin bakislarinda belli belirsiz bir korku vardi. Kocasi hasta mi idi? Yoksa ok mu sarhostu?
Onun durumunu anlamak isteyen bir merakla konusmanin arkasini kesmemeye alisiyordu. Yeki nereden
ikarmisti? Yekin manasini biliyor mu idi? Iindeki mitsizligi yenmek isteyen bir irade ile tipki bir doktor
gibi teshis pesinde idi. Fakat nereden baslayacagini bilemiyor, dikkatsiz bir soru ile kocasinin ruhunu
perisan etmek istemiyordu. Sz aan yine Selim oldu:

- Leyla Mutlak hakiki bir prensesse hangi hanedana mensup olabilir? Osmanli mi?

- Osmanlilardan baska Trk Hanedani hemen hemen mevcut olmadigina gre Osmanli Hanedani
akla gelebilirse de bu ailede Leyla adinin kullanildigini sanmiyorum. Bir de Cengiz Hanedani,yani Kirim
Kireyleri var, ama bunlar asagi yukari iki asirdan beri hanligi kaybettikleri iin unvanlarini da kaybetmis
sayilabilirler.

Selim iiyordu:

- Su prensesin soyadi zerindeki bir ihtilaftan bahsetmistin. Leyla adi da takma bir isim olamaz mi?
- Ortaokul talebesiyken adi Leyla idi. Bu yastaki bir ocugun takma ad tasiyacagini sanmam.

- Bu kizin anasi, babasi yok mu? Kimlerdir?

- Bilmiyorum.

Selim son kadehini de imisti. Artik basi iyice dumanlanmisti:

- Siz ne biim gretmensiniz?, dedi. Bir subay, blgndeki btn erleri, soyu sopu, ailesiyle bilir.
Siz bu kadar meshur bir kizin babasini tanimiyorsunuz.

- Bu kadar teferruata her gretmen karismaz. Ancak her sinifin bir hususi gretmeni vardir ki, o
siniftaki btn talebelerin her seyini bilir. Leylanin gretmeni ben degildim.

- Kimdi?

- Zavalli kadin ld.

Selim bu habere yazik diye karsilik verdi. Fakat bu kelimede len kadina duyulan bir acima
degil, kapanan bir kapi iin yerinme vardi.

Ayse, kocasinin bir gen kiz da olsa baska birisiyle byle derinden ilgilenmesine cidden
seviniyordu. Kocasindaki lm sessizligi ve durgunlugundan o kadar yilmisti ki, bu tuhaf alakayi bile
memnuniyetle karsiliyordu.

Fakat Aysenin yrek ferahligi uzun srmedi. Selim her zamanki sessizliginin iine gmlerek
byk odadaki muttarid gezinmesine basladi. Iyice sarhostu. Yznde kindar bir glmsemenin izleri
vardi. Bir seyler sylese, konussa hatta kendisiyle kavga etse Ayse bu kadar muzdarip olmayacakti. Bu
sessizligi, bu iine kapanikligi Ayseyi bedbaht ediyor, yregine, hayatta yalniz kalmis olanlarin melali
doluyordu.

Dirseklerini masaya dayamis ve enesini avularina almis oldugu halde, kendisine asla bakmadan
yryen kocasini seyrederken,lms olan hayat arkadaslarini bir filimde gren talihsiz bir kadina benziyor,
ileniyordu. Hatta agliyordu. Iki damla gz yasi yanaklarina inmisti.

Bu hayat neydi? Yrmesine, konusmasina ragmen Selime yasiyor denilebilir miydi?

Ayse kederli dsncesine dalmis giderken birdenbire kapi alindi. Gecenin bu saatinde gelen
olmazdi. Bu sebeple bu, fevkalade bir hadiseydi. Fakat ondan daha fevkalade bir sey oldu. Selim, kapiyi
amak zere asagiya yneldi. Ayse bile kapiyi anahtarla aarak ieri girerdi. Kocasinin nasil bir
degisiklikle kapiyi amaya gittigini dsnrken Selim asagi kata inmis,kapiyi amis ve karsisinda postaciyi
bulmustu. Bu saatte bir telgraf Fakat o bunlari dsnecek halde degildi. Makbuzu otomatik olarak
imzalamis, kapiyi serte kapamis ve telgrafi amisti. Gzne ilk arpan sey telgrafin ekildigi yer oldu.
Hayret! Erzurumdandi. Erzurumda hibir tanidigi yoktu. Yanlis olmasin diye adresi okudu. Evet
kendisine, Selim Pusata idi. Sonra ne zaman ekildigine bakti. O gn ve asagi yukari saat nce
ekilmisti. Meraka benzer bir duygu ve tuhaf bir huzursuzluk ile telgrafi okudu:

Prenses Leyla hakiki bir prensestir. Fakat asil adi Leyla olmayip Hanzadedir. Elde edilecek
diger malumat da incelemelerinize medar olmak zere bildirecektir. Hrmetler.

Bu mthis telgrafin altinda daha mthis bir imza vardi: Yek. Yarim saat ne Selimin kapisi
nnden geen Yek

12. BLM

Selim, uyku ile uyaniklik arasinda sabahi etti. Ii iztirapla dolu idi. Leyla ve Yek, iki muamma
halinde beynini oyuyordu. Bu ikisini de grecegi,bulabilecegi tek yer amli Koru idi. Adimlari kendisini
oraya srkledi.

amli Koru, Selim Pusata her zaman srprizler hazirlamisti. Bu sefer de yle oldu. Saatlerce
dolastiktan, birka defa girip iktiktan sonra Leylayi veya Yeki degil,eski arkadaslarindan Tahsini
buldu. Tahsin, kurmay yarbaydi. Sakaci, sz eri kisiydi:
- Seni tam aradigim yerde buldum Pusat, dedi.

- Burasini bana yakistiriyor musun?

- Senin iin biilmis kaftan. Asiklarin, mnzevilerin, insanlardan hoslanmayanlarin yerine konmaz zarara
ugrayanlarin yeri. Dogrusunu ararsan buraya senden baska kimsenin girmemesi lazim,ama giriyorlar iste

Selim glmsedi:

- Su sylediklerine gre, bilakis yalniz benim buraya girmem lazim. Ask denilen hastaliktan uzagim.
Insanlara bayiliyorum. Hatta oluk ocuk makulesi, kiz ve kadin meclislerinde bile bulunmaya basladim.
Zarar gelince de gryorsun ki, hibir kaybim yok. Zamanimi nasil harcayacagimi bilemeyecek kadar
bahtiyarim. O yzden buralarda dolasiyorum.

Tahsin kavrayisli insandi. Konusmayi tadinda birakarak:

- Pusat, dedi. Ben simdi Nesriyat Subesinde bulunuyorum. Askeri tarihe ait evraki tasnif iin bir
komisyon kurduk. Senin gibi elemanlara ihtiyacimiz var. Kabul eder misin?

Selim hi dsnmedi. Is, her ne olursa olsun,bir baltaya sap olmak, issiz,gsz dolasmaktan
iyiydi. Kabul etti.

* * *

Ertesi gn vazifeye baslamis bulunuyordu. Tarihi Evrak Komisyonu bir takim yasli
emeklilerden mrekkepti. Adamlarin kalibi Selimin hi hosuna gitmemisti. Askeri edalari yoktu.
Basibozuk softalari andiran bir durumlari vardi. Tanistirma sirasinda ogu,Pusati tanidiklarini ima eden
szler sylediler. Bu da hosuna giden sey degildi. Masasina oturduktan sonra artik hi yzlerine
bakmadan basini evraka egdi. Kendisine tenbih olunan sekilde, birer birer okuyarak zetlerini
kaydetmeye ve birbiriyle ilgili olanlari dosyalar halinde toplamaya koyuldu.
Selim Pusat, nndeki kagitlarla ok ilgilenmisti. Yakin tarihin askerligini,kumanda sanatinin
inceliklerini gsteren yazilara dalinca,adeti zere, evresiyle btn baglari kesilmis, hatta is arkadaslarinin
Arasira birbiriyle konusmalarini dahi isitmez olmustu. Zaten onlar da Selimin kendilerinden olmadigini ilk
grnste sezmislerdi. stelik onu,kendilerine gre ocuk, acemi ve bilgisiz gryorlardi. Yalniz alak
gnlllgn begenmislerdi. Sze karismiyor, sorulmadan konusmuyor, glg olursa fikir danisiyordu.

Selim bes gnde isini kavramis ve odaya gz atmaya baslamisti. Sekiz kisiydiler.
Kendisinden baska hepsi altmisini asmis kimselerdi. Yetmisini geenler de vardi. Fakat alismalarinin
metodlu ve sistemli olmadigi apaik grlyordu. Bir de su vardi ki, arasira kendi aralarinda yaptiklari
konusmalarin konusu askerlik veya harb tarihi degil,din ve tasavvuftu. Selim Pusat simdiye kadar kimseyle
din zerinde bir tartisma yapmamisti. Bu adamlarin nasil bir sebep yaratarak bunu konustuklarini
anlayamiyordu. Hele askerlige hibir faydasi olmayan tasavvufun burada konusulmasi ok garibine
gidiyordu.

Saat on iki oldugu zaman alisma masalari yemek masasi haline geliyor, tatli konusmalar
arasinda yemek yeniyordu. Selim, evden yemek getirmedigi iin gle yemegi yemiyor, ok hoslandigi
vesikalari okuyarak gle tatilinde de alismaya devam ediyordu. Is arkadaslarinin arasira nbetlese
odadan kaybolmalarinin sebebini de biraz sonra anladi. Ilerdeki kk bir odada teker teker namaz
kiliyorlardi. Bunu kesfettigi zaman Bahtiyar adamlar diye dsnd ve gzlerini pencereden gge dikerek
uzun uzun daldi.

Ise basladiginin drdnc m,besinci mi gnnde idi, masa komsusu kendisine bir sey sordu ve
Selim,yzne bakmadan yaptigi kisa konusmada yanindakinin bir yabanci sivesiyle konustugunu grerek
basini ona evirdi. Ayni anda hayretler iinde kaldi. nk bu adam su mendebur Yekin ya ikiz kardesi,
yahut kendisiydi. Adam bir seyler sylemekte devam ediyor, fakat Pusat sylenenleri asla duymadan
masa komsusunun yzne bakiyordu. Birdenbire:

- Adiniz nedir?, diye sordu. Bu sorus, Tasnif Komisyonunun odasinda hibir zaman grlmemis yle
bir sertlikle yapilmisti ki, herkes isini birakarak gzlerini Selime dikmis ve dosta olmayan bakislarla onu
szmeye baslamisti. Adam kisaca cevap verdi:

- Osman.

- Soyadiniz Yek mi?

Beriki glmsedi:
- Byle bir soyadi alacak olsam d y tercih ederdim. nk yekle daha ziyade iki bir, d ile ise
dubara atilir.

Selim Pusat aksi bir karsilik vermek zere iken odaya giren bir hademe:

- Osman Beg! Mdr Beg sizi istiyor, dedi.

Osman Beg masasindan kalkip giderken Selim onu inceliyordu. Yznn btn benzerligine
ragmen Yek olamazdi. Ondan uzun boylu oldugu gibi kamburumsu ve aksak da degildi. Fakat bu
benzeyis?

Odadakilerden biri Selimi aydinlatti:

- Sivesi tuhafiniza gitti, degil mi? Dnmedir

- Dnme mi? Hangi milletin dnmesi?

- Alman Yahudisidir. Asil adi Oskar iken Mslman olunca Osmana evirmistir.

- Soyadi nedir?

- Soyadi Fiserdir. Onu degistirmedi. Yalniz Trk imlasiyla yazmaya basladi.

Selim ilgilenmisti. Sordu:

- Neden Mslman olmus? Asil meslegi nedir?


- Hitler iradesinin baskisina ugradigi iin Mslman olmus diyorlar. Memleketinde sarkiyat profesr
imis;Trke, Arapa, Farsadan baska birka Avrupa dili bildigi iin asker olmadigi halde komisyona
aldilar.

Pusat din ve tabiiyet degistirmeyi ordu degistirmeye benzettigi iin bu isten hoslanmazdi. Sz
uzatmadi. Ileriki masalarda oturan iki memurun konusmasi dikkatini ekmisti. Tasavvuf zerine
konusuyorlardi. Biri Kurandan ve hadislerden taniklar getirerek tasavvufun hakiki Islamiyet oldugunu,
teki de yine ayni kaynaklarin yardimiyla bidat sayilmasi gerektigini ileri sryordu.

Bu arada Selime yabanci veya uzak birok isimler geiyordu: Muhyiddin-i Arabi, Mevlana,
Kemal Pasazade, ivizade

Mnakasacilar,arada bir misralar ve beyitler de sylyorlardi. Bir tanesi aklinda kaldi:

Tasavvur yar olup bar olmamaktir,

Gl-i glzar olup har olmamaktir.

Selim, zihninde beyti tekrarlayarak gzel mi,derin mi,sathi mi oldugunu anlamaya ugrasirken
yani basinda:

- Siz de ayni fikirde misiniz?, diyen bir ses duydu. Bunu Osman Fiser sylyordu. Selim onun gzlkler
arkasindan bakan gzlerini Yeke benzeterek yeniden i huzurunu kaybetti ve ne zaman yerine
dndgn anlamadigi bu eski profesre bakarak:

- Hangi mesele hakkinda fikrimi soruyorsunuz?

- Tasavvuf hakkindaki fikrinizi

- Tasavvuf hakkinda hibir fikrim yok.


Fiser, mstehzi bir bakisla digerlerini isaret ederek:

- Bunlarin ogu tasavvufu Islamiyet saniyor. Halbuki Budizm ve maniheizmin orbasidir. Tuz ve biber
olarak da iinde epey hristiyanlik ve yahudilik var, dedi.

Selim Pusat Budizm ve maniheizmi asagi yukari yalniz isim olarak biliyor, hele savas aleyhinde
olan budizmden nefret ediyordu. Bu fikrin, savasi bir din olan Islamiyet'e girmis bulunmasini
garipseyerek:

- Islam bykleri arasinda bu hakikatleri bilen yok muydu? Neden nlemediler?, diye sordu. Osman
Fiserin cevabi ok garipti:

- Bu domuz yahudiler, Mslman olarak Mslmanligi bozmak iin bu bidatleri soktular.

- Yahudilerin Mslmanliga Museviligi sokmalari tabii olurdu. Kendilerinin de bilmedigi eski dinleri ne
srsnler?

Osman Fiser:

- Onu da yaptilar, dedi. Arkasindan garip bir hikmet savurdu. Iyi bir imam olmak iin nce iyi bir
haham olmak sarttir.

Selim Pusat fkelenir gibi oldu.

- Yahudilerin niin bu kadar aleyhinde bulunuyorsunuz? Siz yahudi degil misiniz?

Profesr cevap vermedi. Eliyle yaptigi isaret red manasina gelebilirdi. Selim, sorgusunu
birakmadi:
- Ya hangi irktansiniz?

Osman Fiser basini nndeki kagitlara egerek:

- Seytan irkindan, diye cevap verdi ve kagitlarla mesgul olmakta devam ederek sustu.

Pusat bir an ileriye,odanin camekanindan agalar ve ieklerle gze ve gnle hos gelen
baheye bakarak dsndkten sonra basini evraka egdi. Bu adama fkelenmis, ayni zamanda da ilgi
ekici bulmustu. Onun, kimseyle konusmazken kendisine bu sekilde ailmasi tuhafti.

O aksam eve dndg zaman tasavvuf hakkinda Ayseden teberi grenmek niyetindeydi.
Fakat onu zgn bulunca vazgeti. Tosun biraz hasta ve atesli idi. Doktor gerekip gerekmedigini her
zaman Ayse tayin ederdi. Bir sey sylemedigine gre hastalik mhim degildi.

Aysenin vazife tashihlerini bitirdigi ve Tosunu yataginda yoklayarak endisesizce alisma


odasina geldigi sirada Selim Pusat damdan dser gibi,Ayseyi adeta saskina dndren bir soru sordu:

- Tasavvuf nedir?

Aslinda, sasilacak bir soru degildi. Ancak Selimin byle bir konuyu grenmek istemesi,
mbalega ile sylemek gerekirse, tarihte yeni bir agin ailmasi kadar mhimdi. Bunu Selim degil de
Tosun sormus olsa Ayse yine bu kadar sasirirdi. Fakat bu saskinliginin arasinda sevin de vardi. Kocasi
artik hayattaki meselelerle ilgileniyor, askerligin disindaki gerekleri de kabulleniyordu. Aysenin dilinin
ucuna gelen ilk sz Bu da nereden esti? gibi bir seydi. Fakat sylemedi. Selimi rktmemek lazimdi.
Kendisine byle bir soru sorulmasini da hi umursamiyormus gibi grnmeye dikkat ederek:

- Din felsefesidir, diye cevap verdi ve Pusatin verecegi alayli karsiligi bekledi.

Bu gece Pusatta baska bir hal vardi. Alaya gitmedi:


- Din bir takim kesin buyruklar ve kaidelerden ibaret degil mi? Bu kadar sert ve degismez kaideler
manzumesinin felsefesi olur mu? Aysenin saskinligi artiyordu. Acaba ne olmustu da Selim bunlari
soruyordu? Hidayete mi ermisti? Onun tasavvuf hakkinda hibir sey bilmedigini,bilmeye de lzum
grmedigini ok iyi biliyordu. Tasavvuf iin Selimden beklenen dsnce dilencilik felsefesi gibi bir sey
olabilirdi. Byle demeyip de ciddi ciddi sormasi,grenmek istemesi Ayseye Tosunun hastaligindan
dogan znty unutturdu. Anlatmaya basladi:

- Din, naslardan ibarettir,ama insanlarin kendi duygu ve dsncelerine, kendi mizalarina gre degisik
sekilde anlayacaklari ve birbiriyle ekisecekleri noktalar bulunabilir. Nitekim trl mezhepler arasindaki
atismalar da bunu gsteriyor. Tasavvuf,teferruata ehemmiyet vermeden genis bir msamaha iinde ve
yalniz sevgiye, iyilige dayanarak insani, dnyayi, kainati, Tanriyi anlamak sistemidir.

Selim Pusat o gn Osman Fiserin sylediklerini hatirlayarak:

- Tasavvufta Budizm, maniheizm, hristiyanlik gibi yabanci tesirler de var midir?, diye sordu.

Ayse biraz daha sasirdi. Selimin agzindan Budizm veya maniheizm kelimelerini duymak
Tosunun Yunus Emreden bahsetmesi gibi bir seydi. Hayretini saklamakta devam ederek cevap verdi:

- Olabilir. Vardir. Tasavvuf btn dinleri, btn insanlari kavrayan bir felsefedir.

Ayse, ancak bir askere yarasan yzle kendisine bakarak,vurus-kirisin aleyhindeki tasavvufu
grenmek isteyen kocasinin, sz nereye getirecegini merakla bekleyip ona bakti. Acaba Selimde bir
yumusama mi baslamisti? Bunu asla ummuyordu. yleyse neydi? Ayse bunu dsnrken Pusat yeniden
sordu:

- Bu tasavvufun bir faydasi var mi?

Ayse, nce askerlige, savasa, savasi kazanmaya faydasi ver mi diye soruyor sandiysa da yle
olmadigini anlayarak cevap verdi:

- Elbette var! Insani huzura kavusturmasi bakimindan tasavvuf gibi bir ila bulunamaz.
- Hayati karmakarisik oldugu halde tasavvufla huzura kavusmus kimseyi taniyor musun?

Bu soru ile Selim Pusat acaba biraz da kendisi hakkinda mi sormak istiyordu? Ayse birka
saniye dsndkten sonra cevap verdi:

- Tarih byle insanlar kaydettigi gibi zamanimizda da rnekleri var. Geende bizi ziyaret ettigi zaman
tanidigin Kadriye Kozanlinin amcasi bunlardan biridir.

Ayse sustu. Zihnini toparlamaya mi alisiyordu, yoksa syleyip sylememek iin karar mi
veremiyordu, belli degildi. Sonunda syledi:

- Senin ok merak ettigin Leylanin, tarih gretmeni Leylanin babasinin da pek byk bir mutasavvif
oldugu herkes tarafindan sylenir

13. BLM

Bayram gnlerinin gzel havalara rastlamasini firsat bilen Ayse bir kir gezintisi hazirlayarak Selim
iin bir eglence,kabilse bir huzur yaratmak istedi. Tipki bir kurmay gibi her seyi dsnerek, en ince
hesaplara kadar inerek planini yapti. Yeni ailan,daima seviyeli insanlarin ugragi bulunan, adi da Huzur
olan ayhanede kahvalti edildikten sonra kiyi yolundan amli Koruya gidilecek,gnes batarken
dnlecekti. Gezintiye Kadriye Kozanli ile bir iki gretmen daha ve Aysenin sevgili kizi agirilacakti.

Selim Pusata teklifini yaptigi zaman kabul olunup olunamayacagi hakkinda hibir fikri yoktu.
Kocasi, Ayseyi tas sessizligi iinde dinlemis, sonra yine disariya iz vermeyen bir yzle:

- Gzel olur. Yalniz bir eksigi var,demisti.

- Nedir?

- Prenses Leyla Leyla Mutlak


Ayse Pusat bir an donakaldi. Fakat cevap vermekte gecikmedi:

- Adresini bilsem onu da agirirdim ama

Selim saka ile istihza arasinda bir sesle onun szn kesti:

- Yok canim Senin kahraman kizlarin olduktan sonra Prenses Leylaya lzum yok!

Kahraman kizlar tabiri bu sefer Aysenin hosuna gitmedi:

- Selim! Su kahraman kizlari birak. Onlar kahraman olmadiklari iin bu tabirle bana kmsenmis gibi
geliyorlar. Halbuki kendilerini ok severim. Onun iin, rica ederim, bu tabiri kullanma.

- Ne diyeyim? Bu tabiri, n birden anlatmak iin kullaniyordum.

Aysenin sustugunu grnce yine alayci tavrini takinarak:

- Istersen Isik Kizlar diyelim, dedi. Nur, Ay, Gn Isiklardan yapilmis bir mahser

Isik kizlar tabiri Aysenin hosuna gitmis olmakla beraber:

- Neden mahser?, diye sormaktan da kendini alamadi. Pusat glmsyordu:

- Nedeni var mi? lleri bile ayaga kaldiracak kuvvette isik Mahsere yarasan kizlar.
Ayse, konusma tatsiz bir yola dklmesin diye fazla bir sey sylemedi. Zoraki bir glmseyisle:

- Iste sairligini kullandigin zaman basari sagladigina bir rnek Isik Kizlar cidden gzel ve onlara
yarasan bir tabir. Edebiyat gretmeni olarak sana aferin diyebilirim, dedi.

Selim cevap vermedi. Bylece bundan sonra Aydolu, Gntl ve Nurkan iin Kahraman
Kizlar yerine Isik Kizlar denilmesi hakkinda aralarinda szsz, imzasiz, trensiz bir anlasma yapilmis oldu.

Huzur ayhanesindeki ilk dakikalar Kadriye Kozanlinin fikralari ve nkteleriyle ok hos


geti. Bu dertli kadin, mihneti kendine zevk etmenin sirrina ermis, hem glyor, hem de yanindakileri
neselendiriyordu.

Glmemekle beraber Selim Pusat da onu dikkatle dinliyordu. Kocasini, sezdirmeden daimi bir
kontrol altinda tutan Ayse, dinler gzktg halde onun Kadriyeyi dinlemedigini, kendi aleminde baska
dsncelere daldigi, hatta belki de nerede olduklarini bile unutmus bulundugunu anlamakta gecikmedi.
Halbuki bu gn sirf onun iin dzenlemisti.

Dogruydu. Selim o anda tamamiyla baska seyler dsnyor ve altinci duygusuyla,birisince


kontrol edildigini seziyordu. Manevi bir silkinisle,daldigi alemden kurtuldu. Kendisine bakmakta olan
Ayse ile gz gze geldikten sonra, ne oldugunu anlamadigi bir kuvvetin zoru ile bakislarini Gntlye
evirdi ve onun kendisine dikilmis bakislariyla karsilasinca rperdi. Bu bakislar ona hi de yabanci
olmayan korkun pars bakislariydi. Fakat nerede grmst? Iste yine ii aci ile dolmaya basliyordu.

Ayse, Gntlnin de Selimi kontrol ettigini grms,kocasinin anormal ruh durumu kizlar
tarafindan anlasilmasin kaygisi ile sakayi da elden birakmayarak sormustu:

- Selim! Askerlikteki zevki saymazsak bu gnmzn simdiye kadar geen dakikalarinda bir tat yok
muydu?

- Yok olur mu? Hele Kadriye Hanimin fikralari..

Ayse, Acaba sorsam bir tanesini hatirlayabilir mi? diye dsnrken Gntlnn sze
karistigi grld

- En ok hangisini begendiniz?

Bu sorunun Selimde ne tesir yaptigi anlasilmadi, ama birden Aysenin gnl zntyle doldu.
Selimin dinler gibi gzkp hibir sey dinlemedigi, yani normal hali anlasilacak diye ii burkuldu. Gntl
bilmeden Selimin grnmeyen yarasina basmisti. Ayse byle dsnyordu.

Halbuki Gntl bunu bilmeyerek degil, bilerek yapmisti. Huzur ayhanesine geldikleri
dakikadan beri bu acayip adami kontrol ediyordu. Ne tuhaf dsnceleri, ne sert duygulari vardi! Acaba
neler dsnyordu? Basindan geen felaketle mesgul olamazdi. yle zarif iradeli bir adama
benzemiyordu. Ayse Hoca Hanim ayarinda bir kadinin kocasi olduktan ve hayatindaki byk sarsintiyi
atlattiktan sonra onun huzur iinde yasayan, bahtiyar bir kimse olmasi gerekirdi. Halbuki bu sertlik, bu
dalginlik, bu gariplik hi de bahtiyarligin alametleri degildi.

Gntl ona dikkatle baktigi zaman Selimi olgun bir subaya degil, toy bir saire benzetiyordu.
Kadriye Kozanlinin herkesi neseye bogan fikralarina aldiris etmedigi,daha dogrusu onlari isitmedigi
muhakkakti. Gntl bunu kendi kendisine ispat etmek iin En ok hangisini begendiniz?, diye
sormustu.

Ayse iinden Eyvah,firtina kopacak diye tasarlanirken Selimin alay mi, ciddi mi oldugu
anlasilmayan o tavri takindigi grld ve arkadan:

- Hepsi birbirinden gzel, dedigi isitildi.

Gntl, tuttugunu kolay birakanlardan degildi. Yine sordu:

- Ama elbette bir tekilerden gzeldi. On fikra bir araya gelince hi sphesiz birinin daha ok hosa
gitmesi icab eder.

Gntl daha syleyecekti, ama Selim birakmadi:


- Yaniliyorsunuz. Bir ok sey bir araya geldigi zaman onlardan birinin tekilere stn olmasi neden
gereksin? Gzel bir savas yapmis mangadaki erlerden birini tekilerden ayirt etmeye alismak

Bu sefer de Selim szn bitiremedi. Kadriye Kozanli glerek konusuyordu:

- Aman Selim Beg!.. Bu Huzur ayhanesini de tfek sesleriyle doldurmayin. Sonra huzuru kaarsa
nereye gideriz?

Ayse, Selimin sertlesmeye basladigini derhal anladi. Sesinin tonu onu gsteriyor ve bosluga
bakarak cevap veriyordu:

- Peki! Silah seslerini keserek huzurun bozulmasini nleyelim. Fakat simdi verecegim rnek iin de
gzlerinizin kamastigindan yanip yakilmanizi rica ederim.

Kadriye ile diger gretmenler ve kiz gz kamasmasindan bir sey anlamayarak bakistilar.
Yalniz Ayse szn nereye varacagini kavramis, fakat artik nlemeye vakit ve imkan kalmamisti. Pusat tok
bir sesle konusuyordu:

- Askerleri biraktik. Isik Kizlari aldik. Isik Kizlar diyerek Aysenin sevgili kizini kastediyorum. Hem
isimleri isikli, hem de kendileri isik gzelliginden oldugu iin onlara Isik Kizlar diyorum. Simdi ben Ayseye
Isik Kizlardan en ok hangisini begeniyorsun?, diye sorsam sunu yahut bunu diye bir cevap verebilir
mi? Veremez. Demek ki bazen tercih yapmak imkansizdir. Ayseye taniyacaginizdan emin oldugum bu
hakki benden niye esirgiyorsunuz?

Bu baglayis Aysenin hosuna gitmisti. Fakat Gntl direnmekte devam ediyordu:

- Hoca Hanimin bize olan sevgisi esittir. Fakat bu,aramizda bir tercih yapmadigi manasini tasimaz.
Tercihini aiga vurmayisi Hoca Hanimin nezaketi ve hocalik sanatinin icabidir. Yoksa mutlak

- Mutlak mi?
Gntl, Selime adeta korkarak bakti. nk mutlak mi diye sorarken korkun bir hal almisti.
Selimi byle korkun olmaya zorlayan sebep mutlak derken Gntlnn sesindeki ahengin, amli
Koruda o gece duydugu sese tipatip benzemesiydi. Gntly nerden tanidigini hatirlamak zereydi.
Fakat

* * *

Selim kendisine geldigi zaman amli Koruya inen yokusta olduklarinin farkina vardi.Yaninda Gntl
vardi. Ayse ve tekiler epey aralilarla arkadan geliyorlardi. Selim,yanindakinin Gntl oldugunu
anlayinca ilknce kizin sesine dikkat etti. Evet! Bu o gece, amli Koruda kendisine siirle hitab eden
sesti.

- Arasira amli Koruya gelir misiniz?, diye sordu.

- Hayir! Ilk defa simdi geliyorum.

Yalan sylyordu. Bu sesin sahibi amli Koruya hi gitmemis olabilir miydi? Selim sabirsizlanmakla
beraber bu vahsi kizi zorlayarak ondan bir sey grenmeye imkan olmadigini ok iyi seziyordu:

- Gntl! Bana en ok hosunuza giden siiri okur musunuz?, dedi.

Selim simdiye kadar ki konusmalarinda gerek Aydolu ile Nurkana, gerekse Gntlye hitab ederken,
adlarindan sonra hep hanim kelimesini de ekleyerek konusmustu. Bu seferki Gntl hitabi biraz tuhaf
buldu, fakat samimi oldugundan gen kiz yadirgamadi. Hatta gen kizlik psikolojisi iinde biraz hoslandi
bile. Yalniz, Selimin karakterinden hi umulmayan siir okumak teklifini garip bularak: Neden icab
etti?,diye sordu.

- Zaman zaman siir dinlemekten hoslandigim olur. Bunu da elbette siir zevki olanlardan dinlemeyi
tercih ederim. Ayse de evde o kadar mesgul ki, ona bu teklifi yapamiyorum. Zaten bu istek de bende her
zaman dogan bir sey degil

Gntl biraz dsndkten ve eliyle salarini o zarif hareketle dzelttikten sonra ahenkli sesi ve dzgn
syleyisle bir siir okumaya basladi:
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmis;

Bir haz ki hayalden bile stn ve derinmis.

Gkten gelerek gnlne rzgar gibi inmis,

Bir sir ki bu,lsen bile asla aamazsin

Anlatmasi imkansiz olan yle bir an ki,

Hlyadaki ses varliginin gayesi sanki

Bak emrediyor: Daldigin alemden uyan ki,

Mutlak seveceksin beni,bundan kaamazsin

Siiri dinlerken, kizin sesinin, karanliktaki sesin ahengine benzeyen gzelliginden sarhos olan Pusat son
misrai dinleyince yildirimla vurulmusa dnd ve izdirabini belli etmek istemeyen bir yarali gibi bakarak:

- Bu siir kimin?,diye sordu.

Gntl en tatli glmseyisle bakiyordu:

- Bilmiyor musunuz?

- Bilsem sorar miydim?

Gen kizin glmseyisi dudaklarinda snd:

- Bu siir sizin degil mi?

Pusat hayretle durarak Gntlye dnd:


- Benim mi? Ne zaman yazmisim?

Kizin gzleri vahsi pariltilarla isildamaya baslamisti. Selim, ok iyi tanidigi bu pariltilara
bakarken, bakip da unutulmus bir noktayi zmek iin bir ruh kasirgasinda bunalirken, Gntl, o geceki
grnmeyen kadinin sesiyle cevap verdi:

- Unuttugunuza gre bin yil nce yazmis olacaksiniz.

Bin yil Selimin beynindeki karanlik yer aydinlaniyor gibiydi. Ben bin yildan beri yasiyor
muyum? diye dsnd. Bu korkun bir seydiYanindaki kiz tipki bir byc gibi onun aklindan
geenleri anlayarak cevap veriyordu:

- Evet! Bin yildan beri yasiyorsunuz. Hatta belki de iki bin yildan beri Metenin, askerlerini
sadakat sinavinda geirmek iin sevgililerine, nisanlilarina, eslerine ok atmalarini emrettigi ve byk
sevgileri dolayisiyla ok atmayanlari idam ettirdigi zamandan beri

Bu szler ve bu ses Selimin btn gcn, hatta iradesini alip gtrmst. Cevap
veremiyordu. Dsnemiyordu da

Ne kadar srdgn kestiremedigi duraklamasi gen kizin Yryelim efendim demesiyle


sona erdi. Yokus bitmis,amli Koruya girmislerdi.

amli Korunun havasindan ok Selim zerindeki tesiri ve hatirasi kendisine gelmesine


yaradi. Tekrar askerlesmisti:

- Hayir! Bu siir benim degil, dedi.

- O halde belki benimdir.


Bu kiz, sanki Selime darbe stne darbe vurmak iin gelmisti. Bsbtn perisan olmamak
iin alayci tavrini takinmakta gecikmedi:

- Siz de bin yildan beri yasiyor musunuz?

- Niin olmasin?

Pusat, yznn kizardigini yanmasindan anladi. Kendisiyle egleniyor muydu? Bir ocukla
basa ikamamak, bir manganin hakkindan bir blkle gelemeye benziyordu. Fakat bu kadar nazik ve
terbiyeli bir kizin,ok sevdigi gretmenin kocasiyla eglenmeyecegi sphesizdi. yleyse o garip szlerle ne
demek istemisti? Alacagi cevaptan ok kizin sesini dinlemek ihtirasiyla sordu:

- Iki bin yil nce acaba ben neydim?

- Herhalde Metenin ordusunda bir subaydiniz.

- Bu szlerinizle bana seref veriyorsunuz. Metenin ordusunda subay olmak,olabilmek bir asker iin
gayelerin son siniridir

Pusat bu szleri syler sylemez,o grnmeyen esrarli kadinin, belki de Gntlnn,


kendisine tilsimli sesle siir okudugu tahta kanepenin nne gelmis olduklarini fark etti. Arkadan yavas
yavas gelmekte olanlari bekliyormus gibi durarak burada olup bitenleri yildirim hiziyla hatirladi.

O ses Sonra Leyla Leylanin o sese hi benzemeyen,sonra benzeyen sesi.. Prenses


Leyla Tahtin varisi olan Leyla En sonra Gntl Kendisinin iki bin yil nce yasadigini syleyen ve
simdi sesi,grnmeyen kadinin sesine tamamiyla benzeyen Gntl

Ayse ve tekiler yavas yavas yaklasiyorlardi. Yzleri neseli olduklarini anlatiyordu. Belliydi
ki,Kadriye Kozanli yeni bir fikra daha anlatiyordu. Onlar gelince Gntl ile olan bu korkun, fakat
byleyici konusmanin kesilecegini dsnen Selim, ikinin son yudumlarini iermiscesine ve artik iradesine
hakim bir halde,alayciligini takinarak sordu:
- Ikimiz de iki bin yil nce yasadigimiza gre o zaman da tanisiyor muyduk?

Gntl ayni esrarli ses ve ayni byk ciddiyetle cevap verdi:

- Elbette tanisiyorduk.

- Peki Ben o zaman da bir subaydim. Ya siz neydiniz?

Gntl, yirtici pars bakislarini Selime dikti. Onu rperten, hatta ildirtan bir eda ile,
saskinliktan basini dndren bir sogukkanlilikla cevap verdi:

- Ok atilmayanlardan biri

Pusat iin bir anda dnya karardi ve ondan sonra olup bitenleri artik hatirlayamadi.

14. BLM

Pusat o kadar imisti ki,dakikalar kopuk bir film gibi geiyordu. Bir yerdenbir yere nasil
geldigini hi hatirlamiyor,sonra suuruna hakim olarak ne yaptigini, nereye gittigini biliyordu. Daha sonra
tekrar karanlik basliyor, fakat Selim her seye ragmen amli Koruya dogru olan yrysn de
degistirmiyordu.

amli Koru bu aksam her zamankinden daha tenha idi. Leylanin gelecegini biliyordu. Bu bilis
telepatik bir olaydi. Sarhos oldugu zaman kendisinde grlrd. O kadar iyimserdi, Leylanin gelecegine
o kadar inanmisti ki, sirf bu inan kuvveti dolayisiyla Leyla buraya gelmeye mecburdu, Selim byle
dsnyordu.

Her zaman oturdugu, esrarli kadin sesini dinledigi siraya geldigi zaman bos oldugunu grerek
mitsiz ve ok aci bir glmseyisle evresine bakindi. Ayni zamanda Leylanin Nerede kaldiniz? Sizi
epeydir bekliyorum diyen sesiyle ayildi. Leyla sirada oturuyor ve kendisini szyordu.
Selim, Yanimdaki Leylayi gremeyecek kadar sarhos muyum? diye dsnd. Fakat
dsncesini daha ileriye gtrmeye zaman kalmadan ayaga kalkan Leyla, Pusatin koluna girdi ve
emreden bir sesle Beni evime gtreceksiniz dedi.

Ikinin tesiriyle Selimin bir garip isleyen beyni agrisimlar arasinda bunaliyor gibiydi. drt
gn nce liseli bir kiz, Gntl de ona hakim olmus, adeta iradesini elinden almisti. Simdi de ondan biraz
daha yasli bir gretmen kiz ayni seyi yapiyordu. O, yabanci bir kadin veya kizin,kendi koluna girmesinden
hoslanmazdi. Fakat Leylaya Kolumdan ik diyemiyordu. Nasil diyebilirdi ki? Leyla bir prensesti ve
tahtin varisiydi.

Dsncesi buraya gelince Selim gld ve Leyla bunu grerek sordu:

- Selim Beg! Siz glmesini sevmeyen bir insansiniz. O halde simdi durup dururken neye gldnz?

Selim soruya cevap vermeden konustu:

- Ya ben ocuklastim, yahut evremi falcilar,bycler,gelecegi bilenler kapladi.

- Bu falci yahut byclerden biri de ben miyim?

- Evet!

- Ne yaptim da bu iltifatlara mahzar oluyorum?

- Daha yeni tanistigimiz, tanismaya basladigimiz halde glmekten hoslanmadigimi biliyorsunuz.

Leyla bu cevapla sustu. Sonra birdenbire:


- Ya teki falci kim?, diye sordu. Ikinin Selimdeki tesiri azalmisti. Hibir seyden ekinmemek
huyu dolayisiyla aika cevap verdi:

- Isik Kizlardan biri

Bununla bu konusmanin burada kesilecegini saniyordu. Fakat Leyla devam etti:

- amli Korudaki ilk rastlayisimizda bir Kahraman Kizlardan bahsetmistiniz. Simdi de Isik Kizlar
mi ikti?

- ok keskin hafizaniz var. Tebrike deger. O gnk Kahraman Kizlarla simdiki Isik Kizlar ayni
sey.

Leyla bu aksam Selim Pusatin her zamanki kadar saglam iradeli olmadigini sezdigi iin onu
zorluyordu:

- Isik Kizlardan biri sizin hangi gizli tarafinizi kesfetti?

Selim parlar gibi oldu:

- Acaba yeniden bir harb divani karsisinda mi bulunuyorum? Bu ahret sualleri neden icab ediyor?

- Siir kadar gzel bir kizin sizdeki tesirini grenmek istiyorum.

- Siir kadar gzel oldugunu nereden biliyorsunuz?

- Siz sylemistiniz. Hatta o gece bana Sen siir kadar gzel degilsin demistiniz.
- Simdi ayni fikirde degilim. Sizi siirden daha ok gzellestirecek, bir imha savasi kadar
gzellestirecek sebepler var.

- Nedir?

- Prensessiniz ve tahtin varisisiniz.

Leyla, Selimin kolundan ikmisti. Bir apartimanin nnde karsi karsiya bulunuyorlardi. Pusat,
Leylanin evine geldiklerini farkederek:

- Hanzade Sultandan msaade rica ediyorum, dedi ve gzleri ona degdi. Bu cidden bir sultan yz
idi. Olaganst bir asalet ve vekar iinde Selim Pusata bakiyordu:

- ok sey biliyorsunuz Yzbasim, dedi. Grlyor ki asil falcilik ve mehul bilis sizde imis. Bu
sebeple gitmeden nce sizinle biraz konusmam gerekecek. Buyurun.

Selim sarhos oldugunu dsnerek ve sirf saygi dolayisiyla bu gece bu eve girmek istemiyordu:

- Msaade edin. Baska bir gn geleyim, dedi.

Leylanin yz sertlesmisti:

- Size emrediyorum. Simdi geleceksiniz, diye karsilik verdi.

Pusat, Leylanin bu kisa emrini dinlerken askerlikten kalmis bir aliskanlikla esas durusa
gemisti. Leylanin dairesine girdiler.
Disaridan herhangi bir ev gibi gzken bu daire prenseslere yakisan sahane bir konakti.
Esyalar ve onlarin dzenlenislerindeki gzellikle zenginlik gz kamastiriciydi. Yaslica, din ve sevimli bir
kadin Hos geldiniz beyefendi dedikten sonra Leylaya dnerek:

- Bir emriniz var mi arslanim diye sordu. Selim ka gndr sasilacak o kadar seylerin ortasinda
yasiyordu ki, bir gen kiza arslanim diye etmekteki garabet dikkatine arpmadi. Yahut arpti da bir
sultan karsisinda bulunmasinin verdigi duygu o garabeti rtt.

- Bize ay demle kalfacigim. Misafirimiz Selim Pusat Beg bir yzbasidir. gretmenim Ayse Hanim
da kocasidir.

Selim, kendisine kalfa diye hitap edilen bu hos kadinin arkasindan dikkatle bakti. Onun
merakini anlayan Leyla, odadan ikan kalfayi anlatti:

- Glsafa Kalfa benim dadimdir. Fakat aslinda her seyimdir. Beni byten odur. Annem ldg
zaman on yaslarinda idim.

- Ya babaniz?

- Onu ancak resimleriyle tanidim.

Selim Pusat, kendisinden birka rtbe stn bir komutanin karsisinda duyulan ekingenligi
duyuyordu. Leyla yahut Hanzade bu gsterisli odanin iinde tam bir prensesti ve kendisine hakimdi.
Durusu,bakisi ve konusmasi o kadar stnd ki, Selim sormak istedigi birok seyi soramayacagini
anlamisti. Fakat pervasiz bir insandi. Hele ekinme duygusunun varligini kaplamasi ona sikinti verir, bu hali
korkaklik sayardi. Korkaklik ise igrendigi seydi. Askeri bir saygi iinde:

- Prenses, dedi. Adiniz Hanzade oldugu halde niin kendinize Leyla dedirtiyorsunuz?

- Adim Leyla Hanzadedir. Gze batmayacagi iin birincisini kullaniyorum. Siz de beni byle biliniz
ve byle hitab ediniz. Fakat bu Hanzadeyi kimse bilmezken siz nasil grendiniz Selim Beg?
- Sizi rkten o mendeburdan grendim.

Leylanin yznden bir tiksinti rzgari geti:

- O bir ajandir ve iblisten daha kurnaz daha tehlikeli bir adamdir.

- Ajan midir? Kimin ajani?

- Kesin olarak bilmiyorum. Fakat herkesin ajani olabilir. Yabancilara da hizmet edebilir. Iki tarafli
da alisabilir.

Selim saskinliklar iindeydi. Yek melununa ikistigi o gece Leyla benim szlerimden
degil,zevkinin ve heyecaninin byklgnden rkyor. Ona harekete gemesini tavsiye ediyorum. nk
tahtin varisidir. demisti. Bunlari hatirlayinca Pusatin beyni allak bullak oldu. O zaman bir ilginin
tekerlemesi diye aldigi bu szler demek dogru idi. Fakat bir kadin ,tahtin varisi olabilir miydi? Hele
Osmanli Hanedani erkegi, kadini ile memleketten ikarildiktan sonra Leyla nasil oluyordu da burada
kalabiliyordu?

Ayni askeri saygi iinde yeniden sordu:

- Sizin bir prenses oldugunuz hakkinda en kk bir sphem yok. Fakat nasil oluyor da kanunlara
ragmen burada kaliyor ve yine nasil oluyor da erkek olmadiginiz halde tahtin varisi oluyorsunuz?

- Selim Beg! Osmanli Tarihini syle gerilere dogru bir dsnnz. Tahta gemek ugrunda,yahut
taht iin tehlikeli olduklarindan dolayi yzlerce sehzade can vermisti. Can verenler arasinda mesru olanlar,
tahtin sahibi bulunanlar vardir.

- Ben Osmanli Tarihinin yalniz bym meydan savaslarini biliyorum. Bu sylediklerinizle ne demek
istediginizi anlamadim.
Leyla canlandi. Selime simdi ok gzel gzken gzlerini dikerek anlatmaya devam etti:

- Yildirim Bayeziddan sonraki sehzadeler kavgasini biliyorsunuz. Byk sehzade Sleymandi ve


mesru hkmdar oydu. Fakat kardesleri tarafindan ldrlnce zavalli, padisahlar listesinden bile silindi.

- Evet. Bu kadarini biliyorum

- Simdi biraz daha sonrasina gelelim: Kanuni Sultan Sleymanin byk sehzadesi bir Mustafa
vardi. Yavuz Sultan Selim apinda birisiydi. O da trl tezvirata kapilan babasi tarafindan acikli sekilde
ldrld. ldrlmeseydi tahta o geecekti.

Leyla sustu. Selim, sz tamamladi:

- Fakat ld

Leylanin yznde g anlasilan bir aci ifade vardi:

- Sehzade Mustafa ld, ama onun kk bir oglu cellatlardan kurtarilarak yasadi. Sehzade
Mustafanin en sadik iki adami onu byttg gibi sehzadeye sadik yz binlerce insan da onu servete
bogdular. Sadakatin derecesini dsnn ki, bu yz binlerden bir teki bile bildigi korkun sirri aiga
vurmadigi gibi serveti idare edenler de onun bir tek akasina dokunmadilar. Sehzade Mustafanin bu gizli
oglunun adi Sleymandi. Fakat adamlari Onu mutlaka tahta geirecegiz diye and itikleri iin kendi
aralarinda adi Mutlak olarak kaldi ve benim bugn kullandigim soyadi da bu drt asirlik yeminden
ikti

Selim, Leylayi peri masali dinleyen bir ocugun safligiyla dinliyordu. Leylanin sesinde ve
gzlerinde o kadar inandirici bir kuvvet vardi ki, Selimi tesiri altina aliyor, fakat simdi iyice ayilmis olan
Selim hibir aigi kairmadan soru sormak firsatlarini kullanmaktan geri kalmiyordu:

- Drt asirdan beri aileniz gizlilik iinde mi yasadi? Hibir zaman harekete gemedi mi?
- Gizlilik devam etti. Fakat bizden sphe de devam etti. Yalniz bir defa, Sultan Ibrahimin hibir
ocugu olmadigi yillarda hareket tasarlandi,sonra onun da ocuklari olunca bundan vazgeildi ve
dedelerim bazen devlet hizmetinde, bazen yksek kademelerde, bazen orduda hizmet ederek birer birer
dnyadan ekildiler. Ben Sehzade Mustafanin on birinci kusaktan torunuyum. Benimle bu aile bitiyor.

- Siz gen bir kizsiniz. Osmanli Hanedaninda tahta bir kadinin getigi grlmedigi gibi bunun
dsnlmesine de imkan yoktur. Bu takdirde tahta diger kollardan gelen sehzadelerin gemesi mesru
sayilmaz mi?

Leyla, eve geldiklerinden beri ilk defa glmsedi:

- Osmanli Hanedaninin ananesinde tahta kadin geemez diye bir husus yok. Tahta daima byk
evladin gemesi nizami var. Osmanlilar disindaki Trk Hanedanlarinda ka kadin hkmdar gelmistir.
Osmanlilarda da gelebilirdi. Gelmeyisi bir tesadf ve seriatin zamanla sapmasi yzndendir. Zaten benim
taht zerinde iddiam olamaz. Bir kere artik taht kalmamistir. Geri gelmesine de imkan yoktur. Benim
kaybolan hakkim taht degil, hakiki hviyetimi sylemekten mahrum kalisimdir.

Selim, kurmay adayliginin verdigi hizla muhakeme aliskinligi ile, kendisine anlatilanlari
degerlendirdi ve artik kendisinde saskinligin,sasirmisligin zerresi kalmadigi iin Leylaya sordu:

- O mendeburun ajan oldugunu sylediniz. O da sizi harekete gemek iin kiskirttigini iddia etti.
Iblis kadar kurnaz dediginiz bu ajan,tavsiye ettigi hareketin hibir akis uyandiramayacagini, sizin byle bir
harekete girismeyeceginizi dsnemez mi? Ondan niin byle ekiniyorsunuz? Sizinle tanistigimiz gece
agliyordunuz. Neden?

Leylanin gzlerinde byk bir kinin isiklari parladi:

- Babam tabii lmle lmedi. ldrld. Yurt disina ikarilan Osmanli sehzadelerinden ikisiyle
temas onu sphe altinda birakti. Geri o sehzadeler babamin kim oldugunu bilmiyorlardi,ama bundan hem
hkmet kuskulandi, hem de yabanci bir devlet babamin gerek hviyetini tesbit etti.

- Ne ikar? Bu yzden niin ldrsnler?

- Babam ayni zamanda mehul, fakat byk bir hukukuydu. Petrollerin byk kismini verasetle
eline geirecekti.

- Byle olunca teki sehzadelerin de ortadan kaldirilmasi icab etmez mi?

- Hayir. Onlar byk maddi zaruretler dolayisiyla ve bazen da aldatilarak hisselerini yok pahasina
elden ikardilar. Babamin maddi ihtiyaci olmadigi iin direndi. Reddolunamayacak tarihi kayitlari,
vesikalari buldu.

Selimin akli yeniden karisir gibi oldu:

- O halde sizin de hayatinizin tehlikede olmasi icab eder.

- Belki. Fakat ben btn tedbirleri aldim. Vesikalar kimsenin bilmedigi bir yerde sakli oldugu gibi
bana da bir suikast yaparlarsa bunun kimler tarafindan yapilmis olacagina dair hakimleri inandiracak
bilgiler, dosyalar, hatta fotograflar emin bir yerde durmaktadir. Gerektigi zaman bunlari ortaya ikaracak
cesur insanlar var.

Arada uzun bir sessizlik oldu. Sonra Leyla yeniden konustu:

- Kiralci oldugunuz iin basiniza gelenleri sizin kadar biliyorum. Bu yzden size yakinlik ve saygi
duyuyorum. Aksamlari bazen tek basima dolasmam bir ruh sporudur. Babamin nasil acikli bir sekilde
ldrldgn annemden o ocuk yasimda dinledim,annem de bu kederle ldg iin o irkin ajana karsi
da mthis bir kin duyuyorum. Beni kandirip mnasebetsiz taht davasina srkleyecegini ve bylece yok
edilmemi saglayacagini umarak pesimde dolasiyor. Yzbasim! Dadimi saymazsaniz ben yalniz bir insanim.
Arkadas evrenize ve evliliginize ragmen siz de yalniz ve kimsesizsiniz. Onun iin sizinle konusmaktan
zevk aliyor ve beni ele vermeyecek bir sirdas oldugunuz iin de ok deger veriyorum. Arada bir bana
gelirseniz ok memnun kalirim. Zannedersem siz de bahtiyar olusunuz.

Leyla son szlerini kesin bir hkm seklinde sylemisti. Dogru idi. Leylanin anlattiklari
kendisini bunaltmisti. Fakat yine de sebebini bilmedigi bir bahtiyarlik duyuyordu.

Geldi geleli ilk defa evresine alici gzyle bakti. Bir milyonerin evindeydi. Aklina ok mhim
bir sey geldi. Tam bunu Leylaya sylemeye baslayacakti ki Glsafa Kalfa, tekerlekli ay masasi ile
odaya girdi.

15. BLM

Selim sikintilar arasinda bunaliyordu. Tarihi bir sirri grenmek veya bir prensesin tehlikeler
ortasinda yasadigini bilmenin kendisini bu kadar bunaltmasini bir trl anlamiyor, mana veremiyordu.
Hayatinda zaten huzur diye bir sey tatmamisti ama bu kadar bezginlik ve bunalim da grmemisti. En agir
iftiralara ugradigi zaman bile,niformasini biraktigi zaman bile byle olmamisti.

Huzur ariyordu. Broda artik eskisi kadar verimli olamadiginin farkindaydi. Inceledigi evrak
zetlerinde, fislemelerde gln yanlislar yapmaya baslamisti. Halbuki is arkadaslari nasil bir gnl
rahatligi iindeydiler. Bunlar neden byle kaygisiz diye dsnd? Yoksa tasavvuf mu onlara bu ruh
skununu veriyordu? Birdenbire,yanindaki masada oturan Osman Fiserin, sanki dsncelerini anlamis
gibi kendisi ile alak sesle konusmaya baslamasi Selim Pusatin dsnce zincirini kesti:

- Bir satir su kagittan mana ikarip zetini yapmaya alisiyorum. Iki defa,yaptigim fisi yirttim. Galiba
siz de ayni durumdasiniz. Halbuki arkadaslarimizda hi de byle bir kaygi yok.

- Vazife duygulari mi eksik?

- Hayir, hayir! Onlar zaten bunun vazife olduguna inanmis degiller ki..

- Neden kaygisizlar?

- nk btn bu yaptiklarinin bir kuruntu ve hayal olduguna geici,aldatici ve degersiz olduguna


inaniyorlar.

- Bunlar deli mi?

Osman Fiser kt kt glmsedi:


- Timarhane disindaki deliler Bunlar tasavvufa inanmislar. Olgun insan olmaya, Allahla bir
olmaya alisiyorlar.

Pusatin kaslari atildi:

- Allahla bir olmak mi? Bu da ne demek?

- Yani Allahin varligi iinde erimek istiyorlar

- Huzur iinde yasamalari bundan mi ileri geliyor?

- Tabii

Selim Pusat basini nndeki kagida egip konusmayi kesmekle beraber tasavvufun insana huzur
verdigini yeniden isiterek baska hayallere kaptirip kendini koyuverdi.

O aksam yenip yenip Tosun yattiktan ve Ayse alisma masasina oturduktan sonra bir sey
dikkatini ekti. Selim bu gece, byk odada adeti olan gezintiyi yapmiyor, bir koltuga yaslanip gzlerini
kitaplara dikmis olarak dsnyordu. Selimin bu halini ilk defa gryordu. Belki fazla yorgun oldugu iin
dinleniyordur diye birazdan gezinmesine baslar diye dsnerek vazife tashihlerine basladi.

Gz duvardaki saate degdigi zaman kirk dakika gemis oldugunu anlayarak kocasina bakti.
Hala kipirdamadan oturuyor ve Ayse bundan emindi- grmeden kitaplara bakiyordu. Ne
dsnyorsun? yahut Yorgun musun? diye sormak Selimi kizdirirdi. Ayse bu yola girmeden onu
konusturmak iin bir are dsnd. Fakat onun kagitlardan bas kaldirdigini gren Pusat,sz aarak
Ayseyi dsnmekten kurtardi:

- Su tasavvuf denen sey nedir?

Bu soruyu kocasindan daha nce de bir defa isitmis olmasina ragmen Ayse saskinliktan
elindeki kalemi masaya dsrd. Dnyada askerlikten baska her seyi reddeden, hele felsefe, tasavvuf,
hukuk gibi konulari lzumsuz ve sama bulan Selimin bu soruyu sormasinda mutlaka mhim bir sebep
olacakti. Geenlerde yine sorduguna gre ilgilenmesinin ciddi bir sebebi olmaliydi. Bu sebebi
grenemeyecegini Ayse ok iyi biliyordu. Yapilacak sey onunla konusarak ruhunu derinliklerine
inmek,bylece bir ip ucu yakalamakti. Acaba kocasi hayatla ilgilenmeye mi basliyordu? Ayse geen sefer
oldugu gibi yine iinde bir sevin duydu ve yine geen seferki cevabi verdi:

- Tasavvuf bir nevi din felsefesidir.

- Yani?

- Yani din duygusunu ve dsncesini dinin anlattiklarindan daha ileriye gtrerek ruhlari doyurup
kandirmak sistemidir.

Selim, gzlerini yine kitaplara dikerek biraz dsndkten sonra sordu:

- Tasavvuf, dini inkar mi eder? Yahut basit ve eksik mi bulur?

- Ne inkar eder, ne de eksik bulur. Yalniz,olgun insanlarin dindeki hakikata tasavvufla erisecegini
iddia eder.

- Su halde, kesin ve sasmaz kaideler sistemi olmasina ragmen din herkes tarafindan baska trl
anlasiliyor demektir.

- Tabii.. Mezhepler neden dogdu? Bazen bir dinin iki mezhebi arasindaki arpisma,iki ayri dinin
arpismasindan ok sert ve kanli olmustur. Mslmanlikta Snnilerle Siilerin; Hiristiyanlikta Katoliklerle
Protestanlarin savaslari ne kadar kanli ve kiyicidir. Tasavvuf bunlarin nne gemek iin alismistir.

Selim, bazi konulari ilk defa grenen bir grenci meraki iinde dinliyordu. Isittikleri o kadar
yabanci geliyordu ki, Aysenin her cmlesi iin birka soru birden sormak istiyordu. Fakat onun
sormasina imkan kalmadan Ayse devam etti:
- Tasavvuf da birok kollara ayrilmis ve bunlar kendi aralarinda mcadele etmistir ama bu
mcadele fikir alaninda kalmis,byk mutasavviflar, ayri sistemlerine ragmen birbirlerine saygi
gstermistir.

Selim hala kavrayamamisti:

- Rica ederim. Tasavvufun temelini kisaca syler misin?, diye sordu. Ayse bsbtn canlanmisti.
Anlatmaya basladi:

- Tasavvufun esasi kainatin Tanridan ibaret oldugu, her varligin , her seyin bu Tanrinin bir
tecellisinden, grnsnden ibaret bulundugu dsncesidir.

- Mutasavviflar bu byk hakikati nasil kesfetmisler?

Selim bu soruyu alay etmek iin degil, ciddi olarak soruyor ve alay etmedigi iin Ayseyi
hayretler iinde birakiyordu. Szlerine devam etti:

- Bunu akilla degil, sezgi ile bulmuslardir. Tanri gibi sonsuz ve byk bir varligin akilla anlasilmasina
imkan olmadigini kabul etmislerdir.

Selim derhal itiraz etti:

- Fakat bununla dinin disina iktiklarinin farkinda olmamislar midir?

- Din bilginlerinden bazilari mutasavviflarin dinsizligini ilan etmistir. En byk mutasavviflardan


bazilari bile bu sulamadan kurtulamamistir.

- Mesela kimler?
- En basta Muhyiddin-i Arabi ve Mevlana

Selim Pusat, Mevlanayi isitmisti. tekini ilk defa duyuyordu. Sz uzatmamak ve Ayseyi
yormamak iin kisa kesti:

- Bana tasavvuf hakkinda kitap veya makale verebilir misin?

Ayse yerinden kalkti. Kitap raflarinin bir blm nnde durarak birka kitap ekip baktiktan
sonra Selimin nne iki cilt birakti:

- nce bu ansiklopedideki tasavvuf maddesini oku. Zihninde bir sema kurulsun. Sonra da bu kitabi
oku. Tasavvuf hakkinda en iyi zettir. Bunlardan sonra lzum grrsen daha baska kitap ve yazilari da
veririm dedi.

Saat gece yarisini gsterir ve Ayse yatmaya hazirlanirken Selim Pusat hala okumakla
mesguld. Ayse onun,bir huzur olmasa bile,skun iinde oldugunu anlayarak memnun olmustu. Bundan
dolayi odadan ikarken onun skununu bozmamak iin bir sey sylemedi ve Selim de Aysenin iktiginin
farkina varmadi.

Saatler geiyor, bunun farkinda olmayan Selim, Aysenin verdigi yazilari okuyordu. mrnde
ilk defa, askerlik disindaki bir konuya bylesine merak ve ilgiyle dalmisti. Masal okuyan bir ocuk gibiydi.
Bir aralik, okudugu kitap kendisini Hallac-i Mansura getirdi. Hallac-i Mansur, Enel-Hak dedigi iin
iskenceyle ldrlrken kendisini ldrenler iin Tanriya yalvariyor ve syle diyordu:

Onlari bagisla. Beni bagislama. Madem ki benim insanligimi kendi Tanriligin zerindeki hakki
ile,benim sana kavusmama bylece sebep olan bu insanlari senin d yargilamani istiyorum.

Mansuru paraladilar. Her parasindan Enel-Hak feryadi ykseldi. Yaktilar. Klleri


Enel-Hak diye bagirdi. Kllerini irmaga attilar. Irmak Enel-Hak haykirisiyla doldu

Buraya gelince Selim Pusat kitabi kapatip masaya itti.


Sabah oluyordu ve byk odada hala isik yandigini gren Ayse kalkarak kapiya kadar
gelmisti. Uzaktan Selimin yzn kontrol ettigi zaman fke ve buhran izi grmedi. Fakat kitabi masaya
itisinde sert bir tepki oldugu belliydi. Selim kitabi yle birakmazdi.

Birdenbire gz gze geldiler. Ayse kocasini gzetleyen ve su stnde yakalanan bir kadin gibi
sasirarak sordu:

- Nasil buldun?

Selimde bos seylerle ugrasmaya zorlanmis bir insanin aksiligi vardi. Azarlar gibi cevap verdi:

- Senin din felsefesi dedigin sey bu deli samalari mi?

Ayse daha da sasirdi:

- Neresi sama?

- Neresi degil ki? O Hallac-i Mansur denilen zipira siz byk adam byk mtefekkir diye mi
bakiyorsunuz?

- Byk inan sahibi

- Neyin inanci?.. Kendisini Tanri ile bir tutuyor ve Tanri zerindeki hakkindan bahsediyor.
Enel-Hak demenin bir manasi da ben Tanriyim demek degil mi? Timarhaneler Tanrilik, peygamberlik,
padisahlik taslayan ilginlarla doludur. Bu da onlarin disarida kalmis bir numunesi olacak!..

- Asirlardir Hallac byk mutasavvif ve byk inan sahibi olarak taninmis ve herkes tarafindan
yle kabul edilmistir
Aysenin sz yarida kaldi. Selim bu herkesten igreniyor,herkes tarafindan kabul olunan
dsncelere tahamml edemiyordu.

- Senin herkes dedigin kalabalik, iinde cahilleri,hainleri,budalalari bol bol barindiran bir kuru
grltdr. Herkes kabul etti diye ben de bu hezeyanlari kabul mu edecegim? Herkes Meryem Ananizin
bakire olarak, hibir erkekle temas etmeden ocuk dogurdugunu da kabul eder. Herkes Isanin hem
Tanri hem de Tanrinin oglu oldugunu da kabul eder. nk herkes dedigin sey bir hayvan srsdr.

Selim sustu ve basini teye evirdi. Aysenin gzleri hafife nemlenmisti. Selim,kendisinin
tasavvufa ve dine inandigini bildigi halde bu tahkir tufanini yagdirirken Ayseyi ayirmamisti. Birka gndr
hayata dns, anormal havadan siyrilis diye mit ve sevinle baktigi davranislar bitmis, bir lastik gibi
gerilerek saplanip kaldigi noktadan uzaklasan Pusat,yine lastik hizi ve sertligiyle baslangi noktasina
gelmisti.

Ayse zgn ve kirgin ekildi. Kahvalti hazirlamaya basladi. Ilk defa, iinde mitsizlige benzer
bir eziklik duyuyordu. Simdiye kadar Selimin normale dnecegini umarak byk bir sebatla ugrasmisti.
Artik anliyordu ki, bu ugrasmalar bosunadir. Selim her zaman sert ve fkeli olmakla beraber Ayseyi
kirmiyor , hatta kirmamak iin dikkat gsterdigi anlasiliyordu. Halbuki bugn bu kaide bozulmus, Selim
umumi tarif iinde Ayseyi de ayirt etmeden hakaret yagdirmisti.

Gzlerindeki nem artti. Iki damla yas yanaklarindan asagi yuvarladi. Selim ise baslayali
beri,Tosuna bakmak iin sabahtan ikindi sonuna kadar gelmek zere tuttuklari kadin biraz sonra gelecek
olmasa bu yaslar grlesebilirdi de.

Selim de Aysenin zldgn anlamisti. Herkesi tahkir ederken Ayseyi de o herkesle esit
tutmak aklinin ucundan bile gememisti ama Ayse yle kabul etmisti. Bu szlerle seni kastedmedim
dese mesele bitecek, Aysenin zgnlg kalmayacak, hatta kocasindan byle bir sz isittigi iin bahtiyar
bile olacakti. Fakat ne tuhaf! Selim bunu syleyemiyordu. Yilardir hayat arkadasligi eden, en talihsiz
gnleri ancak birbirlerine dayanarak geiren bu iki kisinin hala karsilikli ailmamis taraflari vardi. Bu
ailmamislik yznden bazen szleri veya davranislari tam ziddi bir mana ile anlasiliyor,bu yanlis
anlayislar,hayatin ve ilelerin zehirle doldugu gnlleri bsbtn bunaltiyordu.

Selim bir iki defa, Aysenin yanina giderek deminki szlerinde onu hedef alan hibir taraf
olmadigini sylemek iin davrandi. Fakat davranmasiyla iskemleye ivilenmesi bir oldu. Sanki
grnmeyen bir kuvvet omuzlarina bastirarak onu kalkmaktan alikoyuyordu.
Tosunun uyanmis oldugunu annesiyle konusmasindan anladi. Bu,onun iin erken bir kalkisti.
Belki de demin Ayseye yksek sesle syledigi szlerden uyanmisti. Byle dsnnce Selim bu sefer
kendisine kizdi. Bir insanin kendisine kizmasi kadar yipratici sey pek azdi. Zaten Selim yillardir
yipraniyor,yipraniyordu. Bu yipranis,herkeste tabiat kanunlarina uyun olan yipranistan bsbtn baska bir
seydi. Bunaltici bir duygu idi. Kimseye, Ayseye bile bunaliyorum diyememek ise ayri bir dramdi.

Yznn yanmaya basladigini hissetti. Gzlerini,maksatsiz bir sekilde odanin iinde gezdirdi.
Sonra bir yere takilarak ylece kaldi. Baktigi yerde arkadasi Serefin resmi vardi. Harb Akademisinde
okuduklari sirada ekilmis niformali bir resim

Seref de kendisi gibi,askerligi inan olarak kabul etmis canli bir yzbasiydi. Fakat kendisine o
unutamadigi kisa mektubu yazarak hayatina son verdikten sonra bu fotograf Selime canli degil,hznl bir
insanin resmi gibi gelmeye baslamisti.

Tiyatro bitti. Beklemeye lzum grmyorum. Bu basit bes kelimede neler , neler sakliydi!
Selim,arkadasini unutamiyor, fakat daima karsisinda bulunan resme bakinca gz yaslarinin akmasindan
korkuyordu. Simdi adeta farkina vermeden gzleri resme takilmis,takilinca da artik ayiramaz olmustu.
Gzlerini ayirmayi arkadasina saygisizlik sayiyordu.

Selim bir teki hayata inanmiyor, Serefin artik bir sey duymadigini, duymayacagini biliyor,
fakat hatiralara saygi gstermenin insanlari insan yapan bir stnlk oldugunu da kabul ediyordu.

Gzleri Serefin resmine takilinca btn o ileli gemisi yeniden yasar gibi oldu. Seref kimsesiz
yasamis ve kimsesiz oldugu iin insanlarin fenaligindan kurtulmak zere hayatina son vermisti. Selim
yeniden dsnd: Ayse ile Tosun olmasa ben de ayni seyi yapar miydim? Ona ne sphe? Belki Seref,
insanlardan benim igrendigim kadar igrenmemisti. Acaba yasasaydi avunur muydum, yoksa onu grdke
hayatin acisini daha mi ok duyardim?

Bunlar Selimin aresiz kaldigi zamanki dsnceleriydi. Yine beyninden yildirim hiziyla
dsnceler gemeye baslamisti. Ne tuhaf!.. Bu dsnceler sanki dsnce degil de, kendisine seslenilen
szlerdi. Birisi Dogru yapmadin diyor gibiydi. Evet, Ayseye karsi demin dogru davranmamisti.

Birden, Serefin resmine daha dikkatle bakti. Daima hznl grmeye alistigi bu fotografta
simdi Seref hazin bir glmseyisle kendisine bakiyordu. Halbuki o resimde Seref, aslinda gayet ciddi idi.
Gzlerini btn dikkatiyle resme dikti ve Seref, basini, bunu dogru yapmadin manasina gelen bir hareketle
salliyor gibi geldi.
Ieride kahvalti sofrasi hazirlanmis, Ayse, Selimi agirmak zere kapiya gelmisti. Onu o halde
grnce yeniden sasirdi ve adeta rperdi. nk Selimin sert bakislarla karsiya dikilmis gzleri yasliydi.
Ayse onun nereye baktigini bilmiyordu. Aglamak da hayata dnmenin isaretiydi. Simdiye kadar onun
gzlerinden yas aktigini bir defa bile grmemisti.

Birden, gnlndeki kederin bosaldigini fark etti ve Selimin o sekilde grlmekten


hoslanmayacagini bildigi iin bir sey sylemeden yavasa ekildi.

16. BLM

Selimin basi garip bir sekilde agriyordu. Buna agri demek bile yerinde olmazdi. Anlatilmasi
g bir seydi. Nereye baksa Gntlnn gzlerini gryor, onu ok iyi tanidigini biliyor, fakat kim
oldugunu bulup ikaramiyordu. Iinde yzyillarca nceki bir zamanin duygusu vardi. Deliriyor mu idi?
Yoksa o ince ve gzel grns altinda Gntl m korkun bir ilgindi? Neden iki bin yil nce
tanisiyoruz demisti? Neden kendisinin ok atilmayanlardan birisi oldugunu sylemisti.

Bu yle berbat,o kadar yipratici bir duygu idi ki,buna hibir yrek dayanamazdi. Selim,
kurtulus yolunu ikide buldu. Ayse olmadan imek mutadi degildi. Bu tatil gnnde Ayse,Tosunu da
alarak bir akrabaya gitmisti. Selim bir iki saat daha bekleyemeyecegini anladi ve artik tek tesellisi haline
gelen ikiye el atti.

Asiri gidiyor, bilerek ok iiyordu. Yukarilardan, her yerden kendisine bakan Gntlnn
gzlerinden kurtulmak, onunla ne zaman tanismis oldugunu bulamamaktan dogan sikintiyi atmak iin
durmadan iiyordu.

Istedigi oldu. Kendisini rahatsiz eden yesil gzler kayboldu. Iinde manasiz bir ferahlik,hatta
nese duydu. Aksam olmustu. Aklina amli Koru geldi. Sendelememek iin agir agir yryerek amli
Korunun yolunu tuttu. Neden oraya gittigini bilmiyordu. Orada Leylayi da grebilirdi. Halbuki Leyla
kendisini arasira gel diye evine agirmisti. Byle basi dumanli iken prensese gitmeyi dogru
bulmuyordu,ama amli Koruda ona rastlamayi ok istiyordu. Selim, Leylayi hatirlayinca bir bahtiyarlik
duygusunun kendisini sardigini hissetti.

Birdenbire, gittigi yolun amli Koruya sapa dsen bir yol oldugunu fark etti. Bu bir dalginlik
mi,yoksa baska bir sey mi idi? Yavas yavas evlerin seyreklestigini,bahelerin ogaldigini grd. Burasini
da taniyordu. Bu tanimanin da Gntly tanimak gibi mensei bilinmeyen bir iztiraba dnmesinden
korkarak dikkatle evreyi kollarken beyninde bir nokta aydinlandi,tanimisti. Nurkanin evinin nnden
geiyordu. Nereden tanidigini kestirecek durumda degildi. Kendisine nerede oldugunu tanitan sey
duydugu piyanonun sesiydi. Nurkan piyanoda stn bir ustalikla Eski Arkadaslar Marsini aliyordu.
Selim, o kizin isleyici gzelligini hatirladi. Tuslara vurduka Selimi kendisinden uzaklastiriyor,gemis
zamanlara,mitlerle dolu oldugu dnlere gtryordu. Sonra birdenbire dekor degisiyor,gznn nne
arkadaslari geliyor, daha sonra bu arkadaslar tek ehrede birleserek karsisinda yalniz Seref kaliyordu:
Tiyatro bitti. Beklemeye lzum grmyorum.

Pusat, kendisini mest eden mzigin geldigi evin bahe duvarina yaslanmis, yle dinliyordu.
Yavas bir sesle Neden beklemeden Seref, neden? diye sordu ve yeniden kendisini marsin sihrine
birakti. Seref aklindan asla ikarmadigi halde bu mars hi bitmesin diye dsnyordu. Fakat bitecekti.
Dnyada uzun sren bahtiyarlik var miydi? Iste sonuna gelmisti. Mars bitmek zere idi. Fakat,birden
fevkalade bir sey, adeta bir mucize oldu. Nurkan,sanki piyanosunun basinda, disaridaki adamin
gnlndekileri okuyormus gibi davranarak son notayi aldiktan sonra marsa yeniden basladi. Artik iyice
basmis olan karanlikta sevinten gzlerinin parladigi belli olmayan Pusat, iinden Nurkana tesekkr
ederken yine arkadasiyla Tiyatro bitsin. Beni yalniz birakmak dogru muydu Seref?

Gen kiz tuslara degil, sanki Selimin kalbine vuruyor, onu bu bedbahtlik anindan bahtiyarlik
gnlerine ykselterek elisik duygulara boguyordu.

Nurkan, piyanoyu konusturuyor, oldum olasi marslardan hoslanan Pusat bu aksam duydugu bu
zevki simdiye kadar tatmamis oldugunu anliyordu. Mzigin bu kadar tesirli olacagini hi tahmin etmemisti.
Yeniden sarhos oluyordu. Bu sarhosluk ikinin sarhosluguna hi benzemiyordu.

Birden kendisini Harb Okulundaki geit resimlerinden birinde sandi. Adini bildigi, yahut
bilmeyip de yzn tanidigi yzlerce arkadasiyla birlikte sert adimlarla yryorlardi. Bando Eski
Arkadaslar Marsini aliyor, onlar da dzgn diziler halinde resmi geit adimiyla ilerliyorlardi. Yol uzuyor,
bitmeyecek kadar ileriye gidiyordu. Sonra bandonun sesi kesildi. Fakat yrys devam ediyordu. Selim
iinde korkun bir sikinti duydu. Yaninda kimse yoktu. Arkadaslari kaybolmus, daha kts Nurkanin
piyanosu da susmustu. Bahtiyarlik uzun srmyordu. Basini piyano sesinin geldigi odaya evirdi. Oda
kapkaranlikti.

Yrmeye basladi. Sarhoslugu tamamiyle gemis, yerine manevi bir bitkinlik gelmisti. Birden
Ayseyi hatirladi ve onun kendisi yznden katlandigi sikintilari dsnd. Hayatinin arkadasiydi. Fakat
artik Selim ona zntden baska bir sey vermiyordu. Zavalli Ayse diye sylendi. Ben de Seref kadar
cesur olabilseydim.

Birden kaydi mi takildi mi,basi mi dnd,ne oldugunu anlamadan kendisini yerde buldu.
Herhalde basini sert bir yere arpmis olacakti ki, tepesinde bir aci duydu ve bir an iin kendisini kaybedip
kendine gelerek evresine bakindi. Gece olmasina ragmen biraz dumanli grdgn sezdi. Kalkmak iin
davranmaya vakit kalmadan gl iki kolun kendisini tutarak kaldirdigini grd. Hi de yabanci olmayan
bir ses:

- Gemis olsun yzbasim! Basin bir tasa falan gelmedi ya? diye sordu.

Pusat saskinliktan tekrar dsebilirdi. nk kendisini bu kadar kolaylikla kaldiran kuvvetli


kollarin sahibi su miyminti, mendebur Yekten baskasi degildi. Selim o siska ve irkin heriften o kadar
igreniyordu, ona o kadar kiziyordu ki, bu yardim dolayisiyla bile tesekkr etmek aklina gelmiyordu. Yek
de yine eski riyakar tavrini takinmisti:

- Zevklerimizde benzer noktalar varmis yzbasim. Bu sebeple ben de ok geceler Karahasanlarin


ksknn nnden geerim.

Melun yine zirvalamaya baslamisti. stelik,degil zevkte herhangi bir begenmede bile ona
benzemek Selimi delirtmeye yeterdi. Basindaki aciyi,yanagina dogru sizan kani unutarak kaslarini atti:

- Karahasanlar kim? Sende zevk olur mu ki, ortaklasa zevkimiz bulunsun?

Yek,adeti zere egildi:

- Aman yzbasim! Karahasanlari nasil bilmezsiniz? Piyanosunu mest olarak dinlediginiz dnya
gzeli, Karahasanlarin byk kizidir. Eski Arkadaslar Marsini aldi degil, inletti, dile getirdi desem kabul
etmez misiniz?

Selimin fkesi dagilmisti:

- Meger sen ne madenmissin? Eski Arkadaslar Marsini tanimak,ondan zevk almak , alani
bilmek

Yek igren sekilde glmsedi:


- Yzbasim! Dnya gzellerini tanimayi niin inhisariniza aliyorsunuz? Marslardan zevk almak benim
de hakkim degil mi? Marslar bize yasamak sevkini ve gururunu vermiyor mu? Meyhane musikisinden
zevksizler, tasavvuftan deliler hoslanir. Biz de askeri mzikten tat aliriz

Selim alayla sordu:

- Biz dedigin kim?

- Askerler

- Sen de asker misin?

- Elbette askerim. Size olan saygim nereden geliyor?

- Sen asker falan degil, sadece bir saklabansin. Askerim diye tek meslegi lekelemeye kalkarak beni
ileden ikarma. Haydi bakalim, soldan geri, mars!..

O zaman Pusati donduran bir sey oldu. Siska, kambur Yek sert bir hareketle esas durusa
geerek diklesti ve emir almis bir ast gibi emri askerce tekrarladi:

- Soldan geri mars edecegim komutanim!

Sert bir hareketle yine askerce geriye dnerek askeri adimlarla uzaklasti. Saskinliktan Selimin
dili tutulmustu. Bir ara Acaba hayal veya rya mi gryorum? diye dsnd. Degildi. Iste siska ve
kambur Yek hala karanliklar arasinda asker adimlariyla yryerek uzaklasiyordu.

Uzun bir zaman ona bakip karanliklar arasinda seemez olduktan sonra birden basinin acidigini
duyarak elini degdirdi. Parmaklarina biraz kan bulasmis, demek ki biraz nceki dss pek hafif olmamisti.
Iste yasamak denen bela buydu. Kendisini rahatsiz eden yesil gzlerden kurtulmak iin ikiye
sarilmis, Leylayi grerek bahtiyar olmak iin yola ikmis,yolunu sasirarak amli Koru yerine bilmedigi
sokaklara dalmis, birdenbire Eski Arkadaslar Marsini,hem de iki defa,en maharetli ellerden dinleyerek
mest olmus, fakat bu bahtiyarligina bile zehir katan Serefin hayaliyle konusurken , mars bitmis, nedense
yere dsms,kendisini de yerden dnyada en igrendigi yaratik kaldirmisti.

Bu kadar kisa sren bahtiyarlik bile sonunda bir tiksintiyle bitiyordu. Byle bir dnyada
yasamaya deger miydi? Ayse ile Tosun olmasa Onlari hatirlayinca eve yneldi. Artik sarhoslugu falan
kalmamisti. Cebri yrys denebilecek sekilde evine dogru gidiyordu. Evine gidecegi iin huzur bile
duyacakti ama olmadi iste O yere batasi melun kendisinin de asker oldugunu syleyerek Pusati
mukaddesatina svlms bir insanin fkesine bogmustu. Fakat esas durusuna geisi ve geri dns ne
kadar askerce idi!.. O zaman Leylanin szlerini hatirladi:

- O bir ajandir ve iblisten daha kurnaz, daha tehlikeli bir adamdir.

Birden kendisini ilginca bir fkenin kapladigini duydu ve Leylaya giderek onun hakkinda
tekrar konusmak ihtirasi iinde yandigini anladi. Fakat evine yaklasmisti. Sokak feneri altinda saatine
bakti. ok geti.

Ayse kendisini bekliyordu. Selimin yzndeki kan pihtilarini grnce endiseli gzlerle bakti ve
hemen pamuk,ispirto ve bant getirerek pansumanini yapti. Fakat hibir sey sormadi. Sofra kurulu
duruyordu. Ayse yemeden beklemisti. Selim, belki de mrnde ilk defa olarak,sirf Aysenin hatiri iin
sofraya oturdu. Yine hayatinda ilk olarak, kendisine sorulmadan kendisine ait bir seyden bahsetti:

- Nasil oldugunu anlayamadan dstm. Basim biraz kanadi.

Renginin soluklugu hafif bir dsmenin, biraz bas kanamsinin alametleri degildi. Bu gece
Selimde garip bir tutukluk vardi. Gzlerini bir yere dikerek uzun sre yle kalmasi, Ayseyi isitmeyisi bir
tuhafti.

Sofrada biraz oturdular. Bu bir yemek yeme degil, yasak savmaydi. Ayse,masayi toplamak iin
gidip gelirken Selimin kipirdamadan gzlerini diktigi noktaya bakti. Serefin resmiydi. Ii burkuldu.

Selimin arasira onun mezarina gidis,hem resmine israrla bakis nedendi? Yoksa o da Seref gibi
mi olmak istiyordu? Korkusu artti. Hayat onu kuruntulu yapmisti.
Bu gece grenci vazifelerine bakma isi yoktu. Sofrayi da o toplamisti. Yarin erken kalkma
mecburiyeti oldugu halde nedense Selimi o haliyle birakip yatmak istemiyordu. Iinde bir sikinti
duyuyor,bunu bir nseziye benzettigi iin endisesi artiyordu. Bir kitap alarak masaya geti. O kadar
zntl idi ki,masaya koyup szde okumak iin atigi kitabin ne oldugunu bilmiyordu.

Selimi kontrol ediyordu. O,gz hapsine alindigindan habersiz,bakislari Serefin fotografinda


oldugu halde heykel gibi duruyor,yasardigi arasira gzlerini kirpmasindan anlasiliyordu.

Bu tas gibi durus daha ne kadar srecekti? Acaba bir iztirabi mi vardi? Dsms, basi sert bir
yere gelmisti. Neden dsmst? Kendini bilmeyecek kadar sarhos oldugu zamanlarda bile dsmemis olan
Selime bu gece ne olmustu?

Agir agir da olsa dakikalar geiyor, Aysenin meraki ve sabirsizligi ogaliyordu. Her gece
byk kitap odasinda gezinen adamla bu geceki oturan ve gzlerini resme diken adam ayni kisiler olabilir
miydi? Bu degisiklik nereden geliyordu? Aysenin beyni dsnceler yigini iinde bunaliyor, aklina uzak,
yakin ne ihtimaller geliyordu. Onun byk bir kararsizlik iinde bocaladiginin farkinda idi. Bu bocalama
kt bir sey oldugu halde Ayse onun devamini istiyor, Selimin karara varmasindan ekiniyordu. Bir
sezgiyle,karara varirsa bunun ok kt bir karar olacagina inaniyordu.

Selimin bu durumu Ayseye tesir etti. O da gzlerini Serefin resmine dikti. nceleri grmeden
bakiyordu. Sonra grerek bakmaya basladi. Baktika resmin oraya ne zaman konuldugunu hatirladi. O
fotograflari Selimle ayni gn ektirmislerdi. Harb Akademisine girdikleri gnn hatirasiydi. Seref o
resimde tam karsiya degil de biraz yana bakmisti ve ciddi asker tavriyla duruyordu. Halbuki simdi resim
tam karsiya bakiyor gibiydi.

Ayse oturdugu uzak yerden herhalde yanlis gryordu. Fakat meraki da artmamis degildi.
Yoksa bu bir baska resim miydi? Ama nasil olurdu? Ayse onun altina yazilan ithafi bile hatirliyordu:
mitli yolun basinda arkadasim Pusata !

Ayse yavasa yerinden kalkarak kitabi yerine koydu. Serefin resminin durdugu masaya
yaklasti. Selim o kadar dalgindi ki hibir seyin farkinda olmadi. Ayse yandan dolasarak resimdeki yaziyi
okuyacak mesafeye geldi. Evet, ayni resimdi. Ithaf o ithafti. Birden iine hzn kt. mitli yol nasil
bitmisti! Birok mitler gibi iki gen subayin parlak istikballeri bir hi ugruna nasil heba olmus,heba
edilmisti!..
Ayse de gzlerini resme dikti. Yazi ve tarih ayniydi,ama bu resim o resim miydi? Buradaki
Seref, biraz yana bakan ciddi ve asker tavirli adam degildi. Buradaki Seref tam karsiya bakan,isin tuhafi
hznl gzlerle bakan bir insandi. Ayse, Serefin bu hznl bakislarini muhakeme ve hapis bittikten
sonra Selimi ziyarete geldigi zaman grmst.

Kocasina bakti. Gzleri hala resme dikiliydi ve onun bakislarinda hzn vardi. Yavasa
Selim diye seslendi. Hayret!.. Selim tas gibi durusunu asla degistirmemis oldugu halde yavasa Syle
Seref diye karsilik vermisti.

Aysede artik korku degil, i acisi vardi. Neredeyse gzlerinde yaslar bosanacakti. Gzleri
tekrar Serefin resmine degdi. Resmin gzleri nemli gibiydi.

Bu gzler Ayseye hafife glmsyor ve her seyini kaybetmis insanlarin kederiyle basini
salliyor gibi geldi.

17. BLM

Elini Selimin alnina koyan Ayse, kocasinin ok atesli oldugunu anlayinca aklina hemen dn
geceki dssten olabilecek bir beyin kanamasi geldi ve:

- Sana doktor agirmaya gidiyorum. Yanimizdaki sokakta iyi bir dahiliyeci var, onu getirecegim,
dedi.

Baska bir zamanda olsaydi Pusat birka derece atesle kendisi iin doktor getirmeyi kabul
etmez, Harb Okulunda 38 derece atesle talime iktiklari kis gnlerini hatirlayarak reddederdi. Bu sefer hi
cevap veremeyisi Ayseyi rktt. Acaba ok mu hastaydi da reddetmiyordu?

Aslinda Selimde kendisine ne oldugunu bilmiyor, yalniz,belki mrnde ilk olarak, enerjisini
kaybetmis oldugunu anliyordu. Hibir sey yapmak istemiyor, her seye karsi isteksizlik duyuyor, fakat
yatmakla da dinlenmis olmamanin sikintisi iinde bunaliyordu.

Tavana ve pencereden gge bakarak zamani ldrmeye ugrasirken Tosun ieri girdi ve
yasindan umulmayan bir ciddiyetle doktorun geldigini bildirdi. Selim, bir yabanci olan doktorun odaya
girip huzursuzlugunu arttiracagini dsnerek bu haberden hi hoslanmadi. Fakat yapilacak baska bir sey
olmadigi iin sessizce Gelsin diyerek gzlerini pencereye dikti ve yanina kadar yaklasip Gemis olsun
diyen doktora cevap vermedigi gibi yzne de bakmadi.

Doktor nce, adet oldugu zere atesine, nabzina ve tansiyonuna baktiktan sonra yatakta
oturarak sirtini ve ggsn byk bir dikkatle dinledi. Daha sonra da bazi sorular sordu. Bunlar her
hekimin her hastaya sordugu yoklama ve arastirma sorulariydi. Bunlar bittikten sonra durgun bir sesle:

- Bir seyiniz yok yzbasim, dedi.

Basi ates iinde yanarken bir seyin olmamasi tuhafti:

- Atesim ka? diye sordu.

- 39dan biraz fazla.

- Bir seyim yoksa bu ates ne oluyor?

- Uzvi olarak bir seyiniz yok demek istiyorum.

- 39 derece uzvi bir rahatsizliktan gelmiyor mu?

- Hayir.

- yleyse nedir?

- Ruhi
Selim Pusat hala doktorun yzne bakmiyordu. Onun cevabi zerine alayci tutumunu takindi:

- Sizin iin dahiliyeci demislerdi. Yoksa ruh doktoru musunuz?

- Ikisi de

- ok gzel! Atesimi 39 dereceye ikaran ruhi sebep nedir?

Doktor bu soru zerine, byk bir sogukkanlilikla, Selimin kanini donduran tek kelimelik, tek
hecelik bir cevap verdi:

- Ask!

Selim, mevzilendigi yerden hcuma kalkan piyade gibi siddetle dogrularak oturdu ve sirtini
yastiklara dayayarak sert bir bakisla bu acayip,hatta kstah doktora bakti. Fakat hibir sey gremedi.
nk o hizli kalkis gzlerini karartmis,bir an iin hibir sey gremez olduktan sonra etrafindaki esyayi
oynak ve bulanik bir halde grmeye baslamisti. Doktor ciddi ve skunetli bir sesle:

- Gzleriniz karardi degil mi? diye sordu ve cevap beklemeden devam etti. Ani kalkisla iyi
etmediniz. Tansiyonunuz ok yksek. Asabi menseli olan bu tansiyon normale dnnceye kadar sert
hareketlerden, fkeden, yorgunluktan kainacaksiniz.

Pusatin gz kararmasi tamamiyle gemisti. Fakat doktorun deminki ask teshisinin tesiri
gememisti. Yeniden o konuya gelmek zere doktora bakinca sasaladi. Hayal gryorum sandi ve
heyecanla sordu:

- Adiniz nedir?

Aletlerini antasina yerlestirmekte olan doktor skunetle cevap verdi:


- Selim Sizinle adasiz

Yalan sylyordu. nk adinin Selim oldugunu syleye bu adam su ugursuz Yekten baska
birisi degildi. Pusat daha byk bir heyecanla:

- Soyadiniz nedir? diye adeta bagirdi.

Doktor sakindi:

- Heyecanlanmayin yzbasim. Heyecan sizin iin zehirdir. Her seyi skunetle karsilayacak, hibir
seye kizmayacak ve zlmeyeceksiniz.

- Size soyadiniz soruyorum.

Selimin yz korkun bir hal almisti. Fakat doktor buna hi aldiris etmiyordu:

- Beni taniyor musunuz? Arkanizdaki sokakta oturuyorum. Hatta bir defa da Ayse Hanima
bakmak iin evinize gelmistim.

Selim yataktan firlayacak hale gelmisti:

- Bunlari degil,soyadinizi soruyorum.

- Haa Su mesele Soyadima niin bu kadar ehemmiyet verdiginizi anlamiyorum,ama


syleyeyim. Soyadim Keydir. Selim Key, manasi da iyi demektir.
Selim sustu ve dinledi. nk kendisine dinlemeyi tavsiye eden, fkelenmeyeceksin diye gt
veren bu adam onu o kadar yormus ve fkelendirmisti ki,dinlemesi farz olmustu. Sonra tekrar ve dikkatle
onun yzn kontrol etti. Hi sphesi yoktu. Bu adam Yekin ta kendisiydi. Yalniz rol yapiyor, her
zamanki iki yzl tavrini takinmiyor, bir doktor gibi agirbasli davranmaya alisiyordu.

Selim dinlenince ve iradesine hakim olunca ona dnd:

- Hastaligimin uzvi degil de ruhi oldugunu teshis etmek tamamiyle ihtisasiniza ait bir meseledir. Fakat
bunun ask oldugunu nereden ikardiniz?

Doktor Key glmsedi:

- Bu da ihtisasimiza aittir. Siz savasta dsmanin sayisini kesfettiginiz gibi onun vurusma
kabiliyetini,yani moral durumunu da anlamaz misiniz? Anlarsiniz. Biz de hastalarimizin hangi ruhi hastaliga
tutulmus olduklarini biliriz.

Askerlikten bahsolununca Selim canlandi:

- Dsmanin moral durumu bir bakista anlasilmaz. Bunu anlamak iin saldirista ve savunmada onu
birka kere tatmak lazimdir. Siz ise bir grste benim ask hastaligina tutuldugumu anliyorsunuz. Adiniz
Selim Key olmasaydi size Lokman hekim derdim, ama o degilsiniz. Sunu da unutmayin ki ben evli bir
adamim.

Doktor yine glmsedi:

- Yzbasim! Syledikleriniz dogru. Ancak karsinizdaki dsman sizden daha kalabalik, daha iyi
silahli oldugu, daha iyi mevzilenmis bulundugu halde ilk ateste panige kapilirsa onda bir moral ks
oldugunu kabul etmek iin baska bir denemeye lzum grr msnz? Ben de itiraz edilmez bir delile
sahip olmasaydim bu teshisi koymazdim. Sunu da unutmayin ki, evli olmak asik olmaya engel degildir.
Evlilerin aski bir ok durumda daha kuvvetli ve yipratici olur. Bunun tarihteki pek ok rnegini de
okumussunuzdur. Gnmzde dillerde dolasan bir avam sarkisinda da Evlilerin sevdasi bekarlardan
ziyade diye bir beyit var.
Selim sert bir davranisla doktorun szn kesti:

- Su budala avamin tekerlemelerini delil diye gstermeyin. Ask dedigimiz sey issiz gszlerin
hastaligi, vakit geirme eglencesidir. Itiraz edilemez deliliniz avam sarkisi gibiyse buraya kadar bosuna
zahmet ettiniz diyecegim.

Bunlari syleyerek basini etrafa evirdi. Doktor bu harekete hi aldirmadi. Yine glmsedi:

- Yzbasim! Bir doktor hibir zaman delil diye bir trky kullanmaz. Onu sz gelisi,lafin pelesengi
olarak syledim. Bir kelime, bir siirin hangi yzyilda yazilmis oldugunu,bir parmak izi bir silahin kimin
tarafindan kullanildigini nasil ortaya koyuyorsa,bu ayarda bir delil de Yzbasi Selim Pusatin gzel bir kiza
asik oldugunu o sekilde aiga ikarir.

Selim iyice fkelenmisti. Isi alaya vurmayi daha elverisli buldu:

- Doktorlarin hastalara hastalik hakkinda ok derin bilgiler vermesi adet degildir ama siz bir istisna
yapin da su beni hasta eden mikrop hakkinda biraz tefsilat verin. Bu mikrop bir kiz mi,yoksa kadin mi?
Acaba kumral mi,sarisin mi? Ya ka yasinda dersiniz? Hele en mhimi benim bu askim karsilik gryor
mu? Bu yzden hastalandigima gre grmyor demektir,ama ilerisi iin hi de bir mit yok mu?

Selim daha fazla konusamadi. Syledikleri kendisinin o kadar tuhafina gitmisti ki,kahkahalarla
glmeye basladi. Sinir krizine benzeyen bu kahkahalar gzlerinden yas getirdi. Gerekten de bu bir sinir
krizi idi. Onun yillardir byle kahkaha ile gldg olmamisti.

Doktor bu alaylari ve kahkahalari da yine sessizce ve glmseyerek dinledikten sonra ayni


sakin tavirla konusmaya basladi:

- Yzbasim! Aski neden bu kadar kk ve alay konusu olarak gryorsunuz? Geri o bir
hastaliktir,ama bazi ocuk hastaliklari gibi herkesin basina gelen cinstendir. Sunu da unutmayin ki,evlilik
asisi olmadigi gibi onun yasi ve zamani da yoktur. Byk Alman sair Goethe,torunu yerindeki
Margeritteye,byk sair Abdlhak Hamid torunu yerindeki Lsyene asik olmadi mi? Esrar Dedenin
Ask olmasa ey dil seni biz neylerdik? demesi ne kadar yerindedir. Siz asker oldugunuz iin askinizi da
askerce,yani ok sert ve kuvvetli olacaktir ve bu asker aski
Selim, doktorun szn yine kesti ve alayla:

- Tebrik ederim. Askerleri taniyorsunuz. Acaba askerler zerinde ayri bir etd m yaptiniz? diye
sordu.

Doktorun cevabi Selimi yeniden sasirtti:

- Hayir! Ayri etd yapmadim. Ben de asker oldugum iin biliyorum.

Srprizler birbirini kovaliyordu:

- Yani askeri doktor mu idiniz?

- Evet

- Herhalde siz de bir ask yznden askerligi biraktiniz

- ok iyi bildiniz yzbasim.

Selim alayla gld:

- Askerligi birak diye sevgiliniz mi emretti?

- Onun gibi bir sey

Bu cevap Selimin alayli glsn fkeli glse evirdi:


- O halde kendinize asker degil de niformali basibozuk deyin. Bir asker , kiz iin niformasini
birakmaz.

Doktorun skunetli glmsemesi hznl bir hal almisti:

- Bazen bir sevgili iin her sey birakilir yzbasim. Insan bir fke aninda arkadasini , bir buhran
dakikasinda kendisini ldrebildigi gibi ask denen hastaligin siddetlendigi bir sirada da istikbalini, halini,
mazisini,her seyini feda edebilir.

Pusat, doktora istihkarla bakti:

- Bunlari iradesiz, karaktersiz ve zayif adamlar yapar.

Doktor, bsbtn hznlenen bakislarini pencereden ta uzaklara evirerek cevap verdi:

- En kuvvetli insanlarin da zayif anlari olur.

Selim uzun tartismalardan hoslanmaz,tartisma ile hibir dgmn zlecegine inanmazdi.


Sustu. Doktor da susmustu. Uzunca bir zaman birbirlerine bakmadan pencereden grnen manzarayi
seyrettiler.

Konuya dnen Pusat oldu:

- Ask hastaligina tutuldugumu ve teshisinizin saglam bir delili oldugunu sylemistiniz. Bu hastaligin
delillerini doktor olmayanlar da anlayabilecegi iin su delili ben de grenmek istiyorum.

Doktor bir sey sylemeden Pusatin yattigi yatagin teki tarafina geerek bas ucundaki etajerin
orta gznde aik olarak duran albm aldi. Selimin kucagina vererek Iste teshisteki en byk delilim
dedi. Aik sayfalarin her iki tarafinda da kartpostal boyunda er fotograf bulunuyor,sol bastaki resim bir
gen kizi gsteriyordu.

Selim doktora bakarak sordu:

- Delil bunun neresinde?

Doktor yavas bir sesle izahat verdi:

- Sagli sollu alti resmin besi kalabalik guruplari gsteriyor. Sol bastaki su gen kiz ise bir isik gibi
insanin gzlerini kamastiracak gzellikte

Isik kelimesini isitince Selim hafife irkildi ve doktora bakti:

- Bundan ne ikar?

- Bundan su ikar yzbasim: Ben gelmeden nce siz bu resme uzun mddet, ok uzun mddet
baktiniz. Bu kadar gzel bir kizin resmine byle uzun uzun bakmak estetik bir duygunun ilerisindeki
arzudan dogar. Buna hayranlik degil, ask derler.

- ok uzun mddet baktigimi nereden ikardiniz?

- Gen kizin resminin bulundugu yaprak, st tarafindan kivrilmis Gnesten kivrilmis. Albm
etajerde bulunsaydi kivrilmazdi. Oraya gnes girmiyor. Gnesin o yapraga gelmesi iin albm kucaginiza
koyarak uzun mddet ylece tutmaniz lazim. Gnes hala yataginizda. Camdan geerek gelen gnes daha
tesirli oldugu iin albmn yapragina iyice tesir etmis. Size hibir ila verecek, rejim tavsiye edecek
degilim. Kendi kendinizi tedavi edeceksiniz. Iradenizle Bir yardimciniz da zaman olacak. Doktor olarak
yardimim uyarmadan ibaret kalacaktir nk baslangita oldugu iin askinizin henz kendiniz de farkinda
degilsiniz

Selim hareketsiz ve donuk durdugu halde dehset iinde kalmisti.


Albmn sol basindaki resim, isik gibi gz kamastiran fotograf Gntlnnd

18. BLM

Doktor gittikten sonra atesi kirkin zerine ikan, hatta bir aralik kendinden gemisesine yatan Pusat
ertesi sabah olduka dzelmis bir halde gzlerini ainca ilk isi, iradesi disinda bir drtsle,etajere bakmak
oldu: Albm yoktu.

Elinde dereceyle yaklasan Aysenin yznde byk bir kaygi,ayni zamanda ciddiyet vardi.
Selime Nasilsin diye sormak adetini yillardir kaldirdigi iin sadece Daha iyisin dedi. Sonra Selimin
gzlerinin iine bakarak, Dn gece ok atesliydin ve sayikliyordun diye ilave etti.

Selim Ne sylyordum? diye sormadi. Fakat neler sylemis olabilecegini asagi yukari tahmin
etti. Ayse simdiye kadar kendisinde grlmeyen bir sabirsizlikla ve gzlerini Selimin gzlerinden
ayirmayarak:

- Birka kere,isik gibi insanin gzlerini kamastiriyor diye konustun. Fakat benim sorularima cevap
vermedin, dedi.

Pusat hatirladi. Bu sz doktor sylemis ve Gntlnn resmini kastetmisti. Gntlnn hatira olarak
Ayseye verdigi o resim cidden gz kamastiracak gzellikteydi. Fakat kizin kendisini resimden de daha
gz kamastirici, daha yrek oynatici idi.

Pusat yine cevap vermedi. Iinden,acaba Ayse bir seylerden mi sphelendi diye dsnd.
Albm neden kaldirmisti?

Ayse, yorgun ve gsz oldugundan anlasilan kocasinin susmasina karsi daha fazla konusmadi.
Dercesine bakti. Otuz sekize dsms oldugunu syleyerek yanina limonata ile birka biskvi biraktiktan
sonra gleyin gelecegini bildirip okula gitti.

Pusat yalnizliktan hoslaniyor, yahut hoslaniyorum saniyordu. Fakat yalniz kalinca ve kendisini
btn varligi ile bir mesgaleye veremeyince de aklina zc, sikici, bunaltici seyler geliyordu. Iste simdi de
dn gelen o sevimsiz doktorun samalari beynini kurcalamaya baslamisti. Ask Birdenbire agrisimlar
kendisini daha eski bir zamana gtrd. Doktora tipatip benzeyen, belki de onun ikiz kardesi ve hatta
kendisi olan Yek adindaki melun, bir gece amli Koruda Siz de kendinizden yirmi bes yas kk bir
kiza asik olabilirsiniz demisti.

Bunu hatirlayinca birdenbire iinin sikildigini,basinin yandigini hissetti. Ayni anda, kendileri ise
giderken Tosuna evde baksin diye tutmus olduklari gndeliki kadin kapida gzkerek doktorun
geldigini haber verdi.

Doktor kelimesi zaten fkenin dorugunda olan Pusati neredeyse ildirtacakti. Dn gelip
savurdugu herzeler yetmiyormus gibi bugn de sinirlerini bozmaya mi gelmisti? Defolsun diye bagirmak
zere iken kapida niformali birisi belirdi ve kendisini:

- Doktor Binbasi Cezmi Oguz, diye takdim etti.

Selim Pusat karsisinda dnk sevimsizi grmeyince ferahladi ve geleni sogukkanlilikla sznce
tanidi:

- Hos geldin Cezmi! Hos geldin ama seni hangi rzgar atti? diye sordu.

Doktor Cezmi ile eskiden ayni birlikte bulunup arkadas olmuslardi. Askeri dsncelere sahip bir doktor
oldugu iin Selim onunla kaynasmisti. Simdi birdenbire karsisinda grnce bir tesadfle hastaligini grenip
ziyarete geldigini sanmisti. Cezmi durumu aydinlatti:

- Birka aydir buradaki askeri brolarin doktorlugunu yapiyorum. Senin hanim,bashekimlige telefon
ederek hasta oldugunu bildirmis. Daireye gitmedigin iin usulen doktor muayenesinden geip rapor alman
lazim. Bu vesileyle Askeri Tarih Komisyonunda alistigini da grenmis oldum.

Nihayet Selimin yz glmst:

- Geldigine,grstgmze sevindim. Fakat hibir seyim yok.


Cezmi de gld:

- Ona ben karar verecegim

Arkadan hemen muayene basladi. Bu muayene sekli dnknden epeyce farkliydi ve bir hayli
uzun srd. Sonra:

- Tedbir almak gerekiyor Selim, dedi. Karacigerde sertlik var. ok yormussun. Tegmenlik
zamanindaki tempo ile imeye devam ediyorsan sebep budur.

Selim glmsedi. Tegmenlik zamanindaki imeye de imek denilebilir miydi?

- Asil sebepten baska sebepler de var mi?

- Olabilir.

- Mesela?

- Ruhi sebepler

Selimin yz degisti:

- Mesela?

- Mesela trl sikintilar


- Bu sikintilar arasinda ask da var mi?

Pusatin bu soruyu ciddi mi, saka olarak mi sordugu belli degildi. Doktor Cezmi onun bu tarafini
bildigi iin sakin bir ciddiyet iinde cevap verdi:

- Olabilir ama as bir sebep degil, neticedir.

Selim ilgilendi:

- Ask denen bir hal,yahut bir hastalik yok mu?

- Vardir ama, dedigim gibi asli sebep degil,tezahrdr. Bazi insanlarin bazi yiyeceklere karsi alerjisi
olur. Onu yedikleri zaman suralarinda buralarinda kizartilar ikar. Grnse bakarsan adamin derisinde
bir hastalik vardir, ama hasta olan derisi degil, sindirim organi veya karacigeridir. Ask da dogrudan bir
hastalik degil, bir hastaligin grnsdr.

- Asil hastalik nedir?

- Aiga vurulmayan sehvet duygusu

Selim garip bir duygu iinde sustuktan sonra pencereden gge bakarak sordu:

- Ilahi bir kadina veya kiza karsi duyulan ask da nihayet bir sehvetten mi ibarettir?

- Tamamiyle. Ask, sehvetin estetik seklidir. Onun iin daha ziyade estetik kadinlara veya kizlara
karsi duyulur

Pusat ileri gittigini anlamisti:


- Bana ne tavsiye edeceksin?

- Ikiye paydos. Bazi perhizler . Bir de ila

antasindan reete kagidi ikararak bir ila adi, baska bir kagida da yememesi gereken
yiyecekleri yazdi:

- Bir hafta dinlen. Raporunu dairene gnderirim. Mhim bir nokta da seni sikacak seylerden,
insanlardan mmkn olabildigi kadar kamandir, dedi.

Selim aci aci glmsedi. Dnyada onu sikmayan ka kisi kalmisti ki? alistigi dairedeki is
arkadaslari kendisini delirtmeye kafi degil miydi?

Kalkmak zere bulunan doktor, gndeliki kadinin getirdigi kahve zerine birka dakika daha
oturmaya mecbur kalmisti.

Yillar nce, tegmen iken, kitada bulustuklari zaman gibi bir zaman olsaydi Selim Pusat,Doktor
Cezmi Oguzun konusmalarindan zevk alirdi. Bilgili ve temkinli bir adam olan doktor nkte yapar, tasi
gedigine kor, kirmaz, susmak gerektigi zaman da susardi.

Simdi, askin estetik bir sehvet oldugunu sylemesi hosuna mi gitmisti, yoksa gitmemis mi idi,bunu
anlayamamis, fakat fikri ok garip bulmustu.

Agir agir kahvesini imekte olan doktor, gzlerini pencereye dikerek zntl bakislarla dalan
Selimin sususunu grnce biraktiklari konuya geldi:

- Ask iin sylediklerimi galiba garipsedin. Herhalde evlenmeden nce geirdigin ask maceralarini
hatirlayarak onlarin birer sehvet istegi olup olmadigini dsnyorsun.

Cezminin bu szlerinden Selim hoslandi. Fakat bir sey belli etmedi:


- Askin felsefesiyle ugrasacak vaktim olmadi, ama onu hi de senin dedigin gibi dsnmemistim.

- Felsefesi degil, tarifi Kesilmis bir koyunun kasap dkkanindaki manzarasi hosa gitmez,hatta
bazilarina igren grnr. Fakat usta bir asinin elinde nefis bir et yemegi oldugu zaman,dkkandaki
manzarasina bakmayanlar bile onu istahla yer. Ask da byledir. Aslinda sehvettir, yani hayvani bir istek.
Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar ssler ve gzellestirir ki,askin ilahi bir duygu olduguna inaniriz.
Yzlerce yildan beri bu sairane tarifleri dinleye dinleye askin insanst bir sey oldugunu sanmisizdir.
Gerekte sehvet isteginden baska bir sey degildir.

Cezmi Oguz, kahvesinin son yudumunu itikten sonra szlerine devam etti:

- Askin sehvetle ayni sey oldugunun kesin bir delili de vuslattan sonra ikisinin de snmesidir.

- Yillarca sren asklar nedir?

- Vuslata erememenin,yahut ok ge ermenin, belki de asiktaki ge soguma karakterinin neticesi

Selim Pusat bu konusmalarla yavas yavas canlaniyordu:

- Hep sevenden bahsettin, dedi. Sevilenin bu ask illetindeki rol nedir?

- Sevilen ne kadar gzel ve ekici olursa ask da o kadar siddetli ve uzun olur. Bazi kadinlar veya
kizlar bilmeden karsisindaki erkegi delirtir. Bazilari sanatkardir. Bunu bilerek yapar. Kadin, olduka
iptidai bir yaratiktir,a ma erkegi srklemek bilgisinde ok ustadir. Vuslattan sonra erkegin bikacagini
sezdigi iin onu daha ok baglayacak trl hnerler gsterir. Bylece ask olgunlasir. Szn kisasi, sairin
dedigi gibi: Mecnuna cihan dopdolu Leyla grnrms.

Leyla adi geince Pusat irkildi. Yz degisti ve btn bunlar Doktor Cezminin gznden
kamadan devam etti:
- Sehvet, hayatin en byk prensibidir. Insan neslinin tkenmemesini saglar. Insan, akil ve duygu
bakimindan ok stn ve ileri oldugu iin bu prensibi de olgunlastirmis,gzellestirmistir. Yiyecegini,
giyecegini,barinagini gzellestirdigi gibi. Sehvet,ask haline geldikten sonra artik insanlar arasinda yaris
baslamis ve beyinler, muhayyeleler gerekte olan gzellerle kanmayarak onlari icad etmek yoluna
gitmistir. Sevgiliyi asik yaratir,sonra tapar. Onda essiz gzellikler , byklkler bulur. Aslinda alelade bir
kiz veya kadindir,ama Mecnunun Leylayi grs gibi onu ilahlastirdika artik ask denilen tezahr
baslamistir. Bununla beraber ask lzumlu bir seydir.

Selim Pusatin ilgisi artiyordu. Sordu.

- Neden?

- Yasamayi tatli bir hale getirdigi, ihtiras oldugu iin lzumludur.Ihtiraslar ok defa parlak ve olumlu
neticeler dogurur. Siyasette , ilimde, sanatta ihtiras olmasa belki de bugnk medeniyet olmazdi. Ask bir
nevi anormal duygudur,asiklar da anormal hastalardir,ama ruh hekimligi bakimindan her byk insan da az
ok anormal sayilir. Btn insanlar tam normal olsa insanlarin akilli ve suurlu hayvanlardan farki kalmaz.

Cezmi bir ara susarak Selim Pusata bakti. Szlerinin onda nasil bir tesir uyandirdigini anlamak
istiyordu. Sonra onun ruh yapisini bilmekten dogan bir davranisla sz askerlige getirdi:

- rnek olarak askerligi de alabiliriz. Savaslar aslinda ldrc, yikici, izdirapli seylerdir. Fakat
medeniyetin de, teknigin de,ahlakin da,disiplinin de anasi savaslardir. Fedakarlik ruhunu bileyerek
insanlari bencil,yani hayvan olmaktan kurtarir. Kazanmak iin itaatin sart oldugunu greterek topluluklarin
disipline girmesini,yani stn insan olmasini saglar. Savas olmasa yeryznde milletler degil, hirsiz eteleri
treyecek ve insani hayvandan ayiran erdemler dogmayacakti. Yani sunu demek istiyorum ki, yakisiksiz
ve irkin gzken bazi seyler gerekte faydalidir, ama insanlarin ogu o faydayi kavrayamaz. ocuk, cani
yandigi iin asiyi faydasiz bulup ondan kaar. Akli basinda pek ok kimse kendi hayatini kurtaracak
ameliyattan rkp yaptirmaz. Ask da yle Ask olmasaydi erkek-disi iliskileri bayagi bir iftlesmeden
ibaret kalacakti.

Selim Pusat, doktor arkadasinin szleriyle simdiye kadar aklinin ucundan bile gemeyen bir konu
ile temasa gelmis ve hi bilmedigi seyleri grenmisti. Hi isitmedigi acayip bir hayvan,yahut iek grms,
tasavvurunda olmayan bir lkeye girmis insanlarin ruh hali iindeydi. Gnlnde huzursuzluk gibi bir sey
vardi. Ciddi bir tavirla:

- Dnyanin temeline dinamit doldurup fitili atesledin dedi.


Cezmi de ayni ciddi tavirla sordu:

- Anlamadim. Neden?

- Sundan: Ask bir sehvet. Sehvet de vuslatla snen bir duygu. yleyse insanlar zevcelerine boyuna
ihanet edeceklerdir. Byle bir dnyada zevk kalir mi?

Cezmi glmsedi:

- Insanlarin zemeyecekleri problem olarak da galiba yalniz bu kalacaktir. Insanlarin zevcelerine


boyuna ihanet edecek olmasi seni rktmesin. Zaten insanligin bugnk manzarasi nedir? Hatta bu ihanet
karsilikli degil mi?

Cezmi ayaga kalkmisti:

- Eskiden beri adetin degildir, ama birka hafta gazetelerin polis vakalarini dikkatle okursan
sylediklerime hak verecek ok ilgi ekici rnekler bulursun. Bunlarin ogu sevgili yaratmak
igdsnden dogar. Bir prensesin avamdan bir erkekle, yasli bir erkegin krpe bir kizla sevismesi gibi
hadiseler seni nce sasirtacak, sonra bunlara alisacaksin. Hatta sen bile,bu kadar ciddi karakterde
oldugun, askerlik disinda hibir konuya aldiris etmedigin halde gnn birinde kendinden yirmi bes yas
kk bir kizi sevebilirsin

19. BLM

Hastaliginin besinci gn Selim Pusat yataktan kalkmisti. Fakat yle gszd ki, byk odada o pek
sevdigi yrmesini yapamiyor, yalniz oturuyordu.

Perhiz, ates ve istahsizlik bir insani bu kadar kertmis olamazdi. Onu asil vuran o Yek adli
melunun, sonra Doktor Keyin,arkadasi Cezmi Oguzun agiz birligi etmis gibi ayni seyleri sylemesiydi.
Hele Yekle Cezmi Oguz bir de rakam vermislerdi: Senden yirmi bes yas kk bir kiz
Selim Pusat zihninde birka kere ayni hesabi yapti. Kirk yasindaydi. Lisenin son sinifinda olan
bir kiz,okula yedi yasinda baslasa,sinif kaybetmemek sartiyla son sinifa on sekiz yasinda gelirdi. Yani kirk
yasindaki bir erkekten yirmi bes yas kk olarak Bir hesap bu kadar tutabilirdi.

Fakat ne ikar? Kendisi o kiza asik degildi ki Birdenbire iinde bir ferahlik dudu. Sinirleri
bozulmus oldugu iin sylenenlerin tesirinde kalmis, tahminleri, faraziyeleri gerek gibi grmst.

Selim, bylece vicdani ile muhasebe yaparken Ayse odaya girdi.

Son gnlerde bir sey Selimin dikkatini ekmisti. Ayse kendisine, simdiye kadar grmeye
alismadigi sekilde israrla bakiyordu. Bu bakis dosta veya dsmanca degil, insanin iini okumak isteyen
merakli bir bakisti.

Iste simdi yine yle bakiyor, bu bakis Selimi rahatsiz ediyordu. Ayse gzlerini ondan ayirmadan:

- Yarin kizlar seni ziyaret gelecek, dedi ve Selim,iini byk bir sikintinin kapladigini duydu:

- Gemis olsun demek iin mi?

- Hem yle, hem de

Ayse szn tamamlamadi. Selim de ne oldugunu sormadi. nk Aysenin bakislarina artik


fkelenmeye baslamisti. Soguk bir tavirla:

- Buyursunlar, dedi ve basini pencereye evirerek Aysenin varligindan habersizmis gibi dis
manzarayi seyre basladi.

* * *
Ertesi gn sicak bir ikindi zamani, kapi alinca Pusat rperdigini hissetti. Ne oluyordu? Nihayet
tane ocuk geliyordu. yleyse heyecana benzeyen bu hal, bu rperis neydi? Kendi kendisine kizdi.
Insanin kendi kendisine kizmasinin ne berbat sey oldugunu tecrbeyle biliyordu.

Kizlar ieriye girerken ayaga kalktigi zaman hibir sey gremedi. Isik Kizlar gzlerini mi
kamastirmisti? Belki kamastiracaklardi ama Selim doktorun tavsiyesini unutarak, askerlikten kalma
aliskanlikla , ayaga sert bir hareketle kalkmis ve yksek tansiyon dolaysiyla bir an iin gzleri
dumanlanarak evreyi grmez olmustu. Duman siyrildigi zaman karsisinda Aydolu ile Nurkan
glmseyerek duruyor ve Gemis o0lsun efendim diyorlardi.

Gntl onlarin arkasindaydi. Arkadaslari gibi glmseyerek degil,yirtici bakislarla bakiyordu.


Selimin nne geldigi zaman onlar gibi elini uzatmadi; fakat gnl alici kelimeleri, Selimin ok iyi tanidigi
bir ahenkle siraladi:

- abuk iyilesmeseydiniz ok zlecektik.

Selim, nedense Ayseye bakarak her zamanki alayciligi ile karsilik verdi:

- Demek bu dnyada benim iin zlenler de varmis.

Gntlnn yirticiligi artmisti:

- Elbette vardir, ama ben baska bir bakimdan zlecegimizi anlatmak istemistim.

Bir an odada derin bir sessizlik oldu. Selim yeniden rperti dudu. Bu Allahin belasi kendisini
kizdirmak iin mi gelmisti? Zayif haline, solgun benzine ragmen ok dik bir tonla:

- zlmediginize gre mesele yok, dedi.

Gntl bu sertlige hi aldirmadi:


- Kendimizi size biraz begendirmek istiyoruz, diye basladi. Bizden hi hoslanmadiginizi, deger
vermediginizi biliyoruz. Simdi elimize bir firsat geti. br gn okulumuzda veda ayi ve treni var. Sizi
davet etmeye geldik.

Bir zarf uzatti. Pusatin zarfa bakislarinda hi de saklanmayan bir kmseme vardi:

- Nutuklar syleyip, siirler mi okuyacaksiniz?

- Jimnastik gsterileri de yapacagiz. Bazilari askerlige de yarayan beden hareketleri olacak.

Selim bu konusmalar sirasinda kivamini bulmustu. Alaylarina basladi:

- Geit resmi de yapacak misiniz?

- Evet!

- Iste bunu grmek iin gelecegim. Kim bilir nasil bir geit resmi olacak!

- Begeneceksiniz. Sizi selamlayarak gemek iin yerinizi n sirada ayirdik. Ama kendimizi yinede
begendiremezsek bahemizi mutlaka seveceksiniz. Tam istediginiz gibi agalar ve yesilliklerle dolu, huzur
erici bir yerdir.

* * *

Son sinifin veda trenini yapacagi Pazar gn hava ok sicakti. Ayse, kayitsiz grnen Selimin
bu gne istekle hazirlandigini anlamisti. Hastaligi gemis,rapor sresi dolmustu. Yarin da tekrar greve
baslayacakti.
Okulun bahe kapisinda izci kilikli veya jimnastik elbiseli bir ok kiz mihmandarlik ediyordu.
Ayseye byk bir saygi gsterdiler ve bazilari birbirlerine Selim hakkinda bir seyler fisildadilar. Birka
adim sonra ikisini Nurkan ile Aydolu karsiladi. Atlet giyimleri onlara ok yakismisti. Bu kizlarin o kadar
nazik bir glmseyisleri vardi ki,Pusata garip bir sey dsndrd. Iinden Dnyadaki btn kizlar bu
tilsimli glmseyisle glse insanlar bahtiyar olurdu dedi. Sonra hemen bu romantizmden siyrilarak
Aysenin gznden kamayan bir rahatlikla:

- Gntl nerede? diye sordu.

- Surada efendim

Iki gen kiz yirmi adim kadar ileride bir agaci gsteriyordu. Gntl orada tek basina, ellerini
arkasina kavusturmus oldugu halde agaca dayanarak duruyor, iki gn nce Selimi davete geldikleri
zamanki yirticiligindan eser kalmamis olan utanga ve ekingen bakislarla kendilerine bakiyordu.

Bu sirada Aysenin hi beklemedigi bir sey oldu. Selim, kendisini beklemeden Gntlye dogru
yrmeye basladi ve Ayse,hosnutsuzlugunu gizlemeye alisarak, yaninda iki grencisi oldugu halde onu
takip etti. Selim, Gntlnn elini sikarken azarlar gibi sordu:

- Niin bizi daha ileride karsilamadiniz?

Iki gn nceki parsin yerinde simdi bir ceylan vardi. ekingen bakisli gzlerini Selimin sert
bakislarinda tutmaya alisarak zr diler gibi:

- Sizi burada bekledim efendim, dedi ve Selim bu sesi,bu bakisi ve onlardan daha ok agaca bu
dayanisi tekrar hatirladi,yine ii izdirapla doldu. Buna benzer bir sahne bir defa daha gemisti. Iste onun
nerede ve ne zaman oldugunu bulamamak Pusati ldryordu. Kendini kaybetmis gibiydi. Dumanlar
dagildigi,kendisine geldigi zaman kademeli iskemlelerin siralandigi bir yerde,yaninda Ayse oldugu halde n
sirada oturdugunu grd. Mdr konusuyordu. Selim bu esit basmakalip konusmalardan tiksinirdi. Hele
bu kadinin, Ayseye karsi duygularini bildigi iin neler sylediginin farkina varmadan,nefretle bakiyor,onu
ok irkin ve igren buluyordu. Kendisine ok uzun gelen konusmanin bittigini alkislardan anladi ve
Acaba ne syledi de alkisladilar diye dsnd. Sonra ne olacagini grenmek iin elindeki davetiyeye
bakinca garip bir heyecan duydu. Simdi grenciler adina Gntl konusacakti. Birden tam karsisinda,yine
bir agacin yaninda,elinde bir kagit oldugu halde duran Gntlnn olduka heyecanla kendisine baktigini
grd ve asik suratinda belli belirsiz bir glmseme grld. Bunu yalniz Gntl ve Ayse grmst.
Gen kiz neler sylyordu? Pusat sylenenlerin manasini degil, yalniz ahengini anliyor, bu sesin
amli Koruda duydugu mehul kadin sesi oldugunu isittike kendisinden uzaklasip ok uzaklara
gidiyordu. n siraya oturduklari dakikadan beri kendisini dikkatle kontrol eden Ayse,Selimde garip hal
oldugunun farkindaydi. Gzlerini Gntlye dikmis oldugu halde onu grmedigini de anlamisti. yleyse
byle btn ruh ve gnl ile neden dinliyordu?

Gntl btn bu sikintilarina ragmen okuldaki hayatlarinin Hayalden bile stn ve derin bir
zevkle getigini sylerken Selim irkildi ve amli Koruya giderlerken Gntlnn kendisine okudugu siiri
hatirladi:

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmis;

Bir haz ki hayalden bile stn ve derinmis.

Gkten gelerek gnlne rzgar gibi inmis,

Bir sir ki bu lsen bile asla aamazsin

Simdi Gntl, konusmasini tamamiyle Selim Pusata bakarak yaparken bakislari yine
vahsilesmisti. Artik Selim onun sesini de duymuyor, yalniz korkun gzellikteki gzlerine bakiyordu. Ayse
bu bakismadan rahatsiz olmustu. Fakat birka saniye sonra bu rahatsizlik byk bir saskinlik iinde
kayboldu. nk konusma bittigi zaman Gntly asiri gsterilerle alkislayan talebeler ve hocalik
dolayisiyla buna katilan gretmenlerden baska Selim Pusta da herhalde mrnde ilk defa birisini alkisliyor,
Gntl de basiyla selam vererek bu alkisa tesekkr ediyordu.

Ayse, bu yrys Selimin hi begenmedigini,onun iin kaslarinin atilip sert baktigini anladi.
Aslinda Selim sert degil, kirgin bakiyordu. Gen kizlar tarafindan yapilsa bile, askeri bir tren bu kadar
kepaze edilebilir miydi? Geit resmi nihayet askeri bir yryst ve askerlere yakisir sekilde yapilmaliydi.

Beyninde dsnceler birbirini kovalar ve bunun tartismasi yapilirken birdenbire dalginligindan


kurtularak gzlerini geise dikti: Son sinif atlet kiligi ile geiyordu. Hangi mucize olmustu da yrys
kivamina girmis, yoksa kizlara perinin sihirli degnegi mi dokunmustu? Bu yrys gzel, belki de ok
gzeldi.

Isik kizlar son mangada idiler. Niin diye kendi kendine soran Selim,cevabini bulmakta
gecikmedi: nde edebiyat subesi grencileri vardi,fenciler arkada kalmislardi.
Son manganin birinci sirasinda Gntl, Aydolu ve Nurkan yan yana idiler. Dirsek temasini
kaybetmeden yrysleri, selam iin bas evirisleri askerce olmustu. Selimin drt bes adim nnden
geiyorlardi. Kizlarin yzleri ciddi olmakla beraber gzlerinin ii glyordu.

Deminden beri onu gz hapsinde tutan Ayse,birdenbire Selimin suratinin asildigini,adeta


hakarete ugramis gibi fkelendigini grerek yavasa Ne oluyorsun? diye sordu.

Soru cevapsiz kalmis ve geit resmi bitmisti.

Atletik gsteriler ve ritmik hareketler basliyordu. Btn davetlilerin merakla ve begenerek


seyrettikleri bu program parasini Selime grmedi.

Bir aralik,normal okul kiyafetini giymis Gntlnn belirerek "aya buyurun demesine kadar ne
hareketler yapildiginin,ka dakika getiginin farkinda olmadi.

Masalarda bol biskvi ve pasta bulunuyordu,izciler bardaklara ay koyuyordu. Gntl en nazik


glmseyisiyle sordu:

- Geit resmini nasil buldunuz efendim ?

Pusat buna en sert tavriyla cevap verdi:

- Siz olmasaydiniz belki gzel olacakti.

Ayse sasirarak sze karismak iin davranirken glmseyisi kaybolmayan Gntl byk bir
sogukkanlilikla:

- Kusurum neydi efendim? diye sordu.


Pusat alayciligini takinmisti:

- Tek basina bir takimi bozan kahramanlar grlmstr. Siz de galiba onlara nazire yaparak bugn
tek basiniza bir geit resmini bozdunuz!

Kalabalikta baskalarinin da isittigi bu sert edali szler zerine Ayse ikisti:

- Kizima neden byle sylyorsun Selim? Ne yanlisi vardi ki sanki? Ben hibir eksigini grmedim

Selim Ayseye dnd:

-Daha ne yapacakti? Manga basinda oldugu halde selam sahasina girince basini saga evirdi

Ayse bir sey anlamamisti:

- evirirse ne olur? diye sordu.

- Bir sey olmaz. Geit resmi bozulur.

Ayse hala anlamamisti. Gntl hala glmsyordu. Selim devam etti:

- Basta bulunanlar, yanindakilerin hizayi korumasi iin bas evirmez. Gntl evirdi.

Ayse, Selimin byle bir kusuru asla hos grmeyecegini bildigi iin sustu. Fakat Gntl
susmuyordu:

- Biliyorum efendim.
- Bilerek yapmak kusur olmaktan ikarak su olur. Neden byle yaptiniz?

- Sz vermistim: Sizi selamlamak iin

Konusmanin bu mecraya dklmesi Aysenin hosuna gitmemisti. Selim, Ayseye bakmamakta


devam ederek cevap verdi:

- Beni bahtiyar ettiniz. Fakat sznz tutmak iin manganin basinda bulunmayabilirdiniz.

- Ama o zaman daha uzaktan selam vermis olacaktim.

Selim buna cevap vermedi. Sarhos olmustu. Deminden beri elinde tuttugu ay bardagini sarap
kadehi gibi kaldirarak:

- Serefinize iiyorum, dedi.

* * *

Dnyorlardi. Yakici bir gnes vardi. Selimin yz iyice kizarmis, basi yine yanmaya baslamisti.
Tam yarin vazifeye baslayacakken yeniden hastalanmak ok tatsiz, hatta utan verici olacakti. Elini
yznde gezdirip sicakligi iyice duyduktan sonra:

- Beni galiba gnes arpti, dedi.

Ayse gayet durgundu. Selimin yillarca dsnse tahmin edemeyecegi bir cevap verdi:
- Seni gnes degil, gn arpti.

Selim sarsilmisti. Okuldan ikali beri solunda yrdg halde dikkat etmedigi birisi, kolundan
tutarak ok yavas bir sesle ilave etti:

- Sizi gn degil, Gntl arpti yzbasim!..

Hayretle basini eviren Pusat, Yekin igren bakislariyla yz yze geldi.

20. BLM

Ilk gnleri byk bir istekle yaptigi vazifesi Selime agir ve sikici gelmeye baslamisti. Bunu nce bro
arkadaslariyla olan ruh ve miza bagdasmazligina verdi. Fakat bunun zoraki bir yakistirma oldugunu
hemen anladi. yleyse neydi?

Acaba kendisinde henz farkina varmadigi bir hastalik mi vardi? Zaman zaman ok eski aglari
hatirlar gibi olmasi, iinde o zaman yasamis oldugu hakkinda garip duygular belirmesi,bunlari hatirlarken
anlatilmaz ve anlasilmaz bir aci ile ildiracak hale gelmesi hastaliktan baska ne olabilirdi?

Bir zamandir Aysenin kendisine karsi degistigi de bir gerekti. Grnrde bir sey yoktu. Ayse
bir sikayet veya tenkitte bulunmamisti. Ama Selim bir seyler oldugunu seziyordu.

Artik alisma odasindaki yryslerini de birakmisti. Ikinin yasak edilmesi enerjisinin bir kismini
alip gtrms, eskisine gre ok halsiz oldugunu anlamisti.

Bir aksam Ayse, masasinda imtihan kagitlarini dzeltirken Selim de kendi masasinda harb tarihi
kitabina bakiyordu. Okumuyordu. Yine dalmisti. Not kagidina, ne yazdiginin farkinda olmadan bir seyler
karaliyordu. Bir aralik dalginliktan kurtularak kagida bakti. Byk harflerle KEY yazmisti. O anda
kendisini seytan mi drtt, nedir, bunu sagdan okudu. YEK oluyordu. Aklina ugursuz Yekle ona tipatip
benzeyen Doktor Key gelince harflerin bu hokkabazligina hayret etti ve ani bir merakla Ayseye sordu:

- Key ne demek?
Ayse onun beklenmedik sorularina, szlerine alisikti:

- ok iyi manasina gelir.

- Ya yek?

- Kt ruh demektir.

- Yani?

- Yani seytan!

Pusat ok sasirmisti:

- Seytan mi diye adeta kekeledi.

- Evet!

- Bunlar hangi dilde bu manalara geliyor.

- Eski Trk lehelerinde

Selim kalkarak gezinmeye basladi. Dsncesini Yek zerinde yogunlastirarak onu ilk grdg
andan bu yana olanlari hatirladi: Ilk karsilastiklari gece Kendinden yirmi bes yas kk bir kiza asik
olacagini Levh-i Mahfuzda grdm demis, Leylanin tahtin varisi oldugunu sylemisti. Baska bir gece
onu evlerinin nnden geerken grms, biraz sonra da Yek imzasiyla Erzurumdan saat nce ekilmis
bir telgraf almisti. Bunda Leylanin hakiki adinin Hanzade oldugu haberi vardi. Nurkanin piyanosunu
dinledigi gece dstg yerden onu Yek kaldirmis, sonra tipki bir asker gibi yryerek ayrilmisti.

Btn bunlar ancak seytanin isi olabilirdi. Simdi Ayse kendisine Yekin seytan demek oldugunu
sylyordu.

Din kitaplarindaki seytanin varligini kabul eden bir kimse olsa seytanin kendisine musallat
olduguna inanacakti. Peki, bu tesadfler neydi? Yek kimdi?

O zaman Leylanin szlerini hatirladi: O ok tehlikeli bir ajandir, demisti. Belki o prenses
kendisine bazi ipulari verebilirdi. Pusat bunu dsnnce birdenbire Leylayi grmek iin byk bir istek
duydu ve ge vakit bu istekle girdigi yataginda yari uykusuz ve ok rahatsiz bir uyku geirdi.

Ertesi gn vazifesinden ikip da Hanzadenin evine ynelirken kendisinde dn geceki istek


kalmamisti. Leyladan hoslaniyor, fakat ekiniyordu da. Bir prenses oldugu iin ona saygi duyuyor,bu
saygi kendisini bir takim kayitlara zorluyordu. Bu kayitlar, baskalarina karsi asla gstermedigi deger
vermeden doguyordu. Onun yaninda kendisini hr hissetmiyordu.

Pusat yillardir insanlari o kadar degersiz ve bayagi bulmaya alismisti ki, stnlgn kabul ettigi
birisiyle karsilasmaktan rahatsiz oluyordu. Hele bu birisi gen ve gzel bir kiz olunca ona yaklasmaktan
adeta rker hale geliyordu. Fakat Leylanin yle de bir ekiciligi vardi ki, yakici alevin pervaneyi ekmesi
gibi Pusati kendisine yaklastiriyordu.

Glsafa Kalfa kapiyi aip da Buyrun Yzbasi Beg dedigi zaman Selim adeta heyecanliydi.

Bu ikinci gelisinde salonu daha sahane buldu. Leyla gelinceye kadar geen birka saniyede hizla
gz gezdirdigi duvarlarda ok sslemeli kililar, biaklardan baska Fatihin bir tablosu,kim oldugunu
bilmedigi bir padisah veya sehzadenin resmi dikkatine arpti. Osmanli Imparatorlugunun son sinirlara
vardigi zamani gsteren bir harita ilgisini ekti.

Leyla geliyordu. Kalkarak ona dogru birka adim yrdkten sonra tam askerce bir durusla
selamladi ve elini perek yine dimdik bir vaziyette bekledi.
Leyla, Selime ok tesir eden glmseyisle:

- Sizi daha nce bekliyordum, dedi ve yer gsterdikten sonra Niin solgunsunuz? Rahatsiz
misiniz? diye sordu.

Pusat, konusmanin bu konuya gelecegini aklina getirmemisti. Kisaca:

- Birka gn hasta yattim, diye cevap verdi.

- Ne idi?

- Bilmiyorum.

- Doktor bir isim vermedi mi?

- Ruhidir dedi.

Selim bu ruhi kelimesini syler sylemez iyi etmedim diye dsnd. Leyla ciddilesmisti.:

- Gizlemeye alistiginiz bir sikinti oldugu belliydi,diye sze basladi. Bunu basinizdan geenlere
vermeyi isabetli buluyorum. Byk darbelere ugradiniz,ama zaman ve dayanikliliginiz sayesinde bunlari
geistirdiginize inaniyorum. Ayse Hoca Hanimla herhalde iyi geiniyorsunuz. Bunun disinda sizi bedbaht
eden sebep ne olabilir? Acaba yasak bir sevgiyle mi yaralisiniz?

Selim sert bir sesle sordu:

- Bunu nereden ikardiniz?


Leyla sakin, fakat ok tesirli konusuyordu:

- zntnzden, doktorun teshisinden ve Isik Kizlardan bahsederken yznzde beliren


izgilerden

Bunu baska biri syleseydi Selim hemen hcuma geer, alaya baslardi. Bu sefer bunu yapmadi
ve sustu.

Sustu, fakat iinden itiraf etti. Leyla dogru sylyordu. Simdiye kadar bu geregi kendi vicdanina
bile sylememis,byle bir geregin varligini dahi kabul etmemisti. Su anda onu bir prenses syleyince artik
daha fazla saklamakta mana kalmiyordu. Aysenin, Yekin syledigi dogru olmasa bile Leylaninki dogru
idi: Selim Pusat Gntly sevmisti.

Simdi ikisi de susarken dsnyor, Aysenin son zamanlardaki degisikliginin sebebini


kavriyordu.Demek ki baskalari Selimi kendisinden daha iyi anliyordu. Demek ki sir olmasi gereken bu
sevgiyi saklayamamisti. Bu hkm verince yine yznn yanmaya basladigini duydu ve Leylaya bir sey
sylemek zere iken Glsafa Kalfa tekerlekli masasiyla ieri girdi.

Selim bu gzel, demli ayin tadini alamiyordu. Leyla da dsnceye dalmis, adeta misafirinin
varligini unutmustu

Aksamin loslugu basliyordu.

Sze baslayan Leyla oldu:

- Hangisini seviyorsunuz?

- En vahsisini

- Iztirabiniz bundan mi?


- Hayir!

- Ya neden?

- Anlatilmaz bir sey. Iimde onu ok eskiden taniyormusum gibi bir duygu var.

Leyla yine daldi. ayini yudumlarken gzleri duvardaki Osmanli Imparatorlugu haritasina
takilmisti. Bir ara dalgin kaldiktan sonra:

- Bu duygu, sevginizin siddetinden olmasin?, diye sordu.

- Sanmiyorum. Bu duygu Gntly tanimadan nce de vardi.

- Gntl m dediniz? Ne gzel bir adi var. Demek bu gzel ve duyulmamis adin sahibi yirtici bir
kiz

Selim, aci bir bakisla Leylaya baktiktan sonra sustu. Bu konuyu kapatmak istiyor, fakat teki
birakmak birakmiyordu:

- Kimin kizi?

Pusat sasirdi. Hafizasini yokladi. Aysenin Isik Kizlardan bahseden szlerini hatirlamaya alisti.
Aydolunun mhendis, Nurkanin tccar kizi oldugunu isitmisti. Fakat Gntlnn babasindan sz
edildigini duymamisti. Bezginlik iinde:

- Bilmiyorum, diye cevap verdi.


Leyla ok kibar bir glmseyisle Pusata baktiktan sonra:

- Demek sevgi sizi o kadar sarmis ki, Gntlnn kendisinden baska herhangi bir seyi dsnmek
imkanini bulamamissiniz, dedi.

Bu sz dogruydu. Fakat Selim, mahremiyetinin bu kadar didiklenmesinden hoslanmamisti:

- Prensesim, dedi. Bu,yle zerinde durulacak bir mesele olmadigina gre kapatsak olmaz mi?

Leyla yine glmsedi:

- Olur mu? Siz benim iin herhangi bir kimse degil ki bunu kapatalim. Size iztirap veren bir sey var.
Dost oldugumuza gre bu iztirabi yok etmeye alismak benim vazifem degil mi?

Pusat yine kendisine kizmaya baslamisti. Karsisindaki, Leyla gibi sahane bir prenses de olsa
derdini, zaafini ona anlatmak mr boyunca bugne kadar gttg prensipleri hie saymak oluyordu.
Leyla simdi onun bu aresiz haline bakip yardim etmek istedigini sylyordu. Selime gre yardim ancak
savasta, g durumda kalan birine yapilmasi gereken bir vazife olabilirdi. Evli bir adamin gen bir kiza
duydugu askin aresini baska bir gen kiz bulacakti. Birdenbire bunaldigini hissetti. Yz kipkirmizi oldu.
Odanin loslugu iinde bunu gren Leyla sordu:

- Yznz neden kirmizilasti. Sizi sikmis olsam bile bu konuyu kapatmayacagim Selim Beg. Sizin hi
kimseden hibir yardim istemeyeceginizi biliyorum. Fakat siz benim iin herhangi birisi degilim. yle degil
mi?

- Evet.

- O halde bunu kurcalamam sizi sikmasin. zntl, bezgin anlarimda sizden grdgm yardimin
karsiliginin biraz da olsa verebilmek iin bu meseleyle ilgilenmeme msaadeniz rica ederim.
- Bu trl konusmanizla beni utandiriyorsunuz prensesim. Her ne buyurursaniz emrinizdeyim

Uzun bir sessizlik daha oldu. Simdi salon piril piril isiklar iindeydi. Tekerlekli masayi gtren
Glsafa Kalfa, Leylanin isaretiyle elektrikleri yakmisti.

Pusattaki sinir gerginligi yatismisti. Burada insani gnl rahatligina kavusturan bir hava vardi.
Belki de Leylanin asil ve sahane yz ile kibar tavirlari bu havayi yaratiyordu. Vaktiyle Leyla zerinde
konusurken Ayse de ok kibar oldugu iin prenses dendigini, bu tavri ile gretmenlere bile saygi telkin
ettigini sylemisti. Dogru idi.

Leyla dsnyordu, dsnrken de baska trl gzeldi. Pusat onu incelemek ve Gntl ile
lstrmek firsatini bulmustu. fkeli ve melankolik gecelerinde onun bu gzelliginin farkina varmis
oldugunu anliyordu. Fakat Gntl ile karsilastirinca mesele atallasiyordu. Ikisi, baska baska alemlerin
gzelleriydi. Gntly Nurkan veya Aydolu ile mukayese etmek olabilirdi. Fakat Leyla ile bunu
yapmaya imken yoktu.

Selim bunlari dsnerek prensesin gzelligini seyrederken birdenbire dalginligindan kurtulan


Leyla, Selime bakarak glmsedi ve:

- Beni Gntl ile mukayese mi ediyorsunuz?, diye sordu.

Selim sasirmis grnmedi ama adamakilli sasirdi ve Iimden geenler, yzmden bu kadar aik
seik belli oluyor mu?, diye dsnd. Leylada kendi gzelligine tam bir gven oldugu anlasiliyordu.
Dogrusunu sylemek gerekirse bunda hakliydi.

- Iyi bildiniz prensesim, dedi. Fakat mukayeseyi yapamadim. nk ayni cinsten degilsiniz.

Leyla yine glmsedi ve Selim Prenses,silahini iyi kullaniyor diye dsnd. Bu glmseyis, bir
erkek iin korkun bir seydi ve buna dayanmak her yigidin isi degildi. Bundan dolayidir ki, buraya Yek
hakkinda konusmak iin geldigi halde onun adini bile anmamis, kendisini Leylanin bysne kaptirmisti.
ok gen grnyordu. Onu amli Koruda grdg ilk gece liseli bir kiz sanmisti. Yasini grenmek
dsncesiyle:
- Ka yildir gretmenlik yapiyorsunuz?, diye sordu. Leyla tekrar glmseyerek:

- Yirmi sekiz yasindayim yzbasim, diye cevap verdi.

Selimin Leylaya bakislarinda simdi hzn doluydu. Gnlndekiler kesfolunca iine kapanmis ve
esas tabiati haline gelen hzne dnmst.

Leyla gayet ciddileserek konusmaya basladi:

- Selim Beg! Sizi bes yil nce tanidigim zaman ruhunuzda hznden eser yoktu. Yeni gretmendim.
Hayatimin g anlarini yasiyor, hatta tehlikeler iinde bulunuyordum. Ayse Hoca Hanim bizi tanistirdigi
zaman henz kralci oldugunuzu bilmiyordum. Fakat bana gven vermistiniz. Basinizdan geenlerden sonra
kralci oldugunuzu hesaba katarak sizinle dost olabileceginizi dsndm. amli Koruda beni azarlarken
bile sizi kendime yakin ve gvenilir bir insan olarak grdm. Simdi daha iyi taniyor ve desteginiz olmak
istiyorum. Sizi Gntlnn penesinden kurtarmak iin bir are bulmam lazim. Dsnecegim. Ama siz bir
are biliyorsaniz ve bana bir vazife dsyorsa syleyin, hemen tatbik edelim.

Sahane prensesin gnlden gelen szleri Pusatin iindeki hzn dagitmisti. Demek ki, o da dost
kalbe muhtati:

- Prensesim, dedi. Bunun klasik tek bir aresi vardir. Fakat o are de hemen daima nazari kalmistir.

- Nedir?

- Isigi bastiracak daha parlak bir isik

- yle bir isik var mi?

- Var. Fakat o kadar yksekte ki, dsnmek bile ilginlik olur.


Leyla gzlerini Pusata dikerek birka saniye bakti. Sonra kendisini dayanilmaz derecede
gzellestiren glmseyisiyle:

- Msaade ediyorum. Beni sevebilirsiniz, dedi.

21. BLM

Selim,uzun ve gzel bir rya grms insanlara benziyor, ryanin tesirini stnden atamiyordu.

Tosun resimli dergiye bakarak oyalanirken o da okumak iin aldigi kitabin ayni sayfasina
gzlerine dikmis, zamani ldryordu. Bir aralik, elinde dergiyle babasina yaklasan ocuk, yasinin sevimli
safligi ile sordu:

- Baba! Bu bebek hasta mi?

Bir reklam resmini gsteriyordu. Tombul bir ocuk,reklami yapilan biskviyi isteyerek agliyordu.
Selim:

- Hasta degil, acikmis, diye cevap verdi.

Tosun, babasinin szn kabul etmedi:

- Ama agliyor.

Tosunda bir bilmislik hali vardi:

- Alar aglamaz. Hastalar aglar.


- Nereden biliyorsun?

- Annem syledi.

Tosunun cevabi Selimi birdenbire ilgilendirdi. Dikkatle Tosuna bakarak sordu:

- Annen ne syledi?

- Annem hasta oldugu iin agladi.

- Ne zaman?

- Her zaman

Selim kaslarini atti. Tosun her zaman diyerek sphesiz birka defa yahut birok kere
demek istiyordu. O zaman Selim, son zamanlarda Aysede grlen degisikligin i yzn anlar gibi oldu.
Hasta olsa sphesiz Selimin bundan haberi olacakti. Demek ki aglamis, agladigini Tosun grp, sormus o
da hasta oldugum iin agliyorum demisti. Su halde Ayse, Selimin i dnyasindaki firtinayi biliyordu. Zaten
bilmese, veda treni dnsnde Seni gn arpti der miydi? Pusat birdenbire yreginin sizladigini duydu
ve su islemis insanlarin ruh durumu iinde pencereden ufuklara dogru bakti.

Mirildanir gibi Ben byle mi olacaktim?, dedi. Arkasindan yine ylece Niin byle oldum?,
diye sordu.

Artik g anlarda bir kurmay gibi dogru ve abuk karar veremiyordu. Kalkti. Gezinmeye
basladi.

Ne kadar gezindiginin farkinda degildi. Aysenin gelmesiyle duraksadi. Ona bir seyler sylemek,
gnl alici bir davranista bulunmak istiyordu. Fakat hibir sey yapamadi. Aysenin selamina gayet soguk
bir karsilik verdikten sonra odada yrmesine devam etti.
ocuklugundan beri byleydi. Tarziye vermek, gnl almak elinden gelmiyordu. Bunu bir gurur
meselesi yaptigi iin degil,elinden gelmedigi iin byle davraniyordu. Ayseyi incitmis olmaktan byk bir
azap duyuyordu da yanlisini dzeltmek iin tek bir sz syleyemiyordu. Su anda,mrnde ilk olarak,byle
yapmanin yakisiksiz bir hareket oldugunu dsnp kendi kendisine kizdi. Odada yrrken beyninde
karanlik ve karisik bir dalgalanma oldugunu hissetti. Bu sikintili duyguyu zmeye alisiyordu. zd
de

O mendebur Yek Kendinden yirmi bes yas kk bir kizi seveceksin demis ve o zaman
Yekle alay eden Selim onun syledigi hale dsmst.

O aksam Selim yemeye oturmadi. Aysenin de yemedigi dikkatini ekti. Geceleyin Ayse mutad
disinda ok erken yatti.

Pusat yine kara kadere gmlms oldugu halde oturuyor,bazen odada biraz geziyor, arasira bir
kitap alip karistiriyor,vakit geirmeye, i sikintisindan kurtulmaya ugrasiyordu.

Gece yarisi oktan gemisti. Hala oturuyordu. Simdi nnde kalin bir albm vardi. Son
yapraklardan biri aik olarak duruyor,Selim gzlerini yaprak basindaki resme dikmis oldugu halde
dikkatle bakiyordu. Baktigi kseye Gntlnn resmi geirilmisti. Liseyi bitirmek zere iken ektirmis, bir
tanesini de sevgili hocasi Ayseye hediye etmisti.

Kizin muhtesem bir gzelligi vardi. Bakislarinda disi parsin yirticiligi ile inceligin hzn birlesmisti.
Selim baslangita ona da herkese baktigi gibi umursamadan bakmis, hatta bazi dsnceleri iin
ikismis,alay etmisti. Fakat o bunlara hi aldirmamisti. Ilk ziyaretlerinde Selimi merakla incelemesi,
Selimin Eski Arkadaslar marsindan hoslandigini bir takim tahminlere dayanarak bilmesi, kendisine sizin
gibi firtinali bir hayat yasamis bir asker demesi ile Selimin ilgisini ekmeyi basarmisti. Selim, Gntlnn
gzlerini tanimisti. Fakat nerede tanidigini hatirlamamak kendisini ileden ikariyordu.

Huzur ayhanesine gittikleri zaman da Gntl yine kendisini tetkik etmis, Selim onunla gz gze
gelince yine,ok eskiden tanidigi bu kizi hatirlamak iin iztirap ekmisti. Orada tartismislardi. O arada
kizin sesi amli Koruda o grnmeyen, esrarli kadinin sesine ok benzemisti. Ya hele Huzur
ayhanesinden amli Koruya gidis. Yolda Gntlnn okudugu siir ve siiri okurken sesinde ykselen
ldrc ahenk Ve sonra Selim bin yil, iki bin yildan beri yasadigini sylemesi,ben de o zamandan
beri yasiyorum demesi ve Ben o zaman ok atilmayanlardan biriydim diye tamamlamasi Btn bunlar
kendisini Selime sevdirmek iin birer sebep degil miydi?
Selim gzlerinden perde kalkan bir insan gibi gerekleri grmeye basliyordu. Artik hibir sphesi
kalmamisti. Gntl,ask konusunu suuraltina atmis bulunan Selim karsi taaruza gemis,hem gzelligini,
hem zekasini kullanarak kendisini zorla,evet zorla sevdirmisti.

Fakat bunu niin yapmisti?

Pusat resme dikkatle bakiyordu. O kadar canli idi ki,neredeyse konusacak gibi geliyordu.
Selim,iinde bir fkenin kabardigini sezinledi. Hem Gntlye hem de byle bir zaaf gsterdigi iin
kendisine kiziyordu. Fakat btn bu fkeye ragmen gittike artan bir ilgi ile resme bakmaya devam
ediyordu. Kiz, saatlerce bakilacak kadar gzeldi.

Bu sefer Gntly Leyla ile lstrmek istedi. Olmuyordu. Hakikaten baska dnyalarin
varliklariydi.

Ne kadar zaman getigini bilmiyordu;birden yani basinda bir el uzanarak albmn yapragini
evirdi. Gntlnn resmi arkada kaldi. Simdi stte olan sayfanin basinda Aysenin resmi vardi.
Selim,yapragi eviren kim diye basini kaldirinca karsisinda arkadasi Serefi grd. Hznl bir
glmseyisle bakiyor ve Aysenin resmini gsteriyordu.

Selim korkmadi. Sasirmadi da. Hatta onu grnce sevindi. Yzne bakti. Serefin gzleri islakti:

- Seref, agliyor musun?, diye soru. Arkadasi ceketinin dgmelerini zerek ati. Yregini gsterdi.
Serefin kalbi kaniyordu. O zaman Pusat ciddilesti:

- Niin Seref, niin?, diye sordu.

Serefin gzlerindeki islaklik artmisti. Yavas bir sesle:

- Hakkin yok Pusat, dedi. Yanaklarina iki damla yas inerken devam etti:
- Sen byle mi olacaktin?

Selim kipkirmizi oldu. Albm kapatarak etajere koyduktan sonra ayaga kalkarak:

- Iztirap ekiyorum Seref, dedi.

Serefin gzlerinden yaslar birbiri ardinca dklyordu:

- Bu iztirap vaktiyle beraber ektigimiz iztiraptan daha mi byk? Rtbelerimizden olduk.


Askerligimizden uzaklastirildik. Iftiraya ugradik. Bunlarin yaninda sevginin sz m olur?

Seref sustu. Yreginin kani,kapattigi ceketinin stne ikiyor ve yarasini eliyle bastiriyordu. Selim
derin bir zntyle arkadasinin kanayan yarasina bakarak:

- Iztirabim yalniz sevgiden degil, diyebildi.

Seref kesin bir ifadeyle cevap verdi:

- Biliyorum. Gemisi hatirlayamadigin iin iztirap ekiyorsun. Seninle Tanrikut Metenin ordusunda
birer yzbasi degil miydik? Sen o zaman da ask yznden Tanrikutun buyruguna karsi gelerek, bugn
baska bir hviyetle nne ikan sevgiline ok atmamak iin idam olunmamis miydin? Pusat! Iinden gelen
bu aksi drts nedir? Iki bin yil sonra da ayni delismenlikleri yasamak sana yakisir mi?

Serefin bu szleri Selimin beynindeki karanlik bir noktayi aydinlatti ve byk bir yk atmis
insanin ferahligi ile arkadasina:

- Suun hepsi bende degil, dedi.

- Hepsi sende, dedi. Kendini o kizla bir mi tutuyorsun? Sen yzbasi ve kurmay adayi idin. Sen
karar ve irade adami idin! Ya o kimdi? Kimin kizi idi? Arastirdin mi?

Selim beyninden vurulmusa dnd. Cevap vermeye vakit kalmadan Seref devam etti:

- Pusat! Kendine gel. Iradeni takin. Aklini kullan.

Hznl sylenen bu szlerden sonra daha byk bir hznle szlerini tamamladi:

- Allaha ismarladik.

Pusat nemli gzlerle Gle gle diye cevap verdi.

El sikistilar.

Seref agir ve sessiz adimlarla kapiya dogru yrd. Tokmagi tuttu. Fakat kapiyi amadan
birdenbire oradan kayboldu.

Selimin gzleri masadaki saate ilisti. Sabahin drd idi. Kendisini ok diri hissediyordu.

Arkadasi Serefin szlerini ve sulamalarini dsnmeye basladi. Ona hak vermemek mmkn
degildi. Seref ayni zamanda kendisinin uzun zamandir zemedigi dgm zms, Gntly nereden
tanidigini ifsa etmisti. Demek bu kiz, yahut karanlikta sesini duydugu esrarli kadin, iki bin yil nce idamina
sebep olan sevgiliydi. Demek o zaman ona ok atma buyrugunu yerine getirmemis , bu disiplinsizligi
hayatiyla demisti.

Dsnyordu. Basindan geen korkun bir seydi, ama o korku degil, iztirap duyuyordu.

Gzleri bir noktaya takili uzun bir zaman geti. Sabah olmustu. Odaya giren Ayse dikkatle
Selime bakarak:
- Hasta misin?, diye sordu.

- Hayir!

- Yzn neden sapsari?

- Bir seyim yok.

Ayse israr etmedi. Kapiya yneldi. Fakat birdenbire geriye dnerek merakla sordu:

- Bir yerin mi kanadi?

Selim fkelenmisti:

- Bunu da nereden ikardin?

Ayse kapinin tokmagini gsteriyordu:

- Bu kadar ok kan nedir?

- Kan mi?

Selim, geceyi ve Serefin kanayan kalbini hatirladi. Ayse meraktan ok korkuya benzer bir
duyguyla tekrarladi:
- Bir yerin mi kanadi?

- Hayir

Bu inati hayir zerine kadin dikkat ve kederle syle bir baktiktan sonra sabunlu bir bez
getirerek kani silmeye basladi. Bir yandan da Selimi kontrol ediyor, sararmis yzne bakarak bir seyle
anlamaya alisiyordu. Fakat onda yznn solgunlugundan baska hibir degisiklik yoktu.

Ayse, merakla korku arasi bir duygu iinde, geceleyin bir seyle gemis oldugunu sezinleyerek
bunun ne olabilecegini anlamaya alisiyordu.

Bu heyecanla kahvalti sofrasini hazirladi. Bir aralik aklina takilan bir noktayi zmek iin Selimin
dolabini aarak tabancasinin orada olup olmadigina bakti. Yerindeydi ve dokunulmamisti. Ayse bu
aramanin lzumsuz bir kuruntu oldugunu biliyordu,ama kapi tokmagindaki kanlar kendisine o kadar
dokunmustu ki, byle sama bir aramadan bile nefsini alikoyamamisti.

Kocasinin soluk benzi ve hznl bakislari Aysenin iinde garip bir iz birakmisti. Su esrarli kan
olmasa bile onun ok iztirapli bir gece geirdigi gn gibi asikardi. Birdenbire ona karsi iinde bir acima
duydu ve btn kusurlarina ragmen bu adamin su kalabalik dnyada yapayalniz oldugunu dsnerek onu
memnun edecek bir sey yapmak istedi. Selim, Aysenin hususi sekilde demledigi limonlu aydan ok
hoslanirdi. Biraz vakit alacakti ama tereddd etmedi, demli ayi hazirlamaya koyuldu.

Btn bunlar olurken Selim,olan bitenden habersiz,bir noktaya dalgin dalgin bakiyordu. Serefin
kayboldugu andaki dirilik gitmis, onun yerine bir uyusukluk gelmisti. Btn gece uyumamanin getirdigi
tepki ile uyumak ihtiyacini da duyuyordu. Ayse ay hazir demeseydi belki de gzleri kapanacakti.

Isteksizce kalkip sofraya oturdu. nnde,Harb Akademisinde iken Aysenin demli aylarini
itigi byk beyaz fincan vardi. Esyaya deger vermeyen Pusat nedense bu fincanla ay imeyi sever
olmustu. Uzun zamandir ortada olmayan bu fincani bu sabah Ayse sirf onu memnun etmek iin ikarmis,
fakat Selim ona donuk gzlerle bakarak susmus, memnun oldugunu belli eden bir sz sylemedigi gibi
yznde de Aysenin aradigi bir izgi gzkmemisti.

Fincana konan ay, rengi ve kokusu ile en titiz ay tiryakilerini bile imrendirecek kadar gzeldi.
Aysede bir seyler yapmak hevesi ile devam ediyordu. Pusatin fincanina sekeri koyduktan sonra
karistirmayi da ona birakmayarak kendi yapti ve yine kendi hazirladigi kurabiyelerden birini de nne
srd.

Kendi ayinin sekerini karistirirken gzlerini tekrar Selim dikerek ay imeye baslamasini
bekledi.

Selim aya,fincana bakip birka saniye durduktan ve eskilere dogru gidip hayalinde bazi
sahneleri yasadiktan sonra elini fincana uzatarak demli ayin ilk yudumunu tatti.

Ayni anda Aysenin gzleri ailarak ve rengi bembeyaz olarak Selime:

- Elin kanli, diye heyecanla seslendigi isitildi.

Fincani yerine koyan Pusat,eline bakti. Avucu pihtilasmis kanla boyaliydi.

Rengi bsbtn solarak Ayseye baktiktan sonra sert bir hareketle ayaga kalkti. Ne yapacagini
bilemeyerek birka saniye durdu. Sonra, yarali kalbine elini bastiran Serefle el sikistigini hatirlayarak aci
aci glmsedi.

22. BLM

O geceden sonra Selim daha ok iine kapandi ve kapi tokmagi ile kocasinin elindeki kanlar kendisi iin
korkun bir muamma olarak kalan Ayse daha byk bir elemin iine gmld. Artik bir evin iinde iki
yabanci gibiydiler. Aysenin suuraltinda uzun zamandir sakli duran tasa aiga ikmis, Selimin de arkadasi
gibi canina kiyacagindan ciddi sekilde korkmaya baslamisti. Ona bir sey soramiyor, sorsa bile cevapsiz
kaliyordu. Selim de Ayseye hibir sey sylemiyor, fakat bazi halleriyle anormal bir hava iinde
bulundugunu gsteriyordu. Bir gece Serefin resmine gzlerini dikmis olan kocasina yavasa Selim diye
hitab ettigi zaman Selim, gzlerini resimden asla ayirmayarak Syle Seref diye karsilik vermisti. Sonra
sik sik onun mezarina gidisin manasi neydi? Ne ruha, ne de ahrete, hibir seye inanmayan bir insanin, en
yakin arkadasa da ait olsa, bir mezara tipki bir canliya gider gibi gidisleri neyi gsteriyordu?

Aysenin bir de suuraltinda tutmaya alistigi baska bir duygusu,yahut kederi vardi: Bir kadin
olarak, Selimin Gntlye gsterdigi yakinliktan tedirgin olmustu. Hibir kadina,hele ocuk yerine koyup
deger vermedigi bir gen kiza karsi byle bir ilgi gstermesi aklin alacagi sey degildi. Geri ortada henz
elle tutulur bir alamet yok denebilirdi, ama Ayse, kadin kalbi ile bir seyler sezinlemisti.

Selimim bir sinir ve ruh doktoruna gstermek istiyordu. Fakat bunun sznn dahi
edilemeyecegini biliyor, areler ariyor, acaba byle bir doktora, doktor oldugunu bildirmeden Selimi
gsterip bir teshise varabilir miyim diye dsnyordu.

Nazari olarak bunu yapmak, btn nazariyelerde oldugu gibi, pek kolaydi. Fakat yapmaya
gelince is degisiyordu. nce,kendisine gvenebilecegi bir ruh doktoru bulmak lazimdi. Bunu hi kimseye
sylemeden, kendi kendisine bulmasi gerekiyordu. En samimi dostuna bile sylese gnn birinde
yayilarak Selimin duymasi ihtimali vardi. Selim duymasa bile bir muayene ile kocasinin adinin deliye
ikacagini biliyordu. Zaten daha o ugursuz muhakeme sirasinda bile Selime bu gzle bakmamislar mi idi?
Simdi, hi olmazsa zahiren kapanmis olan bir meselenin ailmasina sebep olmak, kabuk baglamis bir
yarayi desmekten baska bir sey olmayacakti. Haydi telefon rehberine bakarak ruh doktorlarinin adini
bulsun, bunlardan hangisinin daha iyi oldugunu nasil bilecek,yahut herhangi birisini seerse onun kafa
yapisini nasil anlayacakti? Ya Selimin fikirlerine dsman birisi ikar da sir kalmasi gereken muayeneyi ifsa
ederse ne olacakti? Yahut agzi siki olmakla beraber Selime bir ktlk etmeye kalkarsa ne yapabilirdi?
Btn bu engeller asilsa da doktor,bir tanidikmis gibi Selimle bulusturulsa Selim bir sey anlamayacak
miydi? Geri bazi islerde ocuk kadar safti, ama teshisini koymasi iin doktorun soracagi sorular, yahut
Selimin yzne herkesten daha dikkatli bakislari nasil bir tesir yapacakti?

Hayir, hayir! Bu is olmayacakti. Ayse ok zgnd. Dini inanlari dolayisiyla teselliyi simdilik
adamakta bulmustu.

Selim de karamsarligin son ucunda yasiyordu. Isteksizligi kendisini bile rahatsiz edecek bir hal
almisti. Artik, yaninda huzur ve bahtiyarlik duydugu Leylaya da gitmek istemiyor, ancak brodaki
alisma sirasinda zaman zaman kederini unutarak kendisini evraka verebiliyordu.

Bir gn hi ummadigi bir kagitla karsilasmasi Pusat iin adeta bir srpriz oldu. Eline Birinci Cihan
Savasinin Kafkas Cephesine ait mhim bir emir gemisti. Onun buraya nasil girdigini arastirmak bile
baslibasina bir alisma konusu olabilirdi.Fakat o kadar mhim ve ilgi ekici idi ki,Selim kendisini btn
varligi ile ona verip her seyi unuttu. Yazi biraz g okunur oldugu iin btn dikkatini yazida yogunlastirdi
ve evresiyle iliskisi kesildi.

Bu tatli dalginlik birdenbire masa komsusunun aksak sivesiyle kesildi. Osman Fiser: Iste Leyla
Hanim geldi diyordu. Leylanin adi geer gemez Pusat hizla basini kaldirarak gzlerini salonda gezdirdi.
Iste yine hata yapmis, sert hareketlerin ve hizla bas kaldirmanin kendisine yasak edildigini yine unutmustu.
Bu sebeple bir an evresini gremediyse de bu sefer ariza abuk gemis ve gzleri Leyla Hanimin
zerinde dgmlenmisti. Bu, onun umdugu Leyla, yani Leyla Mutlak degil, vaktiyle bir sre bu broda
alismis olan bir uzmandi ve eski arkadaslarini syle bir grmege gelmisti.

Selimin hizla ve ilgiyle basini kaldirarak Leyla Hanima bakmasi Osman Fiserin gznden
kamamisti. Glmseyerek gayet yavas bir sesle:

- Yoksa siz Mecnun musunuz?, diye sordu.

Pusatin kaslari atilmisti:

- O da ne demek?

- Leyla adini duyunca ok ilgilendiniz de

- Bundan ne ikar?

- Leyla ile bu kadar ilgi ancak Mecnuna yakisir da

Selim o zaman Leyla ile Mecnun diye bir roman oldugunu hatirladi, yavas, fakat ok sert bir
sesle Ben byle budalaca sakalardan hoslanmam diye karsilik verdi.

Osman Fiser sindi ama Selimin de sinirleri iyice gerildi. Bu yilisik Yahudi, canini sikarak alisma
temposunu bozmustu. nndeki evraki incelemeye devam edemeyecegini anladi ve duvar saatine bakti.
Grev bitimine on bes dakika kalmisti.

Tam o sirada hademe gelerek Selim Beg,sizi telefondan istiyorlar dedi. Bu da umulmadik bir
seydi. Kalkarak yrmeye baslarken hademe arkasindan seslendi:

- Telefon Mdr Begin odasinda efendim.


evresiyle o kadar ilgisizdi ki daire telefonunun nerede oldugu bile simdiye kadar grenememisti.
Odasina girerek bir emekli subay olan mdr askerce selamladi. Mdr:

- Sizi telefondan ariyorlar Selim Beg,buyurun dedi ve masasindan kalkarak odadan ikti. Bu
davranis hi sphesiz Selime karsi gsterilen bir itibar,hatta saygi idi. Fakat o, byle seylerden de
rahatsiz oluyordu. Ahizeyi alarak konustu:

- Ben Selim Pusat! Buyurun efendim

- Resmi bir yerde rahatsiz ettigim iin zr dilerim, ama mecburdum. Epeydir grnmyorsunuz,
merak ettim.

Selim bu sesi duyunca canlandi ve yz kizardi. Telefonda kendisine seslenen Leyla Mutlakti.
ok saygili bir sesle:

- Kusura bakmayin dedi. Ziyaret iin stmdeki halsizligin gemesini bekliyorum.

- Grsmemiz iin mutlaka sizin buraya gelmenize lzum yok. Benim size gelmemde bir mahzur var
mi?

- Hibir mahzur yok. Seref verirsiniz.

- Bu hafta iinde bir gn, mesainin bitmesinden sonra gelsem olur mu? Hocami da grecegim geldi.

- Elbette olur. Fakat bir gn tayin etseniz daha memnun kalirdim.

- Bildiginiz sebeplerden dolayi gn tayin edemiyorum. Beni bagislarsiniz degil mi?


- Nasil emrederseniz

- Tesekkr ederim. Allaha ismarladik.

Selim Pusat, Leylanin veda szlerine karsilik verip vermedigini hatirlamiyordu.

Eve geldigi zaman, iinde, Leylanin gelecegini Ayseye bildirmek arzusu vardi. Fakat onunla yz
yze gelince bu istek snd. Gelirken, sylemek iin duydugu heves ne kadar kuvvetli idiyse,simdi de
iinden gelen bir drtsle sylememek iradesi o kadar gl idi.

nk artik yabancilasmislardi. Bu yabancilik,grnste olan bir sey degil,iten gelen bir duygu
idi. Tipki ryalarda bir tehlikeden kamak isteyip de kosamayan insanlarinkine benzeyen bir duygu

Haftanin bitmesine gn vardi. Is saati sona ererken Selim Pusat garip bir heyecanla eve
geliyor, evdeki dakikalari garip bir heyecanla geiriyordu. Byle ocuksu bir heyecan kendisine
yakistiramadigi iin sebebini dsnd. Leyla bir prenses oldugu iin mi byle oluyordu? Yoksa ona karsi
da henz tam farkina varamadigi bir ilgisi mi vardi? Evet, yleydi. Leyla kendisine Beni sevebilirsiniz
dememis mi idi? Peki, ayni zamanda iki gen kizi sevmek ve bunlari severken de evli olmak ne demekti?
O zaman Doktor Keyle Doktor Cezmi Oguzun szlerini hatirliyordu. Demek ki byle seyler
olabiliyordu. Fakat Doktor Cezmi, askin estetik sekle brms bir sehvet duygusu oldugunu da
sylemisti. Kendisinin Gntlye, hele Prenses Leylaya bu gzle bakmasina imkan var miydi?

Selim yeniden bunaldigini ve yznn kizardigini hissetti. Istedigi gibi iki iebildigi gnleri simdi
ne kadar da ariyordu! O zaman hi olmazsa bir iki saat,yahut birok dakika bu yipratici kederden
kurtuluyor, baska alemlere daliyordu. Simdi ise dnyaya gelmekten nasibi sanki yalniz bu imis gibi
kapkara bir kederin iinde mehule dogru yuvarlanip gidiyordu.

Ertesi aksam eve geldigi zaman masanin stnde Aysenin pusulasini buldu: Tosunla birlikte bir
tanidiga gidip, biraz ge gelecegini bildiriyordu.

Selim byk odadaki gezintisine baslarken ne yapabilirim diye dsnd ve kendisini zorlayan
varmis gibi bir duygu ile etajerin yanina giderek byk albm ati. Daha ilk aista Gntlnn resmiyle
karsilasmisti. Aci aci glmsedi. Serefi hatirlayarak kapiya bakti. Sonra Bana kirgin. Bir daha gelmez
diyerek Gntlnn gzelligini seyretmeye basladi. Resme bakarken beyni motor gibi isliyordu. Onun
gzelligi ile Leylaninkinin lstrlemeyecegini anlamisti. O zaman Gntl ile Aydolu ve Nurkani
karsilastirmaya koyuldu. Aydolunun ok arpici ve birden tesir eden, Nurkanin ok kibar ve baktika
kalbe isleyen gzellikleri karsisinda Gntlnn nesi vardi da Selimin yreginde yer etmisti? Bunu
dsnyordu ve dsne dsne buldu da: Gntlnn kendisini zorla kabul ettiren bir gzelligi vardi. Bu
atilgan, saldirgan, hatta kstah bir gzellikti. Bu karar varinca albm byk masaya koyup kapatarak
arkasina yaslandi. Biraz dsnmek istedi. Fakat dsnmeye vakit kalmadan kapi zilinin almasiyla
kalkmaya mecbur oldu. Karsisinda yine Serefi bulmak ihtimalinden dogan bir ekingenlikle yrd.
Kapiyi ainca dzgn bir hareketle toparlandi. Leyla Mutlak gelmisti. Pusatin gzleri kamasti. Leyla:

- Habersiz gelecegimi sylemeseydim zntm daha ok olacakti, dedi ve elini Selime uzatirken:

- Hocam evde degiller mi?, diye sordu. Selim, hala masada duran pusulayi isaret etti:

- Arkadasina gitmis.

Sonra Leylanin sorarak bakan gzlerindeki manayi anladigi iin ilave etti:

- Ani ve habersiz geleceginizi kendisine iletmemistim.

- Niin?

- Niin oldugunu ben de bilmiyorum. Ihtimal srpriz olsun diye.

Leylaya koltugu gsterirken ceketini alip asti ve stnden emir almak iin bekleyen bir ast
gibi,onun karsisinda ayakta durdu.

Leyla sahane glmseyisini takinmisti:

- Oturmaz misiniz yzbasim?, dedi. Ben okul-ev arasi gibi mecburi gidis gelisler disinda takip
olunmadigima emin olmadika sokaga ikmiyorum. Onun iin de gn tayin etmeden geldim.
Konusma Selimi ilgilendiren noktaya gelmisti.

- Mecburi ikislarinizda tehlike yok mu?

- Yine var. Fakat ok azaltilmis olarak. Bir kere bu gidis gelisler hemen hemen hep baskalariyla
birlikte oldugu iin yalniz degilim. Yalniz olsam da gayet mkemmel bir tabancanin sahibi olarak keskin bir
nisanciyim. Bir de dnyanin belki en iyi aticisi olan ve vurusma usullerinin hepsinde rakipsi sayilabilecek
kadar stn bir muhafizim var. Bu muhafiz bana yakin ve evimi kontrol edebilecek bir yerde oturuyor,ama
nerde oldugunu ben bile bilmiyorum. Geceleri sabaha kadar uyumadan beni bekler. Uykusuzdur. Ben
uzun mddet evde kalacagim zaman pencereden bir isaretle ona bildiririm. O zaman uyur. Yilda iki
kereden fazla karsilasip konusmayiz.

Selim hayretle dinliyordu:

- Bu mthis muhafizin kim oldugunu bilmek isterdim, dedi.

- ldrlen Sehzade Mustafanin sag kalan iki sadik adamindan birinin bugnk torunu. O da bir
subaydi. Bana muhafiz olmak iin Harb Okulunu bitirip astegmen oldugu gn byk bir tazminat vererek
ordudan ayrildi. Sizin gibi o da askerlige asik oldugu iin yaptigi byk bir fedakarlikti.

Leylanin gzleri dalmisti. Sonra:

- Dnyada hala karsiliksiz en byk fedakarligi yapan svalyeler var. Yasamayi gzellestiren de
zaten bu mert insanlar oluyor, diye szlerini tamamladi.

Bir ara sustular. Leyla tekrar sze basladi:

- amli Koruda o muhafiz hazirdi. Fakat onun ciddi bir tehlike olmadan ortaya ikmamasi,
taninmamasi lazim. O gece onun iin size siginmistim.
- Ya silahiniz?

- Onu da ancak en son dakikada ve her tedbir tesirsiz kaldiktan sonra kullanmak iin tasiyorum.

Selim ok makul konusuyor diye dsnrken Leyla birdenbire konuyu degistirdi:

- Selim Beg! Bana Gntlnn resmini gsterir misiniz?

Selim ok kisa bir tereddtten sonra demin masanin stne koydugu albme el atti. Bu sefer
nedense ilk aista degil de birka yaprak evirdikten sonra buldugu Gntlnn resmini Leylanin nne
srd.

Leyla, albm kucagina alarak gzlerini fotografa dikti. Dikkatle bakiyordu. Bu bakis ok uzun,
belki bir, iki , dakika srd.

Sonra albm kapatan Leyla onu masaya birakirken bu sefer israrli bakislarla Selime bakarak
ok ahenkli bir ses ve asil bir durgunlukla:

- Iste, simdi kiskandim, dedi.

23. BLM

Bir cumartesi aksami Ayse, ok eski gnleri hatirlatan bir sadelik ve samimilik ile:

- Hep beraber syle bir hava alsak olmaz mi?, diye sordu. Selim de yine o eski gnlerin tonu ile
Niin olmasin? diye karsilik verdi. Hava yreklere iyimserlik asilayan nadir havalardan biriydi.

Yavas yavas yrmeye basladilar. Selim ve Ayse susuyor, arasira konusan Tosun oluyor ve
ocuk meraki ile sorduklarina hep Ayse cevap veriyordu.

Havanin gzelligi herhalde insanlara da tesir etmis olmaliydi ki, bu aksam sokakta rastladigi
kimseler Pusata her zamanki kadar irkin ve igren gelmiyordu. Baskalarina bakmazdi, ama yn tayini
iin ileriye bakarken ister istemez gzleri yakinda olanlara deger,yarim saniyelik bir bakis Selimin
sinirlerini oynatmaya yeterdi. nk grdg insanlar ya bir takim budalalardan, ya ikiyzllerden ya da
cakaci zavallilardan ibaret olurdu. Asiri boyali gekin kadinla, gzellesiyorum sanarak kendisini ok irkin
ve gln hale sokan kus beyinli kizlar, insanlik meziyetlerinden siyrilmis delikanlilar Pusata tiksinti verirdi.

Bu aksam byleleri yoktu. Kendi halinde iyi insanlara rastlaniyordu. Bir aralik gzleri karsidan
kendilerine dogru gelen iki kisiye takildi. Biri kadin, biri gen kizdi ve bu ikincisi Selime glmseyerek
bakmisti. Selim onlara bir daha bakmadigi iin bu glmseyisin manasini anlamdi.

Ancak Aysenin:

- Gntl geliyor, diyen sesiyle ayildi ve durdu. Karsi karsiya idiler.

Gntl, yanindaki kadini Annem diye tanittiktan sonra Ayse ile Selimi ve Tosunu da
annesine takdim ettik ve Selime dnerek:

- Efendim, size deminden beri glmsyorum da yzme bile bakmadiniz, beni tanimamazliktan
geldiniz, diye sitem etti. Selim kendi slubu ile cevap verdi:

- Glmseyen bir kiz gzme ilisti ama bu kadar sakin bir havada size rastlayacagimi ummadigim
iin bir yabanci sandim.

- Niin efendim? Sakin hava ile benim ne mnasebetim var?

- Sakin hava ile mnasebetiniz var degil, yok.

- Anlamadim efendim.
- Bu aksamki havanin skuneti ile sizin hirinliginiz birbirine hi yakismadigi iin bu tesadf
ummamistim.

Gntl glmsedi. Ayse, daha tatsiz bir konusma olmadigi iin genis bir nefes aldi. Gntlnn
annesi de bu acayip adama hayretle bakti. Sonra, gzlerini sira ile bir Aysede, bir Selimde gezdirerek:

- Bu tatli aile gezintinizi bozmayalim ama, surada,ok yakinda olan evimize birka dakika iin
buyursaniz desem caba kabul eder misiniz?, diye sordu.

Selim sustu. Ayse, Selime bakarak:

- Bu saatte, kalabalik olarak sizi rahatsiz ederiz, dedi.

Gntl, ls kairilmayan tatli bir simariklikla Aysenin koluna girdi:

- Hoca Hanim! Evimiz tam iki dakikalik yolda. Neden kalabalikmissiniz? Bu kadar yerinde bir
tesadften sonra gelmezseniz ben kirilmaz miyim?

Geri dnerek bir sokaga saptilar ve byk bir ahsap evin nnde durdular. evresiyle hi ilgili
degil gibi gzken Pusat, Gntlnn kapida egilerek mermer basamagin bir ksesinden byk bir kapi
anahtari ikardigini grd. Bu anahtarla ailan kapidan girip alt katta ve hemen sagdaki misafir odasina
oturdular.

Gntlnn annesi yasindan gen gzken, nazik bir kadindi. Fakat bir iztirabi saklamaya alisan
durumu pusatin gznden kamamisti. Gntlnn odada bulunmadigi birka dakikada Ayse ile ikisi
onun hakkinda konustular ve bu konusmadan Gntlnn diger iki arkadasiyla birlikte Tibbiyeye
basvurduklarini Selim grendi.

Gntl kahvelerle odaya girdigi zaman Selimin yznde istihza izgileri belirdi ve tesekkrle
aldigi fincani bitirdigi zaman nasil bulundugunu soran Gntlye:
- Resmi geit ayarinda, diye cevap verdi ve arkadan:

- Zevkli oldugu iin deniz subayi olmak isteyen kardesinizi gremeyecek miyiz?, diye sordu.

Gntlnn yz pembe olmustu:

- Maalesef gremeyeceksiniz, dedi.

- Neden?

- Maa gitti.

Demek zevk felsefesinden sonra bir de ma hovardaligi Kardesinizin Deniz Kuvvetleri


Kumandani oldugu zaman yapilacak deniz savaslarini simdiden merak etmeye basladim.

Gntlnn annesi bir sey anlayamadigi bu konusmalari saskinlikla dinlerken Ayse bir tatsizligi
nlemek iin sze karisti:

- Efendim, Selimle Gntl bir trl geinemiyorlar. Selim kendi askeri fikirlerini benim doktor
adayi kizimda grmeyince onu tenkid ediyor. Gntl de kendi dsncelerinde direnince kiyamet
kopuyor. Herhalde Gntl bu tartismalari size anlatmistir.

Kadin hayretle cevap verdi:

- Bilakis efendim, hi bahsetmedi. Yalniz Selim Begle tanistigini ve ok orijinal buldugunu syledi.
O kadar

Orijinal kelimesi Ayse zerinde tuhaf bir tesir yaparken Selim aci aci glmsedi:
- Efendim, Gntl cidden ok nazik. Orijinal kelimesini de herhalde deli veya garip manasinda
kullanmistir.

Gntlde yirticiliktan eser yoktu:

- Bilemediniz iste. Bu kelimeyi hakiki manasiyla kullandim.

- Hakiki manasi neymis?

- Baskalarina benzemeyen, tesir altinda kalmayan, hos konusan

Selim kizardi ve basini nne egdi. Sonra mrnde ilk defa, Aysenin bu konusmayi
yadirgayacagini dsnerek konusmayi degistirmek istedi. O anda birdenbire arkadasi Serefin szlerini
hatirladi.

- Sen karar ve idare adami idin. Ya o kimdi? Kimin kiziydi? Arastirdin mi?

Gntlnn son szleriyle adeta sarhos oldugu veya artik sz burada kesmek istedigi halde
Serefin ve Leylanin sorularini hatirlayarak yakaladigi firsati kullanmaktan geri kalmadi. Gntlnn
gzlerinin iine bakarak:

- Babaniz eve ne zaman gelir?, diye sordu.

- Babam burada degil ki

- Nerede?
- Mersinde.

Bu konusmalar olurken Gntlnn annesine bakan Ayse onun yznden kara bir bulutun
getigini grr gibi oldu. Ayni seyi Selim bakmadan fark etti.

Ayse, odaya soguk bir havanin inmesini nlemek kaygisi iinde glerek Gntlye bakti:

- Demek ders yili basindaki kararindan vazgemedin Gntl

Gen kiz, gretmenin ne demek istedigini kavramisti:

- Tibbiyeden bahsetmek istiyorsunuz, degil mi hocam?

- Evet.

- mz de doktor olmak iin basvurduk. Bakalim zaman ve hayat neler gsterecek

Pusatin alaylari derhal basladi:

- Kck yasinizla zaman ve hayat gibi iri kelimeleri kullanmaniz,Tosunun Sirp Sindigindan
bahsetmesine benziyor.

Gntl o sahane, utanga glmseyisiyle bakiyordu:

- Benim yasim kck denecek kadar az degil ki


Pusat da son zamanlarda birakir gibi oldugu kirici tavrini almisti:

- Tas atlasa yirmi yasin altindasiniz. mrlerin uzadigi agimizda yirmi yas tefelsfe elverisli
degildir. Siz bunu degil de nazik ve ince bir gen kiz olarak,iyi doktor oluncaya kadar ka zavallinin
canina kiyacaginizi hesaplasaniz daha dogru olmaz mi?

Ayse hem konudan, hem de Selimin vururken ven szlerden hoslanmamisti. Sze karisti:

- Selim! Yine kizima satasiyorsun. Iyi bir doktor oluncaya kadar neden birka kisiyi ldrsn?

Pusat, Ayseye bakmadan sertlikle cevap verdi:

- Iyi bir doktor olmak iin

Gntl hemen sz aldi:

- Ben ok ihtiyatliyimdir efendim. Iyi bir doktor olmak iin birka hastanin hayatini tehlikeye
atmaktansa ehemmiyetsiz, herhangi bir doktor olarak kalmayi tercih ederim.

- Yani siradan bir doktor olarak mi kalirsiniz?

- Evet

- O zaman Gntl olmaktan ikarsiniz.

Simdiye kadar hi alismadigi, grmedigi bu sekilde bir konusma Gntlnn annesine ok garip
geliyordu. Edasi bakimindan dosta bir tartismaya benzemeyen bu szlere nasil bir mana yakistiracagini
kestirememisti, hatta bu ekismenin altinda mphem bir takim izgiler sezmisti. Bu adam, kendi kizini ok
iyi taniyordu. Iki defa grsmekle bir sahsiyete bu kadar nfuz etmek inanilacak sey degildi ama, iste
bir gerekti.

Ayse ise bu sert grnsl konusmanin altinda baska trl bir yumusaklik, bir yakinlik bulup
huylaniyordu. Gntlye hi toz konduramiyor, Selimi sinirlarini asmis bir adam olarak gryordu.

Bu sefer sz aan Gntl oldu:

- Siz, blgnze kayip verdirmemek iin dsman karsisinda ihtiyatli davransaniz Selim Pusat
olmaktan ikar misiniz?

Bu szler byk bir sadelik iinde ve amli Korudaki mehul kadinin sesiyle sylenmisti.
Pusat,yaralanmis bir insan gibi aci duydu ve ok ciddi bir yzle,fakat odadakilerden hi kimseye
bakmadan cevap verdi:

- Blge kumanda edebilecegim zamanlarda elbette ikardim. nk bir blk kumandani


blgndeki teker teker erleri degil,onlarin btn, aldigi emri ve bir an nce dsmanla temasi dsnr.
Fakat artik bir blge kumanda edemeyecegim iin sorunuz yerinde olmadi ve bana cevap teskil etmedi.

Son cmlenin byk bir kirginlikla sylendigi belliydi. Bunu en ok Ayse anlamis ve Selimin en
duygulu yerinden yaralanmasini hibir zaman istemedigi iin bu eve geldigine pisman bile olmustu.

Gntl orali gzkmyordu:

- Resmi durumla hi ilgili degilim efendim. Tibbi hata yapmadan, herhangi bir sebeple diplomasi
alinan bir adamin doktorluga da alinamayacagi gibi sizin de askerliginizi elinizden kimse alamaz. Sizin
kadar asker bir askerin askerligi nasil alinir? Bu sebeple size deminki sorumu sormustum. Cevabiniz da
tahminim gibi ikti.

Ayse bu cevaptan ok memnundu. Gntl, Selimi oksamasini bilmisti. Fakat onun yznde
hibir olumlu mana yoktu. Gntl, Pusatin rtbesini almiyordu,ama devlet almisti ve yrrlkte olan sz
devletin szyd.
Selim ise byk bir iztirapla byk bir sarhoslugun arasinda uzaklara, gerileri gidiyor, hatta an
oluyor,benligini,nerede bulundugunu unutuyordu. Sizin kadar asker bir asker Askerliginizi elinizden
kimse alamaz Bunlar Pusati can evinden kavrayacak szlerdi. Hem de kendisini mest eden bir sesle
syleniyordu. yle garip bir tesir altinda idi ki,simdi kendisini bir subay, bir yzbasi olarak hissediyor,
yillardir gnlne kms agir ykten kurtuldugunu duyuyor, hatta ne garip,su anda yasamayi tatli
buluyordu.

Vakit gece yarisina yaklasiyordu. Ayse ile Tosun oktan yatmislardi. Selim eve nasil dndklerini
hatirlamiyordu. Simdi nnde aik bir albm yoktu ama Gntly her baktigi yerde,ta karsisinda
gryordu. Gen kiz bugnk szleriyle onun iinde yasayan, kllendirilmis askerlik duygusunu
sahlandirmis, kudurtmustu. niforma giymek, silah tutmak, blklere kumanda etmek istiyordu. Bu
zaptolunmaz istekle cosarken gnll olarak askerlik edebilecegi yabanci bir lke var mi diye hafizasini
yokluyordu.

Ka zamandir kendisini byle diri ve saglam duymamisti. Btn bunlar bir gen kizin bir iki
szyle mi olmustu? Yoksa kendisi artik oluk ocugun tesirinde kalacak kadar iradesizlesmis miydi? Iki
bin yil nce ona ok atamadigi iin canindan olmamis miydi? Bunu sphesiz Gntl de biliyor, duyuyordu.
Bilmese hep birlikte amli Koruya gittikleri gn kendisinin ok atilmayanlardan biri oldugunu syler
miydi?

Selim birdenbire rperdi. Gntly zlyordu. nk bugn o,kendisine bakarak Sizin kadar
asker bir askerin askerligi nasil alinir? demis, yillardir kanayan yarasina merhem srmst. Fakat acaba
yalniz bunun iin mi zlyordu? Bu zleyiste bir sebep yok muydu?

Elbette vardi. Selim simdi beyninde ve gnlndeki kasirga arasinda onu semek zere idi. Adini
koymak iin bu kasip kavurucu,kk sktrc kasirganin bir an yavaslamasini bekliyor, fakat
yavaslamasini da istemiyordu. Kasirga hosuna gidiyor, kendisine yasama arzusu veriyor,enerjisini
arttiriyordu. Sarhos gibiydi. Sarhostu. Bu sarhoslugun ebedi olmasini istiyordu.

Gzleri bir aralik byk albmn durdugu etajere degdi. Glmsedi. Artik albme ihtiyaci yoktu.
Albmdeki, Gntlnn kendisini gryordu. Beyaz yakali lise niformasiyla ellerini arkasinda
kavusturmus oldugu halde glmsyordu. Fakat ne abuk kilik degistiriyordu. Simdi atlet kiyafetindeydi.
Pars gibi bakiyordu. Hatta birka adim atip yaklasmisti bile ama o anda artik tam bir gen kiz giyimi
iinde duruyordu. Birden bu hayal canlandi ve Serefin fotografinin yaninda duruyordu: Bu kim? diye
sordu. Selim yavasa Arkadasim Seref diye cevap verdi. Evet,taniyorum dedi, Selim biraz sasirarak
Nereden taniyorsunuz? diye sordu. Gntl, yesil gzlerini Pusata dikmisti.Iki bin yil ncesinden
taniyorum dedi. Vahsileserek devam etti. O beni hi sevmez. Ama siz Siz beni seviyordunuz. ok
seviyorsunuz. Tapiyorsunuz.Onun resmi yerine benim resmimi koymaz misiniz?
Selim susuyordu. Yine allak bullak olmustu.Kiz ldrc bir mzige benzeyen sesiyle
konusuyordu. Benim iin hayattan vazgemistiniz. Simdi de arkadasinizin resminden vazgein. Ben beni
seven adamin masasinda beni sevmeyenin resmini istemiyorum. Beni nasil kirabilirsiniz? O resmi ben
kendim oradan ikaracagim. Gryorum ki beni bu kadar sevdiginiz halde en basit dilegimi yerine
getiremiyorsunuz.

Bunlari syleyerek bir adim daha atti. Elini masadaki resme uzatiyordu. Fakat hayal birdenbire
kayboldu.

Selim Pusat, Gntly zleyisindeki asil sebebi semisti. Gerek o kadar aydinliklar iindeydi
ki, onu tanimamaya imkan yoktu.

Artik yarim yamalak tevillerle bu meseleye ad koyma sirasi gemis, Selim kendisinde itiraftan
ekindigi hakikati grmst.

Byk bir sarhosluk iinde Gntly seviyorum. Hayat ve kainatimin en byk geregi bu
diye mirildandi. Sonra: Kendi kendime kainci itiraf. Galiba iyice budala oldum diyerek acayip bir
sekilde gld.

Birdenbire byk bir halsizlik duyarak yatak odasina yrd. Ayse uyanmisti:

- Selim! Birisiyle mi konusuyordun, diye sordu.

Selim bir iki saniye sustuktan sonra:

- Bir siiri tekrarliyordum, diye cevap verdi.

24. BLM

Ertesi gn pazardi. Ayse, havanin gzel oldugu her Pazar yaptigi gibi Tosunu gezmeye gtrmst. Bu
gezintilerde yasak savmak kabilinden bazi kk ziyaretlerde de bulunurdu.
Selim, dn gecenin sarhoslugundan biraz bile ayilmamis oldugu halde,ge dnecegini Ayseye
bildiren bir yazi birakarak ikindi zamani evden ayrildi. Hibir programi olmadan rastgele yrd.
Gntl,damarlarinda alev gibi dolasiyor,beyninde simsek gibi akiyordu. Byle maksatsiz yrrken
birdenbire bir kapi dikkatini ekti ve tanidi. Burasi kendi halinde insanlarin geldigi bir meyhane idi.
Vaktiyle bir iki defa gelmis ve ok hoslanmisti. Ieride hizmet edenler agirbasli, mezeleri gzel, ihmal
edilmis loslugunda ferahlik bulunan bir yerdi. Ani bir kararla ieri girdi. Daha nce gelmis bir iki
msteriden en uzaktaki kseye ilisti.

Doktor tavsiyesiyle yapmaya basladigi perhizden nceki zamanlarda nasil bir hizla iiyorsa ayni
hizla imeye basladi. Neyi, hangi seyi dsnmek istese agrisimlar onu yine Gntlye gtryordu. Bir
aralik gzleri salona degdi. Msteriler hayli ogalmisti. Grlt olmuyor, gruplar halinde gelenler bile
yavas sesle konusuyordu. Bu sessizligi arasira,nese ile glenler bozuyor, fakat bu glmeler baskalarini
rahatsiz edecek dereceye gelmeden kesiliyordu.

Pusatta Gntlnn sarhosluguna ikinin sarhoslugu da eklenmisti. Artik kalabalik kendisini


rahatsiz etmiyordu. Yanindaki masa bile drt bes kisi tarafindan tutulmustu. Herkes buradaki insanlar
gibi olsa herhalde bosuna tedirginlikler, irkin kavgalar olmazdi diye dsnd. evresini dumanli
grmeye baslamis ve byle zamanlarda oldugu gibi suuru daha uyanik hale gelmisti.

Meyhanede grlt olmadigi iin komsu masada oturanlarin alak sesle neler konustuklarini
isitiyordu. Bu konusma birdenbire ilgisini ekti. nk asktan bahsediyorlardi. Felsefe gretmeni oldugu
anlasilan ve kendisine Hocam diye hitab edilen birisi sevginin tarifini yapip felsefesine girerken tarihte
veya romanlarindaki byk asklardan rnekler veriyor, arkasi Pusata dnk olarak oturan din yapili
birisi ise felsefe gretmenine sorular sorarak seviyeli bir tartisma yapiyordu. gretmenin bu adaya
Yarbayim diye hitab etmesi Selimin hem dikkatini ekti,hem de yine iini iztirapla doldurdu. Su yarbay
belki de tanidigi birisiydi. Sesi hi de yabanci gelmiyordu. Masadakilerden birinin ona Kemal Beg diye
hitab etmesi Selimin beynindeki dgm zd. Bu yarbay, Harb Okulundaki sira arkadasi Kemal
Yilmazdi. Samimi dostu idi. Ikinin tesiriyle olacak,onunla konusmak iin byk bir istek duydugu halde
hibir davranista bulunmadi. Kemalin yanindaki yabancilarin kim oldugunu bilmiyor ve ekingen tabiati
dolayisiyla tanimadigi kimselerin yaninda yakin bir arkadasiyla bile konusmak istemiyordu.

Felsefe gretmeninin, aski da lm gibi her insanin tadacagi bir olay diye gstermesine Kemal
Yilmaz karsi ikti. Bir iki dakikalik konusmadan sonra gretmen, tartismayi sonuca baglamak iin sordu:

- Peki yarbayim! Aski tatmamis bir kimseyi taniyor musunuz?


Pusat, komsu masaya bakmadigi halde btn gzlerin arkadasina dikildigini grd. Kemal
Yilmaz, ikisinden bir daha yudumladiktan sonra cevap verdi:

- Taniyorum.

O anda masada ve tesadfen btn meyhanede olan sessizlik Selime garip geldi ve gretmenin
Kim? diye sormasi zerine verilecek cevabi merakla bekledi. Yarbayin cevabi mthisti:

- Selim Pusat!

Bir anlik sessizligi birisi bozdu:

- Su grltl vakanin kahramani mi?

Yarbay gayet yavas bir sesle ve kelimeleri teker teker syleyerek aiklamasini yapti:

- Evet! Iste o Benim sinif arkadasimdir. Daha sonra kitada da bulustugumuz oldu. Meslegi
disinda hibir seye gnl verdigini grmedim.

- Acaba gizli bir aski da yok mu idi?

- Onun gizlisi yoktu ki Gizlisi olmadigi iin kendisini mahvetti.

Selim oturdugu yerde aci aci gld. Bir gnl ve huzur yeri diye bildigi, gelenlerin hep grgl
insanlar oldugu surada bile yarasi kanatilmis, huzuru kairilmisti. Yavasa kalkarak kasaya dogru yrd.

Aksam olmustu. Buraya gelirken oldugu gibi simdi de yine nereye gidecegi hakkinda bir fikri
olmadan yryordu. Insanlar ne kadar yanlis taniniyordu! Yakin bir arkadasi kendisini aski bilmeyen insan
diye anlatirken o, Gntl ile dolu olarak yasiyordu. Gerekte buna yasamak degil, ateste kivranmak
demek daha dogru olurdu, ama kendisine yasiyor diye bakiyordu ya

Birdenbire amli Koruya geldigini fark etti ve Leylayi hatirlayarak iindeki yangini onun
huzurunda sndrmek midiyle yrd. Her zaman oturdugu, Leylayi tanimis oldugu sira bostu. Belki
gelir diye dsnd. Fakat iindeki kuvvetli sezgi bu gece Leylanin gelmeyecegini, esrarli kadin sesinin
isitilmeyecegini sylyordu.

Beklemedi. Agir adimlarla yryerek amli Korudan ayrildi. Kendisi bu kadar agir yrrken
beyni motor gibi alisiyordu. Getigi yerlerin bazisi yabanci,bazisi bildigi kselerdi. Ne kadar yrdgn
bilmiyordu, ama ok zaman getigine emindi. Bir aralik durarak gge bakti ve sanki gkte kendisinin ne
yaptigi,nereleri dolastigi yazili imis gibi, bu uzun gezinti sirasinda Leylanin ve Nurkanin evlerinin nnden
getigini o anda hatirladi.

Leylayi bir kurtarici diye dsnerek sifa bulmak iin aramis, evinin nne kadar gelmis, ok ge
oldugu iin ugramayarak ayrilmis,Nurkanin da belki yine Eski Arkadaslar Marsini alar midiyle teselli
beklemisti.

mitler bostu.

Iinde byk bir sikinti duyarak yryordu. Yorulmustu. Saatine bakti: Gece yarisini biraz
geiyordu. Kendi kendisiyle alay ederek Ne de has piyade subayi imisim diye sylendi. evresine
bakininca sokagi tanidi ve biraz yryerek yan sokaga kivrildi. Gntlnn evinin nndeydi.

Karanlik evin yalniz st katindaki bir odada isik yaniyordu. Burasi Gntlnn odasiydi. Ayse ile
bu evin alt katindaki misafir odasinda oturduklari zaman Gntl yle sylemisti.

Gecenin bu saatinde bu kiz ne yapiyordu ki? Belki tibbiye imtihanlari iin hazirlaniyor,yahut da
roman okuyordu. Bu ihtimaller Selim Pusata pek yavan geldi ve kalin perdelerin arkasinda su anda ne
oldugunu,Gntlnn ne yaptigini grenmek iin byk bir merak duydu. Aslinda bu bir merak
degil,merak seklinde duyulan bir sevgi istirabiydi. Byk bir karar ve cretkarlikla kapisinin
basamaklarina egilerek mermerin altindaki anahtari ikardi. Anahtar deligine sokarak kapiyi araladi.

Ayni anda birisi Selimi kolundan tutarak durdurdu ve basini eviren Selim,arkadasi Serefle
yzyze geldi.
Seref basini iki yana hafife sallayarak Hakkin yok Selim dedi ve uzaktaki sokak lambasinin
solgun isigi altinda Selim Pusat, arkadasinin gzlerinin yine nemli oldugunu grerek yregi sizladi. Iinden
Fakat onu seviyorum diye geirdi. Seref,aralanmis kapiyi sessizce kapayip anahtari basamagin altina
koyduktan sonra Selimin dsncesini anlamis gibi:

- Yine de hakkin yok,dedi. Onu sevmeye de hakkin yok. Sen bugnn ordudan kovulmus yzbasisi
olmasan bile Tanrikut Mete ordusunun yzbasisi idin. Ya o kiz kim? Kimin kizi? Babasinin Mersinde
oldugunu sylerken annesinin yznden geen kara bulutu bakmadan grdn de bunun zerinde niye
dsnmedin?

Selim susuyordu. Yavas yavas yryorlardi. Seref ok kederli bir yz ve elemli bir sesle
konusuyordu:

- Sen niin byle oldun Selim? Unutma ki, o kiz btn meziyetleri kendinde toplamis bir prenses
olsa bile sen evli oldugun iin yine onu sevemezsin. Ask dedigin oyuncak ancak issiz gszlerin harcidir.

Selimin sarhoslugu gemisti. Bir aralik arkadasina dikkatli bakinca stnde apoletleri sklms
yzbasi elbisesi oldugunu grerek byk bir aci duydu. nk evlerindeki byk alisma odasinda
gezinirken daima giydigi ayni elbiseyi,apoletleri sklms kendi ceketini epey zamandir giymez olmustu.
Demek ki kendi mazisini artik umursamaz hale gelmis, askerligini unutmustu.

Seref hem yryor, hem konusuyordu:

- Senin her zaman dsnecegin sey askerligindir. Rtbeni alabilirler,ordudan kovabilirler, ama
askerligini alamazlar.Askerlik rtbe,elbise degil,ruhtur. Istirap ekmek istiyorsan yle bir kizi sevmek
yerine bir blge kumanda edemedigini dsn, yeter!

Serefin szleri Selimin yregine isliyordu. Bunlara cevap veremezdi. Arkadasi hakliydi ve
devam ediyordu:

- Tanrikutun ordusunda iken suu bir anda islemis, buyrugu yerine getirmedigin iin idam olmustun.
Bugn ise suu bir anda degil, dsnerek, bilerek, isteyerek yapiyorsun.
Selim! Iki bin yilda bu ne byk degisiklik! Sen byle mi olacaktin? Iradeni ocuk denebilecek
bir kiz mi alip gtrecekti? Bana,en yakin arkadasina o zaman tattirdigin aci bir gnlk olmus,
dinlenmeden drt yana yapilan byk yryslerle kederi arkada birakmistin. Simdi ise hem acim srekli
oluyor, hem de beni oyalayacak savas ve akin yok. Artik ben bir subay degilim. Hiim Yokum

Bunu sylerken sag elini kalbinin stne bastirdi ve arkadasina bakan Selim onun yreginin yine
kanamakta oldugunu grerek rperdi. Yryorlardi. Fakat Selim nerelerden getiklerini fark
etmiyor,baktigi yerleri grmyordu. ok uzun gibi gelen bir susustan sonra Seref yeniden sze basladi:

- Bundan nce,seni askerlikten, yani sevgiden ve inancindan ayirdiklari iin iiyor,zntn


unutmaya alisiyordun. Buna hakkin vardi. nk sen yarininda hibir mit isigi olmayan bir adamdin. Ya
simdi, doktor yasakladi halde niye iiyorsun? O kiz iin mi? Senin askerligin ve tuzbuz olmus midinle o
kiz esit mi Selim? O kiz iin sagligini tehlikeye atmak sana yakisir mi? Yalniz kendin iin mi yasiyorsun?
Evin, esin, oglun yok mu? Kimsem olmadigi iin ben lebilirdim, ama sen lemezsin. Ileride Tosunu
kendi yerine bir subay olarak grebilmek midi seni yasatmaya degmez mi? Birok insanlarin mit
kirintilariyla yasadigi bu dnyada oglunu da deden, baban ve kendin gibi asker grmek ihtimali az sey
midir?

Durdular Seref, sag eli hala yreginin stnde oldugu halde sol elini apoletsiz askeri ceketin
yan cebine soktu. Bir kartpostal ikarip Selime uzatarak yeniden konusmaya basladi:

- Dogru hkm vermen iin bir noktaya dikkatini ekecegim. O kiz seninle arkadasligimiza neden
tahamml edemiyor? Ikimiz hibir sey olmasak bile bunaltici sicaklarla dondurucu soguklarin birlikte
ekilmesiyle perinlesmis bir arkadasliga malikiz. Buna askerlik inancini da kat. Dnya byklgndeki
kaya kadar sarsilmaz, yikilmaz bir varlik ikar. O kiz neden bu varligi yok etmege alisiyor? Neden senin
masandaki resmimi ok gryor?

Son cmle zerine Selim,arkadasinin verdigi karta bakti. Bu, Serefin kendisine hatira olarak
verdigi, masasindaki erevede duran resmiydi. Bir gece nce Gntlnn hayalinin Oradan
ikaracagim dedigi resimdi.

Dehset iinde kaldi. Tam,bunu nasil ele geirdin diye soracakken arkadasi tekrar sze basladi:

- Selim! Bir daha grsrsek arada kirginlik olur diye korkuyorum. Allaha ismarladik!
Seref bir anda kayboldu ve sasiran Pusat, gnlnde kederle dolu bir tikaniklik duyarak evresine
bakininca saskinligi bsbtn artti. nk Serefin bakimsiz ve tassiz mezari basinda bulunuyordu.
Kendisinin yazip koydugu, artik ok eskimis olan tahta, stnde Arkadasim Seref yazili tahta boynu
bkk, ksz, bir ocuk gibi Selim bakiyordu.

Mezarliktan ikarak yavas adimlarla yrmeye basladi.

Kendisini kainatta yalniz kalmis gibi gryordu. En yakin ve dost kalpler olan Ayse ve Leyla bile
ne kadar uzak ve yabanciydi.

Bu aksam nasil baslayip, nasil bitmisti. Demek dnyada kendisine huzur nasip olmayacakti. Bu
ezginligin altinda,yryerek degil,gvdesini sryerek evine geliyordu. Insanlar, babalariyla analarinin dag
gibi mitleriyle dnyaya geldikten sonra denizler gibi mitsizlikler iinde bogularak kaybolup gidiyorlardi.
Acaba bugn hibir seyden haberi olmayan kk Tosunu nasil bir gelecek bekliyordu?

rperdigini hissetti. Bunu dsnmemek iin zihni bir gayret sarfederek beynini baska ynlere
evirmeye abaladi. O zaman da hep ayni konu kafasini kurcaliyordu: Gntl Ok atilmayanlardan
biriydim Sizi selamlamak iin bas evirdim Sizin kadar asker bir asker

Evine girerken sabah olmak zereydi. Ilk is olarak masaya,Serefin resminin durdugu kseye
yaklasti. Arkadasinin resminin erevesi yerindeydi. Fakat iinde resim bulunmuyordu. O zaman Serefin
verdigi resme tekrar dikkatle bakti. Evet, oydu,ereveden ikarilmis resimdi. Onu yerine takti. Fakat
birdenbire bir sey dikkatini ekti. Bu fotografin altinda Serefin bir yazisi olacakti: mitli yolun basinda
arkadasim Pusata diye yazilmisti,ama simdi resimde o yazi bulunmuyordu. ereve ye tipatip uyan bu
resmin baska resim olmasina imkan yoktu. yleyse yazi ne olmustu? Bu seytan iseri neydi?

Dsnrse ildiracagini anladi ve uyumak zere, yillardir manevi mezar gibi grdg yatagina
dogru sessizce yrd. Maddi yorgunluk ve manevi bitkinlik uyumasina yaradi. Beyni uyanik oldugu halde
gvdesi uyuyordu.

Ayse sabahleyin kalktigi zaman iinde bir sikinti vardi. evresine dikkatle bakip anormal bir sey
grmedigi halde bu sikinti gemiyordu. Liseler tatile girmis oldugu iin kalkmasina lzum yoktu, ama Selim
isine gidecekti. Ona kahvalti hazirlamasi icab ediyordu.
Suraya buraya gidip gelirken bir aralik Selimin masasina ok yaklasti ve masada gznn
alismadigi bir dzensizlik grerek bunun ne oldugunu anlamak iin dikkatini masada yogunlastirdi ve
buldu. Bir resim her zamanki yerinde degildi.

Bu resim Serefin resmiydi. Onu her zamanki yerine koymak iin eline aldigi zaman gzleri
hayretle aildi. Resmin altinda gzel bir yaziyla Selime yazilmis olan ithaf yoktu ve yerinde Evet,onun
yerinde kurumus bir kan lekesi bulunuyordu.

Ayse, korku mu, ne oldugunu anlayamadigi bir duygu iinde adeta sendeleyerek Aman
Yarabbi! diye sylendi. Bunun manasi neydi?

Tekrar fotografa bakti ve dehsetle irkildi. Serefin fotografinin gzleri yasliydi

25. BLM

Bir sey Aysenin dikkatini ekti. cretlilere verilen on bes gnlk iznini kullanan Selim evden ikmadan
boyuna okuyordu. Ayseyi sasirtan,bu okumalarin askerlikle hibir ilgisi olmayisiydi. Selim siir kitaplarini,
hele bunlarin arasinda da divanlari okuyor, okurken de adeta kendini unutuyor, bazen de ufak notlar
aliyordu.

Askerligin disinda da bir hayat oldugunu kabul etmek, onlarla ugrasmak gzel seylerdi. Normale
dnmenin belirtileriydi. Fakat divanlara dalis Ayseyi yeni bastan tedirgin etti ve bastanbasa sak siirleriyle,
ask siirlerinin en gzelleriyle dolu divanlara kapanista hosuna gitmeyen bir sebep sezinledi.

Selim, bir vakitler kendisinin de siir yazdigini unutacak kadar edebiyattan uzaklasmisti. Simdi
durup dururken edebiyata dnmek,hele ona yabanci olmasi gereken divan siirlerine ynelmek Ayseye
garip geliyordu.

Selim divan siirini kolaylikla anliyor,bazen de szlklere bakiyor,fakat Ayseye bir sey
sormuyordu. Bu sormayis da manaliydi. Geri birbirlerine karsi gnden gne yabancilastiklari bir hakikati,
ama ne de olsa hayat arkadasi idiler,bir evde yasiyorlardi ve grnrde aralarinda byk bir kirginlik falan
gemis degildi.
Esrarli kan lekelerinin tesirinden kurtulamayan Ayse,Selimde bir takim da esrarli davranislar
sezer gibi oluyordu. Bundan dolayi kocasini gizlice gz hapsine almisti. Onu sphelendirmemek iin
kontroln ok ihtiyatla yapiyor, Selimle ve okuduklariyla hi ilgilenmiyormus gibi davraniyordu. Fuzuli
ve Naili divanlarindan baska iki de antolojiyi dikkatle okudugunu tesbit etmis,daha fazlasini grememisti.
Yalniz Selimin aldigi notlar arasinda bir tanesi, garami bir misra gzne arpmis, bir okuyusta aklinda
kalan bir siir parasinin kime ait oldugunu anlayamamisti. Misra syle idi:

Gzlerle gnah islemenin zevkini tattim

Bu divan edebiyatina ait olamazdi. Faruk Nafiz, hatta Yahya Kemal esnisi vardi, ama daha
yenilerden birinin de olabilirdi.

Ayse, kadinlik meraki ile yorucu bir ise girismekten ekinmedi. Selimin okudugu iki antolojiyi
bastanbasa gzden geirdi. Hibir sairde byle bir misra bulamadi.

O zaman, nicedir kendisini rahatsiz eden duygunun sahlandigini duydu: Acaba bu misra Selim
Pusatin mi idi? Gzlerle gnah islemek Siirlerde ve hele romanlarda ask byle baslardi. Bu misra
Seliminse acaba bir askin esiginde mi bulunuyordu?... Sakin

Ayse, dsncelerinden daha ileri gitmekten ekindi ve beyninden geenlerin hepsini kuruntu
sayarak baska seyler dsnmeye basladi. Fakat o misra kafasina saplanmis, ikmak bilmiyordu. Acaba
st ve altindaki misralari da bulabilir miydi?

Bulsa ne olacakti? Hi Ayse, iinde bir rahatlik duyar gibi oldu.

Selim ise gz hapsinde oldugunu asla anlamayarak, hatta ne yaptigini bile pek bilemeyerek bir
seylerle ugrasiyordu.

Simdi dnyayi baska bir aidan gryor,nnden perde kalkip yeni, i aici bir manzarayla
karsilasan insanlarin duygusunu duyuyordu. Iinden gelen bir drts vardi. Bu drts yazilara ve yazinin
askercesi olan misralara geirmeliydi.

Bir seyler yaziyor, bazen bozuyor, dsnyor, yeniden yaziyordu. Yazdigi bir siirdi. Ask siiriydi
ve aruzla yazilmisti. Tamamini okuduktan sonra duygularini yokladi. Memnun degildi. Her ask siiri gibi
bunda da bir zaaf aiga vuruluyor, yani Selim Pusat kendi eliyle kendi prensibini bozmus oluyordu. Sonra
arkadasi Serefin aci uyarmalarini hatirlayarak bunaliyor, fakat bu bunalmanin arkasindan, kendisine
bakan yesil gzleri grnce her seyi unutuyor, o zaman, tamamladigi siire dalarak aci aci glmsyordu.

Karla ve soluk kesen tipi ile tehlikeler yaratan bir yoldaki yolcu,artik bir defa girmis bulundugu
bu yolda tabiatla nasil bogusuyorsa, Selim de yesil bakisli kasirganin arasinda bir lm-dirim savasi
yapacakti.

Hayat byleydi. Rzgarlar bir agacin yapragini uzaklardaki bir suya nasil atiyor ve yaprak hi de
kendisine yakismayan bir evrede nasil dnp arparak kayboluyorsa, Selim Pusat da kendi agaci olan
asker ocagindan koparak yesil dalgali ve aglayanli bir irmaga dsms, mehule dogru srklenip
gidiyordu. Yalniz srklenmekle kalmiyor,bu arada kendi sagligini yikiyordu. nk yasak edilen ikiye
yine baslamis, hatta eski hizini da asmisti.

Selim artik dnya ile ilgisini tamamiyle kesmisti. Birok seyleri irade kuvvetiyle unutuyor, bu
sayede, yznde bahtiyar insanlarin rahatligi ve yumusakligi grnyordu.

Tatilinin son gnlerinde yeniden hastalanarak yataga dst. Iki yeniden bnyesini sarsmisti.
Selim bunun farkinda degilmis gibi yatiyor, perhize ve ilalara devam ediyordu. Kendi hastaligi ve sagligi
ile de o kadar ilgisizdi ki,gelen doktorun kim oldugunu hatirlamiyor,yanindaki pencereden gge bakmakla,
zaman onu asindirmadan o zamani asindirmak istiyormusasina saatler geiriyordu. Ayseyi de hayal
meyal gryor gibiydi. Yataga dseli gerekten de ona bir kere bile hitab etmis degildi. Evde tek
konustugu insan Tosundu. Onun sorularina cevap veriyor, henz iinde hibir ktlk, ikiyzllk
bulunmayan bu ocugun da zamanla insanlik irkefine bulasacagina dsnnce yregine aci kerek
ufuklara bakiyordu.

Gndeliki kadin, Selimin yanina gelmekten ekiniyordu. O kadar aksi bir hali, yle sert
bakislari vardi ki, kadin sanki hakarete ugrayacak yahut kalbi kirilacakmis gibi bir duygu ile ekiniyordu,
bir sey sormak, danismak istedigi zaman Tosunu eli olarak kullaniyordu. Halbuki Selimin aksiligi ve
sert bakisi ona degil, kendi iinden geenlere idi. Gnlndeki kasirganin gemesini bekliyordu, ama
geecegine dair hibir belirti gzkmyordu.

Yataktaki son gnyd. Izni bittigi iin ertesi gn vazifeye baslayacakti. Tosun her zamanki
masum tavriyla odaya girerek babasina bir mektup uzatti.

Selim mektuplara karsi oldum olasi meraksizdi. Okumak iin acele etmek, kimden geldigini
anlamaya istek duymazdi. Yine yle oldu. Zarftaki yaziya bakti. Tanimadigi bir yaziydi. Mektubu ati. Ne
garip sey! Bu bir siirdi ve altinda kendi imzasi vardi. Dikkatle bakti. Hem de kendi el yazisiyla yazilmisti.
Siiri iinden okumaya basladi:

Ruhun mu ates,yoksa o gzler mi alevden?

Bilmem,bu yanardag ne biim korla tutustu?

Pervane olan kendini gizler mi alevden?

Sen istedin,ondan bu gnl zorla tutustu

Gn senden isik alsa da bir renge brnse;

Ay secde edip ehrene yerlerde srnse;

Her sey silinip kayboluyorken nazarimdan,

Yalniz o yesil gzlerinin nuru grnse

Ey sen ki kl ettin beni onmaz yakisinla,

Ey sen ki gnller tutusur her bakisinla!

Haner gibi keskin ve iekler gibi ince

ehren bana ugrunda lm hazzi verince

Gnlmdeki azgin devi rzgarlara attim;

Gzlerle gnah islemenin zevkini tattim.

Gzler ki birer parasidir senden Ilahin,

Gzler ki senin en kati zulmn ve silahin,

Vur sanli silahinla,gnl mlk dzelsin

Sen ldryorken de,vururken de gzelsin!

Bir baska fsun fiskiriyor sanki yznden,

Bir yz ki yapilmis disi kaplanla hznden


Hasret sana,ey yirmi yilin taze bahari,

Valsinla da dinmez yine bagrimdaki agri.

Dinmez! Gnln,tapmanin,askin sesidir bu!

Hasret ekerek ugruna lmek de kolaydi,

Grmek seni ukbadan eger mmkn olaydi.

Dnyayi bogup mahsere dndrse denizler,

Tek bendeki volkanlari sndrse denizler!

Hala yasiyor gizlenerek ruhuma Kaabil,

Imkani bulunsaydi,btn mre mukabil

Sirretmeye elden seni bir perde olurdum.

Toprak gibi her ignedigin yerde olurdum.

Mehtapli yzn Tanriyi kiskandiriyordur.

En hisli siirden de rlmez bu gzellik.

Yaklasmasi g,senden uzaklasmasi zordur;

Kalbin isidir,gzle grlmez bu gzellik

Son misra beyninde bir nokta yavas yavas aydinlanmaya basladi. Sisler yirtildi. nce belirsiz olan
sekiller aiga ikti ve her seyi hatirlayan Selim aci aci glmsedi. Bu siiri yazip Gntlye gnderen
kendisiydi. Simdi bu ilginligin cezasini ekiyordu. Gntl siiri geri yollayarak Selim Pusati reddettigini
belli ediyordu. Tekrar glmsedi. Ya ne olacakti? Kabul m edecekti? Peki, bile bile neden byle
yapmisti? Mecburdu. Iki bin yil nceki macera tekrarlaniyordu. Kader bire kere izilmisti. Hibir kuvvet
onu degistiremezdi.

Selim Pusat ertesi gn broya l halinde gitti. Oradakilerden bir ikisi yzne ve bitkinligine
bakarak iyilesmeden gelmekle dogru yapmadigini sylediler. Kisa ve kuru tesekkrlerle karsilik vererek
masasina egildi ve aksama kadar bir kagit okumadan evraka gzlerini, dikti, durdu.
Daha nceki sarsintilari geistirmekten dogan bir tecrbeyle bunu da yenecegini biliyordu. Yavas
yavas iinde Gntlye karsi bir fkenin kabardigini seziyordu. Durup dururken kendisini bu yola
zorlamasinin manasi neydi? Selim, asker ocagindan ikarildiktan sonra kendi aleminde yasayan,hibir
seyle ilgilenmeyen bir insan olmusken onu ilgisizligin bu ucundan ekip ilginin atesli ucuna srklemek
niindi? Bunu yaptiktan sonra o mektubu geri gndermek nedendi?

Beyninde bu hesaplasmayi yaparak aksami ettigi zaman artik bitkinliginin getigini anlamisti.
Gntlye karsi olan duygularindan hibir eksilme, hibir degisiklik olmamakla beraber iine dolmak
zere olan yenilmislik bunaltisindan kurtulmus, sevgiyi ok sarhos eden bir iki haline grmeye baslamisti.

Birka gn sonraki Pazar sabahi Ayse olduka soguk ve ekingen bir tavirla Bugn gleden
sonra kizlar gelecek dedi ve simdiye kadar hi yapmadigi sekilde, Selimin cevabini beklemeden dnp
odadan ikarak hazirliklariyla ugrasmaya basladi.

Selim, nedense, Gntl ile karsilasmak istemiyordu. Mektubunun geri gnderilmesinden dogan
fkeyle sert bir ikis yapmaktan ekiniyordu. Mektubu yok etmek dururken geri gndermek ne demekti?
Bunda bir hakaret yok muydu? Bir aralik Ayseye bir sey sylemeden evden ikip gitmeyi dsnd ama
bu, Gntlye tepki degil, Ayseye znt verici bir davranis olacakti.

Kapi alininca irkildi. Fakat bu gelenleri Isik Kizlar degil, gretmen hanimlar oldugunu grnce
ferahladi. Nasil olsa Gntl de gelecek degil miydi? Irkilmenin, ferahlamanin manasi kalmiyordu.

Bu dsnceyle Selim Pusat kivamini buldu.

Isik Kizlar en sonra geldiler. Fakat iki kisiydiler. Aralarinda Gntl yoktu. Bu yokluk birdenbire
Pusati fkelendirdi. Bu da mektubu geri gndermek gibi bir seydi. Aysenin Gntl nerede? sorusuna
verilecek cevabi grnsteki kayitsizligina ragmen derin bir merakla bekledi:

- Akrabalarinin yanina gitti efendim. ok hrmetleri var. Bundan sonraki ziyaretimizde bulunacak.

Selim bir anda iradesinin kuvvetlendigini hissetti ve her zamanki durumunu takinarak kendisi
konusmadan konusulanlari dinlemeye basladi.
Aysenin hazirladigi ayi ve biskvitleri Ayseyle beraber Isik Kizlar dagitmisti. Nefis demli ve
biraz limonlu ayi ierken Aydolu ile yan yana oturduklarinin farkina vardi. Aydolu bugn Selime karsi
ok nazik bir yakinlik gsteriyor,hatta arasira onunla konusuyordu.

gretmen hanimlarin tatli bir konusmaya daldiklari bir sirada Aydolu birdenbire ve yavasa
Pusata:

- Siiriniz ok gzeldi efendim, dedi ve gafil avlanan Selim:

- Hangi siir?, diye sordu.

Aydolu gzleri ve dudaklariyla glmsyordu:

- Gntlye yazdiginiz siir

Selim Pusat, verdigi sir ifsa olunmus insanlarin fkesiyle kizardi ve istihza ile:

- Demek ki size gsterdi, dedi. Aydolu ayni sevimli ve glmseyis ile:

- mz beraber okuduk efendim, diye cevap verdi.

Baska bir zamanda olsaydi Selim konusmayi burada keser, bir daha amazdi. Fakat iinde bir
eziklik duydugu iin merakini giderecek sorulari sormaktan kendini alamiyordu:

- Size gstermesi dogru muydu?

- Neresinde yanlis vardi efendim?


- Verilen bir sirri aiga vurmaktan daha yanlis ne olabilir?

- Bu bir sir degil ki Biz her seyi biliyorduk.

Pusatin kaslari atildi:

- Nereden biliyordunuz?

- Sizden

Konusma bir ara kesildi. nk gretmenlerden biri, Aydolunun yaninda oturan Nurkana bir
seyler sormus, Aydolu da gretmeni dinlemeye mecbur kalmisti. Pusat, bunu benden nasil grendiler diye
zihnini kurcaladi. Ilgisini bu kadar belli edecek derecede iradesizlik mi gstermisti? Yoksa ok kk de
olsa, yaptigi bazi falsolarin kizlar farkina mi varmisti? Bunlari dsnrken bir yandan da Aydolunun
serbest kalacagi ani bekliyordu. Bekledigi an gelince sordu:

- Bunu benden nasil grendiniz?

Aydolu yine glmsedi:

- Sizi ziyaretlerimizde ve okula gelisinizde ona yaptiginiz farkli muameleden

- Bu fark neydi?

- Bizimle hi ilgilenmiyor, yalniz Gntl ile mesgul oluyordunuz.

- Bu bir tesadf olamaz miydi?


- Tesadf olmadigini siiriniz ortaya koydu.

Pusat sustu. Kiz hakliydi. Daha birok sey sormak istedigi halde vazgeti. Zaten bu kadar
samimi olan kiz arkadaslarin byle bir konuyu birbirlerinden saklamalari imkansizdi. Iinde derin bir
istirap duydu. Bu meclis,bu insanlar kendisini birdenbire dayanilmaz sekilde sikmaya basladi ve simdiye
kadar Aydoluya asla gstermedigi sert bir eda ile sordu:

- Arkadasiniz daha nazik davranamaz miydi?

- Ne gibi efendim?

- Mektubu geri gnderecek yerde yirtip atsa olmaz miydi?

Aydolu ciddilesti:

- Mektubunuzu yirtmak hakaret olur diye dsndg iin geri yolladi.

Pusat dikkatle kizin yzne baktiktan sonra iinden bir agirligin kalktigini duydu. Yasamak galiba
o kadar tatsiz degildi.

26. BLM

Selim Pusat, Gntly zleyerek yandiginin farkindaydi. Haftalar gemis, fakat henz
akrabalarinin yanindan dnmemisti. Bir yandan da bu bekleyisin srp gitmesini istiyor, nk nasil
olacagini tahmin edemedigi ilk karsilasmadan ekiniyordu.

Selim Pusat ekiniyor, hatta korkuyordu. Artik korkmanin ne demek oldugunu o da herkes
gibi grenmisti. Korktugu aklina geldike aci aci glmsyor, sonra Serefin szlerini hatirliyordu: Sen
byle mi olacaktin? Sen karar ve irade adami idin. Ya o kimdi? Kimin kiziydi?

O zaman, iinde demir yumru gibi bir agirligin acisini duyuyor, baska hibir aresi kalmayarak
canlarina kiyan insanlar gibi avunmayi kendisine yasak edilen, sagligini, giderek de hayatini tehlikeye atan
ikide buluyordu.

Ayse ile artik degil konusmak, selamlasmayi bile kesmislerdi. Bir konusmanin byk bir firtina
koparacagini ikisi de biliyordu.

Bir aksam, geceye yakin bir saatte, evde yalniz olarak ikiye daldigi bir sirada kapi acayip bir
sekilde alindi. Bu acayiplik, alisin uzunlugundan baska ikan sesin o zamana kadar duymadigi
notasindan ileri geliyordu. Kapida niformali bir adam vardi. Fakat Selimin basi o kadar dumanli idi ki,
bunun polis mi, beki mi, posta memuru mu oldugunu ayiramiyordu.

Adam elindeki kagidi uzatarak Imzalar misiniz?, dedi. Selim sordu:

- Bu nedir?

- Celpname.

- Ne celpnamesi?

- Mahkemeden agiriliyorsunuz

Selim sasirmadi. Fakat fkelendi ve sert bir sesle sordu:

- Hangi mahkemeden? Ne sifatla agiriliyorum?

Adam, kagidi gsterdi:


- Okuyunuz, hepsi yazili

Selim o kadar sarhostu ki, bu yazilari okumasina imkan yoktu. Hatta elindeki kagidi dogru mu,
ters mi tuttugunun bile farkinda degildi. Kagidi adama vererek:

- Sen oku bakalim, neymis?

Selimin yzne hi bakmayan adam kagidi aldi. Kapinin nndeki isiga tutmaya lzum
grmeden Selime:

- Byk Mahkemeden sanik olarak agiriliyorsunuz, cevabini verdi. Selim yine sasirmadi:

- Byk Mahkeme nedir? Byle bir mahkeme oldugunu ilk defa duyuyorum. Bu bir askeri
mahkeme mi?

- Hayir! Bu baska trl bir mahkemedir.

- Hangi sutan sanik olarak agiriliyorum?

Adam, o zamana kadar sogukkanliligini muhafaza eden Pusatin kanini donduran cevabi byk
bir skunetle verdi:

- Yasak asktan!..

Ve fkeyle bir adim atan Selimi ileden ikarircasina szlerini tamamladi:


- Hemen gidecegiz.

- Bu saatte mi?

- Evet, bu saatte ve benimle

Selim birdenbire rperdi. nk polis mi, mbasir mi oldugu anlasilmayan adam, gece vakti
kendisini garip bir mahkemeye agiran adam o idi. Yani Yek!..

Glmsedi:

- Asikliktan, sihirbazliktan, ihtilalcilikten, ajanliktan, doktorluktan sonra simdi de hakim yamagi mi


oldun?

Her zaman egilip bklen, kamburumsu ve aksak Yek bu gece dimdikti. Konusmasina da
cesaret gelmisti:

- Bana hakaret edemezsiniz yzbasim! Sizi kendi adima da mahkemeye verirdim, ama bu suun
altindan kalkamayacaginiz iin lzum grmyorum. Ben aldigim buyrugu yerine getirmekten baska bir sey
yapmiyorum. Buyurun gidelim.

Selim hizla kapiyi ekti. Yrmeye basladilar.

Onu yrten sey byk bir merakti. Byk Mahkeme szn evvelce isitmis gibiydi, ama
askeri mahkemeler ve harb divanlari disinda pek fazla bir sey bilmedigi iin bunun da zerinde fazla
durmamisti.

Bu gece gk bulutlu oldugundan ortalik hi de aydinlik degildi. Garip bir tesadfle sokak
lambalarinin birogu da yanmiyordu.
Selim nereye gittiklerinin farkinda bile degildi. Bir aralik Yekin sesi ile kendine geldi:

- Prenses Hanzadenin evinin nnden geiyoruz.

Selim basini kaldirdi. Pencerelerde isik yoktu. Yek devam etti:

- Evde degil. Mahkemenizde bulunmak zere ikmis olacak.

Bu szler Selim Pusatta bir sok tesiri yapti. Biraz ayilir gibi olduysa da gzlerini yeniden
duman kapladi ve agir adimlarla yrd. Yolda yalniz ikisinin ayak sesleri duyuluyor, arkadan da bu
seslerin yankisi geliyordu.

Yek yeniden konustu:

- Sizden yirmi bes yas kk sevgilinizin evinden geiyoruz.

Pusat irkildi. Gntlnn evi nndeydiler. Gzleri nce kapi basmaklarina, onra st kata gitti.
Kapkaranlikti.

Yek tekrar sze basladi:

- Durusmada bulunmak zere evden ikmistir.

Pusatin zaten daginik olan zihni bsbtn dagildi. Kendisinin birka dakika nce grendigi bu
muhakemeyi onlar nasil, ne zaman, kimden haber almislardi? Fakat bunu Yeke sormayi kklk
sayarak adimlarini hizlandirdi.

Hala nerelerden getiklerinin farkinda degildi. Sonra su da vardi ki, Yek suradan yahut
buradan gidilecek diye bir sey sylemiyor, Pusatin gittigi yollarda onu yaninda yrmekten baska bir sey
yapmiyor, arasira bir iki sz ediyordu. Yine yle oldu:

- Ay parasinin nnden geiyoruz.

Selim bir sey anlamadi:

- Ay parasi kim?

- Aman yzbasim! Ay parasini nasil tanimazsiniz?

- Tanimiyorum.

- Insan kendi sirrini kesfedeni hi tanimaz mi?

- Aydolu mu demek istiyorsun?

Yek bu soruya cevap vermeden pencereleri gsterdi:

- Bakin! Onun evi de karanlik. O da mahkemede

Pusat, iinde bir sikinti duydu. Yapmak istedigi bir sey vardi. Fakat o kadar sarhostu ki, bunu
dsnp bulmasiyla unutmasi bir oluyor, yeniden bulmak iin beynini asiri bir gayretle yoruyordu.

Byle dsnerek adim atarken birden tkezledi ve dsmek zere iken Yek koluna girerek onu
tuttu.
Sonra:

- Burasi sizin iin galiba tekin degil yzbasim! Ya size arpan gizli bir radyasyon var, yahut farkina
varmadan teki dnya gzelinin tesirinde kaliyorsunuz.

Pusat fkelenmeye baslamisti:

- Bu herzelerin manasi ne?

- Aman yzbasim! Siz de mi gereklerden hoslanmamaya basladiniz? Bakin! Dnya gzellerinden


Nurkan Hanimin evi degil mi? Piyanosuyla sizi mest ettigi aksam yine burada dsmemis miydiniz? Simdi
evi kapkaranlik olduguna gre o da durusmayi dinlemeye gitmis olacak.

Selim evresine bakindi. Btn evler karanlikti. Bu saatte herkes yatmis olmaliydi. fkesi artti
ve biraz azalan sarhoslugun verdigi uyaniklikla bagirdi.

- Serseri budala! Benim sarhoslugumdan istifade ederek aklinca alay mi etmek istiyorsun? Gecenin
bu saatinde muhakeme olur mu? Defol, git de basimi belaya sokma

Yek bir adam gerileyerek cebinden iri bir ddk ikardi:

- Alay falan ettigim yok. Mahkemeye gidecegiz. Gelmezseniz yardimcilarimi agirmaya mecbur
olacagim.

Bunu syleyerek eliyle geriyi gsteriyordu. Pusat hisimla geri dnd. nce gzne drt kisi
arpti. Sonra onlarin saginda,solunda baskalari peyda oldu. Daha sonra arkalarinda da bir sr kisi
gzkt. Bir blk kadar kalabalik kimseler yavas yavas yaklasiyorlardi. Pusat, uzun sredir kendi ayak
seslerinin yankisi sandigi grltnn bu kalabaliktan iktigini o zaman anladi.

Bu kalabalikla basa ikmasina imkan yoktu. Yrd ve Yek, sanki onun iinden geenleri
anlamis gibi yeniden konustu:
- Btn evlerin karanlik olmasina baska mana vermeyin. Bu gece herkes orada bulunacak.

Selim, iradesini ve karar verme gcn alip gtrms olan asiri sarhoslugun tesiriyle ne
yapacagini bilemeden yryordu. Byk Mahkemenin olaganst, ok merak edilecek bir sey oldugunu
anladigi halde hibir merak duymuyor, hayatla tek iliskisi bile kalmamis bir insanin ruh hali iinde
ilerliyordu.

Bir aralik bulutlar ekilir gibi oldu. Yerler aydinlandi. O zaman Selimin gzlerine bir sey arpti.
Yrdkleri yolda dzgn araliklarla glge gibi lekeler grnyordu.

Bu gece ok mantiksiz isleyen muhakemesi buna takilirken Yekin ugursuz sesi isitildi:

- O grdkleriniz kan lekesidir. Byk Muhakemede bulunmak zere biraz nce buradan
arkadasiniz Seref geti.

Selim rperdigini duydu. rperme gemedi. Iini korku brd ve yaz gecesinde titremeye
basladi.

Melun Yek her seyin farkindaydi. ok ciddi, fakat iinde alay inlayan bir sesle:

- Ne o yzbasim?, dedi. Hani siz hibir seyden korkmazdiniz? Titreyecek kadar mahkemeden
rktnz m?

Selim Pusatta cevap verecek g kalmamisti. Garip bir rzgar esiyor, daha garip bir ugultu
yreginin iine doluyordu. Yek:

- Iste geldik deyince basini kaldiran Pusat bir mahser kalabaliginin ortasinda oldugunu grd ve
saskinlikla sendeledi.
Anlatilamayacak kadar genis ve byk bir meydandi. Hemen her semtini bildigi sehrin byle bir
meydani oldugunu hatirlamiyordu. Yz binlerle degil, milyonlarla bile sayilmayacak olan bu kalabalik
nereden ikmisti? Pusat Acaba suurum mu yerinde degil? diye dsnrken Yek, yandaki bir iskemleyi
gstererek Buraya oturacaksiniz yzbasim dedi. Selim btn sarhosluguna, gzlerinin dumanli
grnsne ragmen bu iskemlenin bir taht kadar gsterisli oldugunu fark etti ve derhal oturdu.

Deminki ugultu dinmisti. Sayisiz kalabaliktan herkes kendisine bakiyordu. Geridekiler ve daha
geridekiler Selime sanki yillarca uzak mesafelerden bakiyormus gibi geliyordu.

Sessizlik uzun srmedi. O deminki garip ugultu yeniden basladi. Gkte bulutlar ogalmis, hatta
alalmis, ay kayboldugu iin ortalik zifiri karanliga bogulmustu.

Birdenbire, kasirganin ulu agalardan kurulu bir ormana arpmasindaki sese benzer rpertici,
fakat gzle bir grlt sonsuz alani kapladi ve Selim Pusat tam karsisinda gz kamastirici, heybetli bir
isigin parladigini, ayni anda, o ok byk meydandaki milyonlarin hep birden ayaga kalkarak isiga
baktiklarini grd. Bir el, kolundan tutarak kendisini de ayaga kaldirdi ve Pusat gerekten bir
mahkemede oldugunu anladi. Yani basinda, kendisini ayaga kaldiran Yek, fisildar gibi bir sesle Tanrinin
huzurunda bulunuyorsunuz deyince Selim esas durusa geti. Ikinin tesiri gemis, onun yerine baska
trl, anlatilamaz bir sarhosluk gelmisti. Dnya kadar, kainat kadar genis olan meydanda it ikmiyordu.

Yine birdenbire, titretici ve heybetli bir sesin kendisine seslendigini duyarak rperdi:

- Selim Pusat! Durusman basliyor.

Selim kendine gelmis, iradesini takinmisti. Kendisiyle karsisindaki muhtesem isigin arasina
yaratigin geldigini grd ve onlarla ilk defa karsilasmasina ragmen gnlne dolan bir sezgiyle kim
olduklarini tanidi. Bunlar Cebrail, Mikail ve Israfildi.

Insan gibiydiler, ama insana benzemiyorlardi. ok byktler, ama bu genis alani dolduran
insanlarla ayni boyda gzkyorlardi.

Cebrail sze basladi:


- Selim Pusat byk gnahlar isledi. Ben grevi bitmis bir melek oldugum, kiyamete kadar
dinlenmek hakkini kazandigim halde bu hakkima ilisti. Onun gnlnden geen firtinalarla rahatsiz edildim.
Halbuki bu firtinalar yalniz ben peygamberlere gtrrken duyulurdu. Kendisinden yirmi bes yas kk
bir kizi sevdi ve hepsinden daha kt olarak bu sevgiyi aiga vurdu. Bir subay iin en byk gnah budur.

Derin sessizligin arasinda heybetli ses sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

Selim, gzlerini kamastiran isiga bakmaya alisarak subaylik zamanindaki sertligi ile cevap
verdi:

- Dogrudur!

Mikail sze basladi:

- Selim Pusat benim haklarima da ilisti. Ben en gzel ve i aici yagmurlari yagdirdigim gibi ldrc
kasirgalari da estirir, ilik gnesle beraber kavurucu gnesi de parlatirim. Bu sanik yle bir sevgiye tutuldu
ki gnlnde nisan esintileriyle birlikte karakis boralari da esti. Zaman zaman mayis gnesiyle isindi. Zaman
zaman agustos gnesiyle kavruldu. Bana rakib oldu. Iradesini kullanamadi. Bir subay iin en byk gnah
budur.

it ikmiyordu. Heybetli ses yine sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

Selim daha da sertlesmisti:

- Dogrudur!
Israfil sze basladi:

- Benzi vazifem kiyamet gn olacaktir. O gne kadar buyruk beklemeye mecburum. Selim
Pusatin gnlnn iindeki feryatlar o kadar aci ve grltl idi ki insanlar duysa hep lr, benim surumu
ttrmeme lzum kalmazdi. Btn bunlar kendisinin gnahindan dogdu. Gnahlarini arastira arastira ilk
sebebe gidince bunu grendim. Insanlarin trl fikri alkantisiyla bogustugu agda o kirallik taraftariydi.
lkesinin kanunlarini tanimaz olmustu.

Heybetli ses nc defa sordu:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

- Dogrudur!

- Btn olanlarin ilk sebebi senin Kiralci olusun mudur?

- Evet!

- Bunu ilk gnah diye kabul ediyor musun?

- Asla!

- Neden?

- Btn o muhtesem kirallari sen yarattin!

27. BLM
Sonsuz alanda sessizligin kalbi arpiyordu. Selim Pusat en yakinindan en uzaga kadar herkesin
yzndeki ldrc merak izgilerini seebiliyordu. Bakislarini derinlestirerek kalabalik arasinda tanidik
kimseler bulmaya alisti. Ne garip!.. Burada herkes baska baska oldugu halde hepsi de birbirine
benziyordu. Bundaki garabeti dsnmeye vakit kalmadan heybetli sesle yeniden titredi:

- Tanik olarak senin hakkinda peygamberler konusacak

Selim byk bir saskinlik iinde peygamberleri dsnrken demin meleklerin konustugu yere
agir adimlarla kisi gelerek byk bir vakar iinde, Selimin bakamadigi isigi selamladilar.

Ilerinden biri ilerleyerek diz kt. Ellerini kaldirarak:

- Ey Ulu Isik! Ey Ulu Ates! Ey Ahuramazda. Ben Zerdstm, dedi.

Isigin iindeki heybetli ses sordu:

- Zerdst! Ruhlar aleminden Selim Pusatin btn hayatini grdn. Sulu mudur?

Zerdst ayaga kalkarak cevap verdi:

- En byk suludur. nk bir kiza gnln kaptirdi. Kadinlarin hepsi Ehrimenin hizmetkari,
askerdir. Bir kadina tutsak olmak Seytana kul olmak demektir. Hem de bu bir subaydi ve olgunluk
agindaydi. Kendisinden yirmi bes yas kk kiza esir olmakla Seytan tarafina gemeye gnll oldugunu
gsterdi. Ne dnyada, ne de ruhlar alemindeki hayatimda bundan daha sulu insan grmedim.

Isiktan ses geldi:

- Ne diyorsun Selim Pusat?


- Kabul etmiyorum.

- Neden?

- Kadinlari neden Seytanin kulu olarak yaratti? Yarattin da o kadinlardan peygamberi nasil vcuda
getirdin?

Ikinci peygamber ilerledi. Avularini birlestirerek bas egdi. Diz kt:

- Ey ebedi Nirvanna! Ey baslangisiz, sonsuz varlik! Ben Budayim, dedi.

Isigin sesi daha da heybetlenmisti:

- Buda! Sen fenalik diye bir sey kabul etmiyorsun. Selim Pusat fenalik yapmis midir? Gnah islemis
midir?

Budanin yavas, yumusak ve przsz sesi cevap verdi:

- Gnah islemistir! Alemin bir kuruntular alemi, askin bir hastalik oldugunu anlamamis, ruhunu
huzurun isigindan didismenin karanligina atmistir. Bylelikle senden, ebedi Nirvannadan uzaklasarak en
byk gnahi tasimistir. Ruhu milyonlarca yil azap cehenneminde yanmaya layiktir. Ancak ondan sonradir
ki kuruntudan insanlarin skununa kavusacak, put diye taptigi kizin alelade bir yaratik, geici bir hayal
oldugunu anlayacaktir.

Buda susunca isiktaki ses heybetle sordu:

- Ne cevap vereceksin Selim Pusat?


Selim Pusat fkelenmisti:

- Btn bu szleri samalardan ibaret, diye bagirdi. Buda denilen bu adam tarih boyunca tek
kumandan yetistirmemis, savasi grenmemis, yabanci tutsakligini siar edinmis bir miskinler lkesinin
peygamberidir. Kuruntu ne demek? Skun yani baris ne demek? Alemi savasla yaratan sen degil misin?
Savasi yaratilis kanunu yapan sen degil misin? Gzel kizlari yaratan sen degil misin? Sevmek iin bize
gnl veren sen degil misin? Hem o gzeli yarat. Hem onu bana sevdir. Ondan sonra da ruhumu
milyonlarca yil azap cehenneminde yak. Bunu bir Tanri degil, ancak Tanri kudretinde bir ocuk yapabilir!

Birden ortaligi yine o korkun sessizlik brrken nc peygamber vekar ile ilerleyerek yere
kapandi. Alnini yere srdkten sonra kalkarak:

- Ben son peygamber Muhammedim, dedi. Bu dnyaya getirdigim ebedi seriata gre Selim Pusat
sulu ve gnahkardir. Kk bir kizi sevmekle zevcesine istirap vermis, mesru yol dururken
gayrimesruuna sapmis ve hepsinden fena olarak da istenmedigi halde bir kizin hayalinin ardindan kosmus,
geceleyin onun evine girmeye kalkmis, yasak edilen ikiye dadanmistir. Bir kadin ancak sevilir. Ona esir
olunmaz. Bu, putperestliktir ve en byk gnahtir.

Isik adeta grler gibiydi:

- Ne diyeceksin Selim Pusat?

- Ben kimseye ktlk etmedim. Kimse hakkinda kt dsnce beslemedim. mitleri kirilmis bir
insan olarak avunmayi ikide ve bir gzeli dsnmede buldum. Iki fena ise zm neden yarattiniz?
zmden iki yapilacagini neden Levh-i Mahfuz a yazdin? Son peygamberin arkadaslari namaz kilarken
ayetleri yanlis okumasaydi iki yasaklanacak miydi? ldeki Bedevi ile bir kurmay subayin imesi ayni
midir? Biri sarhos olunca her trl herzeyi syleyebilir. teki sarhoslugun son merhalesinde bile temkinli
ve iradelidir. Kk bir kizi sevmek gnahsa, son peygamber, Ayseyi neden sevdi de aldi? Tanri
adaletinin yrdg bu mahkemede de byle haksizliklar yapilacaksa beni cehennemin en kt yerine
atin. Atin ki, tek iimde insanligin erdemine ait son kirintilar da yok olup gitmesin.

Pusat bunlari syleyince isigin ogaldigi, gzlere tesir ettigi, gnllere dehset saldigi grld ve
heybetli ses sordu:

- Simdi de sen savunma taniklarini gster!


Pusat sasirdi:

- Herkesin menfuru oldugunu anladim. Dnyada ve ruhlar aleminde beni savunacak kimsenin
bulunacagini ummuyorum.

- O kadar begendigin, sevdigin kirallardan bir tek kisi de gsteremez misin?

Kirallardan sz edilince Selim Pusat canlandi, diklesti. Askerlik zamanindaki sert sesiyle:

- Milletimin byk kirallarini dinleyin, diye cevap verdi. Ayni anda isigin sag ve solunda iki yol ve bu
iki yoldan sakirtilar arasinda birok atlinin drtnala geldigi grld. Daginik gibi gzken bu atlilar isigin
karsisina gelince dzgn bir sira haline getiler ve bir anda atlarindan atlayarak yere diz vurup isigi
selamladiktan sonra kalktilar.

En bastaki, evik bir davranisla silahlarini ikarip yanindakine verdikten sonra isiga dogru
ilerledi. Bas egip dogrulduktan sonra kendisini tanitti:

- Ben Alp Er Tunga Selim Pusatin milletinin en eski krali. O kadar eskiyim ki, tarihle efsane
arasinda kayboldum. Selim Pusatin benden haberi bile yoktur. Kiralci oldugu halde kendi en eski
kiralindan, savasta len kiralindan habersiz yasamaktadir. Bundan dolayi onun hakkinda ben bir
demeyecegim. Benden sonraki onu iyi tanir. Sz onu birakiyorum.

Alp Er Tunga, gsterisli ve kahraman edasiyla topraga diz vurduktan sonra yerine gelip demin
verdigi silahlarini alirken, silahlari veren ikinci kiral, omuzlarina dklen salari, heybetli brk, ok sert
bakislariyla kendi silahlarini ikarip yanindakilere vererek ilerledi:

- Ben, Selim Pusatin milletini yaratan adam. Asil adimi unuttum. Simdikiler bana Tanrikut Mete
diyorlar. Selim Pusat benim ordumda da bir yzbasiydi. Br boyundan Kayi adinda bir yzbasiydi. Bu
Yzbasi Br Kayi, sevgilisini hedef yaparak okla vurmasi iin verdigim buyruga bes egmediginden idam
olundu. Bir asker aldigi buyrugu yapmazsa o hibir sey degildir. Gryorum ki, iki bin yili askin bir
zamandan sonra ruhu Selim Pusatta tecelli ederek yine bir kiza tutsak olmustur. Suludur. Er kisiler
vurusmak iin dogarlar. Kizlara tutsak olmak iin degil
Isiktan ses geldi:

- Ne diyorsun Selim Pusat?

- Hibir itirazim yok. Kiralimin szleri bastan sona dogrudur.

Tanrikut yerine gelirken onun yanindaki tiknaz, kisa boylu, esmer kiral ilerleyerek yere diz
vurdu:

- Ben de benden nceki gibi asil adi unutulmus bedbaht biriyim. Bana Atila diyorlar. Selim Pusat
suludur. Er kisiler kadina tutsak olmaz. Ben bir zafer sarhoslugu sonunda, yabanci bir soydan bir kadinla
evlendigim gece ldm. Fakat ben lkeler amis, ordular yenmis, bir avu insanla dogudan batiya buyruk
vermis kiraldim. Selim Pusat bir yzbasi bile olmadigi halde bir kizi sevdi. Hangi hakla ve neyin karsiligi
olarak? Buna hak kazanacak bir basari gsteremedigi gibi kendi aginin yasasina karsi gelmistir.
Suludur.

Atila yerine geti. Bir aralik, tek dizi halinde bir sira kaplayan kiralar bakistilar. Pek
kalabaliktilar. Hepsinin birer birer gelip taniklik etmesi ok zaman alacakti. Konusmadan anlastilar.

Kumral sali, gururlu birisi ilerleyerek yere diz vurdu:

- Ben Gk Trklerin byk kagani Istemi Kaganim, dedi. Irani ve Bati Romayi yenerken

buyrugumda o zamana kadar grlmemis byk ordular, bu ordularda binlerce yzbasi vardi. Bu
yzbasilardan bir tekinin evdesi zerine kizi sevdigi grlmedi. Birden fazla kadinla evlenmek tremizde
ancak kaganlarla yce kisilerin hakkiydi. Selim Pusat bunca yzyillik yasayi bozdu. Yasayi bozmak en
byk sutur. Milletler yasalarla insan olur, yasalarla yasar.

Gz kamastiran isik artik Selim Pusata ne diyecegini sormuyordu.

Yanindan ayrilmayan Yek, o her zamanki sinir bozucu sesi ve edasiyla Selime egilerek ok
yavas bir sesle:

- Yzbasim! Isler sarpa sariyor, dedi.

Simdi ortada uzun boylu, akir gzl birisi konusuyordu:

- Ben Alp Arslan, dedi. Malazgirdi kazanirken canini dislerine takmis olan yzbasilarimdan bir
tekinin beyninde sevilen kizin izi bulunsaydi, o yzbasi agirlarin agiri grevini yapamaz, belki de bu yzden
savas kazanilamazdi. Sevmek, kan bayramindan sonra zafer kazananlarin hakkidir. Bu yzbasinin byle
bir basarisi var midir? Yoktur. yleyse suludur.

Bu sefer daha akir, kumral, ak tenli bir kiral vardir:

- Ben Temuin engiz Kaan, dedi. Bizim yasamizda ancak tmenbasilarin birden ok evdesi
olabilirdi. Bu yzbasi dirliginde bir tek savasa girmeden, yalniz savasin dersini dinleyerek kendisini asker
mi saniyordu? Benim ordumda nice savaslara gidip ikmis, yz adimdan kusu gznden vuracak kadar
nisanci, bir kili alista zirhli gvdeyi ikiye blecek kadar gl bir Yzbasi Kubudak vardi. Bir kizi sevdi.
Sevdigi kiz bu yzbasinin sevgilisi gibi soyu sopu belirsiz degil, bir Kirgiz beginin dnya gzeli kiziydi.
Fakat yzbasiliktan yukari ikamadigi iin onu alamadi. Sevgisini yenememeyi erligine yediremedigi iin
agu iip ld. Bu garip isimli yzbasi da byle yapabilirdi. lmekten ekinen yzbasi nerede grlms,
isitmedim. Selim Pusat suludur.

engiz ekilirken ortaya dogru uzun boylu, vakur birisi hafife aksayarak ilerliyordu:

- Ben Aksak Temir, dedi. Aksak ve olak Benim birok evdesim oldu. Fakat ben bozkirlarda,
llerde daglarda bazen tek basima kalarak vurustum. Aksaklikla olaklik o gnlerden kaldi. Direndigim
felaketlerle, felaketlerden aldigim derslerden sonra zaferlerle geti. Selim Pusat kendi kumandanlarinin
buyruguna karsi gelmis, mrnde bir tek savasa girmedigi, bir zafer degil de basari bile kazanamadigi
halde bir kizi sevmeye kalkmistir. Buna hakki olmadigini dsnmemistir. Suludur.

Aksak Temir agir adimlarla yerine dnerken byk isiktan ses duyuldu:

- Senin pek ok kiralin var. Simdiye kadar konusanlar hep sulu bulduklarina gre isi uzatmamak
iin yeni bir soru soruyorum. Ay Selim Pusatin kirallari! Aranizda onu susuz bulanlar gelip konussun!

Selim yeniden rperdi. Gzleri kiralar dizisine evrildi. Aksak Temirin yaninda Yildirim
Bayezidi, sonra Sahruhu, Ulug Begi, Ikinci Muradi, Fatihi, Yavuzu, Baburu seti. Hepsi susuyor ve
kendisine bakiyordu. Daha sonrakilere bakmaya gc yetmedi. Demek ki ugurlarinda mesleginden
oldugu, hayatini zehre evirdigi kirallardan bir teki bile kendisini hakli bulmuyordu.

Ii zntyle doldu. lmek istedi. Beyni zonkluyor, bir sey isitmiyordu. Bu anda, gzlerindeki
kamasmadan yeni bir sey oldugunu sezdi ve isiktan gelen sesle saskina dnd:

- Simdi en yakinlarin konusacak!

Pusat, demin kirallarin konustugu yerde babasini, onun yaninda ancak resminden tanidigi
dedesini niformalariyla grnce utancidan yerin dibine geecek oldu. Babasi, byk isiga syle diyordu:

- Oglum, insanlik ve askerlik serefini kaybetmemistir. Fakat haklara ve adaletlere saygisizlik


gstermistir. Suludur!

Dedesi daha sert konustu:

- Bu kadar iradesiz bir torunum olmasini istemezdim. Asker ocagindan bu derece zayif birisi
ikmamaliydi. Suludur!

Dedesinin yanindaki adam bir adim ilerleyince, Selim Pusat yildirimla vurulmusa dnd. nk
bu, ggsnden hala kanlar sizan Serefti:

- Suludur diye sze basladi. Kalbime sikilan tabancanin tetigini ben ekmistim, ama gerekte beni
ldren en yakin arkadasim Selim Pusat oldu. Felaketlere katlanamayacak kadar zayif, soyu sopu belirsiz
bir kiza esir olacak kadar iradesiz oldugu iin beni ldrd. Suludur En byk suludur.

Selim o anda farkina vardi. Arkadasinin zerinde apoletleri sklms kanli yzbasi niformasi
bulunuyordu. Birden kendi giyimine bakti. Kendisinde de ayni apoletsiz niforma vardi. Halbuki evden
ikarken stndeki elbise bu degildi.

28. BLM

Selim bir aralik kendinden geer gibi oldu. Bu kadar olaganst bir sahneye katlanmak,
dayanmak en kuvvetli sinirlerin bile harci degildi. Araliksiz birbiri ardinca konusmalar, tarihten veya
bilerek tanidigi, bu kadar net grns iinde insanlar rya olamazdi. Fakat neydi? mr boyu kabul
etmedigi, hayal sandigi seyler gerek olarak karsisinda idi. Daha ok dsnmesine meydan kalmadan
isiktan heybetli bir ses ykseldi:

- Selim Pusat lehinde konusacak kim varsa iksin!

Korkun sessizligin ortasinda birisinin titrek ve rkek adimlarla ilerledigi grld. Dikkatle
bakan Selim, oktandir anmayi bile unuttugu anasini taniyarak ii sizladi.

Anasi hikirikli ve hznl bir sesle diyordu:

- Oglum belki suludur, ama nihayet her insan kadar suludur. Felaket geirmis, haksizliga ugramis
ve hepsinden mhimi midini kaybetmistir. mitsizler uan kustan meded umar. Suu nihayet
duygularinda kaldigi iin bagislanmaya layiktir. Ey byk isik, ey ulu Tanri! Sen onu bagisla!.. Merhamet
de adalet de senin sanina yakisir.

Isiktaki sesten buyruk geldi:

- Gemis zaman perdesi ailsin!..

Cebrail hizla ilerleyerek kimsenin grmedigi bir perdeyi ati ve bakanlar dehset iinde o
gnden on binlerce yil nceki zamani ve o zamanin insanlarini grdler. Bunlar Selim Pusat iin
konusmaya gelen, onun milletinin kirallari gibi gsterisli, sevimli ve yakisikli degildiler. ogunda insana
benzemeyen bir durus, vahsete yakin bir eda vardi.
Isiktaki ses buyurdu:

- Selim Pusati hakli bulanlar gelip konussun.

Saat kadar uzun bir saniye geti. Kimildayan yoktu.

Isiktaki ses yine buyurdu:

- Gelecek zamaninin perdesi ailsin!..

Cebrailin atigi perdenin arkasinda tekilerden binlerce, yz binlerce defa byk bir alan ve
alanda rakamlarla sayilamayacak kadar ok insan vardi.

Isiktaki ses ayni szleri tekrarladi:

- Selim Pusati hakli bulanlar gelip konussun.

Bundan sonra, kiyamete kadar dogacak insanlar arasinda da kendisine hak verecek tek kisi
ikmayinca Selim Pusat sarsildi ve zehir gibi aci bir glmseyisle glmsedi.

Isiktaki ses duyuldu:

- Bugne soruyorum. Selim Pusata ne lazim?

Milyarlarin bir agizdan ikan korkun sesi grleyerek cevap verdi:

- Adalet!..
Isiktaki ses yine sordu:

- Dne soruyorum. Selim Pusata ne lazim?

Daha korkun bir ses uguldadi:

- Adalet!..

Isik yine sordu:

- Yarina soruyorum. Selim Pusata ne lazim?

Kiyameti andiran bir grlt dalgalandi:

- Adalet!..

- Baska bir sey isteyen var mi?

Bu soruya bir kadinin zayif sesi cevap verdi:

- Merhamet!..

Isigin sesi heybetlenmisti:


- Dne, bugne, yarina birden soruyorum. Ne diyorsunuz?

Korkun grlt tekrarladi:

- Adalet!..

Bu korkun grlt ile zayif ses iki defa karsilikli cebellestiler:

- Merhamet!..

- Adalet!..

- Merhamet!..

- Adalet!..

Binlerce milyarin gr sesi arasinda Pusatin anasinin zayif ve tek sesi bogulup gitmisti.

Kadinin gzlerinden yere yaslar damliyor ve bu gz yaslari Serefin kalbinden damlayan


kanlara karisiyordu.

Selim Pusat o zaman ocuklugunda, genliginde ve daha sonra ana kalbine, ana sefkatine dair
okudugu yazilari, siirleri, dinledigi trkleri, ataszlerini hatirladi ve kainatta kendisini dsnen sadece
anasi oldugunu anlayarak ona karsi gsterdigi vefasizliktan ii sizladi.

Kendisi iin adalet isteyen yz milyarlarca, trilyonlarca, sayimi Kaabil olmayan okluktaki
insanlar, sadece su anda yasayanlar degil de gemis zamanda yasayacak olanlar, adalet diyerek onun
cezalandirilmasini istiyor, bu korkun kalabaliga karsi bir tek kadin, anasi, merhamet isteyerek verilecek
cezanin bagislanmasini diliyor, yalvaran sesinde bir ananin byk znts titriyordu.
Birden ortaligi yine o korkutucu sessizlik brd. O mahserdeki herkes, Selim Pusattan baska
her insan byk isiktan gelen bir ses gelecegini sezerek soluk almadan susuyorlardi.

Isigin sesi grledi:

- Selim Pusat! Suun iin sen kendini savun!

Selim, nce duraksadi. Sonra bugnn kalabaligina bakti. Dha sonra aklini ve iradesini
toplayarak cevap verdi:

- Beni sen savun!

Isik, kasirga hasmetiyle sordu:

- Neden?

- Beni yaratmadan nce kaderimi izen sen degil misin? Su isledimse yaptiran sen degil misin?
Bunun savunmasini senden baska kim yapabilir?

Isikta aklin alamayacagi bir parlama oldu. Btn mahser kalabaligi gzlerini yumarak elleriyle
yzlerini kapattilar. Yalniz Selim Pusat byle yapmayarak basini egmekle iktifa etti ve isiktan gelen ses
btn yrekleri titretti:

- Tanri yalniz yaratir ve yok eder. Hesap vermez. Seni sulu bulan bu mahser arasinda sulu
oldugunu bile bile savunacak kimse ikmazsa hayatin, en korkun felaketle sona erer.

Kisa bir sessizlikten sonra bes kisinin ortaya yrdg grld. Besi de dnkler arasindan
geliyordu.
Birincisi yere diz vurarak isigi selamladiktan sonra kalkti. Gsterisli, silahli, uzun salari
omuzlarina dklen birisiydi. Selim onu tanidi:

- Ben ii Yabguyum, diye sze basladi. Tanrikut Metenin dip torunu ve Atilanin dip atasiyim.
Bir tahta sarayda kirk bin inliye karsi aralarinda kadin ve ocuklar da bulunan bin bes yz kisiyle
savasarak hayatimi verdim. Benim soyumdan oldugu halde Selim gibi acayip bir ad tasiyan bu deli yzbasi
beni tanir. Onu bir savasa soksaydiniz bu deliligi bir gnl deliligi degil, bir askerlik deliligi olacakti. Ona
ceza vermek yerine yigit, gz pek bir bahadirla vurusturmak adaleti yerine getirir.

Ikincisi yere diz vurup kalkarken byk isiktan dahi ekinmeyen bir eda tasiyordu:

- Ben Kr Sadim dedi. Gk Trk tegini ve tarihteki en ilgin ihtilalin basi. Yer yznde savas
kalkarsa iste insanlar byle uygunsuz cesaretlerle oyalanir. Buna ceza vermemeli, benim kirk arkadasimin
en yigitlerden biriyle vurusturulmalidir.

ncsnn yere diz vurusunda ok maceralardan ikmis bir insanin olgun gngrmslg
vardi. Selim onu da tanidi.

- Ben Kl Teginim, dedi. Gk Trk prensi ve kumandani. Bu yzbasi benim savaslarimi incelemis
ki beni tanimistir. Son savasimda, karargahi korumak iin can verirken yanimda bulunsaydi eminim ki
yksnmeden o da ayni dsnce iinde benimle birlikte lecekti. Suludur. Fakat yigitligin unutuldugu bir
zamanda yasadigi iin sulu oldu. Bundan dolayi, benden ncekilerin dedigi gibi, onu bir vurucu
kahramanla, fakat benim zamanimin bir kahramaniyla arpistirilmalidir.

Selim, ilerleyen drdncy de tanidi. Bu drdnc byk isiga seslendi:

- Ben Oguz Basbugu agri Begim. Bu Selim Pusat kadar talihsizim. Benden ncekilere gre belki
de daha ok savasa girip iktigim halde onlar gibi er meydaninda degil, yatagimda ldm. Ey Ulu Tanri!
Bunun sorumlusu sensin! En byk rtbeyi bana ok grdn. Bu talihsiz yzbasi da Dandanekan savasina
girseydi teki yzbasilardan asagi kalir miydi, sanmiyorum. Onu Dandanekanin en bahadir erlerinden
biriyle karsilastirarak meseleyi zme baglamak en dogru yoldur.
Selim Pusat, byk isiga dogru ilerleyen besinciyi tanimadi. Bir kolu yoktu. Yznde
pervasizligin isiltilari olan bu adam, isiga yaklasinca tekiler gibi diz vurmadi. Yere kapanarak alnini
topraga srdkten sonra kalkarak kendini tanitti:

- Ben Oru Reisim, dedi. Ve zihnini yoran Selim Pusat hayal meyal bir bilgi ile bunun bir denizci
oldugunu hatirladi. Oru Reis konusuyordu:

- Din ve gaza yolunda nce kolumu verdigim, sonra sehidlik rtbesine erdigim iin sana binlerce
hamdolsun ulu Tanrim! mrm, lm hie sayan, bir teki e bese bedel kahramanlarin arasinda geti.
Destan savaslari yaptim. Iime yle doguyor ki, bu yzbasi benim levendlerim arasinda bulunsaydi
onlardan asagi kalmayan bir erkeklikle arpisacakti. Kendisine firsat vermeden cezalandirilirsa yazik
olacak. Izin ver: Levendlerimin en yigidi ile vurussun!..

Kolsuz adam yerine dnerken, kafasi motor gibi islemeye baslayan Selim Pusat onu iyice
hatirladi. Barbarosun agabeyi idi.

Ortalik yine korkun sessizlige brnrken isikta dalgalanma oldu ve heybetli ses yreklerde
yankilandi:

- Selim Pusat! Hakli olan, susuz olan gl olur. Sulu olup olmadiginin ortaya ikmasi iin seme
bir bahadirla vurusacaksin.

Selim birdenbire iinde bir ferahlik duydu ve agir bir ykten kurtulmus insanlarin manevi
kuvvetiyle sordu:

- Hangi bahadirla?

Heybetli ses cevap verdi:

- Hayati sana benzeyen, fakat suunu anlayarak kendisini ldren Yzbasi Kubudakla, senin ok
begendigin Temun engiz Kaanin ordusundaki nl kahraman Mogol Kubudakla vurusacaksin.
Selim, sonulara bir an nce gitmek isteyen yaratilisiyla adeta haykirdi:

- Hemen vurusalim!..

- Zamani sana bildirilecektir

* * *

Birdenbire kendisini tanimadigi bir sokakta buldu. Yaninda kimse yoktu ve yol tenha idi.
Yrmeye baslarken bayagi hizli bir sesle, Yrrken rya grlmez dedi. yleyse bu neydi?

Sarhos muyum diye dsnd. Evden ierken ikmisti, aman kendisini kaybedecek kadar
sarhos degildi. Hayatinda byle sarhos olmamisti. Peki, btn bunlar hayal mi idi? Byle gsterisli ve uzun
sren hayal olur muydu? Beyninin azap verecek sekilde karincalanmaya baslamasi zerine her zaman
yaptigi gibi dsnceyi birakti. Evine dnmek zere, tanimadigi sokaklarda ilerlemeye koyuldu. Saatine
bakti. Gece yarisini epey gemisti. Ansizin, gzlerine yabanci gelmeyen yapilar, agalar ve taslar grd.
Bulundugu yeri tanimisti. Arkadasi Serefin yattigi mezarligin kapisindaydi.

Hi dsnmeden girdi. Serefin mezarina dogru yrrken bir degisikligin farkina vardi. Ilk
mezarlar, ilk taslardan sonrasi sanki her zaman geldigi yer degilmis gibiydi. Durarak evresine bakindi ve
bulutlardan siyrilan ayin isigi altinda bu mezarligin bir blmnn sanki toprak kazici makinelerle srlms
gibi kabarik, bir mezarlik iin harap denilecek durumda oldugunu grd. Yavas adimlarla yryerek
Serefin mezarinin bulundugu yere dogru ilerledi. Buraya o kadar ok gelmisti ki, bir usta makineli tfek
erinin, gzleri bagli olarak yrse Serefin mezarini bulabilirdi.

Yrd. Biraz daha ilerleyip durdu. Iste arkadasinin mezari burada olacakti. Ama ne o toprak
tmsegi, ne arasira kendisinin biraktigi kuru yaprak ve iekler, ne de gmldg gn eliyle Arkadasim
Seref diye diktigi saglam tahta vardi.

Selim Pusat tamamiyle ayilmisti. evreden duyulabilecek hznl bir sesle sordu. Ne oldu?

Gecenin bu saatinde, bu issiz kiyi mezarliginda bu soruya kim cevap verebilirdi ki?
Daha hznl bir sesle yeniden sordu:

- Serefin mezari ne oldu?

Birdenbire ilgin bir fkeye kapildi. Bu mezari hayatindaki tek arkadasinin mezarini kim bozup
da ortadan kaldirmisti? Kendisine yapilan dsmanlik yetmiyormus gibi simdi de lms arkadasina mi
uzaniliyordu?

Olduka sert bir rzgar esmeye baslamis ve bulutlari dagitmisti. Simdi her yer piril piril
aydinlikti. Mezarligin ok ilerisini grebiliyordu. Seref diye seslendi. Cevap yoktu. Hi ller konusur
muydu ki cevap bekliyordu. Bu gece onunla konusmaya her zamandan daha ok ihtiyaci oldugu iin
yeniden seslendi: Seref!.

Rzgarin sesinden baska bir sey isitilmiyordu. Byk bir zntyle geriye dnd. Basi egik,
gzleri yerdeydi. Ilk adimda yerdeki bir tahta dikkatini ekti. Kaldirip isiga tuttu. Olduka kk ve
eskimis, rmeye yz tutmus bir tahta parasiydi. teki yzn evirip bakti ve ii burkularak, bu kirik
tahtadaki solmus yaziyi okudu. Bu, kendisinin diktigi tahtaydi. Fakat yarisi kaybolmus ve zerinde sadece
Seref kelimesi kalmisti.

29. BLM

Aksam oluyordu. Selim Pusat pencere nnde durarak uzaklara, ufuklara ve gklere
bakiyordu. Sert bir rzgar esiyor, arasira yagmur iseliyordu. O kadar dalgindi ki, kendi varligindan bile
habersiz grnyordu. Bu yzden odaya girerek yanina kadar yaklasan Aysenin farkina varamamisti.

Ayse, elindeki kagitta yazili nota bakarak Selime hitab etti:

- Bu aksam bir ahbabinla bulusacakmissin.

Selim, beynini kurcalayan sarsintilar arasinda onun szlerini yari anlamis bir halde sordu:
- Kiminle?

Ayse kagida bakarak cevap verdi:

- Herhalde soyadi olacak, Kubudak adinda biri ile

Pusat kayitsizlikla ufuklara bakarak Tanimiyorum diye cevap verdikten sonra, birden, bir sey
hatirlamis insanlarin davranisiyla dnerek:

- Kubudak mi?, dedi.

Ayse kaygili gzleriyle bakiyordu:

- Evet, Kubudak

Selim bir an duraksadiktan sonra sordu:

- Bu haberi kim getirdi?

- Sordugum halde adini sylemeyen birisi

Sonra, Pusatin fke ve hayretle bakan gzlerine takilarak adami tarif etti. Bu tarif tipatip Yek
denen o alaga uyuyordu.

Pusat nefsine hakim olmustu. Sogukkanlilikla:


- Nerede ve hangi saatte?, diye sordu. Ayse sasirmisti:

- Bilmiyor musun?, dedi. Daha ncesinde aranizda karar vermissiniz. Gelen adam, ok mhim
oldugu iin hatirlatmaya geldigini syledi.

Selim bir sey sylemeden yeniden ufka bakmaya basladi. Ortalik iyice kararmisti.

Basini evirdigi zaman Aysenin ekilmis oldugunu grerek sessizce evden ikti.

Yagmur arttigi, rzgar daha da sertlestigi iin sokaklar tenha idi. Nereye gidecegini bilmeden
yrrken Tam zamaninda iktiniz yzbasim diyen bir sesle basini evirdi ve tahmin ettigi gibi yani
basinda Yeki grd.

Hibir sey sylemeden yrmeye basladilar. Sessizligi Yek bozdu:

- amli Koruda vurusacaksiniz. Bu gece hava firtinali oldugu iin oraya kimse gelmez.

Pusatta isik hiziyla gelisen suuralti faaliyeti vardi. amli Koruya yaklasirken stnde apoletleri
sklms yzbasi niformasi oldugunun farkina vardi.

Evden ikarken bunu ne zaman, nasil giymistim diye dsnrken sasirtici bir seyin daha farkina
vardi. Sag elinde kinindan siyrilmis bir kili tutuyordu.

amli Korunun ortasindaki meydanciga vardiklari zaman orada birka kisinin kendilerini
beklemekte oldugunu grd. Hem ggn karanligindan, hem de agalarin loslugundan bu adamlari yalniz
glge halinde grebiliyordu.

Yek konusmaya basladi:


- Byk isigin buyrugu ile burada Yzbasi Mogol Kubudakla vurusacaksiniz. Susuzsaniz
kazanacaksiniz.

Ne tuhaf!.. Bu gece Yekin sesinde bir kararlik vardi ve Pusata her zamanki gibi tiksintiyi
vermiyordu. Yavas yavas ortalik aydinlanmaya baslamisti. Yagmur dinmis ve ay, bulutlardan kurtulmustu.

Pusat, karsisinda duran gsterisli, sert bakisli adama bakti. Elindeki kilitan baska, ggsnde
de kendisine byk bir vurus stnlg saglayacak olan rme zirh vardi. Gzleri bu zirha takilmakla
beraber bir sey sylemedi. teki, kiliciyla Pusati selamlayarak:

- Ben Yzbasi Kubudak, dedi. Yedi yz yilin tesinden geldigim iin zirhim var

Kilicini topraga saplayarak zirhinin baglarini zp onu geriye dogru firlattiktan sonra
konusmasina devam etti:

- Kaderlerimiz birbirini andiriyor. Insanlar su islemek, vurusmak ve lmek iin zere dogarlar.
Onun iin kendi hayatina esef etme.

Topraga sapladigi kilicini ekti. Szleri Pusatin hosuna gitmisti. Onu kiliciyla selamladi.

Bes alti adim araliklarla duruyorlardi. Pusat derhal baslamak iin bir adim atarken Kubudakin
yaninda eli kilili baska birisini daha grd. Bu Yekti. fkeyle:

- Sana ne oluyor? Bu islere yakismazsin. ekil, diye bagirdi. Yek, kili tutmasini ok iyi bilen bir
tutumla Pusati selamladiktan sonra:

- Bu gece btn hesaplar grlecek yzbasim, dedi. Bana yaptiginiz hakaretlerin hesabi da, iserimi
bozmanizin hesabi da burada grlecek.
Selim buna aldirmadi. Fakat Kubudakin teki yaninda grdg kilili adam btn kanini
dondurdu. nk bu hala kalbinden kanlar sizan arkadasi Serefti. Onun stnde de apoletleri sklms
yzbasi niformasi bulunuyordu. Aci aci glmseyerek:

- Arkadasligimizi bozdun Selim, dedi. Iradeni kullanamadin. Vefasizlik ettin. Ikimizden birinin
mutlaka ortadan kalkmasi lazim.

Selim saskinligini yenmeye alisirken Yekin yaninda hi tanimadigi birisini daha grd. Kiliciyla
selam veren bu yenisi:

- Prenses Leylanin nisanlisiyim, dedi. Selim hznle sordu:

- Byle bir gnde beni desteklemen lazimken neden karsi safta bulunuyorsun?

- nk sen benim bahtiyarligima glge dsrdn!

Pusat, yznn yandigini duydu. Prensesin nisanli oldugunu bilmiyordu, ama yreginin iindeki
en gizli isteklerin bylece aiga vurulmasi Kubudakin kilicini yemis kadar tesirli olmustu.

Artik kaderine boyun egmisti. Drt kisiyle birden vurusacak ve sphesiz burada lecekti.

Onlara dogru bir adim atarken kalbi duracak gibi oldu. nk Serefin yaninda bir besinci
kilili daha peyda olmustu. zerinde piril piril bir yzbasi niformasi tasiyan bu adam Evet, belli belirsiz
glmseyen bu adam kendisiydi. Harb Akademisinde basina felaket gelmeden nceki din haliyle ta
kendisiydi. Kiliciyla selam verdi:

- Aslinda sen nefsinle vurusacaksin, dedi. Gnahkarsin Dsmek bir sey degildir. Kalkamamak,
dskn kalmak korkuntur. Hani sen kiralciydin? Bu fikir iin hayatini zehir ettikten sonra kiralciligin adini
dahi bilmeyen bir kiz iin kendini girdaba attin? Serefin durmadan kanayan yregi bile seni dogru yola
getirmedikten sonra yasayip da ne yapacaksin? Seref lmemistir. l olan asil sensin. Burada bunu tescil
edecegiz.
Pusat o zaman yasamanin lzumsuz, hatta irkin bir sey oldugunu anladi ve kilicina havada bir
kavis izdirerek karsisindakilerin, zerine dogru yrd.

O sirada garip bir sey daha oldu. Bes kisi birbirlerine yaklasarak tek bir kisi haline geldiler.
Pusatin karsisinda yalniz kalan Mogol Kubudak kaldi. Kililar birbirine degdi.

Kubudakin yaman bir savasi oldugu daha ilk atismada belli olmustu. Kilici da Seliminkine
gre biraz kisa, fakat enli ve saglam, korkun bir kiliti. Iki saniyede Pusat, kivamina gelmis,
yorgunlugunu atmis, adeta dinlesip genlesmisti.

Sanki bu lm- dirim vurusmasina yarasir bir dekor yaratmak iin rzgar bir anda sertlesip,
yagmur yzleri fiskeler hale gelmisti. Rzgar ve yagmur yle hizliydi ki, birbirlerine ilgin vuruslarla arpan
kililarin sesi isitilmiyordu.

Bir ara ay bulutlarin arkasinda kalinca amli Koruya zifiri karanlik kt. Fakat iki yzbasinin
gzleri buna alismisti. Birbirlerini glge halinde grerek vurusa devam ediyorlardi.

Selim biraz nce karsisindaki arkadasi Serefi de grerek lmek karariyla arpismaya
basladigi iin sakinmadan, ekinmeden vurusuyordu. Birka saniye sonra bulutlardan kurtuldugu zaman
Kubudakin yznde, sakaktan eneye kadar uzanan ince bir yaradan kan sizdigini grerek atilganliginin
bosa gitmemis oldugunu anladi.

Bu arpismayi kazanmasi lazimdi. Susuz oldugunun anlasilmasi buna bagliydi. Fakat iindeki
bu lm isteyis, bu sikinti neydi? Sikinti sanki gnlnden kollarina dogru yayiliyor, gcn kesiyordu.

Yorulmustu. Birdenbire gzleri Kubudakin arkasindaki tahta siraya ilisti. Buraya geldigi zaman
oturup dinlendigi, Prenses Leylayi ilk defa grdg siraydi.

Bu hatiralarla iinde bir aci yumrulandi ve Kubudakin dayanilmaz kili vuruslari karsisinda
gerilemeye basladi.

Zaman yrmyor gibiydi. Yahut bas dndrc bir hizla ilerledigi iin byle saniyordu. Bu
vurusma ona pek uzun srd gibi geldigi halde yarim dakika bile dolmamisti.

Gzleri kararak oturacak bir yer aradi. Karsisinda ne Kubudak, ne de kimse vardi. amli
Koruda yapayalnizdi. Ayakta duramayarak diz st kt. Yz, her zaman oturdugu tahta siraya
dnkt. Gecenin karanligi ve bulutlarin oyunu arasinda, tahta siranin stnde oturan birisini seti. Bu,
Leyladan baska kim olabilirdi?

Leyla sandigi glge ayaga kalkarak yavas yavas Selim Pusata dogru yaklasmaya basladi ve
geride, uzaktaki lambanin oraya vuran isik serpintileri arasinda Selim Pusat, kendisine yaklasanin Leyla
degil, Gntl oldugunu grd.

Kalkmak istedi. Imkan yoktu.

Gntlnn elinde bir bardak su vardi. O anda Selimin imek iin cam attigi, hayat verici bir
bardak su

Kiz glmsyordu:

- Sizden de stn askerler varmis efendim, dedi.

Glkle dizlerinin stnde durabilen Selim, suyun kendisine uzatilmasini bekliyordu. Gzleri
gittike vahsilesen Gntl, bir adim daha yaklastigi halde suyu vermeyerek sordu:

- Kimin iin vurustunuz?

Pusatta cevap verecek derman bile kalmamisti. Bir tek kelime sylese yere yikilabilirdi. Fakat
kiz orali degildi:

- Bir de prenses mi var efendim? Onu da mi seviyorsunuz?


Selimin cevap vermedigini grnce bsbtn yirticilasti:

- Hangimizi daha ok seviyorsunuz? Ben rakib kabul etmem. Bir prenses bile olsa

Pusat, yarasinin acilari arasinda, bir kizin karsisinda byle diz st durmaktan byk utan
duyarak kalkmak istedi. Fakat davranisi daha da kt oldu. Gzleri karararak ve acisi artarak yeniden
dst ve bu sefer dizleri stnde de duramayarak topraga uzandi.

Gntl ona yardim etmek iin hibir harekette bulunmadigi gibi suyu da vermeye
yanasmiyordu.

Susuzluktan ii yanan Selimin gzleri kizin elindeki bardaga degince Gntl yeniden
konusmaya basladi:

- Bu suyu sizin iin getirdim efendim. Fakat bir de prensesi seviyorsaniz suyu ondan bekleyin. Ben
gnllere tek basima hkmetmek isterim. Ugrumda lenlerin idamla veya susuz kalarak can vermeleri
bana ayni derecede zevk verir.

Gntl bunlari syledikten sonra bardagi evirerek suyu yavas yavas yere bosaltti ve Selimin
istirapli bakislari arasin da, elindeki bardagi uzaga dogru firlatti. Bu kadar kalbsizlik karsisinda bir an
acisini unutan Selim ona bir sey sylemek istediyse de yapamadi. Bir tek kelime sylese bayilabilirdi.

Birden sert bir rzgar eserek amli Korunun btn agalarini irgaladi.

Artik orada yapayalnizdi. Gntl de kaybolmustu.

O zaman yeniden aciyla kivrandi. Bir ara lm dsnd. lse ne kadar iyi olacakti. Yavas
yavas acisi azaldi. Gzlerine bir agirlik kt. Agalari, karsisindaki tahta sirayi iyi gremiyordu. Acaba
lyor muydu? Beyninin durmak zere oldugunu hissetti.

Sonra bir sey grmez oldu. Yasayip yasamadigini anlamak iin avucunu yumup ati. Henz
yasiyordu. evresinde bir takim sesler isitiyor, ama ne oldugunu anlamiyordu. Galiba konusmalar
oluyordu. Dsncesi adeta isik hiziyla islerken bir anda hayatini hatirladi. Aklina oglu Tosun gelince ii
sizladi. Sonra prenses Leylayi ve onun nisanlisini dsnd. En son hepsi silindi ve yalniz Gntl kaldi.
Ben rakib kabul etmem. Bir prenses bile olsa

Suyu kendisine vermeyerek yere dkmst. Bu bir dsmanlik mi, yoksa bir ilgi mi idi?

Bunlari dsnecek durumda degildi. Gntl btn benligine hakimdi.

Herhalde lmek zere idi. Sonsuz karanliga gmlrken gurur gibi sama bir duygunun
tesirinde kalamazdi. Her sey gn gibi ortada idi:

Gntly

30. BLM

Gzlerini aip da evresine bakinca hibir sey anlamadi. nce tavani grerek bir odada
bulundugunun farkina vardi. Burasi neresiydi? Hibir sey bilmiyordu. Basini yana evirdi. Gzel bir gen
kiz glmsyordu. Birdenbire suuru uyanarak bu kizin bir hemsire oldugunu anladi. Bir sey soracakti ama
yine huyu galebe aldi; sustu.

Hemsire biraz daha yaklasarak huzur verici bir sesle:

- Artik iyilestiniz, dedi.

ok susamisti. Hemsireden su isteyecekti. Onu da yapamadi. Fakat gen kiz, elini Selim
Pusatin alninda gezdirdikten sonra Biraz su ier misiniz?, diye sordu ve onun cevabini beklemeden bas
ucundaki komidinde duran srahiden bardaga su koyarak Selim e egildi. Bir koluyla basini nezaket ve
sefkatle biraz kaldirarak teki eliyle bardagi dudaklarina degdirdi.

Sanki canina can katilmisti. Tesekkr etti. Fakata bu tesekkr diliyle syleyerek degil, akliyla
dsnerek yaptiginin farkinda degildi. Nazik ve iyi yzl hemsire:
- Bir sey istiyor musunuz?, diye sordu. Selimde garip bir hal vardi. Sylenenlerin manasini biraz
ge anliyordu. Yine yle oldu. Gen kiza bakip basiyla hayir isareti yapti ve hemsire Yine gelecegim
diyerek ikti.

Yalniz kalinca daha iyi dsnmeye basladi ve amli Koruda Kubudakla yaptigi vurusmayi
hatirlayarak ciddilesti. Gvdesinde hafife gezdirdigi eliyle sargilar iinde oldugunun farkina vardi. Sonra
daha ncelerini hatirlayarak yine sikinti iinde kaldi.

Kendisinde yillardir huzur diye bir sey kalmamisti ama bu son aylarinki dayanilir gibi degildi.
Tadi syle dursun, artik manasi bile kalmayan hayattan ayrilmak istiyordu.

Selim Pusat byle dsnrken odaya birka kisinin girmesiyle dsncesinden siyrildi. Deminki
hemsireyle birlikte gelen kisinin de doktor oldugunu tahmin ederek bekledi. ndeki, selam vererek
Selimin nabzini tuttu. Bir yandan bas ucundaki tabelaya bakiyordu. teki ikisine kelimelik bir sey
syledi. Bunun hangi dilden oldugunu, ne manaya geldigini Selim anlamadi. Sonra ndeki doktor
hemsireye bir seyler fisildadi. Doktorlar iktiktan sonra hemsire, yine ayni nazik edasiyla Simdi size igne
yapacagim dedi. Selim, evreye ve hayata o kadar ilgisiz di ki hibir sey sormadan bekledi ve igne
yapildiktan sonra derin bir uykuya daldi.

Sekiz gn sonra eve dndg zaman ok dermansizdi. Yrmek veya ayakta durmak
degil,konusmak dahi ok yorucu geliyordu. Basindan geenleri anmak bile istemiyordu, ne yapsam da
biraz glensem diye dsnyordu.

Byk odada degisiklik yapilmis gibiydi. Fakat Ayseye hibir sey sormadi. Gzleri sik sik
duvardaki fotografina takiliyordu. Bu, kendisinin yzbasi oldugu zamanki ilk resmiydi. Hayat, o dinligi de
byk mitleri de alip gtrms, geriye mitsiz, hasta melankolik bir adam kalmisti.

Selim Pusat bylece bir koltuga yaslanarak oturamayacagini, sinirlerinin bsbtn bozulacagini
anladi. Karar verdi. ikacakti. nce bir deneme yapti. Oda iinde yryebiliyordu. Sonra denemeleri
siklasti. Yavas adimlarla da olsa sokakta yryebilecegini. Anladi.

Hznl gz gelmis, Ayse okuldaki grevine baslamisti.


Bulutlarin yaristigi serince bir gnde evden ikarak agir adimlarla yrmeye basladi. Nereye
gidecegini bilerek yryordu. Beyninin iinde son gnlerin yarattigi grlt olmasa kendisini ok diri
hissedecekti, ama bu kemirici duygu yalniz huzur kairici degil, yikici idi de

Karar verdigi yere, Prenses Leylanin evine gelince huzursuzlugu artti. Zile basti. Fakat zil
almadi.

Yanlis mi geldim diye dsnerek evresine ve dairenin numarasina bakti. Dogru gelmisti.
Yeniden zile basti. Ses yoktu. Cereyan mi kesilmisti? Gece lambasinin dgmesine basti, yaniyordu.
yleyse?..

Zil almiyor diye dnemezdi. Kapiyi eliyle tikirdatti. Derin bir sessizlik vardi. Yeniden vurdu.
Kapi ailmiyordu. nc seferindeki vurus ok hizli idi. Ieride birisinin yrdg isitildi. Sonra kapi
aralandi ve Glsafa Kalfa gzkerek:

- Ne istiyorsunuz?, diye sordu.

Selim Pusat bu soruya sasirmadi. Hastaneden ok zayif ve muzdarip iktigi iin herhalde yz
degismisti ki kadincagiz kendisini taniyamamisti:

- Benim Glsafa Kalfa, dedi. Kendi adini da sylemek zere iken kadin fkeli bir sesle:

- Glsafa Kalfa mi? Bu da nereden ikti. Benim adim Safa yle Gl, Kalfasi yok, dedigi
duyuldu.

O zaman, kadinin yzne dikkatle bakan Selim Pusat onun gzlerinde garip pariltilar grd ve
evvelce o kadar din olan Glsafanin, yahut Safanin, kms denecek kadar ihtiyarlamis buldugunu fark
etti.

Bu kadar ihtiyarlik insana kendi adini bile unutturabilirdi:


- Ben Yzbasi Selim Pusat. Prensesle konusmak istiyorum, dedi.

Kadinin gzleri yine degismisti:

- Prenses mi? Siz kimi ariyorsunuz?

Selim Pusat hala sogukkanliydi:

- Prenses Leylayi ariyorum.

Kadin, sarsak denecek hareketlerle geriye, evin iine, sonra Selime sonra da yine geriye
baktiktan sonra birden sesini kisarak:

- Dnya delilerle dolu. O deliler yznden arslanim gitti, diye cevap verdi.

Selim sasirmisti:

- Nereye?, diye sorabildi.

- O kimseye hesap verme. Gittigi yeri de kimse bilmez.

Selim, Kubudaktan kili yedigi andaki istirabi duydu. Bir an gzleri kararir gibi olduysa da
abuk toparlandi. Kendisi farkina varmadan kapi, yzne kapanmisti.

Merdivenlerden inis, ikistan daha yorucuydu. Gge bakarak uan bulutlarda gzlerini
dinlendirdikten sonra yrmeye basladi. Daha birka adim atmisti ki tanidik bir yz, ciddi ve hznl bir
bakisla:
- Nasilsiniz Yzbasi Beg?, diye sordu.

Nasilsiniz? Bu kelime Selim Pusatin szlgnden ikali yillar olmustu. Bu kelimeye yabanciydi.
Dsmandi da Bundan dolayi kendisine bu soruyu sorana fkeyle bakti. Bu tanidik yzn sakagindan
enesine kadar uzanan ince bir yaranin izgisi zel bir alamet gibi duruyordu. Bir seyler hatirlar gibi oldu.
Sakin bu Kubudak olmasin diye dsnd. Degildi. O zaman beyninde bir isik yandi. amli Korudaki
vurusmada kendisini Leylanin nisanlisi diye tanitan genti.

Bir anda fkesi dagildi. Kimsiniz?, diye sordu. Bakislari daha da hznlenen gen:

- Prensesin muhafizi, diye cevap verdi.

Selim Pusat, bu mehul muhafiz hakkinda Leylanin sylediklerini hatirlayarak gizlemeye


alistigi bir heyecanla sordu:

- Prenses nerede?

Gencin cevabi korkuntu:

- Bilmiyorum

- Bu nasil muhafizlik?

Gen yere bakti:

- Onun muhafiza ihtiyaci yoktu

- Siz ne idiniz?
Bu soru cevapsiz kaldi.

Muhafiz veya nisanli, onun gittigi yeri bilmeli degil miydi? O zaman aklina Glsafa Kalfada ki
garip hal geldi. O kadar sarsilmisti ki, hoslanmayacagi bir cevap almak korkusuyla bir sey soramadi.

Hafife bas egerek salamlasip ayrildilar. Artik hibir noktanin aydinlatilmasina imkan
kalmamisti.

Evin yolunu tuttu.

* * *

Ayse, bir program meselesi yznden okulda epeyce oyalanmis, eve ge kalmisti. Gndeliki
kadin gitmek iin onun gelmesini bekliyordu. Aysenin Selim Beg gelmedi mi? sorusuna biraz heyecanla
anlasilmaz bir sey mirildanarak cevap verdi. Bu kadin, Selimin aksi bakislarindan ekindigi iin ondan her
bahsolunduka byle yapardi. Ayse, zerinde durmayarak kadina izin verdi. Tosunu kucakladi ve
yillardir Selim soramadigi soruyu ogluna sordu:

- Nasilsin oglum?

- Iyi.

- Baban gelmedi mi?

- Babam gitti.

Ayse, kk ocugun kendi mantigi iindeki cevabina glmsedi.


- Gittikten sonra yine gelmedi mi?

- Gelmedi.

Kitap odasina girdiler. Belki Selimin bir pusulasini bulurum diye masanin stne gz atti.
Hibir yazi yoktu. Henz iyilesmemis oldugu iin onun bu kadar gecikmesini yadirgayarak Tosun a sordu:

- Baban san bir sey syledi mi?

- Syledi.

- Ne syledi?

Tosun herhalde hatirlayamamisti. Susarak annesine bakti. Ayse yavas yavas meraklaniyordu.
Yeniden sordu:

- Haydi syle oglum. Baban sana ne dedi?

- Babam bana gld. Sonra asagi indi.

- Asagi inip sokaga mi ikti?

- Hayir. Beni kucagina aldi.

Ayse sasirdi. Grnrde ocuk samasapan szler sylyordu ama Ayse kuskulandi:
- Oglum! Baban nereden asagi indi?

ocuk bir elini tavana dogru kaldirdi:

- Yukaridan indi.

Aysenin kaslari atildi. Hatta, acaba ocuk hasta ve atesli mi diye dsnerek elini alnina
degdirdi. Atesi yoktu, hasta degildi ama bu samalamalar ne oluyordu? Yoksa babasinin ruh durumu
ogluna da mi gemisti?

Tosunu kucagina alarak bir koltuga oturdu. Ne yapacagini bilemeyerek pencereden disariya
bakti ve oglunun yanaklarini oksadi. Bu sefer Tosun sorulmadan konustu:

- Babam da beni oksadi.

- Sonra ne yapti?

- Gitti.

- Giderken ne dedi?

- Beni unutma dedi.

Ayse sapsari oldu.

ocuk kendi hafizasinin imkanlari nisbetinde, bugn konusulanlari yavas yavas


hatirliyordu.Beni unutma Bunun manasi neydi? Aysede dzgn konusacak bir muhakeme kalmamisti.
Sanki Tosun bilirmis gibi:
- Peki, baban niin gitti?, diye sordu.

Bunun lzumsuz, hatta manasiz bir soru oldugunu biliyordu. Fakat aldigi cevap kendisini
bsbtn sasirtti:

- Babam hasta oldu da gitti

Aysenin adeta dili tutulur gibi oldu:

- Hasta oldugunu nereden biliyorsun?

- Babam agladi.

- Hastalar aglar mi?

- Aglar. Sen de agladin.

Aysenin beyninden yildirim hiziyla birok sey geti ve aylarca nce niin agladigini soran
ogluna Hastayim diye cevap verdigini hatirladi.

Ayse susuyordu. Fakat Tosunun dili artik zlmst:

- Sen ok hasta oldun. Babam az hasta oldu.

- Nereden biliyorsun?
- Sen ok agladin. Babam bir agladi

Ayse aglamakli olmustu. Artik Tosunla bir akran gibi konusuyordu:

- Baban gelecek mi?

- Gelecek..

- Ne zaman?

- Ben subay olunca gelecek

Ayse bitkindi:

- Bunlarin hepsini baban mi syledi?

- Babam syledi.

- Nasil syledi?

- Ben ona baktim. Bana gld. Sonra yukaridan indi. Beni kucagina aldi. Sonra beni oksadi. Sen
subay olunca gelirim, dedi. Sonra gitti.

- Nereden gitti?
- Kapidan gitti?

- Nereden geldi?

- Yukaridan.

ocugun btn mantikli konusmasi sirasinda bu yukaridan kelimesi aksiyor ve Ayseye


huzursuzluk veriyordu. Tosun kucaginda oldugu halde pencerenin nne gelerek ona yksek yapilarin
damlarini ve gg gsterip sordu:

- Baban hangi yukaridan geldi?

ocuk biraz hirinlasti:

- O yukaridan degil.

- Ya hangi yukaridan?

Tosun basini geriye evirerek odanin iinde bir yeri gsterdi

- Iste o yukaridan

Ayse, yavas yavas dnerek oglunun gsterdigi yere bakti. Duvari gsteriyordu. Sonra bakislari
belli bir yere degince gzleri korkuyla ailarak:

- Aman Yarabbi, diye bagirdi. Bu yle bir bagiristi ki, Tosun korkmus ve aglamaya baslamisti.
Ayse, kucagindaki ocugu atar gibi koltuga birakarak ileriye dogru birka adim atip tekrar Aman
Yarabbi diye bagirdi ve sendeleyerek yigildi, kaldi.
Selim Pusatin duvardaki ereveli resminin yalniz erevesi kalmis, resim yok olmustu.

31. BLM

Haziranin sayili sicak gnlerinden birinde, Kiz Lisesinde ders yili sonu iin tren yapiliyordu.

Liseyi bitiren kizlar spor gsterileri, milli danslar yapacak, geitresminden sonra davetlilere ay
verilecekti.Lisenin btn eski mezunlari ile eski gretmenleri ve bunlarin aileleri davet edilmisti.

Byk, i aici bahede izci kilikli kizlar dolasiyor, davetlilere yer gsteriyordu.

Bugnn tadini en ok ikaranlar trende grev almamis grencilerdi.

Iki gen kiz bahenin kuytu bir ksesine dogru agir adimlarla ilerlerken biri glmsedi:

- Bak, bak, Beyhan, dedi. lker galiba yine tenhalarda ses duyuyor. Yzndeki kedere dikkat
ediyor musun?

Beyhan, ilerideki bycek tmsegin stnde, agalar arasinda dolasan lkere bakti:

- Ne garip kiz, dedi. Acaba sahiden ses duyuyor mu?

- Inanilir sey degil, ama lkerin bir defa bile yalan syledigi grlmemistir. Herhalde bir sey var.

Gerek lker, gerekse Beyhan ve Emine bu yil son sinifa geen kizlardi. O ders yili basinda
aralarina katilan lker ok sessiz, utanga, durgun ve dsnceli bir grenciydi. Herkese karsi nazikti, ama
kendisinde bir hali vardi ki, arkadaslariyla arasinda daima bir mesafe birakiyor, teki grencilerin
birbirleriyle olan yakinliklari ve samimiyetleri lkerle baskalari arasinda kurulamiyordu.
Emine, gzlerini lkerden ayiramamis oldugu halde konusuyordu:

- lkerde gizli bir kuvvet var diyecegim geliyor. Bir defa tehlikeyi nceden haber vermisti.
Cografya dersinde Mualla haritayi duvara asmak iin bir iskemle ye ikarken heyecanla Hayir, hayir,
ikma diye haykirmis, aldirmayan Mualla iskemleye ikinca atirdayip ken iskemleyle birlikte dserek
kolu kirilmisti. Sen o derste yoktun. Kazadan sonra lkerin gzleri baska bir aleme bakiyor gibiydi.

Iki kiz yryerek lkere biraz daha yaklastilar. Onu bes adim kadar uzaktan seyrediyorlardi.
Yz izgileri ok rahat, fakat gzleri huzursuzluk belirten bir haldeydi. Arkadaslarinin yaklastigindan
habersizdi.

Beyhanda bir merak canlanmisti:

- Ne dersin Emine? Yanina gidip konusalim mi?, diye sordu.

Emine de konusmak istiyor, fakat nedense tereddt ediyordu:

- Bilmem ki, diye cevap verdi.

Iki kiz ekingenlik duyduklari halde birbirlerinden kuvvet alarak agir adimlarla lkere dogru
yryorlardi. Aralarinda birka adim kalmisti. Durdular. lkeri yandan gryorlardi. Hlyali bakislari
ileriye takilmisti. Uzaktan duyulan bir mzik sesini dinliyor gibiydi. Arkadaslarini grnce basini onlara
evirdi. Emine glmseyerek:

- Talihliyiz lker, dedi. Vazifeli olmadigimiz iin bu gzel gnn tadini ikariyoruz.

lker buna belli belirsiz, kendine has nazik bir glmseyisle karsilik verdi.

Emine, aklina gelen ve lkeri sigaya ekmek konusunda ok yerinde olan bir soruyu sormak
zere idi ki, geriden, trenin yapilacagi yerden mzik sesi ykseldi. grencilerin de istirakleriyle Istiklal
Marsi syleniyordu. Beyhan ve Emine toparlanip dinlemeye baslarken lker sadece basini ne egmekle
iktifa etti. Berikiler gurur ve heyecanla dimdik dururken o, hznl ve baska alemde bir insan gibi dinliyor,
dinledigi halde de galiba isitmiyordu.

Onun bu durusu, bu hali, basini ne egisindeki hzn Emineye o kadar tesir etmisti ki, biraz
nce lkere soracagi soruyu unuttu.

Mars bitince bir iki adim daha atip l bir grup oldular ve uzaktan gelen, spor gsterilerinin
komuta seslerine aldiris etmeden kendi aralarinda konusmaya basladilar.

Beyhan taktik yapmasini, maksada dolambali yollardan gitmesini sevmezdi. Samimi


olmadiklari halde lkeri seviyor, onun da kendi aralarina karismasini, bu manevi yalnizliktan kurtulmasini
istiyordu. Bu istegin verdigi hizla:

- lker, kardesim, dedi. Niin byle hep yapayalniz dolasiyorsun? Bizden hi hoslanmiyor musun?

lkerin hznl gzleri hayretle aildi.

- Hoslanmamak ne demek? Bilakis sizden ok hoslaniyorum.

- yleyse niin yalnizisin?

lker, hafif glmseyisi kaybolan yznden bir bulut geer gibi bakarak bir an dsnd. G
isitilir bir sesle:

- Yalniz mi? Ben yalniz degilim ki, diye cevap verdi.

Beyhanla Emine bakistilar. Bu cevaba nasil bir karsilik vereceklerini bilemiyorlardi. Iyice
sasirmislardi. Tam bu sirada izci bir kizin Beyhan, Beyhan diye bagirarak kendilerine dogru geldigini
grdler. Sinif arkadaslarindan birisi tmsegin ve agalarin arkasinda olan Beyhani grmeden telasla onu
ariyordu. Beyhan agalardan siyrilarak kendisini gsterdi ve:

- Ne var?, diye sordu.

- Neredesin? Bas muavin seminden beri seni ariyor.

Beyhan, ellerini iki yana aarak simdi sirasi miydi der gibi bir hareket yaptiktan sonra
arkadasinin arkasindan kosarak gitti.

Emine onun gidisene baktiktan sonra lker e dnd. Biraz nce onun Ben yalniz degilim ki
demesi dikkatini ekmisti. Acaba ne demek istemisti?

Emine, Beyhanin aksine, maksada birdenbire girmez, bunun ok defa karsisindakini


rktecegini bilirdi. Bir doktorun kiziydi. Psikiyatri uzmani olan babasiyla bu merakli konu zerinde
uzunboylu konusur, fakat bir iptila halinde de edebiyatla ugrasirdi. Edebiyata ait lise kitaplari kendisine az
geldigi iin Edebiyat Fakltesi yayinlarini da okur ve kavrardi. Kirk kisilik siniflarinda kendisinden baska
iki Emine daha vardi. Arkadaslari bu Emineyi tekilerden ayirmak iin soyadini kullanmazlar, ona Doent
Emine derlerdi.

lkerle yalniz kalinca yarida kalan konuya dnd:

- lker, dedi. Biraz nce yalniz olmadigini syledin. Oysa ki biz seni hep yalniz, arkadassiz, tek
basina gryoruz. Bu nasil bir yalniz olmayislik?

lkerin sesi ok yavasa ikiyordu:

- Yalniz olmamak iin mutlaka insanlarla beraber olmak mi lazim?

Emine ciddilesti:
- Bir de ruhlarla beraber olmak mmkn ama bu herkesin harci degil. Ayri bir kabiliyet ister.

Sustular. lker cevap vermeyince Emine ekingen bir eda ile szlerini tamamladi:

- Sende de byle bir kabiliyet oldugunu sanmiyorum ama bir sey sylemedigin iin emin degilim.

lker susuyor, fakat durusunda bir memnuniyetsizlik sezilmiyordu. Emine bundan cesaret
alarak maksada biraz daha girdi:

- Mesela senin ses duydugun sylenir. Yalniz degilim derke bunlari kasdettinse haklisin. Fakat
seslerle arkadaslik etmek yalniz olmamaya yeter mi? Bu seslerin sahiplerini de gryor musun?

lkerin yz daha da hlyali bir hal aldi. Sevimli ve kk bir ocuga benziyordu:

- Seslerin sahiplerini gremiyorum.

- Onlarla ne konusuyorsun?

- Konusmuyorum. Yalniz dinliyorum.

- Bunlar tanidiklarin mi?

- Hayir

Emine duraksadi. Fakat konusmaya ara verilirse lkerin belki de tamamiyle susacagindan
korkarak aceleyle sorularina devam etti:
- Tarihi sahsiyetler mi?

- Bilmiyorum.

- Peki, intibain nedir?

lker gzlerini Emineden evirdi. Yere, sonra gge bakarak:

- ok uzaktan sesleniyorlar, dedi.

Emine bu sz iyi anlayamamisti:

- Baska bir memleketten mi?, diye sordu.

- Hayir, baska bir zamandan

Emine allakbullak oldu. Baska bir zaman .. Bu ne demekti?

- Yani ok uzak bir zamandan mi?

lker hznlenmisti:

- Bilmem ki.. Bana yle geliyor, dedi cevap verdi.

Emineyi byk bir merak sarmisti. Kendisine ailan arkadasinin samimi davranisina gvenerek
biraz daha derine gitmek istedi:
- Bu uzak zaman gelecek zaman olmayacagina gre herhalde gemis zaman olacak.

- Evet

- lker! Acaba sana gemis zamandan niin seslenen var? Ailen tarihi bir aile mi?

Emine bunu syledikten sonra dokuz, on on aydir ayni sinifta yasadigi arkadasinin yzne
dikkatle bakti. Duru bugday rengi derisi, dz ve gzel salari, ekik gzleri ve manali bakisiyla tam bir
Orta Asya tipiydi.

lker cevap vermeden aklina geleni sordu:

- Nerelisin? Aile kkn nerede?

lker ok durgun bir eda ile hi yksnmeden cevap veriyordu:

- Ben buraliyim, ama aile kkm uzakta, dogudadir.

Evlerinde menselerinin Horasan oldugu sylenen Emine, dogu kelimesini isitince:

- Yani Horasanda mi?, diye sordu.

lker basini salladi:

- Horasan nedir kardesim? Kapi komsu bir yer. Bizimki ok daha uzakta
Emine hayretler iindeydi:

- Bunu aile iindeki sylentilerle mi biliyorsun?

- Sylentiler de var, ama asil eskiden kalma, deri stne yazilmis bir soyktg ile biliyorum.

- Menseiniz neresi?

- Kamlanu!..

Emin sustu. Bu adi biliyordu ama nereden biliyordu, onu birdenbire kestiremedi.

Iki arkadas uzun bir sre susarak durdular. Emine yavas yavas Kamlanuyu hatirlamaya
baslamisti. Daha pek yakinlarda bir doktora tezi mi, yoksa bir niversite yayini mi olarak, her ne ise,
yayinlanmis olan bir Uygur masalinda bu kelime geiyordu. Doent Emine onu da alip zevkle okumustu.
Simdi lkeri Uygur kizi gibi gryordu. Bu sefer onu adeta sinava ekmek ister gibi bir dsnceyle
sordu:

- Bu Kamlanu nereye dsyor?

- Belki bugnk Mogolistana

Emine hayretler iindeydi. Arkadasinin da kendisi gibi tarih ve edebiyat meraklisi olmadigini,
yalniz felsefeden, biraz da matematikten zevk aldigini biliyordu. Birden, aklina gelmis gibi irkilerek sordu:

- Soyktgnz gsteren deri hangi yaziyla yazili?


- Uygur yazisiyla

- Sen bu yaziyi okuyor musun?

- Hayir.

- Ailede okuyan var mi?

- Ailenin erkekleri okur. Babam ve agabeyim.

- Kizlar niye okumaz?

- Baskalariyla evlenip gidecekleri, yabanci olacaklari iin..

Emine deminden beri isittikleriyle lkere derin bir sempati duymustu:

- lker kardesim, dedi. Bu soyktgnde ka atan yazili?

- Yirmi kadar. Ondan sonrasini aile rivayetleri ve mezar kitabeleriyle biliyoruz.

Eminenin akli yine Uygur masalina gitti. Orada da bir Yzbasi Burkay vardi ve ldkten sonra
ruhu, sevgilisine hala askini sylyor, o da Sus, sus diye cevap veriyordu.

Eminede korkuya benzer bir hal peyda olmustu:

- Duydugun seslerin bunlarla bir ilgisi var mi?


- Hayir.

- Demin, biz gelmeden nce ne duyuyordun?

lker, isittiklerini eksiksiz hatirlamak iin bir ara dsnd. Sonra Emineye dehset veren su
szleri syledi:

- Bir erkek, Iztirap ekiyorum, sen de beni seviyor musun?, diye agliyor, bir kadin da buna Sus,
sus, ben de istirap ekiyorum diye cevap veriyordu.

4 Agustos 1972
Nihl ATSIZ

http://www.TurkcuTuranci.com

You might also like