You are on page 1of 237

ANKARA NIVERSITESI

ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARINDAN



XLVII

DIN SOSYOLOJ S

Dr. Mehmet TAPLAMACIO LU


lhiyat Fakltesi Din Sosyolojisi Profesr

ANKARA UN VERSITESI BASIMEVI-1963 Tel:105404


ANKARA VNVERSTES
ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARINDAN

XLVII

DIN SOSYOLOJ S

Dr. Mehmet TAPLAMACIOLU


ilhiyat Fakltesi Din Sosyolojisi Profesr


tsb'

\t .
fi)

ANKARA NIVERSITESI BAS T MEV I-1963 Tel: 105404


NSZ

Bu eseri, yakan, y kan ve lm saan bir Dnya Sava nn ac ve san-


clar devam ederken kaleme ald m. Hergn yeni bir olay, yeni bir bulu
ve yeni bir devlet ve milletin ortaya kmasna karlk kat gerek iki Dev
Blokun kurulmu olmasdr. Baka baka inan, dnce ve grte olan
kimseler ayr ayr kamplarda ve kar karyadrlar. Bu bloklar aras ndaki
dengeyi ok karma k bir strateji sa lamaktadr. Korku saan bir sava tek-
nii, hayret uyandran uzay yolculuklar , rpertici sonularyla atom dene-
meleri, krlere gz ve llere can verecek derecede ilerlemi bir bilim hayat
insanolunu dehete drm va bir bakma onu tevekkle ve dini inan-
lara gtrm tr.
Avrupa gezisinden dnen her yurtta n ve genel olarak, Bat Dnyasn-
dan gelen herkesin kulaklar nda, ister istemez, an sesleri, org grltleri' ve
kilise ilhileri nlamakta ve din trenlerinin canl hatras ya amaktadr.
Gerek ve geleneksel dindarlardan ba ka, bir yanda sava , yoksulluk
ve zorunlu glerle yerinden oynam , yurdundan olmu ve her trl maddi
destek ve dayanaklar n yitirmi milyonlarca insan, te yanda kolayca ser-
vete konmann tela ve heyecan iinde gnahtan ar nmaya alan gnn
adamlar, mirasyediler ve yeni tip zenginler o unluu son. teselliyi tinsel
varlklarda aramakta ve bylece dinin toplumdaki nemini bir kat daha
arttrmaktadrlar: Son gnlerde raslanan ok say da tap nak inaat, hzla
ilerleyen din e itimi ve olagan st artan hac seferleri bu gidi in belirgin
rnekleridir.

Sava Sonras, yurdumuzda da olumlu bir din hayat balam ve gn


getike softahk, bilgisizlik ve koyu taassup yerlerini ho grrlk, bilim
ve insanlk ilkelerine b rakmtr. O kadar ki insan olmadan islam olmaya
imkn olmad artk anlalm ve minarelerden ykselen ezan ve tevhit
sesleri din zgrl ve gerek dindarh n bir sembolu olmutur.

Tarih boyunca bir ok de erler din kurumu iinde kalm t. Zamanla bir
ayrmlama olmu ve sras gelince ahlak, hukuk, iktisat siyaset ve e itim
bamszla kavu arak dinden ayrlmlardr. Kendi z alanna ekilen din

III
ise, insanln i lemini i lemek, sslemek ve zenginle tirmek yolunu tut-
mutur.

Rnesanla bilim ve sanat, Reformla siyaset, Amerikan Ba mszlk Sa-


va ve Frans z Devrimi ile hukuk, e itim ve devlet dinden ayrlarak lyiklik
ilkeleri yerle mi ve kkle mitir.

En ilkel toplumlardan en ileri uygarlklara kadar, dinin tabii gruplarla


olan mnasebetleri, byk bir ilgi ile ele al nm ve dinle toplum aras ndaki
etki ve tepkilerin ett ve zm bir uzmanl k ii olmutur. Gnmzde bu
uzmanlk grevi Din Sosyolojisine d mektedir. Din Sosyolojisinin henz
ok krpe ve yeni, stelik yurdumuzda bu trl bilimsel geleneklerin ok k t
olmas bu konudaki ba ar anslarn azaltmtr. Fakat samimiyet, iyi niyet
ve hizmet etmek duygusu abam z artt rmakta ve bu etrefil problemlerin
zmnde bize klavuzluk etmektedir.

Bizim iin oldu u kadar dnya bilim evreleri iin de yeni olan bu alanda
eksiklerim olabilir. Okuyucular byk bir bilimseverlik ve ho grrliikle k-
k kusurlar balar ve nemli yanllar dzeltme yoluna giderlerse
yalnz bana de il, dolaysiyle yurt kltrne ve insanlk lksne de, hizmet
etmi olurlar. nk yazarn iten dile i tannmak, fayda sa lamak veya
bilim evrelerinde n salmak de il, yalnzca yararl olmaktr.

Ankara 1-12-1963

Prof. Dr. Mehmet TAPLAMACIOCLU

IV
B R KA SZ

Profesr Dr. Mehmet Taplamac olu'nur Din Sosyolojisine dair yayn-


lad ikinci ve daha byk kitab n okuyorum. Ksa zamanda ilim evresine
bu konuda st ste birok makaleler ve eserler veren yazar n ahkanl
ve verimliliini takdirle kar ladm hereyden nce belirtmeliyim. 33 y l
evvelki de erli talebem Taplamac olu burada geni tutulmu bir plana gre
din sosyolojisinin pek ok blm ve alt-blmlerini dolduran zengin bilgiler
vermektedir. Kitaba bu yeni sosyoloji dal nn douu, bu konudaki esash
kavramlar ve tarifler, tan nm din sosyologlarmn ksa portreleriyle giriyo-
ruz. Yazar kendi ihtisas alannn ilimler aras ndaki yerini belirtmeye al-
yor: sosyoloji nedir? Bu sorunun sarih bir cevab n bulmadan nce, ve-
rilmi btn cevaplar n geit resmini yap yoruz. Sosyoloji normatif olmayan,
ampirik olan bir olaylar ilmidir. Ba lca konusu toplumsal yap dr. Fakat
hemen burada Tnnies'in pek iyi bilinen cemiyet ve cemaat s nflamas na
katlm egemenlik, zmre ve s nf cemiyetleri diye yeni tiplerle kar la-
yoruz. Yazarn bu toplumsal yap snflamasnda sksk zikrettii Hans Freyer
gibi eklektik olmay tercih etti i anlalyor. Bir ok alt-blmlere ayr lan bu
snflamalardan sonra toplumsal hareketlili e dair bir fas l geliyor. Bu, bizim
eskiden sosyal fizyoloji dedi imiz eye benzer yeni bir Amerikan gr ne
Avrupa sosyolojisinin snmaya ba ladnn alametlerinden biridir.

Kitap bu uzun Giri 'ten sonra dinler ilmi ve din sosyolojisinin mnase-
betlerini inceleyerek hedefine yakla yor. Yazar burada da terimlere ait tarif
serileri ve detayl snflamalarna devam ediyor. Yorum nazariyesi, dini tec-
rbe, din sosyolojisi grlerine ait zetler veriyor. Din sosyolojisinin ncleri,
kurucular , son geli meleri, bugnk durum balklarn tayan blmler bir
hayli ykldr. Konunun zne ancak bundan sonra din sosyolijisinin Ana
Problemleri ile giriyoruz. phesiz, her eyden nce metod meselesi ele al n-
maldr. Burada da yazar byk bir itina ile bu konuda her ne sylenmi se
kitap dnda brakmamaya al yor. Din sosyolojisinin, onca, asl alan din
ve toplum mnasebetidir. Art k dorudan do ruya meselemizin iindeyiz.
Seilmi metodumuz Max Weber'den ba hyarak Troeltsch, J. Wach, Mensc-
hing'de gelien anlayc metod, ideal tipler metodudur Dinin toplum ve dnya
kars ndaki tutumu, iman, doktrin, ibadet kavramlar birer birer inceleniyor.
Din ve toplum mnasebetlerinde a rhk merekezini, kitab n plnna gre
baka ksmlarn aleyhine olarak biraz fazlageni lemi bir halde, din ve devlet
mnasebeti te kil ediyor. Burada eski hukuku (Madrid niversitesinden hu-
kuk doktoru) alkanlklarna hkim olamam ve belki de problemin aktel
neminden dolay ba ka bahislerden fazla onun zerinde durmay tercih
etmitir. Din ve devlet mnasebetlerinde birer ayr alt-blm halinde devlet,
devletin tanm, balangc, kurucu unsurlar , siyasi ve tarihi grn , dinle
mnasebetleri bakmndan devlet ve liklik meseleleri birbirini takip ediyor.
Ondan sora islmda devlet, hilfetve buna dair ba lca islami yaynlar zerin-
de duruluyor. Din ve devlet mnasebetleri dolay sile yazar yeniden tipolo-
jilere dnyor. Burada tamamen Joachim Wach'tan mlhemdir ve onu
Mensching'in din sosyolojisi ile tamandamaktadr. Bu bahsin tabii gelimesi
halinde son ve en uzun ksm liklie ayrlmtr. Bu konu etrafndaki Trke
yaynlar gazete makelelerine var ncaya kadar zikredilmi tir

Taplamacolu konusu ile uzaktan yak ndan ilgili malzemeyi toplama bak -
mndan an gibi al an bir yazard r. Bu malzemenin nceden haz rlanm
petek (kaneva) iine nas l yerletirildi ini gryoruz. Din sosyolojisi bizim
sosyoloji tarihinmizde de, kendisinin syledi i gibi, yeni ve az i len-
mi bir bahistir. Bundan dolay yazarn daha nce ve burada getirdikleri
bu iliile ura anlar iin her bakmdan faydal olacaktr. Din sosyolojisine
dair Trkiye iin teferratl , hatt bas lmam kitap ve ders notlarm zikre-
decek kadar titiz bir tarihe verirken baz eyleri unutmu grnyor:
Mehmet Karasa lhiyat Fakltesi dergisinde kan Din Sosyolojisi maka
lesi, benim Anadolu tarihinde dini ruhiyat m ahedeleri (Anadolu dergisi
1922), Din Sosyolojisi (Felsefe ve itimaiyat dergisi 1927) adl makale serilerim,
ayn dergide Potlaa dair bir yaz ile din sosyolojisi ile ilgili Heyecan ve Te
heyyciyet adl yazlarm, son yllarda kan Din ve itimai Yap hakkndaki
makalem (Sosyoloji dergisi, 1960) ve 1958-60 aras nda stanbul Edebiyat
Fakltesinde okutmu olduum ve talebe tarafndan Teksir Makinesile ba-
slan ders notlar m bunlardandr.

Din sosyolojisine, sosyolojinin ba ka bahislerinde oldu u gibi iki tarzda


girilebilir: birisi onu tabiat ilinden aras nda ele almak ve btn bu ilimlerdeki
gibi gzlem, tecrbe, monografi, istatistik tarihi vesika usullerini kullanmak
zere toplum olaylar n kendi sui generis mahiyetleri iinde incelemektir.
Burada din sosyologu art k sbjektif bir yorundayc gibi deil, bir tabiat
alimi gibi hareket edecektir kincisi toplum olgularna birer ideal tip gzy-
le bakarak onlar kavramlar halinde tanmlamak, bu kavramlarn ince smfla-
malarn yapmak yoludur. Burada eski ie bak metodunun yeni bir ekli
olan anlayc metodu kullanmak ve sbjektif tecrbeden hareket ederek ya-
anm olaylara nfuz etmek istemektedir. Yazar btn eserde bu ikinci yolu

VI
semi grnyor. Hatt bir yerde Marx, Comte ve Freud'un adlar n bir
arada zikr ederek "bu byk ve iddial grleri bir yana b rakp biz daha
mtevaz hareket edece iz" derken bu semesini, kar tarafa ait tart ma
ve tenkitlere girmeksizin, yapmay tercih etti i anla lyor.

Anlayc sosyolojini, garip ve eliik bir tarihi macera sonunda, Bat


sosyoloji rlarma kar Dilthey'da ba layan sava ma hareketinden do -
duunu hatrlamamak kabil de il: tabiat' ilimlerile manevi ilimleri kesin
snrlarla ayran bu filozof frans z, ingiliz pozitivistlerini "natralist" olmakla
itham ederek, hakiki pozitivizmin kant'a dayanan kendi gr nde oldu unu,
Comte ve Spencer'den beri ad geen sosyoloji hareketlerini imkans z davra-
nlar gibi grdn ilan ediyor; bu arada yaln z eserinin sonundaki Ek'de
Simmel'in rlativist sosyolijisini bu hkmn d nda brakyordu. Vaka
bu sonuncu da yine sbjektif rlativizme dayanarak, orijinal toplumsal muh-
teva yerine, sosyolojinin konusu olarak fertleraras mnasebet ekillerini
grd iin, Kant felsefesinin ba ka bir yorumlama tarz na dayanyordu. Bir
nc r Hegel'in mutlak idealizminden, "objektif Ruh" gr nden
domak zere Cemaat ruhu nazariyesi iinde geli en "sosyal ilimler" anlay
idi. Hasl, Almanyada felsefi davran ya baka memleketlerde do an sosyoloji
eilimlerine tamamen dirsek eviriyor, yahut bu ilmi onlardan bsbtn ayr
felsefi bir temele dayandrarak yeniden kurmaya al yordu. Bu davran ,
alman sosyolojilerinin, esasnda felsefi, kavramc , soyut, snflayc olma vasf-
larn ta malarnn balca sebebi olarak grnyor. Ancak, kinci Dnya
Savandan sonra Amerikan ve k smen kt'a sosyolojilerinin tesirlerile onlarda
da deimeler grlmeye ba lamtr 2 .

Taplamacolu'nun seti i ite bu tarzda anla lan sosyoloji istikametidir.


Onun kar snda henz kendisile hesapla masm yapmam olduu natralist
sosyoloji gr iinde saysz aratrmalar devam etmektedir. Nitekim
yazarn zaman zaman zikretti i ve ksmen dayand kaynaklardan bir ksm
da bunlar aras ndadr. Yazarn bu noktada esash bir tart maya girimesi
gerekir. Bu konuya ileriki yay nlarnda mutlaka girmesi beklenir. Almanlarn
natralist dedikleri btn bu rlar aras nda her ne kadar dar baz farklar
varsa, da, hepsinin ya ayn kuvvette ve paralel olarak, ya da bunlardan
birine stn rol vermek zere statistik, monografik, tarihi ve genetik gr ,
etnoloji ve kltr antropolojisi metodlarn kullandklar, ve bunlardan bir
kam birbirile tamamlayabildikleri nisbette daha tam ve derin tetkikler
yapabildikleri grlmektedir. Geen yzy linbtn toplumsal problemlerini
bir hamlede zmek isteyen geni sistemci sosyolpjilerine kar , yakn zaman-
larda problemleri ayr ayr ele alan ve her birinde ona elveri li metodu kul
Dilthey, Introduction Ntude des Sciences Morales, trad. fran p. L. Sauzin, p. 515-517.
2 K. Martin Bolte, Peter Heintz, Rene K ig, RainCr M. Lepsius, Rschemeyer,
Erwin Scheuch, A. Silberraann, Emilio Willems, K. Mller, hatta Mannheim bunlardand r.

VII
lanarak hemen senteze ula ma sabrszlim gstermeyen tahlilci almalara
getii btn dnyada gze arpmaktad r. Yukarda zikretti imiz metodlar
yerine gre kullanmak ve onlar birbirlerile tamamlamak zere, memleketi-
mizin bilhassa muhtac oldu u bu tahlilci aratrma yolunun tutulmas zamam
oktan gelmitir. Taplarnaculu din sosyolojisine ait bir monografi deneme-
sile bu yola hazrlandm gsterdi 3 Olaylarn karakteristik tetkikine girmek
.

iin bu yolda ilerlemesi, doktrin tart malarndan nce, daha nemle bekle-
diimiz bir nokta olacaktr.

Yazarn trke baknundan gsterdi i titizlie hepimiz kat hrz. Yalmz


sosyal ilimler ve felsefe dilinin tabiat ilimleri dili kadar i lek ve tam bir hale
gelmediini, bir ok terimlerin iyice yerle mediini, unutmamalidr. Bunun
iin, kitabn sonunda ki ek k smn hafifleterek bir has isimler ve trke terim
ler ndeks'inin kat lmas iyi olurdu. alkan ve yorulmaz yazar n kendisin-
den beklediimiz daima yeni ve daha ilerlemi eserlere kyasla bu kk ia-
retlerimi ba layacan umarm. *

28,X.I963

Hilmi Ziya ULKEN

3 Ilhiyat Fakltesi Dergisi (Cilt X 1963)'nde kan M. Taplamacolu'nun "Ya lara


gre Dini Tecriibenin iddet ve kesafeti zerine bir anket denemesi" adl yazs,

* Bu baln yazar Ord. Prof. Hilmi Ziya I.J1ken lisede bana ders vermi , yetireme
emek harcam ve bilimsel tleriyle bana k tutmutur. Dil, bibliyografya ve anlay
metodunun Din Sosyolojisindeki nemi konusunda benimkilerden farkl olan grlerine
teekkr ederim. Yazar

VIII
IINDEKILER

BIRINCI BLM

GIRI

SAH FE

I. GENEL BILGILER 1

II. SOSYOLOJ 7

1. Sosyoloji Nedir?

a) Sosyoloji zel konusu olan bir bilnidir. 7


b) Sosyoloji bir yap ve olgu bilimdir, 9
c) Sosyoloji normatif olmayan bir olaylar bilimidir 11
d) Sosyoloji ampirik bir bilimdir. 13

2. Toplumsal Yap ( 15-27)

Cemaat 15
Menfaat Cemiyeti 17
Egemenlik Cemiyeti 19
Zmre Cemiyeti 24
Snf Cemiyeti 26

3. Toplumsal Hareketlilik (27-31)

Yatay Hareketlilik 27
Dikey Hareketlilik 29

III. DINLER BILIMI (31-43)

A. Yorum Teorisi 34
B. Dini Tecrbe 36
C. Din Sosyolojisi 38

IX
IV. D N SOSYOLOJ S N N TAR HES (43-58)

A. Din Sosyolojisinin ncleri 43


B. Din Sosyolojisinin Kurucular 47
C. Din Sosyolojisinde Son Geli meler 52
D. Bugnk Durum 55

KINCI BLM

(Din Sosyolojisinin Ana problemleri)

I. GENEL BILGILER (58-68)

A. Din Sosyolojisinde Metot 59


B. Din Sosyolojisinde Aratrma Alan 64
C. Din ve Toplum 65

II. DINI TECRBEN N ANLATIMLARI (68-78)

A. Dinin Teorik Anlat m 69


B. Dinin Pratik Anlat m 72
C. Dinin Sosyolojik Anlatm 74

III. DININ TOPLUM VE DNYA KAR ISINDAK TUTUMU (78-94)

A. Dinin Sosyolojik Rolu 78


B. man ve retinin Birle tirme Gc 81
C. Ibadetin Birle tirme Gc 82
D. Dini Tecrbe ve Dinin Dnyaya kar tutumu 86
E. Toplum ve Evrensel Dzen 91

NC BLM

(D N VE TOPLUM MNASEI3ETLER)

I. DEVLET (94-104)

A. Devlet Sz 95
B. Devletin Ba langc 97
C. Devletin Tanm 98
D. Devletin Kurucu Unsurlar 99
E. Devletin Siyasi ve Tarihi Grn 99
F. Dinle mnasebetleri bak mndan Devlet ekilleri 103

II. SLAMDA DEVLET (105-115)

A. Genel Bilgiler 105


B. Hilafet Messesesi 108
b) Hilfet makamna gelme tarz 109
c) Halifenin Grevleri 113
III. D N VE DEVLET MNASEBETLER VE TPOLOJ LER(11-130)
Birinci Tipoloji (Dinle Devletin ayn olmas) (115-126)
a) lk Safha 115
b) kinci Safha 115
c) Geici Safhaya ait rnekler 118
1) Zerdtlk 118
2) Shinto Dini 119
3) slmiyet 120
kinci Tipoloji (Yeni Din) 126
nc Tipoloji (Evrensel Dinler) 128
IV. LAY KL K VE VCDAN ZGRL (130-169)
A. GENEL BILGILER (130-135)
1) Lyiklik Sz 130
2) Lyikliin Tanm 131
3) Lyikliin Batda ve Trkiyedeki uygulanmas 133
B. BATIDA LAY KL K (135-147)
1) Aydnlanma Devrine kadar olan Devre 138
2) Frans z Devrimine kadar olan Devre 138
3) Bugnk anlamda lyikli i douran olaylar (140-147)
a) Amerika Birle ik Devletleri 140
b) Frans z devrimi 141
c) 1905 kanunu 144
C . DO UDA LAY KLIK VE VCDAN ZGRLG . (148-159)
1) slmda din ve devlet ay rm 148
2) Trk ve slam dnyas nda lyiklik rnekleri 151
3) Osmanhlarda din ve vicdan zgrl 152
4) Trkiyede lyikli in kuruluu 154
a) Tanzimat 154
b) Trkiye Cumhuriyeti 155
D . VCDAN ZGRL 159
1) Medeni halin lyikle nesi 160
a) Nfus kaytlar 160
b) Evlenme ve miras i leri 160
2) Dini trenlere kat lma ykmlnn olmamas 160
3) Dini trenlerin kamu hizmeti say lmamas 160

XI
4) Kamu hizmetlerinin lyikle mesi 161
5) Genel Bteden din iin bir yardm yaplmamas 161

E. IBADET, .YN VE TREN YAPMA ZGRL 162

F. TRKYEDE LA YIKLIK KONUSUNDA BAZI


GR FARKLARI 164

G . BIZDEKI VE BATIDAK LAY KL IN BENZERLIK


VE AYRILIKLARI 166

SZLK KESIMI 169

IIX
DIN SOSYOLOJ S

Birinci Blm

GIRI

I GENEL BILGILER

Din Sosyolojisi ok gen bir bilimdir. Alan, ama ve metodu zerindeki


tartmalarn henz sonu almmam tr. Bu konuda sadece deneme zel-
liginde bir takm eserler yaz lmtr Tm ve btnyle byk problemleri
ele alan sistematik eserler ok azd r. Aklanmas bata gelen Din Sosyo-
lojisi sz bile ak deildir. Bu terimle iki ey anlatlmak istenir :
A) 19. yzyl sonunda toplumsal artlar hareket noktas sayarak
dini aklamak ve anlamak cihetine gidilmi tir. Bilindii gibi bu, Auguste
Comte'un pozitivizmine giden bir yoldu. Comte'a gre din toplumun bir
fonksiyonu idi. Son zamanlarda Durkheim etrafnda toplanan Frans z Sos-
yoloji Okulu bu dorultuda ilerlemi ve byk bir canllk gstermi tir 2 Bura-
.

da dinin balang ve temelini rasyonel olarak a klamak amac gdlm


ve ilk toplum ba larma gidilerek Totemcilik ele ahnm tr Insanla
toplum (kln, frateri, kabile ve benzerleri) aras ndaki bir bahlama mna-
sebeti gzlemlenmi ve bu mnasebet dinin ba langc saylmtr Kln adn
tayan toplulukta, totem, cemaatin yerini tutan kutsal varl k olarak alnm!
t. Bu yolda gerek din ve gerekse totem hakk nda yanl dncelere sap l-
dnda phe yoktur. Frazer, 1910 y lnda yaynlad Totemcilik ve D Ev.
lenme 3 adli eserinde Totemle olan mnasebetin her vakit dini olmayaca -
n ispat etmi tir. Yazara gre Tanr dan sz eder gibi totemden sz amak
ve bunun kln tarafndan yceltildiini dorulamak byk bir hatad r.

Bu trl anla lan sosyolojik gr yirminci yzyln balangcnda byk


lde tarihi ara trmalara yol am tr. Ara trmalarda tarihle toplum durum-

I Bk. J. Wach, Einfhrung in die Religionssoziologie 1931


2 Les formes Mmentaires de la vie religieuse 1912
3 James Georges Frazer, Totemism and Exogamy, 1910

Din Sosyolojisi F. 1 .
lar arasndaki bant ve balantlar ele almyor ve toplumsal tutum, ekono-
mik artlarn bir sonucu saylyordu. Btn bu sylenenler, Dinler Tarihine
uygulanacak olursa, dini olaylar n kendisi bile tarihi belirti ve de iiklik-
leriyle toplum artlarna, ihtiyalara ve ekonomik zaruretlere indirilmi
ve onlarn altnda anlalm olur. Bu yolda yap lm toptan bir te ebbs
yoksa da para para denemeler vard r. Hrstyanhn yorumu, bunun ok
ak bir rne idir. Kautsky sosyalist teorinin en ok tannm bir temsilcisi-
dir. Sosyalist teori dini, ekonomik artlarn ortaya kard snf farklarma
bal grr. Kautsky, 1908 ylnda yaynlad Hrstyanhn Menei
adl eserinde Tarihi Maddecilik metotlarn izliyerek Hristiyanhn, bir
proletarya hareketinden ba ka bir ey olmadn ispata yeltenmi tir.
Yazara gre daha sonra varhkh s nflar kendi karlarn dnerek bu ilkeleri
karlayan imn ve ahlak ynnden bir takm deiiklikler yapmlardr.
Mauren Brecher de buna benzer fikirler ortaya atm tr. Bu yazar da tpk
Kautsky gibi Hrstiyanh, ynlar n proleter psikolojisinden km gibi
gstermektedir. Tarihi bakmdan tamamiyle yanl olmakla beraber her
iki grteki ana fikir, dinin toplumsal art ve etkenlerin bir anlat m ve
fonksiyonu oldu u yolundadr.

B) Baka bir adan din sosyolojisi din iindeki sosyolojik olaylar ve


dinin sosyolojik mnasebetlerini inceler. Bu tan m, genel olarak bir ok eleman-
lar iine alr :
1) Din sosyolojisi, ok ak ve kolayca belirtilebilen mnasebetlerle
sosyolojiye bal olduu kadar Dinler Bilimin de ba ldr. Eer sosyolojinin
g evi insam toplum iinde incelemek ve onun toplumla olan ba larn ve toplu-
luk trlerinin temel yap sn aklamak ise bu durumda Din Sosyolojisi zel
bir Sosyoloji olarak kendini gsterir. Gerekte Sosyolojiyi iki ana gruba ay r-
mak bir adet haline gelmi tir. Genel Sosyoloji, zel Sosyoloji.... Genel
Sosyoloji, ana fikirlerin, toplum trlerinin ve toplumda ya ayan ana kuvvet-
lerin bir teorisi oldu u halde, zel Sosyoloji, ilgili bulundu u eitli sosyolo-
jik kurum ve konular inceler. Bu ynden bugn bir Sanat Sosyolojisi, bir
hukuk Sosyolojisi, bir iktisat sosyolojisi, ve son olarak bir de Din sosyolojisi
vardr. Bu durumda Din Sosyolojisi, sosyolojinin zel bir dal dr.
Baka ynden, Din Sosyolojisi karlatrmal ve sistemli olarak Dinler
Biliminin pratik verilerini inceler. Bu durumu ile de bu disiplin Kar latr-
mal Dinler Biliminin bir koludur. Karlatrmal Dinler Bilimi, Genel Dinler
Tarihinin temelleri zerinde ykselir. O halde Din Sosyolojisinin konusu,
Toplumun ana ekilleri ve dinin d gsterileri ile (tezahrlerile) ilgili sosyolo-
jik sreler ve bunlar n yap ve kanunlardr 5 .

4 Karl Kautsky, Der Ursprung des Christianismus, 1908


5 Dinin darya akseden belirti ve gsterileri fenomenolojinin konusudur. Bunun iin
Bk. Gerardus Van Der Leeuw, Phaenomenologie der Religion, 1933

2
2) Genel ve Sistematik Din Sosyolojisi (Sociologie Religieuse G& ,ftale et
SysMmatique)

Burada belli ba l niteliklerini aklamak amacm gttmz bu bilim


bir ok proplem ve kategorileri inceler. Buradan a kca anla lr ki yalnz
bana ele ahnan her hangi bir dine z sosyolojik problemleri ve nitelikleri
sz konusu eden bir de zel Din sosyolojisi (Sociologie Religieuse Particu-
liere) vard r. Ernst Troelsch 1912 ylnda yaynlad Hristiyan Kilise ve
Gruplarnn Toplumsal Doktrini 6 adl eserinde bir Hristiyan Din Sosyolojisi
yapmtr. Max Weber 1920 y lnda yaynlad Din Sosyolojisi Dergisinde 7
Konfuyus, Hindu ve Yahudi dinlerinin zel Din Sosyolojilerini ortaya koy-
mutur. Bunun gibi Reuben Levy'nin 1957 ylnda yaynlad islmn Toplum-
sal Yapsa 7 ve Joseph Chelhod'un 1958 ylnda yaynlad slam Sosyolo-
jisine giri 9 adli eserler de islam dinini inceleyen birer zel Din Sosyolojileridir.
ou zaman zel Din Sosyolojisi sosyolojik primblendere ba l teorilerden
sz amaz. nk kimi dinlerin znde toplumsal bir teori yoktur. Buna
karlk bu dinlerde Sosyolojiye konu olan ana ekillere rastlan r. Din Sosyolo-
jisiin konusu, tarih boyunca, zel ve ampirik bir efilde olagelen din ve
toplum aratrmalar temeline dayanr. Bu grn zorunlu sonular olarak
din sosyolojisinin ilgi alan yle zetlenebilir

a) Dinin aile, kabile, millet, devlet ve benzeri tabii topluluklar kar sn-
da zorunlu olarak ald bir durum ve taknd bir tutum ardir. Dinle tabii
topluluklar aras ndaki mnasebetlerin s zmlenmesi, Sistematik Din
Sosyolojisinin ba ta gelen bir grevidir.

b) Din, varlna bal olan sosyolojik tezahrleri kendili inden meydana


getirir. S rf Dini Cemaatlar (Communaute Specifiquemert Religieuse) ancak,
Evrensel Dinlerin ortaya att topluluklardr. Temel yaplarnn incelenmesi
gerekli olan konular unlardr : Din Doktoru ve rencisi, ustad
ve tilmiz mnasebetlerini dzenleyen ilkeler cemaatlar, mminler cemaati,
mezhep, tarikat ve benzerleri.

c) Bir yandan tabii toplulukla dini grup aras nda, te yandan toplumla,
ya ayan din arasnda, incelenmesi gerekli zel mnasebetler.

d) Birbirine tamamen yabanc olan dini topluluklar (cemaatlar) aras n-


daki mnasebetler kadar bir dini toplulu un iindeki mezhep ve tarikatlar y-
la olan mnasebetleri de Din Sosyolojisinin inceleme alanna girer. Bilincinin
yakn rnei Kbrstaki Hristiyan ve isl'am cemaatlar nn mnasebetleri,

6 Ernst Troeltsch Die Soziallehren der Christlichen Kirchen und Gruppen, 91?
7 Max weber, Gesammelte Aufsatze zur Religionssoziologie, 1920
8 Reuben Levy, Social Structure of Islam, (Cambridge, University Press 1957).
8 Joseph Chelhod, Introduction 'a la Sociologie de l'Islam. (Editions Besson-Chant- emerle
1958.)
ikinci kkn rnei ise Islam dininin kendi bnyesinde yer alan mevlevi veya
kacliri tarikatna kar ald tutumdur.

Yukarda belirtildi i zere bu konuda bugne kadar ok az say da eser


yazlmtr Ortaya at lan mes'eleleri tmyle aksettirecek nemde sistemli
bir almann hemen hemen yap lmad da bir gerektir. Ileride trl sebep-
lerle ele alaca mz bir ka nl Kurucuya ve onlar n yazlarna burada
ksaca dokunmakta faide vard r.

Max Weber :

1864 ylnda domu, 1920 ylnda lmtr. Din Sosyolojisi


dergisi 10 cilttir. kinci basks 1922-23 ylnda yap lmtr. Yazar,
bu eserinde kar latrmah olarak dinin ekonomi zerindeki etkilerini ve yine
ekonomik hayatn toplum ve toplum tabakalar zerindeki tepkilerini ara -
trmtr. Ne yazk ki bu byk yazar n din sosyolojisine yapt lsz
hizmetleri bir' yana b raklarak Kapita]izm zihniyeti ve bunun Protestan
ahlaki zerindeki e%kisi ve zellikle Kalvinizm ahlak na ilikin yazlar
byk evrelerde daha ok ilgi ekmi tir.

Ernst Troeltsch :

Max Weber'in yan banda Ernst Troeltsch' buluyoruz. 1865 ylnda


domu ve 1923' ylnda lmtr. Konu ile ilgili olarak, H ristiyan Kilise
ve Gruplarnn Sosyal Doktrini 11 adl eseri yazmtr. Yazar burada
hristiyanli n toplumsal elemanlar m incelemekle beraber yle derin zm-
lemeler yapmtr ki grnrde ele alman konu yaln zca hristiyanlk olduu
halde gerekte btn dinleri kapsayan genel ve sistemli bir Din sosyolojisinin
temelleri atlmtr.

Joachim Wach :

1898 ylnda do mu ve 1955 ylnda lmtr. Kendisi aslnda kar-


latrmah dinler bilimi profesrdr. Son grevi Chicago niversitesin-
dedir. Din sosyolojisi ba langc 12 adl eserinde ilk olarak kar latr-
mal ve sistematik bir Din sosyolojisinin alan, ama ve s nrlarn izmitir
Bu eser konu ve tammlanyla zl bir Din Sosyolojisi tasla niteli indedir.
Yazarn, Amerikaya g ettikten sonra Ingilizce olarak yay nlad Din Sos-
yolojisi 13 btn bilim evrelerinde yank lar yapm ve e itli dillere evrilmi
nemli bir eserdir. Burada Dini tecrbenin anlat mlar, dinin toplumdaki

10 Gesammelte Aufs&tze Zur Religionssoziologie, 3 cilt, 1920-21


11 Soziallehren der Christlichen Kirchen Und Gruppen, 2 cilt, 1912.
12 Einleitung in die Religionssoziologie, 1931.
13 J. Wch, Sociology of Religion, (The University of Chicago Press, Chicago) 1957

4
birletirici grevi, dinle toplum mnasebetleri zl bir ekilde ele alnmtr.
Yazarn Dini Tecrbe Tipleri 14 ve. Dinlerin Kar latrmal Etd 15 adl
eserleri de dolaysyla Din Sosyolojisi konularn inceler.

Giistav Mensching :

Gnmzn ya ayan Din Sosyolojisi bilginlerindendir lkin halk Dini


ve Dnya 16 dini ad alt nda yaynlad eser az zamanda kap lm
ve tkenmitir. Byk sava tan sonra Bonn niversitesinde' retime
ba layan yazar daha sonra Frans zcaya da evrilmi olan Dini sosyolo-
jiyi 17 yaynlamtr Eser, sistemli din sosyolojisinin bir ok konular n
ele alr. Milli Din ve Tabii topluluk, Evrensel Din ve Tabii topluluk,
Din ve Dini cemaat, Dini cemaat ve Din, bu eserin belli ba l konular arasn-
dadr.

Glenn M. Vernon :

Brigham Young niversitesi retim yelerindendir. 1962 y lnda yayn-


lad Din sosyolojisi gnn konular yla ilgilenir 18 .

Buraya kadar sistematik Din sosyolojisine hizmet edenlerden ve eser-


lerinden bahsettik. Bu yazarlar al ma metodu olarak anlay sosyolojisi
(Verstehen Soziologie) ni alm ve hibir suretle din mensuplar n gcendire-
cek ve kstrecek bir yol tutmam lardr : Eserlerinde pozitivistlerin dinsiz-
lie gtren yorumlar na rastlanmaz. Bunlar Sistematik din sosyolojisinin
kurucular olmakla beraber din ve din sosyolojisi konusunda ba ka yazarlar
da vardr : Karl Marx, Auguste Comte, Freud ve Durkheim gibi nl bilginler
de bu konularda fikir yrtm ve eserler vermi lerdir. Fakat bu bilginler
pozitivist ve tek gr l kalm ve dinin iinde saklad baz ycelik-
leri en basit maddi olaylara indirmi lerdir. Geri Auguste Comte Pozitivist
ilmihali, Durkheim Din Hayat nn iptidi ekilleri, Freud Totem ve Tabu
gibi aheserleri kaleme alm lardr. Fakat bunlar, bir oklar, Din sosyolo-
jisinin kurucular deil, ykclar gibi grmektedirler. Zira Karl Marx dini ikti-
sadi hayatn bir fonksiyonu saym , Aguste Comte tap lanla tapan' birbirine
kartrm , Durkheim dinin ba langcn i gdlerde bulmu , Freud ise dini

14 J. Wach, Types of Relgious Experience (The University of Chicago Press, Chicago)


1951
15 J. Wach, The Comparative Study of Religions (Columbia University press, Newyork
1958
16 G. Mensching, Volksreligion und Weltreligion 1935
17 G. Mensching, Sociologie Religieuse (Payot Paris 1951)
18 Glenn M. Vernon, Sociology of Religion (Mc Graw Hili Book Company, inc. Newyork
1962
nevroz ve cinsel gdlerle a klamaya kalkmtr. Btn bunlar muhtelif
dindeki dnrleri kstiirm ve srekli takmalara yol amtr. "

Din sosyolojisinin bilimler arasndaki yeri

amzn bilim alannda yadrganmayan bir smflamas na gre bilim-


ler e blnr:
A Tabiat Bilimleri (Sciences Naturelles)
B nsan Bilimleri (Sciences 'Humaines)
C Din Bilimleri (Sciences Religieuses) 20
Bu smflamada alt blmlere dokunmak ama d dr. Ancak
daha nce belirtilen ilkelere gre Din Sosyolojisinin blmlemedeki yerini
bulmak bizim iin zel bir nem ta r. Din Sosyolojisinin yerini, ad mn da
gsterdi i zere, nsan Bilimleriyle Din Bilimlerini birbirine balayan kp-
rde aramak gerekir. Ba ka bir deyi le Din Sosyolojisine iki yoldan yar-
lr: Toplum bilimleri, Din bilimleri.... Din sosyolojisi bu iki disiplinin bir-
letii yerdedir. Din Sosyolojisinin bu iki kanath durumu kars nda asl
konuya girmeden nce Genel olarak nsan Bilimleri ve Din bilimleri zerin-
de durmak aydnlatc bir nem ve niteliktedir.

A. nsan Bilimleri

Bu bilimlere, nl Alman bilgini Dilthey'a uyularak, Manevi bilimler


(Geistestwissenschaften) de denir. Bu ise genel olarak, Antropolji ile zde
bir anlam ta r. nsan bilimleri, Fizik, psikolojik ve toplumsal insan inceler.
Burada konu ile ilgili yn toplumsal insandr. Toplumsal insan inceleyen
disiplinin ad Toplum Bilimleridir. Toplum Bilimleri deyince ekonomi, hu-
kuk, ahlk ve tarih gibi zel Toplum Bilimleri (Sciences Sociales Particu-
lieres) ve bunlar zel baz nitelikleriyle tek bir bayrak alt nda toplayan
Sosyoloji karmza kar. Konumuzla daha yakn ilgisi dolaysiyle bu arada
yalnzca genel sosyolojiden sz amak gdlen amac salamaya yeter.

19 Burada verilen bilgiler s rf sistematik din sosyolojisi eserleri ve yazarlarma ili kindir.
Tarihe ksmnda baka ynden bu konuda tamandapc bilgiler verilecektir.
20 Almancada yine ayn anlamda olmak zere Naturwissenschaften, Geisteswissensch-
aften, Religionswissenschaften terimleri kullanlr. Islamdaki ilimler tasnifi bsbtn ba kadr:
Ilimler ilknce AKL ve NAKLI olmak zere ikiye ayrlr. AKL ilimler NAZAR/ ve AMEL
olarak iki kesimdir :
NAZAR kesim, Ilhl, riyazi, tabii ilimleri, Ameli kesim Ahlk, Tedbiri Mezil (ev idaresi
veya ev iktisad), tedbiri Mdn (medineler veya belediyeler bilimi) bilimlerini ihtiva eder.
Nakli ilimler de Aliye ve Aliye (aletle ilgili) Aliye (yksek) kesimlerine ayr lr:
Ali ilimler : Lugat, Sarf, Nahive, Maani, Bedi ve Beyan, iir ve nat, Aruz, Tarih ve mu-
hadarat gibi bilimleri ihtiva eder
Ali ilimler : Tefsir, hadis, keliim ve akait ilimlerini kapsar.

6
SOSYOLOJ

Sosyoloji toplum olaylar n inceleyen vas flayel (descriptif) bir bilim-


dir. Toplum olay saptanm olsun veya olmasn fert zerinde bir d bask
yapmaya elveri li her trl yapma ve d nme tarz dr 21 Bu bakmdan .

olumlu bir bilim niteli i tayan sosyolojisinin konumuzu ilgilendiren ynle-


rini zetlemek ayd nlatc ve yararldr..

I. SOSYOLOJ NEDIR?

a) Sosyoloii evrensel de il, zel konusu olan bir bilimdir.

Sosyoloji toplumun ekil ve gelimelerini inceleyen bir bilimdir. Bu ta-


nm ak bir anlam ta r. Btn glk, toplum kavram nn zelliinden
ileri gelir. Toplum bitki, hayvan veya dil gibi konu bak mndan smrland-
rlabilen tekil belirtiler tm de ildir. O t pk tabiat ve tarih bilimleri gibi
bir disiplindir. Tabiat Kanunlarma ba l olaylar tabiattan ve zaman iinde
akp giden olaylar ise tarihten kt gibi insano lunun yapt, yaratt
ve yaratmay tasarlad olaylar da toplum iinde akp gitmektedir.
Sosyoloji toplum bilimi yahut toplum artlarndan do an ve toplumsal
etki yaratan olaylar bilimi olarak tammlamrsa bu tan m btn kltr bi.
limlerini iine alm olur. Bu durumda sosyoloji insanlar n geli me, alma
ve yaratma alanlar n evreleyen evrensel bir bilim say lr. Adam Ferguson
ve Aug. Conte'a gre sosyoloji, insanl n kltr geli mesinin tmn iine
ahr. Bunun gibi Tarihi Maddecilik te sosyolojiyi btn manevi bilimlerin
biricik bilimsel metodu ve dnya tarihini aklayan ve her kap y aabilen
evrensel bil maymuncuk sayar.
Sosyolojinin bu ar iddialardan yaz gemesi, onu kendine z konu ve
metodu olan bir bilim derecesine ykseltmi tir. Bugn sosyoloji, konusu
olan toplum kavram n zel bir a dan tanmlamaya ba lamtr. Btn ma-
nevi bilimleri sosyoloji bayra altnda toplamaya al an ve yalnzca sos
yoloji metotlar n kullanma gere ini savunan dn tarz na sosyolojizm
ad verilir. zel Toplum Bilimleri (Sciences Sociales Particulieres) bu g-
r e kar gelmektedir. Dil, Din, Ahlk, hukuk ve ekonominin kendilerine
z kural ve kanunlar vardr. Bu bilimler dikkatlar n z konular zerinde
toplayarak zerkliklerini (muhtariyetlerini) korumu ve sosyolojizm akmma
kar koymu lardr. Byle yapmakla dil, din, ekonomi, hukuk ve ahlk ile
ilgili sosyoloji mes'elelerinin nemi inkr edilmi olmuyor. Sosyoloji kltr
yaplarnn muhtevasm ve ekil kanunlarn ara tracak yerde bu yap lar n

21 Durkheim Sosyoloji Metodunun kaideleri adl eserinin 14. sayfas nda Toplum olaylar-
n yle tanmlar : Est Fait social, toute maniere de faire, fix& ou non, susceptible d'exercer une
contrainte sur l'individu.

7
hangi sosyal artlar alt nda ortaya ktklarm ve ne gibi etkiler yapt kla-
rm tesbitle yetinir.

Konunun snrlanma ve daralmas sosyolojinin yararna olmutur. Yal-


nzca zel toplum ve kltr bilimlerinin dayanma ve diremesi de il; sosyo-
loji metodundaki evrim ve devrimler de bu bilimin ve zellikle toplum kavra
mran, daralmasna yol amtr. Bugn toplum kavram yla toplumsal ya-"
ay ve bantlar ilgilendiren her ey kastedilmeyip trsel bir konuya z
meseleler ele alnmaktadr.

Kltr belirtilerinin toplumsal bir yn oldu undan sosyolojik bir g-


rl incelenebilir. Baka bir deyi le, ekonomi bilimi dnda bir ekonomi
sosyolojisi, hukuk bilimi dnda bir hukuk sosyolojisi, sanat dnda bir sa-
nat sosyolojisi vardr. Sosyoloji kendi s nrlarn devaml olarak tutarsa ma-
nevi bilimlerle bir atma olmaz ve aralar nda sk bir i birlii salanr By-
lece sosyoloji kendine z bir konu ve gr asma kavuur.

Bu amaca varmay gletiren ba lca engel toplumun belirli bir alan


tutmayp btn kltr alamn kaplamasdr. Sanat, bilim, ekonomi, hukuk
siyaset ve din gibi kltr alanlar koyu izgilerle birbirlerinden ayr lmak-
tadrlar. Bu ayrlmalar her alann mahiyetinden ve ba l bulunduu e-
kil kanunlarndan ileri gelir. Bunlar bir baenin a alarna veya bir tara m
dilerine benzetebiliriz. Toplum bunlardan biri olmayp onlar tayan, on-
lara kaynak ve temel vazifesi gren ve onlar birletiren bir dayanakt r Ta-
ran dilerini birle tiren srt ve a alarn kk saldklar topraklar topluma
benzetilebilir. Grlyor ki Toplum bu kltr dallar= eklenecek bir ba ka
dal deil, onlar tayan ve onlarn filizlenip iinde kk salmasna yarayan bir
dayanaktr. Toplumun sosyolojik ynn yalnz toplumsal ba ntlara has-
rederek onu tekilerinden ayrmak mmkndr.

Son yllarda bu d ncelerden hareket ederek sosyolojiye zel bir konu


salamaa ve onun manevi bilimlerle mnasebetlerini a klama a ura an
kuvvetli bir fikir pkinu ba lamtr. Bu arada ekli (formel) sosyolojinin ku-
rucusu olan Georg, Simmel ve sosyoloji saltanatma kar cephe alm olan
W. Dilthey'in fikirleri ok ilgi ekicidir.

Georg Simmel'e gre Toplumsal olaylarn bir ekli birde muhtevas vardr:
eklini sosyoloji; muhtevasm ise zel toplum bilimleri inceler. Toplumsal
olaylar tedenberi muhtevalar olan ekonomi, hukuk, sanat, dil, din olarak
sistematk bir ekilde zmlenmektedir. Bu durumda sosyolojinin bu muh-
tevalar birer birer ele almas , hash tahsil kabilinden, bo bir tekrarlama veya
ansiklopedik bir ara trma olabilir; fakat hibir vakit sosyoloji in bam-
sz varln hakl gsteremez. Sosyoloji, tamamen farkl bir grten ha-
reketle kltr kurumlar na do ru uzamayp ortakla a yaaya, te kilat
ve grupla ma ekillerine doru ynelir. Georg Simmel bylece toplumsal
olaylarn niuhtevalar olan kurumlarla onlar n bir ekli olan toplumu bir-
birinden ayr ve ba msz grmektedir. 0 kadar ki toplumsal ba lantlardan
doan e ekiller, trl kltr kurumlar n aratrrken de nmze karlar.
Mesela hukuk aratrmalarnda kln, kabile ve site ekilleri karmza kar.
Ekonomi sistemini ara trrken yine bu ana ekiller kar mza karlar. O
halde hukuk kurumu klan, kabile veya siteye gre e itlendii gibi din ku-
rumu da klnda, kabilede ve sitede ba ka ba kadr. Drbnn te tarafn-
dan bakacak olursak bu ekillerin de iik muhtevalar ta d aka gr-
lr. G. Simmel'e gre bu durumuyla sosyoloji, SOSYAL EK LLERN
SISTEMATIK TEORISI OLARAK BA IMSIZ B R B L MD R. O halde
sosyoloji, grup mnasebetlerini, toplumsal ayrmlama (Diffirenciation) ve
tabakalama (stratification) y ve toplumlar n ekil kanunlarn", muhtevalarna
dokunmaks z n inceler. Yazarn syledi i gibi sosyoloji tarihi bir geli me-
nin geometrisidir.

Georg Simmel'in bu gr ne taktlmtir. Toplumsal ekiller her va-


kit kltrel muhtevalardan ay rdedilemezler. Bu ynden ekil ve muhteva
ayrl ancak zihinde tasarlanabilen ve gere e uymayan bir bulu tur. Bu
takma sosyoloji, manevi bilimlerin bir geometrisidir, yolundaki tan m iin
dorudur. Fakat toplum hayat nn ekli kanunlarn saptamak ve nazari bak m-
dan sosyolojiye yol gstermek konusunda bilim alemi Simmel'e borludur. Ma-
nevi bilimlerde ok de erli hizmetlerde bulunan W. Dilthey ba ka yollar-
dan hareket ederek Simmel'in ekli Sosyoloji grne katlmtr. Bu ya-
zar, btn be eri kltrn bir duygu ve ekil halinde gerekle tiini ileri
srer.

b) Sosyoloji toplumu bir yap ve olgu olarak inceleyen bir bilimdir.

Bir bilim daln tekilerinden ay ran lt kendine z konusu ve meto- ,

dudur. Toplum e itli tabakalardan meydana gelmi bir gerektir. Sosyo-


lojide teki bilim dallar ndan daha ok okul ve do rultularn yer almas top-
lum olaynn zaman zaman u veya bu zelli ini"' n plana alnmasndan
ileri gelir. Toplum olaylar insanlarn yaptklar eylemler olarak ele al-
nrsa Sosyolojiye Be eri Hareketler Bilimi denebilir. Max Weber bu d n-
cededir. Toplum hayat n her zaman objektif dzen ve yap lar etrafnda
toplayarak i e balanrsa Sosyoloji Toplumsal Yap lar Bilimi diye tanmla-
nabilir. Bu son gr O thmar Spann ve Emile Durkheim savunmu lardr.
Bu trl yormulamalarn en tehlikeli taraf toplumun bir zelli ine gere-
inden fazla bir de er vermek, tekilerini kksemektir. Eski bir Yunan
dnrnn ben tek kitaph insandan korkar m demesi bu tehlikeye i a-
rettir. Yine bir Yunan filozofuna gre gere in bir yn de il bir ok yn-
leri vardr. Toplumsal gere i btnyle gz nnde bulundurmak laz mdr.

9
Toplum incelemelerinde, toplumu somut bir gerek olarak ele almak
gerekir. Onu diledi imiz ekilde deitirmeye yetkili de iliz. Toplum her
,vakit objektif bir olay, de imez bir gerek ve zorlay c bir dzen olarak
karmza kar. Bu durumu ile toplum bizi ba lyor, hareketlerimizi s nr-
lyor, bizi zorluyor, belirli yer ve do rultulara yneltiyor ve btn bunlar-
dan kanmak istedi imizde bamz sert kayalara arp yor. Toplumsal ger-
ek bir dinin kurulmas , bir siyasi sistemin alnmas ve bir iktisadi faaliye-
tin yrtlmesinde de Demokles'in klc gibi bamzn stnde durmak-
tadr. Bu gere i tanmak istemeyen bir din kurucusu, bir siyaset pehliva-
m, bir ekonomi uzman ve bir ahlak havarisi ancak ve ancak hstanla kar-
lar. Ba ar ise yalnzca bu gereklere uymakla sa lamr. Unutmamak ge-
rekir ki toplumsal gerek ferdi arzulardan ok daha kuvvetlidir.

nsan vcudu a a yukar yedi yl iinde btn yuvarlar n dei tir-


dii halde bnyede belirli bir de ime olmaz. Tpk bunun gibi toplumlarda da
fertler ve ku aklar deitii halde bnye de imez, daha do rusu toplum
bnyesi fert ve ku aklarn de ime temposuyla orant l olarak de imez.
Deime temposu bnyede ok a rdr. Bir toplumun maddi dayanaklar
nisbeten kolayca grlebilir. Fakat bnye somut olarak de il, daha ok id-
rak, duyu ve yorumla kavranabilir. Bu sebeple toplumsal yap larn bnye-
sinden ve bunlar kavramaya imkan veren sosyolojik gr ten bahsedile-
bilir. Uzak mesafeden bir topluma bakacak olursak fertleri de il btn
kavram oluruz. Bu durumda btne hakim olan dzeni, onu besleyen kuv-
vetleri ve onun iindeki gerginlik, aykrlk ve uygunsuzluklar tek bir bakla
anlayabiliriz.

Sosyolojik gr srekli renmelelerle elde edilir. Ancak bu renme-


lerde ara trc toplumsal ekillerin d grnleriyle yetinmiyerek sosyo-
lojik olaylarn kayna m ve onlarn psikolojik temellerini de ele almand r.
Aksi halde toplumsal gerek yerine bo kahplar elde edilmi ve anla lm
olur. Bu duruma gre gzlemci insanlar balayan ve ayran kuvvetleri ve
toplumsal yap larn temellendikleri ruhi tabakalar aklamaldr. Bun-
lar psikolojik eklemeler de il, toplum olaylarnnosyolojik ynden kavranlma-
snn temel artla- rdr. Sosyolojik gr , iki eit temele dayanr. Bunlardan
biri eitli olgu ve yap lar bir btn halinde birle tiren Sre, tekisi ok
tarafl bir psikolojik gerek.... Gzlemci toplumsal yap nn dtan gze ax-
pan stati inden balayarak, onu meydana getiren dinami i anlamak zorun-
dadr. Toplumsal olgu ve gere i kavrama a al an her sosyoloji bu ifte
grevi benimsemelidir. Toplum olaylar n bu adan ele almann nemi sanl-
dndan daha byktr. Bu yap lmazsa bo kahplar insan yandtabilir. O
zaman Monari yaplar iine Asur ve kaldelilerin zulme dayanan ynetim-
leriyle ingilizlerin demokrasi, e itlik Ve zgrl e dayanan ynetim ek-

10
lini ayn saymak veya sadece demokrasi ad n ta yan popler demokrasi-
lerle svire demokrasisisini bir saymak gibi hatal grlere vardr.

e) Sosyoloji normatif olmayan bir olaylar bilimidir.

Genel Sosyolojinin zmek zorunda kald en nemli mesele sosyo-


lojinin konu ve metodudur. Bu bizi bilgi nazariyesi ve metodolojiye gt-
rr. Burada cevapland rlacak soru udur: SOSYOLOJ HANG MANTIGA
DAYANMALI VE HANG YOLLARDAN YARARLANMALIDIR ? Bu
soru trl cevapland rlabilir:

Manevi bilimler aras nda de er yarg laryla normatif gr leri sistem-


lerinin bel kemi i yapan bir sr disiplin vard r. Hukuk, Pedagoji, Ahlak,
Estetik ve benzerleri bu gibilerdendir. phesiz, bu bilimlerde her trl de-
er yarglarndan uzak, yaln zca olay ve olgulara dayanan tespitler de var-
dr. Pedagojide ocu un bedeni ve ruhi gelimesini, hukukta bir fiilin su
saylp saylmamasm tesbit eden maddi olaylar bu trl tesbitlerdendir.
Fakat dikkat edilirse bu disiplinlerin z de er yarglarna dayanr ve her
vakit stn bir de ere gre ayarlan rlar. Bu gibi bilimlerin ortaya kmala-
r bile byle bir de erin geerli i sayesinde mmkn olmu tur. Hukukun
problematii (zm ls) adalet, Estetiin proplamatii gzellik, AhLa-
km proplemati i iyilik, dinin proplemati i ise kutsallkur. Bu bilimlerin devi,
benimsedikleri stn de erleri normal sbjektif gr ve tutumlarn st-
ne kararak gerekle tirmektir. Bu bilimlerin nsel (apriori) olarak kabul
ettikleri ey, adalet, gzellik, iyilik ve kutsall n objektif bir de er olarak
alnmasdr. Bu trl disiplinler yaln zca olay ve olgulara dayand klar md-
detce kendilerine z al ma alanlar dna km olurlar. Bu anlamda
bu bilimlere normatif disiplinler ad verilir. Sosyolojinin mant k ve mahi-
yeti ile ilgili ilk tesbit, bu bilimin normatif bir bilim olmad dr.

Bir toplum dzeninin adil, faziletli, fertlerin istek ve zihniyetine uy-


gun olup olmamas sosyoloji bakm ndan nemli de ildir Sosyologun incele-
mekte olduu toplumsal yap larn de er yarg larra uyup uymadn veya
toplumun adalet, fazilet ve ahlak trelerine gre ynetilip yneltilmedi i-
ni so r maa hibir yetkisi yoktur. Sosyoloji normatif bir bilim olsayd , bu
konular zmlemekle grevli olurdu. Sosyoloji normatif bilim, olmad n-
dan btn bu meseleler onun zm alan dnda kalrlar. O halde bu me-
seleleri ortaya atan veya bunlar karara ba layan kimse hukuk, ahlak, pe-
dagoji gibi normatif bilimler alanna gemi tir. Bu kimsenin de er yarg-
lar pratik eylemler haline gelince siyaset alanna girilmi olur.

Bu ana kadar sosyolojiyi normatif bir bilim de ildir eklinde ele aldk.
imdi mspet olarak sosyolojinin yaln zca olay ve olgularla ilgili mes'ele-
lerle u ramaa yetkili olduunu syleyebiliriz. Burada sadece falan top:
hm dzeni acaba hangi yap kanununa gre kuruhnu tur ? Byle bir toplumda
aile, din ve devlet nasl bir rl oynar ? Te kilat ekillerinden hangisi n plana
alnmtr (Babaahlk, anaahlk v. s.) ? Gruplardan hangisi egemenli i elde
tutmaktad r ? gibi mevcut 'durumu tesbit eden sorular yan nda falan top-
lumun gelimesi hangi do rultudadr ? Hangi toplumsal yap , kurum ve ku-
rulular yklmaa, zlme e veya ekil de itirme e yz tutmu tur ? Han-
gileri yeniden kurulma a, gelimee ve yaylmaa elveri lidir? gibi sorular
sosyologa sorulabilir Fazla olarak bir biri zerine tesir eden toplum dzen-
lerinden hangisi hangisinin zerinde daha ok etki yaparak bir bnye de i-
ikliine yol aar ? eklinde sorular da sorulabilir. ek kere grnrde kaza-
nanlarn yendikleri toplum bnyesinde eridikleri ve gerekte yenildikleri
ok rastlanan rneklerdendir. Selden Demokrasi ad tayan bir ynetimin ger-
ekte koyu bir zorlama rejimi oldu u ok grlmtr. Bu sebepten e yann ger-
e ini aramak gerekir.

Gemiteki toplumsal olaylar bugnk durumla karlatrmak ok


kolay bir yoldur. nk tarih, kaynaklar bakmndan kavranabilecek bir
durumdadr. Bu gerek kar snda irademizin byk bir rol yoktur. Ancak
tarihi olaylara de er verme sz konusu oldu unda i deiir. Sosyoloji yal-
nz gemiin ve gnn olaylariyle de il, bugnk durumun gelecekte gs-
terecei ynelileriyle de ilgilenir. Aka belirtmek gerekir ki gnn toplum-
sal gerekleriyle sk balantlarmz vardr. Bu balantlar varh mzla s-
kulan skYa ilgilidir. Bir memleketteki siyasi hareketler bilginin, tarafs z
gzlem ve tesbitine konu olabilirler. Fakat bu siyasi cereyanlardan biri bu
gzlemi yapann varlna son vermeyi veya mensup oldu u zmrenin yok
edilmesini hedef tutmu sa bu incelemede ara trcmn durumunu ve ne dere-
ceye kadar tarafs z kalaca m dnmek gerekir. Nazi Almanyas nda yahu-
di soyundan bir bilginin almas veya istibdat devrinde hrriyet ve demok-
rasiye dayanan bir bilginin verece i eserleri d nmek kafidir. Grlyor ki
toplumsal gerekler, iinde ya admz ilemin kendisi veya nemli bir par-
asdr. Bu toplum dzeninin devam, deimesi veya ortadan kalkmas ka -
derimizi tayin eder. Fazla olarak bu dzenin devam etmesi de imesi veya
ortadan kalkmas bir dereceye kadar irademize ba lidr. Zira bu dzene e-
kil veren canh madde bizleriz. Bu ynden bu gere in bir paras veya etki
gc bizleriz. Toplumsal olaylar bizlerden geerek yoluna devam eder. Burada
bir soru hatra gelebilir: Bizi en yakndan ilgilendiren bu olaylar olduu
gibi kabul ederek uurlu bir feragatla herhangi bir durum almaktan ve de er
hkmne varmaktan sakmacak nlyz ? Sosyoloji bir olaylar bilimi olduun-
dan her trl de er hkmnden uzak kalmak zorundad r. Aksi takdirde
bilimsel anlamda bir sosyolojiden bahsedilemez. Sosyoloji kurumlar n her
an kendi karna uygun ve insanhk gereklerine aykr ekilde yneten sert

12
bir otorite sistemi kadar fertlere zgrlk, e itlik ve kardelik tamyan bir
toplumsal sistemi de e it ve objektif llerle incelemelidir. Her iki dzenin
yap kanunlarn ve gelime e ilimlerini objektif bir gzlem szgecinden gei-
rerek birini ktleyip, tekini alk lamadan olduu gibi aksettirmelidir.
Bu sonuca varmak iin uzun y llar gemitir. Kurucular bu cihete i aret et-
milerdir. Buna ra men aradan bir ok yllar gemi, fakat bir trl sosyo-
loji deer yarglarndan yakasn kurtaramamt. E. Durkheim, V. Pareto
ve M. Weber gibi devrin stn ve nl bilginleri toplumda olup bitenleri
bilimsel bir szgeten geirerek sosyolojiye bilim de erini kazand rmlar-
dr. Durkheim toplumsal olaylarn eya gibi incelenmesi, Pareto sosyolojiye
neopozitivizmin uygulanmas ve Weber ise deer yarglarndan uzak kaln-
mas tezlerini savunmu lardr.

Fizik biliminin yardmyla baz uygulama ve yenilikler


Son uzay yolculuklar veya atomik ke iflerini bir fizik ve astronomi bilginini
gelecekle ilgili a klama ve bildirilerde bulunma a yetkili klabilir. Fizyo-
lojideki ilerlemeler, doktorlukta var lacak a amalar i aret edebilir. Bunun
gibi Sosyolojide de baz mutlu sonulardan bahsedilerek siyasi do rultu
belirtilebilir. Burada dikkat edilecek ey, de er yarglarma saplamnamakt r.

d) Sosyoloji ampirik bir bilimdir :

Sosyoloji, tecrbelerden toplad bilgi ve verilesi kar datran, blm-


leyen ve yorumlayan bir bilim dandr. Matematik gibi irsi bir bilim de il-
dir.

Daha nceleri bu bilimi teorik kadrolar iinde ele alanlar ve felsefe iin-
de inceleyenler olmu tu. Fakat 19. yzyln sonunda hi bir pheye yer ver-
meyecek ekilde sosyolojinin tecrbi niteli i ortaya kmtr.

Tabii hukuk anlay, sosyolojinin tecrbi anlamda geli mesini sala-


mtr. Zira tabii hukukun amac tabii toplum dzeninden baz kurallar el-
de etmektir. Bunun yap lmas iin bu kurallar verecek olan tabii toplum
dzenini incelemek gerekmi ve bu da zorunlu olarak tecrbi verilere dayanan
bir sosyolojinin kurulmasna yardm etmitir.

Emile Durkheim, toplum olaylar ancak ba ka bir topum olaylar yla


aklanr ve bunlar hibir suretle fizik, biyolojik ve psikolojik olaylara indiri-
lemez ve bu olaylarla a klanamaz, der. Bu gr n gerek anlam sosyolojinin
yalnzca toplum olaylaryla ura aca ve tek ba na corafi, tabii ve fizik
artlarn dorudan do ruya toplum olaylarn tayin edemiyece i yolun-
dadr.

13
Herhangi bir yap p in ai bir tarzda kurmaya kalkmak, bu toplum yap-
sn yalnzca tek ynden grmektir. Bu ise o yap da sakh olan byk de ime
yetene ini hie saymak olur. Toplumsal gere i btn zenginlii ve deime
ihtimalleriyle birlikte kavramak ise ampirik bir yoldan gitmekle mmkndr.
Bundan dolay gerek ve olumlu bir bilim haline gelen sosyoloji ayn zamanda
bir deney bilimi olmak zorundadr.

Almancada tecrbenin kar l Erfahrung'dur. Terim, bir yolculukta


edinilen pratik bilgileri anlat r. Bu sebepten dolay sosyolog bir inceleme
gezisine kmal ; hemde otomobile de il, yaya olarak. Yolu zerinde rastlad
insanlar, kar lat olaylar ve konutu u kimseler ona yle tecrbeler ka-
zandrr ki bunlar kitaplar aras nda ve .masa zerinde elde etmek ok g-
tr. Bunun gibi Yksek renimi yapan bir renc i nin srasyla ilk, orta,
lise ve niversiteye devam etti i sralarda edindii baz tecrbeler vard r.
Bu a ama ve basamaklar izlemeden yetimi kimselerin kitaptan rendik-
leri bilgiler temelsiz kalan bo kalplar gibidir. Bu sebepten niversiteyi
btn a amalardan geerek bitiren bir kimse kltr da tan kurumlardan
ald tecrbelerle toplum , denilen bilmeceyi zmeye ve meslekte ba ar
elde etmee daha yetkili ve yeterlidir.

unu da belirtmek gerekir ki bugn sosyoloji, fizik ve biyoloji kadar


deneysel de ildir. Bir kere toplum bilimlerinde, biyoloji ve fizikte oldu u
gibi bir deneyim yoktur. Yani plnh bir tecrbe metot bak mndan ok ile-
ri durumda bulunan letme sosyolojisinde bile ok zayftr. Tecrbenin
tam olarak uygulanmas ve sonu vermesi iin giri ilen deneyin icabederse
durdurulmas ve tekrar ba lamas mmkn olmaldr. ok kk birlikler-
de baz deneyim (experimentation) lere giri mek mmkn ise de byk top-
lum olaylarn durdurmak ve tekrar ba latmak kabil de ildir 22 Bundan .

dolay sosyoloji tecrbelerden ilhm ve kayna n alan bir bilim olmakla


beraber fizik bilimler lsnde bir deney bilimi saylmaz. Ancak konusunun
zelliklerine uygun d en, de iik bir ampirik metodu geli tirmek zorun-
dadr.

Sosyolojide bir de istatistik usulleri yer alr. Istatistik yerlerin sosyolo-


jide bir deer kazanmas iin elde edilen rakkamlarn iyice denetlenmesi ge-
rekir. K sacas, istatistik yolu ile kavran lan her toplum olaynn sosyolojik
bir gere i ifade etmesi iin nicel ve nitel bir zmleme szgecinden ge-
mesi gerekir 23.

22Deneyim terimi Tecrip (Exp&imentation) kar l kullanlmtr. Planl bir tecrbe


demektir. Burada ayn artlar altnda olaylar tekrarlanabilmesi esast r.
23 Bu dilim iin Dr. Hana Freyer'in Sosyolojiye Giri Adli (N. Abadan evrisi) eserine
bak. Yine ayn yazarn spanyolca ( ntroduccion a la Sociologia) eserinde sayafa -1-31 bak lma-
ldr.

14
2. TOPLUMSAL YAPI (Structure sociale)

Yapi incelemelerine gemeden nce metodla ilgili ayd nlatc nitelikte


bir ka noktaya dokunmak gerekir:

a) Sosyoloji, tarihi deil, sistematik bir disiplindir. Bundan dolay sos-


yolojideki ana kavramlar toplum hayat nda yalnzca bir defa geen tekil
belirtiler de il, tekerrr eden tipik yap lardr. Burada her sosyolojik olay n
ayn zamanda tarihi bir olay oldu u inkr edilemez. Fakat bu olaylardan ancak
tekerrr edenleri ve bir sisteme ba lanabilenleri, sosyolojiye konu olur.

b) Yap incelemelerinde bir toplumda o u zaman bir ok yap ekil-


leri birbirine girmi daireler halinde grnrler. Cemiyet cemaat menfaat
birlikleri yan yana ve i ie girerler. Bu trl incelemelerde, bu apra k du-
rumlar gz nnde tutmak gerekir.

c) Yap aratrmalarnda lksel tiplerin ara trlmas baz apra k-


hk gsterir: M. Webere gre, toplum mnasebetlerinin olu unda etki yapan
eitli saik, ama, kar ve sebeplerden her zaman bir tanesi daha a r basar.
Bu ar basan yn toplum yap smn tipini tayin eder. Gerek fizik ve
biyolojik gere,kse psikolojik ve sosyolojik yap larda gerekten lksel
tipe varmak ok gtr. Nas l (H20) forml lksel bir su tipi olup
tabiatta rastlananlar n bundan az ok farkh oldu u tesbit edilmi se bunun
gibi toplumdaki yap tiplerinde de blnlemeyi gletiren ynler vardr.
Ancak a r basan nitelik, sebep ve saik bunlar n snflanmasn kolay-
latrr. E er bu yollarla lksel tipler saptanmasayd snrl bir ka yap
tipi yerine saylamyacak de ecede tipler elde edilecek ve bilimsel ah -
malara frsat bulunamyacakt . phesiz bu trl lksel (ideal) tiplerin
kurulmasnda sakh olan fayda toplumsal belirtilerin sonsuz e itlerini bir,
dzen iinde kavramay salamaktr. Bunlara Ekonomide model tip te
derler. Prof. Hans Freyer lksel (ideal) tiplerin en genel olanlar na sosyal
hayatn ana ekilleri demektedir. Zoolojide, Botanikte, fizikte bu ana
tipler pek oktur. Bunlar bilimsel bl nlemeyi mmkn klarlar. Zoolo-
jide omurgah, omurgas z tasnifi ve bunlardan da srnge der, kular ve
balklar eklinde blmlemelere var lmas birer lksel tip saptanmas ndan
baka bir ey deildir. Bu trl tesbitlere sosyolojide de s k sk rastlanr.

Cemaat (Communaute") :

Bu tip topluluk ilkel toplumlarda yer alm tr. Konu ile en ok Ferdi-
nand Tnnies u ramtrr. Yazar Cemaat ve Cemiyet (Gemeinschaft und
Gesellschaft) adl eserinde cemaat yap sn iyiden iyiye incelemitir. Bu tip

15
topluluk ilk zamanlara z bir gruplanma olmakla beraber bugn de bu
trlsne bir ok yerlerde rastlan r.

Bu kuruluun en nemli zellikleri unlardr:

a) Bunlar kk topluluklard r. ye says az ve o u zaman dnyann


baka kesimleriyle ilgisini kesmi olan kk gruplardr. O halde bu tipin
bata gelen zelli i kk ve dar bir topluluk olmas ndadr.

b) Bu tip toplulukta ya ayan insanlar aras nda birlik ve beraberlik yannda


dmanhk ve kin dalgalar' da grlr. Fakat bunlar n temel ba lar, kader
birlii, kltr birlii ve gelenek birliinde toplanabilir. Bundan dolay bu top-
luluk yeleri kendilerini birbirine ba l grrler, yelerden birine kar be-
liren bir tehlikenin, btn cemaat yelerine etki ve tepkileri grlr. Bunun
en gzel rne i Okyanus iinde bir adada ya ayan ve sonralar bir yanarda-
n tehlikeli olmas zerine Ingiltereye getirilen Tristan Dakona halk nn
durumudur. Etrafla mnasebeti kesilmi olup yksek da lar arasnda kal-
m bir ky, byk denizler ortas nda tek bana yaayan bir ada halk, Af-
rika veya Avusturalyada dnya ile mnasebeti kesilmi bir a iret cemaat
tipinin belirgin rnekleridir.

c) Cemaat yeleri, kader birli i, ortaklaa kltr ve birbirine ok gir-


mi olmaktan ileri gelen bir btnlk gsterirler. Fakat bu, hibir vakit bir
cemaat .yeleri iinde farkl yetenek ve marifette insanlar n bulunmayaca
anlamnda deildir. Mterek bir tehlike kar snda pek nsln daha tecrbeli-
lerden akl sorulur. Bir ite en yetenekli olanlar grevlendirilir vesaire
Btn bunlara ra men cemaat iinde egemenlik kavram yoktur Kiisel ni-
telikleri dolaysiyle grup iinde i grenler, btn cemat temsil ederler. By-
le bir farkllama cemaatin ya amasn salayan bir temeldir. Fakat byle
kk bir azgnln, cemaat bnyesi zerinde egemenlik kurmas anlamnda
deildir. Egemenlik ileride a klanaca zere toplum iinde hele ilk safha-
larda paralayc bir rol oynar. Egemenlikte yneticiler ynettikleri y n
larla ayn kaderi paylamazlar. Onlarn yaad Mem ynettikleri yndan
farkldr. 0 halde cemaat egemenlik unsuru tamayan bir toplum yap sdr

Cemaatin bu zellikleri yan nda birde yap sn gelitiren artlar var-


dr: Cemaat yap s etkenin tesiri alt nda geliir: Birinci etken Kom uluk
mnasebetidir. toprak birli i, cemaat yelerini birle tirir ve kayna trr kin-
ci etken kan birliidir. Kan birliinin en kk ekli ailedir. Ailede e itli
yeteneklere ra men bir birlik vard r. Bu bakmdan aile kk, devaml ve
gerek bir cemaat tipidir. Cemaatin kurulmas nda nc etken, ortaklaa
dn, davran ve i "g birliidir. Ancak bu halin bir cemaatin kurulma-
sn salamas iin ortakla a gr ve anlayn insanlarn derinliklerine i -

16
lem.esi ve cemaatin belli ba l tabakalarma girmesi gerekir. Bylece bir insan
yn, bir cemaat haline gelebilir. Bunun en gzel rne i dini bir grupta m -
terek kutsallklara inananlarn kurduklar topluluklardr. Bunlarn yeleri
ortakla a inan, ortakla a tapnna ve ortakla a bir dini ya ay sonucu
o kadar skca birbirlerine ba lanr ve birle irler ki, bu birlik karsnda ser-
vet, meslek, toplumsal durum gibi farklar tamamen nemlerini kaybeder-
ler. Mekkeden Medineye g eden mslmanlarla medineliler o kadar bir-
birlerine yakla mlard ki bu hal ancak btn mminler karde tir
( ) szyle anlat labilir

Bunun gibi ortakla a bir ara trma yapan, birlikte senelerce yan yana
kalarak derslerini haz rlayanlar aras nda da byle iten gelen grupla malar
olabilir. Mlkiyeliler derne i, stanbul liseliler derne i byledir. Bu' birlikte
farkl yetenekteki yelerin birlikte yer alm olmas, birlii bozucu de il,
kuvvetlendirici bir etki yapar

Ayn dili konu an bir millet bym bir cemaattr. D tehlike,


kader birlii, dil ve ama birlii yoluyla gerekle en kltr birlii bu millet
yelerini birbirine perinler 24 .

Menfaat Cemiyeti (Societe" bas& sur les int' r&s)

Cemaat, kk bir grup olup genel olarak, ilkel ve erken a larda


bulunan bir topluluktur. Kolay ya ama artlarnn bulunduu yerlerde
iten balanan bir insanlar toplulu u cemaati meydana getirin. Bunlar n
yeleri aras nda bir yandan mihaniki olarak beraberli i salayan bir daya-
nma te yandan birlik ve beraberli i iten koruyan tinsel veya kltrel
bir ba vardr. Menfaat birliklerinde ise a ka tanmlanan belirli bir amac sz
konusudur. Bu amac n her vakit ekonomik olmas art de ildir. Bir ihracat lar
birlii, bir gda maddele i parakendeciler birli i kadar bir cami yapanlar
dernei, bir pul mbadele derne i, bir ant yaptranlar derne i de bu trl
birlikler aras nda yer alabilir. Bunlar n lipsi menfaat birlikleridir. Yaln z
bu sonularla gzetilen ama ekonomik trden bir menfaat de il, spor, kl-
tr, hayr ve yardm ile ilgilidir. Bu ynden Yardm Sevenler Derne i, Atl
Spor kulb ve benzerlerini Menfaat Birlikleri aras na katmak gerekir.
Menfaat birliklerini cemaattan ay ran birinci fark yeler aras nda eko-
nomik veya benzeri bir amac n bulunmasdr. kinci fark cemaatta
yeler her ynden birbirlerine ba landklar halde menfaat birli inde

24 Bk. Mehmet Taplamaelo lu, Genel Sosyoloji, Be eri Gruplar, sayfa 24 ve devam (Ankara
niversitesi Basmevi, Ankara, 1961)
Bk. Dr. Hans Freyer, Sosyolojiye Giri , sayfa 73 ve devam (Ajans trk Matbaas , Ankara,
1957.

Din Sosyolojisi F. 2 17
yalmzca tek bir mnasebette birlik vard r ve fert m tek ama di .-
da tamamen serbesttir. Kader birli i, kltr birli i ve tinsel bir birlik Kuran
insanlar btn varhklar yla birleirler. Mesela cemaat eklinde birleen bir
ssz adada yelerden biri kp ben yalnz balk avlarm, fakat yang n 'fela-
ketine veya su bask mna kar kolumu kprdatmam diyemez. fela-
ketleri ortakla a paylamak zorunlu u vardr. Halbuki menfaat birliklerinde
mesela madenciler birli i sadece madenleri karp, satmak ve kar payla -
mak iin; Tarm Kooperatifinde ise rnleri' elde edip satmak ve bundan
bir menfaat sa lamak iin birleme vardr. Bunun dnda Madenciler Birli-
i yesi tamamen serbest ve Tari ortaklar ise btn ilerinde zgr insan-
lardr. O halde Menfaat Birli inin Cemaattan ikinci fark snrl bir birleme
olmasdr.

Cemaatla menfaat Birli i arasndaki nc fark udur: menfaat bir-


liklerinde bir kii bir ok birliklere ayn zamanda ye olabilir. Buna kar lk
cemaatta birden fazla grubun yeli i dnlemez. Fakat bir ki i i ie gi-
ren ayn merkezli daireler halinde bir ka cemaata mensup olabilir. Mesela
bir kimse hem bir ailenin yesi; hem ailenin iinde bulundu u kabilenin ye-
si; hemde Trk milletinin bir ferdi olabilir.

Bunun benzeri apra k bir durum. Menfaat Birliklerinde grlr. Bir


kimse Hem Madenciler irketinin mdr, hem Jokey kulbnn yesi hem-
de Gda sat kooperatifinin yneticisi olabilir. Burada fert bunlar n kesi -
me noktasnda bulunmaktadr.

Menfaat birliklerinde ayn ihtiya, ayn ama ve ayn menfaat sahipleri


birleirler. Bunlar belirli menfaat sa lamak pahasna baz feragatlara kat-
lanrlar. Snrl menfaatlar dnda birbirlerine ba llk ve ykmllkleri
yoktur.

Cemaatla Menfaat Birliklerini birbirinden ay ran drdnc bir fark u-


dur: Menfaat birliklerini kurmak arzu ve iste e ba ldr; buraya girip kmak
bir istek i idir. Buna karlk Cemaati kurmak, onu de itirmek ve ondan
kmaa imkn yoktur. Cemaatlar d ve i alemin basks altnda kendilik-
lerinden kurulmu lardr.

Cemaatla Menfaat Birli i arasndaki beinci fark Cemaatin eski zaman-


lara ve menfaat birliklerinin son zamanlara z bir te kiltlanma olmas ola-
yndan kar. Ferdinand Tnnies bu konuda daha ileri giderek geni anlam-
daki cemiyeti ana izgileriyle menfaat birli i modeline uyan bir kurulu ola-
rak tanmlar.

Normal gelime Cemaattan menfaat birli ine do ru olmakla beraber


ters bir geli me sonucu Menfaat Birliklerinin cemaata inkilp ettikleri de
grlmtr. Byle bir durum genel bir yneli deil, tekil ve ayrk bir olay-

18
dr. Bir lonca bir sendika, bir mte ebbisler birli i Menfaat Birliklerine r-
nektir. Bunlar bir geli me srecinden geerek bir cemaata dnebilirler. Lonca
kuruluunda buraya girecek ustalar n menfaatlarm korumak, rakhk ve
ustaliklar bir dzene koymak iin kurulmu bir menfaat birli i olduu halde
zamanla bu lonca yeleri aras ndaki dini, kltrel, aileyi ve psikolojik baz
yaknlklar daha ileri bir kayna ma meydana getirir. Loncadaki raklar
ustalarnn kzlariyle evlenir veya dini bir tak m ilgiler, yeleri daha skca
birbirine kenetleyerek bunlar bir btnn kopmaz paralar haline getirir. O
kadar ki art k bu yeni eklin Rd cemaat olmak gerektir. Sendikalarda daha s k
i mnasebetler, e itim ve kltrel yak nlklar daha ileri bir kayna maya
yol vererek onu cemaata evirir. Byk bir fabrika, i ileri iin baz -te-
sisler yapar; ocuklar m okutur, kurdu u sinema ve tiyatrolarla kendileri-
ni elendirir; yeler aras nda kooperatifler kurarak onlar n kltrel yakn-
lm sa lar ve btn bunlar fabrikada bir cemaat uuru yaratr.

Bu misallere ra men Menfaat Birliklerinin cemaata dnmesi


., sreci ge-
nel de il, tekil ve ayrk bir olaydr.

Egemenlik Cemiyeti (Sociffi bas& sur la souverainete .)

Alman Sosyoloji edebiyatnda Cemaata Gemeinschaft, Menfaat Birliine


Gesellschaft ve Egemenlie ise Herschaft derler. Bu blmlemede en ok ze-
rine durulan konu Egemenliktir.

Cemaat tanmlarken bunun egemenlik unsuru ta mayan bir topluluk


olduunu belirtmitik. Geri. Cemaatta da fertler aras nda ayrmlamalar
olduu, baz kimselerin tekilerden daha gl ve yetenekli olduklar gr-
lr. Fakat bunlar cemaat n Biz uuruna ba h kalrlar. Egemenlikte ise ege-
men grubun ana gruptan ayr lmas ve ona cephe almas sistemin gerekle-
rindendir. Yneticiler kendilerini ynettikleri y ndan deil, ondan farkl
ve stn grmektedirler. Buna kar hk ynetilenler de kendilerinin bir avu
insan tarafndan ynetildilderinin farkndadrlar. Ksacas Egemen grup
cemaatn biz uurunu paralamakta ve paralanan iki grup aras nda sert
bir gerginlik yer almaktad r. Egemenlik olay, gerekte bir grubun ynetici
olarak buyruklarda bulunmas ve teki grubun da 'bu buyruklara boyun
emesi eklinde kendini gsterir. Bu boyun e dirme zenginlikten, sihirli bir
gten, fizik ve fikir strlnden, ballk, sayg, korku veya mantktan
ileri gelebilir. Bu sfatlarn tm veya' bir ksm yahut bir tanesinin grupta
itaat salamas , egemenlik olaynn ortaya kmas iin yeter bir niteliktir.

Devrin nl bir hukukusu olan Leon Duguit, egemenli i, yneten-


lerle ynetilenler aras ndaki bir ayrmlama olarak tanmladktan sonra
bunu yneten grubun ynetilenler zerinde szn geirmesi olay na ba-

19
lamaktadr. Bu yazara gre egemenlik fiili bir durum olup ancak uygulama
tarz na gre me ru veya gayri me ru olabilir.

slamiyet Tanrya, Tanr resilluna ve buyurma yetkisi olanlara itaat


emreder 22 Bu gr Egemenliin islamiyeti korumadaki neminden ileri
.

gelir. islamdaki bu itaat smarlid r. yi eylerde itaat art olduu halde kt


eylerin yaplmasnda bir ykmllk yoktur 28 . Burada Duguit gr ile
islamn gr birleiyor; biricik fark islamn maruf dedi ine Duguit me ru
demektedir.

M. Weber egemenlikteki buyurma ve boyun e me olayn, uygulamada-


ki merulua balamaktadr. Bu sebeple egemenli i uygulayanlarn seimle
ibana gelmeleri bir merulatrma hamlesidir. islmiyette hilafet icma'a da-
yanr ve meruluunu iki kaynaktan alr: biri islamn ileri gelenleri
tarafndan adayn seilmesi; ttekisi bu seimden sonra ynetilen grubun
bu seimi onaylamas (biat) dr. Kitap ve hadis hkmlerine gre uygula-
malarn da gz riiinde tutulmas gerekir. Zira Tanrya ve Tanr sal kuralla-
ra uymayan yneticilere itaat vecibesi yoktur 29 .

Max Weber, Egemenliin lksel tipinden sz aar: Geleneksel, ka-


rizmatik ve meru egemenlik

Geleneksel Egemenlik (Souverainete Hereditaire), tedenberi uygulana


gelen ve ynetenlerle ynetilenler aras nda eskiden beri gerekle en bir ay-
rmlamadan ileri gelir. Byle bir yap da yer alan hkmdar, yaz l hukuk
ve ekli kurallara gre de il, gelenek, rf ve adetlere gre grevini yerine ge-
tirir. Ynetilenler yneticilerin gelenek ve rflere uygun olarak verdikleri
karar ve buyruklar yerine getirirler. Bu trl ynetimde ayaklanmalar,
egemenlik sistemine de il, dorudan doruya gizli veya kapal olarak an-
lamay bozmu olan hkmdara kar dr. Bu tip egemenlikte ki isel unsur-
lar vardr. Eski bir iftlik a asnn renber ve kyller zerinde sz geir-
mesi, bir airet eyhinin kendine ba l olanlara kar taknd durum ge-
leneksel egemenlik sisteminin tipik rnekleridir. Burada egemenli i kulla-
nan kii veya zmrenin yard mcs olan kurmay heyet hkmdar n iste ine
gre seilir.

Karizmatik Egemenlik (Souverainete Charismatique), bamba ka bir


tiptir. Karizma (Charisme veya Charisma) hit, inayet ve kerem anlam n-
dadr. Max Weber bu terimi ynetilenlerin baz yneticilerde var sand
olaanst veya tabiat st nitelik ve zellikler iin kullan r Halk bu s-

27 Bk. Nis Suresi 59. yet


28 taat Marufadr. l1) Bak. Binbir Hadis
29 ( aplb ) B Binbir Hadiste No 978

20
tn varlklara ve ba arlarna inanarak onlar n ynetimini tanr ve kabul
eder. Bunun en gzel rne i bir din nderinin veya peygamberin inanan-
lar ve bazan btn bir toplum veya milleti arkas nda toplamas 've rk-
lemesidir. Burada hkmdar, nder, halife veya peygamberin gerekten
bu zelliklere sahip olmas art de ildir; ona ba l olan grup yelerinin bu
olaanst zelliklere inanmas ve onlara itaat gstermesi Idifidir. Hz. Muham-
medin mminler zerindeki etkisi, Napolyonun zaferden zafere ko turduu
Fransz ulusu zerindeki nfuzu; Fatih, Yavuz ve Kanun rnin milletleri
zerindeki geleneksel karizmatik etkileri; Atatrk'n Kurtulu Sava ve
onu takip eden zamanlardaki ola anst prestiji byle bir egemenli in gzel
rnekleridir.

Me ru Egemenlik (Souverainete legitime) te egemenli i elinde tutan-


lar kadar bunlarn buyruklarma boyun e enler de kanunlara ve ekli kural-
lara uymaktadrlar. Bu ynden bu gibi ynetimlere hukuk devleti ve uygu-
lanan egemenlie de hukuk egemenli i (Soverainete du Droit) ad verilir.
Burada yardmc 'Kurmay Heyeti hkmdarm veya ba takilerin keyfine
gre deil, objektif hukuk kurallarna gre seilmitir. Kurmaylar mertebeler
dzenine gre grevlendirilirler. Bu tip egemenli e Eski Kltr toplumlar nda,
modern Devletlerde, Belediye ve byk i letmelerde ve byk kamusal ku-
rumlarda rastlanmaktad r. Bu lksel egemenlik tipleri yan nda bir sr
karmak tipler de vardr.

imdi sra egemenliin toplum tarihinde tuttu u yeri belirtmeye gel-


mitir. Gzlemi, insanl k tarihinin derinliklerinde oldu u kadar Amerika,
Avusturalya, Afrika ve benzeri yerlerde ya amakta olan ilkel top-
lumlarda da yapmak mmkiin ve yararl dr. Bu trl bir ara trma
egemenlii olmayan bir toplumun nas l bir egemenlik yapsna getiini gs-
terir. Bu konuda. Franz Oppenheimer'm teorisini aklamakla yetinece iz.
Bu teoriye gre ba langta ayr ya ayan iki topluluk gerek alanda kar -
layor, sava yor ve sonunda bunlardan biri tekine ba lanyor. Ortaya
kan yapda bir grup tekisi zerinde stn bir tabaka meydana getiriyor.
Bunun tipik rnei udur: Bir .yanda henz sapan medeniyetine varmam
olan ve topra apa ile ileyen yerleik bir topluluk; te yanda avc lk veya
hayvanchkla uraan yar veya tam gebe obanlar vard r. Mesel verim-
li rmak kylarnda ya ayan renberlerle bu k yp evreleyen da larda ba-
rnan gezegen obanlar veya vahalarda yerle mi ekincilerle buray evre-
leyen l ve bozkrlarda hayvan besleyen gebeler bulunabilir. I te bu iki-
lik, tipik drt aama gsteren egemenlik geli mesinin k noktasdr. Bu
iin nemli yn egemenlik a amalarnn teorik taraf deil, canl rnekle-
re dayanan geli meleridir. Egemenlik srecinde -her yer ve her zamanda drt
ayr aama gze arpar:

21
Birinci A amada topra ileyen kimseler rnlerini toplamak zere
bir kara paras na yerle irler. Burada da nk ve savunma g ve yeten-e-
inden yoksun bir toplum hayat yaarlar. Bu rnler onlar ele geirmek
iin pusuda yatan gebeleri harekete getirir. Asl nda bu gebe o-
banlar birincilerden ok daha evik ve sava drlar. Tam rnlerin ahnaca
bir srada gebeler verimli topraklara sald rrlar. Bu olay bir egemenlik
deil, birok kez tekrarlanan bir ya madr. Bununla beraber bu durum, ege-
menliin ekirdei saylr. Oppenheimer'e gre bu day ve yiyecek tedariki
iin iki yol vardr: Bunlardan biri ekonomik yol yaniemek sarfiyle bunu elde
etmek; ikincisi siyasi yol yani dzenli olarak bu rnleri sahiplerinden zorla
almak ve ya ma etmektir. Bu ise siyasi ve askeri stnlk sayesinde ba -
kalarnn ekonomik i ve eme ini smrmek demektir.

kinci A ama, hemen birinciye bitiiktir. Gebelerin her y l gelip rn-


leri ya ma etmeleri elveri siz oldu u kadar, ya ma ve savalar halka ve her
iki tarafa a r kayplar verdirmektedir. Askeri stnlk ve kom uluk ka-
nlmaz bir gerek oldu una gre bu i leri baz kurallara ba lamak yararl-
dr.

Bir anla ma ile birinciler her yl rnlerinin belirli bir k smn ikincilere
verecek; buna kar lk ikinciler zor kullanmaktan vaz geeceklerdir. Bu trl bir
anlama her iki taraf iin yararl olacak ve yaratt karlkl ba ntlardan
dolay devamh bir dzen kurulacakt r. Oppenheimer bu aamaya Bal Top-
lama Safhas diyor. Bilindii gibi arc, petekler dolunca bahn belirli bir
ksmn alr; buna kar lk kovana dikkat edip onu korur. Bunun gibi egemen
grup ald cizye kar l cizye veren grubu ba kalarna kar korur. te
yandan gebeler alacaklar n salama ba lamak iin yerli halkn ekonomik
gelimesine yard m eder ve onlara gz koyan yabanc yamacs lara kar on-
lar korurlar.

nc aamada, cizye verenleri d dmanlara kar koruma, ciz-


yeleri toplama ve btn bunlar denetleme gere i, gebeleri gezicilikten
yerle iklie gtrm ve bunlar kendilerine ba l olanlarn yaknnda ve ara-
larnda oturmak zorunda kalm lardir. Bylece ba langta ayr ya ayan
iki grup nc a amada bir araya gelmi bulunmaktadr. Egemen
grup ynettikleri grubun kolayca kontreln sa layacak ad r veya
atolarn tepelere kurar veya yaparlar. Bu iki grup bir egemen birli-
e ok yakla m olmakla beraber toplum yap s cemaatta oldu u kadar
tek dzen ve tek para de ildir. Tersine, bu yap aralarnda keskin ve etkin
gerginlik olan iki ayr gruptan kurulmu tur. Bunlardan biri topra ilemekte
tekisi ise gerek cizye ald grup yararna ve gerekse kendi karlar iin,
saldrganlara kar sava amakta ve buna kar lk savundu u grubun
emeiyle geinmektedir.

22
Drdnc A amada iki grup kesin olarak kayna mtr Bu kayna ma
sonunda hoinojen bir birlik yerine, buyuranlarla bu buyruklara boyun e en-
,

lerden ibaret iki tabakal bir egemenlik birlii meydana gelmi tir. Bu suretle
iki grup yeleri aras ndaki evlenmeler, nemli baz ara tabakalar ortaya
karm ve her iki tabaka aras nda araclk yapacak aileler do mutur. Bu
yap antropolojik ynden de geli erek millet ad verilen bir toplum trnn
domasna yol amtr. Bylece drt a amadan meydana gelen sre
sona ermi bulunmaktadr. Ksacas drt a amann sonucu egemen bir
birliin ortaya krnasdr. Bu srec yaln z ilkel toplumlarda de il, ayn
zamanda ileri medeniyetlerin ba lang ve temelinde grlmektedir.

Her rastlanan egemen birli in yukarda akladmz yollardan geerek


meydana geldiini savunmak bilimsel gereklere uymaz. Egemen birlik,
egzojen yan d bir bask altnda ayr ayr iki grubun birle mesinden do-
duu gibi, endojen yani iten gelen etkenlerle de gerekle ebilir. Aslnda
homojen olan bir grup i ayrmlama (Differenciation interne ou endogne)
yoluyla egemen bir birlik meydana getirebilir. Genel olarak byle bir fark-
lla ma zel mlkiyetten ileri gelir. zel mlkiyetin do masiyle bir zenginlik
ayrmlamas (farkllamas) balar. Daha zengin kimseler toplumda daha
fazla yetkili ve gl bir hale gelirler. Zenginler grubun savunma grevini
bunlarn srtna ykler. Geim sknts bilmeyen bu kimselerin var-U-
lan ve bo zamanlar onlarn byk, para ve zamana muhta olan, silhlan-
malarm mmkn klyordu. Bir yandan kendilerini te yandan muhafz-
larn' silhlandran bu kimseler egzojen egemenlikteki sreci aynen taklit
ederek btn grubun korunmas n zerlerine al yor ve buna kar lk egemen-
lik hakkn gruptan istiyorlard . te Derebeylik denilen eklin kk ve ba -
langcn burada aramak gerekir.

Egemenlik Cemaatn homojenliini ykarak toplum tabakalar aras n-


da bir e itsizlik yaratmakta ve bazan zorlamalara ba vurulmaktadr. Bunun-
la beraber egemenlik geni insan topluluklar n yaratan ve bir arada tutan
biricik yoldur. Egemenlik olmasayd bir skender imparatorlu u, bir Roma
Imparatorlu u ve bir Osmanl imparatorluu olmayacakt. Yine egemenlik
olmasayd tarihte rne ini grdmz geni lkelere yaylan bir islnt top-
luluu, bir srail toplumu, bir Yunan medeniyeti olmayacakt Cemaat-
,

lar her vakit kk gruplardir ve yle kalmaya mahkmdurlar. Bunlar bir


kabile byklne gelince kendiliklerinden blnr ve zlrler` Cemaat
en ar ekliyle herkesin birbirini tan d ve toplumsal evrenin kolayca kav
rand bir zamanda gerekle ir. Bunun anlam ise cemaatn kk birlik-
ler olmas demektir.
Ilkel kltrler kk gruplarla yetinebilir, Fakat yksek kltrlerin
daha geni yzeyli ta rclara ihtiyac vardr. Eski in, Hitit, Yunan mede-
niyetleri bunun gze arpan rnekleridir.

23
Zmre Cemiyeti (Societe des etats)

Toplum hayatnn ana ekillerinden olan Cemaat, cemiyet ve egemen-


lii inceledik 30. imdi bunlardan daha karma k olan snf cemiyetlerini ele
alacaz. Bu ekillere gei egemenlik yoluyla gerekle mektedir. ster iki
kart grubun birle erek tabakala masndan isterse ayn grubun i sebep-
lerle ayrmlamasndan meydana gelsin egemenlik srecinden yeni bir sosyal
yap doar. Bu trl bir birlik sa layan insanlar tek bir kader ve ya ay
paylaacak yerde ayr ayr lemlerde ya amaktadrlar. Bu duruma gre top-
lum yaps, tek katli de il bir ka kathdr. Fertler ayr ayr katlarda ya ayan
gruplardan birine mensuptur. Fert bu gruplardan birine kat ldktan sonra
toplumsal bir tze (statye) kavu abilir. Byle bir modeli kavramak iin
iki noktamn aklanmas gerekir: Birinci nokta katlar, ikinci nokta bu kat-
lar btn binaya ba layan i kanunlar Birinci nokta, ferdi zmresine
ve toplumsal tabakas na balayan lt (kstas) bulmay gerekli klar;
ikincisi ise heterojen paralar daha yksek bir birli e evirecek olan bir-
letirici ve ayrc ilkelerin ayd nlatlmasm gerektirir 31 .

Zmre Cemiyetinde, zmreler aym ana yap iinde tpk e itli katlarda
ya ayanlar gibi farkl hukuk durumlar dolaysiyle teki tabaka veya kat-
lardan ayrlan ksmi gruplardr. Byle bir cemiyet yesinin, binan n btn kat-
larnda yaayan insanlarla payla t baz haklar vardr. Fakat onun asil
davran ve ya ay artlarn belli eden hukuki durumu mensup oldu u zm-
renin yani aym katta ya ayanlarn aymdr. Zmreler aras ndaki hukuki du-
rumlar birbirinden ok farkl olursa daha iyi durumdaki zmrenin haklarna
imtiyaz ad verilir. Bu takdirde her zmre iin bir alt veya st tabakave-
ya kattan sz a labilir.

Zmre Cemiyeti hukuk Devleti (Rule of Law) ilkelerinden bsbtn


bakadr. nk Hukuk Devletinde toplum binas nda ya ayan btn ye-
ler e it haklardan faydalanr. Bu trl ynetim hi olmazsa hukuk alan n-
da imtiyaz tan maz. Bunun gibi bu trl yap lar, ana art olarak hukuk dev-
leti kavramna dayanan a da Demokrasi anlayna aykrdr.

Fransz devriminden nce e itli zmre (Asilzde Rhnan ve Burju-


vazi) lerden kurulmu Eski Rejimi (Ancien Regime), patrii ve pleb ayr-
nuna dayanan Romann Devlet yap s ve Hindistanda Brahmanlara imti-
yaz tanyan te kilt bu trl Ziimre Cemiyetinin tipik rnekleridir.

Askerlik, rahiplik, siyasal nderlik ve byk toprak mlkiyeti son za-


manlara kadar bir imtiyaz say lmakta idi. Bu akmn tersine birde yukar

30 Bak. Hans Freyer, Sosyolojiye Giri , N. Abadan evrisi, (Ajanstrk Matbaas , Ankara
1957)
31 Daha geni bilgi iin ayn eserin sayfa 73 ve devanuna Bak.

24
snf imtiyaz' yerine a a snf ve zmrenin imtiyaz vardr: Baz toplum
faaliyetleri ve bir tak m iler yksek zmrenin yapmay bir a alk sayd
eylerdi. Mesela ticareti ve para i leriyle u ra rnay soylu, asker veya rahipler
a alatc grmekte ve bunlar a a snflara b rakmakta idi. yle ki, bir
bakma, bu gibi i ve grevler bu a a zmrenin imtiyazlan aras nda idi.

Ziimre Cemiyetinde her zmrenin bir grevi ve bu grevi kar lamak


zere baz ahlk ve davran yasalar vardr. Bunlar zmreden zmreye de
iir. Bir amele ile bir kondurac mn, bir asilzade ile burjuvanan gr leri ara-
snda derin farklar vard r.

Zmre Cemiyetinin iyice ania abilmesi iin yap kanunlarma ba l olan


srecin a ka bilinmesi gereklidir.

Birinci Sre: Zmrelerin tekelci olmas dr. Bunun byle olmas pek
tablidir. nk tekilerden daha ok imtiyaz' olan zmre bu durumu devam
ettirmek iin tekilerin bu imtiyazlan renmesini istemez. Zmreler ara-
sndaki snrlarn keskin izgilerle kapal tutulmas na allr. Blmler su
szmayacak derecede kapal olduu yerlerde bir KAST (Caste) sistemi mey-
dana gelir. Hindistandaki durum bu sistemin tipik bir rne idir. Bir
kasttan tekine gemek tamamen imkns zchr.

Zmreler aras nda yer alt faaliyetleri vard r. Yani a lmaz gibi grnen
snrlara ra men zmreler aras nda baz kaymalar vard r.

te yandan yukar zmreler kay plar telfi veya egemenli i elde tut-
mak iin devaml olarak a a zmrelerden takviye grmek ve a darnalarla
dip diri kalmak zorundad r. Yaln z bu a lama veya takviye edilme olay
bir taktik ve metot i idir. Burada bir yandan yukar zmrenin kapal lk ve
imtiyazlanna halel getirmemek, te yandan yararli olan her eyi iine al
mak gibi ikili bir ama gdlr. Bunun rne ini Eski Romada Patriilerin
Pleblerden aldklar takviye ve a ilamalarcla grmek mmkndr. Burada
gzetilen nokta bu a damalann zmreyi sarsmamas ve gev etme nesi, ter-
sine perinlemesidir.

kinci Sre, a a znrelerin yukar zmreler imtiyazlanna kar


cephe alm olmalar olaylandir. Bu hareketin nceki a lama veya takviye
grmeden olan fark meydandadr. Zira birinci hareket yukar zmrenin
istei ile gerekle ir. Halbuki bu son hareket onlar n arzusu dnda zorla-
yc bir faaliyettir. Bu haks z imtiyazlarm kald rlmas iin giri ilen teebbs
cemiyet diizenini bozar gibi grnrsede gerekte haks z bir durumu iptal
etmek ve gasbedilmi initiyazlan geri almak amacn gder 32 . Bu trl

32 islmda adalet, hakk yerine getirmek ve bat l gidermek J11,1 9 - ,31:>J


eklinde tanmlanr.

25
faaliyet, zmre btnl n korumak artiyle yukar zmrenin imtiyaz-
larn' suurlamak abas dr. st zmrelerin direnmeleri o u zaman kanl
savalara yol aar.
,

nc Bir Sre, zmre dzenini ortadan kaldrma amacyla giriilen


abalardr. Yneten zmre elde tuttu u imtiyazlar kar l baz yararl hiz-
metleri zerine almak zorundad r. Bu hizmetlere s rt evirmek ve imtiyaz-
.
lazm son kertesine kadar kullanmak sevdas nda olan yksek zmre er. ge
bir devrim ve direnmenin zafer teranelerini beklemek durumundad r.

Fansz Devrimi zmre cemiyetine kar dzenlenen ayaklan xamn


tipik bir rneidir. Voltaire gibi ansiklpediciler, Montesquieu, Rousseau
gibi dnrlerin gelitirdii 18. yzyln Aydnlanma Devri byle bir Dev-
rim ideolojisini iten haz rlamtr. Kamu uurunda yerle tirilmek istenen
lk, eski de er yarglarm iten paralamak amac n gden zgrlk,
eitlik, kardelik, hukuk devleti, ve ulusal egemenlik gibi ilkeler hep bu ideo-
lojiden kaynak almlardr.

S nf Cemiyeti (Socit classiste)

Smf Cemiyetiyle Zmre Cemiyetini birle tiren nokta her ikisinin de


dikey olarak st ste tabakalardan kurulmu olmalardr. Fakat bu iki ana
ekil arasnda gerek yap ve gerekse ilerinde cereyan eden olaylar ynnden
nemli farklar vard r.

Zmreler, ncede syledi imiz gibi, kamu hukuku ve rf adetle kendi-


lerine tannm olan farkl hukuki durumlar, kendilerine z devinim kurallar,
kapal bir ahllt anlay, yaay tarz ve dnya grleri (Weltan-
schauung) ile s mflardan ayrlrlar. Smf Cemiyeti, hi olmazsa eklen, hukuk
eitlii ilkesine dayan r. Snflar bu trl toplumlarda e it veya benzeri eko--
nomik durumlar olan tabakalard r. Zmre Cemiyeti hukuk ayr lna, Snf
Cemiyeti, hukuk e itlii ve ekonomik ayr mlamaya dayanr. Burada eko-
nomik eitlik tabakalar tekil eden snflardadr. Bununla beraber bir tabaka-
dan tekine atlamak her vakit mmkdr. Tabakalar birbirine gemi durum-
dadr. Buna ra men her ekonomik sistemde baz zellikler vardr.

Snf atmasn ok kt sonularla yorumlayanlar, bir yandan Devle-


tin sertlii yumu atmak zere araya girmesi, te yandan a a snflarn
yardmlama ve te kilatlanma sreleri kar sinda bugn dayanaks z kal-
mtr. O kadar ki Bat leminde patron-i ci problemi hemen hemen zl-
mtr. Aradaki byk farklar giderilmi ve birok yerde devamh, dengeli ve
kvamh bir ekonomik sistem meydana gelmitir. ci ve patron sendika-

26
larnn srekli temaslar sonucu fiat ykselmeleri kar snda i ci bir takm
zel hesaplamalarla kendi payn almaktadr. Hayat endeksleriyle Dev-
let te i ci gndeliklerini, dengeli ve geim artlarna uygun bir seviyeye
getirmitir. Ayrca gelir miktarlar, e itli yollarla, birbirine yakla maktadr.
Bir retmenle kalifiye bir i inin gndelii a a yukar ayndr. Bylece
st ste gelen s nf tabakalarndan a a snftan orta snfa do ru kuvvetli
bir akn balam ve buda genel olarak s nflar bir piramide benzeten ekonomi
bilginlerini artarak bir yldz emas meydana getirmi tir.

Yukar Snf

Orta Snf E

Aa Snf -3-

Eski durum Son durum

Baz bilginler dzenli 'bir Orta S nf Cemiyetinden bahsederken


bakalar ekonomik farklar tamamen silinmi bir SINIFSIZ toplumdan
sz amaktadrlar. Bu sonuncular snflar aras ndaki ,byk farklarn yukar-
da akladmz yollarla giderilmi olmas eklinde yorumlamak uy-
gundur. Zira st tabaka ile alt tabakan n sivrilmesine ve zay flamasna kar -
lk orta tabaka kal nlamaktadr. Bu ise barc yollarla sa lanmtr.

Yukarda incelediimiz ana ekiller lksel tiplerdir. Gerekte bunlar


bu kadar soyut olarak yakalamak gtr. 33 .

3. TOPLUMSAL HAREKETL L K (Mobilite Sociale)

ki trl hareketlilik vard r : Yatay hareketlilik, dikey hareketlilik


Yatay hareketlilik tpk tek katl binann kompart manlar aras nda oldu u
gibi meknda cerayan eder. Dikey Hareketlilik ise ok katl bir binann
katlar aras nda oldu u gibi toplum tabakalar arasnda gerekle ir. O halde
birincinin bir yzeydeki dz ayak bir devinim olmas na karlk ikinci ini
ve k olan bir hareketliliktir.

Yatay Hareketlilik (Mobilit e Horizontale)

Bundan bir iki yzyl nce insanlar n hareket alan ok dard. Btn
hareketlilik ehir surlari iinde yahut surlar d nda atla yap lan bir gezintiye
inhisar ediyordu. ehirler aras geziler pek seyrek, yabanc lkelere gitmek

33 Bu kesim Prof. Dr. Hans Freyer'in eserlerinden yaralan larak yaz lmtr
Dr. Hans Freyer, Sosyolojiye Giri (N. Abadan evrisi) sayfa 73-109
Dr. Hans Freyer, Introduccion a la sociologia ( spanyolca) sayfa 146-160

27
ise ola an st bir hldi. Bu devirlerde E yamn hareket alam da suurhyd .
Gerek ham madde gerekse i lenmi eya ehir surlar iinde veya surlar n
en ok 25-30 kilometrelik evresi iinde bir hareketlilik gsteriyordu. ehirler
aras ve bugnk anlamda uluslar aras bir de iim sistemi akla gelmezdi.
Bu dar evreli hareketlilik devirlerinin ula trma aralar da ona gre idi.
Karada at, araba, ka n, deve ve benzeri; denizde krekli gemi ve sandallar
kullanlmakta idi. Bugn bu alanlarda artan bir hareketlilik gze arpmakta-.
dr.

1819 y hnda Robert Fulton'un buldu u buharl gemi, Okyanusa a lm


ve ba arl bir yolculuk yapmtr. 1823 ylnda George Stephenson bulu unu
deerlendirmek amac yla ilk lokomotif fabrikasn kurmu ve Samuel Morse
ayn yllarda telgraf bulmutu. Btn bu yenilikler bir sre sonra uygulan-
mtr. Bir yandan Avrupa demiryolu a laryla rlrken te yandan .
bir ok deniz yollar iletmeye ahyordu. Buna birde telgraf haberle mesini
,

katnca hareketlili in ald manzarann eskisiyle llmiyecek bir dereceye


geldii anlalr. Ula trma tekni inde ikinci bir hamle 1900 yllarnda yapl-
mtr. Bu hamlenin zelli i, benzin motorlu ara, uak ve tramvay n ula -
trmay olagan st kolayla trmasdr. Bunun bir sonucu olarak insanlar
hayatlarnda daha fazla yol yapm ve ok byk hacimdeki e ya eskisinden
daha uzun mesafelere gtiiriilm tr. Btn mes'ele hareket eden insan ve
eya trlerinin hangi do rultulara yneldiklerini ve bunlarn gttkleri amac
belirtmektedir.

Bu devrede evreden ehirlere bir akn ba lamtr. Sanayile me hareketi-


nin hzlanmasyla bu g daha da artnu tr. Bir yandan terkedilen yerlerin ka-
yplarn do um telfi ederken te yandan byk kentler alabildi ine byyor-
du. Buna ehirleme hareketi denilir Byk ehirlerin bu trl bymesi do u
mun deil, dardan geleli glerin bir sonucudur. Bir ba ka gerek te g eden- :
u gibi yakn ky ve kasabalardan de il, ok uzaklardan lerinskdou ,

gelmi olmalardr. O halde byk ehirlerin byme srecinde do um olay


yerine bu ehirlerin daha ok ta radan nufus ekme yetene ini temel saymak
gerekir. stanbul, Londra, Newyork, Paris ve Roma'n n geli mesini bu yolla
aklamak yerinde olur. Byk bir kentteki nfusun te birinin do um ve
ve yerlilerden, te ikisinin nzaklardan gelme oldu unu istatistikler gsterir.
Geri kalan yerli ekirde in de byk bir ksm gmen neslinden gelmektedir.
Bu konuda yap lacak bir hesaplama, milyonlarca insan n eski devirlerde
rastlanmayan byk bir hareketlilik gsterdiklerini ortaya koyar.

11.::,tJketlilik srecinde birinci yeri byk ehirlere yap lan aknlar tutar.
kinci sre sanayile me ve fabrikalarn nfus ekeaesidir.

28
Bu konuda zet olarak yatay hareketlilik probleminde byk ehirlerin
geli mesi ve endstri blgelerinin kurulmas ok byk nem ta r. Trafik
,

ve ikamet ve i yerleri aras ndaki mekik hareketleri ise ikinci derecede belir-
tilerdir.

Dikey Hareketlilik (Mobilite verticale)

Toplum tabakalar aras ndaki hareketlili in ad na Dikey Hareketlilik


derler. Burada incelenecek nemli iki konu vard r : Statu de itirme, tabaka
de i tirme, toplumsal ykselme ve inme Yatay Hareketlilik rr eknla
ilgili oldu u halde Dikey Hareketlilik makam ve kadarla ilgilidir.

a) Stat dei tirme : Mekan de itiren insanlar ayn zamanda makam


de itirirler. Kyden bir endstri blgesine gelen bir kyly d nelim:
Kyde ekincilik ve hayvan besleme yerine ehirde bir fabrikada makine ba n-
dadr ; kyde kulbede iken burada kiralan th muntazam bir kattad r ;
Kyde tarm ve hayvanc lktan gelen ayni gelirlerle geinirken burada
sadece bir gndelik almaktad r. Btn bunlar gmen zerinde ok derin
etkiler yapar. yle ki az sonra kyllk hat ralar adeta silinir gider. Bu
kimsenin ocuklar ise bsbtiin ba ka artlar iinde yeti irler.

Kylerden kalifiye olmayan i i tedarik edilir. Kalifiye i i daha nce


mevcut olup endstrile me sonunda ortadan kalkan el sanatkarlar dr. By-
lece bir endstri s nf tabakas ortaya kar. Yeni s nf bir erime sonunda
ortaya kmtr. Bir yanda kyde tar msal yetenekleriyle bar nma yolunu
bulamayan i iler; te yanda endstri yar masnda dayanaklarn kaybetmi
kalifiye i i bir erime sonucu yeni bir s nfn do masna yol am tr. Bu
iki kayna nc bir kaynak olan do umlar izler.

El ;'anatkarlar byk endstri tarafndan kertildikten sonra yine


baz sektrlerde bunlara ihtiya vard r. Kundura Fabrikas karsnda Kundura
tamircisi, anahtar ve ilingir e yas fabrikas yannda ilingir, ve benzerleri
varlklarn devam e ttirmi lerdir. Dikkat edilirse bunlar n o u ba mszln
kaybederek mesela bir otomobil Fabrikas nn d en.ecilik kesiminde al -
makta ve ba msz kalmak isteyenler de s nrl al ma alan iinde s kp
kalmaktadr. Bunlardan bir k sm retim alan yla ilgisini kesmi tir. Fakat
as l tipik olan yn bunlarn fabrikalarda kalifiye i i olarak grevlendirilme-
leridir. Bu durum kar snda bunlar iin bir tabakada!' tekine gei de il,
stat de erinde bir de iiklik sz konusudur.

b) Tabaka deitirme : Tabaka deitirme, stat de itirmeden ayrdr.


Eski Trk Askeri Azap askeri idi. Yenieri dzeninin kurulmas yla bunlar

29
bulunduklar tabakadan d m, soluu Denizcilikte almlardr. Zira harp tekni-
gittin de imesiyle gere inde ar silahlarla donanm bir yenieri nizam bunlar
lzumsuz Unu ve o u yerde yenieri askerinin hcuma kalkmadan azaplar
ileri srerek harcad ve Onlarn cesetleri zerinden hcuma geti i grlm -
t/. Bu durumu anlayan padi ahlar onlar Deniz kuvvetlerine vermek suretiyle
Yenieri;azap at masm nlemilerdir. Ekonomi alannda da sk sk byle
deiiklikler olur. Kleliin yasak edilmesi zerine Amerika Birle ik Devlet-
lerinde zenciler tabaka de i tirmilerdir.

c) Ykselme ve inme : Dikey hareketlilikte birde e itli toplum taba-


kalar aras nda fertlerin bazan yukar bir tabakaya atlad klar bazan
da daha a a tabakaya indikleri s k sk rastlanan bir olaydr. Bu konuyu gz-
lerde canlandrmak iin birbirine z t iki rnekten biri kast sisteminin geerlikte
olduu toplumlardr. Burada bir tabakadan tekine gemek imkns zdr.
Bunun kar kutbunu liberal bir sistemde buluruz. Burada bir tabakadan
tekine gemek ok kolaydr. Zamanmz toplumlarnda veraset yolu ile
intikal eden mesleki enberler k rlm ve fert iin geni ykselir e imkrlar
almtr. Bu konuda iki noktay aydnlatmaya lzum vard r : Birinci nokta
ferdin ykselme arzusunun iinde bulundu umuz toplumda son derece kuvvetli
bir ykselme saiki olmas ; ikinci nokta ise, toplumun bu imkm haz rlamas dr.
Toplum adet bir asansr haz rlar; kullanmasm bilenler bu asansrle
yukar tabakalara ykselirler. Katolik kilisesi bu yolda ok ayd nlatc bir
rnektir. . Bu kilise demokrat ve yelerine ykselme imkm veren ok
elverili bir sistemdir. Bir oban n gnn birinde bir kardinal olmas ve bir
kardinalin da sras gelincede papa olmas hi te yadrgandcak bir ey deildir.
Demokratik bir sistemde ykselmeyi mmkn k lan ve ykselme anslarm
eit duruma getiren kurumlar yarat lmtr. Yarmalar, ykselmeye gtren
yollar eit olarak btn yurtta lara ak tutar.

Birde eitli lkelerdeki hareketliliin ls veya denge zeridlle durul-


maktadr. Burada babamn mesle i ile oul ve torunlarn meslei arasnda
bir orant kurulur. Colin Clark'a gre A-Ziraat lar B- iler C-tekiler diye
bir ema izilebilir. zm gereken problem A grubundan ahnan kimselerden
ka ki inin A grubunda kald ve ka kiinin B ve C mesleklerine geti idir.
Bu konuda Amerikada al nan saylar yle olsa :

A B C

A grubu 38 39 23

B ,, 4 61 25

C ,, 4 25 71

30
Bu takdirde A grubunda 38 ki i babasnn meslekinde kalm, 39 tanesi
B grubuna 23 tanesi de C grubuna gemi tir. O halde burada % 62 bir hareket-
lilik vardr. Bu rakkam yaln z A grubundaki hareketlilik olup di er gruplarn
da hareketlilik ls alnabilir. 34

III DINLER BILIMI ( Sciences Religieuses)

Joachim. Wach'a gre Dinler bilimi felsefi de il, ampirik bir bilimdir.
Wach, C. P. Tiele'nin din bilimleriyle Din felsefesi aras ndaki snrlar ortadan
kaldrm Olmasna takmtir. Tielenin eserinde, Din Felsefesi, dar anlam y-
la, Dinler biliminden ba ka bir ey de ildir. Yazara gre bilim derlenmi ,
dzenlenmi ve blmlenmi bilgiler zerindeki felsefi bir gr tr. Wach,
Chantepie de la Soussaye'nin de Dinler bilimi ile din felsefe ve tarihini ayn
seviyede grd kansndadr.

Wach'n stad Ernst Troeltsch yaln z Din Felsefesi ile Dinler bilimi
arasndaki snrlar silmekle kalmam, ayn zamanda Dinler biliminin mahiyeti
ve grevi zerinde de hi bir vakit a k konnmantr. Ona gre Dinler bilimi
normatif bir bilimdir.

Wach, Troelsch' n durumunu bu ekilde akladktan sonra bu konuda


iki eilme iaret etmektedir: Bunlardan biri, bilim olarak geli mek zere
Felsefeden hareket eder ; tekisi, Felsefeye ynelmek zere biliniden hareket
eder. Wach'a gre Dinler biliminin ba msz grevi bu iki u arasnda kalma-
hdr.

34 Genel Sosyoloji ile- ilgili rnek dkil ve fikirleri yazarken sayn Hocam Ord. Prof Hans
Freyer'in eserleri esas tutulmu tur. Genel olarak bu kesimde a adaki eserler ayd nlatc ve
grlmesi yararldr :
Dr. Hans Freyer, Sosyolojiye Giri , Dr. N. Abadan evrisi (Ajans Trk Matbaas , Ankara
1957
.
Dr. Hans Freyer, Einfhrung in die Soziologie 1931
Dr. Hans Freyer, Soziologie als Wirklichkeitlehre 1930
Dr. Hans Freyer, Introduccion a la sociologia F. G. V. mn Ispanyolca evrisi, Madrid 1951
Ord. Prof H. Z. -Diken, Sosyolojinin problemleri, stanbul, 1955.
Ren6 Maunier; Introduction a la Sociologie, Paris, Lib. Felix Alacan, 1929
Armand Cuviller, Manuel de Sociologie, 2 tomes, Paris, P. U. F. 1958.
Mehmet Taplamaco lu, Genel Sosyoloji, Ankara 1961
Macver, Encyclopedia of Social Sciences'deki Sociology maddesi.
Paul Fauconnet ve Marcel Mauss, Grande Ancyclope'clie'deki Sociologie maddesi.
Max Bonafus ve Necmettin Sad k, timaiyat, stanbul 1927

31
Son zamanlarda Din filozoflan aras nda Felsefe ile Dinler b;limini a kca
birbirinden ayran tek yazar, Max Scheler'dir. Bu yazar, pozitif Din
bilimi ve Dinin asli Fenomenolojisi aras na, birle tirici bir tema olarak, dini
eya ve eylemlerin somut fenomenolojisini koyar. Max Scheler'in kendi deyi-
miyle, bu aratrma bir veya bir ok dini tasavvurlarn muhtevas n mmkn
olduu kadar tam olarak anlamaya al r.

Bylece Max Scheler, a ka dini ve ilmi olan bir gr n yine dini ve


ilmi grevini zihninde tasarlar.

Wach bylesine bir Dinler biliminde k noktasnn tarihi dinlerde


mevcut oldu unu dorulamaktadr. Din Felsefesi tmden gelim metoduna
gre nsel (a priori) olarak ortaya kt halde dinler bilimi hibir spekla-
tif ama gtmez, ve sonsal (a posteriori) d r. Vasflama (description) Dinler
Bilimi iin hayati bir nem ta makla b e raber yine bu bilim tam olarak vas f-
layc deildir. Wach'a gre din alan nda, ara trc, gayretini olaylara anlam
vermeye yneltmeliclir.

Baka disiplinlerle kar latrnca, konusunun zelli i dolaysyla, Din-


ler Biliminde byle bir anlam verme (Bedeutung) nin zel bir tak m glkler-
le karla acsa ortaya kar. Mesel bir estetikiye gre, sanat yap s, dini teza-
hrler yap sndan daha objektiftir. Sanat incelemelerinde yorumun a a sevi-
yesi ile anlayn (Verstehen) yukar seviyesi aras nda byk lde bir uzla ma
imkn vardr .: Yorumun a a seviyesinde bir ifadenin anlam belirtilir.
Anlayn yukar seviyesinde ise, tm ve btne gtrmek suretiyle
bir olayn anlalmas salanr. Dinler Biliminin k noktas din olaynn
anlam zerinde bir ara trmadr. Felsefi ve metafizik problemler bundan
sonra gelir.

Mes'ele, dinin mahiyetini, de erler tablosundaki s rasn ve psikojenez
(Psychogense) safhasndaki yerini belli etme konusu etrafnda dner. Bylece
felsefe iin her vakit bir glk ba gsteriyor demektir. Bu da ampirik ye
tarihi yerlerin felsefi-dini grevdeki s rasn veya hacmini tayinden ileri gelir.

Dinler Biliminin grevi tarihi yerlerin anla lmasrdan ibaret olup metot
ve usulleri bu sonucu sa lamak zere ayarlanm tr. Byle bir btn iinde
dinler biliminin sistematik grevi ampirik veriler aras nda mnasebetler
kurma a inhisar eder. O halde dinler biliminde dinlerin iyice anla lmas
iin Tarihi konular (Objets Historiques) sistematik tasanlar (Projets- Syste-
matiques)'n her ikisi de kesin olarak gereklidir.

Wach'm kanaatna gre ilahiyat larla felsefeciler belirli din veya doktrin-
leri savunduklar halde din bilgini veya dinler bilimi uzman deer yarglarna

32
dayanan beyanlarda bulunmak zorunda de ildir. Prensip bakmndan l
dinler dahi, hi olmazsa tarihi ynden, ayn ileme tabi tutulmal dr. Bununla
beraber amprik ara trclar subjektif olarak bir tak m pein felsefi fikirler-
den uzak kalamazlar. Bu sebepten bu kimselerin subjektiflik ve nazarilik
tehlikesine kar dikkatli bulunmalar gerekir.

Din konusunda felsefenin bilime zl bir yard m vardr:

a) Disiplinin metotlar n denetler ve do rular. (Buna dinler biliminin


mant denir.)

b) Bir aratrmausuln tekine ba lamak suretiyle konusunu felsefi


olarak tayin eder'.

c) Bilgiler btn iinde olaylar bir dzen ve s raya koyar. (Dinin tarih,
Felsefe ve metafizi i)

Bununla beraber bu tip mnasebette ampirik ara trma ile Feisefi ara -
trma arasnda ki fark hi bir ekilde kapanamaz. 'Bundan dolay J. Wach
ampirik ara trmalardan evrensel geerlikte normlar karan tarihile le
ihtilaf halindedir. Wach' n taknd bu durum, kendisinin Din konusunda,
genel ve evrensel tarihten kard metot ve ilkelere engel olmam tr

Dinler biliminin sistematik ksmnda Wach tpk Simmel gibi anlamak


isteyen suje ile anla lmas gerekli konu aras nda ortalama bir zm yolu
olarak yorumlama teorisini ileri srm tr. Waeh' n hipotezi insan tabia-
tnn evrenselli ine dayanr. Bundan ezeli insanl k (Eternel Hnnain-Ewig
Menschingliche) ile tarihi ayr mla ma aras nda ortalama bir ozm yolu
olmak bakm ndan tipolojik metodun nemi meydana kar. Btn bunlar
zetlenirse, Wach' n din etdnde iki yn birbirinden ay rd grlr.
Bir yanda normatif olan teoloji ve din felsefesi, te yanda ampirik olan Din-
ler Bilimi vardr. Dinler Bilimi tarihi ve sistematik k smlara ayrlr. Tarihi
ba lk altnda genel ve zel dinler tarihi s ralanr. Sistematik ba lk tipo-
lojik ettleri, yani tarihi ve psikolojik tipleri ele al r.

Joachim Wach'n gelitirdi i nemli konulardan biri de Klasik kavra-


mdr. Yazar klasik kavram mn bir din etdnde normatif ve deskriptif
ynler arasnda bir kpr kuraca n tahmin etmektedir. Kendi deyi iyle
klasik kavram bir n yarg (Prenotion) ad na olaylarn heterogenliini zor-
lamak durumunda olan yani onlar ayn cins ve trden olmaya zorlayan
izafi bir normdur 35 .

35 Une norme relative qui 'a pas violenter l'heterogenetie des phenomenes au nom d'une
preconeeption)

Din Sosyolojisi F. 3 33
Klasik sznden menfi olarak ah bu olaylar da anla lr. Gerekte
klasik ad verilen olaylar bir tak m tipik eyleri gsterir. Dini hayat ve dini
tecrbe kar snda bu olaylar bireysel olarak ta dklar anlamdan ok daha
stn anlamlar ta rlar. Maitre Eckhart 36 Gazali ve Shankara 37 klasik mis-
,

tiklerdendir. nk onlar n ateli heyecan ve retilerinde tipik bir tak m


mistik ynler vardr. Bununla beraber, klasik Kavram bir olaydaki temsi-
li ayrmacay (farikay) gstermez, ayn zamanda bir normu da gerektirir.
ahsiyet, hareket ve tarihi olaylar n okluu iinde bile bunlardan baz lar ha-
trda kalmtr. nk bunlara ayd nlatc bir nitelik tanmak ve onlar rnek
olarak gstermek mmkndr. Bu yolla onla n dini yaaymz zerindeki
etkisi tannm olur.

Klasik kavram Wach'a gre mutlak relativizmle her trl infra-kri-


tik gr arasnda mevcut olan bir yneli in denenmesidir 38 Bu ise yazar n
.

dncesile Van Der Leeuw'n fenomenolojisi ve Mircea Eliade' n din morfolo-


jisi arasnda baz yakmliklar Sa lar. Her trl bilimsel almay imkansz klan
anari dolu sbjektivizmden kurtulmak isteniyorsa klasik kavram nda zellikle
gereklemi olan ZAFf OBJEKT FL K ilkesine inanm olmak gerekir.

Wach'n tasarlad trdeki bir Dinler Biliminin gze arpan st yap -


s, belli bal blmde toplan r- Yorum teorisi, Dini Tecrbe ve Din sos-
yolojisi

A. YORUM TEORISI (Hermeneutique)

Wach Dilthey'in gr lerini benimseyerek yorumu felsefe ile insan bi-


limleri (Geisteswissenshaften) aras nda bir ba lant noktas sayar. Yazd
anlay (Das Verstehen) adl eserin 39 birinci cildini yorum teorisine ay rm-
tr. Burada s rasiyle Wolf, Ast ve Boeckh gibi klasik filologlar, Schliermac-
her gibi teologlar ve W. Von Humboldt gibi bilginlerin sistemleri yer al r.

Wach verdii her rnekte, keskin bir gr le yorum teorisi ve felsefi


temayl aras ndaki mnasebeti belirtmekten geri kalmaz. Kitabn ikinci
cildi nl ilahiyatlarn verdikleri 14 rnek iinde teolojik yorumu inceler.

36 Maitre Eekhart (1260-1307) alman filozofudur. .Papa onun mistik teorilerini mahkum
etmitir.
37 Shankara, bir hint filozofudur.
38 Infra-kritik bir kimsenin zel felsefe ve teolojideki seme yetene ine bal takdiri bir
haldir.
39 Das Verstehen, Grundzge Einergeschichte der Hermeneutiscben Theorie im 19. Jahrhun-
dert. 1933. Tbingen. J. C. B. Mohr.

34
Schliermacher ve bir ka ba ka yazardan sonra Giri ksmnda Wach Din
kadar Sanat ve Edebiyat n da tam uygun bir yorumu olup olmayaca n
ara trr. Kutsal Kitaplar (criture Sainte) n trnde tek (Suigeneris) ol-
malar zel bir yorumu gerektirince yazar, byle bir eseri inceleyen bir disiplinin
hangi anlamda bir bilim saylabilece ini a atrr. nc Cilt, tarihilerin
yorum teorilerine ayr lmtr. Bunlarn belli bahlar Ranke ile Droysen'in
teorileridir.

Wabh'n yorum teorisine kar gsterdi i bu ilgi yorumun d ilke ve


kurallar ile snrl deildir. Dinin tam ve tm olarak anlayna kadar gi-
der. stad bu konuda u drt temel ilkeye i aret etmektedir:

1) Olay ve olgularn anlayl bir deskripsiyonu

2) Tarihi ve sosyolojik bir aklama

3) Snflandrma teknii

4) Psikolojik bir anlayn zorunlu u

Wach bilimsel al malara koyuldu u gnden ba layarak dinler bilimi


kadrosu iinde yorum mes'eleleri ile u ra mt. Dini iyice anlamak iin d
bir grnten hareket etmenin mmkn olup olmad sorusunu kendi ken-
dine soruyordu. Acaba bir dinin esas o dine mensup olmayan bir kimse
iin 'bilinemiyecek kadar g bir eymidir ? Acaba bir mslman din uzman
Hristiyan dinini bilimsel bir aratrma konusu yapabilir mi? Yapabilirse
bu mslmann kendisine yabanc kalan olaylar zerinde ne dereceye kadar
hkm yrtebilir ?

Wach Anlay (Das Verstehen) adli eserinde anlay insan kesafeti


ile mmkn oldu unu ve anlama eyleminin insanlar n birbirlerile gr -
melerinden sonra gerekle ebildiini ileri sryordu.

Bu bakmdan anlay , toplumsal bir olgudur. Hi bir deskripsiyon, tek


bana bu ii ba aramaz. Bu konu Felsefe, Mant k ve bilgi teorisi (Episte-
mologie) ile ilgilidir. Anlayn ve metafizik temelinin artlar kadar, sonu-
larn da gznnde tutmak gerekir. Psikoloji ruhi hayat n tm iinde an-
layn yerini arar ve anlay hayat tecrbelerine ba lamak amacyla insan-
daki gelimeyi aratrr.

Fakat burada en nemli yeri Dilbilgisi tutar. nk dil insanlar aras n-


daki fikir ah veriinde en kesin ara ve mekan ve zaman iindeki fikir ak m-
nn en do ru yoludur. Biraz daha ileri giderek denilebilir ki bir kimseyi an-
lamak onun dilini bilmekle mmkndr. Dil zihnin yarat c bir eylemidir.

35
Bunun gibi beyan tarz (Elocution) d nceyi yapan organ olarak tan m-
lanabilir. Dil, onu yaratan milletin zeka ve zihniyetinin bir d grndr.
Filoloji'nin Dinler Bilimindeki nemi bundan ileri gelir. te yandan Wach
her vakit Humbolt ve Dilthey ile birlikte ferdi anlay zerinde durur.

En manal yn, anlay problemlerinin bir snr ve derece meselesi


olmasdr. Bu konuda Wach yle yazar: (... her anlay ta iki faktr birle ir.
Bu faktrlerden biri subjektif yorumdur ki bu yolla bir deyimin Psikolojik
anlanu bulunur. Bu da onu ilk defa syleyene kadar gtrmek suretiyle
yaplr. teki faktr, objektif yorum olup yorumu gereken ifade, oldu u gibi
alnarak ondan man karhr.

Objektif yorumun ekli vardr.

a- Teknik Yorum: Burada yorumu gereken deyim veya anlat mn mal-


zeme ve unsurlar zmlenir.

b- Trsel Yok m: (nterpretation G enerique) Burada incelenen eyin


tertip ve ekli zerinde durulur:

c- Tarihi ve Sosyolojik Yorum: Burada Tarihi ve Sosyolojik olaylar n geli -


mesi sz konusu olur.Bu yorum olaylarn gelimesini aydnlatmaa alr. San-
'atn yorumunda, bir yandan yorum, te yandan de er verme eylemleri bir-
birine smsk balanmtr. Mesela, Hukukun yorumunda ve daha bir ok
hallerde durum byledir. Dinin yorumunda, bir dini demeteki anlam n ta-
rihi karakteri bilinmeden o demecin anla lp anlalamayaca sorusu akla
gelebilir.

Kendi dinimiz dndaki bir dinin anla lmas 4 arta ba ldr.

a) O din hakknda mmkn olduu kadar fazla bilgi edinmek.

b) Konu zerinde tam uygun bir duyarhk ve titizlik gstermek.

c) Tasar hazrlamada do ruluk.


d) Kutsala ili kin kiisel tecrbe.

Mutlak olarak objektif bir anlay a varmak imkanszl karsnda Din-


ler Biliminin amac, hi olmazsa etraflca dinin anla lmas olmaldr.

B) DN TECRBE (ExOrienee religieuse)

Rudolf Otto, Dini tecrbenin trsel (specifique) bir nitelik ta d ka-


nsndadr. Otto bu ie grlmemi bir zmleme inceli i, o zamana kadar

36
allmam bir derinlik ve stn de erde bir dini duyarlk kavram getirmi -
tir. J. Wach stadnn bu k noktasn benimsemitir. Ahlak, estetik ve
benzeri tecrbelerle olan ba ntsna ra men yine dini tecrbe, di er tecrbe
trlerinden ayrlr. Rodolf Otto bunun iin latince Tanr gc, tanrsal an-
lamna gelen Numen ve numineux terimlerini kullanmtr. Din alan kutsal
alandr; ba ka bir deyile din alan kutsahn ta kendisidir. Bu bildiri ve a k-
lama, sanld gibi, gereksiz bir tekrar (tautologie) olmad gibi sylenmesi
gereken son sz de de ildir. E er Otto dini tecrbe olay nda mevcut objek-
tiflik vasfnm ispatn k noktas yapsayd bu konuda pek ok yanlmalar
nlenmi olurdu.

Yaratn stn bir varla kar duyduu ba llk ve tanrsal g (Nu-


men) hakknda R. Ottonun yapt zmleme baz takmalara yol am -
tr. nk yazarn kutsal anlay ar derecede Psikolojiktir. Bununla bera-
ber Wach, stadnn kutsal fikri, ( dee du sacre) zerindeki ilk teklifinin,
sr (Mysterium) n objektif niteli ine dayandn dnr. P. Tillich'in de
ayn fikirde olduu biliniyordu 40. Otto hayatnn son 20 ylnda iki trl
mes'ele ile u ra mtr: Bunlardan biri felsefe, tekisi teolojidir.

Birinci mes'ele dinin ahlkla miinasebetine ili kin tipi incelenmesidir.


Wach bunu yle ifade ediyor:

Eletiriciler R. Otto'da en zay f tarafn ekilcilik oldu unda oy birlii


ederler. Yazar emaclk (Schematisme) terimini Kant'tan 'alm fakat an-
lamn deitirmitir. Dini tecrbe, ba ka trl tecrbe ve yarg larla ematize
edilir. Yazara gre gnah, kurtulu , hatta kutsahn temel kavramlar , ahla-
ki arlamlar ta r. Ahlaki , ve manevi de erlerin fenomenolojik- bir ispat R.
Ottonun nemle varmak istedi i bir amat.

Otto'nun 'tart masn yapt ikinci mes'ele sa hakknda ne d n-


yoksunuz sorusu ile ortaya atlmtr. Bu ikinci mes'elenin tartmasna Wach'-
n ikinci stad olan Ernst Troeltsch'ta kat lmtr. Wach, Otto'nun fikrine
uyarak sa Bininin bir dnce ve zihni bir hazrhktan sonra gelmi olmad
kansndadr. Yeni din Hristo'nun ferdiyet ve derinli inden fkrmt r.
sa, Tanrm!' gnderdi i gerek Hristomudur? sorusunu, Otto ancak dinin
cevaplandrabileceini ve byle bir cevab n Dinler Tarihinin grevi dda
kald sonucuna varr.

40 P. Tillich, Systematik Theology, (tome I, Chicago, Uni. Of Chicago press, 1951) adli
eserinin 215-216 sayfalar nda yle deniliyordu: Rudolf Ottonun klasik olan The Idea of Iloly
(kutsal fikri) adl eseri, kutsahn fenomenolojik deskripsiyonu, kutsal, anlam yla tanrsal anlam
arasnda karlkl bir bagmlasmasm(interdependance) ve bunlar n da sonsuz bir varh a bal
kaldm gstermektedir.

37
Wach'n en byk hizmetini dini tecrbenin anlat mlarn teorik, pratik
ve sosyolojik diye alanda toplam olmasnda aramak gerekir.

/ Dini tecrbenin teorik anlatt m- konusunda unlar sylenebilir: Teorik


ifade ilk tecrbenin sezi , duyu ve inannda aranmaldr. Bunlar ise o u
zaman sembol eklinde gsterilir ki buda inan ve reti unsurlarn
ihtiva eder. Bu ilk alg lar az ok , belirli ve tutarli bildirilerde anlat lmlar-
dr. Dini tecrbenin teorik anlat m zel bir nem ta yan konu etrafnda
dner: Tanr , Dnya ve insan. Ba ka deyile teolojik, kozmolojik ve antro-
polojik gr ve anlaylard r ki bunlar devamhca Efsane, Doktrin ve do ma
yolu ile gelimi ve beslenmilerdir.

Temel tecrbede veya onun ilk anlat mnda teori ile pratik, teoloji ile
ahlk arasnda bir ayrm yapmak gtr.

Wach, dinin, teorik anlat mnda bildirilen eylerin dini uygulamalara


yol atn syler. Bunlar, geni anlamyla kayna n dini tecrbede bulan
her trl tap nma eylemeleri (Cultus) dir. O halde dini tecrbenin pratik
ifadesini ibadet (Culte) s nrlar iinde d nmek gerekir.

Din o u zaman ibdet olarak tan mlanmtr. Btn dinlerde kutsal n


tecrbeleri efsane, doktrin ve do maya dayanp Tanr (Numen) ya kar
tapnma eylemleri olarak ifade olunurlar. badeti aklama konusunda hizmeti
ok byk olan Underhill bu eylemleri drde ay rr: 1) Mensek ve Litrjiler
2) Semboller, 3) Kutsallama trenleri ve 4) Kurbanlar.

Efsanelerin men ei zerindeki anla mazlklarla Wach hibir suretle


ilgilenmez. Buna kar lk yazar bir yandan toplumsal bask ; te yandan fer-
di zgrlk ve dinin tarihi geli mesinde ferdin oynad rol hakknda yaplan
mnazara ile candan ilgilenir.

Dini tecrbenin sosyolojik a latm ok nemlidir. Bundan dolay Wach


Sosciology of Religion, Religionssoziologie, Sociologie de la Religion gibi
eitli dillerde yazlm eserlerinde kendine z bir din sosyolojisi gr n
gelitirmitir.

C) DN SOSYOLOJS (Sociologie Religieuse)

Din Sosyolojisi Dinler Biliminin nemli bir daldr. te yandan bu


disiplin din ve toplum bilimlerinin birle mesinden do mutur.

Din Sosyolojisinin, iki disiplinden tevars etti i mes'eleler yannda bir


takm glkleri ve kendine z grevleri vard r. Baka deyi le, din sosyo-

38
lojisi, insann dier faaliyetlerine ili kin olarak sosyoloji ile baz problemleri
payla r. Bu arada dini tecrbe ve anlat mlarnn zel mahiyetine ba l ken-
dine z problemleri de vardr 41 .

Ksacas , Din Sosyolojisi dinin toplum, toplumun din zerindeki kar-


lkl etki ve tepkileriyle dini gruplar inceler.

Din Sosyolojisi, ba msz bir disiplin olarak daha dnyaya gzlerini


amadan nce onun hesab na ba ka disiplinler pek ok malzeme toplam -
t . Bu malzemenin o u, 20. yzylda elde edilmi olup zaman zaman teo-
lojik, filozofik ve psikolojik ynlerden blmlenmi ve incelenmi tir.

Bununla beraber, 20. yzy l ba langcna kadar toplanm olan mal-


zemeyi tarafs z ve zel bir metotla ele alm olan hi bir diri sosyolojisi mev-
cut de ildir.

Wach, Amerikan, ngiliz, Felemenk, Frans z ve Iskandinav sosyolo-


loglarna, pek ok eyler borlu oldu unu kabul etmekle beraber, gerek mi-
zac ve gerekse yeti me tarz bakmndan anlay sosyolojisi ve bu okulun
kurucularndan olan Max Weber, Ernst Troeltsch,
_ Werner Sombart ve Ge-
orge Simmelin yaratt klar gelene in iinde kalmtr. Kiisel olarak da Dilt-
hey-'in etkisi alt ndadr. Bilindii gibi Diltl ba msz bir sosyolojinin ku-
rulmas na muhaliftir. Bununla beraber yazar n felsefi ve tarihi eserleri sis-
tematik ve metodolojik ynlerden nemlidir.

Wach' n Rickert'le payla t fikir udur: toplum olaylarnn kavranmas


zel bir de erler tablosuna kat lmay gerektirmez.... Fakat insanlar n top-
lum iindeki davranlar, ancak e yan n manasma (Sinn) nfuz etmekle
anla lr. Bunu do rulayan Max Weber be eri hareket ve davran larn dier
olaylardan farkl olduunu; fakat anlaabilirliin, ampirik bilimler iin ok
akkan snrlar olduunu syler.

Wach, Max Weber'den ilk olarak din sosyolojisini ortaya atm bir bil-
gin olarak bahseder. Max Weber, eserinde kalvinizme byk bir yer ay r-
mkakla sistematik din sosyolojisine yapt byk hizmetleri glgede b rak-
m tr. Fazla olarak Max Weber bir ok konular eksik brakmtr. Mesela,
ilkel dinleri, islam dinini ve bir ok nemli dinleri Dinler emasna sokma-
mt r. Bunun gibi din olaylarnn temel anlamna kar gsterdi i dikkatin
yetersizli i yznden s mflamalar tam ve memnunluk verici de ildir.

Max Weberin eseri, bir ok ynlerden dostu Ernst Troeltsch' n stn


deerdeki ettleriyle tamamland . Troeltsch' n eseri H ristiyanlk s nrlar

41 1961 ylnda yaynnladim Din Sosyolojisine giri adl eserinin nc blmne bak.

39
iinde kald. Bu iki bilginin durumlar kardatrdrsa Max Weberin da-
ha ok toplumsal bilimlerde; Ernst Troeltsch' n teoloji ve felsefede uzman
olduklar grlr. Her ikisi de bo teorilere, ki isel dnce ve meta-
fizik grlere saplanmayarak dini anlamdaki toplumsal olaylar ,
zmlerne ve vas fla:mada tarafs z kalmasn bilmilerdir. Bu tutum, gelece in
din sosyologlarna tlenmeye de er bir rnektir. Bu byk bilginlerin
tuttu u tarafs zlk yolunu halefleri kendileri kadar titizlikle izleyememi -
lerdir.

Wach din sosyolojisi metodunun tarafs z ve objektif olmas gereini


ileri srer. Bununla beraber baz ilkelere uyulmak gereklidir. Birinci lke,
Dini tecrbenin geni ve e itli oldu unun anla lm olmasdr. Bunun ta-
bii bir sonucu olarak dinin her trl sosyolojik etdnn ilk a amada feno-
menolojik ve psikolojik tipler zerinde yap lmas gerekir kinci a amada
dini tecrbenin ok sayda tarihi tiplerini incelemede aranmal dr. Baka
bir deyi le aratrma alann yalnz bir dini inceleyecek kadar daraltan her
te ebbs zorunlu olarak yetersizdir. kinci lke, din olaylarnn man
ve mahiyetine de er verme ve anlamad r. Ara trc inceleme konusu ile
bir yaknlk sa lamal ve elindeki malzemeyi sempatik bir anlay la yo-
rumlamaldr.

Objektif olmak ald r sz olmak anlamnda de ildir. Bu durumda acaba


bir tek din sosyolojisi mi yoksa her dine gre ayr bir sosyoloji mi bahis ko-
nusu olacakt r. Wach'a gre bir tek din sosyolojisi olmak gerektir. Toplumun,
bir katolik, bir marksist ve bir islam felsefesi olmas na kar lk objektif l-
tlere dayanan ve btn dinler iin geerli i olan tek bir din sosyolojisi
vardr. Bu din sosyolojisine e itli alardan yana rnak ve onlar farkl dere-
celerde gerekle tirmek mmkndr. Fakat biraz ncede syledi imiz gibi
bu sosyoloji ayn ekilde objektif ltlerden yararlanmak zorundad r. Ara -
trma amac , dini nitelikteki kavram, tren ve te kilat btn ile iine al-
mak ve her kesimini btnn bir paras olarak yorumlamak olmaldr. Ksa-
cas din sosyologu, yorum ilkelerini izlemek, dini fikir, mensek ve te kilat
ekillerinin mana ve maksadm btn ve tm iinde anlamak zorundad r.

Her dini grubun din olaylarn kendine z bir anlay ve kendine z


bir yorum tarz vardr. Bu durumda sosyologun e itli anlay ve yorumlar
ne ekilde ele almas sorusu hat ra gelebilir. Wach, bilgi sosyolojisi uzman
Scheler'in izafiyecili i (Relationisme) ile din sosyolojisinin tipolojik meto-
dundan yararlanarak bu soruyu cevapland ryor. Din bilgininin, sosyolojik
ara trma usullerine ah mas lazmdr. Buna kar lk sosyologun da din
hayat ve onun d belirtilerine ili kin teori ve ipotezi din bilgininden almas
ve renmesi gereklidir. Bylece din bilginleriyle tophimu inceleyen kimseler

40
arasnda ibirlii yaplarak din sosyolojisinin zel kategorileri olumlu bir
ekilde meydana karlr. Wach bu konuda u ynleri belirterek yorum ilke-
lerinin nemine i aret eder :

a) Sz ve kavramlar n bugnk anlamlar .

b) Gnah, af, nedamet ve kurtulu gibi terimlerin dini anlamlar

c) Dini bir evrede bu terimler iin yap lan somut, bireysel ve teolojik
e, e ,4e4 o- n. P e 1 "4",e,(4,_ ri Q
yorumlar. n 42,wc eR, :AL4

Kavram, mensek ve adet gibi ayr ayr gzlemlenen olaylarla bunlar


do uran ana tecrbeyi ba llatrmak (correlation) iin ok ciddi te eb-
bslere giri ilmedike, dini gruplar n zihniyetine nfuz etmek ve dini ya a-
y , sembol ve davranlar anlamak mmkn de ildir.

Wach'a gre byle bir sosyolojinin iki trl inceleme alan vard r :

Birinci alan, dinle toplum mnasebetlerine ili kin olup u kesimleri


ihtiva eder.

a) man, ibadet ve cemaatin sosyolojik kk ve grevleri.

b) dinin toplum iinde ve zerinde yapt sosyolojik etki ve grevleri.

kinci alan dini gruplardr. Bu alan bir ok ynlerden ele al nabilir;


fakat en nemli yn udur :

"Aratrmalar, dini tecrbenin teorik, pratik ve sosyolojik anlat mlar


zerine ekmek genel sosyolojinin grevleri aras ndadr. Efsane, doktrin ve
do ma dini tecrbenin teorik 'anlatt m; dua, kurban, mensek, pratik anlat lr];
te kilat, kurulu ve otorite ise onun sosyolojik anlat mdr. Somut ve tarihi
misalleri, sosyolojik grlerle ku atmak zel sosyolojinin grevidir. Bir
Ergenekon efsanesi, bir G lgam destan byle bir etde muhtat r. Bu trl
ara trmalar tasavvuru mmkn olan en kk birliklerden ba layarak yr-
tlmelidir. Mesela bir aile, bir kln, belli zaman ve mekandaki yersel bir
grubun incelenmesi byledir. Bu i in en byk tehlikesi daha nce ayn
konuda teolojik, psikolojik veya antropolojik bir incelenmenin yap lm olma-
sndan ileri gelir. Fakat bu tehlike de nlenmi bulunmaktadr; zira bu
incelemeye hkim olan sosyolojik gr tek ba na kesin bir rol oynar."

Sistematik bir din sosyolojisi, ideal olarak, gnn veya gemi in btn
din gruplarn, soysal (etnik), kltrel ve siyasal nitelikleri olan tabii
grupla mnasebetleri bak mndan ele almak zorundad r.

41
Wach Din sosyolojisi (Sociology of Religion) adl kitab nn nsznde
Din ve toplum bilimlerinini birbirinden ay ran ukurun zerine bir kpr
kurulmasn ok uygun buldu unu a klamaktadr. Yazar bu konudaki hiz-
met ve yard mn eksiksiz bir envanterden daha ziyade mtevazi bir sentez
denemesi saymaktadr.

Ayn yazar kitab nn son ksmnda unlar syliyecek derecede ileri gidi-
yor :

Bu etdn gruplar n sosyolojik deskripsiyonu ile s nrlanm olmas"


toplum zerinde yap lan teolojik, felsefi ve metafizik ara trmalarn ortaya
att mes'eleleriji ask da kalrnas um Osii.ee.-kelftl--edi.lslei anlamnda asla yo-
rumlanmamaldr Yazar n amac dinle toplumun kar lkl mnasebetlerini
ilgilendiren e itli dini ve felsefi malzemeyi okuyuculara sunmaktn.

B BL YOGRAFYA:

Buraya kadar dip notlar nda ve metinlerde i aret edilenlerle birlikte


a a daki eserler konu ile ilgilidir.

Gustav Mensching, Sociologie religieuse, Tr. Par P, Jundt, Paris, 1951.

" " Welt Religion und Volk Religion, 1933.

J. Wach, La sociologie de la religion, Sociologie au XX eme siecle P. U. F.


Paris, 1947

Religionsoziologie, Die Religion in Geschichte und Gegenwart 1932

Comparative Study of Religions, colombia universty press, 1958

H. Z. lken, Dini Sosyoloji, stanbul 1943

Mehmet Taplamacolu, Din Sosyolojisine giri , Ankara 1961


Archives de la Sociologie des religions No 1. Paris, 1960.

TraiM de sociologie, publie sous la direction de G. Grvitsch, 1958

Nurettin azi Ksemihal, Sosyoloji tarihi. stanbul, 1955.

Abdlkeriml Yafi, Temhit fih ilml itima' , am 1.957.

Dr. G. Kesseler, timaiyata balang, stanbul 1938

Roger Mehl, Histoire et Socilogie religieuse, Strasbourg, 1962.

42
IV. D SOSYOLOJSNN TARHES

A. Din Sosyolojisinin ncleri

Sosyoloji, 20. Yzyl ba nda felsefi gr lerden kurtularak belirli olay-


lar kendi metotlanyla inceleyen bir bilim dal olmaya ba lamtr. e itli
toplum olaylar aras nda din olaylar nemli bir yer tutar. Deneysel bir sosyo-
loji ortaya kt zaman, din sosyolojisi, sosyolojinin nemli bir blm
olarak kurulmu tur.

Din sosyolojisi, bu anlamyla pek yenidir. Fakat din zerindeki ara tr-
malar ok eskidir. Toplum ve din olaylar iizerinde d nme ve ara trma
en az 'tabiat olaylar kadar eskidir. Bunun kaynaklar ilk a Yunan felsefe-
sine kadar kar. Manevi bilimlerin ba langc ilk yunan sofistlerinde grlr.
Fakat onlardan nce tabiat bilimlerinin kurulma a ba lad sralarda
din hakknda bugnklerine ok yak n dncelere rastlan r. Bunlar aras nda
Kolophan (Colophan) lx Ksenophanes, (Xenophanes) ile Efesli Herakleitus
tan bahsedilebilir. Birincisi ok tanr l (Polytheiste) dinlerdeki iman konusu,
tekisi ibdet ve din trenlerini bilimsel ynden incelemi ve ele tirmitir.
Dinler kadar tanr ve tanr kullarmn e it ve kar tl zerinde durmu ,
zamanndaki inanlarn gerek din ve tanr anlayna aykr olduunu gster-
erek, felsefi bir sezi le tek tanr cl savunmutur. phesiz onlarn tanrlar/
ve tanr gr daha ok bir teoloji ( lhiyat-kelm) meselesidir." Bu fikirleri
savunmak iin zaman n dinlerini ve,bu dinlerin toplum zerindeki etkilerini
inceleme, genel olarak dinler bilimi, zel olarakta din sosyolojisi bak mndan,
yararl olmutur.

Bunlardan sonra gelen sofistler d ncelerini fizik ve fizik-tesi konulai't


dan daha ok, insan ve topluma evirmi lerdir. Fikir tarihinde pek tan nm
olan nsan her eyin lsdr. dsturuna dayanarak bilim, ahIk
ve dinin insani kaynaklarn - aram lar, bylece dinlerin e itliliini
insan ve toplumlarn e itliliinde grm lerdir. Dinin teorik anlat m olan
mitolojiyi kendi gr lerine gre yorumlam ve a klamlardr. Sofist-
lerin gr leri o zamanki dinlere dayan yordu. Toplumun din, dinin de toplum
zerinde ki kar lkl etkilerini incelemeleri kendilerine dinler bilimi ve diri
sosyolojisi tarihinde nemli bir yer verdirmi tir.

Din sosyolojisi bakmndan en orjinal gr lere Efltunda rastlan r.


Efltun bir ok bilim ve felsefe konular nda oldu u gibi bu alanda da nclk
yapmaktad r. Bu bakmdan onu bir din sosyolo u saymakta bir sak nca
yoktur. O din ve toplum olaylar n e itli yollardan incelemi ve birbiriyle

43
sk mnasebetlerini en ufak ve ince noktalar na kadar gstermitir. Efltunda
'felsefenin hareket noktas sofistlerin dayand klar ilkenin tam kar tdr.
Sofistler her eyin ls insand r (Homo-Mensura) diyordu. Eflatun
"Her eyin ls Tanrd r" diyor. Aristo felsefe, ahlak ve siyaset sistemlerini
kurduktan sonra btn bunlar din zerinde temellendirmek istiyordu. nk
tasarlad toplum dzeninin dinsiz yaayamaca ma inanyordu. lk byk
,

eseri olan Devlet (Politeia) genlerin e itirninde dinin yerini belirttikten


sonra, zamann eitim sistemlerinde uygulanan din retimine takmakta ve
yeni bir e itim ve retimin hangi ilkelere dayanmas gerektiini gstermekte-
. dir'. Fakat yazarn din sosyolojisi bakmndan .en nemli eseri phesizki kanun-
lardr. (Nomoi). Eflatun bu kitapta gnn toplumsal_ artlarna uygun bir
devlet anayasas nn plann izdikten sonra koydu u kanunlarn yalnz maddi
yaptrmlarla (meyyide) tutunam yaca n, asl manevi yatrmlarn gerek
tiini, bunuda ancak dinin verebilece ini ileri sryordu. Toplumda rastla-
nan her trl bozuklu un, dinsizlikten, tanrlara inanmaktan ileri geldi ini,
dolaysyla iyi bir toplum dzeninin kurulabilmesi iin, ilkin dinsizli e kar
savamak gerektiini ileri sryordu. Bu sava ta yap lacak ilk i bir ok dev-
letlerin yapt gibi dinsizlie kar kanunlar karmaktr. Efltunun eserinde
(kanunlar) dine kar ilenen sular ve bunlar n yaptrm listesi Olduka kaba-
rktr. Yazd ceza kanununun hkmleri ilk a devletlerinin toplum hayat n-
da dinin oynad rol belirtmek bakmndan ok ekicidir. Fakat Eflatun
yalnz bu maddi yardmlarn yani devletin dini korumas nn, dinsizlii nle-
mek iin yeterli olmad m da gryordu. nk dinsizli in asl sebebi maddi
deil, mnevidir. Buda halktan de il, filozoflardan gelmekte idi. Bylece
dinsizlie gtren Materyalist felsefeye karg Spiritalist bir felsefe kurmak
gerekti ini belirterek, fikir tarihinde ilk olarak sa lam bir ilahiyat (Theologie)
sistemi kurdu. ilahiyat n birinci ii Tanrnn varln ispat . etmektir.' ,Bunun
iin klasik bir tak m kamtlar veriyordu. kinci i i Tanrmn insanlarla ilgilen-
diini, hibir kimsenin yapt klarnn yanna kalmayaca n -ispat etmekti.
ncs, bir takm yalvarma veya ba larla Tamlarm kazanlamyacan
ve herkesin kendi hareketinden sorumlu tutulaca n ispat etmekti. Eflatun
dinde eylem kadar inanc n da nemini, bu , eylem ve inancn bir toplumun,
varolma ve yaama artlarndan biri oldu unu belirtiyordu. Bu bak mdan,
Eflatan ilk din sosyologu olarak gsterilebilir.

Aristo sosyolojinin ilk nclleri aras nda saylabilir. Fakat din hakkndaki
grleri daha ok psikolojik ve metafizik temellere dayan r. Aristodaki
Tanr anlaynn gerek Yunan gerekse Hristiyan ve islam dinlerindeki tesir-
leri bilinmektedir. Ortaa n Mslman, Yahudi ve H ristiyan Teologlar
Aristo'dan byk lde yararlanm lardr. Fakat din sosyolojisi alannda
yazarn genel grlerden ileri gitti ini sanmak yersizdir.

44
Eflatun ve Aristodan sonra bir yandan skender saldrs yznden
Eski Yunan Sitelerinin ykld, te yandan yunanl larla dou milletlerinin
karmasndan yeni bir lemin belirdi i grlyor. Romallarndou lkeleri-
ne saldrmasndan Hristiyanln yaylmasna kadar sren zamana tarihte
Helenistik a denir. Bu devir dinler tarihi kadar dinler bilimi ynnden
de ok ilgi ekicidir. Zira bu devirde klasik yunan dini, bir yandan kendi
iinde beliren felsefi okul ve ak mlarn .dinin yerini almak iin harcad klar
abalarla, te yandan ran, srail ve Msr gibi do ulu dinlerin etkileriyle
zelliklerini kaybederek tarihi bir din olmaya ba lamtr. Aydnlarn felsef9yi
kendilerine bir din edinmeleri, tarihi yunan dininin efsaneleri ve toplumun
tuttu u din ve tandklar tanrlara kar uyanan ilgiler e itli ve geni bir
din edebiyatnn domasna sebep olmutur. Kutsal efsane, takvim, dini tren,
din hukuku, ibadet, s r, bayram, kurban, khin, tap nak, tanr eceresi ve
benzeri konular zerinde zengin bir din edebiyat bu devrin ezellikleri arac n-
dadr42.

Dine ve dinin tamm na kar gsterilen ilgi yunan dininden ba ka do u


dinlerine de yneliyor : Fenike, srail, Iran ve Msr dinleri zerine bir ok
eserler yaz lyr ve bu arada kutsal kitaplar yunancaya evriliyordu 43. Bylece
ilk a dinleri ile onlar takip eden Hristiyanln doma ve yaylma artlar
hakknda en iyi tarihi bilgiler bu kaynaklarda yer al yordu. Bu bilgiler bah-
ca kaynaktan gelir: Birinci kaynak Aristonun rencisi ve ondan sonra
Aristo okulunun bakan Theophrastos, kincisi nl Co rafyac Strabon,
ncs Tarihi Plutarkhos'tur.

Hristiyanh n ortaya kmasyla ruhlar kuvvetli bir iman etrafnda


toplanyor. Bu iman kendini anlamak ve anlatmak istedi i zaman Helenistik
devrin Felsefe akmlarndan olan Stoac lk ile yeni Efltunculu un yardmna
ba vuruyor. Dini inan felsefi bir ekilde aklama ihtiyacndan bir Hristiyan
teolojisi (Kelm) do uyordu. Daha sonra gelen islmiyet de ayn Yunan
kaynaklarndan faydalanyor; Bylece btn orta a boyunca, din bilgisi,
aa yukar kelmdan (teolojiden) ibaret kal yordu.

Dinler biliminin, btn bilimler gibi yeni a n akliyecilii ile ba ladmda


phe yoktur. Almanlarn Aufklrung, Franszlarn Siecle de Lumieres ad n
verdikleri bu rasyonalizm veya Ayd nlanma hareketi ngiltere, Fransa ve
Almanyada 17 - 18. yzy llarda kuvvetleniyordu. lk ada olduu gibi

42 Le 0.6ie Grec dans la Religlion. 1. Blm, II. bahis sh. 842 Louis Gernet et Andre. Bou-
langer.
43 Elimizde bulunan en eski Tevrat metinlerinden biri, Isa'dan nce 3. yzy lda yeti-
mi Ibrani alimi tarafndan Iskenderiyede yazlan Yunanca bir metindir.

45
bir yandan dnce lyilde iyor, te yandan din bilgileri, zenginle iyordu.
Bu hareketin bir ok sebepleri vard r . Fakat ba lca sebep a da bilmin
domas ve gelimesidir. Genel olarak bilim ve bilimsel d nce ba mszlk
kazannca her alana uzan r. Din de zorunlu olarak onun ara trma alanndan
uzak kalamazd. Fakat henz a da bilim domadan nce hal savalar
hristiyanhkla islmh kar karya getirdi i gibi yeni kara paralar nn
kefi de mevcut dinlerden ba ka dinlerin varln retiniti. Amerika yerli-
lerinin dinleri kadar, e itli Asya dinleri de inceleme ve kar latrma konsu
olmutur. Bu e itli dinleri birbirleriyle ve H ristiyanlkla kar latrma,
din bilimi denilen genel bir disiplinin ba langc olmutur. Fakat bu bilim
almalarr zamann toplumsal gereklerine cevap veren bir felsefe hareketini
dourmutur ki buna tabii din (Religio Naturalis) anlay denir.

Aydnlk devri filozoflan, baz ilk a filozoflarmn ve zellikle helenistik


a filozoflarmn grne dayanarak, btn dinlerde tabii ve m terek nokta-
lar bulundu unu, insanda din duygusunun ve Tanr fikrinin tabii olarak mevcut
olduunu ileri srm ve yalnz bu tabii duygu veya fikrin tAlili zerine
bir din kurmak istemilerdir. Byk lde Protestanhktan ilham alan
bu gr , tarihi dinlerden yalnz bu tab, duyguya uygun olan alyor.
Dinin akla uygun olmayan yerlerini sadece bir gelenek olarak kabul ediyordu.
Bunlara gre stn bir Tanr vardr. Ona inanmak ve ibadet etmek lz mdr.
Bu ibdetin esas da fazilet ve tanr sevgisidir. Her gnahn bir nedameti
vardr. Nedamet ise vicdan azab na gtrr. Bu azap gnah]. der. lmden
sonra iyiliin ve ktln bir mkfat ve mcazat olur. Bylece aklla
bulabildiimiz bir takm genel ve iiimel gerekler varekr. Bunlar tabii dinin
temelidir. Bylece kendilerine tanr c (Deiste) adn veren bu Filozoflar, lk
a da olduu gibi, bir trl felsefi dine gidiyorlard . Bunun da vard sonu
Aug. Comte' in dedii gibi, dinin inkr oluyordu. nk din gibi tabiat
st bir Kurumu, tabii bir kurum olarak gstermek, onun mahiyetini inkr
etmek demekti. Nitekim 18. Yzyln ar fertilii, ilkin kiliseye kar yaplan
tenkidleri sonra dine evirmi ve dinin artk tarihi roln oynad fikrini
ileri sren bir trl dinsizli in domasna yol amt. Fransz devrimi byle
bir hava iinde gelimi ve sadece hakikat denilen hayali bir Tanrya tapacak
kadar ileri gitmitir 44.

44 Bu felsefenin din meselesi ile ilgili alan nda balca mmessillleri ingilterede. John Locke,
Herbert of Cherbury, Barkly ve David Hume, Almanyada Leibnitz ve Wolff, Fransada Voltaire
ve Rousseau'dur. Bunlar hakk nda phesiz felsefe tarihi eserlerinde geni bilgi vardr. Trkiye
de bu konu . zerinde olduka geni bir bilgi veren ve aydnlk felsefesi hakknda trkede ilk
yazlm eser olarak stanbul -niversitesi Profesrlerinden Macit Gkberk'in Kant ve Herder'in
Tarih Felsefesi zerine denemesini gsterebiliriz.

46
B. Din Sosyolojisinin kurumlar

19. Yzyl ve onu temsil eden pozitivist felsefe 18. yzy l akliyeciliinin
bir tepkisi olarak ortaya kyor. Toplum meselelerini, olaylar n objektifinden
grmek isteyen 'bu felsefenin ba lca mmessiii Aug. Comte, ba ka alanlarda
olduu gibi,, toplum konusundada tecrbe metodunu gaye ediniyor : Bu
maksatla sosyoloji kadar, Din sosyolojisinin de kurucusu olarak grnmek
istiyor. Aug. Comte sosyolojiyi iki temelli blme ay nyor : Statik Sosyal,
Dinamik Sosyal. Statik Sosyal bir toplumu yapan ve ya atan temel unsurlar
inceliyor ve. birbirleriyle mnasebetlerini tesbit ediyordu, yani bu statik
bir toplum dzeninin bilimi idi.

Dinamik sosyal ise temel unsurlar n tarih boyunca geli mesini inceliyor-
du; dolaysyla bu da toplumsal ilerlemenin bilmi idi. Gerek Statik sosyal
gerekse Dinamik sosyalin temel unsuru dindi. Ona gre toplumu meydana
getiren temel vard r : Aile, Devlet ve Din. Bunlar olmadan bir toplum
kurulamaz. Toplum dzeninin tam veya eksik, iyi veya kt olmas bunlar
arasndaki dengeye ba ldr. Bylece Din, Aile ve Devlet gibi, insan n tabia-
tndan kan ve toplu halde ya ayan insan iin gerekli bir kurumdur. Nere-
de insan toplumu varsa orada bir din vard r. Bylece Aug. Comte, kurmay
tasarlad pozitif toplumun pozitivist bir dini olaca m ileri srerek bir
"Pozitivist 45 bile yazmt. Bu ilmihal bugnk anlamda bir din
kitab saylabilir. nk, onda, toplum ve din mnasebetleri, dinin tarifi,
toplum hayatndaki rol inceden inceye ele al nmtr

Dinamik sosyal bakmndan, hal kanunu, insanl n ilk dnya ve


hayat anlaynn din olduunu gsteriyor. Bu kanuna gre insan d nce-
sinin hareket noktas dindi. lk dnce ekli teolojik idi: Metafizik d nce,

teolojik dnce ile pozitif d nce aras nda geici bir ya ay tarz olduuna,
ve pozitif a n da ondan sonra kurulaca na gre, tarih boyunca insanh a
hakim olan dnce kayna n dinden alm oluyordu. Ona gre, metafizik
a aa yukar klasik Yunanla ba lyor. Halbuki Yunanhlarda byk ve
kuvvetli bir mistiklik do duu ve Felsefe sistemlerinin zamanla dini ekil
alarak Hristiyanhkta sona erdi i bilinmektedir. Orta a ise, tarihin tand
en byk dinlerin 'do duu ve yayld bir aelr. Dolaysiyle pozitif a a
kadar geen zaman boyunca, insanl n aln yazsnda din en nemli bir rol
oynar. O halde, Dinamik sosyal, bir Felsefe ve din tarihi olarak ortaya kyor.
Belli dnya grne, belli din gr leri tekabl eder. Bylece, Aug, Comte
ilk olarak dinlerin evrim ve geli mesi kanununu ortaya koymu oluyor. Orada

45 Cathechisme Positiviste, TrlsCeye Peyami Erman taraf ndan evrilmitir.

47
Fetiizm'den politeizm'e ve oradan Monoteizm'e gei in genel bir kanununu
buluyor. Aug. Comte'un Frans z sosyolojisi zerinde brakt etki bu gne ka-
dar devam edegelmi tir..1) hal kanunu insan bilgisinin geli me,si kanunudur.

Aug. Comte'den sonra, Frans z sosyolojisini en iyi temsil'eden Durkheim-


da da bu tesir pek iyi grlyor. Durkheim sosyolojisinin temelini kollektif
uur (Conseience colletive) anlay te kil eder. Kollektif uur ortakla a tasav-
vurlar tmdr. Ortakla a tasavvurlarn temeli balangta Dini tasavvur-
lard. Bylece Durkheim sosyolojisini en geni anlamyla, bir din sosyolojisi
olarak grmekte bir sak nca yoktur. Durkheimin ilk ve en nemli eseri,olan
toplumsal iblm 46 iblmn yani medeniyetin ilerlemesiyle geli en
,

eitli toplumsal kurumlar ve bu arada dini inceler.

Mehur mihaniki ve uzvi dayanma sistemlerine gre yazar ilkel ve ileri


dinleri birbirinden ay rr. Yazar uzvi dayanmada ortakla a bilincin (kollektif
uurun) iddetini kaybetmesini, dini hukuktan layik hukuka gei le ispat
etmeye kalkyor. Ilk'hukukun dini nitelii zerinde duruyor. Hukuk sisteminin
zamanla nasl dini ekilden layik ekle geti ini inceliyor. Durkheim'in bu
eserinden sonra kurdu u Ann& Sociologique dergisinde yazd ilk yaz din
olaylarnn tanm 47 zerindedir. Burada yazar Aug. Comte'a ba l kalarak di-
nin toplumsall zerinde duruyor. Din olaylar m objektif bir gzle ince-
leyen bir dinler biliminin nasl kurulabilece ini anlatyor. Annee Sociologique
dergisinin her say snda, e itli sosyoloji alanlarnda yaplan yaynlar bildiren
blmlerin birincisini Din Sosyolojisi te kil eder. Bir din sosyolojisi terimine
ilk defa bu dergide rastlanr Din Hayatmn iptidai ekilleri adl eseri 48 ,

din sosyolojisinin en klasiklerinden biridir. Bu eserin nsz yaln z sosyolojide


de il, felsefe tarihinde nemli bir yer tutar. nk yazar orada, klasik felsefe
nin en nemli konusu olan Bilgi Nazariyesini, sosyolojik bir gzle zm-
lemeyi deniyor. Dncemizin muhtevas gibi eklinin de, toplumsal ve dolay -
syla dini oldu unu savunuyor. E yay anlamak iin zihnin kulland balca
kategorilerin (zaman, mekan, illiyet ve benzeri) kurulu unda dinin oynad
rol belirtiyor. Insan n kendisylie dnya hakk nda edindi i ilk tasavvur-
larn kayna dindir diyor. nsan, Dnya ve Tanr ile ilgili grleri ihtiva
etmiyen bir din yoktur. Felsefe ve Bilim Binden do mutur. Din yalmz insan
dncesini zenginle tirmekle. kalmam , insan dnceslnin olu ve kurulu-
una da yardm etmitir". 49 Fekat Durkheim'e gre dinin as l grevi,
yalnz insann dncesini gelitirmek deil, onu belli ideallere ba lyarak

46 De la Division du Travail Social, 1893.


47 De la Definition des Phenomenes socianx, 1899.
48 Les Formes Elementaires de la vie Religiense.
49 Les Formes Elementaires de la Vie Religiense, Introduction, sh, 12.

48
manen ve ahlkan ykseltmektir Dinin gerek grevi yaln zca bizi diindr-
mek, bilgimizi zenginle tirmek deil, bizi harekete getirmek ve ya amamza
yardm etmektir. Hayat n glkleri artt ka mmin kendini daha gl
hisseder. mann birinci art kurtulua inanmaktr. Bu duruma gre dini
kuvvetler insani, ve ahlaki kuvvetlerdir 5.

Durkheim dinin bu ahlaki ve manevi kuvvetini INTIHAR adl eserinde


gstermitir. Bylece Durkheim, dinin e itli olaylar zerindeki etkilerini
belirtmek suretiyle ilk olarak bilimsel bir din sosyolojisi kurmu tur. Ayn
eserin sonunda yazar yle diyor : D ncenin temel kategorileri ve dolay -
syla bilim, ahlak ve hukuk kurallar dinden kmtr. Daha geni anlamda"
btn toplumsal kurumlar n ana kayna dindir 51 .

Durkheim bugn dahi sosyolojinin belliba l klasilderi aras nda kalmakta-


dr. Fakat o memleketimizde ad yla ok fikir ve doktrini ile az tan nm bir
bilgindir.

Durkheim'in kurdu u Anne Sociologique" dergisi etrafnda toplanan


kimselerin sosyolojik ara trmalarmn arl k merkezini gene din sosyolojisi
tekil eder. Mauss ile Hubert'in gerek birlikte gerekse ayr ayr yaynladk-
lar ettler hep aym konu ile ilgilidir. Kurbamn mahiyeti ve toplumsal grevi
zerine deneme 52 bunlarn en nemli eserlerindendir. Tam olarak Durkheim'-
in grnde olmakla beraber Frans z sosyolojisine byk hizmeti dokunan
bir yazar da Lucien Lb. y Bruhl'dr. ptidailer 53 zerinde yapt eitli incele
meleri arasnda lkel zihniyet, lkel ruh 54, ilkel toplumlarda zihni grevler.
gib; klasik olanlar vard r 55 .

Durkheim okulundan olmad gibi meslekten bir sosyolog da olmayan fa-


kat a mzn en byk filozofu saylan Henri Bergson'un Ahlak ile dinin iki
kayna 56 adl eserinde, din meselesi phesiz yeni ufuklar am tr

Aug. Comte'tan beri dinin toplumsal kk ve grevi hakk nda ileri sr-
len fikirler en byk ve en kuvvetli tenkidi Bergson'dan grm tr. O, Dinin

50 Ayn eser, Conclusion, sh, 595.


51 Ayn eser, Conclusions, sh. 568.
52 Essai sur la Nature et la Fonetion Sociale du Sacrifice.
53 La Mentalite Primitive.
54 L'Ame Primitive.
55 Les Fonctions Mentales dans les Societes Primitives.
56 Le Deux Sources de la Morale et de la Religion.

Din Sosyolojisi F. 4 49
yalmz toplumsal sebeplerle aiklanamayaca m, daha derin sebeplerin ara tr-
lmas gerektiini ileri sryor. Durkheim'in kollektif uuru ve Levy-Bruhl'un
ilkel zihniyeti ile dini a klamaa imkn olmadn sylyor. Dinin psiko- -
biyolojik bir izahn verdikten sonra, ilkel dinlerden ileri dinlere do ru din
anlayl= nasl gelitiini gsteriyor. Statik ve dinamik diye dinleri ikiye
ayrdktan sonra, ilkel dinleri birinci kategoriye, yksek dinleri de ikinci
kategoriye koyuyor. Sonra bu iki trl dini kar hyan iki trl ahlak, iki
trl hukuk gr nn varln belirtiyor. Bu gr n orjinal taraf ilkel
dinlerle ileri dinler yahut eski a dinleriyle yeni dinler aras nda, sosyolog-
larm bir trl gsteremedikleri fark belirtmi olmasdr. Insanh n btn
stn kavram ve duygular insan haklar, demokrasi, e itllik, karde lik,
insana sayg hep dinden geliyor. Hatta bugnk tekni in, bat medeniyetin-
deki btn nimetlerinin dinden geldi ini, en inandrc bir dille a klyor.

Fransada din konusuyla u ra anlar yalnz bunlar de ildir. Fakat belirli


bir konu zerinde kalmak amac din sosyolojisine do rudan doruya veya
dolaysyla yardm dokunan din ara trmalar= hepsinden bahsetmeyi
imkansz klmaktadr Yalnz bir noktay belirtmek gerekirki bu konu zerinde
aa yukar yzyldan fazla bir zamandan beri u ralmakla beraber btn me-
seleleri bir arada gzden geiren sistematik bir eser yoktur imdilik elimizde
Roger Rastider'in Din sosyolojisinin unsurlar 57 adli ufak bir eseri vard r.
Buna birde 1950 de Almancadan evrilen gstave Mensching'in din sosyolo-
jisi 58 adl eserini eklemek gerekir.

Dorudan doruya din sosyolojisi ile u ramamakla beraber genel dinler


bilimine yaptklar hizmet dolaysyla din sosyolojisi iin nemli say lan baz
yazarlardan bahsetmek gerekir. Pinar De La Boullaye'nin dinlerin karla-
trmah etd 59 adli eseri genel olarak din, zel olarak din sosyolojisi incele-
melerinde izlenecek yolu gstermek bak mndan ok ilgintir. Buna Raoul
De la Grasserie'nin Dinlerin sosyolojik bak mdan mukayesesi 69 adli eserini
de eklemek gerektir. Bunlardan ba ka din konusunda Milletler aras hreti
olan Hollandal Van Der Leeuw'un Frans zcaya evrilen z ve belirtileri
iinde din" 61 adl eseri de bunlara kat labilir.

Nasl aydnlk felsefesi ilkin ngilterede do mu ve oradan bat lke-


lerine yaylm ise, Pozitivizm hareketi de Aug. Comte'tan sonra Fransan n
dna yaylmtr. Comte'u izleyen ilk d nr ngilterede Stuart Mil

57 Elements de Sociologic Religieuse..


58 Sociologie Religieuse.
59 Etude Comparte des Religions.
60 Des. Religions Compares au point de vue Sociologique.
61 La Religion dans son Essence et ses Manifestations.

50
olmutur. ngiltere, Fransa gibi, bir devrim memleketi olmasada, orada da
bir takm toplumsal meseleler, sosyalizmin ve onunla birlikte sosyololojinin
domasna sebep olmutur. Fakat ngiliz muhafazakrl osyolojiyi daima
phe ile kar lamtr. Bunun iin Ingilterede Fransada oldu u gibi bamsz
sosyoloji akmndan ziyade toplumsal meseleleri inceleyen zel toplum bilim-
lerinin gelitii grlr. Bir bakma genel sosyolojinin bir kolu olan din sosyo-
lojisi iinde hal byle olmutur. Din sosyolojisinin grece i iler, inceleyece i
konular ve uygulayaca metodlar Almanya ve Fransada oldu u kadar ak
ve sistematik bir ekilde tayin edilememitir. Onun iin sosyolojide n salan-
lar saf sosyolojiden daha ok sosyolojinin yard mc kollarnda alanlar
olmutur. Bunlarn da bamda etnolog ve etnograflar gelir. Ba hcalan Frazer
ile Taylor'dr. Birincisi Totemizm zerindeki al malaryla tannmtr
Totemizm ve d evlenme 62 Altn Dal 63 en mhim eserleridir. kincisi ipti-
,

dai kltr 64 adl eseri ile n salmur. Fakat din Bilimi gibi din sosyoloji-
sinde de en nemli rol oynayan yazar Max Mller'dir. Bu dnrn dinler
zerinde karlatrmal etdnn genel din biliminin kurulmas nda byk
yarar olmutur 65 .

Sistematik din sosyolojisi almalarna Almanya ve Amerikada


rastlanyor. Bunlarn bamda Max Weber'in almalar gelir. Weber toplum,
iktisat ve din zerindeki incelemeleriyle tan nmtr. En nemli eserleri olan
Ekonomi ve Toplum 66 ve Din sosyolojisi dergisi 67 sistematik din sosyolo-
jisinin ana hatlarni izmitir. Eserlerinin mihrak noktas n Hristiyanlk,
ve Kalvianizm te kil eder. Burada yazar din ve iktisat mnasebetlerini inceler.
Bundan baka Weber hristiyanlk dnda kalan birok dinleri, bu arada
ilkel dinleri, islmh ihmal etmi tir. 68 Max Weber'in eksiklerini Ernst
Troeltsch tamamlamtr Fakat bu yazar da incelemelerini yaln zca Hris
tiyanha hasretmek gafletini gstermi tir.

Asl tarihi ve sistematik din sosyolojisini, birinci Dnya Sava m takip


eden yllarda, Max Weber'in rencileri kurmu tur. Bunlarn en nemlisi
Joachim Wach'dr. Wach, bugn ok tan nm bir din sosyologudur. 1931
de din sosyolojisine giri 69 adl eseri ile ilk olarak sistematik bir Din Sosyolojisi
yazmtr. Bu ufak eserde tamam yla tecrbi, kendi deyimiyle Ampirik bir
din sosyolojisinin, metot, konu, alan ve snr ana izgileriyle grlr. 1935

62 Totemism and Exogamy.


63 Golden Bough..
64 Primitive Culture.
65 H. Ziya Ulken, Dini Sasyoloji
66 Wirtschaft und Geselsohaft. 1925.
67 Gesammelte Aufsiltze zur Religions Siziologie. 1927.
68 Joachim Wach, Sociology of Rengim", sh. 3. Chicago, 1944.
69 Einfhrung in die Religionssoziologie.

51
ylnda Almanyada geli en siyasi olaylar dolaysyla Amerika Birleik Devlet-
lerine gitmi ve 1944 ylnda en nemli eseri olan Din Sosyolojisini ingiliz-
ce olarak yazmtr 7 Max Weber ile Joachim Wach'tan sonra ikinci derece-
.

de nemli alman din sosyologu Gstav Mensching'dir. Dinler Biliminin de i-


ik konular zerinde e itli eserler yazan Mensching Bat Almanya ve belki
de btn Avrupada bugn bu konuda sz sahibi byk bir bilgindir. Yazar
Daha nce 1938 ylnda ulusal ve Evrensel din (Volksreligion und Weltreli-
gion) adl ok ilgin bir eser yaymlam , 1947 ylnda yazd Din Sosyolojisi
adl eseri 1951 ylnda frans zcaya evrilmi tir 71 - 72 .

Alannn geni li; ve konusunun nemi dolay syla sosyolojinin pek


zengin bir edebiyat vardr. Buna kar lk Din Sosyolojisi zerinde sistematik
yazlarn says pek azdr. Bugn Bat Almanyada Gabriel le Bras, Wach
ve Mensching'den ba ka nemli yazarlara rastlanmaz. Trkede yay nlanm
ilk eser Prof. H. Z. lkenin Dini Sosyolojisidir. kincisi yazarn 1961 ylnda
yaynlad Din Sosyolojisine Giri adli eserdir. 1960 ylnda ksa bir sre
iin Ilahiyat Fakltesinde ders veren Hans Freyer almanca olarak 90 sayfa-
lk bir Din Sosyolojisi zetini sz geen Fakltenin Dekamna teslim etmi se-
de bu eser bugne kadar dilimize evrilmemi *. Sz geen eserin Trkeye
evrilmesiyle Prof. Bedi Ziya Egemen grevlendirilmi tir. Ziya Gkalp'm
Din Sosyolojisine ilikin ders notlar mn bulunduu sylenmekte isede buge
kadar bunlar elde etmek mmkn olamam tr 73 .

C. DIN SOSYOLOJSNDE SON GELIMELER

Dinle Toplum mnasebetlerinin esash bir ekilde ele ahnmas , ancak


19. yzyldan balar. Bu durumu daha nce belirtmi tik. u kadar k; bu
ilgilenme, balangta ancak ilkel dinlere kar olup bunda akliyeci-
evrimcilik (evolutionisme rationaliste) din ve sihiri, gnlk hayat n teorik
ve pratik problemlerini zmek iin ilk ara olarak tan r. Bunlar Spencer
ve Taylor da oldu u gibi rasyonalist bilim ve tekniin gelimesi kar sn
da kendiliklerinden kaybolup giderler. Tarihi maddecilik hemen ayn
iyimser bir gr le bu mnasebetleri temellendirme e ahr. Mesela Karl
Marx dini, retim mnasebetlerinden ve buna ba l snf at malarndan
hareket ederek a klamaya ah r. Marx'a gre din egemen s nfn imti-
yazlarn koruyan bir ara olup toplumun alt yap s zerinde muhafaza-
kr bir etki yapar.

70 Sociology of ReligionChicago-. 1944 son bask s 1957


71 Sociologie der Religion-Bonn. 1947
72 Sociologie Religieuse Paris. Payot. 1951
73 Tarafmdan yaynlanan Din Sosyolojisine giri 'te Trkiyede Din sosyolojisi ah malarr
(Sayfa 93-97) Bak. Bu eser'in genel Bilgiler k sm.

52
Emile Durkheim, Bronislav Malinowski, Max weber, ve Ernst Troel-
tsch ile Din Sosyolojisinin Alt n Devri ba lamtr. Durkheim hem ras-
yonalizmi hemde Max Mller natralizmini a arak bnyesinde dinin ilkel
eklini, m ahede etti i totemcilikten hareket ederek toplumu yaln z ba na
hem dinin kk hemde konusu olarak inceledi. Buna kar hk Tanr ve Kut-
sal, toplumun sembolleri ve grup dayan malarnn kiiletirilmesi olarak
ele ald. Toplum, dini sembollar ve daha nce toplumsal olarak yap lmakta
olan trenleri dinin mihrak olarak kullanr. Btn bunlar Durkheim'a gre
kollektif tasavvurlar (Representations Collectives) in ekirde i olan kollektif
ve kltrel devinim kurallar n anlatmak iin yap lr. Bu duruma gre dinin
esas toplumsal birle me ve kayna ma (integration) dar.

Bronislav Malinowski toplumdan sz amakla yetinmiyerek dinin men e-


inde bir ferdilik grmektedir. Yazar dinin rasyonalist yorumuna ve zellikle,
Levy Bruhl'n ilkel toplumlarn mantk ncesi zihniyeti (mentalite prelo-
gique) tezine kar cephe almaktadr. Bu toplumlarda rasyonel tekni in bilin-
dii, din ve sihirin sadece ilk ekiller oimadklar, bunlarn ba msz sistemler
olduklar, bu vastalarla rasyonel ynden kontrolu mmkn olmayan zararl
tesirlerin yok edilemedi i ve insanlarn gvensizlik ve korku hallerinde
yeni heyecanlara uymaya sevkedildi i sylenmektedir. Dini trenlerde
sa lanan i bo altmalar, fertlerin gruplardan ayr lmas tehlikesini nler.

Ernst Troeltsch, Hristiyan kilise ve gruplar nn toplumsal doktrinlerini


inceleyen ara trmalar nda kilise ile mezhepleri (sectes) birbirinden ay rt
etmektedir. Bunlar zellikle toplum iindeki farkl durumlaryla bir birinden
ayrlrlar ki bylece sosyal teorileri farkl olan tipik gruplar bir topluma kat lma
yolunu bulmu olurlar. Bunun bir sonucu olarak dinin kendine z dinamizmi
hi bir ekilde inkr edilmi olmaz. Troeltsch, ilk h ristiyanhkta bayatlam
bir kal ptan daha ok fikri bir devrim grmektedir. Eski a da toplum buh-
ranlar halkn alt tabakalar na ancak endirekt olarak sokulmu ve Hristiyan
Ilkin kurulmas n sa lamtr. Zira nemli dini yenilikler ve tr kendine
z birok din birliklerinin kurulmas bu tabakada daima msait kar lanmtr.

Din Sosyolojisinde klasik devrin en nemli temsilcisi olan Max Weber


her eyden nce Bat Kltrnn geliimi ile ilgilenmektedir. Bu yazar toplum
ve din mnasebetlerinin Hint, in ve Yahudilikteki tarihi kar la trmalarm
yaparak u sonulara varmaktad r : Bilgine gre iktisadi ve genel farklar
dini ve ahlki alandaki farklara uymaktad r. Toplum dokularnam de i me-
siyle dinlerin kar sna yeni problemler kmakta ve bu problemleri
her din kendi doktrinine gre zmektedir. Toplum, iktisat .4ve din
arasnda karlkl etki ve tepkiler vard r. Max Weber'in bu tezi marksizimin
din olaylarn tek sebebe ba lama (Monocausal) yolundaki a klamalarn

53
yetersiz bularak reddetmektedir. Merkezi inan doktrinlerinin etkisi alt nda
Kalvinizm bir gruba has iktisadi zelliklerin geli mesine vesile olmu tur. Bu
da a da kapitalizme esash etkiler yaparak onu geli tirmitir.

Harp aras devirde din sosyolojisi nemli bir ilerleme yapamam tr.
Bu sre iinde en ok sz edilmeye de er tartmalar Weber'in tezi zerinde
olmutur. Bu arada Erha Tawny'den sz a labilir. Bu yazara gre Weber,
kalvinist protestanl n ve kapitalist iktisat zihniyetinin do masnda dinin
rolunu olurundan daha byk gstermi tir. Gerek J. Wach' n gerekse
G. Mensching'in Din sosyolojisi eserleri sistematik din sosyolojisinin ilk ve
esasl denemeleridir. u kadar ki bu denemelerin kar latrmal Dinler
Bilimiyle olan yakn ilgileri su gtrmez bir gerektir.

Avrupadaki Din Sosyolojisi frans z kilise evrelerinin aba ve al ma-


laryla nemli ilerleme ve geli meler yapmtr. Gabriel le Bras, frans z katolik
lerinin dini pratikleri hakknda geni denemelerde bulundu. Sonralar bu
ahmalara F. Boulard, Y. Daniel, J. Labbens, L-J Lebert ve E. Pin gibi
bilginler de katld .

kinci ve olduka etkin bir ara trma merkezi Hollanda da kuruldu.


Burada W. Banning, J. P. Kruijt, ve G. H. L. Zeegers'in ah tklar grlr.
Bugn bir ok mezhep ara trma enstitleri, kiliselerin toplumsal ara -
trmalar iin yapt al malara kat lmak iste indedir. Burada Steinmetz'in
planoloji tesirleri grlr. Fransada ba layan bu hareket Belika, talya,
spanya, Kanada ve Gney Amerikaya yay ld gibi Hollanda da ba layan
hareket te oradan Avusturya ve Almanyaya yay lmtr. J. Freytag, N. Grein-
acher, R. Kster ve W. Menges bu etkiler alt nda al mlardr. Bunlar
arasnda E. Pin istisna edilirse btn bu ara trmalarn byk bir ksm
kilise adamlar tarafndan yaplmakta ve bu ak m kuvvetle tarihi, istatistik
ve sosyografik do rultulara ynelmi bulunmaktad r

Fransada treyen bir tak m yeni bilginler pastoral bir do rultuya saparak
din sosyolojisi grnden ayrlmlar ve Gabriel le Bras' n etrafnda toplana-
rak Din Sosyolojisi Grubu iindeki yerlerini alm lardr. Bunlarn fikirlerini
Dinler Sosyolojisi Arsivlervi (Archives de la Sociologie des religions) adl
dergi yayar. Amalar daha ok teorik ynden kilise elemanlar zerin-
de ara trmalar yapmakt r. Kullandklar metotlar Genel Sosyolo-
jinin metotlar olmakla beraber mnferit dinlerin sosyolojisi ve nihayet
e itli dinlerin genel bir din sosyolojisini kurmaya al maktadrlar. Bu yeni
dorultunun belirgin zelli ini 1948 , ylnda toplanan uluslar aras Dinler
Sosyolojisi konferans nn 6. inci Kongresinde bulmakta-pz 74. Bu konferans
1959 ylnda polonyada toplanmtr. Bunun yannda 1958 plndanberi Din

74 Conferance internationale de Sociologie Relgieuse

54
Sosyolojisi enstitlerinin Milletler aras federasyonu yer almaktad r. Bu
kurulu un fikirlerini yayan Social Compass yani toplumsal pusula adl dergidir.

Amerika Birle ik Devletlerinde 1920-25 y llar aras nda Protestan evre-


lerde protestan kilisesinin intibak' ile ilgili problemler inceleme ve ara trma
konusu olmutur. H. P. Douglass ve R. W. Sonderson bu do rultuda al -
mlardr. Fakat bu al malar yarda kalm ve ancak byk sava sonu
olan 1945 ylndan sonra bu ara trmalara devam olunmu tur. Bugn kilise
pratii zerinde dikkate' de er ara trmalar vard r. Buna kar lk protestan
papazlarmn blgelerinde beliren ve bunun dna kan konular da yer almak-
tadr. Dinin evlenme ve aile zerindeki etkileri, din ve toplumsal de i -
meler, reform ve lyikle me bu aradadr. N. Bellah' n ara trmalar daha
eski klasik din sosyolojisinde oldu u gibi toplum olaylarnn tiimne ynelmi
bulunmaktadr. Japonyada oldu u gibi din ile eem enlik ve sanayi-
.

le me aras ndaki mnasebetler byledir. Ancak 1950 y lndan sonra a da


nazariyelere ynelmi baz eserler kmtr E K. Nothingham, J. M. Yinger
ve T. F. Hoult'n eserleri bu niteliktedir. Amerika Birle ik Devletlerinde
Din Sosyolojisine kar gsterilen ilgi gn getike artmaktad r. Amerikan
Sosyolojisinin tannm bilginlerinden T. Parson bu al malar beenmekte
ve sosyolojinin bugne kadar ihmal edilen bu alanlar nda kendisi de emek
harcamaktad r.

D. Bugnk durum :

Gnmzn Din Sosyolojisi, dini art k Aug. Comte rne ine gre bir kltr
gecikmesi (Retard de Civilisation) tipi olarak almamaktad r Dinin douunu
tek bir sebebe ba lamak isteyen (Monocausal) her te ebbs art k bir kmaz
yol olarak kabul edilmektedir. Din bugn iin daha ok toplumun fonksi-
yonel bir n art olarak d nlmekte ve dinle toplum aras ndaki karlk-
l etkiler zerinde nemle durulmaktad r. Bu mnasebetle belirtelim ki, ge-
rek dini tam olarak tan mlamak ve gerekse onun toplumun fonksiyonel n
art olduunu ispat etmek olduka gtr.

Din. Sosyolojisine kar din evrelerinde beslenen gvensizlik hemen


hemen ortadan kalkm tr. te yandan a r derecede idealist olan ve fer-
diyeti ortadan kald ran gr ler de hemen hemen silinmi

Din Sosyolojisinin temel konularndan biri, dinin bide tirici grevidir.


Toplumsal dzen problemleri yalnz ba na iktidarla zlecek trden de-
ildir. Ortakla a bir de er sistemi bunun ikinci bir ipotezidir. Din, gerek
deer ve normlara anlam vermek ve bylelikle fert zerinde bask yepre

4,tf "I Ol Ske erf ~it" 1 0` ,1 ON C. da '101 g 4 55


-ve heyeeardara
hitabeden adet ve Virerdepi-dErakinondan,-~ gtuplarn -ney.dana-gelneleri-
ne yardm eden baka ..faluslor bakmndan ee gerekse yer yznde kar -
lalan hayal lurkhklarnfkrg nlklar ve hayati kendisine dnya tesi bir
,S
dzenle manalanclrmalk~ dengeyegetir-3~5i bak mndan phe yok
ki, bir toplumun birle mesine esasl bir ekilde hizmet etmektedir. Fakat
dinin bu birletirme grevini ne dereceye kadar yerine getirdi i sorusu
bugnk durumda kesin olarak cevapland rlamaz.

Din, bilinli olarak, din mensuplar arasnda btnleyici ve birle tirici


bir rol oynar. Buna kar lk dine ba l orta tipte insanlar do rudan do ruya
dini deerlerin etkisi alt nda deildirler. Bugn genel geerlikte kutsal
tren ve de erlerden sz edilemez. Birbirleriyle ba da amayan yeni
deer ve normlar meydana gelmi tir. Bu yeni llerde Hristiyanh n
ve dier evrensel dinlerin ok eski fikri de erleri kutsal d mana deiiklik-
lerine uramtr Amerika Birle ik Devletlerinde nicelik bak mndan kilise
balarmn art bu durumda hibir de iiklik yapmamtr Kilise bala-
rnn bu art demokratik ya ayn e deer sembolleri olarak ortaya km-
tr. Bunlar a r bir lyikle tirme sonucu olarak belirrni ve muhtevas z
bir inan a inan (Belief in Belief) olarak o u zaman ortaya kmlardr.
Btn bunlar pragmatik olarak yer yz bar na hizmet etmekte ve nl din
adamlar da onlarn propagandas n yapmaktad rlar.

Bir zamanlar yeni ekonomi sistemlerinin esas itibariyle din etkisi al-
tnda bulunmalar na karlk bugn bu sistemler geni lde dini ba lardan
kurtulmu ve din de kendi kabu una ekilmi veya zel alemine itilmi tir.
Bylece tersine dnen bu trl sreci bir ok alanlarda izlemek mmkn
olmutur. Burada dinler genel niteliklerdeki grevlerini kaybetme kar l
zel (specifique) bir alana ekilmi tir. Bu arada din ba lar= gittike gev-
emekte oldu u sylenebilir. Bunun bir ok sebepleri vard r: nendileri un-
lardr: bir defa Devletin din zerindeki deneti kalkm ve bu suretle Devletin
bu konudaki ald rszl karsnda yurtta lar dinle ilgilenmez olmu lardr.
kinci sebep, toplu glerdir. Gler, gruplarn toplumsal kklerinden kopa-
rak ehirlere yerle mesine, sosyalizmin yaylmasna ve dolaysyla din
balarn gevemesine yol am tr. Bununla beraber geri kald iddia olu-
nan dini te kilat (Avrupa kilise te kilat) bu toplumsal de imeler iinde
ulusal niteli ini korumaa almtr.

te yandan dinin de toplumu paralad ileri srlmektedir. Fakat bu


konu sosyolojik ynden pek az de ilmitir. Gnmzde a k atma ve ar-
pmalar yerine yer alt faaliyetleri ve gizli gerginlikler hkm srmektedir.
ok kuvvetli topluluk uuruna sahip olan dini, mezhebi ve menseki az nlk

56
gruplarnn merkezin basklar ndan kurtulmas, atmalar bir kat daha
arttrmtr. Bu durum kar snda byk dini kitleye mensup bir okla-
r imtiyazlarm kaybetmek endi esine derlerse byk anla mazlklar or-
taya kar ve bu da at malar alevlendirir.

57
kinci Blm

D N SOSYOLOJ S N N
ANA PROBLEMLERI

I. GENEL B LG LER

zellikle gen bilimlerde, konular tek tek ele almadan nce metot, alan,
ve ama zerinde durmak gerekir. Son yzy ln insan bilimleri ve din bilim-
lerinde meydana getirdi i mutlu sonulardan biri de Din Sosyolojisi denilen
yeni bir disiplinin msbet bilimler aras nda yer alm olmasdr. Fransz dev-
riminden nce toplum konusundaki sorular klasik disiplinlerden teoloji ve
din felsefesi cevapland ryor ve o zaman n bilim alemi bu cevap ve a kla-
lamalarla pekala yetiniyordu. Devrimle beraber bu iki klasik bilim dal haya-
tn binbir eit olaylarn ve onlarn de iik grns,lerini a klayamaz oldu.
Bu Eski Bilimlerin olaylara verdi i anlam ve a klamalar, yetersiz say lmakla
kalmam , birok kimselerin alay ve e lenmesine bile yol amt. Klasik bi-
limlerin dnya olaylarn aklan adaki yetersizlikleri ve yeni durum ve ku-
rumlarn gerekleri, yeni bir bilimin do masna sebep oldu. Bu yeni bilimin
ad Sosyolojidir. Ancak yeni disiplinin bir dinsizlik tohumu saaca ndan
korkan kimi bilginler dini korumak ve sosyolojinin ta knlklarm nlemek
iin bir denge aryorlard. Denge fikri, phesiz, eskiye dnmek veya sz
geen klasik bilimlerden yard m beklemek eklinde ortaya kmad.Bir
dan, sosyolojinin dine kar taknd sert durum yumu arken te yandan
teoloji ve din felsefesi, msbet bir nitelik ta yan dinler tarihi, din psikolo-
jisi ve din fenemonolojisini iine alan Dinler bilimine yakla maya ba lad .
Birbirine kar t saylan bu iki sistemin uzla t ve birle ti i noktada Din
Sosyolojisi ad verilen ba msz bir bilim do du. B bakmdan yeni bilim,
toplum ve din bilimlerinin gnll ve tatl bir birle iminin mutlu bir sonucu
saylabilir.

Din sosyolojisinin a klanan bu durumu e itli yorumlara yol am tr:


Bazlar bu bilimin bamszl yerine kom u bilimler erevesi iinde kal-
masn tler; ba kalar ise yeni disiplinin ba mszla hak kazand fik-
rindedirler. Bir bilimin bamszlk kazanmas kendine has metodu, alan ,
amac ve konusu olmasna baldr. Son elli yln olagan st geli meleri so-

58
nunda Din Sosyolojisi, szn tam anlam yla, bu ba mszla hak kazan-
mtr. Bu bakmdan bu bilimin metot, alan ve amac na bir gz atmada b-
yk bir nem ve fayda vard r.
1, qa 1 k rfN e 4
TO e'k k`:
A. DN SOSYOLOJSNDE METOT:
- Tc kal

Ana izgileriyle bile olsa, burada dinler bilimi metotlar nn tmn


incelemek ama d dr. Yaplacak ey, dinler biliminin eitli dallar arasn-
daki balantlar gzden geirmektir. Normatif bir bilim dal olan teoloji
(kelam), belirli bir dini zmleme, yorumlama ve a klama amac n gder.
Din fenomenolojisi, Din psikolojisi, dinler tarihi ve din sosyolojisini iine
alan Genel Dinler Bilimi (Religionswissenschaft) asl nda deskriptif olup b-
tn dinlerin niteliklerini anlamaya ah r. Bu ynden iki disiplinin ba lang,
yol, ama ve aralar arasnda bir nitelik ve nicelik fark vardr Teolojinin
inceleme konusu, zel bir din ve onun savunmas dr. Dinler Biliminin konusu
ise eitli dinlerdir. Metot bak mndan Teoloji normatif; Dinler bilimi desk-
riptif (vasflayc) tr. Din felsefesi, normatif oldu undan teoloji ile ayn fa-
milyadandr; fakat konusunu dinler bilimi ile payla r.

Dinler tarihi ve din Psikolojisi zerine ok gzel eserler yaz lmtr. Fa-
kat dini tecrbenin anlat mlarm inceliyen sistematik ve kar latrmal ett-
ler ok azd r. Ara trclarn pek o u efsane, reti (doktrin) ve inak (dogma
-nas) gibi dini tecrbenin teorik anlat nz, zerinde nemle durmaktad r. p-
hesiz, Dini Tecrbenin bu trl anlat mlar nemlidir; fakat bir tap nma
ve tren eklinde beliren Dini Tecrbenin pratik anlat m da bir o kadar
nemlidir. Dini tecrbenin reti (doctrine) ve trenleri yani teorik ve pra-
tik anlatmlar dnda toplumsal bir alan daha vardr ki, bu ancak son za-
manlarda gereken nemi kazanm tr. Dini tecrbenin bu son anlat m, dini
grupla ma, din karde lii, din birli i, din derne i ve benzeri ekillerde gze
arpar. te dini tecrbenin toplumsal veya sosyolojik anlat m olan bu top-
luluklarn tipolojik ve kar latrmal etddr ki Din Sosyolojisinin ba lca
konularndan birini te kil eder. Ba ka bir deyile Din Sosyolojisi byle bir
etdn ana izgilerini belirtmek amac ndadr.

Burada sosyolojik ynden inceleyece imiz eitli dinlerle, ilgili tarihi geli -
melerin nceden bilindii farzedilerek ie balamaktadr. Dinler tarihi-
sinin yardm olmadan din sosyologu ba arl bir alma yapamaz. Fakat
bunlardan hibiri tekinin yerini tutamaz. Dinler tarihi geli menin yatay
izgileriyle ilgilendii halde Din sosyolojisi bu geli imin dikey kesiti ile u-
rar. Sosyologun mit ve iste i, kategorileri olduka verimli k larak tarih-
inin belgeleri dzenlemesine yol amakt r

44Vv);.59

A ; 1),s, A k Lal 4de,/2; ri4 "14 iAce fo '; 4 :


01:1 `a,
lk olarak sistematik bir din sosyolojisi kurmak erefi, Max Weber'e
nasip olmutur 1 . Nedense btn gzler nl yazar n Kalvinizm zerindeki
almalarna evrilmi ve onun sistematik din Sosyolojisine yapt hizmet-
lerin byk bir ksm glgede kalmtr. Biz burada yazar n sistematik g-
rleri ve hristiyanlk dndaki dinlerde yapt incelemeler zerinde dura-
ca z. Weberle arkada lar, ve zellikle Werner Sombart toplumda dinle
ekonomiyi ba layan zayf balar zerindeki ara trmalarda nclk yap-
mlardr. Bununla beraber dinle ekonomi mnasebederinin tetkiki ok sa-
ydaki toplum almalarnn yalnzca bir yn olup din sosyolojisinin ancak
bir blmn ayd nlatabilir. Din ve sanat veya din ve hukuk 1~ nl...,..un Le/k;,
asndaki ba itmtda i. cLQ--

ot-ii-tierirrele oldu u gibi ekonomi ve dinin karmak olan kar hkl mnase-

betleri , dinle btn toplum taaityetier - aras ndaki ba lantlarm genel
ye, -1
etdnde byk anla m1~~61,r. Fakat dinle ekonomi mnasebetlerini in-
celemek hibir suretle din sosyolojisi demek de ildir 2 .

Weber, geride kendisinden sonra yap lmas gerekli pek ok ey brak-


t. Eserlerinde ilkel dinlerin tmn, islamiyeti ve daha birok nemli din-
leri ihmal etmiti. Fazla olarak bu nl bilginin yksek din anlay dine
kar taknd eletirici durum yznden, bir dereceye kadar krlenmi ti.
Din olaylarn smflamak iin Weber'in kurdu u kategoriler tamam yla tat-
minkr deildi. nk bunlarn orijinal anlamlarma yeteri kadar dikkat
edilmemiti.

Weberin eseri, bir ok ynlerden, arkada Ernst Troeltsch'n s-


tn de erdeki almalaryla tamamlanmtr 3 Fakat bu sonuncu da, ne
.

yazk ki, yalnzca Hristiyan dinine ba l kalmt. Troeltsch'n almalar


Amerikan mezhepleri (american denominationalism) zerinde inceleme yap-
ma isteklerini arttrm ve H. Richard Niebuhr bu konuda yazd deerli
bir eserle din sosyolojisinin geli mesinde olaan st bir hizmet sa lam -
tr 4.

Tpk bunun gibi, Max Weber'in tesiri, Leopold Von Wiese'nin sosyo-
loji ile birleerek Howard Becker'in ilgisini dinin sosyolojik ynlerine ek-

1 Din sosyolojisi ve tarihesi almanca yay nlanm olan Die Religion in Geschichte und
Gegenwart adl ansiklopedide Joachim Wach tarafndan zetlenmitir.
2 Yazarn balca eserleri, Ekonomi ve Toplum (Wirtschaft und Gesellchaft) ve Din sosyolo-
jisi dergisi (Gesammelte aufstze zur Religionssoziologie) dir.
3 Ernst Troeltsch'n en nemli eseri, H ristiyan kilise ve gruplar nn sosyal teorisi (Die
Soizallehren der Christlichen Kirchen und Gruppen) dir.
4 H. Richard Niebuhr, mezheplerin toplumsal kaynaklar (The social Sources of Denomina-
tionalism) New York, Henry Holt and Co. 1929.

60
mitir 5. Sosyolog olan Max Weber ile teolog ve filozof olan Ernest Troel-
tsch dini nitelikteki toplumsal olaylar incelerken ahsi gr, anlay ve
teorilerini bir yana b rakarak objektif bir yol tutmu lard. Daha sonra gelen
bilginler nl kurucularn ahklar bu mutlu yolu her vakit izleyememilerdir.

Bu trl ara trmalarda, yeni din psikolojisi kuruelarmn bir sre n-


ce dtkleri hatalardan sak nmak gerekir. Yeni klarla gzleri kama m
olan baz aratrclar, din olaylarn anlamak konusunda her kap y aabi-
bilen bir sihirli maymuncu un ellerinde oldu unu sanmlard . Dinin sosyo-
lojik anlamla= ara tranlar tek tarafl bir grle dinin mahiyet ve esas m ak-
layacaklarn dndkleri mddete, tpk din psikolojisi kurucular gibi,
yanlacaklardr. Bu uyarma, zellikle, Karl Marx ve Aug. Comte felsefesini
veya Freud gr n din ve toplum ettlerine uygulamak hevesinde olan-
lar hedef tutar. Mesela bunlardan Durkheim, kamts z olarak (delil gster
maden) tap lanla, tapan ayn ey saym ve ilkel din kurumlar zerindeki
deerli incelemelerinin geerli ini pek ok zayflatmtr. te yandan Durk-
heim dini heyecanlar ilkel i gdlere indirmekle dinin yceli ini ve
stn deerini ktlemitir 6 Karl Marx, dini ekonomik hayat n bir
.

fonksiyonu olarak ele alm ; Freud ise din hayat n bir nevroz olarak ince-
lemiti. ka.4t<1..)

Bu byk ve a r iddialar karsnda Din sosyolojisinin gtt ama


daha mtevazidir. Dinle toplum olaylar aras ndaki mnasebetleri ince
lerken dinin, ba ta gelmese bile ok nemli olan, toplumsal grevine dikkati
ekmek gerekir. Byle bir giri le yalnz dinin kltrel anlamn deil, ayn
zamanda dini tecrbenin e itli anlatmlar arasndaki mnasebetleri de
aydnlatm ve belki de dini tecrbenin e itli ynlerini daha iyi anlam
olacaz.

Din konusunda asil i ele alman olay doru olarak yorumlamakt r. Bu


gere i yarm asr nce Willam James a ka grmt 7 Yorum teorisi olan
.

Yorum Bilimi (Discipline de l'Hermeneutique) yeniden canland rlabilse


byk hatalarn pek o u nlenebilir. Teoloji, felsefe ve hukukun byk
yorum sistemlerinde olduu gibi dinler biliminde de yorumun teori, metot
,

ve smrlar zerinde a k tanmlara ve dzenli tart malara ihtiya vardr.

5 Howard Becker, sistematik sosyoloji (Systematic Sociology) New York, John Willy
and Sons 1932
6 Durkheim'a gre ilkel insanlarda mevcut olan sava ma (lutte), meyva toplama veya
mal edinme (cueillette) ve birle me (rut) i gdleri dini heyacanlar ve dini vecitleri mey-
dana getirmitir.
7 Willam James, Dini tecrbelerin de iiklikleri (the Varieties of Religious experience)
London and New York, Longman, Green and CO. 1929.

61
Din Sosyolojisi, gerekte, din fenomenolojisi, din psikolojisi ve dinler
tarihini tamamlar. Fakat hibir suretle onlarm yerini tutamaz; hele teolo-
jinin yerini ise asla tutamaz. Ya ay ve davram larmuza klavuzluk eden
dini kural ve deerlerin anlatmm teolojiye (lmi Kelm'a) brakyoruz.
Sosyolojide metot vas flayc (deskriptif), oldu undan varlacak sonular
hibir vakit akademik ve teorik olamaz. Tarafs z bir gzlemci din ve toplum
mnasebetlerindeki karma khk ve eitliliin farkna varr. Dinin haiz ol-
duu olagan st bir birle tirme ve isteklendirme gc bu gzlemcinin gz-
lerinden asla kamyacak ve onu uzun uzun d ndrecektir.

svirenin byk kltr tarihisi Jacob Burckhardt konumuza k


saan dnya tarihinin tema as (Weltgeschichtliche Betrachtungen) adl kon-
feranslarnda Bacon'n Din insanltn en nemli batchr (La religion
est le principal lien de l'humanite) 8 eklindeki zl szn hat rlat-
maktadr. Devrimizde medeniyeti ku atan felaketin e iinde dinin toplumda
oynad rol tam olarak anlamak byk nem ta r. Bilginlerin, karla -
tm:kah din konularn umursamyacaklar devir oktan gemi tir. 19. yz-
yln sonunda dnrlerin kaleminden kan inaksal (do matik) yarglar
toplamak ok aydudatcdr. Bunlar do rudan doruya veya dolaysiyle
Aydmlanma Devri ile ilgili d n ve davranlar kamtlaryla birlikte ak-
settirirler. Aydnlanma Devri tek tarafh bir zihniyetcilik ( ntelectualisme)
ve phecilik (scepticisme) Devri idi. Bir ok pozitivist yorumcular , cahil
zihniyetin garip ve i ifadeleriyle alay etmeye sevkeden stnlk duygusu,
hemen hemen ortadan kalkm t Nasl bizimkinden ayr bir sanat anlay-
m, Sanat Tarihi retirse, t pk bunun gibi e itli dinlerde kullanlan efsane
ve sembolleri kavramak ve onlar n gerek anlamn ortaya koymak gre-
vini dinler tarihi zerine al r. Metot blmnde bir ba ka konu da toplumun
normatif teorisi olan toplum Felsefesi (Philosophie Sociale) ile sosyoloji
arasnda yaplmas ve gzetilmesi gereken ay rmdr. Gerekte Hristiyan,
Mslman ve Yahudi sosyolojisi diye bir ey yoktur. Bununla beraber, a k
veya kap ah olarak Hristiyan, Mslman yahut Yahudi toplum felsefeleri
vardr. Fakat tamamiyle yersiz olarak Toplum Felsefesiyle Sosyolojinin
birbirine kartrldg ve ayn sayld da olmutur. Dinin normatif anla-
y iinde Hristiyan Sosyolojisi veya slam Sosyolojisi eklinde grlen disip-
linler, ba h bulunduklar dinin toplumsal anlamdaki ettlerini bir araya geti-
rir. Bunlar de erli olabilir, Fakat bu eserlerde di er dinler hakknda pek
az bilgi bulunduu gibi bunlarla uraan yazarlarn says da pek azdr.

Sk sk yaplageldii zere, Din Sosyolojisini toplumsal reformun kesin


programlaryla ayn ey saymak ta byk bir hatad r. Sosyolojiyi bu ekilde

8 Religio praecipuum humanae societatis vinculum.

62
anlamak, onun vasflarc (deskriptif) olan gerek de erine kar byk
bir saygszlk olur.

Dinin sosyolojik anlamnn saptanmas , n yarglardan uzak olarak ger-


ekle tirilen tarafs z ve objektif bir al may gerektirir. Bunun iin baz
ilkelere uyulmak zaruridir. lk art dini tecrbenin geni lik ve es,itliliini
tam olarak lebilmektir. Bu ise din sosyolojisini, fenomenolojik ve psikolo-
jik tipler kadar dini tecrbenin e itli tarihi tipleri zerinde temellendirmek
demektir. Ba ka bir deyile, incelemeyi bizim dine veya bizce bilinen tek
bir dine hasretmek zere giri ilen her te ebbs, bizi yanl sonulara gtrr.
Ara trcmn, dini tecrbenin e itli anlat mlar zerindeki bilgisi ne kadar
geni ve derin olursa temel konuyu anlamas da o kadar kolay olur. Dinler
tarihi, antropoloji ve sosyoloji zerindeki a da ara trmalar bundan 30,
40 yl nceki malzeme ve belgeleme fakirli ini gidermitir. Bu trl ara tr-
malarda kullanlan tipolojik metot, seme yetkisini ortadan kald ran ve olay-
lar aras nda bir fark gzetmeyen tarihi metotla, ara trmay tek bir dine
hasreden inhisarc metot aras nda bulunmaktadr. Sz konusu tek din genel
olarak ara tremn kendi dinidir. Burada hkim olan d nce Harnack' n
iddia etti i zere bir dini bilen btn dinleri de bilir nermesidir.

Din Sosyolojisi metotlarm ba ka disiplinlerde izlenen metotlardan al r. Vi-


nogradoff'un hukuk ve kurumlar zerindeki ettleri bu konuda ok ayd nlat-
cdr. Yazar metodunu yle karakterize etmektedir: deoloji alannda olay
ve doktrinleri incelerken olaylar n bugnk gerek ak m n tayin eden corafi,
etnolojik, politik ve kltrel artlar bir an bile gzden karmamak ve kabul etmek
gerekir. Din ve toplum olaylar nn sistematik ve fenomenolojik tetkikinde
kesin olarak bu gr uygulanr Bunun en gzel rneklerini islm dininin
de iik artlara malik lkelerde de iik ekiller almas verir. Gerekten ran-
daki co rafi, etnolojik, politik ve kltrel artlar Anadoludan farkh oldu-
undan tranda ia denilen bir frkamn yer almas na kar lk Anadolu ms-
lmanlar snni kalmlardr.

Tip teorisini kurarken ara trcnn zorunlu olarak statik bir gr


dinamik bir gr le tamamlamas gerekir. Olaylarn statik ve dinamik yn-
lerini eit olarak de erlendirmek kolay bir i de ildir. Ara trclar, genel
olarak olaylar n bu iki ynnden birine daha ok nem vermektedirler. Vinog-
radoff'a gre hukuk teorisine temel olarak tarihi tiplerin de erini kabul et-
mek esash bir noktad r. Tpk bunun gibi dini gruplarla ilgili tiple ri i
ba ar ile incelemek iin dinler tarihinin verilerinden yararlanmak zorunlu-
dur.

Din konusunda ba arl bir aratrmann baka bir art da din olayla-
r= anlam ve zelli inin tam olarak anla lmas ve de erlendirilmesidir.

63
Ara trc konusunu sevmeli ve ele ald belgeleri,bir yaknhk duyarak yorum-
lamaya alk olmaldr.

-Din olaylar, dini tutum ve davranlar ve dini grup ve kiilikler zerin-


de ara trma yapan bir kimse iin izlenecek iki yol vard r. Biri gere i olayn
iinde sayan ve arayan ikin metot (Methode immanente) tur. Bu kaynaktan
ilham alan sosyolog t pk dinler tarihisi gibi sz konusu olay n en az yarsn
yorumlayabilir. tekisi birinciyi inkr etmemekle beraber, bir belge veya
malzemeyi ele alarak onu ele tirici bir gzle toplumsal, tarihi, kltrel ve
psikolojik evre ve ba ntlar iinde nazara alarak ilkin o olay n tabiat ve
mahiyetini belirttikten sonra o olay , ba land amaca dayanarak yorum-
layan metottur.

Metot konusunda son olarak u soru hatra gelebilir: Acaba felsefeci


ve din bilginleri, toplum bilginleriyle zaman zaman bir araya gelerek kendi
aplarnda karlkl bir ahma ve anlama ile Din Sosyolojisinin geli mesine
yardm edebilirler mi? Bu soru yle cevaplandrlabilir: Kendilerini toplum,
siyaset teorisi ve devlet ynetimi incelemelerine vermi olan sosyologlar
konunun bir ynn; filoloji, arkeoloji ve e itli teolojilerle takviye gren
karlatrmal din bilginleri de konunun ba ka bir ynn aydnlatabilirler.
Bylece her iki ara trc zmre el ele vererek ba arl bir Din Sosyolojisinin
kurulmas na yardm edebilirler.

B. DIN SOSYOLOJSNDE ARATIRMA ALAVI

Amacmz dinle toplum mnasebetlerini ve bunlar aras nda yer alan


karlkl etki ve tepkileri incelemektir. Prensip olarak bu konuda yap lacak
srf teorik bir ara trma istei karlar. Fakat konunun iyice anla lmas iin
deneysel belirtilerin somut etdne de ihtiya vard r. Teorik almalar,
eldeki belgeleri dzenlemeyi sa layan kategorileri verir; deney, belirti ve d
gsteriler de, prensipleri do rulamaya yarayan ok say da verileri toplamaya
yarar.

Dinin sosyoloji ile mnasebeti bak mndan tad anlamlara de er


ve nem verilmesi felsefi ve psikolojik ettleri derinle tirmitir. Bylece
bilginler dikkatlerini, tarihi dinlerin saklad klar gizli maksatlar, demeleri-
nin toplumsal anlam ve etkilerinin meydana getirdi i deimeler zerinde
toplamaa balamlardr. Gerekte, bu do rultuda gere inden fazla ileri
gidilmi tir Dinin siyasal, toplumsal ve kltrel etlilerine olagan st bir
nem vermek suretiyle gidilen a rda (ifrata) kar geen yz y l iinde sos-
yolojik aratrmalarda gerekle tirilen hzl gelimeler sonunda bu gr -

64
lerde. bir de iiklik olmu ve dini, yalnzca toplumsal ve kltrel kuvvet
ve e itimlerin bir mahsl gibi yorumlama temayl ba gstermiti. Konuyu
bu trl ele almann anlamlar zerinde sylenecek ok eyler vardr. p-
hesiz bu alanda ilgi eken sonulara var lmtr. Bu sonular dini dn
ve davrann toplumsal ve ekonomik varsay lar (faraziyeleri) zerindeki
bilgi alammzn genilemesine yardm etmilerdir. Ama, te yandan, tek
ynl bir ara trma ile avunmak ta yersizdir. Daha nce grld zere,
Din Sosyolojisinin Kurulu una herkesten ok hizmet etmi olan Max Weber,
sosyolojik ve ekonomik materyalizmin tek ynl gr n protesto eden-
lerin ilki olmutur. nl bilgin dini bir 'davran ta ayrdedici nitelii sadece
bir tabakan n toplumsal artlarnn bir fonksiyonu sayan materyalist yorumu
kesin olarak, reddetmi tir. Sz konusu gr Karl Marx'n Komnist Beyan-
namesinde (Le Manifeste Communiste) yer alm olup Sosyolojik incelemeler
zerinde ok byk etki ve tepki yaratm tr.

brani dini zerinde, devrimizin birinci snf uzman olan Lduis Finkelstein
srail geleneklerinin, yoksullarla bunlara i kence eden byk toprak sahip-
leri aras ndaki srekli kltr sava nn bir sonucu olarak incelenmesi gere-
ini ortaya atmtr. Yazar yan gebe obanla yerle ik ifti aras ndaki
ilkel karnlk (muhalefet) ve da lk blgelerin kk kyliis ile dz ovala-
rm varhkh ve mutlu ekincisi aras ndaki atma zerinde durmaktadr. e-
hirlerdeki tccar ve kk sanat erbab yla asilzde ve saray mensuplar : ara-
snda beliren karnhm da Romadaki patriilerle plebler aras ndaki temelli
farklara benzetilebilece i ve bu iki olayn zde (ayn) olduu zerinde diren-
,

mektedir. Reform devrinde ve protestan mezhepleri i tremesi s rasnda


bu yoldaki aratrmalarda benzeri dnce ve aklamalar stn rol oyna-
makta idi. Ernst Troeltsch bu tip tek ynl ara trmalara kar kafa tutan-
lar aras ndadr. Toplumsal artlarn din zerindeki byk etkileri oldu u
kabul edilmekle beraber, bir tak m bilginler dinden kayna n alan ve toplum
yaps zerinde tepki yapan etkenlerin de bir o kadar nemli oldu unu unu-
tuyorlar. Dinin toplum hayat zerinde etkileri, gruplar n birleme ve ba-
lanmalar, tophmsal tutum ve kadrolarn evrim ve ayrnlamalar ve yine
toplumsal kuruinlarm ykseli ve kleri zerinde yaplacak esash bir
inceleme, ok de erli sonular ortaya karr.

C. DIN VE TOPLUM

Dinle toplumun karhkh mnasebetlerini incelemeye ba lamadan nce


baz n sorular zerinde ksaca durma= gerekir. a) Din bireyselmi yoksa
toplumsalmdr? b) Dinin tabii gruba kar tutumu nedir (olumlu, olumsuz
veya ilgisizmidir?); ba ka bir deyile toplumla dinin temas noktalar nerede-
dir ?

Din Sosyolojisi F. 5 65
Dini tanmlamak amacmz dndadr o. Bununla beraber en iyi tanem,
ksa ve sade olmak niteli ini tar: Rudolf Otto, Din Kuts4 n Tecritbesidir
(La religion est l'experience du sacre) diyor Dinin bu 'anlay , din zerindeki
aratrmalarn objektif mahiyetini a ktan aa ortaya koyar. Bu ise ant-
ropologlar arasmda teden beri moda oldu u zere psikolojik teorilerde sz
konusu olan dinin srf subjektif anlayna zt bir grtr. Asl bu objek-
tif anlaytr ki din etdne olanca zenginli ini verir. 18. ve 19. yzy llarda
sbjektivizm akmna kaplan ve o u protestan olan teolog ve kilozoflar
dinin bu zengin anlamn reddetmi lerdir. 19. yzyldan 20. yzyla geince
taknlan tutumda bir de iiklik olmutur. Robert Ranulph, Marett, Nat-
hansoederblom, Wilhelm Schmitt ve Rudolf Otto gibi din uzmanlar nn eser-
leriobjektivizm hakknda ada felsefi temayllerle, her vakit uurlp ol-
masa bile, gerekten uzla m halindedir. France Brentano, Alexis Meinong,
Edmund Husserl gibi yazarlarn temsil etmekte olduklar Alman ve Avus-
turya Fenomenolojik okulunun Psikoloji aleyhtar tutumu, Romano Guar-
dini, Max Scheler, Jacques Maritain ve ba kalarnn ortaya att klar Din fel-
sefesince payla hmtr. Otto'nun dini tecrbeyi, byk bir incelikle, KOR-
KUTUCU VE BUYIYLEYICI SIR (Mysterium tremendum et fascinosum)
eklinde nitelendirmesi, onu vasflama, zmleme ve anlam n bilimsel ola-
rak kavrama yolunda yaplacak her trl te ebbse meydan okumaktad r.
Her gn yeni ve daha iyi gerekle me amac gttnden dinin yarat c ener-
jisi sonsuzdur. Dini tecrbe ilk bak ta aka ve dolaksz olarak ifade edi-
leniez. Fakat bu tecrbenin anlat mlar sayesinde karSkterini tam olarak
izmek ve anlamak mmkndr. Dini sbjektif ynden incelemeye al an-
larn hepsi de u FASIT DAREYE dmlerdir tecrbenin anla lmas,
objektif anlatnun yorumu ile mmkndr; Fakat bizzat bu yorumun an-
lalabilmesi de her eyden nce dini tecrbenin i anlam n kavramaya ba -
ldr.

Temel dini tecrbe (L'experience religieuse fondamentale) i itli ekil-


lerde anlatlr ve objektifle ir. Dini tecrbenin e itli anlatmlarnn tanm
ve aklanmasna ihtiya vardr. Filozoflar uzun zamandan beri bu gere i
anlamlard. Fenomenolojide Hegel, objektiflemenin birbiri ardndan gelen
a amalarn zmlemitir. Hegel, nsann dnlebilen btn faaliyet-
lerini bu a amalar ierisine sokmu tur. Yazar byk bir titizlikle objektif
tin (Esprit Objectif) le mutlak tin (Esprit Absolu) aras ndaki ayrm gz
nnde tutmu olup mutlak ti ,seviyesindel7lini tecrbe ,ifakwu anlatmi ak., I
arasndaki uyarln,objektif tin
;ta jazanka
, cn ,,4144,-
daha tam olduunaIaret
etmitir. Hegel'e gre din mutlak tinin ynlerinden biridir. Ve yine Hegel

9 Dinin e itli ynlerden tanm iin, tarafmdan yaynlanan. Din sosyolojisine giri adl
kitabm 36-52 sayfalar na bakmz. (Resimli posta matbaas , Ankara, 1961)

66
bakmndan, ada adaptasyon ve yorumlar izleyerek, teknik ba ar, eko-
nomik sistem, sanat ah malar, hukuk ve dn sistemleri gibi insan n
kltrel rnlerini objektif kltr sistemleri olarak ele almak mmkndr.
phesiz bu objektif kltr sistemleri aile, arkada hk ve akrabahk gruplar ,
dernek ve devlet gibi toplumun her trl organizasyonundan farld dr. Tek-
nik baar, ekonomik sistem, sanat ahmas, hukuk ve dn sistemleri
kltrn objektif sistemleri olarak sosyolojiyi ancak dolay syla ilgilendi-
rebihr. Dini tecrbenin anlat mma gelince bunu birinci kategoriye bir hayli
tereddtle sokabiliriz. nk bu tecrbenin z ve esas tam bir objektifle -
meye yer vermez. Bu ise o u zaman dini tecrbenin yorumunu ayd nlatacak
yerde gle tirir. Bir dini reti, bir tap nma veya bir dini tren, bir kanun
veya endstri rnrden daha az objektifle mitir. Belirli bir grubun eko
nomik, artistik ve hukuki kurumlaryla dini kurumlar arasndaki, mnase-
betlerin etd kadar toplumsal grupla dini geli meler arasndaki bahla -
ma (Correlation) zerindeki incelemeler de bir tak m glklerle doludur.
Hegelin ardndan Dilthey hukuk, sanat, bilim ve din gibi objektif kltr
sistemleriyle toplumun kabile, Devlet, millet mmet eklinde grlen orga-
nizasyonlar arasnda bir mnasebet oldu unu aka ispat etmi ti. Bylece
Dilthey, Hegel ve Lazarus'un metafizik in alar (Constructions m&taphy-
siques) ile Steirtharm Halk Psikolojisi (Volker-Psychologie) ne cephe al-
m oluyordu. Amma Dilthey bile ekinmeden dini, objektif kltr sistemle-
rinden biri gibi grmeye olurundan fazla meyletmi ti. Dilthey'in manevi
bilimler felsefesi (Philosophie der Geisteswissenschaften) nin parlak bir be-
~kid) sini yapm olan Baillie, tpk Dilthey gibi, dini, sadece kl-
tr anlatmlarmn bir e idi saymakla yandmitr

Din Filozofu D. M. Edward ile mutab k olarak, kutsal n, iyi, gerek


ve zel gibi deerlere eklenen drdnc bir de er olmad savunulabilir.
Mecazi olarak denebilir ki Din A acn Bir Dal Deg i l, Gvdesidir. Bundan
dolay, belirli bir Kltr sisteminin zmlenmesi yaln zca dini davran -
larn anahtar olan teoloji, efsane ve trenleri ara trmalda yap lmaz, ayn
zamanda kltr ya aym tm ile aa vuran gerek havay kefetmek,
genel davranlar dikkatlice incelemek gerekir. esle--~1.444-1,..ltiirel
1,...2.11,1 e etki-~a .-ereii-et-lienlePi1--fen,lcsi~1.-~ii~elibedewi--
tl mle durmalet.efehr.

Bu konuda dikkati eken bir ba ka yn gelenek ve kendili indenlik


(Tradition et spontan&t) problemidir. lkel insanm toplumsal yaaya
katlmas, balar alp vermekle olurdu. nsan, tevars etti i her trl ka-
nun, kural, gelenek, kurum ve kavramlar hemen hemen aynen al p uygu-
lad gibi bunlara kendili inden yenilerini ekledii de olur. lkel toplumlarn
dinleri zerinde son zamanlarda yap lan ara trmalar, tek bir etnik ve co -

67
rafi birlikte bile uygulama bak mndan byk farklar bulundu unu gste-
riyor. Bu trl ara trmalarn en baarls Ruth Benedict'in Kuzey Ameri-
kada koruyucu ruh kavram adli parlak bir monografisidir 10. Bu kavramn
eitli amerikan kltr evrelerinde ald eklileri gzden geiren Benedict,
geleneklerin pasif bir ekilde halk tarafndan olduu gibi uygulanmasndan
tutun da onda yarat c deiiklikler yaplmas na kadar giden e itlenmeleri
aka gstermitir. Bylece eserde, dinler tarihi boyunca ferdi tecrbenin
ok karmak bir yorumu ile gleneksel ifadesinin e itli ekillerini buluyo-
ruz. Btn bunlar dinde pasif elemanlarn yannda dinamik elemanlarn
da yer aldn gsterir.

II. DINI TECRUBENIN ANL kTILMALARI

Din olaylar gzden, geirilecek olursa, Dini Tecrbeyi tam olarak a k-


lamak zere srekli ve az ok ba arl bir abann harcand gze arpar.
Gelenek ve grenek, evrim ve devrim, reform ve rnesans gibi szler bu
alanda verilen bitmez tkenmez sava n eitli evrelerini gsterir. Bu ara-
da, dini ekillerle sanat, hukuk ve ekonomi faaliyetleri aras nda grlen ben-
zerlik te ilgi ekicidir. imdilik snr ve amac d na tamadan yalnzca u
sorular cevaplandrmakla yetinilebilir:

Dinin' nitelii nedir? Heyecan, dnce ve iradenin din olayndaki yeri


ve pay neden ibarettir?

Bu konularda tek ynl gr ler eksik de ildir. Heyecan, d nce ve


irade zaman zaman dini tecrbenin z gibi ahnm t. Dinin psikolojik ni-
teliini ayrntl olarak belirtmeden ince herhangi bir tanmn, olaylardaki
karma kl gz nnde tutmas lzumuna iaret etmek gerekir. D nce-
nin dine bsbtn yabanc olduunu ileri sren Schliermacher iddias nda
hakszdr. Bununla beraber, dinin aslmda d nceye dayandn, dnceden
ktn ve yalnzca dnceden ibaret oldu unu savunmak pek g oldu u
gibi onu i gd ve gicli lerimizle ayn saymak ta mmkn de ildir. phesiz
tek ynl de olsa dinin niteli i zerindeki grlerin herbirinde bir para
geerlik ve gereklik pay vardr. Herbiri gere in bir ynn ayd nlatr Fa-
kat hi birini din olaylarm ntmn kaplayan bir ilke gibi ele almak do ru ol-
maz. Genel olarak bunlar, din konusundaki ba ka grleri kmsemek

10 Ruth Benedict (The Concept of the Guardian Spirit in North America) american Anth-
ropological Asssociation. Memoirs yol. XXIX. 1923.

68
hevesinden ileri gelir. Dinde duyu ve gdye nem verilmesi zihniyetei-
liin (intellectualism e) eseridir. Oysa ki dinin d nce ile ayn ey saylmas
onda akla smayan ve akl d kalan (irrationalisme) unsurlar hie saymak
olur. Kutsalin tecrbesi diye tan mlanan dini tecrbe e itli anlatm ekil-
lerine brnmii tr.

man ve ibadet konular nda ok , eyler yaz lmtr Bunlar incelerken


akla u sorular gelir:

"Dini tecrbenin teorik anlat m olan imanla, pratik anlat m olan iba-
det (tap nma) ten acaba hangisi daha nemli ve nceldir ?"
Ve yine

"Efsane ve tren, iman ve mel, itikat ve ibadet aras ndaki kar lkl
miinasebetler nelerdir ?"

Bilimsel alanda bu konularda bir zm yolu bulmak ok gtr. slam


dnyas ameller niyetlere gre de erlendirilir ilkesiyle niyete ve dolay-
syla iman konusuna nem vermektedir. H ristiyanl n protestan kollar n-
da da dini tecrbenin bu sbjektif yn geerliktedir. Fakat bilimsel alanda
kaldmz srece en akla yatan gr imanla ibadeti s kca birbirine ba l
sayan ve bunlardan hibirine ncelik ve stnlk tan mayan gr tr. Hi
bir tapnma (ibadet) yoktur ki onda bir para tanr sal dn ve inan
olmasn; ve yine hibir dini inan ve grev yoktur ki orada biraz tap nma
eylemi bulunmasn. Scheler'le birlikte denebilir ki : man, tapnmadan ncel
de il, yalnz gelimesi iin tap nma aracndan yararlanr. Bununla beraber
din olay temelinde, zihni ve ruhi bir olayd r ; fakat tek ynl ruhi bir olay
de il, ruhi-fiziki (psycho-physique) nitelikte bir olayd r.

A) DININ TEORK ANLATIMI : man ve reti (Croyance et doctrine)

Teorik anlat m Temel tecrbede daha nceden vard r. Temel tecrbe,


ok kez duyu, d nce veya reti (doktrin) yi iinde gizleyen sembollerje
gsterilir. lk alg ve sezi ten olan Temel Tecrbe belirli ve tutarl teorik
bildirilerde sz konusu olur.

Bu trl sembollerin niteli ini iki byk alman airi gzelce anlatm -
lardr. Schiller'e gre ; akl n olgunla mas srecinde ancak yzyllar getikten
sonra anla lan eyler, ocukluk a ndaki insann kafasnda ok daha nceden
ilham ve vahiy olarak yer almtr. Goethe (Gte) ise, gerek sembolle tirme
yle bir haldir ki orada hlya ve hayalet de il, fakat henz ke fedilmemi
nemli ve canl bir vahiy ve ilham olarak zel, geneli temsil eder, der.

69
Dini tecrbenin teorik anlat mn iyice anlyabilmek iin din kavram=
geliime srecini incelemek gerekir. Bu geli me ekil ve muhteva bak mn-
dan ele alnabilir :

I) Imanin ekil balamindan gelimesi :

lkel zihniyetlerdeki efsane (mythes), daha ileri medeniyetlerde reti


(Doktrin) olarak kendini gsterir. Efsanenin kendine z mant k ve kurallar
vardr. lkel zihniyetle ilgili zaman, mekn ve sebeplik kategorileri ve efsane-
lerde ad geen kiilikleri incelemek bu konuda ok ayd nlatcdr. ok kez
birbirini, tutmayan mitolojik olay ve geleneklerin e itli olmasyla nitelenen
polimorfizm a amas, belirli medeniyetlerde btn tarih boyunca ya am
ve devam etmitir. Bu arada efsanelerin bir o unda birbirini tutmayan
eliiklik ba gstermi ve dank ve eliik efsaneler zamanla ba dap
rgtlenerek merkezi ki ilikkr tarafndan akla kavumulardr. , Efsane-
lerin baz ynleri zamanla daha ak ve belirli bir hal alm ; buna kar lk
baka ynleri silinip gitmitir. Soy ktkleri (ecere tablolar ) nin anahatlar
izilir ve gelime sreci devam ederse masal ve efsaneler ba dar, dzenlenir
ve birleirler. phesiz burada ak l ve dncenin oynad rol byk bir
anlam tar ve bu yoldaki geli menin devamhhm salar. Bu alanda gze
arpan bir ba kn etken de dini ki iliklerin kendilerine z dini tecrbeleri
bakalarna geirmek ve yaymak arzular dr.

Durum ve toplum artlar elverili olursa, iman ilkeleri (doktrin) ni bir


araya getirmek, tan mlamak ve dzenlemek zere stn bir din otoritesi
kurulur. Bylelikle rasgele bir araya gelen e itli mitolojik gelenekler yerlerini
normatif bir sistem olan retiye (doktrine) b rakr. Bu ise dpe dz ilhiyat
(teoloji) n balangcdr. Bu arada efsaneleri derleme, toplama, dzenleme
ve kanunlatrma ileri aralksz devam eder. Szl gelenekler yerlerini zamanla
yazl geleneklere brakr. Bunun sonunda kutsal kitaplar ortaya kar.
ilhiyatlar temel kavramlar rasyonalize etmeye, ve normatif karakter-
deki iman ilkelerini geli tirmeye alrlar. Bir yandan ilhiyat lar imamn
muhtevasma ilikin ok ince fikirleri haz rlarken; teyandan imanla ilgili
ksa zetler akait kadrolar iine alnr ilhiyat n bu ekildeki geli mesi ise
felsefenin do masna yol aar.

Dini tecrbenin zihni anlat mnn sistemle mesi srecinde birinci basamak
Afrika ve Polinezya mitolojileridir. Babil, M sr, Meksika, in ve Yunan
dinleri ikinci basamakt r. Bu ikinciler ba msz iman ilkelerinde grlen
birleme ve kanunla ma temayl ile birincilerden ayrlrlar. Yahudilik,
Hristiyanlk, islndk, Zerd tlk, Manieizm, Budizm, Jainizim, Hinduizm,
Konfuyanizm ve taoizm gibi kitaph dinler ok iyi geli mi inaklaryla (nass)

70
-nc basama tekil ederler. Btn bu dinlerin temel ilkeleri zerinde
yaplan tartmalar ise felsefenin do masma ve gelimesine yardm etmitir.

2) mann muhteva bak m ndan gelimesi

Dini tecrbenin teorik anlat m zel bir nem tayan konu etrafnda
dner : Tanr , Dnya ve nsan... Bunlar karlayan bilim dallar srasyle
Teoloji, Kozmoloji ve Antropoloji (ilahiyat, Kevniyat ve be eriyat) veya
Tanr bilimi, evren bilimi ve insan bilimidir. Bu kavramlar sreklice efsane,
reti ve inak, ba ka deyile mitos, doktrin ve do ma ekilleri altnda evrim
geirmilerdir. Tanr, Tanrlarn douu, yetiek veya ba langc "Teogoni" 11
larn nitelikleri, dnya ile olan mnasebetleri ve bunlar n isbat Tanr
"Teodise" 12 gibi konularn tm teoloji iinde anlatlm ve gsterilmitir.
Kozmoloji, dnyann balangc, geliimi, eitli evreleri ve sonucu ile ilgili-
dir. Teolojik anlamdaki antropoloji ise kurtulu teorisi (Soteriologie) 13 ve ,

br dnya bilgii (Eschatologie) i i 14 iine alarak insanln balang, tabiat


,

ve aln yazsn inceler.

Dnya dzeninde ilkel anlamda el de memi baz mitolojik kavramlar


ok ayrmlam ve son derece geli mi felsefe ve teoloji sistemleriyle kar -
latrmak ok ilgi ekicidir. Bat Afrika, Polinezya, gney bat Amerika ve
Meksikann tek dzenli sistemleri hakk nda bilgiler elde edildike ilkel
toplumlarla in, Hint, Babil, Yunan ve Roma gibi eski a n byk uy-
garhllar arasndaki geici bo luklar dolmakta ve kapanmaktad r. Bu sis-
temlerin pek o u dnya ve Tanr kavramlar evresinde dner. Toplum-
' larn mitolojisinde pek ok felsefi elemanlar varsada orjinal evrelerde
teori zerinde o /kadar durulmaz. Mesela totemcilik k smen nazari bir sis-
temdir; fakat ameli ahlka nem verir. Ameli ahlaka nem verilmesi ileri
dinlerin byk teolojilerine z bir niteliktir.

Yahudilik, Parsilik (Hindistan zerd tl) Hinduizm ve Konfuyan-


izmde olduu gibi dinin abuk' gelime ve ayrmlamas sonunda Hikmet
Edebiyat (Literature Sapientiale) denilen ok yeni bir evreye vard r. 15

11 Teogoni (Thogonie) : Tanrlarm dogu larni ve soy ktklerini inceler.


12 Teodise (Tho liee) : Tanrnn varlndan ve niteliklerinden bahseden bilim kolu
13 Soteriyoloji (SOtriologie): sa doktirinindeki kurtulu teorisi ve sann bu kurtulu taki
roln aklayan bilgi kolu.
14 Eskatoloji (Eschatologie) : Teolojinin bir kolu olup lmden, ceza giinnden, cennet
ve cehennemden, dnyann sonundan ve genel olarak br dnya olaylar ndan sz aar.
15 Hikmet edebiyat (Littrature Sapientiale) Tevrat n ahlak ve hikmet ilkelerini iine
alan kesimleri, meseller, rahipler v. s.

71
Dinin teorik anlat m ile pratik anlatm smsk birbirine ba hdr. Fakat
zamanla teori prati e bal kalr. Bylece insan din konusunda daha ok
ilgi toplar ve yava yava ahlak ve teoloji kleli inden kurtulmu olur. Ba -
langtan din felsefesinin kurulu una kadar giden bu geli me yunan dininin
tarihi dnemlerinde izlenebilir. Yunanistan Theoria'y 16 buldu. Aristo da
bilgi rgtnn bir tablosunu yapt . Bu yalnzca bilimsel veriler zerine
kurulmu teori ara trmalar= ba langcn aydnlatr. phesiz, Kahramanl k
a ve onun mitolojik grn nden ilhiyatlarm hikmet a na ve oradan
stoaclarn rasyonel ve metodik ansiklopedisine varmak iin olduka uzun
bir yol vardr 17 .

Din kurucular denilen byk dini nderlerin ortaya koyduklar eserleri


de bu evrim altnda yorumlamak gerekir. Her sezgi, ilham veya vahiyde
bir teorinin tohumlar yatar. Bu tohumlar , kurucu veya izleyicileri bir reti
(Doktrin) haline koyar ve zamanla bunlar inak (Do ma) olarak yerle irler
Bununla beraber, temel tecrbe (Experience originelle) ve onun ilk anlat mnda
teori ile pratik, teoloji ile ahlak aras nda bir ayr m yapmak ok gtr. Hz.
Muhammede gelen ilk ilhm ve vahiy, Musaya inen buyruklar, Budan n
aydnlanma tecrbeleri incelenirse teori ile pratik aras nda bir s nrlamaya
imkn olmad kamsna varlr.

B) DNN PRATIK ANLATIMI: Tapnma (Culte) 18

Balangtan beri yap lan aklamalardan, dini tecrbenin pratik anla-


tm olan dini eylem veya ibadetin s kca inan ve imana ba l oldu u anla -
lyor. Dinin teorik bildirisinde a klanan iman konular burada pratik olarak
anlatlmakta, uygulanmakta ve gerekle mektedir. Geni anlamda, dini tec-
rbeden kayna n alan her eylem dinin pratik anlat m olarak alnmak gere-
kir. Dar anlamda ise dinsel kii (Homo Religiosus) nin yapt eylem ve
ilemlere tap nma (ibadet) denir. Bu tan mda din tap nma olarak ele al n-
mtr 19 . Kutsalm tecrbesi olan din, Efsane, reti (doktrin) ve Inak (do ma)
larda tap nma konusu olan Tanrya veya Tanr sal gce kar sayg eylem-
leriyle anlat hr. Gerardus Van der leeuw btn din anlat mlarmn geni
bir etdne dayanan tap nma eyleminin fenomenolojik bir yorumunu yap-

16 Theoria : Tanrsal srlar grme, bilme ve renmedir. Vahiy unsurlar tar. Sonralar
bilimsel bir anlam kazanm tr.
17 Stoik felsefe akldan baka hibir d belirtiye nem vermeyen bir sistemdir.
18 z trke ile iman veya akideye inan; ibadet ve amele ise tap nma denmektedir. nan-
ta efsane, reti (doktirin) ve inak (do ma ve nass) dahildir. Tap nma dil, fiil ve baz ekimser-
liklerle gerekle ir.
19 Bk. Evelyn Underhill, ibadet (Worship) (N. y and London, Harper and Bros. 1937

72
nutr 2 Underhill tapnma eylemlerini drde ay rr : Dini trenler (Les
.

Rituels), Semboller (Les symboles), kutsallama trenleri (Les Sacrements)


ve kurban (Le sacrifice)... Tap nma eylemlerinin anlam, mnasebet ve
mahiyeti zerinde sistematik bir ara trma sz konusu oldu u zaman bu
trl snflamalar ok yararl olur 21 Eski szleme (Tevrat) zerinde de erli
.

almalar yapm olan Walter Eicrodt ile birlikte tap nmann geici bir olay
deil, ,dinin temelli ve gerek bir anlat m olduu ve insan hayatnn tmn
kaplad sylenebilir. Dinin zihni anlatm ile onun temel, tabiat ve grevini
birbirine kartrmaktan ileri gelen yanlma, __teorinin dinde en anlaml
veya en esasl bir ilke olmadm kabul etmek suretiyle nlenmi olur. Ger-
ekte tap nma olay o kadar nemlidir ki, bir dinin onsuz devam edebilece i
bile phelidir. eitli dinlerde tap nmann inanla karlkh mnasebeti ok
kez tartma konusu olmu ve birbirinden ok farkh zm yollar na balan-
mtr.

Kuzey Avrupa folklor ve din sistemlerine k saca bir gz atmak konuya


k verecek zellikleri ortaya koyar. 19. yzy ln balarnda Kuzey Avrupa
Tetkikleri krssn kurmu olan Jacob Grimm, dinin teorik (mitolojik)
anlatmna kar duyulan bir ilgiyi ibadet, hukuk ve kurumsal elemanlarla
kartrmtr. Grimm'den sonra gelen Schwartz, efsanevi geleneklerin (tradit-
'

ions nythologiques) yorumuna nem vermi ; fakat 19 yzy ln ikinci yarsn-


da Wilhelm Mannhardt al malarn halk trenlerini geni ce incelemeye
hasretmi tir. Dini tecrbenin iman ve ibadet yahut Ma ve tap nma ynlerin-

20 Gerardus Van der Leeuw Din fenomenolojisi (Phenomenologie der Religin) adl eseriyle
fenomenolojiyi dine uygulamtr Aslnda fenomoloji bir kimsenin dorudan do ruya edindii
tecrbenin deskriptif bir etddr. 1933 y hnda yaynlanan bu eser kar latrmal dinler etdn
de nemli bir yer tutar. zel olarak din fenomolojisi din olaylar olarak dini yap ve onun dayan-
d temel tecrbe ve belirtilerini ke fetmeye alr. Bunu yaparken de tarihi ve yersel eleman-
lardan soyutlamr.
21 Din trenleri eski dilde Mensek ve Bat dillerinde ise Rite diye geer. Ve Din tren-
lerindeki sra, ekil ve yalvarma (dua) lar gsterir. Bu tren s ralarn aklamak zere yaz lan
kitaplara Rituel denir.
Litrji (Liturgie) : Dini otorite tarafndan saptanm olup dua ve treulerin s rasn bildirir.
Semboller (les symboles) soyut bir kavram somut ekillerle anlatmak iin kullan lan iaret-
lerdir. Bu iaretler mminlerce bilindi i halade yabanclarn anlayamyaca ekilde dzenlen-
mitir. Hrstyanhk ilk devirlerinde (i kence ektikleri srada) bu sembolle1rden yararlanmtr.
Mesel Hrstiyanlkta ha, Hz. say ve btn hrstyanlig gsterir. kenarh e it bir ken
iine izilen daire e it kutsal' yani teslisi (Trinite") gsterir. Gvercin kutsal ruhu (Saint-Esprit)
temsil eder. slamiyette ehadet parman kaldrma tanr birliine Hz. Muhammedin hak resul
olduuna iarettir.
Kutsallama trenleri (Les sacrements) Hr stiyanlkta kutsal bir ruh veya kavram n kutsal
bir eylem olarak dar aksetmesidir. Hrstiyanlkta yedi kutsallama treni vard r: yaftiz, kon-
firmasyon (belirli bir ya a gelen ocuklar papazn duasiyle aai rebbaniye katlmas), Aai
rebbani yini (eucharistie) bunlar aras ndar.

lar
73
den birine tekinden daha ok nem ve ncelik tan nmasyla ortaya kan
anla mazlklar sami dinlerin tetkikinde de nmze kar. Robertson Smith
tapnma konusuna gereken ilginin gsterilmeme3ine fkelenerek sami dinler
(Religion of Semites) adl eserini kaleme alm t Mazmurlarn yorumu zerin-
deki at malar, Mowinckl'in teorisinde son kertesine varm ve, dinin ihadetle
ba lad sonucunua varlmtr. Ilkel tap nmalar konusunda deerli bir uzman
olan Daniel Brinton, Dini eylemlerin btn dinlerin kayna olduunu ileri
sren Otto Gruppe'nin teorisine kar koymutur. Brinton ayn ekilde efsane-
lerin din trenlerinden km olduunu syleyen Robertson Smith'in gr -
lerine de takarak dinde eylemin efsaneye dayand n savunmutu.

Tanrlara sayg gstermek zere giri ilen en basit eylemlerden, yahudi-


lik, parsilik, brahmanlik, Do u ve Bat katoliklii gibi, dinleri karakterize
eden kimi menseki rnekler kmtr. Ortalama bir gr le tapnma olarak,
kutsal zaman ve meknlara sayg gsterilerini, dnya dzeni ve tanr iradesinin
geni bir yrumu sonucunda giri ilen kimi eylemleri ya da belli bir amaca
varmak iin yap lan basit trenleri (taharet, dua, kurban gibi) bulmaktay z.
Tapnmamn tarihesi bir yandan zorlama ile gelenel aras ndaki srekli mna-
sebetin, te yandan, ferdi hrriyet iin giri ilen devaml savan bir hikyesidir

C) DNN SOSYOLOJK ANLATIMI : Din Birli i (Communion)

Kollektif ve ferdi din

Dini teerbenin teorik ve pratik anlat mlan onun nc bir grn


olan sosyolojik anlatm ile tamamlanr. Ya ayan bir din tabiat icab toplum-
sal mnasebetleri kurmak ve devam ettirmek zorundad r. John Mac Murray
Dini Tecrbenin Yap s zerindeki ilgi ekici derslerinde din alan nm
kiisel mnasebetler alan olduunua bizleri inandrmaya allynr. Bu teori
dinde ferdi ve kollektif elemanlara yer vermekle pozitivistlerin toplumu
tapnma konusu saymakla d tkleri yanl yoruma yakla mak tehlikesi
gsterir. Btn mnasebetlerin din alan nda cereyan etti i ve dinin, kar lkl
bir bamlamamn bilinli bir idrakinden ibaret oldu u dncesi do ru
deildir. Bu anlay kutsala ball aklayan temel tecrbenin toplumsal
sonucundan baka bir ey deildir; ve nemi ne olursa olsun ikinci derecede
kalmaya mahldmdur. Mac Murray, dinin toplumsal yn ve grn
zerinde durdu u mddete hakl dr; Fakat toplumsal olay n bir tre V . ini
onun gerek ekirde i saymakla yanl bir yola sapmtr. Tabiatiyle Mac
Murray dini birli in (cemaatin) sembolik ah malan zerinde yksek d n-
celeri 01..:n bir bilgindir. Yorumlar gerekten derin ve anlaml dr. Bu bilgin
gre, dini tren birli in basit bir anlatm deil, fakat birlii ya atan bir arat r.

74
Beeri mnasebetler niyyet ve iradeye dayand klar nisbette ykselir ve asil-
leirler. Her eye ra men, yksek bir din de toplumsal mnasebetlerin dini
ynden muhafazas tabii ba lar kuvvetlendirdii kadar onlar kolaylkla
yokedebilir. nk manevi birlik, tabii birli in sadece bir devam deildir.

Bir dindeki sosyolojik sonular incelemek iin Dinler Tarihinin ma4eme


ve verileri ele ahnmal dr. lk i dindeki birlik, i birlii ve ortakla a al -
malarn dini tecrbenin btnleyici ve temeli paralar ndan= yoksa
geici olaylarn bir belirtisimi olup olmad m kestirmektedir. Ve yine dinde
acaba fertlerin kendiliklerinden dinin toplumsal al malarna katlma ve top-
lum fertleriyle birle me ihtirnalini ortadan kald racak kadar kkl baz ferdi
durum ve tutumlar varmdr? Bu trl sorulara verilecek kar hklarm din
hakkndaki zel gr leri aksettirece i kolayca anla hr. Ortakla a tapnma
ilkeleri (Principle of Corporate Worship) adl eserinde Evelyn Underhill ok
.

anlaml olan u yorumu yapyor : tek ve toplu tap nma aras ndaki ncelik
ve stnlk problemi bir kenara b rakhrsa pratik hayatta her ikisi de birbirini
tamamlad, kuvvetlendirdi i ve denetledi i grlr. Scheler dinde her
ilemin ayn zamanda bireysel ve toplumsal i lem olduunu ve tek bir hris-
tiyan asla hristiyan de ildir (Unus Christianus nullus Christianus) sznn
geni anlamda btn dinlere uygulanaca m syledii zaman phe yok ki
tm ve btnyle katolik felsefesini yans tyordu. Yazar kiliseyi mminler
birlii olarak ald ve bu birlik hakknda derin bir gr olmad halde
tmyle dinin bireysellii ve ferdin do rudan do ruya tanrya kar sorumlu
olduu konusunda nemle durmu tur. Bununla beraber protestanl kta bile
ferdin din konusundaki rol ve nemi zerinde gr ayrlklar vardr. Burada
eitli mezhebi gruplarn gr ve anlaylarna gre ferdin dindeki rol ve
ve nemi birbirinden farkl dr. Bu gr ler bir dini toplulu un gelime safha-
larma gre deiebildii gibi ayn alanda da de iik grler olabilir. Mesela'
protestanlk Dou katoliklikten daha ok fert zerinde durur. Bunun gibi
her ikisi de protestan oldu u halde Metodizm (Methodisme) anglikanizmden
daha ok bireye ve bireysel de erlere nem verir 22 te yandan Luther mezhe-
.

binde 19. yzylda ortaya kan dindarhk ve uyan hareketleri kk ve


samimi gruplarn kurulmasna yol amtr. Bu hareketlerde Ortodoks ve
konfessiyonalizmden daha a k olarak ferdi dindarla nem verilmiti. Mez-.
hebi gruplar da ayn eilimleri gsterirler. Gerek ferdiyetci durum ve tutumlar
ve gerekse reform hareketleri, karizmatik ve komnist gruplar n ok koyu
kollektivist duyularma zt bir do rultuda geli milerdir.

22 Metodizm : 1729 da Ingilterede Weseley karde ler tarafndan kurulmu bir protestan
mezheptir. -1:1-yelerinin ahlak kurallar na olurundan ok nem vermeleriyle tekilerden ayr -
hr.

75
19. yzyln sonuna do ru, bir ok bilginler dini geli menin yava yava
fakat, de i mez ve dnmez bir ekilde kollektivistlikten fertili e doru iler
ledii sonucuna varm lardr. Bu evrensel gidi te Hristiyanlk putperestli e,
protestanhk katolikli e, liberal protestanhk klasik protestanl a kar stn-
lk ve ncelik salamak suretiyle rnekler vermi tir. Geen 50 yl iinde
ayrn,th ve karlatrmal tarih biliminin gelimesi ve hrisyanlk eitleriin
tmne kar byk bir ilginin uyanmas bu trl erken genellemelere phe
ile bakmay retmitir. Mistisizm, rasyonalizm ve spritalizm gibi baz
dini tutumlar birbirinden olduka ayr ve aral kl dnem ve devrelerde u
veya bu ekilde tekrar ortaya km ve tek kiinin toplumla olan mnasebetini
tayin etmitir. e itli hristiyan gruplar nda grlen bu tutumlar Ernst
Troeltsch tarafndan sosyolojik ortanUar iinde incelenmitir. Bilginler a da
dnyaya z olan bu geli melerin daha ncede Eski Yunan ve Orta a toplum-
larnda rnek vermi olduunu ispat etmilerdir.

ster fert isterse bir grup olsun, dinin temel sjesi zerindeki gr lerin
pek ok de itii grlr. Eski a n Site dinlerinde ifadesini bulan dini bir-
lik kavram a da dinlerdekinden ok farkl idi. Onlar toplu tap nmala-
rma nem vermi ve bireysel tap nmay geerlii olmayan bir soyutlama
olarak almlard. lkel dinler bu konuda daha da ileri gitmi lerdi. Yunan
,dini ferdi olmadan nce aile, kabile ve devlet dini gibi toplumsal bir nitelik
tamakta idi. Roma topraklarnda bireysellik (ferdiyat) kavram n-in gelimeEi,
toplumsal d nn olaanst ilerlemesi yznden ge kalm t Fert
sadece aile, klan ve Devletin yz suyu hrmetine var say lyordu. Japon
toplumu aile kavramna kutsal bir anlam verir. Fert, ailenin ortakla a yaa-
y iinde geici de il, fakat srekli olarak erimi ve yutulmutur.

Gven verir gibi grnen bu cr'etli genellemeler pek ok istisnalar


ihmal eder. Yukarda sz geen medeniyetlerde kollektif dinin nemi ok
byk olmakla beraber dini nderlerin toplumlarda ola an st rol ve
stn derecede yard mlar olduunu unutmamak yrinde olur. lkel toplum-
larda bile ok kiisel bir dini tecrbenin varl n kabul etmek zarureti
vardr. Btn bunlar dinin yalnzca bireysel oldu unu ispat etmese de dini
dpedz toplumsal nitelikte anlamay gle tirir. MaSnowskinin or-
alama formillne uyarak kollektif ile dininiri hibir suretle ayn geni -
likte olmad klar sylenebilir. Yahut Ruth Bendiet'in syledi i gibi gerek-
te toplumla tekin birbirine kar t olmadklar dorulanabilir 23 .

Daha stn nitelikteki ferdiyeti dinin geli mesinde iki nemli etken
gze arpar: Biri kltrel ve toplumsal ortam n etkisi. altnda ferdin yava

23 Ruth Benedict, kltr rnekleri (Patterns of culture) (Boston Houghton Mafflin co


1934)

76
yava zgrlne kavu mas , tekisi toplum ve uygarlkta devaml bir
ayrmla ma (Differenciation) srecinin gerekle mesidir 24. Bu ifte srece
ilkel toplumlarda bile rastlan r. Lowie, Amerika yerlilerinden Crow (Karga),
Yeni Gine yerlilerinden Kai ve. Eskimo gibi bir ok ilkel toplumlardaki ml-
kiyet kavram n gzden geirdiklen sonra ba ka yerde rastlanmayan bu ko-
mnist toplumlarda bile ferdi motiflerin bsbtn ortadan kalk nad sonu-
cuna varmtr. Bu temayl Do uda daha ak olarak kendini gsterir. Fakat
Bat medeniyetleri ferdiyetili in zirvesine varm bulunmaktadr. Tek ba -
na klasik medeniyetin gelenekleriyle haz rlanan bu ferdiyetilik yneli in
yahudilik, Hristiyanlk ve slamlk gibi evrensel dinler derinle tirmitir.
Helenistik devir bir yandan ayn geleneksel nitelikteki rgtleri (te kilat)
eritmek; te yandan yeni tipte bir dindarl k yaratmak ve bu yeni tiplerle
birlikte din derneklerinin kurulmas na yardm etmekle dinde lsz etkiler
yapmtr. Dini ferdiyetili in geli mesinde sosyolojik bakmdan ok nemli
bir yn, dini cemaatlarla tabii gruplar n gn getike birbirinden ayrlmas
yani Lyiklik ilkesinin uygar ve a da toplumlarda reva bulmas dr. Konu-
muza ilikin olmas bakmndan yukarda yaplan aklamalara hristiyan-
hktaki ferdiyet kavraniiyle ilgili bir sz daha eklenebilir. Ba langcnda kut-
sal kitaplara dayanan ve byk din slahatlarnca (Reformateurs) yorum-
lanan ferdiyet kavram , paskal, Kant ve Kierkegaard felsefelerinde stn
bir rol oynarlar. Bir din sosyologu olumlu bir ilgi ta mamakla beraber,
Soeren Kierkegaard teolojisi, ferdin (der einzekne) sosyolojik ve dini ynden
temel kategori oldu u konusunda varlan en son mantki sonular gsterir.
ada felsefe ve protestan teolojisinde benzeri fikirlere rastlan r Mesela
Alfred Nortl Whitehead dini, insann i hayatnn sanat ve teorisi olarak
tanmlar ve bu do rulamayn dinin her eyden nce bir toplum olay olduu
grnn aktan aa bir reddiyesi sayar. Bu yazar Din olay m ferdin
yalnzl ve yalmzllyla yetinnesi olarak zetler. te yandan dindeki kol-
lektif eylemleri ise dinin ssl psl bu d yn olarak alr. ada psikolog
Floyd Allport'a gle Kiisel din, ferdi, dinden ayrmakla kalmaz, ayn -za-
manda ba kalar ile her trl muhabere ve temas engeller. Hristiyan wez-
hepili i (Sectarianisme Chretien) ve budist teolojisine hite yabanc olmayan
bu grten dolay dini . tecrbenin imkan, me ruiyet ve din birli i snrlar
problemi ola an st bir ciddiyet gsterir. Dini tecrbeyi yaln zca kiisel
bir i sayanlar kilisenin rgt, disiplin ve yasas n ret ve inkr edenlerdir.
Dinleti tarihi boyunca ferdin geli me ve zgrln tehlikeye koyan sistem-
le e kar ferdi tecrbe ve te ebbs adna srekli bir itiraz n ykseldii gr-
lr. nceden mevcut olan geleneksel bir toplum iinde gerekle nek zorunda
kalan din kavram , ya bamsz olarak dini olgunlua gtren etkenleri bir-

24 Robert M. Mac iver Society : ts stucture and ehances (N. Y : Farer and Ihn hart
1937)

77
letirir; ya da mevcut herhangi bir topluluktan ba msz bir cemaatin do-
acak olan iman birliine ynelmesini sa lar.

Burada din sosyolo unun ii, dini topluluk (cemaat) konusunda bir-
birinden ayr kavramlardan kan ve tipolojik ynden farkl olan dini yap -
lar dikkatlice incelemek ve s nflamakt r. Yine bu bilgin yaplarn tarihi
geli melerini izmek ve her yer ve zamanda rastlanan e itli din karde lii
kavramn aramak zorundad r.

III. DNN TOPLUM VE DNYA KARISINDAK TUTUMU

A. Dinin sosyolojik rol

Tipolojik bakmdan dinin toplum kar snda farkh tutumu vard r:

1) Olumlu tutum (Attitude affirmative)

Bu durum ve tutum, din ve dnya te kilatlar ayn olan gruplar n ayr-


dedici bir niteli idir. Ulusal dinlerle, islmiyet, lamaizm ve Vatikan Kato-
liklii bu tutumun ayd nlatc rnekleridir. Burada din topluma kar olumlu
bir durum taknmtr.

2) Olumsuz tutum (Attitude negative):

Koyu sofuluk (Ascetisme radical) bu tutumun tipik bir rne idir. Bu-
dizm ve baz islam tarikatlar, bozguncu yobazhk, ke ilik (monachisme),
ilecilik ve benzerleri bu s radadr. Burada din topluma kar menfi
bir durum taknmtr.

3) Semeli tutum (Attitude d'un realisme selectif).

Bu tutum dini gruplar nitelik ve nitelik bak mndan snrlandrr. is-


lmdaki Emr Dnya (dnya ileri), Emr Ahiret (ahiret veya din i leri),
hristiyanh n ilk demelerinde ifadesini bulan din ve dnya (devlet) i leri-
nin ayrm buna ili kin rneklerdir.

Dini cemaat tiplerinin kar latrmal bir etd, zorunlu olarak onlar n
kurulu sebeplerini, zel anlamlar n ve yleri zerinde yapt etkileri in-
celer. Ba ka bir deyi le, yalnzca sosyolojik olan bir ara trmay grubun ken-

78
dini yorumlamas olan ideoloji ve yaps zerindeki incelemelerle tamamla-
mak gerekir. Burada ideoloji sz, sbektif ve s nrl olarak dar anlamda
de il, teorik bir a klama ve grubun kendini vas flama ve a klamas olarak
genii anlamda alnmaldr. Yalnzca psikolojik veya yalnzca sosyolojik olan
bir yorum tek ynl ve eksiktir. Bu trl yorum, bir ekil veya grubun at
ve yapsn anlamaya yol yerse bile tek ba na onu btn ynleriyle a k-
layamaz ve muhtevas m ortaya koyamaz. Bir grubun ileri s d dini de-
erlerin psikolojik veya sosyolojik zmlemesi, grup zerinde etki yapan
deerlerin ancak bir ba langc olarak alnabileceini gsterir. Grup iindeki
ortakla a tecrbe ye onun anlat mlan ok etkin bir birle tirme ve kayna -
firma gc olarak etki yapar. Grubun korunma ve kurulma ihtiyalar , ye-
lerin birbirlerine kar dayamma duygularnn oluma ve gelimesinde nem-
li bir rol oynar. Bu, bir gruptaki resmi inancm zorunlu olarak, ba langtaki
toplumsal ve psikolojik artlarn tam i dadesi gibi ele alnmas gere ini gster-
mez. Din kurucusu, din nderi veya haleflerinin yan lma paylarn ve kar-
latklar hayal knklklann hesaba katmak gerekir. Mezhepilik zih-
niyeti (Sectarianisme) nin tarihi, bu konuyu ayd nlatan baz rnekler verir.
Kavram ve. ekillerin gerek ynn, bilin alt anlamn ve nedenlerini yo-
rumlama iinde psikoloji, psikososyoloji ve psikopatolojinin ok de erli
yardmlar olabilir

Bununla beraber as l sosyolojiyi ilgilendiren cihet, dini kavramlar, kut


sal trenler ve toplumsal yap lardr. Bunlar sosyolojik bir birlik sa lamak
zere toplum yelerini hem birle tiren hemde onlar d lemden ayran ak
ve belirli bir dini tecrbeyi aksettirir. Cemaat ve tarikatlar gibi s rf dini olan
guruplar (Groupements Specifiquement Religieux) n durum ve idoolojilerini
aile ve kabile gibi hem dini hem tabii olan guruplarnki ile karlatrmak
ok ilgi ekicidir. Her iki halde de yabanc lara kar teorinin emretti i ve
pratiin izledii farkl bir durum ve tutum gze arpar. Birinci kta yabanc
yalnz iman bakmndan guruptan ayr kald halde ikinci kta yabanc
guruptan hem inn hemde kan bak mndan ayrlr.

O halde sosyolojik ynden dinin iki trl etkisi vardr: Her yeni din,
yeni bir lem ve yeni bir dnya gr (Weltansehaung) yarat r. Bu yeni
lemde, eski grler, bayatla n ve gn gemi kurumlar varl k sebeple
rini kaybederler. Burada tabii guruplardan gelen gr ler ortadan kalkar, es-
kiler silinir ve yeni bir e ya dzeni kendini gsterir. phesiz bu de imeler
devfimei de olabilirler. Btn mesele, geleneksel elemanlar n bu yeni gr -
le yaplan yorumlarmn geniliine ba ldr. Yeni bir dinin demeleri, vaaz
ve kitaplar, bu din evrensel nitelikte olsa bile, ilk olarak az ok dzenli bir
gruba ynelir. Kltr yksek ve sosyal yap s ayrml toplumlarda ihti-
dalarm iinde cereyan etti i ortam o u zaman tecansten yoksundur.

79
o
Huy ve soy, dnce ve kltr bakmndan bu kadar tutars z olan ele-
manlarn din etkisi alt nda nasl tek dzen ve tek para bir gurup meydana
getirdiklerini incelemek, Din Sosyolojisinin ilgin bir konusudur.

lk hristiyan (Ekklesia), Buda ve Jaina (Samgha) slam ve zerdt


cemaatle-i bu konuda gerekli, bilgi ve malzemeyi verirler. Bu seviyede daha
kesif bir dini tecrbenin sonucu olarak zel bir tak m problemler ortaya -
kar. Burada nemle dini tecrbenin z olan tanr ve tanrya yakla ma ve
onunla birle me konusu zerinde durulur. Bu mnasebet tasarlanabilen
btn dier insanlar aras mnasebetler kar snda bir stnlk ve ncelik
gsterir. Fakat yeni gurupta din hayat nn kesifleme ve geli mesiyle bu tec-
rbenin yaylmas (sirayeti) ok g olur. lk safhalarda dini tecrbe anla-
tmlarnn ortakla a ara ve anlamlar olan seMboller bir dereceye kadar
yumu akhk ve kolaylk gsterirken, daha rasyonel gr lerin ve daha ev-
rimli trenlerin gelimesi bu sembollerin anla lmasm gletirir; ba ka bir
deyile, eer geleneksel sembollerin dini cemaatin temeli say lmas zaruri
ise bunlarn daha ak olarak tan mlanmas gerekir. Yukar da belirtildi i
zere yksek seviyedeki dinde, grubu btnleme ve perinle neye gtren
etkenler vard r.

Bu durumda, daha kk, daha kesif bir din hayat yaayan sekin
bir dini grup (elite religieux) kurulmu olur. Dinler Biliminde buna cemaat
iinde cemaatcik (Ecelesiola in Ecclesia) denir. Bu kk topluluk yeleri
herkese a k bulunan dini cemaattakinden daha derin tecrbeler, daha s k
kurallar veya daha s k rgtlerle birbirlerine ba hdrlar. Yeni grubun ye-
lerini daha skca birletiren d alemin tepkileri de bir kenara b raklmayacak
derecede nemlidir.

Din karde lii (Fraternite religieu e) incelenirken kar lkl bir sre
veya mnasebeti unutmamak gerekir. Bu srele bir dini cemaatin zihniyet
ve tutumunu, o cemaatin yeleri yarat r. Blna karlk gurup yelerinin
tutumlar ferdi kavramlar zerinde geni lde etli yapar. Cemaat iinde.
zel terimlerin yerle mesi, ahlk ve detlerin geli mesi bylece gurubun et-
kisi altnda gerekle ir. Bu karhkh uyarma ve isteklendirme dil ve di er
yaratc faaliyetlerin etdnde de kendini gsterir. Dil felsefesinin bugn
bile en byk temsilcilerinden biri olan byk Wilhelm Von Humboldt ok
nemli olan u ilkeyi savunr. Gurup konuarak dili, dil de sras gelince
gurubu yatr. Yazara gre kutsal dil ile din mnasebetlerinin, dil sosyolojisi
ile din sosyolojisi arasnda olduu gibi, ilgi eken bir ok benzerlikleri vard r.

80
B. man ve retinin birletirme gc (Le Pouvoir integrant de foi
et doctrine)

Konu dinin cemaat yelerini birle tirip kayna trarak tek para bir
btn yapmas n ve bunu kolaylatran ve gle tiren art ve aralar inceleme
olduuna gre, dini tecrbenin e itli anlatmlarmm (iman, ibadet ve cemaat)
ne dereceye kadar bu birle me ve kayna maya yardm ettikleri sorulabilir.
Kesin anlamdaki dini tecrbe, kutsal terimlerle buyrulmu ve bildirilmi,
tapnma trenleriyle anlat lm ve son olarak pratik alanlarda uygulanm -
tr. Baka deyile dinin z, buyruk, kulluk ve topluluktur.

Benzeri sosyolojik etkiler kutsal geleneklerin geerlikte oldu u her yer


ve zamanda gzlemlenebilir. Ilkel toplumlarda masal ve efsanelerin dile gel-
mesiyle grup kaynar ve birle ir. Kutsal bilim ya kehnet ve vecize olarak
bireysel bildirilerle yahut vahiy ve ilham de erini ta yan hitap ve kitap-
larla aklanr. Bylece kutsal demeleri i itmek iin kulaklar= ve gerek
iman (la vraie foi) duymak ve anlamak iin kalp gzlerini aanlar birle ir
ve kaynarlar. Bu kutsal a rlara cevap vermeyenler ise din kadrosu d -
mda kahrlar.

Doktrin, daha nce birle mi olan grubu, te kiltlanmaya gtren ilk


teebbstr. reti (doktrin) ya sistematik efsane ve masal eklinde ya da
inak (doma) olarak kat lam kanunlar halinde tart mal olarak ortaya
kar. Din konusunda gerekli tan mlar yap lsa ve inaklar kat la arak ka-
nunlasa bile yine bu tart malarn sonu gelmez. nk temel tecrbenin
gizli kalan muhtevasn anlamak ve bunu iten gelen phelere, dtan gelen
saldrlara kar korumak ve savunmak iste i tarih boyunca devam edegel-
mitir. Bu tartmalar sonunda bir yandan yer ve yarad htan, huy ve soy-
dan, gelenek ve grenekten ileri gelen fikir ayr lklar', te yandan temel tec-
rbenin yorumunda ortaya kan de iik gr ve anlaylar stn deerdeki
valz ve tefsirci, yorumcu ve lahiyatlar etrafnda baz mezhep, mektep
ve tarikatlar n do masna yol aar. Dini grubun daha ok kayna mas ve
birliin daha ok kuvvet bulmas , gnah karmalar ve sembollerin forml
haline getirilmesi sayesinde gerekle ir. Dini cemaat ayn tecrbeye ba l
kimselerin dayanmasuu ifade ve isteklendirme amac n gden man sem-
bollerini formlle tirmek yoluyla kendi birli ini kuvvetlendirir. Yeni dilde
inak denilen do ma veya domatik sz baz evrelerde bir ktleme forml
olarak menfi bir de er ve anlamda kullan lr. Bu domatiktir, deyince dei-
mez dini kanlar dolaysiyle kendisinden uzakla lmak istenen bir muarz
kastolunur. Hristiyanln Kam ilkesi (Credo en Chretien), Budistli in l

Din Sosyoiojisi F. 6 81
cevheri (Triratna bouddhiste) 25 Islamn ehadet ve aments, Yahudili in
,

man duas (Shema Juif) 26 ve trann itiraflar inak, nas veya do mamn uy-
gulanma alanlardr.

Mahalli . hreti olan Ilahiyat okulla rmn iman ve reti konusunda


korkun denecek derecede byk etkileri vard r. Msrda Heliopolis,
distanda Dakshineshvara, Japonyada Mou t Hiei byledir. Bu okullar gerek
doktrinin geli mesi ve gerekse, geni anlamyla dini birlik zerinde byk
etkiler yapmlardr

Bu trl sosyolojik btnleme ve kayna malarm politik anlamlar ola-


cam sylemek hite mbala ah saylmaz. Eski adaki Yakn Dou, Japon-
ya ve Meksika gibi imparatorluklar n tarihi bunu ispat eden misallerle do-
ludur. Bir dini cemaatte szn geiren nder ve reticiler evresinde top-
lanan muhtelif gruplar n tarttklar reti ve olaylar n eitli olmas yal-
nzca fikir, teoloji ve felsefenin geli mesine yol amakla kalmaz, ayni zamanda
toplum hayat iin byk bir nem ta r. Dinler Tarihinde bu konuyu aydan-
latan pek ok belge ve kamtlar vard r. Pythagore, Empedocle, Efltun ve
Plotinus , gibi byk gnostik statlar 27 ve HinduizmdekiShankara, Rama-
nuja ve Rma krishna; Japon BudiZminde Honen Shinran ve Nichiren gibi
ilahiyat filozoflar kendilerinden sonra gelenler ve genel olarak din karde -
leri zerinde ok byk etkiler yapm lard r. 007 4.<^: ,

C. Ibadetin Birle tirme Gc (Pouvoir inte rant de culte)

Burada dini tecrbenin pratik anlat m olan ibadetin sosyolojik anlam-


lar inceleme konusudur. Zihni bir nitelikte olan iman, grup veya fertleri daha
geni bir cemaat iinde aynmla ma ve ayrlmaya gtrrken ibadet dini
grubu kurmaya, birle tirmeye ve geli tirmeye yarar. Underhill ibadetin dini
bencilii yendiini ve sosyolojik ve mezhebi blnme ve ayr lmalar nle-
diini byk bir anlayla sylemektedir 28 Ibadet, yin ve dini trenler
.

25) Triratna : Sanskirit dilinde ta veytt cevher anlam ndadr. Terim Budizmde
Buda, Dharma ve_.:=2c222.Lbaret l bir inanc gsterir. Bu ise Buda, Budamn ki-
tab ve Buda cemaat]. anlam ndadr.
jruLti
26 Sit'e' (Yahudi amast) Yahidilerin gnlk trenleri s rasnda syledikleri
be kutsal kitaptan seme iman konusundaki dua ve ehadet szleridir.
27 Gnose veya Gnosticisme : Etimolojik olarak gnostik bilgi demektir. Gerekte ibadetin
zel bir tipini gsterir. Bu yle mutlak ve btn kaplayan bir bilgidirki bu sayede tanr , dnya
ve insana ilikin felsefi ve dini problemlerin zm mmkn olur.
28 Evelyn Underhill, ibadet (Worship) N. Y. and London: Harper and Bros) 1957 (Prin-
ciples Of Corporote Wership)

82
ayn merkezi tecrbeye dayanan kimseleri birbirine ba lar ve birle tirir 29 .

Bu olay ilkel dinlerde daha ak olarak grlr. Profesr Bronislav Kas-


par Malinowski, ibadet, yin ve tren olarak grlen eylemlerde yarat c
elemanlar grmekte ve bu amala yap lan toplantlardan en kutsal eylem
ve ilemlerin cereyan etmekte oldu unu savunmaktad r. phesiz, namaz
klmak, kurban kesmek, Tanr ya kretmek ve yalvarmak iin bir araya
gelen mminler ibadet, yin ve trenlerin en gzel rneklerini verirler. Ma-
linowski, ilkel toplumlardaki ibadetin, genellik ve dini inanla toplum te ki-
latnn karlkl mnasebetleri bak mndan en az ileri dinlerdeki kadar belir-
gin oldu unu syler. Soy, sop, uruk ve ulustan hangisi sz konusu olursa
olsun en ilkel ibadet, yin ve trenler bile grubu birle tirmeye yardm eder.

Hibir teolojik doktrin, dini tren ve menseklerin yapt tesiri yapamaz.


Dr. Pratt Hinduizmin tannm bir kolu olan Arya Samaj gibi byk lde
rasyonalist olan bir grupta bile ibdetin kuvvetli etkilerini grm tr. a-
mzn en nde gelen bir sosyolog ve filozofu olan G. H. Mead'e gre ibadetin
tam olarak aklile tirilmesi imkans z olup iinde saklad srl deerler var-
dr 30. Bununla beraber o her vakit iinde bulundu u ekil ve toplumsal or-
tamda muhafaza edilegelmektedir.

Ibadet, kurban ve dini tren, yaln zca ona katlanlarn tecrbelerini


aka anlatmakla kalmaz, ayn zamanda grubun te kilat ve zihniyetini
tayin etmeye ve ona ekil vermeye de yard m eder. Underhill Hristiyan
kilisesinde toplu tap nma konusunda tip tespit eder: Ortakla a bir
skat, nder, imam, papaz, haham ve yard mclarnn grup adna yap-
tklar tap nma eylemleri ve hei mminin kat ld yin, tren ve litrji ey-
lemleridir. Ilkel bir toplumda teorik bilgilerin say s pek azdr. Amerika
Yerlilerinden Kara ayakhlar (PiedsNoirs) veya karga (Corbeau) ve benzeri
uruklar ok az bir dnya gr ne sahiptirler. Her trl panteon fikrinden
yoksundurlar 31 Kutsal bilgiler ok kez byc, hoca, papaz ve haham gibi
.

din ilerini yrtmekten birinci derecede sorumlu kimselerin biricik i ve


imtiyazlardr. Grup bir btn olarak ok az din treni yapar. Fakat grubun

29 W. E. Hocking, The Meaning of God in Humen experience (New Havan: Yale niversity
press, 1912.
30 George Herbert Mead, Self and Society, 1934
31 Panteon (Panthe'on) sznn ayr anlam vardr :
a) Yunanl ve romahlann btn tanr lan iin ayrdklan tapnak anlammad r Roma pante-
onu isdan 27 yl nce yaplm olup ilkin btn Roma Tanrlarna Sonra Meryem Anne ve
azizlere tahsis edilmi ti.
b) Bir memlekette tap lan tannlann tm anlammad r.
c) Memleket bykleri iin ayr lan mezarlk anlamnadr Paris panteonu ve Londradaki
Westminister Abbey byle birer panteondur.

83
devamhl bu popler trenlere ba ldr. Tarmla ura an toplumlarda ve
genel olarak, kyller aras nda teorik din bilgisinin az ve k t olmasna kar-
lk ibadet konusundaki ilgi ve eylemleri gze arpacak kadar belirgindir.

Tapma eylemleri zamanla daha ince ve karma k bir hal ahnca byk
lde bir uzman ihtiyac ba gsterir. Bylece ilke ve uygulamada bir
takm tapnma eylemlerini ba kalarndan ayrmak ve baz menseki ve litr-
jik grevleri yerine getirmek zere din adamlar ndan kurulmu bir heyet
meydana gelir. Bu kimseler gn getike Diyanet i lerini fiili inhisarlar
altna aldlar. Bu suretle yava yava Ruhban (Sacerdoce) denilen bir s nf
teekkl eder.. Bunlar srail, Msr, Yunan, Meksika, in ve Japonya'da oldu u
gibi balangta aile babas (Paterfamilias), nder, ba kan, memur ve k ral-
larn yapmakta olduklar dini ilem ve grevleri zerlerine al rlar. Ibade Ile
ilgili nemli grler ve fe di dorudan do ruya grupla mnasebete getiren
an ve zamanlar zerinde durulur. Bunlar aile iin do um, erginlik, ev-
__ ve toplu alma iin blug a ve gruptan ay-
lenme, sava , av ve benzeri, tek
rlmak iin de lm olaylardr. Ilkel insann hayat nda hibir i ve eylem
yoktur ki din damgasn tamasm. phesiz din btn toplumlarda en
nemli bir etkendir. Din her trl toplum ve aile mnasebetlerine, en basit
al malara ve gnlk i lere kadar girer. K sacas ilkel insann ya aynda
her ilem ve eylem dini mensek ve yasaklarla az ok s radanm
ve denetlenmitir. Tapnma ilkel toplumlarda birinci derecede bir bir-
letirme etkeni ve birli i anlatma konusunda ba ta gelen bir faktrdr. Bu
gr kltr gelimelerinin daha yksek seviyelerinde bile do rudur. sra-
il, Yunan, Roma, Hint, in, Meksika ve Eski Do unun ehir devletlerinde
zel ve genel tap nmalar iman ve doktrinden daha ok ya ay ve davran
birlii saliyordu. Bugn e er Dou Roma, ngiliz Katoliklii, Budizmin
Mahayana kolu 32 Hinduizm, Parsizm, Yahudilik ve slamhn baz dallarnda
,

dinin ibadet ynlerine nem veriliyorsa bunu k smen tapnma yahut din
trenlerinde sald birletirme gcnn anla lm olmasna yormak
gerekir. Bu kan ve anlay btn din kurucularnda layk olduu ifadeyi
bulmutur. Bunun en tipik rne i, Konfuyus'ta ve onun konu malarn
saptayan seme eserler (Analectes)inde bulunur 33 .

32 Budizmin iki kolu vardr : Mahayana, Hinayana Mahayana sanskritede byk


ara demektir. Bu kol daha ok in, Kore, Japonya ve Tibette yerle mitir. Bu arada Tibet
budizmini baz yazarlar Lamaizm ad altmda tamamen ayr bir kol sayarlar Hinayana ise
yine Sanskritede kk ara anlam ndadr. Bu kol daha ok Seylan, Birmanya, Siyam ve in-
de yerle mitir.
33 Analectes, Seme paralar demektir. Konfuyus'un lmnden sonra rencileri ve
mmetinin ulular tarafndan derlenmi seme eserler dergisidir. As l anlam zetlenmi konu-
malardr.

84
ibadetin birle tirme gc, geici veya srekli bir te kiltn kurulmas
ile gerekle ir : ilkel toplumlar arasnda ve Yunanistanda yer alan s r cemiyet-
Teri ( ocietes Mystres) ve gizli dernekler, Romamn karde lik dernekleri
btn dnya dinlerinde zel ve genel tap nma grevlerini yerine "getirmek
zere kurulmu olan Lonca, Tarikat, Ahilik, Ftvvet gibi ad ta yan der-
nekler ve bir merkeze b alanm olan grup, kabile ve siteler konfederasyonu bu
.

trl te kilatn rnekleridir. Bu Konuda Bayram enlikleri (Festivals) ve ha


tavaflar olaanst firsatlardr. nk buralarda ykanma, temizlenme
(taharet), yalvarma, adama (Voeu), sunma (Ofrande), kurban kesme, dini
tren, trensel yry (Processions) gibi e itli tapnma eylemleri arasnda
.sk bir bahlama grlr. Btn bunlar din tarihisi kadar Din sosyolo-
unun da zellikle ilgilendi i konulardr. Bu trl te kilatn zel bir maksat-
la toplanm olan mensuplarnn zihniyet ve tutumu zerindeki etkiler ve
genel olarak din zerinde yaratt birletirici ve btnleyici sonular ko-
layca tasavvur edilebilir.

Bununla beraber kltr anlat mlarnda olduu kadar dini ekillerin


yorumlarnda da bir ipham bulunduunu kabul etmek gerekir. Bu belirsiz-
lik ve mphemiyet dinin pratik anlatmu olan tap nmada da vardr. Dokt-
rinler ancak onlarn anlam ve nemini a klayan kesin tanmlarla korunur-
lar. te yandan tap nma eylemleri eitli yorumlara yol aabilir. Bu sebepten
rastgele ve maksath olarak baka baka amalara hizmet ederler. Bu trl
karmak sebeplilik rneklerini Pueblo Medeniyetinde bulmaktay z 34 Ame- .

rika Yedilerinden Zuni uru unda ev yapma eylemi Hasat dolay syla yapl-
makta
, olan din trenlerinin bir paras dr. Bu vesile ile yap lan tren zengin-
,lerin toplumsal devlerini yerine getirme ve toplumu birle tirme ve kay-
natrma mekanizmas olan mal ve mlk da tm iin bir frsattr 35 Bu gibi .

rnekler her din tarihinden al nacak misallerle sonsuz olarak o altlabilir.


Tapnma eylemleri bu kadar kolayl kla geni, yeni ve belki de birbirine kar-
t anlamlara brnse bile byk bir ayr ha yol amaz. Buna karlk yorum
farklar atma ve uyu mazhklar yaratabilir.

Bilindii zere sanat dini ilham sayesinde beslenir ve geli ir. Tezyin
sanatlar gibi grnrde dini san lmayan bulularn bile kk ve ba langc-
nn dini ilhamda olmad m ispat etmek ok gtr. Gzellik ve dansta hi-
bir eye irca edilemeyen bir zevkin varl inkar edilemez; ancak SANAT
SANAT ND R (l'Art pour Part) nermesi ok ge var lan bir sonutur.

34 Pueblo Medeniyeti (Civilisation de Pueblo) ; pueblo sz ispanyolcada ky kyl


demektir. Halk anlam na da gelir. Burada Amerika. yerlilerinin kk kulbelerden yap lm
kylerinde ilerine kvrlarak srdkleri geri kalm bir medeni yaay anlatr.
35 Bk. Ruth Benedict, ayn eser, Gney Bat Amerikadaki Potla kurumu.
Bk. Ziya Gkalp, Trk Medeniyeti Tarihi, Matbaa' Amire, 1341, S 55 ve devam.

85
Ilkel 36 ve doulu dinlerin epik, dramatik ve lirik edebiyat nda resim,
mimari, mzik ve dansn tapnma ile ilgili bir ba lang ve anlam tad
aka farkedilir. Burada "sanat sanat iindir" anlat m nisbeten kk
bir rol oynar. Bat Aleminde sanatn balang artlarndan, yani din etki-
sinden kurtulmas Rnesansla ba lar. Sanat n yaratclk nitelii balang-
,
taki amalarn muhafaza etti i mddete bunun dini gruplar zerindeki
birletirici ve kayna trc etkisi lsz denecek derecede byktr. Bunu
anlamak iin Dionizos s rlarnn yorumunda Yunan Dram nn oynad rol,
islmda Alevilerin elem ve ac larn dile getiren ia dramnn roln, Hint
ve Yunamn byk kahramanlk destanlarm, in, Tamil 37 ve Iran liriz-
mini dnmek kfi gelir. Bu konuda birde sanat yap laryla pratik olarak
btn ileri dinlerdeki tap nma yerlerinin (Havra, kilise ve camiler gibi tap -
pnaklar) artistik yap ve dekorasyonunun yaratt etkiye ve klasik kilise
mziinin Hristiyanhkta oynad birletirici rol ve tad anlam ve neme
i aret edilebilir. Bylece bu trl faaliyetlere yard m etmek ve onlar geli-
tirmek amacn gden te kiltn ok e itli olduu meydana kar. Bunlarn
din ve kltr hayat zerinde byk etkileri vard r.

D. Dini Tecrbe ve Dinin Dnyaya Kar Tutumu

Buraya kadar dini tecrbenin, teorik ve pratik anlat mlar olarak -


reti (doktrin) ve tap nma (ibadet) y inceledik. imdi dini grubun genel olarak
dnyaya ve zel olarak topluma kar durum ve tutumunu ele alaca z. Din''it
ca,i,E,
bir i hal ve sbjektif bir tecrbe olarak belirli bir temayl, bir atmosfer, v. 1,0
bir tutum veya ekil olarak objektifle medike olaylar zerinde etki yapmaz.
Katkszca kiisel olan bir din sbjektif bir teori olarak kalmaya mahldim4
dur (Sokrat misali)

Anlalmas ve toplumsal bir sonu vermesi iin duygu, d nce ve he-


yecann anlatlmas ve aa vurulmas gerekir. Ayn dine bal iki kiinin
ya adklar dini tecrbe, hareket, sz ve eylem olarak kendini gstermezse
bu iki kii arasnda din ve iman birlii meydana gelmez. Bu hareket, sz
ve eylem sayesinde birbirinin benzeri say lan duyu, dnce ve eylemler,
katlama, yerle me ve gerekle me ansna kavu ur. Bir bakasnn ruhun-
da ya ad dini tecrbenin anla lmas nadir ve olagan st bir haldir. Do -
rudan do ruya ve kar lkl anlay olsa, olsa iki veya birbirlerini yak n-
dan tanyan birka ki i arasnda dnlebilir. Fakat bu halin, dini tecr-

36 P. Radin, Social Anthropology (Newyork and London, Mc. Grow-Hill Book Co 1932)
37 Tamil' veya Tamil Hindistamn Gney k smmda ve Seylan adasnda oturan etkin
bir gruptur Madras ve Seylan beyli i adn tar.

86
benin olduka geni bir birlik ve mbadelesine temel te kil etmesi ok g-
tr. Dini tecrbe kendili inden karakteristik durum ve tutumlar n gelimesi-
ni isteklendirir. Daha nce a kland gibi sras gelince bu durum ve tutum-
lar duygu, dnce ve eylem olarak belirli ve billurlu bir ekil alrlar. Kuru-
cularnn ya ad kutsaln gerek tecrbesinden kayna n alan hristiyan,
slam, Budist ve Hindu, durum ve tutumunu tan mlamak imkansz deil-
8e bile ok gtr. Her dinin ruh ve z bu durum ve tutumda sakl bulun-
maktadr. Bu durum ve tutumlar bir dindeki fikir, norm ve kurallar n bu-
gnk davramlara uygulanmas n dzenlemi ve gerektirmi tir. Spekla-
tif metot bugnk ku aklar ;in ok ilgi ekici de ildir. Fakat Hegel'in Tarih
ve Din Felsefesinde byk dinler hakk nda yapt tavsifler bugn bile fay-
dal bir ekilde okunabilir niteliktedirler.

Byk yazar in dinini l, Suriye dinini ztrap, yahudi dinini yce-


lik, Yunan dinini Gzellik, ve Roma dinini menfaat dinleri olarak vas flad
zaman hemen herkes kendisiyle beraberdi 38 brani milletinin Babil Esa-
.

retinde ve bundan k sa bir sre sonra geirdi i dini tecrbenin bir sonucu
olan durumun incelenmesi yahudilerin, hayat, toplum ve dnyaya kar
davranlarn anlamak iin elimize bir anahtar verir. Japon intoizmi ze-
rinde yaplacak benzeri bir ara trma, bu dinin hayat, tabiat, devlet ve dnya
karsndaki tutum ve davrann anlamay mmkn klar. Bu misallerin
faydas, dini tecrbedeki, e itli faktrlerinin anla lmas ve badamaz gibi
grnen fikir ve fiilleri tek bir merkezi sebeplik ilkesine ba lamasdr.

Kardelik, din birlii ve din derneklerinin nemini anlama, de erlendir-


me ve yorumlama tarzlar nda dinler birbirlerinden farkhd rlar. stn dere-
cede gelimi dinlerde normlar saptanm tr.

Bu normlar her dine z bir dnya ve toplum fikrini tan mlar. Tarihi
ve sosyolog bu dinlerin gelimesini, bu dinlerin zel iddialar nda ince-
lemek zorundad r.

ok parlak bir etdnde, Max Weber baz dnya dinlerinde rastlanan


eitli dini tutumlar tipolojik ynden vasflamaya almtr. Toplum, dnya
dzeninin bir paras olduundan, muhtelif dinlerin topluma kar tutumu,
merkezi gr lerinden aynlmaz. Aslnda teki olan bir din e itli derecelerde
ikicilie (Dualizme) ynelebilir. Mesela, ilkel dinde grubun dini tecrbesi,
alemi kutsal (tabu)
__
ve kutsal d (noa) 39 diye ikili bir blmlemeye gtr-

38 Georg W ilhelm Friedrich Hegel, Lectures on the Philosophy of religion trans. E. B.


Spriel (London K, Paul, Fronch, Trubner And Co, 1893) yazarn islam dini iin de bir (Hikmet irt tw'" 1 410 4 tak
dini) eklinde bir vasilamada bulunmam olmas ok ziicdr.
39 Noa. Polinezya dilinde kutsal-d, baya anlamndadr. Tabunun zdddr.

87
mtr. Bu ayrmn temeli dinidir; fakat bunun ahlaki ve manevi anlamlar -
da vardr. Esasen dnya iyi ve e leneelidir. Fakat efsane ve teolojide a k-
lanan baz sebepler bu iyilii belirli bir alana lasretmi , onu =dam ve
bozmutur. Daha geli mi dinlerde de mes'ele byledir, de imez.

Kt kuvvetlerin dnya dzenini sreklice bozma temayllerine ra men


Homer ve Veda kahramanl k destanlar mn iinde ceryan etti i alem tenaelli
olarak iyi idi. Tevrat n Tekvin kitab (Livre de la Genese) yarat li sonucunu
ok iyi diye vasflar. Fakat brani dininin gelimesi sras nda Leviler kitab n-
da (Livre Levitique) yer alan bir tak m farklar belirmi tir.

Dnyay iyi ve e lenceli olarak de erlendirmek baz dinlerde hkim


bir ilkedir. Buna kar lk daha ayrml ve daha geli mi ba ka dinler dnya-
ya kar kararl olarak menfi bir durum taknrlar. Gnostsizm 40 Mandeizm 41 ,

Manieizm ve Budizm bunun gze arpan rnekleridir. Bu dinlere gre


dnya en karanlk renkteolup orada strap ve er, ktlk ve znt en
yksek derecede hkm srer. Byle bir dnya kar snda dinin taknaca
biricik rasyonel durum ve tutum, kat ksz bir ktmserliktir.

Budizm teoloji ve felsefesi, tipik bir hint gr olan samsarann zel


bir yorumuna dayanr 42.

nc bir dnya gr beeri tecrbeden aksetti i zere dnyann


metafizik ve ahlaki bir nitelik ta yan menfi yorumudur. Burada e itli dei-
iklik ve artlara yer verecek menfi bir tutum sz konusu olup tamamen
veya ksmen kutsal kalma imkanlar zerinde durulmu tur. Genel olarak
yahudi ve islam teolojileri bu gr temsil ederler. rann zerdt dini bu
konuda ok ayd nlatc rnekler verir Hikmet Tanr s olan AhuraMazdann
her eyi yapmaya yeten gc nisbeten ba msz bir varla sahip olan kt-
lk kuvvetleriyle tadile u ram ve snrl kalmtr. Yani burada dinin
teolojisine dinamiklik a layan bir ikili sistem vard r. Bylece iyilik ve k-
tlk karlamasna dayanan ikili bir sistem dinin teolojisine henz benzeri
olmayan bir dinamiklik vermitir. Bu dinamik kuvvet iranl larn tarih fel-
sefesi (Kozmoloji, eskatoloji) ve ahlak nda canl bir ekilde ifade edilmi tir
Buna gre, dnya ok geni bir sava alam gibi ahnmaktadr. arp an or-

40 Gnostisiz nKatma bir dini felsefi sistemidir. Hinstlyanl ktan nce birok farkl elemen-
lan tek bir sistemde toplanm tr. Bu elemenlar Babilonyamn mitolojisi, Kabalist yahudilik,
hann ikili sistemi ve Yunan felsefesiydi. Hristiyanlk doduktan sonra karma k bir hale gel-
mitir. Bu dini saf bir halde bulmak gtr, ba ka dinlere karmtr.
41 Mancleizm. hann batsnda ve Babilonyamn gneyinde yrrlkte olan bir dindir.
Samsara. Hindu dininde durmadan dnen hayat ark anlamnadr Devir, doum
ve tekrar do umdan balayarak sonuna kadar gider. Buna ruhlarm g veya tenahsuhu denir.

88
dular eit artlar altnda karlarlar. Burada ktlk kuvvetleri inat , hi-
lekr ve gldr. Bir ok defa d mamnn kalesini ele geirecek gibi olur.
Fakat btn sava lar iyiliin zaferiyle sonulan r

ran Tanr bilimi (Theodicee ranienne) nin yahudi h ristiyan ve islam-


larn tarih ve dnyay yorumlama tarzlar na tesir ettii genel olarak kabul
edilmektedir 43 Nitekim islmdaki melek ve eytan, cennet ve cehennem
.

fikri bunu gsterir. Herder, Kant Schelling ve Hegel gibi a da felsefe ta-
rihilerinde ve e itli hristiyan Rus yazarlar nda bu tesiri grmek mm-
kndr. Byk tarihi Von Ranke tarih felsefesinde Eski ran grn y-
le aksettirir :

"Hmzle Ehriman sonsuz sava halindedirler. Ehriman durmadan


dnyay kartrmaya ve ileri alt st etmeye al r. Fakat ba ar salaya-
maz 44 . "

Karakteristik bir tecrbenin tayin etti i ve sebep oldu u bir dnyaya


kar taknlan tutum beeri varlk ve beeri faaliyet ekillerinin temel gr -
leri insamn dnya olaylarm deerlendirmesine etki yapar. Weber bir
kere daha bunun tipolojik tasla n gzlerimiz nne serer. Bylece yazar
klasik Yunan, Buda ve Hint dinlerinin tabiat olaylar na verdikleri de er-
leri karlatrarak, bunlarda mevcut karakteristik ve farkl tepkileri ortaya
karr 45 Tabiat olaylarnn yorumunda rastlanan bu trl gr farklar
.

Dou katoliklii, Roma katoliklii ve protestanlk tiplerinin incelenmesiyle g-


zelce belirtilmi ve aklanm olur. Duruma gre ya tabiat olaylar olduu
gibi kabul edilmi ya kesin olarak reddedilmi yahut ortalama bir yorum ve
ileme ba lanmtr. O halde tabiat olaylar na kar, herbiri kendi bn-
yesinde yeni bir farkl lamaya elverili olmak zere farkl tutum vardr:
Beeri Tecrbede bir temel olay say lan sava , genel olarak, a a kltr
seviyesindeki bir ok dinlerin memnunlukla kabul edip uygulad bir eylem-
dir. Buna karlk baz nl be eri ve evrensel din nderleri sava tan-
maz ve bu yolu do ru bulmazlar Yahudi, H ristiyan ve islam teolojileri,
bir takm artlar alt nda sava uygun grrler 46 .

43 Theodice sz yunancada Tanr Adaleti anlamnadr. Metafizi in bir kolu olarak


Tanr, Tanrsal varhk ve tannsal niteliklerden bahseden kesimdir. Biz bu Terimi Tanr sal Bilim
diye dilimize evirebiliriz.
44 Lopold Von Ranke , Gesammelte Werke
45 Hnstyanhn dnyaya kar taknd temel durumu en iyi aksettiren eser Ernst
Troeltsch'n Hristiyan kiliselerinin toplumsal retisi (Soziallehren der christlichen kirchen
und gruppen) adl eseridir. Bu eser Olive Wyon tarafndan (The Social Teaching of the christian
churches) olarak ingilizceye evrilmi tir. (New york Mac Millan Co. 1931)
46 slamda Cihad, snrl hallere hasredilmitir. Kuranda Bakara suresinin 190. ayetinde

89
Dinlerin sanat karsndaki tutumlar, bu dinlerin temel ilkelerine gre
deiir. Hristiyanlkta bu konuda trl kanaatlarn bulunmas bu de iik
tutumun bir delilidir. Genel olarak Do u, Roma ve ngiliz katolikliinin
her de sanat korur ve savunurlar. Ltl er kilisesi baz artlar alt nda
sanat kabul eder.__ Kalvinizm ise hi olmazsa balangta bunlara iyi bir gz-
le bakmaz. Mzik, Dans, tiyatro ve heykeltra lk konusunda btn dinlerde
deiik tutum ve yorumlara rastlan r. Islamn ana kayna olan Kur'anda
srf putperestlii nleme amacyla baz hkmler 47 bulunduu gibi ikinci
ti

derecede bir kaynak olan hadislerde de bu amac gden yasaklar vard r 48 .

Islamn dou artlar gz nnde tutulursa yasaklar n yalnzca putpres-


lii nleme ve yce ilkeleri koruma d ncesinden ileri geldi i anlalr. Bi-
limi, gzellii, insanh ve beeri deerleri bu kadar stn tutan bir dinin
dnyay baka trl grmesi beklenemez. Gzel sanatlar n bir ou islam
devletlerinde ho grld ve iyi karland tarihe sabittir. Mimari, tez-
yini sanatlar, mzik ve minyatr konusunda hi bir tereddt olmamakla
beraber heykeltra hk, resim ve raks iin baz tereddtler vard r. Btn
bunlar islamn ok engin olan dnya gr ile yorumlamak gerekir. Kur-
tube yaknlar ndaki Medinetzzehra'da Zehra heykelinin, Mevlevi rak sla-
mum, baz kabartma resim ve benzerlerinin slam leminde yad rgannad-
ileri srlmektedir, 49

(Size sava aanlarla Tanr yolunda dvn, ar gitmeyin ; Gerekten Tanr ar giden sal-
drganlar sevmez. 41h:A I L i bm;
47 Kuranda Maide suresinin 90. ayeti yledir

Ey inananlar' iki, kumar, putlar ve fal oklar , hi phe yokki, eytan ii pisliklerdir;
esenlie kavumak iin onlardan ka nmz : j j.-$ ,
Lel I Lt

48 Sahihi Buhari, Babttasvir (Cilt 7 /4 sahife 64, 65, 67) de rastlanan hadislerin bir k sm
aadadr :

a) Kim bu dnyada suret yaparsa kyamet gnnde ona ruh ver diye kendine bir teklif
yaplacak; Fakat o ruh verecek durumda de ildir.
_,./11 ili ;ji,
b) Kyamet gnnde Tanr katnda nastan en iddetli azaba arp lacak olanlar suret yapan-
lar (musavvirler) dr : r ,

49 Bu konuda u eserlere bak :


Ord. Prof Suut kemal Yetkin, Islam Mimarisi, islmlkta resim ve heykelin durumu, sayfa
75-79
Osman Keskio lu, islmda Tasvir ve Minyatrler, Bhiyat Fakltesi Dergisi, 961
Dr. Neda Armaner, hadislere gre kad nn siyasal durumuna umurni bir bak , illihiyat
Fakltesi Dergisi 1961.

Halil Arslan O lu, slamda Resim, ilhiyat F. Dergisi 1963.


Musaya inen 10 emirde put yapma yasak edilmi tir (Tevrat, k XX)

90
Yenileyin dini gr lerin ekonomi gibi alanlardaki etkileri zerinde
bir ok parlak eserler yaz lnutr. Max Weber yahudi, H ristiyan, Hindu,
Parsi, Buda Konfuyus ve Toa dinlerinin i , ticaret, mlk, para ve tefecilik
karsndaki tutumunu zmlemi tir. Weberin eseri Werner Sombart, Ernst
Troeltsch, Kraus, Tawney, Niebuhr, Hyma ve h ristiyan mezhepleriyle u -
raanlar tarafndan maharetle ele tirilmi ve tamamlanm tr. Temel beefi
tutumlarm dini sebepleri iin pek ok misaller verilebilir. Muhtelif kltr
ve medeniyetlerin ok soyut kavramlar bile dini ilke ve temellere gre de-
iik grntedirler.

Btn bu ettlerin sosyolojiye ok eyler kazandrd aikrdr. Btn


bu ekilleriyle ferdin topluma kar tutumu ve dinin toplumsal mnasebet-
ler ve kurumlar zerindeki etkisi geni lde dini grubun reti, tap nma
ve tekilatna nfuz eden ruh ve zihniyete ba hdr. Belirli bir toplumda in-
sanlar aras mnasebetleri de tayin eden yine bu ruh ve tutumlard r. Aile,
hsmlk ve devlet gibi kurumlar merkezi tecrbenin altnda dzen-
lenebilir. Bu merkezi tecrbeye gre bir toplumun lks dile getirilip ka-
leme alnr; yani formlle tirilir. Bununla beraber bu konu dinle toplumun
karlkl etkisinin yalnzca bir ynn gsterir. nk dini tecrbenin an.
latmlar bile dardan gelen toplumsal etkilerin sonular na gre de-
iikliklere sahne olmaktad r.

E. Toplum ve Evrensel Dzen : (Ahlak, ideal ve Gerek)

Dinin dnya ile ilgili grleri dinin toplum olaylar karsndaki tutu-
muna hasredildi inden imdi sra bu farkl tutum ve olaylar birle tiren ana
fikirleri inceleme e gelmitir. ilkel toplumlarn bir ounda rastlanan zen-
gin ve tekilth mitolojik sistemler genel olarak, normatif elemanlar ihtiva
ederler. Evrensel, dnyevi, ahlki ve dini dzene ili kin ilkeler bu dzeni
umm olanlara bir tak m klfetler ykler. Devinim kurallar (hatt hareket
kaideleri) ve ahlk ilkeleri sistemli bir zihniyet iin bazen eli ik gibi grnr.
Fakat bunlar tanrsal dzeni anlamak, gere i bir dzene gre ayarlamak
ve bylece varhk ve mutlulu un ba li bulunduu sistemin ilemesini sa-
lamak basndan baka eyler de ildir.

Herhangi bir toplumun ahlk yasas (Code ethiquelo toplumdaki nor-


matif sistemin bir parasdr. Normatif sistemle hukuk, Ahlak, pratik ve ben-
zeri kurallarn tm anlatlr. Bu kurallar, tek (fert) in toplum iindeki ha-
reketini dzenler ve tek bir sistemde birle tirir. Kurallar n hibir yn, norm-
larm hibir grubu, sistemin tmnden ayr ve ba msz saylmaz ve ayr
bir inceleme konusu olamaz 5

50 Bk. Jane E. Harrison, A study of Social Origins of Greek Religion (Gambridge Uni-
versity press, 1912)

91
Eski an toplum sistemi, teaml ve kanunlarla snurhd r. Kanun (lex),
teaml (Mos) ve hukuk (Jus)'a dayanarak anlat lm ve dsturla mtr.
Eski Yunanda Themis 51 adaleti ve dnya dzenini temsil ederdi. Bu dzen
toplumda zorlayc bir nitelik ta rd. te yandan Themis, ba langta yay-
gn, kapak ve basitti; daha sonra kollektif uuru, toplumsal meyyideyi ve
toplumsal buyru u kiiletirirdi. Bu ilkeler, kanun ve adalet olarak belirli
szleme ve rflerde billurlu bir ekil almtr Medeni hukukla ceza hukuku
veya kanunla teaml ve rf aras nda kesin farklar ancak son zamanlarda
kendini gstermitir. Medeniyetin ilerledi i nisbette hayat ve hareket lks
forml halinde ifade edilmi tir Bu da pek az bir istisna ile dindeki temel
grlerin (mitoloji veya teolojinin) ay rdedici niteliklerini muhafaza etme-
sine imkan vermi tir. Hindin Manu kanunlar, Tevrat ve Kur'an n ortaya
koyduu hukuk sistemleri, zerd t ve konfucius yasalar bu temayln gze
arpan rnekleridir. Belgeler aras nda dinle hukuku birbirinden ay rmak ok
gtr. Gerekte hukuk dinin bir paras dr.

Ilkel toplumlarda ve Do u lkelerinde ok eski bir tarihte ataszleri


olarak beliren bir hikmet edebiyat na rastlanr.

Bu hikmet edebiyat nda dnce ile gerek davran birbirine kart-


tr. Son zamanlarda brani Hikmet Edebiyat zerinde yap lan bir zm-
lemede bu Edebiyat n iki ana blme ayr ld grlr. Birinci blm, pra-
tik felsefe ve Ahlaki iine al r. Tecrbeden kar ve popler hikmeti a kla-
yan vecizelerden ibarettir. kincisi teorik felsefe yolu ile ahlak ve din haya-
tnn problenderini inceler. Bu grubun en iyi rnekleri Hz. Eyyubun kitap-
larmda ve kk Hz. Sleymana ba lanan ataszleri (Emsal]. Sleyman) nde
yer alr. Halk bilgisi, de iik medeniyetlerde e itli ekillerde meydana kar.
Bilmece (Enigme), Atasz (Proverbe), zl Sz (Aphorisme), Menkibe (A-
necdote) ve benzerleri bu aradad r. Bu bilgi o u zaman hayat n pratik tec-
rbesinden km olduundan yalnzca teorik kalan d nceyi tamamlamaya
yarar. Her ikisi yani pratik ile teori el ele vererek teoloji ve felsefenin geli -
mesini salar ve topluma klavuzluk ederler.

Doktrin ilerledike ahlak, kanun ve rften ayr lr. Fakat bir ahlak sis-
teminin do duu yerde bile bu ahlaki fikirlerin men e'i, sebep ve olu u kesin
bir dini tecrbeye dayanr. Pratt btn tarihi _ dinlerde din nderlerine
kar takndan tutumla hayat n gidii zerinde etki yapan retim siste-
mini ayrdetmektedir. Yazar bunlar n birbirine ba l olduunu ve pratik

51 Themis, Eski Yunanda adaleti temsil eden bir Tanr a idi. Adalet mensuplarnn kul-
landklar terazi sembolu ondan kalmad r.

92
olarak aralarnda bir ayrm yapmann imkansz olduunu syler 52 . Felsefi
ahlak sistemleri ancak stn seviyelerde ve zel artlar iinde geli ebilir.
Yunan felsefesi bu konuda belki de en ok dikkati eken rne i verir.

znt ile sylenebilir ki bilginlerin ahlak tarihi zerindeki ilgileri he-


men hemen yalnzca Eski Szle me (Aht Atik) ile Yunan, H ristiyan 53 ve
adoaLaBat Ahlaki zerinde toplanmakta ve teorik yne nem verilmekte-
dir. Ilkel medeniyetler konusunda yeni baz malzeme ve belgeler elde edil-
mekle beraber ahlak kavramlar nn tip ve gelimeleri hakknda daha geni
ettlere ihtiya vard r. Dini tecrbenin Ahlak zerindeki yank lar ahlakn
toplumsal anlamlar ve bunlarn karakteristik mahiyetteki toplum gr
ve tekilat zerindeki etkilerini ve son olarak dini buyruklar n gerek olaylar
zerindeki tesirleri hakknda daha pek ok eyler renmemiz gerekmekte-
dir 54 .

SosyoLog tarihiden geri kalmamak artiyle lk ile gerek aras ndaki


karmak mnasebetlerle ilgilenir. Bu nokta gz nnde tutularak dini grubun
niteliini ve gelimesini yorumlamak gerekir. Grnrde do ru, gerekte
yanl ve aldat c olan iki doktrin, gerek mnasebetlerin anla' lmasm g-
ietirir. Bunlardan birincisi Tarihe olurundan ok ruhani bir nitelik ve anlam
veren tarihi mektebin gr dr. Bu doktrin kat gere in fikir ve dn-
Eke, celerde sebep oldu u etki ve sonular ihmal eder. Yine bu doktrin tarihi
verilerin nemini o kadar byltr ki gerek yerine kar mza parlak sentez-
ler kar. Ikinci Doktrir sathi bir maddecilikten ibarettir. Bu da teoriyi maddi , rs,.. %le #1., /!.55'
artlarn basit bir sonucu gibi alarak onu gerek de erinden ayrr ve ie yara-
maz duruma getirir. Marksizimde ideoloji kavram mn dt utan verici
durum bunun ak bir rne idir. Din Sosyologu her iki gr n aldatc etki-
sinden uzak kalmasn bilmelidir.

52 Harry Ranston, The old testament Wisdom book and their Teaching (London 1930.)
53 H. E. Barnes and H. Becker, Social Thought from Lore to Science (Boston, 1938.)
54 Pratt, Religious Consciousness

93
nc Blm

DN VE TOPLUM MNASEBETLERI

Daha nce belirtildi i zere, devrin ve konunun en byk uzman olan


Joachim Wach'a gre Din Sosyolojisi, D NLE TOPLUM mnasebetlerin' ve
bunlar arasnda yer alan kar lkl etki ve tepkileri inceler 1 .

Burada dinin trl mnasebeti d nlebilir.

1 Dinin toplumla ve toplumun daha etkin bir te kilat olan Devletle


mnasebetleri.

2 Dinin toplum iinde ve d ndaki ba ka dinlerle olan mnasebetleri.

3 Dinin kendi blmleri ile veya mezhep, tarikat ve benzeri alt grup-
larla olan mnasebetleri.

Genel olarak birinci kesim, toplumun ve onun egemenlik bask s altnda


birlemi ve kayna m bir rgt olan DEVLETIN D NLE MNASE-
BETLER N ve son olarak dinle devlet ay rm olan L 'AY KLIK ILKELE-
RINI sz konusu eder.

kinci Kesim ; D N ve Vicdan imtiyaz ve zgrl n inceler.

nc kesim ; Mezhep, tarikat ve benzeri alt gruplar ara trr.

Birinci Kesim

DN VE DEVLET MNASEBETLER

Din Sosyolojisi zerine yaz lan eserlerin biro unda Din ve Devlet mnase-
betlerinden nce dinin e itli toplum ekilleriyle olan mnasebetleri zm-
lenir. Fakat henz konusu oturmam , ilkeleri yerle memi ve zel terimleri

1 . To study the interrelation of religion and society and the forms of interaction Which
take place between them (J. Wach, Sociology of Religion, sayfa II)

94
saptanmam olan bu alanda, al lm ve bilinmi terim ve olaylardan uzak-
lamak tehlikelidir. ok ey bilip engin alanlarda kaybolmaktansa, az ve
z bilmeyi ve ak olmay stn tutmak gerekir. Bu sak ncalar gznnde
tutarak bu kesimde yaln zca u konular ele alnacakt r.

I. DEVLET (Etat)

II. SLAMDA DEVLET (Califat)

III .D N VE DEVLET MNASEBETLERI (Relation de l'Etat et


de la Religion)

1V.LAYIKLIK VE DIN ZGRL (Laicite et la liberte religieuse)

I DEVLET

Sosyolojide toplumsal rgtn en basitinden ba layarak en karma k


ve karklarna kadar btn toplum ekilleri, inceleme konusu olur. Bunlar
arasnda e itli sebeplerden dolay devlet, zel bir ara trma konusu olmaktad r.
Ba ta, Devlet nitelik ve nitelik bak nundan Kamusal kurumlarn en nemli-
sidir. kinci olarak devlette ba ka kurumlarda bulunmayan bir zellik (Egemen-
lik) vardr. Son olarak dini cemaatlar n tetkiki mantkan bunlarn karl
olan siyasi ve tabii topluluklar n incelenmesini gerektirir. Ba ka bir deyimle
devlet makanizmas bilinmedike din ve toplum mnesebetlerinin sosyolojik
ynleri eksik kalr.

A DEVLET SZ

Devlet sz dilimize arapadan gelmi tir. Bu sz, ba langta bir hakan,


veya bakan' soyuna z e emenlik ve sultanl anlat rd. Sonralar geni -
leyerek btn lkeyi kapsayan soyut bir e emenlik ve sultanhk anlamna
gelmitir 2 . Eski Trklerde ilhanhk ve bakanl k, islmda hilafet szleri bu
anlamda kullanlmtr. Arapada mlk sz de devlet anlam nda kullanlr:
J.L..11 (Adalet mlkn temelidir) cmlesinde mlk sz Devlet
yerine kullanlm tr

2 Bk. H. Naili Kvbah, Devlet Anayasa Hukuku, st S. 128

95
Yunanllar buna Polis ( no?\.tg ) Romahlar ise Res publicum veya
Civitas 3 derler. Dikkat edilirse ayni terimler hem devleti hemde ehri
.

gsterir. Zira o devirlerde devletin lkesi sitenin geni lemi bir ekli
saylyordu. Bodin buna Republique, demi ti.

Siyasal bir kurul anlam nda bat dillerindeki Etat terimi ilk olarak tal-
ya'da Stato diye kullan lmtr. Machiavelli ister Cumhuriyet, isterse Mutla-
kiyet olsun devlete ilk olarak bu ad vermitir 4 Ingilterede ayni kkten
.

ve ayni siyasi anlamda State kelimesine 1538 tarihinde Thomas Starkey'in


eserinde rastlan r Bu kitap talyan makamlar n incelemekte idi. Fakat
Ingilterede resmi dile devlet sekretesi (Secretary of State) deyimiyle girmi tir.
Bu deyim Elizabeth zamannda Robert Cecil'in i gal ettii bakanlk grevine
alem olarak kullan lyordu. 17. yzylda Almanyada Staatkunst deyimi
talyan kkl Ragione di Stato (Devlet ynetimi) kar l olarak kullanl
mtr.

Almanya'da Staatsrecht sz kamu hukuku anlam na gelen Jus pub-


licum karl kullanlrd Teknik olarak bu terimle lkeye, halka ve egemen
otoriteye at f yaplmaktadr. Bugnk anlamda devlet sz bir dereceye
kadar siyasi ba mszlk ifade eden ve hatta byk lde bir egemenlik
iddiasnda bulunmayan ynetimleri de iine alacak derecede geni letilmitir
O kadarki tarihi gidiinde Avrupadaki siyasi ve felsefi geli melerle hi bir
ilgisi olmayan Avrupa d devletlere de bu ad verilmi tir. Ingilizcede devlet
sznn tesadfi olarak toplum anlam nda kullamld da olmutur. 5 .

Millet sznn ok kere devlet anlam nda kullanld olmutur. phe-


siz kltr bakmndan farkl olan bir milletin bir devlet iinde az nlk olarak
kalmas olay ile ayni lkeye yerlemi bir devletin e itli milletlerden kurulmu
olmas hali vardr. Bu da gsteriyorki devletle millet ayni ey olmaktan uzak-
tr. Bu iki terim sosyolojik ynden birbirinden ayr anlamlardadr. Millet,
kltr, toprak, Din, tarih, kader ve ama birli i, gelenek, grenek, ulusal
lke ve kahramanlklara sayg gibi ortakla a temellere dayanr. Btn bu
temellerin belki de en nemlisi, milletlerin S YAS KADERLER N KENDI-
LERININ TAYIN ETMESI isteidir. Devlet ise siyasi ve hukuki makam.

3 Yunancada Polis ehir ve devlet anlamna geldii gibi politis kelimesi de ayni kkle
ilgili olarak yurtta anlammadr. (Bk. Prof. Sinano lu Yunanca-Trke szlk.) Latincede civitas
kelimesi vatanda lar birlii devlet ve milletler toplulu u (Civitates aut nationes) anlam nda
kullamlmaktadr. (BK. Cassell'a Latin Dictionnary)
4 Machiavelli, prince, kesim 1.
5 George H, Sabine E. S. S. Cilt 14 S, 328 State maddesi State is an History regarded
at as the halt)

96
larn birliine iaret saylmaktadr. Devletle milletin ayni . ey olmamasna
ramen srarla ileri srlen bir inan a gre milli birlik, siyasi birliin bir
temelidir. Bundan dolay hi olmazsa siyasi ideal bakmdan milli devletlere
modern tip ,tevletler denebilir. Bununla beraber milliyetili in devletin fiili
yaps zerindeki yanklann ok geni tutmak ve bunu sihirli bir maymuncuk
saymak yersizdir.

B DEVLETIN BA LANGICI

Devletin ba langcn ararken Devletle devlete benzeyen ok ilkel, bulan k,


ve geici bir devrenin hesaba kat lmas gerekir 6 .

ilkel devlet sisteminden yksek kltr hayat na gei in aync niteliinin


iktisadi bir retim arac olan sapamn kullanlmas olduu iddia olunabilir.
Bu konuda btn bilginlerce henz bir gr birliine vanlmanutr. Bundan
dolay biz de devletin kurulmas iin genel olarak temelli say lan unsurlar
saymakla yetinece iz. Bir devletin var olmas iin, yukarda belirttiimiz
zere lke yeter say da bir insan toplulu u ve eemen bir ynetim
temelli artlardand r. Bu duruma gre devlet belli bir lkede ya ayan, stn ve
eemen bir' otoriteye bal bir insan topluluunun meydana getirdii devaml ,
siyasi ve hukuki bir btndr. Egemenlik unsuru eski bir anlay a gre rkip,
nzir, mdun, mfevk tan mayan bir irade iktidar dr. imdi bu ilke Devlet
bnyesinde vukua gelen de ime sonucu sadece ierde zerklik (Dahili muhtar-
iyet) ve darda bamszlk eklinde kendini gsterir. Egemenlik, ilkel toplum-
larda bile Ru eyn (Embryon) halinde vard . Toplumlarn ve dini cemaat-
larn siyasal ve toplumsal geli mesi ele ahnacak olursa, baz gruplarn yalnz
akrabalk bana, baz larnn tarihi bitiiklie (Contiguite Historique), baz -
larnn ortakla a bir tarih ve gelene e ve hatta baz larnn da tek bir ynetim
(Gouvernement unifie) alt nda yaama olayna dayand grlr. Gler, sa-
va lar ve zorumlu boyunduruklar (Subjugation) ve buna benzer birok geli -
meler devletlerin do uuna ve siyasal yap nn kurulmasna hizmet etmi -
lerdir. Kuzey Amerikada ki birok kabileler ahenkli olarak birbirlerine ba -
lannular ve fakat hibir suretle te kilath bir btn (Organised Whale) iinde
erimemilerdir. O kadar ki bunlar iin devlet deyimi i kullanmak ok gtr 7 .

MacLeod,
.._ devletten nce gelen iki te kilat tipini incelemektedir Bunlar-
dan birisi Kuzey Amerika yerlilerinden Yurok kabilesinde uygulanmakta

6 R. H. Lowie, The Origine of the state, New York, 1927


7 Birbirleriyle koordine olan kabileler unlardr : Cherokec Pawnee, Dakota, pueblo,
Joachim Wach, Sociology of Religion. S. 289

Din Sosyolojisi F. 7 97
olan anar i (Anarchie), tekisi do u Afrika Kabilelerinden Bantular aras nda
rastlanan ihtiyarlar idaresi (Gerontocratie) d r. Bunlara benzeyen Kuzey
Amerika'nn tannm rokva (rouquois) lar birli ine veyahut Natschez
tekilatna devlet sfatn vermeyi hakl gsterecek bir sebep yoktur. Fakat
gerek Aztek ve gerekse Peru hkmdarl klarna pekla devlet ad verilebilir.

C DEVLETIN TANIMI

Nazariyecilere gre devlet, ortakla a ama ve lknn gerekle mesi


iin birlikte hareket eden insanlar n meydana getirdikleri grup ve te kilattr.
Bu tanm devleti toplumdan kk, fakat amac nn kesinlii bakmndan
ortaklaa ya aylardan ayr sayar. Ba ka bir grle devlet, toplumda yaayan
insanlarn olaganst d mnasebetlerinin dzenlenmesi amac n gden top-
lumsal bir ynetim kuruludur. Byle bir gr tabiatyla menfaat devlet
teorisi (Th63rie utilitaire de L'Etat)tipiyle ayni ardamdad r. Metafizik, hlak
veya adalet bakmndan kuvvetle desteklenen baz yazarlar, devletle toplumu,
grup meselesi olmaktan daha ok bir gr fark olarak ayrdederler. Bun
lara gre devlet, toplumun bir blm de il bir baka ynden grn dr.
Bylece Hegel hkmetin hergn yapmakta oldu u bu trl grevleri devlete
kar deil, sivil topluma (Burgerliche gesellschaft) kar yaplan polis grev-
lerine yormaktachr. ngiliz siyaset nazariyesine bugnk kimli ini veren ngiliz
Hegelcileri, devleti toplumsal bir kurumdan daha ok toplumsal de imeleri
(Chanement) yneten, her yerde ve her eyde gizli bir uzla trma etkeni
(ntelligence) olarak d nrler. Hukukulardan, zellikle Kant gr ne
taraftar olanlar bu trl ay rm, daha iyi aklamlardr. Bylece Kelsen
devletin bu sosyolojik gr n yani onun toplumla a klanmasn toptan
redetmitir. Kelsen Almancadaki Sein (olan) ve Sollen (olmas gereken veya
arzu edilen) aras ndaki esash farktan faydalanarak Devleti Hukuki normlar n
dzen ve sistemi olarak hviyetlendirmi tir.

Devlet sznn siyasi te kilat gsteren bir terim olmas , Devletle hk-
met arasnda kesin bir s mrlamay gle tirir. Mutlak . hkmdarhklardan
daha do rusu Mutlakiyet devrinde, Devletin e emenlii hkmdarm ahsnda
toplandndan devletle hkmet ayrm o kadar nemli de ildir. O devirde
lke ve lke zerinde ya ayan halk hkmdarn mameleki (Patromoine) say-
lr& 8 Bununla beraber byle bir ay rm yaplmas, Devletin, hukuki anla-
.

y bakmndan ok nemlidir. Seydle den Jellinek'e kadar birok Alman


nazariyecileri mmelek gr n ykarak devleti, hukuki bir varl k olarak
kurmulardr. Hkmdar ve hkmet sadece devletin organlar dr. Kelsen
devletin hukuki ahsiyetini mphem grmektedir.

8. Marrielek. Bir kimsenin yar you, mal mlknn tm.

98
D DEVLETN KURUCU UNSURLARI VE
DEVLET GCNN NE OLDUU

Yukarda devletin unsurdan meydana geldi ini belirtmitik : (lke,


insan topluluu ve Egemenlik) Bunlardan insan toplulu u ile lke devletin
Maddi unsurlardr. Bunun yannda ok nemli bir unsur daha vard rki bu
da manevi nitelikte olan devlet otoritesi, veya egemenliktir. Maddi unsurlar
olmadan bir deiletin kurulmas mmkn deildir Fakat sadece maddi unsur
larn bulunmas bir devletin kurulmas iin yeter saylamaz. Maddi unsur-
larla ve bunlara ili kin teorilerle u ra mak konumuzla ilgili de ildir. Fakat
ilerdeki ara trmalarda aydnlatc bir nem tayaca iin devlet otoritesi
(Eemenlik) zerinde durmak yararl dr.

Bir insan topluluunun bir lke zerinde yerle mesi devletin bir balan-
gc saylabilir. Fakat devletin kurulmas iin toplumun hcreleri saylan
birliklerin bir amac gerekle tirme u runda kayna malar ve mertebeler
dzenine ba lanmalar gerekir. Bu ise ancak devlet gc denilen e emen
bir erkin (iktidarm) varl ve basks ile olur. O halde devletin en nemli
unsuru, bu kayna may salayan ve mertebeler dzenini kuran e emen bir
devlet gcdr. Bu temel unsur yan nda ikinci dereCede bir takm unsurlar
daha vardr. Bunlara VAHDET ve DEVAMLILIK denir. Bir lkede yerle en
insanlar arasnda bu unsurlar yani devlet kudreti, VAHDET ve DEVAMLILIK
varsa orada zorunlu olarak devlet vard r.

Devlet gcnn ne oldu u konusunda biri. Frans z buluu olan, szleme


teorisi, tekisi Alman gr n aksettiren pozitivist teori vard r. Zaman-
mzda bu dikenli mesele zerine yaz yazanlar bunlardan birini veya tekini
esas tutarak ie balamaktadrlar. Biz devlet gcnn aydnlanmas konusunda
nl yazarn adlarn aklamakla yetinece iz. Alman Pozitivist okuluna
katlmakla beraber Normativizm gibi orijinal bir fikir ortaya atm olan
Kelsen, gerekci bir doktrin sahibi olan Leon Duguit, ve nihayet realizmle
idealimizi badatrmaya al arak sosyolojik verilerden i e ba layan Hau-

riou'dur 10.

E DEVLETN SYAS VE TARIHI GRN

Siyasi kurumlarn gelime ve ilerlemesi belirli bir dzen ve yol izlemedi i


iin bir sraya gre, devletin evrimini sz konusu etmek gere e uymayan
bir iddia olabilir. Bununla beraber birok devlet tipleri inceleme konusu
olabilir. Bunlar, ilikin olduklar devirlerin ayrc zeliklerini ta rlar.
1 ehir Devleti (Esat-Cit) Devlet rneklerinin ilkidir.

9 ve 10 Bak. Akbay, Muaffak, Umumi Amme Hukuku, Ankara 1952.

99
Denilebilirki asl bu ehir devleti iinde siyasi devlet nazariyesi ba lamtr.
Bu tip devletin zelli i kkl ve siyasi ya aynn itenliidir. Baka
bir deyile iten (Samimi) ve etkin bir ynetimin kurulabilmesi lke s nr-
larmn ok dar olmas ve Yunanistanda oldu u gibi dar ile ticari ve siyasi
mnasebetleri salayacak derecede halkn savac olmasna bahdr. zgr
yurtta anlay kuvvetten daha ok i birliine dayanan zgr ynetim anla-
ynun kanlmaz bir gere i idi. Bu bakmdan Yunanistan' n Yurtta hk
gr hukuki olmaktan daha ok ahlki ve e itimsel idi. Zira Yunan dnr-
leri devleti, iinde yksek medeni ya ayn salanabilecei, bir olay gibi
grmekte idiler. Fakat idealim son derece zengin olu u bu alan sekin ve
kk bir snfa z klmtr.

ehir devletinin, ilk nce Makedonya, daha sonra Roma imparatorlu u


tarafndan yutulmu olmas bu sistemin siyasi anlamn yok etmi ve onu
ideallerinden uzakla trarak yalnzla gtiirmiitr. Roma devletinde yurtta lk
evrensel bir nitelik ta yordu. Yurtta lar aras ndaki ba , ehir devletinin kltr,
itenlik (samimiyet) ve i birliine dayanan ba larndan bsbtn ba ka idi.
Romada bu ba hukuki idi. Bugn bile hukuk anlay Roma dncesinin
bir miras saylabilir. Yarg otoritesinin ve yarglk hakknn inancas ka-
nundu. Kanun ve daha geni anlamyla hukuk, tatbikatta hak ve hukuku
iine alr bir ekilde tasarlamyordu. Bir Romal her tarafa bir hukuku g-
zyle bakmakta idi. Hayvanlar n bile ok zaman yarglanarak cezaya arp-
trlmas, Romann Hukuka verdi i nemi belirtme e yeter. Bir dnya devleti
iinde bu hukuk idealinin devam edebilmesi, imparatorluk otoritesinin kay-
nan askeri bir gten alm olmasndan ve bu gcn hukuk sistemiyle destek-
lenmi olmasndan ileri gelir.

2) Orta ada siyasi kurum ve dncelere byk lde feodalite


balar hkim bulunuyordu. ' Bu devirde hkmdar ile uyru u arasndaki
mnasebet nizami (tzksel) bir mnasebet oldu u halde Senyr ile toprak
kulu arasndaki mnasebet daha ok szle meli bir mnasebete benziyordu.

3) Avrupa siyasi tarihinin modern a aktan aa siyasi ve hukuki


otoritelerin merkezle meye doru bir yol ald n gsterir. Bu hareket ticari
ilerin art, mahalli bamsahldann ortadan kalkmas , esnaf loncalarnn,
din ve rhban derneklerinin kald rlmasyla yakndan ilgilidir. Bu trl mer-
kezile me hareketi biribirine d man din ve mezheplerin do urdu u ayr-
hklar ahenkli klma ihtiyac ve milli birlik duygusunun artmas ile tevik
grmtr. Milli Birlik duygusunun amac , siyasi iktidara dnyevi ve ly k
bir temel vermektir.

Bu trl devlet anlayna egemenlik anlay ok uygun gelmektedir,


ilk a amada milli birlik duygusunun artmas , iktidardakilerin siyasi nfuzunun

100
artmas n gerektirmi ve bundan da en ok kira! faydalanm tr. ngilterede
bu hal parlamenter geli me ile ba da m tr. Bu memlekette snflar temsil
eden bir meclisten (Assembly of Estates)ulusal nitelikte bir yasaman meclis
(Natoinel Legislative) do mutur. Bu meclis ise genel oyla seilen yasaman
meclisin asli rne ini (Prototype) vermektedir. Bu rnek say lan yasaman
meclisin de dahil bulundu u ngiliz sistemi, geirdi i saysz deiikliklerle
bugnk demokrat ve liberal devletin tipik bir rne i olmutur l.

4) Modern Devlet olarak son zamanlarda yeni tipte baz devlet ekillerinin
gelime halinde olduunu sylemek do ru olsa bile bu ana kadar ngilterede
gelien demokrat tipin yerine geecek daha stn bir devlet eklinin bulunmu
olduu iddia edilemez. Mesela bugn mutlakiyete dayanan bir sistemin ngil-
tere iin uygun bir ynetim oldu u ileri srlemez. Britanya Milletleri Toplu-
luu (British Commonwealth of Nations) nun varl ve parlamento egemenli i
hkmdarl hukuki bir faraziyeye irca etmi tir. Yani Ingilizler, mutlakiyet
eklinin btn klk ve kyafetini muhafaza etmi , ancak onun iinden sanki
bir rnga ile btn eskilikleri atarak yerine ok yeni fikirleri zerk etmi
gibidirler. Bu konuda ekil ve grn e aldanmamak gerekir. Zira bugn
ngiliz meclisinin farazi olarak yapamayaca birey varsa oda kad n e kek,
erkei kadn yapmakt r ki baz dnrlere gre meclis hukuk bak mndan
bunu da yapabilir. S k bir uluslar aras sisteminin kurulmas ulusal egemen-
lik ve ba mszhklar daha farazi bir hale getirebilir. Yahut toplumsal ve
ekonomik mnasebetler ba mszlk nazariyesine ayak uydurmak iin k lk
kiyafet de itirmek zorunda kalabilir. Devlet ynetiminde mlk sahiplerinin,
i ilerin ve tketicilerin karlar bakmndan ticari, iktisadi, mali ve hatta
siyasi baz dzen ve tedbirlere ba vurulmas nne geilmez bir zaruret
haline gelmi tir. Di er taraftan, yasaman meclislerin meseleleri z-
mede gsterdikleri yetersizlik kimsenin gznden kamamaktafbr. Bu alan-
da genel dzenleme ve denetleme gr , seim ile kurulan meclislere bira-
klmak suretiyle hkmet ve idare dzeni iin gerekli organlar kurmak gibi
temsili bir mahiyet arz eden hkmet ekli kaldrlarak s k .snurlamalarla
otoritenin daha ok merkezile tirilmesi de d nlebilir. kinci kta yani
temsili hkmetin kaldrlarak sk snrlamalar gerektiren merkezile me
sistemine talya ve Almanya'da kurulmu olan fa ist idareler misal te kil
ederler 12 . Devletin totaliter anlay olan bu doktrine gre, devlet yaln z
hukuki anlamda egemen olmakla kalmaz. Toplumsal ya ayn btn b-

11 Bk. Georges H. Sbine State, E. S. S. Cilt 14 S. 329 ve devam

12 Bak. Schumen Fredericke, political theory of german Facism, American political

scienes Review, cilt, 28, 1934. Sh. 210-232)

101
lmlefini dzenlemek grevini de zerine alr. Eitim, din ve sanat ka-
dar, sermaye, i ve ulusal ekonominin tm devletin dzenleme, ynetme,
denetleme ve mdahele alan na girer. Rusyada 20. yzylda yerle mi olan
Komnist devlet anlay, sonular bakmndan bu grten ok farkl de-
ildir. Rusya'daki sistem i i snfnn karlarn korumak zere kurulmu
bir diktatrlk oldu u halde Fa izm ve Nazizm a ka itiraf edilmedi i halde
kapitalist diktatrlkten ba ka birey deildir. Yani spanyollarn dedii
gibi birisi kzl, di eri beyaz birer diktatrlktr. Fakat her ikisi de bir dik-
tatorya idaresidir. Her iki sistemde de (Yani Fa izm ve Komnizmde) mu-
halefet partileri kald rlm ve parlamento asli cevherinden yoksun kalm tr
Bununla beraber her ikisi de ba hcas reciler konfederasyonu olmak ze-
re baz organlar vastasyla TEMSIL ESASINI, muhafaza ettiklerini srar-
la iddia ederler. Muhalefet, Demokrasi ve Parlamento rejiminin bir temel
unsuru oldu u halde Fa izm ve Komnizmin kurdu u bu organlan sistem
ve temel unsurlardan saylamy\-aca artk anla lnutr. Bu tecrbelerin
yeni bir devlet tipine i aret sayldn sylemek g ve hatta imkns zdr.
Yalnz Rusya meselesinde Komnizmin memleketin iinde bulundu u zel
artlara uygun d mesi mmkndr. Ba ka memleketlerde ayn artlarn
bulunmay, dier devletlerin Komnizm sistemini ayn dorultuda geli-
tirebilmeleri ihtimalini bertaraf eder. Bunun gibi. talya ile Almanya mese-
lesinde Fa izmin yeni bir devlet tipimi yoksa modern bir k ha brnm
eski bir diktatrlkm oldu unu kestirmek bir hayli gtr. Fa ist devlet-
lerin kurulmas ve bu ekildeki bir devlet anlay munn geici de olsa reva
bulmu olmas ksmen toplumsal knt ve sefaletten do an psikolojik
telfiye, ksmen de bu sistemin milliyetilik, Hegelcilik (Hegelianisme ve Mak-
yavelcilik (Machiavelisme) ile kar k bulunmasna atfetmek gerekir 13 .

Herhengi bir devlet nazariyesinin en g taraf , olaya ve de erlere ve-


rilmesi gereken nemde sakh bulunmaktad r. Herhangi bir de eri pein ola-
rak var farz ederek i e ba lamak bizi yanl yollara gtrr. Siyasi olaylar,
deerlendirmeler altnda bir de erler dokusu niteli indedir. Gerek si-
yaset felsefesi, halkn zihninde mphem olarak mevcut olan de erleri ak-
la kavu turan ve de erlendirmeyi yeni olay artlarna uygulam olandr.

13 Bk. Prof. E.Z: Karalm devrim ve laiklik yaz s S. 67 Laiklik adli anonim eseri, (Birinci
cihan harbinden sonra Laik idealini inkar eden, nsan ahsiyetini ham madde gibi kullanmak
ve israf etmek isteyen Fa izm ve Komnizm rejimleri ortaya kt . Lyik de erleri ihtiva eden
Demokrasi nizam na, ayr cephelerden, taarruz ederek bu nizam bsbtn kaldrmak istediler.
Fakat ikinci cihan harbi ile tasfiye edilen zihniyet Fa izm zihniyeti oldu. Bugn ayakta tutun-
maya alan Komilnizme gelince : Korkuya, zulme dayand iin ve yalmz maddeye k ymet
verdiinden insanlk iin bir iddia de ildir ve olamaz. Fa izm'in urad akibetten kurtulmas
da, bu sebeple ne mmkndr, nede muhtemeldir. Bu k sa aklamada gsteriyorki medeni
dnyann ideali ve istikameti Lik devlet nizanud r.

102
Geleneksel Devlet Felsefesi, her devletin gerek kendi uyru una kar,
gerekse ba kalarna kar uygulamakta oldu u zorlama gcn (Contra-
inte) ahlki ynden hakl gstermek yolunu tutmu tur. Eski toplumsal sz-
le me (Contrat social) veya Tanr sal hukuk (Jus divinum) nazariyeleri bugn
modadan d mtr. Fakat bu iki nazariye aras nda mevcut olan esasl fark
devam etmektedir. Her iki nazariyenin de devletin haiz oldu u zorlamay
hakl gstermek zere ortaya at lm olduklar izahtan varested r.

Devletin Hukuki nazariyesi, de erlendirme s nrlar iinde d nlen


nazariye tipinin zel bir halidir. Bundan dolay ahlaki de erlerle ilgilenme e
bir ihtiyac yoktur. Mesele kollektif iradenin geerli i ve gerekli ini ilgi-
lendirdii orant da olumludur. unu da sze katmak ki hukuki yetki, ken-
diliinden bir de erdir. Bunun fiili bir iktidarla zorunlu bir mnasebeti yok-
tur. Siyasi e ilimdeki nazariyeler, Hukukla devlet aras nda tek bir mnasebet
kabul etseler bile, genel olarak devlette yaln zca hukuki olmayan siyaset
ve hkmet tasarruflar (Actes gouvernementaux) n n bulundu unu kabul
ederler. Kanun yapma yetkisini devletten farkl bir grev sayan nazariyeler
o u zaman hukuku bir norm, devleti ise kendisinden hukuk normu kan
bir tzel ki ilik sayarlar. Bu tip nazariyeler hukukun var olmas n bir devle-
tin var olmas na; bir devletin var olmas n da hukukun var olmas na ba lar
ve bu iki nerme aras nda bir fark gzetrnez. Bu yolda tamlan en a k durum
Kelsen'in durumudur. Kamu otoritesinin me ruiyeti ile ilgilenen nazariyeler
bile kaideten bu meseleleri, fiili ve ill mahiyetleri dolay syle birbirinden
ay rdedememi lerdir. Makyavelden beri siyasi ve hukuki mnasebetlerin
mekanizmaslyla ilgilenen bilginler olmu tur. Fakat Aristonun siyasetname
veya politika diye an lan 14 eseri bu sahada yap lan etdlerin tmne bir
misal te kil eder. Bu trl eserler, toplumsal ve siyasal psikoloji ve kltr ant-
ropolojisinde yap lan en son ara trmalarda olduka nem kazanm lardr.
Son devrin siyasi mnaka alarnda sz s n f mcadelesine getirilmekte ve
devlet iktidarda bulunan s nfn vekletini haiz bir heyet (Agence), say l-
maktad r. Byle bir anlay a gre devlet mensup oldu u s nfn menfaat-
lerini korur; Fakat di er s nflar smrr. Bu nazariyenin ka nlmaz bir
sonucu s nfa dayan mayan bir cemiyette devlet kavram n!'" ortadan kalkmas -
dr. Bu fikir gayet topik bir fikir oldu u halde halen sosyalistlerce ra bet
grmektedir 15 .

F) DINLE MNASEBETLERI BAKIMINDAN DEVLET EKILLERI.

Bu konuda bir ok s mflamalara raslamr. Genel olarak Dinle mnasebeti


bakmndan Devletin drt ekli d nlebilir:

14 Bak. Aristo, Politika, IV, VI kitaplar.


15 Bak. E. S.S. State Maddesi.

103
1. Teokrasi (Theocratie)

Din kurallar= devleti ynetmesi sistemidir. Tarihte pek ok rnek-


lerine raslamr. Gnmzde says ok azalm olan bu sistemde devlet bir
dini resmen tanr. Bu din dnda kalan dinlerle mensuplar mn Devlete hi
bir deeri yoktur. Devletin temeli din ilkelerine dayan r. Bu sistemin daha
ileri ekillerinde bir dini ho grrlk yer ahr. Hatt anayasalar ba ka din-
lerin de varln kabul ederek bunlara bir hak tan r. Gnmzde Suudi Ara-
bistan, Tibette uygulanmakta olan Lamaizm ve bir bak ma spanya bu sis-
temin belli ba h rnekleridir. slamda Devlet (Hilafet) saf eklile en aydn-
latc bir teokrasi rne idir.

2. Bizantinizm (Byzantinisme)

Devletin dini himayesine almas demektir. Buna ngiliz yazarlar kayser


papali anlamnda (CaesaroPapism) derler. Iznik Konsilinde dini himaye-
sine alm olan Konstantinin durumu byledir. Osmanl Imparatorlu u Ya-
vuzun Hilafeti ele geirmesinden sonra bu sisteme ok yak n bir ynetim
ekli olmutu. Yazarlar aras nda Osmanl idaresini Teokrasi sayanlar da
vardr.

3. Konkordato Sistemi (Regime Concordataire)

Bir Devlet Ba kan, lkesinde ya ayan kimselerin ilgili bulunduu dinin


nderiyle bir anla maya varrsa bu anla ma hkmlerine gre bir ynetim
kurulur ki buna konkorda veya konkordato rejimi denir. Bu rejim iki taraf-
h bir uluslar aras anlama niteliinde olduundan bunun tek tarafl bozul-
mas Devletler hukukuna ayk rdr. Fransada Birinci Franois ile papa ara-
snda ve Napolyonla papal k arasnda byle bir anlamaya varlmt

4. Lyiklik (Laicite)

Dinle Devletin ayr lmas ilkesidir. Demokrasi e itlik ve zgrlk temeline


dayanr. Lyiklik ise eitlik ve zgrl n bir sonucudur.- Bu drt sistemden
en nemlisi birinci ile sonuncudur. Birincinin en tipik rne i slamda Devlet
bahsinde, Lyiklik ise daha ileride sz konusu edilecektir.

.: Demir perde gerisinde gruplanan halk demokrasilerinde Sosyalist sis-


temler klasik demokrasilerden farkla olarak din ve vicdan zgrl yannda
dinsizlik (atheisme) zgrln anahaklar aras nda savunur.

104
II. SLAMDA DEVLET (HILAFET)

A. Genel Bilgiler

Devletin Maddi Unsurlar ve Kamu gc

a Devletin maddi unsurlar (lke ve halk)

Islmiyet dnyay e ay rr; bunlarn herbirine dr denir. Mslman-


larn elinde olan ksma Darlislam, mslmanlarn elinde olnuyana Darl-
harp; mslmanlarla bar halinde olana Darlsulh derler. Btn mslman-
lar bir tek millet (milleti vhide) say ld halde gayrimslimler zmreye
ayrhrlard. 1 islam egemenli i altnda bulunmayanlara kafiri harp denir-
di. 2 islam egemenliini tanyan gayrimslimlere ise 1(Ctfiri zim ni denir
Bu Kfiri zmmilere reaya da denirdi. 3 islam egemenli ini tanmam
olmakla beraber islam lkesine s nm olan ve islam himayesi alt nda ya a-
yan gayri mslimlere de kafiri mst'emen derlerdi. Mste'menler ancak
bir sene islam lkesinde kalabilirlerdi 3 .

b Devletin manevi unsuru (Kamu gc veya egemenlik).

Terimler ve anlamlar

Hak ve hukuk. Bugnk anlamda hukuk zorunlu toplum kurallar dr


biarada iki trl hak vardr Biri hakkullah denilen Tanr sal Hak; tekisi
Hakkul'ibad denilen kul hakkdr. Genel olarak bunlar n birincisi bugn
kamu hukuku blmnde incelenir. Ikinci grup ise bugn zel hukuk ba l
altnda toplanr.

Kamu hukuku, kamuyu yani toplulu un ortakla a ilerini ilgilendiren


hukuk kollarn iine alr. Bu zmrede taraflardan biri devlettir. Bugn Hu-
kuk Fakltelerinde okunmakta olan Anayasa hukuku, dare hukuku, Ceza
hukuku, Devletler Umumi Hukuku, Mali Hukuk ve benzerleri Kamu Hu-
kuku ailesindendir.

Yukarda da belirtti imiz gibi, slamda bu haklarn ouna Tanrsal hak-


lar (Hakkullah) denirdi. Bugn Kamu haklar arasnda grd mz zgr-
lk hakk (hakk hrriyet), nefsin ve rzn dokunulmazl hakk (hakk
ismet), mlkedinme hakk (hakk mlkiyet) ve ahsn dokunulmazl slamda
Tanrsal haklardand .

13 Osmanli imparatorlu unun son zamanlarnda Zimmilere tebai gayri-mslime ve mste'


menlerede tebaa ecnebiye denmi tir.

105
Halife ve Hilafet sz Arapa 13 alefe ( ) kknden gelir.

Birinden sonra gelmek anlam ndadr. Halife sz Bat dillerine Calife,


Khalife, caliph eklinde gemitir. Kelime, T kede anlamda kullanlr:
1 Trkelemi olan ekli ile "Kalfa" in aatta mteahhitle usta aras nda
yap ilerini idare eden kimseye denir. 2 Eski Bab li memurlarna verilen
bir unvandr; 3 Mahalle mekteplerinde hocadan bir derece a a olup -
rencilere yard m eden kimsedir. Halifenin konumuzu ilgilendiren anlam
ise Peygamberin lmnden sonra islm n siyasi ve dini- nderli ini yapan
kimsedir. Buna gre Halife Peygamberin vekilidir. Ebubekir Tanr Peygam-
berinin Halifesi (Halifei Resulullah) unvan ile yetinmitir. Tanr nn Hali-
fesi (Halifetullah) deyiminin de kullan ld olmusa da bunun do ruluu
sabit olmamtr 14 .

Kur'anda islmi anlamda hilafeti ilgilendiren bir hkm yoktur. Sadece


kamu hukukukunu ilgilendiren iki yet vardr: Bunlarn birincisi, "Msl-
manlar ilerini kendi aralarnda me veretle yrtrler" 15 tekisi "Tan: ,

r'ya, Tanr Resulline ve buyurma yetkisi olanlara itaat 16 tler" 17 .

Grlyor ki birinci yet devlet i lerinde kar ilkl danmay hedef


tutmakta, ikincisi ise anar i, ba szhk ve hkmetsizli i nlemek ve disip-
lini salamak iin itaat emretmektedir 18 .

Kur'anda Halife hakk nda, islmi anlamda bir hkm yoktur. Bu, by-
le olmakla beraber Kur'an n muhtelif yerlerinde Halife szne rastlanmak-
tadr. Arap dilinde tad tarihi anlamlan ve hilafet sz iinde gizlenmi
zellikleri belirtmesi bak mndan bunlar incelemek yerinde olur.

14 Abbasi Halifelerinden Mansur mekke'de irad etti i bir hutbede kendisinin Allah' n
yeryznde tayin etti i bir Sultan oldu unu sylemitir. Bundan Tanr'nn yeryzndeki gl-
gesi il j; manas karlmaktadr. Bu gr yanhtr.

15 Kur'an, Sra Suresi, 37 j.1


16 Kur'an, Nisa Suresi, 59 ji l J y JJI 1_,"1. .11 13..,1,1
17 Tartu i eski bir bilgine atfen krk yllk istibdat bir saatlik anar iye mreccahtr"
der.
18 ncil'de I. Petrus'un birinci mektill u (Premire clptre de Pierre, II) 13-14 ayetinda
buna benzer bir hkm vard r : "Gerek egemen Kral olsun gerekse bu Kral n ktleri cezalan-
drmak ve iyileri korumak zere gnderdi i valiler olsun insanlar aras nda kurulmu her oto-
riteye"Tann u runda itaat . ediniz (Kitab Mukaddesteki ifade bozuk oldu undan Franszca
ashndan tarafmdan evrilmitir.) Luter'e gre fena ve haks z da olsa cismni otoriteye isyan
ve ayaklanma tecviz edilemez. nki ktl cezalandrmak herkese ait bir i deil, ancak
elinde dnya otoritesini bulunduran makam buna yetkilidir. (Bk Edit de Weimar, Cilt XVIII,
Sayfa 302 ve devam ) Buna kar lk Ralven (Calvin) kt idareye kar direnmeye uygun grr.
(Bk. G. Mensching, Sociologie Religieuse, Paris, 1951, sayfa 132)

106
Tanr, Hazreti Davud'a: "Ey Davut seni yer yznde halife k ldk
Yeter ki insanlar aras nda hak ve adaletle hkmedesin." 19 Burada Hazreti
Dvut, Tanr'nn halifesidir. Fakat bu halifelik hak ve adaletle hkmetmek
artma ba ldr. Adaletin yerine getirilmesi eski bir deyimle Hakk n ihkak
ve batln iptali demektir.

mam ve mamet: Bir ok islam mtehitleri tarafndan mametle hilafet


ayn anlamda kullamlmtr Fakat dikkat edilirse bu iki deyim aras nda
bir fark vard r. Her mam Halife de ildir; buna karlk her Halife ayn za
manda islamlann mann (maml Mslimin) dir. Eski hukukular bu iki
kavram arasnda Umumu Mutlak ve Hususu Mutlak mnasebeti vard r der-
lerdi. Mesela mahalle imamlar, tabur imandan, mam Azara, mam afii
mam Gazali gibi bir meslek veya mezhebin nderleri Halife say lmazlar.

mam sz kur'anda Hz. brahimin Tanr ile yapt bir konumasnda


geer: Burada Tanr Hazreti brahime "Ben seni nasa imam yapaca m"
buyuruyor 29

slam Hukukunda birinci derecede nemli kaynak Kur'and r kinci


olarak hadis gelir. Hadis Peygamberin syledi i, yapt, yaplmasn emret-
tii ve yaplrken mani olmad iler ve eylemlerdir. Bu anlamda snnet
kelimesi de kullanlr Buraya kadar Kur'anda konumuzla ilgili hkmler
grld. kinci derecede bir kaynak olan hadiste konu ile ilgili nemli hkm-
lere raslanmaz. Geri mam Kurey Kabilesinden olacakt r 21 diye bir ,

hadis varsa da bu hilafet messesesinin mahiyetiyle ilgili de ildir. Kur'an


ve Hadiste hilfetle ilgili bir a klamaya rastlanmamas meseleyi icma'a
brakmtr

Hildfeti Hakikiye ve Hilafeti Suriye: Snnet etli bilginler hilafeti, Hi-


lafeti Suriye ve Hilafeti Hakikiye diye ikiye ay rrlar. Bu blmleme Bat l
bilginlerce de benimsenerek Hilafeti Hakikiyeye Frans zca (Califat parfait
ou legitime) ingilizce (Orthodoxe Caliphate) denilmektedir. Hilafeti Suriyeye
sadece Califat veya (Caliphate) denilmi tir Ileride uzun uzad ya grece imiz
Hilafeti Hakikiye (gerek halifelik) gerekli nitelikteki bir kimsenin mmetin
sekinleri tarafndan geilmesi ve biat denilen halk n onay ile iktidara gel-
mesi halidir 22 islamiyetin ilk devirlerinde gelen ilk drt halifenin durumu
.

19 Kur'an Sad Su esi (XXVII) 17. Ayet.


20 Kur'an I, 124
21 ( ot?. e 1)
)Z
22 Sadreria, Tadil-l Ulum adl eserinde hakiki hilfete hilfeti nbvvet ad m vermek.
tedir. (Bk Seyyit bey, Hilfetin mahiyeti er'iyesi, sayfa 16 ve devam .

107
byledir. Suri hilafet ise yukarda temel ilke diye sayd mz esastan birinin
(seimin) eksik olmas dolaysiyle ancak eklen hilafet saylr. Emevilerin,
Osmanllarn hilafeti bu trldr.

rf adet: Bu terim aslnda iki kelime oldu u halde tek bir anlam vardr.
O da, halkn yapt hukuktur. Kelime Bat dillerinde kullanlan usage, Co-
utume gibi tabirlerin karh olmakla beraber Frans zcada Les us et coutu-
mes terimi nas l iki kelimeden yap ld halde bir tek anlam ta yorsa, hukuk-
ular= da halen bu iki kelimeyi yukarda belirttiimiz anlamda kullan-
maktadrlar. Halbuki gerekte iki kelime sz konusudur. Bunlardan biri
rf, tekisi dettir. rf, irfana dayanan bir kurald r. Bilginlerin, arif olanla-
rn koyduu bir esastr. Fakat adet sznde bu yksek anlam belirtilmi
deildir. Zira batl ve kt eyler de adet olabilir. M terek olan yn, her
ikisinin de toplumda yayan ve yaz l olmyan kurallardan olmasdr. kisi
arasnda umum ve hususu mutlak mnasebeti vard r. Yani her rf bir adet-
tir; fakat her adet rf de ildir. Islami tabiriyle rf ( ) det ( ) d r.

Kuran'n Araf suresinin 199. ayetinde rf ile emreyle denmektedir 23


O halde rf zere idare Tanr buyruu icaplarndandr. 24

Bugnk hukuk gr rf, adetin daha uurlam bir ekli sayar. Bu


bakmdan rf, adet ile Kanun aras nda, daha do rusu yaz sz hukuk ile yazl
hukuk arasnda bir kprdr 25 .

B. H LASET MESSESESI

Gerek hilafet, lksel biim ve niteli ini ancak ilk drt Halife devrin-
de koruyabilmi daha sonra grnrde hilfete (sri hilfete) dnm tr.
Gerek hilafet zellik ta yan nemli bir inceleme konusudur. Buna kar lk
hilafeti siiri'ye diye an lan bozuk ekil eine her yerde rastlanan bir anayasa
konusu olmaktan ileri gidemez. Terim k smnda sz geen Sadru eriamn
Tadill Ulihn adli eserinde gerek hilfete Hilafeti Nbiivvet deniliyordu.
Bu konuda Peygamberin bir hadisi oldu u sylenir. Peygamber, bu ha-
diside, gerek hilafetin ancak 30 y l devam edece ini ve bundan sonra bu
ynetimin src bir saltanata dnece ini bildirmitir 26 .

23 ( 1 Bala, rfle i i yrt ve bilgisiz- '


lere yz evir.
24 Terim incelemelerinde daha uzun bilgi edinmek iin u eserlere mracaat edilmelidir.
slam Ansiklopedisinin konuyu ilgilendiren k smlar, bn Haldun tercmesi Cilt : 2, Seyyit
Bey, Hilafetin mahiyeti er'iyyesi ; Ortis, derecho musulman ( spanyolca) Califato, Enciclop-
edia de Espasa ( spanyolca); Nasuhi Bilmen, Istilahat fkhiye kamusu Cilt: I
23 Ek. Yavuz Abada, Hukuk Tarihi, ta basmas S. 63.
26 ( s I)

108
Gerek hilfetin iyice anla lmas, u iki cihetin incelenmesiyle mm-
krdr :

a. Adayn hilafet makamna getirilmesi

b. Halifenin din ve dnya grevleri

a. Aday n Hiltifet makam na getirilmesi:

Buradh evrenin incelenmesi gerekir. 1) Adayda aran lan nitelik ve


zellikler 2) Seim; 3) Biat. imdi bunlar ayr ayr ara trahm

1. Snni olan islam bilginlerine gre adayda aranan ki isel artlara


bahcalar unlardr 27 :

1 Mslman olmak
4

2 Bamsz olmak

3 Akl ve, bali (Reit) olmak

4 Erkek olmak

5 Beden ve akl eksiklii olmamak

6 lke ve Ulusu ynetmede tedbirli bir siyaset\ adam olmak

7 Halk arasmda nl ve gl tan nmak

8 Yiit olmak

9 Adalet erbab ndan olmak

10 Kurey Kabilesindcn olmak

11 Bilgin olmak

12 yi ahlakh olmak

13 - Doru olmak

Yukarda saylan niteliklerin o u bir aklamay gerektirmez. Fakat


Kurey kabilesinden olmas ile bilgin olmas aklamaya muhtatir.

Halifenin Kurey kabilesinden yani Peygamberin ba l bulunduu ka-


bileden olmas bir hadise dayamr. Bu hadis Ebubekir taraf ndan sylenmitir.
Bundan dolay slam bilginleri Osmanl Saltanatna gerek hilafet gz ile
bakmamlardr. Osmanl Hilafeti, seim ve biat gibi temel artlardan da yoksun

27 Maverdi, Ahknu Sultaniye, bu eserde ilk on art vardr".

109
bulunduundan hi bir zaman gerek Hilafet sarlmam tr Yine bu art
son zamanlarda, M sr Krallarma, hilafetin verilmesine engel olmu tur.

Halife olacak aday n bilgin olmas artna gelince, snnet ehlinin bir
o u Halifenin sadece, bilgin olmas n yeter sayarlar. Snnet ehli bilginlerinin
bir ksm da adayn sadece bilgin olmas n yeter grmezler; ayr ca adayn
hukuk biliminde doktrin sahibi yani mtehit olmas n da gerekli sayarlar.
Hanefiler sadece adayn bilgin olmasn yeter bir art sayarlar.

Dokuzuncu art olarak grnen "Adalet erbab ndan olmak" islmdaki


devlet anlaynn ak bir niteliidir. slam bilginlerine gre zalim bir kimseyi
Halife yapmak, kurdu koyuna oban yapmak demektir. Kur'anda Hazreti
brahim'in Tanr ile konumas, adaletin byk nemini belirtmektedir.
Hazreti brahim kendine verilen mamet'in soyuna da verilmesini Tanr 'dan
e
diledi 28 Bunun zerine Tanr "benim and emanetim zalimlere vas l olkaz"
.

cevabn verdi. Buna gre Halife ve mam tayini zalimin zulmuiln def'
29 .

etmek iindir. Ebubekir ilk hutbesinde "Ey nas... Ben sizin zerinize veliy-
ylemir oldum. Halbuki ben hepinizin en hay rls deilim. Eer iyilik edersem
bana zahir olunuz, e er fenahk edersem beni do ru, yola sevk ediniz. Do ru-
luk emanettir ; yalanc hk hiyanettir. Kaviniz indimde zay ftr ki andan ma-
durun hakkm istihsal ederim" 19 lk drt Halife bu artlar yerine
getirmilerdi. Bundan sonra Hilafet kurumu Peygamberin szyle src
bir saltanata dnm tr. Bu saltanat dini anlamda Hilafet saymak yanl
olur. Verilen ad ne olursa olsun bundan sonra gelen Devlet ekillerini srf
renme merak mz giderme ve slamdaki ynetim ekillerini tesbit etmek ba-
km ndan sz konusu yapmak gerekir Snnet ehlinden olan islam bilginlerinin
hepsi bu kamdadrlar. ia mezhebi ne mensup bilginler Hilafetin, Peygamberin
damad olan Ali'nin nesline ait olmas gerekti inde israr ederler. Hariciler
bu grn kar kutbunu tekil ederler. slam mezhepleri iinde ok de-
mokrat olan bu mezhep, ehliyet artlarndan tamamiyle vazgeerek her-
hangi bir mslmann Halife seilebilece ini ileri srer 31 .

ia mezhebi muhtelif frkalara arlmtr 12 Bunlardan biri olan Zey-


.

diye frkas Peygamberin kz Fatime evladdan olmak zere Hilafetin veril-


mesi konusunda bir ka art ileri srer ; lm- Fazilet, zht- taat, cud-u
semahat, ecaat- celadet ve halk- icabet ve itaate davet gibi 33 .

28 Bak imamet (bu dilimin terim lusnn)


29 Bakara 124. ,...Lut Jl; j11.31.;
30 Seyyit Beyin Mecliste irad etti i Hilfet nutkundan.
31 P. Jose Lepaz Ortiz, Derecho Musulman, sahife 45
32 mamiye, Zeydiye ve .Gulat frkalan
33 Bk. bni Haldun terciimesi 2. cilt 5. sahife

110
b Hilafet Makam na Gelme Tarz (seim)

Btn iktidar halktad r 34 . Halk bu iktidara dayanarak gerekli artlar


zerinde toplayan aday Halife seer. Bu seim yap ldktan sonra bir de halk n
bu seimi onaylamas gerekir. Halkn onayna B AT derler. Bu da Halifenin
eli sklmak suretiyle yap lrd . Gerekte seimi yapan el stnde olan sekin
bir zmredir. Bugnk anlamda tam demokratik bir seim de ildir. Mes'ele
bu safhada kalsayd slam Hilfetine bir zmre ynetimi demek gerekecekti.
Fakat bu seimden sonraki biat olay ileri de itirmektedir. Bu son haliyle
halife seimi bugnk demokrasi seimlerinden farkl dr. Zira Seim Ba kent-
teki halkn oyuna dayanyordu. Taramn ak bir biat sz konusu de ildir.

Ebubekir, sakife-i Beni Saide'de yap lan bir toplant srasnda mmetin
ileri gelenleri tarafndan seilmi ; daha sonra halk ona Mat etmi ti. Halife
mer, Halife Ebubekir tarafndan aday gsterilmek suretiyle i bana gelmi
olmasna ramen halk kendisine biat etmi olduundan durumu mera bir hal
almt. te bu ekle veltiyeti ah t ve gsterilen adaya da veliaht derler. Halife
Osman ile Ali de yine seimle iktidara gelmi lerdir. Yalnz Hazreti Ali Mekke
gurubunun oylaryla iktidara gelmi olup btn mslmanlar bunu onayla-
mamlardr. Bu yzden slam alemi kanl arpmalara sahne olmutur.
Fakat gerek E nevi, gerek Abbasi, gerekse Osmanl Hilfetinde bu iki temel-
den hi biri nazar itibara alnmamtr Bu ynden, bilginler bunlar Suri
Hilafet diye vas flandrrlar. Esasta Hilafet bir Vekalet olduuna gre bu
Vekalet ya mutlak olur, yahut s nrh olur. Birinci halde Halife mutlak yetki-
lere maliktir kinci halde ise Halife me ruti bir hkmdard r. Bu sonuncuya
en ak rnei son zamanlardaki Osmanl meruti idaresi vermektedir.

Bat hukukunda Devletin haiz oldu u stn hakkn kayna n bir szle -
meye balayanlar bulunduu gibi 35 bunda Tanrsal zellik grenler veya
Duguit'de oldu u gibi Devlet olaym ynetenlerle ynetilenler aras ndaki
bir ayrmlama (Differenciation) gibi grenler de vard r 36 .

slamda egemenliin kayna halktr 37 . Halk lt yetkisini yukarda


belirttiimiz ekilde, Vekalet yolu ile Halifeye devreder. Bunun tabii bir

34 Hristiyanlk iktidarn meneini Tann'ya atfetmektedir. Bk. Incil Romahlar k sm


35 J. J. Rousseau'mn toplumsal szle me (Contrat social) adl eseri
36 Duguit'mn Devlet Nazariyesi iin D. Ethem Menemencio lu'nun Duguit tercmesine
ve Prof. Muvaffak Akbay'm Amme Hukukuna bk.
37 Sanhoury, tek ba na Tanr'nn egemen olduunu, egemenliin Tanr tarafndan Hkm-
dara de il millete verildiini, binaenaleyh Halifenin Tanr 'mn mmessili deil, milletin temsilcisi
olduunu ve milletin bizzat Tanny temsil etti ii sylemektedir. (Bk. Sanhoury le Califat s.
17, 18
sonucu olarak kamu .erkinin fizyonomisi de iir. Halifeye mutlak bir yetki
verildiinde mutlak bir ynetimin, snrl yetki verilirse Me ruti ynetimin
meydana. gelece ini biraz nce syledik. Bu iki ekilden baka olarak halk
hi kimseye Vekalet vermeksizin kendi haklar n kendisi kullamrsa Cumhuri
idare olur. slam tarihinde bu eklin rnekleri vardr. lk drt Halife dev-
rinde Hilafet mutlak bir Veklete dayan yordu. 1897 tarihli Osmanl Anayas-
sasna gre bu yetki s nrlyd. Halkn bu yetkiyi temsilcileri arac lyala
dorudan do ruya kullanmas bugnk anlamda demokrasi sistemini do urur.

slamda Hkmet kelimesi tahakkm anlam n tad iin kullamlmaz;


bunun yerine ilk devirlerde mtemadiyen Hilafet kelimesi kullan lmtr.

Msayere yazar bni Hmam, Hilafeti "Mslmanlar zerine Kamu


tasarrufu yapmaya hak kazanmakttr" diye tanmlar 38 Bunun anlam udur:
.

Halifenin btn Mslmanlar n kamu ilerine karmak hakk vardr. te


bu tasarrufa Islam Hukukunda kamu velayeti anlamnda Verayet-i amme
denir. Bu ise egemenlik demektir, slam bilginleri, yel:ayeti ister uygun grl-
sn ister grlmesin ba kas zerine sz geirmek diye tammlarlar 39 Bir .

kimsenin bakas zerine sz geirmesi gayri me ru olursa buna tahakkm,


cebir yahutta tagallp denir. Fakat bu sz geirme me rii bir temele dayamrsa
o zaman byle bir tasarruf velayet ad n ahr. islmiyette hi bir kimse kendi
imtiyazndan dolay bakas zerine cebren sz geirmek ona emir ve yasak-
larda bulunmak hakkna 'mlik de ildir. Yalnz babann ocu u zerine
cebren sz geirme yetkisi vard r ki bunun ad velayettir; bunun da me i)
olmas gerekir. Bu babal k hakkna ba l bir tasarruftur. Byk Baba da
bu durumdadr. Bu velayete daha a k bir ifade ile veletyeti Zatiye denir 49 .

Babann ocuk zerindeki velayetinin bir velayeti zatiye oldu unu sy-
ledik. Birde bakasnn bir kiiye yetki vermesi hali vard r. Bu trl velayete
de Velyeti tafviz derler. Vekil, vasi, mtevelli, Vali, Hakim; Kumandan ve
B. M. Meclisi ve hakemlerin haiz olduklar velayet byle bir velayeti tafviz'dir.
te Halifenin de haiz oldu u velayet, byle bir Velayet-i Tafvizdir. Zira
hi bir kimse kendi iradesiyle veya irsen Halife olamaz. bnhman Halife
olmak tasarrufu amme (kamu yetkisine) istihkak demektir diyordu. Bu istih-
kak millet tarafndan bir kimseye tasarruf-u am vermekle meydana_ gelen
bir Vekalettir. Kamu i leri halkn mterek ileridir. Bir memleketin idaresi
bir kamu ii olup, o memleket, ahalisinin Kendi i i ve hakkdr. Halk, bu hakk
kimseye vermedike, hi kimse o hakka malik olamaz. Bil sebepten dolay

38 I Ja
39 L31 J L J;111
40 Bak, Seyyit bey, HiLafetin mahiyeti er'iyesi sh. 30 ve devam ,

112
slam Hukukular , hilCfet, milletle Halife aras nda yaplm bir Veldilettir
derler. Siyasi cepheden hilafet, Hkmet demek olup, amac , memleket ve
milleti adilne ve gzelce ynetmektir. imdi hatra bir soru gelebilir. Acaba
Halife veya mamn tasaruflar nas l oluyor da nafiz 41 oluyor ve kayna
.

nedir? Bu otoritenin kayna n, seim ve bundan sonraki biatta aramak


gerekir. Tasarrufun me ru olmas iin bu tasarrufu yapan kimsenin behemehal
seilmi olmas ve kendisine biat edilmi olmas arttr. Ancak bu iki
esasa tamamen uyulduktan sonrad r ki Halifenin emir ve tasarruflar muteber
ve mera olur.

Bu gr snni olan bilginler genel olarak kabul ederler. slam leminde


ia mezhebi birok frkalara (Zeydiye, mamiye, Gulat) ayr lm olmakla
beraber hepsi Hazreti Ali ve soyunun mam ye Halife olmasnda oy birlii
ederler. Bunlar, iddialarm Peygamberin hadislerine istinat ettirirler. Bu
hadislerden birisi "Ben kimin Mevlas ve Velisi isem Ali de onun Velisidir"
42 . Burada Mevl kelimesini iiler Veliyyl Emir manas na almaktadrlar.

kinci hadis : "Ali yarg konusunda hepinizden yetkilidir" 43 Peygamber .

bu hadisinde kitap (Kur'an), snnet ve yarg konularnda Hz. Alinin


ashabn en yetkilisi olduunu syleyerek onu vm tr. " mamet ve hil-
fener' matlup ve maksut dahi tenfizi ahlrm er'i mbin ile tanzim mur
mslimine maksur olup ve Kur'an Kerimde mezkar oldu u zere Ulil emre
itaat nehi kavimi er'i mbin zere eimme ve hidafamn hkm ve kazalar
na kaffei msliminin teslim ve rizalar ndan ibaret olmakla Aliyyl Murtaza'
nn mesaili hkm kazada gem ve Afdal olmas nass' ari ile mamet ve
Hilfete cmle ashaptan ziyade ehliyet ve istihkak n mfit olur dediler ( bn
Haldun tercmesi, ikinci cilt, sahife 3). Fakat bu ve buna benzer d nceleri
islam aleminin o unluu payla mamtr. Zira Hazreti Peygamber Ali kadar
dier Milefayi ra idini de vmtr.

b Halifenin Grevleri

Btn dini ve siyasi erkler Halifede toplanm bulunmaktadr. Politik


bakmdan bugnk Devlette klasik olarak erk vard r 44 .

41 Bu yaznn muhtelif yerlerinde mnasebet d tkce temas edece imiz hilafet, terim
bahsinde izah etti imiz gibi, dini otorite olan mamet ve siyasi otorite olarak Devlet Ba kanl
gibi ift yetkiyi ifade eder.
42 ( c:5" )

43
44 Erklerin bu l blmlemesine son zamanlarda birok yazarlar tak mtr. Bu konuda
Jose Ma Cordero Torres'in Consejo de Estado en Espana adli eserinde yeteri kadar a klama
vardr. (Madrid 1944).

Din Sosyolojisi F. 8 1 13
a Yasama Erki

b Yarglama erki

e Yrtme (Icra) erki

slamda ise Halifenin, yetkileri yle sralanabilir :

1 Dinin savunmas ve korunmaal

2 Hukuki anlamazlklarn zm

3 Sularn cezalandrlmas

4 Snrlarn korunmas iin asker donatma ve toplama

5 Islmiyeti kabul etmeyen veya slam Devletine ba l kalmak


istemeyenlere kar savunma ve sava . (Cihat) 45.

6 Vergi koymak ve toplamak

7 Ayhklar vermek ve devlet mallar n idare etmek.

8 Devletin ikinci de'recedeki i leriyle u ramak .

Baka bir gr le Halife bir yandan Peygamberin halefi, te yandan


milletin (daha do rusu mmetin) bir vekili oldu undan eer (bu veklet mutlak
ise) yerine geti i Peygamberin yetkilerine sahip olmas gerekir. Meseleyi
gerek ynden alrsak grlr ki slam devleti tanrsal bir devlet (C V-
TAS DE ) tir. Binaenaleyh Halifenin, Peygamberin haiz oldu u btn yet-
kilere sahip olmas gerekir. Bilindi i zere Peygamberdeki yetkiler dini
ve siyasi idi. Zira Hazreti Peygamber o zaman Arabistan'da ge lerlikte olan
eyhlik otoritesini tek Tanr'nn szcs s fatiyle birletirerek teokratik
bir devletin temelini atm t. Bu anlay a gre Peygamber, hem m'minlerin
mam., hem kanun koyucusu, hem ba yargc, hem yneticisi, hem de hamle-
dar idi. Peygamberin bu durumunu spanyol bilginleri yle anlatrlar ;
slam peygamberi, en stn dini ve dnyevi erki (Suprema Potestad Reli-
giosa y Civil) elinde tutard 46 .

45 slm dininin bir gnl dini olmas , dinde zor kullanmann kabul edilmemi olmas
ve Kur'anda herkesin dini kendine denmesi (Kur'an Kafirun suresi 6. ayet) cihadm yalmzca bir
meru savunma arac olduunu gsterir. Bu konuda ikinci blmdeki a klamalara
baklmaldr.
46 Margouliouth, slamismo, sayfa 65-94 (El Estado Islamico)

114
In DIN VE DEVLET MSASEBETLERi VE TPOLOJLER

Dinlerde tipoloji denemeleri g bir i tir. Ulusal ve evrensel diye ayr lan
dinlerden birini rnek tip sayarak di er dinleri bu kadro iinde incelemek
hemen hemen imkanszdr. Mesela her ikiside ilkel din oldu u halde animizmle
totemizm asla bir tipeirca edilemez. Bunun gibi evrensel dinlerden rnek alarak
bir din tipolojisi yapmak bo bir hevestir. Fakat, mutlak olmamakla beraber,
din ve devlet mnasebetleri konusunda, baz tipolojiler yapmak mmkn-
dr. Biz burada tipoloji tesbit etmekle yetinece iz. Birinci tipoloji dinle
devletin bir olmas halidir. kincisi yeni din, nciis evrensel dinlerdir.

Birinci Tipoloji

DINLE DEVLETIN AYNI OLMASI HALI (Identit de l'Etat et du


culte)

a) lk safha

Din ve dnya gruplar= aym olmas belirgin bir niteliktir. Burada


devlet ibadet eklini tekelci bir zihniyetle tayin etmi tir. Hkmdar hem
uyruklarm ynetir, hemde onlarn tanrlar' ile mnasebetlerinde arac -
lk ederdi. Burada uzmanla ma ve i blm gerekleri bir ruhban s m-
fnn kurulmas eklinde kendini gsterir. Mesela klanlarda kahinler, sihirbaz-
lar ve falc lar ilk ruhban zmrelerini te kil etmilerdir. Frazer, hkmdarhk
intiyazlarmn rahiplere gei ini belirtmek zere ilkel toplumlardan rnekler
alr. Bu konuda en tipik rnek Japonyada bugnk imparatorluk rejiminin
devirdii Shogunate rejimidir 45 Yunanistanda da siyasi sebepler ayn sonu-
.

lar dourmutu. Bu intikalin ba ka bir nitelii de ayrca bir dini te kilatn


kurulamad yerlerde gerek ba kan ve gerekse buyruk alt kk memur-
larn dini ilerin ynetimini ele alabilmeleridir. Buna bir bak ma bizantinizm
denir.

b) kinci Safha

Devlet ve din tekilatnn bamszl ve hatta dinin muhtar olmas


halidir. Ruhban esas na gre kurulmu rgtlerde ba kamn etki, erk ve oto-
ritesi yalnz dinde deil, ayn zamanda siyasi ve kltrel evrelerde de kendini
duyurur. Dinin esas nda anlamazlk sz konusu de ildir. Burada ola anst
yaradhtaki devlet ba kanlaryla dini heyet aras nda iktidar ele geirmek

45 Shogun veya Shoganat Japonyada muhtelif zamanlarda hkm srm bir ynetim-
dir. Burada ifte grev ayn kimse zerinde, toplanmaktad r.

115
yolunda kiisel kavgalara s k sk rastlanr. Bu merhalade devlet ve din asl n-
da evrensel (universel) bir nitelikte de ildir. Bu devrede standardizasyon
ve birlie do ru bir temayl grlr. Efsanevi gelenekler toplan r ve bundan
sistematik bir teoloji do ar. Din trenleri zorunlu bir devinim kural
olarak yerle ir; Ibadet e itli ekiller alr. Mahalli idareler bir araya gelerek
merkezile irler. Bu durum toplumsal geli me sonucunda oldu u kadar impara-
tor veya fatihlerin ani bir hareketile de gerekle ebilir. Dini kurumlar dei en
artlara uymak zorundad rlar. Dini kurumlar n yeni duruma gre ayarlanmas
ok kez ba taki hkmdarm prestijini artt rmak amac yla yaplm olabilir.
Askeri ve siyasi geli melere ba l olarak imparatorluk dini (Reichsreligion)
kurulur. Bu yolla meydana gelen din, devletlerin veya imparatorluklar n
muhtelif ksmlarm birbirine benzetmiye ve kenetlemeye hizmet eder. s-
rail, Hitit, Roma, Meksika, Peru, in, Eski M sr imparatorluklar nda durum
byledir.

uras var ki dini merkez mutlaka siyasi merkez de ildir. Bundan do an


ikiliin nemi ok byktr. Bat Afrikada Yoruba devleti buna iyi bir rnek-
tir. Burada (Shango) ad ndaki tanrnn insan klna girmi bir temsilcisi
saylan imparator (Alafin) memleketin siyasi ba kenti olan OJO'da oturur-
du; buna kar lk Yorubann ba rahibi olan papa (Oni) eskiden beri kutsal
bir ehir olan fe'de kalrd 46 Delfinin Yunanistanda, Menfisin Msrda, Alla-
.

habad'n Hindistanda, Kyoto'nun Japonyada haiz olduklar perestij siyasi


etkiler yok olduktan sonra da devam etmi tir.

Bu devre iinde gerek siyasi ve gerekse dini te kilat kuvvetlenmi tir


Hkmdarn kutsal saylmasnda baz deimeler olmutur. Rahip kral (Roi-
Pretre) anlay Msr, Peru ve Japonya gibi daha ileri medeniyetlerde de
grlmtr. Tanrlarm do rudan do ruya hkmdar olduklar ve hkm-
darlarn ise insan klna girmi tanrlar olduklar veya hkmdarlar n yer
yznde tanr larm temsilcileri veya ocu u olduklar gr baz yerlerde
pek ok gelimi ve koyu bir teokrasi sistemine yol am tr. Burada devlet,
tanrlarn tam yetkili elileri ve din memurlar ndan kurulmu te kilat tara-
fndan ynetilir. Ba ka hallerde layik makamlarn yava yava dinden ay-
rld veya aniden zgrl e kavutuu grlmtr. Nazari olarak
hkmdarn din bakmndan grevli olmas fikrine ba l kalmasna ve dev-
letin evrensel bir geerli i olan manevi temele dayanmas na ra men dinle
devlet arasnda yava yava bir ayrlma balamtr. Din ve devlet ayrm=
yani bugnk adyla lyiklik anlamnn ekirde ini bu gelimede bulmak
mmkndr. Gruplar n, fertlerin ve hatt ynetenlerin ki isel durumlar
ve izledikleri politika birbirinden farkl olabilir.

1) Hkmdar din adamlarn n yetki, etki ve prestijini s nrlandrmaya

46 J. Wach, Sociology of Religion, Chicago s. 300.

116
alr ve onlarn kendilerini yaln zca dini almalara vermelerini isteyebi-
lir. Bu te ebbs ileride dinle devlet ayr mna giden yolu aar.

2) Hkmdar, din zerinde devletin denet (kontrol) ve egemenli ini


kurma yoluna gider; bu da Bizantinizme varan yolu haz rlar.

3) Hkmdar, din kurallar n dnya mnasebetlerine uygulamaya yel-


Imir. Ve kendisi de bu kurallara uyarak i lem yapar. Bu da teokrasi veya
teokratik sistemdir.

Tatbikatta rk, siyaset ve tarih bak mndan ayarlanm eitli durumlara


rastlanmaktadr. yle site devletleri vard r ki btn tarih boyunca site dev-
leti kalmtr. Eski Yunanistan ve Fenike bunun a k rnekleridir. Bunlarda
dini deerlerin ayrmlama ve gelimesine baklmyarak devletin dini, site
dini olarak kalmtr. Yani bunlar ulusal dinlerin ileri bir safhas olan mede-
nilerin dinleri (Religions Civilisees) kesimine ba l kalmlardr 47 Buna kar-.

lk bir de site devleti olarak do upta engin lkelere yaylm devlet tipleri
vardr. Bu hale Roma ve Asur devletleri iyi birer rnektir. Bu trl devlet-
lerde ayrmlama iin daha byk bir alan var demektir. Bunlar din ve kl-
tr bakmndan hazan ok ve hazan az mtecanistirler. Bu ise devletin dine
kar taknd durumun tabii bir sonucu saylabilir.

Bir devletin snrlar iinde iki ve daha ziyade dinin bulunmas yeni
bir durum yarat r ki burada ihtimal vard r: 1) Eski ibadet ve din tren-
leri, eski gelenekler uyar nca devam eder. 2) Yeni ibadet ve trenler meydana
kar; 3) ibadet ve tren ekilleri d ardan gelmi olabilir. Bunun gibi bu
e itli dinler, ya eski dinle ba da acak trden olur yahut her biri di erine
kar mutlak ve tekelci bir durum tak nr. Bu son ekilde yani dinlerin ya-
rmas halinde, devlet ya byle bir yar ma (rekabet) ya kar ilgisiz kalr,
yahut bunlardan birini tutar. Bu cihet devletin din konusundaki genel poli-
tikasna ba l bir meseledir. Bazan ve hatt ok defa tesadf edilen hal, dev-
letin bir dine inhisarl ve imtiyazl bir hak vermi olmas halidir. Bu takdirde
devlet, genel politikas gereklerine gre bir dine inhisar vermi ve dier din-
leri kaldrmaya karar vermi demektir. spanyada hrstiyanla tekelci bir
nitelik vererek engizisyonlarm yok etti i mslmanlk ve yahudilik bunun
en yakn bir rne idir. Devlet yerli ve mensup oldu u rkla ilgili bir dini be-
nimseyebilir. Burada yap lan yorum politika gereklerine gre bir elestikiyet
kazanr nan ve trenler her hangi bir yerden al nabilir. Romallarn yaban-
c tanrlar daveti (EVOCATO)ve ehir yaknnda din iin ayr lan yerleri (Po-

47 Dk. Mehmet Taplamac olu Din Sosyolojisine giri, ulusal dinlerin belirli nitelikleri.
Sayfa 77 ve devam, Ankara 1961.

117
meriun) nin geniletilmesi ve buralara yabanc tanrlarn getirilmesi bu amaca
hizmet etmitir.

c) Geici safhaya ait birka rnek 48

1) Zerdtlk (Zoroastrisme) (Lig. Zoroastrianism)

Geici safha ilk rneine randa 3. ve 4. yzyllar arasnda ve


Sasaniyan imparatorlu u zamannda uygulanm olan Zerdtlkte rast-
lanr. Burada bizi ilgilendiren cihet yukar da kaydetti imiz devre iinde
bu dinin devletle olan mnasebetleridir. Fakat s ras gelmiken bu dinin
esash saylan ksmlarm belirtmek, din ve devlet mnasebetlerini a klamak
- bakmndan,nemlidir.

Klsik zerd t kelm ikili sisteme (Dualisme) ba l bulunmaktadr.


Orta farsada ahuramazda yahut Hrmz, k ve iyilik tanrs olup ktlk
ve karanlk tarm' olan angra mainyu yahut Ehriman'a muhalif bulunmak-
tadr. Bunlar aras ndaki sava sonunda iyiliin ktle, aydnln karan-
la ve hay= erre galebesile sona erer, bu dinin kutsal kitab Avestadr. A-
vesta pehlevi dilinde hukuk demektir. Buna baz ran ilhiyatdar yzyllar
boyunca Zend denilen yorumlar yapm lardr. Zerdiitliie gre iyilik kt-
le galebe alacakt r; ama, douta iradei cz'iyesi olan insan bu galebeye
yardm etmelidir. Zerd tln buyruu vardr: iyi dnce, iyi konu ma
ve iyi davranma.... Ahirette ruh bir kprden geecektir. yi ruhlara geit
kolaydr. Kt ruhlar iin bu kpr kldan ince olup, neticede bu ruh ora-
dan cehennem ukuruna yuvarlanacakt r. Insann yardm ile her ey muzaffer
olunca tanr ynetimi (Royaume de Dieu) yer yznde kurulmu olacaktr.

Din, Zerd t tarafndan milattan nce kurulmu tur. Byk skenderin


saldrsndan sonra Zerd tlk yedii byk darbenin etkisi ile ok sarsdm -
tr. 641 ylnda rana giren slmiyet hem ran devletini hemde bu dev-
letin resmi dini olan Zerd tl yok etmitir. Bir ksm Zerdtler ihtidadan
(Abjuration) kurtulmak iin Hindistana g etmi lerdir. Burada Zerd t-
lk serbest bir dini cemaat olarak Parsi ad n almtr randa kalanlar az ,
sayda olup bunlara Gebr derler. Yeni slam hkmdarlar balangta biraz
hogrrlk gstermilerse de AlMtevekkil (847-51) ve halefleri bu dine
kar tassup ve iddet gstermi lerdir 49.

48 Geici safhada verilen misallerde dinin esas m zetlemeyi konumuzu aydnlatmas


bakmndan gerekli sayyoruz. Bu sebepten dolay dinler tarihi ile ilgili olarak ilknce bu misal-
leri ineeleyecek ; daha sonra din ve devlet mnasebetleri bak mndan
ve devlet mnasibetleri bak mndan konuyu ele alaca z.
49 E. Royston Pike, Dictionnaire des Religions, P.U.F. Paris, 1954 (Zoroastrisme maddesi)

118
Zerdtln devletle olan mnasebetlerine gelince Ardair tarafndan
Sasanyan slalesi kurulduktan sonra Zerd tlk rann ulusal devlet dini
olarak yeniden canland rlmt 50 ran tarihinin bu
.
,
ikinci byk dev-
rinde yksek rgtl bir ynetime rastlan r. Hkmdar tanr sal nitelikte
saylmakta ve cihan umul bir din ve ahlak kitab olan Asha (Tanr= ezeli
kanunuLa Loi Etenrnelle de Dieu) ya gre tek para say lan bir lkeyi y-
netmektedir. Bu s rada randa Zerdt dini hiyerariye dayanan stn te -
kilat bir ruhban heyeti meydana getirmi ti. Rahiplerine mecus (Mage), tap -
naklarna ate gede (Temple du Feu) ad verilirdi. Gerekte Sasanyan devrinde
zerdtlk bir devlet dini olmu , bu sfatla her trl imtiyaz ve muafiyetten
yararlamm t. Din Bugnk deyimiyle devlet dini statsne ba l idi. Mem-
leket iinde din bak mndan baz aznlklar vard. Nesturi hristiyanlar, Mani-
4isler (Manicheistes) bu arada idi. Bu az nlklar devlet zerdtl (Zoro-
astrisme d'Etat) nn tekelci zihniyeti ile yok edilmi lerdi. Zerd tln
randa ulusal devlet dini olarak devletle sk mnasebetleri vard . 641 y-
lnda mslman araplarn istilas zerine ran imparatorlu u tamamen k
m t. Bundan sonra zerd tlk devletle ilgisi olmayan bir dini cemaat ha-
linde yabanc lkelere g etmeye ba lad.

2) Shinto Dini (Shintoisme)

Shinto, 1945 ylnda, Amerikan i gali -zerine Mac Arthur'un emrile dev-
letten ayr lncaya kadar Japonyan n resmi devlet dini say lmakta idisl.
Shinto kelimesi ince Kami no michi tabirinden gelme olup buda tanr lar
yolu (Voie des dieux) demektir. Shinto dininde stn bir varl k fikri yoktur;
sadece tanr lar, yar tanrlar ve kahramanlar vard r. Shinto panteonuncla
tanrlatrlm imparatorlar, ulusal kahramanlar, dag, akar su, a a v. s.
tanrlar' yer ahrlai. Burada ne kutsal kitaplara ne gnah karma nede orto-
doks (gerek din) sistemlerine rastlan r. Misyonerlik diye bir ey bilinmez.
nk ancak anadan do ma Japon olanlar bu dine kat labilirler. lk imparator
milli destanlara gre gne tanras nn torunudur. Tenno veya mikado slale-
sinin ceddidir. Bu soydan gelmi olan imparatorlar tanrsal saylrd. Dini
inanlar ne olursa olsun btn Japonlar devlet' shintosuna kat lmak zorunda
idiler. Zira bu trl shinto, tanr evleri (Jijas) denilen tap naklarn etrafnda
Japon milletinin toplanmasn sembolize etmekte idi. Bunlar n giderlerini

devlet verirdi. Ziyaret ve tavaf yeri Ise idi.

Mezhep Shinto'suna gelince: bu Japonlarm fert olarak tuttuklar bir

50 J. Wach, Sociology of Religion, Chicago 1957, Sayfa 302.


51 1868 tarihinde Imparator dnyevi otoritesine ba lamt. O zaman Shinte devletin
resmi dini idi. 1889 tarihinde din hrriyeti ikin edilmi ti. Bununla befaber fiili bakmdan Shin-
tonun tesiri bykt.

119
vicdan dini idi. Bu din evelkisi gibi yurtta larn imparatora ba lanmas ve
tapnmas deil, dorudan doruya kiisel bir din ve ibadetti. Bununla ilgili
giderler din mensuplar tarafndan denirdi. O halde Japonyada s rf yurtta
olmak dolaysyla btn Japonlarn katlmak zorunda olduklar resmi bir
ibadet veya din ekli yannda kiisel bir vicdan dini olup giderleri mensup-
la' tarafndan denen bir mezhep Shintosu vard . te asl kelm (Theolo-
gie) bu mezheplerde geli mitir. Resmi tap nakta yap lan ibadete kar lk
bu mezheplere ait tap nak ve nihrapta yap lan ibadet ve tap nma ekli daha
iten ve daha ki iseldi. Mezhep Shintosunda gelitirilen kelam, Peygamberi
olan tek tanrc dinlere ok yakla r 52 Shinto dininin devletle olan mnasebet-
leri geici safhamn tipik bir rne idir. Aslnda bir kabile dini (Religion tri-
bale) olan Shinto imparatorlu un kurucusu olan hanedan n siyasi baa-
rlar dolaysyla ulusal bir, geerlik kazanmtr. Buddizm, Konfuyaniztn
gibi yabanc inan ve retilerin Shinto dinine girmesi, bu dinin ufuklarn
geniletmi ve onu e itli dinlerin bir btn (Ryobu Shinto) haline getir-
mitir 53.

Hkmdarlarn muhtelif dinlere kar takndklar durum ba ka baka


olmu ve zamanla Budizm duruma hkim olmutur. Btn bunlara ra men
Japon tarihinde, bat da olduu gibi, imparatorluk makam ile papahk maka-
m arasnda bir ihtilaf sz konusu olmamtr. Zira Budist rahiplerinin,
en kuvvetli bulunduklar zamanda bile, resmi makamlara meydan okuduk-
lar grlmemitir. Meiji hanedannn kurulmasndan sonra Shinto trenleri
adalardaki btn din adamlar nca uyulmas zorunlu bir nitelik kazanmt.
Japonyada din ve devlet nnesebetlerinin aklanmas Japon dininin en
nemli ve ilgi eken ynlerinden biridir. K sacas, resmi kisvesiyle Shinto
dini reti ve rgt bakmndan kilise ve ruhbam olan bir dinin temel
niteliklerinden yoksundur. Fakat bu eksiklik devlete ba l olmyan mezhep
Shinto'su ile giderilmektedir. Ki isel bir vicdan dini olarak mezhep Shintosu
bir dinin gerektirdi i vasflar kendinde toplam sayhr.

3) slmiyet (slamisme)

slam kelimesi arapa asl nda tanr iradesine boyun e me anlamnadr.


Bu anlam ile slam. sz Kur'ann bir ok yerlerinde geer. Mesela Ali imran
suresinin 17. ayetinde "Tanr katnda gerek dinin islam ( P yl..yl Z, I .A11 JI )
olduu belirtilmektedir. Burada islam sz islam dini anlam ndadr. Bunun

52 E. Royston Pike, Dic Des Religions P. Eni 954 ; S. 287 Shintoisme maddesi -Grande
Encylop6die Shinto- G. W. Kux, the Development of religions in Japon 1905.
,

53 Bk. J. Wach, ayn eser, sh. 302-303

120
gibi, kur'anda sekiz yerde islam kelimesi gemektedi 54 Kelimenin ifade
.

ettii gerek anlam "Allaha mutlak itaatt r". Bu insann kendi iradesin-
den vazgemiye mecbur oldu u sonsuz ve tm kapsayan Tanr gc
nnde duydu u ballk (Dependance) duygusudur. Schleier-macher'in
dini, ballk eklinde ifade etmesi 55 ve Lactantius'un dini ba lanmak anla-
mnda yorumlamas 56 islm esaslarna uygun dmektedir. Bu dine mensup
olanlara arapa muslim denildi i gibi genel olarak din mensuplar kendi-
lerine mslman derler. Yabanc yazarlarn sk sk kullandklar Muhammedi
deyimi islmlar aras nda reva bulmamtr.

Islam dini, bugn gksel (semavi) dinlerden biri (Di er ikisi Hrstiyan-
lkla Museviliktir) olup evrensel dinlerin nemlisidir. Halen yz milyondan
fazla bir mslman toplulu u vardr. Islmiyet arap yarmadasnda do du-
u halde hemen ilk yzy lda eski dnyann ktasna yaylmt Bir ucu
Atlas okyanusuna di er ucu Hint ve ine dayanmt. Gney Fransa ve IE. -
panyadan islmiyetin gerilemesi s rasnda Trkler Avrupann gbeine do-
ru saldrmaa ba lam ve ispanyada islm n u rad yenilgiyi ksmen te-
lafi etmilerdi. Bugnk durumu ile islmiyet, dnyada byk insan kt-
lelerinin dini saylmaktadr. Hele 20. yzylda uyanan islm alemi bugn
eski dnyann bir ok yerlerinde ba msz veya yar bamsz devletler ha-
linde ve bir ksm da aznlk olarak muhtelif Avrupa lkelerinde bulunmak-
tadrlar.

Islmm Sosyolojik grn zerinde bat l ve do ulu bir ok yazarlar


kalem oynatmlardr. Bunlar incelemeye bu etdmzn msaadesi yoktur.
Ancak bu konuda tarafs z bilginlerin mutab k kaldklar cihet islmiyetin
antropomorfizm (Anthropomorphisme) yani tanr c insan eklinde tasavvur
etmeye muhalif, tek tanr c, be eri, evrensel ve orjinal bir din oldu u yolun-
dadr. (Bk. H. Z. lken, Islam D ncesine giri . sh. 40-43, "Islmda Allah
telkkisi)

Islm.a gre Tanr birdir; ba langc ve sonu yoktur; do mam ve do-


urmamtr; dengi ve benzeri yoktur (Kur'an ihls suresi). Bu ise Islm n
hi bir suretle insana loenzetilemiyen, soyut, bir tek tanr anlaym gsterir.
Ayn zamanda Tanr bir uruk ve ulusun de ildir. "O alemlerin yarat cs,
inanan ve inanmayan herkesin ve her yarat n esirgeyicisidir" insanlar yal-
nz ona tapar ve ondan yard m beklerler. (Kur'an Fatiha sresi)

54 Bk. slm Ansiklopedisi, Islam maddesi.


55 H. Z. Dlken, Dini Sosyoloji, stanbul 1943, Sayfa 11-112
56 M. Taplamacolu, Ayn eser, s. 36

121
slamda imal= temeli ehadettir: yaln z bir Allah vardr ve Muhammed
onun resuldr 57 Tek tanrya ve Muhammedin onun resul oldu una iman
Islam akaidinin temelidir. Fakat iman bu kadarla bitmez. Daha ba ka
iman konular da vardr.

slam, Kur'an en son Tanr Buyru u olarak kabul eder. Kurandan


nce inmi olan kitaba da inamr. Bunlar unlardr: Musevilerin Tevrat
(Torah ou Pentateuque des Juifs), Davudun Zeburu (Psaumes de David),
samn ncili (Evangile de Jesus). Ayr ca islmiyet 28 peygambere inamr.
En nemlileri Adem, Nuh, brahim, Musa ve sadr.

sa dininde yani Hrstiyanlkta islamn reddetti i nokta hann aslmas


ve Tanr saylmas (4P , dr. Meryem Ana'nn kz olan kz olduu
halde Hz. say dourduuna inaralmaktad r. slam dininin iyice anla l-
mas iin bu dinin dier semavi dinlerle olan benzeyi ve ayrl!~
sosyolojik ynden tesbit etmek gerekir. Islam n iinde do duu art-
lar sa ve Musa dininin do u artlarndan farkldr. Bir ok batl yazarlar
islamiyetin Musa dinine yak nhna aarlar. Gerekte slam dini ile Musa
dini arasnda baz esash farklar vardr. En nemlilerinden biri islamhkta
bir ruhban s nf= olmaydr. Yani slam dini, Tanr ile kul arasna bir
arac koymamtr. nemli farklardan bir ba kas 'da, Musa dinin ba lang-
ta ulusal bir din oldu u halde islam dini soy ve sop, rk ve cins, milliyet ve
medeniyet fark gzetmeksizin kollarn btn insanla am olmas dr. Tan-
r= birliine ve Muhammedin peygamberli ine inanan herkes islmdr. Halbu-
ki Musa dinini kabul eden bir kimse hele balangta musevi saylmazd. Bu
ilk zamanlarda musevi olmak iin anadan do ma yahudi olmak gerekiyordu.
Yahve kskan bir tanr dr ve yalmz yahudilerin Tanrsdr. Yahudilerin
dier milletlere zarar vermesini bile hakh grrd 58 .

slam dininin hristiyanhkla olan farklar , bu iki dinin kur-Uluslar s-


rasnda iinde bulunduklar zel artlardan ileri gelir. islanlk ilk gnden
balayarak bir hukuk dzeni ve bir devlet ynetimi kurmak zorunda kald
halde Hristiyanlk kuvvetli bir Roma imparatorlu u ve onun geli mi bir
hukuk dzeni iinde dnyaya gzlerini am tr. Bundan dolay H ristiyanl k
balangta dnya dzenile u ra mad veya uraamad. sa, dnya otori-
tesinin kt yanklarndan kendini koruyabilmek iin "Tanr = hakkn
Tanrya, Sezarn (Hkmdarn) hakkm Sezara verin" dsturu ile dinle dnya
ilerini ayrd. Zamanla Tanr ile insanlar aras nda arac hk yapmak zere

57 Franszlar bunu yle ifade ederler : l n'ya qu'un Dieu et Mahomet est son Prophete;
ngilizler ise yine ayn anlamda There is no God but God and Mahommed His Prophet.
58 Bk. Kitab mukaddes, k (exode) XI, 1, 2, 3.

122
birde Ruhban Smf ortaya kt. Buna kar lk islmiyette dnya i leri (Em-
r Dnya) ile br dnya i leri (Emr ahiret) birbirinden ayr lmamtr.

man konusunda bir de tanr meleklerine inanmak vardr. Byk melek-


ler (Archanges) s rasyla unlardr: Cebrail (Gabriel), Mikil (Michel), Az-
ril (Azrael) ve srafil. Bunlardan ba ka tanr melekilturm evreleyen daha
bir ok melekeler vard r. Bunlar cinlerle savar, gszleri korur ve gil-
nahkrlar tanrnn ba lamasn dilerler.

Yine insanla ilgili olarak Ahiret (La vie future) inanc vardr. nsan l-
dkten sonra hemen ilk anlarda sorguya ekilir E er gerekten tanr nn
iyi bir kulu ise K yamete kadar tedirgin edilmez. kt bir insan ise Ze-
bniler tarafndan d lr. Ruhlar n bekledikleri yerlere berzah derler. ( n-
sanlar tekrar hayata kavu unca savap ve gnahlar na gre yarg lanr ve
sonra Srat Mstakimden geerler. Bu, iyi ruhlu kullar iin basit bir geit
olduu halde kt ruhlu kullar iin k ldan ince kltan keskindir. Neti-
cede bu kpry a amayan kt insanlar cehennemin ate lerinde yanacak-
lardr. Gerek mslmanlara peygamber klavuzluk ederek bu kpry gei-
recektir. Cennetin rmaklar, yeillikleri, sa lad rahatl klar ve hurileri her
mslman dine ba layan ola an st bir inan kayna dr. Buna kar lk
cehennem zebnileri, k zgn ateleri ve ya drd felketler ktleri
rkten bir deh et konusudur.

Ahiretle ilgili inanlar slmda eski bir deyimle Mebde've Mead anlay
(Eschatologie) ad altnda toplanr. nsann, ba langc ve sonu yahut geldi i
yer ve gidece i yol slmiyetin metafizik temelidir. slmiyette bu konu
zerindeki literatr ok zengindir.

Yevmiddin, yevmilkyame, ruzumah er, ruzuceza, Ahret, Cennet, Ce-


hennem, kevser, s rat, zebni ve benzeri kavramlar kaynaklar n eski smi
kavimlerden almaktad rlar. Bu milletlerde kt insanlar cehennem ate
ve azab ile korkutulurlard . islnon be art (Cinq Piliers de la Foi)nn en-
nemlisi Tanr Birliine ve Muhammedin onun gerek peygamberi oldu una
ilikin olandr. Di er artlar s ras ile oru, namaz, ha ve zekttir. Burada
zellikle iman konusu nemlidir. Bu, slam inan ve retisinin ana ilkesidir.
Geri kalan drt art ise mele ili kindir. Yani her mslrnana d en dini dev-
lerdir. Ek sadaka ve ibadet, nceleri birde cihat (Guerre Sainte) devi vard .
Bu kutsal sava " " son olarak 1914 ylnda mttefiklere kar Os-
manl padi ah tarafndan iln edilmi isede hi bir sonu vermemi aksine

123
Osmanl imparatorlu una en ldrc darbeyi yine mslmanlar vurmu -
lardr.

Bu konuda yap lan bilimsel' bir ara trma cihadn bir savunma arac
olduu ve islmda ikna yetene inin klca kat kat stn oldu u yolunda-
dr 59 Hr stiyanhktaki hah seferler gibi cihat kavram nn saldrgan emel-
.

lere vasta edildii ok grlmtr.

Islamn kutsal kitab kurandr. Kuran mslmanlara gre tanr kel-


mdr. Ahlaki, kelm ve er'i hkmleri ihtiva eder. Hadis ikinci kaynakt r.
Hadis sz yerine bazen snnet sz kulland r. Kuran ayetleri Peygamber
zamannda tesbit edilerek halife Osman zamamnda bir kitap halinde getiril-
dii halde hadis daha sonra muhaddisin denilen bilginlerin gayreti ile toplan-
mtr. Bunlarn en nemlisi Buhari (870) ve Mslim (875) olup Abu Davut
(888), Ennesai (915), AlTirmizi (892) ve , bn Maca (896) nn hadis alma-
lar ( S) alt kitap halinde derlenmi tir. Kur'an ve hadis islam huku-
kunun amaz kaynaklarndandr. Sonra buna icmai mmet eklenmi
ve daha sonra da hukuk bilginlerinin ki isel ahmalanyla bu kaynaklar
drde kmtr. Yorumu yapan hukukulara mtehit, yap lan yoruma
itihat derler. Bir mddet sonra bu yorumlar yasak eden bir karara
varld. tihat kaps kapanmtr denildi. Hukuk bakmndan drt gereki
mezhep vardr: Hanefi, maliki, hambeli, afili. Bunlar snni mezheplerdir
(4 Ecoles orthodoxes de droit) slamda mezhep sz dar anlam yla snni-
lerdeki drt okulu gsterir. Geni anlamda mezhep islmdaki birbirinden
olduka farkl gruplar gsterir. Baz lar bu sonunculara siyasi mezhep veya
frka demektedir. slamda bu son anlay ile mezhep vard r. Bunlardan
biri biraz nce sz konusu olan drt snni mezhebi iine al r ki mensuplar-
na ehli snnet denir kinci gurup haricilerin tekil ettikleri guruptur. Bu
gurup yeleri ok mutaass p olup Hazreti Alinin hilafetine muhalefet etmi -
ler ve islanda bir ok karga alklar karmlardr. Bugn saylar ok azdr 60 .

nc zmre iilerdir. Bunlar zellikle imamet konusunda snnilerle a-


tma halindedirler. Hazreti Aliyi tanr nn vekili sayarlar.

Ksaca anahatlar n izdiimiz islmn konumuzla ilgili olan taraf


bu dinin devletle olan mnasebetleridir. Eviensel bir din olmak bak mndan -
islniyet buraya kadar mnaka asn yaptmz dinlerden farkl bir guruba
mensup bulunmaktad r. zellik gsteren siyasi nazariyesi onu tr kendine
z bir kategoriye sokmaktad r. islmiyetin kurucusu olan Peygamberin

59 Bk. H. Ziya lkem isllun D ncesi, cihad bahsi. Bak ikinci blm cihad.
60 Bk. E. R. Pike, Dic. Des. Religions Paris, 1954 islm maddesi s. 165-168. Grande
Encyclopdie, slm maddesi.

124
arap olmasna ve arap halkna demete bulunmas na ra men mmin, gayri
mmin, din ve dinin yaylmas hakkndaki gr kuruluunu hedef tut-
tuu cemaatin s nrlarn soy ve toprak, rk ve mlk guruplarmdan daha
geni ve daha byk tuttu unu gstermektedir 61 Bir ok bilginler Hazreti
.

Muhammedin son yllarndaki islam cemaati ile ilk drt halife devrindeki
cemaata teokrasi yani din egemenli ine dayanan ynetim demektedirler.
Balang ta bu cemaat kur'anda beyan olunan er'i erife ve ilk yz y llarda
byk imamlarca geli tirilen hadise dayanmakta idi. Daha sonra islmiyet-
ten muhtelif cemaat ve guruplar peyda olmu tu. Bunlar ilk kaynaklarn
kenlilerince stn say lan kurallarna uyarak cemaat n kurulu ve yaplarn-
da bir takm deiiklikler yaptlar. Ebu Bekir'in gsterdi i titizlie ramen
hkmdarlar kendilerini yer yznde tanr nn halifesi (HalifetulAllah)
sayarak dinin koruyuculu u iddiasnda bulundular 62 Kadlarda kendilerini
.

peygamberin halifeleri saymakta idi ki bu gr tamamen yanltr 63 Nere- .

de olursa olsun er'i erif geerlikte idi. Snni mslman teolojisine gre
doru yol tutan ve bir mslman devletin ynetiminde ya ayan halk, gerek
mslmandr. Snni mslmanlar hilafet kurumunu, siyaset nazariyesinin
mihrak sayarlar. Hilafet meselesi son zamanlarda ok trt lm ve bu uur-
da pek ok mrekkep harcanm tr. lk ayrlma hareketi (Sehisme) hilafet
meselesinden do mutur. "Hariciler, Alinin hilafethn kabul etmemi lerdir."

slamda, devrim ve kargaalk taraftarlar btn tarih boyunca, devlet


ve dinin dmanlar sayilmlardr 64 Yetkili bilginler iktidarn Emeviler,den
.

Abbasilere gemesini, bir arap imparatorlu u yerine bir mslman impara-


torluunun kurulmas eklinde yorumlarlar. Emevi hilafetinde bile hkmet
grevleri arasnda bulunan siyasi ynetim (emirl mminin) dini nderlik
( mamet) ve vergi alma grevlerini, muhtelif kimse ynetirdi. Snnilik
zerinde durmas ve saraylarnda din bilginlerinin nufuzlu bulunmas dola-
ysyla Abbasi Hilafetinde de teokrasi ekli apak kendini gsteriyordu. 929
ylnda spanyada III. Abdurrahmanm resmed ba mszln ilan ederek
bir hilafet kurmas ve biraz sonra Kuzey Afrikada bir ba ka hilafeti"' kurulmas .
slamda birden fazla hilafetin ayn zamanda mevcut olabilece ini gster-
miti. u var ki orta a Hristiyanh nda kilise ile devlet aras nda kan
anla mazlklar hi bir vakit islmiyette grlmemi tir.

slam devletlerinin dini az nlklara kar tak ndklar duruma gelince


burada doktrinle pratik hibir vakit ba da amamtr. Nazari olarak bu

61 Devlet blmndeki hilafet bahsi, Philip K. Hitti, History of the Arabs (London, 1937)
62 Ebu Bekir Halifetullah tabiri i kabul etmemi ve sadece halife'i Resullullah s fatyla
yetinmitir Burada fark, yoruma ihtiya gstermiyecek derecede, a ktr.
63 Sir Thomas Walker Arnoid the Caliphate, Oxford 1924, s. 123
64 Louis Massignon, Hseyin ibn Mansur Al halladj

125
aznlklarn yok edilmesi gerekirken Osmanl, Mool ve slm Trk devlet-
lerindeki uygulamalar ok yumu ak ve msamahal olmutur 65.

ada islmiyet biri birinden farkl iki yol tutmu tur: Msr, Suudi
Arabistan, Trkiye, Suriye ve Yemen ayr ayr ele alnrsa bu ikilik kendini
gsterir. Mslmanlarn devlete kar tutumu, devletin mslim veya gayri
mslim olmasna baldr. Bunun gibi din ile devlet aras ndaki mnasebet-
le de idare eden hanedan n veya hkmdarm snni veya ii olup ol-
mamas her iki tarafn karlkl durumlarnda byk bir rol oynar. S rf bu
ynden islmiyet, devletle dini ayn sayan tipolojinin geici bir safhas olarak
incelenmitir 66 .

kinci Tipoloji

YEN DN (Nouvelle foi)

Dinlerin ulusal ve evrensel yahut geleneksel ve Kurucusu olan din ay rm


biraz saymacad r. Bu ciheti daha nce belirtmi tik. Zira kendili inden yapl-
makta olan dini faaliyet geleneksel veya ulusal dedi imiz dinlerin gelime-
sinde o u zaman nemli bir rol oynar. Bunun gibi din kurucular , gerek
anlamda kurucu olmaktan ziyade ok kez slahat (Reformteur) olarak
hareket etmi lerdir. Bu sebepten iki alan yani ulusal dinle evrensel dini
kesin olarak biri birinden ay rmya imkan yoktur. uras var ki ne de olsa
bu iki alann ayrm din ve devlet mnasebetlerinin saptanmas nda aydn-
latc bir rol oynar. Buraya kadar tipolojimiz din ve devlet te kiltnda deer-
lerin ayrmlamas (Differenciaton des valeurs) sonunda dinin devletten
ayrlmas ve bamszlk kazanmas eklinde bir yol izlemitir. imdi dikka-
timizi dinde ok byk bir anlam olan baka bir olay zerinde toplayahm.
Bu olay yeni bir dinin ortaya kmasdr. Bu hal geleneksel veya ulusal dine
kar bir protesto, bir bayrak kald rma ve bir ayaklanma olarak meydana
gelmitir De iiklik dini tecrbenin bt in alanlarnda yani kelam (Theolo-
gie), ibadet (Culte) ve te kilat (Organisation) ta gerekle mitir. slmiyet
mstesna olmak zere, dinlerde kollektif din statsndeki de imeler, fetih,
hanedan de imesi gibi siyasi bir sebepten yahut teolojik d nce ve dini
tercihlerden ileri gelmi olabilir. Ilkel Toplumlarn bal bulunduklar tabii
dinler (Religions Naturelles) i bir yana b rakrsak, kollektif de imelere ve bu

65 Adolph Louis Wismar'A Study in tolerance, as practiced by Muhammed and his immi-
diate successors (Contribution to oriental History and Philology cilt XIII (New york ; Columbia
university Press, 1927)
66 Bk. J. Wach, aym eser. sh. 303-306

126
deimelerle ilgili rneklere Romada imparatorluktan nceki devrin tarihin-
de, Msr, Babilonya, Cermen, Kelt ve Slav dinlerinde raslanabilir. Geleneksel
ve kollektif bir konu olan din uruk (kabile), blge ve ulusla ilgili bir kurum
olarak birle tirici bir rol oynar. Byle bir dinin te kilat bal bulunduu
dnyevi cemaatin ya tamamen ayn dr yahut onun ok benzeridir.
Bu aamada bir devlet iinde din say snn artmas kadar dinlerin bir tek
din olarak birle mesi de fetih, g, siyasi de iiklik ve buna benzer d etki-
lerden ileri gelir. Btn bunlar kuvvet ve ilham m yaratc nderlerden alan
yeni grubun kurulmas ile tamamen de iebilir. Byk bir dinin do -
mas, aklanmas g srlardan biridir. Bu durum insanln kltr bakmn-
dan ykselmesi ile birlikte gerekle mitir. Dini te kilat incelenirken ilkel
ve ileri toplumlarda baz derneklere rastlan r Bu bize ahsi tercih ve kararn
dini hayatta oynad rol gsterir. Bu dernekler, yeni bir dini te kilat olarak,
gizliden gizliye veya' a ka geleneksel ve resmi kurumlara meydan okurlar.
Bunlara gizli dernekler denir. Bu guruplar genel olarak varhklar n byk ev-
rensel dinlerin do mas na yol aan te ebbslere borludurlar. Bu dinlerin
meneine ait bilgiler bazan ok az ve da nk olduu halde bazanda yeni dinin
douunu evreleyen olaylar bu dinlerin ili kin-bulunduklar toplumun m-
terek hat rasnda yer- alm bulunur. Byle bir gruplanmamn gerekle mesi
ve bymesi din ve devlet mnasebetlerinin geli mesinde yeni bir safhaya
iaret sayhr ki bu tam anlam yla evrensel dinler safhas dr. Gizli ve srh
ifadelerinin de pekala gsterdi i zere bu gruplar kerldilerini ana gruptan
ayrmak e ilimindedirler. Devletle olan mnasebetlerine gelince burada ayr l-
ma ve inzivadan tutun da fiili muhalefet ve hasmne te ebbslere kadar varan
eitli mnasebet tarzlar gze arpar. Fiili muhalefet hkmete veya h-
kmdarn ahsna kar olduu gibi bir prensip meselesi de olabilir. Bu son
k yani ayaklanmann prensip ynnden olmas arzidir. Pek az hallerde
dini sebeplere dayanan bir at ma ve anar i ortaya kar. Bunlara ili kin
rneklere Roma imparatorlu unda (Collegia illicita), islmiyette ( ii, batn
hurafiler v. s.) ve indeki gizli cemiyetlerde prastlamr. Devlete fiilen kar
koymann sebep ve saikleri muhteliftir. Bu sebep ve saikler devletin gtt
zulm ve i kence politikas na kar bir tepki halinde kendini gsterir ve ne-
mi ikinci derecede kalr Yahut dini grubun teolojik, ideolojik ve politik na-
zariyesinde ifadesini bulan ilkelere dayan r. Son eklinde yani grubun dini,
fikri ve siyasi teorisindeki ilkelere dayand takdirde zorlama, iddet kul-
lanma ve harp gibi devlet mekanizmas nn tabii zorlama alet ve aralar yla
karlar. Yahut bir devletin kimli ini gsteren teori ve pratik engeller
ne kar. Bu trden olmak zere, Roma devleti, Yunanistan, Kk
Asya, Msr, Suriye ve randan gelen dini gruplar n hcumuna u ra-
mt. Snni mslman devletleri de ii, harici, ihvan safa, bat ni ve kar-
mati gibi e itli gruplarn muhalefetine u ramlard . Hindistanda da ayn

127
ekilde dini gruplar vardr. Hindistan yalnz bu dini gruplarn yurdu ol-
makla kalmam ayn zamanda evrensel dinlerin de be ii olmutur 67.

Nnc Tipoloji

EVRENSEL DNLER

Din ve devlet mnasebetlerinde nc a ama evrensel dinlerdir. Bu


a0mann ayrdedici nitelii, yksek bir siyasi geli me ve dini cemaatin ev-
rensellik iddiasdr. Bir dini evrensel diye vas flamada o dini tutanlarm
says o kadar nemli de ildir. nk burada sorumluluk yklenen topluluk
deil, ferttir. O halde bu geli me devresindeki dini te kiltn say ve siyase-
te dayanan kuvveti tek ba na kesin sonulu bir etken olamaz. Ba ka bir
deyile yeni dini cemaatlarda devlete kar taknlan durumu tayin eden
tecrbenin iddeti (ntensite de l'experience religieuse) dir. Byk dinler kk
grup ve aznlk inanlar olarak balar. Bu inanlara gn getike say s ar-
tan katlmalar olur. Ulusal dinde, dinle sarma dola olmaya ahm olan
devlet, yeni dininin do mas ve gn getike bymesi sonunda tabii olarak
dini grubun meydan okumalar na kar koymak zorunda kalir. Bu durumda
Devletin yeni dine kar taknaca ttumlar hakknda eitli ihtimaller akla
gelebilir.

a) Devlet yeni dine kar ilgisiz kalir.

b) Devlet yeni dini tanr.

c) Devlet yeni dini reddederek mensuplarna kar kovu turma ve ikence


yapar.

Roma devleti Hristiyanla kar balangta birinci durumu tak nm


yani ilgisiz kalmt. Az sonra nc ka dnerek Hristiyanlara kar i-
kence politikas gtm ve hele Neron zaman nda bunlar vahi hayvanlara
paralattrmt. Sonunda ikinci kta karar klm ve Hristiyan* kabul et-
miti. Buda dini inde so uk ve sert karlanm , Hindistan devletlerinde ho
grlm ; Japonyada ise de iik ilemlere tabi olmutur. Zerdt dini,
balangta ho grlm 3-7. yzyllar' aras nda rann resmi devlet dini
olmu ve ancak islmn ram ele geirmesi zerine takibata u ramtr Mani
dini (Manicheisme) 68 balangta ana yurdunda bile ikence ekmi, daha sonra

67 J. Wach. Suciology of Religion s. 306 ve devam


G. Menshing, Sociologie religieuse s. 81 ve devam
68 Bu din zerdt dini gibi ikili bir dindir. Daha fazla ferdin kurtulu una nem veren
ve bu suretle mistik gnostik zmreye dahildir Mani taraf ndan kurulmu olup Asyamn bir
ucundan te ucuna kadar yay lntr.

128
Orta Asyada devlet dini olmu tur. Uygur devletinde Idu -U gibi inde de
gvenli bir durum sa lam ve en son inde u rad ikence ve kovu turma
yznden dalnut. Konfuys dini (Confucianisme) devrinde i kence gr-
m daha sonra olgun bir devlet dini olmak s rrma ermi tir. Halbuki inin
halk dini olan Tao dini (Taoisme) hi bir vakit zerindeki pheyi gi-
deremedii gibi baz hkmdarlarm bu dini korumalar bile ikence ve ko-
vuturma siyasetini nliyememiti.

Bu ksa aklama, devletin yeni evrensel dinlere kar taknd ilk durumu
zamann akna uyarak s k sk deitirdiini, bazan da bsbtn tersine bir
durum takndn gsterir. Hristiyanlk, islmiyet, Manieizm, Budizm,
Konfyanizmde oldu u gibi en nemli merhale Dinlerin do duklar yerden
baka yerlere g etmeleri, hanedan n dmesi, yneten snf veya
hkmetin de imesi, devletin kmesi ve yeni bir devletin kurulmas
ve benzeri olaylar din ve devlet mnasebetlerinde dnm noktas saylrlar.
Btn bu deimeler dini guruplarn geli mesine etki yapar. Tarih alan nda
giriilen bu ksa geziden sonra s ra temel konu olan tipoloji ara trmalarna
gelir.

Evrensel dinlerin do mas m ve gelimesini gerektiren s k bir dini tec-


rbe, btn ynleriyle, de iik bir durum yaratmtr. Bu de iiklik, genel
olarak, kt kar lanmakta, tak lmakta ve dini nderlerle mensuplar nn
halk iinde de erden d meleri sonucunu do urmakta idi. Dinin temeli sa-
ylan baz bilgiler bu dinlerin genel do rultularm gsterir. Bu temel bilgiler
arasnda dinin dnya gr , iman ve akideleri, dua ve ilahileri yer ahr. K -
sacas bu kutsal kitaplarda yeni cemaatin ideali izilmi , iman, amel ve ce-
maat ana izgileriyle a klanmtr. Bu kitaplarda din ve Devlet mnasebet-
leri de anlalr bir ekilde belirtilmi tir Kur'an ve ncilde Tanrya, Tanr
Resulne ve ynetenlere kar itaatn emredilmesi, yine ncilde Tanrnn hakk -
n Tanrya, Kayserin hakk n kaysere ver denilmesi dinin Tabii topluluk veya
devlet kar sndaki tutumunu a klamaktadr. Yeni Dinin kurdu u dzene
kar durumun deimesinde nemli saylan bir nokta daha vardr. Uruk,
Kent ve Ulus gibi geleneksel gruplarca yklenilen ortakla a sorumluluk, va-
hiyden yararlanan byk dini nderlerin getirdi i dini tecrbelerin iddeti
bir ferdi imana ve ferdi dayan maya inklap etmitir. Bylece dindarln bir
lt olan din trenleri yerini niyyet ve imana b rakmtr. slam, amellerin
niyetlere gre olacan ilan etmekle bu yolda a k bir durum takmmtr. Bu
ynden Eski Szle mede ad geen peygamberlerin dini ve ahlaki retileri, Ye-
ni Szlemedeki dinin alma ve iman yoluyla gerekle en kiisel haklar kol-
lektif hukuk yerine koymak zere yap lan gayretler bu alanda bir haz rlk gibi
yorumlanabilir. Hz. Muhammed eski putlara tap nmann ve bu trl tren-
lerin hkmszln ilan etmekle ki isel dine giden yollar am bulunu-

Din Sosyolojisi F. 9 129


yordu. Gere in btn plakl ile anla lmas iin kiisel bir arnma ve
aratrmay tleyen Buddarun demeti, her trl ortakla a trenleriyle bir-
likte Brahmana devrindeki dininin ilgas ndan baka bir ey deildir 69 .

IV. LAYIKLIK VE VICDAN ZGURLtal


(Laicite et la Liberte religieuse)

A. GENEL BILGILER

Evrensel dinlerin cemaata de il, ferde ve ferdin vicdamna hitabetmesini


ve demelerinin s nr tanmayan bir geni likte olmas n bunlarn din ve Dev-
let ayrunm kabul ettiklerine yormak gerekir. Ba langta, i blmnn
henz gelimemi olduu zamanlarda sanat, ahlak, felsefe, bilim ve siyaset
din kadrosu iinde toplanmakta idi. De erlerin ayrmlamas (Differenci-
ation des valeurs) ve i blmnn ilerlemesi sonunda sanat, felsefe, ahlak
ve bilim ve son olarakta Devlet, hukuk ve e itim dinden ayrlmtr. Dinin
Devletten veya Devletin Binden ayr lmas siyaset edebiyat nda lyiklik adn
alr. Din ve Devlet kurumlarnn bamsz durumlarn, vicdan, din ve kanaat
zgrln, hatta Do uda rastlanan modernizm hareketlerini bu ba lk
altnda toplamak mmkndr.

1) LAYK SZ

Trkedeki layik sznn kk frans zcadr. Bu dile yunancadan gel-


mitir. Layiklik arapada LMANYE ve yeni trkede Din Ayrs, Din
zgenli i olarak gsterilmekte ise de bunlar n hibiri tutunamamtr. An-
lam halka, kalabala veya yna ilikin olan layik sznn Eski Yunan-
cadan geldii su gtrmez bir gerek ise de bu dile nereden geldi i bilinme-
mektedir.

Yetmiler, Tevrat ibrani dilinden yunancaya evirirken, LAY K sz ile


rahip ve zellikle kendilerini Tanr ya verenler dnda kalan halk ya -
nmm kasdedildii grlmtr. Bu evirmede LEV LERE KLEROS
o5) denilmekte idi. Laos veya Lik. KOS (itdix) deyimi imtiyazl
bir snf saylan ruhban (Kleros) d ndaki kimseler iin kullan hyordu.

Homeros'un eserinde bu szn sekin insanlar n emrinde ekilsiz ve r-


gtsz bir ym anlatmakta oldu u sanlmaktadr.

69 Bk. J. Wach, ayn eser s. 309 ve devann

130
Hristiyanln ilk zamanlarnda kilise adamlarna yunanca Klerikoi
ve latince Clerice, mminler topluluuna ise yunanca Laikoi ve latince LA-
C denirdi 1 . Franszcadaki Laicit, Laic ve Laicisme szleri bu kkten ge-
lir. Bu anlamda Bat dillerirde ve zellikle ngilizcede SECULAR SM ve
Secular terimleri vardr. Bu terimlerin ingiliz dilinde bugnk anlam yla
kullaruh 1848 ylnda ba lar ve bu konu ile u ram olan Holyoak'a mal
edilir 2 .

Genletirmek ve a da klmak anlanuna gelen to secularise bu kkten


gelir 3 Yine ngilizcede Layman ve Profane kelimeleri de layik anlam nda
.

kullanlr.

2 LAIKLIIN TANIMI

Laik aslinda rahip s nfndan olmayan demektir. H ristiyanlikta bir


ruhban s nf (Clege) vard r; islmiyette ise byle bir ey yoktur 4 inde .

bir ruhban snf olan dinlerde bu znre dnda kalan kimselere Lyik denir.

nsanlk tarihine gz atacak olursak ba langta, sanat, bilim, felsefe,


hukuk, eitim ve hatt devlet teorisinin din iinde ve dini kklerden geldilderi
grlr. Bu ynden baz tarihiler ve bunlardan Prof. Enver Ziya Karal Layik-
ligi bir tarih terimi olarak, din ile felsefenin, din ile bilimin, din ile hukukun,
din ile sanatn ayrlmasdr, diye tanmlar. Bu tammda dinle devlet ayrmna
i aret yoktur. Lyiklik, din ile felsefe, sanat, bilim, e itim, hukuk ve Devlet
ayrm diye tammlamrsa, hem yukardaki tan m hem de devlet ve din ayr -
mn kapsayan bir anlama var lm olur 5 .

1 Bak. Dr. Suat Sinano lu, Laiklik adl anonim eserde Laik kelimesini etymonu ve anlam-
lar.
2 E. R. E. (Din ve ahlk ansiklopedisi) Seucularism maddesi.
3 Cassel's Latin dictionnary Secularis kelimesi
4 E. Z. Karal osmanl Tarihi 5. cilt, Ankara, 1954 sh. 146-149 (Cevdet Paa, Fransz elisi
Marqui de Montier ile bir mlakatmda, elinin u szlerine muhatap olur. Napolyon Bonapart.
Eer ben bir din ile mtedeyyin olsam mslman olurdum. Zira din-i slam da ruhbanhk yoktur.
Dermi. Halbuki bir mddet stanbulda e lendim. Ulema s nfnn clerg6 tarznda olan merati-
bini rendim. te siz de bu tarikatn en ileri mertebesinde bulunuyorsunuz. Napol-
yon, buralara gelmedii cihetle hakikati hale muttali olmamt; der. Bunun zerine
Cevdet Pa a da Napolyon Bonapart bu meseleyi tahkik eylemi ve gzel sylemi , filhakika
Islmda clerge yoktur ve 1.31,11 .) )1 diye bir hadis-i erif vardr. Grdnz
sarkllar clerg6 deillerdir. Zira onlarda bir s fat- resmiye-i ruhaniye yoktur.
Clergenin tevaif-i seviye haklarnda icra ettikleri hkmet-i rubaniye gibi s k muamele-
lere slamiye tahamml edemez.
5 Prof. E. Z. Karal; Lyiklik adli anonim kitapta Devrim ve Lyiklik adli yaz.

131
Nahit Tendar, Prof. Hilmi Ziya lken'den mlhem yazsnda Layikli-
i, din ve dnya ilerinin ayrlmas, i ve d aleme ayr deer ve grev veril-
mesi eklinde tanmlar 6 Lyiklik dini inan ile dn ayrm diye
.

tamlansa daha felsefi olur; o zaman ak l ve vicdan zgrlkleri ayr m ek-


linde bir sonuca varlm olur ki bu da dn ile inann ayn zamanda
var olabilece i (coexistence) fikrini ilham eder. Bu durumda akl n ula ama-
d yerde vicdan hkmn verecektir. Bylece hem deneysel hem de deney
st metotlar, insanln hizmetinde olacakt r.

Devrimizin nl bir hukukusu olan Leon Duguit layikli i yle tanm-


lar: "Layik devlet, din konusunda tamamen tarafs z olup ba kan ve memur-
lar istedikleri dini ta makla beraber, kendisi devlet olmak haysiyeti ile
hi bir din tutmayan ve hi bir din treni yapmayan ve kendi ad na da yap-
trmayan devlettir 7 .

Grlyor ki burada konu, hukuk ve devlet teorisi ynnden ele al n-


mtr.

Layikliin tanmn belirtmeden nce nl tarihi ve bilgin Ernest La-


visse'in "Anales de la Jeunesse Laique" adli dergide yaynlad bir aklamay
aynen buraya geirmeyi uygun buluyoruz. "Lyik olmak insan fikrini g-
rlen ufuk ile evrelemek hatt insana ryay yasak ve mtemadiyen Allah
aramak arzusunu bertaraf eylemek de ildir. Lyik olmak bugnk hayat
iin vazife hissini edinmektir. Lyiklik iddet gstermek, hala eski itikat-
larm ta thlklar iinde kapal kalan vicdanlar tahrik etmek de de ildir.
Geici dinlere, devam edici olan insanl idare etmek hakkn vermemektir.
Lyiklik bir mabetten yahut muhtelif mabetlerden hep birden nefret etmek
de deildir; belki dinlerin ilham ettikleri garaz ve ayr lk ruhunu O ruh ki,
birok iddetlerin, lmlerin ve harabilerin sebebi olmu tur ortadan
kaldrmaktr. Lyik olmak insan fikrinin hareketsiz olan bir din kaidesine
katlanmamas ve anlalmaz bir ey nnde hakkndan vaz gememesi ve hi
bir bilgisizlie raz olmamasdr. Lyik olmak hayat n ya anmaya de diine
inanmak, bu hayat sevmek, dnya hakk ndaki (Gz ya lar vadisi) tabi-
rini ortadan kaldrmak, gz ya larmn lzumlu ve iyilik yap c olduunu
kabul etmemek, azab n bir Allah emri oldu una inanmamaktr. Lyiklik
hi bir sefalete, ztraba taraftar olmamakt r. Lyik olmak fazilete sahip
olmak demektir. efkat, yani insanlar sevmek; mit, yani uzakta da olsa,
adalet, sulh ve saadet ryalar nn hakikat olaca na, eskiden atalar mzn

6 Nahit Tendar, Sosyoloji dergisi, No 1. Laiklik yaz s .


7 Laiklik adli anonim eser. Sahife, 44.

132
ge bakarak bekledi i eylerin gelece ine inanmak; man, yani mtemadi
sa'y ve gayretin nihayet galebesine kaani olmakt r 8."

Grlyor ki Lyiklikte temel ilke, din ve dnya i lerinin ayrm olmak-


la beraber, bilginlerce ayr ayr tammlar yaplmtr Bu durum karsnda
dorudan do ruya konunun aklanmasna gemek ve tanmlarn dar emberi
iinde kalmamak tutulacak en do ru yoldur. Unutmamak gerekir ki lyiklik
ilkesi siyasi bir toplumda ya ayan insana, insanh a yakr bir nem veren
kutsal bir ilkedir. Zira bu ilkenin kabul edilmesiyle fert d nmek iin bir
dimaa, manevi lemini korumak iin bir vicdana kavu mutur 9 .

Batda din ile bilim, din ile sanat, din ile devlet ay rm rnesansla ba -
layan ve i blmnden ilham alan bir kavramd r. Gerekten matbaan n
kefiyle bilim, sanat ve Devlet teorisinde o kaadar byk ilerlemeler olmu -
tur ki bu olaylar, btn gcn inak (Do ma) lardan alan din kal plar iin-
de zmeye maddeten imkan kalmam tr. Bu durum, sz geen konular n
birer birer dinden ayrlmasn gerektirmi tir. Zira din ile Devletin ba l bulun-
duklar disiplinler baka bakadr. Ke if ve bulular ve bilimsel veriler kar-
snda artk Galilee'yi susturmak, sanat de i mez dini kalplarda hapsetmek,
Devlete ve devlet hizmetlerine dini bir nitelik tan mak savunulmas g bir
hal almt. Ne yazk ki bu yolda harcanan abalar a rlk yznden bo a
km ve lyikle me bazan dinsizlik veya tanr szlkla birle erek sonunda bir
ok bozuk ekiller ortaya kmtr Aklla nakl arasnda verilmi olan kanl
savalar, devrilen saltanatlar ve yap lan ikenceler bir yana brakhrsa layik-
lik ilkesi hi te mantn inkr edece i bir ey de ildir. Lyiklik bugnk
anlamyla dinsizlik de ildir. Aksine insanlk lksne kar bir saygnn ifa-
desidir.

3. LYIKLIGIN BATIDA VE TRKIYEDE UYGULANMA ANSLARI

Layikliin Do u ve Batda gsterdi i zellikleri ele alamadan nce


bu iki lemin iinde bulunduklar artlar kardatrmada byk bir
fayda vardr: Bat da dini koruyan bir ruhban s nf vardr. Bu snfn
kendine z okullar, niversiteleri ve fikirlerini yayan organlar vardr.
Yine bu s nf mali ynden ayakta tutan gelir kaynaklar vardr.
Yzyllardan beri devam eden gelenekleri ve yeti mi din adamlar

8 Bu tanm laiklik adndaki anonim kitapta Naz m Poroy'un anales de la jeunesse laique
den yapt evirmeden olduu gibi, alnmtr (Bak. s. 37-38)
9 Prof. Enver Ziya Karal, Laiklik anonim kitab , Devrim ve Liklik makalesi, Sayfa
67 (Liklik)

133
vardr. Btn bu artlar layiklik ilkesinin kurulmasna ve Devletle din kurum-
larnn bamszlklarn salamaya hizmet etmitir. Do uda bu artlarn
bir ksm yoktur:

Bir takm artlar da toplumsal ve siyasal sebepler yznden kald rlm


veya yasak edilmi tir Bugnk Trkiyede Dinin znden gelme bir ilke
Batda dinin koruyuousu olan ruhbanh saf d etmitir. Yukarda da bi-
razck belirttiimiz zere slamda ruhban yoktur. Din okullar ve din re-
timi yapan Medreseler kapanm yerine ancak uzun yllardan sonra Imam
Hatip Okullar, Ilahiyat Fakltesi ve slam Enstitleri a lmtr. Bu bilim
yuvalar gerek yeterli eleman bulma gl , gerek genel kltr seviyesinin
bugnk durumu ve gerekse gemi teki kt rneklerin basks altnda l-
ksel verimlilikle aliamamaktadnlar. Din propagandas yapmak ve konusu
din olan dernekleri kurmak nisbeten g oldu undan din iin genileme ve
yaylma imkanlar yalnzca camilerdeki vaizlere, Dini ve ahlaki konu ma-
lara hasredilmitir.

Yaplmakta olan dini yaynlar ise ya yeteneksiz ellerde bir yobazhk


propagandas yahut din hayat nda uzun yllar bo kalan alanda din dam-
gasm tadndan dolay rabet gren ve gerekte toplum ve birli imiz iin
zararl olan yaynlardr. Burada Ilahiyat Fakltesinin a r bal yaynlar
bir istisna te kil eder.

Devlet karmamak ve incitmemek titizli i iinde bu gibi seviyesiz ya-


ynlar ho grmektedir. Halbuki zgr ve yeterli bir yay n ve ir at kurulu,
Devletten daha yetkili olarak bu gibi yanh hklar nleyebilir. Yine bu kurul
toplumda ayrc, dinde kartrc ve medeniyette utandmc olan bu yayn-
lar kolayca denetleyebilir.

Batda Uyikliin nc bir art ve temelli dayana olan mali kaynak


bizde yalnzca Devlet btcesinden sa lanmaktadr. Bu hem din ve devlet
ayrmna hem de dinin ba mszhna aykrdr. Zira nasl bakasnn para-
syla geinen bir kimsenin ba mszl sz konusu olmazsa devletin yard -
myla geinen bir kurumun da ba mszl kat iizerinde kalr.

Batda kilisenin yararland mali kaynaklar memleketimizde nceleri


vard ve bugn de vard r. Evkaf idaresi din adamlar nn balaryla kurul-
mutur. Devlet bte gerekleri dolay siyle bunlar ynetimine almt. Bu
o zaman iin do ru bir yoldu. Fakat bugn bunu pekala kurulacak olan
din kurumuna geirerek yaln zca mali ynden bir devlet deneti ile yetini-
lebilir. Bu arada ihtiya fazlalar mn tekrar kamusal kurumlara iadesi ve ba-

134
lanmas da mmkndr. Byle yap hrsa din kurumu kendi mali kay-
naklarna dayanarak daha verimli almak yolunu bulur. Sosyolojik bakm-
dan dinin en nde gelen grevi, toplum fertlerini birbirine yakla trmak,
ve birle tirmek oldu una gre bu kurum memleketteki az nlklara kar
ve hatt ba ka dinlere kar daha tatl davranabilir. Bylece toplumumuzda
ayine', krc ve inkarc bir dini tutum yerine birle tirici, ho grc ve insan-
hk lklerine ba l bir din hayat balar. Ksacas, memleketimizde layik-
ligin iyice yerle mesi iyi ve yeterli din adamlar yetitirmeye ve bunlar yeti-
inceye kadar hafif bir devlet denetinin devam na, dini retim, yaym ve
ir atlar gzelee ayarlamaya ve din kurumunu ve kutsall ve yceliiyle
oranth mali imkanlara kavu turmaya baldr.

B BATIDA IYIKLIK

Ayd nlanma devrine kadar olan devre

Hristiyanhk gl bir devlet te kilat ve gelimi bir hukuk dzeni


olan Roma imparatorlu u iinde gzlerini dnyaya at . sa'nn dnya d-
zeni ile u ramasn gerektiren bir sebep yoktu. Bundan dolay sa kendi
adamlarna, Kayserin hakkm Kaysere, Tanrnun hakk m Tanrya veriniz
(Rendez done a Cesar ce qui est Cesar, et Dieu ce qui est Dieu) (Kitab ,

mukaddes, Matta incili XXII. bap, 21. ayet.) n halde H ristiyanlkta ba -


langtan beri din ve devlet ayr m var demektir. sa dini, havarilerin a-
lmas sayesinde kk cemaatler halinde bir din oluverdi. Aziz Pavlus (St.
Paul) Roma imparatorlu unu yeni dini yaymak iin en uygun bir zemin
bulmu ve verdii vaizlerle pek ok taraftar toplam t

Neron devrinden Diocletien'lere kadar gelen imparatorlar n ou bu din


mensuplarna kar kovuturma ve ikence yaptrmt. Balangta kk
cemaatler halinde bulunansH ristiyanlar zamanla kendilerine birer kilise edin-
milerdi. Bu kiliseler yresel (mahalli) gereklere gre kurulmu , daha sonra
ulusal bir nitelik kazanmlardr Bu arada Fransada, Frans z kilisesi (Eg-
lise Gallicane), stanbulda Bizans Rum Ortodoks kilisesi, Ingilterede Ang-
likan kilisesi (Eglise Anglicane), Luther ve Kalven'in etkisi alt nda Protes-
tan kilisesileri (Eglises Protestantes) kurulmu tu. Romada ilk Piskopos St.
Pierre (Aziz Petrus) olmu tu.

Byk Konstantin 313 y lnda yaynlad Milano Fermaniyle (Edit


de Milan) sa dinini resmi devlet dini olarak tan m ve St. Pierre'i ilk papa
olarak tammt Fakat Hristiyanlkta ilk hareket, Bizansta ba lam say-
labilir. Konstantin 325 y lnda znikte bir genel ruhani meclis (Concile 0e-
cumenique de Nicee) toplad . Buradan Arianizm (Arianisme) in reddine

135
karar ald 10. Ayrca btn mezhepler birle erek Hristiyanlk devlet dini
haline geldi. /inann temel artlar Iznik sembol (Symbole de Foi de Ni-
cee) ad altnda topland ". Bu konu malar sonunda imparator hem dinin
hem de devletin ba kam oldu. Bu ekle Anglosaksonlar CAESARO-PAP SM,
Franszlar ise BYZANT N SME derler. Bizantinizm deyimi dinin devlet
hizmetinde olmas anlamndadr. Fikrin zorbahk etkisi alt nda kararmas
da bu terimle anlat lr. Dikkat edilirse burada bir otokrasi ile teokrasi Kay-
serin ahsnda birleerek Bizantinizm denilen sistemi meydana getirmi tir.

Fikir ve din konusunda yap lm olan bu bask baz tepkiler uyand rd.
Genel din meclisleri (Concile oecumeniques) kar snda baz muhalif gurup-
lar belirdi. Mesela, Suriye ve Mezapotamyada 6. yzy lda Monofizit (Mo-
nophysite) olan Jakobit (Jacobites) mezhebi kurulmu tu 12 Yine 4. yz- .

ylda Mezopotamya ve randa kurulmu olan Nesturi kilisesi (Eglise Nes-


torienne) bu aradad r 13 Bat dilinde Heterodoxe denilen bu mezheplerin
.

amac Hristiyanl saf ekle sokmak ve Incil hkmlerine ba l kalmaktr.

Roma imparatorlu unun do u kanadnda din ve devlet mnasebetleri


bu manzarada iken bu alemin bat kanadnda da Katolik kilisesi devletle
birleiyordu. St. Pierre yerine geen papa dini ba kan olarak vazife grd.
Dinde bir mertebeler dzeni (Hierarchie) kuruldu. Bu tutumu ile katolik
kilisesi, vicdana daha ba msz bir yer brakm oluyordu. Din adam ile
din adam olmyanlar, birbirinden ay rt edilerek, din adam , ar istekleri
olmayan ve kendisini din i lerine balayan bir kimse olarak kald . Din adam
olmayan kimseler ar istek, tutkunluk ve tinsel gszlkleriyle dnya
adamlar olarak kalmlard.

10 Arianisme, Iskenderiye rahiplerinden Arius'un doktirinidir. Bu zata gre, Tanr birdir.


Akanami selase ayn cevherden gelmedir. sa yani oul yoktan var olmu tur. Esasnda mkemmel
olmakla beraber, Allah de ildir.
11 Iznik sembol (Symbole de Foi de Nicee) bizdeki ament benzerinde dinin esaslar m
gsteren bir formldr. 325 tarihinde iznik konsilinde kabul edilen ekli yledir. Grlen ve
grlmeyen her eyin yaratcs olan Isa'ya inamyorum Tanr nn tamzs, klann ,
gerek tanr mn gerek talim' baba cevherinden meydana gelmi tir. Baba cevherinden
doan ve kendisiyle yer ve gk yarat lm olan efendimize inamyorum. 380 y lnda Ruh-l
Kuds hakknda yaplan deiiklii Yunanllar kabul etmemilerdir. Bk. Larrousse du XX'eme
siecle, Symbole de Nic ,;e maddesi)
12 Monofizit (Monophysite) veya Monophysitime diye adland rlan doktrin Hristiyan-
hkta tek varl kabul eder. Bunlar sadaki iki kiilii (Ili)hi ve nsani) tammazlar. Ve yine
bu mezhebin iddiasma gre, tanr sal kiilik insani kiilii yutar Bunlar sk bir ekilde tekilat-
lanmlardr. kiliseleri vardr. Bu kiliseler bamszdr. Bunlardan biri Ermeni kilisesi
(Eglise Arm6ienne), tekisi Yakubi kilisesi (Eglise Jacobite) olup Suruyededir. ncs
ise Msrdaki Kpti kilisesidir. (Eglise Copte)
13 Nestorius tarafndan kurulmu tur. Bu mezhep Isada birle mi iki kiilikten insani
yn ver. Mezhebin ad , Nestorianisme'dir. Efes konsilince doktrini reddedilmi tir

136
Kilise insanlarn i hayatn temizlemek zere zaman zaman onlar gnah
karmya a ryordu. Bu gnah karma veya itiraflar (Confessions) kk
odacklarndan balyarak 5. yzylda ya am olan St. Augustin ve 18. yz-
ylda ya am olan Rousseau da en yksek eklini almtr Gnah karmann
esas sa'nn havarilerine verdi i demeten karlmaktadr. Gerekten sa
havarilerine: "Gnahlarnz kime verirseniz onda kalacakt r" demiti. Bu
durum ile katolik kilisesi i alemi ilemek yolunda almalarn, devlet oto-
ritesinden uzak olarak gerekle tirmitir 14 .

Az sonra Roma imparatorlu unda bir barbar sald rs balamt. Bu


durum kar snda papalar, ruhani otoriteleri yan nda ayn zamanda cismani
bir otorite kurmaya kalkt lar. Papalk makam bugnk anlamda bir stn
devlet (Super Etat) durumuna geldi. Bu s ralarda, her ne kadar Do u da
barbar saldrsna u ramsa da byk lde olmam ve yine Do u ki-
lisesinde Bizans mparatorlar, stanbulun Trkler tarafndan alnmas tarihi
olan 1453 ylna kadar hem devlet ba kan hem de din nderi olarak saltanat
srmlerdir. Bu duruma gre, Do uda bir Ortodoks kilisesi, Bat da da papahk
makamna ba l bir katolik kilisesi kurulmu oldu. Imparatorlu un her iki
ucunda kilise ve devlet birle mi bir durumdadr. Fakat bu birle me Do uda
imparatorun cismani ve maddi nfuzunu dine te mil etmesi daha do rusu
imparatorluk ( MPER UM) ve Rahiplik (SACERDOT UM) sfatlarn ahsn-
da birletirmesi, Batda ise, esasnda dini bir karakter ta yan papamn cis-
mani bir otorite olmak iddiasiyle, dnya i lerine karmas eklinde ortaya
kmt 15
.

Byk devrime kadar Fransada Bourbon soyu devam etmi tir. Bu devir-
de mlki blntler kilise blntleri in ayn olduu gibi, her yerde yarg lama
yetkisi din mahkemelerinin elinde idi. Kilise evrensel nitelikte olan dini ka-
nunlarn dnya mnasebetlerinde uygulanmas n istemekte idi. Roma im-
paratorlu unda katolik dininin resmi din olarak tan nmasn ve St. Pierre'in
papa olarak tan nmasnda/1 sonra kilise imparatorluk kanunlar yerine
kendi kanunlarn' uygulamaya kalkm ve dnya i lerine kar mak iin
frsat karmam idi. Kilisenin bu byk hayalini gerekle tirmeye yar-
dm eden bir sebep te Avrupada feodalite sisteminin yay lm olmasdr. Sen-
yrler karsnda kendilerini zay f bulan krallar, nfuzlar n artt rmak iin
kiliseden yardm beklediler. Byle bir durumda vicdan zgrl aramak,
rasyonel olan bilgiyi do matik olan kilise hukukundan ayrmak ve dinle
devlet ayrmndan bahsetmek yersiz olurdu. Bereket versinki bir sre sonra
bu karanl yaran ve insanlk tarihine an veren iki byk hareket olmu tur.

14 Sosyoloji Dnyas Cilt, 1. No 1. S. 32-33.


15 G. Mensehing, sociologie religiouse, R. Jundt evirmesi. 1951, Sahife 137.

137
Bunlardan biri reform teki ise rnesanst r. Rnesans daha ok sanat ve bi-
lim hayatnda bir uyanmadr. Yani bununla fikre vurulan s k pranga ve
ba lar sklm ve kltr ya ay karanlktan nurlu ufuklara ynelmi tir.
Reform'un amac siyasi ve dinidir. Refarm'un amac siyasidir; nk ka-
tolik kilisesinin fikir, vicdan ve dnya i lerinde insanl n boynuna geirmek
istedii boyunduru a atmak hedefini gder. Dinidir; nk dinde yerle en
yanl grleri gidererek dini normal s nrlarna getirmek amac n gt-
mtr. Bu iki hareket de ok abuk yay lm tr.

Zamanla krallar lkelerini feodalitenin etkisinden kurtararak gl


ve etkili bir duruma gelince ilk i leri, kilisenin ve dolaysiyle papalar n siyasi
nfuzunu yok etmek veya onlarla bu yetkileri payla mak oldu. Ingilizler,
birinci yolu tuttular ve 1547 y lnda protestanl kabul ederek papal ktan
ayrldlar. Kendini gven iinde gren Fransa k rah I. Fransuva (Franois
I.) ise papa ile 1516 ylnda bir anla ma (konkordat) yapm t 16 Fakat her
.

iki ekilde de din ve devlet ay rm yoktur.

Roma Imparatorlu unun bat ucundaki barbar sald rs durumu allak


bullak etmi ve bundan da en byk fayday papahk makam sa lamt.
Bu hal uzun zaman devam etmi tir. Avrupa kt'asnda 1547 tarihinden
balayarak papalarla btn ba larn koparan ngiltere bir yana b rakhrsa
din ve devlet mnasebetlerinde Fransan n arzetti i durum konumuz iin ok
aydnlatcdr. Zaten Jul Seza= "Geldim, grdm, yendim" (Yeni, vidi, vici)
rumuzu ile alndn bildirdii Galya bugnk Fransa, Belika ve svireyi ii-
ne alan byk bir lke idi. Bu sebeple Reform ve Rnesans hareketlerini de
iine alan ve bylece ayd nlanma devrine kadar gelen zamandaki din ve
devlet mnasebetlerini Fransa tarihi sinesinde inceleyecek olursak hi de
yanl bir yola sapm olmayz. u kadar ki k t'a gerekimlerinden uzak ve
geimini ba ka yerlerde aramak zorunda kalan Ingilterenin zel durumunu
bunun dnda tutmak artt r. Aksi takdirde ngiliz lyikli inin gerek ma-
nas anla lmam olur.

2. Fransz devrimine kadar olan devre

Barbar sald rsndan sonra ilk ef Clovis idi. Bundan sonra Pepin le B ef
gelmi , bunu da o lu arlman (Charlemagne) takibetmi ti.

Birinci Franois'nin yapt anla mann amac Papalk makam nn


kendi uyru u zerinde elde etmi oldu u siyasi nfusu payla mak yani dn-

16 Bir din nderi ile bir devlet ba kannn anlamasna devletler hukukunda "Kon-
kordato" (CONCORDAT) derler.

138
ya ilerinde Kralln da sz sahibi olmas n salamakt. Fakat krallarm
bile bu devirde ok H ristiyan (Roi tres chretien) ad ve s fatm ta dklar
d nlrse Konkordatonun vicdan zgrl n sa lad yolundaki kana-
atn yanhl anlalr.

Papahk mertebeler dzenine ba h geni te kilat ile krallardan daha


stn bir rol oynamakta idi. Papa katoliklere sadece din konusunda Mana-
caklarnu de il, ayn zamanda yapacaklar baka i lerde de emir vermekte
idi. Papanm gsterdi i eylerden ba kasna inanmak do ru yoldan sapma
(Heresie) emretti i eylerden ba kas n yapmak itizal ve ayrlma (Schis-
me) sayhrd. Bunlarn her ikiside a r cezalar gerektirirdi. K ral yle diyordu.
(Katoliklik uyruklarmzn zorunlu dini olacakt r. Biz do ru yoldan sapmay
(Heresie) cezaland racaz. Ve bunu yapmakla Kralln niyetlerine ayk r ha-
reket etmi olamyaca z. Din kanunlarma devlet kanunu kuvvetini verece iz.

Papazlara imtiyaz verece iz. Fakat buna kar lk iman konusu dnda
kendi topra mzda hkim olaca z. Ba Papazlar ben seece im. Papazla-
r da bu ba Papaz seecektir. Papa da bunlar tastik edecektir. Disiplin ve
Ynetim bakmndan bunlarn hepsi benim emrin altnda olacakt r) 17 .

Papa X. Leon bu art kabul edince Fransada olduka zgrl olan


bir Kilise kuruldu. Bu Konkordtoyu layiklik yolunda byk bir a ama say-
mak do ru olmaz. Zira Pretostanlar irin uyruklarnda kana boyayan
SaintBarthelemy kltan geirme buyru unu 24 a ustos 1572 gecesi bu
Konkordatoyu imzalayan devlet ba kan vermi ti. En de erli bir hak olan
vicdan zgrl henz yoktu. Hukukun ana ilkesi din birli ine dayan -
yordu. Katoliklik devlet dinidir. Dinden sapanlar suludurlar. 1598 y linda
IV. Henrinin kard Nantes fermann on drdnc Lui (Louis 14) 1685
ylnda kaldrarak Protestanlar n ki ilik durumlar (ahvali ahsiye) na ili -
kin sicillerini bat l saymtr.

Onbeinci Lui (Louis 15) nfus kayd na msaade eden 1787 tarihli fer-
man nda hi bir yolla vicdan zgrl n aklna getirmemi ti. imdi durumu
ayd nlatmak zere bu fermandan biraz okuyahm

"Yalnz katolik dini genel dinin eref, hak ve imtiyaz na maliktir. Kato-
lik olmyan di er teb'anuz devletimizde kurulmu dzen iinde her trl
tesirden yoksun olacakt r. Bunlarn krallmzla beraber olmak kudre-
tinden her zaman iin uzak olduklar nceden bildirilmi olup kendileri
alelade inzibat kaidelerine ba l tutulacaklard r. Kanun onlara di er

17 Liklik 1. Istanbul, 1954 s. 28

139
tebeamz gibi, medeni haklardan istifade iin tabiatla reddedemedi i hak-
lardan ba ka bir hak tammyacak, yani onlarn yalmz doumlarma, evlen-
melerine, lmlerine ba l haklardan ba ka haklar olmyacaktr 18... Gr-
lyor ki burada vicdan zgrl nden, lyiklikten, din ve devlet ay rmn-
dan sz etmek yersizdir. Buna kar lk Ingilterede din zgrl Fransada-
kinden baka bir yol tutmutur. Elizabeth'in devletin Kilise i lerinde stn
bir rol oynamas esasna dayanan politikas , resmi Kiliseye gelmek isteme-
yenlerin zel ibadetlerine msaade eden ve onlar medeni haklardan yoksun
brakmayan geici bir anla ma ile sonuland. 17. yzylda din dman-
larmn artmasiyle Roma Katolik Kilisesi ile Anglikan Kilisesine ba li ol-
mayanlara (Noncorfomist) byk bir pe ile bakhyordu. Bunlar yaln z
Anglikan Kilisesi iin de il, ayn zamanda devlet dzeni iin de tehlikeli sa-
yhyorlard. Katolikler Papa taraftan, Nonkorformistler ise mutlak doktrin-
ler aleyhtardr. Cromwell'in 1647 ylnda yapt anayasa bu konuda bir
dnm noktas saylr. Bu anayasa, kanun erevesinde Protestanlara tam
bir zgrlk verdi i halde Katoliklere kar en ufak bir musamahada bulun-
muyordu. Fakat zulm ve ikence politikas nn artk bayatlam olduunu
ve bundan byle skmiyece ini kinci Charles'in 1672 ylnda yaynlad
sular ba lama bildirisi ( ndulgence) daha a k olarak belirtmekteydi.
Bu bildiri Katoliklerle Anglikan Kilisesinden ayr lan protestanlar n men-
faatlanna uygundu. Bylece dini zulm ve i kencenin ortadan kalkmas
gerek i gvenlik ve gerekse ticari gereklere uygun grlyordu. Zira tc-
carlarn byk ounluu Non Korformistler aras nda olup bu alandaki etkileri
ok nemli idi. II. Willam'n 1689 ylnda yaynlad hogrme yasas
(act of toleration) bu d ncenin mantki bir sonucuydu. Bu yasa kanun
erevesi iinde ve katolikler mstesna olmak zere herkes iin gerekten
ho grrl temellendirmi bulunuyordu 19 .

3. Bugnk anlamda layiklii douran olaylar

Yukardaki aklamalardan 18. yzyla gelinceye kadar Devletin dini


bir temele ba lanm olduu anlalyor. Hkmdar nazari olarak yetkisini
dorudan do ruya Tanrdan ald iin ancak ona kar sorumlu idi. Zira
Btn G Tanndad r (Omnis Potestas a Dei). Devletin resmi dininde ol-
mayanlar iin siyasi bir hak tan nmazd. ngiltere ve Prusya bir dereceye
kadar zgr lkelerdi. Fakat bunlara ra men genel manzara yukar daki

18 L'diklik 1. ayn eser Nazm Poroy'un makalesi s. 29.-Bk. Bartelmi, hukuku idare (M.
Atf tercilmesi) s. 477.
19 Bk. E. S. S. cilt 13 S. 243

- 140
emada oldu u gibiydi. Layikliin gelimesi bakmndan 18. yzyln ikinci
yars ok ilgi ekicidir. Burada lyiklik konusunda biri Amerika, tekisi
Fransada patlak veren iki byk devrimden sz amak gerekir. Rnesans n
sanat ve bilimde, Reformun ise din ve siyasette yapm olduu deimeleri
bu iki devrim siyaset ve Devlet anlar uda yapm ve amzn kutsal bir
ilkesi saylan Lyiklik en kuvvetli destek ve kayna n bu iki olaydan almtr.
imdi bunlara ksaca bir gz atal m:

a) Amerika Birleik Devletlerideki Devrim Anlay

Bu memlekette Devrim ba mszlk sava ve anayasa al malar ola-


rak gzkmektedir. Burada Devrimlerin btn ynlerini a klamak sz ko-
nusu de ildir. Sadece lyiklik ve din zgrl ile ilgili deimeler ele alna-
caktr. Bunlar 1776 y hnda yaynlanm olan nsan Haklar Beyannamesin-
den ilham alrlar. Frans zlar buna (D&laration des droits de l'homme), ang-
losaksonlar (Human Rights) derler. Amerikan Anayasas nn dinle ilgili mad-
deleri unlardr:

1) Parlamento bir din kurmak veya din zgrl n kaldrmak iin


kanun yapamaz. (Anayasa Ek. Madde I.) Bu hkm Federal dare kadar
says 49 u bulan Federe devletleri de ba lar.

2) Din veya Tanrya borlu olduumuz dev ve bunun yerine getirilmesi


kuvvet veya iddetle de il, akl ve kanaatla idare edilebilir. Herkes e it bir
tarzda vicdannn emrettii gibi dininin gereklerini yapmak zgrl ne
mliktir.

3) Amerikan kongresi hibir zaman bir dini hakim din olarak ilan
edemez ve herhangi bir din mensuplarnn ibdet ve dini trenlerini serbeste
yapmalarn yasak eden bir kanun yaynlayamaz. (Bu son madde Jeffer-
son'un tesiriyle konmutur.)

Burada nsan Haklar Beyannamesi ile Anayasa maddeleri o kadar


aktr ki hibir yorumu gerektirmez.

b) 1789 Fransz Devrimi

Fransz Devrimi bir ok ynlerden konuyu ilgilendirir. Bu bak mdan


zerinde durulmaya de er. Zira bu Devrimden layik bir din anlay ve Ana-
yasaya ba li bir Devlet tipi do mutur. Geri Amerika bu i lere Fransadan
daha nce ba lam hatt ngiltere bu konuda ok tipik uygulamalar yapm

141
ise de Toplum ve siyaset alan nda dnya lsndeki de imeleri frans z
Devrimine borluyuz. Devrimden nce devlet k ralc, hkmet dinci ve memle
ket anayasas zd. Kiral yetkilerini Tanr dan aldn savunur ve ruhbana
dayanrd. Baz krallar devlet benim (L'Etat c'est moi) diyecek kadar a r
iddialara giri milerdi. Devlet otoritesinin kar snda en gl rgt papaz-
,
larn kurdu u din dernekleriydi. Bu derneklere bat dilinde Congregation
(Kongregasyon) derler. Bunlar medeni hukukta rastlanan cemiyet ve dernek-
lerden farkl idi. Bu derneklere giren yeler ba ka dereklerden farkl
olarak bir adak (Voeu) adarlard . ye derne e girmekle ya iffet, ya fakirlik
yahut ba llk nezrederdi. Zengin derne e girmekle yar n younu ona b rakr;
yoksul ise btn varlyla derne e balanr ve kilisenin bir klesi olurdu.
Bu yol derne i hem zenginle tirir, hem de onua gl klard. Bylece
devrim ncesi Fransada kar t kuvvetler olarak K ralhk ve Din Dernekleri
bulunmakta idi.

Fransada bir de snflar temsil eden meclis vard ki bunun ad Snflar


Meclisi (Etats Generaux) idi. Bu meclis ola an st veya vergi almak
iin krahn a rsyla toplan rd. XVI. Louis 1789 ylnda bu meclisi
toplad. Meclis, papaz, avukat, retmen, asilzade gibi renk renk yelerden
kurulmakla beraber iki konuda yeler birle miti. Bir kere, hepsi k-
rahn keyfi davran ve yolsuzluklarndan ikayet ediyorlard . Bu ynden
yelerin hemen hepsi k ral ve ynetim aleyhtar idiler. kinci olarak 18.
yzyln, yzn a artan byk filozoflar n hak, zgrlk ve e itlik konusun-
daki fikirlerini benimsemi lerdi. Kral durumu anlaynca meclisi da tmak
istedi isede Mirabeau ate li hitabesiyle haberi getirene, millet iradesiyle
toplandklarndan kendilerini ancak sng kuvvetinin karabilece ini hatr-
latarak kafa tuttu ve bunun zerine Meclis i i ele ald 20 .

Meclis her eyden nce memlekete bir ana yasa vermek amac nda idi.
Bu sebeple kurucular meclisi (Assemblee Constituante) ad n ald. Meclis
anayasadan nce 3 kas m 1789 tarihli insan ve yurtta haklar beyannamesini
(D eclaration des droits de Phomme et du citoyen) yay nlad. Bu beyanna-
menin bir ok ynleri vardr. Bunlardan biri de bizi ilgilendiren din konusu-
dur 21 .

Hi kimse, dini de olsa, kanaatlar ndan dolay tedirgin edilememeli-


dir. Yeter ki bu kanaatlar n aklanmas kamu dzenini bozmas n.

20 Mirabeau haberciye yle sylemiti : Allez dire votre maitre que nous sommes
ici par la volonte du peuple et nous n'en sortirons que par la force des baionnettes.
21 Bk. Petit dictionnaire de droit Dalloz, "De'claration des droits de l'homme et du cito-
yen" maddesi.

142
(Nul ne doit etre inquiete pour ses opinions, meme religieuses, pour vu que
leur nanifestation ne trouble pas l'ordre puplic etabli par la loi).

Fransadaki bu hareket iki cepheli idi. Bir yandan k ralla kar bir ayak-
lanma, te yandan ruhbana ve dolay syla papaya ve onun nfuzuna kar
bir rest ekmekti. K ral bu durumu hi bir yolla nliyemedi i gibi kaarken
de yakaland . Devrim sras nda bir ok susuz kimselerin kanlar akt .
Devrimciler bu s rada baya kana susamlard, 0 kadar ki bunlardan birisi
mezar ta na u szleri yazd rmt : "Yolcu benim lmme a lama; nk
ben sa olsaydm sen lecektin." (Passant ne pleure pas ma mort, si j'etais
vivant tu serais mort.)

Kurucular meclisinin ilk ii ruhban bir sivil te ekkl (Constitution civile


du clerge) haline sokmak oldu. Bunun iin 88 maddelik bir kararname ka-
rld. Bu kararnameye gre papazlar memurla trlmakta idi. Papazlar di er
memurlar gibi seime ba lanyorlard. Bu seimleri iki metropolit kontrol
edecekti. Metropolitin karar sivil mahkemelerde son olarak hkme ba lana-
cakt. Seimi yapacaklar aras nda protestanlar bulundu u gibi yahudiler
bile vard . Ruhbann aylklar da bir kararnameye ba lanmt. Fakat papaz
seiminin onanmas gibi ilerde papann sz bile gemiyordu. Kurucular
meclisinin ald bu kararlar tarafs z bir gzle incelenecek olursa bunla a
toplumsal ve hukuki ynlerden tak labilir. Toplumsal ynden, meclisin
gsterdi i bu tepki normal, s nrlar a m ve devrimcileri saldrgan bir duruma
getirmiti. Hukuki bakmdan da i te aykrlk vard, zira meclisin ald karar
kilise hukukuna (Droit canonique) ayk rydi. Bundan ba ka Birinci Franois
ile papa aras nda yaplan konkordato iki tarafh oldu undan hkmleri devlet-
ler hukuku gerekimlerine gre, ancak iki taraf n istekleriyle de itirilebilirdi.
Halbuki kurucular meclisi bunu tek tarafl olarak bozmu tu. Ruhbann b-
yk o unlu u meclisin bu karar n tanmak istemedi. Meclis ruhban muhale-
fetini yenmek iin devlete ba llk yeminini mecburi k ld 22 . Bunun zerine,
papazlarn bir ksm, ileri brakt ndan bir ok kiliseler papazs z kald.
Bu hareket Fransaya zg sald rgan lykhk diye vasflandraca mz hare-
ketin nemli bir a amasdr. Kurucular meclisi bir anayasa yapt ktan sonra
da lmt . Yerine kanun koyucular meclisi (Assemblee Legislative) topland .
Bu da yerini daha gen bir anayasa yapmak zere konvansiyon meclisine
(Convention nationale) b rakt Konvansiyon geni bir anayasa yapt ise
de bu uygulanmad . Bu s rada devrim alm yrmt. Kan gvdeyi gt-

22 Ballk veya Sadakat yemini syle idi : Je reconnais que Funiversalite des citoyens
franais est le souverain, et je promets obeissanee et soumission aux lois de la Repoublique.
(Fransz yurtta lar btnl nn egemen oldu unu kabul eder ve Cmhuriye kanun-
larna itaat etme e ve ba l kalmaya sz veririm.

143
ryordu. nl bir general bu durumdan yararland . Napolyon ilk nce
papalk makamyla anla arak 1802 tarihinde bir konkordato imzalad . Bylece
Napolyon ilk meclisin att adm geri alm ve nfuzunu artt rmak
amacm gtm t kinci a amada Napolyon kendine uygun bir anayasa
yaptrd. Fakat art k durumun de itiini kendisi de anlam olacak ki yap lan
anayasada Fransann resmi dini katoliktir" cmllesi yerine "Fransada o un-
luun dini katoliktir" maddesini koydurdu. Napolyonun bu davran
gerici ve geriletici bir hareket olarak vas flandrlabilir.Konkordato rejimi Fran-
sada din ve kilisenin ayr lmas hakkndaki 1905 tarihli kanuna kadar devam
etmitir. Napolyondan sonra yine tahta Burbon hanedan ndan XVIII. Louis
gelmiti Fakat durum o kadar de imiti ki eskiye dnmeyi ne memleket
hazmedecek durumda idi ne de byle bir ey meclisten geebilirdi. Nitekim
Napolyon anayasas yerine yap lan anayasada dinin katolik olaca aklan-
makla beraber ayni anayasan n beinci maddesinde herkesin dinini e it bir
zgrlkle ta yaca ve tren yapmak iin ayni himayeyi grece i belirti-
liyordu. O kadar ki X. Charles'dan sonra gelen Orlean soyundan Louis
philipe yeni anayasadan devlet dini ile ilgili szleri bile karmt.
Bylece lyiklik anlay ve vicdan zgrl artk kattan kalplere dklm
ve benimsenmiti.

1848 de kurulan II. Cumhuriyet ve 1871 de kurulan III. Cumhuriyette


lyiklik ilkesinde srekli ilerlemeler grlm tr. Yalnz meclisler de il,
bilginler de bu alanda baz dnceler ortaya atm ve ilkeyi savunmulard.
III Cumhuriyette en fazla bu konu zerinde duran devlet adam nl hatip
Gambetta'dr. Jules Simon, Jules Ferry, Clemenceau, Emile Zola da bu
arada sylenebilir.

4) 1905 Kanunu

Bugn uygulanmakta olan lyiklik ilkesi kaynan kilise ve devletin


ayrnu hakkndaki kanun (La loi sur la separation des Eglises et de l'Etat)'
dan almaktadr. Bu kanun o zamana kadar uygulana gelen Napolyon konkor-
datosunu tek tarafl olarak feshediyordu. Bu kanunu karmada iki trl
sebep vard : Uzak ve yak n sebepler. Katolik kilisesinin merkezile mesi
ve lyiklikliin gelimesi uzak sebepler aras ndadr. Katolik kilisesi, Vatikan
konsilinin denet ve ynetimi alt nda gn getike merkezile en bir yol
tutmutu. Buna kar lk Fransada kamu hizmetleri gn getike lyikle -
mekte idi. Birbirine z t olarak geli en bu iki akll , Fransada din ve devlet
ayrm/la yol amtr. Fakat bu ay rmn asil sebebini daha ok yak n olay-
larda aramak gerekir. Yak n sebeplerin ba nda papann cumhurba kani

144
M. Loubet'nin Romaya yapaca geziyi protesto etmesi, ikinci sebep,
papaln iki Fransz papaz n istifaya zorlamas dr 23 .

Projenin raportrlii iin yapan me hur Aristide Briand bu yakn sebep-


lerin nazara alnmadn o zaman u szlerle ifede etmi ti: "Kilisenin devlet
ten ayrlmasm , siyasi kinlerimizi veya katolik d manhmz gidermek
iin de il, fakat muhtelif din mesuplan aras nda bar salayacak olan yegane
rejimi kurmak iin uygun bulmaktay z."

Bir ok tartmalardan sonra bu tasar mn bel kemii olan iki ilke kabul
edildi. Birinci ilke, kamu dzenine ayk r olmamak artyla cumhuriyetin
din, vicdan ve tren zgrl n garanti etmesidir. kinci ilke, Cumhuriyetin
hi bir dini tanmamas, hi bir dine yardm etmemesi ve hi bir dine btesin-
den denek ayrmamas dr.

Kanun ktktan sonra papa, 11 ubat 1905 tarihli iddetli bir bildiri
yaynlad. Bu bildiride u esaslar vard : Din ve devlet ayrm en byk
hatadr. Bu ayrm tanrya hakaret saylr. Bu ayrm tanrnn kurmu
olduu dzeni altst eder. Ve son olarak bu ay rm dnyevi cemaata byk
zararlar verdirir 24 . Kanunun getirdii yenilikler yle sralanabilir:

I Devlet hi bir din tan maz. (La republique ne reconnait aucun culte)

2 Din ile ilgili her trl kamu te kilat kaidrdmtr. (Toute organis-
ation publique des cultes est supprimee)

3 Kanun kar snda herkes gibi birer fert olan din adamlar (hademe-i
hayrat) genel hknrdere ba ldrlar. (Les ministres du culte, simples parti
culiers au regard de la ki, sont soumis au droi t commun)

4 Devlet, btesindeki yard m blmnden hi bir dine para vermez.


(La republique ne salaire ni un subventionne aucun culte)

5 Din trenlerini yapma ve ibadet yerlerinin bak m giderlerini


salamak zere din dernekleri kurulmu tur. (Les associations cultuelles sont
formees pour subvenir aux frais a l'entretien et a l'exercice public du culte)

6 Kanun ruhbana yalnzca ibadet yerlerini (Edifices des cultes) kul-


lanma yetkisini verir.

7 Ruhbana ait mallar kurulacak din derncklerine devredilir.

23 Bk. A. Autin Laicit et Libert de Conscience, Paris, 1930 sh. 176-178.


24 Bk. A. Autin ayn eser, sh. 178-181.

Din Sosyolojisi F. 10 145


8 Din zab tas (POL CE DES CULTES) Kamu dzenine ayk r olma-
mak zere her dinin gereklerini serbeste yerine getirmeyi ve trenlere ka-
tlmay salayacak hkmleri ihtiva eder.

Bir ksmn yukarya aldmz bu ilkeleri biraz de ince grlrki Fran-


sada kamu dzeni (ordre public) ne ili kin smrlamalar dnda dini tren-
lerin yaplmas serbesttir. Devletin kendine has bir dini yoktur. Hi bir dine
genel bteden yard m edilmez. Din bir kamu hizmeti olmad gibi din
adamlar da devlet memuru de ildir. Devlet dinlerin hepsine kar eit dav-
ramr. Kanun kar snda yalnz eit yurtta lar vardr. Yardmn tek istisnas
yatl okul, hastahane ve hapishanelerdir. Belediye btesi genel bteden
saylmadndan bu yolda yap lan harcamalar kanuna ayk r de ildir.
(Fransz damtay bu yolda ictihatta bulunmu tur).

1 kanunda nemli saylan bir mesele de din derneklerinin kurulabilmesi


131_
dir. Her kilise bir dernek kurabilecektir. Bunlara din dernekleri (Associa-
tions cultuelles) denir. Dernekler birle erek bir birlik meydana getirirler.
Devlet kesin olarak di adamlarndan elini ekmi ve papaya tam bir serbestlik
vermitir. Bu kanunun ba ka nemli bir noktas da tren zab tasdr. Eskiden
katoliklik protestanhk ve yahudilik kamu hizmetleri aras nda idiler ve bte-
den para alrlard. Bunun dnda kalan dinler yasak edilmi ti Bunlar iin
hkmetten ayr ca izin almak icabediyordu. Bu trl dinlerin mensuplar ,
ancak devlet urasmdan geen bir kararla tap nak yaptrabilirlerdi. 1905
tarihli kanun bu s nrlama ve yasaklar kaldrmtr. Bugn Fransada tap nak
yapma serbesttir. 1907 tarihli kanun beyanname vermek klfetini de kald r-
mtr. Kanuna gre rhban genel hkndere ba l idi. ok yerinde olan
bu esaslar papalarn holarma gitmedi ve bunlar konkordato hkmlerinin
bir tarafl feshi sayddar Ancak 1924 tarihinde papa XI. Pie bir anla ma teklif
etti. Durum, hkmete incelenerek bir din stats kaleme al nd. Statnn
beinci maddesinde din derneklerinin grevi a klanarak bu konuda papamn
temsilcisine yetki tan nd. Derne in ad da Association diocesaine diye de i-
tirildi. Fransz hkmeti bunu kabul etti. Bu dernek katolik kilisesinin ana-
yasasa gre papanm bir temsilcisi olan ba papazm idaresi alt nda katolik
dini trenlerini devam ettirmek ve giderlerini sa lamakla u ra acakt. 1960
ylnda yaynlanan Drdnc Cumhuriyet Anayasas Lyiklik ilkesini bir hare-
ket noktas olarak almtr. Vicdan ve din zgrlnn bir memlekette var
olabilmesi iin o memlekette herkesin istedi i eye inanmas ve bunu istedi i
ekilde aa vurmas yani vicdan ve tren yapma zgrl nn var olmas,
Tapnak ve teferruat nn serbeste kurulabilmesi gereklidir. Fransa 1905
1907 kanunlar ve 1924 tarihli din stats ile bu yola girmi bulunmaktadr.

146
Btn bunlar zetlemek gerekirse 1905 kanunu ile Fransa ;

I Vicdan ve din zgrl (Liberte de conscience et des cultes)

2 Devletin din konusunda tarafs zlk ve lyiklii, (Neutralite reli-


gieuse et laicite de l'Etat)

3 Din btesinin kald rlmas, (Supression du budget des cultes)

4 Dinle ilgili olan kamusal kurumlar n yrrlkten kald rlmas,


(Supression des etablissements publics du culte) Ilkeleri Fransada kanunla -
nu bulunuyordu 25 .

C DO U ALEMNDE LikYIKLK ve VICDAN ZGRL .

Lyikliin batda deerlerin ayrmlama ve evrimi (Differenciation


des valeurs et ses evolutions) sonunda do duunu grdk. Toplumsal evrim
ve ilerlemede rastlanan en nemli olay btn de erlerin derece derece
dini de erlerden ayr lmalardr. Ilkel toplumlarda her trl toplum-
sal deer, dini de erler iinde yer almakta idi. Toplum geli erek karma k
bir manzara ald ka bu de erler birer birer dini de erlerden ayrlmlardr.
Bylece siyasi, hukuki, iktisadi, bedii, ve ahlaki de erler dinden ayrlm -
lardr. 26.

Douda sosyolojinin ortaya koydu u bu genel evrimden ba ka bir ey


olmanutr. Alaca mz rnekler sadece bu genel gr n bir ispat olacak
ve lyiklik ilkesinin sanld gibi ii bo bir teori deil, misallere dayanan
bir evrim a amas olduunu aka gsterecektir.

Doudan kast, din bak mndan bal bulundu umuz islm lkeleri, Trk
ulus ve lkeleriyle memleketinizdir. Bu sebeple misaller islmiyetten, Trk
dnyasndan, Osmanl mparatorlu undan ve Trkiye Cumhuriyetnden
alnacakt r. Bugn Trkiyede uygulanmakta olan lyiklik ise, kanun
hkmlerine dayanlarak incelenecek ve bu konudaki fikir ak mlar gzden
geirilecektir. Son olarak, Do u ve Bat daki uygulamalarn birle tikleri
ve ayrldkl'ar noktalar a klanacakt r.

25 Bak. J. Eymand-Duvesnay, commentaire pratique sur la s.eparation des Eglises et


de L'Etat, Paris. 1906 Sh. 1-20.
26 Bu konu ile ilgili olarak u eserlere baknz. E. Durkheim, Division du Travail. C.
BougM, Evolution des Valeurs.
Siyasi deerlerin olu umu ve dini de erlerden ba msz olarak geli mesi iin, Moret
et Davy'n Des Clans aux Empires adh eserin bak lmandr.
G. Davy, Sociologie politique, 1924

147
I SIAMDA DN ve DEVLET MUNASEBETLER ve LYKLK ILKESI

slamiyet, daha ba langta, din ile devleti birle tirmek suretiyle do -


mutur. Kur'an ve hadis incelenirse grlrki onlarda hem dinle hem de dnya
ile ilgili hkmler vardr. Bu da teokrasi yani dini egemenli e dayanan devlet
sistemi demektir. Bizantinizm ile teokrasi aras nda bir fark vard r; Bizan-
tinizm, otokrat bir devlet ba kannn dini kendi ynetimine almas demektir;
buna olsa olsa Do uda ancak Osmanl hilafeti zamannda rastlanabilir.
Teokrasi ise din kurallarnun devlet ve dnya i lerini ynetmesi demektir.
Bu ince fark baz yazarlarn gzlerinden kamtr.

Bizantinizmde devlet dine hkim olur ve onu istedi i gibi ynetir. Teok-
raside ise din kurallar dnya ilerini ynetir. Ksacas , teokraside din kurallar
ve dini makamlar dnya ilerini ve devleti ynetmektedir. Dini makamlar
sadece terimleri de itirerek dnya i lerine uygulanan kurallarna dini renk
verirler. Mesela yasak olan eye haram, su olan eye gnah deniyordu.
Kur'amn ilk hkmleri Mekkede inmi ti. Bunlarn o u iman, vicdan, fazilet
ve ahlkla ilgili hkmlerdir. Kur'a= Medinede inen hkmleri ise daha
ok dnya i leri ve kurulu halinde bulunan islam devletinin ileyiine, hukuka
ve pratik bir nitelik ta yan ahlaka ili kindi. Ana izgileriyle birinciler dini
ve ahlaki hkmler, ikinciler toplumsal ve siyasal hkmlerdir. Bu cihet
Hz. Muhammed'in hayat incelendikte daha iyi anla lr. Gerekten Hz.
Muhammet ilk nce tam manas yla gnllere hitap eden bir din kurucusu
idi. Fakat Medineye gten sonraki y llarda bir devlet ba kan oldu. Ordulara
komuta ediyor, hukuki anla mazlklar' zyor, uluslar aras szlemeler
yapyor, ksacas cemaatin dnya i leriyle urayordu. Bu hkmler de er-
lerin farkhla mas bakmndan ele ahmrsa, Peygamberin arap yar madas nda
gerekle tirmeye koyulduu toplumsal ilkeler, zamana gre ok ileri ad mlar
saylabilir. Zira Arap Yarmadas, o zamanki medeniyet dnyas nda bir veba,
bir ktlk ve bir gericilik yuvas idi Cihann en byk komutanlar buralara
girememi ve srekli bir egemenlik kuramam t Medeniyetin, kltrn
ve cihangir ordular n giremedi i bir yerde Muhammedilik btn nlaryla
parlam ve Peygamber'in lmnden henz 25, 30 yl gemeden btn kuzey
Afrika, Orta Do u, Hint ve Sind'e kadar olan yerler Muhammedin do mayan,
dourmayan ve her eyden stn olan tek Tanrsmn bayra i altna ge-
miti. Alemlerin efendisi ve yarat cs olan tek ve ulu Tanr karsnda b-
tn yerli inanlar km ve slamiyet yeni bir medeniyet me 'alesi ile
Doudan Batya kol salmt.

Bu aklamada gsteriyor ki slamiyet daha do uta iki manzara gster-


mitir. Vicdana dayanan hkmler mutasavv fkr elinde byk insan y n-
larnn i alemini ilemi ve ykseltmi tir. Dnyaya hitap eden k smlar

148
da ok byk imparatorluklar n kurulmasna yol amt. Daha dorusu islam
dini mutasavvflar elinde bir vicdan dini olmu tu. Mutasavvflarn doktrini
vicdan zgrlne yer vermekte, ince bir sezi ve derin bir dnya grne
dayanmakta idi. Bunlar kendilerine gre bir ahlak sistemi kurmu , cz'i
irade (Libre Arbitre) ile tanr iradesi arasndaki mnasebeti tesbit ederek
stn de erde olan ahlak ilkelerini ortaya at mlard. Baka ynden
giden mam- Azara ilk kelnu yazarak buna F kh- Ekber adm vermiti.
Deerlerin farkhla mas yolu ile Fkh Ekberden kelm, felsefe ve tasavvuf
ayrlarak yalnz er'i hkmler kalmt ki bu geri kalan ksma islam hukuku
anlamnda fkh denir. Bilindii zere islmda er'i kaynaklarn banda
Kur'an vardr. kinci kaynak hadistir. nc kaynak icma'd r. Bu kaynak
yannda itihat sahibi hukukcularn (fakihlerin) geli tirdikleri bir drdnc
kaynak ortaya kt. Buna bilginlerin itihad (tihad- ulem) veya kyas
fukaha deni,. Fakihlerin o u devlet memuru olmad gibi hi bir vakit hilafet
makamnn buyruklarna bal de illerdi. Zaten islamiyet ba langta haneda-
na bali bir sistem de ildi. Bugnk demokrasi tekni ine gre baz eksiklerine
ramen bir cumhuriyet idi. Halife bir ;cma sonuncu iktidara getirdi. Bu ise
bugnk anlamiyle bir referandum veya kamu onam (Consensus) gibi bir
eydi. cma, bir konu zerinde islam ulular nn vard bir gr birlii idi.
"mmetim yanl yolda icma etmez ( Abk,..11JI (9%1 C, s y) demek suretiyle
Peygamber icmaa nem vermiti. slam aleminde en nemli iler icma'la
yaplrd. Yaln z bunu olurundan fazla bytmek do ru olmaz. Zira icma s -
nrl ve belirli insanlarn vardklar bir gr birliidir. Yoksa bugn halkn sesi
hakkm sesidir." (Vox populi vox dei) anlam nda bir demokrasi kayna sayl-
maz. Hilafet kesiminde sylendi i gibi iktidar iin sadece bu seimyetmezdi.
Bu seimi bir nevi sadakat yemini (Sermenst d'Allegence) olan biatla tamam-
lamak gerekirdi. Dikkat edilecek olursa biat bile yine kk bir zmrenin
onam demekti. Byk bir imparatorlukta bu i lere karar verenler bir
avu insandan ibaretti. lk drt halifeden sonra hilafet bir saltanata dnm
ve tam olarak bir bizantinizm ba lamt. Hele osmanh devrinde serbest
kadhk yerine devlet emrinde eyhul islanhk kurumu do mu ve bylece
padiah sadaret makam yolu ile otoriteyi ve eyh'ul islamhk yolu ile de dini
nderlii ahsnda tophyarak esiz bir otokrasi kurmu tu. Bu ise Teokrasiden
daha ziyade bir bizantinizm say lr. Esasen bu devirde saltanat n manevi
cephesini skolastik zihniyet krletmi bulunuyordu. tihat kaps ise oktan
kapanmt 27 .

Bu bahsi kapatmadan nce, soruyu cevapland rmak gerekir:


Birincisi : islamn balangcnda acaba dinle devlet, veya daha genel
olarak, dinle dnya i lerinin ayrm m gsteren belirtiler varm dr?

27 Bk. Nahit Tendar, Layiklik, sosyoloji dnyas , say 1.

149
kinci soru: Lyiklik ilkesinin temeli olan din ve vicdan zgrl s-
lamda ne ekilde anlalmt ?

nc soru: Lyiklik ilkesi bir bak ma aklla vicdan ayrm sayld-


ma gre, slanun akla verdi i deer ne idi ?

imdi bunlar cevapland rmaya all ahm

1) Peygamber "Dnyaya ait i leri sizler daha iyi bilirsiniz" (r kl ?I)


dedii gibi. "Ben de ancak sizin gibi bir insamm de" diyen ( 1;1 le'l
ayet ve hadisler, dinle dnyan n ayfildna i aret saylabilir. Hz. Peygamber
Mekkeyi aldktan sonra Hneyn sava na giderken devlet i lerini Ataba'ya
ve din ilerini Maaz'a brakmt. Bu davran islamn balangcnda bile
byle bir ayrmn, reym halinde de olsa, var olduunu gsterir 28 .

2) Dinde zor yoktur, ( d .1,5 I y ) sizin dininiz size, benim dinim


bana ( j ) gibi hkmlerden baka islam dini dnda ka-
lanlara halife mer zamannda gsterilen hogrrlk bu yolda k verecek
niteliktedir. Gerekten Hz. mer zaman nda islam ordular Kuds ku at-
t srada patrik Sofranius, islam n din konusundaki ho grrlne ve ada-
letine hayran kalarak kan dkmeden ehri teslim etmi ti. Msr alan ms-
lmanlar hristiyanlar' dinlerinde serbest b rakmlard 29 .

3) Lyiklik bir bakma bilimle vicdamn, aklla naklin, pozitif bilgi ile
nssm, bilile inann ayrm olduuna gre islamda akl (Ratio) ile iman
(Credo) in birbirinden ayrld ve hatt akla her vakit stnlk tarand
grlmtr 3 .

Bilmediin eyin ardna dme ( 4.; ,!-U 1. jli y 9 ) (Kur'an sra


sresi - 36). Hi bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? ( j jh
) Ya Rabbi bize e ya= gere ini olduu gibi gster. ( 1.3 ) 1 r.4.11
), Hikmet m'minin yitik mandr; onu nerede bulursa al-
maya herkesten ok hakhd r. c:,.._;11 Jl e Z....4-1) gibi
ayet ve hadisler ve buna benzer daha pek ok dini hkmler akl n ve
msbet d ncenin stnlk ve faziletlerini saymaktad r. islamiyet bu du-
rumu ile ta ba langta deerlerin ayrmlamasnda ileri admlar atm ve
msbet bir dnya gr ile yksek uygarlk ve kltrler iin olumlu r-
nekler vermitir.

28 Lyiklik adndaki anonim eserde Hilafet ve lyiklik makalesi Sh. 174.


29 Bk. M. E. Elve, Trkiyede din imtiyazlar, Hukuk Fakltesi dergisi Sh. 105-368.
1953 say 1-4.
30 Aklla nakll badamazsa akla ncelik tamyn : ,pul , j
1..3 1:>I)

150
2. TRK ve 'SLIM DNYASINDA RASLANAN LYIKLIK
RNEKLELER

islamdan nceki Trk devletleri, amani, budist, hristiyan, yahudi ve


mani dinlerini muhtelif zamanlarda veya ayn zamanda kabul etmi lerdi.
Bunun misallerine zellikle Uygur ve Hazer Trklerinde rastlan r. Uygur-
larda Bugrahanlar islamiyetten nce ayn zamanda birka dini himaye edi-
yorlard . Hazer Trkleri de ynettikleri kimselerin din zgrl n sa lamak
amacyla bir ka vezir kullamyorlard . Vezirlerin biri Yahudi, biri H ris-
tiyan, biri de Mslmand . Bu vezirlerden her biri ba l bulunduklar din
mensuplarnn i lerini yrtrlerdi. Kanunlar ve hkmdarlar btn dinlere
kar e it davran r ve e it uygulamalar yaparlard . Devlet gc e itlik ve
tarafs zlk ilkesine dayan yordu. Herkes ayn klfet ve ni netlerden e it
olarak yararlan rd. Bu durum din bak mndan devlet ynetimnde dini
e itlii ve byk bir ho grln yrrlkte oldu unu gsteriyordu.

Btn bunlar genel anlam yla layiklikten ba ka bir ey de ildi.

Buna benzeyen ba ka bir rne e de TrkMo ol mparatorlu unda


raslanr. Hindistan 5 yzyl kadar yneten Babr'n torunlar zamannda yani
TrkMo ol imparatorlu unda byk bir ho grrl n yer ald grlr.
Bunlardan Ekber ah, veziri Fazlul-Allah Alkami'ye yini Ekberi adyla
ciltlik bir eser yazd rd . AyiniEkberi, Ekberin devlet te kilat , kanunlar,
te rifat ile beraber zaman ndaki dinlere kar davrann gstermekte idi.
Buna gre Hinduizm, Brahmanizm, Buddizm ve islmiyet, Hindistarda
eit bir ileme ba lanyordu. Hepsi tek bir tap nakta toplanacak ve burada her
din ve mezhep mensuplar kendi ibadetlerini serbeste yapacaklard . Ekber
ah bu kanunu uygulamak zere bir tap nak yapt rd. Fakat dinleri birle -
tirmek amac kendisinden sonra gerekle emedi. Yine din mensuplar aras n-
da gerginlik devam etti. Ancak Ekber ahin byk lks ve kanunlar nn
layk ve msamahal nitelii deerini daima muhafaza etmi tir. Ekber,
Cihangir ve Hmayun zamanlar nda dinleri uzla trma yolundaki abalar
devam ediyordu. Bu abalarda, dinleri birle tirmekten daha ok kar lkl
msamaha ve sayg y gelitirmek fikri hakimdi. O s rada Hindistanda kan
Sikh mezhebi islamiyetle Hinduizm'i ba da trmak iin at lm en nemli
bir te ebbst 31 Fakat sonralar bu mezhep mensuplar her iki tarafla da
.

arp mak zorunda kald lar.

slam Trk tarihinde tam teokrasinin do uu, Abbasiler zamannda


E 'ariligin zaferinden sonra felsefe ak mlarnn takibata u ramas 32 ii

31 CarrC. de Vaux, les penseurs de l' slam. Columbia Ensyclopedia. S kk maddesi.


32 E 'arilik afii mezhebini, maturidilik ise Hanefei mezhebini temsil eder. Gerek E '
arilik ve gerekse Matridilik snnet ehlinin (ortodoxie musulmane) gr lerini Kelm ynnden
sistemle tirmi ve Mu'tezile ve sap k mezheplere kar bu grleri savunmu tur.

151
ligin iddetle reddi ve baz yerlerde kitaplar mn yaktrlmas eklinde grlr.
Ayn hal Endls ve Kuzey Afrikada Murabtin ve Muvahidin devletleri
zamanlarnda grlr. Bu devirde Yusuf bin Ta fin gibi kimseler filozof-
lar koruyorlard. Onun zamannda bn-R d gibi nl bir bilgin ve filozof
yetimitir. Fakat ondan sonra taassup dalgas kuvvetlenmi , bnR d
takibata u ram ve Kuzey Afrikada mutaass p tarikatlar ve en dar teokrasi
zihniyeti hkm srm tr. Islam leminde teokrasi daha do rusu Bizan-
tinizmin kuvvetlenmesi din sava lar ile ilgilidir. Hallara kar uyanan
tepki, bir trl varl savunma i gds ile, islam devletlerini kuvvetle
dine ba lamt. Hintte Kuzey Afrikada ve Kanuniden itibaren Osmanl -
larda Tanr szn yce klima (4ul Z.IS" ) her eyin ba nda ve stnde
geliyordu. Bu ise hogrrl yok ediyor ve taassubu artt ryordu.

3. OSMANLILARDA DN ve VICDAN ZGRL ve L kYIKLK.

Trk ynetiminde dinlere kar msamaha ve kanun e itliinin stn


bir de er kazanmas Fatih Sultan Mehmet devrine rastlar. Fatihin stan-
bulu aldktan sonra yapt kongre, Yahudi ve Ortodokslara kar gsterdi i
kanuni e itlik ve dini ho grrlk bu konuda gzel rneklerdir. ehre yeniden
rum ve ermenileri getirterek yeni mahalleler kurmu ve cemaat te kilat
ile okullar (Fener mektebi) oldu u gibi brakarak byk bir msamaha
gsterilmiti slam Trk devletlerinin as l ayine' niteliini burada aramak
gerekir 33 .

Fatihin patrik Pennadios'un ahsi= her trl saldrya kar kiisel


dokunulmazhn bildiren berat nda yle deniliyordu: "Kimse patrike ta-
hakkm etmesin, kim olursa olsun hi bir kimse kendisine ili mesin, kendisi
ve maiyetinde bulunan byk papazlar her trl umumi hizmetlerden m-
ebbeden muaf olsun.... Kiliseleri cami'e tahvil edilmesin. Izdiva ve defin
ileri sair adetleri Rum kilise ve adetlerine gre eskisi gibi yap lsn" 34 .

Bu rnekler o altlabilir. Fakat dikkat edilirse bunlar lyiklikten daha


ziyade onun temeli olan tesamh ve yeni bir deyimle ho grrlktr. 35
Bu konuda daha belirgin rnekleri islam hkmdarlar ndan Salahattini Ey-
yubide grmek mmkndr. Fakat nce de belirtti imiz gibi Osmanl tari-
hinde zellikle Kanuniden sonra Tanr szn yce klima Kelimetul-

33 Bk. Ahmet Rasim, Osmanl tarihi. Cilt 1, Sh. 178 ve devam - smail Hakk Uzunarh-
o lu, Osmanl Tarihi, C. 2, Sh, 6 ve devam.
34 Engin Osman Trk tarihinde evkaf, belediye ve patrikhaneler. stanbul, Sh. 70.
35 Konu din ve devlet mnasibetleri olduuna gre dini az nlklara kar yaplan muame-
lelerin tesbitinde faide vard r.

152
lah) hereyin banda geliyor, tesamh fikrini yok ediyor, ve kuru
taassubu alabildi ine ate liyordu. Kabiz ( ) Mlhit diye tannan
ve eyhul slam Ebussuut efendi fetvasile ldrlerek derisi yzlen Muris
Es'ad efendi bilgin bir kimse idi. Bu zat n Hristiyan ve slam ahlklanm kar-
latrrken sa da ahlk ki iliinin stnlnden sz amas , kfir sayl-
masna ve idam edilmesine yol am tr. Halbuki Avrupada Luther yeti -
mi ve Rnesans ta bundan yzyl nce ba lamt. Geri bu devirde Avru-
pada engizisyonla StBarthdemy'ler grlm ve Kalven ve Zwingli elinde pro-
testanhk korkun bir silah haline gelmi ti. Fakat Bat da bir ok fikir ak m-
lar, ayn zamanda geli mi ve birbirini kovalayan etki ve tepkiler fikir ve
din zgrlne ve bunun temel dayana olan vicdan zgrl ne giden yolu
hazrlamt. Douda ise yaplan tek tk itiraz n derhal bo ulmas ve bu
trl fikir hareketlerinin hi bir dayanak noktas bulamamas Kanuni-
den sonra devletin bir fikir ve vicdan kleli i kurmas ile sonulanmt.

Bu ise dinler tarihinde btn zellikleriyle bilinen bir bizantinizn den


baka bir ey de ildir. Bu duruma kar Osmanl saltanatnda iki trl tepki
grlmtr.

a) Devlet mekanizmas ve kamusal kurumlar Bat nn daha ileri tekni i


kar snda erimeye ba lamt. Bunu nlemek zere tepeden gelme baz s-
lahat teebbsleri olmu tur. III. Ahmet ve III. Selim zamanlar nda askeri
slahatla beraber Bat ldama akmlar balad. Matbaann kurulmas mem-
leketi bat dnce ve uygarlna gtrd. Bunlar n tabii bir sonucu olmak
zere lyiklik yava yava memlekete girmeye ba lad. Srete belirtil-
mesi gereken yn lyikli in dorudan do ruya de il, dolaysyla gelmi ol-
masdr.

b) Devletin teokratik, retimin skolastik ve tekni in orta a oluuna


kar ilk tepkiler tepeden, yani Devlet Ba kan ve devlet adamlar ndan gel-
miti. kinci tepki do rudan do ruya dinin iinden gelmekte idi. Bu ikinci
hareketin ba nda lmi Teymiye'yi gryoruz. Bu bilgine gre skolastik d-
nceden kurtulu Hz. Muhammed devrine d mekle mmkndr. Nasl
Peygamber ve ondan sonra gelen ilk drt halife devrinde devlet mekaniz-
mas cma mmete dayanan bir cumhuriyetle yrtliiyordu ise imdi
de bu ilkelere dnmekle i ler dzene girecekti. Bu gerekim yerine getirilin-
ce bir yandan skolastik d n te yandan tahakkm nlenecekti. Skolas-
tie ve tahakkme kar alan bu savalar ne yaz k ki Trkiyede son zaman-
lara kadar hi bir tepki uyand rmad 36 Sadece zmirli smail Hakk ve Zi-
.

ya Gkalp gibi aydn bilginler memleketi ve dini a da bir seviyeye getir-

36 Bk. Nahit Tendar ayn eser ayn yer.

153
meye altlar. Buna kar lk Msrda Muhammed Abdo (1849-1905), Pan-
islamizme ilham vermi olan Cemaleddini Afgani (1839-1891), Pakistanda
Muhammed kbal (1873-1938) ve tatarlar aras nda Musa Carullah slmiyeti
modern bir gr le yorumlamlard 37 .

Batl yazarlarn modernist ad n verdikleri bu kimselere islam Rnesans -


nn ncleri gzyle baklabilir. Bunlarn ou tasavvufu Bergson ve Ni-
etzsche fikirlerile birle tirmi lerdir.

4. TRKIYEDE LkIKLIIN KURULUU

Trkiyede likli in kurulu u bahsinde Bat ya ynelme, lyikle me, din


ve vicdan zgrl konular hep bir arada ele al nabilir. ki yzylda din,
hukuk siyaset ve toplum alanlar nda gerekle tirilen evrim ve devrimler
bugn iinde bulundu umuz sistemi yaratmtr. Bu olgu ve olaylarn
altnda a a daki nirengi noktalar tesbit edilebilir:

a) Tanzimat.

Tanzimat devrinde hemen her alanda bir ikilik gze arpar: Mektep
yannda Medrese, Bilim karsnda skolastik ve onun de imez kalplar,
Nizami Mahkemeler yan nda eriat Mahkemeleri, Yenilik kar snda Gerilik,
Sadaret kar snda eyhl islmlk vard ; ksacas her sektrde eski ve ye-
nilerden, ilerici ve gericilerden kurulmu bir eli iklik gze arpmakta idi.
Toplumsal durum t pk Zerd t dininin Hrmzle Ehriman arp mas gibi
bir hal almt .

Neticede Mektep Medreseye, Bilim Skolasti e, Yenilik Eskilie, Sadaret


eyhl islamla galebe alm ve nurlu klar do maya ba lamtr. Daha
sosyolojik olan Hauriou'nun deyi iyle, aknc kuvvetler tutucu kuvvetlere
stn gelmiti 38 .

Bilim ve teknikte Avrupa gr memlekette filizlenmi ve kk salmaya


ba lam t. Bu de imelerin zorunlu bir sonucu olarak lyiklik ilkesi yava
yava yurtta yerle miti. Zira ya asin hrriyet seslerini yaln z mslman-
lardan de il, ayn heyecanla gayr mslim tebaadan da i itmek nasip olmutu.

Baz dnrler Hilafet yerine Cumhuriyeti, Osmanl ca yerine Trk-


eyi ve slam fkh yerine Mecelleyi savunurken Suavi bey usul fkh redde-
diyor ve devlet ynetiminde dinle dnyan n birbirinden ayrlmasn istiyor-
du 39 .

37 Bk. E. R. Pike, Dic. Des Religions, islm maddesi. Sh. 168.


38 Bk. M. Taplamacolu, Genel Sosyoloji, Ankara 1961 (sh. 20, dip hotu 22)
39 Bk. Sosyoloji dergisi 4-5 say Sh. 179.

154
Durkheim yolunda yryen Ziya Gkalp doktrin alan nda konu ile
ilgili baz yaynlara balamt. Gkalp bu arada er'iye Mahkemelerinin
kalkmasn, kanunlarn lyikle mesini istiyor ve halifenin dini i lere kar -
masna uygun bulmuyordu. Bu ise a ka dnya i lerine dinin karmamas
tezini savunmakt. Grlyor ki Ziya Gkalp'n bu yaynlar yeni Trkiyede
lyiklik hareketinin nclk ve bayraktarh ndan baka bir ey de ildi.

b) Trkiye Cumhuriyeti ile kurulan sistem:

Trkler kendi dinlerinden ba ka dinlerde olanlara kar ho grrl


olan uluslardan biridir. Tuna boylar nda at oynatan Fatihlerin k lc
bugn btn Balkan yarmadasnda Trkiye yarar na daha olumlu ve ve-
rimli bir durum ve gelecek hazrlayabilirdi. Fakat onlar byk tesamh il-
kesi uruna geleceklerini bile feda etmekten ekinmediler. Bu fatihler kendi
yararlarna bir sonu sa lamak iin spanyada olduu gibi engizisyon meka-
nizmasn iletmeye muhta de illerdi. Rusya steplerinde yahudi katliam
(Pogrom) na benzer tertiplere de lzum yoktu. Sadece hakan n mslman
olmay teklif etmesi kfi gelebilirdi. Fakat Trkler zararlarma da olsa ho -
grrl stn bir ilke bildiler. Bu bak mdan Trkler dini zgrln ilk
kural milletlerden biri saylabilir. Voltaire bile Trkleri bu konuda rnek
olarak gstermi ti. Fakat nedense Trklerin din msahamalar msliinanhk
erevesi iinde tarihi ynden ve zellikle hukuk alan nda olumlu sonular
vermemiti. Bu verimsizlik, hilafet kurumuna yiikletiliyordu. Hilafet resmi
dininin islam olmasn gerektirmekle kalmam ayn zamanda kamu hizmet-
lerini dini kurallara uydurmak te ebbsnde bulunmutu. islmiyet, her
dinin temeli olan ahlak, itikat ve ibadetle yetinmeyerek, ayn zamanda gerek
zel ve gerekse kamu hukuku hkmlerini de iine alm t. slamda Emri
Ahiret, s rf dini olan hususlar ihtiva ederdi. Bu, ahlak, itikat ve ibadet ola-
rak zetlenebilir. slamda bir de Emri Dnya (Affaires Monclaines) vard r
ki bu da ksma ayrlr: Mnakahat ve mfarekat, Muamelat, Ukubat. Bi-
rincisi evlenme, ayr lma ve aile kurmay dzenler; muamelat kesimi hukuki
ilemlerden bahseder; ukubat ise, ceza hukuku ile ilgilidir.

Emri Dnya dahi islamiyet gereklerinden oldu u iin devlet ilerinde


uygulanan kurallar dini temellere ba lanarak devlet tam anlam yla teok-
ratik bir ekil almt 40 .

40 Daha nce Osmanl Trklerinde din ve devlet mnasebetlerinin ad na bizantiniinz


denmesini tlemitik. Gerekten devlet ba kannn dini ynetimi altna almasnn ad bizan-
tinizimdir. Din buyruklarmn devlet ilerine uygulanmasna teokrasi demek gerekir. Bizan-
tinizm ile teokrasi ayn ilkenin iki muhtelif ynden grn dr.

155
Tanzimat, Birinci ve kinci Me rutiyet devirleri devleti, dini nitelik-
lerden ayramamt. Bu arada din ve dnya i lerini ayr ayr dzen-
liyen bir takm kanunlar karlm ve baz yenilikler yap lm ise de yarg -
lama ve retim gibi kamu hizmetleri din bilga ve din kal plar iinde bulunu-
yordu. Bundan ba ka hlifenin seti i eyhl slm bakanlar kuruluna
girerek yer yznn hlife ad na kamu hizmetlerini din bak mndan denet-
liyordu. Yarg ve ulusal e itim ileri bu makama bal idi. Geri bu arada
baz nizarni mahkemeler de a lm ve okullar n bir ksm da yeni kurulan
Maarif Vekletine ba lanm t. Fakat mahkeme ve medreselerin byk o-
unluu hep eyhl slmba ba l kalm lard .

Cumhuriyet idaresinin i leri ele ald gnlerde din ve devlet mnasebet-


leri bakmndan manzaray tam olarak aksettirmek zere bir an iin gz-
lerimizi Osmanl mparatorlu undan Cumhuriyete geen Anayasaya evire-
lim. 23 Nisan 1920 tarihinde B. M. Meclisi kurulduunda u anayasa
hkmleri yrrlkte idi:

Madde 4 Zat hazreti padi ahi, dini islmn hmisi ve bilcmle tebaai
Osmaniyenin hkmdar ve padi ahdr.

Madde 5 Zati hazreti padi ahinin nefsi hmayumlar mukaddes ve gay-


ri mesuldr.

Madde 8 Devleti Osmaniye tabiiyetinde bulunan efradm cmlesine,


hangi din ve mezhepten olursa olsun bil istisna Osmanl tabir olunur.

Madde 10 Devleti Osmaniyenin dini, dini islmd r.

Bu hkmlerin tetkikinden Osmanl imparatorlu unun dine ba l bir


devlet oldu u anla lr. Geri d basklarla tebaamn hangi din ve mezhepten
olursa olsun ayn ekilde saldrlara kar korunaca anayasaya konul-
mutur. Fakat imparatorluk bu hkme ra men lyiklik devresine girerne-
mitir. Bu konuda gl ve kesin hamleyi Cumhuriyet devri yapm tr. lk
admlar biraz phe uyand rm sa da, son ekliyle egemenli in kayts z,
artsz ulusta olduu belirtilmi ve 1928 ylndaki deiiklik sonunda
devletin resmi dini tabiri anayasadan karlm ve nihayet 1937 tarihinde
lyikliin pozitif bir devlet ilkesi oldu u aklanmtr.

Cumhuriyet devrinin en ba ta gelen nitelikleri unlardr:

1) Biri er'i teki rfi iki hukuk ve ynetim yerine Myik temele dayanan
tek bir hukuk ve ynetimin yerle mesi.

156
2) Kuvvetler ayrlna dayanan ve hkmdarl k eklinde grnen bir
devlet sistemi yerine kuvvetler birli i ve grev ayrdna dayanan cumhu-
riyet eklinin devlet sisteminde yer almas

3) iktisadi liberalizmin yerini devletili in tutmasdr 41 .

Burada devletin temel ni' elikleri yan nda demokrasinin temeli olan
lyiklik ilkesine, yeni idarede gereken nem verilmi tir.

Cumhuriyetin layik bir ekil almasna engel olan kanuni mevzuat 3 mart
1924 tarihinde kabul edilen kanunla tamamen ortadan kalkmi tr. Bu
kanunlara gre:

1) Trkiye Cumhuriyetinde muamelat ncasa dair olan ahkmln teri ve


infaz B. M. Meclisin aittir.

2) er'iye ve Evkaf Vekletleri mlgad r.

3) Trkiye dahilindeki btn messesat ilmiye ve tedrisiye bilcmle med-


reseler Maarif Vektiletine devir ve raptedilmi tir. Halife hali ve hilfet makam
lavolmu tur 42
.

Grlyor ki dini bir nitelik ta yan ve teokrasinin temel direklerinden


biri olan hilafet la vedilmi , e itim birletirilmi , er'iye ve Evkaf vekalet-
leri kaldrlnutr Ksacas bir rpda devlet dini klktan kurtularak layik-
lemitir. Bu arada Ba bakanla ba l Diyanet leri Umum Mdrl
gibi bir te kilat kurulmutur. Fakat bu kurulun e itim ve yarg ilerinde
bir yetkisi yoktur. Sadece din i leriyle grevlendirilmi tir. Meclisteki yemin
ekli lyikle mi ve Meclis, Al kann er'iyenin tenfizi grevinden kurtar l-
mtr. Nihayet 1937 ylnda lyiklik pozitif bir anayasa hkm ve yeni
Cumhuriyetin temelli bir ilkesi olmu tur.

Layikliin siyasi ve hukuki olmak zere iki yn vard r. Layiklik denilin-


ce hatra gelen ilk anlam Devletin din etki ve sald rsndan korunmasdr.
Bu; ilkenin di grndr. Dini, vicdan zgrl n ve kutsal trenleri
siyasi etki ve sald rlardan koruyan kurallar ise ilkenin i grn dr.

27.5.1961 tarihli Yeni Anayasan n 2. inci maddesi, genel olarak Trkiye


Cumhuriyetinin insan haklarna ve temel ilkelere dayanan milli, demokratik
laik ve sosyal bir Hukuk Devleti oldu unu belirtir. 19. maddenin birinci
fkras na gre "Herkes vicdan ve dini inan ve kanaat hrriyetine sahiptir."
Aslnda dini inan, vicdan iinde bulundu undan tekrar fazladr. te yandan

41 Bk. S. S. Onar, dare hukuku, stanbul 1953 Lyiklik prensibi


42 Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, eski bask Sh. 514-515.

157
dini kanaat inanma veya hibir eye inanmama zgrl n de ifade gitti-
inden emay tamamlar.

Vicdan zgrl isel bir durumla ilgilidir. Bunun d belirtisi ibadet,


dini ayin ve trenlerdir. 19. maddenin ikinci f kras kamu dzenine veya
genel ahlka veya bu amala karlan kanunlara aykr olmayan iba-
det, dini ayin ve trenleri serbest b rakmtr

19. maddenin son fkras din ve vicdan zgrln ktye kullanan-


larn cezaland rlmasndan sz aar. Bu fkraya gre, "Kimse, Devletin
sosyal, iktisadi, siyasi veya hukuki temel dzenini, k smen de olsa, din
kurallarna dayandrma veya siyasi veya ahsi kar veya nfuz sa lama
amacyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygular n yahut
dince kutsal say lan eyleri istismar edemez ve ktye kullanamaz. Bu
yasak dna kan ve bakasn kkrtanlar kanuna gre cezaland rlrlar;
dernekler, yetkili mahkemece ve siyasi partiler, Anayasa Mahkemesince
temelli olarak kapat lr" Ayn Anayasan n 153. c maddesi devrimleri
ve layikli i korumak, gericili i kesin olarak nlemek iizere a klamalarda
bulunmutur. Buna gre anayasan n hibir hkm, Trk toplumunun a -
da uygarhk seviyesine eri mesi ve Trkiye Cumhuriyetinin Lclyiklik Ni-
teliini koruma amacn gden ve a ada gsterilen Devrim kanunlar nn,
bu anayasann halkoyu ile kabul edildi i tarihte yrrlkte bulunan hkm-
lerinin Anayasaya aykr olduunu ileri sremez.

Layiklik ve Devrimcili i koruyan kanunlar unlardr:

1) 3 Mart 1340 (1924) tarihli ve 430 say l retimi birle tirme (Tevhidi
Tedrisat) kanunu

2) 25 Kasm 1341 (1925) tarihli ve 671 sayh apka giyilmesi (iktisas )


hakknda kanun;

3) 30 Kasm 1341 (1925) tarihli ve 677 sayl Tekke ve Zaviyelerle


Trbelerin kapat lmasna ve Trbedarl klar ile bir takm nvanlarn yasak
edilmesi ve kaldrlmasna dair kanun;

4) 17 ubat 1926 tarihli ve 743 say l Trk Kanunu Madenisiyle kabul


edilen evlenme akdinin evlendirme memuru taraf ndan yap lacana dair
medeni nikah esasyla aym kanunun 110. maddesi hkm;

5) 20 Mays 1928 tarihli ve 1288 say l milletler aras rakkamlarn ka-


bul hakkndaki kanun;

158
6) 1 Kasm 1928 tarih ve 1353 say l Trk harflerinin kabul ve tatbiki
hakknda kanun;

7) 26 Kasm 1934 tarihli ve 2595 say l efendi, bey, pa a gibi lkap ve


nvanlarn kaldrldna dair kanun;

8) 3 Arahk 1934 tarihli ve 2596 say l baz kisvelerin giyilmeyece ine


dair kanun.

Bylece Anayasa Devrimleri koruma, lyikli i yerle tirme, gerilik ve


gericilii nlemeyi ana ilke saym tr.

Buraya kadar Devleti dinin etkisinden koruyan anayasa hkmlerini


grdk. imdi sra Din, vicdan ve tren yapma zgrl n koruyan ana
hkmleri incelemeye gelmi tir. Dini siyasetin etki ve sald rsndan koruyan
lkmlerin bir ksm Uluslar aras anlamalarda Trkiyenin lkesinde uygula-
may yklendii taahhtlerdir. (Lozan antla masnn 38, 39, 40, 41, 42 ve 43.
maddeleri). Dier bir ksm uluslar aras antla malara Trkiyenin kat lmas do-
laysiyle Kanun kuvvetinde olan anla ma hkmleridir. nsan Haklar Evren-
sel Beyannamesinin 18. maddesi vicdan zgrl n insanln temel haklar n-
dan biri olarak ele al r. Madde aynen yledir: Her ki inin dnce vicdan ve
din zgrlne hakk vardr. Bu hak din ve inan de itirme zgrl n,
dinini ve inancn tek bana veya topluca a k veya zel bir surette retme
uygulama ve trenle a klama zgrl n gerektirir. Bu antla may Trkiye
10 aralk 1948 tarihinde 48 Devletle birlikte imza etmi tir.

1961 anayasas nn yukarda sz geen 19. maddesinin 1, 2, 3 ve 4


fkralar ile 20. maddesi bu konuda bir tak m hkmler koymutur.
Bu hkmlere gre "hi bir kimse ibadete, dini yin ve trenlere kat lmaya,
dini inan ve kanaatlar n aklamaya zorlanamaz ve yine hi bir kimse dini
inan ve kanaatlar ndan dolay knanamaz"

Dini eitim ve renim ancak ki ilerin kendi isteine ve kklerin de


kanuni temsilcilerinin iste ine ba ldr. Anayasa, uluslar aras taahhtler
ve anlamalar ynnden durumu bylece zetledikten sonra bir de kanuni
uygulamalar bak mndan konuyu ayd nlatmak gerekir.

Din zgrl genel olarak iki ba lk altnda incelenir:

Vicdan zgrl , Tren yapma zgrl .

D. Vicdan zgrl (Liberte de Conscience)

Anayasann 2 maddesi, lyikli i temel ilke olarak almakla gizlice vicdan


zgrl n de tanm saylr. Vicdan zgrl , bir kimsenin istedi i eye

159
veya dine inanmak veya hi bir dine inanmamak zgrl dr. zgrl n
bu yn manevi varhmza bal bulunduundan kanunlar bu i hayat -
mza giremez. Nitekim anayasan n 19. maddesinin birinci bendi herkesin
vicdan ve dini inan ve kanaat hrriyetine sahip oldu unu ve nc bendi
ise kimsenin dini inan ve kanaatlar ndan dolay knanamayaca n belirtir.
Bu i leme kar ma yolunda yaplan en inat savalarn bile sonusuz kal-
dn tarih bize gstermi tir. Gerekte isel ve ruhi konular kanun ve hukuk
dnda kalrlar. Vicdan zgrlnde kanunlarn tanmak zorunda kald k-
lar baz ilkeleri ksaca incelemekte fayda vard r:

1) Medeni halin layikle mesi.

a) Nfus sicillerinden din kaydmn karlmasn lyiklik gereklerinden sa-


yarlar. Halen yrrlkte olan 14 A ustos 1330 (1914) tarihli nfus kanununun
3. maddesi sicile vatanda larn dininin yazlmasn emreder. Bu lyiklik
ilkesine aykr grlmekte ve kaldrlmas istenmektedir. Kanaatimizce
baz trenlerin yap lmas ve zellikle cenaze trenleri iin lnn hangi dine
mensup oldu unun bilinmesi laz mdr.

b) Evlenme ve miras meselesi medeni kanunumuzdan nce dini hkm-


lere ba li idi. Nikh meselesi fkhn, Kitabnaikah, miras meselesi de Kitabl
Feraiz hkmlerine gre zlrd. Gayr mslim tebaa ise kendi dini gerek
lerine gre i lem grrd. Medeni kanunun uygulanmasiyle bu i ler dzene
girmi ve lyiklemitir. Fakat medeni nikah yap ldktan sonra dileyen dini
nikah yaptrabilir. Batda eskiden papazlar gerek nikah gerekse sicil kay t-
lanyla urarlard. Bu gn Fransada nikhtan nce dini nikah yapmak ya-
saktr.

2) Dini trene katlmak ykmllnn olmamas. Yurttalarn kutsal


tren yapma veya yap lan trenlere kat lmas mecburi de ildir. Mslman-
larn namaz klima ve oru tutmalar bir kanuni kayt altna almmamtr
Bugn Trkiyede dini tren yapmakla grevli kimseler Diyanet i lerine
ba hdrlar.

3) Dini trenlerin kamu hizmeti saylmanas.

Dini trenlerin kamu hizmeti saylmas ve giderlerinin Devlet btesin-


den verilmesi lyiklik ilkesine ayk rdr.

Zira vergi yolu ile paray verenler din mensuplar kadar muhalif dinde
bulunanlar veya hi bir dine mensup olmayan kimselerden de olabilirler.
Yurtta larn bir ksmn kendi vicdani kanaatlar na aykr bir yolda yk-
ml klmak demokrasi, e itlik ve lyiklikle bada amaz.

160
4) Kamu hizmetlerinin lyiklesmesi

Din fark gzetilmeden btn yurtta larn devlet hizmetine girmek


konusunda e it anslara mlik olmalar gerekir. Bunun gibi e itim ve yarg
ilerinde din adamlarnn yer almalar lyiklik ilkesine aykrdr. Mec139;
retimde din derslerinin yer almas bu ilkeye aykr gibi grnr. ocuuna
istedii dini eitimi vermek babann tabii bir hakkdr. Fakat devam mecbu-
riyeti olan okullarda mecburi olarak din dersi vermek, e itlii ve dolay-
sile layiklii bozar. Bu sak nca sz geen dersleri ihtiyari k lmakla nlenir.
nitekim 1961 anayasas , dini eitimi, istee bal klm ve ocuklar iin ana
babann rzasuu art komutur.

5). Genel bteden din iin bir yard m yaplmamas

Bte e itli din ve mezheplere mensup btn yurtta larn vergi yolu
ile verdikleri paralardan meydana gelir. Bu trl bir para, ancak e it
olarak, genel hizmetler iin harcan r. Bunun, bir dine yard m akesi olarak
kullanlmas lyiklik ilkesine aykr der. Genel olarak yat l okullarla,
hastahane ve hapishanelere yap lan yardmlar bunun dnda kahr". Mem-
leketimizin zel durumu bu konuda baz tedbirleri gerektirmi tir. Msl-
man yurtta larn ileride dindalarnn faydalanmas iin braktklar vakflar
vard. Evkafa ait mal ve mlk bugn devletin genel btesi iinde grnyor.
Bundan baka yine slam dininin bir zellii olmak zere ruhban s nf yoktur:
( ). Layikli in siyasal ve toplumsal anlam din ve dev-
let ayrm olduuna gre devletin dinden elini ekmesi ve fazla olarak,
din derneklerine ait olmas gerekli giderlerin genel btede yer almas ,
dinin memleketteki durumunu zy flatmt. Dini koruyan bir kurumun
bulunmay ve dinin maddi imkanlardan da yoksun b raklmas stelik
konusu din olan cemiyetlerin kurulmas nn yasak olmas din ve dev-
let ayrmnda dengeyi bozar. Bozulmu olan bu dengeyi yeniden kur-
mak iin genel ve zel olarak bir ok yollara ba vurulmutur. Di-
yanet leri btesinin kuvvetlendirilmesi, radyoda dini ve ahlaki konu -
malar, Ilahiyat Fakltesi ve mam-Hatip okullarmn yeniden almas, istee
bali olarak ilk okullara din. derslerinin konmas gibi tedbirler srf bu dengeyi
yeniden kurmak iindir. Bu almalar bazlarnn ileri srd gibi lyiklik
ilkesine aykr ve gerici tedbirlerdir 43 Fakat layikliin ahenkli olarak
.

uygulanmasn salayacak daha temeli ilkelere var ncaya kadar bu yolda


yrmekten ba ka are yoktur. Kurallar kuvvetlendiren bu istinalar bir
kenara b rakhrsa lyiklik, dinin devlet i leri dnda kalmasn gerektirir.

43 S. S. Onar, dare Hukuku, Uyiklik prensibi.

Din Sosyolojisi F. 11 161


Bunu salamak iin mahkemelerdeki dini yemin kaldrlm , anayasada baz
deiiklikler yaplm ve bu arada Vallahi eklindeki dini yemin "Namusum
zerine sz veririm" olarak dzeltilmi tir 44 .

E. Ibadet, ayin ve tren yapma zgrl (Liberte de Culte)

Din hrriyetinin subjektif yn vicdan zgrl bah altnda gsteril-:


dii halde objektif yn ibadet, ayin ve tren yapma zgrl diye vasf-
landrhr. Treni olmayan baz dinler vardr. Fakat bunlar birer istisnad r.

Genel olarak e itli yerlerde belirtti imiz gibi dinde birbirinden ayr
iki a ama vardr. Bunlardan biri, bir takm kutsal ilke ve varlklara inan ;
tekisi o kutsal varlildar n yardmn sa lamak ve fkesini gidermek iin yap lan
eylemlerdir. Tek ba na inan bir felsefe olabilir. Fakat bunun bir din haline
gelmesi tekrarlanan eylemlerle mmkndr. Yeni anayasan n 19. maddesinin
birinci bendinde "Herkes vicdan ve dini inan ve kanaat hrriyetine sahiptir"
dernekle vicdan zgrl n; ikinci bendinde "Kamu dzenin veya genel
ahlaka veya bu amalarla karlan kanunlara aykr olmayan ibadetler,
dini yin ve trenler serbesttir" demekle Kanun ibadet, yin ve tren zgrl-
n korumutur. Ayin, ibadet veya dini tren dedi imiz ey bu gnk evrensel
din erevesi iinde dnyay yaratan ve yneten kutsal vafl kla temas sala-
mak iin yaplr. Bylece kul tanesi ile temasa gelir ve ondan yard m ve
dilekte bulunur. Vicdan zgrl ile tren yapma zgrl arasnda bir fark
vardr. Vicdan zgrl dtan anla lmas g bir durum veya bir mazruf
olduu halde tren, yin ve ibadet onun zarf veya d grndr. Bu fark
tren yapma zgrl nde kamu dzeni, genel ahlak ve kanun yasa gibi
kaytlar gerektirmitir.

Bir an iin anayasada yin, ibadet ve tren yapma zgrl iin byle
bir hkm olmad dnlse bu dini trenlere ya cemiyetler kanunu veya
eski deyimle itimaat- umumiye (toplant ve gsteri yry) kanununu
uygulamak gerekecekti. ki halde de birtakm glklerin ortaya kmas bek-
len ebilir. Cemiyetler kanununa gre bu trenlere Cemiyet yesi olmayanlar n
katlmas mmkn olmayaca gibi din, mezhep, tarikat esas na dayanan
ce niyetin kurulmas da kanunen yasak edildi inden ibadet, ayin ve dini
tren denilen kurum i lemez bir hale gelecekti. Bu trenlerin eski itimaat
umumiye, yeni adyla toplant ve gsteri yry hrriyeti hakkndaki

44 S. Derbil, ayni eser ve ayn yer.



162
kanununa gre yap lmas da gtr 45 Zira bir tren saylan toplant, kamu
.

dzenini korumak iin kanunla sm rldr. Her iki ekilde de glk oldu u
aikardr. Bu sebepten anayasan n yukarda' sz geen hkm koya-
mas ok yerinde olmu tur.

Bu konuda tekkelerin kapat lmas ile ilgili 20 kasm 1341 tarihli kanuna
ilimek gerekir. Srf memleketin gvenli i gz nnde tutularak 1925 yl-
nda tekkelerde tren yap lmas yasak edilmi tir

Tekke ve tarikatta mridin kul gibi mr idine balanmas esastr. Bu ise


devrinizin insan haysiyeti ve erefine yakmaz. Birlemi Milletler andla -
masnn balangc (Madde I.), nsan Haklar demetinin ba langc (Madde
4.) ve Avrupa nsan Haklar Szlemesi (Madde 4/1) nde hi bir kimsenin
kul ve kle edilemiyece i aklanmtr. Memleketimiz trelerine gre de bir
kimse kendi rzas ile bile kendisini bir pire ba layamaz. Bundan ba ka Me-
deni kanun hkmlerine gre "Kimse medeni haklar ndan ve onlar kul-
lanmaktan, ksmen olsun, feragat edemez. Kimse hrriyetini ferag ede-
medii gibi kanuna veya genel ahlaka ayk r olarak onu smrlayamaz
(M. K. Madde 23). Btn bunlar, kanaat mzca tekke ve zaviyelerin kapat l-
masn gerekli klmtr Bunun dnda, yukarda da syledi imiz zere, gven
lige, ahlak trelerine ve kanun yasaklar na aykr olmayan dini trenler ser-
besttir. Kanun hkmlerine uyulup uyulmad n denetlemeye hkmetin
hakk vardr. Islamlarm dini trenlerini denetleme i ini, babakanla ba l
Diyanet leri Bakanl ve onun emrindeki te kilat yapar 46.

Ksacas bir memlekette din ve vicdan zgrl nn bulunmas iin


herkesin :

I Istedi i eye inanmas ve bu inancn istedii gibi aklamas,

2 Tapnaklar ve buna ba l ksmlar serbeste kurabilmesi.

3 man ve inan sahiplerinin maksatlar na varmak iin maddi ve


manevi imkanlara sahip olmas yani menkul ve gayri menkul mallara mlik
olmas ve serbeste bu u urda dernekler kurabilmesi laz mdr. 47

45 171 numaral Toplant ve Gsteri Yry Hrriyeti hakkndaki kanun, 10. 2. 1963
tarihinde kanunlamtr.
46 Sheyp Derbil, dare Hukuku 1949, Cilt 11 Sh. 462 ve devam .
47 13k. ve kar latr. Nazm Poroy, Lyiklik, anonim eser, 1954 stanbul. Sh. 53.

163
F TRKYEDE LkY/KLIK KONUSUNDAKI BAZI GR AYRI-
LIKLARI.

Yukarda verdiimiz uzun a klamalar lyikli in, zgrlk ve e itlik


ilkelerine dayanan, demok:asinin kopmaz bir paras olduunu ve nemli
devrimlerin amac olduunu gsterir. Devrim olan yerde birtak m etki ve
tepkiler olur. Bundan daha hafif olmak zere herkesin devrime ayni anlam
vermesi ve onu tam olarak sind rmi olmas beklenemez. Bu sebeple genel ve
zel olarak lyiklik konusunda memlekette baz gr ayrhklar vardr. K saca
bunlara dokunmak uygundur. Genel olarak tak ma ve ele tirmeler do -
rultuya ynelmektedir 48 :

I Dinle devlet aras ndaki ba lar kuvvetlendirilmemi tir.

Bu itiraz yapanlar memleket nfusunun % 95 inden fazlas nm mslman


olduunu, devletin bu gere i tanmas gerekti ini ve halkn arzusuna uyarak
dini tekilat kuvvetlendirmesi ve ynetmesi_ tezini savumular. Bu kimse-
lerin d tkleri mantk hatas yledir : lk olarak devletin dinle bir-
leme veya ayrlmas bir yzde ii deil, kutsal bir ilkedir ki bunun da ad
lyikliktir. Bir ilkenin do ruluunu yzdeye vurmak ve lmek do ru deil-
dir. kinci olarak lyiklik bir bakma akl ile vicdan alanlarn ayrma olduuna
gre devletin dine karmas akln vicdana karmas sayhrki bunu hi bir
doktrin ho grmez. Bir an iin devletin dine kar tm kabul edelim; bu
karma= snr ne olacaktr? Yani devlet nereye kadar gidecektir ? Bunun
tayini, de olduka g bir meseledir. nc olarak, demokrasinin dini denet-
lemeye kalkmas, bir kimsenin bindii dal kesmesi kadar gariptir. Zira de-
iokrasinin temel direklerinden biri de e itlik ve zgrlktr. Devletin
dine karmas bu eitlik ve zgrl e saldrma sayhrki bu da demokrasinin
kendisini ayakta tutan ilkeleri y kmas demektir.

Din ile devlet bann kuvvetlenmesini isteyenler bir de u tezi ileri s-


rerler: Halk yne timinin ad demokrasi oldu una gre devletin halktaki
bu temaylleri gz nnde tutmas gerekir. Bu tez akla yak n grnr. Fakat
dikkat edilirse bu da tenkitten vareste de ildir. Gerekten demokraside halk n
arzularn gz nnde tutmak gerekir. Fakat sistemin dayanmakta oldu u
temeli ykmak sonuncuna varacak olan halk arzusu yerine getirilmez. Hr-
riyet namna hrriyetin balanmas akln alaca bir ey deildir. Zira halkn
byle bir arzusunu yerine getirmek demek hrriyeti ve dolay sile demok
rasiyi yok etmek demektir. Esasen medeni kanunumuz, kimse hrriyetini

48 Bk. Prof. Enver Ziya Karal, Ulyiklik cilt 1. Sh. 72 ve devam .

164
feda edemedii gibi kanuna veya adab- umumiyyeye mugayir surette tak -
yit dahi edemez demektir. (M. K. madde 23)

Yalnz burada bir noktay aydnlatmak gerekir. Layikli i uygulamakta


olan batl memleketlerde bu ilkenin uygulanmasn dengeli ve ll bir
ekilde ruhban ve devlet salamaktadr. By(ece din devletin ve devlet de
dinin saldr ve sata masna kar korunmaktadr. Bu ilkenin uygulanmasn-
dan nce toplum olaylarnn zoru alt nda bazen din devlete ve bazen de devlet
dine kar saldrgan bir durum tak nmtr. Layikliin kabul ile bu iki makam
arasnda bar ve denge yeniden kurulmu tur. Batda ilerin dengeli olmas,
devletin otoritesi kar snda dini koruyan ve onun devand lm salayan
bir ruhban snfmn varlndan ileri gelir. Mesela, Fransada devlet dini koru-
maynca papalia bal bulunan bir ruhban hiyerar isi pekala dini koruma
iini zerine alarak onu devaml klmtr. Daha nce belirtti imiz gibi sla-
miyette ruhban yoktur. Bu bo luk yukarda ileri srlen tezin zihinleri kar
trmasma yol amtr. Bu eksiklii anlayan yneticiler Diyanet leri bte-
sini arttrmak, dinin bilimsel ynlerini incelemek zere ilahiyat Fakltesi
gibi bir bilim ocan amak, e itli yerlerde Yksek slam Enstitleri kurmak,
din adamlarnn yetimesi iin burslar vermek, radyoda dini ve ahlaki konu -
malar tertiplemek ve Evkaf'ta hayli amac den hizmetleri artt rmak suretile
bu boluu doldurmaya ah maktadrlar. Din derneklerinin serbeste kurul-
masna Cemiyetler kanunumuzda ve di er kanunlarda mevcut yasaklay -
c hkmler 49 yrrlkte kaldka ve dini teekkllerin maddi imkanlar
kendilerine verilmedike bu yard mlarn devam edece i sanlmaktadr. Bu
durum karsnda devlet bir zm yolu bulmak ve kendi dnda dini
tekilatu kurulmasna yarayacak zemin ve zaman hazrlamak zorundad r.
Aksi taktirde layiklik ilkesinin herkese bilinen nimetlerinden milleti-
mizin faydalanmas gletii gibi insan haklar demecinin 20. maddesi
ve Avrupa nsan Haklar szlemesinin II. maddesi ile yeni anayasann dernek
kurma ye toplanma konusundaki hkmlerine uyulmam olur.

2 Devrim tinsel (mnevij de erleri ykt ve yerine yeni bir ey getirmedi.

Bu tez do ru saylamaz. Bir kere ykld sanlan tinsel deerlerin neler


olduunu saptamak (Tesbit etmek) gerektir. E er bununla hilafetin.kald rd-
mas anlatlmak isteniyorsa son gnlerde millete ve milletin uuruna meydan
okiyan, bir taasup silah haline gelen, yabanclar iin Trkleri bir kefaret
tekkesi yapan, stelik Osman O ullar/un Kureye, mensup olmamalar yz-
nden gerek hilafet (hilfet-i hakikiye) say lmayan bir kurumuna varlna

49 Cemiyetler Kanunu madde 9-E fkras. (Din, mezhep ve tarikat esaslar na dayanan
cemiyetler kurula naz.)

165
son verilmesi dine sald rma de il, kalkndrma saylmaktadr 5 Bununla
.

er'iye mahkemeleri kastediliyor veya medreseler d nlyorsa bu bo -


luklarn pekala doldurulmu olduunu sylemek mmkndr. Yok bununla
din ilkelerine uymayan baz safsatalarn devrildii, akla smayan durum-
larn giderildii, skolastik dnn ykld veya din adna yaplan reza-
%
letlerin durduruldu u, hurafele re son verildii anlatlmak isteniyorsa btn
bunlar bir cevaba de miyecek kadar rk iddialard r 51 .

Grlyorki yklan eyler dinin z saylan eyler deildir. Bunlar dine


nereden geldii belli olmayan baz eklentilerdir. Hatta bunlar iinde kkleri
ta amanla, mecuslua ve putperestli e giden baz hurafeler de vard r.

3 Devrim ve klyiklik bize ne getirdi?

Devrim ve lyiklik bize erkin bir irade ile iki kanaat getirmi tir. Bu
kanaatlardan biri, d nce zgrl ; - br vicdan zgrl dr. Erkin.
irade dnce zgrlne dayanr ve vicdan zgrl ile ykselir ve hava-
lamr Gerek anlamda bilim ve din gereklerine ancak ve ancak hr ve zgr
bir iradenin bu kanatlar ile ula hr 52 .

G BIZDEKI VE BATIDAK lAYIKLN BENZERLIK


VE AYRILIKLARI

Lyiklik konusundaki etdmzn tamamlanmas iin bizde gelien


layiklikle Batdaki' lyiklii karlatrarak aralarndaki benzerlik ve ayr-
lklan belirtmek lazmdr.

Avrupada evrensel kilise (fglise universelle) ilk nce ulusal kiliselere


yer vermiti. Sonra bunlar kendi ilerinde layikle til&. Mesela Katolik Kili-
sesi devlete ba l olmad gibi devlet otoritesini de haiz de ildi. Bununla
beraber katolik memleketlerde szn geilirdi. Yukar da da dokunduumuz
zere kilise nfuzunun artmas derebeylik kar snda kendilerini zayf bulan
krallarn gsterdikleri abalar n bir sonuncu idi. K rallar derebeyler kar -
snda dlrumlarm kuvvetlendirmek iin dine ve kiliseye s msk sarldlar.
Bu sayede papal k makam derebeylere hkim olmaya balad . yle bir an
geldiki kilise ve papalik makam Layuhti (yamlmaz) say larak din ve dnya
ilerinde son sz sylemeye yetkili bir makam oldu. Tam bu s ralarda Do u

50 Bk. Hilafet bahsi.


51 Bk. Hilafet kesimi.
52 Enver Ziya Karal, Devrim ve Laiklik, Laiklik 1. Sh. 75.

166
ve Bat kiliseleri aras nda bir ayr lma (Schisme) hareketi ba gsterdi 53 .

ngilterede 1547 yhnda Anglikan Kilisesi kurulmu ve 16. yzylda


Lther reform bayra n ekerek kutsal kitaplardan ba ka bir ey tanma-
yaca n ilan etmiti. Bu ekilde ulusal kiliselerin kurulmas nn iyi ve kt
taraflar vardr. yi taraflar milliyetilie bir kaynak olmas ve bunun geli -
mesine yard m etmesidir. Kt taraflar ise Batda din ile devleti birle tir-
erek Bizantinizm veya Teokrasi denilen bozuk sistemlere yer vermi olma-
lardr. Lyiklik, bu ulusal kilisenin zihinleri karartmak yolundaki davra-
nlar nn bir tepkisi gibidir. Bu bak ma, lyiklik u iki hareketten do mutur
denebilir:

1 Bir yandan ayd nlanma (Aufklrung) ad verilen 18. yzyl d -


nrlerinden Spinoza, Hobbes, Locke, Voltaire gibi filozof ve d nrlerin
fikir ve vicdan zgrl n savunmalar layiklie giden yollar amtr.

2 te yandan devletle ilgili olmayan tarikat ve dini kurumlar teok-


rasi ve bizantinizme giden durum kar snda tepki gstermi ve onlarn
yklmasna al mlardr.

Grlyorki Avrupada layiklik ilkesi, bir yandan devrin hr d nceli


bilginleri te yandan, Jansenistler gibi bir tak m mistiklerce ileri srlm
ve savunulmu tur. ngilterede Holyoake da ayn yolda al m tr. Fakat
bu devirde eski Yunan n RATO esasna ba lanabilen a r bir akla tap nma
sistemi (Culte de la Raison)nin kurulmas yznden bu hayrl ve verimli
alma ve abalarn zaferi biraz gecikmi tir 54 .

imdi gelelim kendi memeleketimize; bizde layikli in ilk me alesi hilafet


kurumuna kar parlamtr. Gerekten 3 mart 1924 y lnda eyh Saffet efendi
ile elli arkada nn kanun teklifi yeni bir rn ba ladna i aret saylyordu.
Bu layikleme, millile me (yani mmet anlay na ba l olan kurumlarn
ulusal bir renk almas) ve Avrupallama sembol olarak nazara'ahnd . Genel
olarak ulusal olmayan kanun ve kurumlara ve teokrasiye yap lan saldrlar
biraz a r gidince din aleyhtarl na kayabilir. Nitekim ngiltere ve Avru-
da da byle a r durumlar ok defa tanr szhk (Atheisme) ve din aleyhtar-
,

lna. dnmtr. Bundan dolay bazlar layikliin din aleyhtarl ile ikiz

53 Bu ayrlma hareketi Ltin kilisesi ile Rum Ortodoks kilisesini bir birinden
aprntr. Bu harekete Fotyiis izmas (Schisme de Photius) derler. Ltin kilisesi orta a boyun-
ca Arianizm, put k ranlar (lconoelastes), Mutezile mezhebinden olan Vodvalar (les Vaudois)
la uramtr. Bu hareket Hristiyanlk iin bir zaaf olmu tur.
54 Bk. Nahit Tendar, aym eser,

167
gitmedike besinsiz, kaynaks z ve cl z kalaca yolunda baz iddialar
ortaya atmlardr 55.

Islamiye t. te kul ile tanr arasna ruhban denilen bir arac zmrenin bulun-
mamas teokrasi ile yaplan sava n hi de dinsizlik eklinde olmayacam
gsterir. Layiklie engel olan teokrasi ve onun temsilcisi olan hilafetinkul-tann
mnasebetine karmaktan vazgemesidir ki gerek dindarl meydana getir-
mitir. sizin dininiz size, benim dinim bana (,:e J j (Kur'an,
Kfirun -6. ) - Ameller ancak niyetlere gredir ( ) , dinde
zor olmaz ( Li 0 I j5-1 y) ( Bakara 255 ) gibi ilkeler islamiyeti bir gnl
dini olarak ebedile ti mitir. 56 Byle bir gnl dininin (Religion du coeur)
.

devlet karsndaki ba mszln salayan veya ar derecede, dinin dnya


,

ilerine karmasn nleyen lyiklik dini inkr etmek veya onun aleyhinde
bulunmak de il, aksine onun kitsallm dorulamak' ve ona kendi alannda
ba mszlk vermek demektir. Yaln zca kendi karn dnecek kadar
klmeyen bir dindarn layik olmas gerekti i basit bir mantk iidir.
Bizde byle olduu gibi Batda da byle, hatta Uzak Do uda da into dini
mstesna yine byledir. K sacas Avrupada lyiklik Rnesansla ba layan
ve demokrasi ile sonulanan hiirriyet . savalarnn bir safhas olup top-
lumun iinden kmtr. Daha ileri giderek layikli in demokrasi siste-
minin kopmaz bir paras ve hatta bu sistemin dayanaklar ndan biri olduu
burada tekrarlanabilir. Bizde ise lyiklik Avrupahla na, bilimsel dnn
yerle mesi, millileme ve Peygamber ve gerek hlifeler devrine dnme
akmlaryla beslenmitir

Bizdeki lyikliin bir 'ba ka nitelii de ok yeni olmasdr. Avrupada


,

asrlardan beri yaplan savalar ve dklen kanlar pahas na glkle bu


sonulara varlmtr. Lyikle me sreci bizdekine nazaran ok yava olmu
fakat sindirilmi tir. Halbuki bizim lyiklik bir devrim ve yenilik sembol
olarak yenidir. Son olaylar bu ilkeyi tehlikeye d recek yerde kuvvet-
lendirmi ve daha rasyonel ve msbet bir yola girmesini sa lamtr 57 .

55 E. R. E. (Din ve ahllt ansiklopedisi) , secularisme maddesi.


56 isium devletlerinin ele geirdikleri lkelerde kurduklar egemenlik ile dier dinlere
kar gsterdikleri msamahay biri birinden ayrt etmek laz mdr. Egemenlik kurmak hususun-
da gayet sert davranan bu devletler din hususunda ok msamahal olmulardr.
57 Bk. Nahit Tendar, Liklik, sosyoloji dnyas Sh. 35-36.

168
SZLK
A
Adaptasyon (Adaptation)

Buna trkede intibak ve yenileyin uyarlama denilmektedir. Bir yarat n fiziki bir ev-
reye uygun bir duruma getirilmesidir. Asl nda biyolojik olan bu terim o u zaman psikolojik
ve sosyolojik anlamlarda kullan lr Bunun yerine toplumsal anlamda zndeme, ayarlama
veya toplumsal klma terimleri kullan lr.
Bir eserin ba ka ortamlara uygulanmas da bu terimle anlatl.r.

'Adem (Adam)

Yahudilik, Hristiyanlk ve isiamda ilk insamn addr. Hikayesi Tekvinde anlat lmakta-
dr. Hristiyan gr ne gre Ademin suu btn insanlara yay lmaktad r. Kur'anda (Bakara
34 ve baka yerlerde) -Iblis mstesna- btn melekler Tanr nn buyruuyla ona sayg gster-
milerdir. G, dnya yarat klarnur yneticisi ve ilk peygamberidir.,

Agni
Vedalarda sz geen Ate Tannsdr. lkin ocak ate ine, sonra kurban ate ine bal kal-
m ve bylece insanlarla Tanrlar arasnda khinlik yapan, Iannlara insanlar n kurbanlann
sunan ok nemli bir tannsal varhk olmu tur.

Afrodit (Aphrodite)

Yunanhlarda deniz kp nden kan gzellik ve a k tannasd-r. Eros'un annesidir. Ro-


mablardaki ad Vens'tiir

Agnasyon ve Kognasyon (Agnation et Cognaton)

Aganasyon yalnzca baba tarafndan olan akrabal a denir. Eski Romada ailenin bir erkek
atas vard ki buna Agnati ad verilirdi.
Cognasyon ise, kadn tarafndan olan akrabahkt r. Bu deyimler agnat ve Cognat eklinde
ve sadece baba veya ana taraf ndan kan akrabal olarak kullamlular.
q.
Agnostisizm (Agnosticisme)

Buna eski 'Trkede Laedriyo, yeni Trkede bilinemezcilik denir. Agnostik, bilmeyen
kimsedir. Bunun kar l Gnostik, bilen kimse anlamndadr Bu kimse ne dinsiz, nede mmin-
dir. Yaln zca unlar dorular: 1) Insan zekasnn aamayaca baz sn..rlar vardr. nsan mut-
lak ve sonsuza ancak gerek bir bilgi ile varabilir. 2) Byle bir bilgiyi getirece ini iddia eden
teoloji hi bir gvenilir temele dayanmaz. Agnostisizm ok say da doktrinin mterek addr.
Mesela Kantin izafiyecili i (i.eletiYisme), Auguste Comte' n pozitivizmi, Herber Spence'r'in
tannmamazlk (ineonnaissuble) doktrini ve benzeri byledir. Kelime 1869 y lnda T.
H. Htudey tarafndan bulunmutur. Bu yazarn kendi anlatna gre (Agnostisizm sadece olay-
larn gerisinde olan bilmiyoruz deye bir sistemdir). Bu ad Huxley'e ilham eden aulus'un Ati-
na suna (kurban kesilen yer-Autel) zerinde grd Agnosto Theo (mehul bir tanr ya)
yazl bir yazt olmutur. Terim genel olarak, Tannn n var olduunun, niteliinin ne olduunun
ve evrenin nereden geldi inin bilinmediini ileri sren bir reti anlanndadu.

Ahimsa (ldrmenek)

Eski Hindistanda bir zahitlik buyru udur. Her varln tenash lonucu zel bir ruhu
ve deeri mevcut oldu undan onu ldrmek yasaktr. Ahimsa buyru u Jainizmde budizm-
den daha fazla sayg ile karlanmaktadr. Hinduizmde- de bunun nemi byktr.

169
Ahura-Mazda

Zerd t dininde iyilii ve hayra temsil eder. Est re gre Zervan'm o lu, Ehrimamn karde-
idir. Ahura Mazda btn unsurlar iine alan dnyay kapsayan bir varliktr. te yandan Dn-
yay yaratan bir tanr dr

Akademi (Acadamie)

Belli bir bilim dal ma gelime ve ilerlemesini sa lamak zere m terek almalarda veya
serbest retimde bulunan yetkili kimseler toplulu udur.
Eski Yunanda Efltunun kurdu u okulun add r. Aristonun kurduu okul ise lise (Lyc fr)
idi.

Animatizm (Animatisme)

Btn tabiat olaylar na tannsal g ve nitelik tamyan ilkel bir din sistemidir ki buna
natrizm dahi denir. Burada tabii kuvvetler ve tabiat olaylar tannlatnlmtr.

Animizm (Animisme)

Animizm ilkel bir dindir. z insan bedeninden ayr lan ruhlann gklere ktktan sonra
ervah (Esprits) haline gelerek Tanr'sal bir nitelik kazanmas ve bylece insanlar ynetmesidir.

Antropomorfizm (Anthropomorphisme)

Insanlarda mevcut olan ekil, ihtiras ve blmlerin Tannya atfedilmesidir. Tekvinde "Tan-
r insan imgesine gre yaratt" denilmektedir. brani Edebiyat Jehovann antromorfik tasvir
ve tavsifleriyle doludur. Yunan Tanr ve tanralar' idealize edilmi insani varhklard . Xanop-
hane, 6. yzylda yle yazyordu: Fniler, tannlar mn kendileri gibi do duklanna, ses ve
viicutlarmn insanlara benzedi ine; mesela habe annlarmn rengi kara ve burunlar /1m bask,
Trakya Tanrlarmn ise kzl sal ve mavi gzl olduklarna inamrlar" K sacas bu sisteme
gre insanlara z btn fizik, psikolojik ve toplumsal nitelikler Tannlarda da var san k':

Antropojeografi (Anthropogaographie)

Kuatld corafi artlarla olan miinasebetleri bak mndan insan, tarih ve kltrnn
bilimsel bir etdiidr.

Apollon

Anadoludan Yunanistana gelen daha sonra zellikle Delfi'de yerle en temizlik, k ve


sanat tannsdr. Mzik ve sanat sevmek bu tanruun zl niteliklerindendir.

Arius ve Arianiz
'

hann kiilii zerinde yaplan tartmalarda Arius Isamn Tannsal babas na benzediini
ileri srm tr. (Babann balangc yoktur; o lunun balangc vardr. Logos Tannnn bir ya-
ratdr). Iznik Konsili tarafndan 325 ylnda reddedilen bu gr , Arius taraftarlar saye-
sinde Cermen a iretlerine kadar yay lm ve orada yzyllarca hkm srm tr. Arius bir ka
yl srgn kaldktan sonra tekrar piskoposluk grevine a nlmtr. Kendisi ilknce Antakya
piskoposu idi.

Aristo (Aristotales)

M. . 384-322 yllar arasnda ya am bir yunan filozofudur. Atinada yerle erek Eflatun-
dan ders almtr. Bir sre Atinadan uzakla m fakat rencisi olan Byk iskender'in i leri
ele almas zerine tekrar Atimya dnmt. Orada Lise (Lyceum) denilen okulda retime
balamtr. Ayakta dola arak dersleri anlatt iin felsefesine yrilyiic anlamnda Me aiyun

170
(136ripateticien) felsefesi denir. Bu s ralarda Aristo en nemli eserlerini yazm t. skenderin
lm zerine Sokratm u rad ac sonutan kendisini kurtarmak d ncesiyle Atinadan
uzaklat. Bu uzakla mamn sebebini soranlara "Atinahlan felsefeye kar ikinci bir suikast
zahmetinden kurtarmak iin bu uzakla may kararlatrdn" sylyordu. Ar&mage mah-
kemesi kendisini lme mahkm etti ve ayn yln austos aynda ld.
Aristo bilim ve felsefe tarihine s mayacak kadar stn ve nlii bir filozoftur. e itli alan--
olan fikirlerinin bir k sm kendisinin z mal ve buluudur. Bir ksm bilgisi ken- larsepim
dinden nce gelenlerin b raktklar mirastr. Bununla beraber gerek kendi bulu u ve gerekse
aksettirdii fikirler yzyllar boyunca gittike artan par ltlarla insanlia k tutmu ve kendi-
sinin gerek bilgin ve filozof oldu unu gstermi tir.
Bugn bile bilimsel alanda anatomi, fizyoloji, mant k, tarih, felsefe, din bilimleri bir ok
ana ilkelerini Aristoya borludurlar. Aristo'nun toplum konusundaki fikirleri stad olan
Eflatundan ok daha olgun ve aktr." Tanny "DNCELERIN D NCES" (La
pense de la Pense) diye tan mlar Eserleri grupta toplan r:

1) Metafizik, fizik, zooloji
2) Siyaset, iktisat ve ahlk
3) iir (Poetique), Belagat (Rhaorique), Mnazara (Dialectique).
Aistonun eserleri, araplar Tuleytulede kurduklar MTERCMLER OKULU tarafndan
latinceye evrilmitir. Ortaa n hristiyan bilginleri ve bu arada SaintThomas bunlar
skolastik sistemine temel yapm tr

Aristokrasi (Aristocratie)

Sekinlerin ve en iyilerin egemenli i ardamndadr. Devlet ynetiminde iyi ve


kt olmak zere alt ekil vardr: iyiler Monar i, aristokrasi ve demokrasidir. Kt ve bo-
zuklar ise srasyla tiranhk, poligar Ve demagojidir.
Hukuk ynnden, arisrokrasi sz herhangi bir sebeple imtiyazl duruma gemi dini,
mesleki, toplumsal ve fikri bir grup, zmre veya s nfn egemenliine dayanan devlet ve yne-
tim eklidir.

Aerei Mbeere:

islmn kurulu gnlerinde hayatta iken kendilerine cennete gidecekleri bildirilen


on kiidir. Bunlar srasiyle unlard r: Abubekir, mer, Osman, Ali, Zbeyr b. Avvam, Abdur-
rahman b. Avf, Saad .b. Ebi Vakkas, Saad b. Zeyd, Abu Ubeyde b. Cerrah, Talha b. Ubeydullah

Atman

Hindistanda ki isel ve evrensel hayat ilkesi olarak ahnmaktad r. lmden sonra ya amaya
devam ederek tenasuhta ki isel niteliini muhafaza eder. Upanishad felsefesine gre her var-
ln ruhu Brahma ruhunun ayndr. Bu birlii gerekle tiren rif, lmnden sonra ezdi
ve ebedi Brahmanda kaybolarak tenasuhta kurtulur.

Augustinus (Saint -Angustin)

Katolik kilisesinin en nl rahiplerinden biridir. Tagaste'de 354 y hnda domu ve Hipo-


na'da (bugn Cezayirde Konstantin vilyetinde bir yerdir) 430 y lnda lmtr. Genliinde
Manieizm dininde idi. Romada belagat (Rhtorique) ve Milanoda ,Talakat (Eloquence) hoca-
l g yapt. MilEmoda Saint Abrosio adndaki rahibin vaizlerini dinleyerek 386 tarihinde H ris-
tiyan dinini kabul etti. Daha sonra servetini taksim ederek bir manast r kurmu ve orada dini
bir tarikat meydana getirmi tir. Bundan sonra btn gayretini dinin savunmasna hasretmi -
tir. Btn bilim kollar n renerek metafiziki, tarihi, ilhiyat , mziki ve ahlk

171
olarak kendini tamtnut . Yazd eserlerin says 1.030 kadar olup bunlar 252 cilt tutmu tur.
En nemlileri Tanr Devleti (Civitas Dei), Nkl (Retractaciones) ve Itiraflar (Cofessions) d r.

Ayata'.

Sanskritede d ve geli (descente) anlam ndadr. Vinunun enkarnasyonlanndan her


birine verilen addr. Vinu insanlara iyilik etmek iin eitli ,klklara girer. Balk, kaplumbaa
ve benzerleri birer avatarad r.

Avesta

eitli 21 eserden toplanm olan Zerdtn ve cemaatlarmn tannsal retilerini kapsayan


bir dergidir. Genel olarak bunun yorumu olan Zend ile birlikte Zendavesta eklini alr ki
bu Avestanm yorumu aniam ndachr.

Aydnlanma Devri (Aufklrun )

17 ve 18. yzyllarda Bat Avrupada yer alan bir felsefi alkund . zellikle akla da-
yanan bu felteri sistem, insan eski domatizmden kurtarmaya al m, teolojide Deizm
fikirlerini benimsemi ve Antropolojide ise insann esas itibariyle iyi olduunu iddia etmitir.
Ingilterede geli en bu. cereyan Fransada devrim haz rl olarak byk bir rol oynamtr. Al-
manyada felsefe alan nda bu devrin en nemli yazar Leibnizdir. Ayd nlanma devrinin bir
baka zellii de Avrupada yeni tam maya ba layan yabanc dinlere kar gsterilen ilgi ve
teoloji alannda rastlanan byk bir ho grrlkt.

Bahlana Kanunu (La loi de Corr4lation)

Sosyolojik kanunlarn en nemlisi olmak bak mndan Bahlama kanunlanm biraz ak-
lamak yerinde olur. Ba hlamay, bat dillerindeki Correlation karl almaktayz. Islm le-
minde Correlation'a tezayf ve Correlatire de mutezayif denmi tir.
bn Sina'nn, Necatnda tezayf bir babm ad dr. Brhan Gelenbevi tercmesinde (cilt I, sal.
101) de bvvet Bnvvet gibi Herbirinin Taakkulne Nisbetle Olan'Illeveudeyn Beyninde Te-
zayf Vard r deniliyordu. Bu gr bugnknn ayndr. Belot'un szlnde Yan Yana Bu-
lunmak, Iki eyin Yekdi erine zafeti, Nisbeti Denilmi tir. Bu da, Zayf sznn
yan anlamna gelmesinden ileri gelir. Tabii Kanun, Iki Hadise Aras nda Nisbeti Sabite Demek
olduuna gre bugnk manay anlamak bakmndan bu aklamalar yararldr. Biyoloji ve fizik-
te de bu kanunlarclan faydaland r. Boyla arln, i blm ile nfus kesafetinin nisletleri
de bu kanunla ilgilidir. Bu ka vramm en z' tar m= Franszca'da bulmaktayz
Petit Larousse'da Corrfflation iin mant kan biri dierini aran (gerektiren) iki nermenin
bamts, Correlatif iin kar lkl bir nisbeti gsterir: Baba ile o ul, hkmdarla tebaa
korelatif nermelerdir diyor. Bizim kulland unz bahlama terimi ksahk ve yorumlama
amacn gder.

Baptistler (Baptistes)

Ingilterede 17. yzylda ortaya kan, ocuk vaftizini kabul etmeyen ve yaltnz bykleri
en eski hristiyan geleneklerine gre vaftiz yapan bir cemaatt r. Byk bir ksm Amerikaya
gmtr. Almanyade Baptist mezhebi 1834 ylnda yerlemitir. Baptistler, kilise kanun ve
. a Eski ve Yeni Szlemelerin otoritesine inamrlar.
ynetimini tanmaz yalnz C

Babil siirgiin (Captivit de Babel)

srail ogullarmn milttan nce 597-586 y llarndan sonra Babil blgesinde geirdikleri

172
tecrbedir. Bu, Yalandili in gelimesinde ok nemli bir rol oynamtr. Eski ibrani dilinin ye-
rine rmi dili yerle mitir, Srgn s rasnda peygamberlerin yerini khinler alm tr.

Benaz ve Benazhk (Fanatique et Fanatique)

Bu kavram n allm terimleri taassup ve mutaass ptr. Bir fikre veya bir inam a kr
krn ba lanip ondan, bakasm dnmemek anlam nda taassup ve bu davran taki kim-
seye mutaassp derler.

Benediktin tarikat (Ordre Wneclictin)

529 ylnda Saint Benoit ad nda Nursiali bir papaz tarafndan kurulan bir tarikattr.
Litrjide ok mahirdir yeleri ''setilderi manast ra ba llk nezrederek nefislerini slah etme
ve temiz kalma yolunu tutarlar. Ferdi mlkiyetten feragat, dnya i lerinden el ekme,
gnlk yinlere katlma, tarla, atelye ve bilim yolunda al ma ve manastr banda bu-
lunanlara jtaat Benediktinlerin asl grevlerindendir.

Beeri Davranlar (Comportements humains)

Toplumun organlar beeri gruplardr. Bunlar, be eri dn ve davramlarm iinde ce-


reyan etti i kapal vazolara benzerler. Topluca ya ayan insanlarn duyma, dnme ve davran-
, ma tarzlar gruplanma tarzlar gibi yaptrm gcn ta yan ortakla a detlerdir. Bunun Ame-
rikadaki ad Behaviour'dir
Her, canl yaratn davrannda iki aama vardr: kavramlar (notions) ve bu kavramlar
aa vuran,eylemler (actions).. Bir yanda duyu ve d nceler, te yanda olgu, yarg ve dav-
ranlar gze arpar. Topluca ya ayan insanlarn inandklar ve duyduklar eyler kadar yaptk-
lar ve denedikleri eyler de vard r. Hareket olarak gerekle en eylem, duyulan, dn-
len, tasarlanan, istenen ve umulan eyleri aa vurur. E er bu fikir ve hareketlerin s mflanmas
isteniyorsa gdlen amalar gz nnde halundurulmand r Gerek olmasa bile hi olmazsa
grnrdeki amalara gre bir sm flama ve dzenleme yapmak gerekir nsanlar baz amalara
varmak zere hareket eder grnrler. Yapt klar eylem ve giritikleri ilemlerle baz ihtiya-
lar gidermeye alrlar.
Dn ve davranlar ihtiya derecelerine gre s ralanrlar. trl ihtiya vard r:
Maddi, siyasi ve mistik ihtiyalar.
Maddi ihtiyalar: (besoins mat&iels) nsanlann eyaya kar duyduklar ilgi ve istei gs-
terir. Bu ihtiyac gideren endstri (byk sanayi) ve sanat (art) t r. Geni anlamda buna eko-
nomi' veya retim hayat da denir
Siyasi ihtiyalar: (Besoins politiques) kollektif ihtiyalard r: nsanlarn insanlara:kar duy-
duklar istek ve zlemden ileri gelir. Dil ve hukuk bu ihtiyac giderme aralardr. Bu Mua eret
veya mnasebet hayat (La vie de relation) diye adland nlr.
Mistik ihtiyalar: (Besoins mystiques) dini ihtiyalard r. Insanlarn tanr veya tanrlarma
kar duyduklar zlemi gsterir. Din veya sihir, insan o lunun bilinmeyen eyleri renmek
isteini yerine getirme aralar dr. Her toplumda bir tak m fikir ve ameller vardr ki bunlar
grlmeyen kiilere ilikin olmak bakmndan metafizik kuvvetlerdir. Mesel, bir dinin teki
dnya varlklar zerindeki demeti byledir..."0 halde bu, tapmma hayat (la vie d'adoration)
denilen eyin ta kendisidir. retim, mnasebet ve tap nma szleri ile insan o lunun toplum
iinde tasarlayp gerekle tirdii kavram ve eylemlerin tm olan be er' davram lar kas-
dolunur.

Beeri Gruplar,

Barbar dahi olsa, hi bir toplum yoktur ki bir ok gruplar iine alm olmasn. Durkheim

173
toplumun bu organlanna alt gruplar (Groupes secondaires) ad m veriyordu. Hi bir toplum
yalin deildir. 'Ilkel toplumlar bile e itli gruplardan meydana gelmi tir. En kk bir
topluluk bile karmakar k bir lemdir. Cezayirliler a iretleri harnup a acmn yemilerine ben-
zetirler. Kei boynuzu da dedi imiz yemilerde ok sayda tanecikler bulunur. Onlara gre
bu tanecikler toplumdaki aileleri gsterir. Ilkel toplumlarda durum byle olunca ileri toplum-
larda da byledir. Bu sonuncularda ok say da grup ve alt gruplara rastlan r. Aileler, kyler,
blgeler, ehirler, iller, loncalar, tarikat ve dernekler sarma dola olarak i ie daireler
yaparlar. Bylece bir insan ayn zamanda, bir ailenin yesi, bir tarikat n mensubu ve bir der-
nein yneticisi olabilir.

nsan topluluklar trl ekillerde olur. Bunu Halep ehrinde 10. yzy lda eserlerini yaz-
m olan Trk filozofil Farabi daha o zaman sezmi bulunuyordu. nl filozof topluluk trleri-
ni sebep ve kaynaklar bakmndan snuflamt. Yazar, istek veya zor, do um veya kom uluk,
birlikte barnma ve birlikte gezmenin gruplmmadaki roln belirtmektedir. Sosyolojide
Beeri Gruplar ba l altnda incelenen kesindere baz yazarlar yap aratrmalar derler. Bu
ara trmalar Rene Maunier'e gre rnek kategoride toplan r: Biyolojik veya kan gruplar ,
Corafi veya toprak gruplar , Sosyolojik veya igii gruplar.

Birleiklik veya itirak kanunu (La Loi de ,participation)

Bir papa anla bir budayn ayn ey sandmas demektir. Bunlar ayr ayr eyler olduklar
halde ayn cevherden gelmeleri itibarile ilkel insanlarca ayn ey saylmlardm

Bodin (Jean)

1530-1596 yllar arasnda yaam bir Fransz yazardr. Kendisi hakim, filozof ve ikti-
satcdr. En nemli eseri Cumhuriyet (Republique) olup gerek bir ansiklopedi niteligi ta r.
Burada Etats G6eraux'nun yrtmekte oldu u mutedil bir kraliyetin ilkelerini a klairmk-
tadr. Yedi kiinin konumas (Heptaplomere) n tasvir etmektedir. ktisada ve dier konu-
lara ait eserleri bunlar kadar nemli de ildir.

Bralma

Hindlilere gre dnyay yaratan kuvvettir. Ayr ca mistik bir Teslisin ilk kiiliidir. te-
kileri ise Vinu s' ve Sivadr. Brahma, dnyann yaratcs, tanrlarm ve btn, varl klarm
Tanr m olduu halde Vinu, koruyucu. Siva (iva) ise y kcdr.

Brahman

Mana gibi kendiliinden etkin olan ve dnyay yaratan bir g olarak tanmmakta-
dr. Bu szle ayn zamanda hint khinleri anlat lmak istenir.

Brosses (Charles de)

1709-1777 yllar arasnda ya am bir fransz sosyolo udur. Feti Tanrilara Tap nma
(Le culte des dieux fetiches) adli nl bir eser yaymlam tr.

Buda (Bouddha)

Buda'nn sanskritedeki anlam hikmettif. Kendisine Sakyamuni de denir. Budizmin


kurucusudur.

Burjuvazi (Bourgeoisie)

Bu terim ba langta aristokrat ve ii snuflar arasnda kalan orta snf 'gsteriyordu. Ka-
pitalist rejimin gelimesi ve Aristokrat snfn ortadan kalkmas zerine bu terimin anlam geni-
ledi. Bugn terim, karlar retim aralarna sahip olanlarla zde olan btn grup ve fert-

174
leri kapsar. Yalnz byk toprak sahipleri, sanayici, bankac ve tccarlar de il serbest meslek
tutarlar, memurlar, kk sanat erbab ve genel olarak btn mlk sahipleri burjuvazi terimi
iinde yer alrlar. Dorudan do ruya veya dolaysiyla kapitalizm hizmetinde bulunan bu grup-
mensuplar bilerek veya bilmeyerek bugiingii ekonomik rejimi tutma ve korumaya al makta-
drlar. Ekonomik, eitimsel ve mesleki seviyeye gre saymaca olarak Burjuvazi, kk burjuvazi,
orta burjuvazi ve yksek burjuvazi, blmlerine ayr lmaktadr.

Buhar! (al Bokhari)

810-870 yllar arasnda yaam bir islam ilabiyat sdr. Sahip adm tayan derleme ese-
ri 7275 szden ibaret olup Sahibi Buhari ad yla bilinir. Peygamberin szlerini ihtiva eden bu
eser Islam aleminde kur'andan sonra en nemli bir beigedir.

Corpus Juris Canonici

1917 yl ndan bu yana Roma kilisesinin btn hukuk maddelerini iine alan resmi eriat
dergisi

Cemalettin Efgani

1838-1897 yllar arasnda yaam ileri grl bir bilgin ve din yeniletioisidir. Kaldin
ve dilini islam davalarna vakfetmi tir. ki byk ama giitmekte idi: biri islam alemini uya -
d rmak, iyiletirmek ve, ona uygarl k ve zgrlk yolunu gstermekti; tekisi mslman lkele-
rini, Avrupahlann siyasi ve iktisadi etkisinden kurtararak onlar liansz klmakt.,
yetilik akmlanna kar deildi. Milliyeti ve doum yeri de kesin olarak belli de ildi.
Trke, Farsa ve arapadan ba ka Bat dillerinden bir kauu bilirdi. Afganistanda renim
yapm, Hindistan, Msr N, e Istanbul'da bulunmu tur. Istanbul Darlfmmunda edebiyat, ah-
lak, hukuk iktisat, sanayi, tarm, 'co rafya, arkeoloji, jeoloji, t p, psikoloji, astronomi, tabiat ve
toplum bilimlerine deinen konferanslar vermi tir. Cemaleddin Efgani ileri fikirleri y-
znden iddetli tenkitlere u ram, tekfir edilecek derecelere d mtr. Aslnda kendisi is-
lamn en ileri gelen yenileticisi, aydn ve ilerici bir bilgini idi. Btn varln bu uurda harca-
m ve bu rlu sonular gremeden stanbul surlar arasnda gzlerd hayata kapam tr.

evre ve evrecilik (Environment, environmentalism)

evre artlar anlamndadr. Insam kuatan be trl evre vard r: Fizik evre (iklim,
toprak ve benzeri), Biyolojik evre (yabani bitki, bakteri ve tohumlar da iine alan hayvan-
lar), Fizikososyal evre (Bina, yol ve her trl i lenmi maddeler), Biyososyal evre (evcil bitki
le' hayvanlar) Psikososyal evre (davran, adet, kanun, dil ve benzer*. Ingilizcede environ-
ment ve bununla ilgili teoriye Erivironmentalism ad verilir.

ifte Balta:

zellikle Girit--Miken uygarh nda kutsal bir ara ve koruyucu bir sembol olarak kulla-
nlan baltadr.

fhtte Alghieri

1265-1321 yillar aras nda ya amtr. italyann ve belki de btn Bat Dnyasnn orta

175
ada yetien en nl, en derin airidir. Tannsal komedisi (Divina Lomedia) olduka gzel bir
iir olmaktan baka zamannn hemen hemen btn teolojik bilgilerini de iine almaktad r.

Darl eman Darl harp Darl sulh

islamiyet lkeyi e apr r:

Darleman, mslmanlarla bar halinde bulunan veya mslmanlarn zimmetini kabul


eden fakat mslman olmayan bir milletin lkesidir. Buna darl sulh dahi denir.

Darlharp, mslmanlarla aralarnda -bar hali olmayan ve mslman olmayanlarn


lkesidir. Bu lkede yaayan ve islam olmayan herkese harbi ad verilir.

Darl islam egemenlii altnda bulunan Yerlerdir.

Deccal (Antchrist)

ncile gre Dnyamn sonundan az nce gelerek yer yzn cinayet ye dinsizliklerle doldur-
duktan sonra Hz. saya yenilece i sylenen kimsedir, Hz. sa bunu yenerek dnyaya dzen
verecektir. Luther'e gre Papa Deccal n bir rneidir.

Islmiyete gre Deccal dnyann sonundan nce hkm srecek ve insanlar batan ka-
rp felakete atacak olan bir kimsedir. Yine Islam inanc na gre . Mehdi bunu ldrerek dnya
dzenini yeniden kuracakt r. Trkede buna teccal denir.

Deizm (Disme)

Btnyle vahyi inkar ederek yaln zca Tanr varlna ve tabii dine inanan kimselerin
kurduklar sistemdir. Jean Jacques Rousseau deizmi savunmu tur. Deizm, teizmden farkl dr.
nk Teizm vahye dayanr ve iladeti kabul eder.

Demeter (Dmter)

Yunan tanrasdr. Toprak ve tarlalarn verimliliini ve insanlarn dourma gcn


temsil eder. Bu day anas sayhrd. Romahlardaki l-es tannasuun ayn dr.

Demokrasi (Dmocratie)

Asl anlam halk ynetim ve egemenliidir. Son zamanlarda uygulanmakta olan siyasal
bir rejimdir. Bu rejimin anahatlar serbest seim, gizli oy, muhtar niversite, zgr bas n,
teminath muhalefet, yasa ve anayasa hakimiyeti, ba msz mahkeme ve insan haklar na ola-
anst sayg ile zetlenir.

Derebeylik (Fodalit)

Orta a da 9. yzyl ortalarnda 13. yzyln ilk yarsna kadar zellikle -Bat ve Orta Av-
rupa siyasal ve toplumsal dzeninin dayand ynetim sistemi ve buna ili kin;kanun, rf 'ye
adet gibi hukuk kurallarnn tmn anlatan bir terimdir.

Despotizm (Despotisme)

Tek kiinin istek ve karlarna uygun olarak kurdu u bir ynetim eklidir.

Devrim (Rvolution) -

Memleketin topluns'al ya aymn ve geleneksel kurumlar nn ll metotlarla kkl ola-


rak 'de itirilmesi ve ye aiktirilmesidir. Bu son yllara kadar Inkilap eklinde kullanth-
yordu. Yanl olarak ihtilal ile inklap ayn sandmt. Gerekte ink hip, eskiyi, kty, ya-
kksz ve dzensizi at p onun yerine yeniyi, iyiyi, gzeli ve dze illyi koymak demektir.
Fransz Devrimi, Trk Devrimi gibi... Ihtilal - daha ok ykc bir faaliyet anlanundadr. Yine

176
bunlara yakn bir anlam ta yan Islahat ise Devlet eliyle toplumda ve devlet mekanizmas nda
yaplan baz yenilik ve de iiklik demektir.

Dharma

Sanskritedeki anlam inan, akide ve doktrindir. Budizmin akide ve retilerini iine


alan din kitab dr. Budizmdeki kutsal varh u (Triratna) birincisidir. tekileri Budda
ve Buda cemat anlam ndaki Samgha'd r.

D Evlenme (Exogamie)

Ilkel toplumlarda bir kiinin Klan ve kabilesi iinden evlenememesidir. Bu det zellikle
totemcilikte vardr. Bunun kar t i evlenme (endogamie) dir.

Diaspora

Yunanca anlam dalmadr. M. . cereyan eden Babil esareti sonunda yahudilerin


btn dnyaya yayhnalarm gstermek iin kuliamlan bir szdr. Bu terim ayr ca mildn
70 yhnda Kudsn dmesinden sonra yurtsuz kalan yahudili in tmn gstermek zere
kullan lmtr.

Divina Comedia (Tanr m]. komedi)

Dante'nin 13. yzyln teolojik, mistik ve bilimsel verilerini iinde toplad bir eserdir.
Bu eser herbiri 33 blm olmak zere Tamu (cehennem-Penfer), Arafat (Purgatoire), Cernet
(Paradis) blmlerine ayrlr. Bu eser, Orta a n en derin, en etkin bir teoloji ve iir dergisidir.

Drt Kutsal Gerek: (Quatre Nobles Verites)

Budizmin kabul etti i drt necip ilkedir. S rasiyle: 1) Hayat ve e yamn devaml akna
bah olarak ac duyma, 2) Ac duymamn sebebi olan arzu; 3) Arzunun yok edilmesi iin ge
ilmesi gereken a ama: do ruluk, nefsini mrakabe ve hikmet; 4) bu a amadan sonra
kurtulu ve esenlik aamas olan Nirvanaya vardr. Genel olarak bu ilkeler strap, strabm
sebebi olan arzu, arzunun yokedilmesi ve nirvanaya kavu ma eklinde zetlenir.

Dans Seouts (Duns Scot, Jean)

1270-1308 yllar arasnda yaam skoyah bir Fransiskan rahiptir. Akinali Tomas
(Saint Thomas D'aquin) fikirlerine muhalif olan bir sistemi savunmu tur. Buna gre irade
(Volonte), akl (Intellect) dan stndr. Bu sebepten yarad l sadece Tanrsal Iradenin bir
eylemidir. Tanr nsz ve sonsuz gereklerin stndedir. ok ince fikirleri dolay siyle kendisine
ince dnen bilgin anlamnda Doctor Subtilis derlerdi. Onun yolunda gidenlere Skotist
(Scotistes) derlerki bunlar Thomas taraftarlar olan Tomist (Thomistes) lere kar . ttrlar.
lmnden sonra, brakt eserler toplanm ve 12 cilt olarak yay nlanmtr

Dibezii (Druse)

Suriye halkndan olup amn gneyindeki Cebeli Drz; Horan, Lbnan ve Anti
Lbnann muhtelif yerlerinde ya ayan bir dini gruptur. Islmn sapk bir hizbi sayd.r. Aslnda,
mslman, yahudi ve heterodoks h ristiyanl k fikirlerile Sufi mistisizmin kuvvetli bir kar -
amdr. arap ve ttn imezler; ok kadnla evlenme detleri yoktur. Kadnn cemiyetteki
nemi byktr. Drzler korkun sava drlar.

Efltun (Platon)

Atina yaknlarnda M. . 429 ylnda domu ve 347 ylnda lm bir Yunan filozofudur.

Din Sosyolojisi F. 12 177


Zamann btn sanatlarn erkenden renmi ve hatt olimpiyatlarda ba ar salamtr. M-
zik ile matemati i ok iyi renmiti. Felsefeye ba ladktan sonra Sokratn arkada ve ren-
cisi oldu. -Usta& bald ran otunu itikten sonra Wgare'ye giderek Euclide'den ders ald . Msr
ve gney talyada bir ok geziler yapt ktan sonra yurda dnerek Acade nus bahesinde ders
verdi. Daha sonra Sicilyaya gitti. Maksad orann tiran olan Denis'e siyasi teorilerini a la-
yarak onlarn uygulanmasn salamakt. Bunu baaramaynca Atinaya dnd ve orada ld.
Eserlerinin bir k sm diyalog olarak zaman m za kadar gelmi tir Bunlarda muhatap Sokratt r.
En nemli ve bizim konu ile ilgili siyasi diyalogu, Devlet ve kanunlar (La Republique et Les
Lois) dr. Kurduu sisteme Platonizm ve ders verdi i okula akademi derler.

Ehriman (Ahriman)

Zerdt dininde kt ve karanl k ilkesini anlatr. Sylentilere gre Zervan' n olu ve


AhuraMazda'nn ikiz karde idir. Ikili gr esas tutan Zerd tlkte bozucu bir grevi
vardr. Bunun kar t Hrmz olup iyilii ve doruluu temsil eder.

Ekber ah

1452-1605 yllar arasnda yaamtr. Hindistanda btn dinlere kar byk bir ho g-
rrlk gstermi tir. Bu hkmdara gre btn dinlerin birle erek senkretist ve msamahal
bir dinin kurulmas gereklidir.

Ekldesia: (mmet)

Hristiyan dnyas mmet anlamnda Ekklesia'y ve bugnk ekli ile Eglise szn ay-
n dine bal kimseler toplulu u olarak kullanr. Kilisenin bu anlamdaki kar l Hristiyan
tapna deildir. Kilise ancak maddi anlamda tap naktr.

Ekoloji (E col ogie)

nsanlarn toprak zerindeki da lmn ve bu dah tayin eden karlkl etkilerin bilimsel
bir etddr. Toplumsal ekoloji, toplumun biyolojik ve sembiyotik (symbiose) grn lerinin
etdyle snurldr. Yani yarma ve hayat sava ile nev'in devama inhisar eder. Toplumsal
ekolojinin ba lca konulan aras na Demografik olaylar, i blmn, stnl (domi-
nance), ekolojik istila ve irsiyeti de koymak gerekir.

Eksarhhk (Exarchat)

Osmanl egemenli i altnda yaayan Bulgarlarm Rum Patrikhanesi ile aralar nda kan
anlamazlklar zerine ondan ayr larak kurduklar dini - ruhani kurumdur.

Ekiimenik (Oecumenique)

Eski anlamda insanlarn oturduklar blgelere kadar uzanan kilise temsilcilerinin yapt k-
lar ilk konsiller, yer yzndeki btn katoliklerin a rs ile yapld iin genel anlamnda
ekmenik konsil adn almlardr. Iznik, Efes ve Halkedonya konsilleri byledir. Gnmzde
ekmenik hareket btn kiliseler aras ndaki mnasebetleri kuvvetlendirip i birliini isteklendi-
ren ve byk sava la balayan etkin bir ak m anlatmaktadr.

Emanasyon (Emanation)

Teogoni ve kozmogonide (Tannlann ve kinatn yaratul mda) raslanan ey tanrsal


bir feyzdir. e itli dinlerde ezelde tannsal bir varl n dnyay kendinen karttn sy-
leyen efsane ve tasavvurlar vard r. Bu yaratl kavrammn tam kar tdr. nk Tann ile
dnya arasnda cevher bakmndan bir benzerlik yahut bir zde lik olmas gerekir. Emanasyona
inanan dinlerde o u zaman Talandan kan varlklann muhtelif aamalardan geerken asil
kemalini kaybettikleri sylenmi tir. Bu maddi dnya onlar n son aamasdr. nsan geldii yol-
dan ters do rultuya gemek suretiyle tannsal asl na dnebilir.

178
Emirl mminin (Commandeur des croyants)

slam hilfetinin iki deste i vardr. Bunlardan biri dini nitelikte olan imamettir ki bu ynden
halife imaml mslmindir. teki destek siyasi bir nitelik ta r. Buna da Emirlmminin derler.

Empedokles (Empedocle)

A a yukar M 490-430 yllar arasmda yaam Sicilyal Pitagor doktrinlerini yayan


bir filozoftur. Kendisini tannsal bir saygya deer grm tr. Azizlerin biyografi tarihesine
(Legende) gre kendini Etna yanar da a atmak suretiyle intihar etmi tir. Felsefi sisteminde or-
fizm fikirleri, tenasuh inan " ve benzerlerine rasta ur.

Engizisyon (nquisition)

Eskiden katoliklerin din inanlar na kar gelenleri aratrm cezalandrmak zere kurduk-
lar kilise mahkemelerine verilen add r. Orta a da hristiyanln dmanlarn yok etmek
zere meydana gelmi tir. Eski kilisede bu trl ki isel ekimeler ruhani silahlarla
yaplyordu. Augustin'in tehlikeli ve kilise d nda kalmak istiyenleri kiliseye zorla sokmak
(Cogite ntrare) zere kilise taraf ndan merhametsizce uygulanan i kence sistemiclir. 12. yzyl-
da Atinah Thomas gibi bilgin teologlar bile Zaldk ve kafirlerin ate te yaklmasm (Autos da
fe. ) do rulanutr. spanyada tarihin kaydennedii i kence ve zorlamalar bu kurumun bir ese-
ridir. Burada Devlet mahkemelerle el birli i yaparak byk cinayetler i lenmitir. Genel olarak
Mslmanlar, yahudiler ve reformatrlere kar bu gibi uygulamalar e itli zaman ve mekan-
larda yaplmtr. Torquemada ve Ximenes bu uygulanlarda ok merhametsiz davranm lardr

Enkarnasyon (Incarnation)

Esas itibariyle Tannsal gcn grnm dnyas na girmesi, sonra Tanrnn insan eklinde
ortaya kmas ve insan ekline girmesi (hulid) dir. Hinduizmde Avatara kavram Vinunun
byle bir enkanrasyonunu iddia etmektedir; Enkanasyona inan Hristiyanln temelidir. Bu
retiye gre insan o kadar suludur ki yaln z Tann tarafndan krtarlabilir. Bu kurtulu yalnz
bir insan tarafndan yaplabilir. Bunun iin sa da hem tannsal hemde insani tabiatn var olmas
insanlarn kurtuluu iin arttr.

Epikr (Epicure)

M. O. 341-270 yllar arasnda yaamtr. Felsefi bir akmn kurucusudur. Eski yunan
dinini tenkid eden ve ondan kurtulmak isteyen Epikr, Tanr ruhlarnn atomlardan yaml-
dklann, keder ve skntlardan uzak, zgr olduklar n ve dnya ynetimine bakmaks zn
ya adklarn sylemi tir. Insanda iyilik yapmak ve manevi zevkleri aramakla tannlannkine
benzer bir hayat srer.

Ers (Ak)

Eski Yunanl" ak tanrs ve Afroditin o ludur. Gen bir ocuk veya kanatl ve gzleri
bal bir kimse olarak tasarlamr. Ers Efltuna gre dnya ilkesidir. yi, gzel ve do ru olana
erimeyi hedef tutan ezdi bir zlem ve a ktr. Dinlerde Ers anlam ile ilgili birok inan
ve eylemler vard r.

Eskatoloji (Eschatologie)

Buna slam Men:Mide Mebde ve mead fikri denildi i gibi br dnya ile ilgili bilgiler de
denir. Bunlar Alemin gelece i ile ilgili tasardar. Bu gibi fikir ve tasar lara en ilkelinden ba-
layarak hemen btn toplumlarda rastlan r. Dnyann sonu, ou zaman bir tabii felaketle
gelecek gibi tasarlamr. (Bazan byle bir felaket dnyay yok etmekle beraber biraz sonra
yeni bir dnya ayn artlarla tekrar kurulur. Bylelikle hayat n sonsuz tekerle i btn bu olay-

179
lara ramen dnmeye devam eder.) Bir ok milletler eskatolojik tasavvurlan yaln z kendi lke-
leri iin kabul etmilerdir. Eski srail peygamberlerinin eskatolojik vaizler vermelerine ra men
yalnz israilin sonunu d nmlerdir. Sonra bu fikirler ba ka milletlere bakarak geni letil-
mitir. Hemen her eskatolojik eserde dnya im sonu, kyameti bildiren olaylardan
saylmaktadr: Yer sars nts (Bk. Zelzele suresi), Tufan, gklerin, y ldzlarn yok olmas bazan
da yer yznde olagelen etin sava lar (eski Iran eskatolojisinde ve semavi dinlerde teccal
ile yaplacak sava ) bu dnyann sonunu takip eden durum ezelde mevcut olup cennete
benziyecektir. Bu Fikir zellikle yahudilikte geli mitir. Hristiyanlkta ise isnn gelmesi
eskatolojik bir olay olarak alnmtr. Gsterdii mucize tanrsal egemenliin insanlar
arasmda mevcut olmas na bir iaret saylmtr. Bylece H ristiyan teolojisine gre Isa'nn
gelmesiyle eskaton (ahir zaman) imdiden gereklemitir. Isaya inanan insan imdiden bu yeni
dnyada ya amaktadr. Ishim dininin sa hakkndaki dncesi de bu arada sylenebilir.

Ethos

Baz yazarlar bu terimi, belli bir gruba ay nc bir fizyonomi veren kltr nitelik-
lerinin tmn gstermek zere kullamrla'.

Etnoloji ve Etnografya (Ethnologie et Ethnographie)

1 Etnoloji, sosyoloji gibi bir bilimdir, Sosyoloji bugnk toplumun kar latrmal bir et-
ddr. Etnoloji ise bugnk kltr derecesine varmanu olan ilkel toplumlarn tetkikidir. Burada
yaayan veya snm olan ilkel toplumlarn medeniyet ve kltr seviyeleri kar latrmal bir
inceleme konusu olur. Etnografya ise kltr antropolojisinin bir kolu olarak ilkel veya snm
bir toplulu un tasviri bir etddr.

Evamri-i-Aara (Deealogue ou dix Commendements)

Trkesi ON BUYRUK'tur. Tevratn k kitab XX. kesiminde bildirilen 10 Ahlak


kurahmn ksa bir listesidir. Bu buyruklar srail oullann ynetmek zere Jehova (Tann) tara-
fndan Hz. Musaya gnderilmitir. Bunlar unlardr : I Tanrdan bakasna tapmayacaksm;
2 Hibir put yapmayacaks n; 3 Tann ad m bouna annuyacaksm; 4 Sept (Sabbat)
gnne dini bir sayg gstermeyi unutmayacaks n; 5 Ana ve babana sayg gstereceksin;
6 Adam ldrmeyeceksin; 7 Zina etmeyeceksin; 8 almayacaks n; 9 Yaknna
kar yalanc tanklk etmeyeceksin; 10 Komunun evine, karsna, hizmetisine, kzne,
eek ve benzerine gz koym yacaksn.

Bu on buyruk Tevrat n V. inci kitab olan Tesniye (Deut6ronyme) de baz deiikliklerle


tekrarlanmtr.

Fakirizm ( Fakirisne)

Hindistanda fakir denilen ve kendine trl i kenceler yapmaya al k kimselerin gster-


dikleri ve do a st bir ge yorduklar haller.

7 Farabi (Alfarabi)

Bat leminde Alfarabius (Alpharabius) diye tan nmt r 870 ylnda Trkistanda Farab
ehrinde bir Trk aileden do mu ve 950 ylnda amda vefat etmi tir. Ba datta, arapa, tp,
felsefe matematik tahsil etmi tir. Bir aralk Harran'a gelerek orada me hur Yuhanna'dan ders
grd de sylenmektedir.

Farabinin fikirleri Yeni Efltunculuk (N6oplatonisme) dan mlhem olup bn Sina (Avi-
cenne) ve bn Rd (Averro6s) felsefelerine byk etkiler yapm ve Aristoyu araplara tamt-

180
mtr. Kendisinin Bat ve Do u leminde haiz oldu u hreti dolaysyla kendisine Mual-
limi Sanl denildiini hatrlatmak bu nl Trk bilgininin bilim ve felsefe alan ndaki kuvvetini
gstermeye kafidir. Bilhassa Eflatun ve Aristonun toplumla ilgili fikirlerini islmi esaslarla
uzlat rma ve ba datrma yolundaki gayretleri sosyolojiyi yakndan ilgilendirir.

Fenomenoloji (Phe'nome'nologie)

Her trl yorum, a klama ve evrim kan tlanyla birlikte gerekten var olan olaylar n bilim
sel vasflamasdr. Bu vasflama. bu olaylarn soyut ve de imez kanunlanna veya belirtisi
olduu deney st gereklere kar t olarak zaman ve mekn iinde ortaya kan olaylarla ilgili
bulunmaktad r. Fenomenoloji bir ok yerlerde kullanlr Metot olarak, bir eyin zn yani l-
ksel anlamn karmak veya bulmak zere harcanan bir abad r.

Ferguson (Adam)

Adam Ferguson (1723-1816) skoyal bir tarihi ve filozoftur. Sivil Cemiyet tarihi zerinde
deneme (Essay on the History of Civil Society) ve benzeri eserler yazd . Baz yazarlar ken-
disini sosyolojinin kurucusu sayarlar.

Not : Ferguson (1723-1816) yllarnda yaamtr. Halbuki bundan daha derli toplu bir
sosyolojisi olan nn Haldun 1332-1416 tarihlerinde ya amtr. Taraf t tmayarak denebilirki
sosyoloji veya tarih felsefesinin kurucusu bu islam bilginidir.

Feti (Faiches)

Insanlarn yapt klar mana gcyle dolu etkin bir let yahut bir ok eyden meydana
gelmi bir nesnedir. ifte balta, amanlann kudm veya sepetleri byledir. Feti sz frans z
bilgini Brosses'm 176 ylnda yaynlanan bir eserinde (Dieux faiches) ilk olara kullan lmtr.

Fides

Roma dininde vefa tanr asdr.

Fidye-i-necat (Ranon)

Bir kimsenin esirlikten veya ba na gelen bir belklan kurtulmak iin kendisi veya kendi
adna bakas tarafndan verilen para ve benzeridir.

Filon (Philon le Juif)

skenderiyede do mu yahudi soyundan bir yunan filozofudur. Felsefesi Efltun ile Tev-
rtm bir karmudr. Bu da srasyla neoplatonizm ve H ristiyan edebiyat na etki yapmtr.

Frazer (James Georges)

1854-1940 yllar arasnda ya am bir ingiliz atropologudur. Glaskow'da do mutur. Top-


lumsal antropoloji zerine kesin bir etki yapm tr. Totemism and Exogamy (totemeilik ve
D evlenme), The Golden Bough (altn dal), Man, God and immortality ( nsan, Tanr ve lm-
szlk) belli bal eserlerindendir.

Freyer (Hans)

1887 ylnda Leibzig'de do mu bir alman sosyolog ve filozofudur. Kiel -niversitesinde


Felsefe profesr idi. 1925 ylnda Leibniz niversitesine geti. Gney Amerika, spanya ve
Trkiyede e itli niversitelerde konferanslar verdi ve ders okuttu.

Theorie des objektiven Geistes (Objektif Ruh Teorisi), Der Staat (Devlet), Soziologie als
Wirlichkeitswissenschaft (Gereklik Bilimi olarak Sosyoloji) Einleitung in die Soziologie (Sos-
yolojiye Giri), Herschaft und planung (Egemenlik ve planlama), Sosyolojiye Giri (Nermin

181
Abadan evirisi) nemli eserleri aras ndandr. Trkiyede Dil Tarih ve Co rafya, Siyasal bilgiler
ve illliyat fakltelerinde misafir profesr olarak ders vermi tir.

Fotios (Photios)

Roma ve Bizans kiliseleri aras nda ilk ayrlmay (schisme) gerekle tiren ilhiyatdr. Kendi-
si stanbul patriki idi. Aym zamanda yazar ve politikaelyd . 867 ylnda kilise ayrln' ger-
ekle tirmitir.

Gandhi

1869-1948 yllar arasnda yaamtr. Hintli bir hukukuclur. Gney Afrikada Hintlilerin
kurtulu u iin uranu ve Hindistana siyasal zgrl kazandrm bir nderdir. Fikirlerinin
temeli eski Hint zahitli i olan Ahimsa (yani ldrmemek) ilkesi idi. Kendisini Buda, sa ve
Muhammedin rencisi olarak tan tan Gandi tipik bir Hindu kalm tr e itli smflar arasn-
daki suur kaldrmaya ah mtr. Fakat Hinduizmde byk bir rol oynayan bir anlay a gre
nee gsterilen saygy muhafaza etmiti. nk inekte insanlk d tabiat kutsallnun gzel
bir semboln grmt. Avataralara inan " Gandiye her dinin temsilcilerine sayg gstermeye
imkn vermitir.

Gangster (Gang)

Anerikada haydutlara verilen add r. Asl anlam (Gang) denilen bir ete grubuna mensup
kimsedir

(Gang) yeleri birbirine s k bir dayanma ile ba l ilkel bir gruptur. Kelime daha ok
kt anlamda kullanlr.

Gebr (Mecusi)

Islmlk ran'a girince, Zerd tlk paraland . Iran'da kalanlara Gebr veya
Mecusi; Hindistan'a g edenlere de Parsi denir.

Gelenek ve grenek (La tradition et la mode)

Toplum ve medeniyetten devral nan adetlerdir. Gelenek gemi le ilgili olduu halde gre-
nek moda anlamnda gnn adetleridir. Bu iki trl bask insanlarn toplum iinde birbirine
benzemesi sonucunu do urur.

Gdgames (Gilgamesh)

Eski Asur ve Babilonya destanlarmda ad geen bir kahramandr te ikisi tanr te biri
insand. Assurbanipalin kitapl mda rastlanmtr. Hikayesi M. O. 2500 yllarna kadar kar.
En nemli nokta glganun hayat suyunu aramas ve dnyay kaplayan Tufandan bilgi edin-
mesidir. Eski Dou Edebiyatnda baz yanklar' ve dnya edebiyat nda etkileri grlm tr.

Gizli Dernek (Soci e te Seerete)

Snrl sayda yelerin katld kapal bir gruptur. Bu gruplar o u zaman bilinmeyen
kiiler tarafndan kurulmu tur. Genel olarak, gizli derneklerde sihir veya din d nceleri
hkimdir Fakat bu dernekler kendilerini gizli tutarlar; nk bunlar kuatan toplum onlar
sulu grr ve ulusal birli e zararl sayarak faaliyetlerini nleme e alr.

Gnos ve Gnostisizm (Gnose et Gnostieisme)

nsann Tanny tanmak yoluyla kurtulu a varacan ileri sren fikir akunland r. Eti-

182
molojik olarak bilgi demektir. Gerekte ibadetin zel bir tipini gsterir. yle mutlak ve b-
tn kaplayan bir bilgidir ki bu sayede Tanr , dnya ve insana ili kin felsefi ve dini proplemle.
rin zm mmkn olur.

Gonosticisme kelimesinin e itli anlamlar vardr. Genel olarak, kabul edilen anlam , Hris-
tiyanh m ilk devirlerine ait felsefi ve dini bir sistemdir. Temel ilkesi, ferdi kurtulu un iman
ve amelden ziyade Gnosis marifet denilen stn bilgi yolu ile geldi i fikrine dayamr.

Gkalp (Ziya)

1875 ylnda Diyarbakrda domutur. lk renimini iptidaide, orta renimini askeri


rtiyede yapt. 1890 yhnda idadiye geti. Burada Frans zcasnu ilerletmiti. dadide msbet
ilimler yannda ilahiyat konular ve ezcmle lmi Kelm da okunuyordu. Ziya Gkalp bir taraf-
tan stanbuldaki yaynlar izliyor, di er taraftan amcas Hasip Efendiden arapa ve Fars-
a reniyordu. Fazla olarak Hasip efendi yolu ile islm filozoflann tetkik ediyordu. Ksacas,
tek bana ara trmalar yapabilmek iin gerekli her trl fikri malzemeyi do duu yerde ve ev-
rede elde etmi ti. Bu esnada sebebi kesin olarak bilinmeyen bir intihar te ebbs oluyor. Bir
mddet sonra biraderi Nihad kendisini, ok arzulad stanbula getirdi. stanbulda Veteriner
Fakltesine yazld. O zaman stanbul Hamit stibdadma kar ok dolgundu. Ittihat ve terakki
cemiyeti gizli faaliyetini Selanikteki merkezin yard m ile devam ettiriyordu. Bunlara katlan
Ziya Diyarbakra dnd nde evi aranm , Avrupadaki Trk mltecilerinin yay nlar elde
edilmiti. stanbula tekrar geldi inde hem faklteden karlm ve hemde Task la ve Meh-
tarhana hapishanelerinde bir sene hapsedilmi ti. Hapisten sonra memleketine gnderilen Gkalp
orada evlendi ve istibdatla mcadeleye ba lad. Abdlhamidin skutu zerine Selanikte parti
kongresine davet edilmi ti. Selanik yazarn gelimesi iin ok msait bir zemindi. Orada Gen
Kalemler dergisinde 1910-11 tarihine kadar yaz lar yazd. Gkalpn sosyoloji merak siyasete
stiin geldi. S rasile Gustave Le Bon, Fouillee, Tarde ve Durkheim ile u rat. Gkalpn artk iki
kiilii vard ; hem siyaset hemde bilimle u rayordu. Ittihat ve terakki cemiyetinin merkezi
stanbula nakledilince stanbulda yerle ti. Partinin kendisine teklif etti i rtbe ve makamlar
kabul etmeyerek broda sadece memleketin kltr i leriyle ura t. 1915 ylnda stanbul
Vniversitesinde yeni kurulan itimaiyat dersine profesr oldu. 1919 y lna kadar orada ders
verdi. Trk Yurdu, Yeni Mecmua, timaiyat Mecmuas , Milli tetetbler Mecmuas ve Edebi-
yat Fakltesi mecmuas nda yazlar kt. 1919 da i gal kuvvetleri Ziya Gkalp' Maltaya sr-
gn etti. Orada kendisiyle birlikte gidenlerle bilimsel konu malar yapyordu. Kurtulu Sa-
vandan sonra Ankaraya gelen Gkalp 1923 tarihinde Diyarbak r mebusu oldu. Maarif
encmeninde alt. Bu srada Trk Tresi, Alt n Ik, Trklgn Esaslarnt yazd . 1924
ylnda salk durumu ktle ti. stanbulda Frans z hastahanesine kald rld. lmnden
drt gn nce Mustafa Kemalin bir telgraf geliyor. Gazi bu telgrafta, bir eye ihtiyac olup
olmadm soruyordu. Hastan n iste i u oldu: ocuklarna baklmas ve kitaplarmn ba-
slmas

Trk Medeniyeti Tarihi, Trkle mek, slamlamak ve Muasrlamak, gibi eserler yannda
saylamyacak kadar makale ve risaleleri vard r. Sosyoloji derslerine ait yazmalar ve din sos-
yolojisine ait notlar vardr. Trk Tresi, Alt n Ik ve Trkln Esaslar en son eserlerin-
dendir.

Glge olay (epipheno nne)

Bir temel olayn zerine eklenen ve olay n olu ve sonucu zerine hi bir etki ve tepkisi
olmayan ikinci bir olaydr.

183
Gregor lliiminator

250-320 yllar arasnda ya am Kayserili bir papazd r. Ermeni kilisesinin kurucusudur.


Onun yardmyla Ermeni kilisesi a a yukar 280 ylnda milli bir kilise haline gelmitir.

Groyus (Hugo grotius)

Hollandal bir diplomat ve hukukudur. 1583-1645 y llar aras nda ya amtr. Denizlerin
serbestli ini savunmak zere Serbest Deniz (Marc Liberum) adl eseri yazm tr. Devletler hu-
kukunun babas saylr. 1625 ylnda yaynlad Bar ve Sava Hukuku (De jure Pacis et Belli)
adh eseri uluslar aras bir hukuk yasasdr.

Din ve hukuk adamlarnn fikirlerine dayanarak hukuku, Tabii Hukuk (Droit naturel)
ve Szleme hukuku (Droit Contractuel) diye ikiye ay rd. Yazar ayrca anla ma hukukunu
da iki ksma ayrmtr: Bunlar ya Tanr sal hukuk (Ilakkullah ) yahut kul hukuku

(hakkul ibad ) dur. Bu bakmdan szle me insanlarla oldu u kadar Tanr ile de
olur. Dini szle me kadar ahlki ve siyasi szle me de sz konusu olabilir.

Glhane hatt Hmayunu

Sultan Mecidin Glhane parknda 3 Ekim 1839 ylnda D i leri bakan Mustafa Re it
pa a tarafndan okunup Osmanl Tarihinin TANZIMAT devrini aan fermamn ad dr.

Glhane hattmn esaslar : Yurtta n mal, can ve namusunun gven alt na alnmas, ver-
gilerin dzenli bir sisteme ba lanmas ve toplanmas , askeri i lerin ve askerlik sresinin belirli
kurallarla ynetilmesidir.

Hahamlk (Rabbinat)

Osmanl Saltanat nda memlekette bulunan Musevi cemat nn ilerini ynetmek zere
stanbulda te kil edilen bir makam DER SAADET HAHAMHANES adn ta rd . Haham-
hanenin bandaki kimseye Haham Ba derlerdi.
Hahamhanelerin ruhani ve cismani birer meclisi ile bir de genel meclisi vard . Hahamlik
cemiyetler kanunun 39. maddesiyle, ba ka dini kurumlar gibi bir cemiyet haline getirilmi tir.

Halife ve Hilafet (Calif et califat)

Terim olarak halife Peygamberin lmnden sonra mslmanlar n dini ve dnyevi nder-
liini elinde tutan kimsedir. Hilfet ise slmn ynetim eklidir. Burada iki yn birbirinden
ayrmak gerekir: Birinci yn islamn egemenliini temsil eden emirlmmininlik; ikincisi ima-
mlmslminlik O halde Hilafet kurumu slam devletinde din ve dnya i lerinin nderliini
gsteririr.

Hamail ve muska (Amulette et Phylactre)

Hamail bylerden, hastal k ve cinlerin ktlklerinden korunmak amac yla yazdrhp


omuzdan aprazlama bele inen bagd r. Muska ise ken eklinde yazl ve bir bezle kapl
kat olup ou zaman ba a veya omuz altna ilitirilir.

Hamurabi (Hammourabi)

M. . 1955-1913 yllar arasnda ya am bir Babil hkmdard r. Kanun yapmtr. Bu

184
kanunu halkn grebilece i yerlere koydurmu tur. Aslnda bu kanunlar kendisine gne tanrm
amas ilham etmitir

Hamurabi Kanunu (Code d' Hammourabi)

Babil Hkmdar Hamurabinin M. Il 1910 ylnda yrrl e koydu u bir kanundur. Smer-
ler bu tarihlerde Babillilerin ynetimi alt nda olduklar halde bu kanunun kayna Smerlerin
aralarnda geerlikte olan hukuk hkmleriydi. Bu kanunname kaz lar sonunda bulunmu tur.
2,5 metre yksekli inde bir bazalt zerine kaz lm olup usul, ceza ve medeni hukuka ili kin
hkmleri ihtiva eder.

Havra (Synagogue)

Yahudi Tapna anlamndadr. (Sinagok szne hak.) Bugn Yahudiler buna (beyt-
haknesset) derler.

Hayat Tekerlei.

Budizmde hayat n eitli a amalarn gsterir.

Haymatloz (Heimatlos)

Hibir Devletin uyrukluunda bulunmamak halidir. o u zaman Devletlerin yurtta lk


kanunlar arasnda birlik ve ahenk bulunmamasndan doar. Trk vatandalim terk etmi veya
bu sfattan iskat edilmi olan kimse ba ka bir Devletin uyruklu unu almam ise bu kimse tabi-
yetsiz ve vatans z kalarak haymatloz ad n al r.

Hayvan Cemiyetleri (Socktes Animales)

nsan ve Hayvan toplumlar nda toplu yaama ve i blhl gibi benzerlikler, tpk insan
toplumu gibi bir hayvan toplumunun varl na inandrmtr. Gerekten bu gibi kar latrma-
lar bugn iin do ru de ildir. nsan ve Hayvan aras nda olduu kadar bunlarn meydana
getirdikleri toplumlar aras nda da kapatlmas g farklar vard r.
Fizik bakmndan insan dik durur, sesle konu ur, ba parman tekileriyle kar latm,
ve dimann arl hayvanlardan fazlad r. Toplumsal ynden, farklar bsbtn byktr,
yle ki:
a - nsan alet yapar ve onu geli tirir.
b - nsan toplumu, kltr, medeniyet ve ideal yarat r. Millet, memeleket sanat, din ve
bilim idealleri hayvan toplumlarnda yoktur.
e - nsan toplumlarnda din, dil, ahlak, iktisat, devlet kurumlar vardr.
d - nsan toplumu yalrnz insanlarn eseridir; oradaki gelenek ve grenekler, hayvanlardaki
varl ve tr koruma i gds ile kyaslanamaz.

Helal ve Haram

slamdaki haram ve helal kavramlar bilim alannda kaymtlara elverilidir. Helal, kutsal
d sznn karl olabilirki Frenkler buna profane derler. Profane, tap nak anlamn daki
Fanum kknden gelir. Tap nak dnda kalan ksma profanum denilmektedir. Haram sz
iki eyi gsterir, ba ta kirli veya pis olan eyleri, sonra dokunulmas yaplmas, sylenmesi ve
yenmesi yasak edilen eyleri gsterir.

Helenizm ve Hellenistik (HelMnisme et Hellenistique)

Yunan kltrnn Do u Akmiyle temas sonuncu ortaya kan fikir, sanat ve felsefe akl /i-
ma verilen addr.

Henoteizm (1-UnotUisme)

Max Mllerin ilkel dinleri gstermek zere kulland bir terimdir. Buna gre ayn zamanda

185
birok tanr larn varl tannmakla beraber bunlardan birisi stn tanr veya ulu Tanr diye
kabul edilir.

Heros

Yunanhlarda kahramanlar ve insanlar n atalar anlamna gelir; mitolojide baz kahra-


manlarm tanr latnld ve baz Tannlar n da Heros mertebesine d t grlr. Kah-
ramanlara tap nma (culte des heros), eski imparatorlara tap nma ve bir bakmdan azizlere
gsterilen saygda yasaya gelmi tir.

Hiyerari (Hierarchie)

Bat da dini tekilattaki mertebeler dzeni anlam ndadr. Burada tabii ve dnyevi cemaat
anlamndadr. Karizmatik te kilat keramete dayanan te kilat ve Hiyerar ik tekilat ise mer-
tebeler dzenine veya gelene e ba l tekilat eklinde dilimize evrilebilir.
Bu terimle rahiplerin mertebeler dzeni anlat lmak istenir. Eski Do unun byk dinle-
rinde pek gzel dzenlenmi ve zincirlenmi hiyerar ler mevcuttur. Katolik kilisesinde sekiz
mertebeli bir hiyerar i vardr ki yksek mertebeleri Diyakon, Papaz ve Piskopostur.
Hiyerar sz ayn zamanda sivil hayatta da kullan hr. Bundan ba ka melekler konusun-
da da byle bir hiyerar vardr. Bu anlamda Trke kar l mertebeler dzenidir.

Hobbes (Thomas)

Leviathan adl eserile toplum incelemelerine girmi tir. Leviathan gerekte mukaddes kitab n
eytan ve mecazi manas yla zlim bir kimse olduu halde Hobbes bunu hkmdar manasma
almtr. nsan insan n kurdudur. (Homo homini lupus) deyen fikir adam insanlarn dier
kurtla= ktl nden korunmak iin byk kurda yani hkmdara s ndn kayt et-
mektedir. Bylece insanlar bir tarafh bir szle me ile kendilerine ait imtiyazlann bir ksmn
hiikmdara brakrlar. Hkmdar buna kar lk kendilerini koruma devini zerine al r.

Homer (Homere)

M. O. 9. yzylda ya am nl bir airdir. Yunan kahramanbk destan mn yazar-


dr. Hayat hakknda elimizde hibir bilgi yoktur. Buna kar hk Homerik din kavram, dinler
tarihinde kendisine atfedilen byk iirlerde grlr. Burada sava anlarn insanlara yakn
Tanrlar arasnda yapld ve antropomorfik inan larn kabul edildii gzden kamaz.

Hostia

karisti (Eucharistie) de kullan lan mayasz hamurdan yaplm yuvarlak ekmek para-
sdr ki kutsallamadan sonra han n vcudu haline gelmektedir. Rahibeler taraf ndan yaplan
Hostia kutsal bir sembol ile ssldr. Orta a lejandlarna gre kutsallanan Hostialarda bir
ok mucizeler grlm tr.

Hogriirlk (La tolerance)

Farkl fikir, siyasi d nce, din ve milliyeti ve bunlardan do an ayrlklarn tatl ve taraf-
sz karlanmasdr. Ho grrlk fikri bakmdan izafiyecili in ve siyasi bakmdan demokra-
sinin temel artdr.

Hukuk Devleti (Etat de Droit)

Kamu ynetimini elinde tutanlarm kamu i lerini kendi istek ve llerine gre de il,
nceden kurulmu hukuk kurallarna bal kalarak yrtmek zere izledikleri ynetim
sistemidir.

186
I-1

Irklk (Racisme)

Baka topluluk ve milletlerle mnasebetlerinde bir hareket kural olmak zere belirli bir
topluluk veya ulusun var say lan fizik ve ruhi baz zelliklerini ortaya atan bir doktrindir.
Irkliu her ekli bir nermeye dayanr: Bunlardan biri, bir rk karakterize eden ey, ge-
netik olarak intikal eden ve yok edilemeyen baz ruhi zelliklerin var saylmasdr. Otekisi, bir
rkn ruhi nitelikleri kopmaz baglarla fizik niteliklerine ba ldr. Bu doktrin biyolojik etkenlerle
kltrel etkenleri birbirine kar trma ve ayn sayma esasna dayamr. Ar bir mitolojik kuruntu
ve bulu olan rkln bilimsel grle hibir ilgisi yoktur.

Islahat Fermam

Osmanl imparatorlu u tekilatnn yeniletirilmesi, keyfi davranlarn yasak edilmesi,


can, mal, rz dokunulmazlnn sa lanmas ve memleketin kalkndrlmas gibi problemlerin
zlmesi hakknda Birinci Abdlmecidin kard 1839 tarihli G-OLHANE HATTI HUMAYU-
NU ve 1856 ISLAHAT FERMANI ile Abdlazizin kard 1860 tarihli Fermanlardr Bunlar
Tanzimat ve Osmanl imparatorluunun Bat ilkeleri iinde dzenlenme ve rgtlenmesi hare-
ketlerinin hukuki temellerini te kil eder.

Ibadet (Culte)

Anlam Tanrya kulluk etmektir. Dini anlam , niyeti; olarak tanrya sayg gstermektir.
Sosyolojik anlam ise dini tecrbenin eylem olarak akseden anlat mdr.

Istlah (Nomenclature ou terme)

Asl anlam ittifaktr. Bilginlerin bir sziin asil anlam ndan baka bir anlamda kullan lma-
s/Ida sz birli i etmeleridir. Belirtilmesi gereken cihet bir kelimenin iki anlam olduudur. lk
anlam kelimenin lagat manas m ikinci anlam ise bilimsel manasn gsterir ki bu sonuncuya
Istlah manas denir.

bn Haldun:

1332 ylnda Tunusta do mu nl bir sosyolog ve tarihidir. 20 ya na kadar Tunusta


tahsille u ratktan sonra ok sergze tli bir hayat geirmitir. Bir ok hkmdarm ra bet
veya nefretini kazannu , hapse atlm, veya taltif edilmitir. Son olarak Oranda Tiaret'in
gney - batsnda Karta bn Salama denilen bir kge ekilerek kendini 4 seneye yak n
bir zaman mtaalaya vermi ve buradan yepyeni bir Bilim definesi ile kmtr. Bu yeni
Bilim, tarih felsefesi ve bugn daha modern bir deyimle sosyoloji idi. Sonra M sra gelmi orada
bazan mderrislik bazan kad hk ve hazan da diplomathk yapm tr. ok de iik bir hayat
sren bn Haldunda deimeyen vasf bilim akdr. eyhlislam Piri-zade Mehmet Sahip
efendi ve geri kalan ksm da Cevdet pa a tarafndan Trkeye evrilen mukaddime, bn Hal-
dunu ebedile tirmitir. Mukaddime Kitap-l iber adli eserin ba lang ksmn tekil eder.
bn Haldun bu eserinde toplumsal, felsefi ve hatta teknik konular ele al nmtr Devletlerin
hayatm, Ykselme, duraklama ve d me safhalarum ayrm, hilafet ve imamet bahislerini
incelemitir. bn Haldun dinin toplumsal roln kabul etmi olup liberal politika ve hrri-
yetin yan nda nizam n da mrervici olmutur. Devletin makul nisbetlerde bir vergi alma-
sn mnasip grmekte ise de ba kaca halkn tedirgin edilmesini ve hrriyet haklarnn inen-
mesini asla uygun bulmaz. Mukaddimesi bir ansiklopedi saylabilir. Yazar burada btn me-
seleleri akli esaslara gre zm bulunmaktadr.

bn Rt (Averroes)

1126-1198 yllar arasnda Arap spanyada yaam nl bir islam dnrdr. Aristo

187
hakknda yapt yorumlar skolastiklerce o kadar be enilmitir ki, bu kendisini en byk yo
rumc olarak gstermeye vesile olmu tur. Kurtubada do mu ve Fasta Halifenin saray nda
nemli bir grev almtr.
nsan ruhunun s kca beyne bal bulunduunu ve bu organla birlikte ld n ve fakat
insanda lmsz bir ilke saylan akln bulundu unu iddia etmi tir.
Bat lemi Aristoyu ve Hristiyan olmayan felsefeyi ancak bn Rt araclyla ardaya-
bilmitir.

bn Sina (Avicenne)

980-1037 yllar aras nda ya am bir islm bilginidir. randa nl bir doktor ve memur
olmutu. Farabinin ve dolay siyle Aristo ve Neoplatonizmin etkisi alt nda bir ok yorum ki-
taplar yazmtr. Eserleri Orta a hristiyan Avrupasnda byk yanklar yapmtr.

'bn Tufayl

12. yzylda Endls araplar arasnda yeti mi bir filozof ve hekimdir. Grnata yakn-
larnda domu tur. En nemli eseri felsefi bir roman olan Hayy Bin Yakzand r. Yazar burada
tabii evresinden uzakla m bir ocu un zihni geli imini ele almaktadr. Bu eser 1923 ylnda
Mihrap Mecmuasnda Babanzde Re it bey tarafndan dilimize evrilmi tir (Bk. islm Ansik-
lopedisi bn Tufeyl Maddesi)

cma veya licma -1-mmet (Consensus de l'opinion)

Lgat olarak iki anlam vardr: Biri azim tekisi oy birli idir. Usul terimi olarak ) metten
bir yzylda gelen mctehitlerin er'i bir hkm zerinde birbirinden haberleri olmaks zn
oy birli ine varmaland . Buna cmai mmet denir. islm hukukunda nc derecede bir
kant (er'i delil) tr. slmda drt er'i delil vardr. Bunlar srasiyle Kur'n, Snnet, icma'i
mmet, kyas fukahadr.

deologlar (Les idologues)

Siyasi ve felsefi bir gruptaki bilginleri gsterir. Condorcet, Laplace, Lamarck, Amper bun-
lardanchr. Bunlar Fransada Konvansiyon devrindeki fikir hareketini temsil ederler. Bunlar n
hepsi insan ruh ve zihniyetinin tahliline koyulmu deildirler. Fakat hepsi de gzlem (m-
ahade) metodunu uygularlar. Bu ise her trl metafizik d iincelerden uzak bulunmaktadr.

deologlar ( dologues) Condillac'tan ba layarak fikirlerin kaynak ve kurallar n ara t-


ran ve deoloji ile ura anlara denir. Cabanis, J. Baptistesay, ve Volney bunlar aras ndadr.
Napolyon, kk gstermek iin, btn filozoflara bu ad takard .

deoloji (Idologie)

deoloji, millet, snf, kast, meslek, mezhep, siyasi parti ve benzeri bir grubun karakte-
ristik fikir, inan ve dn tarzlarnn tmdr. Bu ideolojileri, ait olduklar gruplarn co-
rafya ve iklim durumlar , allm faaliyetleri ve kltrel ortamlar artlandrr ve tayin eder.
Bunlar tekelci olmad klar gibi akn da deildirler. Bu ynden ayn ulusa mensup fakat ayr
i g sahibi iki ki i ay ulusal ideolojiyi paylar ve kendi melekelerine ili kin ideolojilerde
birbirinden ayrlabilirler.

konoklast ( conoclastes)

Bunlara slm leminde putluranlar denir. Anlam putlann ( cones) krllmas dr. 8. yz
ylda meydana gelen bir h ristiyan mezhebi mensuplar azizlerin putlar krarlard. Maksat
lar azizlere tap nmay nlemekti. Zira bu gidi in eski paganln puta tapma sistemini yeniden
canlandrmaya yol aaca samhyordu. Bu hareket bir ok h ristiyan sanat eserlerini yok et-
mi ve 2. yzylda sona ermitir.

188
mam-1 Azam

Ebu Hanife Numan ibn Sabit-l Kfidir. slmdaki drt mezhep kurucular ndan biri-
sidir. Kalede do mu ve Badat'ta vefat etmi tir. Kurduu mezhebe hanefi mezhebi derler.
Islm hukukunun ilk kurucusu da yine kendisidir. Bu mezhep, Irak, Iran, Hindistan, Sind,
in Herat, Kbil, Mavera- nehir, Msr, Trkiye ve Balkanlarda yay lm tr. Bugnk msl-
manlarn yarsndan ou hanefidir.

Incil (Evangile)
Yunancada iyi haber anlammdadr. Ismn getirdi i haber daha sonra H ristiyanlarea u-
yulmakta olan Kitab n ad oldu. Esas Havarilerin a zdan aza anlattklar sz, hi-
kye ve hkmlerdir. Ilk yazld dil rmi dilidir. Incil drt kitab ihtiva eder. Hem Isibun
syledii hikmetler, meseller, apokaliptik szler ve H ristiyan inanc zerindeki bildiriler
hemde hann mucize ve vazleri burada yer alr. Is dininin inan ve retilerini kapsayan
bu kitap Isnm lmnden sonra derlenmi tir.

infalibilitas (Lyuhtilik - yan lmazhk)

Papann makamnda verdii hkmlerde yandmayaca inanedr. Papalar Veya karar


verecek durumdakiler makamlarnda (Ex-Cathedra) verdikleri kararlarda yandmazIar. Isl-
miyette "mmetim delalette ima etmez" 4.1),1,,J1 " I hkm bu konu ile ilgili oldu-
isiu,
u gibi Farabi Medinei fazlada "hkmdar hrkai saadet giymi Efltunu cihandr" demekle
bu yanlmazh aklamtr. Fakat Islmdaki bu yamlmazl k Hristiyanln katolik kili-
sesino z ve papah n bildirilerine ola anst bir de er vermede oldu u gibi bir ama gtmez.

nka (ntas)

Peru'da Gne Tanrsnn olu saylan hkmdardr.

Amerikann kefi srasnda Peruda ki ua (Quichua) imparatorlu unun hkmdarlarma


verilen addr.

rtidat ve Riddet ji , ..1; l)

islm dininden baka dine dnmektir. Di er dinlerden Islmiyete dnmenin ad ihtida


) dr.

skoya Okulu (Ecole cossaise)

o u Edimburg Universitesinden km olup toplumsal olgular incelemede n ayak olan


ve eserleri sosyolojik ara trmalarda kaynak say lan bir bilginler zmresine verilen add r. Bun-
lar arasnda Adam Smith, Ferguson ve Robetson'u grmekteyiz. Bu okul sosyolojiyi bilimsel
anlamda incelemi tir. Fransada bunlar ideolog denilen bir zmre takip etmi tir.

iskoltstik (Scholastique)

Orta an 12-14 c yzyllar aras nda Hristiyan Avrupada hkim olan bir d nce tar-
zdr. Bu akm Hristiyan Ortodokslu u ile Efltun ve daha ok Aristo sistemini ba datrma
amacm gder. Baka bir deyile, Efltun ve Aristodan al nan ilkeler kilise anlayma uygulan-
m ve bundan da Iskolastik ad n tayan felsefe, mantk ve teoloji do mutur.

spirthuna (Spiritisme)

llerin lmden sonrada var olmakta devam etti ine inanlan ruhlaryla, baz artlar
altnda haberle menin mmkn olduuna inanan gr ve bu maksatla yaplan denemelerdir.
Ispirtima dnen masa, otomatik yaz gibi vcutlanm ervahtan ileri gelen baz olaylarla urar.
Burada ruhlar, insanlarla ilgilenerek onlarla temasa gelmek isterler. Bu temaslar ya do -

189
rudan do ruya yahut gaypten haber almaya elveri li Medium denilen kimselerin arac -
l ile salamr.

stanbul Efendisi

16. yzyldan sonra stanbul kadsna verilen addr. Sonralar bunun yerine stanbul
kads nvan' konmu tur.

stefan

Helenistik yahudilikte kurulan ilk H ristiyan cemaat nn bakamd r. Yahudi ibadetinin


sa= dnmesiyle sona erece ini syledii iin yahudiler tarafndan talanarak ldrlm tr.

stihare )

zel bir amala riiyaya yatmakt r. Giriilecek bir iin hayrh olup olmayacan ryadan
anlamak iin abdest alp dua okuyarak uykuya yatmaktan ibaret eski bir adettir. Kelime ha-
yrdan gelir.

Jaina (Jainizm)

Yenen anlam ndadr. Hindistandaki Jaina, dinin felsefesine gre her devirde ortaya kan
kurtarc ve dzeltici gcn ad dr. Bu din Tannsz dinlerdendir. Abimsa yani canl yaratklara
kymamak lksne hakldrlar. Jainizm Budizme ok yak ndr.

Jansenizm (Jansnisme)

Cornlius Jansen tarafndan 17. yzyln bandan itibaren kurulmu bir mezheptir. Tann
iradesine teslimi art koan koyu bir katolikliktir. Bunlar o u zaman Jezvitlerle u ram-
lardr. Papahl makam kendilerini tasvip etmemi tir.

Jezvit (Jesuites)

slamiyetle fikri bir sava amak ve nutezileyi yola getirmek zere gnace De Loyola ( gna
tius) tarafndan 16. yzylda kurulmu bir tarikattr. Hristiyan tarikatlar aras nda en canl
ve misyoner olan dr.

Justinyen (Justinien)

Aa yukar 482-565 yllar arasnda yaam bir Bizans imparatorudur. Kilisenin kurul-
masna hukilk" imkanlar haz rlamtr. Monofizitlere kar iddetli hareket etmi tir

Komutanlar Blisaire ve Narses'in yard myla Vandallar ve ranl lar yenmi , kanun
lar toplatm ve Ayasofya camii i yaptrmtr.

Ka

Msrda lmden sonra insan gvdesinde kalan bir ruh prensibidir. Bunun iin mezarlara
Imzan ka'nn evi denilir.

Kabotaj (Cabotage)

Bir devletin k ylanndaki deniz ticaretinin, limanlar arasndaki ula trmann ve Balk
avnn kendi yurtt.larma ve zellikle kendi bayra n ta yan gemilere sakl tuttu u bir
imtiyazd r.

190
Kahin ve Kehnet (Oracle)

Gaybe ait haber verme iddias nda olan kimseye kahin ve bunun gsterdi i maharete de
kehnet (oracle) derler. Eski Yunan ve ilk a milletleride gelece e ilikin dikenli mes'eleler
Tanrlara sorulur ve al nan cevaplar ilgililere bildirilirdi. Eski Yunanda en nl kehnet
yeri Delf (Delphes) ehrindeki Apollon tap na idi. Romahlar imparatorluk devrinde s k
sk kehanette bulunurlard . Apollon tapna altndaki Cumes khinesi (Sibylle de Cumes)
ve Preneste'nin Fortune tap nanda olan kehnet yerleri ok tan nm merkezlerdi.

Kalven (Jean Calvin)

Hristiyan din yenileticilerinden (reformatrlerinden) biridir. Fransada do up bym,


protestan fikirlerine meyil gsterip H ristiyan Dininde Dersler ( nstitutio Christianae Religi-
onis) adli bir eserde fikirlerinin anahtarlann gstermi tir. Hayatnn byk ksmn Cenevre-
de geirmitir. Lther'den bir ka noktadan farkl olan doktrinin z insann Mesihte ya amas-
n mukadder grmesidir. Bu teolog zet olarak dini otoritenin demokratla masm, din trenle-
rinin ortadan kalk nasm, alnyaz sna inanlmasn ve Kutsallama ayinlerinin (sacrements)
yalnzca vaftiz ve a ay rebbani (mterek yeme e) ye hasredilmesini savunur.

Kanon (Canon)

Genel olarak bir dinin kutsal kitaplar nn tmdr. Budizmde palikanon, Hristiyanlk-
ta eski ve yeni szle me byledir. o u zaman belirli bir dini kiilikle ilgili sz, hikye
ve buyruklar kitap halinde toplamr. Bazan da bu kanunlarda tabiat st bir nitelik gr-
lr. Vedalar tanrlarn eserleri veya onlarla birlikte yarat lm kutsal kitaplard r. Tevrat
Tannsal bir vahiydir. Kanon bir dini yabanc etkilere kar koruyan bir duvarda. slamda
ise kur'nda mevcut dnya ile ilgili hkmler bunun bir rne i saylabilir.

Kapitiihisyon (Capitulation)

Dou ve Yakn Dou memleketlerinin tek tarafl olarak Avrupa ve Amerika devletlerine
kar tandklar bir takm imtiyazlardr. Bu imtiyazlar bir devletin ba mszln anlatan
yasama, yarg ve yrtme erkelerini ba lad'ndan kapitlasyonu kabul eden Devletler hukuk
anlamnda tam ba msz bir devlet say lmazlar. Kapitlasyonlar adli, idari ve mali k smlara
ayrlrlar.

Bunlarn kaldrlmas iin memleketimizde ok u ralm ve nihayet Lozan Bar Anda-


manun 25 inci maddesiyle ortadan kald rlmtr. Bunlara uhudu Atika da denir.

Katolik (Catholique)

Gerek anlam evrensel ve geneldir. Roma kilisesi kendisine bu pyeyi vermi tir. Bununla
gdlen ama, btn dnyada var olmas , btn gelenekleri korumas ve btn dini olaylar
kapsamasd .

Kantsky (Karl)

1875-1938 yllar arasmda yaam Avusturyal toplum felsefecisi ve devlet adamdr. Prag-
da domutur. Kendisi sosyalist olup Fr. Engels'in sekreteri olarak 1883-1917 y llar arasnda
Neue Zeit adl marksist dergiyi ynetmi ve kendisini Karl Marx' n yorumcusu olarak tamt-
mtr.

Marksn Ekonomik Teorisi (Karl Marx konomische Lehren), Toplumsal Devrim (Die
Soziale Revolution), Hristiyanhn Kayna (Ursprung des Christientums) belli ba l eserlerin-
dendir

191
Kavram ve Eylem (Notion et action)

Been davrara larda bir i safha vard r ki buna fikir, dnce, kavram, inan denir; i saf-
hann d grnne yerine gre fili, hareket eylem veya mel denir.

Kaat (Caste)

Irs ve i evlenme niteli i tayan bir toplum eklidir. Burada yeler ayn rk, ayn soy,
ayn meslek ve ayn bir dine mensupturlar. Ancak tabakala m toplumlarda kast sistemine
rastlanr. Bir ok toplumlarda e itli tabakala ma ekilleri kastlann kurulmas na yol aar.
yelik vasflar irsidir ve ba ka kastlarm yeleriyle evlenme yasak edilmi tir. o u zaman
bir kasti te kil eden fertler ancak tek bir meslek veya bu mesle e yakn baz meslekleri tuta-
bilirler.
Baz davran , mensek ve dini trenlerin yap lmas kastlardaki birlik ve beraberli i saklar.

Katip elebi (Hac Kalfa)

Trklerde Do u ve Bat bilimlerine vakf byk bir bilgindir. Abdullah efendi ad nda bir
askerin Mustafa adl ocuudur. Bir taraftan ilim tahsil etmi bir taraftan da muhtelif memu-
riyetlerle Osmanl lkesinde bir ok yerleri gezmi tir. Son olarak stanbulda yerle erek
eserlerini tamamlam tr. Hicri 1067 ylnda lmtr. Eserleri iinde Ke fzznun
I sL I ;J..4.11 Cihannma, gibi de erlileri vardr.

Karizma (Charisme)

Yunanca serbeste ba lama anlam ndadr. Terim ilk nce Petrus taraf ndan incilde
kullanlmtr. Peygamber ve dini nderlerde var say lan olaan st yetenek ve kiisel zellik-
lerdir.

Kelm (TUologie)

Tannsal reti anlam ndadr Tanr ve onun Kainatla olan mnasebetlerinden bahseder.
Teoloji hazan ilahiyat kar l olarak btn din alan n kapsayacak derecede geni tutulur.
Bu terim bilimsel alanda bir dinin savunmas n salayan bir bilim daln gsterir

Kermet (Thaumaturgie)

Kermet vermek anlamnda olan kerem sznden gelir. Baz ermi (veli) insanlann gs-
terdikleri ve yaptklar olaan st olaylar ve yeteneklerdir.

Kpti kilisesi (Eglise Copte)

Monofizit kiliselerden biridir. Patriyark skenderiyede oturur. Burada en eski rahip gele-
neklerine hala rastlan r. Dier Monofizit kiliseler s rasiyle Ermeni ve yakubi kiliseleridir.

Ksas (Loi de Talion)

Ilenen bir suun cezas n eit ve e deer bir zararla gidermek ve cn almakt r Burada
iki zararn e de erde olmas ve saldrgana verdirilen zarar suuyla orant l olmas esastr. Pa-
rolas, gze gz; di e di (oeil pour oeil, dent pour dent) dir.

Kzlay Dernei (Societe de Croissant - Rouge)

Her trl ara ve gereleriyle sava ta ulusal ve yabanc ordularn hasta ve yaral lanna
bakmak, bunlar tedavi etmek; bar ta yangn, sel ve yer sars nts gibi musibetlere u rayan
Trk ve yabanclara yardm etmek zere kurulan ve devlete kendisine bir tak m imtiyazlar
tan nan bir demektir. e itli uluslar aras andlamalar sonunda Kzlay dernei uluslararas bir
nitelik almtr. Buna eskiler Hilali Ahmer Cemiyeti derlerdi. K zlay-1n i areti ak zemin
zerinde krmz aydr.

1.92
Kzl ha (Croix - Rouge)

Savata yaralanan ve hastalananlar iin koruma ve iyi etmekle ilgili bir tak m hkmler
koyan 22 A ustos 1864 tarihli Cenevre szle mesinden sonra bir ok Bat memleketlerde
kurulmu olan hayr derneklerine verilen add r.

Kilise (Eglise - Ekklesia)

Ortakla a inan ve trenleri olan ruhani bir nderin ki iliinde geleneksel birli in sembo-
ldr. Bu anlamda kilise sz, muhtelif toplumlarda kullan lr Hristiyanlkta Hz. hann kur-
mu olduu bir kurumdur. Ba kan Petrus'un halifesi saylan papad r. Daha genel ve ruhani
bir anlay a gre mminlerin meydana getirdikleri ruhani topluluktur. Buna Islmdo cem-
aat veya islam cemaat derler.

Klan (Clan)

En kk toplum trdr. Bu sz , genel olarak d evlenme, mantk ncesi zihniyet, parazit


iktisat sistemi ve ortakla a mlkiyet esas na bah bir toplumu gsterir. Akrabahk baba veya
ana tarafndan gelebilir: Baba tarafndan akrabalk (clan patrilinaire) ta k z ve erkek btn
ocuklarn mterek bir babadan geldi i inancma dayanr. Ana akrabalina dayanan klanda
(Clan matriline'aire) da ise btn ocuklar m terek bir anadan gelmi saylr. Eski toplumlarda
akrabahk her vakit ayn kandan gelmeyi gerektirmez. Bazan ayn kandan olmayanlar birbir
inip akrabas saylr ki buna saymaca akrabal k derler. Trkede klana sop denir, Osmanl cada
karl "Semiye" dir.

Klik (Clique)

Amerikan Sosyologlanmn geni bir toplum iinde beliren kk bir gruba verdikleri add r.
Bu kk grubun yeleri kendilerini teki yelere e it sayar ve kar lkl yardmlarla ykml
olduklarna inamrlar.

Kolektivizm (Collectivisme)

Oratakla achk anlamndadr. Bireyciliin kartdr. Genel anlam ekonomi alannda ferdi
mlk ve zel te ebbsn skca smrland, kontrol edildii veya yok edildii bir te ki-
latlanmadr. Burada Devlet te ebbsleri zel te ebbslerin yerini alm tr Terim ayn zamanda
bir doktrini gsterir. Sendikalizm, Sosyalizm, marksizim ve Komnizm adlar altnda e itli
kolletivist fikirler devam edip gider.

Komnist Beyannamesi (Le Manifeste Communiste)

1848 de Karl Marx tarafndan yaynlanan ve mensuplann birlemeye aran bir beyan-
n amedir.

Komnyon (Communion)

Hristiyanlkta Azizlerin komnyonu, insanlarn bu dnya, arefat ve teki dnyadaki


mminlerle meydana getirdikleri birliktir. As l anlam insann Tannsna ve o yolla din karde -
lerin ba lldr. Trkeye (Mminler Birli i) olarak e,yrilebilir. Fraternite sz de Din
Karde lii anlamndad r.

Konfuyus (Confucius ou Confucianisme)

M. O. 551-479 yllar arasnda inde yaam bir din kurucusudur. e itli grevlerden sonra
retmenlii semi olup zellikle Eski in adetleriyle ilgili eserlere, iir ve mzi e nem vermi -
tir. Daha sonra bakan olmu , siyasi buhranlar yznden yurdunu terketmi tir. Amac, gelenein

Din Sosyolojisi F. 13 193


bozulmas dolaysyle her bakmdan tehlikeli bir duruma d m olan yurduna yardm edip
yurtta lanm eski geleneklere gre e itmekti. Bunu yapmak iin klasik Edebiyat rneklerini
toplayarak yasa ekline sokmutur. Dini problemlerle ok az ilgilenmi , buna karlk ahlak
konulan zerinde durmutur. M. O. 204 ylnda mezarmda ruhuna ilk defa kurbanlar kesilmi
ve M. S. 1912 ylnda gk ve yeryz tannlan yceli ine karlmtr. Kurdu u sisteme K on-
fuyus dini (Confucianisme) denir.

Konkordato (Concordat)

Konkordato bir din ndri ile Devlet nderi arasmda yap lan anlamadr. Birinci Fran-
suya ile papa arasndaki anlama byle bir konkrdatod r.

Konstantin (Constantin dit le grand)

274-337 puan srasnda yaayan Roma imparatorudur. 312 y lnda Hristiyanl impara-
torluun resmi dini olarak tammtr. lmnden bir sre nce Kiffienin de bakan olduunu
ileri srm ve bu ekilde bizantinizmin kurulmasma yol amtr.

Koruyucu Ruh (Esprit Gardien)

Belli bir ferdi korudu u sylenen tabiat st bir varl ktr. zellikle kuzey Amerikada bir
ok yerli, kabilelerde koruyucu ruh, korunan ferdin d leri veya kalp gzleri arachyl varlk
ve faaliyetlerini belli ederler.

Kozmololi (Cos nologie)

Dnyay yneten kanunlar bilimidir.

Kozmogoni (Cosmogonie)

Dnyann oluu ile ilgili mitololik ve felsefi tasavvurlard r.

Ksennfanes (Xnophanes)

M. O. 570-480 yllar arasmda ya am olup yunan felsefesinde gelien din eletirmesini


anlatan bir filozoftur. zellikle Homer ve Heziod'un mitololisinde gze arpan antropomor-
fist grleri sert bir ekilde eletirmitir.

Kuvay-kr (Quakers ou socit des amis)

Buna dostlar derne ide derler. 1648 ylndan beri Ingilterede ortaya kan bir mistik cere-
yan olup bugn Amerikada nemli bir rol oynar.
Bu mezhebe gre her insann iinde tannsal bir nur parlamaktad r. Her insan Tannun
oludur. samn mistik varl btn insanl kapsamaktadr. badette Tannya skftle teves-
cch edilmektedir. Ban severlikleri dolay syla kuveykirler askere gitmezler. Sava ta ac duyan-
lara her trl maddi ve manevi yard mda bulunurlar.

Ku Kulx-klan

Amerikada Zencilerle u ramak zere kurulmu olan dini ve siyasi nitelikte gizli bir der-
nektir.

Kulturkreis
Bir kltrn yayld yer anlamndadr.

Kurtulu Dinleri

Her dinde kurtulu anlam vardr. nk her din insan bu dnyadan aynp Tannsal bir
geree yneltmek ister. Kurtulu anlam eitli ekillerde grlr. hsam bu dnyamn ac-
lanndan tan bir sknete gtrmek istiyen Upani at mistii, Hinduizm, Janizm bu eit-

194
lerdendir. iranda Zerd t dininin baka unsurlarla kar masndan sonra ortaya kan din sis-
temleri zellikle Manieizm, btn gnostik akmlar, hellenistik sr dinleri bu kavramdad rlar.
Ihristiyanhkta sann lmne inan bu kurtulu kavrairnyla ilgilidir.

Kut ve Alt n k

Sosyologlann Mana dedii eye eski Trkler Kut derlerdi. Kut yayg n bir kutsalhktr.
Hangi eyin zerine konarsa onu kutsal kilar : Kutlu da gibi.

Eski"Trkler kutu, gkten inen bir nur stfmu, bir alt n k olarak tasarlarlard . Bu alt n
k hangi insana, hangi 'hayvant, hangi eye dokunursa onu kutlu kflard . Trklerin bir tabii
ak gecesi vard ki o gece bu nur stunu neye dokunursa onu gebe b rakrd (Z. Gkalp)

Kutsal ve Kutsal d (Saere et profane)

Bilinen btn dini inanlar eya ve eylemeleri ikiye aynarlar. Bu blmler kutsal ve kut-
sal d olarak anlat lr. Kutsal eyler szyle yalnzca Tanr veya ruh denilen ki isel varliklar
deil, bir kaya, bir a a, bir kaynak, bir ak l ta , bir tahta paras , bir ev veya herhangi bir
ey UUlalabilir. Bir din- treni niteliini tayan eylemler, szler ve dua formlleri de kutsal
olabilir.

Klliye ;Lis"
Cami, medrese, trbe, hamam ve imaret (a evi) ten kurulmu bir btndr. Genel olarak
arap memleketlerja de fakltenin ad dr. 441 2,15 (Edebiyat Fakltesi) 4 z.1.5"
(Hukuk Fakltesi) (.1 0lJ.5" (Ilahiyat Fakltesi) niversite kar l Ise camia'clr.
(Cami'l-Ezhar gibi).

Kltr ve Medeniyet (Culture et civilisation)

(Z. Gkalp)a. gre Medeniyet bir ok milletlern ortakla a maldr. nk medemiyeti


sahipleri olan mlletler ortakla a bir hayat ya ayarak vcuda getirmi lerdr. Bu ynden her
Medeniyet zorunlu olarak uluslar aras dr. Fakat bir medeniyetin her hangi bir millette ald
zel ekli vardr ki buna kltr ad verilir.

Amerikan ve Ispanyol edebiyatncla medeniyet kar h olan Civilisation ile kltr aras
daki snr iyice belirtilmemItir. ,

Kltr ve Medeniyet Gecikmesi (Iietard de Civilisation)

Terim, Ingilizcede Cultural lag ve Ispanyolcada Demora Cultural deyimleri kar hdr.
Trkeye kltr gerilemesi, kltrn gecikme veya geri kalmas diye evrilebilir.

Maddi ve teknik uygarhkla maddi olmayan, manevi ve ruhi uygarlk arasnda gelime
ritminde ortaya kan bir farkur. Medeniyet veya kltrn geri kalmas hzl bir ekilde ends-
trileen toplumlarda sk sk rastlanan bir durumdur. Burada sanayile me o kadar byk bir
hzla geliir ki aile, okul, devlet, din gibi, kurumlar ekonomik te kilatn yeni tipine ayak uydur:
a az bir duruma d er. Bu kurumlarn yapmaya gayret ettikleri grevler art k yeni ihtiya-m
lar karlayamazlar.

Kltrleme veya kltr gemesi (Acculturation)

Bu terim iki veya daha ok grubun devambea ve do rudan doruya temasa geldikleri zaman
medeniyetlerinde ortaya kan deiiklii gsterir. Bu trl temaslar, genel olarak, maddi ve
gayn Maddi elemanlarn bir toplumdan tekine aktard :hanm yol aar. Bu aktarmadan nce
baz elemanlarn kabul ve bazIanmn da reddini gerektiren bir seim yap lr. ou zaman da ka-
bul edilen elemanlar tadile u ram olurlar. Temsilcilerinin sk sk temaslar sonunda bir veya bir
ka medeniyetin ziild grlr. Bu zlme ve erime toplumsal rgtn y klmasyla

195
birlikte olur. Yeni bir birle me ve kaynama meydana karki buda daha nceki kurum ve kurul-
ularn tamamen veya k smen silinmesini gerektirebilir. Eskilerde mevcut baz elemanlar yeni-
lere geer. Kltrle me srelerinin temas halindeki medeniyetlerede insan dayana n tekil
eden fertler zerine de etki yapaca aikrdr Bu de imelere hedef olan fertlerin ki iliklerin
deki deimelere ilikin olan ksm iin temsil (ziimseme-asimilation) terimi tercihe de er.

Ktb-i Sitte L g)

En tannm hadis kitaplar ktiib-i Sitte ad verilen alt kitaptr. Bu alt kitabn da ieri-
sinde en nemlisi veya giivenileni Muhammed Ibn smail El Buhrinin yazd Sahihi Buhari'
dir. Dier kitaplar s rasyla Mslm, Ebu-Davud, Nesel, Tirmiii ve Ibn Maceninkilerdir.

Lamaizm (Lamaisme)

Budizmin Tibette gelien bir koludur. Aslnda koyu bir teokrasi rne idir. Burada din kural-
lar dnya ilerine uygulanmakta ve onlar ynetmektedir. Tabii bir aymnla ma sonunda
lamaizmin din i lerini, btn sistemin nderi olan Dalay Lama (Dalai Lama), dnya i lerinide
Panen Lama yrtmektedir.

Litrji (Liturgie)

Tapnmada izlenen sra ve dzene hristiyanlarca verilen add r. Litrjide dinin efsane ve
inanlar temsil edilir. Eski ark dinlerinde de litrjiler vard . Bugn zellikle bu terim kilisenin
tapnma dzeni iin kullamhr Bu dzen nc yzy ldan beri bugnk eklini almaya
balamtr.
Locke (John)

Hobbes'da iptidai bir szle me toplumun temeli saylmakta ve Leviathan diye adlandr-
lan hkmdarda zorbahk vasf kabul edilmektedir. Halbuki Locke'da szle me daha makul
seviyeye getirilmi tir. Insanlar anlaamadklarmdan aralarndan birini seip onunla szle me yap-
nu ve ona baz ilerin ynetimini b rakmlarchr. Seilen bu kimse Hobbes'un Leviathan' gibi
kudreti temsil eden bir hkmdar de il, onlar gzelce yneten ve temsil eden bir nderdir.
Burada hkmdar g sahibi olmaktan ziyade uyru rm iyiliini dnen bir yneticidir.
o yalnz szleme koul ve gereklerine gre devleti ynetir.

Logos

Kelm, tanrsal akl anlammdadr. Heraklite gre tanr sal logos dnyann yaratk ve
dzenlenmesinde en nemli yeri alm tr. Gnostik sistemlerde ba msz bir kiilik (hypostase)
haline gelir. Tanr ile dnya arasnda araclk yapan kuvvet odur. Hristiyanhkta Isa ezeli logos
ile birletirilmitir.

Lozan Bar Antlamas (Trait de paixde Lausanne)

Kurtulu sava larnn baar ile sonulanmas zerine 1914-1918 Birinci Dnya
Sava na katlan Devletlerle Trkiye aras nda svirenin Lozan ehrinde imzalanan anla madr.
Bu andlama ile Trkiyenin tam ba mszl tannm, ulusal sn rlar belli olmu, kapitlas-
yonlar kalkm ve Bar imzalayan Devletlerin Trkiyedeki kuvvetleri geri ekilmi tir.

Lucien

Bugnk Urfa ilinin Frat suyu zerinde bulunan Samsat kasabas nda domutur. 125-
192 yllan arasnda yaad sanlmaktadr. Birok gezilerden sonra bir aral k Antakyada avuk-
atlk yapm ve sonra Atinaya yerle mitir. 82 kadar eseri vard r. Bunlar arasnda ller diya-
lou, Tarihin yazlmas usul gibi eserleri byk zek ve zeyreklik rnekleridir. Lucien Yunan
yazarlarnn en nemlilerinden sayhr.

196
Lutber (Martm)

1483-1548 yllarnda yaam bir Alman din adamdr. Sistemine Luth6ranisme derler.
Papa ile yapt arpma ve atma sonunda gerek dini ve gerekse toplumsal bir renk ta yan
bir takm yenilikleri gerekle tirmitir. Dini mahiyette olmak zere papazlarm bekir kalmas
fikrini red etmi, Panama nfuzunu tammam, arefata inanmay ve azizlere ibadeti reddet-
mi, manastrlarda yaplan nezirlere (les veeux monastiques) muhalefet etmi tir. Bu dini
griilerinden dolay papa kendisini agoroz etmitir. toplumsal ynden de baz yeni gr-
leri vardr. Ezcmle bir kimsenin mensup bulundu u rtbede kalmas n, ailenin devlet dzeninin
den esash bir riiklin olduunu, devletin bile byk apta bir aile say lacan, Devlet iinde Hris
tiyan hkmdarlarm t pk bir aile babasnn ocuklarm kollamas gibi uyrugunu kollamas gere-
gini ileri srmtr. Ba lca eserleri unlardr: Kitab Mukaddesin tercme ve yorumu, Babil
Esareti, Alman ilmhali Kendisi esas itibarile Skolastik, ve Mistiklik zerindeki ara; t rmala-
rndan baka Saint Agustin'i derinden derine etd etmi ti.

Makyavel (Niccolo Machiavelli)

1469-1527 tarihleri aras nda ya am bir Italyan yazandr. Gen denecek bir
yata Floransada devlet hizmetine gemi , gerek ieride de gerek d arda devlet hizmeti gr-
mtr. Yabanc lkelerde hizmet grmesi onun tecrbelerini artt rmtr. Bir mddet sonra
gzden derek pheli kiilerden saylarak, hapse de atlm olan yazar bu hareketsizli i
srasnda kendisini dnyada nl klan Hkmdar adl kitabn yazmtr. Devletin kurulu
ve k ile hkmet ekilleri balca konusu oldu. Bir aral k Mediilere yakla arak hareket-
sizlikten kurtuldu isede bu ok srmedi ve yine pheli saylarak siyasi hayattan uzakla t-
rld az sonra da ld. Fikirleri yanl yorumlanan yazar gerekte byk bir yurtsever, realist
bir dnr ve drst bir devlet memurudur. Zira devlet i lerine fakir girmi ve oradan parasz
ayrdmtr.

Mabayana

Byk ara anlamndadr. Budizmin zellikle kuzey blgelerde ald eklidir.

Malinowaki (Bronislav Kaspar)

1884-1942 yllar arasnda ya am polonyadan gelme bir ingiliz atropoloji bilginidir. Londra
niversitesinde profesrlk etmi ; geici olarak Amerikan niversitelerinde bulunmu tur.
Yeni-gine, Melanezya, Afrika, Amerika Birle ik Devletleri ve Meksikada bilimsel geziler
yapmt r. Trobriand adalarnda yerliler zerndeki incelemeleri kendisine antropolojide
Morgan, Boas, ve Radelife-Brown'a yak n bir durum salamtr. Antropoloji, sosyoloji, dinler
tarihi ve psikolojiyi ilgilendiren eserler yazm tr.

Ilkel Din ve toplumsal ayrunla ma (Religion Primitive et Diff6renciation Sociale), Sihir,


Bilim ve Din (Magic, Sciences . and Religion), man ve Ahlkm temelleri (Foundation of Faith
and Morals) yazarn dinle ilgili eserleri aras ndadr.

Maltn0 (Thomas Robert Malthus)

Malthus Insanlarn geometrik dizi, besin ve az kklann ise aritmetik izi ile o almakta
olduunu ve bu ynden zamanla azm insanlar geindiremeyece ini ileri srmtr. Buna
benzer ktmser bir fikri ok daha nce islm d nr Maarri ortaya atm tr: Maarri
(Babamn beni dnyada getirmekle i ledii cinayeti ben ilemedim) diyordu.

197
. ,
Mmelek (Patrimoine)

Bir kiinin hukuki bir btnlk meydana getirmek zere sahip olabilece i para ile l-
lebilen mal, hak ve borlar nn tamamdr. Bu deyim bazen zel bir niteli i olan bir takm
mallar gstermek iin de kullan lr O vakit bir trl zel mmelek kasdolunur.
Konuulan dilde bir kimsenin var yo u anlammdadr.

Mana (Mana)

Mana polinezya dilinden alnmtr Eski Trkler buna kut derlerdi. Gkten inen bir nur
stunu, bir altn-k eklinde tasarlanmt. Kut herhangi bir insan veya hayvana dokunursa
onu gebe brakrd. (Bk. Z. Gkalp, T. M. Tarihi).

Mani ve Manieizm (Mani et Manich'aisme)

216-275 yllar arasnda ya am soylu bir part. oludur. Babilde domu, Zerdt
ve gnostik unsurlar birletirmek suretiyle yeni bir din sistemi kurma a ahmtr. Sistemin-
de hem Zerd t hemde Buda ve sa rol oynamaktad r. Mani al kan misyonerleri arac lyla
sistemini Trkistana kadar yaym tr. Mani, Zerdt moganlarmn (rahiplerininin) ihbar ze-
rine tevkif edilmi ve Behram tarafndan derisi yzdriilerek ldrlm tr. Kurduu sisteme
Manieizm veya Manikeizm derlerki anlam mani dinidir.

Manu

Manu Vedalara ve Ilinduizme gre dnyan n yaradlndan sonra ilk olarak kurban sunan
insandr. Bir Tufan s rasnda balk eklinde dnyaya gelmi olan Vinu tarafndan kurtanlm-
tr. Manu'mn olduu sanlan eser, Brahmanlann grev, hukuk ve ahliik ndan bilgi veren ve
M. . kinci yzyl ile M S. kinci yzyl arasnda yazlm olan bir hukuk kitabdr. Buna Mann
kanunlan derler.

Marko polo (Marco Polo)

Bir Italyan co rafyacsdr. Moolistan ve Orta Asyay dolam, Sumatradan geri dnm -
tr. Gezi notlar (Le Livre de Marco polo) de erli bir belgedir.

Maruni (Maronites)

Suriye ve Lbnanda ya ayan katolik sryani toplulu udur. Romaya ba l olduk-


lar halde ortodoks terenlerini kutlarlar. Maruni sz, bu kilisenin kurucusu olup Lbnan da lar-
nda yaam olan Maro adndaki papazdan gelir. Bu kilisenin Roma ile birle mesi 1736, ylnda,
gerekle mitir. Maruniler eski Suriye litrjilrerini uygular ve kutsal kitaplar arapa okurlar.
Bir ok papazlm bekar olduklar halde rahip olmak iin evlenme yasa yoktur. Patrik eskiden
Antakyada otururdu; Rahipleri Roma Maruni kolejinde yer al r.

Marx ve Marksizm (Karl Marx et Marxisme)

1818-1883 yllar arasnda yaam bir alman sosyologudur, zellikle Hegel'in etkisi alt n-
da kalan Karl Marx, tarihin meteryalist anlay ad verilen teorisini geli tirmitir. Bu anlaya
gre iktisadi artlar toplumun st yapsn yani medeniyet eklini tayin etmektedir. Marx mevcut
iktisadi te kilat karsnda radikal ve devrimci bir tutum tak nn ve proleterya ihtila m vm-
tr.
D
Marx tarafndan kurulan doktirine marksizm ad verilir. Gnmzde bu terim o u zaman,
yersiz olarak Sovyet ve peyklerindeki komnizmin toplum sistemini ve ideolojisini gstermek
zere kullanlr.

198
Maunier (Rene)

1887-1946 yllar arasnda yaam bir fransz sosyologudur. nce Lille Hukuk Fakltesi
sonra Kahire Hukuk Mektebi ve Cezayir hukuk Fakltesi ve en sonrada Paris Hukuk Fakltesi
ve Smrge okulunda profesrlk etmi tir. Hukuk Sosyoloji ve Etnoloji ettleri koleksiyonunu
kurmu ve Etnografya ve popler gelenekler dergisini ynetmi tir. Gabriel Tarde ve Emile
Durkheim'n etkisi altnda kalmtr. Sosyolojiye giri (ntroduction la Sociologie, 1929), Top
lumsal Gruplar zerinde Deneme (Essai sur les groupements sociaux, 1929), Smrge Sosyolo-
jisi (Sociologie Coloniale, 3v., 1932-36)., Sosyoloji kitab nn zeti (Precis d'un traite de Sociolo-
gie L943) belli bal eserleri aras ndadr.

Mecelle (Code civil turc)

Ahmet Cevdet Pa ann bakanlnda toplanan bir kurul tarafndan yaplan Trk Medeni
kanunnuna verilen addr. Bu kanun Tanzimattan sonra karlan en nemli bir yasama bel
gesidir. Aslnda 1851 maddeyi ihtiva edip 99 maddelik bir ba lang ve e itli kitaplar iine
alr. svire Medeni kanunundan al nan irridiki Medeni Kanunumuzdan nce bu kanun
hkmleri uygulanmakta idi.

Mehterhane (Orchestre de L'Empire Ottomane)

Yenieri devrinde alnan mzik takm olup davul, nekkare, zil, zurna ve borulardan
meydana gelir. Bu alg, saysna gre bunlara yedi katl, sekiz katl denirdi
Cumhuriyet devrinde Eski gelenekkri anmak ve trenlere kat lmak zere yeniden canlan-
drlan bu takm, bugn bir ok trenlerde yer almaktad r.
Melektt Fazla ve Melekt Rediye (Facultee apprcies et F. Dpeciantes)
Melekat; Meleke'mn o uludur. Anlam ahklk, yordam, yetidir. Eskilere gre iki .
trl meleklit vardr. 1) Melekat Fazl (Erdemli alkliklar), sehavet (cmertlik), ecaat
(yiitlik), iffet (namusluluk) ve adalettir. 2) Melektit Reddiye (kt alklklar) sekizdir ve
unlardr: Haset (kskanlk), Buz (kin), Buhl (cimrilik), Hrs (sonsuz istek), kizb (yalanc hk),
Gazap (fke), kibir (kendini herkesten stn tutma), ve hayas zlktr.

Melekilt (Monde /nvisible)

Tanr lkesi olan ruhani fleme denir. Btn varlklar iine alr melekft lemi ile
Tanrsal lke olan cennet kasdolunur. Bunun kar t lem mlk lemidir. Maliki mlk ve
melek't deyimiyle dnya ve br dnyan n maliki olan Ulu Tanr anlatlr.

Meryem Ana (Sainte Marie ou Sainte Vierge)

hann anas ve sylentilere gre marangoz yusufun e i ve baka ocuklarn da annesi di.
Memleketimizde Meryem ana kilisesi bugn seluk ilesi yak nlarnda ve Efesten bir ka kilo-
metre tededir. Buras son zamanlarda Papal ka h ristiyanlarm ha yeri olarak kararla trd-
mtr. Kilisede ifah bir su bulunmaktad r. Sylendiine gre bir ok hristiyanlar burada
ifa bulup menleketlerine dnmektedirler.
islrni gr lere gre Meryem ana sayg deer bir kiiliktir. Kuranda bir su re buna tahsis
edilmitir.

Mesih (Messie)

Hristonun yunanca addr. Ya srerek kutsanm kii demektir. Dnyan n sonunda kral
olacaktr. Yaludilikte Davudun neslinden gelen bir Mesih beklenmekte idi. Bugn bile yahudi
felsefesinde Mesihin gelmesi zerinde durulur. Tannsal egemenli i getiren ve orada mucize gs-
teren bir kral olarak almmaktadr.

199
Mesiyanizm (Messianisme)

Bir yahudi inanc dr. Bu inanca gre Tanr mn tesbit ettii bir zamanda Davudun neslin-
den gelen bir Mesih, srafii yabanc boyunduruundan kurtararak yahudileri Filistine gtrecek
ve orada ba kenti Kuds olmak zere lksel bir k rallk kuracaktr. Bu kralhk din arklmn
ve toplumsal adaletin modeli olacakt r. e itli arahklarda bir ok kismeler beklenen Mesih olduk-
larn ileri srm lerdi. Bunlardan ikisi ok nldr: Biri 135 y lnda Romahlara kar mitsiz
olarak ayaklanm olan Bar- Cocheba; tekisi, Sabatay Zevi (17. yzyl) dr. David Alroy da
nemlidir. Mesiyanizmin midi nihayet ilk Siyonistlerin arzu ve faaliyetlerine ba land. Fakat
ada Siyonistlikte sosyalistler ve bazan zgr-d nrler gn getike daha byk bir rol
oynar gibidir. Bunlar kiisel bir Mesihin gelmesine pek mit ba lamakszn dikkatlerini
btn yahudilerin snabilece i bir Modern Devlet Kurmaya harcamaktad rlar. Reform
yapm veya liberal Kalm olan yahudiler dahi Mesiyanizm retisini reddederler.

Metodistler (Methodistes)

173 ylnda Oxford'da ya ayan John Wesley'in nderli inde ilk nce kilise snrlar iinde
kalan sonra bu s nrlar aan bir akmdr. 1760 ylnda Amerikaya giden metodistler zellikle
insann gerek i tecrbesine de er veriyorlar. Bu sbjektif tecrbe olmaks zsn resmi kilisenin
nemi kalmaz. Iyimser bir dnya gr tayan metodist ak m hem Avrupa ve hem de Ame-
rikada olduka kuvvetlidir

Mezmurlar (Psaumes)

Eski szle menin tannm bir kitabdr. 150 kadar lahi ve dini iirleri kapsayan Mezmur
be blmdr. Buna Zebur da denir.

Misak Milli (Pacte National)

Trk ba mszlnn temeli olan ve Atatrkn ba kanl altnda toplanan Erzurum


ve Sivas Kongrelerinde tesbit edilip Osmanl mebusan meclisince 28 Ocak 1920 tarihinde ka-
bul ve btn millete son kertesine kadar uygulanmas na karar verilen alt maddelik milli
antlamadr.

Mistisizm (Mysticisme)

Ruhun akla tanrya balanmas halidirki, bazan vecit ve vahilerle kendinibelli eder. slam-
da Tasavvuf ve tanr bilgisi (;u! ..i.)..) bu anlamda kullan lmaktadr.

Mitos ( Mythos)

Tanrlarm tarihesini, dnyann yaratlm, tanrlarm mnasebetlerini ve tabiat st var-


hklarm ba ndan geenleri anlatan en eski zamanlara ili kin masallardr.

Modernizan

Katolik dininde geen yzy ln ortas ndan beri gelien ve onu a da kltrle ba datr-
maya alan bir fikir akmdr

slam leminde buna benzer bir hareket yer almaktad r. Son zamanlarda Cemalettin-i-
Efgani, Muhammed Abdo, Muhammed Ikbal ve Ziya Gkalp n almalar islam dinini modern-
letirme ynnde byk ad m saylabilir.

Monofizit (Monophysite)

Anlam tek tabiatt . 5. ve 6. yzyllarda Hz. barm ayn zamanda hem insan hem tann
olan tek bir tabiat olduunu ileri sren hristiyanlard r Bunlarn muhalifi olan Ortodokslar

200
ise Hristonun birbirinden ayr ve her ikiside mkemmel olan IKI AYRI TAB ATI olduunu
savunurlar. Ortodokslar doktrini Halkedonya konsilinde kabul edilmi tir Yakn douda
Monofizit kilisesi vard r: I Yakubi kilisesi (Eglise Jacobite), 2 K bti kilisesi (Eglise
copte) 3 Ermeni kilisesi (Eglise Arm&nenne).

Montesquieu (Charles de Secondat, Baron de)

Rousseau toplumu, szle meden domu , yapma bir kurulu diye vasflanut. Buna
karlk Montesquieu toplumun gerek bir varl k olduunu ve eyenn tabiatndan kan zaruri
mnasebetlerin bir ifadesi olan kanunlar n bunu ynetti ini ileri srmtr.
Montesquieu Kanunlarn ruhu (Esprit des Lois) adl kitabnda kanunlar tabiat eyadan
kan zaruri mnasebetler diye tan mlar Montesquieu milletlerin e itli kurumlanyla hayat
artlar ve iklimleri arasndaki mstakar mnasebetler kurmak niyetindedir. Bylece bir ok
karlatrmalar yapmtr. Siyasi iktidar hakknda ok enteresan fikirleri vard r. Mesel yazar
Monarinin yksek snflarda mevcut olan eref hislerine, Cumhuriyetin fzilete, istibdad n
ise korkuya dayandn ifade etmi ve bugn bile bir ok yerlerde uygulanan erklerin ayrm
(SCparation des pouvoirs) pensibi diye adland rlan siyasi forml ileri srlm tr. Bu formle
gre bir devlette mevcut yrtme, yasama ve yarg lama erkeleri biri birinden ayr
olmandrki denge kurulabilsin Bu fikirleri ile Montesquieu bir tarih felsefecisi durumundad r.
Mukayeselerinde ok kez canl tablolarla kar mza kar Mesel mslmanh bir scak mem-
leketler dini olarak vas flandnr ve iki yasan bunun tabii bir neticesi sayar. H ris-
tiyanlm ise souk memleketler dini olarak bu yasaklar yapmad yolunda fikirler ortaya
atar. Montesquieu'nun konumuzu ilgilendiren yn toplumu yapma de il, tabii ve zaruri
bir varlk saymas ve kanunlar tabiat e yadan kan zaruri mnasebetler diye tammlamas dr.

Mormonlar (Mormons)

1830 ylnda Joseph Smith tarafndan Birle ik Amerikada kurulmu bir mezheptir. Brig-
ham Young kurucunun halifesi olmu tur. 1847 ylnda Mormonlar Utah tuzlu gl kysnda bir
devlet kurdular 1887 y lnda kan bir kanun bunlardaki ok kad nla evlenme adetini yasak
etmitir.

Muhtariyet (Autonomie)

Yeni Trkede buna zerklik denir. Bir toplumun veya tzel ki ilerin kendilerini yneten
kurallarn tamamn veya bir ksmn dorudan do ruya tesbit edebilmek veya Devlete konu-
lan tzk ve hukuk kurallar mn izdii smrlar iinde hareket etmek zgrl dr. Muhtariyet
mutlak olduu zaman ba mszln olumlu bir tezahr say lr. Mutlak Muhtariyet, aa yukar
egemenlik demektir. Muhtariyet e itli ynetim, yasama ve mali ve iktisadi konularda yer al r.
Trk niversite ve faklteleri bilim ve ynetim zerkli in sahiptir .

Muhammed Abdo:

1849-1905 yllarnda ya amtr. Msrda yeni Islm cereyammn kurucusudur. Ezhere


girmi ve burada bir zahit hayat yaarken zamannn byk yenileticilerinden biri olan Cema-
lettini Efgani ile temas etmi tir. Cemalettin, Abdonun ilgisini Avrupa eserlerine ekmi ve ken-
sini Msr ve slam dnyas problemleriyle uramaya te vik etmitir. 'Usta& derhal islmda
bir takm deiiklik yapmaya tarafl oldu u halde Abdo daha ok i yeniliklerin gere ine inan-
yordu. Fikirleri dolay syla eitli ilemlere tabi tutulmu ve bir aralk stad Cemalettin gibi
memleket dna ko ulmutu. Tekrar, Msra geldiinde muhtelif grevlere atand ve son olara
Mftlk makam na getirildi. Fetvalan aras nda faize ve yahudi ve h ristiyanlarca kesilen
hayvanlarn yenmesine cevaz veren k smlar vardr. Islmiyetin yenilele mesi ve olumlu bilim-
lerin islm aleminde yerle mesi konusunda bir ok yazlar yaynlamtr kendisini islm
yenileticilerinin ba na karan balca fikirleri yle zetlenebilir:I) Eski haline getirmek sure-

201
tiyle islmiyetin slah 2) Halkn haklarn tanmak 3) slamda olumlu bilimleri yerle tirmek 4)
Islamn esas umdelerini feda etmeden bat medeniyetini iten benimsemek ve bu iki alemi
birletirmek 5) Mezhepilik ve taklitili in kaldrlmas 6) ttihat kapsnn serbest braklmas
7) Kur'n ve snnete dayanan bir icma' n uygulanmas 8) Fakihkrin eytani kurnazhklanyla Evli-
yanl' kerametlerinin ve di er bid'atlann reddi. 9) Fikhin eskimi usullerinin yeni ve geli meye
elverili bir ekilde deitirilmesi 10) Zaman ve zaruret gerektirdi inde genel menfaatm naslara
tercihi 11) Do ru anlald taktirde ilimle dinin ihtilafa d miyece i 12) Vahyin peygamber-
lere z bir sezgi olduu 13) Din, ahlak ilkelerini yerletirmek amacn gder; Bu ynden dinin ay-
dnlardan daha ok yulara hitap etti i 14) Kur'nn mahluk olduu
Abdo islamn kaplama Bat ya amak abas m gstermitir. Bu ynden islam yenile-
ticilerinin en nemlilerinden biri saylr. Bilim ve uygarlk yoluyla tslamiyet ve hristiyanlk
ve kitablvesair erli balca .eserleri arasmdad r.

Musa Carullah:
1875-1949 yllar arasnda ya am bir islam aydmdr. Azak kalesinde do mutur. Tahsil.
ini ksmen Rusyada yapmakla beraber slami bilimleri Buharada renmitir. Srasyla stanbul,
Msr, Hindistan ve Hicaz dolam ; daha sonra Rusyaya dnm isede Bolevikliin patlak
vermesi zerine takibata u ramtr. Ayrca Kagar, Afganistan, Hindistan Japonya'da
eitli sebeplerle bulunmu Son olarak Trk uyruklu una girerek stanbula ve oradan da
Msra gidip Kahirede lm tr.
Grleri arasmda din ve bilimin ba daabilecei ve birinin bulunmad yerde tekinin
ksr kalaca ve bilimde at ba gitmeyen dinin hurafe ve dar enberler iinde bo ulup kalaca
yolundaki dnceleri nettlidir. itihat kap snn kapanmasm do ru bulmaz; nk itihat
kapsnn kapanmas, akla ve bilime dayanan derin d nmeyi yasak etmek anlammdad r ki
bu da islamn ruhuna aykrdr.
Ona gre gerili in sebepleri, tefsirci, kelmn, fakih ve tasavvufculann belli ve s nrl zaman
iin geerlii olmas gereken yarg lar btn zamanlar iin geer saymak istemeleridir. Bunun
tabii bir sonuncu olarak, hayat ileride fakilder ise geride kalm lardr. Bylece din, sava
alan olmu ve adeta ak l ve ada yaayn dman, gereklerin kart ,dervilerin klavuzu,
tembellik ve uyuukluun dostu; mutluluk ve ilerleme yolunun en gl bir nleyicisi gibi
alnmtr. slamda kolayla trnz, gletirmeyiniz; mjdeleyiniz, so utmayuuz yolundaki
peygamberin buyru u Musa carullahta esas tutulmu tu. slam Milletlerine arzolunan dini
edebi, itimai ve siyasi meseleler. ailede kad n, islmda banka ry,, v L.; j.;y1 gibi daha bir.
ok ilgi ekici eserleri vardr.

Mutezile (Mo'tazilites)
8. inci yzylda Vasil bni Ata tarafndan Basrada kurulmu bir islam mezhebidir. Mute
zile Tanr mn sonsuz adaletine inann kur'ann gayn. mahluk (incree) ve ezeli nitelikte oldu-
unu tanmaz. Mutezile insann iyilik veya fenalk etmekte tam zgrl n ve bunun
sonunda mk(ifat veya mcazat greceklerini savunur. Mensuplar kendilerine islamn zgr
dnrleri (Libre-penseurs de ]' slam) ad verilirler. Fakat bunlar mari derecede ilkelerine ba l
kimselerdir. Sonunda ran' illeriyie birle milerdir.
Kaderi inkar eden Mutezile kul ettiklerinin yarat csdr der. Tann= s fatlan konusunda
snnet ehlinden ayrlr. Kaderiye bunun kollanndan biridir.

Miiller: (Max)
1823-1900 yllar arasnda yaam alman soylu bir ingiliz oriyantalistidir. Dounun kutsal
kitaplar (Sacred Books of East) adl bir dergi yaynlamtr. Din tarihi konusundaki eserlerinde
geni bir hogrrlk gze arpar. ilkel dinlerden Naturizm sstemini en yetkili bir kalemle
aklamtr.

202
Mt'a veya nikah mt'a:

Baz islam memleketlerinde geici nikahlar iin uygulanmakta olan bir sistemdir. Asil
anlam yararlanmak zere evlenmedir.

Mysterium Tremendum: (Korkutucu sr)

Anlam korkutucu srdr. Rudolf Otto'nun kulland terimler arasnda tanr= celill tara-
fdr.

Nestur ve Nesturilik (Nestorius et Nestorianisme)

/ Nestur, 428-431 yllar arasnda Istanbul ba papazli yapm bir rahiptir. Iskenderiye
ilahiyatlar Hz. - Ismim Tanrhuu iddia ederken Nestorius onun insanl k niteli i zerinde
durmutur. NesturiBe gre sadaki insani ve tannsal nitelikler kar ve kocann evlenmede
birlemesiyle aklanm olabilir: Birbirinden ayr olan iki 'tabiat veya iki kiilik tek bir vcut
meydana getirmek zere birle mitir. Nestur, 450 yhnda Romada toplanm olan bir konsil
tarafndan mahkum edilmi ve bu karar Efez ve Halkedonya konsillerince onaylannu tr.
Bir sre bir manastrda hapsedildikten sonra buradan kaarak Arabistana ve M sra gitmi
ve orada lmtr. Nesturi mezhebi Ko ulmu olduu Roma Imparatorluu dnda devam
etmitir. Nesturiler Islam Halifelerinin msamahal egemenlii altnda gelierek Arabistan,
Suriye ve Filistinde h zl ilerlemeler yapm tr. 16. yzylda bu nezhepte bir ayrlma hareketi
olmutur. Bir ksm katolik bayran ekerek Kaldeler adyla devam etmi ; teki grup ise
Krdistanda yerle erek eski geleneklerine sad k kalmlardr. Bu son grubun Patrikine Simon
denir. Rahiplerin bir k s m evlenebilir (Pretres) bir ksm (Evacques) bekar kalmaya mecburdur.

Neo-platonizm

Eflatun felsefesiyle Huistiyanh m badatrlmas skendirye mektebince ileri srlen


ve plotin ve Porphyre'e dayanan mistik bir felsefi sistemdir. Neo platonizm, Islam mutasav-
vflan kadar Hristiyan mistikleri zerinde de byk etkiler yapm tr.

Neidelerin Neidesi (Les cantiques des cantiques)

Eski szle meye ilikin iirle dolu bir a k . macerasdr. Ak ile mauk arasndaki ak yahu-
dilikte srail ile Allah arasmdaki milhasebetin bir sembol olarak yorumlanmaktadur H risti-
yanlk bu ak sa ile kilisesi arasndaki sk mnasebetin bir sembol saynu t. Sonrada bu
hikaye tek kalbin Tanrya kar duyduu ak ve zlemin bir sembol saynnu tr.

Nirvana.

Budiznde en yksek rtbedir. Sonsuz ve acisiz bir huzuru ifade eder. Kozmoloji ynnden
insann artk doum zincirlemesinden kurtulmu olmasdr. Metafizik bakmdan en yksek
deer ve anlatlmaz bir mutluluktur. Budist kollar bu kavram zerinde e itli yorumlar yap-
mlardr. Bir ksm bunu soyut olarak ald halde tekiler somut olarak bununla cennetin
kasdedildiini ileri srerler.

Non-Konformist (Non-Conforniste)

ngiltere de Anglikan kilisesi dnda kalan ve ona uymayan protestanlara denir.

Numinos (Numen)

Rudolf Otto'nun Tannlk anlamnda numen diye ortaya att bir kavramdr. Kutsal ve
mutlak olan vasflandrr

203
O

Oppenheimer (Franz)

1863-1943 yllar arasnda yaam bir alman iktisats ve sosyolo udur. Berlinde do mu-
tur. lkin Doktor oldu u halde sonralar toplum mes'eleleri ile ilgilenmi tir. Tezini 1909, yl-
nda savunarak Berlin niversitesinde Sosyoloji Profesr olmu tur. Yazara gre Sosyoloji,
insan toplumunun evrensel bilimidir
Devlet (Der Staat), Toplumsal Soru ve Sosyalizm (Soziale Frage und der Sozialismus), Kapi
talizm, komnizm ve bilimsel sosyalizm (Kapitalismus, Komunismus und Wissenschaftlicher
Sozialismus), Sosyoloji sistemi (System der Soziologie),Gnn Sosyolojisi (Soziologie von Heute,
1932) yazarn belli bal eserleridir.

Orfizm (Orphisme)

Eski yunanistanda tsadan nce 6. yzy lda ortaya kan bir sr dinidir. Kurucusu "Orfe
(Orphe) dir. Adi sua benzer bir doktrini vard r. Bu dine gre insan yarachli ta sulu ve kt-
dr. Dnyada i ledii eylemlere gre bir ok tecrbelerden getikten sonra gksel yurduna
(semavi vatanna) dnebilir. Orfizmle ilgili efsane yle zetlenebilir:
Orfe glizelce Lyr almasuu bilir. Okadar ki Vah i hayvanlar, hatta a alar ve rmaklar
onun mziini dinlemekten kendilerini alamazlarm . Kendisi Argonot (Argo gemisiyle Hele'den
Altun yn almaya giden kahramanlar) idi. E i Eurydice bir ylan srmas sonunda lm t.
Cehennemkr Tanrm Hades'e giderek sanat sayesinde oradakilerin kalbini yumu atm ve
dnte geriye bakmamak artiyle sevgilisi Eurydice'in arkas na taklarak cehennemden k-
masna msaade edilmi ti. Fakat Orfe e inin kendisini izlediinden emin olmak iin arkas na
bir gz atmca Euryce nide bir glge oluverdi. Bunun zerine Orfe znt iinde tek ba na
dnyaya dnd; Iki ve kadnlarla ilgilenmeme e karar vermi olduundan Baks rahipleri
(Bacchantes) tarafndan paraland Son efsanelere gre Orfe, bilgi edinmek isteyen bir seyyah,
bir hakim, bir byc, bir nneccim veya bir uygarl k misyoneri gibi tasarlanmaktadr.
Fakat dindar yunanllar onun en yce rolunu br dnya yolculu unda ve cehennemden
sa salim dnnde grmektedirler. Orfe efsanesi, Trakya Tanr m Dionysos Zagreus efsane
siyle kantnlmaktadr. Bu son Tanr Zeus'n o lu idi. Devler (Titanlar) onu paralay p
yuttuklanndan Zeus fkelenmi ve devleri ridnmlarla yakmtr. Devlerin kllerinden insan
rk meydana gelmitir. Bylece insan rk Zeus'ten gelen tannsal bir unsura millik bulunmaktad r.
Orfistler bu efaaneden yaralanarak insan n yan-tanr yar-insan olan mahiyetini aklarlar.
Bir dindarm veya kurtulu a varmak isteyen bir kimsenin amac dnya ile ilgili unsurlarndan
uzakla mak ve ruhani unsuru gelitirmektir. O kadarki hayat ark duracak ve insan Tann ile
birleecektir. ok arzu edilen bu amaca varmak iin orfistler, bir zht takva hayat srer, etli
besin yemezler; arab yalmzca kutsallama arac olarak kullan rlar, vcutlarn her trl kir-
lilikten uzak tutarlar ve yalnzca beyaz elbise giyerler.
Orfistler dinin gereklerini uygun bir ekilde renmi olan kadn ve erkeklere a k olan bir
takm cemaatlar kurmu lardr. Orfik edebiyatm byk ksm zamanla kaybolmu tur. Orfik
cemaatlann ilknce Attik'te do mu olduu sanlmaktadr. Fakat dikkata de er bir hzla btn
Yunanistana, Gney Italya ve Sicilyaya yay ldklan grlm tr. Bu cemaatlann baz lar
Hristiyiulln zhuru srasmda da varl n devam ettirmekte idi, Bunlar H ristiyan teoloji
ve keilii zerine baz etkiler yapmtr.

Otto (Rudolf)

1869-1937 yllar arasnda yaam bir teoloji profesrdr. Dinin ba ka bilim ve tecrbe-
lerden farkl olarak yalnzca kendi mahiyetinden anla lacam ileri srm ve bylece btn
ynlerini nitelendirmek iin byleyici s r (Mysterium Fascinaum) ve korkutucu s r (Mysterium

204
Tremendum) terinderini kullanm tr. eitli dinleri kar latrmal olarak inceleyen Otto, dinlerin
birlemesine yardm etmek amacyla dini bir birlik (Religiser Menschheitsbund) kurmu tur.
Dinler bilimi, Ottoya kutsahn ve tannsal g (Numen) n zmlemesini borludur.
Bir ok eserleri aras nda kutsal (Das Heilige) adli eseri frans zcaya "Le Sacre' olarak evrilmi -
tir. Bat-Dou mistii (West-stliche Mystik) Devlet Tanr lar ve insano lu (Reich Gottes und
Menschensohn) belli ba l eserlerindendir.
Ortodoks (Ortodoxe)
Doru inanc ve do ru amel i olan cemaata denir. Bugn Do u kilisesi iin kullamlan bir
deyimdir. te yandan Ortodoks her dinde inanc salam olan zmre iin kullanlr
Formln islami ekli "imam Kamil, ameli salih"tir.

Ortodoks Kilisesi (Eglise Ortodoxe)

byk Hristiyan kilisesinden biridir. Buna Do u kilisesi derler; nk H ristiyanlign


Dou kesiminin tarihi dinin
' dir; Ortodoks kilisesi denmesi Havariler zamanmdaki doktrin ve t-
renleri muhafaza etmesi dolayisiyledir. o u zaman buna Ortodoks Rum kilisesi denir, nk Ro-
ma ini,aratorlugunun rumca konu ulan kesiminde domu bir kilisedir. Fakat gnmzde yal-
mzca rumlar de il, genel olarak btn Balkan Milletleri, Ruslar, H ristiyan Msrhlar, Grcler,
Suriye ve Filistinin Hristiyan Araplar, Ermeniler, Habe liler hep ortodoks kilisesine baglid rlar.
330 ylnda Imparatorlu un merkezi, Romadan stanbula nakledildi inde stanbul, Isken-
deriye, Antakya ve Kuds patrikleriyle e it payede olan Roma kilisesi ba papaz btn Hris-
tiyanlk zerinde dini ve manevi' ynlerden stnlk iddias nda bulundu. Bu iddia Do u bris-
tiyadarnca hi bir ekilde kabul edilmedi i gibi papazlarn evlenme yasa ve ruhulkudsn
baba ve o uldan ne 'et etti i inanc (Filioque) da reddedildi.

Dou Ortodoks kilisesinin doktrini Hristiyan Gelenekleri altnda yorumlanan Kutsal


Kitaba dayanmaktad r. Burada arefat inanc (Dogme du Purgatoire) retilmez. Tek bana
Iznik-Istanbul iman rknlerine gre amel edilir Yedi kutsallama treni (Sacrements) kabul
edilmitir. Orular oktur. Mzik aletleri d nda kantolar kilise mzi inde byk bir rol oynar.
Heykeltrahk tamamen yasakt r. Buna kar lk kiliseler kutsal tablolar (icnes) la ssl ve
kilise duvarlar da duver resimleri (Fresques) ve mozaikletle kapl dr. Papaya benzer stn
bir otorite mevcut de ildir. Bugnk ekilde Ortodoks kiliseleri bir ba msz kiliseler (Eglises
autocphales) federasyonu halindedir. Yani her kilise kendi dilile, kendi gelenek ve adetleriyle
kendi kendini ynetirler. Bu byle olmakla beraber bu kiliseler birbirine uygun ekide trenler
yapar ve stanbul Rum patri ini genel patrik sayarlar. Bu patrik Trkiye, Avrupa ve Amerikaya
yaylm btn mensuplarm idare eder. Dier Patriklikler Antakya, Iskenderiye, Kuds Pat
rikleri olup Kbrs, Rumanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Rusya, Yunamstan, Grcistan, Arna-
vutluk, Finlandiya, ekoslovakya, Birle ik Amerika, Japonya ve Kanada Ortodoks kiliseleri,
federasyona dahildir. 16. ve 17. yzyllarda muhtelif Crtodoks kiliseleri Roma ile birle mitir.
bunlara Uniates derler.
Ortodoks kiliselerinin anglikan kilisesi ile birle mesi konusunda gayretler harcanmaktad r.
Fakat Roma kilisesinin yamlmazhk (Layuhtilik) doktrini dolay syla onunla birle me ihtimalleri
ortadan kalkmtr.
stanbul Rum patrildiginin kaza yetkisi alt nda Bat ve Orta Avrupada 25 kadar kilise
vardr. 1922 ylnda merkezi Londrada olmak zere bir (diocse) te kil edilmitir. Bunun kaza
yetkisi, Fransa, Belika, talya, Almanya, Avusturya ve Macaristana amildir. Bu te kilat
Canterbury nezdinde stanbul rum patri in temsil eder.
zel Toplum Bilimleri (Sciences Sociales ParticuliCres)
Hukuk, iktisat, Ahlak gibi bilimleridir. Buna Eski dilde Husus itimai ilimler denirdi.
Dilciler bu bilimlere zel Toplum Bilimleri derler.

205
P

Panteon (Panthon)
Panteon sznn ayr anlam vardr:
a Yunan ve Roman n btn tannlar iin ayrdklan tapnaklardr. Roma Panteouu M.
O. 27 ylnda yaplm olup ilkin btn Roma Tannlarma, sonra Meryem Anne ve Azizlere tahsis
edilmitir.
b Bir memlekette tap lan tannlarn tmn gsterir.
e Memleket bykleri iin ayr lan mezarlk anlamndad . Paris Panteonu ve Londran n
Westminister Abbey'i byle birer mezarl ktr.

Papa (Le Pape)

t.1-iine yzyddan sonra btn piskoposlara verilen nvand . 5. inci yzyildan bu yana
yahuzca Roma Piskoposuna bu ad verilmektedir. Ortaa da papalkBatnn en etkin bir silah
olmutu. Fransz knallarnca Avignon ehrine gtrlen papalar dnyevi otoritel in bir
oyunca haline geldiler. Daha sonra Vatikanda merkezle en papalk gittike gcn arrtnn t .

1870 ylnda kendisinde var saylan yamlmazhk (Layuhtilik-ifallibilitas) inanc sayesinde


Papa Roma kilisesinin mutlak ba kam ve Petrusun halifesi mertebesine ykselmi tir.

Paulus (Saint-Paul)

Tarsusta do mu bir yahudidir. Hristiyanlin gelimesini hazrlamtr. Hristiyanlar


iddetle takip ettikten sonra bir rya sonucu h ristiyanh kabul etmi ve gezileri srasnda
bu dini yaymtr. Son zamanlarnda Romaya gitmi ve orada ldrlm tiir.

Patriklik (Patriarchat)

Osmanl Saltanatnda memlekette muhtelif gayr mslim cemaatlann dini ve medeni baz
ilerini yneten makamlara verilen add r. , Bunlarn nemlileri stanbul Rum patrikli i, Msr
ve Tevabii Rum patrikli i, Antakya Rum patrikli i, stanbul Ermeni Patrikli i, Kuds erif
Ermeni Patrikliidir.

Petrus (Saint-Pierre)

Isamn havarilerinden biridir. Kudste kurulan h ristiyan cemaat bakam idi. Kendisi
yahudi geleneklerine Paulus'tan daha ok ba l olduundan aralarnda anla mazlk vard. Petrus
te tpk Paulus gibi Romada ve belki de ayn gnde ldrlmtr.

Peygamber (Prophete)

Tanr iradesini yorumlayan ve ilan eden kimsedir. branilerde bir seri din adamma bu ad
verilmitir Bunlar, mistik, ahlak, ateli vaiz, din yenileticisi, siyasi nder, Tanrmn mkfat
ve mcazatm haber veren kimselerdir. M. G. Bilhassa 8. ve 7. yzy llarda birok peygamber
gelmitir.Bunlar arasnda byk ve kk diye ay rm yaplmaktadr. Eski szlemede bunlarn
adlar vardr. Islmda bu ad Hz. Muhammede ve kitabi dinlerdeki nebilere verilir. Trke kar l
yalvatr.

Piyetizn (Pitisme)

1675 ylnda Almanyada kilisenin koyu ve katlam ekilcilii aleyhine ortaya kan bir
celeyand . Dinin i tecrbelerini n plana koyan eski gnah halini samn lm sayesinde
yeni kazanlan bir inayetin mutluluu ile kardatran ve geni bir yank yaMtan bu piyetist
evre, zellikle toplumsal alanda byk i ler yapmtr. Denebilir ki bu akm kilise hayatna
bir sbjetiflik eldemitir.

206
Pigmeler (Pygmees)

Pygr e'ler Afrikada ya ayan ciice ve medeniyette geri kalm bir kavimdir. Prete-Jean
veya Pretre-Jean, orta a n masallanna gemi bir ahsiyettir. Prete-Jean tatarlarm Ra-
kam veya Habe istamn Negus' sanlmakta idi.
Plotin (Plotinus)
Aai yukar 205-270 yllar arasnda Msrda ya amtr. renimini Romada yapm olup
hem. Efltun hemde Stoa felsefesiyle u ram byk bir mistik filozoftur. Plotine gre insan,
iki leme mensuptur: Ak ldan kmtr; fakat gvdesi bak mndan dnyaya mensuptur. Arnma,
fazilet, derin d nce ve veit yoluyla insan ruhani melekte girebilir ve tek olan 4stn var-
Ula birle ebilir.
Potla (Potlatch)
hkel milletlerde rastlanan bir ba yar veya Servetin yokedilmesine yol aan bir toy ve
trendir. 1,
"Eski Tarklerde potlaa benzeyen gayet msrifane muhte em bir ziyafet vard ki ad toy
idi"Dirse han di i ehlinin sz ile ulu toy eyledi, hacet diledi; attan ayg r, deveden bura, koyun-
dan ko krdrd: I ouz, d Ouz, beylerini stne ynak etti: A grse doyurdu; plak grse
donatt, borluyu borcundan kurtard : Tepe gibi et yd, gl gibi kmz sadrd (bk. kitab
dede korkut a. 9). Resmi toylara len ad verilir. (Bk. Ziya Gkalp Trk medeniyeti tarihi.
sh. 58)
Protestanhk (Protestantisme)
Adm, 1529 yhnda Lther taraftarlar nn eski kilise zihniyetine kar yaynlad bir protes-
todan almtr inde eitli mezhepler bulunan protestallk, Roma kilisesine gre layik ele-
manlara daha geni bir alma imkn verir. Rahipli i kadro d yapmtr. Buna gre insann
yalnzca Incil hkmlerine ve vicdanma gre amelde bulunmas esastr Bu yndea resmi
bir kilisenin snrlar iinde kalmaya lzum yoktur.

Psikanaliz ve freudizm (Psycanalyse et freudisme)


Freudizm'n psikoloji, sosyoloji ve din sosyolojisini ilgilendiren ynleri vard r.Psikanaliz
ad altnda toplanan ksm ruh hastal ile ilgilidir. Nevrozlerin bir tedavi usuldr. Ba ka
trl yorumlanamayan ruh haletlerini inceler. te yanda, bilimsel psikolojinin esasl bir blm
olarak grlr. Burada bilin alt lemin ruhi hallerimizde ne trl etki yapt incelenir. Freu-
dizmin din sosyolojisini ilgilendiren yn, totem ve tabu adl eserde toplanmtr. Burada bilin
alt hayatmzla din ve toplum hayatmz arasnda karlatrmalar yaplmaktadr. Doktrinin
z, cinsi' hayatn toplumsal hayat dzenledii noktasnda toplanr. Psikolojik okulun bir kolu
olan pisikanaliz okulu, toplumsal olaylar ruhi olaylara indirme suretiyle a klama yoluna git-
mitir. Bk. Prof. Faruk Erem, Adalet psikolojisi, S. 35-46, Ankara, 1950-Freud, Totem ve Tabii
Trkeye eviren, Niyazi Berkas M. E. Bas mevi, Ankara, 1947

Psikolojizm (Psychologisme)

Psikolojinin kendine z alan dnda psikolojiyi kullanmaya hevesli olan doktrindir.

Purgatorium:

Katolik inanlarna gre Tanr inayetinde lmekle beraber yeteri kadar temizlenmeyen
ruhlarm kaldklar yerdir. Protestan kilisesi bu gr kabul etmez.
Genel olarak cennetle cehennem aras ndaki yerdir. Buna dilimizde arefat derler.

Reform (Reforme)

16. yzyln ortalarna doru katolik kilisesinde vukua gelen ayr lma hareketidir. Bylece

207
katolik kilisesi Roma katolik kilisesi olarak eski eklinde kalm ve bunun karsnda bir ok
protestan kiliseleri kurulmu tur. Protestan kiliseleri aras nda doma, litrji ve te kilat konu-
larnda pek ok farklar olduu halde hepsi de Papamn stnl iin tammamakta birle irler.

Bin yldan daha uzun bir zamandanberi papahk Bat Avrupa halknm zihniyet ve varl
zerinde etki yapmakta idi. 1202 y lna rastlayan Joachim de Flore zamamndan
balayarak katolik kilisesi doktrinine ve baz mensuplarmn srmekte olduklar hayata
kar itirazlann ykseldi i grlyordu. Mensuplar nn vahice yok edilmesine ra -
men itiraz ve protestolar devam etti. Bilimin ilerlemesi memnun olmayanlar n
ekmeine ya srd Halk tabakalar ou zaman aylak, imtiyazh ve zengin bir zm.re te kil
eden yksek ruhban kskanmaya ba lad . stelik gn getike nemi artan Papa Saray mn
giderlerini karlamak zere sahnan a r vergiler karsnda millette byk bir krgnhk vard.
Bunlardan ba ka 1305-79 yllar iinde Papalann Avignon'da ektikleri Babil Eserati, 1378-
1414 yllar arasnda cereyan eden byk ayr lma hareketi (Grand Schisme) ve bu s rada bir
ka papann aym zamanda isamn vekili olduklanm iddia etmeleri ve nihayet imekli ve yl-
dnmh devirden nceki yzylda insanl karanlktan ay l nla kavuturan ve Rnesans denilen
geni bir fikir akm yer alm bulunuyordu.
Erasme ile Luther reformun babalar saylabilirler Her ikisi de Alplerin kuzeyinde ya a-
dlar; fakat bunlarn arasda byk bir tezat ve benzersizlik vard : Erasme, her eye ra men
katoliklie bal, kitaplara, bilime ve konfora d kn idi.Lther ise Kutsal kitaplar ok okumu
olduu halde ba ka eserlere pek az vukufu olan bir papazd . Erasme kilisenin kendi kendini yeni-
lemesine ve iten reform yapmas na taraftard .Fakat Luther'in fikri galebe ald Wurttenburg kili-
sesinin kaps zerine afi leri akan ekicin grlts her trl anla ma yollarn kapam bulunu-
yordu. Luther 1517 y nda endljanslar (Indulgences)' a hcum etti. 1520 y lnda papamn kendi-
sini sulandran bildirisini yakt. Protestanlk 1529 ylnda balad. Bylece protestanlar 1530
ylnda Augusburg da varlan inan sistemini yaynladlar Bundan sonra Almanya kin ve din
harpleri iine yuvarland . Bunu izleyen yllarda ngiltere Roma ile olan ba larn kopard. Hg-
notlar (Huguenots), Frnsada byk bir nfuz kazand lar. Az zamanda Hollanda, isvirenin
byk bir k sm ve skandinavya krallklan protestan oldular. Fakat bu hareketler Ispanya
ve italyada vahice yok edildi. ok erkenden protestanlar, aralar nda fikir ayrlna dtler.
Luther taraftarlar Calvinist (Kalvinist) lere muhalif olduklar gibi Zwingli taraftarlar da bunlarn
her ikisine kar t fikir ve davranta idiler. ngiltere de Pritenler (Puritains) piskoposluk sis-
temine hcum ediyorlard . Bundan bir mddet sonra dini mlteciler grubu daha geni bir zgr-
le kavumak zere Atlanti i gemeye baladlar. Bununla beraber protestanh n grltl
olarak Katolikli i terk etmesinden-bir eyrek as r sonra Tranto Ruhani Meclisi (Concile de Trente)
reform aleyhtar harekete ba lad. Jezvitlerin gayretleri sayesinde protestanlarm ilerlemesi dur-
duruldu ve Avrupa bugne kadar s nrlarn muhafaza etti i Protestan ve Katolik diye
iki kampa ayrld.

Reforma Kilise (Eglise raformae)

svire, Fransa, Hollanda ve Bat Almanyada yaylm olup tek bir tekilta balanmam
olan protestan kiliselerine verilen add r. Kalven ve Zwinglinin fikirlerini geli tiren, zellikle
Kutsallama trenlerinde (Sacraments) Lther gr nden ayrlan ve grnrdeki litrjilere
de er vermeyen nemli bir cemaatte.

Restorasyon (Restauration)

Bu terim anlamda kullanlr


1 - Siyasi tarihte yklm, ortadan kalkm olan bir anayasa dzeninin geri verilmesi
anlamndadr. Bu bakmdan 1815-1848 yllar arasnda Avrupada eski hanedan n egemenliklerine
kavu masma Restorasyon denir.

208
2 Dinde, Hristiyanl z ve aslna kavuturan dini reformlard r. Liither ile Kalven
gibi din yenileticileri dini asil' ekline gtrmek anlamnda Restorasyon szn kullanmlardr
3 Bir sanat eserinin sadece harap olan k snlann, eserin daha fazla harap olmas n nle-
mek amacyla onarmadr.

Rnesans (Renaissance)

Sanat, bilim ve edebiya tn yenilenmesi ve yenile tirilmesidir. Buna Osmanlcada


intibak Devri, yeni dilde uyan denmektedir. Bu hareket 15. ve 16. yzy llarda Eski
Yunan ve Roma kltrnn ra bet grmesi zerine a lm bir uyam devridir. Matbaann
kefiyle eski an nl eserlerini herkesin renmesi mmkn olmu ve resmin bulunmas
ilede sanat eserleri halkn bilgi ve grgsne sunulmu tur. talyada ikinci Jules ve onuncu Uon
yazar ve sanatlarn koruyuculan olarak bu hareketi te vik ettiler. Bunlar Ariost, Makyavel,
Bembo Tasse, Trissino, Brunelleschi, Donatello, Luca Della Robbia, Fra Angelico Leonard
de Vinci, Raphael, Michel-Ange (Mikelanj), ve baz larnn at devirlerdi. talyada Edebi
ve ilmi Rnesans, sanat Rnesans ile paralel olarak geli mitir.

Fransa, talya seferleri s rasnda gzleri ile grdkleri Italyan Rnesans karsnda heyecan
duymu ve ondan tevik grmtr. Bu tesir altnda birinci Fransuva kolej d frans (College
de France) kurmu, Rabelais lmsz hicviyelerini yay nlam, Ronasar ve arkkda lan fransz-
cay zenginletirmi ve Italyanca, yunanca ve Latince eserlerin taklidini tlemilerdir. Sanat
ynnden fransamn rol ok erefli olmutur. Yeni Trkede buna kutsal ruh denir.

Ruhulkuds (Saint-Esprit)

Hristiyan teslisindeki nc ki iliktir. ncile gre Meryem Ana say Ruhulkudsten


gebe kalarak do urmutur. Yeni trkede buna Kutsal ruh denir.

Sakrement (Sacrements)

Kutsallama trenleri anlamnadr. Hristiyanlikta kutsal bir ruh kavram = kutsal bir
eylem olarak d a kmas ve kutlanmasdr. Hristiyanhkta yedi kutsallama treni vard r. Vaf-
tiz konfirmasyon, Okaristi (Eucharistie) bunlar aras ndadr.

Samgha

Budizmde rahipler cemaati ve tap nak anlammdadr Triratnamn nc k smda. teki


ksmlar Buda ve Dharma'd r.

ampolyon (F. Champollion)

1790-1832 yllar arasnda ya amtr, 1822 ylnda eski Msr yazs olan Hiernglifleri ba ar -
li bir ekilde zmtiir.

Samsara

Hinduizmde durmadan dnen hayat ark anlamn:I-ada. artn devri, do um, tekrar
doumdan balayarak sona kadar gider. Buna ruhlarm g veya tenasuh denir.

Satrap:

Eski randaki vilyet valilerine verilen add r.

Sal:

srailin ilk krandr.

Din Sosyolojisi F. 14 209


Sembol (Symbole)

Bir eyi tantan ve temsil eden ekil ve i arettir. Soyut bir kavram somut ekillerle anlat-
mak iin kullamlan iaretlerdir

Senkretizm (Sineraisme)

Antik devrin son yzy llannda kart dinler arasda birbirine benzeMeyen fikir ve kav-
ramlar kantnp yeni dini olaylarn ortaya ckmasuu salayan cerayana denir. Aslnda terim
iki ve daha ok fikir ve inanan karm anlamndadr.

Sfenks (Sphinx)

Eski Msrhlann mezarlar bekleyece ine inandkllan insan ba l Arslan vcutlu kark
bir varlktr. Bu trl heykellere de ayn ad verilir. Buna araplar Eblhevl-i Msri derler. Eski
yanan mitolojisinde sfenks gelen giden yolculara bir tak m bilmeceler sorarak bilmeyenleri
yatan bir masal canavar idi.

Shinto ve Shintoizm:

Tanrlar yolu anlamnda Japonlarn ulusal dinidir.



Sihir ve Sihirbaz (Magic et Magicien)

Tabiat st baz araclarla tabiat zerinde yap ld iddia olunan gizli etki eylemlerin tm-
ne verilen addr. Frazer'e gre sihir dine kar ttr. nk sihir gizli kuvvetleri zorlamak amac m
gtt halde din yalnzca gizli kudretleri kendine ekmek, ve onlar elde etmek yolunu
tutar. Sihir varlklar arasnda muntazam mnasebetlerin mevcut oldu una inandndan
dolay denebilirki bilmin ilk basama d r. Renk' Hubert ve Marcel Mauss'a gre sihir daha ok
dinin deerini drmek amacn gder, bir ok ynlerden dinden ayr lr: Dinde bir mminler
cemaati sihirde ise sadece mteriler vard r. Dindeki trenler resmen tan nm menseklerdir;
sihirde gizli ve gayn me ru eylemler de yer alr.

Sikh:

Hindistanda a a yukar 1500 yllar srasnda Guru Nanak tarafndan kurulan bir tari-
katt . Islamdan alnan tek Tanncla ramen Hint felsefesinden gelen My ve Nirvana tasav-
vudarm benimsemitir. Ruhlann g ilkesi kabul edilmi tir: Kutsal yeri Amaritsa'daki altl
mabet olan sikh tarikat mn tanrsal ve dini edebiyatn ihtiva eden eserin ad Granth'dr.

Simmel Georg:

1858-1918 yllar arasnda yaam bir sosyolog ve filozofudur. Berlinde do mu ve oarada


profesr olmu tur. 1914 den lmne kadar Strasburgda ders vermi tir. Toplumsal ekiller
sosyolojisini kurmu tur. Burada ekil ve toplumsal muhteva nispi bamszln gster-
mitir. Durkheim ile birlikte toplum ekillerinin ba msz bir etd olan sosyolojinin kurucusudur.
Felsefi eserlerinden ba ka Das Problem der Soziologie (Sosyoloji problemi), Comment les
formes siciales se maintiennent (toplumsal ekiller nasl tutunurlar), Die Religion (Din), Grand ,
r. fragendSozil(tjnemls'i)gbrevad

Sinagog (Synagogue)

Yunancadaki anlam toplanma yeridir. Yahudilerin tapma dr. Bu anlamda trkede


Havra sz kullanlr. Babil srgnnde ve Kudsten uzak kalan yahudi cemaatlerinde kurban
sunmak amacyla yaplan tapnak yerine halka Tevrat' retmek zere kurulan sinagoklar
bir dini merkez olmu lardr. Bu kelime ayn zamanda Yahudi cemaati anlamna da gelir.
Yahudiler buna (beyt ha knesset) derler.

210
Sinoptik (Synoptiques ou Evangiles Synoptiques)

ncilin ilk olan Mata, Markos ve Luka ya verilen add r. Bunlarn her de konu ve
ekil bakmndan birbirine benzerler.

Siyaset ve siyasi (Politique)

Siyasi sz devlet i lerine ilikin demektir. Siyaset ise devlet i i demektir. Bat dillerinde
buna (Politique) denmektedir. Yunanca kkte polis devlet anlarrundad r. Eski devlet bir ehre
inhisar etti inden politika, toplum ve mua eretle ilgisi olan bir szdr. Bu sebepten dolay siya-
sal sz bazan toplumsal yerine al nmtr.

Siyonizm (Sionisme)

Filistinde bir Yahudi Devleti kurmak amacyla 1886 yhnda Bimbaur, tarafndan bulun-
mu bir formldr. Bu lk dini ynden Hz. Ibrahim, shak ve Yakuba verilmi bir vaattan
kayna n almaktadr. Buna gre srail byklerinin tohumlar Ken'an ili (Filistin)' ne varis ola-
caklard r Bu hareket macar Theodore Hertzel'in te ebbsyle 1897 ylnda toplanan EVrensel
Siyonist kongresiyle kuvveden fiile kmtr srail Devletinin kurulmasyla Siyonizm lks
bir gerek olmu tur.
Siyon, Kudste (Jerusalem) Davud'un trbesinin bulundu u kutsal tamlan da n addr
Sion sz, yahudilik ve Hristiyanlkta Kudse de i aret eder.

Socius:

Terim Amerikan sosyologlarndan Gidding tarafndan, sosyoloji ara trmalarnda en kk


birlii gstermek zere bulunmu tur.

Softa (Etudiant de PEcole The'ologique, ou Religieux pretendant)

Eski Medrese rencisi, lmiyeden olanlar aalatmak iin kullanlan takma add r.
Yanl yorumlara dayanan iddial benaz (mutaass p) kimseye denir.

Sofu (Pieux)

Dinin buyruk ve yasaklama eksiksizce uyan kimseye denir.

Sokrat (Socrates)

al. O. 469-399 yllar arasnda ya am bir yunan filozofudur. Eserleri ancak rencisi olan
Eflatun araclyla bize aksetmitir. Sokrat konu ma yoluyla yurtta larnda ahlak duygusunu
ve bilim yetene ini isteklendirmi ve byk problemleri onlara zdrm tr. Usulne dourtucu
anlamnda Maieutique denir.

Sosyoloji (Sociologie)
ogie)

nsan Toplumlar rgtnn bilimsel etddr. Biyolojik ynden birbirinden ayr lm


olan fertler aras ndaki karlikh etki, deiik kvamda toplumsal kmelerin olu masna gtriir:
Kastlar, snflar, toplum trleri, e itli dernekler, cemaatlar ve uluslar bu gibi insan y n-
lardr. Bu yn veya kmelere kat lma veya onlardan ayrlma sreleri sosyolojinin z konu-
lardr.

Sosyolojizm (Sociologisme)

Her trl medeniyet ve kltr olaylar n yalnzca toplum,sal rgt ve yap ekilleriyle ak-
lamak eilimidir.

Sosyolojide ngr (Previson en Sociologie)

Toplumsal hayatta tekrarlamalar oldu undan ileride tekrarlanacak olay bir dereceye

211
kadar nceden kestirmek mmkndr. Sosyolojide Kar lkl etki ve tepkilerin oklu u yzn-
den, yetkin lde bir ngr sz konusu olmaz; yeni bir olay n hangi anda ve hangi ekilde orta-
ya kaca kesin olarak sylenemez. Fakat baz snrlar aras nda toplumsal bir eklin evrimin
yahut, bir kurumun yapsndaki deiiklii ve belirli hareket evreleri ard ndan gelecek olan
olaylar nceden grmek hi te imkans z deildir. Durkheim, bir kurumun de imesiyle ilgili
kanun bilindii takdirde henz olu halinde 'bulunan belirli bir kurumun ileride ne ekil ala-
can nceden grp haber vermenin mmkn olaca m aklamt . Bugn Konjonktr
servis ve enstitleri yard myla, tabir caizse, iktisadi kehnetin ok kesin metotlar elde edil-
mitir, Bunun gibi demografik olaylarda, ve daha az kesin olmakla beraber, kanaat olayla-
rnda nceden grme imkanlan vard r. Bu usuln sulara da uygulanmas na balannutr.
Amerikallar evlenme konusunda bile bu usule ba vururlar. Bylece ileride kurulacak yuva.
nin ahenkli olup olmayaca ngr metotlanyla ayd nlathr. Prof H. Z. lken'in belirtti i
zere toplumsal olaylarda stten alta, yzden derine, yahntan karma a gidildike ngr
zayflar; buna kar lk insan bilimlerine has olan sezgi ve n sezgi artar.

Sosyoloji

Sosyoloji sz yeni bulu lardandr. Aug. Comte onu bir ltin kkle bir yunan ekinden yap-
mtr. Latince kk socius, Yunanca ek logos'tur. Tm toplum bilimi demektir. Sosyoloji terimi,
ilkin ilm-i itima olarak dilimize evrildi. Ziya Gkalp, ilm-i iti na' toplum bilimi (science
sociale)ne kar lk tutarak itimaiyat terimini kulland . Dil devrimi sonunda toplumbilim gibi
bir karlk bulunmu ise de milletler aras bir ra bet tayan sosyoloji terimi Trkede yerle mi
bulunmaktadr

Spann Othnar

1878-1950 yllar arasnda yaam Avusturyal iktisat ve toplum felsefecisidir. Viyana


da domutur. 1908 ylnda Privat-Doent olarak Brno politeknik okulunda i e balamtr
1919 ylnda Viyana niversitesine iktisat ve sosyoloji profesr oldu Korporativist bir kadro
iinde bir toplumsal reform hareketini desteklemi tir. Totaliterli e ok yakn niversalist bir
toplumsal metafizi i gelitirmitir.
Die Haupttheorien der Volkswirtschaftslehre (Halk ekonomisinin ba lca teorileri), Gesel
lschaftlehre (Toplum teorisi),Gesellschaftsphilosophie (Toplum Felsefesi), Geschichstphilosophie
(Tarih felsefesi), Religionsphilosophie (Din felsefesi) belli ba l eserleri arasmdad r

Stoa (Revakiye - Stoicisme)

Yunanistanda M. O. 4. yzy ln sonunda Kbrsl Zenon'un kurdu u bir felsefe siste-


midir. Zenon Dnyay Logos'un iyi bir eseri say yordu. inan iin gerekli olan fazilet iyi ile
kt arasndaki fark bilmektir. Ferdin evrimin yard m eden bu felsefe ulusal snrlar
dna ta m ve en iyi temsficilerini Romada bulmu tur

Sbjektivam (Subjectivisme)

Dnen varhktan baka hi bir gerek tanmayan bir felsefe sistemidir. Bu sisteme gre
her ey bu varln daha dorusu sjenin mteakip ve . mtevali hallerine indirilebilir.

Sleyman (Salomo; aloma)

Hz. Davudun o ludur. M. O. 973-935 yllar arasnda yaamtr. Btn gcn kltr
ve ticaret yolunda harcam ve kudste yaptrd tapnak sayesinde n salm tr. Onun Saltan-
at srasnda srail oullar en mutlu gnlerini ya amtr
Kltrel abas gz nnde tutulursa Hikmet ve Ata Szleri, iir, Neidelerin Ne idesi,
Mezmur ve daha baz deerli eserleri halkn kendine atfetmesini yad rgatmaz.

212
Snnet (Tradition sacre en slam)
slam peygamberinin yapt, yaplmasn emrettii veya yaplrken ho grd eylerdir.
ki trl olur: Snneti mekkede, Snneti gayr mekkede.... Snneti n
, ilekkede peygamberin
devam edip pek az b rakt snnettir. Snneti gayri mekkede ise peygamberin ibadet ama-
cyla ara sra yapt eydir.

aman ve amanizm (Chaman et Chamanisme)

aman, byc, tabip veya tabiat st glerle temasta olan khin anlam nda d r.
Terim genel olarak Kuzey Asyada, Mo ollar ve Trkler aras nda alan kahinler iin kullanlr.
aman by ileriye urat kadar hastal klar tedavi etti i ve bazanda rahiplik etti i
olurdu. amanizm daha ok kuzey Asyada yaylm olan bir by ve sihir siistemidir.
Din olarak amanizm, bir ok Trk ulus ve uyruklarnun kat ldklar bir inantr. Bu sis-
teme gre biri yerin, tekisi g n yneticisi olmak zere iki tanr vardr. Gk 17 kat cenneti
(uma) yer ise 7 veya 9 kat cehennemi (Tamuyu) ihtiva eder; ortada kalan yeryz de insan-
larn yurdu ve banna dr. Btn bunlar yaratan ve yneten Gk Tanr gn en yce
katnda oturur. len iyi kimselerin ruhlar bir ku gibi cennete kt ruhlar ise yer alt na
cehenneme giderlerdi. Yeryznde yersu perileri, vard . Bunlar topra n muhtelif yerlerinde
su ve pnarlarda bulunur ve adlarna kurbanlar kesilirdi.

ehit (Martyre):

slamda din veya grevi u runda lm olan ve br dnyada cennete gideek olan llere
verilen addr. Hristiyanlkta bunun karl martirdir. Burada da dini inan ve eylen inden
dolay ldrlen kimsedir. '

eyhiil

lknce halk arasnda ortaya kan anla mazliklar bilim yolu ile zmeye yetkili bilim
ve fazileti ile tan nm en yksek kimseye verilen bir ad iken, sonradan daha ok resmiyet kaza-
narak Padi ah tarafndan fetva makamna tayin olunan kimsenin ad olmutur.

Tabu (Tabou)

Tabu deyimi Polinezyada kullan lan bir szdr. As l anlam yan tarafa konulmu demek-
tir. Kullanma, yeme, dokunma, grme ve cinsi mnasebet yasaklar eklinde grlr Yasaklar
hibir suretle rasyonel de ildir. Buna eski trkler koruk derler.
Tabu (Tabou) nun Trke kar l tekinsizdir. Buna halk dilinde tekin de il derler. Tekin,
bo ve iinde bir ey yok demektir. Tekinsiz ise iinde cin ve peri gibi arp c kuvvetler bulu-
nandr. Eski trklerde tabu kar l koruk sz kullanlrd (Bk. Ziya Gkalp, Trk Medeniyeti
tarihi, sh. 67-68.
Ziya Gkalp koruk'u yle anlatmaktad r: Koruk tabu demektir. Mana ile Totemin do urduk
lar bir hasseden baz eyamn koruk olmas dr. Bir ey koruk olduu zaman ona (tekin de il,
arpar) deriz. Eski Trklerde (Ak) tekindi, hi kimseyi arpmazd . Yalnz (kara) tekin de ildi;
dokunduu insan ve hayvanlar arpard . Byle olan eylere (Tabu) anlam na (koruk)
derlerdi. Mesela hakan vefat edince ad koruk olurdu. Bundan dolay, senelerce hi kim-
se onu azna alamazd . Ayn ad tayanlar adlarn deitirmee mecburdular. Haka
anlatmak iin ona bir lm ad verilirdi. Eski Trklerde (su) da koruktu. Bu sebeple-

213
k aplar ve elbiseler su ile temizlenmezdi. Baz hayvanlarn, hizmetlerine mkafat olarak
serbest brakrlard. Bunlara da (izuk) derlerdi. Anla lyorki (izuk) sz de hem mbarek
hemde tabii anlammdadr. Eski o uzlarda Totem kar l olan (Ongun) sz de mbarek
anlamnda olan (onuk, oynuk) sznden gelmi tir.

Taoizm (Taoisme)

inde Laotsenin beyanlar na dayanan tabiat felsefesine ba l bir mistik sistemdir. Sonra
inde din olarak yerle mtir.

Tasavvuf (gizemcilik - mysticisme)

Akln yetmedii alanlarda ve zellikle Tanr kavramnda insanolunun, gere e kalp yolu
veya irade gc ile ula abilece ini kabul eden felsefe ve din retisidir. slam gizemciliine
Tasavvuf denirki bu szn yn anlamndaki suf kknden veya hikmet anlanundaki
kknden geldii konusunda bilginler uyuamamlardr. Bat dillerinde gizemciliin ad Misti-
sizm (Mysticisme) d r.

Tefecilik (Usure)

Faizle paray dn vermektir. Mus kanunu yahudilerin Din karde lerine faizle dnpa-
ra vermelerini yasak ediyordu. H ristiyan kilise hukuku, yere ekilen tohum gibi verimli olmad -
ndan, paray ksr sayarak faizle para vermeyi yasak etmi tir. Orta a Avrupasmda yahudiler
bu grten yararlanarak para dnc tekelini kazand lar. Son olarak teologlar ( lahiyatlar),
makul bir faiz kar l dn vermeyi kabul etm lerdir. Bu suretle dn verenin verdi i
para ile ba kaca elde edece i kr kayb giderilmi oluyordu. Luther faizle dn vermeyi haram
Klaven (Calvin) ise helal sayar. Neticede katolik ve protestanlar yaln zca ar ve haksz nisbette
alnan faizi gnah saymakta ve bu yola giderleri suland makta gr birliine varnulardr.
slam dini faizle para vermeyi mslmanlara yasak etmi tir. slmn modernist bilginleri ve
yenileticerine gre tketim iin verilmeyen dn paralardan makul bir faiz al nmas, ancak
ar bir tefeciik saylan para faizlerinin yasak edilmesi gerekmektedir. Faizle dn para
vermenin bu a r ekline trkede tefecilik ve eski dilde mrabaha denilmektedir. Tefecilik
veya mrabaha Trkyede tedenberi kanun ve tzk konusu olmu tur.

Teizm (Theisme)

Dnya kuvvetlerini a an bir kiisel Tannya inanmadr. Bu Tanr etkin olarak dnya i leriyle
ilgili olup insanl zel bir vahiyden yararland nr. Halbuki Deizm. Tann= kinat yarattk-
tan sonra dnya i lerine herhangi bir ekilde kan madma inamr. Teizm Panteizme aykr ola-
rak dnyaya gre a kn ve stn bir Tanr kabul eder.

Tekke:

Sufiye tarikatlarnun dini tren yapmalar na ayrlan yerdir.

Temsili Sistem (Systeme representatif)

Halk tarafndan seilen organiarla devlette egemenlik gcnn kullandmas dr.

Teogoni (Theogonie)

Etimolojik anlamnn da gsterdi i gibi tannlann do uu ve bunlara ilikin efsa-


nelerdir.

Teokrasi (Theocratie)

Tanr ynetimi anlamndachr Devletin tannsal ki iler, onlarn oullar, peygamberler

214
veya halifeleri tarafndan ynetilmesidir. Burada iktidar kayna Tanr ve Tanr buyruk-
landr. Teokrasinin tannm rnekleri Eski Msrn Firavunlar idaresi, Musa devrindeki brani
idaresi. Tibet Lamaizmi ve slam Hilfetidir.

Teoria (Theoria)

Tannsal sinan grme ve renme olup vahiy unsurlar tar. Terim sonralar bilimsel
bir anlam kazanmtr lkin Eski Yunan orfistlerince tannsal sular n sevgi ve sempati
ile temaas anlamnda kullamlmtr Pythagore buna zihniyeti bir anlam vermi tir. Fakat
yine Theoria sz vecitli vahiy unsurlar n kapsar.

Teozofi (Theosophie)

Bu tarmla batni veya gizli tipte bir din sistemi anlatlmaki stenir. Sistem, sjenin a kn
bir ilhamna dayanr. Bir bak ma zel bir mistisizm demektir. Teozof metafizik bir ilham veya
aydmlanmadan yararlan r. Bu ise onun dnya ve insanla ilgili sorular cevaplandrmaya
yeterli klar. Btn byk dinlerde Teozofi sistemleri vard r. Gnose, teozofinin zel bir eklidir.
Burada bilgi ile kurtulu ayndr.

Teslis (TrinitC)

Tannmn birle mi ki i halinde d iinlmesidir.Hristiyan inancna gre Tannda ki i


lik vardr. Bu kiilik Tek bir Tannda birle mi olup eit g ve eref pay tarlar Ezeli olan
Tannsal cevher paralanmaz bir niteliktedir. H ristiyanlkta bu kii Baba, O ul ve Kutsal
ruhtur.

Tevrat (Torah)

Yahudiliin toplumsa ve dini kurallarn ihtiva eder. As l anlam kanundur. Trke Treden
geldii sylenmektedir. Daha a k olarak Musann be kitabna verilen add r. Genel olarak Eski
Szleme (ancien testament) bu anlamda kullan lr

Thomas (Saint-Thomas d'Aquin)

Saint Thomas Katolik kilisesininin en byk ilahiyat larndan biridir. 1225-1274 yllar
arasnda ya amtr. Kendisi Akinah kontlar ailesindendir. Yazd eserlerin bir o u Tranto
Ruhani Meclisince kutsal kitaplar yannda te hir edilecek derecede hret kazanmt. Bunlarn
bahcalan unlardr. Dinsizlere kar Katolik Dini Dergileri (Suma de la Fe Catolica contra los
Gentiles), ilahiyat Dergileri (Suma Teologica), Ruha dir (Del Alma), Aristo hakk nda yorumlar
(Commentarios sobre Aristoffles) ve Meteorlara dair (de los Meteores). Din Sosyolojisi bak mn-
dan en nemli eseri Summa Theologica'd r.

Tmar, Zeamet, Has, Yurtluk ve ocakl k:

Osmanl imparatorlu unun eski te kilatnda Devlete ait topraklar nn r, hara, ferag
ve intikal borlar gibi miri menfaatlar denilen gelirinin d manla sava mak ve buna haz rhkh
bulunmak karlnda yeterli say lanlara verilmesi dolays yla ortaya kan kurumlardr. Bu
gelirlerin miktanna ve verildikleri kimselerin rtbelerine gre bunlar aras nda bir ayrm yaplrd :
HAS, Vergide yazl geliri 100 bin akadan yukar olanlardr Bunlar padiaha, hanedana
ve byk devlet adamlarna verilirdi,
ZEAMET. Yazl geliri 20 bin akadan 100 bin akaya kadar olanlard r
T IMAR. Yazl geliri 3 bin akadan 20 bin akaya kadar oland r.
YURTLUK VE OCAKLI A GELINCE, Yavuzun aldran'dan sonra krt beylerine gelir-

215
ini verdii topraklarda. Bunlar n ncekilerden fark burada ki devlet gelirinin bu beylere b ra-
klm olmas ve azledihnemeleri ve ldlderi zaman yurtluk ve ocakl klann oullarma veril-
mesiydi.
Hepside gelirleriyle orant l olarak asker karr ve savalarda orduya yardmc olurlard.

Titan

Yunan mitolojisine gre Zeus'ten nce dnyaya hkim olan Ta ansal varhklard r. Bunlar
Zeus tarafndan yokedilmilerdir

Toplumsal Dzen (Ordre Social)

Hauriou, Pr&is de droit constitutionnel (Sh. 69) de toplumsal dzeni yle anlatyor: Top-
lumsal dzen bir harekettir. Burada ak nc kuvvetler yamnda koruyucu kuvvetler vard r. Aknc
kuvvetler unardr:

a) Hayat ve onun yaratt yenilikler, b) insanlarn ar istekleri. c) adalet duygusu. Bu


kuvvete kar koruyucu kuvvetler de unlardr: a) atalet kuvveti (force d'inertie). b) iktisadi
yatrmlar. c) e itim ve retim. d) hkmet kuvvetleri. Ancak, bu iki trl kuvvetin kar lkl
etki tepkileri sonunda toplumsal ilerleme ve geli me olur. Kar lkl etki ve tepkiler yznden
ou zaman ilerleme ve geli me ge kalabilir.

Toplumsal fizyoloji (Physiologie - Sociale)

Bu blmde tpk fizyolojide oldu u gibi toplumsal grevler incelenir. Toplumsal grevler,
din, ahlk, hukuk, ekonomi, dil ve estetik gibi kurumlarla ilgili ortaklaa dn, duyu ve
davranlardan O halde toplumsal fizyolojinin konusu bu grevler veya bu grevlerin daha
kvamli bir anlatm olan kurumlardan

Toplumsal kurumlar, bir toplumda tekrarlanan ortakla a dn , duyu 've davra-


n tarzlarnun kat lam ekilleridir. Din kurumunda inan dn ve duyu tapn-
malar ise davram tarzlandr. Ahlkta, ahlk hakkndaki fikirler dn, bu dne
gre hareketi ayarlama ise davram tarzdr. Grlyorki her toplumsal kurum tekrarlanan
ortakla a dn, duyu ve davram tan meydana gelen bile ik bir fonksiyondur. Bu duruma
gre toplumsal fizyoloji, zel toplum bilimleriyle ilgili bir ara trma koludur. Din sosyolojisi
hukuk sosyolojisi, iktisat sosyolojisi ilgili bulunduklar kurumlar inceleyen birer zel sos-
yolojidir.

Din sosyolojisi dinle toplumun karlkl bantlanm inceler. Toplum mnasebetlerini,


Hukuk sosyolojisi yaptrm (meyyide) ve adalet; iktisat sosyolojisi, retim, de iim, datm
ve tketim; Ahlk sosyolojisi ise ahlk. idealleri a sndan ele alr.
Toplumsal kurumlar iki trl incelenir Birincisi bunlar durmu ve donmu sayarak incele-
mektir. Bu trlsne statik veya anatomik inceleme denir. Belli bir topluinda ekonomi, din
ve hukuk sistemlerinini incelemek byledir. Bu e it ara trmaya statik sosyoloji ad verilir.
kincisi, toplumsal kurumlar, evrim a amalarma gre hareket halinde incelemektir. Buna da
dinamik veya fizyolojik inceleme denilir. Aile kurumunun ilkelinden evrimli ekillerine
kadar geirdi i aamalar ara trma bylesine bir dinamik incelemedir. Bunun ba ka bir ad
jenetik sosyoloji (Sociologie GCntique) dir.

Toplumsal morfoloji (Morphologie sociale)

Toplumsal olgunlann maddi dayanaklanm inceler. Burada bir yandan toplumdaki hac m
ve kesifliin, toplumsal grevler (fonctions sociales) ve kurumlar (institutions) zerindeki etkileri,
te yandan toplumu ve toplumla evre artlar arasndaki karlkl bahhklar ara t,r. hr.
Bir toplumda ortakla a dn, duyu ve davram tarzlanyla bunlarn maddi dayana

216
olan toprak ve insanlar vard r. Dn, duyu ve davrann tekrar olan kurumlar toplumun
mnevi; insan gruplanyla toprak, alet ve teknik aralar ise maddi dayanakland r.
Morfolojide aratrmalar do rultuya ynelir:
Birinci kesim, hacim ve kesifli in \ toplumsal grev ve kurumlar zerindeki etkisini inceler.
kinci kesim, toplumla evre artlar arasndaki karlkl mnasebetleri ara tnr. nc kesim
toplumsal gruplar ele alr.
a) Hacim: Ksaca toplum teklerinin azl veya okluu demektir. Kesiflik ise belirli alan-
daki insan saysdr. Birde dinamik kesiflik vard r. Dinamik veya manevi kesiflik toplumsal
birliklerde iktisat, ticaret ve fikir ba ntlannn oalmasndan dolay kar lama ve buluma
saysnn artmas demektir. Bu gr me ve bulu malar belirli bir toprak paras nda yaayan
insan saysn arttnyor gibidir. Bah olduu iktisadi, ticari ve fikri ilgiler dolaysyla fert top-
lumsal grev ve kurumlar zerine etki yapar.
Bir toplumdaki hacim ve kesiflik dini, ekonomik, hukuki ve siyasi kurum ve durumlara
etki yapar. Hacim ve kesifli in artmasyla dini dn ve inamlar deiir. Mesel, islmiyet
hacm ve kesiflik bakmndan genileyince e itli mezhep, frka ve retiler (doktrinler) otraya
kt ; hristiyanhn hacim, ve kesifli i artnca e itli ulusal kiliseler kuruldu. Buna kar lk
totemcilik hacim ve kesifli i ok az bir din olduundan onda farkl inamlar yoktur. Bir
ye neye inamyorsa tekileride aym eye inanrlar. Hacim ve kesifliin artmas toplumlarda
i blmn arttnr. Van, Urfa, stanbul ve Nevyork ta hacim ve kesiflik farkl olduu iin
bu ehirlerdeki i blm de farkldr Hacim ve kesiflik, hukuk kurum ve durumlar zerine
de etki yapar. Hacim ve kesifli i dar olan ilkel toplumlarda ortakla a mlkiyet vardr. ada
hukuk, ferdi mlkiyete ynelmektedir. Bunun gibi ferdin iradesini nazara almayarak dzenlenen
statler yani mlki (statuts reels) ve ahsi hkmler (statuts persoaels) yerine taraflar aras nda
kiisel bir hukuk yaratan szle meler (contrats) yer al r.
Hacim ve kesifliin artmas, toplumlarda demokrasi ve e itlik ilkelerinin yerle mesini salar.
b) Morfolojik ara trmalarn ikinci tr, toplumla evre artlar arasndaki bahlklar
aramaktr. Bu konu e itli ynlerden ele ahrur-
Franszlar byle bir incelemeye be eri corafya (Geographie humaine), Ratzel nsan
Corafyas (Anthropogeographie), amerikahlar ise Be eri Ekoloji (Humen Ecology) ad m verirler.
c) Morfoloji konusunda son olarak toplumsal gruplar ele al nr. Bunlar s rasyla kan ,
toprak, ve i gii gruplandr.

Toplumsal Olgu (Fait social)

'Durkheim toplumsal olguyu, saptanm olsun veya olmasn fert zerinde d bir bask yapmaya
elverili her trl yapma tarz, 'Est fait social, toute maniere de faire, fixee ou non, susceptible
d'exerecr une contrainte exterieure sur l'individu" diye tan mlar. (Bk. E. Durkheim, Regles
de la Methode Sociologique, sh. 14, Paris 1950).

Toplumsal olgularn yaptrm' (Sanction des faits sociaux)

Yaptrm toplumsal bir det veya kural koruyan ve ya atan bir tepkidir. En geni anlamyla
toplumsal olgularn bir zellii saylan kanunun deer ve geerli i nedir? Gnlle veya zorla
kiinin boyun e dii bu bask, acaba kar koyulamyacak derecede kuvvetli bir zorlama gc-
mdr? Burada otorite nas l salann ? Tek kelime ile otoritenin yaptrm gc varmdr? Hemen
syliyelimki toplumsal olgular n eitli yaptrmlar vardr. imdi bu yaptrm e itlerini birer
birer ele alalm: detlerin bir ksm azok zorla yrtlmektedir Kimisi dinin buyru a, kimisi
halk oyunun basks altnda yerle mitir. Bir tak m da hemen hemen serbest b raklmtr.
Bu sonuncular t verme veya yol gsterme trndendir. O halde toplumsal olgular n uygun-
lam ve yaptnmuunda a ama gze arpar. Zorlananlar, gelenek ve grenek olarak uyg

217
nanlar, ho grlenler. Mbahla memnu, buyrukla yasak arasmda byk bir mesafe vard r.
Fransz sosyologu Rene Maunier'e gre toplumsal olaylar n drt trl yaptrm' vardr. Mistik
hukuki, Ahlaki ve hicvi yaptrm.

Toprak ve kan esas (Jus soli et Jus sanguini)

Asil uyrukluk (yurtta lik)'un tayini iin iki sistem vard r: Toprak ve kan. Toprak esas na
gre bir toprakta do an ocuklar o topra n bal bulunduu devletin uyru u olurlar.
Kan esasma gre fert nerede do arsa so sun uyrukluu, kanndan geldii insanlarn bal
olduklar devlettir.

Totemjzm (Totemisme)

ilkel toplumlarda atalar bir hayvan, bitki veya e ya sanmaktr. Gurup yeleri ba h
bulunduklar hayvan bitki veya eyin adn tar: Onlar yemez; kendi grubunun yeleriyle
evlenmez; Mantk ncesi bir zihniyete maliktir. Bu sistemde totem, totemin timsali olan
uringa ve grup yeleri kutsaldr
Eski ouzcada toteme ongun derlerdi. Her zn bir ongunu vard . z yeleri kendi ongun-
lann kutsal tutar ve ona ok atamaz ve onu ldremezlerdi.

Triratna:

Sanskrit dilinde kesimli cevher anlanundad r. Budizmde Buda, Dharma ve samgha'dan


ibaret l cevherin addr. Jainizmde Triratnatun kesimleri do ru inan, doru bilgi ve doru
davram tr.

Troeltsch (Ernst)

1865-1923 yllar arasnda yaam bir alman tarihi ve Rahiyat sdr. Tarihi eserleri, a -
da hristiyanl k tarihin gerekten sosyolojik bir etd say lr. Max Weber'le beraber, Prostes-
tanhm kapitalizmin gelimesine yardm ettiini kabul eder. Fakat Kapitalizmin ba ka faktr-
lerden doduunu ve Protestanh m ilk Hristiyanlk gibi, her eyden nce, ruhani bir hareket
olduunu savunur
Die Soziallehren der christliehen Kirchen und Gruppen' (H ristiyan kilisesi ve gruplarnn
toplumsal doktrini), Die Bedeutung des Protestantismus fr die Entstehung der modern Welt
(ada dnya iin Protestanh m nemi), belli bal eserleri arasndadr.

Trst ve kartel (Trust et Cartel)

Son ekonomik gelime sonucu bir ok ekonomik kurumlar n birlemesi sz konusu olmu-
tur. Bu birle meler iki trl olur- Bunlardan birinde, merkez, Kendi bayra altnda birletirdii
kurumlar yahuzca anlama hkmleriyle ba lar baka ynlerde kendilerine hareket serbestli i
verir; Alman sistemi olan bu kurumun ad Karteldir. tekisi ise daha ok Birle ik Amerika
Devletlerinde yer alm olan Trsttr. Trstte kartelden farkl olarak birlie giren ortak-
lklar bamszlklann tamamen kaybederek bir tek bayrak alt nda birle ir ve kaynarlar.
Bunlarn Devlet hayatnda gsterdikleri nem dolay syla baz tedbirlere ba vurulmutur ki
bunlara anti trust tedbirler denir.

Trbe (Mausolee)

Latince kar l olan Mausoleum sz Karya Satrap Mausolos'un mezanndan alnarak


nl kiiliklerin mezarlarma alem olmu tur. slamdaki karl Trbedir. Bunlar byk
hkmdar ve sayg deer kimseler iin zel bir mimari tipinde yap lan ant trnden mezar-
larda.

218
Trk Takvimi: (Cycle turc)

On iki yl karlayan on iki hayvan gsterir bunlar srasiyle san, kz, kaplan, tav an,
timsah, ylan, at, koyun, maymun, tavuk, it, domuzdur. Burada ayn yl iinde doanlar arasnda
mahremiyet olup evlenmeleri yasakt. Bu on iki yla trkler bir a (cycle) derlerdi.

Tylor (Edward Burnett)

1832-1917 yllar arasda yaam bir ingiliz etnolog ve antropologudur. Dinler tarihinde
animizm teorisini savunmu tur.

Tabii Hukuk (Droit N.turel)

Devlet tarafndan konulan mevzu hukuka kar lk devletten nce ve devletten stn, Tanr
veya akldan kayna n alan bir lksel hukuk kavranud r.

panishadlar (Upanishads)

Hintteki kutsal kitaplar ncs ve en ruhani olandr. Upanishads'larm byk bir


ksm nesir olarak yaz lm tr. Yazlmalar (kompozisyonlar) Brahmanas'lardan sonrad r.
Byk Upanishad'lar M. . 6. ve 5. yzy llara kadar kar Bunlar ruti veya vahyin bir
ksmn tekil ederler. Konular vedalarda gizlenmi olan ruh ve anlam kefetmektir. Upani-
atlar, dnyann balangcn, Tanrmn ve insan ruhunun mahiyetini ruhla, maddenin
karlkl mnasebetlerini bahis konusu eder. Mistik nitelik ta yan bu eserlerin en tan nm
a Upanishad olup Yajur-Veda'y tekil eden ilahiler grubuna ba lanr.

topya (Utopie)

Bir ideal toplum eklinin hayali ifadesidir. Efltun, Kampanella ve benzerleri bu yolda
uramlardr.
Genel anlam ile bir yazarn kabul ettii felsefi ilkelere gre ideal ve eksiksiz bir toplumun
hayalen kurulu udur. Dar anlamda, belirli bir.snf veya grubun karlanyla dengeli olarak mev-
cut toplum dzenini de itirmek amacm gden toplumsal doktrindir.

nitarizm (Unitarisme)

Protestan geleneklerine ba l bir mezheptir. Anlam BIRLIKOL K'tir. Ad, mensuplar-


nn kiisel birlie inanmasndan ileri gelir. Tek bir Tanrda kiilik olduunu kabul eden teslis
doktrinine karlk burada Tanrmn tek bir kiilii inan konusudur. nitarizm mensuplar
doktrinlerini zgrlk, akl ve dini hogrrlk olarak byk ilkeye dayanan bir zihni durum
sayarlar. Bu mezhepte her kilise kendi papaz n seer. Bu mezhepte iman beyanma (profession
de foi) veya empoze edilen bir doktrine raslanmay p ksa bir ilmhal vardr. Buna gre sa'nn
kendisi iin beyan etti i zere iki byk dini buyruk akaidin temeli saylmaktad r ki bu da
Tanry ve insanlar sevmekten ibarettir. H ristiyanlin adi doktrini Tanrmn babal insan-
larn kardelii, iyiliin zaferi, Tanr melektu ve sonsuz hayat ilkelerine dayan r.

niversdizm (Universalisme)

Birleik Amerika ve Kanada'da yay lm bir hristyan mezhebidir Tanr mn lsz iyi-
lik ve ak dolaysyla sonunda btn insanlar korunacak ve Tanr ile iten mnasebetler kuracak-
lardr. O halde ezdi bir i kence oca olan cehennemin bu sistemde yeri yoktur. Bu mezhebin
doktrini yle zetlenebilir: Tanr Evrensel bir koruyucudur; Kutsal kitap Tanr mn vahyini
ihtiva eder. Mkfat ve Mcazat adalet dairesinde da thr. Bu doktrinin kar t infirat%lik
(Particularisme) olup Tannn yalnzca sekin bir zmreyi koruyup kurtaraca ma inanlr.

219
V

Vaftiz (Bapteme)

Hristiyan inancna gre sakramenlerden yani kutsallama trenlerinden biridir. Ilk-


nceleri ocuu suya batrmak suretiyle yap lyordu. Bu yolla adi sutan dolay gnahkar olan
insan vaftizle ar nm bir hale gelir. Hristiyan dinini kabul eden ya llarla yeni doan ocuklar
vaftiz edilirler. Vaftiz esas ayn olduu halde e itli mezheplerin pratikleri birbirinden ayr lr.
Vaftiz Hristiyan olmayan dinlerde ve zellikle lamaizm, ve eski orfik ve Elzis (Eleusis)
gibi sr dinlerinde uygulanan bir usuldu.

Vahabiler (Wahhabites):

Muhammed bin Abd-iil-vehab tarafndan Necitte kurulmu bir islam mezhebidir. Islmm
Kur'an esaslar na gre ilkel eklini canlandrmak amacn gtmektedir. Burada Kur'an lafzi
olarak yorumlanmakta, peygamberin a r derecede yce tutulmas na itiraz edilmekte, ibadet
yerleri ile dini trenlerin atafatl olmas ho grlmemekte ve lks saylan sigara, alkol, kumar
ve tefecilik yasak edilmektedir. 20. yzylda bir takm baar ve yenilgilerden sonra vahabi nderi
nc Abdlaziz ibn Suud Riad' ele geirdi. Bylece Necid'in ba kendini aldktan sonra kuru-
lan krallk abucak byd. 1924 ylnda Dn Suud Kral Hseyini Mekkeden atarak kendisini
Hicaz krah ilan etti. Az sonra Arap Yar m Adasnn byk bir ksm tbn Suudun eline geti.

Van Der Leeuw (Gerardus)

1890-1950 yllan arasnda ya am hollandal Dinler Fenomenolojisi ve tarihi bilginidir.


Groningue'de Dinler tarihi profesrl ii ve 1945-46 yllarmda bilim ve sanat bakanl yapm-
tr. Einfhrung in die PlAnomenologie (Fenomenolojiye giri ), Phanomenologie der Religion
(Din Fenomenolojisi,). Der Mensch und die Religion (Insan ve Din) yazar n deerli eserleri
arasndadr.

Vedalar (Les vedas)

Sanskritede Tanr bilgisi anlammdadr. En *eski Hint Dininin drt kutsal kitab olup 1028
ilahiyi ihtiva eder. Rig- Veda, kurbanda dua okuyan; Yajur-veda, kurban sunan; Sama-Veda
ilahi okuyan kahinler tarafndan kullanlmtr. Atharva-veda hemen hemen ayn tanrsal
buyruklar gstermektedir. Vedalar Hindin en kutsal kitapland r. Vedalara son zamanlarda
byk bir dini edebiyat eklenmi tir. Bu ekler unlardr: Brahmanas'lar Aranyaka ve Upan-
ishad'lar ve Sutralar.

Veniis (Venus)

Romada gzellik ve a k tanrasdr.

Vico (Jean - Baptiste)

1688-1744. Scienza Nuova (1735) adli eserinde Bat da ilk defa olarak bir tarih felsefesi
tasla izdi. Vico bu kitapta tarihi olgulara dayan yor, dini inanlr ie kartrmyordu tesa-
df ve kader fikirlerini atyor ve Beeri yine beerle izaha alyordu. Tmden gelim yerine tme-
varm metoduna ba v-uruyordu. Vico izahlarmda yalnz akln deil, akl d olan uursuz h-
kmlerin de hakkn veriyordu.
Vico'ya gre zaman ve mekan ayr liklarma ra men toplumlar aras nda temeli benzerlikler
vardr. Din, evlenme, ly gmme adetleri bu aradad r. Bu adet metafizik gere in
karldr. Bilimin grevi gerek olaylardan hareketle kanunlar bulmaktr. Vico'ya gre mil-
letlerin evrimi u adan geer: a) Tanr lar a b) Kahramanlar a c) nsanlar a. Yazara
gre tarihte ilerleme yok, tekrarlanma vard r. Evrim dz bir izgi zerinde olmaz, Sosyal bir daire

220
zerinde dner durur. Bylece medeniyet dnp dola p eski yerine gelir. Eski a da
grlen karekterler orta a da da grlr. Vico'nun mehur corsi ricorsi teorisi i te budur. Vico
pratikte tarihin finalist bir anlayna inamr

Weber (Max)

1864-1920 yllar arasnda ya am bir alman iktisatc s ve sosyologudur. Erfurt'ta do mu


Berlinde 1892 ylnda Privat Dozent olarak grevlenmi tir. 1894 ylnda Frieburg'a 1897 ylnda
da Heidelberg Universitelersine profesr olmu tur. 1903 yhnda salk durumu ekilmeyi ge-
rektirmitir. 1919 da Mnich -niversitesine a rbmt r. nksel Tipler teorisiyle tannm-
tr. Anlay Metodu zerinde Tipolojik ve tarihi metodlar temellendirmeye ahmtr. Protes-
tanla balanan kapitalizmin menei hakkndaki teorisi ok byk yank lar yapmtr. Sombart
ve E. Jaffe ile 1903 ylnda kurmu olduklar ARCH V YOR SOZALWSSENSCHAFT UND
SOZALPOLT K adl dergiyi ynetmitir.
Die Protestantische Ethik und der Geist des Kapiatalismus (Protestan Ablk ve serma-
yenin esas), Gesammelte Aufstze Zur Religionssoziologie (Din Sosyolojisi dergisi), Wirtschaft
und Geselschaft (Iktisat ve toplum) nemli eserlerindendir.

Yahudi emas (Shema Juiif)

Yahudilerin gnlk trenleri s rasnda syledikleri be kutsal kitaptan al nm semeler


olup, iman konularn gsteren bir dua ve ehadettir.

Yahve

Yehova denilen srail tannsdr.

Yakubil (Jacobites)

Suriyede yerle mi Monofizit kiliselerden biridir. Kurucusu Yakup Baradaidir.

Yanyanlk (Cannibalisme ou anthropophagie)

Besin ve yiyecek maddesi olarak insan eti yemek adeti anlam ndadr Fakat o u zaman
dmandan almak iin veya ldrlen kimsenin ruhani ve kutsal niteliklerini kendi vcut-
larma geirmek zere ya da din veya tren gereklerini yerine getirmek iin yap lr.

Yenieri (Janissaire)

Osmanl Imparatorlu unun balangcnda Orhan Gazi tarafndan kurulan ve II. ci Mahmud
zamannda Nizam Cedidin kurulmas zerine ortadan kald rlan, imparatorluun piyade
askeridir. Kuruluunun ilk alarmda ok yararl hizmetler grd halde sonralar soysuzla-
arak devletin ba na ard arkas gemeyen birok glker kartmtr.

Yersu

Yerin ve suyun koruyucusu anlamnda eski trklerdeki tanrlarch.

Yobaz (Bigot)

Dini taassubu, ba kalarn rahatsz edecek derecede ileri gtren, sata kan ve kaba qofu

Yusuf

Yakubun oludur. Hildyeleri eski szle menin en gzel parala ndan biridir. Kur'ncla
da mevcut hikayelerin en gzelidir.

221
z

Zadruga

Baz Balkan memleketlerinde rastlanan byk aile tipidir. Zadruga ashnda bir aile toplu-
luudur. Aile iindeki en ya h erkek veya kadn zadrugann efidir. Zadrugalar o u zaman
drt ku aa kadar olan yeleri iine alan 40-80 ki ilik topluluklardr. Bunlar her vakit ayn
at altnda yaamadklar halde ayn ekonomik sisteme ba hdrlar.

Zahitlik (Asc6tisme)

Dinin yasak etti eylerden saknma ve buyruklarm titizlikle yerine getirmeyi hedef tutan
r uhi bir tutumdur. tslmda buna ittika derler

Zaviye

Kk tekkedir.

Zelot (Z6lotes)

s devrinde Fariziyenlerin sol 4canadm tekil eden devrimci bir ziinre 'olup Mesih mele-
ktunun (ynetiminin) kuvvet ve zor kullanmak suretiyle kurulmas . gereine inamrlar.

Zemzem

Mekkenin byk caniinde bulunan bir kuyunun ad dr. Agar ve smailin lde susuzluktan
lmesini nlemek zere mucize olarak yerden f krd sylenmektedir.

Zend

Zerdt dininh kutsal kitab olan Avestamn pehleviceye evrilerek yap lan bir yorumudur.
Zend-Avesta, avestanm yorumu demektir. Genel olarak Zend-Avesta ile bunun yorumu olan
Zend'e verilen ortakla a addr. Parsilerin ksaca Avesta dedikleri bu eser onlar n kutsal kitap ve
din trenlerinden sz eder. Parsi geleneklerine gre bugnk Avesta Iran zerd tlerinin sahip
bulunduklar dini edebiyatm ancak bir paras dr. Bir rivayet, zerd t'n herbiri 100000 msra-
dan ibaret 20 kitap tutan eserini 1200 veya 12000 inek derisi zerine yazd m dorula-
maktadr. Byk skender Persepolis kral arivlerini yaktrrken bunlar yok etmi tir Millattan
330 yl nce Yunanl:larn ran terketmeleri zerine zerd t rakipleri dikkatl'ca bu byk
eserin paralarn bir araya getirerek bugn kullan lmakta olan Avestay meydana getirmilerdir.

Zerdt (Zoroastre)

M. O. 6. yzylda tek Tanrm bir dini randa yerle tiren bir din kurucusudur. Kendi-
sinin zel hayat na ilikin hi bir bilgi yoktur. Kurduu dine Mazdeki, Zerd t veya Saratustra
dini denildii gibi Bat dillerinde Zoroastrizm denilir Sistemi iyilik ve ktlk inanc na dayanr.
(Zerdtle bak),

Zerdtlk (Zoroastrisme)

Zerdt tarafndan kurularak uzun bir sre randa Devlet dini niteli i tam bir dindir.
Kutsal kitab Zend-Avestadr. Hrmz iyilik, Ehriman ktlk Tanrsdr. Zend-Avesta sonsuz
olarak sava halinde olan iki ilke zerinde durur. Zerd t'n buyru u vardr: iyi d nce,
iyi sz ve iyi hareket. Bu dine ilk darbeyi Byk skender vurmu turAskenderden sonra zerd t
dini ancak vilyetlerde tutunmu tur. Bir sre sonra ramn Devlet dini haline gelen zerd tlk
baka dinlere ve zellikle ayr lma ve blnmelere kar sk bir sava 'am, fakat 639 ylnda
Islmdan yedii byk darbenin etkisinden sonuna kadar kendini kurtaramam tr. slm
ynetimi balangta bu dine kar hogrrlk gstermi isede Mtevekkil ve onun halefleri
zamannda mslman olmayan din mensuplar na kar ikenceye, balanmtr. Bunun zerine

222
bir ksm zerd tler Hindistana g etmi , direnenler ise randa kalarak Gebr veya Mecus deni-
len zmreyi te kil etmilerdir.

Zoolatri (Zooltrie)

Hayvan' tapmmadr.

Zmre ve ziimre cemiyeti (Societ des 6tats)

Zmre ayn toplum iinde farkl hukuki durumlar ile birbirinden ayrlan toplumsal taba-
kalarn meydana getirdii gruptur.
Zmre cemiyeti ise Hukuki ynden e itli haklara sahip gruplarn kurduklar bir birlik ve
toplum yapsdr. Hindistandaki kast sistemi bu cemiyet tipinin en ayd nlatc rneidir.

Zwingli (Ulric)

1484-1551 yllar arasnda yaam isvireli bir din yenileticisidir. Kendisi hmanist, geni
grl bir insanda. Luther'den daha ok akla dayanan ve insan tabiatnam iyi noktalar bulun-
duunu da itiraf eden bir din adam dr.karisti (Eucharistie) yani, a a'i rabbani giyini konu-
sunda Luther'le anla amamtr. Luther'den daha ok ruhani bir gr e sahipti. Zwingli'ye gre
kilise ynetimi cumhuriyeti olmal ve kilise ynetimi ile devletin sivil ynetimi aras nda bir
ayrlk olmamaldr. Papazlarm behl kalmalar suln ve din trnlerini kald rmt .

Wach (Joachim)

Kemni (Chemnitz) de do mu ve 1898-1955 yllar arasnda.yaam bir Alman filozof


ve sosyologudur. 1924 ylnda doent ve 1927-1935 yllar arasnda Leibnitz'de profesr olarak
altktan sonra Amerika Birle ik Devletlerine gm ve 1935-45 aras eitli Amerikan ni-
versitelerinde ders vermi tir. ikago niversitesinde de 1945-55 ;inan arasmda retim
yapmtr. Kendisi felsefe ve Din sosyolojisinde uzmand . Dinler bilimi (Religionswissenschaft,
1924), Anlay ve yorum teorisi (Das Verstelaen, 1926-32), din sosyolojisi (Sociology of Religion,
Chicago, 1944) Yirminci Yzy l sosyolojisinde Din sosyolojisi kesimi, Die Religion in Geschichte
Und Gegenward'da Din sosyolojisi maddesi ve Dinin Mukayeseli Etd (Comparative Studv
of Religion, Columbia, 1958) adl eserleri Din sosyolojisini ilgilendirir.

223
Sts y l
1 o 4. \ , ov

Jok 3c. < ok


Va-y-
1 9o
Fiyat : 16 Lira

You might also like