You are on page 1of 187

Korkut Boratav

Yeni Dnya Dzeni


Yeni Dnya Dzeni

Nereye?

Prof. Dr. Korkul Boratav, 1935le dodu. I959'da Ankara niversitesi Hukuk Fakltesini bitirdi 1960 sonunda Siyasal Bilgiler
Fakltesine maliye asistan olarak girdi. I964ie, ayn fakltede, iktisat doktoras m tamamlad 1964-196'da Cambridge niversitesi'nde
aratrmalar yapt 1972'de doent oldu. 1974'c Birlemi Milletler Cenevre Ofsi'nde danmanlk yapt. 1980de Ankara niversitesi
Senatosu'nca profesrle ykseltildi. I983'tc Ankara Skynetim Komutanl'nca 1402 saal yasaya gre niversitedeki grevine son
verildi. 1984-1986da Zimbabwe niversitesi'nde retim yelii yapt. Dantay kararyla yeniden Siyasal Bilgiler Fakltesi ne dnen
Boratav. ni okuldan 2002 de emekli oldu.
Boratav'n Eserleri:

Trkiye'de Devletilik. 1923-1950: iktisadi Dnceler ve ktisadi Mevzuat (SBF Maliye Enstits. Trk ktisadi
Gelimesi Aratrma Projesi No. 16, 1962)

Ketimi Mliyesi ve Gelil Dalm. Kavramlar ve Metini Meseleleri (SBF. Doktora tezi,

1965) ' '

Gelir Dalm: Kapitalist Sistemde, Sosyalist Sistemde, Trkiye'de (100 Soruda Dizisi, Gerek Yaynevi, 1969)

Sosyalist Planlamada Gelimeler (1. bask, SBF; 2 bask. Sava Yaynlar. 1973)

Trkiye'de Devletilik (1. bask. 100 Soruda Dizisi, Gerek Yaynevi; 2. bask. Sava Yaynlan, 1974)

Uluslararas Smr ve Trkiye (YSE Sendikas Teme! Eitim Dizisi, 1979)

Tarmsal Yaplar ve Kapitalizm (1. bask. SBF, 1980; 2 bask. Birikim Yaynlar; 3. bask. mge Kitabevi Yaynlan, 2004)

ktisat Politikalar ve Blm Sorunlar: Seme Yazlar (Belge Yaynlar, 1983)

Krizin Geliimi ve Trkiye'nin Alternatif Sorunu (S. Pamuk ve . Keyder ile birlikte. Kaynak Yaynlar, 1984)

Beinci Be Yllk Kalknma Plan iin Konut Sektr ve Politikalar zerine Bir Model nerisi (H. Ersel ve Y
Kepenek ile birlikte. Kent Koop, 1984)

Dit: Trkische Wrtschaft im 20 Jahrhundert: 1908-1980 (Dayeli Verlag, Trkiye ktisat Tarihi'nin evirisi, 1987)

Stabilization and Adjustment Policies and Programmes-Contry Study 5 Turkey

(W1DER. 1987) '

Trkiye ktisat Tarihi 1908-1985 (Gerek Yaynevi. 1988: geniletilmi ve gzden geirilmi 7. bask, mge Kitaben Yaynlar.
2003, 2004)

ktisat ve Siyaset zerine Aylan Yazlar (BDS, 1988)

19S0'li Yllarda Trkiye'de Sosyal Snflar ve Blm (Gerek Yaynevi, 1991)

Trkiye'de Sanayilemenin Yeni Boyutlun ve KT'le (Editr. Ergun Trkcan ile birlikte, Tarih Vakf/Yrt Yaynlar, 993)

stanbul ve Anadoludan Snf Profilini (Tarih Vakf/Yrt Yaynlar, 1995; mge Kitabevi Yaynlan, 2004)

Trk KIT Sisteminin ktisadi Deerlendirmesi, Aratrma Raporu (Y, Kepenek, E. Taymaz. T Bali, N 1. Erturul ve M. A.
Candan ile birlikte. KIGEM ve Friedrich Ebert Vakf. 1998)
Yeni Dnya Dzeni Nereye? (mge Kitabevi Yaynlar, 2000. 2004)

Kreselleme. Emperyalizm, Yerelcilik, i Snf (E. A Tonak, O. Trel, C Somel. T engl, ti Arslan ite birlikte. mge
Kitabevi Yaynlar. 2000. 2004)

Trkiye Ekonomisinin Son Durumu (Trkiye Bilimler Akademisi Forumu, No. 10. 2002)
imge Kitabevi Yaynlar Genel Yayn Ynelmeni ebnem iler Tubam

ISBN 975-533-306-1 imge Kitabevi Yaynlar, Korkut Boratav, 2000

Tm haklan sakldr.

Yaync izni olmadan, ksmen de olsa fotokopi, film vb. elektronik ve mekanik yntemlerle oaltlamaz.

1. Bask: Haziran 2000

2. Bask: Aralk 2004

Dzelti Alaattin Topu

Kapak Uygulama Murat zkoyuncu

Sayfa Dzeni Yaln Ate

Bask ve Cilt

Pelin Ofset. (312) 418 70 93/94


mge Kitabevi Yaynclk Paz. San. ve Tic. Ltd. ti.

Konur Sok. No: 3 Kzlay 06650 Ankara Tel: (312)419 46 10-419 46 11 Faks: (312)425 29 87 nternet: www.imge.cotn.tr * E-
Posta imge@imgc.com.tr

mge Datm

e-posta: dagitim@imge.com.tr Ankara

Konur Sokak No: 43/A Kzlay Tel (312) 417 50 95/96 - 418 28 65 Faks: (312) 425 65 32

stanbul

Mhrdar Cad. No: 80 Kadky Tel: (216) 348 60 58 Faks. (216)418


26 10 E-Posta: kadikoy@imge.com,ir
Korkut Boratav

Yeni Dnya Dzeni Nereye?


Gzden Geirilmi ve Geniletilmi 2. Bask

MGE
kitabev i
indekiler

s?

kinci Baskya nsz..............................................................

Sunu.......................................................................................

BLM 1: BR DEMOKRATK DEVRM N

Bir Yldnm.........................................................................

Trkiye ve Avrupa..................................................................

Yeni Toplumsal Bunalm, Ekonomi Politikalar

ve Demokrasi......................................................................

Tek kar Yol: Demokratik Devrim Memleketin Hali"........

Radikalleme Zaman.............................................................

Piyasalar Sava Satn Ald"...................................................

Cumhuriyet Tarihinden Parlak ve Karanlk Sayfalar.............

Seim eitlemeleri................................................................

Memleketin Hali" .................................................................

BLM II: NSANLAR, KTAPLAR, NVERSTELER

Toplumsal Merdivende Hayal ve lm..............................

Ernst Hirsch'in Anlar...........................................................

Unutulan Yllar"...................................................................
niversitede Cad Kazan"....................................................

Pertev Naili Boratav ve Bykleri..........................................

Bir Yldnm, Bir Bildiri......................................................

Yz Kzartc Bir Belge............................................................

Blent Tanrn Ardndan.....................................................

1109" 01...............................................................................

Merdiveni Tekmeleyip Devirmek.......................................

Bilge Bir Marksistin Ardndan................................................

BLM III: YEN DNYA DZEN NEREYE?

Finansal Krizler Dnyas...... .... 107


Asya Krizinin Nedenleri.......
.....111
Seattle Gstericilerine Selam ..... 117
Dnya Ticaret rgt'nn Gnahlar.....................................121

Kreselleme mi? Emperyalizm mi?.......................................125

Cancunda Tarm Politikalarnn Tkanmas

zerine eitlemeler..........................................................129

Yoksulluk Kavram zerine Notlar......................................145

Yeni Bir Siyaseti Tipi.................................................. 153

Milyar Kylnn Karanlk Gelecei..................................157

Kaynak Aktarm. Bamllk, Smr....................................161

ABD: Kttan Bir Kaplan m?.................................................165


Prldayan Hindisann Ampul Neden Snd?..................169

Amerika'da Sol ve Sa.............................................................173

BLM IV: TRKYE EKONOMS NEREYE?

(1997-2000)

Frkamzn Devletilik Vasf................................................179

Rant Ekonomisi ve Devlet: Sorunlar ve Yanl

zm Yollar......................................................................183

Medyatik ktisatlara Sorular.................................................191

Yakn Takibe Davet Mektubu..............................................* 195

Kubak........................................... 199

Garip Bir Niyet Mektubu..........................................:.............203

2002'ye Doru Bor Tuzaklar ..............................................207

Serbest" Piyasa ve Tarm.......................................................211

Piyasa Kylye Kar...............................................................215

Tarmsal Destekleme: Trkiye'de ve OECD'de.......................219

Yeni Bir KIT Aratrmas.........................................................223

BLM V; TRKYE EKONOMS NEREYE?

(2001-2004)

Finansal Kriz IMF'nin Eseridir...............................................229

2000-2001 Krizinde Sermaye Hareketleri.................. 243


21. Yzyln Balarnda Trkiye Ekonomisi:

Bir Bilano..........................................................................263

Mehtap Yurtluk Baka Bir Galakside Yaamyor.....................289

D Dnya Trkiye'ye Kaynak Aktaryor mu?........................293

Piyasa Oyuncularndan Ankaraya..........................................297

Balon iecek mi? Snecek mi? Patlayacak m?......................301


ikinci Baskya nsz

Elinizdeki kitabn ilk basks 1997-ubat 2000 arasnda ou Cumhuriyette


yaymlanm yazlardan oluuyordu. 2004 ylnda kitab yeni baskya hazrlarken yirmi
yazy kardm; sonraki dnemde kaleme aldm ve bata Cumhuriyet olmak
zere eitli yerlerde yaymlanm otuz alt yeni almay (bunlarn dokuzunu 21.
Yzyln Balarnda Trkiye Ekonomisi: Bir Bilano bal altnda toplayarak)
kitaba ekledim. Bu karma-ekleme ilemi sonunda kitabn tm te bir orannda
genilemi oldu.

Yeni Dnya Dzeni ve Trkiye Ekonomisi blmlerindeki ayklamada, gncellik ltn


uygulamaya altm. Ancak, bu iin pek de kolay olmadn fark etlim. Zira, nceki baskdaki
yazlarn hemen hemen tm, znde sermayenin dnyaya ve Trkiyeye tahakkm
diye nitelendirilebilecek bir sreci anlamaya ve anlatmaya dnk almalardan olumakta idi.
Neoliberal politikalar ise bu dnm hayata geirmeyi salayan ara ve mekanizmalardan ibarettir.
Ve bu bakmdan, bu 1997 ile 2004 ara-snda deien ok fazla ey yoktur. Elediim yazlarn
kusurlar belki de vardr; ama birka dnda, eskimilik bu kusurlardan biri deildir.

te yandan 2000 sonrasnda kresellemeye, daha ak ifadesiyle emperyalizme kar tepkiler


dnya apnda yaygnlat. Gl bir muhalif sylem, baka bir dnya mmkndr slogan altnda
ivme kazand. rak saldrs, bu muhalefetin ieriini ve hedefinin ne olmas gerektiini belirledi.
Trkiye toplumu ise derin bir finansal, ekonomik ve toplumsal krizle sarsld. Trkiye halk, bu
bunalmn oluumuna katk yapan ve krizi gaddarca yneten siyasi kadrolar tmyle tasfiye etti. lk
basknn snuu, elbette devran dnecektir ve yeni yzyl 20. yzyln bitii gibi olmayacaktr"
ngrsn iermekleydi. Bu baskdaki almalarn bir blm, bu dorultudaki deiimlerin
ipularn iermektedir.

Korkut Boratav Ankara, Ekim 2004


Sunu

<3^

Bu derleme, ikisi hari, 1997'nin sonuyla 2000 ubat arasnda Cumhuriyet gazetesinin
Syleiler kesinde yaymlanm yazlardan oluuyor.

Gnlk bir gazetenin ekonomi sayfasnn ke yazlarnn hem iktisat arlkl olmas hem de
iktisat olmayan okuyucuya da ulaabilmesi beklenir. Ben Cumhuriyette iki veya yazdan birini
iktisat d konulardan seerek bu beklentilerden ilkini zaman zaman ihlal ettim. Bu nedenle elinizdeki
derlemenin ilk iki blm, yazlarnsa yaklak te biri iktisat d alanlarda dolamaktadr. Bu
derlemenin dnya ve Trkiye ekonomisini kapsayan son iki blmnn ise iktisat olmayan
oburlarca da rahata izlenebileceini sanyorum; zira Cumhuriyet iin kaleme aldm yazlarn
hemen hepsi, yayndan nce biri mhendis, dieri sosyal antropolog iki insafsz eletirmenin, kzm
Elvan'n ve eim idem'in szgelerinden gemitir. Sa olsunlar...

Yirmi yl akn bir sreden beri dnyay ve Trkiye'yi neoliberal rzgrlar savurup durmaktadr.
Aln terleri ve gz nurlar ile tm deerlerin yaratcs olan sradan insanlar, uzun ve elin
mcadeleler sonunda elde ettikleri ekonomik, toplumsal ve siyasal kazanmlarn tehdit
edildiini, hzlanarak andn fark ettiler. Her yerde ezici ounluk

onlardayd; fakat yine de bu gidii durduramadlar. nk gemi kazanmalarn hayata


geirilmesini salayan mcadele ve diren aralar krelmekte; teslimiyet iine srklenmekteydi.

Asl belirleyici olan teslimiyet, belki de, ideoloji dzleminde gerekleti. Emperyalizm,
kreselleme adn ald ve saygnlat. Kazan hrs, bireylerin tek doal ve meru davran biimi
olarak neredeyse bir insanlk deeri mertebesine ykseltildi. Serbest piyasa ekonomisi baka
seenek yok sloganyla saygnlatrld. stelik bu ideolojik dnm egemen klanlarn bir
blm, hatla en etkili kesimi eskiden solda ve emek saflarnda yer alan fikir insanlarndan
oluuyordu. Solun ve emein geleneksel rgtlerinin bu yeni rzgrlara ayak uydurmasnda onlar
etkili oldular.

Keyi dnme felsefesinin saygnlat; isizlik ve yoksulluun bireysel baarszla


baland; giderek bir kurtlar sofrasna dnen bu dnyada, emekleriyle geinen sradan
insanlarn aresizlik iinde kk dnyalarna kapanarak sermayeye teslim olmalarnda ya da
isyanlarn, karanlk tahripkr akmlara, kktendincilie, ovenizme, anarizme srklenerek ifade
etmelerinde aacak ne vardr?

Elbette-devran dnecektir ve yeni yzyl. 20. yzyln bitii gibi olmayacaktr. nsanlk, er veya
ge, yzyllarn elin mcadelelerinin sonunda ulat dayanmac birikimlere ve sosyalizme
yeniden sahip kacaktr. Bu yenilenmenin fazla gecikmemesi, sancsz olmas, dnce, sanat ve
bilim alanlarnda etkili direnme odaklarnn oluturulmasna ve glendirilmesine baldr. Bu
derlemedeki katklarn ortak bir zellii varsa bu, szn ettiim neoliberal dnyay ve onun
sylemini temsil eden kalemlere, insanlara, uygulamalara ve politikalara kar bir dizi polemik
olmas. bir anlamda direnme yazlar oluturmasdr. Yarnn orbasna bir tutam tuz kalabilmisem,
ne mutlu bana...

Korkut Boratav Ankara, 23 ubat 2000

BOLUM 1

BR DEMOKRATK DEVRM N

Bir Yldnm

c^>
Cumhuriyet tarihinin en ac olaylarndan birinin, 12 Eyll 1980 darbesinin on sekizinci
yldnmnde yazl basn, darbeyi adeta oybirliiyle kt, karanlk, yanl bir olay olarak
hatrlad. Kamuoyunu oluturan evrelerde, sermaye ve ii rgtlerinde, siyasetilerde 12 Eylle
kar kmayan, onu eletirmeyen hemen hemen kimse kalmamtr. Ancak bu tavrlarda eksik kalan,
stne snger ekilen, hatrlanmamas istenen bir eyler de vardr. Ben de bir 12 Eyll yazs
yazmay dnnce o yllara ait unutulan, es geilen baz eyleri hatrlatmay yeledim.

Sosyal bilimci veya edebiyat deilseniz, bir dnemi yaamadan anlamak, kavramak kolay
deildir. Otuz yandan gen insanlarn 1980-1983 yllarn lam olarak anlayabilmeleri de bu nedenle
kolay deildir. Onlarn bu yllar doru olarak alglayabilmeleri ve hatrlayabilmeleri iin anne,
baba, aabey veya ablalarnn bu yllarda gzaltna alman, filenen, ilerinden allan, yarglanan,
ikenceden geen, pasaport alamayan, ksacas sakncal olan 1,683,000 kii iinde olmas gerekir.
Dierleri, yani Trkiye halknn

ounluu drt yl boyunca bir-iki milyonluk bir aznln bana gelenleri uzaktan seyretmi;
kendisine dokunulmad iin (ve mahallelerinde anari son bulduu iin) kretmi; rejimin
hazrlad anayasaya (biraz da def-i bel kabilinden) beyaz oy vermi; ocuklarna (yani
bugnn otuz ya kuana) da herhangi bir 12 Eyll izlenimi aktarmamm Ksacas, genlerimizin
ounluu zal kua-ndandr. Onlar bugn 12 Eylln, kt, talihsiz, yanl, arya giden bir
deneyim olduunu basndan okuyorlar ve annda unutuyorlar.

CKP

12 Eyll hayflanarak hatrlayan yazarlarn byk ounluunun ve byk medyann hatrlamad


neler vardr? En bata, ayn yazl basnn ve bugn demokrasi szcln yapan nl yazarlardan
da bazlarnn on sekiz yl nceki tavrlar vardr. Dorudur, cuntaya muhalefet skynetimce
yasaklanmt; ancak rejimi vmek resmen zorunlu hale gelmemiti. Gnah karma, paay
kurtarma ve yardaklanma gdlerinin Trk kalem erbab iinde ne derecede yaygn olduunu 12
Eyll izleyen aylarn gazetelerini taradnzda ibretle greceksiniz.

Bir dier hatrlanmayan olgu, bykl kkl sermaye evrelerinin 12 Eyll rejimine nasl
heyecanla ve tutkuyla sarldklardr. 12 Eyll tarihinin byk bir itinayla unutturulan bir boyutu,
askeri rejimin iktisadi ve sosyal politikalar byk burjuvazinin kontrolne nasl olup da teslim etmi
olduudur.

Burjuvaziyi sivil toplumTn ana temsilcisi, ceberru dev!ete kar demokrasi programnn ana
taycs olarak gren evreler, 12 Eyll rejiminin ncesi ve sonrasnda neleri unutturuyorlar?
Hatrlatc nitelikte birka soru sralayalm:

12 Eylle gidi srecinin balang noktalarndan biri

darbeden bir yl nce i evrelerinin hkmeti ykmak iin balatt kampanya deil midir?
Evren'in darbesi

bata TOBB, TISK ve TSAD olmak zere tm i lemince pervaszca alklandna gre bu
kampanyann lam olarak 12 Eyllde hedefine ulat ortaya kmam mdr? Bu cokulu destein
ardnda hangi gerekeler vardr?

MESS Bakanl ve Sabanc Holding'in Genel Koordinatrl gibi bir sicille Demirel
tarafndan 1980 banda Babakanlk Mstearl'na getirilen zal, darbeden nceki sekiz ay
boyunca cuntac paalar nasl kafaya almtr? Bu aylarda, fol yok, yumurta yok iken,
hangi gerekeyle askerlere liberal iktisat politikalarnn meziyetleri zerinde brifingler vermi;
askeri rejimin babakan olacak olan Amiral Ulusu ve cuntann perde gerisindeki gl ad Saltk
Paa ile yakn ilikileri hangi nedenlerle gelitirmitir?

12 Eyll sabah zal'n Babakanlk Mstearlmdan Babakan Yardmcl'na terfi


etmesi nasl kararlatrlmtr? Vehbi Ko'un darbeden hafta sonra Evren'e yollad mektupta,
Turgut zal meselelerimizi en iyi bilen insandr ve dedikodulara bakmadan kendisini lut-makta
yarar vardr diye yazmas nasl aklanabilir?

12 Eyll sabah Kenan Evren'in radyo ve TV konumasnda ekonomik konulara, ii


cretlerinin yksekliinden ve kendisinin Hilton Oleli'nin ef garsonu kadar maa alamamasndan
yaknarak deinmesine yol aan ideolojik koullanma nasl aklanabilir?

Yeni anayasann sosyal politikaya dnk hkmlerinin ve ii-iveren ilikilerini dzenleyen


(ve tm emei disiplin altna alma amacna dnk olan) yasalarn hazrlanmasnda TISK,
TOBB ve TSAD hangi llerde etkili olmulardr? Bu yasalarn sivil dneme sarkmamas iin
yaplan youn abalarn arkasnda hangi lobiler vardr?

cA?

Bir Eyll sabah birdenbire rzgr glne dnveren yazarlar, Evren'i bir ulusal kahraman
mertebesine karan byk medya ve askeri rejimin iktisadi-sosyal politikalarn tamamen kontrolleri
altna alan sermaye evreleri, 12 Eyll gnlerini anarken elbette bellek boluklar gstereceklerdir.

Zarar yok. Onlarn, on sekiz yl sonra da olsa 12 Eyll eletirmelerinden yine de honut kalrz.
Ancak Cumhuriyet tarihinin bu en karanlk gnlerinin olumasna askerler dnda kimlerin, hangi
evrelerin, nasl katk yaptklarn hatrlayanlar da olacaktr.

Trkiye ve Avrupa

Sanrm 1988 balaryd. Trkiyenin Avrupa Birlii'ne tan yelii bavurusu birka ay nce zal
tarafndan yaplml. ktisat Fakltesi Mezunlan Cemiyeti yllk sempozyumunu bu konuya ayrm;
beni de konumac olarak ak oturumlardan birine davet etmiti. Medyann katksyla Avrupa'ya
giriyoruz duygusu yaygnlavermi; zal'n giriimi cokun bir destekle kamuoyuna mal olmutu.

Dinleyicileri ve konumaclaryla sempozyuma da ayn hava egemendi. Bizimkinden bir nceki


oturumda konuan Kmran nan, lam yelie hl kar kanlar varsa onlar ulusal karlar hie
saymakla, neredeyse ihanetle sulad ve epey alk ald.

Ak oturumda sra bana gelince, dinleyiciler topluluunun ruh hali ile pek uyumayan bir
konuma yaptm. zelle (ve aklmda kald kadaryla) unlar syledim: Tam yelik, sonunda
Trkiye emeinin Avrupa'da serbest dolam anlamna gelecektir. Avrupa'da bu olaslk yakndan
incelenmi; boyutlarnn ve sonularnn kabul edilemeyecei saptanmtr. En bata bu nedenle
AB'nin Trkiye'yi tam yelie kabul etmesi mmkn deildir. Bizim Avrupa'ya ve Bat'ya bakmz
ise salkl deildir; kolektif bir izofreni, zaman zaman da paranoya zellikleri tar. Tam yelik
bavurumuzun reddi, toplumumuzdaki bu salksz eilimleri glendirecek; karanlk, faizan, gerici
ideolojilerin yeermesine katk yapacaktr. Bu bavurunun hi yaplmam olmas, bu nedenle ok
daha iyi olurdu.

Bu konumann fazla beeni kazandn sanmyorum. Oturum bittikten sonra yanma gelen birka
kii, AB yeliine kar olduunuzu niin aka syleyip nedenlerini tartmyorsunuz? diye
sordular. Ben, olmayacak duaya min demenin anlamsz, hatta zararl olduunu" bir kez daha
aklamaya altm; fakat meramm pek anlatamadm.

Sempozyumdan birka ay sonra yelik bavurumuz reddedildi. zldk; ancak iyimserliimizi


yitirmedik. Ankara anlamas tam yelik kapsn aralk tuttuu ve krk yldr Bat'nn bekiliini
yapmakta olduumuz iin er veya ge kabul edileceimiz beklentisi canl tutuldu. Ne var
ki Brksel'deki gizli dosyalar deil, Bat basnn yakndan izleyen herhangi biri, Trkiye'nin lam
yeliinin gndemde olmadn ak seik grmekleydi. Sosyalist biokun knden sonra
Avrupa'nn genileme takvimi yeniden belirlenirken Trkiye'nin dta tutulduunu bilmemek iin
kr olmak gerekiyordu. Dileri Bakanl'nn bu durumu alglamam olmas mmkn deildir. Yine
de Bakanlk kadrolar, ya tutarsa beklentisi ile gle maya alan hkmetleri doru drst
uyarmadlar ve Gmrk Birlii'ni, bizi AB yeliine yaklatran bir adm olarak gsteren yanltc
iller kampanyasna katk yaptlar.

rtk?

1997 Lksemburg zirvesiyle son darbeyi yedik: AB'nin genileme takvimi iinde Trkiye'nin yer
almad resmen belirlendi. Tepkiler, benim on yl nceki beklentilerimi dorulamaktadr: Fransz,
Alman, ngiliz takmlarna gol atnca, Avrupa, Avrupa, duy sesimizi... diye cezbeye gelen ve bir
zamanlar Viyana'ya ulaan ayak seslerimizi yeniden AvrupalIlara hatrlatan halkmz akn... Biz,
onlar tarafndan sevilmek, beenilmek istiyoruz. Erkeklerimize k olan Avrupah kzlarla ilgili
haberleri maneien okumaktan gurur duyuyoruz. Niin bizi istemiyorlar? Rum ve Ermeni lobileri mi?
Trkiye'yi paralamak isteyen d gler mi? Yoksa gerekten Trkn Trkten baka dostu
yok mudur? Hristiyan kulbnde Mslman Trkiye'nin ii ne? diyenler hakl m?

Sekinlerimiz ise farkl gerekelerle ok iindeler. Onlar, lkemizde demokrasi kltrnn


kksz ve s olduunu; insan haklar, hukuk devleti, oulculuk ve (bazlan iin) serbest piyasa,
(bakalar iin) laiklik elerinden oluan Batl bir hayal biiminin Trkiye toplumuna aslnda
yabanc olduunu; bunlar yerletirip gvenceye alabilmenin tek yolunun Avrupa'ya katlmak olduunu
sanyorlard. Bu dayanak knce doal olarak derin bir ktmserlie dtler.

rA

Ksacas, Trkiye-AB ilikilerinin incelenmesi iktisadn deil sosyal psikolojinin, belki de siyase
biliminin konusu olmaldr. Faraza gerekleseydi, lam yeliin iktisadi sonular ne olurdu?
sorusu fazla ilgin deildir. AB'ye ge kanlan evre lkeleri, yani Yunanistan, Portekiz, Ispanya'nn
deneyimleri bu soruya k tutuyor: 1990'larn Tr-kiyesi 1838 serbest ticaret anlamas sonunda
sanayii ykma urayan Osmanl mparatorluu deildir. Rekabet gcne sahip, ayakla kalacak sanayi
kollarmzn says az deildir. stelik, imalat sanayiine ynelik nemli boyutlarda dolaysz yatrm
girii de beklenecektir. AB'nin azgelimi lke ve blgelerine dnk yardm fonlar da uyum
glklerini hafifletecek, makro ekonomik arpklklarn dzelmesine katk yapacaktr.

Asl ilgin olan bu iktisadi sorunlar deil; Trk halknn, aydnnn Bat'ya bakndaki toplumsal
ruh sal sorunlardr. Trkiye toplumu, AB dnda kalarak Avrupal, Bat bloklar dnda
kalarak Batl olabilecek midir? Buna benzer bir soruyu bundan ok nce ok farkl
koullarda Kemalistler, evet diye yantlamlard. Demokrasi, aydnlanma ve uygarlk
mcadelesinin Trkiye'nin iinde ve biz bize zleceini bir kabul edebilsek, bugn niin olmasn?
Bu soruyu bir kez daha yantlamadka, Avrupa'ya kar tutku/nefret, yknme/inkr, ihanete uram
k duygular biiminde ortaya kan kolektif izofreniden kurtulmamz mmkn grnmyor.

Yeni Toplumsal Bunalm, Ekonomi Politikalar ve Demokrasi

Trkiye'de yaanan toplumsal bunalmn ekonomiyle yakndan ilgisi vardr. Bu, srekli bir bunalm
iinde yaadmz anlamna gelmiyor. Trkiye ekonomisi eidi sorunlar iinde inili kl bir
gelime gstermekte ve son yllarda ortalama % 4 dolaylarnda bir bymeyi gerekletirebilme
ktedir. Bu, gelime yolundaki dier ekonomilerle karlatrldnda orlct halli diyebileceimiz bir
baarnn izgisini temsil etmektedir. Yine de, ekonominin geliiminde ortaya kan yeni eilimlerin
toplumsal yozlamaya ve buna bal olan toplumsal bunalma katk yaptn syleyebilecek
durumdayz. Toplumsal bunalmn ekonomik boyutu, 1980 sonrasna damgasn vuran iktisat
politikas ynelileriyle yakndan balantldr. Bu balantlar birka bakmdan irdeleyebiliriz.

Ana sorunlardan biri, yirmi yla yaklaan bir sre boyunca yerlemekte olan iktisat politikas
anlaynn, Trk

toplumunun yarm yzyldr oluturmakta olduu demokrasi kltrn andrmasndan


kaynaklanyor. Bu kltrn derin ve salkl bir temele dayanmad dikkate alnrsa, ekonomik
ynetimden kaynaklanan bir andrma srecinin demokrasinin gelecei bakmndan da ok ciddi
tehlikelere yol aabileceini ngrebiliriz.

1946'dan beri iki toplumsal g Trkiye'de demokrasinin hukuki-siyasal altyapsn farkl


gerekelerle ve kendi karlar asndan benimsedi ve eidi kesintilere ramen parlamenler
demokrasinin ayakta kalabilmesine katkda bulundu. Bunlardan birincisi, Kemalist devrimin
aydnlanman elerini ve Bat'dan alnan styap dnmlerini benimsemi bulunan ve zellikle
1960 sonrasnda fikir ve siyaset alanlarnda oulculuu, insan haklarn, dnme ve yayma
zgrlklerini bir yaam biimi olarak zmseyen aydn kadrolardr. 1950'li yllarn gsterdii gibi
bu zlemlerin gereklemesi iin parlamenter rejim yeterli deildir. Ancak askeri ynetim yllarnn
deneyimleri, sz geen katmanlarn demokrasi anlaynn hayata geirilmesi iin parlamenter
rejimin gerekli olduunu gstermitir.

Parlamenter demokrasinin dayand ikinci toplumsal g, kr ve kent emekileri olmutur. Siyasi


iktidarlarn ekonomiye egemen olan toplumsal glerin kuatmas altnda olduu dorudur. Ancak
buna ramen, iktidar genel seimlerle belirlendii iin geni semen kitlesini oluturan kr-kent
emekileriyle siyasetiler arasnda belli bir uzlama oluturulmas da zorunlu olmutur. ok partili
rejimin 1945-1980 yllar iinde Trkiye toplumuna sosyal devlet zellii tayan dnmleri de
kazandrmas bu nedendendir. Bir blmyle Kemalizmin ok partili rejime armaan olan, bir
blmyle de bu yeni dnemin sosyal kazanndan olan kurumsal, yasal ve fiili dzenlemelerin
neler olduu iyi biliniyor. Parasz eitim ve salk hizmetlerini; cretliler iin i, sosyal gvenlik,
toplu szleme, grev ya-

salarn ve yksek isihdam olana getiren bir KIT sistemini; kylnn taban fiyatlar ve
sbvansiyonlarla piyasa koullarnn yarataca olumsuzluklardan korunmasn; kent yoksullar iin
yaygn ve ucuz belediye hizmetlerini, imar aflarn ve tapu dalmaya bu ereve iinde sayabiliriz.

Bu kazanmlarn byk bir blm, Trkiye halkna parlamenter demokrasi sayesinde gelmitir.
Parlamenter rejimin askya alnd yllarda bu kazanmlarn hzla anmaya uramas, emeki halk
kitleleri iin sosyal-ekonomik hak ye kazanmlarla parlamenter demokrasi arasnda sk bir
nedensellik ilikisi olduunu gstermitir. Ara rejimler, halk kitleleriyle siyasi iktidar arasnda seim
mekanizmasyla oluan balarn kopmas ve ekonomik g odaklarnn iktidar rahatlkla ynlendirme
olanaklarnn domas bakmndan retici olmutur.

Bir noktay vurgulamakla yarar vardr. Demokrasinin meruiyeti, sz geen iki kalman iin farkl
gerekelere dayanmaktadr. Parlamenter rejimin aydn kalnanlar iin meruiyeti, insan haklarn ve
oulculuu salayabildii lde geerlidir. te yandan, Trkiyenin kyl, ifti, ii ve kent
yoksullarndan oluan emeki ounluu iin parlamenter demokrasi meruiyetini sz edilen sosyal
ve ekonomik haklarn varl, korunmas ve zaman iinde gelitirilmesi sayesinde kazanmtr.

Parlamenter demokrasi, bylece, iki etkili toplumsal grup iin, farkl gerekelerle meruiyet
kazand; bunlarn benimsedikleri, savunduklar bir rejim oldu. Gerekelerin farkll nemlidir; zira
gruplardan her birinin, dierinin demokrasiye ballk nedenlerini tamamen benimsedii sylenemez.
Aydn katmanlarda, zaman zaman sosyal-ekonomik haklar teknokatik grlerle reddeden;
poplizm" yaftasyla kmseyen grler yaygnlamtr. Kyl, ii, kent yoksullar
saflarndaysa, kendi gndelik talepleriyle (rnein sendikal haklarla) btnlemedii srece, in-

san haklar ve fikir-irade zgrl konularnda fazla duyarllk olduu sylenemez. Nitekim Bat
demokrasilerinin bu temel elerine dnk ihlal ve saldrlarn geni halk katmanlarnca en azndan
kaytszlkla karland dnemler de olmutur. Ne var ki gruplardan her biri kendi karlar ve
dnya grleri asndan demokratik rejimi savunurken, kar tarafn bu rejimden beklentilerini de
fiilen kabullenmi olmaktayd.

Sosyal ve ekonomik haklara hayat kazandran ana etkenlerden biri, siyasi iktidarn davranlarna
kamu hizmeti anlaynn egemen olmasdr. Bu, piyasa araclyla belirlenen kr ve kazan
gdsnn egemen olmad geni bir kamusal alann var olmas anlamna gelir.
Ormanlarn korunmasndan salk hizmetlerine, enerji retiminden piyasann talep etmedii bilimsel
alanlarn gelitirilmesine kadar toplum hayatnn ok geni blmlerinin kamunun sorumluluu iinde
grld bir dnemden sz ediyoruz. Bu alanlarda fiyatlandrma yoktur. Hizmet sunann
satc, hizmetten yararlananlarn i,steri konumunda bulunmalar ve hizmet sunumunun nkoulu
olarak piyasada belirlenen bedellerin denmesi sz konusu deildir. Krllk bu tr faaliyetin
srdrlmesinin temel nkoulu olarak grlmez. Dolaysyla piyasalarn ynlendirdii, bir
anlamda herkesin efektif talebi, yani piyasaya yansyan parasal gc dorultusunda belirledii kaynak
tahsisi kararlarnn dnda, belli llerde (her vatandan bir oy ile katld) seim sreleri
(ksacas siyasi mekanizmalar) sonunda belirlenen geni bir kamusal alan olumutur.

1Q80' izleyen yllarn en nemli dnmlerinden biri, burada szn etliimiz kamu hizmeti ve
kamu kar anlaynn ok ciddi bir anmaya, hatla giderek tasfiyeye uramas oldu. Bu dnm
adm adm gerekleti. Piyasalara gereksiz ve etkili olmayan kamu mdahalelerini kaldran makul,
rasyonel grnl kararlarla balad. Devle-

tin asli grevlerine dnmesi gerekesiyle kaynak lketen kamu iletmelerinin tasfiyesiyle
geniledi. Sonunda, bu asli grevler olarak nitelendirilen eitim, salk, sosyal gvenlik gibi
alanlarn da ticarilemesi, mteri-satc balantlarna teslim edilmesi, bir zamanlar en dokunulmaz
saylan kamu hizmetlerinin bile satlp satn alman sradan ticari ilemlere dntrlmesi gndeme
geldi.

Bu dnm, ideolojik bir bombardmanla btnleti ve desteklendi. Kr gds neredeyse bir


insanlk deeri mertebesine ykseltildi. Devlet mdahalesinin ve siyasi gdlenmelere bal kaynak
tahsisi kararlarnn tanm gerei rant yaratt; hak etmeyen insan ve gruplar kayrd; dolaysyla
gelir dalmn da bozduu gr yaygnlat. Piyasa mekanizmas, tartma d tek mmkn, adil
ve etkin kaynak tahsisi mekanizmas olarak gsterildi. Ati-devleti sylem yle bir biimde
gelitirildi ki devletin baskc ilevlerine kar, zellikle demokratik-aydn kamuoyunda yerlemi
bulunan tepki, genel bir devleti hulltme programna destek kazanmak iin kullanld. Bylece,
pek ok alanda devletin sz geen baskc ilevleri klmeden sregelirke, hatta genilerken;
devletin iktisadi ve sosyal ilevlerini daraltan politikalar aydn kamuoyunun bir blmnde deslek
buldu.

Bu dnmn ortaya koyduu bir paradoks udur: Devleti klterek, devlet eliyle rant
yaratmaya son vene program sonunda devlet eliyle zenginlemenin, rant yaratmann ve
yolsuzluklarn Trkiye tarihi boyunca hi gzlenmeyen boyutlara kt gzlendi. Liberal
politikalar, kendilerinden beklenen blm sonularnn lam tersini verdi, iktisadi hayata brokratik
mdahalelerin tasfiyesini hedefleyen uygulamalar, pratikle siyasi kadrolarla kar evreleri
arasndaki ilikileri denetleyen mekanizmalarn da tasfiyesi biiminde yorumland. Devletin rant
yaratma olanaklar daralmad, sadece alan deitirdi: hracat tevik-

leri hayali ihracata; kem planlamasnn tasfiyesi kentsel gayrimenkul rantlarna ilikin olaanst
vurgunlara; zelletirme uygulamalar yer yer kamu varlnn zel kar evrelerince
yamalanmasna yol at. Eski dnemlerde sektrler (ithal ikameci sanayi), faaliyet trleri
(sektrel ncelik nedeniyle tevik edilen yatrmlar) lehinde alan rant yaratma, keyfi ve lsz
biimde belli kiiler, iadamlar ve onlarn siyaset katmanndaki ortaklar lehine iletildi. Bu
dnmler, yaygn bir yozlama ve rme grnts ald.

Devletin iktisadi ve toplumsal ilevlerinin giderek tasfiyeye urad bir srecin tamamland
noktada, Trkiye'de son elli yl boyunca gelitirilen demokrasi kltrnn toplumsal dayanaklarndan
biri, yani kr ve kent emekileri siyasi rejimden soyutlanm olmayacaklar m? ok partili
parlamenter rejim onlara sz geen toplumsal-iktisadi ilevler zerinde belli bir rol oynama,
etkileme gc vermekteydi. Bu ilevler son bulduktan sonra, sz geen halk katmanlar ok partili
rejime sarlmaya niin devam etsinler? Devletin ekonomik-toplumsal ilevlerinin sfrlanmakta
olduu bir dnm tamamlanmaktayken bu katmanlar asndan demokrasinin meruiyetinden
hl nasl sz edebiliriz? Eitsizliin baat olduu bir toplumsal ortam, tm toplumsal gvencelerden
yoksun olarak, korumasz tek balarna gslemeye alan insanlar siyasetle ilgilenmeyi niin
srdrsnler? Faizm, ovenizm, otoriter zlemler, halk gzeten kurtarc bir byk insan araylar
bu ortamda yeermez mi? Ksacas, 1980 sonrasna egemen olan iktisadi grler sayesinde gen
demokrasimizin toplumsal tabannn hzla andn fark etmenin zaman gelmitir.

Ne yapmal? lk olarak, toplumsal yaamda kamu hizmeti, hann yarar kavramlarna yeniden
saygnlk kazandrmak gerekir. niversite ve bilim evrelerine bu dorl-tuda ciddi grevler
dyor. Bilimsel etkinliin, gen ku-

aklar yetitirme ilevlerinin kr ve kazan tutkular dnda onurlu, mutluluk getirici uralar
olduklarn en iyi onlar bilir. Toplumsal ilevlerinin piyasa taleplerine baml klnmasna en fazla
kar kmas gereken katmanlardan biri onlardr. Dolaysyla, kendilerini sradan bilimsel ve eitsel
beceri ve lininlerini piyasaya sman satclar konumuna dren yeni ynelilerle aktan mcadele
etmeleri beklenir. Ancak bu tr bir tavr altan hareketle toplumsal yaamda kamusal alann srekli
daralmasna yol aan ynelilere de ak seik kar kabilirler. Bu k noktas yoksul, bakmsz,
salt emeiyle geinen insanlara kar tm toplumun ykmllkleri olduunu ve bu ykmllklerin
istihdam, gelir, eitim, salk politikalarn; ksacas devletin iktisadi ve sosyal ilevlerini canl
tutarak yerine getirilebileceini yeniden hatrlamann ve hatrlatmann da nkoulu olacaktr.

Bu dorultuda bir kar k"n ahlaki bir lepki olmann tesinde anlam tamas iin pratik
zmlere ynelmesi de gerekir. Temel yneli, devletin kamu hizmeti retme ve sunma yeteneinin
glendirilmesidir. Bu, devletin kronikleen mali krizinin son bulmasn gerektirir. Bunu
gerekletirmek iin iki dorultuda temel bir politika deiiklii gndeme gelecektir. Birincisi, vergi
haslatnn milli gelirdeki orann Bat Avrupa lkelerine yaklatran, ancak vergi yknn dalmn
adaletsizlelirmeycn kapsaml bir mali reformdur. kincisi ise, devletin dorudan veya dolayl olarak
kamu hizmeti salama kapasitesini geniletmeyen kamu harcamalarnda byk boyutlu bir daraltma ve
tasfiyesi gerekletirmektir. Bu tr bir tasfiyenin bata gelen hedefinin kamu gelirlerinin yarsn alp
gtren faiz demeleri olaca aktr. kinci bir hedefse, devletin baskc ilevlerine ayrlan
kaynaklarn, siyasi hayata demokratik ve barl bir ortamn egemen olmasna da bal olarak
azahlmas olmaldr.

Bu tr bir gndemin ayrntlarn irdelemek ayr bir almann konusudur. Bu noktada


Trkiye'deki iktisatlarn bilgi haznesinde bu ayrntlarn var olduunu belirtmekle yetinelim.

Tek kar Yol: Demokratik Devrim Memleketin Hali


Zaman zaman iktisadi sorunlar bir yana brakp dnmek gerek: Memleketin hali ne olacak?
Ben de bu soru zerinde sradan bir vatanda olarak dndklerimi okurlarmla paylamak istedim.

Memleket meseleleri zerinde dnp de Susurluk'la balamamak mmkn m? Ne var ki


Susurluk konusunda da yeni bir ey sylemek imknsz. Devlet aygtnda Susurluk kazasyla ortaya
kan rmln bugnk koullarda giderilemeyeceini en iyi Mesut Ylmaz gsterdi. Ylmaz,
asl suun atl'y nce kullanp sonra da ortada, sahipsiz brakan devlette olduunu sylemedi
mi? Demek oluyor ki devlet, atl'y kullanmay srdrseydi, Trkiye'nin gurur kayna olan bu
vatan evlad, karanlk ilikilerini kendi kar iin kullanma yoluna giLmeyecek, hizmetlerine devam
edecekti. te, hkmetin bandaki insann devlet" anlay...

Susurluk Raporu bir korku filmidir. Ve daha da acs, korku sahneleri arlk kanksanm, korkulma
zelliini yitirmitir. Yllar boyunca atl ve Yeil gibi sulular kimler devlet adna kullanmtr? Bu
kiiler isimleri ve cisimleriyle belirlenmilerdir. Ve herhangi bir soruturmaya uramadan devlet
aygtnn st katlarnda grevlerini srdrmektedirler.

cK>

Bu durumdan Trkiye nasl kurtulur? Ben, eski kuak sosyalistlerden bir alnt yaparak, tek kar
yol bir demokratik devrim diyorum. Eskilere gre, Avrupa'nn demokratik devrimleri feodalizm ve
ortaa kalntlarnn temizlenmesi anlamna gelirdi ve burjuvazi tarafndan gerekletirilmiti.
Bylesine bir tarihsel dinamizmden yoksun olan, hatta aksine bu gerilik eleriyle uzlaan
burjuvazilerin var olduu azgelimi lkelerde ise demokratik devrimi geek-lelirme grevi emeki
snflara decekti.

Bizde ise demokratik devrim, bence, retim ilikilerinden feodal kalntlarn tasfiye edilmesi
deil; devlet aygtnn faizmden, gerici odaklamalardan temizlenmesi anlamna gejir. Son elli yldr
siyasi iktidarlar oluturan, belirleyen, fetheden, denetleyen egemen snflar ve en bata burjuvazi
derin devlet denen oluumu temizlemeyi hibir zaman hedeflemediler. Malta Cumhuriyet tarihinin
12 Mart. 12 Eyll gibi karanlk sayfalarnn almasna aktif katk yaptlar. Bunu yadsyan ve Trkiye
burjuvazisini hl lkemize demokrasiyi tayacak bir sosyal g olarak gren arkadalarmzn, 12
Eyll ile 1981 Anayasas'nn hazrlanmas arasnda geen oluumlara i leminin katklarn (gazele
koleksiyonlarn kartrarak) hatrlamalar yararl olur. lkemiz burjuvazisinin byk bir blm
iin devlet aygt, kolay yoldan kazan edinmenin arac olmaktan ve alan snflarn ar pol i tize
olmalarn, lsz taleplerini frenlemekten baka bir ilev iermemitir.

Peki, niin demokratikleme deil de demokratik devrim? Zira, bence artk anlalmtr ki
ok partili parlamenter rejim iinde srp giden bugnk rejim, yukarda szn ettiim devlet
aygtn faizmden temizleme ilevini hibir zaman ifa edemeyecektir. Hatla dahas, b rejimin doal
geliimi iinde Mehmet Aar veya benzerlerinin birka yl iinde babakanla gelmeleri
beklenmelidir. Esasen, iller hkmetlerinin rtl bir derin devlet iktidar olduu artk ortaya
kmad m? O halde, devlet aygtn (gvenlik ve adalet kurumlarndan balayan, ancak bununla
snrl kalmayan bir programla) balan aa dalan ve yeniden kuran bir styap dnm dnda
hibir yntem, devletteki yozlama ve rmeyi gideremeyecektir. Bunun da ad, olsa olsa bir
demokratik devrimdir.

Anayasal dzeni anayasal ve meru yntemlerle deitirmeyi hedefleyen Krtlerin, sosyalist ve


komnistlerin, eriatlarn partileri niin kapatld? Trkiye toplumu bu parlileri bir yandan
hazmedecek; bir yandan da onlarn taleplerini fiilen etkisiz klacak demokrasi kltrnden
niin yoksundur? mr boyunca bir sinei incitmemi olan smail Beiki niin hl hapistedir de
Susurluk etesinin herkese bilinen yeleri serbest dolamaktadr? Szn ettiim demokratik devrim
yaplp tamamlanmadka bu sorular sormay srdreceiz.

rA?

Ancak Trkiye'de bu trden bir demokratik devrimi hangi toplumsal gler gerekletirecektir?
ii ve kyl snflarnda bir styap devrimi ile demokratiklemeyi gerekletirecek siyasi g
yoktur ve neoliberal politikalar yznden giderek daha da rgtszlemektedirler. Bu rgtlenme
ilevinin doal sahibi olan sosyalist partiler, kille tabanndan hl yoksundurlar. Burjuvazinin
demokrasi kltr sdr. ktidar denetler ve olutururken ksa vadeli perspektif ve kar
hesaplarnn tesine gidememektedir. Devlet aygt-

run iinde ve evresinde yer alan asker-sivil kadrolar veya aydnlar ya derin devlele kar aresiz
ve gszdrler ya da szn eltiim rmeye dorudan doruya katlm, ondan nasibini
almlardr. Var olan byk siyasi partilerin devrimci dnm eleri olarak dnlmesi bile
glntr.

O halde bu rmeyi sprp temizleyecek bir demokratik devrim umudu hi yok mudur? Bence
bu dorultuda bir kkl dnm, ancak i ve d etkenlerin ortak katksyla Trkiye'nin bir byk
toplumsal krize srklenmesi sonunda gndeme gelebilir. Byle bir krizin nasl oluacan, nasl
gelieceini ngremeyiz. Ancak 1974 ylnn Yunanislanna baknz. Gnmz Trkiyeli'nin
koullarna ok benzeyen bir rme iindeydi. Onlarda da eli kanl bir derin devlet vard. Faili
mehul siyasi cinayetlerin says az deildi. Kbrs fiyaskosuyla balayan bir toplumsal alkant bu
pislii sprp gitti. Albaylar hl hapistedir ve Yunanistan bir ak toplumdur. O halde???

Radikalleme Zaman

e^>
Otobste, dolmuta, ar pazarda birbirini tanmayan insanlar hiddetle, aresizlik iinde
dertleiyorlar. Radyo programlarna telefonla katlyorlar. Youn bir tartma var. Konu, aylardan
beri ilk kez geim sknts ve isizlik deil; Irak sava... Baka hibir konuda gzlenmeyen bir
gr birlii ortaya kyor; rak savana Trkiyenin bulamasn ve topraklarmza Amerikan
askerlerinin gelmesini istemiyoruz.

Gr birlii sadece sava kartlnda deil, Amerikann lraka saldrma nedenleri etrafnda
da olumakta. Halkmzn ortak tehisine gre, Irak sava, ABDnin dnyaya egemen olma
tasarlarnn bir parasdr ve bu aamada Ortadou ile petroln kontroln hedeflemekledir.
Ksacas, ABDnin Irakta izledii, ad konmasa da emperyalist bir politikadr.

Peki, hkmetin Amerikaya teslimiyeti konusunda ne dnlyor? Burada da ortak bir tehis
sz konusudur. Trkiye grtlana kadar borludur; IMFden para gelmezse iflas etmek
durumundadr; hkmet de IMFnin patro-

nu ABDnin dmen suyunda gimek ve Irak savana kalk yapmak zorunda braklmaktadr. Bu
grleri savunan ii veya memur, esnaf veya kyl, isiz veya ev kadn, ilkokul veya niversite
diplomal insanlarmzn tmnde gl bir saduyu ve pek ounda alacak bir bilgi birikimi
ortaya kmakta.

Ancak bu saptamay ne yapmal? sorusu izlediinde, insanlarmzn ilk kez, aa yukar tam
ortadan ikiye ayrldn gzlyoruz. Bir gruba gre, hkmetin eli kolu baldr; aresizdir;
Amerika'nn dmen suyundan gitmek zorundadr. Burada, egemen evrelerin yaymaya
alt grlerin, halk bilincindeki ilk izlerini gzleyebiliyoruz. Ancak nemli bir farkla:
Medyamzn Amerikan muhipleri, mttefikimiz ABD ile ibirliinin hem zorunlu hem de yararl
olduunu; zararlarmzn, IMFnin de katksyla, belki de fazlasyla karlanacan; ayrca Iraka
demokrasiyi getirmek gibi yce bir amaca da hizmet edeceini telkin ediyorlar. Teslimiyeli
kanlmaz gren insanlarmzn byk ounluu ise. bunu mecburen sineye ekilen kt bir ey,
halta bir felaket olarak alglamakta srarllar.

ikinci bir grup ise, Irak savanda ABD'nin dmen suyunda gidilmesini kanlmaz grmemekte;
hkmetin teslimiyetini affetmemekle; Trkiyenin, karyz, katlmyoruz, katk yapmayacaz
diyebilmesi gerekliini savunmakladr. Bu, znde tepkisel tavra dayanyor: Bu memleket ok daha
g koullarda dnyaya kafa tutabilmitir, imdi niye yapmasn? Kendi kaderine egemen olma,
akas siyasi bamszlk zlemi ve bunun ancak ekonomik bamszla bal olarak
gerekleebilecei bilinci yaygndr. Ama nasl? ok sayda insan bu soruya yanl aryor.
Ve yanllarn sradan deil, radikal olmas gerekliini hissederek...

<A?
te bu nedenle, radikal ekonomik zmleri srarla, tekrar ve tekrar savunmak bir yurtseverlik
grevi olarak sosyal bilimcilerin, iktisatlarn, muhalif siyasi akmlarn, meslek gruplarnn acil
gndemini oluturmak zorundadr. Radikalleme derken, d ticaretin, bankalarn, kilit
sektrlerin kamulatrlmas gibi kurulu dzenin snrlarm zorlayan, sosyalizan zmleri
kastetmiyorum. Ekonomik ynetimi, d ve i finans kapital ve rantiye egemenliinden azade klacak
kkl (ancak tmyle dzen ii) ynelilerden sz ediyorum.

Bu tr zm araylar teden beri (adeta geleneksel olarak) solda yer alan iktisatlarn ve
akmlarn tekelinde olmutur. lk kez kar saflardan bir evreden, slamc kimlikli iadamlarnn
dernei olan (ve AKP iktidaryla arasnn da ok iyi olmad bilinen) MSIADdan ayn dorultuda
bir aba ile karlamak, artc ve sevindirici oldu. MSl.ADn "ekonomide acil eylem plan
baln tayan belgesini kastediyorum. Aktaralm:

bor,... faiz ykn hafifletmek... iin, vadesi iki yla kadar olan DIBSlerin (Devlet
Borlanma Senetlerinin) % 75lik ksm yeni borlanma enstrmanlar ile.. 1de-i-toku]
ettirilmelidir. [Bunlara] uygun vade ilave [edilmeli]..., getirileri de TEFE art... Trkiye'nin
uluslararas piyasalarda muhatap olduu risk primi [olmaldr]... Bu operasyona katlmak istemeyen
alclar iin erken itfa alternatifi dnlmeli veya DBSlcr vadelerinde yeniden borlanmaya
gidilmeksizin illa edilmelidir... [Bunun iini Merkez Bankas Kanununda deiiklik yapl [maldr]...
Ksa vadeli speklatif sermaye giri ve klarn caydrmak... amacyla her sermaye k
harekeline... Tobin Vergisi konulmaldr.

te kimi solcularn yllardr savunduu nerilerden bir blm, yani i bor ykn
konsolidasyon veya para basarak itfa yoluyla hafifletmek; scak para hareketlerini de

caydrmak/engellemek seeneklerini bu kez slamc kanal da cesarede gndeme getiriyor.

MStADn programnda bir yn yanl, boluk, ak varm... Servet veya faiz vergisi seenei
yokmu... nerdikleri scak para vergisi Tobin Vergisinden farkl bir eymi... Ne gam? Trkiyeyi
d ve i finans kapitalin, IMF, Dnya Bankas ve Washinglonun tahakkmnden kurtarabilecek;
bylece sava ve bar konularnda, toplumumu-zun gelecei zerinde, halkmzn istek ve
zlemlerini siyasete tayabilecek her tavr, her neri, her k desteklenmelidir. ster sadan,
slamclardan, ister soldan, Kemalistlerden, sosyalistlerden gelsin...

Piyasalar Sava Satn Ald


Bir sre nce meslektam Aziz Konukman'la birlikle, serbest piyasa kavramnn tartld bir
radyo programna katldk. Konukman, bu yaznn balndaki cmleyi, sanrm Mart balarndaki bir
gazetenin iktisat sayfasnn manetinden aktard: Piyasalar sava satn ald...

Bu garip cmleyi, iktisat bilgisi veya dz mantk asndan zmlemeye, deifre etmeye
aln; kmaza srklenmeniz kanlmazdr. Soralm: Satlan ne? Satc kim? Alc kim? Fiyat
(bedeli) nedir?

yle anlalyor ki satlan meta savatr. Satc hkmettir; alc ise piyasalardr. Ancak
piyasalar ok isledikleri bu metay satn alrken, karlnda ne veriyorlar? Hangi bedeli
dyorlar? Finansal haberlerden tamamen kopmu deilseniz, bileceksiniz ki piyasalar istedikleri
bir eye kavutuklar zaman hisse senetlerinin ve devlet bor senetlerinin fiyatlar artar, dviz
fiyatlar der. Ve

tahvil, bono ve hisse senedi fiyatlarnn artmas, bu servet trlerini tutanlar (belki de piyasalar
bunlardr) iin bir bedel deil, bir kazantr. O halde, piyasalar istedikleri bir metay (yani
sava) bir bedel demeden, halta stne bir eyler alarak elde ediyorlar. Bu, ne biim sat?

Mant zorlamann gerei yok. Bu cmleyi derhal anlayanlar, bizim bildiimiz dilden, Trkeden,
hatla tm insani dillerden farkl bir dil kullanmaktadrlar. Yukardaki cmlenin gerek ieriini dz
Trke ile ifade edersek, baz gruplar savatan kazanl kacaklarn umuyorlar diyeceiz. Bu
trden ak seik bir bilginin, zel ve adeta ifreli bir di! ile aktarlmasnn ardnda, yle
sanyorum ki piyasalar diye adlandrlan (akas ne id belirsiz) bir olgu veya varl
yceltmek, fetilelirmek", ona esrarengiz ve hepimizin kaderine hkim olabilecek bir g atfetmek
uras yatmakladr.

Piyasalar sylemi. Irak sava konjonktr ile birleince pek ok kiide rahatszlk ve tepkiler
yaram. Mart balarnda bamsz sosyal bilimciler ad altnda bir grup bilim insan kaleme aldklar
ve web sayfalarnda yaymladklar bir bildiride bu rahatszl yanstyorlard. Aktaralm: Trkiye
halk, ezici ounluuyla rak savana kar; piyasalar ise savatan yana... Ekonomik hayatn nesnel
bir srecini, mekanizmasn oluturan piyasa kavramna, istekleri, iradesi, tutkular olan, bazen kzan,
bazen sevinen, kh iyimser, kh ktmser, fakat her zaman talepkr olan bir kiilik, hayatiyet
atfediliyor. Bu durum, sadece edebi bir imgelemeden ibaret olsayd, sorun olmazd. Ne var ki,
bu biimiyle bir kiilik kazandrlan piyasalar,... sadece, dar anlamyla iktisat politikalarn deil,
sava-bar gibi insanlarn lm-kalm seenekleri... zerinde de sz hakk talep ediyor.

Bu tr eletirel tepkilerden bir blm, Birikim dergisinin, Haziran-Temmuz 2003 saysndaki


yazlarda yer alyor. Bu incelemelerden birinde Zafer Yenal, Marttan b yana Radikal gazetesinin
piyasa haberlerini ve kimi ke yazarlarn tarayarak yukarda deindiim sylemden rnekler
veriyor: Yenaln derlemesine gre piyasalar, Trkiye'nin ABDye evet" deme olasl artt
durumlarda kbustan uyanyor, seviniyor, moral buluyor; Amerikallarn Badata fazla kayp
vermeden girmesi karsnda rahatlyor. Tezkerenin reddi ya da emeklilere yksek oranl
zam yaplmas gibi aksilikler ortaya knca, ayn piyasalar sarslyorlar.

Zafer Yenala gre, zaman zaman "zlen, durgunlaan, neelenen, hareketlenen bir piyasa
imgesi neoliberalizmin egemenlik kurma projesinin bir parasdr. Ve piyasa terimi zerinde
yaplan bu oynamalar, bir isimsizlelirme ve dilsizlelirme sreci olarak yorumlanmaldr.

Irak saldrs srasnda Amerikan medyasnn kulland zel diP'i Trke'ye tama eilimlerine
kar Lerinler tarafsz deildir balkl bir yaz yazmtm. Zafer Yenal yazsnda, terim ve
kavramlarn bylece saptrlmas karsnda Ingiliz edebiyats John Bergerin isyanm
anlatyor. Bergerin yazsnn aslndan aktaryorum: Yeni tr despotizm byk lde dilin
sistematik bir biimde ktye kullanlmasna dayanr... Bizden alnm olan szckleri yeni batan
fethetmemiz gerekiyor. Bunu yapamazsak snacamz tek bir szck kalacak: Utan... Onurlu bir
biimde yaamak ve lmek iin szcklerimize yeniden sahip kalm.

rA?

John Berger ierikleri boaltlan, anlamlar tersine evrilen szcklere rnekler veriyor:
Demokrasi, zgrlk, insan haklar, terr... Bunlara piyasalari da ekleyiniz. Ve neoli-

beral banazln bu terimi nasl arpttn tehir eden, piyasa fetiizmi"nin kreltici etkilerine
kar kan katklar izlemek istiyorsanz Birikimin Haziran-Temmuz 2003 tarihli saysn okuyunuz.

Cumhuriyet Tarihinden Parlak ve Karanlk Sayfalar

Cumhuriyetin sekseninci yldnmn kullarken, bu seksen yllk tarihin parlak ve karanlk


sayfalarna ilikin birka halrl. ima yapmak anlaml olacaktr.

Cumhuriyetin ilk on ylna damgasn vuran anayasa, hukuk ve eilim dzenindeki devrimci
yenilikler bu parlak sayfalarn bata gelen rnekleridir. Giderek artan sayda dnrn bu gre
katlmadn; bu devrimci dnmleri tepeden inme, Bat'dan ithal, Tanzimat reformculuunun
devam diye kmsediini biliyoruz. Ancak ayn insanlarn bugnlerde ABnin bask ve
katklaryla demokratikleme stratejisini hararetle savunduklarn da hatrlatalm.

Cumhuriyetin ekonomi alanndaki parlak sayfalarna da bakalm. Bence, 1930 sonrasnda zayf ve
krlgan Trkiye ekonomisini insafszca sarsan byk buhran karsnda, nce korumacla, sonra
devleti sanayilemeye gei Trkiye iktisat tarihinin bi yz akdr. Bu sayede ekonomi, 1932-1939
yllar arasnda (ve d kavnak kullanmadan) % 7.9luk byme ile Cumhuriyet yllarnn en
dinamik sanayileme dnemini gerekletirmitir.

Cumhuriyeti ynetenler bu pozitif seenei tartarak ve snama-yanlma yntemleriyle


buldular. Adeta doal olan dier seenek, o yllarda moda olan liberal izginin buhran koullarnda
da olduu gibi srdrlmesi idi. Bu, ekonominin, 1930 sonrasnda Bat dnyasnn
bunalm yrngesine girmesi ve klmesi anlamna gelecekti. Almanyaya, talyaya ve Dou
Avrupaya faizmi getiren bu yneliin Trkiye'de Cumhuriyet rejiminin geleceini tehdit altna
srklemesi kanlmaz olacakt.

Kemalist rejim ise, kinci Dnya Sava'na giden kritik yllarda, korumaclk-devletilik sentezi
sayesinde buhran koullarn bir birikim ve geliim srecine dntrebilmi ve tm emeki
katmanlarn reel gelirlerinin ykseltilebilmesinin mmkn olduunu gstermitir. Bu, halk snflar
asndan Cumhuriyet rejimine meruiyet kazandran nemli bir edinim olmutur. .

Parlak sayfalar niin Cumhuriyetin ilk on be ylyla snrl tnalm? Trkiye Cumhuriyetini
Avrupa-tt demokrasiye tayan en nemli ve salkl dnm Kopenhag kriterlerine uyum
yasalar deil, 1961 Anayasasdtr. Ve Trkiye demokrasi tarihinin altn a bu anayasay hayata
geiren sonraki yllardr. Blm ilikileri ve byme baars bakmndan da ayn yllar parlak bir
dnem olarak nitelendirmek mmkn: 1962-1976 yllarnn ortalama byme hz (ancak bu kez d
aklar vererek) % 6.9 dur; emeki snflar bu byme srecinin nimetlerini paylamlar,
rgtlenme dzeyleri ve ideolojik olgunlama bakmndan Bat Avrupaya yaklaan bir gelime
izgisi yakalamlardr.

ete

Bu seksen yln karanlk sayfalar yok mudur? Biraz da bunlardan bazlarn hatrlayalm. Bence
karanlk sayfalarndan biri, ikinci Dnya Sava iinde, 1942 Temmuzunda, Refik Saydamn
lmnden sonra Nazi Al manyas sempatizan kr Saraolunun babakanla
getirilmesiyle balar. Saraolu hkmeti, milli gelirin hzla ve kesintisiz dt koullarda sava
ekonomisini tccar-karaborsac-varlkl ifti kazanlarna msamaha ederek ve emekileri arlaan
basklar almda tutarak ynetti. Bu yntemler, CHP ile halk snflar arasnda, sonraki yllarda bir
trl telafi edilmeyecek kopukluun olumasna katk yapmtr.

Sava yllarnn faizan, hastalkl izgisi ok partili rejime geiin zelliklerini de belirlemitir.
Trkiye'nin parlamenter demokrasiye geii, sol hareketleri bastrarak, ezerek, yok ederek
gereklemitir. Bir kk burjuva radikalizmi olarak Kemalizmin siyasi iktidara yn vermesi
bu yllarda adm adm son bulmutur. Ky Enstilerinin kapatlmas. iftiye toprak datmnn
engellenmesi, solcu hocalarn niversiteden atlmas. Tan matbaasnn yklmas, snf karlarn
savunan sendikalarn ve sosyalist partilerin yasaklanmas... CHP-DP kilisine dayal
demokrasi Trkiye'de byle kuruldu. Emeki snflarn, toplumsal muhalefetin aktif siyasetin iinde
bamsz olarak yer almas bylece engellendi.

Sonraki yllarda emeki snflatn dzen partilerinden bamsz olarak siyaseti etkileme
potansiyelinin artt her dnemele, rnein 1971 ve 1980'de egemen gler durumu silah zoru ile
dzelttiler. Cumhuriyet tarihine, bylece yeni karanlk sayfalar da eklediler.

Peki, yeni yzyln balarnda, Trkiye toplumunun kaderini belirleyen stratejik kararlarn
Ankaradan Was-hington'a aktarlm olmasna ne demeli? Halkmz, bu karanlk sayfay aanlar, iki
yl iinde topluca siyasetten tasfiye etmedi mi? Byk sermaye, medya ve hkmete ramen sava
kundaklnn frenlenmesinde en stratejik katky da ayn halk yapmad m?
Gelecee bu nedenle air gibi iyimserlikle bakalm: Gzel gnler greceiz ocuklar, gneli
gnler gre ceiz.

Motorlar maviliklere sreceiz ocuklar; kl mavi liklere sreceiz.

Seim eitlemeleri

Seim sonulan zerinde en arpc saplamay 4 Kasm sabah Hrriyetin maneti yapt: Sosyal
patlama sandkta oldu." Ho ve doru; ama iki soruyu es getii iin eksik: Niin sosyal patlama?
Kim sorumlu? Byk medya seim sonularn bu sorulan da sorarak deerlendirseydi, son yl
boyunca Trkiye halknn bana gelenlerin sorumlularn da tehir etmesi gerekecek ve 4 Kasmdaki
manetin IMF ve Kemal Derviin Trkiyeye armaan eklentisiyle deimesi uygun olacakt.

cKz

Sosyal patlama sokakla deil de sandkla gerekletii iin halk, Arjantindeki gibi caddelere
barikatlar kurup dkknlar yamalayaca yerde AKPyi iktidara getirdi. Burada sadece en ok oy
alan parti olduu iin halkn, yani ii, kyl, emekli, isiz, esnaf ve zanaatkar milyonlarn
byk lde AKPye ynelmi olduunu sylemiyorum. Seim gecesi sandklar gezenlerin fark
ettii gibi, burjuva hayal tarzn simgeleyen semtlerden halk mahallelerine getike AKP drdnc,
beinci sralardan adm adm yukarlara kmakta, gecekondu semtlerinde ise ok ak farkla liste
bana yerlemektedir. CHPnin serencam ise tam ters dorultuda gereklemekte, sosyal demokrat
diye nitelendirilen oy oranlar ankaya srtlarnda % 60lardan balayp, yolun sonuna gelindiinde
% 5-10 arasna yerlemekledir.

Bu serencamn, sadece CHPnin geleneksel (rnein devleti, hatla laik) imajn tasfiye
etmemesinden kaynaklandn syleyenler, bence yanlyorlar. Baykal daha ne yapsayd? Alt Oku
parti bayrandan da resmen karsayd AKPnin oylarna ortak m olacakt? ki yl nce patlak veren
krizin iileri, kylleri, esnaf, onbinlerce beyaz yakal emekiyi ve diplomal genleri hzla
yoksullua, isizlie, umutsuzlua srklemesi karsnda CHP lideri sorumlu muhalefet sloganna
snarak halkn tepki, zlem ve taleplerini sahiplenme seeneinden bilinli olarak kanmad m?
Byk medyann, Dervi'in cebinde 6-7 puanlk semen oyu tad iddiasna deneyimli
siyaseti Baykaln inandm hi sanmyorum. Sorumlu muhalefet slogan ve Dervi transferi,
byk sermaye, uluslararas finans kapital ve tuzu kuru beyaz Trkler lehine ve halk muhalefetinin
szcln yapma seenei aleyhine yaplan ak seik bir snfsal tercihi temsil etmekteydi; o
kadar...

Byk medyann Trkiye'nin seenei olarak pompalad Kemal Dervi ve Ismail Cem,
Hazine Mstearl-mn ve Dileri Bakanlnn makam odalarndan kp sokaa kartklarnda
ne ile karlatlar? Kemal Dervi, halkn % 70i hl krizin iinde yayor; smail Cem
ise halktaki bu fke ve nefret karsnda eski politikalar srdrmek artk mmkn deildir
demediler mi? Gnaydn diyerek geitirelim. Kemal Dervi'in gtrdkleri ile getirdiklerinin
aritmetiini bir yana brakalm. Asl nemlisi, Derviin getirdii ve gtrd oylarn snfsal
dkmdr. Ve CHP bu tercihi bilinli olarak yapm; ancak bu dkmn net bilanosunu tahminde
ciddi boyutlarda yanlmtr.

rA?

Halk muhalefetinin AKP dnda yneldii kanallar da grmezlikten gelemeyiz. Seim plaformunu
sadece IMFye muhalefet zerine ina eden Gen Parlinin kalabalk semenlerinin ve adeta hepsine
lanet diyerek seime katlmayan veya geersiz mhr vuran (ve toplamda AKP semenlerini aan)
protestocularn bir dkmn yapabilseydik, herhalde ankayadan Tuzluayra veya Badat Cad-
desinden mraniyeye uzanan yollarda AKPnin oy dalmnn bir benzerini grecektik. Bunlara
Gneydou illerinin tmnde ilk parti olan DEHAPa ynelen oylar da eklersek, bu muhalefetin
Trkiye toplumunun ok byk bir blmn kapsad ortaya kmyor mu?

Seim sonulan, zetle, uluslararas ve yerli byk sermayenin halk teslim alamadn ortaya
koyuyor. Ne var ki sermaye, imdi halk muhalefetinin iktidara getirdii partiyi, yani AKPyi tamamen
teslim alma giriimi iindedir. Bu, halkn denetlenmesinden daha kolay bir itir. Zira AKP, halk
muhalefetinin yneldii adreslerden biri olmakla birlikte, hibir zaman halkn partisi olmayacaktr.
Malumu ilna ne gerek var? Bunlarn yerel sermaye gruplarnn birou ile i ie olduu iyi
bilinmekteydi. imdi sra TSAD ve byk medya gruplarna gelmitir. IMF ilikilerinin ve AB
giriimlerinin aynen srdrleceine ilikin beyanlar bu dorultuda deerlendirilmelidir.
Uluslararas finats evreleriyle seimlerden nce kurulan balantlar da sr deildir.

Ksacas, son yllarn bunalmlarna, umutsuzluklarna kar oluan halk tepkisi yanl adrese
ynelmitir. eriat ekirdein dndaki AKP semenleri bunu algladklarnda

ne olur? yimserler, Trkiye halknn bu kez doru adresleri bulacan dnebilirler.


Ktmserler ise, sradan insanlarmzn adres aramaktan vazgeip kendi kk dnyalarna
kapanacaklarn, ksacas politikadan tamamen kopacaklarn ngrecekler. Son yllarda Trkiyeye
uygulanan byk boyutlu toplumsal mhendislik operasyonunun gerek amac da, aslnda bu deil
miydi?

Memleketin Hali

Yerel seimler aa yukar anketlerin ngrd biimde sonuland. Seim sonrasnda gereken
yorumlar yapld; sylenebileceklerin ou sylendi. Yine de, her seim sonrasnda ortaya kan
siyasi tabloyu tartan, sorgulayan gelenee ben de uyacam ve 2004 Martnn sonunda memleketin
hali zerinde dndklerimden bazlarn okurlarmla paylaacam.

AKP iktidarn glendiren sonular, 2001 krizi sonrasnn Trkiyesinde halkn durumunu, ruh
halini hatrlatmadan deelendiremeyeceimizi dnyorum.
Bu krizin yaratt toplumsal oklar, kntleri anmsaynz. 2002 seimlerine geldiimizde,
IMFnin nce yaratt, sonra da gaddarca ynlendirdii ekonomik krizden kaynaklanan kitlevi
kzgnlk, fke ve nefret sokaklarda, varolarda, kylerde, iyerlerinde neredeyse elle dokunulur gibi
hissedilmekte idi. Ve bu tepki, ncelikle kk darda bu modeli tam bir teslimiyetle uygulayan
hkmete ynelmekle idi.

Bu sosyal ortam iinde seimlere gidilmesi, kendisini solda gren herhangi bir partiye, halk
muhalefetinin szcln stlenme frsat sunuyordu. 12 Eyll rejiminin armaan olan sapkn seim
sistemi, Trkiyede bu muhalefeti meclise tama imknn sadece byk kitle partilerine (Kasm
2002 koullarnda CHPye) vermekte idi. Milyonlarca semen, emek kart ve halk dman bu
programn kararl biimde lanetlenmesini bekliyordu. Alternatifler" halk ilgilendirmiyordu; ama
meraklananlar iin, solda yer alan iktisat ve sosyal bilimciler uzunca bir zamandan beri krizin
maliyetini burjuvaziye de ykleyen seenekleri gelitirmilerdi.

Bu koullar altnda, CHPnin genel bakan sorumlu muhalefet yapacan ilan elti. Snfsal
muhalefet seeneini bilinli bir biimde reddeti. IMF patentli gaddar program ve kriz ynetimini
Trkiyede uygulamak zere Dnya Bankasndan ithal edilmi olan uzman partisine ald.
Milletvekili aday yapt.

Bu ortam iinde gerekleen 2002 Kasm seimlerinde halk ne yapt? Ya hepsine lanet" okuyarak
seimleri % 25 orannda boykot elti veya geersiz oy verdi. Katld lde ise, bir nceki
parlamentoda temsil edilen alt partiden beini ve bu arada koalisyonu oluturan partiyi
parlamento d brakt. Ve CHPnin reddettii halk muhalefeti ilevini sessizce ve ustaca stlenmi
grnen bir partiyi, AKPyi iktidara gelirdi.

Bence, 2004 Mart seimleri, nemli lde, bir buuk yl nceki muhalil dalgann uzants ve
izdm olarak yorumlanmaldr.

Trkiye, blm ilikilerinin giderek siyasetin dna itildii ve hemen hemen tamamen piyasaya
(dolaysyla da varlkl evrelerin, sermayenin egemenliine) teslim edildii bir ortama doru
ynlendirilmektedir. Krda, kentte c-

retli, retici, emekli, isiz on milyonlarca insann kaderlerinin deimesi, dzelmesi arlk siyasi
iktidarlarn grevleri olarak grlmemektedir. Bu koullarda Trkiye halknn emeki, yoksul byk
ounluu siyasetle niin ilgilensin? Halkn politikadan kopmasnn sonucu, cemaatlerin, lari-katlerin,
blgeci, paranoyak-milliyeti dnyalarn iinde hapsolunmak deil midir?

Kendilerini sosyal demokrat, demokratik sol olarak gren byk partiler, iktidarda ve muhalefette
Kbrs gibi konularda aslan kesilirken, halk aresiz brakan bu neoliberal modelle kusursuz bir uyum
gstermilerdir. Bu dorultudaki tahripkr srklenie kar koyacak tek akmn sosyalist sol olduu
aktr. Ne var ki sosyalist solun iindeki blnmelerin giderek keskinlemekte olduu, uzlamaz
zellikler kazandn da gzlyoruz.
Tarlma platformlar ieren baz web sitelerinde ulusalc ve Avrupaa diye
nitelendirebileceimiz ve uta yer alan iki sosyalist akm benimseyenler arasndaki yazmalarn
hzla hakaret dolu kavgalara dntn hayretle izledim. Birbirlerinden lmne nefret eden bu
asabi arkadalarmz, nce aralarndaki ortak alan belirleyip, daha sonra ayrlklar salkla tanma
seeneini reddediyorlar.

Elbette, bu iki akm iinde sosyalistlerin krmz izgileri olmaldr. rnein sosyalistlerin
Alemdarolu gibilerinin temsil ellii oven tavrlarla i ie girmesi ho grlebilir mi? Veya
emperyalizmin IMF ve ABD tarafndan belirlenen pozisyonlarn sineye ekenlerin sosyalist"
kimliklerinden sz edilebilir mi? Bu gibi snr izgilerinin iindeki alanda sosyalizm, kapitalizmin
ve emperyalizmin dnda baka bir dnyann mmkn olduunu savunan insanlarn zlemidir.

eitli kalc ve geici ittifaklarla ve kendi iindeki ayrlklar hem koruyup hem de erteleyen
sosyalistler bu zlemi Trkiyenin emeki snflarna tadklar zaman, mem-

leketin bugnk hazin halinin deimesi mmkn olabilecektir.

Sradan bir vatanda olarak Mart 2004te byle dnyorum. izmeden yukar kmsak, ho
grle...

BLM II INSANLAR KITAPLAR NIVERSITELER

Toplumsal Merdivende Hayat ve lm


1991-92 yllarnda Bahailin Akit ve Bilsay Kuru'la birlikte stanbul'un baz semtlerinde ve Orta
Anadolu kylerinde anketler dzenledik. Ama, deien ve gleen makro ekonomik koullarn
insanlarmza nasl yansdn ve ailelerin bu olumsuz gelimelere kar ne trden
savunma mekanizmalar gelitirdiklerini aratrmakt.

Kapsadmz ailelerin refah gslergelerini de incelemeye aldk. Ve bu nedenle kadnlara


salkla ilgili sorular ynelttik. Anketler, aileleri toplumsal snflar veya katmanlar itibariyle
snflamamza imkn verecek biimde dzenlenmiti. Bylece, salk gstergelerinin insanlarn
mensup olduklar toplumsal snfa gre deiip deimediini aratrmay hedefledik.

1994 ylnda bu aratrmann sonularn Istanbul'dan ve Anadolu'dan Snf Profilleri balkl


bir kitapta iledim ve inceledim. Kitapta yaymlanan bulgularda, salk hizmetlerinden yararlanma
ve dorudan doruya salk durumu ile ilgili gstergeler bakmndan, krsal blgelerde yoksul
kyl ve tarm iisiyle balayp kapitalist iftiye kadar uzanan; kentlerde isizler veya
marjinal/dzensiz i sahipleriyle balayp, byk/orla burjuvazi veya yneticilere kadar uzanan
toplumsal tabakalama emasnn ait ve st basamaklar arasnda nemli farklar vardr. U
konumlarda yer alan toplumsal katmanlar arasnda, salk hizmetlerinden yararlanma bakmndan ok
byk (25 misline kadar uzanan) uurumlar gzlenmektedir. Dk, l doum yapan kadnlar ve
ocuk lm gibi olumsuz gstergeler bakmndansa, aradaki fark drt misli civarnda
gzlenmekledir.

Bu konularn gerek sahibi olan halk sal uzmanlarnn bulgular daha da ileriye gider ve
Trkiye'de "yaam beklentisi"nin toplumsal katmanlar arasnda ok byk farklar gsterdiini ortaya
koyar.

efe

Ksacas, Trkiyede toplumsal aln yazs, yani hangi snflan olduumuz sadece hayatmz deil,
ne zaman, nasl leceimizi de etkilemekledir. Bunu doal karlarz. Ancak temel salk hizmetlerini
yaygn bir biimde vatandalarna sunan ve salk altyapsn byk lde gelitirmi Bat
toplumlarnda toplumsal tabakalamann insanlarn saln ve yaam sresini ayn biimde
belirlemesini pek beklemeyiz. Ben de yle dnyordum. Ta ki Ncw York Review dergisinin 16
Temmuz 1998 tarihli saysnda Helen Epstein'n Toplumsal Merdivende Hayal ve lm" balkl
yazsn okuyuncaya kadar...

Epstein, Bat toplumlarnda salk gstergeleri ile toplumsal tabakalama arasndaki ilikileri
aratran bulgular zetliyor ve u sonuca ulayor: Bu lkelerde ortalama salk dzeyi ve yaam
beklentisi srekli olarak ykselmektedir; ancak salk gstergeleri bakmndan snflar aras
insanlar Kitaplar niversiteler

farklar zaman iinde kapanmamakta, aksine almaktadr. Saptamalarndan bazlarn ksaca


aktaryorum:

Britanya'da yoksullarn lme yol aan seksen kadar hastala yakalanma riskleri
zenginlerin ok stndedir. Sanayilemi dnyada yoksulluk, vcudu yava yava tketen kronik
bir hastalk gibidir. Byk kentlerin yoksul semtlerinde insanlar olduklarndan yal grnrler.
Yanz ne olursa olsun, yoksulsanz zaman hzlanr; organlarnz daha abuk eskir. Sosyal
snflar insanlarn bedeninden okuyabilirsiniz- New York'un Harlan semtinde yaayan otuz
yandaki siyah bir erkei, Bangladeli ayn yata bir erkekle karlatrrsak, Harlemliri felce,
kalp ve eker hastalklarna ve kansere yakalanma ve daha gen lme olasl daha yksektir.
Britanya'da 1950-1970 yllar arasnda lm oran st toplumsal katmanlarda % 20 orannda
azald; ancak ayn oran niteliksiz ve yar-nitelikli iiler arasnda li deimedi. 1991 ylnda ise
Britanya'nn en yoksul semtlerindeki lm oran, en zengin semtlerindeki oran drt misli
amaktadr."

ngiltere'de kamu personeli iinde yaplan uzun sreli aratrmalar ortaya koymutur ki,
brokratik hiyeraride ykseldike yaam beklentisi artmaktadr. Kant grevlilerinin en alt
katmanlarnda lm riskini belirleyen deikenler, en st katmanlardakini drt misli amaktadr.
Bu durum farkl yaam tarzlarndan kaynaklanmyor. Her ikisi de gnde yirmi sigara ien sradan
bir ktip ve bir ynetici karlatrlrsa, ktibin akcier kanserinden lme olasl
dierinden daha fazladr.

(Ae>

Salk altyapsn hayranlkla gzlediimiz gelimi Bat lkelerinde, yaam beklentisini


belirleyen bu toplumsal/ snfsal aln yazs niin sregelmektedir? Epstein iki yant neriyor.
Birincisine gre, ana rahminde, ocuklukta ve ergenlikte yoksunluk yaayan insanlar, yani snfsal
kken salk gstergelerini de mr boyu olumsuz ynde etkilemektedir. Ikincisine gre ise, gnlk
alma ve hayat koullarm greli yoksunluk, bamllk ve eziklik iinde srdren insanlar, srekli
bir toplumsal gerginlik (stres) hali iinde yaamaktadrlar ve bu durum, yani snfsal konum adeta
kronik bir hastalk gibi sal, yaam beklentisini etkilemektedir.

Bu incelemelerin ounu Batl hekimler yrtm. Toplumsal tabakalamaya, snflara dnk


zmlemeleri demode bulanlarn, anlalan, Batl doktorlardan renecekleri ok ey var.

Ernst Hirschin Anlar


I933'i izleyen yirmi yl boyunca stanbul ve Ankara hukuk faklteleri rencileri, ticaret hukuku, i
hukuku, fikri haklar, hukuk sosyolojisi, hukuk felsefesi derslerinde ve seminerlerde unutamayacaklar
bir hocann tezghndan gemilerdi: Hayata bir Alman Yahudisi olarak gzlerini aan; oluz bir
yanda Nazi rejiminden kaarak stanbul niversitesi'nde profesrle balayan; yl sonra
derslerini Trke veren; krk yanda Trk vatanda olan; cumhuriyet Trkiyesinde Batl anlamda
hukuk retiminin olumasnda nemli rol oynayan ve seksen yanda Almanya'da bir Trk
vatanda olarak len Profesr Ernst Hirsch...

Ernst Hirschin Anlann: Kayzer Dnemi, Weimar Cumhuriyeti, Atatrk lkesi balkl kitab
Fatma Suphi'nin nefis evirisi ile 1997 ylnda Tbitak tarafndan yaymland. Bu anlarn bende
yaratt birka izlenimi okuyucularmla paylamak istedim.

eh?

Hirsch'in anlarnn ilk blm Geldiin Yeri Unutma Sakn baln tayor. Kayzer
Almanyasnn Friedberg kentinde Hirsch'in ocukluk ve genlik yllarndan izgiler ieren bu
blmde, yzyln banda bir Yahudi burjuva ailesinin gnlk hayat ve yazarn hmanist
Gymnasium anlay olarak adlandrd lise eitimi anlatlyor. Bu eitim, gen Hirsch'e ve
arkadalarna, rnein Antik an nasl olup da adna Bat Kltm denen eyin temelini
oluturduunu, bunun temelinde yalan sebepleri aratracak bir formasyon salayabilmitir.
Aydnlanma geleneinin eitim yoluyla Hirsch'e intikal ettirdii gl birikim, otuz yl sonra
Ankara Hukuk Fakltesi'nde Eflatun'un yaptlarnn Yunanca asllarn Bat dillerinden ve Trke
evirileriyle karlatran hukuk felsefesi seminerlerinde Trk rencilere aktarlacaktr.

Ne var ki hmanist aydnlanma gelenei, nazilerin Almanya'da iktidara gelmesine engel


olmayacaktr. Hitler'in anslye olduu tarihte Hirsch, hem Frankfurt eyaletinin bir yargc hem de
Hukuk Fakltesi'nde retim yesidir. 1933 ylnda Yahudilerin kamu ynetiminden tasfiyesi balar
ve Hirsch hem yarglktan hem de niversiteden uzaklatrlr. Ancak ansldr. Amsterdam
niversitesi'nden 1933/34 ders yl iin bir davet alr. Almanya'dan kmasna izin verilir. Bu arada
Darlfnun'un stanbul niversite-si'ne dnme almalar balamtr. Maarif Vekili Reit Galip,
stanbul niversitesi'nin yeni oluacak otuz krssnden her birine birden fazla Alman bilim adam
getirmeyi kararlatrr. Nazizmden kaan bilim adamlarna davet karlr. lk gelenlerden biri de
Hirsch'dir.

cK?

Hirsch'in kurulu sreci iindeki stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi'nden ilk izlenimleri ok
renklidir. Yazar, ka patlan Darlfnun'u dzeltilemeyecek bir ortaa kalnts

nsanlar Kitaplar niversiteler

olarak; stanbul niversitesi'ni ise Bat Avrupa'nn niversite anlayn yerletirmek isteyen
aydnlanmam ve devrimci bir giriim olarak grr. Bu deerlendirmesiyle, 1933 Darlfnun
tasfiyesini bilim zgrlne bir saldr olarak gren gnmzdeki baz yorumlardan kesin izgilerle
ayrlr. Bilim zgrlnn savunulabilmesi iin bilimsel dncenin olmas gerekir. Bu nedenle
Hirsch, bakan Reit Galip'in yeni niversitenin ana ilevini meslek eitimi deil, saf bir bilimsel
kltr yaratmak, speklatif dncenin odak noktas ve kayna olmak biiminde
tanmlayan grlerini benimsemektedir. Bu dnm, alttan gelen bir taleple deil, tepeden inme
balatlmtr ve Hirsch'e gre iyi olmutur.

Ne var ki gmen profesr, bir yl nce kaplar kapatlan slam ilahiyat, hukuk ve edebiyat
yksek okullarna hkim olan ruhtan arndrlma srecinin pek de kolay olamayacan ksa zamanda
kavrayacaktr. Trk retim yeleri arasnda hukuk devrimini benimseyenler ve Bat hukuk sistemini
kavrayanlar aznlkladr. Medrese gelenei derslerin verilme tarznda bile ortaya kmaktadr.
Dekan, ilk dersine girmeden nce Hirsch'i uyarr: Bir hoca olarak grevi derslerini yazl olarak
hazrlamak, krsde oturarak bunlar rencilere okumaktan ibarettir. rencilere soru sormak ve
rencilerin soru sormas caiz deildir. renciler de yazarak not tutmak, bunlar ezberlemek
ve imtihanda bilmek zorundaydlar. Hirsch, doal olarak bu yntemi reddeder ve bir asistannn otuz
ksur yl sonra hatrlatt gibi, dinleyicileri hazla dolduran, canl, unutulmaz bir hoca olarak hret
yapar.

CAP

Sava sonunda dnya ve Trkiye deimektedir. niversitelere zerklii getiren ve hl zlemle


andmz 1946 tarihli niversiteler yasasnn hazrlanmasnda Haan Ali Ycel tarafndan
grevlendirilir. Ancak Ycel sonrasnda hava

deiir. niversitelerde sol-hmanisi akmlara kar basklar balar. Hirsch bu cad kazanma
onurlu biimde kar kar. Sonunda, sadece solcu retim yeleri deil, Hirsch'in be yurtta da
Ankara niversitesi'nden uzaklatrlr.

Yava yava Trkiye Hirsch'i ilmekle; anavatanysa ekmektedir. 1953te Almanya'ya dnecek.
Hr Berlin niversitesi'nde rektrlk yapacak, emekli oluncaya kadar bu niversitede alacaktr.

Ernst Hirsch'in anlar onurlu, renkli, retken bir bilim insannn gnmze de k tutan
yksdr.

Unutulan Yllar

Unutulan Yllar, yllar nce yitirdiimiz Niyazi Berkes'in son kitab. L997'de rencisi ve dostu
Ruen Sezer tarafndan yayna hazrlanm.

Kitabn nsznden reniyoruz ki, Niyazi Berkes'in olu Fikret'e brakt bir klasr dolusu
kark ve dzensiz not Sezer'e verilmi. Ruen Sezer'in youn ve retken emei sayesinde keyifle
okunan, ilgin ve ok nemli bir yapl ortaya km.

Berkes'in son yapt bir an kitab mdr? Bu niteleme kitabn ilk blmleri iin geerli. Yazarn
Kbrs'taki ocukluk, stanbul'daki genlik yllar. Darlfnun rencilii, Ankara'da nce
Halkevi'nde kitaplk sorumlusu, sonra da Maarif Koleji mdr olarak alt yllar, stanbul
niversitesine asistan olarak dn ve Amerika'da doktora rencilii dnemi esas olarak anlar
biiminde yazlm. Bu sayfalarda, Cumhuriyet'in ilk yllarndan canl tablolarla

karlayoruz. Bu yllarn fikir ve siyaset alanlarna damgasn vurmu olan kiiler, rnein
Kadrocular, Halk Frkas'nn nde gelen adlar, medrese geleneinden gelen hocalar, snf
arkadalar, Berkes'in keskin belleinin, prl prl zeksnn, eletirel muhakemesinin eleinden
szlerek gnmze aktarlyor.

Ne var ki Berkes'in amacnn anlarn yazmak olmad, Unutulan YJ/ar'n ilk sayfalarnda
ortaya koyuyor: Bu kitab 1940 ile 1950 atasnda geen olaylarn unutulan yanlarn tantmak
iin yazyorum... Gemi yllar... aratrma iine koyulunca, yazdklarm bilinen anlamda 'anlar'
olmaktan kt; bir inceleme ve eletirme biimini ald. Kiisel anlar... ikinci planda kald.

Gerekten de Niyazi Berkes'in hayal hikyesinin ilk otuz yl son bulunca kitap, 111940*11 yllarn
Trkiye'si zerine siyasal ve ideolojik bir deneme haline dnyor. Ancak bu deneme, bir yandan
olaylarn arasna serpitirilmi kiisel izlenimler, bir yandan da bir hayli t iliz belge taramas ve
deerlendirmesiyle zenginletirilmitir.

eh?

1940'l yllar, yani Milli ef Dnemini Berkes nasl nitelendiriyor? Ona gre bu yllar d ve i
politikada Atatrk dneminden radikal bir kopu anlamna gelir. kinci Dnya Sava, gen
cumhuriyetin bnyesinde sinmi tm gerici akmlarn canland bir dnemin balangcn
oluturur. Bu yllarda Irk-Turanc eilimlerin birdenbire filizlenmeye baladn herkes biliyor.
Ancak daha da nemlisi ve sonraki yllarda unutturulan bir olguyu Berkes Alman, ngiliz, Amerikan
ve Trk belgelerine dayanarak ortaya koymaktadr: Nazi hayranlyla kark Turanc filizlenmeler
Babakan Saraolu, Dileri Bakan Menemenciolu, Trkiye Cumhuriyeti'nin Nazi
Almanyasndaki bykelisi Gerede, CHP Genel Sekreteri Esendal'n bilgileri ve katklar altnda
olumutur. Trkiye Cumhuriyeti'nin en st dzeyde temsilcileri, Almanya'nn Dileri Bakan
Ribbent-rop, Trkiye bykelisi Von Papen ve hatta dorudan doruya Hitler ile temas
halindedirler. Bu aktrler Sovyeler Birligi'nin yklmas sonunda Almanya'nn Azerbaycan ve Orta
Asya'da Trkiye'ye ne vereceini pazarlk etmektedirler.

Stalingrad yenilgisi bu hayallere son veriyor. Ancak Nazilerle kurulan bu balantlarn kefaletini
mttefiklerin ufukta grlen zaferi sonunda binlerinin demesi gerekiyor. Fatura, siyasi iktidarn
iindeki Nazi sempatizanlarna deil, Berkes'in oluk-ocuk Turanclar dedii bir
gruba karlacaktr. Bunlar, 1944 ylnda amatayla alan bir Irklk-Turanclk davasnn sanklar
olacaklar; epey eziyet grdkten sonra, (ne hikmetse) Hitler'i iki yl nce sava kararghnda ziyaret
eden bir paann bakanlk ettii bir mahkemede beraat edeceklerdir.

Sava sonundaysa Trkiye'yi de i savan hkm srd Yunanistan gibi bir komnizm
tehdidi altnda gstermek ve (o zamana kadar Trkiye'ye ilgi duymayan) ABD yardm programna
sokmak gerekir. Sosyalist partilere, sol sendikalara nce izin verilir, sonra da bunlara kar ok ar
bir saldr balatlr. Behet Kemal alar, Fahri Kurtulu, Kemal Satr gibi partililer CHP
rgtlerini kahrolsun komnistler slogan altnda harekete geirmektedirler. Hkmet katnda ise
Haan li Ycel tasfiye edilmi; Sirer ve Skmenser gibi eski Nazi hayran bakanlar
eliyle komnizm tehlikesine kar mcadele bir ulusal ncelik haline getirilmitir. Sonula, DP
muhalefeti de solcularn tasfiyesi hareketine tam destek verir. Sol parti ve sendikalar, Ky
Enstitleri fiilen kapatlr. Tan matbaas yklr. Solcu retim yeleri (Berkes, Boran, Boratav)
niversiteden atlr. Solu ezmeye ncelik veren ok partili bir rejimin DP iktidar altnda da
srdrlecei kesinleir.

Berkes bu hikyeyi anlatyor. Ona gre. smet Paa'nn bu farkl, ancak birbiriyle tutarl
senaryolardaki roln gz ard edemeyiz. Turan projeleri iinde Nazilerle flrt eden babakannn
marifetlerine kar, Tan matbaasn ykan, solcu hocalara kar nmayileri rgtleyen CHP
rgtlerine, Ycel'i ve Ky Enstitleri'ni tasfiye eden Sirer kliine kar nn aciz mi idi? Berkes
daha da ileri gidiyor. Ona gre Milli ef bu senaryolarn ana mimardr. Yakn dnem tarihileri
kendisine katlmayabilirler; ancak o halde karanlk ve unutulan yllar (yani 1940' izleyen on yl)
iinde Milli efin rol zerinde Berkes'in savlar ve kantlaryla hesaplamaldrlar.

Topran bol olsun sevgili Berkes. Ben senin kitabn ve anlarn ok ey renerek ve ok eyi
yeniden hatrlayarak okudum.

niversitede Cad Kazan


niversitede Cad Kazan, Tarih Vakf Yurt Yaynlar tarafndan yaymland. Kitabn alt bal
biraz daha uzun: 1948 Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Tasfiyesi ve Pertev Naili Boratav'n
Mdafaas. Kitab yayna hazrlayan ve balkla sz geen cad kazan ve tasfiye olaylarnn
tarihesini okura sunan ise gen bir aratrc: Mete elik...

Elli yl nce gerekletirilen bu tasfiye (yani temizlik) srecinin bir aamasnda solcu
retim yesi" olarak bilinen Pertev Naili Boratav, Behice Boran ve Niyazi Berkes aleyhinde
yabanc ideoloji yayarak Trk genliine zehir satklar ve bylece grevlerini ktye
kullandklar sulamasyla dava alacaktr. Pertev Boratav iin bu sulamann somut ierii
Trklk aleyhinde bulunmak ve Namk Kemal'i milliyeti olduu iin eletirmektir\
niversitede Cad Kazan, Pertev Boratav'n 10 Ocak 1950 tarihinde mahkemeye sunduu
savunmann lam metnini ieriyor.

Pertev Boratav'n son yapt, bylece, krk sekiz yl nce bir asliye ceza mahkemesine sunduu
mdafaas oldu. Bu savunma, sadece dava konusu olan iddialarn ve tank ifadelerinin
tartlmasndan olumuyor. Aleyhindeki iddialarla balantl olarak genel olarak millet ve
milliyetilik kavramlar, Namk Kemal ve Ziya Gkalp'in grleri, Trklk, Trkiye
Cumhuriyeti'nin, Anadoluculuk akmnn, Turanclarn ve rklarn millet ve milliyetilik anlaylar
zerinde ayrntl bir dnce tarihi incelemesini de ieriyor.

Mete etik'in savunmay yayma hazrlad haberini babam sevinle karlamt. etik'in sunu
yazsn beenerek okudu. 1996 Temmuzunda kitap iin yazd nsz, Bu kitab, can dostlarm,
mcadele arkadalarm ve deerli bilim insanlar Niyazi ve Behice'nin anlarna ithaf ediyorum.
cmlesiyle son buluyordu. niversitede Cad Kazan 16 Mart 199B gn, yani babamn ld gn
yaymland. Pertev Naili Boratav da, Berkes ve Boran gibi gurbette ld ve son yapln gremedi.

cA>

Cumhuriyetin yetitirdii ilk bilim insanlar kuandan bu kii niin gurbetle ldler?
Kestirmeden yantlayalm: Sz geen ceza davas 1950'de beraatle sonulanr; ama Boratav, Berkes
ve Boran niversitedeki grevlerine dnemezler. Zira, davann tasfiye dorultusunda gelimemek-
te olduunu fark eden hkmet, yeni bir zm yolu bulur: 1948 bte yasasyla Ankara
niversitesi Dil ve Ta-rih-Corafya Fakltesi'nde Folklor ve Sosyoloji derslerine tahsis edilen
kadrolar askya alnr ve solcu retim yesi"nin beraal etseler dahi niversiteye dn yollar
kapanr.

iktidarda CHP vardr. Tasfiye, Milli Eilim Bakan Reat emsettin Sirer'in nclnde
yrtlmekledir. Solcu retim yeleri aleyhindeki nmayilerin ardnda CHP rglleri vardr.
Trkiye ok partili rejime gemitir. Meclis grmelerinde bte yasas yoluyla tasfiye
giriimine hrriyeti Demokrat Parti de tam destek vermitir. Bu uygulamaya bilimsel zgrlk
adna kar kan sadece iki milletvekili vardr: Adnan Advar ve Sadk Aldoan. Peki meslektalar
ve basn? Kendi niversiteleri retim yesinin meslekten ihracn kararlatrm; ancak bu
karar niversiteleraras Kurul tarafndan bozulmutur. ktidar ve muhalefet yanls basn, byk
ounluuyla tasfiyeye destek vermi, solcu hocalardan genlie zehirli telkinlerde bulunan kiiler
(Ulus) olarak sz etmi; kzl solculua kar gsterilen hassasiyetin ok yerinde" okluunu
vurgulamtr (A. E. Yalman, Vatan).

cA?

Peki, ama devlet gleri bu retim yesiyle niin byle insafszca urat? Bu insanlar,
Trkiye toplumuna egemen olan ideolojik atmosfere ve fikir akmlarna pasif bir biimde uyum
gstermeklense bamsz ve eletirel bilim insanlar olmay yelediler. 1940'h yllarn Trkiyesinin
tm tutucu ve gerici igdlerine ters dtler. Aykr, bu nedenle de zararl kiiler olarak
alglandlar. Susturulmalar gerekiyordu.

zel hayatnda tm dnyayla bark olan Pertev Bora-lav, mesleki hayatnda oka aykrlk
rnekleri verdi. 1932 ylnda Darlfnun'da asistanken Milli Eilim Bakan'n bilim zgrl adna
arkadayla birlikte telgrafla protesto ettii iin istifaya zorland ve Konya Lisesi'ne edebiyat
retmeni olarak gitti. 1936'da Almanya'da burslu renciyken, antifaist grleri savundu; Hitler
hayran renci mfettiine ters dt ve grlerimden vazgetim; tamamen milliyeti oldum diye
gnah karmay reddettii iin bursu kesilerek Trkiye'ye dnd. Alman hayranlnn ok yaygn
olduu 1941 ylnda arkadalaryla birlikte bilim dnyasna antifaist, aydnlk, hmanist ve eletirel
bir k getiren Yurt ve Dnya dergisini kard; gerici-tutucu ve resmi evrelerin ar saldr ve
basklarna ramen dergiyi 1944'e kadar srdrd. Solcu bilinen bir avu meslektayla birlikte
(direnmelere ve tepkilere aldrmadan) niversitede zgr bir bilim oda oluturma abas iinde yer
ald. Ve bu alkantlarn iinde keyifle ve neeyle almakta, bilimsel retimini srdrmekle,
bugn bir ulusal kltr hzinesi olduu anlalan halk bilimi arivini oluturmaktayd.

Bu nedenlerle Trkiye'de bilim yapmas nlendi. Fransa'ya gitti. Aratrmalarn orada srdrd.
Yirmi yl sonra bir tebli sunmak zere Trk Folklor Kongresi'ne arld. Ad son anda listeden
karld ve tebliini sunamadan dnd. Can dostlar ve mcadele arkadalar Niyazi ve Behice
gibi gurbette ld. te, niversitede Cad Kazan bu hikyenin bir blmn anlatyor.

Pertev Naili Boratav ve Bykleri


Babam Pertev Naili Boratav 16 Mart 1998 Pazartesi sabah Olde Paris'le doksan bir yanda ld.
Hastanede yatyordu. lmeden birka saat nce kars ve kk olu ile konutu. yilemekte olduu
izlenimini verdi. Gerekten iyi grnyordu. Gece uykuya yatt ve bir daha uyanmad. Kimseyi
zmeden, telalandrmadan lmeyi baard.

Pertev Boratav, biraz da babas Abdurrahman Naili Bey ve annesi Sdka Hanm gibi ld.
Bunlar, yaknlarn nce lmlerine altran, sonra da sessizce, kimseyi tedirgin etmeden lp giden
insanlardr. Sdka Hanm' da yitirdiimizde doksan bir yanda idi. lmnden az nce onu
stanbul'da grdm. Dilerimi yaptrmam lazmd. Nasl olsa bu kt lrm diye vazgetim. Ama bu
sefer de lmedim. dedi. Arkasndan ekledi: Nerdesin gzel lm? Birka ay sonra gzel lm
onu buldu; sessizce ald, gtrd.

Bu insan, Abdurrahman Naili Bey, Sdka Hanm ve Pertev Boratav gzel ldler. Galiba
gzel de yaadlar. Nedir gzel yaamak? Yakn evrelerine huzur saarak yaamak derseniz, her
de bunu fazlasyla yaptlar. Bu insanlara kzmak hemen hemen imknszd. Kaymakam emeklisi
Abdurrahman Naili Bey hanesinin Fatih'teki evlerinin nne aramba pazar kurulurdu. Sdka
Hanm, kocasnn pazara gitmesini hi isLemezdi. nk dedem meyve, sebze ve domateslerin en
gekinlerini, neredeyse bozulmaya yuz tul mularn itinayla seerdi. Kendisine sylenen karsna da,
satclara yazk deil mi; onlar da birinin almas lazm derdi.
Bizim bykanne dediimiz Sdka ilanm ise, benim tandm en rahat, huzurlu insanlardan
biriydi. Fatih'teki evlerinin alt katn sel basyor. Ev halk telala al kattan suyu dar almaya
alyor; su tekrar giriyor. amatay fark eden bykannem, st kattan geliyor; merdivenin bandan
aadakilerin haline bakyor: Ne yapsanz bo. Ben gidip yatyorum. Yarn bakarz. deyip
yalyor. Talat Aydemir'in darbe giriimlerinden biri srasnda Ankara'da bizim yanmzda kalyordu.
Sabaha doru uaklar alak uu yaparak evi sallamaya balad. Sdka Hanm'm kulaklar pek
duymazd. Sarsnty hissederek uyand. Ne var? diye sordu. htilal var. dedik. Ben de birey
sanmtm. Zelzele diye tela etmitim. Yalyorum. Sonra bana anlatrsnz." deyip yorgan bana
ekti.

Gzel yaamak, sadece etrafa huzur vermek deildir. Onlar tanyan herkes Pertev Boratav, Schka
Hanm ve Abdurrahman Naili Bey'i, melek gibi insanlar olarak hatrlarlar. Ancak bu insanlar iyi
eyler yaptklar, onurlu ve kendi lleri iinde yrekli bir hayal srdrdkleri iin de
gzel yaadlar.

Abdurrahman Naili Bey, milli mcadele baladnda Bolu'nun Mudurnu kazasnn kaymakam idi.
Bu yumuak,

nsanlar Kitfl/'ln niversiteler

uyumlu, sradan Osmanl brokrat, ne hikmettir bilinmez; stanbul hkmetini terk edip Kuvva-y
Milliye saflarna geer. Abaza ayaklanmas patlak verip Milliciler Mudurnu'da yenik dtkten sonra,
evin at arasndan kap cann kurtarr, ama karsn ve bir olunu geride brakr. stanbul yatls bir
erke ailesinin merhametine snmak zorunda kalan bykannem, sakland evin perde aralndan
grdklerini anlatrd: Bizden yaral bir subay, emeye doru srnyordu. Bir hemire hanm ona
doru yrd. Sevabna bir tas su vereceini zannettim. Ban ekip subay elid etti. syann
knden sonra, dedem kat kasabaya dnp emekliliine kadar, yani on drt yl daha
Mudurnu'da kaymakam olarak kalr.

Sdka Hanm 1940'l yllarda bir yandan iki olunun gizli ve solcu bir genlik rgtlenmesi
nedeniyle Tbbi-ye'den hapishaneye tanmasna, te yandan da byk olu Feriev'in aleyhindeki ar
bir karalama kampanyasna tank oldu. O gnlerde askeri cezaevinde grevli bir
yzbann kendisine, hanm, hanm, sen de durup durup komnist dourmusun demesi zerine bu
subaya nasl yeilmez-yutulmaz bir zlgt ektiini sradan bir olay gibi anlatmt. Hapishane
annelii, sonraki yllarda 6-7 Eyll olaylar nedeniyle de tekrarland. Mahkm analar o yllarda ok
yalnzdlar. Ve Sdka hanm ile emekli kaymakam Naili Bey, nce mahpustaki ocuklarndan, sonra
da medar- iftiharlar byk oullarndan ayr yaamann ykn sonuna kadar, ikayetsiz, sessiz
yklendiler. ocuklaryla hep iftihar elliler. Akraba evrelerinden bile gelen tepkilere, inelemelere
kar ta gibi durdular.

rA?
Pertev Boratav'n annesi ve babas sradan insanlard. Bakalarna huzur alayan, onurlu, lekesiz
ve bu yzden gzel bir hayal yaadlar. Niin onurlu? Bu sradan insanlar sra-d olaylarla
karlanca, mayalarnn ne kadar salam oldugu ortaya kverdi; haysiyetli ve sapasalam ayakta
kalmay bildiler.

Pertev Boratav ldkten sonra, kamuoyu onun hayal hikyesinin ana izgilerini basn araclyla
rendi. O, Alman faizminin ve yerli gericiliin azgn yllarnda, bilim dnyasnda antifaist,
aydnlk, hmanist ve eletirel k yakan -be insandan biriydi. Bu yzden
niversiteden uzaklatrld. Glkle lke dna gitti ve elli yl Trk halk bilimini Trkiye dnda
gelitirmek zorunda kald.

Trkiye'de ilerici insanlar bu sre iinde yle badirelerden geti ki, Pertev Boratav'n serveni
bunlarn yannda ok sradan grlr. Yalnz arada nemli bir fark var: Bu olaylarn en youn
biimde seyrettii 1940'i yllarda Pertev Naili Boratav ve arkadalar ok yalnzdlar.
rencileri ve bir avu aydn kii dnda kendilerini kimse desteklemedi. Bilim ve fikir insanlar
olarak onlarn kimlikleri toplum belleinden hzla silindi. Sadece lekeli kiiler olarak hatrlandlar.
Boratav soyad 1960'l yllarn ortalarna kadar sakncal bir ad olarak kald. Tayanlar iin
sorunlar yaratt. 12 Mart ve 12 Eyll rejimlerinde ok daha ar bask gren aydnlar hibir zaman
Pertev Boratav ve arkadalar kadar toplum dna itilmediler.

Pertev Boratav bu ortam, almalarna kstek olan eleri dnda pek umursamad. Bildii gibi
yaamay, almay srdrd. Hi geri adm atmad. Hayatn allak bulak eden d etkenlerle
lkesinin insanlarn hep ayr tuttu. Hem bir halk bilimci hem de bir aydn olarak halk ile hep bark
kald. Szn ettiim etkenlere de sessizce, gsterisiz. kendine zg bir biimde, ancak ta gibi
direndi. Kendisine sorsanz, bylece yaamann ok olaan olduunu, zaten baka trl
olamayacan sylerdi. Bana, yani oluna sorarsanz, annesi ve babas gibi gzel yaad, gzel ld.

Bir Yldnm, Bir Bildiri


YK geen hafta on altnc yln doldurdu. Bu sre iinde bir kurum olarak byd, yerleti, kk
sald, belli bir eitim doktrini oluturdu. yle ki, artk yneticilerinden, bakanndan bamsz bir
YK dzeninden sz edebilecek hale geldik.

Elbette YK sistemi ilk gnahrnn izlerinden, yani baskc 12 Eyll rejiminin rnii olma
zelliinden bir trl kurtulamamakadr. Bu zellik en ak biimiyle, niversiteleri tek kalba
sokma tutkusu ile ortaya kyor: Tek tip niversite, tek tip renci, tek tip retim
yesi..." Biliyoruz ki YK, bu tutkuyu olduu gibi hayata geireme-miir. Ancak bence, on alt
yldan bu yana YK dzenini oluturan yasalarn, ynetmeliklerin, ilke kararlarnn ve uygulamalarn
tmnn ardnda, onlarn ortak bilekesi olarak byle bir zlem yer almaktadr.

cA?

Tek tip niversite... Bu, Trkiye niversitelerinin ynetsel ve akademik yaplarn Amerikan
niversite modeline

Yeni Dnya Dzcin Necye?

dntrme abasdr. YK geldiinde devlet niversitelerinde bu bakmdan plraiist bir yap


vard. Amerikan modelini ODT ve Boazii niversiteleri, kta Avrupas (zellikle Alman)
modelini ise stanbul ve Ankara'daki eski, kkl ve byk niversiteler izlemekteydiler. Ve bu
eitlilik iyi bir eydi.

Kurumlar toplumsal onamn rndrler. Kkl kurumlarn yaplarn tepeden inme yntemlerle
deitirmek, ya baarsz ya da tahripkr olur. YK dzeni, klasik niversiteleri yasal ve idari
yntemlerle Amerikan modeline dntrmeye kalknca hem baarsz hem de ykc oldu. rnein
bu abalar sonunda, retim yeliinin doal tabanm oluturan asistanlk kurumu fiilen tasfiye
edildi. yle ki klasik niversitelerdeki elli ya kua emekli olduktan sonra, bunlarn, gelip geen,
yarm zamanl insanlarn ders anlatt ii boalm retim kurulularna dnme olasl ok
yksektir.

Tek tip retim yesi... YK'n ideal retim yesi" prototipi, ilevsel, ksacas ie
yarayan bir bilim insandr. Tipik rnei, mhendislik bilimlerinde uzmanlam, aratrma
gndemini piyasa talebine gre belirleyen, meslek hayatn saayi-niversite ibirlii iinde
dzenlemi, bu ibirliinin yan rnlerini citation indexlerde kapsanan dergilerde, ou kez ayn
projelerde alan doktora rencileriyle ortak imzal makalelerde yaymlayan aratrclardr.
Toplumsal ve insani bilimlerin, gncel anlamda ilevsel olmayan alanlar makbul deildir.
rnein bir CumhuriyeL ant olan Dil ve Tarih-Corafya Fakltesindeki krslerin ou, insani
bilimlerin temel disiplinleri. halta Trkiye'de i leminin gereksinim duymad temel bilimler YK
perspektifi asndan gereksiz alanlardr.

Tek tip renci... YK' ideal rencisi yksek renim hizmetini niversitelerden saln alan
bir tnte-ri"dir; parasnn karln almay hedefleyen bir kariye-

nsanlar Kitaplar niversiteler

risttir. niversite retimi ve diplomasnn ona mr boyu salayaca ek getirinin karln


bugnden demeyi gze alr. Siyasete, hele dzen d akmlara kar kapaldr. YK dzeni aslnda
kafalarn iini denetlemek istemektedir; ama bunu beceremeyince bu tr akmlarn rencilerdeki d
grntlerini nlemeye kalkr. Grntler ortadan kalknca sorun da zlm olur. Bugn sadece
trbanla uratklarna bakmaynz. Onlarn zlemlerindeki niversite genleri parkal veya trbanl,
sarkk veya pala bykl, ember veya kaba sakall olamaz. Zira, bunlar u veya bu anlamda aykr
dnya grlerinin biimsel yansmalardr. '

Sanmaynz ki YK dzeni trban yasan koyarken eriatlkla savamaktadr. Yllardan beri


yksek renimi pahallaman YK dzenidir. Arlaan maddi koullarda rencilerin yurt, kredi
ve burs olanaklarnn hzla anmas karsnda seyirci kalan da ayn dzendir. Bu ar koullarda,
rencilerin tarikatlarn kucana dmesi kanlmaz deil midir? Niye aryorsunuz? YK
dzeninin gndeminde, gen kuaklar eriat akmlara ynlendiren nesnel koullar ortadan
kaldrmak yoktur. Bilim zgrlnn nn alabildiine aarak, niversiteleri zgrln yeerdii
aydnlk odaklara dntrme hedefi hi yoktur. Onlarn gndemi, eriat akmlarn sadece bir
grnts olan tesettrle uramaktadr.

Bu konuda retim yeleri Sendikas'nn (ESi) Bakanlar Kurulu'nca bir sre nce
yaymlanan bir bildiri bana kvan verdi.

u Trk-slam sentezi anlayn ve rgtlenmesini topluma, bu arada niversitelere egemen


klmaya alan zihniyete ve toplumun tehtipletirilncsine kar kan; bilimden, aydnlanmadan,
insanln geleceinden yana olan ES, Trban Krizi' olarak adlandrlan sorunun yapay bir
sorun olduunu

kabul ederek retim elemanlarn 'kolluk grevlisi' olarak gren anlaya kar kar.
niversitelerde uygulanan trban yasann biimsel ve gzboyamaya ynelik olduunu
vurgulayarak, Siyasal slam'n zabta nlemleriyle deil, ancak zgr bir tartma ve insanln
geleceinden ve emekten yana bir bilim ortamnda geriletilebileceini saptar.

Bu bildiri ey sylyor: Sendikamz, ilk olarak, eriatlkla mcadele etme zorunluluunu


benimsemektedir. kinci olarak, zabta nlemlerinin, rnein trban yasann bu mcadeleye zarar
verdiini; karanlk akmlara kar en etkili silahn bilim ve tartma zgrl olduunu
vurgulamaktadr. Son olarak da, retim elemanlarna kolluk grevlisi" ilevi yklemeye kalkan
abalara kar kmaktadr. Aydnlanmac ve demokrat tavr da bu deil midir?

Yz Kzartc Bir Belge

1982 ylnn 21 Austosunda, yani 12 Eyll rejiminin Trkiye'nin aydn evrelerine dehet sat
bir tarihle Resmi Gazete'de Yksekretim Kurumlun Ynetici, retim Eleman ve Memurlar
Disiplin Ynetmelii balkl bir belge yaymland. Bu, bir tasfiye ynetmelii idi ve ona,
ksaca, istemediimiz retim yelerini meslekten karma bahaneleri adm koyabiliriz. Ancak bu
ynetmelik hkmleri pek fazla uygulanmad. Zira, ynetmelikten iki buuk ay sonra kan YK
yasas ile doktoral, doktorasz asistanlar birdenbire szlemeli hale geldiler ve bunlardan
istenmeyenlerin grevlerine sessizce son verildi. Skynetim komutanlklar da ii uzatmadlar. 1402
sayl yasay uygulayarak ok sayda retim yesini bir daha kamu grevinde alamamak zere
grevden aldlar. 1983 ylnda niversiteler, bylece, byk lde ayrk otlarndan
temizlenmi oldu.

Zamanla 1402'likler idari yarg kararlaryla grevlerine dnebildiler. Grevlerinden her nasl
olursa olsun ayrlm retim yelerinin kadro koulu aranmadan eski grevlerine dnebilecei bir
yasayla kabul edildi. Bylece, yarg ve yasama organlar 12 Eyll rejiminin bu alandaki ayplarn
bir lde temizlediler. Az nce szn ettiim disiplin ynetmelii de fiilen uygulanmayan bir ibret
belgesi olarak kald ve unutuldu.

Peki, YK ne yapt? 12 Eyll rejiminin niversitelerde tasfiye ynetmeliini birdenbire


hatrlayarak bir iki eklenti dnda 7 Kasm 1998'de olduu gibi yeniden yaymlad ve niversitelere
u mesaj verdi: ok partili rejim, insan haklar, hukuk devleti, bilim zgrl benim umurumda
deildir. Ben, szlere hl 12 Eyll felsefesiyle bakmaktaym. Ayanz ona gre denk aln.

Bu disiplin ynetmeliine gre hepimiz suluyuz. rnekler vereyim: Pek ok meslektam gibi ben
de eitli yayn organlarnn yaz kurullarnda grev yapyorum. Cum'iu.ri-yct'le haftalk stunum var.
Bir grup meslektamla birlikte Friedrich Eben Vakf'nn desteiyle yrtm olduumuz KIT'ler
zerindeki bir aratrmann raporu birka gn nce . K1GEM tarafndan yaymland. Bu trden eitli
aratrma projelerini yrttm; katk yaptm. Bilimsel faaliyetleri olan dernek ve vakflarn ynetim
kurullarnda grev yaptm... Sendikalardan, derneklerden, siyasi partilerden, vakflardan, TV ve
radyo kanallarndan gelen konferans, ak olurum davetlerinin ounu kabul ellim. Hi kimseden izin
almadan srdrdm bu tr uralar bana zg deildir. Meslektalarmn ou bunlarn bilim
insanlarnn doal grevleri iinde yer aldn biliyorlar.

Meerse yanlmz. Zira, yeni yaymlanan ynetmelie gre, YK'ce "izin verilenler hari"
niversiteler dnda cretli veya cretsiz, resmi veya zel bir i grmek, niversite retim
mesleinden karmay gerektirecek fiiller arasndaym. Dikkat ediniz, almak demiyorlar; i
gr-

insanlar Kitaplar niversiteler

mek diyorlar. Demek ki benim yukarda saydm faaliyetlerin tm su imi. Ve elveda


niversite...

Devam edelim: retim Elemanlar Sendikas yesiyim. Sendikamla birlikte sosyal devlet
ilkesini, yani belli bir ideolojik izgiyi savundum; bu izgideki bildirilere katk yaptm. Siyasi parti
yesi olmay engelleyen anayasa hkm kaldrldna gre ideolojisini veya programn
benimsediim, beendiim bir partiye ve onun almalarna, eylemlerine katlabilirim.

Zor katlrsn: Ynetmelie gre, ideolojik, siyasi... amalarla eylemlerde bulunmak; ... siyasi
veya ideolojik amal bildiri... ve benzerlerini datmak veya bunlar... tehir etmek veya szl
ideolojik propaganda yapmak kamu grevinden karma cezasn gerektiren fiil veya haller
arasndaym. Bir kez daha yol grnd...

Bitmedi... Yurtdnda ok sayda seminere ve konferansa katldm. lkemizin ekonomik,


toplumsal sorunlar hakknda Trkiye'de yazdklarm, sylediklerim ile darda sylediklerim
arasnda ve dinleyicilerin yerli veya yabanc olmalar bakmndan hibir zaman fark
gzetmedim. Eyvah... Ya birileri ve YK bakanl, dardaki bildirilerimi yurtdnda devletin
itibarn zedeleyecek tulum ve davranlar" olarak yorumlarsa? Ynetmelie gre yeniden suluyuz
ve kamu grevine tekrar elveda...

cKz

Meslekten karlmakla i bilmiyor. Trkiye niversitelerinin bilim jrileri tarafndan bana verilen
tane akademik unvan var: doktora, doentlik ve profesrlk. Vurgulayalm: Bunlar atama
ilemlerinden tamamen bamsz olarak elde edilen akademik unvanlardr. Atama, unvan
izleyen ve bavuruya bal olarak gerekleen idari bir ilemdir. (1982den sonra YK yasas
sadece profesrl bir unvan olmaktan kard.) Nitekim, jriler ve niversite organlar bana
doentlik've profesrlk unvanlarn verdikten sonra, niversitemde bu kadrolara atanmak zere
yaptm bavurular iki kez reddedildi: 1972'de Adalet Parti-si'nin milli eitim bakam doentlik
kadrosuna, 1980'de ise Kenan Evren profesrlk kadrosuna atanmam engellediler. Ancak bu
unvanlar, edinilmi akademik haklar olarak kimse elimden alamad.

YK'n disiplin ynetmelii bir hukuk skandali daha iliyor. Meslekten veya kamu grevinden
karma cezas alan retim elemanlar akademik unvanlarn hibir ekilde kullanamazlar. diyor.
Elveda otuz ksur yl ncesinin doktoras... Ve Avrupa ve Amerika niversitelerinden doktora alan
dostlarmz; ayanz denk alnz. Ynetmelii inerseniz, sizin unvannz da buharlap yok
olacaktr.

cA?

Sylenecek fazla bir ey yoktur. Ya hepimiz suluyuz. O zaman YK grev bana... Ya da ortada
bir hukuk cinayeti vardr. Ve hukukular grev bana.

Blent Tanrn Ardndan


Yeri doldurulamayacak, nesli tkenmekte olan bir bilim insann, szcn tam anlamyla aydn bir
kiiyi, Blent Tanr yitirdik.

Blent Tanr doktoral bir asistan iken 12 Mart 1971 sonrasndaki bask dneminin kurbanlar
arama katld. stanbul niversitesinden atld. Cenevreye gitti. 1974 ylnda ben de Birlemi
Miletlerin Cenevre ofisinde birka aylk bir i buldum. Kar-koca Boraavlar, Blent Tanr, kars
get ve bir dier Cenevre srgn olan Ycel Say-manla orada tantk; k scak dostluklar
kurduk. Cenevre kentinin kalabalk bisikletli sakinlerinden ikisi de Taner'ler idi. Onlara zenerek ve
Blentin telkini ile ben de bisikletli oldum; ama onlar gibi kent evresinde 100 kilometreyi aan
gezintilere katlacak enerjiyi ve yreklilii gsteremeden...

Tanrler, biz ve Ycel gurbette Trkiye'yi yaamaya devam ettik. buuk yandaki olumuz
Sinann su zannederek ilk kez sek raky tatmas, Tanrlerin evinde gerekleti. 12 Mart rejiminin
vurduu darbe, Blentin aydn kimliini, alma gcn ve iyimserliini hi andrma-mt.
Cenevre niversitesi kitaplnda almalarn inatla ve keyifle srdrdn hatrlyorum.

Ispanyada Franco rejimi son gnlerini yaamakla idi. lkelerinin demokrasiye dnn
hzlandrma ars yapmak amacyla spanyol Marksistler! Cenevrede bir toplant rgtlemilerdi.
Blentle birlikle toplanty izlemek iin kongre salonuna gittik. Ispanya i savama Halk
Cephesi saflarnda katlm srgndeki devrimciler ile Avrupann eitli lkelerinden gelen spanyol
iileri salonu azna kadar doldurmulard. Cenevre Kantonu, toplantya, svire dndan
katlanlarn dorudan konumamas kouluyla izin vermiti. Baz liderler konumalarn banttan
dinlettiler. Savan efsanevi kadn savas seksenlik Dolores lbarruri (nam- dier La
Passionaria), madem konuma yapmamza izin verilmiyor; ben de bir devrim trks
syleyeceim diyerek, gzel sesiyle Halk Cephesiin nl marlarndan birini, salondaki
spanyollarn da katlmyla syledi. Blent'in yanmda, ister revizyonist, ister dogmatik, ister sosyal
demokrat olsun, Trkiyede de emeki insanlar bylesine rgtleyebilen bir partimiz olsayd pek
ok sorunumuz zlrd dediini hatrlyorum. Ve bu zlemin hl geerli olduunu dnerek...
Aa yukar ayn tarihlerde Trkiyeye dndk. Blent Dantayda at davay kazanarak ok
sevdii mesleine, niversitede hocala ve bilimsel retime dnd. ok gemeden 12 Eyll darbesi
geldi. Bu kez ikimiz de 1402lik olduk ve niversitelerimizden uzaklatrldk.
Akademik meslekten ayrlmak zorunda kalan insanlarn bir blm, Blentin de katlmyla, adeta
bilim sizin niversitelerinizin dnda da yaplr demek iin Yapt adl bir dergi kardk. Bir sre
sonra ikimiz de yurtdnda retim yelii teklifleri aldk. O tekrar Cenevre'ye gitti; ben
Afrikaya... Siyasi ortamla birlikte adaletin ltleri deiip idari yarg yoluyla niversitelerimize
yeni batan dnnceye kadar...

Istanbul-Ankara ayrlnn da katksyla, sonraki yllarda pek az grtk. Ankarada Dedeman


Otelinde anayasa reform seeneklerinin grld bir kongrede karlatmz hatrlyorum. Ben,
o dnemde, Trk Ceza Ya-sasnn 141., 142. maddeleriyle birlikte ve 163. maddesinin de
kaldrlmasn; ancak bunun karlnda devletin din ilerine (Diyanet ileri Bakanl ve her trl
dini eitim dahil) kaynak aktarmasnn tamamen son bulmasn savunuyordum. Blentle tarttk.
Tartmamzn ayrntlar u anda aklmda deil; ama onun, her zaman olduu gibi demokrat bir
kimlik, ayaklar sk skya Trkiyeye basan bir sosyalist dnya gr ve salkl Kemalist
refleksler arasnda salam bir sentez yaptn ve beni etkilediini hl hatrlyorum. Ayn sentez
Blent Tanrn Trkiyede Yerel Kongre iktidarlar kitabnda ak seik ortaya kar. Bu yapt,
Kemalizmin demokratik kkenlerini irdeleyen ve bu kkenler nedeniyle Trkiyeyi cumhuriyete
gtren izginin devrimci bir dnm olduunu da ortaya koyan esiz bir almadr.

cA?

21. Yzyla girilirken, bu kimlikteki bir bilim insann bir kez daha niversiteden atmaya
kalktlar. Ve ne kadar ilgintir ki Blent Tanr hayalnn sonuna doru ve nc kez meslekten
uzaklatrma giriimi, 12 Mart ve 12 Eyll darbelerinin faizan zihniyetini Atatrklk
yaftas altnda hortlatan niversite evrelerinden kaynakland.

Bu son mcadelesi srasnda Blentle karlaamadma, konuamadma ok hayflanyorum.


Grebilse idik, bana yle geliyor ki Blent Tanr bu yozlam Atatrkln. Trkiyenin
aydnlk gelecei iin bir tehlike haline gelmeye baladm ve pek oumuzun saygyla benimsedii
Kemalist devrimcilikle akrabalnn bulunmadn sylerdi.

Topran bol olsun aziz dostum, sevgili Blent...

r 09o
On bir lkeden on bir rejisre, 11 Eylle ilikin, tamamen zgrce on bir dakikalk birer film
evirin nerisi yaplm. Sonu, 11 Eylln ikinci yldnmnde gsteriye giren bir film: 11 09
01... Ben, filmi, dnya grleri, sinema dilleri farkl on bir rejisrn 11 Eyll faciasna
baklarnda ne gibi farkllklar ortaya kacaktr? sorusunu sorarak izledim. Ve izlenimlerimi
okuyucularmla paylamak istiyorum.

cK>

Amerika: 11 Eyll saldrsnn ardnda senin sorumluluun da var. Gemi gnahlarn hatrla!

iki rejisr, ngiltereden Ken Loach ve Msr'dan Yusuf ahin, filmlerinde bu muhalif/eletirel
mesaj seyircilere aktaryorlar. Loach, ABD destekli Pinochet darbesinin kurbanlarndan ilili bir
sanaty, ahin ise ABD destekli srail zulmnn kurban olan Filistinlileri konuturuyor. Pinoc-he
darbesinin ve Filistindeki facialarn belgesel malzemelerini de kullanyorlar. Sosyalist rejisr
Loachn mesaj ok daha keskin; ahin ise, adela, aman beni yanl anlamayn endiesine de
kaplm. Sonula Loach'n filmi ABDde gsterim d tutulmu.

Loach ve ahinin kullandklar sinema dilinin bu hakl ve doru mesaj i iletmede uygun birer ara
olmad izlenimine ulatm. Niin dzyaz, deneme, inceleme deil de film? Loach/ahin katklar,
bu soruya, bence ikna edici bir yant getiremiyor.

<A?

Bizler de ok ac ektik. Bizi unutmaynz.

Bosna katliamnn dullar, 11 Eyllde bir hatrlatma yry yapacaklar. kiz kuleler haberini
aldktan sonra duraksyorlar; tartyorlar; sonunda topluca yrye gidiyorlar.
Bosna-Herseklen Tanovicin, bu dz anlatml, iddiasz filminde, Loach ve ahin'in ABD
eletirisi yok. Olsa olsa insan eliyle gerekleen (ve saylar ikiz kulelerdeki 3016 kiiyi ok aan)
erken lmler"in sadece Amerikallar iin deil, her yerde, herkes iin ac olduu vurgulamas var.

cKz

Mslmamz; ama bizler de iyi Amerikallarz; bize kt muamele etmeyiniz."

Bu, Hindistan'dan Nira Mairin filminin alamakl mesaj. New Yorkla yaayan Hindistan
kkenli Mslman bir ailenin olu 11 Eyllden sonra kayptr. FBI delikanlnn terrist olduundan
pheleniyor. Anne ise olunun iyi bir Amerikal olduunu kantlamaya alyor. (rnein delikanl
lisede okulunun Amerikan futbol takmna bile girmitir.) Sonunda gerek onaya kar: Delikanl ikiz
kulelerdeki kurtarma ekipleri iinde gnll alrken lmtr.

Bu film, Amerikal liberallerin ve ABD toplumu ile kaynama zlemi iinde olan Mslman
cemaatinin gzlerini yaartm olabilir. Bana gelince, filmde arkl insann,

insanlar Kitaplar niversiteler

beyaz Garpllar karsndaki mzmin, kronik ezikliinin izlerini algladm ve keyif alamadm.

CAP

Ne byk facia... Topluca at yakalm...

Ben Meksikadan lnamilunun filmini byle yorumladm. On bir dakikalk bu filmin. yaklak
dokuz dakikas boyunca perde karanlk tuiuluyor; sadece anlalmayan insan sesleri var. Arada bir
yanan ikiz kulelerden bolua atlayan kurbanlarn ksa grntleri... Ve filmin sonunda perdede
esrarengiz bir yaz: Allah'n aydnlatr m? Kr m eder?

Filmlerden drdnde mesaj aramann gerei yok. Burkino Faso filmini bir yana brakalm, tran'dan
Makhbalbat ve srailden Gitai iki zt dnyadan, ustalkla ekilmi, belgesel eler tayan filmler
retmiler. Fransadan Lelouchun usta ii, duyarl filmi ise, 11 Eyll sabah New Yorkta bir Fransz
kadn ile sevgilisinin gerilimli ilikisini, ikiz kule

ykm ile ilgin bir biimde harmanlyor.

'

Nihayet iki arpc film: Japonyadan lnamuro, kinci Dnya Savann gereklikleri karsnda
insanlndan vazgeerek bir ylan gibi (srnerek, tslayarak, fare yiyerek ve kendisini besleyenleri
srarak) yaamaya balayan bir sava gazisini anlatyor. Sonunda ailesi ve kylleri, ylan-insan
ormana atacaklardr. O da, kendini bir rmaa brakarak insanlar arasnda yaamak seeneini
reddedecektir. Ben, namuronu yaplm, 11 Eyll sonrasnda Afganistanda, Irakta lm makineleri
haline dnen askerler iin bir uyar olarak yorumladm.

Amerikadan Sean Penn ise, New Yorkta ykk dkk bir apartman dairesinde karsnn
anlaryla i ie yaayan (ve usta oyuncu Emesi Borgnine tarafndan canlandrlan) yalnz ve yal bir
adam anlaLiyor. Karsnn sakss gne

grmedii iin bir trl iek aamamaktadr. Bir sabah, eve aniden gne girer; iekler averir.
Zira, evin gneini kapatan ikiz kuleler yklmtr. erdii tehlikeli ve provokatif sembolizm dikkate
alndnda, Sean Pennin filminin ABDde gsterim d tutulduuna amamak gerekir.

Merdiveni Tekmeleyip Devirmek

Ha-Joon Chang, Cambridge niversitesinde retim yelii yapan Koreli bir iktisat. 2002de
geni yank uyandran ve ngilizce bal Kicking Away the Ladder olan bir kitab yaymland. Bu
bal, bence, Merdiveni Tekmeleyip Devirmek diye Trkeletirebiliriz. letiim
Yaynlar kitabn Trkesini ksa bir sre nce Tuba Aknclar On-muun evirisi ve Kalknma
Reetelerinin Gerek Yz bal altnda yaymlad.

Kitabn zgn balnda yer alan bu garip ifadenin, yani merdiveni tekmeleyip devirmek
ifadesinin nereden ktm, ne anlama geldiini merak edebilirsiniz. Ksaca aklayaym:

Bu ifadenin asl Alman iktisats Friedrich Listin 1841de yaymlanan Politik ktisadn Ulusal
Sistemi balkl yaptnda yer alyor. List'in merdiven" benzetmesini kulland pasaj, Changn
kitabndan (biraz serbeste) Trke'ye aktaralm:

Byklk zirvesine ulam birisinin, zirveye ularken kulland merdiveni, kendisinden


sonra gelenlerin trmanmasn nlemek iin tekmeleyip devirmesi... Adam Smihin kozmopolit
doktrininin ve... Britanya hkmetlerinin kozmopolit eilimlerinin ardndaki sr burada
yalar. Koruyucu gmrkler ve kstlamalar sayesinde kendi sanayi gcn, baka hibir lkenin
kendisiyle serbeste rekabet edemeyecei derecede gelitirmi olan bir ulusun yapabilecei en
akll ey, kendisini bykle karm olan merdiveni frlatp atmak ve dier lkelere serbest
ticaretin yararlarn vazetmek olacaktr.

le Chang, kitabnda, Listin bu saptamasn gncelletiriyor. Bugnlerde, gelimekte olan


lkeler iin Batdan kaynaklanan kalknma reelelerinin, gemite ayn lkelerde ne derecede
uygulandn sorguluyor.

cK?

Changn incelemesi iki ana karlatrma zerine ina edilmi. lk olarak, sanayi, ticaret ve
teknoloji politikalar zerinde duruluyor. ngiltere, ABD, Bat Avrupa ve Japonya iktisat tarihini
yakndan inceleyerek gsleriyor ki, sanayi . leme srelerinin balang aamalarnda bu
lkelerin hepsi bebek endstrilerini korumular; aktif d ticaret-sanayi-teknoloji politikalar
izlemilerdir. rnein sanayi devriminin balang yllarnda gmrk resimlerinin toplam ithalata
oran % 53e ulaan ngiltere, sanayide rakipsiz hale gelip serbest ticaret doktrinini de dnyaya ihra
etmeye baladktan sonra ayn oran % 6-7'ye indirmitir. Bugn Batl hkmetlerin dorudan veya
uluslararas kurulular araclyla yoksul lkelerde engellemeye altklar koru.-mac-mdahaleci
politikalar, ayn lkeler tarafndan kendi sanayileme aamalarnda yaygn biimde uygulanmtr.

Changn ikinci karlatrmas, kurumlarn tarihi zerindedir. Bugnn azgelimi lkeleri iin
Bat'dan kaynaklanan kurumsal dzenleme reeteleri, ierii bir hayli

bulank (.ululan yneliim lerimi ile sunuluyor. Chang, bu kavramn iini alnda, esas olarak
bugnk Anglo-Amerikan kurumlann nc dnyaya ihra elme" abas ile karlayor. Bu
kurumsal dzenlemeler, siyasi rejim, kamu ynetimi, irketler hukuku, mlkiyet haklan (rnein fikri
haklar), finansal sistem, sosyal gvenlik gibi ok geni alanlar iermektedir. Bu kurumlarn Batda
uzun, sancl bir evrim sreci sonunda bugnk biimlerini alm olduunu, Chang ayrntl bir tarihe
ile gsteriyor. Ve ayn kurumsal dzenlemelerin. nc Dnya lkelerine birka yl iinde
yerletirilme reetelerinin (ynetiim re-formlarnn) ykc ve gelimeyi kstekleyici
olabileceini vurguluyor.
(KP

Batnn gemii bugnn yoksullarna ne derecede rehberlik edebilir? Kitabn sonunda bu soru
tartlyor.

Chang, d ticaret, sanayi ve teknoloji alanlarnda Ba-tnn gemiinde izlenen aktif devlet
destei ile koruma politikalarnn sanayilemeyi hzlandracam gsteren tarihsel deneyimlerin,
bugnn azgelimi lkeleri iin de geerli olduunu savunuyor.

te yandan, son yzyl boyunca dnya apnda kurumsal standartlarn ykselmi olduu ve
Batnn 100-150 yl nceki kurulularnn bugnn azgelimi lkeleri iin rnek
oluturamayabilecei kitapla kabul ediliyor. Ancak bu kabul, son yl boyunca Trkiyede de
gndemde olan standart "ynetiim reformlannn Chang tarafndan olduu gibi benimsenmesi
anlamna gelmiyor. Koreli iktisat vurgulamaktadr ki, gelimekte olan her lkenin kendine zg bir
kurumsal tarihi vardr ve bunun sonunda olumu bulunan kurumsal yaplar, bugn, 150 yl
ncesinin Batsndan ok farkldr. Bu kurumlar, 1980 ncesinde pek ok lkede yksek byme
hzlarn destekleyebilmitir. Ve bu kurumsal dzenlemeleri zorla ve hzla Bat ile zdeletirmeye
almak, kanlmaz olarak olumsuz sonular verecektir.

<A?

Kalknma Reetelerinin Gerek Yz", iktisat tarihi, kalknma ve iktisat politikalar ile ilgilenen
her meslekten insann keyifle izleyebilecei nemli bir yapt. Ha-Joon Changn kitabn Trke'ye
kazandrmakla iletiim Yaynlar ok iyi yapm. Okurlarma salk veririm.

Bilge Bir Marksistin Ardndan


Yirminci yzyln en nl Marksist iktisatlarndan biri olan Paul M. Sweezy, 27 ubat 2004'te
New Yorkta 93 yanda ld. Sweezy, Trkiye'de tannan bir iktisat ve dnrd. On yl nce
iktisat FakLesi Mezunlar Cemiyeti'nin yllk toplantsnn onur konuu olarak
stanbulda konutuunda dakikalarca alklandn hatrlyorum. Yaptlarnn en nemlileri
Trke'ye evrilmiti.

Buna ramen, Sweezy'nin lm annda Trkiyede fazla bilindiini sanmyorum. Yaptlarnn


Trke evirileri, otuz be yl ncesine aittir. Byk bir ihtimalle kitaplarda yeni basklar
bulunmamakladr. Sweezynin Trke'ye kazandrld yllar sonrasnda, dnyada ve
Trkiyede sosyal bilimlerin eletirel, dzen d, Marksist akm ve temsilcilerinin giderek demode"
sayld; niversite programlarndan dland bir dnemden getik. zellikle sosyal bilim nitelii
giderek sorgulanr hale gelen iktisat disiplininde bu eilim daha da egemen oldu. Bu olumsuz
koullarda eletirel izgilerini srarla srdren aykr bilim

insanlarnn n saflarnda yer alan Paul Sweezy gibi ender bir iktisatnn, lm vesilesiyle de
olsa tekrar deerlendirilmesinde yarar olduunu dnyorum.

rJ^>

Paul Sweezy, 1910da varlkl bir ailenin ocuu olarak New Yorkla hayata gzlerini at.
Harvard niversitesi iktisat blmnden 1931de mezun oldu. Joseph Schumpe-lerin asistan, sonra
da retim yesi olarak I942ye kadar Harvardda alt. kinci Dnya Savana istihbarat olarak
ve daha sonra CIA'ya dnecek olan Office ol Strategic Security (OSS) iinde katld. Ancak hemen
aklayalm ki sonraki CIAnn aksine, OSSnin ana gndemi nazizme ve faizme kar verilen scak
sava idi ve Amerikal pek ok solcu aydn, rnein bir dier Marksist iktisat olan Paul Baran
sava yllarnda OSSde grev yaptlar.

1945te terhis olduunda Harvard kendisine kadro vermeyince, Sweezy akademik meslei
(sonraki yllarda zaman zaman 'konuk retim yesi" olarak verdii konferanslar. dersler dnda)
temelli terk elti. 1949da Leo Hu-bermanla birlikte Monthly Revicv ad altnda bamsz
bir sosyalist dergi karmaya balad. Bu iarih sola kar McCarthyci bask ve kampanyalarn
balad dnemetir. Sweezy de bu ortamdan nasibini ald. New Hampshire 'ni-versitesindeki
ykc faaliyetleri soruturan komisyona ders notlarn vermeyi reddettii iin hapisle
cezalandrld; ancak bu ceza daha sonra Yksek Mahkeme tarafndan bozuldu.

Bu olay izleyen yarm yzyl iinde Paul Sweezy, kitaplar, aratrmalar ile yirminci yzyln
radikal, devrimci, Marksist dnrlerinin n plannda (ve ld tarihte en kdemlisi olarak) yer
ald. Byk lde onun rn olan (ve hl da yaymlanan) Monthly Review dergisi, sadece
ABD'de deil, Bat dnyasnda Marksizmi ve radikal-devrimci akmlar canl tutan ana kaynaklardan
biri olarak nem tar.

Bir iktisat ve sosyal bilimci olarak Paul Sweezy'nin kalklan zerinde neler syleyebiliriz?

Sweezy, bir iktisat olarak ilk dikkati eken katksn, oligopol kuramna ilikin bir makalesi ile
yapmt. Ben. Sweezy'nin adyla ilk kez, krk ksur yl nce, sanrm Readings on Econonic
Theory balkl bir derlemede bklml oligopol talep erisi konulu bir makalede karlamtm.
Bu yaz. Joan Robinson ve Chamberlin gibi gen kuak iktisatlar tarafndan neoklasik kuramn tam
rekabet varsaymna dayal yapsn dzeltmeyi' hedefleyen bir akmn iinde yer alr. Ne var ki
1936da yaymlanan Key-nesin Genel Teoisi bu akm srayarak at. Neoklasik iktisat kuramn
iten eletirerek deitirmeye alan gen iktisatlarn pek ounun Genel Teori sonrasnda
geleneksel iktisadn saplantlarndan nasl kurtulduklarn; akademik ortamn yepyeni, zgrletirici
almlara kavutuunu, Sweezy daha sonra aklamtr. Ancak Keynesin yrngesi iine giren ve
orada kalan ok sayda iktisatnn tersine, Sweezy, bu canl ortam iinde Marksizme yneldi. Bunda,
Keynesten ok Marxa deer veren hocas Schum-peterin etkileri olmutur.

1930lu yllarn ikinci yarsnda. Bat sosyal biliminde zellikle iktisat dnyasnda l bir
ayrma olumakla idi: Tutucu neoklasik gelenein ve kaskat sosyalizm dmanlyla Hayekin
temsil ettii sa izgi ile Marksizme ve ideolojik olarak sosyalizme yakn sol izgi ayrmann
iki ucunu oluturuyordu. Keynesgii iktisat ise ortada" bir konumda idi. Bir snflar savanda '
barikatlar kurulursa", kendi yerinin burjuvazinin saflarnda olduunu ifade eden; ancak iktisat
politikalarnn temel ilevini barikatlar nlemek olarak gren Keynesin takipilerinin giderek
daha sola kaymalar ise zaman alacakt. Bu erevede ilgin bir ayra, sosyalizmin (politik)
iktisad diye adlandrlan alanda meydana geldi: Sosyalizmin iktisadi bakmdan teorik olarak
mmkn olup olmad veya pratikle ilerlii" sa ve. sol iktisatlar arasndaki ayrmay belirleyen
bir sorunsal olarak ortaya kt. Bu tartmada sol"un Marksist kanadnda Maurice Dobb ve (kendi
anlattklarna gre) Paul Sweezy yer almakta idi. Lange, Lerner, Dickinson gibi bir neoklasik
sosyalistler grubu ise tam rekabeti piyasalarn koullarn sosyalizmin de gerekletirebileceini
ve bylece opimal kaynak tahsisine ulalabileceini teorik olarak kantladlar.

Sweezy, Ahmet Tonak ve Sungur Savranla ok daha sonra yapt syleide, Harvardda
sosyalizmin iktisad balkl bir ders verdiini ve bu dersin onu Marksizme yaklatran katklarn
anlatyor. Bu dersin parlak rencilerinden birinin bir hayli solcu bir konum tayan Robert Solow
olduunu da ekliyor. Solovv'un (ve keza o yllarn solcu iktisatlarndan Eric Rollun) sonraki
yllarda dzen ii akmlara kaymalarnn, kendisinin ise Marksist konumunu korumasnn ardndaki
etkenleri, Sweezy arpc bir bilgelik ve ak szllkle, snfsal kkenlerine bal bir ans eseri"
olarak yorumluyor. Serbeste bir eviriyle aktaryorum: (Balangta) ok akll, parlak radikaller
olan Solow ve Roll, (zamanla) politikalarn mesleklerine intibak ettirdiler. Bu, bir tr
oportnizmdir; ama bu kiiler asndan kaba ve habis bir oportnizm deildi. Bamsz geim
olanaklar bulunmayan (bilim insanlarnn) Amerikan toplumuna zg basklara kar direnmesi ok
gtr. Ben akademik bir maaa baml olmadm iin talihli idim; aksi halde ayn yola
gidebilirdim. Babam First National Bankn bakan yardmcs idi. ABDde entelektel evrede
gerekten bamsz bir rol oynayabilecekseniz artde-erden, biraz da olsa pay almanz gerekiyor. Bu
nedenle, bu insanlar kii olarak sulamak yerine, sadece bir olguyu aklyorum ve bakalarn teslim
alan bu tr basklardan kurtulduum iin talihime krediyorum."

Sweezy Marksist iktisada ilk nemli katksn 1942de Kapitalist Gelime Kuram balkl
kitab ile yapt. (Bu yapt, 1970te Aslan Baer Kafaolu tarafndan Kapitalizm Nereye Gidiyor?"
ad altnda Trke'ye evrilmiti.) Bu almasnda Sweezy, Marxn deer, blm, kriz
kuramlarn ve emperyalizm zmlemesini Anglosakson okurlara yeniden tantmay amalamakta;
ancak bunu hem temel Marksgil kavramlar koruyarak hem de Bat kkenli akademik iktisatlarn
kavrayabilecei bir yap ve biim gelitirerek yapmakta; daha da nemlisi, emek-deer kuram
zerinde zgn almlar getirmekle idi. KapilaPin birinci cildinde, emek-deer kuram, deerler
sistemi diye adlandrlabilecek bir yap zerine ina edilir. Bu sistemde deimeyen ve deiken
sermaye, ierdikleri emek miktarlar (sosyal bakmdan gerekli emek zamanlar) ile, artdeer ise
igcnn deerinden tretilen bir katsay (artdeer oran) ile belirlenir. Bylece elde edilen
deerler btn, KapitaP'in nc cildinde, retim fiyatlar diye adlandrlan sistemle
balantldr. Bu kez, rekabeti piyasa koullarnda deiken ve deimeyen sermayenin
toplam zerinden hesaplanan ortalama bir kr haddine dayal bir fiyatlar sistemi sz konusudur.
Bhm-Bavverk'in Marxa dnk eletirisi, birinci sistemden kincisinin tretilip lre-tilemeyeceini
tartmt. Sorun, sermayenin organik bileimi (sermaye younluu) farkllk gsteren
sektrlerin yan yana var olduu bir ekonomide, sektrel retim fiyatlarnn deerlerden sapmas
nedeniyle ortaya kar. Sweezy bu yaplnda hem Marksist hem de geleneksel iktisadn gndemine b
sorunu, deerlerin fiyatlara dnm bal altnda yeni batan getirdi. Sweezy, ayrca, emek-
deer kuramnn dnm sorununun matematiksel zmnden bamsz olarak geerli olduunu,
"niteliksel-deer kuram balkl bir n-blm ile peinen ileri srmekleydi.

Sweezy'nin ikinci nemli yapt, Anglosakson Marksist iktisadnn bir dier nemli temsilcisi
olan Paul Baran ile birlikte kaleme ald Tekelci Sermaye balkl kitaptr. (Bu kitap, sanrm Filiz
Onarann evirisiyle 1970te Trke yaymlanmtr.) Tekelci Sermaye, bence nemli
katk iermektedir: Birinci olarak bu kitapta, Marxm artdeer kavramyla balantl bir arlk
kategorisi, ada kapitalizmin ampirik ve istatistiksel olarak saptanabilen bir esi olarak
gelitirilmektedir, ikinci olarak, Sweezy'nin 1942de balatt bir izgi bu yaptta da izlenerek,
kapitalizmin krizleri (veya kronik olarak krizlere yatknl) eksik tketimci kuramlara dayanlarak
aklanmaktadr. Bu yaklam, geleneksel Marksist iktisadn bnyesinde yer alan (ve rnein Rosa
Luxemburg'un temsil ellii) bir aznlk akm ile birlemektedir. Tekelci Sermaye, nc olarak,
tekelci kapitalizminin ileyi mekanizmalarn, arkn ykselme eilimi ile massedilmesi
(realizasyonu) arasndaki gerilime balayarak aklar. Bylece, eksik tketimci kriz
zmlemesi, dev irketlerin egemenlii, israf kaynak kullanm ve sava ekonomisi ile balantlar
kurularak yeniden -gelitirilmektedir. Ortodoks Marksistler, bu yaklam Keynesgil olarak
yaftalayarak eletirmiler ve rnein Sovyet iktisatlar Sweezy ve Barann katklarn
Marksist okulun iinde kabul etmemilerdir. Sweezy'nin Baranla birlikle kuramsal bir ereveye
oturttuu kapitalizm eletirisi, daha sonra Monthly Review dergisinde belli llerde nc
Dnyac bir platforma evrilmi; derginin yaz ailesini oluturan ok sayda dnr tarafndan
Amerikan kapitalizmine, emperyalizme ve azgelimilie ilikin eletirel incelemelerde
gelitirilmitir.

Dier nemli katklardan biri, Sweezy'nin feodalizmden kapitalizme gei" sorunsal zerinde
baka Marksist iktisat ve tarihilerle yapt bir polemikte yer alr. Bu polemik, Sweezy
kuandan Ingiliz Marksist iktisatlar-

IOO

rndan Maurice Dobbun Studies in the Development of Capilalism balkl kitabmn,


kapitalizmin geliiminde d ticaret etkeninin roln ihmal etmesi nedeniyle Sweezy tarafndan
eletirilmesiyle balam; ngiltere ve Japonyadan dier tarihilerin de katklaryla zenginlemitir.
Bu tartmada Dobbun retim biimindeki dnmlere dayal zmlemesinin, Marksist gelenek ile
daha uyumlu olduunu kabul etmemiz gerekir. Buna karlk, emperyalizme dayal bir kapitalizm
eletirisine kendisini balam olan Sweezy, bu tartmada, kapitalizmin geliimini biimlendiren
belirleyici etkeni, adeta erken bir ticari emperyalizm esinde arar gibidir.

Son olarak ele alabileceimiz katklar, Sweezy'nin 1930lu yllarn ortalarnda Harvardda ele
ald sosyalizmin politik iktisad alanna otuz yl ara ile tekrar dnmesi sonunda gelitirdii
savlarda yer alr. Bu kez kuramsal deil, Monthly Revievda olgular zerine dayal
zmlemeler ar basar. Ve uluslararas komnist harekette 1960'l yllarn ortalarnda patlak veren
in-Sovyet atmasnda, derginin, sosyalizmin kapitalizme dnmesinin mmkn olduunu ileri
sren in tezlerine yakn bir tavr almas biiminde ortaya kar. Monthly Reviev, bu
tartmada, Svveezynm yan sra Fransadan Charles Bettelheim gibi iktisatlarn da katksyla,
Sovyet-tipi ekonomilerde piyasa ilikilerinin kr gdlenmesine ncelik verilerek gelitirilmesinin,
sosyalizmin temel ilikilerini zc katklar zerinde durmakta idiler.

Bu tartmann balad 1964-1966 yllarnda ben Cambridge niversitesinde Maurice Dobbun


yannda almakta idim. Dobb, ngiliz Komnist Partisi yesi idi ve Sovyet sosyalizminin ekonomik
sorunlarnn, piyasaya dnk reformlarn katksyla alabileceini dnmekte ve savunmakta idi.
Bir iktisat olarak Dobbtan ok eyler rendim. Benim nazarmda o da, kiilii, olaanst
derin ve yaygn iktisai bilgisini artc bir alakgnllkle birletiren nitelikleriyle bilgeler
kana ulam bir bilim insan idi. Sovyet ekonomisi ve sosyalist planlama zerindeki bilgileri,
Monthly Revinvdakilerclen ok daha zengin ve derindi. Ne var ki Sovyet-tipi sosyalizmin "gidiat
ve gelecei zerindeki deerlendirmeler, salt iktisat terimleriyle srdrldke eksik kalyordu.
Monthly Revievdaki katklar, polemii bu snrlarn dna tad iin ilgin ve anlaml boyutlar
kazanyordu. Ben de, o yllardaki almalarmn rn olarak daha sonra Sosyalist
Planlamada Gelimeler adyla yaymladm yapln sonu kesiminde, Sweezy'nin temsil ettii
izgiye daha yakn bir konuma ulaacaktm.

Bu tartmada, sonunda Sweezy hakl kt. Maurice Dobb L976da ld. yi ki Sovyet-tipi
sosyalizmin byk lde tarihe karmasn grmedi. Svveezy'yi tanyan ve izleyen herkes, reel
sosyalizmin kmesinin onu, hakl kmasna ramen, mutlu klmadn bilmekledirler. Sweezy,
hibir zaman ABDnin egemen glerince beslenen anti-Sovyetizme srklenmedi. Burjuva
demokrasinin normlarna uyum, onun iin hibir Zaman sosyalizmin edinimlerini deerlendirme
ltlerinden biri olmad. Bu nedenle, devrimci ve sosyalist Kbay daima savundu.

(A?

Yirminci yzyl Marksizmi Bauer, Bukanit, Hilferding. Lenin, Lukacs. Luxemburg, Troki gibi
adlarla parlak bir balang yapt. Sovyet devrimi, yukarki adlarn yan sra, Preobrajenski,
Strumilin, Neminov gibi yeni adlarn katklaryla, Marksist iktisadn, zellikle de sosyalizmin
politik iktisadnn geleceine ilikin beklentilerin yeermesine yol al. Ne var ki 1930lu yllarn
ortalarndan sonra Sovyet Marksizmi dondu. Sovyet ekonomisinin pratie dnk sorunlarnn
tartlmas elbette srd. Ancak iktisat teorisine, kapitalist ekonomilerin ampirik zmlenmesine
ilikin olarak Sovyet Marksizminin katklar da giderek kurudu. Bu dnemde, Sovyet ablonunu
izleyen ekonomi-po-litik kitaplar seri imalat zellikleri tarlar; ruhsuz, donuk, l metinlerdir.

te bu yllarda, Marksist iktisad, Batda bir avu bilim insan ayakta tuttu. ngiltereden Dobb,
Meek, Hill, halta heterodoks zelliklerine ramen (talya ve Polonya kkenleriyle) Sraffa ve Kalecki;
Frankofon Avrupadan Bettelheim ve Mandel; ABDden ise (Polonya kkeni ve sonraki yllardaki
geliimi ile) Lange ve kanmca saf kan Marksistler olan Baran ve Sweezy bu listenin nde gelen
adlardr.

Paul Svveezyyi, bu nedenle, saygyla analm. O ve yukarda adlarn saydm Marksistler


olmasa idi, yirmi birinci yzyla Marksist iktisad, Sovyet Marksizminin cenazesi mi tayacakt?
Sweezy ve adalarnn katklar sayesinde, Marksizm dnyay eletirel bir perspektifle tanmamza
imkn veren canl bir kuramsal ara olarak yaamaktadr. Emeki insanlarn kendi kaderlerine
egemen olarak dnyalarn dntrebilmeleri gndeme geldiinde de, bir eylem rehberi olarak
yeniden hayali bir nem kazanacaktr.

Topra bol olsun.

BOLUM 111

YEN DNYA DZEN NEREYE?

Finansal Krizler Dnyas


Son yllarda yeni bir kriz tr, /inansal krizler iktisatlarn ilgisini ekmeye balad. 20. Yzyln
ortalarna kadar iktisat kitaplarnda yer alan eski usul krizler talep, teknik ilerleme veya kr haddi
gibi reel ekonomik deikenlere balanrd. imdilerdeyse para ve dviz piyasalarnda, borsalarda,
bankalar sisteminde, scak para hareketlerinde meydana gelen ve finansal sistemleri sarsan,
kntye uratan, giderek reel deikenlere de bulaan bir kriz tr ne kt.

Gelimi lkeleri de zaman zaman yoklamakla birlikte, bu tr l'inansal krizler Latin Amerika'da
yirmi yldan beri, Dou Asya, Ortadou ve Dou Avrupa'da ise 1990 sonrasnda gzleniyor. Geliim
biimleri, nedenleri ve sonular bakmndan bu krizlerin ortak eleri ortaya kyor. Bunlardan
bazlarn gzden geirmek ilgin ve retici olabilir.

Finansal krizler, banka ve dviz krizlerinden oluur. Tasarruf sahiplerine kar


ykmllklerini yerine getiremeyen ve fiilen iflas eden bankalarn says artarsa; mevduat
sahiplerinin panii ancak kamulatrmalarla durdurulursa ve milli gelirin % 5-10'unu bulan
kaynak transferleriyle krizi zmek hzinelere derse banka krizleri sz konusudur. Dviz
talebindeki hzl bir art resmi rezervlerdeki erimeye ramen durdurulamazsa; hesapta olmayan,
islenmeyen boyutta bir devalasyona yol aarsa ve dviz borlusu olan yerli aktrler ile
yerli paradan alacakl olan yabanc aktrler byk zararlara urarlarsa bir dviz krizi sz konusu
olur.

Finansal alkant ister bankalardan, ister dviz piyasalarndan balasn dier alana da
bulat andan itibaren yaygnlar, derinleir; banka ve dviz krizlerinin st ste binmesiyle
gerek anlamda bir Finansal bunalma dnr. Bankalardaki kntler dviz
piyasalarnda kargaaya katk yapar; dviz kurunun hzla trmanmas ise dviz ykmllkleri
yksek olan bankalarn atrdamasna yol aar.
Sermaye hareketleri zerindeki, denetimlerin kaldrlmas ve finansal serbestleme, banka
ve dviz krizlerinin birleik bir hale gelmesinin ve kapsaml finansal krizlerin patlak vermesinin
nkouludur. Sz geen alanlarda liberalizasyon meydana gelmeden nce, rnein 1980
ncesinde, bankalar sisteminde veya dviz piyasalarnda meydana gelen alkantlar kendi
snrlar iinde kalabiliyor, yaygnlamadan nlenebiliyordu. ve d finansal piyasalar
birletiren kreselleme olgusunun faturas, bylece, sklaan finansal krizler olmutur.

Finansal krizler canlanma-patlama-knt aamalarndan oluan bir dngy iermektedir.


Sermaye girileriyle ezamanl kredi genilemesi, srdrlemezlik alglamasyla son bulmakta;
sermaye kalar ve finansal daralmayla dibe vurulmakladr. Hem k hem k aamalar,
ekonominin lm reel deikenlerini kapsamakla ve yalrm, retim, isiihdam, milli gelir
dzeylerinde de dalgalanmalarna yol amaktadr.

Nominal dviz kurunu donduran veya hedefleyen anti-enflasyonist programlar veya


uygulamalar finansal kriz riskini artrmaktadr. Hatla geni anlamda finansal kriz yaayan tm Asya
ve Latin Amerika lkeleri bu lr dviz kuru dzenlemeleri iinden gemilerdir.

Kim suludur? Soldan bakan iktisatlar finansal sistemin, zellikle sermaye hareketlerinin
serbestlemesini; uluslararas finansn nasl olsa paramz kurtarrz yaklamn; yerel veya
uluslararas finans kapitali, ksacas kresellemeyi sulu gryorlar. Sadan bakan iktisatlarsa
faturay ulusal finansal sistemlerdeki hantallklara, denetimsizlie, makro ekonomik bozukluklara
karyorlar. Akas, bu sonuncu eletiriler zayf kalmaktadr. Sonralar krize srklenen
lkelere deregulation sloganyla finansal sistemlerini ama, serbestletirme telkininde bulunan
evreler, bugn denetim azl tezine sarlrken inandrc olamamaktadr. Ayrca,
kredi genilemesini besleyen uluslararas finansn gnahn gz ard etmekledirler.

Finansal sistemlerin dna kan etkenler hi mi hi sz konusu deildir? Dnya


ekonomisinin byme hzn ok aan byme tempolarn ve bunlar salayacak ykseklikle
yatrm oranlarn srdren da ak ulusal ekonomilerin (Asya kaplanlarnn) er veya ge
hizaya gelmesi, belki de kanlmazd. Veya d talebi gerileyen veya dviz getirmeyen alanlara
dnk yanl yatrmlarn d kaynaklarla finansmannn krize katks gz ard edilemez. Ksacas,
i talep ihmal edildike ulusal ekonomilerin gelime hzlar, son tahlilde dnya
ticaretinin bymesi tarafndan snrlanacakt.

Kamu kesimi dengesizliklerinin, finansal krizin nkoulu olduu sav giderek terk
edilmektedir. Dahas, finansal krizlerin esas olarak yerel veya uluslararas sermayenin, yani zel
sektrn tkezlemesinden kaynakland ortaya kmaktadr. Kamu kesiminin ana gnah, izlenen
politikalarda deil, politikaszlkta aranmaldr.

Kubak gzden geirdiimiz finansal kriz uyarlar, bir iyimserlik cokusu iinde srklenip
giden Trkiye iin mevsimsiz grlebilir. Bence, hepsi bizim iin de geerlidir; er veya ge
gndeme gelebilecektir.
o

Asya Krizinin Nedenleri

c^>
International Herald Tribuneda yazan William Pfaff'a gre, Asya byme modeli, bankalarla
sanayiciler arasnda sk ibirlii sayesinde hzl sanayilemeyi ve ihracata dnk bymeyi salad.
Devletin, sanayi-banka, ibirliine katlmas sayesinde Bat lkelerine gre daha yksek bor
oranlaryla yryebiliyordu.

Robert Wade ve Frank Veneroso Economist'e yazdklar bir mektupta yle diyorlar: Kore
ekonomisi geleneksel olarak borsayla deil, banka kredileriyle gelien bir byme modeline
dayanmtr. Yksek bor/z sermaye oranna dayand iin bu model, nakit akmn veya banka
kredilerini etkileyen oklara kar duyarldr. Ancak banka-sanayi-devlet ibirlii bu oklara kar
gvenceler oluturmutur. imdi, Bat bankalarnn destek ekmesinden kaynaklanan krizi, ME
nerileri dorultusunda reel faizleri % 15'e ykselterek zmek mmkn deildir; aksine u anda
yksek borlu olduu halde, aslnda krl ve etkin bir yn irketin iflasna [ve/

veya Bat sermaye gruplarnca satn alnmasna] yol aacaktr. Bu kriz, temel deikenlerden
deil, finansal piyasalarn baarszlndan kaynaklanyor.

Dou Asya ekonomilerinin ortak bir zellii, 1990'l yllarda Bat, Latin Amerika ve Trkiye
ekonomilerinde gerekleen yatrm oranlarnn ok zerinde bir sermaye birikimi salam
olmalardr. 1989-1993 ortalamalarm alrsak, Kore, Tayland ve Endonezya'da sermaye birikim oran
% 35 dzeyindedir. Ayn oran Trkiye ve Meksika'da % 25'ler, Brezilya ve Arjantin'de % 20'nin
altnda seyretmekteydi. Kapasite oluumundaki bu hzl genileme bir yandan finansman, bir yandan
da pazar sorununu srekli canl tutar. Yatrm finansman Kore'de esas olarak uzun vadeli banka
kredileriyle gerekleir. Kore ekonomisi geleneksel olarak borsayla deil, banka kredileriyle gelien
bir byme modeline dayanmtr. Yksek bor/z sermaye oranna dayand iin bu model, nakil
akmm veya banka kredilerini etkileyen oklara kar duyarldr. Ancak banka-sanayi-devlet ibirlii
bu oklara kar gvenceler oluturmutur. Kore'de 1996 iinde, ana ihra rnlerinden bazlarnda
(bilgisayar bileenleri, otomobil, gemi, elik ve petrokimya rnlerinde) fiyat dmeleri ortaya kt.
pazar, bu durumu telafi edecek byklkle deil. Kore, bu yllarda OECD yeliinin bir koulu
olarak finansal piyasalarn da ama yolunu seti. Pek ok alanda (rnein sermaye ihrac ve
yabanc firmalarn Kore sermaye piyasasna girmesi zerinde) kontrolleri srdrrken firmalarn d
borlanmalar zerindeki hkmet kontrol ve kstlarn hafifletti. D talepteki daralma, Kore
firmalar iin ciddi bir nakit akm sorunu dourunca, firmalar Bat bankalarndan ksa vadeli
borlandlar. Yerli parann deerlenmesi (ucuz dviz) ve daha dk faiz oranlan, hkmet
kontrollerinin kaldrld bir dnemde, ksa vadeli d borlanmalar ekici hale getirdi.

1997'nin balarnda Kore'nin bana iki felakel geldi. Maliye Bakanl'na Kang
adl bir neoliberal getirildi ve Hanbo, Sammi, Kia ve Jinro gibi dev Kore firmalar
d borlarnda deme glkleriyle karlatlar. Gemite benzeri koullarda
hkmet-sanayi-bankalar ibirlii gl eken firmalar iin belli kurtarma
operasyonlar dzenlerlerdi. Bu kez durum deiikti: Alacakllar Kore
bankalar deil, yabanc bankalard ve Maliye Bakam bu tr "kurtarma
operasyonlarma ilke olarak kar kan bir serbest piyasac" idi.

Yabanc bankalar Kore firmalarna atklar ksa vadeli kredileri yenilemekte


ayak srmeye baladlar. Kore parasnn (vvon'un) deeri hzla dmeye
balad. Kore, ABD ve Japon hkmetlerine dorudan destek bavurusunda
bulundu. IMF'ye gitmekten bylece kurtulmak niyetindeydi. ABD Hazine yetkilileri,
Kore'nin hem bankalarla hem de Japonya ile dorudan anlama yapmasna kar
ktlar. Kore krizini, ulkeyi IMF koullarna tabi klacak ve Kore sanayisinin ABD
sermayesinin giriine amann bir frsat olarak grmekteydi. Bylece kriz
ynetimi ABD ve IMF'nin kontrolne geti. ABD Hazine yardmcs Lavrence
Summers ve IMF Bakan Michel Camdessus dorudan doruya mdahale
ederek duruma el koydular ve Kore'nin IMF ynetimi altna girmesini saladlar.
Kore hkmeti IMF koullarna razt olduktan sonra Camdessus, anlamann
yrrle girip para akmnn balayabilmesi iin 18 Aralkla yaplacak olan
bakanlk seimlerinin adaynn da kendisine yazl olarak IMF anlamasna
seimlerden sonra uyacaklarn bildirmelerini nkoul olarak ileri srd. Bakan
Kim Young-sam, bu tr bir belgeyi, adayn Camdessus'ya deil, kendisine
vermesi trnde bir ara yol buldu. 3 Aralkla IMF anlamas yrlge girdi. Orla-
sol aday Kim Dae-jung IMF'ye muhalefetle ve seilirse IMF anlamasn
tanmayacan vaat ederek oy toplama frsatn karmad. 3 Aralk tarihini
"ulusal utan gn olarak ilan

elti. Ancak 12 Aralkla Camdessus'ya zel bir mektup yollayarak bu szlerini yalanlad ve stand-
by koullarna uyacam vaat etti. Seildikten hemen sonra da IMF ile yakn ilikiler oluturdu ve
Korelilere isizlie hazr olun arsn yapt. Kim Dae-jung, Trk sosyal demokratlaryla yakn
benzeim iindedir.

The Guardian'da (15 Ocak 1998) Martin Woollacott: Dou Asya'da sradan insanlarn sosyal
rejah, iletmelerce salanr. Gneydou Asya'da ise yozlamayla i ie girmi kayrna
(patronage) sistemleri, istihdam ve maddi olanaklarn sradan insanlara da intikal etmesini
salar. Sa-kanat Amerikan izgisi, hem devleti' hem de kayrmackapitalizme kar karken,
bu sistemlerin milyonlarca insana i ve sosyal gvenceler saladn grmezlie geliyor. Bu
grler dorultusunda Asya toplundan yle kararlar almaya zorlanyor ki birok firma ulusal
mlkiyetten yabanc sermayeye geecek; binlerce insan isiz kalacak: pek ok iletme kapanacak;
hkmetler de kurbanlara destek salayacak harcamalar yapmaktan alkonacak. Siyasi kargaa
yaratmak iin bundan daha iyi bir reete dnemezsiniz.

Geen on yl boyunca Asya halklar kresel eknomiye katldlar. Onlar daha ok bymeden
pay alacaklar; bizse [finansal piyasalar sayesinde] ellerine geen parann nemlice bir dilimini
paylaacaktk... Sonunda, Asyallar art kapasiteye ulatlar; bizse srdrlemez getiri
oranlarna altk. Dou-Bat btnlemesi esasen salam temele dayanmyordu; biz de krizin
ziimi iin izlediimiz yntemlerle, bn bir daha onarlamayacak derecede tahrip ettik."

Financial Timesda Martin Wolf (20 Ocak 1998). Asya felaketi mali veya parasal geveklikten
kaynaklanmad. anda geleneksel wisdom Asyahlara mmkn mertebe abuk ve olabildiince
Batl olmay salk veriyor. IMF'nin programlarnn ardnda bu felsefe yatyor. Ne var ki Dou
Asya'nn byk hatas, liberalizasyona ok az deil, ok fazla ve ok dikkatsizce ynelmi
olmalardr. Veneroso ve Wade'e gre

t,

Asyallar ok yksek oranda (GSYlH'nn te biri kadar) tasarruf ediyorlar ve bu tasarruflar


bankalarn araclyla firmalara aktarlp sermaye birikimi ve byme oranlar salanyor.
Bunun sonunda banka pasifler/GDP ve firma borlar/ z sermaye oranlarnn ok yksek olmas,
sisteme nemli risk eleri getiriyor. Bu risklere kar tr gvence var: (i) irketlerle bankalar
arasnda (neredeyse ortakl) andran uzun dnemli balantlar; (ii) mevduat sahiplerinin
tasarruflarn bankaclk sisteminin dna kaydrmasna kar kstlarn varl; (H) mali
bakmdan tedbirli bir hkmetin vergileme gc. Hkmetlerin yck gemiteki en byk
hatalar, (i) ksa dnemli d borlanmaya izin vermesi, hatla teviki; (ii) kurlar sabitlemek, (iii)
(G. Asya'da) babo gayrimenkul kredilerine yol amak oldu. Ksa vadeli d borlanma, banka-
irkel aras yukardaki balardan yoksun. D borlanma bu derecede yaygnlanca, domestic
lender of last resort', firmalara destek veremiyor. Yabanc bankalarsa, borlular kt zamanlarda
desteklemek ykmlln hissetmiyorlar. Aksine, verdikleri kredi doru ve baarlysa yksek
getirileri paylayorlar; baarszsa zararlar paylamyorlar (halta eer kredi alacaklar yksek
faizli devlet tahvillerine dntrlrse kriz koullarn lehlerine dntryorlar).

u andaki esas sorun, sermaye hesabnn liberalizasyonu iin ne yapnal sorusu. ki sorun
var: (i) Asya'daki kadar yksek tasarruf oranlar varken, sermaye ka ok ciddi boyut
kazanabilir, (ii) zellikle ksa dnemli d borlanmalara kar hzl nlem almak gerekiyor. Bu
yaplmazsa, firmalarn zararlar vergi mkelleflerinin srlndan uluslararas finansa aktarlacak.

Seattle Gstericilerine Selam

Dnya Ticaret rgt'nn (DT) ba mimar kimdir? diye soranlar, herhalde Arlhur Dunkel
yantn alacaklardr. Dunkel, GATT' 1995 yl banda DT'ye dntren Uruguay grmelerinin
byk blmnde GATT'n genel direktryd. DT'nn mal ve hizmet ticaretiyle, fikri haklarla,
yatrmlarla ilgili ve ye lkeleri balayan, yaptrmlar da ieren kurallarn ou onun
ynlendirmesiyle olulu.

buuk yllk bir uygulamann sonunda 1998'de DT'nn Cenevre'deki Bakanlar Konferans'na
rgtn aababas Dunkel de davet ediliyor. Dunkel DT'y protesto etmek iin dnyann drt bir
yanndan gelen insanlarn bu kk, tutucu, dzenli svire kentini fiilen igal ettiini gryor.
Konferansta fazla ii de olmad iin, acaba sradan svireliler bu gsteriler iin neler
dnyorlar? diye merak ederek kentin kafelerini dolayor. Cenevrelilerle grp tepkilerini
soruturuyor.

aknlkla fark etlim ki Cenevreliler kentlerini allak bullak eden gstericilere sempati
duymakladrlar. Onlara gre, DT, sorunlarmzn birounun sorumlusu saylan kresellemenin
bir simgesidir ve gstericiler bu gce meydan okuduklar iin ho karlanmaktadr."

Dunkel, bunun zerine, elleriyle yetitirdii yavrucunun ksa srele nasl olup da sradan
insanlarn tepkisini, hatta nefretini toplad zerinde dnyor. Yant bir hayli arpc: "Fark ettim
ki DT'de oluturulan politikalar zerinde Batl hkmetler ile i evrelerinin grleri
zdelemekledir. DT'deki kararlarn olumasnn tamamen i evrelerinin kontrolne getii,
insanlarn gnlk hayatna mdahale eden bu karar ve uygulamalar karsnda vcta-dalarm
bunlar etkileme gcnden yoksun, yani aresiz olduklar anlay byleceyaygnlat. Gnll
(dcvlet-cl) kurulularn DT'ye kar oluturduklar tepkinin ardnda, hakl olarak bu alglama
yatyor."

Dunkel, bir yandan burjuvazi ile devlet, le yandan vatandalardan oluan ayrm fark ederken,
Trk halknn bilgeliinin bir rn olan vatanda kavramna ne kadar yak-lain elbette
bilemez: ama onun birka ay nce yapt bu saptama, Seattle'da yaananlarn ardndaki temel
nedeni de ok zl bir biimde ortaya koymaktadr.

Seattle'daki protesto gsterileriyle ilgili tm haber ve izlenimlerin ortak noktas Dunkel'in


saptamasyla birleiyor: Sradan insanlar ve aydnlar, yerel, uluslaras burjuvaziye, okuluslu
irketlere, metropol lkelerinin siyasi iktidarlarna ve onlarn ust-rgtleri olan IMF, Dnya
Bankas ve zellikle de DT'ye kar ba kaldryorlar: "Kreselleme ad altnda dnyay bizim
dmzda biimlendiremezsiniz. Buna raz olmayacaz."

"Dnya alnan-sallan bir meta (mal) deildir. DT'ye hayr deyin yeter." "Ormanlarmzdan
uzak durun. Onlar bizim vatanimizdir; pazarlanabilir metalar deil." Temsil edilmediimiz ve
katlmadmz bir kresellemeye hayr. Ve Lincoln'n demokrasi tanmn bozarak, DT halkn,
irketler iin, irketler tarafndan ynetimidir. Benim uzaktan saptayabildiim sloganlardan bazlar
bunlar. Eminim, Seattle gstericilerinin iinden Cumhuriyet'e haberler ileten Ergin Yldzolu'nun
daarcnda ok daha renkli bir liste vardr.

Sanki bu savlar peinen dorulamak istercesine, Seattle toplantsnn giderleri dnyann en gl


devleti olan ABD tarafndan deil, dev irketlerin balaryla karland ve konferansn
rgtlenmesi Microsoft'un patronu Bilf Ga-Les ile Boeing'ten Bill Condeit'in bakanlndaki bir
komite tarafndan stlenildi. Bu, bir bakanlar toplants olduu halde, katk yapan her irkete
konferansa serbeste giri, reklam, tantm yapma, delegelerle serbeste grebilme hakk ve imkn
saland. Protestocular, bu durumu elbette DT ile uluslararas sermaye arasndaki btnlemenin ek
bir kant olarak grecekler ve tehir edeceklerdi.

Seattle'daki ok eitli tepkilerin ortak noktas buydu; yani sermayenin tahakkmne ve halkn
dlanmlna kar bakaldr idi. Bu bakaldry hakl klan ek nedenler de vard:
Kreselleme denen olgunun hemen hemen her lkede yoksulun ve emein aleyhine, zenginin ve
sermayenin lehine sonular verdii; dnya apnda da azgelimi ve metropol lkeler arasndaki
farklar daha da ap derinletirdii alglanmaktayd. DT'nn alma gndemini oluturan Uruguay
anlamalarnn ve onlarn uygulanmasnn azgelimi lkeler iin nem tayan her alanda,
rnein tarm, tekstil, anti-damping uygulamalar, fikri haklar, hizmet ticareti ve yatrmlar gibi
konularn hepsinde gelimilerin lehinde, yoksul lkelerin aleyhinde sapmalar ierdii de btn
tarafsz gzlemciler tarafndan grlyordu.

Bu orlak hareket noktasnn ve saptamalarn dnda, muhaliflerin, rnein ABD sendikaclarnn


ve nc Dnya'nn zm nerileri elbette ve doal olarak uyumlu deildi. Dnyann drt bir
yanndan gelen bu ok renkli, oksesli, tutarsz enternasyonal, Seattle'daki DT toplantsnn bir
anlamaya varmadan dalp gitmesine katk yapt. Ellerine salk. Hepsine selam...
Dnya Ticaret rgtnn Gnahlar

a &j&

Dnya Ticaret rgt'nn (DT) Seattle toplantsn halla pamuu gibi atan sokak ocuklarnn
kimlikleri, amalan, ideolojileri herhalde uzun sre tartlacak. Ancak tartlmayacak kadar ak bir
olgu var: Sokak ocuklar Seattle Bakanlar Toplants'nn 30 Kasm sabah Paramount Tiyatrosu'nda
yaplmas planlanan resmi al oturumunu (plenaryyi) fiilen engellediler. Al oturumu
yaplamad iin de Genel Kurul gndemi onaylanmad; bakan ve bakan yardmcs resmen
seilemedi. Genel Kurul bakanlna ev sahibi sfatyla seilmesi beklenen ABD temsilcisi bayan
Barshewski, daha gvenli bir meknda program d yaplan ilk toplantya fiilen (yani seimsiz
ve gndemsiz) bakanlk etmeye balad. Komisyon toplantlarnn balamas talimatn" verdi.
Sokak muhalefetince kuatlm komisyon almalar ve kulisler de tkanp kalnca, Barshevvski,
delegelerden pek aznn haberdar olduu bir geceyars loplantsmda, Bakanlar Toplants'nn askya
alndn ilan ederek oturumu, dolaysyla da Seattle defterini kapatt.

u anda Seattle toplantsna resmen son veren bir belge yoktur. DT'nn Cenevre'deki
sekretaryas, byle bir belgeyi tayan antann Seattle ile Cenevre arasnda kayp olduunu,
rivayete gre Cenevre yerine Atlantaya gittiini belirtiyor. Yani komedi sregeliyor.
Uluslararas rgtlerin genel kurullarnn kurallar vardr ve bu kurallar DT iin de geerlidir.
Her genel kurul gndemi belirleyen, bakan ve yardmclarn seen bir genel toplantyla (plenary)
alr; komisyon toplantlaryla devam eder; komisyonlarn karar tasarlarn onaylayan; bir sonraki
genel kurulun yer ve tarihini belirleyen bir dier plenary ile son bulur.

Seatlleda ise bunlarn hibiri yaplmad. Dolaysyla DT'nn u andaki durumu da hukuken
tartmal hale geldi. Uluslararas hukukular olaslk zerinde duruyorlar:

(1) DT'nn Seattle Genel Kurulu, rgtn yazl kurallarna uygun biimde almam ve son
bulmam, yani hukuken yaplmamtr.

(2) Genel Kurul alm, ancak son bulmam; bakan Barshewsky tarafndan askya
alnmtr. Dolaysyla, devam etmek zere yeniden almas mmkndr ve yarm kalan ilerin
nasl tamamlanacana karar vermek. Bakanlk makamnn, yani ABD'nin elindedir. Bu, doal
olarak ABD'nin tezidir.

(3) Genel Kurul alm ve herhangi bir karar almadan son bulmutur. Ancak DTnn bolukta
kalmamas iin, bir sonraki Bakanlar Toplants'nn (yani Genel Kurul'un) nerede, ne zaman
yaplacan belirleyecek ksa gndemli bir "Kk Genel Kurul'un toplantya arlmas
gerekecektir. Bu ve benzeri ileri. Genel Kurullar arasnda DT'nn yetkili organ olan Genel
Konsey stlenecektir. Cenevre'de toplanan Genel Konsey, bu dorultuda eilim gstererek Seattle
toplantsnn bakanl iddias ile ABDnin yetkilerinin sregeldii yorumuna yz vermemitir.

Grld gibi DT kargaa iindedir ve bu durumu bir yandan sokan, bir yandan da
azgelimi lke temsilcilerinin muhalefetleri gerekletirmitir.

cA?

Azgelimi lke (veya Gney) temsilcilerinin muhalefeti, DTnn be yllk karnesinden


kaynaklanyor. Bunlarn DT'ye verdikleri "krk noun ardnda yatan olgulardan bir blmn
sralayalm:

Uruguay grmeleri srasnda ve onu izleyen mzakere sreleri boyunca Gneyli


temsilcilerin byk blm dlanm; ABD, Japonya ve AB heyetleri arasnda srdrlen
pazarlklarn sonular kendilerine olup bittiler biiminde sunulmu ve bunlar kabul etmek
zorunda braklmlardr. Bu tr olup bitlilerin Seatlle'da tekrarlanmasna rza gstermemilerdir.

DT'de uzlamazlklarn zm iin ngrlen srelerin ok pahal, uzun sreli olduu,


fiilen byk lkelerin lehine iledii ortaya km; Gney lkelerinin lehindeki sonular hayata
geirmek sk sk engellenmi; zellikle ABD ile uzlamazla den lkelere ABD ynetiminin tek
ynl ticaret yaptrmlar uygulamas nlenememitir.

Uruguay anlamalar zellikle AB ve Japonya'da tarma dnk ar koruma ve teviklerin


byk lde srdrlmesini mmkn klarken, aradan geen sre iinde, Dnya Bankas'nn
yapsal uyum politkalarn izlemek zorunda braklan Gney lkelerinin birou
tarmsal destekleme politikalarn tasfiye zorunda braklmlardr.

Gneydeki en rekabeti sanayi kolu olan tekstil-konfeksiyonuna kar Kuzey lkelerince


uygulanan korumac kolalarn hafifletilmesini erteleyen Uruguay anlamasnn hakszl iyice
ortaya kmtr. Gney kkenli ihra rnlerine kar keyfi anti-damping uygulamalar bir trl
nlenememitir.

Hizmet ticareti, yatrmlar ve (bitkilerin, hayvanlarn, mikro-organizmalarn, biyolojik ve


mikro-biyolojik srelerin palentlenmesini mmkn veya zorunlu klan) fikri haklar zerindeki
anlamalarn Gneylilerin aleyhine ar sapmalar ierdii anlalmtr.

Seattle gndemi bu hakszlklar dzeltmeyi deil, bunlara yenilerinin eklenmesini ngryordu.


Birbirinden pek holanmayan sokak ocuklar ile AG diplomatlar adeta ortaklaa DT'nn
arkna omak soktular.

Sonras? Bekleyelim; greceiz...

Kreselleme mi? Emperyalizm mi?

Yaznn balndaki soruyu, bence, gerekince kreselleme, gerekince emperyalizm diye


geitiremeyiz. Zira bu iki terim, ayn olguya iki kart bak asn temsil ederler. nceledikleri olgu,
ulus-devletlerin tesinde, bir btn olarak iinde yaadmz dnyadr. Ancak iki yaklam
arasndaki paralellik burada son bulur.

Uluslarst sisteme veya dnya ekonomisine baknz kreselleme terimiyle, onun


perspektifi iinde balatrsanz, esas olarak pembe gzlkleri takm olacaksnz. Bu gzlkler,
size, ilevsel bir iblm iinde btnleen, eleri arasnda birbirini tamamlayan karlkl
etkileimlerin baat olduu, gereksiz arpklklardan arndrld takdirde deiimin ve geliimin
kimseye zarar vermeden gerekleebilecei (yani potansiyel olarak herkesin kazanl kabilecei),
znde ahenkli olan bir dnyay alglatr. Ve belki de en nemlisi, bu dorultudaki deiimlerin
kanlmaz olduunu dndrr.

Ayn nesnel olgulara, yani uluslararas ekonomik ve siyasi ilikilere, dnya sistemine
emperyalizm perspektifi ve sylemi iinde bakmaya baladnzda, kavraynz deiecektir. Bu
kez dnya sistemini kutuplam, hiyerarik bir yap iinde alglayacaksnz. Sistemin kutuplarnn
kar birlii iinde deil smr, kaynak aktarm ve uzlamaz kartlklar iinde ilikilere girdii
dikkatinizi ekecektir. Sistemin eleri arasnda karlkl bamllk deil. Uluslarst sermayenin
ve metropol devletlerinin dierleri", zellikle de evrede yer alan halklar zerinde oluturduu
egemenlii, yani tek ynl bamllk ilikilerini gzleyeceksiniz. Bu, zaman zaman iddetin de
belirleyici olduu ve elikiler zerine ina edilmi bir dnya alglamasdr.

CkP

Bu iki kart sylemden bugnlerde hangisi itibarda? Soruyu siyaset evreleri bakmndan ele
alrsanz, Bat dnyasnda, iktidar ve ana muhalefetleri ile tm siyaset evrelerinin ve onlarn
denetimindeki uluslararas kurulularn kreselleme sylemini elbette sahiplendiklerini
greceksiniz. Bu, doaldr. Ancak son eyrek yzyl iinde dnyada meydana gelen deiimlerden
ok zarar grd ileri srlen yoksul lkelerde dahi, siyaset evrelerinin kreselleme sylemine
gnll olarak veya aresizlik iinde teslim okluklarn gryoruz. aresizlik iinde
teslimiyet, rnein kreselleme gndeminin uzam olan neoliberal politikalar, islemeyerek de
olsa uygulamak zorunda kalan azgelimi lke yneticileri iin geerlidir. stelik bunlardan bazlar,
bu politikalara kar oluan halk tepkisi sayesinde iktidara gelmi olsalar dahi... Bu durumlar da
ya emperyalizmin varln ve gcn ya da kreselleme srecinin kanlmazln ortaya koyan
kantlar olarak yorumlayabilirsiniz.

Hangi sylem itibarda?" sorusunu iktidar ve ana muhalefetlerden oluan siyasi glerin dnda
yer alan likir ve eylem dnyasna, "aydn kamuoylar" diyebileceimiz evrelere odaklatrrsak, son
be yl iinde dnyaya giderek eletirel bir perspektifle bakan akmlarn, tepkilerin yaygnlatn
gzleyeceiz. Ancak burada da kullanlan sylem, eletirinin ieriini belirleyecektir.
Kreselleme sylemi iinde gelitirilen tepkiler, eletirel yaklam, kanlmaz, ancak olumsuz
etkileri de olan bir srecin zararlarn azaltmak, yararlarn artrmak gndemi ile snrl klacaktr.
Zira kanlmaz grld andan itibaren kreselleme olsa olsa dzeltilmek zere eletirilir;
mmknse dzeltilir; ancak onunla mcadele edilemez.
Buna karlk emperyalizm reddedilebilecek bir durumdur. Onunla temelden mcadele
edilebilir. Kazanmak, yenilmek veya belirsiz sonular sz konusu olabilir; ancak bu mcadele
emperyalizmin dzeltilmesi, reformu gibi bir gndem tayamaz.

fA?
Gnmzde giderek yaygnlk kazanan kreselleme karl hareketlere bu adan bakmak
gerekiyor. Bu hareketlerin bir kanad, baka bir dnya mmkndr sloganndaki gibi, sistem d
izgilere yneldiinde dahi, bunu kreselleme terimine taklp kalarak, adeta emperyalizm
terimini kullanmadan antiemperyalizm yaparak gerekletiriyor.

Muhalif hareketlerin bir kanad ise, kreselleme syleminin snrlarm gzeterek


majestelerinin muhalefeti ilevini stlenmi grnmekledir. Kktenci muhalifler IMF/Dmya
Bankas/DTnn kapatlmas arsn balatrken, lml eletiriciler bu kurulularn nc
Dnya'ya uygulatt politikalarn slahm islemekle yetiniyorlar. Ve bu politikalarda, rnein
yoksullarn daha fazla gzetilmesini, artan katlm ve saydaml, yolsuzlukla mcadeleye ncelik
verilmesini neriyorlar. Bu snrl gndem ile Dnya Bankas tarafndan pazarlanmaya balayan yeni

kuak neoliberal reformlar arasnda yakn bir benzerlik olutuu da dikkati ekmektedir.

Ocak 2004 Hindistanda Dnya Sosyal Forumu topland ve znde emperyalizm/kreselleme


ikilemince temsil edilen bu iki izgi karlat. Gelimeleri dikkatle izlemeyi srdreceiz.

Cancunda Tarm Politikalarnn Tkanmas zerine eitlemeler


Yapsal Bir Hatann Maliyetleri

Dnya Ticaret rgt (DT), belki de bir gaflet sonunda demokratik bir yap iinde kuruldu.
Bu yeni uluslararas rgtn en st organ olan Bakanlar Konferansnda kararlar, (kararn niteliine
gre) ya oydama (consensus) ya te iki veya yary aan oyokluu ile alnr ve u anda I46y
bulmu olan yelerden her birinin bir oyu vardr. Bylelikle, Birlemi Milletler Gvenlik
Konseyindeki gibi sadece sekin lkelere bahedilmi veto hakk yoktur ve Dnya Bankas (DB) ve
IMFde olduu gibi hissedarlarn sermaye paylan orannda arlklandrlm bir karar
alma mekanizmas yoktur. Bu zelliin DTnn zengin aznl iin Bakanlar Konferanslarnda
yaratt glkler, 1997 Singapur toplantsnn sonuna kadar AB ve ABD heyetleri tarafndan
uygulanan eitli tehdit ve dn eleri ile almaya alld. Amerikal ve Avrupal uzmanlar ve
diplomatlar, yeil oda toplantlar diye anlan kk ve youn kulis almalar sonunda ve bl ve
ynet yntemi sayesinde nc Dnya hkmetlerinin temsilcilerini kendi izgilerine getirmeyi
baarabildiler. Singapur toplants, bylece, DTnn mzakere gndemini (yatrmlar, rekabet
ve devlet ihaleleri gibi) ticaret d konulara tama kararn ald.

1997-1998 Asya krizi azgelimi lkelerin birounu kreselleme bysnden kurtaran bir katk
yapt. Bunu izleyen ilk Bakanlar Konferans 1999da Seattleda gerekleti. Seattleda Kuzey
Amerika sendikalar ile ounlukla Bat kkenli devlet d kurulular, farkl gerekelerle de olsa
kreselleme kart muhalefetlerini sokaklara yansttlar. Sokaktan g alan, gzleri almaya
balayan ve DT almalarn bloke edebileceklerinin farkna varan Asyal, Latin Amerikal,
Afrikal temsilciler Konferansn sonusuz dalmasn saladlar.

Bir sonraki Bakanlar Konferans, sokak etkeninin devre d kald Dohada yapld. Yoksul,
azgelimi lkelere bir parmak bal" alnarak, Doha sonrasndaki mzakere gndemi kalknma
roundu diye adlandrld; tm konularda kalknma nceliklerinin dikkate alnacana ilikin bir
taahhtte bulunuldu. Bu gevek taahht karlnda ABD/AB bloku, Singapur gndeminin belirledii
yeni konularm, bir sonraki Konferans yeri olarak belirlenen Meksika/Cancuncla karara balanmas
gibi stratejik bir kazanm elde etli.

Ne var ki Meksikada sokak bir kez daha Konferans kuatt. Bata Meksikallar. Gney ve
Kuzey Amerikadan gelen kreselleme kartlar Afrikadan, Asya'dan, Latin Amerikadan gelen
nc Dnya temsilcilerine moral verdiler. Biraz da bu moral sayesinde. Konferans
balar balamaz dnyann en yoksul corafyalarndan birinden, Bat Afrika'dan gelen drt gariban
lkenin temsilcileri.

zellikle ABD'ye clnk bir arda bulundular. zetle ve mealen unlar sylediler: Sizlerin d
ticaret doktrininize gre Bat Ajrikc, pamuk ticaretinde karlatrmal stnle sahiptir. Ne var
ki ABDdeki 25000 pamuk iftisine 4 milyar dolara yakn sbvansiyon veriyorsunuz. Bu
sbvansiyonlar sayesinde aslnda pamuk ihra etmemesi gereken bu iftiler, dnya piyasalarna
pamuu bizim maliyetlerimizin altnda satyorlar. Bat Afrikada pamuktan geimini salayan 10
milyon insan, bu yzden yoksullua mahkm kalyor. 2006'ya kadar pamua dnk tm
sbvansiyonlarnz kaldrn ve bu arada pamuk fiyatlarndaki dmeden dolay bizim uradmz
zararlar tazmin edin. Bunlar kabul etmezseniz, Konferansn dier ve yeni konularda alaca her
karara kar kacaz.

Pamuk zerindeki bu beklenmedik kar ka ek olarak, tarm konusunda ABD ve ABnin


hazrlad karar tasars, gelimekte olan lkelerin Brezilya, in, Gney Afrika, Hindistan. Meksika
ve Tayland gibi prestijli yelerini ieren bir grubu tarafndan reddedildi. Tarmda bir ilerleme
salanmadka, Konferansn dier gndem maddelerine geie kar (DTnn demokratik yaps
sayesinde) etkili bir direnme gerekleti. Ve Cancun Konferans, esas itibariyle tarm
politikalarndaki anlamazlk nedeniyle bir sonu belgesi karamadan, baarszlkla son buldu.

DT'nn kuruluuna damgasn vuran yapsal hala (yani bir ye, bir oy ilkesi), bylece
zenginler kulb nn bu uluslararas kuruluun almalarna egemen olmasn nlemi
grnmektedir. GATT Uruguay mzakerelerinin sonulanarak DTnn kurulu kararnn
alnd 1994e, kreselleme kart hareketlerin sokaklara hkmedecek bir kitlesellie
ulaabilecei; nc Dnya'dan gelen resmi heyetlerin de neoliberal doktrinlerin bysnden bu
kadar abuk kurtulabilecekleri ngrlememiti.

Ancak Cancundaki tkanmann somut vesilesi, DT ntn tarm anlamasnn ana elerinin ve
ilerleme gndeminin azgelimi lkelerde yaratt rahatszlklar olmutur. Bu nedenle Washington ve
Brkselin Larma dnk politikalar zerindeki reetelerini biraz daha ayrnt ile tartmak yararl
olabilir.

Tarmsal Refonnlarn Sakat Gndemi

Trkiye gibi azgelimi lkelerde siyasi iktidarlar tarmsal rn piyasalarna mdahale etmekte
iseler, temelde farkl ama sz konusudur.

Birincisini poplizm drtlerine balayabiliriz. Tarmsal yaplar aile iletmelerine ve kk


reticilie dayal lkelerin yneticileri, bilgi, saduyu ve deneyimle fark etmilerdir ki tarmsal
piyasalar kendi haline brakldnda retici aleyhine sistematik sonular v.erneye
yatkndr. Yzbinlerce reticinin piyasa glerine teslimi, (a) tarm/ tarm-ch (genellikle snai) fiyat
hareketlerinin uzun dnemde tarm aleyhine seyri; (b) tarmsal rnn i veya d piyasalardaki
(katma deer ve ek ara-mal elerinden arndrlm) nihai fiyat ile iftinin eline geen fiyat
arasnda geni bi makasn olumas ve bunun zaman iinde alabilmesi; ve (c) tarmsal rnlere
zg byk boyutlu fiyat dalgalanmalar ile sonulanr. Farkl rejimler iinde krsal kiLe tabanna
dayanma gereksinimi iinde olan siyasi iktidarlar, kyl-ifli nfuslarn bu etkenler karsnda
koruma amac ile tarmsal piyasalara mdahale etmilerdir. Biraz farkl bir poplist drt, kentli
tketici kitlelere ucuz gda sunma amac ile temel gda reticilerinden dnya fiyatlarnn altndaki
fiyatlarla alm yapan kamu kurulularnn ynelilerinde sz konusudur. Bu durum, zellikle dk
maliyetli pirin retimi yapan in, Hindistan, Vietnam gibi lkelerde sz konusudur. Ve retici, kentli
tketici lehine (poplist etkenlerle) vergilenmi olmaktadr.

kinci ama, elikili ve hiyerarik bir dnya sistemi iinde, ekonomik rasyoneli zayf dahi olsa,
gdada kendine yeterliktir ve bu, pek ok azgelimi lkede bir ulusal politika ncelii olarak
benimsenmitir. Pirin, buday, msr gibi temel gda maddelerinin ithal fiyat ulusal retim
maliyetlerinin altnda olsa bile, pek ok lke toplam talebin yksek bir orann (mmknse tmn)
lke ii retimle karlamay, pahal destekleme politikalarn gze alarak gerekletirmeye
almtr. Neoliberal banazlk asndan bu abalar, kaynak israfnn tipik reeteleridir ve ithalat
serbestletirilerek bunlara son verilmesi gerekir. Ne var ki neoliberal reetelere teslim olan pek ok
lke, beklenen refah artlar yerine alkla karlat. rnein, 2000 ylnda yksek (2.5 milyon ton)
bir msr retimi salayan Ma-lawi, stok oluturmaya kalknca IMFnin itiraz ile karlat; ok
yksek ve pahal msr stoku tutmak israftr; bunlar sal; ban zora girerse dnya piyasalarndan
satn alrsn nerisi ile bask altnda tutuldu. Malavvi, IMF anlamas gerei stoklarn sfrladktan
sonra 2001'de kt bir hasatla karlat; retim % 36 dt. 2000de tonunu 45 dolara satt
msrlar bir sonraki yl 255 dolara ithal etmek zorunda kald. Dnya piyasalarndan alm
yapacak gc olmad iin ve retim ann sadece % 6sn il halatla karlayabildi. Sonu,
yzbinlerce insann ala srklenmesi oldu. Bu tr felaketler arttka, gda gvenlii hedefine
dnk eletirilerin saygnl anmaya balad.

nc olarak, kalknmac amalardan sz edilebilir. Gelime srecinin erken aamalarnda,


tarmsal artk kalknmaya dnk bir birikim kayna olarak kullanlabilme olana yaratr. zellikle
d piyasalara dnk tarmsal arzn pazarlanmas, devlete veya kamuya ait kurulular (Markeling
Boards) tarafndan gerekleirse, iftinin eline geen fiyat ile birim ihra fiyat arasndaki
makas, politika nceliklerine gre sanayiye, tarmsal altyapya veya eitim-saglk ya da enerji-
ulatrma tr sosyal/ekonomik altyap yatrmlarna yneltilebilecek bir birikim fonu oluturabilir.
Bunu, tarmn piyasa mekanizmas araclyla vergilenmesi diye nitelendirebiliriz. Bu uygulama,
Bat'da rakip rnleri olmayan, kahve, kakao, kauuk tr ihra rnlerinde uzmanlaan lkelerde
yaygndr. Bu tr bir kamusal dzenleme yoksa, yerel ticaret sermayesinin ayn ilevi grmesi teorik
olarak imknsz olmayabilir. Ne var ki, (a) ticaret sermayesinin el koyaca artkn bir birikim
kayna olarak kullanlp kullanlmayaca belirsizdir; ve (b) kamusal kurumlarn yokluunda
pazarlama kanallar okuluslu irketlerin denetimine geebilir ve sz geen arlk lke dna
aktarlr. (te yandan nc Dnya'nn Markos/Mobutu tipi yozlam rejimlerinde bu kaynan
ynetici kliin kiisel servetine dnmesi de ok istisnai deildir.)

Bu farkl etkenlere bal mdahaleler, lkelerin tarmsal retim ve ihracat profiline, gelime
dzeyine ve tarmsal yapda kk reticilik ile byk-oligarik toprak mlkiyelinin greli
arlklarna gre farkllk gstermitir. Ancak u genel saptamalarn yaplabileceini dnyorum;
(a) lke ii temel gda talebini karlayan rnlerde (ncelikle hububatla, tali olarak yal
tohumlarda ve hayvanclkta) destekleme yaygndr, (b) Byk lde d piyasalar iin retilen
(kahve, kakao, kauuk, ay gibi) rnlerde vergileme' hedefi ne kmtr, (c) Tm koullarda
iftinin eline geen fiyaLarda istikrar da gzetilmiim.

Btn bu etkenlerin sonunda, azgelimi lkelerdeki i ticaret hadlerinin uluslararas tarm


piyasalarndaki ticaret hadlerinden daha az dalgaland; uluslararas ticaret hadlerindeki uzun dnem
dme eiliminin lke ii fiyat hareketlerine yansmasnn belli llerde nlenebildii sylenebilir.
Bu son saptamaya ilikin iki ayr aratrmama ait bulgulardan rnek vereyim. Birincisi, Trkiye ile
ilgili: 1974 temel alnrsa, 1996da dnya tarmsal ticaret hadleri 42, Trkiyenin i ticaret hadleri
66 olmaktadr. kincisi, siyah (Byk Sahrann Gneyindeki) Afrika ile ilgili: Tm gda rnleri
(TG) ile tarmsal hammaddelerin (THMnin) uluslararas Licaret hadleri ile siyah Afrikann i
ticaret hadleri (AITH) 1973 ile 1987-1995 ortalamalar arasnda karlatrlmaktadr ve TG ile
THM 39 ve 58e derken AITH'nin 113e kt belirlenmektedir. Dahas, Afrika lkeleri tarma
ok ve hafif mdahale eden iki gruba ayrldnda, AITH mdahaleci grupla 138e kmakta;
liberal diyebileceimiz grupla ise 75e dmektedir. Bu arada, Alrika lkelerinde tarmsal
fiyatlarn Trkiyeden daha iyi korunduu izleniminin doduunu da belirteyim. (Afrika iin bu
bulgular, Cambridge Journal of Economics'le, Mays 2001'de yaymlanan bir makalemde yer alyor.)

Amalar ne olursa olsun, azgelimi lkelerde izlenen tarmsal politikalar genellikle piyasalara
mdahaleler biimi almtr. Taban fiyatlar, destekleme alnlan, rn veya girdi piyasalarnn
pazarlama kurulularnca denetimi ve kredi-girdi sbvansiyonlarnn yaygnlamas gibi... zellikle
ABDnin tarmsal politikalarnda nem tayan iftilere retimden ve girdilerden bamsz olarak
(hatta bazen retimi ksma karl olarak) verilen transferler nc Dnya lkelerinde pek
gzlenmez. te 1980li yllardan bu yana nce IMF/DB programlarnda, sonra da DT kural
ve normlar araclyla azgelimi lkelere kabul ettirilmeye allan politikalar, tarmsal rn ve
girdi piyasalarndaki mdahalelerin tasfiyesini hedeflemitir. Genel olarak tarmc nfusa dnk (ve
ABD modelinde gzlenen trden) kaynak aktarmlar ise meru grlmtr. Bu ayrm DTnn
tarm anlamasna, d ticareti saptrc desteklemeler kavramyla girmi; belirli rnlere ve girdilere
dnk tm mdahale ve kontroller, kavunii kutu (ngilizcesi amber, yani "kehribar" kutu) diye
nitelendirilen bir kategoriye alnm ve bunlarn zaman iinde tmyle tasfiyesi hedeflenmitir.
Kalknma mzakerelerini balatmak iddiasndaki Doha bildirisinde dahi, ticareti saptrc lke-ii
desteklemelerde byk boyutlu indirimler mzakere gndemine alnmtr. Buna karlk, ABD-r
iftilere, cari retimle ve fiyatlarla balantl olmayan ve devlet btesinden yaplan dorudan
demeler, yeil kutu diye adlandrlan bir kategoriye alnm ve bu tr desteklemeler zerinde
herhangi bir snrlama, kstlama ngrlmemitir.

Bylece pamuk iftisi bana ylda ortalama 150.000 dolar aan dorudan deme, herhangi bir
destekleme alm, taban fiyat, girdi sbvansiyonu iermedii iin ticareti saptrc etki iermeyen
trden bir transler olarak kabul edilmi; serbest braklmtr. Bu ereve iinde ABD'li pamuk
iftisine verilen gelir transferinin, pamuk retimini desteklemediini; d ticaret kuramnn kutsal
kavramlarndan greli stnlk bakmndan pamukla ABDnin nnde gelen Afrikal reticiyi yapay
olarak handikapl klmadn; dnya pamuk fiyatlarn aaya ekerek Afrika pamuunu piyasa
dna ilmediini ve ksacas ticareti saptrmadn ileri srebilmek iin neoklasik
banazla saplanm olmak yetmez; aka kt niyetli olmak gerekir.
Ayrca soralm: Azgelimi lkelerde ticareti saptrc zellikler tayan mdahaleler sayesinde,
ulusal tarm fiyatlar uluslararas ticaret hadlerinin stnde seyretmise yanl m yaplmtr; yoksa
etkinlii salamak uruna ulusal ticaret hadlerinin dnya tarm fiyatlar gibi gmesi veya
olaanst dalgalanmalara teslim edilmesi mi yelenmeliydi?

le yandan sorun sadece DT kurallarnn tarafgirliiyle ilgili deildir. Son on be yl boyunca


DB programlarnda, nc Dnya lkelerinde tarmsal rn piyasalarn ve ihracatm denetlemek
iin kurulmu pazarlama kurullarnn (Marketing Boardsun) kapatlmas istenmitir. Pamuk reticisi
ve ihracats Afrika lkeleri de bu kurumsal asfiyeden paylarn alnlar; pamuk
piyasalarn denetleme olanaklarndan yoksun klnmlardr. DB programlarndan yakay syrm
azgelimi lkeler ise, DT Genel Sekreterliinin hazrlad Cancun n-taslana gre, nmzdeki
on yl iinde kavunii kulu kategorisindeki (yani piyasa mdahalelerinden oluan) toplam
destek lsn (aggregate measure of supportu) % 40 orannda azaltacaktr.

Tarmsal ihracata uygulanan sbvansiyonlar ve kredi desteklerini saymazsak, 1999da ABDnin


lke-ii tarmsal desLekleme demelerinin sadece % 25'i, ABnin ise % 55i kavunii kutu
kategorisine girmekle idi. Azgelimi lkelerde ise bu oran % 100e yakndr. Ortak Tarm Politikas
reformu ile bu orann ABde yakn zamanda ABD oranna yaklaaca ngrlyor. ABD, AB,
Japonya, Kanada gibi lkelerde farkl destekleme trleri genellikle btelere yansmaktadr ve bunlar
belli bir destekleme trnden dierine geebilecek esneklie sahiptirler. Bte harcamalar IMF/DB
ve uluslararas rating kurulularnn kst ve basks altndaki azgelimi lkeler ise bu tr
esneklikten yoksundurlar. rnein Trkiyede tarm sat ve kredi kooperatifleri ve desteklemeye
dnk yetmi yllk bir kurumsal miras tarihe kartktan sonra, ortaya kacak boluun hangi bte
imknlar ile ka yl, nasl srecei belirsiz dorudan gelir destei ile doldurulabileceini
sorgulamak gerekir.

DTnn kuruluunda, ticareti saptrc destekler safsatasna kanp ses karmayan azgelimi
lkeler Can-cunda uyandlar. DTnn tarm gndemini lehlerine deitiremeyince Konferans bloke
eltiler. Fakat pek ou, nmzdeki bir iki yl iinde MF/DB programlaryla veya ABD/AB ile
yapacaklar ikili anlamalarla DT erevesi iinde direndikleri tarmsal dnlerin ok daha
fazlasn, stelik tek ynl olarak vermeye mecbur kalacaklardr.

eitleniniz; ileyip Satnz!

Pamuk, eker, pirin, msr, buday... ABD ve ABnin bu rnlerde rnein Bat Afrika, Jamaika,
Haiti, Meksika ve Suriyeye kar greli/karlatrmal stnlk tamadklar aktr. Ne var ki d
ticaret greli deil, mutlak stnlklere gre gerekleir. Bu, fiilen ucuza satan kazanr anlamna
gelir ve ucuza salma sadece daha dk mutlak maliyet anlamna gelmez; buna ek olarak
ABD/ABde tarma dnk ok byk hacimli (ancak "ticareti saptrc" saylmad iin neoliberal
sapknln meru kld) kaynak transferleri de dk fiyatl ihracat mmkn klar. Bunun sonunda
Afrikada pamuk, Jamaikada eker, Haiti ve Tayland'da pirin, Meksika'da msr ve Suriyede
buday reticileri ya retimden kopmakta, ya da retim maliyetlerinin altnda fiyatlara mahkm
kalmakladrlar.

Peki, bu durumda sz geen lkeler tarmda ne retip, ne ihra edeceklerdir? rnek verdiim
rnler, Kuzey ve Gneyin rakip rnleridir. Soru. Meksika gibi, retim yaps tarm dna ve
sanayiye kayarak eitlilik kazanm lkelerde esas olarak tarmc nfusu ilgilendirir ve retimden
kopmak zorunda kalmann sosyal yansmalar bakmndan nemlidir. rnekte saydm dier lkeler,
zellikle de Afrika lkeleri iin ise soru, btnyle ekonomik gelimeyi lkayacak bir nem
tamaktadr. rnein Afri-

kada izlenen sanayileme politikalar, Berg Raporu diye anlan 1982 tarihli bir DB raporundan
bu yana, neoliberal iktisatlarca insafszca eletirilmekte; sanayiye dnk yneliler bu lkelerin
iktisat politikalarnda belirleyici rol oynayan Bretton Woods burumlarnca
ksteklenmektedir. Ksacas, tarmdaki tkanmalar, tarm-ii kaynak kaydrmalar ile zme
seenekleri ncelik tamakla; sorunu sanayilemeci politikalarla ama abalar eletirilmektedir. Bu
durumda, Kuzeyin ar sbvansiyonlu rnlerine rakip olmayan rnlerde uzmanlamay artrma;
yani hububat, eker pancar ve pamuk tarlalarnda (naslsa) kahve, kakao, ay ve kauuk yetitirme
seenei mi sz konusu olacaktr? Bu fazlasyla abartl ve eskimi neriyi, artk DB dahi ncelikle
savunamyor. Bunun yerine, eitlenme ve ileyerek ihra nerileri rabet gryor.

leyerek ihracat nermesinin geleneksel anlayyla sanayilemeye alan bir pencere olarak
anlalmadn; tarm rnlerini ham biimiyle deil, paketleyerek, olgunlatrarak, suyunu
kararak, ieleyerek, olsa olsa konserveleyerek ihra etmenin kastedildiini vurgulamak isliyorum.
Bu balamda, sorunun ok daha derinde yattm grmek gerekir. nce Albert Maizels, sonra da 2002
Trade and Development Report ile UNCTAD d ticaret hadlerinde bozulma eiliminin sadece
hammadde retiminde uzmanlaanlara zg bir kader olmadn; dnya ekonomisinin azgelimi
kutbunda yer alan lkelerin, merkez ile ticaretlerinde isler ilenmemi veya ilenmi tarmsal rnler,
isterse (teknoloji-youn olmayan) sanayi rn ihra etsinler, ayn kaderi sineye ekmek durumunda
olduklarn gsterdiler.

Bu tartmay, d ticaret hadleri sorunsalnn dna tayarak zenginletirebiliriz. Otuz yl kadar


nce UNCTAD uluslararas hammadde piyasalarnn yaplarm, okuluslu irketlerin zel konumunu
da dikkate alarak ince-

lemeyc balad. 1977de UNCTAD verilerini kullanarak genel olarak uluslararas hammadde
ticaretinde, ampirik olarak da muz ve ttn ticaretinde blm kategorilerinin belirlenmesine dnk
bir alna yapmtm. Uyguladm yntem, nihai fiyat eitli aamalardaki katma deer ve ara-mal
bileenlerine ayrtrarak hammaddenin dorudan reticileri ile ihracat lkenin paylarn,
uluslararas veya ithalat lkedeki sermaye gruplarnn ve devlet paylar ile karlatrma olana
vermekte idi. ok sonralar Frbel, Gereffi ve dierleri meta (veya deer) zincirleri ad altnda,
ncelikle snai rnler iin ve emek maliyetindeki uluslararas farkllklarn belirledii paralanmay
uluslararas bir blm analizine dntrdler. Son yllarda mela/deer zincirleri zmlemesini
tekrar hammadde ticaretine tama giriimleri var. Bunlar, hammadde ticaretine katlan farkl
aktrlerin, reticiden balayarak nihai t-kelici-kullancda son bulan meta zincirlerinin farkl
halkalarnn nihai fiyattan aldklar paylarn belirlenmesine (1970li yllara gre biraz daha kaba
yntemlerle) imkn verebiliyor.

Bu tr bir kavram erevesinin bulgular, azgelimi lkelerin tarmsal rn ihracatnda sadece


birim miktarda rn ihracatna tekabl eden ithalat kapasitesinin anmakta olduunu (yani d ticaret
hadlerinin gerilediini) gstermiyor; buna ek olarak, tarmsal rnlerin nihai piyasalardaki fiyatlar
iinden ihracat lkenin ve bu lkenin iinde de dolaysz reticilerin (ifti/kyllerin) eline geen
payn da dmekle olduunu gsteriyor. stelik, yeni reetelere uyarak eitlenme/ileyerek ihra
abalan durumun dzelmesine hi katk yapmyor. Baz rnekler vereyim:

Geleneksel ihra rnlerine devam...: Kahveyi rnek alalm. 1977de ithalat lkelerde
gerekleen nihai kahve fiyat iinde, ihracat lkelere intikal eden oran % 51, bunun iinden
retici (ifti) pay % 27, devletin

ve pazarlama kurulularnn pay ise % 24 olarak belirleniyor. 1994le, kahve ihracats


lkelerde (zellikle Afrikada) pazarlama kurulular datlm; retici ile ihra noktas
arasndaki alan byk lde okuluslu irketler ve Balnn byk spermarket zincirleri
tarafndan doldurulmu; bunlarn sonunda ve nihai kahve fiyatnn iinde ihracat lke pay (%
17'si reticilere, sadece % 3 devlet ve araclara ait olmak zere) % 20ye dmtr. N.
Talboltan aktardmz bu bilgiye, International Coffee Organisalionm bakan N. Osorionun bir
saplamasn da ekleyelim: 1990 civarnda dnya kahve ihracat deeri 11 milyar dolar, perakende
kahve tketiminin toplam deeri ise 30 milyar dolar olarak veriliyor. On yl sonra toplam kahve
ihra deeri 5.5 milyar dolara dm: dnya perakende kahve tketim deeri ise 70 milyar dolara
ykselmitir. Bylece kahve ihracatlarnn, nihai piyasalardaki kahve sat haslat iindeki-pay
% 37de % 8e gerilemitir. Keza, 1985 ile 1989 arasnda Nestlenin perakende sat haslat
iinden elde ettii krlarn pay % I9'dan % 32ye km; byk lde ithal maliyetinden oluan
hammadde giderlerinin pay ise % 40lan % 23e dmtr. Bu tarihler arasnda, ham ekirdek
kahveyi spermarket raflarnda iilmeye hazr kahveye dntrme srecinde nemli bir deime
olmamsa, ihracat lkenin/re-licilerin paylarndaki bu anmalar, blm ilikilerinde
bozulmay, ksacas artan smr oranlarn yanstyor.

eitlenin, yeni rnlere gein; ya meyve, sebze, iek satn... Gereklen de tavsiye edilen
bu rnler Bat lkelerinde fazla korumayla karlanmamaktadr. Ne var ki sz geen rnlerin
uluslararas ticareti giderek Bat'nn dev spermarket zincirlerinin kontrolne
girmi bulunmaktadr. Yeni bir UNCTAD almas. Kenya kkenli taze sebzelerin nihai fiyat
iinde ihracat lkenin payn % 27, Zimbabwe kkenli mangonun nihai fiyatnda ihracat payn
ise % 23 olarak tahmin etmitir.

leyerek satn... Bu neri, tlnn sigaraya, kakaonun ikolataya, ham kahvenin


paketlenmi, iilmeye hazr veya (bizde neskafe olarak bilinen) eriyen (instanl) kahveye
dntrlerek ihracm iermiyor. Bu rneklerdeki dntrme ve pazarlama aamalar tamamen
okuluslu irketlerin (rnein BAT, Cadbury, Nestlenin) kontrolndedir ve ok nemsiz bir iki
istisna dnda azgelimi ihracat lkeler bu trden dntrme sonunda Bat piyasalarna nfuz
etmeyi becerememilerdir. Genellikle kastedilen, yukarda deindiim basit ileme aamalardr.
Bu ereveye oturan rnekler de var: ki aratrc (Dolan ve Humphrey) ngiltere'deki
spermarketlerdeki ithal kkenli havu fiyatlarn saplamlar. Bunlara gre, paketlenmi havu
fiyat akta satlan havu fiyatlarn 2.2 misli amaktadr. Paketlenme ileminin, azgelimi
lkedeki (rnein Kenyadaki) maliyeti ise bu fiyat artnn ok kk (adeta mikrosko-pik) bir
oranm oluturur. Ksacas, paradoksal olarak, ileyerek satn nerisi, deer zincirleri iinde
ihracat lkenin katma deerden ald payn azalmas sonucunu verebilmekledir.

Kssadan Hisse

Tarmsal rnler ticareti, gelimi lkelerdeki ar destekleme ve okuluslu irketlerin gl


denetimi altnda biimlenmekledir. DT kurallar ve IMF/DB reeteleri bu olguyu dokunulmaz bir
veri kabul etmekte; azgelimi lkelerde uzun tarihi deneyimler sonunda oluturulmu koru-
ma/destekleme mekanizmalarnn etkisizletirilmesini, giderek tasfiyesini hedeflemektedir. Faal
nfuslarnn nemli bir blm tarm ile geinen lkelerin kimi yneticileri, bu nerilerin olumsuz
etkilerini fark elmiler; Cancnda baaryla direnmilerdir. Ancak DTdeki direnme genel
gidiat etkilemiyor. Kurumsal tahribat IMF/DB reeteleriyle ve AB/ABD ilikileri iinde
sregelmektedir. Yklan kurumlarn yeniden inas gtr. Bu nedenle, acil gndem, tutucu bir
sloganla kurumlarnnz koruyalm ars ile balamaldr.

Daha da nemlisi, sermaye birikiminin hacmi ve sektrel dalm zerinde kamusal denetimi
yeni batan ve yeni biimlerde oluturan; yeni batan planlamaya geii hedefleyen ve blm
ilikilerinde parazit nitelii giderek artm olan sermayenin egemenliine son veren bir yeniden ina
programn da gndeme getirmek gerekir. Bu, kurumlan koruma abas ile snrl bir savunma
stratejisinin de almasn gerektiriyor. Trkiyede ve azgelimi lkelerin byk bir blmnde
ynetici kadrolar ve egemen snflar tamamen teslim olmular; savunmac stratejilerin gerekliliini
dahi benimseme yeteneini yitirmiledir. Bu, byk bir kayptr; zira bamszlk sonras yllarda,
kalknmac politikalarn egemen olduu dnemlerde ina edilmi, denenmi, ekonomiyi
biimlendirmi kurumlan tasfiyeye uram bir lkenin yeniden ina atlmna gemesi de glemi
olacaktr. Tablo tamamen karanlk deildir. Bugnk uluslararas g dengesi iinde dahi, egemen
snflar ve ynetici kadrolar hi olmazsa bir savunmac izginin gereini gren birka lke
kmakladr. DT almalarna bakarsak, Bat Afrikann clrl gariban lkesi Hindistan, Brezilya,
Arjantin, Gney Afrika, Gney Kore rnek gsterilebilir. inin zel konumunu da ayrca dikkate
almak gerekir.

Savunmac izginin tesine geen bir yeniden ina stratejisini gndeme getirmenin nkoulu ise,
kanmca, her yerde (ve tabii ki Trkiyede) siyasi iktidarn snfsal ieriinde radikal bir deimenin
gereklemesidir.
Ksacas, bir yandan ynetici kadrolar ve egemen snflar teslimiyet eilimleri yerine savunmac
izgiye ekmeyi hedefleyen ksa dnemli; bir yandan da siyasi iktidarlarn yapsn kkten
dntrmeyi hedefleyen uzun dnemli mcadeleler nmzdeki yllarn nceliklerini oluturacaktr.

Yoksulluk Kavram zerine Notlar

Yoksulluk, son yllarda sosyal bilimcilerin aratrma gndeminin nemli maddelerinden biri haline
geldi. Dikkal diniz; insanlarn ekonomik kaderini, refah durumunu, varsllk veya yoksunluklarm
belirleyen byme, kalknma, gelir dalm, ekonomik krizler, smr, sosyal snflar gibi bir dizi
olguyu, kavram ieren ve sosyal bilimlerin esasen ana konularn oluturan bir aratrma
gndeminden deil; zellikle yoksulluk terimi etrafndaki bir odaklamadan sz ediyorum.

Bu odaklamann kendiliinden meydana geldii sylenemez. Son eyrek yzyl boyunca, byme
hznn nc Dnya lkelerinin ok byk bir blmnde nceki eyrek yzyla gre dt ve
gelir dalmnn emekilerin aleyhine, sermaye snflarnn lehine dnt tm ciddi aratrmalarn
ortaya koyduu olgulardr. Daha ak ifade edelim: Makroekonomik politikalar, sermaye birikimi,
byme ve kalknma amalarndan uzaklam; nce-

liklerin bana istikrar gelmi; bu politikalara daraltc ve deflasyonist yneliler egemen


olmutur. Neoliberal politikalarn blm sonular, isizliin artmas, reel cretlerin verim
artlarnn gerisinde seyretmesine, hatta ou kez gerilemesine yol am; krsal dnyada
toprakszlk artm: kk ve orta kyllere dnk destekleme politikalarnn kapsam gerilemi;
devletin sosyal alanlara dnk harcamalar daralm; kamu hizmeti nitelendirilmesiyle parasz
sunulan pek ok alanda, kullanann bedel deyerek yararlanmas ilkesi yaygnlamtr. Bu
politikalarn nihai yansmas, artdeer oranlarnn ykselmesi; artdeerin iinde ise finans kapital
ve rantiye paylarnn artmas anlamna gelmitir. Temel (birincil) blm ilikilerindeki
dnmlerin nihai bilanosu, bylece, ak seik olarak emek aleyhine, sermaye lehine
gereklemitir.

Baz istisnalara ramen, yukarda izilen tablo, yani byme hzlarnda dme ve blm
ilikilerinin emek aleyhinde seyretmesi 1980'i izleyen yllarda nc Dn-ya'da meydana gelen
dnmlerin ortak zelliklerini yanstmakladr. Bu saptamalarn yadsnmas hemen hemen imknsz
idi ve durumun bylece kabul, gelimekte olan lkelere refah getirecei iddiasndaki neoliberal
politikalarn meruiyetini temelden kertecei iin ok tehlikeli idi. ideolojik bir kar hamle
yapmak zorunlu hale geldi. Burjuva iktisad, zm, emek-sermaye kartlnn incelenmesini
mmkn klan snflar aras gelir dalm analizinden. kiisel gelir dalm analizine (yani gelir
gruplar arasndaki eitsizlik erevesine) kaydrmakta buldu. ncelenen nfusun (hane halklarnn) en
dkten en yksee doru sralanan gelir byklklerine gre gruplamas sonunda elde edilen bu
gelir dalmnn ierdii eitsizlik derecesi (bazen Gini katsays gibi tek bir istatistiki gsterge ile)
llr ve zaman iinde gelir dalmnn hangi ynde deitii, bozulup bozulmad belirlenir.

u,6

Ne fark eder? diye sorabilirsiniz? Temel fark, blm analizini snflar ve sosyal gruplar
arasnda dorudan kartlk ieren bir ereveden, azdan oa doru dzenlenen bir istatistiki
sralama ilemine dntrm olmasdr. Kiisel gelir dalm temel ve tali blm
ilikilerinin ayrtrlp zmlenmesine imkn vermeyen istatistiki bir yan rndr; o kadar... Bu
gelir dalm tablosunun ana eleri, gelir dilimleridir ve bu dilimlerde toplanan insanlar ait
olduklar sosyal snfa, sosyoekonomik gruba gre deil, farkl sreler sonunda oluan (ve
ounlukla bir anket almas srasnda aratrcya beyan edilmi olan) gelir dzeyine gre
tanmlanrlar. Kiisel gelir dalmnn eitsizlik derecesini len istatistiki gstergenin, rnein Gini
katsaysnn dt (yani eitsizliklerin azalm grnd) baz durumlar, snflar ve toplumsal
gruplar-aras kartlklarn artmas koullarnda gerekleebilir: rnein, kent ekonomisini, sanayi ve
hizmetleri daha fazla etkileyen bir kriz, isizlii artrd, sendikalamay kerterek reel cretleri
aaya ektii, emekli gelirlerinin enflasyon karsnda anmasna yol at halde gelirler
aras eitsizlik azalm grnebilecektir; zira kiisel gelir dalmnn alt-ularnda ylm olan
tarmsal gelirler bu olumsuz koullardan ayn derecede etkilenmemi olabilirler. Matta bu sonu,
tarmn bnyesinde snflar aras blm ilikilerinin kyl reticiler aleyhine, ticari-mali
sermaye lehine dnm olsa dahi gerekleebilir. Ksacas, farkl snf kartlklarnn her birinin
bnyesinde blm ilikileri emek aleyhine seyrederken (yani bozulurken"), kiisel gelir
dalmnn dzelmesi mmkndr.
Snf-odakl gelir dalm incelemelerinin gelir dilimleri odana kaydrlmas, bylece.
neoliberal politikalarn karlat meruiyet bunalmna kar bir k salayabilecekti: rgtl
ikollarnda cretlerin dmesi, zelletirme ve kamu sektrnn klmesi sonunda kamusal is-

lihdamn daralmas, ithalatn serbestlemesi sonunda rekabeti olmayan retim kollarnn


klmesi, faizlerin ykseltilmesi, iftiye dnk girdi sbvansiyonlarnn ve destekleme atmlarnn
daralmas... Standart neoliberal reetenin genellikle emek aleyhtar olduu ak seik olan bu
politika elerinin her birinin ve tmnn eitsizlikleri artrp artrmad artk tartma konusu olur.
Olumsuz etkilenen gruplarn hangi gelir diliminden hangisine kaymakta olduuna ve farkl gruplar
ieren sektrlerdeki ortalama gelir deime (byme, klme) hzna bal olan sonu istatistiki bir
aratrma ile ortaya kar.

te yoksulluk zerine odaklaan aratrma gndeminin domas ile gelir dalm incelemeleri
gndeminde yukarda szn ettiim deime arasnda yakn iliki vardr. Neoliberal modelin
toplumsal sorunlara kar duyarszl eletiri konusu olunca, bu eletiriyi gslemek ilevi Dnya
Bankas'nca stlenildi. Bu da blm/byme kilisinin toplumsal sonularn yoksulluk kavram
etrafnda zmleme karar ile gerekletirildi.

Bu, birok bakmdan ok elverili bir zm oluturuyordu. Birincisi, hedef kille, yani yoksullar
gelir dzeyleri ile tanmlanmakta; dolaysyla dorudan doruya kisel gelir dalm tablolarnda
ierilen bir grup olarak belirlenmektedir. Bylece, snfsal bir analize gerek duymayan, heterojen
sosyoekonomik koullarn nihai yansmas olan al gelir gruplar zerinde odaklalmakta idi. Bu
yaklamn ideolojik ilevine yukarda deindim.

kincisi, yoksulluk, Dnya Bankasnca 1993 alm gc pariesine gre belirlenmi kii bana
gnde bir dolarlk gelir olarak tanmlanm ve lkeler aras ve zaman iinde yoksulluk lmleri bu
tanma gre srdrlmtr. ki dnem arasnda yoksul nfusun artp artmamas, bylece, (a) toplam
gelirdeki art hz, yani byme ve (b) kiisel gelir dalmnda, alt dilimlerin payndaki deime-

lere gre belirlenir. Byme, kii bana nfs artn ayorsa ve blm deimiyorsa yoksul
nfus tanm gerei azalacaktr. Byme/blm kilisindeki olumlu/olumsuz deimelere gre drt
olas bileim vardr: Bunlardan biri (pozitif byme, dzelen blm) kesinlikle yoksulluu azakc,
dieri (negatif byme, bozulan blm) yoksul-luk-arirtc; dier ikisi ise (yksek byme, bozulan
blm ile dk byme, dzelen blm) belirsiz sonular verir. Bu mekanik hesaplama zerine
kurulu yoksulluk azalyor/artyor saptamalarnn analitik ve aydnlatc bir deeri olduu
sylenebilir mi? Ne var ki yoksulluk azalyor saptamalarnn yaplabildii durumlar, ou kez
Dnya Bankas ve burjuva iktisatlar tarafndan neoliberal politikalar aklamak, merulatrmak iin
kullanlmtr. Neoliberal politikalarn snfsal gelir dalm zerindeki yansmalarn inceleyen
aratrma gndemi bylece ortadan kalkmakla; yoksul" nfusun toplam olarak veya oran olarak
bazen azaldn, bazen arttn ortaya koyan mekanik bir hesaplama sreci bunun yerine gemekle
idi.

ncs, devletin snflar aras blm ilikilerini etkileyen aktif bir aktr olarak algland
bir sosyal politika yaklamnn terk edilerek bunun yerine yoksullukla mcadele gndeminin
gemesinin de ideolojik bir ilevi vardr. Yoksullar, kiisel gelir dalm tablolarnn alt
dilimlerinde kmelenirler ve bu insanlarn iinde isizler, dk maal emekliler, kayt d sektr
iileri, topraksz kyller, mflis (gelirleri sfr, servetleri ok byk olabilen) iadamlar, informel
i sahipleri, kk toprak sahibi kyller yer alabilir. Bu karmak insanlar topluluunda yoksullua
yol aan etkenler ve zm yollar da elbette ok eitli olacaktr. Kronik isizler, istihdam yaratc
yatrmlarn artmasn zlerler. Kriz koullarnda (konjonkturel olarak) isiz kalanlar ve informel
sektr emekileri ise yoksulluktan k geniletici makro politikalarda grr-

ler. Asgari cretliler ve emekliler, enflasyona kar en azndan endeksli cret-maa ayarlamasn,
KIT alanlar zelletirmelerin durdurulmasn, topraksz kr emekileri toprak reformunu, piyasaya
dnk retim yapan yoksul kyller girdi sbvansiyonu ile yksek taban fiyatlar isteyecekler; sosyal
gvenceden yoksun emekiler burjuvazinin vergilenerek salk-eitim hizmetlerinin kendilerine
parasz sunumunu talep edeceklerdir. Bu tr karmak bir sos-yal/ekonomik politika kmesini
yoksullukla mcadele tr tek bir yafta altnda toplamak imknszdr. Bunlar, olsa olsa emekten
yana politikalar diye nitelendirmek ve her bir eyi byme/blm etkileri bakmndan irdelemek
gerekir.

Szn etliimiz emek-yatls politika taleplerinin ounun, neoliberal reetelerle elitii


aktr. Buna karlk, Dnya Bankas yaklamn izleyerek sosyal politikalar yoksullukla mcadele
gndemi ile snrlarsanz, sz geen karmak (yoksul) insan topluluunun tmn basit ve tek bir
reele iine sktrma abas egemen olacaktr. Geleneksel (ve yerli/yabanc hayr kurulular,
cemaat dayanmalar, yerel ynelim katklar ve fak-fuk-fon, yeil kart tr merkezi programlar
ieren) muhtalara yardm uygulamalarn bir yana brakalm. Dnya Bankas basit bir tam/tedavi
kilisi neriyor: Tan, yoksulluun nedeni insani, doal, fiziki ve finansal varlklardan
('sermayeden') yoksunluktur nermesi ile ortaya konuyor. Bu lan, tedavi yolunu da getiriyor: nsan
sermayesine (temel eilim ve koruyucu sala) dnk kamu harcamalarn artrn: mlkiyet haklarn,
toprak ve sermaye piyasalarn, krediye ulama olanaklarn gelitirin.1 Dikkat ediniz,
burada yoksullukla mcadele iin devletin stlenecei ilevler, ana batlaryla, (1) ilkretim ve
koruyucu sala dnk kamu

harcamalarnn artrlmas ve (2) mlkiyet haklarnn ve piyasa ilikilerinin geniletilmesi ile


snrldr. Birinci gruba bakarsak, orta ve yksek renimin parasz sunulmas dlanm; tedavi edici
hastane hizmetlerinin de fiyatlandrlmas ilkesi savunulmutur.2 IMF denetimli bte kstlar altnda
temel eilim ve salk alanlarnda bile artan kapsamda kullanc bedeli (yani hastalarn ve
rencilerin katklar) yaygnlamaktadr.

kinci grubu mercek altna alalm: Toprak reformu deil, toprak piyasasnn gelitirilmesi;
retim aralar mlkiyetindeki tekellemeye kar toplumsallama deil, kamu mlkiyetinin
zelletirilmesi ve zel sektrn destei... Yoksul kylye girdi sbvansiyonlar ve fiyat
destekleri deil, mlkiyet esasna gre (ve yoksul reticiyi gzeten eler iermeyen) snrl boyutlu
dorudan gelir destei program... ilti ve esnaf desteklemek amac tayan ihtisaslam kamu
bankalarnn kk reticiye dnk sbvansiyonlu kaynaklarnn gelitirilmesi yerine, bu bankalarn
zelletirilmesi ve finansal serbestleme koullarnda nasl, hangi kaynakla gerekletirilecei
belirsiz mikro-kredi fantazileri... Bu kavramsal ereveyi ve gndem k-stn kabul edenler iin
ise, Dnya Bankas ve uluslararas devlel-d kurululardan bol destekli aratrma projeleri...

Bu saptamalardan yanl bir sonu karlmamal. Elbette yoksulluk nesnel bir olgudur. nc
Dya'da baz insanlar yoksul douyorlar. inde yaadklar toplumun azgelimi olmasndan tr;
fakat daha da nemlisi bu azgelimi kapitalist toplumun emeki snflarna (ve bu snflarn en
rgtsz, en handikapl katmanlarna) mensup olmalarndan tr... Buna karlk, baz insanlar son-

l Dnya Bankas'na gre, "Tedavi edici salk hizmeti (hemen tamamen) saf bit zel maldr. Devlet faturay stlenmezse, en
yoksullarn dnda herkes bakmlarm salayacak bir yntem bulurlar". World Development Report 1997: The State m a
Changing VVold, World Bank/Oxford Univesiy Press. Ne\v York, 1997, s. 53.

i .5.

radar yoksullayorlar. Yukarda deindiim gibi ekonomik krizlere, byme hznn dmesine ve
blm ilikilerinde bozulmalara yol aan sosyoekonomik etkenlerden tr... Bu insanlar
yoksullua farkl yollardan geliyorlar; dolaysyla yoksulluktan kurtulmalar onlar yoksullua
srkleyen srelerle balantl olacaktr. te yandan, yoksulluk srdke, bu olgu (gemi ykleri
ne olursa olsun) insanlar ortak paydalarda birletirecektir: Direnme, dayanma ve var olma
stratejileri; deer sistemlerindeki dnm ve zlmeler arasnda benzemeler oluacak; bu
olgularn sosyal bilimciler tarafndan kavranmas ve pratik, ksa vadeli yardm-destek
uygulamalarna rehberlik etmesi gerekecektir. Beslenme, snna, barnma yetersizliklerinden
kaynaklanan sorunlara halk sal ve sosyal hizmet uzmanlar eilecektir. Bunlar, hastaln
(stmann) belirtilerini hafifletmeye, (rnein kinin vererek) atei drmeye dnk sayg deer
abalardr. Ancak hastaln kaynan (batakl) kavramak; onunla mcadele etmek (kurutmak) ayr
bir gndemi ierir.

Yoksulluun kkeninde kapitalizm ve azgelimilik vardr. Son eyrek yzyl iinde artan
yoksullamann kkeninde ise, sermayenin emek zerinde artan tahakkmn gerekletiren sreler
ve bu sreleri uluslararas kurulular ve ulus-devletler araclyla hayata geiren neoliberal
politikalar vardr. Dnya Bankasnn yoksulluk anlay ve ayn patenti tayan yoksullukla mcadele
programlar bu dorultudaki kavraylar engellemeye dnk ideolojik ilevler tamaktadr. Dikkatli
olmak, uzak durmak ve gndem saptrmalarna kar koymak gerekiyor.

Yeni Bir Siyaseti Tipi


Bir sre nce gler yzl, tatl dilli bir Akdenizli, Silvio Berlusconi Trkiyeye geldi.
Babakanmzla birbirlerine Tayyip ve Silvio diye hitap ettiler, iktidar koltuklarna ar ceza
mahkemelerinden geerek geldiklerini ima eden Berlusconi, her ikimiz de biraz deliyiz dedi. Ve
giderayak Trkiyenin Bulgaristan ve Romanyadan nce ABye tam ye olabileceini mjdeleyerek
AB tutkunlarn umutlara gark etli.

Berlusconinin mjdesinin gereki olmad iki gn sonra Verheugen tarafndan aklannca


iyimser beklentiler snd. Niin ardnz? talya babakannn siyaset slubunda bol keseden
atmak zelliinin arlk tadn kavramak iin bilge olmak m gerekiyordu? Berlusconi 2001
seimlerine semenle szleme adn tayan bir vaadler belgesi ile ve be ylda bunlarn tmn
yerine getiremezsem. bir daha karnza kmayacam taahhd ile girdi. Bugn talyada bu
szlemeyi ciddiye alan pek kalmamtr. Berlusconinin yakn siyasi hedefi
semenle szlemeyi gerekletirmek deil, anayasay deitirip yet-

kileri geniletilmi bir cumhurbakan olmaktr. Bu da Tayyip Erdoann bakanlk sistemi


zlemleriyle benzemiyor mu?

Berlusconiyi izlerken bir sre nce bir baka talyan ile, Alberto Gabrieli ile yaptm bir
konumay hatrladm. Berlusconinin iktidara gelmesinden bir ay sonra, Temmuz 2001de
Cenovadaki G8 zirvesi srasnda anti-kresellemeci gsterilere kar Lalyan polisi ok ar iddet
uygulamt. Gen bir talyan ldrlm; gzaltna alnan ok sayda gsterici dvlm, hatta
ikenceden gemiti. Ri-fondaziano Comunisla partisi yesi olan Alberto, durumu u szlerle
zmliyordu: Bir ay iinde Berlusconinin faist kimlii ortaya kt. Italyan polisi znde
faisttir. Ancak en sac Hristiyan Demokrat hkmetler altnda dahi byle davranma cesaretini
bulamazd, iktidara kendilerinden birinin geldiini derhal anladlar. Demokratik bir rejim,
faist ruh haline sahip olan insanlarca ynetilmeye balanrsa durum ciddidir, ite bugnn
llalyast...
On yanda bir Romal, Berlusconi faist midir? sorusuna Albertodan farkl bir yant
veriyor. (Aktaran Paul Ginsborg, New Lefl Review, Haziran 2003):

"retmenlerimizin ou Berlusconi'nin bir faist olduunu ve okulumuzu paras olan herhangi


birisine satacan sylyorlar, iyi ama, Berlusconi bir faist ise, nasl oluyor da hep neelidir ve
glmektedir? Ben faistlerin kara gmlekler giydiini, sava istediklerini, halka sopa attklarn
ve ask yzl olduklarn renmitim. Berlusconi byle olsayd televizyonlar seyredilir mi idi?

cKo

Romal renci mi hakl, retmenleri ve Alberto mu? Bu tartma, bence, Berlusconiyi aan bir
nem tayor. Dnyann eitli kelerinde yeni bir siyaseti tipi iktidara gelmeye balad. Bunlar,
geleneksel faist rejimlerin deil, ok

partili rejimlerin liderleri. Medyay, zellikle de TVyi kullanarak gler yzl, sevimli
grntlerini gnlk hayatmza tayorlar. Basit bir dil, ii bo, ancak etkili sloganlar kullanyorlar.
Snfsal tabana dayal halk rgtlerinden nefret ediyorlar; buna karlk rgtsz semeni,
tketici, hemehri, ev kadn, TV seyircisi, futbol tutkunu zellikleriyle yakalamay beceriyorlar.
Zenginliklerini gizlemiyorlar; tam aksine bunu bireysel baarlarnn gstergesi olarak kullanyorlar;
ancak servetlerinin kkenini tartma-d tutarak... (rnein Berlusconi talyann en zengin
kiisidir.) Ve insanlara, bizi rnek alnz; baarl olmak elinizdedir; yoksul, isiz iseniz kusuru
sistemde deil, ncelikle kendinizde arayn mesajn rtl bir biimde, fakat srarla telkin
ediyorlar.

Bu siyasetiler iktidara geldiklerinde gemi on yllar boyunca toplumsal mcadeleler ve


uzlamalar yoluyla olumu (ve kapitalizmin vahi, plak zn yumuatma ilevleri gren)
kurumlan pervaszca yok etmekten byk bir zevk duyuyorlar. Romal retmenler Berluscuni
iin, okulumuzu paras olan herhangi birisine satabilir derken herhalde bunu kastediyorlard.
Satyorlar, kapatyorlar, adlarn deitiriyorlar; brokratik direnleri kryorlar; sermayenin mutlak
egemenliini frenleyen her eyi tasfiye ediyorlar... Ve bylece yeniliki, reformcu, hatta devrimci"
yaftasn kazanmaktan byk zevk duyuyorlar. Yeniliki grntlerinin kkeninde kaskat bir
tutuculuk, hatta gericilik gizlidir.

Turgut zal, Boris Yelisin, Tansu iller, Carlos Me-nem, Silvio Berlusconi, Tayyip Erdoan... Bu
yeni siyaseti tipinin rnekleri... Ortak zellikleri iinde, Alberonun deyiiyle "faist bir ruh hali
gerekten var mdr? Yoksa gericiliin bu yeni trn eski kavramlarla aklamak yanltc m
olacaktr?

Milyar Kylnn Karanlk Gelecei


Balktaki "karanlk gelecek", Msr kkenli iktisat Samir Amin tarafndan nc Dnya'da
yaayan milyar kyl iin ngrlyor. Monthly Reviev dergisinin Ekim 2003 aysnda bu
konuyu ele alan yazsnn Trke evirisine sendika.org adresli web sayfasndan ulamak mmkn.

Samir Amin, aralarnda niteliksel farklar olan iki kutuplu bir dnya tarm tablosu iziyor.
Makinelemi, modern, yeni teknolojiler kullanan ilk kutup genellikle ok byk kapitalist
iftliklerden oluuyor ve Bat diye nitelendirdiimiz corafyada yer alyor. Dier kutup ise
milyar reticiyi barndran nc Dnya'nn kyl tarmm ieriyor. Bu iki tarmsal kutup
arasnda emek verimi bakmndan olaanst ve giderek byyen farklar vardr. O kadar ki kyl
tarmndan kaynaklanan direnme odaklar ortadan kaldrlrsa, bugn milyar kyl
tarafndan pazara sunulan gdann, otuz milyon modern ifti tarafndan retilmesi sz konusu
olabilir. Bu durum iki gelime ile gerekleecektir: Birinci olarak, Kuzey lkelerinin tarmsal
ihracat, nc Dnya'daki verimsiz kyl iletmelerine son verecektir. kinci olarak da, verimli
topraklar kyllerin elinden alnarak Batnn teknolojilerini uygulayabilecek yabanc/yerli kapitalist
iftilere devredilecektir. Bylece, kaynaklarn dnya apnda rasyonel dalm salanacak; ayn
miktarda hasla ok daha az kaynakla (insan gc ile) elde edilmi olacaktr. Ancak Amin, bu
rasyonel zmn yantsz brakt bir soru soruyor: Bu milyarlarca insana ne olacaktr?

A?

Samir Aminin saplamalarna bir iki ekleme de ben yapaym: Zengin Bat tarmndaki olaanst
verim yksekliinin bir nedeni, ok yksek sermaye birikimi ve youn girdi kullanmdr. Bu
maliyetlerin nemli bir blm (yllk toplamnn 300 milyara ulat iddia edilen) devlet
destekleriyle karlanmaktadr. Zengin lke iftileri, nc Dnya kyllerini piyasadan
kovalayabilecek rekabet gcne bu sayede sahip olmaktadrlar. Bu stnlklerini fiilen hayata
geirmek iin dnya tarm ticareti tamamen serbestlemeli ve nc Dnya lkelerinde kyl
tarmna ynelik destekleme politikalar son bulmaldr. Birincisi DTnn. kincisi ise Dnya
Bankasnn temel hedefleri arasndadr.

ikinci olarak. Aminin savlarnn, kahve-kakao gibi tropikal rnlerle deil, hem metropol hem de
evre lkelerinde retilen hububat, pamuk, tln, soya gibi ortak rnlerle ilgili olduunu belirteyim.
Aminin verdii rakamlarn (yani 30 milyon modern iftinin 3 milyar kyly retim dna itmesi
olaslnn) ok da gerekd olmadn iki ay nce, DTnn Cancun Konferansfnda Afrika
lkelerinin temsilcileri akladlar: ABD hkmetinin 25000 pamuk iftisine verdii
sbvansiyonlar Bat Afrikada pamuk reticisi 10 milyon insan piyasa dna ilmekte ve ala
mahkm etmektedir.

chp

Aminin sorusuna dnelim: retim dna srklenecek milyarlarca kyl ne olacaktr?

yle anlalyor ki bu insanlara tarm sektrnde bir gelecek yoktur. En iyimser neoliberal yorum,
sanayi devri-mine gidile ngilterede yaananlar hatrlatarak kylln tasfiyesini bir kalknma
frsat olarak grecektir. Topraklarndan koparlarak kent ekonomilerine srklenen milyonlarca insan
igc maliyetlerini iyice aaya ekecek; ucuz emee dayal bir sanayilemenin nesnel
koullar bylece domu olacaktr. DT/Dnya Bankas katklaryla tevik edilecek olan
Uluslarst sermaye gruplar bu nesnel olanaklar kulland takdirde, ucuz igcne dayal
snai ihracat, bymenin ve istihdam artlarnn motorunu oluturacaktr. Dikkat edilirse bu senaryo,
geleneksel emperyalizmin evre lkelerine telkin ettii, siz tarmda kaln, sanayiyi bize brakn
diye zellenebilecek programndan farkldr. Aksine, tarm bizde, sanayinin bir blm sizde; ama
bizim sermayemiz, sizin emeinizle... senaryosuna dnmtr.

Bu tr bir sanayilemede, tarmdan kopacak yz milyonlarca insana yer var mdr? Samir Amin
aksi grtedir: Bugn ucuz igcne dayal sanayi kollar, 19. yzyl Avrupa sanayilemesi ile
karlatrlrsa, ok daha az emek kullanmaktadr ve rekabeti olacaklarsa, sadece cret haddini
deil, istihdam da (ksacas cret fonunu) asgari dzeyde tutan standart teknolojileri ve ynelim
biimlerini uygulamak zorunda kalacaklardr. Bu, ok snrl istihdam yaratan bir sanayileme
anlamna gelmektedir.

Sonu, dnya ekonomisinin azgelimi evrelerinde, hepsi isiz ve marjinal, milyarlara ulaacak
yeni yoksulun dogmasdr. ngiliz kapitalizmi, iki yzyl nce bu tr in-

sanlar hayatta tutabilmek iin yoksul yasalar getirmiti. imdilerde Dnya Bankasnn
nclndeki yoksulluu azaltc programlar da, yoksul yasalarnn 21. yzyldaki hortlaklar deil
midir?

Kaynak Aktarm, Bamllk, Smr

Halkmz 19. Yzyldan gnmze bir zdeyi tam: Aslacaksan ngiliz sicimiyle asl. Bu
zdeyii yorumlayalm:

'ntihar etmek istiyorsanz, bu ii doru drst yapn. Birincisi, giriiminizi salama balayn;
sicim kopmasn. kincisi, ii ucuza getirin; sicim pahal olmasn.

Peki, niin Osmanl deil de Ingiliz sicimi? 19. Yzyl sanayi devrimi sonrasndan sz ediyoruz.
Seri fabrika retimi sayesinde yerli sicimlerden belki daha salam, ancak kesinlikle daha ucuz...

Osmanl tmparatorluu ile Britanya arasnda imzalanan 1838 ticaret anlamasndan sonra ne
olmu? Gmrklerin indirilmesi ve d ticaretin serbestlemesi sayesinde sicim, iplik, kuma gibi
ithal edilen sanayi rnleri sanayi devriminin salad teknolojik atlm sayesinde ucuzluyor.
Osmanlnn ihra ettii tarm rnlerinin fiyatlar ile ithal ettii sanayi rnlerinin fiyatlar arasndaki
makas tarm lehine alm. Fiyat makaslarnda bu tr olumlu bir deimeyi iktisatlar d ticaret
hadlerinin dzelmesi diye adlandrrlar.

D ticaret hadlerinin 19. Yzyln ilk yarsnda OsmanlI lehine dzelmesi, aslnda ngiltereden
Osmanl ekonomisine net kaynak aktarmnn gerekletiini gsterir. Osmanl Ingiltereye eskisiyle
ayn miktarda buday ihra etliinde, eskisinden daha ok kuma, iplik veya sicim ithal edebilecektir.
Emperyalist lkelerden Osmanl mparatorluuma farkl yntemlerle de net kaynak aktarm
gereklemitir. rnein, Krm savandan sonra verilen krediler, bir sre iin Osmanl
ekonomisinin d ticaret an artrabilmesine, rettiinden fazlasn tketebilmesine
imkn salamtr.

Grlyor ki emperyalizmin tarihi, sadece plak smr tarihi deildir. Yukardaki rneklerdeki
gibi yle dnemler olmutur ki emperyalist metropollerden azgelimi ekonomilere net kaynak
aktarm da gereklemitir.

Ancak bu sreler hayrhah olmayan sonular da dourmutur. Sanayi rn (rnein sicim)


ithalatnn ucuzlamas, Osmanlnn d ticaret hadlerini dzeltmitir; ama geleneksel sanayi retimi de
kntye uramtr. Temel sanayi rnleri bakmndan mutlak bir d bamllk getiren bu knt
tamamlandktan sonra lablo deiiyor: Sa-nayi-larm fiyat ilikileri giderek sanayinin lehine ve d
ticaret hadleri (ve ticarete bal kaynak aktarm) Osmanl aleyhine dnmeye balyor. Keza, d
borlanmann yaratt rahatln d bamlla dnt anlalacak ve uluslararas finans kapitale
denen faizler, net kaynak ak-larmn tersine dndren boyutlara ulaacaktr. Bylece, hu ikinci
aamada lngiltere-Osmanl ekonomik ilikilerine ticari ve mali sermayenin smrs damgasn
vuracaktr.

<AJ

Emperyalist sistemin kutuplar arasndaki balantlarn son elli yllk geliimi, 19. Yzyl
Osmanl-Brianya ilikilerini andran zellikler ieriyor. 20. Yzyln ortalarnda balayan yirmi be
yllk bir altn a iinde, emperyalist ekonomilerden azgelimi evre lkelerine net kaynak
aktarm gerekletirildi. Bu, azgelimi lkelerde hzl bymeyi mmkn kld; ancak byme,
kronikleen cari ilem aklar ile gerekleti. Kronik d aklar, bu lkelerin metropol sermayesine
bamllnn anmasna da yol at. Bu tr bir bamlln alabilmesi iin evre
lkelerinin byme dnemlerinde de d dnyaya kar cari ilem fazlas gerekletirebilecek
konuma ykselmeleri gerekirdi. Bu da belli bir anlamda, azgelimiliin son bulduunu gsterirdi. Ne
var ki sz geen dnemde evre lkelerinden hibiri bu eii aamamtr.

1980den bu yana, net kaynak transferlerinin bir kez daha tersine dnmekte olduunu gsteren
belirtiler vardr.

1980-2000 yllarn ve Asya, Afrika ve Latin Amerikadaki gelimekte olan ekonomilerin en


byk 26smn demeler dengesi tablolar incelendiinde bu lkeleri g gnlerin bekledii ortaya
kmaktadr. Bulgularma gre, 1980li yllarn tm dikkate alndnda, kapsanan 26 lkenin 15ine
d dnyadan (yani esas olarak emperyalist sistemin metropollerinden) net olarak kaynak
aktarlmakta idi. 1995i izleyen yllara geldiimizde bu dalm tam Ler-sine dnmekle, 26 lkenin
15i d dnyaya (yani emperyalizme) net olarak kaynak transfer eden konuma gelmi olmaktadr.
rA?

Belli dnemlerde emperyalizmin cmertletii izlenimi doar. Bunlar, metropol lkelerden


azgelimi lkelere net kaynak aktarmn gerekletii yllardr. Ancak ayn dnemlerde kaynak
aktarmndan yararlanan lkelerin emperyalizme bamllklar artm olur.

Bu yllar, kaynak aktarmnn yn deitirdii ve emperyalist merkezler ile azgelimi


ekonomiler arasnda p-

lak smr ilikilerinin ne kt dnemler izler. Dnya ekonomisinin bu ikinci dneme


gemekte olduunu gsteren kantlar artmaktadr.

ABD: Kttan Bir Kaplan m?

Tarih 18 Ocak 2004. Dnya Sosyal Forumunun Bombaydaki seminerlerinden birini ynelme
grevi bana dt. Seminer, Emperyalizme Direnme bal altnda uluslararas finans ve ticaret
konularn inceliyor. Konumaclardan biri inli bir iktisat: Zhiyuan Cui. Konusu ABDnin ine
revalasyon basks. Daha ak ifade edelim. inin ulusal paras olan yuan/renminbi son yllarda
dolara kar sabit bir kur ile (yaklak 1 dolar=8.3 yuan) ilem gryor. Ancak in Amerikaya kar
ok byk ticaret fazlas veriyor. Bush ynelimine gre bu ticaret a yuann yapay olarak ucuz
tutulmasndan kaynaklanmaktadr. Ve ine bask yapyor: Paran dolara kar deerlendir; rnein
1 dolar=7 yuan yap ki senin mallarn Amerikan piyasasnda pahalansn; benim mallarm da inde
ucuzlasn; bylece sana kar d ticaret am azalsn.

Bu bask hakl bir nedene dayanmyor. Nitekim, 19971998 krizleri srasnda be Dou Asya lkesi
byk boyutlu devalasyonlara giderken, inin de rekabet gcn yitirmemek iin ayn yola
bavuraca tahmin ediliyordu. Bu ngrler tutmad. in, parasnn d deerini deitirmedi ve bu
sorumlu davran nedeniyle uluslararas finans evreleri ve ABD Larafndan alkland. O gnden
bu yana yuan/dolar kuru deimedi; fakat ABDnin ine kar d ticaret a katlanarak byd.
imdi Bush. sabit kurlara ramen yitirilen rekabet gcn, yuan deerlendir basksyla yeniden
kazanmak isliyor. in ise, imdilik, bu baskya kar direniyor.

inli iktisat bu sorunu tartmakta idi. Fakat bana daha da ilgin gelen husus, Cui'nin
konumasn Bakan Maonu eski bir slogann hatrlatarak balatmas oldu: Amerikan
emperyalizmi kttan bir kaplandr. Ve bu slogan gnmze uyarlamaya al: 'Sadece ine
kar c/egil, tm d dnyaya kar byk d aklar veren ve bu durumunu siyasi basklarla
amaya alan Amerikan ekonomisi, aslnda rk bir zemin zerinde mi durmaktadr?
Al verdii lkeler karsnda krlgan, zayf ve baml bir konuma m srklenmitir?

cK:

Veriler bu iddiay doruluyor mu? D ticaret an da ieren cari ilemler hesabna


baktmzda, 2003 ylnda ABDnin d dnyaya kar 553 milyar dolar (milli gelirin % 5.1 "i
orannda) d ak verdiini IMF verileri ortaya koyuyor. Bu ak, bata Japonya ve in olmak zere
Asya'da ve euro blgesinde byk miktarlarda dolar rezervlerine yol ayor ve trilyonlara ulaan
ABD hazine bono ve tahvillerinin merkez bankalarnca tutulmas anlamna geliyor. Bylece birka
yz milyarlk dolar rezervi olan in gibi bir lke. ABDye kar ok gl bir konuma gelmektedir.
Dolarn Euroya kar deer yitirmesi ksa dnemde, yani bir bakanlk seimi arifesinde. Amerikan
yneliminin iine gelebilir. Ancak Amerika'nn cl ann finansmann salam lkeler,
alacaklarnn tamamen denmesini talep ederek yzlerce milyarlk devlet bor senetlerini
uluslararas piyasalara dkseler, finansal piyasalarn altst olmas ve Amerikada faizlerin derin bir
bunalma yol aacak dzeylere ykselmesi sz konusu olacaktr.

Dahas da var: ABDnin devasa d a, sadece bu ekonominin rekabet gcnn anmasndan


deil, bte ann (rak saldrsnn katklaryla ve 2004 tahmini olarak) 520 milyar dolar gibi
astronomik bir boyuta ulam olmasndan da kaynaklanyor. Bilindii gibi, kamu kesiminde ve cari
ilemler dengesinde byk boyutlu aklara srklenen azgelimi lkeler IMF'nin insafsz
reetelerince disiplin altna alnrlar. ABD nesnel olarak ayn konumdadr. Ve bu nedenle nl
iktisat Paul Krugman, New York Timestaki kesinde makro-ekonomik gstergeleri bakmndan
ABD tipik bir nc Dnya ekonomisi konumundadr diye yazmtr. Sper-emperyalist
konumu sayesinde ABD ekonomisini IMF disiplini deil, Asyallarn ve euro-blgesinin Amerika'ya
aktard astronomik net kaynaklar ayakta tutmaktadr. Fakat nereye kadar?
(Az

Benzer bir senaryoyu daha nce de grdk. Vietnam savann yaratt ekonomik gerilimlerin,
1971de dolarn devalasyonu ile birlikle Bretton Woods sistemi kne yol atn hatrlayalm.
Arlk aka ortaya kmtr ki ABDnin Irak-benzeri bir ikinci askeri macera aramasna imkn
verecek ekonomik gc kalmamtr.

Belki de inli iktisat Cui, Bakan Maoya refeyu verirken lam isabet salamtr: Amerikan
emperyalizminin kttan bir kaplana dnme sreci balam olabilir.

Prldayan Hindistann Ampul Neden Snd?

Ocakta Hindistanda (Mumbaide) gerekletirilen Dnya Sosyal Forumundan kimi


izlenimlerimi bu kede okurlarmla paylamtm. Birka ay sonra, Maysta, Hindistan ufak apla
siyasi bir deprem yaad. Kktendinci/faizan geleneklerden gelen, ancak d dnyaya lml ve
liberal imajlar veren iktidar partisi BJP, seimleri yitirdi. Hindistann zgrlk mcadelesinin
ncs, bamsz Hindistann kurucu esi olan Kongre Partisi, seimlerden birinci parti olarak
kt, hem de talyan kkenli olduu iin Hindistan ynetemez denilen iddiasz bir kadnn (Sonya
Gandinin) liderliinde... Dahas, komnistler eyalette seimi kazandlar. Federal Meclise 62
milletvekili gnderdiler. Ortak asgari eler tayan hkmet programna bal olarak Kongre
iktidarn dardan ve be yl boyunca destekleyeceklerini bildirdiler. Meclis Bakanl'na da bir
komnist seildi.

Ben de, bu yazda, bu kk depremi, bir aylk bir gecikmeyle kubak deerlendirmeye
alacam.

r<fcj

Geen Ocakta biz Hindistandayken bu ngrleri yapabilecek durumda deildik. Elbette


iktisatlar olarak Hindistann ekonomik geliimini yarm yzyl boyunca belirlemi olan kalknma
planlamaclmn baz aralarnn hl korunduunu; bu nedenle de Dou Asyadaki 1998 krizini
kazasz atlatabildiim biliyorduk. te yandan 1991' den bu yana ihtiyatl bir liberalleme srecine
de girdiini; geleneksel politikalar ile piyasa eksenli almlarn esnek bir bilekesini srdrmeye
altn; 1998-2003 yllarnda. yani BJP hkmetinin altnda da istikrarl ve ykseke (yllk %
5.7lik) bir byme hz yakalayabildiim de renmitik.

Hindistan'da bu bildiklerimizin tesine giden baz gzlemler yaptk; Bir kez, erken bir seime
gitme niyetinde olduu anlalan iktidardaki Hindu-kktendincisi partinin, ekonomik liberalleme
dalgasn drt nala hzlandrd anlalyordu. rnein hkmet krl ye stratejik kamu kurulularn,
hara mezat zelletirmeye kararl idi ve bu nedenle TV kanallarnda ve ngilizce gazetelerde
alklanyordu. BJP'nin iki seim slogan, (Trke'ye biraz serbeste aktarrsak prldayan
Hindistan ile iyisiniz!), finans ve i evreleri, orta snflar ve medya tarafndan evkle
benimsenmi grnyordu. Byk medya, BJPnin erken seimleri de kazanacana hemen hemen
kesin gzle bakmakla idi.

cKz

Prldayan Hindistan'n ampul nasl oldu da be ay iinde snd? Bu foslamaya yol aan
etkenlerden bazlarn, Javaharlal Nehu niversitesi profesrlerinden Jayati Ghosh'un kaleminden
aktaralm:

Televizyon ekranlarndaki prltl imajlarn dna kldnda ok farkl bir tablo


grnecektir, istihdam, son elli yl boyunca hi bu kadar yava artmamt. Byk
kentlerde isizlik ve aresizlik umutsuzlua, iddete yol ayor. Sradan, diik maal, ancak
gvenceli bir bro ii iin alan snava birou niversite ve lisansst diplomal yzbinlerce kii
bavuruyor ve snavlar can kaybna yol aan atmalarla yrtlebiliyor. Kyllere verilen
sbvansiyonlarn, ucuz kredilerin kslmas, altyap yatrmlarnn azaltlmas, fiyatlardaki
knt derin bir tarmsal bunalma yol at; krsal blgelerde alktan lmler ve intiharlar
artyor. Kredi maliyetlerinin artmas ve ithalatn serbestletirilmesi sonunda pek ok kk retici
de tasfiyeye uruyor. Finansal serbestleme sayesinde geleneksel tefecilik hortlamaktadr. Kamu
hizmetlerinden yararlanan insanlarn says giderek azalyor. Prldayan Hindistan', nfusun %
lOt dolaylarnda bir aznlk grubun Hindistandr. Bu aznlk, eskisinden ok daha cz vergi
dyor; giderek ykselen bir gelir ve tketim dzeyinin keyfini karyor.

Bu tablo size bugnn Trkiyesini andrmyor mu? Bizim de kklendinci gelenekten gelen hem
tutucu hem neoliberal bir iktidarmz yok mu? Bizde de uluslararas finans ekonomik ynelime
vgler yadrrken, yksek isizlik alabildiine srmyor mu? Kyl, adm adm tasfiyeye urayan
destekleme politikalar altnda; kk reticiler, artan d rekabet ve yksek kredi maliyetleri altnda
ezilmiyorlar m? Bu marifetler, orada prldayan Hindistan slogann pazarlayan, bizde ise parltl
ampulT iktidarlara ait deil mi? O halde, Hindistan halknn kolektif tepkisinin bir benzeri
Trkiye'deki iktidar da bekliyor olamaz m?

Pek acele etmeyelim. Benzerlik bir yerde bitiyor. Hindistanda laik, orta-yolcu bir Kongre
Partisi, kendi solunda gl, prestijli ve etkili bir sosyalist sol olduu iin, sola dnk bir alternatif
oluurabildi. Trkiyede, "yalancnn mumu (veya ampul) yatsdan nce snecekse,
CHPnin solundaki boluun etkili bir biimde doldurulmas gerekecektir.

Amerikada Sol ve

Sag

Amerika, Kasm bakanlk seimleri ncesinde uzun zamandr grlmemi bir kutuplama iinde.
Yanl anlalmasn: Kutuplama Cumhuriyeti ve Demokrat partilerin seim programlarndan,
kampanyalarndan kaynaklanmyor. Bu iki program arasnda derin blnmeler yaratacak farklar yok.
Buna karlk Bakan Bushu kaytsz artsz destekleyenler ile kendisine cepheden, tmyle kart
olanlar arasnda uzlamaz ayrlklar var. Ve bu anlamdaki kutuplama, Cumhuriyeti-Demokrat
ayrmyla zde deil.

George Bush'un d dnyada hi sevilmedii, pek ok lkede kendisinden nefret edildii


malumdur. lgintir ki ABDde de bu duygular paylaan ok geni bir kille var. Son bir yl iinde
ABD bakanmn sadece politikalarn deil, kiiliini de hedef alan ok sayda kitap
yaymland. Bunlardan bazlar bakanla insafszca alay ediyor. Bushism'ler baln tayan ve
George Bushun cehaletini, dil hatalarn, samalamalarn derleyen bir kitap bask stne bask
yapyor. Bush ynetiminin kar ilikilerini, dzenbazlklarn radikal sylemlerle tehir eden ok
sayda kitab bunlara ekleyebiliriz. Fahrenheit 9/11 filminin olaanst gie baarsn da bu
erevede dikkate alrsak. ABDnin sanat ve bilim insanlarnda, aydn evrelerinde ok kalabalk
gruplarn, belki de ounluun Busha karsi hissiyatn en kestirme ifade edecek szcn tiksinti"
olduunu saplayabiliyoruz. Pek ok konulun d yzne aslm Bush gitmelidir pankartlar (dikkat
edin, Kerry gelmeli deil) bu ruh halini da dkyor. Bush yneliminin emperyalist
yaylmacln, zenginden, dev irketlerden yana politikalarn iddetle eletiren bu tepkileri
en gevek anlamyla bir sol muhalefet olarak adlandrmak mmkndr.

efe

George Bush'u tm poliikalaryla destekleyen dier kutbun ideolojik belkemiini Amerikan


tutuculuu oluturuyor. Bu evrelere gre liberaller (yani Amerikan siyaset terminolojisinde
solcular) Amerikan halknn tm deerlerine yabanc aykr otlardr. Medyay, Hollywoodu
kontrol ederler; byk kentlerin tuzu kuru sekinlerinin deerlerini temsil ederler. Tipik bir
nitelendirmeye gre bunlar, vergi artran, devleti byten, latte-kahve ien, sui yiyen, Volvo sren,
New York Times okuyan, Hollyvvood seven, kpeli, solcu gaibeleridir. Kendileri ise silahlarn,
kiliselerini, siyah kahveyi, biray, hamburger ve kolay severler; krtaja, evrim teorisinin
okutulmasna, kadnlar ve siyahlar lehine getirilmi eilim, istihdam ayrcalklarna, ecinsel
haklarna kardrlar. Ve bylelikle Amerikan toplumunun z deerlerini temsil elliklerini
savunuyorlar. 2000 bakanlk seimlerinde Bush'u destekleyen blgelerin ABD yzlmnn yzde
seksenini kapsadm vurgulayarak (oy toplamlarnn hemen hemen eit olmasna ramen) Amerika
bizimdir" sloganna sarlmaktadrlar.

CAP

Bu kutuplama, Amerikan siyasetinin snrlar iinde sol-sa ayrmn yanslyor. Bu ereve


iinde ilgin saplama yapabileceimizi dnyorum. Birinci u: Dk vergi, kk devlet
slogann dta tutarsanz, tutucu ideolojik sylem tamamen hayal tarzlar, deer yarglar, inanlar ile
snrldr... Ekonomik karlar zerinde tartmay zellikle dlayan bu yaklam, Bush ynetiminin
byk irketlerle ili-dl olduu, vergi ve sosyal politika uygulamalarnda yoksul ve emeiyle
geinen Amerikallarn canna okuduu gereklerini rtbas etme ilevi gryor.

ikinci saptama, tutucu san ideolojik syleminin Amerikan toplumunun alt katmanlarna baaryla
nfuz etmi olmasyla ilgili. nceki seim sonular zmlendiinde, blgeler, kentler, mahalleler,
semtler yoksullatka tutucu Cumhuriyeti adaylara ve Busha oy verme orannn ykseldii ortaya
kyor. Bu durumun tek istisnas, ounluuyla Demokrat Partiye ynelen siyah semenlerde. Ne
var ki siyah nfusun ounluu seimlerde oy kullanmad iin bu etken ana tabloyu deitirmiyor.

Son olarak, sol-sa kutuplamasnn siyasi partilere yansmasnn simetrik olmadn


saptayabiliyoruz. Gerici/ sa ideolojik izgi, Bush ynetimi ve bugnk Cumhuriyeti Parti ile
btnlemi durumda. Buna karlk Demokrat Parti liderleri, tutucu ideolojik saldr karsnda
savunmaya ekilerek sol/liberal yaftasyla nitelendirilmekten itinayla kayorlar. rnein, Iraktan
ekilmeyeceklerini, vatanperverlii (yani emperyalist yaylmacl) kendilerinin daha da iyi
yapacaklarn (Kerrynin Vietnam gaziliini bol bol vurgulayarak) belirtiyorlar ve nmzdeki
hafta sonunda New Yorkta rgtlenecek byk protesto gsterilerinden uzak duruyorlar.

Bu ideolojik ve politik tabloda Trkiyeyi hatrlatan bir eyler yok mu? Yoksullaan kitlelerin
tutucu, dinci, oven deer yarglarna dayal bir ideolojik sylemle teslim alnmas... Ve bu sayede
sermayenin ekonomik ve sosyal programna temelden kar kabilecek bir halk muhalefetinin nnn
kesilmesi...

BLM IV

TRKYE EKONOMS NEREYE? (1997-2000)

Frkamzn Devletilik Vasf


1933 ylnn Ekim aynda, yani cumhuriyetin onuncu yldnmnde Kadro dergisinde Bavekil
smet imzal bir yaz yaymland: Frkamzn Devletilik Vasf... Yazar, krk dokuz yandadr.
Siyasi kariyerine glgeler tayacak olan Milli eflik henz uzaktadr. Sava yllarnda
Nazi Almanyas ile flrt ulusal bir politika mertebesine karan Trk Saraolu'na hkmetin
emanet edilmesine dokuz yl vardr. Milli eitim politikasnn Haan li'den alnmasna ve her tan
altnda bir komnist arayarak Kemalist devrimlerin son atlm olan Ky Enstilleri'ni tasfiye etmeyi
misyon edinen Reat emsettin'e devredilmesi de on iki vl uzaktadr. ok partili rejime, sosyalist
muhalefeti, sol basn, antifaist retim yelerini ve resmi izginin dndaki sendikalar tasfiye
ederek geme stratejisi de henz ufukta grnmemekledir.

1933 ylnn Kadro yazar, Kemalist devrimlerin ismet Paasdr. Kurtulu Sava'nda, milli
mcadelede ve Lozan'da Gazi'nin sa kolu olan usla taktisyen ve sratejisttir.

Serbest Frkaclara kar anayurdu demir alarla rme izgisini savunan kiidir. Gazi'yi ve
lkeyi, iktidarn evresini saran aferist gruba ve kar evrelerine kar korumay ncelik edinmi
bulunan liderdir. Benim takdir ettiim, sayg duyduum ismet Paa, bu kincisidir. Ve bu nedenle 1933
ylnda Kadro'daki yazsn okurlarmla paylamak isledim.

cA?

Cumhuriyetin onuncu ylnn smet Paas, Cumhuriyet Halk Frkas'nn devletilik vasfn nasl
gryor? iktisatta devletilik, bana her eyden nce bir mdafaa vastas olarak kendisini
gsterdi. Fvet, devletilik, her eyin nnde bir savunma aracyd. Neye kar bir savunma arac?
Bavekil Ismel'e gre, Asr ok amanszdr. Ve, seneler getike, zamann insafszl azalmyor;
her hududu geecek kadar azgnlayor." Bu azgnlk, drt yl nce patlak veren byk dnya
bunalmdr ve gen cumhuriyetin liderleri sadece iki seenekle kar karya olduklarn hzla fark
etmilerdir: Ya piyasa anarizmine teslim olacaklar ve Trkiye'nin byk bunalmn batana, giderek
ekonomik kntye srklenmesini gze alacaklar ye belki de rejimin geleceini tehlikeye
atacaklardr. Ya da kendine zg savunma aralarn bularak zamann azgnl ve insafszl
karsnda ayakla durmay reneceklerdir. te devletilik bu aralarn banda gelmekteydi.

Ancak Bavekil ismet, devletilii sadece bir savunma yntemi olarak deil, ayn zamanda bir
kalknma ve byme arac olarak da grmektedir, "iktisatta devletilii yalnz mdafaa gibi
muhafazakr bir [adan] deil, ilerlemek ve inkiaf etmek gibi genileyici politika iinde mspet
ve en messir vasta sayyoruz" Bu szler, toplumsal bilimcilerin eyrek yzyl sonra ortaya alaca
kalknmac devlet anlaynn erken ve veciz bir ifadesidir. .

Peki, Bavekil smet, devletilie kar kanlar iin neler sylyor? Paa, bu itirazlarn ardnda
kar evrelerini gryor ve bunlara pabu brakmyor: En serbest zan-nohtnan bir sanal ve
ticaret mreffeh olabilmek iin mutlaka devletin yardmna ve mdahalesine ihtiya
gstermektedir. En serbest nice messeseleri, senelerden beri sert frtnalara kar tutunduran
DEVLET'tir. Bir sene devletilik aleyhinde hayalat kuran nice mteebbisler grmmdr ki,
mevsiminde [devletin] piyasaya mdahalesi iin btn idraklerini sarfederler. Yetmi beinci
ylda bu kez serbest piyasa ekonomisi ad altnda ortaya kan ikiyzllk ve utanmazlkla
benzerlii gzden karmak mmkn mdr?

smet Paa, serbest meslek erbab ile polemii srdryor: Devletilik aleyhindeki en byk
iddiay izch [edeyim}: Hususi messeseler daima krl alrlar ve devlet messeseleri daima
masrafl ve zararl olurlar iddias. Btn memleketin menfaatine tedbir alrken mzan yakt
kmrn bedelini dnmeme vaziyetinde kalan devlet, elbette serbest bir bezirgan gibi birok
ahvalde kr etmeyecektir. Bundan daha tabii ne vardr? Ve zaten devletiliin memleket iin
en byk bir faydas da ancak baz ahvalde bu kadar cesimine tedbirler almasnn mmkn olmas
ile izah edilebilirBavekil ismet, btn memleketin menfaatine olmak ifadesini devletiliin
snrlarn belirleyen berrak bir ll olarak ortaya koyuyor: Bir iin devlete veya efrada
(bireylere) ait olmas, o iin talep ettii vesaitle (aralarla, kaynaklarla) llemez. Meselenin
btn memlekete alakas veya hususi menfaatlere terkedilebilmesi ihtimalidir ki, bu hususta
karar vermee esas olacaktr

Daha sonra iktisatlarn toplumsal fayda, dsallklar, kamusal mal gibi terimlerle
aklamaya altklar fikir buradadr: Tm toplumu ilgilendiren kamusal karlar ve bu arada
kalknma ve amansz bir zamana kar ayakta durma gibi stratejik ncelikler varsa kr-zarar
hesab bir yana devletin iletmecilie kadar giden mdahalesi... Alc ve satcnn sadece bireysel
karlar sz konusuysa, zel iletmecilik ve piyasa mekanizmas...

eA?

Bavekil Ismet'in bu yazsn bir yana koyunuz; yangndan mal karr gibi mafyaik iadamlarna
devlet mlkiyetini devretmeyi ulusal bir politika haline getirmi olan insanlarn zelletirmeci
perspektifini br yana... Cumhuriyetin onuncu ve yetmi beinci yllar arasndaki fark da
ortaya kacaktr. Ve belki de, bu insanlarn cumhuriyeti kutlamaya haklan var mdr? diye
soracaksnz.

Rant Ekonomisi ve Devlet: Sorunlar ve Yanl zm Yollar

*3^
On be yldr neoliberal politikalara aa yukar kesintisiz olarak dogmatik biimde angaje olan
siyasi iktidarlar Trkiye ekonomisinin rant arayan toplum niteliini deitiremediler. Aksine, son
yllarda devlet eliyle rant, vurgun, avanta yaratma olgular ve bunlara bal genel bir rme ve
yozlama ortam, Cumhuriyet tarihinin hibir dnemiyle karlatrlamayacak derecede arlat. Bu,
nasl aklanabilir? Eski ve yeni neoklasik aklamalar, sorunu devlet mdahalelerinde ve kamu
sektrnn geniliinde aramay srdrerek devletin daha da klmesini zm
olarak gsteriyorlar. Bu, doru mudur? Yoksa neoliberal dnem, kamu ynetimine, burjuvaziye,
piyasa mekanizmasna yeni deformasyonlar getirerek durumu daha m arlatrd? Bu yazda bu
sorular tartacaz.

Eski neoklasik gelenek, piyasa tkezlemeleri durumunda devlet mdahalelerini gerekli grr.
Bu iktisatlarn nemli bir blm salt mlkiyet biimleri karsnda tarafszdrlar. zellikle ngiliz
ii Partisi ve Fabian'lar evresinde (ve ngiltere dnda Lange ve Lerner gibilerini ieren) sosyalist
neoklasik akm bylece mmkn oldu.

Azgelimi lkelerde 1945'i izleyen (ve uluslararas finans kuramlarnn genellikle onayn alm
bulunan) eyrek yzyllk kalknmac-mdahaleci-ithal ikameci politikalar, neoklasik gelenein bir
kanad tarafndan 1970 sonrasnda piyasa tkezlemeleri sylemini tamamen dlayan ve her trl
devlet mdahalesinin kaynak tahsisinde bozulma ve rant yarataca mesajn ieren bir
eletiriye maruz kald. Bu eletiri iki kanala yneldi: RaU arayan toplum ve devlet tkezlemeleri
yaklamlar.

A. Krueger ve J. Bhagvvati rant arayan toplum veya dorudan verimsiz kr aray


eletirisini esas olarak d ticaret kuramnn kota rantlar analizinden trettiler; ancak yaklamlarnn
daha genel bir geerlilii olduunu da vurguladlar.

Krueger-Bhagwati yaklamnn teknik anlamda eletirilecek bir dizi sorunu vardr ve burada
bunlar tartmyoruz. Tek bir noktaya deineceiz: Bu iktisatlar dikkatlerini rant oluumu zerinde
deil, rekabeti rant arama srecinin gerekli kld kaynak kullanm zerine kaydryor. Rant
paylamnda tekelci durumlar varsa veya bu sre ok dk maliyelliyse rant arayan toplum"
kuramnn ana mesaj geersiz kalyor. Trkiye'de yaygn rant paylamnn bu trlerde olduu;
rnein siyasi liderlerle yakn ilikilerin salad avantajlarn rekabeti rant arama olgusundaki
kaynak israfm iermedii sylenebilir. Bu durumlarda "maliyet ou kez bir telefon grmesi veya
birlikle yenen bir yemekten ibarettir.

Neoliberallerin daha yeni bir kanad ise devletin isel analizini yaparak devlet tkezlemesinin
kanlmaz bir durum olduunu ve ekonominin tm iin bir l kayp yarattn ileri srerek
tartmaya yeni boyutlar gelirdi. Devlet aygtnn ileyiinde kendine zg arpklklar
bulunabileceini ortaya koymas, bence olumludur. Ancak bu genel katknn dnda, bu yeni akm
ayrntda ok sayda yapay ve yzeysel eyle doludur. En nemli boluu da, devlet
tkezlemelerinin genel ve soyul analizinin geerli olabilecei herhangi bir somut toplumsal yapda,
rnein 1990'l yllarn Trkiyesinde zorunlu olarak madalyonun dier yzn oluturan
burjuvazinin kendine zg, somut deformasyonlarm, tkezlemelerini gz ard etmesi ve devlet
aygtnn eitli katmanlar ile ekonomiye egemen olan gler arasnda oluan ve srekli deien
ilikiler zerinde hibir tarihsel ve toplumsal analiz yapmamasdr.

Bu genel tartmay Trkiye'ye intikal ettirirsek, ekonomimizi ve toplum yapmz kemiren


vurgun ve yolsuzluk olgularnn ekonomik nedenleri zerinde neler syleyebiliyoruz?

Rant oluumu, paylam, aray terimlerini biraz daha geni bir yorumla, belki de avanta
terimine geerek) "devletin eitli uygulamalarla bireysel, endstriyel veya sektrel olarak zel
teebbs lehine herhangi bir kar avantaj yaratmas; bu avantajn realizasyonu ve paylam olarak
anlayalm. Herhangi bir kamu politikas, rnein kurumlar vergisi oranlarnn drlmesi gene!
olarak sermaye sntj lehine zellik tayorsa, yansmas yeknesak olmasa bile rant/avanta
saylmamal. Rant/avanta oluum ve paylam bakmndan Trkiye'de 1980 ncesinin mdahaleci
yllar ile 1980 sonrasnn liberal dnemi arasnda benzerlik ve farklar nelerdir?

Doan Avcolu'nun Trkiye'nin Dzeni'ni bir kaynak olarak kullanarak, mdahaleci-ithal


ikameci dnemde devlet eliyle fert zengin etme yntemlerinin dkmn yapalm;

a) KIT kkenli girdi fiyatlarnn dk tutularak belli sanayi kollarna maliyet avantajlar
salanmas.

b) Karma teebbslerdeki kamu hisselerinin zel ortak lehine kaynak aktarm oluturmas.

e) zellikle inaat sektrnde (ancak sigortacla kadar uzanan ve kamunun zel sektrden alm
yapt tm faaliyetlerde) uygulanan ihale sistemi ile belli firmalarn kayrlmas.

) Kentlerde imar izinleriyle byk arsa rantlarnn oluumu.

d) Devlet bankalarnn iktidara yakn i evrelerine uygun koullu kredi tahsisi.

e) D ticarette yanl faturalama ile ucuz dviz elde etmek.


0 thalat iin kota ve dviz tahsisinde kayrima.

Burada sralanan yedi rant oluumu biiminden sadece son ikisi liberal dnemde ortadan kalkm;
dierleri biim ve/veya kapsam deitirerek ve baz durumlarda byk hacim artlar da gstererek
1980 sonrasna damgalarn vurmulardr. Liberal yllarn rant oluum biimlerini, baz zelliklerini
sonradan eklemek zere sralayalm:

a) KIT'lerin bir btnyle ileyileri, zel kar ilikilerinin etkisi altna girmitir. rnek
olarark SEKA ve S-DEMR grevlerinin zel kt ve elik reticilerinin istekleri dorultusunda
uzatld iddialar vardr.

b) Finansal serbestinin katksyla batk bankalarn, finansal kurulularn, hatla firmalarn says
ok artmtr. Bunlarn kurtarlmas, kamu fonlarnn bu kurulularn hissedarlar ve alacakllarna
tahsisi anlamna gelmitir.

c) hale sistemi, idareye ok daha geni hareket serbestlii verecek ynde deimi; eskiden
yolsuzluk saylmas gereken pek ok ilem imdi yasal hale geLirilmi; bu tanmsal daralmaya ramen
ihale yolsuzluklar say ve deer olarak byk art gstermitir.

) mar planlar ile ilgili normlar gevetilmi; imar izinleri ve aflarla yaratlan kentsel ramlar
astronomik boyutlara ulam; bunlarn yerel siyasetiler ile hkmet katndaki siyasi kadrolar
arasndaki paylam nemli bir ekime konusu olmutur.

d) Kredi faizlerinin ok yksek oranlara ulat ortamlarda, tevikli kredi tahsislerinde ve


denmeyen kredilerle ilgili erteleme, hafifletme gibi anlamalarda, iktidara yakn i evrelerine
byk olanaklar salamtr.

e) ihra tevikleri, nl hayali ihracat olgusuna yol am; siyasi iktidar ve yasama organ,
geleneksel brokrasinin ve yargnn srarl diretmesine ramen bu yntemi desteklemi ve
yaygnlamasna yol amtr.

0 Vergi sisteminde, teviklerle ve finansal sistemle ilgili uygulamalarda, ok sayda yasa ve


kararnamenin sadece belli iadamlarn ve karlarn savunmak iin kabul edildiine dair yaygn
gstergeler vardr.

g) Vergi teviklerinin artmas ve yaygnlamas, rnein turizm sektrnde ve Dou Anadolu'daki


yatrmlarda hak edilmemi teviklerin alnmasnn byk kazanlara yol amas sonucunu
dourmutur.

g) zelletirme srecinin kendisi ok ciddi bir rant yaratma mekanizmas oluturmu; bu durum,
hem blok satlarda, hem de (Adana imento rneinde olduu gibi) halka arz ynteminde vahim
boyutlarda gzlenmitir.

h) KOI, market maker olma iddias ile MKB'ye girmi; kamu senetlerinin egemen olduu bu
borsada fiyat hareketleri bu mdahalelerle olumutur. Siyasi liderlere sk sk brifing veren KOl'nin
borsaya mdahaleleri ayn liderlerin baz yaknlarnn borsada oynuyor ve kazanyorum dedii,
dierlerinin borsa bankerlii yapt srada gereklemitir. Milliyet, META'n kurtarlmas iin
alnan YPK kararn erken renen bu borsa bankeri mahdumun META hisselerinden yapt alm ve
satmlar belgelemitir.

) Finansal serbesti. Merkez Bankas'nn dviz alm satmyla ve bankalar aras piyasadaki
gecelik ilemleriyle ok byk rantlar yaratma olanaklarn artrmtr. Gecelik faiz oranlarnn,
banka ve bono tahvil faiz oranlarnn ok

stnde ve altnda oynayabilmesi, bu piyasalara girebilen bankalara ok byk kazan olanaklar


getirebilmektedir. 1994'n ilk alt aynda Merkez Bankas'nn bu erevede 20 trilyon lira civarnda
faiz dedii; sadece Mays aynda 6 trilyon lira banka kurtarma kredisi tahsis ettii; bankalara % 80
faizle hazine bonosu sunulurken, % 20 dolaylarnda overnigll faizle kredi verdii gibi olgular,
liberalizme zg bu rant yaratma olgusunun kapsam hakknda kaba bir fikir veriyor.

Trkiye'deki liberal dnem, grld gibi, tamamen yeni baz rant avanta biimleri oluturmu
(yukardaki sralamadaki , h ve kategorileri gibi; ihaleler, kentsel arsa rantlar ve hayali ihracat
gibi alanlardaysa, eskiden de geerli olan biimlerin nemi ve boyutu artmtr.

zellikle ANAP iktidaryla balayan dnem, bu sre asndan u zgnlkleri de tamaktadr:

- Avanta dalma sreci giderek kiisellemitir. Cumhurbakanyla. babakanla, bakanla,


beJediye bakanyla bireysel yaknlk iadamlar iin rant salamann gerekli koulu haline gelmitir.

- Gerek zal, gerekse iller dneminde iktidar kadrolaryla i evreleri arasndaki ilikilerin
ok yaknlamas, adeta laubalilemesi bu kiisellemi avanta datma ortamn kolaylatrmtr.

- Ayn olguya bal olarak ve liberalizm adna srdrlen bir anti-brokratik kampanya iinde
geleneksel st-kademe brokrasisinin yetkileri daraltlm; ancak ayn yetkiler siyasi katmanlara
(dorudan bakana, babakana vb.) intikal etmitir. zal, brokrasinin en kaliteli elerinin tefti
mekanizmas iinde yer almasndan aka yaknm; sonula tefti ilevlerini pasifletirerek icrac
ilevlere (siyasi kadrolarn dorudan devam olan) prensleri getirmeyi yelemitir. Brokrasinin
maalarndaki anma bu sreci hzlandrmtr.

Bu srecin sonunda, burjuvazi ile devlet arasnda sregelen ilikiler ilkellemitir: 1980
ncesinde rant/avanta paylamnn, esas olarak nesnel ekonomik konum tarafndan (yani faaliyet
alanna, ileve, sektr veya endstriye gre) belirlendii ve bireysel iadamlar arasnda
greli olarak tarafsz olan bir ortam ortadan kalkm; bunun yerine siyasi iktidarla bireysel ilikilerin
belirleyici olduu bir paylam ortam yerlemitir. Bu, sermaye snfnn egemenliinin mmkn en
ilkel biimidir.

Bu dnmler, Trkiye burjuvazisinin servet ve sermaye birikimini, tm 20. yzyl .boyunca,


byk lde devletle ilikileri iinde gerekletirmi olmas ve szde liberal dnemde de bu
zelliini aynen (ve belki de artrarak srdrmesiyle ilgili grlmelidir. 1920'li yllarn
imtiyazl irketleri, 1930'lu yllarn devlet ihaleleri, sava yllarnn vurgun-karaborsa ortam, sonraki
yllara damgasn vuran kredi, dviz tahsisleri ve vergi tevikleri, liberal dnemde de yukarda
saylan kimi eski biimlerin tekrar, dnmesi; kimi de da alma kamu mallarnn sat ve
finansal serbesti ortamna uygun yeni biimler alan mekanizmalar... Bunlarn hepsinin ortak zellii,
ancak devletin srtndan servet biriktirebilen bir burjuvazinin varldr. Olgu, phesiz Trkiye'ye
zg deildir. Dinamik, rekabeti, yaratc ve yeniliki zelliklerden yoksun bir sermaye snfnn
damgasn tayan azgelimi ve gecikmi bir kapitalist geliimin ortak renkleri de sz konusudur.

Sermaye snf, 1980'li yllarn ortamnda, sanayiden kanarak devlet kaynakl yeni vurgun
olanaklarnn gelitii finans, mteahhitlik, turizm, arsa speklasyonu gibi alanlara ynelmekte; bu
intibak salayanlar ayakta kalmakta, dierleri tasfiye edilmektedir.

Neoliberal dogmatizm, liberal ortamda rant/avanta oluumundaki art, devletin yeterli derecede
klmemesine balyor. Ne var ki yukarda (a)-() klan ile deinilen on adet rant/avanta biiminin
en nemlilerini bu yaklamla yok etmek mmkn deildir. Aksine, bunlar yok etmenin en etkili
yntemi, belki de devleti bytmek veya daha etkili ve aktif hale getirmektir:

- Devlet yatrm yaptka, reel kaynak kullandka ve bunlar zel sektr kurulular araclyla
gerekletirdike ihale sistemi ve buna bal rant/avanta oluumu var olacaktr. Bunu nlemenin yolu,
mantksal olarak yatrmlarn ihale sistemi yerine emanet sistemiyle gereklemesi; kamunun cari
altnlarnn ise DMO, TZDK ve KIT'ler gibi yine kamuya ait bir alt-sektr tarafndan salanan bir
dzenlemedir. Bu, kamunun bir genilemesidir.

- 1980 sonrasnn en yaygn rani/avanta alann oluturan kentsel arsa rantlarn tasfiye etmenin
yolu, kent planlamasn yok etmek deil, kent arazisini kamulatrmaktr.

- Dorudan doruya liberal dneme zg rant oluturma biimleri (zelletirme, KOl-borsa


ilikileri, Merkez Bankas'nn overnighr piyasada bankalara kaynak aktarm, finansal serbesiden
kaynaklanan krizlerin banka/irke kurtarmaya yol aan sonular) bu alanlarda liberal modelin terk
edilmesiyle ortadan kalkacaktr. Yani daha fazla liberalizm deil, daha fazla kamu kontrol...

Bu saptamalar, iktisat politikas nerileri olarak yorumlamamak gerekir. Amacmz, sadece


btn pisliklerin kayna devlettir slogannn tutarszln vurgulamaktr. Ancak btn bunlarn
dnda, belki de rant/avanta ortamnn son bulmasnn gerekli ve en etkili koulu kamu ynetiminin
glendirilmesi; etkili, yksek maal, belli bir zerklie sahip, uzmanlam meslek memurlarndan
oluan bir hrokrasini canlandrlmas, yeniden oluturulmas ve burjuvazi ile siyasi iktidar
arasnda etkili bir denelim kalman oluturmasdr. Bu da, kamu yneliminin glendirilmesi, yani
devletin bu anlamda daha aktif ve etkili hale gelmesi demektir.

Medyatik ktisatlara Sorular


Herhalde farkndasnz: Medyatik iktisatlar IMF'ye verilen niyet mektubunun ardndan bir
iyimserlik cokusuna kapldlar. Bu tr cokular, gemite neoliberal dalgann her ykseliinde*
rnein zal'l yllarda hep gzledik. Kendilerine -be aykr soru ynellsek, acaba nasl
yant gerecekler? Kulaklar tkaldr; ama yine de deneyelim.

Korumacln ve devlet mdahalelerinin Trkiye ekonomisinde rant ve haksz kazanlar


yarattn, iktidara yakn i evrelerinin lehine: cretlerinin ve emek youn sektrlerin, zellikle
tarmn aleyhine sonular verdiini ileri Srdnz ve ikisadi-sosyal ilevleri bakmndan devleti
kltmenin, da almann bayraktarln yaptnz. Son yirmi yl iinde hemen hemen tm
iktidarlarn benimsedii serbest piyasa ckonomisinin (ne demekse?) bu arpklklara son
vereceini iddia ettiniz. O halde syleyiniz: Nasl oluyor da rant, avanta, vurgun oluumu asndan
ve kaynak tahsisinin giderek artan alanlarnn iadamlar-siyasi iktidar-mafya geni tarafndan
kapatlmas bakmndan son yirmi yln bir benzerine Cumhuriyet tarihi boyunca rastlanmamtr? Ve
nasl oluyor da nerdiiniz politikalarn en dnsz uyguland yllarda reel cretler ve iftinin
eline geen greli fiyatlar gm; sanayi sektrnn kr marjlar, ithal ikameci dneme gre arpc
boyutlarda almtr?

Uzun yllar boyunca zelletirmeyi, ulusal ekonominin etkinliini artrmak, KIT zararlarndan
kaynaklanan kamu aklarn ortadan kaldrmak ve sermayeyi tabana yaymak gibi gerekelerle
savundunuz. Ayn sektrdeki KIT'ler ile zel kurulular elkinlik/verim bakmndan ve
zelletirme ncesinde/sonrasnda karlatrlan; KIT aklarnn anatomisini karan nicel
incelemeleri niin grmezlikten geldiniz? Kamu (veya devlet) iletmelerini blok satlarla
sicili bozuk iadamlarna devretmenin sermayeyi tabana yayma sloganyla taban tabana zt olduunu
nasl gz ard ettiniz? Bu gstermelik amalar tamamen terk eden, zelletirmeyi sadece bor
servisini karlayarak bte aklarn kapatmann bir arac olarak gren niyet mektubunun ak
yaklam karsnda niin sesiniz kmyor? Leke tamayan, aibesiz ka zelletirme uygulamas
gsterebilirsiniz? Maf-ya-iadam-siyaseti balantlarnn en ok aa kt uygulama banka
zelletirmelerinde gerekletii halde ve bir Cumhuriyet ant olan Smerbank'tn kaderi
ortadayken, devlet bankalar zelletirilmeli slogannda hl srar ederken yznz hi kzarmyor
mu?

D dnyayla cari ilemlerinde (yani mal ve hizmet ticaretinde, faiz-kr-cret gelir ve


giderlerinde) son on yl boyunca Trkiye'nin aklarnn toplam 12 milyar dolarn altnda olduu
halde d borlarmz nasl olup da 60 milyar dolar artmtr? Son yirmi bir ay boyunca
d dnyaya kar cari ilem fazlas veren bir ekonomiyi ynetenler, anl anl bir
niyet mektubunu imzalayarak IMF'den uluslararas finans evrelerinden niin d
kaynak istiyorlar? Tarmsal destekleme, sosyal gvenlik sisteminin
gelecei, zelletirme/tahkim konularnda hangi hakla IMF'ye gvence
verilmektedir? Devlet destekli bir hortumlama mekanizmasna dnt
ortaya kan sekiz zel bankann kullanaca kamu kaynaklaryla zel sektre
verilen sbvansiyon ve tevikleri toplaynz; bunlara i bor faizlerini de
ekledikten sonra elde edeceiniz tutan tarmsal destekleme ve sosyal gvenlik
kurumiarma yaplan transferlerle karlatrnz. Kara delik sfatna hangisi
layktr? Ve bor stokunu, gemi veya gelecek borlanmaya ait faizleri etkili bir
biimde vergileyerek bu kara delii kapatmaya dnk her neri veya giriimi
niin baltaladnz?

Yllardr Trkiye ekonomisinin istikrara ulaamamasnn ardndaki ana neden


olarak poplizmi gsterdiniz. Yani, size gre, iiye, memura, emekliye, kylye,
gecekonduluya seimden seime, kartvizitle, geici veya (o kahrolas sosyal
devlet safsatas nedeniyle) srekli olarak verilen her dn Trkiye'nin felaketi
olmaktadr. Ekonomide du-rumdan sadece borsa indeksini, repo faizlerini ve
dviz fiyatlarn anladnz iin; sanayi retiminin bir nceki yla gre % 3.1
dtnn belirlendii geen hafta iinde bor-sann rekor stne rekor krm
olmas elbette sizce nem tamayacaktr. Emeiyle yaayan (ve -farknda
deilsiniz ama- sizi de yaatan) insanlar hi olmasayd ekonomi ne gzel
ynetilecekti... Hatta ekonomi, sadece IMF'ye kar sorumlu teknokratlar
tarafndan ynetilseydi ne gzel olurdu, deil mi? Poplizmin, Trkiyede yarm
yamalak ileyen temsili demokrasinin toplumsal tabanm oluturduunu; onu
ortadan kaldrmann ar politik ve ideolojik sonularn niin gremiyorsunuz? Almadan
verme anlamndaki poplizmi, demokrasiyi gelitirerek amak isteseydiniz, bunun tek ynteminin
alarak vermek; yani sermayeyi ve zenginleri vergileyerek sosyal devleti gelitirmek olduunu
grmeniz gerekmez miydi?

Bouna yant beklemeyelim. Kreselleen dnya kliesi, eletirel dncenin yerini alnca bu
trden sorulara yer yoktur ki yantlar aransn.

Yakn Takibe Davet Mektubu

nmzdeki bir buuk yl boyunca IMF uzmanlar Trkiye'yi yakn takibe alacaklar. Her
ayda bir gelerek ekonomik durumu denetleyecekler. Gne Taner ile Gazi Er-el'in 26 Nisan 1998'de
ortak imza ile IMF'ye sunduklar bir mektupta ortaya konan hedeflere uyulup
uyulmadm aratracaklar. rnein, Nami aan ile n elebi'nin anlatklar emeklilik ya
dzenlemesi Meclis'ten geip yasalarsa, yeni ya snrlarnn balang tarihinin Taner-Erel
mektubunda vaat edilenden farkl olup olmadn saptayacaklar. Ya da yeni vergi yasasnn alt gelir
dilimlerinde gelir vergisi oranlarn indiren hkmlerinin ayn mektupla vergi idaresi
iyiletirilmedike vergi oranlar drlmeyecektir taahhdn ihlal edip etmediini aratracaklar.
Memur maalar veya taban fiyatlar hkmet ortaklarndan DTPnin isledii oranlarda gerekleirse,
bunun mektupta belirlenen snrlar ne derecede atn belirleyecekler. Ve sonunda bu saptamalarn
birer raporla i ve d kamuoyuna duyuracaklar.

Peki, duyurup da ne olacak? TBMM'nin, hkmetin ve koalisyon ortaklarnn iradelerine adeta


pein ipotek koyan ve hkmranlk kimdedir? tartmalarna davet karan bu yakn takibe davet"
mektubunun hukuki nitelii nedir? TC hkmeti ile IMF arasnda imzalanan ve anlama hkmlerine
uyma halinde taksit taksit kredi verilmesini salayan bir stand-by anlamas sz konusu deildir.
Dolaysyla bu denetlemeler ve mektuba uygun davran karlnda IMF, Trkiye'ye kar
herhangi bir taahhde girmemitir. Bir yksek brokrat ile bir bakann orlak imzal mektubunun IMF
tarafndan onaylanp Trkiye'nin yakn takip altna alnmas karlnda Trkiye d iti-barnn
(Gne Taner'in ifadesiyle credibililysinin) artmas bekleniyor, o kadar...

Peki, Trkiye bir d demeler darboaz veya dviz krizi iinde midir ki uluslararas finans
evrelerinin d itibar bylesine nem tamaktadr? Cari ilem aklan sermaye girileri
sayesinde fazlasyla kapatlmaktadr. Merkez Bankas ve ticari bankalarn dviz rezervleri krk
milyar dolara yaklamtr. Bankalarmz d dnyadan rahata borlanarak ak pozisyonlarn on
milyar dolara karmlardr. lave bir on milyar dolar salayarak i borcu d borca dntrmek mi
istiyorsunuz? Bu kadar g durumdaysanz, bu ilemi d borlanmaya hi kalkmadan Merkez
Bankas rezervleriyle yapverin. Hazine-Merkez Bankas teknisyenleri bu trden bir operasyonu
rgtleyecek ve sonularn sterilize edecek beceriye oktan ulamlardr.

Ksacas, bana sorarsanz, Trkiye'yi karlksz olarak IMF'nin yakn takibi" altna sokan
mektup, AB ile yaptmz Gmrk Birlii anlamasna benziyor. Her iki durumda da karlnda
hemen hemen hibir ey almadan hkmranlk hakkndan feragat edilmitir.

Ulusal devlete ait hkmranlk haklar... Bunlarn kreselleen gnmz


dnyasnda demode eyler olduunu kabul edelim ve mektubun ieriine ksaca
gz atalm.

Mektubun yazarlar, kronikleen enflasyona son vermek iin enflasyon


beklentilerini aaya ekmek gerektiini dnyorlar ve bu nedenle yl sonu
itibariyle % 50'lik enflasyon hedefine byk bir arlk veriyorlar. Bu
hedefin inandrc olmas iin, maliyetleri besleyen iki stratejik fiyatn da
beklenen enflasyonu, yani % 50 eiini amamas gerekecektir. Bunlar cretler
ve dviz kurudur. Kamu kesimi cret artlarnn zel kesimdeki cret
ayarlamalarna da rehberlik edecei kabul edilebilir. kinci alt ay iin ngrlen %
20'lik maa zamm bu balamda belirlenmitir.

Yl sonunda % 50'lik enflasyon hedefinin tutturulabilmesi iin Temmuz-Aralk


dneminde fiyat artlarnn toptan eyalarda aylk ortalama % 2.9'u, tketici
fiyatlarnda ise % 2.5'i amamas gereklidir. Bu oranlarn almas halinde, 12
Eyll rejiminin cret politikalar ileyecektir: cret szlemelerini gemi
enflasyona gre deil; beklenen enflasyona gre belirleyin; ancak, beklenen
enflasyonu daima dk tahmin ediniz ki, reel cretler ansn.

1998'in ikinci alt aynda dviz kurunun % 50'lik enflasyon hedefiyle tutarl bir
ekilde yrtlmesi ngrlyor ve reel kuru koruma politikalarnn enflasyonu
besledii belirleniyordu. Burada da, adeta enflasyon hedefinin
gereklemeyecei ve dvizin reel olarak ucuzlayaca beklentisi vardr. 1995
ylnda da iller hkmeti IMF'ye benzer bir dviz kuru hedefi vermiti. Sonular
ortadadr.

Her iki durumda da scak para politikasna davet sz konusudur. Ne var ki bu


kez, bu politikann baz ynlerinden tedirginlik duyulduu da ortadadr: Bankalarn
ak pozisyonlarn snrlama ve faiz harcamalarna bir st snr koyma giriimleri
gibi... Uzmanlar, alt ay iinde bankalarn ak pozisyon/sermaye laban
oranlarnn % 50'den % 30'a drme hedefinin etkili olamayacan
dnyorlar. Kamu kesimi faiz harcamalar iin hedeflenen st snrsa, milli
gelirin % 17.5'ine ulamakta; vergi gelirlerinin tmn alp gtrmekle ve faal
nfusun neredeyse yarsn oluturan iftilerin milli gelirden aldklar pay
amaktadr... Ne gam?

Yakn takibe davet mektubunun baka ilgin ve nemli eleri de var. Bunlar sonraki
yazlarmzda tartmaya devam edeceiz.
Kubak

Birka aylna yurtdna gittim. Yurtdnda bulunmak Trkiye'den kopma anlamna gelmiyor.
Hatta Trkiye'nin siyasal ve toplumsal sorunlarndan birou, d dnyadaki yansmalar araclyla
daha iyi izlenebiliyor. Ekonomisiyse biraz farkl. Sorunlarn kavranmas ou kez ayrntl bilgi
gerektiriyor ve bunlar iin kaynaa, ksacas Trkiye'ye ulamak gerekiyor.

Memlekete dnp bilgi kaynaklarna yeniden ulatktan sonra Trkiye ekonomisinin gidiatn
kubak gzleme olana dodu. Bu kubak grntnn baz elerini, okurlarmla paylamak
istiyorum.

Siyasetisi, yksek brokrat, bankacs, iadam... Hepsi IMF'den, Dnya Bankas'ndan,


uluslararas finans evrelerinden adeta rpma rpna d kaynak aramakta ve beklemekte...
Gerekeler de bir tuhaf: Reformlar devam ediyormu. yle ya, zelletirmeyi ve imtiyaz
szlemelerinde uluslararas tahkimi anayasal yapmz. Dahas emeklilik yan ykseltmiiz ve
bankalar yasasn deitirmiiz. O halde gelmeliymi paralar...

yi ama, bir nefes alp sormak gerekiyor: Bu paralar ne yapacaksnz? Niin d kaynak
aryorsunuz? Ar bir demeler dengesi krizi mi yaanmaktadr? Yani Trkiye'nin yurtdyla giritii
cari ilemlerde kapatlamayacak boyutlarda ak verildii iin mi d kaynak peinde
abalamaktasnz?

Hayr... Trkiye 1998 iinde cari ilemlerinde 1.9 milyar dolar fczla verdi. Bunu, ekonominin
durgunlamasna balayabilirsiniz; ama daha geriye gidelim ve 1990-98 yllarnn tmne bakalm:
Bir yl (1993) dnda, d dnyayla cari ilemlerimizin ak verdii yllarn hepsinde d an milli
gelire oran % 2'nin altndadr. stelik yl (1991, 1994 ve 1998'de) cari ilem fazlas vermiiz.
Dokuz yln cari denge rakamlarn st ste koyacak olursak, toplam olarak 14.6 (yllk ortalama 1.6)
milyar dolar ak verdiimiz ortaya kyor. Milli gelirin yzde birini biraz aan bir d ak miktar,
benzeri lkelerle karlatrlrsa devede kulakTr. Ve aman d kaynak... diye zetlenebilecek
yakarlarn ardndaki gerek etken olamaz.

O halde bu gerek elken nerede aranmal? Bana gre, birbiriyle yakndan ilikili iki yanl var.
Birincisini kamu kesimi hesaplarnn ekonominin dier dengelerine arpk bir biimde yansmasnda
arayabiliriz. Bu etkenin katksn daha sonra tartmak istiyorum, ama ksaca deinmek yararl
olabilir:

Bir ulusal ekonomide birbiriyle balantl denge vardr: zel kesimin yatrm-lasarruf dengesi;
kamunun harcama-gelir dengesi ve d dnyaya kar cari ilem dengesi. Trkiyede kamu kesimi
dengesi bozuktur; ancak bu bozukluk devletin reel, yani hizmet yaratan harcamalarnn yksekliinden
deil, kamu borcunun ar faiz yknden kaynaklanyor. Siyasi iktidarlar bylece oluan kamu
an, vergileri veya zel tasarruflar artrarak dengelemekten kamyorlar ve areyi d kaynak
araynda buluyorlar. Ksa vadeli d borlanma yksek faizle kamu ktlarna aktarlyor, bylece
sisteme giren yabanc Tonlar cari ilem an (yani i talep fazlasndan veya bymeden
kaynaklanan d a) fazlasyla ayor.

Cari ilem aklarn bylece aan fonlar nereye gidiyor? demeler dengesi istatistiklerinin en
altnda iki kalem yer alr: Rezerv hareketleri ve ei hata ve noksan. Kural olarak hata/noksa
kalemi, kayt d sermayenin giri-kn temsil eder. Bu iki kalem iin yine 1990 sonrasnn
toplamlarn alalm ve hatrlatalm: Cari aklarn dokuz yllk toplam 14.6 milyar dolan bulmutur.
Buna karlk Trkiye ekonomisi ayn yllarda toplam 15.3 milyar dolar resmi rezerv biriktirmitir.
Net hala ve noksanlar ise toplam olarak 5.5 milyar dolarlk kayt d net k gstermektedir. Bu
rakam loplarsanz, Trkiye ile d dnya arasndaki net sermaye akmn elde edersiniz. zelle,
dokuz yl iinde Trkiye'ye net olarak 35.4 milyar dolar girmi; ancak bunun sadece % 41 i cari
ilem an kapatmak iin kullanlmtr.

Demek oluyor ki son yllarn oranlar sregelirse, alaya szlaya aranan d kaynan bele U
rezerv biriktirmek ve sistem dna aktarlmak zere kullanlacaktr. Bir benzetme yapalm: Bir aile
reisi, gelir ve giderlerinin bu ay iinde 40 milyon ak vereceini fark etmitir. Fakat ne hikmetse,
bankadan bir ay vadeli 100 milyon lira kredi almaktadr ve bu parann 45 milyonunu baka bir
bankaya (tabii ok daha dk faizle) mevduat olarak yatrmakta, 15 milyonunu hayrsz ve kumarbaz
byk olana kaptrmakta, kalan 40 milyonunu ise evin gnlk gereksinimlerine harcamakladr.
Adamcaz gelir-gider an 60 milyon lira aan bir krediye yneldii iin bor tuza
diye adlandrlan ksr dngye girmitir ve sonraki aylarda da debelenip duracaktr.

Aile ekonomisi ile ulusal ekonomiyi tebihte hata olmaz diye karlatrmak ou kez yanltc
olur. Ancak bu rnekle hata yoktur. Trkiye ekonomisinin d dnyayla kaynak alverii ile bizim
rnekteki akn aile reisi arasnda yakn benzerlik vardr. Bu trajikomik durum da Trkiye'ye zg
deildir. Tm dnyay saran finansal serbestleme hastalnn evre lkelerindeki sonularndan
biridir.

Garip Bir Niyet Mektubu

9 Aralk 1999'da IMF'ye Recep nal ve Gazi Erel imzalaryla sunulan niyel mektubunun iki
tuhafl var. Birincisi, IMF'nin kapsna d kaynak salamak iin giden Trkiye'nin bir demeler
dengesi krizi iinde olmamasndan kaynaklanyor. Halta kriz bir yana, cari ilem dengesi son yirmi
bir ayda toplam olarak 1.3 milyar dolar fazla vermit ir. 1989 ile 1998 arasnda cari ilem
aklarmzn toplam 11.8 milyar dolardr; bu aklar ayn yllara ait milli gelirin yzde birini bile
bulmad iin de ok makul boyutlar iinde saylmaldr. Ancak ayn dnemde d borlarmz 60
milyar dolar artmtr. Neden? D kaynak, cari aklarn karlanmas iin deil; kamunun i bor
yknn ve zel sektrn finansman iin; dahas rezerv biriktirmek ve sermaye knn finansman
iin aranmaktadr da ondan... Belki de IMF, tarihinde ilk kez demeler dengesinde ciddi sorunlar
olmayan bir lkeyle stand-by anlamas yapmakladr. Garip deil mi?

kinci tuhaflk, bu niyet mektubunun kapsamndan kaynaklanyor. Mektup, bir hkmet programn
andran ayrntlar iermekledir. Bakanlar Kurulu'nun, tek tek bakanlklarn, hatta parlamentonun
yetkisine giren ayrntl dzenlemeler tarihleriyle belirlenmitir. Ancak programn hkmette
grlmediini, bakanlarn kendileriyle ilgili kararlarn hibirinden haberdar olmadn biliyoruz.
Bu, kimin programdr? Recep nal uemi kabine arkadalarna ve babakanna okuttuktan sonra m
imzalamtr? Yazarlar kimlerdir? IMF uzmanlar m? Siyasi iradenin desteinin tam olduunu
ifade ederken programn siyasi irade dnda hazrlandn itiraf eden (ve medyada
dolaarak program kamuoyuna pazarlayan) Gazi Erel mi? Trkiye bir demokrasi inidir?
Geleceimizi kim belirliyor? Bizlere, yani semene hesap verme sorumluluu iinde olmayan, ancak
ekmeimizle oynama hakkn kendilerinde grenler kimlerdir? Akas bu, anayasal bir kriz deilse
nedir?

Programn ierii hakknda da birka gzlem yapalm. Programn anlienflasyonis boyutu


ayakldr: Nominal dviz kurunun antienflasyonisi bir pa olarak kullanlmas; para lumdu
dzenlemelerinde olduu gibi para arznn dviz karlklarna balanmas ve daraltc bir maliye
politikas...

Trkiye yapsndaki ekonomilerde uzunca bir gemii olan dviz kuru pasna ve para kuruluna
dayal istikrar programlar enflasyonu aa ekmekle genellikle baarl olmulardr. Sorun, bu olas
baarnn Trkiye'deki olas bedelleri zerindedir.

Birinci bedel, nmzdeki on sekiz ay sresince bir dviz kriziyle birleen finansal bir
kargaann daima gndemde olmasndan kaynaklanyor. Latin Amerika ve Asya'da 1980
sonrasnda gzlenen tm finansal krizler, sermaye hareketlerini ve d ticaretlerini
serbestletirirken nominal dviz kurlarn sabit klan veya bir takvime balayan lkelerde
gzlenmitir. Gmrk Birlii'nin 1994 devalasyonunun hemen ertesinde
gerekletiini hatrlayalm ve pahal dvizlerin Trkiye'nin d ticaret aklarnn bymesini
frenlediine dikkat ekelim. 1994 ile 1999 Austosu arasndaysa TL'nin reel olarak deerlenme
oran % 8'in altnda, yani bir hayli snrl kalmtr. Yeni programn ilk aamalarnda kur
hedeflerinin TL'nin reel deerlenmesinin hzlandraca ve d ticaret aklarnn hzla byyecei
aa yukar kesindir. Byk boyutlu ksa vadeli sermaye girileriyle beslenecek olan bu dngnn
son perdesi bir finansal krizle mi, yumuak bir ini ile mi kapanacaktr? Kesin bir ngr
yapamayz; fakat kriz olasl daima gndemdedir.

kinci bedel, programn daraltc elerinin ar basmasyla ilgilidir. 1998'in ortalarndan


beri bir klme ve yoksullama sreci iinde yayoruz. Bunun daha fazla sregelmesini toplum
olarak sineye ekebilecek miyiz?

nc bedel, gelir dalmnn, enflasyondaki olas dmeye ramen ciddi bir biimde
bozulmasyla ilgilidir. Bu elikili durum 2000 yl btesinden kaynaklanyor. Btenin gider
kalemleri dk enflasyon hedeflerine gre hazrlanmtr. Ancak bunun tek istisnas faizlerle ilgili
deneklerdir. Ortalama i bor faiz oranlarnn % 110'u at 1999 ylndan sarkan faiz
ykmllkleri olduu gibi 2000 yl btesine konmutur. Milli gelirin % 20'sine ulaan bu faiz
yk bankalara ve rantiyelere denecekse, hele hele bu aktarm ulusal ekonomi klrken
gerekleirse, Trkiye toplumunun retken ve kalabalk katmanlarnn bu yk yoksullaarak
stlenecekleri ortadadr.

Trkiye toplumunun g dengelerini gz ard ederseniz, hkmetin nemli bir frsat kardn
dnebilirsiniz. Ek vergi tasarsnda yer alan gemie dnk faiz vergisi, 2000 yUndaki devlet
senetleriyle dallacak faiz gelirlerinin sadece % 6-7'sini toplayacaktr. Bu verginin oranlarn iyice
ykselterek faiz demelerinin % 50'sini geri ekmek mmkn olabilirdi. Ve istikrar programnn
ykn birlikte paylaalm ars, ancak o zaman ahlaki bir meruiyet kazanabilirdi.

Ancak ne var ki Trkiye'de uluslararas finansa teslim olmu bir burjuvazinin iktidar vardr ve bu
nedenle byle bir seenek hibir zaman gndeme gelmeyecektir.

2002ye Doru Bor Tuzaklar

Hem ana szlemesi nedeniyle hem de elli yldr gelitirdii doktrininin bir gerei olarak IMF,
stand-by anlamalarn demeler dengesi krizine srklenen lkelerle yapar ve ^aaca krediyi
daralma kouluna balar. Trkiye-IMF ilikilerinin krk yllk tarihi de ayn zellikleri
tamtr. Aralk 1999 tarihli stand-by ise tamamen farkldr. Zira, Trkiye zaten bir durgunluk
konjonktrnden gemektedir ve son 21 ay boyunca demeler dengesinin cari ilemleri 1.3 milyar
dolar fazla vermitir. Hal byleyken, IMF' den kredi istenmesinin gerekesi nedir? Recep nal ve
Gazi Erel imzal niyet mektubunun 10. paragrafna gre IMF'det salanacak "kaynaklar demeler
dengesi ihtiyalar iin kullanlabilir uluslararas rezervlerimizi artracak, programmza olan
gvenin somut bir belirtisi olacak ve uluslararas yatrmclarn desteini hzlandracaktr.

Bu ifadeleri deifre edelim: Bize drt milyar verirseniz, rezervlerimizi ykseltiriz. Gveni
artan d yatrmclardan da biraz daha para alrz. D kaynakl parasal genileme talebi kamlar.
Hem bunun yol aaca cari aklar kapatmak iin hem de kevgir gibi ak olan sermaye
hesaplarmzdan dar kacak Trkiyeli sermayeyi desteklemek iin ek d kaynaa gereksinim
olacaktr. le bu saadet zinciri, stand-by ile balayacaktr...

Bu gerekeyi kabul etmi grnen IMF, belki de ilk kez talep ksp d dengeyi dzeltmek iin
deil, talep genilemesi salayp d dengeyi bozacak bir sreci balatmak zere bir stand-by
imzalamtr. yleyse, programn faiz d bte fazlasn bytmeyi hedefleyen talep ksc esini
nasl aklayabiliriz?

Ortada ulusal maliye ve para politikalar araclyla ekonomik genileme seeneini dlayan;
bunun yerine d kaynakla balayan likidite genilemesini benimseyen bir byme modeli vardr.
Bu modelin mantksal uzantlar Trkiye'yi bir d bor tuzana srklemekledir.
Ksaca aklayaym.

1990-98 yllarnn ortalamalarna bakalm; Cari aklarn birikimli toplam 12.7 milyar dolar;
yabanclardan kaynaklanan sermaye girileri 49.7 milyar dolardr. Bunun da 44.1 milyar dolar d
bor artna yol aan trden sermaye girileridir.

Bu hesaplamay yaparken, bor yaratmayan sermaye girilerinin dolaysz yabanc yatrmlardan


ve portfy yatrmlarnn borsaya giren (ve aslnda net bilanosu negatif olan) elerinden olutuunu
kabul ellim. Dolaysyla u genellemeyi yapyorum: Yabanclardan kaynaklanan 100 dolarlk sermaye
giriinin sadece 25.5 dolar cari ilem am kapatmak iin kullanlmaktadr veya 100 dolarlk
d bor artnn sadece 28.8 dolar cari ilem ana tahsis edilmektedir. Bu bulgular terslen ifade
edelim: 1 dolarlk cari ilem a, yabanclardan kaynaklanan 3.85 dolarlk sermaye girii
gerektirmekle veya 3.47 dolarlk d bor artna yol amaktadr.

1990'l yllara ait bu nicel balantlarn sregeleceini kabul edelim ve niyet mektubunun
ngrlerini izleyerek 2000 ve 2001-2002 yllarnda milli gelirin % 5.25 ve 5.5 oranlarnda
byyeceini varsayalm. Bu yln milli gelir dzeyleri, tahminen, 222.1 ve 234.3 milyar dolar
olacaktr. (1999 yl milli geliri 200 milyar dolardr.) Yine niyet mektubunun ngrlerine bakarak
cari ilem ann milli gelire payn 2000 ylnda % 1.75, sonraki iki yldaysa % 2 olarak kabul
edelim.

imdi bu ngr ve parametrelerden hareket edelim ve 2000-2002 yllarnn toplam ve d bor


yaratan sermaye girilerini; d borlardaki yllk artlar ve toplam d borcu milyar dolar olarak
hesaplayalm. D borlarn milli gelir iindeki orann da yzde olarak verelim. Aadaki tabloda
sunulan hesaplama u iki soru yantlanarak yapld: Cari ilem aklar ne kadar d kaynakl sermaye
giriine yol aacaktr? Bu girilerin ne kadar d bor yaratacaktr?

2000 yl 2001 yl 2002 yl

Milli gelir 210.5 222.1 234.3

Cari ak 3.7 4.4 4.7

Sermaye girii 14.2 16.9 18.2

D bor aru 12.8 15.3 16.3

Toplam d bor 112.8 128.1 144.4

D bor/GSMH (%) 53.4 57.7 61.6

44 milyar dolarlk bor art ngrsn abartl saymaynz; zira 1989 sonrasnda da 12.7
milyar dolarlk cari ak 59 milyarlk d bor artyla birlikte gereklemiti. Dnya Bankas'na
gre herhangi bir lkenin d borlar ile milli geliri arasndaki oran % 50'yi amaktaysa, d
bor yk ar saylmaldr. 1999'da bu oran tam snrdayd; yani % 50 idi. ylda d bor
ykn % 60 eiinin stne eken bir model srdrlemez saylrsa ne olacaktr? Bu kritik tehis
iin d bor servisinin ihracata oram gibi dier gstergelere de bakmak gerekir. Ancak
niyet mektubunun niyeti ne olursa olsun, d bor tuzan gndeme getiren bir yola girdiimiz
ortadadr.

Sermaye girileri ile cari ilem aklar arasndaki ba koparsa; d borlanma giderek artan
boyutlarda i finansman aklarn, atl rezerv birikimini ve sermaye kalarn karlamak iin
kullanlrsa; Merkez Bankas ve Hazine i borcun d borlanmayla karlanmas izgisini
benimserse; dviz an retim ve ihracatla karlamak ilkesi unutulursa sonu er ge byle
olacaktr.
Serbest Piyasa ve Tarm

ifti dostu Usumi, Cumhuriyet'teki kesinde srarla yazyor: Tarm rnlerinin retim ve
pazarlama ilikilerinde zalc serbest piyasa politikalarn srdrrseniz kylnn belinin
bklmesi kanlmazdr.

Usumi'nin syledikleri doru mudur? Ksaca tartalm: 1970'li yllarn sonlarnda ya meyve ve
sebze dnda kalan tarm rnlerinin byk bir blm, tarm sat kooperatifleri ile Toprak
Mahsulleri Ofisi ve Tekel gibi kamu kurulularnca desteklenmekleydi. Destekleme altnlarnn
toplam deeri, o yllarda tarmsal kalma deerin % 15'ine yaklayordu. zal politikalarnn dnsz
uyguland 1980-1988 yllarnda destekleme atmlarnn pay nceki dnemin hemen hemen yarsna
dm; kredi ve girdi sbvansiyonlar da byk lde daraltlmtr.

Sonu ne oldu? iftinin eline geen fiyatlar iftinin dedii fiyatlarla karlatralm. Bunu
sektrler itibariyle yaparsak, milli gelir serilerinden elde edilen tarm kesimi

fiyatlarn, snai fiyatlarla karlatrmamz gerekecektir. 1976-79 yllarnn ortalamasn 100


kabul edersek bu iki fiyat endeksi arasndaki orann (iktisat dilinde buna i ticaret hadleri diyoruz)
1988'de 53'e dtn saptyoruz. Farkl bir ifadeyle, i ticaret hadleri zal dneminde %
47 orannda tarm aleyhine dnmtr.
Cumhuriyet tarihi boyunca Trkiye tarmnn (ve iftinin) bu derecede ar bir fiyat oku
yaad bir dier dnem yoktur. Benzer bir dier dnemle, yani byk buhran yllaryla
karlatralm: Dnya tarm fiyatlarnn byk bir knt yaad 1929 bunalm Trkiye'yi de
etkiledi ve tarm fiyatlar 1936'da dibe vurdu. Ancak 19291936 arasnda i ticaret hadlerinde
gerekleen bozulma sadece % 27 kadardr. Ve zal'l yllarn Trkiye tarm (ve iftisi) zerindeki
faturas, byk buhran yllarnn pek ok stndedir.

Peki, 1970'li yllarn sonu ile 1988 arasnda Trkiye'de tarm fiyatlarnda gzlenen greli knt
de dnyadaki fiyat hareketlerinden mi kaynaklanmtr? Elbette tarmsal desteklemeyi daraltrsanz
Trk iftisinin kaderini de belli llerde dnya piyasalarndaki fiyat hareketlerine balayacaktr.
Ancak burada da ipin ucu karlmtr: Dnya piyasalarnda tarm rnlerinin sanayi rnlerine kar
hareketlerini inceleyen (tahl arlkl) d ticaret hadleri ayn dnemde gerekten bozulmutur; ama
bu gerileme % 30'da kalmtr. Trkiye'de ise i ticaret hadlerinin tarm aleyhindeki bozulma oran,
yukarda da belirttiim gibi % 47'ye ulamtr. Ksacas, Trkiye'de iftilerin on yl iinde yaad
fiyat okunun te biri dnya fiyat hareketlerinin dnda, Trkiye'ye zg nedenlerden
kaynaklanmakladr.

Blme ilikin zalc politikalar I989'da son buldu. i tabanndan balayan gl bir
direnme hareketi ve seim korkusu, zal' poplist politikalara dnmeye zorlad. Bir yandan
cretleri bastrma politikalarna son verildi. Bir yandan da destekleme almiar ve taban fiyatlar
hzla ykseltildi. 1988-93 yllar arasnda i ticaret hadleri % 57 orannda tarm lehine dnd.

Tarm ile sanayi sektrlerinin fiyat makaslarndan oluan i ticaret hadlerindeki hareketleri sadece
tarma dnk politikalarla aklayanlayz. Sektrlere ilikin talep-arz esnekliklerini, fiyat oluum
kurallarn, sanayide maliyetleri belirleyen cret, dviz kuru ve faiz hareketlerini, kr marjlarn ve
ekonominin genileme-daralma konjonktrlerini de dikkate almak gerekir. Buna ramen Trkiye'de
iktisat politikalarnn blmn belirlenmesinde iktisat politikalarnn ok etkili olduunu gsteren
bir baka kanl daha vardr: 1960 izleyen oluz yl boyunca reel cret hareketleri ile i ticaret
hadleri byk lde paralel hareket etmitir. Farkl bir ifadeyle, Trkiye toplumunun iki temel
retici snf olan ii ve kyl snflarnn greli ekonomik durumlar bu dnem boyunca birlikte
bozulmu, birlikte dzelmitir.

Bu kader birlii bir yandan poplizm, bir yandan da istikrar-yapsal uyum programlarndan
oluan bir politika rakkasna balanabilir. Poplizmin ar bast dnemlerde, kamu kesiminden
kaynaklanan gevek cret ve istihdam politikalaryla, cmert deslekleme-taban fiyat politikalar
ar basmtr. Neoliberal istikrar-yapsal uyum dnemlerinde, rnein 1980-88 ve 1994'te
kamu kesiminde cretler bastrlm; durgunluk konjonktrlerinde fiilen esnekleen igc piyasalar
zel kesim cretlerini aaya ekmi; destekleme politikalar daraltlm ve bylece hem cretler
hem de iftinin eline geen greli fiyatlar gerilemitir. 1994 krizini rnek verelim: Emek aleyhtar
kriz ynetimi sonunda reel cretler % 25, tarm sektrnn greli fiyatlarysa % 10 dolaylarnda
anmtr.

Kyl ve iilerin ekonomik yazgs bir kez daha paralel seyrelmitir.


Ne var ki bu paralel hareket olgusu 1994 sonrasnda son bulmu grnyor. 1995-97 yllarnda
reel cretlerdeki anma sregeldi; ancak i ticaret hadlerinde tarm lehine % 28'lik bir dzelme
gerekleti. Neoliberallerin yorumlarm tahmin etmek g deildir: Siyaset ekonomiden
elini ekince, iftinin bir dizi fiyat oku yaamas kanlmazd. Bu dnem son bulmu ve artk
tarmsal fiyatlar normal rayna oturmutur. ifti dostlar, endie etmeyiniz. Piyasa ilikileri artk
ifti lehine ileyebilecektir. Gerekten yle midir?

Piyasa Kylye Kar

Bir sre nce Trkiyede tarm rnlerinin fiyat hareketleri zerinde durdum ve zal ile
uygulanmaya balayan piyasaya teslimiyet politikalarnn sonularn zetlemeye altm. Grdk ki
1980-88 yllarnda iftinin dine geen fiyatlar ile iftinin dedii fiyatlar arasndaki makas, (iktisat
diliyle syleyecek olursak i ticaret hadleri) ylesine ifti aleyhine bozulmu ki bu derecede ar
bir fiyat oku" Cumhuriyet tarihi boyunca hi yaanmam. Buna karlk 1989-1993 yllarndaki
poplizme dn, i ticaret hadlerini ifti lehine dndrrken reel cretleri de nemli boyutlarda
ykseltmi. Blm ilikilerindeki bu dzelme 1994 kriziyle tersine dnyor. 1994' izleyen
yllardaysa poplizm artk terk edilmitir. Buna ramen ve cretlerdeki anma sregeldii halde, son
yl boyunca tarm-sanayi fiyat ilikileri ifti lehine seyretmekledir.

Bu fiyat hareketleri karsnda politika seenekleri tartmasnda kim hakldr? Sadullah Usumi
gibi tarm reticisinin piyasaya teslim edilmesine kar sava aan ifti

dostlar m? Tarma siyasetin mdahalesi temelli son bulunca piyasalar da ifti lehine ilemeye
balar. Belli bir uyum srecinin (yani 1980-88 yllarnn) skntlar atlatldktan sonra her ey rayna
oturur; tarm reticileri de haketliklerini elde ederler diyen neoliberaller mi?

nc Dnya'nn kimi kelerinde tarm kesimine byk toprak sahipleri egemendir. Toprak
aal, kapitalist iftilik veya plantasyon tr ilikiler ieren bu yaplar, Talin Amerika'nn byk
bir blmnde, Asya'da Filipinler, Malezya, Hindistan gibi birka lkede ve arazinin
kaymana beyaz iftilerin el koymu olduu Afrika'nn gneyinde gzlenir. Buna karlk, Trkiye
dahil Ortadou'nun byk bir blmnde, pirin kltrnn egemen olduu Asya lkelerinin ounda
en yaygn iletme biimi piyasa iin retim yapan kyl tarmdr. Ben bu ikinci tr
zerinde duracam.

Kyl tarmna devlet dzenleyici olarak girmemise tarmsal piyasalar eitsiz ilikilere dayanr.
Her tarmsal girdinin ayr bir piyasas vardr. Kyl, diyelim gbre veya akaryakt piyasasnda bu
girdilerin ou kez okuluslu irketlerin kendileri ya da uzantlar olan satclaryla kar karya
gelir. Kredi piyasalarnda byk banka sermayesi veya (yerel g odaklarn temsil eden) tefecilerle
karlar. rnn pazarlarken, (rnn niteliine gre) tccar veya ihracatyla ilikiye girer.
Bunlar, rn ileyen, i ve d pazarlara aktaran yerli veya okuluslu snai-ticari sermayenin
uzantlar olarak rol alrlar. Btn bu piyasa ilikilerinin ortak zellii, milyonlara ulaan reticiyi az
sayda ticarei-sanayi sermayesiyle kar karya getirmesidir. Bu Lr pazar yaplarnn
neoliberallerin temel varsaym olan tam rekabet ile ilikisi yoktur.

Baz iktisatlar, bu tr mbadele ilikilerinin eitsiz deiime yol atn sylemilerdir. Bu


konuda Kari Marx stadmz dinleyelim: Kyl mlkiyetinin yaygn olduu lkelerde
buday fiyat kapitalist retim biiminin var olduu lkelere gre daha dktr
ve bu durum emek veriminin dklnden deil reticilerin
yoksulluundan kaynaklanr. Zira kk kyl, varln srdrmek iin dk
fiyat koullarnda da retime devam etmek zorundadr; kapitalist iletmeciyse,
fiyattan normal kr elde edemezse retime son verir. Kk reticiyle
kapitalisti kar karya getiren tm piyasalarda kyl daima handikapl olacaktr.

Dahas da var: Tarm rnleri ile sanayi rnlerinin talep esneklikleri ve


piyasa yaplar ylesine farkldr ki, szn ettiim eitsiz ilikinin zaman iinde
daha da bozulmasna yol aacak bir dizi etken ortaya kmaktadr.
Bu nedenlerle, piyasa koullan kendi haline braklrsa greli fiyatlarn (i ticaret
hadlerinin) ulusal veya uluslararas piyasalarda iftinin aleyhine seyretmesi
normal hal olarak ortaya kmaktadr, ite, tarmn ve iftinin desteklenmesi bu
nedenlerle ortaya km ve Bat lkelerinde yoksul lkelerden daha nce
gelimi ve kk salmtr.
Bu durumlarda Trkiye, Kore, Tanzanya veya Brezilya gibi lkeler tarmda
desteklemeyi kaldrrlarsa, tarm rn fiyatlar er veya ge dnya fiyat
hareketlerine ve (desteklemenin sz konusu olmad) uluslararas piyasalara
tabi olacaktr. Kuramsal aklamalar bir tarafa brakp olgulara bakalm: Dnya
piyasalarnda tarm rnleri ile sanayi rnleri arasndaki fiyat makas (d
ticaret hadleri) son yirmi be ylda nasl seyretti?

1970 ile 1996'y karlatralm. Tahl arlkl yiyecek grubunun fiyat


makas % 35 bozulmutur. ayn dahil olduu tropikal iecekler grubunun
ticaret hadleri % 50; pamuk ve ttnn dahil olduu sanayinin
tarmsal hammaddeleri grubunun greli fiyatlar % 20 gerilemitir.

te, desteklemenin tam tasfiyesi iftileri bu olumsuz fiyat hareketlerine de teslim etmek anlamna
gelecektir.

Peki, iftiyi gzden karp ithalat yoluyla tarm rnlerini ucuzlatmak uygun deil midir?
Geen yzyln balarnda Ricardo, ngiltere'deki byk toprak sahiplerine kar bu seenei
savunmaktayd. Gnmzn huzursuz ve almal dnyasnda, gdada kendine yeterlik ulusal bir
ncelik tayorsa ve tarm kesimleri kk-orta kyllerden oluan bir yapya sahipse, bu seenee
evet demek g grnyor. Dolaysyla ifti dostu" Usumi bence hakldr.

Tarmsal Destekleme: Trkiyede ve OECDde


9 Aralk 1999'da IMF'ye verilen niyet mektubunun tarmsal desteklemeyle ilgili
hedeflerini hatrlatalm: Malum mektup, tarmsal destekleme sisieminin giderek
tasfiye edileceini; bu i tamamlanncaya kadar da destekleme fiyatlarnn, girdi
ve kredi sbvansiyonlarnn aaya ekileceini vaat etmekteydi. Dnya
Bankas uzmanlar da bu hedefleri hayata geirmek zere bugnlerde Trkiye'de
ve Washingtonda kollarn svam drmdalar. Bugn de u soruyu tartmaya
ayorum: Baka lkelerle karlatrlrsa tarmsal destekleme Trkiye'de
gerekten ok mu yksektir?

Bu soruyu, Trkiye'yi OECD yesi olan zengin Bat lkeleriyle karlatrarak


yantlamak nemlidir. Zira bu lkelerde milli gelirden % 1-2, istihdamdan ise
yaklak % 5 pay alan kck tarm sektrlerine verilen desteklerin ok ciddi
tartmalara yol at; rnein bu konudaki
uyumazlklarn Dnya Ticaret rgt'nn Seattle'daki toplantsn baltalayan ana etkenlerden
biri olduunu biliyoruz.

Dolaysyla, tartmay, u soruyu sorarak balatyoruz: Bat lkelerinde tarmsal destekleme


Trkiye'den fazla mdr, deil midir?

Deerli iktisat Haluk Kaskanolu'nun ODT Gelime Dergisi'nde (c. 19, No. 3, 1992)
yaymlanm bir makalesindeki bulgular aktararak balayalm. Son yllarda uluslararas bir
sorun haline geldii iin tarmsal desteklemenin boyutlarn len standart kavram ve yntemler
gelitirilmitir. Yaygn kullanlan iki ltten birincisi, retici Sbvansiyonu Edeeri (SE);
kincisiyse Tketici Sbvansiyonu Edceri'dir (TSE). Birinci lt, yani SE,
iftilere salanan tm sbvansiyonlarn tarmsal retim deerine oran olarak tanmlanr. Daha
ak ifade edeyim: iftinin eline geen 100 lirann ne kadarnn sbvansiyonlardan olutuunu
SE ltyle ifade ediyoruz.

Destekleme tketici fiyatlarna ne kadar yansyor veya tketiciler srf tarma salanan
destekler nedeniyle ne kadar fazla fiyat demekledirler? TSE kavram, ite bu soruyu yantlyor.
Tarmsal kkenli tketim mallarn satn alrken tketicinin dedii her 100 lirann ne kadar
tarmsal desteklemeye gitmekledir? Bu soru da TSE hesabyla yantlanyor.

Kasnakolu'nun aratrmas 1979-1990 yllarn kapsyor ve (Trkiye ile zlanda dndaki)


OECD lkelerindeki SE, TSE oranlarn Trkiye'nin oranlaryla karlatryor. Ortaya
kmakladr ki kapsanan yllardan her birinde, hem retici hem de tketici bakmndan OECD'de
destekleme gstergeleri Tfrkiye'ninkileri amaktadr. Dnemin ortalamasn verecek olursak,
SE OECD'de .% 40, Trkiye'de % 14'tr. TSE ise OECD'de % 31, Trkiye'de yine % 14'tr.

Bu bulguyu daha ak ifade edelim: Bat lkelerinde iftilerin sat haslatndan ellerine
geen parann % 40' Trkiye'de ise % 31'i tarmsal desteklemeden kaynaklanmaktadr.
Tketicilerin dedii tarm rnlerinin fiyatlar ise, Bat'da destekleme nedeniyle % 31,
Trkiye'de ise % 14 orannda ykselmi oluyor. Ksacas, her iki lt bakamndan Trkiye'de
tarmsal destekleme OECD ortalamalarndan dk kmaktadr ve Avustralya hari OECD
lkelerinden her birinde retici desteklemesi, greli olarak Trkiye'yi amaktadr.

Bu bulgular 1990a kadar sryor. Sonraki yllarda durum nasldr? Bu sorunun yantn
Haluk Kasnakolu ile Erol akmak'n Trkiye Ziraatlar Denei'nin Temmuz 1999'daki
kongresine sunduklar bir teblide buluyoruz. Bu almada yntem ve kapsam deimitir;
oranlar daha yksek kmaktadr. Ancak OECD-Trkiye farklar ayn ynde sregelmektedir.
1993-98 ortalamasnda tarmsal desteklemenin iftiye yansyan boyutu (SE) Trkiye'de % 31,
OECD'de % 39'dur. Tketiciye yansyan destekleme (TSE) ise Trkiye'de % 22, OECD'de %
29'dur. Ancak, Trkiyede sbvansiyonlarn greli arl 1994 sonrasnda artma. Bat
lkelerindeyse (GATT anlamasnn katksyla) azalma eilimi iine girmitir.

1993-98 ortalamas olarak tarmsal desteklemenin milli gelire oran OECD'de % 1.4,
Trkiye'de 4.7'dir; fakat Trkiye'de tarm kesiminin milli gelir iindeki pay OECD lkelerini en
az on misli at iin, bu fark anlaml deildir. Buna karlk ifti bana denen
sbvansiyonlarn dolar cinsinden deeri OECD'de, Trkiye'yi 14 misli amaktadr.

Trkiye'de tarmsal desteklemeyi tasfiye etmek iin modeller oluturan Dnya Bankasnn
uzmanlarna soralm: Tarmsal desteklemenin greli bykl Trkiye'dekinin ok stnde
olan OECD lkelerine piyasa dostu tarmsal

politikalar telkin, tavsiye ve hatta bask yoluyla niin pazarlamyorsunuz? Kolay ve kaamak
yantlar var: Japonya ve Fransa IMF'ye niyet mektubu yollamadlar ki... Onlar sorunlarn
Dnya Ticaret rgi'nde zsnler; bizim gcmz size yeler.

Bunlarn doru olduunu elbette biliyoruz. Ve o yzden kresellemenin eitsizlie,


bamlla dayandn syleyip duruyoruz.

Sizlere gelince, bu ifte standardn mademki farkndasnz, yaptnz iten hi olmazsa biraz
yznz kzarmyor mu?

Yeni Bir KIT Aratrmas


Son yllarda says artmakta olan KIT aratrmalarndan biri de K1GEM tarafndan
yaymland: Trk KIT Sisteminin ktisadi Deerlendirmesi. Friedrich Ebert Vakf tarafndan
desteklenmi olan aratrma Korkut Boratav, Yakup Kepenek, Erol Taymaz, Taylan Bali, llter
Erturul ve M. Ali Candan tarafndan yrtlm.

Aratrmann kimi bulgularn birka soru etrafnda zetleyelim:

KIT'lerin tm ele alndnda son yllarda baarm gstergeleri bozulmu mudur?

Tam aksine, ilgin bir dzelme vardr. 1985-1995 arasnda KIT'lere ulusal ekonomiden
salanan kaynaklar arpc boyutlarda daralmtr: stihdam % 14, sabit fiyatlar ile KIT
yatrmlarysa % 66 gerilemitir. Buna ramen KIT sistemi % 5'e yaklaan bir tempoyla
byyebilmilir. zelletirmelere ve kaynak daralmasna ramen milli hasla iinde KIT pay %
13'en sadece % ll'e dm; imalat sanayii

iindeki payysa, artc bir biimde % 27'den % 29'a kmtr. Azalan istihdama ramen
artan retim, doal olarak emek verimini ykseltmi, dahas KIT'ler verim artlar bakmndan
zel sektr amtr. 1985'te imalat sanayimdeki kamu iletmelerinde ii bana kalma deer
zel iletmelerin 1.7 misli stndeydi. 1995'te bu lark 3 misline kmtr. te yandan KIT'lerin
zararlar ve kamu aklarna katklar nedeniyle ekonomiye yk olduktan iddiasnn da incelenen
dnem sonunda tamamen geersiz hale geldii ortaya kmaktadr.

Kemin mlkiyeli gerekten kaynak israfna ve verimsizlie yol amakla mdr?


Aratrma, Erol Taymaz'n drt sektr iin uyarlad bir yntem kullanarak mlkiyet
biiminin etkinlik ve verim zerinde ne kadar belirleyici olduunu saptamaya almaktadr. Ve
ortaya koymaktadr ki zel iletmelerin kamu kurulularndan daha etkin olduu durumlarda
dahi bu stnlk, mlkiyelin kamusal veva-zel olmasna bal deildir. Farkllk teknoloji
seimi, kurulu yeri, eskilik/ yenilik gibi mlkiyet d etkenlere baldr.

Tek tek retim kollar iin neler sylenebilir?

imento sanayiinde baarm gstergeleri asndan iki tr karlatrma yaplm:


zelletirme ncesinde kamusal ve zel iletmeler ile zelletirilen iletmelerin sattan nceki
ve sonraki durumlar... lk zelletirmelerin uyguland kamu iletmeleri ile zel iletmelerin
sat ncesinde ayn etkinlik dzeyinde olduu saplanm. En etkin iletmelerden balayan
zelletirme sonrasndaysa bu iletmelerin ba-amlarnda herhangi bir dzelme
gereklememi. Baarm gstergeleri daha dk olan kamu iletmelerinin ise Dogu'da
bulunmas, yani kurulu yeri seiminde blgesel kalknma hedefinin rol oynam olmas ilgintir.
zelletirme imento sanayiinde ak seik sonu vermitir: ii karma, laeronlama ve
blgesel tekellerin oluumu...

Kt endstrisinde zel kurulular SEKA iletmelerinden daha gentir. Bu nedenle


teknolojileri daha yenidir. SEKA tesislerinde izlenen dikey entegrasyonun uzmanlamay ve
ortalama verimi olumsuz etkiledii ortaya kmaktadr. Kuruluta izlenen bu teknolojik tercih
yznden, yani mlkiyetle ilikisi olmayan nedenlerle SEKA iletmelerinin etkinlik dzeylerinin
dnem ortalamalar zel tesislerin altndadr. Ancak dnem sonunda SEKA, etkinlik dzeyi
bakmndan zel kurulular yakalayabilmitir. Gbre sanayiinde de benzer sonular elde
edilmitir: 1985'te kamu kurulular verim/ekinlik dzeyleri bakmndan zel iletmelerin
altndayken, on yl iinde bu a kapatabilmilerdir ve bylece, KIT'lerin srekli olarak dk
verime mahkm olmad ortaya kmtr.

zel sektrle karlatrmann sz konusu olmad petrokimya sanayiinde ise, Aliaa entegre
kompleksinin doru yaplm bir teknoloji seimini ierdii ve rnein ayn tarihlerde kurulan
Gney Kore tesislerinden balang tarihinde daha eLkin olduu ortaya kmaktadr.

zelletirmelerin ardndaki gerek nedenler nelerdir?

zelletirme ideologlar kamu iletmeciliinin tasfiyesinin ardnda esas olarak neden


olduunu ileri srerler: Sermayeyi tabana yaymak, rekabeti bir piyasa dzeni kurmak ve
etkinlii artrmak... Aratrmann btn, zelletirmeler sonunda bu hedefin de
gereklemediini ortaya koyuyor. O halde gerek nedenler farkldr. Aratrclara gre, bir
neden, kamu aklarnn finansmandr. Dieriyse, siyasi iktidara yakn i evrelerine kaynak
aktarmdr. Kamu inalnn yamalanmas anlamna gelen bu ikinci hedefin kayrma, dk
fiyallama ve sat koullarnn inenmesi yollaryla nasl gerekletii rnek olaylarla
ortaya konuyor. Ne var ki aratrmann bu balamdaki bulgular bir buuk yl ncesine aittir. Son
yllarda iadamlar-mafya-siyaseti ilikilerinin en ok yeerdii alann zelletirmeler olduu
ortaya kmad m? KIGEM almasnda HA-VA, SEK, EBK ve ORS'e ilikin yz kzartc
rnekler, bu son gelimelerin yannda pek masum kalmaktadr.

Bu bulgular zelletirmeci n yarglara son verecek midir?

Hayr. nk KT sistemi ve zelletirmelerin etkileri zerinde daha nce de benzer sonular


veren pek ok aratrma yaplmtr. Bu alanda yayn yapan iktisatlara rnek olarak Kepenek,
Snmez, Ekzen, Trel, Boratav, Oyan, akmak, Zaim, Taymaz'n adlarn sayabiliriz. Bilimsel
bulgular hibir eyi deitirmemitir. Zira zelletirmeci savlar esasta ideolojiktir. zelletirme
uygulamalarysa neoliberal dnemin en itah ac rant yaratma ve vurgun mekanizmasn
oluturmaktadr.

BLM V

TRKIYE EKONOMISI NEREYE?

(2001-2004)

Finansal Kriz IMF'nin Eseridir2


Trkiye kendi geleceini planlayabiliyor mu? Bu soru, 14 Aralk 2000 tarihinde SBF'de
dzenlenen bir ak oturumda panelistlere (ve bu arada bana) yneltildi. Panele katlan DPT yetkilisi
bir arkadamz, 2023 ylnn Trki-yesi iin DPTnin belirledii stratejik hedefleri bize anlatt. Ben
ise geleceini" planlama yeteneini gndeme almadan nce, Trkiye'nin bugnn ne kadar
planlayabildiini, daha akas bir yllk bir iktisat politikas yapma yeteneine hl sahip olup
olmadn tartmamz gerektiini syledim. Bu trden bir tartmann ekseninde ise 9
Aralk 1999'da IMF'ye yollanan bir niyet mektubuyla yrrle giren enflasyonla mcadele
program ve on iki ay gemeden patlak veren kriz yer alacaktr. Konuyu, panelde sylediklerimden
hareket ederek bu metinde tartyorum.

1. 1999 Aralk Stand-by Anlamas Niin Gereksizdi?

Trkiye'nin Aralk 1999'da IMF'ye gidip d kaynak arama gereksinimi yoktu. Ve IMFnin standart
stand-by anlamalarnn koullan Trkiye iin geerli deildi. Aklayalm:

IMF'nin geleneksel istikrar politikas ne zaman gndeme gelir? Ekonomi ar snmtr ve bu


nedenle cari ilem a bym, bir demeler krizinin eiine srklenil-mitir; enflasyon da
hzlanmtr. Bu koullarda imzalanan bir stand-by anlamas ekonomiyi talep ynetimine dayal bir
soutma srecine ynlendirmeyi ve d ykmllklerin yerine getirilmesinde aksama olmamas iin
de d kaynak salamay hedefler. Trkiye'nin 1999 koullar hi de byle deildir. Tablo 1, stun 2-
3'e baklnca grlecektir ki milli gelir % 6.4 gerilemi; cari ak/milli gelir oran hem 1999da hem
de 1995-99 ortalamas olarak % 1'in altndadr. Ksacas, son iki ylda cari ilemleri kabaca
dengede olan; bymenin % 8'e yaklat 1995-97 dneminde bile cari ak/milli gelir oran % 1.3
gibi lml bir boyutla kalan Trkiye ekonomisini ynetenler (her ne hikmetse) var gleriyle d
kaynak arayna girimilerdir. Bu trden bir ek d finansman arayn (ve tipik bir stand-by'i)
gerektirecek bir ar snma durumu 1999da yoktur.

Enflasyon yksektir, fakat kroniktir ve ar snma ile ilgisi yoktur. Antienflasyonist bir politika
iin d kaynak gerekli miydi? Bu, sadece dviz pasna dayal bir anti-enflasyonist programn
gerektirdii rezerv seviyesinin tutturulmas iin gerekebilir. Ancak dviz pas
seenei, antienflasyonist politika seeneklerinden sadece biridir ve Trkiye'nin bu seenee
ynlendirilmesi zorunluluu yoktu. Dviz kuru pasna dayal antienflasyonist politikalarn fiyat
istikrar-finansal kriz olaslklar arasnda bak srlnda seyreden zellikler tadn; nominal kur
ve enflasyon hedefini Lutiurmamn mmkn, ancak bunlarn reel maliyetinin de orta dnemde ok ar
olabileceini daha nce vurgulamtk.3

2. IMF Program Krize Nasl Sebep Oldu?


2000 yl iinde ne oldu? IMF, d denge sorunlar olmayan bir ekonomiyi devralyor. Hkmet,
Hazine ve MB stand-by anlamasnn dviz kuru, kamu mliyesi ve para politikas hedeflerine hemen
hemen harfiyen uyuyor. Bu nedenle de Kasm 2000 sonuna doru IMF Bakan Yardmcs
S. Fischer'den, Trk hkmetinin program iyi gidiyor; ok nemli sonular salad" diye vg
alyor. Bunlara ramen (ve aslnda aada aklayacam zere bu yzden) yl sonunda ekonomi,
srdrlemez bir cari akla ve ar bir finansal kriz balangcyla yz yze geliyor. lk izlenim
2000 yl boyunca ekonomiyi ynlendiren IMF programnn, yl sonundaki krizin de yaratcs olduu
dorultusundadr. Ancak bu izlenimi analizle ve nicel kantlarla desteklemek zorundayz.

Genel dzlemde baz saptamalarla balayalm: 1999 Aralk programnn benzerlerini izleyen
lkelerde, programn ilk aamalarnda geniletici, sonraki aamalarda ise daraltc makro etkenlerin
baat olduu IMF tarafndan bilinmeliydi.4 Sterilizasyonu dlayan program para arz/faiz haddi
zerinde Merkez Bankas'n pasif hale getirmekteydi ve resmi evrelerin umduu gibi yksek sermaye
girii gerekletii takdirde reel faizlerin sfr dzeyine dmesini nleyecek hibir gvence yoklu.
thalat zerindeki kontroln (hele hele Gmrk Birlii sonrasnda) yitirmi olan, yerli parann ar
deerlenmesinin aa yukar kanlmaz olduu bir ekonomide hzl talep genilemesinin cari
ilem an bytmesi IMF iin neden srpriz oldu? Sermaye girilerini kontrol eden yabanc
aktrlerde (fon yneticilerinde, bankalarda) cari ilem ann srdrlmesi hususunda ktmser
beklentiler ar basl anda, sermaye klarnn balamasn, yerli aktrlerin de dvize ynelmesini
ve bylece Tinansal bir krizin nkoullarnn olumasn kim nleyebilecektir?

Bu saptamalar, nicel gzlemlerle tamamlayalm: Tablo 1'in ilk ve nc stunlarnn


karlatrlmas gstermektedir ki 1989'dan beri ekonominin genileme-daralma sarkac byk
lde yerleik olmayanlardan kaynaklanan sermaye girilerine (YAS) baml klnmtr. lk
genileme evrimini oluturan 1990-93 dneminde.YAS/GSMH oran birikimli olarak % 3,8'e.
byme hz % 6'ya; ikinci genileme evriminde (1995-97'de) ise ilk oran % 4,8'e, byme ise %
7,8'e ulam idi. Buna karlk, yabanclarn net sermaye kna yneldii (1994) veya sermaye
girilerinin belirgin biimde dt (1998) yllarda, byme hz da aarya ekilmektedir. Tablo
2'nin nc ve altnc satrlar, yabanc sermaye girilerinde bir nceki yla gre azalmann 1994'te
19,1 milyar ve 1998'de ise 7,6 milyar dolar olduunu ve ekonomik daralmaya yaplan dsal
kalknn boyutlarn gsteriyor. 2000 ylnn ilk on aynda ise, yabanc kkenli sermaye girilerinin
toplam 15,2 milyar dolar bulmutur. 1999'da kamu borlanmasnn ortalama reel faiz haddi (GSYH
deflatre gre) % 34 iken, 2000 ylnn ilk 11 aynda (kabaca) yzde sfra dmtr. Tek bana
bu etkenin bile, ekonomiye ok gl bir genileme ivmesi getirmesi kanlmazd. Milli gelir (ilk
dokuz ayda) % 5,4 orannda bym; TL'nin reel deerlenmesinin5 ve gmrk birliinin (gecikmi)
etkilerinin de katksyla, cari ilemler 7,5 milyar dolarlk ak vermitir.

te yandan, 1990 sonrasnda cari ak/GSMH oranlarnn lml boyutlarda seyretmesi, iki
genileme evriminde bile % 1,3-1,5 gibi rahatlkla karlanabilir snrlarda kalmas dikkat ekicidir.
1980 1 i yllar ile 1990l yllar arasnda bu oran bakmndan nemli bir fark yoktur. Aradaki arpc
fark, yabanc kkenli sermaye girileri ile byme arasndaki balant bakmndan gzleniyor: 1980
sonrasnda byme hz % 4,8, yabanc sermaye girilerinin milli gelire oran ise % 1,9 iken, 1990'l
yllarda ise daha dk bir byme hz (% 3,7), yabanc sermaye/GSMH orannda belirgin bir art
ile gereklemitir. Bu farkllama, sermaye hareketleri ile byme arasndaki balantda,
aada deineceim dorultuda bir deimenin gereklemesi anlamna gelir.

1990'l yllarda, yksek boyutlara ulaan yabanc sermaye girileri ile lml cari aklar
arasndaki fark yerleik kkenli kayl ii ve (net hata noksan kaleminde ierilen) kayt d sermaye
klarndan ve rezerv birikiminden olumaktadr. Serbestleen sermaye hesab (1989 dnemeci) ile
yakndan ilikili olan bu patolojik olgunun nicel boyutlar Tablo 2'de gsteriliyor. Grlmektedir ki
yabanc kkenli sermaye girilerinin giderek azalan bir blm (1980-89'da % 67'si, 1990-99'da ise
% 24) cari aklarn finansman iin tahsis edilmekte, yerli burjuvazinin ve mafyann sermaye
karmalarn ve rezerv birikimini karlamak iin kullanlan d kaynaklarn pay ise arpc
bir biimde artmakta; bu gelime, Trkiye'ye benzer (ve kendilerine gelien piyasalar denen) on
alt lkede gzlenen paralel bir geliimin (bkz. Tablonun son iki satr) boyutlarm geride
brakmakladr. te bu nedenle 1989-1999 arasnda birikimli cari aklar sadece 14 milyar dolar
bulmakla iken Trkiye'nin d borlar 42 milyar dolardan 102 milyar dolara km, yani 60 milyar
dolar artmtr. Bu olgunun arkasnda cari ilem aklarnn ok daha stnde yabanc kkenli
sermaye giriinin gereklemi bulunmas ve sermaye girilerinin % 80-90nm d bor yaratan
trden olmas yatar.6

Nedensellik balants, sermaye girileri -* byme * cari ak dorultusunda


gereklemekledir. Bu saplama 2000 ylna uyarlandnda, makro-ekonomik deiimlerin ve byme
srecinin tamamen d etkenlere, daha akas sermaye girilerine baml olduunu ortaya
koymakladr. Dolayl etkileri bir yana brakalm. Pasif para politikas koullarnda sermaye girileri
para arzn artrarak reel faizleri sfr dzeye indirmi, ekonomiye genileme ivmesi egemen olmutur.
ktisat politikas ulusal dzlemde belirlenseydi, ayn byme hzm salayacak nedensellik balants,
genileyici ulusal makro politikalar byyen cari ilem a -* cari a destekleyecek sermaye
girii biiminde oluurdu ve bu balantlar birka ek nlemle desleklenseydi, tablo tamamen
deiebilirdi.

Ek nlemler ve tablodaki deime dorultusu iin neler syleyebiliriz? 1999'daki daralmaya


otonom para ve maliye politikalaryla son verme seenei kullanlsayd; ancak bu karara ek olarak,
(a) TL'nin ar deerlenmesini nleyecek bamsz bir kur politikas ile birlikte (b) i talebin ithal
rnlerine ynelmesini frenleyecek bir d ticaret rejimi izlemek mmkn olsayd ve dahas, (c)
yerleiklerin sermaye karmalarn ve () scak para girilerini kontrol ederek finansal krizlere kar
ok pahal bir nlem olan ar rezerv biriktirme gerei ksmen ortadan kaldrlabil-seydi u trden
bir senaryo pekl mmkn olabilirdi: (i) 1995 sonrasnn byme/cari ak balantlar
dorultusunda % 5,4'lk bir byme milli gelirin (kabaca) % l'i (yani 2 milyar dolar) civarnda bir
cari ilem a yaratrd; (ii) 1980-89 dnemindeki cari ak/yabanc sermaye girii oran
srdrlseydi 3 milyar dolar civarnda bir sermaye girii Trkiye'nin d finansman sorunlarm
zer-di; (iii) d borlanmadaki artlar makul boyutlar iinde kalrd, (iv) IMF ile bir stand-by
anlamasna; onun getirdii ciddi meruiyet ve bamllk sorunlarna gerek kalmazd; (v) makul
snrlar iinde kald iin cari ak rakamlar gven sarsc boyutlara ulamaz; esasen
sermaye girileri iindeki scak para* eleri (rnein bankalarn ksa vadeli d borlanmalar) ve
yerleiklerin sermaye karmalar kstland iin de yl sonunda byk lde ksa vadeli sermaye
klar ile balayan ve ekonomiyi sarsan finansal kriz ortamna srklenilmezdi.

Bu sonuncu saptamay da nicel verilerle biraz daha aalm: Tablo 3, demeler dengesi
istatistiklerinin sermaye hareketleri eleri zerinde kalem kalem ayrntl bir ayrtrma sonunda,
yerleik olmayanlardan ve yerleiklerden kaynaklanan (ST) ve (STO+NHN) ve geni anlamda
arbitraj arayan (firma, hane halk ve banka kkenli) scak para toplamlarn veriyor. (Kaynaklar ve
metodoloji burada aklanmyor.) Grld gibi, yabanc kkenli sermaye girilerinin (YAS'nin)
iindeki scak elerin (yabanc scak parann) pay 1990 sonrasnda, 1980'li yllara gre nemli
lde (10 puan) artm; yerleiklerden kaynaklanan sermaye klar (YES+NHN) iindeki scak
elerin (yerli scak parann) pay ise 1980'li yllarda hi yok iken, 1990 sonrasnda % 68'i
bulmutur. te yandan finansal kriz ve alkant yllarnda sermaye hareketleri iinde hem yabanclarn
hem yerleiklerin scak para hareketlerinin nemi artmn. Sermaye hareketlerinin
serbestlemesinden etkilenen ana kategori olan scak para giri ve klarnn net bilanosu ise
1990-99 yllarnda negatiftir; yani demeler dengesine net katks olumsuzdur (Tablo 3, son stun).

2000 ylna gelelim: Bu yln ilk on aynda, yani sermaye girilerinin hzla artt kriz ncesi
aylarda yabanclardan kaynaklanan girilerin iindeki scak e 4,6 milyar dolarla % 31'i
bulmaktadr. 17 Kasm 2000 tarihinde balayan finansal alkantda ise, bir kez daha scak paracn
neminin artt (henz demeler dengesinin Kasm-Aralk rakamlarnn bilinmemesine ramen)
malumdur: Likidite krizi" diye tanmlanan alkantnn, hepsi scak sermaye hareketlerinden oluan,
borsadan klar, yenilenmeyen ksa vadeli d krediler ve yerli aktrlerin dolara (ve ksmen
yurtdna) ynelmelerinden ve 10 gn iinde net d varlklarda ve MB rezervlerinde
gerekleen dramatik erimeden kaynaklandn grmemek iin uluslararas sermaye hareketlerinin
kavramsal ve analitik erevesini tamamen unutmu olmak gerekiyor. MB'nin nce ak piyasa
ilemlerindeki ve net i varlklardaki genileme (ve bir anlamda rezerv erimesinin i finansmann
salama); daha sonra ise sterilizasyona son verme ve faizlerdeki ykselmeyi sineye ekme yoluyla
krize verdii tepkiler ikincildir.7 Gazi Erel'in nce, 2000 yl iinde faizlerin bu kadar deceini
beklemiyorduk; son aamada da faizleri piyasa belirler demek zorunda kalmas, bir MB Baka-
m'nn ana ilevi olan para politikasn uluslararas sermaye hareketlerinin alkantlarna teslim etmi
olmasnn itiraf deilse, nedir?

Ksacas, Trkiye 1989'u izleyen koullarda maliye, para ve dviz kuru politikalarndan sadece
birini izlemeye mahkm edilmitir ve ekonominin geliim dorultusu ou ksa dnemli ve scak
sermaye giri ve klarna baml klnmtr. 2000 ylnn IMF patentli program nominal kur
hedeflenmesine angaje olduu; maliye politikasn devre d brakt iin, yksek tempolu sermaye
girileri karsnda para arz endojenlemi, ekonomi kontrolsz bir genileme patikasna girmi;
talep genilemesinin kur politikas ve serbest d ticaret rejimiyle beslenmesi sonunda cari aklar
hzla artm; scak para hareketlerini kontrol eden aktrler, d dengesizliin srdrlemez olduu
kansna vardklar anda, sermaye kalaryla birlikte kriz patlak vermitir.
3. IMF: Bir Bilgelik Ant m? Bir Kriz Yaratcs m?

Kendi kafalaryla dnme alkanln tamamen yitirmi evrelerin bir iddias daha var. Buna
gre, programlar IMFnin olabilir; ancak Trkiye kendi sorunlarn zemedii iin IMF'ye gitmek
zorunda kalmtr ve bu nedenle TC iin doru politikalar reten IMF'yi sorumlu tutmak abestir... Bu
evreler, IMF'yi sorun zen, doru reetelerin tekeline sahip bir yce bilgelik oda olarak
grrler. Yukarda, 2000 ylnda IMF'nin Trkiye'ye sorun zen deil, sorun ve kriz yaralan bir
program kabul ettirdiini anlatmaya altm. Tekrar pahasna da olsa, birka vurgulamayla
balayalm.

IMF, kendi programnn Trkiye'yi krize srkleyecek bir potansiyel tadn alglayamad;
balang annda finansal kargaay kmsemeye alt; durumun arl ortaya knca kriz
yaralan kurum olarak sulanma olaslna kar panie kapld. Trkiye'deki rtkanlar
araclyla, sorumluluk yapsal reformlar yapamayan, doru politikalar uygulamakta geciken
hkmetindir mesajn iletmeye alt. Ulusal ekonominin karlar kavramn tamamen unutmu
olan yerli kadrolar ve politikaclar, bu kar saldrya ylesine kolayca teslim oldular ki ek
niyet mektubu gndeme geldiinde, IMF'nin yeni (ve ahlakd) isteklerini de kabul ettiler ve siyasi
iktidar, kanmca, ok ar bir meruiyet krizine srklediler.

Anlatmaya altm ki resmi evrelerin Trkiye'nin finansal alkantya srklenmesinde gnah


yoktu; zira makroekonomik politika aralar 2000 program ile ellerinden alnmt. Sadece ilk
gnahlar nedeniyle, yani (i) 1980' den bu yana Trkiye toplumunun iinde zlmesi gereken
yapsal sosyoekonomik karar alanlarn adm adm emperyalizmin st organlarna teslim etmek;, (ii)
1989 liberalizasyonuna gz kapal atlamak; (iii) kamu mliyesini bor batana srklemek ve (iv)
2000 programna teslim olmak nedeniyle suludurlar. Bu admlar atldktan sonra yapacaklar bir ey
esasen kalmamtr. lk gnahlardan arnma seenei dlanrsa, iktisat politikasn tartmann da
anlam kalmamtr.

Trkiye'nin tarihsel ve toplumsal parametrelerinin tasfiyesi anlamna gelen szde yapsal


reform!ardaki gecikme ile finansal kriz arasnda hibir nedensellik ba yoktur. Bu, finansal kriz
bahanesiyle ekonomik ve sosyal alanlarda Trkiye'nin tam teslimiyeti iin yaplan bir antajdan
ibarettir. Ve ne yazk ki bu antaj tutmaktadr.

Bretton Woods kurumlarnn giderek AG hkmetlerinin yaratt sorunlar zen deil, kendi
yarattklar sorunlarn sonularn hafifletmekle uraan rgtler haline geldii eletirisi son
zamanlarda tutucu iktisatlar iinde dahi yaygnlamaktadr. Dnya Bankas yapsal uyum
politikalaryla gelir dalmn nce bozup yoksulluun artmasna katk yapmakta; sonra da
yoksulluu nleme programlarna kaynak ayrmaktadr.8 Sermaye hareketlerini serbestletirmekte
zorlanan Dou Asyallar finansal krizle karlanca IMF'nin ilk tepkisi krizi daha da derinletiren bir
istikrar paketi zerinde srar olmutur. Bu kez de Trkiye'de ekonomiyi d denge halinde devralm,
byk boyutlu bir d ak yaratarak finansal krize srklemi; kendi yaratt krize kar yeni
reeteler yazarak 2000 yln balamtr.

Bataki soruya tekrar dnersek, Trkiye'de artk ekonominin geleceini plalayabilen, hatta
bugnn belirleyebildi siyasi iktidarlardan sz etmek mmkn deildir. 2000 Kasm-Aralk
krizinin mimar da sosyoekonomik alanlarda bamsz karar alma yeteneini tamamen yitirmi
olan TC hkmeti veya para politikas uygulama olana elinden alnm olan TCMB deil,
IMF'dir.

Tablo 1

Yabana Kkenli Sermaye Hareketleri (YAS), Cari Ak (CA) ve Byme (g)

YAS/GSMH C. Ak/GSMH g(%)

Kmlatif
0.019 0.010 4.8
1981-89

Kmlatif
0.034 0.008 3.7
1990-99

1990 0.030 0.017 9.4

1991 0.002 -0.002 0.4

1992 0.043 0.006 6.4

1993 0.071 0.354 8.1

Kmlatif
0.038 0.015 6.0
90-93

Foslama: 1994 -0.048 -0.020 -6.1

1995 0.035 0.014 " 8.0


1996 0.054 . '* 0.013 7.1

1997 0.058 0.014 8.3

Kmlatif
0.049 0.013 7.8
95-97

Foslama: 1998 0,018 -0.009 3.9

1999 0.046 0.007 -6.4

Kmlatif
0.042 0.007 4.0
95.99

Tablo 2

Yabana Kkenli Sermaye Hareketleri (YAS), Yerleik Kkenli Kaytl (YES), Kayt-D (NHN)
Sermaye Hareketleri, Rezerv Hareketleri (DR) ve Cari Denge (CD)

(Milyon $)

YAS YES CD NHN DR YES/YAS CD/YAS NHN/YAS DR/YAS

Genileme
24536 -10333 -9782 -2932 -1489 -0.421 -0.399 -0.120 -0.061
1990-93

Foslama

-6259 2409 2631 -547 *__ *___ ___
1766
1994

1994 eksi
-19090 6277 9064 3988 -239
1993

Genileme
27173 -4832 -7454 -2021 -12866 -0.178 -0.274 -0.074 -0.4 73
1993-97

Foslama
1998 3677 -3128 1871 -2203 -217 -0.851 0.509 -0.599 -0.059

1998 eksi
-7623 -417 4550 391 3099 --- ... ...
1997

1980-89 15529 -3471 -10408 2910 -4560 -0.224 -0.670 0.187 -0.294

1990-99 57774 -19859 -14098 -3492 -20325 -0.344 -0.244 -0.060 -0.352

16 lke:
-0.228 -0.543 -0.111 -0.118
1980-89

16 lke:
-0.241 -0.431 -0.060 -0.268
1990+

Not: YAS+YES+CA+NHN+15R=0; (*) YAS negatif olunca, oranlar anlamstzlar.

Tablo 3

Yabanc (STI) ve Yerli (STO) Kkenli Scak Para Hareketlerinin Yn ve Boyutu (Milyon $)

d) (4)

Yabanc Yerli (6)-


(3) =
(0/(2) (5)
Scak Scak (4)/(5)
(2) Top. Yerleik Top. (7) Net Scak Para = (l)+
Para Yab. Ser. (YAS) Para Ser. Har. (4)

1990-
93 9664 24536 0.394 -12278 -13265 0.926 -2614

1994 -5913 -6259 0.945 4212 4175 1.009 -1701

1995-
5705 27173 0.210 -3233 -6853 0.471 2472
97
1998 2267 3677 0.617 -3286 -5331 0.616 -1019

1999 3479 8646 0.402 -1333 -2076 0.642 2146

1980-
2454 15529 0.158 213 -561 (*> 2667
89

1990-
15202 57774 0.263 -15919 -23351 0.682 -717
99

(*) Scak para ve toplam sermaye hareketlerinin iaretleri farkl olnca oranlar anlamszlar.

2000-2001 Krizinde Sermaye Hareketleri

2000-2001 krizinin oluum ve geliiminde sermaye hareketlerinin ve scak para giri-klarnn


rol belirleyici olmu mudur? demeler dengesinin sermaye hareketleri blmnn ayrntl aylk
verilerini kriz ncesi ile kriz dnemleri arasnda toplulatrarak zmlersek bu soruya k tutmamz
mmkn olacaktr.

Ampirik bulgular iki aamada oluturuyoruz. lk olarak, toplam sermaye hareketlerini ve ana
elerini yabanc ve yerli aktrler (teknik terimi ile bunlar yerleik olmayanlar ve yerleikler
olarak anlr) arasnda ayrtryoruz ve demeler dengesi zdeliinin iki ek esi olan cari ilem
dengesi ve rezety deimeleri kalemleri ile birlikte sunuyoruz. Burada, kriz ncesini kapsayan on aya
(Ocak-Ekim 2000) ve kriz dnemini ieren sekiz aya (Kasm 2000 ile Haziran 2001) ait veriler ayr
ayr toplulalrlmakta ve karlatrlmaktadr (Tablo 1). kinci olarak da, toplam sermaye
hareketlerinin scak elerini tanmlayp ayrl-yoruz ve yine yerli-yabanc ve kriz ncesi-kriz
dnemi ayrmlar iinde inceliyoruz (Tablo 2).

Baz n Aklamalar

ilk bata, demeler dengesi kavramlaryla, verilerle ve yntemle ilgili baz aklamalar yapacaz.
Bylece, zellikle konuya yabanc olan okuyucularn bulgularn zmlenmesini daha rahat
izlemesini kolaylatracamz umuyoruz.

(1) Yerli ve yabana aktrlerden kaynaklanan sermaye hareketleri arasnda ayrm yapabiliyoruz.
ster yerlilerden, ister yabanclardan kaynaklansn, sermaye girileri art ile iaretlenir. rnein
Japon firmalar Trkiye'de fabrika kuruyorsa veya Deutsche Bank Trkiyeli bankalara kredi ayorsa;
Trkiyeli rantiyeler ise, diyelim. Frankfurt borsasn-daki yatrmlarn tasfiye edip Trkiye'ye
getiriyorlarsa bu ilemlerden kaynaklanan sermaye hareketleri art iaret ile kayda geer. Kayna ne
olursa olsun sermaye klar (rnein yabanclar MKB'deki yatrmlarn tasfiye ederek veya
Trkiye'ye atklar krediyi vadesi sonunda yenilemeyip anaparay Trkiye dna transfer
ediyorlarsa ya da Trkiyeli bir firma Romanya'da fabrika kuruyorsa) eksi ile iaretlenir. Normal
dnemlerde yabanclar Trkiye'ye net sermaye girii (art); yerliler ise net sermaye k (eksi)
gerekletirirler; ancak kriz-kargaa dnemlerinde bu iaretler tersine dnebilir. Trkiye'nin d
dnya ile gerekletirdii cari ilemlerin (mal ve hizmet ihracat/ithalatnn, faiz, kr ve cret
transferlerinin) toplam ak veriyorsa, yani bu ilemlerden kaynaklanan dviz giderleri dviz
gelirlerinden fazla ise net bilano (yani cari ilem dengesi) eksi ile, cari ilem fazlas ise att ile
gsterilir. demeler dengesi muhasebesi gerei rezerv artlar eksi, azallar ise arl ile iaretlenir.
Bu drt ana kalemin toplam sfra eittir. Yani yabanclardan kaynaklanan net sermaye akmlar +
yerli aktrlerden kaynaklanan net sermaye akm + rezerv hareketleri + cari ilem dengesi = 0.

(2) Aslnda yukarda belirtilen demeler dengesi zdeliinin bir ana esi daha vardr: Bu,
Trkiye ile d dnya arasndaki ilemlerdeki tm hatalar ve kayt d ilemlerin net bilanosunu
oluturan net. hata ve noksan (NHN) kalemidir. Biz, bu almada NHN kalemini yerli kkenli kayt
d sermaye hareketleri olarak yorumluyoruz. Bu yorumun ardnda, demeler dengesi
hesaplamalarndaki hata ve eksikliklerin, cari ilemlerden ok sermaye hareketlerinden; burada da
yabanc aktrlerden ziyade yerli aktrlerden kaynakland tehisi yatyor. Bu yorum,
elbette eletiriye aktr. Zira NHN kalemi iinde, cari ilem istatistiklerinin toplanmasndaki tm
eksik ve fazlalar; yabanclardan kaynaklanan kayl d sermaye hareketleri ve snr d sermaye
hareketi iermeyen; ancak lke iinde kayt ii sektrlerle (bankalardan), kayt d alanlar
(kasalar, yastk all) arasnda gerekleen tm dviz hareketleri de, nihai olarak NHN kalemine
yansr. Ne var ki bu sonuncu trden ilemler de akrlerin nitelii, etkisi ve sonular bakmndan
yerli kkenli kayt d sermaye hareketleri ile benzerlik tar. NHN ile ilgili bu deerlendirmemizin
nicel analize ok byk sapmalar getirmeyeceini dnyoruz. Esasen, sz geen kalemi ayr bir
e olarak deerlendirmek de mmkndr.

(3) Tablo 1 ve 2'nin kavramsal yaps, IMF'nin 1993 ylnda oluturduu standart demeler
dengesi sistematiine dayanmakladr. Trkiye, IMF'ye, sz geen sistematie uygun veri yollamakta;
ancak Trkiye'de yaymlanan ve T.C. Merkez Bankas'nn (TCMB) web sitesinde sunulan demeler
dengesi istatistiklerinde bu sistematikten belli llerde saplmakta; baz kalemler tam olarak
verilmemektedir. Tablolarmzda sunulan aylk verilerde IMF tablolarna deil, TCMB verilerine
dayanmak zorunluluu var. Bu nedenle bu iki tabloda baz belirsizlikler ve eksiklikler vardr.
rnein, yerli aktrlerin uzun vadeli sermaye hareketleri ayrtrlmad iin bu kalem net olarak
verilmekte; toplamn tm yabanc kkenli olarak varsaylmaktadr (Tablo 1). Aylk veriler
zerinden inceleme yapmak istiyorsak, bunlar imdilik sineye ekmek zorunda kalyoruz.

(4) Scak paray dier sermaye hareketlerinden nasl ayryoruz? Ksaca arbitraj arayan
sermaye hareketleri olarak tanmlanabilecek olan bu kategori, (a) hisse senetlerine, (b) ksa vadeli
bor senetlerine (hzinenin veya zel sektrn bonolarna) ynelen portfy yatrmlarndan, (c)
bankalara ve () dier zel aktrlere alan (ancak ticari kredileri iermeyen) ksa vadeli
kredilerden, (d) banka mevduatnda veya (e) banka d dier varlklardaki deimelerden oluur.
Tm bu eler iin sermaye hareketinin kaynana gre yabanc veya yerli hketli scak para
arasnda ayrtrma yaplr. Yukarda belirtildii gibi, net hata ve noksan kalemi, bu almada yerli
kkenli kayt d scak para olarak deerlendirilmitir.1 Bu elerin ampirik saptanmasn, IMF
sistematiindeki kalemlerin.ayrntl bir incelenmesi ve ayrtrlmas sonunda yaptk ve
IMF'nin yllk verilerini ieren veri-tabamn baz almalarmzda kullandk. Ancak Tablo 2'deki
aylk scak para eleri. TCMB veri tabanndan tretildii iin IMF sistematiindeki ayrnt
dzeyinde deildir. rnein, portfy yatrmlarnda hisse senetleri-hazine bonolar ayrm
yaplamamak-

1 Yerli parayla ifade edilen geliri (faiz) oram i. dviz fiyatndaki artcn beklenen oran e olsun. Yabanc para (dolar) cinsinden
beklenen arbraj getirisi r(arb)=[(l +i)/(i +e)]-l olur. Bu geliri, risk marj ile krpldktan sonra benzeri bir ilem (yatrm) iin geerli d
getiriden yksekse scak para girii gerekleir. rnein yabanc rantiye borsada hisse senedi alr veya TL mevduatna girer; yerli
banka dtan ksa vadeyle borlanp hazine bonosuna yatrin yapar; yerli firma dvizle ksa vadeli borlanp yerli parayla iletme
giderlerini (cret demelerini) finanse eder. Btn bu ilemlerde nce yabanc para TL'ye evrilecek, vade bitiminde tekrar dvize
dnlecektir. Bu ilemlerde inisiyatif yerleiklerden kaynaklansa bile verdiimiz rneklerin tm (sermaye hareketinin kaynana bal
olarak) "yabanc kkenli scak para" grubuna girer ve bunlardan her biri nicel olarak saptanabilmek! edir.

21,6

ta; scak parann dnda kalan ticari krediler yabanclar iin ayrtrld (ve hesap d
tutulduu) halde; yerli aktrler iin bu ayrm yaplamamakta, dolaysyla yerli kkenli scak para
dzeyi abartlm olmaktadr.

Tablo 1
Kriz ncesinde ve Kriz iinde Sermaye Hareketleri Milyon $

Kriz ncesi: Ocak 2000-Ekim 2000 Kriz Dnemi: Kasm 2000-Haziran 2001

Yabanclar: Net Sermaye Akm 15179 -10442

Dolaysz yatrm 589 2406

Portfy yatrm 6789 -8457

Uzun vadeli sermaye akm 3201 -553

Ksa vadeli senmaye akm 4600 -3838

Yerli Aktrler: Net Sermaye Akm -5257 -3033

Dolaysz yatrm -751 -452

Portfy yalnm -730 949

Ksa vadeli sermaye, kayt ii -1226 -1847

Ksa vadeli sermaye, kayt d -2550 -1683

Rezerv Deimeleri -2324* 15239**

Cari lem Dengesi -7598 -1764

Kay nal: TCMB verilerinden yaplan hesaplamalar.

Notlar: (*) $499 milyon IMF kredisi ile resmi rezervlerdeki $2823 milyon .arttan oluur.

(**) S8076 milyon IMF kredisi ile resmi rezervlerdeki $7163 milyon azaltn oluur.
Tablo 2

2000-2001 Krizi ncesinde ve Kriz inde Scak Para Hareketleri

Kriz ncesi: Ocak 2000-Ekim 2000 Kriz Dnemi: Kasm 2000-Haziran 2001

Yabanc Kkenli Scak Para 4204 -10984

Portfy, menkul deer 835 -8586

Yerli bankalara ksa vadeli kredi 3639 -1688

Dier ksa vadeli krediler (a) 84 224

Mevduat ve dier ykmllkler -354 -934

Yerli Kkenli Scak Para -3498 -1012

Portfy, menkul deer -730 949

Yerli bankalardan ksa vadeli kredi 59 -44

Dier ksa vadeli varlklar (b) -277 -234

Kayt-d (NHN) -2550 -1683

Kaynak: TCMB verilerinden yaplan hesaplamalar. .

Notlar: (a) Yabanclarca alan ticari krediler ve ksa vadeli resmi borlanmalar ierilmemitir.

(b) Yerli akrlerce alan ticari krediler ierildigi iin scak olmayan" eler iermektedir.

Kriz ncesinde Sermaye Hareketleri


2000 ylnn ilk on ay iinde, IMF ile imzalanan stand-by anlamasnn destei, nominal dviz
kuru pasnn inandrcl ve scak para iin pozitif arbitraj getirisinin den faizlere ramen
sregelmesi9 sayesinde net yabanc sermaye girii hzla arlar ve 15.2 milyar dolara ular.
Sermaye girileriyle balayan srecin, TCMBnin pasif (daha dorusu namevcut) para politikasnn
kalkyla reel faizleri sfra drd; i talepteki genilemenin (reel olarak deerlenen yerli
parann da katksyla) cari ilem am hzla bytt iyi biliniyor ve Tablo 1'in ilk stunu bu
yknn ana nicel gstergelerini sunuyor. Ancak tablolarda sunulan verilerin tesine de gidilerek bir
dizi ek saptama yapmak yararl olabilir.

Yabanc sermaye girilerinin alt dkmne gre, toplamn % 82'sini ana kalem
oluturmaktadr. Bunlar, hzinenin tahvil ihrac ile borland 5.7 milyar dolar, yerli bankalarn
yabanc bankalara ksa vadeli borlarnda gerekleen 3.6 milyar dolarlk art (net ek borlanma) ve
3.2 milyar dolarlk uzun vadeli borlanmadr. Aada da vurgulanaca gibi, 2000 ylnn ilk on
ayndaki yabanc sermaye girilerinde scak olmayan ve uzun vadeli eler baat grlmektedir.10

Yksek boyutlu sermaye girilerinin ne kadar d bor artna yol amtr? 15179 milyar
dolarlk net yabanc sermaye giriinden dolaysz yatrmlar (589 milyon dolar) ve menkul deerlere
dnk neL yabanc sermayeyi (835 milyon dolar, Tablo 2, satr 2)11 karrsak ve buna (sermaye
girileri iinde deil, rezerv deimeleri iinde yer alan) 499 milyon dolarlk IMF kredilerini
eklersek, Ocak-Ekim 2000 dneminde bor artran sermaye girilerinin toplamn (14254 milyon
dolar) elde ederiz. Hazine Mstearl verilerine gre 2000 ylnn tmnde Trkiye'nin d
bor stoku 12.8 milyar dolar artmtr ve iki rakam, kabaca, tutarldr.12 Bu bulgunun ilgin bir
yorumu vardr: Trkiye 2000'in ilk on ay boyunca 7.6 milyar dolarlk cari ilem an finanse
ederken d borcunu 12.8 (veya 14.2) milyar dolar artrmtr. Ksacas, d borlar cari ilem
andan bamszlaan bir ivme ile bymektedir. Nedeni, sermaye girilerinin nemli blmlerinin
rezerv birikimine ve yerli aktrlerin sermaye karmalarnn finansmanna tahsis edilmesidir. Farkl
bir ifadeyle, sermaye girilerinin cari ilem ann finansman ile balantlar kopmaktadr.

D borlardaki kontrolsz art belirleyen ikinci etken zerinde ksaca duralm: Yerli aktrler
2000'in ilk on aynda 2.3 milyar kayt d (NHN) olmak zere lke dna 5.3 milyar dolar
karmlardr. Ksacas, yabanclar Trkiye'ye byk boyutlu sermaye aktarrken, yerli bankalar,
firmalar, rantiyeler sermaye giriinin % 35'ine ulaan bir tutar lke dna aktarmlardr. Brt d
borlardaki abartl arta katk yapan bu olgunun bir de olumlu yan vardr: Yerli aktrler,
yabanclarla zt ynde (akntya kar) davranarak hzl sermaye girilerinin geniletici etkilerini
hafifleten bir katk yapmaktadrlar.

Kriz ncesi dnemde yabanc kkenli scak para girileri, Ocak-Ekim 2000 dneminde nel
yabanc sermaye giriinin % 28'ini oluturuyor. Buna karlk yerli scak para, yerli aktrlerden
kaynaklanan sermaye klarnn te ikisini (3,5 milyar dolar) oluturuyor. Bu sre iinde yabanc
scak para girileri ile yerli scak para klar arasndaki fark sadece 500 milyon dolardr. Arbitraj
getirileri ayn deikenlere bal olduuna gre, yabanc ve yerli aktrler neden farkl dorultularda
(biri ieri, dieri dar) hareket ediyorlar? Bu nemli soruyu tartmak iin, sz geen akmlarn
ana elerine bakmak gerekiyor. Yabanc kkenli scak parann ana esi, Trkiyeli bankalara
alan ksa vadeli kredilerdir (3.7 milyar dolar) ve bu kalem byk lde yerli bankalarn inisiyatifi
(talebi) sonunda imitir. Yabanc bankalar ise, Trkiyeli bankalara atklar kredilerin son tahlilde
TC Hzinesi tarafndan stlenileceini tahmin ederek risk faktrn gz ard etmiler ve hakl da
kmlardr.13 Yerli kkenli scak parann ana esi ise, esrarengiz aktrlerin belirsiz alanlara
kaynak kaydrmas sonunda ortaya kan NHN kalemidir. Dolaysyla, yksek boyutlu scak parann
hem girdii hem kt Ocak-Ekim dnemi iinde byk kalemler iin ayn deikenleri farkl
alglayan yerli ve yabanc aktrler ikilemi yoktur. Bu ikilem, yabanclarn MKB'ye yatrmlar
(0.8 milyar dolar) ile Trkiyeli yatrmclarn yurldndaki borsalara ynelik yatrmlarnn (0.7
milyar dolar) yakn

deerde olmas dikkale alnrsa yabanc ve yerli rantiyeler asndan geerlidir. Ola ki 2000
ylnn byk blmnde Trkiyeli rantiyeler, lkeleri hakknda (zellikle dviz kuru hedefleri ve
risk zerinde) yabanclar kadar iyimser deildiler.

Kriz Oluumunda ve Kriz inde Sermaye Hareketleri

2000 ylnn ikinci yarsndan itibaren, zellikle cari ilem aklarndaki hzl byme nedeniyle
programla ilgili belirsizliklerin artt biliniyor. Burada Kasm ve ubat aylarnda patlak veren
alkanilartn oluumuna ve krizin sekiz aylk seyrine sermaye hareketlerinin katksn mercek altna
alacaz.

Sermaye hareketleri bakmndan ilk tehlike sinyalleri Eyll 2000'de, net sermaye hesabnn
negatife (NHN hari -243 milyon dolara) dnmesi ile ortaya kt. Buna karlk Ekim iinde geici
ve aldatc bir dzelme meydana gelmitir. Yerli aktrlerin yurtdndaki portfy yatrmlar bu ay
iinde de devam etmekte; kayl d sermaye k nemli boyutlara ulamakla; yabanclarn banka
mevduatnda da nemlice bir erime meydana gelmektedir (bu enin temsil ettii net sermaye
akm - 1.4 milyar dolardr); ancak dier kalemlerdeki olumlu gelimeler Ekimde net sermaye giriini
hl pozitif deerlerde tutmaktadr. Tabloyu tamamen tersine eviren ilk darbe Kasmda yabanclarn
net 5.2 milyar dolar menkul deer satarak darya karmalar ile gerekleti ve bu ok, hemen
hemen olduu gibi rezervlerdeki erimeye yansd. Aralk 2000-Ocak

2001 aylarnda IMF'den gelen 2.9 milyar dolarn da katksyla sermaye hareketlerinde geici bir
istikrar salanmtr. Krizin ubat ayanda ise byk boytulu sermaye klar kanaldan
gerekleti: Bir kez daha yabanclarn tasfiye ettii menkul deerlerden 3.8, yabanc bankalarn
yenilemedikleri ksa vadeli kredilerden 1.3 ve kayl d hareketlerden 1.2 milyar olmak zere, bu
kalemden oluan net sermaye akm - 6.3 milyar bulmaktadr. Dolaysyla Kasm ve ubat aylarnda
yukarda belirlenen drt kalemden net olarak 11.5 milyar dolarlk sermaye k gereklemi ve bu
byk kanamann 10.3 milyar dolar yabanclardan kaynaklanmtr.
Kriz ncesinin on ayn sonraki sekiz ay ile karlatrrsak, Trkiye ekonomisinin net sermaye
klar nedeniyle karlat okun bykl ortaya kmaktadr: Ocak-Ekim dneminde yabanc
kkenli net sermaye akmlar + 15.2 milyar dolar, Kasm 2000-Haziran 2001 sresinde - 10.4 milyar
dolardr, iki byklk arasndaki fark, yani 25.6 milyar dolar, bu iki dnem arasnda
ekonominin yabanc sermaye hareketleri dolaysyla karlat negatif okun bykln ifade
eder. Karlatrmay yerli aktrleri de kalarak, sermaye hareketlerinin net bilanosu asndan
yaparsak, kriz ncesindeki + 9.9 milyar dolarlk net sermaye akm, krizi ieren sekiz ay boyunca -
13.5 milyar dolara dnm; canlanma dnemindeki byk boyutlu net sermaye girilerini aan
miktarda net k izlemitir. Yerli ve yabanc aktrlerin net sermaye hareketlerinin yn deitirmesi
yoluyla ekonomiye tad negatif okun bykl 23.4 milyar dolardr.

Bu byklkler, finansal krizin oluumuna sermaye hareketlerinin katksn aka ortaya koyuyor.
Sermaye hareketlerinde GSMH'nin % 12'si dolaylarnda bir yn deitirmenin parasal
byklklerde, faiz hadlerinde ve finansal sistemde yarataca oklar ak olsa gerektir. Bu boyutta
oklarla karlaan bir finansal sistemin kntye srklenmesi iin, ayrca yapsal bozukluklar
tamas gerekmez. Sermaye klarn balatan etken nedir? sorusu, tartmaya fazla aydnlk
getirmeyecektir. Cari an srdrlemeyeceini, dolaysyla dviz kuru hedeflerinin inandrc
olmaktan ktn alglayan yabanc aktrler, batacak gemiyi erkenden (devalasyon ncesinde) terk
ettiler. Yapsal reformlardaki gecikmeler d finans evrelerinin Trkiye'ye olumsuz bakmalarna
ve sermaye akmnn tersine dnmesine yol at. Kasmda Demir-bank'n desteklenmemesi. ubatta
Sezer-Ecevi almas i piyasada dvize saldrya yol at; bu da d aktrleri olumsuz etkiledi."
Bu trden farkl ve elikili aklamalar ana sorunu gz ard ediyor: Trkiyenin sermaye
hesab kevgir veya yol geen han gibi ak olmasayd, finansal sistemin yapsal sorunlar ne olursa
olsun, sermaye giri ve klar arasnda bu boyutta dalgalanmalar mmkn olmazd. Ekonomide
ar bir snma meydana gelse bile bunun balangc sermaye hareketlerinden kaynaklanmaz, otsa
olsa cari ilem aklarnn finansman sorunlar ile karlalr; sermaye klarnn yol at
finansal kriz (ve onu izleyen ar depresyon) olasl ok daha zayf olurdu.

Kriz iinde yabanc kkenli scak parann'oynad rol. kriz ncesine gre ok daha fazladr.
Canlanma konjonktrnde scak parann rolnn snrl olduunu yukarda belirttik.14 Kriz koullarn
ieren Kasm-Haziran aylarnda ise, yabanc kkenli scak para klar (11.0 milyar dolar), toplam
yabanc sermaye klarm (10.4 milyar dolar) amtr. Bu durum, byk lde, finansal
bunalmda scak olmayan bir sermaye hareketinin, yani dolaysz yabanc yatrmlardan kaynaklanan
girilerin. Kas m-Haziran arasnda 2.4 milyar dolar bulmasndan kaynaklanyor. Yabanclarn irket
ve banka satn almalarnn da dolaysz yatrm olarak kayda getiini hatrlatalm. Financial
Tines'n 18 Austosta, Trkiye'de ucuza mal kapatmann tam zamandr (yani tasfiye dolaysyla
zararna sat) anlamna gelen ars hatrlanrsa dolaysz yatrm gi-filerinin krize ramen deil,
kriz nedeniyle artmakla olduu sylenebilir. Yabanclarn scak para klar ncelikle menkul
deerlerden (- 8.6 milyar dolar) ve daha dk dzeylerde ksa vadeli banka kredileri (- 1.7 milyar
dolar) ile mevduattan (- 0.9 milyar dolar) oluuyor. Menkul deer tasfiyelerinde hazine bonosu
satlarnn nde geldiine ilikin bilgiler vardr.

Kriz iinde yerli kkenli scak parann etkisi, canlanma dnemindeki gibi konjonktr hafifletici
(akntya kar) dorultuda olmutur. Ocak-Ekim aylarndaki 3.5 milyar dolarlk k, sonraki
sekiz ay iinde 1.0 milyar dolara dmtr. Kayt d sermaye klar azalmtr. Yerli aktrlerin
zellikle yurtdndaki portfy yatrmlarn tasfiye ederek sermaye giriine ynelmi olmalar ise
ayrca ilgintir. Bu davran, krize kar lke dndaki kaynaklar kullanma gereksiniminden
kaynaklanm olabilir.

Sermaye Hareketleri Denetlenmelidir

Sermaye hareketlerinin 2000-2001 krizinin oluumuna ve geliim biimine katksn inceleyen


yukardaki bulgular, gemie ve gelecee ilikin iktisat politikalar zerinde baz saptama ve neriler
yapmamza imkn veriyor.

Daha nceki dneme gitmeye gerek yok; 1980 sonrasndan balayalm. Sermaye hareketlerinin
denetim altnda tutulduu 1981-89 yllarn, 32 sayl kararn uyguland ak sermaye hesab
dnemiyle, yani 1990 ve somas ile karlatrdmzda, ekonominin byme-daralma patikasnn
belirlenmesinde nemli bir kopma meydana geldii anlalyor, ilk dnemde ekonominin byme-
daralma konjonktrleri, i talep elerinden (rnein bamsz maliye ve para politikalarnn
katksyla) balar; byme hz belli bir cari ilem a dourur; cari an ve belli llerde
ithalatla balantl rezerv artlarnn finansmann

gerekletirecek boyutta sermaye girii gerekleirdi. Ksacas, etkileim balantlar byme ->
cari ak -* sermaye girileri dorultusunda idi. Sermaye hareketlerinin serbest-letii dnemde
byme sreci, dorudan sermaye girilerine balanr ve yukardaki balant sermaye girileri ->
byme -> cari ak dorultusunda gerekleir. Byme-d denge balantlarndaki bu deime,
1980'li yllarda belli bir byme hzndan kaynaklanan cari akta gzlenmez. Bu iki dnemde % 5
dolaylarndaki bir byme hz, milli gelirin (kabaca) % l'i kadar cari ak yaratmaktadr.15 Asl fark,
cari ilem aklan ile yabanc sermaye girileri arasndaki balantda gereklemitir: Sermaye
hareketlerinin denetlendii ilk dnemde yabanc sermaye girilerinin milli gelire oram % 1.9 olmu;
byme ve cari ak gstergelerinin fazlaca deimedii 1990 somasnda ise ayn oran hzla
ykselerek % 3.4'e kmtr. Sermaye akm ile cari ilem a arasndaki farkn bymesi, yabanc
sermaye girilerinin giderek anan blmlerinin yerleiklerin sermaye karmasna ve ar aband
rezerv birikimine tahsis edilmesi ile aklanabilir.

Sermaye giri ve klarnn denetimsiz olduu 20002001 yllarnn bulgularn bu adan


deerlendirelim. 2000de net yabanc sermaye girileri, milli gelirin % 6.5'ine ulam ve dviz
girilerinin ivmesi sonunda milli gelir % 6.1 orannda bymtr. Bu byme hz, 2000'e
zg etkenlerden tr, nceki yllardaki balantlardan beklenebilecek bykl fazlasyla aan
(GSYlH'nin % 4.9'una ulaan) bir cari ilem ana yol amtr. Dviz apasna dayal programn
yol at reel kur hareketlerinin (yani ucuzlayan dvizin) ve bu ortamda etkilerini daha da kuvvetle
icra eden Gmrk Birligi'nin katklar sz konusudur.
2000 yl iinde 1980' yllarn iktisat politikas parametreleri geerli olsayd, ortaya nasl bir
tablo kard? Kaba bir senaryo yapalm: Sermaye hesabnn ak olduu koullar dviz kuru ve para
politikasnn (faiz oranlarnn) birbirinden bamsz olarak yrtlmesini mmkn klar. Bylece bir
yandan dviz fiyatnn yapay olarak ucuzlamasn nleyen bir reel kur hedeflemesini, bir yandan
da % 6.1'lik bir gelime hzn salayacak genileyici para ve maliye politikalarm bir arada
izleyebilecek bir yaklam mmkn olurdu. % 6.1'lik bir byme hz. 1980-89 parametreleri
(rnein kur politikas) geerli olsa idi, cari ilem an milli gelirin % 1.2si oranna karrd.
Sermaye hareketlerinin denetlendii bir ortamda, yerleiklerin sermaye ihrac kstl; abartl rezen-
birikimi ise anlamsz olaca iin bu boyutla bir cari an gerektirecei yabanc sermaye girii milli
gelirin % 2.3' orannda geekleecekti. Bu oran. IMF politikalarnn geerli olduu 2000 ylnda
gerekleen sermaye girilerinin sadece yarsdr. Ayn oranda byme, ekonomiyi finansal krizlere
srkleyen ar sermaye giriine gereksinim duymadan salanacak; cari an srdrlemez
olduu alglamalar ve ekonomiyi finansal bir krize srkleyen boyutla alkantlar muhtemelen
gereklemeyecek; finansal sistemde gerginliklerin belirdii koullarda dahi, yabanclarn sermaye
karmalar Kasm 2000 sonrasndaki boyutta olamayacakt; zira borsann kaplar yabanc sermayeye
almam; bankalarn ksa vadeli d borlan da bugnk boyuta ulamam olacakt.

Ksacas, sermaye hareketleri denetlenmelidir ki Trkiye sermaye girilerinden kaynaklanan


istikrarsz canlanma finansal kargaa ve kriz sarmalndan kurtulabilsin. Keza, sermaye hareketleri
denetlenmelidir ki Trkiye faiz ve dviz kurunu farkl iktisat politikas hedeflerini
gerekletirebilecek ve birbirini ksteklemeyecek iki bamsz politika arac olarak kullanmaya
(1980'li yllarda olduu gibi) yeniden balayabilsin. Ve keza sermaye hareketleri denetlenmelidir ki
devletin kamu hizmeti salayabilme yeteneini felce uratm bulunan i bor ykn hafifletici
radikal bir operasyon, sermaye ka antaj ile karlalmadan yaplabilsin ve maliye politikas
yeniden gndeme girebilsin. Hangi tr sermaye hareketleri denetlenmeli? Kriz atlatlncaya kadar m,
kalc m? Yerleiklere mi, yabanclara m? Trkiye'de sermaye hareketleri zerindeki 2000/ 2001
bulgulan gstermektedir ki yabanc rantiyelerin Trkiye'deki menkul deerler (hazine bonolar ve
hisse senetleri) ile ilgili giri ve klar ile yabanc bankalarn Trkiyeli bankalara at ksa
vadeli krediler en byk istikrarszlk eleridir. Yerli aktrler ise. zellikle canlanma dneminde
byk miktarlarda scak para klarna ynelerek, yabanc sermaye girileri zerinde nemli bir
sznt oluturmakta; brt d borcun ar bymesine ve sermaye hareketleri ile cari an
finansman arasndaki kopukluun artmasna katk yapmaktadrlar. phesiz para ikamesinin ve
dolalaman yaygnlat ve cari ilemlerdeki konverlibilitenin sregeldii koullarda, sermaye
hareketleri zerindeki denetimlerin yzde yz baarl olmas beklenemez. Ancak bu, sorumluluktan
kamann gerekesi olamaz. Yasad olmasna ramen uyuturucu ticaretinin nlenememesi,
uyuturucu satnn serbestletirilerek vergi gelirine katk yapnas tr bir yneliin gerekesi
olabilir mi? Yasakl ve serbest dnemdeki uyuturucu tketiminin ayn olaca iddia edilebilir mi?

Hangi yntemlerle denetim? Sermaye hareketleri zerindeki etkili denetim yntemleri zerinde
uluslararas deneyim zengindir. renmek isteyenler iin saysz yayn vardr. Sermaye hareketleri
zerinde kurumsallam kontroller uygulayan ve bu nedenle Asya krizinden etkilenmeyen Qn ve
Hindistan'n uzun vadeli ve dolaysz sermaye hareketlerini byk lde eken lkeler olduunu;
Vla-lezya'mn finansa! kriz koullarnda sermaye klarn engelleyerek istikran komularndan ok
daha hzla saladm; canlanma konjonktrlerinde sermaye girilerini ve genel olarak scak para
klarn caydrc ve yumuak yntemlerle frenleyen ili ve Kolombiya deneyimlerini hatrlatalm.
D ak sorunlar olmayan bir ekonomiyi bir yl iinde bir demeler dengesi krizine srkleyen, 16
ay iinde kur ve para politikalar bakmndan birbirinin karl iki program siyasi iktidara kabul
ettiren IMF uzmanlarndan ve Fischerden iktisatlarn, teknokratlarn ve siyaselile-rin renecei
bir ey yoktur. Bunlara, yerel ve uluslararas finans kapitalin antajlarna teslim olmadan dnyay
izlemeleri; Trkiye ekonomisinin salkl elerine gvenmeleri; aratrmalar; bilgilendikten sonra
kendi kafalaryla dnmeleri tavsiye edilir.

Politika Tartmalarnda Tabular Yklmaldr

1998deki "yakn izleme anlamas" ile yeniden IMF'nin denetim ve ynetimine giren Trkiye
ekonomisi, o tarihi izleyen 14 aylk dnemin 8inde klmtr ve ekonomik gerileme bu
satrlarn yazlm olduu tarihteki (Austos 2001) verilere gre hzlanarak srmektedir. Pek
ok gsterge, Cumhuriyet tarihinin en ar ekonomik bunalmndan gemekte olduumuzu ortaya
koyuyor. Ekonomik kriz toplumun ok geni kesimlerini, iiyi, kyly, esnaf-zanaatkrlar, kk
ve orta iadamlarn, beyaz yakal, profesyonel katmanlar farkl boyutlarda ve biimlerde etkileyerek
geliiyor ve ok vahim bir toplumsal bunalma dnme belirtileri gsteriyor.

Krizin teknik sorumluluu, znde, ekonominin ynetimini 1998-99da fiilen, 2000-2001


yllarnda ise stand-by anlamalar ve niyet mektuplar ile dorudan doruya devralan IMF'ye ve
yapsal reformlar diye adlandrlan bir dizi programn mimar ve yrtcs olan Dnya
Bankas'na aittir. Krizin siyasi ve ahlaki sorumluluu ise, Trkiye halknn kaderini, sz edilen d
kurululara pervaszca teslim eden siyasi iktidara aittir. Kasm ve ubat krizlerine yol aan
politikalarn mimarlar olan IMF ve Dnya Bankas, krizin teknik sorumluluunu ulanmadan (ve
kltc bir slup iinde) siyasi iktidara fatura etmi; hkmet ise her eyi sineye ekerek kriz
ynelimini ayn uluslararas kurululara devretmi bulunmaktadr.

Bu ereve iinde, kamuoyuna intikal eden iktisat politikalar tartmalar, dviz kuru
dalgalanmaya braklmal m?"; yapsal reformlar hzlandrarak ekonomiyi siyasetten nasl
ayrabiliriz? tr s ve yanl gndem maddeleri iine hapsedilmektedir. Ekonomik ve sosyal
konular siyasetin (yani siyasi iktidarlarn) karar alanlarnn dna karma talebinin temsil ettii
antidemokratik ierie dikkati ekmekle yetinelim. Gl Ekonomiye Gei Program
uygulamasnn ilk soruya verdii gizli yanl ise, ekonomi dolar talep edemeyecek kadar daralnca,
dviz kuru istikrar bulacaktr ifadesi ile zetlenebilir. Bu, ksacas, hastay bitkisel hayata sokarak
ateini drme tedavisidir ve Trkiye balamnda bir toplumsal cinayete tam teebbs anlamna
gelir. Bu cinayet teebbsne kalkanlarn ve ona kar duyarsz kalanlarn uykular sadece
bir sosyal patlama kaabasanyla kamaktadr Msterih ol sunlar. Trkiye bi sosyal patlamaya
deil, sosyal kntye doru srklenmektedir. Bu knt Trkiye'nin insan malzemesinin yitip
gitmesi, heba olmasyla geliecek, moral bozukluu, intiharlar kapkalk, insanlarn kendilerini
sulamas, komuiana dman olmas, politikadan kopu, tarikatlara snna ve kurtarc bir lider
arama gibi patolojik davranlarla gur v uzu ne yansyacaktr.

Bu vahim tabloya iktisatlar, sosyal bilimciler. yuris< ver kiiler olarak kaytsz kalamayz.
"St'nuavc gii.s ve i

klarnn denetlenmesi", i bor stoku zerinde gemie dnk vergileme, konsolidasyon,


servet vergisi veya monelizas-yon gibi aralardan birine dayanan radikal bir hafifletme, d
bor stokunun dndrlmesinde uluslararas bankalarla IMF'den bamsz bir yeniden dzenleme
mzakeresine giriilmesi gibi znde sisem ii olan seeneklerin, dnlmesi bile caiz olmayan
labu konular haline gelirilmesini reddelmemiz gerekir.

21. Yzyln Balarnda Trkiye Ekonomisi: Bir Bilano

1. TRKYE EKONOMSN NASIL NCELEYELM?

Trkiye ekonomisi iyiye mi, ktye mi gidiyor? Medyada hu soru zerindeki tartmalarn
gndemini szgeten geirin. zmleme ve ngrlerin byk lde borsa en-deksi-laiz-kur
lsnn (o mahut eytan geninin) snrlarna ve birka haftalk bir ufkun iine skm
olduklarn greceksiniz.

Yirmi be yl nce Trkiyenin bugnn ve geleceini sorgulayan iktisadi tartmalarn


gndemi ok farkl idi. Ulusal ekonominin, sektrlerin, retim kollarnn byme hzlar; bu hzlar
belirleyecek sermaye birikim oranlar; sermaye birikimini destekleyecek ulusal ve d
tasarruf oranlar; bu oranlarn ekonominin ana kesimleri arasnda ayrtrlmas; yatrmlarn ve
emein verimliliindeki deimeler ve bu deimelere teknolojik elerin ve kaynaklarn
kullanmndaki dzelme/bozulmalarn katks; ticarete ak sektrlerin rekabet gcn belirleyen
etkenlerin d

ticaretin yapsna yansmas; toplumun ana emeki snflar ve sermaye katmanlar arasndaki temel
blm ilikileri ile gelirin yemden datmndan oluan (veya buna yol aan) ikincil blm
ilikilerinin analizi; kamu kesiminin bu ereve iindeki ilevi...

Listeyi daha da aabiliriz. Bugnk eytan geninin eleri de, bu tr bir analiz iinde elbette
yer alacaktr. Faiz haddi ve dviz kuru, yukardaki listeyi oluturan temel elerden bir blmn
etkileyen fiyalardr; faiz, ayrca bir gelir trdr; borsadaki menkul deerlerdeki oynamalar da
servet dalmn etkiler. Ancak bunlar, iktisadi incelemenin merkezindeki eler deildir; bu tr bir
incelemenin odak noktasnda byme/blm ve ulusal ekonominin d dnya ile eklemlenmesi
sorunsallan yalar

2003 ylnn Trkiye ekonomisine bu geniletilmi perspektif iinden bakarsak neler grmekteyiz?
Satrbalarn gzden geirelim:

Trkiye ekonomisinin byme hz, son yirmi be yl iinde nceki dnemlere gre
dmekte; stelik 1990 sonrasnda bu durum daha da belirgin hale gelmektedir. Ekonomiler
olgunlatka byme hzlar der nermesi, ekonominin yapsal zellikleri dikkate
alnrsa Trkiye bakmndan geerli deildir.

Son on yl iinde byme patikasndaki istikrarszlk belirgin bir biimde arLnir. Bunda,
byme srecinin giderek artan lde d dnya ile Trkiye arasndaki sermaye giri-klarma
baml hale gelmesi ve bu sre iinde meydana gelen finansal evrim/krizler rol oynamakladr.

Sermaye birikim oran, son on yldan bu yana srekli dmektedir ve 2002 ylnda yirmi be
yl ncesinin altndadr. Tasarruf oran da paralel bir seyir gstermektedir. Sermaye hareketlerinin
serbestlemesinin ekono-

minin tasarruf an kapatma beklentisi gereklememitir.

Yatrmlarn sektrler aras dalm son yirmi be ylda byk oynamalar gstermi; d
ticarete konu olan (ve retken) sanayi/madencilik/tarm kesimlerinin paylar arpc bir biimde
anmtr. Bu sektrlerdeki verim hareketleri son yllarda durgunlamm

Snflar aras blm ilikilerinde ar oynamalar gzlenmektedir. iftinin eline geen


greli fiyatlar byk boyutta dalgalanmaktadr. Ar bastrma ve patlamalardan oluan bir reel
cret evrimi ise, uzun dnemde katma deerde cret paynn anmas sonucunu vermektedir.
0 Trkiyenin en byk ihracat sektrn oluturan imalat sanayii, d dnyaya kar rekabet
gcn sermaye birikimine ve teknik ilerlemeye bal verim artlar ve giderek istikrarsz
seyreden reel dviz kuru hareketleri ile deil, igc maliyetlerini bask altna alarak arama
eilimi gstermektedir. Bu, uzun vadeli bir k yolu deildir.

ie ve da dnk finansal serbestleme ile kamu aklar arasnda birbirini besleyen bir
ksr dng meydana gelmi; bunun sonunda faiz gelirlerinin milli gelir iindeki paylar; faiz
giderlerinin iletmelerin katma deerlerine oran; faiz gelirlerinin byk irketlerin krlar iindeki
paylan ar bym; bunlarn sonunda zm ok g blm gerginlikleri olumutur.

Kamu kesiminin ar i bor ve faiz yk, devletin reel hizmet sunma yeteneini ciddi
boyutlarda andrm-tr.

Trkiye ekonomisinin dnn ve bugnn kavramak,

geleceini ngrmek isliyorsanz mahut eytan geni

gndemini bir kenara brakmanz ve hareket noktas olarak

yukarda zellenen saplamalarn ayrmd bir analizine kalkmak olacaktr.

2. BYME HIZINDA DME

Adam Smithin iktisadn temel sorunsal olarak ifade ettii uluslarn zenginlii, artk milli gelir
ile ifade edilen sentetik bir toplam ile llyor. Uluslarn zenginliinin ne kadar artt ise milli
gelirin byme hz ile llyor.

Bu l, elbette ok eletirildi. lkeleraras karlatrlmalarda sabitletirilmi yerel fiyatlarn


deil, alm gc parkesinin kullanlmas; gelirin sadece dzeyinin deil, dalmnn da dikkate
alnmas ve geleneksel milli gelir hesaplarna girmeyen, ancak insann refahn ifade eden salk,
eilim, gvenlik gibi yaam kalitesi gstergelerinin de ierilmesi neriliyor. Bu tr ek ltleri
kullanan hesaplamalar da (UNDPnin nl insani gelime endeksi gibi) yaplyor. Ancak bir lkenin
refah dzeyindeki deimeleri lmeye balayacaksak, balang noktas olarak milli geliri
kullanmaktan, dnemler veya lkeler aras byme hzlarna bakmaktan baka seenek yok. Bu ilk
saptamay yaptktan sonra, bulgular daha ince gstergelerle tamamlamak, gelitirmek mmkn
olabilecektir.

Trkiyede tutarl milli gelir hesaplar 1048 ylnda balad. 1923-1948 arasna ilikin milli gelir
tahminleri Tnce r Bululay ve arkadalarnn nc bir almas ile yapld. On be yl kadar nce
Devlet statistik Enstits yntem deiiklii yapt, verileri yeniledi ye sonunda 1923len balatlan
kesintisiz bir milli gelir serisi elde edildi. Bu seriyi sabit liyatlara dntrmenin ve dnemler
arasnda gei salamann yntem sorunlar vardr; ancak bunlar zlebilecek glklerdir.

Aadaki tablo, sabit fiyatlarla milli gelirin (GSMHnin) ortalama byme hzlarn Cumhuriyet
tarihi boyunca ve

Trkiye Ekonomisi S'c eyc? (2001-2004)

bu tarihin nemli alt dnemleri itibariyle (yzde olarak) vermektedir.

Dnemler iinde Ortalama Byme Hzlar

1923-2002 Cumhuriyetin 79 yl 4.9

1926-1939 lk yllar ve devletilik 6.1

1948-1963 Da alma, DP liberalizmi 5.7

1963-1976 Karma ekonomi, ithal ikamesi 6.8

1981-2002 IMF/Dnya Bankas liberalizmi 4.1

(1981-1989) ie dnk liberalizm, ihracat ncelii (5.3)

(1990-2002) Sermaye hareketlerinin serbestlemesi (3.0)

Dnemsel byme hzlarm karlatrmada baz yntem sorunlar var: Karlatrlan dnemin
balang ve bilim yllarnn benzeri konjonktrleri temsil etmesi, tercihan hzl byme hzlarm
izleyen bir zirve noktasm iermesi gerekir. Bu nedenle, tablomuzdaki ilk dnem, .uzun sava
yllarndan kaynaklanan gerilemenin telafi edildii 1926dan balar. Milli gelirin % 30 dolaylarnda
geriledii 1940-45 yllar ierilmiyor ve sava sonu dnemi, sava ncesi gelir dzeyinin ald ilk
yl olan 1948de balyor. Drt yllk bir durgunluk dnemi ieren 1977-1980 yllar da kapsanmyor
ve 1980 sonrasnn ilk anlaml byme yl olan 1981den balanlyor. Dnemlerin bitiminin de
durgunluk-gerileme yllar olmamasna dikkat edildi.
imdi, byme hzlar ile ilgili tablodaki bulgular ksaca deerlendirelim:

Cumhuriyetin 79 yl boyunca geekleen ortalama byme hz % 5e yaklamaktadr. Bu,


Trkiye Cumhuriyetinin kmsenmeyecek, saygn, ancak arpc olmayan bir gelime
gerekletirdiini gstermektedir.

Dnemleri karlatrdmzda, en yksek byme hznn ithal ikamesine, i pazara dayal


planl karma ekonomi (196.3-L976) yllarnda gerekletiini; bunu Cumhuriyetin ilk dnemini ve
devleti politikalar ieren 1926-1939 yllarnn izlediini gryoruz. Ancak byk dnya
bunalm yllarn ieren ve d ak vermeden gerekletirilen 1926-1939 dneminin ok daha
saygn bir baarm temsil elliini sylememiz gerekir.

Ekonomi da aldka, ya dnya ekonomisinin genileme hz (1948-63) ve (1981-90) ya


da sermaye hareketlerinin bykl, yn ve istikrar (1990 ve sonras) byme hzn
belirlemekte ve (i piyasaya dayal dnemlere gre) aaya ekmektedir.

1980li yllardan itibaren Trkiye ekonomisinin byme hz dmektedir ve zellikle 1990


sonras Cumhuriyet tarihinin en durgun dnemini iermektedir. Bu yavalamann, (rnein son otuz
yln Portekiz, spanyol ve Yunan ekonomileri gibi) ekonominin olgunlamasndan kaynakland
sylenemez. Zira Trkiye ekonomisi, hl tarmda ve kentsel ekonomide byk boyutlu emek
rezervleri tayan azgelimi yapsal zelliklerini korumaktadr.

Son yirmi be yla damgasn vuran durgunlamay, bir ekonomik devrim olarak Trkiye halkna
sunulan liberallemenin faturas olarak grebilir miyiz? Bu soruyu ileride tartmak zere...

3. DK BYME, ALKANTILI BYME

Cumhuriyetin 79 yllk byme patikasn dnem dnem gzden geirdiimizde grdk ki Trkiye
ekonomisinin byme hz 1980 sonrasnda nceki dnemlere gre d-mckte; stelik yeni yzyla
girilirken daha da yavalamaktadr.

imdi 1980 sonrasnda milli gelirin nasl bir seyir gsterdiini, byme-durgunluk-gerileme
yllarn ayrarak inceleyelim ve bunun iin aadaki tabloya bakalm. Tablonun ilk stunu yabanc
kkenli sermaye hareketlerinin (net giriler art, net klar eksi ile gsterilerek) milli gelire orann
(Yabanc Scrmaye/GSMH bal altnda) ikinci stun ise GSMHnin byme hzn yzdeler olarak
veriyor.

Sermaye Hareketleri ve Byme


Yabanc Sermayc/GSMH Byme

1980-1989 2.0 4.8

1990-1995 2.6 3.8

1996-2002 . 3.7 1.5

1990 3.0 9.4

1991 0.2 0.4

1992-1991 5.9 7.3

Kriz: 1994 (-4.8) -6.1

1995-1997 5.0 7.7

1998-1999 3.3 -1.2

2000 6.5 6.1

Kriz: 2001 (-8.6) -9.4

2002 2.3 7.8

nce tablonun ilk srasndaki dnemlerin birikimli ortalamalarna bakalm. lgin bir gzlem
yapabiliyoruz. Yabanc kkenli sermaye girilerinin milli gelire oran giderek artmakta; ancak ayn
dnemlerde byme hz dmektedir. Hemen syleyelim ki tablodaki sermaye girileri iinde
dorudan yainm ad altnda retime, kapasite artrmna dnk hareketler ok snrldr; % 80-90

bor yaratan eler, baz yllarda da scak para trleri ar basmaktadr.

Kritik dnm noktas, sermaye giri ve klarnn serbestletirildii 1989 yldr. Beklenliler
neydi? Trkiye ekonomisinin tasarruf yetersizlii, d dnyadan Trkiyeye aktarlacak kaynaklarn
artmasyla giderilecek; yatrmlar ve byme hz bu sayede yukarya ekilecekti. Sonu nedir? Net
sermaye girileri gereklen mutlak ve greli olarak artmtr; ancak byme hzn yukar eken
hibir katk yapmadan... Ve Trkiye'nin d borcunu on ylda 90 milyar dolar artrma baarsn
gerekletirerek...

cK>

Byme hz artan sermaye girilerine ramen dmekle kalmyor; bir de giderek artan bir alkant
gsteriyor... 1980li yllarn al dkmn vermedim; ancak biliyoruz ki 1980-89 dneminde milli
gelir hibir yl dmemitir. Buna karlk 1990 izleyen on iki yln nde 0994, 1999 ve 200lde)
byme hz eksidir. Bunlara sadece binde 4 byd iin kii bana milli gelirin dt
1.99Ti de ekleyebiliriz. Ksacas, Trkiye ekonomisi 1980-89 arasnda ar, fakat istikrarl; 1990-98
arasnda mehter yryyle (iki ileri, bir geri); son drt ylda ise sk sk tersine evrilen bir film
gibi bir ileri-bir geri yalpalayarak gelimektedir.

Byme srecinde artan istikrarszlk nereden kaynaklanyor? Bu soruyu yine tabloya bavurarak
ve her yla ait sermaye hareketlerinin milli gelire orann byme hzlar ile karlatrarak
yantlamaya alalm. Grlyor ki sermaye girilerinin dt yllarda genellikle byme hz da
aa ekilmekle; net sermaye girilerinin eksiye dnd, yani yabanc sermayenin borsadan. hazine
bonolarndan kt, d kredilerin yenilenmedii yllarda (1994 ve 2001'de) ise ekonomi finansal
krizlerin iinden geerek klmektedir.

cK>

Bu saplamann anlam udur: Ekonominin byme, yavalama veya daralma srelerine girmesi,
giderek yabanc kkenli sermaye hareketlerindeki art, yavalama veya tersine dnlere baml
hale gelmektedir. Yatrmlarn, zel ve kamusal tketimin, ihraca-ihalat farknn, ksacas efektif
talebin genileyip daralmas artk maliye, para ve dviz kuru politikalar ile belirlenmemekte; d
kaynaklarn giri ve klarnn ekonomiye farkl mekanizmalarla getirdii drtler belirleyici
olmaktadr.

D dnyadan kaynaklanan sermaye hareketlerinin byk blm oynaktr, istikrarszdr;


Koreden kar, Trkiyeye girer; Trkiyeden kar, Rusyaya, Meksikaya gider; her giri-kta da
ulusal ekonomi rzgra kaplm bir yaprak gibi dalgalanr. stelik, bu alkantlarn
genelinin salad ortalama byme hz sermaye hareketlerinin kstl olduu dnemlerin de
altndadr. Bu etkene, bir de yerli aktrlerden kaynaklanan ve giderek artan kaytl ve kayl d
sermaye klar da eklenmekledir.

te, 989da fol yok, yumurta yok iken, sermaye hareketlerini serbestletiren dramatik kararn
getirdikleri, gtrdkleri...
4. DK YATIRIM, DK TASARRUF

Trkiye ekonomisinin byme bilanosunu gzden geirdiimizde iki vurgulama yapabileceimizi


gsterdik: (1) 1980 sonrasnda byme hz dmektedir ve ekonomi son yllarda daha da
durgunlamaktadr. (2) Son yllarda byme sreci ok istikrarsz bir seyir gstermektedir ve bu
duruma sermaye hareketlerinin serbestlemesinden sonra gerekleen d kaynak dalgalanmalar katk
yapmaktadr.

Byme hzndaki dme eilimlerini ortaya ko) uk: ancak olas nedenlerini tartmadk. Bugn
bu konu zerinde duralm.

Bir ekonominin hzl veya yava bymesini belirleyen ana elken nedir? Bu soruya tm
ekonomiler iin her zaman geerli tek bir yanl yoktur. Ancak Trkiye yapsndaki bir ekonomi iin
sermaye birikimi oranlarnn, yani milli haslann retim aralar stokunu artrmaya (rnein
makine, tehizat, fabrika, maden, yol, baraj, santral, okul ve hastane yapmna) ayrlan orannn
belirleyici olduunu sylemek mmkndr. Trkiye yapsndaki bir ekonomi derken, bnyesinde
atl emek rezervleri barndran bir ekonomiyi kastediyoruz. Faal nfusun nemlice bir blm
konjonk-trel deil, yapsal olarak atl veya ok dk verimli durumda ise, bu nfusu yeni
oluturulan relken kapasitelere ekebilmek ve toplam haslay artrmak (yani bymek) mmkn
olur. retken kapasitelerin artrlmas", sermaye birikimi demektir. Bu zellikler, genellikle
azgelimi" denilen yaplara tekabl eder. Halen varolan kapasitelerin iindeki israf kaynak
kullanmn azaltan, teknik ilerlemeyi salayan, verimi artran etkenler byme hzn olumlu etkiler;
ama ekonomik yap yukarda belirttiim zellikler tayorsa bunlar ikinci planda rol oynar.

Trkiyeye gelelim; Faal nfusun hl ok nemli bir blm aile iletmelerine dayal tarmda
yer aldna ve kenl ekonomilerinde de ok byk saylara ulaan marjinal, atl, enformel nfus
barndna gre Trkiye ekonomisi yukarda belirttiim yapsal zellikleri iermektedir. Ve bu
yzden byme hzn yukar ekmenin gerekli ve en belirleyici koulu, milli gelirin sermaye
birikimine ayrlan oranlarnn dk olmamas ve zaman iinde artmas olarak grlmelidir.

Peki, tasarruflarn rol nedir? Yatrm ve lasarrul yapan aktrler ayn deildir Bu nedenle,
yatrmlar, tasarruf-

lardan bamsz olarak artabilir; ancak rnein enflasyonu zorlayp gelir dalmn bozarak, d
aklara yol aarak tasarruflar peinden srkler. Ne var ki yurtii tasarruf orannn dkl,
yatrmlar ykseltme abalan karsnda daima bir ayak ba olur. Ksacas, bizim gibi ekonomilerin
hzl ve istikrarl bymesinin anahtar yksek ya-trm/yksek tasarruf yapabilmelerinde yalar.

Sermaye Birikimi ve Tasarruflar


Sermaye Birikimi Oran Tasarruf Oran

1989 22.5 22.1

1993 26.3 22.7

1998 24.4 22.7

1999 22.1 21.1

2000 22.8 18.2

2001 18.6 18.1

2002 16.4 15.6

Yukardaki tablo son yllarda sermaye birikimi ve yurt ii tasarruflarn milli gelir (GSMH)
iindeki oranlarn veriyor. Baz saptamalar yapalm:

% 25leri pek amayan yatrm ve % 23lere ulaamayan tasarruf oranlar ile Trkiye
ekonomisine olgunluk ve gelikinlik zellikleri kazandrmak sz konusu deildir. Son eyrek
yzylda, azgelimilik emberini krma dorultusunda nemli mesafeler alan Dou Asya
ekonomilerinde bu oranlar hep % 30larn zerinde seyrelmitir.

Daha da vahimi, 1993len bu yana her iki oran da dmektedir. Sermaye hareketlerinin
serbestlemesinin ilk aamas (1989-1993) iinde, yatrm oranlan (tasarruflardan bamsz
olarak) ykseltilebilmitir.

Finansal krizler ve onlara refakat eden IMF programlan, sermaye birikimi ve tasarruf
oranlarn, zellikle 1999' dan itibaren ok ciddi boyutta andrmlr. Bir canlanma yl olarak
alklanan 2002de, bu stratejik oranlarn % 15-16 eiinde gereklemesi, nmzdeki yllarda
durgunluun habercisidir.

stikrar, istikrar, istikrar... 1999dan beri Trkiye ekonomisini yneten d ve i evrelerin


deimeyen slogan... En ideal istikrar hali bitkisel hayat, hatta daha ileri gidelim, lm deil midir?
te 2002de milli gelirin % 16sn yatrp tasarruf eden bir ekonomi, belki hl yaamaktadr; ama
bitkisel olarak...

5. YATIRIMLARIN PROFLNDE DEMELER

Daha nce tarttk; ama yine de hatrlatalm: 1990sonrasnda Trkiye ekonomisinin byme hz
dktr ve dmektedir Bu olgu, sermaye birikiminin dkl ile yakndan ilgilidir.

Bugn bu tartmay baka bir boyuta tamak isliyorum. Sermaye birikimi sektrler arasnda
nasl dalmaktadr? Ve bu dalmda meydana gelen deimelerin byme hz zerindeki etkileri
hangi ynde olabilir?

Aadaki tablo seilmi yllar iin Trkiye ekonomisinin ana sektrlerinin toplam sermaye
birikiminden aldklar paylar veriyor.

Sektrlerde Sabit Sermaye Birikimi, Toplamdan Ptylar, %

Tarm, Sanayi Altyap Eitim, Salk Konul D. Hizmetler

1980 40.1 29.2 3.0 21.6 6.1

1989 22.2 26.7 3.7 36.7 10.7

1998 24.9 30.6 7.1 26.4 11.0

2002 23.8 34.1 8.8 16.8 16.5

Yatrmlarn dalmnda nemli bir sapma, 1980li yllarda gerekleiyor. Ekonominin tarm ve
sanayiden oluan belkemlPnin toplam sermaye birikiminden pay neredeyse yar yarya dyor. Bu
retken sektrler ayn zamanda ekonominin d ticaret konusu olan retim kollarn oluturur;
ihracat yoluyla veya rakip ithalatn yerine geerek d ticaret dengesini dzeltir; byme hzn
belirler.

imdi de, 1980li yllarda yatrmlardan aslan pay alan sektre bakalm. Bu, d ticaretten en
uzak olan alandr; yani payn 15 puan artran konut sektrdr. Fena n? Kaynaklar halkn barnma
sorununun zmne, yani toplumsal nceliklere ynelmi diyebilirsiniz. Konul yatrmlarnn
trlerine ilikin bilgilerimiz eksiktir; ancak bana yle geliyor ki bu yatrmlardaki olaanst
srama, byk lde Tekirda ile Silifke arasndaki sahil eridini beton bloklarla dolduran ve yl
iinde ortalama kullanm sresi bir ay pek gemeyen yazlklarla ve ikinci konutlarla ilgilidir.

1990 sonrasna gelelim. Konul yatrmlar anrken, tarm-sanayi sektrlerinin pay fazlaca
deimiyor; dier sektrn paylar 5-7 puan aras ilerliyor. Dier hiznet-lerin artan paylar,
byk kentlerin profilini deitiren finas, medya veya shopping-center ve plaza gibi Frenk-e
szcklerle betimlenen yaplamalarla ilikili olsa gerektir. Eitim ve salk yatrmlarndaki
gelimeyi sevinle karlayalm; ama aykr bir soru da sorarak: zellikle salk yatrmlarnn alt
dkm nasldr? Modern ve ok pahal tb cihazlarnn, blgeler, salk kurumlan ve toplumsal
snflar aras dalm ve kullanm ne derecede etkin, rasyonel ve adaletlidir?

Aadaki ikinci tablo ise, sz geen be ana sektrdeki yatrmlarn milli gelirden aldklar
paylarn deiimini veriyor. Burada Trkiyede iktisat politikalarnn ve kamu harcamalarnn IMF
denetimi altna girdii yakn tarih, yani 1999 sonras zerinde odaklaalm. Faiz d
fazlay artrma abalar sonunda kamu yatrmlarnn gerilemesi zel yatrmlar da aaya ekmi;
1998-2002 arasnda toplam yatrm oran 8 puan gerilemi; bu da dier hizmetler dndaki tm
sektrlere farkl boyutlarda yansmtr. 2002 ylma gelindiinde larm-sanayi yatrmlarnn milli
gelirden pay, yirmi iki yl ncesinin lam lanuna yansna dm durumdadr.

Sektrel Yatrmlarn CSMHda Paylar, %

Tarm, Sanayi Altyap Eitim, Salk Konut D. Hizmetler

1980 7.8 5.7 0.6 4.2 1.2

1989 5.0 6.0 0.8 8.3 2.4

1998 6.1 7.5 1.7 6.4 2.7

2002 3.9 5.6 1.4 2.8 2.7

1989-1998 arasnda ekonominin yneliminde IMF, iki yl hari, rol almamtr. Bu dokuz yl
iinde gerek toplam yatrm orannda, gerekse yatrmlarn sektrler aras da-hmncla baz
dzelmeler gereklemitir. IMF'nin devreye girdii sonraki dn yl sonunda ise, sanayileme ve
kalknma nceliklerine ynelmi bir sermaye birikiminden sz edilemez.
Pazar yerinde elma ve zmlerin tketiciler arasnda dalm sz konusu olduunda piyasa
mekanizmas elbette rakipsizdir. Toplam yatrmlarn milli gelir iindeki pay ve sektrler aras
dalm nasl olmaldr? sorusunu sorarsanz, doru yant piyasa mekanizmasnda deil,
planlamada aramanz gerekir. Zira bugnk yatrmlar, gelecein milli gelir dzeyini ve retim
yapsn belirler. Bugnn fiyatlarna gre ileyen piyasalar ve karar veren giriimciler ise, sermaye
birikimi (yani gelecein belirlenmesi) sz konusu olduunda miyoptur; yakm grr, uza
alglayamaz.

Son yllarda sermaye birikimi orannda ve yatrmlarn dalmnda gzlediimiz yetersizlikler ve


sapmalar planlamann fiilen tarihe karm olduunun gstergesidir. Ve byme hzlarndaki dmeyi
bu olguyu dikkate almadan aklamak yetersiz olacaktr.

6. EMEKNN SON YRM BE YILI

Bu noktada, Trkiyede emekinin son yirmi be yln" blm ilikileri bakmndan gzden
geirmek istiyorum. Emeki derken, Trkiyede emei ile geinen iki byk snf, ii ve kyl
snflarn kastediyorum. Peki, bu iki snfn kar karya kald blm ilikilerini nasl gzleyip
ifade edebiliriz? Bu ksa yazda, ii basit tutacam. Bir kere, ii snfn sadece (kk iyerleri
hari) imalat sanayiinde cretli alanlarla snrl olarak alyorum ve iki gsterge kullanyorum:
Birincisi, cretlerin imalat sanayii kalma deeri iindeki paydr. Aadaki tabloda buna cret
pay eliyorum. kincisi, tketici fiyatlardaki hareketlerden arndrlm (yani reel) cret
dzeyleridir. Bu da tabloda reel cret bal altnda (ve 1977 yl 100 kabul edilerek) gsteriliyor.

Kyllerin kar karya kald blm ilikilerinin gstergelerle ifadesi daha karmaktr.
Trkiyede tarmc nfusun byk blmnn, esas itibariyle aile emeini kullanarak piyasa iin
retim yapan krsal emekilerden olutuunu biliyoruz. O halde, tarmsal rn satlarndan iftinin
eline geen fiyat ile iftinin girdilere, retim aralarna ve tketim mallarna dedii fiyatlar
arasndaki makas aldka, blm ilikilerinin ifti/kyl aleyhine aldn syleyebiliriz. Bu
makastaki hareketler, kestirme bir hesaplama ile, milli gelir serilerinin tarm ve sanayiye ait fiyat
endeksleri kullanlarak izlenebilir. Tarmsal fiyat endekslerini, sinai fiyat endekslerine blerek elde
edilen orann dmesi, blm ilikilerinin ifti/kyl aleyhine, yerli veya yabanc sanayi
sermayesi lehine dnt biiminde yorumlanr. Aadaki tabloda, yine 1977 100 kabul edilerek
bu fiyat makas tarm/sanayi fiyatlar bal altnda veriliyor. Elbette bu gsterge yetersizdir.
rnein kylnn faiz ykn veya iftinin eline geen fiyat ile ayn rnlerin nihai fiyatlar
arasndaki hareketleri ifade eden, yani bu emeki snfn finans kapital/ticaret sermayesi karsndaki
konumunu temsil eden gstergeler de vardr; ancak bunlar bu yazda dikkate alnyorum.

Emeki Snflarnn Blm Gstergeleri


cret pay Reel cret Tarm-sanayi fiyatlar

1977 37.1 100.0 100.0

1980 30.7 96.4 76.2

1988 15.4 81.6 52.9

1993 20.7 143.7 69.1

1994 16.1 112.8 61.2

1995 15.3 100.9 68.5

1999 20.9 117.2 82.6

2000 116.4 77.3

2001 108.4 59.3

2002 ... 104.1 60.8

rA?

Tablodaki bilgileri deerlendirelim. Emeki snflarn greli durumlarnda deimeleri ieren


yllar seim; ancak 1999dan itibaren btn yllar kapsadm. Birka vurgulama yapmak mmkn
grnyor:

Kritik dnemelerde ii ve kyl snflarnn kaderleri birlikte seyrediyor. 1977 yl


emekilerin greli durumlarnn zirve noktalarndan biridir. Sonras? nce 24 Ocak 1980
kararlar, sonra askeri rejimin baskc yntemleri ve ANAP iktidarna armaan edilen emek
kart anayasal/yasal ortam, 1983 sonrasnda ise zengini seven zal hkmetlerinin bu
ortamdan yararlanmas... Bunlarn katksyla hem cret pay hem reel cretler hem de tarm-sanayi
fiyat makaslar 1988de dibe vurmutur. te yandan, 1989da dipten gelen bir dalga ile ii
snfndan balayan gl bir sosyal muhalefet harekeli, siyasi iktidar ve sermaye snflarn
geriletmi; 1989-1993 arasnda tm blm gstergeleri emeki snflar lehine hzla ve arpc
boyutlarda dzelmitir.

Krizler, sermayenin rvan ald dnemelerdir. 1980, 1994 ve 2001de blm


gstergelerinin birlikte ve hzla emeki snflar aleyhine dnmesi tesadfi deildir.

Ekonomi politikalarnn IMF denetimi alma girdii 1999 sonrasnda, blm ilikilerinin
sistematik olarak emek aleyhine, sermayenin lehine dnmesi, medya iktisatlarnca akln yolu
olarak gsterilen bu politikalarn snfsal ieriini gstermekle deil midir?

1977-2002 arasnda sanayi kesimi hemen hemen misli byd halde, reel cretler
neredeyse yirmi be yl ncesinin dzeyindedir. cret pay bu yzden hzla anmtr. Ayn
dnemde tarm kesimi % 31 orannda byrken, iftilerin greli fiyallari % 40 gerilemi; iftinin
alm gcndeki kayp, retim art ile telafi edilememitir. Yirmi be yl nce tarm kesimi cari
fiyatlarla milli gelirin % 30unu, bugn ise sadece % 12sini oluturuyorsa, bunda tarmsal
fiyatlardaki kn de nemli katks vardr.

Ksacas, blm ilikileri asnda Trkiyenin son eyrek yzyl sermayenin artan
egemenliinin hikyesini iermektedir.

7. FNANS KAPTALN ALTIN YILLARI

Son zamanlarda 1990 sonrasn Trkiye ekonomisinin kayp yllar olarak nitelendirmek moda
oldu. Ve bu modann ncln, garip bir biimde ayn yllar serbest piyasa ekonomisi vgleri
iinde deerlendirmi olan neoliberal yazarlar stlendi.

Kayp eden varsa kazanan da vardr. 1990l yllarn Trkiye ekonomisinin gidiatndan
kazanl kan katmanlar iin de altn yllar olabileceini niin gz ard edelim? Ve yzeysel bir
deerlendirme bile bize gstermektedir ki son on be yl iinde aslan payn alan katman

finans kapilal ve onun etekleri altnda palazlanan rantiyeler olmutur. Dolaysyla, 1990 sonrasnn
deerlendirilmesi yaplacaksa, giderek finans kapitalin egemenlii altna giren bir ekonomide
meydana gelen dnmleri mercek altna almak gerekiyor. Bu dnmlerin byk bir blmnn,
faiz yknn ekonomide yaratt yansmalar olarak grlebileceini dnyorum, ite bunlardan
bazlar ve akla gelen sorular:

1980'de kayt ii faiz gelirlerinin GSMH iindeki pay sadece % 2 idi. Adm adm
gerekleen finansal serbestlemeye paralel olarak bu oran 1983e % 7ye, 1989da % 10 kt.
Artan i borlanma ile hzland. 1999da % 32ye, 2000de % 26ya ulat. Bu boyutlara
ulam faiz paynn, tm dier gelir trleri zerinde ar bir bask oluturmas kanlmaz deil
midir?

500 byk sanayi irketinin toplam katma deerleri iinde faiz giderlerinin pay 1997-2001
arasnda % 49a ulam; irketlerin brt krlarnn giderek artan blmleri bankalar sistemine
aktarlmtr. Sanayi sermayesinden finans kapitale kaynak aktarm anlamna gelen bu dnmler
ile son yllarda sermaye birikiminde gzlenen anma arasnda bir balant aramak yanl mdr?

Byk sermaye bu koullara belli llerde uyum salayabilmitir. irketlerin bir blm,
likit kaynaklarn giderek artan oranlarda iletme sermayesi (yani retim) yerine repoya, yatrm
fonlarna, hazine bonolarna balamtr. Ve 1999-2001 arasnda 500 byk zel irketin faiz
gelirleri, iletme krlarn amtr, i bor ihalelerinde belirlenen ortalama yllk faizleri, ayn yl
gerekleen toplan eya fiyatlaryla karlatralm. Bylece hesaplanan reel faiz oran, 1991-1995
yllarnda ortalama % 17.6 olmutu. 1996-2002 arasnda (negatif faiz gerekleen 2000i dta
brakrsak), reel faizler her yl % 20yi, 1996 ve 1998-99da ise % 30u amtr. Parayla

para kazanmann bu kadar kazanl ve kolay olduu bir lkede parazit ve tketici zellikleri ile
sivrilen bir burjuvazinin deer yarglar ve hayat tarz ile topluma damgasn vurmas doal ve
kanlmaz deil midir?

Bu dnem Trkiyeye giren ve dar kan scak paray denetleyen uluslararas rantiyeler ve
finans kapital iin de altn yllar olmutur. Dvizi Trkiyeye getirip cari kurdan bozduran; elde
ettii TLyi hazine bonosuna yatran; yl sonunda bonosunu satp tekrar dvize eviren yabanc
rantiyeyi dnelim. Bu tr scak paradan elde edilen kazanca arbitraj getirisi diyoruz. Ve
faizler yksek, dvizdeki art hz dk kaldka ykselen bu getiri orannn yllk ortalamas,
1989 ve sonrasnda sadece yl negatif oldu ve bunlardan ikisi (1994 ve 2001) yksek
devalasyon yllardr. Ne var ki 2001 devalasyonundan kazanl kan bankalar listesi
gstermitir ki, bata Citibank ve Deutsche Bank olmak'zere yabanc bankalar 2001
devalasyonundan hemen nce ucuz dviz kurlar ile TL'vi terk edip Trkiye'den 2.9 milyar dolar
karabi 1 inilerdir. Geri kalan on bir yln ortalama arbitraj getirisi dviz zerinden % 23.1dir.
Ve 1996, 1999 ve 2003te dolar/euro zerinden elde edilen arbitraj getirisi % 30-33 arasnda
belirlenmitir. D dnyaya bu yksek oranlarda kaynak aktarlmasna imkn veren bir
mekanizmann savunulmas mmkn olabilir mi?

cK?

Ksacas, 1990 sonrasna kayp yllar diyenler yanlyorlar. Bu dnem Trkiye'de at oynatan
uluslararas finans kapital ve rantiyeler iin altn yllardr. Bunlar finansal krizleri de hafif
atlayabilmeyi becerebilmiler; yabanc bankalarn ve yerli rantiyelerin alacaklar kamu borcuna
dntrlm; IMF kaynaklar ile TC Hzinesi borlandrlm ve bu ykmllklerin finansman
iin kullanlmtr.

Kim kazand, kim kaybetti? Bu soruyu sormadan yaplan her tartma bolukta kalmaya
mahkmdur.

8. KAMU MALIYESNDE YAPISAL BOZULMALAR

Trkiye ekonomisinin yakn gemiinde gerekleen yapsal deimeleri ve sonularn yukarda


inceledik. imdi de kamu mliyesi zerinde odaklamak ve 1980den bu yana mali sistemde meydana
gelen dnmleri ksaca gzden geirmek istiyorum.

Bu dnemde kamu mliyesinin nicel gstergeleri nemli alkantlar gstermitir. Bunlar ayrntl
olarak incelemek yerine, aadaki tabloda temel dnmleri arpc bir biimde ortaya koyan
tipik yl ele alyorum: 1981'i, nceki dnemin kamu mliyesine ilikin zelliklerini byk lde
ieren bir referans yl olarak kullanyorum. zal/ANAP dneminin ilk neoliberal uygulamalarnn
mali sistem zerindeki yansmalar 1988:de gzleniyor. Liberallemeyi sermaye hareketlerine, d ve
i borlanmaya tayan sonraki yllar, neoliberal modelin ikinci aamasn ieriyor. Bu dnemin son
urak noktas olarak da 2002 yln alyorum.

Kamu Mliyesinin Ana Gstergeleri (Yzdeler)

1981 1988 2002

Kamu Harcatnalan/Milli Gelir 22.2 23.5 42.2

Kamu Gelirlcri/Milli Gelir 16.4 15.5 27.5

Kamu Acklar/M il li Gelir 4.0 4.7 10.3

Faiz/Toplam Harcamalar 4.1 16.2 44.9

K. Hizmetleri/Toplan Harcamalar 89.2 64.3 32.9

K. Hizmetleri/MiIIi Gelir 19.8 19.7 13.9

Dolaysz Vergilcr/Kamu Gelirleri 57.1 35.0 26.7


CAP

Tablodaki gstergelerin zaman iindeki seyrini birka vurgulama yaparak deerlendirelim:

1980li yllarda moda olan neoliberal maliye doktrini vergiler giriimciyi caydrmamak;
gelir/kurumlar vergilerinin oranlan drlmeli diye zetlenebilir. Turgut zal modaya uydu;
dnem banda bir hayli olgun zellikler tayan vergi sistemini halla pamuu gibi alt;
parampara hale getirdi. Burjuvazinin vergi yk drld; denetim eleri zayflatld; pek ok
gelir tr vergiden muaf tutuldu; bata KDV olmak zere dolayl vergilerin arl artt. Sonunda
vergilerin milli gelire oran aa ekilmi oldu. Ne var ki sadece konsolide bteyi deil, tm
kamu kesimini kapsayan ve tabloda kamu aklar bal altnda sunduumuz kamu kesimi
borlanma gereksinimi bu dnemde fazla artmamtr. Nedeni, KIT bilanolarndaki dzelmelerdir.

1990 ve sonrasnda ise tablo hzla bozuluyor. Biraz sonra aklayacam ters bir mucize
gerekleiyor: Kamu hizmetlerinin sunumu gerilerken, kamu harcamalar alabildiine artmaktadr.
Vergicilikte ise zaln at r izleniyor, yani tketim tabanl dolayl vergilerin kapsam ve
oranlar ykseltiliyor; ancak bu, kamu aklarndaki trmanmay nleyemiyor. 2002 ylna
gelindiinde, kamu gelirlerinin sadece % 27si dolaysz vergilerden (yani gelir, kurumlar ve servet
vergilerinden) oluuyor. stelik gelirlerden toplanan vergilerin de % 90 kaynaktan kesintilerle
(ve byk ounluu ile cretlerden) toplanmakta; beyannameli mkelleflerin vergi haslatna
katks devede kulak kalmakladr. Bu, dnyann en adaletsiz vergi sistemlerinden birisidir.

1988 sonrasnda kamu harcamalarndaki ar artlarn kayna nedir? Yant tabloda


greceksiniz: Faiz demelerinin toplam harcamalara oran 1981de % 4ten balayarak, 1990l
yllarda lgnca trmanm, dnem sonunda % 45e ulamtr. Bu lgnla neoliberal
maliye doktrininin iki saplants katk yapmtr: Birincisini, felaketlerin en by kamu
aklarn para basarak kapatmaktr; dierini ise vergilemeyle borlanma ayn kapya kar diye
zetleyebiliriz. Bylece saygnlk kazanan borlanma furyas, bankalarn ksa vadeli d
kredilerini kamu finansmannn temel bir esi haline getirmitir. Sadece bor anaparasnn deil,
zincirleme byyen faiz demelerinin de yeni borlarla karland ve bu nedenle krize yatkn bir
sarmal domutur.

Artan faiz yk, devletin hizmet sunumu yeteneini elbette andracakt. Transfer d
harcamalarla gerekletii varsaylan kamu hizmellerinin toplam harcamalardaki pay dnem
ba ile sonu arasnda % 89dan % 33e inmi; bu harcamalarn milli gelire oran ise % 19' dan %
13e gerilemitir. Bylece bte, kamu hizmetinin sunumunu ve finansmanm salayan bir aygt
olmaktan giderek kopmu; emekilerden toplad vergileri rantiyelere ve bankalara aktaran bir
mekanizmaya dnmtr.

Devlet aygt avantacl, gericilii ve bir anlamda faizmi reten bir dnm iinde ise,
devletin hizmet sunma yeteneinin eriyip gitmesinden niin hayflanalm? Ancak unutmayalm ki
emeki halkn var olma mcadelesi iinde devletin sosyal harcamalar hayati roller oynar. Bu
bakmdan 1980 sonrasnda bir yanyla devletin yozlamasndan, te yanyla da mali sistemin
arpklamasndan oluan vahim bir yapsal bozulma vardr.

Trkiye ekonomisinin son on be-yirmi ylndaki gelime eilimlerini, yapsal dnmlerini


ortaya koyan ve orla-uzun dnemi ilgilendiren gstergeleri nceki sekiz kesimde tarttm. Burada, bu
ereve iindeki yazlar noktalayacan ve son olarak da 1990 sonrasndaki sermaye hareketlerinin
bilanosunu karp tartacam.

cAs

Trkiyede yabanc sermaye tutkusu ile yanp tutuanlar, genellikle dolaysz (veya dorudan)
yabanc yatrmlar diye adlandrlan sermaye hareketlerini kastederler. Bunlar, Trkiyeye gelip yeni
kapasiLe (fabrika, maden iletmesi, otel vb.) kuran veya sadece yerli mlkiyet devralan (rnein
HSBC'nin Demirbank satn almas) sermaye hareketlerinden oluur. Trkiye ekonomisine yllk
yabanc sermaye girilerinin yzde doksanndan fazlas ise dolaysz yatrmlarn dndaki elerden
oluur ye hemen hepsi d borlarmz artrr.

Dolaysz yatrmlar dahil, sermaye harekellerinin btn trlerini bir araya getirelim; dahas
Trkiyeli kurulularn ve bireylerin yurldna sermaye karlarn da dikkate alalm ve bylece
1990 sonrasnda sermaye hareketlerinin tmn kapsayan .bir bilano oluturalm. Ortaya kan
tablo birka ilgin vurgulama yapmamza imkn veriyor:

1990-2002 yllar arasnda Trkiye'ye giren yabanc kkenli sermayenin net toplam 76.1
milyar dolardr. Yabanc sermaye her zaman giri yapmaz; bazen de kar gider, hatla kriz
yllarnda net bilanosu eksiye dner. rnein 2001 krizinde, IMF kredilerini dikkate almazsak,
yabanc sermaye Trkiyeden d dnyaya net olarak 1 2.8 milyar dolar karmtr.

Ayn yllar boyunca, Trkiye'nin d bor stoku 91.5 milyar dolar artarak. Nisan 2003Te I
33,2 milyar dolara

ykselmitir. D borlardaki artn (stelik hepsi de bor dourmayan) yabanc sermaye


giriini amas, yabanc paralarn apraz kurlarndaki deimeye, kayt d sermaye hareketlerine
ve geciken faiz demelerinin borcun anaparasna eklenmesi, ancak bu ilemin sermaye
hareketlerinde grnmemesi gibi olgulara baldr.

Trkiyenin bu miktarda yabanc sermayeye ve d borlanmaya gereksinimi var mdr?


Dk tasarruf, yksek yatrm yapan lkeler tasarruf aklarn d kaynakla karlarlar.
Trkiyede ise hem tasarruflar hem de yatrmlar dktr ve yatrm-tasa ruf a bu derecede
d kayna gerektirecek boyutlarda deildir. Nitekim, bu an demeler dengesindeki yansmas
olan (ve d ticaretten, ii dvizlerinden ve laiz-kr transferlerinden oluan) cari ilem an
1990-2002 yllarnn tm iin toplayn, 22.2 milyar dolara ulaacaksnz. Birikimli olarak 22
milyar dolar ak verip, d borcunu 92 milyar artrma baarsnn ardnda esrarengiz
nedenler aramaynz: ana etken, sermaye hareketlerinin 1989da serbestlemesi ve Trki)'
ekonomisinin az zamanda byk kazanlar salamak isleyen uluslararas finans kapital iin ok
elverili bir ortam salamasdr.

Yabanc kkenli sermaye Trkiyeye girip karken, Trkiyeli bankalar, rantiyeler ve


irketler de 1990-2002 arasnda kaytl ve kayt d net 29.3 milyar dolar lke dna
karmlardr. Ne gzel, biz de olgun ekonomi olduk; d yatrmlarmz artt'' diyenler yanlyor;
zira bu kaynak knn % 80'dcn fazlas ksa vadeli scak para trlerinden (rnein yerli
rantiyelerimizin yabanc borsalardaki yatrmlarndan. bankalarmzn off-slore ubelerine ve
yabanc bankalara kaydrdklar mev-duatla, ABD hazine bonolarna balanan
paralardan) oluuyor. Bu tr sermaye klarnn d bor demelerinde tkanmalar patlak
verdiinde Trkiye'yi rahatlat-

mas sz konusu deildir. D bor brt hesaplanr ve Trkiyeli kurum ve kiilerin d dnyadan
alacaklar ile yaplacak bir mahsup ilemi sz konusu deildir. stelik kriz koullarnda yerli
kkenli sermaye klarnn krizi derinletirme olasl her zaman vardr.

1990-2002 dneminde yerli ve yabanc akrMerden kaynaklanan scak para hareketleri


gstermektedir ki Trkiye ekonomisinden kan scak para, bu tr sermaye giriini am; zellikle
2001 krizinin kalkyla scak para giri-klarnn net bilanosu eksi 19.6 milyar dolar
bulmutur.

Kssadan hisse: Yabanc sermaye gelmiyor diye alaanlar yanlyorlar. Trkiyeye gereinden
fazla yabanc sermaye giriyor ve kyor. ktka kriz yaralyor; girdike de d borlarmz
alabildiine byyor. Bydke de iktidarlar d borlar dndrme sorunu altnda debeleniyorlar;
IMF ve ABDye teslim olarak iktisadi ve siyasi bamszlmzn son krntlarn da harcayp
gidiyorlar.

Mehtap Yurtluk Baka Bir Galakside Yaamyor


Geenlerde bir toplantda babakan konuurken kan olay hatrlayacaksnz. Bir hukuk rencisi,
Mehtap Yurtluk, babakan zelletirme konusunda yksek sesle protesto edince derdest edilip nce
tuvalete kapatld, bir sre sonra salnd. Olay hakknda grleri sorulduunda Tayyip Erdoan
saplama yapt: (1) Bu tr olaylara daha nce karm olan Mehtap Yurlukun sicili lekelidir". (2)
zelletirme konusunda baka bir galakside yaarcasma cahildir. (3) Bu tepkisi ile provokasyon
yapmtr. Ben de bu yazda sayn babakann bu deerlendirmesi zerinde duracam.

Adli sicili sabkasz olmayan Erdoann adli sicili temiz olan Mehtap Yurtluku sicili lekeli
olarak nitelendirmesinin yakkszln bata Trkiye Barolar Birlii Bakan zdemir zok olmak
zere ok kii vurguladlar. Ekleyecek fazla bir ey yok. Belki de gen hukuk rencisi, ilk hukuk
uygulamasn kendisini lekeli olarak tehir eden zata kar bir tazminat davas aarak balatr.

rA?

Gelelim Tayyip Erdoann, zelletirme eletirileri nedeniyle Mehtap Yurtluku baka bir
galakside yayor diye deerlendirmesine... Ben tamamen aksi grteyim ve bu gen insann
AKPnin zelletirme politikalarna kar tepkisinde yzde yz hakl olduunu biliyorum.

Bu kadar kesinlikle konuma hakkn nereden buluyorsun? diye sorabilirsiniz. Byle bir soruyu,
ister istemez zelletirme ve KITler zerindeki gemi aratrmalarmdan sz ederek yantlamak
zorundaym.

Krk yl ncesine ait (ve KITlerin tarihesinin de incelendii) Trkiyede Devletilik balkl
aratrmaya kadar uzanmayacam. On be yl nce IMF ve Dnya Bankas nc Dnyada
zelletirme kampanyasn balatnca bu nerileri Ortadou ve Trkiye erevesinde
deerlendiren bir aratrmay bir Birlemi Milletler kuruluu olan UNCTAD iin yaptm. Ardndan
UNCTADn yrtme organ olan Trade and Development Board toplantsna zelletirme ve kamu
iletmecilii zerindeki politikalar deerlendiren uzmandan biri olarak davet edildim ve lke
temsilcilerine sunu yaptm.

zelletirme gndemi Trkiyeye de tandktan sonra, 1993te Ergun Trkcan ve benim


editrlm altnda ve on aratrcnn katlmyla Trkiyede Sanayilemenin Yeni Boyutlar ve
KITler balkl bir aratrma yaymland. Bu almann KITlerle ilgili ayann egdmn ve
iki blme ait aratrmay ben yrttm. Bu aratrmalardan biri, KT sisteminin 1981-1990 yllar
arasndaki nicel bilanosunu kard; Kl'Flerin finansal yaplarndaki bozulmann (zellikle ANAP
politikalarna balanabilen) nedenlerini ortaya koydu; verim/etkinlik ltleriyle, finansal gstergeler
arasndaki kavramsal karkl temizledi. Sonuta KITlerin verim/etkinlik gstergeleriyle ilgili
olumsuz deerlendirmelerin yanll ortaya kondu. Bir dier aratrma ise Trkiyede zelletirme
furyasna bilimsel ve ampirik gerekeler oluturmak iin Dnya Bankasnca hazrlanan 1991
tarihli bir raporun eletirisi idi. Bu eletiri, Dnya Bankas raporunun KITleri deerlendirmede
kulland ltlerin ve bunlarla ilgili yorumlarn tutarszlklarn, yanllklarn ve ideolojik n
yarglarn ayrntyla ortaya koymakta; nerilen ciddiyetsiz zelletirme modellerini eletirmekte idi,

1998de Friedrich Ebert Vakfnn desteklemesi ile Kl-GEM Vakf tarafndan rgtlenen ve alt
aratrcnn katld Trk KIT Sisteminin ktisadi Deerlendirilmesi bal altnda yaymlanan
bir baka aratrmaya katldm; aratrmann iki blmn kaleme aldm. Burada zelletirme ad
altnda gerekleen vurgunlar lehir edildi. Erol Taymazn nicel ve ampirik bulgulan gsterdi ki
Trkiyede incelediimiz KIT'lerin dorudan doruya kamu mlkiyelinden kaynaklanan yetersizlikleri
sz konusu deildir. Ve rnein Pekim tesisleri kurulu aamasnda, daha sonra yldzlaacak olan
Gney Kore petro-kimya sanayiine gre stn zellikler tamakta idi.

te yukanda sraladm bilgi ve aratrma birikimine dayanarak kesin konuuyorum: Tayyip


Erdoan zelletirme konusunda eletiren Mehtap Yurtluk hakldr. O da hepimiz gibi Samanyolu
galaksisinin gne sisteminde yer alan yeryz adl gezegende yaamakla; ancak
zelletirme tutkunlarnn aksine, ayaklar bu gezegenin Trkiye Cumhuriyeti adn tayan
topraklarna sapasalam basmakladr. '

Gelelim Mehtap Yurtlukun provokasyon yapt iddiasna... Provokasyonun anlam tahrik


etmek", yani harekele geirmektir. Ne bekliyordunuz? Bu gencimiz zelletirme konusundaki
tehisinde hakl ise, uyuyan kamuoyunu harekete geirmek iin tepki gstermesi elbette dorudur.
Yanllklara kar bir bardak souk su iip sessiz kalmak ne zamandan beri bir meziyet oldu?
Mehtap Yurtluk sonuna kadar hakl, Tayyip Erdoan hakszdr.

D Dnya Trkiyeye Kaynak Aktaryor mu?


Trkiye ile d dnya arasnda net kaynak aktarm nasl hesaplanr? Daha nce bir yazda,
demeler dengesinin ana elerini kullanarak bu hesaplamay nasl yapabileceimizi gsterdim..
Okumayanlar iin tekrarlayaym: Cari ilem dengesi rakamndan faiz/kr gelir-gider toplamn
karnz. Net sonu eksi (negatif) ise, d dnyadan Trkiyeye net kaynak aktarm vardr. Net
toplam art (pozitif) ise Trkiye d dnyaya kaynak aktarmaktadr.

rnek vereyim: Trkiyenin cari ilemleri 2000de d dnyaya kar 9.9 milyar dolar ak
vermiti. (Yani cari denge -9.9 milyar dolard.) Net kr-faiz bilanosu ise -4 milyar dolar olarak
gereklemiti. (Yani Trkiyenin d sermayedarlara dedii bedel, d dnyadan salad sermaye
gelirlerini 4 milyar dolar amakladr.) Net kaynak akm ise (yukardaki tanma gre) -9.9-(-4)= -5.9
milyar dolara ulamakladr. Bu da 2000de d dnyann Trkiyeye net olarak 6 milyar dolara yakn
kaynak aktardn gsterir.

2001'i alalm: Cari denge (yaklak) 3 milyar dolar fazla vermitir. Yani +3 milyar dolardr. Net
faiz kr dengesi ise -5 milyar dolardr. Cari denge eksi faiz-kr dengesi=+8 milyar dolar. Yani
2001de Trkiye d dnyaya net olarak 8 milyar dolar aktarmtr. Kriz koullarnda klen
ekonomi, d dnyaya kar cari ilem fazlas vererek ulusal kaynaklarn bir blmn lke
ekonomisi dna aktarmtr. Vurgulayalm ki bu olgu, yani cari ilem fazlas Trkiye ekonomisinin
d dnyaya kar gcn deil, lam aksine gszln, bir krizden gemekte olduunu
gstermektedir. Bu da, Trkiyenin dnya ekonomisinin baml ve azgelimi evresinde yer almakta
olduunu gsteren bir kant olarak gsterilebilir. Cari fazla yoluyla gerekleen kaynak transferi, faiz-
kr gelir-giderlerinin net bilanosunun negatif olmas nedeniyle daha da artmakta; d dnyaya kaynak
aktarm 8 milyar dolar olarak belirlenmektedir.

Bu hesab 1980-2002 yllar iin yaptmzda, ortaya kan tablo neleri gstermektedir?

Bir kere, 1980 ile 2002 dnemini ieren yirmi yl dikkate alrsak, grlecektir ki d
dnyadan Trkiyeye net kaynak aktarm sadece alt ylda gereklemekte; geriye kalan on yedi yl
iinde Trkiye ekonomisi d dnyaya net olarak kaynak aktarmakladr. Bu on yedi yln da altsnda
cari ilemler esasen fazla vermekle, geri kalan on bir yl iinde ise yabanc sermayeye net faiz-kr
aklarm, cari aklar fazlasyla alp gtrmektedir.

1980li yllar, sermaye hareketlerinin serbestletii 1990 sonras ile karlatrldnda,


Trkiyeden d dnyaya kaynak aktarmnn milli gelire orannn ikinci dnemde artt gzleniyor:
Yllk oranlarn ortalamas 1980-89 dneminde % 0.7; 1990-1999 dneminde ise % ldir. 20002002
yllarnda ise ayn oran % l.4e ykseliyor. Ksacas, dnemler itibariyle ve milli gelire oranla,
Trkiyeden d dnyaya giderek artan boyutlarda kaynak aktarlmtr.

D dnyaya net kaynak aktarmnn iki esi, cari denge ve faiz-kr bilanosudur. Trkiyenin d
dnyaya yapt net faiz-kr aktarmlarnn cari ilem a iindeki orannn 1990 sonrasnda nceki
on yla oranla ykseldiini gzlyoruz: Birikimli toplamlardan hesaplanan bu oran 1980-89 arasnda
1.67, 1990-2002 arasnda 1.94tr. Ve d dnyaya net kaynak aktarmnn artmasnn ardnda
bu bozulma vardr. Kaynak aktarm arttka byme hz da dmtr: Ortalama byme hz 1980-
89da % 5.2den, 1990-2002de % 3.2ye dmtr.

Ksacas, sermaye hareketlerinin serbestlemesi sonrasnda byme d kaynak girilerine


baml olmakladr. Beklentilerin aksine net giriler yavalamakta ve byme hz aaya ekildike
cari ilem aklar daralmakladr. Faiz-kr transferleri dikkate alndnda net kaynak aktarm d
dnyaya ynelmekle; bu olgu da byme hzn ayrca frenlemektedir.

Son olarak, Trkiye ile d dnya arasndaki nel kaynak akmlarnn birikimli bilanosuna
bakalm. Akladmz ynteme gre 1980-2002 yllar arasnda, Trkiye d dnyaya nel olarak
27.8 milyar dolar kaynak aktarmtr. Toplam kaynak aktarmm dnemlere datrsak 1980-89
dneminde yllk ortalama 0.7 milyar, 1990-99 dneminde 1.5 milyar, 2000-2002 arasnda ise 1.8
milyar dolara ulamakladr.

Dnya kapitalist sisteminin bugnk konjonktr, giderek artan sayda azgelimi lkenin
metropol kelerc net kaynak aktaran konuma girdiini gstermektedir.

Dnyadaki grnty, daha sonra ayrca ele almak istiyorum.

Piyasa Oyuncularndan Ankaraya


Saygn TV kanallarmzdan birinin sabah progrannndayz. Sra ekonomiye gelmi. Biliyorsunuz
byk medyada ekonomi szc zel bir anlam kazand; borsa, dviz ve faizden oluan eytan
geninin iine skt ve niin artt, niye dt, yarn ne beklenir sorular ile
snrland. Programn sunucusu, bir uzman ile greceini sylyor. Ve ekrana ssl, bakml, hafif
kstah, Rfat Balinin Tarz- Hayattan Life Stylea kitabnda keyifle tehir ettii yup-pieleri akla
getiren gen bir kadn kyor. Malum eytan geni zerinde konuuyorlar. Sohbetin sonuna
gelindiinde, sunucu uzmanmza soruyor; Ekonominin geleceini nasl gryorsun?

Gen uzman, duraksamadan yantlyor; Artk her ey Ankarann tavrna bal. Ankara piyasalar
dinledii, piyasa oyuncularnn beklentilerini dikkate ald taktirde problemler alacaktr. Soru
yantlanmtr; ayrca tartmaya gerek kalmamtr. Alacak problemler nelerdir? Piya-

salar, piyasa oyuncular, in midir cin midir; kimlerdir ve neler bekliyorlar? Bunlar sormak
gereksiz; zira sunucu ile uzman arasnda iletiimi salayan bir ifreli dil olmal ki anlayorlar ve
program bu sylemi kavrayanlar honut klarak son buluyor.

Bu uzmanlar dinleye dinleye, okuya okuya szn ettiim ku dilini zdm dnyorum ve
piyasa oyuncularnn Ankaradan ne istediklerini deifre edebildiimi sanyorum.

IMF faiz d fazlann milli gelire orannn % 6.5a karlmasn istiyor. Kriz halindeki hibir
lkeden imdiye kadar bu arlkta bir talepte bulunulmam olabilir. Ekimden bu yana daralma
belirtileri gsteren ekonomi, yeniden ba aa gidecekmi... Ne gam? Piyasa oyuncular
koro halinde Ankaraya sesleniyorlar: kar... kar... kar...

Ankara gaza geliyor; faiz d fazla orannda krd dnya rekorunu daha da ykseltip % 7.5e
karma tutkusuna kaplyor; faizler, memur maalar ve szleme borlar dndaki tm bte
harcamalarn kesme kararn veriyor. Piyasa oyuncular coku halinde Ankaray alklyorlar; ama
harcamalarda daha fazla ksnt istiyorlar: Daha... Daha... Daha...

(Piyasalardan gelen umumi arzu zerine, faiz d fazlay daha da artracak, rekorlara rekor
katacak bir neri de benden Ankaraya: Eski uygulamaya dnerek memur maalarm ay banda
demeye balaynz: ancak bu ayn I5i yerine, bir sonraki aym Fine kaydrarak... Bylece yl bana
kadar her ayn 15inde maa deneklerini kendi ktlarnza yatrarak on beer gnlk repo faizi elde
ediniz; bunu da gelir olarak bteye katnz... 15 Aralk 2003te deyeceiniz memur maalar
toplamm da 1 Ocak 2004e tayarak 2003 btesinden net bir tasarruf daha salam olacaksnz.)

Ankaraya postu sermi grnen Afgan asll, Amerikan pasaportlu Halilzad adl zat Kuzey Iraka
gemi. Er-bilden hallar alarak dnm ve bizimkilerle mzakereleri srdrecekmi. ABDnin
Trkiyeden yeni kolaylklar istedii syleniyor. Piyasa oyuncularndan Ankaraya dalga dalga bir
ar: Ver... Ver... Ver... Meclise yeni bir tezkerenin getirilmesi sz konusu olabilir mi? Piyasalar
zlem iinde Ankaraya bakyorlar: Gel tezkere, gel...

Piyasa oyuncularnn saysal dkmn Mustafa Snmez arkadamz yapt. Yani borsada, faiz
haddinde ve dviz fiyatlarndaki gnlk alkantlar belirleyen bir avu aktrn saysn ortaya
koydu. Emekliler de aylk maalarn hemen dvize balyorlar diyerek kimi aldatyorsunuz? Bir
gnde dolarn fiyatn 50000 TL, borsay % 5 dalgalandranlar; ikinci el devlet bor senetlerinin
faizini bir haftada 20 puan ykseltenler emekliler midir?

Emperyalizm yerine kreselleme dediler. Amerikan emperyalizmi ak seik ortaya knca


kreselleme szc yetmedi; bunun yerine Amerikan mparatorluu diyorlar... Bu yeni
terimlerin amac nedir? Gemiinde anl imparatorluk tarihleri olan bizim gibi halklar
iin, emperyalizmin kanl ve vahi yzne saygnlk kazandrma abas deil midir? imdi de finans
kapital ve rantiyeler yerine piyasa oyuncular, piyasalar diyorlar. Bilinen kavramlarn yerine
uydurulan terimler masum ve tarafsz deildir.

Uzun lafn ksas, ok ynl bir ideolojik saldryla kar karyayz. En azndan durumu fark
edelim ve uydurma terimlerle beynimizin ykanmasna kar direnelim.

Balon iecek mi? Snecek mi? Patlayacak m?


Yiit Bulut, basnmzn finans uzmanlar arasnda, bence, en farkl ve aykr kiidir.
Radikaldeki kesinde ve CNN Trkteki programlarnda finansal piyasalar zerindeki salam
bilgilerini izleyicileriyle paylamakla kalmyor; gerektiinde iten biri olarak piyasa
oyuncularnn, Trkiye ekonomisine ve toplumuna hkmetmeye ynelen tavrlarn insafszca
eletirebiliyor.

Bulut, 16 Nisan tarihli Radikaldeki yazsnda da, AKP nin iktidara gelmesinden bugne kadar
piyasalarn gidiatn eletiri szgecinden geirmi. Aktaryorum: Avrupa Birlii sanal treni
tablosu [sayesinde]... piyasay ynlendiren i ve d odaklar hemen hemen hi risk almadan,
krlma noktalarn da iyi hesaplayarak ar krlar [kazandlar]... Bu sre iinde babalarn
oyunlarn bozacak hibir gelime olmad,... risksiz dnemin kayman yediler.... Ancak, kpn
snmesi [gndeme gelmektedir]... Kpk snerken, yerli-yabanc byklerin, bankalarn,
oyuncularn hareket tarz,

net bir gerei ortaya koydu: AKP hkmetinin ABden Aralk aynda mzakere takvimi
alabileceine inanmyorlar. Piyasann ruh hali, krm realize edeyim ve bir an nce dolar
alaym izgisine ok yakt... eriye AB yelik senaryosunu ballandra ballandra pazarlayp,
ayakkablar elde, kamak iin bekleyenler [sz konusudur].

cA

Yiit Bulutun izdii insafsz tabloya gre, finansal piyasalar ynlendiren babalar, nce
Kbrsta zm, sonra da ABnin Trkiyeye verecei mzakere tarihi zerinde olumlu beklentileri,
aslnda hi inanmadklar halde, alabildiine pompaladlar. Ve byk kazanlar elde ettiler. imdi
de mal gtrmeyi planlyorlar.

Bulutun deindii ar krlar nicelletirelim ve nce dviz getirilerine bakalm: ubat


2003te dviz bozdurarak hazine bonosuna para balayan yabanc rantiyenin bir yl sonra tekrar
dvize dndnde getirisi' dolar zerinden % 83.6, euro zerinden % 59.4tr. (Dnem banda
nominal faizlerin % 52.7 olmas, 12 ay boyunca dolarn deerinin % 16.8, euronun ise % 4.2 dmesi
bu sonucu dourmutur.) Borsaya giren ve bileik endeks orannda (% 85) kazan salayan yabanc
yatrmc ise, bir dolar ile bir euronun toplamndan oluan bir dviz sepeti zerinden % 106 getiri
elde edecektir. TL getirilerine gelince, ubat 2003le ihra edilen bir yl vadeli hazine bonosunun 12
ay sonraki reel (yani enflasyondan arndrlm) getirisi ANKA Ekonomik Blteninin
hesaplamalarna gre % 35.2dir.

Bu boyutta kazanlarn sregelmesi mmkn mdr? Durum, gnmzde tm finansal piyasalar


etkileyen tipik bir sabun kp veya ien balon" hastaldr. Trkiye koullarnda balon, AB
beklentileri alabildiine pompalanarak iirildi. Borsaclarn o garip deyimiyle, en
iyimser senaryolar peinen satn alnd; abartl beklentiler gereklese bile, balonun daha da
imesi imknsz grnmektedir.

O halde? Yiit Bulutun deyimiyle, ballandrlm AB senaryosunu biraz daha srdrrken


ayakkablar toparlayp kama zaman m gelmektedir?

Kimler, nereye kaacak? Kasm 2000 ve ubat 2001de yabanc yatnmclarn menkul kymet
portfylerini hzla boaltarak birka gn iinde Trkiyeden er-beer milyar dolar sermaye
karmalar uzun sre akllardan kmad. Sonraki aylarda, dier kalemlerden de byk boyutlu
kaynak klar gerekleti; ama finansal kriz dediimiz patlamay tetikleyen ana olay, borsadan
yabanclarn hzla ve byk miktarlarda kmas olmutu.

Tekrar olur mu? Sorunun yant, yabanclarn ksa vadeli (yani derhal dvize evirebilecekleri)
portfy stoklarm t miktar ile ilgilidir. 2003 iinde yabanclar borsaya net yatrm yapmaya
baladlar. Daha da nemlisi, dviz ucuzladka, Trk lirasna balanm mevcut portfy stokunun
deeri (durduu yerde) dolar olarak artyor.

2003 bandan beri yabanclarn portfy girileri, yksek TL getirileri ve mevcut stokun dolar
olarak deerlenmesi etkenlerini bir araya getirin. ANKA Ekonomik Blte-ninin hesaplad gibi
yabanclarn Trkiyedeki portfy varlklarnn 2004n ilk aynda 3.5 milyar dolar arttn ve
stok olarak 20 milyar dolara ulatn belirleyeceksiniz. Ancak bu kaynaklar, TLye baldr ve kt
zerindeki ok byk kazanlarn fiiliyata dnmesi iin, bugnk kurlardan ve yava yava
portfylerin boaltlp dvize dnlmesi ve darya karlmas gerekmektedir.

(A?

Balon imeye devam edecek mi? Snecek mi? Patlayacak m? Ne zaman?

Bana sormayn. Bu ie Rufailer karr.

Korkut Boratav

IMGE
kitabevi
stanbul ve Anadoludan Snf Profilleri

Trkiyede gelir dalmnn 1977-1988 arasnda dramatik bir deiim geirdiini


makroekonomik bulgulardan biliyoruz. Peki bu gelimeler halk snflarnn gnlk yaamna nasl
yansd? Farkl snf ve katmanlar olumsuz ekonomik koullarda kendilerini nasl
savundular; ideolojik ve politik tavrlar nasl, hangi ynde etkilendi?

Bu kitap, 1991-1992 tarihleri arasnda stanbulun halk semtlerinden ve Anadolu kylerinden snf
profilleri karyor ve bu profillerle Trkiye toplumunun gemiine damgasn vuran, geleceini
biimlendirmekte olan kimi sreler arasnda balantlar kuruyor. Toplumsal snflar birbirinden
ayran zellikler, yani snf profilleri hangi elerden oluuyor? Snflar aras geiler ve sz geen
profillerin zaman iindeki deiimleri hangi yndedir ve hangi kapsamdadr? Snfsal
konumlarla balantlar aratrlan sreler hangi deikenlerden oluuyor? Bu balantlar, Trkiye
toplumunun gemii ve gelecei hakkndaki kavraymz hangi ynlerden zenginletiriyor? Daha da
somut olarak, byk boyutlu blm deimelerinin iinde ve sonunda, farkl snfsal konumlarda
yer alan haneler, bireyler ne trden yapsal, davransal, ideolojik ve politik benzerlikler ve
farkllamalar gstermektedir?

Korkut Boratav, sadece yukardaki sorularn yantlarn vermekle kalmyor, ayn zamanda Trkiye
toplumunun rgsn oluturan ok renkli snf manzaralarm da nmze seriyor.

Korkut Boratav

Yeni Dnya

Dzeni

Nereye?

Yirmi yl akn bir sredir dnyay ve Trkiye'yi neoliberal rzgriar savurup duruyor. alan, sradan insann
zorlu mcadelelerle elde ettii ekonomik, toplumsal, siyasal kazanmlar tehdit ediliyor, andrlyor.
Emperyalizm, kreselleme adn ald... Serbest piyasa ekonomisi "baka seenek yok" sloganyla
saygnlatrld...

Dnya bir kurtlar sofrasna dnyor... Emeiyle geinen ya teslimiyete ya da kktendincilie,


ovenizme, anarizme yneliyor.

Ama devran dnecek ve insanlk, er ge dayanmac birikimlerine ve sosyalizme yeniden sarlacaktr.

Bu derleme, neoliberal politikalara, bunlarn savunucu ve uygulayclarna kar bir dizi polemiktir, direnme
yazsdr.

Bkz World Bank. \Voild Development Report 2000-200] Attacking Porerty, World I5ank/Oxford Univcrsity Press. New
York, 2001, s. M.

2
Bu makale, daha geni olarak 29 Ocak 2001 tarihli (yani ubat 2001 krizi patlak vermeden ksa sre nce) Anka Ekonomi Blteninde
yaymlanmtr.

Bkz. letme ve Finans. Ocak 2000, s. 31-36.

4
E. J. Amadeo, "The Knifc-Edge of Exchange-Rale-Based Stabilzation: mpac on Growth, Employment and Wages,
(UNCTAD Rcviev, 1996) balkl almasnda, 1970'li yllarn sonunda Arjantin-ill, 1980'li yllarda Meksika ve srail. 1990
sonrasmda Arjantin, Meksika ve Brezilya deneyimlerinin bir bilanosunu kararak u genellemeye ulayor: "Dviz kuruna bal
istikrar planlarndan kaynaklanan evrim bir tketim patlamas ile balar; bunu d ticaret ve cari ilem aklar, daha sonra da
ekonomik daralma izler... Ekonomik gerilemenin boyuu, daha nce oluan] d dengesizliin hacmi ile orantldr" (s. 4).

5
Bu etkenlerin isel yansmalarna ilikin baz veriler sunalm: 28 Ocak-17 Kasm 2000 tarihleri arasnda, yani on aydan ksa bir
sre iinde MB'nn ne ds varlklar % 53, para taban % 46 geniledi. Yl boyunca dviz sepeti % 20, loptan eya endeksi % 32.7
artU; ticaret ortaklarndaki enflasyon % 2,5 varsaylma, dviz scpei reel olarak % 7,3 deer yitirdi. TL ise % 7,9 deer kazand.

6
phesiz yerleiklerin sermaye "ihrac", d dnyann Trkiye'ye borlarn da artrr Ancak bu saptama, gelimekte olan bir lkenin
d bore sorununu hafifletmez; nk yurtdndaki varlklar, d bor servisi iin kullanlacak zellikler tamaz ve bu nedenle bor
verileri, rnein Dnya Bankas'nn gelitirdii d bor gstergeleri dalma brt bor stokunu dikkate alarak ina edilir.

7
MB bilanosuna gre 17 Kasm-1 Aralk 2000 tarihleri arasndaki o ne'um hafta iinde net d varlklar % 52, Merkez
Bankas'nn Ak Piyasa ilemlerine ramen para taban % 17 daralmn. "Likidite krizi"nit gerek nedeni budur. Dolar talebindeki ve
sermaye kndaki arta "vesile olan" tekil olaylar (rnein Demirbank olayn) ise gazete yazarlarna brakalm.

8
Dnya Bankas, Haziran 2000'de "Yoksullarn lklar" balkl bir kitap yaymlad (Voices of the Poor: Crying for C.hange). Bu
kitapta eski sosyalist lkeleri ve ok sayda azgelimi lkeyi tarayan Banka uzmanlar, yer yer gzleri yaararak, yoksullarn dertlerini
kendi azlarndan derlemiler. Kitabn ciddi bir metin ierii zmlemesi yaplsa, grlecektir ki yoksul insanlarn feryatlarna yol
aan etkenlerin nemlice bir bolumu, Dnya Bankas'nn bu lkelere zorla kabul ettirdii ve gelir dalmn bozan, isizlii artran ve
sosyal hizmetleri piyasaya teslim eden politikalardan kaynaklanmaktadr. Bylece artan yoksullua katk yapan kurum, imdi de ayn
yoksulluu tespit ve (szde) tedavi etmek zere ou Batl bir uzmanlar ordusu beslemeye balamaktadr. Ne diyelim; kolay gele...

9
2000 ylnda dcvlc i borlanmasndaki ortalama faiz % 36'dr. Yllk % 20'lik

kur art hedefleri gerekletii iin, bu faizle devlete bor veren bankalarn dolar cinsinden getirileri % 13 olarak gerekleir.
IMF gvencesine dayanan kur hedefleri risksiz grndke ve bu (beklenen) geliri ile dvizle borlanma maliyeti arasndaki fark
pozitif olduka bankalar dtan borlanp hazneye bor vermeyi srdrmlerdir.

10
Bu yorumun yanllk ierme olasl s'ardr. demeler dengesi sistematiinde devlet tahvili ihrac yoluyla salanan kredileri "scak
para" kategorisi dnda tutuyoruz. Buna mukabil ksa vadeli hazine bonosu ihracyla veya bunlarn el deitirmesiyle salanan sermaye
giriini ve keza hisse senetlerine donuk portfy yatrmlarn "scak" grubuna katyoruz. 2000 ylnda ilk kategoriye dahil sermaye
girileri 5.4 milyar dolar bulmakta; Tablo l'de "portfy yatrmlar iinde ver almakta; Tablo 2'de Ocak-l:km dneminde "scak para"
girilerini ieren portfy grubunun dnda tutulmaktadr. Ne var ki Kasm-Haziran dneminde (ve byk ounluu krizin patlak
verdii gnlerde) Trkiye'den kan yabanc kkenli portfy yatrmlar, Tablo 2'nin "scak" kategorisi iinde yer ald. Bu yoruma gre
tahvil ihracyla uzun vadeli giri yapar gibi dikkate alnan bir sermaye kategorisi, birka ay iinde ksa vadeli ve scak" bir araca
dnm oluyor. Tahvillerin ikincil piyasada dolama girmesi halinde bu yorum yanl deildir. Belki de. giri annda da ayn eyi
"scak" kategorisi iine katmak gerekirdi. Bu yaplsa idi, Ocak-tikim dneminde aznlkla grnen "scak para" elerinin greli arl
artm olurdu.

11
Menkul deerlere donuk yabana portfy yatrmlarnn hazine bonolarna dnk blm de bor yaratr: ancak bunu toplamdan
ayrtrmyoruz.

12
ki rakam arasndaki 1.5 milyat dolarlk fark. 2000 yl boyunca dolarn deer kazanmas sonunda, d bor stokunun euro, yen ve
sterlinden oluan blmnn dolar cinsinden deerinin dmesi ve IMP kredilerinin muhtemelen. Hazine verilerinde icrilmemcsi ile
aklanabilir.

13
Kasm 2000 krizi ertesinde gerekleen yz kzartc bir rezaleti hatrlatmak

14
Ancak 3 sayl dipnota dikkati ekelim.

15

Olanlar lan olarak verdim: 1981-89da ortalama byme % S.2, cari acl/ GSMH oran % 1.0'dr. 1990'h yllarda bu iki oran %
4.2 ve % 0.8 olmutur'.

You might also like