You are on page 1of 227

Halikarnas Balks Btn Eserleri-2- Turgut Reis

BLG YAYINLARI : 241


HALKARNAS BALIKISI / BTN ESERLER : 2

ISBN 975 - 494 - 044 - 4


200 . 06 . Y . 0105 . 1738

Birinci Basm 1966


kinci Basm 1976
nc Basm 1980
Drdnc Basm 1983
Beinci Basm 1988
Altnc Basm 1994
Yedinci Basm
Haziran 2000

BLG YAYINEV
Merutiyet Caddesi, No: 46/A, Yeniehir 06420 / Ankara
Tlf : (0-312) 434 49 98 - 434 49 99 - 431 81 22
Faks: (0-312) 431 77 58

BLG KTABEV
Sakarya Caddesi, No: 8/A, Kzlay 06420 / Ankara
Tlf : (0-312) 434 41 06 - 434 41 07
Faks: (0-312) 433 19 36

BLG DAITIM
Narlbahe Sokak, No: 17/1, Caalolu 34360 / stanbul
Tlf : (0-212) 522 52 01 - 520 02 59
Faks: (0-212) 527 41 19
web: www.bilgiy ay inevi.com.tr

mail: info@bilgiy ay inevi.com.tr

Kapak Dzeni : Fahri Karagzolu

HALKARNAS BALIKISI / BTN ESERLER

* 1. Aganta Burina Burinata "roman"


2. Turgut Reis "roman"
3. Mavi Srgn "yaamyks"
4. Merhaba Anadolu ""deneme"
5. Ulu Reis "roman"
* 6. Dn Yazlar "deneme"
* 7. telerin ocuklar "roman"
* 8. Anadolu'nun Sesi "deneme"
* 9. Altnc Kta Akdeniz "deneme"
* 10. Deniz Gurbetileri "roman"
* 11. Ege'den Denize Braklm Bir iek "yk"
* 12. Genlik Denizlerinde "yk"
* 13. Sonsuzluk Sessiz Byr "deneme"
* 14. Anadolu Efsaneleri "deneme"
15. Anadolu Tanrlar "deneme"
* 16. Hey Koca Yurt "deneme"
17. Parmak Damgas "yk"
18. ieklerin Dn "yk"
19. Dalglar "yk"
20. Aripel "deneme"
21. Bulama "roman"
- Halikarnas Balks ve Bir Durumann yks "an" Sadi Borak

* Milli Eitim Genlik ve Spor Bakanl'nn 4.3.1987 gn ve 1832 sayl yazlaryla


okullara tavsiye edilmi; karar 23.3.1987 gn ve 2230 sayl Tebliler Dergisi'nde
yaymlanmtr.
HALKARNAS BALIKISI

1890-1973

"Tarih sahibi" Sadrazam Cevat Paann kardei, tarihi-yazar-vezir Mehmet akir


Paa Girit'te sefirken(*), ei ismet Hanm, 16/17 Nisan 1890 gecesi bir olan dourdu.
ocua, anasnn o gece dnde Musa Peygamberi grmesi dolaysyla "Musa",
amcasnn ve babasnn adlarndan tr "Cevat akir" adlar verildi.

Musa Cevat akir'in ocukluu, babasnn atand Atina/Faleron'da, be yandan


sonra istanbul/Bykada'da geti. Bu yllarda resim yeteneiyle dikkati eken M.C.
akir, bir yandan zel dersler alrken, bir yandan Bykada Mahalle Mektebinde okudu.
ngilizceyi hayli iyi kavrad iin, hazrlk okumadan Robert Kolej birinci snfna
alnd. Bu okulu, ilk mezunlarndan biri olarak pekiyi dereceyle bitirdi.

Kendisi, kendini bildi bileli denizci olmak istiyordu. Ama ailesinin srar zerine
ngiltere'nin Oxford niversitesine gnderildi. Orada "Yakn alar Tarihi" blmnde
- renim grd. Bu arada, Oxford'un nl kitaplndan yararland.

Yurda dnnce istanbul'da, eitli gazete ve dergilerde yazlar yazd, karikatr ve


kapak resimleri izdi.

Resimli Hafta dergisinin 13 Nisan 1925 gnl saysnda yaymlanan "Hapishanede


dama Mahkm Olanlar Bile Bile Aslmaya Nasl Giderler?" bal ve "Hseyin
Kenan" imzasyla yaymlanan yazs yznden yl kalebentlikle Bodrum'a srld.
Cezasnn son yarsn stanbul'da geirdikten sonra yeniden dnd Bodrum'da
yaklak eyrek yzyl kald. Bodrum'un Karia andaki adndan esinlenerek
"Halikarnas Balks" takmaadn kullanr oldu. Bodrum'un gelimesine ve Anadolu
uygarlnn tannp tantlmasna olaanst katklarda bulundu.
ocuklarnn ortarenimleri iin 1947'de yerletii zmir'de gazetecilik, yazarlk ve
turist rehberlii yapt. 13 Ekim 1973 Cumartesi gn saat 15.10'da zmir'de ld ve
Bodrum'da, "manevi olu" adan Gkoval ile birlikte setii yerde gmld.

(*) Meydan Larousse (XI / 710 - a ) "Resmo kumandan..."; Osmanl Tarihi (Enver
Ziya Karal, VIII /143) "komiser"diyor.

TURGUTCA'NIN DOUMU VE ADI

Mentee (imdi Mula) iline bal Sralovaz Yarmadasnn Karaba ky uurumlar


zerinde konmu bir kartal yuvas gibi idi. O kyde obanlk eden Veli'nin kars -boylu
poslu bir Trkmen kzyd-, kirmanla yn eirirken, ocuu douracan anlad. Kocas
orada deildi. Son gnlerde davarlara parslar dadanmt. Sabahleyin erkenden
kamasn ve kepeneini alarak ve kpeini de yanna katarak: "Deniz kysnda Cinibiz
gvurlarndan aman yok. Da banda da kaplanlar gz atrmaz. Ne hal olacaz
byle?" diye sylene sylene kp gitmiti. Kadn "oalacam!" diye kirmann ve
ynn aceleyle kuana sokuturdu ve pnarn bana kotu. Orada ocuu dourdu,
ykad ve sarp sarmalayarak srtna balad. Bir katl pencere vazifesi gren, mazgall
evine dnerek, kapnn nne dikildi ve gene yn eirmeye koyuldu. ocuu erkekti.
Byynce obanlkta babasna yardm dokunur, diye seviniyor ve bir trk
mrldanyordu.

Akamleyin gne karki Kalimnos Adasnn arkasnda batarken oban Veli, srtna
vurmu olduu bir pars derisiyle evine yanayordu. Karsnn karnn inmi, buna
karlk srtnda ise koca bir kambur peyda olmu olduunu uzaktan farketti. "Kz m,
erkek mi?" diye bard. Kadn, "erkek" deyince yz gld. Pars derisini evinin nne
atarak, "unu tuzla" dedi ve yukarki mahallede Hsamettin'i grmeye gitti.
Hsamettin yetmiini am bir, deniz gazisi idi, altm yl nce korsanlara karmt.
nk leventlie kabul edilmemiti. Leventler, yar resmi bahriyelilere ayrlm olan
Gelibolu, Eriboz, Lepanto, Midilli, Kocaeli ve Mezestre (Morada) sancaklar
halkndan idiler. Onlarn sancak beyleri tarafndan toplanrlard. Karada sipahiler
neyseler denizde leventler de o idiler. Venedikliler onlara "Doudan" anlamna gelen
"di levente" derlerdi. Bunlar asl resmi (miri, yani beylik) bahriyeye mensup olan
stanbul'daki azeplere kyas, yar beylik denizci saylrlard. Hsamettin, binlerce
yllardanberi denizci yetitirmi olan Ege'nin gney kylsyd. Ne var ki, leventlerin
toplandklar sancaklarn halkndan olmad iin levent olamamt.

Delikanl iken Gmlk'ten babasnn bir arkadann kayn alarak ineklere ot


bimek zere kardaki Krimid Adasna gitmiti. Akamleyin sert bir ky rzgr estii
iin Gmlk'e dn ertesi gne brakmt. O gece o insansz korsan adasnn altn
kemerlerinin zerinde bir Trk korsan perkendesinin (brigantinin) denizcileri ate
yakarak, etrafnda halkalanmlar, sert sesleriyle bir denizci trks tutturmulard:

"Koyu mavi denizlerin en sular zerinde, ruhlarmz hr, dlerimiz sonsuzdur. Ey


memleketine dnen kara yolcusu, yurdumuz neresi, diye sorarsan: Dalgalarn
kpkleridir. Biz o denizcileriz ki ufuktan ufka har vurur harman savurur gideriz. Bil ki
ey yolcu yorgunluktan dinlenmeye, dinlenmeden yorgunlua her deiiklik sevintir
bize. Uykusu dindirmez, elencesi elendirmez, rahat iinde yzmeye can atar, fakat inip
kabaran kpkler zerinde ruhu ker. Karalar klelerinden deil, fakat sert arpan
nabzlarn ldrc mutluluunda, engin sularda zafer nidalar salarak rakseder, iz
tutmaz yollarn serzd ocuklaryz biz!

Onlar ki sapl durduklar yerlerinde yava yava kopup kmek kdrlar, yatak
araflarna ve kefenlerine varsn sk sk tutunsunlar. Onlar soluk soluk ardnca
ruhlarn tketirlerken, biz bir kl ak, bir top aleviyle bir tek ac ve 'Allah!'
nidasyla bir srayta gvdelerimizden frlar kurtuluruz. Varsn onlar dar mezarlar ve
kelli felli mezar talaryla iftihar etsinler. Bizim okyanustur mezarmz, engindir
kefenimiz" anlamna gelen trklerinde seslerini kapp, koyuveriyorlard.

Trkleri kayalarda yanklar yaparken, ayaa kalkp elele verdiler ve oynayp


sramaya koyuldular. Hsamettin'in, kayann tepesinden birdenbire "beni aranza
alnz!" diye barmasyla kendini aaya kaldrp atmas bir olmutu. Gidi o giditi.
te bylece idi ki, bir daha dnmemek zere tuzlu su gariplerinin arasna karp
akmt.

Bu korsanlar, devletin resmi denizcileri deildiler. Asl bahriyeliler, stanbul'da


Tophane'den -Galata ve Kasmpaa dahil- Azapkaps'na kadar yaylan o zamanki
Tersanede (Darssina'da) oturan azepler, vardiyanlar ve kaptanlar, yani "gemici
daylar"dan ibarettiler. kinci olarak leventler geliyordu. Bunlar da o zamann
tarihilerine gre yaman, "serenbaz, cundabaz" kiilerdi. nc olarak, kendileri,
gemileri, top ve tfekleri resmi, miri ya da beylik olmayan korsanlar geliyordu. Ne var
ki, asl bunlar, Trk denizcilerinin birincileriydi. Bunlarn ou fedai kahramanlard.
tekiler gibi yalnz resmi sava srelerince denize aldktan sonra karaya dnerek yan
gelmezler, fakat yaz ve k, gece ve gndz denizde bulunarak savar ve her
rastgeldikleri yabanc devlet gemilerini zaptederlerdi. Bunlarn, Afrika'nn Atlas
Okyanusu kylarnda bir bahriye okullar bile vard.

Yirmi yl nceki bir deniz savanda Hsamettin'in sa kolu toptan ate edilen bir
zincir parasyla uurulmutu. Kendisi yaman bir topu idi. Kolsuz olduu halde
korsanlardan ayrlmamt. Onun iin, "top banda olduka, tek bacayla bir taburu
Tataraas gibi yaya brakr" derlerdi. Fakat on yla varmadan sol bacana devrilen bir
seren pestile evirmiti. Ban sallam, "Bizim sonumuz lmd, fakat anasn
sattmn lm, bize tenezzl etmedi. Kt bir rastlant kolumu, bacam alp
gtrd. st tarafm da le gibi ortada brakt" demiti. Akdeniz'in en cra sularn kan
ile boyadktan sonra, deniz rzgryla dolu, bombo para kesesi, gm savatl iki
pitovu, ksa ve enli bir deniz palas ve bir deniz drbnyle yurdu, Sralovaz'a
dnmt.

lk nce kendisi ve sonra da kinatla alay ederdi. Sralovaz'a gelince deniz


salamurasnda iyice pimi ihtiyar deniz kurdu, yznn binbir kryla glerek,
kyllere, "Seke seke ben geldim! Siz de, dgram ho geldin, desenize," demiti.
Fakat ilk nceleri, onu bir tanyan kmamt. Ne var ki, az sonra Ceneviz, Venedik ve
Rodos'un korsan valyelerine kar kynn savunmasn dzene koyup da emniyet
salaynca, onun ayak sesinin ve koltuk deneinin ky kayalklar arasnda, bir aa
bir yukar, tik! tik! - tik! tak! ettiini duyanlar: "Perva yok, Tahtabacak kol geziyor,"
derler ve rahat uykuya varrlard.

Sralovaz'da eski korsanlardan bir de Halikarnasl Kr Ali vard. talyancay,


Rumcay, Arapa ve spanyolcay su gibi bildii iin ona bazen de "Gvur Ali"
derlerdi. Ali, vaktiyle iki kardele birlikte denize almt. Yarm yzyl sren bir
korsanlk hayatndan sonra, Ali yapayalnz ve hemen hemen bsbtn kr olarak
memleketine dnmt. Ky savunmasnda Tahtabacak'a kurmaylk ederdi.

Kr Ali memlekete dndkten sonra birka ay sonra zararsz bir deli olan Emine
kadnla evlenmiti. Arasra, "zavallnn ldrmaya hakk var. Neyse akl benden, gz de
ondan. Tencere yuvarlanp kapan buldu" derdi.
Emine'nin evi teki evlerden ayrca, hayvan allarnn yanndayd. Sen Jan
valyeleri yirmi yl nce sr, spa almak zere yaptklar bir gece basknnda
Emine'nin evine uramlard. Yaz olduu iin o gece evin ak braklan kapsndan bir
spanyol askeri girmi ve Emine'nin uyumakta olan erkeinin ban bir sava baltasyla
yarmt. O srada annesiyle bir kede yatmakta olan bir yandaki Turgutca adl
ocuu uyanm ve ac ac alamaya koyulmutu. Asker onun da ban yarmak zere
baltasn havaya kaldrnca Emine bir pars gibi atlayarak iki eliyle baltann sapna
yapm ve geceyi kam gibi yrtan bir lk salmt. Adam kadndan daha gl
kuvvetli olduu iin sol eliyle baltay tutmakta devam ederken, sa eliyle -annesinin
alvarna yapan- ocuun iki ayak bileklerini kavrayabilmiti. Olanca g- cyle
yavruca havaya kaldrarak ban duvara arpm ve beynini datmt. te o zaman
Emine analnn btn hrs ve hncn dileri ve parmaklarnda toplayarak herifin
grtlana ylesine yapmt ki, herif onu bir trl gsnden silkememiti. mdada
koanlar Turgutca'nn anasn askerin zerinde ve yerde grmler. Herifin zaten
koparp skm olduu grtlan, "Turgutcam!" diye inleyerek dileriyle daha da
paralamaya devam ediyormu. te artk ondan sonra Emine'nin akl pek de yerine
gelmemi. Arada srada "Turgutcam!" diye sylenirmi. Kr Ali kye gelince kadna
acm ve onunla evlenmiti.

oban Veli "Tahtabacak'" grmek zere sokak denilen bir kayala trmanrken bir
aralk yukarya bakt. htiyar deniz kurdunun ta tepede bir akbaba yakaryla koltuk
deneine dayanmakta ve elindeki uzun deniz drbnyle Aripel ve adalar gzden
geirmekte olduunu grd. Bana krmz fes zerine "Kafesi" bir sark dolamt.
Kuana iki pitov taklmt. Yannda ise atal palas sarkyordu. "Alkanlk bu ya!
Onlar taknmazsam anadan doma rplak geziyormu gibi utanp sklyorum," derdi.

oban Veli aadan "Hsam Amca bir olum oldu. Gel de adn tak!" diye bard.
teki, "Dur geliyorum" dedi. Drbn gdk kolunun altna sktrarak kayalardan
indi. Evine giderek aptes ald. Veli de beraber aaya doru inmeye baladlar. Yolda
Tahtabacak: "Bugn Halikarnas'a vardm. Kaledeki valyeler kzdrlm eekars
yuvas gibi vzr vzr alp bedenleri, burlar onaryorlard.

Herhalde bir eyden korkuyorlar. Mihal'i grdm. Kale kapsnn d tarafndaki


mermere Rumca bir yaz oymular. Onda, hangi Rum casusluk ederse, bu kapda
aslacaktr, deniliyormu. Mihal, 'Galiba bu sralarda sizden korkuyorlar ve size
casusluk edeceimizi sanyorlar. Aman onlar buralardan defetsek de biraz rahat yz
grsek' diyor. Ah Veli ben artk iyice akal oldum (ihtiyarladm). lmezden nce
valye denilen hrszlarn bu kylardan temizlendiklerini bir grsem Allahtan baka
bir gn dilemem. Neyse bu gece gk aynn on bei. Gn gibi k olur. Baskn olmaz,
olsa da gzclerimiz iyi grr. Halikarnas'ta Kerimolu'ndan drt okka barut aldm. Bir
gzel yapm ki, deme gitsin," diye anlatyordu.

Tam Kr Ali'nin evinin nnden geerlerken ieriden Emine kadn, "Turgutcam!" diye
bard. Hsamettin Veli'ye dnd. "Yahu oluna ne ad takacaksn?" diye sordu.

Veli'nin evinde, Hsamettin ocuu dizinin stne koydu. atal palasn kabzasndan
syrarak ocuun karnna yatrd. Ezan okuduktan sonra ocuun sa ve sol kulana
kere "Turgutca!" diye seslendi. Sonra ocuun anl anl bir deniz kurdu olmasna da
dua etti. Tam o srada, esmekte olan hafif bir bat rzgr, Leros Adasnn Sen Jan
valyeleri kalesinden atlan bir topun sesini Sralovaz Yarmadasna ve bu arada da
Karaba kyne getirdi. Yarmadann pars ve kurt yata o heybetli dalar cevap
veriyorlarm gibi grlediler. "Tahtabacak" yaln klcn yava yava knna koyarken
"bayraklarn indiriyor ve selam topunu atyorlar. imdi Rumunu da, Trkn de dimdik
ayakta durmaya zorluyorlar. Biz gremezsek inallah bu yavrucaklar onlarn bu
topraklarnn arkalarna takldn grrler," dedi.

Aksamn o durgun annda baba, ana balarn emiler, dnceye dalmlard.


Hsamettin yoku yukar karken, kendi kendine (Atlas Okyanusuna alp bir daha
dnmeyen) bir Cezayir korsan filosu iin yazlm olan bir trky mrldanyordu:

"Murat Reisin gemileri seksen direkli,


inde korsanlar denizciler arslan yrekli."
...........................................................
"Enginlerden bir ku geldi kondu serene
"Murat Reisin gemileri amdr dayanmaz
"inde korsanlar denizciler uyanr uyanmaz."

Kr Ali'nin evinin nnden geerken, "A Ali! Bizlere artk eski gnleri gevelemekten
baka yapacak i kalmad. Gel de onlardan dem vuralm," diye seslendi.
OCUKLUK

Yllar geiyordu. Ya drd bei bulan Turgutca afak sknce babasyla beraber
kalkar, koyunlar, keileri ya daa veyahut deniz kysna srerdi. Da yolu tutulursa
ocuun yz sarkar; denizden yana gidecekse ocuk sevincinden havada iki kere
dnerek taklalar atard.

Bir gn yoldan prsilah gemekte olan Tahtabacak ocuun havada arkfelek


kesildiini grnce glm ve babasna, "senin olan denizci olacak galiba," demiti.
Veli de "ne denizcisi? Cambaz olacak desene," diye sylenmiti.

Tahtabacak yolda durup, "Sen bilmezsin, denizciye kyas da keisi veya aaca
turmanc maymun bile camuzlar ve kzler kadar hantaldrlar. Evet yalnz kol, bacak
atiklii yetmez, ba ve dnce eviklii de gerek, " demiti.

Veli, "Bizim gibi obanlara bunlar gerekmez" diye cevaplamt.

Tahtabacak Amca da "ne olacan sen ben deil Allah bilir, fakat biz akamlar kr
Ali ile dertleirken onun nasl kulak verdiine, gzlerinin nasl parl parl parladna
dikkat etmedin mi? Ben gnn ne olacan afandan, denizciyi de ocukluundan
tanrm" diye karlk vermiti.

Denize varnca Turgutca karabatak gibi denize batar kard, yleki, yrmeyi de,
yzmeyi de hemen hemen ayn zamanda rendi. Baz akamlar Tahtabacak'la Kr Ali,
Veli'nin evine gelirler ve her denizci gibi denizde balarndan geenleri birbirine ve
dinleyenlere anlatmaktan holanrlard. Bir akam Kr Ali kardelerinden yle sz etti:

"Babamn olu vard. En bykleri bendim. Babam ve kardelerimle Halikarnas'ta


balk avlyorduk. Tekirburnu'na ve burunu dolanarak ta Data'ya giderdik. Bir gn
Tekirburnu'nun kuzeyinde bir mil akta avlanrken birdenbire burnun arkasndan iki
hal frkata (frekata yirmi otuz krekli ve yelkenli bir sava gemisidir. Gnmzn
destroyerlerinin devini grrlerdi) kt. Pupayelken geliyorlard. Onun arkasndan iki
krlang (bunlar frkatalardan daha kk ve daha hzl gemilerdi) grnd. Karaya
kamaya kalktk, nmz kestiler, Esir olduk. ki frkatayla iki krlang Pietro
Monenigo'nun kumanda ettii hal filosunun ncleri imiler. Biz kardee ve
babamza zincirler vurdular ve topumuzu bir kadrgaya geirdiler. kardein en
by bendim. Forsa kouunun rutubetli farlarnn (tahta tabanlarnn) zerinde
halkalar vardr. Onlarn ayak bileklerini saran prangalarnn ne de buz gibi souk
olduklarn siz bilmezsiniz... Bakn u ayak bileime, prangada dilerinin hl yeri
durur. Bizleri birbirimizden uzak olarak ayr ayr yerlere zincirlediler. Bizim kadrga
spanyol Don Sebastion da Hurtdoy'a aitti. Zincirlendikten birka gn sonra artk lm
haline gelmi, tkenmi olan babamz, 'Forsalk edemez anlamna gelen 'gastado'
diyerek diri diri denize attlar.

Her krekte drt kii idik. Benim bir yanmda bir talyan, teki yanmda bir spanyol
vard. kisi de katildiler. O forsa kouunun lo nda karde birbirimizin yzn
bulamaz, tanyamaz olduk. Birbirimizinden uzaktk, fakat yreke birliktik. Seslerimizle
birbirimizi teselli ederdik. Fakat gnler getike bazen umutla ve bazen de umutsuzlukla
sylediimiz bir trkdeki seslerimizi, bizim deilmiler gibi tanyamaz olduk.

En gencimiz... Onun gzleri, kalar anamznkilere benziyordu. Babamn sevgilisi


idi, biz de onu ok severdik. Ha ne diyordum? En gencimiz narin bir ocuktu. Onu
dndke kendimi unutuyordum, byle bir yuvann kuu muydu o?
Asl kts, krek ekiyorduk, ama, ne iin?

Venedik doju Pietro Monenigo'nun komutas altndaki hal filosu Trk kylarn
yaksn, Hristiyanla yardm etmiyor diye erkek, dii ve oluk ocuk masum halk
boazlasn, btn kyy yama edip yaksn ve kz kzan tutsak edip Venedik ve Cenova
tutsak pazarlarnda satsn diye! Daha hl kadrgann (cigali) k kasarasnda kaza
oturtulan erkeklerin ve kadnlarn lklarn hatrladka tylerim rperir."

oban Murat, "Yahu, Ali Amca, kaza oturtulmak nedir ki?" diye sordu.

Kr Ali:

"O zaman ben de bilmiyordum. Yanmdaki talyana sormutum. Bana k kasarada


dmenin iki yannda kpeteye sapl ucu sivri, salam ve dik iki kazn bulunduunu
syledi. Sonradan ok grdm a. On kar boydadrlar. Bu kaza bir insan -fazla deil-
ancak demeyecek kadar saplanyordu. Onun zerinde insan hemen hemen drt gn
yaayabiliyordu. Kazk, insann arl ve abalamasyla yava yava giriyordu.
nsann can alacak bir i organna deince, ne bileyim barsaklarn veyahut karnn
ieriden delince zavallcaz lyordu. Kazn haa germeye benzeyen u yeri vard ki,
lm, celladn grecei i tamamlandktan ok sonra geliyor ve idama mahkm olan
adam uzun zaman dnp konuabiliyordu. Kazn haa gerilmeye benzemeyen
yeriyse bir insan bir kere kaza oturtuldu muydu, daha sa iken kazktan indirilse bile
saken hatan indirilenin hayat kurtarld gibi lmden kurtarlamyordu. Bir kere
kaza konulann kaderi uzun bir lm oluyordu. Ben, yanmda zincirli talyana bunu
niin yaptklarn sorduum zaman, o surat glmez herif bir kahkaha salvererek 'Ne
iin olacak? Dmen kullanan adamn yalnz kalarak can sklmasn diye. ki yanlarnda
konuacak birer adamn bulunmasn istedikleri iin kazklarn bo kalmamasna dikkat
ederler,' dedi. Biz sonradan zaptettiimiz dman gemilerinde bazen ular insanl,
bazen de ular bo kazklara rastgelirdik. Bo olanlar raspa edilmi ve sivrilmi, yani
i grmeye hazr bir durumda buluyorduk. Biz cellat deildik yahu. Bu kazklar
kullanmak aklmzdan gemezdi. Onlar hemen sker, denize atardk. Yalnz bir kere, bir
tanesini skp, onu kullanm olan kaptann bana aldmz hatrlyorum. Herifin
kellesi, tencereye atlan lahana gibi omuzlarnn arasna girdi.

Neyse! Gelelim kardelerime. Dedim a. En kk kardeimizin zerine hepimiz


titrerdik. Ortancamz hepimizden kuvvetli idi.

Sava iin yaratlmt. Fakat zincirde erimek iin deil ha! Zincirlerin akrts onun
kartal ruhuna ar gelirdi. O, dalarda pars ve kurt avlar, denizde kpek balklaryla
savard. Vardiyann kams onun tarafndan saklad zaman benim kendi srtm
yarlyor, clk yaralar kanyor gibi olurdu.

Sevdiimiz denizin sulan ve rpnts hep kulaklarmzda idi. Lombozlardan


kreklerin, frtnada rzgrn lgn savruluunu grrdk. Dalgalarn, bordamzda
gmleyiini dinlerdik ve bize hrriyet bahedecek lm getirmeleri iin dua ederdik.

te ilk nce ortancamz ld. Kendisine verilen kuru galetay yiyemezdi. Fena
bulduu iin deil.. Sanki zgr olduumuz eski gnlerimizde kuru ekmekten daha
iyisini mi yiyorduk. Kardeim o mayadan yaratlm ki, ona gre hrriyeti alndktan
sonra sarayn bile forsa kouundan fark olmazd. Fakat sz neye uzatalm? lp gitti!
Ben uzaktan grdm, ama son soluunda bile yanna varp soumakta olan elini
tutamadm, bir yudum su olsun veremedim. Zincirlerini zdler. Onu denize attlar.
ls bari o zgr engini ve gnei buldu.

Fakat hepimizin iei, en gencimiz yok mu? Onun belki ezgisini hafifletirim, onu
yaatarak bir gn zgrle kavumasna yardm ederim diye yaamaya gayret
ediyordum. Onun da yznn nuru gkkua gibi yava yava bulutlarn karanlnda
snp gitti. O vakitsiz lmnden bir kez olsun yaknmad.

Neden bilmiyorum? Ben lmedim. Ondan sonra bana neler olduunun da farknda
olmadm. Gzlerim snd. zerinde krek ekmekte olduum tahta, pangaa vard ya?
Biz ona oturak diyoruz. te sanki tpk onun iin bir tahta pangaaydm.

Benim iin artk ne gn vard, ne gece, ne deniz, ne forsa ve ne de ses, renksiz bir
boluk iindeydim. Yalnz oturduum pangaay, tuttuum krek topacn ve srtma
yediim kamy duyuyordum. Kr ve sardm artk! Ne umudum ve ne de bir amacm
vard. O anda zincirlerimi zselerdi bile neye yarard? Bana zincirli olmak veya
olmamak hep birdi. Zincirlerim zleydi, forsa kouundan ve kamsndan artk
evimden ve evimin her gnk hayatndan ayrlyormuum gibi olurdum. Aylar m, yllar
m geiyordu? Kimin haberindeydi. Gnn birinde denizin sesi yava yava kulama
gelmeye koyulmutu. Belki denize atlm olan kardelerim, denizin sesiyle bana bir
eyler anlatyorlard. Daha sonralar denizi de grr gibi olmaya baladm. Keke
grmez olaydm. Gzlerimi kouta gezdirince, kouun btn boluu ezici bir arlk
gibi stme kt. Gitgide iyiden iyiye grmeye ve iitmeye baladm, iimde de
zincirlerimi bile eritecek bir ate harlyordu."

Kr Ali biraz durdu ve bir su istedi. Gne oktan 'batmt. Yldzlar parlyordu.
Veli'nin evinin eiinde birka ocuk Kr Ali'yi dinlemek zere yanyana oturmulard.
Bunlarn iinde Turgutca dnda hepsi uyumutu. Turgutca, kara gzleri fal talar gibi
alm dinliyordu. Bir aralk Tahtabacak, Veliyi drtt ve "bak senin spa nasl
dinliyor?" dedi. Veli ile oban Murat bir azdan" Vazge be Hssam Amca, byle diye
diye olan ayartacaksn," dediler. Dinleyicilerin biri:

"Ali Day! Demek ki krln forsalktan kalma deil ha?" dedi.

Kr Ali, "Hayr deil!" dedi. "Gzlerim forsalktan kurtulup korsan olduktan sonra
byle oldu."

"Bunun ilac yok mu?"

- Kime gsterdimse yok, dedi. Demincek size, iimde bir ate harlyordu dedim a.
te ondan sonra daha iki sene kadar krek ektim. K gelince, gemiyi Barselona
limanna gtrrler. Zincirlerimizi zp bizi zindana atarlard.

Kurtulduum yl idi. ki gali, yani sizin anlayacanz, iki kadrga ile denize aldk.
Bizim galinin ad, "Madre Dolorose" idi. Komutan da Kastil ya da Aragon
asilzadelerinden Don Guzman Gonzales Maria Simenez de Soto adl bir kefereydi.
teki galinin ad "Santa Katerina" idi. Onun da kumandasnda bizimki gibi uzun adl bir
spanyol keferesi vard. Bizim kadrgadakiler, forsalar birka beyaz Portekizli hari
hepsi de Afrika zencilerindendiler. Scak havada le gibi kokuyorlard. Fakat ben o
zavalllara ok acyordum dorusu. Benim sa tarafmdaki zenci, herhangi drt kiiye
bedel bir izbanduttu. spanyolca biliyordu, bana anlatt. spanyollar onlara o kadar
ikence etmilermi ki, onlarn kabilesi yamyam olmamakla beraber, ellerine bir frsat
geer de bir spanyolu yakaladlar myd onu hemen yava yava atete kzartrlar ve
yalnz yreini kemali afiyetle yerlermi. Onun sylediine gre spanyol yrei kin
badelerinin en gzeli, iindeki kan da kin erbetlerinin en iimine doyulmaz olan imi.

Neyse biz iki gemi birbirimizden epeyce ak olarak borda dzeninde ilerliyorduk.
Yani iki geminin pruvalar ayn yne ve yanlan birbirine bakyordu. le vaktiydi.
Gzel bir bat rzgrna yelken amtk. Alnlarmz, ieriye ekmi olduumuz
kreklere dayam, frsattan istifade biraz uyku kestirmeye alyorduk. Tam Balear
Adalarnn en by Majorka'nn gney burnunu kovano ederken, yukardan
gardiyanlara "krekleri fora!" diye bir emir nlad. Vay anasn! Kamlar yamur gibi
srtmzda akrdamaya koyuldu. Salya krek ettik. Ayn zamanda krek lombozlarn
amaya ve toplan telal telal doldurmaya baladlar. Yukardaysa askerler aceleyle
arkebzlerinin akmaklarn muayene ediyor, okular da oklarn yaylarna dayyorlard.
Lombozdan baktm, bir ey gremedim. Biz mi saldryorduk, yoksa bize mi
saldryorlard? Bilemiyordum! Fakat hemen neredeyse bir ana baba gnnn
bagstereceini anlyordum.
Ben geminin art tarafndaki kreklerin birindeydim. Grandi direi nde idi. Birbiri
arkasna birka topun grlediini iittim. Ses, rzgrla beraber arkamzdan geliyordu.
Ate eden her kimse, gvertemizi bir misket kasrgas ve zincir frtnasyla perdah etti.
Gemimizin k tarafnda da berbat bir atrt oldu. imden, "Galiba bizim dmen
grltye gitti" dedim. Tahminimde yanlmamm ki, gemimiz rzgrn isteine bal
olarak dalgalarn zerinde sendelemeye koyuldu. Bizim topularmz, toplar iskele
omuzluumuza doru evirmeye alyorlard. Demek ki dman m diyeceiz, dost mu
diyeceiz, saldran her kimse arkamzda ve sancak omuzluumuzda idi, k
kasaramzdaki toplar ate etmiyorlard. Demek ki yalnz dmen deil, gemimizin knn
hepsi gm diye patlam bir davula dnmt. Bizleri zindandan karp gemiye
bindirirlerken, geminin knda altn yaldzl Madre Dolorose adn ve kabartma
Meryem Ana tasvirini grmtm. Onlarn ne hle geldiini tahayyl ettim... Derken
bizim toplar konumaya balad. Topular lombarlardan bakyorlard. "Eviva! Santi
Yago" diye barmadklarna gre, ateimizin pek etkili olmadna hkmettim. te
ondan sonra bir grlt koptu. Bu sefer bizim lombozun yanndaki kaburga ve kaplama
tahtalar drt tarafa utu. Artk lombozdan deil de han kaps gibi alan koca bir
gedikten dnyay seyredebiliyordum. Grandi direimiz de btn takm taklavatyla
tepemize ykld. Altn renkli spanyol bayra denizlerde srnyordu. Bizim koutan
on, on be kreki kanlar iinde yerlere serildi.

te o zaman gardiyanlar, barmamamz iin bizlere verilmi olan yass mantar


paralarn dilerimizin arasna koyarak srmamz emrettiler. Ben enemin arasnda
sktracam mantar kaybetmitim. "Mantar kaybedenler -eer klahlar varsa-
klahlarn dilerinin arasna alrlard. Benim klahm da yoktu. Oturan zerindeki
paavralardan bir para alarak dilerimi sk sk kstm. Hepimiz, azlarnda koca bir
kemik paras tayan kpeklere benziyorduk. enemi skarak darya baktm.

te o zaman alan gedikten bizim galiden biraz daha kk olan bir kalitay grdm,
bayrak gstermedii iin ne milletten olduunu anlayamadm. imden, "Her ne ise,
durumu kt. Bizim gvurlar iki, buysa tek bana. Hem de daha kk! Fakat
topuluklarna diyecek yok! Yaman herifler" diye dndm ve umutlarm domaya
balad. Derken kk bir kadrga dmen krd. Bizi brakt ve sancak amzdaki
Santa Katerina'nn zerine frlad. O zaman iimden, "Bu bir gemi deil, sanki bir
tmarhane!" dedim.

Santa Katerina imdadmza yetimek zere rota deitirmi, bize doru geliyordu.
Ba taraftaki topun namlu azlar kk kadrgaya doru dnyordu. Isrmaya
hazrlanan bir ylan gibi bataki sivri bastonu ile ke yanayordu. Niyeti bastonu,
yani sivri mahmuzunu ke saplamak, onu delip inemekti. Santa Katerina'nn
omurgas hizasnda batan ka uzanan yksek forsa gzcleri ya da vardiyanlar
kprsnde, vardiyanlar aa yukar kouyorlar, aada iki tarafta kararan forsa ve
kle kalabaln habire kamlyorlard.

Fakat kk kadrga tekinin niyetini anlamakta gecikmeyerek ustaca bir manevra ile
topa gibi yerinde dnd. Sonra da iskele tarafn dmana vererek pupa yelken
Majorka Adasna doru uzaklat. Volta ba dnd. Rzgr sancaktan alarak yldrm
gibi yetiti. Santa Katerina ban hep ona doru evirmeye alyor, kk kadrga ise,
yekesini basarak teebbs elinden brakmyordu. Santa Katerina'nn iskele bordas
alev pskrd. alkantl denizde uzaktan isabet alamazd. Glleler kk kadrgann
sanda ve solunda denizden kpkler kaldrdlar. Kk, imek gibi yanamakta
devam. etti. Herifler lykyla denizci ve nianc ki, istedikleri menzili bulunca
balarndan bir duman bulutu frlad. Santa Katerina ban ona doru dnmekte iken
birdenbire duraklad. Demek ki dmeni uurulmutu. Kk ileriye atlarak olanca
hzyla mahmuzunu Santa Katerina'nn bordasna saplad. Ayn zamanda pitov
menzilinden bataki topunu birden ate ederek spanyolun barsaklarn deti.

Sonra ne yapt, bilmiyoruz, fakat geriye siya etti. te o zaman aakaldm. Bir arnn
inesini, soktuu insanda brakmas gibi kendi mahmuzunu kesmi miydi ne? Bir de ne
grevim? Mahmuzsuz olarak dmandan ayrld. Santa Katerina, bir yana yatyordu.
Fena halde su yapyordu ki, tulumbalarndan kan sular bordalarndan arl arl
akyordu.

Kk kadrgann serenleri gcrdad. Yelken krek (hey babam yal brek)


zerimize geliyordu. Ba ve k gverteleri sava kalabalyla kaynayordu. Onlarn
vardiyan kamlarnn saklayn, kreklerin grleyip takrdaym, hatta bir ekite
forsalarn "Hah!" diye nefes salverilerini rzgr bize getiriyordu. Bizim gemidekiler
baltalarla uraarak, krlan grandi direinin vr zvrn kesip gverteyi
temizlemilerdi... K stnde dinelen bizim reis Don Guzman de Soto Moto Koko
Riko'nun (Allah belasn verdi ya!) has Toledo eliinden yaplma mifer ve zrhlar
gnete parlyordu. Emirlerini soukkanllkla veriyordu. Cesurdu herif.

Kk kadrga arkamzdan, k iskele omuzluumuzdan yanayordu. Acaba ei be


mi grdm diye, elimin ardyla gzlerimi sildim. Kk kadrgann sava kalabal
arasnda beyazlklar gryordum. Bilirsiniz ya, bizim korsanlar savaacaklar zaman
tepeden trnaa zrhlara brnmezler, fakat arma iplerine, teye beriye taknt vermemek
zere bellerine kadar soyunurlar, iim, yreimi azma getiren pr mit bir "Acaba?"
kesildi. Bunca yllk forsalk, babamn, kardelerimin "Abajo perro!" (Di st d ey
kpek!) denerek kamlanmalar ve denize atlmalar hep gzmn nne geldi.
Kk kadrga gene ate etti. Fakat birdenbire heybetli bir kalknla, "Allah! Allah!"
nidas ykselmesin mi? Ebedi adn grleyii top ve harp tarrakasn yendi. Sanki Kadir
Gecesiydi. Gkler yarlyor ve cennetler bana glmsyordu. Krei brakp
ocukmuum gibi hngr hngr aladm. Srtma, kemiklerimi dahi datacak kamlar
aklyormu! Artk kime dokunur ki? "Dur! Ne oluyor? Fesuphanallah!.."

Kr Ali'nin anlattklarnn burasnda, kap eiinde uyumakta olan ocuklar arasnda


kk Turgut da alayarak kalkmt. Kr Ali'nin yanna sokulmutu. Onu Kr Ali,
babas Veli, Tahtabacak okayp susturdular. Fakat dinleyiciler Kr Ali'nin anlatm
olduklarnn tesini dinlemek istiyorlard. O da szne devam etti.

- tesi ne olacak? Bizim kadrgada (artk kk kadrgaya bizim demeliyim) ilk nce
bir vnglt oldu. Oklar krlang alay gibi uarak bulunduum spanyol kadrgasnn
gvertesi zerinde takrdadlar. Gemimizdekilerin sinirlerinin bozulmakta olduunu
gryorum. Ben iimden kurtulu saatinin aldn anlyorum. Tam yolla gelen Trk
kadrgasnn ba bizim taraftaki kreklere arpt ve onlar birbiri arkasna atrdatarak
krd. Bizim hlimizi bir grseydiniz? Krek topalar gslerimizi itiyor, biz forsalar,
yn halinde birbirimizin stne dyorduk. Acmasna, gslerimiz adamakll
acyordu. Fakat acnn bylesine can feda! ite o zaman beni bir glmedir tuttu.
mrnde, o acdan gldm kadar hibir eye gldm hatrlamam.

Krekler boydan boya budandktan sonra bizimkiler, Madre Dolorose'ye hayrlsyla


bir rampa eylediler. Ayn zamanda sancak bordalarnn toplaryla olanca misket,
aklta, zincir ve gllelerini bizim gvdenin ta zne boalttlar. Sonra bize bir kene
gibi kancalandlar. Don Guzman zamann en korkun spanyol piyadesiyle ba ve k
gvertelerden, bizim Trk kadrgasna girmeye alt, hatta ksmen girdiler bile! Fakat
orada yle bir kurun yataan ve pala frtnasyla karlatlar ki, haydi gerisin geriye
yallah Madre Dolorose'ye dndler. Ne var ki, bu sefer bizim leventler de onlarla
beraber geldiler. Bir eyrek saat kadar devam eden hzl bir kesip dorama, tepeden
inmeyle ve sepetlemesiyle biiten sonra denizciler vardiyan kprsnn stnden
koarak ve forsalara, "Zincirlerinizi sknz!" diye bararak, kouun iine bir sr
kerpeten ve eki attlar.

Ben "Kardeler burada bir Trk var!" diye bardm. Leventin biri, elde eki
aaya atlad. "Zavall kardeim!" diye zinciri zd. Bana: "Haydi bizim kadrgaya!"
diyerek kma bir tekme att. Kendimi kendi kadrgamda buldum. Forsalara, "Biz teki
kadrgaya gideceiz. O daha batmad. Siz bu gemiyi temizleyin!" dedi.

Forsalar ba ve k kasaralarda toplanan spanyollarn zerlerine kfrler ve kin


avzeleriyle yryorlard. Havada uarm gibi giderken, yanmda krek ekmi olan
zencinin Don Gonzales'i kavrayp denize attn grdm. Herif miferi ve zrhyla
denizin dibine tepe takla zmba gibi sapland galiba!

Trk kadrgasna gelince beni ambarda bir kede yatrmaya altlar. Fakat yatan
kim yahu? Savaacak halde deilim. Krek banda farknda olmamtm. Fakat
yaralanm ve epeyce kan kaybetmitim.

Bir yana yatm olan Santa Katerina'nn tulumbalar suyu yeniyordu ki, punya
delikleri clz clz rldyordu. Biz ona yaklatk. Rzgr stndeydik. lk nce o ate
etti. Dman glleleri kam yiyen topalar gibi vzldayarak armamzn arasndan
geip, teki bordalarmzdaki denize dyorlard. Gemi bir yana yatmt.

Havaya bakan geminin ateinde, isabet mi olur yahu? Biz ate ettik. Grandi direinin
sahanlktan st taraf (yani gabya ve babafingo) uup keratann bordasna dt.
Gvertesine, birdenbire sallanan ve sarkan, ip, halat, yelken, seren ve ubuk paralan
yld kld. Eer direini ta gverteden kklemi olsaydk, onda bir kadar byk bir
kargaalk yaratamam olurduk, vesselam!

Ne ise ona da rampa ettik. Kadrgamzn reisi, topu ve savalara, "aaya ate
etmeyiniz. nk forsalar arasnda belki bizimkiler vardr, hem de braknz, ilk nce
bize onlar girsinler, burada nasl iftetelli oynandn grrz! Topu, gverte
kaplamalarn (yani tavan tahtalarn) kaldrnz... Kumbara (hambire) kullannz. Bu
gemiden artk hayr yok" diye emirler savurdu. Bizim iki direin sahanlklarndan
dmann zerine kumbaralar atld. ki geminin toplar burun buruna ate ederek
birbirlerine misket ve zincir saanaklar gnderiyorlard. ki gemi zangr zangr
titriyorlar, glleleri iki taraflarn delip deiyorlard. Birdenbire kenetlenmi, akp,
grleyip durur ve bulut bulut duman salarken, kapkara zrhlara brnm spanyollar,
kadrgamza skn etmeye baladlar, fakat kalabalk halinde hcum etmek kaygsyla
arkadakiler ndekileri itiyorlard. Arkadan itilenler kpeteye atlaynca kendilerini
gvertede bulacaklarn sanyorlard. Fakat gverte kaplamalar kaldrlm olduundan,
elde kl kendilerini tepe taklak aada ambarda buluyorlard. Orada zrhl kol, zrhl
bacak, ba, el ve kl kargaalndan ibaret bir kme, habire kalgyp duruyordu.
Denizcilerimiz bu zrh ve kol bacak bulamacndan ekip kardklarn hemen tutsak
ediyorlar ve zincire vuruyorlard. Dman gemisinde hemen hemen kimse kalmaynca,
leventler kancalar kllaryla kestiler. Santa Katerina'dan ayrldk. Onun burnu
yklyor ve k batyordu. Gzmzn nnde yana yana denizlere kaynad gitti. Biz de
arkasndan merhaba dedik.

te o zaman hemen tekisine gittik. Tutsaklar ona geirdik. Onlar zenci forsalarn
muhafazasnda braktk ve Afrika'nn kuzey kysnda Halkulvat'a dmen krdk.
oban Murat, "Zincirler zlnce, onlara tkrmsndr Ali Amca" dedi.

teki, "Hi de deil! Bacamz zdkleri zaman zincirin farslara akl halkasn
da sktm. Zinciri bizim kadrgaya gtrdm. Onu hi yanmdan ayrmadm.
Rastgeldiim ilk usta demircide ondan bir kl dvdrdm. O klc yllarca kullandm"
dedi. Koltuuna sokulan Turgutca'y kendine daha da ekti ve:

" Beni kurtaran kadrgaya gelince," dedi. "te o gemi Monenigo'nun Ege kylarn
yakp yamalamas zerine zmir ve Mentee yal halk tarafndan yaptrlm bir Trk
korsan gemisiydi. Biz oturduumuz yerde insancasna iimizle gcmzle urarken,
Hal sefer yaparak gelir satar, Mslmanz diye bizi keser, bier, ev-barkmz yama
eder, yakar, ykarlar. Bunun zerine kalkp onlara gzel bir dayak atmak zorunda kalrz.
Ktei yeyince, 'Aman vurmayn! Saymz suyumuz yok, gelin de baralm,' derler.
'Pekl' deriz... 'u kadar yl srecek karlkl bir saldrmazlk anlamas imzalayalm,'
derler. mzalarz! Silah brakp iimize gcmze dndmz grnce daha
demincek verdikleri sze ihanet ederek gene Hal Seferi diye bamza tebelle olurlar.
Yurtta patrii, haham, kilisesi, okulu serbest iken, spanya'snda, Sardenya ve
Sicilya'snda kanna gemedik hemen hemen bir Katolik, Protestan ve Mslman
brakmazlar. Eh bu i hayretullaha dokunmaz da neye dokunur? Siz syleyin
Allahakna!

Monenigo'su, papaz, Sen Jan ve Templiye valyesi vurur da bizim ellerimiz armut
mu toplar? imdi de gzlerimin nasl kr olduuna gelelim: Bilirsiniz ya bizim
kadrgalara..." dedi. Fakat boazndan bir hrlt kt ve ba bir yana dt. Herkes
zavall ihtiyara fenalk geldi diye yerinden srad. Ali Amca ta neden sonra kendine
geldii zaman, clz ve harharal bir sesle, "Bilirsiniz ya askerin aziz gelini kltr. Size
anlattm gibi bizimkisi forsa zincirindendir. O sava grm gzelim elii gz yal
bir dul gibi, yabanclarn elinde brakamam. Artk mrm yaadm demektir. ldm
zaman klcm, bu yanmdaki ocuk, Turgutca'nndr," dedi. Su istedi. Turgutca'ya: "Vakit
ge, haydi git yat olum!" dedi. ocuk, iine ylan, yan ve akrep girmez, itlembik
alsnn zerine gidip yatt. Ali Amcann ise koltuuna girdiler ve evine gtrdler.
Zavall adam iki ay kadar hasta yatt.

Veli, Kr Ali'yi evine getirip dndkten ve yattktan sonra, karsna, "Ali Amcann
hakk var. Sanki hayatmz hayat m? Her an baskna urayacaz diye da banda kle
gibi mazgall evlerde yatarz," dedi, durdu. Biraz sonra: "Palasn bizim olana verdi,"
dedi gene durdu. "Ben yam bam bulmu bir adamm. Allah bana bir evlat verdi.
Ondan ayrlmak istemem" yollu sylenerek, derin bir uykuya dald.
Turgutca sylenen szleri pek kavrayamyordu, yalnz o szlerden sezi yoluyla
zamannn halini ve havasn anlyordu. Kendisinin ne istediine gelince, onu hi de
bilemiyordu? Ya altya basnca babas ba edemedii koca srnn keilerini ona
brakarak koyunlarla deniz kenarna inerdi. Denizde boulur ya da kyya yanaan
haydutlara keileri de kendisini de kaptrr korkusuyla Turgutca'ya deniz kysn yasak
etmiti. Turgutca sabahleyin erkenden davarcn, kavaln alr ve da bana kard.
Bir gn koyu mavilerden bembeyaz bir syrlla rlplak ykselen bir doruk
stununun glgesine yan geldi. Ban ge kaldrd. Kar beyaz bir bulutuk, stunun
zerinden geiyordu. Stun sanki uuyor ve gklere gidiyordu. Bilmedi neden, fakat
yerinde sapl kat mermer stunun uuunu grnce iine bir gariplik kt. Gnlnde
iin iin yanan bir gitme zlemi, bir uzaklklar nostaljisi uyand.

Dalgn oban, deneine dayand ve yemyeil yaylyla ta aada uzanan ovaya gz


gezdirdi. Aplak Kulesi, gmgk buday engininin ortasnda bir elif gibi dimdik
duruyordu. Birden ocuun gz ani bir istekle yand, "Bu budaylar, bu kule, neden
benim olmasn?" dedi. Kayaln karp ald. Kaval keilere ninni gibi geldi? le
scanda tembel tembel gevi getirirlerken arlaan zmrt gzlerinin uykulu kara
kirpikleri arasndan ovay szyorlard.

Turgutca bilmedi neden, fakat "yerinde serili duran ovay da, ortasnda sapl duran
kuleyi de, u gevi getiren keileri de istemem!" dedi.

Gzleri gene uan beyaz bulutu arad. Buday ovasn da, tarlay tokad, kuleyi de,
demincek zerlerinden gemi gitmi bulut gibi geride brakp unuttu. Gene kavaln
fledi, kavalnn sesinde bir uzaklklar zlemi vard. ocuk o sesteki acy duyuyor,
fakat o sesin ne istediini gene de anlayamyordu.

Turgutca keileri kaldrp dan ta tepesine srd. nnde adalar, epevre peri
halkalar tekil ediyorlard. Binlerce yldr iine, derinliince insan kan akm olan
Aripel'in dalgalar gene masmavi idi. Aadaki kynn nnde kk atal adacklar
sralanyordu. Ondan sonra Sporad adalar geliyordu.

Turgutca bunlardan Nikariya, Patmos, Leros, Kalimnos ve Yeilistan kynn bir


ksmn gryordu. Daha akta Kiklad adalarndan Delusa, Kinaros, Arnorgos ve
Astropalia Adas sralanyorlard? Onlarn da uzanda Naksos, Niyos ve Santorin, da
Da bin ksur metrelik yksekliiyle ufkun tesinden evresine tepeden bakyordu.

Gnlden trk, dudaktan gl, iekten renk olduu gibi Ege sularndan da bu
leylki, ak mavi ve ak yeil adalar domutu. Bu adalara gnl veren Anadolu, yeil
imenlik ve amlk kollarn aarak onlar barna basmt. Adalar Denizi gerdann
onlara ayna etmiti. Denizde adalar! Adalarda denizler! te Adalar Denizi! Aripel
buydu ite! Turgutca'nn, Sralovaz Yarmadas bat kysndaki Karaba kynn
zerlerinde den sivri "Partipanas", (Yani Tzi Partenas = Bakirenin rts) tepesinden
grmekte olduu manzara buydu.

Ne var ki, bu cennet gibi adalarn barlarnda, cehennem zebanileri gibi haydutlar
barndrdn duyuyordu. Turgutca daha ocuktu, dnyaya masum gzlerle bakyordu.
Yamyamlar, dev aynalar, yedi haramiler, glyabaniler hakknda masallar dinleyip,
Venedikliler, Cenevizliler, valyeler diye masallar duymutu. Kk kafasnda bunlar
insandan ok, yedi haramiler, dev analar kabilinden garip yaratklardan sayyordu.

ocuk, adalar uzun uzun seyre dalmken denizin ak mavisinin zerinden yol yol
koyu mavi rpertiler sren saanaklarn nnde kk ve beyaz bir yelkenli, rzgrn ta
gzne volta vurmaya balad. Turgutca sanki orada braklan bo bir karadan yana
Anadolu'nun dik ve keskin dalar, ekilmi kl ve mzrak kargaal halinde, ar ve
koyu bulutlar deliyorlard. Da ve tepelerinin aralklarnda yamurun brakt yedi
renk emeleri gklerden sarkyordu. Tepeler birbirine fkeyle homurdanyor ve
grltlerini doruktan dorua gnderiyorlard. Gklere meydan okuyan koca bir tepe
teki dalarn kfrlerine fena halde kzd ki, altndakiler! bir imekle cayr cayr
yakt. Dalarn hepsi zangr zangr titreyerek alglandlar. aka deil, Anadolu'nun bu
"Yayla Tepmesi" denilen fkesiydi.

Btn bu grltnn iinde yalnz kalan Turgutca, kavaln karp ate gibi yanan bir
hava almaya balad.

Tam o srada arkasndan, "Ne o Turgutca, kaval aan sen misin?" diye bir ses
duydu. Ban dndrnce Tahtabacak Hssam Amcay grd. Pitovlar belinde, palas
yannda, drbn de elindeydi. Turgutca drbn grnce, tekinin sorusunu
iitmemezlikten gelerek; "u karmzdaki adalar ve onlarn arasnda giden kk
yelkenliyi merak ediyorum da..." dedi.

teki, "Ben de onu merak ettim de buraya ktm. akal adalarnn ardndaki iki
byk aday gryor musun?.. st taraftaki Leros, alt taraftaki Toparlaka, Kayalk Ada,
Kalimnos'tur. O kk dediin yelkenli de koca bir karavelladr. Fakat zerinde top ve
silah yok. Krekleri de yok. Patnos Adasna doru volta vuruyor. Herhalde tahl
tayordur. Ondan bize zarar gelmez. Eer bir korsan gemimiz olsayd kr bile ederdik.
Drbn al da bak!" dedi.

ocuk drbnle bakarak ilk nce grd btn adalarn adlarn sordu. Sra
karavellaya geldi.
Hssam Kaptan ocuun yanna oturdu. Turgutca drbnle bakyor ve bir eyler
soruyor, Hssam drbn alp bakyor ve cevap veriyordu. Tahtabacak her sylediinin
bu iki karlk ocuk tarafndan on kadar hzla anlaldna ayordu. Drbn on, on
be kere el deitirdikten sonra, ocuk karavellann armasnn renmedik ne maestra,
ne gabya, ne kontragabya, ne de kontralaryla floklarn brakmt. Yeni gemicilerin
hatrlarnda yer etsin diye armann her ksmnn ad, aceminin srtna bir halat paras
vurularak ezberletilirdi. Oysa Tahtabacak'n dinleyicisi bu yoksul oban yavrusu, lep
demeden leblebiyi anlayveriyordu.

retmek bu kadar kolay olunca, Tahtabacak'n anlattka anlatas geliyordu. Arada


srada durup durup ocua, "len sen galiba bunlar anann karnnda belledin!" diyordu.

Her denizci gibi, Tahtabacak da bo vakitlerinde tahta, bez ve tire paralarndan,


aks ile kk oyuncak kayklar yapmasn severdi. Ne var ki, tahtay dizlerinin
arasna sktrarak bir eliyle yonttuu iin pek yava ilerdi. Fakat bu sralarda kk
bir tersane imi gibi, kaba saba da olsa btn armalaryla karakalar, kalyonlar,
bortonlar, kadrgalar, kalitalar karmaya koyuldu. Onlar Turgutca'ya veriyor ve her
yerden ve her tipin adyla beraber grevini anlatyordu. Turgutca'nn yerdeki deinin
baucunda deta bir minyatr filo peydah olmutu. Bunlar gren babas Tahtabacak'a
da, arkada oban Murat'a da yana yakla ikyetlerde bulunmutu.

Bir gn oban Murat, Turgutca'y da banda gene denizde yol almakta olan bir
karavellay seyre dalm bir halde bulmutu. Onun yanna oturunca, Turgutca: "Murat
Amca, u karavellay gryor musun?" demiti.

- Eee... gryorum, ne olacak?

- Bir ay kadar nce Kalimnos Adasndan Patmos'a zahire tamt. imdi bo olarak
geri dnyor. Rzgr apazlama (arkadan gelme) olduu iin cunda yelkenlerini de
am.

- Fesuphanallah. Ben dodum doal buradan bakar dururum, daha o adalarn adlarn
bilmem. Sen yelkenleri de biliyorsun maallah. Byle eylerle ne urar durursun a
evlat? Sen baba zenaatna drt elle sarl. Deniz ileri bo eylerdir. Yel frr, su
gtrr. Koyunlar kelebee uraynca, ne eit ila kullanlacan ren. Bak ben sana
eytana uyup da denize alan obann bana gelenleri anlataym da akln bana gelsin:
Bir varm bir yokmu. Bu bizim Sralovaz'da bin koyunu olan hal ve vakti yerinde bir
oban varm. Nahack urackta duruyor ve denizi seyrediyormu. Bir gn gelin gibi
bir gemi, atal Adalar arasndan dolu dizgin gemi, onu gren oban iinden,
"obanlk sanki i mi? Koyunu, keiyi satp savp bir gemi almal; hem saa sola mal
tayp para kazanmal, hem de denizin zerinde (gel keyfim gel) gezip tozmal. u
geminin kyaklna baknd bir!" diye dnm ve koyunlarn satnca bir gemi alm,
birka da tayfa bulmu... Gkova'dan incir yklemiler, Msra gtreceklermi. Rodos
valyeleri tarafndan yakalanp soyulmamak iin Anadolu kysn saya saya, su
almak zere Marmaris'e uramlar... Bahriyeli tayfa obann haberi olmadan incirleri
Marmaris'te satmlarm. Oradan ayrlp da denize alnca gece olmu. oban k
altndaki kamarasna inip yatm.

te o zaman tayfa geminin gvertesinin sandan soluna hep birden koarak, gemiyi
sallamaya ve denizden ektikleri kovalar dolusu sular gverteye ve k altna dkmeye
koyulmular. Ayn zamanda "Frtna var! Batyoruz!" diye avaz avaz haykrmaya
balamlar.

Korkan oban kamaradan "Aman kurtulmak iin ne yapmal!" diye sorar dururmu.
Onlar da "Mallar denize atarak canlarmz kurtarmal" demiler. Adamcaz da,
"Atnz yle ise incirleri" diye barm. Onlar da incirleri denize alyorlarm gibi
grltler etmiler.

oban deniz ticaretinden ok zarar edeceini anlam: Gemiyi satm, eskisi kadar
byk olmamakla beraber bir koyun srs satn alm, onlar gene burada otlatrken,
gene masmavi denizlerin zerinden kyak bir gemi gemi. obann gnlnde gene deniz
zlemi depremi. Denize dnerek ona yumruunu skm ve "Gene cann incir istedi
galiba!" diye haykrm.

oban sznn burasnda Turgutca'ya dnerek: "Bak evlat, sana gene syleyeyim.
Atadan babadan kalan sanat brakan onmaz, donar. Bizim gibi yoksul obanlara
leventlik ne gerek?" dedi.

Tam o srada aada bir ayak sesi duydular; dndler. Emine bac biraz hava ve
gne alsn diye Kr Ali'yi bileinden tutmu, yava yava daa kartyordu.
Turgutca'y grnce Emine bac, "Bak, Turgutca'n burada," dedi. Kr Ali de ocuun
yanna oturdu. oban Murat'n masalna hi de kulak asmam, fakat karavelladan
gzlerini ayrmam olan Turgutca, byk bir haber veriyormu gibi Kr Ali'ye bir
karavellann cunda yelkenleri de ak olarak Kalimnos'a gitmekte olduunu heyecanla
anlatt. Kr Ali "Yelkenleri pek seemiyorum, ama mavi zerinde bir aart
seebiliyorum," dedi. Turgutca, "Maestra, gabya, kordelin, kordelasa ve
iskopamaresini de am," dedi.

Kr Ali'nin gzleri fal talar gibi ald. "Bunlar sen nereden rendin?" diye
sordu. Turgutca "Tahtabacak Amca bana retti. Fakat neden bu yelkenlere byle ad
koyuyorlar. Bu iskopamare ne demek?" dedi.

teki "Btn Akdeniz bu adlar kullanyor. Biz de yle... Bunlarn bir ksm
spanyolca, bir ksm. talyanca ve Rumca, biraz da Trkedir. skopamare cunda
yelkenlerinin en aadakisi olduu iin gemi yalpa vurduka bazen denize dokunur.
Onun iin iskopamare, yani sprmekten skopamare denizi sprr manasna gelir, "
diye anlatt.

te bundan sonra hava iyi olup da Emine bac, Kr Ali'yi da ba gezintisine


kard zaman Ali, Turgutca'y arar bulur ve ona sevine sevine talyanca ve spanyolca
dersler verirdi.

Vakit durmuyordu. Artk Turgutca on iki yana basmt. Fakat yana gre boyu fazla
uzun ve pazular da fazla kuvvetli idi. Tahtabacak'tan ok, yay ve pitovla iyi nian
almasn renmiti.

Bir gn dada ok talimi yaparken Hssam Amcaya, Kr Ali'nin nasl kr olduunu


sormutu.

Tahtabacak:

"O ackl bir ykdr. Bunlar Tunus sularnda Bn burnunun yannda bir spanyol
gemisini kovalyorlarm. kisi de rzgrsz havada kreklere dayanyorlarm. Fakat
uzaktan uzaa seyrek seyrek grleyen gk, birdenbire ok yaknlam, spanyol kalyonu
mezarlkta dinelen bir selvi aac gibi mil aklarnda kararyormu, derken dou
tarafnda denizin yznde bir kara izgi grlm. Rzgr ha geldi ha geliyor derken
hava adamakll patlam. Serenleri atrdam, ipleri gerilmi ve spanyolun zerine
yrmler. Fakat rzgr gittike artm. Arkadan dahas da geliyormu. Yelkenleri
ksalm demiler. Kr Ali, reise yelkenlerin kslmamas iin yalvarm. Onun zerine
yelkenleri camadana vurmamlar. Fakat rzgr spanyol kpeini de bulmu. Ona bir
mil yaklamlarm. Savaa hazr olmular. imekler gitgide daha yakndan akmaya
balam. Yamurlar da dikine yaan su levhalar gibiymi. imek keskin bir mavi
kvlcm gibi, yamur arasnda srayp duruyormu. Artk deniz kaynayan, tten, beyaz,
yoksul ve ssz bir ova olmu. Top memelerindeki barutlar belki slanmtr diye onlar
atelemek iin demir ubuklarn atete kpkzl kzdrmlar. Bir aralk dman yamur
arasnda gremez olmular. Sonra sancak omuzluklar hizasnda seebilmiler. Herif
nnde slk olduunun farknda deilmi. Kalyonu arptrp tuzla buz etmi. Ali, 'Hey
Allah, avmz neden aldn?' diye barm. te o zaman akan bir imek, pruva
direini babafingo ubuundan gverteye kadar birka paraya yarm. Ali direin
dibinde imi. Ondan sonra grmez olmu," dedi.

Turgutca, gelip geen gemileri seyrede ede teknelerin eitleri, armalarn


donanmlar ve rzgrlarn esileri hakknda ok eyler renmiti. Fakat gnlnde gene
de bir boluk duyuyordu. Yalnz kaldka, gene bazen kavaln kartp alyor ve yrei
cz ediyordu.

Bir gn afaktan nce keileri alp, babasnn uyarsna aykr olarak deniz kenarna
doru gitti. Gne dodu, hava buulu olduu iin onun ate kresini gremedi. Fakat
aradan ok gemeden denizden esen rzgr, sular rten sisleri tel tel szerek vadilere
doldurdu.

te o zaman ocuk, be Trk kalitasn sisler arasnda hayal meyal seebildi? lk


nceleri Latin yelkenleri hi grlmezken, biraz sonra bir muammann zl gibi
yava yava aarmaya baladlar. Hepsi de mehterlerini alyorlard. Serte bir
saanak, buular kadrgalarn zerinden bsbtn siliverince btn gemiler
tepelerinden trnaklarna kadar klandlar. Yelkenler gnee tutulan aynalar gibi
akyordu: Gemilerin toplar gnete prl prl parlyordu Ne yazk ki, gemiler geip
gittiler. O na kadar yoksul yoksul tm olan kavalnn, anlatmak isteyip de bir trl
anlatamad eylerin ne olduunu Turgutca birdenbire anlad. nk kalitalarn her biri
ona doutan bildii bir dille konuuyor ve etrafndaki btn muammalar (Bu arada da
kavaln sesini) zyordu.

Ertesi gn akama doru ocuk be kalitann aksi ynden yol almakta olduklarn
grd. Kdr burnundan sonra gemiler kyy syrarak geliyorlard. Turgutca'nn yrei
azna geldi. nk gemilerin drd aada, Gmlk limanna girdi. Birisi de
karakol olarak, kydan iki mil akta volta vurmaya balad. Artk Turgutca'y
balasalar yerinde tutamazlard.

Keileri nne katnca ky yolunu tuttu. Babas daha gelmemiti. Ona memnun oldu.
nk ondan svmak g olurdu. Yalvarna ise annesi "Hayr!" diyemezdi. Keileri
ala kapaynca, nereye gideceini sylemesiyle beraber, arklarnn yoku aa
patrdamas bir oldu. Annesi ardndan, "Ge kalma!" diye bard zaman ocuk oktan
gzden kaybolmutu.

Yal kenarna vard zaman sular tamamen kararmt... Gemilerden kan leventler
ky boyunca yer yer ateler yakp, onlarn etrafnda halka olmular ve yemek yemeye
koyulmulard. Aralarnda on alt, on yedi yanda delikanllar da, altmlk, yetmilik
ak sakalllar da vard. Bu atelerin birinin yannda otuz yanda bir levent, palasnn
parlakln glgeleyen kana ilgisiz gzlerle bakarak, onu kayktan getirmi olduu biley
tana srtyordu.

Turgutca yirmi, otuz adm tede bir atein etrafnda toplananlarn yan bana giderek,
onlarn dediklerine kulak misafiri oldu.

Orada otuz yalarnda bir adam, gemi bir zamanda deil, fakat pek yaknda geen
bir olay, sca scana anlatanlara zg bir heyecanla konuuyordu.

"Yahu uzaa gitmeye ne gerek? yl nce Lepanto'da, yani bizim nebaht dediimiz
krfezin anda oldu.

ki tane idi. Fakat ne kalyonlard onlar. Onlara biz Kke diyorduk. Uzunluklar yetmi
arnd, enleri de otuz arn. ki bin be yz ton yklyorduk. Gene bana msn
demiyorlard. Sen hi drder arn kalnlnda ana direk grdn m? Direklerin
ortasndaki anaklklar yok mu, onlarda krk sava halka olup arkebz ve ok
atyorlard. Bataryalarndaki toplardan baka, pruvalarnda sekizer byk top vard.
Pilora her biri dokuzar kii tarafndan ekilen yirmi beer krek lombozu sralanyordu.
O nebaht savanda bu iki kalyonun her biri ikier bin sava tayordu... Yahu onlar
gemi deil, fakat deta yzen birer ada idiler. Bu kalyonlarn birine donanmann sancak
frkas kumandan Kemal Reis, tekine de iskele frkas kumandan Burak Reis
binmilerdi. Boazdan karken az m frtna yedik? Zaten otuz yandaym, ben geen o
yln bahar kadar kanck bir mevsim grmedim. Gelin havas gsterir... Yarm saat
sonra kyametler koparr. Ne ise frtna, bora ve kasrgalarla uraa uraa Mora
sularna vardk. ok kr frtnaya bir gemicik olsun kaptrmadk.

Modon ile Spienza Adas arasnda on be yirmi kula sular vardr ya. Oraya demir
attk. Gzn sevdiimin yeri, Allah ne kadar tatl su varsa hep oralara aktm. Oradan
bize aylarca yetecek kadar su aldk ve demir alp, ver elini Kalamata liman dedik. O
yere de Allah, dorusu zeytin balam. Da ta zeytin aalarndan gm renginde.
Donanmann on be mil alargasna gnderdiimiz gzc kalitalar ve krlanglar, yz
elli gemiden ibaret Venedik do- nanmasnn Antonio Grimani'nin komutas altnda
Lepanto krfezinin azna gelip demir attn bildirdiler. Sanki bunlarn yz ellisi yetip
artmyormu gibi birka gn sonra da Kbrs Valisi Pietro Loredano on be tane domuz
gibi gemi ile gelip tekilerinin yanna demir att. Filonun komutasn Loredano ald.
Onun ne yaman bir deniz kurdu olduunu bilirsiniz.

Bizim donanmann banda Hersek Ahmet Paa vard; fakat asl denizcilerimiz Kemal
Reis'le Burak Reis'ti. Ben bir yl nce bunlarla beraber spanya yakasna gitmitim.
Endlsl, Beni Ahmer'in Granada hkmeti yklmak zere idi... Kastil ve Aragon
Kral Katolik Ferdinand yok mu? Endlslleri spanya'dan srmeyi kurmu. Onlar da
bizim Sultan kinci Bayezid Handan imdat istemiler. Donanma ile apar topar spanyol
sularna gittik.

Ky boyunca bir aa bir yukar volta vurup gezdik... spanyollar, Endlslleri


keser, bier, yakar, ykarken (Kemal Reis'le Burak Reis'in aldklar emirler yle miydi
ne?) biz, kollarmz kavuturarak olup bitenlere uzaktan seyirci kaldk... Bizimkisi ky
nnde bir gsteri seferi oldu. Eh? Kemal Reis'le teki reisler bu hle hi kzmaz
olurlar m? Yahu biz adi sava erler olduumuz halde kendimizi g tutuyorduk. Durun
hele, siz Lepanto savann nasl getiini renmek istiyordunuz deil mi?

Bizim reisler dmanlara fena halde di biliyorlard. Biz Loredano'yla savamak


zere hazrlandk. Donanmalarn ikisi de birbirine atmay gze alamyorlard. Fakat
birbirini gzetlemesine, ikisi de tepeden trnaa kadar gz kesilmilerdi. Bir gn
afakleyin, kylardan kekliklerin tlerini ky rzgr bize getirirken, iki donanma da
birbirine kar yrmeye koyuldu. Spienza Adasnn yanndaydk. Venedik
donanmasnn sava hatt borda nizamnda ilerleyen saftan ibaretti. Birinci safa
Amiral Armenio, ikinci safa ise Amiral Loredano, ncsne de Grimani kumanda
ediyordu.

Trk donanmas ise borda dzeninde yarm daire tekil eden bir tek hattan ibaretti.
Bu dairenin ortasna derya kaptan Ahmet Paa, sa koluna, yani sa boynuza Kemal
Reis, sol kanadna ise Burak Reis komuta etmekte idiler. Rzgr Trk donanmasna
uygundu. Arkadan esiyordu. Bundan dolay btn yelkenlerimizi am, olanca hzmzla
dmana saldrmaya balamtk. Burak Reis'in koca kalyonu, sava hattnn biraz
ilerisinde donanmadan biraz ayrlm bulunuyordu. Dmann nc filosunun komutan
Amiral Armenio bu hali grnce Burak Reis'in kalyonunu Kemal Reis'inkine benzetti. O
sralarda an ve san her tarafa yaylm bulunan Kemal Reis'i tutsak edeceini sanarak,
bir kevke (yani kalyon), bir barca ve bir mavna ile Burak Reis'in tek gemisine saldrd.

Bu gemi Burak Reis'i ortalarna aldlar ve onu olanca top ateleriyle dvdler.
Burak Reis ise dmanlarnn armalarna att neftli ve ya' paavralarla dman
yelkenlerini tututurup yakt. Rzgr atei iyi krklyordu.

Ben bizim sava hattnn ortasndaki bir kadrgada idim. Gemilerimizin hepsi trampet
ve davullarn alyordu. Dman da yle. Amiral Armenio'nun savalar ve
denizcileri, tutuan yelken, seren ve direklerle urarken, Burak Reis'in o na kadar bir
mezarlk gibi sessiz duran kalyonu birdenbire her tarafndan dumanlar ve alev dilleri
pskrd. Spienza Adas ile ky dalar anglanarak uzun sre grlediler. Amiralin
koca barasyla, toparlak kl mavnas, bacaklar krlm rdekler gibi bir yana
yatarak abalamaya baladlar. nanr msnz bilmem? Bu barann punya deliklerinden
denize kanlarn aktn grdk. O iki gemi batt.

Amiral Loredano bu hali grnce kendi byk kalyonu ile Armenio'nun imdadna
kotu. ki dman amirali, toplarla bir i gremeyeceklerini anlam olacaklard ki,
Armenio'nun batmam olan kalyonu ile Loredano'nun kalyonu, Burak Reis'e rampa
ettiler. Arkebz patrdsn duyuyor ve dumanlarla kllarn ve yataanlarn prltsn
gryorduk. Orada adamakll boazlayorlard. Biz daha top menziline girmemitik.

Fakat ok gemeden bizim pruvalarmzdaki babacan karaolanlar ate dilinden


konumaya koyuldular. Dman da susmad elbette. Top atei karlkl olarak iki saat
kadar devam etti.

Burak Reis savaa tutualberi tek bana drt gemi ile uram, ikisini de batrmt.
Geride kalan iki gemi ise sancak ve iskele bordalarna rampa etmi bulunuyorlard.
Burak Reis ok telefat vermiti. Ne var ki sancan alaa ederek teslim olacak
adamlardan deildi. Son are olarak brlerine yapan iki gemiyi neft ile atee verdi.
ki gemiden alevlerin ve kara dumanlarn ykseldiini grdk. Hl da ilerinde yaka
paa boazlayorlard. Dman gemilerinin ikisi de yand. Burak Reis kendi gemisini
bunlarn arasndan kurtaramad... Bir aralk gklere kapkara bir duman stunu ykseldi.
Gemisini kurtaramayacan anlayan koca denizci, sanki iki dman amiralini de
grtlaklarndan tutup havaya uurmutu. Deniz onlarn mezar oldu. te bundan sonra
Spienza Adasna Burak Adas adn verdik.

Loredano'dan sonra rtbesi en byk olan dman Grimani idi. Bittabi o amiral oldu.
Fakat Burak Reis olayndan sonra dmann diz ba zlm, gzleri iyiden iyiye
ylmt. Amiral olarak Grimani'nin ilk emri boca alabanda ederek kamak oldu.
Doruca Lepanto'nun yolunu tuttu. Amac ak denizde karlayamad Osmanl
donanmasn, hi olmazsa nebaht'nn dar boazndan ieriye sokmamakt.
Donanmasnn arta kalanyla gidip boazn azn tkad ve hatta karaya top kard.

Biz artk herifin ardn m brakrdk? Hemen peinden davrandk. Boaza varnca,
herif bize bir cehennem ateidir at. Bizim topular yamand dorusu. Dman ateine
bin beteriyle cevap verdi. Dman yarp ikiye bldk. Flandra ve sancaklarmz
rzgrda yapraklanyordu. Davullarmz gmbrdeterek boazdan ieri daldk. Grimani
toplarmzn art nesi varsa tezelden toparlayarak, kuyruklar bacaklarnn arasna
skm ylgn kpekler gibi dmen krp gitti. mdadna Franszlar ve Sen Jan
valyeleri yetitiler. Fakat aznn tadn bir kere almt. Artk byle bir ie bir daha
karr myd?.

Sonra iittik. Venedik'e gider gitmez herife zincir vurmular ve senatoda mahkemeye
ekmiler, sonra da lnceye kadar Chiasso Adasna srgn etmiler. Adam sanki neye
srgn ediyorlard? Kendileri gelip savasaydlar ya?."

Levent, sznn burasnda durdu. Halkada bada kurmu olanlarn arasnda krk
yalarnda bir denizci, "Sen o gnleri unut. Devlet baba Venedikliler ve tekilerle bar
yapt. Artk donanma kp savamaz. Baksana biz bile Antalya'da yaplan iki beylik
kadrgay alp stanbul'a gitmek zere denize aldk. Bize, yabanc gemi grrseniz
sakn ha satamaynz, diye sk sk emirler verilmedi mi?" dedi.

Beriki, "Ne bar be yahu? Grmyor musun, spanyollar bir Trk, bir Mslman
yakalaynca, hemen zindana atyorlar, orada onlara eit eit ikenceler ediyorlar... Ne
bileyim, trnaklarn skyorlar, alktan lecek hle getiriyorlar, forsa diye kree
zincirliyorlar, ya da fe-da-auto diye cayr cayr yakyorlar? Apak savatan daha kanl
ve daha ackl ya?" diye sylendi.

teki, "Oras yle! te onun iin korsanlar da kendi balarnn aresine bakyorlar.
Ben onlara hak veririm. Ben Midilli kylerindenim. Bir karm, iki ocuum vard. Eh,
birka inek, biraz da tarla ile idare oluyorduk. Bir gece kente gittim. Kye dnnce, onu
yanm buldum. Btn kylleri yere yatrp koyun boazlyorlarm gibi boazlarndan
kesip, balarn gvdelerinden ayrmlar. Yanaklarn delerek enelerinden bir ip
geirmiler. Kafa demeti halinde aalara asmlar. te o demette, karm ve iki kk
ocuumun balarn da buldum? Dnya tepeme ykld. Gidip ikyet ettim. Bana 'Bu
halt ileyen Venedik ve spanyolllar deil, korsanlar... Korsanlar byle yaptlar diye
sultanmz teki devletlere sava m asn?' dediler? aakaldm. oluk ocuum
ldrldkten sonra ve evim de yandktan sonra ben artk orada ne duracaktm?. Hemen
gidip aydn uaklarnn bir kadrgasnda korsan oldum. Benim imdiki leventliim ok
sonradr. Yenieri olsun, sipahi ve biz leventler olalm, sava zamannda sefere
gideriz... Sonra dner, bacak bacak zerine vurur, keyiflerimize bakarz. Oysa serhad
halk ve bir de biz korsanlar rahat yz grmeyiz. Yenieri, sipahi ve leventlerin
babayiit olduklarn inkr etmek istemiyorum.

Benim Midilli'de tanm olduum Yakup adnda bir kyl vard. Rahmetli ld,
ortada drt erkek ocuu brakt. shak, Oru, lyas ve bir de en kkleri Hzr
(Sonradan Barbaros). shak, Midilli'de yayordu. Fakat teki karde tarlalarn
tokatlarn satarak 20-30 tonluk bir yelkenli peydahladlar. Bunlardan Oru, skenderun
ve Msra, Hzr'la lyas da Selanik ve Serez'e ileyen yk ve ticaret gemilerinde
tayfalk etmi olduklar iin ora kylarn iyi biliyorlard. Hzr, kardei lyas'la Msra
gitmek zere gemilerini Rodos ve Smbeki adalarnn arasndan geirirken, Rodos
valyelerinin bir gemisi, zerlerine saldrr. lyas'la Hzr, daha on , on drt yanda
ocuklard. Ceviz kabuu kadar gemiciklerinde top yoktu. Gene de teslim olmadlar.
Ellerindeki bir tfek ve iki klla, yaralanp yere yuvarlanncaya kadar dvtler.
lyas ehit oldu. Hzr', Rodos'ta zindana attlar. Bu i, senin anlattn Lepanto sava
sonrasnda oldu. Hzr bir yolunu bulup Rodos'tan kat. Antalya'da ehzade Korkut yok
mu? te Hzr'a o yardm etti de ona halis Antalya kerestesinden on dokuz oturakl bir
perkende yaptrp verdi. Oru ve Hzr onunla Rodos valyelerine ait birok gemi ele
geirdiler.

Ne var ki, Yavuz Sultan Selim geen yl tahta knca, Sultan Korkut ortadan
kayboldu. Hzr'la Oru, kendilerini korumu olan ehzadeyi kaybettiler. Yavuz Sultan
Selim de Osmanl korsanlarnn Trk sularnda gezmelerini yasak etti.

Bu yln banda Midilliye gittiim zaman duydum. ki karde Trk sularndan


ayrlmlar. Tunus'u Beni Hfs emirlerinden birisi idare ediyormu. Hzr'la Oru ona
bavurmular. Ondan korsanlkta merkez edinebilecekleri bir yer, bir liman istemiler.
Hzr Reis'in kazand birka deniz sava, onun adn sann Tunus'taki denizcilerin
kulana ulatrmt. Tunus Emiri denizde ele geirecekleri ganimetin bete birini kendi
hazinesine vermeleri artyla Halkulvat adndaki bir kaleyi onlara vermi. ki karde
hibir yerden yardm grmeden, stanky'n karsndaki Gkoya krfezinin Ula
iskelesinde bir gemi yaptrmlar. yle ya, Tunus'ta, Fas'ta, Trablusgarb'ta gemi yapacak
kereste ne gezer? Hurma aacndan kadrga, perkende ve kalita m yaplr?"

Otuz yandaki levent, "E?... Top, barut, glleyi nereden buluyorlar?" diye sordu.

teki, "Nereden olacak? Dmandan, yani onlardan zaptettikleri gemilerden! Ne ise,


o yaptrdklar gemi ile ilk denize aldklar zaman buday ykl bir Ceneviz gemisini,
sonra da uha ykl koca bir kalyonu dverek ele geirmiler. Bu iki avlarn yedekte
ekerek Tunus'a dnmler? imdi Gney Avrupa kylarnda dolayorlarm.
Midilli'de kfirlerin zulmne uram birok delikanl, ne yapsak da Hzr'la Oru
Reis'in yanna varsak diye istekle yanyorlard," dedi.

Turgutca, ateli gzlerle dinliyordu. Bu iittikleri bir taraftan houna gidiyor, bir
taraftan da cann skyordu. Bu gemilere kap denize almak vard. Fakat levent ya da
azep olarak gidip limanda yatacak olduktan sonra babasndan, anasndan ve u sevdii
Sralovaz'dan ayrlmak neye yarard? Yabanc korsan korkusundan ta da bandaki drt
duvar mazgall evlerde obanlk ederek mi ihtiyarlayp lecekti?... ocuk derin derin
iini ekti. Artk leventlerin yannda pek gecikemezdi. Yoksa babasndan pek esasl bir
papara yerdi... Ky yolunu tuttu. Ta evlerinin kapsini kapal buldu. Babasn
uyandrmaktan korkarak, ahra gitti. Gkte ne gzel bir ay vard. Ahrda drt inek
yatyordu. Gzleri karanlkta parlyordu. Bir yana sarkan dudaklarndan salyalar
sunuyordu. Meraksz iri gzlerini Turtgutca'ya evirerek baktlar ve onlar krptlar.
Turgutca nlerine birer ikier tutam saman koyarken onlara:

"Sanki sizinle benim srdm hayat arasnda ne fark var? Hep ayn boyunduruk
altnda alyoruz," dedi. nekler samanlar yava yava ineyip
hohluyorlard.Turgutca ay ile nurlanm Sralovaz Yarmadasna ve gm bir
araf gibi yaylan Aripel'e bir gz gezdirdi.

Levent olmak m? Turgutca iin en dayanlmayacak durum zgrln kaybetmek,


bakalarnn keyfine ve iradesine ba emekti. Leventlik aklndan geerken ocuk,
"Hayr" dermiesine ban sallad. Kyde mi kalacakt? inden bir ses ona iddetle
"Hayr!" diyordu. Sonradan denizin arn duyuyordu. Bu dncelerle sabaha kadar
gz yumamad? Orada bir kayann zerinde put gibi duruyordu. Bak uzuyor, uzuyor
deta ufuklarn telerini grmeye alyordu. Hayatnn yolu olsa olsa o
aklklardayd.

SIRALOVAZ'DAN AIK DENZLERE

Ertesi gn, Sralovaz'n o vahi doruklarnn ardndan afak skerken oban Veli
evinden kt; inek alnn yannda Turgutca'nn dimdik durmakta olduunu, uyku dolu
gzlerle grd.

"len! Dn gece neredeydin?..."

"Hava scakt. urada aln yannda yattm. Bugn keileri aaya, kyya
sreceim."

"Ne o? Dadaki otlar m tkendi?"


"Hayr, ama aadaki birok leventler yemek yiyorlar... Zerzevat ve ekmek
krntlarndan keilere epeyce yiyecek kar."

"Bak olum sen..." demesine kalmad, admlar biraz nce evin ardndan duyulan Kr
Ali ile Emine bac keyi dnerek grndler. Ali:

"Yahu Emine'nin ii varm. Ben de leventlere gitmek istiyorum, hazr Turgutca


keileri yalya srerken, brak bana da klavuzluk etsin. Bunca levent varken haydutlar
gelip de keileri almazlar a!..." dedi.

Veli raz oldu. Turgutca, Kr Ali'nin bileinden tuttu. Yal kysnn zmrt dzl
yer yer beyaz elbiseli levent kalabal ile noktalanmt. Akta ise Sporad Adalar
grnyordu. Ak, temiz ve lk bir gnd. Bu adalar da szmona o masum denizin
ocuklarydlar.

Turgutca bilmedi neden, fakat:

"Ali Amca, bu yabanclar niye kanmza bu kadar susam bulunuyorlar?" diye sordu.

"Senin yanda iken ben de bu hale aardm. Galiba dinimiz ayr da ondan, derdim.
Evet sebebin bir ksm bu! Fakat hepsi deil, nk Hristiyanlar birbirlerini de
kryorlar.... Haydi bunu da mezhep fark iin yapyorlar, diyelim. nk onlarn bir
ksm Katolik, bir ksm Protestan, baka bir ksm da bilmem ne. Fakat galiba tamamen
bu da deil. nk birok denizcileri, kendi mezheplerinden, kanlarndan ve
milletlerinden olan erkek, kz veya ocuklar yakalyor azlarna bez tkayarak sk fk
balyor ve gemi ambarlarna atp denize alyorlar. Uzak limanlara varnca onlar
oralarda satyorlar. ngiliz gemicilerinin ngiliz ocuklarn byle kapp Amerika'daki
ngilizlere sattklar ok grlmtr. Bana yle geliyor ki, yaradllarndan olan bu ie
sonradan din fark, min fark diye bir kulp takyorlar. Ben bu gerei reninceye kadar
babamla iki kardeimi kaybettim ve bizlerden oklarnn kaybolduklarn grdm. Bu
nedir biliyor musun? Bakasnn hayatna mal olsa da kazan salamak hrs... Biz artk
dersimizi aldk. Ne yapalm? Dnyamz byle!" dedi ve iini derin derin ekti.

Kk Turgutca, ocuklua ait bir saflk ve masumiyetle, "Ali Amca! Sylediklerin


ok doru. Yalnz aklma bir ey geldi. Szgelimi sultan, donanmasn gnderip
dmandan tutsak alsa, onlar saklasa ve dman bizleri tutsak ettii ve ezdii zaman,
karlk olarak onlardan tutsak olanlar ezeceini sylese, bu iler dzelmez mi?" diye
sordu.
Kr Ali, "Olum senin sylediin doru ama, byle yapmak gelenek olmam. Bu ii
sultanlar deil, korsanlar yapyorlar," dedi. ocuk dnceye dald...

Biraz yrdkten sonra Tahtabacak'a rastladlar. O da yal kysna gidiyormu. Dik


yamac beraberce inerek dzle vardlar. Leventler kme kme toplanm,
kahvaltlarn hazrlyorlard. Kr Ali ile Tahtabacak kalabalk bir levent topluluuna
yanarken selam vererek eski korsanlardan olduklarn sylediler. Hemen leventler
ayaa kalkp yer verdiler. Tahtabacak "Rahatsz olmaynz," filan dedi ise de leventler,
"Yoo! Olmaz, deniz kartallar gelince deniz ahinlerinin kalkp onlara yer vermeleri
gerekir," dediler.

Kr Ali'nin daha ok kalp kalmayacaklar sorusuna Gmlk'e su almak iin


geldiklerini, fakat bu iin birka gn daha uzayacan, su kt olduu iin drt be varil
dolusu su alnnca, kuyularn suyunun tkendiini, saatlerce yeni batan dolmalarn
beklemek gerektiini sylediler.

htiyar leventin birisi, Tahtabacak'a nerede gazi olduunu sordu. Levente, Kr Ali
cevap verdi:

"Arkadam yaman topudur. Onun iin kolu ve baca topu att. Fakat o ok dmana
topu attrmtr. O anlatmasn pek sevmez. Size ben anlataym bari. Selman Reisi
tanrsnz. u eski Selman Reis, Hssam Kaptan onun kadrgasnda topubayd. Bir
gn Pantelaria Adasnn gney anda, iki kuvvetli barann himayesinde tepesine
kadar ykl bir gemiye rasgelmiler. Dman pek fazla kuvvetli olduu iin, onu
grmezlikten gelip, svmaya karar vermiler.

Fakat kreklerde topu topu on be yirmi forsalar varm. Paralar uygun rzgrla,
Selman Reisin kadrgasna yetimiler. Biri kadrgann sa, teki sol tarafna rampa
etmeye kalkmlar. te bizim topu arkada tam o srada ustaln gstermi.

ok eskiden kullanlan tatan oyma havan toplar yok mu? Anlatmakta olduum bu
olaydan iki hafta evvel Sicilya kylarna yaptklar bir aknda toplardan iki tanesini
bir ky kenarnda otlar arasnda bulmular. Onlar bu arkadam gemiye almak istemi.
Selman Reis artk kullanlmayan bu toplarn gemiye alnmasna engel olmaya kalkm.
Fakat arkadam hibir ie yaramaz olsalar da gemide bari safra diye
kullanlabileceklerini iddia etmi. Onun iin gemiye alnmalarnda inat etmi. Selman
Reis, 'Geri bunlar, gnleri gemi eski toplardr. Fakat sakla saman gelir zaman.
Bunlar gemide kumanya yemez, su imez. Varsn bir kenarda durakoysunlar,' demi.

Arkadam Hssam iki geminin sancak ve iskeleden yanamakta olduklarn grnce


toplarn ikisini de gverteye karttrm. Onlar bol bol barutla doldurmu. Azlarna
tahtadan birer tapa tkm. Onun zerine masa st gibi yass ve geni bir tahta akm.
O tahtann da stne glleler, ta, zincir ve demir paralarn ve gemi safrasn, hurda
vr zvrn ym."

htiyar bir levent, "Ben o toplarn kullanldklar gnlere yetitim. Onlar yava
fitillerle ate edilirlerdi. nk atelendikten sonra topularn uzaklap saklanmalar
gerekirdi. Fakat gemilerde kullanldklarn hi grmedim," dedi.

Tahtabacak dayanamad, "Onlarn gemilerde kullanlmadklarn ben de biliyordum.


Fakat bizim elli altm kiimize karlk, bize rampa etmeye kalkan iki barann her
birinde er drder yz kii vard. Toplarmz da kkt. Teslim ve tutsak
olmayacamza gre, lnceye kadar dvecektik... Yani lmmz muhakkakt. Evet
biliyorum, o toplarla doru drst nian alnamazd. Fakat zaten lm saylrdk. O
toplar sayesinde belki de kurtulabileceimizi dndm. Herkesi yanmdan
uzaklatrdm. Arkadalarla helallatm, bala k kasaralarnn altlarna gidip
saklanmalarn tembih ettim, bekledim.

Ne var ki dmann biri daha nce yanat. Onun tarafndaki havan topunu ateledim.
Topun alevleri gklere parlad. Kulaklarm dakikalarca nlad. Sanki bir yanarda alev
samt. Sonra dumanla kararan gkten o ar mermiler yle bir iddetle dtler ki,
dman barcasnn yalnz gvertesini deil, birok yerinden teknesinin altn da
deldiler. Bizim teknenin de kpetesi gitti. Gvertedeki kalabaln stne den hurda
demirler de ok iyi i grdler. Arkadalar kasaralara saklanmamlard. Onlarn
arkebz ve ok yaylm, birbirine karan dmanda artk savaacak hal brakmamt.

Kendimi toplayp dndm. Bir de ne greyim? teki taraftaki para hemen neredeyse
rampa kancalarn bize atacak. Sancak bordamzdaki topu biraz daha dzelttim. abuk
ate alsn diye fnyasn ksalttm. Kibriti dedirdim. Ondan sonrasn da bilmiyorum.
Kendime geldiim zaman sa kolum da parmaklarmn ularna kadar ac ac szlyordu.
Dnp koluma baktm. Kolum yok! Bizim havan topundan kan bir zincir paras,
kolumu paralayp gtrm. Bizimkilerden de birka kii yaralanm. Dman neye
uradn bilmeyerek teslim olmu.

Bizimkiler onlarn forsalarn salvermiler, gidip nc gemiyi zaptetmiler. Sa


kolum yoktu, ama iyi nian aldm iin gene sefere gidiyordum. On yl kadar sonra
misketler bacam da alp gtrnce karaya dnmek zorunda kaldm," diye anlatt.

Leventin birisi, Tahtabacak'n yannda durarak dinlemekte olan Turgutca'y iaret etti
ve "Olunuz da sizin gibi bir nianc olur inallah," dedi.
Kr Ali, "ocuk olum deildir. Fakat bize belki de olumuzdan da yakndr," dedi.

Tahtabacak da, ""Hem de nianclkta bizi geecee benziyor," diye ekledi.

Ok yayna ip takmakta olan on alt yalarnda bir levent Turgutca'ya, "Atar msn
amca olu?" diye sordu. Turgutca glerek, "Evet," dedi. Dalm bir su varilinin kn
elli adm kadar teye diktiler. Turgutca'ya ipi taklm yay ve bir de ok verdiler. ocuk
yay ekti. p vngldadi; ok vzldad, trak diye tahtann ta ortasna sapland. Aferin,
diye baranlar oldu. Fakat birka kii (ve bu arada yayn sahibi gen levent) "Yahu bu
denk gelmitir. Bir daha at," dediler ve Turgutca'ya ikinci bir ok verdiler Turgutca
arkl kk ayaklarnn birini ne att, geilmesi pek g olan sarp ve yksek bir da
amaya hazrlanyormu gibi, kuruyan dudaklarn diliyle slatt. Onu seyredenler,
"Becereceinden emin olmad iin korkuyor," diye dndler. Turgutca bir an
nefesini tuttu, sonra oku salverdi. Uan ok, saplanm olan iki okun arkasna vurarak
onu ucuna kadar ikiye bld. Seyredenler atlar.

Ok sahibi gen levent, Turgutca'nn adn sordu. Kendi adn da "Eribozlu Murat,"
diye verdi. Sonra hemen gidip okla balk avlamalarn teklif etti. Turgutca rzgrn
ktn ve balklarn rpntl denizde grlemeyeceklerini, balklar ve zellikle
kefallarn afakleyin deniz cam gibi durgun ve berrak iken avlanabileceklerini syledi.
Ertesi gn afaktan nce birlemeyi szletiler.

Leventlerle yal iki korsan gemiten ve gelecekten uzun uzadya sz ettiler. Bir ara
gemilerin birinin odabas (ikinci kaptan) Turgutca hakknda:

"u ocuk ok istidatl. Bizim reise sylesek de onu azeplere, acemi olanlara
kaydettirse," dedi.

Kr Ali ile Tahtabacak akamleyin kye dnerken, odabann sylemi olduu o


szler hakknda, "Zavall adamn iyi niyeti var. Ama o ocuk hi azep olur mu? O
mutlaka korsan olur." "Ne acemi olan? Grmyor musun, gkten geen her bulutun
anlamn, sa sakal denizde aarm ihtiyar bir azepten daha iyi anlyor. Bazen olann
iinde de acaba cin mi, eytan m, yoksa bir melek mi var diye merak ediyorum."
"Vallahi iinde ne olduunu bilmiyorum. Fakat yznde yaln kl gibi keskin bir ey
parlyor," yollu konuuyorlard.

Ertesi gn afan gecenin kenarnda parlarken, Turgutca ve Eribozlu Murat'


ok ve yaylar elde, deniz kenarnda buldu. ki gen, koyun birinde suyun yzne kan bir
kefal srsne rastgeldiler. Turgut'un oklar vzldadka vurulan koca balklar ters
dnyorlar ve karnlarnn beyazn gstererek rpnp sular nlatyorlard. Ky
boyunca irili ufakl sralanan bu koylarn birisine (Murat nde veTurgutca arkada)
yrrlerken, Murat iki koy aras burnun en yksek yerine geldi. Oradan teki koyu
gryordu. Yokuu kmakta olan Turgutca'ya durmas iin iaret etti.

Murat o yksek yerden koyun sularna bakakalmt... Koy deil, maaralar, kayalar,
imenleri ve aalaryla deniz sularna dolanan mcevher bir gerdanlkt. Koyun
ortasnda kk bir adack vard. Dalga geldike ikiye ayrlyor, adann zerinden kar
beyaz kpklerle aaya sarlyordu. Murat sulara bakarken, onlarn dibinden hzla
giden bir aartnn yze doru geldiini grd. Sar sal bir kadn ba kpklerden
kt.

Sonra knndan kan dalkl kadar parlak, Gmlk kynden Gll kzn gvdesi
apak frlad. te o zaman Murat Turgutca'y durdurdu.

Kz, ate renkli slak salar aaya sarkarak, omuzlarn rtyor ve denizde
salnyordu. Amma da apak bir eydi. Gerdannn beyazl ve sert memeleri ksmen
grnyordu. Arta kalan ksmn ise habbelerle buulanan sular rtyordu, fakat
Murat'n gzlerinden gzellik hazinelerini gizleyen o sular, onun hayalini
durduramyorlard. Gzleriyle grd gzelliklere doyamayan Murat'n hayali, cam
krmadan geen bak gibi buulu sular arasndan yasak gzelliklere eriiyor ve sonra
geri dnp onlar delikanlnn i arzusuna anlatyordu. ki ocuk ondan sonra balk
avlamadlar.

Delikanl leventte on iki altn duka vard. Bu, o zaman iin byk bir para idi. Gll
kz, yal anasyla birlikte ta evlerinde bir bana yayorlard. Tek bacakla Kr Ali, o
gn akama kadar leventlerle ihtiyar kadn arasnda gidip geldiler? En sonunda o akam
Murat'la Gllnn nikhlarnn kylmasna ve dnlerinin yaplmasna karar verildi.
Kalitalar stanbul'a dndkten sonra zaten Murat serbest kalacak ve Sralovaz'a gelip
oturacakt. Murat'n sevinten etekleri zil alyordu. Turgutca'ya, "Adama nerelisin?
diye sormular, adam da karmn kyndenim, diye cevap vermi. Bak Turgutca, artk
hemeri olduk," diyordu.

Leventlerle kyller, yoksul kza mkemmel bir dn yaptlar. drt gn sonra


kalitalar ekip gittiler. Ancak iki ay sonra stanbul'a dn yolunda atallar
arasndan getikleri grld. Gemilerin yanamadn grnce Gll alad. Fakat
Turgutca, "Ben ocuum, ama anlarm. Murat mutlaka stanbul'dan dner," dedi. Nitekim
Gll yedi aylk gebe iken Murat da kara yolu ile Sralovaz'a dnd.

Turgutca'ya anlatacaklar oktu. Geldiinin ertesi akam Murat, Glly alp


Tahtabacak ve Kr Ali'yi grmek zere oban Veli'nin Karaba'daki evine geldi ve
"stanbul, Hzr Reis'le aabeysi Oru Reis'in (onu imdi Oru Baba diye anyorlar) bat
denizlerinde baardklar savalarn ykleriyle alkalanyor. Nerede bir usta denizci
varsa ne yapp yapp Halkulvat'a gidiyor. Onlarn filosu kadrga, perkende ve kalita
olarak yirmi otuz paray bulmu, hepsinde de seme denizciler varm," diyerek
anlatyordu. Turgutca'nn gzleri parl parl yanyordu.

Murat on sekiz yanda iken baba olmutu. Artk Turgutca da on drt yanda idi. Sk
sk buluup konuuyorlard. Bir akam bir burunun zerine kmlar, Turgut yksek bir
taa oturmu, Murat da topraa uzanmt. Daha gece olmamt. Ay , denizi gurubun
kzll ile paylayordu. Aripel saf saf dalgalarn, uzak enginlerden getirerek, yeil
ve altn lleler halinde koyup kumlarna yuvarlyordu. Sanki deniz Hzr ve Oru Reis
gibi Aripellilere ait haberleri, kendi yurtlarnn kylarna tayarak yava yava
ekiyordu.

Murat, "Bizim Eriboz da gzeldi. Fakat rplak ve kupkurudur." Sonra (eliyle


atal ve Sporad adalarn iaret ederek) "byle adalar ve bu dalar gibi dalar orada
ne gezer?" dedi.

O anda btn yaradl, iki gencin baklarnn nne, o gnk sava, bou
dnyasna ok yabanc ve uzak bir masumluk ve gzellikle yaylyordu. Geici bir
rzgr denizin yeil billuru zerinde krklar yrtyor ve yabani gl petaln bir
kelebekmi gibi havada prldatarak uurduu zaman, sanki cennet ellerinin
yelpazeleyileri imi gibi i ayor ve yalnzla zevk katyordu. O saatte btn da
yamalarnn iekleri gklerin kendilerine glmseyerek verdikleri ballar ve gzel
renkleri, gzel koku olarak ona geri veriyorlard ve o da karlk olarak en iri
yldzlarnn parlts, en koyu mavisi, en serin i ekileriyle o elleri mutlu ediyordu.

Murat yava yava, "Burasn byle grdke bazen kendi kendime denize almasam
da olur, diye dnyorum, eer yeryznde cennet varsa herhalde burasdr!" dedi.

Fakat atal adalarnn birisinin arkasnda, gitar ve mandolinlerini zmbrdatarak


aksam yldznn parldamasn bekleyen talyan hrszlar, o anda ky kayalklarnn
glgeleri nnden, glge gibi kayarak yanayorlard.

ocuklar sanki her tarafa yaylan durgunluu ve sessizlii bozmamak iin hemen
hemen fsldayarak konuurlarken birdenbire havada bir ok vzldad. Anlalan
sessizce yanaan bir korsan kay Turgutca'ya nian almt. Okun topraa
gmlmesiyle beraber durumu kavrayan Turgutca, teslim oluyormu gibi iki elini havaya
kaldrd ve Murat'a yavaa "Sen grlt patrd etmeden sv. Git haber ver,
eytanderesi'nde pusu kursunlar. Ben her kim iseler bir saate kadar oraya getiririm,"
diye fsldad. Murat, "Yok olmaz, tehlikeye girersin," filan dedi ise de Turgutca'da
sylediine itaat ettirir bir hal vard.

Murat ayrlr ayrlmaz Turgut alayc bir sesle ve talyanca, Sicilyal bir ocuk
olarak kk yanda Kr Ali adnda bir adam tarafndan tutsak edildiini ve
hatrladna gre adnn Bernardo olduunu syledi. On alt, on yedi ift krekli bir
frkatayla gelmi olan krk kadar korsan, bu sr, spa hrszl aknlar iin ky
kyleri hakknda bilgi edinirlerken, Tahtabacak ve Kr Alinin kimler olduunu
renmilerdi. Az bir kukudan sonra ocua inandlar ve ky baskn ve zellikle
hayvan allarnn soyulmasnda kendilerine klavuzluk etmesini istediler.

Turgutca hemen kabul etti.

Dalarn baheli, merali, yemyeil etekleri uzun bir dzlkle deniz kylarna
yaylyor ve koylarla dantelalanyordu... Fakat daha yukarda kayalk yamacn dikletii
yerler, seyrek allar, sakz, defne, santral aalaryla rtlyordu. tede beride dereler
oymu, onlarn dibine ta, akl ve kum kmeleri ymt.

Btn memleket, yamalarda yaylarak uyuyan hafif sisler kadar sessizdi. Szmona
Sicilyal Bernardo, tepeden trnaa kadar silahlanm olan krk korsan o derelerden
birine soktu. Turgutca korsanlarn reisinin yannda yryor ve kyllere silahlanp
toplanacak vakit vermek iin, "Aman yava yryelim, patrt yapmayalm. nk
kyllerin nbeti gzcleri vardr... Srlar aldktan sonra beni de gtrecek ve
anama babama iade edeceksiniz deil mi? Beni Trkler yakalarlarsa ldrrler,"
diyordu.

Turgutca'nn tahminine gre bir saati biraz gemiti ki eytanderesi'ne vardlar.

Derenin boyunca pusu kurmu olan kyller, korsanlar ve Turgutca'y adamakll


seebiliyorlard.

Yalnz Turgutca'nn babas deil, fakat anas da eline bir balta alarak gelmi,
alyordu. Tahtabacak, "Olana bir ey olmasn, aman dikkat ediniz," diye rpnyor,
arkebzn sehpasn dzeltiyordu. Sonunda, derenin pek dar bir yerine geldiler. Buras
yarmar insan boyunda kaba saba merdivenlerden yaplm bir yerdi. Bunlarn zerinde
ancak er drder kii durabilirdi. Fakat imdi otuz kadar korsan kmt. nlerinde
boalan kntya Turgutca ile korsan reisi knca, ocuk artk iaretini vermek saatinin
aldna hkmetti: "Davrann!" diye barmasyla korsan reisinin arkasna geip
kollarn kavramas bir oldu. Bu durumda reislerini vurmamak iin, ne yukarya km
olanlar, ne de alt basamaklarda kalm korsanlar ate edebilirdi.

Issz dere birdenbire silahlarla canland. Hrsz alay, aslan azna ba sokmu gibi,
dar geidin kayalk dileri arasna girmiti. Sanki dan barndan yamur suyu yerine
bir savalar seli akyordu. Yalnz erkekler deil, fakat onlarn karlar, kz kardeleri
ve kzlar da gelmiti. Korsanlarn geldiini duyunca, un eleklerini duvara asmlar,
beikteki ocuklarn ihtiyar ninelere brakmlard. Gece baykuun tn duyunca
korkudan damarlarndaki kanlar donan kzlar, imdi pala ve yataanlarn imekler gibi
aktklarn korkusuz gzlerle seyrediyor ve elde bak, ller zerinde sava Tanrlar
gibi yryorlard. Onlarn bu halleri yreklerinin katlndan ileri gelmiyordu.
Yuvalarnn yavrularna, kuularn uzattklar souk elleri kumrular kanatlaryla arpar
ve gagalaryla vururlard ya, erkeklerini ve ocuklarn vurmaya gelenlere kar bu
analarn ve kzlarn saldrnda da o kumrularn iddeti vard.

Aradan on, on be dakika geince derenin iinde bir diri korsan kalmamt.
Turgutca'nn anas olunu, alaya alaya barna basyordu. Fakat Turgut, "Dur hele
anne, iimiz bitmedi. Yahu bunlar getiren gemi aada bekliyordur. abuk gidip onlar
ele geirelim!" diye bard. Oradakiler koar adm, ky yolunu tuttular. Fakat arkebz
seslerini iitmi olan hrsz frkas (fregat) ne olur ne olmaz diye kydan ok ve arkebz
menzili dna alarak bekliyordu. Ne Turgutca'nn, ne bakalarnn talyancas onlar
kyya yanatrabildi. Turgutca birka kii ile frkataya yavaa yzmeye kalkt, fakat
onlara babalar da, Tahtabacak da "Bugnlk yeterli ders aldlar," diye engel oldular.
Frkata da yelkenleri ap atallara doru yol ald.

Sonra mealeler yaklarak ldrlen dmanlar soyuldu... Bunlardan alnan otuz


sekiz kl, drd gm savatl on dokuz pitov, on barut boynuzu, gene gm
savatl yirmi iki kama, irili ufakl alt gm ha, otuz dokuz ift izme ve kundura ve
bazlarnn teleri berileri yrtlm otuz dokuz kat frenk elbisesiyle otuz alt dkat ve
iki dkatlk gm para, Karaba'da oban Veli'nin nne yld. Bunlar Karaba,
Gmlk ve Dirmil kylleri arasnda paylatrlacakt. htiyar kurt tam ie koyulaca
zaman, yukarki mahalleden koup gelen bir ocuk Turgutca'ya, kendisini Kr Ali'nin
istediini syledi. Turgutca hemen oraya kotu. Zavall Ali gnlerden beri hasta idi.
Ky otlar ve bilhassa elma ya ve karaba yandan yaplan ilalar artk kr
etmiyorlard, ihtiyar deniz kurdu g soluk alyordu. Turgut'un yanamakta olduunu
admlarndan anlad. Odaya girer girmez, "Turgutcam, savarsnz, bana haber
salmazsnz. Pitov ve arkebzler gmbrderken ben burada meraktan dokuz
douruyordum. Kim kazanyor, kim yeniliyor bilmiyordum.

Emine ninen bakp bana sylyordu. Ama ilerin kt m, iyi mi gittiini


farkedemiyordu ki, bana anlatsn," dedi ve eliyle yannda duran klcn iaret ederek,
"Gzlerim grmez, krm ama, elimde kl lecektim, ne ise ok kr bugn de
yaadm," dedi. Fena halde ksrmeye koyuldu. Tekrar konutuu zaman sesi g
duyuluyordu. Emine nineden su istedi... Fakat su vermeyip beklemesini iaret ettikten
sonra son bir abayla "Bilirsin olum, bu klcn demiri benim senelerce forsa olarak
tadm zincirlerdendir. Fakat o demir, Toledo'da bak ustal etmi ve g bela
Afrika'ya kaabilmi bir Endlsl tarafndan dvlm ve suyu verilmitir. Al klc
elinde tut" dedi. Turgutca kendisine sylendii gibi yapt. Kr Ali'nin yz kire gibi
aaryordu. Yavaa, "Gremiyorum ki!" dedi ve sonra "Klc tutmakta olan sa elini
elimin daha duygusu tkenmeden elime yanatr," diye yalvard. ocuun silah tutan
elini yoklad ve "Elhamdlillah! Gazan mbarek olsun yavrum! imdi klc al, git,"
dedi. Su vermesi iin Emine bacya iaret etti. Turgutca elini pt, fakat ayrlmakta
gecikti. Ali Reis suyu iip ehadet kelimesini getirdikten sonra, iini ekip msterih
msterih hohlad, ak sal ba bir yana dt ve ocuk yrekli sava bylece
dnyadan gt.

Emine nine "Haydi yavrum, aa mahalleye git de Ali Daynn ldn bildir,"
dedi. Turgut, elinde kl, zgn olarak aaya indi. Ali Daynn ldn bildirdi.
Tahtabacak ve birka erkek cenazeyi beklemek iin yukarki mahalleye ktlar.

Turgutca, evde tuhaf bir manzara ile karlat. Evin bir kesinde on kat frenk
elbisesi, on ift izme ve kundura, on dokuz kl, iki gm savatl pitov, yedi savatsz
pitov ve kubur, iki gm savatl kama, on bir savatsz kamay yl buldu. Babas
oktan uykuya varmt. Annesinin ise sevinten gzleri parlyordu. Turgutca'ya "Bunlar
hi! Bak sana ne gstereceim," dedi ve bir kese aarak ocuun avucuna on sekiz altn
duka sayd. Sonra "Bunlarn hepsi de senin. Blrlerken Tahtabacak, asl ii senin
grm olduunu ve ganimetin yarsnn sana verilmesi gerektiini, kim gerekmez derse
koltuk deneini onun banda kracan syledi. Kyller, 'Haklsn amca!' diye
bardlar. Bana da koca bir gm hac verdiler. Fakat ben gvurun han patn putunu
hi eve sokar mym? Eee... istemem ben onu dedim. Eh Turgutcam, imdi bir sr inek,
koyun alabiliriz," dedi.

Turgutca, dikenli itlembik als dallarndan ibaret deine uzandktan sonra, akl
bir Kr Ali'ye ve onun verdii ar palaya, bir deinin etrafndaki ganimete ve bir de
oban Murat'n masalndaki deniz obann denize dnerek "Gene cann incir
istedi," diye barmasna gidiyordu.

Ta neden sonra uykuya varan gzleri, kapanp da hayali dlere alnca, kendini
denizle kar karya buldu. Deniz mavi gzl, mavi yzl ve mavi sal bir gzeldi.
Turgutca'ya "Ben incir deil, seni istiyorum," diyordu. Bunu duyan ocuk bard.
Uyanan annesi "Turgutca, ne istiyorsun?" diye sordu. ocuk dn kaybetmemek iin
gzlerini hi amadan, "Hibir ey istemiyorum. D gryordum da..." dedi ve
uyuyormu gibi derin derin nefes alarak az sonra gene uykusuna dald.

Bu olaydan be alt ay sonra bir gn btn Aripel bat rzgryla kryordu. leye
doru yakc gne nda denizin ta ufuklara kadar kaynaan ate levhasnn stnde
karavella biimi kapkara bir gemi grnd. Da banda Tahtabacak, hemen hemen
gzlerini rten atk kalarn yukarya doru silerek uzun deniz drbnn gzlerine
getirdi. Yannda duran Turgutca'ya: "Dman desek byle gpegndz yanamaz. Dost
desek ne flandra, ne de sancak gsteriyor. una bir de sen bak," diyerek drbn uzatt.

Turgutca drbnle bakarken, Tahtabacak'a "Hissa cunda edecek," dedi.

teki, "Nereden bildin?" diye sordu.

"nk seren cundalarn mantelyalar araclyla karga ediyorlar. Hah! Hah! Hah!"

"Neye glyorsun yahu!-"

"Gabya skutalarn kardlar. Grmyor musun Hssam Amca? Drbne ne hacet?


Koca gabya yelkeni yapraklanyor. Bir sakatlk yapmazlarsa iyi," diyerek drbn
Tahtabacak'a verdi ve "bana kalrsa bu bir Osmanl gemisi. Fakat ya tayfas az, ya da
adamlar acemi. Eer rzgr sert olsayd byle yelken kullanmakla neye dnerlerdi?
diye szne devam etti.

teki, "Haklsn. Ancak gabya skutalarn doldurabildiler, imdi mantelyalar


balyorlar. Maallah daha hl cundalar fora dar edemediler. Tayfann bylesiyle
denize mi klr?" dedi.

Turgutca, "galiba bol bol su da yapyor. Arasra bordalar gnete parlyor. Herhalde
tulumbalarla ekilen sularn punyalardan akarken gne yla parlamalarndan
olacak. imdi anlald. Ya armozlar ak, ya da teknesi delik. Cunda yelkenlerini acele
kyya yetimek iin ayor. Nah ite, hele Gmlk'n azn grebildi. Dmen
kryor. Gidip karlayalm," dedi.

Deniz kenarna vardklar zaman gemi oktan Gmlk'e demir atmt. Tahtabacak
ile Turgutca'nn da bandaki tahminleri doru kt. Gemi Kerim Aa adndaki
emeli bir tccar tarafndan Sakzl bir tccardan alnmt. Geminin 40 kii tayfas
vard. Fakat bunlarn ancak yedisi (o zamann deyimiyle ehli bahir) denizden akar
gemici idiler. Gemi sahibi Kerim Aa, kaptanlk ediyordu. ok iyi yrekli bir adamd...
Fakat geminin pruvasn kndan ayrt edemiyordu. Gemi kullanmakta ondan cahili
bulunamazd. Durup durup yaka silkiyor ve "u Rodos korsanlarndan bktm usandm.
Beni mahvettiler yahu! kidir skenderiye'ye gnderdiim mal yama ediyorlar. Ben de
bu gemiyi alp silahlandrdm. Barutumuz, gllelerimiz, kumbaralarmz bol ama,
gemicimiz kt... Tekne kalafat istiyormu, ben ne bileyim? kmazdan nce sylemediler
ki. Sakz anda burnun birini dnnce karmza Venedikli kk bir perkende kt.
Bizi grnce kamaya kalkt.

Rzgr ktt, kreklerine alabildiine foga veren Venedikliye yetiemezdik. Topla


belki dveriz dedik. Be on kere ate ettik, tutturamadk. Tutturamadmz bir ey deil,
top sarsntsndan teknenin armozlar ald. Geminin tabanndan fskiyeler gibi sular
fkrmaya balad. Oralara kurun levhalar aktk, ama suyu durduramadk," diye
yaknyordu.

Bunlar dinleyen Tahtabacak, Turgutca'ya bakt. Turgutca, Tahtabacak'n


gzlerindekini okumutu ki:

"Bir ben bir de Eribozlu Murat var," dedi.

Tahtabacak, "ki kii yetmez. Hem de gemiyi karaya ekip iyice kalafatlamal. Ben
Halikarnas'a vararak bir iki kalafat ustas ve gemici getireyim," diye cevap verdi ve
ertesi gn de usta getirdi.

Bu arada Turgutca, kendisinin denize almasna raz olmas iin annesini kandrmaya
alyordu. Ona, on sekiz altn dukann dokuzunu inek satn almas iin brakacan,
kllar ve pitovlar skenderiye'de satacan, denizde belki de ganimet bulup eve
dneceini yalvara yalvara syledi. Geri dneceine sz verdikten sonra gitmesine izin
alabildi. Babasna ise, denize almakla kendisine obanlk etmekten daha fazla yardm
edebileceini anlatt durdu. Babas Veli de znle arlaan, yank bir sesle, "Peki, git
yavrum!" dedi.

Btn kyllerin yardmyla tekneler karaya ekildi. kalafat ustasnn tokmaklar


takrdad. Kazanlarda ziftler ve yalar kaynatlp eritildi. Bu i hemen hemen yirmi gn
srd.

Bu arada Tahtabacak, karaya ekilmi olan toplarn banda, Turgutca'ya onlarn nasl
doldurulacaklar, onlarla nasl nian alnaca hakknda uzun uzadya dersler ve tler
veriyordu. Sonunda gemi onarld ve denize atld. Artk Turgutca'nn denize alaca
gn gelip atmt. O gn annesi, babas ve yurdundan (Turgut Reis'in Sralovaz' ne
kadar sevdii, sonra orada yaptrd emeler, camiler, mektep ve medreseler gibi
hayrattan bellidir) ayrlaca iin, iinde bir zn vard. Fakat bu znts, denize
altan doan tatl bir sz idi.

Turgutca gnlerini, sevdii Sralovaz'da sessizlik iinde geirecek kadar sabrl


deildi. Kyn etrafnda boluktan baka bir ey gremiyordu. Orann her gnk
hayatna, bir trl ba eemiyordu. inden keskin bir ses, "Deniz! Deniz! Deniz!" diye
baryordu. te o ses, yaradlnn ve mukadderatnn ar idi. Cevval ruhlarn
bylelerine ou kere serseri ve sergzeti denilir, fakat unutulmamaldr ki, yeryznde
gelime ve uygarlk adna ne varsa, topunu da bu yaradlta olan insanlar yapar. te o
Osmanl mparatorluunun unutulmu bir kesinde obanlkla kei gtm olan bu
ocuk, birka yl sonra dnyann en byk imparatorluklarn titretecekti.

Turgutca on be yann iinde iken bir sabah babas gene her gnk gibi afakleyin
uyand. zgnd, ama zntsn belli etmemeye altndan yz sanki ta
kesilmiti. Turgutca'ya krk bir sesle, "Haydi olum, inallah yaknda sa salim
dnersin," derken, "Ne gezer? Olan bir daha grmeyeceim iime douyor," diye
dnd ve ii kan alad.

Turgutca elini pt; hatta onunla beraber da bana kadar gelmek istedi. Fakat
babas, annesiyle kalmasn syledi. Adam hi arkasna bakmadan yrd ve artk
grnmeyeceine emin olduu bir yerde durup, patika kenarndaki bir taa yorgun argn
oturdu. Gzleri slakt.

Turgutca'nn annesi hi gz yummam, arasra yava yava iini ekmiti. Evlattan


ayrlk ne zor eydi! u yeryznde hi ayrlk olmasa ne gzel olurdu. ki gnden
beri Turgutca iin stlerle peynirlerle unlarla rekler yapmakla yasn, avundurmaya
almt. Ama ite bu sabah cierleri cayr cayr sklyor, ne kadar urasa
gzyalarn bir trl tutamyordu. Tutamyor deil, nerede ise baracak ve btn
kanlar azndan akacakt. Olana "im kopuyor, abuk dn, olmaz m yavrum?"
diyerek, skenderiye'de satlacak olan kl, pitov ve kamalar ve bir de peynir ve
bezdirmeleri denk edip kolanlarla balyordu.

Artk ayrl an gelmiti. Gne nerde ise Sralovaz Dalarndan grnecekti.


Turgutca'nn anas onunla beraber deniz kysna kadar gelmek istedi. Fakat Turgutca,
bunun kendinin ve annesinin ikencesini uzatmaktan baka bir ie yaramayacan
dnerek gelmesine engel oldu. Kadn oluna sarld.

Kurun gememesi iin yazdrp da olunun gerdanna takm olduu muskann orada
olup olmadn eliyle yoklad. Olunun -srtnda denk- patika dnemecinin arkasnda
kaybolduunu grnce, dnya gzlerinde ac bir boluk kesildi.
Yoksul evinin eiine kerek avularn salarna koydu. znle kalnlaan bir
sesle, "Olum! Olum!" diye hkra hkra alad.

Olunu alan denize yumruunu skmak iin mi, yoksa deniz kysnda Allah'tan,
olunun frtna ve lmden korunmasn yalvarmak iin mi, her gn gen korsann anas,
deniz kenarna gelir saatlerce aklarda yal gzler gezdirirdi.

ocuk ayrldktan on, on be gn sonra idi. Akamzeri kadn gene yal kenarna
gitmiti. Bir mum alevini saklayacak kadar rzgr yoktu. Dalgalarn grleyii, deil
yalnz kydan, fakat ta Karaba kynden bile duyuluyordu. Bu dalgalar, frtnann
pitarlar idi. Dalgalarn saldr binlerce araba tekerleinin dnmesini, yry
halindeki kalabalk ordularn admlarn hatrlatyordu. Bir ya da iki gn sonra bu
dalgalar, akl talarn ihane tfeklerinin kurunlar gibi karaya frlatacaklard.
Kadn, gece oluncaya kadar kyda kald. Gece stanky ve Kalimnos arasndaki ak
denizden, imeklerin aktn gryor, her aktan ok sonra bouk bir grleyi
duyuyordu. O kzl n top alevi ve homurtunun da top sesi olduunu anlar gibi
oluyordu. Acaba ana yrei o toplarn, Turgutca tarafndan atlmakta olduunu ve gen
Turgut Reis'in artk Akdeniz'e km olduunu ilan ettiklerini seziyor muydu?

TURGUT'UN TOPLARI,
AKDENZ'DE GRLYOR

Turgutca kaya varnca Eribozlu Murat', Tahtabacak' ve Tahtabacak tarafndan


Halikarnas'tan getirtilen delikanly, yani Koca Yunusu, Sar Hamit'i, Ate Yaar'
karavellada buldu. Eribozlu Murat, alabandaya dayanm, ocuu koynunda kyda
gzlerini silen kars Gllye "Vallahi de billahi de inallah yaknda geleceim! Alama
be! Haydi eve dn. Evde cann sklrsa Turgutcagillere tan" diye baryordu. Fakat
zgn olduu belliydi.

Tahtabacak da zntsn gizlemek iin pitov patlatacakm gibi kalarn atyor


ve Turgutca'ya:

"Yaraya en etkili ila kantoron iei yadr. Ben Emine bacya toplattrdm ve kendi
elimle kaynattm. Dikkat et de, gemi yalpa vururken, ie krlmasn. Unutma! Yalpada
nian al, gverte dmdz olunca kibriti fnya deliine dedir" diye, bir trl dn ve
szn arkasn getiremiyordu.

On, on be dakika sonra demir alma iareti verildi. Bir "Heyemola!" naras ykseldi.
Tahtabacak acele ile ekilen sandaln iinde karaya gtrlyordu. Kalar hl atk,
sakal titriyordu. Bir deniz trksnn temposunda demir locaya alnp balanyor, gemi
umak zere olan bir kuun kanat rpmas gibi yelkenlerini silkip ayordu.

Rzgr kydand. Yarm saat sonra Sralovaz arkadaki ufka alak bir da kalabal
halinde sindi. Turgutca yaradlnn zgr g altnda serbestti.

Dnya artk onundu. Tuzlu rzgr, ak burun deliklerinden derin derin iine
ekiyordu. Pupa yelken atal'lar, Leros'u atlar. skenderiye'ye doru volta vurmaya
koyuldular. Fakat rzgr, kesildi. Gemi, denizde bir gemi resmi imi gibi gnlerce
kmldamad.

Turgutca, nbeti olmad zaman batan ka geziyor, her topu, her kaplama tahtasn,
her iskarmozu ayr ayr muayene ediyordu. Bu arada gemidekileri de tanmt. Kendisi,
Eribozlu Murat, Halikarnasl ve evvelce gemide bulunan yedi tayfayla on iki
denizci oluyorlard. Topubalar denizci deil, fakat kara topusu idi. Gemi bir
ambarl idi. Bata ve ktaki drt byk toptan baka her bordasnda onar topu vard.
Bu toplardan baka kaykta on be kadar arkebz vard. Herkesin oklar, yaylar,
kllar ve bazlarnn fazla olarak baltalar, topuzlar, kulakl bak ve yataanlar
vard. En ar sava aleti, Halikarnasl Koca Yunusun lobuduydu. Bu silah, iki ucu ar
topuzlu bir zincirdi. Yunus zinciri orta yerinden tutuyor ve iki topuzu bann zerinde
ark ettiriyordu. Fakat bu aleti kullanmak iin Koca Yunus gibi iki buuk arn boyunda
bir dev olmal idi.

Denize aldklarndan on gn sonra kble rzgr almaya balad. Gemi gene gneye
doru voltaya kt. le vakti ufukta bir gemi grld. Yanalnca onun Sen Jan
valyeleri tarafndan zaptedilmi olan ve imdi kendileri tarafndan kullanlan hem
krek hem de (kadrgalar gibi Latin yelken deil) tam yelken kullanan bir gemi olduu
anlald. Kerim Aa, on iki denizcisini kamarasna ard ve gemiye saldrmak
fikrinde olup olmadklarn sordu.

Koca Yunus hemen ortaya atlarak kendisi gemide bir bana da olsa hemen hcum
edip evvel Allah kfirin kayn batracan o tok sesiyle ilan etti. Kendi dediklerine
tamamen inand da syleyi tarzndan besbelliydi. Onun meydan okuyucu heyecannn
rzgrna tutulan sekiz denizci de hemen ondan yana ktlar. Turgutca, geminin boyuna
gre, iinde birka yz sava olacan, imdi kt rzgrla hem yelkenlerini, hem de
kreklerini kullanarak Kerim Aann kayndan daha gzel manevra edebileceini
syledi. Bu taraflarda ve bu mevsimde kble rzgrnn aksama doru sertlemesi
ihtimalinin pek byk olduunu, bu takdirde Rodoslu geminin, kreklerini
kullanamayacan ve alt ambarda, su kesiminden az daha yksekte olan borda
toplarnn lombarlarndan dalgalar girecei iin onlar da kapal tutmak zorunda ve
bundan dolay da bordalarnn alt toplarnn muattal kalacan syledi. Bu duruma gre
dmana, olabildiince ge vakit, uzak menzilden top ateiyle dvldkten, direkleri ve
krekleri krlp da alaa edildikten, savas oksa, onlara da ar zayiat verildikten
sonra rampa edilmesi gerektiini syledi. Bu sefer btn denizciler bir azdan ona hak
verdiler. Turgutca:

"Daha uzaktayz. Ona akam vaktinden nce yanamak istemiyorsak yolumuzu


ksmalyz. Yani yelkenlerimizi camadana vurup ksaltmalyz. Fakat biz bunu yapnca
dman korktuumuzu sanacak. Belki de o zaman geri dnp bize saldrr."

Kerim Aa: "Yelkenlerimizi toplamadan yolumuzu azaltmak iin ne yapacaz?" dedi.

Turgutca, "unu bunu iplerle balayarak, arkamzdan denizde srkleriz. Kayk bizi
oktan grmtr, eer bize saldrmak niyetinde olsayd hemen yol bozar, stmze
davranrd. Dman savamak istemiyor, belki de savalar az," diye anlatt.

Koca variller ve ambar kapaklar halatlarla sk skya balanarak geminin kndan


denize atld. Onlar sular kprte kprte ekiyordu. Geminin yolu hemen yarya
dt.

ki gemi, yani Sen Jan valyelerinin hal bayran tayan nde ve Kerim Aa'nn
sancak gstermeyen yelkenlisi yedi mil arkada, stanky'n gneyinde, bin yz metre
yksekliindeki yaln dalarn eteklerini kylayarak batya doru gidiyorlard.

Sen Jan tarikatnn talyan valyelerinden Renato di Castel Fidardo, Patmos


kalesinin aylk masraflarn karlayacak olan sekiz yz elli altn dukat ve atonun
kumanyasn Rodos'tan Anunziata gemisine yklenmi ve Rodos'un Trianda iskelesinden
uygun hava ile yola kmt. Yz yirmi kreki forsadan baka, yalnz yz elli sava
almt. Daha fazlasn almaya gerek yoktu. nk valyeler oralarn kylarn yakp
ykarak ve denizde kendilerinden baka bayrak gezdirmeye kalkanlar hemen batrarak
veya zaptederek dehet salmlard. Sen Jan'n hal bayran gren her gemi, ylp
kayordu. Fakat daha fazla silahor almas gerekseydi bile, valye Renato onlar gene
de almayacakt. nk her adada ve kynn her nemli yerinde Sen Jan tarikatnn
kaleleri vard. Dvmek zorunda kalmadan bunlarn birinden tekine hoplamak pek
kolayd. valye zellikle bu seferde kayn pek kalabalk olmasn istemiyordu.
nk metresi Madamigella Maria del Piore de gemide bulunuyordu.

Gerekten Sen Jan valyeleri bekr kalmak yeminini alyorlard. Fakat bu bekrlk
andlar, srf valyelerin tarikata vakfettikleri emlaklarnn miras olarak evlatlarna
gememesi iindi. Ne var ki Sen Jan valyelerinden nce Templiler valyelerini
ykm olan sefahat, imdi Sen Jan'llarda yaylmaya balamt. Bata "Grand
Maitre"ler, hemen hemen hepsinin birok metresleri ve bir sr de pileri vard. Piler,
babalarn "amca" diye, babalar da pilerini "yeenim," diye anyorlard.

valye Renato, geminin k kasarasndaki kamaralarn talyan ustalarna


yaptrmt. Gemi knn btn eni, birbirine alan oda tarafndan igal ediliyordu.
Savalar ambarlarda birbirinin zerinde sardalya istifi tklabilirlerdi. Fakat gemiye
komuta edecek valyeye zg geni dairelerde dinlenme yer ve aralarnn hibiri
eksik deildi. nk orada valyenin, "amie"si, dairesi, bir komutana yarar vekar ve
sadelikte deil, fakat hoppa bir kadnn houna gidecek yumuak ipek yastklar ve
perdelerle, talyan slubunda talyan lksyl sslenip pslenmiti.

le vakti idi. valye en geni kamarasnn bir yanna uzanm, Maria del Piore ise
uzun sar salarn zm, ayakta duruyordu. valye:

"Bu scak havada neden elbisenle, rahatsz oluyorsun gzelim? Soyunsana!" dedi.

Mariya da elbiselerini, birer birer zp yere drmeye balad. Nihayet, tek


rts, kalan salaryla dineliyordu. valye el rparak alklad.

"Bravo! Bravo, proprio L'Afrodite di Boticelli." -Aferin, aferin, tpk Botielli'nin


Afrodit'i- dedi.

Tam o srada kap alnd. valye, her ne sebeple olursa olsun rahatsz
edilmemesini sk sk tembih etmiti. Hangi edepsiz alyordu? valye, Meryem
Anaya ve dii veya erkek ne kadar havari ve azize varsa topuna da bast kfr, sonra
kadna "Siz rahatsz olmaynz, ben teki odamn kapsndan konuurum," dedi.

Dar knca geminin ikinci subay, ne milletten olduu belirsiz bir geminin
arkalarndan pupa yelken gelmekte olduunu syledi. valye dilerinin arasndan kfr
ede ede yukarya kt ve iki tayfann drbnlerle direk ularna kmalarn emretti.
Gemiciler diree trmandlar. valye yukardaki gemicilere iki avcunun arasndan
bararak, geminin ne milletten olduunu sordu. Ta yukardan bir ses:

"Karavellaya benziyor!" diye cevap verdi.

"Bayra ne?"

"Grnmyor!"

valye, "Bu fena ite!" dedi. Sinirli sinirli imdi klcnn sapndaki srmal
saaklar, sonra byk ve zmba sakaln ekitirdi. Sonra yanndakilere, "atacaz
galiba!" dedi. Yukarya, "Yolu nasl?" diye sordu. Yukardan, "Bizden yollu" diye cevap
verildi. Cunda yelkenlen de dahil, ne kadar yelken varsa hepsinin almasn emretti.
Yelkenler alnca direkleri ne eildi. Gemi sulara daha fazla yasland. Biraz sonra
arkalarndan gelen gemi iyiden iyiye gzkmeye balad. valye, "Amma da yollu ey
yahu! Dvmek zorunda kalacak gibiyiz. Toplar hazrlaynz, herkes yerine," diye
emirler vermeye balad.

Her topun bana drder topu, ikier barut tayc topland. Gemi marangoz ve
marangoz raklar, krlp atlayacak yerleri onarmak zere aletleriyle yerlerine
geldiler. Savalar, sava gvertesinde toplandlar, sekiz dokuz kii de ellerindeki kum
dolu kovalardan gvertelere kum serpiyorlard. Bundan ama gemiciler plak ayakla
koarken ayaklarnn, dklen kanlar dolaysyla kaymamas idi.

valye Renato aaya indi ve Maria del Piore'ye, "Ah dostum, ksa bir sre iin
top sesleriyle rahatsz olacaa benziyorsunuz. Fakat nemsiz bir i, yarm saat iinde
hallediveririz; ondan sonra denizde sevimenin, karadakinden daha ho olduunu
birbirimize ispata devam ederiz," dedi.

Sonra yanbandaki kamarasna geerek zrhlarnn giydirilmesi iin uan ard.


Zrhlarn giydi. Miferlerinin tepesinden, Castel Fidardo hanedannn simgesi olan
koca bir gm kuu, boynunu yukarya uzatp ne bakyordu.

Halis Milano eliinden yaplma zrhlarn giydikten sonra gene darya kt. Fakat
pelerindeki kayk pek arkalarnda kalmt.
valye yanndakilere:

"Galiba fazla yelken amakla bu oyun bozan kayktan uzaklayoruz. Bize


yetiemeyecei anlald. Savamak zorunda deiliz, herkes yerli yerine dalsn," dedi
ve aadaki Maria del Piore'nin yanna indi.

Kerim Aa'nn karavellasnn yksek k kasarasndan Turgutca, ilk avna bakan gen
kartal gibi kara ve derin gzlerini Rodoslu gemiden ayrmyordu, iindeki deniz kurdu
yava yava uyanyordu. Zeks ve duygusu, o Rodoslu gemiyi zaptedeceini kendisine
mjdeliyordu.

"Zaptedeceini" yani, "kendisinin zaptedeceini," dedik. nk Turgutca'da kanun ve


itaat nedir bilmez serazad insanlarn gzlerini hayranlkla kamatran, onlarn gvencini
hemen kendi ahsna balayan, yaradl vergisi bir hner, bir bilgi ve duygu vard.
Dimann ve gnlnn bu bys, bakalarnn zaafn bile kendi iradesine gre
yuurup onlara en faydal ekli veriyor ve baary onlarn binlerce elleri, sanatlar ve
cesaretleriyle salyordu. Turgutca kaya birka hafta nce pek gen bir tayfa, bir
gemici olarak girmiti. Fakat imdi grnte gene bir gemici kalm olmasyla beraber,
gerekte karavellann rtbesiz ve unvansz reisi idi.

Turgutca, Rodosluya bakar dururken, birdenbire glmsedi. Yannda duran Eribozlu


Murat'a:

"Herif bizden korkuyor. Cunda yelkenleri fora etti. Rzgr da gitgide koyuyor. Bu
gemi, ya Leros Adasndaki veya Patmos'daki kalelere gidiyordu. stanky burnunu
dolar dolamaz dalna binmeliyiz," dedi.

Gnein batmasna bir buuk saat kalnca Rodoslu, stanky'n bat burnuna bir buuk
mil kadar yanamt. Kerim Aa'nn gemisi ise onun iki buuk mil arkasndan
geliyordu. Turgutca, Kerim Aa'dan denizde srklenmekte olan arlklarn yarsnn
kaldrlmasnn rica etti. Kerim Aa'ya:

"Rodoslu burnu dolar dolamaz artk bizi gremez, o zaman geri kalan arlklar da
kaldrrz. Herif burnu dolatktan bir eyrek saat sonra biz de ona yakn mesafede burnu
dolar ve meydana kar ve birdenbire ate aarz," dedi.

Biraz sonra Rodoslunun pruvas kuzeye doru dnd. Turgutca, "Rzgr gitgide
canlanyor. imdi o burnun karantisine decek. Yolu kesilecek, biz ise tam yolla
gideceiz," dedi. O srada Rodoslu burnu dnd. O zaman geminin kndaki btn
arlklar kaldrld. skele k omuzluundan rzgr alan geminin ba sancak omuzluu
kpklere gmlyordu. Turgutca bir topularn bana, bir Kerim Aa'ya ve bir de
serdmenin yanna kouyordu, deta geminin can olmutu. Serdmene:

"Burnun ucuna varr varmaz yekeyi birdenbire sancaa bas. Ben dodum doal
Sralovaz'dan dikkat ederim. Burun sivridir. imdi de burnun iki yannda dou rzgr
esiyor. Burnu bir de kavano edersen, burnun alt tarafnda rzgrdan aldmz hzla
yrr, burnun st tarafndaki rzgr kaparz. Oysa adann karantisi burnun ana
vurur; Rodoslu da mutlaka o karantinin rzgrszl iindedir. nk burnu aktan
doland," diyordu. Serdmen bu gen korsann dediini doru buluyordu: Ona "Sen
merak etme, yle yaparz, yalnz topularmzn nianclna pek bel balayamyorum,"
diyordu.

Bu sefer Turgutca, Kerim Aa ile birlikte topular gezdi. Ba kasaradaki ve iskele


bordasndaki toplara zincir takld. Sancak bordasndakilere de glle kondu.

Aradan ok gemeden burna varld. Serdmen tam istendii gibi dmen kulland.
Rodoslu birdenbire grnd. Grnmesiyle beraber Kerim Aa'nn ba kasarasndaki
toplar ate at. Fakat bu atete isabet yoktu. Turgutca hemen ba kasaraya kotu. Topu
-elinde yanm kibrit,- yamak, rak ve savalara:

"nsan ibanda iken konuulmaz. ki keredir ate ediyorum da vuramyorum.


Karmayn hele siz," diyordu. Alnndan terler akyordu. Turgutca'y grnce,
gzlerinde bir sevin parlad. Ona:

"Sen, gndzn gzlerinin iyi grdn sylyordun. imdi ispat et bakalm," dedi.

Top dolu idi. Turgutca nian ald. Daha gemi burnun st tarafndaki rzgr
alamamt. Fakat rzgrsz dalgalarn zerinde ar ar sallanyordu. Turgutca top
lombarlarndan dikkatle dmana bakarak, elindeki kibriti yava yava topun falya
anana yanatryordu. Herkes pr dikkat, gz kapaklarn bile kprdatmyordu.
Uyumakta olan koca top nerede ise uyandrlacakt. Turgutca kibriti dedirdi. Topun
azndan ta uzaklara alev srad. Koca top geri tepti ve zincirlerini akrdatarak tartt.
Havay yldrm gibi yarp uan zincirler, Rodoslunun grandi direini gvertenin biraz
stnden alaa etti. Gabya sereni, denize drken kreklere arpp sancak
kreklerinin ounu saman p imiler gibi krd. Bunu grenler bir mucizeyi
seyretmekte olduklarn sandlar. Topu hngr hngr alayarak Turgutca'y alnndan
pt. Turgutca glerek ve ortadaki topun yan balarndaki iki topa iaret ederek,
"Bunlar hazr m?" diye sordu Hazr olduklarn duyunca onlarn da bana geti.
raklar, azndan hl duman kan topu temizleyip silmeye koyuldular. Turgutca gene
kibrit elde nian alyordu ve nian yalnz gzleriyle deil, gnl ile ve btn varl ile
alyordu. yleki; gzlerini kapasayd bile dman hemen hemen gnl arzusu ve o
arzunun aray ile vuracak gibiydi. Toplardan gene alev dilleri frlad. Bu sefer pruva
direinin st ubuu denize utu. Turgutca oradakilere:

"Siz doldurunuz. Gemi dnyor, ben iskele bordasndakilere koup geleceim," diye
bard.

Bu arada dmann bordasnda da birbiri arkasna duman bulutlan frlad. Birka


zincir paras karavellann sanda solunda, denizden minare boyu kpk stunlar
kaldrd. Kalkan sular bir an uzun uzun fsldayarak denize dyorlard. Turgutca
iinden, "bunlar da galiba kuturu top atyorlar," diye dnd.

Rodoslu rzgr tarafndan yava yava aa srlerek artk karantiden km,


dalgalarn arasnda inip kmaya balamt. Burnun st tarafndan, yani Sralovaz'la
stanky arasndaki kanaldan iddetle esen rzgr, gndzn Gkova krfezinde
toplanm olan buular bulut bulut batya sryordu. Karavellann istedii gibi
manevra etmesine karlk Rodoslu zelzeleye tutulmu koca bir ahap yap halinde
yuvarlanyordu.

Gne batt. Top atei, sisler ve denizin dalgalar zerinde fiekler gibi aksediyor;
zerlerini kpkzl aydnlatyordu. Her grleyiin aksinde, etraftaki dalar bir bir cevap
veriyorlard.

O gece uzakta, Karaba kuylarnda Turgutca'nn anasnn iitip de, frtnada imek
sand grltler, Turgut Reis'in kendi eliyle dmann zerinde birbiri arkasna
boaltt gllelerdi.

Dman pek fena hrpalanmt, fakat karavella da bu iten tamamen hasarsz km


deildi. Geri yelkenlerinin hibiri koparlp tamamyla denize umu deildi, fakat
bazlar rzgr tutmayacak surette kalbura dnm, armk ve apli iplerinin ou da
koparlmt. Bundan baka be alt ehit ve on kadar da gazi vard.

Gne battktan iki saat sonra karavella, Rodoslunun rzgr stnden gelerek,
byk atrdyla onu rampa etti. Rodoslularn maneviyat bozulmutu. Fakat
karavellann yanamakta olduunu grnce sancak alabandalarnda cesaretle toplandlar
ve gemi yananca hcuma kalktlar. Top sesi kesilmi, artk oklar slk alarak
umaya, arkebzler de patlamaya balamlard. ki taraf boazlarken, yukarda gkte
baka bir olay oluyordu. Kopmu olan direk ucundan sarkan iplerin ular direk
sahanlna alnmt. Turgutca ile dokuz denizci (ehit olduklar takdirde gemiyi
kullanmalar iin iki denizciyi geride brakmlard) ve evikliklerine gvenilir birka
da sava, bu iplerin ularna tutunarak ve sahanln kenarna bir tekme vurarak, saat
rakkasnn ucundaki arlkm gibi sallannca, aada dven dmann balar
zerinden geip onlarn arkasna, yani Rodoslunun gvertesinin iskele tarafna dtler.

Bunlarn ilk ileri forsa vardiyalarn bulmakt. Bunlarn bulunmalaryla haklarndan


gelinmeleri bir oldu. Bellerindeki forsa anahtarlarnn ele gemesiyle, forsalarn
zlmesi de gecikmedi. Krek ekmekle pazlar eliklemi forsalar, kendilerini
serbest bulunca zincir paralar, demir ubuklar gibi ellerine geirebildikeri ar
eylerle ve denizcilerle birlikte dmana arkadan hcum ettiler.

te o zaman Koca Yunusun lobudu, bir lm felei kesilmi ve valye Renato di


Castel Fidardo'nun miferine yanlamasna deince, halis Milano eliinden olan
miferden kvlcmlar savrulmu ve Fidardo hanedannn simgesi gm kuu, soluu
Aripel'in otuz kula derinliinde almt. Gece ortasna doru silah akrts da sustu.

Bu savan sonunda karavellann eline ganimet olarak geenler unlard. Fena


yaralanm olan Anunziata gemisi ve onun biri drt tonluk ve biri bir tonluk sandallar,
yirmi top, sekiz kadar top gllesi, on yedi varil barut, yeni yedek yelkenler, bir sr
halat, gemi tamiri iin gerekli aletler. Forsalardan baka seksen iki tutsak (ki bunlarn
arasnda yaral olarak Renato di Castel Fidardo ile Maria del Piore de vard), kl,
balta, pitov ve arkebz gibi bir sr silah, Patmos kalesine gnderilmekte olan sekiz
yz elli altn dukat, bir sandk dolusu deri zerine yaplm haritalar, cetveller,
pergeller ve pusulalar.

Anunziata gemisiyle toplar, glleleri, barutlar, yedek yelkenleri ve iki sandal hep
Kerim Aa'nn payna dyordu. Ganimetin arta kalan gemi sahibi, kaptan,
savalar ve denizcileri arasnda paylalacakt. Kerim Aa yararll dolaysyla
Turgutca'ya -teki savalar ve denizcilere kyasla- daha byk bir pay ayrmak
istiyordu. Turgutca biri byk top ve on varil barutla, harita, pusula ve pergelleri ihtiva
eden sand istedi ve asl ganimetten pay almalar reddetti. Kerim Aa, "Bu toplar
nereye gtrecek ve ne yapacaksn?" diye sorunca, Turgutca da:

"Seferimiz hayrlsyla sona ersin, sz eme'ye dnerken, onlar Gkova krfezinde


bir adaya karrz," dedi.

Kerim Aa, Turgutca'nn istediklerinin hepsini kendisine balad ve hatta stelik de


para ve baka ganimetlerden payna deni kendisine verdi.

Gece ortas sona eren savamn ertesi afa kuvvetli bir kuzey rzgr almt. O
sularda beklemek tehlikeli olurdu. nk top sesleri stanky ve Halikarnas'taki
Petronium (sonradan Bodrum) kalelerinde duyulmu olabilirdi. Bu takdirde oralarda
sava gemileri bulunuyor idiyseler, onlarn kefine kacaklar muhakkakt. Dier
taraftan Yavuz Sultan Selim, Avrupa deniz kuvvetleriyle bar halinde olduu iin
Osmanl sularnda korsan gemilerinin gezmelerini pek ho grmyordu. te bundan
dolay Anunziata'daki toplar, malzemeler ve forsalar arabuk karavellaya tand.
Dman gemisinin yedek yelkenleriyle karavellann yelkenleri onarld. Anunziata
gemisi gayrimeskn Pserimo Adasnn kysnda on kula suda batrld. Sonra Rodos'un
bat aklarna dmen tutuldu. On iki saat sonra Rodos Adas karavellann iskele
anda ufukta eriyip kayboldu. Fakat kuzey rzgr kesilerek deniz cam gibi dmdz
kald. Be gn be gece rzgr beklenildi. Bu esnada hibir taraftan yelkenli grlmedi.

Fakat bu be gn tamamen olaysz gemedi. Forsalarn arasnda otuz be kadar Trk


ve bir de ihtiyar bir Endlsl vard. O Kerim Aa'ya karak kollarn, gsn ve
dizlerini gsterdi. Bileinden dolana dolana omzuna kan derin bir yarann izleri vard.
Gs ve kalalar da delik deik edilmiti ve "Gryorsunuz ya, ite bunlar Bilinsiye
(imdi Valencia) Engizisyon mahkemesinin emriyle yaplan ikencelerin izleridir. Bu
yaralar imdi kapanp iyi olmulardr. Fakat o ikencelerin gnlmde at yaralar hi
kapanacaa benzemiyor.

Biz iki karde Bilinsiye'de deniz haritalar ve 'Beytibrah'lar, -Siz onlara Trke
pusula diyorsunuz- yapyorduk. Bizim yaptmz haritalar dnyann en gzellerindendi.
Hatta Vasco do Gama adnda biri, adam gndererek bizden Hindistan'n haritalarn ald
ve oraya gitti. Haritalarda tl ve arz hatlar sk sk gsterilmiti. Evet, bu harita ve
pusulalar satmak iin yapyorduk. Fakat asl amacmz bilgimizi oaltmak, aratrmak,
her an ortaya daha mkemmel eserler koymakt. Bulularmz Tetuan'daki Bahriye
Mektebine bildiriyorduk. Maddeten sknt ekiyor idiysek de, gene iimizden zevk
alyorduk. Fakat spanyollar ehri ele geirdiler, birok kadn, oluk ocuu
gzlerimizin nnde kestiler. Geceleri ehir varolarna akallar ve kpekler uluyarak
geliyorlar ve insan kafataslarn ktr ktr yiyorlard. Bizi -yani ben ve kardeimi-
ldrmediler, bize, siz haritalar, pusulalar yapacaksnz, dediler. Keke ldrselerdi.
Fakat Hristiyan olacaksnz, dediler. 'Kabul edemeyiz. Biz dinimize inanyoruz, nasl
olur da inanmyoruz deriz?' dedik. Bizi damla ikencesine koydular. Balarmz tra
ettikten sonra, dimdik olarak bir duvara baladlar. Bamza ksa aralklarla bir su
damlas damlyordu. Yarm saate varmazdan nce her damla, sanki tepemize indirilen
ar bir balyoz gibi, bamz artyordu. Keke balyoz vursalard, bir vuruta lr
kurtulurduk. Ben dayandm, fakat kardeim ldrd, bara bara ld. Sesi hl
kulamda.

Ondan sonra bana baka baka ikence aletleri tatbik ettiler. Baknz din kardelerim.
te hl utanyorum. Siz beni balayn. te ondan sonra hayatmn tek amac
spanya'dan kamak oldu. Be ay sonra idi. Yaralarm henz kapanmt. Osmanl
korsanlar bir akn yaptlar. te o zaman yakay kurtardm. Onlara harita yaptm.
Onlarn da Piri Reis tarafndan yaplm haritalar vard. Be alt yl beraberce
denizlerde gezdik. Kemal Reis'in bir kalitasnda odaba (ikinci kaptan, haritay
pusulay kullanr) idim. Cebelitark' ap Atlas Okyanusuna daldk. Kanarya Adalarna
vardk. On drt gemi olarak dnyorduk. Korkun bir frtnaya tutulduk. Birbirimizi
kaybettik. Bizim gemi Portekiz kylarna arpt. Birka kii kurtulduk. Fakat tutsak
olduk.

Portekizli San Jan valyelerinin birisi beni forsa olarak Rodos'a gtrd. te imdi
buradaym. Odabaya ihtiyacnz varsa, size hizmet edeyim. Bu suretle kumanyanz
bou bouna yememi olurum," dedi.

te bu adam Turgutca'nn arayp da bulamad bir kimseydi. kisi de harita ve


pusulalarn zerine saatlerce abanyorlard. Turgutca okuyup yazmay renmek iin
deil, fakat haritalar renmek iin Endlsl odabandan Trke okuma yazma
reniyordu.

Bu rzgrsz gnlerde gemide bir de cinayet oldu. Forsalar arasnda ar sular


ilemi birok talyan ve spanyol ve Portekizli vard. Bunlar Papa tarafndan Sen Jan
tarikatna hediye edilmilerdi. Bunlarn hepsi de ambara tklmlard. Maria del Piore
de Anunziata'nn kaptan kknde bulunduktan sonra sorguya ekilmilerdi. Kadn,
Renato di Castel Fidardo'nun lmediini anlaynca, onun sevgilisi olduunu, valyenin
onu ve kendisini kurtarmak iin byk bir toplam bulan bir diyeti vermeye raz
olacan sylemiti.

Bunlar sylerken Maria del Piore, nceleri fahielik etmi olduunu gizlemiti.
nk kendisine gre, valye Renato ile evlenebilmesi ve bylelikle talya'nn en
onurlu bir sigortas olabilmesi iin bir kadnda varl elzem olan btn vasflara
malikti.

O zamann ruhani kanunlarnda ve sosyal geleneklerinde yan rahip olan Kont


Renato'nun -el verir ki karsn 'dostum' ve ondan olacak ocuu da 'yeenim' diye
ansn- Maria ile evlenmesine bir engel yoktur. Evet fahielii byk bir engeldi. Fakat
bunu kont bilmiyordu. Hem de u da vard. Bu engel, o zaman Avrupa'snda en yksek
mevkilere km olan kadnlar tarafndan hi yokmu gibi almt. Zaten bu kadar anl
anl bir valyenin metresi olmak bile, genelevlerinin byk bir ksmnn atlatlm
olduunu gsterirdi. Fakat bittabi Cenova'nn genelevlerinin rn olduunun kont
tarafndan bilinmemesi daha iyi olurdu. Zaten nereden bilecekti de? Kerim Aa,
Maria'y sorguya ektikten sonra, onu da teki Hristiyan tutsaklarn bulunduu ambara
gndermek zere emir vermiti. Fakat kadn kontun yanna gitmek istemiti.

Ne var ki kont, Koca Yunus'un lobudundan dolay ar yaral olduu iin ambarn
yannda bir eit kiler gibi kullanlan ve imdilik bo duran bir kamaraya konulmutu.
Kendisine baksnlar diye yanna da (yaradan, bereden akar olduklarn ileri sren)
Escarmuccio ve Graffiacan adl iki forsa verilmiti. Maria ieri girer girmez,
Graffiacan'n gzleri hayretten yuvalarndan urar gibi olmutu.

'Sen ha? Sen? Vay gidi orospu!' diye barmt.

Kadn ufak bir sarsntdan sonra kendini toplam, Escarmuccio'nun yanna sokularak,
'beni bu caniden kurtarnz!' diye yalvarmt. riyar ve gl kuvvetli bir adam olan
Escarmuccio bu gzel kadnn gelip de scak scak gsne sokuluundan pek holand.
Kadn, onun koltuunun altna snrken, szmona korkudan gelen bir farkna
varmazlkla, kalkm olan etekliini indirmeyi ve bembeyaz kalalarn rtmeyi
unutmutu. Graffiacan Escarmuccio'ya:

'Sen bunun ne tehlikeli bir orospu olduunu biliyor musun? Cenova lamlarndan
kma bir genelevde iken oraya gelen denizcilerin parasn ald iin birka kere
hapishaneye girdi. Ben o sralarda hapishane gardiyan idim. Sonra ii bytt. Bir gece
geneleve gelen bir tccar ldrp parasn alp kat. Fakat yakalayp hapishaneye
getirdiler. Birka gn sonra muhakeme edilecekti. Her gece gardiyanlar iinden birimiz
hapishanede nbeti kalyorduk. Nbeti olduum bir akam, bana ardan arap
almam syledi. Parasn ver dedim. Bana bolca para verdi. Eh, malum ya, zengin
deiliz. arab alp ona getirdim. Gene gece nbetisi olacam bir gn, beni hcresine
ard. Bana geen hafta getirmi olduun arap hi iyi deildi. Bugn daha iyisini
getir, hem de bana ipekli bir elbise al, dedi. Ben, pein paray skl dedim. Bana, ne
merak ediyorsun, parasn veririm, yalnz sana bir diyeceim var. Sana bunca para
verdikten sonra deimde tahtakurusu bulunmamal, deil mi? dedi. Kan tepeme
srad. Ben hrsz mym yahu? araflarn evde ykatp getiriyordum. Tahtakurusu
olamaz, ilte yepyeni, araflar kar gibi beyaz, tiril tiril, dedim. O zaman ne yapsn
istersin? Tahtakurusu olmasa kanr mym? Bak srdklar yerleri sana gstereyim
dedi. araflarn altndan ayan, bacan, budunu kard ve kalasnn i tarafn
gstererek muayene etmemi syledi. Eh! Ben de haremaas deil, erkeim a.
Kalasnda ne tahtakurusu , ne de pire sr grmedim!... Hele biraz daha kaldr da bir
bakalm, srk var m? dedim. Fakat kaltak bir silkinite etekliini indirdi. Bana, sen
gremiyorsun ama, ben kanp duruyorum. Sen bol bol arap, bir de elbiseyi getirirsen
ben sana borcumu derim, dedi. Kanm tepemde frl frl dnyordu. Fakat kendime,
akln bana topla Graffiacan, yoksa hap yutarsn, dedim. Ama ite bacan o zaman
bana gsterdii gibi imdi de sana gsteren u kaltaa, sen ilk nce paralar say.
Hapishanede veresiye yoktur. Burann tresi byle, dedim. Ondan sonra sana elbiseleri
alrm, dedim. Dorusunu sylemek gerekirse bu kadnn ne demek istediinden emin
deildim. Ondan neler umduumu da belli etmek istemiyordum. Bana getirdiklerinin ilk
nce deerini deyeceim, zaten bugn keyfimce demenin itahlsym. Birka da
erbetli pastalar getir. Burada gece bile sinekler eksik olmuyor, pastalar duvarlara
arparz da sinekler zerlerine toplanrlar. Bizi rahatsz etmezler. arap bol olsun,
unutma ha! dedi. Eh! Neelendim dorusu. Tok tok gldm. Ne eekmiim. Ben de tpk
vzldayarak ekerli bir lokmadan ayrlmayan sinee benziyordum. Ona istediklerini
getireceimi ve akam btn hcreleri kilitledikten sonra kendisine urayacam
syledim. Ayrlrken arkamdan gene, arab iyisinden al! Elbiseleri de unutma! diye
bard. Gece olunca btn koular kilitledim. Bunun hcresine vardm. tik,
elendik. Hakikaten de ok iyi bir arap almm ki, bir aralk kendimden gemiim.
Eyvah ku kafesten umutu. te bu kaltak, beni sarho edip szdrdktan sonra,
belimden anahtarlar alm, getirdiim elbiseleri giymi. Kapdaki nbetiyi de
aldatm. Bu sefer onun yerine ben mahkemeye ktm. Yediim daya bir ben bilirim,
bir de Allah! Beni on sene forsala mahkm ettiler. Be yldr krek ekiyorum. imdi
de kurtulduk mu sanki? Kim bilir bu Trkler bizlere neler edecekler? A kaltak, madem
ki kaacaktn, beni de uyandrsaydn ya! Birlikte kaardk," diye ateli ateli
anlatyordu. Maria'nn btn derdi, bu szlerin yaral kont tarafndan duyulmamas idi.
deta, onu kendinden geecek bir surette yaralayana kar kran duyuyordu.

Bunlar anlatlrken Maria, Escarmuccio'ya gvdesinin scakln iyice duyuracak


surette sokuluyor ve kulana sk sk "yalan sylyor, yalan sylyor, namusuma tecavz
edecekti, onun iin muhakeme edildi" diye fsldyordu.

Elinden gelseydi Graffiacan, Maria'ya saldrp onu boacakt. Lakin Escarmuccio'nun


szlerine hi iltifat etmemekte olduunu gryordu.

O gece hava scakt. pince bir yeni ay bat ufkuna yava yava batmt. Aada
scaktan bunalan baz korsanlar ve savalar, deklerini alp gverteye ktlar.
Halikarnasl Ate Yaar dimdik dmende idi. Birdenbire Koca Yunus'un yatt yerin
altnda bir kadnn, "imdat, namusuma tecavz ediyorlar, canma kyyorlar!" diye
l geceyi kam gibi biti.

Koca Yunus, "Bu ne? Bu kadn ne sylyor?" diye ayaa frlad. talyanca bilenler
tercme ettiler. Koca Yunus'la birok sava, aaya davrandlar. Kadnlar
Escarmuccio'yu tutarak Kerim Aa'ya gtrdler. Tatl uykusundan uyandrlan Kerim
Aa, onlarn Endlsl odabaya gtrlmesini, neler yaplacan onun bildiini
syledi.
nde Koca Yunus, arkada birka kiinin arasnda Maria, onun da arkasnda birok
savann arasnda Escarmuccio, odabann kamarasna doru yrdler.

Odaba ile Turgutca, ellerinde pergeller ve cetveller, bezirya kandilinin nda


bir haritann zerine melip daireler iziyorlar, kerterizler alyorlard. Kamaraya
Koca Yunus girdi. Grdklerini anlatmaya balad.

"Ben tam ambar kapaklarm (gz kapaklarm) kapamtm ki, gvur zennesinin sesi
'Alesta tiramola! Diria bomba!' gibi lk sald.

Ben ne demek istediini sancak ve iskelemdeki arkadalara sordum. Kadna tecavz


ediyorlarm, o da barm. Biz koarak odasna vardmzda kadnn yannda,
Escarmuccio adl, ay gibi bir gvur vard. Gzleri kan anana dnm, elindeki
kamann ucundan omzuna kadar al kanlara belenmi, babas tutmu dervi gibi ortada
zp zp hopluyordu. Pruvasnn iskele omuzluuna (yznn sol yanana) bir tek tokatla
akln bana getirdim. Herifte kama ktna gre, bunlar iyi yoklanmam demektir.
Sonra tokatlam olduum koca gvurun nnde, onun baklad adam yatyordu. Herif
o kadar usu yapmt ki (kan kaybetmiti ki) oktan teki dnya burnunu kavano
etmiti. (teki dnyaya g etmiti.) te benim grdm bu kadar."

Endlsl, Maria'nn kamaraya girmesini syledi. Graffiacan'n yarasndan akan


kanlarn zerinde yrm olduu iin Maria'nn plak beyaz ayaklarnn altlarn
kpkrmz kand ve kamarada kpkrmz kan lekeleri brakyordu. Ona eiin dnda
durmas emredildi.

Maria, heyecanl bir sesle "tam uykuya vardm zaman", Escarmuccio'yu gstererek,
"ite bu adam namusuma tecavz etmek zere stme davrand." Bunu duyan
Escarmuccio, kfrler ederek, "yalan sylyor. Ben, herifi ldr de sana teslim
olacam, dedi ben de ldrdm," diye bard. Maria, "Hayr, bu tecavz etti.
Graffiacan beni korumaya kalkt. O zaman bu adam ona kamasn saplad," dedi.
Endlsl, Koca Yunusa "Kontun kars olduunu ileri sren bu kary gene kocasnn
yanna gtrn. Ona baksn. Bu herifi de zincire vurup teki esirlerin arasna koyun.
Bunlarn arasndaki namus ve cinayet davalar bizi ilgilendirmez," dedi. Sonra
Escarmuccio'ya dnerek talyanca "bak, buradaki dzeni bir daha bozarsan, hemen
seren ucunda sallanrsn. Sana deil, seni asmakta kullanlacak ipe acrm" dedi.

Oradakilere "gtrn bunlar!" diye emretti. Gene Turgutca ile birlikte haritalarn
zerine eildiler.
Ertesi gn sabahleyin rzgr kuzeyden mavi mavi esmeye balad. Anunziata'nn
yedek yelkenlerinin bezi ile onarlan karavellann donanm gnete prl prl
parlyordu. Gemi skenderiye yolunu tuttu. Gemiye Turgutca komuta ediyordu. Bir aralk
Endlslye, "Bu ustal sizin sayenizde elde ettim," dedi. Oda:

"A olum, anladma gre Anunziata ile sava sen ynetmeseydin, ben daha hl o
geminin forsa kouunda krek ekmekte olacaktm," diye cevap verdi.

Gemi skenderiye'ye varnca Kerim Aa getirdii eyay krla elden kartt ve


tutsaklar da tutsak pazarnda iyi fiyata satt. eme ve zmir'e gtrmek zere, orada
hurma ve baka mahsulleri gemiye ykletti. Turgutca da Endlslnn yardmyla
Sralovaz'dan getirdii kllar satp savd. skenderiye, Oru ve Hzr Reis'lerin Kuzey
Afrika kylarndaki basanlarnn ykleriyle alkalanyordu.

Her ne kadar Kerim Aa'nn ileri bitmi ve gemi de yklenmi bulunuyor idiyse de,
artk tamamen iyileen Kont Renato di Castel Fidardo ile Maria'nn fidyei necatlarnn
(kurtulu akalarnn) skenderiye'ye varabilmesi iin bir buuk ay kadar beklemek
zorunda kaldlar? Sonunda kontun kurtulu paras da gelip pay edilince sert bir
keileme yeli ile Anadolu kysna dmen tutuldu. Yolda ta Marmaris aklarna kadar
hibir gemiye rastgelinmedi. Yalnz Marmaris aklarnda kk bir krlangca
rastladlar. Karavelladan kamak istedi. Fakat canl rzgrda karavella ona kolayca
yetiti. Bir gomin mesafeden, gemi borusu ile ona orsa alabanda etmesi ve yelkenleri
mayna etmesi emri verildi. Krlang bunun ne demek olduunu pek abuk anlad.
Karavellann bordasndaki bir sra top namlularnn kara azlar pek korkunlatlar.
Bir tek borda ateiyle kk krlangcn bin para olmayan bir tek tahtas kalmazd.
Teslim oldu. Esirler karavellaya alndlar. Kk gemiye Halikarnasl Sar Hamdi Reis
ve teki denizcilerden de kii tayfa tayin edildi. Krlang, karavellann dmen
suyunca yarm mil arkadan geliyordu.

Geceleyin iki gemi Smbeki ve Data Yarmadasnn arasnda iken gn kenarnda


yasl bir bulut grnd. Biraz sonra, sanki denizin zerine kapkara ve alak bir adr
gerildi. lk nce hazin inleyen rzgr, koyduka koydu. Karavella ldrr gibi oldu. Az
kalsn ambardaki toplar zincirlerini kracaklard. Denizci olmayan savalar,
battklarn sanarak birbirleriyle helllayorlard. Bu hal sabaha kadar srd. afaktan
biraz nce rzgr kesildi. Gn dodu. Fakat pek ho bir saka yapm gibi en en
mavisiyle glen denizin yznde krlang grnmyordu. Kk gemi mutlaka batmt.
Karavelladakiler Kerim Aa'nn kamarasnda toplanarak birka gn nce lm olan
arkadalarnn ruhlarna fatihalar okudular.

Yoluna devam eden karavella, Krio burnunu dolap da Gkova krfezine girince,
Data Yarmadasna kylad. Yirmi mil ilerledikten sonra kuzeye dmen tuttu? nk
Halikarnasl Koca Yunus ile Ate Yaar, her tarafn ezbere bildikleri Orak Adasna,
Turgutca'nn top, glle ve barut varillerini kardlar. Drt tonluk sandalla bu i
kolaylkla baarld. Gemiler, demir alev ve Halikarnas'ta Petronium (Bodrum)
kalesinden, bir de stanky atosundan grnmemek zere gneye rota tuttu. stanky
Adasnn arkasndan dolat ve bu ada ile Kalimnos Adas arasnda Sralovaz'a vard.

Turgutca, Koca Yunus ve Ate Yaar'la Eribozlu Murat, Gmlk limanna ktlar.
Geminin kyya yanamakta olduunu gren halk kyya mt. Turgutca'nn annesi
ve babas, Murat'n kars Gll bunlarn arasnda idiler. Turgutca kalabaln arasnda
Tahtabacak' aram, fakat grememiti. htiyar deniz kurdu, bir ay kadar nce birka
apulcu tarafndan yaplan bir aknda ehit olmutu.

Geceleri Sralovaz kylarnda savunma tertibatnn alndn bilen Mavroyani


adnda bir apulcu, gndz hrszlamadan gelirse gmelice yama malna el
koyabileceini sanarak, kynn ssz bir noktasna km, fakat orada Tahtabacak'
nnde bulmu. zerine ate etmiler. Gvdesini tutturamamlar, fakat kol deneini
krmlar. htiyar da o zaman yere dm. Fakat zerine davrananlarn ikisini pitovla
yere serdikten sonra, tabancalar dmann eline gemesin diye, onlar arkasndaki sk
alln iine frlatm, sonra atal palasn ekmi. Fakat birisi arkasndan yetiip,
koca bir kamay hart diye sapna kadar srtna saplamm. htiyar orada
paralayacaklarm, fakat tarlalarda alanlar, pitov sesini duyunca imdadna
komular. Onu elde yaln kl, yerde k st oturur ve bir taa dayanr vaziyette
bulmular. Birka kere gzn am, grm, sonra bir yana dmt. Birka
kere tek kolunun, dirseinin zerine kalknmaya uram, fakat gene de dm, sonra
ak gzleri donar gibi olmu, aln terlerle boncuklanm ve son nefesini vermiti. Bunu
duyunca Turgutca'nn gzleri yalarla sislendi.

Bu seferin sonunda Turgutca, on iki okka arlnda glleler atan on be kar


uzunluunda bir byk topa, (Bu top, namlusu uzun bir eit kaval toptu. O devirde bu
biim toplara Kolomlr -klverin- diyorlard) sahip olmutu. Bu byk toptan baka,
her biri onar kar uzunluunda ve sekizer okka arlnda glleler atan drt topu daha
vard. Be yz tane top gllesi, on varil barut, bir sandk dolusu harita ve pusula. Bir de
alt krekle ekilir Latin yelkenli drt topluk bir sandal. Para olarak da elinde,
Anunziata'dan elde edilen paradan on dukat altn, skenderiye'de satlan esirlerden iki
dukat, Kont Renato'nun fidyei necatndan be dukat, talyan korsanlarnn Sralovaz
akn sonunda kendisine verilmi olan pitov, kl, izme vesairenin skenderiye'de
satndan da sekiz dukat daha elde etmiti.

Turgutca, Sralovaz'a dnd zaman, elinde yirmi drt dukat altn para vard.
Sralovaz baskn dolaysyla ald paradan dokuz dukat da (on sekiz dukatn dokuzunu
inek, koyun, kei almalar iin babas ve annesine vermiti) bu toplama eklenince paras
otuz dukat buluyordu.

Gerek skenderiye'de, gerek dn yolunda Turgutca, Eribozlu Murat'a,


Halikarnasllara ve teki gemicilerle savalara hep birleerek ve ortaya herkes
kudretince para koyarak bir gemi yaptrmay ve tehiz etmeyi tasarladn aklamt.
Zaten Kerim Aa ertesi yl sefere kmak niyetinde deildi. Bunca adam bo duracak
deildi ya. Bu i iin Turgutca ortaya be top, be yz glle, variller dolusu barut, drt
tonluk bir sandal ve kk bir gemiye yetecek kadar arkebz, pitov, kl ve bir de otuz
altn dukat koyuyordu. Murat'la Halikarnasl ve drt Marmarisli gemici ve yirmi iki
sava bu ie girimek istediler. Herkes be altn dukat verdii iin iki yz dukat
topland. nk denizciler, boulmu olan Sar Hamdi ve sava namna da kendi
aralarnda topladklar yirmi dukat da ortaya koydular. Yeni gemi ile elde edilecek
ganimetten, bu boulmu insanlarn da paylar ayrlacak ve karlar, oluk ocuklar
varsa onlara verilecekti. Eldeki parayla mkemmel bir frkata (fregat) yaplabiliyordu.
Endlsl de itirak etmek istiyordu. Fakat paras yoktu. htiyarn en byk arzusu Oru
ve Hzr Reis'e kavumakt. Zaten Turgutca'nn da istei buydu. htiyar yanndan
ayrmamaya karar verdi.

ON YED YAINDA
FIRKATA (FREGAT) RES

O devirde Sralovaz Yarmadasnn hibir noktasnda gemi yaplamyordu. nk


btn yarmadann kylar Sen Jan ve bakaca haydutlarn basknlarna akt.

Gkova ve bir de Kllk (Gllk) krfezinin dibinde kk boyda tekneler ina


ediliyordu. Turgutca, Kllk gemisi ustalaryla konutu. Neler konumu olduunu gelip
arkadalarna bildirdi. Onlar bir akamzeri Mrman Dann eteinde toplandlar.
Aralarnda geminin yaplmasn gzetecek ve gemi yaplp da denize ald zaman
gemiye kaptanlk ve reislik edecek birini semeleri gerekiyordu. Herkes bu iki ie de
Turgutca'y seti. Odaba (kinci kaptan) seimine geildi. Onun da Turgutca tarafndan
seilmesi istenildi. Turgutca Endlsly seti. Herkes memnundu. Frkatada pay olan
otuz kiiden on be kadar, baba-ana, kar ve ocuklarn grmek ve mmkn mertebe
abuk dnmek zere Sralovaz'dan ayrldlar. Koca Yunus'la Ate Yaar ve on iki kadar
denizci ile sava, "bizim yeryznde klcmzn uzunluu kadar yerimiz yok. Anamz
da, babamz da, kar kzanmz da denizdir," diyerek frkatann yapmna yardm etmek
zere Turgutca'nn yannda kaldlar.

Turgutca, Kllk'e bile bir baskn yaplacandan ikillenerek, ustalarla keresteyi,


sandal ile Gvercinlik krfezinde ali Adasnn arkasnda aalarla evrili bir koya
tad. Artk adann ormanlarnn derinliinde dem eken kumrularn sesine, gemi
teknesinden gelen tokmak ve eki grltleri karmaya balad. Turgutca, Endlsl
ile bir yukar bir aa geziyor, ba, gemi kaburga ve kaplamalarnn kaar kar
olaca, kreki says, kumanyann istif edilecei ve toplarn konulaca yerler
konularyla doluydu. Geminin yelkene ve kree gelirliine son derece dikkat ediyordu.
Ona gre gemi en ufak bir dokunua hemen cevap verecek nazik bir alet olmalyd.
Verecei cevap da, nceden noktas noktasna hesap edilebilir olmalyd. Frkatann
yapm aylarca srd.

*
* * *

Sar Hamdi ve denizci arkadann kaybolmasna sebep olan frtna dinince,


Hamdi ve bir denizci arkada kendilerini, direi ve gvertede nesi varsa hepsi deniz
tarafndan silinip sprlm bir krlang teknesinde buldular. teki iki denizciyi
dalgalar alp gtrmt.

Camdan bir denizin zerine, gne ate yadryordu. Teknede ne bir krek, ne
yiyecek bir lokma, ne de iecek bir damla su vard. epevre ufuklara adalar
serpilmiti. Bunlarn en yakn otuz mil uzakta idi. Denizin ssz yznde, bir yelken
olsun grnmyordu. Gkten denize, denizden ge yansyan ate iinde iki denizci
yanyor ve kanter iinde kalyorlard. Arasra deniz suyunu yzlerine, gslerine
arpyorlar ve byle yaparak serinlemeyince denize girip tekneye tutunuyorlard.
Bylece drt gn kzl gnein altnda pitikten sonra, beinci gn Hamdi'nin arkada
Hamdi'nin yalvarmasna ramen, dayanamayp deniz suyu iti.

ki saat sonra Hamdi'nin omzunu tutup sarsarak, "te! te! Karavella geliyor!"
diye bard ve ufkun bir noktasn eli ile gsterdi. Hamdi hemen dnp bakt. Bir ey
gremedi. "Yahu! Bir ey yok!" dedi. teki Hamdi'ye kzarm vahi gzlerle bakarak
gene "Karavellay grmyor musun? te orada! Baksana!" diye haykrd. Gsterdii
yerde deniz ve gkten baka bir ey yoktu. Hamdi ses karmad, fakat denizci,
yuvalarndan uram gzlerle hep ayn noktaya bakarak bir kahkaha salverdi ve
"grmyor musun? Gvertede gemiciler dolu! Bize glyorlar ve geliniz diye iaret
ediyorlar," diye barmakta devam ediyordu. Sar Hamdi bir ey sylemedi, ne var ki
aklndan bir sr korkun ihtimaller geiyordu. htiyar gemiciler, tayfalar denizde
boulmu denizcilerin hortlaklarndan oluan lm gemilerinden sz ederlerdi. lm
ehinah Azrail, gemilere reislik ediyordu... Gemiyi lecek olan denizciler
grrlermi. Hamdi bunlar dnrken, teki delice glerek "imdi dmenin nnde
ak sakall kaptan gryorum. Ne duruyoruz? Haydi onlara kavualm," diyerek
kpetenin zerine kt. Hamdi onu tutmak istedi, fakat ldran denizci Hamdi'yi
srmaya kalkt. Hamdi gerileyince, teki kendini denize att. Yze geldi. Gene batt...
Birka kere batp ktktan sonra ar ar dibe gitti.

Hamdi'yi yoksa ben de mi delireceim diye bir merak ald. Fakat delirmedi.
Akamleyin, dalarn zmrt yamalar, beyaz koyun srleriyle noktalanm bir adann
kenarna vard. Deniz kysnda annesi onu bir testi buz gibi su ile bekliyordu. Annesi
ona bardak bardak su vererek lmden kurtard... Hamdi bundan sonrasn
hatrlamyordu.

Krlangc dalgalar, gney Kiklad adalarnn birinin kysna arpp paraladktan


sonra, kendinden gemi olan Sar Hamdi'yi kumlarn zerine att. O kyda in cin top
atyordu. Hamdi orada ne kadar yattn bilemedi. Bir aralk, bir kzn szgn gzlerle
zerine eilip bakmakta olduunu grr gibi oldu. Kz, gen korsann soluyup
solumadn anlamak iin, yzn, dudaklarna dokunurcasna emiti. Kzn scak eli,
delikanlnn gsn ovuyor ve onu gene hayata aryordu. Korsann bir i ekii,
kzn gayretine cevap verdi. te o zaman kz, gencin dudaklar arasna ate gibi bir ila
dkt ve hemen hemen bsbtn plak olan gvdesi zerine malahn rtt. Kz,
denizcinin yreinin her atna ve gsnn her soluyuuna tela ve heyecanla dikkat
ediyordu. Delikanl iini ekti. Kz da iini ekti. Sonra kz (kendinden daha yal olan)
bir kadnn yardmyla, genci kaldrp bir maaraya tad. Orada bir ate yaktlar.

Artk Sar Hamdi gzlerini aralamt. Kz ayaa kalknca, ondan epey uzun boylu
olduunu grd. Alnnda bir sra altn vard. Salarnn bilek kalnlnda rgleri
arkasnda sarkyor ve uzun boyuna ramen, ular topuklarn dvyordu... Duruundan
ve teki kadnla konuuundan emretmeye alkn olduu grlyordu.

Kzn salar kumrald, fakat gzleri lm gibi kapkarayd. Kirpikleri de ayn renkte
idi, fakat yelpazeler gibi yukarya doru kvrlmyorlar, ama yatay duruyor ve gz
ularnda birbirine karyorlard.

O kirpik kalabalnn kapkara evresinin ipek glgesinden, bak yle bir kuvvetle
parlayp frlyordu ki (gen korsann dediine gre) ona ok bile yetiemezdi. Kzn
belini prlantal bir kuak saryordu. Baldrlar ve ayaklar plakt, fakat ayaklarnda
sahtiyan terlikler vard. teki kadnn elbisesi de pek farkl deildi; fakat daha kaba bir
dokumadand, kuanda da elmaslar yoktu.

te bu iki dii, delikanlya baktlar, yedirdiler, giydirdiler ve yumuak zenleriyle


arabuk dirilmesini saladlar. Bunlarn hanmla hizmeti olduklar belliydi. Kzn
babas Kastelrossolu (Meis Adal) Paho, Yunan Kiklad adalarnda korsanlk ederek eni
konu paralar toplam ve gemiler geidi olmayan sapa bir yerdeki ssz adann birinde
bir ev yaptrmt. Angeliki adndaki bu kz, kart korsann biricik ocuu idi...

Babas ona bycek bir drahoma paras ayrmt. Ne var ki; kzn o tatl
glmsemelerine kyas drahomas bir hi kalrd.

Kza talip olanlar (daha da iyisi kar diye) babas hep reddedegelmiti. Kz o
akam gnein batmasna yakn uurumun altndaki kumsalda hizmetisiyle gezintiye
kmt. te orada Sar Hamdi'yi yar boulmu bir halde bulmutu. On yedi yandaki
kz, onu hemen hemen plak grnce fena halde sarslmt. Fakat ne de olsa, bu
yabancdan elinden gelen yardm esirgememeliydi. Kz, gencin bir korsan olduunu
tahmin etmedii iin, bir korsan olan babasnn evine gtremezdi... Bundan byle, ona
hizmetisinin yardmyla maarada bakmaya karar vermiti. Gen denizci sonunda o
masmavi gzlerini anca da kzn merhameti bsbtn artmt.

Kz ite o zaman, delikanlya dek olsun diye evden krklerini getirmi ve ona
giydirecek baka bir elbise bulamad iin kendisinin ve hizmetisinin st fistanlarn
vermiti.

Ertesi sabah urayacaklarna sz vererek maaradan ayrlrken, Hamdi (yorgunluun


sonucu) derin bir uykuya dald. Kz, maarann aznda durup arkaya bakt ve
delikanlnn kendisini adyla ardn sand. Olur a, dilin yanld gibi yrein de
yanld olur. Kz, o dakikada, adnn delikanl tarafndan bilinmediini unutmutu.
Angeliki maaraya dnerek, gen korsann alnn okad.

O akam kz, babasnn evine dnceli olarak dnd ve hizmetisi Klio'ya bu ii bir
sr olarak tutmasn tembih etti. Klio, kzdan be on ya daha byk olduu iin bunun ne
demek olduunu hemen anlad.

Ertesi sabah afak henz gn mjdelerken, Sar Hamdi hl l gibi uyumakta idi.
Fakat Angeliki daha gzn yummu deildi. Yatanda bir taraftan bir tarafa dnm
durmutu. Gkteki ilk aart ile beraber gidip hizmetisini uyandrmaya urat. Klio
homurdanarak bir trl uyanmadka, kz kalkp giyinmesinde srar etti. Angeliki gne
doar ve batarken pek tatl renkler yarattn, iylerle buular rts altnda uyumu
olan dalar ve denizlerin, geceyi bir yas giysisiymi gibi bir tarafa atmalarn
seyretmenin pek ho olduunu hizmetiye anlatt. Nihayet Klio kalkp giyindi. Hanm ve
hizmeti darya knca, deniz ufkundan domakta olan gnele yzyze geldiler. Fakat
gen kzn kzar gneinkinden ok daha krpeydi. Ada gzeli, uurumu hzl
admlarla inerek maaraya geldi. Delikanl korsann bir ocuk gibi uyumakta olduunu
grd. Ona hzla, fakat ayn zamanda ekingenlikle yanat.

Sabahn serin havasnn tmemesi iin onu iyice rtt ve zerine sessizce eilerek
delikanlnn hafif soluunu deta iti. Bu esnada Klio, sepette getirdii yumurta, yourt,
tereya, kahve gibi eyleri orackta yakt bir atete piiriyordu. Hanm gibi k
olmad iin habire esniyor ve havann serinlii dolaysyla atee sokuluyordu.
Kahvalt hazr oldu, fakat gen kz, delikanly uyandrmamasn syledi, ite bundan
dolay Klio bir posta daha yumurta piirmek zorunda kald.

Aripel'de bat ufkunun bazen pembe mzii uzaktaki karl dalarda snmeye gecikir
a. Halikarnasl korsann zgn yanaklarnda da ylece hafif bir kzart vard. Tuzlu
salar daha hl nemliydi. Kz zerine eildi. Delikanl ana kucandaki bir ocuk gibi
uyumakta devam ediyordu. Gzlerini at. Yorgunluu, biraz daha uyumay kendisine bir
zevk edecekti. Fakat grd glmser yz, gzlerini tekrar kapamasna engel oldu.

Kz konumaya balad ve yanaklar kzara kzara saf bir Jonia ivesiyle (gzleri,
szlerinden ok daha fazlasn anlatyordu ya) onun pek yorgun olduunu,
konumamasn, fakat bir eyler yemesini syledi. Gen korsann iittii sanki bir ku
cvlts idi. Acaba bir d m gryorum? diye dnd. Fakat ne var ki, Klio'nun
piirdii taze yemeklerin kokusunu, ayn zamanda da iinde sanki yemekle dolmayacak
bir itah duydu. te bunlar d deildi.

Yemekten sonra, delikanl kendisine getirilmi olan cepken, alvar ve kua


arabuk giydi. Kz, gen korsann Rumcasnn kt olduunu grnce, ii iaret diline
dkt ve ba, el sallamalar, glmsemeler ve anlatc bak parltlaryla meramn
anlatmaya alt. O ssz adada kz, kitap nedir bilmiyordu. Zaten bilseydi bile,
delikanlnn yz izgilerinde o kadar ho ve tatl bir sempati oluyordu ki, kitap
amasna gerek kalmayacakt. Kz, gzlerinin her sorusuna delikanlnn baknda hzl
cevaplar buluyor ve dnyalarca szn g belirtebilecei anlamlar seziyordu. Gz, ka,
el, parmak ve kzn dudaklarndan her kan tekrarlamak sayesinde Sar Hamdi kzn
dilinden de akmaya balad. Fakat delikanlnn asl gnlne ald ey, kzn dilinden
ok gler yz idi.

Yabanc bir dili (hele renen de, retici de gen olurlarsa) dii gzlerden ye dii
dudaklardan renmek pek ho oluyordu. renen yanl yapmaynca, renen de
retici de birbirine yle gzel glmsyorlard. Yaplan yanllara da yle iten
glyorlard ki; tadna doyum olmuyordu.

ki gen yanl yaplnca da yaplmaynca da glmsemeye ylesine devam


ediyorlard ki, arada el skmalar ve masumca dudak dudaa gelmeler, gitgide
sklayordu. Fakat bu arada gne kadar genel duygular duyuyordu. Szn ksas,
ikisi de seviyor ve seviliyordu.

te bundan dolay kz her sabah erkenden maaraya geliyordu. Fakat niyeti masumdu.
Yavrusunu yuvada grmekten holanan bir ana kuun duygusuydu bu. Delikanly uyur
bulunca salarn okuyor, zerine eiliyor, serin yaz melteminin gller zerine estii
gibi korsann gzel yzne soluyordu... Sar Hamdi'nin gn getike grbzl yerine
geliyordu.

Angeliki delikanly artk kendi mal sayyordu. Kendisine deniz tarafndan


gnderilen bir hazine, bir hediye, onun birinci ve belki de sonuncu sevgilisi deil
miydi? Kz her gn maaray ziyaret ede ede aradan bir ay geti. Sonunda babasnn,
baka baka adalara koyduu gzcler, ganimet dolu kayklarn Kefalonya'ya gitmek
zere Malea burnuna yaklatklarn bildirdiler. Paho da bunun zerine denize ald.
te o zaman kz, evli bir kadn gibi istedii yere gitmekte serbestti. nk ne anas, ne
days, ne amcas ve ne de bir erkek kardei vard. Bundan dolay maara ziyaretleri
daha sklat ve uzun srd. Korsan da, "bir gezintiye kalm m?" diyecek kadar
Rumca renmiti.

Oras dalga ura ve denizalt, vahi bir ada idi. Dar kumsallarn zerinde gklere
deen uurumlar ykseliyordu... Bunlarn nndeki slklar ve bankolar gemilerin
yanamasna sert ekiyorlard. Adann iki koyu vard. Bunlar sanki birer minyatr
cennet idi. Onlarn tesinde ise okyanus ufuklara renk, mavi bir alkant ve prltyd.

Uzun yaz gnleri idi. Yunus balklarnn dnp batlar, martlarn arlar, esiz
denizler, mavi gklere kadar ssz ve sessizdi. ki gen kylar boyunca geziyorlard. Bir
gn parlak akl talarnn, kumlarn ve deniz bcekleri kabuklarnn zerinde, epeyce
yrdkten sonra, yorgunluklarn gidermek zere, ince kum demeli derin bir
maaraya girdiler.

Uzakta mavileen dalarn ardnda tostoparlak ve kpkzl bir gne batmakta idi. ki
gen kumlara oturarak krmz krmz ldayan denize baktlar. Sonra bir ayn douunu
seyrettiler... Daha sonra birbirinin gzlerine k veren gzlerine baktlar. Dudaklar
yaklat ve iee p takla kalan arlar gibi dudak dudaa kaldlar. O anda
yrekleri yrek deil, fakat sanki koynunda bal yapan ieklerdi.

Bu esnada Paho ele geirdii ganimetten memnun adasna dnyordu.

ki gen ok sevdikleri akam vaktinde, batan gnei seyre daldlar. nk o an iki


gencin birbirlerini ilk grm olduklar and. Ne var ki, bir esintinin deniz yznde
gezdirdii bir rperti gibi yreklerinden hazin bir titreyitir geti. Bu duygu pencere
kenarnda asl duran bir kemann telleri arasndan rzgr szlrken, onlarn uzun uzun
vngldamasna benziyordu. Angeliki derin derin iini ekti. Korsan ona baknca
gzlerinin slak olduunu grd. Gnein batmasyla sanki mutluluk gnlerinin
sonuncusu da geiyordu. Ondan sonra ikisinin de gzleri uyku mahmurluunda yzd.
Kz aradan ok gemeden korsann kolunun altna kvrlarak dler lkesine kayd.

Dnde deniz kysndaki bir maarada idi. Oras tam fok balklarnn gelip
yuvalayacaklar esrarengiz bir deniz iniydi. Sanki gz bebekleri kadar iri gzyalar,
salkm salkm donmu stalaktik halinde tavanndan sarkyorlard. Ayak ucunda da Sar
Hamdi (slak, souk ve cansz) l alnnn etrafn saran deniz kpkleri kadar solgun
uzanyordu. Ne kadar gayret edip ovuyorsa da onun bir trl yreini canlandrp
arptramyordu. Rzgr da katla katla alarcasna esiyordu. Angeliki fal talar gibi
alm gzlerle Hamdi'ye bakarken, yava yava delikanlnn yz bir buuymu gibi
belli belirsiz oldu... Kz sarslarak uyand. Ne var ki, karsnda Hamdi'yi deil, fakat
babasnn yzn grd. Onun gzleri pr dikkat kendilerinin zerine dikilmiti. lk
salarak ayaa srad ve gene bir lk salarak yere dt.

Babas dnmekte gecikmi olduu iin onu artk kaybolmu, lm sanyordu.


Karsnda duran sanki babas deil, fakat babasnn denizden kan hayaletiydi. Gen
korsan da uyand. 'Paho tehdit edici bir tavrla gence, "sen burada ne aryorsun?" dedi
ve ona doru bir adm att. Sar Hamd, yle yapacan hi sezdirmeden ileri
srayarak Paho'nun yannda sarkan klc knndan ekip ald. Paho soukkanllkla,
"delikanl, sen o silah ver!" dedi. Fakat Angeliki, Hamdi'ye:

"Bu adam babamdr. kimizi kutsasn," dedi, fakat babasnn dik dik bakmakta
olduunu grnce ona dnerek, "Sen bana istediini yap, fakat bu delikanlya dokunma"
diye uyard. Adam kzna bakt, fakat ona cevap vermedi.

Gen korsana bakt. Sar Hamdi kl elde oalacaklarn bildii, muhakkak bildii
silahrleri karlamaya hazr bulunuyordu.

Paho gene, "delikanl, o silah teslim et," diye tekrar etti. Gen korsan: "Bu silah
teslim edilmek iin yaratlmamtr," dedi. Paho belinden pitovunu ekti, horozu
kaldrd ve akmak tana bakt. Be adm kadar uzaktan Hamdi'nin gsne doru tuttu.
Fakat araya Angeliki atld, "Su varsa benimdir. Bu delikanl kylarmz arayp
bulmu deildir. Dalgalar onu diriden ok l bir halde buraya atmtr. Senin ok elik
iradeli bir adam olduunu bilirim. Fakat imdi kznn da karar vermekteki kuvvetini
sana gstereceim," dedi. Biraz nce hep ocuk, hep gzya, hep yalvar ve ah ve
vahtan ibaret olmu olan kz, bir ta heykel gibi sert ve dik, kurunu bekliyordu. Kz
babasna, babas kzna meydan okuyordu. Paho tabancasnn namlusunu yava yava
indirdi ve beline soktu. Kzna uzun uzun bakt ve:

"Ben bu genci kendisine ktlk etmek niyetiyle aram deilim. Fakat onun bana
yapt hakareti lmle cezalandrmaktan vazgeecek insanlar azdr. Fakat silahm bana
geri vermeli, yoksa ba bir glle gibi yuvarlanr," dedi. Biraz durdu, sonra bir slk
ald.

Birdenbire tepelerinden trnaklarna kadar silahlanm otuz krk kii ieriye daldlar.
Paho yandan beklenmedik bir atiklikle kzn kollaryla sk fk sararak bir kenara
ekti. eri giren kalabalk onunla gen korsann arasna girdiler. Kz bou bouna
babasnn ellerinden kurtulmaya abalad. Onun kollar byk bir ylan gibi kz dolam
dolam sarp skyordu... Sar Hamdi'nin elindeki klsa lm felfelei gibi
arkediyordu. Ne var ki, delikanl gsnden ve omzundan derince yaralanmt. Tam o
srada arkasna geen birka silahor, onu arkasndan vurdular, denizci al kanlar iinde
yere serildi. Kz inledi ve babasna kar abalamas da durdu. nk baylp babasnn
kollar arasnda ba, yamurla dolmu bir zambak gibi sarkakalmt... Sar Hamdi,
Paho'nun emriyle, Paho'nun perkendesine (brigantinine) tand.

Kzsa gnlerce hareketsiz uzand. Nabz pek seyrek ve zayf atyordu. Fakat lmedi.

En sonunda uyand. Fakat baklar sanki botu... Tandklarnn yzlerine, onlar


tanmadan uzun uzun bakyor, bak unutulmu bir eyi hatrlamak istiyor ve onu
aryormu gibi saa sola kayyordu. Hi konumuyordu da, mezarlktaki llerin
arasndan ayrlp gelmi olduunun tek iareti soluuydu. Babas konuunca onu hi
duymamm gibi gzlerini yava yava ondan ayrp baka tarafa bakyordu. Ona
trkleri sylediler. Dinlemiyordu bile. En ok sevdii trkleri sylediler. Gzleri
canland. Biraz nce olduunu hatrlad eyler, belleini ate gibi yakt ki, buulan
zlen beyin ve gzlerinden yalar boand ve hkrarak alad.

te ondan sonra can dman imi gibi nne gelene lklar salarak saldryordu. O
da geti. Bu kez zerine bir durgunluk kt. Fakat babasn grmek istemiyordu. Onu
grnce ban dizlerinin arasna gmyor, tirtir titriyordu... te o srada gzleri uykuya
kapanmyordu. Bir hafta kadar gece gndz gz yummad ve bir gn, onlar bir daha
amamak zere yava yava kapad.

Paho byk perkendesine attrd Sar Hamdi'nin yaralarnn abuk iyi edilmesi iin
emir zerine emirler yadryordu. Onun lmemesini istiyordu. Yaralar iyi olur olmaz,
onu gemisinin forsa kouuna zincirletti. Gemi seferde deil, fakat limanda demirliydi.
Her gn gider gen korsan kendi eli ile kamlard. Ona akla hayale gelmeyen
ikenceler hazrlyor ve "yava pien kin a, daha tatl olur," diyordu.
*
* * *

Aylar gemiti, artk ali Adasnda yaplmakta olan frkatann teknesi hemen hemen
tamamlanmak zere idi. Yalnkl gibi keskin bir tekne idi. Memleketlerine gitmi olan
on be denizci ve sava teker teker geri dnmlerdi. Gkova krfezinde Orak
Adasnn maaralarnda braklm olan toplar, glleler ve barutlar, drt tonluk sandalla
ksm ksm ali Adasna tand. Gece gndz kl, arkebz, top kullanma, nian alma
eitimleri yaplyordu. Toplarla ate eitimi yapmyorlard. nk onlarn grlts
btn krfezi sarsacak ve herkesi, "ne oluyoruz?" merakna drecekti. ki ay iinde
en abuk top salya edenler, en ustalkla yelken kullananlar, en gzel krek ekenler ayrt
edildiler. Turgutca sanki heybetli bir donanmaya komuta ediyormu gibi seviniyordu. En
sonunda tekne kalafatland, boyand ve denize srld. Oralarda grgen aac yoktu,
fakat amlar, hi de grgenden aa deildi.

Krfezin epevre yksek tepelerine, ne olur ne olmaz diye gzcler dikilirdi.


Bunlarn arasnda Antalyal Musa da vard. Nbeti bitinceye kadar yksek bir hurma
aacnn tepesine oturur, ufuklar szerdi. inden "Bu bizim Turgutca kaptann ne
ettiine bir bak! Daha ocuk ama, urada nbet bekle dedi miydi, hi iki-biri yok, insan
saksaanm gibi saatlerce aa tepesine tnyor," diye dnyordu. Bir gn
drbnn deniz ufuklarnda deil, fakat kara taraflarnda gezdirdi. Aaca yakn olan
bir ky evinin avlusunda tezghnn nnde oturup bez ren bir kz arkasndan grd.

Krfez kylarnn kylerinin birkanda kadnlar ve kzlar, frkata iin acele ile
yelken bezleri dokuyorlard. te bu kz m, gen kadn m, her ne ise onlardan biriydi.
Kzn salarnn iki kapkara rgs yerlerde srnyordu. Beli amma da inceydi, Musa
iinden, "bu taraf iyi, acaba n taraf nasl ki? Maallah lortalarna (sa rglerine)
diyecek yok... Skut'tan ok kaln halata benziyorlar," diye dnrken, kz yerden bir ey
almak zere bir yana dnd. Yz, o peri masal lkesinde insan tatl kokusuyla
byleyen taze am bir yaban gl gibiydi. Kara gzleri de vahi gazal baklyd.
Musa iinden "eytana uyup zenneye bak kaydrmamal" dedi ve drbn gene ufka
evirdi. Fakat bombo ufku seyretmekten bkt.
Ne var ki, ii ektiyse de inat etti ve drbn kzdan tarafa evirmedi. Ona bakmakla
sanki hrszlk ettiini sanyordu.

Kz her gn uzaktaki aaca nbetinin birinin ktn gryordu. Fakat uzakl


dolaysyla aataki bir insann kendisini iyice seemeyecei iin, avluda ak sak
gezmekte bir saknca grmyordu. Kz drbnn ne olduunu bilmiyordu. Ne var ki;
Musa kzn yzn bir trl aklndan karamyordu. Aklndan getike, "kzsa
babasna, kadnsa Allah kocasna balasn" diyordu. Fakat bir gn dayanamad, 'keke
kz olsa da Allah bana balasa" diyerek drbn o tarafa evirdi. Fakat, "Vay anam!"
diye bararak, dengesini yitirdi, hurma aacnn tepesinden yere dt. Kz avludan
nbetinin dtn grmt. Hemen babasna seslenerek aaca doru kotu.

Baba kz, kendinden gemi olan Musa'y eve getirdiler. ki kemii km ve baca
da krlmt.

Ky kks kemikleri dzene koydu. Bu olaydan bir ay sonra Antalyal Musa,


Akalanl Sunayla evlendi.

Bu dnden be gn sonra da Yoranl Nuh'la Gvercinlikli Nimet evlendiler. Nuh,


Nimet'i hurma aac tepesinden drbnle grmemiti. Musa, Nuh'a "denizci dediin
eini drbnle bulur" dedike, Nuh da "hi de deil, denizci dediin karsn denizde
bulur," diye cevap verirdi. nk bir ayl gece Nuh, krfez kenarnda bir bana bir al
dibinde oturup da dalgalarn zerinde ayn ltsn seyrederken, nnden darack
koyun kumlar zerinde uzun boylu bir kadnn yrdn grd. Kadn kimse yok diye
giysilerinden tamamen soyundu. Ak kadnn arkasnda idi? Kadn rzgrda kapkara ve
dimdik dineldi. Salar arkasna doru uuyordu. Yava yava denize girdi. ki duvar
gibi kayann arasnda idi. Solundaki kaya, glgede olduu iin karanlkt. Sandaki ise
gece ortas aynn btn ile yanyordu. Ondan salkm salkm yeil ve al yosunlar
sarkyordu. Biraz sonra rzgr diner gibi oldu. Koyun durgunluunu bir dalgack olsun
bozmuyordu. Martlar uyuyorlard. Kadnn belini ay nn ate halkas saryordu.
Glgede sularn yakamozlar derinlerde gkkua yaratyordu. Sanki gkteki yldzlar
yamur gibi yayorlard da, pembe ve mavi yana sone diplere yava iniyordu.

Kz denizden kp giyindikten sonra Nuh, usulcack peine dt ve onun kyde


hangi eve girdiine dikkat etti. Ondan sonra soruturmalar, haber gndermeler oldu ve
btn bunlar iki gencin dnya evinde kavumalaryla sona erdi. Kylerin baz
ihtiyarlar, "Bu delikanllar buralarda uzun zaman kalacak olurlarsa kylerde bizim
genlere kz brakmayacaklar," dedike baka ihtiyarlar da, "Bizim genler de ne
duruyorlar?... Onlar da denize alsnlar ve baka yerlerden kendilerine kz bulsunlar,"
diye cevaplyorlard. Gerekten de Farilya, Sarlk, Gkeler, Dirmil, Kzlaa ve
Gerenkuyu kylerinden yirmi be kadar gen gelip, frkataya tayfa yazlmak istediler.
Bunlar Turgutca kabul etti.

Artk ayrl gn yaklayordu. Musa'yla Nuh evleneli bir ay oluyordu. Yeni evlenen
kzlar, erkeklerin sergzetlerine katlarak denize almalarna engel olan cinsiyet
farkna lanet ediyorlard. Nuh frkatada krekilie ayrlmt. Nimet'in babas balk
olduu iin, gen kadn mkemmel krek ekebiliyor ve a ryordu. Nuh'a:

"Kyl genlerini Turgutca frkataya kabul ediyor... Ben erkek elbisesi giyerek
gemiye gelemez miyim sanki? Seninle birlikte krek topacna bir asldk myd,
alimallah gemiyi uururuz," diyordu.

teki:

"Brak sen de, sen beni deli mi sanyorsun? Frkatada kadnn ne ii var? Gvurlarla
dalatmz zaman kan gvdeyi gtrr. O zaman lklar salarsn. Fare delii bir
paraya olur..." demesine kalmadan, kz:

"Erkek deil misiniz? Dnyada kendinizden baka kabaday yok sanrsnz. Ben
tehlikede olsam sen nasl yardma koarsan, sen tehlikede olduun zaman da ben korku
nedir tanmam. Da bandaki kulelerimizin mazgallarnn arkasnda gece gndz
tehlikede deil miyiz sanki? Ben bu yamda be baskn grdm. lkinde annemin
ateledii pitovlar iki elimle doldurmaya yetiemiyordum. Kzgn namlular ellerimi
yakyordu. En iyisi seninle birlikte gelmek," diye anlatyordu.

Nuh:

"yi ama, o sar salar kesmek gerek," dedi.

Kz:

"Niye kesecekmiim? Bama dolam dolam rekler, stne de sark sararm, yer
bulursak gece zer bana yastk yaparm," dedi.

Ayrlk gn yaklatka Nuh'un akl da Nimet'i frkataya almaya yatyordu. Eh!


Dorusu salar gzel yastk olurdu.

Musa ise Suna'nn gelmek iin yalvarmasna hep ayn kesinlikle "hayr, olmaz" diyor
ve baka bir ey demiyordu. Suna'nn babas avc idi. Babasnn urada burada ii kp
da ava gidemedii zaman ihanesini Suna alr ve avlanrd.. Onun iin kk toplarn
birisine komuta eden Musa'ya raklk etmek istiyordu. Ona Musa "yahu Eribozlu
Murat' grmyor musun? Kars Glly hi yannda sefere mi alyor?" dedike teki:

"Gll nasl gider? drt yanda bir, emzikte bir ve bir de karnnda ocuu var,
nasl gider?" diyordu.

Musa: "Koy ki seni aldm. Yahu u kadar ay sonrasnda pruva ambarn (karnn)
iince ne yapacaz?" diye soruyordu. Ald cevap:

"Sen ambar doldur. Hem de o zamana kadar Allah kerim."

Kz, Musa'nn izin vermeyeceini anlaynca bu ii kendisi becermeyi kurdu. Musa


gzclk nbetinde iken erkek elbiseleri giyerek ve babasnn klcn kuanarak,
gelenleri kabul eden Eribozlu Murat'n yanna vard. Kendisi, Antalyal ve Musa'nn
kk kardei olduu iin Musa'ya topu yamakl yapmak istediini, ama Musa'nn
"zaten dnyada iki kardeiz, bari birimiz ehit giderse birimiz kalsn," diyerek
gelmesine izin vermediini anlatt.

Murat, "hi yle ey mi olur? Sen hemen gel, biz ona syler, kandrrz," dedi.

Suna "sen onu bilmezsin. Aabeyim ok dik kafaldr, dedii dedik, koduu koduktur.
Siz onu kandramazsnz. Benim gelebilmemin tek aresi, geleceimi onun bilmemesidir.
Tam kalkacamz zaman gizlice gemiye girer de, gemi kydan iyice ayrldktan sonra
ortaya karsam, o artk ister istemez gelmeme raz olur," dedi.

Murat, "dorusu Musa byle bir oyunu hak etti" dedi... Orackta bir plan
kararlatrdktan sonra Suna ekilip gitti.

Frkatann demir kaldraca gn geldi. Demir dipte takl kaldka gemi bamsz bir
deniz yarat olamyordu... nk onu karaya balayan gbek ba kopmad demekti.
Turgutca frkatann gndz denize almasna taraftar deildi. Gece kacaklard.

Emirler verildi. Krekler salya edilerek hep birden fit diye denize daldrld. Gemi
ileri atlnca iki tarafa nurdan bir yakamoz sald. Gk sanki ta ykseklerde duran bir
okyanustu. Onun enince ve boyunca k takmadalar, yanp snp prldryordu.
Frkatann zerindeki iki gnlk ince bir ay, sanki pruva direine taklmt. Gklerden
denizlere yansyan yldz takmadalar arasnda sanki frkata ift kuyruklu yldzd. Gemi
bylece karanlk Kalimnos'un uurumlarn at. te o zaman ak denizlerin rzgrna
girdi. Turgutca herkesin iinden gelen sevinci krmamak iin k kasaradaki fenerlerin
yaklmasna ve lombarlarn almalarna izin verdi. Fenerler ve lombar azlar da
krmz krmz yeniyorlard. ien yelkenler ilerini o kadar sessizce gryorlard ki,
nbetilerin birbirlerini armalar olmasa, ortada bir t bile olmayacakt. stanky de
bylece ald. Sancakta Nisires, iskelede Tillos Adalar geride brakld. Artk
Mandalyat krfezine dnmek mmkn deildi.

te o zaman emrine verilen topun banda teki korsanlarla glerek konuan


Musa'nn nne gelen Murat, gzleri keyifle parlayarak:

"Sana bir topu yama vereceimi, fakat onun kyde ii olduu iin gemiye ancak
son dakikada gelebileceini sylemitim ya," dedi. Sonra elini rparak "Mehmet, gel!"
diye bard. Musa, Murat'n bu ileri muziplikle glen gzlerine bakarak bu hali neye
yoracan ard.

Suna'dan ayrl ackl olmutu. Suna'nn rengi kire gibi atm ve gzlerinde bir
korku peyda olmutu. Musa, kadnn bu halini korsanlk hayatnda kendisinin
karlaaca tehlikelerin kadn rktmekte olduuna vermiti. Ayrldktan sonra hatta
"keke izin verseydim de gelseydi" diye dnmt. Denize aldka ayrln acs
denizde bulunmann sevinci tarafndan yeniliyordu. Fakat ne de olsa iin iin bir szs
vard.

Eribozlu Murat'n kendisine ho bir azizlik etmek zere olduunu sezmiti. Murat,
"Mehmet gel! deyince, faltalar gibi alm gzlerle bu Mehmet her kimse, onun
gelecei ambar azna doru bakmt. Bir de orada kimi grsn? Sunay... Haspaya
erkek elbisesi amma da yakmti; Musa'nn erkek kardeini arm olduunu sanan
Murat, Musa'nn budalalaan yzn grnce bir glmedir tutturmutu. Musa'ya:

"te kardein Mehmet," diyordu.

Musa ise, iinden "sanki iyi halt ettin," diye dnyor ve Sunaya baktka
fkesinden btn kan ban ve yzn harlyordu. Musa'nn yz kzardka, Suna'nn
rengi atyor ve gzleri de korku ile doluyordu. Musa onun yabanc bir yerde, bunca
erkein arasnda yapayalnz kaldktan baka, bir de (urunda bunca fedakrl sevine
sevine gze alan) bu kzn, stelik kendisinden korkmakta olduunu grnce yrei
merhamet ve ac ile paralanr gibi oldu. Kollarn aarak, ta can evinden, "gel kardeim
Mehmet!" diye haykrd.

Bu sefer tepeden trnaa kadar kzarmak sras Suna'nnd. Sevincinin ldrtc hz


ile, yere bir tekme vurunca havaya boanp, "efem!" (aabeyim!) diye bir lk salarak
Musa'nn kollar arasna dt. tede Yoranl Nuh'la Gvercinlikli Nimet yanyana
bada kurmular, yava yava konuuyorlard.

Nimet, "Baksana Nuh, eer biz de bunlar gibi karde olsaydk, bylece kucaklardk.
Ne yazk ki karde deiliz," diyordu.

teki, "Karde deil miyiz? Bak sana syliyeyim, bu sefer bitinceye kadar kar koca
deil, fakat iki karde kalacaz. Bunu bylece bil," dedi.

"Peki yle olsun. Fakat senin neye cann sklyor?"

"Nasl sklmasn? Senin yanmda bulunman, benim gnl ferahl ile dvmeme
engel olacak."

"Hi de deil, ben clz ve zebun bir kadn deilim, nasl senin yannda oturup krek
ekiyorsam, gvurlarla (al takke ver klah) boazlatn zaman gene ylece
dvrm... Allah gstermesin, ehit olursan, benim de seninle birlikte ehit olmama
kim engel olur?"

Kede byle konuulurken selsirecinin (selsire, kemikten yaplm denizci


borusunun addr. Selsireci nbet subaydr. Yelkencinin emrindedir. Nbetle yelkenleri
kullanan postalara komuta eder) borusu tt. Rahat posta ambara indi. Onun yerine de
teki posta gverteye i bana kt.

Turgutca'nn upuzun silueti dmencinin yannda, ge kar, kapkara dineliyordu.


Aadan Koca Yunusun ve bakalarnn sesleri duyuluyordu. Lobudun mu, klcn m,
yahut baltann m daha iyi silah olduunu tartyorlard. Ambarda Musa ile Suna,
Nuh'la Nimet birbirlerine sevgilerini fsldyorlard. Turgutca'da bu ufak tefek sevgileri,
sergzetleri ve tartmalar dinleyecek kulak yoktu. Bunlar insanlarn ho ocuklarnn
ac tatl, fakat cana yakn oyuncaklar idi. Turgutca bunlarn tamamen stnde ve aln
yazsnn yolunda idi. Kiilii artk meydana kyordu. Dineldii yerde hi
kmldamyor, sanki irade kuvvetiyle gecenin karanln delip yarn ve gelecei
grmeye alyordu. Acaba ocukken keileri gtmek iin oban sopasn tutmu olan
elinin, bir gn gelip de imparatorluklar temellerinden sarsacan seziyor muydu?

Yannda duran serdmen, onun bir kaya paras gibi durmakta olduunu grnce, "Bu
gen denize ne sorar? Ve deniz de bu gence ne cevap verir?" diye merak ediyordu.

Bir aralk Turgutca'ya, "Ben geminin bylesine hi rastgelmemitim. Dmen kl kadar


oynatlnca sanki teknenin insan derisi ve duygusu varm; dokunu ve iaretten meram
anlyormu gibi davranyor. Ben kendi elimin parmaklarn bu kadar kolaylkla kapayp
aamam. Dmen kullanmak deta bir zevk oluyor" dedi. Turgutca, geminin yle
olmasn salamak iin, tekne almnn nasl olmas gerektiini buluncaya kadar, ka
gece sabahlara kadar gz yummayp dnm olduunu hatrlad. Bu gemi bu
dncelerin dl idi. ustalara kalnca, kaburgalara meyil verirlerken, "Biz bilmez
miyiz? Eskiden beri tre byledir. Bu kaburgalara bu meyil verilir," deyip hibir
yenilii kabul etmiyorlard.

Serdmenin sorusu Turgutca'y dalm olduu dncelerden ayrd, dar kamarasna


giderek Endlsly ard. Yere bir harita sererek stne birlikte kapandlar.
Turgutca harita zerinde konutuka Endlslnn gzleri hayret ve hayranlkla
parlyordu. Bunun zerine dmenciye emir verildi. Gemi hafife rota deitirdi ve
pruvas, batya, ak denizlere doru yneldi. Odaba (kinci kaptan) Endlsl olduu
iin nbete geti. Fakat Turgutca'nn gzlerine uyku girmiyordu. Bir aralk aaya
koua gitti. Silahlar temiz ve yal olarak, herkesin ba ucunda alabandalara takl
duruyordu. Daha uyumam olan birka kii bada kurmular uyuyanlar rahatsz
etmemek iin yava yava konuuyorlard.

TURGUT RES, KEND


PERKENDESNDE (BRGANTNNDE)
Ertesi sabah sanki gn mucizeler diyarndan kageliyordu. Tan n ilk nce
adalarn tepeleri kapt. Deniz ufuklara kadar, koyu bir elik maviiydi. Frkata salta
burina rzgryla (yani uygun bir rzgrla) boca alabanda uup gidiyordu. afak
skerken direin bana bir gzc karld. Adam henz oraya kmt ki, "Bir yelken!
Bir yelken!" diye bard. Yelkenin bir perkende olduu ve ykl bulunduu anlald.
Pruvasn zayf kuzey rzgrna kar tutmu, kreklerini ieri almt. Gemi frkatann
gvertesinden grlmyordu. nk frkatann nnde tepesi leylk rengi bir ada vard.
Yabanc perkende adann batya uzanan yksek bir burnunun tesinden geliyordu ve
bundan dolay ancak direin tepesinden grlyordu. Adaya doru volta vuruyordu.
Fakat hangi ulustan olduu belli deildi.

Turgutca aday tamamen nne alarak grnmemeye ve apanszn perekendenin nne


kmay tasarlad. Onun iin sarayelken ve salyakrek emirlerini verdi, rotay da biraz
deitirdi.

Gzc, serenin cundasna (ucuna) balandktan sonra seren hissa edilerek kazk direk
dibine basld. Serenin cundas bylece bir direk boyu daha yksee kaldrld.
Perkende volta balarnda dndke, adann tmsei zerinden gzetleyen gzc,
geminin dndn aaya bildiriyordu. Frkata da onun gittii ynn tam aksine
giderek gzkmemeye alyordu.

Ne var ki, perkende adaya bir mil kadar yananca rzgr ld. Artk yabanc gemi
durgun sular zerinde ekerleme kestiriyormu gibi tembel tembel yzyordu.
Kreklerini sald... Turgutca artk adaya yetimi gibiydi.

Yabanc geminin adadan uzak gemesi olasln gz nnde tutarak, daha fazla
beklememeye ve meydana kmaya karar verdi. Amac perkendeye hemen saldrmak
deil, fakat kendi yoluna devam ediyormu gibi kreklerle aheste aheste ilerlemek, tam
yanndan geerken dnp ona saldrmakt. Savamak niyetinde olduunu karsndakine
sezdirmemek zere seren ve direklerini indirmedi.

Adann arkasndan ktlar. Perkende onlar grnce direk, seren indirmek gibi bir
harekette bulunmad, dmen de krmad. Turgutca'nn yannda olanlar, karsndakinin
hibir eyden kukulanmadn sylediler. Turgut Reis:

"yle mi sanyorsunuz? Bu gemi pruvadan ka kadar hep gz kulaktr. Pek Osmanl


gemisine benzemiyor. Sanki gnete uyuyormu gibi gzlerini yumuyor ama, kirpik
arasndan bizi kolluyordur. Sanki biz savala iliiimiz yokmu gibi uysal uysal hareket
etmesini biliriz de o yle davranmasn bilmez mi?" dedi ve emirlerini usul usul
vermekte devam etti. Rampa edilince btn krekiler, silaha sarlp yukar
geleceklerdi. Toplarn hepsi zincirlerle dolu idi. Be topun da yannda akl ta ile
dolu uvallar sralanmt.

Turgutca gneye ve perkende kuzeye doru giderken iki gemi de top menzili iine
girdi. te o zaman perkendenin bordasndan bir duman frlad. Sonra da durgun sular
zerinden bir adadan baka bir adaya giderek ufuklara varan bir top sesi grledi.
Frkatann bir gomina kadar tesinde, deniz on, on be adm uzunluunca yarlarak, sular
iki tarafl ykseldi. "Uyuyor dediimiz kfir uyand," diyenler oldu.

Turgutca, "Herif amma da korsan, bizi tanmadan ate ediyor. Demek ki kendisinden
olsak da saldracakt. Herhalde Osmanl deil. Hem glle ile su kesimimize nian
alyor, ate etmeyin, dayann kreklere," dedi.

Krekler kpkleri ve denizleri arkaya savuruyordu. Gemi, kanatlar parlayan bir


atmaca gibi ileri atlyordu.

Dman gemisi de ona doru geliyordu. Turgutca kayk dnnce topularn karki
geminin top lombarlarna nian almalarn, fakat toplarn ate etmemelerini syledi.
teki gemi birbiri arkasna btn toplarn ateledi. Bir mermi su kesimini deldi ve
omurgann zerindeki sotropo tahtasn krarak orada kald. Gemi yaplrken Turgutca
bu gibi olaslklar gznnde tutarak kaburgalarn sk sk yaptrmt. Delik kk
olduu iin arabuk tkand. Bir baka glle, krek lombozlarnn birisinin kenarn
krd ve kar taraf delerek denize gitti. Glle, beraberce krek ekmekte olan Nuh'la
Nimet'in yanndan gemiti. Nuh, Nimete bakt. Kzn benzi atmt. Nuh, "Korktun"
dedi. teki kzararak ve glerek "Senin iin korktum," dedi. O srada btn g ve
kuvvetleriyle krekleri ekmekte olanlara krekleri havaya kaldrarak ylece durmak
emri verildi. nk krek hamlelerinden dolay geminin ba kalkp iniyordu. Turgutca,
bu durumun nian bozacandan korkuyordu. Krekler durunca kayk ald hzla
dmdz yzeyin zerinde kayp gidiyordu. te o zaman iki iskele toplarna ate emri
verildi. Toplarn azndan duman frlayp bulut zerine bulut halinde ylp yayld.

Toplarn ate etmesiyle birlikte dmen yekesi basld. skele kreklerine ileri,
sancaktakilere ise siya emirleri verildi. Duman yatncaya kadar, gemi hzl
manevrasyla topa gibi dnerek perkendeye kar sancak bordasn verdi. Gene
"krekleri kaldr!" emri verildi. Ayn zamanda da sancak bordasndaki toplara ate
etmeleri sylendi. Btn adalar yeni batan gmbr gmbr grlediler. Bu srada
iskeledeki toplara, azlarna kadar akl talar dolduruldu. Turgut dumanlar iinde
ayn manevra ile dnd ve dnerken de ba topunu boaltt... Perkendenin drt iskele
bordas toplarnn lombar azlar kapkara maaralar halinde esniyorlard. Turgut Reis
oralara karglarla yangn karc paavralarn atlmasn syledi. Amac, gemiyi
tututurmaktan ok, gemi tayfasnn bir ksmn yangnla uramak zere ambara
indirerek rampa srasnda dman savalarnn saysn azaltmakt. Bunu kendi
adamlarnn cesaretlerinden kukuland iin deil, fakat ne kadar olabilirse o kadar az
kayp vermek iin yapyordu. nk Turgut Reis o gen yanda bile, kendilerinin zek
ktlklarn, emirlerindeki askerlerin kann dkmekte cmert davranarak gidermeye
yeltenen komutanlardan deildi.

Artk iki gemi eni konu yanamlard. Turgut Reis savalarla kararmaya balayan
dman gvertesine aklta dolu toplarn perev atei makamndan boaltt.
Dmann iskele bordasndaki toplar susmutu. Turtgutca gene dnd. Bu sefer teki
bordasnn akllarn boaltt ve krekilere on be kadar hamle yaptktan sonra
krekleri ieri alma emrini verdi. Frkata sanki kanada bindi. Krekler ieri alnnca,
gemi alm olduu hzla perkendeye yanayordu.

te o zaman btn krekilere silahlanp gverteye kmalar, topulara da bir


perev atei daha amalar iin emirler verildi.

Dman tfek ve ok atmaya balad. Turgut Reis, hzla fakat hi ses karmadan
yanayordu. ki gemi arasndaki uzaklk yirmi adma inince d slak, fakat ii yal bir
paavra balyas ta direk ucuna arabuk isa edildi.'Balyann her taraf ttyor, yalnz
ortas alev salyordu. Dman gvertesindeki savalar, bu balyada bir hile sezerek
balarn kaldrmlar, ona dikkatle bakyorlard. O zaman Turgutca oklarn atlmasn
emretti. Oklar slklar alarak utular. Gvertede yukarya bakan ve hi korunmayan
birok dman yaralanarak ya da lerek sava d oldu. Balya arabuk aaya
indirilerek, frkatadan olabildiince uzaa, denize atld.

ki gemi rampa etmek zere idiler. ki taraf arkebzlerini boaltyorlard. Turgutca


birka yl nce kynde Kr Ali'ye verdii sze sadk kalarak onun atal kulak palasn
kuanmt. Klcn ekti, "haydi, kardeler" diyerek dman gvertesine atlad. te o
zaman bir ana baba gndr balad. Turgutca'nn korsanlarnn kl, pala, yataan ve
saldrmalar, dman arasnda civa gibi parlyordu. Dman da byk bir cesaretle
dvyordu. Adm adm geriliyordu, fakat srt gstermiyordu. Kllar har vurup
harman savururken, bir taraftan "Allah! Allah" ve bir taraftan "Kirieleyson!" nidalar
birbirine karrken, savalarn plak ayaklar, alt bo gverteyi gk gibi
grletiyordu. Bir aralk Musa'nn arkasna geen izbandut gibi bir gvur onun bana
almak zere koca bir topuzu havaya kaldrd. Kocasnn tehlikede olduunu gren
Suna, erkeini koruyan dii yaban kedisi gibi herifin srtna srayarak, koca kamasn
harttadak iki omzunun arasna saplad. Eribozlu, Endlsl ve lobuduyla Koca Yunus,
Turgut Reis'in yanndan ayrlamyorlard.
Yarm saat kadar sren korkun bir boazlamadan sonra perkende ele geirilmi
oldu. Turgut Reis'in tarafnda ehit ve on yaral vard. te tarafta kayp dehetli idi.
Yz gekin olan savalarn hemen hemen yars perev atei tarafndan silinip
sprlmt. Perkendenin yaral reisi Paho, kanlar iinde gverteye uzanm, kl
art be on adamna kar ate pskryor, "ne duruyor, dvmyorsunuz? Yoksa
lmmden mi korkuyorsunuz?" diye baryordu.

Paho, Turgutca'nn frkatasna rastgelmeden bir hafta nce bir Ceneviz ve bir de
Venedikli gemiye rastgelmi, onlar zaptetmi, ilerindeki ipekli kuma ve uhalar,
kumanyalar, cephaneliklerindeki barut ve baka sava gerelerini aldktan sonra onlar
batrmt. Fakat Paho'nun onlara atmasna sebep, aylarca nceki gibi talan istei deil,
fakat ldrmek ve zellikle lmek zleyii idi. Karn ackann her gn u kadar n
yemekle karnn doyurmaya kalkmas gibi, o da her gn hncn gidermek iin kamy
eline alyor ve forsa kouunda zincirlenmi olan Sar Hamdi'yi kan revan iinde
brakncaya kadar kamlyordu. Ne var ki, Hamdi gk demedii iin almann
bylesinden hi haz duymuyordu. Paho'nun tutsak dmesinden be gn nceydi, gene
kam elde ve gzleri kinle kararm bir halde Sar Hamdi'nin yanna gelmiti.

Onun gznde kznn lmne sebep Sar Hamdi'ydi, fakat unu da duyuyordu ki,
lmnden yeryznde iddetle zlm olan iki kii varsa, birisi kendisi, teki Sar
Hamdi idi... te bundan dolay Hamdi'ye kar bir i yaknl duyuyor ve duyduka da
ona fena kzyor ve bu kzgnl dolaysyla Hamdi'ye kamy daha ve daha kuvvetle
vuruyordu. O gn kamy indirdike, gcrdayan dileri arasndan:

"Barsana alak! Bak ne gzel dayak yiyorsun!" diye homurdand.

Hamdi, "Byle zincirli olduktan sonra avradn da beni dver!" dedi.

Paho, elindeki kamy atr utur krarak yere arpt, yumruklarn srd ve "sana
zaten sylemitim. Ben seni burada kamlamak iin arayp bulmu deilim. Senin bana
yapm olduun ktl, yeryznde lmle cezalandrmayacak bir adam daha yoktur,
ite sen hl dirisin ve bana meydan okuyorsun!" diye bard.

Hamdi, elik gibi bir sesle "ben sana ne ktlk ettim?.. Dalgalar beni senin o adann
kylarna kendimden gekin halde att. Angeliki bana bakt. Sen geldin, kz sana 'bizi
evlendir,' dedi. Sen beni ldrmeye kalktn, onu da ldrdn. imdi de beni
ldrmeyerek gelip gelip kamlam olduunu bana bir ltuf diye sunmaya
kalkyorsun. Ben sana sorarm, sen kzn babas isen, ben de btn evren karsnda
onun erkeiyim. Sen onu niye ldrdn? Beni lmle tehdit etmene gelince, haydi beni
ldr be! Bre adam! Sana ve buradaki klelerine, ldrm olduun kznn kocas olan
ben, nasl olunduunu retirim!" dedi.

Paho'nun rengi kire gibi att. Hamdi'ye "Sen lmn ne olduunu biliyor musun?
Yan ban ka ki bilesin? Onu iyice bilmek iin benim gibi yaam olman gerek!"
dedi.

Sonra evresindekilere, "Kimin klc en salam ve keskinse, onu u delikanlya


veriniz!" diye bard. Birdenbire yirmi otuz klcn saplar sunuldu. Hamdi zgnd. En
yakndaki klcn sapn kavrad ve mecali kalmam gvdesinin btn gc ile ayakta
durmaya alt. Paho kendi klcn ekti ve Hamdi'ye duygu fazlal ile davudileen
bir sesle, "Dveceiz, haydi davran" diye bard. Hamdi, o bazs iyilemi ve
bazs hl kanayan kam yaralaryla irkilmeye kalkt. Fakat gc yetmedi, diz st
dt. Baylmaktan kendini g alkoyuyordu.

evrede duranlarn birka birbirine, "Nasl dvecek? Ayakta duracak hali yok!"
anlamna gelen szler sylediler.... Paho lgn bir halde, "yahu dvsn diye deil,
klc, beni ldrsn diye verdim. Bu adam silahsz bir insana kar silah kullanmaz da
onun iin klcm ektim," diye haykrdktan sonra Hamdi'ye dnerek, "lm nedir bilir
misin? Ben sana reteyim" dedi ve kzgn bir sesle: "lm artk pek eskimi, ezgin ve
bezgin bir masal bitirmek demektir" diye sylendi... Burada yutkundu ve titredi. Biraz
durduktan sonra kendini toplayp irkildi, elindeki klc byk bir hrsla denize
frlatarak, "Delikanl, eer sende zerrece acma varsa, u elindeki klc abuk gsme
sapla! Unutma! Karnn cn alman gerek. Ben insan ldrdm. Fakat hibir insann
yzne tkrmedim. Eer o klc bana saplamazsan alaksn!. Senin suratna hakl
olarak tkreceim," diye bard. Gen korsan elindeki klca dayanarak ayaa kalkt.
Onun ucunu Paho'nun gsne doru uzatt. ki adm ileriye sendeledi. Klcnn ucunu
Paho'nun gsne dayad. Klc saplamak iin btn kuvvetini toplad. Fakat gzleri
yalarla doldu. Hkrd ve klc saplayacak olan kuvvetini, onu denize frlatmakta
kulland... Sonra baylp yere yuvarland.

Paho, kr salaryla gen korsann zerine dp onu kucaklarken -lm kzna m,


yoksa Hamdi'ye mi seslendii: belli olmad, fakat- "Ah yavrucuum!" diye inledi. Onu
kendi kamarasna tatp yaralarn sardrtt. Hamdi arabuk iyileiyor ve kuvvet
kazanyordu. Ne var ki Paho'ya, -onu kamaraya geldike grd zaman- kinle
bakyordu. Artk ona iyi yemekler getiriyorlard. Hamdi bunlar getirenlere, "syleyin
reisinize, bu baklavalar, brekleri bana deil klelerine yedirsin de onlar
imanlatsn" diyordu. Ne dediini Paho'ya syledikleri zaman o znle ban sallyor
ve iinden, "Delikanlnn benim takmdan olduuna kuku yok. Byleleri baklava ve
brekle beslenmezler, kendi yreklerini yerler," diye dnyordu.
Bu olaylar olup bittikten be gn sonra Paho'nun gzcleri, nlerindeki bir adann
arkasndan silahl bir frkatann ktn ve kendilerine doru gelmekte olduunu, fakat
milliyetinin belli olmadn sylediler. Paho hemen sava hazrlklarnn yaplmasn
syledi. Sonra adamlarna, "sizlerle iyi gnler de, kt gnler de geirdik. yi gnlerde
olduu kadar bana kara gnlerimde de yr oldunuz. Bu kayn kim olduunu bilmiyoruz.
Fakat kim olursa olsun -ister meleklerle cennetten, ister eytanlarla cehennemden
gelmekte olsun- ona saldracam. Belki size komuta ettiim son savatr. Eer lrsem,
ganimeti aranzda, tremiz uyarnca boazlamadan paylarsnz. Fakat aadaki
delikanl var a. Ona benim payma deni verir ve serbest brakrsnz. Haydi silah
bana ve altta kalann can ksn," dedi. Bunu, Hamdi kamarasnn iinden iitti,
kmak zere kapy amaya kalkt, fakat kap dndan kilitlenmiti. Kapy krmaya
alt. Fakat odada bu ii grecek ar bir cisim yoktu. Kendisi de eskisi kadar
kuvvetlenmemi olmasndan baka, kamarann kaps arkebz ateine dayanacak
salamlkta yaplmt.

Paho'nun perkendesi arannca kamarada, kapy krmaya uramakla hemen hemen


baylm bir halde, Sar Hamdi bulundu. Turgutca ve tekilere bana gelenleri anlatt.

Onu duyan Koca Yunus ve Ate Yaar'in akllar balarndan gitti. Paho'nun tutsak
olduunu Hamdi'ye syledikten sonra, hemen perkendenin serenini gidip indirdiler ve
ona da insan asmakta kullanlan yal ilmii taktlar. Paho yukarya karld. Hi ses
karmyordu. Turgutca, teki denizciler ve savalar gvertedeydiler. Paho'nun
boynuna ilmii taktlar. Koca Yunus, "Ben cellat deil, askerim. Ama bylesinin ipini
ekmek iin kipti olmaya gerek yok!" diyordu? Ne var ki, Turgutca'nn yznde bir
ikircim vard, "Dur!" dedi. Sesinde bir orduyu durduracak bir kesinlik vard. Eliyle
Paho'ya hl rampa olmu duran frkatasn gstererek:

"Koy ki, bunun bir Osmanl gemisi olduunu uzaktan akmadn, fakat herhalde
yaklanca anlamsndr. Neden onu zaptetmeye altn?" diye sordu.

Paho, "Emin ol ki, sana imdi syleyeceklerimi ilmikten kurtulmak iin


sylemiyorum. Fakat bilinmezse yreimde bir dm kalacak. Ben altm yandaym.
imdiye kadar bir tek Osmanl gemisine saldrm deilim. Tam tersine, rastgeldikce -
hatta bir iki sefer hayatm tehlikeye koyarak- yardm ettim. nk ben Anadolu kysna
pek yakn Kastelrosso Adasndanm. Orada, Sen Jan valyelerinin 'Kzlkale' dedikleri
ve Kastelrosso'yu ina ederlerken, bir gece duvarn bir taraf ykld. Bu iin
Anadolu'dan gece kaykla gemi olan Osmanllar tarafndan yapld anlald. Ben
balk idim ve kaym vard. Olan bitenden hi haberim yoktu. Bir sabah asker
evime girdiler. 'Sen dn gece Trkleri adaya tarsn ha? Trklere yardm eden veya
onlara casusluk edenlerin nasl cezalandrldn imdi grrsn,' diyerek evde
bulduklar iplerle el ve ayaklarm baladlar. Gzlerimin nnde karmn rzna
getikten sonra onu ve iki olumu ldrdler. Bir kede yorganlarn altnda uyumakta
olan kzm grmedikleri iin ona dokunmadlar. Sonra bakalarna ibret olsun diye mi
ne, beni zincirlerle ykl olarak arnn ortasnda srklemeye niyetlendiler. Amalan
kale kapsnn dnda Trklere yardm edenler veya onlara casusluk edenler lm
cezas greceklerdir' diye yazl mermer levhann nnde asmakt. Sk fk bal
olduum zincirleri almak zere, beni evimde yalnz brakmakta bir saknca grmediler.
Onlar gider gitmez, bir kede duran mangala srklendim. Zar zor bileklerimi atee
tuttum. Ate bileimi yakyordu. Fakat kollarm ve bacaklarm tutan o souk iplerin,
yreimi yakt kadar deil. O ipler, ip deil sanki ateti. Bir elimin bir taraf yand
ama, ip de yanmt.

Ellerimle bacak ve kollarmn iplerini zdm. Kk kzm kapnca kayma


kotum. Denize aldm. Kiklad takmadalarnn birinde yirmi otuz yoksul balkya
rastgeldim. Bamdan geenleri anlatttm. Onlar da Venedikli, Ceneviz, spanyol ve
Frenklerin zulm altnda inliyorlard. Yaamakta olduum dnyada o dnyann elinden
zorla alabileceim bir eyi, o dnyann durup dururken bana kendiliinden
vermeyeceini oktan renmitim. O yoksul balklara, 'ey bin bir frtnann artklar
zavall denizciler! Sizde cesaret var, fakat para, pul ve yiyecek yok. Tepemizdeki eit
eit Frenklerde bunlarn hepsi de bol bol var. Ganimet dediin onu elde edebilenin
doal hakkdr' diye bardm. Ondan sonra bir gemi hazrladk ve rastladmz
Frenklerle savatk. Ben, meskn olmayan bir ada buldum. Ve orada kzm byttm.
Beni dnyaya balayan ve insanlar sevdiren biricik ba oydu. tesini aadaki Hamdi
anlatmtr. Onlar tekrar anlatarak sizleri bekletip durmayaym. Size saldrdysam sizi
zaptetmekten ok kendimi ldrtmek iindi. Orada lmeyi, byle iple sallanmaya tercih
ederdim. Fakat ben mrmde neyi seebildim ki, lmn tarzn seeyim? Ey denizci
arkadalar, hibirinize kar kinim yoktur. Bana yz glmeyen yazgnn size glmesini
dilerim. Sizleri uzun anlatmla sktm, haydi durma Yunus arkada, ek ipi, bu masal
da byle bitsin!" dedi.

Adamn bunu deyiinde yle bir kuvvet vard ki, Koca Yunus ne yaptn bilmeden
ipe sarld.

"Dur!" Bu emir gene Turgut Reis tarafndan veriliyordu. Turgut, "bu adam benim
payma der. Sandal ona veriniz. erisine ne kadar kumanya isterse koyunuz," sonra,
iinde sekiz altn dukat bulunan kesesini kuandan kartarak, "bunu da sandala
koyunuz ve onu hemen imdi serbest braknz. Tecrbeli denizciler, bann aresine
bakar," dedi.
Paho'nun yz kpkrmz kesildi. "Ey gen reis, senin adn bilmiyorum. Fakat
alnyazm tarafndan senin seren cundanda aslmaya mahkm olan eski bir denizciye bu
hakareti mi reva gryorsun?" diye haykrd ve kendi ipini, kendi eliyle ekmek zere,
onu Koca Yunusun elinden koparmaya savat.

Turgut Reis, "Paho, ben seni ldremeyeceime gre baka ne yapabilirim. Biz
sefere kyoruz. Seni burada tutamam, lme de mahkm edemem. Yapacam bu
kadardr," dedi.

Paho, "seferde lm de vardr. Beni beraber alnz. Ben Ortodoksum, fakat bu yurdun
ocuuyum, im eskiden beri sizlere kaynard. imdi Mslmanla kabulm iin ne
yapmak gerekse yapnz, bana bir teselli olur, yalnz senden ricam var. Beni kree
vur!" diyerek dizst dt ve mrmde belki de hi yapmad gibi alad. Turgut Reis
yanndaki Endlslye, "u ihtiyar askeri ba kasaraya gtrp avundurun," diye
fsldad. Onu oraya gtrdler.

teki tutsaklar, ayakta olarak kendilerinin geleceklerini belli edecek hkm


bekliyorlard. Turgutca, "Siz imdiye kadar hibir Osmanl gemisiyle savatnz m?"
diye sordu. Hepsi de "hayr" dediler. Turgut "Savatnz iin ehit verdik, buna ne
diyeceksiniz?" dedi. Tutsaklarn arasnda yedi sekiz kr sal korsan vard. Onlar, "biz
ta en erken genliimizden beri Paho'yla beraber denizde gezdik. Kaptan emredince biz
de elbet uyduk. Size ihanet etmedik. Gs gse savatk. Harp talihi byle imi,
yenildik, bize ne yapmak istiyorsanz onu yapmak hakknzdr," dediler. Genler hi
cevap vermediler. Turgutca, birisiyle Paho'ya haber gnderdi. Paho'nun eski sava
arkadalarn istemesi zerine onlar Paho'nun yanna gtrdler. Geri dnnce
Turgutca'y kaptan olarak tandklarn ve islamiyet! kabul etmek istediklerini sylediler.
teki tutsaklar ise bir ay kadar dayanacak kumanya ile kk adann zerine karlmak
zere sandallara bindirildiler. Fakat sandaln iinde al takke ver klah kavga ettiler ve
sonra gemiye dnerek Turgutca'ya "yaa reis!" diye bardlar ve emrine girdiler.

Tutsaklara gsterilen davran dolaysyla gemide baz kimselerin "biz ehit verdik,
tutsaklar serbest brakld. Adalet mi bu?" diye ileri geri fiskos ettikleri duyuldu. Bu
szler Turgutca'nn kulana gitti mi, gitmedi mi bilinmedi. Fakat kara azllar
Endlsl arp, "adalet mi bu?" demeyiniz. stedikleri iin deil, fakat talihin att
zar bu adamlar bizimle dvmeye yneltti. O zar talih hanginize yle atsayd, zara
gre oynayacanz oyun da onlar gibi davranmak olurdu. Srf adalet gaddardr. Eer
herkes srf adaletle yarglansayd, yeryznde diri namna kimse kalmazd.
Zaten kendilerine kar gsterilen insaf dolaysyla bu adamlarn ileri bizlere
snm, bir i scakl duymular ve bizimle olmak zere ayn dinden olmay kabul
etmilerdir. Eer verdiimiz ehit imdi konuabilselerdi, bu iin bu surette
halledilmi olduuna mennun olduklarn bildirirlerdi. Gerekten cesur olanlar
merhametli olurlar. Aman diyene kl vurulmaz, sonra bir sorun daha var. Bunlar
tutsak olarak alkoysaydk, gemi halknn kumanya payn bou bouna ksmak lazm
gelecekti. ldrlmeliydiler, diyeceksiniz. Bunu yapmakla taklit etmi olacak, onlarda
durup dururken bize kar bir kin uyandrm olacaktk. Oysa, onlar artk imdi
bizdendirler. lnce ehit olurlar. lnceye kadar da, bugn yaptmz iyilii
unutamazlar," dedi.

te Turgut Reis'in emrinde alanlar deta byleyen bu insanl idi. Bu itibarla, o


devirde onun bir benzeri daha yoktu. spanyol, Hollandal, Fransz, talyan, Papalk ve
Portekiz filolarnda ve gayri resmi gemilerde durmamacasna isyanlar kard. Oysa,
Turgut Reis'in seksen iki yana kadar komuta etmi olduu eit eit filolarda ve
gemilerinde bir tek isyan olsun kmad. Turgutca'nn filo tertibine kalknda herkes
onun emri altna rd. Herhangi bir seferi ele alnarak incelense, ilk olarak
meydana kacak gerek ite budur. Bundan baka gze arpan bir ey varsa, o da
dncesindeki tutarllk ve onu uygulamadaki parmak srtc ustalk ve beceriklilii
idi. Bir zellii de, elindeki kayklarn yelken ve kree gelirliklerine son derece dikkat
etmesi idi. Szgelimi, yaps hantal, idaresi g, rzgrda dmen dinlemez gemilere
ayak basmazd. spanyollarn allavi kallavi gemilerindeki amalar, gurur, azamet ve
gsteriti. Onlar gemiyi su yznde kara sava yapan yzc bir sal sayyorlard. Oysa
Turgut Reis, gemiyi tam ve mkemmel bir deniz sava aleti sayyordu. Kendi dehaya
varan denizciliine dayanarak, geminin de denizci olmasna dikkat ediyordu. te
bundan dolay perkendeyi ele geirince bir gz atta, neresinde bir aksaklk olduunu
ve tam bir sava gemisi olmas iin nerelerin deimesi gerektiini hemen kestirdi.

O gn perkende temizlendi, ykand. Hatta baz yerleri onarld bile. Frkatann


tayfas ikiye blnd. Bir ksm perkendeye konuldu. Akamzeri Sessiz Mehmet'i
(nk Paho'ya Mehmet ad konuldu. Pek seyrek konutuu iin sonralar ona Sessiz
lkab da takld), Nuh'la Nimet'in yanna kree getirdiler. Nimet onun yksn
dinlemiti. htiyarn kouta kendini yabanc duymas ve zgn bir yzle krek ekmesi,
onun kadn yreine dokundu. Sempati saklanamaz, ite ondan dolay Nimet'in gzleri
lisann yerini tutmakla kalmyor fakat daha te geiyordu bile. Sessiz Mehmet, onun bir
kz olduunu nereden bilecekti? Ona "Eer sarn olmasaydn, seni kzma
benzetecektim," dedi. Nimet'in gzleri doldu. Sessiz tarafndan grlmemek iin ban
te tarafa evirip gzn silerken, ucundan frlayan bir gzya, Sessiz'in esmer ve
nasrl elinin zerine damlad. Adam yamur mu yayor diye yukarya bakt. Tepesinde
tavan, yani gverte braiyol ve kaplamalarn grd. Yanndaki delikanl krekinin
ban te tarafta tutmakta devam etmesinden meseleyi anlad. Elinin zerinde parlayan
bu elmas neydi? te bakasnn acs iin bir insann dkt gzya idi. Merhamet,
kaynandan amma da parlak ve berrak kmt. Bileklerinde -evet- zincir yoktu. Fakat
olsayd da bu damla demiri bir hi gibi eritirdi. Sessiz'in yreini hi eritmez olur
muydu?

Yanndaki delikanlnn bu derece zgn olmas Sessiz'in yreini biti. Kendi derdini
unutup onu teselliye kalkt ve "Bak olum, sizin aranzda ve sizin gibiyim de yreim
rahat ediyor," dedi. Yutkundu. "Bir atma olursa, size ok yararm olur. Hep muzaffer
olacamza eminim," diye ekledi. Bir damlayd bu, fakat durgun bir havuzun ortasna
den bir damlann etrafa halkalar yaya yaya kenarlara kadar tesir etmesi gibi, sempati
de bir bak, bir sz ve bir i ekiiyle adamdan adama geerek btn koua yayld.
Sabahleyin birbirinin yabancs ve kanl bakl dman olanlar, o akam birbirinin
artk hi de yabancs deillerdi. Hatta fiskos etmi olanlar bile artk bu adamlar
kendilerinden sayyorlard. O gece frkatayla perkende rota deitirerek, yan yana
kuzeye yol alyorlard. Turgut kamarasnda, nne defterlerini am, kandil nda o
gnn hesaplarn yapyor, ganimetleri kaydediyordu. evresinde, bada kurmu olan
Endlsl, Eribozlu Murat, serdmen ve yelken avuuna "yz yirmi balya ipek. Otuz
balya uha. Dorusu Mehmet'le adamlar Venedikliyle Cenevizliyi iyi vurmular, onlara
da pay ayracam," dedi.

Eribozlu Murat, "Hi olur mu? Daha bu sabah dvtk, bunlar onlardan ganimet"
diye kar koymaya kalkt.

Turgutca gld, "Murat! Reislikten vazgeip onu sana brakasm geliyor. Onlar
aramza aldk. Herhalde ilerinde bir yabanclk duyuyorlar. Onlar bizlere sndrmak
varken, niye soutmal. ki buuk akelik bir payla hibirimiz zengin olmayz, fakat o
payla bir gnl kazanm oluruz. Eer gerekten habis bir adam olsayd, bakasna
brakmaz, ben kendi elimle onu ipe eker, onu serende sallandrrdm. Adam zincir
kemiine, iliine kadar sadk! O adam benim anladm adamsa, payn ya gizli gizli
Sar Hamdi'ye harcayacak, ya da krekilere datacak. Dur, onun payn ben kendi
paymdan ayracam. Sanki biz denize zengin olmak iin mi ktk? Tut ki, byk bir
ganimet ele geirdik, karaya varp yan gelecek ve lnceye kadar pekmez, baklava,
brek yiyip iecek deiliz ya," dedi.

Murat itirazndan utand, "Yok yok olmaz! Sen kendi payndan ayrma!" dedi.
Turgutca ses karmad. Bu, olacan olmu olduunu gsteriyordu. Murat, keke dilimi
eek ars srsayd da ses karmasaydm, diye dnd. Yelken avuu o gn gemiye
alnanlarda ne deer grlmekte olduunu merak ederek "siz bu adamlarda ne deer
gryorsunuz?" diye sordu.

Turgut, "Askerlikleri o kadar yok, fakat adamlar mkemmel gemici. imdi gemiler
iki. Bir gemi iken bile mrettebatmz tamam deildi. imdi her zamandan ok adam,
hele gemiciye ihtiyacmz var. Bu adamcazlar kendilerini can ve yrekten bize
verdiler ve aramza itenlikle kartlar. Gemilerde bir ikilik yokken her neden olursa
olsun, yle bir eyi kkrtann ilk dman ben olacam... O, maallah altm alt f
barut. Bu mkemmel. Acaba iyi barut mu? Hemen birisini gnderin, birazn abuk
buraya getirsinler. Bin iki yz glle! Ha anlald. Onun iin zavall Mehmet sabahleyin
zerimize bol keseden glle savuruyordu. Ha! avuum sana bunlarn askerliklerinden
sz ediyordum. ok kaba bir askerlikleri var. Bunlar ancak sayca ok stn olduklar
zaman yenebilirler... Cesaretleri yok deil, fakat oynaklklar yok.

Bilmem meramm anlatabildim mi? Ha barutu getirdiniz mi? Birazn avucuma dkn
bakaym. Bir kibrit verin. O! Mkemmel perdahl barut! Bu barutla on iki karlk toplar
on alt karlklar kadar srer. Yahu perkendenin krek sesleri geliyor. Arkamza
dmt, demek ki kble rzgr ald. Haydi avuum, yelkenleri atr. Sar Hamdi'yi
arn. Epeyce dinlenmitir. Dur bakalm. On varil bezir ya. Aaya haber verin,
koulardaki kandilleri ift deitirsinler. Drt f zift. Ha, geldin mi? Bak kardeim
Hamdi; bu adam, seni bir baba gibi seviyor. Sana kzmt. Fakat kz seviyordu diye
seni seviyor ve belki acsna byle bir teselli aryor. Belki de Mslman olmas sana
daha ok yaklamak iindir. Biliyorum sknt ektin, fakat uzun etme, o cefay, srdn
saf ay a say. Bizi sevenlere kt davranrsak, bizden nefret edenlere ne muamele
edeceiz? Sen bir gayret et, zaten lm olan zavall kza sen de o da acyorsunuz..."
yollu konuuyor, defterlere kayt kouyor, hem de gemileri ve iindekileri idare
ediyordu.

Endlsl kamaradan karken Turgut iin Murat: "Bu ocuk bu yanda byle olursa,
otuz krk yanda ne olmaz? O daha ocukken, insanlar ak sakallym gibi anlyor. Ben
ak sakallym, bu ocuu anlyor gibiyim," diyordu.

Ertesi gn afakleyin iki geminin de nbetileri, kuzeyde Osmanl bandral bir gemi
grldn bildirdiler. Frkata ve perkende de bayraklarn ekerek yollarna devam
ettiler. Yarm saat sonra, teki gemiyle Turgut Reis'in iki gemisi borda bordaya
gelmilerdi. teki gemi, iri yar bir karavellayd. Hemen orsa alabanda ederek bir
sandal indirdi. inde krekilerden baka kii vard. Perkendeye gelerek Turgut
Reis'in karsna ktlar ve ona reisi grmek istediklerini sylediler. Turgutca reisin
kendisi olduunu syleyince ardlar. Denizde komutan ve subaylara, "Baba" diye
hitap edildii halde, de Turgutca'nn dedesi olacak yata olduklar iin, ona kzara
kzara:

"Reis Baba evladmz, biz Selanik'ten, Mentee ilinin Gkova iskelesine buday
gtrmekteyiz. Denizde, gelenek olduundan size hediyelerimizi getirdik. Gemilerin
subaylar iin otuz tane kaput, mrettebata helva iin de on uval un, bir varil ya ve iki
f da pekmez," dediler.

Turgutca bunlar kabul etmeyecek oldu. Gelen ihtiyar -biri gemi reisi, ikisi tccar-
"Yok, olmaz, bunu dost ve yurtta armaan say. Biz kfir gemisine rastgelince bile
bunlar veriyoruz. Siz olunca byle eyler azdr, ama gnlden kopuyor. yi ki sizler
varsnz da bu denizlerde kffar korkusu da olsa gidip gelebiliyoruz. Donanmamzdan
bizlere o kadar hayr yok. Onlar ksa ksa yazn kp sonra stanbul'a dnyorlar.
Onlar ekilince de kffar, denizlerde cirit atyor. Bizim yzmz gldren sizlersiniz,"
dediler.

Onlar ayrldktan sonra Turgutca yoluna devam ederek Selanik'e vard. Yolda baka
hibir gemiye rastgelinmedi. Selanik'te ipekler ve uhalar iyi fiyatla satld. Perkende
karaya ekilerek onda deiiklikler yapld. ki teknenin altlar yaland.

Selanik'te satlan ganimetlerin tutar pay edildi. Turgutca frkatadaki byk payn
terketti. Btn mrettebat birleerek ona perkendeyi hediye ettiler. Bu suretle Turgutca,
on dokuz yanda iken bir perkendenin sahibi ve perkende ile frkatann reisi oldu.
Perkendenin odabalna Endlsly getirdi. Frkataya Eribozlu Murat kaptanlk
ediyordu.

Gzel bir temmuz sabah idi. ki gemi Selanik'ten ayrlarak gneye rota tuttular. ki
gn sonra bir akam Mora Yarmadasnn kuzey dousundaki bir burnun arkasndan,
birdenbire ykl iki gemi kakoydu. ki yannda muhafz olarak iki Ceneviz kalitas
(galeas) gidiyordu. Ykl teknenin geni ve derin olduu belliydi. de borda
nizamnda -yani pruvalar ayn yne yneltilmi ve bordalar birbirine bakar durumda-
ilerliyorlard. Turgut Reis, bir dakika kaybetmeden, hemen saldrya geti. nk
kalitalar teker teker avlamak istiyordu. Fakat kalita da saldrya uramay beklemeden
Turgut'a saldrmak ve onu mahmuzlamak zere btn kreklerini salya etti. Turgutca
onun dmenini krmak ve direini kklemek zere iki gemisinin btn ateinin nndeki
kalitann zerinde toplanmasn emretti. Hatta perkendenin ba toplarnn ateinin nasl
idare edildiini grmek zere toplarn bana gitmekle kalmayp, kendi nian ald. O
kadar usta bir topu idi ki, kendisine meleklerin ve cinlerin yardm ettikleri, kendisinin
de bir evliya olduu sanlyordu.

Cenevizli menzile iyice girip girmediine dikkat etmeden atee balad. Bordasndan,
frtna ykl bir buluttan imekler akyormu gibi alevler srad. Fakat pruvalarn
zerine tnemi martlar rktp havalandrmaktan baka bir sonu vermedi. Gne
batyor ve Turgut acele ediyordu. Menzile girdiini grr grmez, btn ba ve iskele
toplarnn arlyla cevap verdi. Perkendenin atei ardsra frkatann toplar dile
geldi.
Cenovalnn dmeni parampara olmutu. Pruva direi kklenmi, fakat adamakll
zedelenmiti. Turgut Reis'in perkendesine mahmuz vuracakken yklenen kuvvetlice bir
saanak, direi atrdatt ve gverteden bir insan boyu daha yksekteki bir noktadan
krd. Ondan sonra sancak bordasna, darya ve hafif arkaya doru devirdi.

Arma aralar, yani ipler, yelkenler ve seren gverteye yld. Sancaktaki krekler
ilemez oldular. Bu takm taklavat kalabalndan kurtulmadka Cenevizlinin manevra
edemeyecei artk belliydi. Turgut Reis akl perevi, zincir ve gllelerle ona borda
ateini bir ve bir daha tekrarlad. Frkata ise vakit geirmeden perkendeyi taklit
ediyordu. Turgut Reis tehlikeli bir surette yaralanm olan dmanna yanap rampa
etmeyi dnd. Fakat teki kalita imdada kouyordu.

Artk karanlk olmutu. Yaral dman yalnz iki topu ile karanlklar
klandryordu. Turgut atei kesti ve teki Cenevizliye doru yol ald. kinci Cenevizli
btn yelkenlerini kullanarak yaralnn yanna yanayordu. Forsalarn srtnda kamlar
aklatlyor ve krekleri hzlandryordu. Bu Cenevizli, yaral olandan megafonla,
zararnn ne olduunu sordu. Rzgr onun sorusunu da yaralnn cevabn da Turgut
Reise getiriyordu. Turgut Reis'in ateini yemi olan gemi tekine, "durumumuz ok kt,
yana ve bizlerdeki askerleri al da perkendeye abuk rampa et, onu oyala ki, biz en
tehlikeli hasarlar onaralm," diyordu. Demek asil filo reisi o gemide idi.

Turgut Reis hzl bir manevra ile hemen iki Cenevizlinin arasna girdi. Perkende ve
frkatann alev dilleri sanki gecenin barna, parlayan hanerler saplyordu. Ar kkrt
dumanlar geceyi daha da koyulatryordu.

O devirde iki tarafn da payzenleri -yani forsalar- kar taraftan alnan tutsaklardan
olduklar iin, onlara -byk bir zorunluk olmadka- ate edilmezdi. Dier yandan,
zafer neye mal olursa olsun, pek pahalya elde edilmi saylmazd. Turgut Reis, btn
toplarn sancak (krekilere deil) kreklerine yneltilmesini emretti. Bir kyamettir
koptu. Borda ateinin zincirlerinin ou krekleri buldu. Krlan kreklerin topalar da
krekilerin gslerine arparak, kaburga kemiklerini ktrd.

Cenevizli kalita bir baca krlan kuu gibi yan yatp hareketlerinde savsalanmaya
balad.

te o zaman Turgut Reis rampa emrini verdi. Perkende bir taraftan, frkata da teki
yandan yanatlar. Fakat Cenevizlinin savalar, Turgut Reis'inkine kyasla bire t.

Arkebz ve yayl zemberekli ok atclar say itibariyle pek stnd. Byle bir atee
kar koymak byk kayp vermek demekti. Turgut Reis bu durumda zeksn gsterdi.

Onun verdii emirle hem perkende, hem de frkatadaki btn denizci ve savalar,
gvertelerin bir yanna kotular.

Perkendenin iskele, frkatann da sancak bordas, duvar gibi ykseldi ve dman


ateine kar bir siper tekil etti.

Trk korsan ve savalar, krek lombozlarndan arkebzlerini uzattlar ve ldrc


bir ate atlar. Kalita byk topunu bataryaya srerek ate amaya ve perkendenin
bordasn paralamaya kalkt. Ne var ki, perkendenin anaklndan atlan talardan
biri, topun kunda ile kzak arasna skm olduundan, onu kmldatmak mmkn
olmad. Geminin ortasnda duran hava topunu atelediler. Barut patlad, fakat glle
kmad. nk topu aceleyle tarlarken, gllesi oturaklarn arasna dp
yuvarlanmt. Bundan dolay namlu azndan kacak gllesi yoktu. Tam tersine topun
azndan kan alevin kvlcmlar, bir barut fsnn zerine derek onu tututurdu.
Sanki geminin ortasnda bir volkan patlamt. Topular ve birok savalar
paralanarak havaya utu. te o zaman Turgut Reis perkendesinin bordasna
usturmaalar dizdirdi ve rampa etti. Korsanlar dal kl dmann ortasna atlayarak
kargaal kat kat oalttlar. Palalar ve yataanlar bir orada bir burada imekler gibi
akyordu. Yarm saat kadar sren sert bir dvmeden sonra o Cenevizli kalita
zaptedilmi, birok Trk forsasnn zincirleri zlerek kurtarlm bulunuyordu.
Epeyce de tutsak vard. Onlar hemen kreki olarak oturaklara zincirlendiler ve ellerine
yedek krekler verildi.

Bu srada teki Cenevizli, direini kesmekle urayordu. Fakat ykl gemiyse bu


savatan yararlanarak kam ve karanla karm bulunuyordu. ki kalitann
koruyuculuunda gittiine gre, onun deerli bir yk tamakta olduu anlalyordu.
Turgut Reis, geminin en fazla sekiz, on mil ayrlm olduunu hesaplayarak yeni
zaptettii kalitaya yirmi mil kadar gneye gitmesini ve gemiyi grnce top atei
amasn, frkatasna da yirmi mil kadar douya gitmesini ve gemiyi grnce top
patlatarak iaret vermesini emretti. Kendi bindii perkendeyle ise Turgut Reis kalitaya
top menziline girinceye kadar yaklat. Ona altm, yetmi kere ate ederek, o gemiyi
kafese dndrd ve sonra ykl gemiyi bulmak zere Cerigo Adasna, yani batya doru
dmen krd. Yirmi mil kadar yol aldktan sonra afak skmeye balad. Fakat denizin
yznde bir ey grnmyordu. Ne var ki; ta uzaktan top atei homurtular geliyordu.
Turgutca hemen pruvasn top grltsnn geldii yere doru evirdi.

On be mil yol aldktan sonra, direkteki gzc douya doru iki geminin direklerini
grdn bildirdi. Biraz sonra bunlarn birisinin yeni zaptedilmi olan kalita, tekinin
de kaan ykl Cenevizli gemi olduu anlald. Rzgr kuzeydendi. Btn gemiler
apazlama -yani arkadan gelen- rzgrla uuuyorlard. Biraz sonra ta uzaktan frkata da
gzkt. O da Turgut'un perkendesi gibi dosdoru gneye doru gidiyordu.

leye doru perkendeyle frkata -lki Cenevizlinin sancanda, ikincisi iskelesinde


olmak zere- hemen hemen at ba gidiyorlard. Fakat yaral kalita geri kalmt.

Perkendede yelken ipleri, tambura telleri gibi gergindiler. Akama doru rzgr
kesildi. Kayklarn de yelkenlerini sara ve kreklerini salya ettiler. te o zaman
perkende sanki kanada bindi. Savalarn ou da kreklere dayand. Gemi deta saatte
on drt deniz mili yapyordu. Yldzlar krekilerin balarnn zerinden kvlcmlar
gibi uuyorlard. Kpkrmz bir gne batda batarken, perkende ve Cenevizliye bir
"Dur! " emri grledi. Ykl kayk birdenbire durdu. Ondan sonra bir emir daha, "btn
gemi mrettebat k kasarann zerine toplansn," bu komutaya hemen uyuldu. Perkende
hemen Cenevizliye rampa etti. erisindeki az buuk insan tutsak alnd ve krekteki
Trkler kurtarld. Gemide be bin top uha ve 60 bin Osmanl altn deerinde baka
eya vard.

Turgut Reis, yk gemisi, perkendesi ve frkatayla gene Selanik yolunu tuttu.


Zaptedilen yaral kalitaya gelince onu Mandalyat krfezine gnderdi.

Musa'nn kars Suna, topular arasnda Hasan Efe diye anlyordu. Onun topu
yama olarak yararlln herkes takdir ediyordu ve bir iki sene sonra mkemmel bir
topu ustas olaca syleniyordu. Yalnz anlamadklar bir ey varsa karnnda
peydahlanan urdu. Onun iyi olmas iin neler yaplmas gerektii hakknda fikrni herkes
uzun uzadya sylyordu. Hem de daha tuhaf, baka bir ur da Mehmet Efe'nin (yani
Nimet'in) gbeini iiriyordu. Bu urlardan bahis alnca Antalyal Musa'nn da Hasan
Efe'nin de yzleri, salarnn diplerine kadar kzaryordu. Kalitann Mandalyat
krfezine gnderilmesine karar verilince Hasan Efeyle Mehmet Efe, o gemiye tayfalk
etmek istediler. Onlarn bu arzular kabul edilince Musa'yla Nuh derin bir soluk aldlar.
Ne var ki kalita, Kllk'e varmadan bir gn nce Hasan Efe'nin uru birdenbire
kayboluverdi, ayn zamanda da nurtopu gibi bir erkek ocuunun alamas duyuldu.
Btn kay "Hasan Efe bir erkek ocuu dourdu" diye bir gltr sard. Bu erkek
ocuunun babasnn Musa olduu duyulunca k kasaradaki kamara Sunaya ayrld.

Ganimet ve bu arada yk kay satldktan sonra Turgut Reis gene denize ald. Bu
sefer payzenlerinin ou tutsak ald yabanclardand. Kurtarm olduu Trklerin ou
da tayfa ve sava olarak gemide kalmlard. Son atmalarda yitirmi olduu on, on
be kiiye karlk iki yz kadar denizci ve savas vard. Asl derdi Msrla stanbul
ve Anadolu kylar arasnda gidip gelen, Trk gemilerine gz atrmayan Rodos Sen
Jan valyelerini vurmakt.

Bir gn frkata ve perkendesiyle Marmaris'in gneyindeki bir burna yaklarken,


burnun te tarafndan top grlts duydular. Fakat top atei sk deildi. Teker teker ve
epeyce aralkl idi. Turgutca'ya gre bu bir kama ve kovalamaca idi. Demek ki,
Akdeniz'in o gn aaran afa, yrtc atmacann birine bir kumru veya bir gvercin
gstermiti. Akdeniz'de bitmek tkenmek bilmeyen kyasya savan ite bu perkende
ayrntsndan ilerleyerek, geceleri bir noktadan deniz ar baka bir noktaya, tilkilerle
dolu bir tarladan geen tavanlar gibi korkunun verdii hzla seirtiyorlard.

Turgutca, yannda duran Endlslye: "Dikkat ettin mi bilmem? Be el ate edildi.


Belki de alt, hep birden gibi. Sonra uzunca bir sessizlik, sandma gre bir kaan bir
kovalayan var. Kovalayanlar arkebz atanlarn niann kreklerin etkisiyle kalkp inen
gemi pruvasyla bozmasnlar" dedi. teki bu fikri kabul etti.

Turgut Reis, hemen ndeki burna sandalla birka gzc gnderilmesini ve onlar
araclyla burnun tesinde nelerin olup bittiinin renilmesini syledi. Onlar geri
dnnce iki Rodoslu Sen Jan kadrgasnn (galisinin), bir Trk ticaret gemisini
sktrmakta olduunu bildirdiler.

Deniz dmdzd. Turgut, yelkenlerin acele sarlmasn ve savaa hazrlanlmasn


emretti. tedeki iki kadrga top ve sava says itibariyle hi olmazsa onun misli
idi. Fakat dvlecei duyulunca denizcileri bir needir sard. Hemen toplarn yalpa
kstekleri zld, iki geminin kenarna usturmaalar dizildi. Toplar bataryaya salya
edilirken, topular oyun oynamaya hazrlanan ocuklar gibi sevin iinde
glyorlard. Turgut Reis iki Rodoslu kadrgann, nlerindeki Trk gemisiyle
uraacaklar iin art kasaralarndaki toplar ihmal etmi olacaklarn, bundan dolay
hzl davranlarak apansz bir baskna uratlmalar gerekeceini ksaca anlatt.

Turgut Reis birka yllk deniz savalarnda birok eyler grm ve renmiti.
valyelerin asalet ve rtbeleri, onlarn emirlerindeki denizcilerle dostluk ba
balamalarna engeldi. Onlarn denizcileri -o zamann btn Avrupa uluslarnca da
byle idi ya- onlarn kleleri saylrd. Oysa Turgut Reis'e gre, kendi denizcileri kendi
arkadalar idi. Bir kayk karaya ekilecei zaman Turgutca, palamar ipini kendi
denizcileriyle birlikte ekerdi.

Bu asilzadeler astlarna bir emir verdikleri zaman emirlerine uyulmuyor deil,


uyuluyordu. Fakat Turgut Reis haydindi deyip de bir topa doru yrd zaman, top
isterse cehennemin ate pskren az olsun, btn korsanlar dalkl olarak, onunla
birlikte iine atlrlard. te reis bu gerei iyice biliyordu.
Bundan dolay Turgut, "ar ileri!" emrini verince perkende ve frkatann btn
krekleri denizi iddetli dvp kprtt. Birdenbire iki gemi btn korsan
flandralarn ve sancaklarn ekmi ve savaa hazrlanm bir halde burnun
arkasndan kakoydular. Sanki av kokusu alm ve burunlar artlarna kadar alm bir
ift kurt gibiydi. Denizin zerinde yldrm gibi kayarak top menziline ulatlar.

Rodoslu kadrgalarn toplarnn bataryaya srlmesine vakit brakmadan hemen


korkun bir salvo ateine giritiler. Bir! Bir daha! Ve bir daha. Namlu azlarndan
alevler kt.

Daha yaknda olan San Filipo adl kadrgann ne parampetalar, ne de sancak


siperleri kald. O gemiye spanya asilzadelerinden Gonzales de la Torre Y. Casada
komuta etmekte idi. Tepesinden trnana kadar halis Toledo eliinden yaplma altn
kakmal zrhlara brnmt; elinde de ayn elikten bir klc sallayarak, zrhl
askerlerine enesini karrcasna kfr ediyordu. teki kadrgaya, yani Santa
Magdelana'ya, Fransa'nn Provence eyaleti asilzadelerinden Jacque de Thionville
komuta ediyordu. Bu kadrga San Filipo'dan daha uzakta olduu iin o kadar
zedelenmemiti. Bu kadrgadaki valye ve askerler de zrhlar iinde idiler.
valyelerin milliyetleri eitli idi... Bundan dolay kadrgalarn iinde eit eit
dillerden barlp arlyordu.

Turgut Reis'in frkata ve perkendesi top atelerine ve dumanlara sarl olarak, hzla
gelip San Filipo'ya sal sollu rampa etti. Bu kadrgadakiler aknlk iindeydiler. Bu
kadrgann btn askerlerinin zrhl olmasna karlk, Turgut Reis'in korsanlar hemen
hemen bellerine kadar soyunmulard. Bir sava nce, Eribozlu Murat, dmandan
alnm zmrt ve yakut kakmal fildii sapl bir klc reise vermiti. Turgut, "bunu
kullanrken, zerindeki elmas ve zmrtler, elimin yanna dokunuyorlar, onu serbeste
kullanmama engel oluyorlar. Sen u Kr Ali'nin atal kulak palasn ver" dedi. Kl,
Turgut iin de korsanlar iin de hem saldr hem de savunma silah idi. Onlar
kendilerini ele avuca smaz hz ve eviklikleri ile korurlard. Ondan dolay zrh
giymiyorlard. Hem deniz savalarnda denize dnce yzebilmeli ve denizde de
dvebilmeli idi. Oysa, zrhlarla insan kurun iskandili imi gibi tepetakla dibe
gidiyordu.

Korsanlar, imekler gibi akan kl ve yataan kasrgas halinde San Filipo'ya


daldlar. Osmanl gemisini altetmek zere n kasarada toplanm olan valye ve
askerler imdi k kasaraya kouyorlard. Gonzales de la Torre Y. Casada'nn fkeden
gzlerini kan brmt. Miferinin iinde dilerini gcrdatyor ve adamlarnn bana
geerek onlar dve tevik ediyordu. Onu rastlant, korsanlarn n safnda kl
sallamakta olan Turgut'un nne getirdi. Turgut'un klc havada akt, spanyolun bana
ylesine alnd ki; miferden binlerce kvlcmlar srad ve valye cansz yere
ykld. Komutanlaryla birlikte kendilerinden de biroklarnn ldrlm olduunu
gren birok askerler, zrhlarndan soyunup, yzerek Santa Magdelana kadrgasna
yetimek zere kendilerini denize attlar.

Santa Magdelana kreklerinin btn hzyla San Filipo'nun imdadna yetitii zaman,
bu kadrgann kar koymas hemen hemen sona ermiti. Santa Magdelana perkendenin
zerine rampa edince btn korsanlar perkendeye getiler! O geminin, zincir ve maden
paralaryla doldurulmu olan altm libre apndaki kariye topunu dmann suratna
ate ettikten sonra korsanlar ellerinde yalnkl Santa Magdelana'ya daldlar. Burada
daha byk bir direnie rastladlar. Sava grleyerek akama kadar srd. Kadrgann
n kasaras tutumu yanyordu. Gne cam gibi bir denize batarken artk sava
grltleri tamamen dinmiti. Santa Magdelana'nn yksek direkleri yana eilerek
perkendenin direine takld. pler atrdad. Magdelana'nn iindeki forsalar da
kurtarlmt.

Trk ticaret gemisinin yal kaptan ve sahibi Modon Trklerinden Saraylat Salih
Aa idi. Turgut Reis'e teekkr etmek iin kk oluyla birlikte geldi. Sava daha yeni
sona ermiti. Turgut Reis kan ve ter iindeydi. Klcnn kann bir beze silmekle
urayordu. htiyar o sabah iki byk olunu kaybetmiti. Turgut'u grnce dizst
kp, onun ayaklarna kapanmak istedi. Fakat Turgut brakmad. Onu ayaa kaldrd.
htiyar ak sakallarn gen reisin gsne dayayp hngr hngr alayarak:

"Olum; kadrgalara sabah erkenden rastgeldik. Sert bir rzgr vard. Hemen orsa
alabanda ederek gelenek olduu zere onlara hediyelerimizi gtrdk. Kabul etmediler.
Bize teslim olmamz sylediler. Benim gemimde olum, bir de onlarn k kzm
vard. Niyetleri hepimizi tutsak etmekti. Yalvardm yakardm. Dinlemiyorlard. Yanmda
olan zavall byk oullarmn biri:

'Baba, bu yreksiz adamlara niye yalvaryorsun? Senin bunlara yalvarman, kuzunun


kasaba yalvarmasna benziyor... Teslim olmayacamz syle. Ne yapacaklarsa bir an
nce yapsnlar. Biz lnceye kadar savarz. Batrabilirlerse, batrsnlar vesselam,'
dedi.

Kayktakilere danp cevap vermek zere gemiye dndm. Teslim olmamaya karar
verdik. ocuklarm ve gemidekilerle helallatm. Topumuz yoktu. Birka arkebzmz
ve yayl oklarmz vard. Onlarla cephanemiz tkeninceye kadar dvecektik. Yalnz
son kurunumu dmanlarn eline dmemesi iin kzm ldrmekte kullanacaktm.
Sonra, dile trnakla boazlaarak canlarmz pahalya satacaktk. Onlar bir cevap
vermemizi beklemeden top atei aarak zerimize saldrmaya koyuldular. Biz de
dayanmaya baladk. Bir saate varmadan cephanemiz tkendi, iki olum ehit oldu. Ben
artk son kez olarak pitovumu doldurup kz aramaya koyuldum. Kzm elinde kl
buldum. Bana, 'Baba, beni ldrmen ne de olsa sana zor gelir. Brak beni, ben de sizler
kadar canm pahalya satmasn bilirim,' dedi. yle deyince onu ldrmeye elim
varmad. Tam o srada sen burnun arkasndan grndn. Kurtulanlarmzn hepsi
canlarn sana borludur olum."

htiyarn en kk olu Hamza, Turgut Reisle kalmak istedi. Onu Turgut Reis kabul
etti. On, on be yl sonra, Hamza'nn kendi enitesi olacan Turgutca o anda nereden
bilecekti?.

O mevsim sonunda Turgut Reis, son batrd kadrgay defterine yazdktan sonra,
defterinin zaptedilmi ve batrlm teknelere ait ksmn gzden geirdi Orada unlar
yazlyd;

"Batrlanlar: Drt kadrga, iki frkata.

Zaptedilenler: Bir kadrga, bir kalita, bir perkende ve bir ticaret gemisi."

TURGUTCA,
ORU RES'E KAVUUYOR

Kristof Kolomb'un Amerika'y kefinden beri on sekiz, on dokuz yl gemiti. Turgut


Reis yirmi, yirmi bir yandayd (1510 yl). Artk spanyollar, yerli Amerikallar
klla, kamyla ve atele ldrerek, ellerindeki mcevherleri, altnlar ve gmleri
alyor ve spanya'ya tayorlard. Turgut Reis o kn kendi Karaba kynde ve
Sralovaz Yarmadasnn teki kylerinde emeler, sarnlar ve ocuklar "doruyu
yalandan ayrt edebilsinler" diye okul, medrese ve mescitler yaptrmt. Artk ad btn
Bat Anadolu'nun kylarnda anlmaya balamt. Onun iin trkler syleniyordu.

O yln ilkbahar gelince, Turgut Reis Mandalyat krfezinde bir kadrga, bir kalita,
bir frkata ve bir perkendeyle denize ald. Yavuz Sultan Selim douyla uramak zere
btn Batllarla bar halindeydi. Bu sebepten Osmanl sularnda korsanlarn
hareketlerine kt gzle bakyordu. Bundan dolay da Turgutca, Sralovaz kylarna
sessiz sedasz, gizlice gelir giderdi. Ama bu seferki denize alnda ky Karaba' ve
Sralovaz' top ateiyle selamlad. nk artk Afrika kylarna ve Oru Reisin yanna
gidiyordu.

Babasn yannda gtrmeyi istemiti. Fakat adam hasta olduu iin istemedi. Babas
gitmeyince de anas kyden ayrlamad. Onlar gelip grebilirdi, ya da daha iyisi sonra
aldrabilirdi. Eribozlu Murat, ocuklaryla birlikte kars Glly, Musa Sunay, Nuh
Nimet'i ve denizcilerden evli olanlarn epeycesi de karlarn, ocuklarn, baba ve
analarn yanlarna aldlar. Bunlarn niyetlen Afrika'da yerlemekti. O sularda dmanla
diledikleri gibi arpabilirlerdi. Saraylat Salih Aa, Turgutca nereye giderse ondan
ayrlmayan olu Hamza'yla birlikte gitmek istiyordu. Onun iin Modon'daki maln
mlkn satp kz Selime'yle gmenler kafilesine katld. Btn kadnlar ve ihtiyarlar
frkataya bindirildi. nk btn gemilerin iinde toplar en az olan oydu. Yolda
savamak zorunda kalnrsa, frkata yoluna devam edecekti. Frkatann svariliine
Endlsl getirilmiti. Endlsl, kadnlara, oluk ocua bakarak, "Tam Nuh'un
gemisine benzedik. Her eitten insan var," diye glyordu.

Koca Yunus, Sar Hamdi, Ate Yaar, Nuh, Musa ve Sessiz Mehmet (eskiden Paho),
teki gemilere serpilmilerdi. Turgutca kadrgada idi ve yannda Saraylat Salih Aa'nn
olu Hamza ve gemiye alnmas iin alaya alaya yalvarm ve alnmayacan
anlaynca baylm olan on bir yalarnda bir ocuk, Ulu Ali vard.

Turgut Reis'in kk donanmas uygun bir kuzey rzgryla Sralovaz Yarmadasndan


ayrld. Herkes nee iindeydi... Turgut Reis Cerigo Adasyla Mora Yarmadas
arasndan geti. Artk domu, bym olduu Aripel denizlerini arkasnda
brakyordu. Bundan sonra hayatnn ounun Bat Akdeniz'de geeceini, bir n
duyguyla sezdii iin mi ne, hznl gzlerle douya doru uzun uzun bakyordu. Sicilya
Adasnn kuzeyine rota tuttu. Amac Tunus'a varmak ve Oru Reis'i bulmakt. Sicilya'ya
varlnca, adann aklarndan Tunus'a doru dmen krd. Yirmi otuz mil kadar yol
alndktan sonra uzaktan uzaa bir top sesi duyuldu.

Turgut Reis, Endlslye hemen frkatayla Halkulvat yolunu tutmasn emretti.


Kendisi geride kalan gemiyle, top sesinin geldii yere pruva evirdi.
Drt, be saatlik bir yol alndktan sonra ufukta birok direkler grnd. Biraz sonra
savamakta olan iki donanmann gemileri drbnlerle teker teker seilebiliyordu.
Bunlarn alt kadar korsan bayran, on iki kadar da spanya bayran tayordu.
Onlarn tesinde ky, kyda da Beccaye kalesi grnyordu. Gen Turgutca olanca
yelken ve kreiyle korsanlara yardma kotu. O da, korsan flandra ve bayraklarn
ekti, top menziline girecei zaman yelkenleri toplayp, krekleri salya etti. Az sonra en
yakn gemilere korkun bir ate at. Bir spanyol gemisi batnca, tekilerin sinirleri
bozuldu ve kamaya baladlar. En geri kalanlarn ikisi rampa hzyla zaptedildi.
Dman ekildikten sonra Turgutca korsan filosunu toplarla selamlad ve bir sandala
atlayarak korsan filosu komutann selamlamaya gitti. Filo komutannn kim olduunu
renmiti: Oru Reis!

Oru Reis'le kardei Hzr Reis, donanmalarn dmandan zaptettikleri gemilerle


artra artra, krk gemilik bir filo edinmilerdi. O gnn sabah, Oru Reis
komutasndaki alt para gemisiyle spanyollarn elinde bulunan Beccaye kalesinin
nnden geerken apansz kuvvetli ve kalabalk bir spanyol filosunun saldrsna
uramt. Sava birka saat srmken ufuktan para gemi ile Turgut Reis
gzkmt. Oru Reis, onun kim olduunu anlamam, fakat korsan bayran grnce
herhalde bir dman olmadna, yardma gelen bir dost olduuna hkmetmiti. Oru
Reis nnde, kara gzlerinde zek parlayan yksek boylu delikanlay grnce selam
verdi ve "Yoksa reisiniz yaraland m ki gelmedi?" diye sordu.
Turgutca, reisin kendisi olduunu ve emrindeki korsanlarla beraber onun emrinde
almaya geldiini syledii zaman Oru Reis ard. "Bu yata- ha?" diye birka kere
tekrarladktan sonra, "Senin bir kusurun var olum. Beni selamlamak iin bou bouna
birok barut harcadn. Biz barutu ancak sava iin kullanyoruz burada..." dedi. Fakat
Turgutca'nn kzarmakta olduunu grnce, "yok evladm aka ediyorum. Senin manevra
ediine, top ateine baktm da, seni ak sakall bir reis sanmtm. Biz burada deil
yalnz barutu fakat gemi yapacak keresteyi bile bulamyoruz. stanbul'dakiler znik,
Adapazar ve Sapanca ormanlarndan gemi yapacak keresteyi bol bol buluyorlar. Bizim
Afrika yallarnda gemi yapmaya yarar aa ve orman ne gezer? Biz, Papaln,
Cenevizlilerin, spanyollarn gemilerini zaptedip, onlarn kalntlarndan yeni tekneler
yapyoruz. Hurma aacndan gemi yaplmaz a. Kylarda demir madeni de yok.
Toplarmz ya dorudan doruya dmandan zaptediyoruz, ya da zaptettiimiz gemilerin
demir aksamn ve ivilerini eriterek dkyoruz. Gllelerimiz de dman
demirindendir. Barutumuzu da dmandan alyor ve gene onlara kar kullanyoruz.
Galiba pek masrafsz ve ucuz olduumuz iin stanbul bizi sevmiyor ama kendi
yurdumuzun sularnda dmanla savamamz istemiyor. Bak, sana syleyim Turgutca,
bizim kk karde benim gibi deildir. O gsterii sever. Yavuz Sultan Selim ona
birok hediyeler gnderdi. Ona, eh artk bir gzn douya stanbul'a dner, dedim.
Fakat ne de olsa bilirim mkemmel bir deniz oludur," diye deta dert yanmaya
koyuldu. Szlerinin burasnda birdenbire durdu. nk o anda, ilk kez olarak grm
olduu Turgutca'ya eski bir tand imi gibi deta iini amakta olduunun farkna
varm ve buna hayret etmiti. Bu ocua amma da abuk kan snmt yahu? Hem de
byklar henz terleyen bu delikanly nasl oluyordu da, kendisiyle boy lecek bir
akran sayyordu? te bu alacak bir haldi.

Oru Reis bunlar dnerek gld. Turgutca'ya, "seninle ok kolay anlaacaa


benziyoruz olum. Dman kardk, ne dersin?" dedi ve eli ile Beccaye kalesini
gstererek: "una bir saldrsak, haklayabilir miyiz?" diye sordu.

Turgutca, "siz daha iyisini bilirsiniz ama, lokma inenmeyince yutulmaz. Gzn
budaktan saknmayanlar davranrsa neden alnmasn?" dedi.

Oru Reis, "Evet seme insanlar olmal. Sen git seninkilerden se de gel. Ben de
arkadalarm toplarm, sizleri de grm olurum," dedi.

Aradan yarm saat gemeden aralarnda Oru Reis, Turgutca ve arkadalarnn da


bulunduu yz kii karaya frladlar. Korsanlarn karaya ktklarn gren
spanyollar kaleden kp, korsanlara stn kuvvetle saldrdlar. Fakat korsanlar
tarafndan yle karlandlar ki, son neferlerine kadar orackta doranmamak iin acele
yzgeri edip kurtuluu kamakta aradlar. Gaziler, onlarn pelerine dtler. Fakat kale
duvarlarnn biraz tesine varnca kale burlarndan ate edilen bir misket, Oru Reis'in
sol kolunu fena halde yaralad. Oru Reis kaleye saldrlmasn emretti, fakat
arkadalar, onun sarkmakta olan kolunu grnce, hep bir azdan, "elverir ki Oru
Babamz sa olsun, biz daha ok Beccaye hisarlar zaptederiz," diyerek ve hemen
hemen Oru Reis'i karga tulumba ederek gemilerine dndler.

Gemide Oru Reis'in koluna kzgn ya dkld, ne var ki, kolu bir trl iyi
olmuyordu. Gemilerde hekimlik eden Kara Sleyman, kolun kesilmesine karar verdi.
Oru Reis glerek:

"Ne duruyorsunuz? Solak deilim ki, sol kolumun deeri olsun, kl kullanmakta sa
kolum neme yetmez?" dedi. Birka gn nce kzgn ya dkerken Oru Reis'in kln
bile kprdatmadn gren Kara Sleyman, baklaryla kol kesme iine giriti. Fakat
bu ii yaparken Kara Sleyman'n renginin kire olduunu, alnnda boncuklanan souk
terlerin, burnundan pr pr damladn gren Oru Reis ona:

"Sen ok sknt ekiyorsun. Sana bu kadar strap vermek doru deil, sen ver ba
bana," diyerek ba kapnca, kendi kolunu bir vuruta kesip drd ve Kara
Sleyman'a "imdi sen de, ben de kurtulduk," dedi.
Oru Reis'in koluna tekrar kzgn ya dkldkten sonra, sarld. Bu esnada Oru
Reis'in emriyle kendi gemileri ve Turgutca'nn gemileri bat kuzeye doru rota tutmu
bulunuyorlard. Yolda savala bir byk spanyol baras ve birka Avrupal korsan
gemisi zaptedildi. Bunlar, Turgutca'nn ve ikisi de Oru Reis'in olan be geminin
gzetimi altnda, Tunus'a gnderildi. Oru Reis, teki drt gemisiyle Balear adalarnn
en by Majorka Adasna vard ve orada birka kule ele geirdi ve birka da ky
kent ve kyn yama etti.

O zamanlar, Balear adalar ve spanya kylar, birka yl nce yklm olan


Endlsl Mslmanlaryla meskndu... spanyol hkmeti onlar zorla Hristiyan
etmek iin atete cayr cayr yakyor, kesiyor ve namuslarna tecavz ediyordu. Bu
Mslmanlar Trk korsanlarn byk bir istekle kabul ediyorlard.

spanya'dan kaabilmi ya da Trk korsanlar tarafndan kurtarlm olan ok


Endlsl vard ki, kar kar bildikleri o lkelerin ta ilerine kadar korsanlara
klavuzluk etmeyi boyunlarnn borcu sayyorlard. Bu klavuzlarla bycek bir kente
yaplan bir akn srasnda, Lucia Miranda di Lara adl gen ve gzel bir spanyol
prensesiyle altm yandaki kocas Turgutca'nn eline tutsak dtler.

Kadn, kocasyla Turgutca'nn perkendesine getirilince ve kendisini tutsak eden gen


ve yakkl korsan grnce, iki elleriyle upuzun salarn bann arkasna svad ve
sonra gzlerini Turgutca'nn gzlerinden ayrmayarak, dudaklarn, gl goncay
yelpazeleyen serin bir esintiye goncann alarak cevap vermesi gibi glmsetti ve
yanaklarnda iki ukurcuk peydahland. Anlalan Prenses Lucia Miranda, bir tek
altmlk kocasna, iki tane otuzar yanda kocay tercih eden takmdand.

Ama neye yarar! Deniz ak, baka her trl dnceye ve arzuya yer brakmayacak
bir ekilde Turgutca'nn gnln kaplamt. Sonra domu olduu an koullar onu
ister istemez bir sava adam yapmt.

Enginlerin ve frtnalarn bu ocuu, mahmur bir menekenin kokusunu, bir "ah" ile
burnuna gnderdi diye hemen "vah!" edip gz szenlerden deildi. Bu byle olmakla
birlikte onu bu eit kkrtmalara kar tamamen ilgisiz brakan bir neden daha vard. O
da Saraylat Salih Aa'nn kz Selime'ydi. Rodoslu Sen Jan valyelerinin
kadrgalarnn saldrsna uradklar zaman gen kz eline bir kl alp, baba, karde
ve yurttalarnn yannda amma da cesaretle savaa koyulmutu. Fakat baknd imdi bu
prensese, savamay deil, fakat kendisini batan kartmay gze alyordu... Turgutca
sert ekilde:
"Aln unlar aaya! Topunu da ambara koyun!" diye grledi. Btn tutsaklar palas
pandras aaya srldler.

Evet o iki Sen Jan galerisiyle sarldnn akam, onu bir aralk gvertesinde
grmt. Turgutca'nn yreinde yer eden ey, onun boyu, pou, endam, upuzun kara
salar deil, fakat gznn nnde uzanmakta olan iki ehit kardeine gzleri deince,
sanki "ne haksz dnyaym bu!" diye ac ac lklar salan o bakyd. Eribozlu
Murat'n kars Gll, Musa'nn kars Suna ve Nuh'un Nimetle frkataya binmek zere
geldii zaman Turgut Reis onu bir defa daha grmt. Oru Reis artk Tunus'a
dnecekti. Turgutca ise kz bir daha grmenin aresini dnyordu.

O gnn aksam ufuktan drt byk karart peydahland. Gemiler glyabanisi idiler.

Drt karartnn arkasndan da daha bakalar grnd... Sekiz geminin bayraklar


seilince Korsika amiralinin kendi zerlerine gelmekte olduu anlald. Oru Reis,
onlarn zerlerine varlmasn emretti. Oru Reis, Turgut Reis'le birlikte Korsika
amiralinin byk bastardasna saldrd. Sava etin oldu. Oru ve Turgut Reis'ler
dman gemisine yananca, azlarna kadar dolu toplarn, btn demir hrdavatn
dmann iine boalttlar ve sonra rampa ettiler. Bastarda zaptedilmiti. Fakat
Korsikallarn alt gemisi, teki iki gemiyi zapt etmiti. Oru Reis iki gemisinin yedekte
gtrlmekte olduunu grnce, forsalar zorlayarak dmann peine dt. Bir saat
kadar sren bir top dalamasndan sonra Korsikallar, gemilerin ikisini de brakmak
zorunda kaldlar. Geri kalan yedi dman kadrgas (kafese dnm bir halde) savuup
gittiler.

Gemilerin hepsi de Halkulvat'a dnd. Orada Oru Reis (ya da arkadalar ve astlar
tarafndan anld gibi Baba Oru) kardei Hzr Reis'e kavutu. Hzr Reis, kardeini
kolsuz olarak grnce alad. Oru Reis kzarak "Ne alyorsun? Sa kolum var a!
Fakat sa kolum olmasa bile, sana sa kolumun yerini tutacak olan birisini getirdim. Bak
una," dedi ve Turgut Reis'i gsterdi. O asrda Borgia ve Dunois erkek gzeli
insanlard. Fakat talyan kroniklerine gre onlarn ada ve yzyln en byk
denizcisi Turgut Reis, onlardan da yakkl idi. Oru Reis szne devamla, "Ben bu
yama vardm fakat imdiye kadar denizde tilkinin zeksn, arslann cesaretiyle bu
kadar iyi kartran bir denizciye rastgelmedim. Bak Hzr, bu delikanl gznn bebei
olsun. Onu savata grdn zaman ne demek istediimi daha iyi anlayacaksn," dedi.
Turgut Reis'i grr grmez Hzr Reis'in (sonradan Barbaros Hayrettin Paa) zaten kan
ona snmt. Byk kardeinin insan kolay kolay beenmediini, hatta vmediini
biliyordu. Turgut'a dnp sarlarak, "Aabeyim ne kadar kardeimse, seni de bir karde
sayarm" dedi.
Oru Reis, Hzr Reis'e "burada be on gn dinleneyim, kolum iyilesin, sonra gene
denize kacam," dedi.

Hzr Reis, "aabey sana nasl itaat ettiimi iyi bilirsin. Fakat yle be on gn deil,
birka ay dinlen. ki nedenle bunu yapman iin sana yalvaryorum. lkin kolunun
tamamen iyilemesi iin, ikincisi de ben burada, karada otura otura neredeyse
hamladm. Bir gemiye binsem, nerdeyse sancan iskele bordasndan ayramayacam.
Biraz biraz da (Turgut Reis'i gstererek) biz uraalm. Emir ve ferman senin olsun. Sen
burada otur, bize emret. Emirlerin, istediinden iyi yerine getirilmezse, ceza olarak beni
lnceye kadar karada oturmaya mecbur et, ilk emrini ver, yarndan tezi yok, denize
almamz emret!" dedi.

teki gld. Turgut'u gstererek, "yahu yurttan daha yeni geldi. Bir kayk dolusu
oluk ocuu buraya gndermi. Onlar bir grsn, yerletirsin. Aradan yle drt be
gn gesin. Buras Turgut Reis iin de, yurttan gelenler iin de yeni bir dnyadr.
Salarn sollarn tansnlar hele. Sonra alrsnz..." dedi.

Hzr Reis, "Ben Endlslnn kaptanlnda gelen gemiyi hemen kabul ettim, oluu
ocuu yerletirdim. Fakat madem ki yle istiyorsun, yle olsun," dedi.

Turgutca liman ve kenti gezdi. Limanda boy boy, eit eit gemiler vard. Bazlar
yelkenlerini am, demir alyor, bazlar da limana girmek zere volta vuruyor,
baralar, perkendeler, kalitalar, krlanglar, karaya ekilmi kalafatlanmakta, raspa
edilmekte olan bir sr gemi vard. Baz sandallar, kadrga ve baka gemilerin
kreklerini brbirine balamlar, onlar sandaln yedeinde, denizin stnde
srkleyerek karaya getiriyorlard. Bunu yapmaktan amalar forsalarn gece kreklere
dayanp gemileri alp gtrmelerine engel olmakt... Kayklardan denizciler birbirine
iaret veriyor, birbirine baryorlard. te uradaki bastarda u kadar top tayordu;
orada demirli duran borton u kadar tayfa ile kullanlyordu... Turgut Reis bunlar
gzden geirdike iyi alyordu. Kendi gemileri de onlarn arasnda idi. Denizcileri,
onlar ok gzel demirlemilerdi.

Turgutca limandan kente gitti. Denizci ve arkadalarnn bazlar evlere, bazlar da


adrlara yerlemilerdi. Saraylat Salih Aa bir adrda idi.

Bir ev yaptrmak zere eekler ve develerle ta tatyordu. Turgut'un babasyla


konutuunu, adrnn iinden duyan Selime, adr kapsn at ve darya kt. Fakat
Turgut'u grnce, salarnn kklerine kadar kzararak koarak ieriye dald. Turgut
Reis, sava ne kadar byrse o kadar dinginleirdi. Kllarn akrts, lamlarn
patlamas, sanda solunda insanlarn vurulup dmesi srasnda kk obanken
Sralovaz Dalarnda dalgn dalgn kaval ahyormu gibi, yz hibir heyecan
gstermezdi. Hareket ve hz namna ne varsa, hepsi de sanki kollarnda ve bacaklarnda
toplanm olur, omuzlarnn zerine ise bir mermer heykel bst oturtulmu sanlrd.
Oysa Selime'yi grnce savataki durumun aksine olarak btn gvdesi ta kesiliyor,
yz ise renkten renge giriyordu.

Liman ve kenti dolandktan sonra Oru ve Hzr Reis'lerin yanlarna vard. Bunlar
ona bir ev gstermek istediler. Fakat kentin bu skk halinde, kendisinin kendi
gemisinde yatmay tercih edeceini syledi.

Turgutca'nn savalar, denizcileri ve onlarn kar, kzan ve oluk ocuklar nee


iinde idiler. Geldikleri bu yeri beeniyorlar ve yer, yatak gibi eyleri bulmak, ev
yapmak iin ektikleri skntlar pek ho ve elendirici bir sergzet sayyorlar ve "ne
olacak, el ile gelen dn dernek" diyerek glyorlard.

Turgut Reis bu gezisinden sonra Hzr Reis'e dnd. Hzr Reis "yahu Turgutca Reis,
getirdiin korsanlarn bir ksm evli. Onlarn elerini de getirdiine iyi ettin. Fakat
bunlarn hibirinin ila olsun bir bekr kzkardei yok. Biz korsanlarn karada bir
bamz olmamas bir bakmdan iyi, ama bir bakmdan da kt," dedi.

Turgutca, "neden?" diye sordu.

teki "neden olacak? Biz Midilli'de iken yallar konuurlard da, adama 'nerelisin?'
diye sormular, adam da 'karmn kylsym' diye cevap vermi, derlerdi. Evet, biz
korsanz fakat burada, karada tutunmak istiyoruz. Gelgelelim, korsanlar yerli Arap
kzlarna pek o kadar iltifat etmiyorlar. Evlenenler, oluk ocuk sahibi olanlar yok deil.
Fakat denizcilerin bete ya da drtte biri, spanya'dan kurtardmz Endlsl kzlarla
evleniyorlar. Tutsak ettiimiz Frenk kzlarn Mslman edip evlenenler ise en az.
Zaten onlar tutsak edince gzelliklerine deil, fakat kfirlerin elmas ve mcevharat
nerelerine sakladklarn merak ediyorlar. lk ileri onlar soyup yoklamak oluyor. lk
nceleri biz bu ii yasak ettik. Fakat sonradan grdk ki, yoldalar, kendi hayatlarn
tehlikeye sokmak pahasna ellerine geen ganimetlerin en kymetlilerinden yoksun
kalyorlar. Bir tanesini bilirim, kadndan hemen hemen yarm okka prlanta, zmrt,
yakut ve inci kt. Eh, ondan sonra yasa masa ortadan kaldrdk. Gnah bizim
boynumuzda deil, fakat ganimeti o yolda saklayanlarda..." dedi.

Turgut Reis'in glerken yz kzard. Ve konuyu deitirmek iin "Reisimiz Baba


Oru bizi hangi tarafa doru gnderir dersiniz?" diye sordu.

Hzr Reis "Bana kalrsa Sicilya, Sardenya ve Balear adalar arasndaki denizlere.
nk o denizler kanal saylrlar... spanya'dan talya ve dou sularna, dou
sularndansa bat ve spanya sularna gidip gelen gemiler mutlaka bu adalar ortasndaki
denizlerden geecek. Bana kalrsa btn Akdeniz'i elinde tutabilmek iin, bizi bu sulara,
buradan yelpazemsi aacak. Herhalde yaplacak iin en iyisini o bilir," dedi.

O anda Turgut Reis'in akl hemen Selime'ye gitti. iinden, "ister misin, korsann
birinden biri Selime'ye talip ksn?" diye dnd. i yand. Fakat Selime ile yalnz
birka kez gz gze gelmi olmalarna ramen, birbirine dnyalar ve sonsuzluklar kadar
eyler anlatmlard. Kendisine bir talip karsa onu kabul etmeyeceini anlyordu. i
rahat etti.

Hzr Reis'e "yaplacak iin en iyisini biliyor diyorsunuz... Ben de btn gnlmle bu
sznz dorularm. Fakat yanld bir nokta varsa o da on, on be gn karada
dinlenmemizdir. Buna dinlenmek denmez, yorulmak denir. Gidip kendisine yalvarsak...
Ne dersiniz?"

teki "ok doru sylyorsun, imdiden tezi yok, gidelim, ellerine sarlalm. Bize
izin versin alalm," dedi. Turgut Reis'in gzlerinde siftah olarak grecei adalar,
kylar ttyordu. Admlarn sklatrdlar ve Baba Oru'a vardlar.

TURGUT RES'N SPANYA


KIYILARINA LK URAYII

Biri gen, teki daha yal iki reisin yalvar o kadar ackl oldu ki, Baba Oru izin
vermezlik edemedi.

Keif iin gnderilen kk krlanglar, spanya'nn bat kylarnda, talya ve Bat


Akdeniz'e gitmek zere gemiler yklenmekte olduunu haber veriyorlard. spanya
kylarndan g bela kap gelebilen Mslmanlar bu haberleri doruluyorlar ve
spanyollarn ve zellikle Engizisyon mahkemelerinin yoksul Mslman halkna
yaptklar ikencelerin artk dayanlmaz bir hadde vardn bildiriyorlard.

Kartajena kylerinden gelen bir ihtiyar, Oru Reis'in huzuruna kp, "zaten zengin
Endlsller safahate dalmlard. Onlar Endls', halk, yurdunu dnmezler.
Dertleri gnleri para ve paralarn kurtarmakt. Onlarn ykte ar neleri varsa (emlak
ve arazi gibi) hepsini altna ve mcevherata evirerek Cebelitark'in karsndaki Afrika
kylarna kapa attlar. Biz yoksul halk bir bamza braktlar. Biz gene tarlalarmz
srmekte devam ettik, ama bu kez kylerimizi basmaya, ldrmeye, rza, namusa
gemeye koyuldular. stelik Engizisyon mahkemeleri de geldi. Btn ky
Mslmanlar kan alyor. Bizleri brakp kaan szm ona eraf ve muteberandan
bizlere bir hayr ve yardm gelmez. Vadilerde, byk kentlerden uzak da balarnda ve
kynn sapa yerlerinde oturan bizlerin btn bu ilerden haberi yoktu? Bize yardm
gelse, siz dindalarmz Osmanl denizcilerinden gelir. Onun iin ihtiyar, gen, kar,
kzan hepimizin gzleri sizlerdedir. Biliniz ki, gelmekte geciktiiniz her gn yzlerce
dindanz Engizisyon mahkemeleri tarafndan cayr cayr yaklmakta, aslp kesilmekte
ve rzlarna tecavz edilmektedir," dedi.

Oru Reis, adamn adn ve nereli olduunu sorduktan sonra yanbanda duran bir
korsann kulana bir eyler fsldad. O korsan acele darya kt ve bir ihtiyar
spanyal Arabi yanna getirdi. Oru Reis gmeni gstererek "bunu tanyor musun?"
diye sordu. teki tandn ve nerede oturduunu syledi. Oru, gmene "korkmayn,
imdadnza yetieceiz," dedi. teki spanyal Mslmana da "Bu dinda bir yere
yerletiriniz," diye emretti.

ki spanyal Mslman birlikte darya ktlar. Bunlarn Halkulvat'a yerlemi


olan tekine "Ebu Hasan, olunu getirmedin mi?" diye sordu. Gmen pek krk bir
sesle, "Hayr, onu deniz kysnda ehit ettiler. Da yamacndaki evimizin tahtalarn
skp geceleyin gizlice kydaki sk bir ormana tadk.

Orada ikimizi de iine alabilecek byklkte bir tekne yaptk. Fakat ivileri akmak
iin her eki vuruumuz sanki yreimize vurulmutu. nk ekilerin sesi duyulacak
diye rkyorduk. Kaplama tahtalarnn aralklarn ziftle kapadk. Yirmi gn sonra aysz
bir gece tekneyi deniz kysna tadk. Tam szmona kay denize sreceimiz zaman,
uzakta ky boyu gelmekte olan fenerliler grdk. Baba oul btn g ve kuvvetimizle
kay denize srmeye uratk. Fakat ha kaya dayanmz, ha kayaya. Oluma, 'haydi
yavrucam, ben ihtiyarm, artk mecalim kalmad, daha kuvvetli yklen,' dedim. kimiz
de birden ittik. 'Eer kay yrtemezsek, yakalanr yaklrz. Daha da davran,' diye
inledim, ikimiz de ittik, ayaklarmz kumlara diz boyu gmld. Kayk kmldamyor da
kmldamyordu. Olan 'baba sen bin! Hafifsin, ben srtmla iteceim,' dedi. Ben de
dedii gibi yaptm... Srtn kayn arkasna vurdu. Kayn aynasn iki eli ile
kaldryor ve itiyordu. Fenerler pek yaklamt. Ha gayret, diyerek can havliyle
urarken, kayk yerinden oynayp akllarn zerinde grlamaya balad. Suya deip
yzd zaman, fenerlilerden bir arkebz patlad. ocuumun dalan kafasnn
kanlarnn yzme sradn duydum. Ondan sonra ne yaptn bilmiyorum. Kendimi
kaykta yapayalnz, ak denizde buldum.

Bir Osmanl krlangc grnd ve beni ald. Bu korsanlar oraya giderken ben de
birlikte gidip onlara, o fenerlilerin mensup olduklar San Diego kyn gstermek
isterim. Beni alrlar deil mi?" dedi. teki "evet" dedi. kisi konua konua uzaklatlar.

Artk Baba Orutan izin alnmt, acele hazrlklar yaplyordu. reis denize
alyordu (Hzr, Turgut ve Murat Reis'ler). Her biri, ikier kalta ve er perkendeye
komuta ediyorlard. Bunlardan baka gzc olarak krlang vard. Halk kyya
dklmt. Krlanglar bir saat nce limandan ayrlp almlard. Ta alargada
kck nokta halinde seilebiliyorlard. te o zaman alt kalita ile dokuz perkende
kreklere dayandlar. Deniz cam gibi durgundu. Krekler sert bir fsrt ile denizi
dvyorlard. Gemilerin ba gardiyan payzenlere (krekilere) tempo veriyordu. Deniz
sanki ak mavi zerine koyu mavi yol kilimleri serilmi gibi birbirine kout dmen
sularyla yol yol oluyordu. Gemiler btn fors flandra ve bayraklarn ekmilerdi.
Bunlar gemilerin hz ile arkaya doru prl prl yapraklanyordu. Kylardan "Yaa!
Selametle! Gazanz mbarek olsun!" diye bir alk ve temenni grlts koptu.

filo Sicilya Adasnn bat kuzeyine varnca birbirinden on be mil kadar


ayrldlar. Bylelikle altm mil uzakl gz altnda bulunduruyorlard. Ve drbnlerle,
plak gzlerle, krlanglarla da on, on be gn denizler arand; fakat denizler ve
ufuklar bombotu. talya ve spanya'da Oru Baba, kardeleri, eni konu nam salmlard.
Sakallar krmzyd. Sakallar krmz olduu iin deil, fakat "Baba Oru", ya da
"Baba Reis" (Trk Bahriyesinde elan mrettebat subaylarna "baba" denmektedir) gibi
szleri telaffuz edemedikleri iin onlar "Barbarossi!" diye anyorlard. Bu
"Barbarossi'lerden ok korkulduu iin gemiler kylardan ayrlmay gze alamayarak,
analarnn eteinden ayrlmayan ocuklar gibi ky boyu geziniyorlard.

Bo sular seyretmekten usanan Hzr Reis, bir gn reisleri kendi kalitasnda toplad.
Hzr Reis nispeten ak deniz saylacak enginlerde gemilerin neden gzkmediini
akmt. Toplantda, "herifler o kadar korkuyorlar ki, ak denizde kestirme yoldan
gideceklerine, yollarn uzatyorlar ve kylar syrarak seyahat ediyorlar. Biz bu
meydanlk denizlerde onlar bouna bouna bekliyoruz.. Sizler ne tarzda hareket
etmemizi tlersiniz?" diye sordu. Bir ksm talya kylarna doru gidilmesi
fikrindeydiler. nemli bir ksm ise (ki bunlarn banda Turgut Reis vard) spanya
yakasna doru gidilmesini neriyorlard. Turgut Reis, "gerek gzclerimiz, gerekse
spanya'dan kaan Mslmanlar, spanya'nn bat limanlarnda gemilerin yklenmekte
olduunu sylyorlar. Bana kalrsa o tarafa doru gitsek fena etmeyiz. Sizler daha
iyisini bilirsiniz ya," yollu konuuyordu. Zaten Hzr Reis de bu fikirdeydi.

Sonunda filonun e ayrlmasna, Hzr Reis'in Korsika Adas kuzeyinden spanya'ya


doru, Murat Reis'in de Korsika ile Sardenya arasndaki Bonifaiyo boazndan ayn
yne doru, Turgut Reis'in de Sardenya'nn gneyinden spanya'nn gneyine doru
dmen tutmalarna karar verildi. Aralarnda krlanglar aracyla haberleeceklerdi.
Turgut Reis, Sicilya Adasndan uulduyarak gelen sert bir dou rzgryla yldrm
gibi giderek yirmi drt saat gemeden Sardenya Adasnn Spartiverto burnunu arkada
brakt. Bir gn akamzeri idi. Ay nda spanya'nn Kartajena kylar ta uzakta
hayal meyal grnyordu. Turgut Reis binmi olduu kalitasnn k kasarasnda kyy
uzun uzun szyordu. Birdenbire kydan havaya doru bir alev stunu parlad. Ta neden
sonra gk grltsn andran bir grlt duyuldu. Turgut Reis hafife irkildi, sonra
kolunu gene kpeteye dayad.

Alev stununun kt yerde hl bir kzllk grlyordu. Demek ki bir yangn


devam ediyordu. Turgut Reis o noktann Kartajena'nn aa yukar be mil kadar
kuzeyinde olduunu tahmin ediyordu. Birka adm tesinde durmakta olan bir
gemiciden, spanya gmeni Ebu Hasan'n arlmasn syledi.

Ebu Hasan'a kzlln grnd yerde ne gibi kyler ve limancklar olduunu sordu.
Ebu Hasan, ky boyu birok kk Mslman kylerinin bulunduunu ve ky girintili
kntl olduu iin iki gemi barndrabilecek limanlar mevcut olduunu syledi. Turgut
Reis'in sormas zerine, Mslman kylerinin arasnda Hristiyan kylerinin, hatta
kzlln iki mil kuzeyinde San Diego Hristiyan kynn bulunduunu anlatt.

Dou rzgr kesilmiti. ki kalita ve perkende yava yava krekle ilerliyorlard.


Kyya sekiz mil yanalnca ne gndz, ne de gece idi. Ay batda Kartajena Dalarn
yaldzlyordu. Douda ise afak g ta yar yerine kadar aydnlatmt. Bu pembe gkte
sabah yldz byk bir prlanta gibi parlyordu. Hafif bir ky rzgr saanak saanak
yelpazeleniyor, karalardaki yaban allarnn acmtrak kokularn getiriyordu. Sabahn
serinlii baz denizcileri haprtyordu. Neden bilmedi, Turgut Reis'in aklna Selime
geldi. Fakat Selime'nin sras myd ya? Kim bilir karki kylarda ne facialar oluyordu.
Turgut Reis iini ekti.
*
* * *

Zehra, spanyal gen bir kadnd. Kartajena'nn drt mil kuzeyinde, deniz
kenarndaki bir Mslman kyndendi. Fakat kocas Ali baka kyden olduu iin
Zehra da, iki kzkardei ve bir erkek kardeini kendi kylerinde brakarak, buraya, yani
kocasnn kyne gelmiti.

Gnn birinde, kye yaya olarak on dakika uzaklkta olan bir koya iki kara gemi
geldi. Akamzeri gemilerden yzlerce sarho asker kt. Hepsi de tepeden trnaklarna
kadar silahlydlar. (Quercmos mjeres Mohamedanos!) "Mslman kadnlar isteriz!"
diye naralar atarak kye saldrdlar.

Ali, ta yapl tek odal evlerinin kaln kapsn kapayp srgledikten sonra,
Zehra'nn, kendisine dourmu olduu ocuu kk beiiyle birlikte odann kurundan
en korunakl kesine ekti. Evceizlerinde ne kadar silah ve cephane varsa (yani iki
klstr pitov ve biraz barutla kurun) hepsini yere koydular.

Zehra pitovlar dolduracakt, Ali de odann mazgall iki penceresinin birinden birine
koarak ate edecekti. Bunlar yaparken pek kurtulu umutlar yoktu. Ah Halkulvat'daki
Trk denizcilerinin haberleri olsayd, derhal imdatlarna koarlard. Heyhat, imdi kim
bilir ne kadar uzak bir yerdeydiler!

Ali, bazen de Zehra, saatlerce akmak aldlar. Fakat arkebz, pitov ve baltalarla
silahl elli altm kiiye kar dayanacak yerleri mi vard? Bir aralk Ali, alnndan
vuruldu... Topa gibi yerinde dnd, dnd dt. Kadn hem pitovlar dolduruyor,
hem de ate ediyordu. Barut ve kurun almak zere ban dndrnce, kede beikteki
ocuunun banda kan grd. Beie kotu. ocuk tepesinden, bann yumuak
yerinden vurulmu ve lmt. Kadn bunu grnce, dolu pitovu ile gene mazgallarn
birine kotu. Ate etti. ekildiler. Fakat aa ktklerinin arkasndan arkebz atei
ayorlard.

Zehra artk cinsiyetinden km, bir sava melei kesilmiti. Pencereden pencereye
kouyordu. Sonunda bir atmlk barutu kald.

Son fiske barutu acele ile pitova boaltt. Horozdaki akmak tan muayene etti. Ta
iyi idi. Kadn ocuunun beiine doru kotu. Onun kanl ban kaldrarak, dudaklarn
dudaklarna basarken, pitovu da kendi bana doru kaldryordu. te tam o srada
bayld ve ocuunun zerine yld.

Akl bana geldii zaman, kendinin bir patika zerinden gtrlmekte olduunu
grd. evresine baknd, tand. Kyden ayrlrken arkasna bakt. Kocasnn ve
ocuunun llerinin serili bulunduu beyaz badanal evinden, bakn bir trl
koparamyordu. Mutlu gnlerinde, hatta o sabah "beyaz evceim, turun ieim"! diye
bir trk mrldanarak orda ev ilerini grmt. O trk beyninde ac ac nlyordu.
Mosmor dudaklar ta kesilmiti! Gzlerinde bazen ancak delilerde grlen vahi bir
ate parlyordu. Fakat onu gtrmekte olan askerler onu tekmeliyorlar, arkebz
dipikleriyle itiyorlard. Onu kydeki byk kadrgann birine gtrdler. Geminin
ambarna indirdiler.

Orada bir sr sarho askerler, onun evresinde halka tekil ettiler. Baz gemicilerin
kaln kemerlerinde ikier pitov vard. Ona bir Bayie del Kardil oynamasn
emrettiler... spanya, Mslmanlarn elinde iken ramazandan nce kandil geceleri, kzlar
ve kadnlar evlerde dans ederlerdi. stedikleri oydu ite. Kadnn keder, kapkara
gzlerini bsbtn ukurlatryor, yznn evresinde insan st ve esrarengiz bir
gzellik hlesi yaratyordu.

Kadn kalkt ve oynamaya balad. Fakat oynarken ba da hi bo durmuyordu.


Dnyor, kuruyor, hesaplyor, lyor ve bir eyler tahmin ediyordu. Bu esnada sesi
sanki gece karanlnda afaklar yaratyor, gvdesi de, tellenen bir tts gibi, usulcak
dolanyordu. Hzland, bacaklar kprat ve kendi prldaylarnn iinde kayboldu.
Kara salarnn mavi mavi ak tutuan baklarna kararak insan eken bir girdap
tekil ediyordu.

Zehra'nn benzi tamamyla atmt. Alnnda mavi damarlar kabaryordu. Burun


delikleri artlarna kadar gerili duruyordu.

nceleri baba, ana, hsm, akraba iin kyde oynad Kardil rakslar, uyumlu bir
anlamn en temiz gidiini ve izgisini buluyordu. Gneiyle yanan kurakl ile kavrulan
spanya'da mthi bir enerji ile yaayan insanlar tarafndan idi ki, Avrupa uygarlna
temel tekil edecek keifler yaplmt. Danslar da o enerjilerinin bir grnts idi.
Kzn oynay hayatn bir yorumu ve tercmesi deil, fakat dorudan doruya kendisi
oluyordu.

Seyircileri, baba, ana ve hsm akraba ile e dostu ve yurdunun masmavi g idi.
Kadn onlara hizmet, yardm, ocuk, ksacas her eyini veriyordu. Bu verdikleri kendi
gzlerinde az olduu iin onlara bir de raksediyordu. Bu raks gnlnden kopuyordu.

Fakat imdi i baka idi. Gen kadnn saln ve krta krta belini bk, btn
gvdesinin ylankavilere kayp dolan, seyircileri tahrik ediyordu. Kadna daha yakn
sokuluyorlar, kadn, onlarn frn azndan kyormu gibi kan soluklarn, byk bir
tiksinti ile deta yznde duyuyordu. Evet, ireniyordu, fakat ocuunun o km kanl
ba gznn nne geldike sebat ediyordu. te ambarn yanndaki cephane kilerinde
barut flarn, hatta bir iki fnn kapaklarnn ak durduunu gryordu. Ah, el
abukluu marifet, u nndekilerin birinin tabancasn belinden kapnca, frlayp o
varillere bir ate edebilseydi. Ne var ki, ya pitovlar dolu deilse? Zehra o anda yanan
kk bir ra, bir kmr paras veya bir kibrit iin cann, vermeye raz idi. Neydi o
l ocuunun gzlerindeki bak?..

Kadn, artk etrafnda iki ve istekle kan anaklarna dnm ylk ve yapkan
gzler grd. Kafas hzla iliyordu... Seyircilerin olabileceince oalmalarn ve
yanna yaklamalarn istiyordu. Tam bu srada, gemide yksek rtbeli olduu, teki
askerlerin saygyla ayaa kalkmalarndan anlalan bir adam ieri girdi. O da zil zurna
sarhotu. Zehra'ya ate dansn oynamasn syledi. Zehra onu oynamasn bilmiyordu,
fakat ne olduunu iitmiti. Jitanalar (ingene kzlarn) rlplak soyuyorlar,
bacaklarnn arasna byk kt paralar sktryorlar, onun ucunu tututuruyorlard.
Bu dans oynayanlar, alevden kan duman, oynaya oynaya gvdelerinin evresine
dolandryorlard. Ate tenlerine yaklanca, kimi seviyorlarsa ona sndrtyorlard.

Zehra, bu dansn teklif edildiine ok sevindi. Nihayet zledii atei bu sayede ele
geirebilecekti. Gen kadn anadan doma soydular. Bacaklarnn arasna ktlar
koydular. Kdn ucunu tututurdular. Artk btn kalabalk birbiriyle sndrme
yarna giriiyordu. nk, kadnn gvdesi gerekten gzeldi. Kadn oynuyor,
sndrtmyor, duman ve alevi gvdesinin etrafna doluyordu.

Sevecei dnya, sevecei insanlar iin yaradln ona bahetmi olduu


glmsemeyi, alnyazs, lmn yzne glmsetiyordu. Kara kara akan gzleri
cehenneme glmserken, gnl gzleri kurtulu ve cenneti gryor gibi oluyordu. Mutlu
gnleri bir bir gzlerinin nnden getiler. Tam gvdesinin zerine eller uzanaca
zaman bir srayta cephanelik ve kendisinin arasnda melen bir adamn omuzuna
kondu. Oradan da cephaneliin iine frlad. Ate dansnda gnln lme vermiti,
nk atei lme sndrtt.

Byk kadrga korkun bir tarrakayla gklere utu. spanya dalarndaki akallar
rkerek uzun uzun uludular, kartallar da havaya kalkt. Uan kadrgann yannda yatan
teki kadrgadakiler prtela gverteye ktlar. Koca Pinta galisinin yanmakta olduunu
grdler. Deniz, l ve yarallarla alkalanyordu.

*
* * *

Turgut Reis'in uzaktan grd alev ve yangn Pinta'nn berhava olmas ve sonradan
yanmas idi. Artk gne iyiden iyiye kalkm, deniz de bir ate deryas kesilmiti.
Turgut Reis'in iki kalita ve perkendesi ve bir de mil kuzeyindeki krlangc,
denizin bu gz alc zemini zerinde esrarengiz ve kapkara seyrediyordu. Turgut Reis
emirlerini ksa ksa veriyordu. "Biz imdi yedi mil aktayz. Karadan grlmzdr.
Fakat bizim Trk korsanlar olduumuz onlarn pek hatrlarna gelemez. Bizi ky boyu
giden ticaret gemilerinden oluan bir kafile sanrlar. Ben kuzeye doru rota tutacam.
Her yedi sekiz milde birer sandal brakacam. arn Sessiz Mehmet'i. Yanna dokuz
kii sesin. Peksimet, su, arkebz ve yay ile ok alsnlar. Onlar kendilerini aktrmadan
bu yangn yerinin biraz stne kp keifte bulunsunlar. Sonra mil akta beni
beklesinler. Zorda kalmadka silah kullanmasnlar," dedi.

Sessiz Mehmet ve dokuz arkada bu emri hemen yerine getirdiler. Turgut Reis
leden bir iki saat sonraya kadar Kartajena ile onun yetmi seksen mil kuzeyindeki
Villajoyosa aklarna dek ykseldi. Bu uzakln her be on milinde onar korsan tayan
be sandal brakt.

Sessiz'inki ile birlikte braklan sandallar alt oluyordu. Villajoyosa aklarndan


gene rota deitirerek filosunu (ne olur ne olmaz diye) borda dzeninde Formentara
Adasnn gneyine yrtt. Amac sandallarla keiflerini yapmalar iin vakit vermekti.
kindiye doru gene dmen krd. Bu kez filonun pruvalar Alikante ynne
bakyorlard.

Akama doru Villajoyosa'nn drt mil anda, en son brakm olduu Sar
Hamdi'yi kalitasna ald. San Hamdi alt arkadayla kynn ssz bir yerine kmt.
allarn arasndan yrm ve ihtiyar bir obana rastlamt. Adam yakalamlard.
Adam ilk nce Hristiyan olduunu sylemi, fakat korsanlar tanynca Mslman
olduunu, cann kurtarmak iin Hristiyan gibi geindiini itiraf etmiti. Ondan aldklar
bilgiye gre Alikante'nin etraf kylerinden kadn, erkek, gen Mslmanlar toplanarak
kentin tepesindeki bir eski kaleye tklyorlard. Amerika'da spanyollar topraklarn
kzl vahilere srdrtp ektiriyorlard. Fakat Avrupa hastalklarna baklk
kazanmam olan Kzlderililer bir taraftan spanyollarn getirdikleri hastalklara, te
yandan spanyollardan grdkleri kt muameleye dayanamayarak hemen hemen hepsi
de lmlerdi. Klelik etmek zere Amerika'ya, Afrika kylarndan zenciler
gtrlyordu. Fakat bu ii grebilmek iin gemiler yollarndan kyorlard.

spanya'daki Mslman ifti halkn tamak daha kolay olduu iin, bunlardan din
ve grbz olanlar Alikante kalesine tkmlard. Bunlar be spanyol galisi
gtrecekti. Galilerin bei de Alikante limannda rhtmda yanyana bal idiler.
Bunlardan baka limanda talya'ya gtrlmek zere mal ykletilen barca bal idi.
obann sylediine gre bunlar aa yukar on, on be gn sonra yola kacaklard.
nk daha ok Mslman klesinin toplanlmas isteniyordu. Bundan baka daha on,
on be gn srecek olan yortunun sonu bekleniyordu. Gerek galilerin, gerek baralarn
forsalar spanya Mslman halkndan, zencilerden, bir de Rodos valyeleri tarafndan
balanan Anodolu ky halkndan idiler. htiyar oban, kei srs ile birlikte sandalla
filoya alnmasn istemiti. Fakat sandal kkt. Kendisine Sar Hamdi, Alikante
limanndaki sekiz para gemiye tek sandalla saldrlamayacan, kendisinin Afrika
yakasndan geldiini ve gene oraya dneceini sylemiti.

Daha gneyde, yani Alikante'nin aasna karlan sandal sadre ifa verir bir haber
getirmedi. Onlar deniz kysnda bir kulbenin iinde iki genci bulmular, onlar sk fk
balayp kalitaya getirmilerdi. Bunlar, Mslmanlara ikence edildiini ve bu
sralarda Engizisyon mahkemeleri yelerinin gelip birok Mslman ve Yahudileri
mahkemeye gtreceklerini duyduklarn sylediler. ki gen sorguya ekilince fena
halde rkmlerdi. Fakat kendilerine kt davranlmad, krekilerin yanna verildi ve
imdilik kendilerine zincir taklmad.

Turgut Reis bu ikinci sandal iin, "hepsi de Sar Hamdi'nin sandal gibi mjdelerle
gelmez ya. Bazlar da byle bo kar," dedi.

"Torrevieja" taraflarndan gelen sandal ise, krk yanda bir tutsak getirdi. Herif o
taraflarda arazi sahibi imi. Asl merak ettii ey, kendisinden ne kadar kurtulu paras
istenecei idi. Ondan alnan bilgiye gre Torrevieja limannda bir kalyonun yatmakta
olduu idi. Her ayda bir, bir kalyon gelir ve kk kalenin aylk erzakn ve
askerlerin aylk maalarn getirirmi. Bu adam Turgut Reis'te iyi bir izlenim
brakmad iin, fidyei necat sonradan saptanmak zere forsa kouuna zincire
vurulmasn emretti.

Torrevieja'nn gneyinden gelen drdnc sandal da hoa gidecek bir mjde


getirmedi.

Beinci sandalda Ebu Hasan da vard. O sandala Eribozlu Murat kumanda etmiti.
Murat, Turgut Reis'e "hi grnmeden kyya ktk, sada solda millerce uzanan kumsal
ky gzkyordu. n cin top atyordu. Yamalar da hemen hemen tepelere kadar
rlplak. nsan olsayd grrdk. Neyse bu Ebu Hasan bizi San Diego kyne
gtrmeye kalkt. Bize, 'yakndr, hzl yrrsek on saatte varrz' dedi. 'Deli misin?'
dedik. Biz buraya 'dil' (kendilerinden bilgi almak iin tutsak edilenlere 'dil' denirdi)
almaya geldik. Sabaha kadar taban tepmeye deil, dedik. Da trmandk, kimsecikler
yoktu. Bizim trmandmz tepenin yanbandaki bir tepede bir yeldeirmeni grdk.
Oraya varp deirmenin iine hcum ettik. Doksanlk bir Hristiyan deirmenci ile
kars vard. Kars korkudan bayld. Herif de bizleri eytan m sand ne,
durmamacasna okuyup bize flyor ve ha karyordu. Neyse karsn aylttk, ihtiyara
da okuyup flemekle bizi defedemeyeceini anlattk. Eer blbl gibi konumazsa ve
bildiklerini eksiksiz, kusursuz ortaya dkerse kendisine bir ey yapmadan
ayrlacamz syledik... Herif kendisinin hi deirmenden ayrlmadn, Mslman
olsun, Hristiyan olsun evreden herkesin eeklere, katrlara buday ve arpalarn
ykleyip tmek iin getirdiklerini ve ne biliyorsa onlardan rendiini syledi.
Onlardan duyduumuza gre Torrevieja'nn on mil kadar gneyinde, Velez de Palos
adndaki ufak bir limanda Murcia (mersiye), Corregidoru (valisi) Don Jose de
Texada'nn kzn Sicilya'ya gtrecek olan bir barca bekliyormu. htiyardan
topladmz bilgi bundan ibaret."

Turgut Reis, daha gneye inerek Sessiz Mehmet'i de ald. Mehmet de grdklerini
anlatt. Karaya knca karlarna sarsc gzellikte bir kz km. yle bir gzellik ki,
kayna yalnz gz, burun, dudak gibi eylerin dzgnlnde deilmi. Kzda deta
dna bir hle salan iddetli bir canllk varm. Hem de kz, tpk Sessiz Mehmet'in
lm olan kz Angeliki'ye benziyormu. O kadar ki, onu grnce Mehmet'in baylas
gelmi. Bir mucizenin karsnda bulunduunu sanarak, kza Rumca, "aman kama,
hayelet misin nesin kzm? Kama, seni Sar Hamdi'ye vereceim, o da dnya ahiret
benim olum olacak," diye barm. Kz glm ve "Siz Mslman deil misiniz?"
diye sormu. Onlar da, evet demiler, o zaman kz, kynn baslacan ve
biroklarnn Engizisyon mahkemelerine srkleneceklerini sylemi ve kendilerini
kurtarmalar iin yalvarm.

Kyde ka kii olduklar sorulunca, yz ksur kii olduklarn sylemi. Mehmet, bu


kadar kiinin kk sandala alnamayacan, fakat kendisi isterse alabileceklerini
sylemiler, kz adnn Hamra olduunu, kyde iki ablas bulunduunu, gidip onlar da
getireceini ve onlarn da kurtarlmasn arzulam. Mehmet dayanamayp rza
gstermi, fakat ky boyunca kuzeye doru bir keif yapacaklarndan, eer biliyorsa
kendilerine sandaln gizlenebilecei bir yeri gstermesini istemiler. O da onlar bir
burun teki bir rman azna gtrm... Sandal byk am aalaryla rtl o rmak
azna ekmiler. Sessiz, kz ayrlmazdan nce, "kardelerini buraya getirirsin. i
salama balayalm kzm olur a, bizi grr ve kendini uzaktan bildirmek istersin.
Gndzse bir beyaz bezi be kere belirt ve topla. Gece ise bir feneri be kere yak,
sndr," demi. Kz gitmi, korsanlar ky boyu yrmler, yksek bir burnun tepesine
varnca nlerinde geni bir koy grmler... Burada Santa Martha adnda bir kadrga,
karaya palamar balam bir durumda duruyormu. Koyun ii bir geminin yar yanm
tahtalaryla dolu imi. Geceleyin grm olduklar n yanmakta olan bir gemiden
gelmi olduunu anlamlar. Koyu ormanlardan g bela yryerek kuzeye doru
gitmiler. Fakat nemli bir eye rastlayamamlar. Rota evirmiler ve sandalla dn
yolunu tutmular. Sandaln bulunduu yere varnca gne batyormu. Orada ne Hamra'y
ne de ablalarn bulmular. Sessiz Mehmet'in can pek sklm ve biraz da meraklanm.
Her ne kadar arkadalar hemen gitmek fikrinde olmularsa da kzlar belki gelirler diye
beklemekte inat etmi. Hatta yanna iki kii alarak kz aramaya km. Bu srada sular
adamakll kararmaya balam. Bu sefer Sessiz'i ve onunla beraber gidenleri aramak
iin sandaldan iki kii daha ayrlm. Fakat aradan ok gemeden birok mealeli
insanlar peydahlanm. Bunlar bir ellerinde meale, tekinde kl tutuyorlar, her alnn
evresini dolayor, alnn da iine kl drterek yokluyorlarm. Sessiz Mehmet bir
maarann iine girmi. Fakat al arayclar savuup gitmiyorlarm. Onu aramakta
olan iki kii, nerede olduklarnn Sessiz tarafndan anlalmas iin havaya bir kubur
patlatmlar. Bunu duyunca Sessiz arkadalaryla maaradan frlam. nlerine ilk gelen
mealeliyi hemen haklamlar. Onu alp kapanan bir azla, titreyen bir gvde halinde
yere serili brakarak rmak azna doru komular, bunu yaparken de dmandan birini
daha devirmiler. Ne var ki, biraz ilerledikten sonra kendilerini dmandan ibaret bir
yarm dairenin ortasnda bulmular. Artk yaplacak bir i yok gibi imi. nk nisbet
bire kar yirmiyi bile geiyormu, ama gene de kllara dayanarak kl sallamaya
koyulmular. Niyetleri de yarm daireyi kyya kadar geriletmek, ya da onu delip
gemekmi. Tam bu srada Sessiz'i aramak iin kayktan ayrlan iki kii yetierek klla
daireye d tarafndan saldrmlar. Bylece daire yarlm ve korsanlar rmak az
yolunu tutmular. Oraya varnca sandaln be, alt krek boyu denize alm olduunu
grmler. Karadaki korsanlar grenler, krekleri krarcasna tokalara yklenerek
sandal siya edip gene rmak azna getirmiler. Krekte olmayan arkadalar, ellerinde
pitovlar ve dilerinin arasnda kllar karaya atlamlar ve karadaki arkadalarnn
yardmna komular, dileri arasndaki kllar ve gzleri parlyormu. "Byle
lnz!" diye bararak pitovlarn patlatmlar ve korkun bir kl sava balam.
Korsanlar son kl sallarndan sonra ktle halinde sandala binip avare etmiler ve
denize alp Turgut Reis'i beklemiler.

Turgut Reis bu son kafilenin yaptn pek beenmedi. Fakat gen yana ramen her
eyin tamamen tasarlanm olan plana gre gidemeyeceini renmiti. Ne ise, iki hafif
yaraldan baka zayiat yoktu. Heyeti umumiyesine baklrsa, seksen, doksan mil
uzunluundaki bir kynn kefi de fena gitmemiti.

Turgut Reis gelen bilgiyi aklndan yle toparlamt. Alikante limannda be byk
gali ve ticaret eyas ykl ve barca, kale iinde de birok Mslman esiri.

- Torrevieja'da bir byk kalyon kale toplan himayesinde demirli,

- Velez de Palos'da valinin kzn tayacak olan bir gemi (ne eit gemi olduu belli
deil).

- Kartajena'nn birka mil imalindeki bir koyda Santa Martha adl bir kadrga. Yani
ky boyunca serpilmi; on bir para gemi. Turgut Reis o delikanllk devrinde bile
ayrntnn iyice organize edilip tayin edilmesiyle zaferin drtte nn salanm
olacan pek iyi biliyordu. Elbette hesabn evde yaplp da arya uymayan ksm iin
de geni bir pay ayrrd. Niyet btn kuvvetiyle ilk nce Alikante'yi vurmakt.

Ne var ki, valyelerin insanlk ve insaftan ne kadar uzak kalm cellatlar olduklarn
iyice bilen bir gney Anadolu ky evlad iin Alikante'de kaleye kapatlm olan
Mslmanlar, kzanlar kurtarmak istememesi mmkn deildi. Fakat eer Alikante'de
sekiz gemi olsayd, birbirinin stne ydrlarak koca kadrgaya tklacak olan
tutsaklar, kendi be kk gemisine nasl sdracakt? ite bundan dolay Alikante'de
sekiz teknenin bulunmasn Allah'n bir inayeti sayyordu. Sonra da baka yerlerde
bulunan gemileri de almak istiyordu. Fakat rnein Alikante'yi vurduu zaman daha
gneydeki limanlarda demirli olan gemilerin felaket haberini almam olmalarn
istiyordu. Onlarn haber almamas iin, btn bu gemilerin yirmi drt saat iinde
fethedilmeleri gerekiyordu. Bu artlar altnda en ziyade baar olasl yksek olurdu.
Fakat bir dou rzgr esiyordu. Kendi bindii kalitasnn pruvasn kuzeye evirdi.
teki drt gemiye iaret verdi. Onlar da "Kol nizam" ile, yani gemiciler tarafndan
"deve katar" diye anlan dzenle -dmen suyunca- birbirinin peine dtler. Bylece
Alikante'ye yol alrken, teki gemilerden adlaryla yirmi be kii istedi. Onlara yle
konutu: "Ben sizi iki sandalla Alikante'nin bir iki mil gneyindeki bir noktaya
karacam, gizlice kacaksnz, en klstr sandal seiniz. nk onlar kyda
gizleyin, batrn, velhasl grnmemeleri iin ne yapmak gerekirse yapn. Sizin ilk
iiniz, hi etrafa sezdirmeden yirmi be binek at bulmaktr. Artk onlar, ehir
kenarnda, birer ikier mi, yoksa krk elli hayvan barndran bir ahrdan m bulacaksnz,
oras sizin bileceiniz itir. Siz Alikante'de bir grlt olduunu duydunuz mu, hemen
atlara bineceksiniz ve hzla deniz kysndaki yollarda gneye doru gideceksiniz.
Arkanzdan bir atl gelirse, onu hemen tutsak edeceksiniz. Maksadm Alikante'de olup
bitenlerden aadaki limanlarn haber almamasdr. Eer beceremeyeceinizden
pheleniyorsanz, size klavuzluk edebilecek olan birini esir ediniz. Yannza ok, yay
ve arkebz almaynz. Yalnz yeterli barutla beer altar pitov alnz. Yannzda kama
da bulunsun. Sonra sava icap ederse karada, yani arma ipi, kpete kntlar ve
gverte vr zvr gibi takntlarn mevcut bulunmadklar bir yerde savaacanz iin
kllarnzn en uzunlarn alnz. Torrevieja'ya vardnz zaman, kaleye en yakn ve
kale evresinden grnmeyecek bir yere gizleniniz. Bizim gemileri grnce atlarnz
drt nala srp, btn selsireleri ve borular alp byk bir grlt yaparak kalenin
iine daln. Bir ey beklemedikleri iin kaplar ak bulursunuz. eri girer girmez ate
an. Mukavemet edeceklerini sanmam. Ederlerse biz hemen imdadnza yetiiriz.
Etmezler de teslim olurlarsa, akllarn balarna toplamazdan nce silahlarn alnz ve
onlar hemen bir delie tknz. Ondan sonra ne yapacanz, Allah ksmet eder de sa
kalrsak size bildiririm," dedi. Turgut Reis bunlar sylerken gzlerinde bir inan ve
gven parlyordu. Onu dinleyenler, onun iddetli ruh akkanlna uram olduklar
iin mi ne, yirmi be ift gz, sevinle alev alev parlyordu. Turgutca'ya gelince, bir iki
saat sonra ban aslan azna sokacak olan bu delikanl, dn gecesi zifaf odasna
girmek zereymi gibi mutlu ve ftursuzdu.

Bir aralk, elik gibi metin yrekli olduu Turgutca tarafndan bilinen ihtiyar bir
denizci yolda ona yanaarak yavaa, "Turgut Baba (kendisi Turgut'un babas olacak
yata olduu iin bu szleri sylerken dudaklarnda hafif bir glmseme peydahland)
sakn delikanllna kaplp tedbirsiz bir ie girimeyesin? Dmann karnca ise ona
deve imi gibi hareket et," diye fsldad.

Turgutca, sevdii bu adamn neden glmsediini anlayarak ona, "Babacm,"


derken, o da glmsedi. "Korkma! Yer olur ki, en byk tedbir delice hareket etmek
olur, bir de, yer olur ki, en byk cesaret en ekingen tedbirlere bavurmak olur. Bugn
iinde bulunduumuz durum, cesaretin asl zr delicesini ister. Ben spanya kylarna
siftah geliyorum. Bundan sonra geldiim zaman bu herifler beni tanm ve noksan da
olsa bana kar bir tedbir alm olurlar. Ho o zaman, ben de onlar daha iyi renmi
olurum, benim iin en byk baskn frsat ite asl bugndr. Sen msterih ol
babacm. ok yaknda Allah'n inayetiyle Baba Turgut'un sana ne kadar layk bir evlat
olduunu, grrsn," dedi.

teki sylediklerine piman oldu. Yannda gecenin karanlnda gen denizcinin


dimdik kara siluetine bakarken, gzleri nemlendi. Eh kolay deildi bu. Cefal ve lml
deniz hayat! Yal denizci iini ekti. Turgutca'ya dnd, "bak olum, sen gensin...
Yanlmyorsam bu denizlerde yllarn sresince byk iler greceksin. Ben eni konu
yaadm. Senden bir ltuf istiyorum. u zr delice cesaret ister dediin ilerin birisini
bana havale et," diye yalvard. Turgut ona, "Mrsel Aa, spanyolca biliyor musun?"
diye sordu. O, evet deyince onunla bir saat konutu. Ondan sonra Mrsel Aa, Turgut'un
yanndan ayrlp aaya indi.

Turgut Reis de darack kamarasna ekildi. Oraya teker teker ve ifter ifter birok
denizciyi arp onlarla uzun uzadya konutu. Onlar yerlerine dnnce, "ne oldu? Ne
yapacaz? Nereye gidiyoruz?" yollu sr sr soruyla karlatlar. Cevap olarak bir
ey sylemiyorlard, fakat gzleri sevin ve gvenle parlyordu. O kadar ki, aradan
ok gemeden ikier, er olarak bir aa bir yukar gverteyi tepenler olsun, aada
bada kurup halka tekil edenler olsun, baka baka eylerden konuuyor idiyseler de,
zet olarak birbirine syledikleri ya da bildirmek istedikleri ey uydu: Byk olaylarn
ncesindeyiz. Emin olun arkadalar ki, o byk vakalar yapacak olan bizleriz. Bunu
tam imanla, dilimle ikrar ve yreimle de tasdik ediyorum.

afak yaknd. Turgutca gvertede yapayalnz duruyordu. Yldzlara bakakalmt. O


onlara ne diyor, onlar da ne cevap veriyorlard? Kim bilebilirdi? Turgutca bu yldzlar
ocukluunda o ssz Sralovaz Dalarnda tanmt. Her nereye gitse onlar da orada
buluyordu.

afaktan nce svarilik edecek olan elli kiiyi iki sandalla denize braktktan sonra;
nceden szleilmi olduuna gre fener iaretiyle krlangc ard. Villajoyosa'ya
gidip kente saldracakm gibi hareket etmesini, hatta arkebz atei amasn, karlk
grnce uzaklamas ve gene geri dnmesi ve bu manevray be alt saat sresince
tekrarladktan sonra gneye doru gelip kendisini aramasn tembih etti. Kendisi douya
doru rota evirdi. Hl dou rzgr esiyordu. Turgut Reis ksa zikzaklarla orsa
alabanda volta vuruyordu. afak sknce, panayr halinde olan Alikante kenti nndeki
deniz sahasn ve deniz ufkunu her trl gemi ve tekneden temiz gryor ve ikilsiz,
mutlu, "i bade sev gzel, var ise akl uurun, dnya ya var imi ya ki yok imi ne
umurun?" diye sevgilisinin krmz dudaklar gibi krmz Alikante arabn verip
veritiriyordu. Ufkun biraz tesinde, yedi bela, kara topuz Turgut Reis'in beklemekte
olduunun farknda deildi. Hatta onun adn bile bilmiyordu. Ve bilmiyordu ki, aradan
on sene gemezden nce, "Turgut" diye adnn telaffuzunu beceremedikleri iin adn
"Dragut"a evirecekleri o denizci, (gene adn beceremedikleri iin Barbarossa'ya
evirdikleri) teki denizciden ok imparatorluklarnn temelini sarsacakt.

Turgut Reis'in volta vurmakta olduunu syledik. Osmanl kadrgalarnn boylar


uzun, enleri dar olduu iin, orsada yana yattklar zaman alabora olmak tehlikesi
bagsterdi. Hatta fazlaca yalpada krek lombozlarndan su almalar olasl da vard.
zellikle boylar volta balarnda abuk dnmelerine engel olurdu. Bundan nce Turgut
Reis'in her itibarla dengesinden emin olmad bir tekneye katiyen ayak basmadn
sylemitik. Turgut Reis, dengenin yalnz teknede mevcut olmasna dikkat etmez,
gemilerde denizci askerleri, yani savalar ile denizci tayfalar arasnda dengeli bir
nisbetin varolmasna ok zen gsterirdi. Denizcilikte, deniz savanda ve denizde
sava ilerinde ortaya yepyeni bir teknik koymutu. te bu sayede Preveze
muharebesinde zaferin balca etkenlerinden biri olmutu. Turgut Reis'in bu vasflar,
gerek Oru Reis'i olsun, gerek teki kardelerini olsun hayret ve hayranlk iinde
brakrd. te bundan dolay Turgut Reis yaz olsun, k olsun btn gemileriyle
gerektike voltaya kard.

Alikante limannda be gali yanyana yatyorlard. Palamarlar rhtma balanmt.


leri hemen hemen botu. Yalnz uyumakta olan forsalar beklemek zere, her birinde,
on, on be kll ve pitovlu gardiyan braklmt. Galilerin biraz tesinde ykl olan
barann kara siluetleri grlyordu. lerinde braklm olan be nbeti
mstesna, onlar da bo saylabilirdi. Btn ehrin pencerelerinin perdeleri arasndan
klar parlyordu. nk yortu gnleri idi. Kentte enlik vard. Gemilerde kim dururdu?
Ne ho oluyordu, Endlsn Mslman kzlarna Hristiyanln kaynayan kannn
saldrcln gstermek! spanya'nn patron havarisi, "Santiago"nun adna silahsz
kleler ve kadnlarn nnde, kabzadan kl syrmak! Onlarn evlerine ve haremlerine
dalmak, onlar tutup darya srklemek. Be galinin komutan "Don Gonsalez Nuno de
Lara"nn kollar ok kuvvetli idi. Kadnlar kollarndan, memelerinden bir tuttu muydu,
be parmann yeri hi olmazsa bir ay orada mor rk halinde kalr gemezdi. Fakat
bu akam gnlerden beri imekte olduu arap etkisiyle midir, nedir merhametli idi.
Yar szm bir halde, rahat bir koltukta uzanmakta idi. Belki de istedii zaman silahsz
insanlara kl almakta serbest olduunu bildii iin o dakikada kl kullanmaya
tenezzl etmemekte idi. Ama olur a! Keyif bu! imdi, bu dakikada aklna esiverirse
ekti miydi klc, masum ve silahsz Endls eti zerinde kl sals eitimine
giriebilirdi. aka deil, o Baba Orular mdr, Barbarossa'lar mdr -her ne karn
ars iseler- te o Trklere kar kollar eitimli bulunmal idi.

Fakat defedin u sava mava fikirlerini! Bu akamn harb parolas engigne, raks
ve krmz araptayd. "Gelsin arap! Gitsin arap! Gkten araplar yasn! Sokaklardan
araplar aksn!" Don Gonsalez, mahmur gzlerini koca salonu doldurmakta olan
subaylarnn zerinde gezdirdi. Onlara, "Nasl, iyi deil mi? Gelsin arap gitsin arap!
Bir de bana air deilsin derler," dedi. Salonda hazr olanlarn hepsi de bir azdan,
"Efendim, byle bir msra bercestenin altna Homer, Hesiod ve Horace yalnz
mhrlerini deil, kalplarn bile basarlar," yollu szler sylediler. Don Gonsalez,
"Endlsl garimedler gelsin!" (Garimed, mitolojide ilahlarn sakisidir) diye el rpt.
Odann iine, ellerinde arap bardaklar tutmakta olan birok Mslman kzlar girdi.
Hepsi de glmsyorlard. Ne yapsnlar? Balarn omuzlarnn zerinde tutmak
istiyorlarsa, bu ekilde arap bardaklarn tamaktan holanyorlarm gibi
glmsemeleri gerekti.

Don Gonsalez arab iti. Oradakilere "Biliyor musunuz ne dnyorum? O Baba


Orular mdr nedir? te onlar, rnein bu gece buraya bir saldrmallar da gnlerini
grmeliler," dedi. Her taraftan kahkahalar koptu. Salonda Dk do Alva'nn mehur zrhl
piyadesine mensup birok kii vard. Kaln elik mifer ve zrhlarn bir tarafa
atmlard. Onlar birdenbire dil akl kazandlar. Ortal, Barbaros'larn adreslerine
gnderdikleri kfrlere bodular. Gene araplar geldi. yle ya, geceleyin denizin
durgun sular kanck olur. Zindan gibi sular zerinde sallanp durmaktansa, oradaki
yumuak yastklarn zerinde szmak daha rahat olurdu.

Filo komutan bylece elenirken, ieriye bir subay girdi ve komutana


Barbaros'lardan kaan bir Hristiyan forsann kendisini grmek istediini ve kendisine
syleyecekleri olduunu bildirdi. Don Gonsalez, "Getirin onu!" diye bard. Salona
uzun boylu bir Fransisken rahip girdi. ekmi olduu ikencelerden dolay
sendeliyordu. st ba yrtkt. Edas alakgnll, fakat sakin ve kendine hkimdi.
Komutann onu tepesinden trnana kadar yoklayan alayc bakn dik durarak karlad
ve kumandana hrmet ettii iin, onun izni olmadan konumaktan ekinmekte olduu
duygusunu verdi. Komutan, sonunda "nereden geliyorsun ey forsa?" diye sordu.

Adam, "korsanlarn, yani Barbaros'larn kadrgasndan katm," dedi.


"Seni ne zaman ve nerede yakaladlar?"

"Napoli limanndan kutsal babamz nc Paul'un emirleriyle Korsika Adasna


giderken, rzgr iyi idi, fakat korsanlarn krekleri bize yetiti. Talih de onlara yardm
etti. Bacaklarmza zincirler takld. Param yoktu ki kurtulu paras diye verip
hrriyetimi satn alaym. Sardenya'nn Karbonara burnuna yanarken, ayamdaki
pranga demirinin atlak olduunun farkna vardm. Geceydi, uranca krld. Ktan
gelen uygun rzgrla gidiyorduk. Forsalar, alnlarn krek topalarna dayamlar
uyuyorlard, krek lombozundan yavaa kendimi denize braktm. Yze yze karaya
vardm. Oradan yaya olarak Kalyari'ye geldim. Oradan Napoli'ye giden gemi yoktu.
Buraya gelen bir gemi vard. Buraya geldim, iyi de oldu. nk Napoli'ye varr varmaz
buraya gndermek niyetinde olduum haberi, dorudan doruya size bizzat getirmek
onuruna erdim."

"abuk syle o haber nedir?"

"Efendim korsanlarn sylediklerine gre Sardenya ile Tunus arasnda bir gidi geli
yapacaklard. Oralarda bir ey bulamazlarsa Lampedusa'ya gidip orada be on gn
ganimet bekleyeceklerdi. Ondan sonra Villajoyosa'ya kp Alcoy kentini basmay
kuruyorlard. Herhalde imdi Villajoyosa'ya doru yolalmaktadrlar."

Rahip bu szleri syler sylemez, Don Gonsalez Nuno de Lara hiddetle ayaa frlad.
Fakat ayaa frlamasyla birlikte koltua dmesi bir oldu. Rahibe, "Yalan sylyorsan,
seni diri diri yaktracam. Bunu bil!" dedi. Orada bulunan birka yksek rtbeli subaya
dnerek, "biz burada daha ok bekleyemeyiz. Bizim yolumuz Amerika'dr. Kumanyalar
yklemi bulunuyoruz. Kale muhafzna selamm bildiriniz. imdiden tezi yok, hemen o
kpeklerin hepsini (yani kalede kapal olan Mslman tutsaklar) rhtma indirsin. Git
syle" dedi.

Don Gonsalez'in fkesi sarholuk fkesi olduu iin parlamasyla snmesi bir
olmutu. Orada oturan Alikante corregidoruna (valisine) "eer yanlmyorsam ekselans,
Villajoyosa sizin kazalarnzn biridir. Zatlileri, bittabi daha iyi bilirler, fakat buradan
oraya bir miktar takviye kuvveti gnderseniz fena olmaz gibi geliyor. Ah senyor
corregidor! u iler! nsann oturup da rahat rahat bir bardak arap imesini devrimiz
ok grr. Galiba size yarn veda etmek teessrnn zebunu olacaz. Size bu acm por
la boca de mi herida, yreimin yarasnn dudaklarndan sylyorum," dedi.

teki, "doru sylyorsunuz senyor comandante, fakat vakit var, yarn takviye
kuvvetinin gnderilmesini dnecek vaktimiz bulunur," dedi.
Don Gonsalez, corregidora akl retmenin iyi bir etki yapmadn anlad iin ona
bir, "hakknz var," dedikten sonra gene rahibe dnd ve ondan "Bu Barbaros'larn
emirlerinde ka gemi vard?" diye sordu.

Rahip, "Herhalde bilirsiniz senyor comandante. Zincirli tutsaklarn, yal gzlerinin


nnde gemilerin says deil, fakat zgrlk tter. te bundan dolay casusluu
adamakll becerecek durumda deildim. Zaten krek lombozundan neyi grebildim ki?
Gece yzerken farkna vardm bir ey var idiyse o da, dalgalarn hrriyetime set
ekmekte olduklar idi. Gndz olunca apak denizin yznde, o melun ve habis
eytanlar ima edecek bir fiskecik bile yoktu. Zaten ulu Tanrya krler olsun, hrdm.
Bittabi hr olunca da gnein, berrak gklerin ve gkler kadar berrak olan denizlerin
anna hayran kaldm. Hey gidi ulu Tanrm hey! Neler de neler yaratmamt? Szgelimi
hikmetine hepimizin kurban olas Tanrm, sizin gibi anl bir zat yaratm ve annzn
bsbtn meydana kmas iin, benim gibi hakir ve snepe bir rahip yaratm. Rahip
diyorum. H h, bu iddial bir laftr. Kibirdir. Kendime rahip deyince glesim ve
hatta kendi enseme bir tokat vurasm geliyor," dedi.

Rahip bu sz syleyince salonun enince ve boyunca bir kahkaha selidir akt. Don
Gonsalez "Dur bakalm papaz karde! Herkes burada cmb ederken, senin a
kalmakln doru deil," dedi. Kapdan tarafa, "yemek ve arap getiriniz!" diye bir
emir grletti. Gene rahibe dnerek, "Hele karnn doyur da, sana soracaklarm sorarm.
Ha, bir ey daha var, sana bir Mslman garimed (mitolojik saki) getirsinler. Hem sana
arap sunsun." -Senyor comandante sznn burasnda rahibe apknca gz krpt- "Ne
diyordum? Hem arap sunsun, hem de kiraz dudaktan bir pck," dedi.

Rahip, ikiyzll gze batan bir tavrla "Biz ruhaniyetli San Fransesco di
Ascoli'nin tarikatnn mensuplar kadn yzne bakmayz," dedi.

teki, gevrek gevrek gld, "Uzun etme! Hem Mslman diiler insandan ve
kadndan saylmazlar. Tarikatnzn yasa onlara amil deildir," dedi. Elini rpt,
kapya doru "Yahu bir Mslman garimed getiriniz dememi miydim, hani ya?" diye
bard. Birka ses birden acele ile, "geliyor efendim," dediler. Bir iki dakika sonra
ieriye, yzne baklamayacak kadar gzel bir kz getirdiler. Kz, hi de almad, zil
zurna sarho erkeklerle dolu olan o salona girince salarnn diplerine kadar kpkrmz
kzard ve aalad. Onu rahibin yanna getirip "abajoj pero!" (k be kpek!) diyerek
yere arptlar. Kz, rahibin neredeyse dizlerinin zerine yuvarlanacakt.

Tam o srada corregidorun nne gelip selam veren bir subay, "Villajoyosa'dan gelen
iki svari hemen sizi grmek istiyor, ne emir buyurursunuz?" dedi.
Corregidor, "gelsinler," buyurdu.

eriye, mahmuzlarn ngrdatarak kan ter iinde iki svari girdi. Selam verip put
gibi durdular.

Corregidor, "syleyiniz!" diye grledi. Svarinin biri, ezberlenmi olan bir dersi
okuyormu gibi hzl hzl "efendim bu sabah saat ona doru krmz zemin zerinde bir
kuru kafa ve onun altnda kl tutan bir kol resmi tayan bir bayra ekmi olan
kocaman bir dman gemisi Villajoyosa kentini topa tuttu. Yksek noktalarda nbet
bekleyen gzcler, ufkun boylu boyunca dizili duran kara noktalar grdler ve bunlarn
dman gemileri olduklarna hkmettiler. Plaza Comandantesinin emriyle buraya gelip
size keyfiyeti bildirmek erefine nail oluyoruz," dedi.

Corregidor sarho sarho gld, "Yksek bir eref dorusu!" dedi. Sonra Alikante
askeri kuvvetlerinin komutanna dnerek, "gryorsunuz ya? Sizi rahatsz etmek
istemezdim. Fakat -emir deil ya- btn kuvvetlerinizle hemen imdi yola kp zorlu
yrylerle Villajoyosa'ya yetimeniz gerekiyor," dedi ve kp gitti.

Don Gonsalez subaylarn birine, "git hemen bak! Kaledeki kpekler rhtma
getirildiler mi?" dedi. Subay selam verince darya frlad. Don Gonsalez, rahibe
dnerek, "ak olsun sana, ge getirdin ama bizlere doru haberler getirdin," dedi.
Boazn temizlemek iin birka kere ksrdkten sonra gene rahibe "ne duruyorsun?
Byle bir frsat her zaman ele gemez. Sktr u kfiri, sk bakalm yanaklarn, iyice
sk! Hah yle! Yana skann da yanan skldn seyredenlerin de houna gider bu,"
dedi.

Rahip kzn yanan skarm gibi yaparken, ak szleri syleyecekmi gibi kulana
doru eildi ve yavaa "korkma kzm, ben Mslmanm, sabret, belki de kurtulman
yakndr," dedi. Kzn rengi yle att ki, kire gibi bembeyaz kesildi.

Don Gonsalez ile Corregidor rahibe, hemen hemen ikisi de birden "ah gidi kfir, hele
bak etkili ak szleri sylemesini ne de iyi biliyorsun. Hemen nerede ise kz baylp
auuna decek," dediler. Bu arada kentte borular tt. Birka kii, pencerelerden
darya bakarken birbirine, "Plaza komutan kente dalm sarho askerlerini yle
boru ile davulla kolay kolay bana toplayamaz. Ne olacak, gelenleri alr, hayrls ile
yola kar. Gelmeyenler yakalanmamak iin ke bucak saklanrlar," diyorlard.

Az sonra esirlerin rhtmda toplanp toplanmadn anlamas iin gnderilen subay


geri dnd. Don Gonsalez'e selam verdikten sonra, "tutsaklarn hemen hemen hepsi
rhtma getirilmi bulunuyorlar, geri kalan da yolda efendim" dedi. teki kuru bir
"pekiyi" ile karlk verdi ve ban dndrp szmona kza sulanan rahiple megul
oldu.

Aradan bir eyrek saat getikten sonra kentten grltler gelmeye balad. "Ha? Ne
oluyor?"

Don Gonsalez'in, corregidorun ve salondakilerin gzleri pencerelere dnd. afak m


skyordu? Yok a canm! Havadaki parltlar? Acaba yldzlar m? Yoksa gne ard
da dou ufkunda doacana limandan m domaya kalkt? Liman deil, sanki bir alev
gl. -hanet! ihanet- Don Gonsalez sendeleye sendeleye ayaa kalkt. "Klcm nerede?
Silah bana!" diye bard. Gz rahibe iliti. "Vurun u keratay. Bu herif papaz deil.
Alak bir casus! Getirdiin mjde bu muydu? Hani ya klcm? Galilerim yanyor?
ldrn u herifi!" diye avaz avaz haykryordu.

te o zaman rahip birdenbire ayaa frlad. Dinsel kisvesini bir tarafa frlatt.
Comandante karsnda, yaln yataan bir korsan grd. Korsan bir ifrit gibi saldrd.
Yataan havada bir ark etti miydi, dairenin yars mavi, yars krmz oluyor ve
oradakilerin birinden biri yere dyordu. Yataann bu al, onu grenlerde sava
umut ve olasln kknden uuruyordu.

Darda vahi bir karklk, yanan iki galinin gklerdeki kara dumanl kzll,
korku yaygaralar, kl akrtlar ve pitov gmleyileri, kyasya bir savan
habercileriydi. Salonda Mrsel Aa'nn (sabk rahip) yataan yan vurup hayrls ile
yalman karyordu. Hele Mrsel Aa'nn kza yavaa vermi olduu kama, szmona
bir dii parsa, di trnak olmutu.

Ne var ki, salonaki spanyollar artk kendilerini topluyorlard. Mrsel Aa iinden,


"hani ya? Gecikiyorlar!" Yoksa gen Turgutca Reis bir engele mi rastgelmiti? Yazk
olurdu delikanl denizciye. "Ben de, yle ise kendimi pahalya sataym," diye dnyor
ve nerede bulunduunu duyurmak iin korkun bir korsan narasn atarak yataanyla
saldrmakta devam ediyordu. ehirden feryat gitgide daha ve daha ykseliyordu.

te o zaman bir kanad ak olan kap, erevesiyle birlikte paldr kldr ieriye
devrildi, birka pitov patlad. Dmanlarn arasndan dalkl birka korsan frlad.
Mrsel'in tek bana bir aslan gibi arpmakta olduunu grnce, kllar imekler
gibi akt.

Korsann biri, "kapy tutun!" diye bard. Tavandaki kandilli avize, takmyla
tavandan koptu. Yerde angr ungur snd. Perdeler ve masa rtleri tututu. Korsanlar
birden yzgeri ederek kap dar frladlar.
Darda kadn lklar duyuluyordu. Olanca seslerle ehadet kelimesini
tekrarlyorlard. Sava grltsn tnmayan korsan yrekleri, bu, imdat isteyen kadn
sesleriyle burkuldu. Duman ve alevler iinde, yukar mahalleden birka korsan gecikmi
olan esirleri rhtma doru sryordu. Ne var ki, aknla urayarak dizinin ba
zlen ve klcn atp kaan dman, kovalanmadn grnce kan yavalatt,
biraz sonra durdu, ayak direyerek savunmaya ve sonra da saldrya geti. Artk dman,
kendisine saldranlarn bir avu korsandan ibaret olduklarn biliyordu. Baskn
dolaysyla uradklar paniin kendilerine ne byk telefata mal olmu olduunu
gryor, ilemi olduklar hatadan utanyor, fkeleniyor, kin duygusu ile kudurarak al
takke, ver klah dvyorlard. Korsanlar, yanmam olan galiye ve ticaret
gemisine, rhtmda toplanm olan tutsaklar acele bindiriyor, galilerden kurtarm
olduklar forsalarn da yardmyla oluk ocuk kalabaln etrafnda bir savunma
halkas oluturuyorlard.

Birbirlerine girdikleri iin pitov kullanlamyordu. Zaten korsanlar pek darda


kalmaynca pitov kullanmazlard. Ekseriya onlar son are olmak zere kuaklarnda
sokulu brakrlard. Korsanlara gre sava, silahlar kraliesi yaln klla yaplrd. te
bundan dolay iki taraf da karlkl olarak ayaklarn salamca yere dayatyor, iki
tarafta da gzler, hasm gzlerinden ve klcndan ayrlmyordu. Hzla deien eit
eit tavrlarla savunma ya da saldrya abalanyordu. Biri bir yeri vuracakm gibi
yaparak baka yere kl salma tasarlyor, imdi ileri atlyor, imdi geriliyor, imdi
aat.... at, at, at hasmnn evresinde dolanyor, rakibinin klcn uzaklatrnca,
kendisininkini "ya fettah!" diyerek spanyolun bana alyordu.

Tutsaklar galilere bindirildike, onlarn evresinde korsanlarn oluturduklar daire


klyordu. Kl sallar boa gitmiyordu, fakat denizcilerin kollar yorulmaya
balyordu. Son tutsaklar yklenince, rhtmda gali ve ticaret gemisinin nnde
toplanm olan korsanlar, tamakta olduklar olanca pitovlarla dmana ate ettiler.
Dman geriledi. te o zaman korsanlar gemilere hoplad. Palamar ipleri, birka kl
vuruuyla kesildi. Krekilere "siya!" emri verildi. Gemiler kn kn giderek
rhtmdan yava yava ayrlyorlard. Rhtmdaki dman, gemilere arkebzlerle ate
etti. Fakat gerek gemilerden, gerekse ticaret gemilerinden oklar vngldad ve
arkebzler patladi. Arkebzlerle birlikte galilerin balarnda azlarna kadar hurda,
vr zvr ve akllarla dolu olan toplara, "ate!" emri verildi. Rhtmn enini bir duman
bulutu kaplad. Duman bulutunun iinde birbirine denk alev dilleri vard. Alikante
baskn tamamlanmt.

Duman bulutu kalknca Alikante limannda yanmakta olan iki galiden arta kalan odun
paralarndan baka, gemi yoktu. Don Gonsalez Nuno de Lara, atalarnn Tark Bin
Ziyad'a kar" Keres de La Frontera'da savam olduunu ileri srerdi. Onu
hizmetileri salonda, bir taraf yanmakta olan masa rtsnn altnda, "Az kald
ekselans kebap olacaktnz!..." diye kurtardlar. Kendine gelince, "klcm getirin! Ben
o kpeklere gsteririm!" diye bard. Kpek dedii, Sralovazl oban Veli'nin olu
Turgut Reis, birka saatin iinde iki emperiyal galiyi yakm, emperiyal galiyi ve
ticaret gemisini de yedekte ekip gtrmt. Kaledeki btn tutsaklar kurtarm ve
emperiyal Alikante ehrinin de hi olmazsa te birini yakmt.

Turgut Reis, zaptedilmi dman kadrgas ve ticaret gemisine Mslman


tutsaklar yklemiti. kadrga, Amerika'ya kadar seyahat iin gereken kumanyay
almt. Turgut Reis, bu gemilerden bir miktar barutlarn ve gllelerini ald. Ticaret
gemilerinde uhalar, ipekler ve bir miktar altn vard. Turgut Reis bu alt gemiyi
Halkulvat'a gnderdi.

Turgut Reis, Alikante basknndan iki saat sonra be gemilik eskadronuyla


"Torrevieja"nn nnde gzkt. afak skyordu. Turgutca'nn gzkmesiyle birlikte,
karada bir kyamettir koptu. Ddkler tyor, pitovlar patlyor, kk kalenin
kapsndan bir sr svarinin toz duman iinde drt nala ieri daldklar grlyordu.
Gz ile ka arasnda kalenin tepesinde krmz zemin zerinde kafa ve onun da altnda
kl tutan koldan ibaret (Baba Oru'un) korsan bayra ekilmi dalgalanyordu.

Limanda demirli olan kalyonun tayfasnn ou, komutanlar ve subaylaryla darda


bulunuyordu. Kalede, korsan bayrann yapraklanmasyla birlikte birka toptan ibaret
olan kale toplarnn kalyona ate amas bir oldu.

Ama gllelerde isabet yoktu. Bazlar deniz kenarnda toz duman, bazlar da
kalyonun evresinde kpk ve yksek su stunlar kaldryorlard. Turgut Reis'in de
gemileri (vurmamak, fakat korkutmak zere) ate atlar. ki ate arasnda kalan kalyon,
ok gemeden teslim bayran ekti. Kaleye tanm olan tahllar ve kalede kurtulu
paras verebilecek spanyollar, kalyona tandlar. Kaledeki barutun byk bir ksm,
top, glle ve baka silahlarn hepsi Turgut Reis'in filosuna tand. Karada braklan
barutlarla kale duvarlarna, lamlar hazrland ve Torrevieja kalesi takmyla havaya
uuruldu. Turgut Reis, kalyonu da Halkulvat'a gnderdi. Svarilere ky boyu gneye
gitmeleri emrini verdi. Btn bu iler bir buuk saatte tamamlanm bulunuyordu.

Donanma gene gneye yolland. Gemiler artk korkmuyorlar, kynn bir mil anda
Palos burnuna doru dalgalar yaryordu. Karadan ise svariler hzla ilerliyorlard.
Palos burnunun kuzeyinde Murcie (Arapa Mersiye) Corregidoru (valisi) Don Jose de
Texada'nn kzn Sicilya'ya gtrecek olan gemiye karadan ve denizden saldrd. Gemi,
hi kimsenin burnu kanamadan zaptedildi. Fakat corregidorun kz ortada yoktu. Zaten
ellerine orada topu topu dokuz ba dii gemiti. Bunlar da "Senyorita Kandida, acaba
nerede?" diye salarn balarn yoluyorlard. Korsanlar kendilerinden kmelice bir
kurtarmalk almay umduklar Senyorita Kandida'nn ortada bulunmamasna hem
atlar, hem zldler, ah vah eden dokuz kadn ise senyoritann hizmetileri ve ayn
zamanda genceizin yreinin sesine uyarak, bir delikanlya yreini kaptrmamasna
dikkat edecek olan yal bal dennalardan ibaretti. Gen korsanlar, "Bu kartalolar,
bu uyuz tavuklar neyliyelim? Asl pilici kardk galiba?" diye yaknyorlard.

Turgut Reis, zaptedilen gemiyi Ate Yaarn emrine verdi ve kendisi, (rzgr
kesilmiti) kreklerinin btn hzyla Santa Martha kadrgasn da ele geirmek zere
gneye dmen tuttu.

Svarilerin onu, on bei, halis muhlis gemici olup svarilie alk olmadklarndan,
at zerinde dalaklarnn fena acmakta olduundan yakndlar. Bunlar gemilere alnd ve
onlarn yerine gemidekilerden binicilii becerebilenler seilerek karaya gnderildi.
Bunlarn arasnda Sar Hamdi ile Sessiz Mehmet de vard.

Murcie Corregidoru Don Jose de Texada'nn kzn gtrecek olan Nina gemisi yola
kal birka saat olmutu. Turgut Reis'in uyars zerine Ate Yaar tutsaklar mevki,
rtbe ve servetlerine gre tasnif ediyordu. Fakirlerden pek az bir ey alnyor, bazen
hibir ey alnmyor, onlar serbest braklyorlard.

Ate Yaar bylece, otuz krk tutsa sorguya ekip, adlarn, doduklar yerleri,
verecekleri kurtulmalklar kaydettikten sonra bu kez sra iyice giyinmi sal sakall bir
gence geldi. Bu delikanl odaya getirildii zaman korkudan beti benzi atm, tirtir
titriyor ve alnndan boncuk boncuk terler akyordu.

Ate yaar ona "senin adn ne?" diye sorduu zaman, sert bir tokat yemi gibi sarsld.
aalad ve ne dediini bilmeden "Kandida!" dedi. Bunu sylerken enesindeki sakal
yere dt. te o zaman gen, az kalsn baylp yere devrilecekti. Ate Yaar bir adm
ileri atarak, kibarca "Msaade edersiniz deil mi?" diyerek bir eli ile gencin
dudaklarna basarken, teki eli ile byklarn ekip kard (nk takma sakaln
ardndan, gerekten de gzel bir kz yz kmt).

Ate Yaar, pek alayc ve ar biimde vc bir tavrla kza, "Yanlmyorsam Don
Jose de Texada'nn kz Senyorita Kandida'nn nnde bulunmak onuruna eriiyorum.
Fakat ister mcevherlerinizi bizlere kaptrmamak iin olsun, ister kurtulmalk vermemek
iin olsun, neden erkek kyafetine girmek zahmetine katlandnz? Gzel yznz
arkadalarmn birisine gstereydiniz onlar sizin kurtulmalnz rahatlkla derlerdi.
Mcevherlere gelince, sizi grdkten sonra artk mcevherlerin yzne mi baklr?"
dedi. Kzn btn kan, utancndan yzne harlamt. Ne syleyeceini ard. Alay
edildiinin farkna vard. Birdenbire bir ocuk gibi hkra hkra alamaya balad.
Yaar daha fazla srar etmeyerek birisini ard ve: "Kz yandaki kamaraya alnz,
orada biraz dinlensin. Eer birisiyle grmek istiyorsa bildirsin," dedi.

Aradan ok gemeden, kzn Petruccio adnda bir ihtiyar grmek istedii anlald.
htiyar bulup kza gtrdler. Kz onunla konutuktan sonra Petruccio, Ate Yaar'
grmek istedi.

Yaar'a "Efendim bu kz, yani Senyorita Kandida'y ta yrmeye balad adan


beri tanrm. Benim elimde byd dersem yalan sylememi olurum. ocukluundan
beri benden hibir srrn saklamazd. Babas (mr uzun olsun) Don Jose pek zalim bir
adamdr. Kzn Sicilya'daki byk Katolik manastrna gndermek istiyordu. Kz, Don
Jose gibi bir adamn kznn manastra girince, raklk (novitiate) dnemini bile o
byk kutsal Ha manastrnda, mmtaz bir mevki ihraz ederek geireceini biliyordu.
Ayn zamanda biliyordu ki, manastrn barahibesi yani Abesi lnce, kendisi barahibe
olacak, manastr duvarlarnn iindekilerinin hayatlarna hkmedecek ve manastr
ynetecektir. spanya'da bir kadn iin kralielik dnda bu nemde bir mevki daha
yoktur... Ne var ki, kz tabiatn ona verdii gzellikten mrnce yoksun kalacan
dnyor ve zlyordu. Bana bu eyleri anlatrken limana hkim yksek evin
penceresinden aalar seyrediyor ve kendisini Sicilya'ya gtrecek olan gemiye acele
ile cephane ve erzak ykletilmekte olduunu grdke gzyalarn tutamyordu. Ben
ona gemiye erkek kyafetinde girmesini telkin ettim. Sicilya'ya vardktan sonra onu
talya'ya karacaktm. Yanmza bin altn dukat almtk. Benim bir ayam mezardadr.
O para onu mrnn sonuna kadar geindirebilecekti, mcevheratn bir ksmn da
almtk. Hepsi de bende, bir sandk iindedir. Onlar kurtulmalk olmak zere kabul
etmenizi ve kendisinin talya'nn (size kolay gelebilecek) herhangi bir noktasna
karlmasn yalvarmaktadr. nk artk geleceinin tamamyla sndne
inanmaktadr. Ve kendisinin kim olduunu gizleyerek el emei ile geimini salamak
niyetindedir. Babas tutsak olduunu duyarsa, onun iin byk bir kurtulmalk
verecektir. Fakat onun manastrdan kamak iin erkek kyafetine girmi olduunu da
mutlaka duyacaktr. Bundan dolay onu belki de hayatna mal olacak cezalara da
arptrmaya kalkacaktr. Kz, babasna dnmeyi bir lme gitme saymaktadr ve bunda
da hakldr" dedi. Bunlar anlatlrken adamn sesi krk, yz hzn iinde idi. Bu
sylediklerinin kabul edileceini ummad ve kz canl bir insandan ok, gelecek
byk aclarn ve felaketlerin av saymakta olduu besbelli idi.

Ate Yaar da zgnd. htiyara, "kurtulmalk olarak vermek istedii bin altn dukat
ile mcevherler, deniz yasalarna gre bizim savaarak elde etmi olduumuz
ganimetlerdendir. Onlar zaten bizim malmzdr. Fidyei necat olarak onu kabul etmek
demek, kendi malmz (ki onda btn mrettebatn paylar vardr), kz kurtarmak iin
gene kendimize vermek demektir. Bu samadr ve olamaz. O dukatlar ve mcevherat,
deniz kanunlarna gre, onda haklar olanlara datlacaktr. Bu yasalar biz koymadk,
siz koydunuz ve onlar bizim uyguladmzdan bin kez daha gaddarca uyguladnz ve
uygulamaya devam etmektesiniz. Bu ite son sz, elbette reisimiz Turgut Reis'e aittir,"
dedi ve iini derin derin ekti. Petruccio ban edi ve Dona Kandida'nn bulunduu
kamaraya dnd.

Ate Yaar ihtiyar kamara kapsna kadar hazin gzlerle izledi... inden, "Bende bu
acma nereden dodu? Arkadalarn elencesi olacaz?" diye dnyordu. te bu
yrek yufkaln gidermek iin nlerine bir spanyol paras mdr, kalyonu mudur,
karavellas mdr ne karn ars ise, onlarn birisi kmal idi. Ne zalim heriflerdi
onlar. Sen ipirin kz manastra sokmaya al, sonra da kzn bu gelecekten kendisini
kurtarmaya almasn byk bir su say. nsan mydlar u spanyollar? te ya!
spanya'da yakmadklar kz, kzan, silahsz insan kalmyordu. Kza kar, kendisini
gaddarca davranmak zorunda brakanlar gene onlard. Ah ne olurdu, ufukta bir tanesi
gzkverseydi? Dvmek iin kan scak scak kabarrd, gnln kabzasndan
frlayan klc gibi acnn iinden azat ederdi. imdi ise ii szlayp duruyordu. Sanki
darack ve kasvetli dar bir yerin duvarlar arasna skm gibi idi. O duvarlardan
darya atlp kurtulamyordu. Ufuklar bombotu. Bu acma duygusu da nereden
gelmiti? Ne iin iini byle actp duruyordu. Onu bomal idi.... Kalarn att. Kza
birka sz sylemeli idi. Gen kanyla atan damarlar, orsada yapraklanan flok yelkeni
gibi gm gm atarak kzn oturmakta olduu kamarann kapsna vard. Kz kapya geldi,
ikisinin de gzleri bulutu.

Ate Yaar bir cehennem zebanisine yakacak atk bir suratla, ancak cennet
meleklerinin syleyebilecei tatl szler syledi. htiyar bir korsan, "hey gidi genlik
hey, ifte kumrular gibi sevimeye koyuldular. kisi de alabora oldu," dedi. Onun
yannda duran bir gen, "Ne seviiyorlar yahu? Ate'in suratn grmyor musun?
Provezza frtnas gibi kararyor," diye cevap verdi. htiyar glmseyerek, "Arabn
surat gibi kararmas, kendini elin gnn karsnda ele vermek istemeyiindendir. Hem
de belki sevdiine kendi kzyordur. A avanak, frsat varken dolu gnlle laka skuta
sev gitsin. Benim gibi tohuma kap da akal (ihtiyar) olduun zaman ak ka para
eder?" dedi. Gen "iyi ama, kz spanyol!" demesi zerine ihtiyar, "sevgi geldi miydi
snr mnr m dinler?" diye cevaplad.

Bir baka kmede korsanlarda'n biri, "Ben bahis koarm. Ate abay adamakll
yakt. Yahu bizim paymz vardr diye kzn altn dukatlarn kabul etmedi. Sanki biz
denizlere zengin olmak iin mi ktk? Kim payn istiyor ki?" dedi. Karsndaki "Bak
Nedim, bu ite karar vermek Turgut Reis'e der. Onun da ne karar vereceini bilmek
iin keramet sahibi olmak gerekmez. Yaar mutlu olsun diye stelik para da verir yahu!"
dedi.

Bylece bir saat nce ad Nina olan gemi Halkulvat'a doru dalgalan krarken iinde
hem cennete, hem de cehenneme ait olaca sanlabilinecek sahneler geiyordu.

Turgut Reis hi vakit geirmeden gneye rota tutmutu. Kartajena'nn birka mil
kuzeyindeki kk koyda Santa Martha'y grd. Hemen be gemisinin pruvalarn
gemiye doru evirerek btn hzyla stne davrand. Santa Martha'nn pruvas kara
tarafnda idi. Kndaki toplar byk olsa bile be geminin pruva ateiyle baa
kamazd. Santa Martha bir ok bile atlmadan zaptedildi. Turgut Reis dalardaki
kylerde belki kamak isteyen Mslman vardr diye, yirmi otuz defa kuru sk top att.
Kartajena Dalar anglanarak inlediler. Turgutca, "Yaptm i biraz tehlikelidir. Belki
top sesi Kartajena'dan duyulur, orada kuvvetli bir filo varsa stmze gelir. Geri,
gelse de nce Allah, haklarndan geliriz. Fakat niye bou bouna yolda kan dkmeli.
Burada bir saatten fazla duramayz." (Bu szleri sylerken gemi kasarasndan, deniz
kysndaki beygirleri grd. Atlar kiniyorlard. Boyunlar eik, yeleleri uuyordu.
Azlarndan beyaz kpk kyordu.) "Karaya haber veriniz. Oradaki yoldalar atlarn
iyilerini seip biraz ot ve samanla (ellerine ne geirebilirlerse) birlikte Santa Martha'ya
yklesinler, tekileri serbest braksnlar," dedi.

Bu haberi karaya gtrenler orada ancak krk svari buldular. teki onunu Sessiz
Mehmet peine takm ve slam kylerinin bulunduklar dalara doru ilerlemeye
koyulmutu. Sar Hamdi'yi de yannda gtryordu ve yolda "Allah vere de kzn bana
bir felaket gelmemi olsa. Bana kardelerini almaya gideceini ve geleceini
sylemiti. Hi de yalan syleyecek bir kz deildi. Artk bu yama geldim, insan
yznden hi akmaz olur muyum? Hatta ne olur ne olmaz diye, bize gece bir iaret
vermesi gerekirse feneri be kez yakp sndrmesini tembih etmitim. Bu iaret
biiminde mutabk kalmtk. Ah grsen Hamdi, tpk Angeliki. Sanki Tanr Baba
yreime acm, zavall yavrucam bana gndermi. Eer o yavruca bulamazsam
dnya bana zehir zemberek olacak... Fakat nedense iimden bir ses, bana hep
'Bulacaksn bre Sessiz! Bulacaksn Bre Sessiz!' diye tekrarlayp duruyor. Gzlerimde
kzm ttyor, u dadan gelen ard allarnn kokusu yok mu? Sanki bana yavrumun
kokusunu getiriyor. Acaba peygamber oldum da yavrumun kokusunu, Yusuf'un kokusunu
alan Hazreti Yakup gibi mi alyorum dersin? Ah! Sen ister iste, ister isteme, onunla
evlenecek ve benim damadm olacaksn. Eer Angeliki olan o kzla evlenmek niyetinde
deilsen, bundan tezi yok, ek klcn burada dvelim," diyordu. Sar Hamdi, Sessize
"Sen babacm, artk enikonu bunamsn. Elbette yallk bu. Hi Angeliki olur da
gnllerimiz birbirimize akmaz olur mu?" diye cevap veriyordu.
nlerinde bir trt oldu. kisi de balarn yukarya kaldrdlar. Birdenbire Sessiz
Mehmet, "Ha ite!" diye bard.

Sar Hamdi gerekten karsnda Angeliki'yi grmekte olduunu sand. Fakat beti
benzi atm, daha henz mezardan km bir Angeliki. Pek gen ve gzeldi. Sar
Hamdi'ye, dpedz bakmaya alkn gzle bakt ve baklar Hamdi'nin iini aratrd.
"Sen Mslman msn?" diye sordu. Sesi de yz gibi idi, onda g ve uyum vard. Bir
de sr. Sessiz ortaya atld. "Elbette Mslman, ben, Koca Sessiz, seni bir kfirle mi
aramaya karm?" dedi.

Kzn bakna demincekkinden fazla bir scaklk ve tatllk kayd. Bir bakla
Hamdi'ye bin bir ey anlatyordu. Hamdi kzdaki o dimdik vakara at. Hamdi deta
tepesinden trnana kadar som mutluluk kesilmiti.

nk Hamdi'ye kaldrd bakta, hzn kadar istek de vard. Glmsemesi de yle


idi. Bandan topuuna kadar tavr bir kendini veriti, ite bu bambaka bir eydi.

Gelin naz, kzarmas, utanc deil, fakat vahi, gen, esrarengiz bir arzunun
aklanmas ya da daha dorusu karsndakine sezdirilmesiydi. Kendisinin oracktan
alnmasn bekliyordu. Sar Hamdi bunu gzlerinden okudu. Fakat bundan baka da
kzda, kendisini vermeyi kendisine yasak eden bir ey vard. Sar Hamdi'nin Angeliki'ye
kar duymu olduu btn o gemiteki ak, bu yeni ak ile beraber harlad. Delikanl
ate kesildi. Kendini tutabilmek iin yumruklarn skt. Fakat dileinin gene geleceini
Hamdi de, kz da pek iyi biliyordu. Kz, bu bilgi ile daha da zlyordu. Bu bilgi
ikisinin de arzularna kam oluyordu. Gzlerinde dnyay deitiriyordu. Hamdi,
Sessiz'e dnerek, baknda ta znden kopup gelen bir yalvarla, "Sessiz Amca, sen
bizi yalnz brak," dedi. Sessiz neye uradn ard. Fakat "Peki! Peki!" diyerek,
tekilere iaret etti ve ayrldlar.

Sar Hamdi ile kz, yani Hamra, birka saniye ne diyeceklerini bilmeyerek,
birbirlerine garip garip baktlar. Sar Hamdi "Yryelim, hem de konuuruz," dedi.
Szler boaznda tkand. Yoku yukarya yrmeye koyuldular.

Sari Hamdi'nin sesi sanki bir frtnann kara bulutundan frlayan sert bir saanak
gibiydi. "Seni seviyorum. Gemilerimiz aada, beraberce gideriz. Orada bu akam
nikhmz kyarlar," dedi. teki hazin hazin glmsedi. Sonra gene hazin bir sesle,
"Ben seninle nikhlanmay byk bir mutluluk ve eref sayarm. Fakat spanyollar
tarafndan cayr cayr yaklan ihtiyar anam ve iki ablamn cn almadka ben dnya
evine giremem. And itim. Beni ldrsnler veya ldrmesinler, ilk nce bunu
yapmalym. Eer sa kalrsam kendimi sana vermeyi bu dnyada nasip olacak en byk
mutluluk sayarm," dedi. Kzn sesinde itiraz kabul etmez bir kesinlik vard. Kz iini
ekti. Eli ile etraf gsterdi ve "u cennet gibi dnyada ite bize byle
cehennemdeymiiz gibi zorluklar yaratrlar. Bu hakszln peini sen, ben ve hi kimse
kovalamazsak, bu dnya daha da nelere benzemez? ncelikle kendime ait olan bir i
var. Onu yapacam. Onu bitirince (eer sa kalrsam) kendimi sana ziyafet diye
ekeceim, seni de kendime bir ziyafet olarak kabul edeceim" diye ekledi.

Bylece yrrken, karlarna biri pek ihtiyar, biri orta yal, ikisi de gen drt kii
kt. Bu drt kii birdenbire durakladlar... En ihtiyarlar (biri dii, biri erkek) bu ifte
dikkatle bakt. tekilere "korkmaynz, bunlar da Mslman, bunlar mutlaka Baba
Oru'larn gemilerine gidiyorlardr," dedi. tekilerin yreklerine serin serin su
serpilmi oldu. htiyar adam Hamdi'ye, "Bu senin karn m?" diye sordu. Hamdi ne
karlk vereceini ararak evet anlamnda ban sallad. htiyarn kaln ve cmert
kal gzleri, bir anda Hamdi'nin beynini ve srrn bir buz gibi delip, geree vard ve
birdenbire "Gelin nme; nikhnz kyacam!" dedi.

Sesinde yle bir katiyet vard ki, iki gen deta sarsldlar ve yryp nne geldiler.
htiyar, Hamra'ya "Sen bu genci kocan diye kabul ediyor musun?" dedii zaman kzn,
Hamdi'ye gzlerinde yle yalvarc, ekici ve btnn verip vdedici bir bak vard
ki, Hamdi'nin damarlarndaki kan gene ate kesildi. Kz dnyaya meydan okuyucu ve
duygusunu ilan edici bir sesle, "Evet, bu erkei kocam diye kabul ediyorum," dedi. Arzu
edilmek, insan daha atlgan, daha boylu poslu, daha muzaffer ediyordu. Kz ylece
Hamdi'nin baknda ve Hamdi de kzn baknda ykseliyorlard.

htiyarla yolda ksa bir dua okuduktan sonra, "Mutlu olunuz," dileiyle ayrldlar.
Hamdi'nin iinden sanki cierleri kopuyordu. "Haydi Hamra, vazge u intikamdan, gel!
Ne bekliyoruz? Tunus kylarna (oras artk yurdumuzdur), yurdumuza gidelim," dedi.

Hamra, "Israr etme Hamdi, nk srar edersen, ben seni dinlemem, nikhmz da bo
olur. Bak! Artk hibir yerim sana nmahrem olamaz," dedi ve byk bir iddetle
elbisesinin gerdann rten ksmn yrtt. Orada, iki gsnn sivrilikleri arasnda koca
bir altn ha yatyordu. "Bak kocam! Ben Hristiyanl kabul ettim. te, u gsmdeki
ha benim ikencemdir. Onu oradan gereince kaldrmak grevimdir. La Forka
Ariveki, Engizisyon heyetiyle kymze kadar geldi. htiyar anama tekme ata ata diz
ktrdler. Ay gibi bir papaz nne dikildi ve pmesi iin ha dudaklarna bast.
Zaten hasta idi... Orackta kan kustu. Haa tkrd diyerek diree dimdik baladlar ve
gzlerimin nnde cayr cayr yaktlar. Alevler ayaklarndan yukary, o kuru kemik
bacaklarn yalarken, amma da ac ac bardyd. Sra, ablama geldi. Annemin o halini
grnce akl bandan gitmi gibiydi, tirtir titriyordu. Onu da, bana, brne vura vura
ve yaralya yaralya diz ktrmeye altlar. Diz kmek deil, kle halinde yere
yld. Balanmakta olduunun farkna bile varmad. Fakat atei duyunca yle haykrd
ki, ldrmamak iin kulaklarm tkadm, gzlerimi yumdum. Sonra sra kara sal
kk ablama geldi. Onu dvyorlard. Diz st dm yalvaryordu. Biri azna bir
tekme vurdu. Duda enesine kadar yarld, kanlar akt, gzleri salarm gibi oldu.
Srtna vurulan tekmeler, gsn gm gm ttryor, vurduklar tokatlarla yere
arplan slak amar gibi saklyordu. Gzlerimi atm zaman byk ablamn sar
salar yanm, bandan kara duman halinde havaya uuyor, gzleri akyordu. Gz
yuvalar iki karanlk ukurdu. Oradan aaya doru bir et ve kan bulamac szyordu.
Eriyen yalar ise cazr cazr yanyordu. Saydam ve pembe bir alevin ardndan
grdm onun yz, hi aklmdan gitmeyecek gibi! Yzlerine kara maskeler takm
olan Engizisyon yarglar, bu manzaray seyrettike; karnlar tka basa kokmu
kadavralarla dolu olan srtlanlar gibi, dilleriyle dudaklarn zevkle yalyorlard. En
kk ablam da kvrana kvrana yand. Ben kendimden gemitim. Gnahkr olsaydm
gya cehenneme gidecektim. Gnahkr deildim, fakat cehenneme ta kartan beter bir
yerdeydim. Bana gelince, ben Arivek'in houna gitmitim. O kara maskesinin ardndan
gzleri ispirto alevi gibi mavi mavi yanyordu. Bana, ite bu altn ha ptrdler,
adm Maria koydular ve ite bu altn ha Arivek'in armaan olarak gsme
taktlar..." Hamra burada, akl ve uurun snrlarn aan (yar lk, yar kahkaha) bir
glle etraf nlatt. Hamdi'ye biraz daha yanat. Rengi uuk yzne kan harlamt.
Tan iinde gizli olsa ta atlatacak bir samimiyet iddeti ve vahetiyle, "Sana yemin
ediyorum kocam! cm alacam ve bunu yaparken senin hakkn olan yaradln bana
armaan ettii bu gvdemi lmden de Arivek'ten de koruyacam. Yaradl buyruu,
bu gvdem ve iimdeki canm benim deil senin saydm iin onlar koruyacam, bu
gr kalalarmdan sana erkek, kz nurtopu gibi ocuklar douracam ki onlarn
(spanyollarn) ldrm olduklarn yerine koymu olaym. Seninim, fakat o sylediim
ana kadar yanama bana kocam! nk yeryznde greceim mrvvet, yanan
kardelerimin hayalleriyle zehirlenecek. Git, ben her zaman sana nerede olduumu gece
be k, gndz be beyaz bez sallaysyla bildiririm. Sen de nerede olduunu bana
bildir. Beni merakta brakma. Belki bilmiyorsundur. Ben erkek gibi ok atar, balk gibi
de yzerim. Git erkeim," dedi. Kzn baknda hayret, korku, cesaret, gven, zn ve
ldrtc bir sevin vard. Hamdi ona doru bir adm att. Kz arabuk, bir o kadar
ekildi. Hamdi'ye, "Sen de benim kadar duyuyorsundur ki, birbirimize parmamzn
ucuyla bile dokunsak, ne yapacamzn tesini pek kestiremeyiz! Brak korsana yakr
kadn olaym," dedi. Hamdi'nin cannn, aklnn, fikrinin, etinin, iliklerinin arzusu, onu
orackta kucaklayp, kaldrp gemiye gtrmekti. Ah, fakat Hamra'nn gzndeki gven,
yani Hamdi'nin bu tasarladn yapmayaca hakkndaki gveni yok mu, ite Hamdi'nin
belkemiini kran asl oydu. Birbirine dokunmadlar. Baktlar. Akam oldu, artlarna
bakmadan ayrldlar.

Sar Hamdi, kendisini beklemekte olan sandala atlayp gemiye knca, karsnda
Turgut Reis'i buldu. fkelenmi miydi, fkelenmemi miydi hi belli deildi. Sanki
dnyadan ayr gklerde dinelen bir heykeldi. Hamdi bandan geenleri anlatt... Turgut
Reis dinlerken gzn bir kez olsun krptrmad... Hamdi bandan geenleri, hatta
evlenmek iin gecikmi olduunu anlatp bitirdikten sonra, Turgut Reis bir bardak su
istiyormu gibi olaan bir sesle, "Ceza olarak her gece bir vardiya yerine iki vardiya
idare edeceksin!" dedi. Dinlemekte olan deniz yoldalar, 'Yaa Reis!" diye gkleri
grlettiler, ayn zamanda btn gemilerin yelkenlerini zdler. Kartajena, Alikante,
Villajoyosa sektrnn baskn bylece tam baaryla sona ermi bulundu.

Turgut Reis kamarasna girer girmez ban sallad. "Fesuphanallah!" dedi. Kendi
kendine ksaca gld. "Byle bir yerde nikh treninin tamamlanmasn bekleyeceksek
iimiz i," diye dnd. Biraz sonra yavaa kendisine seslenerek "Sanki sen kendin
k deilsin ha? Hem de dorusuna bakarsan Hamdi'ninki her gnk olaan ilerden
deil. Neyse hayrlsyla!" diye ekledi. Krlang kaptanna Majorka Adasnn Palma
limann gzetleyip ve olana varsa Palma'nn gney veya kuzeyinden dil
(kendilerinden haber alnmak zere tutsak edilenler) alp filoya, Majorka'nn gneyinde
kk Kabrera Adasnda kavumas iin uyarda bulundu. Filoyu ise Formentara ve
biza Adalarnn arasndan geirerek Kabrera'ya gtrd... Santa Martha'y orada
Halkulvat'a gnderdi.

Birka gn sonra krlang geri dnd zaman Palma limannda hi gemi grmedii,
kalenin pek kuvvetli olduu bildirildi. Demek ki, hi olmazsa imdilik Palma'da
yaplacak bir i yoktu.

Bu sralarda Sevil kenti saraylar, saygnl ve altnlar ile nlyd. Byk Sevil
Katedralinin te ikisi ina edilmiti. Bu yapda Mslmanlara kam altnda ta
tatlyordu. Yap balayal seksen yl olmutu. Tamamlanmas iin daha yirmi yl
gerekliydi. Byk borsa binas, La Lanja da tamamlanmt. Bu bina kral tarafndan
yaptrlmt. Bundan baka La Torre del Oro vard. Amerika'dan gemilerle Kadiz'e
getirilen altnlar buraya tanyordu. Bu kentte bir de Alkala (Arapa Elkal'dan)
dukalklarna ait Pilate saray vard. Kuds'te Hazreti sa'y haa germi olan Roma
Prokonsl Pontius Pilatin'in, Kuds'teki saraynn tpatp bir kopyas saylrd.
Endls Mslman hkmdarlarnn Alkazar (Elkasrzzehra) saray daha elan spanya
krallar tarafndan saray diye kullanlyordu.

Kral, yaz iin Alkazar'a inmiti. spanya kysnn talana uramakta olduunu
duyduka, "u Andrea Dorya ne yapyor? Biz, gidip Cenova'da ekerleme kestirsin diye
mi ona btn Akdeniz kuvvetlerinin komutanln verdik?" diye kplere biniyordu. Bir
aralk Turgut Reis gene spanya'nn kysna dnmeyi ve Malaga'yla Almeriya arasna
bir baskn yapmay aklndan geirdi. Fakat bu ii be kk gemiyle yapamazd.
Mevsim gemeden nce Halkulvat'a acele varp Alikante'de zaptettii kadrgalar
arabuk dzelttirmeyi ve kadrga olmak zere sekiz para gemiyle Palma kalesine,
hem de spanya kysna saldrmay tasarlad.

Kabrera'dan Afrika kylarna, bir de Sardenya ile Majorka arasndaki ak denizlere,


uzun voltalar vurarak gneye doru yol alyordu. Bu denizlerde bir ava rastgelmeyi
umdu... Fakat denizin btn ufuklarnda in cin top atyordu. On be gn kadar byle
gezdikten sonra Halkulvat'a vard.

Halkulvat halk, be beyaz yelkeni ta uzaktan semiti. Deniz sert bir rzgrla apak
kpk kesilmiti. Ky boylu boyunca bir hrt ve dalga kalabal idi. Turgut Reis
btn yelkenleriyle limann azna geldi. Onu kydan seyretmekte olan kalabalktan bir
mrlt ykseldi. Turgut Reis'ten baka kim olsa yelkenleri mayna eder ve liman aznn
o rzgrda oluturduu pek tehlikeli geitten yava yava kreklerle geerdi. Fakat
Turgutca gemilerini de, tayfasn da iyice tanyordu. Byle gemiler ve byle tayfalarla
da ne yapp ne yapamayacan iki kere ikinin drt ettii gibi hesap ediyordu. Onun bu
ekilde limana girmesi biroklarna gre tehlikeli bir gsteri ve gereksiz meydan
okumayd. Bu fikirlerini, bir balkondan seyretmekte olan ve arasra azndan hayret
nidalar karan Baba Oru'a tlattlar. Baba Oru, "Asla! Yapt manevra, uzun
yllarca yaplan eitim ve kesin bir hesap neticesidir. Dorusu delikanl yaman bir deniz
yavrusu. Benim atm cihet, bu kadar gen yanda bylesine talimi ve tecrbeyi
nasl edindiidir," dedi. Gz yelkenleri arabuk sarld ve limann en mnasip bir
yerine demirler atld.

Turgutca karaya ayak basar basmaz dosdoru Baba Oru'a gitti. Oru Reis onu
grnce ayaa kalkp ona sarld ve alnndan pt. "Akolsun sana olum! Anlatmana
gerek yok, gnderdiin gemilerden rendik, dars bizim Hzr'n ve tekinin bana,
onlardan bir haber yok, benim kolum iyileti, hayrlsyla onlar bir arayaym diyorum,"
dedi. Turgut Reis'in ne niyetle gelmi olduunu dinledi. Ve "Hay hay! Sen kadrgalar
istediin gibi onart, ustalar hep bota" dedi. Biraz dnd, sonra glerek, "Biliyor
musun olum, benim kk bir suum var, sen onu ihtiyar bir denizciye bala! Son
gnderdiin Santa Martha'dan nce Nina adl bir gemi gnderdin ya. Ha, ite ondan
kaptan Ate Yaar'la tutsaklardan (dnya ahiret kzm olsun) Kandida mdr, Kandrd
mdr ad her neyse, bu gen kz birbirine abay yakmlar. Kz nceleri psrk
davranm, bocalabanda kam, fakat buraya demir attklar zaman, ikisi de bana borda
dzeninde ktlar.

Azlarndan ak alevi karak, biz birbirimizi seviyoruz diye hallerini akladlar.


Ben onlara, i bana aitse size gani gani izin, hi durmayn, varn evlenin, dedim, iyi ama
Turgut Reis kzarsa, reis o, dediler. Turgut benim olum yerindedir. Benim bir dediimi
iki etmez, deyince az kalsn sevinlerinden kk dillerini yutacaklard. Dnlerini
yaptk, davul zurna aldrdk. Ksacas senin Ate Yaara palamar baladk. Sen ne
dersin?" dedi.

Turgutca, "l etmisiniz efendim. Zaten benim yapacam da buydu!" dedi.

Hemen kadrga karaya ekildi ve birka gn btn Halkulvat, onarlan teknelerin


zerine vurulan eki ve tokmak grltsyle gmbrdedi. Turgutca Reis, Babayla
grtkten sonra Saraylat Salih Aann adrnn kurulduu yere doru gitti. Salih
Aa'nn evi yaplm bitmiti. Arkasnda bir aklk vard. Selime orada aabeyi ile ok
atma yarna kmt... Turgutca'y grnce ikisi de durakladlar. Selime'nin aabeyi
Turgutca'ya "Aman kaptanm, bu bizim kzkardeten hi rahat yok, gemiden kar kmaz
benimle ok yarna tututu. Ben bir korsan kardei olaym da ok atmasn bilmeyeyim
ha! diye habire ok atp duruyor. Ben yartan martan vazgeecektim. Ama sinirlendim.
Benden uzaa atyor, hem de benden daha iyi nian alyor," dedi. Turgutca onlar
grnce selam vermiti. Kz olsun, aabeyi olsun selama karlk vermilerdi. Fakat kz
kpkrmz kesilmi, gzlerini yere evirmi ta gibi duruyordu. Turgutca da tpk onun
gibi utanyordu. Turgutca ertesi ve daha ertesi gn gene Salih Aa'ya urad... Kz
kahve getirdi, su getirdi. gn sonra da Turgutca kadrga, be gemiyle denize
ald. Rzgr salta burina, yani arkadand. Turgut Reis rotay dosdoru Palma'ya tuttu.
Giderken hibir gemiye rastgelmedi. Kadrga ve perkendelerin arasndan yunus
balklarnn kendilerini denizden frlatp denize gmleyileri dnda, btn
yolculuklarnca top sesini andrr bir gmbrt iitmediler.

Turgut Reis, sadan soldan diller (haber almak iin tutsak edilenler) topladktan ve
kalenin yaps ve limandaki gemiler hakknda bilgi aldktan sonra bir gn sabahleyin
erkenden ehre taarruz etti. ehri alp yama etti. Orada eline geirdii Arivek de
dahil, tutsaklarn kurtulmalklarn topladktan sonra kenti brakp kt. Arivek ile
manastr rahipleri ve papazlarnn paralarn Papa verecekti. nk Arivek yannda
para olmadn ve Papa'dan isterse arabuk verileceini, bu iin kendisinin
Halkulvat'a tanmasndan daha abuk olacan sylemiti. Papa'ya haber gndermeye
giden papazlar talyaya bir perkende tad. Turgut Reis kendisine en ufak bir oyun
oynanmaya kalkld takdirde, elindeki btn tutsaklarn balarn hemen uuracan
bildirmiti.

Bu esnada Sar Hamdi'yle, Sessiz Mehmet krlangla spanya kylarna gitmeyi rica
ettiler. Alikante, Kartajena basknnn, spanyollarda ne gibi bir tepki uyandrdnn
anlalmas iin bu iki denizcinin spanya'ya gitmelerine izin verildi. Onlar dndler.
spanya kylarnn belli bal yerlerinde salam kalelerin ina edilmekte olduu
haberini getirdiler. Gerek Hamdi, gerek Mehmet pek umutsuzdular. Geceleri srayla
nbet beklemiler, fakat geceleyin ne bir fenerin be kez yanp sndn, ne de
gndzn beyaz bez sallandn grmlerdi.

Turgut Reis, Palma'dan ayrldktan sonra Minorka Adasna dmen tuttu. Orada Mahon
limann vurdu. Sonra Minorka ile Cezayir arasnda mekik dokudu. Mahon seferinden
bir ay kadar sonra otuz paradan ibaret pek kuvvetli bir spanyol filosunun Almeriya'da
hazrlanmakta olduunu, bu filo ile Barbaros'larn Alikante, Kartajena basknn yapm
olan filosunun kovalanarak ortadan kaldrlmasnn dnldn rendi. Demek ki
kendisinin kim olduu tannmyor, yapm olduu seferlerin Barbaros kardeler
tarafndan yaplmakta olduu sanlyordu. Krlang araclyla Almeriya'da yaplan
hazrlk hakknda dzenli haber alyordu.

Perkendelerin birini douya doru gnderdi. Maksad, Hzr Reis'i veyahut tekini
bulup, onlarn imdadna komalarn salamakt. On be para gemiyle otuz paraya
saldrmay gze alyordu. Fakat perkende gnlerce denizleri arayp taradktan sonra
Hzr Reis'i bulamad haberini getirdi. Sonunda spanyol filosu Almeriya'dan kalkt.
lk nce biza, sonra da Majorka'ya urad. Turgut Reisi bulamamlard. Turgut Reis
spanyol filosunun Majorka'ya uradn duyunca dosdoru Almeriya'ya gidip kenti
bast. spanyol filosu iki ay Bat Akdeniz'de krebe oyunu oynad, fakat Turgut Reis'i bir
trl bulamad. Erzak almak zere Barselona'ya yneldi.

spanyol filosu Barselona'da iken, gzc olan krlangca komuta eden Sessiz Mehmet
ve Sar Hamdi bir gece Palma'nn nnden geiyorlard. Arasra evreye gz
gezdiriyorlard... Her baklar karanla sorulan bir sualdi. Birdenbire Hamdi,
Sessiz'in omzunu iddetle sarst. mil uzaktaki Palma'y gstererek, "Bak!" dedi.

Sar Hamdi bu sz sylemezden bir dakika nce Palma'da bir k yanp sndn
grmt. Acaba yldz m? Yanl m gryorum. Yoksa bana m yle geliyor? diye
yrei gsn gm gm yumruklamt. Ik yand, snd, gene yand snd. Tpk bir
deniz feneri, bir ate bcei gibiydi. Hamdi saymaya balad: Bir! ki! !.. Fakat tesi
gelmedi. Kan deta yreinden ekildi. Kendi kendine, "A canm, Hamra Palma'da ne
gezer? Zaten n yanp sndn grmek istediim iin aylardan beri gn btn
yldzlar kprdadka Hamra'nn bana cennetlerden iaret vermekte olduunu
sanyorum. Ah ne delilik ettim de onu braktm. Onu zorla kaya srklemeliydim,"
diye dnyordu. Ne var ki k gene yand. Bir! ki! ! Drt! Be!.. Bu noktaya
gelince Hamdi az ak ve merak iinde, n bir daha yanmasn bekledi. te artk
k kprdamyordu. Ik durmutu, susmutu. In durmasyla birlikte iinde, gnn
douundan daha apaydn bir sevin uyand. te gene yanmt. O zaman Sessiz'in
omzunu kavrayp sarsmt.
Bu kez ikisi de birlikte saymaya koyuldular. Ik be kere yanp snd, durdu. Yeni
batan be kez krpt. Hi ses karmadan Hamdi'yle Sessiz birbirini kucakladlar ve
gverte kaplamalarn davul gibi gmbrdeterek, birka kez birlikte hopladlar. Hemen
kk bir sandal indirilerek krekiyle Palma'ya doru gidildi. Sessiz, krlangta
kald. Palma'dan iki mil akta dou rzgrnda volta vuruyordu. Kaykta Sar Hamdi
gzlerini ktan ayrmyordu. Kaya ald feneri be kez kpeteden aa indiriyor,
be kere de yukarya kaldryordu. Bu ii iki kere yaptktan sonra, Palma'da yanp snen
k daha abuk kpramaya balad. Hamdi gnl kulayla kendisine, "Gel Gel!" diye
barldn iitiyordu. Arkadalarna, "Aman hzl ekin!" diye yalvaryordu. Onlar da
kreklerin palalarn skarmozlara kadar gmyorlard. Salamastralar atrdyordu.
Hamdi'ye gre o bir buuk, iki millik ara, Atlas Okyanusu kadar uzun geldi. Bir trl
bitmiyordu.

Sonunda karanlkta liman ve bir byk geminin hayal meyal siluetini seebildi. O
zaman kaya "Durun! Beni burada bekleyin!" dedi ve denize atlad. Btn kuvvetiyle
kula stne kula atarak karanlkta kayboldu.
*
* * *

La Torka Arivek'i, Turgut Reis'in basknndan sonra Palma Arivekliine atanmt.


Palma'ya gya Hristiyan olmu Hamra'y da gtrmt. Onun fikrince, kza
saldrmamak fakat onu yava yava yola getirmeliydi. Turgut Reis'in gemileri Palma
aklarnda grnnce, hemen kz, emin olduu iki papazla, ada iindeki Alaro
kasabasna gndermiti. Oras yksek dalarla evrili bir yerdi. Oradan fenerle iaret
vermek abes olurdu. Feneri yalnz gkteki yldzlar grebilirdi. Orada bir buuk iki ay
kaldktan sonra Arivek, onu gene Palma'ya getirdi. Palma'daki iki katl evin st
pencereleri denize bakyordu. Hamra'nn umudu yoktu. Fakat kederle ezilen yrei, en
zayf mitlere bile tutunuyordu. Belki korsanlarn birinden biri feneri grr diye iaret
veriyordu. Gecenin binlerce gz kendisiyle alay ediyorlarm gibi kprdyorlard.
Fakat sevgilisinin cevab yoktu. indeki yrtc ve vahi arzu amma da byyordu.
Arivek'in baz ilerini grmesi iin Vatikan' ziyaret etmesi gerekiyordu. Valensiya'dan
bir gemi gelecek onlar alp ivitavekya'ya gtrecek, oradan kara yoluyla Roma'ya
gideceklerdi. Arivek byle istiyordu. Sonunda, be yz rahibeyi Roma'ya gtrecek
olan byk kalyon geldi. Arivek'le Hamra bindiler, Hamra'nn iinde Hamdi'yi bir
daha grememek korkusu vard. Yrei, onu actan balar atlatacakm gibi
arpyordu. Gemideki kk kamarasnn lombozundan boyuna iaret veriyordu. Ertesi
sabah kalkacaklard. Hamra byle iaret verip dururken, birdenbire krmz bir n
yanp sndn grd. Gzlerine inanamad. Dikkatle bakt. Ik be kez parlad.
Durdu, be kere daha yand. Kz barmamak iin azn avucuyla kapad. Sonra boyuna
iaret verdi. Bir sre sonra lombozun kenarnda, bir elin slak parmaklarn grd...
Ondan sonra da Hamdi'nin yzn. Ona her eyi anlatt. Hamdi, "Korkma, yetiiriz,
yalnz vakit kaybetmeden gideyim," dedi.

Koca kalyonun ktaki salonunun lombozlarndan Arivek kyya doru bakyordu.


Tombul, rahat ve kutsal bir sessizlik iindeydi. Koca gbei ve kalalar, yumuak bir
koltuun iinde gmlmt. Kaln ve etli ayaklarn karsndaki koltua uzatmt.

Yanbandaki masada portakallar, hurmalar, muzlar ve elmalar ylyd. Zorla vaftiz


etmi olduu Endlsl Hamra, arkasnda ayakta duruyordu. Kutsal adamn ensesini bir
yelpazeyle serinletiyordu. Sinekleri matru tepesinden kovuyordu. Yannda duran bir
gm kova ta Sierre Nevada'dan bin glkle getirilmi buz ve karlarla doluydu. Onun
da yannda en has likante ve Malaa araplarndan iki hasrl damacana duruyordu.
Fakat kutsal adam, buzdan ve araptan zevk alamayacak kadar meyustu. nk u hnzr
Endlsl kz bir trl yola gelmiyordu. Roma'ya doru giderken bir giriimde daha
bulunacakt. Eer olmazsa onu gzlerinin nnde cayr cayr yaktracakt.

Kalyondaki askerlerin komutan Don Pedro de Castro ve kalyon kaptan Don


Sebastian da Hurtado ve pek Katolik majestelerin Palma gmrkleri mdr Don Pablo
de Bilbao ve rahibeleri Roma'ya gtrecek olan iki rahip, Arivek'in daveti zerine
gelmiler, salonda oturuyorlard. Arivek'in can skknln Palma kilisesinin yank ve
ykk haline vererek onu teselliye urayorlard.

ki, iki buuk ay nce Palma'ya girdii zaman kilise yanmt. asker teselli iini
eni konu baaryorlard. Arivek: "Ne olacak, katedrali tamir iin gene para gerek!
Gene Papa Hazretlerine ricalarda bulunacam. u doann gzelliine baknz: Gne
batyor. Her taraf altn sars oldu. deta dalgalar bile geminin, yann yalarken 'Altn!
Altn! Altn!' diye fsldyor. Elbette Hazreti Tanr, kfirler tarafndan yklan kiliseler
iin gereken paray gnderir. (Hamra'ya dnerek) Kzm Mariya, Don Pedro'nun
bardan doldur. Hazreti Meryem'in kollar uzundur. Elbette tapnma yerlerini
eskisinden daha iyi yaptracak paray gnderir," dedi. Biraz nce davetliler Arivek'i
teselliye urarken, imdi Arivek onlar teselli ediyordu.

Hamra, Arivek'in arkasnda ayakta dururken tepesinden trnana kadar gz kulak


kesilmiti. Sar Hamdi kalyonun o gece kalkacan biliyordu. Elbette yetiir, Arivek'in
cezasn verir ve kendisini de kurtarrd. Kz lombozlardan bakt. Ta aklara kadar
denizde bir yelken olsun grnmyordu.

Arivek kza, "Sen ekselans Don Sebastian'n bardan doldur," dedi. Sonra
tekilere dnerek:
"Ha, ne diyordum, dnyann en byk ktl altndr. Ne var ki, imdi bu
soyulmu, soana dnm halimizle Hazreti Sleyman'n kular kadar her tehlikeden
salimiz," dedi.

Don Pablo, "Ey ruhaniyetli ekselans, her konudaki derin bilginizden yararlanabilir
miyiz? Bizi aydnlatmak ltfunu bizden esirgemeyiniz. imdi Hazreti Sleyman'n
kular diye yaptnz imaj ltfen bize aklar msnz?"

Arivek, "Hay hay! Sevil'de kadnlarn o mini mini iskarpinlerinin arasnda yukar
aa koan kular bilirsiniz deil mi? Hani ya kimyon renkli tylerden tepeleri vardr.
Onlara Hupes deriz. Klasik dilde adlar Uyaya'dr. te senyrler, bir zamanlar bu
Hupesler, balarnda altn talar tarlarm; ondan dolay da hi rahat braklmazlar,
hep avlanrlarm. Zavalllar pek Katolik majeste Hazreti Sleyman'a gidip
balarndaki altn talarn kaldrlmas ve onlarn yerine tyden tepeler konulmas iin
yalvarmlar. (Sznn burasnda durarak Hamra'ya dnd) Mariya kzm, senyr
komandantenin bardan doldur. te onu diyordum. Biz de soyulduktan sonra pek
Katolik majeste Sleyman'n kularna benzedik," dedi.

Don Pedro, "Ah efendim, bu eytan tohumu Barbaros kardelerin ne yapacaklarna


insan akl erdiremiyor, Allah vere de Civitavekya'ya kadar onlara rastgelmesek..."

Arivek, "Yanlyorsunuz senyr komandante, bizi soyan Barbaros'lar deil, fakat


onunla birlikte... Durun bakaym adn pek telaffuz edemiyorum. Turgut Dragon... Hah
ite diabolus, dikkat ettiniz mi? Ad bile nasl hain eytannkine benzer... H, smme
h! Azmza almayalm, bamza bir bela gelir. (Gene Hamra'ya dnerek) kzm,
bardam doldur," dedi.

Don Pedro de Castro, "Efendim, duvarlarn tamiri iin hi olmazsa drt be sene
gerek. O zamana kadar her korsann hava ve hevesine az. imdi dokunmuyorlarsa
soyulacak yerimiz kalmadn biliyorlar da ondandr," dedi.

Arivek dayanamad, "Artk kiliseye dokunamazlar, ben ve kardelerim papazlarn


kurtulmalklarn Papa Hazretleri dedi. Tam her eyi, yani vereceimiz paray kt
zerinde tespit ettik. Ne kadar vereceimizde uyutuk, herif kalkp da yar ykt
kiliseler ve manastrlarn kurtulmaln istemez mi? Tam iki kat altn dukat istedi.

Kilise ve manastrn kurtulmalklar olaca kimin hatrna gelir? Mecbur olduk, gene
Papa Hazretlerine bavurmaya... Evet, ok kr, benim de kurtulmalm Papa
Hazretleri verdi. Fakat benim soyulmadk yerimi brakmadlar ki. htiyarlm iin
diten, trnaktan arttrp ayrdm ne varsa utu gitti. Eer Santa Cruz Markizi bana
nceden haber vermi olsayd, paralar vaktiyle saklardm. Herif btn mcevherat ve
paralarma: 'Bunlar kurtulmalk olamaz. nk ganimettir,' dedi. Ald gtrd. te
bakalarn dnrken mesela u yeni Hristiyan olmu ocuu (burada Hamra'y iaret
etti) karmtm. Kendimi bsbtn unuttum," dedi.

Kafasn iyice ttslemi olan kalyon kaptan Don Sebastian, "Santa Cruz Markizi
ister haber vermi olsun, ister vermemi olsun, (dorusunu sylemek lazm gelirse) bu
kadar mkemmel bir daya yemek ve kaleyi de kaptrmak bize yakr eylerden
deildi. Hem de kimden dayak yedik? Bir avu korsandan. Ayp oldu dorusu," dedi.

Kalyondaki askerlerin komutan da kafay epeyce ekmiti. Don Sebastian'a, "Pek


Katolik Majestenin askerlerinin cesaret ve maharetini lekelemeyi mi kastediyorsunuz?"
dedi.

Don Pedro de Castro, "Dayak m? Harp talihinin cilvelerine byle bir ad m


takyorsunuz? zntlerimi bildiririm!. Asker cenkte bazen ilerler, bazen de geriler.
Hem biz grevimizi tamamyla yerine getirdik. Kalenin en zayf tarafn top ve
arkebzle mkemmelen tehiz ettik. Kaleye girmek iin zayf yol dururken, kalenin en
salam yerine, (yani deniz tarafna) saldrmak iin deli olmalyd. Bunlarn bu delilii
yapabileceklerini nereden bilecektik. Keramet sahibi deildik a," dedi.

Arivek sze karmak istedi, "Bu ite eytann parma var. eytan elbet kendi
kullarna yardm eder," diye araya birka laf kartrd. "Hem ben Engizisyon
mahkemesinde birok Mslmanlar yakp intikam aldm," dedi.

Don Pedro, "Doru sylyorsunuz, pek ruhaniyetli ekselans. Herifler koup


toplarmzn namlularnn iine dalacaklard. O duvar ne abuk trmanp pitovlarn
tam burnumuzun ucunda patlattlar? Ondan sonra o vahi barlaryla yalnkl
davranlar! Ben bayraktarmzn bir yataan ahsyla bann utuunu grdm", sonra
kalyon kumandan Don Sebastian Hurtado'ya dnerek ona, "Siz kalede bizim dayak
yediimizi iddia ediyorsunuz. Ve bir sr ithamlar bize reva gryorsunuz. Oysa pek
sayn kaptan, sizin iki kadrganzn makam atei arasndan, onlarn gemilerinin teker
teker nasl getiklerini grdnz. Otuz klverine topun, be yz de tfein atei
arasndan sivrisinek bulutu iinden geiyormu gibi getiler. stelik gemilerimizi de
yaktlar," dedi.

Arivek, Hamra'ya "Yatam hazrladn m?" dedi. Kzn, evet makamnda ban
sallamas zerine konuklarna dnerek: "Pek anl senyrler, benim artk khnemi
gvdeme ve yamn ilerlemi olduuna balayn. Yatmak ve sizlerden ayrlmak
zorunda olduum iin ok mteessirim," dedi. Hepsi ayaa kalkarak ekilmek iin izin
istediler. Gmrkler mdr, hi sz sylememi, fakat sk sk Hamra'ya bakmt.
Odada ayakta duran iki papaza dnerek Arivek, "Rahiplerin gemide dinlenmelerini
saladnz m? Dikkat ediniz de ruhaniyetli hemirelerimiz askerlerin yattklar yerlere
yakn bulunmasnlar, eytanlarn insanlar her an gnaha sokmaya hazr olduklarn
bilirsiniz. Haydi geceniz hayrl olsun," dedi. Onlar da ekildiler.

Salonda yalnz kalnca Arivek, Hamra'ya "Tesbihimi ve sandm getir kzm," dedi.
Kz istenilenleri getirmek zere yrd zaman arkasndan "Ha unuttum! Senyora
Bovadilla bana kk bir ey gnderecekti, gndermedi mi? Mesela hatra olarak kk
bir ey, bir altn ha, bir zmrtl yzk filan?"

"Hayr, gndermedi!"

Arivek, kza apkn apkn glmseyerek, "Sana altn bir ha vermitim. Sandna
bakalm da, belki o gzel ellerine yakacak bir prlanta yzk buluruz, olmaz m?"
dedi. teki cevap vermeden darya kt. Arivek ka atarak ban sallad. Hamra,
Arivek'in kamarasndan mkellef bir altn kutu getirdi.

Kz grnce Arivek umursamaz bir tavrla, "Dnyevi eylerle pek ilgim yok. Servet
mervet falan demek istemiyorum. Hah! Sand getirdin mi," dedi. Gzleri ald.
Hamra, sand herifin dizlerinin stne koydu. Arivek, kutunun iindeki mcevherleri
adamakll cimrilemi bir ihtiyarn snk ve tamahkr baklaryla seyredip birer birer
ellemeye koyuldu ve sonra kendi kendine, "Neredeyse kardinalliin krmz apkasn
satn alacak kadar olacak. Belki de bu ii bu sefer Roma'da beceririm" diye mrldand.
Yava yava yerinden kalkt, sand Hamra'ya tatp, kamarasndaki yatana,
yastnn altna koydurdu. Hamra'ya kmasn sylemedi. Fakat kz, hemen dar kt
ve salonun tesindeki kamarasna gidip yzn lomboza dayad.

Artk gece olmutu. Yldzlar karanlk gkyzne titrek klarn sayorlard.


Birdenbire kzn yrei azna gelir gibi oldu. Ufuk seviyesinde pek uzakta olmayan
krmz bir k yanp snyordu.

DENZ ADALET

Palma kenti, kendi dalarnn kucanda, karanlk ve derin uykusuna dalmt. Arivek
kamarasnda mkemmelen horluyordu. O uyumaya bakmal idi. Gemi gece karanlnda
kalkacakt.
Bir vakitler Engizisyon mahkemelerinin yarglarndan olan Arivek, kalyon
kalkarken ve demir alrken, kendisinin olabileceince rahatsz edilmemesine
zenileceini biliyordu. Kamarasnda Hamra, gzlerini denizden ayrmyordu. Byle
bakarken kap usulcack alnd. Kz kendini o kadar denize vermiti ki, korkuyla
sarsld. Kapy yavaa at. nnde Palma gmrk mdr duruyordu. Kza, "Uyuyor
mu?" diye sordu. Kz, "Evet" dedi. teki yar emir, yar rica, "yleyse kutuyu getir,"
dedi. Kz "Kutu yastnn altnda, ba da yastnn stnde," diye cevap verdi. Herif
gsnden sivri bir kama karp Hamra'ya verdi. "Git ldr!" dedi. Kz ban sallad.
Herifin eli kzn boazna sarld.

Yukarda nbetilerden biri, "Quien vive?" (Kimdir o?) diye sordu; bir baka ses
"Carramba," dedi. Gvertede bir iki ayak patrts oldu. Gmrk mdr kzn boazn
skaym derken, korkun kuvvette bir baka el herifi ensesinden kavrad. Kzn boazn
skan el gevedi. Bir ses, "Sen Hamra msn?" diye sordu. Kz, "evet" dedi. Ona adn
soran ses ykseldi. "Korkma kzm, kalyonu tereyandan kl ekermi gibi kolaycana
elimize geirdik," dedi. Ayak sesleri duyuldu. Fenerler getirildi. Sar Hamdi, birka
kiiyle kamarann kapsna geldi. Yanndaki bir genci gstererek "te bu reisimiz Turgut
Reis'tir. Papaz nerede?" diye sordu.

Hepsi birden fenerlerle salona girdiler. Turgut Reis "Palamar ve zinciri kesiniz,
yelkenleri kaldrnz!" dedi. Bir korsan, yanbandakine, "Avlarmz denizde mi
yolacaz acaba?" diye sordu. teki, "Vallahi bilmiyorum. Herhalde yle yapacaa
benziyor. Aferin be, tam bir deniz ahini gibi konuuyorsun", baka biri, "Allah vere de
bu kmesin ii tavuk dolu olsa," dedi. Bir ses ona; "Var! Var! Gemiye yanarken
grmedin mi? Gemi tavuk ykyle neredeyse top lombarlarna kadar denize gml,"
diye cevap verdi. Korsann biri, "Tam ykn alm. Be yz kafadar varm," dedi.
Uyandrlan Arivek, bu srada uyku sersemi bir halde salona getirildi. Turgut'u grnce
hemen hemen yere kadar eilerek, "Senyor Dragut, ziyaretinizle bizleri gene
ereflendirdiniz, bahtiyar ettiniz. Emirlerinizi her zaman ifaya hazrm," dedi. Turgut
Reis hi cevap vermedi. Salonda ts yoktu. Korsanlar prsilah kalabalk halinde boylu
boylarnca dikiliyorlard. Arivek'in benzi kire gibi att. "Beni ne yapacaksnz?" diye
bard. Turgut Reis, "Seni muhakeme edeceiz. Sen bir sr masum insanlar cayr
cayr yaktn! Onlar ne iin yaktn?" dedi.

Arivek, "Ben mi, ben mi yaktm?" diye kekeledi. "Ben Arivek olmaklm
dolaysyla Engizisyon tarafndan verilen hkmlerin isteksiz bir ahidinden baka bir
ey deildim... Engizisyon, kilisenin cismani koludur. Ben onun ilerine karamam.
Papa'nn ilerine karmadm gibi. Zaten iimden gece gndz Papaya lanet ederim.
Aman Allah'm ne yapacaksnz?" diye bard.
Turgut Reis, Hamra'ya "leri gel!" dedi. Ona, "Bu adam insan yakt m?" diye sordu.
Kz, "Evet, annemle iki kardeimi gzlerimin nnde yakt. spanya'da bakalarn da
yaktn grdm. Beni de yakacakt. Fakat beni gzel buldu ve kullanmak iin
yakmad." Kz, batan aa titriyordu. Gsndeki ha karp Arivek'in nne att,
Turgut Reis'e, "te bu altn ha da gnlm etmek iin verdiydi," diye ekledi. Turgut
Reis pek sakin bir sesle Arivek'e: "Bu doru mudur?" dedi. Arivek, alayc bir sesle,
"Bana ne yapacaksnz?" diye sordu.

Turgut Reis, "Seni imdi astracam!" dedi. Durdu. "Eer senin gibi bir spanyol ve
bir papaz olsaydm seni, bakalarn nasl yaktnsa yle yaktrrdm," dedi. Arivek,
"Astracak msnz?" diye lklar salmaya ve acma dilenmeye balad. Turgut Reis,
"Sana deil, seni serene asmak iin kullanlacak ipe acrm, aka deil, bou bouna iki
kula kaluma kaybedeceiz," dedi. Ondan sonra oradaki korsanlara dnd, "Aln unu,
serenin ucuna sallandrn!" dedi. Arivek, "Asmayn beni, bana forsa diye krek
ektirin!" diye baryordu... Turgut ona, "Ruhun cennete mi, cehenneme mi nereye
gidecekse oraya giderken stanbul'a doru bir bak. Siz spanya'da masum insanlar
atete yakarken orada Ortodoks olsun Yahudi olsun herkesin hr olarak kendi kilisesi,
okulu, medresesi olduunu bir gr," dedi. Korsanlar onu darya gtrrlerken "Bak
hele kei efendi, biz denizde dvr, lr veya ldrrz. Fakat insan kaldrp
asmayz. Sen bizi cellatlk da yapmak zorunda braktn iin yle bir kzyoruz ki.
Yahu, insan atete nasl cayr cuyur yaklr?" diyorlard.

Arivek karlrken, Don Sebastian ile Don Pedro getirildiler. kisi de gslerini
kabarta kabarta ieri girdiler.. "Senyor Don Dragut, size yenilmek bir onurdur. te size
kllarmz sunuyoruz," dediler. Turgut Reis hi ses karmadan, kllarn alp denize
att. "Gtrn bunlar, kurtulmalklarn versinler," dedi. Onlar gittikten sonra, "Yahu bir
koyundan iki post alnmaz derler, fakat galiba biz yaadka bunlar da habire
kurtulmalk verecekler," dedi.

Bu sefer iki papaz getirdiler. Turgut Hamra'ya "Bunlar tanyor musunuz?" diye
sordu. Hamra, "u kara yzls Engizisyondayd, tekini de grmtm. O mahkeme
yelerinden deildi," dedi. Turgut, "u karasn da sallandrn!" dedi. Mahkeme
yesinden olmayan papaz, yzn avucuna ald ve alad. Esmer papaz gaddarla
alkn bir adamd. Tutuculuunda demir gibiydi. Belli ki ikenceye dayanmaya, ikence
etmeye olduu kadar hazrd. Turgut Reis'e "izin verin de gnahlarm itiraf edeyim,"
dedi. Turgut, "Ne itiraf mitiraf? Allah her eyi bilir," dedi. Esmer papaz, teki papaza
dnerek, "Ey Gerundo karde, benim ruhum iin dua et, mahvoluyorum. Param gitti.
Gnahlarm affedilmedi. Bir kpek gibi lyorum!" dedi. Uzakta gneli Kastil
yamalarnda kk bir ba olduunu, onun kzkardeine verilmesini tembih etti.
Korsanlardan birisi, "Bu herif, uzak Endlsn gneli yamalarnda yaayan kim bilir
ka masum insan atete yakmtr," dedi. Onu da gtrp serene ektiler.

Sar Hamdi'yle Hamra bir kede lombozun yannda duruyorlard. kisi de dar
bakyorlard ve km olan ayn yldzlamakta olduu dalgalar seyrediyorlard. Kzn
yzne kan harlamt. Fakat Hamdi, "Artk alma szn dinlemem..." deyince
Hamra'nn yzne bir hzn kt, atete yanan anasyla kardeleri mi gznn nne
gelmiti ne? Elini Hamdi'nin elinin zerine koydu. Hamra sanki solmu... hayr solmu
deil, uzaklam, incelmiti. Dudaklar bembeyaz kesildi. Bak da vahileti.
Uykusunda yryenler gibi sanki bir noktaya bakakalm ve dalakalmt. Hamdi'ye
"Ayn zerindeki kk bulutu gryor musun?" "Evet!" "te imdi senden isteyeceimi
yapacan o bulut geinceye kadar vdet." "Nedir o?" "Zifaf odamzda yerde,
Arivek'in kesilmi kellesi bulunacak," dedi. Hamdi buluta dikkatle bakarak, "Vazge
Hamra," dedi. Kz cevap vermedi, o da zgn zgn buluta bakyordu. Bulut geecei
anda Hamdi, "Kellesini getireceim," dedi. Bulut geti. Dnya apaydn oldu. Kz
titreyen dudaklarla iitilir iitilmez, "Affet beni, ama ben ancak yle rahat edeceim!"
dedi.

KI SEFER

Turgut Reis Palma'dan kar kmaz, kalyonu Halkulvat'a gnderdi. Sar Hamdi'ye
son uyars uydu: "Erkeklik ve insanlk hali bu ya. Arkadalarn bazlar belki de
rahibelere gz kaydrrlar. Onlar sava adamlardr, gemi de sava gemisidir. Ne demek
istediimi anlyorsun deil mi? Onlarn yreklerini krmadan kendi nefislerine hkim
olmalar gerektiini kendilerine anlat." Ne var ki, manastrn sert ve kapal
disiplininden birdenbire kendilerini kurtulmu bulduklar iin mi veya deniz
yolculuunun her zaman insanlarda uyandrd sergzeti ruhtan m, ya da bunlarn
ikisinin de etkisi altnda kalm olmalarndan m? Her ne ise Sar Hamdi, korsanlar
deil, fakat asl rahibelere nefislerine hkim olmay telkinde byk zorluklar ekti ve
kalyon Halkulvat'a vard zaman, ancak grevinin yzde yetmiini baarabilmi oldu.
iinden: "Reis, asl yoldalar deil, fakat rahibeleri kastederek, insandrlar,
rahibedirler, onlara syle de nefislerine hkim olsunlar, diyecekti," diye dnd.

Turgut Reis, komutasndaki gemileriyle gene Hzr Reis'i aramaya kt. Bu sefer
ans ona yardm etti. Sicilya Adasnn kuzeyinde kck Ustica Adacnn yanndan
geiyordu... Artk eyll ay idi. Ka giri, yani geceyle gndzn denk olduu
stlimanlk ve frtnalarn mevsimi idi. Akdeniz, ufuklara kadar ezilip tuzla buz edilmi
ayn paralarndan ibaret ldrtc bir kntyd. Gk, duruluk ve safln olanaksz
kisvelerini bile amt. Turgut Reis kla yanmakta olan gklerde ve denizlerde
baklarn gezdirirken, yurdu Sralovaz' hatrlad. Acaba onu grr mym diyerek
douya baknca, on be paradan ibaret bir filonun yelkenlerinin, mavi ufkun zerinde
beyaz bulutlar halinde aarmakta olduklarn grd. Birdenbire "Hzr Reis," diye
bard. Yannda duran bir yolda, "Nereden bildin?" diye sordu.

Bu sual Turgut Reis'e tuhaf geldi. Bir sandalyeye gz atlr atlmaz, insan sandalyenin
sandalye olduunu bilirdi ya?... te karsndaki filonun da kim olduunu Turgut Reis
ylece (anlam deil) grmt. Hzr Reis de Turgut'un gemilerini grnce onlar ayn
hzla tanm ve "Turgutca geliyor," demiti. ki filo birleti. Sicilya'ya doru dmen
tutuldu. Orada on, on be ky kasabas ziyaret edildi.

Havalar akt. Rzgrlar sert olmamakla beraber havada bir frtnaya hazrlanma
belirtileri grnyordu. Hzr Reis ve Turgut Reisin pruvalarnda yeil ve beyaz kpk
halinde dalgalar atlyorlard. Kayalk Sicilya kylar, ge kar ustura ile przsz
olarak kesilmi kadar kesin idiler. ki reisin ambarlarnda bu kadar bol tutsak
olmasayd, frtnay karlamak kolay olurdu. Sonra u da var ki, gemilerin onarm
gerekliydi. Yelkenlerin ou misket atei ve perevlerden kalbura dnmt. Yamalar
glnt, her renkten yama vard. Gverteler glleler dolaysyla alm delikler,
atlaklar ve sivri tahta paralaryla doluydu. O kadar ki, onlarn zerinde yaln ayak
yrnemiyordu. Marangozlar, sk sk yaplan atmalar, rampalar dolaysyla bunlar
dzeltmeye yetiemiyorlard. Bir limana girip gemilere adamakll bir eki dzen
vermek gerekti.

Bu akam, ay dou ufkundan kpkrmz dodu. Ayn bu hali, havann kt olacan


gsteriyordu. Frtna hazrl olarak btn gemilerde atelerin sndrlmesi emri
verildi. Aradan iki saat geti veya gemedi, rzgr koptu. Btn filo borda dzeninde
Sicilya'nn batsndan Halkulvat'a doru gidiyordu. Dalgalar kabarmt. pler slk
alyor, bazen de haykryorlard. Turgut Reis'in bindii kadrga eildi, dalga geti,
fakat tekne dorulamad. te o zaman Turgut Reis, mrnde unutamayaca kadar ac bir
emir verdi. "Sancaktaki toplar denize atnz! Halatlar kesiniz, zincirleri znz,
lombarlar anz, braknz toplar denize yuvarlansn." Toplar lombarlardan denize
gittiler. Gemi yava yava dikildi. Islanan ve sudan knca silkinen bir hayvan gibi
toplam olduu sulardan kurtuldu. Ambardaki tutsaklar gemi su yapyor diye
haykryorlard. Denizciler onlara kovalar verdiler. Onlar da su aktarmaya koyuldular.

O anda her geminin ii kendine yetip artyordu. Gene de bir gemi teki gemiden
ayrlmamaya abalyordu. Topalar gibi dne dne yetien saanaklar, denizden
emdikleri sular paavralar gibi savuruyorlar, krleyerek geliyorlar, hazin uluyularla
birbiri ardnda gidiyorlard. Turgut Reis dmene geti. Arkadan gelen bir dalga azman,
kadrgann kn havaya frlatt. Kadrgadakiler Turgut Reis'i, elde yeke, havada uuyor
gibi grdler. Yznde yle bir vakar, skn ve metanet vard ki, deil yalnz korsanlar
fakat kreklerdeki forsalar bile "Yaa Reis!" diye bardlar. imeklerle parampara
olan gk ve deniz geceleyin gndzknden bin beter oldu. Fakat donuk bir afak
skerken, tan gene Turgut Reis'i dmen banda buldu. nlerinde Halkulvat liman
gzkyordu.

Hzr Reis, Turgut Reis ve teki filonun gemileri er drder gelerek, ancak bir
haftada Halkulvat'ta toplanabildiler. Frtnada hibir gemi kaybolmamt. Bu frtnadan
sonra k mevsimi geinceye kadar gemilerin limanda bekleyecekleri tahmin ediliyordu.
Fakat ne gezer? Hemen onarma iine hz verildi. O yaz mevsimi btn filo, yani
amiral, 3800 esir, 20 para gemi ve birok ganimet elde etmilerdi. Reislerin hibiri,
paylarna den ganimetleri almadlar. Yalnz, aralarnda gemileri paylatlar.

Gemilere eki dzen verilince, k olmasna ramen gene denize acilindi. Hzr Reis,
Turgut'a, "Hepimiz bu mevsimde filo halinde gider ve frtnaya atarsak, her gemi kendi
bann aresine bakmak zorunda kalr. Bana kalrsa, herkes bir gemi alsn ve kendi
bana hareket etsin," dedi. Turgutca, "Evet, sylediiniz dorudur. Yalnz dikkat
edilmeli de gemiler birbirinden yz, iki yz mil ayrlmal ki, filo byk bir saha
kaplasn. Bu takdirde av bulmak ihtimali oalr sanrm," dedi ve bylece hareket
edildi.

Hzr Reis yedi gemisini ayrmazdan nce talya'nn bat kylarna giderek Belvedere
kentine bir baskn yapt. Oradan ald tutsaklar, iki gemiyle Halkulvat'a gnderdi.
teki gemileri saa sola datt. Tutsaklar bin iki yz altn kurtulmalkla salverildiler.
Belvedere'den yalnz olarak giderken, gece yakt fener dolaysyla peine drt barca
takld. Hzr Reis bunlar afak sknce grebildi. Tek gemisiyle drdne birden
hcum ederek drdn de zaptetti. Bunlarn ilerinde sekiz bin top kuma vard.

Turgut Reis kn rzgrlarn sert eseceini (yani kreklerle az i grlebileceini)


dnerek toplarnn okluu dolaysyla kudretli bir kalyona svarilik ediyordu. Bir iki
gn denizlerde volta vurduktan sonra Sicilya ile Sardenya arasndaki boazn ortasnda
frtnaya att. Kalyonu traversaya ald... Tam frtnann cmcmal srasnda bir dman
baras grnd. Rzgrla ve denizle Turgut Reis'in zerine geliyordu. Turgut Reis
kayor gibi yaparak gemisine burun krd ve orsaya koyuldu. Yeter derecede
ykseldikten sonra, rzgr k omuzluklarn birisinin zerinden alarak tam yolla
barann zerine davrand.

Barann kumandan, rzgr ve deniz serpintisinden hemen hemen kr olmu bir


halde, "Bu deli herif, bu havada, aklna bizi inemeyi mi koydu yoksa?" dedi. Turgutca
yldrm gibi geliyordu. spanyol komutan dmenciye, "abuk dmeni bas! Dmeni
bas!" diye haykrd. Dmenci btn arlyla dmene dayand. Fakat o havada gemi
dmeni, arabuk dinlemiyordu. Dalga aralna palan pandras dald. Dalga tepesinde
Turgutca'nn kalyonu, bir kule gibi kararyordu. Barca kalkmakta olan sularla
ykseleyim derken, kalyon btn hzyla zerinde grledi ve yksek pruvas tekinin
stne bindi. Bir atrd oldu, geminin sanki belkemii krlarak ikiye ayrld. Dalgalar
paralar rtt. Kalyon kalknca pruvasnn aasndan omurgasna doru byk bir
kara delik grnyordu. Deniz yz kargaalk iindeydi. Haykran, baran, denize
atlayan, boulan... Deniz yznde sandklar, tavuk kmesleri, tahta boyalar, krekler,
krlm sandallar dalgalarn kalkp iniine gre kh grnyor, kh koyboluyordu. te
koca baradan arta kalanlar bunlard.

Turgut, "Bu heriflere ne olduumuzu gstermeyince, ne olduumuz akllarna 'tak!'


etmez, kay bylece ikiye ayrmaynca, artk onlarn bu denizlerde cirit
oynayamayacana akl erdiremezler. Denize den zavalllar kurtarnz..." dedi.

Asl bu k seferindedir ki, gerek Hzr Reis'in gerek Turgut'un adlar, btn Avrupa
kylarnda anlmaya balad. Artk Barbaros kardeler ve onlarn korsan arkadalarnn
yaptklar savalar, devlet donanmalarna bile hayret vermeye balad.

Sicilya'ya haber zerine haber, emir zerine emir geliyordu. Palermo garnizonu
komutan, bu emirler zerine iki kadrgasyla (galisiyle) Turgut Reis'i bulmak iin
denize almt. Hi k havasnda denize mi alnrd. Garnizon kumandan, "Efendim,
bunlar denizci deil, tmarhane kakn! Ben bu ak sakalm denizlerde ve askerlikte
aarttm. K geldi miydi, gemiler limana girer, yaza hazrlk yaplr; onarlr, dzeltilir,
yaz gelince denize alnr ve savalr. Kn frtna ile mi dmanla m savaacaksn?
Neyse susaym," diyordu. Denize alyor, frtnay yiyor ve limana dnyordu. Bir gn
byle dnlerinin birinde, kasrgadan direi krlm kazazede bir korsan krlangcna
rastgeldi. Korsanlarn barutlar slanm ve ok yaylarnn balar bile sudan gevemiti.
"Teslim ol!" emrine kllar ekerek cevap verdiler. Birou ehit oldu. Yarallar da
tutsak edildi.

Rzgr dolaysyla Palermo deil, fakat onun batsndaki bir koya demirlemek
zorunda kalan komandante, gece olup da kafay Marsilya sarabyla iyice ttsledikten
sonra kadrgasnn k kasarasnn gvertesine kt. Fener getirttirdi. ki kadrgann da
subaylarn toplad. Esirlerin hepsinin getirtilmesini emretti. Yedi yaraly nne
getirdiler. Reislerinin kim olduunu sordu. Ak sakall bir korsan getirdiler. Komandante
ona, "Sen bizi ya Dragut'un sakland yere klavuzluk eder gtrrsn, ya da ayaklarna
birer top gllesi balatr, seni denizin dibine komutan tayin ederim," dedi.
Yanndakilere dnerek, "Bu limanda ka kula su var?" diye sordu. Birka ses birden,
"On kula senyor," diye cevap verdi. Komandante, ihtiyara dnerek, "iitiyorsun ya!"
dedi.

htiyar hi istifini bozmadan, "Turgut Reis'in nerede olduunu bilmiyorum. Bilsem de


sylemem," dedi ve baka bir diyecei olmayanlara has bir tavrla sustu. ki kii,
geminin ambarna koup birka glle getirdiler. Birka kii eilip ihtiyarn ayak
bileklerine glleleri baladlar. Komandante gene, "Bizi Turgut Reis'in barnd yere
gtrecek misin?" diye sordu. htiyar ksaca "Hayr!" dedi. Komandante, "Kaldrn
gtrn unu kpeteye!" diye grledi. htiyar kpeteye tadlar. "Klavuzlayacak
msn?" "Hayr!"

"Atn keratay denize!" Bu emir verilince, ihtiyar kpetenin zerine kardlar.


htiyar, kelimei ehadet getirdi. teki tutsaklar bir azdan tekrar ettiler. Deniz, den
bir cisimle gmledi. Komandantenin gzleri kan anana dnmt. "Bunlara sz
dinletmenin olasl yok gibi, bu bata duran iri yar herifi balayp yatrn, biriniz de
aadan kzgn bezir ya getirsin," diye bard. Emrettii yapld. "imdi kzgn bezir
yan kulana aktn! Klavuzlayacak msn?" "Hayr!" "Aktn, aktn!" O da kelimei
ehadet getirdi, fakat tamamlayamad. Bezir ya kulana gidince, baca, kollar
topland. Silkindi, titredi ve gzleri falta gibi ak gerile kald, ayakta beklemekte
olan be tutsan en genci (daha henz on be, on alt yanda bir ocuk) hkra hkra
alamaya balad. Yanndaki tutsak duygulu ve davudi bir sesle "Alama bre evlat. Bu
heriflerin houna gider," dedi. ocuk byk bir gayretle birka kez yutkundu.
Komandante, "Getirin u ocuu, yatrn yere!" dedi. ocuu yatrdlar. Fakat korkun
bir ses "Korkma!" diye grledi. Bu, "Korkma'y diyen oradaki tutsaklardan biri deildi.

"Korkma!" sznn grlemesiyle birlikte, komandantenin ipek ilemeli kasara


tentesinin zerinden be on kii birden dt. Ayn zamanda da kpetelerin zerinden,
dileri arasna yataanlar sktrm olan balar, kollar, gvdeler ve bacaklar
peydahland. Kadrgann ambarndan korkun bir pitov ve arkebz grlts koptu.

Turgut Reis, senyor komandantenin ensesinden tutuyordu. Gzleri slakt.


Komandanteye, "Ey civanmert senyor komandante, sizi byle teklifsiz paldr kldr
ziyaret ettiim iin zr dilerim. Tutsaklarn sorgusu ii biraz yavaa cereyan ediyordu
da, acele etmek zorunda kaldm. Hem de beni grmeye pek istekli idiniz. Bu da acele
etmemin bir baka nedeni.. Beni grmekle ne kadar memnun olduunuzu kestiriyorum.
imdi izninizle, grmekte olduunuz g ite size yardm edeyim. Denizin dibindeki iki
masum savann sorgularnn tamamlanmas iin oray tenezzlen terif buyurmanz
gerekecek, pek adaletli muhakemenize dinleyici heyeti diye katlm olan asaletli
subaylarnzdan sizi yoksun etmek aklmdan gemez. Onlar da size refakat edecekler,"
dedi ve demesiyle birlikte, ensesinden tutmakta olduu komandanteyi yere vurdu.
Korsanlara, "unlarn topunu da balayp denize frlatn! Ondan nce birka kii
dalsn da iki ehidi karsn. Onlar bunlarla beraber brakamam. Kamaraya gtrp
glleyi balayan ipleri kesin. ehitleri, denizde tremizce yelkene sarar, zincirle ak
denizlere gmeriz," dedi. teki kadrga da zaptolunmutu. Onu grmeye gitti.

KUZEY AFRKA'DA YILLARCA


SREN KARA VE DENZ
SAVALARI

Kuzey Afrika'deki korsanlardan yalnz Avrupa hkmetleri deil, hatta Tunus


hkmeti de korkmaya ve bunlar gelip kklendikleri yerlerden nasl skeceini derin
derin dnmeye balamt. Oysa Oru Reis Tunus'u deil fakat Cenevizliler tarafndan
zaptedilen yerleri ele geirmek istiyordu. te bundan dolay bir ilkbahar, tam donanml
on para gemi ile denize ald. Bu gemilerin birisinin svarisi Turgut Reis'ti. nce
eel denilen yol zerindeki kk bir kaleyi zaptettiler. Kale, aslan azna leblebi gibi
geldi. Kalenin savunmas iin oraya elli sava, limanda da Turgut Reis'in komutasnda
bir gemi brakt. Beccaye kalesine doru ilerlediler. Orada karaya top ve sava
kardlar. gn savald. Dman ok kuvvetliydi. Savalarn arasnda kalenin
zaptndan vazgeilmesi fikrinde olanlar bulundu. Oru Reis onlara:

"Ben burada bir kolumu braktm, gerekirse teki kolumu, hatta kellemi de brakrm.
lmden korkan, canna acyan varsa ekilsin gitsin. Bana sadk yolda olanlar korkup
kamazlar," diye bard. Saldrnn drdnc gn kalenin duvarlarna iviler soktular.
Onlarn zerine basarak kalenin bir ksmnn iine girdiler. Kalenin teki ksm
zaptedilmemiti... Fakat yoldalarn cephaneleri tkendi. Tunus hkmetinden cephane
istediler. Fakat o hkmet mhimmat vermedi. Gemiler bir ayn iindeydi. Sular
ekilince gemiler karada kald. Tam o srada iki yz para gemiden oluan koca bir
donanma kageldi. Bunlar kaleye imdat kuvveti olarak on binden fazla bir savay
karaya kardlar. Oru Reis, aydaki gemileri yaktrd ve be yz tutsa da
brakmayarak karadan altm millik yol yrd.

Artk Barbaros kardelerin elinde eel'de braktklar gemiyle bir de Hzr


Reis'in bir kadrgasndan baka gemi kalmamt. Oysa dmanla arpabilmek iin
daha fazla gemi gerekliydi. Hzr Reis, Akdeniz'in ikinci derecedeki korsanlarna,
"isteyen gelsin," diye haber sald. Bu ikinci derecedeki korsanlar tarafndan zaptedilen
gemiler ve ganimetler tamamen kendilerinin olurdu. Fakat sonradan, "Garp Ocaklar"
diye ad alacak olan Cezayir, Tunus ve Trablusgarp korsan beyliklerine bal olan
korsanlar, Oru Reis zamanndan itibaren elde ettikleri ganimetlerinin bete birinden
sekizde birine kadar bir ksmn lke hazinesine brakrlard. Kalan ksmn yars gemi
reisine verilirdi. Gemi komuta kurulu, yani topularla serdmen vesaire iki,
savalarla gemiciler birer hisse alrd. Fakat ekseriya reisler paylarna deni
gemidekilere paylatrrlard (Turgut Reis ald ganimetin bir ksmn gemilerinde
krek eken forsalara verirdi. Bu sebepten forsalarn bir ksm gemi zaptetmeye
isteklenirdi. Mslman olanlar da ok olurdu). Serbest korsanlar, aldklar ganimetin
bir ksmn beylie vereceklerini bildikleri halde, ksmen deniz akyla, ksmen daha
fazla ganimet elde etmek isteiyle, ksmen de yurttalaryla birlemek zleyiiyle gelip
Oru Babaya iltihak ettiler. Bylece gelenler yedi gnll korsan gemisiydi. Kurtolu
Muslihiddin Reis de on drt gemiyle geldi. Hzr Reis de Tunus'tan drt gemi satn ald.
Bu suretle yirmi sekiz paralk bir donanma hazrlanm oldu. Bunlar denize frlaynca,
bir dolata buday ve uha ykl on iki gemiyi savamadan ele geirdiler. Hzr Reis
bu gemileri Kurtolu'yla Tunus'a gnderdi. Kendisi, Kurt Reis'le birlikte eel'e
giderek, orada bulunan kardeiyle Kuzey Afrika kylarnn, spanyollarn elinden
kurtarlmas arelerini dnd.

spanyollar o srada o kylarda saldryorlard. Hatta Cezayir kalesinin ok


menzilindeki kk bir adacn zerindeki kaleyi zaptetmiler, kente gz
atrmyorlard. Halk, Oru Babaya bavurup; kendilerini spanyol errinden
kurtarmalar iin yalvardlar.

O zaman Yavuz Sultan Selim Kahire'deydi. Kemal Reis'in ele geirdii birka gemi
dolusu tutsak ve ganimetleri Hzr Reis, sultana gnderdi. Yavuz, Kemal Reis'e Hzr ve
Oru Reis'lerin shhatlerini ve ne durumda olduklarn sordu. Kemal Reis cevaben
Akdeniz'de sultan hangi yeri uygun grrse oraya seksen gemi ve on bin sava
gnderebileceklerini bildirdi... Yavuz Sultan Selim hediye olarak tersaneden iki byk
kadrga ve Midilli'den bir gemi gnderdi. Bu haber eel'e varnca Oru Reis'le Hzr
Reis ok sevindiler.

Hzr Reis bu gemiyi karlamak zere Tunus'a doru ald. Oru Reis ise yanna
Turgut Reis'i alarak on sekiz byk ve otuz kk gemiyle Cezayir'e vard ve kenti
Salim Bin Sumi'den ald.

Salim Bin Sumi, Cezayir emiri saylmakta idiyse de, Cezayir'i 1569'da zaptetmi olan
spanyollarn bir klesiydi.

Barbaros'larn Afrika kylarnda yerlemeleri ve durmamacasna spanya, Fransa ve


talya kylarna akn etmeleri Avrupallar ve zellikle Franszlar' kzdryordu.
Franszlar Hzr Reis'i l veya diri olarak ele geirmek zere donanmalarna otuz
mavna katarak Tunus'un kuzey batsndaki Bizerta'ya vard. Orada yalnz Kurtolu'nun
drt gemisi vard... Onlar arabuk boaltp kaleye ekildi. Franszlar gemileri
zaptettiler. Byk bir tantanayla borular, trampetler alarak ve bayraklar aarak karaya
ktlar. Fakat Tunus gazileri kaleden karak zerlerine saldrdlar ve bu askerleri
bozmakla kalmayp alakl pelerine derek, alt gemilerini de zaptettiler. Bu
Franszlar pek kzdrd. Gazilere gre, "aktaki gemilerinde yksek sesle bararak,
boyuna arap itiler. Aka gelerek ie ve bardaklar denize attlar." Franszlar
limandan defoldular, fakat almak zere Halkulvat'a saldrdlar. Ne var ki, Hzr Reis
oradayd. Onun iin karaya kamadlar. Havann scaklndan yaknarak ekilip
gittiler. O sene Hzr Reis, Tunus'ta klad. Cezayir'e drt gemi ve be yz sava
imdat kuvveti gnderdi.

Cezayir'in Oru Reis tarafndan zapt, spanyollar fena halde zd, fakat Araplar
spanyollardan da fazla zldler. Tlemsen hkimi bni Hamun, spanyollarla birleti.
spanyollar krk ektirme ve yz seksen gemiden oluan koca bir donanma ve o zaman
Avrupa'nn en mthi zrhl piyadesi olarak n salm ve birok sava meydanlarndan
zafer zerine zafer kazanm spanyol askerlerinden on be bin kiiyle Cezayir'in
ufuklarnda grnd. Onlar denizden hcum edecekti. Krk bin Arap da karadan
saldracakt. Araplar, spanyol donanmasnn yola km olduu haberini alnca, hemen
hcuma getiler. Turgut Reis, o akam arkadalarna "szmona savatk, pelerinden
koa koa yoruldum. Bugn yaptmz bir komaca yar idi. Eh, dorusunu sylemek
gerekirse bu yar Araplar kazand," diyordu. O srada Oru Reis Araplarn brakm
olduklar on iki deveyi savalar arasnda paylatrverdi.

Aradan ok gemeden spanyol donanmas geldi. Hemen hemen btn ufku


kaplyorlard. spanyol filosu gururla geldi ve kalenin nne demirledi. Karaya asker ve
kuatma toplar kard. Kale duvarlar top ateiyle yklyordu. Sanki muhasara
emberi byk bir ylann gvdesinin bklmleri idi de, kaleyi gitgide daha fazla
skyor, kemiklerini atr utur kryordu.

Son gnler hava bunaltc, durgun ve scakt. Gndzleri kalenin zerine top
dumanndan peydahlanm lo ve toparlak bir bulut kyordu. Geceleyin bir serinlik
esiyor, denizin zerinde krklar yrtyor, ar duman perdesini frp datyordu.
Artk duvarlarn birok yeri duvar deil, bir yn ta haline gelmiti. Kale savunucular
gece sabaha kadar talar gene duvar tertibi birbirinin stne istif ediyorlard.

spanyollar bir gn son hcumu yapmay kararlatrdlar... afak skyordu. Kale


savunucular silahlarn bir tarafa brakmlar, btn gece alm olduklar halde,
talar istifleme iini bitirememilerdi. te o saatte spanyollar sessiz olarak yanatlar
ve yerden saldrp gediin yanndaki bir yerden duvar trmandlar ve "Santiago!" diye
bararak bayraklarn duvara astlar. Geride ta istiflemekle uramakta olanlar,
silahlarn almak iin zaman yitirmeden ellerindeki kazma, krek ve ksklerle duvara
yanamakta olan spanyollara saldrdlar. Gzn anca duvarlarda spanya bayran
gren Oru Reis, silahn kapnca savalar ararak duvara koar. Orada birka
kiiyle birlikte Turgut Reis'in hcuma gemi olduunu grr. Kaleye girmi olan
spanyollar kltan geirilir. Darda kazma, kreklerle savaan duvar tamircilerinin
her biri, birer ifrit kesilmi, elik seli gibi hcum eden spanya'nn n salm zrhl
piyadesini silahlarn atarak kamak zorunda brakmlard. Tamircilere Oru Reis'le
Turgut Reis yetiti. O gnk savatan sonra on be bin spanyol askerinin ancak bini g
bela kurtulabildi.

Kurtulabilenler, artan esen bir rzgrla tyleri ters dnm tavuklar gibi kaarken,
gemidekiler cokun sava selinin deniz kenarna varnca orada durmayarak gemilere
hcum edeceini anladlar. Hemen acele demir alp aa uzaklatlar. Kyda kalan
sandallara binmi bulunan kaclara yetien tek tk Trk savalar bel ve omuz boyu
suya dalarak elleriyle sandallarn kpetelerine yapyorlard. Bunlarn bir ksmnn
bilekleri, sandaldakiler tarafndan klla kesiliyordu. O zaman onlar sandallarn
kpetelerine dileriyle tutunuyorlard. Birok sandal bylece denize alamaz oldular.
Bu yenilginin havadisi spanya'da Madrit'teki Eskuriyel'e varnca, saraya gnlerce yas
kt. nk yenilmez sanlan spanyol piyadesinin pek usturuplu bir dayak yemi
olmas, onun Avrupa'deki prestijini fena halde sarsacakt.

Bu zaferden biraz sonra Cezayir'e drt nala yetien svariler, Tlemsen hkimi bni
Hamun'un Tenez kalesini ele geirdiini bildirdiler. Oru Baba'dan, gelip kendilerini
kurtarmasn yalvardlar. Oru Reis, bni Hamun'u kastederek: "Baz erkekler vardr,
arda, pazarda her rastgeldikleri erkekten dayak yerler, sonra eve gider ve karlarn
dvmekle, yedikleri dayan acsn karrlar. u bni Hamun da yle," dedi. Cezayir'in
doksan mil batsnda, deniz kenarnda olan Tenez'e hcum etmesini Hzr ve Turgut
Reis'lere emretti. Orada bni Hamun'dan alnan develer ok ie yarad. Birok korsanlar
develere binmi olarak, birbiriyle konuup akalayorlard. "Bakalm bizi deniz tutmaz,
fakat develer kt yalpalyorlar. Bizi deniz tutmuyor, fakat sakn u develer tutmasn?"
diyorlar, sevin iinde glyorlard.

bni Hamun, Tenez kalesini ele geirebilmiti, nk kalede asker yoktu. Kum
lnn ufkunda Hzr Reis'in develeri gzknce, spanyollar kale dndaki
adrlarn alaa edip, pl prtlarn toplayarak tezelden kaleye kapa attlar. Hzr
Reis, savalarn bir gece istirahat etmeleri fikrindeydi. Oysa savalar topluca reisin
nne karak hemen hcuma balamas emrini vermesini yalvardlar ve "Deveye
alkn deildik. Asl develerin etkisi yarn meydana kacak. Galiba birka gn yeni
snnet olmuuz gibi bacaklarmz birbirinden aralk olarak gezeceiz. O halimizle nasl
sekebilir ve nasl duvara trmanabiliriz," dediler.

Hzr Reis, "stediiniz gibi olsun" dedi. Korsanlar hemen hcuma getiler. Fakat
onlarn saldrya gemesiyle birlikte Araplarn ortadan sr olmalar bir oldu. Bu sefer
kale sarld... Sava iki gn srd. ikinci gn akam, spanyol kumandan bir eli
gndererek Hzr Reis'e teslim olduunu bildirdi.

Tenez'in alnmasyla Oru Reis'in ynetimi altna giren yerler (yani Tunus'tan tutunuz
da Tenez'e kadar olan yer ki, bu kt'a Cezayir Beccace'ye ve bunlar gibi) be byk
kaleyi ieriyordu. talyan Yarmadas kadar bir lkeydi.

Oru Reis bir gn kardeleriyle, Turgut ve teki belli bal reisleri ard. Onlara,
"Biz bu yerleri artk korsan dzeniyle ynetemeyiz. Sr sr insanlarn refahlarn
salamak gerek. Burada mutlaka bir mlki ynetim kurmalyz. Sorumluluumuz var,"
dedi. Bu toplantlarda alnan kararlara gre Cezayir'in bat tarafn Oru Reis, dou
tarafn da Hzr Reis ynetecekti. Hemen bu lkenin nfusu kaydedildi. Cezayir'de
byk bir bahriye okulu ald. Para basld. Gerek Oru Reis, gerekse Hzr Reis,
emirleri altndaki askerlere bir dzen verdiler. Yenieri ortalarnda olduu gibi on
kiiyi ynetene onba, yz kiiyi ynetene yzba unvanl subaylar atand. Donanmay
da, deniz savalarnda deer gstererek birok zaferler salam olan kaptanlara teslim
ettiler. Donanmann en byk ksmna Turgut Reis komuta edecekti. Ynetim iine
gelince, o i iki bakann bakanlk edecekleri bamsz bir yoldalar "Genel Kurultay"
tarafndan grlecekti. Bu suretle Oru Reis'le Hzr Reis, birer vali olarak kaldlar.

Cezayir'deki denizcilik okuluna birok korsan delikanl, renci olarak devam


ediyordu. Burada corafya, gemi seferleri, yldz bilimi, gne bilgisi, iki yaka aras
deniz klavuzu, harita, Arapa, spanyolca ve talyanca retiliyordu. Oradan yetien
birok korsanlar, sonradan eser yazar olmulard.

Grgl ihtiyar kaptanlar, Turgut Reis'in ihtiyar Endlsls ve bni Rd'n ve


bakalarnn birok rencisi okulda hocalk ediyorlard.

Geri iki karde (Oru Reis'le Hzr Reis), birisi batda ve teki douda olmak zere
birbirinden ayrlmlard. Fakat ileri izin verdike Cezayir'de buluuyorlard. Oru
Reis, Hzr Reis'in byle bir ziyareti srasnda, reisleri de toplayarak, onlara baz
niyetlerinden sz etmiti. Onlara, "Dnyaya zengin olmak iin gelmedik. Ne de otlakta
besiye ekilmi inekler gibi kavram peydahlamaya! Biliyorsunuz ki, Kristof Kolomb
adndaki bir denizci, bat yolundan Hindistan'a vard. Vasco de Gamay, Vasco Nunez
de Balbao'yu da duydunuz, bu yl Magellan denize ald. Bizim denizciliimiz
bunlardan stndr. drt koldan batya doru gidelim. Yeni yeni yerler kefedelim.
Orada altn da doluymu. Hep bu Akdeniz'de mahpus mu kalacaz?" dedi ve bu konu
zerinde saatlerce konutu. Orada bulunanlar saatlerin ne abuk gemi olduunun
farknda olmadlar. Onu, deta d gryorlarm gibi dinlediler... nk Oru Reis'in
szleri her birinin i arzusuna tercman oluyordu.

Daha ertesi gn ve onu izleyen gnler iinde bu konuda baka bir yerden
konuulmad. Hatta bu uzak deniz seferlerine kimlerin, ka gemi ile gidecekleri
saptand. Hzr Reis, memnun olarak douya, yani kendi iline doru ayrld. Gemilerde
hazrlklar yaplyordu.

Ne var ki, bu hazrlk tamamlanamad. Tlemsen'den gelen haberlere gre Tunus'tan


Tenez'e kadar olan memleketlerin Trklerin egemenlii altna girdiini gren Arap
hkmdarlar, yeni doan devletin her tarafa kol salacandan kukulanyorlar ve
bundan dolay hepsi de taraf taraf Trklerin aleyhine spanyollarla birleiyorlard.
Zaten spanya da Trklerin Kuzey Afrika'da yerlemelerini iyi gzle grmyordu. Bu
Arap hkmdarlarna yardm etmekle kendi yararlarna hizmet etmi oluyorlard. Bu
hkmdarlar memleket ilerini ynetmede iktidarsz, kle ruhlu insanlard. spanya
bunlar da istedii gibi kle olarak kullanabilirdi. spanyollarla Arap hkmdarlar
arasnda cereyan eden fiskoslar, Oru Reis'in kulana geliyordu. Binaenaleyh uzak
deniz seferlerine ve keiflere kmay, bu tehlikelerin uzaklatrlm olacaklar zamana
erteliyordu. Tehlikenin uzaklatrlmas iin de ilk olarak yaplacak i Tlemsen'i ele
geirmek ve fesat ocana kuvvetli bir darbe vurmakt... Hkmdarlar Oru Reis'i
istemedikleri nisbette de halk Oru Babay seviyor ve istiyordu.

Halk, Tlemsen hkmdarnn spanyollarla birlemi olduunu duyunca, nmayiler


yapt. Tlemsen hkimine lanet okudu ve Oru Reis'in gelip, kendilerini bu herifin
errinden kurtarmasn istedi. Oru Reis, Tlemsen hkiminin Cezayir'e hcum etmek
niyetinde olduunu duyunca, Hzr Reis'i Cezayir'e ard. Onu orada brakt. Kendisi,
Turgut Reis ve kk bir kuvveti yanna alarak Tlemsen'e yrd. Oru Reis'in yola
km olduunu duyan halk ayaklanarak, hkimi hkimlikten kard ve gidip Oru
Reis'i karlad. Bu suretle Tlemsen de Barbaros kardelerin lkelerine katld. Halk
sevindi. nk doru drst bir ynetime kavumu olduunu anlad.

15 YIL SONRA

Turgut Reis, Cirbe Adasnda gemilerinin birkan karaya ektirmi, altlarn raspa
ettirip, yalatyordu. Artk krk bir, krk iki yandayd. Bir kadrgann k kasarasna
uzanm batan gnee bakyordu. O son on be yl amma da grltler ve patrdlar
iinde gemiti. Bu zaman sresince ne ac ve ne tatl gnler yaamt. O seneleri
dolduran olaylar karsnda, gurup nda bilinmezlere giden krmz bulutlar gibi bir
bir gznn nnden geiyorlard. lk nce Oru Reis'in ehit olmas ne ac olmutu.
Tlemsen hkimi, bana akrabalarn toplayarak Fas'a ve oradan da Tlemsen iskelesi
olan Vehran'a gitmilerdi. Orada arlken (Beinci Sarl) ile savamlar. Mslmanlarn
yakcs tek Katolik imparatorunun kulu klesi olmak iin ona yalvarp yakarmlar ve
gelip Trkleri oralardan karmasn istemilerdi.

arlken bunun zerine, Marki de Gomarez'in emrine ilk kafile olarak bin be yz
tfeki gndermiti.

Hkim de on be bin Arap askeri toplayarak Tlemsen'e doru yollandlar. Hzr Reis,
kardeine hcum edileceini duyunca Cezayir'den, kardeleri shak Reis'le kendisi,
Turgut Reis'i ve bir miktar da askeri Oru Baba'ya imdat olarak gnderdi... Turgut Reis,
dn imi gibi hatrlyordu. Tlemsen'e akamzeri varmlar ve kaleye girmilerdi.
Ertesi sabah dman grnm ve hemen kaleyi sarmt. Ne kalabalkt o! deta yirmi
otuz kiiye kar bir kii olarak savaacaklard. Oru Reis hemen en gvendii
yoldalar yanna alarak kaleden kp dmana saldrd. O savata yedi yz dman
ldrm, yz de tutsak almlard. Sonra kaleye dnmlerdi. Aradan henz be gn
gemeden, on bin spanyol askeriyle, yirmi bin Arap askeri gelmiti. Top ateiyle
duvarlar paldr kldr yklp yerle bir edilirken, birok savalar ate altnda
duvarlar durmamacasna onaryorlard. Turgut hatrlyordu. O gediklerin nnde,
yamurlardan sonra ukurlarda biriken sular gibi kan birikintileri oluuyordu. Bazen
ayaklar ayak bileklerine kadar daha taze taze tten, ya da phtlam olan kanlara
batyordu. Bylece tam yedi ay dayanmlar, dmana ayak bastrmamlard. Sonunda
ellerinde ne cephane, ne de silah kalmt. Gnlerden beridir eski deri ve gderi
paralarn kaynatarak ve azlarnda ineyerek alk bastrmaya uramlard. Yedi
ay sonra bazlar teslim olmaya taraftar kt. ounluk ise, kale vermek nemli bir ey
deil, kale denilen, toprak ve tatan ibaret yapdr, gelgelelim, insan hl diriyken
teslim olmak, insann arna gidiyor, demi ve bunun zerine bir sre daha dayanlmt.

Sonunda yaplacak baka i kalmamt. Dmana adam gnderildi. Dmanla bir


mukavele yaplmt, ona gre, kale savunucular, silah ve eyalaryla beraber kaleden
kp gideceklerdi. Ne var ki, kaleden kar kmaz dman, koyduu imzaya ihanet
etmi ve darya kanlara hcum etmiti. O zaman onlar da kllarn ekmiler,
savaa koyulmular ve gerisin geriye kaleye dnmlerdi. Kaleden karken dmann
bir ksm kalenin iine kaymt. Bunlar kalenin iinde temizleyip, sonra gene
mdafaaya koyulmulard. Fakat artk savunma olana kalmamt. Baz savalar,
alktan ayakta duracak halde deillerdi.

te o zaman Oru Reis, "Ayaklarmzda hl yrmek takati varken, gece gizlice


kp gidelim," demiti. Gece olunca en deerli eylerini yanlarna alp kmlard.
Kaleden patrtsz grltsz km ve kafilenin artlar kaleden drt be yz adm
ayrlmlard ki, dman, savunmaclarn kamakta olduunu anlam ve onlardan on
misli daha ok kalabalk halde pelerine dmt. O zaman Oru Reis "Kimin kymetli
bir eyas varsa birer ikier atsn ki, dman onlar toplarken biz zaman kazanalm,"
demiti. Eyalar birer ikier atmlard. Hakikaten de dman bu kymetli eya iin le
zerinde dolaan kpekler gibi arasra birbirlerine giriyordu. Ne var ki, eninde sonunda
atlacak eya da kalmamt. te o zaman gaziler birbiriyle helallamlard. yice
hatrlyordu, yirmi drt, yirmi be yandayd. Oru Reis'le helallarken, ona koca reis
ve deniz kurdu, "Turgutca, olum! Ben yam bam bulmu bir adamm, ehitlik artk
bana gerektir, fakat sen ok i greceksin, sen ka da kendini kurtar," demiti.
Turgutca'nn gzlerine yalar gelmiti. Fakat Oru Babay da orada brakp nasl
kaabilirdi. Kl deilecek yeri kalmad halde, silahlarn ekerken can kaydnda
olmayacana ve ne kadar olabilirse o kadar ok dman ldreceine yemin etmiti.
Dman beklemiler, o zaman srt srta vererek dile trnakla savaa koyulmulard.
Aradan yarm saat geince fedailerin says yarya inmiti, fakat epevre siper gibi
birbirinin stne ylan dman leleri, gazilerin kendilerini ne kadar pahalya
sattklarn gsteriyordu.

te byle savarken idi ki, Turgut Reis alm olduu yaralardan dolay kendinden
gemiti. Ne kadar sonra olduunu bilmiyordu. Fakat parmanda bir ac duydu.
Gzlerini at zaman gndzd. Kendisini bir sr dman leinin altnda buldu.
Parman actmt. Fena halde susuyordu. Glkle ayakta durabiliyordu. Le
kmesinden sendeleyerek ayrlmt. Kum ovas, gnete gzalc bir kla ufuklara
kadar parlyordu.

Yerden ge ate harlyor, gkten yere yayordu... Ah, bir yudum su iin ne
vermezdi? Biraz tede, yedi sekiz upuzun hurma aac, bir kme oluturmutu. Onlara
doru srnmt. Oradaki sessizlik korkuntu. Sonsuzluk her taraftan insann ruhuna
temas ediyordu. Arasra uzaktan uzaa duyulan yrtc kularn kanat grltleri dnda
ortada bir ts yoktu.

Turgut Reis, o hurma aalarnn birisinin gvdesine, sanki yoldalarnn birisi imi
gibi sarlmt; sonra hurma gvdesinin dar ve uzun glgesinin siperine girmek suretiyle
srtn hurmaya dayamt.

Isszln derinliini lmek iin, "Oru Baba!" diye barmt.

O adn kendi yreindeki yanks dnda sesi hibir tarafta hibir yank
uyandrmamt. te urada ocukluunun yurdu Sralovaz', hararetin o tirtir titreyen
buusunun arasnda grr gibi olmutu. Dereleri ve akan sular ve Aripel'in mavi ve
serin esintilerini hatrlad.

Genti, delikanlyd, iinde yaama istei uyand. Yaamay umdu. Hurmann


tepesinde krmz krmz yemiler sarkyordu. Fakat zar zor ayakta durabilecek bir
halde iken, o upuzun aacn tepesine nasl kacakt? Ta atmay dnd... Fakat o
kumlarn arasnda fndk kadar olsun bir ta yoktu... Kapkara bir kederin iine dald.
Dnm de dnmt... Tam o srada, le kmesinden gagasnda bir et parasyla
kalkan bir yrtc ku utu, gelip hurmann tepesine kondu. Onun ard sra, azndan et
parasn kapmaya uraan baka kular geldi. Hurma aacnn zerinde kanat, gaga ve
penelerle kavga ederlerken, hurmalar patr patr yere dkyorlard. Turgutca o
yemileri ald, yedi. Amma da tatl idiler. Hem de sulu ve yumuak. Kapkara kederi,
ldrasya bir sevin izlemiti.

Hurmalar yedikten sonra derin bir uykuya dalmt. Uyand zaman yldzlar parl
parl parlyordu.

Hava da serinlemiti. Yaralar acyordu, fakat dizlerine kuvvet gelmiti... Ayaa


kalkt. Birka adm yrmt, ama cankurtaran hurmalardan ayrlmamaya ve talihini
orada beklemeye karar verdi. Biraz sonra on yedi, on sekiz gnlk bir ay dodu. Kum
deryas, kar deryas gibi aarmt. Sandna gre gece ortasna doru, ayl ge kar
siluet halinde, iki deveye binmi iki Arap grd. Bunlar Tlemsen ynnden deil, baka
bir ynden geliyor ve douya doru gidiyorlard.

Turgutca, bunlarn da dost ya da dman olduunu dnmemiti. Dostsalar l!


Dmansalar onlar korkutabilirdi. Geri silah yoktu. Fakat bir pars gibi saldrabilirdi
ya!... Onlara seslendi. Durdular. ndeki deveye binen adam, ona spanyol mu, Trk m
olduunu sordu. Trk olduunu syleyince gldler ve selam verdiler. Turgutca'ya ne
istediini sordular. Turgutca da Cezayir'e gitmek istediini syledi. Onlar, "Biz Blida'ya
gidiyoruz. Cezayir oradan uzak deildir. Blida'dan kolayca Cezayir'e gidebilirsin,"
demilerdi. Turgut Reis, kendisine verilen suyu itikten sonra daha kuvvetli olan
arkadaki devenin srtna binmiti.

Devenin zerinde giderken mutlaka ehit dm olacan sand Oru Reis'in nasl
edip de cn alacan aklnda evirip evirip duruyordu. aka deil, ona z babas
imi gibi balanmt.

Turgutca Cezayir'e vard zaman Hzr Reis'ten Oru ve shak Reis'lerin ehit
olduklar haberini alm, yrei acyla biilmiti. Yznde bet beniz kalmamt. Hatta
reisler onun yaayacandan hemen hemen umut kesmilerdi. O derin kederi, o kederden
daha da korkun bir fke kovalad. Hatta azndan hi afur tafurlu sz kmam olan
Hzr Reis, iki kere ikinin drt etmesi kesinlii ile "Btn Frengistan kltan geirsem,
kardelerimin ve yoldalarmn cn alamam," demiti.

Duyduu znten midir nedir? Turgutca bir krlangca atlayarak ta Halkulvat'a gitmi
ve Saraylat Salih Aa'y grm ve bu arada Selime ile grmt. Salih Aa, "Bizim
kz bir eyi tutturur, ne var ki, stesinden de gelir. Ok atmakta, arkebz ve pitov
atmakta birinci oldu. imdi de yaralar iin merhem hazrlamakta usta oldu," demiti.
Selime, yaralar iin Turgutca'ya kutu kutu merhemler vermiti.

Ertesi yl ilkbahar olunca yz yetmi para gemi ve yirmi bin askerle Heran'a gelmi,
oradan drt bin asker daha alm ve Cezayir'e doru dmen kullanm, ayn zamanda
da Tlemsen hkimi de byk bir kuvvetle karadan yrmt. O zaman Cezayir'de
korsan olarak alt yedi yz Trk vard... Hzr Reis, Cezayir halkn bana toplam ve
onlara dobra dobra, "te karadan ve denizden dman geliyor. Bizde savunacak kudret
yok. Haydi gidiniz ve Tlemsen beyini selamlaynz. Ne kadar olsa gene de
Mslmandr. Belki de sizi ezmez. Biz burada, alt, yedi yz arkadam ve yoldamla
kanmzn son damlasna kadar cenk edeceiz," demiti. Halk cevap olarak Tlemsen
hkimini istemediklerini ve kendisiyle beraber savaacaklarn barmt. Tam o srada
da yirmi bin kadar Arap askeri gelmi ve Hzr Reis'i alklamaya koyulmulard.
Durum kapkara iken, birdenbire aydnlanvermiti... Hzr Reis ok sevinmiti. Cezayir
kalesinin iinde de bu iler olurken, duvarlardaki nbetiler spanyol donanmasnn
grndn bildirmiti. Hzr Reis hemen sava durumu ilan etmiti. Kendisine, yani
Turgutca'ya kalenin denize bakan ynn savunmasn havale etmiti. Yz yetmi para
geminin gr...r...r diye hep birden demir at, gk gibi grlemiti. Fakat Turgutca'nn
damarlarnda kan, sava arzusuyla daha da gr arpyordu. Filo komutan hemen kaleye
bir eli gndererek kalenin teslimini istemiti. Hzr Reis "Buyursunlar, alabilirlerse
alsnlar. Kendilerine elimizden geldii kadar hararetli bir karlama treni hazrladk,"
diye cevap verince, dman hemen karaya asker dkmeye koyulmutu. Dman bir
miktar asker karnca hemen zerine hcum edilerek, karlan asker, ktklarna da
kacaklarna da bin piman edilmiti. Dman apar topar gemilerine kamt. Ertesi
gn Tlemsen hkimi Kuzey Bat Afrika'nn eli silah tutar erkeklerini ardna takarak
Cezayir'e yetimiti. te o gnk sava, bir gn ncekini ocuk oyunca lsnde
brakacak korkunlukta olmutu. gn sren o savata, deil yalnz korsan, fakat
Cezayirli Araplar ve hatta karlar, ldrtc bir cokunlukla savamlar, "ancak sava
meydannda erkek olduunu gsteren karsna kavumaya layktr," diye barmlard.
Tlemsen hkiminin ordusunda korkudan ldranlar oldu. spanyollardan ancak
gemilerine can atabilen drt be bin kii kurtulabilmiti. Gemilerine kapa
atamayanlar, beygirle ve yayan olarak alataban, Tlemsen hkiminin Arap askerlerine
katlmlard. Bozulan dman ylesine kam ve kovalayanlar da ylesine
kovalamlard ki, korsanlar ta Tlemsen'e varp kaleyi bile ellerine geirmilerdi. Kale
savunmaclar kendi askerlerinin kap gelmekte ve arkalarndan kahkahalar sala sala
korsanlarn gelmekte olduunu grnce, kalede kalmaktan korkmular, onlar da batya
doru firar yolunu tutmulard.

Ne var ki, kalede yedi yz Arap ve bini spanyol olmak zere bin yedi yz
kii bulunmutu.

Bunlara Hzr Reis, "Sizi asker saymak askerlie hakaret olur. Savata insan ya lr,
ya ldrlr. Kardelerimin nasibi ehit olmakm, bunun iin size kzamam. Fakat
kalenin teslimi artlar birer birer iki tarafn rzasyla kda dklp altna imza
konulduktan sonra silahlaryla birlikte kaleden ekilen kahramanlara kahpece saldrmak
askerlik deildir. Onun iin sizi dpedz kaatil ve cani sayyorum ve yle saydm iin
de imdi cezanz bulacaksnz" demi ve hepsini de kltan geirtmiti. Kaabilenler
Tenez kalesine snmlard.

Fakat Tlemsen hkimi, korsanlarn Tenez e de saldracaklarn sanyordu. Gene


spanya'ya yalvarm ve yakarmt. Ona on be barca ile yeter sayda asker gnderildi.
Hzr Reis bunu duyunca, Turgut Reis'in komutasnda oraya on sekiz kadrga gndermi
ve kendisi de karadan yrmt. Turgut Reis be baray zaptetti, be tanesini de yakt.
Denizde top ateiyle ve rampa suretiyle arpyorlar ve her taraf kkrtl dumanlar
kaplamken, Hzr Reis de karadan yetiip kaleyi ele geiriyordu.

Hzr Reis Cezayir'e dndkten biraz sonra spanya Amirali Ferdinand'n emrinde
yz on para sava gemisinden oluacak kalabalk bir donanma, bir gn apanszn
liman bastrmt. Hzr Reis hemen limanda yatan donanmaya girip kadrgalarn
kumandasn kendi eline alm ve kalitalarla perkendeleri Turgut Reis'in emrine
vermiti. Dmann sava hatt para para edildikten sonra boazlama balad ve
biraz sonra da dmann diz balar zlmeye balamt. Ferdinand'n svarisi
bulunduu bastarda (Amiral gemisi) bir sla oturmutu. Gemi kuatlnca amiral,
saym suyum yok diye alt yz savasyla teslim olmutu.

Bu savatan sonra Hzr Reis'le konuurken, kendisi (Turgut Reis) Hzr Reise "Ne
talihimiz varm! Aabeyin ak denizlere keif seferleri yapmay tasarlyordu. Nasibi
ehadet oldu. Biz o seferleri yapalm, diyoruz, gelgelelim bu sefer dman rahat
vermiyor," dediini ve ak denizler hasretiyle iini ekmi olduunu hatrlyordu.

Neydi o gnler? Hzr Reis'in karada ve denizdeki baarlar, yalnz Tlemsen


hkiminin deil fakat Tunus hkmdarnn da dmanln kkrtmt. Bu hal, o
zamann en kuvvetli devleti olan spanya'nn pek iine yaryordu. Hzr Reis, spanya'nn
hcumuna urayacan pek iyi biliyordu. Kendisine o kadar canla bala yr olmu olan
Cezayir halknn, hi rahat grmeyeceini sezmiti. Halk bir gn arm ve onlara,
"Ey ahali, biz sizin lkenize gelerek kalenizi tamir ettik ve ona yeniden drt yz top
koyarak kuvvetlendirdik. Bununla beraber rahatnz da kardk. te bu hal bize byk
bir znt oluyor. Dmanlar bize kzyorlar, hnlarn sizi mahvederek almaya
alacaklardr. Biz sizin mahvnza sebep olmak istemeyiz, onun iin ayrlp gitmeye
karar verdik," demiti. Halk bir azdan kendisini brakmayacaklarn barmt. O
zaman Hzr Reis, "Ben bir artla burada kalmay kabul ederim. Trk devletini
devletiniz sayacaksnz. Bugnden itibaren onun namna sikke kestirip hutbe
okutacam..." demiti. Bu neri memnuniyetle kabul edilmiti. Yavuz Sultan Selim'e
haber salnmt. O da Hzr Reis'e Cezayir emirliini balamt.

te bu sralarda kendisi Sicilya, talya, Gney Fransa kylarn, yalnz haritalarda


deil, fakat teker teker ve ta ta gezip tanmt. Bu seferlerin birinde zaptettii bir
gemide Sen Jan valyelerinden Jan Parizo do Lavalet'i tutsak edip forsalk ettirmiti.

Sonradan iitmilerdi. mparator Beinci Sarl, dorudan doruya Cenova dukas


Andrea Dorya'y arm ve Hzr Reis'in l ya da diri yakalanmas iini ona havale
etmiti... Hatta Sarl, Andrea'dan bu ii greceine hemen sz vermesini istemiti.
Andrea hemen sz verecek adamlardan deildi. Ne var ki, birtakm prensesler ve dier
madamlarn karsnda, kraln yapt neriye tereddtle cevap vermenin yakk
almayacan dnm ve Hzr' yakalayacana sz vermiti.

Lakin Andrea Dorya, Hzr' aramaya kacana, tersine Hzr Reis, Dorya'nn
vermi olduu sz iitince hemen onu aramaya kmt. Dorya hep kamt. Hatta bir
defasnda yakalanmamak iin Cebelitark'tan okyanusa kmt. Bylece seneler geti.
Yavuz Sultan Selim ldkten sonra tahta Kanuni Sultan Sleyman gemiti. Onun
Rodos'u zaptetmek iin hazrlklar yapmakta olduunu duymulard. Gelgelelim
Cezayir'den ayrlamyordu. nk Cezayir'den ayrlnca, o kylar savunmasz kalacak
ve spanyol hcumuna urayacaklard.

Hzr da kendisi de ve btn Anadolu kylar da o Sen Jan valyelerinden neler


ekmemilerdi? te o Rodos Adas, Trkiye'nin balca i ticaret deniz yolu stanbul-
Msr hattn tam ortasndan kesiyordu. Rodos'un zaptna katlm birok delikanllar o
i bittikten sonra Cezayir'e gelmiler ve anlatmlard. Yedi yz gemilik filo, ilk nce
Harki ve Piskipi adalarn igal etmilerdi. O adalar ite ilk deniz savalarnda kendi
eli ile atelemi olduu toplarn grltleriyle yanklanmlard.

Sonra donanma Rodos'un Triyanda limanna yanam ve karaya asker karmt. O


zaman kalenin komutan, yani "Grand Maitre"i Villiers de L'isle Adam idi. O kaleyi
zaptederken Trkler, tarihte ilk defa kale bedenlerine doru toprak srmek hususundaki
icatlarn uygulamlard. Bundan baka ilk defa da kumbara (hambire) kullanmlard.
Toprak srldke toplar duvarlara yanatrlyordu.

Bunlar duyduka Turgut Reis, Hzr'a "Biz burada ne bekleriz? Bizim de yardmmz
dokunsun, gidelim!" demiti. Fakat Hzr, "Dur hele Turgutca, onlar, nasl olsa Rodos'u
alacaklar, biz burada kaldka Rodos valyelerine imdat gitmesine engel oluyoruz.

Bu itibarla burada kalmakla Rodos'un zaptna, oraya gitmekten daha byk bir
yardmda bulunuyoruz. Hem biz gidersek spanyollar buralar zaptederler," demiti. te
o sralarda Trkler, stanky Adasn ve kendi vatanlar Halikarnas' zaptetmilerdi.

Rodos'un zaptndan ok zaman gemeden Kanuni Sultan Sleyman, Hzr Reis'i


stanbul'a armt. Hzr Reis de gvendii korsanlarn on sekizini yanna alp
stanbul'a gitmiti... Turgut'a "Sen gelme, nk sen gelirsen burada kim kalr? Bu
spanyollarn, Franszlarn ve talyanlarn ancak sen hakkndan gelebilirsin," demiti.
Turgutca stanbul'a gelmek istediinden deil, fakat Hzr'dan ayrld iin zlmt.

Sonradan iittiine gre Hzr Reis'le on sekiz korsana, saray grg kurallarndan
akmaz denizciler olduklarndan dolay sultann nne kmazdan nce, onlara nasl
kacaklarn, nasl diz bkeceklerini ve el peceklerini retmilerdi.

Hzr Reis bu eitimlerin kendisine, kendisinden on misli daha kuvvetli bir dmanla
arpmaktan daha zor geldiini sylemiti. te bu stanbul'u ziyareti srasnda Sultan
Sleyman Hzr Reis'e "Hayrettin" adn takmt. O zaman kendisi (Turgut) kendi ismini
hi deitirmeyeceini ve lnceye kadar ad san ile oban Veli'nin olu Turgutca
kalacan dnmt.

Bu ziyaretten ok gemeden eski Hzr Reis, Barbaros Hayrettin Paa adyla ilk nce
Cezayir Beylerbeyi, sonra da talya sularnda Andrea Dorya'y fena halde hrpaladktan
sonra Barbaros Hayrettin Paa adyla Kaptan- Derya atanmt.

Barbaros Hayrettin Paa, Dorya'y kovalarken, Turgutca da spanya kylarn yakyor


ve oradaki Mslman halk Afrika'ya tayordu. nk spanya'da Mslmanlara kar
yaplan zulm bir aralk gevedikten sonra Trklerin Avusturya'ya sava amas zerine
gene iddetlenmiti.

Hatta Almeriya'nn kuzeyindeki Sierre Nevada Dalarnn eteklerine arkalarn


vermi olan Mslmanlar oluk ocuklaryla birlikte hayatlarn kurtarmak iin
savamaya koyulmulard. Hayrettin Paa, Andrea Dorya'nn peini brakmad iin,
oradaki Mslmanlarn imdatlarna yetimesini Turgut Reis'ten rica etmiti. Turgut da
otuz alt para sava gemisini alarak Endls yakasna varmt. lk seferinde karaya bin
kii karp ve balarna geip krk elli kilometre ieriye doru girmiti. Hatta Sierre
Nevada Dalarnn yksek bir zirvesinden Granada kentini grmt. Ne savalard
onlar!..

Sonra spanya'ya dnmt. spanya'nn ky ehirlerinden lklar ykselmiti.


Kaanlarn ayak sesleri, sokaklarn kaya kaldrm talar arasndaki kan birikintilerinin
iinde aprdamt. Bu seferlerde yetmi bin kii kurtarmt. Kurtarmt ama, Oru
Reis ehit olmu, Hzr da Barbaros Hayrettin Pasa olarak ayrlm, yanndaki
arkadalarndan birounu alp gtrmt.

spanya'ya yaplan kurtarma aknlar bitmiti. yice hatrlyordu. Gene byle bir
akamd. ine bir gariplik, bir yalnzlk kmt. Gndzden Saraylat Salih Aann
evine gitmiti. Selime'yi grmt. Onu e olarak istemeyi tasarlamt. O gn
Turgutca'nn Salih Aa'y ziyareti srasnda, Salih Aa'da bir baka konuk olmu olsayd
ve Turgut Reis'in ziyaretinin nasl getiini grseydi, mutlaka o gn Turgut Reis'in
ekingen bir hali olduunu, Salih Aa ile isteksiz undan bundan konutuunu,
Selime'nin kahve getirdiini, onunla da ksaca havadan sudan sz ettikten sonra Turgut
Reis'in kalkp gitmi olduunu anlatrd. Fakat o ziyaret bunlardan ibaret mi kalmt ya?

Turgut Reis, o gnm gibi hatrlyordu. Selime'den uzak kalmak kendisine bir
ikence oluyordu. Arkadalarndan ayrln daha da ac ac duyuyordu. Onun iin gidip
Selime'yi Salih Aa'dan istemeyi tasarlamt. Evet kendi gitmez, bakasn
gnderebilirdi. Fakat bakasn araya koymakla Selime'yi tahkir etmi olacan
sanyordu. Ne var ki, Selime'yi grnce btn syleyeceklerini unutmutu. Dudaklarna
sama sapan szler gelmiti. Fakat Selime onlara kendi gnlnn sesini dinliyormu
gibi kulak vermiti. Turgut Reis deta kendine fkelenmiti. Neden duygularna hkim
olamamt? En korkun sava ve rampalarda yalnz kendisine deil, fakat baka
yzlerce ve binlerce insana hkim olduu halde, hatta onlar savan en tehlikeli yerine
sevkedebildii halde neden duygularn sz haline getirip onlar sevk edemiyordu. te
Selime'nin kara gzlerinin o yumuak vard. O k ayn yava douu gibiydi.
Onlar rzgrsz havada iri iri soluanlar arasnda beiklenen ay gibiydi, yar
sessizlik, yar ateti. Yz gklere ve yldzlara ayna olan ve hi fsldamayan, Aripel
denizi gibiydi. Onu byle grdke iinden, sanki usuz bucaksz bir afak douyordu
ve konuamad iin de yakc bir fke. Ne var ki, sylememesine ramen kzn
baknda, btn sylemek istediklerini bir anlamlk, kendi gnlnde bir duymuluk
hali vard. Evet, Turgutca hemen hibir ey sylememiti. Fakat bakmlard ya.
Birbirine bakrlarken birbirlerinin gzlerinde grdkleri binlerce iaret, duyan
yreklerde gzlerden binlerce cevaplama salyordu. Esrarengiz bir anlay peyda
olmutu. Turgut Reis, Salih Aa'dan sakin ve msterih bir yrekle ayrlmt.

Ne var ki, ondan ayrldktan sonra o baklarn anlamlar hakknda aklnda kukular
uyanmt. Acaba gerekten mi yle bakmt, yoksa ona m yle gelmiti. Asl iin
garibi, bu kuku ile beraber iinde bir inan vard. Selime'nin o gece mutlaka
geleceine inanmt. Denizde salnan perkendesi gibi yrei "evet" ile "hayr" arasnda
bir inmi, bir kmt. imdi kendisini onun koynunda, imdi de onu en cra
yldzlardan uzak sanmt.

Kentin biraz tesinde kyda kayalklar vard. Gidip onlarn zerinde dimdik, tek ve
tenhada kapkara dinelmiti. Ufuklara gz gezdirmi ve denizlerden imdat beklemiti, ii
sanki, "Al beni deniz!" diye haykrmt. Sular kararmt. Gene iine bir gven gelmiti.
Evet, bu dakikada belki Selime boluklar yoklaya yoklaya kendisine doru geliyordu.
te bu akam nda Cezayir kenti, ne munis ve cana yaknd. te kararan sular, ak
mavi glgeler halinde sokaklara kayyordu. yle bir boluk ki, gece deildi, fakat
gndz de deildi. Ak bornozlu Cezayirlileri gryordu. Fakat kim olduklarn
seemiyordu. Onlar beyaz hayaletlere benziyorlard. te pencerelerden tek tk klar
grnyordu.

ylece beklerken, kendi kendine, "Deli miyim ne? Kz hi kalkp da bana gelir mi?
Hem de gece vakti?" Gndz da bsbtn snmt. Ay km, rzgr da sert
esiyordu. Turgutca denize; "Ben senin ve frtnann ocuu deil miyim?... Gzlerim
senin kpklerine almam myd? O andan itibaren seni yurdum saymam mydm?
Dnceli sessizliimin dev arkada sen deildin de kimdi?" diye barmt.

Fakat gene iinden baka bir ses, "o ay bakl Selime sana doru geliyor,
yreinin arplar sandn, onun sana yaklaan admlardr, senin nnde irkilen dev
kayalar kpklere meydan okuyor, onlarn tepelerinden denizler kar ve gm
alayanlar gibi akyor, fakat o durmayan sular bile bazen koylarn koynuna girip ay
nda sessiz ve durgun uyumasn sevmezler mi? Kprme ey deli gnl, seni de
kucaklayp dinlendirecek insan, sana doru gelmekte!" diye avzesine cevap vermiti.
Hibir tkrt, fslt duymad halde, sebepsiz olarak ban kaldrmt. Ve karsnda
Selime'nin ay nda aarmakta olduunu grmt. Kzn bak, ay nda parlyor
ve deta onu koynuna ekiyormu gibi oluyordu. lerine dinginliin tm tatllyla
doan birliklerini, ses ve szle bozmamlard. Doruca Salih Aa'ya gidip
nikhlanmlard.

te ertesi gn Selime ona, "Ben her meltemin saanan seni kahredecek frtnann
ncs sanarak, geceleyin belki liman seemezsin diye sana yksek kayalardan meale
sallardm. Her yldz senin fenerin sanarak, doan yldzlar gzleye gzleye afa
bulurdum. Sabah olurdu, fakat sen hl uzaklarda bulunurdun. Bakardm! Bakardm!
Gzyalarmn dl olan yelkenin grnmezdi. Bazen grnr, Allah hey, ite seninki
derdim. Fakat ne gezer? O da kayar geerdi. Sana yardmm dokunur diye ok atmasn,
arkebz ve pitov atmasn rendim. Sen denize alnca, gene eskisi gibi merak
etmeyecek miyim? Biliyorum, gene yle olacak? Fakat hi olmazsa kendimi sana vermi
bulunuyorum!" demiti. 9 ay sonra bir kz ocuklar olmutu. Cezayir ky kumlar
zerine krpe izler brakmt. te o ocuk imdi bymt. Turgut Reis'in onu ve
Selime'yi gresi gelmiti. Onlar Cezayir'den alarak, s diye kullanmakta olduu Cirbe
Adasna getirmeye karar verdi.

BARBAROS'LA BRLKTE YNE


AKDENZ'DE

Barbaros Kaptan Paa olunca, kn hzla gemiler yaptrmaya koyuldu. stanbul'un


Galata ve Tersane taraflar tokmak, eki ve bk ile biilmekte olan aalarn
grltsyle gmbrdyordu. Altm be bastarda ve kadrga yaptrld. Barbaros,
kendi on sekiz kadrgasn ve be korsan gemisini bu bastarda ve kadrgalara katt. 1534
yl ilkbaharyd, filo anakkale'den kt. Barbaros, hemen Cirbe Adasna bir perkende
gndererek Messina Boaz aklarnda Turgut'un gelip kendisini beklemesini rica etti.

Turgut Reis onu denizde bekledi. Kavutular. Barbaros, Turgut Reis'e kendisiyle
birlikte talya kylarn ziyaret etmek niyetinde olduunu syledi. lk nce boazn dou
kysnda ve talya Yarmadasnn oluturduu izmenin tam ucunda bulunan Reggio
kalesine uradlar. Fakat kale mdafileri birka gnden beri Barbaros'u beklemekte
olan Turgut Reis'in bir aa bir yukar volta vurmakta olduunu grnce, balarna bir
bela geleceini anlayarak, kaleyi boaltp kamlard. Barbaros ve Turgut, lamlar
kazdrarak kaleyi uurdular.

O gn hi rzgr yoktu. Genellikle pek hrn ve alkantl olan Messina boaznn


sular, boazn bir kysndan teki kysna kadar tamamen krksz olarak gnete
uyuyordu... Donanma, kreklerle kuzeye doru kyordu. Az sonra boazn batsndaki
Messina kentinin nne geldiler. Barbaros acele ettiinden Turgut Reis'e kenti birka
salvo glle ile selamlamasn emretti. O gn sular o kadar sakindi ki, Messina kenti ve
ona hkim olan (ormanlar, tarlalar ve kayalklarla yama yama renkler gsteren) dalar,
sanki bir aynaya yansyorlard. Donanma kentten grlnce btn kiliseler ve
Benedikten, Dominiken ve Theatin manastrlarnn anlar alabildiklerine alyorlar ve
tehlike iaretini veriyorlard... Limanda beyaz mermer sarayn, tersanenin ve krallk
depolarnn nne alelacele ylan toprak uvallarn arasna top tabyalar kurulmutu.
Donanma, boazn dou kysn syrarak ilerliyordu. Fakat Turgut Reis seri bir
manevra ile deve katar dzeninde giden korsan gemilerini borda nizamna ald ve
gemilerin pruvalarndaki uzun menzilli toplarla, kenti dvebilecekleri yaknla girince,
ate etti. Boaz, dumanla rtld. Ar beyaz dumanlar srecek rzgr yoktu. Boazn
btn dalar temellerinden sarsld. Kentte epeyce bina ykld. Ta neden sonra
dumanlar yaylp knce donanma kuzey ufkunun oktan tesine gemiti. O gn gne
cam gibi bir denizin iine batmt.

Filo ertesi sabah Santa Lucia kalesinin nne vard. Hemen top atei at. kindi vakti
top atei kesildi ve kaleye hcum edildi. Buradan yedi bin sekiz yz tutsak alnd.
Ondan sonra donanma gene ky boyunca ilerlemeye devam etti. Citraro kalesinin nne
geldi. Donanmann Citraro'nun gney burnundan gzkmesi o kadar ani oldu ki,
limandaki on sekiz kadrga leva demir edip kaacak vakit bulamadlar. Demirli
bulunduklar yerde k toplaryla ate etmeye kalktlar. Fakat Barbaros'un kar
ateiyle hepsi de tutuup yand, alevler, kydaki evleri tututurdu. Bunun sonucu kent de
kl oldu. Citraro'nun halk tmyle tutsak edildi.

Barbaros'la Turgut, gene ky boyunca ilerlerler. Bir gece ve bir gn aralksz krek
ekilir. Ertesi gece Fondi kalesinin nne gelinir. Sevgililerine mandolin alan birka
talyan dnda kent tamamyla uyumaktadr. Donanmay oluturan gemiler teker
teker, kara heyula ve glgeler gibi Fondi kalesinin nnde sessizce toplanrlar.

O gece, ondan nceki gnler ve geceler gibi hava durgun ve bunaltc bir surette
scakt. Napoli'nin yannda Fondi'deki sayfiyesinde, gzellii Avrupa'ya n salm olan
Kontes Ciyulca Gonzaga, elbiselerini bir bir karp atmt. Lamba, odaya donuk ve
mahmur pembe bir k yayyordu. Artk kontes anadan doma soyunmutu. Duvara
yaptrlm Venedik ii gmten bir boy aynas vard. Orada kendi gvdesini
seyrediyor ve "Ak Tanras Afrodit, sabah yldz gibi Aripel'in mavi dalgalarnn
kpnden doarken, olas deil, benim kadar gzel deildi" diye aynada kendi yzne
glmsyor ve birbiri ardnca tavrlar alyordu. Bir kolunu, ok atyormu gibi uzatp,
bir bacan kouyormu gibi arkasna kaldryor, "te Ay Tanras Artemis," diyordu.
Dimdik duruyor, yzne ciddi bir eda veriyor, bir memesini skyor, "te tanralar
kraliesi unon - Hera, geceleyin semavatn tesinde duran oluna st fkrtyor," diye
mrldanyordu. Sonra kollarn kavuturuyor, yryormu gibi bir bacan ne koyuyor,
"te Demeter," diyordu. Fakat Demeter'in byle rlplak olamayacan dnerek
beline ince bir mavi tl balad. Gerekten de kocas e diye kendisini semeklene zevk
sahibi olduunu ispat etmiti. nk, eski Tanrlarn birer eleri olmalarna karlk,
kendisini e diye semekle btn Olemp'in ilahelerine toptan olarak koca bulmutu. Ne
var ki, Gonzaga hanedannn reisi Vespasian Gonzaga, byk bir zevk sahibi olduktan
baka da byk bir asalet sahibi idi. Yalnz bir kusuru vard.
O da karsndan elli ya daha bykt. Asaletli kont hazretleri, yan da zevki ve
asaleti gibi bir stn nitelik sayyor ve gen karsn, ekilmez bir cefa ile eziyordu. te
bunun zerine Kontes Ciyulca da bir sr arzu, umut, korku, isyandan sonra temizlik ve
saflna, olaan ayrl yalarn dkerek bilinen frsatlar kollamaya koyuldu. Kendisi
bu kadar gzel olduu iin frsat ktlna uramasnn olasl yoktu. Zamannn en
byk ressamlar portrelerini boyuyor, parmakla gsterilen ozanlar, gzelliini anlatan
iirler yazyor, heykeltralar heykellerini yapyorlard. Ne heykeltra, ne air, ne de
ressam olanlar da, delikanllk ve yakkllklarna gvenerek sanatkrlarla rekabete
giriiyorlard. yleki, Roma, Paris, Londra ve Vatikan mzeleri, kontesin portreleri ve
heykelleriyle; iir kitaplar da kendisi hakknda yazlm vglerle zenginleti...
Mzeler ve iir kitaplarnn bu surette zenginlemekte olduu oranda erdemli Kont
Gonzaga'nn aln ve asaleti, dall budakl sslerle donanyordu. Hatta baz talyan
denizcileri "Bu kadar seren ve direk kalabalna baklrsa adamn ba yalnkat Latin
deil, fakat ta kontra kontrinine kadar btn drt keli yelkenleri kaldrr," diyorlard.
Ama kontesin garibine giden cihet, asl byle sslere en ziyade layk ve sahip olanlar
idi ki, onlarla en az vnyorlard. te bundan dolay kendisi gzlerini drt ap
tedbirli davranmak zorunda kalyordu.

Kontes bunlar dnrken kap (nazikne deil) gmbr gmbr alnd. Dardan
yirmi yalarnda bir delikanl olan hizmeti Cicetto'nun sesi, "abuk olunuz kontes,
Trkler ehri bast. Villaya doru geliyorlar, ilk seddi getiler bile, arka ahrda atlar
var. abuk olunuz! abuk! abuk! abuk! Geliyorlar, ite, yakalanacaksnz!" diye
baryordu. Gencin sesindeki heyecan, deta bulac idi. Geri yakalanrsa da zarar
yoktu. Kontun istenecek kurtulmal verecek kadar paras vard. Fakat kskan kont bu
sefer de, "Bir de koleksiyonunda Trk leventleri eksikti. Galiba koleksiyonunu
tamamlamak iin yerinden kprdamyorsun," diye tutturacakt.

Cicetto, kapy ykmakta kendilerini hakl bulanlara zg bir itenlik ve iddetle


sarsp, devirmeye alyordu. Kap saraya tutulmu gibi sarslyordu. Kontes, anadan
doma rlplak kaamazd ya. Aynann karsnda son olarak tanra Demeter'i taklit
ederken kullanm olduu ince tl srtna sard. Tam o srada da kap ykld. Byk
tehlike karsnda nezakete ve grgye ait her trl kurallar inemek zorunda kalan
Cicetto, "Vaktimiz yok kontes!" diyerek kontesin bileinden tuttu ve villann
merdivenlerini er drder inmeye koyuldu.

Villa, talyan slubunda yaplmt. Batya doru bakyordu, yksek bir kayann
zerine ina edilmiti. seddi vard. Villann da setlerinin nnde deniz yaylyordu.
Leventler birinci mermer parmaklkl seddi amlard. nlerine byk bir havuz
kmt. Havuzun kenarna heykeltra Gorgone Della Flaggiola tarafndan yaplm bir
driyad, ya da su perisi melmiti. Havuzun sularndan ban karm bir satirin
alm azna bir anafordan su dkyordu. Havuzun kenarna gelince leventler,
alacakaranlkta canl imi gibi grnen driyada, "Bu ne?" diye bakarak duraklamlard.
te asl bu duraklama, Cicetto'ya kontesi karmak frsatn balamt.

Cicetto ahra varnca en hzl at seerek darya karmt. At darya karrken,


villaya girmi olan leventlerin seslerini duydu. Ata eyer meyer takacak vakti yoktu.
Kontes de deil eyersiz ata, eyerlisine bile binecek kadar svari deildi. Pek de nezaket
ve komplimann sras deildi. Delikanl kontesi tutunca ata kt ve kontesi nne
oturtarak ve bir kolu ile belini sararak, beygiri mahmuzlad. At villadan drt nala
frlayp kt. Arkadan bir iki pitov patlatld ise de kurunlar iki svari ve binee
dokunmadan vzldayp getiler. Bylece bir saat kadar drt nala gittikten sonra Cicetto,
artk tehlikeden uzaklatklar iin at yavalatt. Kontes "Yoruldum" dedi. Yere indiler.
Kadn "yorum," dedi. Cicetto ceketini kartp kontese verdi. Biraz dinlendikten
sonra kylere vardlar. Yiyecek ve giyecek buldular. Oradan Kastellamere'ye vardlar.
Oraya varnca kontes, kendisini plak grd iin Cicerto'nun idam edilmesini
emretti. Cicetto, kent meydanna getirildi ve cellat satr ile ba vuruldu.

Barbaros, Fondi halkn tutsak ettikten sonra yoluna devam ederek Gaeta krfezinde
uzun bir burnun ucunda ykselen Spina Longa kalesine doru dmen tuttu. Turgut Reis'e
de gidip Napoli'nin karsnda Ischia Adasna bir akn yapmasn emretti. Turgutca
grnmemek iin talya kysn izledi. Ischia hizasna gelinceye kadar gneye indikten
sonra batya rota tuttu. Adann kente yakn ssz kysnda karaya kt. Maksad, imkn
olursa kan dkmeden kaleyi ele geirmekti. Korsanlar kalenin drt kapsn ak
buldular. Asl tuhaf kale kaplarnda nbetiler yoktu. Turgut Reis, bu kalenin de
Reggio gibi boaltlm olduundan kukuland. Korsanlar kapdan girdiler ve btn
gvenlik tedbirlerini alarak dar sokaklardan yava yava kent meydanna doru yol
aldlar. Bir direnie rastgelirlerse Turgut Reis'in (sesini bildikleri) selsiresinin
(ddnn) iaretini duyunca silah kullanmaya balayacaklard. Sokaklarda ve evlerde
kimsecikler yoktu. Kampanalar alnmam olduuna gre kentte halk varsa korsanlarn
gelmi olduklarndan haberleri yok demekti. Kentin geni meydanna varnca orada
tuhaf bir manzara ile karlatlar. Btn ehir halk orada toplanmt. Adamn biri, biri
kadn tekisi erkek iki kiiyi yarglyordu. Cellatlar da ellerinde satr hazr
duruyorlard. Korsanlar kalabaln epevre kenarna sokuldular. Herkes hkim ve
sulularla urayordu. Turgut Reis'in selsiresi tmediine gre, korsanlar hazr bir
durumda (kendilerine gre alesta olmu bir halde) kulak veriyorlard.
*
* * *
Yldzlar, yava yava ykselen on be gnlk kocaman bir ayn nda eridiler.
Konini'nin ei, villasndan ay n seyre ve korudaki blbl dinlemeye kyordu...
Bahede idi. Bir ayak sesinin sk yapraklar arasndan yaklamakta olduunu duydu,
rengi utu ve gs heyecanla kalkp indi. Sevgilisi yanna gelmiti. Artk dnyann
deiiklikleri umurlarnda deildi. Mezardakiler kadar evrelerine aldrmasz idiler.
Suu iledikleri o yerden az sonra ayrldlar. Delikanl Konini kendi yatana varp
yatt.

Kadnsa ban kocasnn yastna yaslad. Fakat hl sevinle dnen ba, dnde
yine o demincekki ateli anlar yayordu ve yatakta dnerken sevgilisinin adn
sayklyor ve sevgilisi diye kocasna sarlp onu barna basyordu. Uyanan kocas ise,
onu uykusunda bile seven sadk karsna vnle bakt. Karsn okad ve onun
dudaklarndan heyecanla kesik kesik kan szleri can kula ile dinledi. Fakat
birdenbire koca bir akrep tarafndan sokulmu gibi yerinden srad. Kadnn uykusunda
fsldad ad kendi ad deil, fakat olunun ad idi. Evet; delikanll anda sevdii
zavall bir fukara kzdan domu olan olunun ad. Yataktan kalkt. Hemen elmas kabzal
hanerini kapt. Bir elinde lambay, bir elinde haneri tutuyordu. Lamba adamn
yuvalarndan uram olan gzlerini ve alnnda boncuk boncuk toplanan terleri
aydnlatyordu. Uykusunda bu kadar gzel olan, bu kadar da masum grnen bir yarat
ldremezdi. Haneri kabzasna sokup sabah olmasn bekledi.

Sabah olunca sa solu sorup soruturdu. Ve kukuland suun gerekten ilenmi


olduunu anlad. Ischia kalesinin komutan idi ya, kadn erkek iki suluyu kent
meydanna getirtti. Ve onlarn yarglanmasna baland.

Sulularn ikisinin de kollar arkalarna balanmt. Fakat sulu oul, babasnn


nnde pek dik duruyordu. Kadnn ba eik ve kalar ard. Tank mank dinlenmiti.

Turgut Reis, kent meydanna geldii zaman ihtiyar Konini, "Daha henz dn bir eim
ve bir olumla vnyordum. Bugn o gzel dten eser kalmad. Hele bu gne
akamleyin batnca ne karm, ne de olum olacak. u dnya havasn soluyan bir insan
daha yoktur ki, benim demincek vermi olduum hkm vermesin," diyordu. htiyar
ban edi, durdu. Ban tekrar kaldrd. Oluna, "te papazlar seni bekliyor, sonra da
cellat!" dedi. Kadna dnerek ona da "Fakat sen ey alak kadn, onun bann nasl
dtn greceksin. Onun kann ben deil, sen aktm oluyorsun," dedi.

Gen Konini'nin ba daha da dikleti. "Baba" demedi, fakat "Hkim! Birka sz


ksaca sylememe izin buyurunuz," dedi. Babas izin verdi.

Delikanl, "lmden korktuum iin deil, nk sen savan en ateli noktasnda,


dmann karsnda nasl dvtm grdn. Daha bu sabah klelerinizin yanmdan
aldklar klcmla, urunuzda cellat satrn lekeleyecek olan kanmdan daha fazla kan
nasl akttm kendi gzlerinizle grdnz... Canl olmamn nedeni sizsiniz, varn
canmn alnmasnn sebebi de siz olun. Canmn sebebi olduunuz iin size teekkr
etmem. nk anam nasl kahrettiinizi unutmadm.. Onun adn lekelediniz. nk
fukara kadnla evlenmeyi asaletinize yaktramadnz. Hayatn harap ettiniz. Sizden
asalet yerine aalk kazandm. Fakat gein efendim, bunlarn hepsini! Anam imdi
mezarnda ve ben sizin piiniz ve sizin rakibiniz, az sonra orada olacam. Benim
kesilmi bam ve anamn ac ile atlayan yrei, mezarlktaki ruhlara, sizin delikanllk
aknzn ve babalk efkatinizin ne kutsal eyler olduuna tanklk edeceklerdir," diye
bard. Kollarn balayan ipleri sarst.

Delikanl gsn doldurdu ve "Evet sana haksizlik ettim. Fakat yazgm bana, benim
sana davrandmdan bin kere daha haksz davrand. Siz biliyorsunuz. Bugn einiz olan
ve eli bal olarak yanmda duran kadn, bana e olarak verilmek zere bu adaya
getirilmiti. Birbirimizin yzne baktk. O bende gelecekteki kocasn, ben de onda
gelecekteki karm grdm ve yreklerimiz birbirimize baland. Siz de onu grdnz
ve gzelliini kendinize mal etmek istediniz ve istediinizi de baardnz (ite bu da
sizin ilediiniz cinayettir). Benim bir pi olduumu ve onun kollarna layk olmadm
kendisine sylediniz. Neden? Needeeen?. nk adnzn meru varisi deildim. Fakat
mrm birka yl daha vefa etseydi, atalarmdan kalan ad deil fakat kendi adm,
btn atalarnzn nn snk gsterecek kadar ykseltirdim. Altn kakmal olmasa da
klcm vard, onu da kullanacak kol ve kafam vard. te bunlar btn Konini
hanedannn miferlerinin tepelerinde parlam olan aile armasndan daha anl
olabilirdi. Bu szlerim, eninde sonunda toprak olacak olan bu gvdeye (dilencilik ve
yalvar bedeli) birka yl daha mr balamasn salamak iin sylenmi deildir.
Ne o? Ey hkim? Niye sendeliyorsun? Neden benzin uuyor?... Ruhumda ben bir pi
deilim. Hayr!! Ne ise defedin gemii, gelecei! Defedin onu da, biraz sonra gemi
olacak. Fakat keke o bin lmle muhataral sava gnlerinden beri yaamasaydm... ya
da doacak idiysem, sizin ocuunuz olarak deil, fakat sizin gibilerle savaan o
Cezayir korsanlarndan olsaydm. Utanlacak bir durumda dnyaya geldim... Utanlacak
bir durumda dnyadan gidiyorum," dedi ve ac ac glerek: "Bu iin ba, sonu birbirine
pek denk geldi. nsanlarn gzlerinde benim suum seninkinden ar! Fakat
hangimizinkinin daha ar olduuna Tanr hkmetsin," dedi ve sustu.

Btn gzler, yanbanda durmakta olan kadna dnd... Kadn gz kapaklar


artlarna kadar ak, bak bir noktada sabit, put gibi bakyordu. Sanki damarlarndaki
kan donup buz olmutu. Fakat birdenbire meydanda tyler rpertici bir lk nlad.
Ondan sonra o lktan daha ac bir kahkaha duyuldu ve kadn, kle halinde yere
ykld.
Meydann bir kenarnda ykselen an kulesinin an, yava ve donuk, lm ve yas
ann almaya koyuldu. Bu derin inilti, aadaki meydanda toplanan kalabaln ar
ar yreklerine iniyordu. Papazlarn korosu, yaknda lecek delikanlnn ruhuna can
grlts gibi bir ilahi ykselttiler. te o zaman, Ischia bapapaz Abate Cirolamo,
ihtiyar Konini'ye yanat. Onun kulana "Balayn, piiniz de olsa olunuzdur...
Kadn da ld ite," diye fsldad.

htiyar Konini, beti benzi kl olmu bir halde drt tarafa korkulu gzler gezdirerek,
Abate Cirolamo'nun kulana, "Biliyorsun ya. Bunun annesini Sicilya'da tanmtm.
Oradan bir i iin bir buuk yl ayrlmtm. Ben oradan ayrldktan bir yl sonra kenti
Berberistan korsanlar bastlar. Dokuz ay sonra da bu ocuk dodu. ocuum yoktu.
Evlatlk diye bytmtm Size havale ettiim bu srr, konfessiyon (gnahlarn itiraf
edildii kafesli yer) mahallinde aklanm gibi saklayn," dedi.

Abate, "Peki," diyerek ban sallad. Delikanl Konini bu arada, gnahlarnn


itirafna kulak verecek olan papazn nne geldi. Papazn yanbanda, cellat satrnn
inecei koca mee kt masa da duruyordu. Onun yannda da kara maskeli ve krmz
nlkl cellat ba, kollarn omuzlarna kadar svam, "Hazr ol!" durumu almt.
Parmayla son bir kez satrnn ucunun keskinliini denedi. Delikanl Konini,
itiraflarn dinlemek zere bekleyen papaza "itiraf edeceim bir ey yok," dedi.

Celladn arkasnda duran cellat raklarnn ikisi delikanly yere melttiler ve


ensesine inen kara salarn kestiler... Gencin gzlerine bir mendil balamaya
kalktlar. Fakat gen birdenbire irkildi. "Ben lmn yzne bakamaz mym
sanyorsunuz?" dedi ve ban mee ktnn zerine edi. Cellat satr kaldrd.

Fakat birdenbire Turgut Reis'in o mahmur sesli selsiresi tt, ayn zamanda da on, on
be pitov patlad ve bata cellat olmak zere, ortada duran on be kii dt. Kuvvetli
bir ses: "Kprdamayn, hepiniz sarlm bulunuyorsunuz. Kprdayan vurulur!" diye
bard. Bundan sonra tutsaklar art arda sraya koyulup kurtulmalk verenler serbest
brakld. Kurtulmalk veremeyen kz, ocuk ve ihtiyar elli kii vard. Onlarn
kurtulmalklarn Turgut Reis, kendi cebinden verdi. Zavalllar Turgut Reis'in ayana
kapanmak istediler. Fakat Turgut Reis "Bana hi teekkr etmeyin. Sizin iin verilen
kurtulmalklar, biz zenginlerinizden topluyoruz. Bize de artyor," dedi. Hisarn topu,
tfei ve cephanesi gemilere tand. Karada yalnz hisar uurabilecek kadar barut
brakld. O i de bitince gemiler demir ald.

Rzgr kuzeyden esmeye balamt. Turgutca akamzeri kuzeye doru volta


vurmaya koyuldu. Gemiler yola koyulunca gen Konini'yi kasaraya getirtti. Ona "Bak
olum, gemiten bir ey kalmad. Hepsi de tertemiz temizlendi. Hayata yeni batan
balyorsun demektir. Seni tutsak saymyorum, dilediin zaman bana bildir. talya'y m,
Sicilya'y m, spanya'y m, neresini istersen oraya kartaym. stersen bizimle birlikte
kal... Bittabi imdi zntlsndr. Bir karar veremezsin, hele denizde bir yat, akln
bana topla ve kararn acele etmeden ver," dedi. Delikanl teekkr edip ekilirken,
Turgut Reis bir nbeti ard, "Bu delikanl tutsak deildir. Gemilerde serbest brakn,
istedii gibi gezsin, isterse kendisine silah da verin," diye emretti.

alkantl denizde Ischia'nn yirmi otuz mil kuzeyine knca, kuzeyden gneye doru
gelmekte olan Barbaros Hayrettin Paa donanmasnn krmz fenerlerinin gzktn
nbetiler bildirdi. Btn gemilere, teki donanmaya kavumak zere volta vurmalar
emri verildi. Gece yarsndan biraz sonra iki filo kavumutu.

Barbaros, Spina Longa hisarn silip sprdkten sonra gneybat ynn tutmutu.
Turgut Reis'e kavuunca Sardenya Adasna gideceklerini syledi. Ischia'nn kuzeyinden
batya dmen krdlar. Rzgr gittike koyuyordu. On be yirmi mil yol aldktan sonra
gneyde ta uzakta, Ischia'nn hl yanmakta olan kale ve ambarlarla kale duvarna yakn
evlerin kzlln grdler. Sken afak, donanmay Tirren Denizinin ortasnda buldu.
talya kylar dou ufkunun tesinde kalmt. Sardenya ise gzkmyordu. Deniz ge
ve gk denize snr olmutu. O gn ve o gece donanma yol ald. Ertesi gn dou
denizinden kalkan gne, donanmann pruvalarnn nnde, ta uzaklarda Sardenya'nn
Gennargentu Dalarn aartyordu. O gn ikindi vakti Arbotax'a varm bulunuyorlard.

Gemilere sara yelken ve salya krek emri verildi. Donanma deta kyy syrarak
gneye doru hzla iniyordu. Payzenler hi sknt ekmiyorlard, nk rzgr salta
burina arkadan geliyordu. Sanki Sardenya Adas kttand da donanma onun kenarlarn
ky boyunca yakp tututuruyordu. Karbonara burnu kavano edilince donanma, rzgr
sancak ba omuzluundan almaya balad. Krekiler iki postaya ayrldlar.
Yorulmasnlar diye nbetleerek krek ekiyorlard. Bylece Kagliari liman basld.
Hafiflemi olmakla birlikte hl yldz rzgr esiyordu. O mevsimde Akdeniz'in
batsnda bu rzgrn gnlerce esmesi bulunmaz bir frsatt.

Kagliari ateler iinde yanarken Barbaros, esen rzgrdan yararlanarak donanmann


Tunus sularna, Halkulvat'a (Avrupa'ca Goulette stihkm diye ad san vard) dmen
tutmasn emretti. Btn gemiler kanatlarn silktiler ve dalgadan dalgaya seke seke
gney yolunu tuttular. Barbaros'un bu tarafa gitmek istemesinin nedeni vard. Turgut
Reis, Tunus'un oynak, dnek ve kaltak Beni Hfs mersnn saman altndan su
yrtrcesine arlken'le fiskos etmekte ve Kuzey Afrika lkeleri iin ho olmayan
birtakm dolaplar hazrlamakta olduunu bildirmiti.
Halkulvat'a varlr varlmaz, oradan dokuz mil ieride olan Tunus kentine yrnd.
ok srmeyen sert bir savatan sonra ehir alnd ve Beni Hfs'lar oradan sklp
atld. Tunus hkimi Hasan, Kervan kentine kapa att ve oradan kuvvet toplamaya
koyuldu. Oradan ne kayor, ne de Barbaros'un zerine gidiyordu. Barbaros on bin
sava ile onu orada datmaya karar verdi. Ne var ki, bu askerlerle gidecek be
bataryay (yani otuz topu) ekecek hayvan bulamad. Kervan'da Barbaros'un att
engeli duyan Hasan, katla katla glyordu. Ne var ki, bir gn gzc olarak drt bucaa
gnderdii mfrezelerden kuzeye doru gitmi olanlar, kendisine alacak bir haber
verdiler. Kervan'a, karadan otuz geminin yelken aarak gelmekte olduunu bildirdiler.

Toplar ekecek hayvan bulamad iin g durumda kalm olan Barbaros'un


imdadna Turgut Reis yetiti. Top kundaklarnn zerine direk diktirdi ve direklere de
yelken atrd. Hl kuzey rzgr esiyordu.

Toplar, donanmadan getirtilen halatlarla insanlar ekiyor, saanak esince top,


denizde "yelken krek yal brek" tertibinde giden gemiler gibi kolaylkla paldr
kldr yryordu. Toplarn tanmasnda yelken kullanlmas tarihte yalnz bu olmutu.

Engelleri akl ve hayale gelmez arelere bavurarak uzaklatrabilen bu eit


insanlara kar elbette ne Kervan kalesi, ne de Hfsgillerden eski Tunus hkimi
dayanabilirdi.

Kervan ii paklandktan sonra savalar Halkulvat'a dndler. Ne var ki Andrea


Dorya yz kadrga, yirmi drt bin piyade, iki bin svari ve bunlardan baka birok
gnll gemilerle Barbaros'u aramakta idi. Beni Hfs'larn Hasan hem kayor, hem de
arlken'e "Siz korkmayn, ben Barbaros'u avucumun iine almmdr. Siz hele terif
edin, hesabn grrz," diye yaygaralar salyordu. te bundan dolay mparator arlken
bizzat filoda idi. ahs iin yaptrlm olan Santa Domingo adnda koca bir bastardaya
binmiti. Bu sava kuvveti Papalk, Sicilya, spanya, Portekiz, Napoli, Cenova ve
Malta'nn katlmasyla olumutu.

mparator arlken'in bindii bastardadaki forsalarn st balar temizlenmiti. nk


teki gemilerdeki forsalarn bitleri, kasaralardaki komuta kurulunu ve amiralleri de
saryordu... mparatorun bitlenmemesi iin nlem alnmt. Bir sorun daha vard.
Forsalar ter ve pislik dolaysyla le gibi kokuyorlard. Rzgr zellikle geminin ba
tarafndan gelirse k kasara, iinde oturulamayacak kadar kokard. Fena kokunun nne
gemek iin zel hizmetiler kasarann nnde durup yere ve evreye durmamacasna
imparatorun houna giden kokular serpiyorlard.

Bu meseleler Trk gemileri iin varit deildi. nk slamiyet dolaysyla temizlie


ok dikkat ediliyor ve ksa aralarla ykanmak ve temizlenmek ii tekrarlanp duruyordu.

Bunun neticesi, Hristiyan filolarnda sk sk salgn hastalklar bagsterdii halde,


resmi donanmada olsun, ya da korsan donanmasna mensup Trk gemilerinde olsun hi
hastalk bagstermiyordu.

Dman filosu yaz mevsiminde Halkulvat kalesine geldi... Kaleye giden boaz dar ve
uzunca olduu iin Barbaros acele ile karaya krk top kartp tabya etti. Amac filoyu
boazdan geirtmemek idi. Fakat dman siper kazdrarak kaleyi yz yirmi topla sard.

Bir ay gece gndz karlkl top atei devam etti. Barbaros, birok defa dmana
saldrd ve alt binini kltan geirdi. Fakat dman, den bir kiinin yerini iki kii ile
dolduruyordu. Barbaros ise hibir yerden yardm grmyordu. Artk Halkulvat yahut
Goulette kalesi bir yn ta ve molozdan ibaret kald. Duvarlar gazilere siper olmaktan
kt. Barbaros, Tunus'a ekildi, kaleye yerleti. Fakat dman yetiti. Gaziler
Tunuslularla birlikte dmana hcum ettiler. Dman tabana kuvvet kat, Barbaros da
pelerine dt. Tam bu srada Tunuslularn yars dmanla elbirlii ettiler, geri kalan
da kaleye kat. Dman bu hali grnce yzgeri ederek saldrmaya balad.
Barbaros'la Turgut Reis kaleye girmek istediler. Fakat kaledekiler kapy yzlerine
kapadlar, bundan baka da ierdeki drt bin tutsa salverdiler. Barbaros iki yz
Trkle Cezayir'e doru ekildi... Cezayir'de otuz iki gemi toplad, Majorka Adasna
dmen tuttu. Yolda birka gemi zaptetti. Tamir edilmi olan kalesini ele geirip yeni
batan ykt ve sonra stanbul'a rota tuttu. Turgut Reis ise Cirbe Adasna dnd.

spanya Kral arlken, Almanya mparatoru seilmiti... Fransa Kral Birinci


Franois bu ii kskand, bundan dolay Almanya, Hollanda ve Belika'y zaptetmeyi ve
talya'ya girmeyi tasarlad. O zaman Macaristan tarafndan Almanya'y tehdit etmekte
olan Osmanl devletiyle anlat. Bu anlama sonucunda Barbaros otuz gemi ile
Avlonya'ya gitti, on iki gemiyle oraya gelecek olan Fransz Amirali "Baron St.
Blancard" bekledi. Barbaros'un Trk deniz erleri (azepleri) Fransz gemilerinin
gverte ve kasaralarnda uzun sal valyeleri grnce, "Bu avratlar niye kadrgalarla
gelirler?" diye aknlklarn belirttiler.

ki filo birletikten sonra kardaki talyan kysn yakmaya koyuldular. Fakat iki
filonun harekta baladklarnn onuncu gn Fransz filosunun barutu tkendi.
Barbaros'tan srekli olarak barut isteyip alyorlard. Barbaros'un bu hale can
sklyordu. Yanndakilere, "gemilerine arap dolduracaklarna barut alsalard ya," diye
dert yand. Otranto'da Napoli hkmetine ait Kastro kalesini yalnz Barbaros'un toplar
dvebildi. Kale alnd ve toprakla bir edildi. Papa Paul'un emriyle Andrea Dorya,
Barbaros'un zerine gitti, harbi gze alamad, geri dnd. Barbaros talya'ya gelip de
kendisiyle birleecek olan Fransa Kraln bekledi. Gnler ve aylar geti. Kral gelmedi.
Hayrettin Paa da stanbul'a dnd.

Turgut o yl Afrika'da kalm ve Cezayir'de zaptedilmi gemi artklarndan sekiz


kadrga yaptrmt. Onlarla filosunun kuvvetini yirmi sekiz paraya karmt. K
girerken bu filo ile ilk nce Tetuan' vurmutu. Baskn o kadar beklenmedik ve iddetli
olmutu ki, bir sene nce spanyollarn Tunus seferinde elde ettikleri esirler, sanki
dman yzlerce mil uzaktaym gibi rahat rahat satlrken, birdenbire ortaya korsanlar
kvermiti.

Bir yl nce babas, Turgut'un yannda ehit olmu olan bir kz satlmakta idi. Onu
kent meydannn yanndaki tahta kulbelerde mterilere gsteriyorlard. Onu tutsak
diye satan Beni Hfs'lardan Hasan'n bir subay kza, "Bak seni alacak Senyor Pablo,
seni plak grmek istiyor, soyun" demiti. iek yzl kzcaz, birer birer giysilerini
karmt. te o zaman kyamet kopmutu. Bu baskna, kendi isteiyle slamiyeti kabul
etmi olan Konini de katlmt. Eribozlu Murat, kzn plak halini grnce, hemen
giyinmesini ve nenin nesi olduunu anlatmasn istemiti. Kz syleyince, kza "Seni
satan bu herifler ve seni satn almak isteyen u herifler imdi senin tutsaklarndr. Onlar
istediin gibi sat," demiti. Arttrmaya birok korsan katlarak, kz para kazansn diye
tutsaklarn fiyatn arttrmt.

Konini de ileri atlm, kza ve orada bulunanlara, "Ben satn alacam, fakat para
ile deil, yreimle. Kz da beni satn almak istiyorsa satn alsn, fakat o da yreiyle
alabilir. Eer beni tutsak etmek istiyorsa, arn dua etmesini bilen birini hemen burada
nikhmz kysn!" diye ilan etmiti. Btn korsanlar glm ve hepsi de bir azdan
"Biz nikhn tanklaryz," diye barmlard.

Bilinir ya, her yerde denizciler karaya knca biraz neeli ve cmbl olurlar.
Fakat on binlerce Mslman kadnn spanya'dan kurtarm olan Turgut Reis'in
korsanlar, kadnlara kar gsterdikleri fedakrlktan dolay onlardan minnettarlk
beklemezlerdi. Onlarn hayatlarn kurtarmak, onlarn korkularn dindirmek iin kendi
hayatlarn tehlikeye koyan bu deniz adamlar, kadnlar kurtarmay, onlara hrmet
etmeyi, dindalar olan o kadnlarn bir hakk sayarlard.

Turgut Reis, Tetuan'dan Septe'ye kadar geldi, hatta burnu dolanarak Atlas
Okyanusu'na kt. Sert bir dou rzgr uuldayarak esiyordu. Salta burina (arkadan)
gidiliyordu. Btn yelkenler rzgrla gebe bir halde iiyorlard. Gne, bembeyaz
yelkenlerden daha beyaz okyanus kpklerinde akyordu. Turgut Reis'in okyanusa bu
frlay, bir av aramak iin deildi. Fakat birka saat iin olsun, cokun gnlne bir
boan ve sonsuz bir yaylm vermek iindi.
Bindii kadrgada silah arkadalar kollar kpetede (ve hep ayn duygunun tesiri
altnda olarak), gzleri de okyanus ufuklarnda yava yava konuuyorlard. Forsalar da
konuuyorlar ve lombarlarla lombozlardan bakyorlard. Krek topalarn baladklar
iin kadrga, kalita ve perkendelerin krek palalar hep dizi dizi havada idi. Krekler
de yelken, yani skopamare devi gryorlar ve tekneleri bsbtn, kanatlarn am
deniz kularna benzetiyorlard. Btn filo akama kadar bylece batya doru ilerledi.
Akam gnei batarken Turgut Reis'in iinde derin bir keder vard. Kendi kendine sanki
gnele konuuyormu gibi, "Ben sizinle gidecek, bilinmez lkeleri aacak insandm.
Fakat bahtm beni yalnz Akdeniz'e balyor. Koy ki her eyi affettin. Fakat ak denize
boanp almama engel olan dmanlarma ite bu yaptklarn, son soluuma kadar
onlara balamayacam," dedi. Nemli gzlerini sildi. Ancak ge vakit rota
deitirilmesi ve douya doru volta vurulmas emrini vererek arzularna gem
vurabildi.

ki gn volta vurarak douya doru ykseldiler. nc gn dou rzgr dindi,


yldz karayele doru diria etti. Turgut Reis de Sicilya yolunu tuttu. Sicilya'da
Kastelvetrano'nun nne gece vakti geldi.

Afrika kylarna (yaknl dolaysyla) aknlar, ounlukla oradan gelirdi.


"Kadnlar hi bo brakmayn; hep gebe brakn, ktlk dnmeye zaman
bulmasnlar," deniliyordu. Kadn olmayan fakat kadn kadar bo braklmaya gelemeyen
bir yer varsa o da Sicilya idi. te bundan dolay Turgut Reis, oray tuzu biberi yerinde
bir ziyaretle onurlandrmay tasarlamt.

Kastelvetrano hkmet saraynda balo vard. Salonda yksek gm kaplar iinde


mealeler yanyor, kilimlerle rtl duvarlara titrek bir k sayorlard. O k her eyi
aydnlatyor, fakat hibir eyi olduu gibi gstermiyordu. Ziyaret, mzik, iki, iekler
ve onlarn kokulan, hepsi de vard... Bunlarn arasnda, kta parlayan mcevherler ve
onlardan da daha parlak gzler, beyaz kollar, kapkara salar, kuu kuu gerdan gibi
bembeyaz kabaran gsler, ince kuma elbiseler prldyor, ldyor, sisler ve bulutlar
gibi gelip geiyorlard. Sonra dans ediliyordu. Kk ayaklar prldayordu ve raksn
salntlar, gvdelerinin gizli yerlerinin gzelliini sezdiriyordu. Kentte herkes
uyuyordu. Yalnz tede beride birka uyank k, gitarlarn zmbrdatyordu. Bazen
kapal pencere kapa aralanyor ve aralktan ay imi gibi aaran gen bir el,
kendisine akn ilan eden sevgilisine bir iek dryordu.

Hkmet konann pencerelerinden szan musiki ve k, tek tk klarn trk ve


fiskoslar, esen hafif bir ky rzgrnn aalar arasndaki fsltsndan baka bir ses
seda yokken, birdenbire birka kadnn l, birka erkek sesinin talyanca kfrleri
ve birka da pitov gmleyii ile velhasl el abukluu marifet ve Kastelvetrano kenti el
deitirerek Turgut Reisin avcuna girmiti.

"Geceleyin" yaplan ie, "gndz" glermi denirdi. Turgut Reis bu szn yarsn
kabul etmiti. Yani avuca geirme iini okluk gece yapard. Fakat hesaplayp kitaplama
ve kurtulmalk sorunlarn gndze brakrd. te bundan dolay sokak sokak tellallar
gezdirerek, halk gece rahatsz ettii iin zr dilediini, fakat kendilerini grmek
zleyiine dayanamayarak gece geldiini, kent kuatlm ve evler gzetim altnda
olduu iin herkesin hi korkmadan ml ml uyumakta devam etmelerini, grlecek
hesap varsa, onun gndz gzyle rahat rahat grlebilmesi iin ok zaman olduunu,
kim evinden karsa onun, pitov kurunu klnda cinler tarafndan arplmas tehlikesi
olduunu ilan ettirdi.

Bunlar gibi tatl szler Turgut Reis tarafndan gelince, onlara boyun emenin en
ihtiyatl bir tedbir olduunu defalarca denemi olan ahali, dikkatle kulak kabarttktan
sonra balarn (kaplumbaa ba misali) gene yorganlarnn altna ektiler... Yalnz drt
bei hari...

Szgelimi, bir gen iftin diisi erkeine, "u korsanlarn geldiine o kadar memnun
oldum ki, deme gitsin. Gkte ararken yerde bulduk. Yok sen bana layk deilmisin, yok
sen zrtmsn! Ne olursan ol, ben seni seviyorum a. Amcam gidip papaz fitler,
papaz da nikhnz kyamam der. Ben seni, sen beni seviyoruz, bu ie amcamla papaz
ne karyorlar? Biz yarn onlarn nne kalm, teslim olalm. Bizi Cezayir'e
gtrsnler. ittiime gre gzel bir yermi. Orada nikhmz kysnlar, mademki
Hristiyanlk bizi birbirimize kavuturmuyor, Mslmanlk bizi kavutursun, deil mi ya
canm?" diye seviniyordu. Baka bir iftin erkei, "Boyuna kulama zr zr da zr zr,
evlenemezsin, papaz olacaksn, derler. Szmona aile kendini bildi bileli hibir kii
ruhani kisveyi giymemi. Onun iin papaz olmaklm lazmm. Aileye kar
borcummu. Allah belasn versin byle borcun. Ruhum da, ruhani kisvem de sensin
vesselam. Buraya gelenler korsan deil, imdadmza cennetten yetien melekler. Papaz
olmayacam efendim, zorla m bu?" diye iini dkyordu. Baka bir binann iinde
gen bir kadn; yannda yatan bir ihtiyar herife alayla bakarak, "yi ki u adamlar
geldiler. Bunun kahrn ekip, ayaklarnn altnda inenmektense, bir korsana kle
olmak iyidir," diye dnyordu. Baka bir evde clzca bir erkek, pancar gibi krmz
iri yar bir kadna, "Hani ya o biber gibi dilin? Ha, greyim seni, yaygaray bassana?
Neden birdenbire dilin tutuldu? Ne duruyorsun? Annemden emdiim st fitil fitil
burnumdan getir. Beni yarn tutsak diye gtrsnler de o zaman kymetimi anlarsn,"
diyordu.

Kentin yukar kenarndaki ahrlarn birinde on iki yanda Aluzzo adnda bir ocuk,
samanlarn zerinde yatyordu. Babas, anas ldkten sonra amcasnn eline kalmt.
Cimri herif ocua yedirdii bir lokma kuru ekmei burnundan karyordu. Her Allann
gn eeklerle, da ilerindeki kk kasabalara unu bunu tatyordu. Ancak eekleri
denizde ykad zaman gnl alyordu. ocuk o zaman yeryznde deil, fakat engin
sevincinde yayordu. Zaten doutan bu dnyaya ait deilmi gibiydi. Denizle kar
karya gelince, yaradla dalgn kalr, zaman da, mekn da, kendini de unutur giderdi.
Dalga ardnda dalga, mavi ardnda mavi ufuklara kadar dayanan o enginin nnde
zaman, mekn m kalrd. Akam olurdu ocuk farkna varmaz oturur, tekdze bir mrlt
tuttururdu. Gzyle grd bir gece masalnda havada uan kilim devi grr, onu
uzak denizlere gtrrd..

Fakat bir souk el, okluk arkasndan boazn skard. ocuk abalaynca yumruk
ardna yumruk yerdi. lk nce canlarna kylanlara zg olan lklar, bana srtna
yumruklar indike, ocuun ac bir canllkla tiz lklar yava yava bitkin bir inilti
halini alrd. te onu byle dven amcasyd. Bu dayaktan sonra ocuu omuzundan
kavrar ve bir paavra paras gibi srkleyip gtrrd.

ocuk samanlarn zerinde yatarken, korsanlarn kente girmi olduklarn ve


geceleyin sokakta kimi grrlerse vuracaklarn duydu. Sevincinden yerinde duramad.
ldrrlerse varsn ldrsnlerdi. Patrt yapmadan kapdan kayp kt. Ahrdan elli
adm kadar uzaklanca tabanlar kaldrd. ok gemeden dik bir erkek sesi, "Chi va
la?", "Oradan giden kimdir?" diye sordu. Bunu soran talyanca bilen korsanlardan biri
idi.

ocuk o ince sesiyle, "o o Aluzzo!", "Ben! Aluzzo!" dedi ve durdu. Yanna kule gibi
kapkara bir glge geldi. Eilip ocua bakt. ocuun gzleri karanlkta sevinle
parlyordu. Koskoca kara glleye, "Ben de sizinle geleceim, beni aln!" diye cyak
cyak yalvaryordu. lk glgeye bir ikinci glge yanat. Birincisine, "Ne o Muhsin?"
diye sordu. Muhsin denilen adam, "Grmyor musun u pi kurusunu? Bizimle gelmek
istiyormu. Ne yapacaz? Karanlkta az kalsn ocuu vuracaktm. Elimi Tanr
durdurdu. Ama imdi ne yapacam?" dedi. teki, "Yaplacak i yok. Ver bana. Turgut
Reis'e gtreyim. Ne yapacamz o sylesin," dedi.

ocuu sandala bindirdiler. ocuk ellerini denize sokuyor, sevincinden katla katla
glyordu. Kadrgann kasarasna ktlar. ocuu Turgut Reis'in nne getirdiler.
ocuk, onunla birlikte denizleri gezmek istediini, ne kadar ar olursa olsun denizde
grecei iin kendisine bir sevin olacan syledi... Turgut Reis ocuu dinlerken
Sralovaz'da kendi ocukluu hatrna geldi. Ne yazk ki, bir olu olmamt. Selime ona
iki kz dourmutu. ipirin eylerdi. Fakat bir de erkek ocuk kt olmazd, ite u
yavrucak kendisine Tanr armaan idi... Turgut Reis, ocua, denizci hayatnn
tehlikelerini abartarak pek kara renklerle tanmlad. Ne var ki Turgut, renkleri
kararttka ocuun gzleri parlyor ve denizcilik arzusu kabaryordu. Sonunda Turgut,
"Pek iyi olum, bizimle birlikte kalacaksn. Haydi git de gemiyi dilediin gibi gez!"
dedi... ocuu gtrrlerken Turgut Reis yanndakilere, "Yanlmyorsam byynce
mkemmel bir denizci olacak. (Bu ocuk sonradan Ulu Ali diye anld. Daha sonra
'Kl Ali Paa' diye tarihe geti.) Onu bizim Cezayir'deki denizcilik okuluna veririz,"
dedi.

Turgut Reis, Kastelvetrano'da iini bitirip kenti yaktktan sonra ky boyu gneye
inerek, kyya yakn Memfi kentini, Sciacca limann ve Agitgento kentinin srasyla
hesaplarn grd. Ondan sonra bat lodos rzgryla Pantellena Adasn sancak
bordasnda brakarak Malta'ya doru rota tuttu. Artk bu adamakll k rzgr idi,
yelkenlere ar basyordu. Hem de koyduka koyacakt. Gerekten de yle oldu.
Yelkene ka kat camadan vurulursa vurulsun, fayda etmiyordu. Gemiler kuru direkle
gidiyorlard. Turgut Reis, kendi bindii kadrgann dmenine gemiti. Donanma onu
her hareketinde taklit ediyordu.

Gn snerken, frtna bir siklon iddetini ald. Artk rzgr tamamen arkadan
almaktan baka are yoktu. Artk kapkara bir karabasann ortasnda gidiyordu. Artk her
gemi kendi kara kaderine braklmt. Saanaklar ve kpkler bir lm dans
tutturmulard. stlerinde gk deil, sanki zindanlar yarlyor; o ters kepe dnm
karanlk uurumlarn azlarndan alevler frlyordu. imekler gkyzn
paralyorlard. Arasra kasrgann lklar, insan lklarn andryordu. Acaba
gemilerin bir ya da birka m batmt? yle ya! Havann bylesinde devrilmek de
boulmak da vard. Tayfa avula, parmakla, trnakla, dile ve yrekle abalyordu.

Gece ortasndan biraz sonra, bir eyrek saat sren bir kyamet koptu. Grlt, insan
sar edecek gibiydi. Ardndan, sanki gk yarld ve yukardan grkemli alayanlarla
birlikte iri iri dolu taneleri boand. Rzgr bak gibi kesildi. Yalnz iri yar soluanlar
karanlklarn iinden zngldayp geliyorlar ve sendeleye sendeleye karanlklarda
kayboluyorlard. imek ve gkgrlts uzaklamt. Frtna gemi, fakat teki
gemilere ne olmutu? Yamur bir saat sonra dindi. Yldzlar ykanmlar gibi berrak
berrak prldyorlard. Fakat gemileri grmenin olana yoktu.

Sabah yldz afa mjdeledi. Biraz sonra dou g hafife aard. Aartnn
nda, en yaknda olan be alt gemi grnd. Aydnlk oaldka, saylan gemilerin
says artyordu. Fakat herkesin yreinde "Yalnz o kadar m?" diye ac bir soru vard.
Tan yeri adamakll kzarnca, iki gemi eksikti... Gnn domasyla birlikte onlar da ta
ufukta seilebildiler. Krekler salya edildi ve Lampedusa Adas ancak bordada
braklarak Cirbe yolu tutuldu.
Turgut Reis Tetuan'da Kastelvetrano'da urar ve frtnalarla savarken, stanbul
tersanesinde kzaa konulmu yzlerce kadrga, mavna ve bastarda teknelerinin
tamamlanmasna hzla allyordu.

Turgut Reis Cirbe Adasna vard zaman, bu kadrgalarn bitimine tahminen bir ay
kalmt.

Selime, Cirbe'nin kuzeyinde kk Houmt Souk kasabasnda otururdu. Her gn


kasabann yanndaki uuruma ar ar admlarla (solgun yanaklar ve ya tkenen
kandil gibi yava yava snen baklarla) kar, ufuklar uzun uzun arar, ortada bir
yelken grmez, vahi bir mitsizlikle elini alnnn zerinden geirirdi. Orada
boncuklanan souk terleri sanki lm oraya hohlamt. Gene bir gn uuruma kz ile
kt... Bir kadrga grdler. Acele deniz kysna kotular. Evet, o ite, forsu, flandras
gnete parlyor. "Gzel es rzgr onu abuk bize kavutur!" te liman, pruvasnn
zerine masmavi yaylyor.

Sancak ve iskele omuzluklar kpklerle kaynyor, beyaz kanatlar uuyordu.


Demirini funda etti. Kanatlarn sard. Pruvasn rzgra verdi. K kasarasndan kayk
indirildi. Krekler kydaki deniz fsltsna tempo tutuyordu. "yi bak kz, baban m?"
"Evet! Evet, babam." Bir harhara. Sandaln ba ky akllarna srnd. Kyda e,
ocuk, hsm, akraba, konu komu, arkada, yolda hep uuldayarak toplanyorlar...
"Nasl sa salim geldin mi? Arkadalarn geldiler mi? Ne ise, seni dnya gzyle
gryoruz. Herhalde frtna grlts, sava vaveylas arasnda yiite
dvmsndr... Ona hi kuku yok. Sa kalanlar kim? Kimler alayacak, kimler
glecek?."

Gemilerini Cirbe Adasnn gney limannda brakp bir perkendeyle kk kasabaya


dnen Turgut Reis'in her dnnn grn buydu.

O yln ilkbaharnda Barbaros iki yz seksen kadrga ve bastardayla yola kt. Byle
bir filonun kt duyulunca, Fransa dndaki btn Avrupa donanmas Andrea
Dorya'nn emrine verildi. Trk donanmas gene Avlonya'ya geldi... Barbaros donanma
iin gerekecek kumanyay salimen getirmek zere altm kadrga alp Msr'a gitti.
Donanmann kara askerleri bakomutan Ltfi Paa idi. Bu zat, Apulya kylarn
vurmaya koyuldu. Andrea Dorya, filodan Barbaros'un ayrldn grnce cesaret ald.
Fakat donanmaya saldrmak iin Toronto'da bulunan teki gemilerine kavumak gerekti.
Barnmakta olduu psokorfo'dan (Korfu Adasndan) Toronto'ya doru yol ald. Yolda
Ltfi Paa ile karlatlar, ksa bir top dellosu oldu. Fakat Dorya, filosunun teki
ksmna kavumadan savamak istemiyordu. leri de gidemiyordu. Gene Korfu'ya dnd.
Bir iki gn sonra Ali Reis, iki kadrgasyla Gelibolu'dan geliyordu. Donanmaya
kavuacakt. Fakat Korfu nnde Dorya filosuna mensup on kadrgann hcumuna
urayarak ehit oldu.

Korfu Adas Venediklilerin elinde idi. Venedikliler ise Osmanl devleti ile bar
halinde idi.

Venedik tarafsz kalmak zorunda iken, dman donanmasna yataklktan baka,


Korfu'daki Venedik gemilerinin saldrya katlmas pek garipti. Gelibolu khyas ve
bostan reisi, ii anlamak ve protesto etmek zere Korfu'ya gnderildi. Khya kendisinin
savaa yetkili olmadn, fakat eli olarak memuriyetle Korfu'ya gitmekte olduunu
glmseyerek nazik bir surette bildirdi. Venedikliler, gemiyi mutlaka batracaklarn
sylediler. Epeyce bir tartma oldu. Venedikliler srar ediyorlard. Deniz subaylarnn
birisinin kan tepesine srad. Khyaya, "Sz anlamamak kastinde olanlara bo yere ne
sz anlatmaya urap duruyorsunuz? Batracaklarsa varsn batrsnlar. Biz de onlar
batrmaya alrz. Ya batalm veyahut batralm," diye bard. Bunun zerine iki taraf
atee balad. Drt gemi birden biricik Trk gemisini sarmt. Topla dve dve
batrdlar. inden kurtulanlar hakaretle idam edildiler. Ancak bir ocuk kurtuldu. Bir
tahta parasna tutunarak yzerken Ltfi Paa donanmas tarafndan grlerek kurtarld.

Nelerin olup bitmi olduu anlald. Ltfi Paa Korfu'ya hcum etti, fakat alamad.
Donanma stanbul'a dnd, fakat Barbaros altm kadrga ile denizde kald ve Turgut
Reis'i ard.

Barbaros'un denizde kalmasndan ama Venedik'i vurmakt. ki deniz kurdu hemen


douya doru dmen tuttular... Aripel'in (Adalar Denizinin) adalar Venediklilerin
elinde idi. Bu adalar Barbaros ile Turgut Reis'e aslan azna hap kadar gelmiyordu.
Barbaros, Cerigo'yu zaptederken, Turgut Reis Egina'y ele geiriyordu. Biri Zea'y
alrken, teki Paros'u alyordu. Bir aralk Barbaros stanbul'a kadar boyland. Oradan
dnp Skiathos'u igal etti. Turgut Reis birbiri arkasna Skyros, Andros ve Tinos
adalarn zaptetti.

Barbaros ise Skarpantos (Kerpe), Harki (Barbaros, forsalar yorgun olduu iin onlar
bu adada bir sre dinlendirdi) ve Stampalya ile Piskopi adalarn ele geirdi.
Bylelikle Venedikliler iin ok nemli olan otuz kadar ada alnd... Venedik senato
azalar yaygaray basyor, salarn balarn yoluyorlard.

Bu srada Papa nc Paul, Cenova, Portekiz, Malta, spanya ve Venedik'e


"nonce"ler gndererek, Trklere kar hal seferi hazrlyordu. Toplanacak filo pek
byk olacakt... te bundan dolay bol miktarda kreki lazmd.
DNYANIN BALICA DENZ
SAVALARINDAN BRNN NCESNDE

Avrupa'da btn mahkemelerin yarglarna ellerindeki sulu susuz tm tutuklulara


abuk ve ar cezalar verilmesi emredildi.

lme mahkm olanlar mkemmel krek ekiyorlard... Tazminat vermeye ya da


ktek yemeye mahkm olanlar da okluk, krek ekmeyi tercih ediyorlard. Jandarma ve
polis vazifesi grenlere emirler verildi. Serseriler, klhanbeyleri cayr cayr
toplatlyorlard.

Mahkm olanlar asil iseler, onlar para karlnda kendi yerlerine krek ekecekleri
buluyorlard. Krallara, papalara, dine ve havarilere kfredenlere zincirler takp
taktrlyordu. Ne var ki cezalar verilmezden nce sulular, anadan doma rlplak
ediliyorlard. nk krekler kuvvetli kollar istiyordu. Kol, gs ve bacaklar salam
olursa herif hemen cezay yiyordu.

Bunlara krek ekmeyi retmek sorunu vard. Fakat bu i de kolaylkla


hallediliyordu. Bunlarn aralarna eski forsalardan birka usta kreki konuluyordu.
Eer bylece toplanan forsalar yetmiyorsa, usta krekilerle kark, acemi forsalar
kadrgalara konuluyor, bunlar Trk kylarna forsa devirmeye gnderiliyordu. Sonra
Venedik'in Dalmaya kylar, dnyaya yetecek kreki depolar idi. Kreki eksiklii
duyulunca emir gelirdi: "Vurun topunu da zincire", sancak tarafndaki forsalar sa
bacaklarndan, iskele tarafndakiler sol bacaklarndan ksteklenirler, zincirler de
gverteye akl olan mapalara (halkalara) taklrd.

Alelade kadrgalarn krekleri onar metre uzunluunda oluyordu. Onlar beher oturaa
oturan be kii tarafndan ekiliyordu. Kapitanalar ve bastardalarda her oturakta alt
yedi kii otururdu. On yedi metre uzunluundaki krekleri dokuz kii kullanrd.

Forsalar oturan nndeki basamaa basarak bsbtn ayaa kalkyorlard.


(Kalkarken basamaa ayak vururlard... Bunlara ondan dolay "payzen" deniliyordu.) O
zaman krekler, darda suya girmi oluyordu. Sonra birdenbire gvdelerinin btn
arl ile kendilerini oturan zerine brakyorlard. Oturaklarn zeri yumuak olsun
diye paavralarla rtl bulunuyordu. Forsalar ancak lzumu halinde ldrlyorlard.
Bu zavalllar, bankolarnn zerlerinde uyuyorlard... Yamurda da, gnete de gvde
gvdeye, ter tere.
*
* * *

Hal donanmas Korfu'da topland. Oradan Preveze'ye saldrd. Preveze'yi zapta


kalkt. Bu haber Barbaros'a varnca, dmann kuvvetini aratrmak iin pek hzl ve
kk yirmi paradan oluan gnll filosunu Turgut Reis'in kumandas altnda Preveze
sularna gnderdi. Kendisi donanma ile yava yava arkadan geliyordu. Turgut Reis,
Mora Yarmadasnn bat kysn firika bir rzgrla glge gibi geerek, kuzeye doru
ykseldi. Zante Adasna kadar hi dmana rastgelmedi. Fakat Zante'nin dousundaki
Jakintos limannda krk ektirmelik bir dman karakol frkasna rastgeldi. Daha ileriye
sokulmann tehlikeli olacan sezdi ve daha ileriye gidemedi. Oradan hemen geriye
dnd. Dman, Trk toplu kuvvetleri tarafndan ksm ksm avlanmaktan korkuyordu,
onun iin Trk nclerini grr grmez pupa yelken, ala krek Preveze'ye
kayorlard. Andrea Dorya, Preveze kalesini kuatm, onu zapta alyordu. Dman
frkas, Trk nclerini grdn ona bildirdi. O da hemen kuatmay kaldrarak
donanmay Korfu'ya ekti.

Turgut Reis, yldrm gibi giderek, henz donanma Modon'da iken grdklerini
Barbaros'a bildirdi. Donanma aheste aheste Kalamata'ya urayarak oradan su ald,
sonra kuzeye doru ilerledi. Kefalonya'nn dousundan geerken o kyda ne varsa,
yakp ykt. Preveze'ye vard. Andrea Dorya tarafndan muhasara edilirken, kalenin baz
yerleri yklmt. Barbaros onlar onartt.

Barbaros, Preveze'de iken, Turgut Reis'in gnll filosundan iki hzl krlang
ayrlarak dman kylarna gnderildi. Krlanglarla birka nefer tutsak edildi ve
dmann sava kuvveti hakknda bir hayli bilgi edinildi. Andrea Dorya, alt yz sava
teknesine komuta ediyordu. Bu kuvvet u gemilerden oluuyordu:

Cenova: 52 kadrga, l kalyon; Venedik: 70 kadrga, 10 karaka; Malta: 10 kadrga;


Papalk: 30 kadrga; spanya ve Portekiz: 80 kalyon; baka devletler: 49 karaka.

Bunlardan baka donanmann toplamn alt yz tekneye kabartan birtakm gnll


gemiler de vard.

Karakalar, ikier bin mevcutlu byk kalyonlard. Ne var ki kalyonlar, baralar ve


karakalar yalnz yelkenle giderlerdi.

Toplar ektirilerden, yani kadrgalardan, kalita ve perkendelerden daha ok


olmasna ramen, ksa menzilli idi. Venedik kadrgalar suda pek alak batan teknelerdi.
1700 tonluk olan bu teknelerin her birinde bin sava, 450 oturak ve her oturakta da
dokuz forsa bulunuyordu... Bunlarn bordalarnda otuz toplar ve on drt de daha kk
toplar vard. Her birinde be yz arkebz bulunurdu. (Arkebz, tfekten ok kk bir
topa benzerdi. Ate etmek zere doldurulur, namlusu, sehpa zerine konulur ve ondan
sonra nian alnr, ate edilirdi.)

Bu kadrgalar, yelkene pek gelmezdi, fakat i kree binince, teki kadrgalara


stndler. Bataki toplar pek byk ve pek uzun menzilli idi. te bundan dolay
rampadan nce olduka tehlikeli saylrd.

Kastilli, Aragonlu, Portekizli, Italyal ve daha baka memleketli bir hanedan yoktu ki,
asil ocuk ve bireylerinden birini ya da birkan bu filoya gndermi olmasn.

Papa, bir "nonce"nin bakanlnda filoya be yz ksur rahip gndermiti.


spanyollara Jesuvit, Cenova ve Portekizlilere Fransisken ve Dominiken rahipler.
Papa'nn kendisi de Roma'da, Vatikan'da her gn diz kerek hal donanmasnn zaferi
iin dua ediyordu.

Bu alt yz teknelik koca donanmaya kar Barbaros'un emrinde, ektiri; (yani


yelkenle gider ama asl krekle ekilir) eitlerinden yz yirmi para gemi vard. Turgut
Reis'in gnll filosunda ise pek az kadrga mevcuttu. ou kalita (galeot) idi. Bunlar
on alt ila yirmi oturakl idiler. Bir direkleri vard. ok seri idiler ve kadrgalar gibi
balarnda dman gemilerine toslamak iin mahmuzlar vard ve tpk kadrgalar gibi
batan rampa ederlerdi. Bataki toplaryla (tpk imdiki uaklarda olduu gibi) tekne
takmyla dmana doru evrilerek nian alnrd. Tekne dmana doru dnnce,
topunun grevi (dmann uzaklna gre) topu yukarya ya da aaya kaldrmaktan
ibaretti. Turgut Reis'in kadrga ve kalitalarnn her birinde (sancak ve iskele
bordalarnda) her tarafa dndrlebilen on iki kk top vard. Top niancl
eitiminde glle ve baruta acmad iin Turgut Reis'in top atei pek ldrc
oluyordu.

Barbaros, Turgut Reis'le beraber Preveze'de yatarken dman donanmas bu limana


iki mil tede demir att. Trk donanmasn sktrmak iin limann azn ablukaya
aldlar... Dman donanmas, drt be mil eninde bir alan igal ediyordu. Trk
gemilerinden ne Lef kas Adas, ne de ufuk gzkyordu. Gemilerin boy bolar yle
dursun, say stnlkleri Osmanllar korkutmad deil, korkuttu. Ne var ki, dman
geldikten sonra artk ister istemez savalacakt. Barbaros bu rkntnn farknda idi.
Tarihin en byk deniz savalarndan biri balamak zere idi. Barbaros'un emri zerine,
Kaptan Paa bastardasna sava meclisinin toplanacan bildiren iaret bayra ekildi.
Sancak beyleri ve Turgut Reis'in bakanlnda gnll filosunun btn reisleri Kaptan
Paa bastardasna gittiler.

Bu reislerin bazlar, karaya asker ve top karlmas ve boazn tkanmasn uygun


grdler. Barbaros bu fikri kabul etmedi. Donanmay, orta, sa ve sol olarak e ayrd.
Bu kollara komuta edecekleri seti. Her geminin direklerini aaya almasn ve k
sancandan baka sancak (komutanlara zg bayrak) gstermemesini, sava hatt
zerindeki mevkiini muhafazaya gayret etmesini, kendisini taklit etmesini, askeri savaa
tevik etmesini, savaa balanaca srada ba toplarn hazr bulunmasn ve menzil
iine girilince toplarn hep birden patlatlmasn, herkesin dmann sava hattn
bozmaya almasn tembih etti. Turgut Reis'e de sava srasnda ihtiyat filosu olmak
zere sava hattnn dnda bulunarak dmann manevra ve hareketlerini bozmak iin
gerektike, dman yanlarndan ya da ekilme hatt zerinden onlar topa tutmasn
syledi. Demek ki Turgut Reis, mstakil bir filo tekil edecekti.

Toplant devam ederken, dman filosunun bir ksm karaya asker karmak niyetiyle
kyya yananca, kydan ate ald. Barbaros, Turgut, Gzelce, Mehmet ve Sadk
Reislere, bu dmana hemen saldrmak emrini verdi. Dman deil ekilmek, fakat apar
topar kamay uygun buldu.

Bir iki gn sonra dmann birka kadrgas, limann azna gelerek, oradan Trk
donanmasna ate etmeye koyuldu. Barbaros leva demir emrini verdi.

Hallarn bu hareketi Trk donanmasnn azl dolaysyla sava gze


alamayacaklar inancndan ileri geliyordu... Donanma limandan darya kt. Alt mil
ald, biraz duruldu. Gz krpacak kadar ksa bir zamanda btn filo yar daire
eklinde sava durumuna girerek dman donanmasnn demirli bulunduu yere doru
ilerledi. Krekler denizi dvyordu, sava hatt ilerledike, denk den sularyla denizi
yol yol iziyordu. Krekler dakikada yirmi alt kere denize dalp sular itiyordu. Trk
donanmas top menziline girer girmez, ate at. Bir ksm Korfu Adasnda demirli
bulunan hal donanmas, eksik mevcutla savamak istemediinden, karlk vermeye
cesaret edemedi, demir kaldrnca Korfu yolunu tuttu. Vakit akam olduu ve sular
kararmaya balad iin peine dlmedi. Preveze limannn dna demir atlarak
beklendi.

Barbaros, donanmada bir korku mevcut olduunu biliyordu. Onun iin dinlenmeye
ekildi. Gece yars uyanarak pek gzel bir d grdn ilan etti ve hemen leva demir
emrini vererek Korfu'ya doru yol ald.

Ertesi sabah Parga zerinden doan gne, Parga'nn karsndaki Paksos Adasn
kpkzl ederken, direklere km olan gzcler, dman donanmasnn direk ularnn,
Ayamavra Adasnn ncirli limannn karsnda grlmekte olduunu bildirdi.

Dman Lepanto krfezine girmeye alyordu. Barbaros bir ayak nce yetierek,
onlar krfeze girmeden nce yakalamak istedi. Bunun iin Trk donanmas gneye
doru gitmeye koyuldu.

Dmana gelince; Korfu'daki ksmna kavumak zere Preveze'den Korfu'ya giderken,


Korfu'daki ksm da adadan kalkarak Preveze'ye doru yol alyordu. Bu iki ksm gece
birletikten sonra Ayamavra Adasna gelmiler oradan Lepanto'ya gidiyorlarm. Trk
gzclerinin grdkleri ite onlard.

Bylece Barbaros, Korfu'da umduu dman Ayamavra'da buldu.

Dman grr grmez Trk donanmas, balca drt frkaya ayrld. Bunlardan
gnll frkas Turgut Reisin kumandasnda, ihtiyat kuvveti saylarak sava safna
alnmad. Ne var ki bu frkaya, gerektike zayf noktalara yetimek ve frsat dtke
yandan ve arkadan vurmak gibi ok g bir vazife verildi. Turgut Reis kendisini, yirmi
kadrga ve kalita, yz ksur top ve bin denizcinin banda buldu. Geriye kalan
ksmn ortadakini dorudan doruya Barbaros, sadakini Salih Reis, soldakini Seyit Ali
Reis ynetiyordu. Ksacas, Barbaros'un donanmas yarm eme oluturdu (Kavisin iki
ularna boynuz deniyordu). Donanma bu saflamay o kadar dzgn ve abuk yapmt
ki, bunun deniz stnde bir manevra deil, fakat kt stne mrekkeple izilen bir
plan olduu sanlabilirdi. Arkebz kurunlarna siper olsunlar diye denizcilerin ilteleri
sarlarak alabandalara sralanmt. Ayaklar, dklen kanlar zerinde kaymasn diye
gvertelere kum ve tala serpilmiti. Yelkenler mayna edilmi, direkler kartlm,
tenteler sara edilmi, sancaklar kndelere ekilmiti. Gemi balarnn kabartmalar ve
altnlar gnete prl prl parlyor, krekler fsldyor, pruvalarda kpkten beyaz
byklar meydana geliyordu.

Dman, Barbaros'un zerine gelmekte olduunu grnce, burun krd, denize doru
almaya balad. Hal filo eit eit teknelerden olutuu iin sra borda nizam
ald.

Birinci hatta kalyonlar, ikincisinde kadrgalar, nc hatta da ihtiyat kuvveti olarak


kk gemiler yer aldlar... Tam savan balayaca anda lgn ve haar bir gney
rzgr esmeye koyuldu. Bu rzgr dmana ok yaryordu... Oysa Trk donanmas ince
yapl aknc teknelerinden ibaretti. Bunlar durgun havada krekleriyle saldrarak, yerli
yerlerinde kalan kalyonlar uzaktan top ateine tutarak delik deik eder, sonra rampa
edip zaptederlerdi. Fakat rzgrl havada kalyonlar istedikleri gibi yelken
kullanabileceklerinden, onlarn boylarna nispet hi kalan narin kadrgalara arpp
onlar kolayca bastrabilirlerdi.

Fakat Barbaros hi zlmedi, iki Ayeti Kerime yazarak geminin iki tarafna ast.
Rzgr hemen kesildi.

"Kul gayret etsin, Tanr da yardm eder," derler.

Akdeniz'in her kesinin iklimini, mevsimine gre esen rzgrlarn adamakll bilen
Barbaros, tayfann manevi kuvvetini ykseltmek iin bu bilgisinden yararlanmtr.
Rzgrn kesilmesi dman rktt. Fakat iki filo, nerede ise top menziline
giriyorlard. iten gemiti artk.

PREVEZE DENZ SAVAI

Kendi asrlarnn ve kendi yzyllarnn, nceki ve sonraki birka yzyln en byk


deniz adamlar kyasya sava halinde karlaacaklar ve iki bin yl nce Salamis deniz
savandan sonraki deniz savalarnn en nemlisine ve en byne balayacaklard.
ki tarafn da topular, ellerinde yanmakta olan mealeler hazr, toplarnn banda
bekliyorlard. An, tarihi idi. Tiyatrolarda, perde arkasndan vurulan sopa darbesi,
piyesin balayacana iarettir. Denizlerde kreklerin grleyiinden baka ts yok.
Paksos Adas, Parga ve Preveze ile Kefalonya Adas kylarnda kayalar, seyretmek iin
irkilmi gibiydiler. Onlarn eteklerinde deniz mavi ve berrak, usul usul fsldamaktadr.
Yl 1538'dir ve Akdeniz'in en gzel mevsimi eyll aydr.

Birdenbire bir top grledi, grlts kydan kyya, adadan adaya yank yaparak
uzaklarda, talya'ya doru kayboldu. Artk tarihsel Preveze sava balamt. Trk
sava safnn arkasnda yer alan gnll filosu ikiye ayrlarak, bir ucundan teki ucuna
kadar hemen hemen iki, iki buuk mil tutan Trk cenahlarndan ileri frlam ve
kalyonlardan oluan dmann ilk safnn cenahlarna ate savurmutu. Andrea Dorya'ya,
usul ve dzen tutkunu akademik kafal amirale gre Trklerin bu hareketi, deliliin en
balanmayanyd. Yoksa... yoksa bir tuzak hazrlanyor da, tuzan iine mi
dmekteydi? ok ihtiyatl davranmas gerekti... Hal filosu amiralinin iine bir ate
dmt.

Savan ta banda Andrea Dorya'nn aklnda hasl olan kukular ve sorularnn etkisi,
savan sonuna kadar devam etti. Onda bir ikircim hasl olmutu. Bu ekimserliin
telkini ve etkisi altnda, btn hareketleri kesin olmaktan ok uzak kalyordu. Trklerin
ilk hareketi, dman amiralini beyninden vurmutu. Kalyonlar ilerlerken, toplarn
karsndaki Barbaros'a yneltmiti. Halbuki ate (ate eden gnll eskadron pek zayf
olmakla beraber) yanlarndan geliyordu.

lk top atldktan sonra kyametler koptu. Barbaros, btn sava safnn enince ate
amt. Kalyonlar cevap verdi, fakat toplarnn menzilleri ksa olduu iin dman
atei Osmanl safnn nnde, minare gibi su stunlar kaldrmaktan baka bir ie
yaramad. Trk glleleri ise kalyonlar kalbura eviriyorlard. ki saf birbirine gitgide
yanayordu. Trk safnda bir boru, davul, nakkare ve nefir grltsdr koptu...
Onlarla beraber "Allah!... Allah!" nidalar ykseldi.

Kalyonlarnn gllelerinin Trk donanmasna yetiemediini gren Andrea Dorya,


Trk safn top ateiyle bozmas iin en gvendii byk bir kalyona ilerlemesi emrini
verdi... Kalyon, Trk donanmasnn oluturduu ayn tam ortasna (yani Barbaros'un
kumanda etmekte olduu ksmn nne) ilerledi. Fakat yedii ateten dolay ilerlediine
de, ilerleyeceine de piman olarak geri dnd. Barbaros, dmann birinci hattnn
oluturduu kalyonlar bsbtn kua benzetmek zere donanmay geici olarak
durdurdu. Toplarn amaz bir nianclkla doldurup doldurup boaltt.

te o zaman Andrea Dorya ile Venedik amirali, kalyonlar kurtarmak niyetiyle


kadrgalardan oluan ikinci saf ileri srdler. Fakat kadrgalar da ate paylarn alnca,
geri gndler. Ate mthiti. Sanki iki filo lmn glgesinde savayorlard.

Andrea Dorya bu manevray yaparken, Turgut Reis sadan soldan ilerleyerek


kalyonlarla dman gnlllerinin arasna girdi. nceleri girmemiti. nk girdii
takdirde, zellikle ar Venedikli kadrgalarn ldrc ateiyle karlaacakt...
Dman kadrgalar, kalyonlar savunmak iin ileri atlnca, bu frsattan yararland ve
dman kadrgalarnn dmenlerini paralad.

Andrea Dorya'nn, kalyonlar kurtarmak iin yapt manevra, kalyonlarn bsbtn


berbat olmalar sonucunu vermiti. Dmenlerini kaybeden birok kalyon, gzleri kr
edilmi aylar gibi sava alannda, teye beriye srkleniyorlar ve teki gemilerin
sava dzenini bozuyorlard.

O ana kadar Andrea Dorya, en usta akademisyenin yapaca manevralar yapm ve


zarardan baka bir ey grmemiti. Binbir tereddtten sonra taktik deitirme kararn
verdi.

Turgut Reisin gnll filosu, bozguna urayan kalyonlarn zerine hzla saldrmaya
balad. Onun kalitalarnn biri yanayor, azlarna kadar doldurulmu olan toplarn
btn demirini, dmann gvdesine boaltyor, ondan sonraki kalyona geerken
toplarn dolduruyor, bu sefer ardndan gelen kalita ise ilk kalyonun iine, alev ve demir
kasrgalar savuruyor, onun ard sra bir nc kalita yetiiyordu.

Artk, sert kkrt kokan top dumanlarnn zerinde, dumana saplanakalm gibi
kalyonlarn direk ular grnyordu... Bunlar ilk nceleri bir orman olutururken,
zaman getike seyrekleiyorlard.

Donanmann nden ve ihtiyat filosunun da sadan soldan atelerine uram olan


dman, artk kfi miktarda hrpalanmt. Barbaros'un verdii bir emir zerine
donanma dmann birinci kalyon hattnn zerine hcuma balad. Filonun tm birden
hem ilerlemeye, hem de olanca iddetleriyle ate etmeye devam ederek, kalyonlara
yanayorlard. Artk toplar glle deil, aklta, hurda demir ve zincir paralar
savuruyorlard.

ki taraf ok menziline girdi. Dman gemilerinden oklar pek seyrek geliyordu.


Dman tek tuk arkebz de patlatyordu. Trkler ise daha arkebzlerini
kullanmyorlard. Onlarca arkebz, dmana rampa etmezden nce, ancak bir iki defa
kullanlabilirdi. Dmann iyice yanamasn beklemeli idi. te o zaman, dmann kan
insann yzne srarcasna ate edilmeli idi.

Bilinir a, arkebz kurunu, oklardan daha etkili oluyordu. Fakat Trk okular, bir
arkebz dolduruluncaya kadar otuza yakn ok atabiliyorlard ve genellikle altm yetmi
metre mesafeden hedeflerine tam isabet salayabiliyorlard. Onun iin Trk oklar
dmann zerine yamur gibi yamaya balad.

Barbaros ilk kalyon hattn kolayca yard. Yararken de bir kalyon batrd. Asl
burada, yani merkezde Trk cengverleri mucizeler yaratyordu. lenlerin ve
yaralananlarn inleyilerini, top ve arkebz sesleri ancak rtebiliyordu. Bu srada
rampalar da oluyordu. Rampalarda iki taraf forsalar da oturaklarn altna yatmak
zorunda braklrd. Forsalardan biri ban kaldracak olursa, bana ya bir pitov
kurunu yer, ya da bir kl ahsyla kellesi uard. Barbaros kalyon hattn yararken, bir
Portekiz kalyonu bir Trk kadrgasna birka kumbara (hambire) atmt. Kadrga
kaptan yangn sndremeyeceini anlaynca, ard sra kalyona atarak onu gzelce
kancalad, kendi kadrgasyla birlikte kalyonu da yakt.

Barbaros ilk kalyon hattndan sonra kadrgalara da hcum etti. Burada da atmalar
ve rampalar korkun oldu. Bir saat kadar sren boaz boaza bir savatan sonra,
dman ektirmelerinin zaptolmam ya da batmam olanlar, Epir kylarndan esmeye
koyulan ky rzgrndan yararlanp tiramola ederek sava alanndan svyorlard.
Artk yaplacak baka bir i yoktu. Onun iin Andrea Dorya da kamakta olan
ektirilerinin peine dt. Barbaros ve Turgut Reis bunlar hayli kovaladlar; hatta
birka kadrgay da tutsak ettiler. Fakat karanlk basyordu. Yanan kalyon ve
kadrgalarn, evresi dnda her yer, zindan gibi karanlkt. Top dumanndan yldzlar
bile gzkmyordu. Dman bu muharebede, yz yirmi iki sava gemisiyle birlikte
Akdeniz'deki egemenliini de yitirmiti.

Tarihte, Preveze savana kadar filo denince, kara askerlerini aktaracak askerler
topluluu anlalr ve denizde yaplan sava da deniz st bir kara sava saylrd.

Gemiler ve gemiciler srf askerleri dmann karsna karmakta yararlanlan


yardmc eler saylrd. lk olarak Preveze savanda (ateli silahlar kullanlarak)
sava gemileri, bir deniz savann tamamlaycs nitelii kazanm oldu. Bu zafer bir
rastlant ve talih eseri deildi. stn denizciliin, evkin, tabiyenin, orijinalitenin ve
cesaretin bir semeresi idi.

Dman donanmasn yararak muzaffer olmak taktiinin Barbaros'tan sonra Amiral


"Rodney", "St. Vincent" ve "Nelson" tarafndan taklit edilmi olduu hakl olarak ileri
srld. tiraf edilmeyen bir nokta varsa, on altnc asrda o asrn en kuvvetli deniz
devleti olan spanya, arlken ve kinci Filip zamanlarnda Trk denizcilerinin ahsnda
kendisine stn bir rakip bulmasayd ve kuvvetlerinin byk bir ksmn Akdeniz'de
tutmak zorunda kalmasyd, ngiltere'yi istilaya kan Byk Armada'dan ok nce ne o
Armada'dan daha byn yapar ve ne de o imparatorluu kurmakta hizmetleri
dokunmu olan "Hawkins"ler, "Orake"ler, "Rodneyler, "St. Vincenf'ler ve "Nelsonlar
peydahlanabilirdi.

FORSALIK

Preveze savann ertesi gn iki denizci birbirlerini zafer sevinci ile kucakladlar.
Barbaros Turgut'a teekkr edecek sz bulamyordu. O gn Turgut Reis, Barbaros'tan
ayrld. Epir'i kylayarak kuzeye doru kt. Amac Cirbe Adasna bo dnmemekti.
nk bir gn nce sava srasnda zaptetmi olduu gemiler kendisinin deil, fakat
Osmanl devletinin mal oluyordu. Issz denizlerde gz gezdirirken, Paksos Adas
nndeki denizin, be tane beyaz nokta ile sslenmi olduunu grd. O be gemiye
uzun uzun bakt. te kartal da ta aada, ovada szlen karacalara byle bakard. Fakat
be beyaz nokta, be tane masum karaca deil, be tane kocaman Venedik kadrgas
idiler. Rzgr kydan esiyordu. Halitalarn pruvalar birdenbire rzgrdan ald.
Turgut Reis, tam yolla bocalabanda kadrgalarn zerine davrand. Fakat kadrgalar da
onu grmlerdi. Kayorlard. Ne var ki Turgut uuyordu. Yarm saat iinde, Epir
Dalar arkadaki ufukta eridi. Fakat Turgut artk top menziline girmiti. Kadrgalara
orsa alabanda etmeleri ve teslim olmalar emrini verdi. Bir gn nce yemi olduklar
zlgdn tad Venediklilerin hl azlarnda idi. Teslim oldular. Gemilerde pek az barut
bulundu. Fakat buna karlk safralar boldu. Turgut Reis, safrasz kalitalarna safra ald.

Kadrgalar Cirbe'ye gnderdikten sonra, Malta kanalna doru yol ald. Sicilya'y
dolaarak talya'nn bat kysnda Amantea'nn nne vard. Orada koca bir spanyol
kalyonuna rastgeldi. Turgut'un barutu azd. Preveze savanda, asl top ateiyle i
grmt, teki kalitalardan kendi kalitasna savalar alarak, hemen rampa etti.
Kalyonun gvertesini kolaylkla ele geirdi. Ne var ki spanyollar n ve k kasaralarda
toplanmlar, oralardan ate ediyorlard. Pitov ve arkebzler, kamaralarn kaln
duvarlarn delemiyordu. Ah bir top olsayd! Kalitadan top tayacak vakit yoktu. Turgut
korsanlara emretti. Koa koa gidiyorlar ve yataanlarn toplarn azlarna
sokuyorlard. Sonunda iki dolu top bulundu. Gllenin nne demir paras olarak
ellerine geeni tktlar. Direklerden ve mataforalardan siper alnarak k kasaraya
yanald. Ate edildi. Top ylesine dolu idi ki grleyince, geri tepti, kpeteyi
paralayarak denize dt. Fakat kasarann bir yan da han kaps gibi almt. Onu
zaptetmek artk iten deildi. kinci topa gerek kalmad. n kasara da ele geirildi.
Kalyonda istenildii kadar barut bulundu.

Turgut Reis, Amantea'nn aklarnda (ky boyunca giderek) gneye pruva tuttu. Sra
ile Kosenza, Belvedere, Palermo ehir ve limanlarnn nnden geerek Kapri
Adasyla, onun karsndaki Sorrento burnu arasndan Napoli'nin nne vard.

Bu gezinti srasnda eline on drt kadar gemi geti. Gemileri zaptettike barut
buluyor, barut ve cephane bulduka da kuvveti artyordu. Ele geirdii gemilerde, Bat
Anadolu'nun kylarndan tutsak edilerek forsalk zincirine vurulmu Trkler kurtulduka
Turgut Reis'e gnll olarak forsalk etmek istiyorlard.

Turgut Reis, Napoli'nin nnden, deta koca bir donanma olarak geti. Ondan sonra
Gaeta, Terracina, Littoria nlerinde grnd ve ivitavekya'ya geldi. Orada karaya
kt ve on be kilometre kadar ieriye girdi. Papaya, Turgut Reis'in Roma zerine
yrmekte olduu haberi getirildi. Papa, aceleyle Vatikan'dan karak Rieti'ye kat.
Turgut Reis, talya Yarmadasnn oluturduu izmenin ucundan ta Roma hizasna kadar
Apenin Dalarnn zincirini, toplarnn sesiyle, boylu boyunca anglandrmt. Fakat
Turgut Reis'in fikri Roma'nn zerine yrmek deildi. Toplarnn grleyiini daha
kuzeyde Argentario burnu, Elbe Adas, Piombino krfezi, Cecina, Liverno, Pisa, Massa,
Spezia limanlan duydu. Ondan sonra Cenova'nn nne geldi. Oradan Cirbe'ye dnd.
Turgut Reis'in seferde olduu srada Cirbe Adasndaki enliklerin ard arkas
kesilmemiti. Turgut Reis'in ele geirdii gemiler limana girerken btn bayrak, sancak,
flandra ve forsalarn takyorlard. Zaptedilen geminin, limana gelin gibi sslenmi bir
halde girmesi gelenek olmutu.

Sonra Turgut Reis her ne kadar zaptettii gemilerin barut ve cephanesini alyor idiyse
de, tutsak gemilerin, yolda dmana rastgelerek savamak zorunda kalmas olasln
da gznnde tutuyor ve gemide bir miktar cephane brakyordu. Gemiler limana
girerken barutlarn, kenti selamlamakta kullanyordu. Gemiler byle geldike de btn
halk kylara dklyor ve gemileri alklyorlard. Gemiler demir attktan sonra
krekleri birbirine balyorlar ve yedee alarak kyya getiriyorlard. Bundan maksat,
gemi komuta kurulu ve savalarn gemide bulunmadklar srada spanyol esirlerinin
kreklere dayanarak, gemiyi alp kamalarn nlemekti.

Turgut Reis Cirbe'de az durdu. Gemilerine eki dzen verir vermez k demedi,
denize ald. Kn frtnal gecelerde beylik filo stanbul'da karaya ekilmi uyurken
Turgut Reis, Akdeniz'in zerinde kular gibi uuyordu. spanya, talya, Sicilya ve
Sardenya'ya yapt hareketlerde hareket ss diye kulland Tetuan, Elari, spanya'da
Formentara Adas, Korsika'da Bonifaiyo boaz, Strumbul ve Lipari adalarnn
arasnda mekik dokuyordu. Bat Akdeniz'in her kysndan yaknmalar ykseliyordu.

Bu yaknmalar zerine ilkbaharda, (1540) Andrea Dorya elli be kadrga ile srf
Turgut Reis'i aramak iin Cenova limanndan ayrld. Onu arlken, Madrit'te Eskuriyel
sarayna artmt. Bizzat kendisine Turgut'u l ya da diri, mutlaka yakalamas emrini
vermiti. mparatorun fkesinden sakal titriyordu. Yahu Avrupa'nn belli bal krallar
onu, u korsan kadar tehdit edememilerdi. mparator, Andrea Dorya'ya; "mparatorluk,
bu herifin yznden bizar kalyor. Bu adam yakalamak iin size sonsuz yetki veriyorum.
Eer Preveze'de muvaffak olsaydnz, imdi rahat ederdik," demiti. Bu szler u
demekti ki, imparator onu Cenova dukalndan ve Cenova'y da bamszlndan
yoksun etmekle tehdit ediyordu.

Turgut Reis'i aramaya kan yalnz Andrea Dorya deildi. Onun kardei Tomassa
Dorya'nn byk olu Gianettio Dorya da amcas gibi, Turgut'u bulup ldrmek ya da
tutsak etmek zere on Ceneviz kadrgasyla denize ald. Sicilya'da Messina'da Dk
Alkala ve byk komandr Don Branje de Requezensin mavnalardan (mavnalar,
kadrgalardan daha byk sava gemileri idi) ibaret kuvvetli filosuna katld. Bu
donanma, Sicilya Adasnda, Palermo ve Tranapi limanlarnda Turgut Reis'i arad.
Buralarda Trk korsanlarna dair bilgi elde edemedi. Sardenya Adasnn denizlerini
kolaan eden kiflerine, Korsika'dan haberler gndermeye koyuldular. Bunun zerine
Gianettio Dorya, Korsika Adasna yolland.
*
* * *

Haziran ay henz girmiti. Turgut Reis artk yaz seferlerine balamalyd.


Kayklarnn alt yosundan burak tarlasna, deniz kiriye ve midyelerinden de yal boyu
cakllna dnmt. Kalita ve perkendeler saatte on drt, on be mille uacaklarna,
denizin dibine balanmlar gibi zar zor sekiz mil yapyorlard. Cirbe Adasna gitmek
uzun i olacakt. te urada yakncack bir koy vard. Girallana koyuna gider, orada
gemileri karaya eker, altlarn yalatrd. yi ki, her zamanki gibi ihtiyatl hareket
etmiti. Kantar kantar kalafat pamuu, ifti, donya vard. Karineler gzelce raspa
edildikten ya da rayla yakldktan sonra bunlarla yalanrd.

Turgut Reis yle dnerek, Kalvi ile Bastiya'nn arasndaki Girallana koyuna girdi.
Tayfalar, yalama iini arabuk bitirerek denize almak hevesindeydiler. Turgut Reis,
gemilerin yarsnn yalanmasn ve yarsnn her olasla kar beklemesini istiyordu.
Fakat denizcilerin yalvarlarna dayanamad. Filosunun hemen hemen hepsini karaya
ektirdi.

Turgut Reis, o koya k mevsimi be on kez uram ve gemilerini yalatmt. Ky


halk kendisine dosttu. Limann dibinde be on toplu kk bir kale vard. Fakat kale
muhafzlar Turgut Reis'in bayran tanmlard. Ona ate amann kendilerine neye
malolacan pek iyi biliyorlard. Kalenin iindekiler, kapana kslm fareler
gibiydiler. Kalede bir t yoktu. Kalenin yksek burlarnn mazgallarndan uzanan
toplarn namlu azlarna ise Turgut Reis hi nem vermiyordu.

Tekneler karaya ekileli birka gn olmutu. afak ancak skmeye balamt. Turgut
Reis az uyur erken kalkard. Geceleyin krlanglarnn bir tanesine liman aznda,
karakol devi grdrrd.

Hafif kayk, yelken stne birka mil saa, birka mil sola gider, gelirdi. O sabah
rzgr denizden kyya esiyordu. Krlang iki mil ayrldktan sonra Girallana'ya doru
dnerken, byk bir donanmann da limana doru hzla ilerlemekte olduunu hayal
meyal grd. Krlangcn, donanmadan nce limana yetimesine olanak yoktu. Hemen
kyya yanap, ayana abuk olan iki tayfa kard. Kendisi limana doru yoluna
devam etti. Fakat ok gitmeden, Girallana'ya donanmadan nce varamayacan anlad.
Artk btn umudu, limana doru koarak gidenlerdeydi. Ah yolda bir veya iki beygir
bulabilselerdi?

Artk dou ufku al bir renkle uyanyordu. Liman saran aa ve allarn arasndan
kular, keklikler tmeye koyuldu... Turgut Reis, kamarasndan gverteye kt. ou
karada bulunan tayfas da uyanmt. Bazlar namaz klyorlar, bazlar ate yakp sabah
kahvalts olarak tarhana orbas piiriyorlar, bazlar ise kl ve yataan biliyor ya da
pitov yalyorlard.

Turgut Reis, o gr ve uzun kalarnn altnda zek ile parlayan gzlerini denizde
gezdirdi ve btn ufku tarad. Yakn ya da uzak enginde gemi deil, fakat bir tek deniz
kuu bile yoktu.

Korsan bylece denize bakarken, apanszn limann kuzey burnunun arkasndan


uurum gibi kapkara bir sava teknesi kverdi. Onun ard sra, bir ve bir tane daha...
Yelkenlerini iirmiler, arkadan aldklar rzgrla tam yolla limana giriyorlard. Turgut
Reisin sava ve denizcilerinin ou karada idi... Onlar kalitalara alacak vakit yoktu.
yi ki her olasla kar, denizdeki kalitann balarn boazn azna doru
karamusal etmiti, ktan bir demir attrmt.

Kalitalarn balarndaki, dolaysyla dmana doru bakmakta olan on beer karlk,


krkar kantarlk toplara hemen ate etmeleri emrini verdi. Demir alacak zaman bile
yoktu. Demirlerin denizde braklmalarn emretti. Zaten sekiz kula derinliindeki
berrak sularda demirler, insan avucu iinde duruyorlarm gibi grnyorlard. Onlar,
ksmet olursa sonradan almak kolay olurdu. Sularn ylesinde amandra brakmaya bile
gerek yoktu.

Turgut Reis'in toplar ancak bir kere ate edebildi. Pupa yelken gelen birok kadrga,
limana girmilerdi. Zaten darack olan yerde, bir iki geminin bile manevra edebilecei
yer yoktu...

Toplarn ate etmesiyle birlikte Turgut Reis'in, yarp geerim umuduyla yetmi byk
gemiden ibaret dman donanmasnn zerine kalitayla yldrm gibi saldrmas bir
oldu. Direk bana korsan bayran ektirmiti. Krekler, drt forsann kollar ile
suyun arl arasnda krlacaklarm gibi atrdyorlard. Kalitann sancak ve iskele
omuzlarnda kpkler, karlar gibi kabarp fldyarak yklyordu. Ne var ki; karsnda
yaklacak bir sava gemisi dizisi deil, fakat bir tekne kalabal vard. Turgut Reis'in
kalitalar atp atrdad.

Dman kalabal onun gemisini her taraftan sardlar ve rampa ettiler. Artk yze
kar bir orannda bir savaa balanmt. Zrhl spanyol piyadesi, Turgut'un kalitasna
her taraftan bir elik alayan halinde akyordu. Turgut Reis, klcn knndan bir
imek gibi ekti ve "Yoldalar, hepimiz ehit olacaz, bu durumdan baka bir kurtulu
yolu yok, kendinizi pahalya satn!" dedi. Girallana koyunu saran yksek dalar yaratld
yaratlal beri duymadklar sava grltleriyle titrediler. Bir fareyi ldrmek kolay
olurdu. Fakat pars ve kaplan leceini anlaynca, diiyle, trnayla savaarak ortada
diri adna kimseyi brakmamaya abalard.

Turgut Reis'in kalitas her taraftan sktrldktan baka, yava yava koyun dibine
kadar itiliyordu. O ana kadar korku ve heyecan iinde susarak hi ses karmam olan
kk kalenin toplar da, Turgut Reis'in zerine ldrc bir ate at.

arpanlarn arasndaki byk say farkna ramen sava iki saat srd, bir aralk
Turgut Reis'in bir kalitas, kendi cephanesini atee vererek havaya utu ve berhava
olurken, iki yanna yapm olan iki dman teknesini de parampara etti. Havaya
frlayan kara buluttan koyun sularna, yamur gibi insan kol, kelle, bacaklar ve serenle
gemiye ait paralar yad. Devlerin korkun boumas sona erdii zaman, zaten birok
yerinden yaralanm olan Turgut Reis son olarak, bana den koca bir seren paras
dolaysyla kendinden gemi, yere yklmt. Onu diri olarak ele geirmek,
ldrmekten daha ho olacakt. Onu aylttlar, btn valye ve savalar, Turgut
Reis'in tutsaklk halini grmek zere gverteye mlerdi. Ne olur ne olmaz diye
Turgut Reis'e zincirleri, tamamen aylmazdan nce takld.

Amiral, kendi bastardasnn ve Turgut Reis'in kalitasna rampa etmi olan teki
mavna ve kadrgalarn subay ve savalarnn, bastardasnda divan taburu olmalarn
emretti. Gianettio Dorya, zppe ve kibirli bir ocuktu. Gemisinin k kk zerinde,
altn srmal ve yaldzl krmz kadife koltuuna kuruldu. Turgut Reis'in huzuruna
getirilmesini emretti. Preveze savanda amcas Andrea Dorya'y yenenlerin bata
gelenlerinden olan u Dragut'a (Turgut'a) kendisini gsterecekti. Turgut Reis ise
Gianettio gibi bir delikanlya deil fakat sa sakal denizlerde aarm olan Andrea
Dorya'ya esir olduunu sanyordu. Gianettio'nun nne, zincirler iinde getirilince ve al
koltuk zerinde, stun zerine konmu bir ant gibi kurulan, duda henz bykla
glgelenen genci grnce hayret ederek, "A! A! Demek ben bir ocuun tutsa oldum
ha?" diye barmaktan kendini alkoyamad. Turgut Reis'in szleri Gianettio'ya tercme
edilince, delikanlnn btn kan fkesinden yzn harlad. Tabur olmu subaylar ve
savalar nnde koca amiral byle bir hakareti karlksz m brakacakt. Hemen
yerinden frlad ve Turgut Reis'e bir tokat atmak zere elini kaldrd. Fakat Turgut Reis
zincirli eliyle gencin bileini tutarak, onun tokat atmasna engel oldu. Gianettio geriledi
ve Turgut Reis'i ldrmek zere klcn ekti. Turgut Reis hi alt olmu deildi. Fakat
savatan yorgundu. Elan solumakta olduuna ve kendisinden ok daha mutlu ehitlerin
arasna karp gitmemi olduuna zlyordu. Aram olduu lmden ve hakk olan
ehitlikten yoksun edilerek kendisinin zincirler iinde yaamakta deil, fakat her an bin
bir ac ile kahredilmek zere, lmemekte devam etmesine gayret edeceklerdi, onu,
alma duygularnn bir amac olarak koruyacaklard, yle mi? Varsnd u zppe klcn
saplasnd. Turgut Reis'in kollarndaki zincirler angrdad. Reis kollarn kavuturdu.
Sanki durduu yerde boyu uzuyordu. Olana, alayclnn ve vekrnn doruklarndan
bakyordu. Onda bir tutsan deil, fakat bir muzafferin umursamaz tavr vard.

Divan taburu olmu olanlar arasnda salar, sakallar etin savalarda krlam
yksek rtbeli askerler vard. Bunlarn bir ksm, vaktiyle Turgut Reisle kl klca
atmlard. te karlarnda duran koca korsan, savata kendilerine korkunun ne
olduunu retmiti. Bu adamlar, onu kesinlikle tahkir etmiyorlard.

Fakat Turgut Reis'i skt iinde, gizli bir hayranlkla seyrediyorlard. Gen amiralin
irkin hareketini grnce, onu alaka bir hareketten alkoymak zere, hemen
ilerleyiverdiler ve gsterebildiklerince sayg gstererek kollarn tuttular. Gianettio,
hrsn yenemiyordu. Turgut Reis'in, forsalar arasna forsa olarak zincirlenmesini avaz
avaz bararak emretti.

Turgut Reis, st ba yrtk prtk ve kanlar iinde forsalar kouuna getirildi ve


forsalara zincirlendi. Her hareketi denizlerde kanun izen o kudretli ellere, forsa
kreklerinin topalar verildi. O anda zld bir ey varsa o da elan korumakta
olduu can idi. Bylece zincirde deil, fakat savata ldrlm olsayd, kendisini
ldren ele deta minnettar kalm olacakt. ehitlerin hepsinden ok ehitlii arad
halde, ite yalnz o mu byle diri kalyordu. Kanck talihin ona oynad ac oyun, asl
buydu. Fakat vekr, iinden neler dndnn yznde belirmesine izin veremezdi.

Gianettio Dorya'nn filosu, Korsika'dan ayrld. Ve Cenova'ya geldi. Andrea Dorya,


yeenini rhtmda karlad. Andrea Dorya'ya Turgut Reis'i yakaladn ve kendisine
armaan olarak getirdiini syledi. Andrea Dorya, onun kendi batardasndaki forsalar
arasna konulmasn emretti. Hemen Barselona'ya birka krlang gnderilerek, mjde
arlken'e ulatrld, talya, Sicilya ve Balear adalarnda enlikler yapld. anlar
alnd, kiliselerde, Dragut tutuldu diye kran dualar okundu.

Turgut Reis'in tutsak olduu Cezayir'de duyulunca, onu kurtarmak iin btn Trk,
Arap korsanlar toplandlar. O vahi kurultayda cokulu ve hazin szler sylendi.

Kurtulmalktan, gemilere saldrmak ve onu kurtarmaktan ve almaktan sz edildi.


Toplantda bulunanlar onu kurtarmak iin varlarn yoklarn meydana koyuyorlard.
Korsanlar aralarnda elilik edecek uygun bir adam setiler. Eli Cenova'ya, her ne
dilerse verilecek olduunu bildirdi. Hatta fidyei necattan baka, Afrika'da ne kadar
Hristiyan tutsak varsa hepsinin salverileceini vaat ettiler. Fakat Cenova senatosu,
Turgut'un her damla kan iin Cezayir'in btn hazineleri de verilse, onun gene serbest
braklmayaca cevabn verdi. Kuzey Afrika kylarn bir yastr sard. Cirbe'de ise,
Selime ilk nce Turgut Reis'in tutsak olduuna inanmad. Sonra Turgut'un ehit
olduunu, fakat onun geri dneceini ummas iin onun tutsak olduunu sylediklerini
sand ve sonunda tutsak olduuna inand. Ana kz, onun forsa olarak krek ekmekte
olduunu dndke cehennem azab ekiyorlard.

Aylar geiyordu. Andrea Dorya ksa aralklarla imparatoru grmek iin spanya'ya,
ya da Papa ile grmek zere Anzio ve ivitavekya'ya, bir de Sicilya'ya uruyordu.
Her yapt seferde Turgut Reis, bastardasnda krek ekiyordu.

Bastardadaki oturana Turgut Reis'in yanna Napoli'nin fahieler mahallesinin en


alak ve kirli rnlerinden iki talyan' ve gene o eit gzellik tellal akmlard.
Bunlarn hemen hemen hepsi de deil yalnz yabanc kadnlara, fakat kendi kanlar ve
kzlarna araclk etmilerdi. Bunlar, ne drst adam olduunu bildikleri Turgut Reis'i
tedirgin etsinler diye yanna konulmulard. Onlar da Turgut'u ldrtacak surette
konumakta hibir frsat kanmyorlar ve son abalarn harcyorlard.

Turgut Reis'in bu arkadalar yorulup da susunca, mutlaka forsalar vardiyalar gelir


(Andrea Dorya'nn gemisindeki vardiyalar, kam kullanmakta filonun en usta
vardiyalar idiler) ve sanki cansz bir ilte zerinde krba eitimi yapyorlarm gibi
onu kamlarlard. Turgut Reis'in gvdesinin her yan, yeni alm, yar iyi olmu ya da
kapanm yara ve berelerle rtlyd. Kendisi talyan ve spanyol gzellik tellallarna
hi aldr etmedii gibi kamlara da, sanki onlar srtnda aklamyorlarm gibi
umursamaz kalyordu.

Turgut, btn teselli ve kuvvetini denizlerden, zellikle frtnalardan alyordu. Baz


geceler karanlkla beraber frtna da kopuyor ve kark bir vahet halinde bastardaya
arpyordu. Derin sularn ldrn o zaman byk bir zevkle dinlerdi. Enginin
grleyii, gnlnde bir anlam kazanrd. Arzular kaynard. u uan yeil dalgalar
zerinde ok yol almt. Kendisine vermi olduklar hzdan dolay sertlik ve
tehlikelerini ho grmt. Onun arsn ocukluundan beri tanrd. imeklerin
lombozlardan aklar Turgut'a gre, denizin ve gn ona krpan gzleriydi. Ne var ki,
frtna bir dostun, krekte ektii ikenceye umursamaz kalarak geer gibiydi. Bari
Afrika illerine ulatklar zaman deniz yoldalarna, Selime'ye ve kzna hl yaamakta
olduu haberini gtrebilseydi.

Forsa kullanmasn Trkler Hristiyanlardan, zellikle hal valyelerden


renmilerdi. Trklerinki tamamyla zorunlu bir misilleme idi. Ne var ki, kendi
aleyhinde ne kadar byk bir zafer kazanm olursa olsun, Turgut Reis kadar an an
kazanm ve onun yana ulam bir insann tutsakln olabileceince zorluksuz
geirtmek o zamanki hkmetlerce bir nezaket gerei saylrd.
Birok yl nce Sen Jan valyelerinden Jean Parisot de Lavalette (sonralar Malta
kuatmas srasnda Sen Jan valyelerinin grandmaitre'i, yani reisi oldu), Turgut Reis'e
tutsak dm ve Turgut Reis'in kadrgasnda forsa olarak krek ekmiti. Turgut Reis,
nezaket gerei vardiyanlara krba vurmamalarn ve ona olabildiince iyi muamele
etmelerini tembih etmiti. Birka sene krek ektikten sonra valye Lavalette serbest
braklmt.

Malta grandmaitre'i olduktan sonra bir gn Lavalette, Andrea Dorya spanya'ya doru
giderken onun bastardasna rastgeldi, selam toplar atld ve Lavalette, Dorya'y ziyarete
geldi. Dorya kendisine, Dragut'un forsa olarak krek ekmekte olduunu bildirdi.
Lavalette hemen vardiyanlar kprsne giderek Turgut Reis'i krekte grd. Ona
"Sinyor Dragut, bu savan bir tresidir," diye bard.

Turgut Reis ne istifini, ne terbiye ve nezaketini, ne nee ve zerafetini bozmadan, ona


gle gle, "Ne yapalm? Talihin bir latifesi!" diye cevap verdi ve artk krekten iyice
nasrlam avularyla krei ekmeye devam etti.

spanya'dan Cenova'ya dnnce, Dorya epeyce sre denize almak niyetinde


olmad iin bastardas ve kadrgalar rhtma baland. Turgut Reis de dahil olmak
artyla forsalar gemilerden alnarak hapishaneye gtrldler. Turgut Reis teki
forsalar gibi koulara deil, fakat zindana atld... ki ay zindanda kaldktan sonra
karld zaman, gn na ancak birka gnde alabildi.

KURTULU

1543 ylnn k idi. Barbaros Hayrettin Paa, Fransa'nn Tulon limannda klyordu.
Cezayir ocaklar, Turgut Reis'i kurtarmak iin giriimlere ara vermiyorlard. Bu
giriimlerden Barbaros haberdar ediliyordu. Barbaros, bunlarn temsilcileriyle son
grnde, onlara, "yi! Var kuvvetinizle aba harcyorsunuz, fakat aradan sene
getii halde Turgut Reis hl krek ekiyor, ya da zindanlarda ryor. Siz biraz durun
da, ben bir giriimde bulunaym.

Bu Cenevizliler, Turgut gibi adam yalnz kurtulmalkla salvermezler. Onlarla


akllarna tak eden bir dille konumal, nasl akllar yatarak yola geleceklerini
grrsnz," dedi. Cenova senatosuna gnderdii haber, "Turgut Reis iin kurtulmalk
olarak bin altn dukat kabul edersiniz. Eer kabul etmezseniz, Cenova'y yle bir
surette yerle bir ederim ki, ta stnde ta brakmam," yollu sert bir ltimatom
niteliindeydi.
Senato aceleyle topland. Andrea Dorya arld. Kendisine Turgut Reis'in
zincirlerinin zlmesi gerektii bildirildi. Andrea Dorya, "Siz onu bin altn dukata
karlk salveriyorsunuz. unu biliniz ki, Turgut Reis serbest kaldktan hemen bir ay
sonra size verilen bu parann on mislini gene sizlerden karr," dedi. Fakat ona,
Barbaros'un mektubunu gsterdiler. Senatoda t yoktu. Andrea Dorya, biraz durduktan
sonra titrek bir sesle, "Eh yaplacak baka bir ey yok, bu neri kabul edilecek," dedi ve
gzlerini sildi. "Bama ne belalar geleceini ben bilirim," diye ekledi ve dnp kt.
Sarayna varr varmaz limana, "Turgut Reis'in zincirlerini zn ve kendisini almaya
gelen Trk kalitasna teslim edin," diye emir verdi.

Turgut Reis'in bu savalardan hi haberi yoktu. Kadrgada krek topacna dayanm


uyuyordu. Kendisi nezaketle uyandrld. Etrafnda elli altm kiilik kalabal grnce
ard. lk nce idam edilmek zere gtrldn sand. Fakat evresindekiler yle
bir vg ve yaknlk yarna kmlard ki, kendisinin serbest braklmakta olduunu
anlad. Serbest braklmakta olduunu anlad zaman yz, biraz nce idam
edileceinden kukuland zamanki gibi sakin ve umursamazd. Onu dar kardlar.
Darda donanma subaylar ve Cezayir ocaklarndan yoldalar bekliyorlard. Turgut
Reis'i grnce hepsinin gzlerinden yalar boand. Turgut Reis, "Aman bu heriflerin
nnde zgnlnz belli etmeyin, hele bizim gemimize gidelim de orada
gnllerimizi birbirimize aarz," dedi.

Cenova'dan Tulon'a tam on alt saatte varld. Tulon'un alargasnda karakol grevi
gren krlanglar, Turgut Reis'i getirmekte olan kalitay Hiyer Adasyla kara arasndaki
boazda grnce, hemen Tulon'a gidip, Turgut'un gelmekte olduunu Barbaros'a
bildirdiler. Barbaros Hayrettin Paa hemen filoya demir kaldrtt ve gemilerin iki saf
olarak sralanmalarn emretti. Turgut Reis'in binmekte olduu kadrgaya, Cezayir
ocaklarnn forsu ekilmiti. Barbaros Hayrettin'in bastardas, iki saf olmu gemilerin
oluturduklar geidin ta sonunda yer almt. Barbaros'un verdii emirle btn maiyet
beyleri, kaptanlar, subaylar ve savalar bastardasnda tabur olmulard, kendisi de
aralarnda idi. Kalita limana girerken, onun gnderinde Cezayir ocaklarnn forsunu
grd. Kendi genliini, kardelerini, Oru Reis'i ve Turgut'un daha ocuk denecek
an hatrlad, gzleri doldu.

Kalita iki saf oluturan gemilerin arasna girince, gemiler Turgut Reis'i top atyla
selamlamaya koyuldular. Btn gemiler, mehterlerini sallyorlar ve nbet vuruyorlard.
Kalita, sal sollu top ateleri ve dumanlar arasnda, btn bayraklarn takm azametle
ilerliyordu. Saflarn sonuna gelince Turgut Reis sandala bindi, sandal bastardann k
kasarasndaki merdivene yananca, Barbaros Hayrettin Paa bizzat merdivenleri inerek
Turgut Reis'e el uzatt. Turgut da, Barbaros da orada bulunanlarn hepsi de heyecan
iindeydiler. Kasaraya knca iki eski deniz, silah ve zafer arkada kucaklatlar. Artk
ikisi de gzyalarn tutamadklar gibi, oradakiler de ocuklar gibi aladlar. Bir aralk
Barbaros, Turgut Reis'ten iki adm kadar ayrlarak, onu orada toplanm olanlara eliyle
gsterdi ve "Bu deniz olu, hatta benden de stndr," dedi. nk Turgut'un Preveze'de
ettii hizmet, unutulur eylerden deildi.

O akam Turgut Reis, Barbaros'un konuu olarak kald, iki deniz kurdu uzun uzadya
dertletiler, eski gnlerden sz ettiler. Barbaros, Turgut Reis'e kendi byk yedek
kadrgasn armaan etti. Turgut Reis bir kz olduundan, Barbaros da bir olu
olduundan sz ettiler ve hemen o gece kz o olanla kavuturmaya karar verdiler.
Artk birbirlerinin ocuklarnn kaynbabalar olacaklard.

CRBE'YE DN VE DENZ SEFERLER

Turgut Reis forsa iken Selime ok dvnrd. Kz ise, "Anne bu halin ne? Sen
Turgut Reis'in karssn, byle mi edecektin. Bak bana, iim hi olmazsa senin kadar
yanyor. Fakat ben Turgut Reis'in kzym, diimi skyorum. Biraz sabrl ol. Nasl
olursa gelir, bizi bulur," dedike Selime, "A kzm, senin yandayken ben kl, pitov
kullandm. Baban beni ilk kez elde kl, dman gemisinde savarken grdyd.
Gelgelelim, hani ya o genlik? im yanyor. Sanki derdim azm gibi iimdeki atei
iimde saklayarak patlayaym m? Ben de biliyorum gelecek. Ama ne zaman? Baksana
aka deil, nerdeyse yl olacak. Of, artk uzun srd. Sa selamet bir gelse," diyordu.
Kz bir ii bahane ederek duvardan taraf dnyordu. Annesi grmedii iin gzyalarn
tutmuyordu. Gen yanaklar slanyordu. Birdenbire kentte bir patrt, grlt oldu.

Cezayir ocaklarna mensup bir perkende, limana sessizce girmiti. Sicilya kanalnda
gezerken Tulon'dan Tunus'a doru yol almakta olan bir krlangca rastgelmilerdi.
Krlangtakiler perkendedekilere, Turgut Reis'in kurtulduunu ve koca bir kadrga ile
Cirbe'ye doru yol almakta olduunu bildirmilerdi. Perkende bunu duyunca, mjdeyi
acele yerine ulatrmak zere rota evirmiti. Krlangcn verdii bilgiye gre Turgut
Reis'in birka saat sonra Cirbe'ye varmas olasl olduunu iddia ediyordu. Bu haberi
duyann sevinten etekleri zil alyor, grtla da "Turgut geliyor!" diye bangr bangr
baryordu.

Uzaktan grlt patrt, gl ve arasra seilir seilmez "Turgut Reis geliyor!"


nidalarn duyunca ana ve kzn gnllerinde ho bir ey dodu. Hemen kapya inip
sokaa uradlar. Turgut Reis gerekten de geliyordu. Kadrgas limann aznda
grnd. Limanda ne kadar kayk varsa, demirini kaldran kaldrana oldu. Sanki ona can
atyorlarm gibi, kayklar denize krek alyorlard. Artk "Durun bakalm! Nereye
gidiyorsunuz," gibi grev ve komutaya ait szler, onlarn bu atllarn kontrol
edemezdi. Yoldalar Turgut'un kadrgasna atladlar. Onunla vnen gzler, Turgut'a
gene hayranlkla baktlar. elik yapl yzler gllerle zld. Yoldalar kollarn,
reislerine sarmaktan alkoyamyorlard. Turgut forsaln tamamen unutarak onlar
barna bast. Gene komuta edeceini ve muzaffer olacan duyuyordu.

Selime ise sevin gzyalaryla eriyordu. Hkran kzna, "Dile kolay! sene bu!
Artk yetti de arttyd. Sana sylemiyordum, ama canevime tak ediyordu. Byk sz
sylemeyeyim ama, yreim nerde ise atlayacakt," diyordu.

Turgut Reis gelip de Cirbe'de kaldktan sonra bir kadrga (Barbaros'un verdii) ve
kalita (Cezayir ocaklar yoldalarnn verdikleri) ile denize ald. O yln sonuna kadar
zaptettii gemilerle bu donanmasn yirmi drt kadar kalita ve kadrgaya karmt.

Ayn zamanda da talya ve ispanya kylarnda ziyaret etmedii kent hemen hemen
kalmam gibiydi. Cenova'ya fena haberler geldike, Andrea Dorya senato yelerine,
"Ben size sylemedim miydi?" szlerini tekrar ediyordu. Bir kere mucize kabilinden
Turgut'u ele geirmilerdi. Artk bundan sonra o kendini yakalatr myd hi?.

Turgut Reis, Bat Akdeniz'i adamakll egemenlii altna ald. Yreinde de


oktanberi yer etmi bir niyeti vard. u Gianettio Dorya'y, olana varsa amcasyla
beraber yakalayp terbiye etmek. Srekli olarak Cenova limannn aklarnda
krlanglar ve hafif perkendeler gezdiriyordu. Fakat ne Andrea Dorya'nn ne de
yeeninin denizlere ktklar yoktu. Forsalktan kurtulduundan iki yl sonra Turgut
Reis'in Gianettio'yu yakalamak umudu suya dt. nk Gianettio Cenova'da
ldrld.

Turgut Reis bunu duyunca "Galiba, Tanr bunlar cezalandrma iini bana
brakmayacak" dedi.

MEHDYE KALES

Cirbe'de st tuttuktan sonra Turgut Reis Bat Akdeniz kylarn dolarken Tunus
hkmdar Sultan Hasan merakndan rahat uyku uyuyamyordu. Kendisi yal bir
adamd. Uda, mzie ve latif denilen cinse kt. Kendisi bir altn madeni kadar
zengindi. Ona Sleyman'mz Belks'larn sk sk yeniler ve saray macuncularna her
gn daha kuvvetli macunlar yapmalarn emrederdi. Kendisi boyuna yeni cariyeler satn
alr ve yeni yeni trkler syletirdi. Fakat son sralarda ne Belks'larndan, ne de
trkc ve engilerinden zevk alyordu. u habis Turgut Reis, Cirbe Adasna, babasnn
mal imi gibi oturmutu. Onun Cirbe Adasyla yetinecei ne bilinirdi. Mutlaka bugn
yarn Tunus'a alc gzlerle bakacakt. te Sultan Hasan', uykusunu karrcasna
kayglandran bu dnceydi. Son sefer bamacuncu, o rastkl gzlerini sze sze ve
dudaklarn en saygl glmsemeyle bze bze, ii ate renginde bir macunla dolu koca
bir kavanozu sultana "Efendim, size afiyet bal olsun," diye sununca, Turgut Reis'i
dnmekte olan sultan, "Onu sen ye!" diye kavanozu itip krmt.

Evet, Barbaros Tunus'u almt. Fakat o ayrldktan sonra Tunus, spanyollar


tarafndan gene geri alnmt. Sultan Hasan, arlken'le bir anlama yapmt. Kendisini
spanya'nn bir haras sayyordu. Fakat Turgut Reis'in Cirbe'de sk fk tutunmas
Tunus iin bir tehlike idi. Sultan Hasan Malta Gran Metrine haber gndererek Turgut'un
Garp Trablus'a hcum fikrinde olduunu ve bu niyetini gerekletirirse, durumun gerek
kendisi, gerekse Sen Jan tarikat iin pek tehlikeli olacan bildirdi.

Gran Metrin verdii cevapta, sultana gidip bizzat arlken'i grmesi nerilir. Sultan
Hasan, imparatordan yardm istemek zere talya'ya geer, fakat arlken, Almanya'ya
gittii iin onunla gremez. arlken, sultan'a, kendi yerine, Sicilya kral naibine
bavurmasn tlemiti. Sicilya naibi Don Juan de Vega, sultan merasimle kabul etti,
fakat sultana uzun vadeli vaatlerden baka bir ey vermedi.

Sultan Hasan, spanyollarn yardmn dilenmeye karken, vekil olarak kk olu


Mehmet'i Tunus'ta brakr. Byk olu Hamit, evresine arkadalarn toplayarak bir
gece saray basar ve kardeini bodurup hkmeti eline alr. Bunu duyan Sultan
Hasan'n etekleri tutuur. Acele Halkulvat'a dner ve oradaki spanyollarn yardmyla
Tunus'un zerine yrr. Tunus'un hemen duvarlarnn dnda ksa bir sava olur. Sultan
Hasan, oluna tutsak der. Olu, atete kpkzl olmu bir demirle babasnn gzlerini
cayr cayr yakar, yani mil eker.

Maltz Stolosunu zaptettikten sonra Turgut Reis, (Sultan Hasan, olu ile boazlarken
ve k olduu iin de dman donanmalar frtnalardan korkarak limanlarna tklrken)
kalita ve perkendelerini peine takt ve Tunus sultanna tbi, fakat spanyollar tarafndan
Akdeniz'in frtnalar imparatoru, provezza kasrgasndan daha korkun bir hzla
ulland. Bunlarn n de, st ste spanyollarn elinden koparp ald. Artk Tunus'un
gneyindeki Bon burnundan itibaren gneye doru dizilen kaleler arasnda alnmadk bir
Mehdiye kalesi kalyordu. Buras Turgut Reis iin ok cazip bir nokta idi.

Turgut Reis'in canna en yakn batak (k olsun yaz olsun) Akdeniz'in dalgalar idi.
Fakat koca korsann baz gayeleri vard. talya kylarn ziyaret etmekten amac
soygunculuk deildi. O bu ileri asl daha mhim bir gayeye hazrlk olsun diye
gryordu. spanya'y, Afrika kylarndan ve Sen Jan valyelerini Malta'dan atmak
istiyordu. Bu kalelere onun iin hcum etmiti; Fakat yalnz bu kaleleri ele geirmekle
iinin bitmi olmadn pekl biliyordu. Yaz gelince Avrupa birleecek ve denizle
kara kuvvetlerini toplayarak zerine yklenecekti. Bu kale byle bir saldra
dayanacak kuvvette deillerdi. Mehdiye kalesini de olabileceince abuk ele geirmeli
idi.

Kale, bir yarmada zerinde yaplmt. Drd toparlak drd drt keli olmak
zere sekiz kulesi vard. Limann az iki kule ile savunulur. Limann az yksek bir
kemerdir. Kemerin altndan en yksek direkli gemiler bile geebilir. Bu kemerin
zerinde bir mermer ve bir de demir direk aslyd. Bu direkler boalttrlnca gemiye
arparlar ve onu batrrlard... Duvarlarn zerinde atlarna binmi alt svari yanyana
gidebilirdi.

Mehdiye, Romallarn eski Adremetum kale kenti idi... Hanibal, Kartaca'dan


katktan sonra Mehdiye'den kaya binmiti... Buras orta ada Tunus'un merkezi idi.
Fakat zamanla Adremetum kenti harap olmutu. Kale Birinci Kervan Sultan Elmandi
tarafndan yeni batan yaptrlmt ve ad dolaysyla ona Mehdiye denmiti.

ki yz ksur yl nce Napoli Kral Alfonso Dragon da kaleyi ele geirmek iin
kalenin nne gelmiti. Fakat kalenin ne kadar salam olduunu grnce ona hcumdan
vazgemiti. Aradan yzyldan fazla zaman geti. Dk do Burbon'un kumandasnda bir
hal ordusu topland. Bu orduda Kont do Verniye, Lord de Kursi, Jan ve Viyen (son iki
asker, Yldrm Bayezit zamannda Nibolu savanda ldler) ve Henri Bokur gibi
asrlarna an san salm askerler de vard. Bu ordu iki yz kalyon ve yz yirmi
kadrgaya bindirilerek Mehdiye'ye geldiler. Ky, nlerinde ay eklinde yaylyordu.
Bunun ortasnda da kale byk bir heybetle gklere doru ykseliyordu. Fakat bu
manzarann karsnda valyeler cesaretlerini kaybetmediler. Sen Magdelan yortusu
idi. valyeler Yunan ve Malzemi araplaryla iyice kztktan sonra, savunucular
tarafndan hibir kar koymaya rastlamadan karaya ktlar... Anl anl valyelerin
her biri kale dnda kendisine tahsis edilen hcum noktasna adrn kurmu ve
kendisine zg bandra ve flandralarn adrn nne dikmiti. Cenova okular sa
kolu tutmulard. Fakat "Floissart'a gre iin airane ve kahraman ksm da bu noktada
sona ermiti. Hallar bu tarihten sonra dokuz hafta kalmlard. Kale muhafzlar
kaleden kp akta savamyorlard.

Fakat ete savalaryla dmanlar yoruyorlard. Kk frkalar halinde gelip ortal


kartryorlar ve oklarn attktan sonra sahteyan kalkanlarnn altnda yzst yerlere
kapanyorlard. Hallarn mermilerinden bu suretle kurtulduktan sonra tekrar
yerlerinden frlayarak hcuma geiyorlard. Dk do Burbon, bu durum karsnda
gnlerini adrn nnde bada kurup oturmakla geiriyordu. Asilzadelerin araplar
ve yemekleri yoktu. Yalnz bunaltc scaktan yaknyorlard. Nihayet kale zerine byk
bir hcum yaptlar, ar telefat verdiler. Zaten sonbahar gelmekte olduu iin
Cenovallar, kymetli kadrgalarn frtnada kazaya uramamalar iin hemen sa salim
dnmek istiyorlard. Bunun zerine hallar apar topar Cenova'ya dnmek zere Avrupa
kylarna volta atmaya baladlar.

1510 ylnda ise Mehdiye, pek Katolik spanya Kral Ferdinand'n ba amirali Pedro
Navarro'nun hcumuna urad. Amiral ehri sard, fakat alamad. te Turgut Reis bu
kaleyi ele geirmeyi aklna koymutu.

Sultan Hasan spanya'nn himayesine girdikten sonra Mehdiye kalesi, kentin ileri
gelen ahalisinden (yani eraf ve muteberanndan) seilme be kiilik bir meclis
tarafndan idare ediliyordu.

Bir gn akamzeri kapkara bir kalita, karaya srnrcesine ky ky gelerek


Mehdiye'nin nnde durdu. Kent halk bu esrarengiz ve sessiz geminin ne olduunu
merak etti. Gelen kalita Turgut Reis'indi. inde kendisi vard. Turgut Reis karaya
gelerek baz eksikliklerini tamamlamak iin o bir tek kalitasyla iki limanda kalmas
iznini istedi. Mahalli hkmet izin vermekte hibir saknca grmedi. Turgut Reis de
birka gn limanda kald. Denizcilerin birka ellerinde tokmaklar, kalitann tesine
berisine "Gm! Gm!" diye vurarak grltler karyorlar ve birbirlerine
glmsyorlard. Karadakilerse kalitann onarlmakta olduunu kulaklaryla
duyuyorlard. Kulaklaryla duymadklar bir ey varsa, ehri idare eden meclisin
yelerinden brahim Berat'la, Turgut Reis'in fiskos etmesi idi. Bu iki insan ksa bir
zamanda birbiriyle can cier dost oldular.

Bu ilk ziyaretten sonra Turgut Reis birka kez bazen iki, bazen drt kalita ile gelip
limanda birka gn konuk kald ve sessiz sedasz gitti.

Turgut'tan ayrlnca brahim Berat evine dnyor, odasna girip kapy arkasndan
kilitliyordu. Duvardaki gizli dolab yavaa ap, hi patrt etmeden paralarn
sayyordu. te iki bin u kadar altn dukat vard. Eer Turgut Reis'e kulak verirse,
bunlar bir rpda iki misline karabilirdi. aka deil, herif korsand, "Elime ne
geerse yar yarya yaparz, pein olarak da iki bin be yz dukat veririm," diyordu.
brahim Berat odasnda yavaa "nisfn li, nisfn lek", (yars benim, yars senin) dedi.
Aznn suyu akt. u Turgut Reis'in szlerini yabana atmamahyd dorusu. Koca reisin
dudaklarndan sz deil, her halkas bir dukattan yaplma bir altn zincir kyordu da
brahim Berat'n varln tatl tatl saryordu. brahim Berat bunlar yar dnr yar
mrldanrken, titreyen alt dudandan aaya bir salya eridi sundu.

Buna mukabil u babacan Turgut Reis'in istedii ok bir ey miydi, fahri hemerilik
istiyordu, yani Mehdiye halknn sahip olduu haklara ve yetkilere sahip olmasn
zlyordu. brahim, elinden geleni yapacana Turgut'a sz verdi. i gidip kent ayan
meclisine at. Hepsi de kplere bindiler... "brahim, sen akln m oynattn? Turgut'u
ieri aldk myd Ceneviz, spanyol hatta Venedik donanmasnn hcumuna urarz.
Durduumuz yerde, bamza sunturlu bir bela sararz." diye barp arp frtnalar
kopardlar. brahim neye uradn gidip Turgut'a syledi. Onu dinledikten sonra Turgut
Reis, yava yava bir eyler fsldad. Turgut fsldadka brahim'in yznde ho bir
glmseme yaylyordu. O gece Turgut Reis Mehdiye'den ayrld.

Aradan birka gn geti. Karanlk bir gece idi. Eer Mehdiyelinin birisi o gece
kentin gneyinde fsldayan deniz kysna gidip de karanla doru gzlerini drt
asayd, be byk glgenin hi t etmeden deniz zerinden Mehdiye'ye doru
kaymakta olduklarn grrd.

Karanln iinde karanlk heyulalar gibi giden bu be glge, deniz tarafnda brahim
Berat'n korumakta olduu koca kuleye yavaa yanat. nceden anlalm olduu gibi
brahim kulenin kapsn ak brakmt. Kayn tekil ettii koca glgeden daha ufak
glgeler karak kuleye girdiler. Sonra t etmeden hayaletler eklinde kentin
noktalarna gelerek durdular. Sabah rzgr esmeye balaynca, gn aard. Horozlar
tyorlard. te o zaman ahalinin banda afak att. Silaha sarlalm dediler. Biraz kan
dkld... Denizcilerle baa klamayaca anlalnca silahlar teslim ettiler. te
spanya'nn egemenlii bylece Mehdiye kalesinden koparlp atlm oldu. Napoli
Kral Alfonso Dragonun hallar ordusu komutan Dk do Burbon'un, Katolik Majeste
Ferdinand'n filosunun baarl olamad yerde Turgut Reis, hemen hemen kurun
atmadan baarl olmutu.

Turgut Reis, Sfaks, Susa, Monasir ve Mehdiye kalelerinin tamir yerlerini acele ile
onartt. Bu kalelerde yeter sayda muhafz brakt. Mehdiye komutanlna karde olu
Kale Reis'i getirdi. Ona brahim Berata itimat etmemesini, kaleyi kendilerine nasl
teslim etti ise, yarn para iin bakalarna da teslim edeceini anlatt. Kendisi gemileri
alnca denize ald.

Mehdiye'nin Turgut Reis tarafndan zaptedildii duyulunca, italya'da ve spanya'da


kyametler koptu. Korsan oralara iyice yerlemezden nce onu oradan karmaya
bakmal idi. Floransa Dukas Kozma de Medii, Papaya acele eliler gnderiyordu.
Papa nc Paul da spanya kralna bavuruyordu... spanya kral Napoli ve Sicilya'ya
emir stne emir savuruyordu. Andrea Dorya'nn komutasnda byk bir deniz kuvveti
hazrlanyordu. 1550 ylnn nisannda Andrea Dorya filosu Cenova'dan kt. Gneye
iniyordu. Kendisine Orbetello'dan, Giordano Orsini'nin komutasnda Floransa galisi,
ivitavekya'dan Don Carlos Sforza'nn komutasnda Papalk galisi ve Napoli'den
Don Garcia de Toledo'nun emrinde yirmi yedi gali kavutu. Donanma bylece elli
paraya ulat. Ne var ki, denizciler "en usta kaptann kars, mays ay ile nisanda dul
kalr" derlerdi. Filo, Bon burnunun anda drt ba mamur bir frtnaya urad.
Gemiler dald. Bir iki tanesi batt. tekiler birka gn iinde toplanabildiler.

Bir gece, karanlktan yararlanan Andrea Dorya, Mehdiye kalesine yaklat. afak
sker skmez Kapitana gemisi ate at. Kaleden bir imek akt. Bir glle
Kapitana'nn gvertesini deldi. Kaleden iki alev dili daha parlad. Be on kreki l
olarak yere dtler, epeyce de asker yaraland. O zamann glleleri tuhaf eylerdi.
Kendileri dorudan doruya tahribat yapmyorlard. Fakat tahtaya ve zellikle taa
arptklar zaman, etrafna frlattklar tahta ya da ta paralaryla, patlayan bir arapnel
etkisi yapyorlard. Dorya arabuk demirini kaldrp top menzilinin dna kt. Orada
sava kurulunu toplad.

Sava kurulunda her kafadan baka trl bir ses kt... Meclis, bir karar almadan
dald. Herkes birbirine kserek kendi kadrgasna ekildi. Aradan birka gn
getikten sonra herkes birbirine surat etmekle bir sonuca varamayacaklarn anlad. Bir
sava kurulu daha topland. Andrea Dorya, muhasara silahlar ve aletle edevat
olmaynca bir i grlemeyeceini syledi. Orsini, "Ne yapalm yle ise, eyamz
toplayp gidelim mi? Ben hibir i yapmadan Floransa'ya dnemem!" diye bard.
Sonunda bu delikanllara bir i yaptrm olmak iin Manastr kalesine hcum karar
verildi.

Szmona Manastr kalesine geceleyin hcum edilecekti. Karaya asker karld.


Harp plan en ufak teferruatna kadar hesap edildi. Buradan ka asker gnderilecek,
uradan ka saldracak, (ufak bir bataklk vard) ve bataklk nereden alacak, hep kt
zerinde saptand. Harektn balamas iin ayn kalkmas beklenecekti. Ay tam
zamannda kalkt, yarm bir ayd. Harekta balanld. Fakat tam harekt, plan uyarnca
adamakll geliecei zaman, yarm ayn deil, fakat on tane tam ayn salaca n
dahi delemeyecei kadar kaln ve kara bir bulut ayn yzn kaplad. Artk ortalkta gz
gz gremeyecek bir karanlk vard. te bulut hi de hesapta yoktu. O mevsimde, o
diyarda hi de bulut mu olurdu.

Bulut ayn yzn rttkten sonra kaln ve sk bir yamurdur tutturdu. Bu yamur,
sanki kuatma ve zapt plan tebeirli bir kara tahtann zerinde yazlm gibi, plan
ykayp zindana evirdi. Kaleyi sa taraftan evirecek olan sa kol, kahramanca bir
yryle yamur altnda denize gitti ve slak olduklar iin denize girdiklerini ancak
bellerine kadar suya girince anladlar. Karanlkta kalenin sol tarafn kuataak olan sol
kol, kaleyi eviriyorum diye kendi merkez kollarn evirdiler ve onun evresinde
birka kez dolatktan sonra (yoruldular m ne?) yerlerine mhlanp kaldlar. Merkez
kolu ise (asl hcumu bu yapacakt), kalenin hendeine daha varmadklarn sanarak,
ellerinde tadklar merdivenlerle beraber hendee yuvarlandlar. te bundan sonra
rzgr deiti... Bulut dald ve ay da parlayarak, yapt marifete "Hah! Hah! Hah!"
diye gld.

Ertesi gn dinlenildi. Daha ertesi gn byk bir mukavemet grlmeden kent igal
edildi. Kale kolcusu olarak yalnz yirmi otuz Trk vard. Dardaki kuvvet ise birka
bindi. Bu bir avu denizci, i kaleye ekildiler. Onlara iki saat iinde teslim olmalar
iin bir ltimatom verildi. Onlar, "Nafile yere iki saat beklemesinler, biz teslim
olmayz, ne halt yiyeceklerse imdi yesinler," diye cevap verdiler ve helallatlar. Bu
kadar byk bir say stnlne kar baarl bir savunma salayamazlard. Dman
at gediklerden ieri girip de kale iinde kalabalklanca daha elan ehit olmam
drt kii, pitovlaryla barut flarnn iine ate ettiler. Birka tahta binann direkleri
havaya frlad ve alev salarak yar kor halinde yere dtler. Deve dizileri, iplerini
kopararak balarn alp daldlar, evredeki dalarn akallar ac ac uludu. En
uzaktaki akbabalar bile, apanszn kabaran boyun tyleriyle, kayalk yuvalarn
brakarak, gklere doru szldler ve Manastr kalesi bylece dmann eline geti.

Ne var ki, bu savunmadan dolay sefere katlanlarda moralin eseri bile kalmad.
Andrea Dorya yz yirmi be mil tede Halkulvat'a gitti.

Halkulvat muhafz Don Louis de Vargas, donanma komutanlarna Mehdiye kalesinin


ok kuvvetli ve oraya hcum iin ok daha fazla asker ve levazma ihtiya olduunu
syledi. Fakat Don Garcia ve Andrea Dorya, Mehdiye hemen zaptedilmezse,
Turgutca'nn buraya dayanarak, ok zarar yapacana ve ite bundan dolay kalenin
hemen kuatlmasnda ve Napoli ile Sicilya'dan imdat kuvvetleri istenmesinde srar
ediyorlard.

Bu srada Sicilya Valisi Don Juan Vega'dan, Andrea Dorya'ya bir mektup geldi.
Mektupta Turgut Reis'in oralarda dolamakta olduundan denize almaktan korktuunu,
yoksa Andrea Dorya'ya oktan katlm olacan, btn gemilerin Tranapi'ye
gelmelerini ve orada birleerek denize kmalarn rica ediyordu. Andrea Dorya,
Sicilya valisinin arzusunu yerine getirdi. Tranapi'ye gitti. Orada tat gemilerine kara
kuvvetleri ykletildi. Hep birlikte denize kld.

Fakat yolda tartma balad. Napoli valisinin olu Don Garcia ile Don Juan Vega bir
senlik benlik davasdr tutturdular. Andrea Dorya bu iki spanyolun arasn bulmak iin
akla karay seti. Sonunda Malta Gran Metri De La Sanglea'nn teklifi zerine, gerek
Napoli'nin, gerek Sicilya'nn kuvvetleri bamsz olarak kendi tarafndan ynetilecektir.
Sava hareketlerine gelince, imparatoru temsilen bir sava kurulu meclisi tarafndan
kararlatracaktr.

spanyollarn Mehdiye nnde grldkleri nisan ayndan beri Turgut Reis, kaleyi
etin savalara kar koyabilecek hale getirmek zere olanca gayretiyle alyordu.
Kaleye erzak ve cephane doldurdu. Gemilerde tayfalk etmi olan drt yz batly da
para karlnda kendi hizmetine ald. Ne var ki; ne kadar kuvvetli olursa olsun, bir
kale dardan imdat grmedike dayanamayacan pekiyi biliyordu.

Mehdiye halkndan kendilerini savunmalar beklenemezdi. Onlarn ou tacirdi.


Umumiyetle, arlken'den daha ok fayda greceklerini umuyorlard.

1550 yl hazirann bir sabah idi. Sabah rzgr afa mjdeliyordu. Sabah
namazna aran mezzinin sesi havaya ykseldi. Uzayan o hazin ar, uzaklara
sindi. Issz lde bir bana seslenen bir ruhtu, tatl bir musikiydi sanki. Bazen rzgr
pencerenin yannda asl duran bir udun tellerine srnr ve geerken sanki bu dnyaya
ait olmayan bir notayla ter. Gnl durur, dinler ve daha hzl arpar. Birdenbire
Mehdiye'nin nnde uyuyan denizi, hain bir hrlt uyandrd. Sefer kuvvetleri gelmi
demir atyordu.

Karaya sandallarla harl harl asker karld. Kaleyi saran tepeler tutuldu. Don Juan
de Vega'nn, Don Garcia de Toledo'nun ve Don Louis de Vargas'n srmal ipek adrlar
kuruldu. Hemen siper ama ve top tabiye etme iine giriildi... Bunlar arlken'in
Avrupa'da en nemli kuatmalarda kullanm olduu ar toplardand. Top uzman
Ludoviko Ferrapolya tarafndan batarya halinde yerlerine sraland. Ar iler grmekte
olan Sicilya ve Yunan forsalarnn srtlarnda habire kamlar sallyordu. Kale iinde
btn eli silah tutan halk kaleye topland. Biroklar Hisar Reis'ten kalenin spanyollara
teslimini istedi. Gen Hisar Reis, "Teslim szn kim azna alrsa, Tanr zerine yemin
ederim ki, onu kendi elimle ldrr ve kenti de batan aa yakarm. Budalalar,
korkaklar! Teslim olmak felakettir. Bin tutsak olacana bir zgr insan olsun.
Hristiyanlar sizleri servetlerinizden istifade de serbest mi brakacaklar sanyorsunuz?
Sizin her eyiniz u anda kale toplarnn fitillerine baldr. mannz, karnz, oluk
ocuunuz, servetiniz iin mutlaka dvmeniz gerek," diye bard. Koskoca dman
ordularna kar bin yedi yz piyade ve alt yz svariyle kalenin savunmasna karar
verildi.

Hisar Reis mdafilerin manevi kuvvetlerini arttrmak iin bir huru hareketine giriti.
yz fedai Trk ve Arap svarisi darya frlad. Bunlar Napoli asilzadeleri
karlad. Kale svarileri kendilerinden kat kat stn kuvvetlerle arpyorlard.
Sava kale surlarndan ve gemilerden seyrediyorlard... Hisar Reis de burlarn
zerindeydi. Kale svarisinin toslayna dayanamayan Napolitenler hemen
dmanlarna art gsterdiler ve metrislere kadar katlar. Fakat Don Garcia'nn rakibi
Don Juan de Vega'yla Malta Gran Metri De La Sanglea, kaanlar kovalayan Trk ve
Araplar pek byk kuvvetlerle karladlar. Kale svarileri kl akrdata akrdata
srt dnmeden kaleye ekildiler. llerin cesetleri, krlm camlar gibi sava
meydanna serpilmiti.

Bundan sonra kalenin karaya bakan surlar, on gn gece gndz ard arkas
kesilmeden bombardman edildi. En sonunda bir gedik ald. Don Vega hcum iin bir
cuma gnn seti. afakla birlikte saldrya geti. Gediin nne geldi. Kimseler
yoktu. eri dald, gene kimse yoktu. Fakat surla asl istihkm arasnda bir grlt koptu.
Her kl savuruluunda bir spanyol askeri kellesiz olarak yere dyordu. Hi
gedikten gerisin geriye darya kan olmad.

Hcumu tekrar etmek telefat arttrmaktan baka bir sonu vermeyecekti. Dmanlarn
morali bozulup gidiyordu. Papalk filosunun komutan Carlos Sforza, Roma'ya yolland.
Papaya gtrd mektupta zetle unlar yazlyd. "Burada sevk ve idare, tecrbesiz
delifieklerin elinde bulunuyordu. Andrea Dorya kst. Artk bastardasndan kmyor.
Sabahtan aksama kadar iskambil oynuyor. En baldrplak spanyol neferi bile,
talyanlar en aalk hizmetlerde kullanmak hakkn kendinde gryor. Siperleri
kazanlar, toplar ekenler, it rmek iin ormanlardan odun kesip getirenler hep
talyanlardr."

Bu arada, gzleri olu tarafndan kr edilmi olan Tunus eski hkmdar Sultan
Hasan spanyollarla birlikte sefere katlmt. Krvanl Seyit Arifle mektuplat.
Krvanlnn sava sonuna kadar binlerce devesi, spanyollarn yeme imesini salad.

Bu esnada Turgut Reis, Alikante ve o limann gneyindeki kylar ve Balear


adalarn ziyaret edip duruyordu. Bir gece Cenova'nn burnunun ucunda bulunan Rapallo
kent ve limann bast. Burann halkn tutsak olarak gemilere ykleyip gtrd. Turgut
Reis'in yetitirmi olduu Sicilyal Aluzzo, Ulu Ali adyla, "Fransa-Ville"e akn etti.
Savua Dk arl'n olu Prens Filiborto Emanuel, Ali'nin elinden g kat. Turgut
Reis, Mehdiye iin her yanda imdat kuvvetleri arad. Tunus'a, btn Arap kentlerine,
hatta Kefalonya'ya kadar gitti. Trk hkmetiyle arlken arasnda bar yaplm
olduundan kendi bann aresine kendisinin bakmas cevap olarak bildirildi... Btn
bu uramalar sonunda Turgut Reis, parayla iki bin yedi yz batl ve sekiz yz kadar
Trk gnlls bulabildi. Bunlarla Mehdiye'nin imdadna koacakt.
Turgut Reis'in Rapallo da dahil, San Remo'dan Livorna'ya kadar btn Cenova
krfezinin kylarnca yapt son akndan beri yirmi gn gemiti. Massa kenti ve
limannda ihtiyar Fransisken rahibi Fra Benedetto ile orann Santa Maria Maggore
kilisesinin papazlarndan ak sakall Don Ciyustino, manastrn iekli ardaklarnn
birisinin altnda oturmular, denizi seyrede ede dertleiyorlard. Fra Benedetto botanik,
fizyoloji, anatomi gibi konularla uraan ve manastr laboratuvarnda bu fenlere ait
tecrbeler yapan bir adamd. Don Ciyustino ise kilisenin konfessr idi (Yani kendisine
gnahlar itiraf edilen papaz). Don Ciyustino, ak sakaln svazlaya svazlaya Fra
Benedetto'ya, "Ah bilmezsiniz kardeim Benedetto!.. Vaka bana itiraf edilen gnahlar
kimseye sylememem lazm. Fakat sizden sz kmaz. Zaten hemen yetmi yldr
arkadaz. Korsanlar kenti her bastklar zaman konfessiyonal (gnah itiraf edilen
kafesli yer) bir ay iinde sabahtan akama kadar bo durmaz. Gelenlerin hepsi de
kadndr. Hemen hemen hepsinin de itiraf ettikleri gnah ayn. rnein korsanlar geldi.
Tanr belalarn versin, gelirler a. Sonra bu herifler erkek, olur ya, erkek olurlar. Zaten
insan denilen ya erkek olur, ya dii olur. Fakat..."

Fra Benedetto homerep bir ihtiyarckt. Don Ciyustino'nun szn burackta bir
glle kesti.

"Sen sylemeden anlyorum. Dolaysyla bana konfessiyonaln bir srrn aklam


olmuyorsun. Bu kadnlarn gnah ilemi olduklarn syleyeceksin, deil mi?" dedi.

Don Ciyustino, "Evet onu diyecektim. Bana da konfessr olarak onlarn gnahlarn
habire affetmek dyor. Ceza olarak be bin Ave Maria, be bin de Pater Noster
dualarn okumalarn emrediyorum. Fakat iin garibi u ki, neredeyse gnah ilemeden
bu dualarn beer binini pein pein okuyacaklar, sonra da gnahn kefaretini biz
nceden dedik, gelsin bakalm gnah, deyip kacaklar. Hep kendilerine
saldrldndan sz ediyorlar. Fakat baka bir ey de var. Gvdelerinde tadklar
ocuklar, imdiden kendi ocuklar imi gibi seveceklerini duyduklarn sylyorlar..."

Fra Benedetto, "Sana aarm kardeim, kendi ocuklar deil de Ruhl Kuds'n m
ocuklar? Elbette kendi ocuklar," dedi.

teki, "Eh, peki, bu gidile nereye varacaz? Korsanlarn bir iki ylda bir
uradklarn bir kez dn. Onlarn her uraylarndan dokuz ay sonra da al sana bir
sr ocuk," dedi.

Fra Benedetto, "Ben fizyoloji, biyoloji gibi eyler okuyorum. Bu iler bizim elimizde
deil. Hayat dediin gzyayla, glle 'pante rey!' (akar hep)" dedi. Sonra iki ihtiyar
sz konusunu deitirdiler (Bu pasaj Klod Farrer'in "Akdeniz'inde rastgelinen u
tmcelerinden esinlenmedir: Fransa'nn, spanya'nn, Akdeniz kylarna ve talya'nn
btn kylarna baklacak olursa, orann insanlarnda yakn arkn ok badem
gzllerine rastgelinir. Elbette, Akdeniz rklar adamakll karmtr. Fakat bu hale
asl yakn ark korsanlarnn neden olduklarna dair kuvvetli belgeler vardr).

*
* * *

Turgut Reis toplayabildii az buuk sava ile gece karanlndan istifade ederek
kalenin ana geldi. ki korsan denize brakt. Bu adamlar drt be mil denizi yzerek,
Turgut Reis'in ne zaman ve nasl dmana saldracan Kale Reis'e bildirdiler.

Bu srada Turgut Reis, kalenin tesinde karaya asker kard. Hcum dzeni ald.
Kaleyi vaktiyle yaptrm olan Elmehdi'nin zeytin aalaryla evrilmi sayfiyesinin
bulunduu tepeye geldi. Buradan dman ordughn seyrederken, ordughtan ayrlan bir
frkann kendisine doru gelmekte olduunu grd. Turgut Reis hemen pusu kurdu. Don
Louis Vargas, bin kiiyle zeytin aac kestirmeye geliyordu. spanyollar pusuya dtler.
Don Vega ile Malta valyeleri, bunlarn imdatlarna kotular. Turgut Reis, pek stn
kuvvetler karsnda ekilmek zorunda kald. Savalar alnca Cirbe'ye gitti.

Hisar Reis, nceden kararlatrlm olan gnden nce savaa tutuulmu olduunu
grnce dman ordughna saldrd. Don Garcia tarafndan karlanan bu saldr,
Turgut Reis'in ekildii anlalncaya kadar devam ettirildi. Savan kzkn bir annda
Don Louis Vargas, tepesine yedii bir arkebz kurunuyla yerlere serildi. spanyollarn
yitii pek ard, dayanamyorlard. Takviye kuvveti getirmek zere Don Garcia
Goleta'ya, Andrea Dorya Palermo'ya ve Carlos Sforza Napoli'ye gittiler.

arlken, Mehdiye'deki durumu renince, sinirlenmi "Yahu bu herif, buradan posta


posta gnderdiimiz kuvvetlerin hepsini eritecek mi?" diye barmt. Milano Valisi
Fernante de Coze'ye, Floransa dukasna, Cenova senatosuna ve talya prenslerine
Mehdiye'ye imdat kuvvetleri gnderilmesini emretmiti.

Elli iki gali, yirmi sekiz tat gemisi, elli byk kuatma topu ve be bin sava
kaleyi teslim alamamt. Bu kuvvetin yars kadar bir imdat kuvveti gnderildi.
Kuatma iki ay daha devam etti. Kale duvarlarna byk apta krk bin ksur glle
savrulmutu. Kale duvarlarnda birka nemli gediin almasndan baka bir sonu
alnamamt. Bundan baka nl mhendis Molino Perez, alnndan yedii bir pitov
kurunu ile teki dnyay boylamt.

Ne var ki, tam bu srada Mehdiye halkndan biri, Don Garcia'ya bavurdu ve kale
surlarnn zayf noktasnn dou tarafndaki deniz cephesiyle kara cephesinin birletii
yerde olduunu gizlice bildirdi. Oralar s olduu iin, gemiler yanasamayacak diye
kuvvetle tahkim edilmemiti.

Don Garcia iki tekneyi birbirine iyice balatarak gvertelerine drt byk top
koydurdu. Gemileri, surun dou ksesinin iki yz adm tesine demirletti. Bombardman
balad ve ard arkas kesilmeden gn devam etti. Eylln onuncu gn koldan
saldracakt.

O gn, gediklerin geniletilmesi iin leden biraz sonraya kadar toplar susturulmad.
Top ateinden kale deta ttyor ve yanyor gibiydi. Surlar sendeliyorlard. evre, top
dumanndan lolamt. Fakat kale savunmaclarnn az ve grtlaklarnda ekmekte
olduklar susuzluk, top ateinden de daha yakc idi. Don Garcia ile Don Vega kara
cephesinde, Malta valyeleri ise dou cephesindeki iki gedie saldracaklard. Sen Jan
valyelerinin en kahramanlarndan olan Alonzo io, bir kar suda koarak Sen Jan
bayran birinci gediin bana getirdi. Fakat bir kurunla devrildi. valye Gonsagaz
di Valencia bayra kapt. Artk valyeler kalabalk halinde gediin nne
yorlard. Ne var ki bayra alan dyordu. Kale Reis "Artk kadn, erkek sras
deil, iki bacakl olan herkes savunmaya komal. Saymz azaldka kale duvarlar ve
gedikleri daralmyor ki," diye bard. Baz Trk korsanlarnn karlar, "Biz imdiye
kadar kocamzla yaadk, kocamzla da lrz," diye kllar ektiler. ehit olan
kadnlar arasnda hamile olanlar bile vard.

kinci gediin stndeki burca, yirmi otuz kadn eli ile itilen bir kaya paras, gedii
amak isteyenlerin bulunduu yere, yani o yerin stndeki burcun ta kenarna getirildi.
Ordan aaya drld.

Devrilen bir da yamac gibiydi. Gvdeler yamyass ezildi. Kayann dt yerin


evresi, srayan kandan kpkrmz kesildi. Drt tarafa kemikler, etler, bacaklar,
beyinler serpildi.

Fakat ilk gedii savunanlarn durumlar kt idi. Orada ancak birka korsan kalmt.
Elbiselerini omuzlarna kadar syrm olduklar halde, sa kollar da kl kullanmaktan
yorulmu, zaten kllar da testereye dnmt. Ne var ki, bir kar gerilemiyorlard.
Onlarn hepsi orada ehit oldular ve ite o zaman dman, o gedikten girdi ve teki
gediin savunmaclarna arkadan saldrd.

Kale Reis o gedikte idi. Elinde kl, arkadalaryla birlikte, hem nlerindekilerle
hem arkadakilerle dvyordu. Bir aralk arkalarndaki dmann emberini krdlar
ve iki gedikten gelen dmanlarn nlerine aldlar. Artk yava yava, kar kar
geriliyorlard. Kaleyi savunma deil, btn gayretleri kendilerini pahalya satmakt.
Tam bu srada Kale Reis'in gsne rastlayan bir kurun, onu ehit etti. Onun ehit
olduunu grnce batllar silahlarn yere atarak teslim oldular. Fakat, bir avu korsan
hl dvmekte devam ediyordu.

kinci gediin biraz tesinde paralanm gvdeler, yklm talar, kaln ve kkrtl
bir hava iinde bouup duruyorlard. O kaynaan ve vuruan kalabalk ierisinde ayak
dayayacak yer yoktu. Duvarlardan devrilen molozlar, ayaklar altnda inenen llerle
rtld. ukurlar, insan kan birikintileriyle doldu. Artk diri kalan be on korsan,
gerileye gerileye cephanelie yaklayorlard. Onlarn kadrgadaki treleri de bu idi.
Barutu pitov ve arkebze azar azar koyup teker teker ldreceklerine, dmanlar
balarna toplayp, toptan olarak umakt.

Daha ehit olmam birka korsan, gerileye gerileye cephaneliin bulunduu yere
vardlar. Aralarnda pitovu dolu olann biri, onu barut varilinin iine skt. Bir sr
kol, bacak ve ta havaya srad. Orada bulunan birok dman da ehitlerle birlikte
hava fiekleri gibi gklere frladlar. te Mehdiye'nin birinci sonu, (nk yaknda onun
bir de ikinci sonu olacakt) buydu.

Gece ay kalkt. Yanmakta olan birka evin atei, deniz zerinde ay na kararak
kaynaan bir krmz ve gmi prlt peydahlyordu. Fakat sokaklarn urasnda
burasnda, ukurlarda, yamur birikintileri gibi toplanm olan dost ve dman kanlar
zerinde ay durgundu.

arlken, Don Sancho de Levya'y Mehdiye koruyuculuuna atad. Mehdiye,


alnmasna alnmt, fakat acaba Turgut Reis kalenin rahat yz grmesine izin verir
miydi? arlken'in zemedii muamma ite buydu. Hem bu mevki, imdiki durumu ile
adama kar savunulamazd. yalnz yklan onarlmakla kalmyordu. Kaleyi daha da
kuvvetlendirmeli ve iine kalabalk bir savunma kuvveti koymal idi. Bu ilerin kaa
malolaca hesap edildi. ok para gidecekti. Onun iin Don Fernandez de Ceuta kaleyi
uurmak greviyle spanya'dan Mehdiye'ye gnderildi.

Birok insan birok gn alt. O heybetli duvarlarn altna geni ve derin lamlar
kazld. Bunlarn ilerine tonlarca barut istif edildi. Lamlara hep birden ate
verilecekti. Patlama ok korkun olacakt. Ne olur ne olmaz diye donanmay drt mil
alargaya ektiler. Fitilleri ateleyecek olanlar bu ii grr grmez, hafif filikalara
toplanacaklar ve kree kuvvet, o lm yerinden uzaklaacaklard. Donanmann btn
kumandan ve askerleri gemilerin kpetelerine dayanmlard. Fitillere ate verildi.
Yzyllarca devam ediyormu gibi ar ve yrek ezici bir sessizlik vard, gzler hep
orada idi. Gzler krplmyor, hatta tkrkler bile yutulmuyordu. Birdenbire korkun
bir grlt ile da paralar havaya utu. Engin alkaland. Yaya olarak bir gnde
gidilen telerdeki kular sarsldlar ve bararak utular. Gene ta uzaklarda akallar,
yar emzikte feryat eden ocuklarn yaknmalarna ve yar kpek uluyularna benzeyen
hazin ve mtemengiz barlaryla uzun uzun aladlar. Mehdiye, o da paralar
duvarlaryla orada ehit olanlara yakr bir mezar oldu. Bugne bugn kalenin
kalntlar, grenlere hayret verir.

CRBE ADASI OYUNU

Turgut Reis, Mehdiye'nin acsn Akdeniz kylarn yakarak ald. deta arlken'in
imparatorluunu felce uratyordu... arlken, Papa'nn "nonce'una (elisine) "Bu herif
elime geerse ona forsalk yaptrmayacak, 'Auto da fe' de ra gibi yakacam," diyordu.
Nonce, "Majestenin hakk var!" diye yerlere kadar eiliyordu.

Turgut Reis, ancak Barbaros'a kar besledii sayg dolaysyladr ki, kalenin
sessizliini stanbul'a ve sultana bildirdi... Turgut, Barbaros'un yannda resmi bir grevi
kabulden ekinirdi. Barbaros'tan ekindii iin deil, fakat resmiyetten holanmad
iin. stanbul, Mehdiye'nin sonuna aldrsz kalmad.

arlken'e gnderilen bir mektupta, arada bar varken Mehdiye kalesinin zaptnn
anlamaya aykr olduu bildirildi. arlken, hkmdarlar arasnda imzalanan
anlamalara korsanlarn katlamayaca cevabn verdi. "Turgut Reis, padiahn
himayesinde deildir, ona hcum etmekten baka bir ey yapmadm," diyordu. Kanuni
Sleyman, arlken'i kendi szyle susturmak iin frsat kollamaya koyuldu.

Bu cevap Turgut Reis'in kulana varnca, "O bilmem nerelerin imparatoru ise, ben
de deryalarn imparatoruyum. Ona imparatorluu babasndan kalma. Benimkisi ise
kendi gayretimle yaplma. Sanki dedesinin dedesini arasan ne kar?... Bir ekiya deil
mi? Ben imdiye kadar kendimden zayf kuvvetlerle hemen hemen hi karlamadm.
Talih eseri kree konduum zaman da yaknmadm," dedi.

Mehdiye'nin uurulmas zerine arlken, byk bir danma kurulu toplad. Orada
verilen karara gre, ancak Turgut Reis ldrlerek ortadan kaldrldktan sonra Kanuni
Sleyman'la bar durumunun srdrlmesi mmkn olacakt. Andrea Dorya'ya, hazr
Mehdiye ortadan kaldrlm iken btn kuvvetiyle denize kp Turgut'u mahvetmesini
emretti. Andrea Dorya, Cenova senatosu azalarna, "Ne yapalm? Baa gelen
ekilecek... imdi ktr, denize alacak zaman deildir. Fakat imparatorun emri k
frtnasndan da daha sert" diyordu.
te bylecedir ki, Mehdiye'den daha henz dnm olan Andrea Dorya, Cenova'ya
geldiinin ikinci ya da nc gn gene denize almak zorunda kald. Yirmi yedi
galiyle yola kt. Tunus kylarn krfez krfez, burun burun arayp tarad. Sonunda
Turgut Reis'in Cirbe'de olduunu duydu.

Dorya, Cenova'dan gneye doru inerken, ona katlan gemilerle donanmas seksen
paraya kmt. Cirbe'ye bu seksen gemisiyle geldi. Turgut Reis, adann yksek bir
tepesinde duruyordu. Yannda Sapkolu Reis, Ulu Ali ve baka denizciler vard.
Dorya'nn donanmasn seyrediyorlard. Dorya limann azn abluka edecek surette
demir atyordu. Bu donanma, saysz direk ve serenleriyle bir orman manzarasn
gsteriyordu.

Cirbe Adasnn gney yan, karay kskalamak isteyen bir ay eklindedir. Ayn iki
ular ile kara arasnda iki boaz vardr. Batdaki boaz tamamen slktr. Sn
zerinde srekli olarak kabarcklar, halkalar ve kpkler yaylr. Yazn denizin
serinliiyle yeeren otlardan yararlanmak isteyenler koyun, kuzu ve sr spalarn,
sn diz boyu suyundan geirerek adaya gtrrler. Orada otlar daha ge sner. Ayn
doudaki boynuzu ile kara aras da slktr. Fakat bu sln ortasnda gemilere geit
verebilecek dar ve derin bir kanal vardr. Bu kanala Elkantara ad verilir.

1550 ylnn sonbahar geip k gelince Turgut Reis, Elkantara boazna gelerek
gemilerini onarmak iin karaya ekti... Yannda bulunan drt geminin armalar
sklm ve tenteler karaya ekilmiti. Andrea Dorya'nn kuvvetli bir filo ile Cirbe'ye
geldiini grnce, Korsika'daki Girallana olayn hatrlad. Yannda duran kaptanlarn
bir ikisi, Dorya'ya tutsak dmek tehlikesinden sz ettiler. Turgut Reis dudaklar
glmseyerek fakat kalarn atarak, "Hristiyan kadrgalarnn forsalna son yoktur.
Byk sz sylemeyeyim, fakat bu ellerim bir daha o kreklere dokunmayacaktr," dedi.
Dman donanmasnn boazdan girmesine engel olacak dzeni hemen ald.

Boazn i taraftaki bir noktasnda kk bir toprak kale vard. Oraya kadrga
toplarnn birkan tabiye ettirdi. Ertesi gn Dorya, boazdan ieriye girmeye alt.
te o zaman Turgut'un toplar birdenbire dile geldi. Glleler isabet etmiyor, fakat pek
yakna dyorlard. nk Dorya daha top menziline girmemiti. Dorya, parman
yava yava atee yanatrrken, parmak ucu yannca arabuk elini eken bir adama
benzedi; hemen geri ekildi. Donanmasyla karadaki toplar arasna daha geni bir aralk
koydu. Hemen iki krlangc Sicilya'ya gndererek, Turgut Reis'i kapana sktrm
olduunu, er veya ge onu ele geireceini bildirdi ve oradan kara kuvvetleri istedi.

Turgut Reis'in, bir liman iinde sk fk sktrlm olduu duyulunca, btn Bat
Avrupa kylarnda enlik kampanalar alnd. Haber hzla seyahat ediyordu. (Aradan
hemen hemen be yzyl getii halde, bugne bugn talya ve spanya'da yaramaz
ocuklar korkutmak iin, "Viene Dragutte, Turgut geliyor!" denilir.) Bu habere
zlenler vard. Memnun olanlarn ou ya zengin veya asil olanlard.

Turgut Reis'in tutsak olmas byk bir olay idi. Urbino, Parma, Montova, Milano,
Ferrare ve Savoi, dk, kont, markilerinin birou, karlar des, kontes ve markizlerini
yanlarna almlar, kara kuvvetlerini gtrecek olan kalyonlara binmilerdi. Bunlarn
arasnda Farnese ve Kolonna hanedannn prensesleri de vard. Mevsim kt, fakat
Akdeniz'de okluk rastgelindii zere o k gnleri, gzellikleri dolaysyla daha ok
yaz mevsimine ait idiler. Kara kuvvetlerini Cirbe'ye gtrecek olan donanma an
grltleri, kadnl erkekli nee kahkahalaryla Messina'dan yola kt.

Aradan gnler gemi, kara kuvvetlerinden bir haber kmamt. Andrea Dorya, en
kt havalar hesaba katarak gnderdii krlanglarn ka gnde Sicilya'ya
gidebileceklerini, kara kuvvetlerinin de ka gnde toplanp gelebileceklerini hesap
ediyor ve bu hesaba gre imdat kuvvetlerinin oktan gelmi olmalar gerekiyordu. Kara
kuvvetlerinin bu kadar gecikmi olmalarna ayordu. Btn kayklara, ufukta bir gemi
grlnce hemen kendisine haber verilmesini emretmiti. Buna ramen gndzn
kasaradan drbnyle aklar yoklamaktan kendini alamyordu. Gece ise kendisine bir
ikence oluyordu... Gz yumamyor, yatakta frl frl dnyordu.

En sonunda, gnn birinde ufukta bir gemi grnd. Andrea Dorya, geminin
yanamasn bekleyemedi. Hemen bir krlangca atlaynca ona doru gitti. Gemi kaptan
krlangcn gnderinde amiral forsunu grnce gemiye orsa alabanda ettirerek
merdiveni sald. Dorya, kaptann krlangca gelmesini emretti ve selam sabah bir yana
brakarak, "Yahu kara kuvveti nerede?" diye sordu. tekinin yz hi glmyordu.
"Kara kuvvetleri, Sicilya kapitanas ve drt gemi de geliyordu. Fakat Sicilya'nn yz mil
kadar bat gneyinde Turgut Reis'in donanmasna rastgeldik. Top atei kuvvetliydi.
Hepsini yedee alp gtrd. Biz filonun en byk kalitas idik, kaabildik. Sicilya
valisinin mektubu kaptandayd, Turgut'un eline geti," dedi. Dorya'nn yz kpkrmz
olmutu. inden, "Herif akln oynatt galiba," diye dnd. Kaptana, "Yahu sen ne
diyorsun? Turgut Reis ieride kapanda!" diye bard. teki ne diyeceini ard,
iinden, "ei be grmedik ki, herif gpegndz ahin gibi yetiti, gemileri penesine
almasyla ufukta kaybolmas bir oldu. Ben u ihtiyara amam. Bunu amiral yapana
aarm," diye dnd. Dorya'ya "Turgut Reis'e denizde rastgeldiimize emin
olabilirsiniz. Bayrana inanmasak, onun o manevra ediini denizde baka kimse..."
Kaptan szn burasnda szmona bir ksrk buhranna yakaland... inden, "Allah
cezasn versin, az kald pek kt bir pot kracaktk," diye dnd.
Dorya artk bu deli herifi dinleyemezdi. Krlangcyla soluu doru Cirbe'de ald. Bir
sandala atlayarak limana doru yaklat. Bir topun patladn duysa sevinecekti, ssz
limanda t yoktu. Asl tuhaf ne limann sularnda, ne de karada ila iin olsun bir tekne
vard. Gemiler nereye girmilerdi yahu? Umamlard ya? Filika, bylece dnen
amirali limann dibine doru gtryordu. Limann dibinden kendilerine doru ak
bayrakl bir kayk geliyordu. Kayk yaklanca iinde birka yerli Arap olduu
seilebildi. Ses menziline girilince Dorya, Turgut Reis'in nerede olduunu sordurttu.
Araplarn biri ki Cirbe eyhiydi, Turgut Reis'in birka gn nce gitmi olduunu
bildirdi. Dorya akn akn evresine baknrken ta tepede Dorya ile alay edermi gibi
duran Turgut Reis'in bo adrn grd.

Kara kuvvetlerini Dorya'ya gtrecek olan donanma, sancak k omuzluundan ald


rzgrla Sicilya'dan kalkm gneye doru gidiyordu. Sicilya'nn yksek dalar kuzey
ufkuna gmlnce ufuktan drt be gemi gzkmt. Dkler, kont ve kontesler,
markizler en byk kalyonun k kamarasnda oturuyorlard. Hepsi de burunlarna gzel
kokulu ipek mendiller tutuyorlard. nk az ak tutulan ambardan kara kuvvetleri
askerlerinin pis kokular geliyordu. Gemiler ufukta grnnce Prens Kolonna, "Eer
Turgut'un Cirbe'de kapana kslm olduunu bilmesek, szgelimi bu gemiler acaba onun
mudur diye korkudan dilerimiz atrdard. imdi k, Barbaros yok, stanbul'da, Turgut
da kapana girdi saylr. Onun nasl tutsak edildiini bir grsem, o dakikay mrmn en
mutlu anlarndan sayacam," dedi ve sonra karsna apknca gz krparak, "En mutlu
dememem gerekirdi. En mutlu gnm, elbette sizi grdm gnd," diye ekledi. Fakat
yanlarnda durmakta olan kaptan, bu gemilere tuhaf tuhaf bakyor ve gzlerini hi
onlardan ayrmyordu. Birdenbire babafingo ubuunda duran drbnl gzcye,
"Bayran farkedebiliyor musun?" diye sordu. Yukardan, "Hayr, daha seemiyorum,"
cevab geldi. Dkler, prensler ve markiler, kaptana, "Ne olacak, ya Portekizlidir, ya
Hollandal, o keferelerden byk zarar gelmez. Fakat Tanr, bizi yedi bela Turgut'tan
esirgesin," dediler ve gltler.

Ne var ki mehul gemiler dosdoru zerlerine geliyordu. Kaptan rotasn birka


derece deitirdi. Mehul gemiler de rota deitirdi. Kaptann aklna felfelek kat.
Direkteki gzcye gene, "Bayran gryor musun?" diye bard. Yukardan, "Hayal
meyal! Emin deilim ama, bana korsanlarn kuru kafas gibi geliyor," dedi. te o zaman
kaptan yerinde duramad. Gverteyi arnlamaya koyuldu ve bunca prens ve prensesin
yannda Kampostella Meryem'ine sunturlu bir kfr savurmak edepsizliini gsterdi.
Biraz sonra gzc, disipline aykr olarak direkten indi. Rengi kire gibiydi. Kaptan bir
keye ekerek, kulana yavaa, "Cezayir korsanlarndan, hem de galiba Turgut," diye
fsldad. Kaptann yz l yzne dnmt. "Mutlaka odur. Daha demincek
ufuktayd. arabuk yanat. Ko aaya, topulara syle, toplar hazr etsinler," dedi.
Tam o srada en yakna gelen gemi ate etmeye balad. Kaptann sanki zincir
kemiinden aaya buz gibi souk bir su aktmlard. Turgut Reis top atei amt.
Top atei baladktan on be dakika sonra kadnl erkekli hepsi de tutsak edilmilerdi.
*
* * *

Turgut Reis Cirbe Adasn kar kar biliyordu. Limann darsndaki kyya uzanan
kk bir dere vard. Bu derenin zerinden kk bir sandal yzebilirdi. Fakat bu dere
gemilerin bulunduu yere drt mil tede birdenbire kesiliyordu. Turgut Reis, ite bu
dereden yararland. Buraya aa raylar, kzaklar detti. Btn adamlar ve kendisi,
gece gndz alt. Kzaklar yaland, gemiler kzaklara oturtuldu. Sonunda, insanlarn
ve hayvanlarn aslyla gemiler bylece teki yzdeki denize indirildi. Artk Turgut
Reis gene sevdii denize kavumutu. Gemilerin denize vardklarnn gecesi pfr pfr
esen bir gece rzgryla yelkenler ald. Sabah olunca Turgut Reis Cirbe'den ok
uzakta bulunuyordu. te o gn kara kuvvetlerini getirmekte olan gemileri tutsak etti.
Dorya zgn talya'ya giderken, Turgut Aripel'e doru uuyordu.

BARBAROS'UN LM VE
RSTEM PAA DNEM

1546 Temmuzunda Barbaros Hayrettin Paa ld ve vasiyetnamesi gereince, o


zaman tersaneye dahil olan Beikta'a gmld. Turgut Reis, Barbaros'la, genliinin
deniz arkadalarnn sonuncusunu yitirmi oluyordu. inde bir yalnzlk duyuyordu.
Barbaros ldkten birka yl sonra Rstem Paa sadrazam oldu.

Hrvat ve kul, yani tutsak eitinden olan Rstem Paa, sarayda yetitii iin
dalkavukluk sanatnn sembol idi. rnein Kanuni Sultan Sleyman'n her an ne
dndn ve ne dilediini (kavuunun sal sollu iki tuu arasna pek duyarl bir
anten gerili imi gibi) kldan nem kaparcasna anlyordu. te bu sayede sultana damat
oldu. Dalaverecilii ve rvet almaktaki beceriklii sayesinde, ld zaman, tanr
mallarndan baka, bin ksur adet iftlii vard. Barbaros zamannda devletin en ok
gelirine sahip olan Kaptan- Derya'lk mevkiine kardei Sinan Paay getirdi. Bu adam
da Enderundan diploma alm ve Kanuni'nin kz Mihriban'la evlenmiti. Denizden
hibir ey anlamad halde kaptanlk mevkiine getirildi. Hafife alkantl havalarda
bile "Aman, batyor muyuz?" diye heyecanlanrd. Kendisini deniz kt tutar ve ihtiyar
leventlerin aralarnda syledikleri gibi, "Paa, azndan tavuskuu kuyruu" salverirdi.
Buna karlk rza dmanlk ve saldrganlkta bir ei daha yoktu.

Cirbe Adas ve Mehdiye olaylarndan sonra koca Turgut Reis hkmete bavurmak
zorunda kald. Devlete bavuracak hale geldim diye hayflanp duruyordu. Hizmet etmek
istemedii iin deil, fakat grev diye deil de gnlnden koptuu (ve karlnda bir
dl beklemedii) iin yapt hizmetlerin asl kendi gznde deerleri vard. Ancak
bunlar i yararlk zleyiini doyurabiliyordu. imdi ise kran borlusu kalacakt.
Yararllklar gnlden kopmalardan ok uzak, bor demeleri olacakt.

stanbul'dan Turgut Reis'e Eriboz'da beklemesi ve klamas emredildi. Turgut gibi


yllarca denizlerde zgr yaam olan bir adam hi yarar olmad halde
hareketlerinin kontrol edilmesine ok kzmt. Fakat bu kez hi ses karmad. Devlet
boyunduruunda hi eilmemi olan koca denizci ban, "Baa gelmi bir bela! Neyse
bizimkilerden geliyor," diyerek kurbanlk koyun gibi edi.

Neden Eriboz'da bekleyip klayacakt? nk sarayda, Enderunda yetimi kul ve


kle kalabal iin bu saray d deniz adam, korkulacak bir dmand. Geri
Enderunu Hmayun remeleri birbirini iddetle kskanrlar, ben vezir ve sadrazam
olacam, diye birbirinin ayaklarnn altlarna habire karpuz kabuu sktrp
durmalarna karlk, snrlar boyunca arpmakta olanlardan biri saraya yanat myd,
aman aramza dman giriyor diye birleirlerdi. Onu protokol ve grg bilmez kaba bir
taral, bir "Trk!" sayarlard. Birbirine kanl bakl dman olan sarayl yoldalar,
gelenin ban celladn palasna ya da kemendine geirtmek iin sk fk elbirlii
ederlerdi. Bu sonu, yalnz saraya yanaanlar beklemezdi. Fakat saraydan gnderilen
bir vali, ya da paadan, gittii yerin halk haklarn istemeye kalktlar myd, onlarn
bu hareketi isyan saylr ve onlar mahvetmek, ev barklarn yok etmek iin her areye
bavurulurdu. Bu hal ok daha az olmakla birlikte, Kanuni'den nce de sz konusuydu.
Fakat Kanuni'nin ihtiyarlna doru adamakll ald yrd. te bundan dolay Turgut
Reis stanbul'a sokulmuyor, fakat Eriboz'da beklettiriliyordu. O Turgut Reis ki;
Barbaros'tan sonra Kaptan Paala en layk adamd.

O k stanbul'da byk bir filo hazrlanyordu. arlken nasl Mehdiye ve Cirbe'ye


saldrdysa, Kanuni de Malta'ya ylece saldrmaya hazrlanyordu.

Rodos alndktan sonra arlken Malta Adasn Sen Jan valyelerine, her yl
spanya'ya denecek bir ahin kuu vergi karlnda ihsan etmiti. Bu ahin kuu
sembolik idi. Yani Malta Adas bir ahinler ve atmacalar yuvasna dndrlyordu.
Kanuni bir korsan yuvasn ortadan kaldrmaya karar vermiti.

Ah Barbaros sa olsayd, o zaman daha nice tahkim edilmemi olan Malta Adasn
almak iten bile olmayacakt. Evet (iyi ki kendisi) Turgut Reis vard. Fakat denizden
hibir ey akmayan saray kleleri szlerini dinlemiyordu.
1551 yl ilkbaharnda doksan kadrgaya on bin sava (bunlarn arasnda yenieriler
de vard) bindirildi.

Sinan Paann bastardasnn k kasaras, Bursa ipekleri, srmalar, yaldzlar ve daha


baka cicibicilerle sslendi. Turgut Reis ise bir devlet bastardasnn tumturakl ve
tantanal adrnda deil, fakat o krlang kuu gibi kanadna abuk kalitasnn darack
kamarasnda bekliyordu. Karakol kard iki krlang, sonunda Turgut Reis'e gelip
filonun Eriboz'dan krk mil tede olduunu bildirdi.

O sabah hava akt. Hafif bir yldz esiyordu. Turgut Reis kk filosuyla limandan
frlad. Sinan Paa filosunu Eriboz aklarnda selamlad. Turgut Reis saray greneini
bilmiyordu. Fakat kk filosunun selam resmi olarak yapt manevralarn ve top
ateinin hz ve yetkinlii, devlet filosunun en deniz bilir leventlerine parmak srtt.

Turgut Reis Kaptan Paal aklndan bile geirmiyordu... Ne var ki, Sinan Paa onu
rakip sayd iin ona kar di biliyordu. Turgut'un filosunun manevrasn ipekli srmal
adrdan seyretmekte olan Sinan Paa'nn kalar gitgide atlyordu. yle manevra
edii ve top atyla Turgut Reis'in filosu, gerekirse devlet filosunu parampara
edebilirdi.

Sinan Paa'nn iini kinle zehir zemberek eden bir ey varsa o da Kanuni Sultan
Sleyman'n fermanna gre devlet filosu komutanlnn, dolayl olarak Turgut Reis'e
verilmi olmasyd. Kanuni tamamyla deilse de Turgut Reis'i ksmen anlyor ve
seviyordu. Turgut Reis'in lksnn Kuzey Afrika olduunu biliyordu. Sinan Paaya
verilen emre gre Turgut Reis'e ok iyi ve vgl muamelede bulunmas gerekti. Sinan
Paa melek gibi glmser ve sevgi ilan ederken, nasl zehir sunulacan saraydan iyice
renmi bulunuyordu. Onun iin ar gibi azndan bal dkerken, ardndan btn gc
kuvvetiyle sokuyordu... Turgut'a, emir uyarnca byk ikramlarda bulunur ve ona
donanmada resmi amirallik (yani derya beylii) teklif ederken ve ayet zapta muktedir
olursa Trablusgarp valiliini sz verirken, "ok tehlikeli olur ve onun hakkndan gelmek
pek g olur..." deyip bir gereini dnyordu.

O zamanki imparatorlukta byle bir kukuya urayanlarn sonu belliydi. Bir


bahaneyle ba uurulmak! Turgut Reis (o eski deniz kurdu) karlat dman
amirallarnn ne dndklerini ve ne yapmay tasarladklarn yzlerini grmeden,
gemilerine yaptrtmakta olduu manevralardan anlar bir adam iken, karsnda kulak
kulaa srtan u basit adamn neye niyetlendiini sezmez olur muydu? Turgut Reis
karsndakine acyan bir glmsemeyle, paann tekliflerini kabul etti. Bu bulumadan
sonra devlet donanmasyla Turgut Reis eskadronu Preveze'ye doru yol ald.
spanyollar, Trk donanmasnn hazrlklarn haber almlard. Fakat nerelerinden
vurulacaklarn kefedemediklerinden telalanyorlard. Donanma Preveze'den sonra
Reggio'nun yannda Sen Van mevkiinin nne demir att.

Mehdiye'nin geri verilmesi talebine cevap olarak, Mesine valisi, spanya ve Trkiye
arasnda bar mevcut olduunu ve bu talebin anlamn kavrayamadn cevaplad. Hi
ses karmayarak filo Sicilya'ya gitti. Augusta'da karaya asker kararak kenti yerle bir
etti.

Ondan sonra ver elini Passaro burnu diyerek Malta yolunu tuttu. Sinan Paa,
Malta'nn iki limann ayran burnun zerine kt. Buradan Sen Anj kalesi grnyordu.
Paa savunaklar szdkten sonra fkesinden gzlerinin akn devire devire reise
dnerek:

"Zapt kolay dediin kale bu mudur? Hibir kartal yoktur ki, yuvasn yapmak iin
bundan sarp ve bundan yksek bir kaya sesin," diye grledi.

Turgut Reis hi istifini bozmadan, "inenmeden lokma yutulmaz. spanyollar


Mehdiye kalesine hcum ettikleri zaman ne yaptklarn hatrlaynz," dedi.

teki, aznn kpn silerek, "Ne yaptlar? Syle bakalm!" dedi.

Turgut Reis, "Ne yaptlar! Savatlar ve kaleyi zaptedinceye kadar hem ldler, hem
ldrdler," diye cevap verdi. Sinan Paa cbbesinin eteklerini toplayarak hiddetle
soluu bastardasnda ald. Yanna birka kadrga olarak, sanki bir i grecekmi gibi
Malta limanna girdi. Trk gemileri menzile girince susmakta olan kylar top ateiyle
dile geldi. Birok insan bou bouna ehit oldu. Bunun zerine Sinan Paa Malta'ya
saldrmaktan vazgeti. lk Malta baskn byle bitti. Turgut Reis'e kalsayd, ikinci
Malta kuatmasna gerek kalmam olacakt. Ondan sonra Malta'nn yannda Gozo Adas
zaptedildi. Kullanlan sefer kuvvetlerine bakarak bu adacn zapt iin Turgut Reis,
"havan topuyla sere avlamaya benzedi," dedi. Gozo'dan Trablusgarp'a dmen krd.

arlken, Malta ile birlikte Trablusgarp' da Sen Jan valyelerine vermiti. Sinan
Pasa Trablusgarp'n on iki deniz mili dousunda Tacure burnuna geldi. O gnden
itibaren Turgut Reis iin bu burun cana yakn bir yer olacakt. te o gn Malta'dan
dnte o buruna kt. Oysa aradan u kadar yl getikten sonra Turgutca gene bir Malta
dnnde bu burnun nnden geecekti, fakat o sefer ehit olarak.

Kale komutan Gaspar Dvilye'ye yaplan teslim nerisi reddedilince, kalenin zapt
iine giriildi. Fransa Kral kinci Henri'nin spanya'ya gndermekte olduu eli Baron
de Aramon Dlvii, Malta'dan geerken orann Gran Metri Don Juan do Meds
tarafndan konuk edilir.

Gran Metr, sefirin Trablus'un fethinden vazgeirilmesi iin Sinan Paa'ya bavurmas
iin yalvarr. Sefir uygun hediyelerle Sinan Paa'ya bavurur. Fakat Sinan Paa kalenin
zapt iin Kanuninin verdii uygun emri gsterince akan sular durur ve toplar grlemeye
koyulur. Gedikler alr. Kale savunucular direniin bouna olduunu syleyerek,
savamak istemezler. valyeler Malta ve Sicilya'ya gidebilmeleri iin gemi tedarik
edilmesi art ile teslim olacaklarn Sinan Paa'ya bildirirler. Sinan Paa teslim
anlamasn grmek zere valinin gelmesini syler.

Gaspar Dvilye gelir. Fakat valye gelir gelmez paa onun tutuklanmasn emreder
ve ona "Ey kpek yavrular, padiah 28 yl nce Rodos'u ald zaman, haydutluktan
vazgeeceinize ve Osmanl sancana baeeceinize dair verdiiniz sze karlk size
canlarnz balad. Bu sznz siz nasl tuttunuz? Malta'ya yerleip haydutlua
devam ederek, deil mi?" diye bard ve yanndakilere dnerek, "Aln u herifi
hapsedin!" dedi. valye Dvilye'yi, hi de iltifatl olmayan bir tarzda palas pandras
adr dar ettiler. Turgut Reis orada idi. Sinan Paa yerine kendisi olsayd, belki de
byle hareket etmeyeceini dnd. Yine de herifler bu muameleye kat kat
mstehaktlar.

Turgut Reis, ban dnerek glmsemeden kendini alkoyamad. Sinan Pasa onun bu
hareketini gz ucuyla grerek kendisiyle alay edilmekte olduunu sand. Fakat ses
karmad. u Turgut Reis'e oyun edilecek zaman elbette gelirdi.

Kumandanlarn anlamay imzalam olduunu sanan valyeler, ertesi sabah kale


kaplarn ap silahlarn teslim ettiler. Sinan Paa hepsini de forsa diye gemilerde
zincire vurdurdu. Sinan Paa Eriboz aklarnda Turgut Reis'le karlat zaman ve
daha sonralar, Malta yolunda her bulutuklar zaman Trablusgarp ynetiminin kendisine
verileceini syleyip durmutu. Turgut Reis, Trablus'un verilmesini yalvarmamt.
Fakat kendisine bylece tekrar tekrar sz verilmiti. Trablus alnnca Sinan Paa orann
idaresini kendi adamlarndan Tacura aas (bir deniz adam deil, fakat tam bir kara
adam olan) Hadun Murat Aa'ya verdi. Sinan Paa bu ettii yetmiyormu gibi Turgut
Reis'e Karleli'ne (yani Preveze taraflarna) dnmesini emretti. Turgut Reis bu hali
grnce fena halde krld. Sonra Karleli'ne dnmesi emri kendisinde bir gvensizlik
uyandryordu. Devletin dalavereler, kancklklarla dolu olan ortamna dnmektense,
zgr insanlarn engin meydan olan bat sularna almaya karar verdi. Dmeni kendi
arzusuna gre basarak pruvasn ak Marip ufuklarna verdi. Denizin mavileri
Trablus'tan hzla uzaklamakta olan Turgut Reis'in eskadronunun beyaz yelkenleriyle
beneklendi.
Fakat Turgut Reis'in iyi gn ve kara gn denizci yoldalar olanlar, onun
uzaklamasn zntl gzlerle seyretmekle kalmayacaklard. te o zaman dnyann
hibir filosunda olmam bir manzara grld. Gnll reislerinin hepsi leva demir ve
fora yelken ederek Turgut Reis'in peine takldlar. Hatta vaktiyle ve gereince bir
denizcinin ne demek olduunu anlayan devlet donanmasnn subay ve leventlerinin
birou kendilerini zaferden zafere gtrebilecek deniz olunun bu, canlarna yakn
Turgut Reis olduunu bir i seziiyle duyarak, onun peine dmeye kalktlar. Sinan
Paa, fke ile dilerini gcrdatyordu. Turgut Reis'in ayrlmasyla donanmasnn cannn
da gitmekte olduunu anlyordu. Fakat ne yapacan armt.

Turgut arkasna bakp da filodan ayrlarak beyaz kelebekler gibi kendisine doru
gelmekte olan yelkenleri grnce, zld... Bu yoldalar kendisini g duruma
sokuyorlard. Niyeti donanmann dzenini bozmak deil, ban alp zgr deniz
hayatna dnmekti. Hemen arkasndan reisleri toplad, onlara amirlerinin Sinan Paa
olduunu ve ona dnmeleri gerektiini syledi. Onlara sz dinletemiyordu. "Sen nereye
gidersen biz de seninle birlikte gideceiz, ya sen dn, ya dnyann teki ucuna,
cehennemin dibine kadar seninle gideriz," diyorlard. Yaplacak baka i yoktu. Turgut
Reis geri dnd. Geri dnmesi demek, ister istemez Karleli sancak beyliini yani bir
Osmanl amiralliini kabul etmesi demekti, arkadalarndan Sancaktar Reis'e "imdi
Karleli beyi mi, paasrm ne haltsa onu olduk. Bizim zavall Selime bac, kocasn
byle bey ya da paa diye grnce, krk yllk Turgutca'sna nasl muamele edeceini
aracak. Yahut ister misin ki paa kars oldum diye u ihtiyarlnda bbrlenmeye
kalksn da onun o gzelim huyu bozulsun? Yanarm vallahi!" diye dert yand.

Garb Trablus'un alnmasyla Kanuni'nin verdii emir yerine getirilmi bulunduu iin,
Turgut Reis'e kendisinin serbest, fakat donanmann Kaptan Paa'nn emrinde olduu
bildirildi... Fakat donanma subaylarndan biroklar birok ricalarla Turgut Reis'in
gnln ederek onu stanbul'a gitmeye kandrdlar... Turgut Reis sekiz korsan gemisiyle
stanbul'a geldi. Bu gemilerin birine Ulu Ali'nin (sonra Kl Ali Paa) komuta ettii
sylenir, o devrin en seme denizcilerinden olduklar anlalr... Bunlara ulufeler ve
fener tamak, yani Osmanl donanmasnda komutanlk payesi verildi. Turgut Reis bir ay
kadar stanbul'da kaldktan sonra Preveze'ye gitti. Turgut Reis'in seksen iki yllk
mrnce stanbul'a urad biricik sefer ite bundan ibaretti.

Sinan Paa, kardei Rstem Paa sayesinde Turgut Reis'in Garp Trablus Valiliini
grltye getirtmi, Karleli'ne tayini iini becermiti.

Turgut Reis, derya beyliine atanmakla kapana girmi olduunu pek iyi anlyordu.
Rstem Paa'nn niyetinin bir kusur ilemesini beklemek ve kusuru ileyince de kellesini
uurtup koltuuna vermek olduunu seziyordu. Turgut Reis'ten baka kim olsayd,
mutlaka er ge sadrazamn penesinin altnda ezilirdi. Fakat deniz adamnn denizde
tutulur yeri mi olurdu?

Aradan ok gemeden Turgut Reis, o beklenen kusuru szde ilemi oldu. Turgut bir
gn kalita ile Akdeniz'de dolarken bir Venedik ticaret gemisine rastgeldi. Harp
gemilerini grnce ticaret gemisinin (denizlerde tre olduu vehile) yelkenlerini
istinga etmesi ve orsa alabandaya pruva evirerek harp gemisini uygun bir hediye ile
ziyaret etmesi gerekti. Kuvvetli silahlarla donanm olan barca, rzgra ve yelkenlerine
gvenerek hibir trene gerek grmeden yoluna devam etti. Turgut Reis hemen peine
derek bir iki top salvosuyla barann barsaklarn deer ve rampa ederek gemiyi
zapteder.

Venedik Cumhuriyeti, elisi araclyla stanbul'da yaygaray koparr. Osmanl


devletiyle bar halinde olmalarna ramen Turgut Reis'in niye saldrd sorulur.
Rstem Paann kollad frsat bylece domu olur.

Bu olaydan az sonra stanbul'dan surat ask bir avu, sert ve souk bir dille yazlm
bir buyrultu getirir. Onda, hadiseye ait tahkikatn yaplmas, sulamalara cevap vermesi
iin Turgut Reis stanbul'a arlmaktadr. Turgut, bu iin nereye varacan hemen
kestirir. Bu gibi emirlere uyarak saltanat merkezine giden bey ve paalarn hi geriye
dnmediklerini bildii iin gemilerine girince, Dersaadet'e (yani saadet kapsna) deil,
fakat Marip illerine dmen tutar. Cebelitark'tan karak uzun sre amiralliini yapm
olduu Fas'a ve Kazablanka'ya gider. Ne var ki, ne de olsa Kanuni Sultan Sleyman,
Trablus ve Malta sularndan Turgut Reis'in uzaklamasnn ne byk bir kayp olacan
takdir eden bir adamd. Onun iin gururunu krarak nemli iler grmek iin haber
gnderdi. Zaten Venedik de ii harbe dkmek istemedii iin olay kapanm sayd.
Turgut Reis de Karleli'ne dnd.

1551 ylnda arlken, Fransa Kral kinci Henri'ye sava ilan etti. Fransa sefiri
D'Aramon, Kanuni'den yardm istedi. Sultan, Barbaros zamannda yaplm olan
seferlerin ne gibi nedenlerle sonusuz kalm olduunu bildii iin ricalara pek kulak
asmyordu. Fakat eli, vezir, paalara hediyeler vererek onlar kazanmay baarmt.
Kanuni de vezir paalar vastasyla kandrld.

Sava haline girilince Turgut Reis, talya'nn Apulya kylarna saldrmaya koyuldu.
Kendisine krk be sava gemisinden oluan bir donanma verilmiti. Bunlarla
spanya'nn talya kylarnda Manfredonya kalesinden yirmi be otuz mil tede olan
Bestie kalesinin evresine adam dkt. Ve kaleyi sard. Kalenin imdadna drt bin
svari ve bin piyade yetiti. Turgut Reis hem kale ile hem de bu kuvvetlerle
savamak zorunda kald. Turgut Reis bir taraftan yetien bu kuvvetleri yenip karrken
dier taraftan kaleyi zaptetti... Ondan sonra birok aknlar yapld ve yedi binden ok
Trk tutsa kurtarld.

Turgut'un zaferlerinin haberi stanbul'a varnca Kanuni pek memnun oldu. Artk byk
denizciye layk olduu mevkii vermenin zaman gelmiti. Cezayir Beylerbeyliinin
eklenmesiyle Turgut Reis'i Kaptan Derya yapt. Rstem Paann etekleri tututu.
Kavuunu bana basnca hemen Kanuni'nin huzuruna kt. "Efendim, Turgut kulunuzu
Kaptan Paa nasb buyurmusunuz. Fakat kendisi bu mesnedi istemiyor. Ben tarada hasl
oldum, diyor. Dergh muallann (belki bir kusur ilerim diye) hizmetinde bulunmay
istemiyor. Karleli sanca bizim nemize yetmez? diyor" diye arzetti.

Turgut Reis'e atfedilen bu szleri, Kanuni Sultan Sleyman, babo yaamaya


alm, ho bir deniz kurdunun kaprislerine vererek hi kzmad. Zaten Turgut Reis'i
severdi. Kanuni gld. "Tuhaf bir adam" diyerek, sz Turgut Reis'ten, Topkap
Saray'nn onarm gereken bir dairesine evirdi. Rstem Paa, Turgut Reis'in
Karleli'nde kalmasn bylece salam olduu iin derin bir soluk ald. Rstem Paa,
niyetlerini gizlemekte ve karsndakini kandrp aldatmakta pek becerikli idi. nsan
yle bir ekitirebilirdi ki, yapt sulamalarla onu vyor, sanlrd.

Saray, Turgut Reis'in umurunda deildi. Turgut Reis'in saray denizdi. Fakat
delikanllndan beri Bat Akdeniz'de gezmeye almt. Asl dman spanya, Bat
Akdeniz'inde idi. Bat Akdeniz'de en gzel hareket ss de Garp Trablus'tu. Sinan
Paa'nn bir oyunu dolaysyla oradan yoksun kalmt. Rstem Paa tarafndan evrilen
dalavereyi duyunca, hemen kalitasna atlayarak Gelibolu'ya geldi. Orada karaya
kmasyla orann en koucu atn satn almas bir oldu. Atna sraynca, o srada sefere
km olan ve Edirne'ye varmak zere olan Kanuni Sleyman' bulmak zere atn
drtnala srd. Nallar tahta kprlerin zerinde grleyerek ve akar sularn iinde
aprdayarak uuyorlard. Turgut Reis kylerin, kasabalarn ortasndan tam hzla
geerken, herkes hayret iinde birbirine "Bu svari acaba kimdir?" diye soruyordu.
Bazlarnca Turgut Reis, Kanuniye Edirne'de yetiti ve uzun uzadya kural ve trenlere
gerek grmeden atndan inince hemen padiahn huzuruna kt. Szlerine gvenilir baz
Trk denizcilerine ve talyan kroniklerine gre ise Turgut Reis, Edirne yolunda
rastgeldii "Grand Turco"nun, yani Kanuni'nin atnn gemini tutar. Her iki sylenti de
Turgut Reis'in seciyesine uygundur... Elli altm yldr denizlerin kahrn ekmi ak
sakall denizci hi ban emeden padiahn nnde durur ve Garp Trablus'u ister.

Resmi filonun Akdeniz'e her knda, donanmann komutan kim olursa olsun
Kanuni'nin verdii talimat hi deimiyordu. O talimat, "Turgut Reis ne derse onu
yapnz?" anlamna gelirdi. te bu nedenle padiah, Garp Trablus'un sancak beyliini
hemen Turgut Reis'e verdi.

Bu srada (1552) Osmanl filosu, Sinan Paann komutasnda olarak, yardm


yalvarm olan Fransa'nn imdadna gidiyordu. ki filo, Bat talya sularnda
buluacaklard. Fakat Fransz filosu gecikiyordu. Osmanl filosu talya kysnda
Ostiya'da iken Andrea Dorya'nn, krk elli para gemi ile Cenova'dan Napoli'ye
gelmekte olduu anlald. Sinan Paa aceleyle Sicilya kylarna aknlar yapmakta olan
Turgut Reis'i ararak neler yaplmas gerektiini ondan sordu. Turgut Reis Ostiya'nn
kuzeyindeki Bons adalarna gidilip orada pusu kurulmasn nerdi ve kendisi de
donanmaya katld. Dorya bu adalarla talya arasndaki kanaldan (eni krk mil) gemek
zorundayd. Turgut, adalarn yksek noktalarna gzcler kard.

Dorya pek saknmal davranyordu, pek uzaklara gzc krlanglar gnderiyordu.


Yolun ak olduuna iyice inanmadan demir skmyordu. Osmanl donanmasnn Bons
adalarna doru uzaklatktan sonra bir daha grnmediini renmiti. Sava kurulunu
toplad. Komutanlarn bir ksm Napoli'ye gidilmesi, bir ksm da Cenova'ya dnlmesi
fikrinde idiler. Dorya, sonunda adadan elden geldiince uzaktan gemek zere Napoli'ye
gitmek kararn verdi.

Dorya, takmadalardan otuz mil tede iken ortalkta hibir tekne grnmyordu.
spanyol ve Cenevizliler derin bir soluk aldlar. Austosun beinci gn bitiyordu. Gece
ortas idi, tam o sra ay doup da ortal aydnlatt zaman, Turgut Reis'in on iki
kadrgasnn, en arkadaki Granata kadrgasn izlemekte olduu grld. "Don Juan do
Mendoza"nn komutasnda olan bu geminin etraf sarlarak zaptedildi. Bunu gren
spanyol ve Ceneviz filosu bozguna urad. Bata Dorya olmak zere filo, rota
deitirerek Sardenya yolunu tuttu. Turgut Reis hep en arkadaki kadrgaya ya da
kadrgalara saldra saldra filoyu aza alnan bir eker gibi eritiyordu. Son olarak
Barbara Santa galisi kanl bir rampadan sonra alnd. Bu gemide Napoli koruyucu
kuvvetine gnderilen kmeli paralar vard. Dorya, Turgut Reis'in elinden ancak
gemisinin hz sayesinde kurtulabildi.

Ertesi sene Osmanl donanmas Yunanistan'da Modon (Methon) limannda Turgut


Reis'e kavutu. O sene Fransa'nn ricas zerine Korsika Adas zaptedildi. Turgut Reis
Sinan Paa'dan Sicilya aklarnda ayrld ve onu bir daha grmedi, nk Sinan Paa o
sene stanbul'da ld.

1554 ylnda Kaptan Derya seilen Piyale Bey, anakkale'den karak Sicilya'nn
gneyinde Turgut Reis'e kavutu. Elbe Adas igal edildi. Trk filosu ayrldktan sonra
Korsika'y igale giden Andrea Dorya, donanmann geldiini duyunca, krk elli
kadrgasyla Cenova'ya kat... Trk ve Fransz komutanlar arasnda anlamazlk kt
iin de Trk donanmas ekilip gitti.

Piyale Paa, her yl donanmayla knda hem Kanuni'nin emri, hem de kendi
arzusuyla Turgut Reis'e kavuur ve o yln seferini birlikte yaparlard. Bylecedir ki
Oran ve Beccaye zaptedilerek spanyollarn Cezayir kylarndan ayaklar tamamen
kesildi. Bu yllarda Sorrento ve Napoli kaleleri yerle bir edildi. Papa, Piyale ve Turgut
Reis'in Roma zerine yryeceklerinden korkarak Vatikan'dan kat. Bir sene sonra
Balear adalar zaptedildi. Bu esnada arlken istifa etti. Olu kinci Filip tahta kt.

spanyol bayrann Akdeniz'de gezebilmesi iin Turgut Reis'in Trablus dayanak


noktasndan yoksun edilmesi gerekiyordu. Filip, kaa mal olursa olsun Trablus'un
zaptn Sicilya valisine emretti. Demek ki Bodrumlu oban olu Turgutca, hi de
korkutmak arzusunda olmad halde Rstem Paa zamannda Osmanl mparatorluunu
korkutmu ve spanya mparatorluunu titretmi bulunuyordu. spanya, Papa, Cenova,
Floransa, Malta, Sicilya, Napoli, Monako sava gemileri 1559 Austosunda Messina'da
toplanmaya baladlar. Medina Seli Dk Don Juan de la Serda bakomutan atand.
Doksan dokuz sava gemisine on drt bin zrhl piyade neferi bindirildi.

Lampedusa Adas yoluyla Cirbe Adasna geldiler, oradan da Trablus nne vardlar.
Burada gemilerde hastalk kt. Fakat hcumu gze alamayarak Cirbe'ye dndler.
Orasn tahkim ettiler. Serda, Conzage, Sen Juan ve Andrea Dorya adlaryla drt byk
savunak ina ettiler. Bunlar, savunma uzman Antonio Conti tarafndan yaptrld.

Mays aynn, scak bir gnyd. Malta'dan Cirbe'ye gelen bir frkata, Trk filosunun
kble lodos istikmetinde Cirbe'ye doru ilerlemekte olduu haberini verdi. spanyol
donanmasn bir telatr ald. Papa filosu komutan Flaminio Orsini ve Jan Dorya hemen
kamak fikrindeydiler. Sipiyone Dorya gemileri kalelerin korumasna ekmek
dncesiydeydi. Don Juan de la Serda, tartmann uzun srmekte olduunu iddia
ederek hemen ricat emrini verdi. Panik balad. Askerler gemilere yetiebilmek iin
filikalarda birbirinin zerine ylyorlar, filikalar alabora ediyorlard. Bir taraftan da
spanyollara taraftar olmu Araplar "cann kurtaran kaptandr!" diye adadan
kayorlard. Gemiler limandan gece ortas bin bir glkle kaabildiler. Serenlerin
ularna balanarak ykseltilen gzcler, afak skerken, "Trkler geliyor!" diye
barp armaya koyuldular. Bir iki saat sonra iki filonun arasndaki mesafe drt mile
inmiti. Trk donanmas hcuma geti. Dman ikiye ayrld ve il yavrusu gibi
dalmaya balad. Gemilerin batrlmayan veya zaptedilmeyenleri pek azd.

Ondan sonra Cirbe Adasndaki savunan alnmas kald. Piyale Paa adaya dnnce
Turgut Reis'i adada buldu. stihkmlar sktrma iine balamt. Adann zapt aylarca
srd. Adann duvarlar nihayet Turgut Reis tarafndan yle ykld. Trk siperleri
dman tabyalarna ylesine yaklatrld ki, tabyalarn temelleri kazlabiliyordu.
Bunlar, hurma ktklerinin yere saplanlmas ve hurma kazklarnn arasnn da talar ve
topraklarla doldurulmasyla yaplmt. Turgut Reis hurma kazklarnn yerdeki ularna
halatlar balatt. Bu halatlara bir iki bin kii "heyemola!" diyerek aslnca, istihkm
uzman Antonio Conti'nin eseri paldr kldr yere yuvarlanverdi. Cirbe Adas byle
zaptedildi.

TURGUT RES'N EHADET

Cirbe Adasnn zaptndan sonra, Malta Gran Metri Jan Parizo do Lavalet, srann
Malta Adasna geldiini anlad. Zaten stanbul tersanelerindeki hazrlklardan haberi
vard. Eline geen her eyle Malta kalesini tahkim ediyordu. Ayn zamanda gvenini
kazanm olan Komandr Matrin Dolesko do Romegas', Malta filosuyla korsanla
karyordu.

Rodos zaptedildii zaman valyeler, Trk gemilerine dokunmayacaklarna sz


vermilerdi. Oysa Malta gemileri ta Ege Denizine gelerek, stanbul, Suriye, Msr
arasnda gidip gelen silahsz ticaret gemilerine satayorlard. Bu hal Kanuniyi pek
fkelendirmiti.

Artk Malta Adas kzdrlm bir ar yuvas gibi uulduyordu. Baka baka rklar,
ulus ve dillerden olan valyeler, Malta'da toplanarak Malta'y bir Babil Kulesine
evirmilerdi.

Malta ve stanbul hazrlklarla urarken, Cirbe Adasnda tutsak edilen Don Juan de
Kadorna'nn yerine Sicilya filosu komutanlna atanan Komandr Kimaraens, Katanya
bapapazn Napoli'ye gtrmek zere Messina'dan kalkt. Kimaraens bastardasna Sen
Jan tarikatnn bandrasn ekmi bulunuyordu. Strumbuli (yanarda) Adasnn yanna
gelince iki Trk kalitas grd ve hcuma geti.

Turgut Reis Cirbe iini bitirdikten sonra Malta'ya gidecek imdat kuvvetlerini yolda
kesmek zere bir bastarda, yedi kadrga ve iki kalita ile denize ald. Gemilerini
Strumbuli Adasnn arkasna gizleyerek iki kalitasn kefe kard. Bir iki gn sonra
Sicilya filosu grnd. Sabahtan aksama kadar devam eden bir savatan sonra filonun
bir ksm zaptedildi, bir ksm da batrld. Geceleyin Strumbuli Yanarda, denizin
zerinde kara kara srklenen gemi lelerini aydnlatyordu.

Malta iin hazrlanan sefer kuvveti artk hazrd. Kara kuvvetleri komutan Mustafa
Paa, donanma komutanysa Piyale Paa idi. Donanmaya birok top (bunlarn arasnda
klverinler ve ahidarpzenler asrn en modern silahlaryd) ve otuz bin asker ykletildi.
lkbahar mevsiminde gemiler stanbul'da Beikta'n nnde leva demir ettiler.
Donanmaya, Beikta'tan Yedikule'ye kadar Vezir Ali Paa elik etti. Sefer
komutanlaryla grt. Yedikule'de donanmadan ayrldktan sonra Sadrazam Vezir Ali
Paa gvendii baz dostlarna Mustafa Paay kastederek "Bizim afyon tiryakisi baz
paalar Malta kalesini helvadan yaplm sanp onu kppedek yutacaklarn sanyorlar.
Bunlarn hareketlerini, fikirlerini ve gidilerini beenmedim, dorusu. Onlara
sylenmedik sz brakmadm, fakat anladm ki bunlara t kr etmez. Allah bu iin
sonunu hayreylesin," dedi. Kanuni'nin uyars her ite Turgut Reise danlmas idi. Bu
uyar ise Mustafa Paa'nn Turgut Reis'i kskanmas sonucunu veriyordu. Mustafa
Paann dncesi, "Dur hele, ben Malta'y kendim zaptedeyim de, Turgut murgut Reis'e
ihtiyacm olmadn grsnler," yolundayd.

1565 yl maysnn 18'inci gecesi Trk donanmas Malta Adasnn kuzeyinde Merse
Sirokko (Keileme) limanna girdi. ki gnde karaya yirmi bin kii karld. Turgut
Reis yetiememiti. Mustafa ve Piyale Paalar kuatmann hangi taraftan balanmas
gerekeceini grtler.

Piyale Paa'nn, "Turgut Reis'in gelmesini bekleyelim. Burasn hepimizden iyi bilir.
Zaten bize verilen emir de ona danmaktr. Turgut Reis nerede ise yetiir," diye
syledii szlere, kendi kafasn pek beenmi olan Mustafa Paa dudak bkerek
"Karada kale zaptetmek, yle denizde hrszlk etmeye benzemez," diye cevap
veriyordu. te bundan dolay Malta'nn can alacak yeri olan ve Burg denilen byk
kaleye hcum edeceine Sent Elm kalesinin sarlma iine balanld.

Hazirann ikinci gn sabah Piyale Paa'nn nceden vermi olduu emirler uyarnca
btn Trk filosu, byk bir selam salvosuyla denizleri titretti.

Turgut Reis gelmiti! Onun dehs her iin can alacak yerini bir bakta akmas idi.
Turgut Reis Sent Elm'e hcumu uygun bulmad. lk nce Vitesvil, oradan da kasabaya
girmek gerekti. Kasaba zaptedilince Sent Elm ve Sen Misel kalelerinin ikisi de teslim
olmak zorunda kalrd. "Fakat imdi ie balanlm bulunuyor. Yanll dzeltmek iin
Sent Elm'in zaptndan baka are kalmyor," dedi.

lk hcuma baland. Yenieriler bir kaleye ve lme doru gidiyorlarm gibi deil,
fakat analarnn koynuna koan ocuklar gibi saldrdlar. Kalenin nndeki yarm ay
eklindeki tabya zaptedildi. Turgut Reis oraya top tabya ettirdi. Kalenin duvarnda
kk gedikler ald. Turgut Reis kadrgalarn serenlerini getirterek ve serenlerin
ularn hendein zerinden srdrerek duvardaki deliklere tktrd. Bylece bir kpr
yaplm oldu. Hcumlara devam edildi. Bu hcumlar eitli aralarla alt kez yenilendi.
Artk Sent Elm kale deil, kaynayan bir sava kazan olmutu. evresi gece gndz
karanlk dumanlarla sarl idi.

Hazirann on sekizinci pazartesi gn sabah idi. Turgut Reisle Mustafa Paa, yeni
almakta olan siperleri tefti ediyorlard. Sent Angelo kalesinden atlan bir glle,
kayalara arpt ve paraland. Byk bir ta paras Turgut Reis'in bana rastlad.
Dostlarnn da, dmanlarnn da saygsn kazanm olan seksen iki yandaki bu deniz
olunun ak sakallar, bandan akan kanlara belendi. Turgut Reis o anda kendisini
kaybetti. drt gn adrnda sayklad. Bazen kendisini bir deniz savan ynetiyor
sanyor, bazen de Sralovaz'daki ocukluunu hatrlyordu. Yaralandnn drdnc
gn Sralovazl Turgutca, ruhunu teslim etti. Cenazesi, kendi mal olan be kadrgann
koruyuculuunda Trablusgarp'a gtrlp gmld.

Grne, zgrlne, gururuna ar gelen ileri kabul edemediinden dolay


Kanuni Sultan Sleyman'a arkasn eviren, pruvasn ak denizlere, dmenini yazgya
brakarak engine frlam olan, spanya, Malta, Cenova, Venedik gibi zamann en gl
kuvvetli sava filolarna sahip olanlar titretmi olan Turgut Reis, imdi Trablusgarp'ta
yatmaktadr. Duyduumuza gre ngilizler Trablusgarp' zaptettikleri zaman harap
mezarn onartmlar...

SON

You might also like