You are on page 1of 242

lber Ortayli

BATILILASMA YOLUNDA

Tarih

MERKO
idrAPtMt
NDEKLER

7 nsz
9 Tanzimat adam14e Tanzimat toplumu
'

29 Tanzimat dneminde tanassur ve din degigtirne olaylan


37 Tanzimat devri basuu zerine notlar
46 ilk Osmanh parlamentosu ve Osmanh milletlerinin temsili
55 IL Abdlhamid dneminde anayasal rejim sorunu
61 lkOsmanh parlamentosunun yapismda eylet idare
meclislerinin etkisi
70 IL Abdlhamid devrinde tagra brokrasisinde gayrimslimler
77 Midhat Papa'nm vilyet ynetimindeki kadrolan ve politikast
83 Osmanh mparatorlugu'nda idari modernlegme ve mahall idare
alamndaki geligmeler
93 Osmanhlarda ilk telif iktisat elyazmast
100 Osmanh mparatortugu'ada sanayilegme anlaylyma bir rnek:
'Islah-1 Sanayi Komisyonu' olayt
104 Osmanh mparatorlugu ve Alman diplomasisi: 'Drang nach Osten'
111 Osmanh mparatorlugu'adaAmerikan okullan uzerinebazi .

gzlemler
124 Osman Hamdi'nin nundeki gelenek
134 Osmanh devletinde laiklik hareketteri zerine
146 Hilfet ve Trkiye slamdevletinde hil&fet
156 19. yzyilda heteredox din gruplar ve Osmanh idatesi
161 Alevtik, Nusaydlik ve Bb2li
'millet'
170 Osmanh mparatorlugu'nda nizann
178 Ortodoks kilisesi
195 Tanzimat dneminde Balkan]ar'da ulusal kiliseler ve Rum
Ortodoks kilisesi
201 Son devirde Osmanh Musevleri
216 Osmanh Yahudileri ve Trk dili
222 Osmanh modernlegmesi ve Sabetaychk
229 Harf devriminiri nedenleri zerine
nsz 7

Dostum Murat Bardaka, Merkez Kitaplar adma bazi makalelerimi


derlemeyi teklif ettigi zaman, buna hay1r diyemedim.

Makaleleri genelde benim kadar dagmik ve birbiriyle ilgisiz yaym


organlarmda akan bagka bir meslektay yoktur. Bu yzden bunlart bir
araya getirmeyi teklif edenlere, ancak gkran duyarim.

ISIS Yaymlari'ndan Sinan Kuneralp, daha nce ngilizce,Almanca ve


Fransizca makaleierimi'Studies On Ottoman Transformation' baghgi al-
tinda yayimlamigti. Gene Ankara'da bulunan Turhan Kitabevi de, Os-
manh ekonomisi zerine yazdigim makalelerimi kalm bir cilt halinde
negretti.

Elinizdeki bu ciltte, Osmanh millet sistemi, diplomatik iligkiler ve


ekonomi tarihi zerine makalelerim yer ahyor. Bu makaleleri toplayip
redije eden dostuin Dr. Erhan Afyoricu'ya ve Merkez Kitaplar Genel
Yaym Mdr lknurzdemitetegekkr bir bor bilirim.

lberOrtayh
24/05/2007
Tanzimat Adams ve Tanzimat Toplumu

Keecizade Fuat Paga'ya atfedilen bir nkte vardir: Muhalifierinden


mra bir kipi, Babil'nin parke dgenerek genigletilencaddesiniver ve
pek mnasip bir i; yapildigmt syler Papa da, "Bize attlan taglarla dget-
tik," cevabuu verit Gerekten de Tanzimat yneticilerine ok taglar atil-
mig, onlar da bu taglan bir devri bina etmek iin kullanrmglardir. Ihmh
ve uzlagtinci bir yol izleyek karp grglleri bile planlarun gerekleg-
tirmek iin hizmete ald11az Onlara gre bugnn muhalifi yarmm ahq-
ma arkadagiydi. Tanzimat'm ncil kadrosu, ne geldikleri meslek ve dun-
ya grg, ne de toplumsalkkenleri bakimindan birbirine ben,zemeyen
kipilerden oluqur; aralannda bir uyum vardi, ama birlik oldugu sylene-
mez. Bbil diktatrlerinin birbirleriyle ekigmeleri bazi zaman parla-
menter Avrupa rejimlerindeki iktidar ve muhalefet partilerinin srt-
mesini aratacak derecedeydi. A. Cevdet Papa gibi Sleymaniye medrese-
lerindeki dik bagh softalan mat etmi medrese bilgini ile sefamthaneler-
de yetigmig RegitPaya, agirbagh Ali Papa ile nktedan ve lafmi sakmmaz
Fuat Paga hep birlikte bir devri yaratmiglardir. Tanzimatilar, 19. yzyi-
lm ortalarinda reformlarnu gelenekselbir devletin kadrolariyla egitli dil
ve dinden gruplann atigtigt bir ortamda yrtmek zorundayd11ar. Mu-
halifleri oktu; ama hi kimsenin burnunu kanatmadan, zgrlgn
kisitlamadan eski bir imparatorlugu agdaglagma yoluna akanhlar. 'fegislation-ya-

Tanzimat hareketini bazi agdag yabanct gzlemciler


sama' faaliyeti olarak yorumlamiglardir i Gerekten de Tanzimat ha-
keti, kanun egemenligini kurma ve ynetimi yeniden dzenleme olarak
grlyor ve anlagihyordu. stelikTanzimat hamketini byle niteleyen-
ler sadece Avrupah gzlemciler degildi, Tanzimat ndederinin kendile-
ri de girigimlerinin amacun ve ynetimini aym biimde degerlendiriyor-
lardi. Tanzimat hamketibir devrimin atmosferini ve dnya grn ta-
gimiyordu. Tanzimat yneticileri kipiliklerinde tutuculuk ve pragmatik
reformculugu birlestirmig,dnya grgleri, davramp biimleri ve politi-
kalanyla 19. yzyd Osmanh toplumundaki yeni insanm tipik temsilcile-
ri veya ncleri olmuglardir. Ancak bu yeni Osmanh tipinin byuk lii-

*
En Uzun YR2ydt, stanbul1983, s. 1/0-183.
lberOrtayh, imparatorlugun
1 George Young, Corps de Droit Ottoman, Oxford at the Clarendon Press, 1905, s.XIL
de eski toplumdaki Osmanh efendisinin yagam tarzuu, dnya grgn
bilinli biimde devam ettirdigi de aikttr.
Mustafa Regit Papa, A. Cevdet Papa, Ali ve Fuat pagalardan olugan
Tanzimat drds, iktidari tutuca ve grngte reformcu bir kadrodan
devraldilar. Bu devir-teslim, eskilerin gzden dgmesi ve bir kpeye itil-
mesiyle gereklepti.Temkinli, hatta rkek Mehmed Emin Rauf Papa
ye-
ni dneme uyum saglayamam19tt. Papa genIiginde ilk sadrazamhgi si-
rasmda, reform girigimleri yznden Halet Efendi'nin ktgkirtmas1yla
Sultan Mahmud'un higmma ugramig ve son anda padigah, paganm ya-
kipikhhgun kastedip, "Kallvi kendisine pek yaktytyor"' diyerek canuu
bagiglamigti. htiyarM. Emin Rauf Papa radikal girigimlere kargi istek-
sizligini, "Artik bu kallvi bizi kurtaramaz," szyle ifade ederdi. Tanzi-
mat dneminin eledigi diger devlet bykleri, elli beg ylldir nezaret rt-
'geyh-ul
besini taglyan ve vuzera' denilen Hsrev Papa, birbirlerinin ku-
yusunu kazan Akif Papa ve Pertev Paya gibi vezirlerdi. Hsrev Papa giz-
li bir tutucuydu, Mehmed Ali olaymdaki geligmelerde lursuun ve hata-
Iarmm payi grIdgnden Tekirdag'a srgne gnderildi. Akif Papa
ise rakibi Pertev Paga'nm katline neden oldu. Bu son kanh entrika idi ve
Pertev Paga'dan sonra Akif Paga'nm da ylldizisnd ve srgne gnde-
rildi.2 Artik meydan Pertev Paga'nm yetigtirmesi olan ve yeni devrin
po-
litikacisi Mustafa Regit Paga'ya kalnugtL
Regit Paga, Sultan Mahmud dmemi Bbil brokrasisinin gen ye-
lerindendi. Kaleme aldig1 belgelerdeki yazi ve anlatun padigahm hoqu-
na gitmig, koruyucusu Pertev Paya tarafmdan padigaha vlmt. Bu-
raya kadar klasik Osmanh kalemiyye snufunn yeteneklibir yesiyle kar-
p karyay1z. Reformcu hkmdar bu yetenekli gencin Fransizca gren-
mesini ister; igte Regit Bey ise padigahm bu emrini yerine getirdiginde,
artik yeni devir brokrasisinin ncs olacak bir kigilikti. grendigi dil-
le dag dnyay1 tanumpti. Bbil'de sratie ykselen Regit Bey, 1834'te
Paris elisi, sonra Londra elisi, ardmdan hariciye mstegan ve az sonra
da vezirlik rtbesiyle hariclye nazin oldu. II. Mahmud'un lmnde ha-
riciye nazirhgi stnde kalarak Londra elisiydi ve dner dnmez Tan-
zimat Fermam'm ilan ettirdi.3 1857'de 61 yagmda lene kadar beg kere
Osmanh Devieti'nin sadrazann olmug, hariciye nazirhgi, valilik, Meclis-
i Vak Meclis-i Tanzimat reislikleri gibi Bbil'nin yuksek grevlerinde
bulunmuqtu. Tanzimat dneminin diger nlleri de onun getigi yolu
izlediler. 19. yuzydm yksek brokratlan, bugn sadrazam,
yann nazir,
br gn vali, sonra gene sadrazam olabilirlerdi. Ama her grevde dev-

*
Kallvi, sadrazamlarm giydigi kavuk.
2 Abdurrahman pref, Tarih Muhasebeleri,Kanun yay., stanbul1978, s. 18,
3 a.g.e., s. 51 vd.
let ynetirnini ok yakmdan etkiledikleri bir gerektir. Ali ve Fuat pa-
alarm, daha sonra Midht Paga'mn, A. Vefik Paga'nm yagam izgilerin-
deki bu paralellik 19. yzydm devlet adamhmda kurumsallagnug bir
gelenek gibiydi. 11
Regit Paga'mn yanda Ahmed Cevdet Papa daha ilgin bir hayat iz-
gisine sahipti. Yz yllnce yayasa, ilmiyye snufmm en nde gelen ye-
1erinden biri olarak kalacak Cevdet Paga; ilmiyye snufmdaki yksek rt-
besinden, yani kazaskerlikten nilkiye snufma geig yapmig, vezir,ol-
mugtu. Osmanh tarihinde ilmiyye snufmdan mlkiye snufma geig ya-
panlar az da olsa yardi, fakat byle yksek bir rtbeden geig tek olay-
dB ve Tanzimat reformlarmm ilmiyye snufnun gc ve dnya grg
aleyhine geligtiginin ve laik brokrasi ve dnya grgnn berikilerin
nne getiginin canh bir rnegidir. Cevdet Paga, Tanzimat dneminin
yeniliki heyecanim veya dig diinyaya dnklgn degil; tutuculugu-
nu, ihmhhnu temsil eder. Btn yazdiklarmda ve dgncelerinde Or-
todoks bir Snni Hanefi oldugu aiktir. slmiyetonca hibir refornu
gerektirmeyecek kadar stn bir dzen getirmigtir. Ik mderrialiginde
Sleymaniye medreselerinin saldirgan ve agzi kalabahk softelanm sus-
turup saygilarun kazanacak kadar bilgisi g1yd. Laik brokrasiye
gei; yapmadan nce Fransizcayigrendi, Avrupa hukukunu gya g-
rendi, Hammer tarihini okudu. Yazdigi tarih eski vakanvislerin yn-
tem olarak ilerisinde, ama agdag tarihiligin ok gerisindedir. 18. ve 19.
yzy11baglarmdaBalkanlar'daki ulusalci hareketleri, Arabistan Vahabi-
lerinin isyamru nasil degerlendirdigini biliyoruz, ama bunlara bakarak
Cevdet Paga'yi saf veya aginm ok gerisinde bir adam olarak nitelemek
de mmkn degildir. Paganm ynetici olarak yazdtgi teftigraporlan, ha-
zirlad1 nizamnameler zaman zaman tarihiliginin ok tesinde bir
gzlem ve degerlendirme yetenegine sahip oldugunu gsterir. Cevdet
Papa 19. yzylan her bildigini ve dgndgn yapmayan, sirrun me-
zara gtren devlet adamlarma tipik bir rnektir. Bizzat kaleme aldigi
Tarih-i Cevdet'teki.bilgi ve yorumlar eserin diger baslasmda akarihm;
veya degigtiriknigtir.Nedeni resmi sansr degil, pagamn kendi sansr-
dr. Cevdet Paga, yneticilik sz konusu oldugunda tutuculuguna raga
men grglerinden taviz vermekten ekinmemigtir. Bu tutumu eyyamci-
'hikmet-i

hmdan degil, Tanzimat adammm hkmet' anlayigmdan ile-


ri gerir..Akilh, bilgili Cevdet Papa, kargitt olan Ali ve Fuat pagalari eleg-
tirirken zaman zaman ly kainp galiz bir slub kullamr. Regit Pa-
ga'nm tercme odasanda gayrimslim memur tutmadiguu, Ali Paga'mn
ise oraya Ermenileri doldurdugu gibi szlerle eleptirilerini srdrur, Fu-

4 A. L Chambers, The Educationof a Nineteenth Century Ottoman Alim', A. Cev-


det Papa IJMES, 4, 464.
'familyasinm

at Paga'um ise trz-1 namusu konusunda laubali' oldugu


dedikodusunu da yapar. Du laubaliligin rtedeni ona gre Fuat Paga'nm
kaympederinin Nuseyr taifesinden olmasidar.5 Gerekte yaamlari ve
12 familyalanmn yagam tarzlari da birbirinden pek farkh olmadigt halde,
bir Cevdet Faa medreseliligine ragmen tek kadmla evlilik taraftartdir
ve egine yazdigi mektuplar duygu doludur;6 Cevdet Papa, grup ekig-
mesinde igilszlge vardartmg grnilyor. Ne var ki adamlar bir vi-
layetteki ayaklanmanm bastmlmasi veya falan kurumun yeniden d-
zenlenmesi gibi sorunlarda bu tr ekigmeleri bir yana birakir ve birbir-
leriyle aym masanm etrafinda otururlardi. Cevdet Paga'mn Avrupa tari-
hi ve hukuku alamndaki bilgisi; dogu tarihi, islamfelsefesi ve fikth alan-
larmdaki genig bilgisini ancak ssleyecek derecedeydi. Bu bilgileri mu-
hafazakr tezlerini savuntrken kullanardi. A. Cevdet Paga zellikle M.
Regit Paga'ya sadik oldugundan ve devriri geregini anladigmdan Tanzi-
mat hareketine hizmet etmiytir. Ancak bazen takmd1gi taassup ve saJd2r-
ganhgi da agan slubu nedeniyle, Tanzimat hareketinin ve her trl ye-
niligin kar1smdaki evrelerin benimsedigi tek Tanzimata devlet adami
oldu. Cevdet Paga'mn kizi Fatma Aliye Hamm kaleme aldigi Cevdet Pa-
ga ve Zamanr adh kitapta? M. Regit Papa ve Cevdet Papa ikilisiyle Ali ve
Fuat papalar arasmdaki ekigmeyi, ikincilerin Fransiz politikasma taraf-
tar olmalarma baglar. Fatma Aliye Hanun'm bu vehmi kendisini oku-
yanlan ve okuyanlarm yazdigim okuyanlart bugne kadar yamltmigtit
ngilizve Fransiz politikasmi kullanmak gibi hner, daha dogrusu h-
ner gsterisini Tanzimattlar sik sik tekrarlamiglardir; ama igleri bir eii-
lige kapilanarak yrtmedikleri aaktir. Cevdet Paga'nm kiz1 Fatma Ali-
ye Hanun Tanzimat dneminin aydm kadm tipine bir rnektit O devrin
aydm gruplanyla grgr, zellilde diplomat elerini veya stanbul'uzi-
yaret eden sekin yabanci hammlan evine davet.eder, davetten ve konu-
qulanlardan hkmeti haberdar ederdi. Glnar Hamm diye bilinen Rus
kontes Lebedov(a) da Yddiz'a jurnaledilen bu tr ziyaretilerdendi 6

Tanzimat insam yzyillar boyu kmsenerek bakilan Beyoglu'na


adun atmigtL Lamartine'in tagra kasabalarma benzettigi szde gik semt
Beyoglu, tag binalariyla istanbul'unahpap mahallelerine tepeden bakar-
de Avrupa'ya zenen aydmlarm bulugtugu yabanci kitapilan, Avrupa
mamulti satilan magazalanyla Beyoglu; stanbullu Trk'n yaanunda
Avrupa'ya aralanan bir kap1ydi. Cafleri, restoranlan ve otelleriyle niha-

S A. Cevdet Paga, Ma'rzat, haz: Y, Halaoglu, agnyay.,istanbul1980,s. 2.


6 Mbahat Ktkoglu, 'Cevdet Papa ve Aile ii tnnasebetteri', CevdetPa Semine-
ri, ..Ed. Fak. 1985
7 Fatma Aliye, Ahmed Cevdet Paa ve Zamam, Dersaadet, Kanaat Matbaasi, 1332.
-31-27/5/27/29

8 Baskunhk Arpivi Yddiz Evrak: (27R.1309-1891).


yet apartman hayattyla, istanbulluBeyoglu'na ok sonralari tagmmaya
baglad1. Tanma artip, Beyoglu'na ayrilan saatler ve gnler ogaldika
Beyoglu da tiyatrosuyla, tketim zevkiyle, sefahatiyle Avrupa tagrast ol-
maktan ikip Osmanhlagti. 13
Tanzimatt grubun alafranga sadrazami olarak bilinen Mehmed Emin
Ali Paga, Misir argisiesnahadan bir attarm ogludur. Attar akgamlari
arymm kapisim da kapatt18mdan muhalifleri, kendisine bevvabm (kapi-
cmm) oglu derlerdi Diktatr sadrazanu tarihteki bir diger diktatr sad-
razamla karplagtirarak yeren gairin taglamasi n1dr.

Kapacizadeile KyrTnn farkt budur,


Birisi aldt Giridi, birisi verdi bugn...

Gerekte Girit'i vermemig, o gnn kopullari iinde, kurtarmi.y say1-


hrdt. Diplomasi meslegine Regit Paya gibi yeni geigyapnnyti. Fransizca-
yl kendisi grenmigti, kisa srelerle Viyana ve Londra eliliklerinde a-
hgImytt. Regit Paga'nm elindert tutmasiyla Londra eliligine, sonra hari-
ciye msteparhma tayin edihnig ve o sadrazam olunca da hariciye na-
zin olmugtu. Beg kere sadrazamhk, sekiz defa hariciye nazirhgi yapti. z-
mir Bursa valiliklerinde bulundu. Bbll'nin Regit aa'dan sonra ikin-
ci diktatr o oldu, ama BblAlfyi de saraym ve butn lkenin diktat-
r haline getirdi. Sadaret makamma Sultan Abdlaziz bile sayg1 gster-
mek zorundayd1, ptokolde ve resmi iliekilerde Bbil'yi temsil eden
kendisine kargi, en hafif saygisizhga kesinlikle msaade etmezdi. Ali Pa-
ga'mn sadrazamhgi sirasmda ynetim ve hukuk alanmda Tanzimat d-
neminin en kahe dzenlemeleri gerekleptirildi. Su reformlar gerekley-
tirilirken Avrupahlarm oyununa gelinmedigi, tersine lkenin asker ve
maf zaafina ragmen Avrupa rnfidaafesini en aza indirecek Bir yntem
iziendigi grlr. Bu agirbagh, dgnerek eyleme geen, en agar kararla-
ri ve cezalari bile soguk bir tebessmle belli eden adamm yakm ahyma
arkada, nktedan, delidolu Puat Paga'ydi. nI ulema ailesi Keeciza-
_tip

delerden geliyordu ve grenimi grmgt. Frans1z dilini kelime


oyunlari ve nkteler yapacak kadar iyi bilirdi. Ani karar ve uygulamala-
rma ragmen 1861 Suriye olaylarmdan mlteciler sorununa vanncaya
dek, btn glklerin ustaca zmnde pay; byktr. Ali Paga'yla
akrandi ama onunkinden ok farkh bir toplumsal evrede yetigmigti.
Birbirine.zit karakterdekibu iki adam birbirleriyle aym politikayt izledi-
ler. Daha dogrusu Ali Paga, A. Cevdet Papa gibi byleyici bir adamm
bulundugu bir ortamda Fuat Paga'dan vazgeemezdi. Ali ve Fuat pa-
galar ynetimde birbirlerinin sxekli halef-selefi olan aynlmaz bir ikiliy-
diler.
Tanzimat brokrasisinde fligkiler henz anonimlegnekteydi. Klasik
Osmanh brokrasisinde aday memurlar kaleme arak olarak girdiklerin-
de kendilerine meslegigreten amire bir usta, bir baba gibi baglanir, bir-
likte ahgip ykseldikleri akranlanyla kurduklan kardeglik iligkisi hayat
boyu srerdi. Bu yz yze iligkilerin modern bir kurumsallagma iinde
14 zamanla kaybolacagi aikti, ancak Tanzimat brokratlaruun iligkilerinde
etmigtir, hatta Tesm
ve gruplagmalannda eski gelenek ve etiket devam
yaziemalarda bile bunu gzlemek mmkndr. Bir sadrazam, mabeyn
bagktibine yazdigt arz tezkiresinde eger byle bir yakmhklan varsa
'karmdagi
'derletli
attfetlu oglum efendim haztleri' veya a'azz-u ekre-
mim en sevgili laymetli kardegim' gibi bir hitapta bulunurdu. Resmi bel-
geIerdeki literatre yanslyan bu egilimin politika ve ynetimdeki grug
lagmalarda baghca etken olacagma kugku yoktti.
Tanzimat brokrasisinin yabanci dil bilen, dig dnyay1 izleyebilen
yetenekli yeleriyamnda yeni devrin kultrel atmosferine, ahgma yn-
temlerine uyum saglayamayanlarm da oka bulundugu auktir. Byle-
1erinin iinde yabanca dili yanhp yazip konupanlar, koltugunun altmda
lf ola Fransizca gazetelerle dolaganlar, kaynldigi grevlerde gln ip-
ler yapanlar boldu. Ahmet Midhat Efendi'nin Feltun Bey ve Rakim Efen-
di adh romam, 19. yzy11modernlegen brokrasisinde gerekten bece-
rikli, okuyan ve yabanci dil grenen Ralom Efendi'yle, tembel, gsterig-
li ve yeni hayati yuzeyden taklit eden Feltun Bey'in kipiliklerindebu iki
tip Inemuru konu almaktadir Feltun Bey tipi memurlarm canh rnegi
o devrin harietye tegrifatilarmdanKmil Bey'di. Franstzcasmm gln-
lgu ile tatunmig olanlardandl. 1867 yilmda yeni kurulan Beyoglu Altm-
c1 Belediye Dairesi reisligine tayin edilmigti. Fuat Paga'nm bacanagi
ol-
dugundan yeteneksizligine ragmen bu gibi grevlerle Raynhrmig. Kmil
Bey, devrinde Prenk mukallidi diye bilinirmig." Fransizcay1 az bildigi
halde devamh Fransizca deyimler kullanmaya algarmig, igler atallagti
demek iin'les affaires sont devenue fourchette' veya'ol babda irade efen-
dimindir cette porte l'irade est monseigneur' gibi gln evirileriyle
n1ymg.9 Tanzimat'in bagmdan beri brokrasi yeleri ve paga2adeler
arasmda Kmil Bey gibileri; yenilige kargi tepki duyanlar tarafmdan de-
vamh hievedilmigtir ve halen hievedilmektedir. Bu nedenle siyasal ede-
biyatumza yerlegmigbir deyim olan Tanzimat tipi, Tanzimatilarm sade-
kul-
ce bir grubunu, daha dogrusu ikinci snufuu meydana getirenler iin
lirlabilir. Gerekte Tanzimat tipi, bizim toplumumuzda kendi kendini
yetigtiren, eleptiren ve yeni ufuklar aramaya baglayan insanlarm ilk r-
negidir: Tanzimat insannun olugumunda gelenegin payi vardir ama ge-

Roquefort peyniri yemeden sofradan kalkmamay1 Frenk nygarhgr sandigmdan


dolayi, peyniri hi sevmeyen Sadrazam M. Regit Papa tarafmdan muaheze edil-

9 Osman Nuri, Mecelle-iLmur-u Belediyye,C. I, s. 1421-1422.


Ienegi degigtirme gelenegi, Tanzimatilarla baglamighrdenilebilir.
Budapepte'de Tuna layisada girin bir meydan, JozefBm adnu tagir.
Meydanda General JozefBm'in bir heykeli vardir. Macar halki, 1848'de
Kossuth'un nderliginde Avusturya'ya kargi baglattiklan cumhuriyeti 13
devrime gnll olarak katilan Polonya lejyonu komutannun amsma bu
heykeli dikmig ve gkran borcunu bildirmigtir. General JozefBm, Os-
manh ordusunun nl Murat Paga'sidir. Osmanh lkesine sigman Po-
lonyah, Macar ve talyandevrimci birlikterinin bir kasnu geriye yurtlari-
na veya, bagka lkelere gitmig, bir kismi da din degigtirip Osmanh hiz-
metine girmiglerdi. Bu yeni Osmanhlar, 17. yzyildan beri Alman
prens-
liklerinde, Rusya'da grldg gibi orduya ve sivil idareye hizmet su-
nan bagka lkelerin maceraperest kk asilzadelerinden ok farkhydi-
lar, yeni lkelerine derin bir baghhkla hizmet etmigler, Tanzimat reform-
larmm yrtlmesine yeteneklerlyle katkida bulunmuglardir Bir baki-
ma 1930'larda nazizmden
.bilim

kaarak Trkiye'ye sigman Alman


adamlannm niversiteye yaptiklari hizmete benzer bir durum sz ko-
nusudur. Ancak 1849 Polonya-Macar mltecileri sadece Osmanh ordu-
suna degil, sivil brokrasiye ve kltr hayatma da yararh hizmetler sun-
dular.
Ordusunun kurulugu tamamlanamamig ve reformun getirdigi sanct
ve sikmtilar iindeki Osmanh Devleti Avusturya ve Rusya'nm baskilari--
na ragmen mtecileri geri vermedi. Sultan Abdlmecit; Tuna klyismda-
ki kalelere sigman ve bagta Kossuth olmak zere btn Macar hkmet
yelerinin, Polonya-Macar komutanlarinm bulundugu binlerce kigiye,
kendilerinin ve ailelerinin hayat ve gereflerinin taminat altmda oldugu-
nu, istedik1eri lkeye gidebileceklerini,Osmanh hizmetine girenlerin de
rtbe ve mesleklerine uygun grevlere atanacaklarmi bildirdi. General
Kmety, General Bm (Murat Paga), Bordy, Przyenski, Czaikowsky (Sadik
Paga), Vimety (smail), Zanitski (Osman), Stein (Fernat), Nemegyis, Bor-
zecki (Mustafa Celleddin Paga) gibi yksek rtbeli Polonyah ve Macar
subaylar din degigtirerek Osmanh hizmetine girdiler.10Dinini degigtir-
meden Tuna kiyilarmda kalan veya Haleb ve Ktahya'ya yerleptirilen
kk rtbeli subay ve erIerden Osmanh sanayiinin ve tarmumn gelig-
mesine yardimci olacak birok uzman ikti. Topuluktan haritac1hga,
matematik egitiminden veterinerlige veya ressamhga kadar 19. yzyil
Osmanh hayatma birtakim yeniliklerin girmesinde mltecilerin pay1 ol-
dugu aiktin Bizzat Midhat Papa Tima vilayetindeki sanayi mekteplerini
Polonyah-Macar mltecigretmenIer sayesinde aabilmigti. IL Mahmud
dneminden beri Osmanh ordusu zellikle Prusya'dan uzman getirti-

10 . Hius Hof-St. Archiv, PA XII Trkei fog 27, 2 Jaenner1850 ve aym karton fog.
445,
yordu. Ancak bu Prusyahlarm reforma ne denli canla bagla hizmet ettik-
sirasmda nce ngiltere'ye sigman sonra
leri gphelidir. 1830 devrimi
General Sknanowski maiyetindeki iki Polon-
Osmanh lkesine gelen ve
16 yah subaym Osmanh hizmetine almmasim Avusturya, Rusya ve Prusya
etmiplerdi. Prusya elisi Knigsmark, bu olay zerine
piddetle protesto
savurmugtu,11 Os-
Prusya'dan askeri uzman yollanmayacagt tehdidini
rahatsiz ediyordu.
manh'ya gerekten hizmet edenler byk devletleri
srgndeki Polonya hkumetini, yani Polonya Mill Ko-
Bbill, 1831'de
komitenin Bbial nezdindeki temsilcisine eli mu-
mitesi'ni tammig ve
AS11110smanli
amelesi yapangt1.12 Polonez Ve lviacar papalari ve memte-
kendileri degil, evlilik yaptildan ve akraba olduklan evteye
lan sadece
hayat getirdiler. 19. yzyilnt Osmanh yuksek simfi ara-
de yeni bir tarzi
ulusalo bir Batihlagma bu evrede baglad1.
smda
19. yzyilda stanbulve byk liman pehirlerinde yeni
bir hayat bag-
mobilyasi ve
ladi. Bu yeni hayat tarzi, sadece kgir honaklar, Avrupa
alafranga sofra adablyla zetlenemez. Kadmlar egitim grilyorlatda.Ga-
okunuyordu. Kag b-
zete ve dergi okunuyordu, asil nemlisi roman
kadmi topium haya-
yk lde devam etmekle beraber yksek snufm
kadm erkek rt baglamigtl. Bazi
tma giriyordu ve gezinti yerlerinde
tekkelere kadmlar da devam ediyordu.
eskisinden
Toplumda hareketlenen, renklenen bir hayat yanmda,
Devlet tekkelerin yeyhierine ma-
farkh organize bir mistisizm de bagladt.
yardmu yapayordu; bir taraftan sayila-
av baglatiyor, yiyecek ve tamirat
tekkeler mritlerle birlikte istanbul'da meyhane sayisi da art-
n artan ve
maktaydi. Sonra punch iilen dkknlar, balo denen batakhaneler... AI-
cezbesi bir arada her smif halki sarmaktaydi. Eczane
kol keyfiyle, ayin
gelenekler de sryordu. stanbul h alki
ve doktorun yanmda eski
yoglu'ndaki hekimden, frkye tagmir olmugtu. mparatorie Euge-
Abdlaziz'le ziyate git-
nie stanbul'daykenKksu Kasn'm Sultan
mig, padigah imparatorieye holunu vennipti. Bu manzarayiayirda top-
kalabahk arasmdaki alafranga zevat, ikisini kol kola gr-
Iarup seyreden
olmuytu. Bogaz'daki mehtap sefalan, sayfiyedeki
mekten pek memnun

11 Aym argiti, Trkei VI-68. fogl 200-201, 20 Aut


1838 von Klezi'den Metternich'e
rapor.
12'Nigr Anafarta, Osmanh1mparatorlugu ile Lehistan Arasmdaki Mnasebetterie Ilgi-
Saray Ar-
fi Tarihf Blgeler,basim yeri ve tarihi yok (muhtemelen1980).Topkapi
97, 98 vd. N. Gyn,
'1849

Macar Mlteci-
givibelgelerinden E 7835 kitap 5, s.
Bunlann Ktahya Halep'e Yerleetiriimeleri', Trk-Macar Kffar Mana-
leri ve ve
sebetteri, ..Ed. Fak. 1976, s. 173-179.
attigma
Mustafa Celleddin Paga'mn ilk ulusala kitabt ve diinceleri artaya
yolu izlemigtL Bu gibi aileler ocuk-
grmgtk. Oglu Ferik Enver Papa da aym
verdikleri egitim ve kagten urak yagantilanyla da usttabakanm mo-
larma
dernlegmesine yakm bir rnek oldular.
kgklerde kadmh erkekli saz sz meclisleri tutucu evrelerin ve A. Cev-
det paya gibilerin dedikodu ve elegtirilerine neden olayorsa da, yeni ha-
yat, bildigi gibi devam ediyordu. Alafrangahk laik egitimin ve laik b-
rokrasinin derece derece benimsedigibir hayat tarziydi. Eski devirde in- n
brokra-
ce yayam, ulema sunfmm byuklerine zgyd, gimdi ise sivil
si Inodern
ve pahah yaam biimine nclk ediyordu. 'mani-

Tanzimat aydnu Avrupa'ya ailnugtL Avrupa'nm ilk anda bir


risme'legelmesi dogaldi. Kahp degigtiren her toplum gibi, Osmanhlar
da maniriste bir dnemden geiyorlardt. Rnesans kltrne geex1Or-
ta Avrupa'nm 15-16. yzyillan ve Avrupahlagan Rusya'nm 18. yzy1hm,
Trkiye 19. yzyilda yagadi. Bir uygarhk evresine girme agamasmdaki
topium, model aldigt toplumun kendine gre bir msmini izer; o uygar-
hkta ve hayat tarzmda kendine gre demirleme alanlan, referans nokta-
lari saptar. Kugkusuz, 19. yzyil Fransizma kendi toplumunun betimle-
yici ve belirleyici noktalarmi sorsak; Tanzimat brokratuun Avrupa top-
lumu iin izdigi betimleyici ereveden ok daha farkh cevaplar ahrdik.
Bu gibi farkhhklar119. yzyilm yerli ve yabanci literatrnden tarayip
saptamak da mmkndr. Manirisme kabuk degigtiren toplumun fert-
lerinin model resme gre edindikleri bir tr teatralitedir. 18. yzyihn Av-
rupah soylusu karisiyla baloya gitmeyi su imek gibisinden bir olay ola-
rak grrd. Oysa Buyk Petro devrinde Prens Menikof bu davramply-
la yeryzne inen bir inkilapi ilah.gibi gurarlamr, bir bagka soylu ise ho-
murdantrdi. O yzden uzun zaman ar saraymdaki balo ve soirfler bir
amatr oyunu gibi baglayip profesyonel bir rezalet halinde bitmigtir. Ba-
ahykanhk hal3ne gelmeden yapihyordu. Davramplarm
zi ahekankklar
nl
amact degil, dzenlenigi mhimdi. 1847 Haziram'nda o dnemin
virtz Feren Liszt stanbul'ageldi, Avrupa saraylarmda dialeyicilerin
kalabahklanna kargi kapris ve hirmhkla cevap veren byk mzisyen,
Osmanh saraymdaki dinleyicilerinin dinleme adabi ve vakarma hayran
olmuqtu. Sultan Abdlmecid Avrupa mzigine ve operaya hayrandt Egi-
timini grdugnden degil, grmedigi, zledigi dnyamn atmosferine
mzikle bir girigti bu. Bati edebiyatmm ilk rnleri evriliyordu. Siyas,
ilm bilgi ve yorumlar iin degil; dogrudan dogruya hayata yeni gizen bir
genin, Fransizcamn slup ve dil bakimmdan kusursuz rneklerini nce
mtercim benimsemek sonra da tamtmak amacmda olmahydi. 1859'da
Yusuf Kml Papa Fnelon'un Telemaque'im, sonra SinasiLafontaine, Rci-
ne ve Lamartine'i eviriyordu. Mnif Papa Voltaire ve Fnelon evirileri
yapti. Saray ve Bbil Bati'da kaleme alman dnya tarihleri iinde Os-
manh topiumunun nasil yorumlandiglyla ilgileniyor, olumlu grlen
eser sahipleri taltif ve tegvik ediliyordu. Avrupa diline, bilimine, teknigi-
ne kargihenz btnc ve tartigmact olmaktan ok,
pragmatik bir yakla-
un sz konusuydu, ama bu fazla sren bir tutum olmadi.
Osmanh aydmi Batt'ya dnp Dogu'yu terk mi ediyordu? 150 yildir
tartlyilan bu soru veya stnde durulan bu iddianm ne derecede geerli
oldugunu da dgnmek gerekir. Aslmda Tanzimat aydru, Bat1'nm edebi-
yati, dncesi, muzigine ynelirken; Dogu kltrn de gemigyzyil-

18 lardaki Osmanh'dan daha sistematik ve cidd bir ilgiyle incelemekteydi.


bn-iHaldun'un Mukaddime'si 18. yzyil sonunda Pirzade Mehmed Sa-
dik tarafmdan evrilmig, Ahmet Cevdet Paya da 6. blmn bu siralar-
da evirek eser Trkeye kazandmlmigti. Klasik Arap ve ranedebiya-
timn Trkedeki en iyi tercme ve gerhleri 19. yzyilda yapilmaya bag-
landi. III. Selim, II Mahmud ve Tanzimat dnemi boyu. Trk musikisi en
nemli degigmeleri geirdi ve parlak agnu yaadi. Kulaktan kulaga ge-
en besteler dnemi kapandi. Ethem Papa ve Misirh Halim Papa koleksi-
yonlari gibi derlemelerle musiki eserleri dzgn kay1t ve korunma altma
ahndilar. Osmanh vekayinamelerinin negri, eski tarih eserlerine cidd ze-
yiller yazilmasi, nmismatik tetkikler, dzgn argiv kurulmas1 da bu
yzyihn faaliyetidir. Tanzimat ayduu gelecege ynelik bir tarih bilincine
sahip olmaya baglanuu ve kltr mirasun da bu anlamda degerlendir-
meye bayladig1 grlyordu.
Hayatin hareketliligi, degigen topiumun yarattigt yeni partlar, yeni
imknlar; gen brokrasinin nnde ailan yeni ufuklarm, grkemin,
renklenen yagamm etrafmdaki iktidar kavgasmm getirdigi yorgunluk,
mistisizme ilgiyi de artirdi. Tekkeler doldu, boyaldi, tasavvufi dgnce
ve tecerd sekinlerin hayatmm bir blmnde yer etti, 19. yzyil se-
kinlerinin ocuklan iiiyano hocasmm, Fransiz mrebbiyenin egitimine
teslim edilirken; ailenin intisab ettigi tarikat geyhinin eli de ptrld.
Zu karmagiklayan renkiortamda bir Dogu-Bati sentezi mi doguyordu?
Hayir... Byle bir sentezin zlemive tartigmasi uzun bir sre sz konu-
su bile olmadi. Gzel olan, gemkli olan her gey denenmeli, almmah, g-
renilmeliydi. Reform agmm pragmatizmi yerini ideolojiye, tartigmaya
daha sonra birakacaktir; benzer egitimden geen, benzer hayat tarzma
sahip insanlar ayn1 kavramlarm etrafmda, slaun, Osmanldik, Baticihk,
Trklk gibi dgncelerin kavgasmi yapmaya baglayacaklardir.
Osmanh aydmlari medseli-mekteplidiye ikiye ayrilungti. Yavag ya-
vag mektepli ve aIayh ayrmu da baglayacakti. Diploma ve dzenli egi-
tim 19. yzyil Osmanh adamnun hayatml ilk yillarda etkileyen ve ayri
bir yola sokan iki kuvvetli toplumsal kuruihdu. Osmanh aydmmm bu
dneurde ok okuyup yazdigun sylemek gt.1822-1842 arasmda 250
kadar eserin basudigi, btn Tanzimat dneminde basih kitabm ancak
birka bini gemedigi biliniyor? Oysa Byk Petro dneminden Ekim

13 Ubicini, Lettres sur la Turquie, s. 172-173 ve 175-176. Shaw, a.g.e., s. 128.


A. Tietze, 'The Study of Ottoman Literature', Tnt. Journal of Turkish Studies, 1981,
v. 2, No. 1, s. 50-51. E. S. Dogramaci, Turkish Woman in Tukish Literature of the
19th Century, Leiden, 1969, s.5L Gzin Dino, In gendsedu roman turc au XIXe si-
cle, Paris 1973,
Devrimi'ne kadar Rusya'da 200 bini agkm kitap basilmi.yt1. Szl kltr
gelenegi yayamaya devam ediyordu. Avrupa romanlan, dgnrleri
okunur, dostlara anlatilir, notlar tutulur, tekrarlannd1. Sivil veya asker
olsun 19. yzy11Osmanh aydim byk imparatorlugu bir ucundan br 19
ucuna gezerek, grerek grenir ve erken olgunlagirdi. Dgnce ve dav-
ramplarmda samldigamn aksine renklilik ve esneklik vard1. Siviller de,
askerler de benzer konular igleyip, benzer geylerigrenerek laik egitim-
den geerlerdi. Tagra hayatmda muallim ve zabit beraberligi 19. yzyil
aydm egitiminin ve kltrnn temelini ve absim olugtururdu. Top-
lumsal ve kultrel degigimin belirli bir ksenophobique(yabano dgmam)
tepki yarattigma kugku yoktur. Ancak 19. yzyilortalarmda Osmanh ay-
dmlan, Bat1hayat tarzma ve Bati kltrne belirli bir rahathkla yaklaga-
biliyorlardi. Du yaklagmada o kltrn temeline inmeden onu pragma-
tik bir tutumla uygulamamn paya oldugu kadar,.1keninbagimsizhgrun
da rol vardir. Osmanh Ikesinde Islamcihk bile Bati kurumlarma ve Ba-
h kltrne karp, Hind Mslmanlari, Rusya Mslmanlan kadar gp-
heci ve itici bir egilim iinde degildi. 31 Mart olaylanmn kiglorhcist sa-
yilan Dervig Vahdeti'nin Volkan gazetesinde ngilizparlamentarizminin
ve demokrasisinin kurumlanm benimseyemk savundugu aiktir. Batt
dgmanhgi Berlin Kongresi, Balkan Savagi ve Hamidiye Panislamizmi
ile slogan haline dngmekteydi.
Bir toplumda degigme bagladigmda bu degigim ngrlen alanlar
kadar, ngrlmeyen alanlara da s1rar. Osmanh toplumu belki ok kk-
J bir degigim geirmiyordu ama modernlegme toplumun her kesitine
ve her kurumuna siradi. Osmanh aile yapisi ve Osmanh kadml da bu
geligmelerin digmda kalmadi.
Tanzimat dneminde Osmanh kadimmn hayatmda kayda deger ge-
ligmeler baglamaktadir; hayati ayri bir renge brnmgtr. Bu renk de-
gigikligini sadece modadan, gnlk yagamdan, tketim kahplarmdaki
farkhlagmadan, yabanci dil grenmek veya piyano almak gibi yeni
zevklerden ibaret grmemek gerekir. 19. yzy11da Osmanh lkelerinde
tarimda, egitimde grlen bazi yapisal degigmeler ve btn dnyanm
yagadigt haberlegme ve teknolojideki devrimin Osmanh topraklarma da
yansimasi, Idasik aile yapismi byk gehir kadar kirsal alanda da yavag
yavag degigim geirmeye zorlayacaktir. Nihayet Ortadogu lkelerinde
kadium zgrlegmesi sorunu bu dnemin modernlegme ideolojilerinde
nemh yer tutar. slamcimodernlegmeci akundan, liberal dgunceye ka-
dar btn Ortadogu dgnrleri ldasik aieninyapasi, kadmm toplum-
sal yeri zerinde duruyor ve degigiklik neriyorlard1. Namik Kemal bu
dnemde kadmm epitligi zerine ilk alaglari modern slamcibir aidan
yaplyordu. Bu imparatorlugun.zma, Beyrut, Selanik gibi liman gehirle-
rinde ve Rumeli'deki bazz merkezlerin nfusundaki gze arpan by-
me dolayisiyla aile yapismda da modernlegmenin baglamasi kamilmaz-
di. Anadolu kitasmda da, Trkiye'nin sosyal tarihi iin nemli bir degig-
me bagIamaktaydi;ukurova, Amik, Maray yreIerinde agiretlerin isk-
20
m nedeniyle gebe nfus yeni hayata gemekteydi. Nihayet yuzyihn
ortasmda Ege Blgesi, ardmdan ukurova'da baglayan mono kltrel
tarimm yarattigi toprak iiligi kirsal kesimdeki ailenin geimini ve ya-
pisim etkilemeye baglayan geligmelerdi. Kirsal kesimde bu dnm
baglatan faktrlerden biri de 1858 (H. 1274) tarihli Arazi Kanunname-
si'dir, Kanunnamenin ok abuk ve etkin bir biimde zel mlkiyet d-
zeni gerekleptirdiging hele kk ve orta smif iftiligi g1endiren et-
kileri oldugunu sylemek gtr. Ama tarim topraklarmm mlkiyeti ve
miras konulannda yenililder getinnedigi de sylenemez. Bu kanunla i-
lenen topraklarm tapulandmlmasive miras yoluyla intikaliister istemez
kirsal kesimdeki byk aileyi paralayacak bir sreci baglatti. Bundan
bagka arazinin miras yoluyla intikalinde kiz evlat da erkeklerle egit pay
alacakti ki bu, hukuki ynden nemli bir geligmedir. Diger yandan kir-
sal blgelerden lkenin stanbul,Beyrut, Selanik gibi byk gehirlerine
yapilan gte de niteliksel bir degigim gzlenmektedir. Daha nce b-
yk gehm bekr nfus g eder ve kismen mevsimlik olarak kahrken, ar-
tik egitlinedenierle aile glerininbagladigi grlyor. stanbul'unsur-
lara yakm kesiminde, Hali civarmda ilk gecekondulagma baglamaktay-
di. Bu olgulari gehirlegme ve ekirdek aileye geigin baglangio olarak ni-
telemek abartma sayilmamahdir.
Tanzimat dneminin getirdigi sosyo-kltrel degigim hi degilse st
ve orta tabaka kadimmn toplumsal hayata girigini hazirlayan altm bir
dnem olmugtur. Modern slamcidgnrler ok kari evliliginin kalk-
masma ya da simrlandirdmasma ynelik yeni yorumlar getirirlerken,
gerek Osmanli lkesinde, gek diger Ortadogu lkelerinde ve Rusya
periferisindeki dgnr ve yazarlar eski aile yapisi ve evlenme gelenek-
lerine karyl kampanya aamplanh. ibrahimSinasiBey modern tiyatro-
muzun ilk eseri sayllan pairEvlenmesfnde biraz naiv bir slbla eski ev-
lilik gelenelderini yererken, Azer dramaturjisinin kurucusu Mirza Fet-
hali Ahundov ve izleyicileri tiyatro yapitlarmda slamkadimnm kapah
hayatuu, pedergah aile dzenini, kiz ocuklarmm cahil birakilmasim
durmaksizm yeriyorlard1. 1880'lerde Rusya Mslmanlarmdan bir grup
kadm, Alemi Nisvan adh bir kadm gazetesi ikararak feminist hareketi

*
Sinasi'ninpairEvlenmesi adh komedisi bizim modern tiyatromuzun ilk eseri de-
gildir.Fahir z 1958'de Viyana'da yazma bir Trke oyun bulmuytur. Pabuu
KeggerAhmedin Maceralen diye zettenecek bu oyundan daha bagka veya eskile-
ri de bulunabilir, ancak inasi'nin oyunu o devirde temsil edilen ve tutunan ilk
tiyatro oyunu olma zelligini korumaktad2r.
yaygmlagtirmak abasmdaydilar. Tanzimat maarifinin en nemli giri-
imlerinden biri, ortagretim alanmda inas rpdiyeleri aarak kiz ocuk-
Iannm egitim olanagnu geligtirmek olmugtur. Kiz ocuklarmm say11an-
21
mn artmast ve 19. yzyi1 sonunda egitim derecesinin liseye kadar yk-
selmesi ise yeni bir meslek grubunun ortaya ikiqua sagladt. Muallime
hammlar... Kadmm ahyma hayatma girigi, Trkiye tarihinde sanayiden
nce egitim alanmda olmugtur ki, bu geligme gnmz Trkiye'sinde
kadmm brokrasideki gl durumunun bir nedenidir.14
Tanzimat dnemindeki kltrel aihmla ortaya elkan yeni aydm gru-
bunun yeleri arasmda st smtftan kadmlara da rastlanmaktadu Cev-
Fatma Aliye Hamm, Nigr Hamm bu tip aydinla-
det Paya'mn kizi Sair
rm prototipidir. Byk kentlerde kadm evin digma 1kungtir. Bogazi-
i'ndeki mehtap gezilerinden, Beyoglu'ndaki ahyveriglere kadar birok
yerde kadmm toplumsal hayata girigini, Tanzimat'm devlet adamlarm-
dan Cevdet Papa, zenperestligin ve muayakanm artmasi olarak nitelen-
dirir.15 Sanayilegme ve kentlegmenin yavashma ragmen toplumda ka-
dimn 19. yzyildan beriihmh bir zgrlegme srecine girdigi grlyor.
Sanayileyen Avrupa'da kadm, zgrlgnn bedelini ok pahah de-
mig, toplumsal hayatta yeni glklerie kargilagmtytir. Benzer bir gelig-
me lkemiz kadmlan iin henz baglamaktadtr, ama kopullarm farkhh-
gmdandolay1 Trkiye'de kadmm zgrlk iin dedigi bedelin, Avru-
pah kadmmki kadar agir oldugu sylenemez. Su farkh kogullar, yakm
tarihimizdeki reformlarm sanayilegmeden nce zgrlk iin uygun bir
zemin hazirlamasmdan ileri gelmektedir.
Tanzimat dneminin devlet adamlan, yrr1kteki aile hukuku ve
evlenme geleneklerinin sorunlar yarattigmm farkmdaydilar. Rengrenk
din yapida herkese hitap edecek bir aile hukuku; bu konudaki yasama
programlan Sadrazam M. Emin Ali Paga'nm Fransiz Meden Kanunu'au
kabul etme girigimine kadar varmaktadir, ama hibir cemaat bu konuda
msait davranmadigmdan geleneksel evliligi dzenlemek iin bazi fer-
man ve tembihler akarmakla yetinmigIerdir. Bu ferman ve tembihler,

14 Birinci Dnya Savagt bagladigmda bazi nezaretlente kadm memur istihdamma


baglannuqu. Balkan Savagi'nda ise kadm amele taburlan teykil edilemk kadmla-
nn kol iiligine ekildigi de grulur. Bkz. Zafer Toprak, Trkiye'de MillIktisat,
Yurt Yaymlan, Ankara 1982.,s. 316, 341, 412.
Osmanh mparatorlugu'nun son dneminde Darlfnun'un muhtelif pubele-
rinde baza yuksekokullarda kiz grencilerin bulunmasi, kizlann egitimindeki
geligmenin yarathgt olaganst bir durumdur. nkdevirde Avrupa ve Ku-
zey Amerika'nm bazi niversitelerinde ya tamamen ya da bazi gubelere kiz g-
renci kabul edilmedigi, ders ve seminer izieyenlerin ise diploma smaviarma ka-
bul edilmedigi bilinmektedir.
15 A. Cevdet Paga, Ma'rzat, s. 9-10.
esas olarak evlenme sirasmda baghk demeyi yasaklamakta, agir mas-
raflarin yapilmasmi nlemek istemekteydi.16 Kugkusuz bu ferman ve
tembihlerin yagayan gelenekleri ortadan kaldudigt sylenemez, bunlar
22 aile hayatmdaki belirli geligmeleri yansitmaktayddar. Tanzimat dne-
minde hi degilse gehirli nfus arasmda ekonomik ve sosyal zorunluluk-
larla, eski geleneklerin ve ok kari evliliginin adamalolh geriledigi' ve
hog kargilanmadigi bilinmektedir.
19. yzyilda lkenin byk gehirlerinin de fizik dokusunda ve yagam
biiminde degigmeler grld. Saray, Bbil denen sadrazam konagi, S-
leymaniye'deki Aga Kapist ve Fyeyhlislamhk'tan bagka belli bagh resm
bina tammayan stanbul'unbir blm nezaretler, devlet daireleriyle do-
nandi. Beyoglu ise bankalar ve ticarethaneler, magazalar, restoran ve ca-
fe'lerle doldu. stanbul'un her yerinde kgir okullar, karakollar gibi 19.
yzyilm mimar zevkini yansitan yapilar ykseldi. Nihayet Avrupa'nm
ilk metrolarmdan biri olan 'Tnel', Karaky ve Beyoglu arasmda igletme-
ye atldi. 19. yzyilda Bogaz'm iki yakasmda, Adalaida, amhca ve Ka-
diky'de sayfiye hayati bagladi. nceleri sadece azledilmig devletlularm,
Rum bahkilarm yagadigt uzak Bogaz kyleri vapurlarm gidip geldigi
mevsimlik oturulan semtler halinde stanbul'labtnleptiler. Byk
.ge-

hirlerde varhkh, orta halli ve fakirlerin oturdugu semtler birbirlerinden


ayrilmaya bagladi. Beyrut, zmir, Selanik gibi zengin liman gehirleri de s-
tanbul'la birlikte aym degigim srecine girdiler. Bbil dzgn parke d-
geli caddeleri, hkmet binalariyla imparatorlugun idare merkezi oldu-
gunugsteriyordu. 19. yzyilda stanbuldevamh kaldirnn, su yolu ina-
ati ve genigletilencaddelerle bir pantlye grnm aldi. Baanlamasa bi-
le imparatorlugun bagkenti, ilk defa plana gre dzenlenmek isteniyordu.
lk park (Tepebagi) bu dnemde yapildi. Kayikalarm felaket gn gelip
atmigtr. Karaky ve Eminn kpryle baglandi, ehirde iskeleler arasi
vapur seferleri baglad1. Sayfiye yerleri iinde Yeniky, Tarabya yazhk se-
farethanelerin ve ykselen Rum burjuvazisinin semtiydi. Beyoglu Tak-
sim'e dogru geligti. 20. yzylhn baymda Gmgsuyu,Ayaspaa gibi semt-

16 (erafettinTuran, 'Tanzimat Devri'nde Evlenme', ve Dpnce Dergisi, XXII, sa-


ya 182, stanbul,1 Ekim 1956, s. 14-15.
Osmanb toplumunda muhtelif toplumsal tabaka ve blgelerdeki aile tiplerinin
nlkyaayia, sosyo-klturel davram kahplan, tketim ve kazanIan henz
ciddi aragtirma konusu olmanuptir. zelliklesosyal degigimin hazlandigt 19.
yzyiliin bu aragtirmalarm smirli sayidaki her yerde pek dzenli olmayan n-
fus kay1tlan, seyahatnameler ve kugkusuz romanlarm ve hikyelerin taranarak
yapilmasi gerekmektedir. Hseyin Rahmi Grpmar veya Ahmet Rasim'in bu
eserleri, bu arada 19. yzyil halk hayatuu anlamamiza yarayacakmeddah hik-
yeleri kmsenmeyecek kaynaklardir. Trkiye btn Ortadogu'da son yzy21-
da ekonomik ynden en luzh degigim geiren lkedir Bu degigimde sadece ta-
nmaal, sma geligme degil, nemlilde hukuk reformlan ve sosyokltrel re-
formlar da etkin olmugtur.
ler her dinden zengin stanbullularmapartman yagamma getigiblgey-
di.
Geleneksel Osmanh gehrindeki mahalle, henz simf ve stat farkma
gre biimlenmigbir mekn degildi. Bir pagamnkonagi karpsmda, kk 23

bir evkaf ktibinin agiboyah kk evi, ilmiyye ricalinden bir efendinin


kganesinin yam baymda mahalle su yolcusunun kulbesi bulunur, btn
bu insantar birbirleriyle her gn kargilagir, belirli bir sosyal dayamema,
saygi ve himaye kurallan iinde yagarlard1.Aym tarz hayat gayrimslim-
lerin gehrin kenar blgelerine silagtirdnug mahallelerinde de grltird.
Ama bazilarmin artan servetleri konak ve gik binalara, bu gik bina ve ko-
naklar siklagan semtlere y1gilmaya baglaymca; cemaat ruhunun yaadigi
eski mahalleler de nitelik degigtirmeye baglad1. Aksaray'm tesi orta hal-
li ve fakirlerin semti oldu. Tipki Avrupa'mn byk bagkentlerinde oldu-
gugibi, ayri sosyal sruflarm yayadigi mahallelerde, farkh bir argo ve give
geligti.19.yzydm stanbul'undahenz ilmiyye smifmm nde gelen efen-
dilerinin, byk memur ve papalarm yagadigiFatih-Aksaray-Lalelisemt-
Ierinde stanbulgivesinin (agzuun) en makbul konuquluyordu. Kasim-
paga sakinlerinin givegi, Karagmrk mahallesinin gelenekteri kmse-
nirdi. Yangmlarm silip sprdg gehirde zengin konaklan ahgap da olsa
yangm duvarlari ve genig bahelerle evriliyor veya kgir bina mimarsi
geligiyordu. Gerekte 18. yzyildan beri Osmanh mimansi Avrupa'mn et-
kisi altmdayda. 18-19. yzyil stanbul'ununbazi kasir ve kykleri, Nuruos-
maniye Cami, Selimiye Kiglasi gibi yapilan Osmanh barok mimarsinin
rnekleri diye betimlenir. Kugkusuz barok mimad ve sanat iin gerekli km
gullarm Osmanh toplumunda olup olmadig1 tartigilacakkonudur, kaldi ki
Avrupa'da barok devrin kaynagt ve niteligi de halen iyi anlagihp tarif edil-
mig degildit Ancak bu yzyilda Orta Avrupa barogunun tamamIannug ve
daha lyi tammlannug bir slup olarak bir lde Osmanh lkesini etkile-
digi de a1kttr.Osmanh barogul? denen mimadnin ise zellikleri 18. Ve 19.
yzyilda sadece bagkentte degil, tagradaki bazi kamusal yapilarda ve
yan konaklarmda bile grlr. 19. yzyilm nl Ermeni mimarlan Bal-
yanlar, bu ortamm yaratip zenginleptirdigi aileydi. Balyanlar bir yzyil
boyu Dolmabahe Sarayi'adan, Ortaky Cami'ne ve Beylerbeyi Sarayi'na
kadar onlarca hinay: yapmiglardir. Marag ve Kozan arasmdaki Belen k-
ynden akan, 1730'lardan beri faal olan bu aile Istanbul'un Beyazit Kule-
si, Bendler, 1ragan Saraya gibi yapilanyla gehre damgasuu vurnuptur."

17 Osmanh barobru deyimini kullanan ve 18. yzyildan itibaren byle bir niteleme-
yi yapan C E. Arseven'dir. Ekz. L'Art Turc (Trk Sanati), Cem Yaymevi, 1970.
Bu konudaki bir tartigma iin Dogan Kuban, "Osmanh Mimarisinde Barok ve
Rokoko', Trk slmSanaty zerine Denemeler,stanbul1982, s.115 vd.
18 Pars Tuglact, 'Osmanh Mimarisini Batthlagtiran Balyan Ailesi' YrifarBoyu Tarih,
Subat1983, s. 3942. Sem ayi Eyice'nin Balyanlar'm kkenini Belen olarak gster-
mesine kargihk P. Tuglact Kayseri'yi gstermektedir(?)
Balyanlar yerel ssleme, oymacihk, camcihk gibi geleneksel sanatlan ye-
ni yapt teknikleri ile kaynagtirm1;1ardir. Ortaya 1kan eklektik mimar,
19. yzyila zg begeniyi, egrisi ve dogrusu ile en genig biimde yansi-
24 tir. Balyan ailesi geleneksel ingaat ustahmdan modern mimar egitimi-
ne ve mimarhga geigi temsil etmekteydiler. Yaptiklan eserler ampir, ba-
rok, rokokonun izlerini ta1makia beraber, 19. yzyihn zgn Osmanh
mimarsi sayilmaktadir. Bu yzyilda stanbuYun modern mimarsine
damgasmi vuran bir diger mimar grubu Fossati'lerdir. Fossati'lerin g-
nmze kalan eserleri azdir. svireli olan Fossati'ler, Milam Biera Aka-
denlisi'nde yetigmigtir. Bu akademi 19. yzyilda tamamen Rus arh-
gi'nm zevk ve talebine gre egitim yapiyordu, nk mezun mimarlara
orada i; bulunuyordu. Neornesans dedigimiz slupla ahyan Fossati'-
lerden Giuseppe, 1830'larda stanbul'da yanan Rus sefaretinin mimandir.
19. yzyil gzelligi ve grkeminden dolayi yeni binamn ann Istan-
bul'daki mstakbel saray1 olarak tasarlandigi dedikodusu da ikmigt1.
Fossati'ler Bbil evresinin aradigt adamlar oldu.
Fossati'lerin Osmanh mimarsine girigleri Ayasofya'mn tamiriyle
bagladi. Ayasofya'nm atlaklarmdan dolayi tamiri gekiyordu. Sultan
Abdlmecid Balyanlafa iltifat etmeyerek tamir igini Fossati'le vermig
ve Temmuz 1849'da Ayasofya'nm onanmi bitmigti. Sultan Abdhnecid
bu arada mozailderi kaziy1p resmeden Fossati'ye bu mozaikleri bastir-
masi iin para yardimmda bulunmuy ve Ayasofya mozaiklerinin ilk bas-
kist bylece yapunuptir. Fossati'lerin yapilan yneticileri etkilediginden
Darlfnun (sonraki Adliye) binasom yapmu kendilerne veriliyor. Ar-
kadan ran eliligi de ontara yaptinhyor N Fossati'ler bylelikle Tanzi-
mat Trkiyesi'ndeki mimar ile Rusya'daki mimarnin benzegmesini
saglamiglardir. Du ortakhkta neornesans slubun grkemi byk rol
oynamaktadir. Kamusal binalar ve sayth konaklarm dtmda, gehirler he-
nz yangmlarm silip sprdg ahgap yapilardan vazgeebilmig degil-
di. zmir,Selanik gibi pehirler ve stanbul'daBeyoglu'nda dar bir blge
kgir konut mimarsine ancak gemigti. Tanzimat'm nderi olan Regit
Paa daha 1830'larda Londra eliligindeyken kgir yapilarm artinhnasi
ve bunun iin ingaat ustasi yetistirilmesi geregi zerinde durmutu 20
Ancak toplum henz pahah konut yapimma geecek durumda degildi.
-

19.yzyihn Osmanh toplumu bir arayi ve ynelig iinde idi. Zu y-


nelig ve araylyta 20. yzyll bagmda oldugu gibi ulusal niteligi saptamak,
Avrupa sanati ile mahall vea ulusal (?) zelliklerin sentezini yapmak
gibi endigeler henz agir basmamigt1. Tanzimat dneminin mimarsinde

19 Fossatfler zerindeki bu bilgiler Semavi Eyice'nin aragttrmasi ve TTK 1982 yih


Atatrk Konferanslara dizisindeki konferanslardan elde edilmitir. Aynca bkz. Is-
tanbul Ansiklopedisi,C. XL
2D Ortayh, Tanzimaf fan Sonra Mahall ldareler,
s.113.
oldugu gibi edebiyatmda da mahalllik kendiliginden yayamie ve etkisi-
ni srdrmgtr. pker Ahmet Paa'da Osman Hamdi Bey'de grId-
g gibi Bati resmi ile Trk sanatmm sentezini yapma bilinci veya endi-
gesi yoktur. Aslmda Osman Hamdi Bey de setigi konularla; empresy> 25
niet okul ieriginde szde kendine zg yanlan olan bir Trk okulu ya-
ratabilmig degildir. Tanzimat edebiyatmm yazar ve pairi de, pek bilincin-
de olmadan geleneksel klasik Osmantnesrinin ve piirinin biimini ko-
'mill' "milliyet-

rumuqtur 20. yzy11bagmdaki mill edebiyat szn ve


iligi' kullandi iin byle nitelendiriliyor, yoksa ve biim ynnden
z
19. yzyil Trk edebiyatmdan daha mill oldugu tart1mahdir. Tanzimat
romamnm meddah hikyelerinin slup ve biiminikorudugu, hatta ko-
nulann bile 'Hanerli Hamm', 'Sansar Mustafa' gibi meddah hikyele-
rinden kaynaklandigi, Namik Kemal, Ahmet Midhat, Samipagazade Se-
zai gibi yazarlarda bu geleneksel yapmm agir bastigi edebiyat tarihile-
rimiz tarafmdan belirlenmigtir.21
Tanzimat devri Trk edebiyatmin 19. yzyil dnya edebiyatt iinde
sekin bir yeri olamaz; bu edebiyat bizi yansittigi iin zlmesi gereken
bir konu, bir sorundur. Biimynnden bu edebiyat agir bir evrim ge-
irdigi hade,ierik ynnden ani bir nitelik degigmesi geirir. N. Kemal,
Ahmet Midhat, Mehmet Murat, Sinasi;roman, tiyatro ve iir dahnda
halk gretmenligi yapmaktadirlar. rneginMehmet Murat Turfanda mt,
Turfa nu adh romanmda ahlak gretmenligi (tekzib-iahlk-ahlki d-
zeltme) Iolun stlenmekte, bunu bir roman tr olarak savunmaktadir.
Yzyihn sonunda (1890-91)yazdigt bu romanda yazar, askerlik, memu-
riyet, aile hayati gibi kurumlarx ilkel bir anlatunla tek tek ele ahp eleytir-
mektedir? Biim ve sluptaki ilkelligine ragmen Tanzimat yazan top-
lum gretmenligine erkenden girigmigve kendisinde siyasal toplumsal
sonunda;
bir misyon grmgtr. Ne var ki aym edebiyatin 19. yzydm
ustahk dzeyini temsil eden Rus edebiyatma aldi-
Avrupa edebiyatuun
sembolizmi izleyip tamamen bi-
rig etmeden Fransiz parnassin'lerini,
imci bir nitelige brndg aiktir.
Tanzimat toplumunun aydru ansiklopedisyen olma istegindedir.
Devlet adarundan yazarma bu toplumun sekinleri; tiyatrodan gazete-
ye, mimarden filolojiye ve doga bilimlerine kadar her konuya el atma
ve dzenleme abasmdadat lkroman yazan olan SemsettinSami, ilk

21 Gzin Dino, Trk Romaninm Doguu, Cem Yaymevi, 1978- P. N. Boratav, Folklor
ve Edebiyat,Aday yaymlan, 1982, s. 310-312. Bema Moran, 'gik
Hikyeleri ve
Ik Romanlaruniz', Elegtfri,Ocak 1983, s. 3M1.
ADTCFYayinla-
22 Gzin Dino, Tanzimat'inn Sonra Edebiyatta GereAiligeDogru,
n, Ankara 1954, s. 34-37.
Bilgi Yaymlan,
Cevdet Kudmt, Trk Edebiyatr'ndaHikaye ve Roman (1859-1959),
Ankara 1971, s. 12 129.
szlkleri ve ansiklopediyi de ortaya koymugtur. Sadrazam Ali Papa,
Gll Agop'un Osmanh tiyatrosunu devletin finanse etmesini gereldi
grm ve bazi temsilleri de tegvik iin izlemigtin A. Vefik Papa, tiyatro
26 evirmenliginden szlklge kadar her alana el atmigtL Modernlegme
abasmdakibir toplumda bunlar dogal ve faydah egilimlerdir. Ancak 19.
yzyild kadar Trk toplumunun Bati kltrne olan yabanc1hgi kendi-
sini zellikle tarihilikte, iktisatta' ve topiumbilimde gstermektedir. Bu
toplumda bilgi birikimi, aragtirmayi rgtleme ve kurumlagtirma aba-
si ise smirh kalmigtir.Mart 1864'te Cemiyeti lmiyeyyi Osmaniye ilk k-
tphaneyi aana kadar bagkentte ve tagra gehirlerinde ktphane, yaz-
malarm yigildigt vakif depolari demekti. Tarih yazicilar iin dzenlen-
mig argivler yoktu ve Osmanh tarihiligi halen vakayinamelere dayam-
yordu. 19. yzyilda Trkiye'de tarihiligin buyk atihmlar yapip bilim-
sel temele oturdugunu sylemek mmkn degildir. Ancak yzythu so-
nunda N. Kemal ve Mizanci Murat Bey gibileri tarafmdan tarih belli bir
tarth ve toplum bilinciyle baglarmy degildi. Tanzimat hareketinin devrim
olarak baglamadigunn bir gstergesi de budur. Tanzimat Trkiye tari-
hinde devrim degil, hazirlayia sonular doguran bir harekettir.
Tanzimati devlet adamlarmm ilk kugagmm pragmatik reformculu-
gu,bir kugak sonra siyasal ideolojiye, grup ve kipi ekigmesi programh
bir siyasal muhalefete dngt. Mustafa Regit Paga'nm aydin mutlaka-
yetiligiyle baglayan dnem, Midhat Paga'nm anayasalahgiyla nokta-
landi. 1860'larda Osmanh dgnce hayatmm en nde gelen kipisi, la-
ik ulusu dgnceli olan Sinasi,2onun yam bagmda modernlegmeci s-
Iamo Namik Kemal ve slamc1hklalaiklik, Trklkle Osmanhahk
arasmda gidip gelen Ali Suavi idi. Osmanh dpnr henz aik seik
siyasal ideolojisini ve programim belirlemig degildi. Siyasal dgnce ve
muhalefet emekleme devrinde olmasma ragmen, geligmelere bakildigm-
da Osmanh lkesinin geleneksel siyaset ve hayat tarzmdan iktigt anla-
gihyordu. Bundan sonra smanhtoplumunu modernleme olaymm ka-
hplari iinde degerlendirmek kaamlmazd1. Modernlegmeye tepkiler de
kugkusuz glenmigti. Modernleyme her toplumda yeniye tepki dogu-
ran hir olaydir: Avrupa uygarhma yz elli sene nce giren Rrsya'da bi-
'geriye
le Aksakov, dnelim' diye hayloriyordu. agdaylagmamn getir-
digisbunahm Rusya'daki kadar yiddetli olmasa da, Osmanh toplumun-
da da tepki yaratti. lk anda yneticiler de muhalefetin rengini ve niteli-
ginianlayamadilar. nkOsmanh toplumundaki her olay ve kurum
gibi, siyasal dgnce ve siyasal muhalefet de degigmigti.

*
ktisatbilimiyle ilgili bilinen en eski yazma, 1830'lara ait olup mtercirni belli
degidir. Dalia ok genel kavramlar ve Malthus nazariyesi zerinde durmakta-
dir. Ilgili yazma tarafumzdan yayunlanmigtir. Yapa dergisi says 1/1983.
23 Berkes, Trkiye'de agdaplagma, Bilgi Yaymlari, Ankara 1973, s. 252.
YeniAydmlar

Takoimi Vekyi'nin 6 Subat1866 tarihli nshasmda hkmet tarafin-


dan, Paris'teki muhalifler aleyhinde ierigi ve slubu ilgin bir bildiri 27
yayunIanmiett; 'Paris'te kurulan bir fesad cemiyetinin yelerinin tede
beride tahrik ve dedikodu yapttgi, hkmet aleyhinde bulunmanm ken-
dilerine zaran dokunacagl ihtar edildigi halde, ismi geen cemiyetin re-
zil kipilerden olugtugu ve bunlarm bazi zadegn aleyhinde iftira dolu
mektup ve imzasiz mazbatalar bastinp dagittiklart, alakhk ve rezaletle-
rini, herkesin bildigi bu gibilere inamlmamasi gerektigi' tembih ve ilan
ediliyordu. Sz edilenlerin Gen Osmanhlar oldugu aakta.
'is-
Ali Paga'nm Bbll'de kurdugu otoriter ynetimden nefret edenler
'despotizm'

tibdat'tan sz etmeye baglamiglardi, istibdat sz kaq1hgi kul-


'istibdat'
lamhr olmugtu. Oysa daha elli yll nce bir Osmanh efendisi iin
slamlkesindeki bir yneticinin olagan ynetimini ifadede kullamlabile-
cek bir szd. slamct siyasai kuramda istibdat sz geen ve dogru yne
timle zdegtir yhlislam Mehmet Ziyaddin Efendi'nin verdigi, Sultan
Abdlhamit'in ha'l fetvasinda istibdat sulamas2 yoktu. istibdatszn
Gen Trk politikacilan kullamyordu. Tanzimat reformlan Osmanh aydm-
Ianm ayri bir dnya ve ynetim anlayagma gtrmgt.
Sultan Abdlmecid ynetimine kary2 bir darbe girigimi bastelmigt1.
Tarihimizde Kuleli Vakasi olarak bilinen bu olaym gerek bir hkmet
darbesi girigimi olup olmadig1 henz bilinmiyor Ondan bagka darbeci-
letin siyasal tutumlan da aik degildir, tutucu bir dgnceyle mi, yoksa
anayasac1-demokrat hir egilimle mi hkmete kar1 ikmiglardi? kinci
bir darbe girigimi de 1865'lerde olugan ttifak-1 Hamiyyet adh bir grup-
tan geldi. Osmanh toplumu siyasal gruplaymalar dnemine girmigti.
Geri bu gruplagmalar, 19. yzyt1 dnyasmdaki siyasal ideolojilerin tu-
tarh veya tutarsiz bilegimi olan programlar etrafmda olugmaktaydilar;
ancak siyasal modernleyme srecine girildigi a1kti. 1840'lurda Tanzi-
matalinn yarattigi politikada ayum ve anlagmaya dayanan ortam yeri-
ni siyasal kutuplagmaya terk ediyordu. 1860'larm muhalifleri henz la-
ik ulusalci ideolojiye veya billurlagmig radikal grglem sahip degiller.
Kendilerini Gen Osmanhlar olarak adlandinyorlardi, ama Avrupa, ihti-
yar imparatorluga yeni bir mh ve hayat vermek isteyen bu gruplan 7e-
une Turc' diye adlandirdi. Jn Trklk zgn bir siyasal kimlikti. Kh-
neyen monargilere kargi ayaklanan, direnen btn lkelerin muhalifleri
bu isimle amldt. Portekizli JnTrkler gibi..
Modern agm toplumlan artik tarihi yagamayip, yaplyorlardi. Tanzi-
mat aydnu da tutucu yneticisinden muhalif yazarma kadar agdag

*
Takvimi Vekdyi,No: 832, 1288-20Ramazan.
dnyada var olmak iin degigmek ve olaylara yn vermek gerektigini
anlamigti. Gelenegi korumak iin onun bilincinde olmak gerekir. Varhgi-
m srdrebilmek iin Osmanh aydun, gelenegini ve ortamuu farkh an-
28 lay1;la da olsa degerlendirmeye ve eleptirmeye baglamigtl. Edebiyat zev-
kinden ynetime, Avrupa politikasindan modernlegmenin yntem ve l-
sne kadar hirok konu tartlyihyordu, hem de kahvehane sohbetiyle
degil basm ve yayin aracihglyla...
Osmanh mparatorluguanayasal bir ynetime bu ortam iinde geti.
1876 Arahg1'nda Kanun-u Esasi'yi bazi grglerin tereine dig baskilarla
degil, lkenin gelecegi iin i geligmelerin baskisiyla ilan ettirmiglerdi.
Byk devletlerin bazilari Osmanh Devleti'nin anayasal bir monargi ol-
masma ilgisiz, bazilara da kargiydi.
19 Mart 1877de toplanan ilk Osmanh parlamentosu, etnik ve din
ynden o agm kozmopolit Avrupa imparatorluklarmm parlamentola-
rmda bile grlmeyen bir renklilige sahipti. Mebusan Meclisi'nin bu
kozmopolit yapisi yznden megrutiyetin imparatorlugu yikima gt-
recegi, o gnden bugne ok tekrarlanan bir slogandir. Parlamento olsa
da olmasa da sadece Hiristiyan Balkan uluslarimn degil, Arap, Trk ve
Arnavut ulusalcihgrun da geligecegine kugku,yoktu. Zaten tarih, bag-
langita slamci Osmanhci bir erevede konfederatif programlar neren
bu ulusulari kaimImaz bir biimde bagimsizhk istemeye itmigtir.
Avrupa'nm iktisad, kultrel ve toplurasal ynden en gerikalm1; im-
paratorIugu anayasal monaryiye kendinden daha geligmigRusya arh-
gt'ndannce geiyordu. Bu siyasal siramayi hazirlayan reformlarm l-
kenin siyasal kltrnde de nemli bir geligmeyarattigim kabul etmek
gerekir. Gnmz Trkiye'sinde bilinle degerlendirilmesi gereken Os-
manh mirasi budur.
Tanzimat Dneminde Tanassur ve
Din Degigtirme Olaylart

Tanzimat Fermam'nm ilm gayrimslimlerin hayatma Garp yazarla-


rmca ifade edildiginin aksine nemli yenilikler getirdi. Bu geligmeler
apagidaki noktalarda zetlenebilir; a) Ruhan rgtterin ve ruhan reisle-
rin devlet kargismdaki konumlarmda farkhlagmalar, Bu geligme Rum-
Ortodoks Kilisesi'nin diger cematler kargismdaki stn durumunu
kaybetmesi ve nihayet hemen btn Hiristiyan cematierde laik unsur-
larm glenerek cematlerin ynetiminde ruhan elitin eski nfuzunun
sarsilmastyla sonulandi, b) Osmanh Devleti'nin laik egitimi glendire-
rek bu egitime gayrimslim genIerin de girmesiyle kilise egitiminin ge-
rilemesi,.c) Kilise ve gayrimslim okullarmm sayismm artmasi, yani ye-
ni kiliseler, okullar ve yetimhaneler insma izin verilmesi, d) zellikle
vilyet ynetiminde gayrimslim temsilcilerin de vilyet, liva meclisle-
rinde istigare grevi ve vilyet temyiz divanlarmda karar sahibi yeler
olarak idareye katilmasi. Bu sonuncu boyut 1877 Osmanh Meb'sn ve
yanmeclislerinin dnyada grlmeyecek bir dil ve din halitasi halin-
de tegekklnn de nedeni olmugtur. Din ve vicdan serbesti, impara-
torlukta o gne kadar grlmeyen ve tarihiligin de gznden kaan bir
geligme daha ortaya ikardi; o vakte kadar dinini gizleyen ve geklen
Msfmanhgi kabul etmig bazi gizli Hiristiyan cematler asil dinierini
aiklamakta bir beis grmediler, ilgintir ki, slmgeriatma gre bir ta-
nassur sayilabilecek bu olaym, pek de yle degerlendirilmedigi ve hatt
gz yumuldugu grld. Tanassur ve benzeri vakialar bazen cemaatler,
bazen de Ms1manhgi kabul eden bir eski Hiristiyanm tekrar asl m z-
hebine veya bagka bir kiliseye dnmesi gibi olaylarla su yzne ikti.
Hatt aslmda yasak olan, bir dinden bagka dine gemeler grld. Bilin-
digi zere slm devletinde ve klsik Osmanh toplumunda bir gayri-
mslimin sadece ihtida etmesi, yani slmdinine gemesi mmkndr.
Geri klsik dnemde Ermeni Gregoryenlerin Katolik olmasi veya Kato-
liklerin Gregoryen mezhebe geigi gibi olaylar vardtr, ama o dnemde
daha renkli ve radikal din degigtirmeler grlmemekteydi. htidakonu-
sunda da uygulama ilgintir. Islmageig sadece o ferdi baglar, ne usl
ne de frugu, yani ebeveyni ve evltlan ve egi baglamaz. Hatt Hiristi-

* Tanzimat'm 150. Yrl Sempozyumu,Ankara 1994, s. 42-49.


ogullarimo eski dinlerini muhafaza et-
yan sipahilerden ihtida edenlerin
tigibile grlr. 1556/H. 963'e ait bir Mhmme kaydmda (BOA, no:2 s.
991, hkm 96) Dilvine beyi bir mektup gnderip; Kuronug nahiyesinde
30 mtemekkin ve on yll nce vefat eden Mustafa'mn oglu Papastrati'nin
slmagelip tunar rica ettigini ve kendisinin Mustafa tesmiye edilip ti-
verdigimiz bu r-
mar verildigi grlyor. Klsik Osmanh dneminden
nek her dnemde ogaltilabilir. Mesel, 1851 ylh Arahk ayma ait bir ir-
dede Tatarpazan kazasmdaki muhtedi Ali'nin H1ristiyan zevcesinden
olan ocuklannm durumu hi de Mslmanhk tarafru mutlak istilzam
eden bir zmle ele almmlyor (BOA, ., Hariciye, no: 21 S 1268/16
Arahk 1851). Mslman ve Huistiyanlar arasutdaki be gibi olaylan ele
alip tahlil ediace, Tanzimat dneminin getirdigi degiqikliklerin pek y-
zeyde kalmadigim da grrz.
Bu konulann bir lasmma bagka ahymalarda deginilmigti." Burada
Tantimat dneminde grlen bazi toplu ve bireysel tanassur vakalan
zerinde duracagiz. Tanassur olaylari Tanzimat dneminin ilgin bir uy-
gulama ve yeni anlaytyma konudur. Bu olaylarla birlikte gene makalenin
digmda birakacagumz iki konuyu birlikte dgnmek gerekir Bunlar: L
Osmank gayrimslim cematlerinin kilise, okul ve hayir kurumlari kur-
mak alamada eskisinden ok daha byk lde msaade almalaridir
(maamafih, samldigmm aksine, bu konuda tam bir serbest yoktu ve es-
ki usulle izin almiyordu. 2. Nihayet devletin kurdugu laik egitim ku-
rumlarmda saptanan kontenjanlarla (toptan te bir ve her cemat iin
tahmin edilen nfusa gre bir oranla) gayrimslim genIer okuyup Os-
manh brokrasisine girmiplerdir. Bu olay yahut geligmebir arada d-
nlecek olursa, Tanzimat asrmm muhtelif dinden tebaast iin epitlik
ve din hrriyet alamnda nemli bir agama olarak saptanmasi
kaiml-
mazdir.

1857 ylhada Musul'da vukua gelen bir tanassur olays ve bunun B-


bl ve yerel yneticiler tarafmdan zm bize ok ilgin geligmeleri
gstermektedir. Hi gphe yok ki, tanassur slmdevletinde lmle ce-
zalandmlacak bir sutur Bu olayt grendigimiz sadretin arz tezkiresi
,

ve ikan irdeye gre, "Musul ahlsinden anasi Hiristiyan iken, bundan


otuz bey sene evvel kabul-1 slmiyyetedb, bu kerre zevcesi ve erkek

* 'Tanzimat Dneminde Balkanlar'da Ulusal Kiliseler ve Rum-Ortodoks Kilises',


Mill Kufphane, Tanzimat'm 150. Yddnm Sempozyumu, Ankara 1991, s. 82-88
limlerFakltesi, Tanzimat'm150. Yddnm Ulus-
konulu tebligim ile ODT,1darf
Jararas: Sempozyumu'nda, 'Tanzhnat ve Gayrimslimlerin Ruhan Reisleri'
konulu tebliglerim.
evldt ile beraber tanassur eylemig olan pahis hakkmda mahallince
iera-
si tasmm olunan muameleyi ve ba'd ezn dah bu misullu ahvlde nasiI
hareket olunmasi sulini ve Musul'da mine'l-kadm Katolik mezhebin-
den bulunan teb'ya talim-i yn eylemek zere mine'I-kadm det oldu-
y
gu vehiyle Papa tarafmdan kasid (nunciatur anlammda, fakat herhalde
psikopos dzeyinde din grevlisi) nmiyle orada bulunan
papazm bu
maddede medhali ve bu yolda mesa-i mazarrasi meyhud
ve mahsus ol-
mastyla..." Anlayalacagi zere eski dinine dnen biri sz konusudur.
Hakkmda ahnan karar ise yerel ve tekil olmayip bir uygulamayi yansit-
maktadir:1 "Bu misul1lerin, slmiyetlerizamanmda ikamet ettikleri
yerlerde bazi slmamahsus mahat ve kurada veyahud slmve Hi-
ristiyan muhtelit bulunan gehir ve kyIerde kalmalan mlke mahzur
ve mazrratz ve mrtediyyin hakkmda dahi muhatarat1da olacagi (da-
vet edecegi) ve bu cihetle karar-2 megrh dairesinde olarak bunlar hak-
larmda mnsib grnecek muamelenin icrasmda hi mn olamayaca-
give bu kabilden olarak, bundan evvelce Girit'te zuhr edenler hakkin-
da yap21d2gi.gibi, gerek gahs-1 merkmun ve gerek emslinin, ehlisi yal-
ruz H1ristiyandan ibaret bulunan ve eskiden sakin olduklan mahallere
uzak olan yerlere zemn-i mnsib ile gnderilmeleri ve bu mumelenin
tedbir-i mlkiye iktizasmdan olacagnun ire ve ikfiza edenlere dahi ol
vechiyle ifade olunmasi suretlerinin, mahalline cevaben
ve bi'l-etraf ya-
zilmastlazim gelecegi beyn olunub..." Anlayildigi zere bu gibilerin ca-
nma ve mahna zarar gelmeden, hadise ikmayacak bir mahalle ahlsi .

Hiristiyan olan yerlere nakti daha nceden bireysel ve topluca tanassur


olaylarmda Bbil'nin ok dikkat ettigibir husustu. Gerekten de bu
ta-
rihlerde bu gibi vakalar hi de nadir olmamahdir
ve lkede daha nce-
ki asirlarda geklen ihtda etmig grnen gizli Hiristiyan cematler haki-
kiinan1armi a1klamaya Ipglamigti ve bundan bagka, dinden dine dn-
meler de grlmekteydi. rnegin,slm devletinde ihtda (slmagir-
me) digmda Msevlikten Hiristiyanhga yahut Hiristiyanhktan Musev-
lige geig gibi din degigtirmeler de yasaktir. Fakat Tanzimat dneminde
bu kaideye ok uyulmadigim rneklerle grecegiz.
1859 ylh Nisan ay1baglarmda Sadret'in Mbeyn-i Hmyn'a sun-
dugu arz tezkiresinde skbve Prizren havalisindeki bazi szde Ms-
lmanlann din-i as1lerini iln ettiklerinden sz ediliyordu:2
"Atfell efendihazretleri, Girit ve Trabzon tarallarmda oldugu gibi
skbve Prizren havlisinde dahi bazi kesn mine'l-kadm batinm di-
n-i Iseviyyeye salk olduklan halde, zahiren z slmdabulunub
ara si-
ra mezheb-i asllerini iln eylemekde olduklan ve htt bundan bey on
sene evvel bunlardan birtalam familya iln-1 sevyye.iderek of vakt

1 BQA, 1.,MM, no: 357, 14 C 1274/30 Ocak 1858.


2 BOA, ., Hariciye, no: 8922, 25 Q1275/28 Haziran 1859.
terk-i vatan itdrlb, Brusa'ya (Bursa) gnderilmig olduklan halde, yi-
misllu, bu kere dahi skbve Priz
ne vatan-l asllerine ide kilmdiklari
ren'de bu talamdan olan bazi kimseler yine bu arzuda olduklan ihbar ve
32 halen ve uslen bir gey denilmemek lazim gelecegi dah ihtar olunub,
bunlar sahihen H1ristiyan olduklari halde cebr ile z slmdatutmakdan
bir fide olmayub, bilkis bunara Mslm denlb de, mezheb-i aslleri-
ni iln etdikleri suretde ehl-i slmdaniken tanassur etmig gibi grndk-
oldugundan,
lerinden bunun s-i te'sirati olmasiyle, asillan Hiristiyan "

kendi hallerine b1ralold1 gsterilmek daha mnasib olur ise de. deni-
ahlnin tepkisinin ne
yor. Devamla, "Bunlarm durutnu ve Mslman
ettirildigi mezkr vilyetteki Meclis-
olacanm skbvalisine tahkik ve
hal-i slmiyet mefkud
i id are azlarmm ifadesine gre de bu maklelerde
olub gimdiye degin bir iki defa tahvil-i mezheb ettikleri ve ahl-i Msli-
anlagild1ndan bunlar aleyhin-
me tarafmdan bir gey denilmeyecegi dahi
de bir gey vuku bulmayacana dellet eder," denmekteydi. Bu tezkirede
sz geen Girit ve Trabzon vilyetlerindeki benzer vak'alar buralarda da
gizli Hiristiyan cematlerin varhgmm bilindigi ve zimnen tamnd1m iga-
ret etmektedir. Aslmda bu vesikada, bu gibilerin bir defterinin dzenlenip
merkeze gnderildiginden de sz edilmektedir. Tabi bunun 19. asir part-
lan iinde hara veya czye gibi vergiter tatlu ve tahakkuku iin yapilma-
digi aiktir. Ancak idarenin bu cematler hakkmda slmlardandaha fark-
h bit politika izledigi ve bilgi edinmeye nem verdigi anlagihyor. Mesel,
Girit'te bu gibi tanassur eden galuslarm miras davalar da farkh bir gekil-
de zmlenmigtir.S Girit'tekibu gibi gizli Hiristiyanlar hakkmda seyyah-
lann raporlarma dayanan bilgiler ennemli kaynaktir. Su zmrenin etnik
mengei de tartigilnugtir. Bunlarm adamn fethinden sonra m1klerinikoru-
mak isteyen, eski Venedikliler olduklan ve zahiren Mslmanhg1 kabul
ettiklerini ileri srenler de olmutur.* Bu gibi topluluklann etnik ve din
mengeini aragtirmamn glg ortadadir. Trabzon vilyeti dahilinde var
olan bu gibi topluluklarm kahntilarma Hamginli denmekteydi.5 Pilolojik
historik cidd aragtirmalara konu olmayan bu kk topluluklann din-et-
nik mengei hep tartigma konusu olmuytur. Gizli valtiz deti digmda et-
nografik tetkikler de yeterli malumat verememektedir. Tanzimat dnemi-
nin bu konulara iligkin belgelerinde de tanassur olaylan veya gizli Hiris-
tiyatthgm grldgu ky adlan verilmemektedir. Eu gibi yerleri bugnn

3 BOA, Girit defterleri 1273, no. 137.


4 R. M. Dawkins, 'The Crypto-Christians of Turkey', Byzantion VIII/1933, fasc. 1,
Bruxelles 1933, s. 252.
5 R. Benninghaus, 'Zur Herkunft und ldentitaet der Hemginli', Ethnic Groups in the
Republicof Turkey, ed. P. A. Andrews, Wiesbaden 1989, Beihefte zum Tbinger At-
las de Vordeten Orients, s. 475-495;bkz. R. K Dawkins, a.g.m., s. 258'de Kromni
denen grup hakkmda.
...-..... .

NWIIIMIEWSEfD-RIET Pr:WM .

mas.mmmmmm-......nn--.

yerel tarih aragtincilari ortaya akarmaktadirlar. Arnavut tarihi B. Grace-


ni; Elbasan, kodra,Dra civarmda bazi kylerde grnugte Islam fakat
aslmda Ortodoks veya Katolik inantaki kyleri tesbit etmig, bunlan
Avusturya ve Rusya argivleri konsolosluk kayitlarmdan da ikanyor. Bu 33
gibi Hiristiyanlarm vaftiz adlan yamnda kye gelen idarenin temsileileri-
ne kaydettirdikleri ikinci isimleri var. Kylerde cm yok sadece gizli kili-
seleri varmig. Fakat kasabada ise hem cmi, hem kiliseleri varmi..6
Gerek gu toplu tanassur rnekleri, gerekse tekil rneklerden de anla-
ilacagi zere Tanzimat dneminde slmdanikig (irtid) olaymi negre-
dilen belirli kararnameler veya dig devlet raporlan ile anlamak pek
mmkn degi1dir. Olaylan zaman ve mekn itibariyle daha genig bir
evrede aragtirmah ve mutlaka Osmanh devlet aryivlerini taramahdir.
Son zamanlarda bu alanda 1kan Dr. G. Bozkurt'un bu konudaki tasvir-
lerinde gze arpan noksanhk bizce budur. Su ahymada 25 Agustos
1843'te Mslman olmugken pigmanhkla eski dinine dnen bir gencin
idmi uzerinengilteree1isinin protestolan gibi, literatrde tekrarlanan
olaylar zikredilmekte ve Osmanh Devleti'nin bu konuda taviz vermedi-
gi (hilfet ve kutsal kitabm hkmleri dolayistyla) ve Bbll'nin bu is-
rannm Protestan misyonerlerin faaliyetini engelleyerek faydah oldugu
gibi bir hkme varihyor.7 Hemenbelirtelim ki, daha nce Katolik misyo-
nerler, 19. as2rda da Protestanlar, birka vkiaya ragmen kendilerine Mu-
sev ve Mslmanlardan pek sahib-i ruh katilmayacagnu anlamilardir.
Aslen faaliyetierini de daha ok Arap Huistiyanlar ve mezhep kavgala-
niindeki Ermeni topluluklan zerinde yogunlagtirmigve losmen baga-
nh olmuglardir Bu alanda Balkan Ortodokslan ve hele Rumlar zerinde
etkiliolamadiklan da aikttr. Gerekte Tanzimat devrinde tanassur.olay-
Iarma Osmanh Devleti gz yummaktaydt ve bu konuda diplomatik ve
idar kademelerde tartigilagelen lm cezasuun pek uygulanmadigt, fa-
kat toleransm veya umursamazhgm da resmen iln edilip gze gsteril-
medigi anla1hyor.
Bir gayrimslimin islmdinine geigi(ihtida) iin de 19. yzy11dabe-
lirli kurallara uynlmaya baglandi. nkbu gibi olaylar gerekten kili-
senin mdahalesi ve bireyin eski dindaglart ve aile yelerinin ikardig1
hadiseler ve bunlara bazen konsoloslarm kanoasiyla da neticeleniyor-
du. 10 Ekim 1851'de; Ali adh bir muhted kansun evvelce bogamig olup,
ocuklann yansi analarmm dininde, yarm ise babanm dininde ve onun-
la birliktedir. Yunanistan konsolosu (Edirne'deki) ocuklann ikisini kon-
soloshanede ahkoymakta, diger ogul Arifin gikyetiyle sorun ortaya

6 Bardhyl Graceni, 'Le Cryptochristianismedans la region du Shpat au Cours de la


Derniere Periode Ottoman', Studia Albanica,XXVI/2, 1989 s. 9 102.
7 G. Bozkurt, Gayrimslim Osmanh Vatandaannm HukNNTNMM ($39-l14),
TTK, Ankara 1989, 5.130-139.
ikmaktadir. Metropolit de ige kangmca, Edirne valisi duruma mudaha-
le eder ve konsolosu uyarir8 Byle tipik bir olay 1851 yilmda Sam'da
Rum-Ortodoks iken ihtida eden bir kadmm kizi yznden iktr. Kizm
34 eski dininde kaldigi iddiasi Rus konsolosu, yerel yneticiler ve ngiltere
konsolosunun da kangmasiyla piddellenen olaylara sebep oldu. Bu ne-
denle 19. yzyilda bir gayrimslimin ihtida etmesi her geyden nce onun
serbest irade beyamna ve regit olmasma dayanan belirli bir usulle mm-
knd. Devlet ve ynetici by konuda son derece titizdi? Aslmda bir gay-
rimslimin ihtida etmesinde takip edilecek usul gyleydi: Muhtedinin -
git olmasi, bir memurun ve papazm nnde irade beyanmda bulunmasi
gerekiyordu. Sonralan Adliye ve Mezhib Nezreti'nin kurulmasiyla s-
z geen memur bu nezreften geliyordu.10 C 1297/20 Mayis 1880 tarih-
li Tercman-1Hakikat gazetesi Bursa'da evinden kaan bir lazi yamnda s-
tanbul'a getiren Sohte Mustafa'mn, kizi Mslman
yapmasi zerine Rum
patriginin gikyet ettigi ve gikyetin hakh bulundugunu bildiriyor.10
Muhtedlerin bazen iktisad ynden sikmtiya dgtkleri gz nne ahn-
digmdan bunlara yardun ediliyordu. 16 Ca 1274/3 Ocak 1858 tarihli bir
irde evld ve yliyle sefil kalan muhtedye Emine Hatun'a, Mliye hazi-
nesinden Evkaf-1 Hmyn'a 1150 kurug nakliyle ev verilmesi kararlagti-
nlm19ti.11
slmdevletinde gayrimslimlerinslmmd1pmda bir bagka dine ge-
mesi hoy kargilanmaz ve msaade edilmez. Geri bu kurala mezhepler
arasi geigte pek uyulmanugtr. rneginErmenilerin Katolik ve Gregor-
yen Ermeni kilisesi arasmdaki seyyaliyetleri byleydi. 12 Ca 1268 /4 Mart
'vakia
1852 tarihli bir haricye arz tezkiresinde de belirtildigi zere; Hiris-
tiyan tebnm tebdil-i mezhep eylemelerinde Devlet-i Aliyyece bir bes yo-
gisede', bu gibi toplu mezhep degigtirmeler bazen Bursa valisinin mez-
kr tarihteki rndahelesi gibi, Fransa viskonsolosunun tegvikiyle vukua
gelmig ve Ermeni Patrikhanesi'nin mdahale ve protestosunu yaratrug-
sa, Bbil'nin duruma el koymasi gerekebiliyordu. Bu olay Bursa Gl-
pazan kazast Trkmen karyesindeki Ermenilerin Fransa'mn tegvikiyle
Katolisizme dndrlmesi zerine patlak vermigti ve Bbili hulefdan
Enis Efendi'yi tahkikat iin greviendirmlyti.12
1830'larda Elliott'un gezi notlarmdan anlayildig1zere imparatorluk-
ta Dogu Avrupa'dan gelen ve Protestanhga geenbir haham (calman ad-
h) gibi nadir vakalarm yanmda,13 Suriye-Lbnan mmtikasmda Protes-

8 BOA, , Hariclye, no: 4028, 21 S 1268/16 Arahk 851.


9 BOA, I, Hariciye, 28 B 1267/29 Mayis 1851 tarihli tutanak.
10 BOA, Yddiz Argivi, Hususi 164/91, 10 C 1297/20 Mayas 1880.
11. BOA, ., DahiliyE, no: 26024, 16 Ca 1274/2 Ocak 1858.
12 BOA, 1.,Hariciye, no: 4133, 12 Ca 1268/15 Mart 1852.
13 C. B. Elliott, Travels in the ThreeGreat Empires of Austria, Russia and Trkey, Lon-
don 1838, c R, s. 227, 230, 24L
tan olan bir Marn, hatta bir Drzye bile rastlannuptir. Yezdler gibi ba-
zi din gruplar konusunda Osmanh ynetiminin Tanzimat'tan sonra eli-
gik bir tutumu da vardu 6 Ekim 1853/3 Muharrum 1270 tarihli bir irde;
Muy sancagmda kin Yezd tafesinden olup, mukaddema bazi mtealli- 3

katiyia ihtWa etmig olan Ahmed Efendi'ye tiyye-i seniyye itasmdan sz


ediyor.14 Tanzimat siralarmda blgede Bedirhan Bey'in Yezidlere kargi
uyguladigt baskici fanatik harekt Bbili'yi rahatsiz etmektedir. Dnem
boyu ngiltere bu grubun potektorasmi yklenmig gibidir.15Ama belirt-
tigimiz gibi bazi Hiristiyanlarm digmda Musev, Mslman, Drz gibi
gruplar arasmda din degigtirme olaylarma sika rastlanmadigt bilinmek-
tedir. Mezhep degigtirmek Tanzimat'tan sonra gayrimslimler iin daha
da serbest olmug, gruplar arasi atigma ve hadiseler thmadika, dogrusu
Osmanh ynetimi bu gibi olaylarla megguI de olmamigtir.
Kugkusuz gayrimslimlere getirilen bazi egit stat haklari ve hatta
tagra idsinin dzenlenmesinden sonra, onlarm memleket meclislerin-
de yelik yoluyla idareye iytiraklerini saglayan yeni uygulama; mutaas-
sib Mslumanlar tarafmdan ilknce kabul edilmig degildi. Daha dogru-
su sadece Mslmanlar degil, gayrimslimlerin bazilan bile digerlerine
kar eski imtiyaz1armi kaybetmekten dogan bir hognutsuzluk iine gir-
diler. Du dnemlerde kank evliliklere bile bazen koca bir cemntin na-
sil olaylar ikararak mdahale ettigi bilinmektedir.
lk anda memleket meclislerinde gayrimslim yelere karp br
Ms1man yelerin tahkrne tavir taknup muhalefet ettikleri; Rum pat-
riginin gikyetlerinden anlg1hyor16 Bbll bu gibi geligmeleri nleme-
ye ahgiyordu. Buna karphk getirilen hrriyet ve egitlik prensipleri de
bazen gereginden daha genig yorumlandi. Prof. nalctk'mverdigirnek-
teki gibi: Konya amardi kazasi Megeli karyesi kylleri cizye-i ger'iyye-
nin artik kaldirildigru ve demeyeceklerini bildirerek ayaklandilar.17
Tanzimat'm getirmek istedigi kurumlar ok yerde kepki doguniu, yanh;
anlapldi. Haleb'de Hiristiyan cematler ile Mslmanlar arasmdaki
mnferet eskisinden daha ok artti ve 1853 ylh sonbahan bundan m-
tevellid hadiselerle.geti ve hkmeti ok ugragttrd1.18

Drziler konusunda Osmanh ynetiminin tutumu IIgintir Mslman ulemsi


bu grubu kendilerinden sayma egiliminde degildir. Fakat idarenin nezdinde bu
grup gayrimslimlere has bir statde ele almmaz. Bununla birlikte devletle olan
iligkilerinde de Miislmanlardan farkh bir muamele ve bakipa maruzdurlar.
14 BOA, , MV, no: 11312,3 M. 1270/6 Ekim 1853.
15 JohnGuest, The Yezidis, London, New York 1987, s. 92 vd.
16 BOA;1, MV., no: 226, 9 Za 1256/14 Ocak 1841 tarihli arz tezkiresi;1. Ortayh, Tan-
zimat'san Sonra MahalIf idarefer,Ankara 1974, s. 25.
17 H. nalczk,Tanzimat'm Uygulanmasi ve Sasyal Tepkileri', Belleten, c. XXVIII,
sayi l12, Ankara 1964, s. 681.
18 BOA, I., Dahillye, no: 17756, 9 M 1270/9 Ekim 1853.
1850 ylh Temmuz bagmda Trablusgam'da bir Hiristiyan cenazesi es-
kiden oldugu gibi katir s1rtmda degil, komgularm omzunda taanyor di-
ortasmda hcumuna ugradi. Ga-
ye bazi mutaassib Mslmanlarm argi
36 riptir ki, hadiseyi ikanp zabtiyeden kaanlar sonra yakalandiklarmda
verdilderi ifadede, bu vakte kadar neredeydiniz sorusuna; etraftaki Hi-

ristiyan manastirlarmda kegigkihmda saldandildan cevabmi verdiler.19


Tanzimat dneminin etkileri imparatorlukta samIdigmdan daha derin
olmuytur. Taassub artlyordu, taassubunyamada din degigtirmeler gr-
lyordu. Hepsinden nemlisi birok inanca salik cematlerin iinde, di-
ni mme hayatmdan 1karmaya baglayan laikleger zmreler doguyordu.
Bu sonuncular iin Tanzimat dnemi, ottak bir Osinanhhk boyutunun
ortaya iktigi devirdi ve onlarm tesiri tm Ortadogu'nun modern tari-
hinde herkesten daha genig boyutludur.

19 BOA, i., MV., no: 5184, 23 S 1266/6 Ocak 1850.


Tanzimat Devri Bastm zerineNotlar'

Tanzimat dnemi, siyasal ve kltrel tarihimizde deta bir tek ku-


rumun doguu ve geligmesiyle tammlansa yeridir, bu da kitap ve zel-
likle sreli yayinlardir. 18. yzyilda Trk matbaasi baanh smav vere-
memig, bas1Ian kitap miktan baghk ve basla adedi olarak pek dgk
derecede kalmig, matbaa okuyanlarm hayatma girememigtir. O kadar
ki, 18. yzyilda en ok bagvurulan vakanvs tarihleri ve bazi edeb
eser ve divnlann, guar tezkirelerinin bile yazma koPyalar halinde
dolagimda oldugu malmdur. Su eserlerin nemlileri de,
gene 19. yz-
yllda basilmistir Nedenleri ikidir. Evvel, hurfat farkhhgi nedeniyle
baslo ve dizgi teknikleri uyarlanamamig, ama asil nemlisi, kitap oku-
ma ahgkanhgl yerleptirilememigtir.Su alanda din nedenIerin veya des-
pot idarenin rol ise aslmda gene tartigilmaya deger. nkokuma
ahykanhg1 ve talebi olsa, birtakim eserlerin o devirde Venedik ve Viya-
na gibi Sarkdillerinde matbaalarm igledigi yerlerde, basihp getirilip sa-
tilmasi pekl mmkn olurdu.

18. yzy11daKur'an ve nemli din metinler (perh ve tefsir ve En'm


czleri) baskt digi b1rakilmig ve bu konudaki yasak 19. yzyilda da de-
'matbu'
vam etmigtir. 1853-54'l yillarda bile Mushaf-1 Serifierin
men'ine' dir yasaknmeler ikiyordu.1 Ancak matbaa yasagibu konu-
da artik devam etmemig olmah ki, sonraki dnemde basma nshalara
rastlamyor.

18. yzyilm en nemli olayi gazete ve sreli yaymlarm hayatumza


girmesidir, demigtik. Gazete Osmanh toplumuna Resm Gazete olarak
girdi. Bu 13 ve 19 yzyil reformlarmda or tak bir zelliktir. Byk Pet-
ro da Vedemosti adh resm gazete ile basim Rusya'ya sokmugtu. Bu a-
gmresm gazeteleri bugnk gibi sadece kanun, emirnme ve resm
tebligleri yayunlamakla kalmaz; i ve dig haberlere de en genig ve g-

* Cahit Talas'a Armagan, Mlkiyeliler Birligi Yayuu,, Ankara 1990, s. 397-404.


1 BOA, 1, Dahiliye, no: 16207, 25 M 1269/8 Kasim 1852. "Mabaa-i miredenba-
sahb satilan Mushaf-1prifler oldugu duynlmug, bu saygisizhm nlenmesi...."
iin 1kar11anirade. BOA, 4, Yildiz Argivi Hususi, 527/H, I C 1323/3 Agustos
1905 tarihli irade; 'Mushaf-1 griflerin tab'Irun Matbaa-i Osmaniyye'nin taht-i
inbisannda muhafaza edihnesini' ve diger matbaalara yasak edilmesini emre-
der.
dml anlamda yer verirlerdi. Hatt, Takom-i Vekayfhabellerle de ye-
tinmez, polemik mahiyetindeki yazilar (zellikleMisir Vlisi Mehmed
Ali Paga'ya karyi) ve bazi ilim ve fen konularmda makaleler de yay1m-
38 lardi. Abartilmig tagra haberlerine de yer verilirdi. Bu gazetenin mesel;
T1rnova'da iki yenierinin dirildigi ve vampirlik yaptiklan gibi, yenie-
rilere karyi nefreti canh tutmaya yarayacak dedikodulara da stunlann-
da yer verdigini, zikredebiliriz.2 Gazete, Osmanh uluslannm hepsi iin
tarih, cografya, edebiyat ve hatt iktisat, itimaiyyat gibi disiplinierde
de popler bir etmen oltnuptur Lvn-i VApfa ilk sydamda
iktisat zerine, Malthus kurarm zerine makalelerin yer aldigma bir ya-
zida deginmigtik.3 Azmhk gazetelerinde de bu konuda gretici makale-
lere nem verildigini grecegiz. Osmanhlar okumaya kitapla degil, ga-
zete ve dergi ile baglamiglardir. Matbaaysgayrimslim cematier Trk-
lerden evvel kullanmakla beraber, yaymlar din olarak kaldigmdan ga-
zete onlar arasmda da ayni iglevi grmgtr. Nihayet 1860'h y111arda,
zel gazetelerin negri yarunda, Midhat Paga'run girigimleriyle vilyet-
1erde de gazete 1kanlmig; bunlar o gnk mahalI sorunlar ve kltr
hayatim etkiledilderi gibi, bugn de tarihilik iin en nemli belgeleri
ieren koleksiyonlar olmak niteligine erigmiglerdir. Kugkusuz Takvm-i
VeMyzgn sade bir Trke ile haypta girmig ve buna dikkat.edilmig-
ti. Aym geyiBulgarlann, Ermenilerin, Rumlarm basm organlan iin sy-
lemek de mmkndr.
Nihayet yabancilann kapitlasyon haklanndan yararlanarak gazete-
cilik yapmasi ve gazete ikarmastyla nemli bir kurum daha ortaya ik-
nuptir; hkmetin sansr ve para ile gazeteci ve gazete satin alarak iste-
digini yazdirmas1... Eu ig, son asir devlet rgtnn degigmeyen bir meg-
guliyeti olarak da kalmigtr Tanzimat brokratlan, ok nceden kontrol-
l ve sansrl bir basm ve yabanc1gazetecileri,abone yazilma veya ba-
giglaelde etme metodunu geligtirdiler.Telgrafm yayildig1bir dnyada,
18. yzyil Rusya'smda oldugu gibi, resm gazetenin yabanci basmi yanil-
tacak haberler vermesi yeterli degildi. Istenen ve istenmeyen veya sapti-
nhm; haberler kisa zamanda Avrupa basmma yerel muhabirler aracih-
gtylaulagryordu. lkeninher yermde, tccar, gazeteci ve konsoloslar
vardi. stelik, o dnemin Avrupa gazetelerinde Konstantinopl rnahreli
haberler, bugnknn aksine, her gazetede, her gn stunstun verilir-
di. nkOsmanh imparatorlugu byk devletlerden biriydi ve dn-
yanm ilgin bir blgesinde idi.
Osmanh mparatorlugu'nda esasli biimde faaliyete geen ilk mat-
baa, yani Trke basun yapan kurum,Msir, Kahire yakinlarmda Bulak
kasabasmda 1822'de kurulmuytur. Durada Mehmed Ali Papa, Arabca

2 TV, 19 Ra 1249/7 Agustos 1833 nshast.


3 . Ortayh, 'Osmanhlarda lkTelif ktistElyazmast', Yayd, Ekim 1983, saya l, s. 37
eserler yanmda Trkelerinin de basilmasuu saglanugtir. Nitekim, 18.
asrm vakayinmelerinden olan Vastf Tarihi'nin iki cilt halmde burada
basilmig olmasi buna bir rnektir. Aynca Rafat el-Tahtav'nin Fransa Se-
yhatnamesi, 1834'te Arabca ve 1839'da da Trke olarak
gene burada 39
basilmigtf Gazete ise, Osmanh Trkiyesi'nde hayata Izmir'de girdi.
1824'te Le Smyrnden, sonra Spectateur Oriental, le Courrier de Smyrne
ve
nihayet Journal de Smyrne bu gazetelerdir? Nihayet Misu'da Mehmed
Ali Paya imparatorlugun ilk Resm Gazete'si diyebilecegimiz Vak-i
Misriyye'yi 1828'de Misn'da yayma ikardi. Kugkusuz, bu
gazete stan-
bul'un irdesi digmda ve ona karg1 polemik iin
yayma baIamigtir.
Mehmed Ali Paga'nm bunun gibi bir da Girit valiliginde ikart-
yaymt
tigi Vak-i Giridiyye'dir (1831'de).Valt-i Mrsriyye, Arabca-Trke, ikin-
cisi ise Ruma--Trkeikiyordu? Takofm-i Velay belki bu yzden
a-
buka ikartildi. Ashnda Osmanh idaresinin bilinen ilk vilyet gazete-
si Midhat Paga'nm Tuna valfligi s1rasmda Ikarttig: Tuna-Duna imig g-
rnyor. Ancak endan ok nce muhtar bir idaresi olan Sisam adasm-
da (Sisam emreti) bir vilyet gazetesi ikartilnug olmasi kuvvetle
muhtemeldir. Sisam emretinde 'Rumiyu'l- ibare bir gazete 1kanlma-
si' iin 26 Qubat1852'de bir irde ikar1Imigt17 Eu gazetenin nshalan-
m bulamadik. Gayri-Trk imparatorluk tebaasi iin zel gazetelerin i-
kardmasi da plnlannug gibi grnyor. Byle bir gdml gazetenin
Arablar iin 1kar11masi gerekli grlmg olmah.ki, Ceride-i Havadis'in
sahibi rilEfendi'ye, gazetesinin Arabcaya evirilerek basilmast
iin
ruhsat itsi, emredilmigti.6
okdaha erken bir tarihte 1840'ta hkmet
Brmenice bir gazete ikarmak tegebbsndeydi.9 Nihayet 29 B 1268/
19 Mayis 1852 tarihinde Sahhak Ebro ve Krikon Beyler Ermenice bir
ga-
zete ikarmak iin izin ald11ar.10 Sahhak Ebro Bey, Tercme Odasi
me-
murlarmdandi ve Takvm-i Vekyfnin Fansizcasmi Ikarmakla grev-
liydi. Kendisine bu grevinden dolayi maag baglandigi bir yil ncesi
hir Meclis-i Vl kararindan anlagiliyor.11 Sahhak Ebro, Tanzimat dne-
mi Osmanh-Ermeni aydmlarmm nde gelen isimlerindendi; tarih, ikti-
sat gibi dallarda nc sayilacak derleme ve tercme yazdart vardir. Ge-

4 Ercment Kuran, 'Basmacihm Osmanh Toplumuna Tesirleri', Trk Ktphane-


cifer Dernegi 250. Yd Toplant2sz BildiriTeri,Ankara 1979, s.17.
5 Orhan KologIu, 'Le PremierJournalOfficiel en Franais a stanbulet
ses Reper-
cussions en Europe', Basumamq Bildin (tarihsiz).
6 Orhan Kologlu, The Problem of the Turkish and Arabic Languages and the Ro-
le of Miaqai Misriyye', Basumamy Bildiri (tarihsiz).
7 BOA, f., MV., no: 9105, 11 L 1268/28 Temmuz 1852.
8 BOA, ., MV., no: 15183, 12 C 1272/17 Qubat1856.
9 BOA, Dahiliye, no: 1113,21 Q1256/18 Ekim 1840.
10 BOA, l., MV., no: 8257, 29 B 1268/19 Mayis 1852.
11 BOA, MV., no: 6647, 16 C1267/18 Nisan IB5L
ne bu y111ardaFransa tebaasmdan Kapol (?)isimlibiri, Ermenice bir ga-
zete negri iin ruhsat almigt1.12 Nitekim aym yll iinde (1267H/1850-
51) bu zat ile Uncu Halil Aga'ya litografya destglu ve kitab tab'1iin
msaade verilmigtir.13
40 ve ruhsat

Aynen Rusya Bilimler Akademisi ve Paris'teki Bibliotheque Nationale


rneginde oldugu gibi derleme amaciyla, 'Bb-1 Serasker'deki Tercme
Odasi'nda tanzim olunan ktbhaneye, basilmig ve bas11acak ktb ve
resailden bilsemen (parasiz) birer nsha it olunmast iin' bir irde
ikmigt1. Su derleme ve koleksiyonun alabeti ve ne lde gerekleyti-
rildigi ve kalmtilan hakkmda bilgi sahibi degiliz." Gene bu yll iinde
(yani 1850-51) ktphanelerde mevcut kitaplarm telefden vikayesi (g-
zetilmesi) ve yed-i here (diger ellere) gememesi zumunda bir rabit-
aktt.15
i hasene (gzel saglam sisteme) konulmasma dair bir irde de
Matbaa ve kitap ylh gibi grnen bu 1267/1850-51 ylh hakkmda ku-
tphaneciler tarafmdan genigbir tarih aragtirma yapilmahdir.

Aym ytllarda Trk basm tarihinin bizce ilgin olaylarmdan birine


daha rasthyoruz. Rey-y1 Devlet-i A1yye'den Izmirli Evangelos (Te-
ma-i Dnya romamnm yazari Evangelinos Missalidis) ziraat, ticaret
aldi (bu derginin 9. sa-
ve fenne dir bir revue (deyimbudur) iin izin
argivde mevcuttur). Bylece Yunan harfleriyle Trke basilan, yani
yisi
Karamanlica dedigimiz yaza egidiyle de bir sreliyaymhayata girmi.-
16 Kendisine politikaya ve saltanat-i seniyyeye dair hibir gey tahrir
tir
etmemesi gartiyla izin verilmigti. Burada henz kanunlagmayan sans-
rn bir pratik usulne ahit oluyoruz. Missalidis'e Izmifdeki Rum t-
ifesi kocabagisi Yunaki kefil gsterilmtytir (1 Nisan 1850/18 Ca 1266).
Osmanh uluslan uyamp aglarmda gazeteyi daha ok egitimleri
iin kullanmiglardir Gazete n plnda haber orgam degildi. lkBulgar
gazetesi olan Lyuboslovye ki zmifde,Konstantin Fotinov tarafmdan
1842'de-negre baglanuptir, bunun tipik bir rnegidir. zmitde dogan,
Bulgar basmima bu ncs, negrine qu ifade ile baglamigtt: "Bir halk
vatauru tammak iin cografyasuu, dilini iyi bihnek iin gramerini, ge-
migini tammak iin tarihi bilmelidir. Bulgarlar da bunlari bilmelidir."17
Biranddet sonra stanbul,Bulgar basmmm merkezi oldu. Tsarigradski

12 BOA, I; MV., no: 6461, 1267 H.


13 BOA, ., MV., no: 6021, gurre-i. Ra 1267/3.gubat 1851.
14 BQA, ., Dahiliyeno: 13873, 1267 H.
15 BOA, I., MV., no: 6228, 2 R1267/4 Subat1851.
16 BOA, f.,MV., no: 5578, Ca 1266/1 Nisan 1850.
17 Georgi Boqukov, Istoriya na Balgarskata fornalistika,Navkai zk.Sophia 1976, s.
36.
Vestnik, stanbul'da Balkapaiuham'nda.ikanhyordu.2 Bundan bagka
stanbul'daDragan Tsankov'un ilk nshasi 28 Mart 1859 tarihini tayi-
yan Bulgarija adh gazetesi, Fener Patrikhanesi'ne kar2 bamsiz Bulgar
kilisesi kurma hareketinin kavgasuu veren nemli bir organdi. Bulgar 41

basim bir ara yabanci himaye de buldu. stanbul'da Britanyah Han-


ley'in ikarttigi Levant Times, Petko Sandov'u redaktrlge alarak, Bul-
garta bir nsha da ikarmaya bagladi, ztonoVreme baghkh gazete iin
Britanya Sefiri Elliot, Babili'nin btn isteksizligine ragmen msaade-
yi ald1m Londra'ya Lord Derby'ye, 10 Eyll 1874 tarihli raporund
bildiriyor.19
Yabanci devletlerin himayesi Tanzimat'm sansrc tedbirlerini ol-
duka etkisiz kihyor gibidir. Avrupa tebaahlarm ikardig1Levant Herald
gibi bir gazetedeki siyasal haberler bu dokunulmazhga bir rnektir. El-
ilik himayesi ve kapitlasyou rejimi bu dokunulmazhga yardun et-
mekteydi. smi geen gazetenin 16 Nisan 1867 tarihli nshasmda Pa-
ris'ten Mustafa Fzil Paga'nin yolladigi 28 Mart tarihli mektup Young
Turkey bagligiyla yayimlanmaktadir; "In seeking to base the Ottoman
Empire upon constitutional liberty which would establish equality and
'

harmony betweeri Musulmans and Christians.. gibi bir ifadeyi ierdi-


halde...20 Oysa Bbil bundan bir yif nce Mustafa Fzil Papa ve Pa-
gi
ris'teki arkadaylaruu, yani Gen Osmanhlan, Takvm-i Vekyrde ya-
yimlananbir tebligle (20N 1268/6 Subat1866), "Rezil, iftiract, fesat ce-
miyeti yeleri," diye aforoz etmigti bile? Bu durtunda yabanci basmm
Bbil politikasma zarar vermesini nlemenin tek yolu iteki gazetele-
ri ve dg basmm da muhabirlerini abone bedeli ve parayla elde etmek-
ti ve Tanzimat brokratlari erkenden bu usul benimsediler.

Tanzimat dneminde sansr daha ok bir gazete veya smli yaym


orgamma n izinle kurulmasi biiminde uygulanmaktadir. Ornegin
'yalmz

Eduard Blaque Bey'in usul-i ticarete dir bir gazete iin Dersa-
det'teki bir mahalde gazete tab'ina mezuniyet verilmesi' gibi bir ir-
deye rastlamr.22 Digandan gelen kitaplar da sansr konusu olmaktadir.
rnegin:'Dersadet'e gelmig olan bazi kitaplarm toplattir11masi ve ba-
dezin (bundan sonra) gelir ise gmrk tarafmdan inen olunmasma da-
ix' bagka bir tedbir almmighr? Bu gibi sadret tezkirelerine rastlan-

18 A.g.e., s. 61-63; Vy. N. Nacov, Tsarigrad kato Kulturen Zenter za Bulgarite do


1877 g. C. BAN, Sophta 1925, s. 1-208.
19 PRO-FO (78),no: 3197, Elliot to Lord Derby'.
20 Levent Herald, 12 Astos 1867.
21 TV, 20 N 1268/6 Qubat 1866 nshasi.
22 BOA, J.,Hariciye, no: 955, 2 S 1259/5 Mart 1843. 23 BOA, 1, Dahitiye, no: 21689,
17 S 1272/29 Ekim 1855,
23 BOA, ., Dahiliye, no: 21689, 17 S 1272/29 Ekim 1855.
maktadm Gerekte IL Abdlhamid devrine kadar sansrn cidd bir
rgt olarak kurumlagmadigi grlyor. Ancak bu durum, Tanzimat
brokrasisinin demokrat grgnden ileri gelmemektedir. Yaym hayah-
42 nm geligmednerlinde, henz sorunlann artmamasmdan ileri gelen bir
gevgek politika olarak anlagilmahdir. Onsansr, yani (censupralable)
Tanzintat dnemi boyunca grlmeyen veya mevzi kalan bir uygulama-
dir Ama II. Abdlhamid ynetimi, 1876 Kam2n-:Essfsinin istismara aak
hkmn (matbuatkanun diresinde serbesttir) ktye kullanarak san-
sur ynetmeligi ve rgtyle bu igi bagardi. Hamidiyye sansrnun tra-
jikomikboyutlari zerinde hepimiz az ok bilgi sahibiyiz. Sansr sansr-
dr. Imparatoruna ve imparatorluga sadik ve o kurumun degerlerini be-
nimseyip benimseten Avusturyah yazar Franz Grillparzefin oyunlarm-
dan birinin niin sansrn htymma ugrad2gma, Habsburg hanedammn
en tutueu yeleribile paymig ve sansr komiserine nedenini sorduklarm-
da, cevap, "Mutlaka sakmcah bir yn vardir," olmug.
Sansrn taraftarian, sadece yneticiler arasmda degildi. Otokratik
ynetimlerin taraftarlan dnyanm neresinde olursa olsun, aralarmda
bir gizli bag vardir. 19. yzylhn monargiler dnyasmda, arhkRusyasi
sansrne yeterince iltifat etmeyig nedenini bir trl anlayamadigirmz
bir otorite merakhsi, Fransa'nm nl hukukularmdan Gabriel du Fo-
ur, Osmanh sansur nizmnmesine hayranhgim ifade ederek, Fran-
sa'da da uygulanmasmineriyordu; hem de propaganda iin yazilabi-
lecek kirahk bir rislede degil, dpedz nl idare hukuku kitabmda.
'bon
Montesquieu, despotik rejimi; pour l'Orient Dogu iin iyi' olarak
-

'bon
degerlendirir.Anlagtlan Dogu'nun bazi orijinal icatlarmi pour
l'Occident Batl iin lyi' olarak degerlendirenler de vardi. Nitekim, 19.
-

yzyilm nl Fransiz idate hukukusu A. Batbie'de censure pralable


(ncedenkontrol) Fransiz mevzatindan almalarma ragmen, Fransa
iin geri fakat Rusya ve Osmanh mparatorlugu iin progress, ileri bir
mevzuat olarak niteler.
1865/1281 tarihli 'Matbat Nizmnmesi'ne kadar sansr resmen
adi konmayan kurumlaamarug pragmatik bir uygulama halinde g-
rnyor. Bir ynyle, dnem iinde dogan Trk basim, bilhassa zel
gazeteler, sonraki devirlerle kargilagtmlamayacak kadar zgr davra-
nabilmig, yazabilmier, hoya gitmeyen kalemler ise (hemen hepsi dev-
latynemuru idi) memurlara uygulanan tipten cezalarla susturulma yo-
luna gidilmigti. Tercman-i Ahvl maarif ve iktisad politikaya iligkin
konularda direktif verip tenkitlerde bulunurken, Tasvir-i Efkr daha da
ileri giderek, i politika konulan yanmda dig politika konusunda da
hkmeti tenkit ederdi. Osmanh hkmeti zerk prenslik Sirbis-
tan'daki basmm yazd1klarma da mdahale edenli. 21 1267/21 Hazi-
Q
24 A. Batbie, Trait Droit PuMic et Administratif, Paris 1885, 2. ed. 2. 187.
ran 1851'de Belgrad muhafiz1Mehmed Vsif Papa (o sirada Belgrad ka-
lesi Osmanh egemenligindeydi) Sirb Prensligi gazetelerinde Bosna
Eyletihakkmda eracf (pislik)ve muriz geyler yazildigim teblig etmig
ve Bbil 1854 Arahgi'nda bu gibi negriyata prenslik nezdinde baski
43
uygulayarak mdahale etmigti.

1865 Matbuat Nizmnmesi (Dstr, 1. tertib, 2. cild), Osmanli te-


baasmdan birinin, gazete akarmak iin Maarif Nezreti'ne; ecrebi te-
baahlarm ise Hariciye Nezreti'ne, vilyetlerde de valiliklere mrataat
edeceklerini mirdir. Bu gibi kimselerm yagmm 30'un stnde olmasi
ve mahkmiyetleri bulunmamasi gerekmekteydi. nsansrnhenz
'negrden
buluumadigi, sonra nshalarm idareye muntazaman teslimi-
nin' emredilmesinden anlagthyor. Teslim edilen nshalardaki ierikten
dolay1 takibat ve yarguama sz konusuysa, bu mes'ul mdrlere yne-
liktir. Padigaha diger yabanci devlet hkmdar ve reislerine, vzer ve
sferya hakaret yollu ve aleyhte negriyat yasakti; 6 Q1281/4 Ocak
1865 tarihli bu nizmnmenin 34. maddesi bunu belirtmektedir. Ma-
amafih eeneb hkmdarlar iin, basimn hakaretinden masuniyet 19.
yzyilda genel bir nezaket tygulamasiydi. Nitekim, 17 Ekim 1896 ns-
hasmda Sultan IL Abdillhamid'i, 'Bir Devlet Smrcsu Nasil Yaqi-
yox' baghgiyla eleptiren, Der Arme Konrad adh Alman sosyalist gazete-
sini, bagbakan prens Hohenlohe toplattirmigti.26 Kitap basum iin bir
nsansur vardi. MsveddelerinOsmanlilar tarafmdan nce Marif Ne-
zreti'ne, eenebiler tarafmdan ise Hariciye Nezreti'ne teslimi gereki-
yordu. Aym gekilde msveddeler eyletlerde valiliklere verilecek ve
izin yle ahnacakti. Dig kaynakh kitaplarin ise sansrden sonra satila-
bildigi anlaIhyor. Maamafih daha nce szn ettigimiz Fransa tebaa-
h Kapol (7)ikartmak istedigi Ermenice gazeteyi kable't-tab' Hariclye
Nezreti'ne gsterecekti. Bu nygulamamn dnem iinde yaygmhgi
gphelidir. Matbuat Nizmnmesi'nden nce yerlegen uygulama guy-
'saltanat
du: Bir Osmanh gazet ikarmak iin mracaat ettiginde; ve
devlet aleyhinde yazmayacagnu' taahhd eder ve kefil gsterirdi.
Evangelinos Missalidis'in 1 Nisan 1850 tarihli mracaatmda bu usuln
uygulandigim grdk. Gene 2 Temmuz 1862'de Hariciye Nezreti'ne
mracaat eden Bulgar milletinin Dersadet'teki vekili, Hristo Topcip-
ligte'nin (muhtemelen Topileov) kefaleti ve Kyros Petro'nun idare-
sindeki bir gazete iin, aym usulle izin veriliyor. Yani saltanat ve Dev-
let-i liyye'ninmenfiine mugayir geyler yazmamak... Bu gazeteye
posta cretinden muafiyet de tamnnugti.27

25 BOA, I., Mariciye, no: 5325, 28 RA 1270/29 Aral1k 1854.


26 . Ortayh, Osmanu mparatortugu'nda
Alman Nfutu, Kaynak yay. stanbul1983,
s. 53. AAA Trkei (159)Bd. 4-5.
-

27 BOA, ., Hariciye, no: 11050, 15 B 1279/6 Ocak 1863.


Fakat matbaa kurulmast (litografyadestght) ve izni iin ak nce-
den gemkli mekanizma tesbit edilmigti. Meclis-i Tanzmat'm kaleme al-
digi dokuz maddelik bir nizmnme 12 Ca 1273/7 Qubat1857 tarihli
44 bir padigah irdesiyle yrrlge girdi. Buna gre; 1) Zabtiye tahkikah
ve Meclis-i Maarifin mzkere ve karan gereklidir. 2) Vilayetlerde va-
lilikler bu fahkikat ve karan verdikten sonra merkeze, sadrazamhga arz
edecek 3) Kitap Dersadet'te dogrudan Meclis-i Maarife gnderik vil-
yetlerde ise valiler tarafmdan gzden geirilip mlk ve millete mazarrati
olmadigi anlaaldiktan sonra sadrete arz edilir. 4) Ecneb tebaahlar iin
Hariciye Nezreti ruhsati parttir. 5) Ecneb matbaaet kitab1nce Harici-
ye Nezreti'ne yollayacaktir. 6) Ecnebi devletlerden gazete tkarmak is-
teyenler iin de aym iglem uygulamr. 7) Mlk ve devlete muzir negri-
yata zaten devlet el koyar ve toplatir 8) Mellife kayd-i hayat partlyla
imtiyaz verilmesi durumunu aiklar. 9. madde vali ve zabtiyenin gre-
vini dzenler. Kontrol bu esas iinde devam etmigtir.
Fakat sansurn elinin uzanamayacagi dig basm; Osmanh politikasi,
devleti ve yneticileri hakkmda ne yazacakt1? yigeyler yazmasi, ten-
kitlerin agir olmainasi iin Tanzimat brokratlan aynen bugnk y-
netim gibi ok hassasiyet gsterirdi. Tenkitler bazen hakh, bazen de
amah olabilirdi. Onun iin dig basmm elde edilmesi ve Avrupa kamu-
oyunun bu yolla etkilenmesine ahqihyordu. Tabi kabarik abone be-
delleri ve hatt Osmanh lkesindeki eeneb muhabirlerin bazen atiyye
ve takdir ile bazen de dpedz satn ahnmast ile... Bu yolla olumsuz
propagandamn nlenmesi veya bazspeylerin yumugatilarak veya sa-
vunularak gazete stunlarma gemesi iin ahg11nugtir.28
Dogrudan Avnipa gazetelerini veya onlarm Osmanh bagkentindeki
muhabirlerini satm alarak, ynetim lehinde yazdirmak, bizde Sultan II.
Abdlhamid'e zg bir politika olarak bilinir. Kugkusuz onun dne-
minde bu iglem pek sik tekrarlannug ve ktye kullamlnuptir. Galiba
Avrupa gazetelerini satur almak bahanesiyle denen paralarm bir kis-
mi da Avrupa bagkentlerindeki bazi temsileiler ve hafiyelerin cebine
dnyor; bazi aakgz Avrupah gazeteciler, naylon gazetelerle bu igten
kazanlyorlardi. Ama bu gelenegin bayim Tanzimat dnemi yneticile-
rinde gryoruz.

Tagkentte ve zmir Selnik gibi merkezlerde yabanct dilde ikan ga-


zetelerin sahiplerine ara sira nign ve hediye vermek gibi masumne
grngl dllendirmeler digmda, gazete ve gazeteciler satm ahm-
yordu. 1846 y1h Nisan ayi baglarmda sadrazamm bir yazisi zerine i-
kan bir irde (padigah onayi) ile; Frankfurt gazetesinden belli miktarda
satm almarak desteklenmesiiin 23.155 Osmanh kurugu aynlmasi em-

28 BOA, i., MV, no: 16095, 12 C 1273/7 Qubat1857.


rediliyordu. Gya Frankfurt gazetesi her yerde okunan yaygm bir gaze-
te imig, devletin ikarma baz1 yazi ve haberler bastmhp, her y1I byle
bir deme yapuageldiginden; bu ige devam olunmasi, aksi takdirde ga-
zete sahibinin kizip aleyhte bir dl kullanmaya ve propaganda yapma-
4s

ya baglayacagi belirtiliyordu.29 Frankfurt gazetesi mdr Schlein'e


yapilan yilhk demenin, kambiyo degigikligi yznden artirilmasi ci-
hetine de gidilmigti.30Ayni yazida devamla; "stanbul'daikan Kons-
tantine jurnalininmuharriri Msy d San'a(muhtemelenChamps) da
ara sira hediye ve para verilmesi gerektigi, geri bu adamm gvenifir-
biri olmayip, Devlet-i Aliyye lehinde yazdigi gibi, diger Avrupa gaze-
telerine aleyhde dedikodular ve habrler de verdigi, ama ne are ki, ta-
Inamen def edilse daha da muzir iglere kalkigacagi" hatirlatihyor? B-
bil bu adamdan nce, szde satm aldiklari Baray isimli bir bagka do-
landmemm hipmma ugrarugmig. Bu korkulan rnek dolayisiyla, garla-
tanlarm beslenmesine devam edilmekteydi. Tanzimat devri brokrat-
Iarma pek glecek halimiz yok; kitle iletigiminin son derece geligip
yaygmlagtigi gnmzde bile, bylesine buz ustneyazi yazdirtma ti-
pinden propaganda faaliyetini hararette tavsiye edenlerimizin sayisi
hi de az degiL

29 BOA, .,MV, no: 1551, 26 Ra 1262/24 Mart 1846.


30 BOA, 1.,MV, no: 8227.
31 Aym kaynsk, aym belge. 28 BOA, i., MV, no:16095, 12 C 1273/7 Subat1857.
46
--

hk Osmanl: Parlamentosu ve
Osmanlz Milletlerinin Temsili'

19. yzyil Avrupa'da parlamentolar agidir. Yzyilm ilk yarismda,


Avrupa lkelerinde imtiyazh simflarm digmda genig y1gmlar parlamen-
tyu olugturma hakkmdan yoksundu. Siyasal katilma sorunu, yzyilm
son eyginde genel oyun kabul ile yeni boyutlara ulagtigi gibi, olugan
parlamentolarm yapismda da snufsal (okulusluimparatorluklarda da
etnik) bir grnm agir basmaya baglad1. Yzyilm ilk yansmda, parla-
mentolar ykselen burjuvazi ile, eski feodal smif szclerinin atigma
alam idi. Yzyilm son eyregi ise, agirhmi dayurmaya baglayan diger si-
mflann da bu atrymaya katildigma gahit oluyordu. Ancak, okuluslu im-
paratorluklarm siyasal platformu olan parlamentolara yeni, cevval bir sa-
vai zmre girdi. Bu zm, ezilen etnik grtiplarm temsilcileriydi. Milli-
yeti burjuvazi, haklar ve temsil yetenekleri kisith da olsa, siyaset arena-
sma 1ktmtt. XIX yzytlda bu tr mcadelenin gzlendigi tek arena
Avusturya-Macaristan monargisi idi. Ancak, ok gemeden Tuna monar-
gisi bu problemle kargilaan tek okuluslu imparatorluk olmaktan ikti.
Hi umulmayan bir anayasal monargi daha ortaya ikrupti, Osmanh Im-
paratorlugu...
19 Mart 1877de Osmanh bagkentinde, lkenin drt yamndan gelen
rengrenk bir heyet toplamyordu. Arabistan vilyetlerinden gelen egit-
li din ve mezhepteki temsilcilerin yanmda, Anadolu ve Rumeli'den ge-
len Trk, Rum, Bulgar ve Arnavut temsileiler, ilk Osmanh parlamento-
sunu olugturuyordu. Mertiyet rejimi, ieride oldugu kadar, diganda
da pagkmhk ve sorular yaratnugtL Nasil oluyordu da, aydmlanma dev-
rinden beri Avrupa siyasal dgnnde despotik ynetimin modeli sayi-
lan bir toplum, anayasal rejime geiyordu? Ustelik bu parlamentonun
kompozisyonuna gz attigimizda, Tuna monargisinin parlamentosunda
1405'ten sonraki
ve arhkRusyast 'Dume'larmda bile grlmeyen iIgin
bir zellik daha vard1. O da imparatorlugun hkim unsuru olan Msl-
manlann yanmda, gayrimslim unsurlarm, hele etnik oranlama yapihr-
sa gayri-Trk unsurlann hayli yksek bir oranda temsil edilmesiydi. Bu
durum ilginti. nkAvusturya-Macaristan monargisinde ek,Harvat,
Sloven, Slovak, Polonez, Ruten gibi unsurlarm temsili, oran bakimmdan

*
Armagan Kann-: Essinin 100.Y, ASBF,Ankara 1978, 5.169-182.
haksizhk derecesinde dgkt. Macar milletvekilleri ise, ifte monarg2-
nin kurulmasma kadar aym haksizhga maruzdular. Rusya'da ise,
1905'ten sonra kurulan 'Duma'da gayri-Rus milletlerin, dpk oranda
temsilizel bir stat ile saglanmigtL 47
Ilk Osmanh parlamentosunun bu konudaki istisna durumunun ne-
denlerini a1klamak, sadece birtaktm dig siyasal baskilari ortaya koymak-
la mmkn degildir. Nedenleri, Osmanh imparatorluk geleneginde de
aramak gekiyor. Osmanh Imparatorlugu bir Akdeniz imparatorlugu-
dur. Ona tarihin nc ve son Roma mparatorlugu
olmaz. 'Roma mparatorlugu',
demek pek
Eskidnya'nm ok budunlu (kavim) gele-
yani~
neksel imparatorluklan iin kullamlacak bir deyimdir. Bu imparatorluk-
larda, devlet ve toplum hayatmda kabul edilmek ve ynetime katilrnak,
etnik kkenden ok devletin ideolojisini benimsemek ve
onun kogullan-
na uyum saglamakla mmkndr. Bu Bizans ve Osmanhlarda oldugu gi-
bi, Tesm dinin veya Antik Roma'daki gibiimparatorun kipiligini tanrisal-
lagttran kltnin yesi olmaktir. Bu uyum, Bizans'ta Ortodoks kilisesine
mensubiyet ve ontm ba1olan imparatora sadakat, Osmanhlarda ise din-
i slm'amensup olmak ve hkmdara sadakat diye belirlenebilir Bu
stat etrafmda toplanan herkes, ister Dagistan ve Grcistan'm uzak kpe-
1erinden, isterse Bosna ve Mora'dan gelsin, kigi olarak yneticilige aday
ve grup olarak da millet-i hkimiyye'ye mensuptur.
Geri 19. yzyilda bu geleneksel kahbin kmlmaya baglandigi, bir yer-
de uluslagma srecinin ve ulusalcihk akumnm bagladigt grlyor. Bu-
nunla beraber, eski dzen elan devam ediyordu. Diger yandan, dig dev-
letlerin gayrimslim cematler lehine zaman zaman yaptiklart mdahale-
ler, imparatorlugun klsik dnemdeki kozmopolit brokrasisinin daha
renkli bir grnm ve
yapiya ulagmasiyla neticelendi. XIX. yzyilda ne
Avusturya, ne de Rusya'da hkim ufusun (ymbirincisinde Almanca ko-
nuan Katolik Avusturyah'mn, ikincisinde ise Ortodoks Rus'un) digmda
herhangi bir din etnik gruptan sefir, nazir, devlet adarm grlemezdi. 19.
yzyilm Osmanh mparatorlugu'nda ise Hiristiyan nazirlar, sefirler, vali-
Jer ve hatt milletlerarasi konferans ve barig antlagmalarma gnderilen
gayrimslim murahhaslara rastlamyor. lk parlamentonun yapismda da
bu kozmopolitizme rastlamak, o nedenle istinai bir durum degildir. lk
mecliste dokuzu yan azasi ve otuz yedisi meb'sn azasi olmak zere,
toplam kirk alti gayrimslim meb's vardi. Bu ilgin grnm sadece
byk devletlerin baskilarma degil, brokrasinin geleneksel kozmopolit
yapisma da dayanarak aiklamak gerekiyor.
Klsik devirden beri Osmanh eylet idaresinde yerei gmplarm tem-
sili gelenegi, merkez hkmet adma yrtmeyi elde bulunduran valile-
rin bagvurup, yararlandigi bir usuld. Vergi tahsili, zarur iglerin yapti-

*
Makalenin arkasmda, ayanve meb'sn azasuun listesi verilmigti.
rilmasi, reayanm temsileilerinden meydana gelen kurullarm yardum ile
saglamrd1. Megveret kuralma dayanan bu temsil grevi; ruhan reisler,
Hiristiyan reaya adma kocabagilar ve memleket egrafrun temsilcileri
48 (yanlar) tarahndan yerine getirillyordu. Vergi tevzi ve tahsili, sefer amn-
da gereken iglerin yerine getirilmesi gibi konularda yneticilere yardun
sosyal fonksi-
gayesini tagiyan megveret usul, bugne kadar literatrde,
nitelendirilmigtir.
yonlan gz nne almmadan, Islm bir kurum olarak
Oysa bu, geleneksel devletin gszlgn telfi etmek iin, vergi topla-
maktan kamu hizmetlerinin grlmesine kadar, her alanda blge ileri ge-
lenlerinin yardimina bagvurmasi demektir. (Aym sistem, ortaagm bagla-
rmda Avrupa'da da grlyor. Almanya'da Rat, Rusya'da Veedenen bu
kurullar, baglangata bir devamhhk ve hkmi pahsiyet sahibi degilken, za-
manla gehirlerin glenmesive sosyal yapidaki degigmelerle ilve haklar
elde etmi ve devamhhk kazannuglardtr.) Trkiye'de bu tr kurumlarm
devamlihk kazanmasi ve hkm ahsiyete sahip olmalan, Tanzimat'tan
reformlarla mmkn olmuqtur. Resmen
sonra eylet idaresinde yapilan
Avrupa'dan beg asir sonra gerekleyen bu sm, daha nce de facto olarak
Balkanlar'da, bazi Akdeniz adalannda losmen gereklegmekteidi. rnegin
K1bns adasmda, Hiristiyan reayanm temsilcilerinden kurulan ve demogere-
nitos denen bu heyet; zamaala ada ahlisinin rgtlenmesinde ve bagim-
iilkenin her ye-
siz hareket etmesinde nemli bir etmen olmugtu. Esasen
rinde bu-tr kurullar ve onlarmnde gelen temsileileri, XVIII. yzyil son-
larmdan itibaren; merkezin gszlgunden istifade ile yrtme erkini
ele geirip, devamh bir megveret gelenegi kurabilmielerdir. Balkanlar'da
bu kurullar, zellikle 19. yuzyilda Mazzini'nin fikirlerinden esinlenerek
rgtlenen ve abgan 'Diaspora Revolutionnaire'ler haline geldiler ve Bal-
kan bagimsizhgmda nemli rol oynadilar.
Tarihsel ve toplumsal temelini de gz nne aldigimizda, Osmanli
sahip ol-
parlamentosunun snufsal bir nitelikten ok, etnik bir renklilige
parlamenfolara gre onun belirgin ayirt edici zelligidir.
masi, agda ve
BununIa beraber, bu durum nemli bir etnik atigmaya ve ulusal talep-
ler fleri srlmesine neden olmam19tir. Parlamento, dig rgtler ve kitle
hareketleriyle organik baglar iinde degildi. (Zaten bunlar ya yoktu, ya
da.pek cihzdi.) Tartigmalar ve elegtiriler zaman zaman cihz kahyordu ve
lkesel sorunlardan ok yerel sorun ve istekleri yansitiyorlardi. Geri bu
durum, zellikle kalabahk nfuslu ve dig ticarete aan vilyetIerin ay-
din nitelikteki meb'slari tarafmdan lkenin gerekleri kavrandika de-
ele almmaya baglanung-
giemeyeyz tutmug, sorunlar lkesel dzeyde
tir. Zaten ilk megrut mecliste mslim ve gayrimslim meb'slat arasm-
da, burjuva gleri veya egilimleri temsil edenler de grlyor. Ama ge-
ne de Osmanh parlamentosu rgtl smifsal ikarlar ve etnik dzeyde-
ki isteklerin gereklegmesi iin verilen mcadele aismdan, o agm ok
budunlu imparatorluldarinda grlen atmosfere sahip degildi.
lk Osmanh parlamentosunun etnik grnmnde hkmedilen millet
temsilcilerinin oranmm, Avusturya parlamentosu ve arhkRusyast 'Du-
ma'sma gre, daha yksek olmasma karyihk, etnik atigmalar henz aym
belirginlikte degildi. Milliyetilik 19. yzylhn bagmdan beri Osmanli m- 49
paratorlugu'nun gayrimslim ve gayri-Trk vilyetlerine sizmaya bagla-
migtLT. Buna karphk, Tanzimatilarm reform girigimlerinin odak noktasi

Osmanhhgi, yni imparatorlugun gelenekselkozmopolit yapismi ve ide-


olojisini restore etmekti. Btn burlara ragmen, brokrasideki modernleg-
me, egitimde ve kltrel alandaki modernlegme ile paralei gittigin<ten
Trk milliyetiliginin doguu da kauulmaz olarak hazirlanmigti,
lkMeclis-i Meb'sn'da ulusalci egilim ve atigmalar belirgin olma-
masma ragmen, dogug haiindeki ulusalci duygu ve egilimlerin zaman
meb'slar daha ok
zaman ortaya 1ktigt grlecektic Belirtildigi gibi,
geldikleri blgelerin sorunlari ile megguldr. Eleptiriler vilyetlerdeki
ehliyetsiz valiler, lursiz defterdarlar zerinde yogunlagmaktadir. Ancak
Rumeli vilyetlerinden gelen bir iki gayrimslim meb's, zellikle vil-
yet meclislerinde mslim ve gayrimuslimlerin eit oranda temsili ilkesi-
istiyordu.1
ni tenkidle, nfus esasma gre temsil ilkesinin getirilmesini
Bu gibi ekingen taleplerin yamnda Arabistan vilyetlerinin bazi
meb'slars tamamen pratik nedenlerle, meb's olacaklarm Trke bilme
partmm kaldirilmasmi istemisti. Ahmed Vefik Papa riyaset makammda
kltrel milliyetiligin ilk rnegi sayilan gu ikig1yapruptir: "Gelecek se-
ime kadar daha drt yll var. Akillan varsa bu zaman iinde Trke g-
renirler."2 Gayrimslim meb'slarm arasmda hkim millete kargi bir

1 zellikleSelnik meb'slan Mihalaki ve Vasilaki efendilerle, Yanya Meb'su AT-


giri Kantarci Efendi bu talepleri ileri srken, Anadolu ve Rumeli'nin Msl-
man meb'nslan ile Mezopotamya ve Anadolu'nun H1ristiyan meb'slan bu ta-
leplere karpt ikuugti. Bkz. Meclis-i MeVusan Zalnt Ceridesi, Hakla Tank Us, 7 Ni-
san 1877 oturumu, s. 84-85.
2 Bkz. Meclis-i MeVusan Zalut Ceridesi, s. 313; . Ortayh, Tanzimat'tan Sonra Mahall
dareler,Ankara 1974, s. 191.
Bu konudaki ilgin bir belge, azmhklarm Megrtiyet ve Tanzimat dnemlerinde
Trke grenmeye istek duydugunu ve Trkenin imparatarlugun kauulmaz
resird dili olarak zorunlu biimde grenilmesinin anlagildigim gsterlyor. Bu ve-
sika Beyoglu Bidayet Mahkemesi yesi Konstantinidi Bey tarafmdan kaleme ah-
nan bir arz tezkiresidir: "Teba-yi Devlet-i liyyeden Rum milleti efraduun Trk-
e grenmeleri maksadlyla memlik-i ghanede Trke tedris olunmayan Rum
mekteblerinde Marif Nezret-i Celilesi'nin intihabiyle maaglar2 cemiyyet tara-
fmdan ibka edilerek muallimler nasbi ve fikara ocuklanna meccanen Trke ki-
tablar ve her tarafta ders-i umm kgadiyle bunlar in muktezi olan kitab ve
resaili... eylemek ve Lisan-10smaninin Rumlara teshil-i talimi yolunda telif olu-
nacak kitablara msabakat usulne tevfikan mkfaat virmek vs..." BOA, .,
MM., no: 2128. "Beyoglu Bidayet Mahkemesi yesi Konstantinidi Bey tarafmdan
kaleme ahnan, Rum milletine Osmanh lisam talimine mahsus bir cemiyyet-i il-
miyye teykiline ruhsat its1 hakkmdaki tezkire."
birlik yoktu. Rumell'nin sz geen Huistiyan meb'slarmm yukanda
bahsettigimiz taleplerine, Anadolu'nun Muslim meb'slan ile birlikte
Mezopotamya vilyetlerinin Hiristiyan meb'slan da kar ikauplardi.
50 Btn bunlara ragmen, ilk Meclis-i Meb'sn't, azmhk milletlerin
gerek talep ve egilimlerinin temsil edilebilecegi bir mahal olarak gr-
mek pek yanhytar. Esasen buraya gelen tabi millet temsilcileri,hkme-
tin itimdmi kazannug kimselerdi. Du kimseler, genel bir oyla degil, gel-
dikleri vilyetin valisinin seimiyle, deta tayin edilerek bu greve gel-
mi1erdi? lk anayasanuzm ilmndan sonra, ne bir 'ntihabKanunu'
1-
kanlabilmig, ne de seimler iin gekli hazirhk yapilabilmigti. Du du-
rumda liv ve vilyet idare meclislerindeki seimli yeler arasmdan
meb's semek tygun grlmgtr. Esasta bu yelerin (livve vilyet
idare meclisi yesi) bir seilmig ye olmaktan ok vali ve mutasarnflar
tarafmdan adeta tayin edilen kimseler oldugu, hem ilgili nizmnmeden
hem de uygulamadan biliniyor. Simdiise, valiler bunlann arasmda en
ok megrebine uygun ve gvenilir kimselere meb'sluk sifatuu deta
tevcih ediyordu. Bu nederde gelen gayrimslim meb'slann da, daha
nce vilyetlenie idare meclisi yeligini merkez hkmetin gvenini
kazanacak gekilde yapanlardan oldugu anlaglyor. Nitekim verecegimiz
mekler de bunu gstermektedir. Elimizdeki, 12 C 1291/27 Temmuz
18'74 tarihli Dahiliye Nezreti'ne yazilan bir arz tezkiresinde; 'Manastir
vilyeti Meclis-i dareazasmdan Avram Efendi'nin gayreti dolayisiyla
kendisine rtbe-i slise teveihi' isteniyor. Bu Avram Efendi Meclis-i
Meb'sn'da Manastir-Selnik'i temsil ediyordu.5 Gene elimizdeki Cur-
re-i C 1291 tarihli/16 Temmuz 1874 bir vilyet arz tezkiresi, 'Suriye vil-
yeti, Meclis-i dareazasmdan Nikola Nakkap Efendi'nin Araz Kannn-
mesi'ni Arabca'ya evirdigi ve gayretli hizmetinden dolayi, halihazirda-
ki slise rtbesinin riitbe-i saniyeye ikarilmasim' istlyor.6 Gze giren bu
meclis azasi, ilk mecliste bilindigi gibi, Suriye meb'su olarak bulun-
muytur.
Bununla beraber qu noktayi nemle belirtmek gerekir Osmanh Mec-
lis-i Meb'stu'ndaki gayrimslim meb's kalabahg1mnnedeni salt dig
baskdar olmadigi gibi, valilerin toleransh seiminden ibaret de degildi.
Tanzimat'tan beri imparaturluk bir laiklegme ve geleneksel kozmopoli-
tizmin kurumsallagmasi sreci iine girmigti. 1840'lardan beri vilyetler-
de, liy ve kazalarda tegkil edilen idare meclislerinde, belediye meclisle-

3 Engelhard, Trkiyeve Tanzimat,ev. Ali Regat, Kanaat Kitabevi, istanbul1328, s. 354


355.
4 . Ortayh, Tanzimat'tan Sonra.Mahall dareler, 82,
s.
5 BOA, . Dahiliye1291, 48003 no'lu arz tezkiresi ve 1295/1878 Slnme-iDevlet-iAliy-
ye-i Osmaniyye,Meclis-i Meb'usan azasi blm.
6 BOA, ., Dahiliye 1291, iro: 47923,C 1291 Temmut 1874 tarihli vilayet tezkiresi.
rinde, ziraat komisyonu, Menfi-i Ummiyye Sandig1 gibi kurumlarda
gayrimslim yelerin de bulunmasma dikkat ediliyordu. Bu meclisler
bir beynelmilel pra, hatt kimisi tarihte egi grlmemig, ruhban prala-
n halinde toplamyorlard17 Ticar davalar, yet hkimlerin nnde degil, si
mslim ve gayrimslim yelerden kurulan karma mahkemelerde gr-
lyordu? Gene, ilk derece mahkemesi olan get mahkeme ve gayrims-
Jimlerin ruhan mahkeme kararlan aym biimde karma olarak kurulan
Temyiz Divam'na getiriliyordu. Ceza davalari, ger' veya ruhan mahke-
melerde degil, nizam mahkemelerde grlyordu. Bu imparatorluR, bir
'Globus Ottomanorum' idi ve bu imparatorlugun ilk parlamentosunun
da bylesine bir kozmopolit kurumlar silsilesi iinden ikan ve o nitelik-
Ieri tagiyan bir organ olmast dogaldi. Nitekim ilk Osmanh parlamentosu
bu kozmopolit birligin, gerekte pek de var olmayan (dahadogrusu yok
olmaya baglayan) zlenir bir rnegini vermigti. Etnik atigma nedeni ola-
cak konulardan mzakereIer eenasmda zellikle kauuhyordu. Meclis,
Rusya ile savag bagladigmda Osmanh vatanseverliginin rnegi sayilacal
nutuklara salme olmugtur. Bu nutuklann bazilari samimiyetten uzak ol-
sa bile, hibir yenin egitli milliyeti dernek ve hareketlerle organik ba-
gi oldugu bugne kadar aika ve kesinlikle ortaya konamamiettr. Bu-
nun tersine, sadakat rnekleri oktur.
Geri Osmanh parlamentosu, 'Osmanhlar dnyast'nm yikihymi gs-
teren bazi rneklere de sahne olmugtu. Buna ragmen, uyanan Balkan
milliyetiligini burada grmek mmkn degildir. Hele byle bir vehme
dayanarak II. Abdlhamid'in meclisi dagitmasi, bu ortam iinde anlagi-
lacak bir olay degildi. Parlamentonun milliyetiligi krklemesi gibi bir
durum, ancak 1866'dan sonraki Avusturya-Macaristan mparatorlugu -

iin sz konusudur. II. Abdlhamid'in meclisi dagitma gerekesini Os-


manh Meclis-i Meb'sru'nm iindeki durumdan degil, Avusturya-Ma-
caristan parlamentarizmine bakarak ortaya koydugu dgnlebilir.
n-
ku, ilk Osmanh Meclis-i Meb'sm azmhklarm en genig gekilde temsil
edildigi, fakat milliyetilik sonmunun da en az grdg bir parlamen-
to idi.

7 1875 ylhnda Diyarbalar Vilayet dareMeclisi byle lenkli bir yapida idL Meclis ta-
rihte egi grlmemig bir ruhban grasi halinde idi. kiMslim ve gayrimslim se-
ilmig ye digmda; Rum metropolidi, Ermeni Protestan episkoposu, G11danimetro-
polidi, Ermeni Gregoryan murahhas vekili, Ermeni Katolik murahhas vekili, Srya-
n murahhas vekili, Sryant Katolik murahhas vekili ve mfti bulunuyordu, bkz.
Slname-i Vilayet-i Diyarbalar, sene 1292 Meclis-i dare-iVilayat Blm.
8 men: BOA, . Dahiliye 1291, no: 48005. Eu belgede, Manas Efendi'nin Kalei
Sultaniye Ticaret Mahkemesi misligine tayini arz ediliyor.
187Tde Gayrimslim yanAzas?

Meclis-i yan" Rtbesi


52 Musurus Faa (Londra sefiri) Vezir (L dereceden Mecidiyye)
-

Mihran Bey Bl (2. dereceden Mecidiyye)


-

Lagofet Bey" Bl
Marko Papa Ferik Evveli
(Mekteb-i Tibbiye mzari)
Kostaki Efendi Ferik Evveli
Yorgaki Efendi lsnisi
Davion Efendi lsnisi
Servion Efendi 1snisi
Kastro Efen Bagktip

Fiilen datilmayan bu meclise 1296/1879'da Sertabib-i Hazret-i Seh-


riyari Mavroyani Efendi ile Konstantin Efendi de tayin edilmigtir (Sl-
nme-i Devlet-iAliyye-iOsmaniyye sene, 1296, s.43.) Bylece gayrims-
lim yan azasmm sayilan on bire 1kmigttr (Toplam ye sayis136'dir)

1878'de Dagitilan Meclis-i Meb'sn'da Bulunan Gayri Mslim yeler

Istanbul(Kazazyan Agob Efendi, Sofuzde Aleksan Efendi), Edirne (Kostaki Pe-


ridi Efendi, Toros Efendi, Revin Efendi, Zahari Efendi, Mihalaki Bey), kodra
(Angeli Efendi, Filip Aga Rosto [Yahut Resho]), Ankara (Malkon Efendi), Bagdat
(Menahim Efendi), Bosna (Salamon Efendi, Marugik Bzo Efendi, Pero Efendi),
Cezdir-i Bahr-i Sefid (Vasil Efendi), Akdeniz adalari (Zafiraki Efendi, Haci Vasila-
ki, Yorgalidi Efendi), Haleb (Karaca (Manok] Efendi), Hdavendigr (Pavlidi
Efendi, Sahak [Yavrumyan] Efendi), Diyarbakir (Osib [Kazazyan] Efendi), Seld-
nik (Vasilaki Efendi, Avram Efendi, Istefan Yani Efendi, Mihalaki Efendi), Suri-
ye (Nikola Nakkap Efendi, Nufel Efendi), Trabzon(Ohannes Efendi), Tuna (Pet-
raki [Slatovl Efendi, Dimitraki [Teodorov] Efendi), Kosova (Apostol Aga, An-
don Age, Sutiraki Aga, Mihre [Danu] Aga), Konya (Simonaki [Degirmencizde]
Efendi), Yanya (Nikola [anaka veya Cenruh] Efendi]), Argiri [Kantarc1] Efendi,
Mihail Hurito] Efendi, Davion Efendi).

*
BJkonu,R. Devereux, The First Constitutional Period, JohnsHopkins Press. Bal-
timore 1963, adh eserde mnakayah bir durum gsteriyor. Daha farkh ve eksik,
bazen yeni isimli liste var. Ancak bu ilk oturum, yelerini hv bir listedir. Biz
1295 (1878)senesi Slnme-i Devlet-i Aliyyei Osmaniyye'yi esas aldik.
*
Slnme-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, 1295, s. 100-10L
""
Lagofet, daha dogrusu Logothetolup, orta Yunancada defterdar, muhasebeci an-
lanuna gelir, Patrikhane muhasebecisi olan L Bey'in unvam yanhghkla hep
onun ismi olarak kaydedilmig ve 'Logofet, Lagofet' olmugtur. Asil ismini gre-
nemedim.
Not: Meclis-iMeb'sn'daki meb's sayisi muhtelif kaynaklarda 115,
116 ve Devereux, a.g.e.'de 119 olarak geiyor (bkz. The first Ottoman
Constitutional Period). Gene gayrimslim meb's
say2si da benim tara-
f1mdan 40 olarak saptandig1halde, burakam da 47'ye kadar ikmaktadir. 53
Her halkrda oran te birin ok stndedir.

Vesika: I
BOA, ., Dahiltye, no: 48003, 12 C 1291/27Temmuz 1874 tarihli,

tufellEfendim Hazretleri,
Manasttr vilyeti Meclis-i idaresi azasmdan Avram ve sandik emini Yusuf
efendiler asdakadan (sdiklardan)olub, umr-i memrelerini hass-i ifaya bezl-i
mesi eylediklericihelle mmleyhumsdan Avram Efendi'nin rtbesinin slise-
ye terf'i ve Yusuf Efendi'nin dahi uhdesine mceddeden rtbe-i rbe tevchi
ifdesine dir devletl kaymakam
paa hatretlerinin tezkiresi leffen arz ve tak-
dtm kihnmig olmagla olbbda emr u fermn-1hmyn-1cenb-1cihnbn
her
ne vehile mteallik ve gerefsudr buyrulur ise mantk-1 mrdfi erzn idilecegi
beyniyle tezkire-i senvex terkm kihndi efendim. Fi l2 C sene 291/27 Temmuz
1874.
Derkenar (Mbeyn-i Hmyn'un)
Marz-u ker-i kemineleridir ki
resde-i dest-i ta'zm olan igbu tezkre-i smiye-i sfneleriyle zikrolunan
tezkire-i manzr-i li-i hazzet-i pdiglu buyrulmuy ve ber mcib-i istzn
mmileyhmdan Avram Efendinin rtbesinin sliseye terf'i ve Yusuf Efendi-
nin dahi uhdesine mceddeden rtbe-i rabi'e teveihi mteallik
ve gerefsudr bu-
yurulan emr-i irde-i seniyye-i hazret-i pdihi mantk-1 mnfinden olarak,
mezkr tezkire-i seniyye savb-i smi-i sadret penhlerine iade lalmmig olmag-
la olbbda emru ferman hazret-i veliyu'l-emrindir.
Fi 13C. sene 291 (28 Temmuz 1874)

Vesika: II
Sadretin Arz tezkiresi
(Nikola Nakka Efendi'nin terf'i hakkmda)
BOA, .,Dhliyye, no: 47923, Guro-i C 1291/16 Temmuz 1874 tarihli

^Atufetl Efendim Hazretleri,


Suriye vilyeti Mec11s-i idaresi azasmdan Nikola Nakkay Elendi'nin lisan-i
arabye nakl ve terceme itdigi, araz kannnmesiyle ana mteferri pir fikart-i
nizamiyeyi hvi telf eyledigi mecelle ve manzumeden dolayi rtbe-i hliyesi
olan slisenin muksften saniyeye terfi'i hakkmda vilayet-i mezkre valisi dev-
letl paa hazretlerinin vrd iden tahrrat11effenarz ve takdhn olunmuy
ve bu
makule sr-i nfizenin terceme ve tahrrine sarf-i mesa ve ihtimam idenIerin
tegvik ve taltifi emsali ve pn-1 marif rpn-1 li iktizsmdan bulunmuy olmag-
la iltims-1 marz'un is'fi emrinde irde-i mekrim-i mutde-i cenab-1gehinga-
h her ne vehile mteallik ve gerefsnh buyurulursa mantk-i celili infaz ola-
kihnda efendim Fi Gurre-i C sene 291.
cagi beyniyle tezkiwi senveri terkm '

54 Derkenar (Mbeyn-i Hmyn'dan)

i
I
IL Abdillhamid Dneminde
Anayasal Rejim Sorunu'

23 Arahk 1876'da Osmanh mparatorlugu artik anayasal bir monargi


oldu ve 1922'de saltanat kaldmlana kadar, mrnn son 46 ylhm bu re-
jimle tamamladi. Kasacasi o agda halk ve aydmlar tarafmdan 'istibdd'

terimiyle amlmasma ve anayasal kurum ve prensiplerin ihlline rag-


men, Hamidiyye dnemi iin de anayasal monargi veya
'megrtiyet
d-
nemi' terimini kullanmak gerekmektedir. Bu durum, her geyden nce
Kann-1 Essi'nin lafziyla ve bazi temel kurumlarlyla yrrlkte olma-
smdan; nihayet imparatorluk cografyasi iinde otonom blgelerde
ve
bazi cematlerin ynetiminde parlamenter rejimin sregitmesiyle yakm-
dan ilgilidir. Nihayet, Hamidiyye dneminde ynetilenlerin tepkisini
ve
olugan kamuoyunun niteligini de gz nne almak durumundayiz ki,
nceki devirlerden farkh bir atmosferle karydatignmz aiktm 19. yzyt-
hn ikinci yarismda Osmanh toplumunda byle bir idareyi, hatt daha
'istibdd'
despotik bir dzeni diye olumsuz bir terimle betimlemek, san-
sr veya mutlakiyeti ynetimden gikyet etmek, yaygm rastlanan bir
olay degilken, bu dnemde istibdd sz bir rejim elegtirisi olarak kul-
lamlmaktadir. Yani toplumda da gzden uzak tutmamamiz gereken bir
siyasal geligme grlmektedir.
IL Abdlhamid dnemindeki anayasal rejimin problemlerini bu ne-
denle, anayasanm yrrlkte bulundugu geregi etrafmda ele almak
ge-
rekmektedir. Osmanh Kann-1 Essisi metin olarak, belirli zaaflari ve
parlamenter rejimin ihlalinikolaylagtirma olanaklarmiiermekteydi. Bu
durum, daha ok metni hazirlayanIarm anayasal yasama yollarmi bil-
memeleri veya rejimin atisuu ve temelini saglamca kuracak usul mese-
1elerine dikkat etmemeIerinden ileri gelmigtir. Osmanh Kann-1 Ess-
si'ni hazirlayanlar, yani anayasac1 liberallerimiz anayasanm kendisini
her geyin zm olarak gren, Profesr Tunaya'nm tahiriyle 'anayasal

romantizm' iindeki aydm brokratlardi. Anayasa metni Hamidiyye d-


neminin otoriter uygulamalarma aikti. Hukuk ynnden, usul
aism-
dan zaaflari olan bu belgenin; parlamenter rejimi henz tamyan, sendi-
ka, parti gibi ikincil gruplarm bulunmadigt bir toplumda geleneksel des-
pot uygulamalarm Kann-1Ess metninin lfzlyla uyum saglamadiguu

* Trkiye'de Demokrasi Hareketleri Konferansa, H EdebiyatFakltesi Dergisi, IV/1


(Ankara 1986).
srmek gtr; dolayisiyla Osmanh mparatortugu'ndaanayasamn
.ileri

kaldirildigmi syleyemiyoraz. Osmanh Kanun-1 Esssi'nin en zayif yn-


lerinden biri, yetkili fakat sorumsuz bir hkmdarhk kurumunu tammast-
56 dir. Bir megrut Iejim iin bu, istisna decede sakat ve arpik bir nitelikki
sonra arhkRusyas1 'Duma'.rejiminde benzeri grle-

ve ancak 1905'ten
bilirdi. Prusya Anayasas1'nda grldugu biimde bir kabine vardi, ama
meclis denetimine aik bir hkmet yoktu. Kaldi ki, Osmanh anayasal sis-
teminde hkmet bu aidan katiyen meclislerin mahatabi degildir. cra,
yani hkmet meclislere kargt degil, saltanata kart sorumludur. Hkmet
ol-
programmm kabul, gvenoyu gibi kurumlar yoktur. Byte kurumlar
madigi gibi, II. Abdlhamid'in meclisleri toplaniak ve dagitmak, sadra-
zamlan degigtirmek, riazirlan tayin etmek gibi tasarruflan ashnda anaya-
metinle mueyyideleri tasrih ve tarif
sa metnine kargi bir durum degildi ve
edilmemigti. Kisacasi eski mutlaktyeti gelenek anayasal rejimde de de
vam etmekteydi. Bu anayasada temel zgrlkler ve kipisel hak gvence-
leri, yani dogal hkim, kanunsuz su ve ceza olmaz gibi prensiplerin var-
hgi da elifik bir biimde, bir bagka pek orijinal bir maddeyle esash olarak
zedeleniyordu. Garip ve nl 113. madde ile; hkmdar res'en bir kimse-
nin siyasal sulu veya siyasal ynden mahzurlu olduguna karar verebilir,
onu dogrudan, srgn cezasma arptirabilirdi. O takdirde, hkmdarm
daha meclis toplanmadan Midhat Paga'yi srgne yollamast ve 33 yll bo-
yu bu cezayi sistematik olarak uygulamasi da, megrut bir rejimin ama ve
ruhuna uymasa da, Kann-i Ess'ye pek uygundu. Kann-i Ess'deki za-
y1fkurumlardan biri de basm zgr1guyd. 12. madde, "Matbuat kanun
dainsinde serbestt demekle basm zgrlgunun ihlline aik bir kapi
"

birakmi.tir. Nihayet bu madde, sansr (censureprealable) nleyemez ve


Kann-i Essinin bu maddesi pekl sansr rejimiyle bir arada yayayabi-
lirdi. Osmanh sansr rejimi, ixpparatorlukta en ok Trk unsurun kltl
hayatinda olumsuz etkilerde bulunmuytur. Balkanhlar, Orta Avrupa ve
Rusya zerinden; Arablar Mtsn'dan gelen yabanet ve her tr1 neriyati
kolayca izlemigier; yetigen Trk nesliise dftyaya kapah kalnuptir. Bu d-
nemde stelik sansr rejiminin Avrupahlar nezdinde, toplumu kmse-
yici degerlandirmeler iin vesile teykil ettigi de grlyor. megin,19,
yzyilm nl Fransiz idare hukukusu Batbie nf trait'sinde, Napolyon
tipi sansrn Rusya ve Osmanh mparatorlugu'ndaki sansr iin model
tegkil ettigini; Fransa'da kalkan bu rejimin ashnda Fransa iin geriletici et-
kileri olsa da, Rusya ve Osmanh'da bir ilerleme tegkil ettigini ileri srmg-
tr. Eu kmseyen ifadede; sansr mjiminin Napolyon tipi bir model be-
nimseyerek ashnda kanun bir biim ve usal kazandigmm ileri srldg
grlyor.1Sansrn varhgi aynca Dogu Avrupahlar iin de uygun gr-
lyordu.

5.187-188.
1 A. Batbie, Trait de Droit Public et Administratif, Paris 1855,
usul sorunla-
Meclis-i Meb'sn'm toplanmasi ve dagitilmasma iligkin
'ba
aik degildi. 73. maddede irade-i seniyye heyet-
n da Kann-i Ess'de
ayda yeni seimle mebus seilecegi' be-
i mebsn fesh ile dagthhrsa, alti
lirtiliyor; ancak mechs feshedilmemigti, 1878 iinde sadece toplantilan 57
salnmelerinde yan
tatil edilmigti. Nitekim, o gnden sonra da devlet
almigtit Bu hile-i per'iyyeyi kesinlikle nleye-
azasmm isimleri hep yer
cek bir hkm yoktur. Kugkusuz; Kann-1 Essinin ngrdg rejimin
kurumlari, yani rgrlkler, 26. maddede de belirtlen, igkence ve sir
ri-
eziyetin yasak oldugu gibi hkmler srekli olarak ihll edilmigtir
paratorluk brokrasisi eski ahykanhklanndan kolay vazgeememigtir.
anayasal
Kisacasi 1293/1876 Arahk sonrasi Osmanh mparatorlugu'nu,
monari olarak niteliyoruz. Despotik uygulamalara ve kanunsuziuklara
ragmen, Kann-1 Ess yrr1kten kalkrug sayilmiyor. Nitekim biim-
iln
sel bir gsteri olarak, Kann-1 Ess metni devlet salnmelerinde,
edilen hatt-1hmayn yan listesiyle birlikte srekli yayimlamyordu.
ve
Osmanh anayasasi Hamidiyye dnemi boyunca tezath bir rejimin belge-
kap11a-
siydi. Profesr Tunaya'nm bir deytyiyle? "Kann-1Ess kendini
despotizme imkn veriyordu, ama aym zaman-
rm ardmda bekleyenbir
a11migti."
da o kapilar bir daha kapanmamak zere yeni geligmelere

Parlamentarizmin Cografyast

iklimler-
II. Abdlhamid dneminde, Osmanh cografyasi nasil farkh
rejim
den ve morfolojiden olugan bir renklilik gsteriyorsa, parlamenter
yeknesak olmayan farkh renk-
ve uygulamalari ynnden de yIesine
1erden olugan bir grnmdedir.
1k-
19. yzyilda Osmanh siyas cografyasmda zerk blgeler ortaya
Bulgaristan Prensligi'nin
ti. zellikle1878 Berlin Kongresi'nden sonra, bl-
kurulmasi ve bugnk Guney Bulgaristan'm da Dogu Rumeli zerk
val yerel meclisin
gesi olarak (Rumeli-i SarkVilyeti) Hiristiyan bir ve
ynetimine b1ralulmasi, bu blgede hem meclisle hem de belirli l-
gibi kurumlarm
de siyasal faaliyet, cemiyet kurma, basm zgrlg ya-
vermigtir. anayasal messeseleri inlataa ugrata-
amasma cevaz nk bl-
cak veya zedeleyecek bir polis gcnn burada diger imparatorluk
degildi.3 Dogu Ru-
gelerinde oldugu gibi faallyet gstermesi sz konusu

2 T. Z. Tunaya, 'Midhat Paga'nm Anayasacahk Anlayigt, Midhat Papa


Seminerr (TTK
tarafmdan 1984'te Edirne'de dzenlenen) teblinden, yakmda aym kurum
tarafmdan basilacaktir.rnek,Slnme-i Deviet-i Aliyye-i Osmaniyye, H. 1302 s.
110-132 ve 147-148.
Bulgarie', Varia Turcica I, ed.
3 Bernard Lory, 'Le Sort de YHritage Ottoman en
ISIS, stanbul1985, s, 13-17.
meli vilyetinde Haristiyan bir vali yamndaki vilyet idare meclisi, Os-
manh vilyet sisteminde oldugundan ok daha etkin bir biimde, adeta
bir parlamento gibi ahyyordu. Nitekim, bu nedenle de burada bazen
58 prenslikte oldugundan daha zgr bir Bulgar ynetimi ne stanbul,ne
de Sofya ile kargilagtmlamayacak derecede gevgek bir sansr, hatt bu
nedenle de basmda ulusu hareketlerin tegvik edildigi grlyordu. Bir
rnek; bu blgede akan Bulgarca Borba-Mcadelegazetesi ve bu gazete,
zaman zaman Osmanh basmi ile polemige bile giriyordu.4
Szn ettigimiz bu zerk ynetim blgeleri, yani Bulgaristan Prens-
ligi, Dogu Rumeli Vilyeti, Cebel-i Lbnan Mutasarnfligt, Sisam Emare-
ti ve hatt Girit Vilyeti, iiglerinde yan veya tam bag1msiz blgeler ola-
rak Osmanh genel ynetiminin digmdaydilar.Ama aym zamanda impa-
ratoriukla olan organik baglan
ve vasalhk iligkileri nedeniyle Osmanh
anayasal rejimi iin aik rnekler saydmaktaydilar ve bylelikle parla-
menter rejimin sorunlan imparatorlugun diger kpelerine de s1ramakta
ve fartigmah bir atmosfer yaratmaktaydL
Cebel-i Lbnan, bunlarm iinde ulusu egilimlerle kurulmayan, fa-
kat statsu cematlerin atigmasi sonucu zel olarak tesbit edilen bir
blge olarak bagta gelir. Marunler ve Drzler arasmda Tanzimat ba m-
dan beri sregiden attymalar ve Avrupa devletlerinia Lbnan'a mda-
halesi sonucu, Bbll, 9 Haziran 1861 tarihli Cebel-i Lbnan Nizmn-
mesi'ni hazirladi. Eu stat yil
sonra (16 Eyll1864) aym garantr dev-
letler tarafmdan uzatildi ve sonuna kadar yrrlkte kaldi.5 Bu zerk
statye gre, blgeye Haristiyan bir mutasarnf tayin ediliyordu. Muta-
samf blgedeki memurlart
o yer halkmdan tyin ve azil ediyordu. Mu-
tasarnfm, yanmda mezheplerin nfus oramyla temsili esasma gre ku-
rulan ve her cematin seimli temsilcilerinin bulundugu bir idare mecli-
si ve aynca ayni esasa gre kurulan mahkemeler bulunacakti. Bu
yan
parlamenter dzen digmda, blgede basm ve
yaym hayatmm da daha
serbest bir strktrde oldugu grlyordu. Donaid J. Cioeta'nm Suriye
ve Lbnan'da II. Abdlhamid devri sansiir zerine yazdigi etrafh ma-
kaleye gre; basm kontrol ediImektedir, yasak kelimeler ve deyimler lis-
tesi mevcuttur Ancak bunlarm ihlli ve sansrden kurtulug Trkiye'ye
gre daha kolaydir Belirli basm ki, muhalif ve kaak mnevverlerin
rnrfdr, yasaklanmaya ragmen lkeye daha kolay
girdigi.aplagilmak-
tadir.6

4 Borbaile Tarik gazeteleri arasmdaki polemige bir rnek, Tofk, 27 Ca 1301/9


Tem-
muz 1885 tarihli nshada grlebilir.
5 . Ortayh, Tilrkiye'de Yerd YnetimGelenegi,I-Iil
yay., stanbul1985, s. 50-52.
6 Donald J. Cioeta, 'Ottoman Censorship in Lebanon and Syria 1876-1908',
IJMES,
10 (1979),s. 167-186.
Gene Yunan isyam sirasmda Sisam adasmda da ayaklanma belirtile-
ri zerine durumu yatigttrmak iin, Sultan II, Mahmud devrinde 1832 yl-
Imda, byk devletlere de teblig edilerek, Sisam adasma zerk bir yne-
tim verildi (Sisam Emareti). Ada egrafmm, ki Hiristiyanlardan oluguyor- 59
du, temsilcilerinden seilmig bir meclis; adamn mal, ticar iglerini, ba-
ymdirhk sorunlarmt, kilisenin ve evkafm idaresini grfp karara bag-
layacakti. Sisam emiri olarak Bbil tarafmdan tayin edilen (Fenerli
beyzadelerden) bir bey meclis reisi oldugu gibi, idarenin de baydt Li-
man ynetimi, gemilere pasaport vermek, konsoloslarm igine bakmak,
dig ticreti ynetmek ve asayigin sorumlulugunu yklenmek onun gre-
viydi. Adada asker bulunmuyordu? Sisam adast demokratik ynetimli
bir ada sayilmazdi. Yerli zenginlerin ynetimi ve baskisi sz konusuydu,
ancak idarede bir tr parlamentarizmin hkim oldugu grlyor ve Os-
mank ynetimiiqinde. bu ynyte bir istisna tepkii ediyordu.
Osmanh parlamentarizmi ve anayasacihgi aismdan ilgin hir mek
Bulgar Pnsligi ve 1877-78 Savag ncesindeki Bulgar Ulusu Hareke-
ti'dir. Bulgarlar, daha Sultan Abdlaziz zamanmda 1867 ylhnda, Avus-
turya-Macaristan ifte monargisirneginiizleyerek, Osmanh mparator-
lugu'nda Bulgaristan*m sz sahibi olacagi Osmanh-Bulgar ifte monar-
gisi modelininermiglerdi. Bulgar Gizli Merkez Komitesi (Tainaya Zent-
ralen Bolgarski Komitet) bu amala 22 maddelik bir federal anayasa
metni teklif etmigtir.B Bu anayasa federal bir sistemde Bulgaristan yne-
timinin esaslanm tesbit etmekteydi. Projenin 6 maddesi bams1z Bulgar
kilisesinin statsyle ilgili olup, ilk 15 maddesi ise, Osmanh Sultam ve
Bulgar an unvamm tagunasi ngrlen Sultan Abdlaziz ve halefleri-
nin, Bulgaristan'i parlamenter bir monargi modeli iinde ynetmesi iin
gerekli statyu ieriyordu. Bu bizdeki resmen nerilmig bilinen ilk Ana-
yasa tasartsidir. 1878 Berlin Kongresi'nden sonra Bulgar Prensligi, iigle-
rinde tamamen bagimsiz bir devlet olarak kurulmuytur. Ancak digigle-
rinde ve mal konalarda, asker rgtlenmede Osmanh mparatorlugu
ile belirli yasal iligkileri olan bir zerklik sahibidir. Bulgaristan 16 Nisan
1879 Anayasasi'yla bir sre iin anayasal bir monargi de olmugtur. Prens
otoriteyi seilmig temsilcilerden olugan bir meclis (Sobranye) ile paylay-
maktaydi. Rejimin geirdigi sarsmtilara ve dig mdahalelere ragmen,
Osmanh Devleti ile vasal iligkileri olan bu lkede zellikle anti-Rus ve
anti-Avrupa partinin, yani bagbakan (rels-i mdrn) Stambulov'un ve
taraftarlarnun Osmank mparatorluguile federatif bir sistem kurma fik-
rini devam ettirdikleri grlmektedir. 1886 ve 1887'de Volov (stan-
bul'daki temsilci) aracthgiyla, Stambulov bu teklifi iki kere II. Abdlha-

7 smailHakla, Hukuk-: Adre,


Dersadet 1328, s. 369-371.
8 Gandjev-Hristov, BolgarskoVuzrajdane, Sofia 1969, c. II, s. 32 332'deki metin.
mid'e sunmuytur.9 Padigah, bu teklifi dig bask11ardan
ve Avrupa'dan e-
kinerek hasir alti etmigtir. Eger teklif gerekleptirilebilseydi; Osmanh
Devleti, bir monargiden ve Bulgaristan Cumhuriyeti'nden olugan ilgin
60 bir federatif monargi olacakti.
Bu iiglerinde bagamsiz blmlerdeki rejim farkhhga yamnda; sansr
ve polis otoritesi lkenin her kpesinde aym giddette degildi. rnegin,
Selnik, stanbul'agre daha serbest hir yaym ve tartigma ortamma sa-
hipti. Bir bagka rnek; stanbul'dabir ara, politik taglama yapildigi iin
yasak edilen ortaoyununu Macar Trkolog gnaczKuns, Eskigehir'e gi-
dip seyretmigty10 Bununla birlikte bu tip sapmalann veya istisnalarm,
zaman zaman sertlegen otokratik rejim kargismda geriledigi de grl-
yordu.
Osmanh ynetimi iinde parlamenter gelenegin aksak ve suurh ola-
rak devam ettigi diger bir alan da
gayrimslim cemaatlerin Tanzimat
dnemi boyunca elde ettikleri yeni statyd. rnegin,Ermeni cemati
veya Musevler bu dnemde laik cemat yelerinden, seimle gelenler-
den olugan meclisler tarafmdan ynetiliyorlardt. Kugkusus bu meclisle-
rin ve cemat ynetiminin kontolden uzak (kontrol, sadece Bbll'nin
degil patriklerin ve din liderlerin kurdugu otorite olarak da anlamak la-
zimdir) kaldigmi dgnmemeliyiz. Ama gerek bu meclisler, gerek vil-
yet ve belediye ynetimlerindeki meclisler tartigma, karar alma, yneti-
mi etkileme ve yerel temsil ve seim konularmda imparatorlukta ka-
msenemeyecek bir gelenegin yagamasini sagladilar. En azmdan de-
mokrasinin iglemesi iin gerekli kural, kurum ve usuller bir abgkanhk
halinde topluma sindiler. Bylece Trkiye bugn, ynetim ve toplumsal
rejim ynnden 150 yllhk bir meclis, tartigma, karar alma
ve seim gele-
negine sahip lkedir. Osmanh mparatorlugu'nda IL Abdlhamid dne-
mi anayasal rejimin zorluklarla karg11agtigi, otokratik uygulamalarm
anayasal kurumlan glgeledigi bir devirdir. Buna ragmen bu otuz
yll
zarfmda parlamenter gelenek ve kurumlarm da yagamak konusunda di-
rendigi ve sregittigi bir atmosfer de vardir.

9 Stefan Stambulov'un hatiratuu Marinof kaleme almigtir. Marinov, Stefan


Stam-
bulov i Noveisata na istoriay,s. 381-390,
aynca Bozhidar Samardzhiev 'Ottoman
Policy Towards the Principality of Bulgaria During the Regency,' Etud25 EDI-
kaniqu, 4/1976, s. 55-57. Bu konudaki Bulgaristan komiseri Riza Bey'e yollanan
telgraf ve muhaberat iin BOA, Yddtz Esas Evrala Katalogu, 36/2328 (5) ve Z
146/XV (mabeynle Bulgaristan komiserligi arasmdaki muhaberat def teri).
10 Ignacz Kunosz, Trk Halk Edebiyyatz,stanbulkblKitabhanesi 1343,
s. '9-89.
lk Osmanl: Parlamentosunun Yaptstnda
Eylet Idare Meclislerinin Etkisi'

ilk Osmanh parlamentosunun toplanmasi ve 1876 yih gibi erken bi


farihte anayasal rejime geig; tarih ve siyasal bilim literatrnde egitli
yorumlarm ortaya 1kimdan ok; hayretle ve inanamazhkla kargilammy-
tir. Bu hayret ve kmseme, hem o gnlerde, hem de bugn bilimsel li-
teratrde, megrtiyet rejimi ve ilk meclisin geleneksiz kurumlar olarak
nitelendiri1mesine neden olmugtur.
Meyrut rejime i baskilardan ok dig baskilarla geildigi ne srl-
mgtr. Oysa o gnlerin dig baskilarma boyun egmek iin parlamentariz-
me geigerekli degildi. Byle bir dig talep yoktu. Ulkenin iinden gelen
direnig bununla btnlegtirildigi vakit, anayasal rejime geigin nedeni
daha iyi anlag1hyor. Bununla beraber bu yazida, megrut idareye nasil ge-
ildiginden ok, onun baghca kurumu olan parlamentonun ahyma tar
zmda bir gelenek olup olmadtgi tartigilacaktir. nk,ilk parlamento
'toplanti
hem o gn, hem de bugn birok yazann, ve ahyma gelenegin-
den yoksun bir kalabahk' olarak rahathkla nitelendirdigi kurumdur. Oy-
sa parlamentonun yelerine ve bu yelerin seilip geldigi vilyellerdeki
birtakun idar kurul ve kurumlann ahemalanna ve bunlarm tarih teme-
line gz attignmzda, son iddianm ne kadar yanhg ve yzeysel oldugu an-
laplabilir. Bunu 1877 parlamentosunun grnmn, ahgmasuu ve bir
de Osmanh eylet idaresinin klsikten beri var olan kurumlarnun evrimi-
niinceleyerek gstermeye abgacag1z.
19 Mart 1877'de, Osmanh lkesinin drt yamndan gelen rengrenk bir
heyet toplamyordy. Meyrtiyet iln edi1mig,hazirlanan anayasa ile Trki-
ye tarihinin ilk parlamentosu oluemuytu.
Rusya sefiri olayi oktart protesto etinigti: "Avrupa'da parlamentosu
olmayan tek lke olmak ay1buu biz tapyamay1z. Bu Bbll'ye pahahya
mal olacakttr," diyordu. Britanya Sefiri Layard ise, "P;agkm, mill prob-
meb'slan...I
lemlerden bihaber bir kalabahk..." diye nitelendiriyordu
Aihytan beri, meb'slar hatalan tenkit etmeye baglanuglardi. Selnik,
Erzurum, Bagdad gibi uzak, yakm vilyetlerden gelen meb'slar; az za-

*
Trk Parlamentoculugunun ilk Yzyrlt,Siyasi limlerDernegi, Ankara 1978, s. 433-
448.
1 Y.T. Kurat, Henry layard'm sfanbulEfiligi,ADTCF Yay.Ankara 1968, s. 167 vd.
manda bozukluklarm sadece kendi blgelerinde degil, lkenin drt bir
yamnda hkm sren, sefalet, bozuk idare gibi derin nedenlerden ileri
geldigini grendiler.2 Yzydm ortalarmdan beri, Tanzimat hareketinin
2 getirdigi sarsmti ve tephi yaratan reformlar silsilesi, gimdi de megrtiyet
rejimini ve onun kurumlarmi.yaratungti. 'Parlamento, meb'sn, mz-
kere' herhalde imparatorluk halkmm ilk anda anlayabilecegi, havram-
lardan degildi. Meyrtiyet rejimi, ite oldugu kadar digarda da; pagkm-
hk ve problemler yaratiyordu. Nasil oluyordu da, aydmlanma devrin-
den beri Avrupa siyasal dgnnde despotik ynetimin modeli sayilan
bir toplum, anayasal rejime geiyordu. agdag dnyaya ve zellikle Av-
rupa'mn diger okuluslu imparatorluklarmm parlamenter kurumlarma
veya anayasal hareketler btnne gz attigunizda, bu yargilan hakh a
karacak bir durum yok degildi. Avropa lkelerinde bile parlamenter re-
jimin henz sarsmtidan kurtuldugu sylenemezdi.
Orta Avrupa'daki uluslar hapishanesi ve Metternich'in diktatr y-
netimini yaayan kompu imparatorluk Avusturya-Macaristan, 1848'deki
kanh ihtillden sonra parlamenter rejime henz yinni yedi y11nce ge-
migti, 1850'de Prens Schwarzenberg idaresi Sylvester Patent'le parla-
mentoyu dagittp, anayasal haklari rafa kaldirmigt1. Avusturya'mn
1859'da talyave Prusya kargismdaki yenilgileri, 1860'ta anayasal rejime
yeniden dng zorunlu laldi ve meclis 1860'ta toplandi. Ne var ki, im-
paratorluk da bir sre sonra Avusturya-Macaristan olarak, ikiye ayridt.
iftetah imparatorluk milliyetlerin atigtigi bir ortam halinde idi. Ana-
yasal rejim gimdi bagka glklerle karp karyaydL
1866'daki ifte-monargi rejimine geigin getirdigi buhranlar gz nne
almdigmda, parlanienter rejimin Avusturya'da oturdugunu sylemek de
henz gt. Rusya anayasastz ve parlamentosuz bir devasa imparator-
luktu. Kompu ran'dabu fikrin o agda mevcut olup olmadigt henz arag-
tirma konusudur.
Btun bu gerekleri gz nne ald2gmuzda; ilk meclise geleneksiz
gagkm bir meclis demekte acaba hakh miydilar? Osmanh parlamentosu-
nun ve megrut rejimin kurulug nedenlerini tartigmak, belirtildigi gibi bu
tebligin smirlan digmdadir. Biz, 1877'de toplanan ilk parlamentonun;
mzkere ahykanhgi, fikri yapisi zerindeki bazi yadsiyici iddialan ko-
nu edindik. Bu balomdan ilk parlamentomuzun bir gelenege sahip olup
olinadigru cevaplandirmak zorundayiz. Evet, geri Osmanh megrut
meclisi, agday olan parlamentolarm atmosferinden, sosyal yapismdan
daha farkh bir grnmdeydi. O agm Batih parlamentolan simfsal ta-
bana oturan partilerin gruplagtigi, etnik sorunlarm, man-iktisadi politi-
kanm yanmda ii sorunlarmm da tarhgildigi ve btn bu sorunlarm ele

2 Mary Mills Patrick, Under Five Sultans, London 1929,s.150. Yazar megrutt dnem-
de Amerikan Kiz Koleji grevlilerinden idi.
ahm; biiminin parlamento digi kaynaklardan geni; lde beslendigi
kurumlardi. Avrupa, bir mddettir, tutucu hkmetlerin getirdigi sta-
tyle genel oyu kabul etmig, parlamentolar artik etnik atigmalar yamn-
da, simfsal ynden ii simfmm da szclgnn yapildigi siyasal tem- e
sil kurumlan haline' gelmeye baglamigt1. Ancak ilgin olan, Bismarck'm
dedigi gibi genel oy ok gey degigtirmedi. "Bize oy veriyorlar," demigti.
Osmanh parlamentosu ise ilk balagta smifsal temellere dayanmaktan
ok, etnik gi nml idi. stelikbu meclis parlamento dii bir kurulug-
lar silsilesiyle ve kitle rgtleri ile organik baglar iinde degildi. Tarty-
malar, tenkitler, zaman zaman cihz kahyordu ve lkesel sorunlardan ok,
mahall sorun ve istelderi yansitan bir grnmdeydi. Geri bu durum,
zellikle kalabahk nfuslu ve zengince vilyetlerin aydm nitelikli
meb'slan tarafmdan, lkenin gerekleri kavrandika degigti. Ulusal so-
rumluluk ve konulan lkesel dzeyde ele alma egilimi dogdu. Diger
yandan, bu mecliste gayrimslim ve Mslman meb'slar arasmda, bur-
Juvagleri ve egilimleri temsil eden yelerin de bulundugu grlyor-
du. Ama gene de.Osmanh parlamentosu rgtl s2mfsal ikarlar, ulusal
ve etnik dzeydekiisteklerin gereklegtirilmesiiin verilenmcadele ai-
smdan; o agm okuluslu imparatorluklanmn, hatt 1905'te kurulan ar-
hk Rusyasi 'Duma'smm atmosferine sahip degildi. Ne var ki, bu nitelik,
bizatihi Osmanh megruti meclisinin, hi degilse a]Igma ve tegekkl tar-
zma baktigmuzda, kksz, geleneksiz bir kurum oldugunu kamtlamaya
yeterli degildir. Geri Osmanh parlamentosu; endstrilegemeyen, sosyal
btnlegmesi zayrf bir lkenin yapisma uygun bir mill meclisti, ama ok
eskilere uzanan bir tartigma ve temsil gelenegini de devam ettirmekte idi.
Ornegin, imparatorluk o tarihte, otuz yih bulan bir sredir, mahall mec-
lis ve temsil gelenegine vilyet idasinin bnyesinde sahipti.
Igte mahall halkm temsilcilerinin biimsel vilyet ynetimine Natil-
masi; bir tartigma, karar alma ve elegtiri gelenegini idarenin genel bn-
yesi iine sokmugtu. Eu geligimi bu nedenle gzden geirmekte yarar
vardir
Klsik devirden beri Osmanh eylet idaresinde temail gelenegi, mer-
kez hkmet adma yttmeyi elde bulunduran valilerin bagvurdugu
bir kurumdur. Vergilerin kolay tahsili, zarur iglerin yaptmImasi, reaya-
nm temsilcilerinden meydana gelen kurullarm yardum ile saglamrdi. Su
megveret kuralma dayanan temsil; ruhan reisler, Huistiyan reaya adma
kocabaalar ve memleket egrafmm temsilcileri (yanlar) tarafmdan yeri-
ne getiriliyordu. Vergi tevzi ve tahsili, sefer anmda genken iglerin yeri-
ne getirilmesi gibi konularda yneticilere yardim gayesini taylyordu.
Megveret, bugne kadar sosyal fonksiyonlari gz nne almmadan sl-
m bir kurum olarak nitelendirilmigtir. Oysa bu, geleneksel devletin g-
szlgn telfi etmek iin vergi toplamadan kamu hizmetlerinin g-
rlmesine kadar, her alanda blge ileri gelenlerinin yardimma bagvurul-
baglarmda Avrupa'da da grlr.
masi demektir. Ayru sistem, ortaagm
Almanya'da Rat, Rusya'da Vepedenen bu kurullar baglangtta bir de-
vamhhk ve hkm ahsiyet sahibi degilken, zamanla gehirierin glen-
64 mesi ve sosyal yapidaki degigmelerle hak elde etmig ve devamhhk ka-
zanmiglardir. Trkiye'de bu tr kurumlarm devamhhk kazanmasi ve

hkm ahsiyete sahip olmalan, Tanzimat'tan sonraki eyalet idaxesinde


yap11an reformlarla mmkn olmugtur. Resmen Avrupa'dan beg asir
de olarak Balkanlaida, bazi
sonra gereklegen bu sre, daha nce facto
Akdeniz adalannda k1smen gerekleymekte idi. rnegin,Kibns adastn-
da, Hiristiyan reayanm temsileilerinden kurulan ve demogerentos denen
bu heyet; zamanla ada ahlisinin rgtlenmesinde, bagunsiz hareket et-
mesinde nemli bir etmen olmutu. Esasen, lkenin her yerinde bu tr
kurullar ve oniarm nde gelen temsilcileri 18. yzyil sonlanndan itiba-
ren; merkezin gazlgnden istifade ile yrtme erkini ele alabilmig-
ler ve devamh bir megveret gelenegi kurabilmiglerdir? Balkanlaida bu
kurullar, zellikle 19. ymyddaMazzini'nia fikirlerinden esinlenerek r-
gtlenen ve ahyan, 'Diaspora Revolutionnaire'ler haline geldiler ve Bal-
kan bagansizhgmda nemli rol oynadilar.
Merkeziyeti bir atdim saytlan Tanzimat hareketi, eylet idaresinde
bu tr eski kurum ve geleneklerin
islahuu;
yeni strktrn yerleetirilme-
si, kanun ve merkeziyeti bir idarenin gerekleymesi iin yeniden orga-
nize etmeyi tercih etti.
Mal 1slahat iin gnderilen fevkalde yetkili muhassillarm yamna, o
yerin ruhan reisleri, mfti ve ahli arasmdan seilen yelerden kurulan
Muhassil Meclisleri verildi. lkzamanlar maag da alan bu meclis yeleri
kapah oturumlarda; vergi tevzi, tahsili, nfia ve maarife iligkin konular-
da tartipyor, karar allyordu.4 Bu kurullarm yeleri, Tanzimat ncesi
yan ve egrafru meydana getiren gruplardandir. Baghca yenilik Hiristi-
bulunmas1yd1. Bunlara Mslman yeler
yan ahli temsilcilerinin arada
ilk zamanlar pek iltifat etmedi, hatt hakaret ettiler. Ancak zamanla bir-
likte ahyma gelenegi yerleyti. Uyelerin idarecilerle atipp, ahalyi kip-
kirttiklarma veya onlara boyun egdiklerine dair rnekler vardir. Gene
yelerin birbirleriyle atipp bu kurullan bir nfuz mcadelesi alaama
evirdikleri grlyor,5
1845 Lbnan olaylart ve byk devletlerin fiil mdahalesi, burada
gerektirdi. Gerekte, Lbnan
ayti bir idar statnn gerekleptirilmesini
hibir zaman lke ile btnlegememigti. Simdiise, Fransa Marunleri,
ngiltereDrzleri kigkirtiyor ve himayesi altma aldigi bu cematlerin,
Cebel-i Lbnan daresi'ndesz sahibi ve gvence altmda bulunmalarmi

3 Bu konada Prof. H. nalok bir makale hazirlamaktad1r Bizim bu hkmmz,


onun Chicago derslerine dayanmaktadir.
niversitesi'ndeki
8.13-28.
4 Bkz. . Ortayh, Tantimat'tan Sonra Mahalltidareler, Ankara 1974,
5 A.g.e., s. 13-28.
istiyorlardi. Byk devletler ve Osmanh temsileilerinden kurulu komis-
Nizmnmesi'ni hazirlad1.6
yon, 9 Haziran 1861 tarihli Cebel-i Lbnan
Bu yilhk bir statyd. 16 Eyll1864'de yenilendi ve imparatorlugun
sonuna kadar yrrlkte kaldi. 65
H1ristiyan bir mutasarrifm ynetiminde, ahliyi teykil eden cemat-
lerden her biri (Marun, Drz, Melkit), mutasarnfm yanmda bir vekile
sahip olacak, gene bu cematlerin ikiger yesinden kurulu bir merkez
meclis seilecekti.
Bu agm zerk stt, Avnipahlarca btn lkede uygulatilmak isten-
di. Ancak Osmanh yneticileri, bagta A. Cevdet Paya olmak ze, daha
mutedil ve merkez hkmetin etkisine aak bir umum stat hazirladi-
lar. Bu 1864 Vilyet Nizmnmesi'dir. Yaygm gekilde uygulanmasa bile,
ilk anda bazi vilyetlerde sratle yrr1ge kondu. Burada Mslim ve
gayrimslim vilayet meclisi yeleri cematlerce seilmiyor, vilyet y-
netiminin gsterdigi adaylan, belli miktar vergi verenler seiyordu. Ka-
za,1iv ve vilyet kademesinde yapilan seimin sonu1an vali tarafmdan
tasdik edilerek, adaylarm yeligi kesinlegiyordu?
Meclisler, mfti ve cematlerin ruhan misleri digmda, seimle gelen
iki Mslim ve iki de gayrimslim yeden mtegekkildir. Vilyet, liv ve
kaza idare meclisleri bylece; vali, mutasarnf ve kaymakam yamnda ic-
ra bir organ olmaktan ok bir karar ve istigam orgam olarak bulunuyor.
Maalesef toplantilar gizli oldugundan, hibirinin mzkere usul hak-
kmda bilgi edinecegimiz belgelere sahip degiliz. Ancak ilk parlamento-
bir gr vere-
nun mzkem havasmdaki ahgkanhk bize bu konuda da
biliyor.
Sistemin yaygmlagtmhp son geklini almasi, 1871 Nizmnmesi ile
mmkn oldu. Bu stat apagi yukan imparatorlugun sonuna, 1916 ta-
rihli Vilyet Kann-1 Muvakkatimn ikanlmasma kadar devam edecek-
tix.
1871 Vilyet Nizmnmesi ile, her sancak ve kaza merkezinde idare
meclisleri ve vilyette de vilyet idare meclisi teykil edildi. 1871 Nizm-
nmesi meclisleri yaygm hale getirmigtir. 1871 Nizmnmesi ile gelen
yeni bir kurum da; vilyet umm meclisleridir ki, her livdan seilen
temsilciler, merkezde valiyle vilyet sorunlanm tartipp, temenni mahi-
yetinde karar aldiklan yllhk toplantilar yaparlardi.
"Bu meclislerin hepsinin yeleri kaza, liv ve vilyet dzeyinde ka-
demeli olarak seilic Seim idari mirlerin onayiyla kesinlegir. Tabi ye
olan ruhan reisler ve mfti digmda, iki Mslim iki de gayrimslim ye
seilir," demigtik Gayrimslim yelerin sayisiyla ilgili bu hkm, Ru-

6 Nizamnmenin etrafh bir tahlili iin bkz. smailHakki Bey, Hukuk-t idare, L la-
sun, L tab't Dersadet Kanaat Matbaasi, 1327, s. 3045.
7 Bkz. Dstr, L tertib, c.1, s. 608.
meli vilyetlerinde dikkatte uygulannug, Anadolu vilyetlerinde pek
dikkatlice uygulanmamigtir, Babil kulesini andiran bir etnik yapiya sa-
hip olan Mezopotamya vilyetlerinde ise, zellikle uygulanmigti. Zaten
bu vilyetlerin rengrenk idare meclislerindeki etnik atigmalar; bir "Ar-
biter Mundi Ottomanorum" rolndeki valilere genig inisiyatif ve yetki ka-
zandirnugtir.S Bir anlaimanm olmadigt bu yerlenie, harc-1 lem igler ha-
ri, nemli hibir konu grglemezdi. Onemli sorunlar ise, devlet kapi-
sinm gizliligi ardmda zm beklemek zorundaydalar.
Engelhardt, "Valiler meclislerin bu kozmopolit yapisma sigmarak,
konsoloslann taleplerini de rahat reddedebiliyorlardi," demektedir?
1877 meclisinin meb'slar yeniden yapilan, umm seimlerle degil
de, zaten seilmig sayilan, vilyet idare meclisindeki bu yelerin
meb'sluk sifatmlkazanmasiyla kurulmugtur. Nitekim Engelhardt, vali-
lerin meb'sluk sifatmi ok defa kendi arzulayip, gvendikleri kimsele-
re deta tevcih ettiklerini ilve ediyor ve diyordu ki: "Valiler kendi
adamlanna, kendi yetigtirmeleri olan memur ve agar mltezimlerine
meb'sluk s1fatim tevcih ettiler."10 Bununla beraber gelen meb'slar;
tartigma, seim gibi konularda bir teerbe sahibi idiler ve bunu stanbul
meb'slarma bir stn1kleri olarak kabul ediyorlardt.11 Bu konuda il-
gin bir yn de, Osmanh parlamentosunun semenlig; verilen vergiye
gre, varhkh simflara mnhasir bir imtiyaz olarak birakma elimlidir.12
Istanbul vilyetiilk defa seim gryordu. Burada ilk semerder ma-
halle muhtar ve imamlannca tesbit edildiler. Seimlerin sonucunda; ev-
velce tesbit edilen kontenjan dolmamigt1. Meclise 33' gayrimslim ol-
mak zere 99 meb's gelmigti.13Rumeli meb'slan, yan yanya Mslim
ve gayrimslim, Anadolu meb'slan byk lde Mslman'di. Me-

8 1875yllmda Diyarbalar vilayet idi ve meeliside bylerenkli bir yapida idi. Meclis
tarihte egi grlmemig bir ruhban prasi hali arz ediyordu. 2 mslim ve 2 gayri-
mslim seilmig ye d1;mda; Rum metmpolidi, Ermeni Protestan episkoposu, Gil-
dan metropolidi, Ermeni Ggoryan murahhas vekili, Ermeni Katolik murahhas
vekili, Sryan murahhas vekili, Sryan Katolik murahhas vekih ve mfti bulunu-
yordu. Skz. Slname-iVilayet-iDiyarbalor,sene 1292, 'Meclis-i Idare-i Vilayet' bl-
m.
9 Engelhardt, Trkiye ve Tanzimat, ev. Ali Regad, stanbul1328, s. 98.
10 A.g.e., s. 354-355. Siyasal parti gibi kuruluglar olmadigmdan bir seim yapilsa da
aym kimseler meb's olurdu.
11 Edirne Meb'su Rasim Bey "Biz tagrahyiz. Bu igi elbette daha iyi biliriz. Biz
ibtida-i Tanzimattan beri bu igin iindeyiz. stanbuldaha bu sene intihaba gir-
di." H. T. Us, MMZB, 7 Nisan 1977 oturumu, s. 84-85.
12 A.g.e., 18 Nisan 1877 oturumu, s. 32. Meb'slar intihab hakkma mlik olacakla-
rm 200 veya 500 kurug senev vergi vermeleri konusunu tartiglyor, umum se-
im hakkmdan sz eden yoktur.
13 Slnme-i Deviet-i Aliyye-i Osmaniyye, sene 1295 (1878), s. 102'de Heyet-i
Meb'sn azasi veriliyor. 110. sahifede ise yan azasmm isimleri var. (8 gayri-
mslim 37 Mslim.)
zopotamya ve Arabistan meb'slan arasmda tek tk Hiristiyanlar vardi.
Bu sonuncular, mecliste hkmetin ve Mslman meb'slann grgle-
rini destekliyorlardi. Vilyet meclislerinin iinden yapalan seimle, de-
ta bir 'Vilyet Meclisleri Umm Heyeti' meydana gelmigti. Meclis-i e
Meb'syn tagra megveret meclisleri gibiydi. Bu nedenIe ilk parlamento-
muz; kkl smifsal, politik nitelikli mcadelelerde sivrilen, rgtsel ve
suufsal taban1 temsilen geIen yelerden degil, bu mahall temsilcilerden
meydana geliyor ve buna uygun bir fikri yapiya sahip bulunuyordu. '(i-
lyet idare meclislerinin ve diger kurullarm (Temyiz I3vni, Nfta, Zira-
at, Maarif Komisyonu gibi) birok nfuzlu yesi, meb's olmugtu. rne-
gin,Kastamonu meb'slan; 1867-1876 yillart arasmda vilyet idare mec-
Usinde deta demirbag ye olarak bulunan, Haci Mustafa Efendi ile Sa-
lim Efendi idi. Gene Suriye meb'slarmdan Nikola Nakkap Efendi
1869'dan beri vilyet meclisinde idi. Bursa Vilyeti Meclis-i dare azh-
gim1870'ten beri yrten SeyhBahaeddin Efendi ile aym meclis yele-
rinden Pavlos Pavlidi Efendi Hdavendigr vilyeti meb'slan olarak
geldiler.14Bu rnekler ogaltilabilir ve byle olmasi da bu gartlarda do-
gald1.Seim her geyden nce bir rgr sorunudur. Osmanh lkesinin bu
konuda bir tecrbesi yoktu. Sonra temsi1cilikve meb'sluk gibi sifatlar
iin, herkes nce vilyetlerde bu niteligi kazananlati uygun gryordu.
Bu nitelik, agdag Avrupa parlamentolarmm tersine Osmanh parlamen-
'vilyetter

tosunu bir grast' haline getirecek kadar agir basmaktaydi. Si-


yasal par tiler; sendikalar gibi kuruluglarm siyasal hayatta nemli rol oy-
nadigi lkelerde; meb'slar mahall temsileilik niteligini kaybeder ve
ulusal temsilcilik niteligini kazamr. Geri Osmanh meb'slan bu konu-
da luzh bir evrim geirip, kayda deger rnekler verdiler. Ancak mahalE
temsilcilik nitelikleri dolay2siyla genel oy gibi bir fikirden de yoksundu-
lar. Tersine vilayet kurullanrida oldugu gibi iki dereceli seimi savunu-
yorlard1.15 Genel oy lkesel apta faaliyet gsteren sendika ve smif par-
tileri gibi kuruluglardan gelen temsileilerin savunacagi bir konudur.
Meb'slar ilk anda bir lkenin sorunlarina tmuyle sahip ikan kipi-
ler degil; kendi blgelerinin dertlerini anlatmaya gelen kimseler niteli-
gindeydi.Maamafih, bu durum zamanla degigti. Meclislerin mzakere
ve ynetim tarzi, megrut meclise de sinmieti. Reis Ahmed Vefik Papa, es-
ki bir valiydi, kargismdaki meb'slar da eski vilyet meclisIeri uyeleri...
Onlarm terikit, temenni ve taleplerini; A. Vefik Paga, bir valinin despot-
lugu ve hazircevaphgiiinde karyihyor, mzkere usuln kendi sapti-
yor, yer yer hagin davrarular ve azarlamalarla oturumlari ynetiyordu.

14 Vilyet tegkiltula ait kayatlar dzgn degildir Bundan bagka, baza vilyet sal-
nmelerinin eksik olmass, tam bir istatistik tablo hazirlamanuza engel oldu. Bu-
nunla beraber hkm dogrulayacak rnek, salnmelerde dahi bir hayli oktur.
15 . Ortayh, Tanzimat'fan Sonra Mahalif Idarder,s. 84,
I. mecliste, etnik ikarlar bile daha ok blgesel bir hava iinde savunulu-
yordu. rnegin,vilyet ve belediye kanunlan tartigihrken, stanbul'un
imtiyaztmdan yakmmayl meb'slar det haline getirmilerdi.16Bu par-
68 tiklarist egilimin; mill bir politika gr ve savunuculuguna evrilebil-
mesi iin zaman geti. Gene.de tenkitler; idarenin genel yapismdan ok,
falan veya filan vilyetin yolsuz valisi, lursiz defterdan zerinde yogun-
lagiyordu... Blgecilik Mslumarilar kadar gayrimslim meb'slarda da
grluyordu, Rumeli Hiristiyanlarmm blgesel milliyeti ve hatt burju-
va-milliyeti nitelikteki isteklerine, Mezopotamya Hiristtyanlan hi de
ayni nitelikte olmayan, tamamen yerel ikarlanm savunan itirazlarla
kargi dayorlardi:17
Osmanh parlamentosunun; kurulugu iin yapilan seim ve seilen
meb'slarm muzkere ahgkanhgi ile mevcut taleplerinin niteligi aism-
dan temelini; vilyet ynetiminin organlan olan, mahall idare meclisle-
ri olugturmaktadir. Meclisin, ilk zamanki atmosferini de gene bu meclis-
lerin fikir iklimi etkiliyordu. Bu zellik, zamanla zellikle II. yasama d-
neminde giderek kaybolmaya yz tutacaktir. Unutmayalim ki, 1877
meclisi Trk parlamento hayatmda, 1960'lara kadar gze arpmayan bir
cesaretin rnegini vermig, tabu sayilan dig politika konusunda aktif bir
izleyicilik ve tartigma ortamma girmigti. Bunun geni lde parti disip-
lininin ve siyas parti gruplarinm bulunmaylgmdan ileri geldigine gp-

16 MMZC16.Nisan 1877 tarihli oturum, s, 120. Kastamon Meb'su Salim Efendi:


"Kantar ve esnaf rsumu tagralarda maliyeye ait, stanbul'daise belediye daire-
"
1erine verilmig. Eu stanbuligin bir istisnadir
Reis A. V. Paga: "Siz de stanbulgibi bir gehir yaparsantz olur." 23 Nisan 1877 ta-
rihli oturum, s. 157.
Astarcriar Kethdas: Ahmed Efendi. "Zannolunuyor ki, stanbulaz vergi verir. -
tigimiz suya kadar vergi veririz. Galiba tagra halki suyu bedava iiyordu. Sim-
di bir de pencerelerimize vergi koymak istiyorlar." Mehmet A. H. Efendi (Sivas):
"nallahbundan sonra, stanbulhalki da vergiler verirler de, tagra halla ile m-
savi olurlar." Gerakte anayasanm 12. maddesine gre, "Bagkent stanbul'dur
ve diger beldelerden fark ve imtiyaza yok tur Ancak belediye ve vilayet kanun-
"

lan bu maddeye ruhen uygun degildir.


17 lberOrtayh, Tanzimat'tan Sonra Mahall idareler,s.83-85.
rneginRumeli meb'slanndan (Selnikli Mihalaki ve Vasilaki ile Yanya'dan
-

Jugiri Kantan:1) nahiye, kaza, liv ve vilyet idare meclislerine ye seilirken


Muslim-gayrimuslim aynm ve orammn kaldmlmasmi istediler. Bu milliyeti
bir grgt. Rumeli ve Oniki Adalar'da Rumlar ogunluktu. Buna karp Suriye
meb'su 9e diger Mezopotamya vilyetierinin Hiristiyan meb'slan direndi.
MMZC 7 Nisan 1877 tarihli oturumu, s. 8085. Suriye Meb'su Nufel Bey: "ok
olan cemnt azayi seer, brleri seilmeden kahr." Salim Efendi (Kastamonu):
"Meb'su oldugum Kastamoni'da begyzbin slmvardar. Topu drtbin Haris-
tiyan bulunur. Eger yan yanya olmazsa Hiristiyan'dan hi aza olmaz." Suri-
ye'nin Hiristiyan meb'slan, Osmanh tebaasmm birlik ve btnlg zerine
nutuklar atarak, neriyi nlyorIar.
he yoktur. lkparlamentomuz, digerlerinin tersine siyasal grup ve parti-
lerden ok, vilyet temsilcilerinin olugturdugu bir kurumdu.
Meb'sn Meclisi'nin bu niteligi yanMeclisi'nde gr1emez.mpa-
ratorlugun yksek rtbeli blokrat ve askerlerinden olugan ve yeleri 69
tayinle gelen Meclis-i Ayan; birinci meclisin tersine yerel sorunlar konu-
sunda ya bilgi sahibi degildi, ya debunlan tartigmaya tenezzl etmiyor-
du. Maamafih bu kurulun hukuk ve id are alanmdaki tecrbe ve bilgi s-
tunlgn gz ardi edemeyiz. Umum politika, i ve dig siyaset sorun-
hkmet' fikrinin gizlilik ilke-
'hikmet-i
larmda da, saltanata saygih ve
sine baghydilar. O yzden onlar da ynetici elitin tutumu ierisinde bir
geyi tartigip itiraz etmemeye, irde-i seniyyenin buyunlugunu bekleme-
ye hazirdilar. ilk yasama organlan arasmdaki bu derin fark, yelerinin
yapisal kkeninden ileri gelmektedir.
70
IL Abdlhamid Devrinde
Tagra Brokrasisinde Gayrimslimler'

Sultan II. Abdlhamid devri, Osmanh mparatorlugu'nun, yani Orta-


dogu-Akdeniz imparatorluklarmin nc ve sonuncusunun alb asar
sren hayatamn son otuz yihm kapsar. Bundan sonra bu tip imparator-
luklar, bir drdncs olmamak zere tarihin mah olmugtur. Kugkustz -

Osmanh mirast halen bu lkelerde kltrel, siyas izleriyle, yaayan bir


tarih olarak devam etmektedir. Bu yaayan tarih, her zaman tath amlar
ve izier olarak degil; Balkanlar'da ve Ortadogu'da oldugu gibi kan ve
barutla da kendisini hissettirmektedir, Bu nedenle Osmanh asirlanmn
her biri gibi Hamidiyye dnemi de gittike artan bir alka ve aragtirma-
ya konu olmak durumundadir. Sultan II Abdlhamid'den sonraki on
yilda imparatorluk; Balkanlatdaki hkimiyetini kaybedip, gnmz si-
mrlarma dogru Akdeniz adalanndan ekilecek ve nihayet Birinci Cihan
Savagi sonunda bugnk anavatan topraklarm mdafaa iin yeni bir
savagm baglamasi gerekecektir.Asimda, hkmdarm tahta ilagmm he-
men ardmdan baglayan Trk-Rus Savagi ile Balkan topraklari Ayastefa-
nos Antlagmasi'yIa hemen tamamen elden tkmigken, 1878 Berlin Ant-
laymasi'nda yapilan tashihle imparatorluk Balkanlaf da otuz yll daha
yagayabilmitir. Ancak bu hkimiyet, artik idare ve maliyeye yogun Av-
rupa mdahalesi ve Avrupa devletlerinin tkenmeyen islaht talepleri
zerine islaht proje ve uygulamalarlyla srm, imparatorluk dig poli-
tikada gerek Avrupa devletleri, gerekse yeni Balkan devletleri ve prens-
likleri arasmda denge diplomasisine ynelik bir siyaset devrine girmig-
tir. Bu bakimdan 1878-1908 arasi, zellikle Rumeli vilyetierinde gerek
memurnin etnik kompozisyonundaki degigiklikler, gerekse Marif Ne-
zreti ve Dahillye Nezreti'ne bagh pubeler; adliye tegkilti ve jandarma-
d-aki islaht konusunda yeni vecheler, yeni uygulamalar gstermektedir.
Osmanh tagra brokrasisinin bu yeni devrini anlamak iin, ikan kanun
ve talimatnmeler kadar; brokratik igleyii takip edebilecegimiz Sicill-i
Ahvl gibibiyografik kay2tlarm,devrin vilyet gazetelerinin taranmasm-
dan ve nihayet son senelerde argivlerimizde tasnif edilip aragtiricilara

* Sultan1L Abdlhamid ve Devri Semineri, 27-29 Mayis 1992, EF, Tarth Aragtirma
Merkezi, stanbul1993, s. 163-171.
ailan Rumeli MfettigligiEvrkt ve Ylldiz belgelerinin yeni tasnif edilen
kisunlarmdan nemli bilgiler elde edilecegi aiktir. Bundan bagka, gerek
Osmanh ve gerekse Avrupa basuu, yeni kurulan muhtar statdeki Bulgar
Prensligi'nin aryivleri ve bizdebulunmayan gazete koleksiyonlan ile Do-
guRumeli basuu; Balkan devletlerinin benzer malzemesi yeni bilgiler ge-
tirecektir. Hi kugkusuz nemli bir kaynak devrin byk devletlerinin
argivleridir. Nasil Osmanh argivleri, Rusya ve Almanya ve Avusturya
iin ok nemli ise ve bu lkelerin mill tarihleri bizim argiv malzm-
mizle yeni bilgi ve yonunlar kazaamaktaysa; bizim imparatorluk tarihi-
miz de, bu lkelerin benzer malzemesi ile yeni boyutlar ilve edilerek
yazilabilir. Aragtirmacilarumzm kullanmaya bagladiklan Britanya argiv-
leri (Public Reconi Office), Fransiz Digigleri ve diger aryivleri, Avustur-
ya-Macaristan'in argivleri (Haus Hof und Staatsarchive) ve diger fonla
n, Alman argivleri (son olarak Demokratik Alman Cumhuriyeti'nden
geen Postdam'daki Zentral Staatsarchiv bizim tarihiler tarafmdan pek
kullamlmamigtir), Rusya argivleri bu konularda zengin malzemeye sa-
hiptir. zellikle sonuncusunun herhalde Balkanlar, Suriye ve Filistin'de-
ki konsolosluk agt bakunmdan 19. yzyilm ikinci yansi iin zengin olay-
lan ierdigi, yapilan negriyattan anlalmaktadar. Osmanh Rumelisi ve
Suriye-Filistin'deki olaylarm ve problemlerin anlayilmasi iin bu gibi ar-
giv malzemesi kamilmaz olmaktadir. Galiba Sultan II. Abdlhamid
devrinin byk problemleri ve bu problemlerin nasil zldgne dair
yap11an c1hz degerlendirmeler digmda, bir devrin kompozisyonunu i-
zebilmek iin bu gibi kaynaklarm gerekliligi aiktir.1
IL Abdulhamid devrinde isnparatorlugun idar cografyasmda gze
arpan ilk husus, bazi muhtar idarelerin mevcudiyetidir. Bunlar; Bulgar
Prensligi, sonradan prensin vali tayin edilmesiyle Bulgaristan'la btn-
1eyecek olan ama Berlin Kongresi'nden beri zel bir idamsi olan Dogu
Rumeli (yani Filibe'nin merkez oldugu Gney Bulgaristan), Sisam Ema-
reti, Cebel-i Lbnan Mutasarrifhgi ve ngiliziggalindeki Misir Hidivli-

gi'dir.Bu blgelerin idasinde Bblli'nin farkh, fakat belirli llerde


mdahaleci bir m1, ayni zamanda da tarudigr imeiyaziar vardfr. Mese-
l, merkez idare sistemi iinde olmalarma tagmen, gerek parlamenter
rejimin igleyisi, gerekse sansur gibi idar tedbirlerin uygulanmasi a1sm-
dan Dogu Rumeli ve Cebel-i Lbnan'da farkh grnm ve problemler
oldugu anlagdmaktadir?
IL Abdlhamid devrinde Yildiz Sarayt'tun Bbil'yi glgede birakti-
give idarenin bazi blmlerinin paralelinin sarayda kuruldugu oka
1 Bu konuda bkz. . Ortayh, 'kindAbdlhamid Dneminde Anayasal Rejim Soru-
nu', Trkiye'de DemokrasiHareketferi, HEF Dergisi, c. 11,1986, s. 55-61.
2 Lbnan'daki sansr iin Donald J.Cioeta, "Ottoman Censorship in Lelbanon and
Syria", IJMES, 10/1979, s. 167 vd.
tekrarlanan ve dogruluk vakladir. Vilyetlerden ve harite-
pay1olan bir
ki sefaretlerimizden devamh bilgi akipi, Yildiz Sarayl'nda Mbeyn-i
Umm ve Bagkitbet ofislerini yirmi drt saat faaliyete sevk etmektedir.
72 Bu dnemde Bagkitbet ve tahriratta Mlkiye Mektebi'nin baarth me-
zunlarmdan alman gen ktibler gece nbetine de kahrlar ve telgraf ba-
ymda gelen tahrirati kabul ederler, vilyetler gibi sfer da devamh sa-
rayla yazigir ve nce oraya mracaat ederlerdi. Thnuslu Hayreddin Pa-
a'nm sadrazam olarak itiraz ettigi noktalardan birincisi budur. Verdigi
lyihada, Bablli'nin atlanmasi ve bilgi akigmm digmda btrakilmasmdan
ikyet etmigti? Bu durum maalesef bazi valileri ve Salih Mnir Paya gi-
bi sferayi devlet galerisinde Bbil nazirlarmdan daha ok gze ar-
pan portreler haline getirmigtir. Bilindigi zere Sultan IL Abdlhamid
imparatorlukta teftig gezilerinde bulunmazdi. Fakat raporlarm ve szl
haberlerin digmda, devamh fotograflarla memlik-i mahrusamn her ka
gesindeki ahlnin det ve kiyafetinden, trenlerden, inat ve auan
eserlerden haberdar olurdu. Bu egsiz, zengin albm koleksiyonu yakm
tarihiligimiz iin yol gsterici bir kaynaktir Yukarida belirttigimiz du-
ruma ragmen Bb1li fonksiyonlarun kaybetmig bir brokratik makine
degildir. Kayitlardan ve aryiv tasniflerinden de grlmektedir ki, tagra
ile olan yazismalar daha abuk takip edilmekte, ihtisaslagma arttigmdan
abuk degerlendirilmekte, faaliyet ve iq hacmi artmasma ragmen bu ih-
tisaslagma iglerin takibini daha kolaylagttrmaktadir. Lyihalarda birta-
kun meselelerin, Tanzimat dneminin ehliyetli brokratlarmdan eksik
kalmayan bir vukufla ele almdigt grlmektedir. Yazigmalarda tezkire-
lerin (arz tezkiresi) leffinden anlapIdigma gre ast ve stler arasmda ev-
rakm ulay1m srati artmigtir. Bunun yam bamda evvelki devirlere naza-
ran nemli bir fark grlmektedir; bazz meselelerin halli iin (islah-1sa-
nayi, demiryolu, nafia ve maarif gibi) projeler hazirland1, bu lyihala-

rm ogu ehliyetli brokratlar.tarafmdan kaleme ahndigi grlmektedir.


Kisaca bmkrasi uzman ve teknokrat bir karakter kazanmaya baglamig-
tir. Trkiye mparatorlugu'nunTanzimat asrmdaki modernlegmesi de-
vam etmektedir.
Tara idamsi merkez brokrasinin bu geligmelerinden etkilenmekte-
dir, IL Abdlhamid dneminde tagra brokrasisinin iki ana zelligi var-
d. Birincizellik; memur sayismdaki artig tir. Herhangi bir vilyetin sal-
nmelerinde belirli arahklarla yapuacak rnekleme ve say1mda bunu
grrz, Bu memurlarm bilgi ve yeteneklerinde dzelme grlr; n-
k artik merkezdeki l mekteplerin mezunlari bu brokraside yerlerini
artan oranda ahrlar. Bundan bagka, vilyet gazeteleri gibi organiari takip
ettigimizde bir tr rapor ve izleme olaya grlmekte, bazi idareciler bu

3 bnleminMahmud Kemal nal, Osmanh Deurinde Son Sadrazamlar,VL cz, 4.


baski, s. 943 ve sz geen 21 Ca 1296/13 Mayis 1879 tarihli arize, s. 946-951.
nedenle faaliyet gstermekte ve taltif beklemektedirler. Egitimin sonu-
lan almmaya baglanmigttr. Nitekim Sicill-i Ahvl defterlerinde yapilan
taramalarda kk ve byk memurlarm biyografilerinde bunu grmek
mmkndr. 1296 H/1879'da kurulan 'Sicill-iAhvl Komisyonu' mte- 73

akip senelerde ilk anda 92.137 tane her riitbeden memurun kaydiyla
hem devlet hayatma hizmet etmig ve hem de tarihiligimiz iin 196 adet
ciltten olugan byk bir kaynak birakm19ti.4Bylelikle ilerideki bir tara-
brokrasisi birok zellikle-.
ma ve tasnifle Abdlhamid devrinin tagra
riyle daha lyi anlagilacaktir. Bu kayitlar yeni bilgiler verir, hatt bu kay1t-
larda grlen bazi okullara maarif tarihiyle ilgili ahymalarda rastlan-
mamaktadir. megin;Fransiz asilh olup Osmanh tabiyetine geen parl .

Dersadet'te alti sene masonlar (duvarci-


Saritene(Charles Chariten)'inbelirtiliyor.5
hk) mektebine devam ettigi Bu okul zerinde bilgi yoktur.
Bir bagka konu burada memurlarm dilbilgisidir. Aika grlyor ki;
Rumeli vilyetlerinde kk memurlann arasmda bile 2-3 dil bilenler
kalabahk bir grup olugturmaktadar. Bilindigi zere Tanzimat asunm me-
mur yetistiren yksek grenim kurumlari (Mlkiye Mektebi, Hukuk
Mektebi, bilhassa Nuvvb Mektebi ve Mekteb-i Sultan gibi) IL Abdl-
hamid devrinde islahat ve
Inukemmellegme geirmekte, ayn1 gekilde
teknokrat yetiytiren egitim kurumlari da tagra brokrasisine gerekli ele-
saglamaya baglamaktadirlar. htisaslagan brokrasi, ihtisaslaan
mam
egitimden gidasun almaktadir; ikincizellik, tagra brokrasisinde artan
sayida gayrimslim memur istihdamidir. zellikleson zamanda tasnife
ailan Rumeli Mfettigligi Evrki'nda bu konuda baza cetvellere rastlan-
maktadu ki, apagida bunlarm tahlilini yapacag1z. Esasen Osmanh yk-
sek egitim kurumlarma Tanzimat baymdan beri belirli kontenjanla (gay-
rimslim nfus te bir diye tahmin edildiginden, gayrimslim millet-
lerden talebe de te bir oramnda) gayrimslim milletlerin genlerinin
ahndigt grlyor. Mesel, gerek Ermeni cemati, gerekse sonradan
mstakl ekserlya haline gelen Bulgarlar, Rum-Ortodoks kontenjan aley-
hine Mekteb-i Tibbiyye'de kendi kontenjanlanmn artmlmasun istemig-
ler, Bbtl de bu mracaati kabul etmigti.6
Diger yandan tagra vilyetlerinde 18. yzyddan beri belli ofislerde ve
zellikle ma1 grevleri yerine getirme konusunda gayrimslimlerin et-
kinligi artmaktaydi. Mesel Suriye'de Musevt Farh ailesi malt igler y-
kmlenmigti ve sarraflik yapmaktaydi. Bunlarm devlet nezdindeki ra-
kipleri Huistiyan Bahr ailesiydi. 1840'a kadar sren Misirh brahimPa-
mttefik
ga'nm ynetimi devrinde, yerel Hiristiyanlar Mslmanlari da

Haziran
4 Atila etin,'SiciH-i Ahval Defterferi', Trk Dunyas: Taril: Dergisi,
1992/66, s. 34 vd.
5 BOA, Siciu-i Ahod! Defterferi,c.12, s 391.
6 BOA, .,MV., 12 N 1273/6 Mayas 1857 tarihii arz tezkiresi ve leffi.
olarak celp edip Farhlerin nfuzunu kudilarsa da, Osmanh otoritesinin
tesisinden soura durmn degigti.7 Rumeli eyletlerinde de gayrimslim-
lerin bu gekilde baz1idar grevler edindigi; en azmdan 18. yzyil bagm-
74 dan beri bazi muhtar gehir ynetimlerinin ortaya aktigi, Bosna'daki ba-
z1 merkezlenie ve Arnavutluk'ta Voskopoj gibi merRezierde gayrims-
limlerin idar grevler edindigi grlmekteydi? Tanzimat'tan sonra
meclis-i idareler ve nfia ve ziraat komisyonlari, Menfi-i Ummiyye
sandiklari gibi komisyonlarda ve Vilyet Temyiz Dvm ve karma tica-
ret mahkemelerinde gayrimslim yeler bulunmaktaydi. Giderek mer-
kez idarenin tagra pubelerinde, mahkemelerde gayrimslim memur, h-
kim ve zabita sayisi artti Bunlar her zaman mahall memurlar degildi;
gittike merkezden tayin edilen gayrimslirn memurlar da grlyor-
du. Gayrimslim memurlar merkez.idarenin temsilcileri olarak teknik
ve fen dallarmm digmda silk-i adliyeye, dahiliye ve zabitaya intisab
ederlerdi. Eu geligmeyi dig Hiristlyan devletterin baskisma baglayarak
aipklamak pek dogru degildir. Devlet hayatmdaki kozmopolitizmin 18.
yzyildan beri gekillenmesi ve 19. yzyilda zellikle laik egitim kurum-
Iarmm yetigtirdigi gayrimuslim gen1erin tipki Mslmanlar gibi hiz-
mete girip muhtelif yerlere tayin edilmesi sr konusudur. Bylelikle
Tanzimat dneminde bu alanda gelenekselbmkrasinin bir kahbl degig-
mekte, yeni bir geligmegrlmektedir.
Nitekim Rumeli vilyetlerinden olan Manastn'dan 26 Za 1321/19
Mart 1904 ve Selnik'ten 9 Za 1321/26 Subat1904 tarihinde mektb-i vi-
lyet kaleminden sadrete gnderilen tezkire ve Kosova vilyeti iin Ru-
meli Vilyt-i Sahanesi Mfettig-i Umumhgi memuriyeti celilesinden
kaleme alman 16 Za 1321/4 Mart 1904 tarihli tezkirede, "Dahil-i vilyet-
de hdemt-i mlkiye ve adliye ve mliye ve sirede teb-yi Hiristiya-
niyye'den olarak mstahdem bulunan bi'l-umum memurnin isim ve
milletleriyle nev' memuriyet ve tarih-i tyin ve mikdar-1 maaglarm1 ve
nereli olduklariru mbeyyin bir defterin lzum-1 tanzimi hakkmda irde
zerine leffen takdim kilman" defterlerde* memurlarm knyeleri gz
nne ahorsa bu gereke grlyor. Berlin Kongresi'nden sonra, Rume-
li islahat meselesi Osmanh Devleti'nin Avrupa devletleriyle zitlagtigt bir
konudur. Bu gibi cetveller sadece bu gibi beynelmilel mdahaleye bir ce-
vap iin mi hazirlamyordu? Belki evet, ama devletin kendi i teykiltma

7 Moshe Ma'oz, "Changes in the position of the Jewishcommunities of Palestine


and Syria...' , Studies on Palestine dwing the Ottoman Period, ed. M. Ma'oz, Magnes
press, Jerusalem1975,s. 146-151.
8 Virginia Paskaleva, 'Die Wirtschaftsbeziehungen der Bulgarischen Gebiete mit
Mitteleuropa im 18. und 19. Jahrhundert',Wirtschaftswege Hermann Kellenbenz
Fesfschrift, Klett Gotta 1978, s. 169.
9 BOA, Rumeli MfettipHgi Urnum Evrah, TFR-1-UM 21.12.1321 tarbli evrak no:
2907/2, 3, 4, 7, 9, 10'daki cetveller.
ve artan Makedonya Balkan milliyetiliginin kontrol iin bu hususlara
nem verdigi agikrdir. Eu konu henz genig bir aragtirmaya ve tartig-
maya aiktir Bu vakte kadar Osmanh memu2ninin tetkikalmda istatis-
tik malmata pek rastlanmtyor. Carter Findley'in son devir brokrasi- 75
sinde araytirdigi gayrimslimler daha ok merkez ofisler

ve hassaten.
Hariclye Nezreti ile smirhdir.10
Sz geen Rumeli vilayetierindeki Hiristiyan ve Musev memurla-
rm cetveline baktigimizda, nemlice ve yksek rtbeli olanlarmm ger-
kez hukmetin tayiniyle geldiWerive mahall halktan olmadiklan g-
rulmektedir. rneginManastar vilyetine bakahm Acemyan Efendi
(Nfia mhendisi) Dersadetli bir Ermeni'dir. Ovakim Mutafyan Efendi
(kondktr) nyelibir Ermeni'dir. Kiryos Efendi (merkez idadt Rumca
ve Fransizca muallimi) Konya Akgehir Rumlarmdandir, Florina kazas2
kaymakam muavini Bedros Efendi Sivas Ermenilerindendir. Mahkeme-i
bidayet azasmdan Filip Yuvakis Efendi, Kayseri Rumu'dur. Gene
aym
mahkeme azasmdan Anastas Efendi Ankara Rumlarmdandir (TFR-I-
UM-1321-12-26-2907/4). Manastir vilyeti vali muavini stefanaki Bey
stanbulRumlarmdand1r.Adliye mfettigi Paskal Efendi stanbulErme-
nilerindendir. Bidayet Mahkemesi'nin drt azasi istanbul Ermenilerin-
den, diger drt azasi stanbulRumlarmdandir. Selanik vilyeti vali
mu-
avini Kostantinidi Papa stanbul Rumu'dur. Selnik mahkeme azalan
iinde AnadoIulu Ermeni, Rum ve Sryanler gze arpmaktadtr (TFR-
I-UM- 1321-12-26 2907/2). Ohri vilyeti bidayet mahkemesi reisi Filip
Efendi Kayseri Rumu'dur (TFR-I-UM-1321-21 2907/3). Bunun gibi Ko-
sova vilyeti mahkeme-i istinaf azasmdan Yakob Faik Efendi Diyarba-
karh bir Sryan'dir. Aym mahkeme azasmdan Corci Efendi Diyarbakir-
h Kaldan'dir. Diger iki azamn biri Kayserili Rum ve digeri Sivash Erme-
ni'dir (TFR-I-UM-1321-12-26, 2907/7). Listeler renkli bir biimde uza-
maktadir. Bulgar, Ulah, Msevler daha ok yerel memuriyetlerde posta
ve maliye dairesinde veya kompu sancaklarda gretmenlik grevinde
bulunmaktadirlar. Maamafih Musev memurlarm maliye ofisinde
nemlice bir oranda grevde oldugu gze arpmaktadir Bu uzun liste-
leri teferruatiyla nakletmek makalenin samrlarim agacagmdan, ancak ba-
zi rakamlar vererek konuyu kapatmak gerekmektedir. Du defterlerden
akarttiguniz hlsa rakamlar gyle sunulabilir: Yukanda ele ahnan Ma-
nastir vilyeti defterine gre; 37 Rum-Ortodoks, 10 Ermeni,2 Katolik (bun-
Jar Makedonya ve BulgarKatoJik kilisesine bagh yem] memurlar), 4 U1ah,
3 Musev memur ve Bulgar ve Sirb vardir. 1ginolan Fener Patrikhanesi
Bulgar Eksarhhk Kilisesi'ni hl tammamasma ragtnen (bu tamma ancak
Ikinci Dnya Savagi'ndan sonra oldu) Bbil bu kilisenin cematini
mstakilen zikretmektedir. Kosova vilyetinde ise; Dahiliye dairesinde 1

10 Carter V. Findley, Ottoman Civil Ocialdom, Princeton 1989,


s. M3.
Katolik, 2 Rum, 1 Musevi vardtr. Adliye dairesinde 1 Sryan, 1 Kalda-
n, 4 Rum, 4 Ermeni, S Bulgar, 11 Ortodoks (Sirp ve Ulah kastediliyor ol-
mah) ve 1 Musevt vardir. Maliye dairesinde 2 Bulgar ve 1 Ortodoks,
76 Maarif dairesinde, 4 Bulgar, 5 Rum-Ortodoks, Posta ve Telgraf idaresin-
de ise 2 Rum, 4 Musev, 1 Katolik memur grevlidir. Aym vilyetin N-
fia dairesinde 1 Rum, 2 Katolik, Polis'te ise 14 Ortodoks (herhalde Orto-
doks Arnavut, Sirb ve Makedon kastediliyor), 12 Musev, 28 Bulgar,
15 Rum, 4 Ulah polis memuru ve zabita miri ahemaktadx. Bu iki vilye-
sayidir.
tin Hiristiyan ve Musev memur sayisi hi.de kmsenmeyecek bir
Aym y11m salnmeleri ile yapilacak etrafh bir kargilagtirmada da bu
grlebilic Tam sayilara vurulan mukayeseli bir tesbit tablosu ise bura-
da verilemeyecektir. Btn bu memurlarin ve idare edilenlerm, idar
mekanizma iindeki tavn ve ynetimin igleyigi ise gphesiz yazih kay-
naklarm ok genig taramasma dayanmahdir. Bu renkli emperyal gr-
nm, Rumeli kitasmm elden alagiyla ok lasa zamanda silindi. Yeni ku-
rulan Balkan devletikleri, mahall etnik unsurlarm bile bu gibi grevler-
den diglanmasi politikasun izlediler. Eu n planda kadrolarm iinde ig-
bilir memurlarm yer almamast ve Balkan devletlerinin problemli, eksik,
ehliyetsiz kadrolarla ynetim hayatma baIamalarma neden oldu. Bu
konuda Berlin Antlagmasi'ndan sonra Bulgaristan Prenslij!;i'nin sorun-
larla bogugmak zorunda kalan yeni brokrasisini belgelemnig ve canh
bir biimde tasvir eden Bernard Irry'nin eserinden gu pasaji nakletmek
gerekir: "Osmanh idaresi memur sayismda tasarrufa ok riyet etmek-
teydi. Ruslar ise imparatorluklarmda bunun aksine anormal byklk-
te bir brokratik gvde yarattilar. Dogu Rumeli'de ise Franstz sistemi
tatbik ediliyordu. Neticede burada eski 2 sancak ve 14 kaza alanmda, 6
department ve 28 kanton ihdas edildi. Memur ve jandarmakalabahm-
dan kyller pagkma dndler. Harpten nce 2-3 jandarmamnbulundu-
otuza yakm grevli memur ortaya 1kti." Bu du-
gubir kk blgede olarak bilinen memur sayisi,
rum dzelmedi, aksine 1879'da 2.800
1896'da 20.509'a ikmigtt.11 Bernard Lory ve yararlandigi Bulgar tarihi-
lerinin bu tipteki ahqmalart bfn Balkan lkeleri iin yapudigi takdir-
de benzer bilgiler elde etmek mmkn olabilecektir. Sphesiz bu alanda
tarihilerimizin daha etrafh ve
ileride yetipecek Balkanist ve Osmanist
-mukayeseli

aragtarmalarla Osmanh mirasmm problemlerini ve Sultan IL


Abdlhamid devrinin bmkratik yapasim daha iyi degerlendirecekleri
aiktu

Sort de l'Heritage Ottoman en Bulgarie 1878-1900', Varia Tur-


'le
11 Bernard Lory,
cica I, ed. Isis,1stanbul 1985, s. 67, Todorov ve Kantchov'a dayanarak yapt1 tah-
liller.
-
77
Midhat Paga'mn Vilyet Ynetimindeki
Kadrolart ve Politikast

Osman11 mparatorlugu'nda 1860'larda, reform ve ulusalci ayaklan-


malar, anayasaci liberalizm ve reaksiyon i ie yagiyordu. Byle bir or-
tamda Midhat Papa, modernlegen ve zamamna ayak uydurmak isteyen
ihtiyar bir imparatorluktaki yeni zihmiyeti temsil etmekteydi. Tuna, Ni,
Bagdad, Sam;her biri 19. yzyilm ulusu akimlanyla alkalanan veya
endstri dnyasmm yarattigi yeni iktisad iligkiler ortamma giren mer-
kezierdi. Osmanh reformculugu bu degigen dnyaya nasil nyum sagla-
yacakti. Midhat Paga'mn ynetimi; bu zitlar dnyasmda reformcu Os-
manhcahgm geligiminin yksdr denilebilir.
Midhat Paga, Tuna vilyetine bir Osmanh valisi olarak geldi. Du vali,
Osmanhci dgncenin de en ak tif adarnlydi. Gerek kendi fikirleri, gerek-
se maiyetindekiler, Tanzimat dneminin modernlegmeciideolojisini, Os-
manh yurtseverligini temsil ediyorlardi. Osmanhcihgm, 19. yzyilm
ikinci yarismdaki ulusalcihk ortanuyla ne derece uyugabildigi ayn bir
sorundur. Ama Midhat Paga, klsik dnemin yneticilerinden farkh d-
gncede, farkh kadrolarla greve baglayan, Tanzimat dnemi insanmm
ve okumug (literati) bmkratmm niteliklerine sahip yeni bir yneticiydi.
Osmanhc1hk, Osmanh ynetici smsfmm 19. yzyildaki ideolojisiydi.
Midhat Paga'nm ilk kugak Tanzimatilardan farkh bir yn vardi. O
megrtiyete, yani anayasal monargiye inanmig bir yneticlydi. O halde,
sadece kanun ve adil bir idareyi degil, ynetilenlerin ynetime katildi-
idareyi yerleptirmek gerekiyordu.
give ona sahip akacaklari bir tarz-i arkadaylan
Midhat Paga'nm yakm ahyma da Osmanhca bir kadro
olugturuyordu. Tahrirat mdr IsmailKemal Bey'di; Amavut'tu. 1878
yilmda Balkanlaim Osmanh mparatorlugu'ndan kopma tehlikesi zeri-
kurulan Prizren Birligi'nin nclerindendi. Arnavut ulususuydu,
ne
ama Arnavutluk'un Osmanh ittihad1 iinde glenip yagayacagma ina-
naniardandi. Diger yakm bir ahyma arkadagi Ermeni Odian Efendi, Hir-
vat asdh Kih Vasif Efendi ve nihayet yakm ahema arkadagl olan Ahmed
Midhat Efendi'ydi. Yanmdaki teknisyen kadrolan, 1849'da imparatorlu-
gasigman Polonyah ve Macarlardi. Bunlar kartograf, teknisyen ve aaca-

*
tRusiamrast Midhat Paa ve Zamam Semineri,Ankara 1986, s. 227-233.
gisanayi mektebinin hocalanydi. lerinden en nde geleni Polonyah Ka-
ro1Brzozowski'ydi. Kara Avci diye bilinen bu kimse, onu Bagdad vilye-
tinde de izlemig ve oradaki ahymalara yardimo olmugtur. Becerikli bir

78 maliyeci, kitabet ve teknisyen kadrosunu toplayip rgtlemek Midhat


Pasa iin nemli bir baande. 19. yzyllm ikinci yansmda bir Avusturya
valisi, hatt bir arhkRusyasi valisi iin bu imkn zaten vanh. Ama Os-
manh mparatorlugu merkeziyetilik agmda, artan brokratik faaliyet-
1eri yrtecek ktib kadrosundan, teknik altyaplyt kuracak teknisyenler-
den mahrumdu. Daha 1859 senesinde vilyetlere yazzlan ve tensikat em-
reden bir yaziya; valiler ellerinde zaten yeterli sayida memur olmadigi
cevabru vermiglerdi. Midhat Papa, ulusulugun kaynadijfp bir blgeye
Osmanhci ideolojinin taraftan ve nitelike de Osmanh olan kozmopolit
bir kadroyla geliyordu?
Geldigi lke, Bulgarlann yaadtgi yerdi. Bulgar ulusala hareketi
1860'h yIllarda gerek ideoloji, gerekse rgtlenme olarak doruk noktasi-
na ulagrupti. lksafhada Rum Patrikhanesi'nden kopmak ve milI kilise-
1erini kurmak yolunda nemli adunlar atmiglardi. kinciolarak, bu yll-
Iarda komiteler halinde rgtlenmeyi luzlandirm191ard1. Yunan bagun-
sizhk hareketinden farkh olarak, Bulgaristan'm byk Avmpa devletle-
rinden aym lde bir destek aldigmi sylemek zordur. Sartlar, Bulgar-
lan kurtuluu hareketlerini kendi baglanna rgtlemeye zorlamigtir. Bu
kyl kitlelerinin katildigi veya katilmak zorunda kaldiklan komiteler,
bir yerde zgn bir Balkan komitecilikhareketinin de baglangici sayil-
mahdir. G. Rakovski'nin Sirbistan'da kurdugu Verhorma Narodna Graj-
danska Naaitstvo ve VasilLevski'nin Romanya'daki komiteleri Tima vi-
lyetindeki hareketleri digaridan ynetiyordu. Bulgar ticaret burjuvazi-
si, etnik renldilik ve toleransm bulundugu Romanya'da, Osmanh Trak-
yasi'nda ve Ege blgesinde geligmigti.Hatt ilk Bulgar gazetesi Lyubos-
lovyeKonstantin Fotinov tarafmdan zmifde akanlnug, gene 1863'te s-
tanbul'da Kiryos Petro ve Hristos Topipligte tarafmdan bir gazete 1ka-
nlmaktaydi. Bulgar egitimi Tanzimat bagmdan beri geligiyor ve zengin
evreler tarafmdan finanse ediliyordu. Bulgaristan'da egitim bir sorun-
du. Kimi zaman Rusya'run okullan etkiledigi grlyor, kimi zaman Fe-
ner Patrikhanesi'nin temsileileri Bulgar egitimciIerle ati1yor, onlarin
Rus ajani oldugunu Osmanh makamlarma ihbar ediyorlardi. Bu sorun-
lar l<asabadanvilyete, vilyetten Bbil'ye ve oradan yabanct sefaret-
hanelere dogru byyen problem dalgalan halini ahyordu. Midhat Pa-

1 BOA, Cevet Dahiliye, no: 5432, 2 C 1276/27 Arahk 1859 tarihIi Kastamon vilye-
'tagrada
tinden, Sadaret hkmine cevab, mustahdem ketehenin icab-rmaslahata
gre hadd-i kifyeye tenzili hakkmdaki emrin, Kastamon meclisinde okundugu
ve mstahdemin hadd-i kifyede bile olmayub, hariten valinin maag ile adam
kullandigi dati vaki olub, tenzilin mmkn olmadigi' bildiriliyor.
a'nm politikasi bu durumda nokta zerinde yogunlagti. Basm ve egi-
time Bulgar dilinde el atarak, Osmanh vatanseverligini ve Osmanh res-
m kontro1n yerlegtirmek, ikincisi mahall halkm ynetimde sz sahi-
bi olmasmi saglayarak, Tanzimat bagmdan beri grlen otokratik mo- 79
dernlegme yntemini ber taraf edip, ynetimi daha liberal bir esasa oturt-
mak ve nihayet etelerin faaliyetine daha aktif biimde karp koymak.
Tuna vilyetini genig.lde Rusya'dan gelen muhacirlerle iskn etmek
de bu politikanm bir tamamlayicisi olarak degerlendiri1melidir.
Midhat Papa, Bulgarca gazete ikarip bazi kitaplar yayuntatti. Bulgal
okullarma Trke dersi ve Osmanh tarihi ve cografyasi gibi dersler koy-
durarak, Bulgarlann kendi dilinde egitim grmeleri yanmda, Osmanh
yurtseverligini kabul ettirmek abasmda idi. Bu sayede zellikle Rus-
ya'dan, Sirbistan'dan gelen ihtillci negriyatin etkilerini ortadan kaldir-
mak istiyordu. Paga'nm bu projesi, aymyillarda Rusya fnparatorlugu'n-
da Trk kabilelerini kazanmak iin uygulanan Ilminsky projesini andir-
maktayd1. lminsky, Rusya mparatorlugu'nun azmhklan olan Tatar ve
Trkik uluslarm byle bir egitim ve yaymla entegrasyonunu amalamig-
ti. Midhat Paga'nm egitim politikasmm buuk y11iinde kayda deger
sonular sagladigan1 belirtmek gerekir. Bulgar okullarmdaki egitim, bu
politika dogrultusunda etkilenebilmig, Bulgarca kitap basum iin impa-
ratorlukta (Misir hari) ilk Vilyet Matbaasi kumlmugtur. Eu matbaanm
asilnemliigi Duna yahut Tuna isimli Trke-Bulgarca vilyet gazetesini
Ikarmak olmuqtu. Tuna bizdeki ilk vilyet gazetesine rnektir (daha n-
ce Mistr'da ikan Vekay-iMasriyye'yi bu anlamda ele alamayxz). Bu gaze-
tenin tahli1i yapilruptir. Sanildigmm aksine; vilyet haberleri, yerel tarih
ve iktisad-beled konular agirhkh olarak yer almakta idi. Bagdad ve Su-
riye'de de aym geyin devam ettigini belirtelim. Gereki ve dengeli bir
egitim politikasigeregi, ktib ve subay yetiptirecekokullardan ok teknis-
yen yetigtirecek okullarm geregini anlamigt1. Osmanh mparatorlu-
gu'nunRumeli vilayetlerinde, ardmdan Bagdad'da ilk sanayi mektepleri
kurmak Midhat Paga'nm igidir. Bu konudaki yardimc11anPolonez-Macar
teknisyenler bagta olmak zere kendi maiyetindekilerdi.
.
Elimizde bir mazbata var... Buna gre Tulca sancagi, Mahmudiye ka-
zasi, Kregme kylleri; muhtar-i evvel ve muhtar-i sni ve ihtiyar
meclisi yeliklerine qu kimseleri intihab ettik diye matbu hir mazbata
sunuyor. Midhat Paa vilyet ynetiminde Tanzimat bagmdan beri izle-
nen modern otokratik ynetimi terk eden ilk devlet adammuz, daha
dogrusu anayasaca demokratlann ilk temsilcisidir. Vilyet halkma yne-
time katilmak ve sorunlan kendileri zmekte daha ok inisiyatif ver-
mig, bu inisiyatifi meclisler sayesinde kurumlagtirmig ve meclislerin se-
imli yelerinin, vilyet, liv, kaza dzeyinde dzgnce seimine dikkat
ederek, kylerde aym biimde seimleri yaptirmaya dikkat etmigtir. Pa-
ga'nm Bbil ile bitmeyen mcadelesi valilere verilen yetkilerin kisithli-
iken asayi; konusunda ordu m-
gikonusundayd1. zelliklebagunsiz
Suriye'de
olarak kullanmasma Midhat Pa-
grinin, yetkilerini validen
pa'mn itiraz ettigi ve gek m.irle, gerekse merkezle atigtig1 grld.
halk idamye kat11d1ka, ulusaIci radikalizmin
80 Midhat Papa, mahall
bertaraf edilecegi kamsmdaydt. Vilyetler idaresinde adem-i merkezi-
yetilik duncesi, Midhat Paga'dan Jn Trklere, zellikle Prens Saba-
hattin'e gemigtir. Eu egitim 1921 Anayasast'nda arpici bir ifade ile yer
'mutasamf

almaktaydi.2 Midhat Paa, Tuna Nizmnmesi'nde de; s-


'kaymakamt
md-
zn ve unvanun despota bularak kaymakama ve
vilyet kanunu grglr-
re evirtmigti. lk Osmanh parlamentosunda
ken meb'slar, Midhat Paga'mn kullandigt bu unvanlarm kanunda yer
almasim israrla istediler. Midhat Papa bu geEgmelere ve demokrat tutu-
verecek bir mahall zerkligin
i muna ragmen, ulusalci hareketlere g
giddetle kargismda durmuytur. Tuna vilyetinde kilit noktalarda Bulgar
memur az kullan1hyordu.3 Ayrica, Avusturya ve Rusya'nm Viyana Pro-
tokol'nde (1855) israrla zerinde durduklan, Balkanlar'da nahiye ida-
relerinin geligtirilmesi projesini engelleyenlerin bagindayd1. Nahiye
meclisleri ogunluk halktan seilecek, mdr onlarm arasmdan tayin
edilecekti. gteMidhat Paga bu hkmn getirecegi tehlike dolayisiyla;
nfusun kompozisyonuna ragmen,
yerlegme hiyerargisinin geregine ve
Tuna vilyetinde nahiyelerin geligmesini, kurulmasuu engelledi. Tuna
vilyeti 7 sancaga ayrilmlyh ve 48 kaza vardi. Ama nahiye statsndeki
yerlerin sayisi yzleri agmasi gerekirken, sadece 15 tane idi. Midhat Pa-
pa'nm vilyetin nfusu zerinde etkin bir degigikligi baglattiga grul-
muhacirler bu yillarda bolca yerlepti-
yor. Rusya'dan gelen erkez-Tatar
rilmekte ve bizzat kyler ve kasabalar halkuun destegiyle toprak verilip,
onlara borlantyor-
ev yapilmaktaydi. Halk harcamalan yapiyor, devlet
du. Sonra ogu zaman bu bor devlete bagiIanfyordu. Sultan Abdlha-
mid de ileride Orta Anadolu'yu iskn etmek iin bu metodu izlemekte
tereddt etmeyecekti.
Midhat Paga'mn kurdugu memleket sandildan bizde ulusal kredi
kurumlarm1n baglangier sayillyor. steristemez 19. yzyihn ilk yarismda
islahatisi Kont Szec-
Macaristan tanmmm ve kredi kurumlarunn nt
heny tvan'shatirhyoruz. Szecheny, Macar tanmmm islahi
ve tefeciligin
nlenmesi iin taransal kredi kurumlaruu tasarlayan ve gereklegtiren
-

adamdi. 19, yzyihn Dogu Avrupa'si, galiba byle girigimci byk y-


neticileri yaratiyordu. Midhat Paga'nm memleket sandsklarmi o agm
lleri iinde banka olarak uiteleyemeyiz. Bunlar daha ok imece usu-
l bir yardimlagmaya ve kisa vadeli faizli bor vermeye dayamyordu.

2 1921 Anayasasi'nm 11-14. maddeleri 'Vilyet Sralan';S.Gzbyk-S. Kili, Trk


Anayasa Metinferi, Ankara 1982, IL baski, s.94-95.
3 R. Davison, Reformin the Ottoman Empire 1856-1876,Princeton 1963, s. 154.
Ama olay komn maliyesi aismdan mhimdi, merkez devlet kontro-
lnden ve mdahalesinden uzak komn maliyesinin temellerinin atil-
masi demekti. Memleket sandiklarmm nitelik ve geligmesi her yerde ay-
m olmadt Kimi yerlerde sermayedar ve belirli zmrelerin tekelinde idi, 81
ama Tuna vilyetinde en yaygm ve gl yekliyle uygulandi. Bulgar ta-
rihi Maria Todorova'ya gre, 1864-1866 arasmda sadece liusuk'ta san-
dik sermayesi 883.000 kurugtan 3.665.093 kuruga ikti.4 Tirnova'da ise,
bu artig bey misliydi. meceusul, sadece sermaye ve kredi piyasasiiin
<iegil,
baymdirhk iglerinde de uygulandt. Bagig veya angaryamsi bir hiz-
metle kprler ve yollar yapunau biliyoruz.Vidin-Selanik gosesinin, ya-
ni Tuna ile Akdeniz'in bu sayede birleptigini dgnmek yeterlidir. Ime-
ce usul abgma, bagig ve mahall imknlatla Varna limam ile Dunava
gl arasmda bir kanal aalrmgtir. Bunun Varna limantnm geligmesi a1-
smdan arz ettiginem aiktir.5 Nig valiligi sirasmda da bu gibi tedbirler-
le refah ve gvenlik artmca, Nig isyamadan beri lkeyi terk edip S1rbis-
tan'a ve Rusya'ya kaan Bulgarlar geri gelmeye baglamigti. Midhat Pa-
a'mn Balkanlar'daki valilik yillarma ait byle arzuhaBerin sayisi kaba-
nktir.6
Ticareti geligtirmek iin mahalli vapur girketleri Tuna ve Bagdad'da
kuruldugu gibi, ilk anda posta arabalari kumpanyasi da kurulmugtu,7
Bayindirhk hizmetleriiin halkm angaryaya kopumu cebren olmuyordu.
Yapilan igler dolayisiyla egraf, ileri gelenler ve halk kendileri bu ige ka-
tilmigtir.Hamidye dneminin Abidin Papa gibi valileri bu gibi iglerir-
gtlemekte Midhat Paga'yl izlemiylerdir. Ankara'ya demiryolu gelmesi
iin Ankaralilarm bedenen ahymaya razi olduklarim bir dilekeyle sa-
raya bildirdiklerini biliyoruz.8
Dahil emniyet ve refahi saglayacak bu tedbirlere kargihk Midhat Pa-
ga Bulgar komitecilerine kargi etkin bir politika yritmgtr. Bu alanda
da yargilamaya ve suu kanun dairesinde cezalandirmaya dikkat etmig-
tir. Dnem iinde, Bulgar komiteleri ile daha etkin mcadele edildigi an-
lagilmaktadir. Sayisiz rneklerden biri; 1864 yth iinde Tuna'da bir Rus
gemisinde silh ele geirildigini ve zabt edildigini bildirir.
Tarih a1dan Midhat Paga'mn trajik konumu burada ortaya 1kmak-
tadar. Baganlari, yaratict yrtetimi ve demokratlagma istegi, Bbll'nin
tutucu evlerinin hoguna gitmemig ve onu bugne kadar sren bir de-

4 M. Todorova, 'Obgopoleznita Kasina Midhat Paga', istorieskiPregled, 1972/5, s. 6


vd.
5 BOA, ., MM., no: 1010, sene 1278.
6 BOA, Dahiliye, 1279 yih belgelerine bakilabilir.
,

7 BOA, L, MV, 26 C 1280/8 Arahk 1863, no: 22521.


8 lberOrtayh,'Ankara ve Demiryolu', ODTMimarhk Faklfesi, Tarih indeAnka-
ra, 1984, s. 209-10.
dikoduyla 'Mehmed Ali zentisi' olarak nitelemiglerdir. Diger yandan
Bulgar ulusulugunun en geligtigi zamanda; Osmanho bir politika izle-
yemk, Bulgar ulusularryla da atigmaya dgmgtr. Avusturya ve Rus-

82 ya ise, Balkanlar'm bu kesiminde Midhat Paga'mn reformlarla Osmanh


egemenligini glendirebilecegini dgnerek, Bbil zerinde baskida
bulunmuglardu. Bb>lmuhafazakrlart ise, bu entrikalara hayirhah bir
biimde uymuglar ve pagayi geri agararak SuryiDevlet nazirhgma ta-
yin ettirmiglerdi.
19. yzyrhn otokratik imparatorluklarrnda belirli bir devlet adami ti-
pi vardr. Ehliyetli, organizatr, ahykan ynetici tipi; tembel bir brok-
rasiyi harekete geirmekte ve ynetilene bir geyler veimeyi amalamak-
tadtr. Tolstoy'un Anna Karenina romamndaki Aleksandr Karenin; byle
bir tipin tasviridir. Ancak, sahnedeki muhafazakr ve otokrat tipli bu
devlet adamlarma, Kont Witte, Midhat Papa gibi liberal demokrat tu-
tumlu yeni yneticiler grubunun katildigmi grrz. Midhat Papa, ba-
ganlan ve bagaris2zhklanyla 19. yuzyil modernlegmesinin yarattigi libe-
ral devlet adamlarma bir rnektir. Onlarm trajedisi; otokrat imparator-
luklarm khne yanlanyla, geligen liberalizmin aym bnyedeki atigma-
smm bir sonucudur.
Midhat Paga, kadrolar yetigtirmeyi amalayan ve ynetim yetenegini
daha genig gruplara yayan Tanzimat brokratlan kugagmm son temsil-
cisidir. Tuna vilyetinde de yeni kadrolar, gen memurlar yetigtirmigtir.
Liberal bir monargi iin mcadele veren, Tanzimat'm getirdigi kanun
devletizlemini, anayasacihga dngtren Midhat Paga;.modern Trki-
ye'nin olugum smcinde bu ynyle nemlidir. Anayasacihgi salt kendi-
ne ait bir zlem ve hareket olarak kalmadt. 1867'de yarattig2havaya bir
lde ulusu Bulgar hareketi de katildi. 1867 yilmda Gizli Bulgar Ko-
mitesi Sultan Abdlaziz'e 21 maddelik bir anayasa taslagi sundu.9 'Hag-
metli mparator Efendimiz' diye baglayan neri, Feren Deak'm hazirla-
digi federal Avusturya-Macaristan monargisi statsnn yapisim izleye-
. mk; sultam, Osmanh Hakaiu ve Bulgar anolarak iki fedem lkenin y-
neticisi diye taniyordu. lk 16 maddede Bulgar ynetimi, 5 maddede
Bulgar kilisesinin stats dzenleniyordu. Ulusu aynlmacihk ve radi-
kalizm; yerini kisa bir sre srecek ve reddedilecek bir ilunhhga ve fede
rasyonculuga birakmigtt.bsmanh mparatorlugutarihinin bilinen bu ilk
anayasa tasarisi, kugkusuz Tuna vilyetindeki bayarih bir ynetim dene-
mesinin ve politikasmm izlerini tagiyordu.

9 Metin: Histovi- N. Gandjev, BolgarskeVozrajdane, 1969, Sofia BAN, c. E, s. 324-5.


Osmanlt dar Modernlegme
mparatorlugu'nda ve i
Mahall Idare Alanmdaki Geligmeler'
I

Mahall idare, siyas ve hukuk bir kavram ve sosyal-idar bir kurum


olarak ge ortaag Avrupa'suun rndr. Sahip oldugu mal kaynakla-
rt kendi organlarmm kararlari dogrultusunda kullanan zerk bir mal-
idarl yapi ve bu yapmm tzel kipilik kazanmasi yoluyla gehirlerin zgr-
lemesi gerekte 12. yzyil Avrupa'smda baglayan ve boyutlan bugne
kadar uzanan bir tarihsel olgudur. Ne Eski Ywunan-Romagehir ynetimi,
modern
ne ortazaman slmlkelerindekiveya Bizans'takibeled idareyi,
mahall idarenin baglangici ve kaynagi olarak grmek pek dogru sayilma-
mahdir. $ehiruygarhgmm birka bin yllnceden Ortadogu-Akdeniz hav-
zasmda dogdugu ve gehir ynetiminin ilk parlak rneklerinin gene bu
blgede grldgunu yadsimak niyetinde degiliz, ilkaglarm Mezopo-
tamya ve Misir gehirlerinin idar-ekonomik yapisi uygarhk tarihinin
nemli agamasidir. Yunan-Roma uygarhgrun gehir demokrasisi birok
kimselerce agdag dnyadaki siyasal kultrn baglangict olarak dgnl-
mektedir. Ancak buradaki gehir ynetimi ister demokrasi, ister onun bo-
zulmuy biimi tiranhk otsun, ne mahall idare, ne de agdag demokrasi ol-
mahal1 demokrasi bir kurum
gusu ile ilgilidir. agdamahalH idare ve
olarak ancak genig bir alanda ve toplumun butn kurumlart zerinde
kontrol fonksiyonu yrten bir merkez idarenin varhgi kargismda sz
konusudur. Yani devletin glenen erkine ragmen, tarihin akigl iinde bir
blgenin veya gehrin mal-idar alanda zerklik elde edip bunu glendir-
mesiyle mahall idare denen hukuk varhk ortaya ikmigtir. Nihayet, yeni
aglarm hukuk devriini, bir yerde bu tip idarelerin hukuki varhgim tamt-
*

masi, yani tzel kipilik kazanmasidir. O halde, sadece kendi bagma ve

*
HF dareHukuku ve ilimleriDergisi, I/3 (stanbul
1982), 8. 137-148.
**
Avrupa'da mahall idare veya serbest komn geleneginin dogu.gu ve geligmesi,
hukuk tarihileri, sosyologlar arasmda halen tartigdan etin bir konudur. Bu ge-
lenegi Eski Roma'mn fiscus kurumuna baglayarak aaklayanlar oldugu gibi, ta-
mamen Germanik kkenli kurum olarak a1klayanlar da vardir. Trk okuyucu
bu tart1malart kisa elden ve etrafhca izleyebilmek gansma mteveffa profesr
Siddik SamiOrlar ve Charles Crozat sayesinde sahip olabilmigtir. Hkm ahsi-
yet kurumunun geligmesiS. Sami One idareHukuku,c. I, istanbul1944, s.371-
400'de; C. Crozat, AmmeHukuku Dersler, c. II, kisam1, .T. yay. 1944, 243-301 ara-
iligkin egitli tezlert ele almaktadular.
st Avrupa'da komnterin geligmesine
kendi iinde var olan Eski Yunan polis'1 veya bunun bir imparatorluk fe-
derasyonu iinde biim degigtirmigi diyebilecegimiz Roma sitelerinin (ci-
vitas) modern beledlye ile kavramsal ve hukuk bagru kurmak gtr.
84 Eski Roma gehirlerinin imparatorluk iindeki zerk grnmleri aldati-
ci olmamahdir. dar-maE-ynden merkezin baskisi altmda idiler. Bu
baski ve merkezlegme byk lde yargi alanmda da grlr. Esasen
hibir Roma gehrinin bagimsiz bir hukuk kipiligi yoktu. Roma'da birok
kurumun bir tzel kipilik sahibi olmadigi grlyor; hatta respublica bi-
le bir tzel kipilik sayilamaz. Romanistler, bir lde fiseus'un (maliye)
byle bir stats olup olmadigim da henz tartigmaktadirlar. O halde,
modern mahall idarelerin tarih kaynagim ve doguunu Roma mpara-
torlugu'nda aramak fazla iyimserlik olur. Gene maliye, idare ve kolluk
alanmda rnek ve mkemmele yakm tegkiltlanma rnegi gsteren or-
taag islmgehirleri iin idar zerklikten sz etmek gtr. Geleneksel
toplumlarda ulagun ve haberlegme teknolojisininilkelligi yznden bl-
geler ve gehirlerde bir dereceye kadar bir merkezka sistemi grlrse
de, bunun mahall zerklik ve demokrasi anlamma gelmeyecegi aiktir.
Modern anlamdaki mahall idare, merkez idareyle birlikte ve ona rag-
men vardir. Eskiagm polis veya sitelerinde devlet veya gehrin zdeglik
iinde oldugu grlyor. Var olan demokrasi tiranhga dngrse, ma-
hall demokrasi diye adlandmlan mekanizma da felce ugrar. Oysa, mo-
dern aglar Avn.1pa'smda merkezi hkmet gekli demokrasi, tiranhk ve-
ya diktatorya da olsa, mahall ynetimin varhgnu surtlrdg grl-
mektedir. Alti yzyildan beri Avrupa'da mahalli idareler, kralhklara,
cumhuriyetiere, ihtilllere ragmen, bnyelerini koruyarak ve geligtirerek
yayanulardir.Bu kendi kendini ynetme sisteminin devamhhgi, kugku-
suz 20. yzyil Avrupa demokrasisinin varhgim saglayan en byk et-
kenlerden biridir.
Avrupa kitasuun her yerinde mahall idare geleneginin doguu ve
gelimesi egzamanh olmadigi gibi, egit luzda da olmadi. Zamanda ve ni-
telikteki bu farkhhgm sonularmi Avrupa lkelerinin siyasal ve idar ha-
yatmda bugn de grmek mmkndr. Gerek blgecilik (local patri-
otizm), gerekse mahalE idarelerin etkinligi ynnden Iskandinavya'yi,
Britanya, Almanya, Fransa, talyave svire gibi lkeleri aymllerle ve
aym dzeyde degerlendirmek mmkn degildir. Fransa'da ilk komn,
1065yilmda bir kral fermanle bu staty elde eden Manse blgesidir
(commundes Mans). Bu komn, bylece ayri bir idar rgte, yarg1ya,ma-
liyeye ve milice burgeose denen kolluk kuyvetine sahip olmustur. Ancak
mahall idarelerin Fransa'daki gcli zaman1a merkez kralhk tarafmdan
lasilmig ve bugnk niteliklerine ulagmalil iin byk Fransiz htilli'ni
beklemeleri gerekmigtir Flandre blgesinde, Avusturya ve Almanya'da,
mahall idareler uzun sren ama kesintisizbir evrimle bugrik yapilari-
na ulagnuelardir. Britanya'daki mahall idarelerin 11. yzyddan beri gs-
terdikleri zerk geligme ise diger bir rnektir ve gnmz Britanya de-
mokrasisinin grkeminde baghca pay, bu lkenin saglam ve kesintisiz ge-
ligen mahall idarelerine aittir. Ortaag Avrupasi'nm talya'da, Kuzey Al-
manya Hansa gehirlerinde rastlanan oligarvik idare tipinin bu nedenlerle
85
mahalli bir demokrasi gelenegi ile ilgisini kuramayiz. Rusya tarihileri
arasmda 15. yzyila kadar Kuzey Rusya'da Novgood WhirCumhuriye-
ti'nin oligarpik ynetimini tarih demokratik bir baglang1 sayanlar var-
dir. Eu yorumun da bir romantizmden tede anlami yoktur. Avrupa geh-
rinin ynetimi, kugkusuz doguptan mahall bir zerklik veya demokrai
niteligine sahip degildi. Bir sosyoekonomik evrim sonucu merkez yne-
timden bu zerklik almnugti. Byle bir sreci gzlemlemek iin, Viyana
gehtinin 13. yzyil bagmdan beri geirdigi evrimi rnek olarak incele-
mekte yarar vardir. Ortaag gehirIerinin ogu gibi Viyana da 12. yzyll
sonuna kadar zerk bir idareye sahip degildi. phrin yargici ve belediye
bagkam derecesindeki'Stadtrichter', Habsburg byk dknn tayiniyle
gmvlendirilirdi. nceleri istigar grevi olan 24 kipilik meclis (Stadtrat)
tccar ve esnaf loncalanum yeleri arasmdan tayin ediliyordu ki, Habs-
burg'lu VI. Leopold'un 1221'de verdigi bir imtiyaz berahyla devamhhk
kazanar bir kuru1 hafine geldi. 1288'de, belediye bagkanmi (Bergemteis-
ter) semek iin direnen Viyanahlan Habsburg dikleri te'dib ettiler.1
zerkbir gehir ynetimi Tunaboyu lkelerinde daha ge gereklegebildi.
13. yzyil sonuna kadar burada gehir yneticisi, stat ve grevleriynn-
den Osmanh kadisindan daha farkh degildi. Avrupa'da mahall idarenin
geligme evreleri ve nedenlerini tarhymak konumuz digmda kalmaktadir,
ancak Osmanh mahall idare geleneginin anlagilmasi balammdan etrafh-
ca bilinmelidir.

II

Klsik dnemde Osmanh gehrinin idaresi ve yargi grevi, ilmiyye si-


mfmdan olan kadilara birakilunytt Kadisadece gehrin degil, civanndaki
ky ve nahiyelerin de mlki mirive yargia idi ki, bu bir kaza dairesidir.
Merkez brokrasisinin yesi olan kadt, belirli bir sre iin tayin edildigi
bu blgede yargmm, kolluk iglerinin, mal grevlerin ve gehir ynetimi-
nin sorumlusuydu..Geleneksel devlette devamh grev gren ve kurum-
sallaan brokratik kadro ok dardir. Genellikle byk mernurlann per-
soneli onlarm zel hizmetlileridir. Kadt da, grev yerine kendi kapi halki
(zel personeli) ile gelir ve giderd veya gittigi yerde bazt kimseleri istih-
dam ederdi. Osmanhlarda mahkeme grevlileri iinde degigmeyenler

1 1221 tarihli berat, Viyana National BiM.Cod. lat. 352'de kay1th olup, gu makaleye
bagvurulabilir: Pelix Czeike, 'Vom Stadtrecht des Mittelalters zur Modernen
Verfassung'a, Wiener GeschichtsWaetter,Wier 1971, 260 vd.
ok dar saylda olmahdir. Mahkeme veya gehir ktibi diyebilecegimiz bu
gibilerin her yerde bulunup bulunmadigi da kesinlik kazammy degildir.2
Kaddann belediye veya mahkeme gibi kurumsallagmayi temsil eden
86 ofisleri de yoktu. Hangi binaya yerlegirlerse orasi mahkeme veya beledi-
ye binasi sayiludi. Hatt bagkent stanbuYda bile belli bir kadihk ofisi ol-
madigi, ancak IL Mahmud dneminde stanbul kadismm Bab-1 Me-
hat'mbir blmne yerleptirildigi ve devamh ofisinin burast oldugu bi-
linmektedi Ne kadmm, ne yardimet personelinin mahall halk tarafm-
dan seilip denetlenmesi veya idareye halk temsileilerinin belirli bir sta-
t ve kural erevesinde katilmalari sz konusuydu. Ekonomik iglerde
(flyat tesbiti, narh konmast), kolluk grevinin yerine getirilmesinde, ma-
l iglemlerin yrtlmesinde (vergi tarh ve cibayeti gibi) kadt halkm ve
eenafm temsilcisi sayilan kimsele bagvurdugu takdirde yardimci olur-
lardi. Esnaf loncalarmm temsilcileri olan esnaf kethdalarmn, gehir ile-
ri gelenlerinin (vcuh-i belde), ruhan reislerin varhma ragmen bu gibi
kimselerin gehir ynetimine kat11makiin devamh kurullar halinde top-
lanmadiklarive ahymadiklari grlmekteydi.$uhalde, Tanzimat devrine
kadar Osmanh lkelerinde gehir ve eylet idatesinden, valaflar gibi ekono-
mik-sosyal kuruluglardan,cemat rgtlerinden sz edilebilir ama, mahal-
l idare gibi bir kavram ve kurumdan, hatt idaieye yanhmet olan devam-
hhk kazammy mahall kurullardan sz etmek kesinlikle mmkn degildir.
mparatorlugun idarecileriile yerel halkm bir uzlaymaya gittilderi,kargihk-
h bir gler dengesinin yasallagmastiinde ortak karar veretek ynetimi
paylagttklari grlmyor,Merkez brokrasinin tekniknedenlerle ykumle-
nemeyecegi bazi hizmetleri mahal1 gruplara birakmasmm ne tutarh bir
adem-i merkeziyyet, ne de mahall demokrasiyle ilgisi olmadigi aaktir.
'commune',
Belediye dahi, aslmda 'Gemeinde'gibi terimlerin tercmesi
degildir. Gerte iran gehirlerinde beledlye reisi, 'maire-Brgermeister' te-
'gehrdax', 'gehrdar'
rimleri karyihgt iin belediye iin gibi pek uyiimsuz
tabirler kullamhr. Bunlarm hepsibu alandaki geleneksizligin aksidir. As-
hada byle bir gelenek olmadigi iin demek de gerekmez. Bu, Ortadogu
medeniyetinin eskiligi ve Bati Avrupa'nm gehir kltrne ge girigi ve
kabile gelenekleri iinde gehri olupturmasi ve Roma hukuku prensiple-
rini uyarlamasiyla messeselerini geligtirmesindenileri gelir.Kabile d-
zeni mirasi ve Roma hukuk prensip ve kurumlari birbirinden ayrilmaz
biimde bu yapiyi zgr bir tarih geligim ortammda olupturmuglardtr.
Tanzimat dnemi, idar modernlegme ihtiyacmm giddetle duyuldu-
gu imparatorlegun son yzyshdir. Eu idar modernlegme ise, kaimimaz
olarak hukuk, kltrel, siyasal ve sosyal degimeyle birlikte olmutur.

2 lber Ortayh, VOsmanh phirlerinde Mahkeme', AHF, B. N. Esen'e Armagan,


Ankara 1977, 257-258.
3 A g.m-, s. 246-247.
19. yzyil Trkiye'sinde tanmda, sanayide gzden uzak tutulamayacak
bazi degigmelerin meydana geldigi de aaktir. Bu degigikliklerdir ki, ida-
re adamlan pek istekliolmasalar da, eylet
idaresinde mahall gruplarm
idareye bir lde katilmalarmi gerekli kilmigtir. Bu katilma nasil olmug- 87
siyasai tutumu neydi? Kimler
tur? Merkez brokrasisinin bu konudaki
nasil bir seimle idareye temsilei olarak katalrmy, merkezl hkmetin
temsilcileriyle nasil birlikte ahymiglar ve ne lde etkili olmuglardir?
Nihayet bu geligmeler imparatorlugun genel ynetim mekanizmasi ve
siyasi geligmesinde ne demcede tesirli olmugtur? Bu sorularm cevabnun
aranmasi, gnmz Trkiye'sindeki idar siyas yap1yi tammak aisin-
dan gereklidir.
19. yuzyila kadar imparatorluk idaresi bazi hizmetleri mahall grup-
lara, din cematlere, valoftara birakmigtt. Tanzimatalar bu gibi hizmet-
leri de olabildigince merkez hkmet rgtne devrettiler. Mesel, bazi
yol geitlerinin korunmasi vergi bagigikhgi kargihmda derbenti denen
kylere birakilmigken; Tanzimat'tan sonra bu grev onlardan almnug,
hkmetin kolluk kuvvetlerinin sorumluluguna veri1migti. Vergilerin

tarh ve cibayeti daha nce cemat idarelerinin, gehir ileri gelenlerinin re-
yiyle tesbit edilip mltezimler tarafmdan toplamrken, bu usulden vazge-
ildi. lkanda iltizam usul de kaldmlmig, merkezden gnderilen yetki-
li muhassillar ve onlara yardimet olarak mahall halkm temsilcilerive ru-
igler-
han reisterden olugan devamh kurullar (muhassiihk meclisleri) bu
le grevlendirilmigt. Ancak Tanzimat nderleri kisa samanda merkez
bir mal idareyi gereklepticek brokratik altyapuun noksanhnu gr-
dler ve trajik bir biimde iltizam usufne dnld. Asayigin saganma-
si ise, ky ve kasabalardaki halktan, bazi
loncalardan veya bu grevi iha-
le usul ile yklenen yasaka, muhtesib vs gibi kimselerden ahndi, zabti-
glendirildi. Bazi bagarisizhklarma ragmen Tanzimat liderle-
ye rgt
ri, merkeziyeti bir devlet mekanizmasuu gerekleytirmekte hayli yol al-
miglardi. qtebu modern merkeziyetilik glendigi lde, Osmanh
toplumunda modern anlamda mahall idarelerin ekirdeginin olugtugu,
yerel gruplarm idareye katildigi grlyor. Ordunun, mallyenin, mlk
idarenin her dahnm likmet kontrolne ahnmak istendigi ve egitimin
de buna ynelik bir biimde dzenlendigi ortamda, mahall halkm tem-
silcilerinin yardumna bagvurmak da kamilmazdi. Suhalde 1840'1ardan
beri muhassilhk meclislerinde, sonra memleket meclislerinde, daha son-
vilyet temyiz dvnlarmda, zi-
ra vilyet, liv, kaza idare meclislerinde,
meclislerinde maha11 temsilci-
raat komisyonu, mal sandigi ve belediye
lerin bulunmast, sadece merkez hkmet brokratlarmm tek tarafh ta-
sarrufu veya inayetiyle gereklegmig degildir. Merkez hkmet bu
gruplari diglayacak gte de degildi, zaten o agda sadece Osmanh dev-
letinin merkez brokrasisi degil, Avrupa'nm hibir modern devlet rg-
t byle totaliter bir gce sahip degildi. Demokratik degil, sadece kanu-
n ve dil bir idarenin gerekleptirilmesiiin idam edilenlere de damy-
mak ve onlarin yardunmi almak gerekliydi.
Tanzimat dneminin idar reformlan, bu nedenle lkemizde mahal1
88 idarelerin dogugu iin gereldi ortami da hazirlanupti. Kugkusuz Tanzi-
mat dneminin devlet adamlan, siyasai katalma, mahall demokrasi gibi
bir siyasal programi benimsemig kimseler degillerdi. Hatt byle bir si.
yasal geligme onlan rktrd. Onlarm istedikleri kanun ve dil bir
idarenin kurulmasiydi. nlerindekiAvrupai model, ne ngiltereve
ne
de Fransa'ydi; sadece Metternich Avusturyahat'ydi. Tanzimat nderleri-
nin Metternich'e olan hayranhklari ve onu izledikleri biliniyor. Metter-
nich de, Osmanh reformlarim onaylayan ve yakmdan izleyen bir devlet
adamiydi. Osmanh mparatorlugu nezdindeki Avusturya diplomatlart,
zellikle Eduard von Klezl, II. Mahmud dneminin reformlanm ayrmti-
lanna kadar ve olumlu bir degerlendirmeyle bagbakamna bildirmektey-
di.* Osmanh mparatorluguasr bir merkeziyeti
yapi kazaruyoniu, bu
yapi yerlegtigi lde mahall idarelerin doguu da kauulmazdi. 19.
yzyil tarihimizin en nemli geligmelerinden biri igte budur.

III

Seim konusu bizim tarihimizde Tanzimatzlarm vilayet idaresinde


yaptiklan reformlar dolayisiyla gndeme geldi. Seim usulne, kumm-
sallagan ve devamhhk kazanan kurullara yerli halktan temsilei olarak
katilacak yelerin saptanmasi nedeniyle bagvurulacakti. Ongrlen se-
im usul pek ilkeldi, bundan bagka yaygmhkla uygulanmadigi da ke-
sindir. Ancak nemli olan bir seim usulnn ngrltnesi ve hukuk-
legmesidir.
Maliyenin islahl iin vilyetlerde sancak merkezierine gnderilen va-
li yetkisinde ve validen bagimsix yksek rtbeli maliye memurlarmm,
yani muhassillarmm yamnda muhassil meclisieri kurulacakt1. Bu me-
lisle muhassilm maiyyet memurlarmdan bagka, memleketin hkimi,
mftisi, asker zabiti, ruhan Ieisler ve memleket ileri gelenlerinden alti
kigi katilacakti. Sz edilen alti kigi seimle grevlendirileceklerdi. Mu-
hassil meclislerinin kurulug biimiyle ilgili olarak, Meclis-i Ahkam-1 Ad-
liye'nin ha21rladigi nizmnmenin ilk bendinde seimin usul tarif edil-
meEtedir.Seilecekkimseler bulundugu memleketin akilh, afif ve mute-
ber adamlarmdan olmahdir. Adaylar nce mahkemeye gelip isimlerini
kardettirecekler, sonra semenlerin oyuna bagvurulacakti. Semenler
ise, kazaya bagh kylerden kura ile saptanan beger kipi ve kaza merkez-
'akilh,
lerinde de yerlegme yerinin byuklgiine gre sz anlar, emlk

4 st.Haus Hof und Stats Archiv, 6740 Trkei VI, Vana 1837-1838, 'stanbul-B-
ykdere'den, Eduard von Klaezi'den Metternich'e raporlar.'
sahiplerinden 20-50 kigi olacakti. Bir araya toplanan bu semenlerin kar-
gisma adaylar 1kanlacak ve tek tek her adayi isteyen semenler bir ya-
na, istemeyenler br yana geeceklerdi. Oylann ogunlugunu elde
eden aday seilecek, isteyen ile istemeyenler egit ise kur'a-i per'iyye'ye 89
bagvurulacakti.5 Kugkusuz nizmnme ile kurumlagan bu seim usul

genig bir tabaum kattlmasmi saglamaktan uzakti. Aynca geregi gibi ve


yaygmhkla uygulanmadigun da belirtmigtik. agdaggzlemcilerin be-
"meclislere
lirttigi, seilenler 0) ya mlk mirin tayin ettikleri veya ben-
zer biimde gayrimslim cemat ileri gelenlerinin saptadiklan ya da yk-
sek rtbeli memurlarla anlayilan mahallin ileri gelenleriydi.rr6Ancak bu
tr bir mekanizmayi 19. yzy11mOsmanh mparatorlugu iin gze fazla-
ca batan bir kusur olarak grmemek gerekir. O agda Rusya mparator-
lugu'nda zemstvo'lar, Avusturya mparatorlugu'nun birok yerinde idari
kurullara getirilen yeler daha genigtabana dayanan bir seimle saptam-
yor degildi?
Toplanan meclislerin, grev ve yetkilerini kesinlik ve aikhlda belir-
ten hibir nizmnme veya talimatnme yoktu. Konuyacaklan konular
ne olacakti? Anlagtiklan noktalar bir karar ru, yoksa bir dilek niteligi mi
tagimaktayd2?Bunlar belirlenmig degildir. 1864'ten itibaren vilyet, liv
ve kaza idare meclisleri vilyet btesini, giderleri, okul, hastane vs gibi
kuruluglar iin yapilacak harcamalan tartigruglardir. Ancak merkez h-
kmet memurlarmm bu meclislerdeki seimli yelerden ve ruhan reis-
lerden asil bekledigi, arazi anlagmazhklarnun zmlenmesiydi. Meclis-i
idarelerin baIang1tan beri baghca iglevi kyller ve kyller arasmdaki
arazi anlagmazhklarun zmlemek oldu. Kugkusuz meclis-i idamlerin
arazi sorunlarun ve anlaymazhklan her zaman hakkaniyetle zdg
dgnlemez. Mirl arazilerin belli gruplar tarafmdan yagmalanmasi ve
tapulanmasi iglemi bu kurullarda baglanny ve yogunlagmigtir. yelerin
yetkileri tarif edilmedigi gibi, yasayla belirlenmig bir gvenceleri de
yoktur. ogu,mecliste konugtuklarmdan veya meclste tart1;ilan konu-
lari diganda sz konusu ettiklerinden dolayisulanmaktayd11ar. Bunun-
la beraber Osmanh Imparatorlugu'nun tarihinde ilk defa kurumsallagan
ve mahall halkm temsilcilerinin katildigi kurullardan sz etmek mm-
kn olmaktadir ve bu ileri bir adimdir. Bu kurullarm bir tzel kipilik ka-
zandigun ileri srmek gtr. Ancak bu ynde bir geligme vardir. Hatt
yelere belirli bir miktar maa baglanungtir. Geri bu maaglann kimlere
ne miktarda denecegi kesinlik kazannug degildi. Hatt inaag konusun-
da yolsuzluldar grlmesi zerine, vazgeildi. 1864 Vilayet Nizmn-

5 A. Vefik, TekalifKavadt, c. II, Dersadet 1329, 26-27, nizmnmenin uygulanmasi


iin ilgili olarak muhasalhklara gnderilen bir sadret tezkisi rnegi: BO,Cev-
det Dahiliye, no: 16602, 23 Safer 1256/26 Nisan 1840 tarihli.
6 Halil Inalcik;'Tanzimat'm Uygulanmasi', Belleten,sayi l12, 1964, s. 634-635.
7 A.g.m., s. 635.
mesi'nde bu nedenle, vilyet, liv, kaza idare meclislerindeki seimli
yelerin falu olarak ahymalan ngrlyoidu.8 Fakat bu organlann
tzel kipilik kazanmalan iin asl unsurlardan biti olan yeligin anonim-
90 leptirilmesi, yani yelerin niteliklerinin belirlenmesi hususu, 1840'tan
beri muhass11hk meclisleri ile ilgili nizmnmelerde, sonra 1864 Vilyet
Nizmnmesi ve 1871 tarihli Daire-i Ummiyye-i Vilyet Nizmnme-
si'nde yerine getirilmigtir.Tabi yeler; mlk mir ve memurlar, ruhan
reislerden ibantti. Seimli yeler ise, o yerin halkuu temsilen seilen ya-
risi Mslim, yanst gayrimslim drt kigi idi. Su son kural Osmanh dev-
let geleneginde nemlibir geligim ve degigim demektir. 19. yzyilm Os-
manh dgnr megrtiyet rejimini, parlamentoyu veya bu gibi mahal-
l kurullart slmmegveret gelenegi iinde aiklamaya ahylr ama, bu
gibi kurullan slm megveret gelenegi iinde ele almanm mmkn ol-
madtgi aIktir. dareyeve karar almaya belirli kurallar erevesinde gay-
rimslimler de katthyordu. Kurullarm tegkil tarzr znde laik bir teme-
le dayanmamakla birlikte, laik bir geligmeye yol amigttr. Mahall grup-
larm merkez idarenin kararlarma hi degilse dilekte bulunma yoluyla
katilmalari 1840'lardan itibaren bir kurumsallagma ve devamhhk kaza-
myordu. Bu geligmenin mahall idarelerin doguu aistndan gsterdigi
nem digmda, muhassilhk meclisleri ve onun devaru olan vilyet idare
meclislerinin Osmanh mparatorlugu'nunparlamenter hayata geiginde
de nemli bir katleda bulunduklarm1 belirtmek gerekir.

19 Mart 1877'de ilk Osmanh Meclis-i Meb'sm toplandigmda, im-


paratorlugun drt bir yanmdan gelen meb'slar, byk ogunlukla vil-
yet idare meclislerinin seimle gelen yeleri arasmdan valilerce veya
meclis yelerinin ortak karanyla tayin edilen kimselerdi. Meb's seimi
iin hazirlanan tlimat-i muvakkate, vilyet idare meclislermin seilmig
yelerinin ilk semen sayilarak meb's seilmelerini ngryordu ki,
pratikte meb'slar bunlarm arasmdan seilmig veya valilerce tayin edil-
miglerdi. rnegin,Kastamon meb'slan, 1864-1876 yillari arasmda vil-
yet meclisinde yelik yapan Haci Mustafa ve Salim efendiler, Suriye
meb'su, 1869'dan beri vilyet meclisinin seilmig yesi olan Nikola
Nakkap Efendi'ydi. Hdavendigr meb'slari da 1870'ten beri vilyet
meclisinde bulunan pyh Bahaeddin ve Pavlos Pavlidi efendilerdi. r-
ogaltuabilir.9 Gelen meb'slar ilk anda eski gtevlerinden gelen
.nekler

ahykanhkla, daba ok geldikleri yerlerin sorunlan zerinde durdularsa


da, lasa zamanda lkenin genel sorunlaruu kavrarug, hatt dig politika-
yi bile tartigmaya baglamiglardi. Bu demokratik terbiyede yirmi yih apan
vilyet idare meclisleri ve daha eskiye uzanan muhassilhk meclisleri ge-

8 . Ortayh, Tanzimat'tan Sonra Mahallt Idareler,Ankara 1974, s. 22-23.


9 Kastamon (1286-1293), Suriye (1286-1292), Hdavendigr (1287-1293) vilyetleri
salnmelerinden kargilagtumayla elde edilen bilgi.
leneginin byk payi vardir. Meclis-i Meb'sn'm bir itzg olmama-
vi-
sma ragmen meb'slar belli bir mzakere abykanhgina sahipti. Eski
lyet mfettigi olan meclis reisi Ahmed Vefik Paga'mn otoriter bapkanh-
gmdan,meb'slarm tartigma dabma kadaraakti. her geyin eski vilyet mec- 91
lislerindekitecrbe ve gelenege dayandigt Tagradan gelen meb's-
lar seim konusu tarttg1hrken, stanbullularm ilk defa seim grduklerini,
kendilerinin ise
'ibtida-i
Tanzimat'tan beri seim usuln bildiklerini' ileri
sryorlardi.10
Vilyetlerdeki meclis-i idarelerin digmda, yerli halkm temsileilerih--
den olugan Menfi-i Ummiyye sandiklari, Ziraat ve Nfla komisyonla-
n, mahal1 yelerin katildigt ticamt mahkemeleri memleketin iktisad
hayatuu dzenlemekte kmsenmeyecek rol olan kurullardi. Rumeli
vilyetlerinde zellikle Midhat Paga'nm valiligi sirasmda Tuna vilye
tinde Menfi-i Ummiyye sandiklan nemli bir sermaye birikimini ger-
ekleptiren kuruluglar olmuglardi.11 Bu sermayenin kullamhp biimi, ya-
tmm yapilacak alanlar mahall sandik kurullarinca kararlagtirdiyordu.
Bununla birlikte sandiklar imparatorlugun her yerinde aym etkinlige ve
gce sahip degildi. Yerli tccarm gszlg ve iktisad geligmenin ya-
vaghgindan dolayl, mahalli idarelerin gerek anlamda glenigini sagla-
yacak bu kuruluglar bir mddet sonra etkinliklerini tamamen kaybetti-
ler. zellikle Osmanh-Rus savagmdan sonra sadece var olan Menfi-i
Ummiyye sandiklarmm degil, Osmanh gehirlerindeki eenafm gelenek-
sel avriz sandiklarma bile devlete ei konmuqtur; ktisadkonularda ka-
rar alma gszlgii ve sermaye kuruluglanna sahip olamamak baglan-
g1tan beri lkemizde mahall idarelerin geligmesini nleyen bir olgu-
dur. 1860'lardan beri szde her yerde var olan meclis-i belediyeler, ste-
lik ilk Osmanh Meb'sn Meclisi'nde 'Dersaadet ve Vilyt Belediye Ka-
nunu'nun hazirlanmasina ragmen, geligememiglerdir.Glenen merke-
z hkmet kargismda mahall gruplarm iktisad gc de aym oranda
artmadigmdan Trkiye'de mahall idareler nce iktisad ve buna bagh
olarak da hukuk zerklik konusunda geri kalmiglardir.

IV

19. yzyilda, Osmanh da merkeziyeti


mparatorlugu'nda devlet fel-
sefesi ve egilimi egemendi. Modernlegme brokratik rgtlerin by-
mesine neden olmugtur. Devlet faaliyetlerindeki ihtisaslagma, merkezde
ve vilyetlerdeki rgtlerde ihtisaslagmay1 yaratmaktadir. Merkez h-
kmet sanayiden egitime kadar hayatm her alanru dzenleme egilimin-
dedir. Yabanci devletlerin misyonerieri lkenin her yamnda sayisiz okul

10 H. Tank Us, Meclis-i MeVsn Zafnt Ceridesi,nikad,7 Nisan 1877, s. 84-85.


11 Maria Todorova, 'Obgopoleznite Kasi na Midhat Paga', storieski Pregled,
1972/5, 56-76.
ve sosyal kurum aarken, Bbil brokrasisi hayirhah davranmasa bile
engel olamamaktaydt.12 Ama herhangi bir yerdeki halk kendi ihtiyacma
ynelik bir 1rak veya ebelik okulu, ya da obanhk ve tanm teknisyenli-
92 gi kursu amak istese buna izin verilmeyecegine gphe yoktu. Yetimha-
ne veya sanayi mektebi kurmak, tagradaki mahall nderlerin degil, an-
oluyordu. Merkez hkmet ogu
cak gnderilen valilerin
girigimyle
yerde belediye rgtn kurmamig ve belediye meclislerine uzun sre
tzel kipilik kazandirmamistir Belediyelerden beklenen hizmetIerin bir
losuu vakiflarm, bir kismi merkez hkmet organlarmm elinde oldu-
gundan,stanbul'dabile beledlyenin etkin bir hizmet grmesi mmkn
degildi. Bir semtten diger bir semte suyolu veya kaldiryn dgemek iin
iki- nezret veya evkafla anlagmak gerekirdi. Kugkusuz beledlyelere
ayrilan mal kaynaklar da ok yetersizdi. Belediyeye yeni mal kaynak-
lar saglamak konusunda Bbil brokrasisinden daha isteksiz davra-
nanlar ise tagra egrafi idi Yeni kaynak, yenivergi demekti. Bu eglimiOs-
manh meb'slar meclisinde de grmek mmknd.
Son devir Osmanh yneticileri belediye rgtn sadece dzenli ge-
hir hizmetlerinin grlmesi iin istediler. H. Megrtiyet dneminde bele-
diyeler orgt olarak geligtirilip, tzel kipilik kazandiklan halde, nceki
devirden daha gl merkeziyeti politik baskiyla ynetildiler ve her
yerde merkez hkmete daha bagimh hale getirildiler.Bu politika impa-
ratorluktan cumhuriyete miras olarak kalmigtir. Hizh bir gehirlegmeyle
birlikte siyasal katilma sorununun da byk boyutlara ulagtigi gnmz
Trkiye'sinde mahall idareler halen gemigingetirdigi uyumsuz yapiyi
tagunaktadirlar.

12 19. yzydm sonunda Osmanh mparatorlup'nda sadece ABD'nin kurdugu


okul ve yetimhane sayis1400'e yaklagiyordu. Ekz. . Ortayh, 'Osmanh mpara-
torlup'nda Amerikan Okullan', Amme idaresi,1982, c. 14, sayi 3, 90-91.
13 H. T. Us, M.M.Z.C., 15. Inikd, 16 Nisan 1877, 118.
. .
r 93
Osmanhlarda Ilk Telif Iktisat Elyazmast

Andreas Tietze'ye

Dnen ve yazan kimselerin bulundugu her toplum gibi, Osmanh


toplumunda da bir iktisad dgnce, ilk Osmanh vekayinmeleri ile top-
lum ve devlet hayatma ait metinlerin kaleme almmaya baIandigi devir
lerden beri var olagelmigtir. Ancak Osmanh toplumunda iktisad dgn-
cenin bilinen klsik, geleneksel niteligini degigtirmesi, daha dogrusu Ye-
niag Avrupasi'nda yeni bir yntem edinerek geligen iktisat bilgisinin ta-
nrup izlenmesi ne zaman olmugtur?
Soruyu cevaplamak zordur. Avrupa iktisad dguncesi, pekl 18. yz-
yll sonlarmda Osmanh aydmmm ilgisini ekmig olabilir. Ancak iktisad
dgncedeki bu nemli degigmeyibelgeleyecek eldeki metinler bugn
iin o kadar geriye gitmiyor. Yakm zamanlara kadar aragtirmacilar, Os-
manh toplumunda Batiiktisad dgncsi tarzmda kaleme ahnmig me-
tinleri en ok 1850'li yillara kadar gtrebiliyorlardi.1 Viyana'da, Avus-
turya Mill Ktphanesi SarkYazmalari blmnde mevcut bir yazma
risale ile bu tarihi pimdiden sonra yirmi yll daha geriye gtrebiliriz."
Ele alacagimiz kk risale, 1830'lu yillarm bagina ait bir yazmadir ve
imdilik bu tarih, Osmanh toplumunun Avrupa iktisad dgncesiyle ve
iktisat ilmiyle tamstig1 zaman olarak kabul edilmelidir.
16-18. yzyillarda Gelibolulu Mustafa li'ninSultanlara Nasihatler'in-
den veya daha nceki bazi nasihatnme tr eserlerden baglayarak, Ko-
i Bey Risalesi, Selnik Tarihi, Hizru'l-Mlk, vb kitaplarda, Osmanh top-
lumunda egemen olen ekonomik-sosyal grglere bolca rastlanmakta-
dir. Memnuniyetle kaydetmek gerekir ki, bunlarm bir kismi tarihi ve
dilbilimcilerin ahgmalariyla okuyucunun yararlanmasma da sunul-

*
Yaprt,Ekim-Kasun 1983, s. 3744.
1 C. Orhan Tiitengil, 'Trke'de hk iktisutKitabmm Konusu ve Yeni Bir Eser ze-
rine Notlax', 101F Mecmuasi, c. 25, S. 1-2, Ekim 1965, s, 141-150;Z. E Fmdikoglu,
'ktisadTefekkr Tarihimizden Bir Para',1brahim Fazd Pelin'e Armagan, stanbul
1948, s. 221-230; M. Orhan Okay, 1ktisatta Milli Dar,nceye Dogru', TrkKltr,
XVIII, S. 207-208, s 72 vd.
**
Yazmaya ele geirmedeki yanhuu ve metni incelemedeki tegviki iin hocam Prof.
Tietze'ye tegekkrbir bor bilirim.
muytur? Du metinlerin baghca zelligi, ok kiginin bildigi gibi, Osmanh
geleneksel dzeninin restorasyonunu amalayan eleptiriter olmalandir.
Klsik Osmanh dneminin bu gibinasihatnme ve Islabat lyihalarr, ta-
94 nm ekonomisine dayah bir imparatorlugun yapismi temel olarak kabul
edip, Yeniag Avrupasi'umiktisad degigmesindenve o dnyanm rn
olup yeni dil ve kavramlar kullanan iktisad dgnceden habersiz bir
slbla, imparatorlugun islahati haklanda neriler getirmektedirler.
Osmanh toplumunda Avrupa iktisad dgncesine niin yabanci ka-
Imdigi ve bildigimiz kadanyla niin 19. yzyildan itibaren bu dgnce-
nin benimsenmeye baglandigmm cevabi, Osmanh.iktisadt tarihini sag-
lam bilgilere dayanan zengin bir sentez halinde yazmak kadar zordur.
Hatt, bu gibi tarihilik rnleri ortaya kondugu zaman bu soruya ce-
vap verilebilir demek, daha dogru olur.
19. yzyil Osmanh.iktisat bilgisinin szlg, kismen klsik devir Os- 'iktisat'

manh dgncesinden kaynaklanmaktadir. Nitekim 19. yzyilda


tedbr-i menzil' deyimini Ktib elebi,Keyf-z-
'ilm-i

karquig1 kullamlan
zunn'da kullanmaktadir? Ktip elebi'ye gre Menzil tedbri ilmi, bir
hanenin reisinin, hane halki ve uaklar arasmdaki iligkileri ve hane d-
zenini nas11 kurup ayarlayacagma iligkin bilgi olarak tarif ediliyor. An-
cak bu bilginin n plnda, kaynaklarm ve gelirin blgmne ve mas-
dzenienmesine degindigi aaktir. Menzil tedbri ilmi, aile dzeyi-
raflarm
nin stnde btn topluma da yayllarak dgnlmesidir. Esasen 19. yz-
yll Osmanh iktisad dgncesinde de, retimin artinlmasi ve dogal kay-
naldann bunun iin nas11kullamlmasi gerektigi gibi sorunlardan ok ser-
vet ve gelirlerin blgm konusu zihinleri meggul etmektedir.
Bugne kadar bilinen ilk Trke iktisat kitaplan, Z. E Fmdikog-
lu'nun, brahimFazil Pelin'in ktphanesinde buldugu Tasarrujit-i Ml-
kiyye ve 1965 yllmda merhum sosyologumuz Cavit Orhan Ttengil'in ta-
mttigi Ilm-iTedbr-i Mlk adh eserlerdir Sonuncusu 1860'ta Londra'da
Charles Wells tarafmdan Trke yazahp tagbaski olarak bastmlmigtir.
Fmdikoglu, tamttigi risalenin yazan olarak Serendiz Argizan adh bir ta-
bibi gsteriyor. Serendiz Argizan, bu eseri Rossi diye bir yazann Econo-
mie Politique'inden yararlanarak Fransiz dilinde kaleme almig, Fransizca

2 mek olarak, bkz. A. Tiet2e, Mustafa li'sCounselforSultans of 1581, -Part I-ll Wi-
en; st.Akad. derWiss.,1982; Y Ycel, Kitab-iMesalihi'l-Mslimin ve
Mendfi'l-M-
minin, ADTCF yay., no: 307, Ankara 1981;Y.Ycel, Kitb-i Mstetab, ADTCF
yay., no: 216, Ankara 1974.Aynca, bkz. M. Ktkoglu, Osmanhlarda Narh Messe-
sesi ve1640 TariFdiNarh Defteri, zmir1984.
3 Bu fasil iin, bkz. O. Saik Gkyay, Katib elebi: Yaami, Kigiligive Yaprilarmdan
'ilm-i
Semeler,Trkiye Bankast yay, Ankara 1982, s. 365. 1850'lerde tedbir-i
menzil', iktisat risalelerinin baghgadir. Bizim ele aldigimiz yazma baghgi ise
menzil deyimini kullanmaz; tedhir-i Emrn-1mlki'economie politique' karhgt
kullamr.
metni de Aleko Sucu Osmanheaya evirerek bastirmigtir. Gerekte ise,
Fmdikoglu'nun tamttigi bu eserden nce, Mliye Nzm Mehmed Cavid
Bey, 1315 Hieri/1897-98 miladi tarihli kendi iktisat kitabmm birinci cil-
dinde, J. B. Say'den mlhem bir kitabm lm-iTedbtr-iMenzil adiyla Sehak ps
Ebru tarafmdan 1850'lerde evrildigini belirtir. Fmdikoglu'na gre, ele
aldigi risale, Rossi isimli bir yazarm, EconomiePolifique kitabmdan Tasar-
ruft-I Mlkiyye olarak evrilmigtir. Ancak eser iin Cavid Bey'in szn
ettigi kitaptan daha eski bir tarih vermekle beraber, bu tarih, kitabgi
knyesinde yoktur; dil zelliklerine dayanarak tahmin etmektedir (tah-
minen 1268 H/1851 M). Bu eser Sultan Abdlmecid'e takdim edilmigtir.
Mehmed Cavit Bey'in naklettigiiktisat kitaplanyla Fmdikoglu'nun ince-
ledikleri arasmda kimlik atirnasi grlmekte ve yazarlar J.B. Say'in iki
ayn kitabrun evirisinibirbiriyle kangtinm; gibi grnmektedirler.Yahuz,
aik ve kesin olan bir pey, her iki eserin de 1850'ler civanna tarihlenehile-
cegidir. Ttengil'in tamttigi Wells'in kitabt ise, 1860 basunhdir. Bir ngiliz
tarafmdan Trke kaleme ahnan bu ikinci eser de iktisat bilgisini ve kav-
ramlan kisa ve yetersiz olarak tamtmaktadir. Eu bilgilere gre, Osmanh
toplumu yzyihn ikinci yansinda iktisat bilgisiyle henz tampma agama-
smdadir. Ancak, tamtdan bu risalelerin tag baskisi olarak basilmasi, ilgi-
nin yayilmaya bagladigmi gsterebilir?
Bizim ele aldigmuz, yazan (veyaderleyicisi) mehul risale ise, sade-
ce yazma olarak kalmigtir. Viyana'da, Mill Ktphane'nin ark Yazma-
Jan arasmda bulutunaktadir. Elimizdeki risale 86 sayfadan olugan bir
yazmadir ve 'Risle-i tedbir-mrn-1 mlkf adru tagimaktadir.5 Bunun
Economie Politique'ten bir eviri oldugu dpnlebilir Risalenin yazan
veya derleyen mterciminin ada yazmada yer almadigt gibi, bagvurdu-
gu Avrupa kaynaklan da belirtilmemigtir. Ancak risale sahibi, zellikle
Malthuttan sz ederken, onun nfus zerme olan eserini otuz sene n-
ce kaleme aldignu sylyor ve yakmlarda bu konudaki tatutici bir ma-
kaleyi 56 sayih Takom-i Vekyrdeneettigini belittiyor (nfusile ve ik-
tisad durumla ilgili byle iki makale, Takvm-i Vekyrnin 56. sayismda
degilse de 54 ve 55. sayilarmda, 'Umr-i Hariclye' blmnde eviriola-
rak yer almaktadir.
evirininrisale sahibi tarafmdan yapildigi anlagih-
yor. 55. say1daki makale, Tedbtr-t mrn-r mlk ilmindeki hazk-i hke-
mdan Estrada nm spanyolhir ztm nfus meselesi ve iktisad kay-
naklar zerindeki yazdiklarmm bir tercmesidir). Malthus'un meghur
denemesi l798'de basildigma ve 1831'den beri akan Takvfm-i Vekyrnin
54-56. sayilan da 1832 yihna rastlad2gma gre, elimizdeki yazmamn ta-
rihi 1833'ten daha ge olamaz. Herhalde Bbil'nin gayrimslim terc-

4 Ttengil, a.g.m., s. 142-144.


5 Viyana, National Bibliothek, CodexVindobonensisPalatinus, 43 yaprak, Mixt 1169.
Yazmamn son sahifesinde muhtemelisim ve tarih belitsizdir.
manlarmdan olan yazar; Arab, Fars ve Yiman dilinde bulunmayan ve sa-
dece ngilizve Fransiz dilleriyle edinilmesi mmkn olan bu bilgileri dil
bilmeyenlere aktarmak iin risaleyi kaleme aldignu bildiriyor (yazma,s.
96 39 r).
Risalenin giriginde merkantilist bir yaklagim gze arpmaktadir.
"Devlet diger devletlerle ve milletlerle olan ticarette kendi tebaasmm 1-
karnu kollamah ve onun ticaretini digerlerine gn artiracak tedbirleri
gzetmelidir" (s. 3 v 4 r).
Yazar,Osmanh neerinde ah.plmig slbun digmda, derhal konuya gi-
riyor, ilk paragraftan itibaren iki sahife kadar, devlet hayatmda ve dn-
yada iktisad sistemin niye degigtigini ve niin yeni bir iktisat bilgisinin
gerektigini ve neden risaleyi kaleme aldigun pyle aikhyor: "Eyym-1
mazyede vcudi nbud ve dvel-i salfe zamanlannda eser ve haberi
mdum ve mefkud olan ecza-1barut tuhur ve kuds edib, anm mukte-
zsmdan olan eslha-i natiyyenin karn-i lcd ve hurb ve kit'alde ist-
mali mutad olduktan sonra, usul-i muharebe ve andan matlb olan za-
tebdil olmagla, dvel ve milel-i mteahh-
fer ve galebe esbabi tagyir ve
renin pir nizmt-i dahiliye-i mlkiyelerinin tebdilini icb ve ale'1 hu-
sus umrn-1mlkiyeye aid nizm ve tedbrin ilm-i mazbut insabm ib-
lag ve slini istcab etmig oldugu beyamnda risle-i muhtasaradir" (s. I
v-2 r-2 v). Bu aiklamaya gre, barut ve ategli silhlann icadi ve kullam-
nuyla merkez ordular ortaya ikmig; bunlarm egitimi ve donanmu, su-
bay ve gretmenlerinin yetigtirilip maaglarmmdenmesi, devletin i d-
zeninde ve ynetimde degigiklikler yaratip, mal ve iktisad dzen nite-
lik degiytirmigtir. Bylebir degigikligi merkezlegen monargiler olayx ola-
rak aiklayan (ve bir boyutuyla dogru olan) grg; yazar tarafmdan be-
nimsenmigtir. Yeniag devleti, bnyesi ve iglevleri ynnden bymg,
geligmigtir. Yeni bir iktisadt Anlayi; ve iktisat bilgisi, bu olgudan dolay1
gerekli grlyor. Risalede, iktisat tarihilerinin kisaca ticari ve sonra si-
nai kapitalizm agi dedikleri (itiraz edilmeyecek bir terim) dnemin ka-
merkezyeti degigiklik
mu ynetimi ve idari-asker bnyede yarattigt
kapital birikimi gibi olgularla yapilacak
sermaye hareketinin bymesive
bir a1klamaya yeg tutulan degigkenler olarak ele almmaktadir, Ama tari-
h ynden hi de yanh; ve ok farkh bir aiklama sayalmamahdir bu...
edilecegi zere, 18. yzyil ve 19. yzytl
Geri risalenin yazari, fark sonu
baglarmm iktisat literatrndeki ifade ve terimleri kullanmaktadtr ama,
giripteki bu aiklama bizce qu atdan ekici, hatt orijinaldir: 1820'lerden
beri orduda ve merkez idade Yeniag Avrupasi'ndakine benzer m-
form ve degigmeleri geiren Osmanh imparatorluk ynetiminin sorun-
larma cevap vermek amaci gdlmekte ve buna uygun bir yaklayimla
risalenin kaleme ahndigi grlmektedir. Eu ynyle yazar, eserini orta-
ynetsel modernlegmeyi, benimsedigi
ya koydugu yillarda yrtlen
kuramla uyum gsteren bir olgu olarak degerlendirmektedir.
Yazarin bu risaleyi kaleme almakta kendini de ilgilendirebilecek pra-
tik bir amact oldugu da bellidir. Devletin gizli, atk, genel veya zel igle-
riyle ilgisi olmayan, tedbr- mran-i mlk (economie politique) ilmi ko-
nusunda bilgisi ve tecrbesi olan herhangi bir devlet ve ulustan kimse- 97
lerin, nzir-i meclisin (yani ticaret meclisi nazmnm) yanmda, ona danig-
manhk yapmalan gereklidir. Bu gibi kimseler davet edilmeli ve dnya-
faaliyet izlenmelidir.
mn ekonomik durumu, kanunlar ve iktisad-ticari
Bylece Avrupa devletlerinin iki yz senede yarattiklan eserler, servet,
refah ve baymdirhk, ingallah Osmanh 1kelerinde de yirmi yllda gerek-
legebilecektir (s. 2 y). Yazar burada ilgin bir eldemede bulunur: Maziye
bakarak degil, yaanan gne bakarak hareket etmelidir. Yani eskinin res-
torasyonuna ynelik bir iktisad anlayila degil, gnn partlarma uyup
tedbirler almahdir. Bunun iin bn-iHaldun'un bir tmcesine bagvuru-
anlamak iin, diger de-
yor: "Bir devrin halki ve devrin gan ghretini
virlerle karg11agtirmay1p, Tauri'mn her devir iin ortaya koydugu yne
tim ve igleyige uymah ve devietve toplum iq1erinibu biimde yola koyma-
ya gayret etmelidir" (s. 5 r).
Girig (Mukaddime)'teki bu teorik ereve diyebilecegirniz aiklama-
dan sonra, risale beg blm (fasil) ve bir sonucu (hatime) iermektedir.
Bu blmlerin ierigini lasaca gzden geirelim.
Fasl-1evvel (L Blm), s. 6 r-10 v arast:Bu blmde iktisat biliminin te-
mel kavramlari tammlaniyor. htiyanedir, mal nedir gibi... IhtiyaIarm
nedmt (kithk) ve rf ve dete gm biimlenecegi, artacag1zerinde du-
ruluyor. rneginparap, fes ve gapka gibi geylere kargi Hiristiyan ve
Muslmanlarn aym gereksittmeyi duymayacagi syleniyor. Degerin l-
t olarak lothk (nedret) ve emek gsterilmektedir.
Fasl-t sni (2. Blm), s. 11 r-14 r: retimsrecinin ne oldugu aiklan-
zerinde
diktan sonra, bu blmde retimin geleri (istihsalunsurlan)
duruluyor. retimfaaliyetini (a) tanm, (b) sanayi ve zenaat (amel-i href)
ve (c) ticaret olarak e
aymnaktadir. retimolaynu gerekleptirenler
ise, (a) mtegebbisler (risalede,mbagirn-i umml) olup, bunlar kr ve
zarari ykmlenen,.retim iin sermaye ve
lt-edavati saglayanlardir,
(b) ucretliter olup, gnlk, ayhk ve yllhk cret alan ve oban, irak, kal-
fa veya ticarette sandikkr, mutemet gibi risk yklenmeden abganlar-
dar.
lt,.edavat ve
Fasl-I slis (3. Blm),
s. 14 v-21 r: "stihsaldekullamlan
esbb-i mstahsile-i emval beyatumdandir." Yani retim aralan zerin-
de duruluyor. En basit ve aak rneklerle, bir malm retimde kullamIma-
siyla (mal-1sermaye) retim araci niteligini kazandigi aiklamyor. Ure-
tim aralanm (a) mal-i sermaye, (b) amel-i beger (emek yerine say deni-
yor) olarak aynmhyor. Bu sayede (madde-i asliyye) hammadde iglenip
mamul mal haline getirilmektedir. Klsik Osmanh dneminde ferman-
lardan kayatlara ve siyas-edeb metinlere kadar malkelimesi, Arapa as-
Ima uygun olarak para anlammda kullamhrken, metinde mal szcg-
nn bugnk anlamuu kazandigi grlmektedir.
Fasi-:rab (4. Blm), s. 21 r-29 v: "Krymet-imal-1 sermayenin hakkat-i
98 zt ve maliyeti ve anm husiil-1 mal emrinde tark-iistmali ve efrd-i nsm
mlk ve tasarruflarmda sret i teksir ve terakmi beyanmdadir." Bir t-
ketim mahnm kiymeti, tketicinin verdigi degere, mahn kullamm imk-
mna ve derecesine gredir. Bu da ashnda bir sermaye mahnm da dege-
rini tayin eder. (Bu tmce, birinci blmdeki deger kavrammm aik-
lamastyla eligki iinde gibi grnmektedir.) Bir mahn retiminde ser-
mayenin degeri de yer ahr; daha dogrusu, sermaye mah rne dn-
o
gr. Kr lsnde sermaye artmhr ve i; byr. Mesel, bir sabuncu da-
ha fazia yag ahr ve sabun kazamm yeniler, bylece bu iglemden diger
reticiler de yarar saglar.
Bu blmde devletin zenginliginin de bu yolla artacagivurgulamyor.
Risalede, Tanzirnat arifesinde yapilacal reformlar ve yeni iktisad politi-
kaya uygun bir anlaysym yer aldigi, bu gibi meklerle aika grlmek-
tedir.
Fasl-r hami (5. Blm), s. 29 v- ve devamt: Bu blmde nfus sorunu ele
aluunakta ve risalede orijinal bir egilim olarak, Malthus'un gr zet-
lenmektedir. Yazar, Malthus'un otuz sene nce kaleme aldigi-eser ve bu
konuda Avrupa gazete evrakmdan (!)yaptag1eviriyiTakoim-iVekayf de
bastudigmdan sz ediyor (s. 33 r). En uzun blm budur ve risale sahi-
binin, daha nceki gazete eviriferinden de anlagildigi zere, Malthusu
nfus kuramma yalon ilgi duydugu aiktir. Hatt risale sahibi, bir
an-
lamda iktisat bilgisinin, nfus artrymm yaratacagt sorunlari kavramak
ve zmek iin bir a oldugu kamsmdadu. Malthus'un bu konuda ver-
digi rnek hesaplamalan nakleder; her dogan ocuk yagasa, yirmiden
fazla ocuklu evililikler yaygmlagir.Bir memleket nfusunun artig yete-
negi, o memleketin nfusunu her 26 yllda kat ykseltecek derecede-
dir. Yaniotuz milyonlu Fransa, 26 sene sonra 90 milyon nfuslu ve 52 se
ne sora 270 milyon nfuslu bir lke olacaktir. Bu nedenle hastahk, sal-
gm, savag gibi tahripkr olayla_rkamilmazdir. Risale sahibininbu konu-
lan daha ok Malthusu yazarlarm Avrupa gazetelerindeki makalelerin-
den iziedigi anlalmaktadir.
Bundan sonra, girig blmnde ileri srlen dgncelere atif yapila-
rak,yisalenin bu sorunlara dikkati ekmek ve tedbir- mrn-i mlkt ilmi-
nin grenilmesi ve ona gm tedbir almmast iin yazildigi bildiriliyor. Ri-
sale sahibi, Malthus'un nl denemesi hari, metinde hangi kaynaklari
kullandigmi belirtmemigtir (klasik Osmanh nesrinde pek grlmeyen
bir biimde, yazar ek audamalar yapmak iin dipnotu kullanmaktadar).
Risalenin kaynaklan muhtemelen temel, orijinal eserleiden ok, bazi
vlgarize kitap ve makalelerdir. Risalede, fizyokratlardan, tabi denge
kuramcalarma, J. B. Say'den Ricardo'ya kadar birok iktisat kuramci-
smdan esintiler vardar Belki
yazar, bu nllerin yaptigi tamm ve ileri
srmg olduklan dgnceleri, onlarm isimlerini bile bilmeden ikincil
kaynaklardan naklen derlemigtir.
99
Bununla beraber, elimizdeki ilk iktisat kitabt (daha degrusu
risale), btun nahif
yazma
yapisma ve slbuna ragmen, iktisat biliminin konu-
larina ve temel kayramlarma yazarm zekice yaklagtigi ve bunIarm ol-
duka yanhysiz grenilip gretildigi bir metin grnmndedir. Daha
nemlisi, bu gibi bilgi1erin grenimi ve okunmasi yaygmlagmamig Shra
bile, asker endigelerle baglarrug Mahmudiyye reformlari dnemi Os-
manh adammm, degigen dnyanmiktisad mekanizmasuu ve dgnce-
sini grenme istegi ve bazi tedbirler ahnmasi zlemi bu risalede
gze
arpmaktadir.
Osmanh mparatorlugu'ndaSanayilegme
Anlayzytna Bir Ornek:
'Islah-t Sanayi Komisyonu' Olayr

19. yzy11a girildiginde taramsal ve endstriyel geligimgsteremeyen


imparatorlukta, tezgh ve Lonca sanayinin ugradigi knt genel ola-
rak bilinmektedir Gene Tanzimata grubun bazi dallarda, zellikle teks-
til ve porselen sanayinde atdunlar yapip, bazi devlet fabrikalari kur-
duklan da bilinen gereklerdendir. Bunlarm sayilart, sermaye ve retim
kapasiteleri zerinde tam ve ayantih bilgi elde etmek qu an mmkn
degildir. 1835'te kurulan feshane ve uha fabrikalari, zrnitKgit Fabri-
kasi, Beykoz Tehizt-i Askeriyye Fabrikas1, Tophane, Beykoz-nceky
porselen fabrikalan gibi tesisler bunlardandir.1 Bu tesislerin bir kismi
rantablkogullar altmda a14maya devam etmig, bir kisnu zaranm srek-
li olarak hazine yardim1ylakapatmy, fakat tekstilde nclk etmesi du-
gnlen nemli bir kisuu ise, yolsuzluk ve rezaletler serisi ile ifls edip
kapanmigttr. lkenin genel retim yapisanmve dig ticar iligkiler sistemi-
nin bu geligmeyi nledigi aiktir.
Burada zerinde durmak istedigimiz asil konu; Osmanh devlet
adamlarrun sanayilegme programi, daha dogru bir deyigle sanayilegme
anlayigidir. Hemen grlecektir ki, bu konada Osmanh devlet adami bir
bakuna gereklerden uzak neriler getirmektedir, ama bu durumun ne-
deni de sanayilegme konusunda iinde bulunulan dilemmadir.
Sultan Abdulmecid dneminde byk umutla girigilen sanayileyme
tegebbs, 1asa zamanda olumsuz sonular verdi. Bu durumda 1860'lar-
dan itibaren sanayilegme konusunda baziyeni projeler ortaya kondu. Bu
szde programi yrutmek iin 'Islah-1 Sanayi Komisyonu'nun kuruldu-

gunugryoraz. Sultan Abdlazz devrinin sanayilegme koitusunda


belli bagh tek eylemi sayilabilecek bu komisyon, Meclis-iVl azasmdan
bazilarmm yelige tayiniyle kuruldu. Komisyon reisi gene Meclis-i Vl
azaimdan ve birok komisyonlarda yelik yapmi.9 olan Riza Efendi idi.
Yayunlanan talimatnameye gre bu komisyonun ugrayip zmleyece-
gunlanhr:2
sorunlar
*
ODTGehpimDergisi, 1978 zelSayisi, s. 123-130.
1 . CelAl Sar,'Tanzimat ve Sanayimiz', Tanzimat I, stanbulMarif Basunevi,
1940, s. 432-439,
2 Takvim-i Vekay, no: 1027, 11 Tegrinisani 1284; ayrica bkz. Osman Nuri, Mecelle-i
Limr-I Belediyye,stanbul1338-1922, I, s. 718-724.
a) Halen %5 olan gmrk resmini artirmak,
b) Sergiler aarak sanayii tegvik etmek,
c) Sirketter (esnaftan) teykili ile sanayii geligtirmek,
d) Sanayi mektepleri amak. 101

sKomisyon faaliyete muhtemelen 1280-1282/1863-1865 yillarmda ge-


migtir.3 Sanayi mektepleri stanbul,Edirne, Tuna vilyetlerinde ok son-
ralan aildi ise de, mezunlarma i; sahasi bulunamadigmdan dumura
ugradilar. Gmrk resimleri ise imparatorlugun son zamanlarmda bile
%8 oranma ancak ykseltilebilmigtir. Yerli tccar iin ise ihtisb rsurim
ve dahin gmrkler yznden bu oran ok daha yksekti. Sanayi fuar
ve sergileri imparatorluk tarihinde gstermelik bir iki nemsiz olaydan
ibarettir. Bu talimatnamede komisyonun asil hedefinin esnafi, girketler
halinde rgtlemek oldugu grlyor.
'esnafin

Nitekim talimatnamenin 3. maddesi; artik mnferiden degil,


girket halinde ahymast' lzumuna deginiyor. 4. madde, bu girketlerin
her suuf esnaf iin lonca kethdasive loncanm ileri gelen esnafmdan se-
ilen azadan kurulu hir idare cemiyeti tarafmdan ynetileceginibelirti-
yor. Ancak 6. madde, girket idare cemiyetinin kararlan ve faaliyetinin
Meclis-i Vl tarafmdan denetlenecegini belirtmektedir. ByIece, daha
igin bagmda serbest girigime dayah kapitalist bir geligme kavrammin
yerlegmedigi ve girketlerin brokratik kontrol ve gdm altmda tutul-
mak istendigi anlayihyor.4 Bazi esnafm girketler halinde rgtlendiril-
mesini ngren komisyonun talimatnamesi, daha ok ikincil maddelerin
retimi zerinde duruyor, rneginsimkey esnafi, sara, altm varaki es-
nafi bagta geliyor. Debbaglar 2000 kese altm, demittiler ise 5000 kese al-
tm sermaye koyarak birer girket kuracaklardir. Demirciler girketinin 100-
150 beygirlik makine ve telgraf telleri iml etmesi ngrlyor. Bu su-
dan projenin gerekleytigine dair bir kayda rastlamadik. Bundan bagka
balmumu, kumaa, yastiki, dogramac1gibi, yirmi dalda ahgan esnafm
girketler halinde rgtlenmesi ngrlmgtr. Bu konudaki girigimler
suya dgmgtr. Ciddt bir sanayive pazarlama sz konusu degildir. Sa-
nayilegme halinde ortadan kalkmasi gereken reticilerle, yani esnafla bir
sanayilegme girigiminde bulunulmak isteniyordu. Nitekim bu girketle-
rin hibiri gereklegememigtir.
-

IL Abdlhamid dneminde lkede ulagun, brokratik rgtlenme,


egitimin yayilmasi alanmda kayda deger hazi geligmelergzlemlenmig-
se de, sanayide cidd girigimler gze arpmlyor ve sanayilegme alanm-

3 Osman Nuri, a.g.e., s. 718.


4 A.g.e., s. 724 ve devami; bu talimatnamenin son gekli olup 22 Temmuz 1290 (1873)
tarihini tagiyor.
daki bu arpik tutum ve dgnce devam ediyordu. Yildiz Argivi'nde
Islah-1 sanayi raporu bu ger-
rastladigumz ve burada ele alacagmuz bir
ege igaret etmektedir.5
102 Bu raporda stanbul'da ve vilyetlerde kurulan sanayi mekteplerinin
arzu edilen sonucu dogurmaylp iglerligini yitirdigi ve sanayiin tegviki-
islah
ne yarduna olmadigi belirtiliyor. Kurulacak bir sanayl komisyonu-
nun tekstil, camcthk, demircilik dallarmda mahall sanayn kg ne-
denlerini aragtirmast isteniyor. kinciolarak, bu mallara talep yaratilma-
st iin refer gerektiginin aragtmlmasi ve nc olarak mimar ve inga-
Islalu
at dahnda eleman yetigtirilmesi iin gzel sanatlar okulunun ge-
rektigi belirtiliyor. Drdnc olarak kgit ve cam setiminde ncelik1e
yerlisanayiin geligtirilmesi ve nihayet pamuklu dokumaahkta yerlire-
timin geligtirilmesi gerektigi belirtiliyor. Ancak burada ilgin bir nokta
gze arpiyor "Bu dalda fabrikalar kurulmast amaca ulagmaya mmkn
'pamuklu

kilmaz," deniyor Istenen gey, dokumamn ahliye iml ettiril-


mesi', yani kk retimin tegvikidir ki, bylece cidd bir sanayi progra-
mindan sz etmek mmkn olmuyor. Raporda bu husus aika apagida-
ki gibiifade edilmektedir: "Tegekkl edecek komisyou tarafmdan mra-
caat olunmasi lzun gelen tedbir; evvelen memlik-i mahrusa-i pahane
(de) vaktiyle sanayi hayli terakk ederek olduka ihtiyac-1 dahiliyemize
kifayet edecek derecede iken, gimdi bunlardan evvelki kadar istifade di-
lememekte olup, mesel Ankara soflan, Bursa ve Haleb ipekli ve kumag-
lari ve Bilecik atmalan ve vilyt-1 gahanelerinin ekserinde iml edil-
mekte olari alaca ile debbaghk ve Ktahya'mn inileri ve hah imli ve
bahusus sanayice derece-i vcbda olan demircilik sanatlan heman
mahv u mnkariz olmak derecesine gelmig olmagla bunlarm yine ma-
hallince ihysi ve ilerletilmesi tahtu'z-zeminde olmagla tegekkl edecek
hey'etin evvel enfinle; sanayi-i mezkrenin inkirazur mucib olan esba-
bi ve badehu bunlann hal ve zamanm terakkisi nisbetinde islahi in ne
gibi tegbbsta ibtidar edilmesilazun gelecegini arz ve mik teemml
ve mlhaza etmesi.
Sniyen; mahslt-i dahiliyenin beyn-el ahl nazar-iitibre almmasi
ve revc-1 resinin istihsli zunnmda ne yapmak lzun gelecegini p-i
nazar-i mtlaaya almasi.
Slisen; teb'a-i Islmiyyeden fenn-i mimarde hayli zevt-i meghre
gehnig ise de her ne esbba mebn ise bir mddetten ber bu zenat-i
lyeye ragbet edilmemig oldugu gibi, oymacihk ve hakkkhk ve fenn-i
nakkag dahi gerde kahm; oldugundan bunlann ilerledlmesi lzime-
den bulundugu cihetle sye-i terakkvye-i hazzet-i mlkdrlerinde
el'n mevcut olan ve hl-i haziriyle intizm ve mkemmeliyeti derece-i
matlbede bulunan senyi-i nefse mektehinin bu nokta-i nazardan tev-

5 BOA, YgdazArgivi Evrakt, 12-88/35, ID Ca 1306/9 Ocak 1889.


si ve mekteb-i
sanyin dahi tanzm ve islahi resin dgnmesi.
Rbien; cam ve kagit gibi pek ok srm olan egya in memlik-i
mahrsa-i ghneden her serie milyonlarca paralar Avrupa'ya gitmekte
oldugu cihetle bu paralar harice ikmayarak dhil-i memlikde kalmak 103
ve pek ok ehli-i slmiyyekullari dahi bu yzden mstefid olarak er-

bb-i zenatden ustalar yetiptirilmek zere muntazam fabrikalar insi


zunmnda cb eden tedbirin teemml ve mlhaza etmesi.
Hmisen; ehli ekseriyet zem pamuk bezi iks ve istihlak etmektrol-
dugu.cihetle, bu yzden dahi Avrupa'mn memlik-i phneden almak-
da oldugu para, cam ve kt in akan akeden daha ziyde oldugu ci-
hetle bunun dahi hrice ikmayarak dhil-imemlikde kalmasma bir -
re bulunmasi ve fakat bunun in fabrika insi hlinde maksad-i aksa-
um husul mmkn olmayacagmdan, bunun ehlye ml ettirilerek, bu
yzden pek ok efrd-1slmiyye'nin istifdesi redinin istihsli."
Fi 10 Ca sene 306 ve fi 21 Knmevvel sene 304 tarihli raporda M-
ze-i Hmyn mdri kullari Hamdi (muhtemelen Osman Hamdi) ve
mgir kullan (Said?) imzasi grluyor.
Yzyilm sonuna gelinmigtirama, Osmanh devlet adamlarisanayiley-
me at11mum gereklegtirmekiin hl esnaf ve fezgh uretiminifeda et-
meye cesaret edememektedirler. Osmanh sanayinin bu temel zerinde
kurulup geligtirilmesineahqilmakta ve tabi girigimler bir yana, hazirla-
nan raporlar bile arptk bir nitelik gstermektedirler. Kk retimin ve
lonca dzeninin Avrupa'da 15. yzyildan beri byk olaylar ve istirap-
lar yaratarak y21aldigi,aym deneyin Japonya'dalasa zamanda yogun bi-
imde tekrariandigt dgnlrse; Osmanh devlet adamlari byle bir
toplumsal devrime cesaret edemediler denebilir. Ancak, sorun bu kadar
basit degildir. Tanmsal fazIayi yaratamayan ve kirsal alanda nemli de-
gipmelergeiremeyen lkede, fabrika endstrisine gepecek partlas da
mevcut degildi. O nedenle, Osmanh sanayi programlarmm arpik man-
tigi byk lde lkenin tarimsal yapismdaki arpildiklardan ileri gel-
mektedir samyoruz.
II. Megrtiyet'ten.sonra da esnafi feda edemeyen bu sanayilegme
programlarma devam edilmig ve Osman Nuri Bey'in dedigi gibi6 kuru-
lan bazi esnaf girketleri yolsuzluk ve ifls denemeleriyle ostadan kalk-
m1gt1r.

6 Osman Nuri, a.g.e., s. 728.


104 .

Osmanl2 Imparatorlugu ve
Alman Diplomasisi: "Drang Nach Osten"*

Almanya'mn Osmanh mparatorlugu ile olan iligkilerinde tesis ettigi


diplomatik sistemi nasil tarif edebiliriz? Alman imparatorlugu esas iti-
bariyle bir kara devletidir ve Reich szn kozmopolit bir imparatorluk
degil, bir mill devletin Versailles'da kurulugu olarak anlamahyxz.
1878 Berlin Kongresi'nden sonra Osmanh mparatorlugu'nun18. yz-
yll sonundan itibaren nyguladigt politik dengenin unsurlan degigmekte-
dir. ngilterebirinci derecede gI devletta Fransa ise ngiltereile bag-
kalan arasmda vardan uyugmalari er ya da ge izlemek zonmdadtr. 18.
yzyilda Fransa'run Osmanh Devleti lehine izledigi, politik diplomatik
arabuluculuk rol; artik 1878'den sonra sz konusu olmamaktadir. Faz-
ladan ngiltereve Fransa'mn bundan byle Osmanh Devleti'ni Rusya
aleyhine eskisi kadar desteklemeleri sz konusu degildir. Byk devlet-
ve milliyetler' agru olgu olarak
'ihtillller

ler dnyanm bu parasmda


kabul etmig grnyorlar ve Balkanlar'm kopuu konusunda, Osmanh
btnlgn koruma prensibinden vazgeilmigtir. 1791 Zigtovi ve Yaq
antlagmalarmdan beri kendisi ile harb edilmeyen Avusturya (1867'den
beri Avusturya-Macaristan) gimdi kongrede Bosna-Hersek'i iggal ederek
Balkanlar zerindeki mtecaviz emellerini kuvveden fiile ikarmaktadir.
ngiltere'demuhafazakr hkmetler, hassaten Benjamin Disraeli, Os-
manh Devleti'nin birliginden yana bir politika izlemigtir. Hatt ngiltere
bagbakam bu politikasmdan dolay1 parlamentoda 'Yahudi' diye tahkira-
ne bir protestoya da ugramigtir. Bagbakam kugkusuz pro-Trk
politikaya
iten saik Sefarad Yahud mengenden ok, ngiltere'ningerek menfaatini
grebilmesiydi. Nitekim Gladstone ve Liberaller bu politikamn aksini iz-
ledilderinden; Balkan halklanmn milliyetiligini desteklediler ve tarihin
bagladt. Di-
sop Roma mparaterluguAvrupa topraldarmda gerilemeye
yanda Berlin Kongresi'nde Rusya umdugunn bulamadi; Avrupa
ger ugrunda d-
onun kargismdaydi, asil nemlisi romantik bir hava iinde,
vgtkleri Balkan Slavlan, Alman politikasuu ve kltrn ve tabi Al-

manya ile iktisad baglantry1 Rusya'ya tercih ediyorlardi. Du durumda


Rusya, zellikle byk sma yatirunlarm yapildigi III. Aleksandr dne-
minde (ki kendisi Mirotvoretz, sulhsever unvamni tagir) Osmanh mpa-

*
Trk Diplomasisi;20DYdhk
agdag Sure, 15-17 Ekim1997, Ankara 1999, s.215-221.
"etmigtir.

ratorlugu ile barii bir politika izlemeyi tercih Hatt Rusya ile
btn perde arkasi iligkinin, stanbul g ehreminlerinden olan, daha nce
de Rusya sefaretinde bulunan Riza Papa aracihglyla srdrldg riva-
yet edilmektedir. Demek ki Balkanlar'da Avustura ve talya'nmemelle- 105.
ri, ngiltereve Fransa'am Balkan milletlerini destelder tavri da Osmanh
Devleti'ni Almanya'ya yakmlagtiran nedenlerden biridir. Bugnknn
aksine Almanya 19. yzyilda Balkanlar'da aktif politika gtmeyen ve he-
nz tkarlanyla sahneye ikmamig bir devletti.
Alman-Osmanh yakmlagmasmi tersm ve tesis eden diplomatik ilig-
kiler agt, esas itibariyle otoriter bir toplum ve devlet yapisma dayanlyor-
du. 'Otoritet rejim
'totaliteiden
farkh bir yapidir. Tek merkezli bir ide-
oloji ve idareden ok, belirli bir dnya gru (Weltanschauung) etrafm-
da biimlenen bir toplum yapisi ve bir egitim sistemine dayamr. Otori-
de degildir. Parlamentonun, serbest ba-
'otokrasi'

ter mjim Rusya tipi bir


som daima mdahaleye a1k ve zorba tedbirlerle kulagt ekilebilen, bir
hkmetin parlamentodan ok hkmdara karpi sorumlu bulundugu
sistemdir bu. Alman dig politikasi kapah kapilar ardmda diplomatlar,
askerler tarafmdan tespit edilir ve kitleler basm ve cemiyetler yoluyla bu
politikayi desteklemeye agrdir ve ynlendirilirler. Belirtildigi zere kit-
leler bu rejimi, bu sansr ve bu tekmerkezlilige egilimi desteklemeye
hazirdir. Alman toplumunda Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg da
yazip faallyet gsterebiliyordu; ama gazete
toplatmak da ngiltereve
Fransa'ya gre ok kolay bir igti. Hr (!)basmm nastlkontrol altmda tu-
tulduguna bir rnek; Der Arme Konrad adh sosyalist parti orgaru, bir ta-
paraziti nasil yagiyoir diye yazm-
'devletin
rihte Sultan Abdlhamid iin
etti ve arunda Bagbakan
ca; Berlin sefirimiz Tevfik Papa gazeteyi gikyet
Hohenlohe-Schillingfst'n emriyle gazete toplattir11di.1 Bu gibi tasar-
ruflann di politikada. Wilhelmstrasse'ye kazandirdig1 manevra kabili-
yetini gz nne almak lzim. Bugn diplomasimiz, Almanya'da bu sis-
temin bir tarih miras olarak belirgin lde devam ettigini anlamahdir.
Zannediliyor ki ngittere, Fransa ve Almanya digigleri aym prensiple ig-
liyor. Hayn, ilk ikisinde pluralist sistemin elemanlari ok eskiden beri ra-
demokratik ogulcu
yina oturmuy ve igleyig kazanmty; Almanya'da ise
sistemin ikardigi sesler, anayasal sistem gegi tolere edilir, ama isten-
gnk politika ile ayugmayan sester ise, hasir alti edilir. O an-
meyen o
da hkmetin politik manevralarma yararh ise hoparlrn sesi yksel-
sesi hakkm sesi' forml ileri srlr. Bazt halde bazi ses-
'halkm

tilir ve
lerin ykseltilmesi ve bazi halde kisilmasi halen devam eden ve otoriter
sistemin miras1 olan bir mekanizmadtr. Totaliter rejim yrkilabuir, ama
otoriter rejim yikilamaz, ancak uzun bir tarih iinde erir...

1 Der Arme Konrad, no: 8, 17 Okt. 1896, Hohenlohe raporu, Archiv de; Auswaerti-
ges Amt, Trkei 159, no: 1,bkz. 4-5.
Osmanh lkesindeki Alman demiryolu yatirimlan ve teknolojik s-
tnlk Alman diplomasisinin nemli birer aracidir. Bu 19. yzyil iin
ye-
nilik ve atihmdo Almanya bir demiryolu agt tesis ediyor. Bu demiryolu

106 Fransizlann yaptigi Manisa-Kasaba veya ngilizIerin Aydm demiryoln


gibi degil; demiryolunun etrafmda aym zamanda mthip bir sosyal te-
sisler manzumesini bugn bile gryorsunuz, hastaneleriyle, lojmanla-
nyla, demiryoluna baglanan poselerle... Bundan bagka umra'dagrl-
dg gibi, sulama kanallanyla, ukurova'daki gibi ziraatm islluyla ye-
ni bir yatmm modeli giriyor. Bu kadar aktif bir yatmm sz konusu oldu-
gu vakit ister istemez diplomaside yeni vasitalar geligmekte; yani her iki
tarafm da bagh oldugu ve her iki tarafm da ynettigi enisilahlar sz ko-
nusu oluyor. Bu, byc iragma benzer bir olaydir. Wilhelmstrasse Kurt
Sanders ve Helfferich'i kullamr. Helfferich ve Sanders ise Wilhelmstras-
se ve Osmanh'yi kullamr. Bu ikili iligkiyi bilhassa Bagdat Demiryolu ko-
nusunda grmekteyiz. Her yeye ragmen punu syleyeyim; gerek Anado-
lu Demiryollari Kumpanyasi ve onun geniglemesiolan Bagdat Demiryo-
lu Kumpanyasi adru alan girketlerde lisan Fransizca olmugtur. Fransiz
sermayesi hkim olmug, Ingiliz sermayesi de girmigtir.Ve girketin Isvi-
reli mdr Birinci Byk Harb iinde Liman Von Sanders'in ve Istan-
bul'daki Alman kurmay heyetinin taleplerini her zaman dinlememekte-
'tagiyamam'
dir. Yani'gunu tagi' deyince diyor; ve harb ortasmda bile gir-
ket statsn koruyor ki bu ilgin bir yapidir. Bunun iin diplomasi de
bu gibi yeni olugumlari (ki bu ok yenidir) 19. yzyil sonu ve 20. yzytl
bagi itibariyle gz nnde bulundurmak zorunday1z.
Bagdat Demiryolu malmdur ki, tamamlanamayan bir hat olarak
kaldi. Bagdat-Basra arasim, birinci harbden sonra ngilizler;Bagdat'tan
kuzeye olan kismi da gene ngilizmanda idaresi tamamlamigttr. Bas-
ra'da en u nokta Hamad'a kadar oluptu. te yandan Rusya kuzeyde
ran'da Henekin'e kadar demiryolu dgyor ve kendince Basra krfezi-
ne ulagmayi hedefliyor. Mamafih Witte gibi akilh maliyeci bagbakan bu
nafile prestij projesinden vazgemigtir.
Nitekim Heniken'e ulagan Rus demiryolunun daha gneye inmesi
hedeflenmigken, Witte'ci evreler, Transsibirya demiryolunun invasim
bu projeye tercih ettiler. Basra'ya kadar uzanacak demiryolunu ise Al-
manya'da kim istiyor? Kayzer IL Wilhelm istiyor, Genelkurmay'da Graf
von'Waldarsee istiyor. Askerler ve diplomattar
ve bir de birtakim yan
mnevverler, kasaba gretmenleri, militarist Pan-Cerman birligi yeler
istiyor. Gerekten ticaret, sanayi ve bankacilikla ugraan, sermayeyi y-
neten gruplar bu konuda ok ihtiyath ve gerekidir. Sermayedarlarm bu
ihtiyatmi Rosa Luxemburg gibi militan ii hareketi Uderleri de paylagi-
yor. Proje pahahdir ve bir noktadan sonra faidesiz yatirundir. Svey; Ka-
nah aalmig; gemiyle naldiyata gre Avrupa-Hind Denizi arasi demiryo-
luyla birka gn daha kisahyor, ama tapima masrafi denize gre yksek.
Bir yandan Helfferich, "Sivas'a dahi uzanmaya degmez," derken; Bas-
ra'ya ve Bagdat'a gelen her vali Alman konsoloslarma, "Bu yol ne za-
man bitecek?" diye soruyor. nkDeviet-i Aliyye jandarmay1 ve aske-
ri sevk edecek emm ve kisa bir vasita ariyor, imparatorlugunu daha et- 107
kin biimde kontrol etmek istiyor. Ve br yandan Mezopotamya rn-
leri demiryoluyla daha sratli ve ucuz olarak merkeze gelecek; Anadolu
ve Arabistan imparatorluk ile btnlegecek. tebu yatmm, diplomatik
ama ve seimleri ok etkileyecek bagh bagma bagnnsiz bir olayd2r. Ma-
mafih Kayzer, Osmanh idaresini sadece Basra degil, Kuveyt zerinde de
hkimiyetini pekigtirmesihususunda kipkirtiyor ve ingilizmdahalesine
kari szde garanti ve destek veriyor. Sultan II Abdlhamid'in nadir al-
danmalarmdan biri bu skandaldir ve ngiltere'ninkrfeze yerlegmesini
hizlandiracak biimde sonulanmigtir. Temmuz 1897'de ilgin bir atigma
ikti. Osmanhya tabi Necid Emiri bnRagid,Sabah ailesinden Mbarek'le
at19ti. ngiltere'nircevabi quydu: "Her Majesty's Government have ne-
ver admitted that Kuwait is under the protection of the Turkish Govern-
ment. But since it is practically under Turkish influence, it is doubtful,
whether we could deny the latter," deniyor. Eu dnemde Hindistan kral
naibi olan Lord Elgin de OsmanhlarmKuveyt'te katantina istasyonu kur-
malari, hatt Britanya'mn hak iddia ettigi yerlerde de aym geyi yapmala-
rma itiraz etmedi. Buna ragmen Britanya Kuveyt zerinde Osmanh hki-
miyetini veya korunmasuu tanmuyor. Fakat Osmanh idaresini byle bir
hkimiyeti pekigtirmeyekykirtan Almanya'nm bn-iRagid'i SeyhMba-
k es-Sabah'a kar1kigkirtmst da gerekli asker tedbirler almarak nle-

niyor. Sonunda bn'ur Rapid de 28 Mayis 1901'de Britanya protektorasuu


kabul ediyor.2 Bu skandal Alman gdmnn ve desteginin pek gve-
nilmez oldugunu gstermigtir.Pahah bedel deyen IL Abdlhamid Al-
manya'ya, artik ilerde ttihatalarm safdil tavrmm aksine fazla gvenme-
yecek, sadece Alman asker yardmu dig dnyaya karp adeta bir Karagz
perdesindeki abartilrug ittifak gibi gsterilecektir. (Benim Alman gene-
rallerim var, Kayzer dostum var dercesine.) Bu sayede Rusya ile sulh
iinde geinilecek, Avusturya'mn Balkanlar'daki emelleri dizginlenebi-
lecek; ngilizve Fransiz diplomasisinin saygisizhgt nlenmeye ahgila-
caktir.
Ashnda bu olayda Alman diplomasisi Trkiye'yi belirsiz bir hedef ve
yolda kullanmaktan ok, kendi teknik bilgisizliginin de kurbam olmug-
tur. Schoefield'in aragtirmasmda da aaka gralyor ki, Istanbul'daki
ngiliz byke1isi Sir Philippe Currie Trklerin Kuveyt'te hkimiyet
haklan olmadignu' kabaca ifade ederken, aym ingiltere Almanya'ya kar-
gi, "Shaikh Mbarek, technically a subject of the Ottoman Sultan, in prac-

2 Richard. Schofeld, I<uvoait and Iraq: Historical Claims and Territorial Disputes, The
Royal Institute of International Affaires, London 1991, s. 15-17.
tice he enjoys a fair dege of independence," diyebiliyor. Bu ngiliztari-
fi de Almanlan harekete geirmeye yetmig olmahdir.
Aslmda Midhat Papa Bagdat valiligi (1869-72) sirasmda Bagdat'a yal-

108 mz Osmanh'mn renklerini vermelde kalmamigttr. Onun baymdirhk fa-


aliyetleri bu cografyaya Osmanhhm rengini birakmigtL Ama, Papa ay-
m zamanda Kuveyt zerinde hkimiyet tesis etme gayretindedir. Muh-
temelen Paga'mn dneminde Sabah ailesini'paga' olarak kaymakam tayin
etmesi gibi tasarruflan.nedeniyle Londra Berlin'e byle ikin bir ifadede
bulunmugtu.
ligkilerdebelirli galuslann hediye ve rgvet ile satm almmasi sz ko-
nusudur. Bunu her iki tarafm da yaptigt anlagiliyor. Saraym cmert he-
diyeleri, tevcih edilen niganlar ve rtbelerle bazi misyon geflerinin bilgi-
lenmede kullamldigi a1ktar. Mesela von der Goltz Paga'nm bir darbe
planlayan mektubu Woldersee'ye yazilmig ve bazi papalan elde ettigini
syleyen satirlan IL Abdlhamid'in eline nasil gemigtir?3 Von der Goltz
IL Abdlhamid'in perde zerinde dig dnyaya gsterdigi 'Bendeki Al-
man Papalan'ndan bir tanesidir, Kendisi Trk ordusunda sevilen ve say-
gi gren bir mgavir papaydi, Prusya Genelkurmay1ile de arast o dere-
cede ktyd. Tab Alman askeriydi ve gereken grevleri yapti: stihba-
rat ve Alman silh sanayi iin Trk ordusunu tavsiyeletiyle bir pazar
haline getirnek. Bunda da papilacak bir yn yoktu, iki taraf da karg1hkh
istihbarati aiga vurmadan belirli llerde devam ettirmig grnyor.
1912-18 arasmda bu sure Almanya lehine yogun bir biimde geligmig-
tir.
Hepimizin bildigi gibi Yakmdogu'daki diplomatik misyonlar ngilte-
re aasmdan pyle bir dzene gre kurulup igler:
Londra'da Foreign Office,Avrupa'daki btn eli, bykeli, orta eli
ve konsoloslan tayin eder. Buna stanbul dahildir, Rumeli dahildir, Trab-
zon, zmirve skenderundahildir. Buna kar1hk Tahran'daki bykeli-
yi ve civar blgelerdeki konsoloslan India Government tayin ediyor. Bu
ok ilgin. Du demek ki India Government'in tayin ettigi diplomatlar
Londra ile ok hizla ve direkt bir temas halinde degiller. Acil blge de-
gil,fakat bunlarm hepsi ngilizhariclyesinin en uzman kipileridir. Dos-
yalarma bakm, yazdiklan raporlara bakin, sahayi bilen, dili bilen adam-
lardir. Basra'daki konsolosu India Government tayin ediyordu. Baktilar ki
Osmanh Imparatorlugu ve Almanya ile atigma ikti, hemen Lond-
ra'dan tayin etmege bagladilar. Sicak blgenin iine girdi. Bu en entere-
san degigmelerden biri; niin byle bir durum ortaya tkiyor? Ben kendi
tezimi ahytigim zaman Irak konusunda pahsen blgedeki Alrnan kon-
soloslarun Richarz dahil, yazdiklanmn para ettiginifakat beg para et-
medigini syleyebilirim. Zaten seyrek yazilan raporlardir. Malum ku-

3 . Ortayh, Osmanh imparatortugu'nda


Ainun Nfu2:u,ikinci basla, 1983, s. 78.79.
yazumigtLr.
Halbuki aym dnemin iinde Basra'daki India
rent yaziyla
Government'in veya Londra'nm tayin ettigikonsoloslarm raporlan mt-
hig degerli geylerdir, bunlar kitap halinde yayimlanmaya deger belgeler-
dir. Blgeyi ok iyi tammaktadirlar, 19. yzyilm son on yllmda daktilo 109
kullamhyor. Bu ok ilgin... nkdaktilo yeni iktmg bir alet ve adam-
lar bunu kullamyorlar Bu brokrasinin niteligini gsteriyor. British India
ok cimridir. Herkesin masasi bile tayin edilir. Lks masa bile yksek
memur iin bir imtiyazdir. Fakat daktilo kullamhyor. Ve buradan tabi
alman bilgi son derece ilgin ve ayrmtthdir.
1900 y11mda Almanya ve Osmanh Devleti arasmda ne oluyor? Simdi
herkes Kayzer Wilhelm fazla zeki degil ve yalanci diyecek. Bu gibi gey-
ler hem dogrudur hem degildir, iktidarda bulunan kigi en azmdan bizim
kadar zeki ve bizim kadar yalancidir. Bunu da hesaba katmak zorunda-
yiz. Yani Osmanh mparatorlugu'nu 1898'de ziyaret ettiginde Kayzer
Wilhelm kalkip Abdlhamid'i kigkirt1yor, "Siz ngilizierebakmaym, Ku-
veyt sizin ecdad mirasunz, saldmverin," diyor. Kimi saldirtacak, tabi
kendi sahamizda bulunan Necid Emiri bnu'r-Rapid'i, Sabah ailesinin
zerine saldirtacak. Tabi Sultan Abdlhamid tedbirli oldugu iin, "He-
men niye saldirahm?" diyor, igi sallantida birakiyor. Fakat faaliyet bagh-
'demiryolunu

yor. Hemen 1899 Kasum'nda bir irade ikmig, krfezin so-


nuna kadar uzatasmiz' diye. Ve Ocak 1900'de Alman mhendislerin ba-
y ektigi demiryolu fen heyeti ilk saptamalari yapiyor. Ancak bundan
hemen sonra ngiltereartik Berlin nezdinde de yumugak davranmanm
faydasi olmayacagim anlanu; olacak ki, 1898 yilmda, "Kuveyt'e ne Al-
manya, ne Rusya, ne de Osmanh Devleti'nin hat ekmesine msaade et-
meyiz," diye bize ltimatom veriyor. Aym yll 1900'de padigahm irade-i
seniyyesinin 1kmasi ve demiryolu iginin ciddiyet kazanmasi zerine,
1900 Haziram'nda BerEn sefiri olan Nagel, Blow'a, "Kuveyt'in zerin-
deki hkmranhgi tammayiz," diyor. Buna ragmen 1901'de maalesef n-
giltere'nin Almanya'dan aldigi szn ettigimiz ifte tarif ve diger taraf-
tan da Almanya'nm buna gvenerek Osmanh'yi kigkirtmasi, btn ihti-
-nku

yata ragmen demiryolu yapilma safhasma girmistir- hi degilse


Bagdat-Basra arasmm tamamlanmasi dgnlmektedir), Sultan Abdl-
hamid bnu'rRapid'i Sabah ailesinin zerine saldirtlyor. 1901-1909 yil-
lan arasmdaki bu atigmada tabi Sabah ailesi ngiltere'dengntg m-
zaheretle bni Ragid'i pskrtyorlar ve kesin talimat "memorandum'

geliyor: "Bundan byle hibirimizin Kuveyt'te hkimiyeti yoktur. Hele


sizin hi yoktur." Bu talimat ngiltere'dengeliyor ve bu kesin bir kopug-
tur. Yani zamanmda Midhat Paga'nm Bagdat valiligi sirasmda atilan
adimlarla tartigmah bir hkmranhm-somutlagmakta oldugu bir saha-
da, Bbll'nin, daha dogrusu Yildiz Saray1'nm da ihtiyath politikasma
'concert'
ragmen maalesef bu yeni girdigimiz dolayisiyla Alman diploma-
sisi bizi byk politik yamlgiya itiyor ve bu da Kuveyt'in kesin olarak
Osmanh'dan kopmasma neden oluyor. Kuveyt tekrar uzaklapyor, kur-
makta oldugumuz sistem batrmytir ve bu hazn bir geligmedir.Basra ze-
110 rinde yazdtgim kk bir tetkikte de ifade ediyorum ki,4 II. Abdlhamid
yillari Basta vilayetinin en ok geligtigi ve imparatorlukla iktisad ba-
kimdan en btnletigi yillardir. O kadar ki l906 yihnda buradan 50 bin
ton tahil ve 40 bin balya yn Avrupa'ya sevk ediyoruz. okilgin bir
geligme ve nemli bir gelir art1 baglamigt1. Fakat pimdi bu blgede de-
miryolu inga edemiyorduk ve elimizde Fao ve Kuveyt gibi bir blge ol-
madigi iin; buradaki liman ve hinterland tehlike altindada, yani iktisa-
d geligmesi aasindan tehlike altmdadir, nk blge asker bakundan
emin degildir. Dolayisiyla bu tip bir diplomasinin, yanibirbirine gablon-
lanmig, yeni tip bir Balkan politikasmm; maalesef 1878'den sonra Os-
manh mparatorlugu'nu br Balkan devletterinin politik karakteri ii-
ne ektigi grlyor. Bu yeni tip diplomasi ok gdmldr ve Berlin
kolay gey1er vaat ettigi ve bazi geyleri ynlendirdigi iin, Osmanh'yt ba-
zi ynlere ve olaylara srnkleyebilmektedir. Bu srklenme sonunda
hepimizin malmudur ki, yanhy ata oynamigiz ve bir yamlgmm iine
girmigizdir.

4 . Ortayh, 'Basra limam ve XIX. yzyilda Osmanh-Arap dnyasa', Hacettepe ni-


Konferans:Teblieri,1979 Ankara, 5.221-232.
versitesi Trk-Arap fligicileri
Osmanlz mgaratorlugu'ndaAmerikan Okullar:
Uzerine Bazz Gzlemler'
Aziz hocam,Prof. SehaMeray'm amsma

19. yzyllda ABD, siyaset arenasma henz byk gler arasmda


rkmayan bir devlet olarak bilinir. Avrupa devletlerinin nfuz alanmi
gz nnde tutarsak bu dogru bir yargidrr. Bu nedenledir ki, Osmanh
'ehven-i
devlet adamlari arasmda ABD'ye karp ger' bir g olarak yak-
Iayma egilimi beslendigini de biliyoruz. Geri bu devletin 19. yzyil bo-
yunca Osmanh mparatorlugu'yla ilgilenmedigi ve faaliyet gstermedi-
gi pek sylenemez. Daha 1876'da ABD ile Osmanh ticareti, hacim baki-
mmdan, drdnc sirada yer ahyordu. Agagidaki tabloda bu durumu
gryoruz.1

ithalat hracat Toplam Ticaret


(ABDdolan clarak) (ABDdolan alarak) (ABD dolan olarak)

Byk Britanya LS23.302.000 1.292.799.DDO 3.066.101.000

Almanya 1.203.980.000 905.000.000 2.108.980.000

Fransa 797.680.000 715.120.000 1.512.800.000

ABD 420.350.000 594.918.000 1.015.268.000

Rusya ,
363.000.000 332.000.000 695.000.000

* Amme
daresiDergisi,c. 14, sayi 3, Eyll 1981,Ankara.
1 Leland JamesCordon, American RelationsWith Turkey 1836-1980, Univ. of Pennsly-
vania Press, fondon 1932, s. 52-53.
Fakat ticar faaliyet digmda diger devletlerle loyas edilemeyecek de-
cede Osmanh devletinin dig ve i sorunlarina kargi yansiz kalan ve kang-
mayan Amerikan diplomasisinin bir konuda
dinamik bir politika izledigi-
112 ni gryoruz. ABD vatandalanmn misyonerlik faaliyeti... Bu dnemde
misyona mensup din adami veya laik Amefikan vatandaylannm kurduk-
lari okul, hastane, yetimhane gibi tesislerin ahgabilmelerini Amerikan
diplomatlan desteklemiglerdir. Du dnemde ABD, Bbrli'yi mdahalele-
riyle rahatsiz eden bir devlet degildi. ingiltere,Fransa, Almanya ve Rus-
mis-
ya'mn tersine, bykelilik dzeyinde de temail edilmiyordu. Ancak
yonerlik faaliyetinin desteklenmesi dolayisiyla 20. yzyil bagmda Osman-
li mparatorlugu'aunher yerinde Amerikan egitimi grmg, Amerikan
aydm tabaka yetiytirile-
tarz-i hayatma ve politikasma sempati duyan bir
bilmigti. Bu sayededir ki Amerika, bir lde Balkanlar'da, fakat zellikle
Anadolu ve en ok da Arap Ortadogusu'ada kendi politika ve ticaretine
yardimcl olacak genig gruplar kazannug bulunuyordu. Eu kazanta, Ame-
rikan misyonerlerinin byk payi vardi. Nahif bir dini inanla ige girien,
saf, gayretli, ahekan, zaman zaman mahall yneticileri inatihklanyla i-
leden ikaran, ama Katolik Cizvitlerle karplagtinlmayacak derecede poli-
tik nitelikten yoksun bu misyonerler, mstakbel ABD ikarlannm ve bag-
kaca bir yigm idar ve etnik probleminplatformunu hazirlayan yan bilin-
li veya bilinsiz ncler olmuglardir.
Protestanhgi yaymak isteyen bu misyonerler, Mslmanlar ve Orto-
doks Rumlar arasmda ganslartolmadigmi abuk anlamaIardt. Bundan
oldu. Ermeni kilise-
sonra yneldikleri asil cemat Ermeni Gregoryenler
si bu sayede yeni bir paralanmaya daha ugrad1 ve Katolik ve Gregor-
faaliyetine ragmen, Ermeni-Protestan
yen Ermenilerin itiraz ve nleyici
kilisesi gnden gne glendi. Protestanhgm yayilmasma kargi ikanlar,
sadece eski inanta sebat eden Ermeniler ve Katoliklerin hmisi Fransa
degildi. Yerli Ortodokslann yneticilerinin Bbtl nezdindeki gikyet ve
Ortodokslarnun ruhan liderleri cem-
itirazlan bitmiyordu. Osmank ve
at ileri gelenleri, sik stk Osmanh makamlanna, Amerikan misyonerleri-
ni gikyet ediyor ve cematlerini onlar aleyhine kigkirtlyorlardi. Osman-
h yneticileri sirf isyan ve kangikhklan nlemek iin,
misyonerlerin fa-
aliyetini yasaklaylp kendilerini ynetim blgelerinden kovunca; bu sefer
de AUD elisinin ve konsoloslarm bitmez tukenmez itirazlan baghyordu.
Btt durumu ABD elilik raporlarmda da grmek mmkndr.2 Or o-
dokslann hmisi Rusya arhgt,Protestan misyonerlerin faaliyetinden
Amerikan misyonerinin tu-
en ok rahatsiz olan devletti. Bir tarihte bir
tuklanmasuun nedeni, Rus sefarethanesinin mracaati idi. Amerikan
misyonunun gefi Dr. Schaufle ile bykeli Boutinev'in bu konudaki

46, Roll 65,


2 American National Archives, Despatcheso(LI.S Ministers to Turkey, M.
no: 113, September 28, 1899 tarihli rapor.
mnakayast ilgintir. Eli, "Efendimiz arHazretleri, Osman1 Impara-
Protestanhgt as1a izin vermeyecektir," diyordu.3
torlugu'nda yaymamza
Osmanh mparatorlugu'ndailk Amerikan okulu 1824'te Beyrut'ta
aaldi. 1824'ten 1886'ya kadar imparatorluktaki Amerikan egitim kurum-
113
1840'larda ku-
lannm sayisi 400'e yaklagti. Bunlar, ogunlukla 1830'lar ve
rulmugtu ve ruhsatsiz olarak faaliyetlerinisrdryorlardi (O.smanh ma-
arif salnameleri buna ragmen bu ruhsatsiz okullan maarif messeseleri
arasmda saymaktan ekinmiyorlard1. Du konuda bir damgikh dvy ol-
duguna gphe yoktur).1869'da Osmanh Devleti'Marif Nizmnmesi'ni
ruhsatsiz ahy-
1kartti. Bunun 1, 29. maddesine gre yabana okullarm
degildi ruhsat almalan gerekiyottlu. Buna ragmen bir-
mast mmkn ve
ok okul ancak 1880'ler ve 1890'larda ruhsat almiglardir ve devletin bu
konuda cidd bir mdahalesine de rastlanmanugtir.

1874 yumda Suriye vilyetinde bu nizmnmeye dayandarak, ruh-


satsiz ahytiklan gerekesiylebazi Amerikan
okullan mahall yneticiler
tarafmdan kapatdi. Bununla beraber, ortaya ikan tatsizhk, Suriye vali-
si Esad Paga'mn,
"...nizmnmenin
akitarihinden evvel kurulan okul-
larm durumu igbu nizmnmede de belirtilmediginden, mezkr mek-
teplerin faaliyete devam1"4 geklindeki karan yznden, Suriye, Beyrut
zamanlara kadar faaliyet-
ve Lbnan'da bu okullar kapatilmanug ve son
lerini
'bilruhsat'
srdrmglerdir. Ancak lkenin her yerinde, fiil bir
reyen Amerikan okul ve kurum-
durum sonucu ahyan ve mantar gibi
larmm birok konuda ynetim iin bir bag agnsi teykil ettigini gruyo-
vilyetindeki Amerikan misyoner kurumlan; diger
ruz. rnegin, Beyrut
eenebi okul ve kurumlar getirdikleri egya iin gmrk demezken,
gmrkte kargilagtildan farkh muameleden yakmmaktadirlar.5
Bununla beraber, Marif azmMnif Paga'nm2 Ra 1304 / 16 Arahk
'ruhsatsiz

1886 tarihli bir memorandutriuna (tamm) gre, ahyan okul-


alabileceklerdir 6 Marif Ni-
lar da mracaat ettikleri takdirde ruhsat
zmnmesi'itin 129'uncu maddesinin ve nezretin umum tamminin
verdigi bu haktan yararlamlmasi gerektigini, maslahatgzar Pendleton
King blitn Amerikan misyonerlerine bildirdi ve derhal mahall idare
mirlerine mracaat edip uyum iinde ahgmalan ve akilhca davranip
istedi.7
sempatik bir hava yaratmalan ve uygun taktik kullanmalanm

1893, s. 187-188.
3 Cyrus Hamlin, My Life and Times, (2. ed.), Boston and Chicago
Archives, Despatches of U.S. Ministers To Turkey, M. 41, Roll
4 American National
47, no: 276, 16 Arahk 1886 tarihli rapor.
e1ilik ra-
5 American National Archives, Despatches...,3 Mart 1906 tarihli stanbul
poru, M. 46, RoH 71, no: 1308.
Arahk 1886 tarih-
6 American National Archives, Despatches...M. 46, Rolt 47deki16
li no: 23'deki Marif Naziruun Trka tamiminin kopyasi.
7 A.g.k., maslahatgzarm famimi.
Buna ragmen, Protestan Amerikan misyonerlerinin, Katolik misyonerle-
re has kurnazca ve diplomata siyaseti izleyemedikleri ve ruhsat elde
edemedikleri veya konuyla hi ilgilenmedikleri, sonraki yillarda birok
114 okulun (zellikle Suriye ve Lbnan'da) ruhsatsiz ahqmaya

devam et-
melerinden anlagthyor. rneginH. 1264 ve 1292 ylllarmda (M. 1847
ve
1875) ailan bazi okullar 1900'lerde yeni ruhsat elde etmigtir.S
Anado-
lu'da da durum pek farkh degildir.

Du okullarm kurulmast da bir mesele oluyordu. Gerek hkmet,


rekse her din ve irktan
ge-
ahli, bu okullarm kurulmasuu ho grenler,
ara-
zi ve bina kiralayan ve satanlara iyi gzle bakmiyordu? Ama Amerikan
misyonerleri okul yamnda, dispanser
ve hastane aarak saghk hizmetle-
nni de birlikte gtrmek gibi bir yolizlediler. MahalH halka bazi hizmet-
ler gtrerek, aralarmda taraftar toplama ve tutunma aresine bagvur-
dular. Atiklan okullarda okuyanlarm diganda is bulamamasi sz konu-
suydu. zellikle Protestanhga girmekle sulanan Ermeni genlerin ve
diger Hiristiyanlann, cemat ynetiminin tekelinde ve kontrolnde olan
igyerlerine girebilmeleri ve tezgh sahibi olmalan imkmnm, onlann
elinden ahnacagi dgnlerek, bu kimselem toplumda bulunmayan
mo-
dern ve nadir zenaatlann gretilmesiiin "industrial
school'lar da kurul-
du. C. Hamlin bu sonuncu kuruluglarm nedenini etrafhca aiklamakta-
dir.10

19. yzyilda sayilarmm 400'e yaklagtigt resm raporlarda belirtilen


bu okullann, Ek'te venligimiz listede de hepsini grmek mrfikn degil-
dir. Gene bu makalenin Ek'inde sayilan yetimhane ve hastane gibi tesis-
lerin tam gerek sayiyi vermedigi de aiktir. Ancak liste bize Amerikan
okul ve sosyal hizmet kurumlannm cograf dagilmu hakkmda
kesin bir
fikir vermektedir.

Listeye bakildiginda, Amerikan misyonerlerinin faaliyet alamnm Suri-


ye, Lbnan, Filistin, Dogu Anadolu, yukan Mezopotamya,
ukurovave
kismen de Orta Anadolu oldugu grlmektedit. Selnik, Manastir, kod-
ra, Kosova ve Yanya gibi nemli Rumeli eyletlerindeki kurumlar yok de-
necek kadardir. nemlibir ltr ve ticaretmerkezi olan Selnik'te bu yll-
larda Amerikan misyoner kurumlan grlmyor. kodra'datalyan,

8 Slnme-i Nezaret-i Marif-i lImmiyye, sene 1318/1900, s.1387.


9 rneginRobert College arazisi ancak A. Vefik Paga'dan ahnabildi. Sadt
makann dahi
pagamn bu hareketini hoggrmedi, etrafta dedikodu yayildi. Papa
ise 'Paris sefareti eenasmda tahsisatm tam venlmedigi ve bor1andigi, bu neden-
le ne halt etse mstahak oldullarmt sylemigtfr. Ekz. Cyrus Hamlin,
a-g,e., s.
474-478; Osman Nuri Ergin, Trkiye Marif Tarihi,
c. 2, stanbul,1940, s. 649-650,
10 Ham[in, a.g.e., s. 292.
Fransiz, Avusturya egitim kurumlan oldugu halde, Amerikaldar faal de-
gildi.Gene kalabahk Edirne vilyeti de bu cmledendir. garktaise bunun
tersine, bazen kk kasabalar ve himsenin ayak basmadtgi vilyetierde
Amerikan misyonerlerinin yogun bir gekilde bulundugu grlyor.Yuka- 115

rida saydigmuz blgelerin etnik niteligine baktigiruzda grlen zellik


gudur: Amerika, Ermeniler ve SarkKatoliklerini kendine hedef olarak se-
mig, ordar arasmda faaliyet gstermeyi yeglemigtir.Ermeni cemnti bazi
hallerde Amerikart misyonerlerine kargi olumlu tutum takmmig, hatt
yardimci olmugtur. rneginmisyoner David Brewer Eddy, 1910'larda
Van'daki faaliyetlerini anlatirken, "Van'da 1872'de kurulan okul geligi-
varken, 1910'da bu sayi 325'e
yor. 1905'te erkek okulunda 120 gnci
ulagtt. Talebenin %75'i Gregoryen Ermenilerden; bunlarm bazilarim ra-
hipler yolluyor ve bir losun masraflari da piskoposluk kargihyor," de-
mekteydi.11 Buna kargihk Ggoryen ve Katolik Ermenilerin baglangita
bu Protestan propagandasmdan genellikle rahatsiz olduklarl ok a1kti.
Cyms Hamlin, 1840'larda istanbul'daki faaliyetlerinin, Ermeni patrigi
'memleketlerine

tarafmdan engellendigini, patrigin defalarca, geri dn-


melerini, Ermeni genligin egitimi iglerine karqmamalarmi ihtar httigi-
ni' anlatir.12 Hatt bir keresinde patrigin sekreteri Baron Niyan; mektebe
devam eden grenci ve veli1erinin isimlerini istelmig ve bu kimselerin
hapsedilecegini bildirmigti.13 Zamanla bu direnig gevgemig olabilir. An-
cak, bir Ermeni Protestan cematinin kurulup geligmesinde Amerikan
misyoner1erinin byk paya varda.

ABD'nin Trkiye hakkmda iyi hisler beslemedigi, misyonerlerinin


faaliyetinin daima bu ynde desteklendigi aaktir. Daha 1896'da Everett
P. Wheeler, "Biz Trkiye'de Hiristiyanlar ve H1ristiyanhk iin okul, has-
.

tane aiyoruz, il gtryoruz, modern hbbi ve egitimi kuruyoruz.


Trk bizi istemeyebilir ama oramn sahibi Trkler degil ki..." diyordu.14
Bu tr negriyat eksik degildi. Esasen Amerikan diplomatlari hibir za-
man misyonerlerin bu gibi agirihklarmi fnlemek iin cidd bir girigim-
de bulunmamiglar, Bbili'yi suIu gstermeyi det edinmiglerdi, Bir
yandan da bir gmen lkesi olarak ABD gayrimslim Osmanh tebaasi-
na en ok vatandaghk hakki veren bir devletti.15 Bu nedenle de Ameri-

11 Idavid Brewer Eddy, What Next in Turkey, The American Board, Boston, Massac
hussets 1913, s. 124.
12 Hamlin, a.g.e., 5. 221-222.
13 A.g.e., s. 213-214.
14 Everett Wheeler, The Duty of United States of America to American Citizens in Tur-
key, Fleming H. Revell Comp, New York 1896, s. 35.
15 ABD Digigleri argiv belgelerinde (Trkiye blm) en ok rastlanan vesika tr,
vatandaglik iglemleriyle IIgili olanlardir
kan misyon mektepleri Osmanh lkesinde deta Amerikan vatanday
yetigtiren kurumlar olma iglevini ykmlenmig oldular.
Bu mekteplerin Osmanh mparatorlugu'nun uzak kpelerine Bati kl-

116 trn ve hayat tarzuu ne derecede getimbildiklerinibilemiyoruz. Byk


lde toplumdan izole edilmig bir muhite ve belirli gruplara hitap eden
kuruluglar olarak kald11ar.

EK LSTE

Osmanh mparatorlugu'ndaAmerikan Okullan, Yetimhane,


Teoloji Semineri. Hastane ve Dispanserler

Bu liste 1318/1900 tarihli Marif Slnmesi ve American National


Archives'de bulunan 'Despatches of U.S Ministers to Turkey' adh seride-
ki 25 Subat1903 tarihli bir listenin kargilagtirilmasi ile hazirlandi." Os-
manh resm listesi Amerikan raporuna gre yll evvel olup kurumla-
rm sayisi dgk grnyor. Amerikan listesi teferruathdir. Ancak Os-
manh listesinde mekteplerin ruhsat tarihi de verilmektedir. Listede o za-
manki vilyet taksimatma uyuldugu grlecekti. Bazi cograf yerlerin
bgnk ismi tesbit edilemedi, bunlar belirtildi. Eski isimlerin yenileri
verildi:

Ankara vilyeti : Bugnk Kirgehir ve Kayseri'yi


Bitlis : Bitlis ve Mup'u
Halep : Antep, Urfa, Maraq, Antakya'yt
Sivas : Amasya, Tokat ve Sivas'1
Erzurum : Erzincan, Erzurum'u
Edirne : Gelibolu, Tekirdag, Kirklarell,
Gmlcine'yi
Aydm : zmir,Aydm, Manisa (Saruhan),
Mentege (Mugla), Denizli'yi
Hdavendigr : Bursa, Ktahya, Bahkesir, Bilecik'i
Adana : Mersin, Adana'yl
Diyarbakir : Mardin, Diyarbaktfi
Trabzon Btn Dogn Karadeniz'i
-

*
Slnme-i Nezret- Marif-i Ummiyye, Dar-]-Hilfet-l-liyye, sene 1318, s.
968-1490 arasi.
**
American National Archives, Despatches of U.S. Minister to Turkey, M. 46.
Roll 71, s. 362, 25 Subat1903 tarihli Leishmann'm raporu.
ieriyordu. Lbnan ise; Cebel-i Lbnan zerk mutasamfhgi ve Beyrut
vilyetinden oluguyordu (bu vilyete Trablusgam ve Hayfa sancaklan
da dahildir).
117
Bu taksimata gre listede nce okulun adi, sonra bulundugu kaza,
sancak ve vilyet verildi. Yetimhane, dispanser ve hastaneler aynca be-
lirtildi. Okullarm tarihleri bulunabildigi lde verildi. Ruhsatsiz ah-
ganlar belirtildi.
Karg1Iagtirmaya ragmen her iki listenin yeterince sihhatli veriler ihti-
va etmemesi baghca sorun olmuytur. Bu konuda en mkemmel liste an-
cak Boston'daki Misyonerler Merkezi'nin argivlerinde hazirlanabilir ka-
nismdayiz. Bu okullarm talebe ve personel sayisi listede tespit edemedi-
gimiznemli bir noktadtr,
AMERKAN OKULLARI

Egitim Kummunun Kaza ve Vilyet Ruheat yda


118
Ada Sancak (Bilinenler yazada)

Erkek Yabh Okulu Metsin ADANA 5 Subat1309 (1891)


"

KazYahh Okulu Merkez w -

Kaz Yabh Okulu, KiBse Sis-Kozan


4 Mart 131 (1895)
-

Km Okulu Hacin, Kazan


" "

Erkek Okulu . -

" " " " "


Sanat Okulu

Erkek Okulu 2 Tegrin-isani


.

Tarsus-Mersin a.

1309 (1891)

Anaokulu Kayseri ANKARA

Erkek YatzhOkulu Talas-Kayseri


" " "
Kaz Yatih Okulu, Kilise

Oku] ve Kilise Akhisar-Saruhan AYDIN

Okul ve Kilise
"
Manisa Merkezi

clemig-izmir
"

Okul ve Kilise
"
Amerikan Erkek Koleji Merkez-Izrnir
Amerikan KIz Koleji Merker zmir "

Anackulu ve Tesisleri Merkez-zmir -

BADAT'TA Amerikan akulu ve diger tesis yok

" "
BASRA'DA

Amerikan Koleji Beyrut Merkez BEYRUT 1240'ta (1824)aahmg.


Ruhsatsiz ahyyor

"
Arnerikan Kadin Semineri - - -

Uygur Kocabagoglu, Anadolu'daki Amerihr (19.yiltydda AmerikanMisyoner Okul-


*

lart), Arba, stanbul1989, bu konuda bekleneni veriyor.


Etim Kurumunun Kaza ve yimyet Ruhsat yah
Ada Sancak (Bilinenier yar dda)
Teoloji Semineri Suku'l Garb BEYRUT
Erkek Yahh Okillu - - ---
119

K:z Lisesi (Nablus) Yahudiye -

Akademi ve Sanat Sidon


Okulu
Kiz lizesi ,

Erkek Yanh Okulu Sveyr


Kaz Semineri Trabiusgam
Erkek Lisesi Abein
Erkek Yahh Okulu Lazkiye
Kaz Yatih Okulu '

Beyrut Amerikan Okulu Beyrut-Merkez -

Kilise ve Okul Humus "

Kilise ve Okul ible's-Suki ,,

(Merci Avun)
Kilise ve Okul UI-Khiyun ,,

(Merci Avun)
Kilise ve Okul Mualleke "

Kilise ve Okul Bugbun "

Kiz Yabh Okulu BitWMerkez BTLS


Kaz ve Erkek lkokulu Derkevank* (Bitlis) "

Kaz ve Erkek lkokulu Mogunk' (Bitlis) -

Erkek Okulu Mug "

Kaz Okulu -

Kaz ve Erkek lkokulu Tuk*


CEZR- BAHR-i SEFit (Ege Adalan'nda) x.merikan<kulu yoktur.
Erkek Okuin ve Tesislati DYAR-
BAKIR
Kiz Okulu ve Tesisleri ,,

Teologi Semineri ,

Kiz YatzhOkulu Merkea ERZU-


RUM
Erkek YatzhOkulu -

EDRNE vilayetinde Amerkan okul tesisleri yoktur.

Bugnk isimleri bulunamanughr


E'gitim Kurumunun Kaza ve Vilyer Ruhsat y1h
Ada Sancak (Bilinenler yaz:Idt)
Erkek Okulu Suveydiye HALEB

120 KazOkulu
Antep Amerikan Koleli
Anteb . u
(Central Turkey College)
"
Kaz Yatih Okulu -

ilkokullar " r

Kilise ve Okullar Geral "

Kilise ve Okullai Cabbin *

K2zOkulu KassaWHaleb =

Amerikan Kiz Koleji Mara


"
Teoloji Semineri
Okul ve Kilise Urfa
Kilise ve Okullar Haleb (Merkez) .

Kilise ve Okullar Antakya .

Kilise ve Okullar Beylan

"
Kilise ve Okullar Bias
Kiz Yatih Okulu Bursa Hda-
vendigr
"
Yetimhane .

igKODRA vilyetinde Amerikan okulu yoktur.


Rumelihisan Amerikan Koleji(Robert College) STANBUL
skdarAmerikan Kiz Koleji Misyon
Okulu (Rahibe egitimi iin) Kumkap1'dada
Kilise ve Okul Ain-i Zehaltah CEBEL-I LUBNAN
MUTASARRIFLId]
Kiliseve Okui Abein
Kilise ve Okul Zahleh (zerkve zel
stattil blge)

KASTOMON
vilayetinde Amerikan okulu ve tesisi yoktur.
Kilise ve Okul Burdur KONYA
KOSOVA vilyetinde Amerikan okulu ve tesisiyoktur.
HarputAaserikanKoleji Harput-Merkez MAMURETt.-ZiZ 130S(1908}
(Euphrates College)
Amerikan Kiz Koleji -

Anaokulu ve Yatih .

Okul
" "

Teoloji Semineri

1318 (1900)yah Slnme-i Nezaret-i Marif-i Ummiyyesi, bu vilayette hibir


Amerikan kurumunun aduu bildirmiyor
Ej[;itim Kurumanun Kaza ve Vilyet Ruhsat ysh
Adi Sancak (Bilineuler yazaldr)
Amerikan Kiz Koleji Manastir MANAS 1L6.1308 (1890)

MUSUL vilyetinde Amerikan okulu ve tesisi yoktur.


SELNK - -

Metzifon Amerikan Merzifon-Amasya SVAS Mart 1315 (1897)


Koleji (A'notolia n College)

Amerikan Kaz Kolejl


" "
SVAS Mart 1315 (1897)

Sanat Okulu
Teoloji Semineri -

Okul ve Kilise Grn-Merkez


Kiz Okulu
"
Erkek Okulu ve Kilise
"
Okul ve Kilise
Okul ve Kilise Tokat
Kiz Lisesi SURYE* 14 Tegrinevvel 1309
gam
(1891)
Erkek Lisesi
Okul Merkez TRABZON

TRABLUSGARB vilyetinde Amerikan okulu ve tesisi yok tur.


Erkek Okulu Merkez VAN
"

Kiz Okulu

YANYA vilyetinde Amerikan okulu ve resisi yoktur.


" " "

YEMEN

"Salname-i

Nezret-i Maarif-i Ummiyye'de gerek olmayan ve muglak bir sayi


var. Fakat Amerikan belgelerinde Suriye konusunda bir bilgi yok.
MERKEZE BALI MUTASARRIFLIKLARDAK
(SANCAK)
AMERKAN OKULLARI

Egitim Kurumunun Kaza ve Vilyet Ruhsat yah


Adi Sancak (Bilinenter yazilda)
Erkek Lisesi Bagecik N Haziran 1893
BNGA2
saucagmda (Libya kuzey) Amerikan okulu yoktur.
ATALCA sancagmda Amerikan okulu yok tur.
Krz Yatih Okulu Ramallah KUDS
"
Erkek Yatth Okulu
Amerikan Arkeoloji
Okulu

SULTANYE (anakkale)
KALE- sancagmda Amerikan okulu yoktur.

MUHTELF YERLERDEKYETMHANE, HASTANE


VE DSPANSERLER

1
Kurumun Cinsi Kaza ve Sancak Vilyet
Yetimhane Hacin-Kozan Adana
"
Merkez Bitlig
"
Erzurum
"
Anteb Haleb
" "
Marag
"
e Urfa
"
Buna Hdavendigar
-
Harput Mamuzet-l-ziz
Grn-Merkez Sivas
"
Merzifon-Amasya
Merket
Van
" "
zmitSancaj
Hastane Anteb Halep
Amerikan Haslanesi
ve Rispanseri Talas-Kayseri Ankara
.
Merkez ggs
-
Iazkiye Beyrut
Kurumun Cirisi Kaza vc Sancak Vilayet

*
Hastane Trablusgam
"
Dispanser Sidon
Hastane Sveyr Cebel-i Lbnan Mutasarnfh
Haslane ve
Dispanser Maahnetein .

Hastane ve
Dispanser Halput Mamuret-l-ziz

"
Merzifon-Amasya Sivas
Merkez Van
Osman Hamdi'nin niindekiGelenek'

Osmanh mparatorlugu'nuntarihinde Tanzimat sadece brokrank


reformlar silsilesinden ibaret bir dnem olmayip aym zamanda zihni-
yette ve tarz-i hayatta vukua gelen bir degigme demektir. Bu dnemde
aruk Osmanh tarihini butn Osmanh milletleri ve onlarm sekinleri bir-
likte yapmaktadir. Ancak bu gruplann birlikteligi sadece olumlu ve
ayumlu olarak grlmemelidir. Planlanmig bu beraberlik digmda, ayak-
lanma ve ulusuluk gibi olugumlarla birlikte geligenbir bagka tarih yap-
vechesi de
ma sreci daha vardir. Bu asnn kltr tarihinin en nemli bir
Bati'nm, istesek de istemesek de hayatirniza girmig olmasidir. Taraftarlar
sade-
ve kargitlar Bati'yi yagatmakta ve tartigmaktadir. Aynca bu mesele
ce Mslmanlar iin varid degildi, imparatorlugun gayrimslimleri de
Bati'yi yagamak konusunda olurnlu veya olumsuz tavir almaktayd1.

nkBati etkisi, var olan benimsenmig cemaat kurumlarmi, kiliseyi,


ruhbam, inanci ve ananeyi sarsmaktaydi. Protestanhk Osmanh lkesinin
Hiristiyanlan arasinda sadece birka misyonerin kurdugu kilise, okul e
bu mezhebe giren bazi Hiristiyanlarm sebep oldugu hadiseler zinciri
alarak kalmamakta; btn bir zihniyet, hayat tarzi ve davram; degi.fik-
ligine neden olmaktaydi. Bu sarsmtiya en eski H1ristiyan topluluklan
nasil kargi duracakti. Tipk: Mstman yurttaglari ve hemgehrileri gibi,
Bati'yt tamyip benimseyerek, laiklegerek, ortak cografya ve tarihlerinin
mirasma sahip 1karak; aile yapisim, kadrun konumunu, det ve gelene-
Cevap Osmanhhk oldu. Okumuglarm ortak direni-
ginasil korumaltyd1. oldu
gi Osmanhhk adma ve Batt'mn kargismda ve digmda kalarak, Ba-
ti'yi benimseme tutumunun adt byle kondu.
Bu nedenle Osman Hamdi'nin agdaylatim bu dnemin ve bu klt-
rel evrenin iinde degerlendirmek gerekir. Aslmda Polonya asilh Mus-
tafa Celaleddin Papa (Borzecki) ile Frans1z kltrne baghhk gsteren
Osman Hamdi Bey veya daha Trk Ziya Paga gibileri yer yer Osman-
hhktan ok bir Trklg, bazen isim, bazen de o kltr ve edebiyati zik-
rederek vurgulamig olsalar da, 19. yzytl Trklgn, IL Megruti-
yet'le ve Cumhuriyet dnemiyle kargilagttrmak inmkn degildir. Su
boyut nemlidir ve 19. yzyil Osmanhhmda Avrupa geler kadar (ki
bunlar ekseriye 20. yzyil aydnundan daha byk bir itahla ve fazla

*
1. Osman Hamdi Bey KongresiBildiriferi,2-5 Ekim 1990, stanbul1992,
s. 123-131.
tartigmadan almmig giiinyor) Sarkda hkimdir (insanlarbilse de bil-
mese de, istese de istemese de o kltr, o kahtun ve mirasla daha yakm-
dan ilgilidir. Bugn Osman Hamdi gibi, tablolarmda Sarkhattatlanm tu-
vale aksettirecek bir ressam yoktur en azmdan). Aslmda 19. yzy11Batt- 125

cihmda Avrupahhk sorunu bir baloma 20. yzyilda oldugu kadar b-


yk bir sorunsal olmanugttr. rneginAzerbeycan, Kazan gibi Rusya
evre vilayetlerinin aydmlari arasmda da Rus medeniyeti ve onun men-
gei olan Avrupa, ok saygiyla ve rklmeksizin kabul edilmigtir. Aslui-
da Osman Hamdi'nin iine dogdugu 19. yzyil Osmanh cemiyeti, Garb'i
tamma ve benimseme mcadelesindedir; fakat aym zamanda mensubu
oldugu Sarkmedenlyetini de gemig asirlara gre daha yogun, daha ti-
tiz ve daha metodik bir biimde incelemektedir. Farsa hibir asirda 19.
yzyilda oldugu kadar sevilip edebiyati incelenmemigtir. Arapa ve ar-
dmdaki edebiyatla da bu as2rda daha yogun ve ustaca ilgenilmigti.
Geri Bati dillerine ve felsefeye ilgi, 18. yzyil Osmanh okumuglan-
nm her dil ve dinden gruplan arasmda yaygmhk kazanmytz. rnegin
bu yzyilm ilk eyreginde stanbul'daEflak beyzadesi Dimitri Cantimir
Fenerli beyzadelerden Padova'da tahsil gren Mavrokordato Kardepler,
Nefriyoglu gibi kibar bir Trk hep birlikte Aristoteles zerine tesfirler
yapan, Latince ve Yunanca bilen byle bir grup olugturuyordu. te yan-
dan aslen Macar olan brahim Mteferrika'nm yanmda ilgin bir kigi
vardi. Eski Galata kadisi olan ve Yanyah Hoca olarak da bilinen Meh-
med Esad Efendi, bildigi Rumcanm
yam sira Latinceyi de grenmig bir
ilmiyye mensubuydu. 18. yzyilm bu geligmeleri 19. yzyilda artik ku-
rumlagmig anlamda bir aydm (intelligentsia)zmnin varhmi hazirla-
migti ve Tanzimat reformlarim sadece idarede degil hayatm her safha-
smda gtrecek grup buydu. Okullara kadar resim dersleri ve Osmanh
hayatmda Batt anlamda ressamlar ortaya akmigtt. Bu yeni olugumun
bayru asker ressamlar ekiyordu. 3 Cemaziyyelevvel 1275 (9 Arahk
1858) tarihli bir irade skdarve Begiktag riigdiyelerine Mlazun Necib
ve Mlazim Salim efendilerin, iki yz elliger kurug maagla resim hoca-
hklarma tayinmi_ emretmekteydi.I Benzeri tayinlerden sadece birisidir
bu. Bu yillarda Istanbul ve tagra mekteblerine Mekteb-i Harbiye ikigh
resim gretmenleri tayin edliyordu. Osmanh, hsn- hattla resim sana-
.tim

bir arada greniyordu. Aym yillarda nl ressam Ayvazovski'ye,


Sultan Abdlmecid'e takdim ettigi tablolar nedeniyle drdnc rtbe-
den bir nigan verilmigti? Ancak Ayvazovski Osmanh saray1 tarafmdan
taltif edilen ressamlarm en nls olmakla beraber tek degildi. Osman-

1 Bagbakanhk Argivi (BA), I.D., 27764, 3CA 1275 (Arahk 1858); Tlin Erlan omh-
lu, 'Asker Okullarda lk Resim Dersleri ve Asker Ressamlannuz', Asker Tarih
Blteni, Subat1990/28, s. 39 vd.
2 BA, I.H., No: 7991-12CD 1274 (Ocak 1858).
h bagkentine ve saraya Ferenc Liszt ve bagka birok vitz gelmekte,
Muzika-yi Hmayun, lkeyi Batt mzigine amakta ve Muzika-yi H-
mayun komutani Ethem Paya 'Frenk' usul notayla
Osmanh musikisi-
126 nin en genig.koleksiyonunu derlemekteydi. Eski eserleri korumaya ve
anlamaya ynelik bir faaliyet ve genelde yeni bir anlayig vardi. Ayasof-
ya'mn tamiri esnasmda Fossati kardegler mozaik ve freskleri ortaya i-
kartmig ve resmetmiglerdir. Bu pahah basklyi Fossatiler Rus arma sun-
mak istemig ama ar gerekli parayi vermek istemedigi iin, Sultan Ab-
dlmecid'in cmert yardimlanyla basilan bu fresk ve mozaikler, ona it-
haf edilerek uygarhga sunulmuytur.3 Subat1856'da Sultanahmet Mey-
dam'ndaki obeliks (Dikilitag) ile, Pers Savaglan sonunda Platea zaferi
adadiklan
zerine Yiman ehirlerinin Delphoi'deki Apollon Sunaga'na
ayag1 olan burmadiregin (Yilanh Stun) etrafmm par-
trophaei'nin bir
makhkla evrilmesi iin irade ikar. Bu dnemde kentsel alandaki eski
eserlerin korunmasi, zaman ve uygarhk simrlamasi tammadan sregi-

der. Osmanh'nm 600 yilhk hayatmdakiilk rnekler degildir bunlar, ama


19. yzyilda bu alanda bir yogunlayma grlr. Bir yanda ordudaki su-
bay ressamlarm faaliyet gsterdigi stanbul'da,br yandan kadm ve
erkeklerin mesire yerlerinde edepli davranmalan iin sik sik iradeler, ya-
saklar ikar,4 vapurlarda harem-selamhk usulne dikkat edilmesi iste-
nirdi. Osmanh, 400 yildir ynettigi Yemen'de
'kat'
denen ve ignenen bir
ile Ekim
bitkinin ne oldugunu o stralarda tahkik etmeye baglar. Bir irade
edilen nebatm
1854'te 'Yemen ahalisinin tenavl eyIedikleri kat tesmiye
numunesinin irsal olundugundan' sz ediliyor. Osmanh artik vatan cog-

rafyasimgzenmeyba1amigttr.teyandande
ve cografyasmi grenmeye baglamigtir. teyandan
devlet, tiyatrolarm
ingastm ve yagamasim, mal olarak desteklemektedir. Mart 1867'de Te-
peba1'nda bir tiyatro ingasi iin 3 bin m2'lik bir arazi satm almmast iin
irade akar. Naum T1yatrosu piyango ile desteklenmekte ve daha 1851'de
Beyrut'ta meclis-i ticaret azasi Maron Nakkay'm atigt tiyatroya (ki
Tuhsat vari1mektedir.5 mparatorlukBa-
Arapa eserler temsil edecekti)
tihlagiyor, Bati'ya ilgi artiyor ama Dogu'nun edebiyat ve tarihi de gene
Bat1'dan gelen bir esintiyle daha yogun ve bilimsel olarak inceleniyordu.
bniHaldun tercmesini Ahmet Cevdet Papa tamamhyor; onun kaleme

Recently
3 BA, T.H.,No: 4813-16 Safer 1269 (Kasun 1852). Aya Sofia Constantinopleas
Resfored by Order of H. M. The Sultan Abdul Mejid adlyla basilan kitaplardan 20
adedinin 178,5 sterline ahamast hakkmda irade.
edeb ile get-guzar
4 BA,1.M,V., No: 830, 1268 (Mayis 1852) tarthli 'Mesirelerde
edilmesi'; aym fasnif, No: 5212-27 Safer 1261 (Mart 1845) tarihli'Vapurlarda kadm
1854)
erkek yerlerine dikkat edilmesi'; frad-Dah., No: 19680 20 Muh 1271 (Ekim
tarihLi 'Kat denilen nebat hakkmda'.
5 BA, LD., No: 45223-14 RA 1289 (Mayis 1872);1.M.V., No: 5976:12 1266 {Apstos
1856).
aldigi tarihle artrk vakanvislik gelenegi sona eriyor ve Osmanh modern
tarih yazicihma adim atiyordu. Ancak Mtercim Asun'in 18. yzy11so-
nunda eviniigi Firuzbadi'nin nl Arapa lgati Kamus'l-Muhit,
el-
Okayns'l-Basit ffl Tercemet'I-Kamusi'l-Mhit baghgiyla baskaya
ve- m
riliyor. Bb1l Tercme Odasi'ndan sahhak Ebro'nun
Bati iktisadmdan
.

ve tarihinden yaptigi tertme ve derlemeler yanmda stanbullular Iran-


h pair Hafiz'a yogun ilgi duyuyor ve Iranhlardan ok Hafiz gerhi telif
ediyorlardi. stanbul'unher yerinde kadmlara dahi gerbet ve ay iinde
gizlice kanyak ve rom kangtirip satan 'puni'6

dkknlan tredigi gibi


gekerlemeciligi tegvik iin Francesko Vallaury'nin dkknma 'gekerle-

meci-i gehriyari' serlevhasinm asilmasma izin veriliyordu? Viyana'mn


imparatorluk gekerlemecisi Demmel gibi stanbuYda daha niceleri taltif
edilecekti. Osman Hamdi bey'in dogdugu yillarda Osmanh'da sr-t ati-
kaya karp olan ilgi de birden artnug ve resmlegmigti. Toplama
ve en-
vanter tespit ahymalan da bu tarihlerde baglar. Resim, mzik
ve arke-
oloji derken Osman Hamdi'nin boy
atacagi ortam adeta olugmaktadir.
Aslolan her ilim qubesinin kendi tarihini bilmek zorunda olmasidir.
Bu kaide arkeoloji ilmi iin de geerlidir ve Trk arkeolojisi de biraz da-
ha yakm asirlarla ilgilenmek ve Osmanh-Trk toplumunda antik dn-
yaya duyulan ilginin tarihini bilmek durumundadir. ylebir ilgilenme
ve bilgilenmenin, bilim adammm ahytiga ve entelektel hesaplagma
iinde bulundugu zamam ve mekm, yani hlihazir ve gemigteki
ev-
resini tammak iin kamilmaz oldugu da a1ktu
Osmanh lkeleri, birka binyildir uygarhm eit zengin merkezlerini
olugturmug olan Anadolu, Suriye-Filistin gibi blgeleri kapstyor, impa-
ratorlugun dogal zenginlikleri kadar, tariht zenginlikleri de Bati Avrupa
koleksiyonculari ve mzelerinin iytahm1 kabartlyordu. 19. yzyil Bati
Avrupa'simn bu alandaki iddia ve talehi bugnknden daha fazla, daha
israrh
ve pervasizdt. Eu da akla, lkedeki eski eserler acaba yeterince ko-
runabiliyor ve degerleri anlagilabiliyor mu sorularma getiriyordu. Birin-
ci soruyu evet diye cevaplamak
zor, ama ikincisine de hayir demek yan-
h. Bat1Avrupa, 18. ve 19. yzyillarda, kendini, kultr tarihinin her tr-
l malzemesini degerlendirecek ve sahiplenecek; uygarkgm bekisi bir
dnya olarak niteliyordu. Aslmda Avrupa kItr evresi (Kulturkreis),
eski eserlerin deger kazanmasi konusunda bilgi birikiminin bulundugu
bir di)yayd1. Aynca bu IIgi ve bilgisi sadece kendi Hiristiyan kltr
evresinin kahplarlyla smirh degildi. Devletlerin ve varhkh smtflarm
btelerinde, eski eserleri koruyacak, meydana akartacak bol miktarda
para bulunuyordu. Eski eserlerin tamnmasi, egitim kadar nemli gr-
lyor ve sadece belirli bir zmrenin ugragisi olmaktan ikar11mak isteni-

6 BA, IMV., No: 4582, 22 Safer 1266 (Ocak 1850).


7 BA, LH., No: 8463, 17 M 1275 (Aj'pastos 1858).
soylularm
yordu. 18. yzyilm aydmlanmaci dgnrleri, hkmdar ve
grebilmesini istiyordu. Diderot'nun ansikl
koleksiyonlanm herkesin
pedisindeki
'mze'
maddesi, imtiyazh smifm kapah koleksiyonlannm,
I 128 mzelerde herkese aalmasi gerektiginden sz eder. 1789 Fransiz Devri-
aik bir mze ha-
mi'nden sonra yapilan iglerden biri Louvre'un halka 'pinokothe-

linde dzenlenmesidir. lk mzenin Atina'da Akropolis'teki


benzer bir ku-
que' oldugu; Ptolemaioslar devrinde de skenderiye'de
Roma-Bizans'a ise mzesiz devir denir.
rum olmasi ihtimal dahilinde.
Roma'da kardinaller, gehir-
Rrlesans Floransasi'nda Medici'ler, papa ve
tropik nebat hayvan trlerini ie-
lerde patriciler, eski kitap, eski eser, ve
botardk baheleri kurmuglardir. Du merak b-
ren mzelerle, zooloji ve
olmakla birlikte, koleksiyonlar husus, kralhga
tn Avrupa'ya yayilmig
aydmlanmaci dgnrle-
ait ve hep halka kapahdir. Dolayisiyla Fransiz
zenginlikleriherkesin grmesini telkin etmeleri yeterli degildir.
rinin, bu
'Museum de la
27 Temmuz 1793 tarihli bir kararname ile Louvre Sarayi,
dzenlenmig halka ailmigtir Bu olay mzeciligin
Republique' olatak ve
yaygmlagmasmda baglang1 noktasidir.
eserlerden anlama-
19. yzyilda Osmanh toplumu ve aydmlari eski
nitelendirilir. Bu yaygm fakat dogralugu gpheli
yan bir toplum olarak
parasi' olarak ni-
'tag

kamya gre, eski dnyamn kahntist eserler gya


telendirilmigtir. Bu iddia, daha ok, eski eserleri, mavi gk kubbenin ve
Berlin'in soguk
Akdeniz gneginin altmdan kaldirip Londra, Paris ve
mzelerme yrgmak isteyenlerin tekrarladigi bir sz olmakla birlikte, bi-
zim aranuzda da yaygm bir inantir. Oysa, btn dnyada halkm genig
eserleri, hele gndelik yagamina ve kullammma
kesimi tarih boyu, eski
Sed-
yabanct olan tarihsel kalmtilan, pek yle bagnna basmamigtir. in
civardaki kyllerin yagmasma ugra-
di, asirlardir, ev yapmak isteyen
mig ttr. Misir piramitleri mezar
luzsizlarimn elinden ok ekmigtir. Antik
bazilannm
heykellerin, ilk Hiristiyanlar, ya kafasmi koparmig, yahut
vaftiz (!) etmiglerdir. Kale yapmu ve tamiratta kul-
zerine ha kaziyarak
kitabeler her yerde grlr, Daha birka yil nce Paris'teki Place
lamlan
des Vosges yapsati mteahhitlerin elinden zor kurtanlmigtir. Eski esere
refah egitimle geligir ve ancak son agm bir egilimidir. Her
saygt, ve
aslmda,
memlekette eski eseri degerlendiren ve bunun iin didinenler,
vardi aydin zmna iinde ol-
kitap merakhlan rneginde oldugu gibi, ve
eserden anlayan
dugu kadar, devleti ynetenler arasmda da eski ve say-
gsterenlere rastlanmaktayd1. rnegin, Aydin vilayeti salnamelerinde
gi sahife sahife anla-
(yillik), Efes ve Bergama'nm nasil gezilmesi gerektigi
tilmigtir. Bu mkemmel arkeolojik gezi rehberini hazirlayan ve hazarla-
efes Bergama'ya
'tay
yagam' diye bakma-
tan Osmanh brokratlarmm ve
tespitlerin vilayetteki memurlar tarafmdan ya-
digt atktir. nkbazi
Kalesi hakkmdaki mgahede, izilen
pildigt grlr. rnegin Bodrum
rehber
resim ve krokiler bunu gsterir ve dogrusu gnmzde yazilan
kitaplarda gzden kaan bazi noktalar bu eski metinlerde yer almakta-
dir.S

Hier 1308 (Milad 1890) tarihli vilayet salnamesinin tam 80 sahifesi


bazi plan ve kokilerte zmirve Ege'nin nemli btun harabeleri iin ya- 129
zdmig ilgin bir rehber olarak dzenlenmigtir. Bu rehber hi de bagtan
bu
savma olmaylp titizce ve dikkatlice hazirlanmigtir. Vilayet yilhgmda
'tag

kadar iyi tamtilan Bergama Zeus Sunagi, Almanlara y1gnu' diye, g-


nl rahathg1yla nas11birakilabilirdi ki? Bu olaym arkasmda byk olasi-
hkla Alman kayzerine dayulan siyas borcun ve o siralarda yapilmakta
olan demiryollarmm etkisi vardi. Kugkusuz byle olaylara rastlamyor-
du. rneginbyk devletlerin hkmdar allelerinden Trkiye'yi gezen
prenslere veya o sitada iligkilerin iyi oldugu bir devletin stanbul'daki
sefirlerinden grdgne imrenenle politika geregi bazi geyler hediye
ediliyordu. Ama bu hediyeler bilinsizce degil, cigerden koparir gibive-
riliyordu. Temmuz 1845'te Rus grandklerinden Konstantin Trkiye'ye
gelmig, stanbulve anakkale'yi gezmigve Pirkr denen kyde bir cami
avlusundaki eskibir kitabeyi begenmigti.Y1manca olan bu kitabe musal-
la tagi olarak kullanihyordu. Yazigmalardan sonra tag kendisine hediye
edildi. Gene IIL Selim devrinde, ngiltereelisiNuruosmanlye Cami av-
lusunda bir lahit kapagi begenmig, ancak byle bir hedlyenin dedikodu
ve hognutsuzluk yaratacagindan korkuldugu iin kapak, nce saraya ge-
tirilmig, oradan da kendisine gizlice verilmigtir?
Avrupa devletlerinin eski eser talepleri, siyas nedenlerden tr
reddedilmiyordu. 2 Receb 1272'de ($ubat 1856) Avusturya'nm stan-
bul'dakibuykelisi Baron Prokesch'e hazine-i celleden bazi antik mes-
kktm verilmesi iin ikanlan iradede "Prokey, hazine-i cellede mev-
cut bazi merkkt- atkayt grmg ve bu misullu sr-1atikamn cem'ne
pek hevesli bulunmuy oldugundan meskkt-i mezkreden birer mil<-
darnun yadigr-i l olmak zere kendisine ta ve ihsan buyurulmasi..."
deniyordu.10 O siralar Kirun Savagibitmig, Prokesch'in temsilcisi oldu-
gulke tarafsiz kaldigl iin o da bu mkfatt hak eden bir diplomat ol-
muytu. Kendisine verilen sikkeler gunlardir:

En or: Alexandre Magnus, 76 pieces; Philippus, 28 pieces


En argent: Lysimachy, 5 pieces; Philetairy, 10 pieces; Antiochus, 40 pi-
eces

8 Aydm VilayetineMohsus SalnameH. 2308, s. 80MS5. onya,Aiolia, Lydia, Frigya


ve Karia tarihlerinden bahseder.
9 BA, IX, No: 1478; Turgut Ipksal, 'Eski Eserlerimizin Yagmalanmasma Ait r-
nekler', BelgelerleTrk Tarihi, sayi 4, s. 27-31,
10 BA, IX, No: 6778, B 1272 (10 Mart 1856); aym tasnif, No: 5457, 23 L 1270 (Tem-
muz 1854).
Bu gibiihsanlarda bir mbadeleveya degigim zihniyeti de yoktu. Ge-
ne aym sava; yillarmda rusyaelisine de Sevval1270'te (Temmuz 1854)
zmir'de bulunan antika hediye edilmig, Ramazan 1298 (Agustos

130 1880) tarihli bir irade ile "Bergama (Aydin vilayeti dahili) da eda edilen
hafriyattan ihra olunan bazi srm Berlin mzerine tasi..." emredilmig-
tir, radelertasnifi katalogunda kay1tli iradenin metni argivde olmadigi
iin hangi eserlerin verildigini bilemiyoruz. Bergama kazisi ile ilgili ef-
saneler mzeciler arasmda kugaktan kugaga gemigtir. Gya Almanlarm
almak istedigi sunagt vermemek iin, vali, zmitden bir garnizon yolla-
mig, ama sonunda iradei seniyye ile Almanlar sunagi almig. Iskender
Lahdi iin de Osman Hamdi Bey'in, "Kayzere bu lahdi iinde cesedimle
hediye edersiniz," dedigi anlatihr.
Eenebi devletlere pegke; ekilen sr-i atikadan bir grubu da Mauso-
leum'un paralariyla Hahlar'm inga ettigi Bodrum Kalesi'ndeki bazi an-
tik paralar olugturur. Msy Kanin (Canning?) Bodmm Kalesi'nde bu-
lunan bazi miisavver taglan, yerlerine digerlerini koydurmak partryla ta-
lep ediyor ve bunlann ihracma musaade ediliyordu.12 Oysa bundan 10
'sr-i

yil sonra, yani Qubat1857de ayni kalenin duvarlarmdaki atika-


dan mermer bir arslan bagmm, mahallinden ihraci halinde asia mazarrat
tegkil etmeyecegi misullu, mahalli doldurularak Tophane mgiri devlet-
lu paga.hazzetlerininbir lata tezkiresinden ve buna binaen mzeye nak-
linden' sz ediliyor ve emir veriliyor.13 Sz geen Tophane Mgiri Fet-
.hi 'hapmetlu
Ahmed Paga'dir. Haziran 1858'de Lahey sefiri Karaca Bey
Flemenk krah hazzetlerinin meskkt koleksiyonu iin mevcut eski ve
yeni Osmanh sikkelerinin gnderilmesinden memnun olacagim' yazi-
yordu.l* Ama aym yillarda Sisam kaymakami Kife Bey 'Anadolu'nun
mahall-i mnsabesinde baz1 sr-i atikanin keyf ve taharrisiyle buluna-
cak geylerin Dersaadet'e nakli iin bir yzbin gurug tahsis edilirse, Avru-
pa'nm maghur mzeleri gibi bir mzenin dogacagmdan' sz edlyofl5
Aslmda olay aiktir. Bugn nasil ki Trk genlerine ve halka gstermek
iin Avrupa mzelrinden sergi tertipletip Turkiye'ye getirmek iin ir-
putanlar yanmda, diganya gezi sergileri yollayanlar ve klasik arkeoloji
dahada n yapan, hayatuu verenlerle bu kazilara aynlan tahsisati tenkit
edenler varsa, o gn de bu gibi eserlerin peginedgenler veya onlari dip-
lomatik iligkiler iin gzden ikarardar vardi. Kazi izinleri de bu yillarda
verilmeye baglanmigti ama, bunlar daha ok define arayanlarla yapilan

11 BA, I.D., No: 67046, Y Ramazan 1298 (Apstos 1881) kayd1 var, irade zuhur
etmedi.
12 BA, IX, No: 1478, 2 Muh. 1262 (1 Ocak 1846).
13 BA, J.D., No: 24347, 6 C 1273 ($ubat 1857).
14 BA,IX, No: 8441, 16 M 1275 (A1stos 1858).
15 BA, 1.D., No: 24654, 18 B 1273 (Mart 1857).
anlayma gibisinden izinlerdi. ingilteredevlet-i fahimesinin Midilli'deki
konsolos vekili Mister Noto'nun bazi sr-1 atika ve kadime taharrisi iin
Bodrum havalisinde yapacagi kazi iin aldigi jznin bir yil daha uzat11ma-
si gibi bir irade (28 Cemaziyyelevvel 1274/Ocak 1858) akan eserlerden 131
tek rnek olanlarmm saltanat-i seniyye mzesi iin zabtolunmasmi, iki ve
daha ziyade olanlariam birinin saltanat-i seniyye mzerine degerinin ha-
fire verilmesini part kopuyor? Aym mzeye (Aya rini Kilisesi) Selanik
valisi Yusuf Paga'nm gnderdigi mermer sanduka (lahit)gibisinden eger-
ler gelmekteydi? Ama rnegin Musul'da Fransizlara verilen kazi ruhsa-
ti zerine18 onlarin ihra ettikleri sr-i atikanm raporlari da geliyordu.
Ancak bu kazi raporlarmm ne denli saghkh 0) oldugu tartsmahydi.
Yukandaki rnekleri yaygmlagtirmak gene de pek dogru degildir.
Tersine olaylar da oktur. Y1manSavagi sirasmda, Dmeke meydan mu-
harebesmin galip komutam Gazi Ethem Papa Yunanistan'dan bazi eser-
ler getirmigti, Bunlarm bazilari bugn stanbulArkeoloji Mzeleri'nde-
dir. Eski SarkEserleri Mzesi de dnyamn en eski iviyazisi argivine sa-
hiptir. Osmanh eski eserler iradesinin dzenleyip yrttg kazilarda
elde edilen zengin koleksiyonIar bu mzeleri doldurur. Eski eser dg-
knlg, samldigi gibi Osman Hamdi Bey ile baglarug degildir. O bir
gelenegin yetigtirdigi byk bir Trk mzecisiydi. Daha Tanzimat dne-
minin baglarmda bu konuda saygm bir rgtlenme ve faaliyet vana
ama, bu faaEyet parasizhk ve imknsizhk yznden geligememigti. An-
lagudigi zere, daha 1840'larda btn vilayetlerdeki yneticilere, blge-
lerindeki eski eserleri araytp belirlemeleri ve degerlilerini stanbul'a
gndermeleri veya mahallinde mze kurmalan bildirilmigti. (Bu d-
nemde mzenin adi mzehane olarak geiyor.) O yillarda uzak yakm
her sancakta bu gibi aramalarm bagladigi anlagthyor.
Arahk 1847de Kuds mutasarnft, Gazze sancagmda Askalan deni-
1en yerde, aragtirmalari sonucu bir sfenks kabartmasi bulundurdugunu
yaziyor. UzmanIara incelettigi bu somaki mermer eser, 3600 senelik (1)
olmahym19.19 Kabartmamn tasviri hazirlattmlnug ve bir raporla birlikte
Bbrl'ye gnderilytigtir. Eu eserin bir yll iinde stanbul'a getirtildigi
izIeyen yazagmalardan anlayihyor. Ekim 1847de, Adana mal mdr
Ahmed Ata Bey topladigi sikke, seramik gibi antik paralarm bir envan-
'mehasin-i
terini Istanbul'a gndermiti. Ahmed Ata Bey sr-1 asriyye-

16 BA, IR., No: 8335, 28 CA 1274 (Ocak 1858).


17 BA, I.D., No: 16351, 2 RA 1269 (Arahk 1852).
18 BA, I.H., No: 5148, 12 R 1270 (Ocak 1854).
19 BA, I.D., No: 2807, 27 L 1263 (Ekim 1847).Raporda nahif bir slupla sfenks'in ne
oldugu, Oidipus tragedyasmdan rneklerle nakledilmektedir. darecilerbu alan-
da ilgili ve hilgili olmasalar bile eski eser arama, bulma ve gnderme emrinin
Bbialfden geldigi anlaImaktadar.
yi cenab-1 mlkneye ilaveten, saye-yi gevketvayeyi hazret-i mlk-
nede tahsis olunmuy olan', yani kisacasi devrin gzel eserleri arasmda,
padigah tarafmdan kurulan mzeye konmak zere takdim ediyor bu bu-
132 luntulan.20
16. yzyilm gik ve Avrupa.modasma dqkn, Italya'yi Osmanh sara-
yma tagiyan ve kendisi de muhtemelen talyanasilh olan Kanuni'nin n-
l sadrazamt, nce Makbul, sonra Maktul lakab1yla amlan brahimPapa
Budin'den getirttigi gzeller heykelini Sultanahmet Meydam'ndaki
konagimn (brahim Paya Sarayi) nne diktirmigti. SairFigani'nin hievi-
ne ve ahalinin gulgulesine sebep olan bu heykeller neden sonra ortadan
kaldiraldi. Osmanli tarihinde zaman zaman antik dnyaya kargi byle
amatr ilgiler duyan kipiler grlmgtr. Ama 19. yzyilda artik giderek
profesyonellegen bir ilgiden ve bu ilgiyi gtren, yayan bir zmreden
sz etmek mmkndr.Osmanh aydu, dig dnyaya ve kenditoplumu-
nun digmda, tarihe ilgi duymaya, kisacasizamanda ve meknda hareke-
te, daha dogrusu emeklemeye baglamigt1. Eu emekleme dnemi bugn
hl luzh bir kopuya dngmg degil, onun i Tanzimat'm aydm gele-
negini pek kmseyebilecek bir durumda degiliz. Bu yillanla Osmanh
idaresi sagda solda, vilayetlerde ve evrelerinde bulunan antik sikkele-
rin te bir kadanm bulana veriyor, gerisini kendi ahyordu. Diger yan-
dan define aramak isteyen yerli ve yabancilara bu partla izin veriliyor-
du.21 g nedenle 1880'de akartdan 36 maddelik 'Subhi Papa Nizamna-
mesi'nin esasi byle clugmuy gibidir. sr-1 atika mevzuatuu bundan
sonra Osman Hamdi Bey 1slah edecektir. Vilayetierde bazi valilerin bu
konuda gayret gsterdigi ve eski eser topladigt gnilr. Aym yillarda
mze iniliKgk'e tagm1my, daha sonra Osman Hamdi Bey dneminde
de Vallaury'nin plamm izdigi bugnk byk imparatorluk mzesine
geilmitir.22
19 Eyll 1890 tarihli Sabah gazetesi 'Amasra'da halen eczacuik yapan
refeth Ahmet Refik efendinin elde etmig oldugu 16 para eski eserin ter-
tip olunan resimlerinin bi'lvasita Mze-i Hmaun mdr atufetli
Hamdi beyefendi hazretlerine arzedildigi ve Ahmet Refik efendinin bu
babdaki gayret ve hizmetinin takdir edilip, gayan-i mkafat bulundu-
gu'nuyaziyordu? Osman Hamdi Bey'in mensubu oldugukltr daim-

20 BA, 1.D., No: 8060 ve No: 8207.


21 BA, J.M.V., No: 8023, 13 CA 1268 (Mart 1852), Siverek Samsat'ta Ggoglu Meh-
med'in hanesinden zuhur eden meskkt; aym tasnif, No: 6220, Midilli cezire-
sinde Butre kynde ikan gumy sikkeler, Rusya'da spandoni'nindefine
taharrisine izin; BA, I.M.V., No: 5255, Receb 1267 (Mayis 1851).
22 Bu konularda Semavi Eyice'nin 'Arkeoloji Mzeleri', stanbulAnsiklopedisi, c.2,
s. 1025-1032'deki makalesine bagvurulmahdir.
23 Sabah,4 Safer 1308 (19Eyll 1890).
si halkalar halinde uzak Anadolu ve Rumelikentlerine ve her yagtan Os-
manldara dogru yayilmakta, onlari etkisi altma almaktadir. mparatorlu-
gun 19. yzyilmda bu aydmlar yeni bir dnyayi kurmak isteyen kugagi
olugturmaktadirlar. 13'
Osmanh Devleti'nde Laiklik
Hareketleri zerine'

Osmanh Devleti'nin toplumsal, idai ve siyas dzeninin laik olup ol-


madigi oka tartigilan bir konudur. Bu tartigmanm yam bagmda Os-
manh devlet ve toplum hayatmda zamanla dogan nemli geligmeterin
yarattig;i hukuk, ynetim ve toplum dzenindeki degigmeler sonucu or-
taya akan ikilegmeleri ogu gzmzden katigi gibi, toplum dzeni ve
kurumlardaki degigmeleri bu aidan yeterli biimde inceleyemedigimiz
de sylenebilir,
Osmanh toplum dzeninin laik veya ger'i oldugu konusundaki tar-
trymalara girmeden nce laik kavrammdan ne anlagilmast gektigi ze-
rinde durmahyiz. Laique, Laicusladini, kavram olarak ruhban snufma
ve rubaniyete ait olmayan dn ve yagam biimini ifadede kullam1an
bir deyimdir. Genel sanmm tersine dnyada laik tutumlu din yoktur.
"Tanri'nm hakki Tann'ya, sezarin hakki sezara," diyen Hiristiyan dini-
nin temelde byle bir felsefe ve toplum tarzi zerine kurulmadigi ve di-
n toplumun, Avrupa tarihinin uzun yzyt1Iarru kapsadigi aiktir. Bar-
bar akmlari sonunda Avrupa, yeni bir dnem ve dzene girdi. Roma m-
paratorlugu yikilmigti ve barbar kabilelerin, kabile dzeni kitada yeni
imparatorlugun ynetim dzenini, hiyerargi ve hukuk mevzuatim be-
lirleyecek tek g, Roma gelenegini devam ettiren kilise rgt idi. Bu-
rada Avrupa tarihinin geligimini saptayan bir zellikten sz etmek gere-
kir Grngte Roma kilisesinin hiyerargisi yeni germanik topluma ege-
ashnda germanik gelenegin temel-
men olmuy gibi grnuyorsa da, igin
de bir degigtiren ve devindiren etkisi vard1. Avrupa tarihinin kavimler
g sonunda olugumunu saptayan bir ikilem sz konusudur burada...
Hegel Helen-Hiristiyan Avrupa'nm olugumunu betimlerken; barbarla-
Im (ona gre germanik dnyamn) Roma dini ve messeselerini ve hiye-
targisini tamamlammy olarak aldiklarmi, yeni kabul ettikleri Hiristiyan
dininin konsller ve kilise babalan tarafmdan oktan gekillendirildigini
belirterek, "Bu neden1e dig grngte Germen dnyastada yeni bir tin
(Geist) vardi. Su tin dnyayi yenileyecek tindir ve ondaki znelligin di-
renigi esasta mutlak bir degigikligin meydana gelmesi demektir. Germen
kavminin bnyesindeki ihmb kaygisizhk, znelcilige dayanan bir sada-

*
Prof, .Y. Doganny'a Armagan, stanbul1982.

I
kat (yani mevcut kurumlarm zne ve meselelere kargi lakayt kalarak,
grngte bir sadakat) ve Roma hiyerargisinin bu ller iindekikonu-
mu ve degigimi, Avrupa tarihinin evrimini saglayan iki zit unsurdu,"3
demigti. Bylece kilise ve devlet bir kargithk ve bir beraberlik, ama ayni 135
zamanda da bir yol ayrdigl iinde geligmelerinedevam etmigierdir. Ger-
ekten de Camlus Magnus 800 yilmda papanm elinden ta giydiginde,'
dnyev otoritesini, ruhan elitin dzenleyecegi kurallarla birlikte ve on-
lara ragmen (veya onlart istismar ederek) kullanacagim dgnyordu
Kilise egitimi, hukuk hayatml ve toplum ideolojisini belirlemeye bagla-
di. Bir mddet sonra bu geligmeler, kiliseye kargi germanik lakaydi ve
gsteripteki sadakatin devamnu imknsiz kddr. Avrupa'nm toplumsal
rgtlenmesi, invevestitur kavgasuu kazanan kilise tarafmdan yerine
getirilmeye baglandika devlet-kilise atigmast artti. Bu uzun mcadele-
yi burada zetleyecek degiliz. Ama laiklik Avrupa kitasmda kanh kav-
galarla tarihte ilk defadir ki bir toplum ve ynetim dzeni olarak ortaya
1kacaktir. Hem de bu geligme ancak yakm zamanlarda tamamlanacak-
t1T,

Germanik bnyede varhgi ileri srlen bu zgr1k ve dogal la-


isizm, modern anlamdaki laik dzene inkilap etmesi iin uzun zaman
gemesi gerekti. Tarunm zenginleptigi, manifaktrn geliptigi ve gehir-
legme denen olaym bagladigi Avrupa'da mil1 pazar ligkileri de yogun-
lagti. Geligmenin bu safhasmda Avrupa hayatmm, yeni Avrupa insani-
nm iligkilerini dzenlemek yeni bir hukuku metotla mmknd. Bo
nedenle 13. ve 15. yzyillar boyu Avrupa dnyasmda laik hareketin ba-
im ne Hussitterne Unitarist kilise mensuplan, ne Balkanlax'daki Bogo-
miller ve hatta talyan Rnesanst'nm Pietro Pomponazzi'si ve benzerle-
ri degil, dpedz hukukular ektiler. Almanya'daki kilise evrelerinin
eski dzeni sessizce ve sabirla kemiren bu yeni Romanistler iin
'Juristen
sind bse Hukukular kt H1ristiyanlardr' meseli bunu gstermekte-
-

dir.. Bu devirde Justinianus'un kodifikasyonundan sonra Glossatrler


dneminde sadece perh ve ezber gelenegi ile srdrlen Roma hukuku
kaynaklarma yeni bir anlay1pla yaklagildi. Roma hukuk sisteminin prin-
cipia ve kunimlari ett edilerek bu ilkeler 191gmda yeni hayat dzeninin

1 G.W. F. Hegel, Vorlesungen ber die Philosophieder Geschichte,4. Blm, 'Germa-


nische Welt', ilk alti paragraf.
*
Dogu'da Bizans'ta imparator patrigin elinden ta giydiginde bu patrigin otorite
ve grevinin imparatorca tasdik edilmesi deinektir. Byuk bazilikalardaki nart-
hex, imperyal loca gibi blmler dnyev otoritenin kilise zerndeki hkimiye-
tini gsterir. 1L asir sonuna kadar Avrupa'da da boyleydi. Aix la Chapelle ve
Sepyr katedrallerinde bu imperyal localar ve narthex tipi tren koridrlan vardir.
Papahk bu dnemden sonra stnlg kazamnca, kiliselerdnyev otoriteye hi-
bir yer vermez ve mimariden bile atarlar. BU tarihten sonradir ki papamnmonar-
ka ta giydirmesi anun hkimiyetini tasdik anlamma gelir.
l

sorunlanm rmek ve iligkileri dzenlemek yoluna gidildi. Hukuk d-


zeninde gerek kipi esas almdi. Su standartlagtirma ve kodifikasyonu
kamu kurumlarmdaki laiklegme ve standart hukuk uygulamasi izledi.
136 Ancak devletin ve toplum dzeninin laiklemesi,Avrupa tarihini doldu-
olaylardan sonra gerek-
ran mezhep kavgalarr, din savaglari gibi kanh
legebilmigtir. Laik toplum dzeni Avrupa kttasmda da gok g ve ge
yerlegmigtfr
Laik toplum dzeninin tannnnu burada ele almahyiz. Byle bir ta-
rum muhtelif biimde yapilagelmigtir. Kimi zaman her din ve inanca
mensup gruplarm tolere edildigi, kimi zaman da tolum hayatino d-
zenlenmesinde din kaynaklann digmda kaynaklara dayanan hukuk
normlarman egemenoldugu bir hukuk dzeni anlag1hr. Oysa bu iki ko-
qui laik bir toplumda bulunmasi gerekli, ma yeterli zellikler degildir.
Laik toplum standart ve monist bir ynetim dzeninin ve her din ve cin-
siyete mensup insanlarm egit kogullarlabagh oldugu bir hukuk mevou-
atmm bulundugu toplum dzeni demektir. Yani bir toplumda din hoy-
gr olabilir (Eski Roma ve Osmanhimparatorluklarmda oldugu gibi),
din d1 kaynaklardan esinlenen veya bu gibi kaynaklarm agirhk kazan-
digi bir hukuk mevzuatt uygulanabilir (Osmanh, Eski Roma, Bizans ve
Cengiz imparatorluklan gibi), ama toplumda her din cemaat aym yasa-
larla ynetilmiyorsa, kadm ve erkek iin din inanca dayah farkh dzen-
leme ve norm varsa (mirasta egitsizlik, toplum hayatma katihmda kisit-
lama ve farkhhk gibi), hatta sadece belirli bir sm1f iin rnegin rubban
iin imtiyazlar tanmmig ve ynetici elitin imtiyazlarunn megruiyeti tan-
risal bir kaynaga dayandmlarak aildantyorsa, orada laiklikten sz edi-
lemez.
Kisacasi tm toplumsal smiflar iin aym hukuk mevzuatm uygulan-
masi, hi kimseye dinsel ayricahk ve stnluk tammayan bir toplum d-
zeni diye tammlanan laikligin, merkeziyeti modern toplum yapistyla
zdeg oldugu, ancak o sayede gereklegebilecegi aiktr. Laiklik bir yer-
de modern toplumun nkogullarmm gerekleymesine baghdr. Ancak
toplumun belirli bir geligme dzeyinde bu ideoloji modern bir toplu-
mun geligimini hizlandrabilir de...
-

,Osmanh Devleti gefi bir devlet miydi? Bu sorunun cevaplan oktur


bir konudur. Bazi yazarlar Osmanh Devleti'ni ynetim ve
.tartiplan

ve
yargida gefi hkmlerin egemen oldugu bir sistem olarak tammlar.
"Devletin dini, din-i lam'dtr,kanunlar slamdininin kaynaldandu," di-
bir
ye tezlerini zetlerler ve bununla Osmanh Devleti'ni periata dayah
devlet olarak nitelerler. Buna kargthk bazi yazarlar, Osmanh toplumun-
da gayrimslim gruplara da tolerans gsterildigini belirterek, bunun la-
. ikligin ta kendisi demek oldugunu ileri srerler. Gerekten de Osmanh
mparatorlugutarihte Roma mparatorlugu'ndan sonra din toleransin
hukmdarm kipiligine
en ok grldg, stelik bu durumun zaman ve
bagh olmaksazm kurumsallagtigi bir devletti. Din gruplarm iktisad, ad-
ruhan lider-
l, din ve maarife i1igkinigleri kendilerine birakumig, hatta
kamt-
ler ve kurumlara rtbe, imtiyazlar bahy edilmigtir. Bunun sayisiz
larmdan sadece birka1m verelim: Ocak 1454'te Gennadios'a resmen
gsteri-
Rum Ortodoks patrikligi bah; edildiginde ona yapilan tren ve
bile nasip
len ihtiram gz aheiyd12 ve bylesi, Bizans devri patrikterine
olmanupt1. Ermeni patrigi, Musev hahambagi protokolde nde
gelen.ir
drt bir tarafmdaki manastirlar vergi ve
yere sahipti, mparatorlugun
oldugu gibi, faaliyetlerini srdrmeleriiin
angarya bagigildigma sahip
sik sik ihtar
huzur ve gvenlikterinin saglanmasi mahall yneticilere
edil hatta bazi manastirlara mir hediyeler dahi gnderilirdi. rnegin
Balkanlar'daki nl Rio Manastirfnin (Bulgaristan'da Sofya civari) 21
van'dan aldigi imtiyaz Osmanh
Eyll 1378'de son Bulgar ari Sigman
dneminde de aynen tasdik edilmigti.
(Kasun 1465)
Manastirin argivindeki Evahiri Rebi'ulevel 870 tarihli
verihnig olup, bu imti-
imtiyaz berat1Fatih tarafmdan Filibe sahrasmda
gstermekte olup, bu tr beratlar ma-
yazm mtemadiyen yenilendigini argioinde bir kopyasi bu-
nast1rm aryivini doldermaktadir.3 Gene Yildiz
lunan, Yavuz Sultan Selim'in Aynaroz (Athos dagi) manastm kegiglerine
verdigi benzer bir imtiyaz beratuu belirtelim.4 Tolerans kurumunu
ileri
srenler her cemaatin kendi iglerini kendinizi grdgnu belirtirler ki
bunun laiklik olup olmadigrun tartigmasmi
apag1da yapacagiz.
ncluk ettigi bir yazar ise; Osmanh devlet ve
.L. Barkan'in grup
toplum hayatmdaki uygulmada gefi mevzuattan ok, dnyev otorite
oldugunu,
tarahndan konan kurallarm (rfi sultan) rf ve detin hkim
pek kolay olmad1-
bu nedenle Osmanh Devleti'ne gefi devlet demenin
uygulamaya bakildigmda bu hkm dog-
guu belirtirler.5Cerekten de
eden
rulaacak bir durum vardir. Devlet hayatmi, toprak dzenini tayin
kanunnameler gefi hukukla uyum iinde degildir. Osmanh idaresi top-
gefi mevzuattan ok,
lum ve devlet hayatmin temel kurum ve iligkilerini
rff kanunlarla, hatta mahall gelenek ve teamlle dzenlemeyi tercih
et-
konularda
migtir. Osmanh kadisi bile sadece toprak dzeni, maliye gibi

und seine Zeit, F.Bruchrnann, Mnchen, 1959,


2 Franz Babinger, Mehmedder Eroberer
s, 110-111.
Izd, Rilskiyat manastir, Sofya
3 D. Ihiyev, Turkei Dokumenti na RilskiyaManatira,
1910, bu vesikalann bazilartni ierir.
Vemn Yavuz Selim'in Ferman
4 B.A., Yrldiz Argivi, 'Aynaro2 Papazlanna Mlkiyet
Sureti', Ylldiz 24 (128).
Messeselerinin Ser'iIigi Mese-
5 .L. Barkan, 'Osmanh imparatorlupTeekilt ve
lesi', st.niv.H uk. Fak. Mec., 1945, C. XI, Sayi 3-4, s. 203-224.
degil, hatta bazen aile hukukuna iligkin sorunlarda bile periattan ok rf
ve det hukukuna bavurmayi tercih etmigtir.6 Ulemamn bazi konular-
da verdigi fetva, "Ser'imaskalat degildir, UI'ulemr ne ise yle o1sa..."
138 yeklindedir. Buradaki Ul'ulemr dnyev otoritenin koydugu kanunlar-
dir. Ancak btn bunlara ragmen Osmanlirgtlenmesine baktigimizda
ger'i ve geleneksel bir dzenle karlagiriz. Bu soruna yaklayim biimi
toplumsal rgtlenmeyi incelemek olmahdir.
Laik devletin ulkeninher yaninda her vatandag iin aym mevzuatm
uygulandigi, ynetsel ve adl kurallann standardize edildigi, merkezi-
yeti bir devlet olmak oldugunu belirtmigtik. Tabi bu zellikle din ku-
rallarin ve ayrimlarm kalkmas1, yani
ayri cinsten (kadmve erkek), ayri
dinden insan gruplarma aym mevzuatin uygulanmasi demektir.
Su nedenle Osmanh ynetiminde o agm Avitpa'sma gre bir din
tolerans Osmanli hukuk dzeninde dindigi uygulamalarm yaygmhgim
grdgmz halde; Osmanh devlet ve toplum dzeninilaik diye adlan-
diramayiz. Bunun baghca nedeni; toplumun smen dini mensubiyet
esasina dayanan milatadiverilen gruplara blnmesi, vergilerin bu esa-
sa gre tarh ve tevzi, yargi dzeninin ve egitimin bu anlay1g iinde din
l cemaat liderleri tarafmdan rgtlendirilip yrtlmesidir. Bu ise adl ve
ynetsel rgtlenmede bir tr dine dayah ademi merkeziyetilik ve e-
gitlilik demektir. Millet ayrimmda ise dil ve irk esasi gzetilmezdi. Aym
dili konuyan Ermeniler mensup olduklari kiliseye gre, Ermeni, Ermeni-
Katolik ve 19. yzyilda bir de Ermeno-Protestan milletleri olarak
geer-
di. Buna kargthk Bulgarlar ve Rumlar ayni millet sayihyordu. Trkler,
Arnavutlar, Araplar slammilleti idi. mparatorlukdagtlana kadar, n-
fus say1mmda bile etnik ayrrn degil, dinsel gruplama esas ahnmigtir. Di-
n cemaat rgt ve liderleri; yargi, egitim, maliye ve belediyeye ait konu-

i
6 rneginXVI. yzyil Ankara Sez'iyesicillerine baktigmuzda kadmm slamhuku-
kunun merb ve nikh akdine iligkin kurallarindan ok, birtaktm mahall rf ve
dete gre hkm verdigini grrz. Namzedlik diye bir det
gze arpar ve kiz
ocuk okkk yagta baba tarahndan ahnan bir paraya kargihk nikh iin biri-
ne vaat edilir. Kadi slamhukukunun merh konusundaki aik hkmlerinin ih-
181iolan bu durutnu kabul ederek hkmler vermigtir. Ornekler:
a).Ankara per'iyeSicili,Etnografya Mzesi H. 358 (M. 1551),No. 2, Kayst 1314'te: Ed-
hem adh biri, skenderveled-i Devlet adh bir z1mni hakkmda gikyette bulunu-
yor ve 600 ake kefalet borcunu demesini talep ediyor. Sebebi skender'inEd-
hem'in kizi Aype'yi nikluna alan Kara Yenieri'ye kefil olmasidir. Kara Yenieri
kizi ahrken daha evvel onun namzedi olan ve bunun ifa 600
akesayan simiti
Yunus'a parayi verecegini vaat etmigtir.
b) Ankara ger'iyeSicil No. 1, Kayit 1010: Cneyd bin Mustafa adh biri Bali bin Emir
Ahmed'i dava ediyor ve davahnm kiz kardeginin kiziKatun Bula'mn onun
nam-
zedi oldugunu fakat, buna ragmen bagkasina verildigini iddia ediyor. Namzed-
lik akdi merh ahkruna aykiri oldugu halde kadi davacilan hakh grmektedir.
larda soruniu ve ykml tutulmuytur. Bundan bagka gayrimslimlere
gsterilen tolerans, Snn olmayan Mslmanlara hi gsterilmemigtir.
Bu nedenledir ki byle bir dzeni laik olarak niteleyememekteyiz.
makam 139
Seriataait sorunlan zmekle grevli olan geyhlislamdr. Bumftler
nemini 16. yzy11daKemalpagazade ve Ebusuud Efendi gibi
sayesinde kazandi. 18. yzyildan itibaren bagkent mftsne geyhlis-
lam denmigtir. 19. yzy11da ise ger'iye naziri olarak heyeti vukelaya (ka-
bineye) girdiler. Klasik Osmanh devrinde geyhlislamlarm devlet igle-
rinde rol yoktu. Fiil hukuk alamna ntdahale etmezlerdi. 16. yzil
dan sonra sosyal rolleri artti. Esasen bu yzyildan itibaren din basle da
ressamlar
artti. 15. yzyilda Yunan heykelleri getiriliyor, G. Bellini gibi
faaliyet gsteriyordu. 17. ve 18. yzy111ann mistisizmi ise neredeyse
minyatr bile reddediyordu.16. yzyildan itibaren toplumun dinsizli-
gesaptigmi iddia eden ve her det ve kurumu bid'at diye niteleyentaraftar Mol-
la Kabiz ve Ustnavi Mehmed Efendi gibi yobazlar tremig ve
toplamiglardir (Bunlarm bni Taymiyya'dan esinlenmeleri mmkn-
dr.) 18. ve 19. yzyillarda ise gelen felaketlerin tesellisi slamdinini bir
ideoloji haline getirmekte aramyordu.
Osmanh padigahlarrun ruhan demesek bile din bir unvan olan hi-
lafet unvamna da sahip olduklarim belirtelim. Esasen egemenligin mey-
ruiyetini ilah bir kaynaga dayandirmak da Osmanli devlet ve toplum
hayatmdaki ideolojinin laik olmadigam gsteren bir diger noktadir.
Osmanli padigahr 15. yzyilda artik Oguz boylarnunbagkanhgindan
ok bir Roma kayzeri olmayi benimsemigtir. Buun yamnda btn Islam
hkmdarlan gibi Mslmanlann koruyucusu, emin olduklarmi iddia
ederlerdi. Fetihten beri Misir Memluklerine karp takmilan tavir bunu
gsterir. Eu tutum imparatorluk olgusuyla bir btnlk meydana geti-
rir. Esasen Osmanh hkmdarlanum hilafet messesestyle olan iligkile-
rini incelemekte yarar vardir.
Osmanh padigahlan iinde Fatih Sultan Mehmet ve IL Bayezid'in
benzer unvam kullandiklari vakayinamelerdeki bilgilere dayamr. zel-
likle Kemalpagazade Semseddin Ahmet 1494'te kaleme aldigi tarihinde
hem IL Mehmet'e (Fatih), hem IL Bayezid'e bu unvam yakigtirir.7 Resm
tarihinin bu gayreti politik bir genge dayamyor ohnahdir. Yavuz Se-
lim'in hilafet sembollerini hem de merasimle aldigi rivayeti, onun ag-
daylan tarafmdan degil de, 18. yzyil vakarvisiEnderunlu Ata tarafm-
dan ortaya atiluugtir. stelik Y avuz Selim bu unvam kullanmanny, sade-

ce 'Haim u Haremeynuggerifeyn' gibi bir unvanla yetinmigtir. Ferman-


larda ve anlagmalarda son derece aaah bir elkab (titlatr)kullanan

7 bniKemal, Tevarih-i Ali Osman, yay: grafettin Turan, TTk.1, Seri No. 5, Ankara
1954.
Kanuni Sleyman'da bile halife unvamna rastlanmaz. Zaten halife un-
vanmi tek Osmanhlar kullanmtyoxtlu. Hindistan'da Delhi hkmdarla-
n da kuBamyorlardi.
140 Hilafet unvammn kullamlmasi 1789 Aynah Kavak Tenkihnamesi ile
baIar. Kmm'm Rusya tarafmdan ilhaki tamnmakla beraber, Osmanh
hkmdari bu Msluman lke zerinde bilafetin kendisine bah; ettigi
ruhan haklardan yararlanmak istiyordu ve bunun Rusya tarafmdan ta-
nmmasuu saglady Bylece artik hilafet adeta beynelmilel bir ruhan ku-
rum halini aldi. Ornegin fiiliyatta Kmm ve Polonya Mslmanlanmn
mftlgn Btn Rusyalar ankendi gvendiklerinden birine tevcih
ediyorsa da, tayin ve emeklilik iglemleri gya Osmahh sultam tarafm-
dan yapihyordu.S Aynca ar her sene K1nm'da, Yalta'daki (Livadya)
'hog
yazhgma geldiginde, padigah bir temsilei gndererek geldiniz' di-
yordu.9 III. Selim'den itibaren hilafet unvam bylece resm unvanlar
arasmda yer aldi, 19. yzytlda bu unvan hem hkmdar, hem halk ve
hem tm dnya Mslgianlannca hararette benimsendi. Bilhassa Sultan
Abdlaziz ve IL Abdlhamid 'Halifei mslmin, zill'ullalu fi'raz' (Al-
lah'm yeryzndeki glgesi) gibi hem panislamist, hem de mutlak mb-
'za-
nargi grgn yansitan bir unvan takmdilar. Sultan IL Abdlhamid
ti kudsiye i tacidari' gibi adeta cesaro-papist bir unvam yaztymalarda
kullanm19tir. Maliyesi iflas etmig, btn kurumlan sarsmt1 iindeki bir
lke bu dnemde beynelmilel alanda kendisinden beklenmeyecek giri-
gimler ve entrikalar dzenliyordu. IL Abdlhamid ngiltereve Rusya
imparatorluklarmm topraklarmdaki slamahali zerinde nfuzunu de-
vam ettirme abasiridaydi. Mrsr'da, Cava'da, Hindistan'da halife ruha-
n otoritesini kullanarak, Mslmanlar arasmda bazi girigimlerde bulu-
nuyordu. Bu araci kullanarak IL Abdlhamid, Hicaz demiryolu ingasi
iin btn dnya Mslmanlanndan iane topladt. Ancak hilafetin etkin
bir ara olmad1 I. Dnya Savagi sirasmda anlayildi. 1924'te de hilafet
kaldmldinda tek nemli tepki Hind Mslmanlarmdan geldi.
Burada Osmanh yneticilerinin slambirligi gibi bir ideali 19. yzy1-
la kadar soren edinmediklerini belirtelim. Osmanhlar, Haristiyanlar ara-
si aynhklan politik amalarla desteklediler. Macar unitarizmini, Balkan-
Iafdaki bogomilizmi, Protestanh bu amala himaye ettiler. Byk Pet-

*
Scak bu unvanm bazi halde kullaruldigt grlyor. "Haledet hilafetehu, zillu-
lah, hilafet penahi" gibi elkabm kullanildigt bir
yazigma iin bkz, Ludwig FEKE-
TE, Einfhrung die Osmanisch Turkische DiplomatikBudapest 1926, H.943 (1536) ta-
rihti Veziriazam Ayas Paga'nm I. Ferdinand'a mektubu, Tafel L
8 rnek:Bagbakanhk Argivi, rade-Dahiliyye, yll 1259 (1840),sara no. 923, 'Varova
mfts Hafiz Elendi'nin tekadlg hakkinda 'sen tezkire-i Illye'.
9 Sultan II. Abdlhamid her sene Mabeyn-i Hmayun'dan Tahran Paga'yl Livadya
'hog
Sarayi'na gelen ara geldiniz' demeye gnderlyor,bunu lkenin ruhani reisi
olarak yaplyordu. 329-330.
ro'dan kaan starovertsleri ve spanyaMusevlerini lkeye buyur etti-
ler. Her cemaat kendi kurallan ve dnyast iinde yagamaya devam etti.
Ancak modernlegen dnyanm kopullarma bu yapiyla uyum kolay olma-
yacakhr. Hukuk mevzuattaki bu egitlilik ve dinsel farkhlagma 19. yz- 141
yilda belirgin bir merkezlegme, moderalegme ve kanun ynetim siste-
mini benimseyen Osmanh mparatorlugu'nda kauulmaz olarak yeni
Trklegme girigimlerini doirmugtur.
'

Tanzimat'tan Sonra Kurumlarda Laiklegme Baglangtet

19. yzyil dnyasinm kopullan iinde merkeziyeti ve brokratik ya-

piya ve bu tr bir ynetimin gere olan standart, derlenmig bir hukuk


mevzuata sahip olmasi kamilmaz olan Osmanh mparatorlugu,mo-
islahatla beraber hu-
dernlegmenin ilk adunlaruu asker mekteplerdeki
kuk alanmda atrugtir, demek pek yanhy olmaz.
mparatorlukdnyanm yeni ekonomik dzenine ayak uydurmak
iin, ilk elde Fransiz Ticaret Kanunu'nu adapte etti (Kanunname-i Tica-
ret 1850 yih). Yeni kanuna gre faiz kabul ediliyor, ticar davalarda ha-
liyle din ve mezhep aynmi sz konusu olmuyordu. Gene modern an-
't-

lamdaki girketler dahi, slamhukukunda yer almayari bir messese,


zel kipilef olarak kanunda yer alnuglardir. 1863 ylhnda da 'Ticaret-i Bah-
riye Kanunnamesi' kabul edildi. Bu sonuncusu da denizci Avrupa ulus-
larmm kanunlanndan hazirlannugti.10 stelikticar davalara bakacak
mahkemeler de, geri hkimlerden degil, nizamiye mahkemesi hkimleri
denen yeni hukukulardan ve mahallin tccarmdan olugan karma ku-
rullardi. Tanzimat Devri'nin aydm sadrazaru Ali Paga, Fransiz Meden
Kanunu'nu kabul ettirmek istedigi halde, A. Cevdet Paga'mn bagmi ek-
figi muhafazakr grup, 1868-1876 ydlan arasmda 16 kitaptan meydana
gelen Mecelle-i ahkm-I Adliye adh eseri hazirladilar. Mecelle esasta Is-
lamm Hanef fikhmm esaslarma dayanmak1a birlikte, fasillarm dzenle
nigi ve eserin sistematigi gz nne almdigmda, Bati hukukunun stn-
lg kurul yelerince ister istemez kabul edilmig grlmektedir. Niha-
yet,.aile hukukuna ve ahsm hukukuna ait konularm bu eserde dzen-
lenmeyigi, periata gr sahiplerinin modern dnya kopullan kargism-
da amsizliklerini kabul ettiklerinin aak belirtisidir.
Yargi usulnde de, nizam mahkemelerin kurulup yargi alamma
gnden gne gefi mahkemeler aleyhine geniplemesi Tanzimat'tan sonra
grlen bir geligmedir. Nihayet 1828'de gikartlan Teykilat-iMehakim Ka-
avukathk iin i-
nunu ile savcihk, 1879'da noterlik ve daha nceden de
kanlan bir ferman (1875yih) ve asil nemlisi ceza mahkemelerindeki
hkmlerin sayismm artirilmasi ve temyiz mercinin tegekklu ile, Islam

10 C. ok-

A. Mumcu, Trk Hukuk Tarihi, A,.Huk. Fak. Yay.338, Ankara 1976.


hukukunun monist yargdama usul agir bir darbe yemigtic Zira dava-
da veklet, kamunun veya bireyin mahkeme nnde savunulmasi gibi
esaslar islamda hukukunun monist yargilama usul ge-
yoktur.,slam
erliydi.11 Modernlegen Osmanh
142 yargi dzeninde istinaf ve temyiz gibi
messeselerle mahkemeler bit hiyerargiye baglamyor ve bir tr denetim
geliyordu ki, kadmm mstakil (mahkemenin istiklal prensibi) ve huku-
ken tek otorite oldugu slamsistemden olduka uzaklagilmigtir.

Dalist Bir Hukuk Yapt

Kamu hukuku alanmda da ger'i mevzuat vergtlenmeden ilk aynl-


ma 1840'ta Ceza Kanunu'nun kabul ile olmugtur ve 14 Temmuz
1851'de yeniden dzenlenen Ceza Kanunnamesi, smif ve mezhep ve din
farki gzetmeksizin btn Osmanhlara uygulanmak zere yrrlge
girmigtir. Ancak Tanzimat dneminin hukuk sisteminin dalist niteligi
en ok bu alanda grlecek ve trajik denecek problemler dogacaktir. B-
tn tebaa iin hazirlanan bu kanunun hkmlerine gre agir ceza dava-
larmda saver resmen kamu adma dava atig1halde isteyenleri davamn
(Mslim veya gayrimuslim) kendi cemaat mahkemelerinde kendi peri-
atma gre niyetini talep edebiliyorlardr. By1ecernegin ceza mahkeme-
sinde grlp, verilen hkme ragmen davac1 taraf kadiya mracaat ede-
rek verilen hapis cezasmi uygulattirmayip, diyet almakla yetinebilirdi.
Bu dalizmin yarattigt problemler devam edegelmigtir.12
Tanzimat dneminde modern anlamda standart bir hukuk uygula-
ma getin ve laiklige dogru en nemli adim sayilabilecek olay, 1858 ta-
rihli Arazi Kanunnamesi'dir. Geri kanun slamhukukunun esaslarma
gre vakif arazi ve mir arazi gibi kategoriler tespit etmiyse de esasta
mlkiyet ve miras konusunda mhim sayilacak laik hukmler getirmig
tir. Arazi konusundaki bu yenilik esas olarak klasik Osmanh devrinde
de toprak sistemine ait dzenlemelerin gerti degil de, rfi (dnyev) hu-
kuk aracihgiyla yapilmasmdan ileri gelmektedir. 3
Kamusal alanda laiklegme srecinin luzlandigi bir blm de tagra
idaresidir. Tanzimati brokratlar daha ilk elde, tagra ynetimini islah
etmeyi, kanun bir ynetim kurmayt ve mal sistemin bu yolla dzeltile-
bilecegini dgndler. Ynetimde moderalegmeyi saglamak iin, yerel
halkm temsilcilerinin idar karar organlannm ahymasma katilmalarnu
ve idareye yardunci olmalarm kauulmaz bir part olarak gryorlardi.

Islam..., Deux. Edit., Leiden-Brill,


11 Emile Tyan, Histoire de POrganisation Juridique:
1960, s. 212.
12 C. ok A. Mumcu, a.g.e., s. 321-323.
-

33 O. L. Barkan, 'Trk Toprak Hukuku Tarihinde Tanzimat ve 1274 (1858)Tarihli


Arazi Kanunnamesi', Trkiye'de ToprakMeselesi,Gzlem Yaymlan, s. 291-375.
1864'te ikarilan ve bazi yerlextle denenen Vilayet Nizamnamesi'nden
sonra 1871 yih bagmda ikardan dare-iUmumiye-i Vilayet Nizamname-
si va 1878'deki.ilk parlamentomuzun kabul ettigi Dersaadet ve Vilayet
Belediy Kanunu kamu ynetimi alanmda laiklegme srecini luzlandin- 143
ci etkiler yaptilar. Bu nizamnamelen ve belediye kanununa gre vilayet,
liva, kaza idare meclislerinde ve gehirlerde meclisi belediyelerde memur-
lardan bagka ahalinin temsili esas kabul ediliyor ve Ms1man ve gayri-
mslim ahalinin temsilinde eitlik sistemi amalamyordu. Bu idare karar
organlarmdan bagka vilayet temyiz divarunda memleket sandigt, ziraat
komisyonu gibi ihtisas organlarmda yan yartya temsil ilkesinin kanun
teminat altma almdigmi gryoruz. Esasen, laik bir devlet dzeninde g-
rlmeyecek bu hassasiyet, Islamin megveret kuralmi temelden zedele-
migtir. Yani ilk defadir ki gayrimslim ahalinin idareye kattlmast, huku-
ken bir devlet dzeni haline getiriliyordu. (Fiiliyatta bu duruma klasik
devirde de rastlamyordu.) Nihayet 1876 Anayasasi ile devlet sistemi d-
ng, olmayan bir biimde modern laik geligme surecme girmigtir.
O agm hukuku ve bazi dunrlerinin rejimi slamdakimegveret
prensibi ve kurumuna baglayarak aiklamalarma ragmen anayasal ku-
rumlar, zellikle parlamento, megveret prensibiyle alakasiz ve ters bir
nitelige sahipti. Devletin dininin din-i slamoldugu ve padigahm 'hali-

feligi' zellikle belirtilmesme ragmen, anayasa seme ve seilme yoluy-


la her dinden btn tebaanm idareye katilmasmi ve simrh da olsa yrt-
me erki zerinde temsili organIar vasitastyla denetimini ngryordu
ve byle bir grevi ilk defadir ki gayrimslimler de stleniyordu. 1876
Anayasasi bir slamlkesinde ilk defadir ki laik devlet dzeninin temel-
lerini hazirlayan bir belgedir. Esasen daha 1839 Tanzimat Fermam'nda,
slamdininin stnlg vurgulamyor. Mslmanlarm menfaat ve refa-
hmm saglanmasi iin yap11masi gerekenler stralamyor ise de, devletin
din gruplara dayanan ve homojen olmayan ynetiminin ilunh bir tasfi-
yesi de gze arpryordu. Aik yargi, tebaanm egitligi ve gayrimslimle-
re daha fazla kamusal hak ve devler verilmesi askerlik ve memuriyet
fermanm belirgin bir niteligidir.14 pri karakterine ragmen, ferman saye-
sinde Bati hukukunun bazi temel kurumlari ilk defadir ki slamtoplu-
munun iine giriyor ve dalist bir yapi geligtiriyordu.
Ikinci Megrutiyet dnemi, bir bakima anayasa degigildiklerini gz
nne aldigirmzda laiklik nnden bir lde gerileme sayilsa da,' ge-
nelde IL Meyrutiyet laikleyme ynnden bir geip dnemi olarak adlan-
dirilabilir. Bu dnemde ikanlan bazi kanun ve kararnameler, bazi uy-

14 S. N. Arsal, "Tanzimat ve Laiklik', Tanzimat I., stanbul Devlet Basunevi, 1940, s.


59-95.

geriatabai;unhhk ilkesinin getiriImesi 1876'da bulunmayan bir hususun ila-
vesidir.
gulamalar dalist yapiyi g1endirmigtir. 1913'te ikanlan 'Kiliseler Ka-
nunu' ve 1915'te ikanhp, kisa yetersiz uygulamadan sonra, mtakere-
de kaldinlan 'Hukuk-u Aile Kararnamesi' meden kanuna dogru yakla-
adamlarmt Meden
144 gan ve ilerde mantik ve cesaret sahibi radikal devlet

Kanun'u bir an evvel kabul etmeye zorlayan geligmeier dogurdular. Ni-


hayet Birinci Dnya Savagi'nm getirdigi lhtiya dolayisiyla, medrese ta-
lebesinin askerlik muafiyetinin kaldmlmasi ve daha nceden cizye-i
getiyenin lagvedilerek gayrimslimlerin de askere almmasi gibiuygula-
malar laiklige yaklagtino etkiler yarattigi gibi, aym zamanda da idare ve
toplum hayatmda gefi ve laik unsurlarm bir arada buluumasmdan ileri
gelen sancilan artirmiglardir.
Tanzimat'la baylayan uygulama laiklige dogru bir gidigtir,ama, elig-
ki kangildigm da bymesine neden olmuytur. 19. yzyil dgnr ve
yneticisi gekli reformlan yan slamci ve yan Batici bir dilemma (ikir-
ciklenme) iinde tasarlayip, yrtmeye abalamaktadir Bu niteligisade-
ce Osmanh toplumunun inden ikan islam dunrIerinde degil, b-
tn slamlkelerinin modernlegme taraf tan dgnrledade gryoruz.
Nanuk Kemal, Seyyid Ahmet Han, Cemaluddin Efgani, modernlegtir-
meyi kolaylagtiracak kogullarm Islamdaki ictihad sistemi ve kurumu
iinde mmkn oldugunu savunurlar. Her Mslman bir ictihad ileri
srebilir. slammcemaati adma belirli bir kurulun ileri srdgu ictihad
itiraz grmez veya ogunlugun tasvibi ile kargilamrsa slambit ictihad-
dir. Anayasal rejimi Islami ima ve megveret kurah ve her yeniligi (hat-
ta Bati hukukunun temel kurumlannm kabuln bile) slam
ictihad sis-
temi iinde mmkti gren ve byle adlandmlan bu grgler, dualist bir
geligmeyi nleyememigtir. Bu dalizm yeni dzenin egitim sisteminde
de ortaya ikmaktadir.
Tanzimat'tan nce egitim dzeninde bir ikilegme baglamigti. Merke-
ziyeti modern bir devlet kendiideolojisini agalamak ve ihtiyao olan b-
rokrat kadrolan yetigtirmek iin, en azmdan yurttaglann din ve inan
farknu pek dikkate almayan tarafsiz egitim veren bir sistem kurmak zo-
rundadir. Klasik dnemde her simf halk ve her din grup iin, tamauuy-
la dini egitimin hkim oldugu Osmanh mparatorlugu'nda,19. yzyil
bagmdan itibaren orduda ve nihayet mulki idaredeki modernlegme do-
layisiyla laik nitelige yakm modem egitim veren okullar kuruldu ve
bdhlar din egitim kurumlarmm bagmda ve onlarm aleyhine yayi-
yam
lip, geligmeyebagladilar. Gayrimslimler de ilkegitime geme ihtiyaom
duydular. Osmanh mparatorlugutebaaya adaletin iki egit mahkemede
(ger'i ve nizam) iki ayn sistemdeki kanunlarla dagitildigi, egitimin iki
tr okulda yapudigi, brokraside iki smif memurun yan yana ahetigi
(daha dogrusu birbiriyle ekigtigi), iki tr dnya grgnn birbiriyle
atigtigi bir toplum sistemi halinde mrn tamamladi. Bunun idar ve
sosyal hayatta yarattigi sanalan, son nesil Osmanh aydmlan ektiler. II.
Megrutiyet dnemi bu sanciya dindirme areleri neren reetelerle ail-
dt, fakat siyas ve idar kadrolar bu sancly1 dindirmeden perde kapandi.
Bu nedenle yeni Trkiye 1925'te tevhidi tedrisat ve 1926'da hukuk
devrimiyle laik kurumlarm temelini radikal bir biime atti. Bu son Os- 145
manh asrmm yarattiga ikiligi ortadan kaldirdi. 1928'de Trkiye Cumhu-
riyeti Anayasasi'na laikligin ilk olarak girmesi bu geligmelerjn bir sonu-
cudur.
Laik dzene geigle son Osmanh asrmdaki modernlegmenin yaratti-
gi gereksinimlerden dogan yeni kurumlarm eskileriyle olan atigmasi-
mn yarattigi kargaamn ortadan kaldmlmasi hazlandm1migtir. Laik dn-
grg ve devlet dzeniyle modern toplumlara zg siyasal yap1ya,
ya
ynetim sistemine ve hukuk dzenin mkemmelleymesine geigmm-
kn olmuytur. Aym dili konugan ve aym kltrel mirasa sahip bir halkin
mezhep ayrshklari ve atigmasi iinde yagamasma son verilmek isten-
migtir.
Tarihsel geligim iinde, siyasal modernlegmenin n parti sosyal ve
ekonomik geligmedir. Ancak bu yeterli degildir. Ekonomik modernleg-
meye girigi Turkiye kadar eski olan bazi Ortadogu lkelerinde (Misir,
ran) siyasal kurumlagmalarin ve ideolojinin lkemizdekine gre ok
daha geridzeyde bulundugunu ve nihayet aksakhklarma ragmen Trk
demokrasisi duzeyinde bir demokrasinin bu lkelerde henz bulunma-
dignu gz nne getirdigimizde, 20. yzyil bagmdaki Trkiye'nin degig-
mekte olan sosyal yapismm laik devrimlerinden etkilenip ynlendigi
aiktir.
Trkiye'de siyasal moderalegmenin Bata toplumlarmdakine benzer
biimde geligebilmesi ve demokratik bir toplumsal mcadelenin varh-
laik ideolojininnemli vardar. Tarihin belirli bir geligmeanm-
gmda payl
da ideolojik bir degigmenin yapisai degigmelereluz verip, oniarl ynlen-
direcegi egitli tarihsel rneklerle sabittir. 19. yuzyildan beri degigmeye
baglayan ve bu degigimin sanc11anm eken Trk toplumunda laiklik ve
onunla bir btun meydana getiren devrimlerin, sosyal-siyasal geligmeyi
h2zlandmo etkiler yarattiklarnu gryoruz.
Hilfet ve Tiirkiye slm Devletinde Hilfet'

Halife; kelime anlamiyla ardil, succesor (Nachfolger) demektir. Eu an-


lannyla, slmcematinde reis, ynetici ve Muslmanlarm peygamberi-
nin vekili olarak kullamhr. Ancak, bu anlamlann
ve yetkilerin hangisine
sahip oldugu tarhymahdir. Hilfet kurumu daha bagmdan, yani Msl-
manlarm peygamberi Hz. Muhammed'in (S.A.V.) vefatmdan beri (632
ylh) mnakagah olan; mahiyeti ve meruiyetiise (legitimity)1slam siyasal
dgncesinin baghca sorunsallarmdan biridir. Bir bagka deyigle, hilfet
ashada teoride tartymah ojan, fakat praf kte zmlenen bir kurumduz
Bununla birlikte, pratikteki problemler de hilfetin tarihinj en ilgin ve
aragtirmaya deger kilan bir yndr. Bugn hilfet kurumu lagvedilmig-
tir ve restorasyonunun pek mmkn olmamasi da bu yamyla ilgilidir.
MslmanIarm kutsal kitab1 Kur'an'da (vahiy) halife sz birka ke-
re geer. Fakat bu, daha ok Hz. demve Hz. Davd gibi peygamberler
iin bildirilen bir niteliktir. Hz. demiin (Kur'an, U 30), meleklerin ar-
dth ve Allah'm yeryzndeki nizmmi saglayan, onun adma hkme-
den; Hz. Davd (Kur'an XXXVIE,26) iin ise, 'Allah'm onu insanlara ha-
kikati anlatmak iin, Allah'm yolundan aynlmamalanm saglamak iin
(halife) olarak gnderdigi' bildirilmektedir. Mslmanlann tarihinde ilk
halife olan Ebubekir, Allah'in halifesi,unvamm reddeder ve "Ancak ha-
zir olmayana halife olunur," der. Ebubekit'in halife unvanmi kullandigi .

gphelidir (Caetani, Annali slmanno II, 63/11'den naklen Wensinck-J.


H. Kramers, Handwrterbuch des islm,1941, s. 251). Kendisinden sonra
gelen halife merise, Resulullah'm halifesi unvanru Ebubekir'e bir say-
'emr-'l-rn'minn'

gi gsterisi olarak reddeder ve unvamm benimser.


Bununla birlikte, slam tarihinde halifetu'llah unvamm Hasan bin Sabit
bir giirinde halife Osman iin kullanmig, Emev hukmdan Abdlmelik
ise, muhtemelen Bizans rotokolnezenerek bu unvam almigtir. Abba-
shalifelerinden el Memun (9. asir) bu unvam zaman zaman kullanmi-
tir. A3il ilginci, el Nsir.(1180-1225)Seluk denetimi altmda zaylf bir ik-
tidar sahibi olarak bu unvant kullanmigtir. El Nsr'm unvanma 'Kaffet-
l Mslimn' szun de eklemesi,1 onun bu makami neredeyse niver-
sal bir din makam olarak yorumlamasiyla ilgili olmahdir. Ancak, bunu
bir papahk niyabeti, ilh makam anlamtada almamahdir slm cem-
*
Trkiye Gnlg, say1: 31, (Ankara 1994), s. 25-31.
1 Bernard I.awis,
ThePoliNcalLanguageofislam, Universityof Chicaga 1988, s. 4M5.
atinde bu anlamda bir klerikalizm, bir ruhan snuf ve kurum yoktur.
slmcematinin liderligi meselesi, daha baglangita muhtelif siyas
gruplar arasmda mahiyet ve megruyyet aismdan mnakagah olmug-
tur. slmhukukulan (fukaha)ve siyaset teoricilerinin hilfet kurumu- 147
na bakiplari kategoride toplanabilir ki; bu grgler, byk lde ha-
life Hz. Alive Samvalisi Muviye arasmdaki Siffin Savag'ndan (M. 657)
sonra gekillenip ortaya ikmigtir
a} Hilfetin Kureyg kabilesinden birine (Hz. Peygambefin kabilesi) ait
olmasi gerektigini slmsiyas doktrininde en etkili biimde el Maver l
Ahkamu's Sultanlyye adh eserinde savunor. Bu eserde, halifede bulunmasi
gereken partlar da sayihp tartigihr. Asker ve idar kabiliyet, cesaret ve fazi-
let, vcut ve ruha saghk, yeterli bilgi sayilan partlar arasmdadir. slm-
'hilfet' 'immet'i
doktrini ve kadmlara yasaklanug gibi grnyor.Ancak,
bu konuda Kur'an'da aykm bir hkm yoktur. "Eger Sab melikesi rne-
giniahrsak kadmlarm liderligi zerinde dgnlebilir de..." grgu son
zamanm modernistleri tarafmdan ileri srlmektedir (Sleyman Ateg),
b) kincigrg hilfetin, daha dogru deyimle immetin peygamber
soyuna, yani Ali ibn Ebu Talb ile peygamberin kizi Fatima'nm torunla-
nna (ehl-i beyt'e) ait olmasidir. Bu grgn taraftarlari, yani a firkasi,
hilfetin Ms1manlarm peygamberi tarafmdan veda haecmdan sonra,
onun damadi ve kuzeni Hz. Ali'ye verildigini ileri srerler. Devrin slm
ulemsmdan el Sehristan bu grgleri bildirir (Kitabu'l-milel nel-nihal).
c) ncgrup, Siffin Savagive Hakem olaymdan sonra, iki tarafa da
(yani Muviye veya Ali) katilmayan ve bundan dolayi Haric (diptaka-
lan) diye adlandir11an grg sahipleridir.2 Onlara gm, halife slm ce-
matinin lideridir ve seimle gelmelidir. Soyluluk veya Kurey; kabile-
sinden olmak part degildir. Dindar, bilgili, liderlik vasfina sahip bir Ms-
luman; gayri Arap veya bir kle dahi olsa halife seilebilir. daresiahlk
ve fazilete dayanmayan, periattan aynlambir halfe azil ve hatt idam bi-
le edilebilir. Bu radikal gry aslmda samldigmdan daha uzun zaman
yagamigtir ve zamanm modernist slmakimlari iinde de yeniden yo-
ruma tabi tutulmaktadir.
Hilfetin Muvie'den itibaren bir irs monargiye dnymesiyle, si-
yas iktidara itaat ve Samhalifelerinin megruyeti meselesi sz konusu
oldu. Burada konunun asil odak noktasi bat, yani halifenin megruyeti-
ni tamma, cemat ile hkmdar arasmda bir akid gibidir. slmfakihle-
'ei
ri Ebu Ya'la el Furra Ahkmu's- Sultniyye' ve Belazur Ensb adh eser-
lerinde 'bfar iglemini bu gekilde formle etmigler ve bu byk lde
kabul edi1migtir.3 slmmonargisinin karsmda olan veya onu destekle-

2 Bu griigleri zet halinde Thomas Arnold, The Caliphate, Oxford 1924, s. 184-
189'da bulabiliziniz.
3 Vecdi Akyz, Hilfetin Satanata Dngmesi,stanbul1991, s.19L
yen veya bitaraf kalan akunlar vardir. Mrcie akum, anargiye kargi oto-
riteyi tercih ettigi iin, hkmdara itaati ve imamet ve hilfet makamm-
daki kiginin kt ve adaletsiz davramplan iin hkmn kiyamet gnu-
148 ne birakilmasi gerektigini ileri sryordu. 9. mild asuda slmfelsefe-
'mutezle'

sinin hellenizasyonu demek.olan akum mensuplan, hilfetin


monargik tegkiltlanigma kar1 tartigmada tarafsiz veya suskun siyaset
takip ettiler. Bazi radikal akunlar ise, daha nceki Harictlerin grgn
benimseyerek; halifenin adaletsiz oldugu takdirde azlinin gerekli oldu-
gunuileri srmglerdir. Nihayet Emev hanedam bir loyamile grevden
uzaklagtinlmigti. slmulemsigenellikle Ebu Hanife rneginde oldugu
gibi, otorite ve devletin digmda kalmayive tenkit ve dogru yolu gster-
me grevini benimsemiplerdir. Abbasiler devrinde teoride ranasilh b-
nu'l-Mukaffa'nm bagi ektigi bir akim hilfetin yetkileri ve konumu iti-
bariyle eski Iran monarldan gibi olmasnu nermektedir. Imam-1 azam
Ebu Hanife gibi fakihler bu grg engelleme gayretindeydiler.
Tarihi itibariyle Sam'dakiEmev halifeleri emr-l-m'minn olarak
imparatorlugun btn ordularmm ve idarenin bagidir. mam clarak s-
lm cematinin ibadet esnasmda adma hutbe okunan lideridir. Abbas
devrinde (750'den itibaren) slm peygamberinin akrabas1 olan bu aile
halfenin aym titulatr ve ihti.ami daha parlak bir biimde srdrme-
sini de sagladive monargik yapibuna ragmen daha mnakapasiz olarak
kabul edildi, Bu devirde Arap olmayan ranh ve Trk gibi unsurlar or-
duya ve idareye daha ok girdi. Aym zamanda siyasal teori, felsefe ve
ilimlerde de kozmopolit kadrolar sz sahibi oldu. imparatorlukmonar-
gik bir sistem iindeydi ve kalabahk bir ktib grubundan ikan bnu'l-
Mukaffa gibileri rejimin megruiyetini formle ediyorlardi. Ancak bir ta-
raftan imparatorluk paralanmaya da baglamigt1. Aglebiler (Tunus), Sa-
manler, Tahirler (Horasan) gibibu yeni siyas g1eritammak zorunda
kalan Bagdad halifeleri, bir tr baglantlyi devam ettirmek iin bu yeni
hkmdarlara emr-lmer gibi unvan ve beratlar veriyor. Nihayet 11.
astrda Buveyh ve Seluk rneginde grldg gibi
'sultanhk'
messe-
sesi ortaya ikmigti. Burada artik halifenin siyas hibir otoritesi yoktur.
Ona (Buveyh veya Se1uksultanma) sultan olarak veklet vermigtir ve
din bir lider konumundadir. Bununla birlikte Abbas dneminde halife
unvam ve hilfet kurumu da rekabetten kurtulamada. Mild 928' de,
'halife'
Endls Emev hkumdarl IIL Abdurrahman unvamm benim-
sedi. Nihayet Misir Fatimleri l2. asrmsonlarmda (1171)Sultan Selahad-
din tarafmdan ortadan kaldirilana kadar Abbas halifesinin en byk.
rakibiydiler. Hz. Ali ve Fatuna soyundan geldikleri iin kendiIerini gi
mezhebin koruyucusu ve ehl-i beyt mensubu olarak gerek halife ve
imam iln etmilerdi. Hatt unutmayahm, bugnn Islm dnyasom
nl merkezi el Ezher niversitesi'nin kurulugu da bu devirdedir ve Si
siyaset ve imamet grgn iglemek ve yaymakla greve girmigtir.
1256 yihnda Hlg, Bagdad't istil ve halife el Mustasm'i idam et-
tirene kadar da, Abbas halifeleri otoriter bir idarenin ve tahtm stnde
degillerdi. Buveyh hanedam (ki Siolmalanna ragmen, halifeyi nufuz 145
ve idareleri altmda yerinde birakmayt tercih ettiler) ve onlardan sonra
da Selukler aym durumu devam ettirdiler. Sonuncular Snni mezhe-
bin sadik hamleri olarak Bagdad halifesi ile ili.kileri kendine zg bir
saygi gsterisi ve perde arkast otorite iligkileriyle srdrmgler ve-'sul-
'gehingah'

tanu's- seltin' yahut gibi bir unvam kendi imparatorluklan-


nm Klik Asya'daki vassllanyla olan iligkilerinde de ustahlda kullan-
miglardL4
Fakat Hlg'nn kanh istilasindan sonra Abbas hanedannun
iki yesi Memlk Sultam Baybars'a sigmd11ar 1261 y11mdabirincisi, ardm-
dan 1262'de digeri halife olarak iln edildi. Ama Memlk saraymdaki Ab-
bas halifeleri bir daha Kahire'den Bagdad'a dnemedikleri gibi; durum-
lan da Mukaddes Roma-Germen imparatorunun yamnda ve Avrupa sa-
raylarmda gezinen, Kudus dgtkten sonraki Kuds kralmdan daha
farkh degildi.
Abbas egemenliginin Hlg'nn Bagdad'i istilasiyla kanh biimde
sona ermesi ve ailenin son fertlerinin Misir Memlkleri yanma sigmma-
'hilfet'
siyla baglayan yeni dnemde; unvani asImda muhtelif blgeler-
de hkm sren bazi Mslman hkmdarlar tarafmdan kullamlnugtr
ki astrhk bir dnem iinde, yeni tarih tetkiklerle sayisi artabilecek bazi
rnekler verelim. Mesel 1271'de Sivas'ta inga ettirdigi medresede III.
'halife' 'hakan'
Glyaseddin Keyhusrev kitabede kendisi iin ve unvanla-
run kullamr. By dnemde bir paralanma geizen spanya'daki Msl-
man devletilderinin hkmdarlan da bu unvam ayn ayn benimserler.
1500-1510 ylllannda Orta Asya'da hkm sren zbekhkmdari Mu-
hammed Sayban tahtmdan hilfet makami olarak sz eder.5 16-17. asir-
Iarda Osmanhlar digmda tek Snn hanedan ve devlet olan Hind-Babr
devletinde, Ekber Sah'tanberi merkezierinden 'Dr-l-hilfet' diye sz
edilmektedir. Osmanhlarm aksine Ekbefin altm sikkesinde de bu unva-
na rastlamr.6 Esasen Abbaslerden sonra
'sultan'
unvam hkimiyet ve
hkimiyetin mengenin Allah'dan geldigini gsteren bir unvandir. l-
hanh hkmdartCazanMahmud Han 1260 Ayn Callut Savagtndan son-
ra fethettigi Sam'dabu grg aika iln etmig; sultanhgm Allah vergi-
si oldugu v Misif daki halife ve Memlkilerin tasdikini gerektirmedigi-

4 V. V. Bartold, 'HaIif i Sultan', Soinenija,VI, Moskova 1936, s. 30-31,


5 T. Arnold, a.g.e., s. 116, 118; C. Huart, 'Epigraphie Arabe d'Asie Mineure', Revue
Semitique, c. III, s. 369.
6 Arnold, a.g.e., s.159; S. Lane-Poole, Catafogueoffndan Coins in theBritish Museum,
The Moghal Empetors, London 1886, s. DOOGIL
nisylemigtir. Bu dnemde artik hilfet ve Kureyg arasmdakibaghhk ve
zorunluluk da siyas literatrde aaka gereksiz grlyordu?

, 150 Osmanh Devleti ve Hilfet

Kugkusuz bu durumun devanu, siyas artlar ve cografyadaki degi-


gimle bagka bir mecraya girdi. 15-19, asarlar boyu islmcamiasmm en
gl temsilcisiOsmanh Devleti'nde hilfet kurumunun durumu neydi,
byle bir kurum bagmdan beri var maydi? Yeni agar tarihiboyunca Av-
rupa medeniyetiyle en yogun temas ve atigma iindeki bu toplum ve
devletin Batt kurumlan karpsmdaki direnci ve Osmanh kurumlannm
degigen dunyaya gre biimlenmesi sz konusudur. Hilfet, Osmanh
asirlannda Avrupa siyaseti ile olan fligkilerin agirhkh etkisi altmda yeni-
den bir biimlenme geirecektir.L Selim'in Misn'1 fethiyle hilfeti aldigi,
daha ok sonraki tarihlerde ortaya atilan ve zamanumzda okul kitapla-
rma kadar giren bir iddiadtr. Du iddia, aslen bir Osmanh Ermenisi olup,
sonra sve tabiyetine geen ve sve'idiplomat olarak stanbuYda da
temsil eden mtebahhir (erudite) tazihi Mouradgea D'Ohhson'un Os-
manli kaynaklarmm tetkikiyle ve Osmanh ketebe takum ve hukukula-
r1yla olan mnasebet ve tartigmalarla kaleme aldi nl eserinde ileri
'bu
srlmgtr. Tdleau General de Empire Ottoman'da ortaya attlan,
devralman hilfet' olayi sonralan da ok tekrarlannugtir. Muhtemelen,
d'Ohhson bu olayt naklederken, temasta bulundux Osmanh hukuk ve
devlet adamlarimn telkinlerinin etkisi altmda kalnugtar. Gerekte Os-
manh hkmdarlarmm L Selim'den nce de zaman zaman hilfet unva-
mm kullandiklan grlmektedir. Mesel IL Mehmed (Fatih) kanunn-
mesinin dibacesinde bu unvaru kullannugtu IL Bayezid'io de bu unva-
m kulland1 tarihi ibn-iKemal tarafmdan ileri srlmgt.8 Ama gunu
ehemmiyetle belirtmelidir ki, Osmanh hkmdarlan slmdnyasmda-
ki stn durumlarru Hac yollarma hkim olmak, Sam-Hicaz koruyucu-
lugunu stlenmekte grmglerdir. Nitekim, hocaruz Prof. Inalcak daha
II. Mehmed'den itibaren Osmanh hkmdarlarmm Memlkler kargism-
da bu greve talip oldugunu belirtir. Bu temsil bir otoriter grev ve un-
vandir ve slmlemi karpsmda sadece hilfet unvanmdan daha ycel-
ticidir, I. Selim'in 1517'de kesinlikle stlendigi 'Hdim-l-haremeyn-g-

7 Arnold, a.g.e., s. III; Mufaddal ibn Abi'l Fedah, Histoire dq Sultans Mamiouks, ev.
E. Blochet, s. 483'ten nakil
A. Von Kremer, Geschichteder herrschendenIdeendes Islams,1868, Leipzig 1961, Hil-
desheim, s. 414, Ebubekr Bakillar'nin grgleri.
8 H.inalcik, IL Mehmed,.A, V11, 514 s.514; bn-iKemal, Tevdrih-ilOsman, 7. Def-
ter, yay. Serafettin Turan, T.T.K.Ankara 1991, s. 233 ve 235 GL Bayezid'den, hazret-
i Hakan-1 sad Sultan Bayezid harun hilfet zamanmda...; Fatih'in Bosna seferin-
den sz ederken de bu unvam kullamr).
Sexfeyn (Mekke ve Medine hizmetkri) unvanmin nedeni anlayihyor; o
bunu kullandi ve hutbede okutturdu. I. Selim'in bunun digmda hilfeti
trenle ve beratla devraldigma dair agdagi Osmanh ve Sarkkaynakla-
rmda bir malmata rastlanmaz. Osmanh kanilaryasuun rnek metinle- 151

rini ieren Feridun. Bey'in Mngeat adh eserinde evvelki sultanlar gibi
Kanun Sleyman.iin de bu unvamn kullamldigi grlr (Halfe-i Ryi
Zemn veya Halfe-i Mslimn gibi). Devrin protokoler vesikalarmda,
mesel Sadrazam Aya; Paga'nm mparatorFerdinand'a yazdigi nmede
'hledet
L Sleyman'dan hilfetehu' gibi invocatio (du) ile sz edilir.
Ancak gunu belirtmelidir ki, Sultan-Sleymanda bu unvam her zaman
kullanmig degildir.9
Hilfet messesesi herhalde on asirhk tarihi iinde en zor ve ilgin
dnemini 1919-1924 Trkiye'sinde yaamigttr.1919'da Anadolu'da iggal
kuvvetlerine kargi mcadele, 'Hilfet ve Saltanati Kurtarmak' slogamm
ihmal etmiyordu.
Eyll1922'de zafer kazamlmca son sultan VI. Mehmed Vahdettin l-
keyi terk etti ve saltanat makami, Ankara'daki Byk Millet Meclisi ta-
rafmdan, veliahd Abdlmecid sadece halife. seilerek (18 Kasun 1922)
lagvedildi. Saltanatm mrnn ok uzun olmayacagi, ashnda 23 Nisan
1920'de, Trkiye Byk Millet Meclisi, Ankara'da toplamrken telffuz
edilmiyorsa dahi, hissediliyord. Ancak, hilfet kurumu meb'slarm zi-
hinlerinde ve gnllerinde aym gekilde mtla edilmiyordu. Hilfetin
kaldm1masiyla biten bu dnem, mill mcadeleyi frten kadrolar ara-
smda bile derin gr ayrihklarma, mcadele ve gerilime, kopma ve
yurtdagma ilticalara sebep oldu. Meclisin, saltanat lagvedilince, 18 Ka-
sim 1922'de veliahd Abdlmecid Efendi'yi sadece halife olarak semesi
niin nemliydi? 1.300yil iinde ilk defa btn milleti temsil eden bir -
ra halifeyi seiyordu. Zu slm'milk asrmda Hariclerin nerdigi siste-
min garip ve degigik gartlar altmda gerekleymesiydi adeta. Vakia bu ha-
lifenin, siyas iktidan yoktu. mr uzun olmayacakti. Misir Exher ule-
msi ve Hind Mslmanlan hilafet komitesi bu seimi onayladiklarnu
bildirdiler. Aynca Kinm'dan gelen bir heyet, Rusya Mslmanlar1Kong-
resi adma da cuma namazi hutbesi iin halifeye mracaat etti, yani onu
tamd1.10
Sphesizsiyas iktidara sahip olmayan ve iktidar aralanm kullana-
mayan bir halifenin durumu 1924 $ubatve Mart aylarmdan ok nce
tartigilmaya baglannupti. Hilfetin muhafazasuu isteyenler bile, Anka-
ra'daki iktidar ile stanbul'daki hilfet arasmdaki iligkilerin gelecegini

9 L. Fkete, Einfhrung in die Osmanisch-TrkischeDiplomatik,Budapeyte 1926, s.


5, Tafel; Feridun Bey Mngent:H, s.6 67.
10 Mete Tuncay, Trkiye Cumhunyeti'nde TekParti Ynetiminin Kurulmasi, Ankara
1982, s. 70.
kesin bir biimde tarif edemiyorlardi. Hatirlayacagimiz zere... tarihteki
mek, Abbas halifelerinin son zamanlan ve Memlk hanedamyla MI-
sn'da olan iligkilerinin dunimuydu. Ama bu rnek; saltanatm kaldml-
152 masmdan sonra Osmanh hamedam ve yeni cumhuriyet arasmdaki iligki-

leri modern bir dnyada ayarlamak iin bir model olamazd1. Diger yan-
dan hilfet kurumu diy dnyada, zellikle Hind Mslmanlan ais1n-
dan gimdi bagka trl bir nem kazanmigt1. Hatt bu kurum tarihte g-
rlmeyen bir nitelemeye ve yeni bir karaktere kavugturulmak isteniyor-
du. 'Hilfet-i slmiye'kavranu burada tartigilmaya ailnugti.
Halifenin tahta ikigi, bir hkmdrmkinden farkhydi. Eyb Sultan
Cami'nde kdi kuganma (yani bir nevi ta giyme) treni yap21madi. Top-
kap1'da Mukaddes Emanetler ziyaret edildi. Hatt dua, Trke okundu,
24 Kasim 1922 gnk bir trende halifenin Arap lemiyle ilgisi kalmadi-
gmiTrke dua okunmastyla izah eden E. G. Mears gibi yazarlar var-
dir.11 Halife selefierinin sarayinda ikamet ediyordu. Cuma selmhk t-
renleri yapihyordu. Bu cuma selmhklari az zamanda egitliyorumlara
ve halife Abdlmecid'in saltanatizledigi dedikodulanna neden oldu.
Kemalist iktidarm, hilfeti saltanatin bir uzantasi olarak grdg ve
iktidara tam sahip olmak iin bu kurumu kaldarmak istedigi, o gnden
bugne literatrde ve siyas mahfellerde hep tartigiluug, ileri srlmg-
tr. Bizzat slmcihanket ve dgnce ile ilgisi olmayan siyaset bilimci
ve tarihiler, mesel Mete Tuncay da bu grg ileri srmglerdir. Fa-
kat Kemalist iktidarm hilfeti, laik cemiyet kurulmasi iin kaldtrdigmi
ileri sn bir siyas sylem veya addama da ortaya ikti. Hilfet kuru-
mu zerinde tartigmalar 1924 Subatve Mart aylarmdan ok nce bagla-
migt1. Daha 1923 yllinda, Seyyid Bey'in Hildfetin Mahiyet-i Ser'iyyesi adh
risalesi, hilfet kurumunun slmitikads ile baglantisi olmadigim savu-
nur.13 "Hilfet din degil, dnyev ve siyasi bir kurumdur," der. Daha

sonra kanunun mecliste mzkenleri sirasmda adliye vekili olan bu s-


lam limi (aym zamanda zmirmeb'su) bir yil evvel kaleme aldigi risa-
leye dayanarak hilfetin ilgasi geregini muhalifle kargi savunmugtur.
Hkmet bu konuda kararhydi. Cumhuriyet rejimi, hilfeti siyas ikti-
dardan koparmiytt ve gimdibu siyast iktidarsazhk nedeniile (ashndate-
oriye uygun olarak) hilfeti ilga ve hanedam yurtdigma srme hazir-
11gmdayd1.Hilfete kar siyasal sylemin en arpict rnegi, cumhurbag-
kam Gazi Mustafa Kemal'in (Atatrk) 2 Mart 1924'te meclise ird ettigi
nutukta grlr. Mustafa Kemal; Trkiye'de tedrisatm birlegtirilmesin-

11 A.g.e., s. 68
12 A.g.e., s. 60-78.
Ankara, Trkiye Byk Millet Meclisi
13 Seyyid Bey, Hilfet'in Makiyet-i periyyesi,
Matbaast, N.D. (1923),s. 10. Sonradan Seyyid Bey'iri Meclis zabatlarmdaki ko-
nugmasi (aynbasim) bir risale olarak yeniden basildi.
den (yanidin egitimin kaldm1masi ve yabanci okullarm Maarif Vekle-
ti gzetiminde mill okullarla program uyumu saglamasmdan) sz edi-
yor ve aile hukukunda ve vatandag hukukunda Meden Kanun'un geti-
formo
rileceginden sz ediyordu. 1926'daki hukuk gndeme gelmi 153
ve iki yll nceden iln edilmig demektir. Hilfetin kaldir11masim takip
eden zaman iinde din egitim kurumlan kapatildi; slmtarkatlar da-
gitildi;tekkeler kapatildi ve K1yafet Kanunu akanld1. Bu olayla muhte-
melen kltl velaik bir degigim birbirine baglanrmy olarak bir radikal
reform dnemin girildi. Kugkusuz btn bu olaylar s1rasmda bir mllf-
yeti hava da g2e arptyor. 1924 ylluun Mart-Nisan aylan boyunca ka-
patilan Fransiz ve talyanmektepleriyle ilgili haberler gazetelerde tas-
vibkr bir biimde yer ahyordu. Genig bir kitlenin gemigtekikapitlas-
yon uygulamalarim tasvib etmedigi aikti. Fransiz sefaretinin kapatilan
Fransiz okullan konusunda ekimser kaldigi ve matbuata bu ynde de-
meler verildigi grlyor.1437 adet Fransiz ve talyanmektebi kapald-
magttr. Bu 37 adet okul (7'si talyan)maarif mfettiplerinin bir gn1k
aragtirmast ile kapatildi. Buradaki tepki, eski imparatorlugun slmya-
pm kadar, kozmopolit yapisma da ynelikti. Bu anlay17 yerini Trk
bir kavrama birakiyor ve laisist bir ifade biimi kazamyor; laiklik ve
Trk milliyetiligi bir arada geligiyordu.
Din egitim kummlari tefrik edilmeden tenkit ve hcum konusu olu-
yordu. Fransiz ve talyanrahiblerin okullari iin Vakt gazetesi bagmu-
harriri Mehmet sim,"Mektepler mabet degildir. Buralarda, din tasvir
bulundurulamaz. Bunun vicdan hrriyeti ile alkasi da yoktur. Hele
Fransa kendisi, mektep ile kiliseyi ka zaman nce birbirinden ayirmig-
tir," diyor.15 Rejim modern g4rgl, Mslman din adamlarmm yetigti-
rilmesi iin Drlfnn (stanbulniversitesi) lahiyatFakltesi'ni yeni-
den kuruyor ve yeni bir ders prograru tesbit ediliyordu. Aihe dersini
Seyyid Bey veriyor, tefsir, kelm, filah gibi klsik slmilimlerin adi tef-
sir tarihi, kelm tarihi, hkih tarihi adun almigtir ve bol miktarda sosyo-
loji, psikoloji ve edebiyat tarihi gibi dersler ilve edilmigtir.16 Laisist bir
akun birok evreyi sarmaktada 1924 ylh baglarmda Selnik dnmesi
(Sabbataist) ailelerin nde gelenlerinden Karakay Rgd Bey dnmeli-
ginne oldugunu atkhyor ve artik Cumhuriyet Trkiyesi'nde bu gibi
dgnce ve inan gruplagmasmm yeri olmadigim sylyordu. Ortahk
hareketlenmigtir. Buna karyihk, 12 Ocak 1924 tarihli Vakt gazetesinde
Musev Hahambagisi Bacarano, dnmeligin ve Sabetay Zvi'nin kurdugu
tarikatm muhalif bir Yahudi tarikatt oldugu konusunda deme vermek-

14 VaHt, 9 Nisan 1924.


15 VaHt, 9 Nisan 1924.
16 VaHt, 8 Mayis 1924.
teydi. Laiklik antiklerikal, fakat Trk bir tepkiyi de birlikte getirdi. Bir
meb's ismini vermeden 10 Mart 1924 tarihli Vatan gazetesinde, "Inkil-
bm tamamlanmast iin gerekli olan iglem, patrikhaneler ve hahambagi-

154 hklarm da hilfet gibi kaldirilmasidir. slmi tedrisat kurumlan gibi


Rum, Ermeni, Musev mektepleri de kapatilmahdu," diyordu.17
$phesizOsmanh hilafetinin son birka on yih Hindistan Mslman
hareketinin tarihi ile i ice geen bir tarih dnemdir. 'Hind Hilifet Ko-
mitesi' genelde hilfetin aynlmasi ve cumhuriyet ynetimi ile (daha
dogrusu Millet Meclisi hkmeti) birlikte var olmasmi olumlu kargila-
nugtir. Snn Mslmanlar digmda Aga Han ve Seyyid Emir Ali de bu
tarz zm tebrik ve tegvik etmiglerdir.18 Zaten Osmanh Devleti'nin
son zamanlarmda Hind Mslmanlarnun nl liderlerinden Mevlna
Azad, Osmanh hilfetinin Avrupa emperyalizmine karyi Asya direnigini
ynlendirecek bir kurum oldugu zerinde duruyordu. O, hatt M. 628
yilindaki Hudeybiye Bangi'm rnek gstererek Hindu ve Mslmanla-
nn ittifak halinde bu harekete kattlmalan nerisinde bulunmugtur. Eyll
1919'da 'Ali Indian Khilafat Conference'ta, Britanya mallarina boykot
iln edilmesi istenmigtir. Valaa Gandhi burada, sadece barig genlikleri-
nin protestosuyla yetimlmesiniistemigti, ama Pencab ve Bengal gibi yer-
lerde Mslman hilfet komiteleri 1929 yih boyunca ngilizlerekargi ik-
tisad boykot tegebbslerini srdrdler. Hindistan Mslmanlan iin,
hilfetin kaldmlmasi gphesiz byk bir sarsmti oldu. Bir Hind Msl-
man tarihinin ifade ettigi gibi bundan sonra Mslmanlar artak Hind
topragmda birlikte yaadiklan diger dinden kardepleriyle kendi toplum-
larmm kurtulugu iin yol aramahydilar." Kanaatimizce bu anlayi; ve
strateji Hind Mslman liderleri arasmda da yerlegmeye baglamigt1. Biz-
zat Mevlna Azad'm bundan sonraki hayat ve siyas kariyeri bunun bir
rnegidir.
Son Osmanh halifesi Abdlmecid ve hanedan yeleri ok kisa zaman
iinde yurtdi.yma ikar11dilar.Madd ve manev sikmtdar iinde uzun bir
srgn hayati bagladi. 9 Mart 1924 tarihli gazeteler Misir kralmm hane-
dan yelerini mlteci olarak kabul etmedigini yaztyordu. Bu arada Irak
ye Mavera-1 Sara(Transjordan) Krah Hseyin'e hilfet teklif edildigi,
bunu kabul ettigi bildiriliyordu, Fakat slm81emi SerifHseyin'in hil-
fet ddiasmi ciddiye almayacaktu, Vatan gazetesi bagmuharriri Ahmed
Emin (9 Mart 1924), hanedan yelerinin srgn iin, "Bu insanlara acr-
'hane
mahyxz, ama igin esasmi unutmayalun," diye baglayan yazismda,
danm Trkiye'ye yaptigiktlk ve ykledigi borIardan' sz ediyordu.

17 Vatan, 10 Mart 1924.


18 Mete Tuncay, a.g.e., s. 76-77.
19 Mushiru'l-Hasan, Nationalism and Communal Politics in India, Yeni Delhi 1991,
s. 129-130 ve 172-173.
Benzeri yazi ve mektuplar ve tagra gazetelerinden yapilan iktibaslar ga-
zetelerde yer ahyordu.
Son halife Abdlmecid sikmtih srgn hayatmdan sonra1944'te Pa-
ris'te ld. Nagmm Trkiye'ye nakIl uzun grgmelerden sonra De- 155
mokrat Parti devrinde de imknsiz grld. Nihayet 30 Mart 1954'te
Medine'de lytslmanlarm peygamberinin civarma Cennet-l-Bak me-
zaritna nakledilip, gmld. SundIerin halihazir geleneklerine gre
kendisiiin gsterili ve yazith bir mezar yapilamadigindan, bugn kab-
rini tam olarak tesbitin mmkn olmadigi syleniyor.20

20 Murat Bardak1, Son Osmanhlar, Osmanh Hanedamnm Srgn ve Miras s-


yksu,
tanbul 1991, s. 49.
19. Yzytida Heterodox Din Gruplar ve
Osmanlz Idaresi*

Osmanh mparatorlugu'nda
'millet'
geklinde rgtlenmenin ne de-
mek oldugunu biliyoruz. 'Ehl-i kitab' veya altinda 9-
'zimm'-status

lmm tamdigi farldl inan topluluklan; zel stat, zel idar-mal dzen-
lemeeileidare edilirdi. Ruhan snuflan ve yneticileri belliydi, inanla-
ri aikt1 ve sadece din degil, dnyev igleri de ruhan liderlerine biralol-
m1gt1.
Bu arada inanIarru belli etmeyen, gizienen veya daha ilginci, devle-
tin inanlarmi bilmezIikten geldigi gruplar da vardir. Osmanh mpara-
torlugu'nda bazi H1ristiyan gruplar vardi ki (Chrypto-Christians), bunlar
asil dinlerini gizlerlerdi. Bunian bazi aragttrmalardan biliyoruz. Fpahsen
Tanzimat dneminde bu gibi bazi gizli Hiristlyan cematlerin Trabzon,
Girit, Makedonya blgesinde hakik inanIaruu a1kladigmi ve ilgin bi-
imde bunlann toplumsal reaksiyonla pek kargilagmadigim bir makale-
mizde ele aldik) $phesiz gizli cematlerin iinde en ilginci; iyi incele-
nemeyen ve mensuplarmm ritelini, akdesini ve ibdet gekillerini aik-
lamadigi topluluk Sabetaistlerdir. Dnme denen bu grup hakkmda bir
mensubu tarafmdan son zamanlarda baz1 makaleler yazihyor.2 Osman-
h mparatorlugu,en kalabahk dinIer konglomerastyda. Tamnan, kurum-
laymig din ve mezhebler kadar; kendini gizleyen, resmen tanmmayan,
ancak kompu cematlerin tamdigi inan veya ritellere sahip gruplar da
vardi. BunIarm bazisi tarihin akigmda eridi gitti, bazilart ise aksine yagi-
yor ve zamanmuzda hayli nemli kltrel siyas rol oynuyor. Sz edi-
len cematIer Islm dini iinde kategorize edilirken rafiz (heretik) ola-
rak adlandirihr; gene bazl yazarlar tarafmdan da yanhy olarak 'harici' is-
miyie an11an gruplardir. Devlet bunlari gayrimslim diye grmez, ama
ulem ve bazen halk kendi digmda degerlendirir. Mal ve idar alandaki
uygulamalar Mslman Snni cematten farkh degildir. dareninbu
gruplar hakktndaki grg ve yaklaamifarkhdir. Bu farkh grg de ba-

+ slmAraphrmalan Dergisi, l/I (stanbul1996,67, s.63-68.)


1 . Ortayh, 'Tanzimat Dneminde Tanassur ve Din Degigtirme Olaylan', Tanzi-
mat'm150.Yds tIluslararast Sempozyumu,TTK.1989Ankara,TYK.1994, s.481487.
2 Ilgaz Zorlu, 'Atatrk'nlk gretment gmsi Efendi', Toplumsal Tarih, Ocak
1994/1, s. 5%0; "Sabetaycahk ve Osmanh Mi.stisizmi", Topiumsal Tarih 1994/10,
s. 22-24; 'Sabetaycdar 1-2', Tiryaki, sayx 2, 3, stanbul1994, s. 447.
zen aiklar, bazen de a1klamazlar. Argivlerdeki resm yazigmalar ve ba-
zi tarihi ve ulemnm grp ele ahmrsa, slmabagh heterodox grup-
lar iin 19 yzyilda ilgin gr ve uygulamalar vardir
Szn edecegimiz grup Suriye-Lbnan-Filistin'de kalabahk bir 157
grup teykil eden, iyi tegkiltlanmig; Arabca konugmalarma ragmen, artik
deta ayri bir ethnie olarak yagamuu srdren Drzler; Kuzey Irak ve
Gneydogu Anadolu'da yasayan Yezdler ve Anadolu ve Rumeli'nin
her yerinde yagayan Alevler ve bazen Alev diye amlmakla beraber, Su-
riye-Antakya blgesinde yagayan Nuseyrlerdir. Bu gruplara devletin'
bakig1 ve idare ile olan iligkilerinde hukuk, idar, mal uygulama ok il-
gintir ve aslmda birbirinden de farkhdir. Kugkusuz bunlar gibi mtalaa
edilmeyen ve kurumlagan bir mezhep olan Qahakkinda da Osmanh
idaresi imparatorluk dahilinde bazi kargi tedhirler almaktadir.
Son iki yilda argivlerimizde, tasnif edilerek okuyucuya aalan 'rde-i
Hususiyye' ve 'Yddiz Evraki' fonlan yeni bilgiler getirmektedir. Bunlar-
dan bazilarmm igigmda bu saydigimiz topluluklarm resm evrelerde na-
sil mtalaa edildiklerini ele alabiliriz.
19. yzyil boyu Osmach idatesinin en eligkili politikasi Yezdler
zerindedit Hi kugku yok ki, Osmanh ulemsi bunlara kargi yogun bir
iIgi gstermemigtir.nmzdekibilinen ilk derli tophi deneme, 1892'de
blgede valilik yapan Mustafa Nuri Paga'nm, Abede-i blisadh eseridir
(stanbul 1910). Eski slm ulemsmm mesel bn-iTeymyye'nin Mec-
muatu'r Resaffi'l-Kbra's1 gibi bunlar hakkmdaki tractatlar ne kadar oku-
nuyordu, bilmiyoruz. Ama hem Osmank ulemsi, hem evredeki halk
Yezdileri Mslman olarak mtalaa etmemiytir dare ise Yezidleri ver-
gi, askerlik gibi konularda nasil bir muameleye tabi tutuyordu? Ne s-
lm, ne de gayrimslimler gibi, diye cevab verebiliriz. Yezdlerden ciz-
ye-i ger-'iyye almdigma dair bir kayit yoktur. Hatt kendilerinin diger
Mslmanlar gibi askerlik ykmllgu de vardir. Bu hizmetin yerine
getirilmesi bazen idare ile ihtilflara da neden oluyordu, 7 Z 1277/17 Ma-
yis 1861 tarihli bir irde Erzurum valisine ilgin bir emir veriyor; buna g-
re Rusya'dan Bayezid sancagina gelen 200 hane Yezid halk, bedel-i gar
ve resm-i agnam gibi vergileri veriyor. Ancak bunlar kura-i ger'iyye ile as-
kere almmaktadir. Yezdler askerlikten muaf tutulmak istiyorlar. Baha-
neleri ise, askerin mavi niforma giymesi ve bunun mezheplerine ayki-
ri olmas1ymig. rde bunlara ayri niforma giydirilmesini, aksi takdirde
muaf tutulup bedel-i askeriye derlerse, btn civardaki cahil Krd agi-
retterinin de askere almmasinm zorlaacagnu bildiriyor.3 (Cahil bir ta-
lam ekrd ve agre muafiyet iin aik kapt birakmak olur). Askerlik hiz-
meti yapan, kendilerinden cizye (capitation) almmayan Yezid11erin,inan-
larim terk etmeleri ise ihtida (convert)ve (geref-islm ile mgerref ol-

3 BOA, L, MM, no: 895, 7 Za 1277/17 Mayis 1861.


mak), slmiapereflenmek diye ziklediliyor. 19. yzyil boyunca bunun
rnekleri ok grlr. Yezdler iin (ihtid)tabiriisrarla kullamhr.Oysadi-
gergruplar iin tashih-i itkad (inancrdzeltme) tabiri kullaruhrdi 6 Ekim
158 1853/3 M 1270 tarihli bir irde, Mug sancaginda kain (oturan)Yezdt taife-
sinden (grubundan)daha nce bazi adamlanyla (mteallikati)ihtida etmig
olan Ahmed Efendi'ye bir mkfat (atiyye-iseniyye) verilmesini emreder.
Gene bu yillara ait bir irde ile Sehr-iZor eyletinde slmile gereenen
(peref-islmile mgerref olan) SeyhMustafa'ya 150 kurug maag tahsis
edilir.* Sultan II Abdlhamid devrinde be uygulama devam etmigtir.
Yezd agireti mersmdan (liderlerinden)Kastamonu'ya gnderilmek
zere Sivas'a getirilen Ali Paga'nm ihtida ettigi ve aretinin dahi ihtida
edecegi anlagildigmdan bu agiretten Hamidiyye Alaylari'nm tegkiline
gayret edilecegi,5 bunun Sivas vilyetinden telgrafla bildirildigi anlagih-
yor. (7 Za 1310/27 Kasim 1892 tarihli sadrazam tezkiresi.) Bu inan de-
kadar samimidir? Anlag11an bu Bbil'nin de sorunu de-
gigiklikleri ne
gildi, huzursuzluk ikmasm yeter, diye dgunulyordu. Nitekim Mid-
hat Papa, Bagdad valisi iken (1872)Yezdleri askere almaya ahymig, li-
derleri Mr Hseyin Bey'in ve etrafmm 1200 imzah dilekesi zerine bu
iglemden vazgemigtir. Sultan Abdlaziz'in aynca Mr Hseyin Bey'i ka-
'kapi
bul edip uhadart' unvannu verdigi biliniyor. Gene Abede-i blisya-
zan Mustafa Nuri Papa blgede valiyken, Lalig'teki kutsal ziyaretglu ta-
mir ettirmig.6
Benzer durumdaki Drzlerden de cizye gibi vergiler almmaz ve
kura-i ger'iyye usul ile asker toplanird1.4 9 1278/1 Agugtos 1861 tarih-
li bir irde, Cebel-i Duruz halkmdan Arabistan ordusuna asker ahndigi
halde, aaka belirtilmeyen durum ve nedenler dolayisiyla o y1l asker
ahnmamasi isteniyor? Aika belirtilmeyen durum; o yilki Lbnan olay-
lan, yani Drz-Marun atigmasi ve asayi bozuklugudur. Drzler,
Snn-Hanef hukuku tatbik ettiklerindenkamu hayatmda bir sorun teg-
kil etmiyorlardi. Fakat asil nemlisi toplu oturmalan, iktisaden kuvvetli
ve rgtl ve sava1 bir grup olmalan, Osynanh idaresini onlara olum-
lu yaklaymaya zorluyordu. Szn ettigimiz tarihte Marun-Drz atig-
malan yeni sakinleymig ve 9 Haziran 1861'de, Cebel-i Lbnan'm yeni
stats (reglementorganique), byk devletlerce tasdik edilmigti. Drz-
ler gl bir baski grubuydu. IL Abdlhamid devrinde Drzlerin Os-
manh sistemiyle btnlegmeleri iin okul ama faaliyetine luz verilmig-
ti. 4 1315/2 Eylul 1897 tarihli bir padigah irdesi Cebel-i Duruz'un nfus

4 BOA, .,MV., no: 131213 M 1270/6 Ekim 1853; BOA, ,, Dahiliye, no: 17209.
5 BOA, Yddtz Argivi, Husus, no: 267-24: 7 Ca 1310/27 Kasim 1892 tezkire-i saniye,
daire-i sadret.
6 JohnS. Guest, The Yezdis,KPI, New York 1987, s. 116, 138.
7 BOA, ., Dahiliye, no: 32713, 4 S 1278/11 Astos 186L
miktarma gre tesisi kararlayttr11an okullann bir an evvel atlmasim em-
rediyordu?
Bb>l, grmezlikten geldigi bu gibi rafiz (heterodox) gruplarla ise il-
gin iligkiler yrtyorlu. Bunlar 19. asirda Suriye'de Lazkiye ve Antak- 159
ya'daki Nuseyrler (Nuseyrlere Alev de deniyor) ve genig ve dagnuk
olarak Anadolu ve Rumeli'deki Alev topluluklard1. Babili Nuseyriferi
sadece heretique veya saplan olarak gryor; tabi bu gruptan gayrims-
limler gibi cizye aluuyor ve onlan resmen bir gayrimslim (millet)olarak
grmyordu. Sayetbunlar Snn olduklarnu veya bu gr kabul ettik-
lerini sylerse, tashih-i itkad (inancm dzeltilmesi) deyimi kullatuhyor.
II Abdlhamid devrinde buraya gnderilen propagandistler sayesinde
Antakya ve skenderun kazalarmdaki (blge)Nuseyrlerin tashih-i itkad
ettikleri ve bunun iin gereken yerlerde mektepler aalmast iin kabine
(meclis-ivkel) karan almm19t1.9Burada din degil etnik bir btnleptir-
me abasi da grlyor Resm yaztyma ve tutum digtnda devlet adamla-
n ve ulem Nuseyriler haklanda ne dgnyordu? Ulem ve idareci
zmrenin mensubu olan eski ilmiyye flyesi, kazasker tarihi Cevdet Pa-
a, NuseyrIer hakkmda olduka garip bir ifade kullamr ve daha da ileri
giderek, rakibi Fuat Paga'mn kaympederi ve ailesi Nuseyr oldugu iin,
aileyi galiz bir ifadeyle, Ma'rzt adh derlemesinde hafife ahr. Tarih'inin
1. cildinde Nuseyrler iin yaptig1yorum da by1edir; Beyruggam, Lazki-
ye ve Trahlus daglarmda yagarlar der ve sevimsiz bir tasvirle bu fash ka-
patir.1 Verdigi bilgiler kismen dogru, kismen rivayettir. Drzilerle bazi
benzerlik de kurar. Drzler ve Nuseyrler zellikle grngte Msl-
mandirlar ve birbirlerine benzerler; ama itikatlarrun derinliginde nem-
li farklar vardir. Fakat bu kapah toplumu, haliyle cidd bir aragtirmayla
tammasi mmkn degildir. Nuseyrler hakkmdaki fash gu cmleyle biti-
rir.. "Hafazan Allah'a min gurur-l akadehum."
Bununla birlikte idare adamt bu grglerin digmda bir politika g-
der. Selim Deringil'e gre; 26 Haziran 1890 tarihinde Lazkiye (Latakia)
mutasarnft Muhammed Hassa, stanbul'agnderdigi yazida Sahvun
blgesi Nuseyrlerinin Sna-Hanef mezhebe getiklerini dileke ile bil-
dirip, bu mezhepte egitim iin okullar ve camiler istediklerini, daha n-
ce Markab ve Cebele blgesi Nuseyrlerinin de ayni geyi yaptiklanm;
blgedeki Hiristiyan misyonerlerinin faaliyetine karpt aclen bu istekle-
rui kargilanmasi, gerektigini belirtiyor Bblli de, misyonerlerin Nusey-
r liderlerini mal ynden destekledigini, kargi tedbir olarak aym yeyin

8 BOA, ., Hususiye no: 243/613, 1-4 R 1315/30 Agustas-2 Eyll 1897.


,

9 BOA, ., Marif no: 67/804/1, 8 R 1311/19 Ekim 1893.


10 Cevdet, Tarih, c. I. 1309, s. 332-334; ayni yazar, Ma'rzt, yay. Y.Halaoglu, stan-
bul, 1980, s. 2.
yapilmasi gerektigini dgnyordu.11 Nuseyrlerin durumu, blgedeki
Hiristiyan misyonerlerin propagandast dolayis1yla devletin dikkatini e-
kiyordu.
160 19. yzyil boyu Nuseyrtler hakkmda kullamlan ifadeler veya resm
yazigmalarda ortaya konan grglerinbenzerine, Anadolu Alevilerihak-
kmda gahit olmak mmkn degildir. 19. yzyil Osmanh belgelerinde
Anadolu veya Rumell'deki Alev gruplarm ihtid(!) ettiklerine dair bel-
gelere rastlamty degiliz. Muhtemelen bu konudaki suskunluk, devletin
Alev gruplarm farkh ritelini grmezlikten gelmesi ile izah edilebilir.
Nitekim, imparatorluk cografyasm1detleri ve inan gruplarlyla taruyan
Ahmed Cevdet Paga, birok din ve mezhep zerinde bilgi verip yorum
yaptigi halde, Alevllik konusunda susmay1 tercih etmigtir. Bu suskunlu-
gun muhtelif sebepleri vardir. 19. yzyilm idarecisi herhalde konnyu
grmezlikten geliyordu. Adliye ve Mezhib Nezreti'ne ait irdelerde
II. Abdlhamid devri boyunca Alevlerle ilgili bir tek kayda rastladim; (4
Ekim 1898) tarihinde Akadag kazasi (Malatya) Domkili kynde Sn-
nler ve Alevler arasmda vuku bulan muktele (kargihkh ldrme) hak-
kmda adl tahkikat yapilmasmdan vazgeilmesi, nazirm tezkiresiyle em-
rediliyor.12 lve edelim ki; Semseddin Sami, Kams-l- a'lam, c. 1., s.
226'da 'Agadag' maddesinde, blge Mevtlerinden hi sz etmiyor. Bu-
rada geleneksel suskunluk ve mezhep arasi gerginlik ve taraflann birbi-
rini diglama tutumunu rtbas etme ve grmeme egilimi grlyor. Ad-
liye Nezreti'nin politikas1da Cevdet Paga'mn suskunlugundan farkh
degildir. Kaldi ki, Cevdet Papa ok uzun yillar Adliye Nziri olmuy ve
muhtemelen bu konudaki politikay1 da tesbit etmigtir. Su konuda 19.
asirda yerleptigi anlaplan Trk ulusu tutumun da etkisi olabilir
Kugkusuz Osmanh idaresi, Basra vilyeti gibi yerlerde tranhgi ule
mmn propagandasma karei tedbirler ahyordu (mezheb-i $a'run
men'in). Bu mezhebi yayan iranji ulemya kar blgeye zel maagh
mderris ve din grevlileri tayin ediliyordu. 23 Qubat 1901 tarihli bir ir-
de de bu iglemi tekrarhyor.13 Fakat Qa'amakde ynnden szn etti-
gimizmezhep ve inanlar gibi mtalaa edilmedigi; ama aksine, siyas bir
alam olarak cidd bir tehlike diye grldg atktir. 19. yzyil basimm
ve kitabin yaytidigt bir asirdir. Szl tarih aragtirmalart iin geciktik, fa-
kat basth ve yazih evrakm tetkiki bu konuda yeni arprei bilgiler getire-
Bilfr.

11 S. Deringil, 'The Invention of Traditionin the Late Ottoman Empire', Comparative


Studies in Societyand History, vol. 35,1993/1, 8.15-16.
12 BOA, I., AvM, no: 1196/1118/5, 18 Ca1316/4 Ekim 1898.
13 BOA, I., AvM, no: 439/2775/1, 4 Za 1318/23 ubat 1901.
Alevlk, Nusayrlk ve Bbtl re

Osmanh Alevligi nedir? Alevlik akdesi, ritueli, ibdet biimleri, li-


turjisi (dua metinleri ilhileri) ile tarifi yapiluug, kabul edilmig ortakta-
tehism'ive gretisi olan bir inan mid1r? Yoksa tamamen bir ahlk siste
mi, bir dnya gr mdr? Galiba her ikisi iin de evetler ve hayirlar
izhar1 mmkndr. Alevligin kesin hay1r denebilecek yam ise; merkez
bir teykiltlanmasi,bir ruhban simf ve hiyerargisinin olmadigidir. Bu ne-
denle gnmzde Trk Alevligi Trkiye apmda bir tegkiltlamma ve
bu meyanda Diyanet leri'nde de bir blm isterken; bizzat Alevi dg-
nr ve liderler tarafindan ortaya konan programlar farkhdir ve bunlann
nasil gereklegecegi de muhtelif cepheleriyle bir problem olarak ortada
durmaktadir.
Alevilik esas itibariyle (bziistisna gruplar hari) Trk unsura has
bir inanttr. Bu nedenle ok tekrarlanan bir nokta, yani Trk Samanizmi
ile temel baglantisi aiktir. Ancak bu tarih-kltrel bagm mahiyetive te-
ferruatt, folklor ve din tarihi alamnda baanh bilimsel monografilerle
aydmlatilmaruptir. Saniyen Trk Samanizmi konusundaki bilgi ve yo-
rumlar henz karanhktadir. Su konudaki son yorum M. Eliade gibi bil-
ginIerin eserleri igmda, Samanizmi Zerdglkteki gibi daf (ikilemli)
karakterde bir inan olarak grmek ve degerlendirmektir. Sahsenbu g-
rg popler bir yazar olan JeanPaul Roux'da dahi grlebilmektedir.1
Trkiye Aleviliginin kaynaklan bahsinde ihmal edilen ikinci soru;
Alevligin topraklarmuzda grtilen gizli H1ristiyanhk (Chrypto-Chreti-
anisme) Sabbataist Yahudilik gibi (Chrypto Judaist)cemaatlerle rituel ve
folklorik iligkisi olup olmadagidir. Aleviligin mensuplarnun bir lasuu bu
dinlere gemigmidir veya o inanlardan Alevlige geen olmug mudur?
Bu sorunun cevabi aranmamig, gereken tetkikler yapilmanuyt1L
Mesel 17. asirda Sabbatai Zvi'yi Mesih olarak benimseyenler sadece
Yahudiler miydi? Millenarist (kiyamet gn geldigine inanan) dgnce
ve beklentilerin hkim oldugu 17. asir dnyasmda Zvi'ye birtakim Trk-
men gruplardan, Hristiyanlardan da katilan olabilir miydi? Bizzat Se-
lnik Sabetaycalari iinde Smi asilh olmadiklarmi iddia edenler vardir.
Nitekim Selnikli Mslman bir aileden olan romanci Cahit Uuk, bu

Tarih ve Kltrel Boyutlanyla Trkiye'de Alevfler, Bektaler, Nusayriler, Ensar


Negriat, stanbul1999.
1
JeanPaul Roux, Histoire des Turcs, Fayard, Paris 1985. Mircea Eliade, Shamanisme,
Pantheon Books, New York 1964.
zmre hakkmda, "SahsenMslmanlar bu tarikata (yle diyor) diger
dialerden Hiristiyan ve Mslmanlarm girdigini sylerlerdi," diyor.2
Belgesi bulunmayan bu yaygm sylenti ve kanaat aragtmlmahdir. n-
162 k Yemen'de bunu destekleyecek benzer olaylar belgelenebilmektedir.
1861-65'te Yemen'de ortaya ikan SukurKuheyl I, sahte mesihti. IL Qu-
kur Kuheyl 1868'de ortaya ikti. 1888'de Yosef Abdullah ortaya ikti. Bu
n de destekleyen Mslmanlar vardi ve bunlar hir zaman mesih-
leri olarak bu adamlara itaat ettiler.3 Bu Mslmanlann muhtemelen
Zeyd olmaktan ok Yemen'de az bildigimiz Mslman inan gruplan-
na mensup olmalan mmkndr. Gene ilk elde slnukabul eden bzi
zmrelerin, Girit ve Arnavutluk'ta oldugu gibi Bekta ama daha ok
ky Alevligi gibi din inan gruplarma intisab ettigi malmdur. Resm
Snn Islm bu gibi yeni muhtedIere pek czib gelmiyor olmahdir. Ay-
nca devletin Islm kurumlanm genig lde tegkil edemedigi Girit gibi
yerlerde bu hal yaygm olmahdir Dogu Anadolu'da da henz yeterince
aragtirilmayan byle kk gruplarin varhgi bilinmektedir.
Du konuda bir suskunluk sz konusudur. Nihayet devlet Alevlige ve
diger bu gibi diglamyor bilinen mezheplere kargi nasil bir tutum ve g-
ry sahibidir? Resm slm acaba Alevligi dighyor, te'db ve takip mi
ediyordu? Her zaman mi ediyordu? Bunun da cevabi verilmemigtir. Mo-
dernlegmeci ve Trk gruplar Alevligi ilerilik, adik, banalhk, ka-
dm-erkek epitligi olarak yorumladilar. Cumhuriyet'in belirli grup aydi-
m iin Alevilik sola aik bir inantir. Fakat bunun digmda Alevlige kar-
gi gedd ve ithamci davranan ynetici bir evre her zaman var m1yd1? Bu
sorulara cevap verirken; zaman zaman demelidir, nk Yavuz Selim
Han politikast Osmanh asarlan iiit tipik ve devamh bir uygulama degil
gibidir. Daha ziyde Alevligi grmezlikten gelen bir grg Osmanh
asirlari iin ok tipik ohnahdir ve zellikle 19. yzyil muhafazakrlari
diyebilecegimiz evrelerde bu durumu daha atk olarak gzlemek
mmkndr.
19. yzytl slnn,bilhassa devlet szclgn stlenen evreler, Ale-
vlik konusunda suskun kalmayi tercih etmig grnyorlar. Demek ki
Trk unsur arasmdaki bu din ihtilf onlan itiraf edemeyecekleri bir ra-
hatsizhk iine sokmug ve herhangi bir degerlendirmede bulunmaktan
kamrniglardir. Dikkati-eken nokta; bu asirda Alevlik ile benzer du-
'millet'
rungla olan, yani k1sik idar yapi ve teykilti iinde megruiyet
kazanmayan bazi mezhepler hakkmda fikir beyan edilip, tutum ahndigi
halde; Alevlik iin bu gibi beyanlarm sz konusu olmamasidir.

2 Cahit Uuk, Bir mparatorfukkerken, Yapi Kredi Yay., stanbul1995, s. 79.


3 Cahit Uuk, Bir mparatoriuk kerken,Yapt Kredi Yay.,stanbul1995, s. 79. Batem-
ya Bat Zion Eraqi Klorman, 'Muslim Supporters of JewishMessiahs in Yemen',
Middle Eastern Studies, vol. 29/4. 1993, s.714 vd.
geklinde rgtlenmenin ne demek oldu-
'millet'
Osmanh Devleti'nde
gunu biliyoruz. 'Ehl-i Kitap' veya 'Zimm' stats altmda slmmbir ba-
kima tamdigi farkh inan topluluklari; zel stat, zel idr-ml dzen-
Iemelerle idare edilirdi. Ruhan simflan ve yneticileri belliydi. nanla- 163
r1aikti ve sdece din degil, dnyev igleri de ruhan liderlerine birakil-
migt1. Dolayasiyla Musevlikte ruhban smifi yoksa da, din grevli1eribel-
li bir hiyerargi ile cemaat reisi statsn almigttr ve hatta akideye iligkin
meselelerde de bunlar yetkili makamdi. Bu statdeki din grevlilerin
etkisi, Sabbatai Zvi olaymda grlmgtr. Mslman tebaa iin ise by-
le bir teykilttan sz edilemez. slm,devletin kendisi idi. Ehl-i Snnet
digindaki zmrelerin bu gekilde rgtlenmesi ve idar bir hiyerargi iin-
de liderlerini tayin sz konusu degildi. Var olan liderler de fiiliyatta
(Drz ve Yezid geyhleri) idare taraftadan muhatab almsalar bile, bir
millet teykiltmm bagi (einarh)olarak tanmmazlardi.
19. yzyilda II. Mahmud reformlan en bagta, Yenieriligin ilgasi; Bek-
tag tekkelerinin kapatilmasive tekkelerin kayyumiugunun Nakgibend-
lere verilmesi ve asil nemlisi, Bektalerin takib ve te'dbiyle sonulan-
di. Bugn literatrde bu olay bzl yazarlarca yanhg olarak Alevligin ta-
kib ve te'dbi ile aynlegtiriliyor. Oysa messeselegmig Bektaligin her
daim Alevlik ile bir olmadigi, Bekta derghlarmda ky Alevligi rit-
elinden ok Bektaligin kendi dabmm izlendigi, Sunn ve gayr-i ms-
limlerin de tarikata intisaba veya baglantisi oldugu malumdur. Alev de-
deligi ile Bektag babahgt ve postniginliginin de ne kadar ilgisi kurulabi-
lir, bu bir sorundur. Nitekimbugn artik ortaya ikan Alev cemevleri ve
derghlar, mesel stanbul'un az saytdaki Bekta zmreleri tarafmdan
pek ilgi grmemekte ve ziyaret edilmemektedir. SphesizBekta edebi-
yati Alevler tarafindan benimsenir, ama Alevligin zgn katki ve folk-
lorik zenginliginin Bektalerte her zaman tamndigt ve izlendigi syle-
nebilir mi?
Osmanh Devleti, tarihteki en kalabahk dinler konglomerasiydi. Tani-
nan, kurumlagmig din ve mezhepler kadar; kendini gizleyen, resmen ta-
mnmayan, ancak kompu cemaatlerin tamdigiinan veya ritellere sahip
gruplar da vard1. Bunlarm bzisi tarihin akigmda eridi gitti. Bzilan ise
aksine yagiyor ve zamanimizda hayli nemli kltrel, siyas rol oynuyor.
Sz edilen bu cemaatter slmdini iinde smiflandmhrken, Ranzi (he-
retik) olarak adlandmlmalan ashnda bir zaruret geregidir ve pek dogru
bir deyim degildir. 'Heterodox' gibi bir kavrami ise Trkeye evirmeyi-
gimiz filolojik bir meseleden ok itikada iligiktir. Haristiyanhkta ilh bir
niybet iddiasi taglyan rubban smifmm; kilisenin yeniden ortaya koydu-
gu,yorumladigt, tasdik ettigi bir akidenin digmda kalanlan yeya muha-
lifieri tarumlama biimi bir genig lgat yaratti. Heterodox (dogru yolda
olmayan), heretique (Rafizi) gibi deyimlerin ardi gelmez. Bu deyimleri
bizdeki zendeka (zmdik), irtidad (mrted) gibi deyimlerle elegtirmek
de pek kolay olmuyor. nkHiristiyanhk-Mslmarthk arasmda para-
1ellik kurmak da mmkn degil.
'haric'
164 Bu gruplar gene bzi yazarlar tarafmdan da yanhg olarak di-
ye nitelendiriliyor. Bu da pek toptanci ve gerekle ve Islmm tarih ya-
pistyla bagdagmayan bir smiflandirmadir. Devlet bunlan gayr-i mslim
diye grmez. Ama ulema ve bazen halk kendi digmda degerlendirir. Ce-
maat ve devlet iligkilerinde mli ve idad alandaki uygulamalar, Msl-
man Snn cemaate yapilan muameleden farkh degildir; fakat idarenin
bu gruplar hakkmdaki gry ve yaklagimi farklidir. Brokratlar (mlk
erkn) bu farkh grp de bazen aiklar, bazen a1klamazIar. Argivler-
dekiresm yazigmalar ve bzi tarihilerin ve ulemnm grg ele almir-
sa, slmdaki Iteterodox(!)gruplar iin 19. yzyilda ilgin gr ve uygu-
lamalar vardir.
Szun edecegimiz grup Suriye, Lbnan, Filistin'de kalabahk bir
grup teykil eden; iyi teykilatlannug,Arapa konupmalarma ragmen artik
'ethnie'
deta ayn bir olarak yaammi srdren Drzler, Kuzey Irak ve
Gneydogu Anadolu'da yagayan Yezidler ve Anadolu ve Rumeli'nin
her yerinde yagayan Aleviler ve Alav diye amimakla beraber, Suriye,
Antakya blgesinde yaayan Nusayrlerdir. (Nusayrler kendileri bu
isimle amlmaktan hoglanmaz.) Bu gruplara devletin bakigi ve idare ile
olan iligkilerinde hukuk, dar, ml nygulama ok ilgintir ve aslmda
birbirinden de farkhdir. Kugkusuz bunlar gibi mtalaa edilmeyen ve
kurumlaan bir mezhep olan giahakkmda da Osmanh idaresi impara-
torluk dahilinde bzi kargi tedbirler almaktadir.
Son iki yllda argivlerimizde, tasnif edilerek okuyucuya aalan 'rade
Hususiye' ve 'Yddiz Evralo' fonlan yeni bilgiler getirmektedir. Bunlardan
bzilanmn igigmda bu saydigimiz topluluklarm resm evrelerde nasil
mtalaa edildiklerini ele alabiliriz.
Bbili, Drziler'in Snn fiklum tatbik etmesinden dolayi amme ha-
yatmda bir problem teykil etmemeleri, toplu yagamalan, kuvvetli sosyal
hiyerarpi, iktisden kuvvetli ve savai olmalan nedeniyle; bu grubu s-
lm mmeti iinde grmg, vergi vermeleri ve hele askerlik yapmalan
nedeniyle devletle Drzler arasmda .iyi iligki kurulmugtur. Drzler
hakkmda ulemmn reyi ve grg politikaya yansimaruptir ve hatta
Cebel'deki liderlerin M'n Emir Fahreddin (XVIL asir), SihabEmir
Begir (IX. asir) gibilerinin belirli otonomisi dahi olmuytur.* Drzlerin
Osmanh cemiyetinin ve resm slmaentegrasyonu iin IL Abdlhamid
devrinde okul ama faaliyetine luz verilmigti. Yezidlerle de ayru dz-
'geref-i
lemde iligki yrtlmgt. Bunlar gayet Sunniinanca geerse Is-
'ihtida

lm ile mgerref olmalanndan' veya ettiklerinden' sz edildigi

4 BOA, Ir-Dah, No: 32713/4, s. 1278 ve BOA, Ir-Har, No: 243/613/1-4 R 1315.
hlde, gayr-i mslim bir millet gibi muamele grmedikleri, cizye ahn-
madigt ve kendi1erine askerlik yaptirildigi mlumdur.5

SphesizOsmanh idaresi Alev aduu alan Nusayrlere Yezdlerden


daha farkh bakar. Ama Nusayrlerin degerlendiriligi ve ele aluua Ana- 1 5
dolu ve Rumeli'nin her tarafmda yaayan Trk-Alevt gruplardan da
farkhd2r.
Bbll ise, grmezlikten geldigi bu gibi Rafiz1 (heterodox) grupiarla il-
gin iligkiler yrtyordu. Bunlar 19. asirda Suriye'de Lzkiye ve An-
takya'daki Nusayrler (veya Alev de deniyor), genig ve dagmik olarak
Anadolu ve Rumeli'deki Trk-Alev topluluklardi. Bb-i Al Nusayrneri
sadece sapkm (heretique)olarak grmyor; ama bu zmreden gayr-i
mslimler gibi cizye alnuyor ve onlan resmen bir gayr-i mslim (millet)
topluluk olarak da grmyor. Sayetbunlar Snn olduklan veya bu g-
rg kabul ettiklerini sylerse, Yezidlerin aksine fashih-i i'tikd (inancm
dzeltilmesi) deyimi kullamhyor. II. Abdlhamid devrinde buraya gn- -

derilen propagandistler (tebligei) sayesinde Antakya ve Iskenderun ka-


zalarmdaki Nusayrlerin fashih-i i'tikd ettikleri ve bunun iin gereken
yerlerde mektepler ailmasi iin hkmet (Meclis-i Vkel) karan ahn-
mig.6 Burada din degil, etnik ve entegrasyon (btnleptirme) abasi da
grlyor.
Resm yazigma ve tutum diginda devlet adamlan ve ulema Nusayr-
ler hakkinda ne dugnyordu? Ulema arasmda yetigen ve ghret bulan,
mlkiyye silkine geerek idareci zmrenin mensubu olan eski kazasker
tarihi Ahmed Cevdet Papa, Nusayrler hakkmda olduka garip bir ifa-
de kullamyor ve daha ileri giderek; rakibi Fuat Paga'nm kaympederi ve
ailesi Nusayr oldugu iin, Fuat Paga'nm haremini pagamiza yalagmaya-
cak galiz bir ifadeyle, Ma'ruzt adh derlemesinde hafife abr: "Fuat Papa
o rtbe Rayitsiz idi ki, familyasmin 1rz u nmusunca lubaliyne harek-
tam bildigi halde igmaz eIerdi; nk zevcesi hammm pederi Ahmed
Efendi, Nusayr tifesinden olup, Nusayrlerde ise irz u hamiyyet diye-
Ieri olmad2gmdan, hammm mbaltsizhgi pederinden mevrus olup
vs..."
Tarih'inin 1. cildinde Nusayrler iin yaptigt yorum da byledir Bey-
rut, pm, Lzkiye ve Trablus daglarmda yaarlar der ve namus anlay1g-
larma ait olumsuz bir tasvirle bu fash kapatar 7 Verdigi bilgiler k1smen ri-
vayettir. Paga, Nusayrler ve Drzler arasinda bzi benzerliklere de iga-
ret eder. Ona gre: Drzler ve Nusayrler zellikle grngte Msl-
derin/Ide
mandirfar ve birhirterie benzerfer; ama firicidlarmm

5 BOA, Ir-Mec, Va. 3 Muh 1270-No:11312;BOA, Ir-Dah, No. 17203, gene BOA, YA-
diz Argivi IJmumiNo: 267-24/7 CA 1310,tezkire-i samiye.
6 BOA, Irade-Maanf, No: 67/804/1, 8 Rebiulhir 1311 (19Ekim 1893).
7 Cevdet, Tarih, I, 332-4. Ma'ruzt, s.2.
nemli farklar vardir. Fakat bu kapah toplumlan, haliyle cidd bir arag-
tirmayla tammy olmasi miimkn degildir. Teorik bilgi ve szl tahkikat
cmleyle bi-
ve rivayetle bilgi edinmigtir. Nusayrler hakkmdaki fash u
166 tirir: "Hafazan Allahu min purr akaidihim."
Bununla birlikte idare adaru bu grglerin dqmda bir politika g-
der. Selim Deringil'e gre: 26 Haziran 1890 tarihinde Lzkiye (Latakia)
mutasarnfi Muhammed Hassa stanbul'a gnderdigi yazida Sahyun
hlgesi Nusayrlerinin Snnt-Hanef mezhebe getiklerini dileke ile bil-
dirip, bu mezhebin egitimi iin okullar ve camiler istediklerini, daha n-
ce Markab ve Cebele blgesi Nusayrlerinin de aym geyi yaptiklarmi;
blgedeki Hiristiyan misyonerlerin faallyetine kargr acilen bu isteklerin
kargilanmasi gerektigini belirtiyor. Bbll de misyonerlerin Nusayr li-
derleri ml ynden destekledigini, karei tedbir olarak aym geyin yapil-
masi gektigini, dgnyor? Nusayrlerin durumu, blgedeki Hiristi-
yan misyonerlerin propagandast dolayistyla devletin dikkatini ekiyor.
Burada Suriye Nusayrligi (Alav) ile Anadolu ky Alevhgi arasm-
daki benzerlikler ve aynhklar zerinde duracak degiliz. Konumuz hari-
cdir. Her iki halk da bzi din liderler tarafmdan ynetiliyor, baglarmda
merkez bir organ yoktu. Fakat Nusayrlerin kendi aralarmdaki iligki da-
ha sikidir. Eu halk, bir zamanlar Trkmenlerle evrili bir denizde Arap-
a konugan bir etnik gruptu. Nusayri topluluklar arasmda iletigim kuv-
vetliydi. Mesel, Lzkiye ile Mersin'deki Nusayrler aralarmda haberle-
giyor, kiz ahp veriyor, ortakhk kuruyor, ticaret yapiyordu. Mersin mmti-
kasmdakiAlev Nusayritopluluk Lzkiye'den g etmigtir. Mamafih Pe-
ter Alford Andrews'in verdij!;i Adana iin 22.356 ve eliin 9A30
raka-

mi ihtiyatla kargilanmahdir.9 Ama Anadolu-Rumeli Alevleriyle, Hatay


ve Suriye Alevleri arasmdaki en byk fark gphesiz lisandir. Bir ara i
g ve gehirleyme Arapay1eritmeye baglarugken, son yillarda Nusayr
topluluklar arasmda Arapa, bir dirilme gstermektedir.
Bugn iin Antakya ve ukurova Nusayrliginin Araphk ile ulusal bir
kimlik aynlegmesi iinde oldugu sylenemez. Ama Nusayrtler Snn
topluluklari lle aynlegmemeyi de belli bagh bir strateji olarak grrler.
'millet'

Osmanh idaresi Alevligi bir inan grubu, hele bir olarak gr-
memigtir. Gemig asirdakiidare ile Alev ky topluluklari arasmdaki so-
kluk veya idarenin onlara gsterdigi tolerans etrafh belgesel aragt1r-
mlara konu olmaktan ok bir edebiyat ve abartma mevzuudur. 19. yz-
yil idatesi ise Anadolu-Rumeli Alevleri hakkmda Nusayxlerin aksine,
ihtiyatla ifade dahi kullanmaktan da ok susmay1 textih etmektedir. Nu-
sayrler hakkmdaki grgler veya Yezdler hakkmda Mustafa Nuri Pa-

8 Selim Deringil, 'The Invention of Tradition in late Ottoman Empire', Comparative


.1993/1,

Studies in Societyand History, vol XXXY, 8.15-16.

9 Peter Alfred Andrews, 'Ethnie Groups in the Republic of Turkey', Tubingen Atlas,
Wiesbaden 1989, s. 151-152.
ga'mn yaptigi degerlendirmelerin benzerine Anadolu Alevleri hakkmda
rastlamak mmkn degildir.
Alevler konusunda mesel Nusayrler ve Yezidlenie oldugu gibi te-
rimler kullarulamiyor. 19. yzytl Osmanh belgelerinde Anadolu veya 167

Rumeli'deki Alev gruplarm ihtida (!)ettiklerine dair belgelere rastlarny


degiliz. Byle bir tbir kullanmazlar Alevler hakkmda. Avam ve szl
bazibetimlemeler vardir ve Snn-Alev atigmast bu nedenle devlet rhe-
torique'inden (sylem)kaynaklanmaz. Muhtemelen bu konudaki sus-
kunluk, devletin Alev gruplarm farkh ritelini grmezlikten gelmesi ile
izah edilebilir. Nitekim imparatorluk cografyasim detleri ve inan
gruplanyla tamyan Ahmed Cevdet Papa birok din ve mezhep zerinde
bilgi verip yorum yaptagi halde; Alevlik konusunda susmay1 tercih et-
migtir. Bu suskunlugun muhtelif sebepleri vardir. 19. yzyslm idarecisi
herhalde konuyu grmezlikten geliyordu. Adliye ve Mezahih Nezare-
ti'ne ait irdelerde II. Abdlhamid devri boyunca Alevlerle ilgili bir tek
kayda rastladim. 18 Cemziye'l-evvel 1316/4 Ekim 1898 tarihinde Aka-
dag kazas1(Malatya) Domkili kynde Snnler ve Aleviler arasmda vu-
ku bulan mu.katele hakkmda adl tahkikat yapilmasmdan vazgeilmesi,
nazirin tezkiresiyle emrediliyor." lveedelim ki; Semseddin Sami dahi
IGimsu'l-A'fm, c. 1, s. 226'da 'Agadag' maddesinde blge Alevlerm-
den hi sz etmiyor. Burada geleneksel suskunluk ve iki mezhep arasi
gerginlik ve karhkh diglama tutumunu rtbas etme ve grmeme egili-
mi grlyor. Adliye Nezreti'nin politikasi da Cevdet Paga'mn suskun-
lugundan farkh degildir. Kaldi ki Cevdet Papa ok uzun yillar adliye na-
z1r1olmuy ve muhtemelen bu konudaki politikaya da tespit etmigtic Bu
konuda 19. asirda yerlegmeye baglayan Trk milliyeti tutumun da etki-
si olabilir.11 kinciMegrutiyet'te Mevlev, Bekta ve Melmi gibi tarikat

10 BOA, Arade-Adliye ve Mezahib, no: 1196/1118/5, 18 Cemaziyel evvel 1316.


11 Bu konuda Studies in Ottoman Transformation,'Les Orders Mystiques et L'Admi-
nistration Ottoman l'Epoque du Tanzimat' s. 151-156, adh makalemizde Tan-
zimat devrinde merkez hkmetin tekkeleri ve tarikatlarl kontrol usulne de
ilmektedir.
Klsik Osmanh devrinde bu gibi mezheplerden ok, bazi tarikat ve dergh men-
suplart takibata ugrada. Mesel 16. asra ait gu mhimme hkmlerini grelim:
Sekkelerin etrafma zm dikip, hamr yapan agiklarm istanbul'agnderilmeleri
hakkmda' 2 RA 968/10-XI 1561 tarihli hkm: (Mhimme 3) veya "Kaliakra
nam hisardakiSaru Saltuk zviyesi asiklan eh]-ibid'at m1yoksa ehl-i snnet vel-
cemaat nudir? Nicedr bildiresiz..." (14M 967/15 Ekim 1559 tarihli Mhimine 3).
Aym tarihlerde 'Tekkelerde ehl- snnetten olmayan gildarm men edilmesine
dair Varna kadisma ve nzir-1 emval olan Mehmed'e hkm' (Mhimme 3,
473/172 29 M. 967-1559ylh Kas2m).Kisacas: byk kitlelenien ok, propaganda
yaparak etran kendine ekecek dervig zmreieri takip edilmektedir. Tanzi-
mat'tan sonra devlet bu konuda ok daha dikkatlidir ve galiba tebaa da aym l-
iide dikkatli ve siyast nizamla ters dgmeme gayretindedir. Tekkeler ve parlatan
dervig ve mgid namma kimseler gene takip edilip surlmektedir.
ehlinin birlegip cemiyetler tegkiliylehkmeti, ttihadve Terakki'yi des-
tekledigi biliniyor. Esasen ttihatilann bu gibi tarikatlara dahil oldugu
da malum. Amma hkmet esasta Snni-Alev gibi ayrimlan zikretmek
168 ve taraf tutmak cihetine o zaman da gitmemigti.Tek parti dnemi iin de
12 Literatrde Tartk Zafer Tunaya
aym gey sylenebilir ve daha nce E.
Ramsaur bu konuya temas etmiglerdir.
Cevdet Paga; H. Mahmud devrinde Baktalerin takibi ve derghlan-
nm kapatumasi konusunda da ihtiyath ve dil bir slp kullanmaktadz.
zelliklebzi mnevver kimselerin, laskan ulemmn zulmne ugra-
masim gayet tesirli bir biimde nakleder. Nitekim Cevdet Paa Bekta-
lik iftirasi ile srlen zevati da saylyor: "Garibdir ki bu sitada Anadolu
payeluleiden Melekpagazde Abdlkdir Bey, Mekke-i Mkerreme pa-
yelulerinden vak'anvis-i sabik SanizdeMehmed Ataullah Efendi ve
gik-a-slis defterdan meghur smail Ferruh Efendi dahi Bektalikle it-
ham olunarak; Abdlkdir Bey Manisa'ya, ganizde Menemen'e, Ferruh
Efendi Bursa'ya sruldler... Bunlarm Bektalikle hi teallk ve mn-
sebetleri yok idi," der. Kisacasi Begiktag Cemiyet-i lmiyyesiddigimiz
zel ilm grup dagilm19ti ve ulem ve debmn zarif kipileri birilerinin
gazabma ugrarmytt. "O zaman megahr-i felsife-i slmiyye'denolan
Begiktagh Kethdazde Efendi dahil3 haftada iki gn ol meclise devam
ile gerek felsefyata ve gerek edebiyata dair olan mbahestda bulunur-
'ayakh
mug." Kendisini Cevdet Papa ktphane' diye tammlar. Garb ve
Sark msikisinden, Fars dilindeki derinliginden sz eder: Nitekim Ket-
hdazde'nin mtevazi ve drst hayah zerinde anekdotlar elyazma
mecmualarla elden ele dolagmytir.
"Genellikle Bektaler Seyhu'l-slm nnde imtihan edildikte $i-
lerin usul uzere(takiyye)yolunu seerek Snnt grndler," der. Cev-
det Papa Tanzimat dneminin Bektalik ve Alevlik konusundaki akl-1
selimini temsil eder. Nitekim Tanzimat dnemi brokratlan II. Mahmut
devrinin aksine Bektalik ve Melmlikle byle amansizca ugragmak -

yntemini terk etmiglerdir. Zamanla bu tarikatlann bir rehabilitasyonu


da saglandi. Fakat genelde btn tarikatlar zerinde gzetleme, dene-
tim ve suurlayict bir mekanizma geligtirdiler. Tekke devlete yamandi,
devlet tekkenin gzeticisi ve hamisi oldu.
-

.Devletin Vahhablik ve smailiyyegibi mezhepleri tantmadigi, hop


grmedigi; buna karythk Drzlik ve Yezidlik gibi inanlar1slm ina-
myi dqmda grdg halde idar ynden sabir gsterip, eritme ve sa-
kinleptirme yoluna gittigi bilinlyor. Aym gekilde tarikatlar iin de ben-

12 Ramsaur, 'The Bektashi Dervishes and the Young Turks', The Moslem World,
XXXII, 1942; Tunaya, Trkiye'de SiyasiPartiler, c.I, ve III.
13 Cevdet Pa, Tarih, c. 12. Dersaadet 1309, s. 180, Mehmet Esad ssiZafer, s. 205-
209, aynca R. E. Kou, 'Arif Efendi', IstanbulAnsiklopedisi,II, 996.
zer tavir sz konusudur. Hurufilik hop grlmemig ve halen 15. asirda
mensuplan takib, tedib ve idam edilmig. Ticanlik tarikati slm akide-
sine aykiri grlmemig ve fakat resmen tammp himaye grmemigtir.14
Tanmmayan ve tasdik edilmeyen tarikatlar veya buna rnessup olanla- 169
nu tekke kurmalan devlet tarafmdan yasak edilir, dergh ve tekkeleri ka-
patihrdi. Mesel 1851'de Istanbul Anadoluhisan'nda tanmmayan bir tari-
kat geyhi, parlatanhlda vasiflandmhp, srgn edilmigti. Mahalle muhtan
bzi sekene-i mahalle ile beraber Meclis-i Vl'ya bir arzuhal takdim,et-
mig ve Anadoluhisari'mn sadik ahalisinin mezkr gyh Mustafa'dan gik-
yet ettigini ve takibini talep etmig. Meclis-i Vl kararmda:35 "Gksu ta-
raflannda bzi b idrakler geyhim diyerek, izlle mncasir olan Mustafa
nam gahsm taraf-i val-i meghatpenahden sual ve tezkire olunan ahvli,
seair-i is1miyyeye bakigaun si ef alde ohnasma ve bir mahalle nefyi"
mealindeki tezkire ve irade ile srgnne karar verilmigti.
Meclis-i Vl, Tanzimat devri boyunca tekkelerin dzenine, bzi ih-
tiyalarria, beslenmelerine ve ml yardunlara karar veren organdi,
Mesel Valide Sultan'm Cerrah Derglu'na yaptigi bir bagiqut16 dahi
Meclis-i Vl'dan gemesi, bu alandaki merkez kontrol politikasim
gsterir.
Buna kargilik Osmanh devlet idaresi ran Siligikonusundaki olum-
suz tavrim sonuna kadar devam ettirmig grnyor. Alevlik ve Bekta-
lik konusundaki suskun veya grmezci, bzrhalde kabul edici tavir
bu alanda srdrlmemigtir.
23 Subat1901 tarihli bir irade de bu iIemi tekrarhyordu.17 Fakat
Sianmakde ynnden szn ettigimiz mezhep ve inan1ar gibi m-
talaa edilmedigi; ama aksine, siyas bir alam olarak cidd bir tehlike di-
ye grldg aiktir.
19. yzyll basmun ve kitabm yayild2gi bir asirdu. Szl tarih arag-
ttrmalar1 iin geciktik, fakat hi degilse basih ve yazih evrakm tetkiki
bu konuda yeni ve arpici bilgiler getirebilir.
Bektalik ve bilhassa ky Aleviligi siyas bir direnige gemedigi tak-
dirde devlet katmda mesele olarak mtalaa edilmez. zellikle 19. yz-
yllm liberal ulusu veya radikal evrelerinde ise Alevlik milI Trk
inanc1, folkloru olarak hayirhah bir bakigla mtalaa edilirdi.

14 Ahmedlik, Bahalik gibiinanlar: B. Lewis, The Jewsof Islam, Princeton 1984, s.


20.JohnS. Guest, The Yezidis, London 1987. Yezidler ve Osmanh idasi iin
BOA, IMV, No: 11312/3 Mart 1270 tarihliirade Mu; Sancagl'ada ihtida eden Ye
zidler BOA, radeMec. Mah. No: 895 gurre-i CA 1277, YezidIer ve kur'ai pefiy-
ye.
15 14 Eyll 1851, IMV, Nr. 5733 16 Mu. 1267/21 Kasim TB50,
16 BOA. IMV. No: 11131 18 Za 1287/14 Eyll 1851.
17 BOA, rade-Adliye ve Mezahib, No: 439/2775/14 2.ilkaade 1318.
Osmanlz mparatorlugu'nda'Millet' Nizamt

Osmanh Devleti bir Mslman devletti ve halihazir tarih izgisi iti-


bariyle son slmimparatorlugu olma vasfmi tagunaktadir. Epphesizbu
devletin tarihe kangmasi demek, bu tarihin lm demek degildir, tarih
elan ya1yor; Osmanh sistemi bugnk dnyamn hadiseleri iinde ka-
Imtilariyla vardir. slmimparatorlugundan nce (ki bu devir ikinci ha-
life Hz. merzamamadaki ftuhatla baglar) daha slmdevletinin ve ta-
rihinin baIangicmda Medine-i mnevverede gayrimslim cemaatle ya-
gama uygulamasi baglamigtr. Binaenaleyh Daful slmiinde kitap eh-
li olan gayrimslim zmrelerin zzmm stats altmda hukuk ve mkel-
lefiyeti olmutur. slm devletinde gayrimuslimler himaye altindadir.
Buna kargihk bazi vergi mkelleflyeti (tarnnda harac) altmdadirlar ve
kafa vergisi (cizye)derler. Mamafih bu iki konunun zengin tefermati
vardir. slmimparatorlugunun daha ilk asrmda harac vermekle mkel-
lef gayrimslimlerin ihtida etmesiyle vergi geliri azaldigmdan; bir md-
det sonra verginin matrahi mkellefin kendi degil, arazisi olacak biim-
de tefsir edilmig ve arazi harac olarak sunflandinlmigttr Burada tatbi-
kattaki bazi meselelrin de Halid bin Veld (Irak fatihi),zamanmda, eski
Sasani dihkan'larm (ky resasmm) gmvlendiriImesi ile zldg ma-
lumdur. Cizye gibi bir bag vergisi de uygulamada Roma, Bizans; Sasani
imparatorluklarmda da (capitatio, kephaletikon, gezit) ad1 altmda dev-
let dini d1pmdaki unsurlardan ahnmaktaydi. Cizye islm hukukunun
esaslan iinde askerlik mkellefiyetine kargihk almmaktadir. slmtari-
hinde bu tabir Osmanh'nm son asrmda, yani Tanzimat'tan sonra kalk-
mig ise de, vergi gayrimslimlerden bedel-i asker adi altmda almmigtir.
Ne var ki kimi gayrimslimlerin orduda ve donanmada asker oldugu
malmdur. Hatta donanmada nefer olatak da bulunuyorlardi. Bundan
bagka bazi Mslman genlerin de bu bedeli deyip askerlikten muaf
old'ugu
grlmgtr. Sair ynden Birinci Cihan Savaga'nda askerlik mu-
afiyeti genig lde lagvedilmig, gayrimslimler de orduya ahnmigttr.
Ordunun meslek simflarmda bir hayli gayrimslim zabit vardir. Bundan
bagka slm imparatorlugu eski imparatorluklarm bu sahadaki det ve
kurumlarmdan uygun grnenleri kabul etmigtir. Mesela Sasani mpa-
ratorlugu'nda Hiristiyan kiliselerinin an almasi uygun grlmez, bir

*
Prof. Dr. Hmide Topuoglu'na Armagan, Ankara 1995.
tahta, tokmakla dvlmek suretiyle cemaat ayine agrihrdi. Bu usul hep
benimsendi; ancak 1856 Islahat Fermant hkmleriyle mutabakat halin-
de bu yasak kalkb1 ve an almdi. Kuds'teki mukaddes mezar kilisesi St.
Sepulchre denen Kamame Kilisesi'ne Rus art dev bir an hediye etti. ni
Ancak eski tahta oymak alma ananesini Hiristiyanlar da benimsemig
olmah ki; bugn dahi ayin bagmda anlarla birlikte aym yerde tahta tok-
mak vurulmaktadir. Gene degigik din mensuplannm ayrikiyafet giyme-
leri de bu gibi mkellefiyetlerdendir. Mamafih kdik kiyafet ayrimi ve ay-
ri mahallelerde oturma gibi zorunluluklari; gayrimslim gruplar da be-
nimsemigtir. Gayrimslim iin de Mslman'la kangmama, dinini ve
ananesini bu yolla devam ettirme gibi bir keyfiyet sz konusuydu. Bu
nokta mhimdir. slamdevletindeki ve ezcmle Osmanh'daki millet bi-
iminde teykiltlanma ve ferdin bu kesime aidiyeti modern dnyadaki
azmhk stats ve psikolojisinden hem objektif hem de sbjektif esaslan
itibariyle farkhdir.
Millet sz gerekten de din bir aidiyeti ifade eder. Bu kavrami bu-
gnk
'nation'
anlammda kullanmak, Sarkmilletlerine Osmanh asirla-
rmm, hassaten son asirda getirdigi bir kullanun biimidit Fert dogdugu
millet komparumamnm iinde o cemaatin ruhan, ml, idarl otoritesine
baj!;h olarak yaar. Ancak ihtida ederse bu kompartimam degiytirir s-
lam devleti gayrimslimlerin ihtida (yanisadece slamagemesi) digm-
da bir dinden brne gemesini hog grmez; pratikte de bu pek olma-
mietir. (Yahudi cemaatinden Hiristiyanhga, Hiristiyanlardan Yahudilige
geig gibi.) Fakat Hiristiyan cemaatin kendi iinde mezhep degigtirme
olaylari grlr. Nitekim Ermeni Gregoryenlerin Katolik ve Protestan;
Suryani Kadim (monofizist) cemaat azasmm Katolik, hatta Kobtlarm ve
19. asirda bazz Bulgarlarm Katolik olmast gibi olaylari kastedlyoruz. Mil-
let bir kavram degil bir itima teykilatlanma, bir ruh hali ve tebaamn bir-
birine bak1pml ifade eder. Ekalliyet (minorit, azmhk) sz devlet ve top-
lum hayatmuza imparatorlugun son on yillarmda girmigtir.
Millet kompartmanma mensub olan kimse; modern toplumdaki
azmhgm aksine bazi davranig ve tutum sergiler. Bu aidiyet fertlere aile
vekar verir. Kendi top-
ve slale ve cemaat iinde bir glivenlik ve hatta
lumsal grubu iinde kendi annesi ve babadan ogla szl kltur iinde
yagar. Kompartimanlar arasmda ilighi azdir, atigma azdir. Modern top-
lumdaki azmhk ferdi gibi evre ile didigme, kimlik ispati, asimile olma
(ogunluk tarafmdan emilme) veya asimilasyona kargi direnme dolayi-
s1yla atigmac1 davramelara girme gibi durumlar sz konusu degildir.
A1k toplum denen asrt smai cemiyetteki gruplagmalar, rekabet sz ko-
nusu degildir. Bu gibi rekabet ve cemiyet hayatmda kozmopolit
elitin

1 B.A., ADVNH, 1263.2.20/22-51 Yenicevardar'a bagh yerlenie kiliselerde an al-


masma mni olunmamasi...
iine girmek iin rekabet ve ekigme gibi tutumlar, Osmanh cemiyetinde
son asirdaki uluslagma ve modernlegme ile baglam19tir.,19. asirda her
dinden bir grup gen imparatorlugun egitim messeselerinde btn di-
172 gerkompartunanlardan insanIarla birlikte egitilmig, brokrasiye girmig,
ykselmig ve Osmanh sekinleri iinde yer almigken; bir grup bu sre-
em digmda kalm24, ulusu akimlar ve atigmalara katilung; diger kalaba-
hk nc grup ise asirlardan beri srdrdug hayatt kyl ve gehirli
zanaatkr ve esnaf olarak devam ettirmtir. Son asirda gayrimslim
co-
maatlerin iindeki atigmalar OsmanL otoriteleri ile atigmalardan ok
daha baskmdir Kilise kendi cemaati zerinde otoritesini kaybetmekte-
dir. Asil nemlisi17-18. yzyillarda Katolik Cizvit ve Lazarist rahiplerin
propaganda ve tegkilatlanmasi; 19. yzyilda da daha ziyade Amerikan
misyonerlerin Protestan propaganda ve faaliyeti Ermeni cemaatini b-
len, i atigmaya sevk eden ve bu dagt1ma kargismda cemaat yelerini
ulusu akimlara iten bir manzara arz etmektedir. Bunun yanmda Rum-
Ortodoks milleti fetihten beri sadece Hellen degil, fakat Slavlan, Arna-
vut ve Arap unsurlan da ihtiva ettiginden; burada ulusu akunlar kilise-
yi blmekte ve zayiflatmaktadir. O kadar ki 1829'daki Yunan bagunsiz-
hgmdan sonra Fener Patrikhanesi, Yunan kilisesinin kendini autocephal
(zek) ilan edip, aynldigim grmektedir. Feneideki patrikhane 19. yz-
yll boyu zayifladigiru, kendine tabi ruhlarm koptugunu dehgetle
yaga-
m19tir. Buna kargihk Yahudi cemaati ananesi, tutumu ile Batfya kargi ol-
mug; yavag yava; Osmanh idaresi ve brokrasisi iinde etkisini artirmig
ve devlete sadik kalmayi tercih etmitir. Bati tipi ulusulugu bir Haristi-
yan ideolojisi olarak grmg ve iltifat etmemiglerdir.
Millet teykilati nedir? Bir blgenin Datulislm'a katilmasmdan sonra
buradaki kitap ehlinin (ehl-i zimmet) bir ahfdname, hukuk ve himaye
bah; edici bir ahit ile slamdevletinin idaresi altma girmesinden dogan
bir teykilat, bir hukuk varhktir. Bu tarifin diginda, milletin hukuk vec-
hesinin farkh ve aynntih ynleri vardir. Bu ahdname tek tarafh bir ta-
sarruftur. Osmanh mparatorlugutarihtekison slamimparatorlugu ola-
rak bu konularda bir mkemmellegme
ve hukuki-idar yapida baztm-
gahhas vecheler ortaya koyma durumundadir.
Osmanh ilerlemesi 14 ve 15. yzyilda hareketli, degigen dnya part-
larmda vukua geldi. Bu iki asirhk dnemin gerati slaminilk asirlarm-
daki dnyadan farkhdir. Fthat iin Osmanh asker gc ve asker tek-
nigi, politikayla hassaten uzun vadeli politik uygulamalarla birlikte y-
rmek zorundaydi. Prof. Halil nalcik'mdeyimiyle gayrimslimler Os-
manh idaresi altmda drt farkh devir ve agamadan gemigtir.lk fthat
dneminde propaganda fetihten sonra kyl, gehirli zanaatkr, ruhban
ve toprak sahiplerine bazen slamhukukunu bile zorlayan imtiyazat; fe-
tih ncesi hukuk messese ve kaidelerini tatbik etmig, eski dzen agir
partlar ieriyorsa, lagvetmig, eski ynetici gruplar ve toprak sahiplerini
askex zmreye sokmuglardir. Bu politika ve sisteme istimalet denir.2 Fe-
tihten sonra da durumun degigmesiiin mcbir sebepler olmadika bu
stat devam eder. Balkanlar'da zamanla eski feodal zmnin ya Msl-
man cemiyet iinde eridigi veya bu durumlarim kaybettikleri gzleni- 173
yor. Ama Osmanh cemiyet nizann bu muhtelif dinlerin millet nizamt
iinde varhnu srdrmesi geklinde olmuytur. Millet teykilatibir sosyal
smillama esasma da mstenit degildir. Her millet grubu iinde Osmanh
toplumunun imtiyazhlari olabilir. Genellikle askeri tabiri altinda smiflan-
dmlan ve hizmet karythgmda belirli veya hemen tm vergilerden menf-
zmre, her millet grubunda vardir Mesela Martolos dedigimiz H1risti-
yan askerler, voynuk dedigimiz sipahi statsndeki Bulgar savagalar,
muhtelif dinden derbentiler veya bir Rum metropolid, bir Ermeni vartabed
veya amira zmresi yesi (memurlar) Ermeniler veya bir haham ve ha-
hambaqi tipkt bir Mslman mderris, mtevelli vs gibidir. Asker suu-
fm diganda reaya dedigimiz vergi veren, angarya ykmls ve silah ta-
g1yamayan genig zmteye Mslman, Hiristiyan, Yahudi herkes dahil-
dir. Bunlarm ykmllklerinde kalem farki olur. Bir kismmm (Musl-
manlartn) cizye vermemesi digerlerinin vermesi gibi. Bunu Eski Ro-
ma'daki civis-fides ayrimma da pek benzetemeyiz. Roma mparatorlu-
gu'ndacivis (yurttag)kavranu zamanla latium arazisi digma tagmigtir,
ncil'dekinl lasasa gre Tarsuslu bir haham olan St. Paul bir vaazi si-
rasmda oradaki Centurion tarafmdan tevkif edilip zincirlendiginde, "Ci-
vis Romanus sum Roma vatanda1ylm," demieti. Centurion zr dile-
-

yerek zincirlerini zd ve serbest birakta (Yeni Ahit, 'Resullerin leri',


XXH, 25-29). Burada civis/fides'e tabiolana gre belirli vatandaghk hak-
larma ve muafiyetlere sahip biridir. Ynetici olmasi veya byle bir yetki-
si olmasi gerekmez. Oysa Osmanh dzeninde asker simf yesi haklar
degil, belirli hizmetler karghgmda sadece imtiyaz ve yetkisiolan kipidir.
Onun civis gibi belirli haklan yoktur. Bu hizmet statsne de her millet-
ten (yani dinden) sekinler sahiptir. Bunlarm illa irs olarak devami da
gerekmez. rsen buna sahip olanlar gibi, hizmetle sahip olanlar daha
oktur.
Millet tegkilatt etnik (kavm) ve lisan aidiyetine gre degil, din ve
mezhep aidiyeti esasma dayanir. Ermenilerin hepsi Ermeni milleti ola-
rak degil; Gregoryen (Ermeni), Ermeni-Katolik (Katolik) ve 19. yzyilda
da Protestan olarak millet halinde teykilatlanmigti. Bir sre Sryani
kadim cemaati Ermeni cemaati ile birlikteydi. Bunun nedeni ikisinin de
'anti<haicedon'
(Kadiky konsl) kartt denen monofizisist mezhep
iinde olmalaridir. Musev milleti ise Karaim mezhebindeki Yahudiler
ile hem bir arada hem degildi. Ferman ve iglemlerde Musevi milleti ha-

2 'Status of the Greek Orthodox Patriarch under the Ottomans', Turkish ReviewQu
arterly Digest, KIq 1922, s. 25 vd.
hambagisi ve Karam milletbagmdan sz ediliyor. Bu iki cemaatin ayrih-
gi daha ok idar mall meseleler aasindan byle grlmy olmaltdir?
Bulgarlar, Sirplar (bir ara 16. asirda Pe-pek Patrikligi kurulmuy ise de
174 lagvedilmig ve Strp Kilisesi 19. asir bagma kadar bu aidan mevcut olma-
migtir), Ortodoks Arnavut ve Rum Ortodoks Araplar Hellen unsurla be-
raber Fener'de Rum-Ortodoks Patrikhanesi'nin ruhan, mal, idar ve hu-
kuk ve sansurc (egitimve yaym sansr) denetim ve ynetimine tahi
idiler (Fener semtinde patrikhanenin tagmmasi 16. yzyil sonundadir).
te19. yzydda ulusu hareketler suasmda bu unsurlarm Bbllf den
ok Rum (Hellen) unsurla ve patrikhaneyle mcadelesinin nedeni bu-
dur. Bu unsurlar arasmdaki atigma ve olaylar cemaatlerin tarihinde de-
rin izler birakm1; bizatih Makedonya ve Bulgaristan'da Katolik kilisesi
kurma ve bu mezhebe girme nedeni de bu gibi ulusu duygular olmug-
tur. Zira Fener bu unsurlara ibadet ve egitimde kendi dillerini kullanma
izni vermiyor, yksek rtbeli ruhbam hep Hellen unsur arasmdan tayin
ediyordu. Bu durum; Ortodoks Araplar arasmda da, o gnden bugne
bir huzursuziuk yaratti ve Grek-Katolik denen (Melkit) kiliseye geme
egilimini artirdt Esasen kmenik (universal) unvaniyla an11an ve itibar
ve kudretine Osmanh devrinde ulaaa Ortodoks kilisesi, 19. yzyilda
Sirp, Eflk Bulgar ve hatta Yunan kiliselerinin autocephal (zerk)olarak
kopmalarlyla zaytfladi.
stanbul,zmirve Selanik'te eskiden beri giderek Sayda, Trablusgam,
Halep gibi gehirlerde Osmanh devrinde yerlegen tccar, zanaati Ital-
yanIar vardt Ancak 18-19. yzyx11ardatalyave Bati Avrupa'dan hayat
ve ekmek arayan trl kavimden insanlar da buralara g etti. Roma-
Katolik kilisesine tabi ve bizim ve Avrupalilarm 1evanten' dedigi bu
gruplar Latin milleti olarak idar tasnife tabi tutulur. Bunlarm iinde Al-
manca, Macarca, eke, Fransizca, talyancakonuganlar vardt; fakat za-
manla hepsi kendine zg deyi; ve giveli bir Fransizca kullanmaya bag-
Iadt Latin milleti dogrudan Roma-Katolik riteline tabidir, o agda kili-
selerinde ibadet Latince idi. EparkKatolikleri ise Ermeni-Katolik, Sryan-
Katolik, Kobt-Katolik ve 1860'da Bulgar-Katolik cemaatleri idi. Bunlar
ibadette kendi dillerini kullamrlar; Roma kilisesine tabi olmakla beraber,
kendi zgn ritel ve hiyerargilerini bir nevi zerklik iinde korarlar;
Lbnan Marunileri ve Melkitler (Grek-Katolik) de bu cmledendir.
'

Musev milleti Osmanh topraklarmda en dagruk ve en ok dilli bir


cemaatti. spanya'dangelenle Sefarad denir ve Judeo-Espanyol (Ladi-
no) konugurlardi. 18-19. yzyillarda Dogu ve Orta Avrupa'dan g e-
denler (Ashkenasi Yahudiler) Yidig diye bir dil konugurdu. mparator-
lukta, Mezopotamya'da Aramca, sair magnk lkelerinde Arapa konu-
ar Yahudiler vard1. Su millet brleri gibi bir merkezin silo rabti altm-

3 B.A., gayrimslim cemaat defterleri, Yahudive Karni defterferi,cilt 18, s. 38-42.


daki bir cemaat degildi. ngYahudilikte de slmiyetgibi nihban si-
nift ve kilise yoktur. Zamania Osmanh politikasmm da tegvikiyle 19.
yzyilda (bilhassa II. Abdlhamit devrinde hahambagi kaymakamt
Moshe Halevy ve II. Meyrutiyet'te hahambagt Haim Nahum devri) s-
ns
tanbul'daki hahambaymmbr cemaatler zerindeki stnlgnn res-
mlegmesi saglandt Osmanh kanilaryasimn klasik devir kaylarmda
'kefere'
bazi ahvalde Haristiyanlar iin tabiri kullaruldigi halde, Yahudi-
'kefere

ler iin bu deyim kullamlmaz, ve Yahudi taffesi' denir. Musev-


lerle Hiristiyanlar, zellikle I-fellen Rum-Ortodokslar arasmdaki mnfe-
ret malmdur. Her Pesah bayrammda Rumlar Yahudilerin aleyhinde,
'katt
ocuk kaarip katlettikleri crm' sulamasiyla devlet ve mahkeme-
'abes

ye mracaat ettiklerinden; Bbll bu gibi davamn' dinIenmemesi-


ni fermanlarla tenbih etmigtit. Su gibi olaylar 19. yzyilda da grlm
ve Bbil zellikle Yahudi cemaatini bu gibi Rum baslolarmdan koru-
mak ve tagkinhklan yasaklantak durumunda kalnugttr.4
Osmanh sistemi iinde, dairumu degigik iki din zmre vardi. Drz-
ler ve Yezdiler... slamulemasi bu iki zmreyi slammmetinin iinde
saymak durumunda degildir. Mslmanlar bu iki zmreyi organik ola-
rak cemaatin yesi diye greinemiglerdir. Ancak iki grubu millet olarak
nitelemek de mmkn degildi. Yezidlerin slamitiksdi iinde grlme
diklerine dair resm tutumu bazi belgelerde de grmek mmkndr.
Mesela Kastamonu'da srgrtde olan bazi Yezidliderlerinin kendiferini
'ihtida

ve agiretlerini ettirecelderine' dair syledikleri, 1892 tarihIi bir sa-


daret tezkresinde grlyor.5Gene 1857 ve 1858 tarihlerine ait iki irade-
de; biri Sehrizorsancagt, digeri Bayezid sancagma Rusya'dan gelen Ye-
zidlerin 'Seref-iIslm ile mgerref olmalarmdan' sz edilmektedir.6
Drzlerin kendi aralarmda teykilatlanmalan ve idar mal otoritele-
nuam bsk emaat har temas etukku, hahassa W61 tank 17 mad-
deyle yrrlge giren ve 16 Eyll 1864'te yeniden dzenIenen 'Cebel-i
Lbnan Nizamnamesi'ne gte, muhtar Cebel-i Lbnan idatesine cema-
at temsili esasma gre katddaklar malmdur. Ancak hukuk ynnden
Snn-Haneff fiklu ile nemli lde mutabik olduklan da malmdur.
Su sahada bir mesele ve nizas akartmama yolu seitmigtir. Kaldi ki Dr-
zler kura-i per'iyye ile askere de mesele ikarmadan almlyorlardi.7
phe yok ki Osmanh millet teykilatt alti asn aym yapi iinde geir-
memigtir. Hassaten Tanzimat'tan sonra cemaatlerin her biri, laik unsur-
larm da cemaat idatesine kat11matalebiyIe yavag yavag birer nizamname

4 B.A., I.M.V., No: 5129, 2 Saban1266/Haziran 1850.


5 B.A., Y. A. Hus. 267-24, 7 Ca 1310.
6 B.A., LM.V., No: 17209, 7 Safer 1274; Irad. Meclis-i Mahsus, No: 895, 27 Sevval
1274.
7 B.A., LD., No: 32712, 4 Safer 128-
1karttirmig ve patrik ve ruhan kurullarm yamnda millet meclislerinin te-
gekkl safhasma girilmigtir. Bytece millet teekilati adeta bir ahsiyet-i
hkmiye kazamyor; cemaatlerin vaktf, okul ve itima tesislerinin idare-
176 si ve denetimi bu meclislerin eline geiyordu. Patrikhanelerin yetkileri
azabyor, ruhban dryilaik unsurlarm idarede ve fikir liayatmda rol arti-
yordu. Bu gibi kurumlagmalar aslmda ulusuluk ve ayrihkihgi dogu-
bu mil-
ran ve artiran sebepler miydi? Bir bakima evet, ama br yandan
let meclisleri ulusu egilim ve hareketlere kar da Bbll'nin kontrol ve
ynlendirme mekanizmalan olarak rol oynamiglardir. 19. yzyilda Os-
manh dnyasi ulusu akunlarm dig ve iteki patlamasma aakti. Millet
tegkilatmi Tanzimat devri yneticisi, cemaatlerin iinde Osmanhet bir
elit yetigtirmek ve bu organlan kullanarak gayrimslim cemaatleri y-
netmek iin bir platform haline getirmigtir. 19. yzyilda Osmanh millet
tegkilatmm yeniden dzenlenmesi; asrm etin partlan gz nne ahmr-
sa, dhiyane bir bulugtur. mparatorlugu kompartunanlara dayanarak
'kiliseler
ynetme sistemi, IL Megrutiyet yillarmda kanunu' ile vazgei-
len ve bu hata sonucu millet gruplan arasmdaki gerilimin azalmasiyla
ulusu hareket ve birlegmeleri artiran sonaIar dogurmuytur.
Osmanh millet teykilati, Mslman topraklarmm kaybedildigi, yani
Mslman tebaamn daful harbde yaama durumunda kaldigi bir d-
nemde, Avusturya, talya gibi devletlerle eski Osmanh tebaasimn bazi
haklarnu korumak iin yapilan mzakerelerde de simetrik bir model
olagmugtur denebilir. Daful harbde yagayan Mslmanlann hukuku ne
olacakti, nasil bir teykilatlanma lazimd1? Endls'teki trajik rnekten be-
ri tartigilan ama vuzuha az kavugan teorik ve hukuk bir mesele btn
agirhg1yla ortadaydi. Osmanh hilafeti ise modern dnyamn, koloniya-
list politikalan kargismda bu meseleyle yogun olarak karyi kargiya kal-
migtir. 1908'de Bosna-Hersek'in Avusturya-Macaristan tarafmdan res-
men ilhakmdan sonra stanbul'dakibykeli Marki Pallavicini ile ya-
palan protokolde (tenkihname)Bosna Mslmanlarnun reis-ul ulema's1
ve ruhan dairenin ve evkafm Istanbul'da Makam-1 Megihat-u Islmi-
ye'ye bagh olmasi, tayin ve azillerin stanbultarafmdan yapalmasi, Trab-
lusgarb'm talyatarafmdan ilhaki zerine de benzer antlagmanm oraya
tatbiki gibi hkmler, bilinen bir modelin digta uygulanmasidir,
Osmanh millet nizami tarihin sui generis (kendine zg) bir olay1dir.
Ett bir idar tegkilatlanma zgnlg kadar, Osmanh cemiyetinin zgn
itima kltl ortammda geligen bir tegkilatlanmadtr. Ne koloniyalist
imparatorluklarda azmhk milletlerin durumuyla, ne de federatif yap1-
larla benzeptirilemez. Osmanh mirasuu devralan Ortagark lkelerindeki
zmmlerin durumu da bununla
ve Balkaniar'daki farkh din ve dilden
baglantih degildir. Balkanlafda azmhk sorunu zlemeyen bir hukuk-
suziuk yumagidtr. Ortagark lkelerinde ise farkh din bazen aym dilden
gruplar arasmdaki nyugma, bir politik uzlagma durumundadir. Zaman
zaman dengeler, politik geligmelerle altst olmaktadir Misr'da Kobtlar-
la Mslmanlar, Suriye ve Lbnan'daki gerilim ve atigmalar buna r-
nektir.
Osmanh millet nizanu belli bir cografyada yagayanlar kadar, dag1mk 177
yerleyme biimi gsteren ve bazen aralarmda dil vahdeti olmayan (Mu-
sevler gibi) gruplarm da imparatorlugun mr boyunca kltrel degil-
se de din kimliklerini korumasuu saglamigtir. Hatta o kadar ki bu sis-
tem sayesinde, din kompartimanm iinde geigme ve kimlik zmse-
meleri olmugtur. Bazi Bulgarlar Ye Haristiyan Arnavutlar Hellenlegmig,
aym gekilde Anadolu'nun Karamanh denen Trk asilh Trke konugan
Ortodoks Hiristiyanlari tarihlerini Hellen olarak kapamak zorunda kal-
m1ptir. Ayni gekilde Mslman olan bazz unsurlar da, dilleri farkh olsa
da, Trk kimligini benimsemig veya buna bitigmigtir (Pomaklar gibi).
Btn bu kltrel cografya ve tarih henz sarih sonular getiren bir tet-
kik ve bilginin digmdadir. Millet sistemi, bazi Avrupa tipi milliyetilige
temel olamaz. Bati tipi milliyetilik bu sistemle atigarak ve onun silin-
mesiyle gelebilmigtir. Bizatihi millet sznn (nation) ve milliyetilik
(nationalisme)gibi terimlerin tercmesi olamayacagi a1ktir. Terim uyug-
mazhgi, tarih ynden uyugmazhgi da aksettirmektedir. Buna ragmen
tarih tecrbe, millet sisteminin yeni milliyetiligin biimleniinde de
zellikle Mslman havimler arasmda yeni bir kaynaptmci kimlik oluy-
turulmasma yanhmci oldugunu gsteriyor. Su eligik geligme, belirt-
tigimiz gibi bu kavimlerin tarihi btn hadiseli safhalariyla birlikte
yaamalarmdan ileri gelmektedir.
178

Ortodoks Kilisesi'

mparatorluk,dinler bakunmdan en renkli ve kalabahk listeye sahip-


ti. Trkiye, bugnk suurlan iinde dahi, dnyada pek az lkede rastla-
nacak din bir eyitlilik gsterir. Bu, Hiristiyanhk aasindan zellikle by-
ledir. 1kemizde var olan btn kiliseleri (yanicematleri) saymaya kal-
karsam, iki elin parmaklan yetmez. Eu bir mbalga degil, isterseniz sa-
yahm; Rum Ortodoks Kilisesi, Ermeni Gregoryen, Ermeni-Katolik, Er-
meni-Protestan, Sryani Kadim dedigimiz Sryan Ortodoks, Sryani
Katolik, Kaldan eski kilisesi ve Kaldan Katolik, Nastur Kilisesi (bizde
u sira hemen hemen hi yesi kalmadi ve Nasturlik de bir ara pat-
riklige aynlmigt1). Cumburiyet devrinde ortaya ikanbir niza dolayisiy-
Ia Trk-Ortodoks kilisesinin ortaya ikipi... Grdgnz gibi iki el bitti.
Kiliseler bitmedi. Bu saydiklarm, stelik bu topraklarda dogan ve geli-
gen veya nemli merkezleri burada olan kiliselerdi. Roma-Katolik, Ang-
likan, Protestan gibi Avrupa kkenli kiliselerin Trkiye'de kk de ol-
sa bulunan cematlerini saymaya kalksak, iki elin parmaklari da yet-
mez.
Yine aym gey Mseviler iin sz konusudur. Hem bildigimiz Talmud
(Tevrat) -Torah gelenegini izleyen Msevler, hem de Karam dedigimiz,
ayn ve gelenekleri, dulan itibariyle onlardan farkh uygulamalan olan
Msevlervardir (sayllari epey azalmakla birlikte Karaim cematinin s-
tanbul Hasky'de eski bir kinisalan lsinagogdemezler] da vardir.
'memleketimizin

oktekrarlanan bir sz de, yzde doksan dokuzu


Mslman' szdr. Mezheb, akde, ibdet biimleri itibariyle renklilik
ve blmlenme Mslmanlar iin de sz konusudur. Yani, Trkiye as-
hnda sayilmayacak kadar ok din cematin lkesidir. Bu dinler buna
ragmen aym akdeye; Hazreti ibrqim'ingretisine, tek Tanr1'ya, aym
inan sistemine dayamr. Yani Budizm, Konfyanizm vs. gibi ayn din
kltrel evreler sz konusu degildir. Ama sayalamayacak kadar blm-
lenmig, byk dinin paralarrun oguna Trkiye'de rastlamr. Bu ka-
dar egitlilik nerede olabilir? Amerika'da olur, ama orasi gmen 1kesi-
dir, burasi ise dinlerin otokton topragidir. Tm bunlara ragmen, Trki-
ye'de insanlar dinleri tammaz1ar ve merak etmez1er. rnegin,stan-

'86-87
*
argambaSylegilexi', Mlkiyeliler Birligi, Ankara 1987, s. 129-141,
bul'da dogar, yagar, lrler, ama bir kilisenin iine girip de, burada pa-
zar yini nas11 yapihyor, burlarm inanct nedir, dualan nedir, bayram
gnleri nedir, inanlan nasil atklamr diye merak etmezler. Hiristiyanlar
da Mslmanhgi tammazlar. Kisacasi, kapalt kompartimanlar halinde 179
yagayan bir toplumduk ve halen yle bir toplumuz. Sokaktaki insandan
vazgetik, okumug-yaznuglarm da bu konudaki bilgisizlik ve ilgisizlik-
leri, brokrasiye de yansimaktadir.
Din klturne kargi ilgi ve bilgilenme olayi bizim toplumumuzun
yelerine gerekten uzaktir Dinle ilgili, laik bir tutum, merak ve hogg--
r cidd bilgiyle temellenmig degildir. Dinin sz buna ragmen ok edi-
liyor, eksik bilgilere gre tarih yorumlamyor. Ortodoks kilisesi ve inanci
da bu bilgisizlik havasmm digmda kalmig degildir. Ortodoks kilisesi as-
Unda Trkiye topraklarmda, orta aglarda yeeren, geligen bir messe-
sedir ve elan bu dinin mhim merkezlerinden biri. ve birincisi stan-
bul'dadir. Bunun zerinde de ok tartigma yapihyor. Mesel, biz laikligi
iln ettik, 1924'te de halifeyi attik, Patrikhane'yi niye tutuyoraz diyorlar.
Bunu diyenler, hem sadece belli bir grg sahibi degil; birincilerin tam
tersi, politik grg ve dunya grg sahibi olanlar da ayru geyi syleye-
biliyor. Bilmiyorlar ki, hilfetle, patriklik aym gey degildir. Hilfet bir
messesedir ve bu messesenin her geyden evvel siyas erk sahibi olma-
si gerekir. Yani, MslmanIarm halifesi olan kimsenin, imam olmasi,
Mslman cematinin, daru'l- slm'myneticisi olmasi gerekir. Byle
bir vasfi yoksa, zaten onun artik halifeligi de sz konusu degildir. Dola-
y1siyla, 1922 ila 1924 arasmdaki hilfet bu anlamda temelsiz bir messe-
sedir. Tarihte hafenin ynetici olmadig1, kukla gibi bir bagka ynetici-
nin yanmda durdugu durumlar vardir. Nitekim; Mogollar zamanmda,
Seluklular zamanmda Bagdad halifesi bu curumdaydt. Memlk zama-
mnda Misifda Abbas halfesinin durumu budur. Ama hi olmazsa tit-
ler olarak ona bir yneticilik vasfiveriliyordu. Hilfet bunun gibi bir yey
olmug bizde.de kisa bir sre. Meclis ve cumhuriyet rejiminin yamnda
gsz bir kurum olarak yayamig. Ama hilfet aslmda, yneticilik olma-
digi anda bitmigtir..Ynetici olmadtgi zaman, hilfet denilen messese-
nin byle bir uhrev, ruhan bir makam gibi devami sz konusu degildir.
Halbuki patriklik iin durum byle degildir. Patrik dnyev makamdan
aynlarak her zaman var olabilir ve yle de olmuytur.
Bir diger yanhp da, Patrikhane'y dnyadaki btn Ortodokslarm
Roma'st gibi, Papahk gibi dgnmektir. Bu hata ok yapihyor. Hatt rah-
metli Avctoglu' bile bir makalesinde, Feneideki patrikhane iin, "Yz
yirmi milyon Ortodoksun bap," diyor ki, hele makaleyi yazdigi tarihte
hi geerli bir rakam degildi. Herhalde Rusya, Bulgaristan, Yunanistan
vs. hesaplanarak, yz yirmi milyon nfus ortaya konuluyor ve Fener de

* D. Avcioglu, "Patrikhane sorunu", YeniGazete,5.3.1970, s. 2.


onun bagi sayihyor. Halbuki, Ortodoksluk iin byle bir vahdet, byle
bir byk kitle olma dunimu hibir zaman sz konusu degildir. Biraz
sonra konuya girdigimizde grecegiz ki, Katoliklikle Ortodoksi arasm-

180 da byk fark vardir. Hem kilisenin birligi bakmundan (yani vahdet),
hem dayandiklan kltr ortam1 bakmundan, hem itikad bakunmdan
ok farkhdir Biri birisine epitleptirilemez ve patrikin durumu ile papamn
durumu arasmda, gerek iki kilisenin ruhan hiyerargisi, dnyev kuvvet-
Ierle iligkisi ve gekse i idarelerinde dnyev kurumlann temsili baki-
mmdan ok byk aynhklar vardir.
Evvelen; Ortodokske1nesiyanligdegildir, fakat tam dogru da degif-
dir. Ortodoks hepinizin bildigi gibi, sapmaz, dogru inanh adam demek-
tit. En bit vasanandirmadu. Yani siz bu dinde olan birisine, "Siz Orto-
doks musunuz?" dediginizde, tab ki, hay1r demez, "Evet ben Ortodok-
sum," der. Ama patrikligin adi Ortodoks patrikligi degildir; belki gr-
mgsnzdr, kmenikPatriyark'tir (niversal). Kilise btn dnya-
ya hkmettigi iddiasmdadir. Tabi bu iddia gerekle bagdagmamaktadir
Dnyada 16. yzyilda tutunan Protestantizmi gz nnde tutmaz-
sak, Katolik ve Ortodoks kilisesi niye ayndir? Niin bir Katolisizm var-
dir? Niye bir Ortodoksi vardir? Bu aralanndaki ayrrhk ne zaman ortaya
ikmigtir?
Tarihe baktigmiz zaman, aslmda Roma'daki Papa ile, istanbul'daki
Patrik'in attymasom apagi yukan Sarlman devrinde bagladigru grr-
snz. Sarlmandevrinin de, Bizans'ta, Makedonya slalesi dedigimiz
bir Rnesans dnemine; yani Bizans'm yeniden kuvvetlendigi, Arablara
7-8. yzydlarda kaptirdigt bazi topraklari yeniden aldigi, byk bir dip-
lomatik beceri ve propagandayla pagan, yani oktannh Slavlan I-1risti-
yanlagtirdigi, Bizans'm medeniyetinin, hukuk sisteminin, isminin yeni-
den partadigi bir dneme rastladignu grrz. Yani, ashnda Sarlman'm
vrisleri ile Makedonya slalesinin ynettigi Dogu Roma arasmda bir
unvan ve iktidar patlamasi sz konusudur. Bu dnemde Batihlarm, ya-
ni arlman ekolnn ve Roma'daki papahm ileri srdg bir gereke;
stanbul'datoplanan bir konsln ikonaklastlari, yani putkiranlan d-
detmesi sirasmda, ortaya ikan teolojik yorumlardir, IIL Leo'nun 726'da
topladigt konsL Halefi V Konstantin bu kararlan uygulatti ve 754'te
topladigt konslde ikona tapinanlan nl aziz SanbYahya da (Joannis
imascenus) dahil olmak zere afaroz ettirdi. konaklast hareket 8. asir-
da, zellikle Anadolu'da ve Suriye'deki Hiristiyan ahlnin; aziz tasvir-
leri ve sa tasvirlerini ve hele bunlann aziz1erle aynleptirilmesini dinsiz-
lik, zmdikhk olarak nitelemesidir. Asimda sorun o kadar kolay degiL
konlan yapan ve satan manastirlarm da bunu satamayacagmi, bu igle-
min kfr oldugunu, ruhban smifmm birtakim topraklan da elde tutma-
smm mmkn olmadigmi syleyerek isyan ikarmalaridir. Anadolu ka-
ngmigtir o devirde. Bizans Trakyasi ise, bu grg ve harekete karyiydi.
Nihayet asrm sonunda Bizans, karar vermigtir: konaklastisizm (putkm-
cihk) kfirliktir diye ve bu hareket bastirlnugttr. 787'de Imparatorie Ire-
ne'nin znik'te toplattigt bir konsl karanyla. Oysa Batt Kilisesi {Roma)
bu konsln karanm mddediyor. Sarlman kendi yle pek ikon seven bi- 181
ri degildir ama, ashnda bugn hepimiz biliyoruz ki, Katolik kilisesi iin-
de putlann, tasvirlerin birtakun aziz kahntdannm (relique)kudsiyyeti
vardir. Demek ki, bu bir sebeb olamaz.
Sonra IX. asrm ortasmda 850'lerde, Roma'daki Papa I. Nicolas ile s-
tanbul'daki Patrik Photios (St. Photios denir, Ortodoks kilisesinin azizle-
rindendir) arasmda bir din tartigma ve karghkh aforozlayma sz konu-
sudur. Ruhban I. Nicolas'm ileri srdg gemkeler dogrudan dogruya,
Ortodokslarm Roma'mn stnlgn tammamalandar. Yani, Roma'da-
ki ruhbary Aziz Peter'in ve Aziz Paul'un Roma'da armtha gerildigini,
dolayisiyla Roma'daki papamn onlarm vekili olarak kudsiyyet ve nce-
lik kazandigru sylyor. Papa devamla, "Patrik bu vek1etimizi tammi-
ruhbant
yor, dolayistyla kiliseye ve Hiristiyanhga kargi ilahyor, Bizans
kfr iindedir," diyor, St. Photios ise diyor ki: "Hayir biz papay1 tam-
nz, hatt saygt da gsteririz, ona ruhban arasmda birincilik de tamriz.
Fakat papanin bizim zerimizde ruhan ve uhrev bir stun1g ola-
maz."
Ashnda St. Photios, devrinin tanman bir hmanistidir, yani Yunan-
Latin gelenegini bilen, kilise doktrini zerinde etkili fikir ve yazilan olan
bir rahibdir ve sonradan azizlik mertebesine akarilmigtir. Fakat baIa-
ortalarmda 1054'te
yan kavga kesintilerle srmgtr. Nihayet 11. astm
Roma'daki papa, Kaniinal Humbert'i stanbul'a y ollamqtir ve Kardinal
Humbert, dogrudan dogruya bir aforoz fermamm papa adina, Ayasof-
ya'mn mihrabma birkip akmigtir; yani Bizans ruhbamyla konugma-
miettr bile. Bunun uzerineBizans da tabi kargi vaziyet almigttr. Byle-
likle iki kilise birbirierini dinsizlikle, kfrfe itham ederek, aforoz etmig
oluyorlar. Ama btn bu olaylara ragmen, kavga genig halk kitlelerine
yayilmig degildi ve ashnda iki kilisenin iligkileri devam edegelmigtir za-
man zaman. Hatta biliyorsunuz, 13, 14 ve 15. asirlarda iki kiliseyi birley-
tirme abalari da vardar. As21OrtdokslarlaKatoliklerin birbirleriyle kan
dgmam olmalari, genig kit1elere nefretin yayalmasibildigimiz gibi, 1204
Hah Seferi'nden souradir. 1054'teki aforoz vakasinm nedeni ise; o za-
man Katolik italyanlarm ticaret yapmak iin Bizans'ta koloniler kurma-
lari, hatt stanbul'da Galata'ya yerlegip, beraberlerinde rahibleriyle Ka-
tolik tipi bir ibadet ve liturjiyi getirmeleridir. Su olay Patriklik'in hogu-
ayinleri yasak edip kiliseleri kapatti.
na gitmedi ve o kiliselerdeki o tip
Sebeb budur. Fakat 1204'te Hahlar stanbul'u adamakilh talan edip,
ahlyi kihtan geirince,bundan sonra iki dnya, iki millet arasmda de-
rin bir nefret bagladi. Ortodokslar kendilerini o kadar ay1rdi ki, Katolik
olanlara komnyon ekmegi vermezlerdi. Oysa, herhangi bir Katolik ki-
lisesine kim giderse gitsin, rahibin nne ktg zaman komnyon ve-
rilir, dinini mezhebinisormazlar. Ama Ortodokslar, Ortodoks olarak vaf-
182 tiz edilmemiglere vermezler. Bu det bu dnemden kalma, sa'nm
'seni

mmetinden saymiyoruz' grgnn bir ifadesidir.


ki din grup arasmdaki nefretin nedenleri derindir. Bir kere papanm
stnlg meselesi vardir, bu hi degigmemigtir. 12. asirda zmit,yani
Nikomedya piskoposu olan Niketas'm yazdigi bir denemeye baktL 1W1Z
zaman, "Roma'daki papa kim oluyor da, kendisinde ulhiyyet grp bi-
zim stmze akiyor? O bizierin kardegi degil de, efendisi oluyor ve
bizleri kle olarak gryor," gibi bir ana fikir vardir. 1846 yilmda Rus
dgunr, Slavyanofillerden ve kilisenin nemli teologlanndan Aleksis
Chomiakov'un bir ingilizeyazdigi mektuba bakarsak, gene aym fikirle-
ri grrz; "Btn Katolikler cryptopapistta yani Tanri'nm kullart de-
gil,Roma'daki kepige kulluk etmektedir ve bunlar hangi hakla Hiristi-
yan cmiasi ve Tanri'nm insanlari zerinde bir stnlk kuruyorlar?"
diye sormaktadir (W. J. Birkbeck, Russia and Englsh
Churchs, s. 950; T.
Ware, the Orthodox Church, Harntondsvvorth 1964 s. 255-257).
,

Demek ki, iki cmia arasmdaki asil mesele, papanm ulhiyyet iddi-
'eb-i 'zat-1

asi ve stn1gdr. Papaya hitap edildiginde; mukaddes',


kudsiyetpenhileri' gibi deyimler kullamhr Bunu kabul etmiyor Orto-
doks kilisesi. nkOrtodoks kilisesine gre, tane derece vardir ruh-
ban arasmda; bildiginiz (asket) keyi, sonra papaz, yani cemati aydmla-
tan, ibadeti yaptiran ve nihayet piskopos. Piskoposun rahan bir vasfx
vardir ve rahiblerin stnde bir yneticidir. Patrik ise, ilah bir makara
degildir; piskoposlardan bir tanesinin bir idareci-koordinatr olmasidir.
Yani Ortodoks kilisesinde aslmda ulhiyyet kesp etmig tek bir yksek
ruhan yoktur -kilisesinde

Halbuki Roma papaya bu ulhiyyet verilmektedir. Hele


19. yzy11da papanm yamlmazhgt da kabul edilmigtir ve hkmleri tar-
tigilmaz olmugtur. Ortodoks kilisesinde piskoposlar (metropolit) bekr
olmak zorundadir Papazlar evlenebilir. Katolik kilisesi ruhbam ise, top-
tan bekrdir ve rahib olmayan manastir yeleri dahi evlenemezler. Tabi
ikinci nemli sorun kltr ve dil meselesidir. Yani talya'da merkezle-
gen, Latin diline ve kltrne dayanan ve o iklimin havasiyla yegemn
bir din; Dogu Akdeniz iin yabancidir. Yani, Dogu kilisesiher zaman iin
Yunancayi kullanmaktadir veya Sryanler gibi Aramcayi, l dillerden
birini kullanmaktadir. Dil farki nemlidir. Geri Bizans'ta Iustinianus
devrinde Latince stn bir dildir, lustinianus, hatt (Institutiones) denen

.
Gnmzde Yunan kilisesinin ilahiyaruarmdan Petros A. Botsis, 'Was ist Ort-
hodoxie' baghkh (Athen s.d.) polemik risalesinde papanm St. Petrus'un vekili ve
en st ulhiyyet keep eden rahib aldugu tezini aym gekilde reddediyor (s. 15-22).
Roma hukukunun teorik blmn Latince tertib ettirmi.ti. Kanunlan
Yunanca derlettigiiin ok zgndr, Maamafih bu Latin etkisi abuk si-
linmigtir. 8. asirda mesel, mparator III. Mikhael'in nazarmda; Latince,
Iskitlerin konugtugu bir barbar dilidir. Yine ll, asrm ok lim ve ok f- 183
zil ve ok derin
yazan bir bagka Bizanshsi Psellus ise Latince bildigini de
iddia ediyor, ancak Cicero ile Caesar'i birbirine kanyttracak kadar bu
dnyanm kltrnden habersizdir.
Dolayisiyla Latin diliyle ibdet eden, Latince yazan, btn dogmala-
ri Latince tartigan bir dnya; Dogu kilisesi iin ok uzaktt. nsanlann
arasmda diyalog kuracak ortak bir ara olmaymca, ayrihk da kauul-
mazdir.
Sonra kugkusuz siyas nfuz sz konusudur. 9. asrm baymda
garl-
man Imparatorlugu ortaya iknug Bati Avrupa'da; Dogu'da da Bizans
var. Bunlar artik iki ayn kuvvetti ve maruz kaldiklan tehlike aym degil-
di. Bizans Arablarla mcadele halindeydi. Sarlmanise, tam tersine,
Arablarla iyi geinmekteydi. Bunlarm misyoner faaliyetleri de birbirle-
riyle atigmaktaydt. Papahk Bulgarlan ve Ruslan kendine baglama a-
basindaydi. Bizans da aym geyin pegindeydi ve bagardt. Pagan dnya
zerindeki nfuz mcadelesi bagka kavgalar da kamilmaz kildi.
Tabi btn bu dern kavgamn da filozofik, dogmatik bir grnm
'filioque'
vardi ki, diye ifade edilebilir. Ortodoksi ve Katolisizmin gn-
mzde dahi birleymesi sz konusu oldugunda bu terim ortaya iktyor.
'filioque'
Bu 8. asirdan beri byk tarhyma konusudur. nk 'odla'

an-
lamma gelir. Aslinda tam tartigilacakbir gey de degil, gayet basit bir olay.
Daha ziyade dedigim gibi, iki kilisenin artik oktan paralanmihgma
hizmet eden bir deyim. Ekanm-i selse (trinite),Baba, Ogul, Ruhu'l-Ku-
ds' ifade eder. Katolik ve Ortodoks herkes iin bu aym geydir. Fakat
Ortodokslar iin Ogul, Baba'nm ulhiyyetini alan onun bir parasi ola-
rak vardir. Katolik kilisesi ise Baba'dan ve Ogul'dan (jloque)sz ettigi
iin; bu terim yznden Ortodokslatca Tann'ya ortak kogmak, Tann'yi
ikiye epitlemekle, kfrle sulamyor. Geri bu filioque'nin de sadece bir
yanhy tercme ile ortaya aktigi syleniyor. 5. yzyildaki konsl kararla-
ruun Yunaricadan Latinceye yanhy tercmesi olmahynug. Hlsa kib
kirk yaran ve niteligi karanhk bu teolog kavgast, ki kilisenin dogma ay-
'filioque'
nhgi gibi grunyor, Hlsa
sorunu, iki kilise arasmda atima
kadar, birlegme de sz konusu olunca ortaya ikmahtadir.
Btn bu grnmn ve aynmm digmda; Katolik kilisesi byk bir
dnyev kuyvettir. Roma'daki papanm yanmda en gl rahib-kardinal
olan bir devlet sekreteri vardir. Aym zamanda digigleri bakamdir. Vati-
kan'm her yerdeki temsilciliklerinigryoruz. Bunlara 'ambassadeur'
de-
'nuncius

gil, apostolicus' denir. Bir yerde kordiplomatigin bagmda


yer
ahrlar. Btn dnyada yatinmlan olan, bankalan ve btn dnyada
emlki olan, hayir kurumlan, pmpaganda misyonlan, saghk kurumlan
vs olan bir tegkilttir Vatikan. Kiliseye renk nk insanlar bagh. Conclau
(Kardinal Meclisi) toplandiginda Afrika zencisinden, Hintli kardinal-
den, inlive JapondanGney Afrikahya, Amerikahya kadar, hepsi ora-
184 dadir ve bu bir btn dnyadir aslmda. Buradaki hiyerari belirlidir. Bu
hiyerarginin iinde insanlarm dereceleri belirlidir ve bu btn kalabah-
gmyaptigt her i; Vatikan'm denetimindedir. Ka kurug ahrlar? Ka ku-
rug sarf ederler? Nerede ne ige yatirim yaparlar? Nasil hayir yaparlar?
Burdann hepsi Vatikan'm bilgisi dahilindedir ve btn dnyada muaz-
zam bir misyon tekilts vardir. Bu da Vatikan'm bilgisi ve ynetimi al-
tindadir.
15-16. asirdan beri btn dnyanm dillerini grenen ilk byk filo-
loglar Katolik rahibleridir; nereye hangi dili bilen adam yetigtirilecek, bu
plnlanu. Mesel, Paris civarmda Manse'da bir Benedicten manastin
vardir. indekiher bir rahib birinc smif filologdur; nadir Kafkas dille-
rinden, inceye kadar bilen insanlardir.
Katolisizmde bir zerk yapi var gibi grnr. Yamlticidir, Bakarsak
Afrika'daki kilisede yerel detlerin, tamtam almak gibi, yerel eski pa-
gan detlerin gya yne sokuldugunu gryorsunuz. Ama hibir gekil-
de o bir muhtriyeti ifade etmez; itikatta ve duada, her gey Vatikan'm
bilgisi, msaadesi, anlayigi nisbetinde olmaktadir. Dpnn ki, II. Dn-
ediliyor-
ya Savagt sonrasma kadar, bu kilisede, her yerde Latince ibdet
du; ister ganghay'da, ister Bavyera'da, ister spanya'dabir kiliseye gidil-
sin, (Latince) aym dilden ibdet ediliyordu. Ancak 1960'larda mill dille-
re msaade ettiler. stisnasibunun, SarkKatolikleriydi.Yani Ermeni-Ka-
tolik, Sryari-Katolik, Marun, Kobt-Katolik gibi daha ok Osmanh m-
paratorlugu'ndaki Katolik kiliseleri ile Roma'daki papa, kendi dillerini
kullanma konusunda daha evvelden anlagm19t1.Onlar kendi dillerinde
ibdet ederlerdi; begendikleri adami da patrik o1arak Roma'nm tasdiki-
ne sunarlardt; orasi da tasdik ederdi. Ama bunun digmda Roma her ge-
yi kontrol ederdi, halen de yledir. Gya mill dillerle ibdet ediliyor ve
yerel din nderlere itimat ve saygi gsteriliyor; hibir zaman Cracovv
Bagpiskoposluguna bir italyan tayin edilmiyor; byle bir gey sz konu-
su degil, ama gene her gey o dnyamn iindedir ve bu monolitik byk
bir messesedir.
-

JIalbuki Ortodoks kilisesi iin byle bir renklilik ve g sz konusu


degildir. Ortodoksinin yayildigi alanlarda grecegiz ki, idar ynden de,
itikat ynnden de, dil ynnden de, hiyerargi ynnden de ok byk
farkhhklar vardar Bugunk Ortodoks kilisesinde belki bir tek standart
unsur vardir; bir tek renk var<iir; o da Hellenizmdir. Yani bu kilisenin, bu
itikata sahip olanlarm bir blinnde Yunanhhk ve Yunan dili hkimdir.
Bu bir gerektir. Grngte Ortodoks kilisesi dnyev iktidarla, siyaset-
le Katoliklerden daha fazla ugrapiyor gibidir. Grngte diyorum; Kato-
likler siyasetle daha az ugragnuyorlar, ama onu rtyorlar, daha kozmo-
polit bir grnmleri vardir. Halbuki Ortodokside bir Hellenizm, bir
Hellen ulusulugu, Hellen rengi sz konusudur. Nitekim Kuds Katolik
Grek (daha dogrusu Arab Katolik) kilisesi bagpiskoposu Luffi Iaham,
Rum-Ortodoks kilisesinin tamamen Hellenlegen ve Hellenlerden bagka 185
kimsenin patrik ve din adami olamadigi, oysa asil mminlerin Filistinli
Arablar oldugundan gikyet eder (Hoffnung auf eine Oekumene in Jeru-
salem, Luthe Verlag, Kln 1985, s. 10).
Herhangibir Ortodoks din adamma rastladignuz zaman; isterse daj-
daki manastirm basit bir kepigi olsun, isterse bir metropolit olsun, biraz
konugtugunuz zaman, Katolikleri; kryptopopist, yalanct, paparun zayif
imanh mensuplan olarak itham eder. Dahasi var; "Btn bu Hiristiyan-
hktaki blnmeler, bu samahklar, Amerika'da ikan mezhebler, bu Ye-
hova Sahitlerigibi manasizhklar, Katolisismin gnaludir, blnme bu
Katolikliklebaglamigiar ve devam etmektedir, sebebi Katolisizmdir," der.
"Ortodoksluk ise, hibir zaman blnmeyen, gl tek kilisedir, itikat-
tir," der. Fakat tabi bu ashnda Ortodoksi iin hi dogru olmayan bir g-
rgtr.
.
Bir kere itikat ynnden alahm, Hiristiyanhm ilk byk konsl
(Nicea) Iznik'tetoplandi (325yih). Orada bir blnme baglamigtir. Rahib
Arius ikungtir; Arius'un fikirleri ve ilhi teslis zerindeki ok maddeci
grgleri kabul edilmemigtir ve aforoz edilmigtir ve Arianizm bylece
Kuzey'deki barbar kabileler arasma itilmigtir.
431'de Efes Konsl'nde, Nasturlerle henz degil ama, stanbul pat-
riki Nestorios ile, akidesine kargi olantar arasmda kavga ikmigtir. 451'de
Khalkedon'da ise, Antakya ve skenderiyepatrikleri, sa'dakiulhiyyet-
le, Tann'daki ulhiyyetin aynlamayacagim, ikisinin bir oldugunu ileri
srmglerdir; yani grnen Isa dpedz Tann'mn kendisidir. Bu grg
etti-
ve inanel o zamanki Ermenistan kilisesi ve skenderiyekilisesikabul
reddetmesine ragmen tutunmuytur. Bu aynhktan, bildi-
giiin, konsln Misn'daki Kobt kilisesi (veya Kabt kili
giniz gibi, Ermeni43mgoryen ve
sesi, bizdeki Kibt kelimesi yanhp kullamhyor, ingeneler iin diyoruz)
Kibtiler ashnda Sark dillerinde Misn'daki Hiristiyanla-
ortaya iknugtir.
ktsnudir bunlara bugnk bir Ortodoks rahip, bir Yu-
rm nemli bir ve
nanh veya Rus rahip monophysist diye kmseyerek bakar. Hem kili-
ad-
senin resm doktrininde, hem de halk arasmda bu monofizism diye
Iandmlan inanca ve monofizist kiliselere kargi bir yabancilagma vardir.
Yani kilise tegkiltlan, detleri itibariyle Ermeni-Gregoryenin, Rum Or-
todoksun, Misir Kobtlarmin arasmda bir yakmhk var gibi grnyorsa
da bir ayrihk ve aralannda didigme de vardir. Sonra Misir Kobtlarmdan
da; Habegistan Kobt kilisesi aynldi ve Habey kilisesi 1960'tan beri ms-
takildir. Birbirleri ile de anlagmazhk iindedirler. Mesel Kuds'teki mu-
kaddes yerleri nasil paylaacaklarmi bilemiyorlar. Araya srail'i koyu-
yorlar. srail,hem Habeglerie lyi, hem Misn'la iyi gimdi; o da ne yapaca-
gimbilemiyor iinde yer alamaymca byk kilisenin. Kamame kilisesi-
nin damina manastir kurmug Habegler. Sonra tabi Sryan dedigimiz
kilisenin aynhga sz konusudur ve nihayet 431 Efes Konsl'nden beri
186 Nasturler de, yine sa'mn ulhiyyet-i selsedeki yerine ynelik bir m-
nakagayla stanbul patrikinden aynlmiglardi. 451'de Bizans'tan ayrilan
monofizist kiliseleriise, bu adla degil, anti Khalkedon diye adlandirmak
gerekir.
Demek ki; Ortodoks kilisesi itikat bakunmdan bir birlik iinde degil
ve Katolisizmle Protestanizmden ok evvel blnmelere ugramig bir ki-
lisedir.
kincisi,bu kilise dogrudan dogruya dil ve hiyerargi bakirmndan b-
lnmgtr. Bugn dnyadaki Ortodoks kilisesinin durumuna baktigt-
ruz zaman bunu grrz.
Simdinormal olarak Hiristiyanhkta bagmdan beri beg tane patrik
vardir. Patrik dedigimiz, aslmda yalruz blge piskoposlan arasmda n-
de gelenleridir. Bunlar Roma, Istanbul, Antakya, Kuds ve Iskenderiye
patrikleridir.
Roma dedigim gibi bu be patrik iinde protokolde nde geleniydi.
mparatorIustinianus da bunu byle tamrdt o zaman. brleride yine
byk patriklerdi. Bu en byk beg piskoposun iinde stanbulhari, di-
gerleri;yani Roma, Antakya, Kuds ve skenderiye,Hiristiyanhgm ne-
yet ettigi, St. Paul'un ve St Pierre'in kiliseler kurdugu, ilk cematleri
olugturdugu, apostolik piskoposluldardir; yani havarilere ait episkopal
makamlardir. Bunlarm iinde sadece stanbuYun bu vasfi yoktur. n-
k, stanbulbildiginiz gibi, Huistiyanhm ilk dnemlerinde kilise kuru-
lan, St. Paul'un veya St. Pierre'in gelip cemat kurup, vaaz verip, ahli-
yiiniana davet ettikleri bir yer degildir. Su ok ilgintir. Yani Ankara'nm
mesel mukaddes bir yer olmasi mmkn; nk St. Paul bu blgede
Galatyahlara hitaben vaaz verdi ve Yeni Ahid'in, yani ncil'inbir bl-
mnde, Galatyahlara Mektop diye bir epistula
yer aldi. Su bakundan
Ankara'ya da ugramt; olabilir. Du blge Hiristiyanhk akaidinin, inanct-
edildigi blmlerden, yerlerden biridir. Korinth byledir, Sel-
- nm vaaz
nik byledir, Efes byledir, Antakya byledir; ama stanbuliin bu sz
konusu degildir. Istanbul dogrudan dogruya Konstantin devrinde, B-
yk Roma mparatorlugu'nunve artik Hiristiyanligm resmen tanmdigi
ve Theodosius'tan beri de resmen din oldugu, bir imparatorlugun bag-
kenti oldugu iin oradaki piskoposa da patriklik izfe edilmiytir.
'primus
Eu patriklerin iinde, Roma kilisesi nce geliyor, bir tr inter
pares.' Roma ayrildigma gre, bugn geride drt tane patrik var. Orto-
doks kilisesi de bu esasa gre blnmgtr. Antakya Patrikligi sz konu-
sudur, Kuds Patrikligi sz konusudur, stanbulPatrikligi sz konusu-
dur, drdnc skenderiye.Fakat bu skenderiye'dekipatriklik, biraz
nce szn ettigim Kobt kilisesi degildir. Kobtluga, yani monofisizme
gemeyen, Grek-Ortodoks inanca sadik kalan, Misu'daki ok az say1da-
ki Yunanca konu.gatunbagh oldugu bir patrikhanedir; elan vard2r Bir za-
nianlar Iskenderiye en kalabahk Hellen gehriydi. Simdinfuslan ok
azaldi. 187
Demek ki, bu drt patriklik vardir. Bunlar birbirinden mstakildir
grngte. Ashnda iligkilerine Ortodoks inancm ve Hellenliligin getirdi-
gibir bag egemendir. Du drt patrikligin daireleri bellidir. Antakya, aga-
giyukari.bugnk btn Suriye-Lbnan ve Antakya ve Hiristiyanlann
bulundugu Kilikya ve yukan Mezopotamya'yi kapsiyor. Iskenderiye
Patrikligi ise, gya btn Afrika'y1ieriyor. Kuds Filistin'le ilgilidir, sa-
dece Filistin, yani srail ve rdn'nbatisiyla simrh bir dairedir ve is-
tanbul Patrikligi dedigimiz zaman da gya dnyamn diger blgeleri
'g-
zerindeki bir ruhan rgt sz konusudur. Tabi bu geeig alan iin
ya' deyimini kullanmak gerekir. Fakat bu patrikliklerin digmda, auto-
cephai dedigimiz zerk kiliseler vardir. Bunlar Kibns, Yunanistan, Bul-
garistan, Romanya, ekya,Polonya, Rusya, Rusya'nm iinde Grcistan
ve Sina kiliseleridir. Sina dedigimiz yer, bir cograf mekn degildir; sa-
dece dagm etegindeki St. Catherine manastmdr. Bu ayri bir cumhuriyet
gihidir ve autocephat bit kilisedir. Butlann r.etinde dusmak gerekit.
Byk patriklikten, stanbul'daki patriklikten Yunariistan kopmug-
tur. nkYunan ayaklanmasmdan hemen sonra, bu kilise bir kere mil-
li simrlan itibariyle ve Ortodoksinin tek hr blgesi olarak ayrihmytir.
Bulgaristan ise, hepinizin bildigi gibi, 1840'larda akan bir mcadele ile
1870'te aynldi. Hatt, birtakun Bulgarlar, artik bu Fener Patrikhanesi'nin
zulmnden kurtulahm diye, Katolik olmaya kalkmiglardir. Osmanh h-
kmeti l870'te Bulgar kilisesinizerk bir kilise, eksarhhk olarak tarumig-
tir. Fener ise, bu zerkligi tammanugtir. Ancak II. Dnya Sava1'ndan
sonra, Fener, Bulgar kilisesinin autocephal oldugunu ltfen tammigttr.
Aym.gey, Bulgarlardan biraz evve1Romanya kilisesi iin sz konusudur.
ekyave Polonya'daki Ortodokslarm ise, bizim Osmank Hkmeti ile
veya Fener Patrikhanesi ile bir ilgisi yoktur; onlar dogrudan dogruya
Rusya kilisesi kargismda, autocephaldirler. Finlandiya Ortodokslart ise,
yakm zamanda dogrudan stanbul'abagland11ar. Karelya ise elan Mos-
kova'mn sahasmdadir.

Osmanh hkimiyeti dolayisiyla daha nce kazandigt (3. kumenik


Konsil'de) autocephalie perinlenen Roma Ortodoks kilisesiise Kibns'tir.
nkbBdiginizgibi,Xibns'tal<i cematin dnyev yneticisi olarak da
Osmanh hkmeti oradaki episkoposu tamnuptir; o hem ruhan liderdi,

Suyakmlarda Estonya'daki kk Ortodoks cemat byk grltyle Moskova


Patrikligi'nden kopup Feneste biat etti. Bu olay da Moskova ve Fener'in arasun
att.
hem vergileri toplardi, hem idar igiere bakardi ve Demosgerentos deni-
len halk prasmm bagkamydi. Bu Osmanhlar ile gelen bir zerkliktir ve
o yzden de Kibns adasmda biz.ekildikten sonra da, ngilizynetimin-
188 de de ve sonra da bu usul devam etmigtir ve o yzden de Makarios'un
hem kilisenin bagi, hem de cumhurbagkam olmasi bu durumun yaratti-
bir olay olmuytur.
gi
Antakya Patrikligi ise, yakm zamanlarda (Grek Ortodoks diyemeye-
cegiz artik, nk Grekligini birakmigtir) Arabca kullanmaya baladi.
Ortodoks, Arabca kullanan ve merkezi de Antakya'dan ain'a giden bir
patrikhanedir. Antakya'da eski patrikhanenin kilisesine devam edenler,
deta yirmi kigi kadar tutan bir slledir. (O yzden de artik kilisenin
harem kisnu biraktlnug, hepsi birbiriyle akraba oldugu iin kadm erkek
aym yerde, apagi tarafta ibdet ediyorlar. Sarkkiliselerinde de, biliyor-
sunuz kadinlar tipki camilerdeki gibi yukanda, kafesli yerde ibdet
ederler. Eski devirlerde Bati'da da yleydi. Yani ilk nce ayn oturdular,
imdi kangik oturuyorlar.)
Demek ki, byle bir blmlenme sz konusudur. Bugn iin en kala-
bahk Ortodoks kilisesi Rusya kilisesidir. Rusya 9. asirda Hiristiyanlay-
migtir. Bizans kanunlanru almigtir. Fakat kilisede pek kisa sre hari hi-
bir zaman Rumca kullam1mamigtir. Daima eski Slovince ibdet edilmig-
tir ve ashnda Bizans, diplomasi ustast olarak bu kilisenin diline de karty-
maruptir. zellikle 15. asarda, stanbulfethedildikten sonra ise Rusya,
artik kendini Ortodoksinin merkezi, hmisi olarak takdim etmigtir dn-
yaya ve bu kilisenin Fener'le idar, mal ynden ortak tarafl yoktur Hi-
bir gekilde de yoktur. Ortak ynleri liturji, yani ibdettir. 17. asirda
Romanovlar zamanmda, Rusya kilisesinin bagmda olan Patrik Nikon
btn din metinleri, ibdet geklini ve hiyeraryiyi gzden geirmigtir.Ol-
dugu gibi Bizans'm liturjisini, yani burada kullamlan ibdet eklini, du-
alan, hiyerargiyi aynen Rusya'ya kabul ettirmigtir. Tabi kabul ettirmek
kolay olmamitir, byk kavgalar ikuugtir o devirde. Storoverts denilen
eski inan sahipleriile, yenilik taraftarlan arasmda ok kanh kavgalar ol-
mugtur. Yani biz parmakla m1 istavroz akanrtz, iki parmakla mi, gu
duayi mi ederiz, diye millet blnmgtr. nsanlar atege gitmiglerdir
inatlan yzunden, katlim olmurtur; bir kismi da biliyorsunuz, bizim
top aklatimiza sigmmigtir o zaman. Dogu Anadolu'da, Marmara civa-
nnda Malokan denilen, bu eski inanct saklayan Ruslar vardi, yani Os-
manh mparatorlugu'nasigmmiglardi o kavga strasmda.
Demek ki, liturji ve dogma bakunmdan iki kilise birbirine egitlenmig-
tir; yani grngte, herhangi bir Rus'un, Atina'da bir kiliseye gidip dua
etmestade itikat ve ibdet baktmmdan bir sakmca yoktur. Aym geyleri
Y1manca dinleyecektir Fakat iki kilisenin idaresi arasmda byk fark
vardir. Syleki; Byk Petro, Rusya kilisesinin ynetimini, yani Mukad-
des Sinodu tamamiyle devletin denetimi altina alnugtir. ar,Prokurator
denen bir sivil memur tayin ederdi ve Sinodu o ynetir, patrikten ok
onun sz geerdi. Bu memurlarm en korkunlarmdan biri de biliyorsu-
nuz, HL Aleksandr'm hocasi Pobedonovtzev'di. Tarihteki byk aniise-
mitlerdendir. Rusya'da Yahudi pogromlarnu tertipleyen, sadece Yahudi-
189
leri degil, Mslmanlari vs'yi de topraklarmdan srdrten, Bagkirlarm
topraklarmi aldirtan, panslavizmin teorisyenlerinden, gayet reaksiyoner
bir adamdl.
Rusya kilisesinin btn dnyadaki emlki ve ynetimi de farkhdir.
Yani mukaddes topraklarda da emlki ve topraklart brlerinden ayn-
du, hi kimse, hi kimseninkine karigmaz. Bu iki Ortodoks kiliseden bi-
risinin dili Rumcadir, birisinin dili Rusadir. Birisinde Helenizm hkim-
dir tekinde kendi Slavizmi, kendi Rusulugu hkimdir, Yani bunlar
idax, mal ynden ayn kiliselerdir. Rus kilisesi l917 devriminden sonra,
ikiye blnmgtr; Paris'te srgndeki Rus kilisesi kurulmuytur, sonra
New York merkez seilmigtir. br ise, Stalin devrinde pek sesi ikma-
yan, ama IL Byk Savag'tan sonra restore edilen, bildiginiz Mosko-
va'deki patrikliktir. Bugn iki Rus kilisesi vardir. Du da ok mhimdir.
Mesel, IsraiYdeki Rus kilise emlki ikiye blnmgtr. 1948'de kurul-
duge zaman sraildevleti; Rus kilisesinin oradaki topraklarmi anlagma
sonucu, Sovyetler Birligi'ne yani Moskova kilisesine vermig. Fakat 1967
savagmda iggal ettigi Filistin, Seriavadisindeki Rus kilise topraklanm ise
vermemig Sovyet kilisesine. Oras! New York'a bagh ve ikisinin de hiye-
rargisi, rgutii ayridir. Demek ki, byle bir blnme de sz konusudur.
Bu gibi blnmelerin digmda Kibns, stanbul'dakiPatrikhane, Yuna-
nistan kilisesi, Sina, Kuds Patrikligi ve skenderiyeRum Ortodoks Pat-
rikligi arasmda kugkusuz ki, organik bir bag vardir. Bunlar Yunancayi
kullamrlar liturjide ve rahipler hepsi aym kaynaktandir. Yani Kuds'e
gittiginiz zaman Peleponezli, Selnikli insanlan grrsnz, skenderi-
ye'de aym geyi grrsnz. K1bns'taki kilise mensuplan ise ora halkm-
dan daha ok, ama yine bunlarla bir iligkisi var, Rumca konuquyorlar.
Dolayisiyla bir iletigim sz konusudur. Bizim Fener'deki patrikhanenin
kmeniklik (niversal)vasfmi burada artik tartigmamn yeri gelmigtir.
Patrikhanenin, bu yerlerin hibirisinin zerinde sz hakki yoktur. Hatt
Yunanistan, Albaylar Cuntasi devrinden beri, Patrikhane artik bizim
topraklanruza tagmsin demektedir. nkorada hibir gey yapamiyor,
ok kuvvetsiz, Yunanistan'a tagmma zamam gelmigtir demektedir. Ama
tagmm1yor; tagmmamasiiin de bazisebepler var. Sebeplerden bir tane-
si Trkiye'deki Ortodoksinin, Yunanistari'la o kadar da halhamur ol-
maya niyeti olmamasidir, ok kipinin sandigmm tersine. Ananenin, tari-
h gelenegin tesiriyle, kendisiyle Kk Asya'daki ve Bizans'm kalmtisi
bir zmre oldugunun bilincinde ve onu temsil ediyor.
Bu patrikhanenin kontml ettigi, dnyadaki merkezlere gelince; hi
samldig1 kadar ok degildir. Amerika zerinde kontrol vardir. nk
Amerika'daki Rum Ortodoks Kilisesi, agtocephal degildir, dogrudan
gya Fener Patrikhanesi'ne baghdir. Avustralya iin de aym gey sz ko-
nusudur. okdaha ilgin bir durum patrikhaneye bagh Finlandlya'daki
190 Ortodoks kilisesidir. nkFinlandiya'daki Ortodokslar ashnda Rus-
ya'ya bagliydilar. Fakat 1917 ihtilli olunca hem Sovyetler'den koptular,
hem de zaten Rus kilisesinden koptular. Onun iin 1923'te, gayret gste-
rip zerk olarak Fener Patrikhanesi'ne bagland11ar. Dolayistyla Fener
patrikinin gya orada bir sz hakki vardir Igte buradaki bu Okmenik
Patrikarya'nm btn nfuzu budur. Sayahm gimdi: Trkiye'deki 2500
Rum Ortodoks, Avustralya ve Amerika'daki bir milyonu agkm kipiyle,
Finlandiya'daki yirmi bin kipi. Hepsi budur. Fenerin btn beynelmilel-
ligi, ruhan alam bundan ibatfir. stelikKuzey ve Gney Amerika'da-
ki Ortodokslarm kendi bagma buyruktugu ve Fener'le atigmalan ma-
lumdur.
Patrikhanenin Amerika ile iligkileri son derece ilgintir. nkAme-
rika zengin bir memleket; Amerika ok egitli insanlarm bulundugu bir
memleket ve Amerika byk asimilasyon, yani erime problemlerinin
bulundugu bir mernleket. Bugn iki milyon Amerikan Rum-Ortodoks-
lanmn bir kismt; bizim stanbul'lane ilgimiz olabilir, Yunanistan'a bag-
lanahm diyorlar. Bir k1smi ise, "Allah aykma biz bir Kuds, bir skende-
riye kadar da degil miyiz ki, Allah'm yarattigi bu yeni kita stnde niye
ayn patriklik olmayahm?" diyorlar. Byle mnakagalar var ve Orto-
dokslugun det ve rf orada ok degigik. Mesel, ben Amerika'da bazi
Ortodoks kiliselerinde dpedz sira kuruldugunu, bankta kadm erkek
kangik oturdugunu grdm ki, bu diger lkelerdeki kiliselerde olacak
bir gey degildir. nk,Ortodoks kiliselerinde ayakta durularak ibdet
edilir. Yani her gey degigiyor, orada Yahudilik bile degigiyor. Reformist
sinagoglar ikmigtir. Amerika garip bir lke ve bu garipliklerden Orto-
doks kilisesi de payim ahyor. Ashnda Amerika'daki bagpiskoposlugu
Venizelos kurdurmuytu ve bir mddet Yunanistan kilisesine bagh olarak
devam etmigti. Fakat ondan sonra Venizelos'un hempehrisiolan oradaki
bagpiskopos, stanbulFener patrigi olunca, birdenbire Trkiye'ye bag-
landilar. Trkiye'de de o zaman, mbadeleye ragmen tahminen iki yz
bin kadar Rum-Ortodoks yagiyordu. Amerika da Turkiye'ye bagh alsun
dediIer, hepinizin bildigi gibi, Athenagoras da aslmda, Amerika'daki
Ortodokslann bagpiskoposuydu. Yunan kilisesinin; Yunanistan, ABD,
Turkiye arasmaki iligkilerinin ok iyi oldugu bir zamanda, IL Dnya
Savagi'ndan sonra, patrik olarak Fenefe gelmigtir.
Bugn iin Yunan kilisesinin artak Fener zerinde etkisi yoktur ve ay-
m gekilde Fener'in de Amerika zerinde etkisi yoktur. nkABD, son
derece byk nfuz mcadelelerinin, kavgalann, anlaymazhklann, ha-
reketlerin oldugu bir dnyadir
Ortodoksi ashnda bugn, Katolik kilisesinin aksine diinya zerinde
etkisi olan bir din, bir kilise degildir. Daha ok kendi mill bnyesi
iine
kapannugtir. Bu kapamklihk teoloji bilgisinde, ruhanlerin 11gi ve bilgi-
sinde de grlr. Osmanh mparatorlugu'nagelen ngilizseyyahlardan
biri 1830'lania, Fener'deki Patrik cenaplariyla konugtugu
zaman, hayretle 191
onun 'Canterbury bagpiskoposuvun kim oldugimu, ne grev grdgn
bilmedigini' mgahde etmig (biliyorsunuz Canterbury bagpiskoposu,
Anglikan kilisesinin en yksek rtbeli rahibidir). C. B.Elliott, Travels in the
Three Great Empires of Austria, Russia and Turkey, c.1, 1838, 230. Demek
s.
ki, Rum-Ortodoks kilisesinin daha o tarihlerde dnyadan tecrit edilritig-
bir hali vardi. Dnyadaki H1ristiyanhk ve din1erin duremu hakkmda da
fazla bilgileri yoktur ki, bu durum misyoner faaliyetin olmadigmi da gs-
terir.
Vakia bugn Yunan kilisesi (daha dogrusu ABD Ortodokslart) biraz
misyoner faaliyetlerde bulunuyor ve Afrika'da yirmi bin kadar kipiyi di-
ne kazandirdiklarmi sylyorlar ise de; Afrika'da Katoliklerin, Protes-
tanlann ve Arab parasiy1a ahgan Mslmanlarin yaptiklan misyoner
faaliyet yanmda, devede kulak bile degildir.
Bu mill kiliselerde bugn durum aslmda nedir? Arnavutluk'taki Or-
todoks kilisenin autocephaiie'sinden sz etmek mmkn degildir, n-
k ok cidd bir laik lkeydi. Arnavutluk ateistti ve din kurumlaymala-
rm durumu malumdu. Yunanistan kilisesindeki hiyerargi daha ilgintir.
1950'lerde rahiplerin drtte biri okuma yazma bilmiyormug. Ama Yuna-
nistan'da
papaz dediginiz zaman, yle din bilgisi kuvvetli ve Katolikle-
rin ky papazi gibi, kendini cematin digma
ve stne ekecek bir adam
dgnmeyin. Ky papazi marangozluk yapar, domates yetigtirir,evlidir.
Kyn din i.91erinebakan bir adamdir. Hatt bizim ky imamlarmdan
bile daha dnyed bir hava iindedir. stanbul'daki Ortodoks papazlan
da Yunanistan'dakinden daha farkh bir egitim ve yagayag iindedirler -
lerinde bayagi bilgili olanlan vardu. Bu egitimden ileri gelmektedir. Ya-
km zamanlara kadar Fener Patrikhanesi'nin egitim merkezi, hepinizin
bildigi gibi, Heybeliada'daki seminerli ve Ortodoks dnyasi iinde ta-
nmm1pt1. Yunanistan'da ise teoloji sivil fakltelerde yapilmaktadir, yani
aynen bizim ilahiyat faklteleri gibi. Bu yzden Almanya'ya gidip egi-
tim gren laik ilahiyatilar Yunan kilise mnsuplarmdan daha ok tani-
mr. Yani laik teolog grubu dogrudan dogruya Alman egitimli. Mesel
Rus kilisesinde dunim daha degigikti. Orada, ihtillden evve1Kiev'deki
Ruhban Akademisi'nde, Varpova gibi yerlerde yetigen papazlar vardi ve
bazilan da iyi filologdu.
Rum-Ortodoks kilisesinde Yunanh ruhbanm ve .Yunan dilinin kesin

*
Son birka yildaki geligmeter ilgin sonulara sebep olacak gibidir. Arnavut-
luk'ta Ortodoks Hiristlyanlar, Amavut olmaya nu, yoksa Ortodoks almaya
nu
agirhk verecekler grecegiz.
hkimiyeti vardir Du yzden Ortodoks inanca mensup sir etnik grup-
lar bir memnuniyetsizlik iindedirler. Yani Suriye-Filistin'in Ortodoks
Arablar1; Arabcamn kullamlmamasi ve Arab asilhlarm hiyerargide terfi
192 edememesi yznden sogumuglardir bu kiliseden. 19. yzyildan beri
Rum-Ortodoksinin yamnda Grek-Katolik kilisesinin glenmesi bu yz-
dendir. Grek-Katolik kilisesinin Gmklikle alkasi yok. nkArabca
kullanlyor, ama besbelli ki, Ortodoksluktan kopan bir cemattir. Kuds
Patrikligi'adeki Ortodoks manastarlari artik bombogtur. Buna ragmen
Yunanhhk Rum-Ortodoks kilisesinin vazgeemeyecegi bir unsurdur.
Mesel, Yunanistan'da Aynaroz manastirlanm ele alahm. Burada birok
manastir vardir; Bulgar, S1rb, Rum, Rus vs. Ama bunlar da bogahyor.
de Yu-
nkBulgaristan'la Rusya'dan artik rahip gelmiyor, gelenleri dolayisiy-
Balkan Pakti
nan hkmeti sokmuyor. Maregal Tito'yla bir ara
la anlapilmipti ve Sirb manastirlarma rahipler geliyordu. Fakat Aynamz
artik beynelmilel vasfru kaydediyor, sratle hellenize oluyor. Simdi bu
kilisenin Osmanhlar dneminde geirdigi evrime kisaca ve ana hallan
ile bakahm. nkOsmanhlar devrinde Ortodoks kilisesi iin Copkun
ok'uniki konferansi vardir.' Ben burada bazi noktalari vurgulamak
istfyorum.
Ftih stanbul'ufethettikten sonra, protokolde Ortodoks patrik1erine
tarihte gsterilmeyen bir yer vermig, iltifat etmigtir Gennadios'u tayin
ettigi zaman (bizim tarih kitaplanmizm tekrariadigt gibisadece Katolik
dgmanhgmdan degil. Latin dpmam olmayan ruhan yok o zaman Bi-
zans'ta. Metropolit Bessarion Katolik taraftariyd1, birlegme taraftariydt,
Floransa Konsl'ne gitti, kaldt orada, kardinal olda. Bizans'm son pat-
rigi M. Athanasios, Cennadios'tan daha fazla Latin ve Katolik dgma-
mydi. Ama onun hayati fetihle bitti. Burada Ftih'inbagka bir politikast
vardir. Gennadios aym zamanda siyas muhalefetin gzbebegi olan ve
etmeyi
kitlelerin ok tapmdtgi bir din adamiydi), Ftih bundan istifade
Pammakaristos Kilisesi'ydi. Fakat 16.
dgnd, lk patrikhane o zaman
asirda, bugnk yerine, Aya Yorgi Kilisesi'ne (Fener) geiyor. Fener as-
hnda eskiden beri Bizaris patrikhanesinin bulundugu, Rum aristokrasi-
sinin bulundugu bir yer degiL Sonradan olmuy. Osmanh devrinde Bi-
zans'taki durum yeniden restore ediliyor. Yani Bulgaristan, Romanya
JEflak-Bogdan), Sirbistan, tabi btr Yunanistan stanbul'dakipatrikli-
ragmen nastl
ge baglamyor ve patrik birinci dereceyi ahyor. Fakat buna
oluyor da, Bulgar, Romen, S1rph,Osmanh devrinde Fenet Patrikhanesi'nin
ynetiminde ibdet ve egitimde Rumca kullanmak zorunda oldugu halde
bu milletler kendi dillerini koruyabiliyorlar? Osmanh idaresinin burada

dizisinde ve IIL Askeri Tarih Semineri'nde, 1986,


* TTK Atatrk konferanslan
Ankara.
YaniBulga-
en nemli yam, manastirlarin otonomisini tanump olmasidir.
ristan'daki (Rilo Manasttr1) gibi Sirbistan'daki manastirlar, rahiplerin ye-
tigtigi yerlerdi ve burlara mal zerklik, vergi muafiyetleri tanmmig. Me-
sel, Kral $igman bir berat vermig Rilo Manastm'na, bizim sultanlar he- 193

men onu yeniliyor ve devamh hediyeler veriyorlar. Dolayisiyla, Hellen


asilh olmayan Ortodokslar kendi manastirlarmda egitim grmek, aray-
tirma yapmak, parlalarmi toplamak, ktphanelerini kurmak, gelen hal-
k1 egitmek gibi grevleri rahata yapabiliyorlar. Manastirlarm her biri
bir hac yeridir, orada halkm gelip gecelemesi sevaptir. Geliyorlar, Ara-
hiplerin hikyelerini dinliyor, telkinleri altmda kahyorlar, hediyeler ve-
riyorlar. Manastirlara Osmanh politikasinm bu zerkligi gstermesi, Fe-
nerrin btn stnlgne ragmen, Slavlarm hellenizasyonununnlen-
mesinde etkili olmuytur. Nitekim Bulgar tarih ve dil aragtirmlarma,
Sirb tarih ve dil aragtirmalarma nclk eden simalarm bagmda rahiple-
rin gelmesi tesadf degildir.
Fener'de idar ynden pek fazla bir degigiklik olmamigtir. nk
yz elli dokuz patrigin Osmanh devrinde yz begi azledilmig, yirmi ye-
disi istifa etmig, bey alti kipi de birka kere azledilip, yeniden tayin edil-
mig. Bunda Bbili'nin politikasi kadar, cemaatin iindeki itigmeler,
menfaat atigmalan, gruplagmalarm dabyk rol var ve Osmanh dev-
rinde gerek patrikhanenin, gerekse Bbil'nin en byk problemlerin-
den birisi, Rum metropolitlerinin blgelerindeki tarz-1idaresi olmutur
ki, bizzat reaya ok gikyet etmigtir. Sik sik burlarm ma1 yolsuzluklart
vs iin tedbirler dgnlmektedir. Htt 1849 yllma ait bir fermanda da
(H. 1265) Rum metropolitlerin islah-1 ahvl iin patrikhanede bir meclis
teykiline dair emir var.
Genel Islahat Fermani'ndan sonra 1279/1859-60 M Rum Patrikhane-
si'nin islahi zimmnda, patrikhane-i mesture'de toplanan bir komisyon;
nas11patrik seilecek, meclisler nasd aligacak diye bir nizmnme hazir-
ladi ve bu arada 117 adet metropolitlik isim be isim tesbit edilmigtir.
Rum Patrikhanesi'nin ve metropolitterin, bazen dinler aras1meseleler i-
kardig1 bilinmektedir. 19. asmia, en byk olay da antisemitizmdir. Sik
sik igneli fia hikyeleriyle Rumlar, gikyet ediyorlar YahudilerBablli'ye:
"Bunlar ocuk kesiyorlar, igneli fiadangeiriyorlar,hamursuza katiyorlar
kamm," diye ve muhtelif fermanlarlabyle sama davalarm dinlenmeme-
si iin kadilara ferman1ar veriliyottlu. Bunlardan en byk ve grilltls
de yine 19. yuzyil sonunda zmir'de almugtur. Tarih ve Toplum'da, Esth er
Benbassa bunun iin uzunca bir makale yazdi (Tarih ve Topium, say1 30,
1986). Genelde her Pesah'ta Yahudilerin Rumlarm hcumuna uamasuu
da Elliott, a.g.e., c.1, s. 449'da naklediyor.
Kiliseler arasmda, zellikle bu Balkan kiliseleri autocephalie (zerk-
lik) kazandiktan sonra, mal mlk ve emlak kavgasi olmugtur. Bu bitmez
tukenmez bir davayd1 ve- aaktir ki, Sultan Hamid bu tip mnazaadan
pek gzel istifade etmekteydi. nkbu tip kavgalar ruhban arasmda
kalmiyor, bu yzden Balkan daglarmdaki komitacilar da birbirini ylyor-
lardL
ikinciMeyrtiyet'ten sonra, artik bir nevi brriyet, uhuvvet ve d-

194 zen iin ttihadTerakki tesirmdeki hkmetler, bu konuya egildi. 3 Tem-


muz 1910'da, Kiliseler Kanunu ikarihmptir Bunu uzun uzun anlatacak
degilim. Fakat bunun baghca etkilerinden birisi; bugn bile geerli ola-
cak bir saglamhk derecesinde, btn Balkan ve bu Ortadogu blgesinde
kilise em1kinin bu kiliseler arasmda taksim edilmesi ve lastasm konma-
si, hiyerarginin tesbit edilmesi, Bbili ile kiliseler arasmdaki iligkilerin
tesbit edilmesidir. Du nemli bir olaydir, kinciMeyrtiyet'in bence en
kayda deger laik icraati ve kahci messeselerinden biridir. Tabi Hami-
diye rejimi taraftarlari da bu olayive kanunu, "Ah igte basiretsizler, kav-
ga eden kiliseleri birleptirdiler," geklinde yorumlamaktadirlar. Bu yo-
rumda da tabi bir gerek payi vardit
Lozan'dan sonra hepinizin bildigi gibi, 30 Kasim 1921'de, daha evvel
Anadolu'da Rumca bilmez, Trke konuqur, Trk Hiristiyanlan temsil
eden Papa Eftim, bir Trk Ortodoks patrikhanesikuruldugunu iln etmig-
tir. 6 Arahk 1923'te, Venizelos'un dostu olan Giritli Meletios'un patriklik-
ten istifa etmesi zerine, Kadiky metropoliti olan Gogorius patrik se-
ilmigtir. 1925'te Gregorius'u tammamigtir Trk hukmeti. Trkiye si-
mrlan digmda dogdugu iin, mbadeleye tbidir denmigtir. 1925'te o si-
mr di i edildikten sonra, yerine znikMetropoliti Vasilius gelmigtir ve
patrikhane bugnk statsne ve idaresine de o gekilde oturmuytur.
Burada patrikhanenin idare tarzma lasaca deginelim: Patrik bir papa
gibi her geye karar verme yetkisine sahip degildir. St Sinod Meclisi'ne,
yani on iki metropolitten olugan ruhan meclise damsmak zorundadir
darkonularda patrikhanenin logothet denen muhasebe mdr (bu
unvan Bizans'ta maliye nazirlarma verilirdi) byk yetkilere sahiptir ve
laik idad memur zmresinin kadrosunu da o ynetir asimda. Her kilise-
nin yanmda yine laik cemat yelerinden olugan bir ephoria, yani dernek
vardir. Uyelerle birlikte, kilisenin ynetimine, vakiflarm denetimine ba-
karlar. Du teykilt yapisi, bugn iin de devam etmektedir. Kanunda sa-
yilan 117 piskopostuk, metropolittik elan devam etmektedir. Mesel Mut
diye bir yer vardir, Mersin'den geince Konya'ya dogru, orada ararsamz
bir tane Ortodoks bulamazsunz, ama o bir metropolitliktir ve Mut'un da
metropoliti vardir. Alagehir'de de (Philadelphia) aym gekilde Rum-Orto-
doks artik yoktur, ama orasi da ok nemli bir metropolitliktir. Vebu met-
opolitler patrikhane nezdinde muhtelif grevler grrler. Yani, eski hi-
yerargi elan devam etmektedir. lkemizde bugn Ortodoks vaktflar,
okullar patrikhane denetiminde degildir; her birinin kendi vakif idare
hey'eti ve kilise cemiyeti (ephoria)sorumlu makamdir ve patrikhane
Rum-Ortodoks yurttaglarm ruhan mercidir.
Tanzimat Dneminde Balkanlar'da Ulusal i
Kiliseler ve Rum-Ortodoks Kilisesi'

Osmank mparatorlugu'ndakilise deyince akla ilk nce 'Rum-Ode


doks Patrikhanesi' ve buna tabi Huistiyanlarm gelmesidogaldir. "Frenk'in
ekmegindense Trk'n kihct evldu." 15. yzyd boyu Bati ve Dogu kilise-
lerinin birlegmesine hakh olarak karyi akan bu zihniyet, stanbul'unfethi-
nin tamamlanmasiyla, imparatorlukta idar, adl, din, mal ve egitim y-
nnden imtiyazh ve diger gayrimslim tebaaya kargi son derecede ustn-
lg olan bir kurumun ortaya ikmasuu da saglamigtir. Gerektehepimi-
zin bildigi gibi, Trklerin imparatorlugu, Bizans'm yikihymdan ok n-
ce gayrimslim tebaaya Balkanlar ve Bati Anadolu'da hkmetmekteydi
ve gayrimslimlerin idaresi ynnden tarihteki diger slmdev1etierin-
de az grlen bir tecrbeye sahip olmu.ytu. Bu tecrbede Hiristiyan te-
baanm oklugu ve egitli kompartmanlara mensup olugu, Bati ile ilgisi
birinci derecede rol oynanugttr. Yani, Osmanh idaresi ve adl mekaniz-
mast, stanbul'unfethinden rtce bu nemli sorunu zmlemek ve part-
lara uyum saglamak ve birlikte yagama tarzuu kurmak yolunda daha
kurulug dneminde ahykanhk kazannugte Fetihten
.imparatorlugun

sonra; kilisenin hiyerargisinin, imtiyazlarmm ve nfuz alanmm, tesbitin-


de boyutlan bugn bile tartigilan politikanm anlalmasmm, ancak
M53'e kadar Osmanh gayrimushm cematlerinin hayatmmve idare tar-
zuun yerli ve yabanci ve Osmanh Balkan dillerindeki kayitlarm tetkiki
ile mmkn olacagi aiktir.
Gerek klsik agda, gerekse 19. yzyilda, Osmanh kiliselerinin tarihi
bu nedenle birbirinden aynlmaz bir biimde metodik inceleme ve bilgi
birikimine muhtatir. Osmanh mparatorlugu kadar diger dinlerin ve
cematlerin hayatuu bilmeyi gerektiren bir konu yoktur. Osmanh mo-
dernlegmesi de, nemli bir boyntuyla Balkanlar ve Ortadogu blgesin-
deki Hiristiyan cematlerin Batt ve Bbll kargismdaki tutumlan, reak-
siyonlannm tarihidir. okkere peginen iriandtgumzm tersine, kiHseler
Bati'yi arkalarma ahp ona tabi olarak Bbil ile atigmig degilleniir. Ba-
tt'mn etkileri, Osmanh gayrimuslimlerini de ogu zaman Mslman
muhafazakr evler kadar rahatsiz etmigtir. 17 ve 18. yzydlania Ba-

* Tanzimat'm150. YddnlimUlusfamrast Sempazyumu,25-27 Aralik 1989, T.C. Kl-


tr Bakanh Mill Ktphane Bagkanh, Ankara 1991, 5.385-388.
ti'dan gelen Katolisizmin etkileri ve 19. yzyilda Protestanhm etkileri,
klsik kilise ynetimini rahatsiz etmig ve tepki duymalarma neden ol-
mugtur. Tanzimat dnemi reformlan bir yerde klsik Rum-Ortodoks

196 Patrikhanesi'nin ve hatt Ermeni-Gregoryen kilisesinin erime tarihidir


denebilir. Bu erimenin nedeni Bati'nin din propagandast kadar, impara-
torlukta dogan yeni Osmanh dnya grg ve laiklegmeye baglayan egi-
tim ve basmdir.
Fener'deki Rum-Ortodoks Patrikhanesi, ok nceden kiliseye bagh
muhtelif dilden etnik cematlerin iinde dogan Bat1Avrupa tesirine ve
zellikle laiklegme egilimlerine kargi mcadele vermek zorunda kalnug-
tir. Nihayet, uluslagma agmda kilise gnden gne nfuz alanuun daral-
digim grmgtr. Aslmda uluslagma agmda grecegimiz ulusal kilise-
lerin dogugu ve Fener'den kopma sreci, Balkan kavimlerinin tarihinde
yatan bir eskirgtlenmeye de dayanmaktadir. Sirb ve Bulgar kiliseleri-
nin ayrilmasada bu zellik gze arpar. Her geye ragmen ulusal ayak-
lanma ve bagunstzhk sonucu, Yunanistan kilisesinin Fener'den ayrilma-
si nemli ve yeni bir geligmeydi. 1771'de Sirb kilisesinin laik din adam-
larmdan Dositei Obradovi, "Martasttrlarumz lzumsuz, insanlar aydm
bir egitim grp batddan kurtulmah ve Allah'a yle yaklagmahdir,"
'deiste'
der.1 Bu tip bir dnya ve din grg, kupkusuz S1rblarmAvus-
turya ile kuuluklan egitim, kltr ve ticaret iligkilerinin bir neticesidir.
Avusturya, Sirblarm topraklarmda yagamasuu ve egitim grmelerini bir
yerde tegvik etmigti. Gene aym dnemlerde Aynaroz'daki manastirlarda
Sirb ve Bulgar rahipleri Yunan ulusulugunun etkisi altmda kendi tarih
benliklerini de aramaktaydilar. 18. yzyil sonlarmda Hillander Manas-
tirfndaki bir Bulgar kegig, Paissij Hillanderskij popler bir slbla kale-
me aldigt Slav-Bulgar Tarihfnde, Bulgarlara dillerini ve tarihlerini ve l-
kelerinin ganh gemigini grenmelerini vaaz ediyordu. Btun Ortodoks
kilisesi iin bu egilimi genelleptirerneyiz. Bunlar Fener Patrikhanesi'nin
izgisi digmdaki geligmelerdir.nk,Rum-Ortodoks patrikhanesi kul-
landigi dil ve akdesi itibarlyle hal Bizans ortaagma sadikti ve bu sa-
dakat dolayisiyla ulusalci bir dnya grgn benimsemekten ok, kil-
seyi restore eden Osmanh ynetimine sadakati tercih etmekteydi.2 Kili-
senin bu dnemdeki teolojik mnakagalari ve dinler konusunda ortaya
koydugu grgler, Islmdan ok bati Katolisizmi ve Protestanhga yne-
lik bir mcadeledir. Fenerli beyler, Fransiz htilli'nin getirdigi fikirlere
pek abuk karyi ikmiglar, sonralan gen Mmanistan'ida hesaptan akar-

1 L S. Stavrianos, 'The Influence of the West on the Balkans', The Balkans in Tran-
Univ. of California Press, 1963, s. 193.
sition, ed. C. ve B. Jelavich.
2 A.g.m., s. 186-187; Fikret Adamr, Die MakedonischeFrage, Steiner-Wiesbaden 1979,
'an

s. 48-49; Clogg R., 'Dhidaskaita Patriki' (1798), Orthodox reaction to French


Revolutionary PIppaganda', MES 5 (1969),s. 104-105.
miglar ve ama olarak Osmanh mparatorlugu'nu Trk ve Hellenlerin
mgterek bir imparatorlugu olarak geligtirmeyi tercih etmiplerdir. Fener
Fatrikhanesi, Yunan ayaklanmasmda len ve aziz olarak amlan bir ta-
ddetmigtir.3
kun tarihi kipilerin azizligini tammay1 uzun bir sre Fe- 197

netin Bati kargiti tutumu, kugkusuz Rnesans'a kadar uzanmaktadir. 16.


asir sonunda Patrik Kyril Loukaris'in ncil'ihalk diline (Dimefiki) evir-
digi ve Protestanhga yakm fikirler besledigi biliniyor. Katolik propagan-
daya kargi savagirken, stanbul'daki Protestan diplomat ve misyonlarm
destegini aranug ve giderek Protestan evreierin tesiri altmda kalmg ve
Confessions adiyla Cenevre'de ok sonra 1629'da basilan eserinde, Calvi-
nist fikirlerin agir bastig1 grlmugtr (Timothy Ware, The Orthodox
Church, Penguin-1973, s. 106). Alti defa patriklige tayin ve azil edilen, si-
yas entrikalar zinciri iinde ylldizi snen bir ruhan kipiliktir.
Ama bu gibi egilimler kendisinden sonra piddetle yasaklandi ve kili-
se dil olarak da Koinae dedigimiz Bizans dnemi Yunancasuu kulland1.
Osmanh, egemenligi Sirblar, Bulgarlar, Ortodoks Arnavullar ve Arab-
larm dir, mal ynetimini de Fener Patrikhanesi'ne vermigti. Bununla
birlikte imparatorlukta btn Yunanca konuganlar Ortodoks mezhepte
degildi. onadalarmda, Chios'ta (Sakiz) apagi yukan 11.000 Katolik var-
di. Buna Mslman dinine geenleride ilve edersek, imparatorlukta Yu-
nanca alfabeyle yazihrdi. Yani, Frango-Chiotiki denen Latin harfleriy-
le yazilan ve el Camiya dedigimiz Arab harfleriyle yazilan Yunanca me-
tinIeri de, Yunan alfabesiyle yazilan Ytmancaya ilve etmemiz gerekir.
Patrik butn kilise evkafina hkmederdi. Vrissiz terekelere patrikhane
sahip olurdu. Egitimi ve basun iglerini sansrc olarak denetler ve ceza-
landirdiklarnu srgne yollayabilirdi. Bu iglerde de Osmanh kolluk kuv-
vetterinin mzaheretini grrd. Patrigi sadece Dvn-i Hmyn yargi-
layabilirdi. Kilisenin tesbit ettigi blgelerdeki metropolitler de oralarda
patrigin mutlak yetkili temsileileriydi. Bu yetkiler Ermeni Patrikhanesi
iin de sz konusuydu. Ancak gayrimslim tebaa arasmda Rum Orto-
doks Patrikhanesi tabileri itibarlyle en yaygm ve kalabahk nfusa hk-
mediyordu ve Fener'deki patrikler diger gayrimslim ruhani reisler ara-
smda protokol bakumndan neelik sahibiydiler. Aym gekilde bu kilisenin
nemli bir destegi Babili nezdinde nfuz ve grev dereceleri kudretli
olan Fenerli beyler dedigimiz, Fener'deki Rum aristokrasisi idi. Fener
soylularmm hepsi Bizans'tan kalma safkan Rumlar degildi. lerinde Ro-
vardi.4 Fener-
men, Bulgar,.Hiristiyan Arnavut ve italyanasilh aileIer de

3 Demetrios Tsakonas, Geist und Gesellscimftin Griechenland, Bouvier Verlag, Bonn


1965, s. 19 ve 22.
4 Fenerli aristokrasihakkmda mufassal bilgt iin bkz. M. D. Sturdza, Grandes famil-
HistohquE
les de Grece d'Albanie et de Constantinople (Dictionnaire EBngOgggfi
Paris 1983.
li beylerin devlet nezdindeki nfuzlan da, tipki patrilder gibi Tanzi-
mat'tan sonra yava; yavag agmacak ve dier gayrimslimunsurlann se-
kinIeri de bu alanda onlarla eg rtbe ve movkie kavugacaktir. Asimda Er-
198 meniler iin bu sre, 18. yzyilda baglamig ve gl bir Amira zmresi
dogmuytu.
Rum patriklerinin protokoldeki ncelikleri, eyletlerde de metropo-
litlere tegmil edilmigti. Yani bir blgede Rum-Ortodokslar ne kadar az
olursa olsun, ruhan reisler arasmda mettopolitter ncelikli bir yere sa-
hipti. Diger gayrimslim cematlerin, Tanzimat'tan sonra Ermeni-Gre-
goryen, Marun, Sryan gibi cematlerin riufusunun daha kalabahk ol-
dugu blgelerde, bu ldsik protokoler imliyaz kaldmldi ve Marun, Ka-
tolik, Ermeni, Sryan tebaadan kim kalabahksa, onlarm ruhan reisleri-
ne idar-mal meselelerde daha fazla sz hakla ve temsil nceligi tanm-
di.5 Nasil oldu da Ftih Sultan Mehmed devrinde muhtegem yetkilere ve
gnnme Aavugan Rum-Ortodoks Fadkgfnm yetki ve afaru agmdt?
Afmma, evvelen Yunan ayaklanmastyla kopan Yunanistan kilisesi, niha-
yet Tanzimat boyunca geligen laik egitim ve basm ve nihayet diger gay-
ri-Yunan Hiristlyanlarm ulusal kilise hareketleriyle luzlanmigtir, Balkan-
lar'da sayica az taraftari olmakla beraber, 18. yzy1ldan beri geligen Ma-
kedonya ve nihayet Bulgar-Katolik kilise hareketinin de bu zlmede
manev bir pay1vardir. nkbu sonuncular itikad ve akde meselesin-
den degil, ulusal dilde ve ulusal ruhbanla toplumsal yagamlaruu surdr-
me isteginin ifadesiolarak geligtilerve Ortodoks kilisesinin paralanma-
smda dolayh bir rollri oldu. Bulgar eksarhiasmm bu olaylar sonucu do-

guu,bu nedenle nemlidir. Diger yandan, Ermeni ve Rum patrikhane


meclislerinin tegkili (bunlata millet meclisleri deniyor) ve kilisenin kont-
rol digmda laik egitim gren Hiristiyan genlerinvarhgi, bu kurumun
kendi milleti iindeki nfuzunu kirmigttr. Bilindigi zere 1235 T1rnova
Patrikligi ve Stefan Dugan tarafmdan 1341'de teykil edilen Ohrid-Pe
Patrikligi Bulgaristan ve Sirbistan'm mstakil ulusal kiliseleri mesabe-
sindedir. Osmanh fetihleriile bu kiliseleria bagunsizht ilk anda devam
etti ise de; 1453'te btn Balkan Ortodokslan stanbul'dakiRum-Orto-
doks patriginin ruhan, adE, mal, idari ttnlgne tabi oldular ve ba-
gimsizhklan sona erdi. Sokullu Mehmed Papa sayesinde 16. yzyilda ye-
niden bagunsizhgim elde.eden Pe Patrikligi de 1767'de bir daha lagve-
dildi. Bu dnemden beri Bulgarlar arasmda bagimsiz kilise zlemi var-
di ve bir ara 17. yzyilda baz18ulgarlarm Roma'ya tabi diger SarkKato-
likleri gibizerk bir Katolik kilise teykil etmek istedikleri biliniyor. stan-
bul'daki Fransa bykelisi Girardin 13 Subat1686 tarihli bir raporun-

5 BOA, ., MV., no: 383, 15 S 1273/15 Ekim1856.


da; bazi Bulgarlarm Fransa kralmm bu konuda himaye ve muzahentini
istediklerini bildiriyor.6 1773'te Cizvitler Osmanh lkelerinden kovulun-
ca bu yerlerdeki Katolik misyon Lazaristlere geti. rneginLazarist ra-
hip Girolomo Bono'nun 1742'de Selanik'te kurdugu kilisede Fransizca, 199
talyancave Yunanca yin yap2hyordu? Giderek bu mezhep kk
gruplar arasmda yayddi. Ortodoks-Rum kilisesinden kopug 19. yzyd-
da genel bir egilimdi. Ashnda slmdevletinde din degigtirme sadece ih-
tida (yani slmageig)biiminde mmknd, Yoksa bagka dinler ara-.
smda geig kabul edilmiyordu. Oysa 19. yzyilda diger mezheplerden,
rnegin Protestanhga ve Katolisizme geig bagladi. 1850'de ngiltere,
Protestanhga geigi kolaylagtiracak msaadeyi elde etti ve Protestan
misyonerler Rum ve Ermeni kiliselerinin itiraz ve nlemesine ragmen
daha kolay faaliyet gsterebildiler. Eu sre, Suriye ve Filistin'de daha
da belirgindi. rnegin1830'da Arab Hiristiyanlarm yzde 90'1Rum-Or-
todoks kilisesine baghyken, 19. yzyil sonunda bu oran yzde 30'a ka-
dar dgt.8 Protestan misyonerlerin blgede Arab Hiristiyanlar, Marun-
ler, hatt Drzler arasinda faaliyet gstermesi yanmda, Rum-Ortodoks
kilisesinin yksek rtbeli ruhbanm tayminde Arablara iltifat etmemesi
ve dil sorunu, ykselen Arab ulusulugunun (zellikle bu akim H1risti-
yanlar arasmda gl idi) taleplerine cevap verememig ve onlar1Protes-
tan ve Katolik misyonlarm kucagma itmigtir. Rum kilisesinin bu tutu-
munu, dnemin Rus kilise grevlilerinden Porfirij (opolejenii jerusalems-
kih tzerkwi) adh risalesinde, Ortodoks kilisesinin Arab mminle ve is-
teklerine karpi lkaydiligini elegtirir.9
Balkanlaida Rum-Ortodoks Kilisesi'nin zay1flamasi, grltl bir fi-
nalle, Ulusal Bulgar Kilisesi'nin kurulugu ile tamamlannugttr denebilir.
Ama belirtildigi zere, Fener'in zayiflamasmda asil cesamtlendirici rnek,
bagunsiz Yunanistan'dan dogdu. YeniYunanistan'm lideri Kapod'istria s-
tanbul'dan gelen Fener temsilcisinigphe ile kargilamtyt1. 1829-31 arasmda
Yunan Kilisesi Fenef den koptu ve kendini autocephal olarak iln etti. Ola-
ym etkisi grld. 1830'lar Bulgaristan'm her yerinde, zellikle Filibe gibi
kangik etnik yapifi gehirlerde, Bulgarlar ve Rum ruhban arasmda bazen
kan dklmeye kadar varan kavgalarla geti. Eu yillarda midini kaybe-

6 Girardin'in raporu iin: Fransiz DigigleriArgivi, C. P., Turouie, voL 18, s. 102, 13
Feb. 1686.
7 Osmanh tarihi konusunda pek iptida bir bilgi sardetmekle birlikte, Makedonya
Katolik Kilisesi iin gu esere bakilmahdir. Rudolf Grulich, Die unierte Kirche in Ma-
zedonien (1856-1919), Augustinus Veri. VVrzburg 1977, s. 33-34.
8 Priedrich Heyer, Kirchengeschichtede; Heiligen Landes, Kohthammer-Stuttgart
1984, s. 203.
9 A.g.e., s. 210, Bu gibi bazi din degigtirme vakalari iin C. B. Elliott, Travels in the
ThreeGreat Empires of Austria, Russia and Turkey, c. II, London 1838, s.227 ve 241.
den Slav unsurlann kk gruplar halinde yeni kurulan ve garkKatolik-
leri meyanmda sayilan Makedonya ve 1860'larda da Bulgar-Katolik Ki-
lisesi'ne geigi bundan ileri gelmekteydi. 1860'ta stanbul'dakibirkabin
200 kigi, Bulgar kiliseleri iin bagimsizhk isteyen bir harekete bagladi ve B-
brl'denbyle bir talepte bulundular. Babil'nin bu konuda tereddd,
dogacak bir atigmadan ekinmesi ve Rusya'nm Fener Patrikha-
-kilisede

nesi'nden yana takmdigi tavirdan ileri gelmekteydi. Selanik, Edirne gibi


yerlerde bu dnemde Bulgar-Katolikhanketi yayilmaya baglad1. Bu ha-
reketin teorik nclgn 1859'dan beri Bolgaria gazetesini 1karan Dra-

gan Tsankov yapiyordu. Mezkr 1860 yih sonunda 2000 kadar Bulgar,
stanbul'dabir nmayi; yapti ve ErmeniKatolik patriki Hason Efendi ve
stanbul'dakiPapahk temsilcisine mracaat ederek ark-Katolikleri ara-
smda sayllacak bir zerk Katolik Bulgar kilisesinin tamnmasuu sagladi-
lar.10 Bu kilise, buna ragmen sam1dtgi kadar yayllmadi, fakat bu olayla-
rt izIeyen ilk on sene iinde Ortodoks Bagamsiz Bulgar Eksarhiasi Bbt-
ll tarafmdan tanmdt. Tabi Fener'deki Rum-Ortodoks Patrikhanesi bu
kiliseyi, ancak IL Dnya Savi'ndan sonra tamdi. Bulgaristan ulusal ki-
lise hareketi Balkan Ortodokslan arasmda ulusal kiliselerin tamnmasim
luzlandirIruptir. 1879'da aym hareket, merkezi Belgrad olmak zere Sirb
Kilisesi iin, 1885'te de Romanya iin sz konusudur. 1878'de Arnavut-
luk ligasi kuruldugunda bu halkm Ortodoks kesimi de, diger,dindeki
kardefieriyle Arnavut olduklarmi ve Osmanh mparatorlugu'nunsadik
tebaast olduklarmt aaklayarak patrikhaneden ruhen ve hatt pratik ola-
rak koptuklanm a1klamtytir.
Kugkusuz kilisenin ideolojik ve siyasal nderliginin erimesinde, ba-
gunsizulusal kiliselerin dogmasi kadar nemli bir olay; bizzat Rum mil-
letinin sekinlerinin grdkleri laik egitim ve Takvim4 Vakayi'nin Rum-
ca nshasiyla baglaylp gidek yayllan ve zellegen Rumca basm organ-
lan ve negriyattir. 19. yzy11da btn Tanzimat aydmlari gibi, Rumlarin
da nemli bir kesimi Osmanhhk gibi yan laik bir imparatorluk ideoloji-
si etrafmda toplandilar. Ulusaleilar kadar, bu grubu da bir vakia olarak
kabul etmeliyiz. Atina ve Londra sefiri Musurus Papa bu grubun rnek-
lerinden biridir. Gene Ermeninaztrlardan Dadyan Artin Papa Ermeniler
a,rasmdaki bu tip Osmanhlara rnek tegkil eder. Sayilan samldigmm ak-
sine hi de az degildir ve yeni tetkiklerle daha ok ortaya ikmaktadir.
"who's

19. yzyil Osmanh toplumunun who"su henz hazirlanmig de-


Laik egitimi 18. yzy11da ancak Avrupa'da okuyarak edinen gay-
gildir.
rimsliinferin saylSL, 19. yzydda arth. Osmanh yksek okullart bunu

10 f. Ortayh, 'Dejatel'nost Bolgarskoi Katolieskoi Tserkvi', Pervi Meidunaroden


KongressPo BolgaristiAn,Sofia BAN 1982, s. 6%9, Bulgar Katolik kilisesi hareke
ti zerine.
sagladi. Galatasaray (Mekteb-i Sultan), baglangtta ruhan reislerin hi
hoguna gitmemigti. Ama bir mddet sonra, Topkapih mtevazi bir Er-
meni genci Ohannes Aryaruni burada okudu ve ilerinin Ermeni patrigi
oldu.11 Kilisenin ideolojive telkinleri ve dnya grg onun sansr di- 201
mda kalan yaym organlanyla zayifhyordu. Bu agmma, genelde Erme-
ni-Gregoryen kilisesi iin de dogrudur ve yukanda saydiginuz sebeple-
ruhan yneticileriyanmda,
re dayanir. Ozellikle, 19. yzydda kiliselerin
laik zenginlerden ve zenginlegen zenaatkr ve esnftan gelen yelerle
kurulan meelisler tarafmdan da denettenip onlarm idareye itirak etme-
leri de nemli bir geligmeydi. Fakat Balkan eyletlerinde klsik Rum-Or-
todoks kilisesinin erimesi, genellikle ulusalci Slav alamlarmm geligmesi
maarif, idare basin alanmda getirdigi reformlar saye-
ve Tanzimat'm ve
sinde hizlanmigtir. Su nedenledir ki, Tanzimat dnemine, bir yerde,
Rum-Ortodoks kilisesinin aymma tarihi demek pek de gerekdigi bir de-
gerlendinnesayilmamahdir,

11 K. Pamukuyan, 'ArruniOhannes', istanbulAnsiklopedisi,II, 1063.


2o2 Son Devirde Osmanl: Musevleri'

Osmanh megrtiyetinin siyasal ve sosyal tarihi iindeki en ilgin un-


surlardan biri de Osmanh Msevligidir. 1908 Temmuzu'nda Osmanh
mparatorlugu'ndamegrtiyet iln edildiginde, Musev milleti ilgin bir
sosyo-politik konumdaydt Cemnt iinde megrut rejim taraftarlan etkin
oldugu gibi, Hamidiyye rejimine sempati duyanlar da vardi. Bu tutum,
Mslman Trklerinkine paralellik gsterir. Nitekim, bu dalizm Yahu-
di cematinin ynetim kademelerine de yansumptL O zamandan beri tek-
rarlanan ve bilinen olay; IL Abdlhamid'in 1909'da 31 Mart vakasmdan
sonra tahttan indirilmesi zerine hahambagi (kaymakam) Moshe Le-
vi'nin istifa etmesidir. Aslmda galiba eski ynetim, yerini Jn Trklerin
taraftan olan partlye hadise 1karmaksizm terk etmek yolunu semigti.
kinci Meyrtiyet yillarmda Osmanh Msevlerinin genel durumu
yle zetlenebilir. Cograf ynden Msevler, imparatorlugun en genig
alana yayilan grubudur. Btn Arab vilyetlerinde ve eski Osmanh ege-
menlik blgeleri olan Magrib ve Misifda, Trablusgarb'da (Libya), Ye
men, Suriye, Lbnan ve Filistin digmda Mezopotamya ve Gneydogu
Anadolu'da, Orta Anadolu'da, zellikle Bati Anadolu'da hemen her
kentsel merkezde ve zmitdegenig bir cemat halinde yagiyorlarda.Av-
rupa eyletlerinde de Edirne, Selanik ve Gelibolu gibi kalabahk merkez-
ler digmda Bosna, Gney Bulgaristatt ve Makedonya'da birok kentler-
de Musev cematine rastlamak mmknd. Osmanh Yahudiligi, aslm-
da Sefardi gn.iptan, yani spanyave Akdeniz'den gen Msevlerden
oluguyordu. Fakat zellikle Dogu Avrupa ve Rusya'dan glerin artma-
siyla her yerde Aykenaz gruplar da gze arpmaktaydi. Dit bakimmdan
Osmanh mparatorluguMsevlerini sadece bu iki grupla smirlayama-
yiz; zira Msevler kadar degigik dil konuan bagka bir grup yoktur. Do-
guAvrupa'dan ve Rusya'dan gelen dag1mk gmen gruplarm (Akena-
z) konugtugu ve ibdet esnasmda da kullamlan Yidig denen dildi. n-
celeri Aykenaz sinagoglari ayriyd1, ancak zamanIa eridiler ve yerli Sefa-
rad cematle kaynagtilar. Agkenazi sinagoglaribugn stanbul'dadil de-
gilsoy ve gelenek dolayistyla ibdete devam ediyor. spanya'dangelen
asil kalabahk cematin diliJudeo-Espagnol (Ladino) d1pmda, imparator-
lugun genig cografyasiiinde, zellikle Mezopotamya ve Arab vilyetle-

*
Tank Zafer Tunaya'ya Armagan, stanbulBarosu yay., sfanbul1992, s. 501-515.
rinde Arabca, hatt ramcakonuguluyordu. stanbul,zmir,Selanik gi-
bi byk liman gehirlerinde ayn sinagoglan olan talyanYahudi grupla-
n da vard2. (Omen Istanbul'da Yazici Soka ve Karaky'de 26Jfam
Sokagt'nda sinagoglan vardt ve gigli'dede onlara ayrt bir mezarhk tah- 203
sis edilmigti.)1 Italyan Yahudileriimparatorlukta uzun zaman nee yer-
legmeye baglamigt1. Ama yerli cematie kaynagma ve tebaaya gemeleri
19. yzyila zg bir olaydir Bu konudaki belgelerde rastladtgimiza g-
re, uyrukluk sorunu 19. yzyd ortalannda ortaya amptir. Bilindigi gi-
bi Osmanh hukukunda her dinden Osmanh erkegi iin yabanci uyrukhi
zevce almak mmknd. F4kat kadm iin yabanc1 uyruklu kocaya var-
mak mmkn degildi. Bu nedenle devlet, rnegin 19. yzyd ortalannda
Toscana devletinin pasaportunu tagiyan Musev erkeklerle, Osmanh
Msevsi kadmlann evlenmelerinin saka grlmeye baglanmas1 zeri-
ne, duruma mdahale etmigtir. 2$ 1266/13 Haziran 1850 tarihinde ikan
bir fennan zellikle Selnik'te bu gibi olaylarm grliidgrf ve yasak-
lanmasmi emrediyordu.2 Osmanh Musevleri arasmdaki lisan renkliligi-
ne IL Meertiyet siralannda ideolojik bir renklilik de katdi denebilir.
19. yzyilm ikinci yarisurda laik bir egitim ve dnya grg getiren
'Alliance Israelite niverselle' okullanndan sonra, bu sefer Osmanh
Musevligi modernist bir ideoloji ile de tamgiyordu. 1910'da Anglo-Le-
vantin Banking Company, Istanbul'da bir gube atL Sionist liderlerin en
nlleri bu bankamn bagmda, bundan sonra bu gehirde ve imparator-
lukta Sionist temsilei olarak grev grmeye bagladilar. Su dnem, gerek
Osmanh Musev milletinin ynetimi, gerekse Bbili'nin tutumu a1sm-
dan ok kannagik boyutlar arz eder ve literatrde bu konuda kolayca
verilen hkmlerin, sorunu anlamamizi daha da zorlagtirdigma kugku
yoktur. Kugkusuz Osmanh mparatorlugu'nda Sionist hareketin temsil-
cis2nin, bu bankanm bagmda bahmmast onan gayrimsmdurumuyfa R-
gilidir. Ama, Osmanh mparatorlugu'nunbagkentinden yazilan rapor-
lar, sadece Sionist hareket aismdan degil, fakat son devir Osmanh y-
netimi ve bagkentteki diplornasinin tarihi aasmdan da ilgin belgelerdir.
Osmanh Msevlerinin Sionizm kargismdaki tutumlanm anlamak
iin, nce onlarm modern agm ulusulugu kargisindaki tutumlarm1 an-
lamak gerekir. Osmanh Musevleri iin ulusuluk makbul ve moda bir
akun olmanupts. Ashada politik balamdan etkin bir rgtlenme de gze
arpmaz. zellikleegitimin yapisma bakihnca da bu durum anlagihr.
Cematin maarif rgtnn yapist, Osmanh Yahudilerinin imparator-
luktaki ulusalci akimlar atmosferinden uzak olduldanm gsterir. He-
men btn merkezlerde dint bilgilerin gretildigi ilk tahsil kurumlarmm

1 Naim Gleryz, 'stanbulitalyan Musev Cemati', 17 Arahk


Salom, 1986, no.1980,
s. 2.
2 BOA, I., MV., no: 5129, 2 $ 1266/13 Haziran 1850,
bulunmasma nem verilmigtir. Dindarhk ve din kimligi saglayacak bir
egitim yeterli grlmekteydi. Dolayisiyla ulusalci ve laik egitimin veri-
lebilecegi daha st dzeydeki egitim kurumlanm Osmanh cemaat r-
204 gtleri meydaria getirmernig ve genIeri bir dzeyden sonra kendi hali-
ne birakmigtir. Dolayisiyla modern, laik st dzey egitimini Osmanh
Msevlerine Alliance Israelite gibi kendi cematlerinin kurmadig1 ku-
ruluIar getirmigtir Bunun dagmda Osmanh Musev genleri hemen her
trlu okulda ve mali imkm olmayanlar ise burs sisteminin yaygm ola-
rak uygulandigi Osmanh egitim kuntmlarmda okumuglardir. Ashnda
Osmanh st brokrat kesimi iinde Osmanhlagmig Musev sekinlerin
varhx da bundan ileri gelmektedir. Bir sayisal veriyle durumu a1klaya-
biliriz: stanbul'da 1909/1327 H. yih iinde, devlet salnamesine gre 7
adet Musev rdiyesi (ortaokul) vardir. lkokullarda yaygmdir, ama
Musev cematiyle ilgisi olan daha yksek kurumlar hahambagihk veya
ilgili vak1flar tarafmdan kuralmuy degildir. Daha yksek derecede egi-
tim veren Alliance okullart yabanci kkenliydi ve baglanglta bilindigi
gibi Osmanh Musev milleti idacilerinin ve din liderlerin kargi 1ktigi
kurumlardi. Aym durum bagka yerlerde, rnegin Aydm vilyetinde de
grlyor. Izmifde Musev ilk tahsil kurumlan yaygmken, rgdiye sa-
y1stnda azalma grlyor ve o yillarda daha yksek egitimi Musev ce-
mati kendi dzenlemiyor, genler bagka okullara ve Mekteb-i Mlkiye,
Hukuk, Tibbiye gibi kurumlara gidiyorlardt. Osmanh nazirlan, sefirleri,
valileri arasmda Musev sekinlerine rastlanmlyordu, ama muhtelif ne-
ztlerin, Maliye rgtnn, Sihhiye rgtiinn yksek kademelerin-
dekiOsmanh Msevsibrokrattarm sayist kmsenecek gibi degildi.3
Nihayet, imparatorluktaki bazi unsurlar gibi, Musev aydinlan arasmda
da iki dilli olanlar, Trkeyi anadili gibi bilenler az degildi. Zaten Muse-
v genIigin okudugu tm okullarda Trke dersi oldugu gibi, II. Mep-
rtiyetle Musev okullan nc bir uygulama ile Trke lisans derslerini
artird2 ve programlara Trke okutulan Osmanh tarihi ve Osmanh cog-
rafyasi gibi dersler koydular Bu ikili egitim
yapisuun Galatasaray (Mek-
teb-i Sultan)'dan sonra ilk uygulayanlan Musev mektepleri oldugu an-
lagthyor (bu nygulamanm 1925'te btn yabanc1 okullara nygulanan
program iin rnek olup olmadigi aragtinlmaya deger). rnegin Ha-
hambagmm kethdasi Moiz Fresco'nun 1888-1890 yillarmda zmifde
sti adh, Trk dilinde, fakat brariharfli bir gazete tkardigru biliyo-
ruz. Nesim Maziiyah, IL Meyrtiyet dneminde ttihad,Moiz Kohen ise,
1915-18'de ktisadiytMecmasr'ni akarnuglardir. Nihayet Avram Galan-
ti de bu dnemin sivrilen iki dilli Osmanh aydmlarmdandi.

3 Avram Galanti, Trkler ve Yahudifer, stanbul1928, s. 128-136. Musevt memurlar


komusunda Bagbakanlik Osmanh Argivfndeki yeni tasniflerden tkan bazi bilgi-
leri yakmda yayunlayacagaz.
Msevler megratiyet hareketini destekleyen nc bir gruba sahipti-
ler. Nesim Maziyah, Albert Ferid Asseo, Paris'te Mepveret gazetesi gru-
bundan Albert Feva, meghur Emmanuel Karasso ve Nesim Russo ttihad-
ci grupla, daha Sultan Abdlhamid devrinde temasta olan politikacilar-
205
di. Du gruba son dnemin nl simalarmdan Avram Galanti'yi de ekle-
yelim. Ahmed Riza ile muhalefet yillarmda temasa geen ve destekle-
yen, Misir Cemiyyet-ilsraillyyesi adh rgtte yer almigti. Musev aydm-
lar II. Megrtiyet'i tam desteklediIer. Bu destegi bazi Balkan uluslaripm
veya Rum ve Ermeni aydmlari gibi bir ulusal uzlagma olarak degil, dog-
rudan Osmanh patriyotizmi erevesinde gsterdiler. Nitekim dnemi
iinde laik bir ulueuluk olan Sionizme de iltifat edilmemig ve impara-
torlugun diger unsurlarma karp Yahudiler hep uzak kalmiglardir. Bul-
garlar, Ruin ve Ermeniler seimlere ulusal programlarla girerken, Mse-
vilenie bu egilim hi olmanug; hatt bazi Arnavut ve Arablarm aksine,
mill kulpler dahi tegkil etmemiglerdir. Fakat Mseviler diger yandan
siyasal hayatla daha ok ilgilenen, ttihadve Terakki'yi destekleyen ko-
numdaydilar.
Ikinci Megrtiyet parlamentosunda Msevler 1877ye g daha etki-
li bir grupla temsil ediliyorlard1(1877'de Avram Aciman, Menahim Salih;
Bosna'dan Ziver ve Yanya'dan Davion Irvi vard1). Simdiistanbul'dan
Vitali Faraci, Selanik'ten Emanuel Karasso, zmir'denNesim Mazliyah,
Bagdad'dan Hezekiyel Sason vardi. yanMeclisi'nde Davion Karmano .

ve Behor Egkinazi bulunuyordu. Balkan Harbi'nden sonraki devrede Se-


lnik kaybedilince Emanuel Karasso, stanbul'dan seildi.
Osmanh Musevileri, II. Megrtiyet dnemine yakm tarihimizin ilgin
simalarmdan biri olan Hahamba Hayim Nahum'un temsilciligi ve y-
netimi altmda girdiler.4 Nahum'un kipiligi, bugn bile tarihiler arasm-
da tartigma konusudur. Ama kariyerinin ttihadve Terakki ile ykselme
gsterdigi ve hahambahgin Osmanh Musevileri zerinde hem idar,

4 2 Temmuz 1909/23 C 1327 tarihli pu tayin fermam ilgintir. BOA, Karay ve Yahd
Defterleri, s. 38-42:
"Nin-1hmyn odur ki:
Mnhal olan sitne-i liyyem ve tevabii hahambaghma bermceb-i nizm te-
gekkl eden heyet-i intihabiyye tarafmdan intihb kalmmig clan kudvetu'l-mille-
ti'l-Mseviyye HAYM NAHUM Elendi damet rtbethunun icra-yi memuriye-
ti Adliyye ve Mezhib Nezreti'nden vukbulan ig'r ve Meclis-i Mahss-1 Vke-
l-y2 fhhamca virilen karar zerine tensib kilmmagla, mezkr hahambaghm
mmaleyh uhdesine tevchini mutazammm purt-u kadtmenin derciyle igbu be-
rat-i hmaynu verdim ve buyrdm ki: mumaileyh Hayim Nahum Efendi s-
tanbul ve tevb millet-i Yehd'nm hahamba1s1 olub, kffe-i memlik-i mahr-
samda bulunan millet-i Yehda'nm hahamlan ve cemat basilari ve gir byg
ve kg mumaileyhi zerlerine hahambagi bilerek bahambaghga mteallik
umurlan da mumaileyhe mracaat edib ve yolunda olub ve sznden tecvz et-
meyib, kendi yinleri zere itaat ve inkiyzda kusur eylemiyeler..."
hem siyas, hem de potokol ynnden stn ve etkin bir makam hline
gelmesi onun dneminde olmutur. Gerekte "stanbul ve tevbii millet-i
Yehda'mn haham-ba1simn btn memlik-i mahrusa (Osmanh lkele-
zod rindeki) Msevlerinin ruhan liderleri arasmda stn durumda bulun-
masi" keyfiyeti IL Mahmud'dan beri tayin fermanlarmda belirtilir; ama
bu gerek II. Megrtiyet ve Hayim- Nahum'un liderliginde vurguland1.
Aym yll devlet salnamesinde (1327H.) Nahum'dan hahambagi ve diger
27 nemli merkezdeki reislerden baghahamdiye sz edilmektedir. Belirtil-
digi zere stanbul'dakihahambaquun butnMsevlerin din ve idar li-
deri olma stats klsik Osmanh devrinden beri grlr. Musev milleti-
nin yarn bagmda bundan bagka ayn bir mezhep olan Karay (ogulu Ka-
raim) grubu iin Karay cemntbay1hr stats vardi. H. 1255--1327/1839-
1909 yillan iin Karay ve Yahd Defterled iki cematle ilgili idar strkt-
r gsterecek bir hayli yazigma ihtiva eder (mesel imparatorluktaki tal-
Kuzguncuk'ta ve bagka
yan Msevler iin Hasky'de ve Bogazii'nde,
bir yerde Toskana Devleti'nin ricasiyla ayn bir mezarhk hazirlanmasi gi-
bi). Genellikle herhangi bir yerdeki haham tayinlerinde ve diger nemli
iglerde stanbul'dakihahambagmm grg almiyordu. Karam cemati-
nin nfus tahriri aynca yap111rdi.Bunda iki cematin mezhep farkhhgi,
ayn mahallede kurulan ayn sinagog (Karaim cemnti kinisa tabirini kul-
lamr) ve mal, idar kompartunan farkhhgirol oynamaktaydt
kinciMeyrtiyet'le Musevi hahambagmm titulatr (elkb) belgeler-
"istanbul

de gyle geer: ve tevbii Yahd taifesi hahambagis1... iftiha-


ru'1-mille-ti'l- Mseviyye... hutmet avakbehu bi'l-hayr." Bununla bir-
likte Hayim Nahum iin, hahambagx olduktan sonra yart resm ve gayri-
resm belgelenle, matbuatta, "Memlik-i Osmaniyye Musevi milletinin
reis-i ruhansi, hahambagi rtbel Hayim Nahum efendi..." deynnis kul-
lamlmaktaydi. Kendisi birinci dereceden mecid nigan tagimaktaydi ve
protokoldeki ve hkmet nezdindeki itibar ve nfutu kuvvetliydi. Bu
titulaturde, Ittihad ve Terakki ideolojisi kadar, Nahum'un roln de gr-
mek gerekir ve esasen imparatorluktaki diger gayrimslim grupIarm
ileri gelenlerinin Nahum'u hedef almalarmm bir nedeni de, bu itibarh
konumuydu. Geri imparatorluk tarihinde, zellikle Rumeli kitasmdaki
Rum-Ortodoks ahl, Musev cematini igneli fti ve ocuk katli sula-
malariyla yneticilere gikyet edip dava amayiteden beri yaygtn hale
'abes

getirmigtir. En gibi gikyetieri devlet, dinlemek' deyimiyle pegimen


yasak eden fermanlar da ikarmigtt.6 Ama olaylar tekrarlamyordu. 19.
yzyil ortalarmda Yanya, Tirhala gibi eyletler; gya iki kipinin ryada
Meryem Ana'yi grdg ve Yahudiler aleyhinde bazi mesajlar aldiklarl

5 BOA, aym defter, hkm 17 Ca 1259/15 Haziran 1843.


6 BOA, M., no: 78, s. 616. 25 M 1018/30 Nisan 1609. Bu konuda Uriel Heyd, Studi-
es in Old Ottoman Criminni Izw, edi. Menage, Oxford 1973, s. 223.
rivayeti zerine bir anda yzlerce kipinin verdigi dilekelerle antisemit
alkantrya girdi.7
Gene 19. yzyll sonunda zmir'deok hadiseli bir benzer kan crm
davasi dolayisiyla ikan abgmalar, Esther Benbassa tarafmdan yayim- 207
lanmigtir.
mparatorlukta Kahire, skenderiye (imparatorluga sadece hukuken
hidivlik olarak bagh olmasma ragmen), Kuds, zmir,Sam,Trablusgarb,
Beyrut, Musul, Yanya, Tokat, Rodos, Bursa, Manastir, Selanik, Edirne (bu
siralarda baghahamnce Meit, sonra Becerano), Girit, Haleb, anakkale,
Bingazi, Trablusgam, Celibolu, Sayda, Yafa, Bagdad, Safed'de bagha-
hamlar vard1. Osmanh vilyet salnameleri bunlari baghaham olarak be-
lirtir ve stanbul'dakihahambagimn alunda yari mstakil din cemat
idareleridir. Ikinci Meyrtiyet yillarmda ticar faaliyetler ve ekonomik
refah ynnden Musev cemilati henz kayda deger bir geligme gster-
memigtir. Sekin Msevler tababet, hukukuluk ve devlet memurlugu
gibi grevleri yerine getiriyordu. Paul Dumont'a gre, bu yillarda mese-
l Silivri'de 7000 Yahudi nfus iinde, 50.000 frank serveti olan sadece
bir kipi vardi.9 Kk ticaret ve zenaatler Selanik ve zmirgibi merkez-
1erde bile henz yaygm bir geim alamydi. 1907'deki bu durum zaman-
la degigecektir. Ama henz, at gelir getiren zenaatler (kundurachk,eski-
cilik, erilik, ufak tamir igleri gibi) byk kentlerdeki Msevler arasm-
da yaygmdi. Bundan bagka Msevler imparatorlugun ugradigi toprak
kaybmdan Mslmanlarla birlikte en ok zarar gren ve muhacir olan
bir gruptu. Bu, byk liide H1ristiyan idarelerden, en azmdan Msl-
manlar kadar hognut olmamalarmdan ileri geliyordu. rnegin,Kmm sa-
vagi sirasmda da muhtemelen yerli Mslman halkla beraber Osmanh ve
mttefik kuvvetleri desteklemig olmahlar ki,
savagm bitiminde baglayan
Msfuman muhacerefine K1rim Milsevferi de kalifdifar. IS Ra 1273 / 13
Kasim 1856 tarihli bir irdede, Kinm ahlsinden ve Yahd milletinden
olup Dersadet'e nakl ve hieret etmig.olanlar iin iskn edilecek bir ma-
hal seilmesi ve kendilerine rikb-i merhimt-i cenb-i mlkneye (pa-
digaha) takdim eyledikleri ar2uhal dolay2siyla, Kmm'dan hicot edenle-
rin Rumeli canibindeki mahallem yerleptirildigi ve bunlar da Kmmh ol-
duklari iin oralarda mnasip mahallere yerlegtirilmeleri emrolunuyor
(BOA, ., Dahiliye, no: 23899). Bir mddet sonra 1 Ocak 1857'de ikanlan
bir irde ise, bu gibi muhacirlerin Osmanh uyruguna gemeleri ve yeni ha-

7 BOA, 1.,Hariciyye, no: 3902, 1267/1850-51.


8 Esther Benbassa,
'1901'de
zmir'deCereyan Etmig Bir Kan ftiras1Vakast', Tarih ve
Topium, 1986 Haziran, saye 30, s. 44-50.
9 Paul Dumont, 'Jevvish Communities in Turkey During the Last Decades of the
Nineteenth Century in the Light of Azthives of the Alliance Israelite niverselle',
CIrristians and Jerosin the Ottoman Empire, ed. B. Lewis-B. Braude, New York 1982
c. 1, s. 217.
yatlarmi dzenlemek iin toprak verilmesi ve vergi muafiyeti saglanmasi
gibi durumlan dzenlemekteydi (BOA . 5 Dahiliye, no: 24120 ve 24122,
,

3 Ca 1273). Bu gibi gler geligen olaylarla devam etti. 1877-78 Osmanh-


208 Rus Savagt,1912 Balkan Sava1sonucu Rumeli'den Mslmanlarla birlik-
te Msevler de g etti ve 20. yzyil bagmda muhaceret, Dogu Avru-
pa'dan gelenleri de gz nne ahrsak, Osmanh Musev toplumunda fakir-
lik ve problemler yaratti. Ama diger yandan Musev burjuvazisi zellikle
II Meyrtiyet ydlarmda, tipki yeni bir Trk burjuvazisi gibi dogma ve yk-
selme agamasmdayd1. Bu geligmehenz ayrmtilanyla tetkik edilmemig bir
konu olarak Osmanh tarihiliginin nunde durmaktadir.
IL Megrtiyet'te Osmanh Musevligi ve Sionizm konusu speklasyo-
aragtirilan bir konudur. Aratirma-
nu ok yap11anama o nisbette de az
lar kimi zaman Sionizmin Osmarth Msevleriile olan iligkileri zerinde
yogunlaquugtir;ama Osmanh Musevliginin bu alomla temasa gemesi-
ni saglayacak neden ve geler gerekten nedir sorusu zerinde durul-
mamigtir. Bir bagka deyigle 19, yzyil sonu ve 20. yzyd bagmda Osman-
h Musevliginin kltrel, ekonomik, din, siyas, tarihi aragtirmalart he-
nz ocukluk agamasmda oldugu halde; ogunlukla Sionizme kargi Os-
manh Yahudiliginin tutumu ve yaklagimi hazar bir hipotez olarak kabul
edilmig ve deta Polonya, Rusya veya Bati Ayrupa Musevligi gibi ele
almmigttr. Sionizm 19. yzy1hn btn ulusalciliklari gibi laik bir ulusu-
luktu. Yahud dini ve akaidi kadar, Avrupa muhitinin etki ve tepkileri
iinde yegerenbir dgnceydi ve yaythp geligtigialan itibariyle Sionizm,
Dogu Avrupa ulusuluklarmdan biridir. Kugkusuz vatan edinmek eme-
linde olan bir hareket olarak, izledigi politika ok farkh olacakhr. gtebu
farkhhk dolayislyla da Sionizm Osmanh lkesinde gerek Mseviler, ge-
rek yneticiler ve aydmlar tarafmdan degigik biimde algxlanrmy ve de
tepkiler yamada, bazen gze arpacak lde tepkisizlikle de kar-
gigik ayduunm kafasmda
planmigtir. Ulusuluk alomi Osmanh yneticisi ve
komiteler halinde rgtlenen, hatt silhh mcadeleye bagvuran Bulgar
ulusulugu, Ermeni ulusulugu ve Makedonya'deki etnik gmplar atly-
mastyla aynlegmigti. Bu nedenle Sionizm hareketi; niteligi, faaliyet tarzi
itibarlyle nemli tepkiler dogurmadig1 gibi, zaman zaman bazi Osman-
h yneticilerinin ve aydmlarmm sempatiyle baktigi, hatt pek sicak ba-
kilmayan Avrupa H1ristiyan dnyasma karp bir direnig olarak degerlen-
-

dirilmigtir. Galiba Sionistlere sempatiyle bakan Ahmet Agaoglu'nun bu


niteligini de gene istanbul'dakiSionist temsilei Dr. Lichtheim dogru ola-
rak teghis etmigti]O Sionizm ok kiginin alg11adigmm tersine, homojen
dgncede yelerden olugan bir alam degildi. Alman Yahudileriyle Rus
Yahudi1erinin politik farkhhgi dgnce ve pogramlara kadar yansmug-

10 Richard Lichtheim, Rckkerhr-Lebenserinnerungen aus der Frhzeit des Deutscherl


Zionismus, Stuttgart 1970, s. 188.
ti. Rus Sionistler ilerinde her akuna mensup, her yagtan yelerin de bu-
lunmastyla, gze arpiyordu. Osmanh Musevileri, iinde bulunduklan
partlar itibarlyle bu Avrupa akimla nas11 temasa geerdi ve nas11bir tu-
tum aludi? Bu sorunun cevaplan zerinde durmak gekir. Imparator- 209
lugun ulusulukla en ge temasa geen unsurlanndan birisi Trklerse,
brnn Msevler oldugunu sylemek mmkndr. Osmanh Muse-
vligi 19. yzyil Avrupa kltryle ge temasa gemigti; ulusulugu so-
yut bir kavram olarak grenip hayata uygulamast hem bu aidan, hem
de cograf dagrukhgi dolayistyla beklenemezdi. Diger yandanulusulu-
gu,18. yzytl sonundan beri Balkan uluslan, zellikle Hiristiyan unsur-
lar birbirinden grenmig ve Osmanh ynetimine kargi baglang1ta birbi-
rini desteklemigtir. Yunan ayaklanmasi, Sirb ayaklanmastna bir yeyler
borludur. Bulgar ulusuluk hareketinin dogugu (ulusu gruplar Phili-
-

ke Hetairia), Yunan hetairialanna ok gey borludur ve Yunan ayaklan-


masmda, Bulgar gnlllerinin rol bilinmektedir. Oysa Hiristiyan kar-
degligi digmda kalan ve imparatorlugun Hiristiyan unsurlarmm antise-
mitizmini hisseden Osmanh Msevlerinin onlar arasmda yayilan bu gi-
bi akunlara ilgi ve sempati duymasma imkn yoktur. Kaldi ki, Musevi-
ler imparatorlukta dag1mk blgelerde, ayra dil ve kltr evrelerinde ya-
gayan daha ok kentli bir toplumdur. Osmanh Museviligi aslmda dili ve
detleri itibariyle de Dogu ve Bat1Avrupa Yahudiligiyle de ne kadar ilig-
ki ve etkilegim iinde idi? Bu konuda da fazIa olumlu cevap verecek bil-
giler pek mevcut degildir. Kisacasi imparatorlugun sonunda Osmanh
Musevliginin modern ulusu akimlara mensup olmasi iin objektif part-
lar grlmemektedir ve Osmanh patriyotizmi, yani 19. yzy21mrn
olan modern Osmanherhk akmu Yahudi sekin evrelerde daha fazla il-
gi gryor gibidir.
Bunlarm digmda Osmanh Musevligi modernleyme dnemine de,
Alliance Israelite gibi Sionizme sempati duymayan bir egitim ve sosyal
yardimlagma kurumunun etkisi altmda girmektedir. Gene Filistin'de
Msevilerin yerlegmesinde nemli rol olan bir bagka yardunlagma ve
egitim kurumu 'Hilfsverein der Deutschen Juden'de Sionizm aleyhm-
deki kurulugtu. Lichtheim, 1 Haziran 1915 tarihli raporunda bu sonun-
cu rgtn engelleyici ahymalarmdan ve Efraim Cohn Reiss'in kendile-
rini Osmanh makamlari nezdinde yiloci faaliyette bulonmakIa itham et-
tiginden dert yanmaktadir.11Belki bu gibi geligmelerin Osmanh Mse-
vlerinin Sionizme kargi cephe almalar1 gibi bir durum yarattigi sylene-
akuna
mez, ama cemat, tarih ve kltrel yapisi itibariyle bu modern
yabanct kahrug, ilgisiz veya tarafsiz davranmigte. Sionizmin bununla
birlikte byk merkezlerde bazi gruplarla temasa getigi ve taraftar ka-
zandigi aragtirmacilarm stnde birleptigi bir gerektir.Ama bu taraftar-

11 Isaiah Friedman, Germany Turkey and Zionism 2897-1918,Oxford 1977, s. 249.


larm, cemnt iinde nemli ikna edici bir rol oynayamad1klan, Dogu Av-
rupa'nm tereine Sionizmin cemat nderleri ve halk iinde popler bir
ideoloji ve hareket olmadigi anlagilmaktadir.

210 Sionizm, Avrupa'mn 19. yzyildaki laik irkihgina tepki olarak akti.
Ghetto'dan ikmay1 mit eden Avrupa Yahudileri, eski Haristlyan anti-
semitizminin arkt bir nitelik kazandigim grdkten
sonra, Yahudi vata-
m iin daha somut bir program ve hareketin etrafmda toplanmaya bag-
ladi. egitli evrelerin Sionizme kargi tepkisi farkhyd1. Papahk 1897'de
Osmanh ynetimini Sionizme kar uyarmak iin kardinal Bonetti'yi'
resmen grevlendirmigti. Ama bu olaym vukua geldigi sirada daha ba-
gimsizdgnen ngilizKatolikligi, yani Westminister evresi adma Kar-
dinal Vaughan, Sionizme ve Musevlige sempatisini belirtiyor, hatt s-
lm dininin Musevlige karyt Hiristiyanlardan daha toleransh oldugunu
bile ilve ediyordu.12 Osmanh brokratlari ve aydm evreieriiinde, Av-
rupa'daki antisemitizmden dolayh veya dolaysiz etkilenen bazi kimse-
lerin oldugu biliniyor, ama genellikle Osmanh sekinleri Sionizm konu-
sunda pegin fikiriere ve belirli bir davrama sahip degillerdi, zellikle
Kuds mutasarnflan ile Beyrut valilerinin Sionist yerleymelere kar iz-
ledigi politikalar; bundan bagka Bbili'nin, parlamento yelerinin ve
bazi gazetelerin birbirinden farkh, zamandan zamana degigen politika-
larmda bunlan gdlendiren sikleri aramak gerekmektedir. Ortaya ko-
nan rnekler, Sionizm ve Osmanh politikasi konusunda hemen hibir
organ veya zmreyi kesin izgilerle betimlemeyi imknsiz kilar. Buna
ragmen Osmanh politikasi ve idatesinin Sionizm kargismda genelde
ntr oldugunu sylemek mmkndr. Dr. Jacobson'unIstanbul'dan 8
Kasim 1909'da Dr. VVoifssohn'a yazdigi bir rapor; Sionizm konusunda
Osmanh yneticileri ve Osmanh Musevleri arasmdaki nyargilan veya
bilgisizlik ve ilgisizligi anlamaya yarar. Bu dnemde Sionist temsiIcilere
sempatiile bakan Celal Nuri Bey (leri), Sionist temsilci Dr. Viktor Jacob-
son ile Evkaf Naziri Harnada Paya arasmda bir randevu ayarlar ve Ce-
ll Nuri onu Sionist olarak takdim edince, nazir gaka yollu, "Ha, demek
Filistin'de Yahudi devletinikuracaksruz?" der ve Dr. Jacobson'unizaha-
tmm bitmesini beklemeden, "Evet, bu manasizhklarm sebebi bizIere ge-
len her Musevinin kesinlikle Sionist olmadigim syleyip sze baglamasi
ve Filistin'deki yerlegmeler ile ilgili mracaatindan nce bunu tekrarla-
masidir. Biz Trklere, bu duruida haliyle Sionistlere kargi pupheyle
bakinaktan bagka i kalmlyor," der. Sionizmi ciddiye almayan tutum da
bu dnemde yaygin olmahydi (CZA, a 19/7.2- Jacobson'danWolfs-
sohn'a rapor Constantinople, 8. XI. 1909 tarihli). Sionist temsilciler stan-
bul'da Anglo-Palestine Company'nin kurdugu Anglo-Levantine Bank'm gu-

+ stanbul'dakipapahk temsilcisi (Delegue Apostoligue).


12 Die Welt, no: 18, s. 7, 2 October 1897;
no: 17, s. 3-4.
be yneticileri olarak bulunmaktaydilar. Jacobsonve Lichtheim bu tem-
sileilerin arasmda en nemli iki portredir. Osmanh mparatorlugu'nun
son on yilmda Sionizmin de bag1msizhk, hatt belirlisuurlar iinde mut-
lak bir zerklik degil; ancak idar ve kltrel bir zerklik program1yla 21/

ortaya iktigi griilmektedir ki iligkilerde bu unsuru gz ardi etmemek


gerekmektedir. Nihayet Sionizmin Trablusgarb Savagi, Birinci Dnya Sa-
vagi gibi olaylarda Osmanh ynetim ve politikasma destekledigi veya
destekler grndg; bu nedenle de diytaki kamuoyunun aleyhte kam-
panya ve baslalarmdan bunalan; gerek d2; devletlerin, gerekse digta ye
ite birtakim bagka gruplarin destegini arayan Osmanh ynetici evrele-
rinin Sionist hareketten rahatsiz olmadiklara anlagilmaktadir. Dgman
olmayan, destekler grnen gruplara kar bu tutum dogal kargilanma-
hdtr. Her geye ragmen, iligkiler tek boyuttu olarak ele ahnamayacak ka-
dar kangik bir yumak haliradedir. Bu gibi destek gsterilerinden Sionist
rgtler kammadalar. rnegin,SionistlerinBalkan Savagi'nda tibb yar-
dim iin orduya katilacak bir grup ve Birinci Cihan Savagi'nda da Os-
manh birliklerine yaniim iin gnll birlikler kurma konusunda giri-
gimleri grlmektedir. Ashnda Sionist gruplarm Osmanh birliginin de-
vamimve Osmanh idaresini Filistin'deki yerlegme iin en uygun bir var-
hk olarak grdkleri de aakg13 Ba nedenlerle rnegin Hicaz demiryo-
lu yapmuna bile Sionist organizasyon teberruda bulunmak istedi. Kug-
kusuz ki, aym dnemde Birinci Dnya Savagt'nda Sionist gruplarm ba-
zilarinm ilerleyen Britanya kuvvetleriyle temasa getikleri ve onlara is-
tihbarat hizmetleri arz ettikleri de bilinen vakiad2r. Du denge politikast,
Osmanh egemenliginin son zamanlannda belirgin biimde ortaya ik-
migtir.
bir olay, eskiKuds valisi Ekrem Bey'in 1907 senesin-
oktekrarlanan 'tehlikeli
de, zellikle Rusya'dan gelen Musevilerin unsurlar oldugu' ve
'devletin
selmeti aismdan gn nlenmesi ve kontrollerinin gerektigi-
ni' dahiliye nazarma telkin etmesidir14 Aym mutasarnfm Kuds'te bu-
lundugu sirada bunun aksi bir tutumda oldugu ve dogrusu Rusya Yahu-
dilerimn gne kapi etkin tedbirlerden sz etmedigi bilinlyor. Osmanh
yneticismin bu politikalarinda gnn partlarmm, degigen yapilarm et-
kin oldugu keyfiyetine, tek rnek bu degildir
Osmanh yneticileri, Sionizm.konusunda gpheci olmakla birlikte,
zaman zaman takdirden ve hatta Sionistlerle temastan ekinmemiglerdir.
Kuds mutasarnfmm aldigi bir bor zerine Levontin, 3 Mayis 1904'te

13 Central Zionist Archive, 39-A II a2, 3, 4. Sympathieaktionen der Zionistischen


Organisation der Trkei in Trkisch-talienischen Kriege-Entwurf von Dr M.
Nordau, 5 October 1911; aytu biimde A11d/Z2 Sionistlerin Hicz demiryoluna
ba girigimleri de burada zikrediliyor.
14 L Friedman, a.g.e., s. 141, aynca CZA., A 19/7 Jacobson'dan Wolfssohn'a 10 Sep-
tember 1908 tarihli rapor.
Herzl'e yu raporu yazlyordu: "Mutasarnf beni acele agudi ve maliye na-
zmndan aldigt bir telgraf.zerine benden 3000 sterling daha bor istedi."
Mutasarnfm daha nce de sikmtih durumlgrda Sionist liderden-byle
212 bor aldigi anlagihyor. Levontin, "Bu yilki koyun vergisi (resm-i agnam)
iyi olacak, bu mebla da demekte bir mahyur grmyorum," diyor.15
Bu arada ilgin olan durum maliyedeki sikinh yznden yneticiterle
Sionist koloni arasmda dogan bu gibi alacak-bor iligkilerinin literatr-
de sadece yerel yneticilerin bir hatasi, hatt suiistimali olarak gsteril-
mesidir.16 IL Meyrtiyet dneminde de, Talt Paga'dan diger ttihad ve
Terakki liderlerine kadar bazi kimselerin, Filistin'in kalkmmasi ve vergi
gelirlerinin artmasmda Sionist koloniteri takdirle izledigi grlyor. An-
cak diger yandan Arab-Yahudi atigmasuun artmasi, byk devletlerin
kolonizasyondan kendi ikarlari dogrultusurida istifade ve mdahalele-
ri dolayistyla, toprak alumnm nlenme tegebbsleri grlmektedr.
zellildebu nedenle Talt Papa, Rusya tebaahlarm Osmanh uyruguna
'ffentlich-rechflich'

gemeleri zerinde israrla durmugtu. Sionistlerin


deyimiyIe ifde ettikleri kltrel zerklik ye idareye katilma talepleri
Osmanh parlamentosunda g, kolonizasyon ve bagimsizhk faaliyeti
olarak tenkit edildiginde (zellikle Cosmidi Efendi tarafmdan), Sad-
razam Hakki Paga Sionist emellerine karp tedbir almacag1m bildirdi.
Sio1st31her3erhenmo31sso3m unun zeieMr3m'kuiu o3anMa3g
Paga'ya 10 Agustos 1911 tarihinde qu mektobu yaziyor:" "Votre altesse
n'a pas besoin de Iongues explications pour comprendre que le terme
'droit

[1ffentlich-rehctlich] que Yexpression franaise public' ne rend


qu'imperfaitement appliqu des relations entre l'individu ou un group
'mme-hakla-
d'individue.." geklinde baglayan aiklamasinda, terimin
n'ndan tede bir talep ifade etmedigini aaldiyordu.
Basmda Ebzziya Tevfik, antisemit ve anti-Sionist bir tavir almqti.
Buna karghk Ahmed Agayeff (Agaoglu Ahnted) ve Esad, Sion dostu ola-
rak bilhassa Sionist temsilei Jacobson tarafindan gsteriliyor. Ancak bu
konularda daha sogukkanh bir degerlendirmeci olan halefi Lichtheim,
bunlarm Sion dostu olmaktan ok, ngilizlerekarp ve diger ulusalci Os-
manh gayrimslim unsurlara kargi Musevileri ve Sionistleri destekler g-
rndklerini belirtmektedir.18 Dr. Abdullah Cevdet Yahudiligin ve Si-
onist hareketin sempatizamdir. Ancak Alemdar gazetesi ve Ebzziya Tev-
fik devamh antisemit ve anti Sionist bir negriyat yapmaktadirlar. Diger
taraftan Sionist temsilciler tarafmdan antisentit olarak degerlendirilen ik-
dam ve Peym yazan Ali Kemal'in pek de le olmadigi, d4 devletlerin

15 CZA, ZI/541 Levontin'den Herzl'e, Jaffa3 Mag 1904.


16 M. Kemal ke,Siyonizm ve Filistin Sorunu, stanbul1982, s. 90.
17 CZA., Z2/1, s.401-410, 'Trkische Parlamentsangriffe auf den Zionysmus', Dr.
VYolfssohn'dan Sadrazam Hakki Paga'ya, (Kln) Cologne, 1DApril 1911.
18 Lichtheim, Rckkehr, s. 188.
bazilartnm Sionizmi destekler grnmesinden dolayi, Sionizme kargi ol-
dugu grlyor. Nitekim, dnem iinde antisemit bir kadronun ynetti-
giAlman politikasi, zellikle stanbul'dakiAlman imparatorluk temsilei-
Ieri; Byke1i Wangenheim'in sirf Almanya'am Filistin'deki ikarlanna 2/3
uyar dgncesiyle Sionizme destek oldugu, hatt 19. yzyilda antisemi-
tizmin gampiyonu olan Rusya'am stanbul'dakidiplomatlanmn bile Rus
pasaportlu Filistin kolonizatrlerine benzer egilimlerle pek karyi olma-
diklan bilinmektedir? Anti-Sionist politikanm veya Sionizm sempad-
zanhgnun bu nedenle hibig Osmanh evresinde bir firka yeligi veya
muhalif veya iktidar taraftan olmakla pek paralelligi yok gibi grn-
mektedir. Gene ttihad11arm muhalifi Riz Tevfik, Sionizme sempati
duyan bir dgnrd. Bir yerde Sionizm hakktnda Trk yneticilerin
bilgisizligi de bu ilgisizligin bir belirtisidir. Savag yillarmda Cemal Pa-
pa'nm Sionizme kargi uygulamalan nedeniyle mahkemeye verilen Dr.
Ruppin'in hattralarmdaki gu ifade dikkate degerdir.20 "Trkische Offizi-
ere die als Richter fungierten hatten von Zionizmus nicht die geringste
Ahnung, und mit den Zivilrichtern vvelche die Anklage vorbereiteten
stand es nicht besser..." Yani, Trk asker yargilarm Sionizm hakkmda
hibir gey bilmediklerini ve adliye silkindeki, sivil yarg1 ve iddianame-
yi hazirlayan savc11arm da onlardan daha fazla bir gey bilmedigini sy-
lyor. Savag iinde Cemal Papa ve yardimasi Bahaeddin, Sionist koloni-
zatrlere karg1 bir tavir iindedir. Yalruz Cemal Papa ve Bahaeddin'in
Arablara kargi da ayni sert tutumu izledilderini biliyoruz. Bu daha ok
blgenin huzurunu despot bir idam ile saglayip Arab ve Musev grupla-
rm ekigmesine meydan vermemek gibi bir tavirla aiklanabilir. Beyrut
Valisi Bekir Sami, Sionist liderle kargi sempatizandir. Bagkentte Talt,
Cavid ve Haci Adil Sionist ge kara uygulamalarda bulunan liderler-
di;21 ancak iktisad bagarilari dolayis1yla Sionizme kari ntr kalmiglar-
dir. Kaldi ki, savag. iinde Alman elisi Wangenheim ve ABD eiisi
Morgenthau'nun Sionist g destekleyen politikalaruun hkmet tara-
fmdan nlenmedigi de biliniyor. ttihadve Terakki liderleri Osmanhlay-
mayi gart koparak, Filistin'de Yahudi varhmi kabule egilimli grn-
yorlar.
Osmanh Msevlerinde de bu dnemde Sionizme kargi suskun ve ih-
tiyatlr bir tavir gzlemleniyor. Onlarm bu tutumu stanbul'dakiSionist
temsilcileri de baglang1ta yamltmig, zaman zaman kizdirnugtir. Onlarm

19 CZA., Z3/51 8 Februar 1915, Wangenheim'dan, Lichtheim'a telgraf CZA.,


Z3/49 s. 24M4. Jacobson'dan Tschlenow'a Rusya sefretindeki grpme hak-
kmda, 2 Mai 1914.
20 Arthur Ruppin, TageMcher Briefe Erinnerungen, Judischeveriag,Atheneaum
1985, s. 264.
21 CZA., Z3/43-00186, Hact Adil Sionist dostu olduldanm ama ge karpi olduk-
larm: sylemig, 4 Januar1912 tarihli.
raporlarmda ve yazigmalarmda bu lazginhgm izierini grmek mm-
kndr. rneginBatzaria Efendi'nin kod ada 'Aprilnarr' olarak gemek-
tedir. Kuds'tekiOsmanh Msevlerinden Yarg1Hammon, Jacobsonta-
214 rafmdan Meclis-i Meb'sn seimlerinde aday olmaya teqvik edilmig ve
kendisinin Sionistleri temsil edebilecek bir kiqi oldugu yolunda Dr. Ja-
cobson tarafmdan degerlendirme yapdnugtir.Jacobson,Hammon iin 11
Kasim 1912'de, "Sionist degilse de, bu konuda anlayipi var, namuslu ve
lyi tanmm19bir gen yarg1,"diyor.E Anlagilan Hammon da sz gmg-
se skt altmdir demeyi tercih edenlerdendi. Nitekim, stanbul'dakiSi-
onist temsilciler E. Karasso, N. Mazliyah gibi ileri gelen Musev meb's-
larla da anlaamamaktadirlar.
Jacobsonve Lichtheim'm en ok hayal kmkhma ugradiklart ve bir
inddet sonra nefret ettikleri kigi hahambagi Hayim Nahum oldu. Na-
hum, o gnden bugne literatrde de yanh; degerlendirilen bir tarih ki-
iliktir. Maliye Nziri Cavid Bey'i, Talt Paga'yt, hattSeyh-l-slm Mu-
sa Kzim Efendi'yi sionist ikarlarma hizmet eden kipiler olarak gsteren
belirli literatrn Nahum'u da aytu kategoriye kolayca soktugu grlr.
Oysa Nahum iin 16 Subat1912'de Lichtheim, 'Nahum zu strzen und
medjlis-i cisman zu haiten-laik konseyi yerinde biralop, Nahum'u alaga-
gi ettirmekten' sz etmektedir? Gerekte Nahum frankofil ve Alman
aleyhtan gruplardandi. Bu tutumunu, Osmanh mparatorluguAlman-
ya'nm yanmda savaga girince de devam ettirmigtir. 14 Arahk 1914 tari-
hinde stanbul'danJacobson;Auerbach'a, Nahum'un Alman eliliginde
eli Wangenheim'la olan grgmesini naklediyor; buna gre Nahum,
frankofil olsa da, germanophobe olmadigmi bykeliye sylemig.Licht-
heim bu mlakat zerine, Nahum'la olan konugmasim da degerlendirk
ken, onun Sionistlerden pek hoglanmadignu qu ifade ile belirtiyor:24
'

seiner Dummheit hat er mir selbst erzaehlt, dass er bei dieser Gelegenhe-
it die Zionisten etwas verleumdet hat, denn im Grunde hasst er uns."
Kupkusuz bu sert degerlendirme, Nahum'un Almanlar ve o paralelde bir
politikayi desfkiememesi ve ekingenliginden ileri gelen ntr tutumuna
kargi sert bir tepkidir. Diger yandan sava; sonrasmda Sionizmin Osman-
h Musevileri arasmda ne gibi bir etki kurabildigini de aragtirmak ihmal
edilmemesi gereken bir konudur.
Osmanh mparatorlugu ve yeni Trkiye'de Msevlerin siyasal tutu-
m ve toplumla btunlegmeleri genelde ok zgn bir nitelik gsterir.
Onu genel Musev tarihi veya anti-Sionist negriyata balop degerlendir-

22 CZA., Z3/43-0014, 11 Nov. 1912, Jacabson'dan Auerbach'a.


23 CZA., Z3/43 d. 16 Februar 1911, Lichtheim'dan Auerbach'a.
24 CZA., Z3250, 2.XII,1914, Lichtheim'm raporu.
* "Malm hamkatiyle bana, Sionistlere bu arada (sefrette)biraz bhtanda bu-
Iundugunu syledi. Ashnda bizden nefret ediyor."
mek mmkn degildir. Kaynaklarm tetkiki ve mukayeseli olarak deger-
lendirilmesi kauulmazdir. Galiba muhterem hocanuz Prof. T.Zafer Tuna-
ya'mn ahyma ve aragttrma yntemi ve IL Meertiyet'in siyasal hayatm-
da Msevilerin rol zerindeki degerlendirmesi bu yndeydi ve nemli 215
bir baglangici olupturmaktaydi.E

25 Tank Zafer Timaya, Trkiye'de Siyasal Parfiler-IkinciMeprtiyet Dnemi, c.1, s-


tanbul, Hrriyet Vakfi yay., 1984, s. 555-563; burada 'Museviler ve rgtleri -

Osmanh lkesindeSiyonizm Sorunlan' baghkh blm ttihadve Terakki'yi Ya-


hudi dostu, fakat Siyonist olan ve olmayan Musevileri ayiran bir rgr olarak
niteler.
arail'lidiplomat Neville J. Ivandel,The Arabs and Zionism before World War,
Univ. of California Pmss 1976.
ttihataTrk meb'uslann ve Rum meb'uslarm (bu yanhg) Arablan Sionistlere
kara desteklemedigini sylyor. Eu kitap Sionist argiv belgelerini genig lde
kullamyor. Fakat Osmanh kaynaklarun ve Arab kaynaklarun yeterli kullan-
madig1 grlyor. Bu nedenle abartzh hiikmlere rastlamyor
Osmanl: Yahudileri ve Tiirk Dili

19. astrda Yahudiler btn dnyada dilproblemiyle karpikargiya gel-


difer. nkegitim yaygmlaymty, gazete ve kitap hemen hemenher eve
girmigti ve asil nemlisi herkes milliyetiydi; mill kimligi ifade vasitala-
nnm baymda da dil geliyordu. En byk problem Yahudilerin bulun-
duklan lkeyle btnlegmeleri ve ulusal dili ok iyi bilen, ulusal edebi-
yata katkida bulunan mnevverlerle ortaya akti. Acaba Yahudi toplu-
mu mill dilleri mi konugmahyd1? Ortadogu, yani Osmanh lkelerinde-
ki Yahudiler muhtelif dilleri konuquyordu. Bunlann brancaveya Yidig
gibi Yahudilere zgn diller oldugunu sylemek zor; Judeo-Espagnol gi-
bi Yahudi renklerini alan ve o cemste zg bir ispanyollehesi Osman-
h Yahudileri arasmda hkim dildi. Ne var ki, bu dilde egitim ve yaym 19.
yzy1hn ihtiyalanna cevap veremezdi ve asr medeniyete, Osmanh Ya-
hudilerinin bu dille uyum saglamalan mmkn grnmyordu. Malum
oldugu gibi; Trkiye Yahudilerine modern egitimi Alliance Israelite ni-
verselle'in getirmesi, modern egitim diIinin Fransizca olmasi (stelikbu
okullar bu dili ok iyi gretiyordu), toplum hayatmda da Judeo-Espag-
nol'un gerilemesine ve sekin zmrenin gnlk hayatta Fransizca konu-
gup yazmaya baglamasiyla neticelendi. Nitekim, Trkiye Yahudilerinin
hayatmda Judeo-Espagnol gazeteden ok Fransizca gazete vardir ve
bunlar uzun mrl ohnuptur. Asd nemlisiilmi kitap ve edebi yaymlar
(romanIar ve mesel Avram Galanti'nin kitaplan) Fransizca yazilmig ve
basilmigtir (40yildir bu durum degigti).Artik Trk Yahudileri herkes gi-
bi sadece Trke yaziyor ve Trke okuyor, Salom ve Tinaki gazeteleri
temelde Trke iktyor. Trk Musev yazarlan roman ve hikyeleriyle
Trke edebiyat dunyasmda yerini ahyor. $urasimnemle belirtelim;
19. yzyil ortalarma kadar Osmanh Yahudi toplumunun dil sorunu ol-
dugu sylenemez. Ama asnn ikinci yansmda Franstzcanm girmesiyle,
bu linguistic denge bozuldu. Judeo-Espagnol iin gerileme baglayacakti;
iki dil arasmdaki tartiemaya grg ve tavar olarak bir ncs, yani
Trke taraftarlart da katilacakti.
Trkenin 19. yzyd sonlanndan itibaren Yahudi aydmlar arasinda
kabul gren bir dil oldugu basm hayatmdan da anla1hyor. rneginha-
hambagt (Chiefrabby) kethdasi Moiz Fresco 1888-1890 yillannda z-
mir'de Ostadadh Trke (fakat branharfli) bir gazete akanyordu. IL
Meyrtiyet dneminde Nesim Mazliyah ttihad,Moiz Kohen ise 1915-18
ylllarmda iktisadiyt mecmuasuu akarruplard1.1 Maamafih Moiz Kohen
Tekinalp'in cumhuriyet dneminde sadece Trkeyi degil, tamamen
Trklegmeyi savundugu malumdur.
Cografi ynden Msevler imparatorlugun en genigalana yaydan gru- 217
budur. Btn Arab vilyetlerinde, Mezopotamya'da yaarlaid1.Araba di-
ymda yukan Mezopotamya'da ramcave Krde konuganlar vardi, srail
kurulduktan sonra bu nfus g edince ramca nemli bir darbe yedi.
Bati Anadolu'da zmirbagta, hemen her kent merkezinde Bursa'da,
Orta Anadolu gehirlerinde cematler (kahal) vardi. Buralarda Judeo-Es-
pagnol temel dildi. Gene Osmanh Avrupasi'nda da, Selanik bir Yahudi
ehri denecek kadar kalabahk cemate sahipti. Tarih demografik tetkik-
ler 16. asirdan beri gehirde Yahudiligin egemen oldugunu ortaya koyu-
yor. 19. yzydda maarif hayatmm merkez devlet tarafmdan yeniden d-
zenlenmesi ile gayrimslim Osmanh okullarma Trke zorunlu olarak
kondu. Bu kaideye gayrimslimler iinde en ok itaat eden ve Trk dili,
Trk edebiyati, Trk tarihi ve cografyasim okutanlar Yahudiler oldu; 'Al-
liance Israelite niverselle' okullan kurulunca da ayni yol izlendi.
Osmanh Yahudilerinin zgn dili Judeo-Espagnol, Osmanh Ikesine
g eden Dogu ve Orta Avrupah Akenaz Yahudilerin konugtugu Yidig,
asimile etmigti. Fakat
talya'dan g edenlerin konuptugu talyancay1
Franstzca ve Fransiz etkisi kargismda aym baanyi gsteremedi. Franstz
dili, bu iine kapanmig ve iki as1rdir ekonomik kltrel knt iinde-
ki cemati dnyaya aan ve dirilten bir rol oynamaktaydi. Trkenin Ju-
deo-Espagnol'un (halk arasmda Trklerin Yahudice dedigi) yerini alma-
dgnyorlardi? Bu konuda sarih bilgi-
suu isteyenler Fransizca iin ne
miz yoktur. Vakia bu talepte bulunan nde gelen Yahudi aydmlarmm

hepsinin lyi Fransizca bildikleri malumdur. Musev Alliance okullarinda


geri temel egitim Fransizca idi ama, 1925'te ikan Tevhd-i Tedrisat (egi-
timin standartlagmasi) Kanunu'ndan sonraki gibi bir program vardi. Bu
konuda Alliance okullan, deta Galatasaray (Mekteb-i Sultan) ile para-
lel bir program izlemekteydi. Trke ve Fransizcaya egit derecede nem
veriliyordu. Trk tarihi, Trk cografyasi, Turk dili ve edebiyatma agirhk
okullardaki egitim
veren bu programlarm, belki 1925'ten sonra yabanct
curriculum'unun dzenlenmesine model oldugu dgnlebilir. Bu ne-
denle, Musev mekteplerinde yazih Trke lyi grenilirdi. Bilinmeyen
bir gerek, imparatortugun yksek rtbeli yneticileri arasinda ok faz-
la sayida Musev olmamasma ragmen, merkezde bakanhklarda, tagra
idaresinde zellikle Mallye Nezreti'nde kalabahk sayida Musevi me-
grenilmesiyle sag-
murun bulunmasidir. Bu, okullarda Trk dilinin iyi
lanan bir avantajdi. Szn ettigimiz memurlar, Nfia ve Ziraat komis-

1 Bu listeler iin Nesim Benbanaste, Trk MusevfBasom


rneklerte Tarihesi, Istan-
bul 1988, s. 57-62.
yono ve Menfi-i Ummiyye Sandig1(umum tasarruf kredi sandigi) gi-
bi mahall kurullardaki yeler degillerdi sadece, merkez hkmet tara-
fmdan tyin edilen memurlardan sz ediyoruz (Carter Findley'in son
218 devir Osmanh brokrasisinde zikrettigi gayrimslimler daha ok mer-
kez ofisler ve zellikle Hariclye Nezareti'ndedir. Bkz. Carter Eindley,
Ottoman Civil Officialdom, Princeton, 1989, p. 143-168). Argivlerimizde
tasnif edilip aalan yeni vesika fontlan bize bu konuda yeni bilgiler veri-
yor. Ru meli Vilyt-i gahanesi Mfettig-i Umumiligi Memuriyet-i Celile-
si'nden gnderilen 16 Za 1321/4 Mart 1904 tarihli bir raponia Manastir,
Selnik ve Kosova vilyetlerinde Adliye, Mlkiye ve Maliye'de ahyan
gayrimslim memurlarm listesi veriliyor?
Bu listelere gre, Manastir vilyetinde Musev memur merkezden
tayin edilmig, Kosova'da Dahiliyye Dairesi'nde bir Musev, Adliye Da-
iresinde yine bir Musev vardir. Burada posta idaresinde drt Musev
memur vardir. Ayni yerin Nfia Dairesi'nde 12 adet Musev zabita me-
muru vardir. Bu blgelerdeki Musev nufus azdi ve Osmanh mparator-
lugu'nda memur sayisi da kalabahk olmadig1iin rakamlar kmsene-
cek miktarda degildir?
20. yuzyil bagmda imparatorlugun Yahudi nfusu en az 400.000 kigi
tahmin ediliyor. BunIarm 120.000 kadart Filistin'de ve civarmda, 200 bin-
den fazlasi imparatorlugun ekirdek blgesinde yagiyordu; burada dil
olarak Judeo-Espagnol hkimdi-ve Italyanca ve Yidig gibi bagka dilleri
eritmigti. O kadar ki, Aykenazi sinagoglarmda bile dil, kisa zamanda Ju-
deo-Espagnola dngmgtr. Bizzat Akenazi cemntinin bilgin din
adanu Rav. Dr. Markus kurdugu lisenin arhy treninde Trk dilinin
zerinde nemie durulmasuu belirtir.* Vebu rnek Musev egitimciler
tarafindan takip edilmigtir. Anlalan son devir Osmank Yahudilerine
bakarsak; genig halk tabakasi arasmda 'Osmanhhk' ve 'Trke' bilinci
yoksa da, mnevverler arasmda bir 'Osmanhhk' bilinci vardi; bunu ba-
zdan daha u noktaya, 'Trklk'e kadar gtrdler. Trk dilinin span-
yolca yerine Osmanh yahadilerinin mill dili olarak kabuln ve yerley-
mesini isteyen ele alacagmuz girigim ve kurulan komisyon bu bakundan
nemlidir.5

Burada bir konunun zerinde durmahy1z. Cumhuriyet'in ilk yillarm-


da"Vatanday Trke Konug' kampanyasi strasmda, bu kampanya dola-

2 Yeni tasnifler iin BOA, Rumeli Umum Mfettigli Evraki, TFR-IUM- 1326, 1321-
12-21-26, no: 2907/2, 3, 4, 7, 9, 10.
3 Ayfu dosya, TFR-I-UM-132142-26'da 2907/4, 2, 3, 7 nolu listeler.
4 Moye Grossman, Dr. Markus-Osmanli'dan Cumhuriyet'e Geiple.TrkYahudileri'nden
Grunmler, stanbul-1992,s. 29-Hannavasser gazetesi, 3.12 1911 nshasmdan nakiL
5 BOA, .,AM., no: 6, 17 Ca 1318/12 Eyll 1900 (8 belge).
y1siyla hcum edilen bir grup da, Trkeyi zgn telffuz ile konugan
veya zellikle yagh kadmlann konugamadiklan Musev grubuydu: Ah-
met Emin Yalman (kendisi SelnikIi Sebatayct gruptan) dahi, liberal tu-
tumuna ragmen dil milliyetilexi arasmda yer almigtive Msevlere y- 219
le hitap ediyordu: "Dnyanm hibir memleketi yoktur ki, orada yerlegen
Msevler memleketin dilini benimsemesinler ve anadili haline koyma-
smlar. okgariptir, bunun yegne istisnasi Trkiye'dir; Yahudilere asir-
lardan beri dost ve efendi muamelesi eden ve ifrat cereyanlarnun ilerle-
mesine imkn birakmayan Trkiye..." Yazar spanyolca ve Fransizcano
umumt yerlerde kullamlmasuu tenkit ediyordu (Ayhan Aktar, 'Cumhu-
riyetin lk Y111arindaUygulanan Trkleytirme Politikalan', Tarih ve Top-
lum, Arahk 1996, s. 13). Du dil politikasi, Moiz Kohen Tekinalp gibiler ta-
rafmdan da takip edildi Bugnk Trk Msevlerinin Trke yi kullan-
mast ve onu iyi yazan bir grup olmasmda bu politikalar mi, yoksa siya-
s, hukuki, iktisad, kltrel btnlegme mi rol oynad1, komi tartigthr.
23 Za 1317/24 Nisan 1900 taxihinde Dersadet Musevileri Hahamba-
gi Kaymakann (locum-tenens) Moshe Levi cenahlarmm imza ve mhry-
le Adliye ve Mezhib Nezreti'ne verilen bir dilekede Lisan-1 Osma-
nnin (Trkenin) lisan-i mill olarak kabuln talep etmekteydi. zetle
dilekede gu hususlar belirtilmektedir;
Asirlarca bizi himaye eden ve nimetini veren Osmanh saltanatma
gkran vesilesi olarak, sadik bir millet olan Museviler; Lisan-i Osrnan yi
(Trke) kabul ederek, yaymak ve gimdiye kadarki lisanlan olan span-
yolcayt ortadan kald2rmak ve mevcut Musev mekteplerinde asil dil ola-
rak Trkeyi kabul ve tatbik etmek istlyorlar (bkz. belge 1). Bunun iin
bir 'Tamim-i I isan-10sman Komisyonu' (Osmanhcayi yayma komisyo-
nu) teykil edilmig olup, ekte bu komisyon azasuun isimleri takdim edil-
migtir. Marif Nztri (9 Mayis 1900), Hariciye Nzin (28 May1s 1900),
Adliye Nzin (25Mayis 1900) tarihlerinde bu talebi uygun grdlderini
sadrete (bagbakanhk)bildirmigler ve Osmanh kabinesi hahambagi kay-
makanu (locum tenens) tarafmdan verilen rapor zerine, Musevilerin
dilini spanyolcadanTrkeye evirmek ve yaymak iin komisyonun
varhgmi ve faaliyetini 5 Eyll 1900 (10 Ca 1318) tarihinde kabul etmigtir
(bkz. belge 2). Bunun zerine ayni gn saraydan irde akmigtir.
Eu komisyonun azalan Osmanh Yahudi cemati iinde tanman ve
sonraki yillarda politik ve kltrel hayatta da rol oynayacak simalardir
(bkz. belge 3);
Tamim-i Lisan-1 Osman Komisyonu (Osmanhcayi yayma komisyo-
nu) yeleri:

220 a) Rsumat emneti cellesi fercme kalemi mdr muavini Haruna-izde


saadeflujak bey
b) Bahriye Nezreti cellesi sertercmam kaymakam izzettu Moiz bey
c) Daire-i celle-i Hriciye ve umr-i pehbenderkaleminden Hak izzellu Yu-
suf bey
d) Marif Nezdreti cefilesi encmen-i teffi; ve muayene azaamdan refetlu shak
efendi
e) Daire-i celle-i Hriclye ve umr-i ticariye kaleminden izzetlu JakMenage
f) stireodast mpavirlerinden izzellu ishakYena efendi
g) Ebbb-i bahriyeden kolagast refeilu Viktor efendi
h) Muallimin-i Mseviyyeden hahamHayim Nahum efendi, sonraki hahamba-

i) parkdemiryollart idresi hukuk mgviri refettu JakSamanon efendi


.

Bu konuda Jak Samanon'un byk torun ocugu Lizi Behmoaras


21 Haziran 1995
benden aldigi vesika ve aile hatiralanyla Salom'un
nshasinda bir makale hazirlad1.
k) Ettbb-i mlkiyeden refetlu JakMandil efendi

Bu listede bir tek kigi devlet memuru degildi. O da gelecegin (11 se-
ne sonra) imparatorluk haharnbagisi olacak Hayim Nehum efendidir.
Digerleri hepsi asker ve mlk erkndandir. Jak Mandil efendi saraym
hekimi olmugtur. Torunu Matilda nl Trk yazan YagarKemal Gke-
li ile evlidir. SarkDemiryollan hukuk mgaviri Jak Samanon'un torunu
Lizi Behmoaras (Salom, 23 Haziran 1995) da dedesi hakkmda biyografik
bilgi veriyor.6 Avram Galanti bu komisyondan sz.ederse de yelerden
ve ilgili arzuhal ve iradelerden sz etmez. Osmanh cemiyetinde 1840'lar-
da Moiz Fresko gibi Yahudi aydmlann Trkenin kabuln nerdigini
de bu vesile ile hatirlatahm.
Bu gen Yahudi aydru, zikrettigimiz Yahudi aydmlann yanada
Prens Yusuf Izzettin ve Galib Papa gibi aristokrat Trklerle ahbabdir ve
edeb bir grup olugturmuglardir. 48 yagmda lmgtr, n1tarihi Av-
ram Galanti byle bir girigim ve komisyondan bahsetmigse de, komis-
yen.yeleri ve ilgili brokratik procedure'den sz etmez. Bunlar bagba-
kanhk argivi fontlarmda mevcuttur. gphesizki, Galanti'nin Trkler ve
Yahudiler adh eserinde belirttigi gibi mekteplerdeki Trke girigiminden
evvel, Talmud ve Tevrat'm Trke tefsir tercmeleri de vardir.7 Fakat,
cidd bir biimde Trke okuma yazma ve konugmaya ynehk bir egi-

6 Lizi Behmoaras, 'JakSamanon Efendi ve Trke Aki Asrumz Dogarken', Salom,


21 Haziran 1995, s. 5.
7 Avram Galanti, Trkler ve Yahudder, stanbul1947 s. 156, 162.
tim grmek iin bilinen ilk girigim budur ve Trk Yahudilerinin Trk-
eyle butnlegme tarihi iin bu nemlidir. Komisyonun ahymalan ze-
rine fazla bilgi yoktur. Fakat zaten bu tarihlerden itibaren spanyolca,
Yahudi cemati arasmda ok kere eve mnhasir kalnug, okullarda terk 221

edilmigti. Gazetelerde ve ibadette daha uzun zaman kullam1migsa da,


gittike gerilemigtir. Bugn Trkiye Yahudileri iin Judeo-Espagnol artik
arkaik bir dildir.
222 Osmanla Modernleymesi ve Sabetayctlzle

16 Eyll 1666'da hem Yahudilik, hem de Trklye tarihi iin nemli


bir olay meydana geldi. Bir mddettir beklenen Mesih oldugunu iddia
eden ve imparatorlugun birok kyesinde, hatta Dogu Avrupa'daki Ya-
hudilerin bile bir kesimini ikna eden Sabetai Zvi Sltan IV. Mehmed ta-
rafmdan Edirne'ye getirtilmig ve orada divanda yargilammyt1.zmir'de
kazandigi etkiden dolay1, hahamlann gikyeti ve huzursuzluk bunun
nedeniydi. Bizzat Seyhlislam Van Mehmet ,Efendi yarg1lardanda.
lmemahkm edilecegini grendigi son anda bir tereddt ve ardm-
dan bir telkinle Mslmanhgi kabul etti ve Aziz Mehmet Efendi adim al-
di. Bunu kendisine telkin eden muhted bir Yahudi olan hekimbagi Ha-
yatzade'ydi. Sabatai Zvi bagiglandi, kendisine 150 ake yevmiye bag
landive kapucubaphk memuriyetinden emekli edildi. Maiyyetine de ben-
zer rtbe ve armaganlar verildi. Kendisine inananlarla birlikte zellikle
hadiselere sebeb oldugu zmit'iterk edecekti. Bundan sonra Selnik geh-
ri cemaatinin baghca yerleyme yeri oldu. Sabetai bundan sonra Arnavut-
luk'a gemig ve orada lmgtr. Kendisine inananlar Mesih'in tekrar
'dnme' 'av-

dnmesini bekliyorlard1, Sabetaym cemaatine Trkler veya


deti', eski dindaglan, yani Yahudiler ise sazanikos (renkleridegigen bir
bahk oldugundan) demekteydi. Cemaat ise kendine inananlan, ma'ami-
nim diye adlandmr. Ashnda Sabetaycihk bazilarmm sandigmm aksine
basit bir gizli din degildir. Bir lasun Yahudiler Zvi'nin korktugunu d-
gnp beise kapildi. Miiridlerin kimi eski inamga dnd. Kimisi onu iz-
ledi. Kavga Dogu Avrupa'ya da s1radi, Frankistler cemaatin iinde hu-
zursuzluk yaratti. Fakat asil kanyikhk histeriografide sryor, bu vaka-
yt Osmanh Yahudiliginin 17. asirdan sonraki dekadansmm nedeni ola-
rak gsterenler var.1 Esasen Trkiye tarihiliginde de paralel bir yakla-
gimla gerilemeyi slamdin adamlarma hasredenler vardi. Laik tarihiler
bazen dine gereginden ok nem verirler.

* Tiryaki, Sayi:
24, Mayis 1998, s.9-18.
1 Benzer gekilde Yemen'de art arda iki tane sahte mesihgukrKuheyl I (1861-65)ve
SukrKuheyl II (1868-75)aknug. ncbir Yahudi sahte mesih ise (1883-93)yil-
larmda ortaya ikan Yusuf Abdullah'tr. Her nn de Mslmanlar arasmda
hemfikir ve mrifleri olmugtur. Hatta gukrKuheyI II Musevilerle Zeydigiler ara-
smda sahiplenme konusunda bir ekigmeye bile neden olmuytur. Ekz. Bet-Zion
Eraqi Klorman, 'Mslim supporters of jewish Messiahs in Yemen', Middle Eastern
Studies, VoL29/4 1992, s. 714.
Sabetaycihm Mslmanhkla sirf grn olarak nu ilgisi var, yoksa
muhteva olarak da baz1iligkileri var mi? Gizli bir inan olarak hakkmda
fazla bilgi sahibi degiliz. Diger yandan o gnden bugne dolaan bir ri-
vayet, 17. yzyilm tm dnyada (kiyametbekleyen millienarist) insan- 223
hgi iin bu hareketin Yahudi olmayanlar tarafmdan da izlenip benimsen-
digi ve Sabetay'm mesih olarak selamlandigidir.2 BaziSabetaycilarm ne-
silden nesile kendi ilerinde tapidiklari bu bilgiyi belgelemek gtr. An-
cak Selnik yresiyle ailev baglan olan ve o lkenin kltrelkahp
ve ri-
vayet ve grglerininyargisiz olarak hayathikyesinde nakleden Cahit -

Uuk (Bir Imparatorluk kerken, Yap1Kredi yayuu, 1stanbul1995, s. 79) o


"$ehrin
dnemde Selnik'te dolaan bu rivayete deginlyor. Mslman-
lan da sylenti arasmda; bu tarikata (yIe diyor) diger dinlerden Hristi-
yan ve Mslmanlarm girdigini, padigahm da bu nedenle hepiniz Ms-
lman olmazsamz boynunuz vurulacak diye Sabatai Zvi'yi tehdit etti-
gini,bunun zerine hepsinin grngte Mslmanhgt kabul ettigi..."
eklinde bir rivayettir bu. Belgelere
yansimayan bu sylenti dogruysa;
Saray'm ve Osmanh idaresinin Sabatai Zvi ve taraftarlanm zahiren de
olsa Islam'a dndrerek byk bir idam faaliyetini ve kriz atlatmay; be-
cerdigi aiktir. Halkm bu tefsir ve inancmm tarihi bir temeli de olmah-
dir. Kuvvetle muhtemelen, bir kisun mensublar Yahudilikten degil bag-
ka dinden gelmelerdir. Cahit Uuk da Selnik'te Sabata Zvi cemaatinin
oru-namaz gibi Mslman adetlerine riyayetkr oldugunu nakledlyor.
19. yzyilda Selnik'te bu cemaatin iktisad ve kltrel bakimdan herke-
si getigi anlagihyor. Nitekim Mayis 1901'de Selnik'e vali olan Mehmet
Tevfik Bey hatiralarmda Fevziye Mektebleri'nin (mektebleribu cemaatin
kurdugunu zikretmiyor ve belki bilmiyor) diger mekteblerin fevkinde
oldugunu, iyi memur yetigtirdigini belirtmektedir. (Bir devlet adammm
[Mehmed Tevfik Biren111.Abdlhamid ve Meyrutiyet demi hattratart,cild I,
Arma yaym, Istanbul 1993, s. 170). Sabetayolar sonraki asarlarda Edirne
ve bazi Rumeli gehirlerinde 1912-1913 Balkan savaglanndan soara Ms-
lmanlarla birlikte imparatorluga g ederek stanbulve zmirgibi ge-
hirlere de yerleptiler Osmanh mparatorlugu'nda byle bir millet grubu
yoktu. Hele 20. yzyilda kimin Sabetaya oldugu kayitla belli degildi ve
ritellerinden vazgetikleri iin birok mensubu bakimmdan da nemli
bir egilim olma vasfmi kaybetti. Bilhassa Kemalist laisizm Trk toplu-
munda bu meseleyi adamakilh silmig ve k1y1ya itmigtir. Esasen gemig
asirlarda da Sabetaycilar idare nezdinde Mslmandi ve 19. yzyil mo-
dernlegmesi boyunca bu adi konmamig asimilasyonun hadisesiz bir ge-
kilde ilerleme kaydettigi grlyor. Makalemizin konusu da bu mo-
dernleyme sreci olacaktir.
Sabetaycdarm basit bir gizli din ve gizli Yahudi mezhebi olmadiklan

2 Fmdikli Mehmed, SUahdarTarihi, cild 1, s. 431, Sene 1077 8/1666.


(spanya'daki Maranoslarm aksine) gu iki husustan da anlaghr. 19. yz-
yll ve ncesinde, Sefarad Yahudiler ya JudeoEspagnol konugmuy sonra
Fransizca kullanmigken, Sabetaycilann 19. asirdan itibaren ev dili Trk-
onlan aforoz etmiyti, ama Sabetaycilar
224 e olmugtu. Ortodoks Musevler
bu konuda onlardan daha katlydi. kincive nemli unsur, Mesih'i bek-
leyen (yani Sabatai Zvi) bu cemaat her iki dinin ibadetini ok sofuca ye-
rine getirmekteydi Nitekim Osmanh mparatorlugu'nun cra kpelerin-
deki gizli Hiristiyan cemaatler sadece idarenin kayttlartkargismda Ms-
lman olduklarun syler ve ibadeti pek yerine getirmezken, Sabetayci-
larm bu sofu davrarugi dikkati eker ve kendi mistisizmleri bakunmdan
nemli bir noktadir. Nitekim 1856 Islahat Fermam sonrasi, Girit, Make-
donya, Dogu Sirbistan, bilhassa Arnavutluk ve Dogu Karadeniz'de birta-
kim gizli Huistiyan cemaatler artik bir hrriyet havasi sezdiklerinden es-
ki dinlerini aakladi ve kimliklerini saklamadilar? Halbuki Selnik'teki
kalabahk Sabetayc1 cemaat byle bir aiklamada bulunmadi ve stelik
grngte slamiibadeti gene softica devam ettirdi ve kendi eski riteli-
onlar da resmen
ne devam etti. Bilinen hahamlari olmalarma ragrnen,
a11danmadi; gene Talmud-Tevrat Yahudileriyle iligki kurmadilar ve
inanIari hakkmda hibir a1klama yapan risale kaleme alan 1kmadi
(son zamanlarda bu konuda yazan lgazZorlu hari). Tam aksine eski
devrin tccar ve zenaati Sabetayc11aridaha ok egitime nem verdi ve
Osmanh brokrasisinde dalla ok grev aldilar. Daha ok yurtsever ha-
reketlere karryti ve nitelikli serbest meslekler icra ettiler. Nitekim bu d-
nemde akardiklarmi bildigimiz tek yaym orgam da ne din ne de siyas-
dir. Ama szn ettigimiz organ laik ve meden bir genlik yetiptirmeye
ynelik iki haftahk bir dergidir. Duderginin zerinde duracag1z. Osman-
h nfus sayunlari din esasina gre olur. Selnik Sabetaycilari Yahudiler
arasmda degil, Mslmanlar arasmda kayst edilir. 19. yzyildan itibaren
bir aiklama gene sz konusu degildir. Devlet bu cemaati tammaz; ce-
maatin de gizli bir rgtlenme iinde kendi kay1tlarim tuttugu gpheli-
dir. Zaten Sabetai Zvi'den sonra cemaat kendi iinde paralanmigttr ve
bu gibi bir rgt ve gizli kayit ve nfus sayunmm da fazla bir gey gs-
termeyecegi aiktir. Bu nedenle Sabetaycilarm sayisi gemigte ve gn-
mzde kimsenin vkif olmadig bir sirdn
Selnik Sabetaycilarm elimizde bilinen ilk periyodikorgani Gonca-i
Edeb adh bir on beg gnlk meemuadir. lknshasi I Mart 1299'da (1882)
~

3 Bu konada rivayetler: Slousch N: 'Lesdeunmes, une secte judeo-musulmane de


Salonique', Revuedu monde musulman, No XU, Faris-1908'de yer ahr.
brahimA. Gvsa, Sabetay Sevi, Resimii Yeni Lugat ve Ansildopedi, I-V stanbul,
1939.
Abdurrahman Kk, Dnmeler ve Dnmelik Tarihi, tken, istanbul,Sine D,
5.155.
11amqtir.Asil redaktr Fazh Necib Bey'di. Bu risalede Sabetaycihga a-
it bir telkin ve bilgi yoktur. Genlere hitap eder, fakat dinden sz etmez.
Daha dogrusu kozmopolit bir Trk tarikat1 olan Mevlevttarikati (men-
sublan arasmda, Yahudi ve Hiristiyarilar devamli) ok vlur; Selnik 225
Mevlev derghmdaki yinler ve derghm duvarlapndaki yazilardan
sz edilir.4 Bu kozmopolit tarikat, Batihlagmig kozmopolit evrelerde
ok seviliyordu. Bu dergi; edeb yazi, piir (bazilart ok amatrce), seya-
hatriameler, Victor Hugo tercmeleri (hep laik yazarlar seiliyor), sonra
entellektel bir gen nasil yetipir ve davramr gibi yazilar ihtiva ediyor.
Bun)arin ogu nahif ve tagra havasi dzeyindedir. Fakat ama egitim,
daha iyi egitim ve dnyaya a11madir. Aika grlyor, Musevlerden
nce Batihlayma ve egitim ile Sabetaycdar daha nce durumlarim yk-
selttiler (emancipelvebir yerde Bati Avrupa'da Musevlerin kendi cemi-
yetlerine yaptiklan kltrel katkiyi, Trk cemiyetinde Sabetaycilar yap-
tilar. Nitekim bir mddet sonra kurulacak Fevziye ve Terakki gibi gerek
anlamdaki gymnasiumlar-laikegitime nem vermigtir. Onlarm bugnku
devami olan Ipk Lisesi de (Istanbul)kanun zorunluluk olan din dersle-
rini laik bir retorique ile srdurmektedir. Gonca-i Edeb egitime nem ve-
rir, her saytda kimya, biyoloji terimleri zerinde aiklamalar yer ahr.
A11an okullardan sz eder. Abdlhamid devri modasma uygun olarak
ailan okullar ve egitimde ilerlemeden sz etmek. Bu rejimin ve sans-
run de hoguna gider. Fakat derginin amaci sansrle uyugmaktan ok,
Battlilagmaydi. Anlagilan modernist Sabetayci sekinIer modern Bati egi-
timiyle, kapah cemaat hayat biiminin degigecegine de inaniyotlardi.
Normalde bu gazetede din bahislerin yer aldigru grmek zor (Mevlevi-
ligi methetmek digmda). Ancak dnmelik zerine bir seri yazi negredi-
len Vatan gazetesi l924 Ocak aymda (10 Ocak 1924'te) Gonca-i Edeb mec-
bunlarm Sabatai
muasim progressiv modern dnmelerin ikardignu ve
Zvi'yi burada parlatanhkla itham.ettiklerini yazar.5 Ben bu pasaji tesbit
edemedim. 'Bir tarih aragtiricisi' imzah bu seride genlerin bu batil mez-
hepten hoglanmayip, izdiva yoluyla Mslman Trk gruba kavugmak
niyetinde olduklar.i syleniyordu. Selanik Sabetaycilari Istanbul'ag et-
tiklerinde benzer mektebleri kurdular ve laik ulusalc1 bir Trk egitim
sisteminde ncti oldular. 19. yzyil boyu Selnik, Edirne, stanbul'daya-
bilgilerimiz yok.
ayan Sabetayc11arm modernlegme srecine dair Resin

4 . Ortayh. 'Tanzimat Dneminde Tanassur ve Din Degiptirme Olaylarf, Tanzi-


mat3n 150. YrfrSempozyumu,Trk Tarih Kurumu, Ankara 1989, s. 1-7.
Girit iin, BA, Jr. Me. Mah. No: 357,14 C1274 (30-1-1858)
skpiin BA, Irad-Han No: 8922, 25 L 1275 (28-VI-1859) ve Arnavutluk iin,
Bardhyl Graceni; 'Le Crypto-christianisme dans la region du Shpat au cours de la
derniere priode Ottoman', Studia Albanica, XXVI/2 1989, s. 93-102.
5 Vatan, 20 Ocak 1924, s. 2, 'Tarihin Esratengiz Bir Sahifesi.' Bir tarih mdekkiki.
Ancak mecmuamn yazarlarmm memur zmresinden oldugu, stan-
bul'dan giden bazi zevatm yazi ve demelerinin basildigi; okuyucularm
civar Edirne'ye kadar uzandig1 anlagihyor.
226 Gazetenin egitimi ve yazarlarm kipiligi; Sebataycilar arasmda Os-
manh brokrasisine bir katuma egilim ve eyleminin oldugu, yabanct dil
egitimi sayesinde dig ticarette de Msluman Trkler ve Yahudilerden
daha niteliklive lyi durumda olduklan anlagihyor.
Bu arada dnme denen Sebataycilar laik bir ulusalc1hgi benimseyen
grup olarak Jn Trk hareketi ve ttihadve Terakkiiin<ie de yer alnug-
lardar. Nitekim imparatorlugun nl maliye nazin Mehmed Cavid Bey,
ki aym zamanda kuvvetli bir iktisata idi, Sabetaycidir. Cavit Bey salta-
nat ve hilfetin aynlmasuu isteyenlerdendi. Diger bir maliye nazin olan
Nzhet Faik, dahiliye nazirlanndan Mustafa Arif ve maarif mstegan ve
hukuk profesr Muslihiddin Adil, Sabetayct kkenliydiler. Trk mat-
buatmm nemli simasi, Vatan gazetesi sahibi Ahmed Emin (Yalman) da
Sabetayciidi ve bu konnda ilk tef rika 1924 Ocak aymda onun gazetesin-
de yayunlandi. Orduda, matbuatta ve ttihadve Terakki parti evrelerin-
de Sabetaycilar vardi. Bunlardan nl Hasan Tahsin (Osman Nevres)
1919 yih 15 Mayis'mda Yunan kitalan zmirleikarken onlara ilk kurgu-
nu sikti ve dimnigi baglatan kahraman olarak tarihe geti. Onunla birlik-
te direnen ve vurulan bir zabit, kolordunun saghk zabiti Selnikli E2kr
Bey de bir Sabetayclydi. Hasan Tahsin (Osinan Nevres) ttihatve Terakki
grubu iinde anar gizme varan fikirleriyle tamnan ilgin bir gahsiyetti.
Cumhuriyet dnemi baglarmda 1924 yib Ocak aymda Trkiye kamu-
'dnme'

oyu ani olarak meselesi ile yz yze geldi. Sebeb cemaatin ken-
di iinden ikmigtt. Bilindigi zere Sabetaym izleyicileri Sabatai Zvi'nin
lmnden sonra zaman iinde birbirine rakip ve kopuk partiye ay-
nlmigti. 1) Yakub (veya Hamdi Bey grubu), 2) Karakaglar(yahut Osman
Baba grubu), 3) Kapancilar (yahut brahim Aga grubu)... Bunlardan ikin-
ci gruba mensub Karakay Rgdi Bey bugn pek anlagilamayan bir sebeb-
'dnme'leri
le 1924 Ocak ayi bagmda Trkiye Byk MilletMeclisi'ne gi-
kyef eden, bunlan (yani kendisinin de dahil oldugu grubu) gayri Trk,
gayri-Islam ve Trklgu smren bir grup olarak itham etti ve bunlarm
Timanistan'la olan ahali mbadelesinde Tiirk olarak bu topraklara geti-
rilmemelermi, ancak hepsinin batil inamy ve tavirlarim biraktp Trkl-
giikabul etmeleri gartiyla Trkiye'de yagayan Trkler olarak-kabul edil-
melerini Millet Meclisi'nden istedi. Sebeb alle ii bir anlagnazhk ve di-
ger dnme liderleri bir tehdit ve intikamdir dendi. Kendisi Sabetayci
olan Ahmed Emin (Yalman) gazetesinde onu mflis, ahIksiz diye su-
ladi. Ancak basinda bir mnakaga baglanugtL Sabetayct (dnme) inanci
zerine birtakun rivayetler yazihp konuquluyordu. Neticede kendisi de
Sabetayci kkenli olan Ahmed Emin gazetesinde bu konuda dnmeleri
anlatan bir tefrikay1 10-22 Ocak 1924 tarihleri arasmda neretti ve dn-
melerin bu inantan vazgeen Iaik, ilerici, ulusalci, yurtsever bir kitle ol-
dugunu yazdudi. Bu Sabetaycilarm kendilerini ilk defa anlattiklari ve
tamttiklan bir yazi serisidir, bu bakimdan ilgintir. Ancak yazanm ismi
'bir
yoktur tarih aragtincist' diye imza atilmigtr. Muhafazakr Sebifr- 22:

regad dergisi bayyazari Ebuzziya Tevfik ise Ahmed Emin'e hcum eden
yazilar yayimladi. Hseyin Cahid (Yalm) ise Tanin'de hem Karakap
Rgdi'yi tenkit ve itham eden, hem de Sebifrregad'i itham eden yazilar
yazdi. Sabetaycilarm Trk oldugunu, aksi grgn irkihk ve Osmanh
imparatorluk realitesi ve Trkiye realitesi ile bandaymadigim ileri tr-
yordu. Bu nedenle, gimdi Trkiye smirlan digmda kalan Selnik Sabe-
taycilannm ahali mbadelesi dig birak1hp Trkiye'ye getirilmemeleri
mnasebetsiz ve tehlikelidir diyordu? Karakay Rdi Bey'in bu dileke-
sinin nedeni pek belli degil Cemaatine duydugu bir kizgmhk ve ihbar
nu, yoksa, gerekten mbadele yznden Selnik'te i; ve glerini bi-
rakmak istemeyen Sabetayci cemaate yardunci olmak
mi istedi? Zira o
stralarda Selnik'te Mustafa Bey, Yunan hkmetine mracaatla.kendi-
lerinin Trk ve Mslman degil; aslen Yahudi olduklarun, bu yzden
mbadele ile ev, i; ve yurtlanndan srlerek gnderilmemelerini iste-
miyti. Konortas bu fikre yatkm grnm ise de, bazi bakanlar Sabetay-
c11armYunanistan'a Trk'ten daha zararh olduklanm ve bu yzden der-
hal Trkiye'ye gnderilmelerini istemiglerdi?
'Dnmelef, yani Sabetaycihm zerindeki mnakayamn arttigi gn-
lerde bazi gazeteciler Trkiye hahambagisi nl bilgin Haim Becera-
'dnmeler'le
no'ya da Yahudiligin ne dereceye kadar alakast oldugunu
sormu1ardir. 12 Ocak 1924 tarihli mlakatmda hahamba, "Ben dinler
konusunda ok tetkikat yaptun, ancak bu Selnikliler konusunda bilgim
yoktur. Herkes ne kadar biliyorsa ben de o kadar biliyorum," diyor. An-
cak bir ara 'Sabatai Zvi kabilesinin Musev itikadma kismen
ve muhalif
bir tarikat oldugunu' ilave ediyor? Sti mbhem, ekingen deme bile as-
hnda, Sabatai Zvi vakasmdan sonraki iki asir iinde; bir Osmanh ve Tr-
'dnme"leri
kiye Yahudi din liderinin Selnik hakkmdaki ilk resmi a1k
degerlendirmesidir. Ancak arkasi gelmemig ve Trkiye Yahudileri bu
konuda susmayi tercih etmiglerdir. Bu dnemi bir suskunluk izlengtir.
'Dnme' denen unsurlarm durumunu, yeni Cumhuriyet'in Iaik ulusu-
Iari ve Cumhuriyet Halk Partisi tartigmamista. Sansr bu gibi tartigma-
lan muhafazakr evrelerdeki ftsiltilara terk etmigtir. Karakap Rgdi.ola-

6 Sebilurregad,cild 23. sh.175; Abdurrahman Kk, age sh. 232; Tanin, 5 Ocak 1924
(1340H).
7 Vakit, 4 Ocak 1924 (1340H).
8 Vkit, 12 Ocak 1924 (1340H) Hahambay Haim Becerano ile mlakat.
*
Bu kelime eenebi dillerle dahi deunme veya dnmek diye yazumakta, Sabetayci de-
israrla
yimi kullamImamaktadr.
olmahdir. En olayla
zorlamig
yi da bu konuda Sabetayc11arm susmasim
Sabetayci evreler unutma ve susmayi, yeni toplumun laik vatandaghgi-
byle laik-
m benimsemeyi tercih etmiglerdir. Esasen 19. yzyildan beri
228 ulusalci toplumu isteyenferin arasmda onlar da vardi. Bununla beraber
dar bir antisemit evre, laik ideolojinin nde gelen bazi pahsiyetlerini 'mason'
'dnme'

yanhg veya dogm fisilti gazetesinde veya olmakla it-


ham etmeyi srdrmglerdir. 'varhk

Harb iinde 1942'de akardan fazla kazantan ahnmak istenen


meselesine ilgin bir biimde
'dnme'

vergisi' uygulamalart sitasmda


bmkrat ynetici evreler yeniden el atmigtir. Vergi kategorileri iinde
'D' cetvelinin dnmelere konan vergiler oldugunu o zamanki stanbul
defterdari Faik kte yazrmtir.9Ma1mdur ki en yksek varlik vergisi
meblagt da bu kategoridekiBezmen ailesiiin tahakkuk ettirilmigti. An-
vergisi' Trkiye mal tarihinde abuk terk edilen rezilane bir
'varhk

cak
uygulamaydi ve egitli evrelerden tephi grmgtr. Ondan sonra da
buna benzer aik veya kapah bir uygulama grlmez.
Bugn Sabetaycilar kendilerini henz aiklamaz, bu inan zerinde
bir aragtirma yapip yayimlamaz. (Tekistisnanm, ama hakikaten tekistis-
oldu-
nanm Tinjaki ve Toplumsal Tarih gibi dergilerde yazan Ilgaz Zorlu
belirtmek gerekir.) ylegrnuyor ki bu inan kimlige
gunutakdirle ve
sahip olanlar halen var fakat, sayilanm kimse bilmez. Herhalde son yet-
mig yllm laik geligmeleri ve yeni kent kltr iinde, Sabetaycihk laik
ideoloji, fakat daha ok laik hayat tarzi iinde erimigtir. stelikbu laisiz-
min en ateglinc ve uygulayicisi da bu grup olmugtur. Bu grup zerin-
de halen Lucette Valensi'nin bir aragttrma yaptigru duyuyoruz. Tabil
Osmanh arpivleri, kanaatlerin aksine, hibir gey veremez. Onun iin
aragtirmanm mlakat ve bazi kalmti belgeleri (yazih veya yazisiz) ara-
mak eklinde olmasi gerekir.

9 Faik kte,Varhk VergisiFaciast, stanbul1947 (?),s. 85, 87, 195, bkz. A Kk, age
s. 258,
Harf Devriminin Nedenleri zerine'

3 Kasim 1928'de" Trkiye modern dnya kogullan iinde ok cesur


bir denemeye girdi. Alfabe degigtirmek tarihte ilk kez grlen bir olay'
degildi. Hatta en bagta Trkler, tarih boyu birka kez alfabe degigtiren
bir toplum olarak bu olaym nde gelen rnegi sayllabilirler. Ne var ki al-
fabenin degigtirilmesi, ilk ve ortaag toplumlan iin kkl bir degigiklik
sayilmayabilir. Yazi ve kay1t igleri ile dar bir brokratik kadronun birka
rahib ve pairin ugragtigt geleneksel toplumlarda yazi ile ilgisi olmayan
genig y1gmlarbyle bir degigimden haberli bile olmamiglardir. lkagm
parlak uygarhk rneklerini veren Ahamaniglbr raruiviyazismi, Sasan-
ler ramPahlavi denilen kk Aram alfabesine dayah yazlyi kullanmig
ve Araplar ran'ifethedince Arap alfabesi bunlarm yerini almigti. Eu son
olay her ne kadar eski ranuygarhgom kaynaklanm bir sre karanhkta
birakmigsa da, 9-10. yzyillarda eski kltrn restorasyono olanak ka-
zanmigti. nkugeleneksel toplumun bir zelligi, kltr rnlerinin
szl olarak saklanmasidir. Bylece eski ran kltrnn destan, yiir
masal gibi rnleri, hatta din metinleri buyuk oranda halkm tm ke-
simlerinin belleginde yagadigmdan, sonraki dnemlerde yeniden yazih
olarak saptanmasi mmkn olmutur. Iran'm nl airi Farsanm sta-
di Firdevs (Firdos) bile $ehname'sini bu tip szl anlatimlardan derle-
migtir.
Oysa basmm, kitaplarm ve eski aglara oranla yaygin egitimin grl-
dg modern aglarda, byle bir degigiklik kolay cesaret edilip yrt-
lecek bir iy degildi. Nitekim toplumlar bu konuda ok rkek ve tutucu
davranmaktadir. Degigimden nemli say1da kigi ve kmeler olumsuz bi-
imde etkilenir ve yeninin benimsenmesi birok glk yaratin
Bunlara karym Trk inkilbmm bu konudaki Israrh tutumu nasil
olup da bayanya ulagmigtar. Baganya gerekleptirmeye yardim eden ilk
nokta; 1928 Trkiye'sinde Arap harflerine muhalif, kk 19. yzyilm ilk
yansma kadar uzanan edebt ve fikr bir akmun varhgidar. Du akmun
varolug nedenini ve yayihyra bu yazida gstermeye ahyacag1z. Arap
harflerinin yerine Trk dili iin en uy gun alfabenin hangisi olacagi soru-

*
Trkiye Cumhuriyeti'nin YetmigBeg Yth Armagam, Atatrk Kltr, Dil ve Tarih
Yksek Kurumu. Trk Tarih Kurumu Yaymlan, Dizi XVI, S. 80. Ankara 1998, s.
68-84

Yasa 1 Kasun 1928'de kabul edilip, 3 Kastm'dan baglayarak yrrlge girmietir.


su ise, Latin harflerinin kabl ile zlmgtr, Bu da harf devrimini
olanakh kilan ikinci noktadir. Alfabe tarihine baktigimizda Latin harfle-
ri,
yazmm geligiminin doruk noktasi olarak kargimiza ikar. Fonetik ba-

230 kimdan en mtekmil alfabe oldugundan, sesIllerin (vokal)nemli ol-


dugu Trk dili iin, Latin alfabesi en uygun grlmgtr. Bunu yazmin
geli.imtarihinde saptamak mmkndr.
Ik yazi M..XXXILyzyilda uygarhm egigi olan Mezopotamya'da
Smerler tarafmdan kullaruld1. Smerce aglutinant (ek ve kk yapist ile
kurulan kelimelerden meydana gelen, iftisaki) bir dildi. Smer dilinin
grameri, Mezopotamya'da daha sonra siyas bir birlik kuran ve Sam bir
toplum olan Akadlar tarafmdan yazdnugttr. Bilinen Smer metinleri bir
hece yazist olan iviyazisi ile yazilmi.ptir ve resim yazismdan (pictograp-
hique) geligerek ortaya akmigtar. Geri, in,Japonve Proto-Hind (Mo-
hanjo) kltrlerinin de yazilari vardt Ancak bu yazilar resim yazisi
olup, alfabetik degildir. Hitit hiyeroglifi, Aztek hiyeroglifi gibiyazilar da
byledir. Fakat bunlarda tek ses gsteren baziiaretler vardir Bu neden-
ledir ki Mezopotamya kltrlerinin kullandigi yazi, modern alfabeyi
doguracak bir baglangi olarak uitelendirilmektedir. Gney Mezopo-
tamya'da, bugn Varka, Tevrat'ta ise Erek diye geen eski Uruk gehrinde
Jordantarafmdan yapilan kazilarda, Uruk IV katmamnda ilk resim yazi-
lan ele geti. Bu yazi tahminen Smerlerin Mezopotamya'ya geliglerin-
den yz yil sonrabulunmuytur. Smer sitelerinin bu dnemdeki top-
'mabed
lumsal dzenine sosyalizmi' ad2 veriliyor. Eu dzende zelml-
kiyet geligmemigti. Her toplulugun yeleri y1gma tepeler zerindeki ta-
pmaklar etrafmda yagamakta ve elde ettikleri rlin bu tapmaklardaki
rahiblere teslim etmekteydiler. Teslim edilen rnlerin yaz2m, sayun ve
blgm rahipler tarafmdan yapihyordu. Rahipler getirilen rnn
cinsi, miktan ve verenin adim kaydetmek iin bazizel igaretler kullan-
dilar. Zamanla bu igaretleri her birinin anlayaca gekilde sistemleytirdi-
1er.Bylece resim yazisi dogmug oldu.1 Resim yazismdan daha sistema-
tik bir yazi olan ivi yazisma geigin agamalan tam olarak aydinlanmig
degildir. Ama ivi yazist gekillgri drt-beg tane sesli harfi verebiliyordu.
Hele ranhlartm igaretterin sayistru otuz dokuza indirerek ivi yazisim
neredeyse alfabetik bir agamaya getirdiler.
Ashnda uses (akrofoni) dedigimiz yntemle modern alfabenin teme-
-

lini atanlar eski Misirhlardir..Hiyeroglifte her resmin (iyaretin) kargih


olan kelimenin bag harfleri kullamlarak sesli ve sessiz harfler ortaya ak-
ti. rnegin,kz=k alef, ev= O = beth, igaretlerini alahm. Burada iki iga-
retten a ve b sesleri ahamakta ve yan yana ya da alt alta yazildiklarmda
ab kelimesi ortaya tkmaktadtr. Bylelikle, bu tr fonemlerin daha ok

1 Fntzan Kinal, 'iviYazistrun Dogugu ve Geligmesi', DTCF Tarih Araphrmalan


Dergisi, C. VII, S. 12-13, Ankara 1973, s. 5-7.
kullamldigi Misir hiyeroglifi bir antamda modern alfabenin baglangici
sayllabilir. Gerek resim, gerekse ivi yazismda hece yntemine bagh ka-
Imdig1halde, gimdi ses yntemine geiliyordu, Sami dilleri konugan top-
lumlar bu alanda Akdeniz uygarhmm ncs olacak ve alfabe giderek 231
modern yap2sma kavugacaktir.
iviyazisi ve hiyeroglif apagi yukan M..L yzydda yerlerini t-
myle daha geligken ve sistematik alfabelere biraktdar. Bunlardan biri
hiyeroglif ve ivi yazisma gm harfleri yirmi ikiye indiren ve
ses yntes -

mine dayanan Fenike alfabesidir. Fenike alfabesi; 1. aleph, 2.


vav, 3. yodh
harfleri ile 1. A, 2. O,U, 3. Y. . seslilerini ieriyordu. Fenike alfabesinden
ikan bir kol ise Suriye'de Aram, ran'da Pahlav, sonralar1 Araplarda
Kuji ve Neshf, Sryanlerde Estrangelosve dolayh olarak da Turfan
yazit-
Iarmda grdgmz Uygur alfabelerinin temelini olugturmugtur. Feni-
ke alfabesinin asil geligme alam, M..XI. yzyilda onadalan
ve Yuna-
nistan olmutur. Yunanhlar;
'ayn'
a-e, y-i, u-o seslilerini aldiklan gibi, Sade-
rin gibi sessizlerini de sesli harf olarak aldilar. ByIece M..403'te
Attika'mn resmi alfabesi olarak kabul edilen klasik Yunan alfabesi orta-
ya ikmigtir.
Yunan alfabesine gre daha sistematik bir alfabe olan Latin alfabesi
baglangita yirmi bir harften oluguyordu. Augustus devrinde Y ve Z
harfleri eldendi. Latin yazismda (C) fonemiyle verilen Yunanblarm (K)
harfi Latin alfabesinde yer almaz. Bununla beraber sonralari bazi keli-
meler iin istiana olarak kullamImigtir. Latin alfabesi hece
yntemiyle
kurulmuytur. Kolay okuyup yazmaya ve standart imlya olanak hazir-
lamaktadir. Bu nedenle bugn dnyada eyitli gruptan dillerin en
yay-
gm olarak kullandiklari alfabedir. Bazi dillerin gereksinimlerini kargila-
mak iin harf alti ve st igaretler (diacritique'ler) kullamhr. (rnegin,
Trkedeki Q, ve ;ekedeki 6 I Almancadaki gibi...) Bo konuya
ilerde yeniden deginilecektir.
Bir toplumda zaman iinde degigen ve geligen toplumsal iligkiler
ne
deniyle daha standart ve mkemmel bir imlya gerek duyulur. Bu da bir
yerden sonra alfabeyi etkileyip degigime zorlamaktadir. Alfabe dogdu-
gu gnden beri degigmektedir ve halen de son geklini aldig1 sylene-
mez. Trk dilini konuyanlar da tarih boyu kullandiklan alfabeyi drt
kez degigtirmiIerdir.

Tarihte Trk Alfabeteri

Radlov ve Thomsen gibi trkologlarm bilim dnyasma tamttiklan


Orhun yazitlan, Trklerin bilinen ilk yazth amtidir. Bu yazitlardaki ilk
alfabe, onu kullanan siyasal grubun adi olan 'Gktrk' terimiyle adlan-
dinhr (M.. 732). Thomsen 1893 ylhnda Orhun vadisinde bulunan bu
yazitlarm sirrmi zdgnde, bilim dnyasi bir olayla kargilagtL Gk-
trkler yazigma iglerinde Sugdaklan (Sogdianahlar) kullamyorlardi. B-
yk bir olasilikla bu yazi Sugdaklar tarafmdan geligtirilmigtir. Eu alfabe-
nin zelligi ise iinde yalutzca drt tane seslinin bulunmasidu Bu seslife-
232 rin ince ya da kahn olarak degerlendirilmesi,yanma geleasessizin ince ya
da kalm oluguna baghdir. Bu nedenle sessizler ince ve kahn olarak birka
tanedir. Yazi bitigik yazilmaz, kelimeler ustste konan iki nokta ile ayri
lir. Dolayis1yla Gktrk alfabesi brokratik hizmetler iin nygun olmaylp
daha ok amtsal bir yaz1egidiolarak kalmiptin Bu yazi trne bagka yer-
lerde de rastlanir. rnegin, Peenekler ve Hiristiyanhktan nce Macarlar
amtsal yazitlarda byle runik bir yazi kullanmiglardar. Bu-rneklere Maca-
ristan'm Szekel blgesinde Nagy Sznt Mikls'da rastianmigtir.2
8 ve M. yzyillar arasmda yalmzca Uygurlar tarafmdan degil, Otta
Asya'nm diger Trk toplumlan tarafindan da kullamlan Uygur alfabesi
kltr tarihimizde Gktrk alfabesine oranla daha ok yaygmhk kazan-
nuptir. Bu yaz2y2 Zerdgtler, Mastur Hiristiyanlar ve Budistler de kul-
Ianmiglardtr.3 zellikle Mogol mparatortugu dneminde Uygur alfabe-
si, resmi yazigmalarda daha ok kullamldi. Bunun nedeni, Trk ses ya-
brokrafik kayatlarda iglekli-
pisim ifadeye elverigli olmamasma kargm,
Uygurlardan ve
ge sahip oluguydu. Zaten imparatorluk brokrasisi de
diger Trk toplumlardan seilen kimselerden olugmugtu. Uygurcada Sa-
mlerin; I (a, e,), a (u, o, ) ve J (i,iYami kargilayan sesli vardt. glek-
ligine karym bu alfabenin Trk im1sim kargilayamamasi, Arap harfleri-
nin kabul edilme nedenlerinden biri olabilir. 11-13. yzyillardan bagla-
yarak Arab alfabesi artik Trk soyundan toplumlar arasmda yaygm ola-
rak kullamhyordu. ranldarm tersine Trklerin Arap harflerini kendi
dillerine uygun bir biimde degigtirdikleri sylenemez. Seslilerin yeri-
nin ok nemli oldugu ve higdtih sessiz harflerin de (,S gibi) kullaml-
digi dilimizde, yuzyillar boyu Arap alfabesinin seslisiyle yetinilmig-
tir. P= y 5 ve J = 3 gibi harfler ise alfabemize ranhlaryoluyla gir-
=

migtir. zellikle imlmizin konuqulan dili arkadan izlemesi olayt (oda=


ota, demirci= teymurci, maydonor=midenuvaz gibi) imlmizda dagi-
mkhk, kuraIsizhk yaratrug ve ahykanhk kazamlmasi (meleke) geregi gi-
bi nemli sorunlar yaratmigtar. ytebu nedenlerden tr, XIX. yzyilda
'islalu'

baylayan modernleyme hareketleri, Arap harflerinin ya da Latin


-

harflerinin kabul glbi seenekler etrafmda yogun bir tartigma baglat-


nuptir.

2 Claude Cahen, Pre-Of f aman Turkey, Sidgwick and Jackson,London, 1968,s. 3-4.
Burada Trk topraklannda bir hayli sogda ve sernitik belge ve kahnti bulun-
dui bildiriliyor. Okuyucu, H. N. Orken, Eski Trk Yazrtlarr, C. II, TDK Yay. s-
tanbul 1939, s. 188-206. Aynca eserierde bu bilgilere rastlayabilir.
metinier
3 A. von Gabain, Altfrkische Grammatik,Leipzig 1950, s. 15-28. Eu yazi ve
zerindebagvurulacak temel kaynak.
mlve Harf Degigtirme Sorununun Ortaya akapr
Yaz1 brokratik rgtlerde temel bir teknik aygittir. Bir kay1t aract
olarak mal ve hizmet ahmlarmm denetimine yarar. Oyleyse retimde n3
denetim olgusunu saglayan bir ara olarak teknik bir altyapisal gedir, Bu
teknik aygitm iIerligini saglayacak gekilde mkemmellegtirilmesinin
toplumsal-teknolojikmoderalegmede byk nemi varir. Bu yargumzla
bir toplumun temel retim birim ve aralan arasmda yazty1n siraya koy-
muyoruz. Ama retimde modernleyme baladigi an, im1 ve yazidaki ak-
sakhk ve uyumsuzluklar rahatsiz edici olur. Bylece egitim alamnda- ve
brokratik rgtlerde reform yapan gruplar tarafmdan ele ahnmasi kaa-
m1mazdir. Bu nedenle gerek modernlegen yeni aglar Avrupa'smda, ge-
rekse 19. yzyil Trkiye'sinde aym ihtiya duyulmustur. Arap harflerinin
ya da tmyle degigtirilmesikonusundaki tartigmalarm Trkiye ta-
'Islalu'

rihinde brokratik rgtterdeki ve egitim alanmdaki reform denemeleri


kadar eski oldugunu ve onlarla atbagi gittigini belirtmigtik. Bu durum salt
Trkiye tarihine zg degildir, Yeniaglarm bagmdan bu yana Latin ve Ki-
ril (Rus-Bulgar-Sirb) alfabelerini kullanan, modernlegen toplumlar iml re-
formlari yrtmy ve alfabeleri zerinde degigiklikler yapmiglardinYaga-
yan dillerin hibirinde ortaag boyunca standart bir iml yoktu. Eski b-
rokrat kadrolar ve dar bir aydm tabakanm kullandigi yazi bellege ve ahg-
kanhga dayanmaktayd1. yleki, nerdeyse her yazarm kendine gre bir
imlsi vardi. Herkesin kabul ettigi standart iml kurallan ve okunmast ba-
sit bir yazi yoktu. Aslmda buna ihtiya duyulmarmytir. nkl8. yzyila
degin okuryazar oram% 5-10'u geen lke yoktur. Ornegin Alman iml -
formu, ncil'inAlmanca'ya evrildigi reformasyondnemine degil, Prusya
Kralhgi'nm glendigi ve mparatorie Maria Theresia'nm Avusturya y-
netimini modernlegtirdigi dneme rastlar. mparatorienin13 Agustos
1770fermamyla ilkokul egitimi genelleptirilirken,yaym yagamrda canlam-
yordu.,Bu, Alman diliimlsnun dzelmesine, daha dogrusu dzeltilmesi-
ne neden oldu. 18. yzyil bagmda Byk Petro, Rusya brokrasisini ve egi-
tim yaarum agm gereklerine greyeniden dzenliyordu. Bu nedenle es-
ki kilise Slavcasmm kahntisi olan Rus harflerini ve imlsim da 1710 yilm-
da yeniden dzenlettirdi. 1713'te Vedemosti(Haberler) adh gazeteyi akart-
tirarak, Rusya'da basin hayatuu baglatti.Okuma yazma bilgisinin yayilma-
suu gerektiren bu gibi hareketler nlerinde engel olarak Rus alfabesini bu-
luyordu. Onun iin iml dzeltilerek alfabeden 18.harf ikart11di.4Rus al-
fabesindeki ikinci nemli dzeltme iglemi, 1921'de Sovyetter dneminde
gereklegtirilmigtir. Fransa'da ise Kardinal Richelieu konuulan dile uygun
standart bir iml dzenlemesi iin nl Fransiz Akademisi'ni kurdurmug-
tur

4 S. N. Syrov, Stmnitsiy Istorii,z. RusskiYazak, Moskva 1975, s. 116-117.


Genellikle faaliyetleri artan, etkinlik alam byyen brokrasilerde
eleman ihtiyaci da artmaktadir Ama diger yandan yazi konusundaki
ah.kanhgi ve yetenegi eski brokrat tabaka ve gruplarmki ile kargilagti-
234 nlamayacak kadar az olan yeni memurlarm brokratik rgtle girme-
si gtr. nkgeligen toplumsal yagam maliye, adliye ve egitim r-
gtlerinin eleman gereksinmesini arbrmigtr. Ote yandan modernlegen
ordulann yeni subay kadrolan artik eskisi gibi okuma yazma bilmeyen
'talimname-
kahramanlardan degil, topografya, matematik, mekanik ve
leti okuyup anlayabilen kipilerden olugturulmak zorundayda. Eu mo-
dern savag adamlarmm ise; bir inmandarini, bir Osmanh divan ktibi
ya da bir manastir rahibi gibimrleriniyaziya ve karmagik imlya ada-
yacak kimseler olamayacaklari aiktir.Modernlegen ordularda kolay bir
imlnm geligtirilme gereginin de bu reformlarda etkisi vrdir. Bundan
bagka, yaym yagammm geligmesi, genig y1gmlarm okuma yazmayi ko-
layca kavramasuu gektiriyordu. 18. yzyddan beri ngilizce, Fransaz-
ca, talyanca,Rusa, Almanca gibi Bati dillerinin imlsimn geirdigi de-
gigiklikler byle bir byk toplumsal degigime ve modernlegen brok-
rasinin ihtiyalanna dayanmaktadir.
Alfabe ve iml degigmeleri konusundaki ikinci nemli etken, birinci
etkenin de iinde bulundugu bu zincirleme toplumsal geligmelerin so-
nucu olarak ortaya aknugtir. Bu etken ulusaledik akunlandir. Bati Avru-
pa toplumlari 19. yzyila sanayilegme ve kentleyme, yaygm egitim gibi
olgularla giverken ortaya akan vatandaghk, epitlik, ulusalcihk gibi d-
gnce ve eylemler, Dogu Avrupa'mn boyunduruk altindaki toplumlan-
m da etkileyerek ulusalci bilincin uyanmasmi sagladi. Bu nedenlerden
tr 19. yzy11; tarih, filoloji, etnoloji gibi bilimlerin geligmesi iin uy-
gun bir ortamm dogdugu dnemdir.
18. yzydda iml reformlanmn ne gibi nedenlerle yapildigru yukarda
aaldamaya ahytik. 19. yzyil ise belirtildigi gibi, uIusalcihk bilinci dola-
y1slyla, tarih ve filoloji aragtumalanmn geligtigi bir agdir. Dil araptuma-
lan sonucu, o zamana degin karmakangik olarak kullamlan filoloji ve lin-
guistik terimleri, iki ayn disiplinin adi oldular. Filoloji, sz konusu bir di-
le iligkin hetinlerinkargilagtirmah bilimi ve o dilin tarihsel evriminin sap-
tanmasi; linguistik ise, sentaks ve morfoloji (yani grameri) ieren bir bi-
limsel disiplin oldu. Macar filolog Samuel Gyarmathy XVIII yzyilm so-
nunda bu dallardaki incelemeleriyle Macarca ve Fince'nin akrabahgru
saptadi. Filoloji ve linguistik aragtirmalan bir yandan Bati uluslarmm ta-
rih bilincini ve ulusalcthgim besledigi gibi, bir yandan da daha standart
ve dogru bir imlnm yerlegtirilmesiiin aba gsterilmesine neden olu-
yordu. Kasacasi, dilbilim aragtirmalari, rgt ve iligkiler sistemi anonimle-
gen, yazih kltr rnlerinin yaamm nemli parasi haline geldigi Avru-
pa endstri toplumlarmm gereksinimine hizmet ettigi gibi, toplumlann
ulusalcibilincini de ynlendiriyordu. Aydmlar, standart iml ve basit ku-
ralh yazly1bir ulus iin vn kaynagi saymaktayd11ar. Byle bir ortam-
da Romenler, Latin kkenli bir dil konuyan bir ulus olarak, Slavlarla
mgtereken kullandiklan Kiril alfabesini atip 1860'ta Latin alfabesini ka-
bul ettiler. 19. yzyil sonunda Osmanh mparatorlugu'nda,Arnavutlar
235
Latin harflerinin kabul sorununu tartigmaya baglad11ar. 30 Eyll
1879'da kurulan 'Cemiyet-i lmiyye-iArnavudiye' Latin harflerinin ka-
bul porununa ciddiyetle egildi.5 Bu Cemiyet, bir Ortodoks, bir Katolik
ve bir Mslman Arnavut'tan olugan bir kurula Abetare (ABC) denilen
bir alfabe hazarlatti. Bylece Arnavut okullarmm kullanmasi iin Latin
ve Grek harflerinden meydana gelen bir alfabe hazirlanmig ve Arnav'ut-
lar bu alfabeyle egitim ve kltrel yagamlarmi srdrmeye baglanuglar-
dir lginolan gmseddig/Sam'nin Kaamus-u Trk ve Kaamus'ul AIm
da islah edilmig bir iml kuHamrken, Arnavue dili iin Latin harflerine
dayanan bir alfabe nermesidir.
gteOsmanh mparatorlugu 19. yzyilda byle bir ortamda yagiyor
ve modernlegme srecine gixyordu. Brokratik merkeziyetilik, yaygm
egitim abalan, apragik ve karmak imly1bir.sorun haline getirmig ve
baIamigtL
yazi zerinde tartigmalar

Osmants mparatorlugu'ndaReformlar ve Alfabe Sorunu

Geleneksel toplumda brokratik rgtlerin kadrolan dardir. lemle-


ri az oldugundan brokratik kayitlar da simrhdtr. Byle bir rgtte ka-
ylt sistemleri ve yazigmalar da genig y1gmlarm deg, kuk bir ynetici
tabakamn denetimi altmdadir. Okuma yazma oram dgktr ve yksel-
tilmesi iin gerek de duyulmaz. Bu durumda karmagik ve ahekanhga
dayanan im1 bir sorun haline gelmemigtir. Hatta brokrasinin iinde
bazi uzmanlagnug blmlerin memurlan kendilerine zg bir yazi ve
kayit sistemine sahiptirler. (rnek; Avusturya devlet argivlerinde bulu-
nan 18. yzylla kadarki belge ve kay1tlarm egitli dillerde [Latince veya
talyanca-Fransizca] tutuldugu grlr. Kullamlan Almanca bile yaban.
ci terim ve deyimlerle doludur. Bundan bagka kullanilan kaligrafi trle-
ri az kimsenin tahathkla okuyabilecegi yazi trleriydi. Dnemin bazika-
y1tlanm okumak uzmanlarm i.gidir).
Venedik devlet argivleri yan Latince ve gotik tr bir yaziyla kaleme
alman belgeler ve hay1tlarla doludur. Belirtildigi gibi Byk Petro'dan
nee, Rus bmkrasisi, kilise Slavcasi kalmtasi bir yazi trnden rahatsiz.
olmamigtir. Osmanh brokrasisinin ahykanhklan da bu durumun-tipik

5 Fevziye A. Tansel, Arap Harfferinin Islahr ve Degigtidimesi Hakkmda lk Tegebbsler


ve Netkeleri, T.T.K.Bellten, C. XVII,Say116, s. 245.
6 L. S. Stavrianos, The Balkans Since 1453, Holt Reinhart and Winston, New York
1958, s. 505
bir rnegidir. Her memurun gzel yazi yazmas1 yetmez, adeta hattat ol-
mast istenir. Yazimalarda edeb bir uslb yaratmasi dogal grlr ve
takdirle kargilamr. Bir niganamn ve hatt bir divan-1hmayun ktibinin

236 kendine zg edeb slbu fermanlara ve yazigmalara iglemesi, begeni-


len dogalbir davramytir. Kanun devrinin nl nigancisi Cellzade Mus-
tafa (Koca Niganct) bu brokrat tipinin en parlak rnegiydi. Divan-1h-
mayundan akan fermanlar, divan denen bir yazi trnyle kaleme ahmt-
di. Maliyeci grup, siyakat denen bir yaz1ve rakam tr kullarurdi. Eu ya-
z1yi okuyup anlayanlar da yine kendileri olurdu. Bugn bile bu belgele-
ri ok az sayida uzman tarihi degerlendirebilmektedir. Kisacasi devlet
argivlerinin brokrasi yeleri digmda kimseye hitab etmesine gerek g-
rlmyordu. Ama imparatorluk 19. yzyilda modernlegme srecine gi-
rince hkmet merkezindeki brolarda ve vilyetlerde memur ihtiyaci
artmigtir. Ustelik brokrasinin yeni adaylannm, hukuk, maliye, yabano
dil, cografya bilmeleri, daha nemliydi. Zaten bu ok sayida memurun
'edib'

tmnn yetenekli hattat ve kipiler olmalari mmkn olmadigm-


dan, Tanzimat brokrasisinin kayatlarmda ve yazigmalarinda bir slp
sadeleymesi, bir basillik grlmektedir. Bu sadelegme, fermanlarm hitab
ve elkab blmlerindeki (titulaturde)yazigma kurallarmda grldg gi-
bi, kaligrafide de grlr. Tm brolarm belge ve yazigmalari nesih yazi
ile yazihnaktadir. Zaten tersi de dgnlemez. nkhkmet merke-
zi ile en uzak vilyet arasmdaki yazigmalar bile eskisine oranla ok art-
migtir Bylece Tanzimat dnemi kendiliginden ilk yazi dzenlemesinin
yapildigi, ynetimin her kesiminde standart yazi trnn kullamldig1
bir dnem oldu.
lkede ortaokullar (rgdiyeler)her yerde aihyor, yeni yeni sivil
okullar kuruluyordu, Yaygmlagtirilmak istenen egitim dolayisiyla Arap
harflerinin glg, zellikle Trk dili ile bu alfabenin uyugmazligi so-
runu kendini duyurdu. Bu sorunlarla salt Osmanh brokrasisi yeleri
degil, egitim ve dgn alamada yeni bir uyamp dnemine giren arhk
Rusyasi periferi vilyetlerindeki Mslman aydmlar da ugragmaya bag-
Lamigti. Bu gruba girenler 19. yzyil baglarindan beri ulusalci bir bilin-
yazarlardL Sz geen
le tarih ve dil araghrmalari yapan egitimciter ve
nerileriyle ige girigip, Latin harflerinin ka-
"iml
1slahatt'
her iki grup da
buln savunmaya kadar igi vardmhlar.
. ,Osmanh mparatorlugu digmdaki ulusalci aydmlarm ilk megine 19.
yuzyd baglarmda arhkRusyasi'nda rasthyoruz. Azerbaycanh olup, Hi-
ristiyanhga geen (Aleksandr) Mirza IGzunBey (kendisi 1835'te mpara-
torluk Bilimler Akademisi yeligine seilmig, 1840'ta Ingiliz Kraliyet Bi-
lim Cemiyeti yesi olmuytur) Trk leheleri ve dilleri zerindeki arahr-
malariyla tanmmig bir bilgindir. En bilim adami, Trk dilleri iin ortak
bir dil ve iml nermektedir. Yine 1863'te stanbul'agelen Azerbaycanh
nl dramaturg Mirza Fethali Ahundzade, Osmanh Cemiyet-i lmiyesi'ne
sundugu, 20 Safer 1280 (6Agustos 1863) tarihlibir neride, imlmn dzel-
tilmesini nermektedir. Ancak Cemiyet bu neriyi olumlu ve yararh gr-
mekle birlikte, imlmn bu yenineriyle pek de kolaylagmayacagnu belirt-
migtir. Ahundzade ashnda Trkenin I.atin harfleriyle yazilmasi gerektigi 237
grgnde olan bir dgnrd. 'Imla islahati' projesi Fuat Papa ve Cemi-
'ihtiyat'

yet tarafmdan gerekesiyle reddedilmig, fakat Ahundzade'ye bir


Mecidi nigan ihsan buyrulmuytur.T
Aym dnemiinde Osmanh devletadamlan, daha ihtiyath ve gerel-
i t11emler neriyorlardt. Du neriler; 'Arap harflerinin islain, yani iml-
mn Trk diline uydurulmasi...' dgncesi etrahnda toplanmaktadir. Bu,
daha nce grdgmz Byk Petro tipi bir yenilikiliktir.Tarih, mo-
dernlegme dnemine daha ge giren Osmanh mparatorlugu'ndabenzer
partlan yaratmaktadir. Nitekim; Ahundzade'den bir yil nce Osmanh dev-
let adanu Mnif Papa (Efendi) bir iml 1slahi nerisiyle ortaya ikmigti.
Mnif Papa 13 Zilkaade 1278'de (12Mayis 1862) Osmanh Cemiyet-i Il-
myyesi'ne sundugu nergede, o gn kullamlmakta olan yazi zerindeki
eleptirilerini pu drt noktada toplanugti,

1. Dilin imlsmdakikuralsizhk, okumayi aligkanhga dayandirmakta-


dir. rnegin,krk ( JJ ), on (al), u (gal) kelimeleri birka trl
okunabilir.
2. Arapa, Farsa tamlamalar okumayi daha da glestirir. Gerekten
de Arap harfleri, okumakla kelime dagarcigmi artirmaz, ancak keli-
me dagarcigi ykl olanlann rahat okuyabilecekleri bir yazidir.
3. Byk harf olmamasi, cmlelerin izlenmesini g1egtirir.
4. Arap harfleri baski iglerinde glk dogurur. Bagta, ortada ve son-
da ayri yazilmalan nedeniyle, bir dizgi kasasmda 30-40 tane degil,
100' agkm harf gereklidir.8

Birka yll sonra, gene aym konu zerinde Namik Kemal ile ran'ms-
tanbul bykelisi Mirza Melkom Han arasmda Hiirriyet gazetesinde bir
tartlyma aildi. Gazetenin 13 Rebilalur 1281 (9 Agustos 1869) tarihli sa-
yismda Melkom Han; "Arap harflerinin halihazir durumu slamocuk-

7 Ahundzade'nin layihasmi ise Cemiyet cevabmda, "Fevad ve muhassenati tasdik


ve teslim olunmug ise de, milcerred icrasmda derkr olan mgkulat-i azmi ve es-
ki sr-l islamiyyenin nisyamnda meddi olacagmt" ileri sryordu. Ekz. Agh
Sirn Levend, Trk Dilinde Geligmeve Sadelegme Safhalan, T.D.K./D 31, T.T.K.
Basimevi, Ankara 1949, s. 170; aynca bkz. Q.lktar,Atatrk ve Harf Devrimi,
TDK Yayun, Ankara 1973, s. 19; Ahundzade projesine Cemiyet'in cevabi hakkm-
da ayrmtih bilgi iin bkz. Tansel, e.g.m., s. 225-226.
8 Mnif Paga'mn bu projesi Mecmua-i Fnun Hic, 1270/M. 1868 say1 14, s. 74-
77dedir. Ekm.S. lktapr,a.g.e., s. 17.
larmm maarif ve terakkne mni olmaktadir," diyerek harflerin yeniden
dzenlenmesini ve apagidakiiglerin yapilmasuu neriyordu:

238 1. Sesfiharflerin artirdmasi,


2. Harflerin ayrr yazzimast,
3. Hareke sisteminin getirilmesi. (Hareke, Arap alfabesinde seslilerin yeri-
ne kullamlan igaretierdir.)

Nanuk Kemal, Melkom Han'a aym gazetede verdigi cevapta ve sonra-


lari yayunlanan bagka mektuplarmda, Arap harflerini oldugu gibi savun-
du? Namik Kemal'in buradaki savunmasi ve ileri srdg tez sonralan
Arap harflerini savunanlarca tekrar ele almagelmigtir. Namik Kemal, oku-
ma glklerinin Fransiz ve ngilizdillerinde de bulundugunu sylyor-
du. Ancak Namik Kemal, Osmanh imlsmm yalmzca glk degil bazi
tutarsizhklan da barmdirdigmi zikretmemeyi tercih etmigtir. Aym kelime-
nin birka trl okunabilmesi, imlnm saygin bir dzeyi olmadigim gs-
terir. Reform isteklilerinin tm abalan da bu durumu dzehmekti. Mir-
za Melkom Han daha sonralar1 Londra'da bykeli iken 1885 yihnda
Durub-u Emsal adh bir kitap bastirdi.10 Mirza Melkom Han burada, ver-
digi projeyi uygulamaya koyuyordu. Harfler ayn ayn basilnupts. Ustelik
imlnm Trkeye uydurulmasi iin sesliler bol bol kullamhyordu. Byle-
likle sonralan Huruf-u Munfasila adiyla Enver Papa tarafmdan orduda ku
lamlacak olan bu alfabe, Mirza Melkom Han tarafmdan ortaya atilmigtt.
Eu yazi tr verecegimiz rnekte de grlecegi gibi okumayi kolaylagtm-
yorsa da yazmak iin pek pratik degildir. rnegin, ak ake kara gn iin-
dir. Bunu yazi biiminde yaziyordu. Nanuk Kemal ve Mirza Melkom Han
arasmdaki tartxmasretken Terakki gazetesinde Hayreddin Bey, 'Maarif-
i Umumiye' adh makalesinde Rusya'yt rnek gstererek elif bada degigik-
ligineriyor ve Ebzziya Tevfik Bey'le tartigmaya giriyordu.11Bu tr tar-
tigmalarm kinciMegrutiyet'ten sonra yogunlagtiguu, ustelikdaha cret-
kr degigiklik neriteri de yapildigim gryoruz. 19. yzy11boyunca Ali
Suavi, Semseddin Sami, Ebzziya Tevfik gibi aydmlar nerilerini hep
Arap harflerinin dzeltilmesi etrafmda yogunlagtirnuglardi. Oysa gimdi
Latin harflerinin kabulnden sz edenler de vardir.
latin harflerinin kabuln nerenler iinde Abdullah Cevdet, Hse-
yin Cahit (Yalm) ve Celal Nuri (leri) bagta gelir. Bunlar Arap harfleriyle
Trk yazi dilinin karigskhktan kurtulamayacagim, bu harflerle hbir d-

9 F. A. Tansel, a.g.m,, s. 231 ve Melkom Han'm Farsa mektubunun metni ile


Nanuk Kemal'in zel mektuplamu vermektedir.
10 Server skit,Trkiye'de Negriyat Hareketleri Tarihine Bir Baky Devlet Basimevi,
stanbul1939, Ek'teki fotogaf
11 E A. Tausel, a.g.m., s. 234-238.
zenlemenin mmkn olmadigim ileri sryorlardi. Trk dilinin ve egiti-
minin geligmesinin ancak Latin harflerinin kabul ile mmkn olacagnu
savunmaktaydilar. Hseyin Cahit Bey, uygulama iin Arnavutlarm Latin
harflerini almasuu rnek gsterirken, Cell Nuri, hi degilse bir sancak 239
merkezinde birka yil bu sistemin uygulanmasmi istiyordu. Bu neri ve
tartigmalarm sonucunda Arnavut halkmi temsil eden bir grup, Meclis-i
Mebusan'a Latin harflerinin kabul iin bir 'takrii'
de verdirmigtir. Anak
Sinop mebusu Hasan Fehmi Efendi, bu takrir aleyhine
eyhlislam'dan
bir fetva alarak, yasalaymasimnlemittir.12
Latin hartlerinin, kendini gizleyen bir taraftari da Sultan IL Abdlha-
mid gibi grunyor. Ona gre: "Halkmuzm byk cehaletine sebep, oku-
ma yazma grenimindeki glktr. Bu g1gnnedeni ise harflerimiz-
dir." Sultan Abdlhamid, "Belki bu igi kolaylagttrmak iin Latin alfabesi-
ni kabul etmek yerinde olur," demektedir.13 kinciAbdulhamid'in tersine
bu konuda inandigim cesaretle savunanlar da vardir. Manastir vilyeti-
nin Grice Sancagi'nda Kuran-1Kerim ve Ulm-u Diniye muallimi olan
Hafiz Ali Efendi, Latin harflerine taraftar oldugu iin iginden atilmietir.
Ancak Manastir Valisi Ali Mnif Paga'mn ricastyla 4 Kasun 1327 (16
Ocak 1911) tarihinde yeniden ige almm14tir.14 Taraftarlarmm artmasma
karym, Latin harflerinin kabul sorunu nygulamada cesaretsilik nede-
niyle hasir alti edilmektedir Arap harflerinden memnun olmayanlar
inde Uygur harflerinin kabuln savunanlar da vardir.15
Fakat kinciMeyrutyet dneminde Arap harflerinin
.
'islahi'
taraftarlari
dgncelerini kismen uygulamaya koyabildiler. ranhlarm daha VIII-IX.
yzyillarda Arap harflerini bir lde kendi dillerine uydurabilmelerine
kargm, Trklerin ayru titizligigsteremediginibelirtmigtik. Oysa Trk di-
linin ek kk yapisma ve ses uyumu temeline dayanan morfolojik zelligi
(analitik fleksibl), bu tr dzenlemeleri kamilmaz kilmaktadir. Bu d-
nemde islahatilarm bapnda gelenler, Milash smailHakki, smailHakki
(Baltactoglu), Celal Sahir (Erozan) ve Cihangirli M. Qinasi'dir.16 Bunlardan
Ismail Hakki ve Cihangirli M. Sinasi, 1912'de 'TadI-i Huruf Mselesi' adh
bir risale yayimlayarak nerilerini sundular. Bu kipiler, seslilerin bol bol
kullamlmasmi istemekteydiler. rnegin ya dve olarak yazilan kelime,
we deve o1arak; y,Iolnmy diye yazilan kelime Agg olunmuy di-

12 lktagir,a.g.e., s. 31-32.
13 Suhan Abdlhamid'in 1930'dan sonra yayunlanan bu grg ve dgncelerini
iaren defter, dilimize avrilmigtir. Bkz. Sultan Abdlhamid, Siyasi Hataraftm,
ev. Salih Can, Hareket Yaymlari, stanbul,1974, s. 177-178.
14 Elif Naci, 'Harf nkilaba
.
ve Eski Bir Vesika', Cumhuriyet, 29 Haziran 1963.
15 lktapir, a.g.e., s. 32'de Dobrucah A. H. Mustafa Bey'in bu dmemde Uygur
harflerinin kabuln nerdigi bilirtiliyor.
16 Levend, a.g.e., s. 356-357.
ye yazilmahdir. a ly yapse diye ekilen fiil, ses uyumuna uygun
olarak I ly yapsa diye kullaruhp yazilmahdir. Bundan bagka,
.a

Trk fonetigi ile ilgisi olmayan g (ayn), (ti), , (sad) ve , (dad) harf-
leri kullanilmamahdir. Aynca kelimeler konuquldugu gibi yazilmah, es-
ki im1 terk edilmeliydi.17
Islahatilann bu fikirlerini egitim yoluyla uygulamaya koyan iki d-
gnur ve-egitimci zerinde durmak gerekir kamsmdayiz. Ustelik bu iki
egitimeinin bu yoldaki katkilar bugne degin literatrde yadsmmigtir.
Bunlardan birincisi Sat1 Bey'dir. (Sonralan Arap lkelerine gen ve Sa-
t:-Al Husr olarak tamnan ve Arap ulusalcihmm teorisini yapan Iigidir)
Sati Bey, megrutiyetin fikir iklimi iinde nemli bir dgnr ve egitimci-
dir. Daha ok fizik-pozitivist olan bu dgnr, bireyin egitimi sirasmda
bireyci bir topluma ynelik degerlerin kazandirlntasi ve uygulamah g-
retime agirhk verilmesi taraftanydi. 1910 yllmda kendisinin kurdugu ve
bizdeki ilk rnek olan anaokuluna 'Yuva' adnu vermigtir; Burada Satt
Bey, Trk fonetigine uygun bir imlyi esas almig ve ocuklara kisa za-
manda okuma yazma gtmigtir. Sati Bey'inkine benzer bir uygulama-
yi, daha nceden genig bir gekilde gereklegtiren ikinci kigi ise smail
Gaspirah (Gaspirinski) Bey'dir. Rusya periferisindeki Trk toplumlart,
zerinde egitim ve basm organlari ile etkili olan bu dgnr, Trk fone-
tigine uygun imlyi okullarda gretmek iin 1883'te Kinm Bahesa-
ray'da ilk IJsul- Cedid mektebini kurmuy ve ayda okuma grettigi
grlnce 20 yil iinde Rusya periferisinin her yerinde bu okullarm sa-
makale
yist 5000'e ikmigtm Ayrica akanhgt Tercman gazetesinin bazi
ve haberleri bu iml ile yazihyordu. Kugkusuz bu imlmn uygulanmasi
iin Gaspirah, dilde de sadelegme ynne gitmig ve Azeri-Oguz lehele-
rinden alman kelimeleri bolca kullanm14ttr.18 Caspirahiml dzenleme-
si konusunda Tanzimat'tan beri rastladig1mix Osmanh dgnrlerinin
nerilerini de dikkate almig grnyor.
ml reformu konusundaki bu neri ve uygulamalar megrutiyetten
sonra etlsili olmugtur. Basilan kitaplarda yeni imlya bir lde dikkat
edildigi, noktalamaya nem verildigi bilinen gereklerdendii. Buular di-
gmda rnegini daha nce Mirza Melkom Han'm verdigi ve tm ile
Tr.k fonetigini dikkate alan bir yazmm geligtirilip,Enver Paga'nm em-
riyle orduda uygulamasma geildigini belirtmigtik. Huruf-u Munfastla,
Enver Yaz2,Hatti Cedid, Orda Elifbasedenilen bu alfabenin pratik olmadi-

17 smailHakki, Cihangirli M. Sinasi,Tadil-i Huruf Meselesi,Nefaset matbaasi, s-


islalu",
tanbul 1330 (1912);bu fikirlerini smailHakki "Harflerin Trk Yurdu, 8
Mart 1328 (1910)No: 8'deki makalesinde yaymIandt.
18 rney 23 EylI 1895 (Ortodoks Rus Tak. Gre) tarihli Tercman'da yer alan
bir haberde; "Yere atub, ayak ile basub... hanelerine kaytmaya mecbur bulun-
dular" gibi kelimelere rasthyoruz.
'harb
muhaberatuu sekteye gerekesiyle birakildigmi
ugratacagi'
gi ve
biliyoruz." Birinci Dnya Savagi'nda Gali-
Sukadarru da belirtelim ki,
ya cephesinde haberlegme Latin harfleri ile yapihyordu.
Btn bu uygulama ve giriimler yeni Trkiye Devleti'ne bir miras 241
olarak gemi.ptir.Ancak bu miras bir yeyi gsteriyor ki, o da, Arap harf-
1erinin modern brokraside ve yaygm egitimde kullamlabilecek bir ara
olmadigiydi: Bu nedenle 1920'lerde Latin harflerinin kabul konusu
Trkiye iinde ve digmda tekrar canhhk kazandi. Daha 1923 yilmda z-
mir ktisatKongresi'nde, delegeleiden biri Latin harflerinin kabul iin
bir neride bulundugunda Kazun Paa (Karabekir), "Latin harflerinin
kabul meselesi, Avrupahlarca bizi blmek ve slam leminden kopar-
mak iin ortaya atilan bir nifak tohumudur," diyor ve Arnavutlarla
Azerbaycanhlarm bu yzden oktan pigman oldugunu ekliyordu. Gr-
lyor ki, yeni Trkiye Cumhuriyeti daha ilk gnlerinden bu tartigmalar-
la karyt kargtya kalacaktar.
1925'te Bak'da toplanan Trkoloji Kongresi'nde Bekir obanzde,
Hasan Sabn Ayvarof, Agamalioglu tm Trk dillerini konuganlar iin
Latin harflerinin kabuln savundular ve bir genel alfabe projesi ner-
diler. Bu kongreye katilan Kprlzade Mehmet Fuat Bey'in tutumu g-
Tenilemedi."
Ancak kendisi, Arahk 1926'da Mill Mecmua'da yayunla-
konusu ile ihtisas sahibi olmayanlarm ug-
'harer

nan bir makalesinde,


ragmamasi gerektigi halde, herkesin bu konuyu i; edindigi, bir milletin
maarif ve kltr hayatmda harflerin nemsiz bir mesele oldugu, Latin
harfleriyle medeni terakki saglanamayacagi, zaten yeni alfabenin yara-
tacagt zorluklar dolayisiyla tutunamayacagi'm yazmaktadir.22Kprl
o siralarda yeni harflerin aleyhindedir. Nitekim Trk Ocagi'nda verdigi
aiklamigtir.E Trk Ocagi'nda veri-
bir konferansta da bu dgncelerini
len konferans, Darlfnun mderrislerinden pkib (Hsn) Bey'in Ak-
oldugund, bir yabanct
gam gazetesinde akan ve Trkenin ilkel bir dil
dilin kabul gerektigini savunan yazisi zerine verilmfytir. Bu dgnce-
'ilmin
sesi olarak', Latin harfleri-
ye karpi dogan hakh tepkileri Kprl,
ne kargi bir kampanya yrtmelde kullanruytic Fuat Kprl, Trk im-
lsi ile Arap harflekinin ne derecede bagdagtig1 sorunu zerinde dur-

19 Bkm.rduSainamesi, stanbul1330 (1914).


20 Gndz Okun (derleyen),Trkiye lktisetKongresi1923 izmir,Haberler, Belgeler,
Yorumlar, S.B.F., (ikincibasig), Ankara 1971, s. 318-320.
21 Bak Trkoloji kongresi iin bkz: Thedor Menzel 'Der. II. Trkologische Kong-
ress in Baku (26.1Lbis 6.IIL 1926)' Sonderdruck aus der Z. Der
Islam bd. XVI,
Berlin Leipzig 1926, s. 176.
22 Kprlzade Mehmet Fuat, 'Harf Meselesi', Mill Mecmua, c. 7, no: 75,
Knunevvel 1926, s. 1206-1207.
473-426'da
23 Konferansm metni, Trk Yurdu, c. 4, no: 19, Temmuz 1926 sayisi, s.
yer ahnaktadn.
maksizm, Namik Kemal'in bu konudaki itirazlan etrafmda Arap harfle-
rinin savunmasuu yaplyordu. 1926 yih bir yerde, bu konudaki tartigma-
lann doruk noktasm1 teykil eder. Aym yll iinde Ali Seydi Bey, benzer fi-
242 kirlere dayanarak Latin harflernin aleyhinde bulunan bir risale yayim-
lamigt1r. Ali Seyd Bey'in baghca itiraza, Arapa kelimelerin Latin harfle-
ri ile yazilamayacagidiru Gerekten de bu tr itirazIara cevap, 1930'lar-
da harf devriminin hemen ardmdan baglayan dilde sadelegme hareketi
ile oldu. Bu s1ralarda Dr. smailSkr,Latin harflerinin kabulne kar1
1kmakta fakat Arap harflerinde de nemli bir dzenlemeyi gerekli gr-
mektedir. xkardigt bror, Latin Harfierinden ve Arap Harfierinden Daha
yisiniBulahm admi tapyordu. smailSkr'nndaha iyisi dedigi alfabe-
de; ti & 21 & dad y sad ,, ayn g gibi yabanct sesli harflerin ve yin
, , ,

j ,
e y gibi noktahlarm kaldmlmasi nerilmekteydi. Ayrica, harflerin
bagta, ortada, sonda farkh yazilmasmm da kaldmlmas11stenmekteydi.E
Btn bu tartigmalar 1927 yllmda kesilmektedir. O tarihten sonra ba-
smda yalnizca Latin harflerinin savunucularma rastlamyor. Anlagilan
Cumhuriyet yneticileri bu konuda kesin ve kararh tutumlarmi duyur-
muglardir.
1927 ve 1928 ytllarmda Falih Rifki (Atay), Yunus Nadi, Mithat Sadul-
lah (Sander) basmda srekli olarak Latin harflerinin propagandasmi
yapmaktadirlar. Bir ara Latin harflerinin savunuculugundan vazgeen
Celal Nuri (leri)gimdi gene kdam'daAhmet Cevat (Emre) Vakit'te bu
kafileye katilmiglardir. Mayis 1928'de Byk Millet Mechsi, Arap asilh
Latin (1)rakamlarmi lcabul etmigtir. Bu kanunun grgmeleri s1rasmda,
'rakamlardan
aslen ulemadan olan Hasan Fehmi, bagka Latin hurufu-
nun ne zaman kabul edilecegini, gecikmesindeki sebebi' hkmete sor-
maktadir26 20 Mayis 1928'de bir dil encmeni kuruldu, yeler;Falih Rif-
kt, Yakub Kadri, Rugen Egref,.R. Hulusi, A. Cevad, Fazil Ahmet, M. Emin
ve hsanBey'dir. Encmen, Latin harflerinin kabul ve uygulanmasi soru-
nuyla cidd olarak ugra1yordu. 9 Agustos'ta Atatrk'n Sarayburnu ko-
nugmasmdan sonra, bir lde uygulamaya geilmigtir.Agustos ay1ier-
sinde, stanbulniversitesiRektrlg, gelecek yil derslerin yeni harfler-
le yapilacagm1 a1kladi. Latin harfleri kampanyasimyrtenlerin nde
ge-
lenlerinden Adliye Vekili Mahmut Esat (Bozkurt), Hukuk Fakltesi diplo-
malrmm yeni harflerle basilmasuu emretti.27 1 Kasim 1928'de Atatrk,
Meclis'i aaynutkunda, getirilen kanuntasarismdan sz ederek, Arap harf-

24 Ali geydi,Latin Harfleri LisammrzaKabil-i Tatbik Midir? kdamMatbaasi, stan-


bul 1340 (1926).
25 smail
gkr,Infin Alfabesi, latin Harfleri ve Arap Harflerinden Daha yisini
Bulahm, Kader Matbaasi, stanbul1926.
26 Faik Regit Unat, 'Latin Alfabesinden Trk Alfabesine', Trk Dili, c. 2, S. 23,
Apstos 1953, s. 721-737,
27 Sami N. zerdim,Harf Devriminin yks, T.D.K., no: 202, s. 17-21.
lerini savunan grglerin inandmci olmadigini, bu kugagm, gelecek ku-
gaklarm egitimi ve ilerlemesi iin, ahykanhklanndan fedakrhk etmek zo-
runda oldugunu bildirdi.E Gerekten de yeni harflere direnme, yazikonu-
sundaki yetenegini kaybetmek korkusundan da geliyordu. . 243
Devrimin ilk anda sarsici etkileri grld, 1 Ocak 1929'dan baglaya-
rak Latin harflerinin istisnasiz uygulanmasi, ders kitab2 stoku yapan ba-
zi yaymevlerinin iflsma neden olurken, gazetelerin satiplan da ilk ay-
larda dgt. Harf devrimini kisa srede gerekleptirmekbiimindekitu
radikal uygulama, Falih Rifki'ya gre, Atatrk'n, 'Latin harflerinin de
Envet yazmm akibetine ugrayabilecegi' yolundaki endigesinden kay-
naklamyordu.29 Fakat bu sarsmti dnemi, lasa srede sona ermigtir.
Trkiye'de yeni harflerin kabulnden nce, Latin harfleri 1924'te
Kafkasya'da Azeriler, Kumik ve Karaaylar tarafmdan, 1927'de de z-
bekler ve Kazanhlar tarafmdan kabul edilmigtir. Ancak, amlan yrelerde
Latin harfleri uygulamasi smirh bir deneme niteliginde kalmigtar. Oysa
literatrde bu konuda bir yamlgi devam edegelmektedir.30 Trkiye'de
Latin harflrinin kabulnden sonra, Soxyetlef deki Trk cumhuriyetler-
de de Latin harfleri yaygmhk kazanmigtir stelik1928 sonlarmda K1-
run'da ve Kazakistan'da da Latin harfleri nygulamaya baglanmigtir. La-
tin alfabesi yaym yaaru ve egitim dzeyinin olduka dgk bulundu-
gubir dnemde kabul edildiginden, degigikligin bynk soruniar yarat-
tigi sylenemez. Eger bu tr bir yenilik hareketi gecikseydi, daha byk
sorunlar yaratacagma kugku yoktur. Nitekim, Iran'da da Latin harfleri-
nin kabuf tarbymalan uzum zamandir srdg halde, degigiklige kim-
se cesaret edememigti. 1946'da Ebulkasim Azd Meragi tarafmdan kuru-
lan 'Encmen-i Taraftaran-1Elifbay1Asn'm faaliyeti, bu konuda bir bag-
langi oldugu halde, tartigmalar yakm zamana kadar srmgt.31 Ben-
zer tartigmayt yapan bir grup srail'dede vardu.
1 Kasun 1928'de kabul edilen alfabe, o zamana kadar fleri srlen al-
fabe projelerinden daha mkemmeldi. Ashnda Trkede Latin harfleri-
nin Tanzimat'tan beri telgraflarda, bazi szlklerdea2 Yunan harflerinin
ise Karaman Rumlarmm ncil'lerinde kullamldigun biliyoruz.* Ancak,
1928 devrimi ile getirilen alfabe, bu rneklere gre Trk fonetigine daha

28 Zalnt Ceridesi, c. 5, Birinci nikad,Birinci Celse, I Tegrnisani l928, s. 5.


29 Falih Rifla Atay, ankaya, Dogan Karde; Mat. Sa. A., stanbul1969, s. 440.
30 Bernard Lewis, EmergenceOf Modern Turkey, Oxford University Pmss London,
1961, s.271'de Sovyet Trkik cumhuriyetlerinde Latin harflerinin kabul edilme
sinin Trkiye'yi etkitemek amacim tayidignu syler. Eu yanhp yarglya, olaya et-
rathca incelemedigi iin varmaktadit
31 'Alfabe' Trk Ansiklopedisi,c. II, MEB Basunevi, stanbul1966, s. 63.
32 rnegin;Artin Hindoglu, Dictionnaire AbrgTurc-Franais, Vienne 1838.
33 Panaia Diatiki, Giani Teurati Senf,Atinata.Georgi Polumeri'nin Basmas'inde tab
olunmutur, 1838.
.
uygundu. Sadelegen ve-konuguldugu gibi yazahnaya baglanan Trke
iin bu harflerden bagkasi da dnlemezdi.

244
Yaym Katalogu

1929'da Plaklarda Dinledigz Sanatkrlar / H. S. Gezgin| Seyfe i


27 Mayis / Nazh Ihcak / Tarih
Ajda'tun Elmaslan / Mehmet Murat Somer / Polisiye
Albayun Beni Nezahat leEvlendir / lhamiAlgr / Roman
Altt Bardakta Dnya Tarihi / Tom Standage / nceleme
Amanvermez Avni'nin Servenleri L Cilt / E.Sami/ Polisiye
Amanvermez Avni'nin Servenleri 2. Cilt / ESami / Polisiye
gikGarip ile @ah Senem / Adnan zyalmer / Halk Hikayesi
Athkarmeada Bir Tur Daha / Tiziano Terzani / Anlatr
Atlasm Yku / JeanetteWinterson / Mitoloji
At Sirtmda Anadolu / Frederick Burnaby / Tarih
Avrupa'da Demokrasi zerineDnceler / G. Mazzini / Deneme
Bay Pergembe / G,K. Chesterton / Roman
BaysizSvari / Washington Irving / yk
Batihlagma Yalunda / lber Ortayh / Tarih
Best Of ( Perihan Magden / Deneme
Birileri Kadmlarmuzi Fena Kandmyor / H. Sonsuz elikta; / Deneme
Bir Sen Kaldm Yalnizhk Gelince / Ali Poyrazoglu / ykler
Bir SapkaBir Tabanca / Celil Oker / Polisiye
Bulutlar Kuranu / Stephane Audeguy / Roman
Bulutlarm Prensi / Gianni Riotta / Roman
Bono'nun Odasmda / Michka Assayas / Sylegi
Cedric 1 ilkDersler / Laudec, Cauvin / ocuk
Cedric 2 Kar Tatili / Laudec, Cauvin / acut
Cedric 3 Tehlikeli Oyunlar / Izudec, Cauvin / ocuk
Cedric 4 Benim Becerikli Babam / Laudec, Cauvin / ocuk
Cedric 5 Ah QuSinekler / Laudec, Cauvin / ocuk
Cumhuriyetin Kara Kutusu / Yavuz Donat / Ana
1plak Ceset / Celil Oker / Polisiye
Darwin Komplosu / JohnDamton / Roman
Dehget Migferi / Viktor Pelevin / Mitoloji
Dillerin Gizli DnyAst / Cevdet Kudret / Deneme
Din ve Psikiyatri / Irvin D. Yalom / Deneme
Dilz Yazu 10DYazi / Haydar Ergillen / Deneme
Edgafin Laneti / Marc Dugain / Roman
El Yordamiyla / Claudia Magris / Roman
Eyvah Ak / Sylvie Overnoy / Roman
Fakat Mzeyyen Bu Derin Bir Tutku / lhamiAlgr / Roman
Farkh Ryalar Sokag:| Nazh Eray / Roman
Ferhad ile $irin/ Feridun Anda / Halk Hikayesi
FBrin Einstein Dosyasi / Fred Jerome/ Inceleme
Erom Tallinn To Turkey / Henrik Liljegren / Memoir
Gece Yolculugu / JanCostin Wagner / Polisfye
Citmek / Tahar Ben Jelloun/ Roman
Gzel Sanatlarm Bir Dah Olarak Cinayet / T. De Quincey/ Deneme
Hayatm Sessizliginde / Ash Erdogan / SiirselDGzyaz:
Hayalhane / Berrin Karakap / Roman
Hangimiz Uamadik Sanki Haksizhklara / P. Magden / Deneme
imdekiTimsah / Ali Poyrazoglu / Anfata
li Yoksul / Tahir Musa Ceylan / Roman
stanbul'daSemai Kahveleri ve Meydan gairlerij O, C. Kaygsh / Halkbilim
stanbulKitabi / Kolektif / Anlatr
kiGenKazm Romaru / Perihan Magden / Roman
Isa'ya Gte Incil / JosSaramago / Roman
Kalemin Ucu / Cevdet Kudret / Deneme
Kalfa ile Kraha / lhamiAlgr / Roman
Kapitalizmi Kapitalistlerden Kurkarmak /R. G. Rajan L Zingales / IgDnyas
Karda Kalan z / Ali Koak / yk
Kartal Yuvasi / Anna Kavan / Roman
Kk Ada / Andrea Levy / Roman
Krampanlu Ceset / Celil Oker / Polisiye
Lizka ve Erkekleri / Aleksandr Ikonnikov / Roman
Mavi Kanh Prenses / Jean-Patrick Manchette / Polisiye
Merhaba Tembellik / Corinne Maier / Deneme
Miguel Sakagt / V.S. Naipaul / Roman
Mitlerin Kisa Tarihi / Karen Armstorig / Mitoloji
Nefertiti'nin Esran / Pierre Boulle / Roman
N'Gustro Vakasi / Jean-Patrick Manchette / Polisiye
Oguisuz / Walter Veltroni / Anlati
Once Kalbim / Ayge Emze / Saghk
dnYaamlar / Ali Poyrazoglu / Anlat:
lm Bir Skandal / Haydar Erglen / Qiir
lmBir Varrrug Bir Yokmuy | JosSaramago / Roman
Politik Yazdar / Perilian Magden / Deneine
Penelopia / Margaret Atwood / Mitoloji
Refakati / Perihan Magden / Roman
Safran San / nciAral / Roman
SavrulanIar / Esmahan Aykol / Roman
Smav Stresi / Bengi Semerci / Saghk
Suursiz Canavarlar / Uzodinma Iweala / Roman
Sinekkupu'nun Kizi / Luis Alberto Urzea / Roman
Stilist / Aleksandra Marinina / Polisiye
Sudan Adam / John Irving / Roman
afak Portreleri / Erdal Safak/ Deneme
SuBenim lkem/ Mehmet Ali Kihbay / Deneme
pheli Bir lm/ Esmahan Aykol / Polisfye
Tarihin Dng / JoschkaFischer / Dguce
Talin'den Tilrkiye'ye / Henrik Liljegren / Aru
Ufuklarm Efendisi Osmanldar / JasonGoodwin / Tarih
zgnKediler Gazeli / Haydar Erglen / giir
Veronica / Nicholas Christopher / Roman
-Yqlmz Adam Adnan Menderes / Nazh Iheak / Am
Yaradamm12 Medya / Marshall McLuhan / nceleme Araphrma
Yenieri Agaci / JasonGoodwin / Roinan
Yddiziara Yolculuk / Nicholas Christopher / Roman
Yitik Adanm yks / JosSaramago / Roman
Vatan Dersleri Hal ve Zaman Mektuplan I lbrahim Yildmm
-

/ Roman
Vampirle Grgme / Anne Rice / Roman
Zaman Geriye Dnmez / Ferhan gayhman / Roman

You might also like