Her.ogle vakti, okul c;IkI~mda,c;ocuklar oyun oynamak ic;in devin
bahc;esine giderlerdi. Burasl, yumu~aC1kyemye~il c;imleri olan, kocaman giizel bir bah- c;eydi. Cimenligin arasmda saga sola serpi~tirilmi~ ~ahane c;ic;ekler,bi- .rer yI1dlZgibi dururdu. Bu bahc;ede aynca, ilkbaharda giilpembe ve in- ci beyazhgmda goncalar ac;an, sonbaharda da bol nieyve veren on iki tane ~eftali agaci vardl. Ku~lar, bu agac;lann dallanna konarak, saatler- ce oylesine tatl} ~arkIlar soylerlerdi ki, c;ocuklar dayanamaylp oyunlarl- m sIk sIk brrakIr, bu muhte~em miizigi dinlerlerdi. Soma da birbirleri- ne, "Buradane kadar da mutluyuz!" diyerek bahtiyarhklanm dile geti- rirlerdi. Ancak giiniin birinde dev evine dondii. Yakm dostu olan Corn- wall'l1nsanobur Et Canavan'na ziyarete gitmi~.ve yedi yll boyunca ya- nmda misafir kalml~tl. Bu yedi Yllm sominda, muhabbet edecekleri ne kadar konu varsa, c;oktan konu~up bitirmi~lerdi bile, zira her ikisinin de kiiltiirel malzemesi oldukc;a spmhydl. Boylece, egoist dev, yava~ ya- va~ kendi yuvasmmyolunu tuttu. Satosuna geldigi zaman, c;ocuklarl kocaman bahc;esinde oynarken buldu. GiimbUr giimbiir sesiyle, "Burada ne i~iniz var bakaYlm?" diye giirlediginde, c;ocuklar kotkudan C;ilyavrusu gibi dagI1d'uar. Sanki bir magaramn derinliklerinden yankIlamyordusesi. Baglrmaya devam et- ti dev: "Benim bahc;em, bana aittir! Bu c;im1ere ancak ben basabilir, bu agac;lara ancak ben dokunabilirim. Bunu bilmeyen yoktur.Buna asIa izin vermem!" Daha soma dev, bahc;enin etrafma saglam oldugu kadar yiiksek olan bir duvar in~a ettirdi ve iizerine ~u uyan levhasml astI: "BU ARAZiYE iZiNSiZ GiRMEK KESiNLiKLE YASAK- TIR!!" Bu beyefendi adl uzerinde gen;;ek anlamda tam egoist bir devdi. o giinden soma masum yavrucaklann oynayabilecekleri bir yer- lerikalmadl tabii ki. Zavalhclklar, ~ehrin ana caddelerinde oyun oyna- may! denediler ama hem yollar at arabalanyla.doluydu, hem de ta~lar ayaklarml pek aCltIyordu. Oyun oynadIktan soma da toz toprak ie;inde kahyorlardl. Bu yiizden artIk oyun oynamaktan vazgee;mi~ti zavalhclklar. Her giin okuldane;Ikar e;1kmazegoist devin yiiksek bahe;e duvannm dl~mda dolamp duruyorlardl. Cocuklar artIk hie; oyun oynayamadIklan ie;in, sadece bahe;e duvanmn soguk yiiziine baklp, ardlOdaki yem~eyil yumu- ~aclk e;irnleri alan giizel bahe;e hakklnda konu~makla yetiniyorlardl. Hepsi birden ie;e;ekip, "Eskiden ne giizel oyunlar oynaml~tIk orada, de- gil mi? Ne kadar mutluyduk ozamanlar!" diyerek agla~lyorlardl. Cocuklann giinleri bOyle gee;iyordu i~te. Ve soma, bir giin bahar mevsimi geldi. Her yer ho~ kokulu e;ic;eklerle ve minik ku~larla dolu- verdi. Giine~, panltl1arlyla sevine;ve mutluluk sae;lyordu. Bir tek egoist devin bahe;esinde, inamlmaz bir ~ekilde, halen lrui mevsimi hiimm sii- riiyordu. Onun bahe;esinde hie;e;ocuk olmadlgl ie;in,ku~lar oraya kadar gidip ~arkl soyleme zahmetine girmiyorlardl. Bahe;esindeki e;ie;eklere gelince, onlar da bu yl1 ae;maytllnutmu~lardl. Bir ara, e;ok giizelbir e;i- e;ek ba~lOl otlarm arasmdan ~oyle bir uzatIverdi; fakat uyan levhasml ,goriince, e;ocuklar namlOa oylesine derin biriiziintii duydu ki, ba~lm hemen otlarm arasma e;ekerek, uykusuna devam etti. Bahe;ede tiim bu olanlara sevinen, sadece ~iddetli soguk ve kai 01- duo "Bahar mevsimi bu bahe;eye ugramayt unutmu~!" diye bagrrdl1ar. "ArtIk bu yl1burada ya~ayabiliriz!" Boylece kar, giizelim e;imenleri ko- caman beyaz ortiisiiyle 6rterken, don tiim agae;lann dallarml giimii~i beyaz bir renge boyadl. Soma ikisi birlikte Kuzey riizgarlOl kendisiyle ya~amaya davet ettiler. Kuzey riizgan da menmuniyetle bu daveti kac bul etti. Gelir gelmez durmakslZm bahe;ede uguldamaya koyuldu. Gii~- Iii nefesiyle ~atonun bacalarmdan a~a~ durmakslZlO iifuriiyordu. Kuzey riizgan, yeni mekamndan ziyadesiyle menmun kahm~tl. "Burasl ne harika bir yerm.j~meger!" diyerek sevine; ie;erisindeiifleyip duruyordu. "Dostumuz dolunun da mutlaka te~rifini rica etmeliyiz!" Boylece dolu da yanlarma geldi. Hergiin iie;saat boyunca, aralIk- slZolarak ~atonun iizerine tanelerini yagdmyordu. Satonun arduvazla- r1010hemen tiimiinii klnm~ oldugu.ie;in, artIk Slrf tepelerde gezinmek ilk giinlerde oldugu kadar zevk vermiyordu doluya. Boylece bahe;enin iizerinde gezinmeye ba~lad1. Buyeni ortam c;okho~una gitmi~ti dogru- suo Bahe;enin giizel e;imenleri iizerine kahn ortiisiinii e;ek1ni~karlO iize" rine iri tanelerini yagdmyor, her tanenin yere diiserken <;Ikardigi tok sese de baYlhyordu. Hlzh ve sert yagmaktan zevkalan dolu, griler i<;e- risindeydi. Nefesi de buz gibiydi. Egoist dev, penceresinden buz gibi soguk ve karlar altmda kalmiS bah<;esine bakarak, Kendi kendine saylenip duruyordu: "ilkbaharm ne- den bu Kadar geciktigini bir tiirlii anlayabilinis degilim dogrusu ... Umanm -havalar yakm zamanda ISImr!" Ancak bah<;esine ne ilk bahar geldi,Jle de yaz. Soma sonbahar, tiim yareye altm rengini bahsetti, fakat sadece devin bah<;esinde san- nm giizelim tonlan yoktu. Sonbahar, devin bah<;esine ugramaYI~1ll1ll nedenini sayle a<;IkladI: "0 bah<;e, muhitine ugramlmayacak Kadar egoist birinindir ..." Ve boylece devin bah<;esinde kIS mevsimi siirekli hiikiim siirdii. Kuzey riizgan, dolu ve kar, biiyiik bah<;enin aga<;lan araslllda durma- dan dans ettiler. Bir sabah vakti, dev yeni uyanmI~ yataglllda yatarken, hasret kal- digi sevgi dolubir miizigin sesi geldi kulagma. Bu ses oylesine tathydi ki, bir an i<;inKrallIk Korosu'nun satosunun yakInlanndan ge<;mekte oldugunu diisiindii. Oysa bu sadece minicik bir keten ku~uydu, devin penceresinin aniinde ~arkIlar1ll1sayliiyordu. (:ok uzun bir zamandan beri bah<;esinde kuS sesi duymayan egoist deve minik keten ku~unun ~akImalan, diinyamn en muhtesem miizigi gibi geliyordu. Dolu, devin bah<;esinde dans etmeyi blrakt!. Kuzey riizgan nefe- sini tuttu ve kusun sarkIs1ll1duydugu aralIk pencereden harika bahar kokusu geldidevin burnuna. Dev sevin<;i<;erisinde yatagllldanfirladl. "Galiba, J;lihayet geldi ilk- baharl" dedi biiyiik bir mutlulukla. Hemen pencereye kosup biiyiik bah<;esine baktI. Gordiigu manzara inamlmazdl dogrusu. Harika bir sey olmustu: Duvardaki minik bir delikten siiriinerek <;ocuklar bah<;eye girmis, aga<;lara tIrmaiiarak 'dallarllllll iistiine otur- muslard!. Kocaman bah<;esindeki her agaclll iistiinde bir<;ocuk yard!. Aga<;lar, <;ocuklara kavustuklan i<;inaylesine mutlu olmuslardl ki, kat- mer katmer <;i<;eka<;lpsiislemi~lerdi kendilerini. Dallarllll da sevkatli Kollar gibi iyice gaklere dogru uzatpns, <;ocuklannlll baslannlll iistiin- dedans edercesine neseyle bir sagabir sola hareket ettiriyorlard!. Ku~- lar aga<;lann iizerinde ne~e i<;indeoradan oraya u<;uyor, keyifle clVllda- ~lyorlarch. Ci<;ekler, <;ocuklann don~iinii kutlama..1<i<;inyeIru}eyil<;im- lerrn arasmdan kafalanm uzatlllli}, rengarenk giizelim yapraklarmm i<;inden giiliiciikler dagluyorlardl. Bah<;enin goriiniimii tek kelimeyle harikaydl! Fakat bu muhte~em bah<;enin ufak bir ko~esinde kI~ mevsimi ha- len hiikmiinii siirdiirmekteydi. Burada agacm altmda ufaclk bir <;ocuk ba~lm oniine egmi~, dolu gozlerle <;aresizliki<;erisinde iizerinde durdu- gu kara bakIybrdu. Yavrucak 0 kadar kii<;iik ve<;elimsizdi ki, agacm dallarma uzanamlyordu bir tiirlii. Belki bir dala tutunabilecegi umu- duyla, havaya zlphyor ama bir tiirlii ya~alayaIlllyordu dah .. Sonunda iiziintiisiinden aglamaya ba~ladl. Zavalh agacm her taran kar ile kap- hydl, iizerine dolu yagtyor; kuzey riizgan da onu kIskacma alml~, gov- desine iifuriiyor ve dallanmn arasmda ugulduyordu. Aga<;kii<;iik<;ocuga elinden geldigince yardlm etmeye <;ah~lYordu. Qna destek olmak i<;in,"Haydi trrman bakahm! Haydi yavrum, gore- Jim seni!" diyerek giicii yettigince dallanm a~aglya dogru sarkIuyordu. Fakat yavrucak bunu yapamayacak kadar kii<;iikve <;elimsizdi. Dev bu manzarlYl gordiigiinde, yiiregi burkuldu. "Ben ne kadar egoist mi~im megerl" diye haykrrdl. "Simdi ilkbahann neden buraya gelmek istemedigini anhyorum! Simdi hemen bah<;eye inip zavalh <;0- cugufl agaca <;1kmasmayardlm edecegim, soma da bir an evvel duvan ylkacaglm. Ve bundan bOyle, bah<;em tiim <;ocuklar i<;inebediyyen oy- nayabilecekleri bir yer olarak kalacak. "Dev, yaptIklarmdan dolayt oy- lesine pi~mandl kit Boylece hemen ~atosunun kaplsma dogru siiziildii, sessizce kaptyl a<;hve biiyiik bah<;esine adlm attl. Cocuklar devi goriir gormez, oyle bir deh~ete kaplldllar ki, kendi- lerini can havliyle bah<;enin dl~ma zor attllar. Cocuklann bah<;eyi terk etmesiyle, bah<;edeki hava hemen tekrar kI~mevsimi.lle dondii. Bah<;e- de tek bir <;ocuk kalml~h: Kii<;iik <;elimsiz yavrucagm gozleri oylesine ya~larla dblmu~tu ki, etrafml se<;emedigi i<;indevin geldigini bile fark edememi~ti; bit yiizden obiir <;ocuklar gibi ka<;amaIlll~tl da. Dev, ses- sizce <;ocuga yakla~lp, ~evkatle onu incitmeden avucuna aldl ve gayet dikkatli bir ~ekilde agacm gii<;lii dallanndan birinin iizerine brraktl. Aga<; hemen--o anda <;i<;eka<;maya ba~ladl, ku~laru<;arak geldiler, aga- cm dallanna konarak ~arkIlar soylemeye ba~ladilar. Kii<;iik<;ocukince- cik kollanm a<;arak, devin boynuna sarildl ve yiiziinii optii. Devin onlara artIk kIzmayacagml anlayan <;ocuklar, ko~a ko~a . bah<;eye geldiler. <;ocuklarm sevin<; <;@Iklanyla birlikte, ilkbahar da tekrar dondii devin biiyiik bah<;esine. "Bu bah<;e bundan boyle sizindir minik <;ocuklanm benim" diye soz verdidev. Sonrakocaman balyozunu ahp, duvan ylktl. Kasaba ahalisi ogleye dogru pazara giderken, devin, <;ocuklarla birlikte -bu giinekadar gordiikleri en muhte~em bah<;ede- oynadlglm gordiiler. <;ocuklar gUn boyunca bu muhte~em bah<;ede oynadlkan sonra, ak~am oldugunda devin yamna giderek ona teker teker iyi a~amlar di- lediler. Dev, "Peki ama agaca tlrmanmasma yardlill ettigim 0 kii<;iikdos- tunuz nerede?" diye sordu. Gozii kii<;iik <;ocuguanyordu, <;iinkiitiim <;ocuklar arasmda erl<;ok onu sevmi~ti; 0 yavrucaktl yiiziine opiiciik konduran. . ."-.. --= "-- <;ocuklar hep bir aglZdan, "Onunnerede oldugunu bilmiyoruz. Arkada~lilllZ gitti" dediler. Dev, "Arkada~mlZl bulup ona hemen yatm buraya gelmesini mut- laka soylemelisiniz" dedi. Ne var ki <;ocuklar kii<;iikarkada~lannm ne- rede oturdugunu bilmiyorlardl, zira onunla ilk defa bugiin kar~rla~ml~- lardl. Dev bunu duyunca ok iizUldii. Her ogleden soma, okuldan <;lkar<;rkmaz,<;ocuklar ko~a ko~a de- vin ~atosuna geliyorlqrdl artIk. Saatlerce bu muhte~em bah<;ede onun- la oynuyorlardl. Fakat devin <;oksevdigi 0 kii<;iik<;ocukbir daha hi<;go- riinmedi. Dev biitiin <;ocuklara <;okiyi davranryor, hepsini pek seviyor- duo Amao kft<;iik<;elimsiz <;ocugun, nevin kalbindeki yeri aynydl. <;0- cuklarla bah<;esinde oynarken, sIk sIk 0 kii<;iik<;ocuga olan 6zleminidi- le getiriyordu. Tekrar tekrar, "Onu bir daha gorebilmeyi oyle <;okisti- yorum ki" diyordu. Yillar ge<;ti.Dev artIk iyice ya~lanrm~ ve elden ayaktan dii~mii~tii. ArtIk giizel bah<;esine inip <;ocuklarla oyun oynamlyordu. Bu yiizden penceresinin 6niindeki kocaman koltuguna oturarak, uzaktan onlarm oyunlarml izliyor ve mutlu oluyordu. Onlarm ne~esi ve bah<;esinin gii- zelligi, deve, mutluluk ve huzur veriyordu. "Bah<;emde pek <;okgiizel <;i<;egimvar" diyordu, kedi kendine. "Ama tiim bu giizel <;i<;eklerara- smda en giizel olam, <;ocuklarlill..." Bir kI sabahl, iistiinii giyinirken penceresinden dlan baktI. ArtIk eskisigibi kIlardan nefret etmiyordu, <;iinkiiilkbahann bu mevsimde sadece uyudugunu ve <;i<;eklerindinlenmeye <;ekildigini biliyordu. Bah<;esine bakarken birden gordiigune inanamadI. Riiya gordii- giinii diiiinerek, gozleiini ovuturdu. Soma tekrar baktIgmda, aym manzarayl gordii. Bu ger<;ekten olaganiistii giizellikte bir eydi! Bah<;enin en iicra koesinde, her tarafl bembeyaz <;i<;eklerledolu bir aga<;gordii. Altm dallarmdan giimiii meyveler sarkIyordu, agacm altmda da aylesine <;oksevdigi, 0 kii~iiciik <;ocuk duruyordu. Biiyiik bir sevin<;le merdivenlerden aagl inip bah<;eye <;IktI.HIzh gitmeye gayret ediyordu, zira kii<;iik<;ocugu oyle ozlerniti ki! Cimlerin iizerinden hIzla yiiriiyerek kii<;iikdostuna uIatI. Ama iyice yaklatIgm- da, yiizii ofkeden kIpkIrmlZl kesildi ve oyle dedi: "Seni yaralayan kim, soyle banal Bunu sana yapmaya kim ciiret etti?" Cocugun bileklerinde iki tane biiyiik <;ivininyol a<;tlglderin yara- lar vardI. Aym ekilde, <;ocugun ayak bilekleri de aym derin izleri tal" yordu. Dev, "Seni bOyle yaralayan kim?" diyerek kiikredi. "Bunu bana soyle ki, gidip onu dev kIhcnnla par<;alara ayrrayIm!" Kii<;iik<;ocuk,"Yok hayIr" dedi. "Bu gordiigiin, sevginin yara nia- neleridir." Dev, "Sen kimsin?" diye bagrrdI. TUrn benligini garip bir his kap- ladl; <;ocugun aniinde dizleri iizerine <;oktii. Kii<;iikbir ~cuk devin gozlerinin i<;inebakarak <;oksevimli bir gii- liiciikle, "Bir zamanlar, senin bah<;ende oynamama izin vermitinlf de- di. Bugiin de sen benim bah<;eme gelmelisin. Benirn giizel bah<;eme; yani Cennete." Ve 0 giin ogleyin ~euklar koa koa bah<;eye geldiklerinde, yah - devi her tarafl katmer katmer beyaz <;i<;eklera<;mlagacm aItmda boy- lu boyunca yatlyor buldular. Dev, 6lmiitii. .