You are on page 1of 297

ANKARA UN VERS TES

L 'AII YAT FAKLTESI YAYINLARI

134

HADIS TAR H

Prof. Dr. Talt KOYT

ANKARA-1977
ANKARA N VERS TES

LH YAT FAKLTESI YAYINLARI

134

P 4.-- 1 p, J

HADIS TARIHI

Prof. Dr. Talit KOY T

AN KARA-1 977
ANKARA UN VERS TES BASIMEV . ANKARA - 1977
NSZ

(11mu u itli'l-ladisin, yahut 'Dm mu talab'l-badisin, yahutta ksaca


<Ilmu'l-badisin btn konularn iine alan, veya baz konularna tahsis edi-
lerek derinlemesine - bir incelemeye giri en saysz kitaplar telif edilmi olmakla
beraber, hadislerin, Hazreti Peygamber devrii den itibaren, slam Dininin bir
gere i olarak, kazand byk de ere paralel bir ekilde rivayetini, rivayetin-
deki gelimeyi, e itli tehlikeler kar snda onlar koruma grevini yklenen
hadisilerin faaliyetlerini, tedvin ve tasnifini, k sacas tarihini inceleyen bir
kitap telif edilmemi tir. Us-al kitaplannda, zikretti imiz bu konulara ksa
temaslar yaplm olsa bile, bunlar, bir tarih erevesi iinde de erlendirmek
ve aralarnda tarihi bir irtibat sa lamak hemen hemen imkans z gibidir.
Hadis ilmi, nc Hicri asnn sonunda btn konular ile te ekkl et-
mitir. Her ne kadar, bu konular iine alan kitaplarn telifi bir mddet daha
gecikmi olsa bile, usal ve kaidelerin, tabir ve tariflerin birinci asrm sonundan
itibaren hadis imamlar arasnda kullanlmas, ikinci asrda ise, hi bir kayda
tabi olunmaks zn mnaka a edilmesi, bu ilmin bir hayli erken bir devirde
teekkl ettiini gsterir. Zaten en mkemmel hadis mecmualanmn bu eserde
"altn a " olarak tavsif etti imiz nc asrda tasnif edilmesi de, bunun
bir baka delilini tekil eder; zira bir filmin usal ve kaideleri belirlenmeden o
usal ve kaidelere uygun mkemmel eserler tasnif edilmesi mmkin
te biz, hadis filminin, nc asrn sonunda te ekkln tamamlad -
n gznnde bulundurarak, eserimizi, bu ilk as rdaki hadis tarihine
tahsis ettik. Bununla beraber, hadis tarihi, bu ilk as rla elbette tamam olmu
deildir. Zira bunu takip eden as rlarda daha binlerce eser, telif ve tasnif edil-
mitir. Bunlar teker teker ele almak ve hadis tarihi iinde bibliyografik bir
aratrmann neticesi olarak konu ile ilgilenenlerin istifadesine sunmak bir
iki cildlik eserle gerekle tirilebilecek bir i deildir.
imdilik biz bu eserimizi, hadis tarihinde bir deneme olarak kabul
ediyor ve niyet etti imiz daha geni bir ara trmay, Allah'n ltuf ve ina-
yetiyle gerekle tirebilece imiz ileri bir tarihe b rakyoruz.

Talat Koyi it

3
I. BLM

HAZRETI PEYGAMBER VE ASHABI DEVR NDE HADIS


(I. Hicri Asr)

A. Hadisin manei, nemi ve tekaml


1- Hadisin lugat ve stlah manas 9
2- Hadisin de eri 11
3- Hadisin sahabe tarafndan rivayeti 15

B. Hadislerin yazlmas
1- Hadis kitabetinin yasaklanmas 26
2- Yasak kararnn sebepleri 27
a) Yaz 27
b) Kur'nla karma tehlikesi 29
3- Yasa n kaldrlmas 30
4- lk yazl hadisler 32
a) Hazreti Peygamberin diplomatik mektuplar 32
h) Sadakat hadisleri 34
i. `Amr bn Ilazm'den rivayet edilen sadakat 34
ii. Halife Eb Bekr'den rivayet edilen sadakat 37
iii. Halife 'Omer'den rivayet edilen sadakat 38
5- Hadis sahifeleri 41
a) Ebd Bekr ve 'Omer'in denemeleri 41
b) 'Abdullah bn sahifesi 44
e) Cdbir bn <Abdillah'n sahifesi 48
d) 'Ali bn Ebi Tdlib'in salfesi 51
e) Semure bn Cundeb'in sahifesi 54
f) Ebf Hurayra'nm sahifesi 56.
g) 'Abdullah bn 'Abb5s'n sahifesi 62
h) 'Abdullah bn 'Omer bni'l-Ijatt5b'm sahifesi 66
) Sacd bn sahifesi 67

C. Hadisin ilk kayna: sahabe


1- Sahabi kime denir? 68
2- Sahabenin dereceleri 71
3- Sahabenin says ve hadis rvileri 74
4- Sahabenin adaleti 79

5
D. Sahabe devrinde hadislerin yaylmas
1- Islam lkelerinin geni lemesi 84
2 Baz ilim merkezleri 89
a) Medine 89
b) Mekke 91
Kfife 92
d) Basra 93
e) SEun 94
f) Mr 96
3 Ilaclislerin yaylmas ve "er-Mile ft talebi'l-ladt" 97

E. Hadiste yaz' hareketleri


1Mevzii< (uydurma) hadisin tarifi 103
2Hadis vaz<nm balangc 104

II. BLM

HADIS ILMININ TESEKKULU VE BUNU HAZIRLAYAN SEBEBLER


(IL Hicri Asr)
A. Toplum hayatna genel bak
1 Siyasi durum 113
2 lhad hareketleri 117
a) Zndklar 117
b) Rvendiyye 120
c) Mulgnna<yye 122
d) Hurramiyye 123
3 Itikadi mezhebler 126
a) Cebriyye 126
b) Kaderiyye 127
c) Murci'e 128
d) Mutezile 130

B. Hadis vazcnda gelimeler ve sebepleri


1Siyasi ihtilflar 135
2Itikadi ihtilflar 143
3Islm dmanl 156
4Irk, belde ve mezheb taassubu 153
5Hildyeciler ve v<zler 159
6Terib ve terldb 162

C. Cerh ve ta'dil hareketinin do uu


1 Cerh ve ta<dile yol aan miller 167
a) Hadis yaz(' 167
b) Beeri zafiyetler 169
2 Cerh ve ta<clil hareketinin neticeleri 173
3 Hadiste isnad tatbiki 176

6
D. Hadisin terii deeri zerinde mnaka alar
1Haber e itleri 181
2 Hadislerin de eri zerinde munaka alar 189
3Mutezile ve hadis 193
a) Vsliyye frkas 193
b) (Amriyye frkas 195
c) Huzeliyye frkau 196
d) Naiimiyye frkas 197
E. Hadislerin tedvin ve tasnifi
1Tedvin ne demektir? 199
2Hadis tedvininin balangc 200
3Hadislerin tasnifi 205
4lk hadis eserleri 207
a) Siyer ve magazi kitaplar 208
b) Sunen kitaplar 210
c) Cmi'ler 211
d) Musannaflar 212
e) Belirli bir konuya tahsis edilmi kitaplar 213
Mlik bn Enes ve el-Mavattd 214
III. BLM
TASN F N ALTIN A I: KUTUB- S TTE BEVR
(III. Hicri Asr)
1 Tasnife hz veren miller 218
a) Kelm ilminin do uu 218
b) Iladisllerin itham edilmeleri 222
c) Halku'l-Kur'n inanc ve mihnet 225
d) Genel de erlendirme 229
2 Hadis eserleri ve mellifleri 231
a) Siyer ve ma aziler 232
b) Musnedler 233
Ahmed bn Hanbel ve Musned'i 239
c) Sunenler 242
i. En-Nesl ve Sunen'i 244
. Elfi Dviid ve Sunen'i 245
Et-Tirmizi ve Sunen'i 247
ii. bn Mce ve Sunen'i 249
d) Musannaflar 250
e) Cmicler 250
i. El-Buhri ve el-Ct micu'-Sab,iift'i 251
ii. Muslim ve el-CCunicu'-ali4'i 257
f) Cz'ler 260
g) Belirli konulara tahsis edilmi kitaplar 262
h) Mustahrecler 264
1) Hadis ilminin eitli konularna tahsis edilmi kitaplar 265
Bibliyografya 269
indeks 273

7
I. BLM

HAZRETI PEYGAMBER VE ASHABI DEVR NDE HADIS

(L Hicri Asr)

A. HADSN MENE NEMI VE TEKAMIIL

1. Hadsin lugat ve stlah mantst

Gerek lugat ve gerekse stlah ynnden hadis kelimesinin arzetti i ma-


nlar aras nda bir hayli farklhklar mevcuttur. Lugat ynnden kadim (eski)
in zdd cedid (yeni) manas na gelen hadis, ayn zamanda haber manas na da
gelir ve bu kelimeden mtak baz fiiller, haber vermek, tebli ve nakletmek
gibi manlarda kullan lr. "Bu sze inanmayanlarn ardndan zlerek nere-
deyse kendini mahvedeceksin"1 melindeki Kur'an yetinde grd mz
"hadis" kelimesi, sz veya haber manas nda kullanlm ve bununla Kur'an].
Kerim kasdedilmi tir2. Bir ba ka ayette ise, bu kelimenin mtakk olan bir
fiil, "haber ver", "tebli et" manas nda kullanlm tr: "Rabb nn nimetlerini
de tandis et (haber ver)" 3.

Daha sonralar, kelimenin istimalinde baz inki aflar grlm , umumi


manasnda her hangi bir de iiklik olmamakla beraber, dini evrelerde baz
haber nevilerine tlak olunan hususi bir mana kazanm tr. bn Mes'ild'tar
nakledilen bir haberde bu man a ka grlr: "Muhakkak ki szn en g-
zeli Allah'n Kitabdr" 4.

Istlah ynnden hadis, umumiyet itibariyle Hazreti Peygamberin sz-


lerine tlak olunmakla beraber, slam ulemas arasnda yine ayn manda kul-
lanlan kelimenin nedlln tarif bahis konusu oldu u zaman, baz farkl
grler ortaya kmtr. Buna gre, baz usl ulemasnn tarifinde hadis,

1 Kehf sresi, 6.
2 Mesela bkz. Tefslru'l-Cekileyn, Il. 2.
3 Zuh sresi, 11.
4 EbBubarl, ahiti, VIII. 139; Muslim, ahiti, II. 592-593.

9
Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerine tlak olunmutur; bu bakmdan
kelime, ayn manda kullan lan sunnetsin mradifidir6. Baz hadis ulemas
ise, hadis lafz n, yalnz Hazreti Peygamberin szlerine de il, sahabe ve tabi-
ndan nakledilen mevidf ve malttfc haberlere 7 de tlak etmi lerdir; buna gre
kelimenin ifade etti i mana, haber kelimesiyle kasdolunan mannn mra-
difidir8. Bu man ierisinde Hazreti Peygamberin, peygamberlikten nceki
szleri de mndemitir. Baz lar da, hadisi yalnz Hazreti Peygamberin sz-
lerine tahsis etmiler, bakalarndan gelen szlere de haber demilerdir9. Bu
takdirde hadisle haber aras nda belirli bir farkn mevcudiyeti kolayca anla-
hr. Nitekim Hazreti Peygamberin hadisleriyle me gul olanlara multaddi
denildii halde, bakalarndan gelen tarih, k sas ve benzeri nakllerle ura-
anlara da ahbrf, denilmitir o.

Dier bazlar ise, haberle hadis aras nda umm huss mutlak bulundu-
unu syliyerek, her bir hadisin haber oldu unu, fakat her e it habere ha-
dis denilemeyece ini beyan etmi lerdir. Bu gr e gre, haber daha umumi
bir man ta makta ve Hazreti Peygamberin szleriyle birlikte sahabe ve
tabi`ndan yahutta ba kalarndan nakledilen szler de bu mannn m-
bine girmektedirn.

Hadisin tarifiyle ilgili bu gr ler ne kadar de iik bir mahiyet arzederse


etsinler, uras muhakkakt r ki, hadis denildi i zaman, daima hazreti Peygam-
berden nakledilen bir sz, yahut bir fiil, yahutta bir takrir akla gelmi tir. Bu
bakmdan hadisin, sz, fiil ve takrirden ibaret olan sunnetin mradifi olmas
keyfiyeti, bu konuda kuvvet kazanan ba hca man olarak tezahr etmi tir.
urasn da hatrdan uzak tutmamak gerekir ki, hadisin, sunnetin mradifi
olarak kazanm olduu bu mannn tarihi, Hazreti Peygamberin hayatta
bulunduu devreye kadar iner. Mesela me hur sahabi Eb Hurayra tarafn-
dan sorulan bir soruya Hazreti Peygamberin vermi olduu cevapta geen

5 Sunnetin lugat mans, yol gidi, sirettir. Bu manda gidi hem iyi, hem de kt ola-
bilir. Istlahta ise, Hazreti Peygamberin sz, fl ve takririlerine denir.
6 El-Rsml, .Icvecdu't-tandi.2, s. 35-38; el-Ceza'iri, Tetcihu'n-nazar, s. 2.
7 Hadis uslnde, Hazreti Peygamberden rivayet olunan hadislere"merf"ad verilmitir.
Bu hadislerin isnadlar, hazan Hazreti Peygambere kadar ula rlar') bir sahabi veya tabi'ide
kalm olsa bile, yine hkmen merf say lrlar. Fakat bir sahabiden rivayet olunan sz, gerek-
ten onun sz ise, ve hi bir surette Hazreti Peygamberden al nmam ise, sahabinin bu szne
reevic4f denir Ayn ekilde bir tbi'iden rivayet edilen sze de makul denilmitir. Bu konuda da-
ha geni bilgi iin bkz bn Hacer, Nubbetu'l-fiker erhi, s. 72-78.
8 Aym eser, s. 22.
9 Ayn yer.
10 Ayn yer.
11 Ayn yer.

10
hadis kelimesi, bunun en a k delilini te kil eder. Ebu Hurayra bu sualinde
yle demitir: "Kyamet gn senin efaatine nil olacak en mes'isd kimse
kimdir, y Raslallah?". Hazreti Peygamber, Ebu Hurayra'n n bu sualine u
cevab vermitir: "Senin hadise kar olan itiyaknu bildiim iin, bu hadis
hakknda hi kimsenin bana senden evvel sual sorm yacan tahmin ediyor-
dum. Kyamet gn benim efaatime nall olacak en mes'ad kimse Lci lcihe
illa'llah diyen kimsedir" 12.

Hadis tarihinde, hadise kar byk tutkusuyle hret kazanan Eb


\Hurayra' ln bu tutkusu bizzat Hazreti Peygamber taraf ndan teyid edilirken,
dis lafzmn her hangi bir izahtan uzak olarak zikredilmesi, onun, Hazre-
ti Peygambere has manay daha Islam' n ilk gnlerinde kazanm olduunun
en ak delilidir.

Keza baz sahabenin Hazreti Peygambere ba vurarak hadis yazmak iin


izin istemeleri", yahut i ittikleri hadisleri h fzedemediklerini syliyerek ha-
fzalarndan ikayet eden baz sahabeye, Hazreti Peygamberin hadis yaz-
malar tavsiyesinde bulunmas " ile ilgili haberlerde, hadis lafzunn dellet
ettii mana, biraz nce i aret etti imiz mannn ayndr; yani hadis, Hazreti
Peygamberden sz, fiil ve takrir olarak rivayet edilen sunnetin hi bir tered-
dde mahal brakmayacak kadar kusursuz, tam bir kar hd r. Bu bakmdan
bizim, hadisin slam Dinindeki yeri, sahabe aras ndaki rivayeti. yahut tedvini
gibi ba hklar altnda hadisi ve hadisle ilgili meseleleri incelerken, kelimeyi,
rivayet edilmi sunnet" manas nda kullandmz belirtmemizde, konunun
daha iyi anlalmas ynnden byk bir fayda bulundu una phe yoktur.

2. Hadisin deeri

Hadisin sunnete mradif bir manya ship olarak sahabe devrinde ve


mteakip nesiller aras nda rivayet edildi i kabul edilirse, slam Dininde onun
kazand ehenuliyet derecesini ve Dinin tekemml ade oynad rol tayin
ve tesbit etmek ok daha kolaylam olacakt r. nk slam te riinde sun-
netin, Kitap (Kur'n) dan sonra ilk kayna tekil ettii, bu konuya eilmi
olanlarca bilinen hususlardand r. Bu bakmdan, onun fkh ulemas ynnden
slam teriindeki deeri, bir bakma, hadisin ayn sahada sahip olduu de er
manasndadr. Bu de er, Hazreti Peygamberin risalet greviyle birlikte or-
taya km ve yine bu grevin de eri nisbetinde ykseklik kazanm tr. Ha-

12 Hadis iin bkz. El-Buhrrt, aglt, I. 33.


13 Bu konuda gelen haberler iin bkz. El-Hatib s. 74-82.
14 Ayn eser, s. 65-67.
15 Bkz. Karfcdu't-tal.urf, s. 35-38; el-CezWiri, Tevcilu'n-nazar, s. 2.
disin kazand bu yksek de eri tesbit edebilmek iin, Hazreti. Peygamberin
risalet grevini ve bu grevin ehemmiyet derecesini daima gznnde bulun-
durmak laz mdr.

Hazreti Peygamberin grevi, genel manda ve Islam' n koydu u pren-


sipler erevesi iinde, insanlar tek Allah inancna davetten ibarettir. Bir
bakma bu grev, kendisinden nce gelmi gemi peygamberlerin grevlerin-
den farkh de ildir. Bununla beraber grevin ylixtl ynnden dierler-
rinden ayr lan pek ok noktalar bulunduuna da phe yoktur. Bu ayrln
mhim bir ksm , ona inzal olunan Kur'an cihetinden gelir. Filhakika Allah
Ta'ala, Hazreti Peygamberi, Kur'n Kerimi tebli etmekle grevlendirmi
ve bu hususta ona u emri vermi tir:

"Ey Peygamber, Rabb ndan sana indirileni tebli et; e er (bunu) yap-
mazsan O'nun peygamberli ini yapmam olursun". Bu a k emirden an-
lald na gre, Hazreti Peygambere tevdi olunan tebli grevinin taalluku,
kendisine inzal olunan Kur'm Kerimin insanlara duyurulmas veya retil-
mesi ve dolaysyle onlarn, Kur'nn emir ve nehiylerine uymalar nn sa-
lanmas dr. nk Kur'an dinin esas dr ve dinin hayatiyyeti, ancak, onun
getirdi i emir ve nehiylere ittiba etmek suretiyle gerekle ir.

Hazreti Peygamber Rabb ndan ald emre uyarak, Kur'an! Kerimden


kendisine inzal olunan ayetleri mslmanlara tebli etmi ve bu suretle pey-
gamberlik grevini yerine getirmi tir. Ancak, bu grevin mcerred tebli
grevine mnhasr kalmas halinde, mslmanlarn byk mkillerle kar-
lam olacaklarn hatrdan uzak tutmamak gerekir. nk Hazreti Peygam-
ber tarafndan tebli olunan ve tatbiki istenen baz ayetler, mcmel gayri
mufassal, yahut mutlak gayri mukayyed olarak nazil olmu tur. Mesela namaz
khnmasm emreden ayetler mcmel olarak gelmi , fakat rik'atlartn n adedi,
ekli ve vakitleri Kur'nda beyan edilmemi tir. Keza zeka -t verilmesini em-
reden ayetler mutlak olarak gelmi , zekat gerektiren maln asgari haddi tak-
yid ve tandid, miktar ve artlar beyan edilmemi tir. Kur'an Kerimde bunun
gibi, ekli, art ve erkan beyan edilmedike tatbiki mmkn olmayan daha
bir ok hkiinler vard r ve bunlarn beyan iin yine Hazreti Peygambere
bavurmaktan baka are yoktur. Nitekim Allah Ta'ala da bu ynden Hazreti
Peygambere ikinci bir grev vermi ve yle dernitir:

"Insanlara, kendilerine indirileni beyan edesin diye sana Zikr (Kur'n)i


indirdik. Ola ki onlar da d nrler" 17. Grlyor ki, Hazreti Peygamber bir

16 MEt'ide sresi, 70.


17 Nabl sresi, 44.

12
taraftan kendisine indirilenle i insanlara tebli etmekle, di er taraftan da
tebli ettikleri arasnda mslmanlar iin anla lmas ve tatbik edilmesi g
olanlar akla makla grevlendirilmitir. Onun bu grevi, u ayette daha a k
bir ekilde grlr:
"Allah, m'minlere yetlerini okuyan, onlar tezkiye eden, onlara Kitap
ve Hikmeti reten kendi aralar ndan bir Peygamber gndermekle ltufta
bulunmu tur; halbuki onlar nceden apa k sapklkta idiler" 18.
Bir ok islam ulemas , zikrettiimiz bu ayette geen Hikmet kelimesinin
buradaki manas zerinde durmular ve Allah'n isminden sonra Peygam-
berin zikredili ine ve Allah'a imandan sonra Peygambere imamn art kou-
luuna kyasla, Kur'ndan. sonra Hikmetin zikre diliini gznncle tutarak
.

bunun Sunnetten baka bir ey olmad gr zerinde ittifak etmi lerdir.


E -afig bu hususta yle demitir: Kur'n ilmine viluf kimselerden i ittiime
gre, Hikmet, Hazreti Peygamberin Sunnetidir; nk, nce Kur'an zikredil-
mi , onu Hikmet takip etmi tir. Allah, insanlara Kitap ve Hikmeti retmek
suretiyle onlara yapt byk hit-Utan bahseder. Bu bakmdan Hikmetin
Sunnetten baka bir ey olduunu sylemek mmkin de ildir. Zira Hikmet,
Kitapla birlikte zikredilmi tir. Ayn Zamanda Allah, Peygaberine itaat ve
emirlerine ittiba farz klmtr. Peygamberine iman , kendisine iman ile bir-
likte farz klnan eyin de Peygamberin Sunnetinden ba ka bir ey olmad
anlahr 9.
Gerek yukarda zikretti imiz Kur'n yetinden ve gerekse e -aficinin
bu yetle ilgili aklamasndan anlalyor ki, Hazreti Peygambere Kitapla
birlikte Sunnetle ifade edebilece imiz bir de Hikmet verilmi ve mslmanlar,
her ikisine de ittiba ile emrolunmu lardr. nk Allah'a ittiba, bir bakma
O'nun Kitab na ittibad r; Peygamberine ittiba da, ona verilmi olan hem Ki-
taba ve hem de Hikmet veya Sunnete ittibadan ba ka bir ey de ildir. Kur'an
Kerimde de a kland gibi Hazreti Peygamber: "Kendisine tabi olanlara
mar-Un emreder, munkerden nehyeyler; temiz eyleri helal, murdar eyleri
haram klar; yklerini indirir, a rlkla= hafifletir"20. Hazreti Peygambe-
rin bu ayet mealinde belirtilen grevlerinin kayna Kitap (Kur'an) oldu u
kadar Sunnet veya Hikmettir de. Nitekim bir hadisinde Hazreti Peygam-
ber, kendisine Kitapla birlikte, ittiba ynnden Kitap ayar nda olan bir
baka eyin daha verildiini aklamtr ki, bunun Sunnetten ba ka bir ey
olmas mmkin deildir2.

18 Al-i cImrn sresi, 164.


19 E- lficrnin mezkiir ayetin tefsiri ile ilgili gr iin bkz. er Risle, s. 78.
- ,

20 Acrlif sresi, 156.


21 Hadis iin bkz. Eb Drvild, Sunen II. 505.

13
Kendisine Kitapla birlikte bir de Sunnet verilmi olan Hazreti Peygam-
bere itaat enreden Kur'an ay-etlerinin says pek oktur. Biz, bunlardan bir
katn misal olarak zikretmeyi faydal buluyoruz: "Allah'a ve Peygambere
itaat ediniz; ola ki rahmet olunursunuz" 22. "Kim Peygambere itaat ederse
Allah'a itaat etmi olur"23 . Ey Paygamber, de ki: E er Allah' seviyor-
san z bana ittiba ediniz ki Allah da sizi sevsin ve gnahlar nz affetsin"24. "Ey
Peygamber, de ki: Allah'a ve Peygambere ittat ediniz; e er yz evirirseniz
(biliniz ki) Allah kafirleri sevmez" 25. "Peygamber size neyi getirmi se onu al-
nz; neden sizi nehyetmi se ondan da saknn z"26.
Bir kan misal olrak zikretti imiz bu ayetler Hazreti Peygambere itaa-
tn zorunlu olduunu ak bir ekilde ortaya koymaktad rlar. Bu, Islamn ve
imanm bir gere idir. Bu olmakszn ne slandan ve ne de imandan eser kal-
maz. Hazreti Peygambere itaat ise, onun sunnetine ittibadan baka bir ma-
nya gelmez. Binaanaleyh sunnete ittiba n, slarrm ve ima= bir gere i
olduu anlalr. te bu sebepledir ki, o henz hayatta iken sahabe, Kur'an
ahkammn tefsirinde, mkilinin beyanmda, aralar nda meydana gelen fikir
ayrlklarnn ve husumetlerin hallinde ona ba vurmay dinin bir gere i say-
mlar; din ilerinde, onun "namaz benim kldim gibi klmz"" emrine uya-
rak namazn eklini, vaktini, rikatlar nn adedini ondan almlar; onun "haec
mensikini benden ahn z"28 emrine uyarak mensildn artlarn ondan ren-
mi ler; keza ship olduklar maldan verecekleri zekat , onun tayin etti i mik-
tarlar zerinden demi lerdir. Bu bakmdan Hazreti Peygamber, en geni ma-
nasyla kuvveti elinde bulunduran yegane otorite olarak kabul edil-
mitir. Kitap ve Sunnet ise, yukar da da belirtti imiz gibi bu te riin iki kay-
nak.' olmutur. nk her hangi bir ihtilaf veya bir hadise, yahutta bir sual
veya fetva talebiyle te rii gerektiren bir ey zuhur etse, Allah Ta'ala, elisine,
hkm bilinmek istenen mesele hakk nda hkm getiren bir veya bir ka
ayet indirmi , Hazreti Peygamber de vahyedilen bu yetleri uyulmas gerekli
(vacib) bir kanun olarak mslmanlara tebli etmitir. Eer te rii gerektiren
bir hadise olmu , fakat Allah Ta'ala bu hadise ile ilgili hkm beyan edecek
bir ayet vahyetmemi se, Hazreti Peygamber, bu hkmn bilinmesi iin icti-
hadda bulunmu ve bu ictihad n ona salad netice ile hkm vermi, yahut
sual veya istiftaya icabet etmi tir. ctihad eseri olarak ondan sad r olan bu

22 (Imrn sresi 132.


23 Nisa' sresi, 80.
24 cImrn sresi, 31.
25 Ayn sre, 32.
26 I-Jar sresi, 7.
27 El-Bubrl, abilJ, I. 155.
28 Muslim, abk, II. 943.

14
hkm veya cevap, ilahi valiye istinad eden hkmler gibi, uyulmas gereken
bir kanun olmutur29.

Hazreti Peygamberin, dinin e itli meselelerine taalluk eden ietihad-


lar, ok defa ilahi ilhamn bir neticesidir. Bu bakmdan bunlar ittiba y-
nnden Kur'nla sbit olmu dier ahlamdan ayrt etmek mmkin de ildir.
Her ne kadar kayna ilahi ilham olmayan baz sz ve ictihadlar da mevcut
idiyse de, Hazreti Peygamberin bunlardaki isabeti vahiy yolu ile teyid, bir
beer olmas hasebiyle hataya dt noktalar olmu ise, yine vahiy yolu
ile tashih edilmitir". Bu itibarla, ilham- ilakiden sadr olmayan ictihad-
nebevi hkm ile ilham- ilahiden sadr olan ictihad- nebevi hkm aras nda
tefrik yapma a mahal yoktur".

te, ilk devirde sz, fiil ve takrir olarak Hazreti Peygamberden sad r
olan her ey, Kur'an]. Kerimin "(Peygamber) kendi hevasmdan konu maz;
(o her ne sylemi se) kendisine vahyolunan bir vahiydir" 32 ayetiyle de
ehadette bulundu u gibi, yukarda izalum verdi imiz ekilde kabul edil-
mi ve sahabe, dini ve dnyevi ya aylarna dzen veren Sunneti byk bir
titizlikle muhafaza etme e koyulmulardr. Sunnet ise, daha nceki bahiste
de akladimz gibi, sz, fiil ve takrir olarak Hazreti Peygamberden rivayet
edildii mddete, badisin, isim ynnden bir ba ka ifade ekli olmutur.

3. Hadisin sahabe tarafmdan rivayeti

nsan, yaratl itibariyle kendisine de er kazand ran ve toplum ie-


risinde yksek mertebelere ula tran eylere kar sk bir ba llk duyar. Bu

29 Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. cAbdulvahhab Hallaz, slam terii tarihi (trkeye
eviren: Do. Dr. Talat Koyi it, Ilahiyat Fakltesi yay nlarndan) s. 13-14.
30 Hazreti Peygamberin bir be er olarak hazan hata yapabilece i, bizzat kendisinden ri-
vayet olunan hadislerle de sabittir. Muslim'in a611.'inde (IV. 1835) nakledilen bir hadisten an-
laldna gre Hazreti Peygamber yle buyurmu tur: "Ben de bir be erim. Size dininizden
bir eyi emrettiim zaman onu alnuz. Fakat reyimle size bir ey emredersern, (biliniz ki) ben de
bir beerim". Bedr sava nda esir edilen m riklerin alribetleriyle ilgili olarak, Eb Bekr ve
cOmer ibnu'l-ljattabla isti arede bulunan Hazreti Peygamber, kendi ictihadma istinaden esir-
lerden fidye alm ve sonra onlar serbest brakmt. Fakat bunu mteakip nazil olan bir ayet.
Hazreti Peygamberin, ictihadmda hata yapt n ortaya koymu olduu gibi, hatay tashih et-
mi tir: "Peygambere, harbedip zafer kazanmad ka esir almak yara maz. Siz dnya malnu is-
tiyorsunuz; Allah ise Ahreti istiyor"
Bir ba ka habere gre, Hazreti Peygamber, zr beyan ederek Tebilk gazvesine i tirak et-
mek istemiyenlere izin vermi ti. Fakat nazil olan bir ayet, onun bu hareketini tashih etmi tir:
"Allah seni affetsin; do ruyu syleyenler sence belli olmadan, yalanclar bilmeden (seferden
geri kalmak isteyenlere) niin izin verdin"
31 cAbdulvahhab Hallaf, slam terii tarihi, s. 15.
32 Necm sresi, 3.

15
ballk, ok defa, a r derecedeki tutkulara kadar var r. Eer bu tutkuyu,
bir eye kar sonsuz derecedeki ba hhk ve ona sahip olma duygusu mana-
sna gelen "hrs" kelimesiyle aklayacak olursak, bu duygunun, insan bazan
kt, bazan da iyi ak betlere sevketti i mahede olunur. Mesel para ve mal
mlk sevgisi, insann benliini kaplar ve onlara ship olma arzusu "h rs" de-
diimiz dereceye ykselirse, bu arzunun insanda hasislik vasf nn belirmesi
bir yana, hazan onu h rsz, hatta kaatil bile yapt grlr. Bunun aksine,
insanda iyilik etme arzusunun veya ilim erenme iste inin "hrs" haline gel-
dii de olur. Bu takdirde insan n ne kadar yksek mertebeler kazanabilece ini
tasavvur etmek g de ildir. Toplumlar da byledir ve ok defa, onlar te kil
eden ferdlerin, e itli de er lleri kar sndaki temayllerinin vasfn
tarlar. Yukar da verdiimiz misali toplum iin de tatbik edecek olursak, diye-
biliriz ki, ferdleri madde h rsyle yanp tuta an toplumlar, ne kadar maddeci
olurlar ve onu elde etmek iin nas l her trl areyi mubah sayarak bu are-
lerin tatbikinde ustahk kazamrlarsa, ferdleri iyilik etme ve ilim renme ar-
zusunu "hrs" haline getirmi toplumlar da, bu sahalarda temayz eder ve
baar salarlar.

slam ncesinde Arap kavmiyle islm'dan sonraki mslman toplulu u,


mukayese edilecek olursa, ayn kaymin de iik devirlerinde birbirinden ok
farkl , hatt birbirine z t grnmler arzetti i kolayca anla lr.
Kr bir dallet ve koyu bir cehalet iersinde yzen chiliye devri Ara-
bnn en nmeyyiz vasf , kendi eliyle yapt ta veya toprak putlara tap nak
idi. Fakirlik ve geindirememek korkusu ile evresi iinde ay planmak ve
erefini yitirmek duygusu, onlar evi:adlar= ldrme e sevkedecek kadar
iddetli idi. Kuru ve sert iklim artlar, geimlerini topraktan sa lamalarna
imkan vermedii iin, biribirlerinin ellerindeki mallar kapmak, almak veya
gasbetmek adet haline gelmi ; bu maksatla dzenlenen bask nlar, bilhassa ka-
bileler aras nda iddetli husumetlerin do masna sebep olmu tu. Her halde
bu husumetlerin neticesi olacakt r ki, kabileler aras nda ortaya kan asabi-
yet mcadelesi, her bir Arab n kalbinde derin izler b rakm ve her biri,
kendisini dierlerinin fevkinde grm tr. Ksacas, ehiliye devri Araplar,
byk lde yoklu unu hissettikleri maddenin esiri olmu lar ve yaay -
larm, onu elde etmek iin "hrs" haline getirdikleri duygular nn ezici basks
altnda tanzim etmek zorunda kalm lardr.
Hazreti Peygamberin yeni bir dini tebli etmekle grevlendirilmesinden
sonra Arap ya aynda akla durgunluk veren bir de ime olmutur. Tek Al-
lah inancna davetle ve gizli olarak ba layan yeni din, bidayette, Hazreti Pey-
gamberin yaknlarndan bir ka taraftar bulmu , fakat bu davetin alenili e
gemesinden sonra, kurtulu larn ve ykselilerini Peygamberin kendilerine

16
tebli etti i Kur'an" Kerimde ve onun beyan demek olan Sunnette gren
Araplar, fevc fevc, yeni dine intisab etme e balamlardr. Onlarn islam'
kabullerinde her hangi bir tehdid veya zorlaman n bulunabilece ini dn-
mek mmkin de ildir. Aksine, Islam'n sessiz, fakat sratle yay lmasnda is-
tikballerinin kt alubetini gren mekkeli m rik reisleri bu geli meyi nle-
mek iin her trl hakaret ve i kenceyi Peygamber ve ashab na reva gr-
mlerdir. Ne var ki bu zulm, mslmanlar n sayca artmalar na engel olama-
m , fakat onlar , kuvvetli bir imanla ve sars lmaz bir inanla Hazreti Pey-
gamberin etrafnda toplanmalarna yardm etmi tir. Ana ve babalarla evlad-
lar arasnda grlen sevginin ok daha stnde bir sevgiyle ona ba lanan
mslmanlar, dinin ir adna uyarak Kur'an' Kerimden nazil olan yetleri ve
onlarn beyan mahiyetinde olan Hazreti Peygamberin szlerini h fzetmeyi
ihmal edilmez bir grev telakki etmi lerdir. Mekke'den Medine'ye hicretleri,
bu grevin ifas nda, onlara daha geni ve daha rahat imkanlar sa lam ; bu
suretle chiliye devrinin koyu dalleti, yerini, Islam' n insanlar ilme tevik
eden ayd nlk yoluna terketmi tir.

Filhakika, Hazreti Peygambere ve onun tebli ve beyan etti i Kur'an:E


Kerime byk bir imanla ba lanm olan ilk mslmanlar "de ki: Bilenlerle
bilmeyenler e it olur mu ? 33, "Allah, iinizden iman etmi olanlar ve kendi-
lerine ilim verilenleri derece derece yceltsin" 34, "M'minlerin hepsi birden
sefere kacak de iller; fakat her frkadan bir gurup bir araya gelseler dinde
derinle ip, sefere kanlar geri dnp geldiklerinde, kavimlerini uyarsalar..
Bylece onlar da belki saknrlar' 35 ayetleriyle ifade edilmek istenen mana -yr'
anlamakta glk ekmemi ler, dinle ilgili bilgilerini artrmak ve onda derin
lemek iin Hazreti Peygamberin etraf nda daha s k bir ilim halkas vcuda
getirmilerdir. Onlarn renmek arzusunu bizzat Hazreti Peygamber de "her
kim ilim elde edece i bir yola girerse, Allah bununla, onu cennete gtren yolu
kolaylatrr' 36 . "Allah, her kim hakknda hayr murad ederse, onu dinde
fakih klar" 37 gibi szleriyle tevik ve tahrik etmi tir.

Hazreti Peygamberin, ashab na retim yapaca bir mederesesi veya bir


okulu yoktu. Bununla beraber o, seferde hem ordusunun kumandan , hem
retmeni idi. Vacz ve ir adlanyla bir taraftan askerlerinin hamaset duygula-
rn harekete getirirken, di er taraftan cihad n hkmlerini ve dindeki yerini

33 Zumer sresi, 9.
34 Mueclele sresi, 11.
35 Tvbe sresi, 123.
36 El-BuVri, ahiti, I. 25; Eb Drvcl, Sunen, II. 285; et-Tirmigt, Sunen, V. 48-49;
ibr Mce, Sunen, I. 79.
37 El-Bubrt, ala4, I. 25-26; Ibn 1V .ce, Sunen, I. 95.

17
onlara retiyordu. Hazarda ise, hem ev halk nn, hem de dier mslman-
larn imam ve muallimi idi. Evde ve sokakta, ihtiya sahibi herkes onu dur-
duruyor, soruyor ve reniyordu. Evinin biti i inde olan mescid, hem be
vakit namaz n eda edildi i ve hem de ilim meclislerinin akdedildi i bir yerdi
ve bu meclisler ok defa vakit namazlar nm khnmasndan sonra akdedili-
yor; sahabe yorgunluk ve usan hissetmeden Hazreti Peygamberi dinliyor;
Hazreti Peygamber de ayn ekilde sahabenin suallerine cevap veriyordu.
El-Buharrnin bn Mescfid'tan nakletti i bir haberden de rendi imiz gibi.
"Hazreti Peygamber, va'zlarla ashab m usand rmamak iin uygun ve belirli
gnleri kolluyordu" 38.

Hicretten sonra Medine'de in a edilen mescidin geri bir k esinde st


rtl bir glgelik daha yap lmt . Hazreti Peygamberin ashab ndan bir
ou ziraat veya ticaretle u rarlar, gerek kendilerinin ve gerekse ailelerinin
maietlerini kazarurlard . Fakat bunlar n arasnda hayatlar n ilim ve irfana
vakfeden sahabiler de vard . Bunlar daima Hazreti Peygamberin refakatinde
bulunurlar, onun ilminden istifade ederlerdi. Geimlerini temin edecek her
hangi bir ileri de bulunmad iin ashabn en fakir kimseleri idiler. te, mes-
cidin geri bir k esine ina edilen bu glgelik bunlara tahsis edilmi ti. Bu sa-
habiler, " uffe" denilen bu yerde bar nrlar ve dier sahabilerin verdikleri
yiyeceklerle geinirlerdi. Hazreti Peygamber, el-Bubarrn n bir rivayetinden
rendiimize gre, "iki ki ilik yiyece i olan bir kimsenin (onlardan) n-
esn, ki ilik yiyecei olan kimsenin drdncsn, be kiilik yiyece i
olan kimsenin de onlardan alt ncsm alp evine gtrmesini" emretmi 39 ;
bir defasnda Ebu Bekr de uffe ehlinden n, Hazreti Peygamber ise onu-
nu alp evlerine gtrm ler ve onlarn karnlarm doyurmulard40.

uffeyi, slmiyetin ilim tedris eden ilk niveristesi olarak kabul etmek
bile mmkindir. nk Ahmed bn 1.1anbel'e gre 70-80 ki inin barnd bu
yerde 41 , Hazreti Peygamber tarafndan tayin edilen hocalar vas tasyle Kur'an'
ilimleri, akaid, yaz ve kraat retilirdi. `Abdullah bn Sacid ibni'l-q bu-
rada yaz sanatn reten bir hoca idi ve Hazreti Peygamber taraf ndan bu
i iin grevlendirilmi ti42.

Hazreti Peygamberin sohbetinden ve s k sk akdetti i ilim meclislerinden


en ok mahrum olanlar, phesiz ki Medine dnda oturanlard . Fakat bunlar

38 El-ButAri, ablh, I. 25.


39 abll.t, I. 149.
40 Ayn yer.
41 Musned, III. 371.
42 Ibnu'l-E ir, Usdu'l-gbe, III. 175.

18
da, gerek vukubulan bir hadisenin hkmn renmek ve gerekse dinle ilgili
gelimelerden haberdar olmak iin, develerini Medine'ye ko turmakta tered-
dt gstermiyorlard. Nitekim hab bn cAzIz'in kz ile evlenen `UU>a ibnu'l-
Hari , hem kendisinin ve hem de karsnn bir kadn tarafndan emzirildik-
lerini ve st kardei olduklarn renince devesine binip Mekke'den Medine-
ye gelmi ve durumla ilgili hkm Hazreti Peygamberden rendikten sonra
da karsndan ayrlmt'''.

Hazreti Peygamberi dinlemek ve dinin hkmlerini renmek yalnz


erkeklere hs bir i deildi. Kadnlar da onun va(z ve ir adlarndan istifade edi-
yorlar, lzum hissettikleri zamanlarda m killerinin hani iin ona ba vuru-
yorlard. Nitekim bir defas nda toplu olarak ona mracaat etmi ler ve erkek-
lerin kendilerine galip gelip daima onu me gul ettiklerinden ikayetle, bir
gnn de kadnlara armas n istemilerdi. Hazreti Peygamber onlara sz
vermi , tesbit edilen gnlerde de va'z ve nasihatlarda bulunmu tur".
Islam, ilim elde etmek ve dinden bir eyi renmek bahis konusu oldu u
zaman hay'a yer vermemi tir. Bunu bilen mslman kad nlar, her hangi
bir mkille karlatklar zaman, Hazreti Peygambere ba vurmular ve hi
ekinmeden mkillerini ona arz etmi lerdir. Filvaki, Ummu Suleym, bir gn
"y Rasala'llah, Allah hakk aklamaktan hay etmez. Acaba bir kad n ihti-
lam olursa gusletmesi gerekir mi?" diye sormu , Hazreti Peygamber de onun
bu sualine u cevab vermitir: "Suyu grd n zaman (evet)"". Kadnlarn
Hazreti Peygambere ynelttikleri bu e it sualler pek ok olacakt r ki, el-Bu-
ls arrnin talik etti i bir haberden anla ldna gre Hazreti cki e, Ensar
kadnlarn medhetmi ve "ne gzel, onlar n dini meselelerde derinle melerine
hay engel olmuyor" demi tir".

43 El-Butu-iri' abitt, I. 30-31. Hazreti Peygamberin hayat nda balayan bu trl yolcu-
luklar, onun vefat ndan sonra da devam edecek ve hadis renmek veya yazmak iin, hadisi-
ler, ehirler ve lkeler dola acaklardr. Mesela el-Buhar' (I. 27) tarafmdan nakledilen bir haber-
den arendiimize gre Cabir bn `Abdillah, 'Abdullah bn Uneys'in elinde bulunan bir tek hadisi
bizzat onun a zndan duyabilmek kin bir ayh c bir yolu katetmek zorunda kalnb tr. bn <Abd'l-
Herr bu haberi daha mufassal bir ekilde verir ve Cabir'in Medtne'den am'a gittiini kaydeder
(Ctmic beydni'l-c lm, I. 93). Keza Eb Eyyb da bir hadisi cUltbe bn (A/11We sorabilmek iin
Msr'a gidip gelmitir (bn cAbdil-Berr, I. 93-94).
44 El-Butart, alitb, I. 34. Hazreti Peygaberin mesciddeki va'z ve ir adlarmn kadnlar
tarafndan da takip edildi i, el-Bularrnin u haberinden anlalmaktadr. Haberin rtivisi bn
`Abbas anlatr: "Hazreti Peygamber (meseidde va'zettikten sonra) kad nlara iittiremedii zan-
myle, yannda Bilal de oldu u halde (erkek saflarndan) kt. Kadnlara va'zederek sadaka
vermelerini emretti. Szleri o kadar tesirli idi ki, baz kadnlar kpelerini, baz kadnlar da yzk-
lerini atma a baladlar. Hilal ise, bu verilenleri ete ine topluyordu" (ahiti, I. 33).
45 El-Butart, cil rl, I. 41.
46 Ayn yer.

19
Yukardan beri birer misal vererek zikretti imiz bu aklama, ilk ms-
lmanlarn, btn ya aylarnda Hazreti Peygamberi rnek ald klarn ve
hayatlarn onun talimatna uygun olarak dzenlediklerini gsterme e ka-
fidir. phesiz bu ya ay , ona olan inanlarmn bir neticesidir. Bu inan
olmakszn ona tbi olmak, dini i lerinde oldu u kadar dnyevi i lerinde de
onun direktiflerine gre hareket etmek mmkin de ildir. te, gerek bu inan
ve gerekse bu inancn gere i olan hayat tarz, sahabeyi, Hazreti Peygamber-
den grp iittikleri fiil ve szleri, byk bir titizlikle muhafaza etme e sev-
ketmitir. Bu, ayn zamanda hadisin, Hazreti Peygamber devrinde ba lam
olan toplanmas faaliyetinin en a k delilini te kil eder.

Ne var ki, hadis toplama ve onlar muhafaza etme i i, Hazreti Peygam-


ber devrinde yalnz hafzaya tevdi edilmi , bu hususta yaz dan istifade
etmek mmkin olmamtr. nki el-Bellizurrnin kayd na gre 47, Islam'n
balangcnda Kurey kabilesinden okuma yazma bilen 17 ki i mstesn di-
er mslmanlar yaz bilmiyorlard. Bu bakmdan her hangi ifahi bir met-
nin muhafazas , ancak hafzann yardmyle mmkin olabiliyordu. Maamafih
yazdan faydalamlmad zamanlarda hfzetme melekesinin byk lde
gelitii ve kuvvet kazand gznnde bulundurulursa, pek ok metnin
bu yolla muhafaza edilmesinin imkan dahiline girmi olabileceini kabul etmek
gerekir. Nitekim neseblerini, menkbelerini, iirlerini ve hutbelerini byk
bir titizlikle muhafaza ettikleri bilinen cahiliye devri Araplar ndan Islam devri-
ne byk bir edebiyat intikal etmi bulunmaktadr. yle bir edebiyat ki,
ierisinde her kabiliye eref kazand ran neseb medhiyesiyle ilgili haberler ya-
mnda, muarz kabileleri zemmeden haberler bile mhim lde yer i gal eder.
ifahi olarak rivayet edilen cahiliye edebiyat nn, stn oluu sebebiyledir ki,
Islam'n balangcyle nazil olma a balayan Kur'an' Kerim, gerek ifade ve
gerekse uslilb ynnden bir mucize olarak di erlerinin ok stnde bir mevki
alm bulunmaktad r.

te, cahiliye devrinde kazanlm olan hafza ile ilgili olan bu meleke,
Islam devrinin ba nda, Hazreti Peygamberden grlp i itilen fiil ve sz-
lerin gvenilir bir muhafaza vas tas olmutur.

Hazreti Peygamber hayatta oldu u mddete hadis, sahabe aras nda do-
lam , mzakere ve mnaka a edilmitir. Hatta zaman ilerledike yeni yeti-
en gen sahabiler aras nda okuyup yazmay renenler km , yaz ile
hafzalarndaki hadiseleri perinleme gayretine giri mi lerdir. Maamafih bu
devirde, daha sonraki devirlerde ortaya kan e itli tehlikeler hadis iin henz
bahis konusu de ildir. Bir taraftan Hazreti Peygamberin hayatta olu u, dier

47 Bkz. Futbu'lbuldt n, s. 457.

20
taraftan vahyin devam edi i, hadise musallat olabilecek tahrif, tashif ve yaz'
(uydurma) gibi her e it tehlikeye kar en emin koruyuculuk grevi ifa et-
mi tir. nk Hazreti Peygamberin hayatta olu u, sahabilerin ondan i itmi
olduklar hadisleri aralar nda mzakere ederken has l olan tereddtlerde ona
bavurmak ve szn do rusunu renmek imkann salyordu. Mzakere
srasnda her hangi bir sahabi, Hazreti Peygamberden i ittiini syledi i bir
hadisin naklinde her hangi bir hataya d mesi halinde, o hadisi bilen di er
sahabilerin hemen itiraz na u ruyor, e er szn do rusu zerinde ittifak has l
olmazsa Hazreti Peyganibere mracaat ediliyordu. Mesela Hi am bn klakim'n
Furkan sresini de iik bir kraatla okudu unu gren `Omer ibnul-ljattab,
onu ete inden tutup Hazreti Peygambere gtrm ve ona "bu, senin bana
okuduundan ba ka bir ekilde okuyor" demi ti. Hazreti Peygamber, her iki-
sine de mezkr sreyi okuttuktan sonra, her iki k raatn da doru olduunu
sylemi ve Kur'an]. Kerimin "yedi harf zerine nazil oldu unu" szlerine ilave
etmitir48 . Sahabenin bu trl davran , aslnda, Kur'an]. Kerimin "bir eyde
ihtilafa dt nz zaman onu Allah'a ve Peygambere gtrn (onlara ba -
vurun)" 49, ayetindeki emre uymaktan ba ka bir manaya gelmez.

Hazreti Peygamberin sa hnda, hadisleri zerinde koruyuculuk grevi


yaptn yukarda kaydetti imiz ikinci husus da vahyin devam edi idir.
Filhakika daha sonraki devrelerde grlen hadis metinleri zerindeki tah-
rif ve tashiflere, yahut vaz'' hareketlerine, Hazreti Peygamberin hayatta bu-
lundu u devirlerde rastlanmaz. Esasen bu hareketleri, Peygambere inanm
ve onun etrafnda bir ilim halkas meydana getirmi olan sahabilerden ummak
mmkin de ildir. Bununla beraber, bu gibi hareketlere tevessl edebilecek
kimselerin bulunabilece i ve bunun da, saylar fazla olmasa bile, mslman-
lar bir hayli zntye sokmu olan mnafklar cihetinden gelece i dn-
lebilir. Fakat uras muhakkakt r ki bu mnafklar, mslmanlar tarafndan
ferden ferda tan nm ve onlarn hadis al veriiyle ilgilenmelerine meydan
verilmemi tir. Esasen onlardan din ve toplum aleyhine sad r olan veya olmas
muhtemel bulunan her trl hareket vahiy yolu ile te hir edilmi ve mna-
fklar, daima korku ve endi e ierisinde yaamak zorunda kalm lardr. On-
lar n, bu haleti rhlye iinde iken hadise musallat olup ona yalan kar tr-
maya ciiret ederaiyeeekleri mant ki bir neticedir ve Kur'n Kerimde onlarla
ilgili olarak yer alan u yet de, bu neticenin en a k delilini te kil eder:
"Mnaf klar, kalplerinde (gizledikleri) eyi haber verecek bir srenin indiril-
mesinden korkarlar" 50. te bu korkudur ki, mnafklarn dini meselelere el

48 El-Bubri, abil, VI. 100.


49 Nis6? sresi, 58.
50 Tvbe sresi, 65.

21
atmalarna ve bilhassa Hazreti Peygamberin hadisleri zerinde keyiflerince
tasarrufta bulunmalar na engel olmu tur.
Kur'an' Kerimden nzil olan ayetlerde ve Hazreti Peygamberden sad r
olan hadislerde, zaman zaman "ilim" den, "fik h" veya "tefakkuh" tan bah-
sedilmesi, yukarda da kaydetti imiz gibi, .sahabenin dini meselelerde bilgi
sahibi ve hatt kudretleri nisbetinde bu meselelerin inceliklerine vak f olma
arzularn kamlam , bazlar mesilerini Kur'a= muhkem ve mte abih
yetlerini anlamaya hasrederken", di er bazlar da, yalnz sunnetle me gul
olmaa ve Hazreti Peygamberden grp i ittikleri fiil ve szleri toplama a
gayret sarfetmi lerdir52. Bu devirde, her ne kadar, Hazreti Peygamberin hayat-
ta olmas dolaysyle, ayet ve hadislerden hkm istihrac sahabeyi do rudan
doruya ilgilendiren bir husus olmasa bile, bunun yollar n, usal ve kaidelerini
ondan grp zenniler, ileride onun yoklu u halinde toplum ihtiyalar na
cevap verebilecek bir seviyeye gelmi lerdir. Sahabenin Kur'n ve Sunnet
zerindeki bu almas, Islam'n bu iki kayna na dayah bir ilmin vcut bul-
masna yol amtr. Bu ilim, balangta ne kadar basit bilgi krntlarndan
ibaret olursa olsun, gelecek iin geli mee ve ykselme e msted bir hviyete
sahip bulunuyordu ve bu da, onun gelecek nesillere sa lam ve shhatli bir e-
kilde intikal! ile mmkin olacakt . Kur'an! Kerimden bu konuda da nazil
olan ayetler, mlsmanlara d en grevi aklyor, ilmin bakalarna retilme-
sini tavsiye ve telkin ederken, onu gizleyenleri iddetli bir dille lnetliyordu:
"ndirdiimiz apak delilleri ve do ru yolu gstereni, Kitapta insanlara
aklamamzdan sonra gizleyen kimseler, i te onlara hem Allah lanet eder,
hem de lnetiler lanet eder"". Sahabe, bu ayetin ifade etti i man ierisinde
dinin ikinci kayna m tekil eden Sunnetin de mndemi bulundu unu anla-
makta glk ekmemi , onu da bilmeyenlere retmeyi, ihmal edilmez bir
vazife telkki etmi tir. Nitekim ok hadis rivayet etti i iin itiraza u rayan

51 Mesel 'Abdullah bn Mescrd, 'Alt !bn Ebi Talib, Ubeyy bn Ka`b ve bn `Abbas gibi
baz sahabiler, Kur'n ilmiyle me gul olmular ve bu konuda sahabenin ileri gelenlerinden say l-
mlardr. Es-Suytruir rivayetine gre, bnu Meserd Allah'a kasem ederek, Kur'an" Kerim-
den nzil olan her yetin kimin hakk nda ve nerede nzil oldu unu bildiini, her hangi bir kim-
senin, Allah'n Kitabn kendisinden daha iyi bildiini haber alsa ondan renmek iin yanna
gitmekten ekinmiyece ini sylemitir. Keza 'Ali bn Ebt Trlib de Ilmi Mescrd'un szne benzer
bir ey sylemi ve "hi bir yet yoktur ki, gece mi yoksa gndz m, da da m yoksa dzlkte
mi nzil olduunu bilmi olmayaym" demitir. Bkz. II. 187.
52 Mesel Eb Ilurayra, Crbir bn `Abdillah, Eb Sacid el-Hudri, (Abdullah bn (Omer,
Abdullah bn `Arar, bn `Abbas, Enes bn Malik gibi baz sahabiler, mesailerini daha ok ha-
(

dis renmee hasretmiler, aym zamanda ok hadis rivayet eden sahabilerden olmu lardr.
53 Bakara sresi, 159. Eb Davd tarafndan rivayet edilen bir hadiste ise Hazreti Pey-
gaber yle buyurmutur: "Bir kimseye ilimden bir ey sorular, o da gizler ve sylemekten im-
tina ederse, Allah, kyamet gn onun boynuna ate ten bir tasma takan" (Sunen. II. 288).

22
Eb Hurayra'nm, bu itirazlara cevaben "e er Kur'nda u iki ayet olmasayd
hi bir hadis rivayet etmezdird 54 demesi, sahabe aras nda Sunnetin nakliyle
ilgili olarak yerle mi olan kanaat aklamas bakmndan byk bir ehem-
m5yet tar. Maamafih sahabeyi, Sunnetin nakline ve ba kalarna da retil-
mesine sevkeden ba ka miller de vard ve bunlarn banda bizzat Hazreti
Peygamberin kendisi ve sahabeyi hadis rivayetine te viki gelir. Nitekim on-
dan rivayet olunan bir haberde yle denilmitir:

"Sahid olan gib olana tebli etsin; olabilir ki, kendisine tebli olunan
onu i itenden daha anlayldr"55. Bir baka rivayette de, Hazreti Peygam-
ber yle buyurmu tur:

"Allah, bizden bir hadis i itipte onu hfzeden, sonra da ba kasna tebli
eden kimseyi giizelle tirsin. Bazan ilim (fkh) shibi kimse, kendisinden daha
alim olan kimseye onu nakletmi olur; hazan ilim (fkh) ykl kimse alim
(fakih) olmayabilir'" 6 .

Hazreti Peygamberin, sahabeyi hadis rivayetine te vik etmesi, gelecek


nesillerin islam' kusursuz anlam alan gayesine matuftur. Nitekim hadisin
deerini belirtirken de a kladmz gibi, Islam'n ilk kaynan te kil eden
Kur'n Kerimden baz ayetleri, Hazreti Peygamberin izahat olmakszn an-
lamak mmkin de ildir. Bu bakmdan hadis veya sunnet, Kur'an' Kerimin
tefsiri oldu u gibi", Hazreti Peygamber de ilk mfessir olarak kabul edilmi -
tir.

Ancak, Hazreti Peygamberin ashab n hadis rivayetine te vik etmesine


ramen, onun vefatndan sonra baz sahabilerin, ok hadis rivayet eden di er
baz sahabileri rivayetten menetmeleri, yahut onlardan hadis riveyetini azalt-
malann istemeleri, eli kili bir konu olarak kar mza kabilir. Filhakika Haz-
reti Peygamber vefat ettikten sonra, mesela `mer bnu'l-Hattab, `Irak'a
gitmek zere yola kan Karaza bn Kacb'a "gitti i yerde hadis rivayet edip
halk Kur'an okumaktan alikoymamasm" sylemi58, fazla hadis rivayet

54 El-Bubrt, Slii(e, I. 37-38.


55 Ayn eser, I. 24; II. 191; Muslim, aiik III. 28; Eb Dvd, Sunnen, I. 294; bn 3(1 - ce
Sunen, I. 104.
56 Eb Dviid, Sunen, II. 289; bn Mce, Sunen, I. 102.
57 Daha sonraki devirlerde mesela Yaby bn Ebi Keir'in "Sunnet, Kur'an zerine ha-
kimdir; fakat Kur'n sunnet zerine hakim de ildir" mahiyetindeki szn (ed-Drimi, I 145),
buna mukabil Ahmed bn Uanbel'in bu sz bahis konusu ederek "ben bunu sylemee cesaret
edemem; fakat Sunnet Kur'mn tefsiridir" demesini, bu gr erevesi iinde de erlendirmek
gerekir.
58 Eb ljtim bn Ifibban, ve'l-mecnibin, 10 b; Ahmed bn Ijaubel, Kit&
bu'l-Vel, I. 62, 113; ez-Zehebi, Tezkiretu'i-l uffii, I. 6.

t) 9
eden ki inin, bn Mes(fd, Ebu'd-Derda) ve Ebu Zerr'in Medine d na k-
malarna da izin vermemi tir". Ebii Hurayra ise, daha sonralar , cOmer
devrini bahis konusu ederek "onun zaman nda bugnk gibi hadis
rivayet etseydim, `mer, k lcyle boynumu uururdu" 6 demitir.
Hilafeti cOmer bni-Hattab'a tekaddm eden Eb l Bekr e -Sddik da,
Hazreti Peygamberle sohbetinin oklu una ve ondan pek ok hadis i itmi
olmasna ra men az hadis rivayet edenlerdendi. Cennetle teb ir olunanlardan
Sacid bn Zeyd'in ise iki veya hadisten fazla rivayeti bilinmemektedirm.
Bu konuda dier baz sahabilerden gelen haberler de gznnde bulunduru-
larak, hadis rivayetinin azalt lmas hakknda ortaya kan grn Hazreti
Peygamberin rivayeti te vik eden szleriyle tenakuz te kil etmedi ini kabul
etmek gerekir. Aslnda bu gr , rivayeti azaltmak ve ona engel olmak mana-
snda de il, hadisin de erine paralel alarak, fazla rivayet edilmesi halinde zu-
hur edebilecek hata veya kusurlar nlemek manas nda de erlendirilmelidir;
bir baka ifade ile, henz yaz yle de tesbit edilmemi olan ve hafizadan ifahi
olarak rivayet edilen hadisi korumak arzusunun bir neticesidir. Nitekim Zeyd
bn Erkam'n, hadis dinlemek iin etrafna toplananlara "biz ihtiyarlard k
ve unuttuk; Raslu'llahtan hadis rivayet etmek gtr" 62, bn cAbbas'n "biz,
nceleri ondan hadis rivayet ediyorduk; o zamanlar onun zerine yalan sy-
lenmiyordu. Fakat, ne zaman ki halk n durumu de iti, biz de ondan rivayeti
terkettik" 63 ve Mu(aviye'nin de D mak minberinde halka hitap ederek "Ra-
salu'llahtan hadis rivayetini azalt nz. Siz, hi yeri olmayan hadisleri rivayet
ediyorsunuz. E er muhakkak rivayet etmek isterseniz, `mer ibm l-Hattab
zamannda dola an hadisleri rivayet ediniz; nk o, halk n ierisinde Allah-
tan en ok korkan kimse idi"" demeleri, hadisi korumak arzusunun e
ak delilini te kil eder. Sahabenin Hazreti Peygamberden i itmi olduklar
"her kim bana yalan isnad ederse cehennemdeki yerine baz rlansn"65 hadisi-
nin dehet verici manas m anlamam , hadis rivayet etmekle ne derece byk
bir mes'aliyet alt na girdiklerini idrak etmemi olmalar mmkin de ildir.
Biraz nce zikretti imiz hadis gibi, "bir kimsenin, btn i ittiklerini rivayet
etmesi kizb iin kafidir" 66 hadisi de, sahabeye hadis rivayetindeki mes'aliyet-

59 Ebu 115tim bn Elbb5n, ad geen eseri, 10b; bn (Adi, I. 2b; Ahmed bn 11an-
bel, Kittbu'l-(lel, I. 62. Baz rivayetlerde bn Mescild, Elr'd-Derda' ve Ebii Mes`fd el-Ans5r1
isimleri verilmitir.
60 Ez-Zehebt, Tezkiretu'l-iftuffii.i, I. 7.
61 Tercemesi hakknda bkz. bn Hacer, el-Itibe, III. 96-97; Ihud/-Esir, Usdu'l-giirbe
II. 306-307.
62 Elni. 115tim bn Ijbb5n, Kitdbu't-drill ve'l-mecriildn, 11 al .
63 Muslim, a13,14, I. 13.
64 bn Adi, el-Kamil, I. 2.b
65 El-Buh5ri, alk, I. 35; Muslim, aiii , I. 10.
66 Muslim, alif4, I. 10.

24
lerini hatrlatan bir ba ka rnektir. Filhakika insan ok ey iitebilir; bunlar
ne kadar do ru olursa olsun, aralar na girmi baz yanl eylerin bulunmas n-
dan emin olunamaz. Hepsinin rivayeti ise, insan , istemese bile bazan yalanc
mevkiine drebilir. Bu bakmdan iitilen eylerin rivayetinde ihtiyatl dav-
ranmak da, rivayet kadar nemli bir din grevidir.

Sahabeye hadis rivayetini azaltmalar n tavsiye eden ve hatt bu konuda


biraz da iddet gsteren <Omer bnul-tlattb'n "Fera'iz ve Sunneti, Kur'n
rendiiniz gibi reniniz"67 demesi de meseleye bir ba ka ynden k tuta-
cak mahiyettedir. yle anla lyor ki sahabe, Hazreti Peygamberden te rii
gerektiren hadisler kadar, te rii gerektirmeyen ve Peygamberin, gnlk ko-
numalarndan alnan szlere, hatt peygamberlik gelmeden nceki szlerine
de byk de er vermi ; onlar da ayn titizlik iinde muhafaza ve mzakere
etmi, bilhara rivayet sahas na karmtr. Bu surette hadis says artm
ve hafza, byk bir yk kald rmak zorunda braklmtr. Byle durumlarda
hataya dme ihtimalinin de fazlalaaca gznnde bulundurulursa, Sun-
netin de Kur'an gibi renilnesini tavsiye eden <Omer ibnul-ljattb' n ve
onun gibi dnen dier baz sahabilerin, te rii gerektirmeyen ve dini mahi-
yeti bulunmayan hadislerin rivayetindeki a rl tandid etmek istemeleri nor-
mal karlanmak icabeder. Nitekim, bizzat Hazreti Peygamber de "ben de
bir beerim. Size dininizden bir ey emretti im zaman onu abnz; kendi re'yim-
den bir ey emredersem (biliriz ki) ben de bir be erim"68 buyurmak suretiyle,
dine taalluk eden ve te rii gerektiren hadisleriyle, bunlar d ndaki hadisleri
arasnda ayrm yapm ve bu ikinci derecede olanlar alp almamak hususunda
sahaheyi muhayyer brakmtr. Binanaleyh baz sahabenin hadis rivayetini
azaltma gr nn, yine bu e it hadislere mnhas r kaldn kabul etmek,
mantki bir sonu olarak grlmektedir. Yoksa, gerek `mer ilmu'l-ljattW n
ve gerekse Eb l Bekr'in hilfetleri s rasnda karla tklar ve zmn Kur-
an Kerimde bulamad klar bir ok mesele hakknda Hazreti Peygamberin
Sunnetine bavurup onu delil olarak kullanrlarken69 , yine bu Sunnetin ri-

67 bn cAbdi'l-Berr, bey&li'l-c lm, II. 123.


68 Muslim, abilft, IV. 1835.
69 Mesela. Eb Bekr, kendisine miras iin ba vuran yal bir kadn (cedde) ne Kur'nr
Kerimde ve ne de Sunnette hi bir hkm bulamad iin reddetmiti. Fakat el-1VIngire bn
ube ve Muhammed bn Mesleme'nin Hazreti Peygamberden ya l kadnn 1 /6 (sds)- nis-
hetinde miras alacama dair bir hadis rivayet etmeleri zerine, Eb Belr bu hadisle amel etmi
ve kadna sds vermitir (mezkir haber iin bkz. usfli'l-algefn, II. 91).
(Omer ibnu'l-Hattb ise, ceninin diyeti hakknda Hazreti Peygamberden her hangi bir hadis bu-
lunup bulunmadn aratrrken Hamd bn Malik bli'n-Nbia km ve ona u haberi ver-
mitir: "Bir gn iki karmdan biri, hamile olan di erine sopa ile vurdu ve karnmdaki ceninin
l olarak dmesine sebep oldu. Bu hdise zerine Allah' n Rasl, gurra ile, yani vuramn
brne bir kle veya cariye vermesine hkrnetti." `mer ibnu'l-Hattb bu haberi duyunca y-
le demitir: "Eer bunu iitmemi olsaydm, nerede ise kendi re'yimle hkm verecektim" (Bkz.
efn, er-Risiile, s. 427; el-Amidt, el-Ilktem, II. 91).

25
vayetini menettikleri ve gelecek nesillerin onu renmesine engel olduklar
dnlemez.

B. HAD SLERN YAZILMASI

1. Hadis kitabetinin yasaklanmas

lk devirde, Hazreti Peygamberden i tilip muhafaza edilen hadislerin


tedvin edilmedi i, yani bir kitap halinde toplan p yazlmad bir gerektir.
Her eyden nce unu belirtmek gerekir ki, bu devirde sahabenin yaz bilgisi,
buna imkan vermiyecek derecede k tt. Maamafih ilk devirdeki yaz durumu,
hadis tedvirini engelleyen bir ama saylmasa bile, nbvvetin ba langcn-
dan itibaren, Hazreti Peygamberin, dinin erh ve izah" mahiyetinde olan b-
tn konumalarn kat yerine kullanlan hurma yapra , deri, geni kemik-
ler ve lavha halindeki ta lar zerine yazmamn, sonra da bunlar muhafaza et-
menin gl, hadis tedvinini engelleyebilecek ilk millerden saylmak ica-
beder. Bununla beraber, daha Hazreti Peygamber hayatta iken, hadis yaz-
maa te ebbs eden ve iktidarlar nisbetinde sakifeler vcda getiren saha-
biler de yok de ildir. in glne ramen bu sahifelerin meydana karl-
mas bile, ilk devirde hadisin kazand de eri gstermee yeter bir delil sa-
ylmaldr.
Kaynaklar, Hazreti Peygamber hayatta iken ba layan hadis kitabetini
iki devre ierisinde mtal ederler. Birincisi, hadis yazmak iin kendisine
mracaat eden sahabilere, Hazreti Peygamberin izin vermedi i devredir kin-
ci devrede ise bu yasak ruhsata ink lab etmi ve hadis yazmak isteyen saha-
biler, biraz nce i aret etti imiz sahifelerini yazma a balamlardr.
Hadis yazmay yasaklayan en me hur hadis, Eb l Sacid el-Hudzi tarafn-
dan rivayet edilmitir. Bu hatlisinde Hazreti Peygamber yle buyurmutur:
"Benden (bir ey) yazmaymz. Kim benden Kur'ndan ba ka bir ey
yazd ise onu imha etsin. Benden rivayet ediniz, bir beis yoktur. Kim
benim zerime kasden yalan sylerse cehennemdeki yerine haz rlansm"".
Yine Ebil Sacid el-kludri'den rivayet edilen bir haberden renildiine gre,
bu sahabi "hadis yazmak iin Hazreti Peygamberden izin istemi , fakat o,
bu izni vermekten ekinmi tir".
Hazreti Peygamberin, hadislerin yaz lmasn iyi karslamadm gs-
teren bir ba ka haber, Eb Hurayra'dan rivayet edilmi tir: "Biz hadis ya-
zarken Hazreti Peygamber yan mza geldi ve: Yazd nz ey nedir? dedi.

70 Muslim, abt1;, IV. 2298; keza bkz. Talcyfdu'l-`11m, s. 29


71 EbtIatib, Takyld, s. 32.

26
Senden iittiimiz hadis' ler, dedik. Hazreti Peygamber: Allah' n Kitabndan
baka kitap m istiyorsunuz ? Sizden evvelki milletler Allah' n Kitab yannda
baka kitaplar yazd klar iin dallete dtler, dedi" 72.

Kitabetle ilgili bu trl yasak haberlerinin sahabe aras nda yaylmasn-


dan sonra, hadis yazmak isteyen baz sahabiler, arkada lar tarafndan dur-
durulmu ve onlara Hazreti Peygamberin hadis yazma a izin vermedii ha-
trlatllnutr. Zeyd bn Sabit'in, bu yasa hatrlatarak Mucaviye'yi hadis
yazmaktan menetmesi, ayn konuda rivayet edilmi eitli haberlerden bir
rnek te kil eder73.

2. Yasak kararnn sebepleri

a. Yaz

Kaynaklarda hadis kitabetiyle ilgili bu yasa n sebepleri hakknda e-


itli grler ileri srlm , bu konuda gelen haberlerle kitabete izin veril-
diini gsteren haberler ele al narak, aralar e itli ynlerden telif edilmeye
allmtr. Mesela bn Kuteybe'ye gre hadis yazma yasa , iyi yaz bil-
meyenlere mahsustur; nk bu devirde Arap yaz s henz tam mananyle
gelimi deildir. Dier taraftan, az yaz bilenlerin de hatadan salim olarak
yazacaklar ndan emin olunamaz. Hazreti Peygamber bu gibi kimselere hadis
yazmay yasaklamtr . Izinle ilgili hadisler ise iyi yaz bilenler iindir. Hazreti
Peygamber bu gibi kimselerin hadis yazmalar na izin vermi tir".
Fiihakika, islamiyetin balangcnda Arap yaz s, bn Kuteybe'nin de
belirttii gibi, tam manas yle gelimi deildir. El-Belazurrnin, bu yaz nn
k ve geli mesiyle ilgili olarak, Muhammed bn Sacid el-Kelbi'den naklet-
tii bir haberden anla ldna gre, Tayy kabilesine mensup ahs Mekke-
de toplanarak hatt vazetmiler ve kelimeleri de Sryani kelimelere gre
dzenlemi lerdir. El-Belazurrye gre bu, Arap yaz snn balangcdr ve yle
yaylnutr: Enbr ahalisinden baz kimseler, yaz y vazeden bu ki iden
renmi ler, onlardan da Illreliler almlard r. Cendel vak'as kahramanlarn-
dan Ekeydir bn (Abdil-Melik'in karde i Bir bn `Abdi'l-Melik Hire'de kal-
d mddet zarfnda yazy Iffirelilerden renmi , sonra da baz ileri dola-
ysyle Mekke'ye gitmi tir. Mekke'de Sufyan bn Umeyye ve EVI Kays bn
`Abdi Menf Bir'in yaz bildiini grnce, kendilerine de retmesini iste-
,

milerdir. Bi r, onlara harfleri ve kelimeleri retmitir. Daha sonra bu


ahs (Bir, Sufyan ve Ebil Kays), ticaret maksad yle 'fa'if'e gelmi lerdir.

72 Ayn eser, s. 33
73 Ayn eser, s. 35.
74 nn luteyle, Te'vilu s. 365.

27
Yolda kendilerine refakat eden Gayln bn Seleme es-Sakafl de onlardan
yazy renmi tir. Bir, bilhara ayrlarak Muzar diyar na gemi , orada
bn Zurre'ye yaz y retmitir. <Atm-, yaz y rendikten sonra "k-
tip" adn almtr. Daha sonra Bi r, am'a gelmi ve burada bir ok kimse-
ye yaz retmitir".
Buna benzer bir haberin, ibnu.'n-Nedim tarafndan bn `Abbas tarikyle
nakledildiini gryoruz.Bununla beraber yine Ibnu'n-Necl m tarafndan nakle-
dilen de iik rivayetler ve bu rivayetlerden nce, Arap yaz snn vaz' hakkn-
da gr ayrlklar bulunduunun bilhassa belirtilmesi, bu konuda kesin bir
bilginin mevcut olmad kanaatn uyandrr". Arap yaz s hakknda kaleme
alnan bir makalede "Fihrist mellifi, Hi n el-Kelbrnin otoritesine istinaden
bu hususta hayal mayal bir hat ray kaydetmektedir: lk arapa yazanlar
Eb Cd Huvvz, Hutti, Kelemn, Kurist idiler. Bunlar Bulut gii,
nnde (Kur'n , XXVI, 189) mahvolan Medyen hkmdarlarnun isiraleridir,
diyor. Bu memleket, Nabatiler memleketi olan Medyen'den ktn gster-
mesi itibariyle doru bir hat ray ihtiva etse gerektir" 77 denilmekte ve "biti ik
Nabati yazsnn, Arap yazsna doru de ime veya sadele mesi Mildi IV. ve
V. asrlarda vukubulmu olduu" ileri srlmektedir". Yine ayn makale sahi-
bine gre yeni yaz, Mildi VI. asrdan itibaren Sriyenin imal ve Cenubuna
doru ayn surette yaylmaa ba lamtr".
VI. asrda Axabsitan yar madasnda yaylmaa balayan yaznn, VII.
asrn ba larnda, slmiyetin geli ine kadar tam manslyle inki af ettii
ileri srlemez. Yaz hakknda bir fas l ayran bn Haldun, Arap yaz snn,
slmiyetin ilk gnlerinde sa lam bir surette i lenmemi , iyi ve gzel bir hale
gelmemi , hatt orta dereceye bile varmam olduunu kaydeder. Sahabenin
yazd mushaflar bahis konusu ederek, hatlar nda kusurlar bulundu unu,
salam bir usl ile iyi bir srette yaz lmadn syler8. Bununla beraber is-
lmiyetin daha ilk gnlerinden itibaren yaz ya byk bir ehemmiyet veril-
diine phe yoktur. Bunun en gzel misali, Bedir sava nda esir edilen m-
riklerden her birinin, on mslman ocu una okuyup yazma retmesi artyle
serbest braklmasd r Hazreti Peygamber tarafndan ileri srlen bu art,
phe yok ki yerine getrilmi ve bu surette bir ok mslman ocu u yaz
renmi olacaktr".

75 e1-Be14urt, Futltu'l-buldn, s. 456.


76 Fihrist, s. 6.
77 islm Ansiklopedisi, I. 503.
78 Ayn eser, I. 499.
79 Ayn yer.
80 1VIukaddime, I. 348-352.
81 bn Sa`d, Taba0t, II. 1, 14.

28
El-Belazuri, islamiyet girdi i zaman, Kureylilerden on yedi ki inin
yaz bildiini syler ve bunlar n isimlerini verir: (Omer ibnul-tlattab, (Ali
bn Ebi Talib, (Osman bn (Affan, Eb ( Ubeyde Ibnu'l-Cerrah, Talha, Yezid
bn EM Sufyan, Eb Huzeyfe bn (Utbe bn Rabia, Suheyl bn 'Amr'in kar-
dei 1-Iatb bn (Arar, Eb Seleme bn (Abdi'l-Esed el-Mabzml, Eban bn .

Sdid ibni'l-q ve karde i klalid bn Sdid, (Abdullah bn Sa(d bn EM Serh,


Huveytb bn (Abdi'l-(Uzza, Eb Sufyan bn Harb bn Umeyye, Mdaviye
bn EM Sufyan, Cuheym ibrm' -Salt ve el-`Ala' bnu'l- ljazrami82.
Yine el-Belazurrye gre, kad nlar ierisinde Hazreti Peygamberin zevcesi
11afa, Kerime Bint Mikilad yaz biliyorlard. `..A'ie ve Ummu Seleme ise oku-
yor fakat yazamyorlard83. Bunlardan ba ka Hazreti Peygamberin vahiy
katipliini yapan baz kimseler daha vard . El-Valgdi rivayetine gre Hazreti
Peygamberin ilk katibi. Kurey ten (Abdullah bn Sa(d bn EM Serh idi; fakat
sonradan irtidad etmi tir. Hazreti Peygamberin Medine'ye geli lerinde bu
vazifeyi Ubeyy bn Ka(b zerine alm tr. Ubeyy bulunmad zamanlarda
Hazreti Peygamber Zeyd bn Sabit'i a rr ve ona yazd rrd84.
Nakletti imiz bu haberlerden anla ldna gre, slmiyetin ilk devir-
lerinde yaz , tam amanasyle inkiaf etmemi ti ve yaz bilenlerin says da
son derece azd . Fakat Hazreti Peygamberin, ashab m hadis yazmaktan menet-
mesi zerinde, her halde yaz bilenlerin azlndan ziyade yaz nn tam olarak
inki af etmemi ve yaz bilenlerin de hatadan salim olarak yazamam olma-
lar rol oynam olacaktr. Bununla beraber, Hazreti Peygamberin yasaklama
kararn, yalmzca yaz nn gelimemi olmasna balamak ve yukarda zik-
rettiimiz bn Kuteybe'nin telifini gere e uygun kabul etmek bir hayli g-
tr; zira yasakla ilgifi me hur hadiste bu gr teyid edecek hi bir husus
mevcut de ildir. Hazreti Peygamber, bu hadisinde iyi yaz bilmeyenleri kas-
detmi olsayd, onlarn Kur'an]. Kerimi de yazmalar na izin vermezdi. yi
yaz bilmediklerinden dolay hadiseleri hatal yazmalar ihtimaline kar
hadis yazmay yasaklamak bir ihtiyat tedbiri ise, Hazreti Peygamberin, bu
tedbiri hadisten nce Kur'n iin alabilece ini dnmemek mmkin deildir.
Oysa ki o, mezkar hadisinde, kendisinden Kur'ndan ba ka bir ey yazlma-
masnu istemitir. Bu bakmdan. hadis kitabetinden nehyin, yaz nn az geli -
miliinden ziyade bir ba ka sebebe dayand anlalmaktadr.

b. Kur'nla kar ma tehlikesi


Hadis kitabetinin yasaklanmas nda en mhim sebeb, hadis sahifeleriyle
Kur'n sahifelerinin kar mas tehlikelidir. konuyle il-

82 Futbu'/-bu/dCn, s. 457.
83 Ayn eser, s. 458.
84 Ayn yer

29
gili olarak sahabe ve tabi'andan gelen kitabetin leh ve aleyhindeki haberleri
sralad ktan sonra, hadis yazmann yasaklanmas na, Araplarn ounun fakih
olmamalarn, Kur'an ayetleriyle di er elfaz birbirinden ayrt edemenderini,
Kur'ana idhal edilecek her hangi bir lafz Allah kelm zannetmek tehlikesine
maruz bulunmalarn belli bal sebepler olarak ileri srer". El-tlatib'in bu
gr, genellikle zerinde ittifak edilen bir gr olarak tezahr eder.
bitir-niyetin Araplar aras nda gnden gne kuvvet kazanmas, Islam l-
kesinin Mekke ve Medine hudutlar m ap geni bir sahay kaplamas, buna
parelel olarak mslmanlar aras nda yaz bilenlerin o almas ve yaznn
inkiaf, ok ksa bir zamanda, bu gnn insanlarm bile hayrete d recek
bir ekilde sxatlenmi ti. Kur'ndan nazil olan ayetler, vahiy U -tipleri tara-
fndan muntazaman kaydediliyor, bununla da iktifa olunm yarak hafzlar
tarafndan hfzediliyordu. Artk Kur'nn kaybolma tehlikesi, yazlmas ve
,

hfzedilmesiyle ortadan kalk yordu. Byle bir durumda hadislerin de yaz l-


masnda bir mahzur kalm yordu. Islmiyetin inti ariyle birlikte daha geni
bir dnce sahasna kavuan sahabe, her gn biraz daha gemi gnlerin ce-
haletinden kendisini kurtar yor, ayet ve hadisi birbirinden ayrt edebilecek
bir kltre do ru sratle ilerliyordu. te biz, bundan sonrad r ki Hazreti Pey-
gamberin hadis yazanlara mani olmad n , yazmak isteyenlere izin verdi ini,
hadisleri hfzedemiyerlerin ikayetleri kar snda yazmalar n tavsiye ettiini
gryoruz. Kaynaklarda bu konuyle ilgili pek ok haber bulmak mmkindir.

3. Yasam kaldrlmas
Hazreti Peygamberin, hadislerin yaz lmasyle ilgili msadesi hakknda
eitli haberler vard r. El-Bukari tarafndan nakledilen bir haberden ren-
diimize gre, 1-Juza`ahlar, Mekke'nin fethi s rasnda, daha nceleri ldrlen
bir Huzacal ya karlk Bena Ley'ten birini ldrmlerdi. Bu hadise Haz-
reti Peygambere haber verilince hayvan na binmi ve mekkelilere hitaben,
Mekke ehrinde adam ldrmenin, hatta dikenini kesmenin, yitirilmi mahna
el uzatmamn kendisi iin bile haram k lndna dair bir hutbe irad etmitir.
Hutbeyi dinleyenlerden Ebn ah isminde bir Yemenli, Hazreti Peygambere
bavurarak hutbenin kendisi iin yaz lmasm istemi , Hazreti Peygamber de
""Eb ah iin hutbeyi yaz nz" demi tir".
Eba Hurayra'dan rivayet edilen bir habere gre, ismi a klanmayan bir
ahs, Hazreti Peygambere hafzasndan ikayet etmi , Hazreti Peygamber
de onu "elinden yard m iste", yani "yaz" denitir87.

85 Talyid, s. 57.
86 a414, I. 36; Elo Dvrd, Sunen, II. 286-287.
87 El-Ijati.b, Takyid, s. 65.

30
ljadie de, hadis yazmak iin Hazreti Peygamberden izin istek
mi ve "y Restla'llah, senden bir ok seyler i itiyoruz; onlar yazalim m ?"
demi , Hazreti Peygamber de "yaz nz, bir beis yoktur" cevab n vermitir".

Ebh Hurayra'mn,."Hazreti Peygamberin ashab iinde, (Abdullah bn


( Amr mstesn, benden daha ok hadise ship olan kimse yoktu. <Abdullah
hadisleri yazard. ben ise yazmazdm" demesi", (Abdullah bn (Anr'n
hadis yazd na dellet etti i gibi, ii, Hazreti Peygamberden ald msade
ile yaptn gsteren haberler de vard r. Bu haberlerden birinde 'Abdullah
hikyesini yle anlatmtr: "Hazreti Peygamberden i ittiim her eyi yaz-
yordum. Gayem bunlar hfzetmekti. Kureyliler beni bu iten menettiler ve
sen Peygamberden i ittiin her eyi yazyorsun; halbuki o bir be eridir ve
rza halinde olduu gibi gadab halinde iken de konu abilir, dediler. Bunun ze-
rine yazma i ini durdurdum. Sonradan kureylilerin bu szn Hazreti Pey-
gambere zikrettim. Bana: Yaz, nefsini yed-i kudretinde olan Allah'a yemin
ederim ki, benden yaln z 'hak (do ru) olan sd r olur, dedi90. <Abdullah bn
(Amr'in hadis yazmak iin Hazreti Peygamberden izin ald ktan sonra yaz-
maa baladn ve bin kadar hadisi ihtiva eden bir sahife vc'da getirdi ini
ileride grece iz.

Hadislerin yaz lmasna cevaz vermeyen ilk haberlerle, biraz nce zikret-
tiimiz ve Hazreti Peygamberin hadislerin yaz lmasnda bir beis grmedi ini
ortaya koyan haberlerin, kronolojik bak mdan, Hazreti Peygamberin a zn-
da.n kt tarihleri tesbit etmek imknn bulamyoruz. Bununla beraber,
slmiyetin ilk gnlerinde yaz nn durumu, yaz l hadislerle Kur'n yetleri-
nin birbirine karma tehlikesi gznnde bulundurulacak olursa, daha nce
de belirtildii gibi, Hazreti Peygamberin bu tehlikeyi bertaraf etmek maksa-
dyle hadis kitabetini menetmesinin, onu tecviz etmesinden mukaddem ol-
duu anlalr. Bu takdirde mensh olmas gereken nehiy hadislerinin, di er
hadislerle mtenak z olduunu iddiaya mahal kalmaz.

Hazreti Peygamberden "benden Kur'ndan ba ka bir ey yazmaymz"


hadisini rivayet eden Eb Sacid el-ljudrrnin, bir ba ka seferinde "Kur'ndan
ve teehhdden baka bir ey yazmadk" demesi91, hfzndan ikayet eden
ve kendisi iin hadis yazmas n isteyen Eb Nazra'ya da "yazmam ve mushaf
yapmam; Allah'n Resl bize tandis ediyor, biz ezberliyorduk. Siz de bizden

88 Ayn eser, s. 72.


89 El-BulArt, alk, I. 36.
90 Ahmed bn Hanbel, Musned, X. 21; Eb Drvld, Sunen, II. 286.
91 El-I:14114 Ta4y1d, s. 93; ebnerevt, Zemmu'l-keltun, I. 120a.

31
bizim Peygamberden ezberledi imiz gibi ezberleyin" diyerek" onun iste ini
reddetmesi; keza hadis yazmay kerih gren bn cAbhs'n93, lmnden sonra
geriye bir yk kitap b rakm olmas, zerinde ehemmiyetle durulmas gere-
ken haberlerdendir. Bunun gibi, Hazreti Peygamberin kitabete izin vermesin-
den sonra, yalnz sahabe tabakas nda de il, daha sonraki tabakalarda bile ha-
dis yazmay kt grenlerin bulunmas dikkat ekicidir94. Fakat kitabete kar
olduka yabanc kalm bir kavnin kf zas , zihinlere durgunluk verecek de-
recede inki af ederse, o kavmin, kitabete al tktan sonra bile h fza kuvvetle
itimad edece ini, hatt onu zaman zaman kitabetten stn tutaca m kabul
etmek gerekir. Nitekim sahabeyi takip eden nesil ierisinde h fzn kolayla -
trmak iin hadis yazan, h fzettikten sonra da yazd klarn imha eden kimse-
ler grrz 95 . Hatt bunlar aras nda kitaplarn imha ettikleri iin pimanlk
duyanlar bile vard r96. Hadis kitabetiyle ilgili bu farkl gr ve davram larn
elbette bir veya belki de bir ok sebebi vard ve kanaatmzca hepsi de, hadisin
en iyi bir ekilde muhafaza edilmesine matuf bulunuyordu. mam el-Evzcl-
nin u sz, bu gere i ortaya koymas bakmndan zikre yandr: "Bu ilim
byk bir erefe shiptir. Ricalin lufz nda iken azdan ahnr ve mzakere
edilirdi Ne zaman ki kitaba girdi, nuru kayboldu, ehil olmayanlar n eline
dt".

4. lk yazl hadisler

a. Hazreti Peygamberin diplomatik mektuplar

Hangi maksatla olursa olsun, Hazreti Peygamber taraf ndan yazlan ve-
ya yazd rlan bir vesikar, hadisin kapsam ierisinde mtala etmek kadar
tabii bir ey olmamak gerekir. Nas l ki huzurunda ilenen bir fiil veya syle-
nen bir sz, onun tarafndan tasvib grd mddete takriri sunnetten sa-
ylnu ve hadis olarak rivayet edilmi tir", onun imzasn tayan bir mektubu
da, yazl bir hadis vesikas olarak kabul etmemek iin hi bir sepeti yoktur.

Hazreti Peygamberin, Bizans mpratoruna, Acem Kisr's na veya msrl


Mukavls'a ve Habe Neciye yazd mektuplar slam tarihinde pek me -

92 Talsyid, s. 36; Zemmu'l-keleim, I. 115a.


93 Talcyid, s. 42. bn cAbltis'ul bir deve yk kitap b raktna dair gelen haberler iin
bkz. bn Sacel, Tabalst, V. 216; ez-Zehebi, Tiirll u'l-Islt m, IV. 48; bn Hacer, Telt5ib, MIII. 433.
94 Mesel tbnin tabakas nda hadis kitabetini kerih grenlerle ilgili haberler iin bkz.
ebljatib, Takyld, s. 45-48.
95 Ayn eser, s. 58-60.
96 Ayn yer.
97 Ayn eser, s. 64.
98 Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. bn Hacer, Nthbetu'l fiher erhi, s. 72-75.
-

32
hurdur. Fakat bunlar n dnda, yazlm daha yzlerce vesika vard r ve bu
vesikalarm yazl sebepleri, yahut konular birbirinden farkl dr. Bu konu-
lar yle sralamak mmkindir: 1. Yeni anla malar, veya daha nce yap lm
anla malarn yenilenmesi; 2. Islm'a davet; 3. Memur tayinleri, vazifelerinin
tesbiti ve bu vazifelerin ifas nda davran ekilleri; 4. Arazi ve bu arazilerin
gelirlerinden atyyeler; 5. Eman ve tavsiye mektuplar ; 6. Baz kimseler hak-
knda istisna te kil eden hkmlerin tesbiti; 7. Hazreti Peygamber tarafndan
yazlan mektuplara gelmi cevaplarla ilgili baz mteferrildit.
Bu vesikalardan byk bir ksmnn Medine devrine ait oldu una phe
yoktur. Zira hicretten nceki devir, bir haz rlk ve tecrbe devridir. Bu devirde
mslmanlarn bir devlet sahibi olduklar elbette ileri srlemez; nk siyasi
bir olu a veya idari bir dzene sahip de ildirler. Akabe bey'atlar dnda,
mslman toplulu un larici siyaset denebilecek hi bir faaliyeti olmam tr.
Bununla beraber, mslmanlar n Medine halkyle irtibatn salayan ve on-
lara Hicret yolunu aan bu bey'atlar, ileride tesisi gerekle tirilecek olan s-
lam devletinin ilk temel ta olmutur".
Hazreti Peygamber Medine'ye hicret etti i zaman, ilk i i, orada bir h-
kmet ve bir ehir devletinin temellerini atmak oldu. Muhtelif kabileler halinde
yaayan yahudiler de dahil olmak zere mekkeli Muhacirleri, medineli Ensar
ve henz islm'a girmemi olan dier Araplar toplayarak onlarla m averede
bulundu ve kendi riyaseti altnda federatif bir devlet kurdu. dare edenlerle
edilenlerin hak ve vecibelerini teferrat yle aklayan bir nizannmeyi de,
bu devletin ilk anayasas olarak iln etti. Dnyada ilk yazl anayasa olarak
bilinen bu nizamnme, u ibarelerle ba lyordu:
"Bu, (Allah' n Rasid) Peygamber Muhammed'in, Kurey li mmin, ve
mslimlerle, Yesrib (ehli), onlara tabi olanlar, iltihak edenler ve onlarla bir-
likte harbe girenler aras nda geerli bir kitab (yazs) dr".
"Bunlar, di er insanlar d nda, bir mmet te kil ederler..." 1 .
Anayasa mahiyetindeki bu nizamnmenin yaz l olarak hazrlanm ol-
duu, birinci maddele yer alan "bu, (Allah' n Rasl) Peygamber Muham-
med'in ...bir kitab (yazs) dr" ibaresinden aka anla lmaktadr. Keza
nizamnmenin 22, 37, 39, 42 ve 46 nc maddelerinde geen "bu sahife ehli"
ibaresiyle, 47 nci maddesinde geen "bu kitap, zlimleri, yahut gnahkarlar
himaye etmez" ibaresi de ayn hususu teyid ederm.

99 Muhammed Hamtdullah, Mecmdatu'l- Ve ie s. yhit.


100 `Akabe bey'atleri srasnda Medfneli Ansarm d nce ve davranlar hakkndaki
haberler iin bkz. Muhammed 11amidullah, ad geen eser, s. 5-9.
101 Ayn eser, s. 15.
102 Ayn eser, s. 18-21.

33
Anayasann 39 ncu maddesinde "Yesrib (Medine) in ii, bu sahi& ehline
haramdr" denilmitir103. Bunu teyid eden di er bir yazl vesikann mevcu-
diyeti, sahabi Rfi bn ka.dic'ten gelen bir haber vas tasiyle renilir Rafic
yle demektedir: "Medine haramd r; onu Rasillu'llah (S. A. S.) haram kil-
mtr. Bu husus, havlabi (Yemen'de yap lm) bir deri zerine yaz lm olup
bizim yammzdad r" 104.

Mslmanlarn Medine'ye hieretleri ve orada slam devletini kurmalar ,


Kurey ile aralar nda yeni mnsebetlerin do masna yol am ve bu mn-
sebetler, Bedir, Uhud, Hendek ve kludeybiye isimleriyle yret kazanan yeni
vak'alarn zuhuru ve yeni muhedelerin imzalanmas yle neticelenmi ve ni-
hayet Mekke'nin fethiyle sona ermi tir.

Mslmanlarn Frs ve Rumlarla ve bunlar n idaresi alt ndaki emirlik-


lerle mnsebetleri de, kludeybiye'den sonra ba lam ve Hazreti Peygamber,
her emir veya krala bizzat mektup yazarak onlar slm'a davet etmi tir.
Bunlarn bir ksm bu davete icabet edip felh bulmu , bir ksm da redde-
dip helk olmu tur"5 .

slam devletinin kurulu undan sonra yo unlaan diplomatik mnse-


betler, tabii olarak geriye bir ok yaz h resmi vesika b rakmtr. Her ne ka-
dar bu vesIkalann as llar zamanmza kadar intikal etmemi se de, muhteva-
lar , hadis ve tarih. kitaplar nda zikrolundu u gibi, Prof. M. klamidullah' n
himmetiyle Mecinfcatu'l-vedilds-siyiisiyye li'l-candi'n-nebevi ve'l-fitittfeti'r-
rCtide (Kahire 1956/1376, ikinci tab ) adl kitapta biraraya getirilmi tir

b. Sadakat hadisleri

. 'Anar bn Hazm'den rivayet edilen adakt

Kaynaklar, Hazreti Peygamberin, sunneti ihtiva eden bir kitap yazarak


cAnr bn Hazm vastasyle Yemen'e gnderdi ini ve `Arar bn Hazm'in de
bu kitab Yemen ehalisine okudu unu zikrederler. Yine bu kaynaklara gre
kitap, fera'iz, sunen ve diyet hkmlerini ihtiva etmektedir" 6. Kitabn met-

103 Ayn eser, s. 20.


104 Ahmed Ibn Hanbel, Musned, IV. 141; Mecmrcane/-vesd k, s. 21.
105 Mesela Hazreti Peygamberin Habe istan kral Necrl'ye, Rum Hirakl'a ve Iran
hkmdar Kisrirya yazd mektuplar ve bunlarn cevaplar hakknda bkz. Meemacatu'l-veste k,
s. 43-49, 49-61, 76-78.
106 El-Hakim en-Neysiibrt, Mustedrek, I. 395; !bn Ebi 1.15tirn, `Ilelu'l-badf,s., I. 222;
Eb cUbeyd Ibn Sellgn, s. 358; es-Suyti, ed-Durru'l-mensr, I. 343;
Tiirttu Badttd, VIII. 228; en Nevevt, Teh5fbu'l-esm', II. 26.
-

34
nini tam olarak tesbit etmek imkan n bulam yoruz. Bununla beraber el-Ha-
kim Eb cAbdillah'n el- Mustedrek'inde ve en-Nesa'rnin es-Sunen'inde nak-
lettikleri ksmlar, kitabn shhat derecesi hakk nda bir fikir verecek, bilhassa
bu rivayetlerin, sadakata ait gelen di er rivayetlerle kar latrlmas, kitap
hakknda hasl olacak fikrin teyidine yard m edecektir.

Halife cOner bn valilerine, kaybolma a yz tutan il-


mi (hadisi) toplamalar n ve kendisine yazmalarn emreden mektuplarm
ileride bahis konusu edece iz. Bu mektuplardan birisi de, o sraralarda Medine
emin bulunan 'Ann bn Hazn'in torunu Eb Bekr bn Muhammed ( bn'Amr
bn klazm)e gelmi ti. Halife bu mektubunda, medine'de yegane kaza ilmine
sahip olan DA. Bekr'e, halas cAmra Bint <Abdirrahman ve Kas m bn Mu-
hammed'in yannda bulunan ilmi (hadisi) kendisine yazmas n enrediyordum.
Eb Bekr, bu emre uyarak (Amra ve Ks m'n hadislerini ve bu arada Haz-
reti Peygamberin `Amr bn Hazm vastasyle Yemen'e gnderdi i sadakat
hadislerini de toplar. Eb Bekr'in o lu `Abdullah'n, sonradan kayboldu unu
syledii bu kitabn, bir de il bir ka kitap oldu unu kutub kelimesinin kulla-
lamlindan anhyoruzl. Fakat kitaplar n ziya'ndan, onlarn zengin olan muh-
teviyatmn da kayboldu u neticesini karmak yanl olur. Zira, cOmer bn
sadakata ait kitab cAmr bn Hazm'in ailesinden ald husu-
sundaki haberler109, zayi olan kitaplar n baka nshalar olduunu da ortaya
koymaktad r. Mesela bu konu ile ilgili olarak u haberlerle karla yoruz:

"(Amr bn Herim, kitabn muhteviyatn, Muhammed bn cAbdirrah-


man'a istinsah etmesini istemi , o da istinsah etmi tir"u.

"(Osman bn 'Affan, <Abdullah bn Ebi Bekr bn Muhammed bn <Amr


bn Hazm'n, Mekke valisi Muhammed bn Hi am'a yazd bir kitab bn
Curayc'a vermi tir. Bu kitap, Hazreti Peygamberin (Amr bn klazm'e yazd
kitaptr" 111.

"Eb Bekr bn Muhammed bn cAnr bn Hazm, bir kitap ile ez-Zuhri-


ye gelmitir. Yazl bir deriden ibaret olan bu kitap, Rasflu'llahtan beyan-

107 Bu haberin muhtelif riayetler iin bkz. bn Sa'd, Tabakta, II, 2, 134: el-Butari,
Sakik, I. 33; ed-Dfirimi, Sunen, I. 126; Ebil `Ubeyd, s. 358; bn Hacer, TeNlb,
XII. 39.
108 bn Hacer, Tehzjb, XII, 39.
109 Eb `11beyd, s. 358.
110 Ayn eser, s. 359.
111 Ayn eser, s. 361, 387.
112 En-Nesl, Sunen, II. 253.

35
Bu haberlerden anla lyor ki, Hazreti Peygamberin cAmr bn IJazm'e
gnderdii kitap, bugn elimizde bulunan hadis eserlerine muhtelif yollarla
girmitir. Fakat, muhteviyat n bu eserlerde de iik isnadlarla zikredilmesi,
bu muhteviyatn aslnda her hangi bir de iikliin meydana gelmesine yol
amamtr. Bu, hadis tarihi ve hadislerin s hhatinin tayini bakmndan nemli
bir noktadr. Ancak, cAmr bn Hazm'den rivayet edilen sadakat ha-
dislerinin, rivayet zincirinde bulunan ve baz hadis imamlarmca zayf
addedilen, bu surette hadis zerinde de phe uyandran bir rviden bah-
setmek gerekmektedir. Bu rivi Suleymn bn bn Ebi
babasndan naklen bu ahs hakknda verdii bilgiye gre, bazlar onu
Suleymn bn Erkam olarak isimlendirmi lerdir. Erkam, lakab , Divid
ise ismidir; dier bazlarna gre de, Suleymn bn Diviid ed-Dmaki,
Yahyi bn Hamza'nn eyhidir ve hadiste zay f bir kimse olarak tanmmaz.
Bununla beraber kimlii kesinlikle bilinmez; ed-D rnaki: oldu u da iip-
helidirm.
bn Hacer'in bn Hbln'dan naklen verdii bilgiye gre "Suleymn
bn Divid Dmak ehlindendir ve gvenilir bir kimsedir. Suley-
mn bn Divid el-Yemimi ise bir ey de ildir. Her ikisi de ez-Zuhri'den
hadis rivayet etmi tir. El-Beyhalsi, Eb Zurcamn, Eb cOsmin bn
Sacid ve huffzdan bir ok kimsenin Suleymn bn Divid'tan seni ile bah-
settiklerini syler"'". bn Hacer bu nakli yapt ktan sonra kendi gr n
ileri srerek yle der: "Suleymn bn Divld el-Havlini, phe yok ki cdalc
bir kimsedir; fakat sadakat hadisine ait bu phe, Yahya bn Hamza'dan
hadisi rivayet eden el-Hakem bn Msi'mn yapt bir hata yznden ileri
gelmitir El-Hakem, Suleymin'n babasn Divid olarak zikretmi tir. Ha-
kikatta o, Suleymn bn Erlsam'dr. Hadisi bu ekilde alanlar, bu sebepten
onun shhati zerinde pheye dmlerdir. Nitekim Yahya bn Flamza'nn
kitabnda Suleymn bn Erkam olarak gemektedir. lih Cezre ve Eb cAb-
dillah bn Mende, mezkr kitapta, Yalyi'mn yazsyle Suleymn bn Erkam
ismini okuduklarm zikretmilerdir. Hadisin s hhatine kail olanlar ise, haki-
katte ismin Suleymn bn Divid olduunu kabul etmi lerdir. Ayrca hadis,
ez-Zuhri'den Macmer ve ucayb-Ebul-Yemin isnadyle mursel olarak da
rivayet edilmi ve onlarn grlerini kuvvetlendirmitir. Eb Divid da Su-
leymn bn Erkam'n rivayetini, Suleymn bn Divid rivayeti olarak gs-
termesi bakmndan bunu el-klakem'in bir vehmi olarak kabul etmi ve Mu-
hammed bn Bekkir'm Yabyg'dan rivayetinde Suleymn bn Erkam ismini
zikretti ini ileri srmtr" 1 ".

113 bn Ebi 118tim, Kitiibu'l-c lel, I. 222.


114 bn Hacer Tehzib, IV, 189-190.
115 Ayn yer.

36
bn Hacer'in bu mtalaas ndan anlaldma gre, sadakat hadisini ez-
Zuhrrden Suleymn bn Erkam rivayet etmi tir. Fakat bu ahs metrlcu'l-
taditir. Yahya bn Hamza, hadisi bu ahstan rivayet etti i halde, Yahya
bn Hamza'dan rivayet eden el-Hakem bn Musa, ismi deitrimi ve Suley-
mn bn Davud olarak zikretmi tir.
El- Hakem bn M-Isa'nn byle bir hataya d mesine sebep nedir? Yahya
bn Hamza'nn kitabnda Suleymn bn Erkam ismini grd halde, bu ismi
niin de i tirmitir ? Bu sualler kar snda u ihtimal akla gelmektedir: El- Ha-
kem bn Masa, bn Erkam'n metra oldu unu biliyordu ve ondan rivayeti
halinde, zayf bir isnda tbi olmann verece i mahzuru da gznnde bu-
lunduruyordu. Bu mahzuru ortadan kald rmak iin ismi de itirmi olabilir.
Ancak bu ihtimal, el-Hakem bn Musa aleyhinde bir puvan kaydna sebep
olur. Dier bir ihtimal, bn Ebi Htim'in babas ndan nakletti i grtr:
Erkam, Suleymn bn Davud'un lakabdr. Bu takdirde ortada bir ahs
vard r: bn Erkam veya bn Davud, ayn ahis olarak Yahya bn Hamza'nn
eyhidir.
Grld gibi, bu mtalalar, bir ihtimalden ileri gememektedir. Kay-
naklar, bize gere e uygun bir malmat vermekten uzakt r. Yahya bn Matin,
Suleymn bn Davud'un mehul, bu sebeple hadisin de zayf olduunu ileri
sryor. Bir ba ka seferinde onun hakknda leyse bi- ey'in diyerek gr n
izhar ediyor 116 . Buna karlk Ahmed bn Hanbel, hadisin sahih oldu unu
sylyorn 7. En-Nesn Sunen'inde Suleymn bn Davud rivayetini Yahya
bn Ha nza'danns, Diyat bahsinde, Said bn 'Abdi'l-cAziz'in ez-Zuhrrden
rivayetini Mervn bn Muhammed'den naklediyor" 9. Ayrca metrak oldu unu
sylemekle beraber Suleymn bn Erkam'n ve mursel olarak Yiinus'un ez-
Zuhri'den rivayetini hid olarak zikrediyor 126.
Bu de iik grler karsnda ve bilhassa ravilerden birinin zayfhna
istinaden cAnr bn Hazm'den rivayet edilen sadakat hadislerini reddetmek ve
onlarn hi bir asla dayanmadn ileri srmek mmkin de ildir. Yaplmas
gereken i , bu hadisleri teyid edecek ba ka rivayetlerin de bulunup bulunma-
d n aratrmaktr; biz de bu yolu takip edece iz.
. Halife Ebu Bekr'den rivayet edilen Sadakat
Hazreti Peygamber, hayta nn sonlarna do ru klcnn kim zerine
yazm olduu sadakat ahkram valilerine gndermeden vefat etmi ti. Ebu

116 bn (Adi, Kii nil, II. 3b; ez-Zehebt, Miziinu'l-ictidl, II. 200.
117 Es-Zehebt, ad geen eseri, II. 200.
118 Bkz. II. 252.
119 II. 253.
120 Ayn yer.

37
Bekr'in hilafete gemesi zerine bu k l ona intikal etmi , o da, Enes bn
Malik'i Bahreyn'e gnderdi i zaman, kl zerinde yaz l sadakat ahkam n
yazp ona vermi ve bu ahkam ile amel etmesini istemi tir"". Ebn Bekr'in
Enes bn Malik'e yazd bu ahkam, onun tarafndan muhafaza edilmi , vefa-
tndan sonra da ocuklar na kalm tr. Bu itibarla hadis koleksiyonlarmda
Ebn Bekr'den rivayet edilen Eadakk hadislerinin Enes'in torunu Sumame
bn (Abdillah vas tasyle nakledildi i grlr. Mesela, Ebu' Daviid'un Mfisa
bn smacirden rivayet etti i mezkr hadisin ravisi, Hammad bn Seleme
yle demi tir: "Sumame bn (Abdillah bn Enes bn Malik'ten bir kitap al-
dm. Bu kitab n, Eb Bekr tarafndan Enes iin yaz ldn ileri sryordu;
onu musaddk olarak gnderdi i ve onun iin yazd srada zerinde Hazreti
Peygamberin mhr bulunuyordu... ,,I22.

Yalya bn Matin, Sumame rivayetini sahih kabul etmemekle beraber' 23 ,


el-Bulari ve Sunen sahipleri kitaplar nda naklet nilerdir 124. Ancak el-Bu-
bari, 'Abdullah ibnu'l-Musenna'n n Sumame'den rivayetini alm , Hammad
bn Seleme rivayetini terketmi tir125 . kayd na gre, Hammad' n
rivayeti, ibnu'l-Musenna'n n rivayetinden daha sah htir ve el-Bul ari bu ri-
vayetle teferrd etmi tiri 26 .

Hammad, Sumame'den rivayetinde ahbarana veya haddesena gibi


marf tabirler yerine "bu kitab Sumame bn `Abdillah bn Enes bn Malik-
ten aldm" ibaresini kullanm tr127. El-Beyhakrnin rivayetinde ise, Eyyb,
hadisi u ibare ile Sumame'den alm tr: "Suma ne'nin elinde bir kitap gr-
dm. Bu kitab Ebu. Bekr, Enes'i sadaka amili olarak gnderdi i zaman ona
yazp vermi ti. zerinde Rasillu'llah'n mhr bulunuyordu'''.

n. Halife cO ner'den rivayet edilen Sadakat

`mer ibnu'l-Hattab'tan rivayet edilen sadakat hadiseleri, Ebu. ' Bekr-


den rivayet edilen sadakat hadislerinden ayr bir ey de ildir. Mevcut haber-
ler, ak bir ekilde bunu teyid ederler Salim bn cAbdillah bn (Omer ibni'l-
Hattab'n, babas `Abdullah'tan rivayet etti i bir haberden rendiimize

121 Eb Dvfid, Sunen, I. 360; et-Tirmizi, Sunen, III. 17.


122 Bkz. Sunen, I. 358
123 Bkz. bn `Adi, Kinnil, I. 197; ez-Zehebt, Mfilm, I. 372.
124 Mesela el-Buhri rivayeti iin bkz. Sahili, II. 123.
125 Aslnda el-Bohrt Ilammad'tan hadis almanu tir. Sadakatla ilg li halisi ondan nak-
letmesinin sebebi de budur
126 Mustedrek, I. 391-392.
127 Ayn yer; keza bkz. Eb Davud, Sunen, I. 358,
128 Sunen, IV. 87.

38
gre, "Hazreti Peygamber, sadakat' yazd ktan sonra vefat etmi ti. Sonradan
bu kitap Eb Bekr'e kalm ve onunla amel etmi tir. Eb Bekr'in vefat ndan
sonra da `mer ayn kitapla amel etti'" 29. Naficin 'Abdullah bn <Omer'den
nakletti i bir ba ka haber ise, bu hususu teyid etmektedir: " bn `mer, <Omer
bnul-Hattab' n klcnda bir sahife bulmu tur. Bu sahifede uzunlu u ile
sadakat hadiseleri vard r"".

Malik bn Enes, Muvagcr nda 'Omer bnu'l-ljattab'm sadakatla ilgili


kitabn okudu unu belirtmi ", Muvattd) arihi en-Zurkani. de, (Omer
klattab'tan rivayet edilen sadakat hadislerinin Ebn Bekr'in hadisleriyle ayn
olduu hususunda el-Kazi. (Iyaz'dan naklen unlar sylemi tir: "Malik, ule-
ma ve onlardan nce Hulef, 'On er ibnu'l-Hattab' n elinde bulnan bu kitaba
itimad etmi lerdir. Sahabeden de onu inkar edici bir sz varid olmarm tr.
`Omer bn 'Arar bn Hazm'in ilesinde bulunan kitapla birlikte
( Omer bnu'l-Hatt'ab'da bulunan bu kitab da istemi ti. Bu, <Omer'in kitab

ile Ebru Bekr'in kitab nnn ayn olduunu gsterir. Bunlar ayr ayr kitaplar
olsayd , (Anr bn Hazm'in ailesinden kitab istedii gibi, Eb Bekr'in ailesin-
den de isterdi"" 2.

Ebn Bekr'den (Omer'e intikal eden kitap, 'Omer'den, torunu Salim bn


`Abdillah tarafndan rivayet edilmi tir. Ez-Zuhrrnin Salim yolu ile babas
`Abdullah bn 'Omer'den rivayet etti i hadisin ilk ibaresi yledir: "Ras-
lu'llah, sadaka kitab n yazm , fakat millerine gndermeden vefat etmi ti.
Bilhara Eb l. Bekr, sonra da (Omer ayn kitapla amel etmilerdir" 133. Eb
`Ubeyde" 4, el-Flakim. 35 ve bir ba ka rivayette Eb Davfd"6 un naklettikleri
bir habere gre, sadakat hadislerini Salim'den rivayet eden ez-Zuhri yle
demektedir: "Bu, Rasidu'llah n sadakaya dair yazd kitabn bir nshas
olup, 'Omer Ibnul-Hattab'm ailesinde bulunuyordu. Salim bn <Abdullah
bn `mer onu bana okudu, be de aynen hfzettim."

Nafi' ( bn 'Omer'in klesi)den gelen bir rivayette "'Abdullah bn 'Omer,


`Omer'in klcnda bir sahife bulmutur. Bu sahifede sadaka haclisi btn
uzunluu ile zikrediliyordu" denilir 137 'Abdullah bn Salih de el-Ley bn

129 El-Hakim, Mustedrek, I. 392.


130 El-tlatib, Kifiiye, s. 354.
131 Bkz. I. 257.
132 Bkz. Seri.tu'l-Muvatki), II. 57.
133 Eb 1:)vrd, Sunen, I. 360; et-Tirmizi, Sunen, III. 17; ibn. 11,Dce, Sunen, I. 284.
134 Kittbu'/-emvr/, s. 360, 361.
135 Mustedrek, I. 393.
136 Sunen, I. 361.
137 El-Ijatib, el-Kifye, s. 354.

39
Sa`d'tan u haberi nakletmi tir: "Bu, sadaka kitab dr. Nafi<n bana bildir-
diine gre kitap, cOmer ibnu'l-Hattab' n kitabnn bir nshas olup vasiy-
yetine bal bulunuyordu. Nafi`, `Abdullah bn (Omer'e bu kitab bir ok
defalar arzetmi tir" 38 .
Sadakat hadisinin bir ba ka rivayetini yine Kit(bu'l-Emvrde gr-
yoruz: Eh Bekr bn (Ubeydillah bn `Abdillah ibn. <Omer, <Ikrime bn
lid'e istinsah etti i bir kitap gndermi tir. Bu kitab n asl, <Omer ibnu'l-Hat-
tab'n klcna marbut bulunuyordu. Kitapta "ve fi'r. rikka iza bela at
hamse evakn rubu'ul-`uri" ibaresi zikrediliyordu. El-Ley bn Sa<cl'n
Naficden nakletti i bir habere gre bu ibare, `Oiner ibnu'l-Hattab'm sadaka
kitabnda da mevcuttur. Keza Malik bn Enes, ayn ibareyi mezkr kitapta
okumutur137.
( Anrbn Hazm, Ebn Bekr ve cOmer'den rivayet edilen sadaka hadisleri
hakknda nakletti imiz bu de iik haberler, bize gsteriyor ki, son iki rivayet,
aslnda birbirinin ayndr; yani `mer ibnu'l-Hattab'm ailesinden rivayet
edilen sadaka hadisleri, Ebn Bekr'in Enes bn Malik'e gnderdi i kitap muh-
teviyatndan baka bir ey de ildir. Hazreti Peygamberin 'Arar bn Hazm
vastasyle Yemen'e gnderdi i kitabn ise, dierlerinden nce yaz ld anla-
lyor. 'Arar bn Hazm, Hazreti Peygamberle birlikte Hendek muharebesine
itirak etmi , onyedi yanda iken de, Yemen'de Necran'a vali olarak tayin
edilmitir". te bu vazifesine giderken Hazreti Peygamber sadaka kitab n
yazp ona vermi ve iindekilerle amel etmesini istemi tir. Ebil Bekr'in elinde
bulunan sadaka kitab ise, yukarda verdiimiz haberlerden de anla ld gibi,
Hazreti Peygamberin hayat nn sonlarna doru yaz lm , fakat valilere gn-
derilmeden Hazreti Peygamber vefat etmi tir. Bu sebeple, Eb l Bekr'in elinde
bulunan kitapla, <Anx bn Hazm'e verilen kitab n ayn kitaplar oldu u iddia
edilemez. Bununla beraber, Hazreti Peygamberin sadaka ahkanum bildiren
kitaplar ayr ayr zamanlarda yaz lm olsa bile, sunnet ahkam arasnda
her hangi bir fark n bulunmam olmas lazmd r.
Nitekim `Artr bn Hazm'in ailesi taraf ndan rivayet edilen sadakt
hadisleriyle, Eb l Bekr ve <Omer'den rivayet edilen sadakt hadislerinin
karlatrlmas bize gsterecektir ki, Hazreti Peygamber taraf ndan ayr ayr
zamanlarda yaz lan hadisler, vazettikleri ahkam bak mndan bir aykrlk
arzetmedikleri gibi, elimizde bulunan hadis kitaplar na da phe gtrmez
bir shhatlilikle girmi lerdir.
Hadisi rivayet eden zayf bir ravi, hadisin s hhatini tehlikeye drebilir.
Hatta o hadis, ayrca, gvenilir bir ravi tarafndan da rivayet edilmezse
138 Ebr cUbeyd, Kit(tbu'l-emvid, s. 362, 387.
139 Ayn eser, s. 362.
140 cAmr bn Ilazm'n tercemesi iin bkz. bn Hacer, I ibe, IV. 293.

40
reddolunur. `Arar bn Hazm'den gelen hadisin isnadmda, her ne kadar Suky-
man bn Erkam isminde baz larnca zayf addedilen bir rvi varsa da, gerek-
te, kaynaklar bu ahsn asl hviyetini tam olarak tesbit edememi lerdir. Sa-
dakt hattisinin s hhatine inananlar, rviyi Suleyman bn 'Ayad, zafiyetine
inananlar ise, Suleyman bn Erkam olarak kabul etmi lerdir. Bu durum
karsnda, rviyi medial kabul etmek ve rvisi mechal olan hadisi de ihtiyatla
karlamak en do ru yoldur. Fakat ayn hadisin baka isndlarla rivayet edil-
diini grdkten sonra da haberlerden phe etmek iin hi bir sebep yoktur.

Sadakat hadislerinin shhatini kabul ettikten sonra, bu a klamalardan,


hadis kitabeti ynnden kartlabilecek baz neticelere i aret etmek fayda-
dan hali olmayacakt r:

a. Hazreti Peygamber, daha ba langta, dini hkmlerin mslmanlar


arasnda ne ri iin yaz ya ba vurmutur. Bu husus, yaznn hafzaya nisbetle
ok daha emin bir muhafaza vas tas oluunun, Hazreti Peygamber tarafn-
dan da teslim edildi ini gsterir.

b. Gerek (Anar bn 1.-lazm'den ve gerekse Eba Bekr ve cOmer'den gelen


yazl hadis vesikalar, hadislerin tedvin edildi i devre kadar yine yaz l olarak
nakledilmitir. Bu husus da, onlar n daha salam bir yolla hadis kitaplar na
girmi olduklarna dellet eder. Bugn elde mevcut kaynaklarda, bu hadislerle
ilgili fazla malamat bulnamyorsa, bunun sebebini, ilk mdevvenat n zama-
nmza kadar ula mam olmasnda aramak lazmdr.

e. Hazreti Peygamberin hadis kitabetine msade etmi olmasna ramen


bunu ho kardamayanlar n bulunduu bir devirde, sadakat hadisleri yaz l
olarak muhafaza edilmi tir. Bu, hakl olarak u suali akla getirmektedir:
Acaba bu hadisler yamnda, sahabe taraf ndan yazlm ve yine yaz l bir
ekilde muhafaza edilmi baka hadisler de var midir? Kaynaklarda bu suale
cevap te kil edecek baz notlara rastlamak mmkindir.

5. Hadis sahifeleri

a. ELTI, Bekr ve (Omer'in denemeleri

Eba Bekr ve cOmer bnu'l-tiattab'm sunene ait hadisleri yazma a te-


ebbs ettiklerini, hatta Eba Bekr'in 500 kadar hadisi bir kitapta toplad m,
fakat sonradan, baz sebepler dolaysyle bu kitab imha ettiini belirten ha-
berler vardrmi. Keza `mer bnu'l-Hattb da bir sunen yazmak iin ashab
ile isti arede bulunmu ; ou onun bu dncesini iyi karlam olmakla

141 Eg Zehebt, Tezkiretu'l Iftuffli:z, I. 5.


- -

41
beraber, bir ay getikten ve istiharede bulundukta sonra bu d nceden vaz-
gemitir 42.

Yine haberlerden rendiimize gre, Eb l Bekr'in, yazm olduu kitab


imha etmesine sebep, hadislerin, kendisinden sonra ashna uygun olarak nak-
ledilmemeleri korkusudur 4s. cOmer ibnul-ljattab ise, sunan yazmaktan vaz-
gemesi sebebini yle aklamtr: "Size bir sunen kitab ndan bahsetmi -
tim. Sonradan d ndm ki, sizden nceki ehli kitab, Kitabu'llahtan ba ka
kitaplar yazm lar, o kitaplar zerine d erek Allah'n Kitabn terketmi -
lerdi. Ben, yemin ederim ki, Allah'n Kitabn hi bir eyle glgelemem"" 4.

cOmer bnul-ljattab, Allah'a ve Rasflne iman bakmndan mslman-


larn en kuvvetlisi, Allah'n, Raslne indirdiklerine, Peygamberin sz ve
fiillerine ittiba ynnden en titizi idi. Bununla beraber o, mln anlarm Kur-
ndan baka eylerle me gul olup Kur'm terketmelerinden korkuyordu. Ni-
tekim Hazreti Peygamber, hayat nn sonlarna doru hasta yatarken yan nda
bulunanlardan ka t kalem istemi , kendisinden sonra mslmanlar n ihtila-
fa d memeleri iin bir "kitap" yazaca m sylemiti. Fakat orada bulunan
`mer ibnu'l-ljattab, "Raslu'llah a rlat, yanmzda Kur'n vard r. O
bize yeter" diyerek, byle bir kitab n yazlmasna muhalefet etmi ti. cOmer'in
bu muhalefeti zerine ehli beyt mnaka aya girini , orada bulunanlar n bir
ksm kitabn yazlmasn isterken, di er bir ksm (Omer'in fikrine i tirak et-
milerdir. Mnaka adan doan grlt Hazreti Peygamberi rahats z edince
yamndakileri d arya karmtrms. Hadiseyi nakleden bn 'Abbas der ki:
"Btn felaketler, ihtilflar yznden Hazreti Peygamberin bu kitab yaz-
mamasndan ileri geldi. Bu, Allah'n ona bir vahyi idi. E er yazm olsayd , son-
radan clalalete d mezlerdi' 46. Bununla beraber cOmer ibnul-Ijattab bu g-
rnde srar etmi ve hayat boyunca bunu mslmanlara a lamaa alm -
tr. Onun bu konudaki davran n anlamak iin, daha nce de i aret etti i-
miz Karaza ile olan hikayesini hat rlamak lazmdr. Karaia bn Kali ve ar-
kadalar 'Irak'a gitmek iin yola ktklar zaman, (Omar ibnu'l-ljattab da
bir mddet onlarla birlikte yrm ve sonra onlara yle demi tir: "siz yle
bir beldeye gidiyorsunuz ki, ehalisi ar uultusu gibi Kur'n okur. Hadislerle

142 bn Sacd, Tabalsiit, III. 1, 206; el-Hatib, Takyl lu'l-clm, s. 50; bn cAbdi'l-Berr, Camic
beyCnn'i-c /m, I. 64; es-Suyilt1, TenvIru'l-4av(ilik erbu Muv ty(t)l-mam Malik (mukaddime),
s. 6.
143 Eg-Zehebt, Tezkiretu'/-buffiii, I. 5.
144 Bkz. 142 No. lu dip notta zikri geen kaynaklar.
145 El-BulArt, ahiti, I. 36-37; Muslim, Sahili, V. 76.
146 El-Bulirt, .5.51.4, I. 37.

42
onlar me gul etmeyiniz ve yollarn saptrmaynz. Kur'n iyi okuyunuz ve
Hazreti Peygamberden rivayeti azaltunz"" 7.

`Orrer ibtul-Hattb' n hadis rivayetine kar gsterdii bu iddet, as-


lnda Kitap nmna idi. Bununla birlikte dier mhim bir sebebin de, rivayet
edilen hadislerin, bir gn tebdil ve ta yir edilerek kt maksatlar iin kulla-
nlmas korkusu olduu dnlebilir. Aksi halde onun, Hazreti Peygamberden
gelen ve rivayeti teeviz eden haberlerden habersiz olmas gerekir ki, bu mm-
kin deildir; Hazreti Peygamberin menetmedi i bir eyi <Omer menedemez.
Nitekim karsnda bir hadis rivayet edildi i zaman, onu reddetmek yerine,
rivayet edenden delil istemesi, onun titiz ve ihtiyatkr davran m gsterir:
Bir gn Eb Ms, <Omer'in yan na girmek iin defa izin istemi , cevap
alamaynca geri dnmt. Sonradan bunu haber alan `Om.er, niin geri dn-
dn sorunca, Eb Mls O - , "Hazreti Peygamberin, biriniz defa izin iste-
dikte izin verilmezse geri dnsn, dedi ini iittim" diye cevap vermi ti. Bunun
zerine <Omer bnu'l-Hattb, bu sz Hazreti Peygamberden i ittiine dair
delil istemi , Eb Mls da mescide giderek orada bulunanlara (Omer ile ara-
larnda geen hdiseyi anlat p, bu sz Hazreti Peygamberden i iten bir kim-
senin bulunup bulunmad n sormutu. Orada bulunanlardan Eb Sagcl kalk-
nu ve Elin Ms'ya ehadet etmi ti. Bundan sonrad r ki, <Omer ibnu'l-tlat-
tab Eb Ms'ya yle hitap etmitir: "Maksad m seni itham etmek de ildir.
Fakat Hazreti Peygamberden hadis rivayet etmek zordur" 148 .

Grlyor ki, `Omer ibnul-tlattb sahabeyi hadis rivayetinden menet-


mekle beraber, kar snda bir hadis rivayet edildi i zaman, onu reddetmek
cesaretini gsteremiyor, fakat hadisin s hhat derecesini anlamak iin, ba ka
kimseler tarafndan da Hazreti Peygamberden i itilip iitilmediini aratr-
yordu. Bylece halka, Hazreti Peygamberden hadis rivayet etmenin g-
ln ve rivayet edilen her hadisin hemen habul edilmemesi gerekti ini
gstermek istiyordu.

<Omer Kut'n terkettirir korkusu iIe sunen yazmaktan


vazgemesine ve kizbi art m korkusu ile sahabeyi hadis rivayetinden menet-
mesine ra men, durum yine de arzusu hilfma geli mitir. nk vefat ndan
sonra hilfet makamna geen <Osmn bn (Affn katledilmi , Ummu'l-mu'-
minin `.die <Ali bn Ebi Tlib'e cephe alm ; <:Aie'nin yannda yer alan Mu-
`viye hilfeti ele geirmi ; bir taraftan yeni siysi ve itikadi f rkalar zuhur
ederken, dier taraftan bu frkalarn karlarna bir ok hadis uydurulmu tur.

147 Eb Htim bn bbbrn, ve'l-mecrahrn, v. 10b; Ahmed bn ljanbel,


Kikibu'l-cdel, I. 62-63; eg-Zehebt, Tezkire, I. 6.
148 Eb 1:Irttim bn IjblAn, v. 10b.

43
Bu durum gznnde bulundurulursa, `mer ibnu'l-Hattb'm bir sunen
yazmaktan vazgemesine esef etmemek elden gelmez. Zira, ilk nce d nd
gibi, zaman na kadar Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadisleri, hid-
lerini de tesbit etmek suretiyle yazm ve kendisinden sonrakilere rivayet
kapsn kapam olsa idi, belki hadislerin alabildi ine oalmasm ve kizbin
artmasn nleyebilirdi. Belki de bu suretle ihtilaflar n n de alnm olabi-
lirdi. nk her ihtilaf, ortaya at lan yeni hadislerle krkleniyordu. Maama-
`Omer Ibnu'l-ljattb'm yapmad bu ii, dier baz sahabe, kudretleri
nisbetinde ve kk apta yapma a alm lardr.

b. <Abdullah bn cAmr sakifesi

Hazreti Peygamberin gen ashab aras nda hadis sahifesiyle hret ka-
zananlardan birisi <Abdullah bn cAmr ibni'l-`71s'tr. Babas Msr fatihi 'Anl-
ibnu'l-ci'tan nce mslman olan 'Abdullah' n 49, Hazreti Peygamberin
izniyle pek ok hadis yazd n gsteren haberler vard r. Bu haberlerin hepsini
burada zikretmeyi lzumsuz buluyoruz. Bununla beraber, meydana getir-
dii hadis sahifesinin yanls hakknda bilgi sahibi olmak iin, bu haberlerden
seilmi baz rnekler vermek elbette ki faydah olacakt r.
bn Sacd'n naklettii bir haberden rendiimize gre, 'Abdullah Ikt
`Arnr, bir sahifeden bahsederek "Rasflu'llahtan, iittiim hadisleri yazmak
iin izin istedim; bana izin verdi ve ben de bu sahifeyi yazd m" der'". b
Sa`d, bu haberin nihayetinde 'Abdullah bn 'Amr'in Hazreti Peygamberden
yazd sahfeye tchica ismini verdiini de ilave eder ki, ba ka haberlerin de
bu hususu teyid ettikleri grlr. Mesela bu sahifeyle ilgili olarak Mucallid'in
yle dedii rivayet olunur: "'Abdullah bn 'Amr'in yanna girdim. Bann
altndaki sahifeye bakmak istedi im zaman bana mni oldu. Ona, kitab n
benden niin sakhyorsun?, dedi imde: Bu Rasidu'llahtan i ittiim ahife
ikhicadr. Benimle Hazreti Peygamber aras nda hi bir vas ta yoktur. Kita-
bu'llah ve bu Sahife, benim iin kesin olduktan sonra, art k baka eyler
beni ilgilendirmez, demi tir" 1".
`Abdullah bn 'Amr'in hadis yazdm gsteren bir ba ka mehur haber,
el-Bul ri. tarafndan da nakledilen Eb Hurayra hadisidir. Buna gre El ii
Hurayra, en fazla hadis bilen kimsenin, `Abdullah bn cAmr hri, kendisi
olduunu, zira 'Abdullah'm yazd n, kendisinin ise yazmadn sylemi -
tir 152.

149 Bkz. bn Iiacer, ICbe, IV. 111-112; Ihnu'1-E0r, Usdu'l-g(tbe, III. 233-235.
150 rabalsiit, VII. 2, 189.
151 Ayn yer; Keza bkz. ez-Zehebt, Telril u'i-slam, III. 38.
152 Siilrb, I. 36.

44
<Abdullah bn `Arar tarafndan meydana getirilen sahifenin ihtiva etti i
hadis miktar hakknda kesin bir bilgiye sahip de iliz. Bununla beraber onun
Hazreti Peygamberden bine yak n "mesel" hfzettiini suylemesi 53 ve ayrca
"Rasidu'llalun yannda her sylediini yazyorduk" demesi, mezkr sabife-
nin bir hayli kabark olduunu gsteren bir delil olarak kullan labilir. Keza
torunlar tarafndan cAbdullah'ian pek ok hadis rivayet edilmesi ve bu ha-
dislerin cAbdullah'm sahifesinden al ndn n ileri srlmesi de bu hususu te-
yid eder mahiyettedir.

`Abdullah bn <Amr'in mezkr sahifesinin de di er yazl vesikalar gibi is-


tinsah edildi ine ve yazl olarak rivayet olundu una phe yoktur. Bu hususta
elimizde kesin bir delil mevcut olmamakla beraber, bir ka haber bu ihtimali
kuvvetlendirmektedir. Mesela, Ahmed bn Hanbel'in nakletti i bir haberden
rendiimize gre, Ebu <Abdirrahman el-Hubulli, <Abdullah bn <Amr'dan
iittii bir hadisi naklederken "'Abdullah bn <Amr bize bir krtas kard "
demektedir ki 154, krtasn kat veya papirs oldu unu ve rivayet olunan
hadisin bu kagtta bulunduunu zikretme e lzum yoktur. Ayn sahifenir
Ebii Raid el-Hubrani tarafndan da grld, yine Ahmed bn Hanbel'in
bir rivayetinden anla lmaktadr. Zira bu ahs, <Abdullah bn (Amr'e gelmi
ve Hazreti Peygamberden i ittii hadislerden rivayet etmesini ondan iste-
mitir. Bunun zerine 'Abdullah, el-Hubranrnin nne bir sahife koymu
ve "bu, Resulullahn bana yazd sahifedir" demi tir3". Ahmed bn Han-
bel'in naklettii bu iki haberden anlaldna gre, gerek Ebu <Abdirrahman
el-Hubulli ve gerekse Ebu Ra id el-Hubrani, mezkiir sahifeden ayn hadisi
rivayet etmi lerdir" 6. Bir baka haber, <Abdullah bn <Amr'in, yukarda ba-
his konusu edilen krtas gibi, yaz l hadis vesikalarm muhafaza etti ine ve
bunlar, zaman zaman, kendisinden hadis dinleyenlere karp gsterdi 'ine
dellet eder. Yine Ahmed bn Hanbel'in nakletti i bu habere gre Ebu Kabil
u hadiseyi nakletmi tir: "Bir gn 'Abdullah bn <Amr'in yannda bulunuyor-
duk. nce Kostantiniyye'nin mi yoksa Rilmiyye'nin mi fetholunaca soruldu.
<Abdullah bir sandk getirdi ve iinden bir kitap kararak yle dedi: Hazreti
Peygamberin etrafna toplanm yazyorduk; bu sual ona soruldu. Raslu'llah,
Hirakl ehrinin, yani Kostantiniyye ( stanbul) nin nce fetholunaca m sy-
ledi""7.

153 Ez-Zehebt, Ttrku'l-isliin, III. 38


154 Musned, II. 171.
155 Ayn eser, II. 196.
156 Kr. Musned, II. 171 ve 196.
157 Musned, II. 176.

45
< Abdullah !bn 'Amr'den bir ok kimse hadis rivayet etmi olmakla
beraber, bunlar n aras nda, sahifenin tamamn ondan nakleden birisinin bu-
lunduu bilinmemektedir. Ancak, bu sahifenin (Abdullah'n torunlarndan
`Amr bn dayb bn Muhammed bn 'Abdillah bn 'A= 'a intikal
ettiini ve 'Anr bn dayb'm da bu sahifeden rivayet etti ini gsteren pek
ok haber vardr. Hatta 'Amr'in babas dayb'n, 'Abdullah bn 'Amr'e
mulaki olup olmad ve ondan hadis i itip i itmedi i hadisiler aras nda ihi-
lafl bir konu olarak ortaya kt iin, (Anr bn dayb'n ceddinden riva-
yet etti i hadisler zerinde tereddd has l olmu , bazlar, bu hadislerin delil
olarak kullanlamyacan ileri srerken, di er bazlar, hadislerin shhatinden
phe edilmemesi gerekti ini sylemilerdir. Mesela, Ebil Hatim bn Hb-
ban'a gre 'Anar bn dayl 'm Tavus ve Ibnu'l-Museyyib gibi gvenilir kim-
selerden rivayet etti i hadisler delil olarak kullanlabilirse de, babas vasta-
syle ceddinden rivayet etti i hadislerle ihticac etmek do ru deildir. nk,
bilindii gibi, 'Abdullah bn `Amr'in hadisleri torunu cAn r bn dayb
tarafndan 'an ebihi (an ceddihi isnadlyle rivayet edilmi tir. Halbuki bu isnad
ya mursel, yahutta munkat dr. nk `an ebihi ibaresi, hadisi ba-
bas dayb'tan i ittiine dellet ederse de, <an ceddihi ibaresiyle ya dayb'm
dedesi 'Abdullah bn 'Anr kasdedilmitir; bu takdirde isnad munkat 'dr;
nk dayb, dedesi 'Abdullah bn 'Amr'a ulamamtr. Yahutta can ced-
dihi sz ile 'Amr'in dedesi Muhammed kasdolunmu tur; bu takdirde isnad
murseldir; nk Muhammed'in Hazreti Peygamberle sohbeti yoktur. Her iki
halde de, bu isnadla gelen hadis delil olarak kullamln aa uygun de ildir 58.
Grld gibi, Eb Hatim isndda zikredilen ced kelimesini iki kta
mtalaa ederek nce 'Abdullah bn 'Amr'a atfetmi ve dayb'm (Abdullah'a
mltki olmadn kabul ederek isnadda inkta bulunduuna, yani bir ravi
halkasnn dtne hkmetmi tir. 'Abdullah bn hadisleri aile ie-
risinde rivayet edildiine gre, dardan bir ravinin onlar dayb'a naklet-
tii dnlemez. Muhammed bn (Abdillah'n da hadisle me guliyeti bilin-
m,ediine gre, dayb'n ondan i ittii ileri srlemez. Bintanaleyh, dayb
(Abdullah'a m,laki olmad na ve ba kalarndan da onun hadisini iitmediine
gre, rivayeti, ilesinde buldu u yazl bir sahifeden vicadeten" 9 -olmas gere-
kir.

Ebil Hatim'in zikretti i ikinci k, ceddin Muhammed bn 'Abdullah bn


`Amr'a mataf olmas dr. Bu takdirde Muhammed, hadisi do rudan do ruya

158 Kitrbu't-tarih ve'l-necrhEn, v. 147 b.


159 Viciide, lugatta bulmak mansma gelir. Istlahta ise, aileye babadan veya dededen,
yahutta daha geri tabakalardan intikal eden kitaplara sahip olmak ve sema' olmaks zn bu ki-
taplardan nakletmektir. Bu bak mdan victule hadis tahanunl yollarndan birisi saylr.

46
Hazreti Peygamberden rivayet etmi olmaktadr ki, onun Hazreti Peygam-
berle sohbeti bulunmad na gre, isndda yine bir inkta vad r; ancak bu
inkta sahabi tarafnda olduu iin isnd murseldirm. u var ki, yukarda da
iaret etti imiz gibi, Muhammed bn cAbdillah, hadisle me gul olduu bili-
nen bir kimse deildir. Bu bakmdan ceddin ona atfedilmesi ihtimali zayftr.
zerinde durulmas gereken di er mhim bir nokta, dayb'n, ceddi 'Abdul-
lah'a mlki olup olmad meselesidir. El-Bulyari Ttrih'inde bir habere daya-
narak dayb'n `Abdullah' iittiini sylemitir". Keza Yahya bn Mdin
de bu gr ileri srm , ancak baz larnn, onun sahifeden rivayet etti ini
sylediklerine dikkati ekmi tir' 62.

Bir ravinin rivayet etti i hadisleri eyhinden iitip iitmediinin ara-


trlmas, hadis tarihinde, ehemmiyetli bir konu olarak kar mza kar. ey-
hini iitmeyen, fakat sahifesinden veya kitab ndan rivayet eden ravi, asl nda
gvenilir bir kimse olsa bile, hadisilerin tenkidine u rar ve kitaptan rivayet
ettii hadisler, ok defa reddedilirm. Bunun en gzel misali 'Anar bn dayb-
tr. Hi bir hadisinin cerhine maruz kalmam olmasna ramen, babas va-
stasyle ceddi 'Abdullah bn cArar'den rivayet etti i hadiseler, `Abdullah'n
kendisine intikal eden sahifeden al nd gerekesiyle itiraza u ramlardr.
Ez-Zehebi'nin isim zikretmeksizin baz ulemadan naklen belirtti i gibi 64,
( Abdullah bn (Amr'in Hazreti Peygamberden yazd bu sahifenin her ey-

den esah olmas gerekir. O halde gvenilir bir kimse olan (Anar bn dayb'm
bu sahifeden rivayeti niin kable sayan_ olmaz ?

Eb Zur`a'ya gre bunun sebebi, onun, babas vastasyle ceddinden ri-


vayeti o altmas , kolay hadisleri i itip dierlerini yannda bulunan sahi-
feden rivayet etmesidirl". dayb, Ebil Zur (a'ya gre de gvenilir - bir kim-
sedir. Fakat ceddinden rivayeti o altmas , niin itirazlara yol amtr?

160 snadnda sahabi rvisi d m olan hadislere mursel denildii gibi, isnad da ayn ad
alr.
161 Bkz. Et-Tdrilt'l-kebir, II. 2, 219.
162 bn Hacer, Tehzib, VIII. 53.
163 Mesela Ebii R labe kitaplarn Eyyab es-Selytiyant'ye vasiyet etmi tir (Ez-Zehebl,
tezkire, I. 88; el-Hatib, el-Kiftye, s. 352). Bu yzden Eyyb'un bu ldtaplarda mevcut hadisleri
Eba Klabe'den iitip iitmedii ihtilaf konusu olmu ; el-Ilatib de ayn konuda u gr ileri
srmtr: "Bir kimsenin kitaplarn bir baka kimseye vasiyet etmesiyle, o kimsenin, asl
kitap sahibinin lmnden sonra onun kitaplarn satn almas arasnda fark yoktur. Bu itibarla
byle hadislerin rivayeti ancak victde yolu ile caiz olur" (el-Kifiiye, s. 352). El-Hatilfin bu gr-
, sema kaydm ihtiva etmeyen hadislerin phe ile karlandgna dellet eder; nk victide
metodu, hadisiler aras nda makbul olmayan bir tahamml yoludur.
164 Bkz. IV. 286.
165 Kit(tbu'l-Cerk ve't-tddil, III. 1, 239.

47
Madem ki o, gvenilir bir kimsedir, itimada ayndr, o halde sahifeden riva-
yet etse bile ancak onda mevcut hadisleri rivayet edece i tabiidir. Aksi halde,
munker hadisleri sahabeden olan ceddi `Abdullah bn `Amx'a isnadla ondan
rivayet etmesi, onun gvenilir olmas yle kaabili telif deildir. Bizce gerek
olan udur ki, 'Ana bn ucayb ceddi `Abdullah'a mlki olsa ve ondan hadis
iitse bile elinde bulunan sahifenin tamam n ondan i itmemitir. Bir ba ka
deyimle sahifenin tamam iin aralarnda sena yoktur. Eb Zurca'n n da
i aret etti i gibi, bn Lehica ve el-Musenn bn abbli gibi baz zayf rviler
de (Amr bn ucayb'tan rivayetlerine bir tak m munker hadis kar trm -
lar 66 ve bylece cArnr bn ucayb zerinde bir tereddt uyand rmlardr.
Hadis trihi bakmndan mhim olan husus, bn Lehica ve benzerleri tara-
fndan (Anar bn dayb'm hadisleri aras nda dercedilen munker hadislerin
tesbit edilip ayklanmasdr. Bu mmkin olduu takdirde `Abdullah ibn.
(Amr'in Hazreti Peygamberin a zndan yazd ahife adka'nn bir nsha-

snn elde edilebilece i, kuvvetli bir ihtimal olarak kar mza kar. Ahmed
bn Hanbel'in 'Abdullah bn 'Am" musnedinde 'Artr bn dayb can ebihi can
ceddihi isndyle birbiri arkasna yer alan rivayetler 167, byle bir sahifenin
tesbitinde musned eserlerden ne derecede yararlamlabilece ini gsterme e
yeterlidir.

e. Ccibir bn cAbdillah' n sahtfesi

Hazreti Peygamberin ashab arasnda fazla hadis rivayet etmekle h-


ret kazananlardan birisi olan Cbir ibn. `Abdillah, Hicretin. 74 nc senesin-
de vefat etmi tir. Veki hnu'l-Cerrh' n Hi m bn `Urva'dan nakletti i bir
haber, onun hadis sahas nda bir otorite oldu unu gsterir. Bu habere gre
halk, Hazreti Peygamberin mescidinde Cbir'in etraf nda bir halka te kil
ederek oturur ve ondan hadis dinlerdi. 168.
Kaynaklar, Cbir'e ait bir sahifenin mevcudiyetinden bahsederlerse de
bu sahifenin kendisi tarafndan yazldna dair her hangi bir kayda rastlan-
maz169.Ez-Zehebi Tezkiresinde ve Trilfinde Katde'nin lufz ndan bahsederken,
ona Cc1bir'in ahifesinin bir defa okundu unu ve onu hemen h fzetti ini kay-
dederi". Keza el-tlatib ve bn Hacer de buna benzer bir haber verirlerm.

166 Aym yer.


167 Bkz. Musned, II. 178 vd.
168 bn Hacer, Tehz1b, II. 43.
169 Bkz. bn Sa`d, Tabakt, VII. 2, 1, 2; bn EM IWim, Takdimetu'l-Cerb, s. 46;
el-Hatib, el-Kif(ye, s. 354; ez-Zehebt, Tezkire, I. 116; Tiiribu'l-islm, IV. 296; en-Nevevt,
Tehzibu'l-es niP, II. 58; hn Hacer, Tel zib, V. 27.
170 Tezkire, I. 116; T(trilJu'l-slam, IV. 296.
171 El-Kifrtye, s. 354; Tehz1b, V. 27.

48
Cabir'den hadis rivayet eden Eb Sufyan Talha bn Nafi`m, bu hadisleri
bir salrifeden rivayet etti i sylenir" 2.

Kaynaklarda mezki:ir sahifeden ahifetu Ccibir, yani Ct bir'in ahifesi


olarak bahsedilmesine ra men, baz haberlerin delletiyle, onun Cabir tara-
fndan yaz lmadn anlyoruz. Mesela bn Ebi Htim, Suleman bn Kaya
el-Ye kurrnin tercemei halinden bahsederken, onun, Cabir ile uzun mddet
beraber bulundu unu, ondan hadis dinledi ini ve bir sahife yazd n kayde-
der ve yle der: "Suleyman bn Kays'n vefatndan sonra bu sahife ailesi-
nin yannda kalmtr Ebu'z-Zubeyr, Ebfi Sufyan ve Sa (bi, Cabir'i dinlemi -
ler ve ondan hadis rivayet etmi lerdir; fakat rivayet ettikleri hadislerin o u
bu sahifedendir. Keza Katade de ayn sahifeden rivayet etmi tir""3. El-Buhari.
de, Ebil. Bir, Katade ve el-Ca`d EU. (Osnn.'n Suleyman bn Kays'n kita-
bndan rivayet ettiklerini kaydeder 174. Dier taraftan el-Hatib ve Ahmed bn
Hanbel u haberi nakletmi lerdir: "Suleyman el-Ye kuri'nin anas bir kitap
getirir. Bu kitap, Katade, Ebfi Bi r, Hasan ve Sbit'e okunur. Hepsi de bu
kitaptan rivayet ederler, fakat Sabit yaln z bir hadis rivayet eder" 175. Ayn
kitabn Ebu'z-Zubeyr'in de elinde bulundu unu gsteren bir ba ka haber
yledir: smi zikredilmeyen bir ahs, Suleyman el-Ye kuri'nin kitabyle bir-
likte Ebu'z-Zubeyr'e gelmi ve kitaptaki hadisler hakknda ona sorma a ba -
lamtr. Ebu'z-Zubeyr bu ahsa "elindeki kitaba bak" diyerek h fzndan baz
hadisler okumu tur. Bu hadisler kitaptaki hadislerdir ve Eb'z-Zubeyr on-
lar aynen kitaptaki gibi okumu tur 176 . Ez-Zehebi tarafndan nakledilen bu
haber, yukar da zikretti imiz bn Ebi Hatim'in "Ebu'z-Zubeyr, Eb Sufyan
ve Sa`bi dinlemi ler ve ondan hadis rivayet etmi lerdir; fakat rivayet
ettikleri hadislerin o u bu sahifedendir" eklinde gelen haberine uygundur
ve her ikisi de Ebu'z-Zubeyr'in bu sahifeye sahip oldu una dellet eder.

Yukarda zikretti imiz haberlerin hepsinde ad geen sahifeden ahi-


fetu Ciibir diye bahsedilmesine ra men, bu sahifenir aslnda Suleyman bn
Kays el-Ye kuri tarafndan yaz ld anla lmaktad r. Ancak Suleymn bn
Kays'n `Abdullah bnu'z-Zubeyr zaman nda vukubulan. fitnede Cabir'den
nce vefat etmesi." 7, sahifesinin hret kazanmas na sebep olmu , ancak Ca-
bir'in hadislerini ihtiva etmesi dolay syle de ona isnd edilmi ve ahifetu
CcIbir olarak tannmtr.

172 El-Kifrye, s. 355; Trffiu'i-iskim, V. 23.


173 Kitribu'l-cerl.x ve't-taclil, II. 1, 136.
174 Et-Trgu'i-Kebir, II. 2, 354.
175 s. 354; Kitilbu'/-c/e/ ve macrifeti'r-riciil, v. 06a.
176 Ez-Zehebi, Ttrittu'l-slam, V. 154.
177 Ahmed bn Hanbel, Kit(bu'l-clel, v. 106a; bn Hacer, Tehz1b, IV. 215.

49
Cbir'in sahifesi hadisiler aras nda hret kazand ktan sonra pek ok
kimse bu sabfeden rivayet etme e balamtr. Mesel Ahmed bn 1.1anbel,
Ebu (Ave tariluyle Eb Bi r'in Suleymn bn lays'tan rivayet etti i bir
hadis nakleder178. Bu hadisin nihayetinde Eb <Avne, mezldr hadisin Su-
leymn bn Rays'n kitabnda mevcut oldu una dair yine Eb Bix'den nak-
len bir haber verir. Bu haber, sahifenin Eb Bi r'in elinde bulunduunu gs-
terir. Esasen Ahmed bn Hanbel, Suleymn bn R.ays'n hadislerini hep bu
isndla nakletmi tir".
Suleymn bn Rays'n sahifesinden rivayet edenlerden biri de Eb Suf-
yn Talha bn Nficdirm. Nitekim Sufyn bn <Uyeyne ve Veki< ibnu'l-Cer-
rh, Eb Sufyn' n Cbir'den rivayet etti i hadislerin, elde etmi olduu bir
sahifeden ibaret bulundu unu sylemilerdirm. bnu'l-Medlni ise, onun
Cbir'den yalnz drt hadis i ittiini haber vermi tir ki, bu ondan rivayet
ettii dier hadisleri sahifeden ald na dellet eder 182. El-Buhrl de abilft'inde
Ebn lih ve Slim bn Ebil-Cacd'n Cbir'den rivayetlerine makrnen
Ebn Sufyndar yalnz drt hadis nakletmi tirm. Ihtimal eyhi
bnu'l-Medini'nin bu szne dayanarak onun Cbir'den i ittii bu drt
hadisi alm , dierlerini sem olmad iin terketmi tir.
Ebn Sufyn'm Cbir'den hadis i ittiim gsteren baz haberler bulunmakla
beraber, bu haberlerin sem'a ne derece dellet ettiklerini tesbit etmek bir
hayli gtr. Mesel el-Buhrrnin TCrgh'inde verdii habere gre Eb Suf-
yn Cbir ile Mekke'de alt ay mddetle komuluk etmi tir. Bu mddet zar-
fnda Suleymn bn R.ays Cbir'den hadis yazm kendisi ise hfzetmi tir 184 .
u var ki, bu haber Eb Sufyn' n Cbir'den ka hadis i ittiini ortaya koy-
maktan uzakt r. Bu bakmdan onun Cbir'den yaln z drt hadis i ittiini be-
lirten <Ali Ibnu'l-Medini haberini kabul etmekte ve Cbir'den rivayet etti i
dier hadisleri Suleymn bn Rays'n sahifesinden alm olabilece ini dn-
mekte hi bir mahzur yoktur. Nitekim ube ibml-Bacec da Eb Sufyn' n
Cbir'den rivayet etti i hadislerin Suleymn bn Kays'n sahifesinden ibaret
olduu kanaatndadrm.
Ebn Sufyn, Suleymn bn Rays'n sahifesinden rivayet etti i gibi,
Eb Sufyn'dan da ayn sahifeyi rivayet edenlerin bulunabilece ini dn-

178 Musned, III. 332.


179 Bkz. ayn yer.
180 Bkz. el-Kiftye, s. 355; eg-Zehebt, Tdrilju'l-lelam, V. 23.
181 bn EM 1I8tim, Takdimetu'l-cer4 s. 46; Kit(tbu'l-cerb te't-ta`dil II. 1, 479.
182 bn Hacer, Tehgfb, V. 27.
183 Bkz. ahiti, V. 35; VI. 152; VII. 108.
184 Bkz. ad geen eser, II. 2, 347.
185 bn EM Ijaim, Takdimetu'l-cerh, s. 144.

50
mek yanh olmaz. Filhakika Eba Sufyan' n hadisleri el-A(me , Ebii Bir, el-
Muenna bn abbah ve daha bir ok kimse taraf ndan rivayet
Biz burada bir misal olmak zere yaln z el-A(me'ir rivayetine k saca temas
etmek istiyoruz. Bu suretle, me ktr sahabi Cabir bn `Abdillah'n Hazreti
Peygamberden rivayet etti i hadislerin, kitaplar n tasnifi devrine kadar nas l
bir yol takip ederek geldiklerini kk bir rnekle gstermi olaca z.

bn (Adi, Ebu Sufyan'n Cabir'den slih hadis' rivayet etti ini, ayn
hadislerin de el-A(me tarafndan Eba. Sufyan'dan nakledildi ini syledikten
sonra "el-A(me'ten Ebii Sufyan' n hadislerini nakledenlerin hepsi de gve
nilir kimselerdir; keza Ebii Sufyiin da reddedilecek bir kimse de ildir" der 86.
bn Hacer ise, el-A (me 'in Eba Sufyan'n ravisi olduunu187, Eb Bekr el-Bez-
zar'dan naklen onun Ebil Sufyan'dan rivayet etti i yz kadar hadisin bir
sahifeden ibaret bulundu unu" 8 syler. Grlyor ki Suleyman bn Kays'n
Cabir'den yazm olduu sahife bir taraftan Ebf Bir - Ebii `Avan tarik yle
nakledilirken, di er taraftan da Ebii Sufyar - el-Aeme taraikiyle nakledil-
mitir. phesiz, gerek Suleyman bn Kays'tan ve gerekse Eba Sufyan'dan
ayn sahifeyi rivayet eden ba ka kimseler de vard r. Bizim verdiimiz bir ka
misal, hadislerin nasl yazl bir kayna a dayanlarak rivayet edildiklerini
gsterme e yeterlidir. Hadis tarihi bak mndan mhim olan husus budur.

d. (Ah bn sahifesi

Hazreti Peygamberin amcazadesi ve ayn zamanda damad olan (Ali


bn EM. Talib'in elinde de sadakat ve diyet hkmlerini ihtiva eden bir sahife-
nin bulunduu, muhtelif kaynaklar n verdikleri haberlerden anla dr 189 . Bu
haberlerden birisinde bn EM Talib yle demektedir: "Hazreti Peygam-
berden, Kur'ndan ve u sahifedekilerden ba ka bir ey y-az nadk'". Bununla
beraber, (Ali'nin bu sahifeden ba ka Kur'n ile hadisleri de toplad n ve ky-
metli bir kitap vci`cla getirdiini bize haber veren rivayetler gelmektedir.
Ez-Zehebi'nin Muhammed bn Sirin'den nakletti i bir habere gre (Ali, Haz-
reti Peygamberin vefat etti i sralarda, Kur'an' tenzil zerine toplam bulunu-
yoxclu. Hatta kendisini bu i e o kadar vermi ti ki, Hazreti Peygamberin vefa-
t zerine Hilafet makam na geen Ebil Bekr'e bey'at etmek frsatn bile bula-

186 F/-Kamil, II. 109a.


187 bn Hacer, Tehz1b, V. 26.
188 Ayn eser, IV. 224.
189 l'lesern bkz. el-Bub*ri, al/b, I. 36; IV. 30; Ebii Davnd, Sunen, I. 469; Ahmed bn
Musned, I. 81, I. 81, 102, 118, 119, 126; eI-Zehebi, Tezkire, I 12; Tartbu'l-slam, II.
199; el-Herevi, Zemmu'l-keldm, I. 116a.
190 Meselt bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 12.

51
inan:usu. Yine Muhammed bn. Sirin'e gre, 'Ali tarafndan telif edilen bu
kitap, onu elde edenler iin byk faydalar sa layacak bir iliM ihtiva edi-
yordu19'.
Muhammed bn Sirin'in bu sznden anla ldna gre (Ali bn EM Ta-
lib, Kur'an toplaniakla iktifa etmemi , belki nzl sebeplerini ve Hazreti
Peygamberden gelen tefsizi de kitab na dercetmi ti. Fakat bu hususta yeterli
derecede bilgi elde edilememi tir. Ancak, Ibnu'n-Nedim, Ebu Ya (la'nn elinde
varaklaz dm elyazmas biz mushaf grdn ve bunun (Ali'nin elyazs
ile yazlm olduunu zikrederse de 192, Mustafa adk er-Rafi(iye gre bu, ii
haberlerden birisi olup ybulmam tr193. uras muhakkakt r ki, Muham-
med ibn. Sirin'in bahis konusu etti i kitapla, ibnu'n-Nedim'in grd n sy-
ledii mushaf aras nda her hangi bir mnasebet yoktur. Bu bak mdan bnu'n-
Nedim'in haberi doru olsa bile, mezkr mushafin, bn Sirin'in bahsettii ki-
taptan ibaret oldu unu ileri srmek mmkin de ildir.
Kaynaklar, `Ali'den sahife rivayet eden bir , ka isim zilxederlerse de,
rivayet olunan bu sahifenin mahiyeti hakk nda fazla bilgi vermezler. Mesela
bn Sdd'a gze (Ali, C1-1.1azisu'l-A(ver iin pek ok "ilim" yazm 194, bn Ebi
Ratim de el-ljaris'in kitap sahibi oldu una dair bir haber nakletmi tir' 95 ;
Bununla beraber, onun hakknda ileri srlen baz mtalaalar, bu haberler-
den kesin bir netice karmak imkann vermemektedir:
Muire'ye gre, el-Wrisu'l-A`ver (Ali'den rivayet etti i hadislezde sad k
deildiz196. Yahya bn Matin ve en-Nesa'i, onun hak nda leyse 'bihi be'sun de-
miler'97, e - a(b1 ise, "el-Haris bana rivayet etti; fakat bir kezzb
bir rivayette de "ben ehadet ederim ki, o kezzablardan biridir"'" diyerek el-
itham etmi tir. Ez-Zehebi, bu itirazlara ra men el-Haris'in hadisleri-
nin Sunen-i Erbgada yer aldn kaydettikten sonra, e - a(brnin onu tekzib
etmesine temasla "bununla beraber ondan hadis rivayet etmi tir. Bundan an-
lalyor ki el-Haris sir konu raalarnda yalan sylese bile, hadis-i nebevide
yalanc deildir"200der. Filhakika Ahmed bn klanbel'in Musned'i gzden ge-
irilecek olursa 20I, e- dbrnin, 'Ali'nin hadislerini el-Uaris vas tas yle rivayet

191 Ez-Zehebt, rirlht'l-slam, II. 199.


192 Bkz. Fihrist, s. 42-43.
193 iccilzu'l-lurYtn ve'l-belSigtau' -Nebeviyye, s. 32-33.
194 Tabakat, VI. 116.
195 Kirdbu'l-cer4 ve't-tddil, 1. 2, 78.
196 Eg.-Zehebt, Mizttnu'l-ictidttl, I. 435.
197 Ayn yer.
198 Ayn yer
199 bn EM 1:15.tim, Kittbu'l-cerh ve't-tace111, I. 2, 78.
200 Ez-Zehebl, Mizttn, I. 435.
201 Bkz. I. 79, 83, 87, 93, 106, 107, 110, 121, 133, 150, 153, 158.

52
ettii grlr. Bu hadisler Musnedde mevsid isnadlarla nakledilmekle bera-
ber, bir yerde e - a`bi, "Allah' n Rasl Muhammed (s. a. s.) riba yiyen kim-
seye lanet etti" diyerek eyhinin ismini zikretmezse de, hadisi e - acbrden
rivayet eden bn (Ayr. "bunu sana kim tandis etti?" diye sordu u zaman, e -
a`bi "el-Ilarisul-A`ver el-Hemdni" cevab n verir2q2.

Burada hadis tarihi bak mndan zerinde durulmas gereken mhim bir
haber vard r. ube ibnu'l-Haccc'tan nakledilen bu habere gre, e - a(br-
nin cAlrden rivayet etti i hadisler bir kitaptan ibarettir 203 . E - a931'nin
den rivayet etti i bu kitab kimden aldn kesin olarak tesbit etmek mm-
kin olamamtr. Bununla beraber bu as l kitap sahibinin, e - a(brnin,
nin hadislerini kendisi vas tas yle rivayet etti i el-Haris olmas kuvvetle muh-
temeldir. nk, el-Wris'in kitap shibi oldu unu belirten haberler vard r.
Mesela el-Wris'ten rivayet eden Eb shak es-Sebl'inin, aslnda onu iitme-
dii, fakat onun kitab ndan rivayet etti i sylenir204. Ahmed bn 1;lanbePden
nakledilen bir ba ka habere gre, Eb shak el-Haris'in kar syle evlenmi ve
bu sretle onun kitaplar Eb islak'a intikal etmi tir295 . Her halde e - acid
de Eb shak gibi (Ali'nin hadislerini yaz h olarak alm olacak-
tr. Fakat yukar da da kaydetti imiz gibi, bu hususta verilmi bilgiye rast-
lanmamtr. u var ki, e - acbrnin vefat ndan sonra evinde feriz ve cerahta
dair baz yazl kitaplar bulunmu tur206 . Her ne kadar bu kitaplar n ona el-Ila-
ris'ten geti ini gsteren bir delil mevcut de ilse de, 'Ali tarafmdan yaz lan
sahifenin feriz ve cerahata ait hadisleri ihtiva etti i, el-I-Jris'in (Ali'den yine
bu konularda bir sahife rivayet etti i, keza e - a(brain de el-Haris'ten ayn
konulardaki hadisleri ald gznnde bulundurulursa, e -dbrnin vefat n-
dan sonra evinde bulunan feriz ve cerahatla ilgili hadis sahifelerinin men-
eini tayin etmek her halde g olmasa gerektir.

bn Ebi ralib'ten sahife rivayet edenlerden biri de Ilda bn 'Artr


el-Heceri (. 100 H. den nce) dir. Yal ya bn Sacid'e gre thla , aslnda `Ali-
yi iitmemi tir; fakat ondan rivayet etti i hadisler bir kitaptan ibarettir 207.
Kez bn Sa`d onun hakknda "hadisi ok olan bir kimsedir; bir sahifesi var-
dir, ondan rivayet eder" demi tir208. Eb Iltim'e gre Ilda , "(Ali'nin sahi-

202 I. 133.
203 bn Ebi Wtim, Takdimetu'l-cedt, s. 130.
204 Ez-Zehebt, MizCn, I. 435.
205 Ez-Zehebt, Tririhu'l-slam, V. 117.
206 El-Ha ibu'l-Ba tUdt, T3riltu Bad1d, XII. 232.
207 bn Hacer, Tekib, III. 177.
208 Ayn yer.

53
fesini elde etmi tir"209; Ahmed bn Hanbel de " (Ali'den rivayetinin bir kitap-
tan oldu unu"210 ileri srmtr.

11114'm bu sahifeyi ne ekilde elde etti ini aklayan her hangi bir ha-
bere rastlanmam sa da, Ahmed bn Hanberin "Hl'n, el-Hriu'l-A(ver-
in sahifesinden rivayet etmesinden korkuyorlard " sz211, bu hususta kuv-
vetli bir ihtimali ortaya koymaktan uzak de ildir: Her halde H l da, e -
a`bi ve Ebii shk gibi (Ali'nin hadislerini yaz l olarak el-Hris'ten alm
olacakt r.

e. Semura bn Cundeb'in sakfesi

Hazreti Peygamberin ashab ierisinde hadis yazanlardan bizi de Semu-


ra bn Cundeb (. 58,60) tir. Hakk nda geni bilgi verilmezse de, onun bir
hadis kitab olduunu, Muhammed bn "Semura'n n oullar iin yaz-
d risalede pek ok ilim vard " sznden anhyoruz 212. Keza bu risalenin
oullar tarafndan rivayet edildi ini belirten haberler de, Muhammed bn
Sirin'in szn teyid eder. Ancak Semura'n n risaleyi ne zaman yazd n
kesin olarak tesbit edemiyoruz. Kendisi, Hazreti Peygamber zaman nda k-
k olduunu ve ondan hadis hfzettiini sylemektedir 213 . Bu haber, risale-
nin Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra yaz ld ihtimalini dourur. Keza
risalenin Semura tarafndan o ullarma yazlmas ve el-Buhri'nin de nak-
letti i gibi2 4 min Semura bn Cundeb ila benihi" (Semura bn Cundeb'ten
oullarna) ibaresiyle ba lamas da bu ihtimali kuvvetlendirm.ektedir. Bu
ihtimale gre Semura'nnn hafzasnda bulunan hadislerle di er sahabilerden
iittii hadisleri toplad anlalmaktad r.

Yukarda bahis konusu edilen sahifeler gibi, Semura bn Cundeb'in ri-


salesi de o ullar ve di er mustensihlar tarafndan rivayet cdilmi tix. bn
Hacer, Suleymn bn Semura'nn, babas Semura'dan byk bir nsha riva-
yet etti ini haber verir215 ki, bu nshann bahis konusu edilen risale oldu una
phe yoktur. Ayn nsha, Suleymn'dan o lu Hubeyb tarafndan rivayet
edilmitir2". Keza bn Hacer ve bn Ebi kltim'in verdikleri bilgiye gre,

209 Eg-Zehebt, Mizgn, I. 658.


210 bn ljacer, Tehzlb, III. 177.
211 Ayn yer.
212 Ibnu'l-Esir, Usdu'l-gibe, Il. 354; bn Hacer, iabe, III. 130; Tehzi,b, IV. 236.
213 Ayn yerler.
214 Et-T5.rilu'l-Kebtr, I. 1, 26.
215 Tel ;jh, IV. 198.
216 Ayn eser, III. 135.

54
nsha, Hubeyb'ten amcas nn olu Ca<fer bn Sa`d bn Semura 217, ondan da
Hubeyb'in torunu Muhammed bn brahim tarafndan nakledilmi tir218.

Ebn Daviid ve bn Mce, Sunenlerinde Nucaym bn Ebi Hind tariluyle


Semura'non o lundan birer hadis rivayet etmi lerdir. Isim zikredilmemekle
beraber, bu o ulun Suleynn bn Semura oldu una phe yoktur 219.

Mezkfr risalenin, el-Hasanu'l-Ba rl tarafndan da rivayet edildi ini


gsteren haberler vardir. bn Hacer, Hasan' n Semura'dan byk bir nsha
rivayet etti ini syler220. Bir baka habere gre bn <Avn, Hasan'n, kendile-
rine Semura'ya ait bir kitap kardn ve bu kitaptan bir hadis nakletti ini
zikretmi tir221 . Keza Yaliy bn Sacid'e gre de, Hasan' n Semura'dan riva-
yet etti i hadisler, Semura'nn kitabndan baka bir ey deildir222.

ou Suneni Erbdada yer alan bu hadislerin Hasan tarafndan Semura-


dan iitilip iitihnedii, hadsiler aras nda ihtilf konusu olmutur. Yahya"
bn Sacid, Hasan'n Serriura'y iitmediini, sadece onun kitab ndan rivayet
ettiini sylemi223, el-Bulri ise Saliiinde (Kitbu'l-cakika) ve Tiiril inde',
ibn. Sirfn'in hadisini ve `Ali ibnu'l-Medlnrnin szn nakletmek sretiyle,
bu rivayetlerin sem'a mstenid oldu u grne varmtr. Keza Eb Dvd
da, te ehhdde okunacak du hakknda Cacfer bn Sa(d bn Semura taxi-
kyle Semura bn Cundeb'ten rivayet olunan bir hadisi naklettikten sonra
"bu sahife, Hasan' n Semura'dan i ittiine dellet eder" eklinde bir gr
ileri srmtr 225. Fakat ibn. Hacer'in de kaydetti i gibi, Eb Davud'un nak-
lettii bu hadisin, Hasan' n Semura'y iittiine veya mezkr salifeyi ondan
dinlediine nasl dellet etti ini anlamak mmkin de ildir226. Bununla bera-
ber, Sunende bir ibarenin noksan oldu u ve belki de Hasan' n Semura'dan
rivayet etti i sahife ierisinde sema'a dellet eden bir stlalun kullanld
ve bu sahifenin de Eb Dvild'un elinde bulundu u ihtimali dnlebilir.
Bu bakmdan Eb Dvild tarafndan kaydedilen bu ibarede bir hakikat pa-
ynn mevcudiyetini kabul etmek laz m gelir. Maamafih hadis tarihi bak mm-

217 Ayn eser, Il. 94; bn Ebt HRtim, Kit ibu'l-cerl vect-tac lil, III. 2, 186.
218 -Ay n yer.
219 Bkz. bn Hacer, TeMb, V. 198.
220 Tehzlb, II. 268.
221 .A.Inned bn lanbel, Kitrbu'l-cIlel ve Macrifeti'r-rioil, I. 322.
222 bn. Sacd, rabalfr t, VII. 1, 115.
223 bn Hacer Tekil, II. 269.
,

224 Bkz. I. 2, 288.


225 Bkz, Sunen, I. 224.
226 Bkz. Tehzib, II. 269. Burada bn Hacer "mezknr hadisin buna nas l adalet etti ini
aniamadm"der.

55
dan mhim olan husus, Semura bn Cunden tarafndan yazlm bir kitabn
mevcudiyeti ve dier yazl vesikalar gibi bu kitab n da yine yaz l olarak
rivayetidir.

f. Ebri Hurayra'nn sahifesi

Hazreti Peygamberden en fazla hadis rivayet etmekle hret kazanan


Eb Hurayra, hadis renme e kar, "hrs" diyebilece imiz byk arzu sahi-
bi olan bir kimse idi. Bu arzu, tabii olarak onu Hazreti Peygamberin her
szn dikkatle dinleme e, sonra da bu dinleyip rendiklerini ba kalarna
nakletme e sevkediyordu. Hadis rivayetinden dolay bazan ashab n itirazna
maruz kald da oluyordu; fakat bu itirazlar, onu tekzib etmekten ziyade,
onun fazla hadis rivayetinden ileri geliyor, hataya d tn ileri srenlere
kar da, rivayetini teyid edecek ahidler bulmaktan geri kalnuyordu. Bir
defasnda -Hazreti Peygamberden "cenaze na maz n kalanlar iin byk bir
ecir, klan ve cenazeyi takip edenler iin de iki byk ecir vard r" hadisini
rivayet etmi ti. 'Abdullah bn (Omer ona itirazda bulunmu ve "ya Eba Hn-
rayra, sen ok hadis rivayet ediyorsun" diyerek onu (A.'ie'ye gtrmtii.
`Abdullah bn (Omer'in itiraz na ra men Eb Hurayra'y tasdik etmek
.

zorunda kald227.

Eb Hurayra, bazan bir hadis rivayet ettikten sonra Ummul-mu'minin


(_7?ie'ye dner ve "beni dinle beni dinle" derdi. Maksad cA'ie'nin ikrar ile
hadisini takviye etmekti. (k)i e ise onun bu hareketine sktla mukabelede
bulunur, szlerini inkar etmezdi. Ancak unutkanl k sebebiyle hadisin yanl
renilmesinden korkarak bir toplulukta fazla hadis rivayet etmesini iste-
rue zdi228.

Eb Hurayra, ok hadis rivayet etti ini syleyenlere kar kendisini


yle mdafa ediyordu: "Halk (itiraz mahiyetinde) diyor ki: El ii Hurayra
ok hadis rivayet ediyor. E er Allah'n Kitabnda u iki ayet olmasayd
bir tek hadis bile rivayet e tmezdim. (Eb l Hurayra bundan sonra Kur'a=
ikinci sresinde yer alan 159 ve 160 nc ayetlexi okumu tur. Bu ayetler
melen yledir: ndirdiimiz o ak ayetlerimizi ve do ruyu - biz kitapta
insanlara onu pek a ikar bir srette bildirdikten sonra - gizleyenler yok mu;
i te onlara hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler. Ancak tvbe edenler,
hareketlerini dzeltenler ve hakikati gizlemeyip iyice a klayanlar ba ka.
Ben art k onlarn gnahlarndan geerim. Ben en ok tvbeyi kabul edenim;

227 Ahmed bn Ijarbel, Musned, II. 387; el-Bubiri, et-Tdrillu'l-Kebir, I. 2, 272. Bura-
da hadisin muhtelif varyantlar , II. 1, 47 de de hadisin ( "ii.ie'den gelen bir rivayeti zikredilmi tir.
228 En-Nevevi, al fitu Muslim bi erlu)n-Nevevi, XVIII. 129.

56
en ok csirgeyenim). Muhacir karde lerimiz alveri le, Ensar iftliklerinde
ziraat ve bahivanl kla me gul olurlarken, Eb Hurayra, mi desinin istedi-
ini dnmeden (kar n tokluuna) Hazreti Peygamberin yan nda hadis
topluyordu. Di erleri kendi i leriyle me gul iken o, Hazreti Peygamberle
beraber bulunuyor ve di erlerinin bilmedikleri eylere hid oluyordu" 229.

Eb Hurayra bu kadar ok hadis rivayet etmekle beraber, rivayet etti-


i bu hadisleri yazm ve bir kitapta toplam m idi? Bu hususta gelen riva-
yetler, bizi kesin bir neticeye ula trmaktan uzakt r. Bununla beraber, bu
rivayetleri gzden geirmek ve bir netice karmaa almak elbette ki fay-
dadan hali de ildir.

Fu?ayl bn. Hasan bn (Amr'in naklettii bir haberden 'rer diimize


gre, babas Hasan bn (Amr, Eb Hurayra'ya bir hadis okumu , fakat Eb
Hurayra bu hadisi bilmediini sylemitir. Hasan bn (Amr'in "hadisi senden
iittim" demesi zerine de, onu kolundan tutmu ve "e er benden i itti isen
yazhdr" diyerek evine gtrm tr. Eb l. Hurayra ona bir ok kitap gster-
mi ve o kedisi de bunlar aras ndan bulup karmitr23.

Sakih bir senedle rivayet edilen bir ba ka habere gre Eb Hurayra


"biz hadis yazarken Raslu'llah (s. a. s.) yan mza geldi..." demektedir 23 .

EV" Hurayra'nn hadis yazd na dellet eden bu iki haberden birincisi


isnad bakm ndan zayf addedilir232. kinci haberin isnad sahih olsa bile,
bizzat kendisinin hadis yazd n bu laberle tesbit etmek gtr; nk Eb
Hurayra, haberinde o ul sigas kullanmakta ve "biz" demektedir. Onun bir
bakasna hadis yazdrrken Hazreti Peygamberin yanlar na gelmi olmas
muhtemeldir. Di er taraftan, Eb Hurayra'n n hadis yaznadn gsteren
daha sahih haberler vard r ve bunlardan birisi, (Abdullah bn (Amr' ile ilgili
olarak evvelce zikretti imiz el-Buhari hadisidir. Bizzat kendisinden nakledi-
len bu hadisinde Eb Hureyra "Hazreti Peygamberin hadislerini 'Abdullah
bn (Arar mstesna en iyi kendisinin bildi ini, nk (Abdullah'n yazdn,
kendisinin ise yazmadm" sylyordu233. Kendisi hakknda bir baka ha-
ber yine kendisinden nakledilmi tir: "Eb Hurayra yazmaz ve gizlemez" 234.

229 El-Bulffirt, ahiti, I. 37-38.


230 bn `Abdi'l-Berr, beydni'l-cdm, I. 74; bn Mater, Fetlu'l-bart, I. 174.
231 El-Hagbu'l-Ba ditdt, Taleyidu'/-c /m, s. 33, 34.
232 bn `Abdi'l-Berr, Cami( bepini'l-cdm, . 74.
233 E1-Bn13&rt, iig/), I. 36; Ahmed bn IIanbel, Musned, jI. 403; Ilin cAbdi'l-Berr, Cdmi<
beytniV-cdm, I. 70; eg-Zehebt, Tezkire, I. 36.
234 El-ljagbu'l-Ba da. cli, s. 42.

57
bn 'Adi tarafndan nakledilen bir habere gre Ebu Hurayra Hazreti
Peygambere, bir ok hadis i ittiini, fakat sonradan bunlar unuttuunu sy-
lemi , o da "elinden yard m istemesini" Ebii Hurayra'ya tavsiye etmi tir2".
Bu tavsiyenin ancak yaz bilen bir kimseye yneltilebilece i gznnde
bulundurulursa, Hazreti Peygamberin, yaz bildiini bilerek Elini Hurayra'ya
bu tavsiyede bulundu u ileri srlebilirse de, gerekte bu haberin yanl
olarak nakledildii anlalmaktad r. Zira Eba Hurayra'dan gelen di er riva-
yetlerde "bir adam n Hazreti Peygambere gelerek Infz ndan ikayet etti i
ve Hazreti Peygamberin de ona elinden yard m istemesi tavsiyesinde bulun-
duu" belirtilmektedir 236. Her halde, bn <Adi rivayetinde "bir adam geldi
ve - hfznn azlindan ikayet etti" ibaresi d m olacaktr.
Grld gibi bize ula an haberlerden Ebil Hurayra'mn hadis yazd m
kesinlikle tesbit etmek imkanm bulamyoruz. Bununla beraber onun yamnda
hadis yazldm, yahut bizzat kendisinin hadis yazdrdn reddetmek el-
bette ki mmkin de ildir. Bunlardan birka n misal olarak zikretmeyi fay-
dal buluyoruz.
Sahifesi Nazr bn Enes bn Malik tarafndan rivayet edilen Be ir bn
Nuheyk, gvenilir rvilerden birisi olarak kabul edilir 237. Kendisinden gelen
muhtelif rivayetlere gre, Ebil Hurayra'n n hadislerini ihtiva eden bir kitap
yaznu , sonradan Eba Hurayra'ya bu kitab okuyarak onun rivayet hakk n
almtr238. Ez-Zelebrnin kaydetti ine gre Be ir, Ebu Hurayra'dan gelen
bir sahifeye saliptir 239.
Et-Tirmizi, el-Buharrden naklen Be ir'in Eba Hurayra'dan rivayet et-
tii hadislerde sema olmad grn ileri srm tr24. Ancak bu gr-
n ne maksatla ileri srld n tesbit etmek bir hayli gtr. Her halde
el-Buharrnin bu gr, Be ir'in hadislerini red mahiyetinde olacakt r. nk
Ahmed bn 1.1anbel tarafndan nakledilen haber el-Buharryi hakl gsterecek
bir manaya sahiptir. Bu habere gre Be ir: "Eba Hurayra'dan bir kitap yaz-
mtm. Ondan ayrlacam zaman yanna gittim ve - ya Eba Hurayra, senden
bir kitap yazdm; bunu rivayet edeyim mi ? diye sordu um zaman - peki,
dedi" demektedir 242. Bu haberden anla ldna gre Be ir, Ebil Hurayra-
dan ne ekilde hadis yazdm belirtmedii gibi, kitab Eba Hurayra'ya

235 K6mil, I. 6b.


236 Dier rivayetler iin bkz. TaiFyld, s. 66.
237 Mesel bkz. ez-Zehebl, Mizdnu'/-ictid il, I. 331.
238 Ibn Sa<d, Tabalft, VII. 1, 162; el-tlatib, s. 275, 283; Ahmed bn klanbel,
Kitiibu'l-< lel, I. 43; bn Ijacer, TellzIb, I. 470.
239 Bkz. Tribu'/- slam, III. 345.
240 bn Hacer, Tel151b, I. 470.
241 Bkz. Kittbu'l-ctlel, I. 43.

58
arzedip etmedi ini de sylememi tir. Halbuki bn Sa`d'n verdii haber,
Beifin Eb Hurayra'yi i ittiine dellet eder: "Ebii Hurayra'ya ondan yaz-
dm bir kitapla geldim ve ona okuyarak, bunlar senden i ittiim hadislerdir,
dedim. Eb0 Hurayra peki, diye cevap verdi" 242. Zikrettiimiz haber, muhte-
lif kaynaklarda ayn isnadla yer ald gibi, hepsinin de ayn asla dayand-
na phe yoktur. Bununla beraber, Be ir'in Ebn Hurayra'y iittiine ke-
sinlikle dellet etmeyen Ahmed bn klanbel haberinde bir noksanl n bulun-
mu olmas ihtimali de vard r. Nitekim el-Buhri, Be ir'in Ebn Hurayra'y
iittiim T4rilinde zikretmitir243. Buna gre, et-Tirmizrnin el-Buhri'ye at-
fettii szn asl meneini bulmak, karmza hailedilmesi g bir mesele ola-
rak kar. Maamafih hadis tarihi bak mndan mhim olan husus, Eb Huray-
ra hayatta iken hadislerini ihtiva eden bir sahifenin Be ir bn Nuheyk tara-
fndan yazlm ve Eb Hurayra'ya arzedilmek suretiyle -varsa e er- hata-
larnn tashih edilmi olmasdr.
Eb Hurayra'nn hayatnda yazlan ve byk hret kazanan dier bir
sahife de Heramn bn Munebbih'in sahifesidir. Berlin ve rn ktphane-
lerinde iki yazma nshas Profesr Muhammed 1-Jamidullah taraf ndan bulu-
narak geni bir mukaddime ile ne redilen bu sahife 244, hadis tarihi ynnden
deerli bir vesika te kil eder.
Profesr Muhammed kla nidullah bu sahife hakknda u bilgiyi vermi -
tir: "Ebii Hurayra'n n talebelerinden biri, bu eserin rvisi olan Hem nrn bn.
Munebbih idi. Bu eser, bize kadar gelen eserlerin en eskisidir. bn. Sa`cl'a
greus Eb Hurayra, 59 H./677-8 senesinde lmtr; dier kaynaklar, onun
lmn bir sene daha evveline, yani 58 senesine alrlar. Aslen yemenlidir;
keza Hem.mn da yemenlidir. Tahsil iin Medine'ye geldi i zaman, onan,
kendisini mmtz hem ehrisi Eb Hurayra'ya takdim edece i tabdir. Ebn
Hurayra, bu gen hem ehrisi iin Hazreti Peygamberin hadislerinden 140
kadarn semitir. Bu hadisler, daha ziyade ahltki tavr ve , hareketlerle ilgili
olup, Eb Hurayra bunlardan kk bir risale te kil etmi ve talebesine yaz-
drmtr. Bu olayn tarihi kesin olarak belli de ildir; fakat Eb Hurayra'n n
lmnden nce olduu muhakkakt r. Daha sonraki baz kaytlar bu risaleye
e-attlfe e -altfha denildiini gsterir; ancak, Hen mm'n onu muhafaza
ve rivayet etmek iin gsterdi i gayretlerinden dolay , sonraki nesiller ona
algetu Hemmdm demilerdir. Bu sahifenin tam isminin Ebii Hurayra'n n
Hemmdm bn Munebbih iin tasmim etti i e-alge es- ahika olmas gerekirse

242 Bkz. Tabaluit, 'VII. 1, 162.


243 Bkz. et-Ttrku'l-Kebk, I. 2.
244 Bu eser, tarofim zdan trkeye terceme edilmi ve Ilahiyat Fakltesi yaynlar ara-
snda (1967) "Hemnuim bn Munebbih'in Sahifesi" ad altnda neredilnitir.
245 rabaVt, V. 396.

59
de, biz burada, her iki yazma nsha zerinde yer alan di er ismi muhafaza
edece iz. Bu isim, akla daha yak n gelmektedir; zira yukarda da grld
gibi, e er Eb Hurayra, hadis ilmiyle ilgili hususlarda her hangi bir kimseye
imrenmi olsayd, bu kimse e-akife e -tchica ad altnda bir telif b rakm
olan `Abdullah bn (Artr ibn'l-cA olurdu. Bu takdirde Eb Hurayra'n n
cAbdullah' taklid ederek kendi koleksiyonuna e-attlfe es- ahika ismini ver-
mesi garib de ildir."
"Hicretin birinci asrmm ortalarnda meydana kan bu koleksiyon,
tarihi de eri bakmndan kymetli bir vesika te kil etmektedir. Hazreti Pey-
gamberin hadislerinin, onun lmnden iki veya yz sene sonra yaz lmaa
balandn iddia eden kimseler vard r; ve bu tahmine istinaden, bn IIan-
bel, el-Bubari, Muslim ve et-Tirmizi gibi ahsiyetleri sahtekarl kla itham et-
mekte tereddt gstermezler. Bunlar, delillerini daha ziyade Hazreti Pey-
gamber veya ashab zamannda yazh hadislerin bulunmad tahmini zerine
dayamlardr. Dikkatle mukayese ve mukabele edildi i zaman, bn klanbel,
el-Bubrl, Muslim gibi daha sonraki mellifler, Peygamberin hadislerinin umu-
mi manas yle dursun, bir kelimesini ve hatt bir harfini bile de itirme-
milerdir. Hemmdm' n attifesinde yer alan her hadis, yaln z Eb Hurayra-
nn rivayeti olarak alt sahih kitapta (S lah Sitta) kelimesi kelimesine bu-
lunmakla kalmam , ayn zamanda Peygamberin bu szlerinden her biri,
mana itibariyle di er sahabilerden de rivayet edilmi tir. Bu suretle onlar n,
Hazreti Peygambere isnadlarm n ne hayali ve ne de as lsz, olmadklarna
mkemmel bir delil te kil etmilerdir. Mesela Hemnam'm mezkr koleksiyo-
nundaki 56 No.lu hadisin, el-Bularrnin altibinde Enes taraf ndan, 124 No.lu
hadisin, 'Abdullah bn `mer tarafndan rivayet edildi ini grrz. Keza 54
No.lu hadis, yine el-Butari tarafndan Enes ve Sehl bn Sacd es-Sac drye is-
tinaden nakledilmi tir; dierleri de bunun gibidir" 246.
Hemman bn Munebbih'in sabifesi, Hemmam'dan Macmer bn Raid247
ndan rivayet edilmi tir; ayrca Macmer sahifeyi Crnic adli eserinde ay- tarf

246 Hemmiim bn Munebbih'in Salffesi, s. 49-50.


247 Prof. M. Ilandullah, Macmer bn Rid hakknda u bilgiyi vermitir: "Eb cUrve
Macmer bn Rid (. 153 H. /770) yalnz Hemmm'm Safffesini muhafaza etmekle kalmam,
ayn zamanda el-Ciimi< isimli mhim bir hadis kitab da telif etmitir. Eserin isminden anla -
laca gibi, bir ok eyhlerden i itmi ve yazm olduu Hazreti Peygambere ait btn
hadisleri bu kitapta toplanutr. Eserin muhafazas ve son zamanlarda Trkiye'de ke -
fedilmesi, ilim adna byk bir talihtir. Bir nshas Ankara niversitesi Dil-Tarih ve Co -
rafya Fakltesi Ktphanesi (Ismail Saib Koleksiyonu No. 2164)nde bulunmaktad r. Nsha
noksan olmakla beraber ok eskidir ve 364 H. /974 tarihlidir. Tuleytula (Toledo- spanya) da is-
tinsah edilmitir. Ayn eserin dier bir nshas tamam olup Istanbul'da Feyzullah Ef. Ktp-
hanesi No. 541 de bulunmaktadr. Bu nsha 606 H. /1209 tarihini ta r. Dr. Fuat Sezgin "Mu-
sannaf isimli hadis eserlerinin mene'i ve Mdmer bn Riiid'in Cmici" bal altnda mhim bir
makale neretmitir. (Trkiyat Mec. stanbul 1955, XII. 115-34). Eserin muhtevas , rvilere
gre deil mevzua gre tanzim edilmi tir. Ankara nshas nda sratli bir okumadan sonra se-
kiz on yerde Hem nEun'n Sahfesine atf yapldn grdm...' (Ad geen Sahife. s. 52 dipnot).

60
nen nakletmi tir. Mdner'in sahifeyi Ilem nam'dan al ile ilgili olarak gelen
rivayete gre, Mdmer Hem nam'a mlaki oldu u zaman, Hemn.am ihti-
yarlam , gz kapaklar gzleri zerine d mt; sahifeyi Mdme r'e okuyor,
yorulduu zaman da Mdmer ona okuyordu 248. Hemmam' n sahifesi Mdmer-
den de (Abdurrazzak bn Hemmam tarafndan rivayet edilmi tir. Buhari
arih (AbdurrazzaVn Mdmer'den onbin hadis dinledi ini kaydeder249.
El-Buhari ve Muslim de salfeden baz hadisleri, muhtelif bblarda cAbdur-
razzak yolu ile nakletmi lerdir250. Yazl hadis nshalar n kitabnda naklet-
mesi bakmndan daima n planda bulunan Ahmed bn Hanbel ise, mezkr
sahifenin tamam n bir tek isnd alt nda zikretmi tir 251 . Sahifenin yazma
nshasnda bulunan hadislerle, Ahmed bn Hanbel tarafndan rivayet edi-
len Hemman'n hadisleri, arasnda mukayese yapan Profesr Muhammed
Hamidullah, belli ba l u farklar tesbit etmi tir:

1. Hemnam'm yazma niishas yle Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde


basit bir takdim ve tehirden ibaret olan ve fakat szleri de i meden kalan 13,
93, 126 ve 138 No.lu hadisler mstesna, di erlerinde muhteva bak mndan ay-
n sra vardr; istisna te kil edenler mstensihe atfolunabilir.

2. Ahmed bn Hanbel'in Musnedinde be kelimelik ksa bir hadis var-


dr ki, Hemman'n yazmasnda eksiktir. Buna mukabil He nmam'n yazma-
snda 5 No.lu hadis, bn Hanbel'in Musnedine almmanutr. Btn bilgimiz,
mteaddit bask hatalar bulunan Musnedin ilk edisyonuna dayanmaktad r.

3. Hemmam'a ait yazma nshamz, 29 ve 40 No.lu hadislerde, "Hazreti


Peygamber, harbin hile (hud'a) oldu unu syledi" ibaresini tekrarlar. bn
Hanbel'in Musnedinde ise ayn ibare sadece bir defa, o da 40 No.lu hadiste
zikredilmi , 29 No.lu hadiste tekrarlanmam tr.

4. Hadisin asl man:asma, her hangi bir surette tesir etmiyecek olan baz
ehem niyetsiz teferratta tek tk okuma farklar grlr; mesela baz snda
"Allah" ismini "yce olan O'dur", di er baz larnda da "kuvvet ve kudret ,

sahibi O'dur" gibi hrmet ve tazim ifade eden szler takip eder. Ayn ekilde,
bazlarnda "Peygamber" kelimesi kullan ld halde, dier bazsnda "Ra-
slu'llah" veya knyesi "Ebul-Kas m" kullanlmtr. Bunlarn hepsi de de-
itirilebilir, fakat manada her hangi bir de iiklik olmaz.

248 Ez-Zehebt, Dirthu'l-slam, V. 309; bn Bacer, TehzR , XI. 67.


249 Bkz. cUmdetu'l-Wari, I. 81.
250 El-BulArl ve Muslim tarafndan rivayet edilen hadislerin bir kar la mas iin bkz.
Ilem nttm !bn Munebbih'in Sah fesi, s. 55-59.
251 Musned, II. 312-319.

61
5. Bir kitab n yazma shalar iine girebilen baz ehemmiyetsiz var-
yantlar bulunabilir. am yazma nshasryle Berlin yazma nshas arasnda
byle farklar, yazmalarla bn Hanbel'in Musned'i arasndaki varyantlar
gibidir. Eski metinlerin n irleri, bunlara al ktrlar ve bu varyantlar, ne-
rede olurlarsa olsunlar, manaya tesir etmezler 252.

g. <Abdullah bn <Abbc7s' n sakifesi

Hazreti Peygamberin ashab ierisinde rivayetinin oklu u ve bilhassa


tefsir sahas ndaki ilminin genilii ile hret kazananlardan biri de <Abdul-
lah bn <Abbas bn (Abdil-Muttalib (. 68) dir. Hazreti Peygamberin amcas
olu olan bn <Abbas, hicretten sene nce dnyaya gelmi ti. Tefsir ilmin-
de otorite olmas dolaysyle kendisine Mufessiru'l- K ur'an ve Tercumndl-
Kur'cin deniliyordu. Muhtelif isnadlarla gelen rivayetlere gre, Hazreti Pey-
gamber onun iin "Allah m, onu dinde fakih k l, te'vili ret" diyerek du
etmitir253 . 'bn <Abbas, Hazreti Peygamberin vefat nda on ya larnda ol-
masma ra men, ondan pek ok hadis dinlemi ve hfzetmiti. Bununla bera-
ber, bilgisinin byk bir ksmn sahabeden aldna phe yoktur. Ahmed
bn Hanberin `Abdurrazzak tarik yle Mdmer'den nakletti i bir habere gre,
bn <Abbas'n ilmi otoriteden gelmektedir: `mer IbnuTijattb, `Ali
bn EM Talibve Ubeyy bn Ka93254. Filhakika es-Suytrnin de zikretti i
gibi 255 , sahabe ierisinde tefsir bilgileriyle hret kazananlar on ki idir ve
bunlar aras nda, yukarda ismi geen sahabi de bulunmaktad r. Bu bakm-
dan, `mer ibnu'l-lja ttab tarafndan lisanu's-se'l ve kalbu'l-cakill sahibi
olarak tavsif edilen bn <Abbas256n, tefsir ilmini kendisine tekaddm eden
sahabeden rendii bir hakikattr.

bn <Abbas' n Hazreti Peygamberden ve ashab ndan toplad hadisleri,


yannda bulundurduu levhalar (elvah) a yazd n belirten haberler vard r.
Bu haberlerden birisi Hazreti Peygamberin hizmetisi Selma'dan gelir: 'Ab-
dullah bn <Abbas' (odundan yap lm) levhalarla (kocam) Eb Rafi'a ge-
lip, ondan Hazreti Peygamberin sunneti hakk nda baz eyler yazarken grr-
dm"257. bn (Abbas bu ekilde pek ok hadis yazm olacaktr ki, vcuda
getirdii kitaplar, o lu `Al. ( bn <Abdillah bn `Abbas) ye intikal etmi 2",

252 Ad geen Sa/4e, s. 60-61.


253 bn Keir, el-.13iddye ve'n-nihtye, VIII. 297.
254 Ayn yer.
255 tIstin, II. 222.
256 bn Hacer, Itbe, IV. 92; bn Keir, el-Bideiye, VIII. 299.
257 bn Sa<d, Tabakiit, II. 2, 123.
258 Nitekim a ada gelecek olan haberler buna dellet etmektedir.

62
ondan da dier hadiilere gemi tir. Sahih isnadla gelen bir haberden ren-
diimize gre Mazi sahibi Msa bn ( Ukbe (. 141), Kurayb bn Ebi Mus-
lim (. 98)in, bn (Abbas'n kitaplarndan bir deve ykii)(hmlu bair ev 'unu
bair) getirip kendilerine emanet etti ini sylenitir259. bn (Abbas'n olu
( Al!, bir kitaba ihtiya has l olduu zamanlarda, Kurayb'a " u kitab (salife)
bana gnder" diye yazar, Kurayb da onun istedi i kitab istinsah ederek iki
nshadan birini (ya orijinali ya da kopyesini) ona gnderirdi 26.

bn (Abbas'n kendisi tarafndan yazlm kitaplar yannda, onun imla-


slyle talebeleri tarafndan yazlm kitap veya sahifeler de vard r. Said bn
Cubeyr (. 94), Mucalnd (. 103) ve (Ikrime (. 105), bn cikbb&'n en me -
hur talebeleridir. Bunlardan Sacid bn Cubeyr'in bn (Abbas'tan hadis yaz-
mas zikre ayandr. Said der ki: "Sahifemle bn `Abbas'a gelir, iml ile on-
dan hadis yazard m. Sahife doldu u zaman dahi bn (Abbas imlya devam
ederse elbiseme, ayakkab ma ve hatta avcuma yazd m olurdu"2". phesiz
Sacid bn Cubeyr evine dndkten sonra, bu yazd klarn temize ekmi ola-
caktr; fakat bu hususta her hangi bir kayda rastlanmaz.

Bize kadar gelen haberlerden, Said bn Cubeyr'in Halife (Abdul-Melik


(. 86) iin bir tefsir kitab yazdn da reniyoruz. Ahmed bn lih, Sa(id-
ten tefsir rivayet eden (Ata' bn Dinar (. 126) in, asl nda Sa(id'i iitn.ediini
ve rivayetinde de onu i ittiini gsteren hi bir delilin bulunmad n syle-
dikten sonra, bu rivayetin sadece Sacid'e ait bir sahifeden ibaret oldu unu ileri
srmtr262. Gerekten, bn Ebi Halim'in babas ndan nakletti i bir haber de
bunu teyid eder. Bu habere gre, (Abdu'l-Melik bn Mervan, Said bn Cubeyr-
den bir Kur'an tefsiri yazmas n istemi , Sa(id de bu tefsiri yazarak Halifeye
gndermi tir. (Ata bn Dinar da bu tefsiri divanda bularak alm ve ondan
rivayet et nitir263. Said bn Cubeyr'in telif etti i bu tefsir kitab nn, aslnda
bn (Abbas'tan geldiini sylemee elbette lzam yoktur.. Nitekim tefsir fil-
minde hret kazanm olan bu me hur sahabinin, yine me hur talebelerin-
den biri olan Mucahid (. 103) de, bn (Abbas'tan ald na phe bulunmayan
sahih bir tefsir kitab na sahip idias 4. bn <Abbas'tan sonra tefsir sahas nda
yegane otorite olarak kabul edilen Mucahid'in 265 bu kitab, 'Abdullah bn Ebi

259 bn Sacd, Tabakta, V. 216; ez-Zehebi, Tiirilpf/-is!m, IV. 48; bn Hacer, Tehz1b, VIII.
433.
260 bn Sa`d, Tabakia, V. 216.
261 Ayn eser, VI. 179; Ahmed bn Habel, Kaiibu'l=lel, I. 50.
262 bn Hacer, Tehzib, VII. 198.
263 Kitttbu'l-cerk ve't-taedil, III. 1, 332.
264 Es-Suya-tl, hkrn, II. 225.
265 bn Hacer, Tehzib, X. 43.

63
Necil (. 131) el-Atme Suleyman bn Mihran (. -148) ve bn Curayc <Ab-
dul-Melik bn cAbdil-`Aziz (O. 150) tarafndan rivayet edilmi tir266 . Ne var
ki kitab Mucahid'ten rivayet edenlerin ondan Eemalar bulunmad da riva-
yet edilen haberler aras ndadr. Mesela Yahya bn Sdid'e gre bn Ebi Neeih,
iitmemitir267. bn Hbban ise, Mucahid'ten tefsir rivayet eden-
lerden hi birinin onu i itmediini, onlarn Mucahid'ten yegane tefsir i iten
Kasm bn Ebi Bezze (. 124) nin kitab na tabi olduklar n ve tefsiri onun kita-
bndan rivayet ettiklerini ileri srm 268 ; bir ba ka yerde de, bn Ebi Necih'n,
Kasrl'n kitabmdan rivayet etmesi dolay syle bn Curayc'm naziri oldu unu
ve her ikisinin de Mucahid'i i itmediklerini sylemitir269.

Mucahid'ten tefsir rivayet etti ini belirtti imiz el-Acme 'in de onu iit-
mediine dair elimizde bir haber vard r. Yahya bn Sacid el-Kattan, el-A (me-
in Mucahid'ten rivayet etti i hadisleri yazd n , el-Acme ile Mucalid ara-
snda baka bir isim zikredilmemekle beraber onun Mucahid'i i itmediini
syler270. Buna gre, Mucahid'ten Kas m bn Ebi Bezze'den ba ka hi kim-
senin iitmedi ine ve ondan rivayet edenlerin de Kas m'n kitabndan aldk-
larma dair, yukarda zikretti imiz bn Hbban'n sz gere e uygun grn-
mektedir. Fakat hadis tarihi bak mndan mhim olan husus udur ki, hadisin
bir blm olarak inki af eden tefsir bile sahabeden itibaren mtekip ne-
siller iinde daima yazl olarak rivayet edilmi ve hadis uslnde sema, m-
him bir tahamml kaidesi olarak yer i gal etmi olsa bile, hazan bu kaidenin
dna klarak sahipleri gvenilir olan yaz l vesikalarn rivayetinde tereddt
gsterilmemitir. bn (Abbas'tan rivayet edilen bir ba ka tefsir sahifesi de
bunun ayr bir delilini te kil eder. abifetu <Ali bn Ebi Talb,a ismiyle marf
olan bu kitap, 'bn <Abbas'tan nc Hicri asra kadar tek bir isnd zinciriyle
rivayet edilmi tir. `Ali bn Ebi Talia hakknda fazla bir malfimata rastlan-
maz. Fakat Muccem garibi'l-Kur'an adl kitabn mukaddimesinde onun 143
veya 130 Hicri senelerinde vefat etti ini gsteren iki haber nakledilmi tir.
Mukaddime yazarna gre bn Hacer'in tercih etti i tarih 143 tr 271 .

bn Ebi Talla'nn bn `Abbas'tan rivayet etti i tefsir sahifesi hak-


knda muhtelif rivayetler vard r. lk haber, Ahmed bn Hanberden naklen

266 Ayn eser, VI. 54.


267 Ayn yer.
268 Ayn eser, VIII. 310.
269 Ayn eser, VI. 54.
270 bn Ebt Htim, Takdimetu'l-ced, s. 241.
271 Muccem garibi'l-Iur'dn, Muhammed Eu' ld cAbdu'1-B41 tarafndan hazrlanm
olup, `Alt bn Ebt Talha'nn agfesi hakknda M. Kamil Huseyn'in mukaddimesini ihtiva
eder.

64
Eba Cdfer en-Nahhas tarafndan verilmi tir: "Mr'da tefsire ait bir sahife
vardr; bu sahifeyi bn EM Talha rivayet etmi tir. Bir kimse bu sahife
iin Mr'a seyahat etmi olsa, me akkati buna de er"272. Bir baka rivayette
Ahmed bn Hanbel yle demitir: "Mr'da Mdaviye bn alihten rivayet
edilen Kikibu't-te'vil mevcuttur. Bir kimse M r'a giderek bu kitab yazp
dnse, o kimsenin seyahati benim nazar mda batl saylmaz"273. Keza el-
Butrari arihi bn Hacer de Ahmed bn lianberden gelen haberi naklettikten
sonra, mezkar sahifenin, Mucaviye bn alih'ten rivayet eden el-Ley 'in ktibi
Eba alih'n elinde bulundu unu ve ondan da el-Bubarrnin alAtinde ekseri-
sini nakletti ini syler274.

Ez-Zehebi'ye gre bn Ebi Talha, bn cAbbas' n tefsirini Mucahid'ten


alm , fakat bn cAbbas'tan irsal etmi tir; nitekim Duhaym da onun bn 'Ab-
bas"' iitmedi i grndedir 275 . Es-Suylti'llin gr de bundan farkl de-
ildir ve `Ali bn Ebi Talim, baz kimselerin de ileri srdkleri gibi, tefsiri
bn <Abbas'tan i itmemi , fakat ya Mucahid veya Sdid bn Cubeyr'den al-
mtr276 .

Zikrettiimiz bu haberlerden anla ldna gre, kaynaklar, `Ali bn EM


Talha'nn bn (Abbas' i itmedii gr zerinde mttefiktirler. Fakat ara-
daki ahsn kim olduu kesinlikle belli de ildir. Biraz nce de belirtti imiz
gibi, ez-Zehebrye gre bu vas ta Mucahid olabilir; es-Suyati ise Mucahid veya
Sdid bn Cubeyr isimlerini vermi tir. Eba Cdfer en-Nalkas da Mucahid ve
cIkrime zerinde durmaktad r. Ne var ki Mucahid, daha kuvvetli bir ihtimal
olarak kar mza kmaktadr. Fakat biz, yukarda, Mucahid'ten hi kimse-
nin tefsir i itmediini, ondan tefsir rivayet edenlerin Kas m bn Ebi Bezze-
nin kitabna tbi olduklar n bn Ijbban'a dayanarak zikretmi tik. Buna gre
akla u sual gelebilir: Acaba, tefsiri Mucahid'ten ald kuvvetli bir ihtimal
olarak ortaya kan 'Ali bn Ebi Talha'nn, gerekte di erleri gibi Kasm bn
EM Bezze'den alm olmas ve sonra bn (Abbas'tan.irsal etmesi mmkin de il
midir ? Kanaatm zca bunun nnkin olmamas iin hi bir sebep yoktur;
fakat imdilik biz, bunu teyid edecek hi bir delile sahip de iliz.

Tefsir, bn EM Talha'dan bn alih (. 158) tarafndan


rivayet edilmi tir. Ez-Zehebl bu konuda yle der: "Mdaviye bn ahl, `Ali
bn (Ebi Talha'dan, o da bn `Abbas'tan byk faydal bir tefsir rivayet etmi -

272 Bkz. ve'l-mensh, s. 15.


273 Ayn yer.
274 Bkz. VIII. 332.
275 MizCnur-ictiditl, III. 134.
276 itlsn, II. 223.

65
tr"277. Buna benzer bir ibareyi, bn (Adi Mdaviye bn alik'ten rivayet eden
( Abdullah bn ahl Katibu'l-Leys (173-222) hakknda kullanr: "'Abdullah

bn alih'n elinde Mdaviye bn alili'ten gelen byk bir nsha vard ' 278 .

Ayn nshann el-BuharVnin elinde bulundu una dair bn Hacer tara-


fndan verilen haberi yukar da zikretmi tik. El-Buhari, bu nshadan yaln z
garib kelimelerin tefsirine ait ksmlar almakla iktifa etmi , fakat isnad kul-
lanmakszn aldklarn bn (Abbas'tan gelen ta(liklar aras nda zikretmitir.
Et-Taberi ise, Tefsirinde bu nshadan daha ok istifade etmi , ayn zamanda,
rivayet zincirini de kullanmak suretiyle, garib kelimelerin tefsiri yan nda,
ayet tefsirlerini de nakletmi tir.

h. 'Abdullah bn `mer sakilesi

Hazreti Peygamberin gen ashab ndan biri olan (Abdullah bn cOmer (.


74) in hadis yazp yazmadn bilmiyoruz. Fakat elinde yaz l hadis vesika-
larnn bulundu una ve klesi Nafi'm ondan bir sahife rivayet etti ine dair
gelen haberler, onun da di erleri gibi hadis yazd na dellet ederler. El-Bu-
hari tarafndan Nafi' vastasyle nakledilen bir haberden rendiimize gre,
( Abdullah bn (Omer "soka a kmadan nce kitaplar na bakard" 279. Ayn

haberi nakleden ez-Zehebi ise, "sokak" tabiri yerine "halk" (nas) tabirini kul-
lanr280. yle anla lyor ki, bn cOmer, kendisinden hadis dinlemek isteyen-
lerin huzuruna kmadan nce, kitaplar n gzden geiriyor ve bu suretle n-
ceden hfzetmi olduu hadisleri bir daha hat rlamak imkan n elde etmi
oluyordu.
`Abdullah bn (Omer'in hadisleri, yukarda da i aret etti imiz gibi, k-
lesi Nafi( (. 117)2" tarafndan rivayet edilmi tir. Ancak rivayet edilen bu
hadislerin yazl bir kaynaa dayanmas , bn cOmer'in kitap shibi oldu unu
gsteren yukar daki haberleri de teyid eder. El-Vak drnin isim zikretmeksizin
bir cemaattan nakletti i habere gre "Nafi< n bn (Oner'den iittii kitap bir
sahifeden ibaretti ve bu sahife, haberin ravisi olan cemaatin elinde de mev-
cuttu ve onu okuyorlard ,,282.
bn Hacer'in, Halid bn Ziyad'n tercemesinden bahsederken 28', bn
Hbban'dan naklen, "Nafi den sahili bir sahife ( abife mustakime) rivayet

277 Miz iu'l-i(tidtl, III. 134.


278 El-K(Intil, II. 141b.
279 Et-Tiirllu'l-kebir, I. 1, 325.
280 Tril u'/- srm, III. 180.
281 Tercemesi iin bkz. eg-Zehebt, Tezkire, I. 99.
282 El-Zehebt, nirilju'l-Islam, V. 10-11.
283 Bkz. TehzIb, III. 90.

66
ettiini", keza Muhammed 'bn `Abdirrahman bn Ganac'm tercemesinde
yine 'bn Hbban'a dayanarak "Naficden sahili bir nsha (nusha mustahlme)
naklettiini ,,284 syelemesi, her ne kadar bu salifelerin maliyeti hakk nda
bilgi verilmemi olsa bile, (Abdullah bn (Omer'in yukarda bahis konusu et-
tiimiz salifesinin Nafi( vasilas yle nasl rivayet edildi ini gsteren ak birer
delil te kil eder.

1. Sa`d bn (Ubdde'nin sahifesi

Cahiliye devri ktiplerinden olan Sa`d bn (Ubade (. 15) nin Hazreti


Peygamberden hadis yaz p yazmadn bilmiyoruz; daha do rusu, onun hadis
yazdn aka belirten bir habere rastlanmaz. Tercemei halinden bahseden
kaynaklar, onun chiliye devrinde arapa yazanlardan biri oldu unu kay-
dederler285. Bununla beraber, Sacd bn cUbade'nin, Hazreti Peygamberin mec-
lislerinde daima hazr bulundu u, ondan Kur'an, feriz ve eriat ahkam
rendii bilinen hususlardand r286. Yaz bildiine ve renmee kar byk
bir arzusu bulunduuna gre, her halde baz eyler yazm olacakt r. Nitekim
onun torunlarndan biri olan smatil bn 'Ana bn R.ays bn Sa`d bn (Uba-
de'den (Ahmed bn HanbePin naklettii bir haber, bu hususu teyid edecek
bir manya sahiptir: smaciPin babas 'Arar, Sa`d bn cUbde'nin kitab nda,
Peygamberin bir ahid ve bir yemin ile hkm verdi ini gsteren bir hadis
bulmutur287. Ayn haber, isnadndaki biraz daha de iik bir ifade ile et-
Tirmizi tarafndan da nakledilmi tir 288 . El-Buharrnin haberinde ise, kitap,
Sa`d bn (Ubacle'nin olu Sacid'e isnad edilmi tir289. yle anlalyor ki, yaa-
d mddete, Hazreti Peygamberin meclislerini ka rmayan Sa`d bn cUbade,
ondan iittii hadisleri yazarak bir de kitap telif etmi tir. Vefat ndan sonra
onun bu kitab, hadis yazan di er sahabilerde de grd mz gibi, torunlarma
intikal etmi ve onlar tarafndan rivayet olunmutur.

Yukardan beri, hadis yazan baz sahabe ile onlarn vcda getirdikleri
sahifeleri ve bu sahifelerin mteakip nesillere nas l intikal ettiklerini misal-
leriyle grm bulunuyoruz. Belki bu zikrettiklerimiz d nda, hadislerini
salifelerde toplayan daha ba ka sahabiler de vard r. Mesela Hazreti Peygam-
berin klesi Eb Rafi` ve di er baz sahabenin, hadis yazmak iin Peygam-
berden izin istedikleri bilinmekte, fakat bu izin verildikten sonra onlar n hadis

284 Ayn eser, IX. 300.


285 bn Sacd, Tabalccit, VII. 2, 115; bn Hacer, rbe, III. 80; Tehflb, III. 475.
286 bn Sa`d; Tabakta, V. 383.
287 Bkz. Musned, IV. 285.
288 Bkz. Sunen, III. 627.
289 Bkz. et-Tttriku'l-keUr, II. 1, 456.

67
yazp yazmadklar hakknda her hangi bir kayda rastlanmamaktad r. Keza
ashabtan Ebn Umme el-Bhilrye kitbetu'l-Slm hakk ndaki gr sorul-
duu zaman, onun, bunda bir beis grmedi i belirtilmekte, fakat hadis yaz p
yazmad hakknda her hangi bir bilgi verilmemektedir 290. Sahabeden Vsile
ibnu'l-Eska`n halka imla yolu ile hadis yazd rdna ve halkn onun nnde
hadis yazdna dair haberler zikredilmektedir 291 . Buna ramen, Vasile'nin
hfzndan m yoksa elinde bulunan bir kitaptan m yazdrd , imdilik bizim
iin mehuldr. Bunun gibi, sahabi el-Bera' bn (ikzib'in yannda kam ka-
lemlerle hadis yazld bildirilir292 ; fakat fazla bir malumat verilmez.
Her ne kadar sahabeden gelen yaz l hadis vesikalarm n daha sonraki
nesillere nas l intikal ettiini baz misallere dayanarak gzden geirmi isek
de, hadis tedvininin ba langc kabul edilen birinci asrm sonu ile ikinci asr n
balarnda hadis yazanlar n, daha sonraki devirlerde hadis yazanlara nisbetle
az bir yekn tuttu unu belirtme e elbette lzfim yoktur. Fakat Islam' n bi-
dayetinden itibaren her gn getike hadis yazanlar n says oalm ve ikinci
asrda hadis yazma i i artk bir mesele olmaktan km tr. Bu sebepledir ki
biz, biyografik kaynaklarda ravilerin hadis yaz p yazmadklarma dair her hangi
bir kayda rastlamayz; bununla beraber baz istisnai hallerde hadisinin bir
kitap veya sahife sahibi oldu unu renebiliriz. Mesela Hicri 62 veya 63 se-
nesinde vefat eden Mesrk ibnu'l-Ecdac n hadis yaz p yazmad biyografi
yazar iin nemli de ildir; fakat bu yazar, onun iir hakkndaki grn
sayam dikkat bulmu ve ondan "saltifesinde iir grmekten holanmad n"
bir haber olarak nakletmi tir293. Bu haber iir ynnden bizi ilgilendirmese
bile, hadis tarihi ynnden byk bir ehemmiyeti haizdir ve bize Mesrk'un
bir sahifesi oldu unu isbat etmektedir. Bu bak mdan, sahabe de dahil olmak
zere daha sonraki nesillerden her hangi bir hadisi hakk nda hadis yazd n
belirten bir haber gelmemi se, o hadisinin mutlak surette hadis yazmad ma
hkmetmemek gerekir. Yukar da verdi imiz renekler, Hazreti Peygamberin
ilk gnlerinden itibaren hadislerin yaz lmaa ba landn ve hadis yazanlar n
giderek o aldn gsterme e yeterlidir.

C. HADIS N LK KAYNA I: SAHABE

1. Sahabi kime denir?


Hazreti Peygamber devrinde toplanan geni hadis klliyatm n, daha son-
raki nesillere naklinde ilk mhim rol oynayan neslin sahabe oldu u elbette

290 Eg-Zehebi, slam, III, 313-315.


291 ihn 'Adi, el-Kamil, I. 6b; e?-Zehebl, Tetril'bis/Cm, III. 311.
292 Ed-Drriml, Sunen, I. 125.
293 El-ljapb, Ttrihu BadCd, XIII; 233; ez-Zehebi, Trihu'/-slam, III. 76.

68
bilinen bir husustur. Bununla beraber hadis tarihini incelerken bu nesle de
ksaca temas etmek ve hakk nda genel de olsa biraz bilgi vermek faydadan
hali olmayacaktr.

Sahabi, lugat ynnden sohbet kelimesinden m tak olup zaman veya


mekan tandidi olmaks zn, bir kimse ile sohbeti bulunan bir ba ka kimseye
nisbet edilen isimdir. Zaman n tandid edilmemesi, sohbetin, bir saatlik bir
mddetin kk bir cz'n oldu u kadar, bir ok senekri de amil olabile-
ceine dellet eder ve mesela bir kimse iin "bir saatlik sohbeti var" denildi i
gibi, senelerce sohbeti bulundu u da sylenebilir.

Hadis stlahl ynnden sahabi, Hazreti Peygamberi gren her mslma-


na denir; ancak bu tarifte baz gr ayrlklar vardr: El-Buharrye gre,
Hazreti Peygamberle sohbeti bulunan, yahut onu gren her mslman onun
ashabndandr294. Ahmed bn Hanbel, Bedir harbine i tirak edenleri ve fa-
zilet ynnden bunlar takip eden dier sahabeyi zikrettikten sonra, Hazreti
Peygamberle bir sene, yahut bir ay, yahut bir gn, yahut bir saat sohbet
eden, yahutta onu gren her mslman n onun ashabndan olduunu syler295.
Ebu'l-Muzaffer es-Sem'anrye gre hadisiler, sahabe ismini, Hazreti Pey-
gamberden bir hadis, yahut bir kelime rivayet eden, hatta bunu daha geni
tutarak, Hazreti Peygamberin stn mertebesi dolay syle onu bir defa da
olsa gren kimseye tlak etmi lerdir296.

Tabi'an imamlar ndan Sacid ibnu'l-Museyyeb'ten rivayet olundu una


gre, sahabi, Hazreti Peygamberle bir veya iki sene beraber bulunan, yahut
onunla birlikte bir veya iki gazveye i tirak eden kimsedir; bunun d ndaki-
ler sahabeden saylmazlar297. Mehur sahabi Enes bn Malik'e " u zamanda,
Hazreti Peygamberin ashab ndan senden ba ka bir kimse kalm mdr ?"
denildii zaman "onu gren baz acrab vard r; fakat onunla sohbeti bulunan
kimse, hayr" cevabn vermi tir298. Hafz bn Kesir'e gre Enes bn Malik
bu sz ile, Hazreti Peygamberle sohbeti bulunanlar n artk hayatta kalma-
dklarn belirtmi , fakat ekseriyetin stlahnda mcerred grme fiilinin,
sahabi olmaya kfi gelmi olmas keyfiyetini nefyetmemi tir; nk Hazreti
Peygamberin erefi ve kadrinin yceli i, onu grmenin hususiyetine dellet
eder299.

294 Bkz. abk, IV. 188.


295 El-Hatib, el-Kifye, s. 51.
296 ibnu's- aMb, s. 263.
297 El-Kif5ye, s. 50A; cU/7mu'/-hadis, s. 263; Ahmed M. akir, s. 203;
es-Suyilg, Tedribu'r-rr d, s. 398.
298 cUlimu'l-hadis, e. 264; el-B8'is t'/-Ims1.5, s. 203.
299 Ayin yer.

69
Es-Suyltrnn, naklini el-Vkdrye isnad ve fakat z olarak tavsif et-
tii bir gre gre de, akl bli olarak Hazreti Peygamberi gren kimseye
sahabi ismi tlak olunur". Bir ba ka gr , dierlerinden daha farkl dr ve
nuhadramlar301 da tarifin iine idhal eder: Yaby bn cOsmn 'bn lih
el-Mri'den nakledildi ine gre, Hazreti Peygamber devrini idrak eden her
mslman, onu grmese bile sahabi say hr"2 .

Kanaatmzca sahabinin tarifini en gzel ve en mkemmel ekilde ya-


pan kimse, bn Hacer el-cAskalnT olmu tur. 'bn Hacer bu konuda yle der:
"Sahabi, Hazreti Peygambere m'min olarak mulki olan, sahili gr e gre,
araya irtidad devri girmi olasa bile, mslman olarak len kimseye denir.
Mulki olmaktan maksat, mucleset (birarada oturmak), mum t (beraber y-
rmek), birbiriyle konu masalar bile birinin di erine kavu mas gibi tabirlerden
daha umumi gelen bir kelimedir. Bu mann n iine, ister yalnz bana olsun,
ister bakasyle birlikte olsun, birinin dierini grmesi de girer. Bu bakmdan
sahabinin tarifinde "mulkt" tabirini kullanmak, baz larnn "sahabi Haz-
reti Peygamberi gren kimsedir" demelerinden daha iyidir; nk "grme"
lafzyle yaplan tarif, bn Um,mi Mektm ve bunun gibi m olan kimseleri
sahabi olmaktan karr; halbuki bunlar da tereddtsz sahabeden say lrlar.
Tarifte geen "m'min olarak" sznden maksat, kendileri iin miilkt has l
olan, fakat kfir olduklar halde Hazreti Peygambere mulki olan kimseleri
tarif dnda brakan ayrdedici bir ibare olmas dr. Hazreti Peygambere de-
llet etmek zere tarifte zikredilen "ona" ibaresi ise, Hazreti Peygamberden
baka peygamberlere inanpta ona mulki olan kimseleri tarif d nda brakr.
Ancak, Hazreti Peygambere onun peygamber olaca na inanpta peygam-
berlik devrine yeti emiyenleri tarif dna karp karmyaca , zerinde
ayrca durulmas gereken bir konudur. Tarifteki "mslman olarak len"
sz de, bir baka ayrt edici ibaredir ve Hazreti Peygambere m'min olarak
mulki olduktan sonra irtidad eden ve bu hal zere len kimseleri tarif d na
karr. Mesel cUbeydullah bn Cab ve bn Hatal bunlardandr. "Araya irti-
dad devri girmi olsa bile" sz ile, Hazreti Peygambere m'min olarak mulki
olmasyle Hazreti Peygamberin vefat arasnda irtidad edip sonradan tekrar
mslman olanlar kasdedilmi tir. Bu gibi kimseler, ister Hazreti Peygamberin
hayatnda islm'a dnsnler, ister ikinci defa ona mulki olsunlar, ister ol-
masnlar, bunlar iin sohbet ismi bkiclir. "Sahih gr e gre" sz ise, bu me-

300 Tedribu'r-Mvf, s. 399.


301 Muhadram, Hazreti Peygamber devrini idrak etti i halde Hazreti Peygamberi gre-
meyen kimselere denir.
302 Tedribu'r-ravr, s. 399.

70
seledeki ihtilafa i aret olup 303, Egas bn Kays' n hikayesi bu grn do-
luuna dellet eder. Bu zat, irtidad eden kimselerdendi. Eb l Bekr es-S ddl'a
esir olarak getirilmi ve onun eliyle slm'a dnm t. Eb Bekr de onun is-
lam'a tekrar giri ini kabul ederek kz karde iyle evlendirdi. Bundan sonra
hi kimse onu sahabi olarak zikretmekten ve hadislerini musned ve di er eser-
hrde nakletmekten geri kalmad '"".

2. Sahabenin dereceleri

Sahabinin yukarda verilen tariflerinden de anla lyor ki, Hazreti Pey-


gamberden bir hadis veya bir kelime rivayet eden, hatt mevkiindeki yceli i
gznnde tutularak onu k sa bir sre iin gren kimse dahi sahabeden sayil-
maktadr. Sahabilik, insana derece, mertebe ve yksek eref kazand ran bir
sfattr. Kur'm Kerimden 'laza olan ayetlerle ve Hazreti Peygamberden sad r
olan hadislerle sahabenin faziletleri dile getirilmi ve bu neslin di er msl-
man nesillere stnl aka belirtilmi tir305. Ancak unu da unutmamak
gerekir ki, her ne kadar yukar da verilen tariflerde, Hazreti Peygamberi k sa
bir sre iin gren kimselere de sahabi ismi verilmi olsa bile, onu grenler ara-
snda dierlerinden nce mslman olanlar ve btn mrlerini onun yan nda
geirenler vard r; onunla birlikte gazvelere i tirak edenler vard r; onunla bir-
likte Islam'n yaylmas, Allah isminin yceltilmesi iin al anlar, mcadele
edenler vard r; onunla birlikte mr ikler tarafndan tehdit edilenler, i kenceye
maruz kalanlar, lmle kar la anlar ve yurtlar n, mallarn, e ve ocuklarn
terkedip ba ka yerlere hicret etmek zorunda kalanlar vard r; nihayet ehid
olanlar vardr. Elbette btn bunlar aras nda derece fark olmas tabiidir ve
Hazreti Peygamberi yaln z bir saat iinde grp ondan i ittii tek bir hadisi
rivayet eden sahabi ile, btn mrn onun hizmetine vermi , yahut slam
iin onunla birlikte mcadele etmi , yahutta bu yolda ehid olmu sahabi
arasnda bu derece ayrmn yapmak gerekmektedir; k sacas her sahabiyi
fazilet bakmndan bir ve ayn mertebede saymak mmkin de ildir. Ayn
konuya temas eden bn Hacer de yle demitir: "Hazreti Peygamberle daima

303 Mslman olarak Hazreti Peygamberi grdkten sonra irtidad eden ve sonra tekrar
mslman olan kimselerin sahabi say lp saylmayacaklar hakkndaki ihtilafa el-cIraki de i a-
ret eder ve e - afici ile Eb Hanife'den "irtidadm amelleri yoketti ine" dair kesin hkm ve
nass bulundu unu belirterek yle der: " phesiz irtidad ilk sohbeti yokeder. Nitekim Kurra
bn Meysere ve el-Egas bn Kays, bu ekilde sahabi vasfim yitirmi olan kimselerdendir. Fa-
kat bir kimse, Hazreti Peygamberin hayat nda tekrar mslman olursa, onun yine sahabi sa-
y lmasmda hi bir mahzur yoktur". Teddbu'r rl4 s. 396.
-

304 Bkz. bn Hacer, Nuljbetu'l fiker erhi (trke tercumesi: Talat Koyi it), s. 75-76.
-

305 Bu konuda gelen yet ve hadislere, a ada "sahabenin adaleti" ba lkh konuda iaret
edilmitir.

71
beraber bulunan, onunla harplere giren veya sanca altnda ehid edilen sa-
habilerin, onunla daima beraber bulunmayan, onunla birlikte harplere i ti-
rak etmeyen, onunla az konu an, az yryen, yahut onu uzaktan gren, ya-
hutta sadece ocuklu unda gren sahabilere stn olduklar na phe yoktur.
Her ne kadar sohbet erefi hepsi iin ve hatt rivayet ynnden Hazreti Pey-
gamberden hi hadis i itmeyen ve hadisleri mursel olan kimseler iin has l
olsa bile, birincileri dierlerinden stndr. Bununla beraber ru'yet (grme)
erefine nil olmalar dolaysyle hepsi de sahabeden say hr"36.
te, sahabe aras nda, tabii olmas gereken bu fark dolaysyle islam
ulemas onlar tabakalara ay rmlardr:
Hafz bn Kesir'e gre, Peygamberden sonra, belki de btn insanlar n
efdali, Hazreti Peygamberin halifesi Eb Bekr'dir. Herkesten nce Hazreti
Peygamberi tasdik etti i iin kendisine ddilc denilmitir. Eb Bekr e -Sd-
diVtan. sonra `mer ibnu'l-ljattab, sonra 'Osman bn `Affan, sonra da 'Ali
bn Ebi Talib gelir. Bu s ra, ayn zamanda Muhacir ve Ensar n da kabul et-
tii bir sradr; nk (Omer 4513, kendisinden sonra yerine gee-
cek olan halife i ini alt kiilik bir raya havale etti i ve i , (Osman ile 'Ali-
ye mnhasr kald zaman, 'Abdurrahman bn (Avf, geceli gndzl olmak
zere gn sokaktaki adama, evdeki kad na ve mektepteki ocu a sormu ,
hi kimsenin (Alryi 'Osman'a takdim etti ini grmemi tir. Bu sebeple o da
<Osman' (Ali'ye tercih etmi ve i i ona vermi tir. Buna ramen baz Kfife
ehlinin ( Alryi (Osman'a takdim etmeleri hayret verieidir. Sufyan es-Sevri-
nin de bu grte oldu u, fakat sonradan bundan rcit etti i sylenir. Keza
Veki( ibnu'l-Cerrah, bn IIayeme, bn ljuzeyme ve el-tlattabi'den de bu
gr nakledilmitir; fakat bu da zay f ve merdildtur. Drt halifeden sonra
fazilet ynnden stn olanlar, (A ere-i Mubeereden olan dier sahabiler 37,
sonra srasyle Bedir ve Uhud gazvelerine i tirak edenler, t1udeybiye'de R d-
van bey'atinde bulunanlard r3".
Eb (Abdillah en-Neysabri (321-405) ise, sahabeyi oniki ta-
bakaya ayrmtr; onun bu tasnifi, dierleri arasnda en ok hret kazana-
n olmutur. El-Hakim yle der:
1. Eb Bekr, `mer, `Osm a n, 'Al ve dierleri gibi Mekke'de ilk mslman
olanlar. Tarihiler aras nda, <Ali bn Ebi Plib'in ilk mslman olu unda

306 Bkz. Nutbetu'l-fiker erhi, s. 77.


307 `Aere-i Mube ere (cennetle tebe ir olunan on sahabi), ba ta ilk drt halife Eb Bekr,
cOmer, cO man ve 'Ali olmak zere, Talip bn ez-Zubeyr bnu'l-cAvvam, <Abdur-
rahman bn (Avf, Sacd bn Ebi Vakkas, cUbeyde ibnu'l-Cerrah ve Sacid bn Zeyd'tir.
308 Bkz. ibnu's- alah, s. 268; Ahmed M. akir, s. 206-
207.

72
gr ayrl bulunduunu bilmiyorum. Ancak gr ayrl , onun mslman
olduu srada bla ermi olup olmad meselesinde kmtr. Fakat do ru
olan udur ki, bli olmu rical aras nda ilk mslman Elt Bekr'dir. Nitekim
Hazreti Peygambere "bu i te sana tbi olal kimdir ?" denildii zaman "bir
hr ve bir kle" cevab n vermitir ki, o s rada Ebu Bekr ve Bill onunla bera-
ber bulunuyordu.
2. Sahabenin ikinci tabakas Dru'n-Nedve ashab dr. (Omer ibnu'l-
ljattb mslman oldu u ve Islm' izhar etti i zaman, Dru'n-Nedve'ye
Hazreti Peygamberin yan na gtrlmt. Orada Mekke ehlinden baz lar
da Hazreti Peygambere bey'at etmi lerdi.

3. Habe istana hicret eden sahabe.


4. Sahabenin drdnc tabakas , (Akabe'de Hazreti Peygambere bey'at
edenlerdir. Nitekim "fuln (akabiy", "fuln `akabiy" denir.
5. Beinci tabaka ikinci (Akabe ashab olup ounu Ensar te kil edi-
yordu.
6. Altnc tabaka, ilk Muhacirler olup Medine'ye girmeden nce Hazreti
Peygamber Kub'da iken ona yeti enlerdir. Burada bir de mescid in a edil-
miti.

7. Bedir gazvesine i tirak edenlerdir ki, Hazreti Peygamber bunlar hak-


knda "Allah, elbette ehl-i Bedre muttali olmu tur; diledi inizi yapnz;
Allah sizi mafiret etti" buyurmu tur.
8. Bedir ile Efudeybiye aras nda hicret eden sahabiler.
9. Dokuzuncu tabaka, R zvn bey'atine kat lanlar olup, Allah Ta'l
haklarnda "aa altnda sana bey'at eden m'minlerden Allah elbette raz
oldu" yetini inzal buyurmu tur309. R zvn bey'at , liudeybiye'de, Hazreti
Peygamberin Kurey li kfirler tarafndan umreden menolunmas zerine vu-
kubulmutur. Burada Hazreti Peygamber, gelecek sene umre yapmak iin
Kurey lilerle bir de anla ma imzalam t . I-Judeybiye bir kuyunun bulundu u
yerin ismi idi ve bu kuyunun yaknnda bir de a a vard. Bu aa sonradan
kayb olmutur.

10. Onuncu tabaka, Hudeybiye ile Mekke'nin fethi aras nda hicret eden
sahabilerdir. Bunlar aras nda 1-flid (Anr bnu'l- (A, Ebu Huray-
ra ve daha bir ok kimse vard . Hazreti Peygamber Ilayber'i ald zaman
her taraftan muhacirler ak n ediyorlar, o da klayber ganimetlerini bu muha-
eirlere da tyordu.

309 Fetb. siiresi, 18.

73
11. Bu tabaka, Mekke'nin fethi zerine mslman olan Kurey lilerden
bir cemaatt r. Bir ksm Vaat zere mslman olmu , bir ksm da kl kor-
kusu ile islam'a girip zamanla al mlard .

12. Nihayet onikinci tabaka, Hazreti Peygamberi Mekke'nin fethi s ra-


snda ve veda haccnda gren ocuklard r. Es-S'ib bn Yezid ve 'Abdullah
bn Sagebe bunlardand r. Bu ikisi Hazreti Peygambere gelmi ler, o da onlar
iin ve isimleri uzayp gidecek dier kimseler iin duda bulunmu tur. Ebu't-
Tufey1 qmir bn Vasile ve Eb Cubeyfe Vehb bn 'Abdillah da Hazreti Pey-
gamberi tavaf esnas nda ve Zemzem yannda grenlerdendi 3".

3. Sahabenin says ve hadis rvileri

Hazreti Peygamberin vefat etti i sralarda sahabilerin say s hakknda


elimizde kesin bir rakkam yoktur. Bununla beraber, Islam'da ilk nfs sa-
ymnn yine Hazreti Peygamberin emriyle yap ldn unutmamak lazmdr.
El-Buhari.311 ve Muslim3 i 2in Huzeyfe ibnu'l-Yeman'dan naklettikleri bir ha-
disten anla ldna gre, Hazreti Peygamber "bana mslmanl n sz ile
akhyanlar yaznz (saynz)" buyurmu ; bu emir zerine 1500 ki i (racul)
saylp yazlnutr 313.

Bu nfus saym nn ne zaman yap ld kesinlikle belli de ildir. Baz


melliflere gre, Hazreti Peygamberin say mla ilgili emri Uhud gazvesine
kld sralarda (sene 3 /625), di er bazlarna gre, Hendek kaz ld sra-
larda (sene 5 /627), baz larna gre de Hudeybiye seferinde (sene 6/628) ve-
rilmitir" 4. Profesr Muhammed Hamidullah ise, el-Bubarrnin yukar da
iaret etti imiz hadisini ele alarak yle demitir: "Medine'ye hicretten hemen
sonra, Hazreti Peygamber, mslmanlar n nfils saymn yapmtr. El-Bu-
bari tarafndan verilen 1500 rakam , erkek kadn, ihtiyar herkesi amil gi-
bi grnmektedir. Rivayette say mn yaz ile tesbit edildii de kesin olarak

310 El-lIfldm Eb (Abdillab, Macrifet s. 22-24.


311 Bkz. Sa1314, IV. 33-34.
312 Bkz. ahiti, I. 131-132.
313 Ayn haberin rivayeti iin bkz. Ahmed bn ljanbel, Musned, V. 384; bn Mce,
Sunen, II. 492. Bu rivayetlerle, mslmanlar n says hakknda deiik rakkamlar gelmi tir.
El-Bubi-lif, yukarda iaret etti imiz rivayetiyle 1500 ki i vermi olmakla beraber, bunu akabin-
de gelen bir rivayette 500, bir ba ka rivayette ise 600 ile 700 aras nda birer rakkam zikretmitir.
Muslim, Ahmed bn Ilanbel ve bn Mree de el-Bulffirrnin nc rivayetine uygun olarak 600
ile 700 arasndaki rakam vermilerdir.
314 Bkz. elsAynt, cUmdetu'14cdri, VII. 98; el-R.astalliini, rMu's siirti, V. 175.
-

74
belirtilmitir. Ayrca rakamlar, hdisenin 1 /622 senesinde vukubuldu u inan-
cn kuvvetlendirmektedir" 5.
Olduka erken bir devirde yap lm olduu anlalan bu nfus saymr ile
daha sonraki sahabi say sn tayin veya tahmin etmek elbetteki mmkin
deildir. Bununla beraber, islm' n ilk devirlerine ait sahabi say syle ilgili
olarak takribi baz rakamlar ileri srlm tr. Mesel ibnu' - alh'n naklet-
tii bir haberden renildiine gre, Hazreti Peygamberden hadis rivayet eden
sahabi says hakknda bir suale muhatab olan Ebf Zur'a er-Rzi "bunu kim
zabtedecek ? Hazreti Peygamberle birlikte veda hacc na 40 bin, Tebrik gaz-
vesine ise 70 bin ki i katlmt" cevabn vermi tir316. Bir baka rivayette,
Hazreti Peygamberden yaln z drt bin hadis rivayet olundu unu syleyen
bir kimseye iddetle itiraz eden Ebr. Zurca, bu szn zndklara ait oldu unu
ileri srm ve "Rasflu'llahn hadislerini kim saym ki? O kabzolundu u
zaman onu grm ve i itmi 114 bin kii vard" demitir. Onun bu sz ze-
rine "y. Ebft Zurca, bu 114 bin ki i nerede idiler ve Hazreti Peygamberden
nerede i ittiler ?" denildii zaman da u cevab vermi tir: "Medine ile Mekke
ahalisi ve bu iki yer aras ndakiler, a<rbiler ve Peygamberle veda hacc na -
hid olanlar. Hepsi de cArefe'de onu grm ve ondan i itmilerdir" 317 .
Ebn Zur'a, Hazreti Peygamberin vefat nda 114 bin sahabinin bulundu u-
nu sylemekle beraber, er-Rficrye gre, Medine'de 30 bin, sair Arap kabile-
leri de 30 bin olmak zere toplam olarak 60 bin sahabi vard r378. E- fi`i
de Hazreti Peygamberi gren ve ondan rivayet eden sahabenin 60 bin oldu-
unu sylemitir" 9 .

Grld gibi, sahabilerin says hakknda kesin bir rakam ileri sr-
mek mmkin deildir. Bununla beraber bu say nn bir hayli kabark olduuna
da phe yoktur. Ne var ki, daha sonralar gelecek olan tabakt mellifleri-
nin, isimlerini ve tercemelerini tesbit edip verebildikleri sahabi say snn 10
bini gemedi i de bir gerektir".
Ancak, sahabi says ne olursa olsun, hadis tarihi bak mndan zerinde
durulmas gereken husus, inanm insanlar olarak Hazreti Peygamberi gr-
mek ve onun szlerini i itmek erefine nail olan bu binlerce mubarek insandan

315 Hemmm bn Munebbih'in Sahfesi (trke tercmesi: Talt Koyigit) s. 27-28.


Saynnla ilgili bir tetkik yaz s iin bkz. Prof. M. Tayyib Oki, slmiyette ilk nfus say m (Ilk-
liyat Fakltesi Dergisi 1958-1959), s. 11-20.
316 Dnu's-Sall, cUlmu'l-6adi, s. 267; Ahmed M. kir, s. 209.
317 `Ulmu'l-hadis, s. 268; es-Suyti, Tedrlbu'r-rvl, s. 406.
318 Tedribu'r-rvf, s. 405-406.
319 Ayn yer.
320 Ayn yer.

75
kann iitmi olduklar szleri sonraki nesiller iin saklam ve onlara riva-
yet edebilmi olmalardr. Yukarda verilen rakamlara dayanarak ortalama
100 bin sahabinin ya adn kabul etsek bile, bunlarn hepsinin de hadis
rivayet etti ini dnmek elbette mmkin de ildir. Belki de o unluunu bas-
diye Arabmn te kil ettii bu mslmanlarn, inan ve iman ynnden merte-
beleri ne derece yksek olursa olsun, hadis ahz ve rivayetinde hepsinin de ayn
bilgi ve kabiliyete sahip olduklar da ileri srlemez. Her devirde ve her top-
lumda olduu gibi, Islam'n ilk devrinde ve sahabe toplumunla da, her ferd,
yapabilece i ie ynelmi , kabiliyeti nisbetinde kendisini o i in yrtlmesine
hasretmi ti. Eb Hurayra'nn da syledii gibi, Medine'ye toprak ve arazi
sahibi olan Ensar tarlas nda ziraatla veya bahivanl kla me gul oluyordu. Mek-
ke'den Medine'ye hicret etmi olan Muhacirler ise, ar da veya pazarda ti-
caret yaparak geimlerini temin ediyorlard1 321 . Bunlardan baz lar da ken-
dilerini ilme vermiler, yine iktidarlar nisbetinde bir eyler renme e al-
mlardr. Bugn bile, nfuslar milyonlarla ifade edilen toplumlar ierisinde,
kendilerini ilme hasretmi insanlarn says ne kadar azd r!

Sahabe devrinde de durum bundan farkl deildir. Aa yukar hadis


rivayet etmi olan btn sahabilerin hadislerini Musned adli eserinde naklet-
tii sylenen Eb (Abdirrahman Baky bn Mabled322, hadis rivayet eden
takriben 1300 sahabi ismi zikretmi tir323. Ibnul-Cevzrnin ayn kitaba istina-
den verdi i sahabi says ise 1060 tr324. Yine verilen rakamlara gre, bunlar-
dan 1000 kadar nn en fazla iki er hadis rivayet etti i gznnde bulunduru-
lursa325, geride kalan 300 sahabinin ksmen hadis rivayetiyle me gul olduk-
lar sylenebilir. Fakat bu 300 ki iden yalnz yedi kiinin 1000 in, yalnz drt
kiinin 500 n, ve yalnz yirmiyedi ki inin de 100 n stnde hadis rivayet
ettikleri dnlrse 326, 38 sahabinin 100 n stnde hadis ezberlemek sure-
tiyle kendilerini gerekten bu i e vermi olduklar ileri srlebilir. Ortalama
100 bini bulan bir sahabi toplulu u iinde her biri 100 n stnde hadis ri-
vayet eden 38 sahabi elbette ki byk bir say deildir. Oysa ki, biraz nce
de iaret etti imiz gibi, bunlardan da yaln z yedi sahabi 1000 in stnde hadis
rivayet etmi ve el-Muk irn (ok rivayet edenler) ad yle andmlardr.

321 El-Buhar, Sahili, I. 37-38.


322 El-Biriu'l-basks, s. 210. Burada, Ahmed M. kir'in de belirtti i gibi, ad geen Mus-
ned, nemli bir hadis kayna olmasna ramen tam nshas zamanmza kadar intikal etmemi -
tir.
323 Ayn yer.
324 M. Zubeyr ddiki tarafndan Telkihu naldedilmitir Bkz. Hadis
Edebiyat Tarihi (trke tercmesi: Y. Ziya Kavak ), s. 41.
325 Ayn yer.
326 Ayn eserde verilen liste, s. 41-45.

76
Verilen rakamlara gre, bu yedi ki iden en ok hadis rivayet eden sahabi,
5374 hadisiyle Ebn Hurayra'd r327. El-Bul ri ve Muslim, Sahiplerinde bu
hadislerin 325 ini ittifakla nakletmi ler, el-BuMri 93, Muslim ise 189 unu
nakletmekle infirad etm,i lerdir328. Ahmed bn Hanberin Musnedinde de
3848 Ebii Hurayra hadisi yer almtr329.

Ebn Hurayra'dan sonra rivayet etti i 2630 hadisle ikinci dereceyi i gal
eden sahabi 'Abdullah bn `mer bni'l-ljattb't r. Ahmed bn Hanbel onun
2019 hadisini nakletmi tir33.

`Abdullah bn `Orner'den sonra en ok hadis rivayet eden sahabi Enes


bn Mffiik'tir ve 2286 hadis rivayet etmi tir. Ahmed bn Hanbel ise, Mus-
nedinde Enes'in 2178 hadisini nakletmi tir"'.

Enes bn Mrlik'i rivayet etti i 2210 hadisle Ummu'l-mu'minin cAi e


takip eder 332.
Unnu'l-Mu'minin (Xie'den sonra gelen sahabi `Abdullah bn (Abb&-
tr. ibnu'l-Cevzi'ye gre 1660 hadis rivayet eden bn (Abbs'n, Ahmed bn
HarbePin Musned'inde 1969 hadisi yer alm tr'".

bn <Abbs'tan sonra 1540 hadisle C5bir ibn. <Abdillah ve 1170


hadisle de Ebii Satid el-Iludri gelir. Ahmed bn Hanbel, Cildr'den 1206,
Eb Sdid el-ljudri'den ise 958 hadis nakletmi tir 334 .

Zikrettiimiz bu sahabiler dndakilerin Hazreti Peygamberden riva-


yet ettikleri hadis say s, daha nce de belirtti imiz gibi binin altndadr ve
bu ekild az hadis rivayet edenlere el mulplIfin denilmitir.
-

Mevcut hadis eserlerinin imdiye kadar mufassal bir indeksi yap lmam
olduu iin, yukarda verilen rakamlar kat' olarak kabul etmemek gerekir.
Bununla beraber gere e yakn olduklar da phesizdir. Baz hadis eserlerinde,
ad altnda hadis rivayet edilen sahabi saysyle ilgili olarak verilen rakam-
lar da, aa yukar hadis rivayet etti i bilinen sahabi miktarn amaz. Me-
seli el-Bulki ve Muslim'in, aliblerinde 149 sahabiden m tereken, ayr ca
el-ButArrnin 208, Muslim'in ise 213 ayr sahabiden gelen hadisleri naklettik-

327 Es-Suyki, Tedrfflu'r-rta, s. 401; el-Bgeisu'l-bat, s. 211.


328 Tedribu'r-rt vi, s 401.
329 El-Breiu'l-bai, s. 211.
330 TedrIbu'r-rlia, s. 403; el-Birisu'l-Itag., s. 211.
331 El-Bieisu'l-basi., s. 211.
332 Ayn yer.
333 Tedribu'r-r(vi, s. 403; el-Bit'isu'l-4ai, s. 211.
334 Ayn yerler.

77
leri belirtilmi tir33t. Mlik'in Mm attii'nda 98, Eb Dviid et-Taylisrnin
Musnedinde 281, Ahmed bn Hanberin Musnedinde ise 700 e yakn sahabi-
den hadis almmtr336.

Verilen btn bu rakamlar, bugn elde mevcut hadislerin belirli say -


da sahabiler tarafndan rivayet edildi ini gsterme e yeterlidir. Kanaati-
mzca bu, bir bak ma hadisin shhat ynnden garantisi olarak da kabul edi-
lebilir. nk daha nce de i aret etti imiz gibi, insanolu daima hata ya-
pabilir bir yarat la shiptir. Bu yarat l onun her zaman en az hata ya-
pabilece i ilere ynelmesine sebep olmu tur. htisaslamamn en ileri bir se-
viyeye ula t asrm zda bu husus daha iyi grlp anla lmaktadr. Hi
kimse yapamayaca bir iin pe ine dmemekte, hatt ona ilgi bile duyma-
maktadr. slm'n ilk devrinde de durum bundan farkl olmamtr. Hazreti
Peygamberin binlerce ashab , yeni bir dinin do uunu ve ykseli ini heye- ,

canla takip ederken ve onun ilk ve son mjdecisine sevgi ve iman dolu bir
kalb ile ba lamrken, dnyevi ilerini de ihmal etmemi ler, bir ksm ziraat
ve ticaretle me gul olurken, di er bir ksm , kendilerini ba ka bir sahaya,
ilim sahasna vermi lerdir. Bunlardan baz lar, hadis renip h fzetneyi gaye
edinip, bu sahada ihtisas shibi olmay baarm , bazs bu hadislerden hkm
istihracn renirken, di er bazs de mesilerini Kur'na hasrederek yetlerin
zlir ve btn marlar zerinde ilim shibi olmu lardr. Fakat binlerce saha-
binin hepsi de, byk erefine ra men bu sahada derinle me hevesine kap l-
mam , her biri iktidar ve kabiliyetinin elverdi i deiik sahalara ynelmi-
tir. Bunu, bir ka misalle yle aklayabiliriz:

Hazreti Peygamberin ashab ierisinde ismi 'Abdullah olan 220 ki i bu-


lunmasna ra men337, bunlardan yalnz drt ki i, <Abdullah bnu'z-Zubeyr,
`Abdullah bn cAbbs, (Abdullah bn (Omer ibnil-ljattb ve 'Abdullah bn
( Amr bni'l-q, Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra, e itli meselelerin

halli iin kendilerine daima ba vurularak gr leri alnan ve bu yzden <AM-


dile adyle hret kazanan kimseler olmu lerdr; bunlarn gr birliine var-
dklar meselelerde ise kavlu <Abdile tabiri, bir icma'n ifadesi gibi saylm -
tr338. Bunun gibi alt veya yedi sahabi de, topland zaman her birine ait
byk bir cildi dolduracak kadar ok, fetva vermekle hret kazanmtr.

335 M. Zubeyr ddiki, Hadis Edebiyat Tarihi, s. 45.


336 Ayn yer.
337 bnu's- alh, s. 266; es-Suyti, TedrIbu'r-rtvr, s. 405; Ahmed M.
kir, s. 213.
338 Ayn yer. Bazlarna gre 'Abdullah bn Mescrd da cAbdile'den saylm, fakat l-
mnn tekaddm etmesi dolay syle, bilhassa Ahmed bn Banbel tarafndan bu gr kabul
edilmemitir.

78
Bunlar: (Omer bnul-ljattb, 'Ali 'bn Ebi Tlib, 'Abdullah bn Mestd,
Abdullah bn (Omer, (Abdullah bn (Abbs, Zeyd bn Sbit ve Ummu'l-
mu'minin jr.ie'dir339.
Zikrettiimiz bu misaller, her sahabinin ancak muktedir oldu u sahada
temayz etti ini gsterme e yeterlidir. Bu bakmdan, hadisle megul olanla-
rn da kabiliyetlerini bu sahada geli tirmi olduklarn kabul etmek gerekir.
Bu ise, tabii olarak, yukar da da i aret etti imiz gibi sahabi hadisilerin,
hadisin s hhati ynnden garanti olduklar neticesini do urur.

4. Sahabenin adaleti
Hazreti Peygamberden rivayet olunan hadislerin s hhatini garanti al-
tnda bulunduran dier bir husus da, sahabilerin adalet vasf na sahip olma-
lardr. Daha nce de a kladmz gibi, sahabiler, ilk vahyin geli inden iti-
baren hudutsuz bir imanla Hazreti Peygamberin etraf nda toplanmaa ba -
lanular ve dinin emirlerini tam bir teslimiyetle yerine getirmi lerdir. Onlar
bu yola sevkeden bir tehdit, bir korku veya bir d bask mevcut de ildir. Ak-
sine, zaman ilerledike artan say lar karsnda tedirgin olan, tel ve kor-
kuya kaplan kimseler mriklerdi ve onlar yeni dinden uzakla trmak iin
tehditlerini her gn biraz daha art ryorlar, hatta bu tehditlerin gere i olan
ikence veya ldrmeleri, zaman zaman, tatbik sahas na karmaktan bile
geri kalm yorlard. Ancak sahabiler, slm'n yaylmas ve kuvvetlenmesi
iin her trl i kenceye katlan yor, lm gze alyor, maln mlkn, e ini
ve ocuunu terkederek ba ka yerlere gediyorlard . Bu trl davran larn,
kalbi tamamiyle dolduran e siz bir imanm tezahrnden ve gere inden baka
bir ey olmad aikrdr. te bu imana Kur'n Kerimde sk sk iaret edil-
mi ve Allah Ta'l, hi bir pheye mahal b rakmayacak kadar a k bir ifade
ile Hazreti Peygamberin ashab ndan medh u sen ile bahsetmi tir:
"Muhammed Allah'n Raaldr; onunla beraber olanlar da, kafirlere
kar sert, kendi aralar nda ise merhametlidirler. Onlar rkf'a varrken, ses-
de ederken, Allah'tan ltuf ve ho nudluk dilerken grrsn. Onlar n almet-
leri, yzlerindeki sesde eseridir. te bu, onlarn Tevratta anlatlan vasflar-
dr. ncildeki vasflar da byledir: Filizini karm , onu kuvvetlendirmi ,
kaludam, ziraat larn holand ekin gibidirler. Allah bunlar bylece
oaltp kuvvetlendirmekle kfirleri fekelendirir. Allah, iman edenlere amel-i
slihte bulunanlara byk ecir vadetmi tir" 340.
Allah Ta'l, bir baka yette, Muhacirleri ve Ensar bahis konusu ede-
rek yle buyurmu tur:

339 Ayn yer.


340 Fett siiresi, 29

79
" yilik yarnda ncelik kazanan Muhacirlerle Ensardan ve onlara bu
yolda tabi olanlardan Allah raz olmutur; onlar da Allah'tan raz drlar. Al-
lah, onlara altndan nehirler akan, iinde ebedi kalacaklar cennetler haz r-
lamtr; ite en byk kurtulu budur"341 .

Yine Muhacirler ve Ensar hakk nda yle buyurmu tur:

" man edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihada kanlar ve bir
de bu muhacirleri bar ndranlar ve onlara yard m edenler, i te gerekten m'-
min olanlar bunlard r. Onlar iin mafiret ve bol bol verilmi rzklar vard r"342.

Keza muhacirler ve Ensar hakk nda nazil olmu ayeti kerimede yle
buyurmu tur:

"(Allah'n verdii bu ganimet mallar) yurtlarndan ve mallarndan edil-


mi olan, Allah'tan bir ltuf ve rza dileyen, Allah'n dinine ve Peygamberine
yardm eden Muhacir fakirler iindir. te do ru olanlar bunlard r. Daha n-
ceden Medine'yi yurd edinmi ve gnllerine iman yerle tirmi olanlar, ken-
dilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler kar snda ilerinde bir
ekememezlik hissetmezler; kendileri zaruret iinde bulunsalar bile onlar
kendilerinden nde tutarlar. Nefislerin tamahkarl ndan korunabilmi olan-
lar, i te onlar saadete erenlerdir. Onlardan sonra gelenler, Rabb nuz, bizi ve
bizden nce inanm olan karde lerimizi ba la; kalbimizde m'minlere kar
kin brakma; Rabbmz, phesiz sen efkatlisin, merhametlisin, derler' 343.

Hudeybiye andlamasnn yapld sralarda Rdvan bey'atna katlan


sahabilerin bahis konusu edildi i bir ayeti kerimede de yle buyurmutur:

"(Ey Muhammed) Allah, muhakkak a a altnda sana bey'at eden m-


minlerden ho nud olmutur. Kalplerinde olan bilmi ve onlara gvenlik ve
yakin bir zafer vermi tir" 344.

Kur'an' Kerinden misal olarak zikretti imiz bu ayetler, ilk ayetin nzl
ile ba layan Islami davetin bidayetinden Hudeybiye andla masna kadar
Hazreti Peygamberle beraber bulunan sahabenin faziletine, stnl ne
veya e sizliine ehadet ederler. Allah Ta'ala hepsinden raz olmu, gemi
gnahlarn mafiretle onlara ebediyen kalacaklar altndan rmaklar akan
cennetler vadetmi tir. Kur'an]. Kerimin onlarla ilgili bu ehadeti, onlar n
adaleti hakknda da a k bir nass te kil eder ve byle bir Kur'an nass mev-

341 Tvbe sresi, 100 .

342 Enfl sresi, 74.


343 Har sresi, 8-10.
344 Fetb sresi, 18.

80
cut olduktan sonra, her hangi bir kimsenin sahabeyi ta'dili, Kur'a un ta'di-
line ilaveten onlara hi bir ey kazandrmyaca gibi, bir kimsenin onlar
ktlemesi de, Kur'n n ta'dilinden sonra onlar n derecesinden hi bir ey
eksiltmez.
Kur'n yetleri yan nda sahabenin faziletine ehadet eden bir ok sahih
hadis de vardr. El-Bularrnin cImran bn 1-Juayn'dan345, Muslim'in ise 'Ab-
dullah bn Mesciid'dan346 naklettikleri bir hadisi erife gre Hazreti Peygam-
ber, en hayrl mmetin kendi asr (kara) , sonra onu takip eden as r, sonra
da onu takip eden as r olduunu beyan buyurmu ve bu suretle ba ta saha-
biler olmak zere, s rasyle, tabi'an ve etbut tabi'ini slam mmetinin
en hayrl nesilleri olarak tavsif etmi tir.
Bir baka hadisinde Hazreti Peygamber yle buyurmu tur: "Ashabma
svmeyinz. Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz
Ulud da kadar altunu sadaka olarak da tsa, (bunun sevab), sahabilerden
birinin bir, avuluk (hurma) sadakas na eri mez, (hatta) yar sna bile ula -
maz ,3 47.
Hazreti Peygamberin bir hadisi de yledir: "...Yldzlar gkzynn
emniyet kaynad r; onlar yokolup gittikleri zaman, gkyzne vadolunan
eyler gelir atar. Ben de ashab m iin bir emniyet ve gven kayna ym;
ben gittiim zaman, ashab ma vadolunan (tehlikeli) eyler gelip atar. Asha-
bm da mmetim iin bir emniyet kayna dr; onlar gitti i zaman ise, mme-
time vadolunan (fitne, fesad ve bid'at gibi) eyler gelip atar" 348 .
Kur'an' Kerimden nazil olan ayetler ve Hazreti Peygamberden varid
olan hadisler, sahabenin yerini kesin bir ekilde tesbit etmi , her hangi bir kim-
seye, onlar ta'dil etmek hususunda en kk bir ihtiya b rakmam tr. Bu
itibarla slam ulemas, onlarn adaletine taalluk eden hususlarda mnaka a
kapsnn almasn lzumsuz, adaletinin isbat konusunda yap lan gayret-
leri fuztili addetmi lerdir; nk Kur'an ve hadis, bunu en mkemmel bir
ekilde yapm lar, bakasna syleyecek bir ey brakmamlardr.
Hal byle olmakla beraber, Hazreti Peygamberin vefat ndan sonraki
gnler ayn sulh ve skan ierisinde gememi , mslmanlar arasnda zuhur
eden ihtilflar, zaman zaman kanl hadiselerin vukuuna da sebep olmu tur.
Ilerideki bahislerimizde zerinde ayr ca duraca mz, slam tarihinde "fitne"
adyle naraf olan bu hadisler, nc Halife `Osman bn cAffan'n ehid edil-

345 abli), IV. 189.


346 al.llt, IV. 1963.
347 Muslim al:4, IV. 1967.
348 Ayn eser, IV. 1961.

81
mesiyle balam , bunu Hazreti Peygamberin sevgili e i Ummul-mu'minIn
gie ile (Ali bn Ebi Talib arasnda cereyan eden sava takip etmi tir. Bu
sava ta baz sahabiler ehid dm , Hazreti `die mala olarak harp saha-
sndan ayrdmtr. Daha sonra 'Ali ile Mucaviye aras nda ikinci bir sava
km , bu ise, mslmanlar aras nda, i'a ve havaric olmak zere birbirini
tekfir eden iki byk frkann ortaya kmasna sebep olmu tur. Bidayette
hilafet meselesine dayanmas dolaysyle siyasi nitelik ta yan bu blnmeler,
Kur'n ve hadis nasslarmdan da destek grmek ihtiyac nda bulunduklar
iin, zamanla itikadi sahaya da s ram , bu suretle, slan'a uysun veya uy-
masn, e itli akaidi mdfa eden yeni farka ve mezbebler ortaya kmtr.
Bunlar aras nda ilk temayz eden mezheb mutezile olmu tur.

te mslmanlar aras ndaki bu blnmelerden sonrad r ki, Allah Ta'ala-


nn yukarda bir kan misal olarak zikretti imiz ayetleriyle ve Hazreti Pey-
gamberin yine rne ini grdmz hadisleriyle medh u sena edilen sahabe
bu frkalar tarafndan ktlenme e balamt r. Sanki Allah Ta'ala onlardan
raz olmam ve onlara alt ndan rmaklar akan cennetler vadetmemi gibi,
bu frkalarn mensuplar sahabeyi tefkir etmi ler; sanki Hazreti Peygamber
"ashabma svmeyiniz" dememi gibi, onlar sahabeyi en galiz kfrlerle it-
ham etmilerdir. Mesela mutezilenin zuhur etti i sralarda hariciler, Ummu'l-
mu'minIn (7kie ile onun tarafnda yer alan Talha ve ez-Zubeyr'i, Cemel har-
binde `Ali'ye kar geldikleri iin, cAlryi de, kendisi hak sahibi oldu u halde,
ffin'de tahkimi kabul etti i iin tekfir etmi lerdir. Ashnda, ehli sunnetin
de kabul ettii gibi, sahabe aras ndaki ihtiltiflar, ne derece iddetli olursa ol-
sun, hepsi de bir ictihad neticesi idi ve gayesi mslmanlar n selmetine matiif
idi. Taraflardan birisi hatal olsa bile, ictihadda hata kfr veya f sk gerek-
tirmezdi; nk muctehid bazan hata yapar, bazan da isabet eder. Isabet
ederse iki ecir kazan r; hataya d erse yine de kazanc bir ecirdir 349.

Hariciler sahabenin ileri gelenlerini bu ekilde tefkir ederlerken, mutezi-


lenin ilk imamlar ndan saylan Val bn (Ata' daha de iik bir grle or-
taya km , her iki gurubu da fsik olarak ilan etmi tir. Va l'a gre, Cemel
harbine itirak edenlerden ve onu destekleyenlerden ya 'Ali, Hasan, Huseyn,
bn `Abbas, `Ammar bn Ysir, Eyyb el-En ari ve dier taraftarlar fasik-
trlar; yahutta gi e, Talim ve ez-Zubeyr; nk fsk n iki gurubtan hangi-
sinde olduu bilinemez. Bu itibarla iki gurubtan (Ali ve Talha veya `Ali ve
ez-Zubeyr, ehadette bulunsalar, ikisinden birinin fsk dolaysyle her ikisi-
nin de ehadetleri kabul olunmaz 35.

349 bn Ketstr, Iba& culrni7-1.tadt, s. 205.


350 El Ba~i, el-Fark beyne'l-firalh s. 71 72
- -

82
Mutezile in amlarndar Vl'n arkada <Amr bn <1.Ibeyd de, Cemel
harbine i tirak eden her iki guruba mensup btn sahabilerin kesinlikle fasik
olduklarn ileri srm ve adaletlerini skat ederek ehadetlerini makbul
saynamtr353 . Yine mutezile imamlarmdan en-NaZiam, Mutammer ve el-
Val'n grne meyletmiler, Haveb ve Haim el-Avka ise "ku-
mandanlarn kurtulup etb' n helk olduklarn" ileri srmlerdir332. Yine
en-Naiim'a gre, imamet meselesinde Hazreti Peygamberden 'Ali ad na
bir nass bulundu u halde, `mer bnu'l-ljattlib bu nass gizlemi ve Sekife
gn Eb Bekr'e bey'at etmek suretiyle de `Ali'nin imamet ve hilfetteki
hakkn gasbetmi tir 353 . el-Mact rif adh kitabnda da ehadet et-
tii gibi, en-Naiim'a gre <Omer bru'l-tlattb, 1ludeybiye'de Hazreti Pey-
gambere sordu u suallerle imannda phe ve tereddt gstermi tir354.
En-Naiim, byk saydaki hadisin kayna olan Ebil Hurayra'y da
yalanclkla itham etmekten geri kalmam tr; ona gre bu me hur sahabi,
"insanlarn en yalancsdr"3".
En-Naiiam'n itham ettii baka sahabiler de vard r ve bunlardan biri-
si `Abdullah bn Mescild'dur. Onun nazar nda bn Mes'ild'un en byk suu,
mutezilenin grne ters den "sacid ki i, anasnn karnnda iken sacid
olan kiidir" hadisini Hazreti Peygamberden rivayet etmesidi. Bu hadisiyle
Hazreti Peygamber, di er pek ok hadislerinde oldu u gibi kaderi isbat et-
mitir3". Halbuki mutezile ve tabiat yle en-Naiirn, kaderi inkar ettikleri
iin kaderiyye adyle de hret kazanm lardr357.
Nihayet fetvalar nda re'yi ile hkm veren btn sahabileri cehalet
ve nifak kayna olarak ilan etmek cr'etini gsteren en-Naiim, onlar n
ilelebed cehennemde kalacaklar n bile ileri srmtr358. Maamafih me -
hur mutezile imamlar ndan Summe ibnul-Egas' n, bir Cuma gn, halk n
cami'e ko tuklarm grnce, yanndaki bir arkada na "bak u kzlere,
bak u eeklere" dedikten sonra, Hazreti Peygamberi kasdederek "bu arab
halk ne hale soktu" szn byk bir rahatl kla syledii gznnde bu-
lundurulacak olursa 359 , Hazreti Peygambere kadar dil uzatan mutezilenin,
351 Ayn yer.
352 Ayn yer.
353 Es-Sehristnt, el-Milel ve'n-nikal, I. 57.
354 El-Bagddi, el-Fark, s. 89.
355 Ayn yer.
356 Bata el-Buhri ve Muslim olmak zere di er hadis imamlarnm eserlerinde, kaderi
isbat eden hadisler, "Kitribul-kader" blm iinde biraraya getirilmi tir. Bu hadisler aras n-
da kaderi reddeden tek bir hadise rastlanmaz.
357 bn luteybe, Te'vilu muktelifi'l-kadf , s. 25.
358 El-Bagddi, el-Fark beyne'l-firak, s. 90.
359 Summe'nin bu sz iin bkz. bn R.uteybe, Te'tllu s. 60.

83
onun ashab hakknda daha neler syIeyebileceklerini tahmin etmek g
deildir. Ne var ki bu trl gr leriyle zihniyetlerini ve slam dini karsn-
daki mevkilerini iyice belirlemi olan mutezilenin, sahabeyi ithamlar , Kur-
an ve hadisin onlar iin tayin etti i, fakat ba kalar iin eriilmesi mmkin
olmayan yksek mertebeden hi bir ey eksiltmez.

D. SAHABE DEVR NDE HADSLERN YAYILMASI

1. slam lkelerinin genilemesi

Hazreti Peygamber vefat etti i zaman Arap Yarmadas slam Devleti


hudutlan iine kmilen girmi bulunuyordu. Fakat gaye Arap Yar madas
davas deil, Islm' yaymak ve hangi milletten olursa olsun, btn insan-
lar, tek bir kelime, tevhid kelimesi etrafnda toplamak idi; nk islam'a
davet peygamberli in ba lca grevi idi. Hazreti Peygamber 9 uncu Hicri
senenin yaz ortalar nda Bizans hududuna kadar bir sefer yapm (Telcak)",
11 inci senede ise, yeni bir sefer haz rl iin kumandan Usame'ye gerekli
talimat vermiti36. Ancak onun vefat , bu seferin ikmaline imkan vermedi.
Hazreti Peygamberden sonra hilafet makamma geen El a Bekr, onun arzu-
sunu gerekle tirmekte gecikmedi ve yine Usame kumandas ndaki orduyu
am'a doru yola karch362. Ancak dahildeki baz olaylar ve bilhassa ridde ha-
reketleri ftilhat n sratle geli mesini engelliyordu. Bu sebeple Ebn Bekr'in
ilk ii, dahilde sldinu Sa lar sa lamaz kuvvetlerini d arya sevketmek oldu.
Ebn (beycle ibnu'l-Cerrah kumandas nda (Anr ibnu'l-q ku-
mandasnda Filistin'e, Yezid bn Ebi Sufyan kumandasmda D mak'a, u-
rahM1 bn Hasene kumandas nda rdn'e drt koldan ilerleyen bu kuvvet-
ler363, birbirlerine de yardm ederek slam devletinin hudutlarm ksa bir za-
man, ierisinde geni lettiler. Hicretin 13 iine senesi sonlar nda Dmak364,
17 inci senede ise Filistin, rdn, Safiye ve Lubnan dahil olmak zere btn
am lkesi mslmanlar tarafndan fethedildi. Bunu, Iran (Faris) a yap lan
seferler takip etti. Ramahurrnuz, Sas, Tuster ayn sene iinde alind.365. 20 nci
senede. Msr fetheclilerek 366 imali Afrika'ya yap lacak seferlerin ilk ad m

360 Bkz. Tabert, Trk, II. 366. vd.


361 Ayn eser, II. 429.
362 Basan Basan, Ttrku'/- slam, L 227.
363 Tabert, Tiilh, IL 585, 591; Basan Ibrithtm Basan, I. 240.
364 Basan . Basan, Tr> u'l islin, I. 245.
-

365 Tabert, Ttrk, III. 179.


366 Ayni eser, III. 195.

84
atlm oldu. 22 nci senede Azerbeycan 367, 23 de Kirmn, Sicistn368 ve (Aska-
1ri369 mslmanlar n eline geti. arkta in'e do ru ilerlemeler devam eder-
ken Hiscretin 27 nei senesinde Afrika `Abdullah bn Satd bn Ebi Serli'in
eliyle fethedildi 370. Stratejik nevkii daha o zamanlar anla lan Kbrs, bir
gr e gre ayn sene iinde, di er baz grlere gre 28 de veya 33 de 3"
mslmanlarn bir ikmal merkezi haline geldi.

48 senesinde Halife Mdviye, karadan ve denizden Kustantiniyye ( s-


tanbul) nin fethini sa lamak iin Sufyn bn (Avf kumandasnda byk bir
ordu techiz etti. Kumandanla birlikte, (Abdullah bn (Alibs, 'Abdullah bn
`Oner, 'Abdullah bnu'z-Zubeyr ve Eb Eyyfib el-En ri gibi sahabenin baz
ileri gelenleri de bu sefere Jcat lmlard . Ordu, stanbul nlerine kadar geldi;
mslmanlarla rumlar aras nda iddetli arp malar oldu. Ancak ehir sur-
larnn mukavim ve stratejik mevkiinin emin olmas dolaysyle ehre gir-
mek mmkin olmad. Muhasara esnas nda me hur sahabi Ebii Eyyilb el-En-
ri ehid dt; ehir dnda surlara yakn bir yerde defenedildi. Mslman-
lar asker ve gemi olarak byk kay plar verdikleri iin am'a geri dnmek
zorunda kald lar 372 .
Tarihleriyle birlikte zikretti imiz bu fetih hareketleri, Hazreti Peygam-
berin parmakla say labilecek kadar az ashabiyle Mekke'den Medine'ye hicret
edip orada ilk ehir Devletini kurduktan sonra geen 50 sene gibi k sa bir
zaman ierisinde isln 'm kazand zaferlerin tarihe gemi belgeleridir.
Fetihler bundan sonra da devam etmi , Mverunnehr ve tlirizm'in fethi
93 senesine kadar tamamlanm , 96 senesinde ise in hududuna gelinmi tir.
Garpta ise, 92 senesi aban ayndan itibaren Tr k kun.andasrdaki msl-
manlar, Afrika shillerinden drt gemi ile spanya fethi iin harekete ge-
mi bulunuyorlard373.

Hicretin birinci asr boyunca, Avrupa'n n bat daki en uzak noktas ndan
doudaki in hududuna kadar bir erit halinde uzanan topraklar n byk
slam Imparatorlu u hudutlar ierisine girmesinde dikkati eken en mhim
husus, bu fetih hareketlerinden byk bir k smnn bilhassa gen sahabilerin
ounlukla hayatta bulunduklar bir devirde gerekle mi olmasdr. Bu,
tabii olarak, fetih iin merkezden do uya, batya ve kuzeye kartlan sefer

367 Ayn eser, III. 235.


368 Ayn eser, III. 255-256.
369 Ayn eser, III. 304.
370 Ayn eser, III. 312.
371 Ayn eser, III. 315.
372 Hasan . Hasan, T(trihu'l sljm, I. 302
-

373 Ayn eser, I. 337.

85
heyetlerinin banda veya iinde, gerek kumandan olarak ve gerekse er ola-
rak byk sayda sahabi guruplar nn da yer alm olduklar neticesini do-
urur; zira bilgi, dikkat ve tecrbe isteyen harp hareketlerinde, Hazreti
Peygamberle birlikte bir ok gazvelere i tirak etmi ve onun strateji bilgi-
sinden yararlanp tecrbe edinmi sahabilerden istifade etmemek elbette
dnlemezdi. Nitekim `Ulmu'l badIinde hadis ravilerinin "buldn" ve
-

"evt'n"na bir fasl ayran el-Hldm Ebn `Abdillah, Hazreti Peygamberin


vefatndan sonra bir ok sahabilerinin Medine'den ayr ldklarm ve muhtelif
lkelere yerle tiklerini syler 374.

El-klkim'in verdii bilgiye gre, sahabeden bn Ebi Tlib, Sacd


bn Ebi Vakk , Saqd bn Zeyd bn (Anr bn Nufeyl, <Abdullah bn Mescild,
Habbb bnu'l-Erett, Sehl bn kluneyf, Ebu Katde bn Ribg, Selmn el-
FrisI, Huzeyfe ibnu'l-Yemin, (Ammr bn Ysir, Ebl Mlsal-EcarI, Eb l
Mescud el-En rT, el-Beri' bn cAzib, <Abdullah bn Yezid el en-Nuc-
mn bn Mukarrin ve karde i Mackl bn Mukarrin, en-N tmn bn Bueyr,
el-Mulre bn ube, Cerir bn cAbdillah el-Beceli, `Adiy bn
cUrva bn Murris et-T'i, <Abdullah bn Ebr Evf, E ca bn Kays, Cbir
'bn Semura, Huzeyfe bn, Esid el-Gfri ve daha bir ok sahabi, Kfe'ye yer-
lemi ve bunlarn ou orada defnedilmi lerdir375.

Ttbe bn Gazvn, cImrn bn IJuayn, Ebfi Bereze el-Eslemi, Mihcen


bnu'l-Endra', <Abdullah bn Muaffel el-Muzeni, Mack l bn Yesr, 'Abdur-
rahman bn Semura, Ebn Bekre, Enes bn Mlik (107 yanda lmtr),
Hi n bn qmir, Ebl Zeyd el-EnrI, cAmr bn Afitab, Sabit bn Zeyd,
Muci' bn Mescrd ve karde i Muclid, bn 'A= el-Muzeni, Kurra bn
ys el-Muzeni, <Abdullah ibnu' - hhIr, Mucviye bn 14yede ve bir ok
sahabi Ba ra'ya yerle milerdir376.
`Ukba mir el-Cuheni, 'Arar ibnu'l-c , olu <Abdullah bn cAmr,
Urice bn IJuzafe, <Abdullah bn Sacd bn Ebi Seri>, Mahmiye bn Cez',
<Abdullah ibnu'1-1ri bn Cez', Ebf Bara el-Gfri, Ebn Sacd el ljayr, -

Mu<4 bn Enes, Mucviye bn IJudeyc, ZiyM Mesleme bn


Muhalled ve daha pek ok sahabi M r'a gelmi lerdir377.

Es-Suyiltrnin akladna gre, mam Muhammed ibnu'r-Rabl< el-Cizi


Mr'a giren sahabiler hakk nda bir kitap telif etmi ve bu kitapta 140 kadar
sahabi ismi zikretmi tir. Bizzat kendisi, yani es-Suy lti ise, baz tarih kitap-

374 Bkz. Macrifet s. 191.


375 Ayn yer.
376 Ayn eser, s. 192.
377 Ayn eser, s. 193.

86
larndan da yararlanarak ayn konuda telif etti i kitapta Mz'a dahil olan
300 akn sahabi ismi vermi tir378.
Ebiz cUbeyde bnul-Cerrah, Bilal bn Rabab, cUbade bnu'-amit,
Mucaz bn Cebel, Sacd bn cUbade, Ebu'd-Derda), rahbll bn Hasene, ljalid
bnu'l Velid, (Iyaz bn Ganem, el-Fazl bn 'Abbas bn `Abdi'l-Muttalib (r-
dn'de medfiindur), Eb Malik el-E cari, cAvf bn Malik el-E caci, Seyhan,
edd ad bn Evs, Fuzale nn cUbeyd, cAmr bn cAnbese, el- Hari bn Hi am,
Mucaviye ibn. Ebi Sufyan, Vasile bnu'l-Eskac, `Busr bn Ebi Ertat, Hubeyb
bn Meseleme, ez-Zakkak bn Kays, Kuba bn Eyem, el-cIrbaz bn Sariye,
( Abdullah bn Busr, <Utbe bn cAbdi's-SulemI, <Abdullah bn Havale, Kacb

bn Murra, Kacb bn (Iyaz, el-Mikdam bn Mddi Kerib ve di er bir ok sa-


habi am'a inmi3lerdir3?9.

cAdiy bn (Amire el-Kindi, Vabi a bn Macbed el-Velid bn


( Ukbe CezIre'yem; Burayde bn Hu yab el-Eslemi (Merv'de medfndur),

Ebii Bereze el-Eslemi, el-Hakem bn cAmr el-Gitar', (Abdullah bn Hazim


el-Eslemi (NIsabr'da medfndur), Kasem bnu'l-`Abbas (Semerkand'da
medfndur) ve di er baz sahabe de Horasan'a yerle milerdirm.

Fetihlerle birlikte muhtelif memleketlere da lan sahabilerin says hak-


knda elimizde kesin bir bilgi yoktur. Biz yukar da, sadece bir misal olmak
zere, el- Hakim tarafndan verilen kk bir listeden tan nm bir ka isim
nakletmekle iktifa ettik. Fakat gerek olarak bilinen husus udur ki, az ol-
mayan bir sahabi toplulu u fetihlerle birlikte e itli lkelere da lm ve s-
lardn gayesini gerekle tirme yolunda gayret sarfetmi lerdir. Bu gayenin
gerekle tirilmesi iin takip edilen yol ise, fethedilen lkelerde ilk i olarak
hem ibadet hem de ilim merkezi olabilecek mescidler in a etmek olmutur.
Bu husus, Hazreti Peygamber devrinde de grlen ve zerinde ibretle durul-
mas gereken bir konudur. Nitekim hicret senesi, Mekke'den Medine'ye ge-
lirken Kubii'da konaklayan Hazreti Peygamber, orada ilk mescidi in a ettii
gibi, Medine'ye vard zaman yine ilk i i Mescid'i Nebevinin inas olmutur382.
Hicretin 13 n.c senesinde am'n kalesi olan D mak, cAmr
urahbil bn Hasene,Kays bn Hubeyre, Eb cUbeyde bnu'l-Cerrah ve

378 Es-Suytrnin Durru's-selgibe fi men deljale Mira mine's-abiibe adm verdii bu ki-
tapla, alfabetik suraya gre verdi i sahabiler hakknda bkz. IJusnu'l-mul.telzara ,f7 alibdri Mira
ve'l-lalire (Ms 1321), I. 81. Bu kitapta verilen sahabi isimleri tetkik edilecek olursa, o unun
Mr'n fethine i tirak etmi olduklar grlecektir.
379 EI-1-.1kim Eb cAbdillah, Macrifetculmi'/-4adis, s. 193.
380 Ayn yer.
381 Ayn eser, s. 194.
382 Bkz. et Tabert, Trih, II. 114, 116, 117.
-

87
Hlid ibnu'l-Velid gibi me hur sahabilerin kumandas ndaki mslmanlar tara-
fndan zabtedilince, yap lan ilk i , yine bir mescid yeri tesbit etmek olmu tu.
Bu tesbit i ini de ilk defa Eb <Ubeyde ibnul-Cerrah yapm t. Ancak mesci-
din binas, 88-96 senelerinde Emevi halifesi el-Velid bn (Abdi'l-Melik tara-
fndan gerekle tirildi. Bu mescid- halen Umeyye Camii ad yle marf ve
meveuttur383 .

Mslmanlar, 16 nc Hicret senesinde `Irak' n fethi zerine ya amaa


altklar ehirler biiminde Bara'nn temelini attklar zaman, mescidi ve
darul-cimaresi daha nceden tamamlanm bulunuyordu384. Fakat Basra iki
nehir aznda rutubeti bol bir ehir olmutu. Mslmanlar, daha kuru ve l
iklimine daha yakn bir baka ehrin kurulmasn dndkleri zaman, bu
dnceyi gerekle tirmekte gecikmediler. Me hur sahabi Sa`d bn Ebi Vakkas,
iki arkadan bu ehrin kurulabilece i daha msait bir yer tesbiti iin grev-
lendirdi. Selman el-Farisi ve 1Juzeyfe ibnu'l-Yeman, F rat'n batsnda 1;11.-
re'ye yakn bir yeri setiler. Bu s rada Meda'in'de bulunan Sacd bn Ebi Vak-
ka, hicretin 17 nci senesinde 40 bine yakn askeriyle tesbit edilen bu yere
gelerek yerle ti. nce kam ve aa dallarndan yap lan, fakat abuk yand
iin Halife `mer ilnu'l-ljattab tarafndan kerpiten yap lmas emredilen ev-
leriyle yeni kurulan bu ehir, ksa bir zaman iinde say l ilim merkezlerinden
biri olarak Kfe ad yla hret kazand. te bu ehir kurulurken merkezine
bir de mescid in a edilmi ti. Bu mescid, ayn zamanda, ehrin muhtelif yn-
lerine uzanan yollarn birle tii bir nokta olmutur. Bu yollardan birisinin
zerinde ve mescide iki yz ad m mesafede Sa<d bn Ebi Vakka'n evi ve
Beytul-mal. bulunuyordum.

Hicretin 16 ve 17 nci senelerinde mslmanlar taraf ndan kurulan Bas-


ra ve Kfe ehirleri, tan nm birer ilim merkezi olduklar gibi, Kfe'nin `Ali
bn Ebi Talib tarafndan hilafet merkezi olarak intihab edildi i de malumdur.

Hicretin 21 inci senesinde skenderiyye'nin fethinden sonra 'Arar bnu


1-<.Li tarafndan ina edilen el-Camicu'l-`atik veya Cami% `Art r da, Msr'da
Babilon kalesinin imalinde bulunuyordu. Uzunlu u 50, genilii 30 zira olan
bu mescid, kkl dolaysyla bn <Abdil-Melik tarafndan geni-
letilmitir386.

48 inci senede Mucaviye tarafndan Afrika'ya gnderilen bir ba ka sa-


habi `Ukbe bn Nafi`, mslman olan berberilerin de yard myle byk zaferler

383 Hasan . Hasan, Teixku'l slam,I. 567.


-

384 Basan . Hasan, Ttrklu'/-slam, I. 558.


385 Ayn eser, I. 559-560.
386 Ayn eser, I. 567.

88
kazanm t . Ordusunu ve elinde bulunan mallar d mana kar korumak
iin bir ehir kurulmasn planlad zaman, nce bir Daru'l-Smare ve bir de
mescid ina etmeyi unutmad . Ancak namaz kfianlar iin olduka dar gelen
bu nescidin geni letilmesini halifeye yaz m , o da mescid civarndaki arazinin
satn alnarak geni letilmesini emretmi tir. Daha sonralar milteaddit defalar
yenilenen ve geni letilen bu mescid, bugn Tunus'ta Kayrevan Cmii olarak
nehurdur ve sahabi <Ukbe ib l Nafi` tarafndan kurulan bu ehir de Kayte-
var'dr"7.

Msliimanlarm fethettikleri lkelerde ilk i olarak mescid in a etmeleriyle


ilgili iki misal de uzak arktan verilebilir. El-Velid bn <Abdi'l-Melik hilafet
makamna geince (H. 86-96), Muhemmed Bilmi-Kas m kumandasndaki
bir ordu Hindistan F eferine km (89) ve her hangi bir nukavenletle kar -
lamadan Deybil'i ele geirmi tir. Onun da buradaki ilk i i bir mescid in a
etmek olmutur388. <Abbasi halifesi Eba. Ca<fer el-Man r (H. 136-158) za-
mannda ise Ke mir alnm ve burada da bir mescid in a edilmitir389.

te, baz misalleriyle aklamaa altm z fetihler ve bu fetihlere pare-


lel olarak o alan ve birer medrese hviyetini ta yan bu mescidler, alim saha-
bilerin nderliinde baz ilim merkezlerinin te ekkl etmesine sebep olmu tur.
Bu merkezler, daima- slam'n izdii yolda, fakat bulunduklar muhitin rf,
det ve dnce tarzlarndan da mlhem olarak as rlarca ilim sahasnda
nderlik etmi, Kur'n ve Hadis ilimlerinin geli ip yaylmasnda en mhim
mil olmulardr.

2. Baz ilim merkezleri

a. Medine

lim sahabilerin gayretleriyle te ekkl eden ilim merkezlerinin ba nda,


IMru'l-Hiere adyle de hret kazanan Medlne'yi zikret nek gerekir; nk
buras, Hazreti Peygamberin ve ashabnun Mekke'den hicretle slam impara-
torluunun temelini att klar ilk ehirdir. slam te riinin byk bir ksm
burada olumu, Hazreti Peygamber hadislerinin o unu burada sylemi tir.
ehrin her ke ve bucanda ondan bir hat raya rastlam amak mmkin de-
ildir. Bu itibarla sahabenin kibar , onun vefatndan sonra da buradan ayr l
may ho karlanam , onun kabrine yakn olmay, onunla birlikte ya amak
kadar deerli sayntr.

387 Ayn eser, I. 563, 569.


388 Ayn eser, I. 331.
389 Ayn eser, I. 333.

89
Hadis ve fkh sahasnda hret kazanm pek ok sahabi Medine'de ya-
ad iin, buras , Hazreti Peygamberi grmeyen, fakat onun hadislerini en
yakn arkadalarndan iitip lfzetmek isteyen hadisilerin devaml ziyaret-
Olu olmu , tpk bir ticaret merkezi gibi, hadis alma a gelenlerle dolup bo-
almt r.
Medine'de ya ayan ve hadis sahasnda otorite olan bu sahabilerin ba-
nda Ebii Bekr es- ddik, (Omer ibnul-tiattab, halife olarak Kafe'ye inti-
kalinden nce (Ali bn Ebi Talib, Eba Hurayra, Ummu'l-mu'minin <..A" i e,
`Abdullah bn <Omer, Ebii Sdid el-ljudri ve Zeyd bn Sabit'i zikretmek ge-
rekir. Daha nce de belirtti imiz gibi bu sahabilerden drd, Eba Hurayra,
`Abdullah bn (Omer, Ummu'l-mu'minin cj.ie ve Ebii Sdid el-ljudri, ok
hadis rivayet etmekle hret kazananlardand r (muksirrm). Zeyd bn Sabit
ise, Kur'an ve Sunnet ahkamma vak f 45 senesinde vefat edinceye kadar,
drt halife devrinin kaza, fetva, kraat ve feraizle ilgili meselelerinde kendisine
bavurulan nderlerinden birisi idi39.
Mescidlerin birer medrese veya ilim messesesi olarak da hizmet gr-
dkleri ve Mescid-i Nebevinin hicretle birlikte kurulu undan itibaren byle
bir hviyete sahip oldu u gznnde bulundurulursa, Hazreti Peygamberin
vefaundan sonra da bu sekin sahabi toplulu unun idaresinde ayn hizmeti
baaryle yrtece inden phe edilemez. Filhakika hadis ve fkh sahasnda
birer otorite olarak bilinen Sdid (Urva ibnu'z-Zebeyr 392,
bn ihab ez-Zuhri393, (Ubeydullah bn cUtbe bn Mes td394, Salim bn <Abdil-
lah bn `Oner393, el-Kasm bn Muhammed bn Ebi Bekr396, Mevla bn <Onter
lakabiyle tannan Nafi<397 ve daha bir ok dinci, bu medresede ve bir ka nn
isimlerini zikretti imiz bu sahabilerin dizleri dibinde yeti milerdir. Yine bun-
lar sayesinde Medine, hadis i itmek, hadis almak veya hadis toplamak iste-
yenlerin ziyaretgalu olmakta devam etmi tir.

390 Zeyd bn tercemesi iin bkz. El-Bukri, et-Titrihu'l-kebIr, II. 1, 380-381;


bn Ebt Htim, Kittibu'l-cerk ve't-tddil, I. 2, 558; bn Hacer, Tehzibu't-tehzfl , III. 399.
391 Tercemesi iin bkz. bn Ebi Htim, Kit ibu'/-cerb, II. 1, 59-61; Ebil Nucaym, Ifil-
yetu'l-evliya', II. 161-175; bn Hacer, Tehzib, IV. 84-88.
392 Tercemesi iin bkz. bn Sacd, Tabaka:t, V. 132; el-BuVirt, et-Ttirlhu'l-kebir, IV. 1,
31-32; Ebii NuCaym, litlyetu'l-evliya', II. 176-183; bn Hacer, Tehzib, VII. 180-185.
393 bn ihab ez-Zuhrt iin bkz. bn Tabahiit, II. 2, 135-136; bn Ebi IRtim, Ki-
tiibu'l-cerh, IV. 1, 71-74; Ebil Nucaym, gaye, III. 360-381; bn Hallikan, Vafeyiitu'l-a<yrtn,
III. 317-319; ez-Zehebi, Trqut'/-slam, V. 136-152; Tezkiretu' -1>ufftt, I. 108-113; bn ljacer,
Tehzib, IX. 445-451.
394Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 78-79.
395 Tercemesi iin bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 88-89.
396 Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 96-97; bn Ijacer, Tehzib, VIII. 333-353
397 Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 99-100.

90
b. Mekke

lk vahiyle slami davetin ba lang erefine nil olmas na ra men, halk ,


Hazreti Peygambere ve etraf ndaki bir avu mslmana reva grdkleri teh-
dit ve i kencelerle onlar n hicret etmelerine sebep olan bu ehir, ancak sekiz
sene sonra, mslman fethiyle tarihteki gerek yerini alm tr.

Fetihten sonra Hazreti Peygamber Mucz bn Cebel'i Mekke'de brakm


ve Mekke halkna Kur'n ve Sunnet ahkmn ve kraat *etmesini ona em-
retmiti. Mucz, Hazreti Peygamberin gen ve lim sahabilerinden biri idi
ve onunla birlikte btn gazvelere i tirak etmi ti398.

Mu`z bn Cebel ile birlikte Mekke'de daha bir ok sahabi yerle mi bu-
lunuyordu. El-klikim en-Neysbri bunlardan baz larnn isimlerini verir:
Ebn Rabia el-Muliz lmrnin oullar (Ayy ve 'Abdullah, el-Hri bn Hi m,
( Ikrime bn Ebi Cehl, 'Abdullah ibnu's-S'ib el-MahzlimI ki K ri'u' - alabe

olarak bilinir, (Attb bn Esid ki Hazreti Peygamberin Mekke'deki halifesi


idi, karde i Hlid bn Esid, el-Hakem bn , `Onn bn Talha, (Ukbe
eybe bn (O mn, afvn bn Umeyye, Ebn Malizre, Suheyl
bn (Anr ve dierleri399.

Fakat Mekke medresesi, as l (Abdullah bn (Abbs'n Bara'dan dnn-


den sonra kuvvet kazanm tr400. Daha nce gerek tefsir sahas ndaki nevkiine
temas etti imiz ve gerekse rAbtdile, ve fetva vermekle hret kazanm yedi
sahabi aras nda zikrettiimiz bn `Abbs, rivayet etti i 1700 e yakn hadis-
le de en ok hadis rivayet eden yedi sahabi (muksirfin) den birisi olarak da
biliniyordu4. te bu ilmi kapasite ile el-Beytu'l-Harn 'da oturan ve tale-
belerine tefsir, hadis, fkh ve edeb reten bn (Abbs ile Mekke medresesi
ilmi bir hret kazanm ve pek ok talebe yeti tirmitir. Bu talebelerden bil-
hassa , mevaliden olmakla beraber tefsir ve hadis sahalar nda ziyadesiyle
mehur olmulardr. Bunlardan birisi, bn (Abbs'n Kur'n tefsiriyle ilgili
akvalini rivayet etmekle hret kazanan Muchid bn Cebr 402, birisi Mekke'nin
zhid ve fakihlerinden, ayn zamanda hacc mensikini en iyi bilenlerden

398 Tercemesi iin bkz. bn Hacer, lzdbe, VI. 106-107; Ibnu'l-E ir, Usdu'l-gdbe, IV.
376-378.
399 Bkz. Macrifet s. 192.
400 Tercemesi iin bkz. bn Hacer, Iz lbe, IV. 90-94; Ibnu'l-Eir, Usdu'/-gt be, III. 192
195.
401 "Sahabenin says ve hadis rvileri" ba lkl bahse bak nz.
402 Tercemesi iin bkz. Eb l Nucaym, 1:111ye, III. 279-310; ez-Zehebi, 1111zeinu'l-ictidl,
III. 439-440; Tezkire, I. 92-93; bn Hacer, Tehzib, X. 42-44.

91
olan `Ata' bn Ebi Rabh 403 ki Mescid-i Hargunda etrafinda toplananlara f kh
anlatr, hadis riyayet eder ve dini meseleleri retirdi. ncs ise, pek ok
sahabiden ders alm , sonra bn cAbbs'n talebesi olmu , Mekke'nin mehur
fakih ve mftilerinden say lan Tavas bn Keysn404 dir.

urasuu da unutmamak ln ndr ki, Mekke, sonra da Medine, bir hacc ve


ziyaret mahalli olmalar itibariyle her iki ehrin de slm leminde ayr bir
mevkii vardr. Her sene buralara gelen binlerce ziyareti aras nda muhtelif
lkelerin fakih, mfessir ve muhaddislerinin de bulunmas , ilim hayatnn
canlln muhafaza etmesini sa layan bahca millerden birisi saylmak icab
eder; nk bu e it toplantlarda cereyan eden mzakerelerin, bilhassa hadis-
lerin teyid, takviye ve ne ri ynnden rol ok byktr.

c. Kfe

Daha nce de i aret etti imiz gibi Kfe, imale uzanan slm filtilhat
srasnda ordu kanirghl olarak tesis edilmi bir ehirdi. Bununla beraber bu
ehrin bulundu u lke, yani cIrk, gemi asrlarn medeniyet izlerini tayan
bir yer olup, Babillilerin, Asurlar n, Keldanilerin, Frs ve Rumlarn hepsi
burada birbirinden farkl devletler kurmulard. Mslmanlar (Oluer ibnu'l-
Hattb devrinde buralar istil edip Ba ra ve Kfe ehirlerini kurunca, Me-
din'in liazineleri, Babil ve Iffire'nin medeniyeti buralara intikal enni 405, her
iki ehir de ksa bir zamanda ilim dnyasnn iki byk merkezi haline gel-
mitir.

Kiife, bidayette bir ordu kararghl olarak kuruldu u iin, ordu iinde
bulunan bir ok sahabi buraya gelmi bulunuyordu. Fakat `Ali bn Ebi
Medine'yi terkederek hilfet merkezini Kilfe'ye nakletmesinden sonra ehir
geici bir karargl merkezi olmaktan km, her gn sratle geni leyen b-
yk bir devletin makam olmutur. Bu sebepten pek ok sahabe buraya yer-
lemi ve mrlerinin sonuna kadar burada ya anulard r.

Kilfe'ye yerle mi olan sahabilerin ilim ynnden en me hurlar, phe-


siz `Ali bn ELI Tlib ve <Abdullah bn Mescd idi. Ancak 'Ali bn Ebi
Tlib'in Kfe hayat, ilminden ok siyasete dnkt ve vaktinin o unu harp-
lerle geiriyordu. Daha halifeli inin balangcnda, Ummul-mu'minin gie
ile Ba ra llerinde dvmek zorunda kalm , bunu Mu<viye ile olan an -

403 Tercemesi iin bkz. bn Ebi IPtim, Kitiibu'/-cerb, III. 1, 330-331; Ebr Nucaym,
Fidye, III. 310-325; bn HalliUn, Vafey(t, II. 423-425; ez-Zehebl. Tezkire, I. 98; bn Hacer
Tehzib, VII. 199-203.
404 Bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 90.
405 Abmed Emin, Fecru'l-slm, s. 180.

92
mas takip etmiti. Fakat bu at mann ortaya kard hariciler kadar hi
bir ey her halde onu me gul etmemi tir. Btn bu me galeler, onun ilim iin
zaman ayrmasna daima engel olmu tur.
`Abdullah bn Mes<ld'a gelince, Kfe medresesi, varl n ve hretini
ana borludur, denilebilir. bn Mescd ilk mslman olan alt kiinin altn-
csdr. nce Habe istan'a sonra Medlne'ye hicret etmi tir. Uzun mddet Haz-
reti Peygamberin hizmetinde bulunmu , bu arada Kur'n hfzetni , man-
sn en iyi bir ekilde renmi tir. Hazreti Peygamberin hizmetinde bulunmas
ise ona, onun szlerini, fiil ve hareketlerini yak ndan renmek imknnu ver-
mitir. Geni bilgisi dolaysyle sahabenin ilk devre limlerinden biri say lan
bn Mescd, Halife 'mer ib lu'l-tla ttb tarafndan retim iin Kfe'ye
gnderilmitir406. Onun buraya geliinden sonrad r ki Kle medresesi te ek-
.
kl etmi ve bu medreseden `Alkame bn lays4o7, el-Esved bn Yezid4",
Mesrk bnu'l-Ecda"09, `Ubeyde bn 'Artr es-Selmni 41% el-Hris bn Kays 411,
`emir bn erhrl e -a<bi 412 gib i tannm tbi<n ulemas yetimitir. Fakat
urasun unutmamak gerekir ki, Kfe'ye yerle mi ve Kfe-medresesinin ge-
limesinde byk rol oynam olan tbi'Un ulemas nn hepsi de, bn nesciul'un
talebesi de ildi. Bunlarn byk bir ksm , Mekke ve Medine'de yeti mi , son-
radan Kfe'ye yerle milerdir. (Orner bnu'l-Hattb tarafndan Kfe kad l-
na tayin edilen ve uzun mddet bu vazifede kalan urayl. ibru'l-wris 413,
brhlm en-Nahaci 414 , Sagel bn Cubeyr 43 bunlardan bazdar dr. Hanefi mez-
hebinin byk imam]. Eb Hanife en-Nu<mn bn Sbit 4'6in de bu medrese-
nin yetitirdii talebelerden biri olduunu unutmamak laz mdr.

d. Basra
Daha nce el-Hakim en-Neysbri'den naklen belirtti iniz gibi417, Ba -
ra'da da pek ok sahabi kalm ve bunlarn himmetleriyle burada da bir med-
406 Tercemesi iin bkz. bn Hacer, itbe, IV. 129-130; bm'l,Esir, Usdu'l-gt be, III.
256-260.
407 Bkz. ez-Zehel, Tezkire, I. 48.
408 Ayn eser, I. 50-51.
409 Ayn eser, I. 49-50.
410 Ayn yer.
411 Bkz. bn Hacer, Tellzi,b, II. 154-155.
412 Bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 79-88.
413 Ayn eser, I. 59.
414 Ayn eser, I. 73-74.
415 Ayn eser, I. 76-77,
416 Tercemesi iin bkz. el-1141h el-Ba ddi, Tetrituz Bad,d, XIII. 323-454; bn
Vafeyt, V. 39-47; ez-Zehebt, Tezkire, I. 168-169; bn Kesir, el-Biclye, X. 107; Tanrt-
birdi, en-Nucl.-m, II. 12-15.
417 Bkz. s. 86.

93
rese te ekkl etmi tir. Basra'da kalan sahabilerin ilim ynnden en me hur-
lar phesiz Eb Msal-Egarl ve Enes bn Malik idi. (Ali bn Ebi Tlib'in.
hilfetinde (Abdullah bn (Abbs'n da Ba ra'ya vali olarak tayin edildi i
malumdur418. Bu sahabiler yannda hadis rivayetleriyle tannan 'Imrn bn
kiuaynals, Ma<k l bn Yesr 420, 'Abdurrahman bn Semura 421 ve daha bir ok
sahabiyi saymak mmkindir. Fakat bunlar n arasnda Kur'n ve Hadis bilgi-
siyle tannan ve fakib olarak da hret kazanan sahabi Eb Msal-E car422idi.
Enes bn Malik ise, kk ya nda Hazreti Peygamberin yanna gelmi
ve on seneye yakn bir mddetle ona hizmet etmi tir. Bu zaman zarfnda
Hazreti Peygamberden pek ok hadis i iten Enes, rivayet etti i 2286 hadisle
muksirn aras nda nc s ray almtr423. Sonradan Ba ra'ya yerle mi
olan bu byk sahabi orada uzun mddet ya amtr. Onun Basra'da en son
len sahabi olduu sylenir 424.
Bu medresede yeti en tibitn arasnda el-Hasanu'l-Ba rl425 ve Muham-
med bn Sirin 426 en ok hret kazananlardand r. Rufeyc bn
mih4,427, bn (Abbs'n yakn arkada larndan Ebu' -Sa(sgi' Cbir bn Zeyd428,
Katde bn Dic d. .Me 429 Mutarrf bn (Abdillah 4", Eb Burde bn Ebi Ms 43
,

ve daha bir ok tan nm tbici ve etbac bu medresenin yeti tirdii ulema-


d andr.

e. C m

am'n mslmanlar tarafndan fethinden sonra ahalisinden pek ok


kimse slm'a girmiti. Ancak, bilindii gibi slam, sadece inan ve bu inan-

418 Mesel bkz. Eb Hanife ed-Dineveri, el-Abltru'H vCd, s. 152.


419 Tercemesi iin bkz. bn Hacer, Ibe, V. 26-27; Dnu'l-Esir, Usdu'/-gtbe, IV. 137-138.
420 Bkz. Ayn eser, VI. 126; bnu'l-Esir, IV. 398-399.
421 Bkz. Ayn eser, IV. 161-162; Ibnu'l-Esir, III. 297-298.
422 Bkz. Ayn eser, IV. 119-120; Dnu'l-Esir, III. 245-246.
423 Abned M. akir, el-Br su'l-basi.1, s. 211.
424 Eg-Zehebi, Tezkire, I. 44.
425 Tercemesi iin bkz. bn EM Wtim, Kitiibu'l-cerb, I. 2, 40-42; Ebii Nucaym,
II. 131-161; ez-Zehebi, Tezkire, I. 71-72; bn Hacer, Tehzib, II. 263-270.
426 Tercemesi iin bkz. bn Ebi Ijtim, KitM u'l-cerb, III. 2, 280-281; Eb Nucaym,
gdye, II. 263-282; el-Hatibu'l-Ba cldi, Tdrqu Badikl, V. 331-338; ez-Zehebi, Te5kire, I.
77-78; bn Hacer, Tehzib, IX. 214-217.
427 Tercemesi iin bkz. bn Hacer Tehzib, III. 284-286.
428 Tercemes iin bkz. el-Bubri, Ttrilj, I, 2, 204-205; bn Hacer, Tehzib, II. 38-39;
bn Kesir el-Bidiiye, IX. 93-95.
429 Bkz. bn EM Iltim, Kita.bu'l-cerlft, III. 2, 133-135; bn Hacer, Tehz, VIII.
351-356.
430 Bkz. ez-ZeheM, Tezkire, I. 64-65; Ibn Hacer, Tehzib, X. 173-174.
431 Bkz. ez Zehebi, Te,kire, I. 95; bn Hacer, Tehzib, XII. 18-19.
-

94
cn ikrarndan ibaret bir din de ildir. Bu inanan yannda, gerek ibadet y-
nnden ve gerekse hall ve haram ynnden a n.eli gerektiren bir tak m m-
kellefiyetler de vard r ki, bunlarn inantan ayr mtallia edilmeleri mm-
kin deildi; nk hepsi de inancn zorunlu bir neticesi idi ve bunlar olmak-
szn inancn varlna hkmedilemezdi. Bu itibarla kim olursa olsun islm'a
giren bir kimsenin gerekten mslman olabilmesi iin gerek bu ibadetleri
ve gerekse liall ve haram en ince teferrat na kadar bilmesi ve tatbik etmesi
gerekiyordu; bu ise sistemli bir e itim ve retime ihtiya gsteren bir i ti.
Nitekim Hazreti Peygamber, bir kabilenin veya bir ehir halknn islm'
kabul etmesi zerine oraya hemen ibadet ahkmm , hall, ve haram retecek
bir hoca gndermekte gecikmiyor, onlar n slam' tatbik etmelerini sa layacak
her trl bilgiyi edinmelerine imkn haz rlyordu.
Halifeleri devrinde fetihler sratlendi i zaman Hazreti Peygamberin
sunneti aynen tatbik edilmi ve fethedilen lke halkna slm' retecek
hocalar gnderilmi tir. Sm da bu lkelerden biridir. Fethi zerine ordu ku-
mandanlarndan Yezid bn Ebi Sufyn, Halife (Omer tbnu'l-ljattb'a m
halknn, kendilerine Kur'n retecek ve Fkhta derinle tirecek kimselere
ihtiyalar olduunu yazm, (Omer de oraya Mucz bn Cebel'i, ( Ubde ibnu'-
-Smit'i ve Ebu'd-Derd' gndermitir432.
Mucz bn Cebel, sahabenin halfd ve harama vak f ileri gelen tdimlerin-
den birisi idi. Hazreti Peygamber, hem islm'a davet etmesi, hem de hall
ve haram retmesi iin Yemen'e bir eli gndermek lzumunu hissetti i
zaman Mu<z' semiti. bn cAbbs'n, kendisinden rivayet etti i bir haber-
den rendi imize gre, Mu'z bu elilik i ini yle anlatmtr: "Hazreti Pey-
gamber beni (Yemen'e) gnderirken yle dedi: Sen ehl-i kitaptan olan bir
kavme gidiyorsun. Onlar (nce) Allah'tan ba ka ilh olmadna ve benim
O'nun Rasl olduuma ehadet etme e davet et. E er buna itaat ederlerse
onlara Allah'n gece ve gndz be vakit namaz zerlerine farz k ldm bil-
dir. Eer buna itaat ederlerse, onlara Allah' n, zenginlerinden al np fakir.
lerine verilmek zere sadakay zerlerine farz k lduu bildir. Eer buna itaat
ederlerse, mallar nn en iyi kalitede olann almaktan sakn; mazlumun dusn-
dan kork; zira onunla Allah aras nda perde yoktur" 433.
Mekke'nin fethinden sonra Hazreti Peygamber ehir halkna hall ve
haram retecek birisini brakmak zaruretini hissetti i zaman, yine Mucz'
semiti. m'm fethinde ise, cOmer ibnul-klattb' n oraya gnderdi i sa-
habiler aras nda keza Mucz bn Cebel vard1 43 4.

432 bn Hacer, Istbe, IV. 28:


433 El-Bubri, .5a1.4, V. 100; Muslim, Scldh., I. 50.
434 Mucfq bn Cebel'in tercemesi iin bkz. bn Hacer, itle, VI. 106-107; bn
IV. 376-378.

95
Dier iki sahabi cUbade bnu's-Samit ve Ebu'd-Derda'm da vcfduyle
teekkl eden am nedresesi, (1.Tbade'nin klumus'ta, Ebu'd-Derda'm D mak-
ta ve Mucaz bn Cebel'in de Filistin'deki e itim ve retim faaliyetleriyle,
tabi(iindan pek ok ilim adam yetimitir. Eb dris el-tiavlani bn
<Abdillah) 4", Salim bn el-Muharibi 436, Eb Suleyman ed-Darani 437 ,
439
Kabia bn Zu'eyb 438, Mekhl bn EM Muslim , Reca) bn klayve 44 bun-
lardan bazlardr. Daha sonraki tabakadan ve 157 senesinde vefat eden me hur
fakih ve muhaddis el-Evzati de bu medresenin yeti tirdii imamlardandr44.

f. M r
Msr'n fethiyle, di er fethedilen lkelerde oldu u gibi, buraya da pek
ok sahabi gelip yerle mi ve slam dini ahkamm retip neretmilerdir.
Mr'da yerle en sahabilerin en me huru, phesiz, 'Abdullah bn 'Atar bni'-
1-(A.s't r. Eb Hurayra'nn da ehadet etti i gibi, Hazreti Peygamberden pek
ok hadis i itmekle hret kazananlardan biri olan bu- sahabi, ayn zamanda
iittii hadisleri yazmakla da tamnm t. Onun bu suretle meydana getirdi i
sakifeye tch4a adn verdiini ve bu sahifenin torunlar tarafndan rivayet
edildiini daha nce zikretmi tik442. (Abdullah bn (Amr yalnz hadis sahas nda
deil ba ka sahalarda da geni bilgi sahibi idi. bn Hacer'den rendiimize
gre bu gen sahabi Tevrat' da okuyordu 443. bn SaM ise onun Suryani di-
lini de bildiini ka.ydeder 444.
( Abdullah, babas 'Ama. Mucaviye tarafndan Mr'a vali
tayin edilmesi zerine bu lkeye gelip yerle miti. Babasnn vefatndan
sonra bir mddet iin onun yerine getirilmi , azledildikten sonra da M r'da
yaamaa devam etmi tir. Bu arada hace ve umre iin Mekke'ye gitmi ,
am'a seyahat etmi , sonra yine Mr'a dnmtr. Vefat edinceye kadar
Mr'da ya ayan 'Abdullah buradaki medresenin ba ta gelen imamalarndan
biri olmutur 445 .

435 Bkz. ez-Zehebi, TeOcire, I. 56.


436 Bkz. bn Ebi Wtim, Kitbu'l-cerb, II. 1, 185.
437 Bkz. Ibn Hallikn Vafeyiit, II. 313; Ibnu'Vlintid, ezeriit, II. 13.
,

438 Bkz. Ibn Hacer, Tehzffl, VIII.346-347; ez-Zehebi, Tezkire, I. 60.


439 Bkz. Eb Nucaym, If/ye, V. 177-193; ez-Zehebi, Tezkire, I. 107-108; bn Hacer
Tehzib, X. 289-293.
440 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 118.
441 Tercemesi iin bkz. bn Sa`d, Tabakta, VII. 2, 185; bn Ebi Hittim, Kitbu'l-cerh,
II. 2. 266-267; Takdimetu'l-cerb, s. 184-218; Eb Nucaym, H/ye, VI. 135-149;'ez-Zehebt, Tez-
kire, I. 178-183; Ibn Hacer, Tehzib, VI. 238-242; Ibn Kesir, el-Biddye, X. 115-120.
442 Bkz. s. 44 vd.
443 Bkz. stbe, IV. 112.
444 Bkz. TabakCt, VII. 189.
445 'Abdullah bn 'Amr'in tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 41-42; Ibn Hacer,
abe, IV. 111-112; Ibnu'l-Esir, Usdu'l gbe, III. 233-235.
-

96
`Abdullah bn (Amr'dan baka Msr'a gelmi ve oraya yerle mi daha
pek ok sahabi vard r. Yukarda es-Suyti'ye istinaden 300 a kn sahabi-
nin Msr'a geldi ini kaydetmi tik. Bunlar n byk bir ksm devaml olarak
orada kalmam olsa bile, kalanlar n himmetiyle bir medresenin te ekkl et-
mi ve pek ok tbicim ve etba` ulemasnn yetimi olaca tabiidir. Nitekim
Ms r mfti ve muhaddisi Ebul-ljayr Mersed bn cAbdillah 446 , Yezid bn IJbi
Hubeyb 447 , cOmer ki s 448, <Abdullah bn Suleymn et-Tavi1 489, <Abdur-

rahman bn urayh el-Gfiki 45, Hayve bn urayh et-Tucibi 4" Msr med-
resesinde yeti mi limlerden baz lardr. Yezid ibn Ebi Hubeyb'in dizi
dibinde yetimi olan el-Leys bn Sacd452 ve <Abdullah bn Lehica 453 ise,
kendi zamanlarnda Msr'n iki byk hadisisi idiler.

3. Hadislerin yaylmas ve "er-Rhle fi talebil-hadi "

Yukarda, zerinde durdu umuz bahisler bize aka gstermi tir ki,
slm'n bidayetinden itibaren fetiblerin o almas ve bir ok lkenin slam
devleti hudutlar iine girmesi, sahabenin, slm'n beii olan Mekke ve Me-
dine'den ayrlmalarna ve e itli lkelere da larak oralarda yerle melerine
yol amtr. Bu sahabilerden her birinin kendisine has ilmi bir ahsiyeti vard
ve her birinin bulunduklar yerlerde teesss eden medreseler zerindeki fonk-
siyonlar da birbirlerinden farkl idi. Bunun balca sebebi, btn sahabilerin,
Hazreti Peygamberin sz ve fiillerini, yahut dine taalluk eden btn mese-
leleri ayn derecede bilmemeleri idi. Yukar da da iaret etti imiz gibi, Medine
medresesinin te ekklnde en byk rol <Abdullah bn `mer oynam t.
Mekke'de <Abdullah bn `Abbas, Kilfe'de <Abdullah bn Mescrd, Msr'da <Ab-
dullah bn cAmr ibni'l-qs, Basra'da Ebil Mfis el-E cari ve Enes bn
am'da ise Mu`z bn Cebel, Ebu'd-Derda' ve `Ubde bnu'. mit de kendi
medreselerinin te ekklnde ayn derecede rol oynam lardr. Bunlarn d-
nda ayn ilkelere yerle en, yahut girip kan dier sahabileri de elbette gz-

446 Bkz. bn Hacer, Tehzlb, X. 82.


447 Bkz. ez-Zelebi, Tezkire, I. 129-130; Tarltu'l-istim, V. 184; bn Hacer, Tehzlb,
XI. 318-319.
448 Bkz. bn Hacer, Tehzlb, VIII. 14-16.
449 Bkz. bn Hacer, Tehzlb, V. 245.
450 Bkz. ayn eser, VI. 193-194.
451 Bkz. ayn eser, III. 69-70.
452 El-Ley,s bn Sacl iin bkz. el-Bubrrl, Tarih, IV. 246-247; bn Ebi Htim, Kitbu'l-
eerh, III. 2, 179-180; Eb Nucaym, lit/ye, VII. 318-327; ebilatib Tril u Badad,
XIII 3-14; ez-ZehebI, Tezkire, I. 224-226; bn Hacer, Tehzlb, VIII. 459-468.
453 Bkz. ebBulykl., Trk, III. 1, 182-183; bn Ebi Htim, Kitbu'l-cerh, II. 2, 145-
148; ez-Zehebi, Tezkire, I. 237-239; bn Hacer, Tehzlb, V. 373-379.

97
nnde bulundurmak gerekir. Ne var ki, biraz nce de i aret etti imiz gibi,
her sahabinin Hazreti Peygamberden i itip grd sz ve fiiller birbirinden
farkl idi. Bunlarn aras nda, Hazreti Peygamber hayatta kald mddete
onun yanndan ayrlmayanlar, bir ba ka ifade ile, onunla sohbeti uzun olanlar
bulunduu gibi, yannda az kalanlar, yahut sohbeti k sa srenler de vard .
Bu, tabii olarak Hazreti Peygambere ait sz ve fiillerden, bir sahabinin bil-
diini dier bir sahabinin bilememesi neticesini do urmutu. Nitekim daha
nce rakamlar vererek de a kladmz gibi, binin zerinde hadis rivayet et-
tikleri iin muk irn denilen yedi sahabi aras nda bile hadis say s bakmndan
olduka byk farklar vard r. En ok hadis rivayet eden Eb Hurayra'n n
3800 n stnde hadisi var iken, ondan sonra gelen 'Abdullah bn cOmer'in
2600 ksr hadisi rivayet edilmitir. Bunun gibi, Enes bn Mlik'in 2286,
Ummul-mu'ninin. qie'nin 2210, bn cAbbs'n 1969, Cbir bn `Abdillah'n
da 1540 hadisi vardr. Muksirndan en az hadisi olan kimse ise, 1170 hadisle
Eb Sa(id el-ljudri'dir. Bu rakamlar gsteriyor ki, baz sahabenin i ittiklerimi
dier bazlar iitmemi lerdir. Bu ise tabii olarak u neticeyi do urmutur:
Bir sahabi hangi lkeye gedip yerle mise, o lkede yaln z o sahabi tarafn-
dan bilinen ve rivayet edilen hadisler tan nm , fakat o lkeye u ramayan sa-
habilerin hadisleri orada mehul kalm tr. te hadis tarihinde zaman zaman
rastlanan "cIrk ehlinin hadisi", yahut " am ehlinin hadisi", veya "Msr eh-
linin hadisi" tabirlerinin dellet etti i mana budur. E er bir hadis, m'a
yerlemi bir sahabi tarafndan rivayet edilmi , fakat o hadisi ba ka lkeler-
deki dier sahabiler rivayet etmemi lerse, yaln z m ahalisince maruf olan
bu hadis iin " m ehlinin hadisi" demek kadar tabii bir ey olmamak gere-
kir.

Deiik hadislerin de iik lkelerde yay lmas, te rii grevin ifasnda


farkl neticeler do urmutur. Bilindii gibi sahabe devrinde te riin balca
kayna vard : Kur'n Kerim, Sunnet veya hadis, sahabe ictihad . Burada
unu hemen belirtmek gerekir ki, ictihad, Hazreti Peygamber taraf ndan sa-
habeye yklenmi en mhim grevlerden birisi idi. Mu`z bn Cebel'i Yemen'e
gnderdi i zaman ona, ne ile hkm verece ini sormu , Pilu'z da "Allah'n
Kitab ile, onda bulamazsam Raslu'llahm Sunneti ile, onda da bulamazsam
ictihadmla" demiti. Hazreti Peygamber onun bu cevab ndan memnun ol-
mu ve gsne vurarak "Allah' n elisinin elisini, Allah' n elisini honud
edecek ekilde muvaffak k lan Allah'a hamdolsun" diyerek bu memnuniye-
tini ifade etmiti 454. Bu bakmdan ictihad, e itli hdiselerin zuhurunda, on-
larn hani iin her sahabinin bavurmas gereken te rii grevlerden birisi sa-
yllyord ur.

454 bn cAbdi'l-Berr, C5imic beytni'l-cln, II. 56.

98
Her ne kadar Eba Bekr ve `mer ibr u'l- jattab' n hilfetlerinde, yani
sahabenin henz Medine d ndaki lkelere fazlas yle yaylmadklar devir-
lerde ortaya kan mkillerin halli, ok defa ayn ehirde ya ayan sahabi-
lerin grlerine bavurmak suretiyle hallediliyor ve mesele ile ilgili hkm
bir e it sahabe icma' olarak ortaya kyor idiyse de, fetihlerin geni lemesi ve
sahabenin da lmasyle, onlara bavurmak ve herbirinin grn almak im-
kan ortadan kalkm t Medine'de bulunan halifenin, hakk nda nass bulun-
mayan bir hdise zuhur ettike, Kafe'de, Basra'da, am veya Msr'daki sa-
habe ileri gelenlerini toplamas ve onlarn hadise ile ilgili gr lerini almas
kolay de ildi. Bu sebeple te ri salahiyetine sahip olan sahabiler, te ri grev-
lerini ya ferden, yahutta daha ok sahabenin bulundu u yerlerde cemaat
halinde yapmak zorunda kald lar. Bu suretle, mslman lkelerin her birin-
den, orada bulunan sahabi says nisbetinde, hakknda nass bulunmayan mese
lelerle veya nasslar n tefsir ve izah' ile ilgili fetvalar sad r olma a balad.
Bunun neticesi olarak da, sahabe aras nda sadr olan bu ahkam ile ilgili bir
ok ihtilaf zuhur etti. Bu ihtilaflar n muhtelif sebepleri vard :

a. Kur'an ve Sunnet alikam na ait nasslar n ou, murad edilen manaya


dellet ynnden kat' de il zanni idi. Nasn bir manaya gelme ihtimali ol-
duu gibi, bir ba ka manaya gelme ihtimali de vard . Bunun sebebi, ok de-
fa bir nassda lugat ynnden m terek yaz lta iki veya daha fazla manya
gelen lafzlarn bulunmas idi. Bazan tahsis ihtimali olan, fakat amm ifade
eden, hazan takyid ihtimali olan, fakat mutlak ifade eden bir laf z bulunuyordu.
Her kanun yaz ' sahabi, bunlar kendi nazarnda makbul olan karineler yar-
dmyle ve kendi asndan deerlendiriyor, veya manaland nyordu. Sahabe-
nin bir nass anlaylarndaki farkllk dolaysyle eliz'i meselelerde aralar nda
zuhur eden ihtilaf pek oktur.

b. Sahabenin ya ad evreler birbirinden farkli oldu u gibi, tezie konu


olan mesalih ve ihtiyalar da de iikti. Mesela Medine'de <Abdullah bn
<Omer'in karlat bir hadise, am'da Mu<aviye'nin, yahut Kfe'de <Abdul-
lah ibn Mes'ad'un karsna kmyordu. evrelerin e itli ynlerden farkl
olmas dolaysyle mesalihn ve ahkam te riine gtren millerin takdiri hu-
susunda da gr ayrhklar oluyordu4".

c. Nihayet konumuz ynnden nemli olan nc sebep, hadislerin sa-


habe devrinde tedvin edilerek m tereken mracaat temin edecek ekilde
mslmanlar arasnda ne redilmi olmamasdr. Bunun neticesi olarak mesela
M sr'daki bir sahabi, karla t bir hdisenin hallinde Hazreti Peygamber-

455 cAbdu'l-Vahhab Hallf sIttm te rii tarihi (trkesi: T. Koyi it, ilahiyat Fakltesi
,

yaynlarndan), s. 29.

99
den i ittii bir hadis nassna istinaden hkm vazedebilirken, (Irak'taki bir
sahabi, o hadisi bilmedi i iin, ayn hadiseyi kendi ictihad yle halletmek zo-
runda kalyor ve bu suretle, iki ayr lkede ayn hadise iin birbirinden farkl
hkmler ortaya km oluyordu.

Bu nc hal, her ne kadar ahkam hadislerine taalluk etse bile, mu-


hakkak olan ve sahabe tarafndan da idrak edilen husus u idi ki, Hazreti Pey-
rin hadisleri sahabilerin e itli lkelere da lmalaryle da lm ve bir btn
olarak herkes tarafndan istenildi i anda kaynak olarak kullanlma in kann-
dan mahrum kalmtr. Keza sahabe tarafndan iyice bilinen dier bir husus
da, lkesinde maruf ve me hur olmayan pek ok ilmin di er lkelerde maruf
ve mehur olmasdr. Bir ba ka ifadeyle her sahabinin, di er lkelerde ya a-
yan arkadalarnn Hazreti Peygamberden duyup rendikleri, fakat kendi-
sinin bilmedii eyleri bulunduklar yerlerde rettiklerini bilmesidir. te
bu durum, sahabe aras nda nce kk apta da olsa, bir hareketin ba lama-
sna yol amtr. Bu hareket, bir lkede ya ayan bir sahabinin, bilmed i
yahut Hazreti Peygamberden i itmedii bir hadisi, onu bilen ve fakat ba ka
lkede ya ayan bir ba ka sahabiden renmek iin onun yan na seyahat et-
mek (rhlet) eklinde ortaya kmtr.

Aslnda dine taalluk eden bir eyi renmek maksad yle gnlerce ve
hatta haftalarca sren seyahatlar n ba langcn Hazreti Peygamberin ha-
yatta bulundu u devre kadar indirmek mmkindir Medlne'ye bir hayli uzak
yerlerde oturan kabile mensuplar nn tek balarna veya heyetler halinde s k
s k Hazreti Peygambere gelerek din hakk nda sualler sorduklar , ondan na-
sihat dinleyip tavsiyesini ald klar bilinen hususlardandr. Hatta bu, o kadar
mehur olmutur ki, Enes Ilmi Malik bir hadisinin banda "Rasalu'llah (s. a. s.)
a sual sormaktan nehyolunmu tuk. Bundan dolay l ahalisinden ak ll bir
kimsenin gelmesi ve bizler dinlerken Hazreti Peygambere sual sormas ho-
umuza giderdi" demek suretiyle 456 bir eyler renmek maksad yle Hazreti
Peygamberin yan na gelmek iin uzun seyahatlar n gze alnd n ve bunun
sk sk tekerrr etti ini ak bir ekilde ortaya koymu tur. Yeni bir dinin vaz-
olunduu srada, bu dine intisab edenlerin onun gere ini yapmak iin bir ok
eyleri renmek zorunda kalacaklar n ve bunun iin de en sa lam yolun o
dini vazedene ba vurmak oldu unu tabii karlamak icabeder. Hatta Hazreti
Peygamberin vefat ndan sonra bile dini en iyi bildiklerine phe olmayan onun
en yakn arkada larna dan mak maksad yle bu seyahatlar n devam etmi ola-
ca da tabiidir. Filhakika, ister dine taaluk eden bir eyi renmek iin olsun,
ister Hazreti Peygamberin bir hadisini i itmek iin olsun, er-rltle fi talebi'l-

456 Muslim, ahiti, I. 41.

100
ltadi adyle hret kazanan bu seyahatlar, sahabe aras nda olduu gibi daha
sonraki tabakalarda giderek artm ve hadis toplaman n bata gelen artlarn-
dan biri olmu tur.
Bir sahabinin bilmedi i veya Hazreti Peygamberden duymad bir ha-
disi renmek, yahut bildi i halde sonradan tereddde d t bir ka kelime-
sini yeniden iiterek ondan emin olmak iin her trl yolculuk me akkatm
gze alarak uzak bir lkede ya ayan bir ba ka sahabinin yanna gitti ini gs-
teren enteresan haberler vard r.
cAt) bn Ebi Rabb.'tan nakledildi ine gre, MedIne'de bulunan Ebii
Eyyiib el-En ri, Hazreti Peygamberden i ittii bir hadisi Mr'da bulunan
( Ukbe bn (Arnir'e sormak iin hayvan na binip yola kmtr; zira bu ha-

disi Hazreti Peygamberden i iten kendisiyle (Ulbe'dan baka kimse kalma-


mtr. Elif'. Eyyb Mr'a geldii zaman, o s rada Mr emin olan Mesleme
bn Matled'in evine u ram ve kendisini Ukbe'nn evine gtrecek bir reh-
ber alarak cl4be'ya gelmi tir. Ona "her kim dnyada bir m'minin aybm
rterse, Allah da k yamet gn onun aybm rter" hadisini sormu ve "bu
hadisi Hazreti Peygamberden i iten senden ve benden ba ka kimse kalmad"
demitin. (Ukbe'nn, hadisi Hazreti Peygamberden i ittii ekilde tekrarla-
mas zerine yine hayvan na binerek Medine'ye geri dnm. tr 457.
yle anla lyor ki Eb Eyyli, bu hadisten baz eyleri unuttu u kor-
kusuna kaplm , onu hfzasnda tazelemek iin, Hazreti Peygamberden i it-
mi kendisinden sonra tek ki i kalan ( UlFlie bn mir'i arama a koyulmutur.
Bunun iin Medine'den Mr'a, bir komu evine gider gibi, yola km , cUkbe
dan hadisi dinledikten sonra tekrar memleketine dnm tr.
El-Bulrl tarafndan da bb ba l olarak zikredilen bir ba ka haber-
den rendiimize gre, Cbir bn `Abdillah, sahabi cAbdillah bn Uneys'in
Hazreti Peygamberden rivayet etti i bir hadisi bizzat onun a zndan i it-
mek iin bir ay sren bir yolculu a kmtr 4". O srada iim.'da bulunan
`Abdullah bn Uneys'in yanna gelen Cabir, ona: "Hazreti Peygamberden
i itmediim bir hadisi rivayet etti ini rendim. Onu i itmeden ikimizden
birinin lmesinden korktum ve sana geldim" diyerek hadisi ondan dinlemi
ve Medine'ye dnm tr 459.
Tek bir hadis iin dahi olsa sahabe aras nda grlen bu trl seyahat-
lar, tbi(iin neslinin yeti mesinden sonra phesiz daha ok artm tr ve ha-

457 El-151kim Eb cAbdillah, Macrifet s. 7; bn cAbdi'l-Berr, Cdmic be-


y ti'l clm, I. 94.
-

458 Bkz. cli,[4, L 27.


459 bn cAbdi'l-Berr, beyini'l (tln, I. 93.
-

101
disle me gul olan bir ok tabi% ilk kaynak olan ve muhtelif lkelere da l-
m bulunan sahabileri teker teker ziyaret ederek onlar n Hazreti Peygam-
berden i itip rivayet ettikleri hadiseleri toplama a balamlardr. Sacid bnu'l-
Museyyib'in "gerektii zaman bir tek hadis iin gnlerce yrd n"
sylemesi 46, Mesrk bnul-Eeddn "bir harf iin de olsa yolculuk etti ini"
belirtmesi 46', hadislerin toplanmas iin sarfedilen gayret ve titizli i gsteren
delillerdendir. Bu seyahatlar n yalnz ilim ve din iin yap lm olmas da, bun-
daki samimiyetin bir baka delilini te kil eder. `Abdullah bn Mescd'un "Al-
lah'n Kitabn benden daha iyi bilen bir kimsenin bulunduunu rensem
ona giderdim" 462 sz ile `ta mir e -Sacbi'nin "bir kimse hikmetle ilgili bir kelime
iitmek iin Sm'n bir ucundan Yemen'in br ucuna kadar sefere km
olsa, onun bu seferi zyi olmu saylmaz" sz 463 bu konudaki niyet ve sami-
miyeti aka gsterir.
bn Mce tarafndan nakledilen bir hadisin rvisi Kesir bn Kays, y-
le anlatmaktad r: "Dma k mescidinde Ebu'd-Derd'm yan nda oturuyordum.
Bir adam geldi ve: Y Eba'd-Derd ) ! Senin rivayet etti ini iittiim bir hadis
iin Raslu'llah (s. a. s.) n ehri Medine'den geliyorum, dedi. Ebu'd-Derd.
ona: Ticaret yahut ba ka bir i iin gelmedin mi? diye sordu. Adam hayr,
deyince Ebu'd-Derd? ona u cevab verdi: Hazreti Peygamberin yle de-
diini iittim: Her kim ilim elde etmek iin bir yola slk ederse, Allah da ona
cennet yolunu kolayla trr. Melekler ilim pe inde giden kimseden ho nud
olarak kanadlarn eerler. Gktekiler ve yerdekiler, hatt denizdeki bal k-
lar bile onun iin ma firet dilerler limin bide stnl , ayn sir yldz-
lara stnl gibidir. :klimler peygamberlerin vrisleridir. Ne var ki Peygam-
berler ne dinar ne de dirhem b zakrlar; onlar n braktklar yalnz ilimdir;
onu alan da byk bir ho nudlukla ahr" 464.
Hazreti Peygamberden rivayet edilen bu e it hadislerle de teyid ve
tevik edilen seyahatlar, bir taraftan hadisin daha geni lkelere yaylmasn
salad gibi, dier taraftan bir hadis metninin de iik rivayet ekillerinin de
ortaya kmasna vesile olmutur; nk bir hadisi, hazan ya ad ehirde
kendi eyhinden i ittii bir hadisi, bir ba ka yerde ve bir ba ka eyhten daha
deiik bir ekilde iitmi olabiliyordu. Bu ise, bir taraftan hadisiler aras nda
hadisle ilgili mzakere kap sn aarken, bir taraftan da "fulan kimse hadisi
bu ekilde rivayet etti; fulan kimse de u ekil..." ifadesinin tabii bir neticesi
olarak isnad fikrinin yerle ip gelimesinde baca millerden birisi olmu tur.

460 Ayn eser, I. 94.


461 Ayn yer.
462 EI-Ijatibu'l-BadAdi, el-Kifye, s. 402.
463 bn cAbdil-Berr, Cami cbeyni'l-`11m, I. 95.
464 Bkz. Sunen, I. 97-98.

102
Ilerde daha geni bir ekilde zerinde durma imkan n bulacamz bu
konu ile sahabe devrine son verirken, u hususu bir defa daha belirtmekte
fayda vard r ki, vahyin balangc ile Islam'n iki dayanandan birisi olduu
anlalan hadis, Hazreti Peygamberin en yak n arkada ve yard mclar olan
sahabe tarafndan tam bir titizlikle korunmu , bazan hafza ve hazan da yaz
yardmyle mteakip nesle nakledilmi tir. Ne var ki sahabeden sonra yine de
hayrla yadedilmesi gereken ve Kur'an ve hadis ba ta olmak zere Islami
ilimler sahasnda alimleri saylamyacak kadar ok olan bu nesil, belki de Haz-
reti Peygamberi grmemenin ve onun devrine bir ku ak da olsa uzak bulun-
mann bir neticesi olarak, aralar na fesad unsurlar n szmasma ve tevhid ke-
limesinin geni apta zedelenmesine engel ola namtr. Bu zedelenmenin en
byk tesiri ise, hadis zerinde grlm tr. Bunu mteakip babislerimizde
inceleme e al aca z.

E. HADISTE VAZc HAREKETLERI

1. Mevzii< (uydurma) hadisin tarifi

Ba ta Islam dinine kasdedenler olmak zere, mensub olduklar siyasi


frka ve hizibleri, fkhi mezhebleri, kabilelerini, cinsiyetlerini, dillerini, pe-
inden gittikleri imam veya hkmdarlar medhetmek, halife ve emirlerin
nezdinde yksek mertebeler kazanmak, cami ve mescidlerde va`zettilderi cema-
atin tevecchne JIil olmak, halk n dini emir ve nehiyelere kar rabetini
art rmak maksad yle din d manlarnn, yalanclarn ve calillerinuydurduklar ,
sonra da bu uydurulan eylere, derecelerini ykseltmek iin tan nm hadis
ravilerinden dzdkleri isnadlar ekleyerek hadismi gibi Hazreti Peygam-
bere iftira ile isnd ettikleri szlere mevzin` (uydurma) hadis ad verilmitir465.

Hazreti Peygamber "her kim benim zerime kasden yalan sylerse, ce-
hennemdeki yerine haz rlansn" 466 demi olmakla beraber, esefle belirtmek
gerekir ki, Islam' n ok erken bir devrinde, e itli sebeplerle pek ok hadis
uydurulmu ve Hazreti Peygamberin ismine izafeten sahib hadiseler meya-
nnda rivayet edilmi tir. Hadis vaz' nn eitli sebepleri vard r. Bu sebepler
zerinde durmadan nce, tarihi kesinlikle tesbit edilemese bile, hadis yaz-
nn balangcna, yahut mevzii` hadislerin zuhur etme e ba lad devre k-
saca i aret etmek faydal olacaktr.

465 Talat Koyiit, Hadis usul s. 132.


,

466 Hadisilerin ittifakla mtevatir olarak kabul ettikleri bu hadis btn hadis kitap-
larmda nakledilmitir. Varyantlarndan birisi iin mesela', bkz. Muslim, agb, IV. 2298.

103
2. Hadis vaz`mm balangc

Hadis, slam toplum hayat ndaki yerini ve de erini incelerken de be-


belirttiimiz gibi, hem Kur'a/un tefsiri, hem de te riin Kur'ndan sonraki
ilk kayna olmas bakmndan, Hazreti Peygamberin hayat nda gerek de-
erini bulmu ve sahabe aras nda aranan, mzakere edilen ve byk bir ti-
tizlikle korunan mukaddes bir emanet olmu tur. Gerek bu olunca, hadis
vaz'nn balang devrini ara trrken, ilk akla gelen sualin, hadisin de er
kazand bu ilk devirle ilgili olmas ve "yaz' hareketinin Hazreti Peygamberin
hayatnda grlp grlemiyece i" istifhammn belirmesi tabii bir netice
olarak ortaya kabilir. Ancak unu hemen belirtmek gerekir ki, byle bir is-
tifhamn hadis tarihi bakmndan hi bir mesnedi ve hi bir de eri yoktur. Bu
hkm teyid bab nda ileri srlebilecek basit, basit oldu u kadar da mnaka a
gtrmez ilk delil, hadis tarihi ile ilgili kaynaklarda, Hazreti Peygamber
hayatta iken hadis vaz' na teebbs edildi ini, yahut bir ki i dahi olsa, onun
bu derece efi bir fiile cret etti ini gsterecek tek bir habere rastlanmamak-
tadr. Eer byle bir hareket olsayd , daha sonraki devirlerde bu i e te ebbs
edip de hadisiler tarafndan en ar dille te hir edilenler gibi, bu hareketin
fiili veya failleri de, ya bizzat Hazreti Peygamber, yahutta onun ashab ta-
rafndan ayn tarzda te hir edilir ve Inetlenir, bununla ilgili haberler de bize
kadar intikal ederdi. Nitekim ilk as r ierisinde hadislerin hususi bir kitapta
toplanmayp, yalmz haf zaya itimad edilmesinden, ayn zamanda vahyin ba -
langc ndan vefata kadar geen 23 sene iinde Hazreti Peygamberin syledik-
lerine ve yapt klarna hasretmenin glnden dolay baz kimselerin hadis
yaz ( ve Hazreti Peygambere nisbet etmeyi mubah sayd klarn ileri sren Fec-
ru'l-i-slm mellifi Ahmed Emin 467, yaz( iinin Hazreti Peygamberin hayat nda
zuhur etti ini ve bu sebeple onun "her kim benim zerime kasden yalan sy-
lerse, cehennemdeki yerine haz rlansm" hadisini sylemek zorunda kaldn
iddia etmi , fakat bu iddiasn teyid edecek m ahhas bir delil ortaya koy-
maktan fciz kalmtr. Oysa ki dncesi, vazc hareketinin Peygamber dev-
rinde balad grne mtemayil olan bir mellifin, bu kadar ciddi bir ko-
nuda dncesini teyid edecek bir iki misal gstermesi ve hadis vaz< eden
bir iki isim zikretmesi gerekirdi. Maamafih onun byle bir delil ileri srmek-
ten aciz kalmas ve iddiasn sadece Hazreti Peygamberin ne naksatla sy-
ledii sibakndan aka anla lan mezkr hadisin vliraduna dayand rmas ,
kaynaklarda hadis vaz' nn Hazreti Peygamber devrinde ba ladn gste-
ren tek bir haberin bulunmad na dair yukarda i aret etti imiz grmz
teyid eder.

467 Bkz. ad geen eser. s. 210-211.

104
Hadis vazenun Hazreti Peygamber devrinde ba lam olamayaca n!'
dier bir delili, aksine varid olacak iddiamn ak l ve mantktan uzak olu u-
dur. nk Peygamber devrinde slm'n inti ar, ona kar duyulan byk
bir inan ierisinde cereyan etmi , mslmanlar stn bir imanla onun et-
rafnda topland klar iin din, sratle yay lmtr. Byle bir imamn, sahibini
Hazreti Peygambere yalan isnad etme e gtrebilece ini kabul etmek mm-
kin de ildir. Tarih, sahabenin adaletine hi bir phe ve tereddde mahal
brakmayacak ekilde ehadet etmi tir.

Her hangi bir sahabinin hadis uydurup onu Hazreti Peygambere isnad
etmiyece i kesin olmakla beraber, Peygamber devrinde ya am , sreta ms-
lman olmu , fakat ilerinde inans zliklarm gizlemi "mn a- fk" denilen
baz kimselerin hadis vaz`ma te ebbs gidebilecekleri dnlebilirse de, sa-
habe tarafndan ok iyi tamnan bu gibi kimselerin hadis naklinde hi bir de-
erleri bulunmad n da hatrdan uzak tutmamak gerekir. Daha nce bir
vesile ile de temas etti imiz gibi, Kur'n Kerimden zaman zaman nzil olan
ayetler, bunlarn ilerinde gizledikleri nifak almetlerini a a karm ve
onlarn her hangi efi bir flde bulunmalar na frsat vermemi tir. Bu
bakmdan, Kur'n Kerimin de a ka belirttii gibi "mnafklar, kalplerinde
bulunan ktlkleri haber veren ayetlerin nazil olmas ndan iddetle ekini-
yorlard" 468.

Hazreti Peygemberin vefat ndan sonra devlet idaresini eline alan iki
halife Eb Bekr e -ddilF ve <Omer Ilnu'l-klab'n hadis rivayetinde gs-
terdikleri sert tedbirler sebebiyle 469, onlarn devrinde de hadis vazcna te eb-
bs edilmedii muhakkaktr. Esasen kaynaklarda bunun aksini gsterecek
her hangi bir i arete rastlamak mmkn de ildir. O halde hadis vaz( ne za-
man balamtr?

468 Tvbe sresi. 65.


469 Eb Bekr, Hazreti Peygamberin cedde (byk anne)ye sds (1 /6) miras verdi ini
rivayet eden el-Mu ire ibn uche'den haberi iin hid talebetni ve ancak, Muhammed bn
Mesleme'nin ehadetinden sonra hadisi kabul etmi tir. Bkz. s. 26;
el-Hakim, Marrifet cuhimi71-,hadis, s. 15; e-Zehebi, Te5kire, I. 3 . Keza `mer /bnu'l-liattb
da "birimiz, defa izin istedikte cevap verilmezse geri dnsn" hadisini rivayet eden Ebii M-
sr'dan bu hadis iin ahid talebinde bulunmu ve MA. Sacid ehadet etmesinden
sonra hadisi kabul etmi tir. Bkz. Muslim, alll, III. 1694 .
Eb Bekr, sk sk mslmanlara yalandan sakmmalarm syler ve "yalan, insan fcra,
fcr ise atee gtrr" derdi (ez-Zehebi, Tegcire, L 3). Mu lviye ise, Dmak'ta minberden hal-
ka hitap etmi ve "hadis rivayetinden saknnz ve rivayet ederseniz, yaln z cOmer devrinde bi-
linen hadisleri ahnz; nk o, Allah iin halka korku veren bir kimse idi" demi tir (ex-Zehebi,
Te5kire, I. 7).

105
Biz, yine kaynaklardan edindi imiz intiba ile, Hazreti Peygamber ve
onun halifeleri devrinde hadis vaz`ma te ebbs edilmedii grne sahip
olmamza ramen, bu i in yine de ok erken bir devirde ba ladn sylemek
zorundayz. nk slam alemi, yarm asrlk bir devri henz tamamlama-
dan byk bir bdireye srklenmi ve bu bdirede nc halife 'Osman bn
`Affan ehid edilmitir Onun ehadetiyle Islam'n binas sarslm , inan ve
iman duvarlar nda tamiri gayri kaabil atlaklar meydana gelmi tir. `Osman'n
katlinden sonra mslmanlar 'Ali bn EM. Talib'e bey'at etmi olmakla bera-
ber, vukubulan yeni hdisler, anla mazlklar bir kat daha art rmtr. nk
bir taraftan 'Ali'ye bey'at edilirken, di er taraftan `Osman' n lmnden
mes'ul olduu gerekesiyle yine 'All'den onun "dem"i talebedilmi tir. Bu olay-
lar, mslman saflarnda byk blnmelere sebep olmu , bir taraftan Hi-
caz ve <Irakhlarn takviye ettikleri 'AH karargah te ekkl ederken, di er ta-
raftan am ve Msr halknn destekledii Mu<aviye karargah dierinin kar-
snda ona cephe almtr. Bu blnme, mslmanlar aras nda iddetli arp -
malara sebep olmu , i tahkimle bir neticeye ula m olmakla beraber, yeni
yeni siyasi frkalarm zuhur etmesine yol am tr. Bu frkalarm zuhuru ise,
bir takm itikadi mezhebleri pe lerinden srklemi tir. Ez-ZeheM, msl-
manlar aras ndaki bu blnmeyi bahis konusu ederek yle der: "Sahabe,
dierlerine nisbetle aralar nda en az fitne olan kimselerdi. Nbvvetten iti-
baren geen her as rda, bir evvelkine nisbetle daha fazla ihtilaf ve tefrika
zuhur ediyordu. Bu sebeple, 'Osman' n hilfetinde zhir bir bid'at vukubul-
mamt. Fakat onun katledilmesi zerine, birbirine kar iki bid'at zuhur
etti. Biri (All'yi tekfir eden havaric, dieri de, onun imametini, smetini ya-
hut nbvvetii veya ulablyyetini iddia eden relfqa bid'ati idi. Sahabe as-
rnn sonlarna do ru, bnu'z-Zubeyr ve (Abdu'l-Melik'in imaretieri s rasnda
murci>e ve haderiyye bid'atlar vukubuldu. Tabican asrnn balarnda, Emevi
hilfetinin sonlarna do ru cehmiyye ve mu ebbihe mumessile bid'atlar zuhur
etti. Sahabe devrinde bunlar n hi biri olmamt" 4".

Ez-Zehebi tarafndan zetlenen bu ihtilflarm zuhurunda ve geli ip b-


ymesinde, slam'n Arap Yarmadas'', ap arkta ve garpte ok geni l-
kelere yaylmasnn tesiri byk olmu tur. nk bu lkelerde mslman-
lar, de iik din ve mezheblerde bir ok de iik milletlerle kar lamlar ve
onlarn byk derecede tesiri alt nda kalmlardr. Kur'm Kerimde, yahu-
diler, nasraniler, sabi'iler, medisiler ve m rikler olarak isimleri geen"' bu
deiik din mensuplarndan bir o u, islam' kabul etmi olmakla beraber
zihinlerinden ilk dinlerinin baz inan kalntlarm atamamlar ve islam'

470 Bkz. el-Munteka min ci's-sunne, s. 386.


471 Bkz. Hacc s lresi, 17.

106
bu inanlarn tesiri alt nda anlamak zorunda kalm lardr. Bunlardan bir
ksm ise, e itli sebeplerle islam' zoraki kabul etmiler, fakat hkmranl k-
larna son veren bu dine kar ilerindeki devaml kin hissinden kendilerini
syramamlar, frsat bulduka onu inan ve itikad ynnden y kma gayret-
lerine girimilerdir. Nitekim Halife (Osman bn `Affan' n ldrlmesiyle
balayan ihtilaflar n knda aslen yahudi olan (Abdullah bn Sebe'in byk
rol oynad tarihi bir gerektir. Et-Taberrnin kaydetti ine gre bn Sebe',
ada' ehlinden olup, anas siyah bir kle idi. `Osman zaman nda mslman
olmu, mslmanlar aras na girerek onlar sapklatrmaa almtr. I e
nce, Hicaz'dan ba layan bn Sebe', oradan Ba ra'ya, sonra da am'a gelerek
faaliyetine devam etmi tir. Ancak buralarda emellerini tam manas yle ger-
ekle tiremeyip Mu(aviye tarafndan am'dan karhnca Msr'a gelmi tir.
Burada, (Isa'mn bir gn yeryzne tekrar dnece inin iddia edildii, hal-
buki Muhammed'in son peygamber oldu u ve 'Isa'ya nisbetle onun yer y-
zne dnme e daha ok hakk bulunduu; her peygamberin bir vasisi oldu-
u, Muhammed'in vasisinin de (Ali'den bakasnn olamayaca gibi fikirleri
yaymaa balam lir 472.

bn Sebe', slam itikaduu ykmak iin ona tamamiyle zt fikirler yay-


maa alrken, siyasi havay da bulandrmay ihmal etmemi ve esasen
byle bir hava ierisinde kendi fikirlerinin daha kolay yay labilece ine byk
bir imanla balanmtr. Ona gre, madem ki 'Ali Peygamberin vasisidir; o
halde Peygamberden sonra imamet, hilafet veya devlet reisli i herkesten
ziyade (Ali'nin hakkdr; (Osman bu hakk ondan gaspetmi tir. Binaanaleyh
mslmanlarn hemen harekete geip bu hakk sahibine iade etmeleri gerekir
Byle bir hareket el-emru ve'n-nehyu <ani'l-munker hkmnn de
bir gere idir 4" .

bn Sebe', fikirlerini yayabilmek iin siyasi havadan byk bir maha-


retle istifade etmi tir. Baz mehur sahabilerin Kfe, Basra ve M sr gibi vi-
layetlerden azledilerek onlar n yerine halifenin yaknlarnn getirilmesi, bn
Sebe' iin ka rlmaz bir frsat olmutur. Zaten insan, tabiat itibariyle bu
e it azil ve tayinleri ho karlamaz; ierisini nereden geldi ini pek anlaya-
mad bir honutsuzluun kapladun hisseder. nsanlk tarihi, bu tarz ida-
renin yaratt e itli hadiselerle doludur. `Osman bn `Affan'n yaknlarnn
ibana getirilmesi de byle bir ho nutsuzluk yaratm olabilir. Fakat bu
honutsuzluun, halifenin ldrlmesine varacak, mslmanlar n, sarsnts
asrlar boyu devam ederek byk hadislerle tefrikaya d melerine sebep ola-

472 Et-Taberi, Tiirk, III. 378.


473 Ayn yer.

107
cak dereceye gelebilece ini kabul etmek gerekten gtr. Nitekim (Osman
bn (Affan da, muarzlannn bu konudaki iddialarn reddetmek iin "ben,
Rasalu'llah (s.a.s.) n, kendi kabilesinden ve kendi cinsinden vazifelendir-
dii kimselerden bakasna vazife vermedim" demi tir 474 EMi Bekr ve (Omer
.

ibnu'l-tiatfab da ayn yolu tutmulardr. Ebu Bekr, am'n fethinde Yezid


bn Ebi Sufyan' oraya vali olarak tayin etmi , `mer ise, onu yine ayn yer-
de bir mddet tutmu , sonra onun karde i Mucaviye bn Ebi Sufyan' grev-
lendirmitir. Bu tayinler, Emevi sllesinin devlet i lerinde vazife almala-
rnn bir mahzuru bulunmadn gsterir. Akrabalar n tayin edilmesi i ine
gelince, bunda da her hangi bir garabet olmamas gerekir. E er 'Osman'n
ldrlmesindeki sebep bu olsayd , ondan sonra hilafet makam na geen
`Ali bn Ebi Talib'in ayn siyaseti takip etmemesi, yani kendi akrabalar na
devlet ilerinde vazife vermemesi gerekirdi. Fakat gryoruz ki <Ali de, baba
ve ana tarafndan olan akrabalar m idari i lerde kullanm , hatta bu konuda
`Osman'dan da ileri gitmi tir. Mesela amcas ocuklar <Abdullah bn `Abbas
ile (Ubeydullah bn `Abbas'', If.usem bn `Abbas ve Sumame bn `Abbas'',
kz karde i Ummu Haanin olu Ca`de'yi muhtelif vazifelere tayin etmi ve
daha garibi - iilerin ileri srdklerine gre - imamet ve hilafet messesesini,
oullar Hasan ve Huseyn'e miras olarak b rakm tr475. Fakat uras muhak-
kaktr ki, bn Sebe', bunun gibi siyasi ve idari hdiseleri byk bir ustai kla
istismar etmesini bilmi ve 'Osman bn (Affan'n ldrlmesiyle neticelenen
ayaklanmann knda hissesine den byk rol oynamtr.
`Osman bn (Affan'n ldrlmesi, mslmanlar aras nda byk bir
endie uyandrm tr. bn Ebi Talib'e bey'at edilmekle beraber bu en-
die canlln muhafaza etmi ve `Ali'den bir devlet reisi olarak katillerin
cezaland rlmas istenmi tir. Ancak Kfe'yi devletin merkezi yapan ve oraya
yerleen `Ali, bu istek karsnda eitli sebeplerden dolay hareketsiz kalnca,
bata Hazreti Peygamberin zevcesi gi e olmak zere, Talha, Zubeyr ve di-
er vilayetlerden gelen baz sahabiler, katillerin cezaland rlmasm sa lamak
iin Mekke'de bir toplant yapmlar, Bara halknn da yardmlarn sala-
mak maksad yle oraya hareket etme e karar vermi lerdir. Bundan sonraki
hadisler sratle geli mitir. <Ali bn Ebi Tlib, Bara civarnda Hazreti (Aie
ile bir anlama zemini hazrlar gibi olmu sa da, neticede, kendi taraftarlanyle
`.gie taraftarlar arasnda tarihin me hur Cemel harbinin kmasn nleye-
memitir (H. 36). Bu harpte gi e, 'falba ve Zubeyr gibi iki byk yard mc-
sn ehid vererek geri dnmek zorunda kalm tr. Ancak i , bununla sonra
ermemi tir. O zamana kadar 'Ali'ye bey'at etmemi olan am valisi Mu(aviye,

474 Eg-Zehebi, min MinlCci's-sunne, s. 383.


475 Ayn eser, s. 382.

108
`Osman'n katilleri cezaland rlmad ka bey'at etmiyece ini aklam ve
( Ali'ye kar cephe almakta srar etmi tir. Bu srar ise, (Ali ile Mu'aviye kuv-

vetlerinin ffin mevkiinde kar karya gelmelerine yol am tr (H. 37).


Tahkim hadisesiyle neticelenen ffin harbi de, bilindi i gibi, (Ali'nin hilafet
makamndan hal'i ve Mucaviye'nin nasb ile sonulanm ; fakat daha mhim-
mi, Kur'm Kerim yerine insanlar hakem olarak kabul etti inden dolay
`All'yi iddetle sulayan kendi taraftarlar ndan byk bir gurubun (Ali'den
ayrlmalarna ve l cviiric ad altnda hilafet makam n daima me gul eden
korkun bir kuvvet olarak tarih sahnesine kmalarna yol amtr 476 .

Ijavaric frkas bu suretle ortaya karken, Mucaviye'nin hilafetini tan -


mayan ve (Ali'ye sadk kalan i'a frkas, 'Ali'nin bir hrici tarafndan ldrl-
mesinden sonra (H. 40) da o lu Hasan'a bey'at etmi , hatta Hasan' n bir
mddet sonra hilafetten vazgeip btn i leri Mucaviye'ye devretmesi bile,
onlarn 'Irak'a hkim bir kuvvet olarak hayatiyetlerini devam ettirmelerine
engel olmamtr.

te, ksaca zetleme e altmz bu siyasi ihtilflar ve bu ihtilaflar n


neticesi olarak ortaya kan i'a ve havaric frkalar, hadis vaz' nn balama-
snda ba lca mil olmulardr; nk her frka, kendi siyasi gr lerinin do-
ruluuna halk inandrabilmek iin bu grleri teyid edecek dini nasslara
iddetle ihtiya duymulardr. Ne var ki bu nasslar Kur'n iinde ve sahib
hadisler aras nda bulamadklar zaman, yeni hadisler imal etmekten ba ka
kar yol grememilerd.:r. Ancak unu hemen belirtmek gerekir ki, harici-
ler hadis vaz'nda i'iler kadar ileri gitmemi lerdir; nk itikadlar nca mur-
tekibu'l-kebire (byk gnah sahibi) kfirdir; yalan sylemek kebiredendir;
binanaleyh yalanc kfir saylr 477. Bu itikad n onlar hadis uydurmaktan
alkoyacana hi phe yoktur. Filhakika hricilerin hadis uydurduklar n
gsteren a k bir delil bulunmad gibi, lehlerinde vaki olan ehadetler de
onlar bu konuda temize kartmaktad r. Mesela bn Teymiye, ica ile havari
arasnda bir mukayese yapar ve yle der: "Cerh ve ta'dil kitaplar n gzden
geirenler, en fazla yalan uyduranlar n iiler olduklarn aka grrler.
Hariciler ise, dinden uzakla m olmalarna ramen, halk aras nda en sadk
kimselerdir ve hatta l adislerinin en sahih hadisler oldu u bile sylenir" 475.
Yine bn Teymiye'nin bir rafziye kar ileri srd itirazda yle dediini
grrz: "Biz biliyoruz ki havaric sizden daha erdir; bununla beraber on-

476 Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyiit, Hadisilerle keldncliar arasn-
daki miinakaalar, s. 31,35 vd.
477 Ayn eser, s. 38-39.
478 E5-Zehebi, el-Muntekii min s. 22.

109
lara yalanclk isnad etme e dilimiz varmaz. Onlar tecrbe ettik ve do ruyu
arayan kimseler olduklarn grdk" 479.
icaya gelince, slam tarihinde ilk defa ortaya kan byk siyasi bir
frka olmas dolaysiyle, yalnz <Ali taraftarlarn deil, ayn zamanda o devre
kadar sratle geni leyen slam hkimiyetinden korku ve deh ete dm
yabanc unsurlar da bnyesinde toplam bulunuyordu. Bunlar slam aley-
hine teksif ettikleri emellerini, zulme u ram olan 'Ali ve evlad, veya ehl-i
beyt adna tahakkuk ettirmek yolunu tutmu lard. <Ali taraftarl yahut
sevgisi, bu emellerin gerekle tirilmesi iin elveri li bir perde olmu tu.
`Ali bn Ebi Talib'in, devletin merkezini Hicaz'dan Kiife'ye nakletmesi,
`Irak'n bir i'a merkezi haline gelmesini sa lam, ayn zamanda, slam inan
ve itikadnn, 'Irak'ta hakim eski Frs inan ve itikad yle kar arak yeni
bir ica akaidinin domasna yol amtr. Frsler, verasetle intikal eden h-
hmdarlk idaresine alktlar; islmiyetin getirdi i hr seim sistemini bil-
miyorlard . Bu alkanln, `Irak'a hakim olan ica zerindeki en byk te-
siri, Peygamberden sonra imamet ve hilfetin `Ali'ye gemesi gr zerinde
teselli etti. Keza frslere gre hkmdar mukaddes bir varhkt ; bu gr ,
ita arasnda (Ali ve evladlar hakknda ortaya kt. Nitekim icaya gre ima-
ma itaat vacibtir; nk bu Allah'a itaat demektir 480. Keza icann baz kol-
larnda grlen ve 'Ali'nin nbvvet ve hatta ulahiyyetini orataya koyan
inanlar da ayn tesirin neticelerinden ba ka bir ey de ildir 4".
Bu eit slam d inanlarla ortaya kan ve `Irak'a hakim olan icann,
slam devleti ierisinde varln koruyabilmesi iin, inan ve itikad slami
gstermek istemesi tabiidir. Bu ise, inanlarmn Kur'an Kerime ve Hazreti
Peygamberin hadislerine uygunlu unu isbat etmekle mmkin olur. E er
Kur'n ierisinde grlerine uygun bir hkm bulabilirlerse, bu, onlar iin
elbette byk bir kazan olmak icabeder. Fakat byle bir hkm yoksa, onu
hadisler aras nda aramak laz mdr. Yine de bulunamazsa, yeni bir Kur'an
ayeti icad etmek mmkin olmad na gre, bunu hadis zerinde denemekten
baka kar yol yoktur. Nitekim ita, slam d grlerini teyid edebilmek
iin, ne Kur'an]. Kerimde ve ne de Hazreti Peygamberin hadisleri aras nda
bir nass bulabilmi , fakat zaman zaman uydurup halk aras nda yaydklar
uydurma hadislerle gr lerini takviye etme e almlardr.
icann hadis vaz<ndaki nderlii, mehur imamlardan bn
Hadid tarafndan da ak bir dille itiraf edilmi ve yle denilmitir: "Bil ki,

479 Ayn eser, s. 480.


480 Ahmed Emin, Fecru'ns/Cun, s. 271.
481 El Ba dMi, el-Fark beyne'l-firak, s. 18, 152.
-

110
fez'il ile ilgili yalan hadislerin asla ica cihetinden gelmi tir. Onlar hadis
vaz`na sevkeden mil, has mlarnn dmanl idi... Ne zaman ki Bekriyye
i`ann bu faaliyetini grd, onlar da kendi imamlar hakknda icann
hadislerine mukabil ba ka hadisler vazettiler" 482.

ica, hadis vaz (m bir meslek haline getirdikten sonra, merkez ittihaz
ettikleri (Irak'n, uydurma hadislerin be ii haline gelmi olaca n tahmin
etmek g de ildir. Nitekim medineliler, bu sebepten rakllarn rivayet et-
tikleri hadisleri ihtiyatla kar lamlar, daha do rusu onlardan "tevakki"
etmilerdir 483 . Yine bu sebepten, me hur imam Malik bn Enes, 'Irak ehlinin
hadislerini ehl-i kitab n hadisleri ayar nda grm , "onlar tasdik de etme-
yiniz tekzib de" diyerek bu lkede rivayet edilen hadislerden korunmak ge-
rektiini hatrlatmtr 484. Ayn mamn nazar nda 'Irak bir "daru'z-?arb"
idi; para basar gibi burada hadis imal ediliyor ve piyasaya srlyordu.
bn Enes bunu ifade etmek iin " rakl lar gece basarlar, gndz harcarlar"
demi tir 4".
i'a tarafndan vazedilen hadislerin byk bir k sm , 'Ali'nin menak bi
ile ilgili oldu u gibi, bazlar da Mu'aviye ve Emevi sllesini, (Ali'ye tekad-
dm eden di er halifeyi ve baz sahabileri zemmetmek gayesini gdyor-
du. Fakat her eyden nce zerinde durduklar husus, Hazreti Peygamberin
kendisinden sonra hilafeti `Ali bn Ebi Talib'e vasiyyet etti ini isbat edebil-
mekti. Bu konuda pek ok hadis uydurmu lard r. Misal olmak zere bunlar-
dan baz larn zikretmekte fayda vard r.

"Selman'dan rivayet edilmi tir: Hazreti Peygambere vasisinin kim oldu-


unu sordum. Buyurdu ki: Vasim, s rda m, ehlim iinde halifem ve kendim-
den sonra b rakt m en hayrl insan (Ali

"Eba Burayde babas ndan rivayet etmi tir: Her nebinin bir vasisi var-
d r. Benim vasim ve varisim de `Ali'dir" 487 .

"Enes bn Malik'ten rivayet HazretiPeygamber devrinde bir


yldz kaymt . Allah'n elisi buyurdu ki: u yldza bak n; kimin evine d-
erse, o, benden sonraki halifedir. Bakt k: Yld z `Ali bn Ebi Talib'in evine
dt...' 4"

482 Bkz. erbu Nehei'l-belta, III, 26-27.


483 Ez-Zehebi, el-Muntek'd min Minh ki's-Sunne, s. 88.
484 Ayn yer.
485 Ayn yer.
486 Es-Suyti, fi'l-al.truki'l-nevg lca, I. 358.
487 Ayn eser, I. 359.
488 Ayn eser, I. 357.

111
<Ali bn Ebi Talib'in hilafet ve imametini, uydurduklar hadislerle ishat
etme e alan iciler, onun faziletine dair de bir ok hadis uydurmu lardr.
Misal olarak bunlardan da bir ka hadis zikredebiliriz:
" bn Mes<iid'tan rivayet edilmi tir: <Ali'ye bakmak ibadettir" 489.
"bn `Abbas'tan rivayet edilmi tir: Ben ilmM ehriyim; <Ali de bu ehrin
kapsdr ilim isteyen kapya gelsin" 4".
"`Ali bn Ebi Talib'ten rivayet edilmitir: Sen ve ican cennettedir" 4".
"Ebii Sacid rivayet edilmitir. Kyamet gn gelince Allah
bana ve <Ali'ye diyecektir ki: Sizi sevenleri cennete, size d man olanlar da
cehenneme s okun" 492
iciler, 'Ali bn Ebi Talib hakknda uydurmu olduklar bu eit hadis-
lerle onun de erini yceltmek ve dolaysyle hilafet ve imamet meselesinde
ona di er halifelerden nce mutlak bir hak tan mak ve bunu isbat etmek ga-
yesini gtmlerdir. bn Teymiye'nin de dedi i gibi, aslnda, <Ali'nin fazilet-
leri saylamayacak kadar oktur; fakat ica bunlarla iktifa etmemi , onun iin
akla hayale gelmedik faziletler dzm ler ve bunlar Hazreti Peygambere
syleterek en byk crm i lemilerdir 493 . Bu bakmdan i<ileri hadis tarihin-
de ilk vaz< (uydurma) kap sn aan bir mezheb olarak kabul etmemek ve
yukarda zikri geen Nehcu'l-beliia arihi bn Ebi'l-Hadid'e hak vermemek
mmkin de ildir. Ne var ki - ica, bu kapy amakla beraber, yaz' i i yalnz
onlara mnhas r kalmam , dier mezhepler de kendi gr ve inanlarn
ayn yoldan yaymaa balamlardr. Bu faaliyet tabiatiyle uzun mddet
devam etmitir. Ancak slam dininin en mhim kayna olan hadislerin b-
yk bir tehlike ile kar karya geldiini daha ba langta farkeden hadisi-
ler, hadis vaz<ma kar ilk ve en mhim tedbir olarak, hadis aldklar rvilerin
kimliklerini, hal ve me reblerini aratrmaa ve onlara, rivayet ettikleri ha-
disleri kimlerden ald klarn sormaa baslamslardr. Ayn zamanda s hhatini
tesbit ettikleri hadisleri, daha sistemli bir ekilde byk hacimli kitaplarda
toplamak suretiyle, onlarn daha emin bir ekilde muhafaza edilmelerini sa -
lamlardr. Bu faaliyet neticesinde, bir taraftan hadisin rivayet ve taham-
ml kaidelerini, ravilerin artlarn cerh ve ta`dilin hkmlerini tesbit eden
yeni bir ilim te ekkl etme e balarken, dier taraftan her mslman n g-
venle bavurabilece i sahih hadis kitaplar telifine hz verilmitir. Hicretin
ikinci asr, bu faaliyetlerin yo unluk kazand bir asr olarak grlr.

489 Ayn eser, I. 343.


490 Ayn eser, I. 329.
491 Ayn eser, I. 379.
492 Ayn eser, I. 381.
493 Eg Zeheli, el-Munteka man MinVci's-sunne, s. 480.
-

112
II. BLM

HADIS LMNN TEEKKL VE BUNU


HAZIRLAYAN SEBEPLER
(II. Hicri Asr)

A. TOPLUM HAYATINA GENEL BAKI

1. Siyasi durum

Seimle i bana gelmi ilk drt halifenin devri, emevilerin babadan


oula intikal eden halifelik idaresiyle sona erince, slam devleti, yeni bir idari
sistemle kar karya gelmi bulunuyordu. Ancak halifeye istibdad ruhunu
telkin eden bu veraset sistemi, e itli unsurlarn idareye kar giritikleri id-
detli mcadele neticesinde el de itirerek emevilerden abbasilere geti. Bu
neticeyi sa layan unsurlar n banda, daha nce temas etti imiz i'a ve ha-
varic frkalarnn Emevi idaresine kar besledikleri iddetli husumet geliyor-
du. Sica, imamet ve hilfette ehl-i beytin ve dolay siyle `Ali ve evladunn eme-
vilerce gasbedilmi haklarn mdafa ediyor ve her ne ekilde olursa olsun
bu hakk ele geirme e alyordu. Hariciler ise, bugnn ifadesiyle cumhu-
riyeti idiler ve halifenin, hi bir kabile ve slle gzetmeksizin, mslman-
lar aras ndan layk olan birisinin seilmek suretiyle ibana getirilmesi gerek-
tiini ileri sryorlard .

i(a ve havaricin hilafet meselesinden dolay emevilere kar giritikleri


bu mcadeleye Emevi idaresinin takip etti i koyu rklk siyasetinden bez-
mi olan kabilelerin, slm'a girmi Frs, Rum vs. unsurlar n dmanl da
inzimam edince, Emevi idaresi, bir asr bile dolduramadan hayat sahnesin-
den silindi (132 /750).

Emevi devletinin yklmasndan sonra, es-Saffah unvan yle tannan Ebu'l-


<Abbas `Abdullah bn Muhammed bn `Ali bn <Abdillah bn (Abdi'l-Mut-
talib (132-136) ile, ileride Arap devleti olmaktan ziyade bir imparartorluk ha-
line gelecek olan cAbbasi devletinin temelleri at lm oluyordu. Ancak es-Saf-

113
fah'n hilafet makam ndaki mr uzun srmedi. 136 senesinde vefat etmesiy-
le, daha nce veliand tayin etti i karde i Ebu Cdfer el-Man r (136-158) a
bey'at edildi 494. Ebu Cdfer, iddet, ciddiyet, uyan klk ve rayyenin
masalihine ihtimam bakmndan Abbasi halifelerinin en by saylm ,
devletin temellerini sa lam ve kuvvetli esaslar zerine oturtmas dolaysiyle,
onun ilk kurucusu olarak kabul edilmi tir. Ebu Cdfer el-Man fir devrinin
mhim ve devlet iin tehlikeli olabilecek siyasi olaylar arasnda, ileriden
beri hilfette hak iddialar n srdrmekte olan <Ali o ullarndan ve Halife-
nin amcas olan <Abdullah bn <A11 495 ile, devletin kuruluunda faal rol oy-
nayan Ebii Muslim el-tIorasani 496 nin bertaraf edilmeleri yer al r. Di er bir
olay, es-Saffah tarafndan ikinci veliand olarak tayin edilen ` sa bn Masa-
nn hal' ve Halife el-Man ar'un o lu el-Mehdi iin bey'at almmas dr 497. Da-
ha sonraki halifeler devrinde de bu trl hadiseler tekerrr edecek ve Abbasi
hanednna biraz da kanl bir zellik kazand racakt r.

Ebu Cdfer'in vafat ndan sonra yerine geen o lu el-Mehdi (158-169)


zamannda slahat hareketlerine devam edildi. Kendisine ve devlete kar
kan ve birisi de emevilerden 'Abdullah bn Mervan ynnden gelen baz
ayaklanmalar, el-Mehdi taraf ndan kolay bastrld . 'Abdullah nce hapsedil-
di, sonra. Halifenin affna ve ihsanna mazhar oldu. Bu devrede affa u rayan
ve ihsana garkedilenlerin bir k sm da, el-Manar tarafndan hapsedilen alevi-
lerdi498. El-Mehdi, halka ve bilhassa mazlumlara karg ne kadar merhametli
ve eli ak idiyse, slam akaidine ters d en, haram mubah klan ve toplum
adLibiyle alay eden z ndklk ve ilhad hareketlerine kar da o kadar sert, id-
detli ve amans zd .

El-Mehdrnin lmnden sonra o lu el-Hadi (169-170), z ndklarla ve


haricilerle ayn iddetle mcadele etti. Bir sene kadar devam eden halifeli i
srasnda, el-Huseyn bn 'Ali idaresinde Mekke ve Medine'de ayaklanan ale-
viler, Mekke'ye alt mil mesafedeki Fah mevkiinde Abbasi ordusu taraf ndan
bastrldlar. El-Huseyn ve ehl-i beytinden bir ok kimse bu mevkide ldrl-
d499. El-Hadi, babas tarafndan ikinci veliandlie tayin olunan karde i
er-Re id'i hal ve kendi o lu Cdfer'i nasbetme e almsa da, ksa zamanda
lm dolaysiyle muvaffak olamam ve hilafet makam na Harun er-Re id
gemi tir.

494 Et-Tabert, Tarih, VI. 121.


495 Ayn eser, VI. 145.
496 Ayn eser, VI. 127.
497 Ayn eser, VI. 271.
498 Ayn eser, VI. 353.
499 Ayn eser, VI. 410.

114
Er-Re id devri (170-193), imparatorlu un en parlak devri saylr. Bu-
nunla beraber, Afrika'da tiorsn ve Suriye'de meydana gelen ayaklanmalar
eksik olmamtr. Afrika'da, berber" ayaklanmas nce Herseme bn Acyun50,
sonra brhlm Ibnu'l-Alebs' tarafndan bastrlm, Suriye'de adnnilerle
yemeniler aras ndaki ihtilflar harbe dn nce Halifenin mdahalesiyle
halledilmi, Ijorslinda ise, vli 'Ali bn cis'nn sebep oldu u honudsuzluk,
onun azli ile bertaraf edilmi tir"2.

Er-Re id'ten sonra yerine o lu el-Emin gemi tir. El-Emin devri (193
198) e itli hdisler ve devletin temellerini sarsan fitnelerle dolu olarak gr-
lr. nce, Suriye'de Mu<viye'nin torunlar ndan es-Sufyini lakab yle maruf
bn (Abdillah bn RAU bn Yezid ( bn Mucaviye) ayaklanm, m
vlisini tardederek oray ele geirmitir503. Hatt btn Suriye'yi elde etmesi
i ten bile de ilken yemenilerle muzariler aras nda kan ihtilf buna mani
olmutur. Bu srada el-Emin ile karde i el-Me'mn arasnda ba layan iddetli
mcadele ise, devleti byk lde sarsmtr. Bu mcadele el-Emin'in, ba-
bas tarafndan veliand olarak tayin edilen el-Me'mn'u hal etmesiyle ba la-
rru504 ve neticede halife el-EmIn'in ba kesilerek ldrlm tr50S.

El-Emin'den sonra halife olan el-Me'mrn (198-218), hilfette hak iddi-


asyle her frsatta ayaklanan alevilere kar cedlerinin siyasetii de itirerek
ie ba lam , nce, Abbas' almeti olan siyah terkedip alevi almeti ye ili
alm, sonra da imamlardan er-R z ile shriyet kurup onu velihad yap-
mtr"6. Ne var ki Halifenin bu davran , onun Merv'de bulundu u bir sra-
da Ba dd'taki abbasileri harekete geirme e ve el-Me'miin'un hilfetten
hal'm ileri srp brhim bnu'l-Mehdi'ye bey'at etmelerine sebep olmu turs7.
El-Me'mlin Badd'a gelinceye kadar iki sene halife olarak kalan ibrhim 58,
el-Me'mn'un Ba dd'a gelmesinden sonra hilfetten azledilmi s; bir mddet
gizli kalmsa da sonradan yakalanm , fakat Halifenin affna mazhar olmu -
tur".

500 Ayn eser, VI. 461.


501 Ayn eser, VI. 472.
502 Ayn eser, VI. 512.
503 Ayn eser, VII. 25.
504 Ayn eser, VI. 563.
505 Ayn eser, VII. 76.
506 Ayn eser, VII. 139; bn Keir, el-Bidiiye, X. 247, 275.
507 Ayn eser, VII. 140.
508 Ayn eser, VII. 154.
509 Ayn eser, VII. 151.
510 Ayn eser, VII. 175.

115
Halife el-Me'mn devrinin en mhim olay, Halifenin mutezile akaidini
benimsemesi ve bu akaidin en belirli zelli ini tayan l cllcu'l-Kur'an inanc n
halka ve bilhassa aralar nda Ahmed bn Hanbel gibi muhaddis ve fakihlerin
bulunduu ulemaya kabul ettirme e almasdr. Milme tabir edilen ve n-
c asrda hadis tarihiyle ilgili babislerirnizde ayr ca incelenecek olan bu ha-
diseler, el-Me'man'dan sonra yerine geen karde i el-Mucta m (218-227)
ve onun olu el-Vaik (227-232) devirlerinde iddetini art rarak devam etmi
ve bir ok hadisi, halkul-Kur'an inanc na kar geldikleri iin byk i ken-
celere maruz b rakhnlardr. Burada una da i aret edelim ki, el-Va ik'm
lm ile Abbasi devletinin altn devri sona ermi bulunmaktadr.
Ksa notlar halinde zetleme e altmz lk abbasiler devri, siyaset
bakmndan slam tarihinin en muhte em, en istikrarl ve en uzun sren bir
blmn te kil etmekle beraber, bir imparatorluk iinde grlmesi mmkin
olan ve fakat bu imparatorlu un kaderinde mhim rol oynayan, hatta onun
paralanmas na kadar yol aan baz faktrleri de bnyesinde ta dna phe
yoktur. Bu faktrlerden ikisi ve en mhimleri, hemen btn halifeler devrin-
de grlen alevi ayaklanmas ve devletin bir Arap devleti olmas na ramen,
idari ve askeri te kilatta mevaliden olan ve ekseriyetini frsler te kil eden
yabanc unsurlara araplardan ok itimad edilmesi ve yer verilmesidir.
Abbasi devletinin, Emevi devletinin knts zerinde kuruldu u ma-
lumdur. Emevilerin `Ali taraftarlar veya aleviler nezdindeki hkm de me -
hurdur ve bu hkm, ilk Emevi halifesi Mdaviye'nin hilafeti 'Ali'nin elinden
ald zaman verilmi tir. Binanaleyh emeviler, aleviler nazar nda gasbtr-
lar ve her ne bahas na olursa olsun, gasbedilen bu eyi onlarn elinden almak
lazmdr. Aleviler, Emevi idaresi sresince bu gayenin tahakkukuku iin
altlar, hem ldrdler hem ldler.
Alevilerle amca ocuklar olan abbasiler de ortaya ktklar zaman bu
gaye adna konutular: Hilafeti ve imameti gas blarn elinden almak ve as l
sahiplerine yani Mulammed'e iade etmek. Bu gayeyi gerekle tirmek
iin, ie, iciliin merkezi olan Kafe ve tlorasan halk n davetle baladlar.
nk buralarda ya ayan frslerin islam'a girdikten sonra rf ve adetlerine
sk benzerli i dolaysiyle i9 gr benimsediklerini, yahut daha do rusu,
kendi, rf, adet ve inanlanyle bu gr bizzat onlar n meydana getirdik-
lerini ve onu her frsatta mdafa ederek gasbedilen hakk n Muhammed aile-
sine veya `Ali oullarna iadesi iin mcadele ettiklerini biliyorlar; al-I Mu-
hammed adna yaplacak bir davete ilk ko acak olanlarn yine frsler olaca-
na inanyorlard.
Frsler ise, bu davete icabette kendileri iin iki byk fayda bulundu-
unu mlahaza ediyorlar ve her ne babas na olursa olsun, bunlar elden ka-

116
rmak istemiyorlard . Bu iki faydadan birisi, emevilerin koyu milliyetilik
politikas dolaysiyle Araptan gayri milletlere hayat hakk tanmayan zlim
idaresinden kurtulmak, di eri ise, abbasilere yazd m etmek suretiyle islm' n
ellerinden ald nffiz ve sultay bir nebze de olsa yeniden ele geirmek ve
devlet idaresinde szleri dinlenen kimseler olarak hayatiyetlerini muhafaza
etmekti. Ve filhakika, Hors'nl Ebl Muslim'in ve adamlarnn btk yar-
dmyle Emev devleti yklp yerine Abbasi devleti kuruldu u zaman, frsler,
emellerini byk lde gerekle tirmi oldular. Halifeler, frsleri kendileri
iin muhafz setiler; saraylar nda vezirlik tarifatlk ve ktiplik gibi mev-
kiler ihdas ettiler ve bu mevkileri frslere verdiler. Bu suretle devlet nizam ,
frslerin idaresinde eski Sasani devleti nizam nn bir kopyas haline geldi.

Abbasi devletinin kurulu u ile frsler kendi emellerini gereke tirmi


olmakla beraber, (Ali oullar, bidayette Muhammed ad na yaplan dave-
tin kendilerini aldatmak iin ba vurulmu bir oyun oldu unu anlamakta
gecikmediler; nk hilfet kendi haklar olduu halde yine elden km ve
bakalarnn mal olmutu. te bu sebeple mcadelelerine yine devam et-
mee ba ladlar; fakat bu sefer daha zay f ve daha kuvvetten d m ola-
rak...

Netice itibariyle, ilk abbasi devri, mevali olarak Islm'a girmi olan
frslerin siyasi alanda hakimiyet kazand klar, nftiz ve sultalar n araplar
zerine hakim kldklar, buna karlk, kendi adlarna mcadeleye giri ilen
ve Arap olan `Ali o ullarmn durumunda bir de iikliin olmad ve mca-
delelerinden yine ma lub ktklar bir devil- olarak grlr.

2. lhad hareketleri

a. Zndklar

Abbsiler, takip ettikleri siyaset dolaysiyle e itli din ve inanlara ship


milletlerin, islm'a girmi olsalar bile, islm d davranlarn srdrme-
lerine ve bu davran larn hem din, hem devlet iin byk tehlike te kil et-
mesine tam bir ba anyle engel olamamslard r. Bilhassa frslere tan dklar
geni imtiyazlar, bata ordu olmak zere devletin bir ok kurulu larnda ver-
dikleri yksek mevkiler, islm'a z t den inanlarn geni apta ve sratle
yaylmasnda balca mil olmu tur. Zaten kuvvet kazan p geni lkelerde
yaylmaa balad ilk devirlerden itibaren d manlarnn kin ve gayzlarn
zerine eken ve intikam arzular n her geen gn biraz daha ate lendiren
Islam, bata zndklar olmak zere bir ok rnlhdin taarruzuna maruz kalm
ve bu taarruz bilhassa abbasiler devrinde btn a khlyle su yzne k-
mtr.

117
Zndk tabiri umumiyetle, zhiren mslman olan, fakat iinde kfr
,

gizleyen kimseye tlak olunmutur. Zndklar, daha ziyade mecsi dinine


mensub olan, yahut Mani ve Senevi akaidini benimseyen, iki ilaha ibadet
eden kimselerdir. Abbasi devrinde itikadi bozuklu un yaygnla mas ve din-
sizliin aa vurulmas dolaysiyle ulhiyyeti inkar eden herkese z ndk ad
verilmitir.
El-Gazali "Kfr"iin bir hukm-i er'i olduunu ve nass veya k yasla bi-
linebilece ii aklarken, yahudi ve hristiyanlar hakk nda nass vrid oldu-
unu, brahman, senevi ve dehrilerin bitarikil evl bunlara iltihak edece ini
belirtmek suretiyle z ndklar seneviye ve dehriye cmlesinden olarak zikret-
mimi, bir baka yerde ise, "kainatm tedbirli, alim ve muktedir bir yarat cs
bulunduunu inkar eden, onun eskiden beri kendili inden bylece mevcut
olduunu, hayvann nutfeden, nutfenin de hayvandan meydana geldi ini,
eskiden beri byle oldu unu ve ilelebed de byle olaca m ileri sren" dehri-
lerden bahsederken de "i te zndklar bunlardr" demek suretiyle 5i 2, dehriye
ve zandakay, yahut zndk ve dehriyi mradif iki isim olarak kullanm tr.
Zndklarm slam tarihinde zuhuru, Emevi idaresinin sonlarna rastlar.
Halife el-Velid ibn. Yeild bn (Abdi'l-Melik'in mrebbii (Abdu'-Samed bn
( Abdi'l-Acla'nu zndk olduu sylenir5". Keza son Em.evi halifesi Mervan

bn Muhammed (127-132) in mrebbii Caccl. Ibn Dirhem, bnu'n-Nedim'in


ifadesine gre bir z ndk idi514. Halifeye Mervan el-Cacdi lakab nn verilmesine
sebep olan Ca (c1.5", mslmanlar aras nda cebr, tatil ve halku'l-Kur'an aki-
delerini yayrnakla da hret kazanmtm 6. Nitekim bu faaliyetlerini Halife
Hiam bn tAbdi'l-Melik zamannda (105-125) daha ok art rd iin, Hali-
ferlin 'Irak'taki valisi Ijalid bn (Abdillah el-Ka ri tarafndan bir Kurban
Bayram sabah hutbeyi mteakib bo azlanarak ldrlmiitr5 ".
Abbasiler devrinde z ndklarn faaliyeti daha ok yayg nlam ve bil-
hassa Kfe, bu faaliyetlerin merkezi haline gelmi tir. (Irak' n Zerdt, Mani
ve Mezdek dinlerine mensub frslerin ya adklar bir belde oldu u ve bilhassa
Marrnin, mensuplar na 1 /10 (u r) zekat , gece ve gndz drt namaz ve
duay farz kld dnliirse5", zndklarn bu blgede inti ar etmelerinin
sebebi kolayca anla lr.

511 El-Gaz'ai, Faysalu't-tefrika beyne'l-slam ve'z-zandaha, s. 134-135.


512 Bkz. el-Munh zu s. 143-144.
513 El-Isfahni, el-A rnf, VI. 132.
514 Bkz. el-Fhrist, s. 486.
515 Ayn yer; el-R.sni, Tdritu'l-Cehmiyye, s. 27.
516 bn Teyndye, Risitletu'l-furk in (Meendatu'r-resnl I. 137).
517 ilnu'n-Nedttn, s. 486. Ibnfl-Eir, IV. 205.
518 F-ehristni, el-Milel ve'n-nihal, I. 248.

118
bnu'n-Nedim, zndkl ilerinde gizleyip izhar eden baz ke-
lam ehlinin ve z ndklkla itham edilen baz "mlk ve ruesamn" isimlerini
verir ki, bunlar, z ndkhn nerelere kadar s zdn gstermek bakmndan
ayam dikkattr. Ibnu'n-Nedin 'in belirtti ine gre, Abbasi devletinin me -
hur vezirleri Bermekiler ve el-Mehdi'nin ktibi Muhammed bn cUbeydillah
zndk idiler ve hatta bu mezheb mensablarm n yazlarnda okunduuna gre
Halife el-Me'mn bile onlardand ".
Zndklarla ilk defa mcadele eden halife el-Mehdi (158-169) olmu tur.
Bunun iin nce bir divan kurmu ve bana cOmer el-Kelvazryi getirmi -
tir520. 541bU'Z'Zalldlla" unvan verilen bu zat n vazifesi, zndklar takip
"

etmek ve onlarn faaliyetlerine son vermekti. Hicri 168 de ad geen " ababu'
z-zanad ka" vefat etmi ve onun yerine Muhammed bn `Isa tayin olunmu -
tur. Yine ayn sene iinde el-Mehdi Ba dad zndklarn kmilen ldrm -

El-Mehdrnin lmnden sonra yerine geen o lu Masa el-Hadi (168


170) babasnn vasiyyetine uyarak z ndklara kar ayn iddetle mcadele
etmitir. Et-Taberrnin anlatt na gre el-Mehdi, bir gn kendisine getirilen
bir z nda tvbe etmesini sylemi , fakat onun tvbeden ekilmesi zerine
boynunu vurarak as lmasn' emretmi , sonra da o lu el-Hadrye yle demi -
lir: "Ey o ul, i bana geldiin zaman bu Mani ehline dikkat et. Bunlar hal-
k dnyada zhd, ahret iin amel ve ktlklerden sak nma gibi zahiren
gzel olan eylere davet ederler. Sonra eti, temiz suya dokunmay ve hastalik-
l devenin ldrlmesini haram k lmaya varrlar. Daha sonra da, birisi nur,
dieri zulmet olan iki eye ibadet edilmesini isterler. Bundan sonra, karde -
ler, kzlar aras nda evlenmeyi, bevl ile ykanmay, yoldaki ocuklar zulmetin
dalletinden kurtar p, nurun hidayetine sevketmek iin almay mubah sa-

519 Bkz. el- Fihrist, s. 487.


520 Et-Taberi, Tiirlh, VI. 390. Hicri 167 senesi olaylar iinde, et-Taberi, el-Mehdrnin
zndklara kar amansz bir mcadeleye giri tiini ve onlar her tarafta takip etti ini kaydeder
(VI. 389). Me hur ir Ber bn Burd'un de bu s rada Halife tarafndan krbalanarak ld-
rldne phe yoktur. Zira Be r'a atfetdilen bir iirde "arzn karanlk, atein ise parlak ol-
duu ve ate in ate olduu gnden beri kendisine ibadet edildi i" aklanm ve air bu yzden
zndklkla itham edilmitir (Bkz. bn Hallikn, Vafeyiit, I. 247). Her ne kadar bn
Ber'm kitaplarnn tetkik edildiine ve zndklma dellet eden bir ey bulunmadna dair
zayf bir haber nakleder ve et-Taberrye isnaden (bkz. Pirik, VI. 401) Ber'n, Halffenin veziri
Yagsfib bn Dvd'u hicvetmesi dolay syle ldrld n kaydederse de, rlerinde umumi-
yetle kadn ve gilman sevgisini terennm etmesi, sefihane bir hayat srmesi, aslen frisi bir kle
olmas ve nihayet Rfzadan Knliyye frkasna mensub bulunmas (bkz. el-Baddi, el-Fark
beyne'l-firak, s. 35; keza bkz. slam Ansiklopedisi: Be ar), onun zndk olabileceini gsteren
bir ka delildir.
521 Et-Taberi, Tdrih VI. 391.
,

119
yarlar. Bu i iin klc syr ve eriki olmayan Allah'a, bunlar tenkil etmekle
yakla ,,522. El-Hadi, babas nn bu vasiyyeti zerine bir ok z ndk ldrm ,
hilfetinin onuncu ay da getikten sonra yle demitir: "Allah'a yemin
ederim ki, e er ya arsam bu frkay kmilen ldrece im; yle ki, bunlardan
krpan tek bir gz b rakmyacam'"23 .
Zndklara kar mezkr halifeler ne derece iddetli davranrlarsa davran-
snlar, bunlar tamamiyle ortadan kald ramamlardr. Hrn er-Re id'den
sonra ve bilhassa el-Mucta m devrinde Mni dinine mensub me hur kuman-
dan el-cAfin'in glgesinde, bunlarn, faaliyetlerini daha ok art rm olacak-
larna phe yoktur.

b. Rtvendiyye

Abbasi devletinin kurulu unda byk faaliyet gsteren Hornl Elif]


Muslim'in Ebn Cafer el-Man r tarafndan ldrlmesinden sonra ortaya
kan en mhim ilhad hareketlerinden biri de Rvendiyye hareketidir. Bu ha-
reket, Eb Muslim'in intikamm almak iin Halifeye kar yneltilmi siyasi
bir ayaklanma gibi grlrse de 524, ayaklananlarn, slam d baz dini gr
ve inanlar tamalar ve bunlarn diliini yapmalar, hareketin, intikam
arzusunun kam lad basit bir siyasi olay olmad n gsterir. Nitekim Eb
Muslim'in, Halife el-Man ilr'un huzuruna giripte orada ldrld srada
salona gelen ve Eb Muslim'i ldrlm gren (sa bn 'Ali'nin, Halifeye
tevcih etti i "onu ldrdn m? Ya askerlerini ne yapacaks n? Zira onlar
onu Rab ittihaz etmilerdi" sz, bu konuda byk bir gere i ortaya koy-
maktadr525.
Ebu'l-Hasan el-E cari'nin a kladna gre, rf4a 526 dan olan Keys-
niyyes" frkas nn bir kolu Elif' Ha im bn Muhammed bni'l-Hanefiyye-

522 Ayn eser, VI. 433-434.


523 Ayn yer.
524 Bkz. Eb Hanife ed-Dineveri, el-Alburem v/, s. 384. Burada, Eb Ca<fer'in 142
senesinde Ba ra'ya geldii bir srada, RNendiyye'nin Eb Muslim'in intikamm almak maksa-
ayaklandklar haberini ald ve bunlar bastrmak iin Wzim bn Huzeyme'yi grevlen-
dirdii dyle kaydedilir.
525 Ayn eser, s. 382.
526 Rfza, Eb Bekr ve cOmer'in imametini reddeden iilere verilmi bir isimdir. Bun-
lara gre Hazreti Peygamber, <Ali bn Ebi Tlib'i kendisinden sonra halife olarak tayin ve bunu
onun ismiyle izhar ve iln etmitir. Fakat sahabe, Hazreti Peygamberin bu vasiyyetine uymam
ve dallete dmlerdir. Halbuki imamet, yalnz nassla ve verasetle olur. Bu konuda bkz. Ebu'l-
Hasan el-E <ari, Makrlit, I. 15.
527 Keysaniyye, <Ali bn Ebi Tlib'in klesi Keysn'a izafe edilen ica kollarndan biri-
dir. Sylendiine gre Keys'n, <Ali'nin o lu Muhammed bnul-lanefiyye'ye talebelik etmi ve
imametlik iin onun diliini yapmtr. Bkz. E- elristni, el-Milel ve'n-ni4al, I. 147.

120
den sonra imametin Muhammed bn (Ali bn cAbdillah bn cAbbas'a geti-
ini ileri srmtr; nk Eb Ha im am'dan ayrlrken bunu vasiyyet
etmitir. Muhammed bn olu Ibrahim'e, brahim de ilk Abbasi halifesi
Ebu'l-cAbbas es-Saffal'a vasiyyet etmi ve bu suretle hilafet vasiyyet yolu
ile Eb Cdfer el-Man fma'a kadar gelmi tir. Ancak bu gr e sahip olan Key-
saniyye kolundan baz lar sonradan bu gr terketmiler; Hazreti Peygam-
berin im.ameti 'Abbas bn (Abdi'l-Muttalib'e onun da o lu cAbdullah'a vasy-
yet ettiklerini ve bylece hilafetin ayn yolla Ebl. Cacfe el-Man r'a kadar
geldiini ileri srmlerdir. te bu gr e sahip olanlar, Ravendiye denilen
frkay te kil ederler. Bu frka, Eb Muslim'in ldrlmesi iinde ihtilafa d -
m, Rizamiyye denilen bir gurup EMIL* Muslim'in ldrldn kabul eder-
ken"' Muslimiyye ad verilen dier bir gurup, onun lmedi ini iddia etmi-
tir".

El-Ecari tarafndan verilen bu bilgi, Eb Muslim'in ldrld srada


halifeye yneltilen "ya askerlerini ne yapacaks n? Onlar Eb Muslim'i Rab
ittihaz etmi lerdi" sznn manas m ak bir ekilde ortaya koymaktadr.
Filhakika et-Taberi'nin a klad gibi, Ravendiyye, Eb gr ne
sahip olan horasanl lardr. Bunlar ruhlar n tenasuhuna inan rlar. Iddialarna
gre kendilerine yiyecelderini ve ieceklerini veren rablar Eb Cdfer el-Man-
r'dur. Halife, Kfe civar ndaki Haimiye'ye geldii sralarda, bunlar, Ha-
lifenin sarayn sarmlar ve "bu bizim rabb m zn saraydr" diyerek onu
tavaf etme e balamlardr. Bunlar ortadan kaldrmadka din ve devletin
byk bir tehlike iinde kalaca n bilen Halife, Ravendiyyenin ileri gelenlerin-
den 200 kiiyi hapsettirmi tir. Ne var ki geride kalanlar, arkada larnn hap-
sedilmesinden galeyana gelerek hapishaneye hcum etmi ler ve onlar kurtar-
mlardr. Onlarla dvmekten baka are olmad n gren Halife, saray n-
dan yaya olarak km ve 600 kiiyi bulan ravendilerin zerine yrm tr.
Burada ldrlmek tehlikesiyle kar karya gelmi , ancak, abbasilere kar
dvm Emevi kumandanlar ndan Macn. bn Wide'nin yard myle bu
badireden kurtulabilmitir".

Ravendiyye, yukar da da i aret etti imiz gibi, Eb Muslim'in adamlar


idiler ve eski Frs devletini ihya etme gayesi pe inde kotuklar iin, onlar
hilafetin bata gelen siyasi d manlarndan biri saymak mmkindir Di er

528 El-Ecarl, Malceilt t, I. 19. E-ehristnt'ye gre Rizmiyye, Rizm adl bir ahsa izafe
edilmitir. Eb Muslim zamannda Ijorsn'da zuhur eden bu firka, Ebu. Muslim'in imametini
ve hublliyeden olmas dolaysyla de ilh ruhunun Eb Muslina'e hulul etti ini ileri srmtr.
Bkz. El-Milel ve'n-niltal, I. 154.
529 El-E'arl, Maliltt, I. 19-20.
530 Daha geni bilgi iin bkz. et-Tabert, Ttril , VI. 147 vd. (141 inci sene olaylar ).

121
taraftan, sahip olduklar dini inanlar dolaysiyle ve mec'si, yahut onun kol-
larndan olan Zerd t, Mani veya Mezdek akaidini ta dklar iin zndklar
zmresine mensub bulunuyorlard . Bu sebeple Halife el-Man r onlarla id-
detli mcadeleye giri mi ve pek ok Ravendi ldrmtr. Ancak onun bu
mcadelesinde kesin bir ba ar elde ettiini sylemek mmkin deildir. Nite-
kim Ravendiyye hareketinin benzerleri daha sonraki devirlerde Mulg nnac
Babek gibi isimlerin alt nda yeniden ortaya kmlardr.

e. MuIsannaciyye
llorasan'da zuhur eden (Ata. (veya Hakim) el-Mukannd, Merv'li olup
Rizaniyyeye mensub idi ve ruhlar n tenasuhuna inamrd ; sonralar ilh ol-
duunu iddia etmi tirs". Kendisine tbi olan taraftarlar na yle demiti:
Allah, Adem sretine brnm ve meleklerine ona secde etmelerini emret-
mitir. Iblis mstesna btn melekler ona secde etmi lerdir. Sonra peygam-
berlerin, `Ali ve evladlaniun, daha sonra da Eb Muslim el-H, orasanrn n s-
retlerine brnn tr. Eb Muslim'in lmnden sonra ise ulhiyet kendi-
sine intikal etmitir. Mukannacn bu iddialarna inanan bir ok kimse ona
ibadet etme e balam ve onun ad na dverek bir ok mslman ldr-
ntr 532.
Mulsanna<, ksa boylu a ve ok irkin suratl bir adamd . irkinliini
rtmek iin yzne altundan yap lm bir maske takard . Adamlarna da
kendisinin muhtelif sretlere intikal etti ini ve asl yzn grme e muk-
tedir olamyacaklarn, her kim onu grrse nurundan helk olaca n sy-
lerdi"3.
Mukannac, taraftarlar na Islam'n haram kld her eyi mubah klm ,
namaz, oruc gibi ibadetleri kald rm , haram kelimesinin kullan lmas n da
yas aklam tr" 4 .

Et-Taberi'nin a kladna gre" 5, Hicri 161 senesinde, 1Jorasan'da


kuvvetli bir tehlike olarak ortaya kan MulFanna'a kar Halife el-Mehdi,
Mu<az bn Muslim, 13-kba bn Muslim, Cebra'll bn Yalya ve Klesi Ley'in
de katld bir ordu hazrlam, daha sonra Saci'd bn cAnr el-Hararyi g-
revlendirerek, Mukanna (n snd Ke'deki muhkem kaleyi muhasara et-
tirmitir. Etraf hendeklerle ku atlm olan kale, mslmanlar uzun zaman
megul etmi ve ancak 169 senesinde, kurtulu midi kalmadn gren

531 Bkz. el-Fark s. 155.


532 Ayn yer ve Un Hallikn, Vafeyt, II. 426.
533 El-BaclAdt, el-Fark beyne'l-fira4, s. 156.
534 Ayn eser, s. 155.
535 Bkz. Tttrlit VI. 367.

122
Mukannacm, karlarm ve kendisini zehirleyip ldrmeleri zerine d m-
tr. Mslmanlar kaleye girdikten sonra ieride bulunan btn taraftarlar
ldrmler, Mulpmacn, ban da keserek Halife el-Mehdi'ye gndermi ler-
dir 536 . Ancak Mulanna` taraftarlar mn kk tam mans yle kurutulamam ,
eitli ekil ve isimlerle tarih sahnesinde zaman zaman. grnm lerdir.

d. Hurramiyye

El-Ba cldrnin verdi i bilgiye gre 537 , ljurramiyye iki guruba ayr lr
Birincisi, islm'dan nce, Sasaniler devrinde ortaya kan ve Mezdekiyye
gibi haram eyleri mubah sayan, mal ve kad nlarda ortaklk iddiasnda bulu-
nan ve hkmdar Adil Enu irvan devrine kadar fitnesi devam eden urra-
miyye; dieri ise islm'da, Azarbeycan civar nda zuhur eden ve Bbek el-
ljurrami'ye mensub olan Ilurramiyyedir ki, Rvendiyye ve Mukannacyye
hareketlerinin bir devam olarak Abbasi halifeleri el-Me'mn ve el-Mucta m'
bir hayli me gul etmitir.
Ed-Dineveri, Bbek'in el-Me'miln devrinin sonlar na doru harekete
getiini, nesebi ve mezhebi hakk nda de iik grler ileri srld n kay-
dettikten sonra "bizim iin sbit olan udur ki, Bbek, Eb Muslim'in kz
Ftma'nn torunlarndandr ve ljurramiyyeden olan Ftmiler, Hazreti
Peygamberin kz Ptma'ya de il, bu kadna mntesibtirler"der 539. Ancak
Ibnu'n-Nedim'in verdii haber bundan farkldr ve ona gre Bbek'in babas
Medyinli bir ya tccar olup Azarbeycan' n Billbaz kynde yerle mi
ve Bbek'in anas olan kr bir kadnla evlenmitir539. Bbek, on yana ka-
dar, cretle st anneli i yapan anasnn yannda kalm , sonra da evden ay-
rlarak obanlk yapmaa balamtr. On sekiz yalarnda anasnn yanna dn-
d bir srada klurramilerin reisi Cvidnla tan m , Cvidn'n onda gr-
d kabiliyet dolaysiyle anasndan istemesinden sonra da, Cvidnia bir-
likte gitmitir. te Bbek'in hayat bundan sonra ok abuk de imitir.
nce Cvidan' n karsyle ak oyunlarna balam, Crvidan'n bir mddet
sonra lmesi zerine de, onun ruhunun Bbek'e geti ini ileri sren karsnn

536 Ayn eser, VI. 374; Ibn Hallikn, Vafeyt, II. 426. El-Baddi, Mukanndm kendisini
kalede bulunan bir frnda yaktn, bu sebeple ne cssesinin, ne de kllerfiM bulunabildiini
kaydeder. Yine bu sebepledir ki ashab , onun semaya ykseldi ini iddia etmilerdir. Mukannda
bal kimselerin, halen ya adklar yerlerde bir mescidleri bulundu unu, fakat namaz klmadk-
la= syleyen el-Ba ddt, l ve domuz etini helal sayd klaruu, birbirlerinin kardar ndan fay-
landklarnu, mslmanlardan nefret ettiklerini ve bunlardan birisini yakalad klar zaman l-
drp cesedini gizlediklerini zikretder. Bkz. el-Fark beyne'l-firah, s. 156.
537 Ayn eser, s. 160.
538 El-Albt ru'Hv/, s. 402.
539 Bkz. el- Fihrist, s. 494.

123
yalanlaryle Hurremilerin reisi olmu , ayn zamanda Cvidn' n karsyle
evlenmitir54.
Bbek'in nderli i altnda ksa bir zamanda kuvvetlenen ljurramiler,
civardaki mslman halka sald rmaa, mallarn gasba, kadn ocuk gzet-
meksizin nlerine kan !drmee ba lamlardr. Halife el-Me'mn'un onla-
r tenkil etmek maksad yle Ermenistan ve Azarbeycan'a gnderdi i kuman-
dan ve vlilerin ba arszlklar541 , ljurramilerir cretlerini daha ok art rm ,
akla gelmeyen cinayetler i lemi lerdir. El-Makdisi, i in bidayetinden itibaren
bu cinayetleri yle anlatr: "Bbek, adamlarma k l ve hanerler verip ky-
lerine ve evlerine dnmelerini ve gece yar sn beklemelerini emrederdi. Bu
vakit gelince evlerinden karlar uzakta olsun, yak nda olsun, kesilmedik ve
ldrlmedik erkek, kadn, ocuk brakmazlard . Bu suretle belde halk , Hur-
remilerin eliyle ldrlm oluyordu. Bu emri kimin verdi ini ve ne sebeple
verdiini bilmiyorlard. Halkn iine byk bir korku ve deh et dmt.
Uzak yerde bulunanlara Bbek'in emri henz ula m oluyordu ki, hi vakit
kaybetmeden, byk, kk mslim, =mi, hangi smftan olursa olsun rast-
ladklarn ldryorlard. Kendilerine btn yol kesenler, itler, u ursuzlar
ve sapk inanllar da kat lm olduu iin, yalnz svarilerin says 20 bini
bulmutu. Bir ok ehir ve kasabalara sahip olmu lard. Sultann bir ok
ordusunu hezimete u ratm , bir oklarn da ldrmlerdi"542.
El-Muctam devrinde Azarbeycn. Bbek'in eline gemi , Badd halk-
nn iini de byk bir endi e kaplamt . Nihayet Halife, el-Afin kumanda-
snda kuvvetli bir orduyu, hergn klliyath miktarda para, erzak ve techizatla
takviye etmek suretiyle Bbek'in bulundu u dalk blgede bir seneye yak n
bir zaman tutma a muvaffak olmu tur. Bbek, hezimetin mukadder oldu u-
nu anlaynca, kendisi iin muhkem bir kale durumunda olan Bezz ehrine
ekilmi, ancak orada da s ktrhnca kyafet de itirip Ermenistan'a ka-
maa te ebbs etmitir. Yolda Sehl bn Sunbt adl bir ermeni tarafndan
tehis, sonra da el-Afin'e teslim edilen Bbek, bir bayram havas iinde Ha-
life el-Muctam'n bulunduu Samarr'ya getirilmi , nce el ve ayaklar ,
sonra da ba kesilmek suretiyle ldrlm tr543.

,540 Ayn eser, s. 495-496. Keza bkz. et-Taberi, Tarih, VII. 141. Burada, 202 senesi olay-
lar cmlesinden olarak Bbek el-Ilurremt'lin harekete geerek envidn' n rhunun kendisine
hulul ettii iddisyle fesad karmaa balad kaydedilir
541 Mesela IL 205 senesinde (Isii bn Muhammed bn Ebt Iilid, Bbek muharebesi iin
Ermeniyye ve Azerbeycan'a tayin olunmu tur (et-Tabert, VII. 159). H. 209 da nce Zurays ad yle
maruf adaka bn (Alt, sonra Ahmed bnul-Cuneyd, daha sonra da brahim bnu'l-Ley (ayn
eser, VII. 174), H. 214 de de (Abdullah bn Thir ve (Ali bn Higun (ayn eser, VII. 189) tayin
olunmulardr.
542 El-Bed' ve't-tarih, VI. 116.
543 El-Mescrdi, Murcu'g-geheb, IV. 55-58; el-Makdist, el-Bed' ve,t-ttlrilj, VI. 117-118

124
Abbasi devri tarihinde mhim rol oynayan tiurramilerin gaye ve inan-
larna burada ksaca temas etmek, konumuz bak mndan faydal olacakt r;
nk bu gayenin gerekle tirilmesine parelel olarak yrtlen din propa-
gandalarnn, Islam fikir hayatnda hatr saylr tesirler icra eyledi ine phe
yoktur.

Islam, Sasani hkmdarl na son vermi ve frsleri kendi bnyesinde


zahiren eritmi olmakla beraber, onlarn rf ve adetlerini, Zerd t, Mezdek
ve Mani gibi mecasili in e itli grnleri altnda ilerine sinmi din ve inan-
larn kalplerinden tamamen skp atamam t . Bu sebeple frsler, her fr-
satta eski hkmranhk devri zlemlerini a a vuruyorlar ve hatt bu h-
kmranl mslmanlarn elinden alp necasilii hakim 'olmak istiyorlard .
Daha nce zikretti imiz Ravendi ve Mukanna` gibi Hurremi hareketi de, ayn
gayenin gerekle tirilmesine ynelmi hareketlerdi. Nitekim el-Makdisi bu
gr teyiden yle der: "Hurramiler, hkmranl Araplardan Acemlere
geirmek iin altlar. Chiller iin bu gr ssleyip kuvvetlendirdiler
ve halk bu gr e davet ettiler. Bunun neticesi tatil ve ilhad ortaya kt'" 44.

Akidelerinin ba nda tenasuh geliyordu. Nitekim Cavidan' n lm ze-


rine adamlar , karsnn evinde toplanmlar ve Cavidan'n ruhunun Babek'e
getii inanc iinde ve yeni kesilmi bir sr derisi zerinde arab iip "ey
Babek'in ruhu! Cavidan' n ruhuna iman etti imiz gibi sana da iman ettik"
diyerek Babek'e bey'at etmi lerdir"5.

El-Makdisi'nin akladna gre Hurramiyye, muhtelif frka ve s nf-


lardan ibarettir; bununla beraber "ric`a" gr nde ittifak ederler ve ismin
ve cismin de itiini sylerler (bir ba ka ifade ile tenasuha inan rlar). Iddia-
larna gre btn Peygamberler, eriatlar ve dinleri ayr olsa bile, bir tek
ruh ile gelmi lerdir. Vahiy hi bir zaman kesilmez. Her din sahibi, sevab
mid ettii ve kabtan korktuu mddete do ru yoldad r; mezheblerine
zarar vermedike onun tahkir ve tezyifine raz olmazlar. Eb tazim,
onu ldren Ebil Cacfer el-Man r'a lanet ederler. Firz, en ok du ettikleri
kimsedir; nk Fiili Muslim'in kz Fatma'nn oludur. Ahkm iin mra-
caat ettikleri imamlar , "Feridegan" ad m verdikleri aralar nda dolaan
Peygamberleri vard r. arab ve iki kadar hi bir eyi mubarek saymazlar.
Dinlerinin asl "nur" ve "zulmet" inanc dr. Kadnlar ve nefse lezzet veren
her eyi mubah sayarlar 546.

544 El-Bed' v. 134.


545 Ibrdn-n-Nedim, el-Fihrist, s. 496.
546 El-Bed' ve't-t&lh, IV. 30-31.

125 '
3. tikadi mezhebler

a. Cebriyye

islam'dan nce muhtelif din sliklerini fazlas yle me gul eden ve byk
mnakaalara sebep olan cebr ve kader meselesi, bu konu ile ilgili olarak
Kur'an]. Kerinade gelen ayetler ve Hazreti Peygamberden rivayet edilen ha-
dislerle, insano luna, idrak edebilece i kadar dar bir ereve iinde a klanm
olmakla beraber, mslmanlar aras ndaki siyasi ihtilaflarn artt ve akaide
intikal etti i sralarda yeniden su yzne km ve yeniden iddetli mnaka-
alarn kayna olmu tur.
Cebr ve kader meselesinde meydana gelen mnaka alar, birbirine zd
iki gurubun ortaya kmasna sebep olmu tur. Bunlardan birincisi, kaderin
isbatnda ifrata varan ve kuldan fiili nefiyle Allah'a izafe edenlerdir. Bunlara
gre insan "hi bir eyi yapmaa kadir de ildir; istitaatla tavsif olunamaz;
fiillerinde mecburdur; nk hi bir kudreti, iradesi ve ihtiyar yoktur. Allah
sair cemadattaki harekat yaratt gibi insann eralini de yaratr. Ancak bu
fiillerin insana nisbeti mecazidir. Cemadatta oldu u gibi, nasl a a meyve
verdi, su akt, gne dodu veya batt , hava bulutland ve yad, yer sarsld
veya yeerdi denirse, insan n fiilleri de byledir. Btn fiiller cebri oldu u
gibi sevab ve kab da cebridir" 547.
Kaynaklardan renildiine gre, bu gr leri mslmanlar aras nda
ilk defa yayma a ba layan ahs Cacd bn Dirhem adndaki bir kledir 548.
Bu ahs Benli Hakim'in mevalisinden olup am'da ikamet ediyors 49 ve cebr
akidesini burada yayma a alyordu. Ne var ki grlerinin halk ifsad edici
olduu anla hnca am'dan tardedilmi tir 4".

Son Emevi Halifesi Marvan bn Muhammed'in mrebbii olan ve ona


Mervan lakabn da kazand ran Cacel bn Dirhemss , cebr akidesi
yannda, sfatlarn nefyi (tactil) ve halku'l-Kur'an akidelerinin de claili ini
yapmakla tarmmtr'52.
bn Teymiye'nin verdii bilgiye gre, Cacd bn Dirhem, I-Jalku'l-Kur'an
akidesini Eban bn Senan'dan almtr; Eban, Lebid bn Atam'n yeeni
Talat'tan, o da Lebld'ten renmi tir. Lebid ise, Hazreti Peygamber sihir

547 Es- ehrist6nt, el-Milel ve'n-nihttl, I. 85. .

548 bn Teymiye, (Mecnfcatu'r-ressil), I. 137; Risttletu'l-ljamaviyye


(ayn mecmua), I. 425.
549 El-R.lisunt, Ttrihu'/-Cehmiyye, s. 27.
550 Ayn yer.
551 Ayn yer ve bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 486; Ibnu'l-Estr, el-KtImil, IV. 332.
552 bn Teymiye, Risdletu'l-Fur4iin, I. 137.

126
yapan byliciidrs". Buna benzer bir haber de, ibnu'l-EsIr taraf ndan yle
nakledilmitir: "Halku'l-Kur'an akidesini mslmanlar aras nda ilk defa
ne reden Yahudi Lebid bn A(am'dr. Bu ahs daha nce Tevrat' n mahluk
olduunu sylyordu. Ayn akideyi, Lebid'ten kz kardeinin olu Talt al-
m ve Kur'nn mahluk olduuna dair bir de kitap telif etmi tir. Islam'da
bu ii ilk defa yapan ahstr"554.

Yukarda da i aret etti imiz gibi, faaliyetine am'da ba layan, fakat


oradan tardedilen. Ca (d bn Dirhem Kiife'ye gelmi ve ayn faaliyete devam
etmitir. Bu arada Cehm bn Safiran (. 128) ile kar lam ve grlerini
ona da alamtr. Ne var ki, burada da farkedilen Cdd, Halife Hi am'n emri
ile cIrak Valisi Halid bn (Abdillah el-Kasri tarafndan ldrlmtr555.

Cebriyye, baz taraftarlar bulunmakla beraber bunun z ddr olan ve ka-


derin reddi ile insan iradesinin hrriyetini isbat eden kaderiyye kadar hret
kazannamtr. Maamafih Ca`d bn Dirhem'in yayd dier iki akide yani
sfatlarn nefyi ile 4alku'l-Kur'an akideleri, Cehm bn Safvan'n aracl ile,
ayn sralarda tarih sahnesine kacak olan mutezileye intikal edecek ve bu
mezhebin kelmi grleri arasnda kuvvetle mdafaas yaplacaktr. Ayn
zamanda mutezile, bu gr lerden dolay cehmiyye adyla de hret kazana-
cakt r.

b. Kaderiyye

Cebr ve kader meselesinde meydana gelen mnaka alarda cebriyyenin


grne zd olan ve insann fiil ve hareketlerinde hr bir iradeye ship bulun-
duunu isbat etme e alan mezhebin mdafikrine kaderiyye ad verilmi-
tir. Bunlar di ederinin aksine kaderi reddederler ve insan n, kendi flinin
tam bir irade ile yarat cs olduunu ileri sreder.

El-Makrizi'nin a kladna gre "Islam'da kader meselesini ilk defa


ortaya atan alus, Macbed bn Halid El-Hasan
meclisine devam edenlerdendi. Basra'da bu gr yayma a balad zaman
( Anr bn cUbeyd de ona intisab etmi , bunu gren Basra halk da onun pe in-

den gitmitir. Macbed el-Cuheni, kader gr n Eb Ynus Sinseveyh adh


bir svariden al ntr""6.

553 El-Ahltletu'l-Hamaviyye, I. 425. Felak ve Nds srelerinin bu sihir zerine nazil oldu u
bilinmektedir. Bu konu ile ilgili olarak mesela bkz. Tefsfru'l-Celiileyn, II. 277.
554 El-Kimil fi't-tdrItt, V. 294.
555 Ibnu'n-Nedim, el- Fihrist, s. 486; Ibnu'l-Esir, el-Klmil, IV. 255, 332.
556 El-krttt, IV. 181.

127
Muslim'de yer alan bir hadisin rivayetinde de yle denilmek-
tedir: "Yahya ibn. Yac ner anlatr Basra'da kader (in nefyi) hakk nda konu-
an kimselerin ilki Ma`bed el-Cuheni idi..." 5"
Kaderin nefyi ile ilgili bu gr yaymak iin giritii faaliyet, halk ara-
snda byk bir nifakn kmasna yol amak zere iken, Ma'bed, Halife <Ab-
dul-Melik bn Mervn'n emri ile ldrlmtr (H. 80). Ancak Ma<bed'in
ldrlmesi hi bir fayda salamam, onun kaderle ilgili grleri am'da
Gayln ed-D mak tarafndan yaylmaa balanmtr. bn Kuteybe'nin Kpti
olarak tan tt Gayran558, bu faaliyetinde o derece ileri gitmi tir ki, Halife
`Omar bn `Abdi'l-(Aziz (99-101) tarafndan yakalanp ldrlmek zere
iken, ancak, gr nden tvbe etti ini aklamak suretiyle lmden kutlu-
labilmitir559. Bununla beraber Gayln, Halifenin lmnden sonra, bu
tvbeden rc, ve kaderin nefyi ile ilgili gr lerini yine yaymaa devam
etmitir. Fakat kaderiyyeye kar sert davranmakla tan nan Halife Him
bn. `Abdi'l-Melik (105-125), Gayln' mam el-Evz<Vnin huzuru ile imti-
hana tabi tutmu ve bu imtihan neticesinde el ve ayaklar m keserek bir p-
le atm tr. Gayliin'n burada da etrafna toplananlara kaderle ilgili baz
eyler sylemesi zerine, nce dilinin, sonra da ba nn kesilmesini emretmi -
tir56. Bir baka habere gre Gayln, ldrldkten sonra D mak kapsna
aslm ve halka te hir edilmitir56i.
Kaderiyyenin iki byk mmessili Ma<bed el-Cuheni ve Gaylgn ed-D-
makl, Emevi halifeleri tarafndan ldrlm olmakla beraber, fikirleri,
onlar takiben zuhur eden mutezile imamlar tarafndan benimsenmi ve
felsefi bir sistem iinde kuvvetle mdafa edilmi tir Bu sebepledir ki, slam
tarihinde kaderiyye denildi i zaman daima mutezile anla lmtr.

c. Murci'e

nc Halife `Osman bn <Affn'n, idaresinden ho nud olmadn


ileri sren bir gurup tarafndan ldrldn, `Ali bn EM. Tlib'e bey'at
edilmi olmakla beraber, ba ta Ummul-mu'minin `di e oldu u halde baz
sahabilerin, `Osman' n katillerinin cezaland rlmasn temin iin harekete
getiklerini, ancak bir ba ar elde edilememesi sonucu, `di e taraftarlanyle
`Ali taraftarlar aras nda tarihin me hur Cemel sava nn ktm, bunu,
(A.'ie'yi desteklemek maksad yla ortaya kan Mucaviye ile ffin sava nn

557 Hadis ve devam iin bkz. ahih, I. 36-38.


558 Bkz. s. 212.
559 EbEndeliist, el-IIedu'l-ferld, II. 379.
560 Ayn yer.
561 bn R.uteybe, s. 212.

128
takip etti ini, birinci asrn siyasi olaylar aras nda zikretmi ; bu savalarn
neticesinde iki byk frkann, ica ve Havaricin, ortaya ktn anlatm -
tk. mamet ve hilafet meselesinin sebep oldu u bu ihtilflar, bidayette, si-
yasi bir mahiyet arzediyor idiyse de, f rkalarn ham dini nasslara dayanarak
grlerini teyid etme e almalar, itikadi konulara taalluk eden baz mese-
lelerinde de yeni ihtilflara yol am tr. Bu ihtilaflar n en mhimmi iman ve
kfr meselesiyle ilgili olandr.
ffin sava n n hakem usl ile neticelenmesinden sonra, (Ali Kuvvet-
leri aras nda 12 bin ki iye varan bir gurubun, neticeden memnun olm yarak
ayrldn ve bunlarn Iiavaric denilen frkay meydana getirdiklerini bili-
yoruz. Haricilere gre Ebil Bekr ve (Omer ibru'l-ljattab' n hilfetleriyle
( Osman bn (Affn' n hilfetinin ilk yar s sahihtir; fakat ikinci yar snda

ldrlmesine sebep olan byk hatalar i lemitir. <Ali bn Ebi Talib de,
kendisine bey'at edildi i zaman hilafeti hak yolla elde etmi ti; fakat Mdavi-
ye'nin teklif etti i hakem usln kabulnden ve hakk olan hilafeti Mutavi-
ye'ye tesliminden dolay byk hataya d mtr. Mucaviye ise hakk olma-
yan bir eyi gasbettiinden dolay ayn derecede hatal dr. Btn bu hatalar,
elde mevcut Kur'n hkmlerine gre amel edilmemesinden ileri gelmi tir.
Halbuki Allah Tarala Kur'an' Kerimde yle buyurmu tur: "Allah'n indir-
dikleriyle hkmetmeyenler, i te onlar kafirdirler'" 62

Byk hata i leyenler byk gnah shipleridir. Bunlar hatalar ndan


veya gnahlar ndan tvbe etmedikleri ve hak yola girmedikleri mddete,
bu ayeti kerime gere ince kafir saylrlar ve kanlar helaldir563 .
te, hriciler bu gr ten hareketle, gnahlar ndan tvbe etmeden len
`Osman bn tvbe etmekten imtina eden <Ali bn Ebi Talib'i, Mu(a-
viye'yi ve her birinin taraftarlar n tekfir etme e balamlard". Bu hareket,
mslmanlar aras nda itikadi konularda yeni ihtilflara yol aan byk m-
naka alara sebep olmu tur. Bu mnaka alarn zn, murtekibu'l-kebi're
(byk gnah sahibi), m'min midir, yoksa kafir midir? meselesi te kil edi-
yordu.
te, iman ve kfr meselesinde ortaya kan bu ihtilaflarn younluk
kazanma a ba lad birinci asrn ikinci yarsnda mslmanlardan bir gu-
rup, mcadele eden iki gurubun da hakl taraflar olduunu, ancak onlar n
tekfir ettikleri insanlar n Allah'n varln ve birliini tasdik etmi olmalar
itibariyle kfre nisbet edilemiyeceklerini, fakat haklar nda kesin bir hkm
vermenin de mmkn olmad cihetle bu hkm ahret gnnde Alla'a

562 MC'ide sresi, 44.


563 El-Bad&II, el-Fark, s. 50-51; e- ehristfnt, el-Milel, I. 120-121.

129
terketmek gerekti ini ileri srerek564 Murci'e adyle hret kazanan mezhebi
meydana getirmi lerdir. Bunlar n mcadeleci guruplar hakknda ileri srdk-
leri bu gr ten anla ldna gre, murtekibul-kebire, yani byk gnah
shibi insan, tekfir edilemese bile hakk nda hkm vermek de mmkin de il-
dir; o halde bu hkm tehir etmek ve Allah'a b rakmak en do ru yoldur.
Birbirini tekfir eden muhaliflerin durumlar n tekir manas na gelen "irca"a
nisbetle bu gr e sahip olanlara murci'e denilmi tir5 ".
man ve kfrle ilgili hkmn Allah'a terki gr , tabii olarak, bu iki
kavramn manas zerinde murci'nin ship oldu u inan ve kanaat n bir neti-
cesi olarak ortaya kmtr: man ve kfr nedir ? Mu'min ve kfir kime de-
nir? Murci'enin ileri srd ne gre iman, Allah' ve Peygamberlerini bil-
mekten ibarettir. Her kim ALLAH'tan ba ka ILH olmadn ve MU-
HAMMED'in O'nun RASUL' olduunu bilirse, o kimse m'mindir. Murci-
enin imanla ilgili bu tarifi, bir bak ma onun tandidi manas ndadr ve ayn
zamanda hem havaricin hem de icann iman hakkndaki grlerine reddiye
mahiyetindedir; nk haricilere gre iman, Allah' ve Peygamberlerini bil-
mek, tarzlar eda etmek ve kebirden sak nmaktr. Her kim Allah' ve Pey-
gamberlerini bilir, fakat farzlar terk ve kebirden bir ey irtikab ederse, bu
kimse, hariciler nazar nda kafir, murci'e nazar nda ise m'mindir. Sitaya
gre ise, imam bilmek ve ona itaat etmek de imamn bir cz'dr 566.
leri srlen bu gr lerden de anla lmaktadr ki, murci'enin temel
akidesi imana taalluk etmekte ve bir kimse islam'a ba l kald , iki ehadeti,
yani Allah'tan ba ka ilah olmad n ve Muhammed'in O'nun Bas-M
olduunu ikrar etti i mddete, farzlar ifa etmese ve byk gnah
shibi olsa bile, kfre nisbet edilemiyece idir. Murci'e bu akide ile, baz
hususlarda ehli sunnete yakla m olsa bile, "iman eksilmez ve artmaz" g-
r ile Kur'a= emretti i ve dinin temeli olarak vas flandrd ameli tarz-
lar kmseme e yol at gibi, "imanla birlikte ma's yet zarar vermez"
gr ile de, Kur'n n iddetle nehyetti i fiillere ayn derecede kap arab.-
mtr567.

d. Mutezile

Biraz nce zerinde durdu umuz iman-kfr meselesi ile ilgili mnaka.-
alarm, birinci Hicri asr n sonlarnda ve ikinci Hicri asr n ba larnda daha

564 Bkz. Ahmed Emin, Fecru'l isliim, s. 279.


-

565 Ayn yer.


566 Murci'e hakknda daha geni bilgi iin bkz. E- ehrisUnl, el-Milel, I. 139-146; el-
Bagc1, el Fark, s. 122-125; el-E <art, Makltt, I. 126 vd.
-

567 E- ehristnl, el-Milel, I. 139.

130
ok younluk kazand anlalmaktad r. Zira 80 senesinde dnyaya gelen
Vsil b (Ata'nn, 110 senesinde vefat eden el-Hasan meclisinden
ayrlmasna ve Basra'da ayr bir ilim halkas te kil etmesine, murtekibu'l-
kebire zerinde kan mnaka alar sebep olmu tur. Vasfi, bu mnaka ada
el-Hasan el-Ba rrye muhalefet ederek murtekibu'l-kebire iin menzile beyne
menzileteyn formln ileri srm ve byk gnah sahibinin ne m'nrin ne
de kafir oldu unu, fakat iki menzile aras ndaki bir yerde bulundu unu sy-
lemi tir"g.

Val bn 'kW= murtekibu'l-kebire hakk nda ileri srd bu forml,


meerred bir gr veya hocas el-Hasan el-Ba ri'ye allade bir muhalefet
olarak kalmam , tatbik sahas nda di er grlerle birlikte neticesi de grl-
mtr. Hariciler, (Osman bn (Affan'', (Ali ile mcadeleye giri en Ummul-
mu'minin `di e ve taraftarlar n , tahkimi kabul eden `Alryi ve hilafeti onun
elinden haks z yere alan Mdaviye ve adamlar n gnahlarndan dolay tekfir
ederken, murci'iler, imanla birlikte byk gnah n zarar vermiyece ini ileri
srerek gerek hkm Allah'a b rakrken, Va l bn (Ata', mezkr formle
dayanarak, kar lkl harbeden iki frkadan birinin hatal olduunu, fakat
bu hatann hangi tarafta oldu unu kesinlikle tesbit etmek imkannn bulun-
madn, her iki tarafn da hatal olmas ihtimali bulundu undan bunlara
mu'nin de kafir de denilemiyece ini, dolaysiyle her iki tarafn da ehadet-
lerinin batl saylaca n ileri srm tr 569.

te, Basra Cmiinde Va il bn `Ata tarafndan ortaya at lan bu gr ,


etrafnda toplanan ve bir ilim halkas te kil ederek Mutezile adyle anlan
mezhebin temel ta olmutur57.

Zaman ilerledike ve yeni mutezili imamlar yeti tike mezhebin akide-


sinde de gelimeler olmu ve nihayet be asl ile bu gelime son safhasna gel-
mitir. Mutezilenin, zerine bina k lnd bu be asl srasyle yledir:
`adi, menzile beyne menzileteyn, emx bil mdrfif nehy canil munker.

TevItid, mutezilenin birinci asl dr. Bu as l, Allah Tdalnn her trl


sfattan tenzihi maksad yle ortaya konmu tur. Mutezileye gre Allah Ta(ala
e yadan hi bir eye benzemez. Cisim de ildir; unsur de ildir; cz, cevher,
araz de ildir; fakat O, cismin, araz n, unsurun, cz ve cevherin hal kdr. Ha-
vastan hi biri O'nu dnya ve ab rette idrak edemez. Zaman ve mekan ile

568 El-BacMiii, el-Fark, s. 70.


569 Ayn eser, s. 72.
570 Mutezilenin ba langcyle ilgili mehur olan tarih, genellikle Va' l Bin cAWnn el-
klasanu'l-Ba ri meclisinden itizaline dayanr. bn R.utcybe, V l yerine onun yakn arkada
`Anar bn (Ubeyd'i verir. Bkz. KMibu'/-macCirif, s. 212.

131
mahsur de ildir. Haddi ve nihayeti yoktur. Kadimdir; O'ndan ba ka he ey
muhdestir" 1 .
Mutezilenin ikinci asl cadrdir. Buna gre, Allah Tacala fesad sevmez;
insanlara zulmetmez. Onlara daima iyi ve gzel olan yolu gsterir. Kullar n
fiillerini yaratmaz; fakat insan, kendisine emr ve nehyolunan eyleri, Allah' n
verdii kudretle yapar. O, murad etti i eyi emr, kerib grd eyden de
nehyeder. Kullanm takatlar ve kudretleri d nda hi bir ey teklif etmez.
Mezheb akaidinde tevhidden sonra en mhim yeri i gal eden bu as l ile mu-
tezile, insan iradesinin hiirriyetini ileri Srerek kaderi kmilen reddetmi ve
kaderiyye ad yle de hret kazanm tr.
n asl vacid3dir. Allah Tdala murtekibu'l-kebireyi, tvbeden ba ka
hi bir yolla affetmez. O, vdd ve vdidinde sa lktr; hi bir suretle vacd ve
vdidinden dnmez.
Drdnc as l, menzile beyne menzileteyndir. Daha nce de i aret etti i-
miz gibi, murtekibu'l-kebire (byk gnah sahibi), mu'min de de ildir, kfir
de; fakat iman ile kfr aras ndaki bir mertebededir ve bu kimseye fsik denir.
Be inci asl, emr bil macruf nehy 'ana munker olup, her mslmana, kud-
reti nisbetinde mdrafu emr ve munkerden nehyetmek vacibtir. K lcla da
olsa kafir ve fas kla dvmenin, sair cihaddan fark yoktur.
Ksaca i aret etti imiz bu be asl, mutezile kelarum te kil ettii gibi,
bu asllardan her hangi birini reddeden kimse de mutezili olmak vasf n kay-
beder 572 .
Mutezile, zuhurundan itibaren z ndklarla ve sair din mensuplar yle m-
nazara ve mcadeleyi gaye edinmi lerdir. Telif ettikleri kitaplar n byk
bir ksmn bunlara ve mecasilerin e itli frklarna reddiye olarak tahsis et-
milerdir. lk imamlarndan saylan Va l bn (Ata', kar sndan rivayet edilen
bir haberden renildiine gre, gece namaza ba lad zaman, nnde dai-
ma bir kalem ve ka t bulundurur, namazda okudu u ayetler aras nda muha-
liflerine kar delil olarak ileri srebilece i bir ayet gelirse, hemen onu kay-
dedercli573. Mani dinine mensup olanlara kar telif etti i bir reddiye, bin
meseleyi ihtiva ediyordu 574 . Arkada (Anr bn (Ubeyd'in ifadesine gre,
havaric, zandaka, dehriye ve murci'e kelanum Va l'clan daha iyi bilen bir
kimse yoktur"5.

571 Daha geni bilgi iin bkz. Ebul-Hasan el-E 'ari, Makaitt, I. 148.
572 El-Dayy5t, Kitrbu'l-inti r, s. 126.
573 iblu'l-Murtaz'a, Tabalditu'l-muctezile, s. 32.
574 Ayn eser, s. 35.
575 Ayn eser, s. 29-30.

132
Mutezile imamlar n muhaliflerine kar baarl k lan mil, hi phe-
siz, eski Yunan felsefesiyle me gul olmalar dr. ,Zira, M. IV. asrda sryani-
ler eliyle ba layan terceme faaliyeti, daha sonraki devirlerde arapaya pek
ok felsefi eser kazand rmtrs". Mutezile imamlar , bu eserlerden geni apta
istifade etmi ler ve has mlarna kar akli delilleri ba aryle kullanmlardr.
Ancak una hemen i aret etmek laz mdr ki, bidayette felsefe, slam akaidini
mdafa etmek iin bir ara olarak kullan lm olmakla beraber, zaman iler-
ledike ara olmaktan km ve gaye haline gelmi ; bu suretle mutezile fel-
sefeyi lizatihi renme e ve onda derinle mee balamlardr. Bunun neti-
cesi, bir taraftan slam akaidini ve onun mdafaas n bir tarafa iterken, di er
taraftan, Yunan feylosoflar n nbvvete yak n bir kudsiyetle bytm ler
ve szlerinin do rulu una kat'yetle inanmlard r. Kelmlarn Yunan fel-
sefesi esaslar na gre tesbit ederek, dini nasslar bu esaslarn altnda ak-
lamaa almlard r. Bu sebepledir ki, felsefelerine ayk r den bir ok
Kur'an ayeti, tevilleriyle man de itirmi , bir ok sahih hdis ise, yalan ol-
duu gerekesiyle reddedilmi tir. Ru'yetin, yani Allah Tacaln n ahrette
m'minler tarafndan grlmesinin nefyi, insan iradesinin hr olu u inancy-
le kaderin reddi ve Kur'n Kerimin mahltsk olduu iddias bu felsefenin hem
kaderiyye hem cehmiyye adlar yle de tannan mutezileye kazand rd akaid
ierisinde yer alan gr lerdendir. Ileride, bu konular zerinde daha geni
bir ekilde durma imkann bulacamz iin, biz burada, mutezile tarihine
ksaca temas etmeyi faydal buluyoruz.

Daha nce de a klad= gibi, kaynaklar, umumiyetle, mutezilenin


Va l bn (At' ile ba ladn zikrederler. Bu ba lang, Emevi idaresinin sonu-
na yaklald bir devirdir. Bununla beraber, Halife (Abdu'l-Melik bn Mervan
(65--86) n, kaderiyyenin ilk mmesillerinden olan Ma (bed el-Cuheni (. 80)
yi577, Hi am bn (Abdi'l-Melik (. 105-125) in de halku'l-Kur'an inanc n
yayma gayretine d en Ca`d bn Dirhem'i ldrtmeleris", ayn grleri
benimseyen ve mdafa eden mutezile iin korku verici birer rnek te kil
eder. Ancak mutezile, bu rneklerden ibret almas n bilmi ; grlerini daha
rahat bir ekilde yayabilmek iin mmkin oldu u kadar halifelere yana may
ve onlarn tevecchn kazanmay yegane kar yol olarak grm lerdir.
Halife Yezid bnu'l- Velid (H. 126) bir kaderi ve bir mutezili oldu u iin",
Mervan bn Muhammed (127-132) ise, halku'l-Kur'n inanc n yaydn-
dan Hi am bn `Abdi'l-Melik tarafndan ldrld n biraz nce kaydetti-

576 De Boer, s. 25.


577 E1-Malg121, el-Ijtat, IV. 181.
578 Ibnu'l-Egr, el-Kamil, IV. 332; bnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 486.
579 Et-Tabert, V. 596; el-Mesci-idi, Muraeu'z-zeheb, II. 190.

133
imiz Ca`d bn Dirhem'in yeti tirmesi olduu iin" mutezile, bu iki hali-
fenin himayesinde geli ip bymesine devam etmi tir.

Abbasiler devrinde, baz duraklamalar istisna edilirse, mezheb daha ok


gelime imkan bulmutur. Ebii Cacfer el-Man r (136-158), mutezile imam-
larndan (Anar bn ( Ubeyd'in yakn dostu oldu u iin mutezile, bu halifeden
byk yard m grm , ancak z ndklara kar sert davranan ve onlar temiz-
lemek iin byk gayret sarfeden Ebu Ca (fer'in o lu el-Mehdi (158-169) ve
onu takip eden el-Hadi (169-170) devirlerinde sinmek zorunda kalm sa da,
Haran er-Re id (170-193) in hilfetinde daha rahat nefes alm tr. Bu devir-
de kaderiyyeden olduklar bilinen baz kimselere devlet i lerinde mhim va-
zifeler bile verilmi tir. Mesela Dmak kadlna getirilen Yahya. bn Hamza
el-Hazrami (. 183) bunlardan birisidirs 81 .

Harn er-Re id'ten sonra yerine geen o lu el-Emin (193-198) zaman n-


da mutezile bir daha sinmek zorunda kalm tr. nk el-Emin, z ndklara
ve bilhassa cehmiyyeye karg ok sert davranan bir halife idi.

Mutezilenin en parlak y ldz el-Emin'in ldrlmesinden sonra yerine


geen karde i el-Me'man (198-218) devrinde do mutur. Daha nce de i aret
ettiimiz gibi el-Me'man, alevilere kar da yaknlk duyan, Abbasi almeti
siyah rengi terkederek Alevi almeti ye ili alan ve Ali er-R za'y veliand ilan
eden bir halife idi. Mutezili fikirlere ve felsefeye karg byk bir dknl
vard. Bu dknlk, onu, mutezile mezhebini devletin resmi mezhebi olarak
kabul ve ilan etmesini sa lad . Halk da mezheb umdelerini kabule zorlayan
el-Me'mn, bilhassa halkul-Kur'an inancnda at kampanya ile hret
kazand. Bu kampanyada hadisilerin ve fukahan n ileri gelenlerini
Kur'am ikrara ve halk da bu inanca davet etme e zorlad . Karde i el-Md-
ta m (218-227) ve onun o lu el-Vasik (227-232) devirlerinde de devam eden
bu zorlama, mutezileye hi bir fayda sa lamad . nk hi bir hadisi ve
hi bir fakih, tatbik edilen i kencelere ra men bu inanc itiraf etmemi ti.
Bunun aksine, mutezileye kar halk aras nda iddetli bir tepki ba gstermi ,
nihayet el-Mutevekkil'in hilafete gemesiyle mutezilenin sultas da sona er-
mitir. Halife, nce Kur'an zerinde cidal ve mnaka alar kat'i surette ya-
saklam582, bunu, el-Vask tarafndan muhtelif lkelerde hapsedilen msl-
manlarn serbest braklmalar takip etmitir. 234 senesinde muhaddisler ve

580 Ibnu'n-Nedim, el-Firhtist, s. 486; bnu'l-E tr, el-Kamil, IV. 332. Cdd, Merv bn
Muhammed'in miirebbii idi ve ona kaderin nefyi ile halku'l-Kur'an inanlar n telkin etmi ti.
Bu sebeple ona Mervn lakab verilmitir.
581 Bkz. eg-Zehebt, Mizatnu'l-ictidatl, IV. 369.
582 Ilmu'l-E tr, el-Kamil, V. 291; el-Yackfbi, III. 209.

134
fukaha hediyyelerle taltif edilmi ler, cami ve mescidlerde ilim halkalar te kil
edip hadis rivayet etmeleri istenmi tir583. 237 senesinde ise mutezileye kar
aka harp iln edilmi , daha nceleri muhtelif vazifelere getirilen mutezili-
ler, bu vazifelerden azl ve baz lar hapsedilmilerdir584. Fakat mutezile iin
en byk darbe, el-Cubbn'nin dizi dibinde yeti mi ve byk bir mutezile
imam olarak hret kazanm olan Ebu'l-Hasan el-E cad (260-330) nin, bu
mezhebten ayr larak ehli sunnete intisab olmutur. Bundan sonra i'llerin
hakim olduklar yerlerde bir mddet daha hayatiyetlerini devam ettirme e
alan mutezililer, zamanla silinip yok olmu lardr.

B. HADIS VAZeINDA GELI MELER VE SEBEPLERI

1. Siyasi ihtilflar

Birinci Hicri asr n ilk yarsnda, Halife `Osmn bn <Affn'n ldrlme-


sinden sonra mslmanlar aras nda ortaya kan siyasi ihtilflar ve bu ih-
tilflarn yol at blnraeler zerinde durmu , hadis vaz`nun da ilk defa
ra tarafndan balatldn, baz kaynak haberlere dayanarak a klama a
al mtk.

i'iler, istisnas z, hilfetin 'Ali ve o ullarnn hakk oldu u halde, bu


hakkn emeviler tarafndan gasbedildi i grne ship bulunduklar iin,
birinci asrn ikinci yarsnda hadis vaz' genellikle bu gr.n teyid ve takvi-
yesi iin iletilmi , daha nce zikretti imiz baz rneklerinde de grld
gibi, vazedilen hdislerle <Ali bn Ebi Tlib'in ve ehli beytin faziletleri dile
getirilmi , hilfetin `Ali ve evldnn hakk olduunu isbat edebilmek iin,
<Ali'nin, Hazreti Peygamberin vrisi oldu unu aklayan szler yaylmtr.
Daha nce zikretti imiz rneklere ilveten, burada da konu ile ilgili bir ka
uydurma hadis verebiliriz:

"(Abbd bn `Abdi'- amed'in Enes 'bn Mlik'ten rivayet etti ine gre,
Hazreti Peygamber yle demitir: Melekler, bana ve 'Ali bn Ebi Tlib'e
yetmi sene boyunca duda bulunmu lardr. Ld ilhe illa'llah ehadeti, arz-
dan semaya ancak benden ve `Ali'den ykselir".

Bu sz Enes bn Mlik'ten rivayet etti ini syleyen tAbbd bn cAbdi'-


amed, hadisfier aras nda zayf ve munkeru'l-hadis olarak tan nm bir
kimsedir. Enes bn Mlik'ten o u mevzf olan bir nsha rivayet etmi tir.

583 Ibnu'l-Cevzi, Mentlstbu'l-mam Ahmed bn lianbel, s. 357-358.


584 Et-Tabert, VII. 367-368; el-YaclAbI, III. 213.

135
Bunlara ilveten, bn <Adrnin akladna gre (Abb l, gulat- radan olup,
rivayet etti i hadislerin hemen hepsi 'Ali'nin faziletleri hakk ndadr5".

"Habbe bn Cuveyn (. 76), 'Ali bn Tlib'ten rivayet etmi tir: Bu


mmetten bir kimsenin Allah'a ibadet etmesinden be veya yedi sene nce,
ben Ras llullah (s.a.s.) la birlikte O'na ibadet etmi tim".

bnu'l-Cevzi'nin a kladna gre bu hadis de mevzdur ve klabbe gu-


lat- icadand r. Hadisin mevz oldu una Hatice, Yezid ve Eb Bekr'in
islm'a giri lerinin mukaddem olu u dellet eders".

"Min, bn Mes`fid'tan rivayet etmi tir: Cin tifesinin Hazreti Peygam-


beri ziyaret etti i gece onun yannda idim. lmn kendisine haber veril-
diini syledi. Halife tayin et, dedim. Cevap vermedi. Bir saat sonra ayn
sz tekrarlad . Yine halife tayin et, dedim. Kimi deyince, 'Ali bn Ebi
Tlib'i diye cevap verdim. Bunun zerine Hazreti Peygamber yle buyur-
du: Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, ona itaat ettikleri
,

zaman hepsi de cennete girer".


ibnu'l-Cevzrnin a kladna gre, hadis mevzdur ve rvisi Min, <Ab-
durrahman !bn <Aven klesi olup gulat- itadandr"7.

Bunun gibi daha yzlerce hdis ra tarafndan uydurulup Hazreti Pey-


gamberin ad altnda ne redilmi tir, Ancak, birinci asr n ikinci yarsnda
yaygnlamaya ba layan hadis vaz` , yalnz 'Ali ve evldlarmn faziletlerine
ve hilfetteki haklar na mnhasr kalmam , hilfeti onlarn elinden gasbet-
tikleri ileri srlen emevileri ktlemeyi ve lnetlemeyi hedef tutan yeni
tr hdisler de imal edilme e balanmtr. Bu cmleden olarak, 'Abdullah
bn 1VIes<fd'tan, Eb Sacid el-ljudri.'den ve mursel olarak el-Hasan el-Ba ri-
den muhtelif isnadlarla u hadis rivayet edilmi tir: "Mu<viye'yi benim bu
minberimde hutbe okurken grd nz vakit onu ldrn'"". Ayn hadisin
Eb Sdid el-ljudri'den gelen bir rivayetinde, mezkr hadisi tekrarlayan bir
ahsa Ebii. Sacid u cevab vermi tir: "Senin i ittiin hadisi biz de i ittik;
fakat <Omer devrinde k l sallamay, emir bulunmadka, kerih grrdk. Bu
hususta `mer ibnu'l-tlattb'a yazd lar; fakat cevab gelmeden lm haberi
geldi'"89

585 Bu uydurma hadis ve (Abbd'la ilgili olarak hadisiler taraf ndan ileri srlen g-
rler hakknda bkz. el-Muvzi`it (Medine 1386/1966), I. 340-341; eg-Zehebi,
Mtztinu'l-ictidCtl, II. 369.
586 Bkz. el-MeuziicCt I. 342.
587 Ayn eser, I. 346; keza Min hakk nda bkz. ez-Zehebt, Mizn, IV. 237.
588 Ibnu'l-Cevzt, II. 24.
589 Ayn eser, II. 25.

136
El-Hakem bn `Umeyr'den rivayet edilen bir ba ka hadise gre, Haz-
reti Peygamber, Eb Bekr, `mer, `Osman ve `Ali'nin hilfetlerinden ho nud
olarak hepsinin kendi yolu zerinde olduklar n ve Allah'n onlarn amellerini
greceini sylemi, Mucaviye hakknda ise "sen kty ve irkini, iyi ve
gzel ittihaz ettin; yle ki, kkler bununla byr, bykler bununla ih-
tiyarlar, Ecelin yak n, zulmn azindir" demi tir59.

Eb Bereze'den rivayet edilmi tir: Hazreti Peygamberin yan nda bulu-


nuyorduk. Darda bir ark sesi duyuldu. Bu nedir, gidip bak n dedi. k-
tm, baktm. Mucaviye ve `Anar bnu'l-q ark sylyorlard. Dndm ve
Hazreti Peygembere haber verdim. Bunun zerine yle buyurdu: Allahm,
her ikisine de fitne ver; Allalum, her ikisini de ate te brak"" .

Emeviler, dmanlar tarafndan uydurulup Hazreti Peygambere isnad


edilen bu trl hadislerle zemmedilirken, onlar n taraftarlar da bo durma-
nular, Mu'aviye'yi korumaa ve uydurduklar hadislerle onun kadr u ky-
metini artrmaa ve faziletlerini dile getirme e ahmlardr. Mesela, d-
manlar tarafndan rivayet edilen "Mucaviye'yi benim bu minberimde hutbe
okurken grd nz vakit ldrn" sz, Mucaviye taraftarlar arasnda
"Mdaviye'yi benim bu minberimde hutbe okurken grd nz vakit kabul
edin" eklinde rivayet edilmitir592. Dier baz taraftarlar ise, d manlar
tarafndan "onu ldrn" manas nda gelen hadisin sahih olmas ihtimali
karsnda, ismi geen Mucaviye'nin, Halife bn Ebi Sufyan de il, Mucaviye
bnu't-Tabt oldu unu isbatlama gayretine d mlerdir593.

590 Ayn eser, II. 28.


591 Ayn yer. ibnu'l-Cevzi, hadisin sahih olmad n belirttikten sonra, isnadmda bulu-
nan Yezid bn Ebi yahh dolaysyle telkine maruz kalan rvilerden biri oldu unu
sylemi, Yahya bn Macin'in, Ibnu'l-Mubrrek'in ve bn `Adrin bu rvi hakkndaki cerhle
ilgili grlerini nakletmitir. Bununla beraber es-Suyti, telkinin hadis vaz'uu gerektirmiye-
ceini ileri srerek Eb Yacl'nin Musned'inden ve llid olarak et-Tabarnt'nin Kebtr'inden
hadisin bir ba ka varyantuu nakl etmi tir. Bu hadiste, ark syleyen ahslarn Emevi halifesi
Muckiviye ve cAmr Ibnu'l-cAs deil, Mucviye bn Rfic ve cAmr !bn Ruraca !bn Tbt olduklar
belirtilmektedir. Es-Say--tl, bu hadisi naklettikten sonra yle denitir: Bu rivayet m kili
izale etmitir. Birinci rivayette tek bir lafzda vehim yk! olmu tur. Bu lafz da Ibnu'l-c.A'tr;
dorusu bn Ruftica olmak gerekir. Mucviye ise, mnaf klardan biri olan Mucviye bn Rfic-
dir. Bkz. el-Le'41i'l-ma nrca, I. 427-428. Es-Soy:4min bu aklamas doru olsa bile, birinci
rivayet, hadisin Emevi d manlar tarafndan nasl tahrif edilerek aleyhlerine kullan ldm
gsterme e yeterildir. 'Am !bn Rufaca' un cAmr Ibnu'l-cAs ekilinde tahrif edilmesi halinde,
Muctyiye'nin, Emevi halifesi Mucviye bn Ebu Sufyn'dan bakasna dellet etmiyece i ve
ilk anda onun hatrlanaca aka anlalmaktadr.
592 Ibnui-Cevzt, II. 27; nk "onu ldrn" mansma gelen faktulhu ibaresindeki t
harfinin b ile yazlmas halinde (falibulithu), "onu kabul edin" mans ortaya kar.
593 Ayn yer.

137
Mu<aviye'nin faziletleri hakknda da pek ok hadis uydurulmu tur. Bun-
lardan bir ka yledir:

"Enes bn Malik'ten rivayet edildi ine gre, Hazreti Peygamber an.-


lar sylemitir: Cibril (a.s.) bana alt ndan bir kalemle indi ve dedi ki: (Aliy-
yu'l-Acla sana selam ediyor ve diyor ki: Habibim, sana, 1V1u (aviye bn Ebi
Sufyan'a verilmek zere (Ar'mn stnden bir kalem gnderdim; b lliiu ona
ulatr ve bu kalemle kyetu'l-Kursi'yi yazmas n, harekelemesini ve nokta-
lamasn emret; zira ben, onun yaz ld saatten kyamet gnne kadar Aye-
tu'l Kursryi okuyanlar n adedi kadar Mu(aviye'ye sevab yazd m. Bunun
-

zerine Hazreti Peygamber, yamnda bulunanlara Mucaviye'yi bana kim ge-


tirecek? dedi. Ebl Bekr kalkt ve biraz sonra onu elinden tutup getirdi. Se-
lamlatlar. Hazreti Peygamber Mu'aviye'ye: Ey Eb l cAbdirrahman, bana
yakla , dedi. Mucaviye yakla t. Hazreti Peygamber kalemi ona verdi ve
yle dedi: Ey Mucaviye, bu, Rabb mn A.yetu'l KursPyi yazman iin `Ar '-
-

nn stnden sana hediye etti i kalemdir. Kendi hattmla yazacaks n, hare-


keleyip noktalayacaks n ve bana arzedeceksin. Sana bu kalemi verdi inden
dolay Allah'a hamd ve kr ederim'" 94.

Muhtelif isnadlarla rivayet edilen bir ba ka hadiste, Hazreti Peygam-


berin yle dedii ileri srlmtr: "Allah ndinde gvenilir olan ki i
vardr: Cibril, ben ve Mu'aviye" 95.

Bir ba ka hadiste de yle denilmitir: "Mdaviye'nin vahiy ktibi ola-


rak kullanlmasnda Rabbmla istiarede bulundum. Kullan, nk o emindir,
dedi"596. Hazreti Peygambere isnad edilen u hadiste de Mu(aviye emin bir
insan olarak tan tlmtr "Allah, vahyini gkte Cibril'e, yerde de Muham-
med (s.a.s.) e ve Mucaviye bn EM Sufyan'a emanet etmi tir' 597.

Eb Hurayra vas tasyle gelen bir baka hadiste ise, Mu<lviye'nin, cen-
nette yer alaca u ekilde ifade edilmi tir: "Rastlu'llah (s.a.s.), Mucaviye'ye
bir ok verdi ve: Bunu, cennette bana iade edersin, dedi. 598.

Si<a ve emeviler aras nda siyasi ihtilaflar n yol at bu hadis uydurma


yarna, ikinci asrn ba larnda, abbasiler ad na giriilen davetten sonra yeni
bir slle daha kat lm oluyordu. Bunlar da di erleri gibi, kuracaklar yeni
devletin, Hazreti Peygamberin teb irine mazhar olmas hususunda byk bir

594 Ayn eser, II. 15-16.


595 Ayn eser, II. 17.
596 Ayn yer.
597 Ayn yer.
598 Ayn yer.

138
itina gsteriyorlar ve bunun iin, tabii olarak, ona, abbasller hakk nda sy-
lemedi i szleri isnad ediyorlard . Mesel bu hadislerden birisinde, icann
`Ali adna uydurduklar hadisin mukabili olarak yle deniliyordu: "Hazreti
Peygamberin yan nda bulunuyorduk ki (AbbEs bn cAbdi'l-Muttalib ka-
geldi. Hazreti Peygamber onu grnce: Bu, cAbbr s bn
benim hem babam, hem amcam, hem de vasim ve vrisimdir, dedi'" 99.
Bir baka hadiste, 'Abbs'n cennetteki yerine i aret olunmu ve yle
denilmitir: "Allah brahim (a.s.)i Ijalil ittihaz etti i gibi beni de Ijalil ittihaz
etti. Kyamet gn cennette benim ve ibrhim'in evi kar lkl olacak, (Ab-
bs da aram zda, iki Halil arasnda, emin bulunacakt r"<".

Bir hadiste de, 'Abbs o ullarmn hkmranl ve siyah giyin,meleri


tebir edilmektedir. 'Ali bn Ebi Tilb'ten rivayet edilen bu hadise gre, Haz-
reti Peygamber yle demitir: "Bir gn Cibril (a.s.) zerinde siyah bir cbbe
ve siyah bir sark ile indi. Ona bu ekil ne ? Daha nce byle geldi ini hi gr-
memitim, dedim Bu, amcan 'Abb's o ullarndan gelecek hkmdrlar n
kyafeti, dedi. Onlar doru yolda olacaklar mi? diye sordum. Cibril, evet
cevabn verdi. Bunun zerine Hazreti Peygzmber u duda bulundu: Alla-
hm, 'Abbas ve o ullanna nerede ve ne ekilde olurlarsa olsunlar ma firet
eyle. Cibril (a.s.) devam etti ve yle dedi: mmetin zerine yle bir zaman
gelecek ki, slm, bu siyah ile aziz olacak. Ona sordum: Riyasetleri kimlerden
gelecek ? Cibril u cevab verdi: 'Abbs o ullarmdan, Ona tekrar sordum: Ya
teb'alar ? Buna da yle dedi: Ijorsn ehlinden '9601 .
bn 'Abbgs'a isnad edilen bir hadiste Hazreti Peygamber, 'AH bn Ebi
Tlib'in de bulundu u bir srada, cAbbs'a yle demitir: "Mlk (hkm-
darlk), oullarnda olacaktr. Sonra 'Ali'ye dnm ve ona da yle hitap
etmitir: Senin o ullarndan hi biri buna ship olam yacaktr ,,602.
Bizzat 'Abbs'a isnad edilen bir hadiste Hazreti Peygamber, 'Abbsi
halifelerinin saysn ve bir kanun isimlerini zikretmi tir: "Ite bu ('Abbs),
Kurey'in en cmerdi ve en byk h nisi, krk halifenin babas dr. Es-Sef-
fh, el-Manr ve el-Mehdi onun o ullarndandr. Ey amca, Allah bu ii be-
nimle balatt, senin oullarndan birisiyle de sona erdireeektir" 63.

Abbasiler adna bu trl hadisler uydurulurken, onlar n dmanlarnn


da bo durmayacaklarn ve aleyhlerine bir tak m hadisler dzp etrafa ya-

599 Ayn eser, II. 31.


600 Ayn eser, II. 32.
601 Ayn eser, II. 33.
602 Ayn eser, II. 35.
603 Ayn eser, II. 37.

139
yacaklarm tahmin etmek g de ildir. Nitekim bunlardan birisi Sevban'a
isnad ile rivayet edilmi tir. Hazreti Peygamber Abbasi d manlarnn az-
lar ile yle demitir: "'Abbas o ullarnn ktlk edip siyah elbise giydir-
dikleri mmetime yazk. Allah da onlara ate ten elbise giydirsin. Onlarn
helki, unun ehli beytinden olan bir adam yznden olacakt r. Hazreti Pey-
gamber bunu sylerken Ummu Habibe'yi i aret ediyordu" 604.

te, mslmanlar aras nda hilafet ve iktidar meselesinde siyasi ihtilaf-


larn sebep oldu u hadis vaz' bu ekilde geli ip byrken, birinci asr n son-
larnda ortaya kmaa balayan itikadi mezhebler, fkh mezhebleri ve bun-
lara paralel olarak faaliyetini daha ok art ran zndklik ve ilhad hareketleri
de, hadis vaz' nn yaygnlamasnda ayr birer mil olmutur. Biz bunlar
ayr ayr incelemee girimeden nce, hadis vaz' nn emevilere taalluk eden
ksmyle ilgili olarak, mehur mste rklardan Ignaz Goldziher'in ileri sr-
d bir gr e ksaca temas etmek istiyoruz.

Ignaz Goldziher. Islami ara trmalaryle hret kazanm , bu konuda


bir ok eser yazm ve 1921 senesinde vefat etmi Yahudi asll bir Macardr.
Muhammedanische Studien adl iki cildlik kitabnn ikinci cildini hadise tah-
sis etmi65 olan msterk, baz sahih hadislerin mevcudiyetini kabul eder
grnrse de, ekseriyetinin, dinin geli mee balad daha sonraki devirlere
ait olduunu, yani uydurulduunu ileri srer. Bu bak mdan hadisler, Gold-
ziher'e gre, dinin inki afn salayan uydurulmu szlerden ibarettir 66.

Goldziher, hadislerle ilgili bu gr n teyid etmek maksad yle, i'iler


tarafndan emeviler aleyhine i letilen hadis vaz' n, emevi idaresine muha-
lif din adam ilahiyatllarn bir marifeti olarak gstermekle yetinmemi , biz-
zat emevi halifelerini de, muhaliflerini susturmak ve kendi gr lerinin des-
teklenmesini sa lamak maksad yle taraftarlar n hadis uydurmaa te vilde
itham etmi tir67.

Goldziher'in, bu iddiasn isbat etmek iin ileri srd delil udur: Mu..
caviye, Ma'ire bn ucbe'yi Kfe'ye vali olarak tayin etti i zaman ona u emri
vermitir: "cAN'yi, etm ve zemmetmekten, `Osman'a rahmet ve ma firet
dilemekten, (Ali ashabn ayplamaktan, onlardan uzakla maktan ve onlara
kulak asma maktan, `Osman taraftarlar n medhetmekten, onlara yakla mak-
tan ve onlar dinlemekten ekinme" .

604 Ayn eser, II. 39.


605 Bu cild, Leon Bercher tarafndan Etudes sur la tradition Islamique adyle franccaya
terceme edilmi ve 1952 senesinde Paris'te ne redilmitir.
606 Leon Bercher, ad geen eser, 6.
607 Ad geen eser, s. 43.

140
Goldziher'in delil olarak ele ald bu szler et-Taberi tarafndan zikredil-
mitir608. Ne var ki bu me hur mste r k, mezkr szleri e t-Taberrden nak-
lederken onlarda tahrifat yapmaktan ekinmemi ve onlara "'Ali taraftarlar n-
dan uzak dur; onlar hadis kaynaklar olarak dinleme (yani onlardan hadis
alma); 'Osman taraftarlar na yaknlk gster; onlar hadis kaynaklar olarak
dinle (yani onlardan hadis al)" manas vermitir609 .

Yukarda et-Taberi'den nakletti imiz haber, her ne kadar 'Ali'ye et-


rnetmek hususunda Mu`aviye'nin bir emrini gstermekte ise de, bu emirde
`Ali ve taraftarlar ndan hadis almamak hususunda hi bir i aretin mevcut
olmad aka anlalmaktad r. Bununla beraber msterk, zihninde tasar-
lad bir oyunu sahneye koyabilmek iin byle bir tahxifi zaruri grm ,
sonra da bu tahrif zerine u mtalaay ileri srmtr: "Burada, 'Ali aley-
hindeki hadislerin tasni ve ne rini tevik, onun lehindeki hadisleri de berta-
raf etme e matuf resmi bir emir vard r. Emeviler ve onlar n siyasi taraftar-
lar kasdl yalanlarn mukaddes bir hava iinde ne retmekten endi e duya-
rak kimseler de illerdi. Mesele, bu yalanlar', isimleri hcn a maruz kalma-
yacak dindar kimseler vas tasyle yaymaktan ibaret kahyordu. Bu i i yapacak
kimseler de her devirde bulunuyordu"".

Goldziher tarafndan ileri srlen bu mtalaa ile sahnelenmek istenen


oyunun henz sona ermedi i anlalmaktad r. Zira bu szlerde, emeviler ta-
rafndan uydurulan hadislerin, isimleri hciima maruz kalmayacak dindar
kimseler vastasyle yaylmaa ihtiya bulundu u aklandna gre, Gold-
ziher'in bu dindar kimselerin kimler oldu unu da aklamas gerekmektedir.
Filhakika mste rk, byle bir isim bulmakta da glk ekmemi ve mehur
hadis imamlarndan bn ihab ez-Zuhri (. 124) yi, emevilerin yalan hadis
yaymak hususundaki maline hizmet eden bir kimse olarak takdim etmek
cr'etini gstermi tir. Goldziher, bu husustaki delilini de i`a tarihilerinden
el-Yackabi'den nakletti i bir haberden almtr.

El-Ya`kbPnin a kladna gre, Hicaz'da 'Abdullah bnu'z-Zubeyr,


Emevi idaresine kar ayaklanp bu blgeyi ele geirince, am'da bulunan
Halife `Abdu'l-Melik bn Mervan (65-86), Safiye halkn hace iin. Hicaz'a
gitmekten menetmi ve Kuds'te R.ubbetu' - alira'y in a ederek, halkn
orada haccetmelerini istemi tir. Bunu isterken de, ez-Zuhri taraf ndan riva-
yet edilen "binekler, yaln z mescide do ru koturulur: Mescid-i Haram,
benim mescidim ve bir de Beytu'l-Makdis mescidi" hadisine i aretle "ite bn

608 Bkz. Trg, IV. 188.


609 Leon Bercher, ad geen eser, s. 43.
610 Ayn yer.

141
ihab ez-ZuhrT Hazreti Peygamberden size bu hadisi rivayet ediyor" demi -
tirs .

GOldziher, yalnz i`a tarihisi el-Yackabi tarafndan verilen bu haberi


ele alarak, hi bir tenkide tbi tutmadan, haberde zikri geen hadisin, Halife
cAbdu'l-Melik'in emriyle ez-Zuhri taraf ndan uydurulduunu ileri srm -
tr; nk Goldziher'e gre Kuds'te de hacc farizasm n ifa edilebilece ine
halk inandrmak iin Halifenin byle bir hadise ihtiyac vardr. Her ne kadar
bu hikayeyi anlatan el-Ydkabi, hadisin ez-Zului tarafndan uyduruldu una
dair her hangi bir sz sylememi ise de, Goldziher, byle bir iftiray da orta-
ya atmaktan ekinmemi ve bu suretle, hadisler hakk ndaki grn, kendi
kafasnda imal ettii bir yalanlar zincirine ba lamak zorunda kalmtr. As-
lnda, islam'daki ibadetin ve ibadet yerlerinin kudsiyyeti zerinde biraz dur-
mak lzumunu hissetseydi, veya kafas nda slam aleyhine oyunlar dzmek
yerine biraz tarafs z bir ilim adam hviyetine sahip bulunsayd, zhd, takva
ve ibadetle hret kazanm olan Halife cAbdu'l-Melik 612in Kdbe'den baka
bir yeri hacc mahalli olarak ilan etmiyece ini bilir, bir Emevi Halifesi
hakknda bu e it haberlere yer veren el-Ya`kabi'ye de bir i`a tarihisi
olmas dolaysiyle tam bir gvenle balanmazd.
Dier taraftan Goldziher, mescidle ilgili olarak ez-Zuhri taraf ndan
rivayet edilen hadisi tetkik etmek lzamunu da hissetmemi , yahutta onun
Hazreti Peygamberden de i ik isnadlarla rivayet edildi ini613 bilmezlikten
gelmitir. Aslnda Hazreti Peygamber bu hadisiyle mescidin kudsiyyetine
iaretle oralarda yap lacak ibadetlerin di er mescidlerde yap lacak ibadet-
lerden stn olduunu belirtmek istemi , fakat Ka`be d nda dier iki mes-
cidde de hacc farizasm n ifa edilebilece ini kasdetmemitir. Nitekim bir ba ka
hadisinde de yle buyurmu tur: "Benim u mescidimde klnan bir namaz,
Mescid-i Haram mstesna, di er mecsidlerde khnan bin namazdan hayrl-
dr" 614. Bu hadisin ifade etti i mana ile, ez-Zuhri tarafndan rivayet edilen

611 Goldziher'in nakletti i bu haber iin bkz. ad geen eser, s. 44; haberin yer ald
asl kaynak olarak bkz. el-Yackubt, III. 7.
612 Halife cAbdul-Melik'in, Allah' n emir ve yasaklar karsndaki titizliini gsteren
bir sz iin bkz. Hasan brahim Hasan, Trque/- slam, I. 323. 'Abdul-Melik, bir gn halka
yle hitabetnitr: "Ey nas! Allah bir takm hadler ve farzlar koymu tur. Eer gnah izlemekte
devam eder ve onu art rrsanz, biz de sizinle kl banda biraraya gelecek kadar bunun cezas n
artmz".
613 El-Buhrui, ahiti, II. 56; burada hadisi Hazreti Peygamberden Ebu. Hurayra rivayet
etmitir. II. 58; burada bir ba ka hadisin sonuna ekli olarak Eb Said el Ijudd tarafndan ri-
-

vayet edilmitir. II. 219-220; burada yine Eki Said rivayeti yer ahmtr. II. 249
250; burada da Eb Said'den gelen bir rivayet nakledilmi tir. Muslim, Sahili, II. 975-976 da
Eb Said, II. 1014-1015 de Eb Hurayra'mn rivayetleri yer alm tr.
614 El-Buhrt, ahiti, II. 57.

142
"binekler yalnz mescide do ru ko turulur..." hadisinin ifade etti i mana
arasnda hi bir fark yoktur ve bunlar n hacc farizasmn ifas ile uzaktan
yakndan hi bir ilgisi bulunmamaktad r615.
Netice itibariyle Goldziher, siyasi ihtilaflar n yol at hadis vaz`mn,
Emevi halifelerinin te vikiyle baladn baz haberleri tahrif ederek isbat
etme e almsa da, bunun gerekle bir ilgisi bulunmad aikardr. Daha
nceki bahislerimizde de a kladmz gibi nasl ar derecedeki `Ali taraf-
tarlar hadis vaz'n balatmlarsa ve 'Ali ile evradm n yaz' i inde her hangi
bir tahrik ve te vikleri olmamsa, emeviler ve abbasiler ad na giriilen yaz'
hareketinde de, halifelerin her hangi bir rolleri olmam tr. Keza gerek ha-
disileri ve bilhassa ez-Zuhri gibi hadis imamlarm bu ie kartrmak da, bir
iftiradan ve Islam' n mhim bir temelini ykmak arzusundan ba ka bir ma-
nty a gelmez.

2. itikadi ihtilaflar

Birinci asrda ica eliyle balayan yaz' hareketi, bu asr n sonunda ve


ikinci asrm balarnda belirme e balayan itikadi ihtilaflarla ve bu ihtilaflar n
,

neticesinde ortaya kan akaid mezhebleriyle sratini art rm; bidayette


siyasi mahiyet ta yan mevzi' (uydurmd) hadislere, birinci asr n sonlarndan
itibaren e itli mezheplerin akaide mteallk grlerini aksettiren hadisler
de eklenme e ba lamtr. Siyasi mezheblerde oldu u gibi, itikadi mezheb-
lerde de as l kaynak dini nasslar oldu u iin, bu mezhebler, hayatiyetlerini
ancak bu e it nasslara sahip olduklar takdirde devam ettirebilmi ler, aksi
halde bir varlk gstermeden yokolup gitmi lerdir. Ancak urasn da hatr-
dan uzak tutmamak gerekir ki, bu e it mezheblerin o u, itikadi konularda
kan gr ayrlklarnn bir neticesi olarak ne et etmitir. Oysa ki islam
dini, bilhassa itikadi konularda, her meseleyi, hi bir phe ve tereddde ma-
hal brakmayacak ekilde ikmal etmi ve bu konularda mnaka a yolunu
kapal tutmutur. Bununla beraber, yine de ihtilaflar n k ve bir takm mez-
heblerin do uu, gstermektedir ki, e itli mezheb taraftarlar , mdafasm
yaptklar konularda, Islam d grlerin tesirinden kurtulamam lar ve
Islam akaidini bu gr lerin altnda aklamak zorunda kalnulardr.
Fakat bu a klamalar, ne derece islami bir boya ile ileri sii iilm olursa ol-
sunlar, altndaki aykrlk, taraftarlar n gznden kamam , bu aykrli
izale etmek, yahut hi olmazsa mmkn oldu u nisbette hafifletmek iin
yeni nasslar aramak zorunda kalm lardr. Aslnda yeni nass tabirini kullan-
mak, Hazreti Peygamberin hayatta kald mddet iinde nasslar varid ol-

615 Goldziher ve gr leri hakknda daha geni bilgi iin bkz. Talat Koyiit, I. Goldziher'in
hadisle ilgili gr lerinin tahlil ve tenkidi, (ilahiyat Fakltesi Dergisi 1967) cilt XV. 43-55.

143
mu ve ikmal edilmi bir din iin garib kar lanmak icabeder; fakat bu, Kur-
an hakknda dorudur; nk nasslar belirli sre iinde vahiy yolu ile vrid
olmu , kusursuz tesbit ve mslmanlar n her an miiracaat edebilecekleri bir
mushaf olarak ellerine teslim edilmi tir. Bu bakmdan hicretin ikinci asr nda
Kur'ndan yeni bir nass bulma keyfiyeti elbetteki bahis konusu edilemez.
Fakat hadisler iin durum ayn deildir. Hazreti Peygamberin hayat nda,
Kur'an yetleri gibi, muntazam tesbit edilmedikleri iin, belirli hacimde bir
necrmas yoktur. Daha nceki bahislerimizde de a kladmz gibi, sahabi-
lerin ksa zamanda geni leyen slam lkelerine da lmalar ile hadisler de
dalm ; bu ise, bir lkede bilinen bir hadisin di er lkelerde bilinmemesi
gibi bir netice do urmutur. te bu durum, mevzil hadislerin yaylmas n
kolaylatran millerin ba nda yer alm tr; nk bir lkede ortaya at lan
hadise benzer bir sz, di er lkelerde rivayet edilen hadisler cmlesinden biri
ve dolaysiyle yeni bir nass olarak mslmanlar aras nda kabul grm tr.
itikadi mezheplerin bu e it nasslara ihtiyac , mdafasn yaptklar
grlerin islam'a aykrh nisbetinde artm ve artan bu ihtiyalar kar -
snda grlerini teyid edecek yeni hadisler vazetme e ynelmi lerdir. Mesela,
birinci asrn ikinci yarsnda ortaya ktn belirttiimiz murci'e, murteki-
bu'l kebEre hakknda "te'hir" veya "irea" hkmn verirken, imanla ilgili
-

olarak ship olduklar gr teyid edebilmek iin, hadis uydurmak zorunda


kalmlar ve Hazreti Peygamberden sad r olmu bir nass gibi bu hadisleri
halk arasnda yayma a almlardr. Daha nce de i aret etti imiz gibi,
murci'eye gre iman, Allah'a ve Peygamberini bilmek (marifet) ten ibarettir;
amel olmasa veya kebairden bir ey irtikb edilse bile, bu, im.ana zarar ver-
mez; bu bakmdan imanda artma veya eskilme bahis konusu de ildir. Mur-
ci'e, iman hakknda ileri srdkleri bu gr Hazreti Peygamberin a zndan
teyid, yahut onun hadis nass na dayandn isbat edebilmek iin, muhtelif
hadisler vazetmi lerdir.
Bu cmleden olarak, Eb Sdid el-ljudri'ye varan bir isnadla ileri sr-
dklerine gre, Hazreti Peygamber yle demitir: "Her kim imann artp
eksildiini iddia ederse, (bilsin ki), artmas nifak, eksilmesi ise kfrdr.
Byle kimseler, e er tvbe ederlerse (ne ala); aksi halde boyunlar n klla
vurunuz. Bunlar Rahman (olan Allah' n) dmanlardr. Allah'n dinini par-
alamlar, kfre intisab etmi ler, Allah'a muhas m olmulardr. Allah, yer-
yzn bunlardan temizlesin. Haberiniz olsun ki, bunlar n namazlar da,
oruclar da, zektut ve hacclar da makbul de ildir. Haberiniz olsun ki, bunlar n
dini de yoktur. Rasalullah (s.a.s.) onlardan uzakt r; onlar da Rasulullahtan".
Bu haberi nakleden bnu'l-Cevzi "hadis uydurmad r ve onu rivayet eden
Muhammed ibnu'l-Kas m e t-TalkanPnin mevza'at ndandr" dedikten sonra,

144
Eb (Abdillah'tan u szleri nakletmi tir: "Muhammed ibru'l-
K.s m et-Talknif murci'e reislerindendi ve mezhebleri ad na hadis vazeder-
di,,616 .

mam Eb Hanife'nin ashab ndan, re'y ve ilim shibi olmakla beraber


hadis zabt ynnden iddetle tenkid edilen Eb Mutic el-Hakem bn cAbdil-
lah Hammd bn Seleme - Ebu'l-Muhezzim - Eb Hurayra tari-
kyle u haberi nakletmi tir: "Sekif heyeti Hazreti Peygambere gelip imanm
art p eksilmesi hakknda bir sual sormu , Hazreti Peygamber de onlara, ha-
yr (yani ne artar ne de eksilir); artmas da eksilmesi de kfrdr, demi tir" 618 .

Eb Htim bn Hbbn'n ifadesine gre, hadisin ravisi Eb Mutic el-Hakem


bn cAbdillah, Sunene dman, murci'e reislerinden "kezzb" (yalanc ) bir
kimsedir619. Ayn hadisi, cOsmn bn cAbdillah, Eb Mutrden alarak Ham-
mad bn Seleme'den rivayet etmi tir. Bu `Osmn, gvenilir kimselerden
mevzil hadis rivayet eden bir kimse idi 62.

Ez-Zehebl, Ahmed bn (Abdillah bn Hlid el-Cuveybrrnin tercemesin-


den bahsederken u bilgiyi verir: bn tAdi'nin akladna gre el-Cuveybri,
Kerrnnyye reislerinden Muhammed bn Kerrm'n istei zerine hadis va-
zeder, bn Kerrm da kitaplar nda bu hadisleri naklederdi. Bu hadislerden
birisi, Eb Hanife hakk nda idi ve Enes bn Mlik'e varan bir isnadla yle
deniliyordu: "Ummetim iinden Eb Hanife denilen bir kimse kacak ve
Allah, onun eliyle sunnetimi tecdid edecek". bn Hbbn, el-Cuveybrryi
"deccl", en-Nes 3.1 ve ed-Drakutni de "kezzb" isimleriyle tavsif etmi ler;
el-lJkim ise, onun hakk nda unlar sylemi tir: Bu kezzab, habis, amellerin
faziletleri hakknda da bir ok hadis uydurmu tur. El-Hasan (el-Ba ri)nn
Eb Hurayra'dan hadis i itip iitmedii el-Cuveybziri'nin nnde zikredil-
dii zaman, bu ahs, hemen Hazreti Peygambere varan bir isnadla u sz
nakletmi tir: "El-Hasan, Ebn Hurayra'dan

te hakknda ksaca bilgi verdi imiz bu el-CuveybrPnin Muhammed


bn Kerrm iin uydurdu u hadislerden birisi de murerenin imanla ilgili
grlerini destekler mahiyettedir ve bu mevzil hadiste, Hazreti Peygamberin
azndan yle denilmitir. " man kavildir; amel onun errdr; artmaz ve

616 Ibnu'l-Cevzt, el-Mevz 7<ii, I. 133. Keza bkz. es-Suyftt, el-Le'iltli'l-ma nii`a, I. 40;
Muhammed Ibrdl-RAsm e-'1alk'nt (et-Tykffi t) hakknda bkz. ez.-Zehebt, Miztnu'/-ictidV,
IV. 11.
617 Bkz. ez-Zehebl, illizCnu'l-ictidid, I. 574.
618 Ibnu'l-Cevzi, el-Mevzlicat, I. 130-131; es-Suyi41, el-Le7lil-manrca, I. 38.
619 Kz-Zehebi, MIiln, I. 574; III. 42; bnu'l-Cevzt, I, 131.
620 Ayn yer.
621 El-Cuveybfirt hakknda bkz. eg-Zehebt, Miziin, I. 106-108.

145
eksilmez" 622. Eer Kerrmiyyenin de iman ikrardan ibaret grd ve irti-
dad olmadka bu ikrarn ilelebed iman olarak kalaca gr gznnde
bulundurulursa 6", yukarda ad geen el-Cuveybrrnin bn Kerrm iin
uydurduu hadislerin hikmetini anlamakta glk ekilmez.

Baz murci'enin "sirk ile birlikte amelin fayda vermedi i gibi, iman ile
birlikte ma'syetin de zarar vermiyece i grnn bile624, Hazreti Peygam-
bere isnad edilen bir hadisle teyid edilme e alld grlr. <Omer
b'a varan bir isnadla Hazreti Peygamberin yle dedii ileri srlm -
tr: " irk ile birlikte hi bir ey fayda vermedi i gibi, imanla birlikte hi bir
ey zarar vermez" 625. Oysa ki, bu hadisin isnad nda bulunan Munzir bn Zi-
yd et-T'i, "kezzb" (yalanc ) olarak tavsif olunmu tur626.

Murci'e imanla ilgili gr lerini. nce uydurup sonra Hazreti Peygam-


bere isnad ettikleri bu tr szlerle teyid etme e alrken, murci'enin kar-
snda yer alan di er bir gurup da, onlar n iman hakkndaki grlerini ii-
rtmek ve halk, imann asl olarak ileri srdkleri gr lere inand rmak
iin baka hadisler uydurmu lardr.
<Ammr bn Mutarrf'n Muez bn Cebel'e varan bir isnadla rivayet
etti i bu e it hadislerden birisine gre Hazreti Peygamber yle demitir:
"iman artar ve eksilir" 627. Halbuki bu hadisi rivayet eden (Amn r'n, mun-
keru'l-hadis ve zayf olduu, yalan syledii, sika (gvenilir) olan kimseler-
den munker hadis rivayet etti i ve hadis ald sylenerek, muhtelif hadis-
iler tarafndan cerhedildii grlmektedir628.

Ahmed bn Muhammed bn bn Humeyd'den Eb Hurayra'ya


ulaan bir isnadla rivayet etti i bir baka hadisin meli de, murci'enin iman
hakkndaki grn, daha do rusu onlarn dayandklar hadisleri nakzeder
mahiyettedir. Bu hadiste yle denilmi tir: " man, kavl ve ameldir; artar ve
eksilir. Her kim bunun aksini ileri srerse o bid'at shibir" 629. ibnu'l-Cevzi-
nin ifadesine gre bu hadis de mevzu<dur ve iki feti vard r. Birisi Ahmed

622 Ibnu'l-Cevzt, I. 133; es-Suytt, el-Le'rli'l-maniica, I. 39; ez-Zehebt, Mizrin I. 107.


623 Kerrmiyye'nin imanla ilgili gr hakknda bkz. el-Baddt, el-Fark
s. 136.
624 Bkz. el-E cart, Makrl(t, I. 141.
625 Ilmu'l-Cevzt, I. 136; es-Suyti, el-Le'li'/-ma n`a, I. 43. Es-Suyti, Ebii Nucaym'in
ljt/ye'sinden hadisin bir ba ka tarihin verir. Ancak Ebii Nucaym, bu tarikta yer alan rvi Yahyr
/bnu'l-Yemn'n, rivayetinde tek kaldm ileri srmtr.
626 Bkz. ez-Zehebi, Mlzn, IV. 181.
627 ibmi-Cevzt, I. 129-130; es-Suytl, el-Le'Clil-maniea, I. 36.
628 Bu ahs hakknda daha geni bilgi iin bkz. ez-Zehebt, Illtztin, III. 169.
629 Ibnul-Cevzt, I. 130; es-Suyti, I. 36-37.

146
bn Muhammed bn Harb olup, bn 'Adi ve bn Hbbar onun yalanc olduu-
nu ve hadis vazetti ini sylemi lerdir. kinci afet ise, bn Humeyd olup, Eb l.
Zurca, bn Vare ve di erleri onu yalanc lkla itham etrni lerlir63.

Murci'eye kar ileri srlen dier bir hadis, sahabi Vasile ibnu'l-Eskd n
klesi Ma(rilf bn (Abdillah el-I-Jayy4 tarafndan Vasile'den rivayet edil-
mitir. Bu hadise gre Hazreti Peygamberin yle dedi i ileri srlr: " man
kavl ve ameldir; artar ve eksilir" 63i. bn `Adi, hadisin mevzft munker ve afe-
tinin. de Macraf bn cAbdillah olduunu, onun tarafndan rivayet edilen ha-
dislerden hi birinin mutabi' bulunmadn sylemitir632. Ez-Zehebi ise,
Macraf bn (Abdillah'tan gelen mevzficat n as l beliyyesinin `mer bn Haf
cihetinden geldi ini zira bu ahsn, Macriif adna pek ok hadis vazetti ini
,

ileri srmtr633 . Yine ez-Zehebrye gre Macrurun rivayet etti i hadis sa-
ys azdr ve o u da, efendisi Vasile'nin hayat hikayesiyle ilgilidir 634. Maa-
mafih Marf bn (Abdillah'tan rivayet edilen u hadis de dikkati ekicidir:
"Bir murci'i, yahut bir kaderi lp de defnedilse, gn sonra kabirleri
aldnda kble cihetinden dnm olduklar grlr" 635.

Bu hadiste iman hakk ndaki grlerinden dolay murci'eye ve ayn de-


recede, kaderi reddeden kaderiyyeye kar sert bir tepkinin Hazreti Peygam-
berin a zndan dile getirilmek istendi i aka grlmektedir.

Murei'eyi zemmeden buna benzer ba ka hadisler de uydurulmu tur. bn


(Abbas'a varan ve iinde Ahmed bn brahim bn Milsa ile, Suleyman bn
Ebi Kerime'nin de bulundu u bir isnadla rivayet edilen u hadiste, Hazreti
Peygamberin yle dedii ileri srlm tr: "Her mmetin yahudileri var-
dr. Benim mmetimin yahudileri de murei'edir" 636 .

Muhammed bn bn cAbbas'a varan bir isnadla rivayet etti i


bir baka hadiste, yine murci'e Hazreti Peygamberin a zyle zemmedilmi -

630 bnu'l-Cevzt, I. 130. Ahmed bn Muhammed bn Harb hakknda daha geni bilgi
iin bkz. ez-Zehebi, Mfziin, I. 134.
631 ibru'l-Cev t, I. 130; es-Suyiiti, 1. 37; ez-Zehebt, 1{1./z- n, IV. 144. Es-Surti ve et-
Zehebt rivayetlerinde hadis, "iman kavl ve ameldir; artar ve eksilir. zerinize Sunnet veibtir;
ona bal kaln" eklinde yer almtr
632 bnu'l-Cevzt, I. 130.
633 Bkz. III. 190.
634 Ayn eser, IV. 145.
635 Ayn yer.
636 bml-Cevzt, I. 276; es-Syi, I. 262. Keza ayn hadis ve rvisi Suleymlin bn Ebt
Kerime hakknda bkz. ez-Zehebt, Mtz n, II. 221; dier rvisi Ahmed bn brahim bn Msa
hakknda bkz. M/ilin, I. 80.

147
tir: "Rasalullah (s.a.s.) a murci'e hakk nda soruldu u zaman u cevab verdi:
Allah murci'eye lanet etsin. Bunlar yle bir kavimdir ki amelsiz iman zerin-
de konuurlar; salt, zekt ve hacc farz saymazlar; bunlar yap lrsa iyidir,
yaplmazsa bir ey lazm gelmez, derler" 637.

Hazreti Peygambere isnad edilen di er bir hadiste de, murci'e ile birlikte
dier frkann daha zemmedilmi olmas dikkat ekicidir; zira btn bu
frkalar, Hazreti Peygamberin vefat ndan ok daha sonralar tarih sahnesine
kmlard r. Muhammed bn 'Isa tarafndan Ela Said el-tludri'ye varan
bir isnadla rivayet edilen bu hadiste yle denilmektedir: "Allah, drt frkaya
yetmi nebiy diliyle lanet etmi tir. Bunlar kimdir, y Rasffiallah? diye sor-
duk, yle cevap verdi: Kaderiyye, Cehmiyye, Murci'e ve Raf za. Hazreti
Peygamber, sonra da bu frkalar yle tarif etmi tir: Kaderiyye, hayr n Al-
lah'tan, errin de iblisten oldu unu sylerler. Biliniz ki, hayr da en. de Al-
lah'tandr. Kim bunun aksini sylerse, Allah' n lneti zerine olsun. Cehmiy-
ye, Kur'nn mahlk olduunu syleyenlerdir. Biliniz ki, Kur'an gayri mah-
Rktur. Her kim bundan ba ka bir ey sylerse Allah' n laneti zerine olsun.
Murci'e, amel olmaks zn imann kavl olduunu syleyenlerdir. Ravafz ise,
Eba Bekr ve `Oner'e etmedenlerdir. Haberiniz olsun ki, her kim onlara bu -
zederse, Allah' n lneti zerine olsun" 638 .

itikadi mezheblerin zuhurundan sonra giderek artan hadis vaz' , elbette


yalnz murci'eye veya muhaliflerine mnhas r kalmam tr. Kaderiyye ve
cehmiyye gibi mezhebler de uydurduklar hadislerle kendi mezheblerinin
dailiini, yahut propagandas n yaparlarken, slam' bunlara kar koruma
gayretine giri en baz cahil mslmanlar da, yine ayn yola, yani hadis vaz-
na bavurarak bu mezhebleri reddetmeyi byk bir fazilet saym lardr.

Ileride temas etmek imkan n bulaca m z halku'l-Kur'an meselesi, ha-


dsilerle kelamclar aras nda iddetli mnaka alara sebep olmu ,
Abbasi halifesi el-Me'mn'un mutezile mezhebini devletin resmi mezhebi
olarak kabul ve iln ndan sonra, hadis imamlar , hallu'l-Kur'an inanc n
ikrara zorlannu , ikrar etmeyenler ise hapsedilmi ve iddetli i kencelere ma-
ruz braklmlard r.

637 ibnu'l-Cevzi., I. 276-277; es-Suyti, II. 262. Keza Mezkur hadis ve rvisi Muhammed
bn Sacld el-Ezrak hakknda bkz. ez-Zehebt, Miziin, III. 565. Bu ahs, bn `Adi tarafndan "ha-
dis vazeden bir kezzab" olarak tavsif edilmi tir
638 bnu'l-Cevz , I. 275-276; es-Suyti, I. 262. ib au'l-Cevzi, hadisin phesiz mevzi"' ve
rvisi Muhammed bn ' sii ile eyhi Muhammed bn Ahmed bn Manr mechtl
olduklarn sylemitir. Keza bu rvilerle ilgili olarak ez-Zehebrnin sz hakk nda bkz.
III. 464.

148
Aslnda isln , halku'l-Kur'n inanc diye bir inan getirmemi tir. iti-
kadi mezheblerin zuhuruna kadar mslmanlar, bizzat Kur'nda da s k sk
tekrar edildi i gibi, Kur'nn Keltmu'llah (Allah Kelm) olduuna inanm -
lar, bunun dnda, onun mahlk veya gayri mahlk oldu u gryle zihin-
lerini me gul etmemi lerdir. Fakat cehmiyye ve mutezile gibi mezheblerin
zuhuru ile, Allah'n Kur'n Kerimde bahis konusu edilen s fatlarnn ve bu
arada Kelm s fatnn nefyi, Kelamu'llah olan Kur'nn mahlk olduu inan-
cn dourmu ve bu inan, ad geen mezhebler tarafndan slami bir akide
gibi mdafa edilmi ve halka da zorla kabul ettirilme e allmtr. Ancak
burada unu hemen belirtmek gerekir ki, halku'l-Kur'n inanc nn mucidi ve
mdafii olan cehmiyye veya mutezile ynnden bu inanc n teyidine yard m
edecek mevz hadislerin gelmemi olmas garib karlanmamak gerekir; n-
k bu mezhebler, sahih olan hadisleri bile delil olarak kabul etmemi ler, on-
lar klliyyen reddetmi lerdir. Hadisi kabul etmeyen kimselerin, gr lerini
teyid etmek iin hadis uydurma a te ebbs etmeyecekleri - kesin olmasa
bile - tabii olmak icabeder. Bu sebepledir ki, mevz't kitaplarmda Kur'n n
mahlk olduunu ifade eden hadislere pek rastlanmaz.
Bununla beraber cehmiyye ve mutezilenin, Kur' nn mahlk olduu
grn slmi bir akide olarak ortaya atmas , mslmanlar aras nda id-
detli bir tepki ile kar lanm , bir taraftan bu mezhebler sert bir dille ktle-
nirken dier taraftan gr leri e itli ynlerden rtlme e allmtr.
Bu arada baz gayretke ler de talku'l-Kur'n inanc n, uydurup Hazreti
Peygambere isnad ettikleri hadislerle reddetme yolunu tutmu lardr. Aslnda
gerek hadisiler de cehmiyye ve mutezilenin kar snda yer almlardr; fa-
kat hadis vaz' n, bu mezheblerin ika edecekleri zarardan ok daha tehlikeli
grdkleri iin, kendi grlerini destekler mahiyette de olsa, uydurulmu
hadisleri tesbit ve uyduranlar en iddetli dille tenkid etmekte tereddt gs-
termemi lerdir. Bu konuda da baz rnekler verebiliriz:
Muhammed bn cAbd bn mir es-Sem.e4andPnin, Cbir bn cAbdillah'a
varan bir isnadla rivayet etti i hadise gre, Hazreti Peygamberin yle dedii
ileri srlmtr: "Her kim Kur'n n mahlk olduunu sylerse kfir olur" 639
Hadisin rvisi Muhammed 'bn `Abd, ez-Zehebi'nin ifadesine gre, hadis
vazcyle tannm bir kimsedir. Keza ed-Drakutni de, onun yalan syledi ini
ve hadis uydurdu unu sylemi tir64.
Muhammed bn Yaby bn Razin tarikyle Enes bn Mlik'ten rivayet
edilen bir ba ka hadiste yle denilmitir. "Gklerde ve gkle yer aras nda
639 ibnu'l-Cevz1, I. 107.
640 Tercemesi ve mezkr hadisle ilgili olarak Cacfer Ibnu'l-IjaceEe'm bir hikayesi hak-
knda bkz. ez-Zehebl, Miziin, III. 633-634.

149
-Allah ve Kur'an mstesna- her ey mahlktur. Kur'n O'nun kelm dr;
her ey onunla balam ve O'na dnecektir. mmetimden baz kim-
seler kp Kur'a= mahlk oldu unu syleyeceklerdir. Her kim bunu syler-
se Allah'a kfretmi olur. Byle syleyen kimseyi kar snn hemen bo amas
lazmdr; nk m'min olan bir kad nn kfir bir erke in taht nikalunda
bulunmas caiz de ildir; me er ki kadn, ayn sz kocasndan evvel syle-
memi olsun" 641. Hadisin rvisi olan Muhammed bn Yahya bn Razin, onu
uydurmakla itham edilmi tir. bn Hbban, bu ahs hakknda "hadis vazeden
bir deccal" tabirini kullan mtr642.

Ahmed bn Muhammed bn Harb'in Eb Hurayra'ya varan bir isnadla


rivayet etti i dier bir hadiste de yle denilmitir: "Kur'an Allah' n kelm-
dr. Halik da de ildir, mahliik da. Kim bundan baka bir ey sylerse, o kafir-
dir"643 mann artp eksilmesiyle ilgili hadisi uydurmakla hret kazanan
Ahmed bn Muhammed bn Harb 644, bu hadisin de vazcdr. bn cAdi'nin
ifadesine gre, teammden yalan syleyen ve hadis vazeden bir kimsedir 645.
Keza bn Hbban da onun hakknda "hadis vazeden bir kezzab idi" demi -
tir 646 .

Zikrettiimiz bu misaller, Kur'a= mahlilk olduunu ileri sren ceh-


miyye ve mutezileye kar gsterilen iddetli tepkinin en ak rne ini te kil
ederler. Ne var ki bu tepkiyi gsterenler, Hazreti Peygambere kas dh olarak
yalan isnad etmekle islam'a ok daha byk ktlk yapt klarnn anlay-
ald iinde kalm lardr. Bu suretle, bir taraftan, ortaya kan yeni yeni
itikadi mezheblerin gr lerini aksettiren, di er taraftan, bu gr lere karg
kan fakat gere i aksettirdi i ileri srlen slam akaidine ait bir ok uydur-
ma hadis, mslmanlar aras nda yaylm ve her ferd, inan ynnden sahip
olduu gr, ister istemez, bu hadisler aras nda kolayca bulabildi i bir
delil ile mdafaa etme e almtr.

3. slam dmanl

Siyasi ve itikadi ihtilaflar n sebep olduu hadis yaz'', ikinci as rda byk
bir sratle geli irken, baz evrelerde slan'a kar beslenen kin ve nefret
duygular da, onu ykmaa matuf bir takm sinsi faaliyetlerin giderek yo un-

641 Ibnu'l-Cevzt, I. 107.


642 E-Zehebi M-Izi-in, IV. 63.
643 Ibnu'l-Cevzi, I. 107-108
644 630 No.lu dipnota bakm .
645 Bkz. ez-Zehebt, Mizten, I. 134.
646 ibnu'l-Cevzi, I. 108.

150
latrlmasna sebep olmutur. Bu faaliyetlerde yine hadis yaz (' birinci planda
yer alyordu.
Daha Hazreti Peygamber hayatta iken btn 'Arap Yar madas slam
Devletinin hudutlar iine girmiti. Halifeleri devrinde ise, bu devletin hudut-
lar, bir taraftan (Ir a- k ve Suriye'yi de iine alarak M sr ve Simali Afrika'ya,
dier taraftan Iran ve Ermenistan dahil Hindistan'a kadar uzanm t. Is-
lam'n bu yaylmas, phesiz, bir ok imparatorluklar n, krallklarn veya
prensliklerin yklmas pahas na olmu ; yayld lkelerde, msamahas , ada-
leti ve getirdi i rahat hayat artlaryle, halk, dalgalar halinde kendisine
cezbetmi olsa bile, iktidarlarna son verdi i kudretli kiilerin ve onlarn yar-
dmclarnn kalplerinde kin ve intikam ate lerinin alevlenmesine engel ola-
mamtr. Ancak bu intikam n, gn getike kuvvetlenen slam ordusuna
kar silhh bir mcadele vererek al nmasn imkansz gren bu yabanc un-
surlar, kinlerini ilerinde gizleyerek islam'a girdiler ve onu iten y kmak iin
her frsattan istifade etme gayretine d tler. Daha nceki bahislerimizde
zerinde durdu umuz undtk ve mllud denilen bu trl kimseler, islam'a
olan inanszlklarn, kin ve nefretlerini ilerinde gizleyerek bazan zhd ve
takva, bazan 'Ali ve evlad hayranl, bazan da felsefe-hikmet rtsne b-
rnmler, fakat her eyden nce Islam akaidini ifsad etmeyi ve mslman-
larn kalplerinde bu akaide kar phe ve tereddtler uyand rmay balca
gaye edinmi lerdir. Bu maksatla, akla hayale gelmeyen ve Hazreti Peygam-
berin a zndan kmasna imkn olmayan binlerce sz uydurup yaym lardr647.
Bunlarn ileri gelenlerinden saylan (Abdul- Kerim bn Ebi'l- (Avea', Basra
emiri Muhammed bn Suleyman tarafndan ldrlrken u itirafta bulun-
mutur: "Vallahi hakknzda drt bin hadis vazettim ve bunlarla helal
haram, harama helal k ldm. Oruclu gnnzde size oruc bozdurup, iftar g-
nnzde oruc tutturdun'"". Halife el-Mehdrni huzuruna gtrlen bir ba -
ka zndk da, drt yz hadis uydurdu unu, halen bu hadislerin halk dilin-
de dolatn itiraf etmekten ekinmemi tir6 ".
Zndklarn hadis yaz (' ynnden islam'a yapt klar ktlk, dierleri
yannda ok daha byk ve tehlikeli olmu tur. Ne var ki gerek halifelerin
bunlara kar aldklar sert tedbirler, bu meyanda ele geirdiklerini ldr-
meleri ve gerekse hadisilerin bunlar taraf ndan vazedilen hadisleri tesbit
edip tesirsiz hale getirmeleri, slam akaidini z ndklarn errinden koruyan
bahea miller olmutur.

647 El-tlatib el-Baddi, s. 431; es-Suyfrti, Tedrbu'r-rlvt, s. 186.


648 bnu'l-Cevzr el-MevOciit, I. 37; es-Suyi-41, el-Le'rli'l-manrca, II. 468 ve Teddbu'r-
r(I, s. 186.
649 Ibnu'l- Cevzi, I. 37-38; el- 1-ja-gb el- Ba dtdi, el-Kiftye, e. 431; es-Suyg,
el-Le'Cli'l- maniica, II. 468.

151
Tabakat kitaplarnda zndk ve mlhd olarak tavsif edilen baz isimlere
temasla, bunlardan gelen rivayetlere bir ka rnek vermek, z ndklarn ne
tr uydurma hadislerle slam inanc n kartrmaa altklarn gstermek
bakmndan faydal olacaktr.

bn Iibban'n zndk olarak isimlendirdi i Eyylb bn (Abdi's-Selam,


Ebr Bekre tarikyle bn Mestad'tan u haberi nakletmi tir: "Allah gazab etti-
i zaman <Ar zerinde ier irile ir; yle ki, kendisini ta yan eye a r ge-
ir,,sso

Medayin'de islalpyye denilen bir cemaatin reisi oldu u bildirilen s-


hak bn Muhammed en-Nata% el-Ahmer de, 'Ali'nin Allah oldu una inanan
ve onun hakknda hadis uyduran bir z ndk idi. Hazreti Peygamberin fil su-
retinde bir eytanla karlamasn, ona lanet etmesini, 'Ali'nin eytan ldr-
mek iin zerine at lmasn ve eytanla aralar nda geen muhavereyi, bu
arada Hazreti Peygamberi kk d ren szleri <Ali'nin a zndan naklet-
mesi, byle bir zndn kolaylkla yapabilece i efi bir iftirad r. Bu ahs
hakknda yeteri kadar bilgi veren ez-Zehebi, cerh imamlar nn, zucafa ile il-
gili kitaplarnda ona yer vermediklerini bildirmi ve "bunu iyi yaptlar;
nk bu ahs bir zndktr" demi tir65 .

Yahya bn Mende tarafndan "mlhd kezzb" olarak tavsif edilen _Ah-


med bn Manfir Ebu's-Sdadat da "Rabb n nnde, sureti, ru'yeti ve keyfi-
yeti isbat eden kimselerin isimlerini ihtiva eden bir lvha bulundu unu"
uydurmakla itham edilmi bir zndktr652.
Zndkl dolaysiyle Eb Ca<fer el-Man ar tarafndan as larak ldr-
len Muhammed bn Sdid, kendisinden hadis rivayet eden baz kimselerce,
gizlenmek veya tedlis edilmek suretiyle, ismi e itli ekillerde verilmi bir
"kezzab" idi. snadlarda bazan Muhammed bn Hassan, bazan Muhammed
bn Ebi Sehl, Muhammed bnu't-Taberi, Muhammed Mevl Beni Ha im,
Muhammed el-Urduni, Muhammed e -Sami gibi deiik isimlerde zikredil-
mitir. Ahmet bn Hanbel, onun amden hadis vazetti ini ve Ebl Cdfer ta-
rafndan zndk olarak as ldn sylemitir. te bu ahsn rivayet etti i bir
hadise gre Hazreti Peygamber, koyun kesip derisini yzme e alan bir

650 Zmelk Eyytib bn cAbdi's-Sel a m ve bu haberi hakknda bkz. ez-Zehebi, Miziin, I.


290. Ez-Zehebt, bn Ilbbfn'm ifadesine istinaden Eyyb'tan bu haberi nakleden Hammd
bn Seleme'yi Hazreti Peygamberin "ki inin her iittiini nakletmesi, hataya d mesi iin ye-
terlidir" hadisi dolay syle ayblam grnrse de, Hammad'tan bu haberle ilgili olarak bir
isnad gelmedi ini syleyerek, bn H bbn'n bu konuda fazla sert davrand n ileri srmtr.
651 Zmdk shak bn Muhammed hakknda daha geni bilgi iin bkz. ez-Zeheld Mfz ln,
I. 196-198.
652 Bkz. aym eser, I. 159.

152
kimseye, bu i in nasl yap ldn gstermek iin, elini hayvan n derisi ile eti
aras na sokmu ve deriyi yzm tr. Bu arada eline ve elbisesine kan ve baz
et paralar bulam olduu halde bunlar ykamadan halk ile namaz Unus-
tr.
Yalancl ve hadis vazcndaki faaliyeti btn hadisiler taraf ndan
takip ve teslim edilen Muhammed bn Sa(Id, en-NesTnin ifadesine gre bu
sahada en ok hret kazananlardan birisi olmu tur. En-Nes'i, bu konu ile
ilgili olarak yle der: "Hadis vaz<1 ile marf olan kezziibiin (yalanc lar), Me-
dine'de bn Ebi Yahya, Ba dd'ta el-Vkdi, Horasn'da Muktil bn Suley-
mn ve am'da da Muhammed bn Sdid'tir" 6"
Muhammed bn Succ tarafndan uydurulan bir hadiste "Allah' n nce
bir at yaratt , sonra bu at koturduu, ko an atn terinden de kendi nefsini
yaratt " ileri srlmtr654.

Zndklar, bu ve benzeri hadislerle slm'a ayb isnad etme e ve bu suretle


m'rblerin kalbine phe sokmaa almlardr. Oysa ki islm'n bu ko-
nudaki hkm o kadar a k ve kesin olmutur ki, bnu'l-Cevzi'nin de dedi i
gibi, isnad en gvenilir kimselerden te ekkl etmi olsa bile, "ma(kle
usle munak z" her hadisi "mevzil" olarak de erlendirmekte tereddt
gsterilmemi tir655 .

4. Irk, belde ve mezheb taassubu

Daha nceki bahislerimizde de temas etti imiz gibi, islm' n araplar


arasnda zuhur etmesi ve ilk anda yine onlar aras nda yaylmas dolaysiyle
gerek devlet i leri ve gerekse ilmi faaliyet, bidayette yaln z Araplara mn
hasr kalm ve yalnz onlar tarafndan tedvir edilmi tir. Fetihlerin ba lad
ve giderek geni ledii sralarda Hazreti Peygamber, fethedilen yerlere yine
Arap olan ashabndan ilmine gvendi i kimseleri muallim olarak gndermi
ve onlar vas tas yle halkn Kur'n ve Sunnet ahkamm renmesini sa la-
mtr. Hazreti Peygamberin vefat ndan sonraki devirlerde, baz sahabilerin
muallim olarak gnderilmeleri i i yine devam etti; fakat fetihlerin ok daha
,

genilemi olmas dolaysiyla ilim renme i i, artk Araplara inhisar eden


bir i olmaktan km , Arap olmayan mslmanlara da intikal etmi ti.

Eskiden beri bedevi olarak hayat sren ve kuru iklim artlaryle mca-
dele etmekten te gemeyen araplar, sanat ve mede iyetten yoksun umm!

653 Bu ahs hakknda daha geni bilgi iin bkz. ayn eser, Ili. 561-563 ve Ibnul-Cevzi,
el-Mevziiciit, I. 47, 48.
654 Ibnu'l-Cevzi, I. 105.
655 Ibnu'l-Cevzrnin bu gr hakknda bkz. el-IVIevzitcrt, I. 106.

153
bir kavim olarak tavsif edilmi ler, Islam'n zuhurundan sonra ise, Kur'n ve
Sunnetle ilgili bilgilerini g slerinde muhafaza etme e ahmlardr; nk
tedvin ve tasnif gibi, ilimlerin muhafazas nda ve geli mesinde ilk mhim ro-
l oynayan vas talar, ummilikten ziyade sanat ve medeniyetin ba ta gelen
unsurlar ndand. Bu sebeple ilimlerin tedvin ve tasnifi devrine girilmesi, Is-
lam'n Arap olmayan kavimler aras nda yaylmasndan sonra srat kazan-
mtr.

Tabi<in ve etbd devirlerinde Sacid bnu'l-Museyyib (. 94), cAlkame


(. 62), urayh (. 78) ve Ibrahim en-Nabdi (. 96) gibi hret kazanm
halis Arap ilim adamlar yetimi olmakla beraber, bunlar n yannda isimleri
zikredilen ve fakat Arap olmayan ilim adamlar nn da bulundu u ve bunlarn
ekseriyeti te kil ettikleri grlr. Dikkati eken di er bir husus da, bu ilim
adamlarnn umumiyetle mevaliden olmalar dr.Mesela Mekke ulemasndan Mu-
eahid bn Cebr (. 104), Bena Mahziim'un mevlas idi ve bn Abbas'tan riva-
yet etti i tefsirle hret kazanmt . `Ikrime (. 109) de bn `Abbas'n mevlas
idi ve onun ilmine sahip olmu tu. 'Ata' bn Ebi Rabah (. 114) Ben Fihr'in,
Ebu'z-Zubeyr Muhammed bn Tedrus (. 126) Hakim bn khzam' n mevla-
lar idiler. Kufe ulemas ndan Sdid bn Cubeyr (. 95) Beni]. Valibe'nin, Basra
ulemasndan el-Hasan bn Yesar (. 110) Zeyd bn Sabit'in, Muhammed ibn.
Sizin (. 110) anas Safiyye Ebn Bekr e -Sddik'm mevalisindendi. Bunlarn
yannda, Salim bn (Abdillah bn (Omer tbni'l-ljattab (. 106), el-Kas m bn
Muhammed ihn. Ebi Bekr e -Sd" (. 107), 'Ali ibriu'l-1.1useyn bn (AH bn
EM. Talib (Zeynu'l`,:kbidIn) (. 99) gibi babas Arap anas yabanc olanlar
da vard.

bn Ebi Leyla anlat r: Koyu bir Arap milliyetisi olan (Isa bn Masa,
bir gn bana yle sordu:

Basra fakihi kimdir?


El-Hasan bn Ebi'l-Hasan.
Sonra kim?
Muhammed bn Sirin.
Nedir bunlar?
Mevaliden..
Mekke fakiki kin ?
(Ata' ibn Eb Rabal , Mucahid, Sacid bn Cubeyr, Suleyman bn
Yesar.
Bunlar nedir?
- Mevali.

154
Medine fukahas kimlerdir ?
Zeyd bn Eslem, Muhammed ibnu'l-Munkedir, Nfic, bn Ebi Necik.
Bunlar nedir?
Mevali. Rengi de iti ve tekrar sordu:
Kub ehlinin en fakiki kimdir?
- Rab1(atu'r-Re'y ve bn Ebi'z-Zind.
Bunlar nedir?
Mevaliden. Yz kart ve sordu:
Yemen fakiki kimdir?
Tvns, o lu ve bn Munebbih.
Bunlar kim?
Mevali. Boyun damarlar i ti, aya a kalkarak sorma a devam etti:
Ijorsn fakiki kimdir?
cAtg' bn CAbdillah el-Ijorsni.
Bu cAt' ne ?
Mevl. Yz daha ok kart, siyahlat ; o kadar ki korktum. Sordu:
Sm fakiki kim?

Bu Mekkl ne?
Mevl. Yorgun ve bitkin bir halde nefes alma a balad :
Kiife fakiki kim?

Eer korkmasayd m el-Hakem bn ( Uteybe ve cAmmr bn Ebi Suley-


mn diyecektim. Fakat i in ktye varaca n dnerek brhim en-Nakdi
ve e-Sacbi dedim. O yine sordu:

Bunlar ne?
Arap. Bunu i itince "Allahu Ekber" dedi ve skiin buldu 656.

Zikrettiimiz bu misal, islm'n Arap olmayan milletler aras ndaki ya-


ylmasndan sonra ilmi hayata ve ilim adamlar na k tutacak bir mahiyet
arzeder. Yukarda ismi geen zevat n, Arap olmasalar bile, ilim ve faziletle-
riyle islm'a yapt klar hizmetin bykl, elbetteki her trl phenin
stndedix. Fakat bu misal, bize unu da gstermektedir ki, islm bayra
altnda toplanm Arap ve Arap olmayan milletlerin muhtelif meslek ve mez-
heblerdeki tabakalar arasnda rk ve cinsiyet ynnden, zaman zaman, id-

656 bn cAbd Rabbih, el-Ilcdu'l-ferld, III. 415-416.

155
detli mnakaalara varan fikir ayril klarmn kma ihtimali fazlasyle mev-
cuttur ve nitekim bu ihtilafn kt da grlmtr. Ancak, ne e it fikir
olursa olsun, dini nasslarla teyid edildi i zaman de er kazanabilece i filml-
e= hakim olduu bir devirde, rk ve cinsiyet stnl ile ilgili mnaka a-
larda da bu e it nasslara ihtiya has l olaca n hatrdan uzak tutmamak
gerekir. te bu ihtiya, zerinde durdu umuz sair konularda oldu u gibi,
hem Arap kabileleri aras ndaki riyaset ve tefahuru, hem de Araplarla di er
rklara mensup milletler aras ndaki stnlk yarn hedef tutan yeni tr
hadislerin vaz`ma yol am tr. Bir taraftan Araplar, bu e it hadislerle, ken-
dilerinin dier milletere stnllderini isbat etme e alrlarken, dier taraf-
tan, Arap olmayanlar da, bazan dil, bazan da ehir ve kasabalar yle Araplara .

stnlklerini, yine kendi vazettikleri hadislerle ortaya koyma gayretine


girimilerdir.
Araplarn faziletini en bariz bir ekilde ortaya koyan u hadis, mevzuat
kitaplarnda konu ile ilgili olarak yer alan tipik bir rnek te kil eder: cAll'der
gelen ve isnadnda (Anbese bn cAbdi'r-Rahman ad nda bir rvisi bulunan
bu hadiste yle denilmitir: " nsanlarn hayrhs Araplard r. Araplarm ha-
yrhs Kurey , Kurey 'in hayrhs da Ben Haim'dir. Acem (Arap olmayan)in
hayrls Fris, siyahilerin hayrhs N-C.113e, renklerin hay rls sar, maln
hayrls saray, boyalar n hayrls ise knadr"657.

Yalya bn Yezid'in bn `Abbas'a varan bir isnadla rivayet etti i bir


ba ka hadiste de yle denilmi tir: " sebepten dolay Araplar seviniz: Ben
bir Arabm; Kur'n arapad r; ve cennet ehlinin kelann da arapad r"6".
Siyahi (zenci) lerle ilgili olarak ileri srlen bir hadiste, onlarla dostluk
kurulmas tavsiye edilmi ve "nk aralar nda cennet ehlinin efendilerin-
den kii vardr: Lukman en-Neca i ve Bilal" denilmi 659, bir
baka hadiste ise, "siyahilerde hay r olmad , bunlarn a iken hrszlk yap-
tklar, karnlar doyduu zaman da zina i ledikleri" ileri srlm tr66.

Baz ehirlerin faziletleri, di er bazlarnn da zemmi hakk nda uyduru-


lan hadislerin de, bu rk taassubunun birer tezahr oldu una phe yoktur.

657 bn <Arrk, Tenzlhu' - eri(ati'l-merfca, II. 36. Hadisin rvisi <Anbese hakk nda el-
Bub "terekfhu" (onu terkettiler) ve "zfllibu'l-hadis" (katibi bo ) demi ; Ebf I:Paint ise,
hadis vazettiini sylemi tir. Bkz. Ez-Zehebt, Miziin, III. 301.
658 Es-Suyiiti, el-Le7117-manca, I. 442. ibnfl-Cevzt, hadisi <Ati'dan mursel olarak nak-
'etmitir. Bkz. el-MevzrcCt, II. 41. EVIJkaylt hadis hakknda "munkerdir; ash yoktur" demi tir.
Ez-Zehebt ise, hadisin rvisi YallyEt bn Yezid'in musahhaf oldu unu ve aslnda Yaly. bn
Bureyd olmas gerektiini sylemitir. Bkz. Miuin, IV. 365, 415.
659 Es-Suyti, el-Le'itli'l-manitca, I. 448; bn (Arrk, Tenzilu'- ertica, II. 33.
660 Es-Suyfti, ayn eser, I. 444; bn <Arrfk, ayn eser, IL 31.

156
Eb Hurayra'dan merf0 olarak rivayet edilen bir hadiste, dnyadaki drt
ehir cennet, drt ehir de cehennem ehri olarak ilan edilmi tir: "Dnyadaki
drt ehir cennet ehirlerindendir. Bunlar: Mekke, Medine, Bey tu'l-Makdis
(Kuds) ve D mak'tr. Dnyadaki drt ehir de cehennem ehirleridir. Bun-
lar da: El-Kustantlmyye ( stanbul), et-Taberiyye, yanan Antalya ve Sada-
dr. Tatl sularn ve ya mur getiren rzgar n kayna , Beytul-Makdis kaya-
snr altdr" 661.

( Abdul-Melik bn (Antere'nin, babas ve ceddi vastasyle (Ali'den riva-

yet etti i bir hadiste de yle denilmitir: "Cennet kap larndan dnyada
alm drt kap vardr. Bunlardan birincisi skenderiyye'dir. Sonra (As-
kaln ve Kazvin gelir; fakat Cudde'nin bunlara stnl , Beytu'l-Haram'm
dier evlere stnl gibidir"662.

cAskalan, skenderiyye ve Kazvin'in beraberce medhini tazammun eden


hadisler yannda, her biri iin ayr ayr uydurulmu hadisler de vard r. Mese-
la Kazvin hakknda Enes bn Malik'ten geldii ileri srlen bir hadiste yle
denilmitir: "Sizin iin ufuklar a lacak ve Kazvin denilen bir ehir fethedi-
lecektir. Bu ehirde krk gn veya krk gece kalan kimseye, zerinde ye il
zmrt, onun da zerinde krmz yakuttan kubbe bulunan bir stun verilir.
Bu kubbenin altundan yap lm 70 bin kap kanad vardr. Her kanatta lifr-i
<Ayn'dan bir zevce vard r"663.

Bunlarn yannda, Nuaybin'in, cAntakya'nn, Bara'mn ve Horasan'da


bir ok yerin faziletleri hakk nda daha pek ok misal zikretmek mmkndr.

661 bnu'l-Cevzi, el-Mevirctt, II. 51; es-Suyti, el-Le'eli'l-nasnica, I. 458-459; bn cAr-


rak, Tenzthu' - eria, II. 48. Iladisi ez-Zuhri'den rivayet eden el-Velid bn Muhammed el-Mu-
vakkari (. 181), hadis imamlar arasnda genellikle zay f bir ravi olarak tannm, Yalya !bn
Mdin ise, onu yalanclkla itham etmitir. Bkz. ez-Zehebi, Illizrn, IV. 346. bn `Adi hadisin mun-
ker olduunu sylemi ve ez-Zuhri'den yalnz el-Muvalskarl tarafndan rivayet edildi ini ileri sr-
m ise de, bn `Asakir, Muhammed bn Muslim et-Ta'ifrnin ona mtabeat etti ini sylemitin.
Bkz. es-Suyti, ad geen eser, I. 459. Hadiste zikri geen Sada' ehrinin Yemen Sancii'l de il,
Rum diyarndaki Sada' oldu u ileri srlmtr. Antakya el-Muhterika denilen ehir ise, el-
(Abbas ibnu'l-Velid bn <Abdi'l-Melik tarafndan yaklan Antakya'dr. Bkz. ayn yer.
662 bnu'l-Cevzi, Il. 52; es-Suyilti, I. 460. Radisin rvisi cAbdu'l-Melik bn Ilarn, zayf,
kezzb, deceal ve hadis vazeden bir kimse olarak tavsif ohnunu tur. Bu ahs ve rivayeti hakknda
daha geni bilgi iin bkz. ez-Zehebt, Mizi-tn, III. 666.
663 Ibnu'l-Cevzi, II. 55; es-Suyti, I. 463. liadisin Davd bnu'l-Mulabber tarafmdan
vazedildii aklanmtr. Bu ahs hakknda bkz. ez-Zehebt, MIzn, II. 20. Hadisin bn Maee
tarafndan da Sunen'inde nakledildi ini syleyen bnu'l-Cevzi, asil garabetin, ilmine ra men
bn Maee'nin bu hadisi kabul etmesinde bulundu unu ve baz kimselerin "e er bu hadis sahih
olmasayd byle bir alim onu zikretmezdi" diyerek muktezas nca amel ettiklerini, halbuki bunun,
lke ve vatan taassubundan meydana geldi ini ileri srntr. Hadisin bn Mace rivayeti iin
bkz. es-Sunen, II. 179.

157
Bunlar aras nda bilhassa Ba dad'n ve Msr'n zemmiyle ilgili uydurma ha-
dislerin de yer alm olmas dikkat ekicidir. Fakat bu ehirler, ister medhe-
dilmi olsun, ister zemmedilmi olsun, bunlara dellet eden hadislerin hepsi-
nin de rk ve lke taassubu neticesinde uydurulduklar na phe yoktur. An-
cak yaz sebepleri kolayl kla izah edilemiyen bir gurup hadis vard r ki, bunlar
haftann gnleriyle ilgili olup, Kur'an' Kerimdeki baz ayetlerin tefisiri iin
israiliyyatta alnm olmalar muhtemeldir.

Ebn Hurayra'ya varan ve zay f ve mehul ravilerden mte ekkil bir is-
nadla ileri srlen bir hadiste yle denilmi tir: "Cumartesi gn hile ve de-
sise gndr; nk Kurey , bu gnde hile yapmak istemi ve Allah Tacala
da onlar hakknda "kafirler sana hile yapmak isterler" 664 yetini
Pazar gn bina yapmak ve a a dikmek gndr; nk cennet, bu gnde
nebatlanm ve bu gnde a alandrlmtr. Pazartesi gn, sefer ve ticaret
gndr. Sal gn kan gndr; nk Adem o lu, karde ini bu gnde l-
drmtr. ar amba gn u ursuzluk gndr; nk Allah, `Ad kavmi
zerine frtnay bu gnde gndermi tir. Firavun bu gn do mu , ila oldu-
unu bu gn iddia etmi ve Allah onu bu gn hela etmi tir. Perembe gn
sultamn huzuruna girme ve ihtiyalar grme gndr; nk brahim (a.s.)
in Ms r hkmdarnn yanna girdii, kansm ona geri verdi i ve ihtiyalar n
grd gndr. Cuma gn de, kz isteme ve nikh gndr; nk Peygam-
berler, Cuma gnnn bereketi dolay siyle bu gnde evlenirler" 665 .

kinci asrda ortaya kan baz fkh mezheblerinin yahut mezheb imam-
larnn medih veya zem mini istihdaf eden hadis va z` n da, cahil mezheb taraf-
tarlarnn ar derecedeki taassubuna ba lamak mmkndr. Aslnda bu
imamlar, biribirlerini saym , biribirlerinin grlerine sayg gstermi ve
hatt biribirlerinden ilim alm olsalar bile, onlarn baz taraftarlar , cehale-
tin kazandrd taassupla kar snda olduklar imam ktlemeyi veya ba l
bulunduklar mezheb imamn medhetmeyi mezheblerine hizmet telakki
etmiler ve bu hizmeti ifa ederken Hazreti Peygambere yalan isnad etmenin
ar vebalini de yklenmi olduklarn idrak edememi lerdir. Mesela Eb
Hurayra'dan rivayet edilen bir hadiste Hanefi mezhebinin imam Eb Ha-
nife medhedilmi ve yle denilmitir: "mmetim iinden ismi en-Nucman,
knyesi Eb Hanife olan bir adam kacak; bu, mmetimin olaeakt r"666.

664 Enfl sresi, 30.


665 bnu'l-Cevzi, II. 71-72; es-Suyti, I. 481.
666 Bu hadisi zikreden ihnu'l-Cevz (II. 48), el-tlatIb'in u szn de naldetmitir: "Ha-
dis nevzclur ve rivayetiyle teferrd etmi tir. El-IRkin'den bana nakledildi ine gre,
Eb `Abdillah ika olan kimselerden pek ok menakir vazetmi tir. En a r derecede
olan da Ebil Hanife ile ilgili olan hadistir".

158
Ebl Hanife ile ilgili olan bu hadis, Horasan taraflar nda bu ekilde
yaylm , (Irak'ta ise, ona bir de u sz eklenmi tir: "mmetim iinden
Muhammed bn Idris (e -Safici) denilen bir adam daha kacak; bunun
fitnesi, mmetime iblisten daha zararl olacak"667.

Eb Hanife hakknda Enes bn Malik'e varan de iik bir isnadla u ha-


dis de uydurulmutur: "Benden sonra, ismi en-Ndman bn Sabit olan ve
Ebu Hanife diye knyelenen bir adam gelecek; bu, Allah' n dinini ve sunne-
timi ihya edecek" 668. Bu hadis de di eri gibi batl ve mevzdur snadnda
bulunan rvilerden Muhammed bn Yezid, metrk 669, Suleyman bn Kays
ve Ebu'l-Mdalla bnul-Muhacir, mechuldr; Eban ise, yalanc lkla itham
edilmitir".

5. Hikyeeiler ve va' zler

Hulef-i Raidin devrinin sonlarna do ru ortaya kan ve "ku a"


(hikaye anlatanlar) denilen baz kimseler, cami ve mescidlerde oturmay ve
evrelerinde halka te kil eden cemaata vacz ve nasihatta bulunmay adet
haline getirmilerdi. Ancak bunlarn bir ksmn, vacz ve nasihattan ziyade,
halkn nazarnda kazanacaklar yksek mertebe ve hret ilgilendiziyor ve
v dzlann, kendilerini bu gayeye ula tracak bir ekilde hazrlyorlard . Bun-
lar, hrete giden yolun, halkn dini hislerini galeyana getirmek suretiyle
tutulabilece ini bildikleri iin, onlar coturacak ekilde vdzediyorlar, bazan
da hazin konu malarla onlar uzun uzun a latyorlard . Halk zerinde en
ok tesir eden vdzlar, cennet ve cehennem tasvirleriyle, buralarm sonsuz
nimetlerini veya azablar n ihtiva eden konu malard. Her ne kadar Kur'n
Kerimde ve Hazreti Peygamberden rivayet edilen sal ih hadislerde, cennet
ve cehennem hakknda bir mslmana yetecek kadar bilgi verilmi ise de,
bu vaczler, bunlarla iktifa etmiyorlar, halk daha ok midle ne elendirmek,
yahut onlara daha ok hzn ve korku verip a alatmak iin daha bol ve de-
iik malzemeye ihtiya duyuyorlad . Bu ihtiyac gidermek iin hadis, inan-
drc olmak ynnden de e siz bir hazine te kil ediyordu. Ancak mevcut
olan sahih hadisler i lenmi ve halk tarafndan art k renilmi olduu iin,
tesirlerini de yitirmi lerdi. Bu sebeple vaSzler, yeni hadisler uydurmay ,
mesleklerinde ba arl olmann balca aresi olarak grdler; zaten vazc
kaps geni lde alm ve bir ok kimse, gayelerini gerekle tirmek iin

667 Ayn yer.


668 Ayni yer.
669 Bkz. ez-Zehebt, Mizn, III. 459-Muhammed bn Ahmed bn Yeztd es-Sulemt.
670 bnu'-Cevzt, II. 49.

159
bu kap dan girme e balamt . Vacaler iin de ayn ynde ad m atmay en-
gelleyecek Allah ve Peygamber korkusundan ba ka hi bir engel yoktu; esasen
onlarn kaiplerine byle bir korku da yerle mi deildi6".

te cami ve mescidlere musallat olan bu "ku a" eliyle ve srf hret


hrs iin pek ok hadis uydurulmu ve Hazreti Peygamberin ad altnda halk
aras nda yaylmtr

( Ali bn Ebi Talib'e varan bir isnadla ortaya at lm byle bir hadisi, bu

rada misal olarak zikredebiliriz. Bu hadiste yle denilmitir: "Cennette yle bir
aa vard r ki, stnden elbiseler, alt ndan da alaca bir at kar. E eri altun-
dan, gemi inci ve yakuttan olan bu at, kanatl olup, ne i er ne de hacet grr.
Allah'n evliyas onun kanatlar zerine otururlar ve diledikleri yere uarlar.
Onlardan daha a ada olanlar: Bize insaf ediniz. Ya Rab, onlar , bu merte-
beye getiren ey nedir ki? derler. Allah Ta<ala da yle buyurur: Siz iftar
ederken onlar oruc tutuyor, geceleri siz uyurken onlar namaz k lyor, siz cim-
rilik ederken onlar infak ediyor, siz korkarken onlar d mana kar cihada
kyorlard"672.

ibnu'l-Cevzi'nin nakletti i bir haberden rendiimize gre, Ahmed bn


Hanbel ve Yahya bn Macin, bir gn er-Ru afe mescidinde namaz kldklar
bir srada, bir kassas kar ve konu maa balar: "Bize Ahmed bn Hanbel
ve Yahya bn Maciin rivayet etti; onlara `Abdu'r-Razzak, Macmer'den, Mac-
mer, Katade'den, Katade Enes'ten, Enes de Rasitlullah (s.a.s.) tan yle bu-
yurduunu nakletmitir: Her kim LA LAHE LLA'LLAH derse, Allah, bu
szn her kelimesi iin bir ku yaratr. Bu kuun gagas altundan, tyleri ise
mercandand r..." Kassasn bu rivayeti 20 varak bulur. Ahmed bn Hanbel
bunlar iitince Yahya bn Ma5in'e bakar; Yahya da Ahmed bn Hanbere
bakar ve sonra yle der: Sen ona byle bir ey rivayet ettin mi? Arkada u
cevab verir: Vallahi bu szleri ilk defa u anda i ittim. Kassas hikayesini

671 Hazreti Peygamberden mutevatir olarak rivayet edilen hadis malf mdur: "Her kim
kasdh olarak benim zerime yalan sylerse, cehennemdeki yerine hazulans n". Bu hadisin, hadis
uyduranlar iin Allah ve Peygamber korkusunu telkin eden ilk ihtar olarak gznnde bulundu-
rulmas gerekirdi. Ancak bu korkunun, Allah'a ve Peygamber'e iman ile birlikte kalbe yerle e-
bilece i dnlrse, imandan yoksun kalplerde hi bir ihtarn korku hasl etmiyecei de i-
krdr.
672 bru'l-Cevzi, III. 255. bnu'l-Cevzt bu hadisi naklettikten sonra yle demitir: "Bu
hadis, Hazreti Peygamber zerine vazolun nu bir hadistir. feti vard r: Birincisi irsalidir;
bnu'l-Huseyn, Ali bn Ebt Tlib'in devrine yeti memitir (ve bu sebeple hadisi ondan
alm olamaz). kincisi, Muhammed lbn Mervn es-Suddi'dir ki hakk nda kezzb, metfkul-
hadt denilmitir. ncs ise, bundan daha a ktr ve o da Sacd lbn Tarif olup bu hadisin vaz`
ile itham olunmutur. Zira bu ahs, bn Ijbbn'n aklada gre, ihtiya annda hemen hadis
uyduran bir kimse idi".

160
bitirdikten sonra kendisine verilen hediyeleri al r ve geride kalanlar almak
iin oturur, bekleme e balar. Yahya. bn Macin eliyle i aret ederek adam
yanna arr. Kassas, hediye alaca umudiyle ko arak yanlar na gelir.
Yahya sorar: Bu hadisi sana kim rivayet etti? Kassas: Ahmed bn Hanbel
ve Yahya bn Ma<in. Yahya: Yahya bn Macin benim; bu da Ahmed bn
Hanbel. Biz, Hazreti Peygamberden gelen byle bir hadis i itmedik. Eer
mutlaka yalan sylemek laz m geliyorsa, bu bizim d mzda kalsn. Kassas:
Sen Yahya bn' Ma% misin? Yahya: Evet. Kassas: Yahya bn Ma(in'in bir
ahmak olduunu iitmemi tim; u anda bu da gerekle ti. Yahya: Benim
ahmak olduumu nasl anlad n? Kassas: Sanki sizden baka dnyada Yahya
bn Ma<in ve Ahmed bn Hanbel yok mu? Ben tam on yedi tane Ahmed bn
Hanbel ve Yahya bn Ma(Idden hadis yazdm!.. Ahmed bn Hanbel eliyle
yzn kapat r ve arkada na, brak unu gitsin, der. Kassas, onlarla alay
eder bir ekilde yanlarndan uzakla r"673.

Baz kussas, hadis uydurduklar halde, dier bazlar da, iitik1eri bir hika-
ye veya mevzil hadise bir isnad dzp onu halka rivayet etmi lerdir. ibnu'l-
Cevzi'nin Ebu Hatim'den naklen zikretti i bir haber, bunun gzel bir r-
neini te kil eder. Eb Hatim yle anlatr: "Rakka ve Harran aras nda Eri-
van denilen bir ehre girdim ve camide namaz k ldnn. Namaz bittikten sonra
nmzdeki bir gen kalkt ve haddeend Ebu Halife (Eb Halife bize rivayet
etti) diyerek Hazreti Peygambere varan bir. isnadla "her kim bir mslman n
ihtiyacn giderirse, Allah da ona yle yapar" eklinde bir hadis anlatma a
balad . Szn bitirdii zaman ona: "Ebfi Halife'yi grdn mil?" diye sor-
dum, Kassas: "Hayr" dedi. "Onu grmedi in halde ondan nas l rivayet eder-
sin'?" dediim zaman da u cevab verdi: "Bizimle mnaka a etmek, mrv
vetin azlna dellet eder. Ben yalmz bu isnadi bilirim. Bir hadis i ittiim
zaman da ona bu isnad eklerim" 674 .

Devaml konutuklar iin hitabet sanat nda ileri seviyeye ula m olan
kussas, konumalarn siisledikleri ve Hazreti Peyga nbere isnad ettikleri
acaib hikilyelerle halk cezbetme e ve kendilerine inandrma a muvaffak
olduklar iin, onlarn eliyle pek ok uydurma hadis yaylmtr. Bu sebep-
kdir ki Ibnu'l-Cevzi, hadise en byk belan n, Hazreti Peygamber yalan
isnad etmekte bir gnah ve bill tan grmeyen bu kussas eihetinden geldi ini
sylemi tir6".

673 Ilnu'l-Cevz , I. 46.


674 Ayn eser, I. 47.
675 Ayn eser, I. 44.

161
6. Terib ve terhib

Daha nce de a kladmz gibi, siyasi ve itikadi ihtilaflar n mslman-


lar arasnda sebep oldu u husumet, gn getike iddetini artrm ve b-
lnmeler daha da o almtr. Bu durum, phesiz, Islam' n tesisine alt
birlik inancna aykr idi ve bundan hem din zarar gryor, hem de mslman-
lar, btn kin ve gayzlarn Islm'a kar yneltmi olan i ve d dman-
lar kar snda son derece za'fa d yorlard . Samimi mslmanlarn bu du-
rumdan endi eye dmemeleri elbetteki mmkn de ildi. Bu endi e, tabii
olarak onlar bozulmu olan birliin yeniden tesisi iin gayret sarfetme e ve
bir takm tedbirler alma a yneltti. Bu tedbirlerin ba nda, slam dininin
ibadet ve itikad gibi e itli konulardaki gr nn, Hazreti Peygamber dev-
rindeki saf ekliyle halka retilmesi prersibi geliyordu. Bu retimin temel
kayna da elbette Kur'n ve Hadislerdi. Mslmanlar n bu iki kayna en
iyi bir ekilde bilmeleri ve onlar vas tasyle gelen emir ve nehiyleri en kusur-
suz biimde tatbik etmeleri, k sacas Allah'a ve Peygamberine iman nokta-
snda birle meleri, ilk devirde grlen vandetin yeniden tesisini sa layacakt ;
bunda hi kimsenin phesi yoktu.

Ashnda bu d nce, Islam' n zne muvafktr ve ilk devirden itibaren


btn mslmanlar zerinde hakim bulunmaktad r. Bu sebeple, bilhassa
Islam'n emir ve nehiylerine uymak hususunda, gerek Kur'n Kerimde yer
alan ayetler ve gerekse Hazreti Peygamberden sahih olarak gelen hadisler
zerinde titizlikle durulmu , va'z ve nasihatlarda bunlar mslmanlara s k
sk tekrarlanarak, onlar n em.irlere uymalar , nehiylerden salunmalar salan-
maa allmtr

Ihtilaflarn veya husumetlerin geni blnmelere yol at ikinci Hicri


asrda, baz mslmanlar, btn zhd ve takvalar na ramen, cehaletin pen-
esine d mekten kendilerini kurtaramam lar; halk, Islam'n emirlerine
sndrmak, nehiylerinden sakndrmak iin, Kur'an ve sahih hadisler ieri-
sinde yer alan hkmlerle iktifa etmiyerek yeni hadisler va zetmi lerdir. Bu
davrann zmrunda, Hazreti Peygambere yalan isnad etmek d nda, slam
dinini noksan ve kusurlu grmek gibi a r bir ithamn da yer aldnu, farke-
dememilerdir. Zira bu kimseler, hadis -yaz (' ile unu demek istemilerdir:
"Islam dini noksand r ve tamamlanma a muhtat r; biz bu hadislerle onu
tamamlama a altk"676.

Mslmanlar hayra yneltmek ve errden uzaklat rmak gayesiyle ha-


dis uyduran bu gibi kimseler, ba ta ibadetler olmak zere slam dini ierisin-

676 Bkz. es-Suyti, el-Le'rli'l-maefca, II. 469.

162
de yer alan her e it konuya girmi ler ve o konuyle ilgili bir ok hadis uydur-
mulardr. Mesela bu konulardan birisi, Kur'n Kerimin sre sre faziletleriy-
le ilgilidir. Bu cmleden olarak Ubeyy bn Kdb'tan yle bir hadis rivayet
edilmitir: "Raslullah. (s.a.s.) ld sene Kur'an' bana iki defa okudu ve
Cibril (a.s.) in, kendisine, bana okumas iin emretti ini syliyerek onun se-
lamn nakletti. Ben de Hazreti Peygambere, Kur'n n sevab hakknda Allah-
in kendisine rettii bilgilerden bana da tahsis edilen bir ey bulunup bulun-
madn sordum. Raslullah (s.a.s.) yle buyurdu: Evet, ey Ubeyy; bir
mslman Fatiha sresini okudu u zaman, ona, sanki Kur'n n te birini
okumu gibi sevab yaz hr. Her kim Bakara sresini okursa, kad n ve erkek
btn m'ninlere tasaddukta bulunmu gibi ecir kazanr. Her kim (Im-
rn' okursa, o kimseye, srenin her bir ayeti iin cehennem kprsr den
gei emam verilir. Her kim Nisa sresini okursa, ona, miras b rakm kimse-
lere tasaddukta bulunmu gibi ecir verilir. Her kim Ma'ide sresini okursa,
onun iin on hasenat yaz hr, on seyyiat silinir; ayn zamanda, yer yznde
ya amakta olan btn Yahudi ve Hristiyanlarm say snca on derece yksel-
tilir. Her kim Edam sresini okursa, yetmi bin melek ona du eder... Bu
ekilde Kur'n n sonuna kadar btn srelerin sevab zikredilmi tir" 677.
Bu hadisi Mevz'dt nda nakleden bnu'l-Cevzi, onun hakknda u bil-
giyi vermi tir: "Eb shak es-Sdlebi, Tefstrinde hadisi blm ve her ksm ,
ilgili olduu srenin ba nda zikretmi tir. El-Valudi de ona tbi olarak ayn
i i yapmtr. Onlar n bu hadisi nakletnelerine hayret etmem; nk hadis
ashab ndan de illerdir. Fakat asl hayret etti im ey, Eb Bekr bn Ebi Da-
vud'un, hadisin muhal oldu unu bildii halde, Kur'n n faziletleriyle ilgili
olarak tasnif etti i kitab nda onu blerek nakletmesidir. Fakat daha kts
ekser hadisiler ynnden gelmektedir; nk bunlar n adeti, bat l da olsa,
hadislerini tervic etmeleridir. Bu, onlar ynnden gelen byk bir ktlk-
tr; zira Hazreti Peygamberden sahih olarak u hadis varid olmutur: "Bir
kimse benden bir hadis rivayet eder ve o hadisin yalan oldu unu da bilirse, o
kimse yalanc lard an biri olur"678 .
"Kur'an srelerinin faziletleriyle ilgili olan bu hadisin uydurma oldu-
una phe yoktur. snadnda bulunan Mahled bn bn 1-.11b-
ban'n akladna gre munkerul-hadis olan bir kimsedir ve sika (gvenilir)
olan kimselerin hadislerine benzemeyen menakir rivayetiyle teferrd etmi -
t ir, , 679.

677 bnu'l-Cevzi, I. 239-240.


678 Bu hadis iin bkz. Muslim, aitii , I. 9 (mukaddime).
679 ibnu'l-Cevzi, I. 239-240. Ad geen rvi hakknda daha geni bilgi iin bkz. -Zehebt,
Miziin, IV. 83. Burada -Zehebi, mezkr hadisi bahis konusu ederek "e er bu hadis Mahled'in
bir iftiras deilse onu kimin vazetti ini bilmiyorum" demitir.

163
"Hadisin bizzat kendi metni de uydurma oldu una dellet eder; zira
btn sreler, istisnas z, kendilerine sevab ynnden uygun olan bir ekilde
ve Hazreti Peygambere yak mayan bir zafiyetle zikredilmi tir...Srelerin
faziletleri hakk ndaki hadisi Meysere bn (Abd Rabbih de rivayet etmi tir.
Bu ah s hadis vazetmekle tannm bir ki i olup, bizzat kendisi de bunu iti-
raf etmi tir. 'Abdurrahman bn Mehdi ona: " u sreyi okuyan kimseye u
sevab verilir, hadisini nereden getirdin?" dedi i zaman Meysere: "Halk n
Kur'n kraat na rabetini art rmak iin ben vazettim" cevab n vermi tir686.
Hayrl olan eye halkn rabetini art rmak iin hadis uyduruldu u gibi,
kt olan eyden onlar uzaklatrmak ve korkutraak iin de e itli konularda
bir ok hadis uydurulmu tur. Mesel insana sarho luk veren alkoll ikiler,
gerek Kur'n Kerimde yer alan yetlerle ve gerekse Hazreti Peygamberden
rivayet edilen sahih hadislerle haram k lnmtr. Bununla beraber bu a k
ve kesin nehiylerle iktifa etmeyen baz kimseler, mslmanlar ikiden uzakla -
trmak iin ba ka hadisler vazetmek ihtiyac m duymulardr. Bu cmleden
olarak, `Abdullah bn cAmr'a varan bir isnadla u hadis rivayet
"Her kim hamr ( arab) ierse, bu mi desinde iken onun yedi vakit namaz
kabul olunmaz; ve bu halde lrse, kfir olarak l_ r. Eer akln farzlardan
uzaklatrrsa, krk gnlk namaz kabul olunmaz ve bu halde iken lrse,
kfir olarak lr" 6".
`Abdullah bn cOmer'e de u hadis isnad edilmi tir: " arab ienlerle bir-
arada oturmaynnz; hastalar n ziyaret etmeyiniz; cenazelerinde haz r bu-
lunmayuuz; zira arab ien, kyamet gn, yz kararm , dili gsne sark-
m , salyalar akar ve grenler'i tiksindirir bir ekilde dirilir" 682.

Ba clcl'n ileri gelen zhidlerinden Ahmed bn Muhammed Gulm ja-


M ((O. 275), ilim sahibi bir kimse olarak da tan m/list'. ld zaman Ba dd
sokaklar kalabalktan tkanm ; tabutu Ba ra'ya ta nm ve mezar zerine
bir de kubbe yaptrlint683 . Bununla beraber hadis ulemas , onun durumunu

680 ibnu'l-Cevzi, I. 40, 240-241. Meysere ile ilgili haberler hakk nda daha geni bilgi iin
bkz. ez-Zehebt, MIziin, IV. 230-232. Mucemmirden de yle bir haber nakledilmi tir: "Ubeyy bn
Ka9tan rivayet edilen Kur'an srelerinin faziletleriyle ilgili hadisi bir eyh bana rivayet etti.
Ona bu eyhin kim oldu unu sordum. Medayin'de, halen hayatta olan bir adam, dedi. Medayin'e
gidip o adam buldum ve hadisi rivayet edeni sordum. Vasit'da bir eyh, dedi. Vasit'a gittim,
onu da buldum. O, Basra'da, Basra'daki de Ba dad'da yaayan bir eyi i tarif etti. Bu eyhe ha-
disi kimin rivayet ettiini sorduum zaman u cevab verdi: Hi kimse. Fakat gryoruz ki halk
Kur'n'dan uzakla yor; onlar Kur'n'a yneltmek iin bu hadisi biz vazettik". il nu'l-Cevzi,
I. 241.
681 bnu'l-Cevzt, III. 41.
682 Ayn eser, III. 42.
683 Ez-Zehebt, Miztn, I. 141.

164
aldamaktan ekinraemi ve ondan hadis al nmayacan kesinlikle belirt-
milerdir. te zhd ve ihniyle tan nm olan bu ahs, kendisine, rivayet
ettii hadislerin mahiyetini soran Eb l (Abdillab en-Nihvendi'ye "halk n
kalbini dzeltmek iin uydurduklar n" syleyebilimi tir6". Onun, uydur-
duunu itiraf etti i hadiderden birisi Eb Sacid el-Ijudri'ye isnad edilmi tir;
bu hadiste yle denilir: "Her kim bir o lan ehvetle perse, Allah o kim-
seye lanet eder; ehvetle musafaha ederse namaz kabul olunmaz; ehvetle
kucaklarsa kyamet gn ate ten bir lurbala dvlr. E er onunla fsk i-
lerse, Allah onu cehenneme gokar" 686 .
Abid ve zhid oldu u halde hadis vazeden kimseler, di erlerine nisbetle
daha ok tehlikeli olmu lardr; nk bunlar, ya aylar itibariyle halk ze-
rinde emniyet telkin etmiler ve szlerine gvenilen 'kimseler olarak tamn-
mlardr. Bu sebeple hi kimse, byle kimseler taraf ndan rivayet edilen
bir hadisin mevz olabilece i ihtimalini dnmemi, belki de onu, gveni-
lir bir kimsenin en sahih hadisi olarak kabul etmek durumunda kalm tr.
Maamafih hadis imamlar byle kimseleri de tenkid szgecinden geirmeyi
ve hadis rivayetindeki durumlar n tesbit etmeyi ihmal etmemi lerdir. Me -
hur imamlardan Yahya bn Sacid el-Ka tfn' n bu konuda syledi i u sz,
ok dikkata ayandr: "Hi kimsede, hayr ve zhde nisbet edilenlerde gr-
diirnden daha ok yalan grmedim" 686.
Ikinci asrn bandan itibaren btn sratiyle geli mee balayan hadis
vaz`mn eitli sebeplerini baz rnelderiyle birlikte, bir ka madde ierisinde
aklamaa altk. Bu sebepler yan nda, daha nce zikrettiklerimiz kadar
yaygn olmamakla beraber, yine de baz rnekleri grlen ba ka sebepler de
vardr. Mesela halife veya erairlere yakla mak ve onlardan hediye veya ci-
zeler elde etmek, yahut ani kzgnlk hallerinde, bir kimseyi zemmetmek ve
gerilmi sinirleri sakinle tirmek iin hadis vazedildi i grlmtr. Mesel
Halife el-Mehdi'nin Muktil bn Suleymn hakknda syle i u sz dikkat
ekicidir: "Muktil'in bana ne syledi ini gryor musun? E er dilersen
`Abbas hakknda senin iin hadis vazedeyim, diyor. Ona, benim buna ihtiya-
cm olmadn syledim" 687. Muktil'in (Abbas hakknda hadis uydurmak
iin ehMehdl.'ye yapt bu teklifin, halifeye yakla mak ve onun gzne gir-
mek gayesine matuf olduuna phe yoktur6 88 .
,

684 Ayni yer ve ibnu'l-Cevzi, I. 40.


685 bnu'l-Cevzi, III. 113; ez-Zehebt, Mizn, I. 142.
686 Ibnu'l-Cevzt, I. 41.
687 EsSuyiiti, Tedribu'r-riid, s. 187; Ahmed M. akir, s. 94.
688 H. 150 senesinde vefat eden Muktil bn Suleymn tefsir sahasnda hret kazanm
bir kimse idi. Bu sebeple e- fig, halkn tefsirde Muktil'e muhta oldu unu sylemitir. Bu-
nunla beraber bu ahs, hadis sahas nda yalanehkla itham edilmi ve hakknda kezzilb" denil-
raitir. Daha geni bilgi iin bkz. ez-Zehebt, Miztn, IV. 173-175.

165
Yine Halife el-Mehdi ile ilgili bir ba ka hikaye, Gyas bn. brahim en-
Natacii adndaki bir ravinin, ayn gaye ile Halifenin huzurunda nas l hadis
uydurma a te ebbs ettiini gsterir. Anlat ldna gre, Halife el-Mehdi,
gvercin beslemekten ve onlar bir takm msabakalara sokmaktan ho la-
nan bir kimsedir; fakat slam dini ynnden byle bir tutkunun baz mes-
uliyetler getirece i endiesini de iinden atamamaktad r. te bu endienin
Halifeyi daima rahats z ettiini her nas lsa farkeden Gyas bn brahim, onun
huzurunda ve gvercinlerle me gul olduu bir s rada isnadiyle u hadisi ri-
vayet etmi tir: "Msabakalar, yalnz peneli, trnakl veya kanatl hayvan-
larla yap lr". Asl nda bu hadis, "msabakalar, yalnz peneli veya t rnakl
hayvanlarla yap lr" ekliyle sahih olan bir hadistir" 9 ; yani, gvercin gibi
kanath hayvanlarn da msabakalar iin yeti tirilebilece ine dellet edecek
"yahut kanath" ibaresini ihtiva etmemektedir. Fakat G yas bn Ibrahim,
Halifenin gzne girmek ve muhtemelen hediye almak iin -"yahut kanad"
ibaresini uydurup sahih bir hadisin sonuna eklemekten ekinmemi tir. Ni-
tekim Halife el-Mehdi de, onun bu akgzlln farketmekte gecikmemi
ve Gya'a "gryorum ki kafan, Hazreti Peygambere yalan isnad eden bir ,

kezzCbn kafas" diyerek onu kovalam ve bir hadisin tabxifine sebep olan
gvercilerini de kestirmi tir69.
Ani kzgnlk hallerinde, buna sebep olan eyleri ktlemek ve skna
kavumak iin hadis uydurarlarn da bulunmas, hadis vaz<mn ilgi ekici
ayr bir tarafn gsterir. Okulunda retmeni tarafndan dvld iin
a layarak eve gelen ve babas na hocasn ikayette bulunan bir ocu un hi-
kayesi, bunun gzel bir rne ini te kil eder. ocuk, babas Sacd bn Tarife
hocas tarafndan dvldn syleyince, gazaba gelen Sacd "vallahi, onlar
rezil ederim" demi ve hemen orac kta bn (Abbas'a varan bir isnadla u ha-
disi uydurmutur: "ocuklar mzn hocalar, sizin en er olanlar nzdr"691 .
Hicretin ikinci asrnda, yukardan beri rnekleriyle birlikte e itli se-
beplerini zikretti imiz hadis vazc, Islam'n ikinci te rici kayna olan Sunnet
iin, ortaya kabilecek tehlikelerin en by olmutur. Bununla beraber,
gerek hadisiler, hadis vazc nn daha balangcndan itibaren bu tenlikeyi

689 Bkz. Eb 135vld, IL 28; et-Tirnizi, IV. 205; en-Nesn, VI. 226-227; bn M5ce, II.
205-206.
690 bnu'l-Cevzi, I. 42; es-Suyti, el-Le'itli'l-manrca, II. 470; Tedribu'r-riid, s. 187; Ah-
med M. akir, s. 94. GlyEs bn brahim en-Nalacrnin kezz5b ve hadis vazeden
bir kimse olduunu syleyen hadis imandarmn grleri hakknda bkz. ez-Zehebi, Miztn, III.
337.
691 Ibnfl-Cevzi, I. 42; es-Suyr4i, el-LeYli'l-manii`a, II. 470. Sacd bn Taririn yalanc
ve diledii anda hadis uyduran bir kimse oldu u hakknda daha geni bilgi iin bkz. ez-Zehebi,
Mizn, II. 122-124.

166
farkederek cerh ve ta`dil ilmini geli tirmekte gecikmemi ler ve ortaya koy-
duklar baz kaideler ve sert tedbirler sayesinde onu bertaraf etmesini bil-
milerdir.

C. CERH VE TA9AL HAREKETININ DO U U

1. Cerh ve ta'dile yol aan miller


a. Hadis vazc
Daha nce de i aret etti imiz gibi, Hazreti Peygamber devrinde ve onun
vefatndan sonra sahabiler, hadis rivayetinde birbirlerinden phe etmiyor-
lar, ufak tefek baz itirazlar mstesna, biribirlerinin rivayet ettikleri hadis-
leri yalanlam yorlard. Keza tbi'findan olan hadisiler de, sahabeden i it-
tikleri hadislerin kabulnde tereddt gstermiyorlar, daha do rusu, Hazreti
Peygambere ve onun Sunnetine olan inanlar dolaysiyle, hadisin her trl
yalandan, tahrif ve tashiften slim bir ekilde nakledildiin.e samimi bir kalp-
le inanyorlard. Fakat bu inan uzun mddet devam etmedi. Halife (Osmn
bn (Affn' n ldrlmesiyle balayan ve birbirini takip eden olaylar, msl-
manlarn huzur ve sknunu bozdu u gibi, hadisle me gul olan kimselerin
biraz nce i aret etti imiz samimi inanlar n da y kmakta gecikmedi; nk
kendi aralarnda alp verdikleri hadisler aras na, hi kimsenin bilmedi i bir
takm szler S1Z1111 , hadis ad altnda, halk arasnda dolamaa ba lamt .
Hadisin ve dolaysiyle islm'n byk bir tehlike ile kar karya gel-
diini anlamakta gecikmeyen sahabe ve tbi'f nun ileri gelenleri, hadis nak-
linde ve kabulnde ihtiyat elden brakmamak ve ok titiz davranarak r-
vileri ve isnadlar bilinen hadisleri almak gerekti ine inanmlar ve bu Man-
em gere i olarak hadis rivayet eden kimseleri byk bir titizlikle ara trmaa
balamlardr. Rvilerle ilgili bu ara trmann kk sahabiler devrinde,
yani 'Ali ile Mucviye aras nda cereyan eden ve bir tak m frkalarm zuhu-
runa sebep olan mcadeleleri ve bu frkalarm kn gren ve daha bir md-
det ya ayan sahabe zamannda baladma phe yoktur; nk nevz ha-
dislerin zuhuru ile ilgili bahislerimizde de a klamaa altmz gibi, hadis
"fitne" tabir edilen bu dahili kar klklardan sonra ba lamtr. Binaa-
naleyh hadis rvileriyle ilgili ilk ara trmalarn hadiste yaz( hareketinin zu-
huru ile ba lam olmas da tabiidir Elimizde bu hususu teyid eden muhtelif
haberler vard r ve bu haberlerin biri, ayn zamanda, hadiste isnad tatbikat -
nn balangcyle de ilgilidir. Muslim'in, alat'in mukaddimesinde nakletti i
bu haberden rendiimize gre, bn Sirin (33-110 H) "nceden isnad hak-
knda sormuyorlard ; fakat fitne vaki olunca rvilerinizin isimlerini bize sy-
leyin, deme e ba lad lar. Bu suretle, sunnet ehlinden olanlara bak hr ve on-

167
larn hadisleri alnr, bid'at ehlinden olanlara bak lr ve onlarn hadisleri de
alnmaz oldu" demi tir692. bn Sirin'in bu sz, rvilerle ilgili ara trmalarn,
mslmanlar aras nda ortaya kan fitne ile baladn ak bir ekilde gs-
termektedir693. Bir baka haber yine Muslim tarafndan nakledilmitir. Bu
habere gre, Bueyr el-<Adevi", bn (Abhs'a gelir ve "Hazreti Peygamber
yle dedi; Hazreti Peygamber byle dedi" diyerek hadis nakletme e balar.
Fakat bn cAbbs' n kendisini dinlemediini grnce, ona "ne oldu ki, benim
hadislerin.e kulak asmyorsun?" der. bn cAbls da ona u cevab verir: "Biz,
hadise yalan kar madan nce birisi "Hazreti Peygamber yle buyurdu"
dedii zaman, gzlerimiz ona dikilir, kulaklarmz onun szlerine e ilirdi;
fakat insanlar binin ve uysal deveye bindikleri (yani iyi olsun kt olsun
her yola girdikleri) zaman, art k tandmz eylerden bakasn almaz ol-
duk"694.
Hicri 68 senesinde vefat etmi olan bn cAbbs'n, "fitne" ile birlikte
yalan hadislerin de ortaya kmaa balamas zerine her sylenen hadisi ka-
bul etmediklerini ak bir ekilde belirtmesi, hadis ve rvileri zerinde y-
rtlen cerh ve ta<dil faaliyetinin hadis vaz` yle birlikte baladn gsterir.
Gayet tabiidir ki, bu faaliyet neticesinde, her ne kadar daha sonraki devirler-
de ortaya kan tabakat ve mevzuat kitaplar ilk anda vcut bulmam olsa
bile, hadis rivayet eden kimseler gz hapsine al narak hal ve gidi atlar takip
edilme e ve yalan syleyip sylemiyecekleri tesbit olunma a balanm tr.
Yukarda ismini verdiimiz ve hicretin 33 senesinde do duunu belirttiimiz
Muhammed bn Sirin'in "bu ilim dindir; binaanaleyh dininizi kimden ald -
nza dikkat ediniz" sz 695, byle bir tesbit faaliyetinin lzumuna i aret
ettii kadar, bu faaliyetin bn Sirin devrinde ba lam olduunu da zmnen
gstermektedir.

692 Bkz. I. 15.


693 The Origins of Muhammadan Juris prudence adl eserin mellifi Joseph Schacht, Mu-
hammed bn Strin'den nakledilen bu haberi ele alarak zikri geen "fitne"nin, Emevi idaresinin
sonlarna doru halife Veld bn Yezid'in ldiirlmesiyle (H. 126) baladn ileri srer ve Mu-
hammed bn Sirin'in vefat tarihinin H. 110 oldu una iaretle, ondan rivayet edilen bu haberin
sahili olarak ona isnad edilemiyecegini iddia eder (ad geen eser, s. 36-37). Mellif, her nedense,
bn Strin'in vefatmdan 16 sene sonra vukua gelen bir &ikili kar kl dnm, fakat onun
orta yalarnda cereyan eden dhili harbi hesaba katmam tr. bn Shlfin hid olduu ve ra-
hatlkla hakknda haber verebilece i fitneleri terkedip, onun vefatmdan sonra cereyan eden M-
disleri dnmek, yahut bn Slrin'in szlerini bu hchselerle ilgili gsterip, sonra da onun gere e
uygun olmadn ileri srmek, hadiste tenkid faaliyetinin bu kadar erken ba layabileceini
kabul edememenin bir neticesi olsa gerektir. Ve filhakika mellif, muntazam bir isnd tatbiki-
nin, ikinci asr' balangcndan daha eski olabilece ini kabul etmemektedir (ad geen eser. s. 37)
694 Muslim, al tl, I. 13.
695 Ayn eser, I. 14.

168
b. Be eri zafiyetler

Cerh ve ta<dil faaliyetinin ba lamasnda, daha nce zerinde durdu u-


muz siyasi ve itikadi ihtilflarla birlikte ortaya kan ve bu ihtilaflar besle-
yen hadis yaz'', ilk ve en mhim mil olarak grlrse de, onun tek ve ye-
gane mil olmad da aikardr.

Daha nceki bahislerimizde de grd mz gibi, hadis, Hazreti, Pey-


gamber devrinden itibaren dini bir kaynak olarak de er kazanm ve ms-
lmanlar tarafndan byk bir titizlikle muhafaza edileme e balanmtr.
Ancak bu titizlik ne derece byk olursa olsun, ftrat icab hata yapmaktan
ulusun olmayan insann elinde bir hadisin, zaman zaman, baz deiikliklere
uramayaca n iddia etmek de olduka gtr. Maamafih, byle bir gr
ileri stirlrken, her hadisin mutlak surette de itii ve Hazreti Peygamberin
azndan kt zamanki mana ve mahiyetini kaybetti i eklinde bir man
anlalmamak gerekir Bizim belirtmek istediimiz husus, her insann, eline
ald ii, kudreti ve ihtisas nisbetinde becerebilmesi yan nda, becerebilece i
ii ele almas keyfiyetidir. Filhakika Islam' n ilk devri insanlar arasnda
hadisi ve hadisili i gzunde bulundurursak, Hazreti Peygamberin binler-
ce ashab iinden696 ok az bir ksmnn hadisle me gul olduunu grrz697.
Bu husus, bize u gere i isbat eder ki, ilk devirde hadisle me gul olanlar, bu
ii meslek veya ihtisas sahas yapanlar ve kaabiliyetlerini bu saha iin geli ti-
renlerdir.

Yaznn henz inkiaf etmedii ve hadisin hafizan n muhafazasma ter- .

kedildii bir devirde iin gln anlamak kolaydr ve buna yalnz kudret-
li ve kaabliyetli kimselerin meyletmi olmalar tabiidir. Byle bir durumda
ise, yap lan ite hataya dme ihtimali ok daha azdr.

Sahabeyi takip eden tabi'an devrinde durum byle de ildir. Bir taraftan
siyasi ve itikadi frka taraftarlar , yahut baz mezheb dileri kendi karlar
iin hadis uydururlarken, di er taraftan hadise ve hadis rivayetine ehil ol-

696 bnu's-all'm Eb. Zurca er-Rzi'den naklen a kladna gre, Hazreti Peygamberle
birlikte Tebrik gazvesine i tirak eden sahabilerin say s 70 bin civarmdadr. Veda liaccmda 40
bin sahabi hazr bulunmutur. Hazreti Peygamber vefat etti i zaman, onu gren ve i iten Medine
ve Mekke ahalisinden ve sair Araptan olan sahabi say s 114 bindir. <Uhimu'l-hadis, s. 267-268.
697 Hazreti Peygamberden ok hadis rivayet etmekle hret kazanan ve "muk iriin"
denilen sahabilerin says, Ahmed bn Xianbere gre sadece alt dr ve bunlar Ebii Hurayra, bn
cOmer, qie, Cbir bn cAbdillah, bn `Abbas ve Enes bn Mlik'tir. Bunlar arasmda hadisi en
ok olan sahabi ise, Ebfi. Hurayra'dr. Bu sahabilerin tercemei halleri incelenecek olursa, bunlar n
dier sahabiere nazaran Hazreti Peygamberle en ok temas bulunan ve vakitlerinin o unu onun
yannda geiren sahabiler olduklar grlr. linu's- aMl s. 266.

169
mayan kimseler bu sahaya el atmlar, niyetlerinde samimi olsalar bile, gaf-
!etleri ve ehliyetsizlikleri dolaysiyle, keridilerine sahib olarak gelen hadis-
lerde yapt klar talxif ve tashifierle onlar bozmulardr.

Ellil olmayanlarn hadis sahasna kolayca s zdklarn ve orada tahrib-


kar bir rol oynad klarn ortaya koymas bakmndan el-Evzacrnin u sz
dikkata ayandr: "Bu ilim byk bir erefe sahipti. Ricalin h fznda iken
azdan alnr ve mzakere edilirdi Fakat ne zaman ki kitaba girdi, nuru
kayboldu, ehil olmayanlarn eline dt"698. Bu szlerde byk bir hakikat
paynn bulunduuna phe yoktur. Filhakika, hadisin muhafazas nn kitaba
tevdi edilmesinden nceki devirlerde, bu i hafza ile yrtlm ve onun
hafzada canl olarak kalmas n salamak iin mzakere kap s daima ak
tutulmutur. Bu suretle, hataya d ld noktalarda, bu hatan n tashihi
de mzakere s rasnda mmkin olabilmi tir. Ancak, hadisle me gul olmak,
bu me guliyeti meslek haline getirerek binlerce hadisi isnadlar yle birlikte
hfzetmek ve mzakere esnas nda her isnad ait olduu metne, veya her metni
ait olduu isnada balamak, kudretli bir hafza ve yksek bir kaabiliyet i i
olmas dolaysiyle, her insann kolayca nfz edebilece i bir saha olmam
ve yalnz ehil olanlarn elinde kalm tr. Hadis kitabetinin yaygnlat ve
hafzann ikinci plana d t devirlerde ise, bu glk ortadan kalm ve
ehil olmayan bir ok kimse, hafzaya dayanmaks zn yazp rivayet ettikleri
hadislerle bu ilmin erefinden nasiblerini almak istemi lerdir. Ne var ki, ehli-
yetsizliin neticesi olarak e itli kusurlarn, rivayet ettikleri hadislere intikali-
ni nleyemedikleri gibi, kendilerini hadis tenkidilerinin sert ve sert oldu u
kadar da ac dillerine dmekten kurtaramamlardr.

Daha sonralar tedvin edilme e balayan usl kitaplar gzden geiri-


lecek olursa, bu gibi kismelerin ba hca iki ynden tenkide tabi tutulduldar
grlecektir. Birincisi, hadis rivayet eden kimsenin adaleti; ikincisi de, zabt ,
yani hadis tahamml ve rivayetindeki dirayetidir. Adalatten maksat, ravi-
nin takva ve mrvvet sahibi olmas n salayan bir melekedir ki, tamamiyle
onun diyanetine taalluk eder. Adil kimse, i lerinde istikameti tam olan, fsk
ve fcrdan uzak bulunan kimsedir 699.

Adalet ynnden zayf olan rvilerde umumiyet itibariyle be hal gr-


lr ve bu haller, onlarn rivayet ettikleri hadislerden iddetle saknmay ge-
rektirir. Adil olmayan bir ravide grlen bu hallerden birincisi, Hazreti Pey-
gamberin hadisinde yalan sylemek, yahut hadis uydurmakt r ki, hadis vazc

698 El-ljatib el-Baadi, Takyklu'l-c lm, s. 58.


699 ibn Hacer, Hadis stilahlar hakk nda Nulbetu'l-fiker erhi (terceme: Talt Koyi it),
s. 34, 57.

170
ile ilgili bahislerimizde Ininun eitli sebepleri zerinde durulmu tur. kinci
rvinin hadis uydurraasa bile, uydurulmu hadisleri rivayet etmesi ve
toplum ierisinde yalan syleyen bir kimse olarak tan nmasdr. Bu hal, r-
vinin Hazreti Peygamberin hadislerinde de yalan syleyebilecek bir kimse
olarak itham edilmesine ve dolaysiyle rivayet etti i hadislerden saklma-
sna sebep olur. nc hal, rvinin, islm' n iddetle haram kld baz
ar gnahlar' irtikb eden kimselerden olmas dr ki, bu gibi kimselere fs k
denilmitir. Fsk, fskndan dolay hadis imamlar tarafndan cerhedilmi
ve rivayeti makbul saylmamtr. Drdnc hal, rvinin bid'at sahibi ol-
mas ve ok defa bideatuu destekler mahiyette hadisler rivayet etmekle hret
kazanmasdr. Bidcat, lugat ynnden bir eye balamak, onu ihdas ve in a
eylernek mansma gelir. Ist lahta ise, dinin ikmalinden sonra ihdas olunan
ve dine izafe edilen inan ve amellerdir. Hadis imamlar , bid'at ehlinden olan-
lar, bid'atlar dolaysiyle tenkide tabi tutmu lar ve rivayetlerini kabul et-
memilerdir700. Rvinin cerh veya tenkid edilmesine sebep olan be inci hal
de, onun mechul olmas, yani adalet ve zabt ynnden durumunun bilinme-
mesidir. Bir rvi, umumiyet itibariyle, ya ok az hadis rivayet etti i iin ha-
disikr aras nda hret kazanmaz; yahutta isnad iinde, hadisiler aras nda
maruf olmayan bir isim, knye, lakab veya s fatla zikredilir. Her iki halde
de hakknda cerh veya tacclil vaki olmad cihetle mechul kalan byle bir
rvinin hadisi, bir ihtiyat tedbiri olarak kabul edilmezm.

Zikrettiimiz bu be hal, rvinin adaletine veya diyanetine taaluk eder;


ayn zamanda cerh ve tacdil faaliyetinin zuhuruna yol aan millerden say -
lr. Fakat yukarda da i aret etti imiz gibi rviler adalet ynnden olduu
kadar zabt veya dirayet ynnden de tenkide tabi tutulmu lardr. nk
zabt zayf olan bir rVide, yine bir evvelkinde oldu u gibi, umumiyetle be
hal grlr. Ya hatas oktur, ya gfildir; yahutta vehm zere rivayet eder.
Vehim, ok defa, rvinin, muttas l olan bir hadisi munkat olarak, yahut
bunun aksine, munkat veya mursel olan bir hadisi muttas l olarak rivayet
etmesine yol aar. Bazan da rvi, yine vehmi dolay siyle bir hadisi di er bir

700 Bidat, hazan iyi, gzel ve faydal olduu gibi, hazan da kt ve zararl olur. Bu
itibarla bidcat, dini ynden iki ksma ayrlm, birincisine 'bidcrt- hasene", ikincisine de "bid-
at- seyyie" denilmitir Ancak hadis stlahnda bid'at bahis konusu oldu u zaman, daima kt
ve zararl olan, yani islm'a ayk r den inan ve itikadlar kasdedihni tir. Mesel ica, havaric,
kaderiyye, cehmiyye, mutezile ve benzeri mezheblere mensilp olup bu mezheblerin gr lerini
mdafaa edenlere "mubtedica" veya "bidcat ehli" denilmi tir. Hadis imamlar, umumiyetle bid-
at ehlinden olanlarn rivayetlerini kabul etmemi lerdir. Bununla beraber baz lar, mezhebinin di-
liini yapmayan ve szne gvenilir olan baz mbtedi'amn rivayetlerini kabule taraftard rlar.
701 Rvilerin adalete taalluk eden bu be halden dolay tenkid edilmeleriyle ilgili daha
geni bilgi iin bkz. bn Hacer, Hadis stlahlart hakknda Nubbetu'l-fiker erhi,s. 57 vd.

171
hadise idhal eder. Ravinin, hadisin isnad na veya metnine idrac etti i baz
isim veya szlerle, gvenilir ravilerin rivayetlerine muhalefet etmesi de ayr
bir cerh amili saylr. Bazan muhalefet, ya rvi isimlerinin de imesiyle, yani
baba isminin o ul, oul isminin de baba yerine gemesiyle, hazan da hadis
metnindeki ibarelerin takdim ve tehiriyle vukubulur. Bir dier cerh sebebi
de, raviye, ya ya hli dolaysiyle, ya gzlerinin grmemesiyle, yahutta dai-
ma mracaat etti i kitaplarnn yanmas veya zayi olmas dolaysyle arz
olan sui hfzdr702.
te, yukardan beri zikretti imiz bu haller, umumiyetle insanlar n ma-
ruz bulunduklar zafiyetlerdendir. Baz sahalarda bunlar, bir insan iin b-
yk bir kusur saylmasa bile, dinin temelini te kil eden hadis bahis konusu
olduu zaman, bu zayifetlerin msamaha ile kar lanmas dnlemez. n-
k her hadis, dini bir hkmn kayna olabilecek bir de ere sahiptir. Bir ha-
diste, yukarda zikretti imiz zafiyetlerden her hangi birisinin sebep olaca
bir deiiklik, o hadisten, farkl bir hkmn istihrac na yol aar, bu ise, dinin
geni apta zedelenmesi neticesini do urur. te bu sebepler dolaysyledir
ki, siyasi frkalarn zuhuru ile ba layan vazo hareketi, hadis imamlar iin ilk
mhim uyar olmu , bir taraftan hadis uyduranlar tesbit edilma e allr-
ken, dier taraftan, rivayet sahas na atlan ve deiik derecelerde ehliyet
noksanlklar' gsteren raviler ara trlmaa ve bu ravilerin hadislerde sebep
olduklar kusurlar aklanma a balannutr.
Ravilerin hadis rivayetine tesir eden zay f halleri incelenirken, rivayeti
kabuk sayan olan kimselerin tesbiti ve bu kimselerde gze arpan m terek
hallerin tayini de tabii olmak gerekir; nk bir ravide aran lan artn bu-
lunmamas , ok defa, o artn yerini tutan zayf bir halin bulunmasna yol
aar. Diyanet ynnden, iman vasfna sahip olmayan bir kimsede gze ar-
pacak ilk hal, elbetteki imans zlk halidir. Keza dirayet ynnden iyi bir
hafzaya sahip olmayan kimsenin hali de sui h fzdr.

Hicretin ikinci asr nda yaam ve nc asrn hemen banda vefat


etmi olan me hur imam e - afig (. 204), hadisi kabul edilen raviyi u sz-
lerle tavsif etmitir:

"Hadis rivayet eden ravi dininde sika hadisinde s dk ile maruf; rivayet
ettii eyi bilir (akl), hadisin mal:asll bozacak lafza vak f (alim), hadisi
iittii ekildeki harfleriyle rivayet eder, mana zere rivayet etmez (mana
,

zere rivayet eder ve manay bozacak lafz da anlayamazsa belal haram veya
haram helal yapabilir), lufz ndan veya kitab ndan rivayet ederse hafz, bir
hadisin rivayetinde dier hafizlarla birle irse rivayet etti i hadis dierlerinin

702 Daha geni bilgi iin bk. ayn yer.

172
hadisine uyar, mlki oldu u eyhlerden i itmedii ve siktn Hazreti Pey-
gamberden rivayet ettikleri hadislere muhalif hadisi rivayet etmez ve niha-
yet, hadisi Hazreti Peygambere kadar muttas l olur ise, byle bir rvinin
hadisi kabul edilir""3.

E - fi(I'den nakledilen ve bir rvinin ta'dili iin zaruri grlen bu hal-


ler, aslnda, bizim yukar da bahis konusu etti imiz cerhe sebep te kil eden
hallerin mukabili olan hallerdir. Bu bak mdan, e - fi<rnin ileri srd bu
artlar da iki gurupta toplamak mrnkindir. Birincisi, bizim de yukar da
i aret ettiimiz rvinin diyanetine taalluk eden adalettir ki, e - fiYi bu hali
,

"dininde sika" ibaresiyle ifade et ni tir704. kincisi ise, rvinin zabt olup,
e - ficrnin ileri srd artlarn hepsi bu hal ierisinde mndemitir. Buna
gre, hadis nakleden bir rvi, cerhte oldu u gibi, hem adalet hem de zabt
ynnden ta'dil edilir ve sahih vasfn hiz hadisin ba hca dayana saylr.

2. Cerh ve ta'dil hareketinin neticeleri

Bir taraftan hadis vaz' nn, dier taraftar insanolunun yaratl do-
laysiyle daima maruz kalabilece i eitli zafiyetlerin ortaya kard cerh
ve ta'dil, asl nda, tek bir gayenin gerekle tirilmesine yneltilmi sistemli
bir faaliyetten ibarettir. Bu tek gaye, Hazreti Peygamberin a zndan km
olan gerek szleri tesbit etmek ve bunlar zayf ve sahte olanlar ndan ayr-
maktr. Ancak byle bir tesbit ve ayrm iine giriirken, nceden tayin edil-
mi baz llere veya prensiplere iddetle iktiya bulundu unu dllnemek
mmkin de ildir. Ve filhakika bu ihtiya, ilk anda, sahih hadisin vasf zerin-
de kendisini hissettirmi ve nakledilen hadislerden hangilerine sahih vasf=
tlak edilece i, tesbiti gerekli en mhim hususlardan birisi olmu tur. nk
ortada pek ok hadis dola maktadr ve bu hadislerin bir ksm gvenilir kim-
seler tarafndan nakledilirken, di er bir ksm , daha nce i aret ettiimiz
be eri zafi3retlerle malid olan veya kendi karlar ii yalan sylemekten
ekinmeyen ve hatta syledikleri yalan Hazreti Peygambere isnad edebilen
kimseler tarafndan nakledilmektedir. Nakledilen s hhat ynnden e itli

703 E-gicrnin mezknr szleri iin bkz. el-Hatib el-Ba ddi, s. 23, 24.
704 slm vasf, umuniyetle adaletin tafsili olarak zikredilir. phesiz hadis nakleden bir
rvi bu dine taalluk eden neselelerle ilgili haberleri nakletti i iin, bu nakillerin mes'liyctini
de yklenmektedir. Bu sebeple onun mslman olmas kadar tabii bir ey tasavvur edilemez.
Aksi halde, islm'n ikinci kaynan tekil eden hadislerin, mslman olmayan ahslar t ara-
fndan ifsad edilneyecegi hi bir eyle temin edilemez. Bundan dolay, hadis rvilerinin msl-
man olmalar tabii grlm ve ak bir art olarak belirtilmeklzumu hissedilmeroi tir. Bununla
beraber adalet vasf ierisinde mslman olan rvinin fsk ve fdrdan uzak, itikad ve ibadetiyle
gerek Islam vasflarma sahip bulunmas kasderlilmitir

173
evsaftaki bu hadislerin en do rusunu bulup karmak, ancak, tayin edilmesi
gerekli olan bu ller sayesinde mmkin olur. O halde bu llerin ba nda
sahib denilen hadisin evsaf gelir. Bir hadiste hangi s fatlar biraraya gelirse
o hadis sahih olur ? Bu sual, ister istemez, kar mza sahili denilen hadisin
tarifini karmaktad r. Sahihin tarifi, ok daha sonraki devirlerde tedvin
edilmee balanan stlah kitaplarnda grlm olsa bile, onun, cerh ve ta-
dil faaliyetinin daha sistemli bir ekilde yrtlme e balad birinci hicri
asrn sonlarndan itibaren hadisiler aras nda formle edilmi olabilece ini
dnmek herhalde hatal olmaz. Zira yukarda da i aret etti imiz gibi, ravi-
lerin cerh ve tacdili ile, sahih hadisin di erlerinden ay rt edilmesi gaye edinil-
mi ise, bu gayenin, sahihin ne oldu unu bilmeden gerekle tirilmesi mmkin
grlemez. O halde sahih hadis nedir ve nas l olmaldr?
Cerh ve tacdil hareketinin do usunda balca rol oynayan iki milden
birincisi, yani hadis -yaz (' bir tarafa b rakhrsa - asl nda uydurulmu szleri
hadis ad altnda zikretmemek laz mdr - dier mil olan be eri zafiyetlerin,
umumiyetle iki gurupta topland n ve bunlarn, ravinin adaletine ve zab-
tna taalluk etti ini bir nceki bahsimizde aklamtk. Eer bir hadis, ray-i-
lerden birinin veya birka mn adalet ve zabt ndaki zafiyetten dolay shhat
vasfn kaybediyorsa, bu takdirde sahih hadisin iki vasf, veya iki art belir-
lenmi olmaktadr. Bu iki, vasf, rvilerin adil ve zab t olmalardr. Buna gre
sahibi, ravileri Mil ve zab t olan hadis olarak tarif etmek mmkindir. Ancak
bu tarif henz tam bir tarif de ildir ve daha sonra da zerinde duraca mz
gibi, isnadn birinci asrn ikinci yarsnda kullanlmaa baland gznnde
bulundurulur ve hadisilerin ikinci as rda kesiksiz bir isnad aratrmalar
tabi grlrse, isnaddaki ittisalin de sahihin tarifinde yer almas gereken -
nc art olduunu kabul etmek gerekir. Bu art da alarak sahihin tarifini
yapmak gerekirse, rvileri Mil ve zab t, isnad muttasl olan hadistir, diye-
biliriz. Filhakika bu tarifi, muhtemelen sahibi ilk defa formle eden el-Ila-
-tabi (. 388)nin sznde grmek mn kindir. Ebu Davud'un Sunen'ine yaz-
d Me(tlimu's-Sunen adl erhinin mukaddimesinde "sahil, senedi mutta-
s l, ta`dil edilmi hadistir" demi tir705. Daha sonraki usal kitaplarmda
"sahih hadis, ravileri adil ve zab t, senedi muttas l; az olmayan ve lleti bu-
lunmayan hadis" olarak tarif edilmi ve sahihin saz ve lletten salim olmas
art koullmu ise de706, bu iki artn, el-tlatta. bi tarafndan yaplan tarifin
manas iinde yer ald ve bu manay vuzuha kavuturmak iin daha son-
raki tarife ilave edildi i ileri srlmtr 707. Nitekim el-cIraki (. 806) yukar-
da zikretti imiz el-liattabl'nin tarifine "rvinin zabt n, hadisin az ve llet-
ten selmetini art ko mad" iin itirazda bulunmu ve "phe yoktur ki

705 Bkz. I. 6.

174
zabt arttr; nk hadisinde hatas ok olan ve a r dereceye varan kimse
terke mstehak olur" demi se de, es-Suyilti, mdafa ederek
tarifinde bu artlarn yer aldn, zira "ravileri tacdil edilmi " ibaresini kul-
landn ve bu ibare ile "ravileri adil" demek aras nda fark bulundu unu
ileri srmtr70S. Filhakika bir rvinin adil oldu unu sylemekle, ta'dil edil-
diini sylemek aras nda belirli bir fark vard r. 'Adil diyanet ynnden g-
venilir bir kimseye dellet ederse de, zabt ynnden mutlak surette kusur-
suzlu unu gstermez; fakat I-ayinin ta`dil edildi i sylendii zaman, hem ada-
let ve hem de zabt ynnden kusursuzlu u belirtilmi olur. Bu aklama gz-
nnde bulundurulursa, el-HattabFnin tarifini, kusursuz formle edilmi
bir tarif olarak kabul etmek mmkindir.

Sahih hadisin tesbiti iin, hadislerin gerek rical ynnden ve gerekse


isnadlarndaki ittisal ynnden tetkike tabi tutulmas , hadisilerin karsna
yeni meseleler karmtr. nk bu tetkik neticesinde grlm tr ki, her
ravi, gerek adalet ve gerekse zabt ynnden zay f saylmyacak bir derecede
bulunursa bile, bir ba ka ravi, dierinden ok daha stn bir derecede olabil-
mektedir. Zayf saylmayan, fakat adalet ve zabt ynnden birbirinden farkl
olan bir ok ravinin hadisleri de sahih olmakla beraber, bunlar n shhat dere-
edeni aras nda da belirli bir fark n bulunmas tabiidir; nk kuvvet ynn-
den s hhat gerektiren adalet ve zabt derecelerinin farkl oluu, zorunlu ola-
rak, birbirinden farkl sahil" derecelerinin ortaya kmasna yol aar. te bu
sebepledir ki, hadisiler aras nda, adalet ve zabt ynnden en stn derecede
bulunan ravilerin hadisleri, en sahih hadisler olarak kabul edilmi tir Daha
sonralar tedvin edilme e balayan usl kitaplarnda grdmz sahih li-
ztihi ve sahih ligayrihi, et-Tirmizi (. 279) nin ilk defa formle etme e a-
lt hasen hadisin709 liztihi ve ligayrihi e itleri, sahihin birbirinden farkl
derecelerine verilmi isimlerden baka bir ey deildir. Bu, ayn zamanda
cerh ve tacdil hareketinin sahih hadislerin s nflandrlmasnda ula t ilk
mhim neticedir.

Bazal' bir rvi, ne kadar gvenilir olursa olsun, yapt bir hata dolaysy-
le hadisini di er ravilerin rivayetine muhalif bir ekilde rivayet edebilir ve
bu rivayetinde tek kalabilir; yani o hadisi, o ekliyle ondan ba ka hi kimse
rivayet etmez. Bu takdirde o ravinin hadisine sahih vasf n tlak etmek elbet-
te mmkin de ildir. E-Safi% (. 204) nin clz adn verdii bu hadis e idinde
olduu gibi, dier e itli kusurlar sebebiyle zayf rivayet gurubu iinde yer

706 Meseld bkz. s. 10.


707 Bkz. es Suyti,
- s. 23.
708 Ayni yer.
709 Bkz. (el-CCtmitin sonunda). V. 758.

175
alan hadisleri, benzer rivayet guruplar iinde toplamak ve bunlar birbirin-
den ayrdedebilmek iin her birine ayr bir isim vermek, hadislerin ve hadis
rvilerinin tetkik ve tesbiti, yahut, bir ba ka ifade ile cerh ve ta'dili netice-
sinde mmkin olmutur.

Ileride de bahis konusu edece imiz isnadn, birinci asrn sonlar ndan
itibaren s k bir ekilde sorulma a baland gznnde buhndurulursa,
hadislerin, ikinci as rda, rvileri aras ndaki ittisal ynnden de tetkike tbi
tutulmu olaca n garib karlamamak gerekir. Ashnda bu as r, sahabeyi
gren ve onlardan hadis i iten tabi'lln ile tab'ilna yeti en ve onlardan hadis
alan etba'lar ve nihayet bunlar takip edenlerin asr dr. Bir tabi'inin bazan
hadisini irsal ederek, yani as l iittii sahabiyf atlayarak do rudan do ruya
Hazreti Peygamberden rivayeti grld gibi, etba'larndan birinin de ba-
zan eyhi olan tabi'iyi, yahut tabn ile birlikte sahabiyi atlay p hadis rivayet
ettii grlen hususlardand r. Hadislerin tetkiki s rasnda, isnadlarnda g-
rlen bu e it ink ta veya ittisal bozuklu u, hadisilerin gznden kam ya-
cak kadar bariz olan rivayet kusurlarmdand r ve bu kusurlar ihtiva eden
hadislerin zayf hadis gurubu iine sokulmas nda herhangi bir tereddt gs-
terilmedi i gibi, benzer kusurlarla lletli olanlar n bir isim altnda toplamak
da ihmal edilmemitir. Nitekim isnadnda sahabisi atlanm rivayetlerin mur-
sel, sahabeden sonraki tabakalarda bir veya bir ka ravinin atlan nasma gre
municat` veya muczal isimleri altnda toplandn, usl kitaplar nda kolay-
lkla grmek mmkindir.

Ite, sahili ve zayf hadis eitleriyle ilgili olarak aklamaa altm z


bu bir ka misal gstermektedir ki, ikinci asr n balarndan itibaren sistemli
bir ekle giren cerh ve tacdil hareketi, bir taraftan hadislerin ve hadis ravile-
rinin sbhat ve gvenilir olmalar ynnden snufland rlmasn salarken,
dier taraftan, tedvini biraz daha geikmi olsa bile, bu harketin temel pren-
sip ve kaidelerini, tabir ve stlahlarn iinde toplayan, bunlar inceleyen ve
mnakaasm yapan mu talaldl-hadis veya uflu'l-hadis Bininin douunu
hazrlamtr.

3. Hadiste isnad tatbiki

Hadis vaz`ma kar cerh ve tacclil hareketiyle birlikte ba ladma phe


bulunmayan isnad, islarn'a hs olan ve rvi isimlerini zikretmek suretiyle
haberin ilk kayna na kadar inmek imkann veren bir rivayet sistemidir.
Isnadm balangc ile ilgili olarak bize olduka ak ve kesin bir tarih veren
Muhammed bn Sirin'in szlerini burada tekrar zikret nekte fayda vard r.
Hicretin 110 senesinde vefat eden bu tan nm tabi(i imamdan, hadis ravi

176
lerinin sorulup, gvenilir olanlarndan hadis alndn belirten u szler nak-
ledilmitir: " lk zamanlar isnad sormuyorlard ; ne zaman ki fitne zuhur etti;
bize kendilerinden rivayet etti iniz kimselerin isimlerini syleyin, deme e
ba ladlar. Bu suretle ehl-i sunnetten olanlara bak yorlar ve hadislerini al -
yorlar; ehl-i bidattan olanlara bak yorlar, onlarn hadislerini de terkediyor-
lard"710. bn SirIn'in bu szn k sa bir cmle ile zetlemek gerekirse diye-
biliriz ki, "isnad, fitne zuhur ettikten sonra kullan lmaa balamtr".

Muhammed bn Sirin, 110 senesinde vefat etti ine ve fitneden sonra ba la-
yan isnad tatbikine hid olduuna gre, yukar da verilen haberde bn
bahis konusu etti i "ilk zamanlar" sznden, fitneden nceki devri anlamak
g de ildir. Ancak bn Sirin, szn ettii fitneyi aklamam , onun hangi
fitne olduunu belirtmemi tir: E er slam tarihinde onun grd, yahut
bilgi sahibi olduu tek bir fitne km olsayd, her halde bir m kil kalmaz
ve kasdettii fitneyi anlamak g olmazd . Halbuki nc Halife (Oman
bn (Affan'n ldrlmesini takip eden olaylar - ki bunlardan biri <A11 bn
Ebi Talib ile Hz. gie arasnda km ve Cemel vakas adyle hret kazan-
mtr. Dieri ise, yine 'Ali bn Ebi Talib ile Mdaviye aras nda patlak vermi
ve (Ali taraftarlar nn blnmesine sebep olmu tur - mslmanlar aras nda
fitne adyle anld gibi, Emevi Halifesi (Abdul-Melik bn Mervan (65-68)
n hilafetinden iki sene nce klicaz'da Emevi idaresine kar ayaklanan ve
hilafetini ilan eden (Abdullah Ibnu'z-Zubeyr (63-73) hadisesi ile 81 senesinde
Basra'da patlak veren ibnu'l-E 'as hdisesi de birer fitne olarak isimlendiril-
mi tir. Nitekim bn Ke ir, 81 inci sene olaylarndan bahsederken bu son hil-
diseyi "fitnetu ibni'l-E cas" (Ibnu'l-E eas fitneyi) bal altnda vermitirnl.
Muhammed bn Sirin'in, yukarda zikretti imiz bu fitneden birini kas-
dettiine phe yoktur; fakat as l kasdedilen fitnenin tesbitinde, hadis sa-
hasndaki tesir ve neticeleri ok daha byk olan n gznnde bulundur-
mak da elbette zorunludur. Kanaat mzca (Abdullah bnu'z-Zubeyr inan
ve ibnu'l-Egas fitneleri, tamamiyle siyasi olan ve neticeleri mslmanlar n
ve akaidi zerinde her hangi bir tesir icra etmeyen baz anlamazlk ve
mcadelelerden ibarettir. Hakim olan kuvvet di erini imha etmi ve hadise
bylece kapanp gitmitir. Bu hadiselerin hadis rivayeti zerinde byk te-
sirleri olabileceini iddia etmek gtr. Oysa ki 'Osman bn `Affan'n ldrl-
mesini takip eden senelerde ve bilhassa (Ali bn Ebi Talib ile Mdaviye ara-
sndaki Sffin harbinden sonraki durum byle olmam tr. Hilfetin cAli'den

710 Bu haberin rivayetleri iin bkz. Muslim, ,54/4 (mukaddime), I. 15; bn Ebt IjAtirn,
el-Cerb ve't tacd11, I. 1, 28; Ahmed bn Ijanbel, Kitibu'l-cilet, v. 114b; el-Uatib el-Ba dfdt, el-
-

s. 122.
711 Bkz. el-Bidtye ve'n-nihrye, IX. 35.

177
Mu<viye'ye intikali, bilhassa `Ali taraftarlar arasnda byk infial uyan-
drm , `Ali'nin davran n tasvib etmeyenler, ondan yz evirerek havaric
denilen frkay te kil etmi lerdir. Havaricin te ekkl ve Ali ile geride kalan
taraftarlar na cephe almas, cAli taraftarlar arasndaki birlii daha ok kuv-
vetlendirmi ve bildiimiz gibi ica frkasna daha canl ve hareketli bir hayat
kazandrmtr. Ite bundan sonrad r ki ica, inan ve akaidiyle kendine hs
bir mezhep olarak ve hilfetin yaln z Ali ve evldmn hakk olduunu ileri
srerek mcadelesini siixdrme e balamtr. Daha nceki bahislerimizde
de akladmz gibi ayn gaye u runda hadis vazc n da mubah saymaktan
ekinmemi ve slm tarihinde bu i in ncs olmutur. O halde ffin sava-
n takiben birbirini tekfir eden iki byk frkann zuhurunu ve hilfet ga-
yesiyle hadis vaz' nn balatlmasm slm tarihinde km en byk fitne
olarak isimlendirmek, her halde hatal bir davran olmaz. Kanaatim zca
Muhammed bn Sirin'in bahis konusu etti i fitne de budur. Nitekim ayn
sznde, fitnenin zuhurundan sonra hadis rivayetinde isnad sorulma a ba -
landn belirtmi ve "ehl-i sunnetten olanlara bak yorlar onlarn hadislerini
alyorlar; ehl-i bid'attan olanlara bak yorlar, onlarn hadislerini de terkedi-
yorlard" demitir. Onun bu sznde belirtti i bidcat ehlinin, ba ta ica olmak
zere, mezhebleri ad na hadis vazeden ve o s ralarda tarih sahnesine kma a
balayan murei'e vs. gibi itikadi mezhebler oldu una phe yoktur; zira b-
tn bu mezheblerin, ileri srdkleri islam d grler sebebiyle hadisiler
tarafndan bidat ehli ad ile anldklar malmdur. Esasen isnad n, hadis
vaz`ma kar Hazreti Peygamberin gerek szlerini korumak maksad yle bir
akslamel (redd-i fili) olarak ortaya kt veya kmas gerektii dn-
lrse, bu kn ica gibi hadis vazeden mezheblerle ok yak ndan ilgili ol-
duunu kabul etmek gerekir.

Muhammed bn Sirin'in isnad tatbikiyle ilgili szlerini teyid eden bir


baka haber de, tannm hadis imamlarndan bn Sihb ez-Zuhri hakk nda
gelir. Ez-Zuhri, hieretin 50 nci senesinde Medine'de do mu , kk yata,
henz bir ocuk iken 80 gece iinde Kur'n Kerimi hfzetmi , sonra da 'Ab-
dullah tbn Saclebe bn Sucayr'dan neseb ilmini renmitir. Daha sonra Me-
dine fakihlerinden Sa9d bnu'l-Museyyib'in fkh derslerini takip etmi tir.
Sekiz sene boyunca Sacidle mcaleset eden ez-Zuhri, "Fukah-i Seb`a" ad yle
hret kazanan di er imamlardan da fkh ve hadis aln7' 2, daha sonra am'a
seyahat etmi tir. Emevi halifeleri nezdinde byk itibar kazand gibi,

712 Fukal-i Seb<a. (yedi fakth), Biez ulemas na gre: Sacid Ihnu'l-Museyyib (O. 105),
tbn Muhammed bn Ebi Bekr es-51ddik (O. 107), <Urva bnu'z-Zubeyr (0. 94), Hri-
rice bn Zeyd bn Sfibit (O. 99), Elni Seleme 'bn <Abdirrahman tim `Avf (O. 94), <Ubeydullah
'bn <Abdillah bn <Utbe bn Mes<fid (O. 98) ve Suleymn bn Yesr (O. 107) d r.

178
cOmer bn (Abdi'l- (Aziz'in emriyle hadisleri ilk tedvin eden bir kimse olarak
da tannmtr. b l Sihab ez-Zuhri, hicretin 124 nc senesinde vefat etmi -
t h.713 .

te Muhammed bn Sirin ile ayn devirde ya am olan bu me hur ha-


dis imam , Malik bn Enes'in a kladna gre, hadis rivayetinde isnad ilk
kullanan kimsedir74. Burada imu hemen belirtmek gerekir ki, isnad n ilk
defa ez-Zuhri taraf ndan kullanldnn sylermi olmas, her halde onun bu
konuda gsterdi i iddetli titizlikten kinaye olsa gerekir; yoksa evveliyetin
ona atfedilmesinden, ez-Zuhri'ye kadar isnad n Araplar aras nda bilinmedi i
manasn karmamak laz mdr. Zira ez-ZuhrI'den nce sahabe de, hadisi
biribirlerinden ald klar veya Hazreti Peygamberden i ittikleri zaman onu
kimden aldklarn belirtiyorlard . Fakat o zamanlar aralar nda yalan cri
olmad iin bu konuda fazla titizlik gstermiyorlard . Nitekim Bueyr el-
tAdevl, bn (Abbs'a gelipte kile Raslu'llah (s.a.s.) diye hadis rivayet et-
me e balay nca, bn `Abbas onu dinlememi ti de Bu eyr, ne oluyor ki, ben
sana Rasidu'llalitan hadis sylyorum da sen dinlemiyorsun? deyince bn
`Abbas ona u cevab vermiti: "Bizler bir kere (yalanc ln zuhur etmesin-
den nce) bir kimseyi, Raslullah buyurdu ki, derken duyduk mu gzlerimizi
sratle ona evirir ve kulaklar mz ona verir dinlerdik. nsanlar sacb (h rn)
ve zeki' (uysal) deveye bindikleri (yani medh ve zemm edilen her mesle e
yneldikleri) zaman art k tandmz eylerden ba kasn almaz olduk" 7".

Ez-ZuhrPnin isnad tatbiki zerinde gsterdi i titizlii, isnad ihmal eden


kimseleri ikaz etmesinden anlamak mmkindir: Medine'de shak bn cAb-
dillah, ez-ZuhrPnin meclisinde oturmu "Rastilullah (s.a.s.) buyurdu ki"
diyerek hadis rivayet etme e ba lamt . Ez-Zuhri onu hemen durdurmu
ve "sana ne oluyor ? Allah seni katletsin, y bn Ebi Ferve! Allah'a kar bu
cr'etin nedir? Hadisini isnad et! Bize ipi ve halkas olmayan hadisleri riva-
yet ediyorsun" diyerek azarlam tr 716 . Ez-Zuhri'nin, bu e it ihtar ve ikaz-
lar , isnad zikretmeden hadis nakleden herkese yneltti i anlalmaktad r.
El-Velid bn Muhammed ayn konuda yle der: "Ez-Zuhri ile birlikte Eb
Hazim'e uram tk. Hazreti Peygamber yle buyurdu, diyerek hadis nak-
letme e balaynca, ez-Zuhri ona yle dedi: Ne o, ipi ve halkas olmayan
hadisler gryorum?" 7.

713 Ez-Zuhri'nin tereemesi hakk nda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, bn i-
heb ez-Zuhrt (D5hiyat Fakltesi Dergisi. Cilt: XXI, s. 51-74)
714 bn Ebi ve't-tddtl, IV. 1, 74.
715 Muslim, abil (mukaddime), I. 13.
716 El-Hakim Eb `Abdillah, Mdrifet cutmi'l-hadis, s. 6; Eb Ndaym, ljtlye, III. 365.
717 Eb Ndaym, fidye, III. 365; bn Keir, el-Bidiiye, IX. 345.

179
Ez-Zuhrrnin isnada verdi i ehemmiyeti gsteren haberlerin en dikkat
ekici olan , isnad m hadisileri aras nda yayn as ve onun ciddi bir e-
kilde hadis rivayetinde kullanlmasn salam olmasyle ilgili olan haberdir.
El-Velld bn Muslim'in nakletti ine gre " m halk, Rasflullah yle bu-
yurdu, diyerek hadis rivayet ederdi. Ez-Zuhri onlara: Ya . ehle'- m! Ne
oluyor ki hadislerinizi ipsiz ve halkas z gryorum? diye hitap ettikten sonra
herkes isnad kullanma a balad"718. Bu haber, n'da muntazam bir isnad
tatbikinin, ez-Zuhri'nin ikaz ve ihtarlar neticesinde ba ladn gsterme e
yeterlidir. Bununla beraber, ayn haberden kartabilece imiz bizce ok daha
nemli bir netice, Medine'den m'a mteaddit defalar gidip gelen ez-Zuhri-
nin, Medine'de isnad ihmal eden baz ahslar ikaz etmesine ra men, dier
tarafta, btn m halkna ayn ikaz yneltmi olmasdr. Bu husus a ka
gstermektedir ki, islm' n beii ve hadisin kayna olan, ayn zamanda
Dru's-Sunne ad yle anlan Medine'de isnad umumiyetle bilindi i halde, bu
merkezden bir hayli uzak olan am'da bilinmemektedir; yahut hi olmazsa
Medine'deki kadar yayg n de ildir; fakat ez-Zuhri, ikazlar ile m ehli ara-
snda da isnad kullanlmas n salamtr7'9.

Hadiste muntazam bir isnad tatbikinin mevzii hadislerin zuhurundan


sonra baladn, Muhammed bn Sirin'in bu konudaki szn de gznn-
de bulundurarak yukar da aklamtk. Ez-Zuhrrnin isnad zerinde bu ka-
dar titizlik gstermesine sebep olan milin de, yine hadis vazc olduuna
phe yoktur. Ez-ZuhrI de di er hadis imamlar gibi hadis vazcnn slam
iin arzetti i byk tehlikenin farknda ve buna kar tedbirler almann ge-
rekli olduuna inanmaktadr. Nitekim bu tehlikeye kar hadisleri yazl ola-
rak toplamay bir tedbir aresi olarak grm ve "eer ark tarafndan bil-
mediimiz ve kabul etmedi imiz bir takm hadisler gelmemi olsayd , ne bir
hadis yazard m, ne de yaz lmasna izin verirdim" demi tir720.

718 E-Zehebt, rdrilju'l-slam, V. 148.


719 Burada bir hususu hat rlatmakta fayda vardr: Arapada, hazan, umuma deltet eden
ibareler kllanld halde, bunlarla husus kasdedilir ve e er bu mana anlalmazsa yanl neti-
celere varil'''. Bu bakmdan ez-Zuhrt'nin yr elde'- m (ey m halk) sznden btn tr
halkn anlamamak lz mdr. E er bu mana anla hrsa, ez-Zuhrrnin, am halk arasnda isnad
kullanlmasm salamasnn gl ileri srlerek konuyla ilgili haber zerine pheye dle-
bilir. Halbuki mezkr haberde zikredilen ehlu'- m veya m halk 'ndan maksat, sadece m-
da hadisle megul olan ve hadis rivayet eden kimselerdir Bunlar n sayca ok olmadklarn tah-
min etmek g de ildir. Medtne'den gelmi , halifeler nezdinde ilmiyle byk itibar kazanm
ez-Zulul gibi bir hadis imanunn, Dma1F meseidinin bir kesinde, m hadisilerinin te kil
ettii bir halkada, onlara isnadn ehemmiyetini anlatmas ve bu suretle hadis rivayetinde isnad
kullanlmasn salam olmas her halde g bir i olmasa gerektir.
720 El-Hatib el-Badrult, s. 107-108.

180
Ez-Zuhrrnin sznde "bilinmeyen ve kabul edilmeyen hadislerin geldi-
i ark taraf" olarak ifade edilen yerin <Ir4 oldu u kolayca anlalmakta-
dr. nk cIral, 'Ali bn Ebi beycat edilmesinden ve Kafe'nin hilafet
merkezi olarak seilmesinden sonra icamn toplu olarak ya ad balca lke
haline gelmi , `Ali ve evlad adna giri ilen mcadelede yalan ve dolan n ka-
rargah olmutur. Hadis vaz<mn ilk defa i`a eliyle balatld dnlrse,
( Irak'n, mevzil hadislerin tevziinde oynad rol tahmin etmek g de ildir.

Nitekim mam Malik bu lkeyi sahte para bas lan bir darbhane (daru'z-zarb)
ye benzetmi ve hadis vazcm kasederek " iciler burada geceleri basar gn-
dzleri harcarlar" demi tirm. mam Malik'in bir nevi hadis imalathanesi
olarak tavsif etti i 'Irak, ez-Zuhri'nin mezkar sznde, bilinmeyen ve kabul
edilmeyen bir takm hadislerin retildi i " ark taraf" olarak ifade edilmi -
tir. Filhakika, ez-Zuhrrnin rakhlara yneltti i bir baka sznde bu husus
ak bir ekilde grlmektedir. Macmer bn Raid'in "iittim" diyerek nak-
lettii bu habere gre ez-Zuhri Irakl lara yle hitap etmi tir: "Ya ehle'l-
( Irak (ey (Irak halk)! Hadis bizden bir kar olarak kyor; fakat sizde bir
kulaca ula yor"722. Bu szden, Medine'de rivayet edilen bir hadisin,
varnca nasl tayir ve tebdil edilerek icann gr ve inanlarn destekler
bir ekle sokulduunu kolayca anlamak mmkindir.
te, hadis vaz`nn slam dini iin arzettii byk tehlikeyi hisseden-
lerden biri olan ez-Zubri, bu tehlikeyi nlemenin ba hca aresi olarak, bir
taraftan Halife cOmer bn cAbdi'l-cAzIz (99-101) in hadislerin tedvini ile
emrine uyarak, bidayette hadis kitabetine muhalif olmas na ramen,
onlar yazl olarak toplama a balam , dier taraftan hadis rivayet eden-
lerin devaml bir ekilde kontrol edilmelerini sa lamak maksad yle rivayetle-
zinde isnad zikrini zaruri grm ve her gitti i yerde, isnad zikretmeyen veya
hadis ald kimselerin isimlerini rivayetten nce a klamayan kimseleri ikaz
ederek isnad kullanma a zorlamtr. Bilhassa Ilicaz'dan bir hayli uzak olan
am hadisilerinin onun bu ikazlar neticesinde isnad kullanma a baladk-
lar gznnde bulundurulursa, hadisin kayna ve ayn zamanda ez-ZuhrI,
nin kendi ilkesi olan Hicaz'da da onun muntazam bir ekilde kullanldn
kabul etmek gerekir. Btn bunlar, Muhammed bn SirIn'in fitneden sonra
isnad tatbikinin ba ladn belirten mezkiir szlerini kesinlikle teyid eder ve
her hangi bir tereddde mahal b rakmaz.

D. HADISIN TER DE ERI ZERINDE MNAKAALAR


1. Haber eitleri
Baz eyler vardr ki bunlar, yalnz Allah'n insana bahsettii akl saye-
sinde bilinir. Mesela bir, ikinin yarsdr; drt, iki tane ikinin biraraya gel-

721 Ez-Zehebt, el-Muntekti man Minhci's-Sunne, s. 88.


722 Eg-Zehebt, V. 143.

181
mesinden hasl olur. Yahut, ortada yarat lm bir ey varsa, mutlaka onun
bir de yarat cs vardr; yarat c olmadan yarat lm bir eyin olmas mmkin.
deildir. Bunlar, akln insana kazand rd bilgilerdendir. Di er baz eyler
ise, duyu (his) organlar vastasyle bilinir. Mesela insamn syledi i bir sz,
yahut yapt bir hareketi bilmek bu yolla olur. Sylenen szn bilinmesi,
onu kulakla i itme e, yap lan bir fiilin bilinmesi ise, onu gzle grme e ba -
ldr. Bazan da sylenen bir sz i itmeyen, yahut yap lan bir fiili grmeyen
kimse, onlar iiten veya gren kimsenin haberi sayesinde bilebilir. te bu
gibi hallerde sylenen sz veya yap lan fiili haber veren her ahsn sznde
sad k olmamas dolaysiyle, haberin de do ru veya yalan olmas ihtimali
vardr. Haberin doruluu, ya onu haber verenlerin oklu u dolaysyle ya-
kinen bilinir; yahutta di er baz karineler yard m ile onun do ruluu zerin-
de zanna dayanan bir kanaat has l olur. Hazreti Peygamberin hadisleri de
onun sz ve fiillerinden ibaret oldu una gre, bunlar n bilinip renilmesi
de ancak haber yolu ile mmkin olur, ve bu bilgi, biraz nce i aret olundu u
gibi, onlar haber verenlerin durumuna gre ya kesindir, yahutta kesinlikten
ziyade zannidir. te, daha sonraki as rlarda tedvin edilme e balayan usal
kitaplarnda Hazreti Peygamberin sz ve fiilleriyle ilgili haberler, vazedilmi
baz kaidelerin yard m ile bu ynden de erlendirilmi ve ortaya kan haber
eitleri verilerek bunlar n tarifleri yap lmtr
Haberlerin bize geli i itibariyle do ruluklar hakknda kesin kanaata
varlanlarla, doru olup olmadklar baz karineler yard m ile tesbit olunan-
lar, usal kitaplarnda iki gurupta mtalaa edilmi, birincisine mutevatir ikin-
cisine ise ahad haberler denilmi tir.
Hakknda haber verilen sz veya fiili bizzat i itip gren ve sonra da onu
iitme veya grme imkan n bulamayan kimselere haber verenlerin say ba-
kmndan ok olmas halinde bu haber mutevatir olur. E er haberin mtea-
kip nesillerde a zdan aza nakli bahis konusu olursa, yine mezkar okluk
mutevatirin art olarak hali kahr; aksi halde, yani oklu un sayca azal-
mas halinde, haber mutevatir olmaktan kar.
Mutevatirin art olan bu okluun sayca belirlenmesi hususunda usal
mellifleri her hangi bir zorlama a gitmemi lerdir. Bununla beraber mezkar
okluu yine de tarif ve tavsif ederek, onun, kasden veya gayri kasdi olarak
bir yalan zerinde ittifak edemeyecek bir okluk olmas gerektiini ileri sr-
mlerdir723. Bu artlar muhtevi olarak gelen mutevatir haber, onu i itenler
iin lm-i yakin ifade eder. Bir ba ka deyi le o haberin do ruluu hakknda
kesin ve reddi mmkin olmayan bir inan veya kanaat has l olur724.

723 Mesel3 bkz. Hadis stlahlar hakk nda Nuhbetu'l-fiker erhi, e. 22-23.
724 Ayn yer.

182
Mutevatir haber, biztihi kesinlik ifade etmesi dolay siyle hadis ilminin
aratrma konusu iine alnmamtr; nk ara trmadan maksat, badisin
sahih olann sakim veya zayf olanndan ayrmakt r. Sahih olan tesbit edil-
dikten sonra onunla amel edilir. Halbuki mutevatir haber geli i itibariyle
sahihtir; shhati kesindil.; ara trmaya tbi tutulmaks zn onunla amel edil-
mesi gerekir.
Mute-vatir olmayan ikinci gurup haberlere gelince, bunlara hd denil-
diini yukarda zikretmi tik. Usid kitaplarnda hd haberler geli yollarna
gre, gurupta mtala edilmi lerdir. Bu haberler ya bir ki i vastasyle
gelmitir ki bunlara garib veya ferd ad verilmitir. Yahut iki ki i vastasyle
gelmitir ve ( aziz denilmitir. Yahutta veya n stnde bir kalabal k
vastas yle gelmitir; bunlara da me hr ad verilmi tir. Ancak bu sonuncuda
bahis konusu edilen n stndeki kalabal k, haberi mutevatir yapan ka-
labalk deildir.
Add kelimesi, lugat ynnden vlnd veya ahad (bir kii) in ouludur.
Bu manda haber-i vethi,d'e "bir kiinin haberi" demek gerekir. Ancak biraz
nce de aklad= gibi, hadisle ilgili usl kitaplar nda laberu'l-viiind veya
ahbCtru'l-hd terkibi, stlhi bir man kazanm ve genellikle mutevatirin
dnda kalan (me hilr, aziz ve garib gibi) haberlere tahsis edilen bir tabir
olmutur.
Hadis ihninin konusu, sahih olduu kadar zayf olma ihtimali de bulu-
nan hd haberlerdir. Bu bakmdan hadis ulemas , mutevatir haberlerin
aksine, hddan olan her haberi, gerek rvileri ynnden ve gerekse senedi-
nin ittisali ynnden tetkike tbi tutmular ve sahihini zayf ve sakim ola-
mndan ayrmay gaye edinmilerdir. Daha nce i aret etti imiz ve tarifini
verdiimiz sahi& hadisle, hasen ve zay f hadisler, hdn shhat ynnden
yaplm ayr blmne dellet eder.
Usul kitaplarnda mutevatir haberin ilm-i yak n ifade' ettii, islm ule-
masnn ittifaka yakn bir kanaati olarak belirtildi i halde, haber-i vlud
hakknda de iik grler ileri srlmtr: Bazlarna gre haber-i vh d
zan, bazlarna gre de ilim ifade eder. Onun zan ifade etmesi, rvisinde ya-
nlma ihtimalinin bulunmas dolaysiyledir. bn Hazm'e gre bu grte
olanlar, hanefiler, ficiler; mlikilerin o unluu, mutezile ve havarictir725.
Maamafih hd haberler zerindeki bu trl miinaka alarm, tamamiyle s-
tlaha mnhasr kald, mutezile ve havaric d ndaki mezheblerin hi biri-
nin, hd yolla sbit olan sunnetin dinde huccet olarak kullan lmasn hi bir
zaman reddetmedi i ve hatt onunla amel etmenin vcilbu zerinde birle -
tii grlmektedir.

725 Bkz. el-Ilklm, I. 119.

183
Bizim, yukardan beri haberler ve onlar n ksmlar hakknda zet ola-
rak verme e altmz bilgi, drdnc as rdan itibaren tedvin edilme e
balayan usl kitaplarna istinad etmektedir Halbuki zerinde durdu umuz
ikinci asrda, haberlerin taksimiyle ilgili stlahlann yukarda aklad=
ekliyle yerle mi olduunu gsteren her hangi bir kayda rastlanmaz. Her
ne kadar ikinci as rda ya am ve nc asr n banda vefat etmi olan e -
afici (. 204), haber-i vah d tabirini kullanm ve bu haberin, baz artlarn
tahakkuku ile huccet olduu grn iddetle savunmu ise de, onun an-
lad haber-i vahd, daha sonrakilerin anlad m.anada 'aziz ve mehr de-
nilen e itlerini de iine alan haber de il, fakat yalnz bir ki inin yine bir
kiiden rivayet etti i haberdir. E - afici buna haber-i I iia da demi tir. Ni-
tekim er-Risle adl mehur eserinde, en az ndan huccet olabilecek haberin
tarifini yapmas n isteyen kimseye bu haberi yle tarif etmi tir: "Hazreti
Peygambere, yahut ondan sonraki bir ahsa mntehi olana kadar bir ki inin
bir kiiden rivayet etti i haberdir" 72. Ancak e -afi<i'ye gre, byle bir ha-
berle huccet, baz artlarn biraraya gelmesiyle kaim olur. Bu artlar yle
sralanmtr: Haberi rivayet eden kimsenin, dininde ika, sznde dk ile
mar, ne rivayet etti ini iyi bilip anlar (411), lafz ynnden hadisin mana-
sm bozacak eylere vakf, hadisi iittii ekilde harfiyyen rivayet eder, mana
zere nakletmez,-nk man zere nakleder ve raanay bozacak eyleri de
bilmezse helli harama evirebilece ini anlamaz; fakat hadisi harfiyyen ri-
vayet ederse byle bir endi eye mahal kalmaz, e er hfzndan rivayet ederse
hafz, kitabmdan rivayet ederse onu iyi bellemi , bir hadisin rivayetinde
bakalaryle birlemise hadisinin onlarn hadisine muvafk, mlak olduu
kimseden iitmedii eyi rivayet etmek suretiyle mudellis olmaktan ve sika-
tn Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri eye muhalif olarak hadis rivayet
etmekten beri olmas lazmdr. te bu artlar, kendisinden hadis rivayet
ettii kimsede de bulunmald r ve bu hal mevsl olarak Hazreti Peygambere
veya onun dnundaki kimseye var ncaya kadar devam etmelidir. Byle olun-
ca haber-i vahd huccettir" 727.

E- afici tarafndan ileri srlen bu artlar, bizim daha nce zerinde


durduumuz ve tarifini verdi imiz sahih hadisin artlandr; btn hadis
Minderi bu artlar zerinde ittifak etmi ler ve bu artlar ihtiva eden hadisin
sahih olduunu ileri srmlerdir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken
bir husus vardr: E -5W% bu artlarla, bir taraftan sahih hadisi vasfederken,
dier taraftan, haber-i vahldin huccet olmas n salayan vas flar sralanutr
ve onun nazarnda haber-i vahd, daha sonralar kelimenin kazand, mehur,

726 Bkz. s. 369.


727 Ayn eser, s. 370-371.

184
aziz ve garib e itlerini iine alan stlah manas deil, dellet etti i lugat
manasdr; yani onun, Hazreti Peygambere mevsl olarak mntehi olana
kadar yalnz bir ki inin bir kiiden rivayet etti i haberdir.

E-SaficVnin haber-i vah dle kasdetti i bu manay grn isbat etmek


iin ileri srd delillerinde de a ka grmek mmkindir. Haber-i vah din
tesbitinde kendisinden bir haber, yahut bir dellet, yabutta bir im nass
zikretmesini isteyen kimseye, e -Safi% u delilleri ileri srm tr:

1) "Hazreti Peygamber buyurmu tur ki: Benim szm dinleyip ezber-


leyen ve olduu gibi bakasna duyuran kimse (cabd)nin yzn Allah a art-
sn. Bazan fluh hmili fakih olmayana, bazan da kendisinden daha fakih
olana nakleder. ey vard r ki, mslmann kalbi hi bir zaman onlara ka-
pal kalmaz: i lediini srf Allah iin ihlsla yapmak, mslmanlara nasihat
etmek ve mslman cemaat ndan ayrlmamak; zira dualar onlar arkalarn-
dan epe evre ku atmtr".

Bu hadisinde Hazreti Peygamber, sznn dinlenip ezberlenmesini ve


olduu gibi bir ba kasna duyurulmas n emrettii zaman, bu emrin muha-
tab olan kii ((abd), tek bir ki idir. Bu, Hazreti Peygamberin, ancak, sz-
nn kendisine duyurulan ki i iin huccet olabilecek bir kimseye duyurmay
emretti ine dellet eder 728.

2) Bir adam, oruclu oldu u halde karsn per; fakat sonradan bu hare-
ketinden byk bir endi eye derek karsn mesele hakknda sormas iin
Hazreti Petgamberin evine gnderir. Kad n Ummul-mu'minin Umm Sele-
me'nin yanna girer ve hadiseyi ona anlat r. Umm Seleme, Hazreti Peygam-
berin de oruclu iken pt n haber verir. Kad n evine dner ve kocas na
Umm Seleme'nin szn nakleder. Ne ver ki adam, biz Peygamber gibi de i-
liz; Allah diledii eyi Peygamberine helal klar, diyerek meseleyi bytr.
Kadn tekrar Umm Seleme'ye gider. Bu sefer yan nda Hazreti Peygamberi
de bulur. Rasalu'llah (s.a.s.) meseleyi renince Umm Seleme'ye "benim de
ayn eyi yaptm bildirmedin mi?" der. Umm Seleme "bildirdim; fakat
kocas, biz Allah'n Rasl gibi deiliz, diyerek meseleyi bytm" cevabn
verince, Hazreti Peygamber sinirlenir ve "Allah'a yemin ederim ki, ben sizin
en ok mtteki olan mz ve Allah'n hududunu en iyi bileninizim" buyurur.

E-Safi% bu habere istinaden der ki: Hazreti Peygamberin Umm Seleme-


ye "bu ii benim de yaptnu haber vermedin mi?" sznde, Umm Seleme-
nin kendisinden naklettii haberin, kabul caiz olan haberlerden oldu una

728 Ayn eser, s. 401-403.

185
dellet vardr; nk Hazreti Peygamber, Umm Seleme'ye kendisinden ha-
ber vermesini emretti i zaman, ancak, onun haberinde, haber verdi i kimse
iin huccet olan eyi emretmi tir729. Bir ba ka ifade ile, Hazreti Peygamber,
kendisinden naklen Umm Seleme'nin verece i haberin i iten kimse iin huccet
oldu unu bilerek zevcesine "benim de ayn eyi yaptm o kadna haber
v ermedin mi?" demi tir. Bu, Hazreti Peygamber nazar nda s dk ehlinden
olan zevcesinin, yani tek bir ki inin haberidir.

3) bn (Omer'den rivayet olundu una gre Kuba'da sabah namaz kl-


mrken bir haberci gelir ve Hazreti Peygambere Kur'an (dan bir ayet) inzal
olunduunu ve kbleye dnlmesinin emredildi ini haber verir. nceden yn-
leri am ciheti (Kuds) ne dnkt; haberden sonra Ka<be'ye dnm lerdir.

Kuka'hlar Ansarn nde gelenlerinden olup fkh ehli idiler. Kendileri


iin bir huccet bulunmadka Allah'n farz kld kbleyi terketmezlerdi.
Hazreti Peygamberle kar lamadlar. Kblenin tahvili hakknda Allah'n
inzal ettii ayeti i itmediler. Haber-i mme ile de il, fakat Allah'n Kitab
ve Peygamberinin sunneti ile ve bizzat ondan i iterek daha nce bir kbleye
ynelmi lerdi Halbuki imdi, haber-i valudle, yani kendilerince s dk ehlin-
den olan bir kiinin kblenin tahvili hakk nda Hazreti Peygamberden getir-
dii haberle, zerlerine farz olan k bleden bir ba ka kbleye dnyorlard ve
bunu da, s dk ehlinden olan bir kimsenin haberiyle huccetin sbit oldu unu
bilerek yapyorlard. Eer kblenin tahvili hakknda Hazreti Peygamberden
gelen haber-i vabidi kabul etmeleri farz de il de caiz eylerden olsayd -aslnda
farzdr- Hazreti Peygamber onlara yle derdi: Siz bir kbleye ynelmitiniz.
Benden bizzat i itnedike, yahut mmenin, yahutta bir ki iden fazla kimse-
lerin benden getirecekleri haberle sizin iin huccet kaim olmad ka bu kb-
leyi terketmemeniz gerekirdi 73.

4) Enes bn Malik anlatr: "Eb Tlha, Ebii. <Ubeyde bnul-Cerrab.


ve Ubeyy bn Ka<b'a hurma arab datrdm. Bir gn bir habefrci geldi ve
arabn haram klndn syledi. Bunun zerine Ebu Y Enes! Kalk
ve u arap kabin kr, dedi. Kalktm ve bir tala kab krdm".

Bu haberde ismi geen sahabilerin ilim ve mevkilerinin stnl n,


Hazreti Peygamberle sohbetlerinin derecesini hi kimse inkr etmez. arab
helaldi ve iiyorlard . Fakat bir haberci geldi ve onun haram k lndun haber
verdi. arap kaplar nn sahibi olan Ebii Talia onlarn hemen krlm.asn
emretti. Ne o, ne ilerinden bir di eri ve ne de hepsi: "Biz arabn helal ol-

729 Ayn eser, s. 405 - 406.


730 Ayn eser, s. 406 - 408.

186
duunu biliyoruz. Hele Allah'n Rasln grelim; yahutta haber-i mme
(mutevatir haber) bize gelsin, (sonra arab terkederiz)" demediler. Onlar
helal olan bir eyi dkmenin israf oldu unu bildikleri iin bunu yapmazlard ;
israf deillerdi. Yaptklar eyi Hazreti Peygambere haber vermeyi ihmal
etmedikleri gibi, haber-i valud kabul edilir bir ey olmasayd, Hazreti Pey-
gamber de onun kabulnden onlar nehyetmekten geri kalmazd 73 .

5) Hazreti Peygamber Mucaz bn Cebel'i Yemen'e gndermi ve ken-


disine itaat edenlerin etmeyenlerle sava masm, Allah'n zerlerine farz k l-
d eyleri onlara retmesini, vacib olan sadakay onlardan almas n emret-
miti. Hazreti Peygamberin Mu (az bn Cebel'i semesi, yemenlilerin onu ta-
nmalar, mevkiine ve doruluuna gvenmeleri dolars yle idim. Byle bir
kimsenin haberi onu i itenler iin huccet olmasa idi, Hazreti Peygamber Mu-
caz ile birlikte haberleri huccet olabilecek bir kalabal Yemen'e gndermek-
ten geri kalmazd.

6) cOmer bnu'l-ljattab cenin hakk nda Hazreti Peygamberden her han-


gi bir haber bulunup bulunmad n aratrrken, Hamd bn Malik iburn-
Nbia km ve ona u haberi nakletmi tir: Bir gn iki kar mdan biri hamile
olan dierine sopa ile vurdu ve karnmdaki ceninin l olarak do masna se-
bep oldu. Bu hadise zerine Allah' n Ilasfil gurra ile; yani vurann tekine
bir kle veya cariye vermesi ile hkmetti. cOmer bnu'l-tlattab bu haberi
duyunca yle demitir: E er bunu i itmemi olsaydm baka bir hkm
-dier bir rivayete gre, nerede ise kendi re'yimizle hkm-verecektikm.

7) cOmer ibnu'l-ljattab yle diyordu: "Diyet akl bali olan kadn iin-
dir. Kadn kocas nn diyetinden hi bir eye varis olmaz". Fakat e-Zallrk
bn Sufyn kp da Hazreti Peygamberin, kendisine "E yem e-Zbabl'nin
diyetinden karsu varis klmasn yazdm" haber verince, (Omer ibnu'l-
tlattab kendi grnden rc etmi tir734.
E Safi% bu son iki habere ilitilqu'l-tadis adl eserinde de temas etmi
ve yle demi tir: "Bu haberler, haber-i valudin, onu haber verenin s dkna
gvenildii zaman kabul edilmesi gerekti ine delalet ederler. E er byle bir
haberi her hangi bir hal dolars yle reddetmek icabetseydi, her eyden nce
( Omer ibnu'l-Igattab bunu yapar ve mesela ez-Zahlrk'e "sen Necid ehlinden

birisin" ve Hamel bn MMik'e de "sen Tihme ehlinden birisin. Her ikiniz de .


Hazreti Peygamberi grmediniz; yahut onunla sohbetiniz ok az. Ben ve

731 Ayn eser, s. 409-410.


732 Ayn eser, s. 416.
733 Ayn eser, s. 427
734 Ayn eser. s. 426

187
muhacirn ile ansardan bir ok kimse onunla beraberlik. Ondan nakletti i-
niz bu haberler nas l bizim mehulmz kald da siz rendiniz? Her ikiniz
de rivayet etti iniz haberde teksiniz. Onlar sizlerden ba ka rivayet eden
olmad. Yanlmanz veya unutmanz mmkindir" diyebilirdi. Fakat bunlar
sylememi ve kadnn kocasnn diyetine vris klmmas ile dk cenin hak-
knda kendi gr n terkederek rivayet edilen bu haberlere tabi olmu tur.
( Omer'in d k cenin hakkndaki gr, e er cenin canl derse diyeti yz

deve, idi; l derse hi bir ey lazm gelmez, diyordu. Allah, elisi dili ile
dilede i eye mahlakat n ibadet ve ittibanu zaruri k lar. Hi kimse, Hazreti
Peygamberden gelen bir haber iin kendi gr ne dayanarak niin ve nas l
suallerini s ralama a ve szne gvendi i kimsenin haberini -bu haber yaln z
bir kii tarafndan rivayet edilmi olsa bile- reddetme e mezn de ildir"735.

E-Saficrnin, haber-i vah din huccet olarak tesbitinde ileri srd de-
lilleri daha da o altmak mmkindir. Bu delillerin hepsi, onun, haber-i va-
hdi tek bir ki inin haberi olarak anlad n gsterir. Nitekim bu husus, kb-
lenin tahvili ile ilgili haber hakk nda e -Saficruin "e er haber-i vahdle huccet
sabit olmasa idi, Hazreti Peygamber onlara yle derdi: Siz bir kbleye ynel-
mitiniz. Benden bizzat i itmedike, yahut mmenin, yahutta bir ki iden
fazla kimselerin getirecekleri haberle sizin iin huccet kaim olmad ka bu
kbleyi terketmemeniz gerekirdi" melindeki szlerinde a ka grlmekte-
dir. E-Safi% bu szde, haber-i valud yannda haber-i amme dedi i mutevatir
haberle, bir ki iden fazla kimselerin naklettikleri haberi de zikretmi ve bir
kiinin haberiyle huccetin sbit oldu u, bunun iin haber-i ammenin veya
bir kiiden fazla kimselerin haberinin art olmad grn savunmutur.

E-Safi(rnin haber-i vahd hakkndaki bu gr, birbirinden ok az


faslalarla vefat etmi olan dier mezheb imanlarmn da grleridir; yani
hepsi de haber-i valudi huccet olarak kabul etmi ler ve mezheblerinin tesi-
sinde bu haberleri kullanm lardr. Ancak yukarda da iaret etti imiz gibi,
haber-i vahdle huccet, rvinin adalet ve zabt gibi baz artlarn vcldu ile
sabit olur. Bu konuda, elbette ki, her imanun kendine hs baz artlar var-
dr ve bu artlar biraraya gelmedike haberin kabul mmkin olmaz. Bu
bakmdan bir imamn kabul etti i haber, dier bir imam tarafndan kabul
edilmemi ise, bu, hi phesiz arta mteall k ihtilflar yzndendir.

kinci hicri as rda haber-i valudle ilgili genel kanaat bu olunca, haber-
lerin mutevatir, me hur, aziz ve garib olarak e itli ksmlarda mtalaa edil-
melerinin, bunlardan hangilerinin lm-i yakin veya zan ifade ettikleri, yahut

735 Bkz. (Kitabui-Umnfun VII. cildinde), VII. 20-21; keza bkz.


a. 429 (1 No. lu dipnot).

188
hangilerinin yaln z amell hangilerinin de hem ameli hem itikadi sahalarda
huccet olma a slih bulunduklar hususunda daha sonraki devirlerde iddeti-
ni artran mnaka alarn bir neticesi oldu una kolayca hkmedilebilir. Fil-
hakika sonralar ortaya kan ve haber-i ahad n itikadi konularda huccet
olarak kabul edilemiyece i grne meyleden baz kanaatlara ra men, ha-
bir azab , munker nekir, havz, efaat, muvahhdlerin bir mddet sonra ce-
hennem ate inden kurtar lmalar ve ru'yetu'llah gibi itikadi konular, ehl-i
sunnet mezheblerinin iman edilmesi gereken akaid konular iinde yer alm -
tr ki, bu konular n hepsi de hd yolla gelmi hadislerden alnmtr.

2. Hadislerin deeri zerinde mnakaalar

mamet ve hilfet meselesinin mslmanlar aras nda sebep olduu an-


lamazlk, olduka erken bir devirden itibaren silahl atmaya dnm ,
bu atma ise, daha nce de a klad mz gibi, kendi grlerinde hakl ol-
duklarn iddia eden ve bu gr lerini dini nasslarla teyid etme e al an bir-
birine dman frkalarn domasna yol amtr. Dini nassa dayanma ihtiya-
c, bazan kendisini o kadar iddetle hissettirmi tir ki, bu frkalar, nass bu-
lamadklar zaman onlar dzmek veya uydurmak zorunde kalm lar ve ok
iyi bildiimiz gibi, mevz hadisler byle bir faaliyetin neticesi olarak birden
bire ortaya km ve ksa zaman iinde say lar bir hayli kabarm tr.

Hadisin Islam dinindeki yeri ve de eri malmdur. Kur'n Kerimden


sonra te riir ikinci kayna oluu, kitabmzn bataraflarnda da i aret etti-
imiz gibi, muhtelif Kur'n yetleriyle kat' yyet kazanmtr. Onun bu de-
erini isbat etmek iin ba ka delillere elbette ihtiya yoktur. Nitekim ikinci
asrdan itibaren ortaya kmaa balayan fkh mezheblerinin te ekklnde
hadislerin oynad rol de bunun bir baka delilidir. Fakat mevz hadiskrin
zuhurundan ve geni apta yay lmasndan istihrac edebilece imiz bir de er
hkm daha vardr ki, biz bunu, garib kar lanmamas gereken bir espri iin-
de belirtmek istiyoruz. Bu da hadisin de erine paralel olarak hadis vazcnun
gelimi olmasyle ilgilidir. Gerekten, bir ey ne kadar de erli ise, ona sahip
olma arzusu da o kadar iddetli olur. E er bu kaideyi, imamet ve hilafet kav-
galarnn ortaya kard frkalarn dini bir nass olarak hadise duyduklar
ihtiya ynnden ele alacak olursak, diyebiliriz ki, e er hadis mslmanlar
aras nda bu derece kesin bir de er ifade etmemi olsayd, ne bu frkalar hadis
vaz(ma nukabil Islam'n kebireden saydk. ' yalancl yldenmek lzmunu
hissederlerdi; ne de onlar n dmdakiler kendi gayeleri iin ayn gabaveti
ilerlerdi. Oysa ki onlar, hadis vazcn yegane kurtar c bir are olarak grm -
ler ve her eye ra men bu i i gerelde tirmilerdir. Bu da, hadisin phe g-
trmez stnl n gsteren bir delildir. Maamafih vazettikleri hadisler,

189
gerekte, onlara bir kurtulu yolu salayamanusa, bu elbette, Allah' n do-
rulara yard m ve as l hadisilerin onlarn oyunlarn bozmalar sayesinde
olmutur.

Hadisin ksaca i aret etti imiz bu stn de eri mslmanlar aras nda
yaygn bir ekilde kabul edilmi olmakla beraber, ikinci as rda hadise kar
yeni bir cereyan n balatld anlalmaktadr. Bu cereyan ksmen veya ta-
mamen, hadisin slam te riindeki asliyyetini inkr esas na dayanm ; bu su-
retle hadis, yalanc larn uydurduklar szlerle onu ifsad etme e alanlarn
yannda, bir de inkarc larm tasallutuna maruz kalm tr.

Hadisi ksmen veya tamamen inkr edenleri, bize, e - afi`i haber vermek-,
tedir. Hadisin yilmaz mdafilerinden biri olan bu byk imam, el-Umm adl
eserinde taifeden bahsetmi ve bunlarla yapt mnaka alar zetlemi-
tir736 . E - afi(rnin verdi i bilgiye gre, bu taifeden biri, Kur'n n hadise
muhta olmad ve esasen hadis ravilerinin, hata, unutkanl k ve yalandan
slim bulunmad klar cihetle, hadisin slam teriinin asllarndan biri olamaya-
ca grn ileri srerek onu tamamen inkr etmi tir. Di er bir taife, ha-
disin Kur'na zid bir hkm getiremiyece ini ve ancak onu beyan edebile-
ce ini ve dolaysiyle Kur'anda as llar bulunan ve beyan mahiyetinde vrid
olan hadislerin alnabilece ini ileri srerek onlar ksmen reddetmi tir. n-
c taife ise, rvileri adalet ve zabt ynnden ne derece gvenilir olurlarsa
olsunlar, hd yolla gelen hadislere itimad edilmeyece ini, bu sebeple yalnz
mutevatir olan hadislerin alnabilece ini iddia ve dolaysiyle hadislerin ta-
mamna yakn bir ksmn inkr etmitir.
E - afi`i, hadisleri tamamen reddeden tifeden bahsederken yle der:
"Ashabnn mezhebine gre ilim ehline mensup birisi bana dedi ki: Sen bir
Arabsn. Kur'an senin mensup oldu un milletin dili ile nazil oldu. Sen Kur'an
iyi bilirsin. Bu kitapta Allah' n inzal ettii farzlar vard r. Birisi bunlardan
phe etse, yahut Kur'nda iltibasa d se, onu hemen tvbeye davet edersin;
tvbe etmese ldrrsn. Allah Ta'ala Kur'an hakk nda "onu her eyi beyan
iin indirdik" buyurur. Allah'n farz kld bir ey hakknda, senin, yahut
bir bakasnn, bir defa bu farz ammd r; bir baka defa da hast r, yahut bir
defa o eydeki emir farzd r, bir baka defa da dellettir, demeniz nasl caiz
olur? Aralar nda byle ayrmlar yaptn pek ok ey vardr Elinde bir, iki,
yahut, hadis var; birisinden rivayet ediyorsun; o bir ba kasndan, o da bir
bakasndan; bylece isnad Hazreti Peygambere kadar ula yor Bununla
beraber sen ve senin mezhebinde olanlar, kar la tmz, hatta s dk ve hafza
ynnden ba kalarnn stnde tuttu unuz kimselerden hi birini, yine de

736 Bkz. VII. 250.

190
galattan, unutkanl ktan ve hatadan tebriye etmiyorsunuz. Ve hatta gryo-
rum ki, bir ok kimseler hakk nda, fulan u hadiste, fulan da bu hadiste hata
etti, diyorsunuz. Birisi, kendisiyle helal veya haram kldnz lm-i hassa
(haber-i vahd) dan bir hadis hakk nda "Hazreti Peygamber bunu sylemedi;
siz yahut onu size rivayet eden hataya d tnz; veya siz yahut onu size
rivayet eden yalan sylediniz" dese, onu tvbeye davet etmiyorsunuz; ona
"bu syledi in ne kadar kt bir sz" demekten te bir ey de sylemiyor-
sunuz. Hi Kur'n ahkam ile, durumlarn akladnz byle bir kimsenin
haberi aras nda tefrik yapmamak caiz olur mu? Siz byle kimselerin haber-
lerini Allah' n kitab yerine koyuyor, onlarla verip, onlarla menediyorsu-
nuz...' ,73 7
.

Grld gibi, e -Safi`i'ye hadisin de eri hakknda bu szleri syleyen


ahs, Kur'ndan ba ka bir ey kabul etmemekte ve rvileri, yalandan, ha-
tadan ve nisyandan beri olmayan hadisin Kur'n mertebesine ykseltilme-
sine ve onunla Kur'an yetlerinin tahsis, takyid veya tafsil yolu ile beyan
edilmesine kar koymaktadr. Oysa ki e -Safi% yukar da bir ksmn naklet-
tiimiz bu mnakaada, muhatabna verdii cevapta, Allah Ta'aln n, Haz-
reti Peygamberin emrine tbi olmay zerimize farz k ldn ve "Rasfl'iin
size getirdiini aln, nehyettii eyden de sabrm" buyurduunu belirtmi ,
Hazreti Peygamberin devrine yeti meyen ve onu grmeyen kimselerin, onun
emrine tbi olmak hususundaki farz ed edebilmelerinin de ancak haber
yolu ile mmkin olabilece ini sylemi tir738. Keza e -Safiq'nin a kladna
gre, namaz, zekat ve hacc gibi mcmel olarak zikredilen farzlar n, hadisin
beyan olmakszn anlalp ed edilmesi de mmkin de ildir739.

E -Sfi(T, hadisleri tamamen reddeden mezhebe \ mensup bir ahsla yap-


t bu mnaka a srasnda, hakknda Kur'an nass bulunan eylerle ilgili
hadislerin kabul edilebilec ini, fakat bunun dndaki haberlerin kabul edil-
memesi gerekti ini ileri sren taifeyi de zikreder 74 ve bunlar n da, hakkn-
da Kur'an nass bulumadka hi kimse zerine her hangi bir farz n terettb
etmiyeceine dair birinci taifenin sahip oldu u gre yakn grler ileri
srdklerini aklar. E -Saficrye gre bu gr de, nsih ve mensilhun, hs
ve ammn bilinmesine imkan vermez 741 .
E -Saficrnin haber-i hassa dedi i haber-i vahdi reddeden nc taife
hakknda verdi i bilgi de yledir: "Bir taife de, haberleri tesbit etmenin

737 Ayni eser, VII. 250.


738 Ayn eser, VII. 251.
739 Ayn eser, VII. 252.
740 Ayn yer.
741 Ayn yer.

191
mmet iin lzumlu olduu hususunda bize muvafakat etti. Benim, sunneti
reddedenlere kar huccet olarak kulland klarn, onlar da sunnetin huccet
olduunu isbat iin yeterli gryorlar ve buna muhalefet edenleri iddetle
sktryorlar. Onlardan bir gurup toplu olarak ve mnferid halde benimle
konutular. Onlarn mnferiden ve toplu olarak benimle ne konu tuklarn
ve benim onlara ne cevap verdi ini nakletmek iin aynen bellemi deilim.
Onlarn delillerini rtme e gayret ettim. Syledi im baz eyleri ve kim-
lere syledi imi, onlar ilzam edece ini bilerek zikrediyorum. Allah'tan beni
korumasn ve muvaffak klmasn dilerim. Onlarn syledikleri eylerden
bir ksm yledir: Hakim olsun mfti olsun, ancak ihata ettikleri cihetle
hkmedip fetva verebilirler. hata, zhirde ve bt nda hak olan ve Allah in-
dinde kendisiyle ehadet olunan ilimdir. Bu ise, Kitapla, zerinde ic na hasl
olan sunnetle ve insanlar n hakknda birle ip ayrla dmemeleriyle hasl
olur. Bu takdirde hkm daima birdir. te byle oldu u zaman onlar kabul
etmemiz lazm gelir. Mesela le namaz drt rik'attr; nk zerinde niza
yoktur; hi bir mslman ona kar gelmemi tir. Hi kimsenin ondan phe
etmesi ~kin de ildir..." 742 .
Grld gibi bu taife de, hadislerin mhim bir k smn reddederken,
kabul edilebilecek hadis cinsini tavsif etmi ve bunun, mslmanlarn top-
luca zerinde ittifak ettikleri, phe ve tereddde mahal olmaktan uzak ha-
ber cinsinden olmas gerekti ini ileri srmlerdir. Onlarn bu grnden
anla ldma gre, bir veya bir ka ki i tarafndan rivayet edilen hadis ki
daha sonralar usideler bunlara ahad ad n vermilerdir; rvileri ne derece
adil ve zabt olurlarsa olsunlar, hataya d mekten ve nisyan illetine maruz
kalmaktan masiin bulunmad klar cihetle kabule ayan de ildir. Buna muka-
bil mslmanlarn kabulnde ittifak ettikleri hadisler ise mme taraf ndan
yine ittifakla nakledildikleri iin bunlar zerinde hi kimsenin phe ve tered-
dd olamaz. Bu taifenin hadislerle ilgili bu gr ksaca zetlenmek gere-
kirse, diyebiliriz ki, hd yolla gelen hadisler kabule ayan de ildir ve dinde
huccet olarak kullanlamaz. Kabule sayan olan hadisler ise, yaln z mmenin
rivayeti olan ve mutevatir denilen hadislerdir.
E -Safici, bu taifenin iddialer n, bahis konusu ettii mnakaa sra-
snda ksaca cevaplandrmtr. Fakat bunlara kar onun asl cevab er-Ri-
side adli mehur eserinde yer almtr. Bu cevaplar, hadisi ksmen veya tama-
men inkr etmekte muannid olmayan her akl- selim shibini ikna edecek
mahiyettedir.
E-Safi% hadisi ksmen veya tamamen reddeden bu frkay, yahut
mnakaa etti i frka mensuplar m zikretmemi , onlarn kimler olduunu

742 Ayn eser, VII. 254-255.

192
aklamamtr. Bununla beraber Ttrll u-t-te rl` mellifi eyh el-
kluzari, hadisleri klliyyen reddeden taifeyi bahis konusu ederek u gr
ileri srmtr: "E - fi% bu gr e sahip olan kimsenin ahsiyyetini ak-
lamam tr; tarih hakknda da bize a klayc hi bir bilgi vermemi tir. Ancak
mtekp bahiste hebr-i hssay reddeden kimselerle yapt mnaka a sra-
snda, hadisleri klliyyen reddeden mezheb sahibinin Ba ra'ya mensup ol-
duunu tasril etmitir. Bu sralarda Ba ra, kelmi ilimlerin hareket merkezi
idi ve mutezile mezhebi burada ne 'et etmi , ileri gelenleri ve yazarlar bu-
rada yeti mi ti. Bunlar hadis ehline kar husumetleriyle de marf idiler.
Her halde hadisleri reddeden gr sahipleri bunlardan olacakt . Bu zan,
bende, Ebu Muhammed Abdullah bn Muslim bn Kuteybe (. 276) nin Te'-
vilu multelifi'l-hadis adl kitabn grdkten sonra daha da kuvvetlendi. bn
Kuteybe, bu kitab n ba tarafnda "Allah seni taatlyle s yanetiyle
muhafaza ve hak yolda rahmetiyle muvaffak edip kendi ehlinden k lsn. Ba-
na kelm ehlinin hadis ehline kfrettiklerini, onlar imtihana ektiklerini ve
kitaplarnda bol bol onlar zemmederek yalane hkla ve mtenakz hdis ri-
vayet etmekle sulad klarn yazyorsun" dedikten sonra, en-Naiim ve el-
Chi gibi mutezilenin ileri gelen kelmedarm n hadis ehline nas l hcm
ettiklerini anlatm str"743 .

El-Huzarrnin, hadisleri klliyyen reddeden bu taifenin kimler oldu u


hakkndaki tahmininde bir hakikat paynn bulunduuna phe yoktur. Zira
mutezilenin btn ileri gelen imamlar haber-i hd kabul etmedikleri gibi,
mutevatir haberlerin de bazan yalan oldu unu ileri srerek onlar n delil ola-
rak alnamayaca n iddia eden mutezili imamlar vard r. Bunu anlamak iin
mutezileden sz eden baz kaynaklara gz atmak yeterlidir.

3. Mutezile ve hadis

a. V liyye f rkas

lk mutezile imamlarndan Vl bn `At7ya nisbetle onun gr nde


olanlarn te kil ettii frkaya V liyye denilmitir.

Mslmanlar aras nda zuhur eden siyasi mcadelenin, tesiri akaid ze-
rinde de grlen fikir ayr lklarna sebep olduunu ve bunun neticesinde bir
takm itikadi mezhablerin ortaya ktn daha nceki bahislerimizde ince-
lemitik. Mutezilenin do usundan bahsederken de, `Osmn bn cAffn'n l-
drlmesinden ve `Ali ile Mucviye aras nda kan sava tan sonra mslman-
lar aras nda younlaan iman-kfr mnaka alarna temas etmi ve bu sra-

743 El - Ijuzarrnin bu gr leri iin bkz. TCrfl u't-teriS s. 185-86.

193
larda el-Hasan el-Ba ri (. 110) nin talebesinden biri olan Va l bn <Ata'
(. 131) nn, murtekibul-kebire (byk gnah sahibinin m'min de kfir
olmad, fakat menzile beyne menzileteynde (iman ile kfr aras nda) bulun-
duu grn ortaya atarak kocas ndan itizal ettiini ve bu itizalin, ileride
mutezile adyle amlacak olan byk bir itikadi mezhebin do umu olduunu
aklanutk. El-Hasan el-Ba rI, Ba ra'nn ileri gelen imamlarmdand ve Ba-
ra cmiinde bir krss ve etraf nda bir de ilim halkas bulunuyordu. Va l
bn 'Ata' ise, bu halkay te kil eden ve el-Hasan el-Ba rI'den ilim alan tale-
beden birisi idi. Bu bakmdan mutezilenin doum yeri Basra oluyordu; do-
um tarihi ise, birinci asrn sonlar ile ikinci asrn balarna rasthyordu.
El-Hasan el-Bari'ye kar davramyle yeni do an mezhebe bir de ad
bulmu olan Val bn 'Ata', kocas ndan ve dier mslmanlardan de iik
baz grlerle ayrlmtr. Eb Manr el-BadadI (. 429), Va liyye frka-
sndan bahsederken, harieilerden Ezarika'mn, ufriyye'nin, Necedat ve ba-
zyye'lin murtekibu'l-kebire hakk ndaki grlerini zikretmi , bu arada tbi-
n ile eksen ummetin grne de i aret ettikten sonra, Va l bn
`Ata'nn btn bu grlerden farkh bir gr le ortaya ktn ileri srerek
onun hakknda u bilgiyi vermitir:
"Sonra Va l nc bir bidcatla seleften ayr ld. O, kendi asrnda btn
mslmanlarn, <Ali ve ashab , Tlha, Zubeyr, gi e ve dier Cemel ashab
hakknda muhtelif gr lere sahip olduklarn gryordu: Hariciler, Talha,
Zubeyr, gi e ve taraftarlar nn Cemel vak'as nda 'Ali ile dviitlderi iin
kfir olduklarn, 'Ali'nin ise, bu vak'ada ve Mucaviye ile S ffin'de dvp
tahkime bavuruneaya kadar hakh, fakat tahkimden sonra onun da kafir oldu-
unu iddia etmi lerdi. Ehl-i sunnet ise u gre shipti: `Ali onlarla dv -
mekte hakl idi; onlar ise asil idiler ve `Ali ile dv mekte hataya d tler.
Fakat hataya d meleri ehadetlerini iskat edecek kfr de de ildir, fsk da. .
Bu grle ehl-i sunnet, her tarafa mensup iki adil ki inin ehadetini makbul
sayyordu. Val bn <Ata' ise gerek hricilerin ve gerekse ehl-i sunnetin g-
rne muhalefetle, iki frkadan birinin fas k olduunu, ancak bunlardan
hangisine fsik denilece ini bilmediini ileri srmtr. Buna gre ya <Ali
ile Hasan, IJuseyn, bn (Abbas, <Ammar bn Yasir, Eb Eyyilb el-An ari
gibi dier bir ok taraftarlar , yahutta Talha, Zubeyr, gi e ve Cemel'deki
dier taraftarlar fasiktr. Bu itibarla Va l, "iki taraftan birer ki i, mesela
`Ali ve Talha, yahut <Ali ve Zubeyr en basit eyde ehadette bulunsalar,
ikisinden birinin fask olduunu bildiim iin ehadederini kabul etmem;
fakat bu iki kii yalnz bir tarafa mensup olursa o zaman kabul ederim" diyor-
du"744.

744 Bkz. el-Fark beyne'l-firak, s. 71 72.


-

194
Grld gibi, mutezilenin ilk imandar ndan saylan Val bn <Ata,
bu gr ile, ilk hadis kaynaklar olan ve Hazreti Peygamberden pek ok
hadis rivayet ettikleri bilinen ummul-minin (Ai e, <Ali bn Ebi Talib ve bn
`Abbas gibi sahabenin ileri gelenlerini, kesinlikle bilmedi ini sylese bile,
fjsik olmakla itham ediyor ve ehadetlerini bat l sayyordu. Hadis rivayeti-
nin, ehadetin bir e idi olduu gznnde bulundurulursa, Va l'n, Cemel
yakasna ad kar sn bir ok sahabenin rivayetlerini reddetmi olduu ko-
layca anla lr.

b. cAmriyye f rkas

Val bn <Ata.'nn yakn arkada olan ve onunla birlikte mutezile mez-


hebinin kurucularndan saylan 'Am" bn `Ubeyd'e mensup olanlara <Am-
riyye denilmi tir. El-Ba dad'nin akladma gre <An r bn <Ubeyd, "ka-
derin reddi bidat nda, menzile beyne menzileteyn dalletinde ve Cemel yak-
asnda iki tarafa mensup birer ahsn ehadetlerinin reddi gr nde Vasl'a
itirak etmi tir. Hatta bu son gr te Va Pdan da ileri giderek Cemel'de
biribiriyle dv en iki tarafn her ikisinin de fsik olduklar n iddia etmitir.
Bu suretle Va l yalnz iki tarafa mensup iki ki inin ehadetlerini reddetmi -
ken, <Amr bn ( Ubeyd, ister yaln z bir tarafa mensup olsun, ister her iki tara-
fa mensup olsun, ehadetlerini merdad saymt r; nk ona gre her iki
taraf da fsiktir. Vasfi ve (Amr'den sonra gelen mutezile imamlar bu mesele-
de birbirlerinden ayr lmlardr. En-Naiiam, Mucammer ve el-Calni, Va l'n
grne tbi olmular, Hav eb ve Ha im el-Evkas ise, ba larn necat bul-
duunu, etba'n ise helk olduunu ileri srmlerdir" 745

Grld gibi 'Atm bn `Ubeyd de Va l bn `Ata' gibi, hatt ondan


daha ar bir ekilde baz ileri gelen sahabileri fsk ile itham etmi , onlarn
ehadetlerini iskat etmek suretiyle rivayet ettikleri hadislerin makbul ol-
madn aka ileri srm tr. Zaten mutezile imam olmas dolaysiyle
kaderiyyeden saylan 'Artr bn ( Ubeyd, kader inanc n iddetle red ve bu
konuda Hazreti Peygamberden rivayet edilmi sahih hadisleri de ayn id-
dette inkar eden bir kimse olarak da tan nmtr. El-tlatib el-Ba dadPnin
akladna gre <Anr bn <Ubeyd, bata <Abdullah bn Mes<ld ve Enes bn
Malik gibi tannm kimselerin de bulundu u on sahabinin Hazreti Pey-
gamberden rivayet ettikleri "bir kimse anas nn karnnda 40 gn kaldktan
sonra kan p hts haline gelir; sonra et ve kemik te ekkl eder. Bundan sonra
Allah ana rahmine bir melek gnderir; bu mele e u drt emir verilmitir:
Doacak olan insan n rzk ; eceli; asi veya muti olaca n tesbit etmek. Allah'a

745 Ayn eser, s. 72-73.

195
kasem ederim ki, iinizden biri veya bir kimse, cehennem ehlinin amelini i -
ler; yle ki cehenneme girmesine bir kulahk mesafe kal r; fakat kitap (kader)
ne geer ve o kimse cennet ehline yara r bir i ileyerek cennete girer. Bir
bakas cennet ehlinin i ini iler; cennete girmesine bir iki kulal k mesafe
kalr; fakat kitap ne geer ve o kimse cehennem ehline yara r bir i ile-
yerek cehenne re girer"746 hadisini iittii zaman yle demitir: "E er bu
hadisi (onun ravilerinden olan) el-A (me sylerken i itseydim ona yalanc ol-
duunu sylerdim. Zeyd bn Vehb sylerken i itseydim cevap vermezdim.
(Abdullah bn Mes(fid sylerken i itseydim kabul etmezdim. Peygamber

sylerken i itseydim reddederdim. Allah byle syleseydi O'na da derdim


ki: Sen bu esas zere bizden misak almadm 747.

Bu haber, bir kaderiyye imam,' olan (Amr bn `Ubeyd'in, kaderi isbat


eden ve Hazreti Peygamberden bir ok sahabi taraf ndan rivayct edilen748
na aykr dt iin hangi yollarla reddeti ini ak sahibrd,nc
bir ekilde gstermektedir.

c. Huzeliyye f rkas

Ebu'l-Huzey1 Muhammed bnu'l-Huzey1 el- (Allf (. 227 veya 235) a


nisbetle onun gr nde olan mutezileye Huzeliyye ad verilmitir. Mutezile
Val bn (Ata' ve (Anar ibn. `Ubeyd ile tarih sahnesine km olmakla bera-
ber, sistemli bir mezheb olma hviyetini Ebu'l-Huzey1 sayesinde kazanm -
tr. slm'a aykr bir ok gr leri yznden iddetli hcumlara maruz kal-
d gibi, tekfir de edilmi tir. Hatt onu tekfir edenler aras nda kendi mezhebi-
ne mensup olan imamlar bile vard r. El-BaeldPnir bildirdiine gre 749, el-
Murdar adyle maruf me hur mutezile imam , Ebu'l-Huzeyl'in fezayih ve
kendine has dalletleri sebebiyle tekfiri hakk nda byk bir kitap telif et-
mitir. Keza me hur mutezili el-Cubba'I'nin de Ebu'l-HuzeyPe reddiye mahi-
yetinde ve onu tekfir eden bir kitab vardr.

Ebl Maniir el-Ba dadl, Ebu'l-Huzeyl'in alt nc fezayih olarak bize


u bilgiyi vermi tir: Ebu'l-Huzeyl'e gre Peygamberler ve di erleri hakknda,
artk havastan uzak kalm eylerin ahbar yolu ile bilinmesi, aralar nda cennet
ehlinden bir veya daha fazla kimselerin bulunmas art ile en az yirmi ki i
ile mmkin olur. Aralar nda cennet ehlinden birisi bulunmad ka, yalan ze-
rinde birle meleri mmkin olmayan tavatr say sna bali olsalar bile, kafir

746 Iladis iin bkz. el-Buhrt, ahiti, VII. 210; Muslim, ahiti, IV. 2038.
747 EI-Iiatib'in bu haberi iin bkz. rirflu Bagdiid, XII. 172.
748 bn Hacer, FetI3,u'/-bari, XI. 384.
749 Bkz. el-Fark beyne'l-firalf, s. 73.

196
fasik olanlarn haberiyle huccet kaim olmaz. Drt ki inin altndakilerin ha-
beri hi bir hkm ifade etmez. Drdn stnde ve yirmiye kadar olan ki i-
lerin haberiyle filmin vukuu muhtemeldir; fakat bazan da bu ilim vukubul-
maz. Bununla beraber haberi yirmi ki i rivayet eder, aralar nda da cennet
dilinden birisi bulunursa, bu haber mutlak surette ilim ifade eder.
El-Badadi, Ebu'l-Huzeyl'in haberler hakk ndaki bu grn naklet-
tikten sonra, u aklamay yapmak lzumunu hissetmi tir: Ebu'l-Huzeyl'in,
aralarnda cennet ehlinden birisinin bulundu u yirmi kiinin haberinin huc-
cet olaca yolundaki iddias , er'i ahkmla ilgili haberleri faydas z hale ge-
tirmek gayesini gder; nk o, aralar nda bulunmas n art ko tuu cennet
dilinden birisi ile, itizal, kader, ve Allah' n makdrat m yok etmek hususun-
da kendi bidatna mensup olan kimseyi kasdetmektedir. nk bu gr te
olmayan kimse, onun itikadnca, m'min olmad gibi cennet ehlinden de
de ildir. Ebu'l-Huzeyrden nce hi kimse byle bir bidat , yani yirmi ki i-
nin rivayeti artn ileri srmemi tir75.

Grld gibi Ebu'l-Huzeyl, Hazreti Peygamberden dine mteall k


bir hadisin huccet olarak kullandabilmesi iin, onun en az yirmi ki i tarafndan
rivayet edilmesini ve bu yirmi ki i aras nda bir veya daha fazla mutezili gr -
l kimsenin bulunmasn art ko mutur. Bu art ihtiva etmeyen bir hadis,
onun nazarnda makbul de ildir. E er el-Bubari, Muslim ve di er tannm
hadis imamlarnun, mezheblerinin da'ili ini yapan bid'at ehlinden ve dolay -
syle mutazile gr nde olanlardan hadis nakletmedikleri gznnde bulun-
durulursa, bugn elimize bulunan btn hadis kitaplar nn ihtiva ettikleri
hadisleri Ebu'l-Huzeyl'in artna uymad iin bir kalemde izip atmak
gerekmektedir. nk bu hadisleri rivayet edenler aras nda, Ebu'l-Huzeyre
gre cennet ehlinden olan tek bir mutezili yoktur.

d. Na iiiimiyye frkast

Ebu'l-Huzeyl'in kz karde inin olu olan ve en-NaZiam ad yle tannan


Eb shak Ilin Seyyar (. 231), kendi gr ne bal olan mutezililerle NaZ-
Zamiyye frkasn meydana getirmi tir. Basra'da ya ayan en-Naiiam, daha
ocukluundan itibaren seneviyye ve semeniyye dinlerine mensup baz kim-
selerle temas etmi , daha sonralar felsefe ile me gul olarak bu sahada ken-
dine has baz grler ileri srmtr751 . Devaml olarak zndklarla temas ,
Islam'n aslna ve fer'ine mteall k bir ok meselede tahrib edici bir gr
benimsemesine vesile olmu tur. Mesela Kur'n Kerimin i'cazn reddetmi ,

750 Ayn eser, s. 77.


751 Ayn eser, s. 79.

197
uslp ve tertibindeki gzelli in bir mucize olmad n, insanlarn da onun
gibisini ve hatt ondan daha gzelini telif edebileceklerini ileri srm tr752.

mmetin her as rda re'y ve istidll ynnden hataya d ebilece ini


iddia eden en-NaiZm, k yas ve icma'a te riin asllar olarak da reddetmi -
tir. Daha mhimmi, mutevatir haber nak lcilerinin, say itibariyle ne kadar
ok olurlarsa olsunlar, her birinin de iik gaye ve maksatlar bulunduu iin,
yalan zerinde ittifak etmelerinin mmkin oldu unu ileri srerek bu e it
haberlerin de kesinlik ifade edemiyece i iddiasnda bulunmu tur753 .

En-NaiZm' n sahabe ve hadisiler hakk ndaki irkin szleri, kendisi


gibi bir mutezile imam olan el-Cbli tarafndan da nakledilmitir. Ebu Mau-
s& el-Ba ddrnin, Kitdbu'i-Ma (drif'inden nakletti ine gre en-
Nazzm, hadis ashab n ve Eb Hurayra'dan rivayetlerini ay planntr; n-
k ona gre Eb Hurayra insanlar n en yalanc sdr754. En-Naiim, (Omer
ibnu'l- jattb'a da dil uzatm ve onun hem 1:ludeybiyye'de, hem de Hazreti
Peygamberin vefat sras nda pheye dtn, Ftma'r dvp ona mi-
ras vermedi ini, hacc mut (asun nehyetti ini, mevalilerin Arap kad nlanyle
evlenmelerini haram kldn, teravih namazm bir bid'at olarak ihdas et-
tiini ileri srm , dier baz tasarruflar ndan dolay onu ktlemi tir. Keza
( Osmn bn (Affn'a baz azil ve tayinleri, (Abdullah bn Mes(iid'a kader ve

inikkul-kamer hadislerini rivayeti dolay siyle ta'netmi , re'y ve ictihad-


larndan dolay ktlemedi i hi bir sahabi brakmam tr755 .

Grld gibi en-NaZim, bir taraftan mutevatir ve dolarsiyle hd


haberleri reddedip ba ta sahabe olmak zere bu haberlerin rvilerini kt-
leyerek, dier taraftan k yas ve icmac reddederek slm te riinin btn kay-
naklarn kurutma yolunu tutmu , Kur'n Kerime de dil uzatmak suretiyle
dini temelinden ykmak istemitir.

Hicretin ikinci asrmda ya ayan ve ya ylarnu nc asrm ba larnda


da devam ettiren baz mutezile imamlarmn, Hazreti Peygamberin hadisleri
ve hadis ashab hakkndaki kanaatlar n rendikten sonra, e - fi'l ile ha-
berlerin de eri zerinde mnaka a eden frka mensuplarnn kimler oldu unu
tahmin etmekte ve bu tahmini kuvvetli bir kanaat olarak a klayan el-lju-
zarrye hak vermekte her halde glk ekilmeyecektir. Mutezile, bir taraftan
felsefi inanlar , dier taraftan hadis ve hadisiler hakk ndaki menfi kanaat-

752 Ayn eser, s. 87.


753 Ayn yer.
754 Ayn eser, s. 89.
755 Ayn yer.

198
laryle slam tarihinde byk bir fitnenin ilk ate leyicileri olmulardr. n-
c asrn balarnda, halkul-Kur'n inanc ile ilgili olarak at klar kampan-
yada, zamann hadis ve fkh imamlarn, bu inancn kabulne zorlam lar,
akln kabul edemiyece i ikenceleri, bu inanc kabul etmeyen imamlara reva
grmlerdir.

E. HAD SLERN TEDVN VE TASN F

1. Tedvin ne demektir?

Tedvin, lugatta cemetmek, toplamak mans na gelir. Yaz l sahifeleri


biraraya getirerek iki kapak aras nda bir kitap yapmak, bu manda tedvinin
tam karldr 756. Sahifelerin, kitab vcuda getiren, yahut ba ka bir ifade
ile, tedvini yapan kimse tarafndan yazlm olmas art de ildir. Bununla
beraber, kendi yazd sahifelerle bir kitap vcuda getirebilece i gibi, ba ka-
lar tarafndan yaz lm sahifeleri de biraraya getirebilir, yani tedvin edebilir.

Hazreti Peygamberin hayat nda baz sahabilerin onun hadislerini yaza-


rak " akife" ad verilen kk apta kitaplar vcuda getirdiklerini grm -
tk. (Abdullah ibn (Am" "cichlsa" adn verdi i hadis sahifesi, ya-
hut Hemnm bn Munebbih'in Eb Hurayra'dan yazd ve "Sal4a" adn
verdii bir baka sahife, bunlarn aras nda en ok hret kazananlar idi.
Ancak biz, kitab mzn batarafnda bu sahifelerden ve onlar n yazlndan
bahsederken "tedvin" tabirini kullanmam , daha ok, yazma i ine dellet
etmek zere "kitbet" lafz n tekrarlamtk. Filhakika konu ile ilgili kay-
naklarda, "kitbet" ile "tedvin" in, hatt daha sonra bahis konusu ede-
ceimiz "tanirin, ayr ayr zamanlarda hadis toplama i ine dellet etmek
zere birbirinden farkl manlarda kullanlm olduklar grlr. Kitabet,
Hazreti Peygamber ve sahabe devrindeki hadis yazma i ine dellet etmekte-
dir. Tedvin, toplamak mans na geldiine gre, Hazreti Peygamber ve sahabe
devrinde byle bir faaliyetin mevcut oldu unu gsterecek hi bir delile sahip
deiliz. Sadece, baz sahabiler, Hazreti Peygamberden bizzat i ittikleri hadis-
leri yazm lar, fakat bu sahabilerden hi biri, kendi i ittii hadisler yannda,
dier sahabi arkada larnn iittikleri hadisleri de toplay p yazmay dn-
memi , yahut dnm olsa bile byle bir i e teebbs etmemi tir. Nitekim
en me hur sahife shibi (Abdullah bn cAmr, "Sdka" adn verdii sahife-
sine bakmak isteyen Muchid'e "bu, benim Raslu'llah (s.a.s.) tan i ittiim
e- abffe e-Sedlsc'dr ve benimle Rastlu'llah (s.a.s.) arasnda bu hadisleri

756 Kelimenin inansi iin bkz. nn Manir, Tiicu'l-carits, IX. 204.

199
bana nakleden hi kimse yoktur" derken 757, sahifeyi, Hazreti Peygamberden
yalnz kendisinin i ittii hadislerden meydana getirdi ini ak bir ekilde
belirtmitir. Keza Hemmam bn Munebbih'in sahifesi de, yalnz Eb Huray-
ra'nn Hazreti Peygamberden nakletti i hadislerden mte ekkildir. Bu da
gsteriyor ki, sahabe devrinde toplama faaliyeti yok, fakat baz sahabilerin,
yazabildikleri nisbette, Hazreti Peygamberden i ittikleri hadisleri yazma
faaliyetleri vard r ve hadis tarihinde bu faaliyete kitbetu'l-badis denilmitir.

Tedvin, muhtelif sahabiler tarafndan yazlm olan sahifeleri birarada


toplayarak bir kitap meydana getirmek man:asma gelebilece i gibi, yine muh-
telif sahabilerin rivayet etmi olduklar hadisleri yazp bir kitapta toplamak
ma/tasma da gelir. Buna gre tedvinin kitabete nazaran ok daha geni ve
sistemli bir toplama faaliyetinden ibaret oldu u ve bu faaliyetin hadis tari-
hinde kitabetten sonra ba lad anlalmaktadr.

Tasnif kelimesi ise, dierlerinden daha farkl bir manaya sahiptir. E er


hadisleri tedvin eden kimse (mudevvin), kitab n meydana getirirken, onlar
konularna gre snuflandrr ve mesela saltla ilgili olanlar m bir blmde,
zekatla ilgili olanlarn' ayr bir blmde zikrederse, "mu annaf" denilen bir
eser vcuda getirmi olur ki, onun yapm olduu bu i , hadisleri konularna
gre "ta nlf" etmekten ibarettir. Hadis tarihinde tasnif de tedvinden sonra
balamtr.
Grld gibi, kitabet olsun, tedvin veya tasnif olsun, her de, bir
bakma hadis toplayp yazmak man:asma gelse bile, gerek zaman bak mndan
ve gerekse sistem ve iiml bakmndan birbirinden ayr lmakta ve de iik
toplama ve tertip faaliyetlerine dellet etmektedir.

2. Hadis tedvininin ba langc

Hazreti Peygamber ve ashab devrinde baz sahabilerin hadis yazd k-


larn ve bir takm sahifeler vcuda getirdiklerini biliyoruz. Ancak yukar da
aklad= manada sistemli bir toplama faaliyetinin, sahabe devrinden
sonra, yani birinci asrn sonlaryle ikinci asrn balarnda balad anlal-
maktadr. uras muhakkaktr ki, byle konuda rakkamla tesbit edilmi kesin
bir tarih ileri srmek elbette mmkin de ildir. Bununla beraber, tedvinin
balangc ile ilgili olarak gelen baz haberler, konuya k tutacak bir mahi-
yettedir. Bu haberlerin bir k sm, hadis rivayetinde isnad tatbikinden bah-
sederken ismi zerinde durdu umuz bn ilab ez-Zuhri ile ilgilidir. Ez-Zuh-
ri (50-124) bu haberlerde "hadisleri ilk tedvin eden kimse" olarak grlr. Bu
konuda Malik bn Enes'in u sz bilhassa ok hret kazanmtr: "Evvela

757 bn Sacd, Tabalcit, VII. 2, 189; ez-Zehebl, nriltd/-slam, III. 38.

200
men devvenel-hadIse bn Sihabin" (hadisi ilk tedvin eden kimse bn Sillab-
tr) 758. Malik'in bu szn teyid eden bir ba ka haber de, ez-Zuhri'nin bizzat
kendisinden nakledilir. Ez-Zuhri yle demektedir: "Bu ilmi benim tedvinim-
den nce hi kimse tedvin etmemi tir"7".
bn Sihab ez-ZuhrPnin hadis toplamak ve toplad hadisleri yazmak
hususunda byk gayret sarfetti ini gsteren e itli haberler gelir. Bu haber-
lerden birisinde, onun takbu'l-(lm yolundaki refiki Salih bn Keysan yle
demektedir: "Ben ve ez-Zuhri, talebu'l- (dm iin biraraya geldik ve suneni
yazalm dedik. Hazreti Peygamberden gelenleri yazd k. Sonra ez-Zuhri, sa-
habeden gelenleri de yazal m; onlar da sunnettendir, dedi. Ben, de ildir,
dedim. O yazd , ben yazmadm; o muvaffak oldu, ben kaybettim" 760. Ebu'z-
Zinad <Abdullah bn Zekvan'dan da, aa yukar ayn manaya gelen u ha-
ber nakledilmitir: "Biz helal ve haramla ilgili haberleri yazard k. bn Sihab
ez-Zuhri ise i ittii her eyi yazyordu. Ona ihtiya oldu u zaman anlad m ki
ez-Zuhri halkn en alimidir"761 . Yine Ebu'z-Zinad'dan gelen bir ba ka riva-
yette onun yle dedii grlr: "Ez-Zuhri ile birlikte ulemay dolardk.
Yannda baz lvha ve sahifeler bulundurur, i ittii her eyi onlara yazard "762.
Ez-Zehebi, Ebu'z-Zinad' n bu haberini naklettikten sonra u aklamay
yapmak lzumunu hisset nitir: "Ez-Zuhri, yaz ya ihtiya duymayacak ka-
dar hafz idi. Her halde o yaz yor, yazdklarn h fzediyor, sonra da onlar
imha ediyordu"763.
Ez-Zehebi tarafndan ileri srlen bu gr n, ez-Zuhri'nin hadis kita-
betini ho karlamadna dellet eden baz haberlere mstenid oldu u an-
lalmaktadr. Filhakika daha ilk devirde, Hazreti Peygamberin mslmanla-
r hadis yazmaktan menettikten sonra, buna tekrar izin vermi olmasna ra-
men, mslmanlardan baz larnn kitabeti hala herih grmekte devam ettik-
leri bilinen hususlardand r764. Bu kerahetin, i ittikleri hadisleri sahifelere
yazp da hafzlarma yerle tirmeyen kimselere kar duyulan bir ho nutsuz-
luktan ileri geldi ine phe yoktur. nk hadis, slam dininin temelidir ve
onu Hazreti Peygamberin a zndan kt ekilde muhafaza edebilmek iin
son derece dikkat ve ihtimam gstermek Mz mchr. Bu dikkat ve ihtimam ne

758 Bu haber iin bkz. Ebh Nu<aym, Ifilye, III. 363; bn <Abdi'l-Berr, Cdmic
I. 76; bn Ketr, el-Bicirtye ve'n-nilubre, IX. 345; el-Kettni, er-Risfile el-Mustatrafa, s. 4.
759 El-Kettni, erRisetle el-Mustatrafa, s. 4.
760 Ebh Ndaym, Ifilye, III. 360; ez-Zehebi, V. 145; bn Hacer, Tehzf-
bu't-tehz1b, IX. 448.
761 bn Hacer, Tehzil, IX. 448.
762 Ez-Zehebt, Trll u'l-slam, V. 137; Tezkiretu'l-Ifflffiii, I. 109.
763 Bkz. TrIltu'l-slam, V. 137.
764 Kertthetu't-tttbi(n et-takyide bahg altnda, hadis yazmay ho grmeyen baz tbiciler
hakkndaki haberler iin bkz. el-Bagddi, s. 45-48.

201
derece byk olursa olsun, hazan insan n, ftrat icab hata yapmaktan slim
olmad da bir gerektir. te bu sebepledir ki, ilk devirlerde hadisini yazan
fakat iyi bellemeyen kimseler, i in kolay tarafna yneldikleri ve hadise gere i
gibi ihtimam gstermedikleri iin ho karlanmamlardr. Bu honutsuziuk
ise, tabii olarak, kolayla vasta olan kitabete de ynelmi ve bir ok hadisi,
hadis hfzn bir gelenek haline getirebilmek gayreti ile kitabeti herih grme e
devam etmi lerdir. Hatt bunlar aras nda, kitabeti herih grmelerine ra men,
hafzalar iin yine de ondan faydalanmak yolunu tutanlar vard r. Bazlar ,
i ittikleri hadisleri daha kolay h fzedebilmek iin yazmlar, sonla imha et-
milerdir765. Bazlar, yazdklarn imha ettikleri iin sonradan pi manlk duy-
mular766 ; baz lar, 61/trlerinin bir ksmnda veya btn mr boyunca hi
yazmadklar iin ndim olmular767; bazlar da, ya miirlerinin sonunda yaz-
dklar btn kitaplar yakmlar, yahutta lmlerinden sonra yak lmasn
vasyyet etmi lerdir768. Btn bunlar, hadisi, bu i e ehil olmayanlarn tasal-
lutundan korumak iin ba vurulan bir takm tedbirlerden ibaretti. Bu iti-
barla, yukar da bahis konusu etti imiz bn ihab ez-Zuhri'nin hadis kita-
betiyle ilgili olarak birbirine z t haberler grlrse, bunu, haberlerin mev-
saiyyetini hedef alan bir phe ile izah etme e al mak, bizi yanl netice-
lere sevkeder. Filhakika ez-Zuhri hakk nda bu e it mtenakz haberler gel-
mitir. Mesela yukarda da zikretti imiz abl bn Keysan ile Ebu'z-Zinad' n
haberlerinden, ez-Zuhri'nin, i ittii her eyi yazdn reniyoruz. Bunlara
ilaveten bir ba ka haberde, ez-ZuhrPnin kar snn, onun kitaplarndan ika-
yet ettiini ve ona "bunlar, zerime getirece in e ten daha ekilmez"
dediini gryoruz 769. Buna kar lk dier baz haberler, ez-Zuhrrnin kitap
shibi olmadna dellet ederler. Kurra bn uveyl'in akladna gre, ez-
ZuhrPnin elinde kavminin nesebi ile ilgili kitaptan ba ka yazl hi bir ey
yoktur770. Baka bir haberde ise, Yanus bn Yezid, ez-Zuhri'ye kitaplar n -
karmas n istemi , ez-Zuhri de onu elinden tutup odas na gtrm ve cariye-
sinden kitaplar n getirmesini istemi tir. Ez-Zuhri iir yazd baz sahifeler -
kararak "bende bunlardan ba ka bir ey yok" demi tir771 . Malik bn Enes'e
gre de, ne Sacid bnu'l-Museyyib'in, ne el-Kas m'n, ne (Urva'nm ve ne de
ez-Zuhrrnin ldkleri zaman hi bir kitablar yoktur772.

765 Bu konuda gelen haberler iin bkz. ayn eser, s. 58-60.


766 Ayn yer.
767 Ayn yer.
768 Ayn eser, s. 61-63.
769 bn Vafeyatii'l-acyiin, III. 317; ibnu'l-cInnl.d, ezerCau'z-zeheb, I. 162.
770 Ez-Zehebl, V. 143; Tezkiretu'l-Ituffiii, I. 111.
771 Ez-Zehebt, TrrIhu'l-slam, V. 145.
772 Ez-Zehebl, Tezkiretu'l4uffii, I. 111.

202
Her halde zt grnl bu haberler dolaysyle olacakt r ki ez-Zehebi,
yukarda zikretti imiz ,aklamay yapm ve "ez-Zuhri, yazya ihtiya duy-
mayacak kadar hafz idi. Her halde o yaz yor, yazdklar n hfzediyor, son-
ra da onlar imha ediyordu" demi tir. Fakat bu hususta gelen haberlerin ma-
hiyeti ne olursa olsun, i in gerek olan yn udur ki, ez-Zuhri, talebul. clme
balad kk yandan itibaren Hazreti Peygamberden ve ashab ndan
gelen haberleri yazm , yazdklarn da lufzetmeyi ihmal etmemi tir. Nitekim
bu geni aptaki faaliyeti dolaysyle hadisiler aras nda ilk mdevvin olarak
tannmtr.

Ez-ZuhrPnin tedvin faaliyetine, Emevi halifesi cOmer bn (Abdi'l-cAzlz


(99-101) resmi bir hviyet kazand rmtr. slam lkesinin geni lemesi, ha-
dis bilenlerin bu lkenin birbirinden uzak muhtelif ehir ve kasabalarma da-
'Olmas, daha kts, ica, ral za havaric gibi siyasi, murci'e kaderiyye mu-
tezile gibi iktidi mezheblerin zuhuru ile mslmanlar n eitli frka ve hizib-
lere blnmesi, nihayet bunlara paralel olarak hadiste vazo (uydurma) hare-
ketinin ba lamas, ta'at ynnden Kur'anla e it derecede kymeti haiz olan
hadis (sunnet) in karsna, e ine rastlanmaz bir tehlike olarak dikilmi , bu
tehlikenin bertaraf edilmemesi halinde hadislerin tamamen yokolaca , s-
Pandn gelece ini dnen her mslman taraf ndan kolayca idrak edilir hale
gelmitir. te bu durumda hadisiler, cerh ve ta'dil faaliyetini ba latarak,
hadis rivayet edenleri gzalt nda tutma a ve sk bir tenkid szgecinden ge-
irdikten sonra gvenilir olanlar olmayanlardan ayrmaa, her birinin ri-
vayet ettii hadisleri shhat veya zafiyet ynnden derecelendirme e ynel-
milerdir. Hadisiler bu faaliyeti srdrrken, fkh, ilmi ve takvas yannda
ok hadis rivayetiyle de tannan ve imam olarak kabul edilen Halife tOmer
'bn (Abdi'l-c.A.z1z 773de, sahih hadislerin ancak bir kitapta toplanmas halinde
korunabilece i inanc iinde, Medine'de amili olan Eb Bekr bn Muhammed
bn cAmr bn I1azn774e u emri gndermi tir: "Hazreti Peygamberin hadis-
'erini, sunnetlerini, cAmra Bint <Abdirralman'n rivayet etti i hadisleri ara -
tr ve yaz; zira ben, filmin kaybolmas ndan ve ulemann lp gitmelerinden
korkuyorum" 775.

Her ne kadar mezkfir haberin baz rivayetlerinden, bu emrin yalnz Me-


dine vlisi Eb Bekr bn klazm'e yaz ld zannna varlrsa da, dier baz

773 Tercemesi hakknda bkz. bn Hacer, Tehzibu't-tehzib, VII. 475-478.


774 Tercemesi hakknda bkz. ayn eser, XII. 38-40.
775 Bu haber iin bkz. bn Sa`d, Tabdst, II. 2, 134; el-Buhri, Sahili, I. 33; el-Buhrt,
mezkr haberi bb ba hmdan sonra talik etmi , bn Hacer de erhinde (Fetbu'l-biirt, I. 140),
bunun, tedvinin ba langcna dellet ettiini sylemi tir. Sunen, I. 126; el-Hatib
el-Baddt, Takyidu'l-ctlm, s. 105-106; el-Herevi, Zemmu'l-keltm, I. 70.

203
rivayetlerden Halifenin, ayn emri, idaresi altnda bulunan dier valilere ve
hadisle me gul olan baz ulemaya da gnderdi i anlalmaktadr. Nitekim
el-Hatib'in bir rivayetinde, Halifenin, bu emri "Medine ehline" (ila eh]i'l-
Medine)776, es-Suytrnin Eb Ndaym'den naklen verdi i haberde de "her
tarafa" (ilal-afak) yazd "' belirtilmitir. Esasen Halifenin, tedvin i ini
ciddi surette gerekle tirmee niyet etti i dnlecek olursa, tedvinle ilgili
emrini, yalnz Eb Bekr bn Hazm'e de il, fakat bu ii yapmaa ehil olanlarn
bulunduu her tarafa gndermi olmas akla daha yak n gelmektedir. Nite-
kim bu emri alanlarndan birisi de, yukar da ismini ilk mudevvin olarak zik-
rettiimiz bn Sihab ez-Zuhri idi. Kendisinden nakledilen bir haberden -
rendiimize gre ez-Zuhri yle demektedir: "`mer bn cAldi'l-cAziz bize
sunenin toplanmasn emretti. Ona defter defter yazd k. O da idaresi alt nda
bulunan her yere bu defterlerden birer nsha gnderdi" 778 .
`mer bn cAbdi'l-cAziz'in tedvinle ilgili emrini ilk gerekle tiren ve top-
lad hadisleri Halifeye gnderen kimse yine ez-Zuhri olmu tur. Zira ayn
emri alan Eb Bekr bn Hazm, ii nihayete erdirip yazd kitaplar gndere-
meden Halife vefat etmi , toplad hadisler de kendi elinde kalm tr779. Malik
bn Enes'in, sonradan, "bu kitaplar n ne olduunu Eb Bekr bn klazm'in
olu (Abdullah'a sordum; kayboldu unu syledi" demesi dem, konu ile
olarak zikretti imiz dier haberlerin do ruluunu teyid eder.
Mezldr haberler, tedvin faaliyetinin ez-Zuhri ile ba ladn ve Halife
cOmer bn (Abdi'l-cAziz'in bu husustaki emri ile resmen te vik ve takip edil-
diini gstermektedir. Ancak burada dikkat edilmesi ve yanl anlalmamas
gereken bir husussa i aret etmekte fayda vard r: Her ne kadar ez-Zuhri ilk
mudevvin olarak kabul edilmi ise de, bu, onun muasular arasnda ondan
baka hadis toplayan kimselerin bulunmad manasnda anla lmamaldr.
Hadis kitabetinin daha Hazreti Peygamber hayatta iken ba lad ve giderek
yaygnlat gznnde bulundurulursa, ez-Zuhri'den daha ya l tabran
arasnda, kitabeti kerih gren baz kimseler bulunsa bile, muhtelif sahabi-
lerden iittikleri hadisleri yazan kimselerin de bulundu u inkar edilemez.
Onlarn bu faaliyetini de hadis tedvini iinde mtalaa etmemek iin hi bir se-
bep yoktur. Bununla beraber ez-Zuhrrnin ilk mudevvin olarak tan nmas , bu
sahadaki faaliyetinin ok daha geni ve semereli olmas sebebiyledir. Mdmer
bn Raid'in "biz, ez-Zuhri'den pek ok hadis rendiimizi zannederdik; fa-

776 Bkz. Talcyrdu'l-clm, s. 106.


777 Bkz. (mukaddime), s. 6.
778 bn cAbdi'l-Berr, Ctunic beyani'l-<lm, I. 76.
779 Bkz. es-Suya-tl, Tendru'l-b,avilik, I. 6; el-Kettant, er-Ristdetu'/-musta!rafa, s. 4.
780 Bkz. bn Hacer, Telt5ibu't-tehglb, XII. 39.

204
kat Halife el-Velid bn Yezid ldrlp de (126) hazinelerinden Mervar ailesi
iin ez-Zuhri'den yaz lan filmin kitaplar halinde hayvan s rtnda ta ndn
grnce, ondan rendiklerimizin ne kadar az oldu unu anladk" szm,
ez-Zuhrl'nin bu sahadaki faaliyetinin bykl ne dellet etti i gibi, o devirde
ez-Zuhri'den ba ka her hangi bir hadisi hakk nda da sylenmemitir.

3. Hadislerin tasnifi

Birinci hicri asrn sonu ile ikinci hicri asrn ba, hadis tedvininin ba lan-
gc olarak kabul edilmekle beraber, as l hadis eserlerinin ortaya k, ikinci
asrn ilk yarsndan sonraki devreye rastlar. Ez-Zuhri'nin tedvin faaliyetiyle
ilgili olarak Salih bn Keysan'dan naklen yukar da zikretti imiz haber ha-
trlanacak olursa, ez-Zuhri'nin Hazreti Peygamberden gelen sunen yan nda,
sunnetten oldu u gr ile sahabeden gelen haberleri de toplay p yazd
grlecektir. Hatta Ebu'z-Zinad'm ayn manda syledii "biz, helal ve ha-
ramla ilgili haberleri yazard k. b il ab ez-Zuhri ise i ittii her eyi yazyor-
du" sz, ez-Zuhrrnin, Hazreti Peygamberin hadislerinden ba ka dier bir
ok sz ve haberleri de toplad n gstermektedir. te bu durum, ez-Zuhri
ile balayan tedvin faaliyetinin ilk devredeki genel grn nn bir yann
tekil eder. Bu grn n dier yan ise, t pk Hazreti Peygamberin hayatta
bulunduu sralarda baz sahabilerin ondan i ittikleri baz szleri, birbiri ar-
kasna yazd klar gibi, tedvin devrinin ba langcnda da, toplanan haberlerin
ayn ekilde ve basit bir s ra ile yazlm olmasdr. Bu tarzda meydana getiri-
len bir kitab n, aranlan bir hadisi iinde bulmak ynnden ne kadar g ve
kullansz olduu kolayca anlalr. te bu glk, tedvin devrinin ba lan-
gcndan ok ksa bir zaman sonra hadisiler taraf ndan da farkedilmi ; gerek
mmkin olduu kadar Hazreti Peygamberin hadislerini toplayan kitaplar
meydana getirmek ve gerekse bu kitaplar n daha kolay bir ekilde kullanl-
malarn salamak iin, hadislerin geli i gzel sralanmas yerine konular na
gre tertib ve tasnif olunmas cihetine gidilmitir. Bu suretle meydana geti-
rilen kitaplarda her hadis konusu ile ilgili blmde yer al yor ve mesela sa-
ltla ilgili olann salt, yahut zekatla ilgili olan n da zeka-t blmnde arayp
bulmak kolayla trlm oluyordu. "Muannaf" denilen bu e it eserler yannda,
hadisleri sahabi ravilerinin isimleri alt nda biraraya getiren bir ba ka tasnif
ekli daha vard ve bu kitaplara da "musned" ad verilmiti. Ancak musned
eserlerin k, musannaf denilen di er eserlerden ok k sa bir zaman sonraya
rastlar.

781 Ebil INdaym, Ijlye, III. 361; bn Ke ir, ve'n-niltitye, IX. 344; e-Zehebt,
Tc-trihu'l-islCm, V. 141.

205
Mustalabul-hadise dair ilk tedvin edilen eserin niiellifi olan er-Flama-
hurmuzi (. 360), ilk musann flar hakknda bize u bilgiyi vermitir: "Bil-
diime gre hadisleri ilk defa tasnif edip bblara ay ran kimse, Ba ra'da er-
Rebi< bn Subeyl (. 160), Sacid bn Ebi <Arbe (. 156), Yemen'de <Abd diye
adlandrlan ljalid bn Cemil ve Ma`mer bn Raid (. 153), Mekke'de bn Cu-
reye (. 150), sonra Kfife'de Sufyan es- evri (. 161) Bara'da Hammad bn
Seleme (. 167) ve yine Mekke'de Sufyan bn cUyeyne (. 198), am'da el-
Velid bn Muslim (. 195), Rey'de Cerir bn `Abdil-Hamid (. 182), Hora-
san. ve Merv'de <Abdullah ibnul-Mubarek (O. 181), Vas t'da Hu eym bn
Beir (. 193) ve bu as rda Kfife'de bn Ebi Wide (. 193), bn Fuzayl (.
196) ve daha sonralar Yemen'de 'Abdurrazzak bn Hemman (. 211) ve
Eb lurra Misa bn Tark olmutur"782.

bn Hacer de, hadislerin Hazreti Peygamber, ashab ve kibar- tabi<in


devrinde tedvin edilmedi ine temasla yle demitir: "... Bu devirde hadis-
ler iki sebepten dolay camilerde mudevven ve muretteb de ildi. Birincisi,
Muslim'in abil'inde de sabit oldu u gibi, Kur'n Kerimle karma korku-
sundan dolay sahabenin tedvinden menedilmeleri; ikincisi ise, hafizalarnun
viis'ati ve zihinlerinin akch idi. ou yaz bilmiyordu. Fakat tabi'n dev-
rinin sonlarna do ru ulemann muhtelif ehirlere da lmas, havaric, ravafiz
ve kader mnkirleri gibi bid'at ehlinin ortaya kmas zerine, asarn tedvini
ve bblara gre tasnifi ba lad. Bu i e ilk defa giri enlerin banda er-Rebi<
bn ubeyh, Sacid bn Ebi <Arbe ve dierleri vard . Bunlar, nc tabaka
gelinceye kadar her hain ayr ayr tasnif ediyorlard mam Malik el-Muvat-
ft) adn verdii kitabn tamil' etti. Bu kitapta Hicaz ehlinin hadisini topla-
m , sahabenin szlerini, tabitan ve daha sonrakilerin fetvalarm da mezce-
derek onu telif etmi ti..."783.

Gerek er-Ramahurmuzi ve gerekse bn Hacer tarafndan tasnifin ba -


langc ile ilgili olarak verilen bu, bilgi, u husususu aka gstermektedir ki,
hadislerin konularna gre tasnif edilip bblara ayrlmas ii, ez-Zuhri ile ba -
layan tedvin faaliyetinin hemen akabinde vukubulmu tur ve tedvin ile tas-
nif arasnda uzun bir zaman a m yoktur. Yukarda isimleri zikredilen ilk
musarnflarm vefat tarihlerine dikkat edilecek olursa, bunlardan byk bir
ksmnn 124 senesinde vefat etmi olan ilk mudevvin ez-Zuhri devrine yeti -
mi olduklar kolayca anla lr. Bu bakmdan tedvin ve tasnif faaliyetinin,
hadis tarihinde birbiri arkas ndan ba ladn sylemek mmkndr. Ancak,
yukardaki aklamalardan da anla ld gibi, her ikisi de ayn deil, fakat

782 Bkz. beyne'r-rttvi, s. 611-613.


783 bn Hacer, s. 4-5.

206
ayr ayr faaliyetlerden ibarettir. Bu itibarla tedvin ile tasnifi birbirinden ay r-
mak ve her ikisinin ba lang tarihlerini birbiriyle kar trmamak lzmdr.
Bununla beraber, mesel musterk I. Goldziher, ikisi aras ndaki fark idrak
edememi ve her ikisinin ba langc hakknda verilen ayr ayr tarihler ara-
s nda bir tenakuz bulundu unu iddia ederek tedvinin ba lang tarihini ok
daha sonralara gtrme e ahmtr784. Goldziher'in tarihi gereklere ayk r
den bu iddiasn bahis konusu eden Fuat Sezgin yle der: "Hadislerin u-
bife adl bir takm yazl vesikalara dayandn gstermek hususunda selefi
Sprenger'in mesaisini devam ettiren Goldziher, aksine islmi kaynaklar ta-
rafndan gsterilen ilk tedvin a n takriben bir as r kadar ge balatmak ve
bu devri Zuhri'den ilk musned hadis kitaplar nn meydana geldii nc asr
balarna kadar indirmek istiyor. Bu tedvin i inin balangcna, kitabnda
ay rm olduu ks m ehemmiyetli bir yer i gal eder (Muh. Stud. 208-211).
Hadislerin tedvin devrini de itirmek veya bir as r kadar tekir etmek iin,
takip etti i yol olduka etrefildir ve tezadlar bizzat kitab nda mevcuttur.
Nedense bir defa tasavvur etmi olduu neticeye varmak iin baz garib izah-
lar vardr. Bunun mnaka asna girimeden evvel kaydedeilim ki, Goldzi-
her'in tezad olarak tasavvur etti i ve dolayslyle ortadan kald rmaa ah-
t iki ayr mene vardr. Bunlardan biri hadislerin tedvini, di eri ise, hadis-
lerin tasnifidir. Islami kaynaklar n bu ikisi iin ileri srm olduklar tarif
briz ekilde birbirinden ayr dr. Birincisi iin evvelu men devvene'14adis,
ikincisi iin evvelu men sannefe'l-kutub tabirini kullanrlar. Birincisiyle hadisle-
rin kitaplarda toplanmasn, ikincisiyle mudevven hadislerin rmayyen bb-
lara gre tasnifini kasdederler. te kaynaklar n bu iki mebde iin mevzu bah-
setti i tarih ayrdr ve phesiz ki tedvin tasniften evveldir. Nas lsa Gold-
ziher bu farka dikkat etmemi , yani tedvin le tasnif devrini birbirinden arr-
mam ve dolars yle islami kaynaklarn bu ikisi iin farkl olarak gsterdi i
iki tarih aras nda bir tezad n mevcut olduunu farzetmi , birini ortadan kal-
drmaa al arak, tedvine ait haberleri ve kaynaklar n zayf addederek bu
neticeye ula mtr..." 785 .

4. lk hadis eserleri

Hadis stlahlarna dair ilk eseri telif etmekle hret kazanan er-Rma-
hurmuzPnin, ilk musanmflardan verdi i baz isimleri yukarda zikretmi tik.
kinci asrda kitap tasnif edenlerin hepsi, phesiz ki, bu isimlerden ibaret
deildir. Bununla beraber bu isimler, o unun eserleri zaman mza kadar

784 Bkz. Etudes sur la tradition Islamique, s. 265-267.


785 Fuat Sezgin'in bu tenkidi iin bkz. Buhari'nin kaynaklar Hakk nda Aratrmalar,
s. 11-12.

207
intikal etmemi olsa bile, tasnif faaliyetinin, islm' n ok erken bir devrinde
baladn gstermek bakmndan byk ehemmiyeti haizdir. Konumuzun
arlim hadis tarihi te kil ettiine gre, ikinci as rda ortaya kan hadis
eserlerine ve melliflerine i aret etmek elbette ki faydal olacaktr.

kinci asrda telif ve tasnif edilen hadis eserlerini ba lca be gurupta


toplamak mmkindir: a) Siyer ve ma azi kitaplar ; b) Sunen kitaplar ; c)
Cmi'ler; d) Musannaflar; e) Belirli bir konuya tahsis edilmi kitaplar.

a. Siyer ve ma azi kitaplar

islm'n balangcndan itibaren mslmanlarn, Hazreti Peygamberin


hadisine byk ilgi duyduklar , onlar sahifeler veya byk hacimde kitaplar
halinde yaz p topladklar mahmdur. Bu hadisler aras nda onun ibdt, mua-
melt ve ukubta ait szleri bulundu u gibi, ahlkma, emailine, Mekke ve
Medine hayat na ve gazvelerine ait haberler de yer al yordu. Tedvin devri
balad zaman, baz mellifler, Hazreti Peygamberin dinle ilgili hadislerini
toplarken, baz lar da, Mekke ve Medine'deki ya ay, Peygamberlikten nce
ve sonraki ahsi hayat, fiil ve davranlar, ahlk, ksacas sireti ve gazve-
leri ile ilgili haberleri de toplamay ihmal etmediler. Bu haberler, msl-
manlarn alk olduklar hadis grnmnde nakledildi i iin, daima onlar
nakledenlerin isimlerini ihtiva eden birer isnad zincirine ba lanm ve mevsk-
yetleri de, umumiyetle, bu isnadlarda yer alan nak lcilerin gvenilir olup ol-
mamalar ile tesbit edilmi tir

Hazreti Peygamberin siret ve ma azisine tahsis ve hadis usl ilminin


kaidelerine uygun bir ekilde tasnif edilen bu kitaplar, daha sonraki devir-
lerde ortaya kacak olan byk hacimdeki tarihi eserlerin ilk denemeleri
saylabilir Nitekim bu eserlerde de rivayet usl terkedilmemi ve her ta-
rihi haber, hadislerde grld gibi, bir isnad zincirine ba l olarak nakle-
dilmitir Bu bakmdan islm'da tarih bilimi, hadis ilminin iinden kan
ve onun tenkid ve tevsik metodlarmdan yararlanarak geli en bir bran ola-
rak grlr.

Siyer ve maazi ile ilgili ilk kitaplar, birinci asrm sonlar na doru tasnif
edilmee balamtr. Kaynaklardan rendiimize gre, ilk Madzi tasnif
edenler, Medine'nin tan nm lim ve fakihlerinden `URVA BNU'Z-ZUBEYR
ibni'l-cAvvm el-Esedi (O. 94) 7B6, Eb 'A= 'krk bn erhil E -A<BI (O.

786 Tercemesi iin bkz. bn Sa`d, Tahalit, V. 132; bn Kuteybe, el-Macdrif, s.


Tarih, IV. 1, 31-32; Eb Nucaym, kfilye, II. 176-183; bn I3allikn, Vafeyt, II. 418-421; ez-Ze-
hebt, Tezkiretu'l buffdi, I. 62-63; bn Hacer, Teh5lbu't-teltzlb, VII. 180-185.
-

208
103)787, Eb Bekr Muhammed bn Muslim bn cUbeydillah bn cAbdillah bn
Sihb EZ-ZUHRI (. 124) 788 , MeS7k. BN (UKBE bn Ebi cAyy-4 el-Esedi
(. 141)789. ELI (Abdillah Muhammed BN SHAK bn Ye4r (. 150) 799,
MA(MER BN RA- U) Ebn (Urva el-Ezdi (. 153)791 , EB1D- MAc ER Naclh
bn (Abdirrahman es-Sindi (. 170) 792, <ABDU'L-MEL K bn Muhammed
BN EBI BEKR bn `Anr BN HAZM (. 176)79', EL-MUcTEM R bn Su-
leymn et-Teymi (. 187) 794, Eb Eyyfib YAHYA BN SAcD bn Ebn
el-Umevi el-Kafi (. 194) 795, Ebu'l-cAbbs EL-VELID BN MUSLIM El-
Umevi ed-Dmaski (. 195)796dir.

kinci as rda Hazreti Peygamberin siretine tahsis edilmi ilk kitabn ise,
yukarda Matzrsine i aret etti imiz bn SiMb ez-Zuhri (. 124) tarafndan

787 Tercemesi ii bkz. bn Sa`d, Tabalctit, VI. 171-178; bn Kuteybe, el-Mactrif s. 198
199; el-Hatib el-Ba ddt, Ttriltu Bagdld, XII. 227-233; Eb Nucaym, Htlye, IV. 310-338; bn
Vafeyiit, II. 227-229; ez-Zehebt, Tezkire, I. 79-88; bn Hacer, Tehzlb, V. 65-69.
788 bn Sacd, TabaVt, II. 2,135-136; el-Bubrl, Tiril , I. 1, 221; bn Kuteybe,
s. 208; Eb Nu'aym, Ikiye, III. 360-381; bn Ketr, el-Bidtlye ve'n-nilliiye, IX. 340-348; bn
Hallikn, Vafeyt, III. 317-319; ez-Zehebt, Tjrilju'l-isiCtm, V. 136-152; Tezkire, I. 108-113;
bn Hacer, Tehzib, IX. 445-451.
789 Tercemesi iin bkz. bn Ebt Wtim, Takdimetu'l-cerh, s. 22; en-Nevevt, Tehzibul-esmd',
II. 118; ez-Zehebt, Tezkire, I. 148; bn Hacer, Tehzib, X. 360-363; el-Kettnt er-Risle
tatrafa, s. 82; Fuat Sezgin, GAS, 286-287.
790 Tercemesi iin bkz. bn Saccl, Tabaktit, VII. 2, 67; bn Kuteybe, s. 215;
ibnu'r-Nedim, el-Fihrist, s. 142; el-Hatib el-Ba ddt, Tdrihu Baddd, I. 214-234; bn
Vafeyiit, III. 405-406; eg-Zehebt, Tezkire, I. 172-174; Miziinu'l-ictid 11, III. 468-475; bn Hacer
Tehzlb, IX. 38-46; el-Kettni, el-Mustwafa, s. 80; Fuat Sezgin, GAS, I. 288-290.
791 Bkz. Ibn. Sacd, TabOciit, V. 397; el-Bubri, Tdrih, IV. 1, 378-379; bn Kuteybe, el-
Macirif, s. 221; bn Ebi Htim, Kittbu'l-cer4 ve't-tactril, IV. 1, 255-257; en-Nevevi,
II. 107; ez-Zehebt., Tezkire, I. 190-191; Mizttn, IV. 154; bn Hacer, Tehzib, X. 243-246;
Fuat Sezgin, Hadis Musannafattnn Mebdei ve Macmer bn R(t id'in Trkiyat Mecmuas
12/1955, s. 215-234; GAS, I. 290-291.
792 Bkz. bn Kuteybe, el-MarCtrif, s. 220; ibnu'r-Nedim, s. 142; el-Hatib el-
Baddt, Trthu Balttd, XIII. 457-462; bn Hacer, Tehzib,
zib, X. 419-422; Fuat Sezgin, GAS
I. 291-292.
793 Bkz. bnu'n-Nedim, s. 329-330.
794 Bkz. el-Bubri, Tdrih IV. 2, 49; bn Ebi Hatim, Kitbu'l-cerh, IV. 1, 402-403; eg-
,

Zehebt, Tezkire, I. 266-267; Mizttn, IV. 142; bn Hacer, Tehzib, X. 227-228.


795 bn Kuteybe, el-Macrrif, s. 224; el-Hatib el-Ba ddi, Tclrib,u Badd, XIII 132-134;
eg-Zehebt, Tezkire, I. 325-326; bn Hacer, Tehzib, XI. 213-214.
796 Maaziyi Vekicden daha iyi bildi i ve yetmie yakn musannafat olduu sylenir.
Tercemesi iin bkz. el-Bubrt, Tr>, IV. 2, 152-153; bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 332; eg.-Zehebt,
Tezkire, I. 302-304; Mizr, IV. 347-348; bn Hacer, Tehzib, XI. 151-155; bnu'l-chn ld, e-
zerirt, I. 344; Fuat Sezgin, GAS, I. 293.

209
telif edildi i sylenir797. Keza Ibnu'n-Nedim'in i aret etti ine gre, MaCzi,
sahibi bn shak (. 150)in da bir Kitc- bu's-Slre'si vardr7".

b. Sunen kitaplar

Fkh bablarna gre tasnif edilmi ahkam hadislerini mhutevi kitaplara


Sunen ad verilmi tir. Bu kitaplarda yer alan hadisler, Hazreti Peygamberin
sz, fiil ve takrirlerinden ibaret olan ve merf say lan haberlerdir. Bu bakm-
dan sunenlerde mevkff ve makta olan, yani sahabe ve tabi'anun kendilerine
ait bulunan sz veya fiillerine rastlanmaz. Ahkam hadisleri, umumiyetle, in-
sanlarn Allah'a kar olan kulluk grevleriyle, kendi aralar nda biribirlerine
kar olan insanlk grevlerini ve biribirleriyle mnasebetlerini dzenleyen
hkmleri muhtevi nasslard r. Bu bakmdan, bir sunen kitab nda yer alan
hadisleri, ibadat, mumelat ve ukabta ait olmalar itibariyle gurupta top-
lamak mmkindir. Buna gre, bir sunenin muhtevas incelenecek olursa,
umumiyetle, u konulardaki hadislerin tasnife tabi tutulduklar grlr:
Taharet, alat, zekat, hacc, avm, nikah, talak, cihad, va iyyet, feraiz, harac,
cenaze, yemin ve nezir, buyfic, akziye, e ribe, at'me, tb, libas, fiten, mela-
hm, hudrd, diyat sunne, edeb. Bu konular n her biri "kitab" ba l altnda
zikredilir (Kitabu't-tahare, Kitabu' - alat, Kitabu'z-zekat gibi) ve her kitab,
konusunun geni liine gre muhtelif sayda "bab"lara ayr lr.

kinci asrn balarnda tedvin ve tasnif faaliyetinin ba lamas ile ortaya


kan ilk hadis eserleri "Sunen" denilen bu e it koleksiyonlar olmu tur.
Bu as rda Sunen tasnif eden hadisiler unlardr:

MEKHL bn Ebi Muslim ES-Sk- M1 (. 112) 799, Ebu'l-Velid (Eb Iia-


lid) (Abdu'l-Melik bn `Abdi'l-(Aziz BN CUREYC (. 150) 2, SAcID BN
EBI 'ARBE Mihran el-(Adevi el-Ba ri (. 156)" 1 , Ebu'l-Haris Muhammed

797 Bkz. el-Ketfant, el-Mustatrafa, s. 79.


798 Bkz. el- Fihrist, s. 142.
799 Bkz. bn Sactl, Tabakta, VII. 2, 160-161; el-BubAri, Tarih, IV. 2, 21; bnu'n-Nedim,
el- Fihrist, s. 332; Ely Nu'aym, klaye, V. 177; 193; ez-Zehebi, Tezkire, I. 107-108; Mizcin, IV.
177-178; bn Hacer, Tehzib, X. 289-293; Fuat Sezgin, GAS, I. 404.
800 Bkz. bn SaM, Tabakta, V. 361-362; el-Buhri, Ttiritt, III. 1, 422-423; bn Ebi klitim,
KitCbu'/-cerl, II. 2, 356-358; bnu'n-Nedim, el- Fihrist, s. 330; el-Hatib el-Ba clacH, Tarih u Ba-
dttd, X. 400-407; bn Hallikn, Vafeyett, II. 338; ez-Zehebi, Tezkire, I. 169-171; Mktn, II. 659;
bn Hacer, Tehzib, VI. 402-406. Fuat Sezgin, GAS, I. 91.
801 Bkz. bn. Sa`cl, Tabakta, VII. 2, 33; el-Buthrt, Tarih, II. 1, 462; bnu'n-Nedim, el-
Fihrist, s. 331; ez-Zehebi, Tezkire, I. 177-178; MIiln, II. 151-153; bn Hacer, Tehzib, IV. 63-66;
Fuat Sezgin, GAS, I. 91.

210
bn 'Abdirralman bni'l-Muire BN EBI Z'B el-Kura i (.
159) 802, BRA.HIM BN TAHMA.N bn dbe el-Horasanl (. 163) 803, Eba
Seleme HAMM/ID BN SELEME bn Dinar (. 167) 84, cABDULLAH B-
NU'L-MUB "AREK bn Yazl et-Temimi (. 181) 805, Ebn Said
Yalya bn Zekeriyya BN EBI Z 1' DE el-Vadici el-Kafi (. 183) 806, Ebl
Mucaviye HU EYM BN BE IR ibn. Kasm el-Sulemi (O. 183) 807, Ebu'l-
'Abbas El-VELID BN MUSLIM el-Umevi ed-D ma ki (. 195) 808, Ebl cAb-
dirralman MUHAMMED BN FUZAYL bn Gazvan ez-Zabbi (. 195)89.

c .

kinci asrda tasnif edilen baz hadis kitaplarna da Crmic ad verilmi -


tir. Cmicler de Sunenler gibi ibdt, mumelt ve ukabta ait bblara gre
tasnif edilmi hadisleri ihtiva ederler; ancak Camilerin ihtiva ettikleri hadis-
ler, sadece bu konularla ilgili hadislerden ibaret de ildir. Bunlara ilaveten,
Camigerde, ok daha de iik konulardaki hadislere de yer verilmi tir. Mesela
Cami`lerde bulunan Kur'mn faziletleri, tefsiri, yarat ln balangc, gemi
peygamberler, menak b, Hazreti Peygamberin sireti ve ma azisi, halifeleri
ve ashabnn faziletleri, iman, tevhid ve bunun gibi di er baz konulara ait ha-

802 Bkz. bn Kuteybe, el-Macttrif, s. 213; bn Ebi ILatim, Kitatu'l-cerh, III. 2, 313-314;
el-Mesci-1dt, Muriteu' z- zeheb, III. 333; Ilnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 329; bn Ilalliktn, Vafeyilt,
III. 323; ez-Zehebt, Tezkire, I. 191-193; Mizitrt, III. 620; bn Hacer, Tehzib, IX. 303-307.
803 Bkz. el-BubW, Tarih, I. 1, 294; bn EM Wtim, Kitau'l-Cerb, I. 1, 107-108; Ibnu'n-
Nedim, el-Fihrist, s. 338; el-Hatib Tet-rffitt Ba deid, VI. 105-111; ez-Zehebl, Tezkire,
I. 213; MizCn, I. 38; bn Hacer, TehzUt, I. 129-131; Fuat Sezgin, GAS, L 92-93.
804 Bkz. el-Bubrt, Tarih, II. 1, 21-22; bn Kuteybe, s. 220; tim EM
KitFtbt'l-cerh, I. 2, 140-142; Ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 331; ez-Zehebt, Tezkire, I. 202-203;
Miliin, I. 590-595; Eb Nucaym, Ijlye, VI. 249-257; bn Hacer, Tehzib, III. 11-16; el-Kett'ant,
el-Mustatrafa, s. 31.
805 Bkz. el-BulArt, Titrib, III. 1, 212; bn Ruteybe, s. 223; bn Ebi
Talsdimetu'l-cerb, s. 262-281: EM' Nucaym, i/ye, VIII. 162-190; el-Hatib el-Ba dk11, Tdribu
Badr-t l, X. 152-169; bn HallikSu, Vafeyt, II. 237-239; ez-Zehebt, Tezkire, I. 274-282; el-Mes-
cin% Muri-teu'z-zeheb, III. 350; ibnu'b<Inel, ezerat, I. 295 ;Un Hacer, Tehzib, V. 382-387;
Fuat Sezgin, GAS, I. 95.
806 Bkz. Tarih, IV. 2, 273-274; bn EM 1;l tim, Kiffibu'l-eerh, IV. 2, 144-145;
ez-Zehebt, Tezkire, I. 267-268; Miziin, IV. 374; bn Hacer; Tehzib, XI. 208-210.
807 Bkz. T arih, IV. 2, 242; bn Kuteybe, el-Mac(trif, s. 221; bn Ebi Ilaina,
Kiteibu'l-eerb, IV. 2, 115-116; ebtlagb ebBa elftd1, TttrIbrt Batliid, XIV. 85-94; ez-Zehebi, Tez-
kire, I. 248-249; Miziin, IV. 306-308; bn Hacer, Tehzib, XI. 59-63; Fat Sezgin, GAS, I. 38.
808 Bkz. 796 No. lu dipnot.
809 bn Saccl, Tabakat, VI. 389; e-But rt, Tiir11), I. 1, 207-208; 'bn Kuteybe, el-Mactrif,
s. 222; bn Ebi Htim, Kitribu'l-cerl,t, IV. 1, 75; Ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 330; ez-Zehebt,
Tezkire, I. 315; IV. 9-10; bn Hacer, Tehzib, IX. 405-406; Fuat Sezgin, GAS, I. 96.

211
dislere Sunenlerde rastlanmaz. Bu bak mdan Cmieler, ismin de deIalet etti i
gibi, akla gelebilecek her konudaki m kilin halli iin ba vurulabilecek en
mufassal hadis koleksiyonlar saylr.

kinci asrda Gimic ad verilen bu tip eserlerin ilk musann f MA(MER


bn RYIS D el-Ezdi (. 153)mdir. ki yazma nshas zamanmza kadar in-
tikal eden' ve (Abdurrazzk bn Hemmiim'n Muannaf adl eserinin sonun-
da ne redilen bu kitap hadis tarihi ynnden byk bir ehemmiyeti haizdir 812.

El-Ciimicu'l-Keldr ve el-CC micu' -Sair adl iki eseriyle Eb cAbdillah SUF-


Yik N bn Mesrk es-SEVRI el-KMI (. 161) 813, REBIc BN HABIB el-B l
(. 170) 814 , 'ABDULLAH BN VEHB bn Muslim el-Fihri el-Kura i (0.197r
ve SUFYN BN `UYEYNE bn Meymn (. 198) 816, yine bu asr-
da Cmic tasnif eden hadisilerdir.

d. Musannaflar

kinci asrda ortaya kan ve Musannaf denilen baz hadis kitaplar var-
dr ki, bunlar, Sunen denilen hadis kitaplar ndan ayr bir zellik ta mazlar.
Muhtemelen bu eserlerde de fkh ahkm na muteallk hadisler tasnife tbi
tutulduklar iin, yaplan ie dellet etmek zere, mu annaf tabiri kullanlm -

810 Bkz. 791 No.lu dipnot.


811 Bkz. Fuat Sezgin, Hadis Musannafattnin mebdei ve Ma`mer bn Rit itrin Ciititi`i, Tr-
kiyat Mecmuas 12 /1955, s. 215-234.
812 Ayn makale.
813 Bkz. Ibn Saccl, Tabakta, VI. 257-260; el-Buhrt, Trih, II. 2, 93-94; bnu'n-Nedim,
el-Fihrist, s. 328-329; Ibn Ebi litim, Takdimetu'l-cerk, s. 55-126; Kitdbu'l-terk, II. 1, 222-227;
el-Hatib el-Bagddi, Tdriku Bakitd, IX. 151-174; Eb Ndaym,Hlye, VI.356-393; VII. 3-144;
'bn Hallikn, Vafeyiit, II. 127-128; ez-Zehebi, Tezkire, I. 203-207; MrzFin, II. 169; bn Hacer,
Tehzib, IV. 111-115; Fuat Sezgin, GAS, I. 518-519.
814 Bkz. el-Buhrt, Tdrik, II. 1, 277; bn Ebi ljtim, Kitdbu'l-cerk, I. 2, 457; bn
Tehzib, III. 241; Fuat Sezgin, GAS, I. 93.
815 Ctni'inin bir ksm papirsler zerinde bulunmu olup, halen Dru'l-Kutub el-M -
ryye'de bulunmaktadr ve 1942 senesinde Dawid-Weil tarafndan ne redilmitir. 1,..1-
ymet'le ilgili blmn dinlerken zerine gelen bir bayg nlk, 'Abdullah Ibn Vehb'in lm se-
bebi olarak zikredilir. Tercemesi hakk nda bkz. bn Sacd, Tabakta, VII. 2, 518; el-Buhrt, Td-
ritt, III. 1, 218; bn Ebi Iltim, Kittbu'/-cerl, II. 2, 189-190; bn Hallikn, Vafeyta, II. 240-242;
ez-Zehebi, Tezkire, I. 304-306; Miziin, II. 521-523; bn Hacer, Tehzib, VI. 71-74; Fuat Sezgin,
GAS, I. 466.
816 Bkz. el-Buhrl, II. 2, 95; bn Iuteybe, el-Macttrif, s. 221; bn Ebi ljtim, Takdime-
tu'l-cerk, s. 32-54; Kitiibu'l-cerk, II. 1, 225-227; Ibnu'n-.Nedim, el-Fihrist, s. 330; Eb Ndaym,
If lye, VII. 270-318; el-ljatib el-Bagddi, Tttril u Baditd, IX. 174-184; bn Hallikn, Vafey,:t,
II. 129-130; ez-Zehebt, Tezkire, I. 262-265; MIzifin, II. 170-171; bn Hacer, Tehz ib, IV. 117-122;
Fuat Sezgin, GAS, I. 96.

212
tr. Bununla beraber una da i aret edebiliriz ki, Mu annaf`lar, Cami` denilen
eserler gibi her konudaki hadisleri ihtiva etmeseler bile, Sunen'lerden farkl
olarak, Gini(lerde yer alan konulardan baz laryle ilgili hadislere de yer ver-
milerdir. Bu bakmdan Muannaf'lar, ihtiva ettikleri konular ynnden,
Sunen'ler ile Ciimiler arasnda mtalaa etmek mmkindir.

kinci asrda Mu annaf denilen eserleriyle hret kazanm imamlar,


HAMMAD BN SELEME bn Din a r (. 167) 817 ve VERI' BNU'L-CER-
RA11 bn Muleyl (Melih) er-Ru's1 (. 197) 818 dir. Ancak ibnu'n-Nedim,
Fihrist'inde (s. 331) her iki Mu annaf' da KitCtbu's-Sunen ad altnda zikret-
mitir ki, bu, bizim Sunen'ler ile Musannaf 'lar aras nda byk bir fark bulun-
madna dair biraz nce i aret etti imiz gr do rular.

e. Belirli bir konuya tahsis edilmi kitaplar

kinci asrda telif edilen hadis kitaplar ndan bir ksmnn da, CCani(lere
vcut veren e itli konulardan birine tahsis edildikleri grlr. Sunen olsun
Cami` olsun nusannaf eserlerde bu konular, umumiyetle "kitab" ad altnda
zikredildikleri iin, belirli bir konuya tahsis edilmi mstekl eserlere de umu-
miyetle "kiUib" ad verilmitir.

SUFYAN bn Mesrls. tim Said ES-SEVR/ el-Kafi (. 161) 89nin


FerCt'iz ve Kittbu't-Tefslr'i; Ebu'- alt ZA' DE BN KUDAME es-Se-
lp.f I el-Kafi (. 161)"nin Kit "cibu'l- Mendlab, KitCtbu'z-Zuhd ve Kitcibu't-Tefsir'i;
BRAHIM BN TAHMAN bn u`be el-HorAs"ni (. 163) 821in KitCtbu'l-Me
nktb, KitCibu'l-ciydeyn ve Kitilbu't-tTefslr'i; (ABDULLAH BNU'L-MU-
BAREK bn et-Temlmi (. 181) 822 nin Kittbu'z-Zuhd ve'r-
Rak rik, KitCtbu'l- Birr ve' -Stla, Kikibu't-Tefsir, Ebii Mu-
(U'viye HU EYM BN BE IR bn Kasm es-Suleml (0. 183) 82' nin KitCtbu't-

817. Bkz. 804 Nolu dipnot.


818 Bkz. bn Sacd, Tabolsiu, VI. 394; el-Bublri, Tarih, IV. 2, 179; bn Isuteybe, el-Matrif,
s. 221; bn Ebi Hetim Takdimetu'l-cerit, s. 219-232; ibnu'n-Nedim, el- Fihrist, s. 331; Ebii Nu-
,

(ayn, Iit/ye, VIII. 368-380; el-Hatib el-Bagdrdt, Trlhu Badd, XIII. 496-512; el-Zehebt,
Tezkire, I. 306-309; Mlz 7n, IV. 335-336; bn Hacer, Tehzib, XI. 123-131; Fuat Sezgin, GAS,
I. 96-97.
819 Bkz. 813 No.lu dipnot.
820 Bkz. bn Sa`d, Taba/st, VI. 263; el-Bubftrt, Tarih, II. 1, 395; bn Ebi Wtim, Kit-
bu'l-cerk, I. 2, 613; ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 330; ez-Zehebi, Tezkire, I. 215-216; bn Hacer,
Tehzib, III. 306-307.
821 Bkz. 803 No.lu dipnot.
822 Bkz. 805 No.lu dipnot.
923 Bkz. 807 Noju dipnot.

213
Tefsir'i; Eb Bir SM:A(IL BN ( ULEYYE el-Esedi (. 193) 824nin Kitiibut-
Tandre, Kitbu' -SalCt, Kitdbu'l-Menrisik ve Kitdbu't-Tefs'ir'i, Ebil. Muham-
med SHAK BN YfTSUF bn MirdAs el-Kura i EL-EZRAK (.
195) 825 n Kitc- bu' -Salcit, Kitabu'l-Menrsik ve Kitbu'l-1( rr'Ct' ; MUHAM-
MED BN FUZAYL bn Gazvn bn Cerir e-?abbi (. 195) 826 nin Kitcibu'd-
Du'd, Kitdbu'z-Zuhd, Kitc - bu' -StyC m ve Kitr bu't-tefslr'i; VEK ' BNU'l-
CERRJUJ bn Muleyh er-Ru'asi (. 197) 827 nin Kitrbu'z-Zuhd ve Kittbdt-
Tefsir'i.

Burada, musannaf hadis eserlerinden olmakla beraber, Sunen veya Cd-


mi`lerden farkl olarak de i ik bir isimle zikredilen ve ikinci asr n ortalarnda
hadis tarihine girmi bulunan bir kitap ve onun musann f zerinde ayrca
durmak istiyoruz. Bu kitap el-Muvattc- ' adyle hret kazanm tr ve musan-
nf da, kitab kadar brete ula m olan byk imam MkL K BN ENES
(. 179) tir.

Malik Ibn Enes ve el-Muvattrft

Kendi ad altnda kurulmu olan fkh mezhebi Mlikiyye'nin me hur


imam, ayn zamanda, Hazreti Peygamberle birlikte bir ok gazvelere i tirak
etmi olan sahabi Eb qmir'in torunu Mlik bn Enes bn Mlik bn Ebi
mir el-Abahi, 93 senesinde Medine'de dnyaya gelmi ve uzun mddet
yanndan ayr lmad (Abdurrahman bn Hrmz bata olmak zere Medine-
nin dier limlerinden ilim alm tr. Hadis iittii mehur imamlar aras nda
bn (Omer'in klesi Nfi`, Muhammed bnu'l-Munkedir, Ebu'z-Zubeyr, bn
Sihb ez-Zuhri, (.Amir bn (Abdillah, (Abdullah bn Dinar bulunur. Kendisin-
den riveyet eden imamlardan baz lar ise, kendi eyhlerinden olan Yahy
bn Sdid el-Ansri, ez-Zuhri, bn Cureyc, Yezid bn (Abdullah, el-Evzei,
Sufyn es-Sevri, Sufyn bn ( Uyeyne, ube, (Abdullah ibnu'l-Mubrek,
e -S a. . fici, bn `Uleyye, Ebu Hanife'nin talebelerinden Muhammed e -Seybni
ve daha bir ok kimsedir.

Mlik bn Enes, hadis ilminde, rvi tenkidinde (cerh ve ta(dil), Kitap


ve Sunnetten hkm istihracnda byk hret kazanm ve onun bu saha-
lardaki stnl , akranlar ve asr nn ileri gelen imamlar tarafndan da

824 Bkz. el-BuAri, Tt-trih, I. 1, 342; bn. Kuteybe, el-Macrif, s. 221; bnu'n-Nedtm, el-
Fihrist, s. 331; bn Ebi Htim, Kitiibu'l-cerh, I. 1, 153-155; ez-Zehebt, Mtzn, I. 216-220; bn
Hacer, Tehzib, I. 275-279.
825 Bkz. Tiirth, I. 1, 406; bn Ebi Htim, Kitrbu'l-cerh, I. 1, 238; ibnu'n-Nedim,
el-Fihrist, s. 333; -Zehebt, Tezkire, I. 330; bn Hacer, Tehb, I. 257-258.
826 Bkz. 809 No.lu dipnot.
827 Bkz. 818 No.lu dipnot.

214
teslim edilmi tir. Hazreti Peygambere kar olan sevisi ve hurmeti, Sunnete
ve dolaysiyle hadise olan byk ba hlnn bal ca amili olarak grlr.
leri ya na ve vcuta ok zay f olmas na ra men, Medine'de her hangi bir
hayvana binmez "burada Allah' n Rasl medfn bulunurken binmem"
derdi. Hadis rivayetine ba lamadan nce de abdest al r, yatann bana
vakar ve heybetle oturur, sonra rivayet ederdi. Bu suretle Hazreti Peygam-
berin hadisini yceltmi olurdu. Hadis ald kimseler zerinde de titizlikle
durur; onlar n gvenilir (sika), zhd ve takva shibi olmalar yannda hadis
ehlinden olmalarn da art ko ard .

Malik bn Enes, 147 senesi civarnda bir mihnete maruz kalm ve Hali-
fe el-Man iir'un valisi tarafndan krbala dvlm tiix. Bu hadisenin sebebi
hakknda e itli grler ileri srlr. Baz larna gre Malik, Halifenin kaza
teklifini reddetti i iin bu muameleye maruz kalm tr; nk bu teklifi red-
detmekle Abbasi hkmdarlarma, i lerinde yardm etmekten kamm olu-
yordu. Dier baz larna gre de Malik, Medine'de Halifeye kar ayaklanm
olan Muhammed en-Nefsu'z-Zekiyye lehinde fetva vermi olduu iin do-
vlmtr. Dier bazlar ise, Halifenin ikrah ile talakn sahih olmadna
dair gelen hadisi rivayetten menetmesine ra men, Malik'in mezkr hadisi
rivayet etmesini mihnetin sebebi olarak ileri srm lerdir; nk Halifeye
kar ayaklananlar, bey'at n ikrah ile vukubuldu unu ileri sryorlar ve bu-
nu, ikrah ile talakn sahih olmadn belirten hadise k yasla, hilfetin de
sahih olmayaca n iddia ediyorlard . Maamafih, bir hacc mevsiminde Hicaz'a
gelen Halife Eb Ca (fer el-Man r, vukubulan hadiseden haberi bulunmad -
n beyan ederek Malik'ten zr dilemi ve hatta baz haberlerden anla d-
dma gre, Hazreti Peygamberin hadislerini biraraya getiren bir de kitap
telif etmesini istemi tir. Malik, Halifeden gelen bu istek zerine el-Muvatt('
adn verdi i mehur kitabn tasnif etmi tir.

bn Hacer, el-I'Vluvattcr n tasnifine tekaddm eden devri de tavsif ede-


rek yle der: "Hazreti Peygamberin asari, ashab ve kibar- tabicin devrinde
iki sebepten dolay camilerde mdevven ve mretteb de ildi. Birincisi, Mus-
lim'in alil'inde de sbit oldu u gibi, Kur'n Kerimle kar ma korkusundan
dolay sahabenin tedvinden menedilmeleri; ikincisi ise, haf zalarmn geni -
lii ve zihinlerinin ak cl idi. o u yaz bilmiyordu. Fakat tabi'n devri-
nin sonlarna doru ulemann muhtelif ehirlere da lmas, havaric, rafza ve
kader mnkirleri gibi bidat ehlinin ortaya kmas zerine, asar n tedvini
ve bblara gre tertibi ba lad . Bu ie ilk defa giri enlerin ba nda er-Rebic
nn Subeyh, Sacid bn Ebi cArbe ve di erleri vard. Bunlar, nc tabaka
gelinceye kadar her hain ayr ayr tasnif ediyorlard . mam Malik el-Muvagcr
adn verdi i kitabn tasnif etti. Bu kitapta, Hicaz ehlinin hadisini toplam ,

215
sahabenin szlerini tbi'an ve daha sonrakilern fetvalarn da mezcederek
onu telif etmiti"828
Hazreti Peygamberin hadisleri yan nda sahabenin sz ve fetvalar na da
yer verilerek telif edilen bu kitab , mam Mlik, eyhlerine arzetmi , onlarn
muvafakatlarm bildirmelerinden sonra da ona el Muvattir adn vermitir829.
-

mam el-Evz`rnin, kitab Mlik'e krk gnde okuyup arzetmesi zerine


onun, "benim krk senede telif etti imi siz benden krk gnde aldnz" deme-
si83, kitabn telifinde gsterilen gayret ve titizli e dellet eder.
Yukarda da i aret etti imiz gibi Mlik, Muvagg ile ilk musannflar-
dan oldu u gibi, rivayet olunan hadislerin kabulnde ihtiyat elden brakma-
yan ve onlar metin ve isnad ynnden iddetle tenkid eden imamlarn da
banda gelir. Bu bakmdan, kesinlikle bilinmese bile, hadis ilminin cerh ve
ta'dile ait kaidelerinden mhim bir k smnn Mlik bn Enes tarafndan or-
taya konuldu u ileri srlebilir.
mam Mlik'in, hadislerin kabulnde gsterdi i bu ihtiyat ve hadis r-
vileri hakknda giritii iddetli cerh dolaysiyle Muvatt<r, en sahih hadis
kitaplar aras nda yer alm tr. Nitekim e - fi`i, "yer yznde ilim ynnden
Malik'in kitab ndan daha sahih bir kitab n bulunduunu bilmiyorum" der-
ken bu gere i ifade etmi tir". Her ne kadar gerek bnu'- all ve gerekse
bn Ke ir, e- ffi'nin, el-Buhri ve Muslim'in, abi/'lerini telif etmeden
nce bu sz sylediini, zira el Muvattci'm tasnif edildi i devirde bn Cureye,
-

bn iskk, Eb Kurra Ms bn Trk, cAbdurrazzk bn Hemmm ve daha


bir ok kimsenin musannaflar bulunduunu ve el Muvagcrn bunlardan -

daha sahih ve faydal olduunu sylemi lerse de 832, baz imamlarn, el Mu- -

vattC' ab,lin'n telifinden sonra da en sahih kitap kabul eden gr leri yine
baki kalmtr
Netice olarak, el Muvattcrn shhat ynnden derecesi hakknda ortaya
-

kan grleri guruplandrmak gerekirse, denebilir ki, Mlik'in, rvilerin


cerh ve tatdilindeki iddeti, hadisleri kabulndeki ihtiyat ve titizli i do-
laysiyle el MuvattCt, el-Buhrl ve Muslim'in atii'lerinden nce gelir.
-

Bazlarna gre iki Sahili ayarnda veya mertebesindedir.

Dier baz larna gre ise, iki aiii'in altndadr ve bu gr , ekseri ha-
disilerin grdr. Nitekim es-Suyti, konu ile ilgili olarak Ibm. Hacer'den

828 Hedyu's-stri, I. 4.
829 Es Suyfti, Tenv[ru'l 6avttlik, s. 7.
- -

830 Ayn yer.


831 Ibnu's- alal, c I/fmu'/-hadis, s. 14; bn Ke ir, ljtiCru s. 31.
832 Ayn yer.

216
u gr nakletmitir: "Malik'in kitab ,kendi nazarmda ve mursel munkat c
ve bunun gibi baz zayf hadislerle ihticac etmenin gerekli oldu u hususunda
kendisine tbi olanlarn nazarnda sahihtir. Fakat el-Butiari'nin kitab ndaki
munkat< hadislerle Muvag'daki munkat <ler arasnda fark vard r. IVIuvattii'-
daki nunkat< hadislerin o unu, Malik eyhlerinden bu ekilde iitmi tir ve
onun nazarnda bunlar birer huccettir Halbuki el-But ari, kendi kitabndaki-
leri, eer bir ba ka yerde mevsill olarak zikretmi se, bunlar n isnadlar n,
hafifletmek maksad yle kasden hazfetmi tir; yahut artma uygun de ilse,
kitabn mevzuu dna karmak maksadyle isnadlarn terketmi , fakat
hadisleri de, ya isti had, isti'nas, yahutta baz Kur'an ayetleri iin tefsir kas-
dyle nakletmitir. Bu bakmdan el-Bularrnin munka (ta<lik)lar , Muvattii'
n hilafna, onu, mcerred sahih kitap olmaktan karmamtr" 833 .
Maamafih, Ilin Hacer'in bu grne karlk, u hususu da gznnde
bulundurraakta fayda vard r: MuvagCt'da yer alan drt hadis mstesna, di er
mursel ve munkat ` olanlarn hepsinin de ba ka yollarla rivayet edildikleri
ve bu bakmdan Muvatta" hadislerinin de sahih hadisler aras nda yer aldk-
lar sylenmi ; hatt bn <Abdi'l-Berr tarafndan, Muvattii'm mursel ve mun-
kat< hadislerinin mevsl rivayetlerini gsteren bir kitap bile telif edilmi tir834.
MuvaO'da yer alan hadislerin say s hakknda e itli grler ileri s-
rlmtr. Bu konudaki ihtilafn Malik'ten rivayet edilen Muvager nsha-
lar= okluundan ve her bir nshan n birbirinden farkl oluundan ileri
geldiine phe yoktur; zira baz larnda bulunan fazlahklar di er baz larnda
mevcut de ildir. Es-Suyatrnin Ebn Bekr el-Ebhuri'den naklen verdi i rak-
kamlara gre, Hazreti Peygamber ile sahabe ve tabicandan gelen kar n hep-
si 1720 dir. Bunlarn musned olanlar 600, mursel olanlar da 222 dir. 613
mevkalf, 285 de makt, yani tabi'i szleri vard r838 .
Malik'in, bu hadislerin naklinde takip etti i yol, umumiyetle, konunun
banda, Hazreti Peygamberden gelen hadisleri, sonra da sahabe ve tabrfm-
dan varid olan asari vermek olmu tur. Sahabe ve tabi'ndan tercih etti i
kimselerin hemen hepsi medineli olanlard r; nk Malik Medine dna k-
mamtr. Bazan hadisin akabinde, Medine'de zerinde ittifak olunan bir
re'yi, veya ameli, batan da her hangi bir kelime ile ilgili tefsiri, veya bir cmle-
nin izahm vermitir.
Muvatg, muhtevas itibariyle hem bir hadis kitab , hem de bir fkh
ve kanun kitabdr 836 .

833 EsSuyiiti, Tedribu'r-riivt, s. 41.


834 Es-Suyffi, s. 8.
835 Ayn yer.
836 Malik bn E . nes'in tercemesi hakknda bkz. el-BubArt, Tarih, IV. 1, 310; bn luteybe,
s. 218; bn Ebu Wtirn, Takdimetu'l-cerh, s. 11-32; Kitbu'l-cerk, IV. 1, 204-206;
bnu'n-Nedim, s. 294-295; Ebl Ndaym, ,Ijlye, VI. 316-355; bn Hallik , Vafeyttt,
III. 284-287; bn Kegr, el-Bidiiye, X. 174-175; ez-Zehebt, Tezkire, I. 207-213; bn Hacer,
TehzIb, X. 5-9; el-Mes-ciidt, Murcu'z-zeheb, III. 350.

217
III. BLM

TASNFN ALTIN A I: KUTUB- STTE DEVRI

(III. Hicri Asr)

1. Tasnife hz veren miller

a. Kadn ilmi nin dou u

Birinci hicri as rda, mslmanlar aras nda ortaya kan siyasi ihtilf-
larm giderek itikada dn t ve slami inan zerinde, yahut hi olmazsa,
ilk mslmanlarn akaidini te kil eden bir tak m meselelerde cidal ve m-
nakaalara sebep oldu u, nceki bahislerimizde yeterince a klanm ; bu ci-
dal ve mnkaka alarn ise, zamanla, mrci'e, mutezile, kaderiyye, cebriyye
gibi e itli akaid mezheblerinin do masna yol at gsterilerek bunlar hak-
knda lzumlu bilgi verilmiti. te bu akaid mezheplerinin do uuna sebep
olan cidal ve mnaka alar, ayn zamanda, "Kelm" ad verilen yeni bir ilmin
de balca kayna olmutur. Filhakika daha sonraki devirlerde, baz mellif-
ler tarafndan verilen "Kelm" ile ilgili tarifler, bu gr mz kesinlikle
teyid eder. Mesel el-Frbi (. 339) ye gre "Kelm sanat , eriat koyucu-
sunun tasrih etti i baz mandut amel ve itikadlar n mdafaas nda ve onlara
muhalif e itli sylentilerin temizlenip at lmasnda, insann ship olduu
kudrettir. Bu, amel ve ittikadlara gre ikiye ayr lr. Ancak kelm sanat , "f-
kh"tan ayrdr; zira "fkh", eriat koyucusunun aka ortaya koydu u
amel ve akideleri alr; onlar asl kabul eder ve sonra bu as llardan, gerekli
olan dier amel ve itikadlar istinbat eder. Buna gre mutekellim (kelmc ),
"fakih"in istinbattan nce as l olarak kulland delillerin mdafiidir" 837.
El-nraliPrin bu tarifinden aka anlalyor ki, "Kelm"n asl, ister
Allah Ta'ala olsun, ister O'nun Rasl olsun, ric (eriat koyucusu) taraf n-
dan vazolunan dini asllarm mdafaas ndan ibarettir.
El-GazlI (. 505) de, kelm hakknda u gr ileri srmtr: "Ehl-i
sunnet akidesini, ehl-i bid<at n te viinden muhafaza etmek kelmin gayesi-

837 Bkz. bt'd-cuim, s. 107-108.

218
dir. Allah, kullarma Raslnn dilinde, din ve dnyalarm n selmeti bak-
mndan hak olan bir akide vermi tir. Sonra da eytan, niibtediann kalbine,
sunnete muhalif eyler ilka etmi tir. Onlar, eytann bu telkinleriyle hak olan
akideyi tevi etmek zere iken, Allah, mutekellimn taifesini vcuda getirip
davalarn sunnetin zaferi iin, ehl-i bid'at n telbisatm karp atacak nret-
teb bir kelm ile harekete geirmi tir. Bunun neticesinde de Kelm ilmi ve
ehli ortaya kntr" 838.

El-Gazli'nin bu gr de, kelmm, slm akaidinin mdafaas n ve ona


aykr den sapk grlere kar korunmasn gaye edinen bir ilim olarak
ortaya kmas ynnden, el-Frbi"nin tarifiyle uyu ur.

"Kelm ilmi, delil irad ve phenin izalesiyle akaid-i diniyyenin isba-


tdr" derken el- tel (. 756) 839, diniyyeyi yakinen has l olan delil,.
lerle bilmektedir. Mevzuu bu akaidin isbat dr" derken de et-Teftzni.
792) 840, gerek el-FrbI'den ve gerekse el-Gazlrden farkl bir ey sylemi
deillerdir.
Kelm, slm akaidinin isbatn ve onun yabanc fikirlere kar korun-
masn gaye edinen bir ilim oldu una gre, bu ilmin temelinde, cidal ve mna-
kaadan oluan bir tan yattn anlamamak mmkin de ildir. Bu bakmdan,
konunun ba nda da i aret etti imiz gibi, mslmanlar aras nda siyasi ihtilf-
lardan sonra ba layan akaide mteall k mnaka alar, Kelm ilminin do u-
unu hazrlayan balca miller olmu tu.

Ancak, urasou da gzden uzak tutmamak gerekir ki, akaidle ilgili sis-
temli mnakaalar, ilk defa ortaya k hakknda daha nce yeterli bilgi
verdiimiz mutezile mezhebi taraf ndan balatlm ; bu mezhebin bilhassa
kadim Yunan felsefesi ile me guliyeti ve akl, nakle dayanan dini nasslara
takdimi, kendine has mutezile kelmm n domasna vesile oldu u gibi, ileri-
de, mutezile de dahil olmak zere "bidat ehli" aras nda say lan dier mez-
heb kelmelarma kar mcadeleye giri ecek olan ehl-i sunnet kelnumn do -
masna da nclk etmi tir. Bu bakmdan Kelm ilminin douunu, mutezile-
nin douu ile bir mtalaa etmekte her hangi bir mahzur yoktur. Bununla
beraber, mutezile ile birlikte bid'at ehlinden say lan dier mezhebler kelmm n,
Kelm ilminden sarhp sarlanuyaca konusu, mteahhrn arasnda m-
nakaa konusu edilmitir; nk bunlara gre "kelm n konusu, Muhammed'in
dinine mteallk akaidin isbatdr. Bu da akideye konu te kil eden mesele-
nin teslimiyetle kabul edilip sonra akla istinad eden brhan ile takviyesidir.

838 El-Munlp.z minez-zalel, s. 132 vd.


839 Bkz. Aiudfd-Din erh,u'l-Mevlf. f, I. 14-15.
840 erbu'l-Malciiul, I. 5.

219
Kelmda ercn akl ile teyidi ve akidenin Kitap ve Sunnette varid olan mese-
lelerden olmas arttr. Bu iki saman birisinin bulunmamas halinde, kelm
asla kelm olmaz" 84. Bidat ehlinin kelnunda ise, Islam eriatna uymayan,
hatt ona aykr den bir ok mesele akaid ierisinde mtalaa edilmi ve on-
larn akl yolu ile iSbat ve mdafaas yaplmaa allmtr. Bu ise, tabii
olarak, sunnete ba l mslmanlar aras nda tepki ile kar lanmtr. Nitekim
yukarda kelmla ilgili szlerini nakletti imiz el-Gazli ve el-Ici"de bu hususu
aka mahede etmek mmkindir. El-Gazali, "kelm ilminin gayesi, ehl-i
sunnet akidesini, ehl-i bid (atn tevi inden muhafaza etmektedir... Onlar,
eytamn telkinleriyle hak olan akideyi te vi etmek zere iken, Allah mte-
kellimn tifesini vcda getirip davalar n sunnetin zaferi iin ehl-i bidcat n
telbistam karp atacak mretteb bir kelm ile harekete geirmi tir" derken,
kelmn konusunun Kitap ve Sunnete dayanan akaid oldu una iaret etmi ;
ehl-i bidcat kelm m kelmdan saymadm da, mtekellimn taifesinin sun-
netin zaferi iin yarat ldn sylemekte aklamtr. El-Id ise, Kela n il-
mini, "delil irad ve phenin izalesiyle akaid-i diniyyenin isbat dr" sz ile
tarif ederken, mezkr akaidin slam dininden alnmas gerekti i grnde
tbi olmu , fakat tarifine ekledi i "hasm her ne kadar bizim na-
zarmzda hatal da olsa, onu yine kelm ulemas ndan addederiz" sz ile 842,
bidcat ehlinin kelm grnde el-Gazli'den ayrlmtr. Maamafih ehl-i
bicicat kelm hakknda ortaya kan mnaka alarn mahiyeti ne olursa olsun,
iin gerek olan yn, yukarda da i aret etti imiz gibi, kelmn mutezeile
ile birlikte tarih sahnesine km olmas dr.
Mutezilenin ehl-i sunnete muhalif kald bir ok akaid meselesinden
bilhassa iki tanesi, usl-i dinde ok byk ehemmiyeti haizdir. Bunlardan
birincisi insann fiilen (efclu'l-Sbd) ile ilgilidir. Mutezileye gre fiillerin ger-
ek hlik (yaratcs), Allah de il, insandr. Bu sebepledir ki insan, sevab ve
kaba mstahak olur. Mutezile, bu gr ile kaderi red, Hazreti Peygamber-
den rivayet edilen kaderle ilgili hadisleri inkr ve ba ta sahabe olmak zere
bu hadislerin rvilerini yalanc lkla itham etmi tir. Halbuki ehl-i sunnete gre
insann fllerini Allah yaratr. Bu yaratmada insan n kesb ve ihtiyarnn hi
bir rol yoktur. Her ey Allah'n takdiri ierisinde cereyan eder. Hazreti Pey-
gamberden bu konuda rivayet edilen ve muteber kitaplarda yer alan hadisler
sahihtir; bu hadisleri geldi i ekliyle kabul etmek lz mdr
Mutezilenin ehl-i sunnete muhalif kald ikinci konu, Allah Ta'lnn
sfatlar ile ilgilidir. Mutezileye gre Allah, sem ( (iitme), ba ar (grme), ilim,
hayat, kudret ve kelm gibi zt ile kaim sfatlardan mnezzehtir; nk bu

841 Takprzade, Mevz<rtu'l-culm, I. 594.


842 . erbu'/-Metrdpf. I. 15.

220
sfatlar isbat edildi i takdirde kadimin teaddd gerekir. Ehl-i sunnet ise,
bu sfatlarn, Allah Taclnn ztnn ne ayn ne de gar'', fakat zt ile kaim,
kadim olduu grndedir.
Mutezilenin sfatlarla ilgili bu ta'til gr , fer'i bir meselede ciddi sonu-
lar veren yeni bir ih.tilf konusu ortaya karmt r. Bu konu, Allah Ta'almn
kelmndan ibaret olan Kur'n Kerimle ilgilidir: Kur'an, Allah' n kelm
olduuna gre, kadim midir yoksa hdis ve mahlk mudur ? Mutezile, Allah' n
zt ile kaim, sfatlarn ve dolaysyle kelm sfatn reddetti i iin, O'nun
kelm olan Kur'a= da muhdes ve mahlk oldu unu, ihtiya nnda harf-
lerin ve seslerin yine mahlk oln bir cisim zerinde yarat ldn, Peygam-
berin de bu sesleri i ittiini ileri srmtr. Ehl-i sunnet ise, Allah' n zt ile
kaim kadim sfatlarm isbat etti i iin, kelmnn da kadim oldu unu ve
dolaysyle Kur'n Kerimin mahlk olamayaca n kabul etmi tir.
Ancak, ehl-i sunnet veya ilk devirlerde onlar n temsilcileri olan hadis-
iler, sfatlar hakknda veya Kur'n Kerim hakknda, yukarda zikretti i-
miz gr benimsemi tir, derken, onlarn, Hazreti Peygamberden ve onun
ashabndan gerek haber olarak ve gerekse genel inan olarak, kendilerine ula-
an bilgi dnda her hangi bir gr veya kanaata sahip olmadklarn da
belirtmek isteriz. slam akaidi ile ilgili olarak bildikleri ve inand klar her ey,
sadece Hazreti Peygamberden ashab vastasyle gelen haberlerin ve Kur'n
Kerim ayetlerinin rettiklerinden ibarettir. Kur'an:L Kerim, Allah' n sfat-
larmdan bahisle onlar isbat ediyordu. Keza Hazreti Peygamberden nakledi-
len sahih haberler de Kur'n Kerimi teyid ediyordu. Kader meselesinde de
durum ayn idi. Hazreti Peygamber e itli szleriyle, insann iyi veya kt
davranlarna gre zerine tereddb edecek sevab ve kab gsterirken kaderi
reddetmiyor, aksine isbat ediyor ve ona inanmay islm'n artlar iinde zik-
re diyordu.
Kur'm Kerimin, Allah'n kelm olmas dnda, mahlk veya gayr-i
mahlk olduu hakknda Hazreti Peygamberden tek bir sz nakledilmemi ,
mslmanlar aras nda da bu konuda msbet veya menfi hi bir inan te-
ekkl etmemi ti. O halde mesele bir akide meselesi de ildi.

Mutezilenin zuhuru ve Yunan felsefesi ile me gul olmaa balamas, daha


slm dinini bu felsefenin altnda izah etme e kalkmas, o zamana
kadar hakim olan slm akaidini ters yz etti. nanlmas gereken hususular
saf d edilirken, yeni inanlar ihdas edildi. Hadisaer de bu inanlar benim-
sesinler diye tehdit edildiler, i kenceye tbi tutuldular. Kur'n Kerime ve
Hazreti Peygamberden naklettikleri haberlere dayanan inanlar n terket-
sinler diye de haberleri yalanland ; kendileri yalanc hkla itham edildi.
Bunlara dair elimizde pek ok rnekler vard r.

221
U. Hadisilerin itham edilmeleri

Mutezilenin, bata sahabe olmak zere hadisle me gul olan ve onu srf
dinin bir kayna olduu iin nakleden hadisileri, hi bir kayda tabi olmadan
itham etmeleri, prensiplerine ve felsefe ile terbiye ettikleri ak llarna aykr
den hadislerin yalan oldu unu iddia edebilemek iin ba vurulmu bir are
olarak grlr. Nitekim bu husus, Ahmed Emin tarafndan da tesbit edilmi
ve yle denilrai tir: "Bu mezhebin mutezilenin akla tan m olduu tam
hakimiyetten ne et eden bir yan da, prensiplerini vazedip onlara gerek bir
imanla ba land ktan sonra, bu prensiplere ayk r den yetleri tevil, lia-
disleri ise inkar etmeleri ve bunlar byk bir cr'et ve sarahatla yapma-
lardr. Bu sebeple onlar n hadis kar sndaki mevkileri, ok defa, onun s h-
hatinden phe, bazan da inkar edenlerin mevkiidir. nk onlar, ak l ze-
rinde hadisin de il, hadis zerinde akln hkmn kabul ederler'"".
Mutezilenin hadisler kar sndaki bu tutumunu, me hur mutezile imam-
larmdan el-Cabli' n, kendisi gibi bir mutezile imam,' olan en-Naiiam hakk n-
daki u szleri de teyid eder: "E er en-NaZiam'n akl, hadisle rivayet olu-
nan hakikati kabul etmezse, hadisi garip bir iddetle inkr eder. Mesela kedile-
rin medhi, kpeklerin de zemmi hakk nda ve birincisini ikincisine tafdil eden
bir ok hadis nakledilmi tir. Islam'da kedi sevilir; art temizdir. Kpek ise
mekrhtur; art da ,pistir. Bununla beraber en-Naiiam, akl na dayan r;
hadisilere hitap ederek yle der: Kediyi kpe e tercih edip Peygamberden
kpe in ldrlmesi, kedilerin ise baklp terbiye edilmesiyle ilgili hadisler
rivayet ettiniz. Bununla beraber kedinin btn faydas fareleri yemesinden
ibaret. Halbuki o, sesi ve gzelli i iin beslediiniz kularmz da yer. Eviniz-
deki zararlar ndan dolay affnza mazhar olsa bile, kom unuzun evindeki za-
rarlar ndan dolay onu affedemezsiniz. Bunlara ilaveten kedi, akrep, y lan,
eitli pis bcek ve ha aratla bir ok zehirli eyleri yedi i halde, siz kalkp
kedinin art temiz, kpe inki ise pis diyorsunuz. Kpe in faydalar sayla-
mayacak kadar ok oldu u halde, bununla yetinmeyip sylediklerinizi Pey-
gamberinize izafe ediyorsunuz 844.
El-Ckni'n bu szlerinden a ka anla lyor ki, en-NaZiam' n akl, kedi
ile kpe i sadece menfeat ynnden mukayese ettikten ve kpe in kediye nis-
betle daha ok faydal olduu kanaatma vard ktan sonra, Hazreti Peygam-
berden nakledilen ve sahih olduklarnda phe bulunmayan kadislerin845 eriat

843 ?ulta'l-slam, III. 85.


844 Ayn eser, III. 116-117.
845 Mesela kpekelerin a z sokup yalayarak kirlettikleri kaplar n yedi defa ykanmasyle
ilgili emirler iin bkz. el-Bubart, ahiti, I. 51; Muslim, .54/4, I. 234-235. Ayn hadisler drt Su-
nen tarafndan da nakledilmitir. Kpeklerin ldrlmesi, sonra da av ve oban kpeklerine m-
sade edilmesi hakkndaki hadisler iin bkz. ahiti, IV. 99; Muslim, ahiti, III. 1200
1204. Kedi art mn necis olmadn ifade eden hadisler iin bkz. Eb Davhd, Sunen, I. 18;
Sunen, I. 153-155; en-Nesa'I, Sunen, I. 55; bn MEce, Sunen, I. 149-150.

222
ynnden sebeb-i vradundaki hikmetini ara trmak lzumunu hissetmeden
reddetmi , sonra da hadisilere hitaben "sylediklerinizi Peygamberinize izafe
ediyorsunuz" diyerek onlar yalanchkla itham etmi tir. Bugn bile sokak-
larda ba bo dolaan kedilerden ok kpeklerin toplan p ldrld d-
nlrse, asrlarca nce Hazreti Peygamberin kpekler hakk nda syledii
szleri, mutezile imami en-NaZiam' n hangi Ali, muhakeme ile reddetti ini
aratrmak, her halde lzumsuz bir i olmasa gerektir.

Mutezile kelmclarnn, prensiplerine aykr den hadisleri reddetmek


iin rvileri ktlemelerini ve yalanc hkla itham etmelerini, asl nda, daha
nce de akladmz gibi, Cemel vak'as na karm baz sahabileri nas l
fsik olmakla itham ettiklerini grdkten sonra, a r bir cr'et saymamak
gerekir. Hatta me hur bir mutezile imam olan Sumame bnul-Esras'n Cuma
gn namaza giden mslmanlar iaret ederek "bak u kzlere, bak u eek-
lere" demesi, sonra da Hazreti Peygamberi kasdederek "bu Arab halk ne
hale sokut" diye ilave etmesi yamnda 846, hadisilerin yalanc hkla itham edil-
meleri ok daha hafif kalmaktad r. Btn bunlar, mutezilenin, sahih oldu-
unu bilseler bile, Hazreti Peygamberden gelen bir hadise tbi olmayacak ka-
dar dini kayddan uzak, buna mukabil kendi umdelerine s k skya ba l bir
mezheb oldu unu gsterir.

bn Kuteybe, mutezilenin hadisileri itham etmeleriyle ilgili olarak baz


szlerini nakleder. Bu nakle gre mutezile der ki: "Hadisilerin garib olan hal-
lerinden biri de, Yahya bn Macin, Ibnu'l-Medini ve benzeri i namlarn
cerhine 'uyarak yalanc olduunu kabul ettikleri bir eyhten maraf olan ha-
disleri yazmamalar dr. Halbuki yine bunlar, hi bir sahabinin muvafakat et-
medii, cOmer, (Osman ve ( 'ie'lin
" yalanc olarak ilan ettikleri Ebu Huray-
ra'nn hadislerini rivayet ederler ve delil olarak kullan lar. Keza <Omer ve
( A'ie'nin yalanc olduunu syledikleri ve hakknda "biz, Rabb mzn Kita-

bn ve Peygamberimizin sunnetini bir kad nn sz iin terketmeyiz" dedik-


leri Fatn a Bint ays' n sz ile hkmederler. Gaylan, `An r bn (Ubeyd,
Ma<bed el-Cuheni ve 'Arar bn Fa'id gibi baz kimseleri kadere nisbet ederler
ve onlardan hadis almazlar; fakat yine kaderiyyeden olan Katade, bn Ebi
( Arbe, bn Ebi Necih, Muhammed bnu'l-Munkedir ve bn Ebi Zi'b gibiler-

den hadis rivayet ederler. 'Ali ile `Osman' msavi addeden, yahut `Alryi (Os-
man'dan stn gren bir eyhi cerhederler; fakat el-Muttar'n sanca n tayan
Ebu't-Tufey1 (A- mir 'bn Vasile'den ve Gabir el-Cdfi'den hadis al rlar. Hal-
buki her ikisi de rica akidesine inanan kimselerdendir. Btn bunlara ilave-
ten hadisiler, rivayet ettikleri eylerde halkn en cahilleri, taleb ettikleri ey-

846 bn luteybe, Te'vau s. 60.

223
terden en az haz alanlar dr lmin ekli, hadisin ismiyle kanaat etmi lerdir.
Fulan kimse rivayet yollar n iyi bilir, hadis rvisidir, derler de, yazd n iyi
bilir veya bildii ile mildir, demeyi terketmi lerdir. Bunlardan elli sene bo-
yunca kendisine hayvan s rtnda gelinip hadis al nan birine, bir kuyuya d en
fareden sual sorulsa, kuyunun temiz oldu unu syler. Bir ba kasna Allah
Taclnn "rihun fih rr" sz hakknda sorulsa, iddetli so uk mansma
gelen " rr" kelimesini, ok defa geceleri sesi duyulan bir ha ereye atfeder.
Bir ba kas "seWatin" ve "selo (ine"den rivayet eder; fakat bunlar n ube ve
Sufyn oldu unu anlam a z" 8 47 .

Mutezile kelme lar, bn Kuteybe'den naklen zikretti imiz bu szlerin-


den de anla ld gibi, aralar nda hi bir ayrm yapmaks zn btn hadis-
ileri ktlemi ler, sonra da bu ktledikleri kimseler taraf ndan rivayet olu-
nan hadislerin dinde delil olarak kullandannyaca n ileri srp daha nceki
bahislerimizde de a kland gibi, onlar ksmen veya tamamen reddetmi -
lerdir.

Aslnda bir hadisinin ktlenmesi, daha do rusu, hadis ilmindeki ken-


dine has tabiri ile zay f ve kusurlu taraflar nn ortaya konulmak suretiyle cerh
edilmesi, garib karlanmamas gereken bir husustur. Hadisilerin bizzat
kendileri de bu konu zerinde titizlikle durmu lar ve kendi meslekta larn
hi ekinmeden cerhetmi lerdir. Bu faaliyetin bir neticesi olarak meydana
getirilen rical kitaplar ve bilhassa bu kitaplar n zu'afya tahsis olunanlar ,
bunun en ak delillerinden birini te kil eder. Ancak, hadisilerin kendi mes-
lekta larn' cerhetmeleriyle mutezile kelmcdarm n hadisileri ktlemeleri
arasnda gaye ve maksad ynnden belirli bir fark vard r ve bu fark, amel
ve itikadn meydana getirdi i slam eriatnn temelini te kil eden sunnetin
zne mteall k bir anlaytan ileri gelir. Hadisiler, daha nce de a klad-
= gibi, sabih olan sunneti tesbit etmek, zay f ve uydurma olanndan ayr-
mak gayesiyle rvileri cerhini zaruri grm ve bununla ilgili usl ve kaide-
leri gelitirme gayretine giri mi iken, mutezile kelnclar, me gul olmaa
ba ladklar felsefenin altnda, slm akaidine ba ka bir yn verme ar-
zusuna kap lm ; bu arzunun gerekle tirilmesi i inde sunnet veya hadisin
lzumsuzluunu ve hatt onun kendi prensiplerine ok defa ayk r dtn
grerek onu bertaraf etme arelerine ba vurmulardr. Nitekim bu areler de,
bazan haber-i hd n ve hatt mutevatirin delil olma keyfiyetini reddetmek,
hazan da, btn hadisileri ktlemek ve yalanc lkla itham etmek eklinde
t ezahr etmi tir.

847 Bu iki isim, noktasz yazld zaman "yedi" ve "yetmi " mandlarnda "seb`a" ve "seb-
cii" eklinde de okunabilir. Ayn eser, s. 10.

224
Hazreti Peygmaberden, Allah Ta'aln n sfatlarn isbat eden saysz
hadis nakledilmi olmasna ve bu hadislerin Kur'an' Kerimde yer alan s fat
ayetlerini teyid ve tafsil edici bir mahiyeti bulunmas na ramen, mutezile
kelamcdar, ayn arelere ba vurarak bu hadisleri reddetmi , Kur'an ayetle-
rini ise, kendi felsefi gr leri dorultusunda tevil etme cihetine gitmi lerdir.
Keza kaderle ilgili olarak ve kaderi isbat eden bir ok hadis ayn ekilde red-
dedilmi , kaderin nefyi bab nda Hazreti Peygamberden tek bir hadis nakledil-
memi olmasna ramen, mutezile kelme lar, felsefi gr lerine uygun ola-
rak kaderi inkar etmekte tereddt gstermemi lerdir 848.
Allah Ta'alnn ahrette m'minler tarafndan grlece i, muhtelif ha-
dislerde ak bir dille ifade edilmi , buna karlk grlmesinin imkansz ol-
du una dellet eden tek bir hadis varid olmam iken, mutezile kelamc lar,
,prensiplerine aykr olduu iin, ru'yet hadislerini red, Kur'n ayetler -ini de
garib bir biimde tevil etmi ler ve ru'yetin imkans z olduunu ileri srm -
lerdir849 . Buna benzer daha pek ok rneklerinin gsterilmesi mmkin olan
mutezili faaliyetlerin en dikkat ekici olan , halku'l-Kur'an inanc nda takip
ettikleri yoldur. Daha nce de i aret etti imiz gibi, Kuran]. Kerimin rnahla
veya gayri mahlnk oldu unu gsteren hi bir dini nass ve mslmanlar ara-
snda bu konuda yerle mi her hangi bir inan mevcild de ilken, mutezile
kelamclar, halku'l-Kur'n bir akide konusu yapm lar ve mslmanlar bu
ak deyi ikrar etme e zorlanulardr. Bu hadise, muhatab n hadisiler olmas
ynnden hadis tarihinde ve slam fikir hayat nda nemli bir yer i gal eder.

c. ljallcu'l-Kur'an inanc ve milu et

1-lalku'l-Kur'an inanc , Allah Tacaln n sfatlarnn ve bilhassa kelm


sfatnn nefyi neticesinde ortaya km bir grtr. Daha nce de i aret
ettiimiz gibi, gerek Kur'n Kerimde ve gerekse Hazreti Peygamberin hadis-
lerinde zikredilen s fatlar, mslmanlar aras nda, tantldklar ekiliyle kabul
edilmi , onlarn, Allah'n zat ile kaim kadim sfatlar oldu una inanlmtr.
Bunun tesinde hi kimse, cidal ve mnaka aya varacak bir gr e sahip
olmamtr Ancak, mutezile mezhebi in zuhurundan sonra sfatlar meselesi,
Kur'n ve hadisin izdi i ereve dnda mnaka a edilen bir konu haline
gelmi , bu iki kaynak tarafndan aklanmad iin, insann bilmesine imkan
olmayan bir tak m meseleler, sanki kabul edilmesi gereken birer akide imi
gibi, mslmanlara telkin edilme e balanmtr. Kelm sfatnn nefyi neti-
cesinde ortaya kan halku'l-Kur'n inanc bunlardan birini te kil eder.

848 Daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyiit, Hadisilerle keleime lar arasndaki mnaka-
kaalar.
849 Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Kur'an ve Hadiste ru'yet meselesi.

225
Kur'an]. Kerimin bir ok yetlerinde, Allah Tacln n konuma sfatna
i aret edildi i, baz peygamberlerle arada hi bir vas ta olmadan do rudan
doruya konutuu, onlara hitap etti i, ak ve tereddde yer vermeyecek bir
uslb iinde grlr. Bu bakmdan Allah Tacl "Mutekellim" dir ve O'nun
bu sfat, zt ile birlikte ezelden beri mevcuttur; bir ba ka ifade ile kadimdir.
Kur'n Kerim de O'nun kelmndan baka bir ey deildir. Mutezile kelm-
clar, bu grn aksine, Allah Ta'ln n dier sfatlar gibi kelm s fatn
da reddetmi , ancak kelnu ihtiya n nda bir cisim zerinde yartt n, do-
laysyle Kur'nn da yarat lm olduunu ileri srmlerdir.
Aslnda s fatlarm tactili ve Kur'amn mahlk oldu u gr slam t-
rihinde ilk defa Cacd bn Dirhem tarafndan ortaya at lmtr. kinci asrn
balarnda, son Emevi halifesi Mervn bn Muhammed (1227-132) in mrebii
olan Cacd, muhtemelen m hristiyanlar ndan ald bu g, mslmanlar
arasnda yaymaa balaynca, ni'dan tardedilmitir. Bundan sonra Kiife'ye
gelmi ve orada karlat Cehm bn afvn (. 128) a da ayn gr telkin
etmitir. Ne var ki halkn akidesini ifsad eden faaliyetleriyle dikkat eken
Ca'd bn Dirhem, Halife Hi n bn <Abdi'l-Melik (105-125) in emriyle grk
vlisi ljlid bn (Abdillah el-Kazi tarafndan bir Kurban bayram sabah
boynu vurularak ldrlm tr85.
Ca'd bn Dirhem'in ldrlm olmas, akidesinin yaylmasn nlememi -
tir. Zira Kfe'deki talebesi Cehm !bn afvn onun faaliyetini devam ettirmi
ve sfatlarn tatili grnde mutezile kelmc larmn hocas olmutur. Nite-
kim mutezile, bu gr Cehem'den ald iin, hadisiler aras nda "cehmiyye"
adyle de hret kazanmtr. Ancak unu da unutmamak gerekir ki, Abbasi
halifelerinin z ndklara kar takndklar sert tavr ve onlar ldrmek iin
her yerde takip etmeleri, tactil akidesinin serbeste yay lmasna engel olu-
yordu: bn Kesir'in bir haberinden rendi imize gre, Halife Hrn er-Re
id (170-193), kendi eliyle bir dam ldrm ve yanna gelenlere yle hitap
etmitir: "Onu Kur'mn nahlk olduunu syledi i iin ldrdihr ve bu su-
retle Allah'a daha ok yak n olmak ietedim"85 .
Abbasi halifelerinin slm d inanlara kar bu sert davranlar , ancak
Halife el-Me'mn (198-218) devrine kadar devam etmi , el-Me'mn'un hi-
iffet makam na gemesinden sonra da mutezilenin en parlak y ldz domu -
tur. El-Me'mn, felsefi ilimlere byk meyli olan, tesis etti i "Dru'l-klikme"
de Bilin diyarndan getirtti i kadim Yunan felsefesine ait kitaplar terceme
ettirip mutezilenin istifadesine sunan 852, sk sk tertip etti i ilmi mnazara-

850 bn Keir, el-BidC4ye, X. 19.


851 Ayn yer.
852 El-MalFrizi, el-Iltat, IV. 183.

226
larda mutezile imamlar na a r derecede yak nlk gsteren bir halife idi. Bu
imamlardan bilhassa Sumame Ibnul-E ras, Ebu'l-Huzey1 el- (Allaf ve Bi r
bn Gyas'n Halife zerindeki tesirleri pek byk olmu tur 853 . Nitekim Ha-
life ile mutezile imamlar arasndaki bu yaknl n neticesinde, el-Me'mn,
lalkul-Kur'an inanc n devletin resmi akidesi olarak ilan etmekten ekin-
memi ; 218 senesinde Bizans seferine kt bir srada, Ba elad'taki nibi
shak bn Ibrahim'e ilk mektubunu yazarak, Kur'n n mahlk oldu u g-
r nde hadisilerin ikrar ve itiraflar n almasn emretmitir. Bunu takip
eden ikinci mektubunda, hadisilerden yedi ki inin seilip kendisine gnderil-
mesini istemi , bunlarn ikrarlar n bizzat alaca n bildirmitir. Naib, tann-
m imamlardan Yahya bn Ma`in (. 233) ba ta olmak zere, Tabaldt m-
ellifi bn Sa`d (. 230), Ahmed bn brahim ed-Devraki (. 246), Zuheyr bn
Harb (. 234) ve di er ki iyi Halifenin karargahna gndermi tir. 13a dad-
ta iken naibin huzurunda lalku'l-Kur'am ikrar etmeyen bu hadisiler, Hali-
fenin karargah nda ve lm tehdidi kar snda ikrar etmek zorunda kalm lar
ve Badad'z geri gnderilmi lerdir.

Halifenin nc ve drdnc mektuplar , baka hadisilerin ikrara da-


vet edilmeleri, ikrar etmeyenlerin ikrarlar nn sa lanmas iin Halifenin karar-
gahna gnderilmeleri ile ilgili emirleri ihtiva ediyordu. Nib bu emirler gere-
ince aralar nda Ahmed bn Hanbel'in de bulunduu bir ok hadisiyi top-
lam ve bunlara Halifenin mektuplar n okuyarak halku'l-Kur'an ikrar et-
melerini istemi tir. Tehdit kar snda bir oklar ikrar etmi , Ahmed bn Han-
bel ve Muhammed bn Nal ikrar etmedikleri iin zincire vurularak Tarss'a
doru yola karlmlardr. Onlar yolda ikn Halifenin lm haberi gelmi ,
bu arada me akkate dayanamaya Muhammed bn Nal da vefat etti i iin,
Ahmed bn Hanbel tek ba na Ba dad'a geri getirilmi tir.

Halife el-Me'man'un lm, hadisiler ynnden hi bir rahatl k sa la-


mann , aksine ok daha ac gnlerin gelmesine sebep olmu tur. nk yerine
geen karde i el-Mdta m (218-227), el-Me'mfin'un vasiyetine uyarak bal-
ku'l Kur'an inanc nn telkini iindeki faaliyetini devam ettirmi tir. Her
eyden nce, Ba dad'n byk imam Ahmed bn Hanbel'in ikrar nda byk
fayda mlhaza eden yeni Halife, nce onu 14 ay gibi uzun bir sre hapis
tuttuktan sonra saray na getirtmi ve ikrarn alma a alnutr. Ancak Ah-
med bn Hanberin a zndan Kur'n n Kelmu'llah oldu unu beyan eden
sz dnda hi bir cevap alamam , bayhncaya ve vcdunda yaralar a -
lncaya kadar k rbalanmas da ikrar n sa lamad iin nihayet onu evine
iade etmi tir.

853 E1-Bad3c11, el-Fark beyne'l-firak, s. 104; bn Keeir, el-Bidrye, X. 275, 279.

227
Halife el-Mdta m'n Ahmed bn Hanbel'i serbest b rakmasnda, iine
dt byk bir korkunun rol oynad na phe yoktur. Zira sarayda i -
kencenin devam etti i sralarda, Badd halknn Ahmed bn Hanbel'in sh-
hatinden endi eye derek saray etrafnda toplanmas ve byk hdiselerin
kmas ihtimali, Halifeyi korkutmu ; nce yaralar n tedavi ettirerek be-
dence shhatte oldu unu halka gsterip isbatlam , sonra da ailesine teslim
etmitir.

Halifenin iine dt bu korku, halku'l-Kur'k inancndan imtinana


ve hatta vlilerine de bu i ten el ekmelezi iin emir vermesine bile sebep ol-
mutur. Bu bakmdan, Ahmed bn 11anbel'in serbest b rakld 219 sene-
sinden itibaren bu mesele bir mddet unutulmu tur. Ne var ki yerine geen
el-Vsk (227-232), mutezile imamlarnn te vik ve telkinleriyle bu i i yeni-
den balatmtr. Musned adl hadis eserlerinin ilk melliflerinden say lan
Nu'aym bn klam.m'd, halku'l-Rur'n ikrar etmedi i iin. Samarr'da hap-
sedilmi , 228 senesinde hapiste iken vefat etmi tir854. mam e -WicVnin ta-
lebesi Ebz Yachrb el-Buveyti de ayn sebepten hapsedilmi ve 231 senesinde
vefat edinceye kadar hapis kalm tr 855 . E - afiTnin ashab ndan olan er-
RebI` bn Suleymn, el-BuveyWyi bir hayvan zerinde, ayak bile inden ve
boynumdan bir ucunda 40 rtl (bir r tl 12 okkadr) a rlnda tba bulunan
bir zincire vurulmu olarak grdn ve onun yle dediini anlatr: "Allah,
mahlakat kun. (ol) kelm ile yaratmtr. E er "kun" mahltik olursa, mah-
lku bir mahlk yaratm demektir. Allah'a kasem ederim ki, ben bu demir-
lerin altnda lece im; ta ki benden sonra gelenler, bu u urda demirler alt nda
lenlerin de bulunduunu bilsinler" 856.

Halife el-Vsik tarafndan ldrlen hadisilerden birisi de Ahmed bn


Nasr el-ljuzci idi. Onun ad , halku'l-Kur'nn sebep olduu mihnete son ver-
mek iin Halife ile onun te vikisi baz mutezile eyhlerine kar hazrlan-
mas dnlen bir tertibe de kar mt. Ancak bu tertip ba arya ulama-
dan Halife tarafndan haber alnm ve Ahmed bn Nar yakalanarak halku'l-
lur'n ikrara davet edilmi tir. Ehl-i sunnet akidesine iddetli ball ile
tannan Ahmed, bu davete icabet etm.eyince, boynu bir ipe ba lanarak ger-
dirilmi , sonra da bizzat Halifenin bir k l darbesi ile ba gvdesinden ay-
rlmtr. Bu ba , nce arki Ba dd'ta, sonra da Garbi Ba dd'ta halka te -
hir edilmi tir. Te hir esnasnda ban bir kula na aslm olan ve el-Yas k
tarafndan yazlan bir k4tta u ibareler bulunuyordu: "Bu bag, Allah' n

854 Es-Zehebt, Tezkire, I. 418.


855 bn tiallikan, VafeyCit, V. 62.
856 Ibnu'l-Cevzt, Meniikzbu'l- ndm Ahmed, s. 398.

228
Emiru'l-mu'minin eliyle katletti i kfir, mrik, dal' Ahmed bn Na r'n
badr. Kur'n n mahlklyeti ve te bihin nefyi hakknda deliller getirilerek
tvbe etmesi ve hakka dnmesi istenmi , fakat inad yznden buna yana -
mamtr. Onun cehenneme girmesini ve elim alubetine kavu masn kolay-
la tran Allah'a hamdolsun. Emirul-mu'minin bu mesele hakk nda ona sor-
duu halde, o te bihi ikrar etmi ve kfr ile konu mutur. Bu sebeple onun
kann ve lnetlenmesini helal k lmtr"857.

El-Vasik'n, Ahmed bn Nasr' ldrdkten sonra yapt iten nedamet


duyduu ve hatt kendisini buna te vik eden mutezile eyhlerinden bn Ebi
Du'ad' azalad sylenir858. Gerek olan udur ki, mutezile imandan ile yu-
karda adlar verilen baz Abbasi halifeleri tarafndan halku'l-Kur'an yzn-
den hadisilerin ba na alan mihnet, arzu ettikleri netice ynnden ba arya
ulamam ; Halife el-Vasik tuttu u yoldan ndim olsa da olmasa da, kendisin-
den sonra yerine geen el-Mutevekkil (232-247), hilfetinin ikinci senesinden
itibaren bu devri tamamen kapam tr. nce, Kur'n hakk ndaki cidal ve
mnaka alar yasaklam , sonra da lalku'l-Kur'n inanc n izhann kesin-
likle menetmi tir859. Ayn zamanda, Mu (ab ez-Zubeyri, shak bn Ebi
brahim bn `Abdillah el-Herevi, (Abdullah bn Ebi eybe ve karde i (Os-
man bn Ebi eybe gibi baz hadisileri toplayarak onlara hediyeler da tm ,
cami ve mescidlerde yeniden hadis rivayet etmelerini emretmi tir860. Bu
bakmdan, el-Mutevekkil devri sunnetin bidcata kar kesin zafer kazand
bir devir olarak bilinir. Bundan sonra mutezilenin y ldz artk snme e ba -
lam , baz halife ve hkmdarlar zoraki gayretleriyle zaman zaman par-
lad grlm olsa bile, bu parlaklk onu ksa bir zaman sonra tamamiyle
yok olmaktan kurtaramam tr.

d. Genel deerlendirme

kinci asrn ilk yar s ortalar nda zuhur eden ve giderek geli tikten sonra,
nc asr n yine ilk yarsnda tamamiyle kuvvetten d en mutezile ile, onun
eliyle ortaya kan Kelm ilmi hakknda zet halinde verme e altmz
bilgi, bize u gere i gstermitir ki, mezheb, kurulu gayesi itibariyle hadisi
ve hadisileri hedef olarak sememi olsa bile, mdafaa etme e alt pren-
sipler ynnden, hadis ve hadisilerle ters d m ; bunun neticesinde, iki
taraf aras nda ithamlara varan sert tart malar km , hatta mezhep men-

857 E-Tabert, VII. 326-330; es-Subkt, Telbakdtu' - fictyye, I. 215; el-Yagplbi II. 589;
el-Kamil, VII. 15.
858 El-Ba elcli, el-Fark, s. 104.
859 Es-Subld, TabaWtu'- rfictyye, I. 215.
860 ilnu'l:Cevzi, Mendk lm'1-1-mdm Akmed, s. 357.

229
suplarnn Halife el-Me'miin vas tasyle sultay ele geirmelerinden sonra,
kar tarafn tehdit ve i kencelerle imha edilmesi cihetine bile gidilmi tir.

Mutezile imamlar, iyi veya kt davran larn, akli ve felsefi gr -


lerini halka telkin edebilmek gayesiyle plnlarken, hadisilerin de sunnete
dayal inanlarn yaymak iin gayret gstermi olmalarn tabii karlamak
gerekir. Aslnda hadisilerin dini konularda sahip olduklar inan, mutezile-
den farkl olarak, Kur'n ve hadiste bulduklar nasslarm ifade ettikleri ma-
nadir; nk nass n shhati onlar iin sabit olduktan sonra, o nass mutlak
surette inan Nasl eder. Bu bakmdan hadisiler iin yap lmas gereken ilk
i , her biri bir amel veya bir inanc gerektiren hadis metinlerinin rivayeti ve
daha kolay istifade edilmesi iin kitaplarda biraraya getirilmesidir. Halbuki
mutezileye gre durum farkl dr. Onlar iin nass n shhati, manasmn pren-
siplerine uygun olarak gelmesi halinde de er ifade eder. Aksi halde nass n
shhatini ve dolaysiyle nass inkar etmekte tereddt gstermezler.
te, ikinci asrda hadisilerle mutezile kelme lan arasnda ortaya -
kan ve nc asr n banda en iddetli eklini alan bu gr ayrl, hadis-
ilerin, Hazreti Peygamberin sunnetine dayal amel ve itikad , kelamclann eski
Yunan felsefesi ile terbiye edip geli tirdikleri akli muhakemelerinden ve onun
tahripkar tesirlerinden korumak iin yo un bir tedvin ve tasnif faaliyetine
girimelerine vesile olmutur. Bu suretle meydana getirilen kitaplarda, s h-
hatleri tesbit edilmi , gerek mutezilenin ve gerekse di er mezheplerin gr -
lerini rtecek hadislerin biraraya getirilmesine bilhassa dikkat edilmi tir.
Nitekim bu asrda telif edilen ve s hhati ile n salan abttu'/-Buttari'deki
iman, tevhid, kader, Kitap ve Sunnete sar lma, haber-i al:M gibi blmler
ve bu blmler iinde yer alan hadisler, kitab n, kesinlikle slam dinini mute-
zile ve benzeri mezheblerin tasallutundan korumak maksad yle hazrlandm
isbat eder. Buna benzer blmleri Muslim'in alf4'inde de grmek mmkin-
dir.
Kutub-i Sitte musaflar arasnda bulunan bn Mace'nin bu konuda
takip etti i yol ok daha ak ve kesindir. Sunen adl eserine, sunnete tbi
olmann gerekli olduunu gsteren hadisleri - biraraya getirmekle ba lam ,
bunu srasyle, hadisin ehemmiyeti, hadiste kasden yalan sylemenin kt-
l, Hulafa-i Ra idinin sunnetine ittiba, bidat ve cidalden, keyfi rey ve kr-
yastan sak nma, iman, kader, ashab n faziletleri, havaric, cehmiyye (mute-
zile)nin inkar etti i hususlar, iyi ve kt olan sunnet (yol) i takip edenler,
sunneti ihya edenler ve dier bblar takip etmi tir. bn Mace, bu bblarda
zikrettii hadislerle, mutezile ve benzeri mezheblere Hazreti Peygamberin
azndan cevap vermek ve onlar n slam d grlerini rt nek gayesi
gtmtr.

230
Kutub-i Sitte'nin zuhuru dolaysiyle hicretin nc asr n, hadis tas-
nifinin altn a olarak tavsif ederken, bu as rda tasnife hz veren millerin
banda, mutezile ve benzeri mezheblerin zuhurun.u, Kelm ilminin do u-
unu ve kelmellarla hadisiler aras nda ortaya kan mcadeleyi zikretmi
bulunuyoruz. Ancak unu hatrdan uzak tutmamak gerekir ki, tasnife h z veren
miller sadece bunlardan ibaret de ildir. Daha nce e itli vesilelerle zerin-
de durduumuz hadis yaz(' da, tedvin ve tasnife h z veren millerin ba nda
hatrlanmas gereken hususlardan biridir. nk sahih hadislerin belirli ki-
taplarda toplanmas halinde, bu kitaplar d nda kalan hadislere itibarn
azalaca tabiidir. Her ne kadar hi bir hadis toplaycs, kitabnda btn
sahih hadisleri toplamay gaye edinmemi ise de, hi olmazsa toplad hadis-
ler arasna mevzi"' olanlarn kartrmamaa dikkat sarfetti i iin, viiciida
gelen kitaplara gven iinde mracaat etmek imkan hasl olmutur. Bu ba-
kmdan hicretin nc asr , sahh hadis kitaplarnn viicild bulduu, mtea
k-b asrlara bu konuda artk yaplmas gerekli fazlaca bir i in braklmad
bir devir olarak grlr. Hadis hafz byk imamlarn ounluu bu asrda
yaam ; hadislerin isnadlar na, isnadlarn illetlerine, ricalin cerh ve tadil
ynnden mertebelerine vakf me hur stadlar yine bu as rda yetimi ve
sahih hadis mecmualar bu asrda onlarn eliyle vcd bulmutur. Bu asr
takip eden devirlerde her ne kadar baz mstakil hadis eserlerinin telif edil-
dii grlrse de, asl telif faaliyeti, nc as rda ortaya km olan eserler-
deki hadislerin bir kitap iinde cem'ine, yahut isnadlarm n hazfedilmek su-
retiyle ihtisarna, yahutta mustedrek veya mustahreclerinin yap lmasna
hasredilmitir. Keza mteak b asrlarda telif edilen rical tarihi ile ilgili eser-
lerin bilgi ynnden kayna , nc asr mellifleri olduu gibi, ricalin cerh
ve tadili hakknda ileri srlen gr lerin asl sahipleri de, yine bu as r imam-
lardr. te, nc asrn hadis ilmi ynnden bu stn zellikleri dolay siy-
ledir ki onu altn a olarak vasflandrmay uygun grdk.

2. Hadis eserleri ve mellifleri


Birinci asrn sonlarna doru nce tedvin daha sonra tasnif faaliyetinin
balamas zerine telif edilen ve ikinci as r boyunca telifi devam eden hadis
eserlerini, siyex ve ma azi, sunan, cami`, musannaf ve belirli konulara tahsis
edilenler olmak zere be guruba ayrarak zikretmi tik. nc as rda ise bu
faaliyet daha ok sratlenmi ve vildula getirilen eserlerle bu as r, hadis ta-
rihinin en parlak devri olmu tur. Bir taraftan yukar da zikrettiimiz be
gurupla ilgili yeni ve daha gvenilir eserler tasnif edilirken, di er taraftan,
bu guruplar d nda yeni tasnif ekilleri ortaya km ve hadis ilminin eitli
konularnda ve bilhassa usle mtealhk kitaplar telif edilme e balamtr.
El-Buliari, Muslim, en-Nesal, Ebn Da'vcl, et-Tirmizi ve bn Mace gibi imam-

231
lar Cami` ve Sunenlerini bu as rda tasnif ederek Kutub-i Sitte adyle maruf
olan ve Kur'an' Kerimden sonra Islam' en mhim kayna saylan alt sa-
hih kitaba viicild vermi lerdir.
Biz, daha nce yapt m z gibi, burada da, hadis eserlerine, tasnif ekil-
lerine gre guruplara ay rarak mellifleriyle birlikte i aret edece iz. Bu kitap-
larn ou zamammza kadar intikal etmemi olsa bile, zikredece imiz isimler,
mslmanlarn hadise ne derece ehemmiyet verdiklerini gsterme e yetecek-
tir. Burada bir hususa daha i aret etmekte fayda vard r: Muhtelif ekillerde
tasnif edilmi hadis eserlerini, nceki blmde yapt mz gibi, melliflerinin
vefat tarihlerine gre bir s raya koyarak zikretme e ahacaz. Bir as xlk
zaman, Hicri 100 senenin ba lang ve bitimine gre aldmz iin, nc
asrn ilk senelerinde vefat etmi olan bir musannf, nc as r musannflar
arasnda yer almtr. Oysa ki bu musanmf, mrnn en uzun zaman m ikinci
asrda geirmi tir; belki kitabn da yine ikinci as rda tasnif etmi tir. Bu ba-
kmdan onu ikinci as r musannflar arasnda zikretmek elbette ki daha do ru
olurdu. Ancak byle yapld takdirde, asrlar aras nda belirli bir hudud
tesbit etmek imkan kalmaz, iki asr arasnda ya am olan bir musanmfn
asrm belirtmek gle mi olurdu. Biz, sadece as rlar arasnda bir hudud tes-
bit etmek maksad yle, kusurlu da olsa, di er yolu tercih ettik. Her musann -
fn vefat tarihi verildi ine gre, onun ya ad asr tayin etmek elbette g
olmayacakt r.

a. Siyer ve ma aziler

slam tarihinin ilk ve temel kayna n tekil eden ve birinci asrn ikinci
yarsndan itibaren telifine ba lanan siyer ve maaziler, nc as rda da
ehemmiyetini muhafaza etmi tir. Bu asrn balarnda vefat eden Eb
lah Muhammed bn (Omer EL-VAKIDI (. 207) 861 , am, Msr, (Irak ve
Afrika gibi e itli lkelerin fethi ile ilgili olarak telif etti i eserler yan nda,
Kikibu'l-Maaza ve Kitiibu's-Sire adh eserleriyle de hret kazanm ve bu
sahann byk stadlarmdan biri saylmtr. Muhammed bn shah'n Ma-
ihtisar ederek, yeni ilavelerle ona ayr bir deer kazand ran Eb
Muhammed cAbdu'l-Melik BN H AM 'bn Eyyb el-HmyerI (. 218) 862
Slret bn HiStm denilen eseriyle hret kazanmtr. Bugn bu eser, kendi ise,
sahasnda ba vurulan en mhim kaynaklardan biri saylr.

861 Bkz. bn Said, Tabthitt, VII. 2. 77; bn Kuteybe, el-Macgtrif, s. 226; bnu'n-Nedim,
el- Fihrist, s. 150-151; el-Mesciidi, Murcts' z-zeheb, IV. 33; ibnu'l-cIncl, Sezerga, II. 18; el-Ba-
tib el-Baddt, TitrIhu Baditd, III. 3-21; bn Hallikn, Vafeygtt, III. 470-473; bn Hacer, Teh-
zib, IX. 363-368; bn Keir, el-Bidaye, X. 261; el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 81-82; Fuat Sezgin,
GAS, I. 294-297.
862 bn Ballik'an, Vafeygtt II. 349-350; Ibnu'l-cImFd, Sezerga, II. 45.

232
Eb Ahmed (Elin MUHAMMED BN c.L=V Z bn Ahmed el-
Kurai (. 233) 868 nin Kittbu'l-Maiizrsi de nc as rda telif edilen eser-
ler aras nda yer alr.

b. Musnedler
nc asrda ortaya kan ve hadisleri, di er hadis eserlerinden farkl
bir ekilde tasnife tbi tutan kitaplar, Musnedlerdir. Sunen, musannaf ve
cami' ad verilen eserlerde hadislerin konular na gre tasnif edildi ini, her
mstakl konuya "kitab" denildi ini ve "kitab"n da, konunun geni liine
gre muhtelif sayda "bb"lara ayrldn nceki blmde zikretmitik. lk
defa nc as rda ortaya kan ve Musned denilen hadis eserlerinde ise, bi-
raz nce de i aret etti imiz gibi, farkl bir tasnif yolu takip edilmi tir. Bu
eserlerde, hadislerin konular nazara dikkata al nmam , fakat, kitaba al n-
mas dnlen hadisler, ya onlar rivayet eden sabah'', yahutta sahabiden
sonraki ravilerden birinin ismi alt nda biraraya getirilmi tir. Bu suretle, me-
sela, Eba. Hurayra'n n Hazreti Peygamberden rivayet etti i hadisler, konu-
lar ne olursa olsun, Ebu Hurayra ismi alt nda, bn (Abbas'n rivayet etti i
hadisler de, keza bn <Abbas'n ismi altnda biraraya getirilerek, bir kitap
iinde muhtelif sahabilerin hadislerinden mte ekkil bir mecmua telif edil-
mitir. Musned kelimesinin lugat ynnden "isnad edilmi" manasna gel-
,

dii gznnde bulundurulursa, musned eserlerde, Hazreti Peygamberden


rivayet edilen hadislerin isnad edildikleri sahabi ravilerine dellet etmek zere
bu e it eserlere "Musned" denildi i kolayca anlalr.
Musnedlerin, bazan, hadislerin sahabi rvilerinden sonraki rical isim-
lerine gre de tertip edildikleri grlr. Mesela Elif" Hanife taraf ndan riva-
yet edilen hadisler, Elin Hanife'nin ismi alt nda, yahut e - afici tarafndan
rivayet edilen hadisler de e -aficrnin ismi altnda biraraya getirilirse, bir
Musned telif edilmi olur. Nitekim daha sonraki devirlerde Ebn Hanife'nin
rivayet etmi olduu hadisler bir kitap iinde toplanm ve bir Musnedu Ebi
Hanife meydana getirilmi tir.
Musnedlerin ilk defa nc as rda telif edilme e balandna yukarda
iaret etmi tik. Kaynaklardan rendiimize gre, bu evveliyet, baz hadis-
iler tarafndan Elle DAVeD Suleyman bn Davfid ibnil-Carad ET-TA-
YAL SI (. 203, 204) 864 ye nisbet edilmi ve ilk defa Musned tasnif eden kim-

863 Bkz. el-Bul Art, 77tril , I. 1, 207; 'bn Ebi Wtim, Kitibu'l-cerk, IV. 1, 52; ez-Zehebt,
MIziin III. 589; bn Keztr, el-Biditye, I. 312; bn Hacer, Tehdb, IX. 241-242; bnu'l-chn'ad,
.Sezertt, II. 78; el-Kettrnl, el-Mustalrafa, e. 82; Fuat Sezgin, GAS, I. 301.
864 Bkz. bn Saccl, TabakCt, VII. 2, 51; el-Buhkri, Tarih, II. 2, 11; bn Ebt Htim, Kit&
bu'/-corlj, II. 1, 111-113; el-ljatib el-Bakdrdi, Trilu Baekid, IX. 24-29 ez-Zehebt, Tezkire, I.
351-352; MIztn, III. 203-204; bn Hacer, Tehzib, IV. 182-186; el-Ketfant, el-Musta!rafa, s. 46;
Fuat Sezgin, GAS, I. 97-98.

233
senin o olduu ileri srlmtr. Ancak klci: ijalife'ye gre, bugn Musne-
du't-Tayrdist adyle hret kazanan bu eser, gerekten Eb Dviid et-Tay
lisi tarafndan tasnif edilmi olsa idi, onun, dier musned musannflarna
tekaddm dolaysiyle, Musned'i de ilk tasnif edilen musned olurdu. Oysa
bu Musned, Ynus bn 1Iabib'in Eb Dvd'tan rivayet etti i hadisleri
bir kitapta toplayan baz horasanl hfzlar tarafndan meydana getirilmi -
tir. Bu bak mdan, kitaptaki hadisler, Eb Dvd'un rivayet etti i hadisler
olsa bile, kitab n telif tarihi daha sonraki devirlere aittir. Nitekim Eb D-
vi-1d tarafndan rivayet edilmi daha pek ok hadis vard r ki, bunlar, Mus-
ned'de yer almamtr865 .
Eb Dvd'dan sonra daha pek ok kimse Musned tasnif etmi tir: Eb
cAbdillah Muhammed bn Ysuf bn Vkd bn (Omn ez-Zabbi. EL-F R-
YABI (. 212) 86 ; ESED BN MSA bn ibrhim el-Umevi (. 212) 867 ; Eb
Muhammed cUBEYDULLAH BN MSA. EL-<ABS el-Kff (. 213) 868 ;
EREJ SI-3LW brldm bn ES SeRNT el-Muttavi4 (. 213) 869 ; Eb Bekr
-

`Abdullah bnu'z-Zubeyr bn `Is EL-HUMEYDI el-Esedi (. 219) 870 ; Eb


`Ali EL-I-JUSEYN BN DAVf.ID el-Ma li "SUNEYD" (. 226)871 ; Ebul-
liasan MUSEDDED bn Muserhed el-Esedi el-Basri (. 228) 87'; Eb (Abdil-
lah NU'AYM BN 1:IAMMiD bn Mu'viye EL IMZA(' el Mervezi (. 228) 873
-

865 Bkz. Kefu' i-iunttn, II. 1679.


866 ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 333; ez-Zehebt, Tezkire, I. 376; Mizttn, IV. 71-72; bn
Hacer, Tehzib, IX. 535-537; ibnu'l-clincl, Sezerta, II. 28; el-Kettffilt, el-Mustatrafa, s. 51; Fuat
Sezgin, GAS, I. 40.
867 Bkz. el-ButArt, Ttudh, I. 2,50; bn Ebi Htim, Kitiibu'l-eerk, I. 1, 338; ez-Zehebt,
Tezkire, I. 402; Miztin, I. 207; bn Hacer, Tehzib, I. 260; el-Kettnt, el-Mustakafa, s. 47; Fuat
Sezgin, GAS, I. 354-355.
868 Bkz. bn Satd, Tabakiit, VI, 279; bn Rnteybe, el-Mddrif, s. 226; bn Ebi Wtbn,
Kittbu'l-cerk, II. 2, 334-335; ez-Zehebt, Tezkire, I. 353-354; Mizttn, III. 16; bn Hacer, Tehzib,
VII. 50-53; ibnu'l-cImgid, Sezerta, II. 29; el-Kentini, el-Mustatrafa, s. 47.
869 bn EM Hftim, Kittbu'l cedt, T. 1, 141-142; ez-Zehebi, Tezkire, I. 414-415; el-Ket-
-

tkit, el-Mustatrafa, s. 213.


870 Bkz. bn Saccl, Tabakta, V. 368; el-Buhart, Ttudt, III. 1, 96-97; bn I.uteybe, el-Ma-
s. 229; ez-Zehebt, Tezkire I. 413-414; bn Hacer, Tehz1b, V. 215-216; bnul-chnEd, Se-
zerta, II. 45-46; el-Kettiint, el-Mustatrafa, s. 50; Fuat Sezgin, GAS, I. 103-104.
871 Bkz. bn EM Wtim, Kit,bu'1-cer1.1, II. 1, 326; ez-Zehebt, Tezkire, I. 459-460; MIztin,
I. 534;11. 236; bn Hacer, Tehzib, IV. 244-245; bnu'-'Imk1, Sezerta, II. 59.
872 Bkz. el-Buhrt, Tdrilt IV. 2. 72-73; bn Kuteybe, el-Macdrif, s. 229; bn Ebi
Kitttbu'l-cerk, IV. 1, 438; bn Ebi Yat-M, Tabakttu'l-ljanttbile, I. 341-345; ez-Zehebt, Tezkire, I.
421-422; bn Hacer, Tehzib, X. 107-109; Ibnu'l- (Int(td, ezerta, II. 66; el-KetUnt, el-Mustatrafa,
s. 47.
873 Bkz. bn Sa ci, Tabaljt, VII. 2, 205-206; el-BubArt, Tttri-h, IV. 2. 100; bn Ebi IJ'a-
tim, Kittbu'l-cerk, IV. 1, 463-464; el-Hatib el-Bagditdt, Ttrkpu Baekt-d, XIII. 306-314; ez-Ze-
hebt, Tezkire, I. 418-420; Mtzttn, IV. 267-270; bn Hacer, Tehzib, X. 458-463; bnu'l-chn,
Sezerta, II. 67; el-KetUnt, el-Mustakafa, s. 47; Fuat Sezgin, GAS, I. 104-105.

234
Eb Zekeriyy' YAHYA BN cABD LHAMID EL-HIMMAS el-K0fi (.
228)874 ; Eb Cdfer 'ABDULLAH IBN MUHAMMED bn cAbdillah
el-BuhrI EL-MUSNED (O. 229)875 ; Ebu'l-Hasan `AL BNU'L-CAcD bn
( Ubeyd el-Haimi el-Cevheri (. 230) 876 ; EB -G HAYSEME Zuheyr bn Harb

ibn edd en-Nes'a'l (. 234) 877; EB13- BEKR BN EBI EYBE `Abdullah
bn Muhammed bn brahim bn `Osm a n el-cAbsI el-KMI (. 235) 878 ; Ebl.
Yackfib SHAK bn Mahled BN RAILYE el-Mervezi (. 238) 879 ;
Ebul-Hasan `OSMAN BN EBI EYBE el-KUI (. 239) 880 ; Eb `Abdillah
AHMED bn Muhammed IBN HANBEL bn Hilal bn Esed ez-Zuhll e - ey-
bnI (. 241) 881 ; Ebu'l-Hasan MUHAMMED BN ESLEM bn Salim bn

874 bn Sa`d, Tabak n, VI. 287; el-Bubgrt, Ttlrlh, IV. 2, 291; 'bn Wtim, Kittibu'l-
cerb, IV. 2, 168-170; ez-Zehebt, Tezkire, I. 423; Mizttn, IV. 392-393; bn Hacer, Tehzlb, X.I.
243-249; ibnu'l-cImgd, Sezer n, II. 67; el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 47.
875 Bkz. bn Ebt Htim, Kitdbu'kerk, II. 2. 162; ez-Zehebt, Tezkire, I. 492-493; bn
Hacer, TehzIb, VI. 9-10; bnu'l-cImdd, ezerta, II. 67; el-Kettiini, el-Mustatrafa, s. 47-48.
876 Bkz. bn Sacit, Tabakin, VII. 2, 80; el-Buhdrt Tarih, III. 2, 266; bn Kuteybe, el-
Macttrif, s. 229; bn Ebi Hatim, Kitttbu'l-cerb, III. 1, 178; el-Rabb el-BagtIddi, Tttrfl,tu Ba dttd,
XI. 360-366; ez-Zehebt, Tezkire, I. 399-400; .1111zdn, III. 116-117; !bn Hacer, Tehdb, VII. 289
293; ibnu'l-cImrtd, Sezercit, II. 68; el-Kettfnt, el-Mustatrafa, z. 68; Fuat Sezgin, GAS, I. 105.
877 Bkz. el-BubW, Tarih, II. 1, 429; ibn Ebi I5tim, Kitiibu'l-cerb, I. 2, 591; ibnu'n-
Nedim, el-Fihrist, s. 335; el-Hatib el-Bagd5dt, TttrIbu Ba dttd, VIII. 482-484; ez-Zehebt,
Tezkire, I. 437; bn Hacer, Tehzib, III. 342-344; ibnu'l 'Imdd, Sezerin, II. 80; el-Kett5nt,
el-Mustatrafa , s. 47; Fuat Sezgin, GAS, I. 107.
878 Bkz. bn Sacci, Tabakiit, VI. 288; bn Ebi 115tim, Kittbu'/-cerk, II. 2, 160; ibnu'n-Ne-
dtm, el-Fihrist, s. 334; el-tlagb el-Ba ddcbt, Trlhu Badttd, X. 66-71; ez-Zehebt, Tezkire, I.
432-433; Mizan, II. 490; bn Hacer, Tehzib, VI. 2-4; ibnu'l-cIm5d, ezeriit, II. 8.); bn Kesti,
el-Biditye, X. 315; Tanribirdt, en-Nucilm, II. 282; el-Kettdnt, el-Mustatrafa, s. 31, 34, 50; Fuat
Sezgin, GAS, I. 108-109.
879 Bkz. Ttrib, I. 1, 379-380; bn Ebt Wtim, Kitttbu'l-cerb, I. 1, 209-210;
ibru'n-Nedtrn, el-Fihrist, s. 335; Eb Nucaym, 1111ye, IX. 234-238; el-tlatib, TttrIbu Ba dttd,
VI. 345-355; bn Ebi yacld, Tabakinu'l-klaniibile, I. 109; !bn Hallikn, Vafeydt, I. 179-180;
ez-Zehebt, Tezkire, I. 433-435; Mizdn, I. 182-183; bn Hacer, Tehzi,b, I. 216-219; Ibnu'l-cIm-
ad, Sezerin. II. 89; el-Kettdnt, el-Mustatrafa, s. 49; Fuat Sezgin, GAS, I. 109-110.
880 bn Sacd, Tabakta, VI. 288; bn Ebi Htim, Knbu'l-cerb, III. 1, 166-167; ilnu'n-
Nedim, el-Fihrist, s. 334; el-Hatib el-Ba dddi, TrlItu Ba ekid, XI. 283-288; ez-Zehebt, Tezkire,
I. 444; MIziin, III. 35-39; bn Hacer, Tehzib, VII. 149-151 ilnu'l-`Indd, Sezerin, II. 92; bn
Kestr, el-Bidttye X. 318; el-Kettant, el-Mustatrafa, s. 50-97.
881 Bkz. el-Bub5rt, Tarih, I. 2, 5; bn Ebi Htim, Takdimetu'l-cerb, s. 292-313; Kitrbu'l-
cer4, I. 1, 68-70; Eb Ndaym, Ifilye, IX. 161-233; el-Hatib el-Ba dddi, T frqu Balttd, IV.
412-423; bn Hallikn, Vafeyin, I. 47-49; bn Ebi Yaqd, Tabakinu'l-liantbile, I. 4-20; Ebu'l-
Ferec tbnu'l-Cevzi, Mencik bu'l- mam Ahmed (Msr 1349); ez-Zehebt, Tezkire, I. 431-432;
Tiirllu'l-slam, I. 58-131 (Ahmed M. akir'in Musned neri mukaddimesi); bn Hacer, Tehzib
I. 72-76; es-Subkt, Tabakatu'- dfic yye, I. 199-221; bn Kestr, el-Bidtiye, X. 325-343; Tanri-
birdi, en-Nucin, II. 304-306; Ibnu'l-cIm5d, ezeriit, II. 96-98; Eb Zehre, Ahmed bn Hanbel
(Kahire 1949); el-Kettiim, el-Mustatrafa, s. H, 24, 34, 46, 60, 90, 111; Fuat Sezgin, GAS, I. 502-
509.

235
Yezid el-Kindi ET-TU- S/ (. 242) 882 ;. Ebfi (Abdillah Muhammed bn Yahyfi
BN EB <OMER el-(Adeni ED-DARAVERD/(15.243) 883 ;EbfiCa`ferAHMED
BN MUNI (bn `Abdirrahman el-Ba avi el-Badfidi (. 244) 884 ; Ebfi stfik
BRAHIM BN SATI EL-CEVHERI et-Taberi el-Ba dfidi (. 244, 247,
249)886 ; Ebu <Abdullah AHMED BN IBRAHIM bn Kesir ED-DEVRAKI
el-`Abdi- el-BadfidI (I:). 246) 886 ; Ebu Muhammed (ABD BN HAMID bn
Nar (. 249) 887 ; Ebl <Abdullah Muhammed bn Hi fim bn Sebib
bn Ebi Ijire ES-SED S/ el-Ba ri el-Mri (. 251) 888 ; Ebfi Yackfib SHAK
BN MAN R bn Behrfim EL-KEVSEC el-Mervezi (. 251) 889 ;
san <Ali ibnul-Hasan ez-ZuhlI EL-EFTAS en-NeysfibfirI (. 251 den sonra) 899;
Ebfi Yfisuf YA<KS BN BRAHIM IblKegr ED-DEVRAKI (0.252) 891 ; Ebfi
yackfib IS HAK BN BEHLL Ibn ljassfin ET-TENCIJI el-En firl (0.252) 892 ;
Ebn (Abdillah Muhammed bn smfitil bn ibrfihim bni'l-Muire EL-BU-

882 Bkz. bn Ebi Ilitim, Kitiibu'/-cerh, III. 2, 201; ez-Zehebt, Tezkire, I. 532-534 ibnu'l-
Ingul, .ezert, II. 100-101; el-KetUnt, el-Mustalrafa, s. 48.
883 Bkz. eg-Zehebt, Tezkire, I. 501; bn Hacer, Tehzib, IX. 588-520; bnu'l-cImrid,
Sezerjr, II. 104; el-Ket~, el-Mustatrafa, s. 50; Fuat Sezgin, GAS, I. 110-111.
884 Bkz. el-Bul314, Tiirlt, I. 2, 7; bn Ebi Htim, Kngbu'l-cer4, I. 1, 77-78; el-Hatib
Tr[lu Barlnl, V. 160-161; ez-Zehebt, Tezkire, I. 481-482; bn Hacer, Tehzib,
I. 84-85; bnu'l-chnEtd, ezeriit. II. 105; el-KetUnt, el-Mustalrafa, s. 49.
885 Bkz. bn Ebt Htim, Kniibu'l-cerb, I. 1, 104; el-Hatib el-Ba cMdi, Tttritu Badiid,
VI. 93-95; Ilmi EM YacM, Taba4tnu'l-ljantebile, I. 94; ez-ZeheM, Tezkire, I. S15-516; 311u:in,
I. 35-36; bn Hacer, Tehzib, I. 123-125; bnu'l-clin'ad Sezerin, II. 113; el-Kettrut, el-Mustatrafa,
s. 48.
886 Bkz. el-Butrt, Tarih, I. 2, 7; Un Ebt Htim, Kn i,bu'l-cer4, I. 1, 39; el-Hatib
Trflu Baldl, IV. 6-7; ez-Zehebt, Tezkire, I. 505; bn Hacer, Tehzib, I. 10-11; ihnul-
cImEd, Sezerin, II. 110; Fuat Sezgin, GAS, I. 112.
887 Bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. S34; bn Hacer, Tehzib, VI. 435-457; bnu'l-cImlid, Seze-
rin, II. 120; el-Ketttint, el-Mustatrafa, s. 50; Fuat Sezgin, GAS, I. 113.
888 Bkz. bn Ebi Htim, K.bu'l-cerb, IV. 1, 117; bn Hacer, Tehzib, IX. 496; el-Ketta'ni,
el-Mu,stagafa, s. 53.
889 Bkz. bn EM HAtini, Kitbu'l-cerk, I. 1, 234; bn EM Ya%, Tabak&u'l-ljanCtbile, I.
113-115; el-Hatib Trku Badini, VI. 362-364; ez-Zehebt, Tezkire, I. 524-525;
bn Hacer, Tehzib, I. 249-250; el-Kettant, el-Must*afa, s. 51; Fuat Sezgin, GAS, I. 509.
890 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 529; Miz'dn, III. 121; bnu'l-cImd, Sezerin, II. 126, el-
Kettan, el-Mustwafa, s. 48.
891 Bkz. bn EM Htim, Kniibu'l-cerlt, IV. 2, 202; el-Hatib Tini4u
XIV. 277-280; ez-Zehebt, Tezkire, I. 505-507; bn Hacer, Tehzib, XI. 381-382; bnu'l-chnkl,
Sezerrn, II. 126.
892 Bkz. bn EM Hatim, Kitiibu'l-cerk I. 1, 214-215; el-Hatib Traitfru Baltnl,
VI. 366-369; ez-Zehebt, Tezkire, I. 518-519; ibnu'l-chntid, Sezerin, II. 126; el-Kettkint, el-Mus-
tnrafa, s. 48.

236
HRi el-Cdfi (. 256) 893 ; Eb (Abdillal MUIJAMMED bn tAbdillah BN
SENCER el-Cureni (. 258) 894 ; Eb Mesed AHMED BNU'L-FURkT bn
Halid e -Zabbi er-Rzi (. 258) 895 ; Eb Cdfer AUMED BN S N3IN bn
Esed bn Ijbbn el-Vsrti (. 259) 896 ; Ebu'l-Huseyn MUSLIM ibnul-1-.1ae-
ee el-Kueyr en-Neysbri (. 261) 897 ; Eb. Ysuf YA( KtIB BN EYBE
ibni's-alt bn cUsfr es-Sedsi (. 262) 898 ; EB -J ZURcA cUbeydullah bn
cAbdi'l-Kerim bn Yezid ER-RA Z' (. 264 899); Eb Bekr AkIMED BN MAN-
SR bn Seyyr ER-RAMADI (. 265) 9; Eb Ysir `AMMAI BN
et-Ta lebi (. 267) 9'; Eb Cdfer AUMED bn Mehdi BN RUSTEM el-Is-
bahni (. 272) 902 ; EB UMEYYE Muhammed bn brahim bn Muslim
el-ljuzci ET-TARSISI(.273) 93 ; Eb(Abdirrahman BAKIY BN MAHLED
bn Yezid el-Kurtubi (. 276) 94 ; Eb <Amr Ahmed bn ljzim BN EBI
( UZRE el-Cdri el-K -idi (. 276)95 ; Eb `Abdillah MUIJAMMED BNU'L-

IJUSEYN el-Kfi (. 277) 906 ; Eb Said `Osman bn Sdicl bn tjlid es-Si-


eistni ED-DAR MI (. 280)97 ; Eb Muhammed el-ljris bn Muhammed

893 Tercemesi ileride verilecektir.


894 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 578-579; bnu'l-(Imad, Sezerl, II. 138.
895 Bkz. bn Ebt Halim Kitalm7-cerk I. 1, 67; el-tlatib el-Ba dadi, Tdrihu Badd, IV.
343-344; ez-Zehebt, Tezkire, I. 544-545; bn Hacer, Tehzib, I. 66-67; ibnu'l-cImgd, ezerdt,
II. 138; el-Ketrant, el-Mustatrafa, s. 48, 65; Fuat Sezgin, GAS, I. 135.
896 Bkz. bn Ebt Hatim, Kitbu'l-cerh, I. 1, 53; ez-Zehebt, Tezkire, I. 521; bn Hacer,
Tehzib, I. 34-35; bnu'l-(Imad, Sezert, II. 137; el-Kettgnf, el-Mustatrafa, s. 51.
897 Tercemesi ileride verilecektir.
898 Bkz. el-Bagcladt, Trll,u Badd, XIV. 281-283; ez-Zehebi, Tezkire, I. 577
578; bn el-Bidaye, XI. 35; Tandbirdt, en-Nucdz, III. 37; bnu'l-cImgcl, Sezert, II. 146;
Fuat Sezgin, GAS, I. 144.
899 Bkz. bn Ebt Htim, Tandimetu'l-eerb, s. 328-349; el-Hatib el-Bagdadt, Tarihu Ba -
dd X. 326-337; , ibn Ebi Yaga, Tabah&u'l-Ijanbile, I. 199-203; bn Hacer, Tehzib, VII. 30-34;
Fuat Sezgin, GAS, I. 145.
900 Bkz. bn Ebi Ijatim, Kitgbu'/-cerb, I. 1, 78; ez-Zehebt, Tezkire, I. 564-565; Mizn,
I. 158; bn Vacer, Tehzib, I. 83-84; el-Kettant, el-Mustatrafa, s. 49.
901 Bkz. Kittbu'l-cerh, III. 1, 395; ez-Zehebi, Tezkire, I. 561-562. el-Kettant, el-Mustap-
rafa, s. 49.
902 Bkz. bn Ebt Hatim, Kitglt'l-cert, I. 1, 79; el-Kettani, el-Mustatrafa, s. 51.
903 Bkz. bn Ebt Hatim, Kibibu'l-eerb, III. 2, 187; ez-Zehebt, Tezkire, I. 581; Mizdn,
III. 447; bn Hacer, Tehz1b, IX. 15-16; el-Kettant, el-Mustatrafa, s. 52.
904 Bkz. bn Ebt Yacia, Tabahttu'l-ljanbile, I. 120; ez-Zehebt, Tezkire, I. 629-631; bn
Keir, el-Bidye, XI. 56-57; bnu'l-cImad, ezerta, II. 169; el-Kettant, el-Mustatrafa, s. 56;
Fuat Sezgin, GAS, L 152.
905 Bkz. bn Ebt Ijatim, Kitbu'l-cerh, I. 1, 48; ez-Zehebt, Tezkire, I. 594-595; bn Keir.
el-Bitkiye, XI. 56; ibnu'l-<Imad, Sezerfit, II. 168-169; el-Kettant, el-Mustatrafa, s. 51; Fuat
Sezgin, GAS, I. 149.
906 Bkz. el-Kettan , el-Mustatrafa, s. 52.
907 Bkz. bn Ebt Htim, Kitgbu'/-cerl., III. 1, 153; bn Yagg, rabaktdu'/-1/anabi/e,
L 221; ez-Zehebi, Tezkire, I. 621-622; bn Kefr, el-Bicklye, XI. 69; ibnu'l-cImgd, Sezert, II.
176; Fuat Sezgin, GAS, I. 600-601.

237
BN EBI US;kME lAhir, ET-TEMIMI el-Ba eUdi (. 282) 98 ; SM7k1L BN
SH-A- K. el-MA (. 282) 99 ; Ebu'l-Hasan `AL BN (ABD 'L-(AZIZ bni'l-
MerzulAn bn Sbfir EL-BAGAVI (. 287) 9"; Eb (Ali el-Huseyn bn Muham-
med bn ZiyM el- (Abdi en-Neys5lfri EL-RABILINI (. 289) 911 ; Eb s-
114 BRMIIM BN SHAK. ET-TESI (. 290 dan nce)9 12 ; Eb <Abdirrah-
man TEMIM BN MUHAMMED bn Mu%viye et-Tf si (. 290 dan sonra) 913 ;
Ebn Yahy a. . `ABDURRAHMiiN BN MUHAMMED (. 291) 9"; Eb
Bekr Ahmed bn (Anr bn EL-BEZZ,kR el-Ba ri (. 292) 915 ;
Ebn Bekr AHMED BN `AL bn Sdid EL-MERVEZI (. 292)9" Eb
`Abdillah MUHAMMED BN NA R el-Mervezi e -55.fici (. 294) 917 ; Eb
islk BR:kHIM BN MA`KIL EN-NESEFI (. 295) 918 ; Eb
Cdfer Muhammed bn `Abdillah bn Suleynn el-Hazrami el-Kffi MUTAY-
YEN (. 297) 919.
nc asrda telif ettikleri Musnedleriyle hret kazanm bu hadis-
iler aras nda, ismi zerinde durulma a de er pek ok imam vard r. Ancak
biz, Musned'i zamammza kadar intikal eden ve hadis tarihinde mstesna
bir yeri bulunan Ahmed bn Hanbel zerinde durmakla iktifa edece iz

908 Bkz. el-Hatib el-Bagcnlt, Tttribu Bacliid, VIII. 218-219; ez,-Zelieb, Tezkire I. 619
620; Mizrn, I. 442-443; bn Keir, el-Bidilye, XI. 72; ilnu'l-chnUd, Sezerin, II. 178; Fuat Sez-
gin, GAS, I. 160.
909 Bkz. bn Ebt Htim Kittibu'l-cerh, I. 1, 158; e-Zehebt, Tezkire, I. 625-626; el-Ket-
,

trnt, el-Mustatrafa, s. 51.


910 Bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 622-623; Mkiin, III. 143; ilin Hacer, Tehzib, VII. 362
363; 'bn Ke ir, el-Bidttye, XI. 82; Tanribirdi, en-Naci-km, III. 121; el-KetUni, el-Mustatrafa,
s. 49; Fuat Sezgin, GAS, I. 161.
911 Bkz. Ez-Zehebt, Tezkire, I. 680-682; bn Hacer, Tehzib, II. 368-369; el-Kett it, el-
Mustatrafa, s. 52.
912 Bkz. el-Kettk'nt, el-Mustatrafa, s. 52.
913 Bkz. ayn eser, s. 49. ez-Zehebt, Tezkire, I. 675-676.
914 Bkz. Ayni eser, s. 53.
915 Bkz. el-Hatib el-BagdAdi, Trihu Balncl, IV. 334-335; ez-Zehebi, Tezkire, I. 653-654;
Mzdn,- I. 124-125; ibnu'l-cIn d, Sezenn, II. 209; el-KetfUni, el-Mustatrafa, s. 51; Fuat Sezgin
GAS, I. 162.
916 Bkz. eg-Zehebt, Tezkire, I. 663-664; bn Hacer, Tehzib, I. 62; Ihnii-qm.d, ege-
rt t, II. 209; el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 52-53; Fuat Sezgin, GAS, I. 162.
917 Bkz. el-Hatib el-BagcUdt, T&Ittu BadCtd, III. 315-318; ez-Zehebi, Tezkire, I. 650
653; bn Hacer, Tehzib, IX. 489-490; es-Subkt, Tabak(ttu'-.5(tfi` tyye, II. 20-26; Ilin Ke ir,
el-Biddye, XI. 102-103; ilnul-qnkl, ezertt, II. 216-217; Tanribirdi, en-Nuennt, III. 161;
el-Kettt, el-Mustatrafa, s. 51; Fuat Sezgin, GAS, I. 494.
918 Bkz. ez-Zeliebi, Tezkire, I. 686-687; el-Kettfint, el-Mustatrafa, s. 53.
919 Bkz. bn. Ebt Wtim, Kithu'l-cerh, III. 2. 298; bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 337-338;
ez-Zehebt, Tezkire, I. 662-663; Miziin, III. 607; bnu'l-(Iind, Sezerin, II. 226; el-Kettiin1, el-
Mustatrafa, s. 48; Fuat Sezgin, GAS, I. 163.

238
Ahmed bn Hanbel ve Musned'i

Byk hafz, fakih, kendi ad altnda kurulmu olan fkh mezhebinin


imam , muhaddis Elya (Abdillah Ahmed bn Muhammed bn Hanbel bn
Esed ez-Zuhti e - eybani el-Mervezi el-Ba dadi, 164 sebesinde Ba dad'da
domutur920. Henz kk ya nda iken Eba Hanife'nin talebesi Eba Yn-
suf'un fkhla ilgili derslerin devam etmi ise de, bu fkhn daha ziyade re'-
ye mstenid olmas dolaysyle Ahmed bn Hanbel'i cezbetmemi ve bir md-
det sonra Eba Yusuf'un derslerini terketmi , ondan yazd re'yle ilgili kitap-
lara da bir daha iltifat etmemi tir921 .

Ahmed bn Hanbel, Eba Yasuftan ayr ldktan sonra, hadis imamlar n-


dan Hueym bn Be ir el-Vasti (. 183) ile kar lam ve onun vefat na ka-
dar drt sene mddetle ondan hadis dinlemi , muhtemelen Sunen'inin baz
blmlerini de yazmtr.

186 senesine kadar Ba dad'tan ayrlmayan Ahmed bn Hanbel, bu


seneden sonra Kafe, Basra, Hicaz ve Yemen'e seyahat etmi ve oralarda bu-
lunan alimlerden hadis almtr. Bu arada drt defa da hacc farizas n ifa et-
mi tir. Hacc iin yapt seferlerin ilkinde mam e - afi`i ile karla m ve
ondan Rurey ensab ile baz hadislerini yaznu tr922.

Ahmed bn Hanbel, 40 ya na kadar hadis renmek ve ilmini art rmak


iin alm , seyahat etmi , fakat bu mddet zarfnda hadis rivayet etmek-
ten, yahut ders vermekten iddetle kanmtr. Hazreti Peygambere sevgisi
ve onun sunnetine ball, onu bu ekilde hareket etme e sevketmitir;
nk rnek ald byk insann peygamberli i de bu yata balamt.

Ahmed bn Hanbel, 40 yandan sonra hadis rivayet etme e ve ders


verme e balad zaman, ilminin en yksek mertebesine .erimi , hadisle
meselelere vukufu, eyhleri ve akranlar arasnda byk bir hrete kavu -
mu bulunuyordu. eyhi <Abdurrazzak bn Hernmam (. 211), onu di er eyh-
lerle mukayese ederek yle der: "Bize en kudretli hafz e - azkiini geldi;
hadis ricalini en iyi bilen Yahya bn Man geldi; fakat bunlar n hepsini bir-
den kendi ahsnda cemeden Ahmed bn Hanbel gibi bir imam daha gel-
m.edi"923.

920 Bkz. Ibnu'l-Cevzi, Mengilc bu'l-imirtm Ahmed, s. 13 vd. Ahmed 'bn IlanbePin teree-
mesini veren kaynaklarn listesi iin bkz. 881 No. lu dipnot.
921 Eg-Zehebi, (Musned'in Ahmed M. akir nerinde yer almtr I. 58
131).
922 Ilmi Keir, el-Bidgiye, X. 326.
923 Ibnu'l-Ceyzi, Ahmed, s. 69.

239
Ahmed bn Janbel'in fkh sahasndaki bilgisinin byk bir ksm , sa-
habeden gelen kavil ve fetvalara dayan r. Bunlar Kitap ve Sunnetten sonra
dinin en mhim kayna n te kil ederler. nk sahabiler, Hazreti Peygam-
berle birlikte ya am , onun sz, fiil ve takrirlerine tam manas yle vakf ol-
mu kimselerdir. Kavilleri ve fetvalar , Kur'nn nasslarna, yahut Hazreti
Peygamberin ictihadlar na bakalarnnkinden daha yakn ve gere e daha
uygundur. Bu sebeple, sahabeden gelen her eser, Hazreti Peygamberin hadisi
mertebesinde olmasa bile, hadisten sonra ba vurulmas gereken en kuvvetli
delildir. te Ahmed bn Hanbel bu gre bal kalarak, mecbur olmad ka
fetva vermemi , veya kendi re'yi ile hkm istinbat ve istihrac nda bulunma-
mtr. Kklnde Ebu Yusuf'un derslerini terketmesine ve re'y f khna
iltifat etmemesine sebep olan ba lca mil de, her halde bu gr olacakt r.
Yeti tii evre onu bu ekilde hazrlamtr.

Ahmed bn Hanbel'in hadis ve sunnet sevgisi, Kuteybe bn Sacid (.


240) in u szlerinde en a k ifadesini bulmutur: "Ahmed'i seven bir kimse
grdn vakit, bil ki o, sunneti seven bir kimsedir" 924. Onun bu hadis ve sun-
net sevgisi, Halife el-Me'mn, mutezilenin direktifleri alt nda balatt halku'l-
Kur'anla ilgili mihnet olaylar nda da sars lmam ve Ahmed bn 1.1anbel, 14
ay hapis yatmas na ve baylncaya kadar krbalanmasna ramen, sunnete
aykr bulduu halku'l-Kur'n inanc n ikrar etmemi tir. Ahmed bn Han-
bel, 241 senesinde yine Ba dad'ta vefat etmi tir.

Ahmed bn 13anbel, telif etti i Musned adli eseriyle de byk hret


kazanmtr. Bir mslmann dini konularda ihtiya duydu u her meselenin
zmnde ba vurabilece i hadisleri ihtiva etmesi bak mndan byk ehem-
miyeti haiz olan bu kitap, btn hadis imamlarnn takdirini kazanm ve
hadiste daima ba vurulan bir kaynak olmutur. Musned de, Ahmed bn klan-
bel'in ya ad asrda telif edilen di er Musnedler gibi sahabi isimlerine gre
tertip edilmi ve her hadis konusu nazar dikkata alnmaksz n, onu Hazreti
Peygamberden rivayet eden sahabinin ismi alt nda zikredilmek suretiyle bi-
rer sahabi musnedi meydana getirilmi tir. Eb Bekr e -Sddik'm musnediyle
balayan eserde, nce Ebu Bekr taraf ndan rivayet edilen hadisler biraraya
getirilmi , bunu sras yle Hulefa-i Ra idinin ve dier sahabilerin musnedleri
takip etmi tir.

Ahmed bn kianbel, Musnedini, 700 binin zerinde toplad hadisler


arasndan setikleriyle meydana getirmi tir. Musnedde mevcut hadislerin kesin
bir saym yaplmam olmakla beraber, mkerrerlerle birlikte 40 bine, mker-

924 Eg-Zehebt, (Musned'ten).

240
rerler hari 30 bine yak n hadis bulundu u sylenir925 . Bununla beraber ki-
tabn, btn sahih hadisleri iine ald elbette ki ileri srlemez. Nitekim bn
Kesir de bu hususa i aret ederek, pek ok hadisin Musnedin d nda kaldn,
hatta ileri srld ne gre, ablcinda hadisleri bulunan 200 kadar sahabi-
nin Musnedde yer almad n sylemi tir926.

Musned, Ahmed bn 11anbel'in hayat nda iki o lu Salih ve (Abdullah ile,


karde inin o lu Hanbel tarafndan Ahmed'ten i itilmi ve rivayet edilmi tir.
Bu bakmdan Musned'i bu kii dnda Ahmed bn HanbeFden i iten ol-
mamtr927. Ne var ki bugnk IVIusned nshas, (Abdullah bn Ahmed'in
babas ndan rivayet etti i nsha olmakla beraber, bu nshaya, `Abdullah' n
bakalarndan iittii hadislerle nshay (Abdullah'tan rivayet eden Eb l Bekr
el-Kati(rnin baz hadisleri de ilave edilmi ; bu ilaveler fazla bir yekn tut-
masa bile, bizzat Ahmed bn HanbePin telifi olan Musned'e baz glgeler dil-
rmtr.

Musned'de yer alan hadislerin s hhat derecesi hakk nda de iik gr -


ler ileri srlmtr. Bazlar na gre, Musned'de bulunan hadisler huccettir.
Bu grte olanlarn istinad ettikleri en mhim delil, Hanbel bn. shak'm,
amcas Ahmed bn Hanberden nakletti i szlerdir. Hanbel yle der: "Amcam,
beni, oullar Salih ve (Abdullah' toplad . Musned'i bize okudu. Bu sebeble
bizden ba ka onu tam olarak amcamdan i iten yoktur. Sonra bize dedi ki:
Bu kitab ben, topladm 750 bin hadis iinden titizlikle telif ettim. Msl-
manlar Hazreti Peygamberin bir hadisinde ihtilafa d tkleri zaman buna
mracaat etsinler. Bu kitapta bulduklar her hadis bir huccettir" 928. Eba
Masa el-Medini de bu gre uygun olarak yle der: "Bu kitap hadisiler iin
byk bir asl, gvenilir bir kaynakt r. itilmi pek ok hadis aras ndan se-
ilip telif edilmi ve onu, mutemed bir imam, ihtilaf halinde mracaat edilen
bir kaynak klmtr"929.

Musned'in hadisleri hakk nda ileri srlen di er bir gr , aralarnda


zay f ve hatta mevza (uydurma) olanlar n da bulunduunu gstermektedir.
Bu gr n temsilcilerinden olan el-graki, yukar da ismi geen Ebu Masa
el-Medini'ye ve onun Ahmed bn Hanbel'den nakletti i "hadis e er Musned-

925 Elf Miis el-Medi/d, liaii'iu'/-Musned (Ahmed M. akir tarafndan Musned mu-
kaddimesinde nakledilmitir) I. 23; keza bkz. es-Suya -tl, Teddbu'r-rtivi, s. 101.
926 Bkz. DtisCtruculitmi'l-hadis maca erhhi s. 33-34; es-Suyti,
s. 101.
927 Ibnfl-Cezer , el-Muscadu'l-Ahmed fi hatmi Musnedil- mam Ahmed, (Ahmed M.
akir tarafndan Musned ne rinde nakledilmitir, I. 29).
928 Ebf Ms5 el-Medbl, Ifattisu'l-Musned (Musned, I. 21).
929 Ayn yer.

241
de yoksa huccet de ildir" szne itirazda bulunarak yle der: "Bu sz a k
de ildir. E er bununla, Musned'de bulunan her hadisin huccet oldu u, bu-
lunmayanlarn da huccet olmad kasdedilmi ise, Sabiluin'da yer alan baz
hadislere Musned'de rastlanmamaktad r. Zayf hadislerin mevcudiyeti ise mu-
hakkaktr. Hatt mevz hadisler bile vard r ve ben bunlar bir czde toplam
bulunuyorum. Ahmed bn Hanbel'in olu 'Abdullah tarafndan Musned'e
ilave edilmi hadisler arasnda zayf ve mevz olanlar da vard r"9".
Maanafih bn Hacer, el-ctrakrnin bir czde toplad n syledii Mus-
ned'in nevz hadislerini - bunlar n says sadece dokuzdur - ele alm , bunlara
ibnu'l-Cevzi'nin Mevzdt' nda zikrettii dier baz Musned hadislerini de ilave
ederek, her birinin as llar bulunduunu gsterme e ve mevza olduklar iddi-
asm rtme e alitrutr931 . Nitekim es-Sup-41'nin de nakletti i gibi bn
Hacer, Musned'in hadisleri hakknda yle demitir: "Musned'de veya drt
hadis mstesna ash bulunmayan hi bir hadis yoktur. Bu veya drt hadis
ise, ya zeri izilmesi emredildi i halde unutulan, yahutta izildikten sonra
zerinden tekrar yaz lan hadislerden ibarettir" 932 .
Netice itibariyle Ahmed bn Hanbel'in Musned'i, mslmanlar arasnda
byk itibar grm bir hadis mecmuasdr. Ierisinde yer alan bir ka pheli
hadis, mevcut hadislerin oklu una nisbetle mecmuann btnne glge d-
recek mahiyette de ildir ve bunlar da Ahmed bn Hanbel'in rivayetinden
olmayp olu <Abdullah ve ondan rivayet eden el-Ka trrnin ilave ettikleri
hadisler aras ndadr. Ahmed bn Hanbel'in Kitbu'l-c lel ve macrifeti'r-ricll'ini
gzden geirenler, onun, `lel ve rica' hakknda geni bilgisii ve hadislerin se-
iminde gsterdi i byk titizli i kolayca tesbit edebilirler. Byle bir bilgi
ve titizli in semeresi olan Musned'in kymeti de elbette o derece yksek olmak
gerekir.

c. Sunenler
Fkh bablarma gre tasnif edilmi alkam hadislerini ihtiva eden ve Su-
nen denilen kitaplarn ikinci asrn balarndan itibaren telif edilme e balan-
dn daha nce zikretmi tik. Bu eit kitaplarn tasnifi nc as rda da de-
vam etmi ve bu asrn ikinci yarsnda, hadis tarihinin en me hur Sunen'leri
ortaya kmtr. Alt sahih hadis kitab (Kutub-i Sitte)n n drdn te kil
eden Sunenler ve mellifleri hakknda ayrca bilgi vermeden nce, nc
asrda tasnif edilen Sunen'lerin musann f isimlerine i aretle iktifa edece iz.

930 Es-Suyfti, TedrIbu'r-riivt, s. 100.


931 bn Hacer'in bu eseri el-Iavlu'l-musedded fi'g-.gebbicani'l-Musned ad ile hret ka-
zanmtr.
932 Es-Suyti, Tedribu'r-rtivf, s. 101.

242
`ABDU'L-VAHHAS bn `Ata' EL-HAFKF (. 204) 933 ; Eb Catter
Muhammed ibnu's-Sabb5.13 ED-DCLASI el-Ba dkli el-Bezz5x (el-
Bezzz) (. 227) 934; Eb cOsm5.11 SAc D BN MANSR bn ube el-Mer-
vezi (. 227) 9"; Eb cAmr SEHL BN EB SEHL ZENCELE er-
Rzi el-Hayyt el-Ester (. 240) 936; Eb Muhammed el-Hasan bn `Ali el-
HalM1 EL-HULVA.NI (. 242) 937; Eb Muhammed 'Abdullah bn cAbdir-
rahman bn Behram bn cAbdi's- amed et-Temimi ED-DAR MI
es-SemerkandI (. 255) 93%; Ebn Bekr Ahmed bn Muhammed bn Miii' et-
el-BadMi EL-E REM (. 261)939; Eb `Abdillah Muhammed bn Ye-
zid BN RALE el-lazvinI (. 273) 940; EB-J D.WC- D Suleymn ibnul-Egas
bn shak el-Ezdi es-Sicist1 (. 275) 941 ; Eb '14 Muhammed bn `sa bn
Seyre es-Sulemi ET-T RMZ (. 279)942 ; Eb shak bn shak bn
smcil el-CehzUmI EL-EZD (. 282)94'; Eb Muslim br a him bn cAbdil-
lah bn Muslim bn 11W= el-Basri EL-KECC (0. 292)9"; Eb Muhammed
Yusuf bn Yackfib bn HammM bn Zeyd bn Dirhem EL-EZDI (. 297) 945 ;

933 bn Said, Tabalg7t, VII. 2. 76; bn EM Wtim, Kitiibul-cerb, III. 1, 72; Ibnu'n-Nedim,
el- Fihrist, s. 333; eg-Zehebt, Miran, II. 681; bn Hacer, Tehzlb, VI. 450-453.
934 Bkz. eg-Zehebt, Tezkire, I. 441-443; Miztn, III. 584; el-Kettant, el-Mustwafa, s. 27.
935 Bkz. el-Bul/art, Tiirlb, II. 1 516; bn EM ljatim, Kitabu'i-cerb, II. 1, 68; eg-Zehebt,
Tezkire, I, 416-417; Mlzn II. 159; bn Hacer, Tehzlb, IV. 89-90; bn Kesir, el-Bidtlye, I. 299;
,

el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 27; Fuat Sezgin, GAS, I. 104.


936 Bkz. bn EM Ij'atim, KittIbu'l-cerh, II. 1, 198; eg-Zehebt, Tezkire, I. 452; bn Hacer,
Tehzlb, IV. 251-252; el-Ketrant, el-Mustatrafa, s. 28.
937 Bkz. bn Ebt ljatim, Kitbu'l-cerb, I. 2, 21; el-Hatlb el-Badadt, Tttrku Ba diid,
VII. 365-366; eg-Zehebt, Tezkire, I. 522-523; bn Hacer, Tehg/l, II. 302-303; il u'l-cimad,
Sezer-at, II. 100; el-Kettant, el-Mustalrafa, s. 27-28.
938 Bkz. bn EM Ij'atim, KittIbu'l-cerb, II. 2, 99; el-Ijatib el-Ba dgdt, Triht Baddd,
X. 29-32; eg-Zehebt, Tezkire, I. 534-536; bn Hacer, Tehzlb,
zib, V. 294-29b; Tanribirdt, en-Nuctim,
III. 22-23; Ibnu'l-cImiid, Sezertit, II. 130; es-Suyiiti, s. 101-102; el-Kettant,
el-Mustcarafa, s. 25; Fuat Sezgin, GAS, I. 114-115.
939 Bkz. bnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 334-335; el-Hatib el-Ba drdt, TarIbu Ba dttd,
V. 110-112; bn Ebt Yacla, TabaktItu'l-Ijanttbile, I. 66-74; eg-ZeheM, Tezkire, I. 570-572; bn
Hacer, Tehzlb, I. 78-79; bn Kestr, ed-Bidaye, XI. 108; lnu'l-cIm'ad, ezereit, IL 141-142; el-
Kettrnt, el-Mustatrafa, s. 60, 111. Fuat Sezgin, GAS, I. 509-510.
940 Tercemesi ileride ayr ca verilecektir.
941 Tercemesi ileride ayrca verilecektir.
942 Tercemesi ileride ayrca verilecektir.
943 Bkz. 909 No.lu dipnot.
944 Bkz. Ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 338; el-Hatib el-Ba cradt, TitrIO Ba ddd, VI. 120
124; eg-Zehebt, Tezkire, I. 620-621; ibnu'l-qm a- d, ezeriit, II. 210; el-Kettrnt, el-Mustazrafa,
s. 27; Fuat Sezgin, GAS, I. 162.
945 Bkz. ezertit, II. 227; el-Kettant, el-Mustcarafa, s. 28.

243
Ebl (Abdirrahman Ahmed bn Sdayb bn Sinn bn Bahr el-tio-
rsni EN-NESA.'i (. 303)946.
Yukarda da i aret etti imiz gibi, bu isimler aras nda bn Mce, Eb
Dvd, et-Tirmizi ve en-Nes'i, en ok hret kazanan kimseler olmu tur.
Bu drt hadis imam nn Sunen'leri de, ihtiva ettikleri hadisler ynnden,
dier Sunen'lere nisbetle daha sahih addedilmi ve Kutub-i Sitte ierisinde
Sunen-i Erbaca adyle tannmtr. Bu drt Sunen'i kendi aralar nda da de
recelendirmeye tabi tutan hadisiler, en-Nes'inin Sunen'inin, di erlerinden
daha sahih olduunu ve onu, s rasyle, Eb Dvnd, et-Tirmizi ve bn M-
ce'nin Sunedlerinin takip etti ini sylemilerdir. Burada ad geen imam-
larm tercemeleri ve Sunen'leri hakknda zet bilgi vermeyi faydal buluyoruz.

i. En-NesCt'i ve Sunen'i
Ebl 'Abdirralman Ahmed bn Sdayb bn `Ali bn Bahr bn Sinn bn
Dinr en-Nes'i, 215 senesinde Horsn' n Nis' kasabas nda do mutur947.
Onbe yanda iken Kuteybe bn Sdid el-Belkrye seyahat etmi , ondrt ay
yannda kalarak ondan hadis i itmitir. Bundan sonra btn 1.-Jorsn',
Suriye ve Msr' dola arak oralarda bulunan hadisilerden hadis
toplamtr. Onun hadis ald kimseler aras nda islk bn Rhlye, ishk
bn Habib, Ebn Dvld Suleymn bnu'l-E(a., ishk bn Manfr el-Kevsec,
Kuteybe bn islk bn Ms, brahim bn Sdid, brahim bn Yd-
klb, `Ali bn Hucr ve daha pek ok kimse vard r.
En-Nes'i hadis ilminde ve bilhassa rvilerin cerh ve tddilinde, za nannn
bavurulan ve gr alnan imamlarndan biri olmu tur. Et-Tc es-Subki-
nin, babas imam es-Subki'den ve hafz ez-Zehebi'den nakletti ine gre, en-
Nesa'i, altilt sahibi Muslim ibnu'l-Haccc'tan daha hfzdr ve Sunen'i de
aluln'dan sonra zayf hadisi en az bulunan bir kitapt r. Hatt baz lar ,
slm'da onun musannaf gibi bir kitabn vazolunmad n ve onun dier mu-
sannaflarn en stn oldu unu ileri srmlerdir. bnu's-Subki, bn Mende,
Ebu<AH en-Neysbri, el-Rabb el-Ba ddi ve ed-Drakutni'ye gre, en-
NesTnin Sunen'inde bulunan btn hadisler sahihtir.
En-Nes'i es-Sunenu'l-KubrCt'y tasnif etti i zaman baz prensler ona
bu kitapta bulunan btn hadislerin sahili olup olmad n sormular, o da

946 Tercemesi a ada verilecektir.


947 Horsn'n mslmanlar tarafndan fethi s rasnda, bu kasabann erkekleri, msl-
man ordusunun geldi ini haber alnca kasabay terkedip gitmi ler ve geride yalnz kadnlar
braknulardr. Mslmanlar, kasabada kad nlar (nis') dan ba ka kimsenin bulunmadn an-
laynca, bunlar ldrlmez, diyerek kasabay terketmilerdir. Bundan sonradr ki buras "ka-
dnlar" manknda Nis' ile isindendirilrnitir.

244
baz hadislerin mall oldu unu, bu sebeple hepsinin sahih sarlam yacam
sylemitir. Kendisinden zay f hadislerin ayklanmas istenince, bu kitab
ihtisar etmi ve el-Muctebn- adn verdii ikinci Sunen'i meydana getirmi tir.
te, dierlerine nisbetle daha kk hacimde olan bu muhtasar, hadisiler
arasnda s hhati ile hret kazanm , ayn zamanda, Kutub-i Sitte arasnda Sabf-
ltin'dan sonraki mertebeyi alm tr. Bu bakmdan, bir hadisin en-Nesn ta-
rafndan rivayet edildi i sylendi i zaman, bu hadisin, el-Mucteb'da yer al-
d anla lr.

Sunen'in Eb Dvld ve et-Tirmiz'nin Sunen'lerine tekaddm etmesi,


en-NesTnin, hadislerin tetkik ve seiminde ok daha titiz, bu hususta ortaya
koyduu artlarn ok daha sert olmas sebebiyledir. Nitekim el-Hakim en-
Neysbri ve el-ljatib el-Ba ddi, en-Nes'inin rical ile ilgili olarak ortaya
koyduu artlarn, Muslim'in artlarndan da iddetli oldu unu ileri srm -
lerdir. Sylendi ine gre, en-NesTnin art, terki zerinde ittifak edilmemi
kimselerin, irsal ve inlutadan slim, muttas l isnadla sahih olan hadislerini
nakletmektir. Bununla beraber Eb Dvfid ve et-Tirmizrnin hadis ald pek
ok kimseden, en-Nes'l hadis nakletmedi i gibi, alttildn'n baz ricalinden
de hadis almaktan ekinmi tir. Bu sebepledir ki en-NesTnin, el-Buhri ve
ve Muslim'in artlarndan ok daha iddetli artlar bulunduu ileri srlnaii-
tr9 48.

En-Nes a- l' hayatnn mhim bir ksmn Msr'da geirmi ve eserlerini


orada tasnif etmi tir. lmnden bir sene nce M u'dan ayrlp am'a gel-
dii zaman, baz kimseler, ona Mucviye'nin stnl ne dellet eden hadis-
ler rivayet etmesini istemi lerdir. En-Nes'i bunlara "Mu`viye'nin stn
olduunu ve baz faziletleri bulundu unu bilmiyorum" cevab m verince ze-
rine yrm ler ve husyelerine vurduklan tekmelerle onu mescidden d ar
atmlardr. Bu hdiseden sonra Filistin'in Remle kasabas na gelen en-Nesn,
ok gemeden, 303 senesinde vefat etmi tir949.

ii. Eb Diiviid ve Sunen'i


Eb Dvf d Suleymn ibnu'l-E cas ibn shak el-Ezdi es-Sicistni, 202
senesinde Sicistn'da do mu , kk yandan itibaren hadis toplamak iin
seyahata karak, Horasan, `Irk, Suriye, M sr ve I-Jicz hadisilerinden
hadis yazmtr. Bu hadisiler aras nda el-Buhri, Muslim'in eyhlerindeu

948 Iltziyetu's-Sindi al( Sunen en-Nesdt (mukaddime), I. 3.


949 En-Nes'aTnin tercemesi iin bkz. bn Hallikn Vafeydt, I. 59-60; ez-Zehebi, Tezkire,
I. 698-701; bn. Hacer, Tehzi,b, I. 36-39; es-Subki, Tabakt tu'-Silfice, Il. 83-84; bn Keir
el-Biddye, XI. 123-124; ibnu'l- (Im'ad, Segert, II. 239; Fuat Sezgin, GAS, I. 167-169.

245
Ahmed bn Hanbel, cOsmn bn EM eybe, Kuteybe bn Sacid, Muslim bn
ibrlilm, Suleymn bn Harb, Ebu'l-Velid et-Taylisl, 'Abdullah bn Mesle-
me el-Ka`nabi, Musedded, Yaby bn Main ve daha pek ok kimse vard r.

Eb Dvfl, gerek muas rlan ve gerekse daha sonrakiler taraf ndan pek
ok nedhedilmi tir. Mils bn Wariin'a gre o, dnyada hadis iin, h rette
ise cennet iin yarat lmtr. Eb Bekr es-S4ni ve brhim el-Harbi de
"nasl demir, Dvld (aleyhisselm) iin yumu atlm ise, hadis de Eb D-
vi-1d iin .ayn ekilde kolayla trdmtr" demi lerdir. Rivayet olundu una
gre Sehl bn cAbdillah et-Tusteri, Eb Dvild'u ziyaret etmi ve Hazreti
Peygamberin pek ok sahih hadisini rivayet etti i iin, Eb Dvild'un dilin-
den pmtiir.

Eb Dvfd, kendisinden rivayet olunan bir haberden renildi ine gre


500 bin hadis yazm , bunlardan yaln z ahkmla ilgili olmak zere 4800 hadis
seerek me hur Sunen'ini meydana getirmi tir. Bu bakmdan kitab , fkh
bblarn ve bu bblarla ilgili hadisleri en mkemmel bir ekilde cemeden
bir eser say lr. Onun tannm rihlerinden biri olan Eb Suleymn
tbr, erhinin mukaddimesinde yle der: "Din ilminde Eb Dvd'un Sunen'i
gibi erefi byk bir kitap tasnif edilmemi tir. Halk arasnda byk kabul
grm , tabakalarnn ve mezheblerinin farkbl na ra men ulem ve fukah
arasnda hakem, '11.4, M sr, Ma rib ve di er lkelerin bir ok ehirlerinde
hadis musann flarna rnek olmu tur. Her ne kadar Horsn ehli aras nda
el-Buhri ve Muslim'in Sattily'leri itibar grm ve sahih tasnifinde onlar n
art gznnde tutulup rnek almm slarsa da, Eb Dvd'un Sunen'i, daha
ok fkh ahkmn ihtiva etmesi ynnden di erlerinden stn addedilmi -
tir". Yine el-Hattbi, ibnu'l- (Arabi'nin "bir kimsenin elinde ilim olarak Al-
lah'n Kitab ve bir de Eb Dvild'un Sunen'i bulunsa, o kimse ba ka hi bir
eye muhtac olmaz" szne i aretle yle der: " phesiz bu byledir. Allah
Ta(l dinle ilgili her eyi Kitab nda zikretmi , ancak bunlardan baz sm n
beyann Peygamberine b rakmt r. Bu bak mdan Hazreti Peygamberin
Sunneti, Kur'n n beyandr. Eb Dvd, Sunnet ve fkh ahkm ile ilgili
hadisleri toplamak suretiyle kendinden ncekilerin ve sonrakilerin yapma-
dklar bir i i yapm , Kur'n ve kendi Sunen'inden ba ka bir eye ihtiya
brakmamtr".

Eb Dvd Sunen'de nakletti i 4800 hadisi s hhat ynnden guru-


,

ha ay rmt r: Sahih olanlar, sahih grnenler ve sahihe yak n olanlar. Bu-.


nunla beraber ona gre yaln z drt hadis bile bir insana dini iin kfi gelir.
Bu hadisler unlardr: "Ameller niyetlere gre de erlendirilir". "Malyniyi
terketmek lri inin slmnn gzelliindendir". "M'min, kendisi iin r za gs-

246
terdiine karde i iin de rza gstermedike tam m'min olamaz". "Helal
aktr; haram da a ktr; bunlarn aras nda mte abilat vard r".

Ebn Davld kitabnda, sahih olan, sahihe benzeyen ve sahihe yak n olan
hadisleri nakletmi tir. Bununla beraber, nakletti i hadisler aras nda zayf
olanlar bulunduu zaman, bunlarn zayf olduklarn aklamay da ihmal
etmemitir. Ebu Davild'un zapflna i aret etmedi i hadisler ise, onun na-
zarndan salih olan hadislerdir ve bunlar n da bazs bazsndan daha sahih-
tir. Buna gre, kitab nda yer alan byle bir hadis, e er Sahi tiin'dan birisinde
nakledilmemi ve sahih ve hasen hadisleri birbirinden ay rt edebilen bir imam
tarafndan da sahih veya zay f olduu belirtilmemi ise bu takdirde o hadis,
Ebu Davud nazar nda "hasen" olan bir hadistir; bunun d ndakiler ise sahih
olanlardr. Ebu Davild'un zayf oldu una i aret etti i halde, yine de kitab n-
da nakletti i hadisler, o bbda sahih veya hasen hadis bulamad durumlar-
da nakletmek zorunda kald hadislerdir; zira ona gre zay f hadis, re'yden
daha kuvvetlidir.

EMIL Davfid Sunen dnda daha pek ok kitap tasnif etmi tir. Hayat nn
son senlerini, sonradan yerle mi olduu Basra'da geirmi ve 275 senesinde
vefat etmi tir9".

iii. Et-Tirmi5I ve Sunen'i

Ebn ( Isa Muhammed bn cisa bn Sevre es-Sulemi et-Tirmiii, 209 sene-


sinde Tirmiz'de do mutur. Her hadis imam gibi o da kk ya ndan itiba-
ren hadis toplama a balam , bu maksatla yapt seyhatlarda pek ok ha-
disi ile kar damtr. mam el-Buharl'ye tilmiz oldu u gibi, Ruteybe bn
Sacid, shak bn Msa, Muhammed bn. Gaylan, Sacid bn `Abdirrahman, Mu-
hammed bn Be ar, 'Ali bn Huer, Ahmed bn Munic, Muhammed bnu'l-
Musenna, Sufyan bn Vekic ve daha bir ok kimseden hadis almtr. Bir ok
eyhin de er verdikleri tilmizleri iin yapt klar gibi, el-Bulyari de, et-Tirmi-
zi'den bir hadis nakletmek suretiyle onun hafza, ilim ve takvadaki stn-
lne ehadet etmitir.

Hadis imamlarnun et-Tirmizi hakknda sylenmi pek ok sitayikar


szleri vard r. `Abdurrahman bn Muhammed el- drisPnin ifadesine gre
et-Tirmizi, "hadis ilminde kendisine iktida olunan imamlardan biridir. 01-

950 Bkz. bn Ebt Htim Kititbu'l-cerk, II. 1, 101-102; el-ljatib


, Tttriltu
Barlidd, IX. 55-59; bn Ebi Ya98, Tabalsiitu7-1JanCzbi/e, I. 159-162; bn Halfikn, Vafeyia,
II. 138-140; ez-Zehebi, Tezkire, I. 591-593; bn. Hacer, Tehzib, IV. 169-173; es-Subkt, Tabahii-
tu'- ifictyye, II. 48; bn Kegr, el-Bidiiye, XI. 54-56; ibnu'bUrab.d, Sezeritt, II. 167; Fuat
Sezgin, GAS, I. 149-152.

247
mi s, Tarih ve cIlel kitaplarm tasnif etmi , hafzas rnek gsterilen bir imam-
d. Kendisinden rivayet olundu una gre, bir eyhe ait iki cz hadis yazm ,
fakat bu hadisleri eyhten i itmemiti. Bir gn Mekke yolunda bu eyhle
karlar. ki tzn yannda olduunu dnerek hadisleri i itmek iin ondan
izin ister. eyh kabul edince, bine inden iki cz karr; fakat bu s rada eyh
de hadisleri okuma a balamtr. Ne var ki et-Tirmizi, eline ald czlerin
bo olduunu grr ve as l yazl czleri yanna almam olduunu anlar.
eyh, hafizas ndan hadisleri okuma i ini bitirince, et-Tirmizrye sonra da
elindeki czlere bakar ve bo olduklarn grr. Bunun zerine et-Tir-
mizrye "benden utanm yor musun?" diyerek onu azarlar. Et-Tirmizi duru-
mu ona anlat r ve hadislerini ezbere bildi ini ve dilerse kendisine tekrar ede-
bilece ini syler. Ancak eyh, buraya gelmeden nce haz rlanm olabileceini
syliyerek kabul etmez. Et-Tir nizi., eyhten baka hadisler kurmas n ister;
o da hafizas ndan krk hadis okur. Et-Tirmizi de bunlar tek bir harf de iik-
lii yapmadan aynen tekrar eder. eyh onun bu hafza kudreti kar snda
hayretini gizleyemez ve senin gibisini grmedim, der".

Et-TirmizTnin fikh bablarma gre tasnif etti i Sunen kitab, deiik


konulardaki bablar da ihtiva ettii iin el-Ccimi<u'- Salg adyle de hret
kazanmtr. inde yer alan hadisler, sahih, hasen ve zay f olmak zere
gurupta toplanr. Her hadisi zikrettikten sonra, o hadisin hangi guruptan
olduunu "bu hadis sahiht r" veya "bu hadis hasendir" gibi szlerle belirtir.
Keza zayf olduuna iaret ettii hadislerin zayfl k sebeplerini a klamay
da ihmal etmez. Et-Tirmizi'yi di er musannflardan ayran bir zellii de,
baz hadislerin derecesine i aret ederken, sahih, hasen ve garib kelimlerini
eitli ekillerde birle tirerek, hi kimsenin kullanmad baz tabirlere yer
vermesidir. Mesela bir hadisin shhat derecesini belirtmek iin "bu hadis
hasen sabihtir", "bu hadis hasen garibtir "bu hadis sahih garibtir", "bu hadis
hasen sahih garibtir" tabirlerini s k sk kullanmtr.

Et-Tirmizi, kitab nda, "hasen"le kasdetti i manay aklam ve "bu


kitapta hasen olarak zikretti imiz hadisle, bize gre isnad hasen olan kas-
dettik. azz olmayan, isnad nda pheli ahslar bulunmayan ve ayn mealde
sair ynlerden de rivayet edilen her hadis bize gre hasendir" demi olmakla
beraber, "hasen"in " aldh"le veya "garrb" le ayr ayr yahut mtereken
te kil ettii birleik tabirler hakknda hi bir aklama yapmam , bu tabir-
lerle, hadisin shhat ynnden hangi derecelerine i aret etmek istedi ini be-
lirtmemitir. Bu sebepten muahhar imamlar, ilk defa et-Tirmizi taraf ndan
kullanlan bu tabirlerin dellet ettikleri dereceleri tesbit etme e almlar
ve birbirinden farkl grler ileri srm lerdir.

248
Et-Tirmizrnin kitab, en-Nesa'i ve Eba Davad'un kitaplar na nisbetle
nc derecede yer alm tr. Hadis ilminin usale mteallk baz meselelerin-
de bu kitap bir asil kabul edilse ve sonunda bir de "Kitabu'l- (1111" adn ta -
yan bir blm bulunsa bile, et-Tirmizi'nin, en-Nasari ve Ebii Davad
tarafndan zayf addedilen baz ravilerden hadis nakletmesi, derecesini di er
iki kitabn altna drmtr. Bununla beraber onu Kutub-i Sitte'nin n- -
c srasnda zikredenler de vard r. Mesela Haci Halife, Ke fu'i-Zunan'unda
yle der: "Kutub-i Sitte'nin ncsdr. Mellifine nisbetle hret kazanm
ve Ciimicu't-Tirmizi, denilmitir Ona Sunen de denir; fakat birinci isim daha
mehurdur". mam Eb. sma(11 (Abdullah bn Muhammed el-An ari ise,
et-Tirmizrnin kitab m, el-Buhar-I ve Muslim'in kitaplarna tercih eder. Zira
ona gre, el-BuharT ve Muslim'in kitaplar ndan yalnz alimler istifade eder;
et-Tirmizrnin kitab ise halkn her ferdi iin faydal dr.
Et-Tirmizi, 279 senesinde do duu yer olan Tirmiz'de vefa t

iiii. bn Miice ve Sunen'i


Eba (Abdillah Muhammed bn Yezid bn (Abdillah bn Mace
219 senesinde dnyaya gelmi , hadis yazmak iin Rey, Basra, Knfe, Ba dad,
am, Msr ve Hicaz'a seyahat etmi tir. Hadis ald kimseler aras nda Eba
Bekr bn Ebi eybe, el-Ley bn Sa`d, brahim bnu'l-Munzir, 'Abdullah
bn Mu(aviye, Hi am bn (Ammar ve bunlarn tabakasndan daha bir ok
kimse vardr.
bn Mace, hafza ve itkan bakmndan hadis imamlarnn senasna maz-
har olmu , kendisinin silFa (gvenilir) ve huccet oldu u zerinde ittifak edil-
mitir. Eba Ya% el-tialflrye gre, hadis sahas nda alim, Trih ve Sunen
gibi eserlerin musann f, (Irak, Msr ve Suriye'ye seyahat etmi bir kimsedir.
bn Kegir ise, tasnif etti i Sunen'in, bu sahadaki ihnine, ameline, ihtisas na,
usill ve fradaki sunnete ba hlna dellet etti ini syler.

bn Mace, fkh bablarma gre tasnif etti i Sunen kitab ile hret kazan-
mtr. Ancak bu kitap, alt nc asrn bana kadar Kutub-i Sitte arasnda yer
almamt ; daha dorusu, br zaman zarfnda, hadisfier nazar nda asil olan
be hadis kitab bulunuyordu. Bunlar el-Butari ve Muslim'in a/fit'leri ile
en-Nesa7I, Eba Davad ve et-Tirraizi'nin Sunen'leriydi. Ebu'l-Fazl bn Tahir
el-Mallisi (. 507) nin bu be kitab (Uiil-i hamse) a tahsis etti i Atrf'a bn
Mace'nin Sunen'ini de eklemesinden ve "Alt mamn artlar" (urutu'l-e'

951 Bkz. bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 339; bn Hallikn, Vafey(t, III. 407; ez-Zehebt,
Tezkire, I. 633-635; Miztn, II. 678; bn Bacer, Tehzlb, IX. 387-389; bn Kegtr, el-Bidtlye, XI.
66-67; Ibnu'l-chnrd, Sezertt, II. 174-175; Fuat Sezgin, GAS, I. 154-159;.

249
immeti's-sitte) adl kitabn telif etmesinden sonra, bn Mace'nin Sunen'i de
muteber kitaplar arasnda zikredilme e balamtr. Bununla beraber onun,
yalanclk ve hadis hrszl ile itham olunmu baz rvilerden gelen hadis-
lere de kitabnda yer vermi olmas, baz hadislerin Sunen'in altnc kitap
olarak kabul edilmesine muhalif kalmalar na sebep olmutur. Bu hadisiler-
den bir ksm , daha az zayf ravileri ve daha zz ve munker hadisleri bulunan
ed-Darinienin Sunen'ini altnc kitap olmaa layk grrken, dier bazlar,
Malik bn Enes'in el-Muvatpr adl kitabn bn Mace'nin Sunen'i yerine tek-
lif etmi lerdir. Maamafih Sunen, sayca fazla olmayan zayf ve hatta mevzi'''.
saylan baz hadislerine ra men, bilhassa fkh hallar ynnden byk fay-
das dolaysiyle, altnc kitap olarak kabul grm ve hret kazanmtr.
Ez-Zehebi'ye gre Sunen, 32 kitap ve 1500 bbdan mte ekkil olup, btn
hblarda, muhtelif saylarda taksim edilmi 4000 hadis vardr.
bn Mace, 273 senesinde vefat et nistir9".

d. Muannaflar
kinci asrda Mu annaf ad altnda ortaya kan kitaplara iaret etmi
v e bunlarn Sunen'lere nisbetle byk bir farkl lk arzetmediklerini
ik. nc asrda da, ok sayda olmasa bile, bu ismi tayan kitaplar tas-
nif edilmi tir. Bunlar, Eb Bekr (ABDURRAZZAK bn Hemman bn Nafi'
el-Iimyeri (. 211) 953. EBU'R-REBIc Suleyman bn Davud el-Ezdi EZ-
ZEHR:t4Si el-cAteki (. 234) 954, EB BEKR BN EBI EYBE 'Abdullah
bn Muhammed bn brahim bn (Osman el-cAbsi el-Kfl. (. 235) 955, Eb
`Abdirrahman BAKIY BN MAIILED bn Yezid el-Kurtubi (. 276) 956nin
Muannaf'lar d r.

e. Unniger
Fkh konular yannda di er konular da iine alan CCni`ler, nc
asrda da tasnif edilmi ; bilhassa el-Buhari ve Muslim'in Ctunigeri ile bu asr,
hadis tarihinin alt n a olmutur.

952 Bkz. bn Hallikan Vafeyt, III. 407-408; ez-Zehebi, Tezkire, I. 636-637; !bn Hacer,
,

Tehzib, IX. 530-532; bn Kesti., el-Bithiye, XI. 52; Tanribirdi, en-Nucfn, III. 70; bnu'l-qmrid,
ezeritt, II. 164; Fuat Sezgin, GAS, I. 147-148.
953 Bkz. bn Sacd, Tabakta, V. 399; bn Rmteybe, s. 226; bn Ebi Wtirn, Ki-
t&bu'l-cerk, III. 1, 38-39; lnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 332; bn Hallikan, Vafeyiit, II. 385; eg-
Zehebt, Tezkire, I. 364; Mizah, II. 609-614; ibnu'l-cIn&I, ezerca, II. 27; bn Hacer, Tehzib,
VI. 310-315; bn Keir, el-Bidtiye, X. 265; el-Kettkil, el-Mustatrafa, s. 31; Fuat Sezgin, GAS,
I. 99.
954 Bkz. Ttrk, II. 2, 12; bn Ebt Htim, Kiteibu'l-cerh, II. 1, 113; ez-Zehebt,
Tezkire, I. 468-469; !bn Hacer, Tehzib, IV. 190-191; el-Kettrini, el-Must qrafa, s. 31.
955 Bkz. 878 No.lu dipnot.
956 Bkz. 904 No.lu dipnot.

250
Eb Bekr (ABDURRAZZAK bn Hemn m bn Nafi` el-Hmyeri (.
211)957nin, Eb <Abdillah Muhammed bn ism<11 bn Muire EL-BUHA Ri
el-Cdfi (O. 256) 958 nin, Ebu'l-Huseyn MUSLIM ibnu'l-Haccc el-Ku eyri
en-NeysbrI (. 261) 959 nin Cclni<leri bu asrda tasnif edilmi eserlerdir.
Burada, Kutub-i Sitte'ye veild veren elSuhri ve Muslim ile bunlar n Ceim,i,`-
leri zerinde de k saca durmay faydal buluyoruz.

i. El-Bularl ve el-CCnti(u'-Saltilt'i
Hadis tarihinde ismi ve tasnifi ile hret kazanan Eb <Abdillah Mu-
hammed bn sm<11 bn ibrhlm el-Buhri el-Cdfi, 194 se-
nesinde Buhr'da dnyaya gelmi , henz on ya larnda iken hadise merak
sararak lkesinde bulunan muhaddislerden hadis dinleme e ve dinlediklerini
hfzetme e balamtr. Daha onbir ya nda iken beldesinin hadisilerinden
ed-Dlili'lin, halka, Sufyiin can Ebi'z-Zubeyr can breilant diyerek hadis nak-
lettii bir srada, Ebu'z-Zubeyr'in ibrhlri'den hadis i itmediini sylemi
ve onun hatasm tesbit edmi tir. Zira ibrhim'den hadis rivayet eden kimse,
Ebu'z-Zubeyr de il, Zubeyr bn <Adiy idi. Ed-DhilI, onbir ya ndaki bu o-
cuun ikaz zerine, haklsn, diyerek kitab n tashih etmek zorunda kal-
mtr.

El-Buhrl onalt yanda iken 'Abdullah ibnu'l-Mubrek 37"C Veki< b-


nu'l-Cerrh' n kitaplarn ezberlemi , sonra annesi ve karde i ile birlikte hace
iin yola kmtr. On sekiz yana geldii zaman, sahabe ve tbi'ismun kaza
ve kavillerini toplayf tasnif etmi , yine ayn sralarda, Hazreti Peygamberin
kabri banda ve ay nn aydnlatt gecelerde Tiirlft'ini yazmtr.

El-BuhrI, hadis toplamak iin bir ok lke dola mtr. Sriye, Msr,
Cezire, Basra, Kfe, Hicz, u rad ve bazlarnda uzun zaman kald ilim
merkezlerindendir. nce kendi lkesinde, sonra da gezdi i yerlerde pek ok
kimseden hadis almtr. Bunlar aras nda, Mekki bn br5him 'Ah-
d'n bn (Osmn el-Mervezl, <Ubeydullah bn Ms el-<AbsI, Ebn (.7k. ra e -
eybnl, Muhammed bn <Abdillah el-AnsrI, Muhammed bn Yfisuf
Eb Ndaym bn Dukeyn, Eb Gassn en-Nehdi, Suleymn
bn Harb ve daha bir ok hadisi vard r ki, el-BuhrI, bunlarn hadislerini
el-Cdni<u'-abil.'inde nakletmi tir. Kendisinden rivayet olundu una gre,
binin stnde eyhten hadis yazm tr ve yaz pta isnadn bilmedi i tek bir
hadis yoktur.

957 Bkz. 953 No.lu dipnot.


958 Tercemesi ileride verilecektir.
959 Tercemesi ileride verilecektir.

251
Ola an st bir hafzaya ship olan el-Buhar , hadis toplama a ba la-
d kk ya ndan itibaren i ittii btn hadisleri isnadlar yle birlikte hfz-
ediyordu. 1.1a id bn ismacil anlat r: Ebl `Abdillah Muhammed bn smacil
bizimle birlikte Basra eyhlerini dolard . O sralarda henz ocuk denecek
bir yata bulunuyordu. Ancak o, hadis i ittiimiz eyhlerden iittii hadisleri
yazmazd ve biz ona yazmamasmn sebebini sorar durard k. Aradan on alt
gn gemiti ki, bize: Artk ok oldunuz; siz yazd klarnz getirip gsterin
bakalm, dedi. Ona yazdklarmz okuduk. O bize on be bin fazlasyle hep-
sini hafzasndan tekrarlayverdi. O zaman anlad k ki o, hi kimsenin nne
geemeyece i bir insandr.
El-Buharryi imtihan etmek ve onun haf za kudretini lmek maksad y-
le Ba dad muhaddis ve fukahas nn tertip etti i bir meclisin hikayesi de ok
hret kazanmtr. El-ljatib el-Ba clad'nin de nakletti i gibi, Ba dad mu-
haddisleri, el-Bukar 'nin Ba dad'a geldi ini haber ahnca, yz hadis seerler
ve bunlarn metin ve isnadlar m deitirerek bir metnin isnad n dier bir
bir metne, bu metnin isnad n da bir ba ka metne eklerler ve bu suretle metin
ve isnadlar maklab yz hadis meydana getirirler. Sonra bu hadisleri onar onar
on kiiye datrlar ve bir mecliste el-BularIye bunlar sormalarn tenbih eder-
ler. Meclis toplanr; on ki iden birisi, elinde bulunan on hadi i birer birer el-
Buhari'ye sormaa balar. El-Buhar', her hadisin sorulmas ndan sonra daima
"bilmiyorum" cevab n verir. On hadis tamamland ktan sonra, mecliste haz r
bulunan muhaddislerden baz lar birbirlerine bakarak el-Bulari'nin aciz,
kusurlu ve anlaynn ku olduuna hkmederler. Bundan sonra ikinci ahs
elindeki on hadisi sorar; el-Buhar bunlar hakknda da ayn ekilde "bilmi-
yorum" cevab n verir. Bylece on ki i tarafndan yz maktab hadisin sorul-
mas tamam olur. El-Buhar soru iinin bittiini anlaynca, ilk soran ahsa
dner ve "senin birinci hadisin yle, ikinci hadisin yle; nc drdnc
ve onuncu hadisin de yle olacak" diyerek, her metni ait oldu u isnada, her
isnad da ait oldu u metne ba lar. Sonra ikinci ahsn on hadisini ve srasyle
dier ahslarn hadislerini dzeltir. Bylece Ba dad muhaddislerinin nnde
hadis bilgisini ve hafza kudretini isbat eder.
El-Buhar', gerek akranlar nn ve gerekse eyhlerinin hudutsuz senala-
rma mazhar olmu tur. Ahmed bn 11anbel, llorasan' n, onun gibi birisini
yetitirmedi ini sylemi ; 'Ali bnu'l-Medin de "el-Buhar , kendisi gibi bi-
risini grmemi tir" demi tir. Ahmet bn Hamdiin ise, mam Muslim'in el-
Buharrye gelip aln ndan ptn, sonra da ona yle dediini ileri srm-
tr: "B rak da ayaklar n peyim, ey stadlar n stad, muhaddislerin efen-
disi, hadis Pletlerinin tabibi". Bundan sonra Muslim bir hadis hakk nda sual
sormu , cevab n aldktan sonra da ona yle demi tir: "Sana, yalnz hased
edenler d man olur; ehadet ederim ki, dnyada senin bir e in daha yoktur".

252
El-Buhari, fkh sahasnda ve sunen ve srdan hkm istanbatmda
mctehid imamlardandi. Bu konuda, "ne olursa olsun, ihtiya has l olupta
Kitap ve Sunnette ash bulunmayacak bir ey bilmiyorum" derdi. Esasen
teceme (hah ba d ) lerinde bunu kolayca tesbit
etmek mmkindir.

El-Buhari, zuhd ve takva sahibi, dnya mahna k ymet vermeyen, emir


ve sultanlarn heves ve arzular na cevap vermeyecek kadar ilim haysiyetine
dkn bir kimse idi. Her halde bu stn yarat lnn bir neticesi olacakt r
ki, hayatnn ileri devrelerinde, baz znt verici hadislerle kar la m ve
bir hayli sarslmtr Rivayet olundu una gre, el-BuharI Nisabr'a dndk-
ten sonra, onun hretini bilen halk, etrafn sarm ve derslerini, yahut ilim
meclislerini devaml olarak takip etme e balamtr. Halkn ona tevecch,
Nisabiir'un ileri gelen imamlar ndan Muhammed bn Yahya ez-ZuhlPnin
unutulmasna ve dolaysiyle hased damarlar nn kabarmasna yol amtr.
te bundan sonrad r ki el-BuharPnin, Kur'n lafz mn mahluk olduu gr-
ne sahip bulundu u iddias ortaya atlr ve Muhammed bn Yahya, halk
el-Buharrnin meclislerine devam etmekten meneder. Bu hadiseden sonra
Nisabar'da daha fazla kalamayaca n anlayan el-Buhari, do um yeri olan
Buhara'ya gelir. Buhara'da ise, oran n valisi Emir tialid bn Ahmed ez-
Zuhli, baz adamlaryle ona haber gnderir ve Ctmic, T T ril ve dier kitaplarn
alp saraya gelmesini, onlar kendisinden iitmek istediini bildirir. El-Bu-
hari ise valiye u cevab gnderir: "Ben, ilmi halkn kapsna gtrp zelil
etmem. E er senin bu ilimden bir eye ihtiyacn varsa mescidimde, yahut
evimde hazr bulun. Bu da ho una gitmezse, beni krsde ders vermekten
menedersin; nk sultan sensin. Ancak bu, k yamet gn Allah kat nda
benim iin bir mazeret olur. Oysa ki ben, Hazreti Peygamberin "her kim bir
ilimden sorulur, o da ,,onu gizlerse, kyamet gn ate ten bir gem vurulur"
b.adisi gere ince ilmi gizleyemem". te bu hdise, el-Buhari ile valinin aras -
nn almasna sebep olur ve vali, baz adamlarnn da yardm ile, el-Butari
hakknda NIsabiir'da ileri srlen halku'l-Kur'anla ilgili ithamlar yeniden
ortaya atarak onun ehirden karlmasn emreder. El-Buharl, Semerkand' n
bir kasabas olan Hartenk'e gelir ve orada oturan baz akrabalarnn yanna
iner. Fakat burada ancak bir ay kadar kal r; 256 senesinin Ramazan bayra-
m gecesi hastalanarak vefat eder.

El-BuharI, tedvin ve tasnifin alt n a diyebilece imiz bir devri idrak


etmi olmas dolaysiyle, hadis ilimindeki geni bilgisinin, metin ve isnadlardaki
lletlere, ricalin cerh ve tadil ynnden de iik hallerine derin vukufunun
ve nihayet sahih hadisi sakim olan ndan ayrmak hususunda gsterdi i son
derece titiz davran nn sayesinde, mkemmel bir hadis eseri tasnif etmeyi

253
baarm ve bu eser, slm dnyasnda, Kur'n Kerimden sonra dinin and
kayna olmak vasfn kazanmtr.

Kendisinden nakledilen haberlerden anla ldna gre el-Celmicu'-alftt'i,


toplam olduu 600 bin hadis iinden titizlikle seip ay rd sabih hadis-
lerden meydana getirmi tir. Yine kendisi, 100 bin sahib, 200 bin de lletli
veya zayf hadisi hfzetti ini sylemektedir. El-Cvimi (u'-aftitete nakletti i
hadis say s ise, mutallak, mutbi` hid ve mevkiif olanlar d nda, mker-
rerlerle birlikte 7397 dir. Mdallak, mutbic hid ve mevkiif olanlar da dhil
edilirse, bu say, 9000 i bulmaktadr. Bu rakkam, toplam olduu 600 bin,
veya hfzettii 100 bin hadise nisbetle ok cz' bir miktara dellet eder. Bu,
bize u gere i ak bir ekilde gstermektedir ki, el-Bubri, baz larnn iddias
hilfma, btn sahib hadisleri kitab nda toplamay gaye edinmemi tir ve
buna da lzum grmemitir. Nitekim bu husus, bizzat kendisi taraf ndan da
ifade edilmi ve "bu kitabma yalnz sahib olan hadisleri ald m ve uzamas n-
dan korktu um iin de bir miktar sahibi kitab n dnda braktm" demi -
tir.

El-Bubri, sahib hadisleri toplayarak onlar fkh bblarma gre tasnif


eden ilk hadisilerden saylr. Nitekim daha sonralar telif edilen usill kitap-
larnda evvelu men ellefe fi' -al4i'l-mucerred huve'l-Buheri (mucerred sahih
konusunda ilk kitap telif eden kimse el-Bubrl"dir) ba h altnda bu konuya
ayr bir yer verilmesi buna dellet eder. Filvki, biraz nce de i aret etti imiz
gibi, el-Bubl, tedvin ve tasnifin alt n an idrak etmi bir melliftir ve
onun devrine gelinceye kadar bir ok hadis kitab nn tedvin ve tasnif edildii
bilinmektedir. Bu musannafat , musanmflarnn isimleriyle birlikte ilk devir-
den itibaren zikrettik. Fakat unu unutmamak gerekir ki, el-Bu/V.1d devrine
kadar ~Ida getirilen eserler, sahili hadisleri oldu u kadar, hasen ve zayf
hadisleri, yahut mevkilf ve maktu haberleri de ihtiva ettikleri iin, bunlara
mcerred sahib konusunda telif edilmi kitaplar olarak bakmak mmkin
olmuyordu. Her arzu eden kimse hadislerin esrar na vakf olmadka, bu eser-
lerden gerekti i ekilde istifade edemiyor, daha do rusu, sahil olan hadisleri
dierlerinden ayrdedebilecek bir imkn bulam yordu. Yahutta eriate m-
teallk her hangi bir konuda ihtiyac olan sahil hadisleri birarada gremi-
yordu.

Bu eserler, geli i gzel sralanm hadislerin ezberlenmesini kolayla tr-


maktan, veya rivayet esnas nda mracaat edebilmekten ba ka bir i e yara-
myordu Halbuki isln 'm izdii yoldan inhiraf etmi eitli firkalarm sa-
t fesad tohumlar nn sratle filiz verme e balad, bidatn alabildiine
yayld bir devirde, sahib hadislerden kolayca istifade edilmesini sa layacak,

254
onlarn mulrzara kar birer delil ve buccet olarak kullanlmas na imkan
verecek mevzularna gre tertip ve tanzim edilmi sahih kitaplara ihtiya
vard. te bu ihtiya, byk imam muhaddis el-Butjrryi harekete geirdi.
snadlar sahil, metinleri her trl lletten salim binlerce hadis aras ndan
seip ayrdklarn, fkh, siyer, tefsir vs. konular alt nda tertip ve tanzim
ederek el-Ccimi`u' -Sabib'ini meydana getirdi. Yaln z bu esere mrnn onalt
senesini ayrmt. Gelen rivayetlerden rendiimize gre, eserin tasnifinde
el-ButarPnin eyhi hadis imam shak Ibn Ralgiye'nin de rol olmu tur. Bir
gn el-Bubari'ye "Hazreti Peygamberin sahih sunnetini muhtasaran ceme-
den bir kitap telif etmesi" tavsiyesinde bulunmu , o da bu kitab telif etmi -
tir.

El-Butxi, kitab na ald hadislerin seiminde tesbit etti i artlar ak-


lamamtr. Bununla beraber, kitaba verdii el-Ciimicu' -Sallibu'l-Musnedu'l-
Multaar min (s.a.s.) ve Eyyntih ad, artlarnn neler
olduu hakknda fikir verebilecek bir manaya sahiptir. nce kitab na el-
Gind adm vermi tir. Buna gre el-Bubri, hadislerini belli bir s nf veya
babtan sememi , aksine feza'il, gemi ve gelecekle ilgili hdisler, 5,cUb, re-
Wik gibi ok e itli konulardan semi tir. Bilindi i gibi, yalnz fkh konu-
larna ait hadisleri ihtiva eden kitaplara Sunen ad verildii halde, ok daha
deiik konulardaki hadisleri muhtevi kitaplara Cmi ( denilmitir. Bu bakm-
dan, el-Butarrnin, kitabna verdii Cmic ismi, hadislerin seiminde takip
etti i usille uygundur. Cami` ismini takip eden ahiti sz, el-Butarrnin, ki-
kitabna yalnz sahil olan hadisleri ald na dellet eder. Nitekim daha nce
de zikrettiimiz gibi, bizzat kendisi "yaln z sahib hadisleri aldn, kitab
uzatmamak iin de bir miktar sahihi teketti ini" aklamtr. Kitabn is-
minde yer alan Musned sz, el-BuharPnin, yaln z isnad muttasl olan hadis-
leri kitab na aldm gsterir. Bunun dndaki hadisler ekil itibariyle ister
mursel olsun, ister nrunkat veya muallak olsun, kitapta as l olarak zikredil-
memilerdir. simde yer alan Multaar tabiri ise, daha nce de iaret etti imiz
gibi, btn sahih hadisleri kitapta toplamak gayesinin gdlmedi ine
let eder. Bu bakmdan hi kimse, el-Butarrnin kitabnda bulunmayan bir
hadisin, mcerred bulunmayndan dolay sahil olmadn iddia edemez.
Grld gibi, el-CCmica' -Sabfilu'l-Musnedul-Mul taar ad, el-Butarrnin
bu ad altnda tasnif etti i kitabn mahiyetini ve gayesini ortaya koyabilecek
bir akla sahiptir.

El-Cdmicu' -Saltib'te hadisleri nakledilen ravilerin seiminde gsterilen


titizlik de ayrca zikre de er. Bu rviler, el-Buhri nazarnda adalet ve zabt
artlarn haiz olan, yani sika denilen kimselerdir. Bu evsaftaki ravilerin biri-
birleriyle olan ittisallerine ve biribirlerinden hadis i ittiklerine ak bir ekil-

255
de dellet eden semi`tu, haddeent ve ahbereni tabirleriyle rivayet edilmi ha-
disler, kitapta birinci dereceyi i gal ederler. Keza 'an ve Ict le gibi ibarelerle
nakledilen hadisler dahi, rvilerin hadis ald klar eyhlerine likalar el-Bu-
hri tarafndan tesbit edildikten sonra ayn derecede zikredilmi tir. Fakat
likalar pheli olan veya mdellis olduklar bilinen kimselerden hadis nak-
letmek zarureti has l olmusa -bu gibi hadislerin saylar ok az olsa bile-
bunlar, ancak mutbi ve hid olarak nakledilmi tir.
El-Buhri, kitab n e itli bblara ayrm ve her baba, o bb iinde yer
alan hadislerin konular na uygun den bir isim vermitir. Terceme ad veri-
len ve "bb unvan" mansma gelen bu ba lklarda, bazan Kur'n Kerim-
den bir yet zikredilmi , bazan da, el-Buhrrnin bb konusu ile ilgili gr -
lerini aksettiren ifadeler yer alm tr. Fkhi deeri olan bu ifadeler dolay siy-
ledir ki .flshu'l-Bulri fi teriicimih (el-Buhrrnin fkh tercemelerindedir)
denilnitir.
El-Buhrrnin tercemelerinde grlen bir hususiyeti de, tercemeleri ta-
kip eden hadislerin, her bbta de iik sayda bulunmas ve hatta baz bb-
larda tek bir hadisin dahi zikredilmemesi, yahut yaln z taliklara yer veril-
mi olmasdr. Baz bblar ise unvans z braklmtr.

El-Buhrrnin baz bblarda hi bir ey zikretmemesi e itli tefsirlere


yol amtr. Bazlar , onun bunu kasden yapt n ve bununla o bbta ar-
tna uygun hadis bulamad n belirtmek istedi ini ileri srmlerdir. Bu
sebepledir ki baz Sahib nshalarnda, hi hadisi zikredil:neyen bir bbm,
bb zikredilmeyen hadise eklendi i grlmtr. Bunun sebebini aklayan
Ebu'l-Velid el-Bci, Eb sh4 el-Mustemlrden u haberi nakletmitir: "El-
Buhrrnin kitab n kendi aslndan istinsah ettik; bu asl, Muhammed bn
Yusuf el-Firabri'de bulunuyordu. O zaman grdk ki, kitapta tama rdnama-
m , beyaz braklm yerler, kendisinden sonra hi bir eyi tesbit edilmemi
tercerder, tercemesi zikredilmemi hadisler vard . Biz bunlarn hepsini bir-
letirerek yazd k" (El-Cez'irl, Tevciltu'n'naiar, s. 89). Ebu'l-Verld el-Bcr,
bu haberin do ruluuna, kitabn muhtelif nshalarmn dellet etti ini syli-
yerek yle der: "Filb.akika Eb. sh4 el-Mustemirnin, Eb Muhammed
es-Serahsrnin ve Eb Zeyd el-Mervezi'nin rivayetleri, takdim ve tehir y-
nnden birbirinden farkhd r; halbuki bunlarn hepsi de tek bir asldan istin-
sah etmilerdir. Bundan anla lyor ki, mstensihlerden her biri, bu gibi yer-
lerdeki meseleleri kendi anlaylarna gre uygun grdkleri yerlere izafe
etmiler ve bu suretle aralar nda grlen takdim ve tehir farklar , veya ara-
larnda hi hadis bulunmayan muttas l terceme ekilleri ortaya kmtr.
Bununla beraber, el-Ccimitu' - alti,Yte bu gibi yerlerin ok az oldu u da bir
gerektir" (ayn yer).

256
Bu aklamadan anlaldna gre, el-BuharI, e itli ekillerde zikret-
mi olduu hah tercemelerinde, o bba ve kendi artlarna uygun hadis bul-
musa, o hadisi kitab iin stlah olarak tesbit etti i laddeenc1 ve benzeri ta-
birlerle veya bu tabirlerin yerini tutabilecek artlar haiz (ancane ve benzeri
ibarelerle o hah ierisinde zikretmi tir. E er kendi artlarna uygun hadis
bulamam , bununla beraber, huccet olarak kullan labilecek evsafa ship bir
hadis ele geirmi ise, art na uygun hadislerin zikrinde kulland usl de-
itirerek, bu gibi hadisleri daha ba ka ekillerde nakletmi tir. Mesela talik
ettii hadislerin ou bunlardand r. Gerek kendi artna ve gerekse ba ka-
larnn artna uygun hi bir sahih bulamam sa, o zaman halk aras nda h-
ret kazanm ve kyas olmak zere kullan lan bir hadisi, ya lafzen veya manen
alm ve onu bb tercemesi olarak nakletmi tir; sonra da bu haberin mana-
sna ehadet edecek bir ayet veya onu teyid edecek bir hadis zikretmi tir (ayn
eser, s. 90).

Ancak bu zikredilenler, el-Ciimicu's-Saltil'in telif ve tasnifinde el-Bu-


harrnin takip etti i metodla ilgili tahminlerden te gememektedir. El-Bu-
hari, kendi metodunu tasrih etmedi i iin bu konuda ileri srlen gr lere
tahmin diyoruz. Bununla beraber akla yak n olan gr lere olabilir nazar
ile bakmann en do ru yol olduuna phe yoktur96.

ii. Muslim ve el-Ctmicu'Sabtill'i

Telif etti i byk hadis eseriyle Kutub-i Sitte'nin viicad bulmasnda en


mhim hisseye sahip olanlardan birisi de Ebu'l-kluseyn Muslim bnul-klac-
cac el-Ku eyri en-Neysabri'dir. Muslim, 204 senesinde Nisabr'da dnyaya
gelmi, 218 senesinden itibaren, yani henz 14 ya nda iken, hadis toplama a
ve bu maksatla 'Irak, IJicaz, Safiye ve M r gibi e itli lkeleri dolamaa
balamtr. En fazla hadis ald eyhleri arasnda Yalya bn Yahya et-Te-
mimi, el-Ka<nelii, Ahmed bn Ynus el-Yerbin, smail bn Ebi Uveys,
Sa(id bn Manfr, (Al= bn Selam, Ahmed bn I.Ianbel ve daha bir ok kimse
zikredilebilir. Kendisinden ise, et-Tirmizi (bir hadis), Ibrahim bn Ebi T-
lib, bn Iluzeyme, es-Serrac, Eb (Avane, Eb Hamid ibnu' -Sarki, Eb
Hamid Ahmed bn Iiamdan el-A`me i, brahim bn Muhammed bn Sufyan,
`Abdurrahman bn Ebi 1Jatim ve di er bir ok kisme rivayet etmi tir.

960 El-BuIffirrnin tercemesi iin bkz. bn Ebi Wtim, Kitibu'l-cerk, III. 2, 191; ibnu'n-
Nedtin el-Fihrist, s. 335-336; el-Ijapb el-Bagellidt, Trihu Baldd, II. 4-34; bn Ebi Ya%, Ta-
bakt tu'l-Ijantbile, I. 271-279; bn Flallik5n, Vafeyttt, III. 329-331; e.4-Zehebi, Tezkire, I. 555-557;
'bn Hacer, Tehzib, IX. 47-55; es-Subkt, TabakCtu'- cific yye, II. 2-19; Ibnu'l-graiid, egrilt,
II. 134-136; Fuat Sezgin, GAS, I. 115-134.

257
Ebiz Zurca ve Kb-ii Hatim'in sahih bilgisinde kendi devirlerinde ya am
btn eyhlerden stn grdkleri Muslim bnu'l-Haccac, mam el-Buhari-
ye ba ll ile de tannmtr. Bir rivayetten rendiimize gre, el-Butrrnin
ahnndan perek ona : "B rak da ayaklarn peyim, ey stadlar n stad,
muhaddislerin efendisi, hadis lletlerinin tabibi! Sana yaln z hased edenler
d man olur. ehadet ederim ki, dnyada senin bir e in yoktur" demi tir.
Muslim'in el-Buhari'ye olan bu ba lh, Nisabfir'da cereyan eden baz hadise-
ler kar snda onu mdafaa etmesinde de a ka grlr. El-BuharPnin ter-
cemesinden bahsederken de belirtti imiz gibi, bu byk imam, Nisabilr'a
yerle tikten sonra, halkn onun etrafnda toplanmas , baz imamlarn, bu arada
bilhassa Muhammed bn Yahya ez-Zuhlrnin hased damarlar nn kabarmasna
sebep olmu , bundan sonra da el-Buharl, Kur'an lafz nn mahlk olduu g-
rne sahip bulunmakla itham edilerek halk n kendisiyle temas yasaklan-
mt. Buna ra men Muslim, el-Buharryi mdafaa etmi , onun Nisabrr'dan
ayrlmasndan sonra bile, onunla irtibat n kesmemi , ziyaretlerini devam et-
tirmitir. Muhammed bn Yahya'ya, Muslim'in de el-Buharrnin mezhebine
mensup olduunun, hatt bu yzden Hicaz ve `Irak'ta azarland nn, onun
yine de bu grten rc etmedi inin sylenmesi zerine, Muhammed bn
Yahya', akdetti i bir hadis meclisinin sonunda "her kim bu gr e ship ise,
ona bizim meclisimizde yer yoktur" demi ; Muslim de ridasn bann ze-
rine atarak meclisi terketmi ve Muhammed bn Yalya'dan yazd her eyi
bir hamalm srtna vurarak onun evine gndermi tir. Bu suretle el-Buharl.
gibi Muslim'in de Muhammed bn Yahya ile olan irtibat' kesilmi ve bir daha
ondan hadis rivayet etmemi tir.

Muslim, arkasnda, hadis konusunda tasnif edilmi bir ok eser braka-


rak 261 senesinde Nisabur'da vefat etmi tir. Onun brakt eserler aras nda
zerinde durulmas ve ksa da olsa hakk nda aydnlatc bilgi verilmesi gere-
ken eser, hi phesiz, el-Buharrnin el-Cmicu' -SNl'inden sonraki ilk mer-
tebeyi i gal eden ve Kutub-i Sitte'yi tamamlayan el-Ciimicu' -Sahib adl musan-
naftr. Muslim bu eserinde, mkerrerler d nda 3000 den fazla hadisi biraraya
getirmi ve her hadisin, konusu ile ilgili oldu u baba yerle tirilmesine ayr
bir itina gstermi tir. Ayrca, her hadisin de iik ve kendi nazarnda sahih
olan isnadlarna ve bu de iik isnadlarla gelen metin farklar na yapt ia-
retlerle rivayetini de erlendirmi ve bunlara verdi i tertip gzelli iyle kita-
bn kolay ve rahat kullan lmasn salamtr.

Muslim, ,94/1."'inde ayn hadisin tekrar ndan iddetle kanmtr. Bu-


nunla beraber, baz sebepler dolaysyle tekrar nda fayda mlahaza etmi se,
o hadisi tekrar vermekten ekinmemi tir. Nitekim kendisi, kitab n mukaddi-
mesinde buna i aret etmi ve Hazreti Peygamberden senediyle gelen hadisleri

258
tekrarsz olarak vermeyi gaye edindi ini belirttikten sonra yle demitir:
"Ancak kendisinde fazla mana bulunan hadisin tekrar ndan msta ni kalma-
mayan bir yerin gelmesi, yahutta orada bulunan bir llet dolaysyle baka bir
isnadn yannda vaki olan bir isnad olmas halinde bu tekrar zaruridir; nk
hadiste kendisine ihtiya duyulan fazla bir mana, tam bir hadis hkmndedir.
Bundan dolay, kendisinde vasfetti imiz ziyadelik mevcud olan hadisin tekrar
edilmesi, yahut mmkin ise, ksa olduu iin bu mana= hadisin tamam ndan
ayrt edilmesi gerekir. Fakat hazan onu btnnden ay rmak g olur. Bu
zorluk mevcud oldu u zaman hadisi kendi heyeti ile tekrar etmek daha sabr n
yoldur. Amma bizden, kendisine bir ihtiya yok iken btn ile tekrarmda
zaruret grmediimiz hadisi in allah tekrar na yana mayaca z" (ahiti mu-
Isaddimesi, I. 4-5).

Muslim, hazreti Peygamberden senedle gelen hadisleri, keza bu hadislerin


rvilerir k sma ayrm ve kitab n telif ederken bu k sm daima gz-
nnde bulundurmu tur. Onun bu taksimine gre, birinci k smnda, her trl
ayb ve kusurdan salim, en temiz ve en mkemmel hadis yer al r. Keza birinci
ksmda yer alan rviler de, bu e it hadislerin rvileri olup, hepsi de istika-
met ebli, naklettikleri eyleri iyi bilen ve salam bir ekilde muhafaza eden,
rivayetleri aras nda iddetli ihtilaf ve ihtilat bulunmayan kimselerdir. Mus-
lim, kitabn hangi blm veya bab nda olursa olsun, nce bu derecedeki
hadisleri nakletmi tir.

Muslim'in taksiminde ikinci ksm tekil eden hadisler, birinci ks mdaki


hadislerin sendelerinde yer alan ravilerin derecesinde olmayan, h fz ve itkan
ile vasflandrlmam kimselerin rivayet ettikleri hadislerdir. Ancak bu e it
hadislerin rvileri, her ne kadar birinci k sm ravilerinin derecesine eri memi
olsalar bile, do ruluk, drstlk, ilim al veri i, bunlar da ~Ur. Ksacas
ikinci ksm rvileri, lfz ve itkan ynnden mutavass t olan kimselerdir. te
Muslim, kitabnda, nce birinci ksmda bulunan hadislere yer vermi , sonra
bu ikinci ksm hadisleri almtr.

nc ksm hadisleri ise, hadis ehli nazar nda, yahut hadisilerin o u


nazarnda thmetli olan, hadislerinin o u munker ve yanl bulunan, yahut
yalan syleyen ve hadis uyduran kimselerin rivayet ettikleri hadislerdir. Mus-
lim bu gibi kimslerin hadislerine kitabnda yer vermemi tir. (ayn yer).

El-BuharI ve Muslim'in el-Cd ni<u'-allibleri baz hadisiler tarafndan


mukayese konusu yaplm , hangisini daha stn oldu u tesbit edilme e a-
llmit r. Bu konuyu ele alan bn Hacer yle der: " slam ulemas nn ou
altilru'l-Bu)arrnin s hhat ynnden nde oldu unu aka ifade etmi lerdir.
Fakat bunun aksi olan bir gr hi kimseden nakledilmemi tir. Eb

259
en-Neysiibarrden rivayet edilen, yeryznde Muslina'in kitab nda!' daha sa-
hih bir kitap yoktur, sz ile baz Marib imamlarmn Muslim'in kitabn el-
Buhrrnin kitab ndan stn sayan gr leri, sadece, Muslim'in uslabu ile,
yaz ve tertibindeki gzelli e raci hususlar dolay slyledir... Zira el-Buharrnin
kitabnda shhatin istinad etti i sfatlar, Muslim'in kitab nda istinad edilen
sfatlardan daha mkemmel ve daha iddetlidir; el-Buharrnin shhat iin
ortaya koydu u artlar, daha kuvvetli ve daha ser ttir."
"El-Buharrnin ittisal ynnden stnl , ravinin hadis ald kimse ile
millakatnn bir defa da olsa sabit olmas n art ko mas dolaysyledir. Hal-
buki Muslim, sadece muasaratla, yani rvi ile eyhinin ayn asrda ya am
olmalarlyle iktifa etmi tir."
"Sahib-i Buha.rrinin adalet ve zabt ynnden stnl ne gelince, Mus-
lim'in ricali aras nda cerh edilenlerin say s, el-Buharrnin ricalinden cerh
edilenlerin saysna nisbetle daha oktur. Buna ilaveten el-Buhari, bu cerh
edilenlerin hadislerinden fazla say da nakletmemi tir. Bunlarn o u, Muslim-
in hilafina, kendilerinden ald ve hadislerine kar alkanlk kazand kendi
eyhlerindendir."
Buharrnin zz ve lletten salim olmas ynnden stnlne
gelince, el-Buharrde tenkide u rayan hadis says, Muslim'in tenkide u rayan
hadis saysndan daha azd r. Buna ilaveten ulem, ilim ynnden el-Buhari-
nin Muslim'den daha stn ve hadis sanat ynnden daha bilgili oldu unda
ittifak etmi lerdir. Muslim onun tilmizi olup dizi dibinde yetimi , ondan
istifade etmi , onun eserlerine tbi olmu tur. Bu sebepledir ki, ed-Daralp tni,
eer el-Buhari olmasayd , hadis ilminde Muslim ortaya kmaz ve bu merte-
beye ula mazd, demitir" (Nulbett'l-fiker erhi, s. 37-38).

te, yukarda zikredilen bu sebepler dolaysyle el-Buhrrnin el-Cmi`u' -


ahih'i, bata Muslim olmak zere di er btn hadis imamlarmn tasnif
etmi olduklar kitaplara tercih edilmi ve daha nce de i aret etti imiz gibi,
Kur'an Kerimden sonra, slam dininin en mhim kayna saylm tr96'.

f. Cz'ler

Cz, tek bir sahabinin veya daha sonrakilerden bir hadisinin hadislerini
toplayan kitaplard r. Bazan, belirli bir konuya tahsis edilmi hadisleri ihtiva
eden mecmualara da cz denilmi tir. Cz'ler daha ziyade nc as rdan iti-

961 Bkz. Ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 336; el-Hatib el-BagdMi, T7r[hu BadM, XIII.
100-104; bn Eb# YacM, Tabalcr tu'l-ljanbne, I. 337; bn I allikn, Vafeyiit, IV. 280-282; eg-
Zehebt, Tezkire, I. 588-590; bn Hacer, Tehgtb, X. 126-128; Tanribirdi, en-Nteam, III. 33;
ezeriit, II. 144-145; Fuat Sezgin, GAS, I. 136-143.

260
baren ortaya kmaa balam ve binlerce cz telif edilmi tir. Ez-Zehebrnin
nakletti ine gre, Nisbilr'un tan nm muhaddislerinden Inifz Ebn 14zim
cOmer bn Ahmed el-(Abdevi (. 417) "kendi elimle, her bir eyhten bin cz
olmak zere on eyhten 10 bin cz yazdm" demitir962ki, bu szden, tahmin
edilemeyecek kadar ok say da cz telif edildi ini anlamak mmkindir Biz
binada nc asra ait baz cz shiplerinin isimlerine i aret etmekle yetine-
ceiz.
EB A IM EN-NEBIL eg-Zahlk bn Mahled e - eybnI (. 212) 963 ;
Eb <Abdillah MUHAMMED BN <ABDILLAH BNI'L-MUSENNA.. el-
AnrT (. 215) 964 ; EKT MUSH R `Abdu'l-A(l bn Mushir el-Gassni (.
218) 965 ; Ebil 'Ali EL-HASAN BN <AREFE bn Yezid el--`Abdi el-Ba dkri
(. 257)966; Ebl AHMED IBNU'L-FURAT bn tllid e?-Zabbl. er-
Rzi (. 258) 967; Ebn `Abdillah MUHAMMED BN YAHYA bn <Abdillah
ES-ZUHLI (. 258) 968 ; EM Ca<fer MUHAMMED BN <A.SIM ES-SEKAFT
el-IfalnI (. 262) 969 ; Eb Bekr Ahmed BN EBI 1JAYSEME Zuheyr bn
Harb en-Nes'i el-Ba ddi (. 279) 97'; Ebl Ishk ism<I1 bn ishk bn
ibn. Hammk1 EL-CAHZAMI el-Ezdi (. 282) 971 ; Ebu'l-Hasan 'ALI
BN `ABD 'L-`AZIZ ibni'l-Merzubn bn Sbr EL-BEGAVI (. 287) 972;

962 Tegkiretu'/-4affii, II. 1072-1073.


963 Bkz. Trtrih, II. 2, 337; bn Ebt Htim, Kitiibu'l-certt, II. 1, 463; eg-Zehebt,
Tezkire, I. 366-367; A/izi n,
- II. 325; bn Hacer, Tehzib, IV. 450-453 el-KetUnt, el-Mustatrafa,
s. 65; ibnu'l-cIni, Sezerilt, II. 28.
964 bn Sacd, Tabakrtt, VII, 2, 48-49; el-BuhErt, T(trii, I. 1, 132; bn Ebt
Kitiibu'bcerk III. 2, 305; el-Hatib el-Bagdtidi, Tarihu Badad, V. 408-412; ez-Zehebt, Tezkire,
I. 371; 11Tiztt t, III. 600-601; bn Hacer, Tehzib, IX. 274-276; bnu'l-cImEd, ezedit, II. 35;
el-Kett(nt, el-Must ttrafa, s. 65; Fuat Sezgin, GAS, I. 100.
965 bn Said, Tabalciit, VII. 2, 174; el-tlatib el-BagcMdt, niribtz Bad(td, XI. 72-75; ez-
Zehebt, Tezkire, I. 381; bn Hacer, Tehzib, VI. 98-101; Fuat Sezgin, GAS, I. 100-101.
966 Bkz. bn Ebt H8tim, Kit,lbu'l-cerh, I. 2, 31-32; ebtlagb el-BagdAdt, TlrIlut
VII. 394-396; ez-Zehebi., Tezkire, I. 502; bn Hacer, Tehzib, II. 293-294; ibnu'l-qmkl, eze-
rdt, II. 136; bn Kesir, ebBidiiye, XI. 29; el-Kettrint el-Mustatrafa, s. 65; Fuat Sezgin, GAS, I.
134.
967 Bkz. 895 No.lu dipnot.
968 Bkz. ebtlatib T(trihu Badciel, III. 415-418; bn Ebt YacIrt, Tabakt tu'l-
1.1anCtbile, I. 327; ez-Zehebi, Tezkire, I. 530-532; tim Hacer, Tehzib, IX. 511-516; Ibnul-qm".d
egerlt, III. 138; el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 82; Fuat Sezgin, GAS, I. 134.
969 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 517; bn Hacer, Tehzib, IX. 240-241; Fuat Sezgin, GAS,
I. 144.
970 Bkz. bn Ebt Wtim, Kittbu'brerl, I, 1, 52; ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 335; el-Ija-
tib T(trihu Badad, IV. 163; bn Ebi Yagk, TabakCau'l-gant bile, I. 44; ez Zehebt,
-

Tezkire, I. 596; bn Ketr el-Bichiye, XI. 66; Tanribirdt, en-Nucitm, III. 83; ibnul cImM,
, -

ezeriit, II. 174; Fuat Sezgin, GAS, I. 319-320.


971 Bkz. 909 No.lu dipnot.
972 Bkz. 910 No.lu dipnot.

261
Ebu'l-cAbbs Ahmed bn bn Muslim EL-EBBIR (. 290) 973 ; EM'. Mus-
lim ibrhim bn (Abdillah bn Muslim bn Mcz el-Ba ri EL-KECCI (.
292) 974; Eb Bekr Muhammed bn Mihrn en-Neysbri EL- SM k`ILI (.
295)975; Ebu'l-(Abbs AHMED bn Muhammed bn Mesrk ET-TSI el-
Baeldi (. 299) 976.

g. Belirli konulara tahsis edilmi kitaplar

adh eserlerin de iik konularndan birine tahsis edilmi kitaplarn


ikinci as rda telif edilme e balandn zikretrui ve bunlarn isimlerini mel-
lifleri ile birlikte vermi tik. Bu e it telif faaliyeti nc as rda da devam
etmi ve giderek artm tr. Melliflerinin vefat tarihlerine gre, bu as rda telif
edilen kitaplar yle sralayabiliriz:

( ABDURRAZZA"K bn Hemmn (. 211) 977n Kitc-tbu'- aliit'a; El3fT


c7k IM EN-NEBIL e -Zallk bn Mahled e - eybni (. 212) 978nin Kitiibu'-
s-Sunne'si; Eb Ndaym EL-FAZL BN DUKEYN (. 219)979in Kitiibu' -
aliit ve KitCtbu'l-Meniisik'i; TWEM BN YAS el-cAskalnl (. 220) 980nin
Kitt-tbu erCtbi'l-Acmc-tri; Eb cAbdillah NU (AYM BN HAMM7.D el-ljuzci
(. 228)9"nin Fiten'i; Ebn Ilayseme ZUHEYR BN HARB (. 234) 982
Kitrbu'l-cilm'i; Ebu'l-Hasan (ALI bn (Abdillah bn Cdfer EL-MEDINI in
(. 234) 983 nin Kitbu'l-Eribe'si; Eb Bekr BN EBI EYBE (. 235) 984 nin

973 Bkz. Trtrilju Barlt d, IV. 306-307; Tezkire, I. 639-640; Sezert, II. 265.
974 Bkz. 944 No.lu dipnot.
975 Bkz. ez-Zehebl, Tezkire, I. 682-683; bnu'l-clm'ad, ezer lt, II. 221.
976 Bkz. el- jattb el-Bagd'adt, Ttril u BarIt d, V. 100-103.
977 Bkz. 953 No.lu dipnot.
978 Bkz. 963 No.lu dipnot.
979 Bkz. bn Sacd, Tabalpit, VI, 279-280; el-Bub..ri, Terlh, IV. 1, 118; bn R.uteybe
el-Mactrif, s. 229; bn Ebi Htim, Kitrbu'l-cerh, III. 2, 61-62; bnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 331;
el-Hatib el-Bagel'adt, Tdrilu Baldd, XII. 346-357; ez-Zehebi, Tezkire, I. 372-373; Miz lt,
III. 350-351; bn Hacer, Tehzib, VIII. 270-276; el-Ketrani, el-Mustalrafa, s. 35; Fuat Sezgin,
GAS, I. 101.
980 Bkz. el-Bubrzt, Ttrlh, I. 2, 39; bn Ebi Htim, Kitiibu'l-cerh, I. 1, 268; el-tlatib el-
Badd#, Tdrihu Badrd, VII. 27-30; ez-Zeheb1, Tezkire, I. 409; bn Hacer, Tehzib, I. 196;
Fuat Sezgin, GAS, I. 102.
981 Bkz. 873 No.lu dipnot.
982 Bkz. 877 No.lu dipnot.
983 Bkz. bn Said, Tabalcr t, VII. 2, 58; el-Bulfari, Trffi, III. 2, 284; bn Ebi 121Atim,
Tandimetu7-cerb, s. 319-320; Kitiibu'/-cerh, III. 1, 193-194; ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 336;
en-Neysa'biiri, Macrifet s. 71-72; el-tlatib Tartihu BadM,
XI. 458-473; eg-Zehebt, Tezkire, L 428-429; Mzdn, III. 138-141; es-Subk, rabakritu'- tfic yye,
I. 366-368; Tanribirdi, en-Nuciim, II. 277; bn Hacer, Tehzib, VII. 349-357; bnu'l-chnjd.
Segerdt, II. 81; Fuat Sezgin, GAS, I. 108.
984 Bkz. 878 No.lu dipnot.

262
Kitdbu'l-Edeb ve Kitdbu't-Tefslr'i; AUMED BN Muhammed
BN HANBEL (. 241) 985in Kitdbu's-Sunne, Kiteibu't-Tefsir, KitC bu'z-Zuhd,
Kitab -171- FercV4, KitCbu'l-Mencisik, Kitdbu(1- mCn, Kittbu'l-Eribe, Kitc-ibu
Tacati'r-Rasl, Kitr bu'r-Redd'ale'l-Cehmiyye'si; Eb cAbdillah Muhammed bn
Yahy5. BN Ebi EL-cADENI ED-DARAVERDI (. 243) 986nin Kitcr-
bu'l-lnCn' ; IIANNA- D BN SERY bn Mus'ab (. 243)987nin
Kitdbu'z-Zuhd'u; Eb (Abdillah el-Uuseyn BNU'L-IJASAN BN HARB
el-Mervezi (. 246) 988nin Kitcibu'l-Birr ve' -la's ; Ebu'l-Ferec cABDUR-
RAIIMAN BN (MER EL-ISBA1171.NT "RUSTE" (. 246, 250) 989nin Ki-
tCbu'l- mcin' ; Eb Ahmed HUMEYD BN MAHLED BN ZENCEVEYH
el-Ezdi (. 251) 99nin Kitclbu'l-Adabi'n-Nebeviyye ve Kitclbu't-Tergib ve't-Ter-
hlb'i; Eb (Abdillah Muhammed bn ism . .'11 EL-BUTASI el-Cucfi (. 256) 991-
nin Kitclbu Ref c 'l-Yedeyn -akit, Kitdbu'l- E-
ribe, Kitdbu'l-Edebi'l-Mufred, KitCbu 1,1", alta Ef`Cli'l-(1bc-id' ;Eb'l
`Ali EL-UASAN BN cAREFE bn Yezid el-`Abdi el-Ba dMi (. 257) 992nin
Ebu'l-Uuseyn MUSLIM bnu'1-Uae4e el-Kuseyri (. 261) 993-
nin KitCbu'l-ntila cUbeydullah bn (Abdil-Kerim bn
Yezid EB J" ZUWA ER-RAZ (. 264) 994nin Kitbu'z-Zuhd'u; EB C `AL
UANBEL bn ish4 BN UANBEL es- eybni (. 273) 995nin Kiffibu's-Sun-
ne'si; EKI BEKR Ahmed bn Muhammed bn Hani et-Tn EL-ESREM
(. 273) 996in Kitdbu's-Sunne'si; EB DA.VeD Suleym.'n Ibnu'l-Egas
es-Sicist1 (. 275) 997nin Kitdbu'z-Zuhd, Kitc - bu'lKader, KitCbu Acicimi'n-
Nubuvve ve Kitdbu's-Sunne'si; EBIJ HATM Muhammed bn dris bni'l-

985 Bkz. 881 No.lu dipnot.


986 Bkz. 883 No.lu dipnot.
987 Bkz. Trrh, IV. 2, 248; ez-Zehebt, Tezkire, I. 507-508; bn Hacer, Tehzib,
XI. 70-71; bnu'l-cIm.d, ezert, II. 104; Fuat Sezgin, GAS, I. 111.
988 Bkz. bn Ebi Htim, Kitbu'l-cerit, I. 2, 49; Ibnu'l-qmkl, ezert t, III. 111.
989 Bkz. bn Ebt Iltim, Kitbu'l-cerk II. 2, 263; ez-Zeliebt, Mizn, II. 579; bn Hacer,
Tehzib, VI. 234-235; el-Kettrni, el-Mustatrafa, s. 34.
990 Bkz. bn Eb# I-Dtim, Kithu'/-cerb, I. 2, 223; el-Hatib Tc-iri/en Badd,
VII. 160-162; ez-Zehebi, Tezkire, I. 550-551; bn Hacer, Tehzib, III. 48-49; ibnu'l-qu a- d,
ezert, II. 124; Fuat Sezgin, GAS, I. 113.
991 Bkz. 960 No.lu dipnot.
992 Bkz. 966 No.lu dipnot.
993 Bkz. 961 No.lu dipnot.
994 Bkz. 899 No.lu dipnot.
995 Bkz. bn Ebi Ij&tim, Kitetbu'l.cer4, I. 2, 320; el-Hatib el-BagdZdi, Tril u Baeld, VIII.
286-287; bn Eb# Ya<1 a- , Tabakittu'l-Ranbile, I. 143-145; -Zehebt, Tezkire, I. 600-601; Tanri-
birdt, en-Nuetn, III. 70; bnul.-(Inad, ezert, II. 163-164; Fuat Sezgin, GAS, I. 510.
996 Bkz. 939 No.lu dipnot.
997 Bkz. 950 No.lu dipnot.

263
Munzir ER-RAZ (. 277) 998nin Kitdbu'z-Zuhd'u; Ebn </s Muham-
med bn `Is. ET-T RMZI (. 279) 999nin Bekr 'Ab-
dullah bn Muhammed bn (Ubeyd Ibn Sufyn bn R.ays BN EBPD-DUN-
YA (. 281) 1Mnin Kitdbu'n-Niyye, Kitdbu't-Teheccud, Kitdbu'l-cIydeyn, Ki-
Kitcibu'l-41cis ve Kitcibu'l-Evliyd's ; Ebn ishk BRAH M bn shk. EL-
IJARBi el-Ba ddi (. 285)MInin Kitdbu Secediitti'l-Kur'n ve Kitdbu tti-
bii<T71-Emvt' ; Ebli (Abirrahman. (ABDULLAH BN AHMED bn Miham-
med BN HANBEL e - eybnl (. 290)' 02nin Kitclbu's-Sunne'si; Ebii Bekr
Ahmed bn 'Anar bn (Abdil-Hlik el-Ba ri EL-BEZZAR (. 292) 1003n
Kitdbu'-aldt cale'n-Nebiyy'i; EBe BEKR Ahmed bn (Ali. bn Sdicl
EL-MERVEZI (. 292)m 4nin Kitdbu'l-Cum`a ve Fazlihd ve Kitdbu'l-
Vard ; Ebii. Ca(fer Muhammed bn 'OSMAN BN EBI EYBE el-tAbsi (.
297)95nin Kitdbun fihi Zikr Halk Adem... ve Kitdbu'l- cAr ve md verede
Ebli (Abdillah Muhammed Ibn EL-MERVEZ (. 294)M6nin Kitdbu'-a-
kit, Kitdbu K yCtmi'l-Leyl, Kitdbu'l-Vitr, Kitdbu'l-Varg ve Kitdbu Ktymi
Ramazdn' .

h. Mustahrecler

nc asrn ikinci yarsndan sonra, bilhassa el-BuhrI ve Muslim'in


altil'lerinin hadis tarihinde hret kazanma a balamas zerine, baz mu-
sannflar, mesailerini bu iki kitaba gre dzenleme e ve onlar asl kabul
ederek onlarn erevesi iinde yeni eserler tasnif etme e balamlardr. Bu
eit eserlerin ilk ortaya kanlar! Mustahreclerdir. stihrc, bir hadis imam-
nn, kitabnda belirli bir isnadla nakletti i hadisin bir ba ka isnadm arayp
bulmak ve hadisi o isnadla Mustahrec ad verilen kitapta nakletmektir. Bu

998 Bkz. Ibn Ebt Wtim, Taii.dimetu'/-cerlt, s. 349-372; el-Hatib Trrilu Ba-
(tad, II. 73-77; bn Ebt Yacki, Tabalsdtu'l-ljandbile, I. 284; ez-Zehebt, Tezkire, I. 567-569; bn
Hacer, Tehzlb, IX. 31-34; Ibnu'l-cImgd, Sezerdt, II, 171; Fuat Sezgin, GAS, I. 153.
999 Bkz. 951 No.lu dipnot.
1000 Bkz el-Hatib el-Ba dadt, Tdrihu BadCd, X. 89-91.
1001 Bkz. ey-Zehebt, Tezkire, I. 584; Ilmu'l-cImcid, ezerdt, II. 190.
1002 Bkz. bn Ebt Wtim, Kitdbu'l-cerh, II. 2, 7; el-Hattb el-Ba dgidt, Tdrihu Badd,
IX. 375-376; bn Ebt Ya9A, Tabakltu'l-gandbile, I. 180-188; ez-Zehebt, Tezkire, I. 665-666;
bn Hacer, Tehzlb, V. 141-143; bn Kestr, el-Biddye, XI. 96-97; ibnu'l-cImild, Sezerdt, II. 203-
204; Fuat Sezgin, GAS, I. 511.
1003 Bkz. 915 Nolu dipnot.
1004 Bkz. 916 Nolu dipnot.
1005 Bkz Ibnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 334; -Zehebt, Tezkire, I. 661-662; Mizdn,
642-643; Ibnu'l-chnrid, ezerdt, II. 226; Fuat Sezgin, GAS, I. 164.
1006 Bkz. 917 No.lu dipnot.

264
ikinci isnad, phesiz, o hadisi Mustahrec sahibine ula tran isnaddr. Bu su-
retle mustahric, abib sahibi ile, onun eyhinde, yahut daha stndeki bir
eyhte hatt bazan sahabide birle ir. Eer hadis mustahrice ual mamsa,
yahut ula m olsa bile isnad zayf ise, mustahric, ya o hadisi terkeder, yahutta
Sahili sahibinin isnad ile nakleder.
Mutahrecler umumiyetle drdnc as rdan itibaren o alma a balam -
tr. Bununla beraber ez-Zehebi'nin belirtti ine gre"", Eb Bekr Muhammed
bn Muhammed bn Reca' el- sfera'ini (. 286)""nin ve Ebu'l-Fail Ahmed
bn Seleme en-Neysaburi el-Bezzaz (. 286)"" n Muslim'in alfill'i zerine
yaplm birer Mustalreeleri vardr.

t. Hadis ilminin eitli konularna tahsis edilmi kitaplar

Daha nce de muhtelif vesilelerle i aret etti imiz gibi, hadis ilminin veya
usillnn btn konularn iine alan mstakil kitaplar, ancak drdnc as-
rn ilk yarsndan itibaren telif edilme e balanmtr. Ancak bu gecikmeyi,
hadis ilmi ile ilgili stlahlarn, kaide veya tariflerin, daha nceki as rlarda ha-
disiler arasnda maruf ve mstamel olmad , yahut bunlar n yerle ip kk-
lemedii manasnda anlamamak gerekir. Asl nda bunlar ok daha nceleri
hadisiler arasnda biliniyor ve kullanlyordu. Bununla beraber ilk devirlerde,
hadisileri daha ok hadis metinlerinin toplanmas ve konularna veya ra-
vilerine gre tasnifi me gul ettii iin uslle ilgili telif al malarna vakit ay-
ramyorlard . Belki birincisi, onlar iin daha tatl ve hayrl geliyordu. Ancak
bu, onlarn uslle hi megul olmadklar manasna gelmez. E er baka trl
olsayd, en sahih eserlerinin onlarn devirinde telif edilmemi olmas gerekirdi.
Hadis ilminin eitli 1141 ve kaidelerinin, ikinci ve nc as r hadisi-
leri arasnda bilindiini gsteren deliller, bizzat kendilerinden nakledilen ve
daha sonraki usul kitaplarmda yer alan haberlerdir. El-Buhari ve Muslim'in
yalnz hadis metinlerine tahsis ettikleri Sabiblerinde bile taha mmul ve riva-
yet kaidelerine, yahut hadis ricaline ait yer verdikleri gr leri, bunun bir
baka delilini te kil eder. Hatta el-Buhari ve Muslim'den nce gelmi
mam Muhammed bn dris e -Safici (. 204)""nin er-Risttle adl eseri, belki
fkh usiilnden ziyade hadis usiil ile ilgili bir kitapt r. Keza, yine e-Saficr-
nin Kitetbu'l-Umm'u iinde yer alan e itli hadis meseleleri ile ilgili gr leri
ve bilhassa Kitiibu hadis ilmi ierisinde mtalaa edilmesi
gereken konulardand r.

1007 Bkz. Tezkire, I. 637, 686.


1008 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 686; Ibnul-cImild, ezerW, II. 193-194.
1009 Bkz. bn Ebt 1-Utirn, Kitlbu'l-cerl>, L 1, 54; e1-1j41b, Tiirku Badad, IV. 186-187;
ez-Zehebt, Tezkire, I. 637; Ibnu'l-In"d, exerta, II. 192.

265
Ayn konuya tahsis edilmi Eb Muhammed 'Abdullah bn Muslim BN
KUTEYBE ed-DineverI (. 276)""nin Te'vilu Muljtelifi'l-ljadi , halen bu
konuda telif edilmi en mhim kitap olarak bilinir.
Hadis ilminin konularndan bir dieri, garibu'l-bLidl'tir. Bu konuda ilk
kitap tasnif edenler, En-Nazr bn umey1 (. 203, 204) 112ve Eb 'Ubeyde
Mu'ammer imul-Muenn (. 210)" 3 dir. Bu bakmdan garibu'l-hadig konu-
sunda ilk kitabn Kitbu Garibi'l-ljacli ve'l-A r ad altnda Eb `Ubeyd
EL-1ASIM BN SELLAM el-Ba ddi (. 224) 114 tarafndan telif edildii
sylenir ismini biraz nce zikretti imiz bn Rnteybe ed-Dineveri, Eb (Ubey-
d'in bu kitabna Zeylu yazm ; Eb shk BRA-
HIM bn ish4 EL-HARBI el-Ba ddi (. 285) 1015 de ayn konuda Kitbu
Garibi'l-ljacli, 'ini telif etmi tir.
Hadis ilmi ierisinde yer alan bir ba ka konu nsih ve mensh hadisler
konusudur. Bu konuda AHMED bn Muhammed BN HANBEL e - eybnI
(. 241) 116nin, Eb Bekr EL-ESREM (. 261) 117in (Kititbu Nsit,d1-1.1a-
ve'l-Menslt) ve EBe DAVUD Suleymn ibnul-E <a es-Sicistni
(. 275) 19"nin birer telifi vard r.
Dier bir konu, cilelu'l-hadi konusudur. nc asr, en mhim Kitd-
bu'VIlerlerin telif edildii bir devir olarak grlr. Bu konuda kitap telif
edenler 'Ali Ibnu'l-Medini (. 234) 11, Ahmed bn Hanbel (. 241) 12, el-Bu-
hrI (. 256) 121, Eb Bekr el-Euem (O. 261) 122, Muslim ibnu'l-Hacce (.
261) 123, ve et-Tirmiii (. 279) 124dir.

1010 Bkz bn Ebi Wtim, Kitbu'l-cerk, III. 2, 201-204; bnu'n-Nedtm, el- Fihrist s.
308-310; Eb Nucaym, Ifilye, IX. 63-161; el-Hatib el-Bag~t, Triku, Badd, II. 56-73; bn
Hallik'an, Vefeyrt,111.305-310; bn EM Ya`l Tabalfiitu'l-liatuthlle, I. 280-284; ez-Zehebt, Tezki-
re, I. 361-363; bn klaeer, Tehzib, IX. 25-31; es-Subki, Tabakiitu'- fi`tyye, L 172-175; Ibm Ke-
tr, el-Bidye, X. 251-254; /bnu'l-cImrd, Sezert, II. 9-11; Tanztbirdi, en-Nucm, II. 176-177
Fuat Sezgin GAS, I. 484-490.
1011 Bkz. el-Uagb, Tr 4 - u Badd, X. 170-171; Ibnu'l-cImad, Sezert, II. 169,
1012 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 314-315; bn Hacer, Tehzib, X. 437-438; Ibnu'l-cIm'ad,
Sezert, II. 7-8.
1013 Bkz. bn Hacer, Tehzib, X. 246-248; Ibnu'l-cInagd, Sezert, II. 24-25.
1014 Bkz. bn Sacd, Tabakt, VII. 2, 93; !bn Ebi Htim, Kitbu'l-cerh, III. 2, 111; Ibnu'n-
Nedtm, el-Fihrist, s. 112; el-114110 el-Bagd&it, Ttergu Badd, XII. 403-416; ez-Zehebt, Tez-
kire, I. 417; bn Hacer, Tehzib, VIII. 315-318; Ibnul-chnrd, ezert, II. 54-55; bn Keztr,
el-Biddye, X. 291-292; el-KetUnt, el-Mustatrafa, s. 115.
1015 Bkz. 1001 No.lu dipnot.
1016 Bkz. 881 No.lu dipnot.
1017 Bkz. 939 No.lu dipnot.
1018 Bkz. 950 No.lu dipnot.
1019 Bkz. 983 No.lu dipnot.
1020 Bkz. 881 No.lu dipnot.
1021 Bkz. 960 No.lu dipnot.
1022 Bkz. 939 No.lu dipnot.
1023 Bkz. 961 No.lu dipnot.
1024 Bkz. 951 No.lu dipnot.

266
nc asrda, bata sababe olmak zere hadis rivayet eden ricale tah-
sis edilmi tarih, tabakat, isim ve knye kitaplar yle cerh ve tddil kitaplar
da telif edilmi tir. 'Ali ibnu'l-Mediini (. 234)nin, Eb Bekr Ahmed bn <Ab-
dillah bn (Abdirrahman EL-BERIO (. 270) 125nin ve Eb Muhammed <Ab-
dullah bn Muhammed Ibn el-Mervezi `ABDAN (. 293) 126m Kitdbu
Mtcrifeti' akribe'si; Eb <Abdullah Muhammed BN SA93 bn Mersi` el-Basri
-

(Ktibu'l-Vlpdi) (. 230) 122nin, Ebn Zekeriyy YAHYA. BN M.A`IN bn


`Avn el-Murri el-Baddi (0. 233) 128nin, Ebu'l-Hasan <OSMAS bn Muham-
med BN EBI EYBE (. 239) 129nin, Eb HALIFE BN HAY-
Y>iT e-eybni (. 240) 33nin, Ebn `Abdillah Muhammed bn ism41 EL-
BUHAR/ (. 256)"nin, MAI-Hasan AHMED BN `ABDLLAH bn
lih EL-(ICLI (. 261) 132nin, Ebu'l-Faz1 (ABDULLAH BN MU-
HAMMED 'bn Htim el-H inl (43.271) 1 33nin, klanbel bn ishk (1273) 134ln,
Ebn Bekr Ahmed BN EBI HAYSEME Zuheyr bn Harb en-Nesl. (0.279) 135
bn 'Aln en-Nari ed-Dmaki (. 280) 1036ni,EBZUWA<bdurahmn
n TiirlItu'r Riclgeri; sahabe, tbi'n ve kendi devrine kadar ya am n
-

olan ricali toplayan ve "el-Vlsdrnin ktibi" unvan ile tannan Eb (Abdi1-

1025 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 570; ibnul-cIm'ad, Sezert II. 158.


1026 Bkz. ez-Zehebt, Tezkire, I. 687-688.
1027 bn Sa<d, Tabakdt, VII. 2, 99; bn Ebi Htim, Kitiibu'l-cerh, III, 2, 262; ilinu'n-Ne-
dini, s. 151; el-Uatib el-BagdZin, Trittu Badd, V. 321-322; /bn Hallikn, Vafe-
yz, III. 473; ez-Zehebt, Tezkire, I. 425; Mizrt, III. 560; bn Hacer, Tehzib, IX. 182-183;
Sezert, II. 69; Tanribirdt, en-Nucrtm, II. 258; Fuat Sezgin, GAS, I. 300-301.
1028 Bkz. bn Sa`d, rabalAt, VII. 2, 91-92; el-Buhrirt, Ttirr4, IV. 2, 307; !bn EM Witim,
Takdimetu'l-cerh, s. 314-319; Kitbu'l-cerh, IV. 2, 192; ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 336; el-
i:14lb el-Bagoltidt, Trik,u Baddd, XIV. 177-187; bn iallikn, Vafeyt, V. 190-193; ez-Ze-
hebt, Tezkire, I. 429-431; Mi:zrt, IV. 410; bn Hacer, Tehzib, XI. 280-288; Ibnu'l-qinkl, Seze-
rt, II. 79-80; Fuat Sezgin, GAS, I. 106-107.
1029 Bkz. 880 No.lu dipnot.
1030 Bkz. el-Bulffirt, Tiirqz, II. 1, 191; bn Ebt Htim, Kitribu'l-cerh, I. 2, 378; bnu'n-
Nedint, el-Fihrist, s. 338; bn Hallikn, Vafeyt, II. 14-15; ez-Zehebt, Tezkire, I. 436-447; Mi-
ziin, I. 665; bn Hacer, Tehzib, III. 160-161; bnu'l-cIm'ad, ezerl, IL 94; el-Kett(tni, el-Mus-
tafrafa, s. 97, 104; Fuat Sezgin GAS, I. 110.
1031 Bkz. 960 No.lu dipnot.
1032 Bkz. el-Hatib Trittu Badtd, IV. 214-215; ez-Zehebt, Tezkire, I. 560-
561; bnu'l-(Inad, Sezen-it, II. 141.
1033 Bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 579; Ibnu'l-cImtid, ezerrit, II. 161.
1034 Bkz. 995 No.lu dipnot.
1035 Bkz. 970 No.lu dipnot.
1036 Bkz. bn EM Yagg, Tabakltu'l ljanitbile, I. 205-206; 1bn Hacer, Tehzib, VI. 236:
-

ezerlt, IL 177; Fuat Sezgin, GAS, I. 302.

267
lah Muhammed BN SAcD bn el-Haimi (. 230) 37nin ef-Tabakttu'l-
Kubrirs ; Ebii`Amr IJALIFE BN IJAYYAT bn Halife e -Seybiini (.240)""
nin ve Ebul-Uuseyn MUSLIM ibnu'l-Uaccc el-lu eyri (. 261)" 39 nin
Kitc- bu'f-Tabal ettlan; ERO RAT M Muhahammed ibni'l-Mun-
zir ER-RAZ (. 275)""nin Tabaketu't-Tbicin'i; baz ehirlerin tarihine tah-
sis edilmi olmakla beraber, o ehirde yaam veya o ehre uram hadis
ricalinin tercemelerini toplayan kitaplardan EBU'L-VEL D Ahmed bn Mu-
hammed ibni'l-Velid EL-EZRAKI (. 223) 1041nin Tiiril u Mekke'si; Eb 'Ah-
dillah EZ-ZUBEYR BN BEKKAR bn `Abdillah el-Rura I (. 256)""ve
Eb Zeyd <OMER BN EBBE bn (AbIde en-Numeyri (. 264)""nin
Eb `Abdillah Muhammed bn Yezid BN MACE
(. 273)"44nin Tdrilu Kazdn'i; `AL BNU'L-MEDINI (. 234)""nin,
A HMED BN UANBEL (. 241) 10"in, EL-BUIJART (. 256)""ve MUSLIM
(. 261)""in Kittbu'l-Kunci'lan; Eb (Abdillah MUUAMMED bn <Abdil-
lah BN (ABDIRRAWM EL-BERIO (O. 249) 1"nin ve EL-BUUARI (.
256)nin Kikibu';-Zdafei'lar ; EKT SHAK brahim bn 18114 . es-Sa`di EL-
CtiZECA" N/ (O. 259)""nin ve EBU'L-I-JASAN Ahmed bn cAbdillah EL-
cICL (. 261)"5'nin Kitbu'l-Cerb ve't-Tddirleri, nc asrda ricale ve on-
larn terceme ve tarihlerine tahsis edilmi balca eserlerdir.

1037 Bkz. 1027 No.lu dipnot.


1038 Bkz. 1030 No.lu dipnot.
1039 Bkz. 961 No.lu dipnot.
1040 Bkz. 998 No.lu dipnot.
1041 Bkz. bn Sacd, Tabalscit, V. 367; el-Butigri, Tritt, I. 2, 4. bn EM IMina, Kittbu'l-
cerl,t, I. 1, 70; bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 168; bn Hacer, Tehgib, I. 79; el-Kett<nt, el-Mustat-
rafa, s. 100.
1042 Bkz. bn EM IRtim, Kitiibu'l-cerh, I. 2, 285; bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 166-168;
bn IJallikn, Vafey tit, II. 68-69; ez-Zehebt, Tezkire, 528; Mtizn II. 66; bn Hacer, Tehdi,
III. 312; bn Ketr, el-Biditye, XI. 24; ibnu'lcInnid, Sezertit, II. 133-134; Tanribirdt, en-Nuertm,
III. 24-25; el-Kettnt, el-Mustatrafa, s. 100; Fuat Sezgin, GAS, I. 317.
1043 Bkz. bnu'n-Nedtm, el-Fihrist, s. 169-170; el-tlatib el-Ba dt, Tt7ribu Ba- lCd,
XI. 208-210; bn HalliUn. Vafeyitt, III. 114; eg-Zehebi, Tezkire, I. 516-517; bn Hacer, Tehzib,
VII. 460-461; bnu'l-(Intrd, epr tit, III. 46; Fuat Sezgin, GAS, I. 345-346.
1044 Bkz. 952 No.lu dipnot.
1045 Bkz. 983 No.lu dipnot.
1046 Bkz. 881 No.lu dipnot.
1047 Bkz. 960 No.lu dipnot.
1048 Bkz. 961 No.lu dipnot.
1049 Bkz. bn EM kratim, Kitcibu'l-cerb, III. 2, 301; ez-Zehebt, Tezkire, I. 569-570; bn
Hacer, Tehztib, IX. 263; bnu'l-cImgd, ezeriit, II. 120; el-Ketta'nt, el-Mustatrafa, s. 108.
1050 Bkz. es-Zehebt, TezItire, I. 549; bn Hacer, Tekztb, I. 181-183; bn Keir, el-Biddye,
XI. 31; Ibnu'l-cIingd, e.5ertit, II. 139; el-KetUnt, el-Mustatrafa, s.110; Fuat Sezgin, GAS, I. 135.
1051 Bkz. 1032 No.lu dipnot.

268
BBLYORAFYA

Ahmed Emin, Fecru'/-slam (Kahire 1374 /1955)


Ahmed Emin, Zulta'/- slam (Kahire 1357 /1938).
Ahmed bn Hanbel, Kitrbu'l-clel ve macrifeti'r-rierd (Ankara 1963, ilhiyat
Fakltesi Yay nlarndan, cild I.).
Ahmed ibn. 1.1anbel, el-Musned (Msr 1375 /1956, Ahmed M. akir nesri ve
Msr 1313 bas ks).
Ahmed Muhammed akir, erlu iltiCcri cUlfcmi'l-Imdi (M-
sr)
flmid Seyfu'd-Din Ebu'1-11asan `Ali bn Muhammed, el-ligedm fi u tidi'l-
alkdm (Msr 1332 /1914).
`Ayni Mahmd bn Ahmed bn Ms, cUmdetu'l-Igrl (st. 1308).
Baddl Eb Mansr `Abdul-Khir bn Tahir, el-Fark beyne'l-firals (Msr
1367
Belzuri Ebu'l-tAbbs Ahmed bn Yahya b Cbir, Futltu'l-bulddn (Msr
1350 /1932).
Buhri Eb `Abdillah Muhammed bn smail, el-CcImitu's-Sahib ( st. 1315)
Buhri Eb (Abdillah Muhammed bn smail, et-Trl4u'l-Kebir (I3aydar-
bd 1360).
Cez'iri Tahir bn Ahmed, Tevelhu'n-nazar ila u idi'l-eser (Msr 1328 /1910)
Drimi Eb Muhammed 'Abdullah bn (Abdirrahman, es-Sunen (Dmask 1349)
De Boer, Trril u'l-felsefe (kahire 1377 /1957).
Eb Cacfer en-Nahhs Ahmed bn Muhammed, en-Ncisid ve'l-mensith,
(Msr 1323)
Eb Davud Suleymn ibnu'l-Escas es-Sicistk i, es-Sunen (Msr 1371 /1952)
Eb Hanife ed-Dineveri Ahmed bn Davud, el-Al bciru't-tvill, (Kahire 1960)
Eb Wtim bn 11bbn ve'l-meerrkin (yazma, st. Ayasofya
496)
Ebn Nucaym el-Isbahkl Ahmed bn (Abdillah, Ifilyetu'l-evliya' (Msr 1352 /
1933)
Ebii Tbeyd el-Kas m bn Sellm, Kitbu'l-envtd (Kahire 1353)
Egari Ebu'l-klasan, Malsedcitu'l-isidmiyyln (st. 1929)

269
Farabi, lt.gru-tu/gm (Msr 1949)
Fuat Sezgin, Buharinin kaynaklar hakk nda aratrmalar (st. 1956)
Fuat Sezgin, GAS - Geschichte des Arabischen Schrifttums (Leiden 1967)
Goldziher, Muh. Stud, franszcas : Leon Bercher, Etudes sur la tradition Is-
lamique (Paris 1952)
Gazali Eb Hamid Muhammed bn Muhammed, Fayalu't-tefrika beyne'l-
sldm ve'z-zandalca (1381 /1961)
Gazali Eb Hamid, el-Munk zu (Msr 1962)
Haci Halife, Ke fu'i-iundn (st. 1941-1943)
Hakim Eb (Abdillah en-Neysabri, Mdrifet culdmi'l-badi (Kahire 1937)
Hakim Eb (Abdillah en-Neysabri, el-Mustedrek (Haydarabad 1335)
tlallaf 'Abdul-Vahhab, Islam terii tarihi (Ankara 1970, trkesi: Talat Ko-
yiit, Ilahiyat Fakltesi Yay nlarndan)
Hamidullah Muhammed, Mecmdatu'i-ve Cilds-siysiyye (Kahire 1376/1956)
Hamidullah Muhammed, Hemmdu bn Munebbih'in Sahifesi (Ankara 1976,
trkesi: Talat Koyi it, Ilahiyat Fakltesi Yay nlarndan)
Hasan brahim Hasan, Tdrilu'l- slam (Msr 1953)
tlatib Badadi, el-Kifdye fi (lmi'r-rivdye (thydarabad 1357)
Hatib Badadi, Talcylducl- lm(D mal 1949)
Ijatib Ba dadi, Tdril u Baldd (Msr 1349 /1931)
tlattabi Eb Suleyman Hamd bn Muhammed, Macdlimu's-Sunen (Haleb
1352 /1933)
tlayyat Ebu'l-Huseyn `Abdurralim bn Muhammed, Kitdbu'l- ntidr (Ka-
hire 1344 /1925)
Herevi Eb smail (Abdullah bn Muhammed, Zemmu'l-keldm (yazma, Ila-
hiyat Fakltesi Ktb.)
t-Ilgar' Muhammed, Tdrilu't-teric el- sldni, (Kahire 1358 /1939)
bn cAbdil-Berr Eb `Orner Ysuf en-Nemeri, Cami ( beydni'l-c lm (Msr)
bn <Adi Eb Ahmed (Abdullah bnu'l-Curcan, el-Kamil f p (afd'ir-rict l
(yazma, st. Ahmed III.)
bn <Abdi Rabbih Eb cOmer Ahmed bn Muhammed, el-(//cdu'/-ferid (Ka-
hire 1372/1952)
bn 'Anak Ebu'l-Hasan 'Ali bn Muhammed, Tenzihu' - erl'ati'l-merfd`a
<ani'l-al ddii'-en1.(ati'l-mev4ca (Msr, et--tab`atu'l-la)
Ibnu'l-Ceyzi Ebu'l-Ferec (Abdurrahman, el-MevWdt (Medine 1386 /1966)
bnu'l-Cevzi Ebu'l-ferec, Mendlcbu'l-mam Ahmed bn klarbel (Msr)
bn erlu Nehci'l-belda (Beyrut 1374 /1954)
bn Ebi Hatim Eb Muhammed 'Abdurrahman er-Razi, Taldimetu'l-cerl.
(Haydarabad 1371 /1952) (Taldimetu'l-marifet ve't-tacdil)
bn Ebi Hatim er-Razi, Kitdbu'l-cerl (iayclarabad 1371 /1952)

270
bn Ebi Hatim er-Razi, ( Ilelu'l-hadi (Kahire 1343)
bn Ebi Yacla Ebu'l-Huseyn Muhammed, Tabaktu'l-I,Ianbile (Ka-
hire 1371 /1952)
Ebu'l-Hasan el-Kamil fi't-t-tarih (Msr 1357)
ibnu'l-Esir Ebu'l-Hasan, Usdu'l-gbe (1280)
bn Hacer el-cAskalani Ebu'1-Fa4 ihabu'd-Din Ahmed, Fethu'l-bri bi erht
Sahilt'l- mam el-Bultri, (Msr 1319)
bn Hacer el-(Askalani, Hedyu's-srl mukaddimet Fetht'l-brl, (Msr 1347)
bn Hacer el-cAskalani, Nuhbetu'l-fiker erhi (trkesi: Talat Koyi it, Ila-
hiyat Fakltesi Yaynlarndan, Ankara 1971)
bn Hacer el-Ibe fi temyizi' -ahbe (Msr 1325/1907)
bn Hacer Tel zibu't-tehzib (Flaydarabad 1925)
bn Haldun (Abdurrahman bn Muhammed, Mukaddime (Msr 1284)
bn Hallikan Ebu'l- (Abbas emsu'd-Din, Vafeytu'l-acyn ve enbtru ebn'i'z-
zamn (Kahire 1367/1948)
ibnu-(1mAel Ebu'l-Felah qbdu'l-Hayy, Sezertu' zeheb al bru men zeheb
(Kahire 1350)
bn Ke ir Ebu'l-Fida"Imadu'd-Din, Ihtiru cUlmi'l-hadis ve erhuhu
(Msr)
ibn. Ke ir Ebu'l-Fida', el-Bitkiye ve'n-nihye fi't-tarih (Msr)
bn Kuteybe ed-Dineveri Ebu Muhammed 'Abdullah bn Muslim, el-Mt(c-trif
(Msr)
bn Kuteybe ed-Dineveri, el-Imme ve's-siyse (Msr 1356/1957)
bn Kuteybe ed-Dineverl, Te'vllu (Msr 1326)
bn Mac:e Muhammed bn Yezid el-KazvIni, es-Sunen (Msr 1349)
ibnu'1-Murta4 Ahmed bn Yahya, Tabalcittu'l-Mdtezile (Beyrut 1380/1961)
ibnu'n-Nedim, el- Fihrist (Kahire)
bn Sa`d, Kitbu't-Tabaltti'l-kebir (Leiden 1904-1940)
ibnu's-Salah Eb 'Anar (Oman e - ehruziihri", (Haleb 1386 /
1966)
bn Teymiyye Ebu'l- (Abbas Talpyyu'd-Din, el-(Akidetu'l-ljamaviyye (Mec-
macatu'r-resa'ili'l-kubra, M sr 1323)
Tel 'Abdurrahman ibn. Ahmed, el-Mevlc f ve erhuh ( st. 1292)
Kasml Cemlu'd-Din, Kavdtdu't-tandi, (Dmak 1949)
Ksnil Cemalu'd-Din, Trilu'l-Cehmiyye ve'l-Muctezile (Msr 1331)
Kastallard irdu's-srtri li erh Sahatt'l-Bulrl (Kahire)
Kettani Muhammed, er-Risletu'l-Mustatrafa (Beyrut 1332)
Koyi it Talat, Hadisilerle keleimalar arastndaki mnakaalar (Ilahiyat Fa-
kltesi Yaynlarndan, Ankara 1969)
Koyi it Talat, I. Goldziher'in hadisle ilgili bazt grlerinin tahlil ve tenkidi,
(Ilahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1967, c. XVII)

271
Koyiit Talat, Hadis usill, (Ilahiyat Fakltesi Yaynlarndan, Ankara 1975)
Koyiit Talat, bn ihb ez-Zuhri (Ilahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1976)
Makdisi Eb Nasr Mutahhar bn Tahir, el-Bed' ve't-tarih (Paris 1899-1919)
Makrizi Talpyyu'd-Din Ahmed, Kitbu'l-Ijtat ve'l-r (Msr 1324)
Malik bn Enes, el-Muvatt' (Kahire 1370 /1951, M. Fuad 'Abdul-Baki ne ri)
Mesfdi `Ali ibnu'l-I-Juseyn. Man:ku' (Msr 1346)
Muslim ibnu'l-11accac el-Kuseyri, el-aimicu'- ahiti (Msr 1373 /1955)
Mustafa Sadk er-Rafici, cczu'l-Kur'an (Kahire 1375/1956)
Nevevi Muhyiddin, Teluibu'l-esm r ve'l-lugt (Msr)
Oki M. Tayyib, Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler (st. 1959)
Oki M. Tayyib, iskimiyette ilk nfus say m (Ilahiyat Fakltesi Dergisi 1958
1959, s. 11-20)
Ramahurmuzi Eb Muhammed el-Hasan bn cAbdirrahman, el-Muhaddiu'l-
fl (Beyrut 1391/1971)
Schacht Joseph, The Origins of Muhammadan Jurisprudence (Oxford 1950)
Suyti IJusnu'l-muh4ara (Msr 1321)
Suyati Celalu'd-Din, el-ithn fi culmi'l-Kur'an (Kahire 1368)
Suyti Celalu'd-Din, fi'l-ahtclii'l-mevzfca (Msr 1352)
SuytT Tedribu'r-rvi fi erh Tahribi'n-Nevevi (Msr 1379)
Suyti Tefsiru'l-Celleyn (Kahire)
Suyti Ceralu'd-Din, Tenviru'l-havlik erhu MuvattC'l- mam Malik (Kahire)
an.% Eb (Abdillah Muhammed bn dris, (Bulak 1321)
afi% Ebn (Abdillah Muhammed bn dris, er-Risle (Msr 1358 /1940)
ehristani Ebu'l-Feth Muhammed bn <Abdi'l-Kerim, el-Milel ve'n-nihal (Ka-
hire 1381 /1961)
Taberi Eb Cacfer Muhammed bn Cerir, Trlhu'l-umem ve'l-muliik (Kahire
1358)
TanrIbirdi, en-Nucmu' ihire (Kahire 1348/1929)
Takprzade Ahmed Efendi, Mevziiciitu'/- (u/Cm (st.)
TeftazanT, erbul-Maldid ( st. 1305)
Tirnizi Ebn crsa Muhammed bn (Isa, es-Sunen (Msr 1356/1937)
Tirmizi Eb Isa Muhammed bn Isa, Kitbu'l-c lel (es-Sunen'in sonunda)
Ya(kbi Ahmed bn Ebi Ya<kfib, Tarih (Necef 1358)
Zehebi Eb cAbdillah emsu'd-Din, (tidl (Msr 1325)
Zehebi. Eb cAbdillah, Trlhu'l-slam (Kahire 1368)
Zehebi Eb (Abdillah, Tezkiretu'l-huffi (Ijaydaxabad 1375 /1955)
Zehebi Eb `Abdillah, el-Muntelt min Minhci's-Sunne (Kahire 1374)
Zubeyr Sddiki, Hadis Eedebiyar Tarihi (trkesi: Yusuf Ziya Kavak , st.
1966)

272
INDEKS

1. Yer, ahs ve Tabirler

A `Abdullah bn Mescrul (keza bkz. bn Mes-


%d) 22, 24, 78, 79, 81, 83, 86, 92, 93,
(AlAdile 78, 91
97, 99, 102, 112, 136, 152, 195, 196,
( AlMd bn `Abdi's-amed 135, 136
198
( AbbAs 165
`Abdullah bn Mucrviye 249
(AblAs bn (Abdil-Muttalib 121, 139, 140
`Abdullah bn Muaffel el-MuzenI 86
el-(Abba's Ibnu'l-VelId bn (Abdi'l-Melik 157
(Abdullah bn Muhammed bn (Abdillah
<Abd bn Hamid bn Nar el-KissI 236
el-Musnedl 235
`Abdn bn `Osmn el-Mervezi 251
<Abdullah bn Muhammed bn kIrstim el-
`Abdul-Kerim bn Ebil-cAve ' 151
Hrsimi 267
`Abdullah bn (Abbs (Keza bkz. bn (AblAs)
(Abdullah bn Muhammed bn (Isr el-Mer-
62, 63, 64, 65, 66, 77, 78, 79, 82, 85,
vezi 267
91, 92, 94, 95, 97, 98, 108, 112, 121,
(Abdullah bn Muhammed bn <Ubeyd bn
139, 147, 154, 156, 168, 169, 179, 194,
Ebi'd-Dury. 264
195, 233
<Abdullah bn (Omer 22, 38, 39, 40, 56, 60,
`Abdullah bn `Abclirrahman ibnil-Faz1 bn
66, 67, 77, 78, 79, 85, 90, 97, 98, 99,
Behr a
- m et-Tenlni ed-Dkirimi 243
164, 169, 186, 214
`Abdullah bn Ahmed bn ljanbel 241, 264
`Abdullah bn Sa`d bn Ebi Serh 29, 85, 86
(Abdullah bn (All. 114
`Abdullah bn Sacid bnil-qs 18
<Abdullah bn (Arar (bni'l-(As) 22, 31, 44,
`Abdullah bn a<lebe 74
45, 46, 47, 48, 57, 78, 86, 96, 97, 164,
`Abdullah bn a<lebe bn Sdayr 178
199
(Abdullah bn ffilb (Ebii lih) 39, 65, 66
<Abdullah bn Busr 87
<Abdullah bn Sebe' 107, 108
`Abdullah bn Dinrr 214
<Abdullah bn Suleymn et-Tavil 97
<Abdullah (bn Ebi Bekr bn Muhammed
(Abdullah bn Tfflir 124
bn (Anr bn 1.1azm) 35, 204
(Abdullah bn Uneys 19, 101
<Abdullah bn Ebi Evfr 86
(Abdullah bnu'l-Urris bn Cez' 86
<Abdullah bn Ebi Neeil 63, 64
`Abdullah bnu'l-Muliirek 137, 206, 211, 213,
(Abdullah bn Ebi Rebica 91 214, 251
(Abdullah Bul Ebi eybe 229 <Abdullah bnu'l-Musennr 38
(Abdullah bn 15avMe 87 (Abdullah Ibnu's-Srl'ib el-Malg lml 91
<Abdullah bn 1:Mzin el-Eslemi 87 <Abdullah bnu's-bbir 86
`Abdullah bn Lehica 48, 97 `Abdullah bnu'z-Zubeyr 49, 78, 85, 106, 141,
<Abdullah bn Mesleme el-Ka<nabI 246 177

273
<Abdullah 'bn Vehb 212 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 64, 65, 67,
<Abdullah bn Yezid el-Ilatmi 86 69, 74, 77, 78, 116, 152, 160, 161, 169,
bn cAntere 157 177, 227, 228, 235, 238, 239, 240, 241,
`Abdu'l-Melik bn Ba'rfn 157 242, 246, 252, 257, 263, 266, 268
`Abdul-Melik bn Mervan 63, 106, 114, 128, Ahmed bn Hzim bn Ebi `Uzre el-Gfri
133, 141, 142, 177 237
`Abdu'l-Melik bn Muhammed bn Ebi Bekr Ahmed bn brhim bn Keir ed-Devraki
bn 'Anr bn Bazm 209 227, 236
`Abdu'l-VahMb bn CktW el-Baffff 243 Ahmed bn brhim bn Mrs. 147
cAbdu'l-Vahln. Ija115,f 15, 99 Ahmed bn Manr Ebu's-Sac a - d'at 152
`Abdurrahman bn cAmr en-Na ri 267 Ahmed bn Maniir bn Seyyr er-Bar/ ki'
`Abdurrahman bn `Avf 72, 136 237
<Abdurrahman bn Mehdi 164 Ahmed bn Mehdi bn Rustem el- sbaMni
237
<Abdurrahman bn Ebi Ilatim 257
Ahmed bn Muhammed Gul5m Halil 164
`Abdurrahman bn Burmuz 214
Ahmed bn Muhammed bn et-T'i el-
`Abdurrahman bn Muhammed el-idrisi 247
Baclikli el-E rem 243
`Abdurrahman bn Muhammed 238
Ahmed bn Muhammed bn Harb 146, 147,
`Abdurrahman bn cOmer el-isbah5ni "Rus-
150
te" 263
Ahmed bn Muhammed bn Mesriik et-Tfsi
<Abdurrahman bn Semura 86, 94 262
`Abdurrahman bn urayh el-CMiki 97 Ahmed tim Munic bn cAbdirrahman el-Ba a-
`Abdurrazzk bn Hem~ 61, 62, 160, vi 236, 247
206, 212, 216, 239, 250, 251, 262 Ahmed bn Nar el-Buz.'i 228, 229
`Abdu'-Samed bn cAbdi'l-A% 118 Ahmed bn Salih 63
Adem 122 Ahmed bn Seleme en-Neys'abiiri el-Bezz z
Adem 'bn iy a- s el-cAskalLni 262 265
Adil Enuirvan 123 Ahmed bn Sinn bn Esed bn BbbFn el-
cAdiy bn <Amire el-Kindi 87 Vsti 237
cAdiy bn Htim et-T5<1 86 Ahmed bn Yunus el-Yerbilci 257
Afrika 85, 88, 115 Ahmed Muhammed nir 69, 72, 75, 76, 78,
el-Afin 120, 124 94, 165, 166, 235, 239, 241
Albri 10 Ahmed ibnu'l-Cuneyd 124
Ahmed Emin 92, 104, 110, 130, 222 Ahmed ilnu'l-Fur a- t bn Halide ez-Zabbi
Ahmed bn `Abdillah bn cAbdirrahman er-Rzi 237, 261
el-Berki 267 qie (Ummu'l-Mu'minin) 19, 29, 43, 56, 77,
Ahmed bn `Abdullah bn tlilid el-Cuvey- 79, 82, 90, 92, 98, 108, 128, 131, 169,
M.ri 145, 146 177, 194, 195, 223
Ahmed bn `Abdillah bn Slih el-cIeli el- c'iz bn `Arar el-Muzeni 86
Kiifi 267 `Akabe 33, 73
Ahmed bn bn Muslim el-Ebbiir 262 el-cAW bnu'l-Hazrami 29
Ahmed bn bn Sacid el-Mervezi 238 er-Rz 115, 134
Ahmed bn cAnir bn Vibdi'l-Walik el-Bez- bn `Abdillah bn `.Abb a s 62, 63
zr 238, 264 bn `Abdillah bn Hlid bn Yezid bn
Ahmed bn Ebi klayeme Zuheyr bn Harb Muciviye 115
267 bn cAbdi'l-cAziz bui'l-MerzuMn bn
Ahmed 'bn Hamdn 252 SWr el-Ba avi 238, 261
Ahmed bn Hanbel 18, 23, 24, 31, 34, 37, `Ali bn Ebi Talib 22, 29, 43, 51, 52, 53, 54,
43, 45, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 62, 64, 65, 72, 82, 83, 86, 88, 90, 92, 94,

274
105, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, `Aere-i Mube ere 72
114, 116, 117, 120, 128, 129, 131, 135, `Ata' 156
136, 137, 139, 140, 141, 143, 151, 152, `Ata' (Hakim) el-Mukannd 122
157, 160, 167, 177, 178, 181, 193, 194, `Ata' bn 'Abdullah el-Horasan' 155
195, 223 `Ata' bn Dinar 63
`Ali bn Hiam 124 `Ata' bn Ebi Rabal 92, 101, 154
bn Hucr 244, 247 `Attab bn Esid 91
`Ali bn 'Isa 115 `Avf bn Malik el-Ecdi 87
Ibnu'l-Cdd bn cUbeyd el-Cevheri 235 Ayetu'l-Kursi 138
`Ali Ibnu'l-Hasan ez-Zuhli el-Eftas 236 `Ayni 61, 74
`Ali ibnul-Huseyn 160 `Ayya (bn Ebi Rabia el-Mailzfmi) 91
`Ali bnu'l-ljuseyn bn 'Ali bn Ebi Talip Azerbeycan 85, 123, 124
154 `Azudu'd-Din el-Tel 219, 220
`Ali ibnul-Medini 50, 55, 233, 252, 262, 266,
267, 268 B
Al-i 'mran sresi 13, 14, 163
Babek 122
`Alkame 154
Babek el-Hurrami 123, 124, 125
`Alkame bn Rays 93
Babil 92
el-Acne (Suleyman bn Mihran) 51, 64, 196
Babilon 88
el-Amidi 25
Badad 115, 153, 158, 164, 227, 228, 239,
qmir bn 'AbdiRah 214
240, 249, 252
qmir bn erahil e -dbi (keza bkz. e -5d-
el-13adadi 82, 83, 119, 122, 123, 129, 130,
b 93, 102, 208
131, 146, 194, 196, 197, 198, 227, 229
`Arn bn Abtab 86
Bahreyn 38
`Artr Tbn 'Anbese 87
Bakara sresi 22, 163
( Anr bn Fa'id 232
Balpy bn Mahled bn Yezid el-Rartubi 76,
`Arar bn Hazm 34, 35, 36, 37, 39, 40, 41 237, 250
`Anar bn Herim 35 Bara 86, 88, 91, 92, 93, 94, 97, 99, 107, 108,
`Anar bn Rufaca bn Tabt 137 120, 127, 128, 131, 151, 154, 157, 164,
`Anar bn Selam 257 193, 197, 206, 239, 249, 251, 252
`Ama bn dayb (bn Muhammed bn `Ah- Bedir 28, 34, 69, 72, 73
dillah bn `Anar ibni'l-q ) 46, 47, 48 Bekriyye 111
`Arar Iblu'l-q 44, 84, 86, 87, 96, 137 el-Belazuri 20, 27, 28, 29
`Amr bn cUbeyd 83, 127, 131, 132, 134, 195, Ben Fihr 154
196, 223 Ben Hakim 126
`Anr bn Zurare 28 Ben Haim. 156
`Ammar bn Ebi Suleyman 155 Ben Ley 30
`Ammar bn Mutarrf 146 Ben Mabziim 154
`Ammar bn Reca' et-Ta lebi 237 Ben Valibe 154
`Ammar bn Yasir 82, 86, 194 el-Bera' bn (.1"zib 68, 86
`Atma Bint 'Abdirrahman 35, 203 Berlin 59, 62
`Anriyye 195 Bermek' 119
`Anbese bn 'Abdirralman 156 Be ir bn Nuheyk 58, 59
Antakya 157 Bear bn Burd 119
Antalya 157 el-Beyhaki 36, 38
Acraf sresi 13 Beytu'l-Haram 157
`Arefe 75 Beytu'l-Makclis 141, 157
`Askalan 157 Bezz 124

275
Bid`at 171 el-CezdirI 10, 11, 256
Bidcat ehli 171 Cezire 87, 251
hasene 171 el-Cubbdi 135, 196
Bidcat-z seyyie 171 Cudde 157
BilsI 19, 73, 156 Cuheym bnu' -alt 29
Bill bn Rabrll 87
Bilffiribaz 123
Bir bn cAbdi'l-Melik 27, 28 in 85
Bir bn Gy 227
Buhr 251, 253 D
el-BuhrirI Eb `Abdillah Muhammed bn
ed-D'abili 251
smdil bn brhim ibni'l-Muire el-
ed-Drakulni. 149, 244, 260
Cucfl 9, 11, 14, 17, 18, 19, 21, 23, 24,
ed-l:Mrinal 23, 35, 68, 203, 250
30, 31, 35, 38, 42, 44, 47, 49, 50, 51,
lE ru'l-Hiere 89
54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 65, 66, 67,
IMru'n-Nedve 73
69, 74, 76, 77, 81, 83, 90, 94, 95, 97,
IMru's-Sunne 180
101, 142, 156, 196, 197, 203, 208, 209,
D'avfld (a.s.) 246
210, 211, 212, 213, 214, 216, 217, 222,
Dvnd ibnu'l-Muhabber 157
230, 231, 233, 234, 235, 236, 243, 245,
Dawid-Weil 212
246, 247, 249, 250, 251, 252, 253, 254,
De Boer 133
255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262,
Deybil 89
263, 264, 265, 266, 267, 268
Dimak 24, 36, 84, 87, 96, 102, 105, 128, 134,
Burayde bn kluayb el-Esleml 87
157, 180
Busr bn Ebi ErUt 87
Duhaym 65
Bueyr el-cAdevI 168, 179

E
Ebiin 159
eabir el-Cdfl 223
EbEin bn Sacid Ibni'l-q 29
CCbir bn `Abdillah 19, 22, 48, 49, 50, 51, 77,
Eb a bn Sem%n 126
98, 101, 149, 169
Eb cAbdillah el-Biiraki 158
Cibir bn Semura 86
Eb <Abdullah en-Nihvencli 165
el-Cdd Ebn (Omn 49
Eb cAbdillah bn Mende 36
Cacd bn Dirhem 118, 126, 127, 133, 134,
226 Ebn `Abdirrahman el-ljubulll 45
Cdde (bn Ummi Hani) 108 Eb en-Neysbiiri. 244, 259
Cdfer bn klace5.e 149 Ebu'l-q1iye Rufey` bn Mihr'an 94
Cacfer bn Sacd bn Semura ( bn Cundeb) Eb `Amin 214
55 Eb `Am en-Nebil ez-ZahlAk bn Mahled
e1-Chz 83, 195, 198, 222 e- eylAni 261, 262
Crmicu cAmr 88 Eb `Asm e-eybni: 251
el-C:du'l-`Atik 88 Ebn `Aviine 50, 257
avidAn 123, 124, 125 Ebn Basra el-Gif&ri 86
Cebrg'll ibn Yahy. 122 Eb Bekr <Abdullah bnu'z-Zubeyr bn cls'a
Cehm bn Safv5u 127, 226 el-lIumeydi 234
Cemel 82, 83, 108, 128, 177, 194, 195, 223 Eb Bekr Ahmed bn Sacid el-I.urag el-
Cendel 27 Mervezi 264
Cerlr bn `Abdi'l-XIamld 206 Eb Bekr Ahmed bn Muhammed bn Hni
Cerir bn cAbdillah el-Beceli 86 el-E rem 263

276
Eb Bekre 86, 152 Eb H5tim bn klbb'an 23, 24, 36, 43, 46,
Ebn Bekr el-Bezz.r 51 53, 64, 65, 66, 67, 145, 147, 150, 152,
Eb Bekr el-Ebhuri 217 156, 161, 163, 258
Eb Bekr el-Erem 266 Eb Halim Muhammed bn Idris er-Rizi
Eb Bekr el-Rati.% 241, 242 263, 267, 268
Ebn Bekr es-Sa gni 246 Ebu'l-Hayr Mersed bn `Abdillah 97
Eb Bekr e-ddilF 15, 18, 24, 25, 37, 38, 39, Eb Hayeme Zuheyr bn Harb en-Nesn
40, 41, 42, 51, 71, 72, 73, 83, 84, 90, 99, 235
105, 108, 120, 129, 136, 137, 138, 154, Eb Hazim 179
240 Eb 11fzim cOmer bn Ahmed el-"Abdeyi
Eb Bekr bn Ebi 1.Myfd 163 261
Eb Bekr bn EM eybe .Abdullah bn Mu- Eb Hurayra 10, 11, 22, 23, 24, 26, 30, 31,
hammed 235, 249, 250, 262 44, 56, 57, 58, 59, 60
Eb Bekr bn Muhammed bn bn Ebn luzeyfe bn cUbe bn Rebica 29
Hazm 35, 203, 204 Ebu'-Huzey1 Muhammed ibnull-Huzey1
Eb Bekr tim `Ubeydillah bn `Abdillah bn el-cAlW 196, 197, 227
c Omer 40 Eb dris el-Havini bn `Abdillah)
Eb Bereze el-Eslemi 86, 87, 137 96
Ebn Bir 49, 50, 51 Eb sh a- k el-Mustemli 256
Eb Birayde 111 Eb sl4 b him bn slak es-Sddi el-
Eb Burde bn Ebi Ms 94 Cfzec i 268
Eb C a- d 28 Ebn slAk ibrnim el-Mut-
Eb Cdfer el-Maus& 114, 120, 121, 122, 125, avici 234
134, 139, 152
Eb slAls e-Sdlebi 163
Eb Cdfer en-Nahh a - s 65
Eb shk es-Sebici. 53, 54
Ebn Cuheyfe Vehb bn `Abdillah 74
Eb 'Abdullah bn Muhammed el-
Eb EMyfd (Suley~ ibnu'l-E ca bn
Anlri 249
shEk el-Ezdi es-Sicistni) 13, 17, 22,
Eb Kabil 45
23, 30, 31, 36, 38, 39, 51, 55, 116, 174,
Eb la.tde bn RiVi 86
231, 232, 243, 244, 245, 246, 247, 249,
Eb lays bn `Abdi Mer f 27
263, 266
Eb Ilfle 47
Eb 135.viid et-Tayalisi 78, 233, 234
Eb lurra Ms bn Trk 206
Ebu'd-Derda' 24, 87, 95, 96, 97, 102
Eb Mahzilre 91
Eb Eyyb 19, 82, 85, 101, 194
Eb Malik el-Ecari 87
Ebull-Faz1 bn Tahir el-Makdisi 249
Eb Mder es-Sindi 209
Eb Gassk en-Nehdi 251
Eb Mescad el-An -ari 24, 86
Eb Halife 161
Ebu'l-MucalM. ibnu'l-MulAcir 159
Eb 11(mid bnu'-arki 257
Eb Muhammed es-Serahsi 256
Ebn H5mid Ahmed bn Hamd a- n el-A`mei
Ebu'l-Muhezzim 145
257
Ebn Mfs5. el-Egari 43, 86, 94, 97, 105
Eb Hanife en-Ndnffil bn 8bit 71, 93,
Ebn Mfsfi. el-Medini 241
145, 158, 159, 214, 233, 239
Eb Mushir 'Abdu'1-A c15. bn Mushir el-Gas-
Eb Hanife ed-Dineveri 94, 120, 123
sffill 261
Ebull-Hasan Ahmed bn `Abdillah
268 Eb Muslim el-Hor a- s a- ni 114, 117, 120, 121,
Ebu'-Hasan el-E cari 120, 121, 130, 132, 122, 123, 125
135, 146 Eb Mutic el-Hakem bncAbdillah el-Belki 145
Eb Haim tim Muhammed ibnill-liane- Ebu'-Muiaffer es-Sem'ani 69
fiyye 120, 121 Eb Nazra 31

277
Eb Ndaym 90, 91, 92, 94, 96, 146, 179, Kerim 36, 47, 48, 75, 147, 169, 237, 258,
201, 204, 205, 208, 209, 210, 212; 213, 263
235, 266 Ekeydir bn `Abdil-Melik 27
Eb Nucaym el-Fail bn Dukeyn 251 el-Endelusi 128
Eb Rabia el-Mahzmi 91 Enes bn Mlik 22, 38, 40, 60, 69, 77. 86, 94,
Eb Rrific 62, 67 97, 98, 111, 135, 137, 138, 145, 149, 157,
Eb Rsid el-Bubrni 45 159, 160, 169, 186, 195
Ebu'r-Rebic Suleymn bn Dvd el-Ezdi ez- E/1%m sresi 163
Zehrni el-cAtekl 250 Enbr 27
Eb Sacd el-tlayr 86 Eafl sresi 80, 158
Eb SaCid el-ljudri 22, 26, 31, 43, 77, 90, 98, el-Emin 115, 134
105, 112, 136, 142, 144, 148, 165 Erivn 161
Eb Slilt 50 Ermenistan 124, 151
Eb Seleme bn cAbdi'l-Esed el-Mabznal 29 Esed bn Msrt el-Umevi 234
Eb Seleme bn (Abdirralunan bn cAvf 178 el-Esved bn Yezid 93
Eb Sufyrn bn Harb bn Umeyye 29 Es'as bn Kaya 71, 86
Eb Sufyiin Talha bn Nfic 49, 50, 51 Esyem ez-Zibrbl 187
Eb Suleymrin el-Drni 96 Eyyb 38
Eb ril 30 Eyyb bn `Abdi' s-Selm 152
Ebu's-acs' Crbir bn Zeyd 94 Eyyb es-Sehtiynl 47
Eb Talim 186 el-Evzri 32, 96, 128, 170, 214, 216
Ebu't-Tufey1 cmir bn Vsile 74, 223 Ezrrika 194
Eb `Ubeyd el-Ksun bn Sellm 34, 35, 39,
40, 266 F
Eb `Ubeyde buu'l-Cerrrb. 29, 84, 87, 88, 186
Fal} 114
Eb `Ubeyde Mdammer bnu'l-Musenn 266
el-Frrbi 218, 219
Ebu'l-Velid Ahmed bn Muhammed Ibni'l-
Frtma 123, 125, 198
Velld el-Ezraki 268
Ftuna Bint Kays 223
Ebu'l-Velid el-Bel 256
el-Fazl bn `Abbs bn `Abdi'l-Muttalib 87
Ebu'l-Velid et-Taylisi 246
Felak sresi 127
Eb Umme el-Bhill 68
Ferisclegrn 125
Eb Umeyye Muhammed bn Ibrhim bn
Feth sresi 73, 79, 80
Muslim et-Tarssi 237
Feyzullah Ef. Ktphanesi 60
Eb Ydkilb el-Buveyti 228
Filistin 84, 96, 245
Eb Ydirt 52, 137
el-Firyrbi Ely. cAbdillah Muhammed bn Y-
Ebn Yacl el-ljallii 249
suf 234
Ebul-Yemn 36
Fuat Sezgin 60, 207, 209, 210, 111, 212, 213,
Eb Ynus Sinseveyh 127
232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243,
Eb Yfisuf 239
245, 247, 249, 250, 257, 260, 261, 262,
Eb Zehre 235
263, 264, 266, 267, 268
Eb Zerr 24
Furkn sresi 21
Eb Zeyd el-Ensri 86
Fuzle bn cUbeyd 87
Eb- Zeyd el-Mervezi 256
Fuzayl. Dm Basan bn CAnr 57
Ebu'z-Zinrtd `Abdullah bn Zekvn 201, 202,
205
Ebu'z-Zubeyr Muhammed bn Tedrus 49, 154,
G
214, 251 Gaylrn ed-Dunaski 128, 223
Eb Zurca er-Rzi cUbeydullah bn c.Abdi'l- Gaylrn bn Seleme es-Sakafl 28

278
el-Gazll 118, 218, 219, 220 Hasan ibr<Amr 57
Giy bn brahim en-Nala<1 166 el-Hasan bn `Ali el-ljalllil el-Ijulvni 243
Hasan ( bn `Ali bn EM Tlib) 108, 109, 194
H el-Hasan bn (Arefe bn Yezid el-`Abdi el-
Badad 261, 263
ljabbb Ibnu'l-Erett 86
el-Hasan bn Eb'l-Hasan 154
Habbe bn Cuveyn 136
el-Hasan bn Yesr 154
Haber 10
Hasan brahim Hasan 84, 85, 88, 142
Habeistan 34, 73, 93
el-Hasanul-Ba ri 55, 94, 127, 131, 136, 145, 193
Hacc sresi 106
IPid bn smail 252
Haci Halife 234, 249
Haim el-<Avka 83, 195
Hadis 9
Wiimiye 121
114, 119, 120, 134
Ijar sresi 14, 80
Hafa 29
el-Baddi 11, 26, 29, 30, 31, 32, 34,
el-Hakem bn el-Gifki 87
39, 42, 47, 48, 49, 57, 58, 68, 69, 93, 94,
el-Hakem bn Ebil-`A 91
102, 105, 151, 158, 170, 173, 177, 180, 195,
el-Hakem bn Ms 36, 37
196, 201, 203, 204, 209, 210, 211, 212, 213,
el-Hakem bn Tmeyr 137
232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243, 244,
el-Hakem bn cUteyhe 155
245, 247, 252, 257, 260, 261, 262, 263, 264,
Hakim bn IjizEun 154
265, 266, 267, 268
en-Neysbri 34, 35, 38, 39, 72, 74,
1j4lb nn `Amr 29
86, 87, 91, 93, 101, 105, 145, 158, 179,
245, 262 Hatice 136
trulid bn `Abdillah el-Kar1 118, 127, 226 el-Ijattbi 72, 174, 175, 246
1jlid bn Ahmed ez-Zuhli 253 Haveb 83, 195
Halid bn Cemil 206 ljayber 73
Hlid bn Esid 91 Hayve bn urayh et-Tueibi, 97
Wlid bn Sacid 29 el-Hayyt 132
1jlid bnu'l-Velid 87, 88 1jzim bn Huzyeme 120
Halid bn Ziyd 66 Hemmm 'bn Munebbih 59, 60, 61, 199, 200
Halife bn Hayyt e -eybni 267, Hendek 34, 40, 74
ljamel bn Malik en-Nbia 25, 187 el-Herevi 31, 51, 203
Ijammd bn Seleme 38, 145, 152, 206, 211, Hereme bn Acyun 115
213 ljlez 106, 107, 110, 141, 177, 181, 206, 215,
Hanbel bn shak (bn Ijanbel e-eybni) 239, 244, 245, 249, 251, 257, 258
241, 263, 267 Hikmet 13
Hannd bn Seriy bn Mucab ed-Drimi 263 1jd bn (Amr el-Heeeri 53, 54
Ijriee bn Ijuzfe 86 Ifire 27, 88, 92
1jrice bn Zeyd Han ahit 178 Hindistan 89
el-Hri bn Him 87, 91 Hirakl 34
el-Wri bn Kays 93 Him el-Kelbi 28
el-ljri bn Muhammed bn EM Usme et- Hiam bn `Abdi'l-Melik 118, 127, 128, 133,
Temimi el-Baddi 238 226
el-Hriu'l-A<ver (el-Ilemdni) 52, 53, 54 Him bn `Amir 86
Hrizm 85 Him bn `Amman 249
1jarrn 161 Him bn Hakim 21
Hartenk 253 Him bn <Urva 48
Hriin el-Re id 114, 115, 120, 134, 226 1jorsn 87, 115, 116, 122, 139, 153, 155,
Hasan 49 157, 159, 206, 244, 246, 252

279
Hubeyb bn Mesleme 87 bn `Adi 24, 37, 38, 51, 58, 66, 68, 136, 137,
Ilubeyb (bn Suleyman bn Semura bn 147, 148, 150, 157
Cundeb) 54, 55 bn cArr a- k 156, 157
Iludeybiye 34, 72, 73, 74, 80, 83 bn `Asakir 157
Humeyd bn Mahled bn Zenceveyh bn `Ayr 53, 55
263 bn Curayc (cAbdu'l-Melik bn `Abdi'l-cAziz)
Ijmnu 84, 96 35, 64, 206, 210, 214, 216
ljurramiyye 123, 124, 125 bn EM Du'ad 229
Huseyn (bn 'AH bn Ebi rabb) 108, 114; 194 bn Ebi Ferve 179
el-Huseyn bn "Suneyd" 234 bn Ebi Leyla 154
el-Huseyn bn Muhammed bn Ziya- d el-`Abdi bn Ebi Hatim 34, 36, 37, 48, 49, 52, 53, 54,
el-labbnI 238 63, 64, 90, 92, 94, 96, 97, 177, 179, 209,
el-Huseyn Ibrufl-Hasan bn Harb el-Mervezi 210, 211, 212, 213, 214, 217, 233, 234,
263 235, 236, 237, 238, 243, 247, 250, 257,
Hueym bn Beir 206, 211, 213, 239 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268,
Huni 28 bn Ebil-ljadId 110, 112
Iluveyb bn `Abdi'l-clizza 29 Ibm EM Neclh 155, 223
Huvyz 28 bn Ebi Yacla 234, 235, 236, 237, 243, 247,
Ijuzca 30 257, 260, 261, 263, 264, 266, 267
el-IjuzarI 193, 198 bn Ebi Za'ide 206, 211
Huzeliyye 196 bn Ebi Zi'b 211, 223
Iluzeyfe bn Esid el-G&ri 86 bn Ebi'z-Zinad 155
Huzeyfe Ibnu'l-Yeman 74, 86, 88 bn Fuzayl 206
bn Hacer 10, 24, 32, 35, 36, 37, 40, 44, 47, 48,
50, 51, 53, 54, 55, 57, 61, 62, 63, 64, 65,
66, 67, 70, 71, 90, 91, 93, 94, 95, 96, 97,
c1bazy-ye 194
170, 171, 201, 203, 204, 206, 208, 209,
Ignaz Goldziher 140, 141, 142, 143, 203
210, 211, 212, 213, 214, 216, 217, 232,
cIkrime 63, 65, 154
233, 234, 235, 236, 237, 238, 242, 243,
cIkrime bn Ebi Cehl 91
245, 247, 249, 250, 257, 259, 260, 261,
( Ikrime bn Ijalid 40
262, 263, 264, 266, 267, 268
( Imr.n bn Ijuayn 81, 86
bn Haldun 28
`Ir a- h 23, 42, 88, 92, 98, 100, 109, 110, 111,
bn Hallikan 90, 92, 93, 96, 119, 122, 123, 202,
118, 127, 151, 159, 181, 226, 244, 245,
208, 209, 210, 211, 212, 217, 228, 232,
246, 249, 257, 258
235, 245, 247, 249, 250, 257, 260, 266,
el-cIrahi 174, 241, 242
267, 268
el-cIrbaz bn Slriye 87
bn Hata! 70
(a.$) 107
bn Ijayeme 72
bn 'Ali 120
bn Hazm 183
cisa bn Muhammed 'bn Ebi Ijalid 124
bn Hiam Ebli Muhammed 'Abdul-Melik 232
` sa bn Mlis'a 154
bn Humeyd 146, 147
cIyaz bn Ganem 87
bn ljuzeyme 72, 257
bn shak 209, 210, 216, 232
1 bn Keir 62, 69, 72, 82, 93, 94, 96, 115, 177,
bn `Abbas (`Abdullah) 19, 22, 24, 28, 32, 42, 179, 201, 205, 209, 216, 217, 226, 227,
bn `Abdi'l-Berr 19, 25, 42, 57, 98, 101, 102, 232, 233, 235, 237, 238, 239, 241, 243,
201, 204, 217 245, 247, 249, 250, 261, 264, 266, 268
bn (Abd 11abbih 155 bn Ruteybe 27, 83, 128, 131, 193, 208, 209,

280
211, 212, 213, 214, 217, 223, 224, 232, brahim bn shak et-Tsi 238
234, 235, 250, 262, 266 Ibrhlm bn Mackl Ibui'l-Hacee en-Nesefi
tim Mce Eb `Abdillah Muhammed tbn Yezid 238
bn `Abdillah el-Kazvini 17, 23, 39, 55, ibrhlm (bn Muhammed bn `Ali) 121
74, 102, 157, 166, 222, 230, 231, 243, Ibrhhu tbn Muhammed bn Sufyiin 257
244, 249, 250, 268 brahim bn Sacd el-Cevheri et-Taberl el-Ba -
bn Mani& 199 &Idi 236
bn Mesfd 9, 18 ibrhlm !bn Sachl 244
Ibn Munebbih 155 Ibrhim Ibn Tahmin el-Iforrisfni 211, 213
Ibn Sacd 28, 32, 35, 42, 44, 48, 52, 53, 55, 58, Ibrhlm /bnul-A leb 115
59, 62, 63, 67, 90, 96, 200, 203, 208, 209, ibrhim Ibriu'l-Ley 124
210, 212, 213, 227, 232, 233, 234, 235, brahim tbnu'l-Mehdi 115
243, 250, 261, 262, 266, 267, 268 ibrhlm Ibnu'l-Munzir 249
Ibn ilaftb e -Zrh.' 90, 141, 142, 143, 157, brahim bn Yackfib 244
178, 179, 180, 181, 200, 201, 202, 203, hitb tbn 'Aziz 19
204, 205, 206, 207, 209, 210, 214 Incil 79
bn Teymiye 109, 112, 118, 126 Iran 34, 84, 151
Ibnu'l-(Arabi 246 el-Isfahibil 118
Ibnu'l-Cevzi 76, 135, 136, 137, 144, 145, 146, Isirlswye 152
147, 148, 149, 150, 151, 153, 156, 157, shak Ibn `Abdillah 179
158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, shak bn Behll bn Hassfn et-Tenhi el-
166, 228, 235, 239 Eniiri 236
bnu'l-Cezerl 241 ishls bn Ebi Isrg'll 229
tbnu'l-Eir 18, 24, 44, 54, 91, 93, 94, 95, 96, shak bn Habil 244
126, 127, 133, 134, 229 shak tbn Ibrhim 227
imu'l-Eca 177 1414 tbn Muhammed en-Nahaci el-Ahmer
Ilnu'l-qmrid 96, 202, 209, 211, 232, 233, 234, 152
236, 237, 238, 243, 245, 247, 249, ishls tbn Mahl , ed tbn Rhye 235, 244
250, 257, 260, 261, 262, 263, 264, 265, Ishls tbn Maniir tim Behram el-Kevser el-
266, 267, 268 Mervezi 236
Ibnu'l-Murta . 132 shak bn Ms 244, 247
Ibnu Urami Mektm 70 Ishls bn Rhflye 255
lmu.'n-Nedim 28, 52, 118, 119, 123, 126, 127, ishls bn Ysuf el-Ezrak 214
133, 134, 209, 210, 211, 212, 213, 214, skenderiyye 157
217, 232, 234, 235, 238, 243, 249, 250, bn `Anar bn Kays Ibn Sactl. Ibn
de 67
257, 260, 261, 262, 264, 266, 267, 268
bn Ebi Uveys 257
Ibnu' -Salh 69, 72, 75, 78, 169, 175, 216
Ilin Vre 147 isnril bn cUleyye 214
Ibn shak bn IsmEn1 el-Cehami el-
brahim 251
Ezdi 238, 243, 261
brahim (a s ) 139
ism91 Sib 60
Ibrhlii
. el-Harbi. 246
spanya 60, 85
brahim en-Nabaci 93, 154, 155
stanbul 45, 85, 157
brahim bn (Abdillah el-Herevl 229
Joseph Schacht 168
Ibrhhu bn (Abdillah Don Muslim bn Mfciz
el-Bari el-Keed 243, 262
brahim bn Ebi Talib 257
K
brhlm. bn shak el-Harfi el-Ba dridi 264, Kacb bn cIygi 87
266 Ka.93 bn Murra 87

281
Kabia bn Zu'eyb 96 Kustantintyye 45, 85, 157
Kiihire 34 Kuteybe bn Sdid el-Belki 244, 246, 247
Kmil Huseyn 64
Kmiliyye 119 L
el-Kdnebi 257
Lebid bn Ac am 126, 127
Karaia bn Kdb 23, 42
Le'on Bercher 140, 141
el-Ksun 202
Ley (mevl Cebr'il bn Yally) 122
Kstm bn Ebi Bezze 64, 65
el-Ley bn Saccl 39, 40, 65, 97, 249
Ksun bn Muhammed bn Ebi Bekr 35, 90,
Lubnn 84
178
Lukmn el-Hakim 156
el-Ksimi 10, 11, 118, 126
el-Kastallibl 74
Katde bn Ditme 48, 49, 94, 160
M
Kayrevn 89 Mdbed bn Hlid el-Cuheni 127, 128, 133,
Kayrevn Cmici 89 223
Kays bn Hubeyre 87 Mahled bn cAbdi'l-Vlnd 163
gyrtz 39 Mahmiye bn Cez' 86
Kazvin 157 M'ide sresi 12, 129, 163
Kehf sresi 9 el-Makdisi 124, 125
Kelemn 28 bn Mukarrin 86
Kerime Bint Mikdd 29 Mackd bn Yesr 86, 94
Kerrmiyye 145, 146 el-Makrizi 127, 133, 226
Keir bn Kays 102 Makt` 10
Ke 122 Mlik bn Enes 39, 40, 78, 111, 179, 181, 200,
Kemir 89 201, 202, 204, 206, 214, 215, 216, 217,
el-Kettnl 201, 204, 209, 210, 211, 232, 233, 250
234, 235, 236, 237, 238, 243, 250, 261, Mdmer bn Rid 36, 60, 61, 160, 181, 204,
262, 263, 266, 267, 268 206, 212
Keysn 120 Maria bn Wide 121
Keystmiyye 120, 121 Mni 118, 119, 120, 122, 125, 132
Klm 85 el-Manr Eb Cdfer 215
Kirmn 85 Mdrf bn cAbdillah el-Hayyt 147
Kisr 32, 34 Mvertiunnehr 85
Kitrbetu'l-hadis 200 Med'in 88, 92, 123, 152, 164
Kub 73, 87, 155 Medine 17, 18, 19, 24, 29, 30, 33, 34, 35, 59,
Kub bn Eyem 87 73, 74, 75, 76, 80, 85, 87, 89, 90, 92,
Kubbetu' -Sahra 141 93, 97, 99, 100, 101, 102, 114, 136, 153,
Kuds 141, 142, 157, 186 155, 157, 178, 179, 180, 181, 203, 204,
Kfe 72, 86, 88, 90, 92, 93, 97, 99, 107, 108, 208, 214, 215, 217
110, 116, 121, 127, 140, 141, 154, 155, Medyen 28
181, 206, 226, 239, 249, 251 el-Mehdi 114, 119, 122, 123, 134, 139, 151, 165,
Kurayb bn Ebi Muslim 63 166
I rey 20, 29, 34, 156 Mekhl e-Smi 155, 210
Kurist 28 Mekhl bn Ebi Muslim 96
Kurra bn ys el-Muzeni 86 Mekke 17, 19, 27, 30, 34, 50, 72, 73, 74, 75,
Kurra bn Meysere 71 76, 85, 87, 89, 91, 92, 93, 95, 96, 97,
Kurra bn Suveyl 202 108, 114, 154, 157, 206, 208, 248
Kuem bnu'l-cAbbs 87, 108 Mekki bn brhlm el-Belki 251

282
el-Me'mn 115, 116, 119, 123, 124, 134; 226, Muhammed ljamidullah 33, 34, 59, 74
227, 230, 240 Muhammed bn 'AM bn qmir es-Semer-
Merv 87, 115, 122, 206 kand' 149
Mervn el-Ca`cli 118, 126, 134 Muhammed bn `Abdillah el-AnsrI 251
Mervn bn Muhammed 37, 118, 126, 133, Muhammed bn `Abdillah bn `Abdirralim el-
134, 226 Berki 268
Mescid-i ljarm 141, 142 Muhammed bn 'Abdillah bn `Amx bni'1 `A
Mescid-i Nebevi 87, 90 46, 47
Mesleme bn Mahled 101 Muhammed bn `Abdillah bni'l-Musenn el-
Mesrk bml-Ecdac 68, 93, 102 Ansri 261
el-Mes`iidi 124, 133, 211, 217, 232 Muhammed bn `Abdillah bn Sencer el-Cur-
Mevkf 10 crli 237
Meysere bn `Abd Rabbih 164 Muhammed bn `Abdillah bn Suleymn el-
Mezdek 118, 122, 125 1jazrami Mmayyen 238
Mezdekiyye 123 Muhammed Ibm `Abdirralman 35
Msr 19, 65, 84, 86, 87, 88, 96, 97, 98, 99, 101, Muhammed bn 91bdirrahman bn Gnae 67
106, 107, 151, 158, 244, 245, 246, 249, Muhammed bn Ahmed bn Mansr
251, 257 148
Mihcen bnul-Edra` 86 Muhammed bn Ahmed tim Yezid es-Sulemi
el-Mikolm bn MacdI Kerib 87 159
Mihne 116 Muhammed bn q'ig 233
Min 13.. Muhammed bn (Ali bn `Abdillah bn 'Ah-
Mucammer 83, 195 Us 121
Mu'aviye (bn Ebi Sufyn) 24, 27, 29, 43, 82, Muhammed bn qsm es-Sekafi el- sfahrni
85, 87, 88, 92, 96, 99, 105, 106, 107, 108, 261
109, 111, 115, 116, 128, 129, 136, 137, Muhammed bn Bekkfir 36
138, 140, 141, 167, 177, 178, 193, 245 Muhammed bn Bessr 247
Mucviye bn Ijayede 86 Muhammed bn Ebi Sehl 152
Mu(11viye bn ljudeyc 86 Muhammed bn Eslem e..-Tsi 235
Mucviye bn Ilgi' 137 Muhammed bn Fuzayl 211, 214
Mucviye bn .9E11 65, 66 Muhammed bn Ceylan 247
Mucilviye bnft-Tbft 137 Muhammed bnu'l-kIanefiyye 120
Murz bn Cebel 87, 91, 95, 96, 97, 98, 146, 187 Muhammed bn ljassn 152
Mu`z bn Muslim 122 Muhammed bn Rism 35
Mubtedica 171 Muhammed bn Hism bn Sebib es-SedfisI
Muedele sresi 17 236
Muchid (bn Cebr) 44, 63, 64, 65, 91, 154, Muhammed ibnu'l-ljuseyn el-Kfi 237
199 Muhammed bn brhlm (bn Ijubeyh bn
Muclid (bn Mestd) 86 Suleymn bn Semura) 55
Mucitsic bn Mes`d 86 Muhammed bn (is 119, 148
Mdemmil 164 Muhammed ibnu'l-Ksm 89
Muire 52 Muhammed ibnu'l-Ksm ejralk ll 144, 145
el-Muire bn Sucbe 25, 86, 105, 140 Muhammed bn Kentim 145, 146
Muhaddis 10 Muhammed bn Mervn es-Suddi 160
Muhadram 70 Muhammed bnul-Mervez1 264
Muhammed (s.a.s.) 33, 79, 80, 107, 116, 117, Muhammed bn Mesleme 25, 105
130 219 Muhammed bn Mihrr en-Neysbild el-is-
Muhammed Fu'd 'Abdul-134i 64 mcill 262

283
Muhammed bn Muhammed bn Recr'el- sfe- el-Musenn bn Sablh 48, 51
r'ini 265 Muslim bnu'l-klacec el-Kuseyri en-Neysbrl
Muhammed bnu'l-Munkedir 155, 214, 223 Ebu'l-kluseyn 9, 14, 15, 23, 24, 25, 26,
Muhammed bnu'l-Musenn 247 42, 60, 61, 74, 77, 81, 83, 95, 100, 103,
Muhammed bn Muslim et-Tr'ifi 157 105, 128, 142, 163, 167, 168, 177, 179,
Muhammed bn Nasr el-Mervezi es- fi<1. 238 196, 197, 206, 215, 216, 222, 230, 231,
Muhammed bn Nrt 227 237, 244, 245, 246, 249, 250, 251, 252,
Muhammed bn `Osman bn Ebi eybe 264 257, 258, 259, 260, 263, 264, 265, 266,
Muhammed bnu'r-Rabic el-Cizi 86 268
Muhammed bnu's- abbll ed-Dlrbi er-ItzI Muslim bn ilhim 246
243 Muslimiyye 121
Muhammed bn Saccl bn Menic el-Basri (K- Mustafa Stlik er-Rrfici 52
tibu'l-Vkdi) 267 Mutarrf bn `Abdillah 94
Muhammed bn Sdid 147, 148, 152, 153 el-Mdtasn 116, 120, 123, 124, 134, 227, 228
Muhammed bn Sdid el-Kelbi 27 el-Mdtemir bn Suleymrn 209
Muhammed bn Sirin 51, 52, 54, 55, 94, 154, el-Mutevekkil 134, 229
168, 176, 177, 178, 179, 180, 181 Muzar 28
Muhammed bn Suleymn 151
Muhammed bn uc'd 153
N
Nabati 28
Muhammed bnft-Taberi 152
Nafi` 39, 40, 66, 67, 90, 155, 214
Muhammed bn (Ubeydillah 119
Nahl sresi 12
Muhammed bn Yahya bn Ebi `mer el-
Nas sresi 127
ed-Darriverdi 236, 263
en-Nazr bn umeyl 266
Muhammed bn Yahy bn Hazin 149, 150
Nazi. ibn Enes bn Malik 58
Muhammed bn Ythy ez-Zuhli 253, 258, 261
en-Naiim Eb shak bn Seyyr 83, 195,
Muhammed bn Yezid 159
197, 198, 222, 223
Muhammed bn Yusuf el-Firybi 251, 256
Naii a- miyye 197
Muhammed Mevl5 Beni Haim 152
Neesi 32, 34, 146
Muhammed en-Nefsu'z-Zekiyye 215
Necedt 194
Muhammed es-Sami 152
Necid 187
Muhammed es- eybni 214
Necm sresi 15
Muhammed el-Urduni 152
Necian 40
Mukannd 122, 123, 124
en-Nes'i Ahmed bn Sdayb bn 'Ali bn Si-
Mukannacyye 122, 123
nan el-Horsni 35, 37, 52, 153, 166,
Muktil bn Suleymn 153, 165 222, 231, 244, 245, 248, 249
Mukavks 32 en-Nevevi 34, 48, 56, 209
el-Mulullrn 77 Nisa' sresi 14, 21, 163
el-Muksirrn 76, 98, 169 Nisa' kasabas 244
Munzir bn Ziyrd et-T'l 146 Nisbr 87, 253, 257, 258, 261
el-Murdar 196 Ndaym bn Ebi Hind 55
Mursel 47 N-dayn bn lammd el-Huzci 228, 234, 262
Ms 'bn Ilriin 246 en-Ndmn bn Bueyr 86
Ms bn smail 38 en-Ndmn bn Mukarrin 86
Ms bn `Ukbe 209 Nusaybin 157
Ms bn Tark Ebr Kurra 216
Muscab ez-Zubeyri 229 0
Musedded bn Muserhed el-Esedi el-Basri 234, `mer bn `Abdi'l-`Aziz 35, 39, 128, 179, 181,
246 203, 204

284
`Omer bn klaf 147 Sacd bn `Ubacle 67, 87
`mer ibnu'l-klIri 97 Sadaka bn 'Ali 124
`Omer ibnu'l-lja(tab 15, 21, 23, 24, 25, 29, es-Saffah Ebu'l- cAbbas 'Abdullah bn Muham-
38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 62, 72, 73, 79, med bn bn `Abdillah bn `Abdi'l-
83, 88, 90, 92, 93, 95, 99, 105, 108, 120, Muttalib 113, 114, 121, 139
129, 136, 137, 146, 187, 188, 198, 223 afiyye 154
'Omer bn ebbe bn (Abide en-Numeyri 268 afvan bn Umeyye 91
`mer el-Kelvazi 119 Sa'gai 28
`Osman bn `Abdillah 145 alabu'z-Zanadika 119
`Oman bn 'Affan 29, 35, 43, 72, 81, 106, 107, es-Sa'ib bn Yezid 74
108,109,128,129, 131, 135,137, 140,141, Said bn `Abdi'l-cAziz 37
167, 177, 193, 198, 223 Said bn `Abdirrahman 247
`Oman bn Ebi eybe 229, 235, 246 Sdid bn 'Anar el-Itara i 122
`Oman bn Muhammed bn Ebi eybe el- Sacid bn Cubeyr 63, 65, 93, 154
KffI 267 Sdid bn Ebi `Arrbe 206, 210, 223
`Oman bn Said 36 Said bn Manr 257
`O na'ar bn Said bn Halid es-Sicistani ed- Sacit' bn Manfr bn ube el-Mervezi el-
Darimi 237 Bekit 243
`Oman bn Talba 91 Sdid bnu'l-Museyyib 69, 90, 102, 154, 178,
202
P Said bn Sacd bn cUbade 67
Paris 140 Said bn Zeyd 24, 72
acid bn Zeyd bn (Anar bn Nufeyl 86
R. ahl Cezre 36
Rab!` atu'r-Re'y 155 lih (bn Ahmed bn Itanbel) 241
Rafic bn Hadic 31, 34 lih bn Keysan 201, 202, 205
er-Rafici 75 Salim tbn <Abdillah bn `Omer Ihnil-114-
Rafza 120 (ab 38, 39, 90
Rakka 161 Salim bn `Abdillah el-Muharibi 96
Ramahurmuz 84 Salim bn Ebil-Cdd 50
er-Ramahurmuzi 206, 207 Samarra 124, 228
Ravendiyye 120, 121, 122, 123, 125 Sada' 107, 157
Rebi( bn Habib 212 Sehl bn cAbdillah et-Tusteri 246
er-Rebic bn ubeyh 206, 215 Sehl bn Ebi Sehl Zencele er-Raz' el-ljayyat
er-Rebic bn Suleyman 228 el-Eter 243
Reca' bn tlayve 96 Sehl tbn Huneyd 86
Remle 245 Sehl bn Sacd es-Saculi 60
Rey' 206, 249 Sehl bn Sunbat 124
er-Rlftle fi !alebi'l-hadis 100 ekife 83, 145
Rzvan 72, 73, 80 Selma 62
Rizamiyye 122 Selman el-Farisi 86, 88, 111
Rmiyye 45 Semerkand 87, 253
Semura bn Cundeb 54, 55, 56
s Senevi 118
Sabit 49 es-Serrac 257
Sabit bn Zeyd 86 Seyhan 87, 140
Sacd bn Ebi Vakka 72, 86, 88 ffin 82, 109, 128, 194
Sacel bn Tarif 160, 166 Sicistan 85, 245

285
Sprenger 207 dayb (bn Muhammed tim `Abdillah bn
es-Subki 229, 235, 238, 244, 245, 247, 257, 262, cAmr bni'l-ck) 46, 47
266 ube bnu'l-ljacee 50, 53, 214
uffe 18 urahbil bn Dasene 84, 87
ufriyye 194 urayh 154
Sufyn 251 urayh ibnu'l-ljri 93
Sufyn bn `Avf 85
Sufyn tbn Umeyye 27 T
Sufyn bn cUyeyne 50, 206, 212, 214
et-Taberni 137
Sufyn bn Vekic 247
et-Taberi 66, 84, 87, 107, 114, 119, 121, 122,
Sufyn e -Sevri 72, 206, 212, 213, 214
124, 133, 130, 141, 229
Suheyl bn `Ama 29
et-Taberiyye 157
Suleymn bn Dvd 36, 37, 41
et-Tc es-Subki 244
Suleymn tbn Dvd ed-Dmaki 36
T'if 27
Suleymn tim Dvd el-kiavlni 36
Talt Koyiit 15, 71, 75, 99, 103, 109, 143,
Suleymn tbn Dvild el-Yemmi 36
170, 179, 225
Suleymn bn Ebi Kerime 147
Talebu'l - ctint 201
Suleymn tim Erkam 36, 37, 41
Talha 29, 72, 82, 108, 194
Suleymn bn 1.1arb 246, 251
Tliit 126, 127
Suleymn bn Kays el-Ye kuri 49, 50, 51, 159
Tanribirdi 93, 235, 237, 238, 243, 250, 260,
Suleymn bn Semura 54, 55
261, 262, 263, 266, 267, 268
Suleymn bn Yesr 154, 178
Summe bn `Abbs 108 Tr k 85
Summe tbn cAbdillah ( bn Enes bn M5lik) Tarsiis 227
38 Takprzade 220
umme bnu'l-Eras 83, 223, 227 Tvris (bn Keysn) 46, 92, 155
Sunnet 10, 13, 14, 15 Tayy 27
Suriye 28, 115, 151, 244, 245, 249, 251, 257 M. Tayyib Oki 75
Ss 84 Tebrik 15, 75, 84, 169
es-Suyg 22, 34, 42, 62, 63, 65, 69, 70, 75, 77, et-Teftzni 219
78, 86, 87, 97, 137, 145, 146, 147, 148, Temim bn Muhammed bu Mu`viye et-Tsi
151, 156, 157, 162, 165, 166, 175, 204, 238
216, 217, 241, 242, 243 Tevrat 79, 96, 127
Tihrtme 187
Tirmiz 249
et-Tirmizi Eb cis Muhammed bn `Is tim
e - dbi 49, 52, 53, 54, 155 Seyre es-Sulemi 17, 39, 58, 59, 60, 67,
e-fici 13, 25, 71, 75, 159, 165, 172, 173, 175, 166, 175, 222, 231, 243, 244, 245, 247,
184, 185, 187, 188, 190, 191, 192, 193, 248, 249, 257 264, 266
198, 214, 216, 228, 233, 239, 265 Toledo (Tuleytula) 60
m 19, 28, 59, 62, 84, 85, 87, 94, 95, 96, 97, Tvbe sresi 17, 21, 80
98, 99, 101, 102, 106, 107, 108, 121, 126,
Tnus 89
127, 128, 141, 153, 155, 178, 180, 186, Tuster 84
206, 226, 245, 249
Trkiye 60
e-zkni 239
eddd bn Evs 87
U
e- ehristni 83, 118, 120, 126, 130
eybe bn `Omn 91 `Ubde ibuu'-nmit 87, 95, 96, 97
dayb 36 `Ubeyde bn 'Anar es-Selmni 93

286
clibeyde ibnul-Cerr5h 72 Y
`Ubeydullah bn cAbb5s 108
Yahy5 bn e1-limm5nI 235
`Ubeydullah bn cAbdillah bn (Utbe bn Mes-
ci-1d 178 Yahy5 bn Bureyd 156
Yahy5 bn Ebi Keslr 23
`Ubeydullah bn Cahs 70
Yahy5 bn Hamza 36, 37
`Ubeydullah bn Miis5 el-cAbsI el-K5fi 234,
Yahy5 bn Hamza el-Hazrami 134
251
Yahy5 bn Mdiir 37, 38, 47, 52, 137, 157,
`Ubeydullah bn `Uthe bn Medild 90
160, 161, 223, 227, 239, 246, 267
Ubeyy bn Kacb 22, 29, 62, 163, 164, 186
Yahy5 tim Mende 152
Uhud 34, 72, 74, 81
Yahy5 bn `Osman bn 5lih el-MsrI 70
el-cUlsayli 156
Yahy5 bn Sdid 53, 55, 64
`Uhbe bn 'Arar el-Cuheni 86, 101
Yahy5 bn Sdid el-Ans5rI 214
`Uhbe ibnu'l-ljris 19, 91
Yahy5 bn Said e1-Katt5n 64, 165
`Uhbe bn Muslim 122
Yahy5 bn Sdid bn Eb5n el-Umevi 209
`Uhbe bn MB` 88, 89
Yahy5 bn Yahy5 et-Temimi 257
Umeyye Camii 88
Yahy5 bn Yacmer 128
Umm 'jubile 140
Yahy5 bnul-Yemiin 146
Umm Mini' 108
Yaby5. bn Yezid 156
Umm Seleme 29, 185
el-Yagsfibi 134, 135, 141, 142, 229
Umm Suleym 19
Yachfib bn 135v5d 119
Urdun 84, 97
bn ibrhIm bn Kesir ed-Devraki 236
`Urva bn Muzarris 86, 90, 178, 202,
208 Yaasb bn eybe bnu'-alt es-SedfisI 237
Yemen 34, 33, 40, 95, 102, 155, 157, 187, 206,
`Utbe "bn `Abdi's-Sulemi. 87
`Utbe bn Gazv5/1 86 239
Usme 84 Yesrib 33, 34
Yezid 136
Yezid bn `Abdillah 214
Yezid bn Ebi I1ubeyb 97
V5bisa 'bn Macbed el-Esedi 87 Yezid bn Ebl Sufy5/1 29, 84, 95, 108
el-V5indi. 163 Yezid bn Ebi Z;y 5. d 137
el-V5huti Ebu cAbdillah Muhammed bn cOmer Yezid ibnu'l-Velld 133
29, 66, 70, 153, 232 Yunus 37
e1-V5sils 116, 134, 228, 229 Yunus bn Habib 234
V-411 bn 'AV"' 82, 83, 131, 132, 133, 193, 194, Yunus bn Yezid 202
195, 196 Yfisuf bn Yachilb bn klamm5d bn Zeyd
V5sdiyye 193 el-Ezdi 243
Vsile ibnu'l-Eshac 68, 87, 147 Yusuf Ziya Kavak 76
V5sit 164, 206
Velsic ibnul-Cerr51,1 48, 50, 72, 209, 213, 214,
251
el-Velid bn cAbdi'l-Melik 88, 89 ez-Zahhiik bn Kays 87
el-Velid "bn Muhammed 179 ez-ahlags bn Sufyrn 187
el-Velid 'bn Muhammed el-MuvalsharI 157 n'ide bn Kucl5me 213
el-Velid bn Muslim 180, 206, 209, 211 es-Zellebi 23, 24, 32, 37, 38, 41, 42, 43, 44, 45,
el-Velid bn `Ukbe 87 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 57, 58, 61,
el-Velid bn Yezid ( bn `Abdi'l-Melik) 118, 63, 65, 66, 68, 90, 91, 92, 93, 94, 96, 97,
168, 205 105, 106, 108, 109, 111, 112, 134, 136,
V/et-1de 46, 47 145, 146, 147, 148, 149, 150, 152, 156,

287
157, 159, 163, 164, 165, 166, 180, Ziylid ibnul-I-Jri 86
181, 200, 201, 202, 203, 205, 208, 209, ez-Zubeyr 72, 82, 108, 194
210, 211, 212, 213, 214, 217, 228, 232, Zubeyr bn `Adiy 251
234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 243, ez-Zubeyr bn Bekkr bn `Abdillah el-Kura-
244, 245, 247, 249, 250, 257, 260, 261, I 268
262, 263, 265, 266, 267, 268 Zubeyr ddik.1 76, 78
Zerdu t 118, 122, 125 Zuh. sresi 9
Zeyd bn Erkam 24 Zuheyr bn Harb Ebii ljays,eme 227, 262
Zeyd bn Eslem 155 ez-Zuhri (Keza bkz. bn ihb) 35, 36, 37, 39,
Zeyd bn bit 27, 29, 79, 90, 154 Zumer sresi 17
Zeyd bn Vehb 196 ez-Zurkni 39

288
2. KITAPLAR

A Ct mic (Rebic bn Habib) 212


C7mic (Sufyin 'bn cUyeyne) 212
(el-isfaMnI) 118
el-Cilmicu'l-kebir (Sufy&n es-Sevri) 212
el-Akb(iru't-p vrl (Ebil Hanife ed-Dlneveri) 94,
el-Crniu)s- agir (Sufy e -Sevil) 212
120, 123
el-Ctni cu'-ahih (et-TirmizI) 248, 249
Ahmed bn ganbel (EM!. Zehre) 235
Airf (el-Makdisi) 249 Cuz' (Ahmed bnu'l-Fura) 261
Cuz' (Ahmed et-Tusi) 262
B Cuz' (cAII bn `Abdi'l-cAziz el-Bagavi) 261
Cuz' (el-Cahzami) 261
el-Bifisu'l-ha i (Ahmed M. SEddr) 69, 72, 75,
Cuz' (el-EblAr) 262
76, 77, 78, 94, 165, 166
Cuz' (EVI. `t1sim eb-Nebil) 261
el-Bed' ve't-tarih (el-Makdisi) 124, 125
Cuz' (Ebii Mushir) 261
el-Bicklye ve'n-nilbre (bn Kesir) 62, 93, 94,
Cuz' (Hasan bn `Arefe) 261
96, 115, 177, 179, 201, 205, 209, 217,
Cuz' ( bn Ebi tlayseme) 261
226, 227, 232, 233, 235, 237, 238, 239,
Cuz' (el- sm5cilI) 262
243, 245, 247, 249, 250, 261, 264, 266,
Cuz' (el-Keeei) 262
268
Cuz' (Muhammed bn `Abdillah ibrdl-Musen-
Buhari'nin kaynaklar hakk nda aratrmalar
n) 261
(Fuat Sezgin) 207
Cuz' (Muhammed bn cism es-Selsaft) 261
Cuz' (Muhammed bn Valry5 e3-ZublI) 261

Ciii` (`Abdullah bn Vehb) 212


D
Cdmic (`Abbdurrazzrds bn Ilemm5m) 251
u-al tik (el-Buh5s1) 9, 11, 14, 17, 18, ed-Durru'l-mensiir (es-Suyfrti) 34
19, 21, 23, 24, 30, 31, 35, 38, 42, 44, 50, Durru's-sehabe 17 men dekale Msra mine's-a-
51, 55, 57, 60, 65, 69, 74, 76, 77, 81, 95, !dibe (es-Suyati) 87
101, 142, 196, 203, 216, 222, 230, 246,
249, 250, 251, 253, 254, 255, 256, 257, E
258, 259, 260, 264, 265 Etudes sur la tralition Islamique (L6on Bercher)
beyki'l-clm (bn `Abdil-Berr) 19, 25, 140, 207
42, 57, 98, 101, 102, 201, 204
Cami` (Mdmer bn 11.5.id) 60, 212 F
el-CCunicus-ahil (Muslim) 9, 14, 15, 23, 24,
el-Fark beyne'l-firalp (el-Bagadi), 82 83, 119,
25, 26, 42, 74, 77, 81, 95, 100, 103, 105,
122, 123, 129, 130, 131, 146, 194, 196,
128, 142, 163, 167, 168, 177, 179, 196, 227, 229
206, 215, 216, 222, 230, 244, 246, 249, Fayalu't-tefrika beyne'l- sl(tm ve'z-zandaka (el-
250, 257, 258, 259, 264, 265 Gazidi) 118

289
Fecru'l-slm (Ahmed Emin) 92, 104, 110, 130 (bn 'Abdi Rabbih) 128, 155
Fethu'l-brl (bn Hacer) 57, 65, 203 (bn Ebi Hatim) 34, 36
el-Fihrist (Ibmin-Nedlm) 28, 52, 118, 119, radu's-sarf (el-Kastallani) 74
123, 126, 127, 133, 134, 209, 210, 211, el-Iabe (bn Hacer) 24, 32, 40, 44, 54, 62, 67,
212, 213, 214, 232, 234, 235, 238, 243, 91, 93, 95, 96
249, 250, 257, 260, 261, 262, 264, 266, slam Ansiklopedisi 28, 119
267, 268 Islam te rii tarihi (`Abdu'l-Vahhab Hallaf)
(el-Belazuri) 20, 28, 29 15, 99
slamiyette ilk nfus say m (M. Tayyib Okk)
G 75
el- t han f ur' an (es-Surat 22, 62, 63
GAS = Geschichte des Arabischen Schrifttums
(Fuat Sezgin) 209, 210, 211, 212, 213,
232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243,
K
245, 247, 249, 250, 257, 260, 261, 262, fi uccfdi'r-rical (bn 'Adi) 24, 37,
263, 264, 266, 267, 268 38, 51, 58, 66, 68,
Goldviher'in hadisle ilgili grlerinin tahlil ve el-Kamil fi't-tarih (bnu'l-Esir) 126, 127, 133,
tenkidi (Talat Koyi it) 143 134, 229
Iavacdu't-taldis (el-Kas mi) 10,
H el-Kaolu'l-musedded cani'l-Musned
Hadis edebiyat tarihi (M, Zubeyr uldili) 76, (bn Hacer) 242
78 Keblr (et-Tabarani) 137
Hadis usul (Talat Koyiit) 103 Ke fu'i-ittnn (Haci Halife) 234,
Hadis musannafatnn mebdei ve Macmer bn el-Kifye (el-klatib el-Ba dadi) 39, 47, 48, 49,
Raid'in Camii (Fuat Sezgin) 209, 212 50, 58, 69, 102, 105, 151, 173, 177
Hadisilerle kelamclar arasndaki mnakaalar Kitabu ackimi'n-Nubuvve (Ela Davad) 263
(Talat Koyiit) 109, 225 Kitabu'l-adabi'n-Nebeviyye (Humeyd bn Mah-
Hariu'l-Musned (Ebia Masa el-Medi/il) 241 led bn Zenceveyh) 263
Haiye cala Sunen en-Nesa'i (es-Sindi) 245 Kitabu'l-<Ar ve m verede fih (Muhammed
Hedyu's-sri (bn Hacer) 206, 216 bn `O s m a n bn Ebi eybe) 264
Hemmam bn Munebbih'in Sakfesi (M. Hami- Kitbu'l-birr ve'-la (`Abdullah ibnu'l-Mu-
dullah) 75 barek) 213
Ililyetu'l-evliya' (EM.' Ndaym) 90, 91, 92, 94, Kitabu'l-birr ve'-la ( bnu'l-Hasan bn Harb)
96, 146, 179, 201, 205, 208, 209, 210, 263
212, 213, 217, 235, 266 Kitbu'l-cerh ve't-tddll (Ebil shak el-Cfzecani)
(el-Makrizi) 127, 133, 226 268
fusnu'l-muhaara fi ahbari Mra ve'l-Kahire Kitabu'l-cerh (Ebu'l-Hasan
268
(es-Suyati) 87
Kitalu'l-cerl ve't-tacdil (bn Ebi Hatim) 47,
49, 50, 52, 55, 63, 90, 92, 94, 96, 97,
t 177, 179, 209, 210, 211, 212, 213, 214,
bn ihb ez-Zuhri (Talat Koyiit) 179 217, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243,
ccazu'l-Kur'an ve'l-belgatu'n-Nebeviyye (Mu- 247, 250, 257, 261, 262, 263, 264, 265,
%afa Sadk er-Rafici) 52 266, 267, 268
el- lkan (e1-.2imidi) 25 Kitabu'l-cihad (`Abdullah ibnul-Mubarek) 213
el-hkm ( bn Hazm) 183 Kitabu'l-Cum`a ve fazl ha (Eba Bekr el-Mervezi)
l ,i" 'n't-cutam (el-Farabi) 218 264
(e - afici) 187, 188, 265 Kitabu'd-dda (Muhammed bn Fuzayl) 214
htiaru cUlami'l-hadi (bn Kegr) 82, 216, Kitabu'l-enval Tbeyd) 34, 35, 39, 40

290
Kitiibu'l-edebi'l- nufred (el-Buhrl) 263 Kitdbu k ymi Ramaz6n (el-Mervezi) 264
(bn Ebl eybe) 263 Kittibu'l-mactrif (bn Iuteybe) 128, 131, 208,
Kitbu'l-e ribe (Ahmed bn Hanbel) 263 209, 211, 212, 213, 214, 217, 232, 234,
Kittbu'l-eribe (`Ali ilinu'l-Medlid) 262 235, 250, 262
Kiffibu'l-e ribe (el-Bulj'arl) 263 Kitbu nzacrifeti'-aVbe (`Abdullah bn Mu-
(Ibn Ebi'd-Duny) 264 hammed el-Mervezi) 267
Kiffibu'l-ferg iz (Ahmed bn hanbel) 263 Kitdbu macrifeti' -abr be (Ahmed bn `Abdullah
(Sufyn es- evri) 213 el-Berki) 267
Kittbun ft1h zikru halk Adem (Muhammed Kitdbu macrifeti' -altabe ibnu'l-Medld)
bn `Osmli'n bn EbI eybe) 264 267
(Nucaym bn hammkl) 262 Kitabu'l-men0pb (brhim Ibn Tahmn) 213
Kitbu garlbi'l-hadis (Ebli Tbeyd el- Kittibu'l-mentilc b bn rucliime) 213
RSm bn SellAm) 266 Kitetbu'l-mendsik (Ahmed bn hanbel) 263
(EbucUbeyde Mucammer Kitiibu'l-nenrsik (el-Fazl bn Dukeyn) 262
Ilinu'l-Muenn) 266 Kittbu'l-menfsik (ish4 bn Ylisuf el-Ezrak)
Kiteibu (br a- him el-Harb!) 266 214
Kitdbu gar,i'l-hadis (en-Nazr bn uney1) 266 (isndil bn Tleyye) 214
Kittbu Halk (el-BuhrrI) 263 Kittbu ntsil'l-hadis ve'l-mensl (Ahmed bn
(el-Hasan bn cArefe) 263 hanbel) 266
Kit6bu'l-hibe (el-BuAri) 263 KitCibu nsil'l-hadis yel-menet-4 (Ebii Bekr el-
Kitbu'i-c/e/ (Ahmed bn hanbel) 23, 24, 43, Erem) 266
49, 55, 58, 63, 177, 242, 266 Kitdbu ve'l-mensf h (Ebli DAvlid)
(`Ali ibnu'l-Medini) 266 266
-(el-Btttri) 266 Kitrbu'n-niyye (bn Ebrd-Dunyli) 264
(Ebli Bekr el-E rem) 266 Kititbu'r-redd cale'l-Cembiyye (Ahmed bn han-
KiWlu'l-clel (Muslim) 266 bel) 263
(et-Tirmisi) 175, 248, 249, 266 Kitbu rerel-yedeyn fi' -alCt (el-Buhrul) 263
Kiti-du'r/m (Zuheyr bn harb) 262 (`Abdurrazz4 bn Ilemmm)
KitCbu'l-cydeyn (bn Ebi'd-Duny) 264 262
(brhim ibn Tahmn) 213 Kitbu' -altit bn Dukeyn) 262
(bn Ebi'd-Duny) 264 Kittb's-sakit (slffik bn Ylisuf el-Ezrak) 214
Kittibu'l-indn (`Abdurrahmn bn (Omer el-is- Kiffbu'-alCt (smEc11 bn Tleyye) 214
bahrni "Ruste") 263 (el-Mervezi) 264
Kiabu'l-in7n (Ahmed bn Hanbel) 263 cale'nNebiyy (el-Bezzrr) 264
Kitabu'l-imn (ed-Darver ll) 263 Kitdbu secediiti'l-Kur't n (br.him el-harbI) 264
Kittbu'l-imln (bn EbI eybe) 263 KitCbu (Adem bn iys) 262
KitCbu'l-intifr `bi-culdi's-sibd (Muslim) 263 Kittbu'-yiim (Muhammed 'bn Fuz'le) 214
Kittdou'l-intiitr (el-hayyft) 232 Kittibu's-sunne (`Abdullah bn Ahmed bn
Kitdbu ittibd'l-emvitt (brahim el-Harb!) 264 hanbel) 264
(Ebli D(viid) 263 Kit6bu's-sunne (Ahmed bn Ilanbel) 263
Kitlbu'l-kunit (Ahmed bn Hanbel) 268 Kittibu's-sunne (Mili `Asm en-Nebil) 262
Kitlibu'l-kunC (`Ali ibnu'l-Medini) 268 Kitt- bu's-sunne (Ebli Bekr el-E rem) 263
Kitbu'l-kunt (el-Buti.'rl) 268 Kitdbu's-sunne (Ebli D'nvld) 263
Kitlibu'l-kunii (Muslim) 268 Kittlnes-sunne (Hanbel bn shlik) 263
(el-ButAri) 263 Kit6bu'7emtril (et-TirmizI) 264
Kit ibu'l-krir (IslAk bn Ylisuf el-Ezrak) Kitdbu C`cti'r-Rasfl (Ahmed bn Hanbel) 263
214 Kittibu'Habakiit (halife !bn hayyit) 268
Kitdbu kxydmi'l-deyl (el Mervezi) 264
- Kitfbu't-tabaltt (Muslim) 268

291
Kitabu't-tahcire (Ismacil bn cUleyye) 214 Maal. (Eb Mder) 209
Kittbt't-t&lb ve'l-mecrhin (Eb ljatim bn Madzi (bn shak) 209, 232
Ilibbiin) 23, 24, 43, 46 Maazi (Mdmer bn Riiid) 209
Kitiibu't-tefsir (`Abdullah ibnul-Muliarek) 213 Mald (Muhammed bn q'iz) 233
Kitidt't-tefslr (Ahmed bn Hanbel) 263 Maitzl, (Masa bn Ukbe) 63, 209
Kidtbdt-tefslr (Hueym bn Beir) 213 Madzi (Mdtemir bn Suleyman) 209
Kittbu't-tefilr (bn Ebi eybe) 263 Madzi (e-5db 208
Kittbu't-tefsir (brahim bn Tahman) 213 Madzi. (cUrva ibnu'z-Zubeyr) 208
Kittbet-tefsir ( smcil bn cUleyye) 214 Martzl (el-Vakdi) 232
Kittbu't-tefsk (Muhammed bn Fuzayl) 214 Madzi (el-Velid bn Muslim)'209
Kitdbu't-tefsir (Sufyan e -Seyri) 213 Mtzi (Yalya bn Sdid bn Eban el-Umevi)
Kitiibu't-tefsb. (Vekic Ibnu'l-Cerrah) 214 209
Kitbu't tefsir (Zl'ide bn Kuclame) 213 Ma Caf
- (ez-Zuhri) 209
Kit ibu't teheccud (bn Ebi'd-Dunya) 264 Malst lt t (Ebu'l-Hasan el-Egari) 120, 121, 130,
Kit(tb et-ter ib ve't-terhib (Humeyd bn Mal- 132, 146
led bn Zenceveyh) 263 Macrifet `ulfmi'l-badls (el-Hakim en-Neysa-
bilrl) 74, 86, 87, 91, 101, 105, 179, 262
(`Ali bn Ebi Talha) 65
el-Mascadu'l-Abmed fi hatmi
Kitdbu'l-umm (e-Safi%) 188, 190, 265
Ahmed (ibnu'l-Cezeri) 241
Kitrbu'l-varif (Eb Bekr el-Mervezi) 264
Mecmfcatu'l-vettibt's-siyiisiyye (Muhammed
Kitiibu'l-var (el-Mervezi) 264
Kitttbu'l-vitr (el-Mervezi) 264 Hamdidullah) 33, 34
Kittbu'ziucafr (el-Bubari) 268 Mentbtbu'l-Imlm Ahmed bn Hanbel (Ibnu'l-
Cevzi) 135, 228, 235, 239
Kitiibu'z-zucafr (Muhammed bn cAbdirra-
(bnu'l-Ceyzi) 136, 145, 151, 153,
Ilim el-Berki) 268
Kitgbu'z-zubd ve'r-ra lctt'ib (Abdullah bnu'l- 156, 157, 162, 242
Mevzi`iitu'/-culiim (Takrpzade) 220
Mubarek) 213
el-Milel (e- ehristani) 83, 118, 120,
Kitiibu'z-zuhd (Ahmed Ilin Hanbel) 263
121, 126, 130
Kiteibu'z-zuhd (Eb Davad.) 263
(ez-Zehebi) 37, 38, 52, 53, 54,
Kitau'z-zuhd (Eb I;Utim er-Razi)
58, 65, 66, 91, 134, 136, 145, 146, 147,
Kitrbu'z-zuhd (Eb Zurca
148, 149, 150, 152, 156, 157, 159, 163,
Kitdbu'z-zuhd (Hannad bn Seriy)
164, 165, 166, 209, 210, 211, 212, 213,
Kittbu'z-zuhd (Muhammed bn Fuzayl) 214
214, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243,
Kitiibu'z-zuhd (Vekic Ihnu'l-Cerrah) 214
249, 250, 261, 262, 263, 264, 267, 268
Kitbu'z-zuhd (Zride bn Kudame)
Mdcem garibi'l-Kur'an (M. Fu'ad.
Kur'an ve hadiste ru'yet meselesi (Talat Ko-
Baki) 64
yiit) 225
el-MuctebCt (en-Nesri) 245
el-Multaddiu'l-ftstl beyne'r-rbl ve'l-rtt` (er-
L litimahurmuzi) 206
fi'l-abttdIi'l-mevzit'a (es- Muhammedanische Studien (I. Goldziher) 140,
Suyati) 111, 137, 145, 146, 151, 156, 207
157, 162, 166 Mukaddime (bn ljaldiin) 28
el-Munlpzu mitte'5-ablil (el-Gazali) 118, 219
M el-Muntekd min Minhdci's-Sunne (ez-Zehebi)
106, 108, 109, 111, 112, 181
Maciilimu's-Sunen (el-Hattabi) 174
Murcu'z-zeheb (el-Mesciidi) 124, 133, 211,
el-Mati-0V (el-Calni) 83, 198 217, 232
Maazi (`Abdu'l-Melik bn Muhammed bn Muannaf (cAbdurrazz5k bn Hemmam) 212,
Ebi Bekr bn Hazin) 209 250

292
Musannaf (Baki), bn Malled) 250 Musned ( smdil bn islk) 238
Muannaf (Eb Bekr bn Ebi eybe) 250 Musned (el-Kabbni.) 238
Muannaf (Ebu'r-Rebic ez-Zehrni) 250 Musned (Muhammed bn Eslem et-Tsi) 235
Muannaf (lammd Un. Seleme) 213 Musned (Muhammed bnu'l-Huseyn) 237
Muannaf (Veki` ibnu'I-Cerrh) 213 Musned (Muhammed bn Nar) 238
Musned (`Abd bn Hamid) 236 Musned (Muhammed tim Sencer) 237
Musned ((Abdullah bn Muhammed el-Mus- Musned (Musedded bn Muserhed) 234
nedi) 235 Musned (Muslim) 237
Musned ((Abdurrahman bn Muhammed) 238 Musned (Mutayyen) 236
Musned (Ahmed bn el-Mervezi) 238 Musned (Ndaym bn 1:lammild) 228, 234
Musned (Ahmed bnul-Furit) 237 , Musned (cOsmn bn Ebi eybe) 235
Musned (Ahmed bn lanbel) 18, 31, 34, 45, Musned (es-Sedsl) 236
48, 50, 51, 52, 53, 56, 57, 61, 62, 67, 74, Musned (Temim bn Muhammed) 238
77, 78, Musned (tUbeydullah bn Ms) 234
Musned (Ahmed bn brhlm ed-Devraki) 236 Musned (Yabyti. bn (Abdi'l-Hamid el-Hun-
Musned (Ahmed bn Mansr er-RamdI) 237 ~I) 235
Musned (Ahmed bn Munl() 236 Musned (Ya(kiib bn ibrhim ed-Devraki) 236
Musned (Ahmed bn Rustem) 237 Musned (Ydkilb bn eybe) 237
Musned (Ahmed bn Sinn) 237 Mustahrec cebi altuji Muslim (Ahmed 'bn
Musned ((Ali el-Baavi) 238 Seleme en-Neysbri el-Bezzz) 265
Musned (Ali bnul-Cdcl) 235 - Mustahreccalii thlhi Muslim (Muhammed bn
Musned (`Am~ bn Recr') 237 Muhammed bn Rec'el-isferii'Inl) 265
Musned (Baky bn Mahled) 237 Mustedrek (el-lkim en-NeysbrI) 34, 35,
Musned (el-Bezzr) 238 38, 39
Musned (el-Bubri) 236 Muvafft (Mlik bn Enes) 39, 78, 206, 214,
Musned (ed-Drfini) 237 215, 216, 217, 250
Musned (Ebii Bekr bn Ebi eybe) 235
Musned (Ebu Dvd et-Taylisi) 78, 233, 234 N
Musned (Ebr Hanife) 233 en-Na-silj ve'l-mensilly (Ebu Cdfer en-Nalbs)
Musned (Ebri Rayeme Zuheyr bn Harb) 235 65
Musned (Ebii slk es-Siirini) 234 en-Nuciimu'i- iahire (Tanribirdl) 93' 235, 237,
Musned (Ehr Umeyye et-Tarssi) 237 238, 243, 250, 260, 261, 262, 263, 266,
Musned (Eb. Ya%) 137 267, 268
Musned (Ebil Zur`a. er-ltzi) 237 Nthbetu'l-fiker erhi (bn Hacer) 10, 32, 71,
Musned (el-Eftas) 236 72, 170, 171, 182, 260
Musned (Esed bn Ms) 234
Musned (el-Firynd.) 234 O
Musned (el-lumeydi) 234 The Origins of Muhammadan Jurisprudence
Musned (el-11useyn bn Dviid "Suneyd") 234 (Joseph Schacht) 168
Musned (bn Ebi <Ouer. ed-Darverdi.) 236
Musned (bn Ebi Usme et-Temimi) 238 R
Musned (bn EM. clizre) 237 er-Risttle (e-Uil) 13, 25, 184, 188, 265
Musned (brhlm bn shk et-Tsi) 238 Riseiletu'l-furOn (bn Teymiye) 118, 126
Musned (ibrhlm bn Mdlsl en-Nesefi) 238 Risttletu'l-ljamaviyye (bn Teymiye) 126, 127
Musned (ibrhlm bn Sac(' el-Cevheri) 236 er-Ristiletu'l-Musta;rafa (el-Kettfni) 201, 204,
Musned (sh..15 b n Behll et-Tenhi) 236 209, 210, 211, 232, 233, 234, 235, 236,
Musned (skk bn Manr el-Kevsec) 236 237, 238, 243, 250, 261, 262, 263, 266,
Musned (stk bn Rhye) 235 267, 268

293
S Sunen (et-Tirmizt) 17, 39, 67, 222, 243, 245,
247, 248, 249
Sabife (`Abdullah bn 'Arar tbni'l-c ig) 44, 45,
Sunen bn Muslim) 211
46, 47
es-Sunen (en-Nes5'D 244
Sal* (`Abdullah bn 'Diner) 66, 67
Sabife (`Ali bn Ebi Talim) 64, 65
Sakfe ((Ali bn Ebi T5lib) 51, 52, 53, 54

SaWe (C5bir bn 'Abdullah) 48, 49, 50, 51 Serbu'l-Makfd (et-Teft5z5ni) 219
ahVe (Eb Hurayra) 56 Serbu'l-Mevii k f (el-tel) 219, 220
SabTe (Hemm5m bn Munebbih) 59, 60, 61, Serhu'l-Muvag T' (ez-Zurlsrni) 39
62 erhu Nehci'l-bela (bn Ebi'l-Hadid) 111, 112
Sabife (bn 6Abb5s) 62, 63 Sezer ltu'z-zeheb (bnu'l-qm5d) 96, 202, 209,
alffe (Sa'd bn Ub5de) 67 211, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238,
SalTe (Senura bn Cundeb) 54, 55 243, 245, 247, 249, 250, 257, 260, 261,
Salge Cultica (`Abdullah bn cAnn) 44, 48, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268
60, 96, 199 Suriitu'l-e'immeti's-siue (el-Malsdisi) 249
SallTe ahika (Hemnaffin bn Munebbib) 59,
60, 199 T
ahihu Muslim bi-Serb 'n-Nevevl 56 (bn Ebi Ydla) 234, 235,
Sfret (bn Hig5m) 232 236, 237, 243, 247, 257, 260, 261, 263,
Suret (bn st5k) 210 264, 266, 267
Siret (bn ih5b ez-Zuhri) 209 et-Tabakiitu'l-kubrii (bn Sacd) 28, 32, 35, 42,
Suret (el-V5kdi) 232 44, 48, 52, 55, 58, 59, 62, 63, 67, 90, 96,
Sunen (`Abdullah ibnu'l-Mub5rek) 211 200, 203, 208, 209, 210, 212, 213, 227,
Sunen (`Abdul-Vahh5b el-Haff5f) 243 232, 233, 234, 235, 243, 250, 261, 262,
Sunen (el-Beyhalsi) 38 266, 267, 268
Sunen (ed-D5rimi) 35, 68, 203, 243, 250 Tabalst tu'l-Muctezile (ibnu'l-Murtaz5) 132
Sunen (ed-Dfil5M) 243 rabalcltu'-Siifictyye (es-Subld) 229, 235, 238,
Sunen (E135 D5vfid) 13, 17, 22, 23, 30, 31, 245, 247, 257, 262, 266
38, 39, 51, 55, 174, 222, 245, 246, 247, 249 Taba4iitu't-tCbicn (Ebfi H5tim er-R5z1) 268
Sunen (el-Egrem)243 Tteu'/-cars (bn Manir) 199
Sunen (el-Ezdi) 243 Talclimetu'l-terk (bn Ebi Ii5tim) 48, 50, 53,
Sunen (Hamm5d. bn Seleme) 211 64, 96, 209, 212, 213, 217, 235, 237, 262,
Sunen (e1-1July5nD 243 264, 267
Sunen (Hueym bn Beir) 211 Tahyftu'/-c/m (el-Hatib el-Bad5c1I) 11, 26,
Sunen Cureye) 210 30, 31, 32, 42, 57, 58, 170, 180, 201, 203,
Sunen (bn 1VI5ce) 17, 23, 39, 55, 74, 102, 157, 204
222, 230, 243, 249, 250 Tdril> (et-Taberi) 84, 87, 107, 114, 119, 121,
Sunen (bn Ebi Z'ide) 211 122, 124, 141
Sunen (bn Ebi Zi'b) 211 Trk (et-Tirmizi) 248
Sunen (ibrhim bn Tahm5n) 211 Trihu Baclt d (el-fiatib el-Ba d5t1I) 34, 53,
Sunen (el-Kecci) 243 68, 93, 94, 196, 209, 210, 211, 212, 213,
Sunen (Mekhl e- 5m1) 210 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 243,
Sunen (Muhammed bn Fuayl) 211 247, 257, 260, 261, 262, 263, 264, 265,
Sunen (en-Nes5'i) 35, 37, 222, 244, 245, 249 266, 267, 268
Sunen (Sdid bn Ebi cArbe) 210 Ttrlh,u'l-Cehmiyye (el-K5stml) 118, 126
Sunen (Sdid bn Mang5r) 243 7Wrilju'l-felsefe (De Boer) 133
Sunen (Sehl bn Ebi Sehl Zencele) 243 Trtribu'l-iskim (Hasan brahim Hasan) 84, 85,

294
Tarilju41-1.s/cim (ez-Zehebi) 32, 44, 45, 47, 48, 247, 249, 250, 257, 260, 261, 262, 263,
49, 50, 51, 52, 53, 58, 61, 63, 66, 68, 90, 264, 266, 267, 268
97, 180, 181, 200, 201, 202, 205, 209, Tel fuhami'l-iitar 76
235,239, 240 Tendru'l-kav llik erhu Muva!ir 1-mam Millik
Trr,ku Kazan (bn Mace) 249, 268 (es-Suya-tl) 42, 204, 216, 243,
et-TfIrriku'l-keblr (el-Buhfui) 47, 49, 50, 54, Tenzilu'- ericati'l-merf`a (bn cArrak) 156,
55, 56, 59, 66, 67, 90, 94, 97, 208, 209, 157
210, 211, 212, 213, 214, 217, 233, 234, TeveIhu'n-nazar (el-Caza'iri) 10, 11, 256
235, 236; 243, 250, 251, 253, 261, 262, Te'vilu muktelifi'l-hadis (bn luteybe) 27, 83,
263, 267, 268 193, 223, 266
(cOmer bn ebbe) 268 Tekiretu'l-kuffCd (ez-ZehebI) 23, 24, 41, 42,
Tdriku'l-Medine (ez-Zubeyr bn Bekkar) 268 43, 47, 48, 51, 57, 66, 90, 91, 92, 93, 94,
Tilri.ku Mekke (Ebul-Velid el-Ezraki) 268 96, 97, 105, 201, 202, 208, 209, 210,
Tdriku'r-ricgd (`Abdullah bn Muhammed el- 211, 212, 213, 214, 217, 228, 233, 234,
Haimi) 267 235, 236, 237, 238, 243, 245, 247, 249,
Trl.ku'r-rieCd (Ahmed ibn cAbdi'llah el-ci eli) 267 250, 257, 260, 261, 262 263, 264, 265,
(el-Bubari) 267 266, 267, 268
Ttr'iku'r-ricgd (Eba Zurca) 267
(Halife bn Bayyat) 267 U
(Hanbel bn shak) 267
Triku'r-riedl (bn Ebi Haygeme) 267 `Uli mu'l-hadis (ibnu'-alah) 69, 72, 75, 78,
Taril>dr-rici/ (bn Sacd) 267 169, 175, 216
Trlhu'r-rictil (cOgman bn Ebi eybe) 267 `Umdetu'l-krri (el-`Ayni) 61, 74
Triku'r-ricia (Yahya bn Macin) 267 (ibnu'l-Esir) 18, 24, 44, 54, 91,
(el-ljuzarD 193 93, 94, 95, 96
Tedribu'r-rt vi (es-Suyati) 69, 70, 71, 75, 77,
78, 151, 165, 166, 175, 217, 241, 242
Tefsir (Eba shak eg-Saclebi) 163
Vafeytu'i-gyan (bn Hallikan) 90, 92, 93
Tefsir (et-Taberi) 66
96, 119, 122, 123, 202, 208, 209, 210,
(es-Suyati ve el-Mahalli) 9,
211, 212, 217, 228, 232, 235, 245, 247,
127
249, 250, 257, 260, 266, 267, 268
Teh ziku'l-esnur (en-Nevevi) 34, 48, 209
Tehzibu't-teh fb (bn Hacer) 32, 35, 36, 47,
48, 49, 50, 51, 53, 54, 55, 61, 63, 66, 67,
Z
90, 91, 93, 94, 96, 9^4, 201, 203, 204, 208, Zemmu'l-kel lm (el-Herevl) 31, 32, 51, 203
209, 210, 211, 212, 213, 214, 217, 232, (Ahmed Emin) 222
233, 234, 235, 236, 237, 238, 243, 245, Zeylu kitiibi (tim luteybe) 266

295

You might also like