You are on page 1of 25

2.

K j TAP

l<K MADNON

( .;..
.~"u~,
i '. ! '- 'tl Y L:iS~"i
GiRi

anl, erefli imam, zahid, seyyid, ;s/am'n hcceti, 'di


nin i!neti, mmetin nderi, cinnn ve insanlarn rehberi,
EbO Hamid Muhammed b. Muhammed b .. Muhammed el
Gazal i 'ye (Allah ruhunu kutlu ve kabrini nOr/u kl'sn), Hak
Teala'nn: (~-'.J ~ ~ ~ J ~~ ' ~ ) Onu'
(Ademi) tesviye edince ,ona ruhumdan nefhettim. (Sad 72)
kelamnn manasndan soruldu: Tesviye nedir? Nefh nedir?
ROh nedir? denildi. Gazall yukardaki sorular aklyan bu
risaleyi yazd. {{Klik Madnfm diye bilinen bu eser, onun
ahi'et meselelerine ait cevaplarn ihtiva eder. Byk iman
ve HccBt'l~islam Hazretlerinin bu san/ani cevaplar un G
'lardr :
*
**
1- T E S V i YE: RChu kabul eden bir mekanda yaplan
bir itir.Bir ey zerinde yaplan dzenleme ve bjr ok
eyleri yerli yerine ve en mnasip ekilde koymaktr. Bu
da Adem aleyhisselam hakknda amur veevl~d hakknda
da meni damla/sdr. Burilarn mizac,' tadiI edilr:nek ve an-
tlmak sureHyle ruhu kabul edecek bir hale. konmasdr.
nk bu tesviye ii ta, toprak gibi srf kuru ve yalktan
eser olmyan ve su gibi salt -ya olan 'eyleri kabt.,tl ,etmi-
yen atee benzer. Evet, ate" ancak yalk ile kuruluk ka-
rm' olanlara taal/uk eder. Amma her kark olan 'eye
taal/uk etmez. Mesela: amur, kark bir cisimdir. Ama
. bunda ate parlamaz.' iinde 'ate yanmaz. Atein anurla
almas ve onu oldUu gibi yakmas iin koyu amurun ka~
rm deitikten Vf3 yaratl, tavrlarndan birine dndr

85
dkten sonra nihayet 'atf, yumuak birbitki, ololasl gere-
kir ki onda ate sebat etsn ve zerinde parlasn.
ite amur da bylelikle, Al,lah Teala'nn onda ard arda
eitli tavrlar ve duruml,rda yaratllar yaptktan sonra
bitki plur. nsan onu yer, o d.a kan olur. Her hayvand~rki kar-
mask, - ' de i'tidale (kvama) en yakn olan
kuvvet . .
kann sa-
filiini (slalesini) eker, szer, ayrr. O da nutfe (meni)
olur. Bunu da kadnn rahmi kabul eder. Kadnn da menisi
bununla kanr, kaynar. Bu durum da ondaki rtidaH artrr,
kvam salar. Sonra rahim onu 'harareti ile piirir., Bu hal
de tenas,b (uygunluur artra artra (i, olu) safhada, tam
arnmada nihayet bulur, paralarn gaye ve mak~ada nis-
beti tam seviye'sini buiur. Ve nutfe adeta kandil fitilinin
atei kabul etmesi iin ya itii" zamandaki istidad gibi,
rQhuJ~abul etmiye've kendinde tutmaya istidat ve kabiliyet
kazanr. ite, bylece, istiva ve safas tamamlanan tesviye
ve tasfiyesibitmi olan nutfe, kazanmolduu istidat ve
kabiliyet ile kendisini idare ve kendisinde tasarruf edecek
olan bIr ruhu hak etmi olur. ite, her eye hak etmi ol
duu hakkn ve kabul edebilecei ve tayabilecei dere-
cede kabiliyet ve istidat veren; verdiini vereceini ksm~
yan, engellemiyen son derece cmert olan Hak Tala'nn
lLitf- kereminden ,gelen bu ruh, o nutfeye feyz verecektir,
gittike byyecek, kemalini almakta devam edecek, doa
cak, yaya~ak, eserl~r verecek" hayrlar, erfer yapacak,
hakimiyet kuracak, harikalar yaratacak, nice demler sre-
cek, gamlar, elemler ekecek, ksaca; hayat mcadelesini
belirli bir mddet iinde yapp bitirecek ve bir lum ile ru-
hu yine bu bedenden ayrlacaktr.
ite tesviye budur. Bir meni damlasnn asl olan nut
fenin istiva ve i'tidal hali ve 'Sfat alabilmesi yolunda ge~
irdii eitli tavr/arda, trl durumlarda yaplan dndr-
c ve dneme; ilerden ibarettir. Ksaca bir nutfeyi, teme-

86
linden i'tibaren trl tavr ve hal/erden geirecek ruhu ka w

bul edecek bir dzeye ve ortama getiren ilerdenibarettir.

*
**
2- NE F H : ROhun nOrunu nutfenin fitilinde parlatan
eyden ibarettir.
Nefhin bir ekli ve bir de sonucu vardr. Nefhin ekfi :
havay, frenin iinden karp frOlenin iine katmaktr.
Bu i atei kabuleden odunu yakncya kadardevam ede~
cektir. ite buradaki nefh, yanmann sebebidir. Bu sebep
anlamndaki nefh ekli, Allah hakknda muh~Hdir. nkiAI
lah Teala'nn nefhi bizim gibi maddi ve fiili olmadiin
buna ek i i denemiyecei' gibi sebep de denemez. Ama
{( Msebbip sebep klan olmas muhal deildir.
Sebep bazan, mecaz, yolu ile, msebbeb'in ondan hasl
olduu iten kinaye olur. Her ne kadar kendisi iin istial'e
olunan bir i, kendinden istiare edilen iin ekli zerine
olmasa da, sebep kendinden sebeplenerek hasl olan iw "
ten kinaye olunur. Nitekim Hak Teal~'nn= {(Allah onlara ga-
zap etti, onlardan intikam aldk. kelam byledir. Buradaki
gazap; gazaba gelmi olan da bir eit hal deimesidir ki
onunla rahatsz olur, eza ve elem duyar. Neticesi de gaza- '
ba urayan actmak ve helak etmektir. ite bu ilahi kelam-
da netice olan gazap, yani gazaba urayalin akibeti gazap,
ile ve intikamn neticesi de ihtikam ile ifade olunmutur;

3 -'- Rflhun Nutfede YaratllnlO Sebebi Nedir? Sorusu-


na Gazall ~yle cevap verir:
Bu bir sfattr. Hem faUcle, hem de kabul eden mahal-
dedir.
Failin sfat; ilahi kerem ve ihsandr. Varkabulede~
cek bir eyin zerine akan bir varlk pnardr. Bu pnar yani
B1
ilahi kerem icad edecei her hakikatn zerine kendiliin
den bol bol akar. Bu sfatla ilahi kererne kudret' deniiir.
Bunun misali : gne ziyasnn, aydnlanmay kabul
eden her eye, aralarndaki perde kaldrld vakit 'alYma-
Si, -tamasdr. Aydnlanmay kabul eden 'eyler de renkli
-olanlardr. Bunlarn, iinde hava yoktur. nki hava' renk-
sizdir.
Kabul edenin sfatna gelince: Bu 'da istiva ve tesviye
ile hasl olan itidaldir. Nitekim Hak Teala: <Onu tesviye et-
tim d'emitir. Bunun misali : Demir skalesi (demir cilas)
dIl~ nki bir ayna, ayet onun parlak yz demir pas ile
svanll'sa hi bir ekjf ve suret kabul etmez. Karsna her-
hangi bir cisim konsa veya ayna her hangi bir eye muka-
bil tutulsa o eyin aynada bir aksi gorlme. ayet ayna
bir ekU vesuretin karsna konur ve bir taraftan da ci/ac
aynaya cila vermiye devam ederse aynada parlaklk hasl'
,olduka, aynann 'iinde de bir ekil ve suret hadis, olur.
qnki bu ekil ve suretin sahibi, olan ci!simaynann tam
karsndadr. (Aynada ve surette istiva hasl olmutur.)
ite bunun gibi nutfede d'e bir istiva hasl olursa onda bir
ruh hasl olur. Bu ruh, rQhu yaratandandr. Ama bu ruhun
nutfede haslolmas ile, onu yaratanda bir bozulma ve de-
ime olmaz. ROh' ancak o anda hadi's olur. Daha nce ol-
maz. nki istivann haslolmas ile mahallin deimesi,
bakalamas o andadr,nce daHdir. Nitekim cismin as-
lnn hibir deiiklie uramadan aynaya aynen suret ola-
rqk aksettii' vehmedilir. Daha nce aynada grlmeyii,
sOretin ayn~da grimeye mOsait olmayndan deiL, ay-
nan aksettirmeye hazr hale getirilmeyiindendir.
*
'**
4 - FE Y:Z 'nedir?
Buradaki feyzden, bir kaptan suyunele dkI,mesi gibi
bir ey anlamamz.uygun olmaz. nki fayzin lgat manas,
88,
'bir miktar suyun bulunduu kaptan ayrlmasndan ve ele
ulamasndan ibrettir. Fakat ben bu feyz kelimesi ile sa-
na, gne ziyasnn bir duvara geliinden anlyacan eyi
anlatyorum. Hakkaten bazlar gnein 'ziyasnda yine ya-
'nlma, gne'in cisminden bir 'nn ayrlp duvara u/aa
rak, onun zerinde yay/makta olduunu sandlar. Bu bir ha-
tadr. Dorusu, gnein ziyas parlaklk itibariyle renkli du-
vardaki gib( kendi's'inden zayf da olsa ona mnasib olan
bi: eyin hudusuna sebeptir.

Gerekten bu akis, insann eklinden bir ksmnn in-


sandan ayrlmas ve aynaya gelip kalmas manasnda' de-
ildir. Ama bir insan suretinin mese,la ekil ve sureti ak-
settirmesi kabil olan bir aynada o insann suretinin timsali
olan bir eklin hudus~na sebep olmas manasndadr. Ayna
veya insanda birleme ve ayrlma yoktur. Arada sadece se-
bebiyet vardr.
ite Hahi kerem de, bunun gibi varl kabul edebilecek
her mahiyette varlk nOrunun hudusuna sebeptir 'ki buna
feyz denir. .

5 - Tesviye ile nefhi anlattn. Ama ruh nedir? Rhun


Hakikat nedir? Acaba bu, suyun kaba girii veya bir' ara-
zn cisimde bulunuu gibi bedende' bir hal midir? Yoksa'
kendi bana durabilen bir cevher midir? Kendi kendine
'durabilen bir cevher ise, bir mekan tutar m, yoksa tutmaz'
m?' Eer bir yer tutuyorsa, yeri neresidir; kalp midir, di~ .
ma mdr, yoksa haka 'bir yer midir? Eer bir yer tutmu~
yorsa, bir yerde bulunmayan ey nasl cevher olur? Soru-
larn imamGazali yle cevaplandrr:

Bunlar. ruhun srrndan, mahiyetinden sormaktr. ;Ehli


,olmyana bunlar. aklamas hususunda, Allah'n Rasulne
-Allah Ona salat selam etsina izin verilmemitir. Eer sen

B9
bu iin ehlinden, bu srr, bu ince ve derin mese/eyi kav-
ryabilecek kudret Vf) kabiliyette isen, dinle ve bilki: RUH:
suyun kaba girii gibi bedene giren bir cisim deildir. Si-
yah bir cisme girensiyahlk ve .alimdekiilim gibi kalbe ve-
ya dimaa giren bir araz da deildir: Bilakis rOh, bir cev-
herdiraraz deildir. nki rOh kendisini ve kendisini yara-
tan bilir. MahlOkatl idrak eder. MahlOkat bir takm bilgiler- !

dir. Bilgilerin hepsi de arazdr. ayet araz bir yere konul-


mu ve ilim de onun ile kaim olsayd, bir arazn kvam yi-
ne bir araz ile Olurdu ki, bu akln kabul edecei eylere mu-
haliftir. Zra bir araz kendisinin kaim olaca eyde ancak
teklik ifade eder. Araz bir yerde tek bana bulunur. ROh ise
biri birine muayr iki hkm ifade eder. nki rOh yarata-
nn tand vakit kendisini de tanr. ite bu zellikler rC
hun araz olmadna delildir. Zra araz olan. bu sfatlarla
tavsif olunmaz.
ROh cisim de deildir. nki cisim blnmeyi kabul
eder. ROh ise blnmez. ayet rCh bqnseydi ondan bir
parann bir eyi bilmesi ile, .dier bir parann da, o eyi
ayn halde bilmemesi caiz olurdu. Bu takdirde ise insann
ayn zamanda ve bir hal iinde bir eyi hem bilmesi ve
hem de bi/memesi gerekirdi. Bu hal biribirine mtenakz
dr. nki zaman ve mekan ayndr; Ancak bir gzn iki
ayr yerindeki beyazlk ve siyahlk mLrcenakz deildir. Ama
ir kiinin bir eyi hem bilmesi hem de bilmemesi mte-
nakzdr. Bu iki ayr ahstaolursa muhal deiL, mtnkndr.
Jte bu, rOhun bir 'olduuna delalet eder. ROh, akl sahip-
lerinin ittifak ile cz'U la yetecezz8 yani blnemiyen bir
eydir. nk para demek rOha layk deildir. Zrapara
klle (btne), oklua izafettir. ROhta ise ne kl vardr,
ne de cz, ne btn vardr ne de para. Ancak bu para s-
z ile, bir, ondan paradr, bir says on adedinin paras
dr diyenin m.urat ettii ey kasdolunur. nk sen hakika-
ten on saysn meydana getiren paralar gz nne a/r=
90
san, bir says bu demetten bir para olur. Bunun gibi bl!-
tnvarlklar yahut insan insan yapan esaslarn hepsini
nazar i'tibara 'alnca, ite o zaman, rOh da bu toplumdan
bir para olur.
Artk rOhLln blnmez, paralanmaz bir eyolduunu
anlad isen, o ya bir yerdedir veya onun n;ekan yoktur. RO
hun bir mekan, bir yer tutmu olmas batdr. Zra her' m-
tehayyiz olan (bolukta bir yer tutan) ey blnebilir. S
nemiyenbir parann blnmesi hendes ve akl delillerle ba-
t/dr. Bu delillerden birini yazyorum: iki cevher arasnda
bir cevher farzedilse; iki taraftan her biri ortadakinin bir
yanna ge/ir ki, oras tekinin bulumad, karlamad
bir yerdir. Aradaki cevhere temas noktalar birbirinden ba
kadr. Aradaki cevherin bir yz i/e karsna gelen cevheri
bilmesi, fakat ayn yznn karsnda' bulunmyan teki
cevheri bilmemesi, yani bir yzn var dediine teki yzn
yok demesi tabii olur. iki taraftaki cevherler de byledir.
Her biri bir yan ile ortadaki cevheri ikrar, teki yz ile
de inkar eder~ Bu sOretle her cevher ayn zamanda ve bir.
haliinde, bir eyi hem bilen hem de bilmiyen olur. Nasl
olmaz ki, paralanmyan en kk zerrelerden meydana ge-
len sade bir dzlem farz olunsa, onun bizim karmza ge-
len bir yz olur ve bu yz biz grrz de teki yzn
grmeyiz. Grdmz yDzLl grmediimiz yzden baka
grrz. nk bir ey bir ,zaman ve bir hal iinde hem
grlm hem de grlmemi olmaz.'

Gne de herhangi bir eyin iki y?nden birinin kar-


snda olursagnein ziyasyla o yz aydnlanr. Dier yz
karanlk kalr.

,Has/ rChun blnmiyecei ve paralanmyaca sabit


olunca artk onun bizatih/, kendi kendine kaim olduu ve
asla bir mekan'da yer tutmad da sabit olur.

91
6 - Bu hakkatni hakikat nedir? Bu cevherin sfat ne-
. dir? Bedene tealluku nasldr? ROh bedenin iinde midir,
. yoksa dmda mdr? Bedene bitiik midir? Yahut ondan ay-
n mdr? denildi. Bu sorulara cevap olarak da (Allah ondan
raz olsun) yle dedi: ROh, bedene ne dahildir, ne de ha-
. '. ritir. O bedene bitiik de deildir, ondanayr da deiL.
Zra bitime, ayrlma ile nitelenmeyi salyan haL,: cisim
olmak ve bolukta bir yer tutmaktr. Halbuki ruhtan bu iki
hal ve nitelik nefyolunmutur. Bu sebeple de bir arada bu-
lunmalarna aklen imkan bulunmyan, iki zt hal ve nitelik-.
ten ayrlmtr. .
Nitekim cemad (cansz), ne alimdir, ne cahildir. nk
bilmeyi ve bilmemey saliyan hayatt!". Bir eyden hayat
nefyedilince biribirine zt olan iki hal de yok olur.
*
**
7 -:- ROhbir (cihette) ynde midir? denildi. Cevabmda
yle dedi: Hayr, ruh, mahallere girmek, cisimlerle birle
mek ve cihetlerle zellenmekten mn~zzehtir. nk bun-
larn hepsi cisimlerin sfatlar ve arazlardr. ROhise ne
bir cisimdir, ne de cisimdeki arazdr. Belki p bu arazlarda,n
mukaddestir.

8- Resl aleyhisselam, bi.l srr ifa etmekten ve Hak


Teal'nm Senden rOhusaranlara: {{ROh, Rabbimin emrinde-
dir. De! (el-isra 17/85) kelarn ile rOhun hakleatm ak
lamaktan niin men edilmitir? denildi. Cevabnda yle
dedi: .
nk r.[l anlatlamaz. Zira insanlar,-avam ve havas .
olarak iki smftr. Tab'nda, mizacnda, avamlk fazla olan,
iste o, bunu kabul etmez. O ruhu Allah Teala'nn sfatfarn
da tasdik etmez de insanlk rOhunda nasl tasdik eder? Bu
sebepJedir ki, Kerramyye ve Hanbellyye ruhun' ilahi ve in$
san oluunu ink~r etmilerdir.

92
Avanlk!ardaha ok olanlar, Cenab~ Hakk', cisim say~
mlardr. unki onlar var~o'an, ancak ona (ite u! deyeJ
iaret olunan, yanigrlebilen cisim olarak kahullenebil-
milerdir.

Her kim avamlktan biraz ykselmi ise ruhtan cisim-


lii nefyetmi ve fakat cisimlik arazlarn nefyedememitir.
Bu halde de ruha cihet isbat etmi,ona ait bir yn vermi
ve onu o yndeki' yerde sanmtr.
E'arIler ile Mu'tezliler bu avamlktan, ruhu, cisim say-
maktan ykselmiler ve bir cihette olmyan bir varlk bu-
lunacan kabul ve isbat etmilerdir.
\

9 -Onlar bu gizlilii niin aamyolar? denildi. Cevap


verdi:
nk onlar bu sfatlar (cisimlikten,' mekandan ve ci-
, hetten mnezzeh olmay) Allah Teala'dan bakas iin im-
kansz saydlar. Bunu, onlarn bazsna anlatsan seni kafir
sayarlar,(cSen :kendini Allah Teaa'nns.fatlar ile vasfedi-
yorsun ve gerekten sen nefsin iinAllah'l,k iddia ediyor-
sun derler.

***
, 10 - Ol1lal' bu sfatm hem Allah, hem ~e bakas iin
mmkn olmasn niye muhal sayarlar denildi: yle dedi:
nk onlar, dediler ki; mekan sahibi olanlarda iki e
yin bir mekandabulunmas imkansz olduu gibi iki eyin'
mekimszhkta 'da birlemesi muhaldir, yani iki cismin bir
i

noktada bulunmas nasl mmkn deilse iki eyi mekan-


danmnezzeh' mekansz saymak da imkanszdr. Dier bir
deyimle; 'bir mekanda ancak bir eyolaca gibi mekand,a
olmyan da ancak bir eyolur ki o da AI/ah'tr. nki ger-
ekten bir mekan,da iki eyin birlemesi imkanszdr. Zra
onlar bir mekanda bulunmu olsalard biri birinden ayrde-
93
dilmedL Bunun gibi. mekanlan olmayan iki ey bulunsayd,
bunlar bilmek ve birini dierinden ayrdetmek ne ile hasl
olur idi. derler. Bu hususta bir de: Ayn derecede olan
iki siyah bil' yerde birleemez. Hatta iki e, denkda (bile)
birbi'inin zdddr. denilmitir deye sylerler.,

11 - Bu ok byk bir mkildir. B~nun cevab nedir?


denildi.' (yle) dedi: Cevab : Gerekten onlar, eyanm
(var olan eylerin) biri birlerinden tefrik ve ayrdedilme
sinin ancak mekan ile haslolaca zanlarnda hata etmi
lerdir. Hayr, bu temyiz ve tannma ey ile olur:
1 - Mekan ile. ikiayr yerde birer ,cisim gibi.
2 ~ Zaman- ile. iki ~amanda, bir cevher zerinde iki si-
, yah gibi.'
3 - , Had ve hakkat ile. Bir m,ahaldeki eitli arazlar
gibi. mesela: bir' cisimde renk,lezzet, soukluk ve yalk
bulunmas. ... Gerekten bunlarn mahalli ve mekan da bir-
dir, zaman da ayn zaman iinde ve, bir yerde bulunmak-
tadrlar .

. Fakat bunlarn hepsi bir eyolsa da (her biri aslnda)


kendi hudutlar snrlar ve 'hakikatlar zatlar biri birinden
ayr mfmalardr. Evet, rengin lezzetten ayrlmas zat iledir.
ilmi, kudretten ayrmak da (yukarda getii zere) zat iti-
bariyledir.
ite byle bir mahalde zatar ve hakkatla~ biribil'in-
den ayrarazlar tasavvur (ve kabul) edilirse, mekann gay-
rsnda da hakkatlar za'tlan ile birbirine muhalif eylerin
tasavvur (ve kabul) edilmesi daha uygun olur.

*'
**
12 - Bu sizin zikretmi olduunuz eylerin imkansc
Ima kar bm'ada baka bir delil vardr ki Allah, ile ruhu

94
ayrmak, 'isteme bakmndan daha zahirdir. O da udur~ Gf:W-
ekten bu ifadeniz yani ruha mekandan mnezzeh addetme-
niz Allah Teala'nm en zel bir vasfm ruhta isbat etmek ve
bu suretle de ruhu Allah'a benzetmektir. denildi.\Cevabnda
unu dedi:

Heyhaat! (ikisi aras ne kadar uzak) nki bizim: in


san diridir, bilendir, gc yetendir, iitendir, grendir ve
syliyendir; Allah Teala da byledir, dememizde bir tebih
insan Allah'a benzetme yoktur. Onki bu szlerdeki sfatlar
zel sfat, yalnz bir zata ait en zelnitelik deildir. Mekan-
dan ve ynden mnezzeh olmak da bunun gibi, Tanrln
en zel nitelii deildir. Fakat Allah'n en zel nitelii an-
cak; onun kayyum ol"!1asr, yani O bizatih1 kendi kendine
kaimdir. Kendinden gayrsda O'nun zat ile kaimdir. O bi-
zatihi vardr. O'nun varl bakas ile deildir. O'ndan gayr
. ne var ise, hepsi bizatih1 deil, O'nun varl ile vardr. Do
rusu, eyann kendi zat/arna mahsus ne varlklar ve ne
yokluklar vardr. Onlarn vcudu (varl) ariyet (dn)
sureti ile bakasndan yani Allah'tandr. AI/ah'n vcudu
(varl) ise bakasndan alnma deil, kendindendir. ite
hu hakikat yani kayyumluk yalnz Allah'a hastr.

*** '
13 -Tesviyenin, nefhin ve ruhun manasn anlattm da
ruhtaki nisbetin manasn :sylemedin? Evet, (Cenabu Hak
kelammda fledii eye) neden({rOhumdan>~ dedi ve onu ni-
in kendine nisbet etti? Eer hakikaten ,ruhu~ varl, ken-
disi ile k~Hm olduu iin ise (bu hal yalnz ruhta deil) b-
tn eyada byledir. '

***
14 - Bir de, Cenab Hak insan bala nisbet etti ve, :
ben phesiz balktan adam yaratacan dedi: (Sad
38/71), sonra, da insam yaratp tesviye ettiim vakit ona
ruhum~al1 bir' ruh iiftedimu dedi. (Sad 38/72) Eer bu ru

95
hun mana~u! Allah fealirdan bir para olmas ve kahba (be-
dene) feyzetmesi, (girmesi) bahedilmesi ise; nasl ki bit
adam,. dilenciye bir ey verir d?: Mahmdan ona bahet
tim)} diyor ise, ite bu, Allah Teala'nm zatlnl paralamaktr.
Siz de gerekten bunu iptal EFttiniz (Allah'm zatmm para
lanma fikrini rttijnz) ve ru'hun bedene ifazas (akmas),
gelmesinin Allah'tan bir para ,olarak ayrlmas anlamnda
olmadm sylediniz. denildi.

yle cevaplad:

Bu ifaza ve feyz ii, gnein sz gibidir ki, ayetg


/le dile gelerek: ben nOrUldan yer yzne Haza ettim -.
(k verdim).n deseydi, doru olurdu. Dnyaya gelen bu
n gnee nisbetinin manas da : (~Bu I'k gnein ziya-
,sna nisbetle, her ne kadar .o~ zayf olsa da trl ynler-
den bir yn ile gne ziyas cinsindendi' dernek olur.
ite bu gne ve misali, bir benzeti ve mna-
sebettir. Bunun iindir ki; izafet kelimesi ile ifade edildi.
Bu benzetiler asla cismanilie mahsGs deildir.
*
**
15 ...:.- Hak Taala'nm Ruh Rabbimin emrindendir, de!
(isra. 17/84) kelarrAlnm manas nedir? Emir alemi nedir? Ya-
rat alemi nedir? .deni!di.

Cevabnda unlar dedi:


zerinde l, ,tart, nikdar vaki olan ne var ise hepsi
cisimler alemidir,. zerindekiler de cisimlerin \ar~zlardr.
Bunlara halk (yarat) alemindendi!', denilir. Bu szmzde-
ki halk kelimesi burada, takdr manasndadr. Icad ve ihdas '
manasnda deildir. Bir ey yaratt)} denir, yani onu takdr
etti ona. mikdar verdi deerledi, oranlad demektir. air:
r r

Gerekten sen yarattn eyi kesersin.


Baz kavm ise yaratr da sonra kesm.ez.

96
Burada, yaratmak: takdir anlamna.dl". oranlamak, ta-
sarlamak demektir. Asl:anl-am da: gerekten sen meini,
oranlar, tasarlar, yani ler, bier ve ona gre kesersin. Ba-
Zi esnaf ise oranlar, tasarlar ama -ona gre kesmez, iae ya-
ratmaz, demektir.
Kendine ait bir kemmiyet ve takdir (miktar, say, ar- .
ik) olmyan, hi bir lye gelmiyen, .e-yler de emir ale-
mindendir. Onlara: Rabbani emir, rabba ait i denir. 'Bu
da, aZ nce zikrettiimiz benzerliklere aittir.
Bu cinsten olan insan ve melek ruhlar,nn hepsine
evet, bunlar emir alemindendir denilir. Emir alemi de:
his, hayal, yn, mekan ve yer tutma dnda olan varlklar
dan ibarettir. Bunlar herhangi bir l ve takdire girmezler .
.nk kemmiyyetleri mikdarlar yoktur. Sayya gelmezler,
beHrli bir hacimleri ve arlklar da yoktur; yani madde
deildirler.

16 -Ruhun .yara~k olmadm m teveehhm ediyor-


sun? ayet byle ise o kadim (ezelidir) demek olur, denildi.
Ceyab'nda ~yle dedi:
Gerekten bir t~plum byle tevehhm etmitir. Halbu- .
ki bu cehalettir. Hayr biz, ruh yaratk deildir;) szn
((ruh, ne bir say ve mikq~r ve ne de br l ile takdir edil-
mez manasnda sylyoruz. nki ruh, paralara ayrla
maz, her hangi bir madde gibi bolukta yer tutmaz.
Biz gerekten {{rh bir yaratktr deriz, ama bunu ka-
dim deildir,
hadistir manasnasyleriz.
Ruhun ezell olmayp sonradan oluunun burhan var-
dr,fakat i.fadesi uzuncadr. nki bu delilin mukaddimeleri
uzundur. Lakin hak ve gerek olan, insan ruhunun, mesela
suretin bir aynadazuhura gelmesi aynann biryznn sr-
97
Ianmasile olduu gibi nutfenin de annarak l'Ohu kabul ede~
cek kabiliyete geldii andahadis olmasdr. Her ne, kadar
camda srlanmadan nce karsndaki eyin ekil ve sOreti
var ise de, sOretin camda zuhOru camm srlanp ayna o/-
mas iledir'.

Bu brhann vcOda gelii u dnce ve hkmler-


dendir: hakkaten eer rOh/ar bedenlerden 'evvel var idiy-
seler, bunlar da ya bir tanedir veya birden fazlaclr.
ROhln bir tane olmas da' batldr, birden fazla ol mas
da. Hatta bedenden nce her hangi bir yerde vcOdu da
yoktur.(*) Gerekten rOhun bir' tane olmas mmkn deildir:
l1ki her bedende rOh vardr. Bunlar her baknidan birbil"i-
nin ayn deildir. Mesela: Zeyd bir eyitanr da Ami- onu
tanmaz. Eer onlardan yani Zeyd ve Amr gibi iki ahstad
rOhlardan akl cevher bir tane olsayd, bu akl eden cev-
herde iki zt eyin birlemi olmas gerekir ve byle bir ha-
lin kabul de imkansz olurdu. Nitekim bu ztlk yani bir e
yi bilen ve hem de bilmiyen iki' ruhun varl tek bana
Zeyd'de ve bir ahsta dahi muhaldir. Akd cevherderi mura-
dm/: ruhtur.

ROhun birden fazla olmas da muhaldir;


nki cisimler gibi miktara sahip olan, lye tartya
gelen. bir eyin i~i para olmamas ve blnmemesi mu-
ha/dir. Zraher cisim blnebilir. nki bir miktara sahip-
ti', belirli bir hacmi ve bulunduu bir yeri vardr. Hem de
, paraldr, paralanr. Ama kendine has hi bir para ve
" esasen bir eyin paras olmyan, hem bir miktara, lye,'
tartyagelmiy,el1 bir ey nasl blnebilir!

(*) Gazal, ruha, bedenden nce de bir mekan ve vcud tanmyor. '
Ancak onu; nutfede, nutfenin j'tidal ve istidd Ileslolunca hadis
olan gayri madd bir cevher sayyor. (Mtercini)'

98
ROhun bedene teallukundan evvel birden fazla olduu~
nu takdir etmiye gelince: btr da muhaldir. nki bu takdir"
de ruhlar ya biri birine benzerler~ yahut yekdierine muha-
liftirle. B,unlarn ikisi de muhaldir. Birbirirte benzemesinin
,muhalluu: '
Yekdierinin aynolan iki eyin bir esasta bulunma-
snn akl ve tecrbede imkansz oluundandr. Bunun iin-
dir ki; iki siyah, bir yerde ve iki cismin ayn mahalde bu-
lunmas imkan yoktur. nki ikilikbiribirine ,aykrlk ica-
bdr. Halbuki mahaldegayrlk yoktur. Yer birdir. iki' siya-
hiLL fki ayr yerde I;>ulunmas ise cfHzdir. nki bu, ondan
mahalde ayrlyor. Birinin yer tuttuu mahalle teki tutun-'
mamtr.

Bunun gibi ikieyin _iki zamanda bir yerde bulunma-


lar Ilmkndr. Zra birisi, iin olan nitelik dieri iin yok-
tur. Bu nitelik' de o eyin zel bir zamana rastlamasdr.
Varlkta
mutlaka, biri birinin tpa tp misli olan en az
iki yoktur. Be.~i biri birine izafetle m"isildirler. Zeyd ve Amr
szmz gibi. Bunlar insanlkta ve cisimlikte misiidil'ler. Si-
; yah mrekkep ile kara karga da siYlhlkta biribirinin misli-
dir/er. Bunlar bu misiiliklerde' gayrl.amak, birini dierinden
baka saymqk imkanszdr. Hnki birbirinin gayr olmak iki
trldr. ::-
Birisi: nev',i ve mahiyet uymazl iledir. Su ile atein,
siyah ile beyaz biribirinin gayr ol,mas gibi.
, Dieride mahiyete
,
girmeyenarazlar ile: Scak su "I ile
souk suyun bir birinden ayrl gibi.
Beeri, rOh:larn 'ise nev'j ve mahiyet i'tibariyle bir bi-
rindel1 ayr olmalan muhaldr. Zira beeri l'O'hlar had ve,
hakikatte "birliktirler. ROh bir nev'idir. (Bir snf).
Arazlar itibariyle de beeri rOhlarn gayrlamalar mu-
haldir. Cnki
. . ~
bir tek.
\ hakikat, cisimlere mteallik ve her
99
hangi bir nev'i i le cisimlere mensup olunca, ancak arazlar
ile bakalar. nki bir cismin paralarnda ihtilaf, birbi-
rine uymazlk zaruridir. isterse bu ihtilaf mesela: yaknlk
ta, gkten yere, uzaklkta, yerden ge kadar olsun. Ama
byle olmadka ihtilaf mmkn deildir~
ite bu, hakkatine ermek istiyenin fazla bir bilgi ve
takdire sahip olmasna ihtiya grleneydir. Lakin bu ka-
dar da onu uyarabilir.
*
**
17 -:-' Rhlarm bedenlerden ayrldktan ve cisimler ile
ilgileri kalmadktan sonra halleri nice olur? Nasl,oahr?
Birbirinden nasl bakalar,? denildi. u c~vab verdi:
nki ruhlar bu dnyada ve beden He birlikte iken me-
sela:' ifimden, cehilden, srurdan, kederden, gzelveya ir-
kin huylardan eitli nitelikler, kazanmlardr. ite ruh, o
kt huy ve sfatlardan kendisinde bulunanlarla, dier ruh-
larla farkl ve gayr olarak kalmtr. Bu huy ve nitelikle-
rin azln ve okluunu da bedendeki nden evvelkinin aksi-
ne' tamamiyle bilmektedir. nki bunlarn, bu gayrlama
sna baka sebep de yoktur."-
*
**
18 --- Hazreti Peygamber aleyhis selam m : Allah Teala
Ademi kendi sretinde yaratt.. demesinin manas nedir?
diye soruldu. u cevab verdi:
Suretkelimesi mterek manal bir isimdir. Bazan e-,
killerin tertibine, birbiri zerine veya' yan yana konmasna
ve terkiplerin ayrlamasna tlak olunur ki bLi~ hissolunan
. (grlen ve be duyumuzla anlalan) bir suret (ekil) dir.
Mahsus yanimaddi olmyanmanalardan bir tipine sylenir.
Evet manalarn da bir tertbi, terkbi ve tenasb, bir birine
oranve mnasebeti vardr. Buna da suret ad verilir. Me-
sela: u meselenin sureti yledir, byledir, denilir. Bir, 01-
100
gunun sureti, probleminin sureti ve akli meselelerin sureti
de byledir. Yukarda geen, bu suretteki tesviyeden mak~
sat da ite bu 'manevi surettir. Bunun ile de yukarda anlat~
m olduumuz benzerliklere iaretetmektir. Bu iaret edi-
len suret de AI/ah'n zatna; sfatlarna ve iI'erine ait olur.
Evet, ruhunkendi zatnn hakikat da kendibana
kaim olmak (durmak)tr. nki ruh araz deildir, cisim de
deildir. Bolukta bir yer tutan, l ve tartya gelen bir
cevher olmad gibi mekana ve cihete giren bir ey de de-
ildir. Ne bedene, ne aleme ,bitiiktir ne de onlardan ayr
dir: 'Bedene ve alemin iindeki cisimlerden birinin i9ine gi-
ren veya onlarn dnda olan da deildir .
. ' ite bunlarn bu olmazlklarn hepsi de Allah'n zatnn
hakkatnda vardr. Adem ve ademolu olan insan, tad
ruhun cisim olmamasve cisimlere zg hal ve sfatlarn
bulunmamas bakmndan ald manev suret i'tibariyle, Af-
lah'n bu husustakisfatlarnn s'uretine benzerlii ve bina-
ena/eyh suret birlii vardr.

Ruhun sfatlarna gelince :


pheyok ki ruh, : diri, alim, kadir, di/iyen, iiten, g-
ren, konuan olarak ya-ratld. Allah Te~la da byledir.

ilere gelince: insana ait olan bir iinbalangct, i'ra-


dedir ki, bunun eseri evvela kalpte, zahir olur. Sonra hay-
van rOh vastas ile bir eser-ki bu kalp boluunda~i (ha-
va gibi) latlf bir bl!hardr- has,1 olarak geniler, yaylr. Ora~
dan dimaa (beyne) ykselir. Sonra oradan beynin d si-
nirlerine, Sinirlerden, kirilere, etlere takl balara sirayet
eder. Kiriler ekilir, gerilir. Bu sebeple de parmaklar ha-
reket eder. Parmaklarn hareketi ile; mesela kalem, klem
ile de mrekkep hareket eder. Bundan da kat veya her-
hangi bir yzey zerinde bir yaz veya eki/' suret mey-
dana gelir ki, 'o adamn hayal haznesinde tas?vvur ettii
10-1
vehile yazmak istedii ekildir. nki' o bu yazlann sOre-
tini nce hayalinde tasarlamadka, bunu ikinci defa be-
yaz zerinde meydana getirmek mmkn olmaz. Kim AI-
lah'n fiillerini, ,semalar ve yldzlarhareket ettirmekle yer-
yznde nebatat ve hayvanat nasl ihdas ettiini-ki bu me-
leklerin semalarn hareket ettirilmesindeki taatleri ile ol-
maktadr- dikkatle tetkik eders'e; Ademolunun kendi alemi
olan bedenindeki tasarrufunun, Halk'n Alemi Ekber'deki
tasarrufuna benzediini ve onun misli olduunu, b!fir. Ve
onamesela kalbin tasarruf ve idare .
,
seklinin nisbeti,
, Arsn
(tasarruf ve idare eklinin) ,nisbetine; ,diman nisbeti Kl'-
sinin nisbetine uygundur. i ve d duygu organlar, Allah
Teala'ya tabiatiy!e itaat eden' ve muhalefet' edemiyen 'me_
lekler gibidir. Sinirler ve' organlar gkler gibidir. Parmak-
la'daki kudret, csimlerde aklm ve teshir edilmi ta-
biate benzer. Kalem, kat ve mrekkep de toplanma, ter-
kp ve ayrlmaya ve RabuldemrekkebiHn aslHar olan un-
surlara (element) benzerler. Tahayyl aynas da Ievh-i ma h-
fuz gibidir.
Her kim bu muvazeneye ve benzerliklere hakk ile mut-
taH olur, ak erdirir ise; islam Peygamberi (aJeyhisselam)
nin: Allah Teala, Ademi kendi suretinde yaratt demesin,in
manasn bilir. AI/ah Teala'nn ilerinin tertib'ini bilmek, bir
ok ilimieri ta'hsletmeye ihtiya gsterir. Halbuki bizim
burada yazdklarmz, onlardan bir ksmna iarettir .
. :ti
**
18 ~ Soruldu: ResUl Aleyhisselamn; Her kim kendi-
ni bilirse muhakkak Rabbini bilir sznn manas nedir.?
Cevab u oldu:

nki eya, mnasip misaller ile bilinir. ayet ad ge-


en benzedikler olmasayd; insan' kendini bilmekten Rab- '
bi'ni bilmiye ykselemezdL Ve eer Allah Teala Hazretleri
insanda cmle alemin misalin toplamam ols.ayd; hatta onu
102
byk alemin kk bir kopyesi yapmasayd ve onu sanki
kendi aleminde tasarruf eden bir Rab klmasayd., muhak-
kak' ki o alemi"tasarrufu, rubbiyeti", akl, kudreti ve dier
ilahi sfatlar bilmezdL Binaenaleyh nefs; benzerlikleri ve
muvazeneleriyle nefsi yaratanbilmiye ykselmenin basfa~
ma olmutur. Bu bilgiyi bundan nGeki mesele ile tamam-
lamak ve kemale' ulatrma hussunda, bu meselenin y~
inden perdeyi kaldracak eyler vardr.
*
**
19 - Soru : Ruh, eer beden ile beraber hadis, oluyor
ise, islam Peygamberi Aleyhis selamn: {{Allah ruhlar be-
denlerden iki~in yl nce yaratt demesinin ve bir de: Ben,
yaratlma iitibariyle Peygamber'lerin birincis.i, gnderilme
bakmmdan da sonuncusuyum)~ sznn ve' ayrca da:
(<Adem, S,u ile balk arasmda iken ben Peygamber ,dim)}
kelammm manalar n'edir? '
yle dedi : Bu haberlerde rhun kdemine delil ola-,
cak bir ey yoktur. Fakat bu szler (rhun) kadm olmayp
hadis olduuna ve sonradan yaratlmlna del~Het eder.
Geri zahiri ve ak manas da, rhun bedenden nce V81'-
,!na delalet ediyor ve zhirdekilerin ii kolaydr, ama bun-
larn te'vili de mmkndr. Kaf burhan ise zahirile bir ta-
.rafa itilmez, stelik, Allah, Teala hakkndaki tebhin zahiri
manasnda olduu gibi, naaslarfn te'vilini mecburiklar. ta-
hir manaykesin delile uyan manaya nakleder.
RasCl Kerini'in: Allah Teala rhlar bedenlerden n-o
ce yaratt' demesine gelince: RasOI-i Zian Efendiniiz,
rOhlar kelimesi ,ile belki, meleklerin rOhlarnl, bedenler,
sz ile de Alemin vcdlarn (mesela) ar, krslYi,gk-
leri, yldzla~, havay, topra,. suyu kasdetmitir. Nitekim,
insanlarn cesedi, hacim i'tibariyle dnyann hacmine k
y~sla kk, dnyann Gesedi' ise g'nein cisminden ok
kktr. Sonra gnein hacmininkendi semasna' ve g-
103
nein semasnnda zerindeki gklere nisbeti yoktur. Bun-
lar birine nisbetle . ll6miyecek derecede byktrler.
Sonra btn bu gkleri Krsi kaplar. nki Ayet'I-Krsi'de
{Cenab- Hakk'n beyan vehile) : ccOnunkrsisi, gkleri
ve yeri ,iine aLu. Krsi ise, Ara nisbetle ufaktr.ite bu
alemlerin hepsini dnr ve birazck olsun tasavvur eder-o
sen: insanlarnbedenleri bunlarn yanndahi denecek ka-
d~r klr de, cesetler kelimesinin mutlak olarak sylen-
inesinden insanlarn ~edenini anlamazsn ..
Bunun gibi iyice bil vehakikate er ki; insan ruhlar da
meleklerin ruhlarna kyasla, onlarn vcudlarnn, alemde-
ki varlklarn vcudlarna izafeti gibi pek kk kalr.
ayet
sana ruhlarn bilgisi verilmi olsayd; beeri rUh-
lar, meleklerin ruhlarna kyasla, tpk ale~ gibi, ok b-
yk bir ateten alnm' bir u 'le, adeta kandil gibi g-
rrdn. O byk ate, meleklerin ruhlardr, Meleklerin
ruhlar iin de tertip, dzen, derece~ rtbe vardr. Bunla-
rn her biri kendi rtbesinde tek bana bir varlktr. Bir
mertebede iki melek ruhu bulunmaz.
insanlarn ruhu bunun tersinedir. Bunlar nev'ide de ve
rtbede de birlemek suretiyle oalmlardr. Ama melek-
lerin her biri kendi bana' bir nev'idir. Bir melek, o nevi-
lerin her biridir.
Cenab Hakk'n
: ({Bizden hi biri yo~tur ki, onun iin
belli bir makam rtbe ve mevki olmasn! (Saffat 37/164) .
ve bir de : phesiz b~z, evet biz, saflar tekil etmiiz.
(Saffat 37/164) kelarn ile, Efendimizin : {(meleklerden rIJ-
ku halinde olanlarsecde etmezler, ayaktakiler de rukua va ...
mazlar demesi buna iarettir.
Hakikaten Qunlardan her biri iin belirli bir makam var-
dr. Artk bu izahardansonra, yukardaki hadslerde mutlak'
_. olarak geen ruhlar ve cesetlerden ancak ve yalnz. melek-
104
lerin rChlarn ve tabiat alemindeki cesetleri (byk var-
lklar) anlarz.

RasCl Zan aleyhisselamn : Ben yarathi'tibariyle


Peygamberlerin evveli, gndel'ilme bakmndan da ahiriyimu
szne gelince : Burada halk>~ yaratma icad deil takdir
manasndadr: Filhakka RasOI-i 'Ekrem; annesi onu dour-
madan nce yaratlm bir varlk deildi. Ancakgayeler ve
kernalatlar tasavvur, takdir i'tibariyle ncedir, ama varlk
sahasna ki'tibar!yle en sondurlar.

Araplarn: Evvel'l-fikri ahiru'l-ameli, ilk dnlen


son yaplandr
vecizesinin manas budur ve. aklamas da
udur: Bir evi takdr edecek olanmhendis" ilk olarak evin
eklini kendi kafasnda canlandrr. Bu sCretle onun takdi-
rinde tam bir bina hasl olur. Son yapaca da, zihninde
imal ettii o evin eserini (harite) vcOda getrrmektir. Bu '
eser, o tasarlanm evin meydana getirlimesidir. ite bu ev,
mhendiste takdir i'tibariyle evvelinde, fakat vucOd i'tiba-
riyle de sonundadr. nki bu ev tamam olmadan evvel ker-,
pi kesmek, duvar rmek, gerekli malzemeyi hazrlamak, .
ymak, hep maksad ve gayenin, yani evin ikmaline vesi-
ledir. Bu. sebepledir -ki aletler, a'ralar, yapmlar, ilemeler
ne, ileriye gemitir.
Bunu kavraynca Ademe mensup olanlar (Hazreti Ade-
mi ve zrriyyetini) yaratmaktan maksadn: ilahi huzuraya:
knlk saadetini idrak etmeleri olduunu. bilirsin. Bu da an
cak: Peygamberlerin tantmas ile olur. O halde Peygam-
berlik bu maksatla vcOda getirilmitir. MaksCd olan da
peygamberliinkemali ve gayesidir. Peygamberler.in dn-
yaya gelmesi ve vazifesini bizzat yapmas, yani insanlar
irad ve Allah'n huzCruna yaklamann yollarn ve gerek-
lerini onlara' bildirmesidir. Bu da yani Peygamberliin tak-
dirplanndan varlk alemine gelip ie balamas ve vazife- .

105
sini baarmas, ancak Allah Teala'nn snneti gereince
tedr ile (zaman zaman) tamamlanr. Nitekim evin taniani-
, lannas, da tedr Ile olmutur.
Hasl Peygamberliin kku, temeli Adem aleyhisselam
ile atld. Asrlar getike Peygamberler geldI. Peygamber-
lik binas daima byd, yceldi, kemale ykseldi. Nihayet
Ht:lzreti Muhammed (A.S.) ile' son kemalini buldu. Maksud
C?lan da 'Peygamberliii kemale ermesidir, gayesidir, nihaye-
tidir. Bunun nceliklerini sermek, te'sviye ve slah etmek'
ise, bu gayeye yesi/edir. Bir yap tesis ve duvarlarnn te-
mellerini tesviye ve hazrlamakgibi. nki bunlar, bina-
nn eklininkemaline vesiledir. Bu, RasOI-i Zianmz Efen-
dimfz hazretlerinin' Peygamberlerin sonuncusuoluunun
srlarndandr.

nki kemale gele'n ziyadelik, tamam olan ,pir ~ye ya-


pilan ilave, fazlalk, hakikatta noksanlrktr. Tutma,' yakala'-
. ma uzvunun kamil ekli elin be parmakl olmasdr. Bu i'ti-
barla d'rt parmakl bir' el nasl eksik ise, alt1 parmakl olan
da nakstr. nki, altnc parmak tam v'; kafi olana bir zi-
, yadellktir. Faydasz hatta zararl bir fazlalikt!". Geri og-
rnrde bir ziyade olsa da hakkatta hir noksandr. \ , ,
~asQI-i islam Aleyhisselam'n : (~Peygamberliin misali
mamurbir konak gibidir. Yahnz onda bir tula yeri eksikti. '
Bende o tulanm yerindeyim.)} manasnda olan sz9 buna
,iarettir.

Onun Hatemu'n-Nebiyyin (peygamberlerin sonu;csu,


Peygamberlik binasnn son tulas) oJduunu bilmek zorun-
da kaldn ise, bunun aksi (peygamberlerden nce geldii)
tasavvur edilemez. nki 'gaye,maksat ve kemalonunla son
mertebesine ermitir.
Gaye ve maksat ise tckdr bakmndan evveL, \/cCd
aleminde ise sonradr.

106
i

Efendimiz Aleyhisselamn : .Adem su ile bfalk arasn-


da ik~n ben Peygamb~! idim-;; demesine gelince: Bu da ev-
velki gibi anlattmzeylere iarettir.
Hakikaten 0, takdr planda Adem aleyhis--selam'n ya-
ratl tamam olmadan Peyga:nber idi. Zira Hazret-i Adem'in
yaratlmasna ancak onun zrriyetinden safi olann ekilip
alnmas iin balanmtr. Bu arnma ve safileme de daima
; ve tedrici olarak safiliin kemaline eriinceye kadar devam
etmitir. Bu dereceye gelince de' Muhammed'e ait bir kud-
s Peygamberlik ruhunu kabul etmitir.

Sen bu hakikati, ancak (yukarda geen) ev yapmnda


misalolarak verilen iki' vcuddari anlyabilirsin ki, vcudun
birisi mhendisin zihninde ve dmandadr. Adeta onu ha-
rite ve gz ile' grr gibi- sanki ona bakar gi~i zihninde
vardr. Zihni varlk, haric varln sebebidir. Bunun da el
bette hariteki varlktan evvelolmas gerekir.
ite bir ,eyin varlk alem-ine gelebilmes, onun, evvelEi
zihinde hazrlanmasna baldr. '
, Yine bylebil ki, Allah Tea!a Hazretleri vcuda getir.e-
cei her eyi nce takdr, sonra da bu takdre uygun olarak
icad eder. _ .
- Hi phesiz, ilahi takdr Levh-i Mahfuz'a iilir. Nasl
mhendis de takdrini nce bir levhada veya kat zerinde
izer. Bu suretle o, evin tam birekli varlk eitlerinden
biri olarak orada vcuda gelir. Bu da hakiki vcudun, hari-
te meydana germesine sebep, oIUl.'
Nitekim mhendisin levhasnda izilen ekiL, kalem va-
stas- ile olduu ve k~lem de bir bilgiye uymak zereak-"
t; hayr; bilgi, kalemin' ak yeri olduu gibi, ilahi ile
, rin takdir edilmiekilleri de evvela Levh-i Mahfuz'da by-
lece izilir. Ancak Levh-i Mahfuz da ilahi kalemden nak - '
lanr. Kalem de ilah ilme uygun olarak hareket eder. Levh~i

107
Mahfuzise:'kendisine ekiller nakedilmesini kabul f:}den
bir varlktan ibarettir. Qnki Kalemin haddi (tarifil ((bilgi-
lerin ekillerini levhte nakedendir. <tLevh ise, bu ekil
ve suretler .ile naklanandr .. Levh'n da 'kaleminde aa-'
tan veya kamtan olmalarart deildir. Bilakis bunlarn
(her hangi bir) cisimden olmamalar arttr. Cisimlik, kale-
o min haddine vehakikatine girmez. phesiz ki, bunlar ka-
leme ve Levha nisbetolunan (yukarda anlatt,mz) bir ruh-
tur (manevi varlktr). Buna zaid olan manas deil sureti
(ek/i) dir.

Allah Teala'nn
Ka/emi'nin ve Levh'nn, son i/ahi eline
ve parmana layk (birer ilahi vasta) olmas da ak/dan
Llzak olmaz. Bunlarn hepsi Allah'n zatna mahsOs ve A/-
/a~lna layk olacak (bizdeki/er gibi maddi eyler o/ma-
yp'), cisimlik hakikatndanarnm (ve hakikat bizce bi-
linmiyen) manevieylerdir.
Evet bunlarn hepsi, bazs ilim gibi reten bildiren;
bazs da Levh gibi renen (bilgi alan) yksek ruhani cev-
her/erdir. nki hakikaten Allah Teaiii <O kalem ile retti.)}
(el-Alak 96/4) diye haber verdi.
Vcudun (var olmann) iki eidini an/adn ise, muhak-
kak ki; ((.Ademden nce Nebi idi sznn ayni; hissi o/an
ikinci vcOd deilde, takdiri olan ilk vcud manasna ge/di-
ini de anlamsndr.

Btn mOl ile HAMD alem/erin rabbi o/an Allah'a


mahsustur.
Sa/at selam da Ras/lerin ulusu Hazret-i Muhammed'e
ve btn aline, ashabna olsun!

(AMiN)

108

You might also like